You are on page 1of 483

TRAKYA NVERSTES

SOSYAL BLMLER DERGS


Cilt: 12 Say: 1 Haziran 2010

TRAKYA UNIVERSITY
JOURNAL OF SOCIAL SCIENCE
Volume: 12 No: 1 June 2010

Trakya Univ J Sci


ISSN 1305 -7766

TRAKYA NVERSTES SOSYAL BLMLER DERGS Cilt: 12 Say: 1 Haziran 2010

TRAKYA UNIVERSITY Journal of Social Science Volume: 12 No: 1 June 2010

TRAKYA NVERSTES Sosyal Bilimler Dergisi


Cilt: 12 Say: 1 Haziran 2010

TRAKYA UNIVERSITY Journal of Social Science


Volume: 12 Number: 1 June 2010

Dergi Sahibi / Owner Trakya niversitesi Rektrl Sosyal Bilimler Enstits Adna Do. Dr. Kymet ALIYURT Editr / Editor Do. Dr. Nurcan METN Dergi Yayn Kurulu / Editorial Board Bakan / Chairman Do. Dr. Kymet ALIYURT yeler / Members Do. Dr. Kymet ALIYURT Prof. Sleyman Srr GNER Do. Dr. Ali hsan BEK Do. Dr. Nurcan METN Do. Dr. Yeim FAZLIOLU Yrd. Do. Dr. Ayhan GENLER Dizgi / Design Osman BOSTANCI Kapak Dizayn / Cover Design Prof. Dr. Bnyamin ZGLTEKN letiim Adresi / Address T.C. Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Gllapolu Yerlekesi Edirne / TRKYE Tel.-Faks: 0284 235 63 00-01 e-mail: sobedergi@trakya.edu.tr T.. Sosyal Bilimler Dergisi TBTAK Ulakbim tarafndan taranmaktadr.
Bask / Publishing Trakya niversitesi Matbaa Tesisleri / Trakya University Publishing Center

ii

DANIMA KURULU
Prof. Dr. lker AKKUTAY Gazi niversitesi Prof. Dr. lker ALP Trakya niversitesi Prof. Dr. Mehmet ALPARGU Sakarya niversitesi Prof. Dr. Sudi APAK Beykent niversitesi Prof. Dr. erif Ali BOZKAPLAN Dokuz Eyll niversitesi Prof. Dr. Diner KKSAL anakkale Onsekiz Mart niversitesi Prof. Dr. Derman KKALTAN Trakya niversitesi Prof. Dr. Bnyamin ZGLTEKN Trakya niversitesi Prof. Dr. Mustafa ZKAN stanbul niversitesi Prof. Dr. Nevzat ZKAN Erciyes niversitesi Prof. Atilla SALAM Trakya niversitesi Prof. Dr. Mehmet SARAY Yeditepe niversitesi Prof. Dr. Ahmet TAAIL Mimar Sinan Gzel Sanatlar niversitesi Prof. Dr. Sibel TURAN Trakya niversitesi Prof. Dr. Sadi UZUNOLU Trakya niversitesi Prof. Dr.Turan YAZGAN Trk Dnyas Aratrmalar Vakf Prof. Dr. N. vanovi YEGOROV uva Sosyal Bilimler Enstits Prof. Dr. Seval KARDE SELMOLUAnadolu niversitesi Do. Dr. Asl YKSEL MERMOD Marmara niversitesi

iii

BU SAYININ HAKEMLER
Prof. Dr. lker ALP Prof. Dr. Sait BAARAN Prof. Dr. Nilfer TAPAN Prof. Dr. Aye KIRAN Prof. Dr. Ali DUYMAZ Prof. Dr. Mnevver TURANLI Prof. Dr. Il AKGL Prof. Dr. ahamet BLBL Prof. Dr. Derman KKALTAN Prof. Dr. Tahir BALCI Prof. Dr. Dursun ZENGN Prof. Dr. Karun NEMLOLU Prof. Dr. Sadi UZUNOLU Prof. Dr. Sudi APAK Prof. Dr. Bahtiyar AKYILMAZ Prof. Dr. Aydn GLAN Prof. Dr. mr CEYLAN Prof. Dr. nci ERDEM ARTAN Prof. Dr. Suavi AHPAAOLU Prof. Dr. Recep DUYMAZ Prof. Dr. Fsun STANBULLU DNER Prof. Dr. Osman ALTU Prof. Dr. Ali Osman ZCAN Prof. Dr. Dursun DLEK Prof. Dr. Salim CHCE Prof. Sleyman Srr GNER Prof. Mahmut M. SARI Prof. Selahattin GRSEV Do. Dr. Dilek ALTA Do. Dr. Kymet ALIYURT Do. Dr. A. Mete LNGRTRK Do. Dr. Berkan DEMRAL Do. Dr. Ali hsan BEK Do. Dr. Ahmet KUBA Do. Dr. brahim SEZGN Do. Dr. Yeim FAZLIOLU Do. Dr. M. Hasan EKEN Do. Dr. Nurcan METN Do. Ali AKPEROV Do. Aminbay SAPAYEV Trakya niversitesi stanbul niversitesi stanbul niversitesi Hacettepe niversitesi Balkesir niversitesi stanbul Ticaret niversitesi Marmara niversitesi Marmara niversitesi Trakya niversitesi ukurova niversitesi Ankara niversitesi stanbul niversitesi Trakya niversitesi Beykent niversitesi Gazi niversitesi stanbul niversitesi stanbul Kltr niversitesi Marmara niversitesi Okan niversitesi Trakya niversitesi stanbul niversitesi Marmara niversitesi Trakya niversitesi Marmara niversitesi nn niversitesi Trakya niversitesi Dokuz Eyll niversitesi Abant zzet Baysal niversitesi Marmara niversitesi Trakya niversitesi Marmara niversitesi Trakya niversitesi Trakya niversitesi Namk Kemal niversitesi Trakya niversitesi Trakya niversitesi Kadir Has niversitesi Trakya niversitesi Trakya niversitesi Trakya niversitesi

iv

NDEKLER
R. eminur TOPAL TARIM SEKTRNN TOPLUMA KARI SORUMLULUKLARI Kadir ULUSOY DEER ETM: DAVRANII VE YAPILANDIRMACI YAKLAIMA GRE HAZIRLANAN TARH PROGRAMLARINDA DEER AKTARIMI Smer ATASOY ANADOLUDA MADEN SANATI (M..7.yy M.S.4.yy). Selma SOL EDRNE KAKAVA ENLKLER Ayegl Mine YELOLU ZATNN GAZELLERNDE KIYAFETLERLE LGL UNSURLAR Ylmaz AKICI FEN ETMNDE YAPILANDIRMACI YAKLAIM VE RENCLERN KAVRAM YANILGILARI.. Hsn CEYLAN, Murat YORULMAZ AVRUPA BRLNE UYUM SRECNN TRKYEDE YABANCI DL RETMEN YETTRME POLTKALARINA ETKS Handan KKSAL TRAKYA NVERSTES ALMAN DL ETM MEZUNLARININ MESLEKLERNE VE DOYUMUNA LKN GRLER.. Cem UHADAR YABANCI DL RETMEN ADAYLARININ BLGSAYAR-II DERSNDE BLOG KULLANIMINA LKN GRLER. 1-31

32-51 52-59 60-73

74-88

89-115

116-127

128-146

147-164

ahamet BLBL, Melek SNAN NVERSTE GENLNN MUHAFAZAKAR TUTUMLAR AISINDAN NCELENMES...... Dilek ALTAS, Erdem NGN YABANCI DL RETMNDE NTERNET TABANLI PROGRAM KULLANIMINA LKN BR ALIMA..... Mnevver TURANLI FNANSAL KRZN LKELER ZERNDEK ETKLERNN STATSTKSEL OLARAK NCELENMES...... Dicle CENGZ MEVDUAT BANKALARININ RASYOLARINA KMELENMES.. A.Sinan NSAR, Ayegl NAN, Pnar YRK ALIMA HAYATINDA MOTVASYON VE KY MOTVE EDEN FAKTRLER: BR ALAN ARATIRMASI. Mahmut GLER L ZEL DARESNN GELR YAPISININ YNETMLERARASI GELR BLM AISINDAN DEERLENDRLMES...... Tlay GZEL KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK YNELML OTEL LETMELER UYGULAMALARI......... Ercan EK, Kalender zcan ATILGAN TKETCLERN PERAKENDEC MARKALI RNLER TERCH ETME NEDENLER: MERSN LNDE BR ARATIRMA Seyfi TOP, Fuat OKTAY PROBLEM ZM METODOLOJS OLARAK KISIT TEORS VEYA DNCE SREC...... Ceren ERDN GNDODU Seluk ALP DARE VE VERG MAHKEMELERNDEK DAVA SRELERNN MARKOV GE MODEL Nurcan METN SEMENLERN SYAS TERCH MODEL......

165-185

186-217

218-230 231-247

248-262

263-284

285-304

305-324

325-346

347-361 362-387

vi

Tlin ATAKAN, mit GMRAH, Rasim LKER GKBULUT CONTAGION EFFECTS OF THE CREDIT CRISIS IN FINANCIAL MARKETS OF THE UNITED STATES TO EMERGING COUNTRIES: AN EVIDENCE FROM TURKEY.... Il DALAR FREDERC CHOPN N MZKAL STL. Akn ARABOLU ROBERT SCHUMANN'IN OP.13 SENFONK ETDLER'NE GENEL BR BAKI... Demet AKKILI LED SANATINDA F.SCHUBERT VE SCHWANENGESANG LED DZSNDENSTANDCHEN IN NCELENMES... Ahmet Hamdi ZAFER BREYSEL KEMAN ALIMALARINDA UYGULANABLECEK ALIMA YNTEMLERNN NCELENMES. kr ner DN KONSERVATUVARLARIN MFREDATLARINDA KULLANILAN VYOLA BALANGI METOTLARININ LKRETM 1. SINIF RENCLERNE UYGULANMASINDA OLUAN SORUNLAR..................................................................... TRAKYA NVERSTES SOSYAL BLMLER DERGS YAYIN LKELER...................

388-414 415-420

421-433

434-444

445-453

454-464 465-473

vii

1
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

TARIM SEKTRNN TOPLUMA KARI SORUMLULUKLARI R. eminur TOPAL1 ZET Bu makalede, tarihsel geliim iinde tarmn yeri ve stratejik nemi erevesinde genel bir deerlendirme yaplarak, toplumsal sorumluluk asndan tarmla etkileimin pay irdelenmeye allmtr. Ulusal tarm politikalarmzn dnemsel olarak retime ve dolayl olarak da gelir, ihracat ve istihdama olan katks, biyolojik eitlilik ve ekolojik dengeye olan yansmalaryla, sosyal sorumluluk bakmndan etkileri incelenmitir. Tarmn sosyal sorumluluklar boyutunun srdrlebilir kalknma balamnda, kurumsal sorumluluk ilkeleri ve Avrupa Birliine entegrasyon abalar dorultusunda nasl deerlendirilmesi gerektii yaklamlar kyaslanmaya allmtr. Ortak Tarm Politikalar uyarlamalarnn lkeler aras tarmsal yaplanma ortaklamasna, modernlemeye ve verimlilik artna katklarna ilikin deerlendirmeler zetlenmitir. Bu balamda sivil toplum kurulularnn katlmlar ve kooperatifleme teviklerinin toplumsal sorumluluktaki paylar, evrensel nerilerle de birletirilerek irdelenmitir. Bir toplumsal sorumluluk ve zorunluluk olarak da ele alnmas gereken Gda Gvenlii programyla birlikte salanabilirlik, srdrlebilirlik ve salk gvenlii gibi temel koullarn da yakalanmas bakmndan evrensel boyutta benimsenen temel baz stratejilerin nemi vurgulanmaya allm ve ilgili anahtar frsatlar zetlenmitir. Trkiye gibi tarm lkelerinin geleneksel deerlerini korumas, kaliteli gda retimi ve evrenin korunmasnn yarnlarmz asndan nemi deerlendirilmitir. Modern teknolojik rnler olarak lanse edilmeye allan yeni uygulamalarn, tarmn gelecek
1

Prof. Dr. Yldz Teknik niversitesi, Fen Ed. Fak. Biyoloji Bl.

2
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

gvencesi bakmndan durumu, objektiflik ilkesi erevesinde irdelenmitir. Anahtar Kelimeler: Sosyal sorumluluk, Tarm ve toplumsal sorumluluk, Gl Tarm Modeli. RESPONSIBILITIES OF AGRICULTURAL INDUSTRY TOWARDS THE SOCIETY ABSTRACT By evaluating agriculture generally in the historical process and frame of its strategic importance, share of the interaction with agriculture is attempted to be explicated in terms of social responsibility on this article. Furthermore contributions of our national agricultural policies to periodic production and to income, export and employment indirectly, reflections on biological diversity and ecological balance, its effects in terms of social responsibility are investigated. Also in the context of sustainable development of agricultural social responsibilities dimension; social responsibility principles and approaches on how they have to be evaluated in accordance with the efforts in integration to EU are tried to be compared. Evaluations on being agricultural structuring consociate of common agriculture policies adaptations between countries, modernization and contributions to productivity boost. In this context; participations of the NGOs and roles of cooperation promotes in communal responsibility are explicated by combining with global suggestions. In terms of providing major conditions like obtainability, sustainability and health safety together with the Food Safety Programme which has to be handled as a communal responsibility and necessity, the importance of some major strategies in global dimension are attempted to be stressed and related key opportunities are summarized. Importance of protection of traditional values in agricultural countries like Turkey, quality food production and environmental protection as a matter of our future. From the agricultural future security aspect of new applications which are tried to be launched as modern technological products are explicated from an objective view. Key Words: Social responsibility, agriculture and communal responsibility, powerful agriculture model.

3
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

GR Tarmsal retim insanlk tarihinin en eski retim faaliyetidir ve dnyann ilk ve kkl politikalar da yine tarm alannda gelitirilmitir. Gda temin kayna olduu iin de tarmsal retim, her dnemde stratejik nemini korumutur. Toplumlarn giderek artan ve eitlenen gda maddeleri taleplerinin karlanmas, tarma dayal sanayiler araclyla ulusal gelir, ihracat ve istihdama olan katks, biyolojik eitlilik ve ekolojik dengeye olan etkileri nedeniyle de tarm, tm lkeler iin ok nemli ve stratejik bir sektr niteliindedir. lkeler tarih boyunca tarm konusunda politikalar oluturmu ve tarmda da bamll azaltmay ve kendi kendine yeterlilii salamay hedef edinmilerdir. Tarm, topraa, suya ve iklim artlarna bal zahmetli, deneyim, zveri ve sabr isteyen bir sektrdr. ifti ve kyl sosyal yapmzn ana unsuru olup, tarm sektr sanayi ve hizmet sektrlerindeki gelimeye ramen ekonominin itici gc olma vasfn korumaktadr. Tarm, yaamn kayna olmas nedeniyle insanln var oluundan bugne tm dnya iin byk nem tam, yaam devam ettii srece de nfusun oalmasna paralel, daha da artan oranda bu nemini koruyacaktr. Evrensel lekte tarm toplumu dnemi M.. 8000-7000 yllarnda balayp, M.S. 1700l yllarn sonuna kadar, yaklak on bin yl srm, sanayi toplumu ise 250-300 yl gibi ksa bir srede yerini sanayi ve giderek de bilgi toplumuna brakmtr. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geiin ok hzl gereklemesinin temel nedeni, yeni teknolojilerin gelime hz ve bu teknolojilere uyum esnekliinin yksekliinden kaynaklanmaktadr. nsanlk, sanayileme srecine gre teknolojik yenilikler konusunda daha bilinlidir ve daha geni olanaklara sahiptir (en ve Kaleli 2002). Uluslararas rekabete hazr olmak ve bilgi toplumundaki tm kesimlerin yan sra, tarm kesiminin katksyla da a yakalamak, ulusal ekonominin btnletirilmesi asndan da stratejik nem arz etmektedir. Konuya bu adan bakldnda tarm sektr; dier sektrlere gre zgn bir konumda olup, genel ekonomi kurallar ierisinde dier sektrlerle karlatrlmamal, ya da kyaslanmamaldr. Tarm sektrnn temel grevi; toplumun bireylerinin beslenme, temel ihtiya maddelerini yeterli ve nitelikli olarak salamak, lkemizin ekonomik gndeminde her zaman n sralarda yer alan istihdam sorununun zmne katkda bulunmak ve d satm olanaklarn gelitirmek suretiyle ulusal gelirimize katkda bulunarak,

4
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

ekonomik ve sosyal kalknmamz hzlandrmaktr. Dnya nfusu son yllarda hzla artmakta ve bu artan nfusun dengeli bir ekilde beslenmesi byk bir sorun olarak ortaya kmaktadr. Tarmsal alanlarn snrl olmas nedeniyle birim alandan daha fazla ve kaliteli rn alabilmek iin bilimsel ve teknolojik almalar byk bir hzla yrtlmelidir. Bu ynyle her zaman ekonomi iinde ihmal edilmeyecek bir yeri olan tarm sektrnn gelitirilmesine ynelik almalar byk bir titizlikle devam etmelidir. nsanlar doann olanaklarndan en iyi ekilde yararlanmaya ve kaynaklar en etkin bir ekilde kullanmaya alrken doal dengenin de bozulmamas iin byk aba sarf etmektedirler. Bu nedenle hzl sanayilemenin yan sra, tarmn nemi de byk lde artmaktadr. Ekonomik gelime sreci ierisinde ekonomide tarm nemli rol oynamaktadr. Tarmn ekonomi ierisinde etkin bir yere sahip olmasna ramen bu alandaki nemli darboazlar, sektrn ekonomik gelimedeki yerini almasn ve hzl bir gelimenin gereklemesini snrlamaktadr. Tarmn lkemiz ekonomisini destekleyecek bir sektr olarak gelimesi ve tarm sektrndeki darboazlarn hafifletilerek, hem sektrdeki hem de ekonomik gelime zerindeki olumsuz etkilerin giderilmesi amalanmaktadr. Bugn lkemizde tarm arazilerinin fiziksel olarak geniletilmesi imkan byk lde ortadan kalktndan, tarmsal retimin artrlmas tohumluk, fidan, fide, gbre, tarm alet ve makineleri, zirai mcadele ilalar, sulama, damzlk hayvan, suni tohumlama, veteriner hizmetleri, yem ve kredi gibi tarmsal girdilerin iftilere yeterli miktarda ve zamannda ulatrlmas ayni zamanda bunlarn mmkn olan asgari fiyatla gerekletirilmesi ve uygun pazar artlarnn salanmas ile mmkn olabilecektir. Bu amaca ulalmasnda tarmda verimlilii artrc, mevcut potansiyeli deerlendirici teknolojik gelimelerin uygulamaya konmas ve reticinin desteklenmesi hususu hedeflenmelidir. Tarm sektr kendi ierisinde bitkisel retim, hayvansal retim, ormanclk ve su rnleri olmak zere drt alt sektre ayrlarak incelenmektedir. Tarmsal retimde bitkisel retim alt sektrnn nemli bir paya sahip olmas dolaysyla bu alt sektrde meydana gelen deiiklikler toplam tarm sektrnn byk lde etkilenmesine neden olmaktadr. Tarm sektrnde iklim koullarna bamlln yksek oluuna, lkede mevcut su kaynaklarnn snrll da eklenince sektrde istikrarl bir gelimenin olmas byk lde engellenmektedir. Blgemizde mevcut su kaynaklarndan ar ekimin nlenmesi ve bu kaynaklardan en iyi bir ekilde yararlanlmasna olanak salanmas amacna ynelik olarak halen geleneksel yntemlerle sulanmakta olan tarmsal arazilerde sratle modern sistemlere geilmesi

5
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

gerekmektedir. Bu alanda balatlan projelerin sratle tamamlanarak yrrle konmas su kaynaklarmzn optimum dzeyde kullanlmasna olanak salarken, tarmsal retime de olumlu katkda bulunacaktr (ZMO. 2007). TRKYE N DURUM DEERLENDRMES Trkiye, 780 bin km2 yzlm zerinde 70 milyonu aan nfus barndran, 24 milyon hektar ilemeli olmak zere, toplam yzlmnn % 53.5u oranyla 41.5 milyon hektar tarm alanna sahip olan, halen ye veya aday konumunda bulunan lkeler arasnda Almanyadan sonra en byk lkedir. Trkiyede 81 bine yakn krsal yerlemelerde, 23.8 milyon insan yaamaktadr. Her yl lke nfusumuz yaklak %2 artmaktadr. Kylerin yaklak % 95i, 2000 ve alt nfusa sahiptirler. Krsal alanda genel okuma yazma oran % 82 olup, bu oran kadnlarda % 73e dmektedir. Yalnzca 923 bin ifti Ba kur, 165 bin tarm iisi SSK kapsamnda bulunmakta, geriye kalan byk nfus herhangi bir sosyal gvenlik emsiyesi altnda bulunmamaktadr. Tarm, krsal alann en ncl ekonomik faaliyetidir. Sektrn ulusal gelirdeki pay % 11.5, istihdamdaki pay % 29.5 dzeyindedir (ZMO. 2006). Mevcut doal su kaynaklarnn snrll su sorununu her geen gn arlatrrken su ktl, lke tarmnn srekli olarak kar karya bulunduu nemli bir sorun olarak karmza kmaktadr. Ayrca depolama, nakliye, pazarlama, kredi, hastalklarla mcadele sorunlarnn yan sra teknolojik eksiklikler, tarmsal aratrma ve adaptasyon almalarnn eksiklii ile yetersiz ve pahal girdi kullanmnn yaratt sorunlar tarm sektrnn geliimini olumsuz ynde etkilemektedir. Bitkisel retimde sistemli bir gelimenin salanabilmesi; sulu ve kuru tarm yntemlerinin gelitirilerek retimin artrlmas, uygun mnavebe tekniklerinin yaygnlatrlmas, kltrel tedbirlerin tam olarak uygulanmas, sulama sistemlerinin yeni teknolojilere dayal ada sulama sistemlerine dntrlerek randmann kullanlmas ile mmkn olacaktr. zellikle tahl retiminde kullanlacak tohumluun lkemiz iklim ve toprak zellikleri dikkate alnarak slah almalarnn yaplmas retim art iin byk nem arz etmektedir. Gnmzde tarm teknolojisi uygulamalar, toprak ve su kaynaklarnn gelitirilmesi ve korunmas, sulama, gbreleme, tarmsal mcadele, stn nitelikli tohumluk, fidan, damzlk materyal ve

6
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

tarmsal mekanizasyon eklinde gruplandrlabilir. Bunlar iinde mekanizasyon kendi dndaki tarm teknolojisi uygulamalarnn etkinliini artrmak, ekonomiklii salamak ve alma koullarn iyiletirmek asndan da ayrca nemli bir tamamlayc edir. Teknik tarm uygulamalar tekil uygulamalarnda iyi de olsa, tamamlayc eler arasnda salkl bir kombinasyon dzeyi oluturulmadka, toplam verimliliin artrlmas snrl kalacaktr. Bu dnce kapsamnda mekanizasyon aralarnn tm tarmsal retim girdileri arasnda en byk paya sahip olmas mekanizasyonun salkl ve ileriye dnk planlanmasnn nemini ortaya koymaktadr. lkemizde hayvan saylar, say asndan belirli dnemlerde doyum noktasna yaklam olmakla beraber, hayvan bana elde edilen verim hedeflenen dzeye ulaamamtr. Tarm gelimi lkelerde tarmsal retimin byk bir ksm hayvanclktan elde edilirken lkemizde hayvanclk, retiminin toplam tarmsal retim iindeki pay %35-50 dolaylarnda seyretmektedir. Orman varlklarn korumak, gereince artrmak koulu ile, toplumun orman rnlerine olan gereksinimlerini ve bunun yannda ormanlarn sunduu dier ilev ve hizmetlere olan gereksinimleri karlamak amacyla yaplan devaml, planl ve rasyonel almalarn btn olarak tanmlanabilen ormanclk da, halen ok parlak durumda deildir (ZMO. 2007). Yine Ziraat Mhendisleri Odas tarafndan yaplan deerlendirmeyle, Yedinci Be Yllk Kalknma Planndaki (1996 2000) saptamalardan bazlar unlardr; (i) Toprak ve su kaynaklarnn kullanmnn planlanmas ile ynetimi konusunda, lke genelinde belirlenmi kapsaml bir politika bulunmamaktadr. (ii) Toprak ve su kaynaklarnn potansiyelinin tespitine ilikin veri toplama, etd ve aratrma almalarna yeterince nem verilmemektedir. (iii) Yatrm programnda yer alan proje paketinin ve bekleyen proje stounun bykl gz nne alndnda, mevcut yatrm imkanlar ile tarmsal altyap ihtiyacnn lke genelinde arzulanan dzeyde ve srede karlanmas mmkn grlmemektedir. (iv) Yatrm programnda byyen proje paketi nedeniyle, kalknma plan hedefleri ve bte imkanlar erevesinde uygulamalar srdrlen projelerin ekonomiklii ortadan kalkmakta ve projelerden beklenen faydann zamannda temini mmkn olamamaktadr. Yine ayn Oda tarafndan zetlendii zere; Sekizinci Be Yllk Kalknma Plannda (2001 2005) krsal kalknmann yaygnlatrlarak

7
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

hzlandrlmasn salayacak olan krsal alandaki idari rgtlenmelerin henz istenilen dzeye getirilemediinin alt izilmitir. Srdrlebilir kalknma ilkesi erevesinde yerel potansiyellerin harekete geirilerek gelir ve istihdamn artrlmas, krsal kalknmann temel amac olarak belirtildikten sonra, krsal alanda istihdamn artrlmas, krsal nfusun gelirini artrc ekonomik faaliyetlerin desteklenmesi, yaam kalitesinin iyiletirilmesi, etkili rgtlenme ve her dzeyde katlmcln nem tad, krsal altyap hizmetlerinin yaygnlatrlmas ve etkinliinin artrlmasnda merkezi kamu kurulular, yerel ynetimler ve sivil toplum rgtlerinin egdm iinde almalarnn salanaca, ifade edilmektedir (ZMO, 2006). Gelimi lkelerde tarmn istihdamdaki paynn % 5, GSMHdaki paynn ise % 2 dolaynda olduunu, tarmn paynn bu deerlere doru ekilmesinin gelime eilimini temsil ettiini savunulmaktadr. Dier sektrlerin istihdam armad; tarm sektrndeki kadn arlkl ve eitimsiz igcnn dier sektrlere transfer ol(a)mad ve kente g sonras zellikle kadn igcnn neredeyse tamamnn, erkek igcnn ise nemli bir blmnn isiz kald bu sre, modernlemeyi deil toplumsal knty temsil etmektedir. Gelimi lkeler 1980lere kadar arz etkileyen ve fiyatlar zerinde dorudan etkin olan desteklemeler yoluyla byk bir tarmsal retim hacmine erimilerdir. Bu dnemde tarma girdi salayan ve tarmsal rnleri ileyen irketlerde de byk bir younlama olmutur. ou ABDli bir ksm da Avrupa Birliinden az sayda irket de bu alanlar kontrol etmeye baladlar. Bu yllara kadar az gelimi ve gelimekte olan lkeler karsnda byk bir g biriktirmi olan gelimi lkeler ise, anlamada sz verdiklerini byk lde yerine getirmemilerdir. Buna karlk gelimekte olan lkelerin tarm politikalar yapsal uyarlama politikalar ile byk lde etkilenmitir. Bu durum Trkiyedeki tarm polikasn da temelden etkilemitir (zkaya ve ark. 2010). SOSYAL SORUMLULUK BOYUTUYLA TARIM Sorumluluk, bilgisi ve bilinci olana der. Dolaysyla, lke sorunlarna zm retme konusunda kendisini sorumlu ve grevli hissedenlere, lkeyi ynetmeye talip olanlara, genel anlamda, aydnlar kesimine byk bir sorumluluk dmektedir. Tarm sektrnn mensuplar olarak, mesleki ve alma alanlar olarak, uygulamay yrtecek konumdaki

8
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

bizler; yklenen bu sorumluluu gereince yerine getirmek zorundayz. Tarm ve sanayi toplumundan bilgi toplumuna gei srecinde retimde meydana gelen deiimler kreselleme sreci boyutunda hzla otomasyon sistemine giderek, retimin hz ve retilen rnn kalitesini deitirmi, en son teknolojileri kullanmak suretiyle deiik marka ve modelde rn retip srekli bir deiim sirklasyonunda olan talebe annda cevap verebilen bir sanayi yaps olumu ve ilerleyen srete de bilgi toplumu ortaya kmtr. Gnmzde toplum, giderek artan bir oranda, iletmelerin sosyal sorumluluk stlenmeleri konusunda bask yapmaya balam ve bunun sonucunda topluma hizmet amac gzetilmeksizin, sadece kar amacna ynelen firmalarn baar ans azalmtr. Artk yneticiler, erk ve yetkilerini kullanrken toplumsal eilimlerden byk lde etkilenerek kararlarn insani, sosyal, politik, yasal ve etik boyutlarn dnmeden alamaz hale gelmi, iletmelere bir takm olanaklar salayan ve baz kstlamalar da beraberinde getiren evresel faktrleri de dikkate almak zorunda kalmlardr. Bu nedenle, yaamak ve varlk srdrmek isteyen iletmelerin, toplumun istek ve ihtiyalarna duyarl olmas, evreyi korumas ve ahlaki davranabilmesi vazgeilmez bir zorunluluk olarak karmza kmaktadr (Yiitolu 2010). Dnyadaki hzl nfus artna bal olarak, gnmzde baz lkelerde grlen ve gelecekte de dier lkelerde de ortaya kma riski bulunan alk sorunu, toplumlar tedirgin etmektedir. Bu tedirginlik bir yandan, mevcut ekilebilir alanlarda retimi artrc yeni tekniklerin uygulanmasn dier yandan, bugn iin verimsiz kabul edilen topraklarn da retime alarak, tarmsal rn retim hacminin artrlmas abasn zorunlu hale getirmitir. Sanayi devrimi ile birlikte tarmsal rnlere dayal endstrilerin gelimesi, endstriyel hammadde retimine ynelik tarmsal mallara olan talebin evrensel lekte artmasna neden olmutur. Ancak nfusunun nemli bir blmnn geimini tarmdan salayan lkelerde, bu sektrn ekonomi iindeki nemi devam etmektedir. Dnya ekonomisinde tarmsal retim ve d ticarette sz sahibi olan lkeler; bu sektr dier sektrlerden ayrarak, zenli mdahalelerle yaklamaktadrlar. Nitekim serbest piyasa koullar; sanayi rnlerinde verimlilik ve retimi arttrrken, dier sektrlerden ayrlan baz zellikleri nedeniyle tarmn aleyhine ilemektedir. Tarm sektrnn bu zellikleriyle toplumda genel dengelerin salanmas ve korunmasna katklar, rn muhafazas ve bunlarla ilgili pazarlama olanaklarnn zor ve dier sektrlere gre gelirinin dk olmas gibi nedenlerden, tarm sektr lkelere gre deimekle birlikte, piyasa

9
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

ekonomisinin en yaygn olduu lkeler dahil birok lkede desteklenmektedir (Bayra ve Yenilmez 2004). Sosyal sorumluluk; iletmenin ekonomik faaliyetlerinin, onunla ilgili tm paydalarn karlarna zarar verilmeden ynetilmesi eklinde tanmlanabilir. Bir baka tanma gre de sosyal sorumluluk; iletmelerin, toplumun deer ve amalar asndan arzu edilen yollar takip ederek, bu ynde kararlar vermesi ve iletmenin ynetilmesi konusunda bal olduu mecburiyetler eklinde ifade edilmektedir. letmeler evrelerindeki sistemin bir paras olduuna gre, yaamlarn srdrmeleri bu sistemdeki deiikliklere uyum salamalaryla mmkndr. Tarmsal iletmeler de, sistemdeki deiikliklere uyum salamak iin, modern iletme ynetiminin en temel zellii olan sorumluluu bir ara olarak kullanmaldrlar. Toplumsal yaamn bir gerei olarak ortaya kan sosyal sorumluluk kavram, deien artlara bal olarak, boyutlar ve etki alan artm ekilde genilemektedir. letmeler, evrelerindeki sistemlerin tamamlayclar olarak, deiimlere uyum salamak iin, modern iletme ynetiminin en temel zellii olan sorumluluu bir ara olarak kullanmaldrlar. Toplumsal yaamn bir gerei olarak ortaya kan sosyal sorumluluk kavram, deien artlara bal olarak, boyutlar ve etki alan artm ekilde genilemektedir. Tarmsal retimin ana girdisi toprak olup, sanayi toplumu dneminde, topran yerini sermaye mallar ve makineler almtr. Tarmda ana sermaye doadr, doann sahibi ise insanlktr. O halde tarm ncelikle insanlk iin vardr. Sosyal sorumluluklarn kapsamn sralandnda, aadaki gibi zetlemek gerekir (en ve Kaleli 2002); Kurumlarn ve onun paydalarnn sermaye sahiplerine kar olan ykmllkleri sz konusu olup, bunlar tarmdaki ifadesiyle insanla kar ykmlkleridir. Yakn evreye (yerel veya blgesel yakn evre) istihdam olanaklarnn teminidir, e almada, cinsiyete, rka ve sosyal snflara eit davranlmaldr, Tketicinin korunmas esastr, ahlakna sahip olunmas temeldir. Haksz ve ar karlar elde etme gibi irkin rekabet, i ahlakna ters davranlar sergilenmemelidir, evre kirliliinin nlenmesi ve evrenin yaanabilecek bir ortam olarak korunmasdr, nsanla kar duyulmas gereken mecburi ve ihtiyari sorumluluklardr.

10
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

letme D Sosyal Sorumluluklar ise; 1- letmelerin i ahlakna uymalar, 2- rnn gvenirlii bakmndan, rn tketiciye doru tantlmas, 3- Tketicileri bilgilendirme sorumluluklar, 4- Fiyat belirleme bakmndan sorumluluklar, 5- evre kirliliinin nlenmesi asndan sorumluluklar olarak sralanabilmektedir. En son yenilikleri ieren teknolojiye ulamak bilgiyi gerektirirken, en son teknolojiyi yaratan bir iletmenin bunu pazarlayabilmesi de bilginin yaygnlatrlmasn gerektirmektedir. Buna gre; ekonomik g elde etmek, ne sermaye gcyle, ne gen nfusla, ne de baka bir gle ilintilidir. G bilgidedir, bilgili olan gl olandr. amzda bilgi, ekonomik alanda emek ve sermayenin nne geerek, retimin artmasn salayan en nemli unsurlarn banda yer almaktadr. Daha ok alma, yerini daha bilgili ve akllca almaya brakmaktadr. Bilgi ekonomisi anda iletmelerde, uluslararas pazarlarda rekabet edebilmek, verimlilii artrabilmek ve uygulamak istedikleri yenilikleri daha abuk hayata geirebilmek, daha hzl ve etkin karar vermek iin, bilginin i performansnda oluturduu byk gelimeleri dikkate almak zorundadrlar. Sosyal sorumluluklarn gerekletirilmesi sonucunda tatmin olmu bir toplum yaratmak iin, insana odaklanm katlmcl benimseyen bir ynetim modeline ihtiya vardr ki, bu model tarmda Toplam Kalite Ynetim Modeli olarak dnlebilir (en ve Kaleli 2002). KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK BOYUTUYLA TARIM Tarm sektrel yapsyla, kurumsal sorumluluk ilkelerinin de esas alnmas gereken bir yapdadr. Buna gre kurumsal sosyal sorumluluk, kurumlarn mterilerini tanmasn ve onlarn beklentilerini anlamasn salamaktadr. Sorumluluk erevesinde benimsenecek rn kalitesinde istikrar salama, drst tantm ve pazarlama faaliyetleri sayesinde mteri memnuniyetinde art meydana gelir ve mteri ilikileri gelitirilir. Sosyal sorumluluunun bilincinde olan kurumlarn tedarikilerle kuracaklar ortaklk yaklam sayesinde, aralarndaki ilikide drstlk ve adil davran artar, karlkl gven salanr. Bylece baarlabilecek olan uzun vadeli karlkl kara dayanan salam ilikiler sayesinde retimde etkinlik yaratlr. Bu haliyle tarm yneten ve politikalarn belirleyen, ulusal boyutlu

11
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

etkileimi salayan hkmetler, kurumsal sosyal sorumluluun gvencesi ve garantr olmak durumundadr. Avrupa Birlii (AB) kurumsal sosyal sorumluluu; kurumlarn sosyal ve evresel kayglar, kendi istekleriyle faaliyetlerinin ve tm paydalaryla ilikilerinin bir paras haline getirmesi olarak tanmlamaktadr. Tm paydalardan kastedilen alanlar, tedarikiler, mteriler, ortaklar, kredi verenler ve toplumdur. Kurumsal sosyal sorumluluk pek ok alanda eitli faaliyetlerin yrtlmesini gerektirir. Kurumlar, tarm, evre, eitim, i ortaklklar, i ilikileri, sponsorluklar, insan haklar, rn kalitesi gibi pek ok alanda duyarl davranarak kendi varlklarna ve karllklarna zarar vermeden topluma kar olan sorumluklarn yerine getirebilirler. Dnyadaki rneklere bakldnda kurulularn kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerinin tm bu alanlarda yer alabildii, ya da birka alanda younlaabildii grlmektedir. Kimi kurulular rettikleri rne ya da hizmete zg sosyal sorumluluk atlmlarnda bulunurken, kimi kurulular da bulunduklar yerel blgeye ve burada yaayan insanlara yapacaklar katk ile sorumluklarn yerine getirmektedirler. Ayrca, kurulularn sorumluluk bilinleri tedarikilere de yansyarak onlar sorumlu ticaret yapmaya tevik etmektedir (Yiitolu 2010). Kurumlarn sorumluluk aktivitelerini hedef kitleleri olan toplulua nasl ulalmas gerektii hususu, etkin iletiim kurmada nem kazanmaktadr. Bu balamda da tarmsal politika ve uygulamalar, toplumsal hatta evrensel boyutta alglanmas, uyarlanmas ve uygulanmas gerekli stratejilerdir. Bilginin giderek sermaye ve zenginlik yaratan stratejik kaynak haline gelmekte olduu ekonomik ve toplumsal anlay, iletmelere de ciddi sorumluluklar yklemektedir. Bylece sosyal sorumluluklar, bilgi toplumunda nem kazanmaya balamtr. Bilgi toplumu iletmelerinin, sosyal sorumluluklarn yerine getirmeleri, stratejik bir ynetim dncesi olmaldr. Dolaysyla topluma, ekolojik evreye, hukuka, insan haklarna, verimlilie, yaam dzeyinin ykseltilmesine, hizmette kalitenin salanmasna, ynetimde effaflk ve hesap verilebilirliin gereklemesine kar duyarl olmak zorundadr. Bilgi toplumu iletmeleri, verimlilik ve kalitede art, etkin stratejik ynetim, pazar paynda art, kurumsal imajn glenmesi gibi avantajlar yakalayabilmek iin de bilgi toplumunun gerektirdii sosyal sorumluluklar yerine getirmelidirler (en ve Kaleli 2002).

12
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

BLG TOPLUMU KAVRAMININ DOUUYLA, TARIMSAL PERFORMANSIN ETKLEM 21. yzylda bilgi kavram, deien anlam ve ieriiyle karmza kmaktadr. Yeni gelien teknolojilerle deien dorultuda; nfusun bilgiye olan gereksinim art, bilgi kullanmn ve bilgi ynetimini n plana karmtr. Bu eilim tm dnyada, bilgi toplumuna gei olarak deerlendirilmektedir. Sektrleri ve kurumlar, ileyi biimleri ve normlaryla ikinci dalga olarak adlandrlan, sanayi toplumundan olduka farkl nitelie sahip olan bilgi toplumu, yapsn belirleyen bir dizi zellikleri bnyesinde tamaktadr. Bilgi sistemleri ve teknolojilerine dayal olarak biimlenmekte olan bilgi toplumu, sanayi toplumundan ciddi biimde ayrmakta, dnmekte ve yeni toplum biimi olarak karmza kmaktadr. Bilgi teknolojileri, dnyay bir a sistemi ile donatarak, zaman ve uzaklk engellerini ortadan kaldrmakta ve globallemeyi hzlandrmaktadr. Gnmz temel felsefelerinden olan Toplam Kalite Ynetimi (TKY) felsefesi erevesinde de, tketicinin mevcut ve gelecekteki beklentilerini tam ve ekonomik bir ekilde karlamak amalamaktadr. Yine ayn yaklamla; tm alanlarn katlmyla srekli geliimin ngrld, evreye saygl bir ynetim anlayna eriim hedeflenmektedir. Bu durumda TKY ile egdml olarak sosyal sorumluluk ise, iletmelerin birlikte yaad evreye kar da sorumlu olmalar gereidir. Bu dorultuda iletmenin, politikasn deiimlere uyarlamas gerekir. Dolaysyla, sosyal sorumluluk bilinci iinde ynetsel felsefesini oluturarak evreye alan iletmeler, daha baarl ve uzun mrl alma ansna sahip olurlar. evre ilikilerini srekli ve dzenli genileten iletmeler; toplumsal karlarla, rgtsel karlar uzlatrabilen ada iletmeler olarak da tanmlanabilir. ada iletmeler, sadece yaayabilmek iin deil, toplumun gelien ve deien koullarna, iletmelerinin uyum gstermesini gerekletirebilmek ve toplumun yeni yapsna uygun yeni ynetim modelleri gelitirmek zorundadr. KRESELLEME DORULTUSUNDA TARIMSAL LETMELERN SOSYAL SORUMLULUK BLNCNE KATKISI lkede uygulanan ekonomik politika ne olursa olsun, tarm her koulda desteklenmelidir. Gdann stratejik bir rn olduu gnmzde artk kabul grm olup, tarm sektr gl olan lkeler dnya ekonomisinde de

13
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

sz sahibi olmaktadr. Gelimi lkelerin tarma ok fazla destek verdii yine bilinmektedir. Trkiye'de ise tarmn uzun sre ''geri kalmlk ve kaynaklar emen kara delik'' olarak gsterildii halde, gnmzde ''gl tarm, desteklenen tarmdr ifadesiyle tanmlanmaktadr. AB btesinin %40'n tarma ayrmaktadr. Trkiye'de Tarm ve Kyileri Bakanl'nn 2010 yl btesi ngrmlerinde, tarma ayrlan pay 7 milyar 640 milyon lira olup, tarm desteklemeleri iin de bteye 5,6 milyar lira ayrlmtr. Tarm Kanununa gre tarma ayrlan desteklerin GSMH'nn %1'inden az olmamas gerekmekte iken, mevcut rakamlara gre ayrlan destein GSMH'nin %0,54', yasann ngrd destein ancak %50'si leinde olduu bildirilmektedir. Ayrlan 5,6 milyar liralk kaynan da 750 milyon liras fndk ekim alanlarnn snrlandrlmas amacyla reticiye tazminat olarak verilecek olup, 2010'da tarma verilecek destek 4 milyar 899 milyon liraya inmektedir. Bunun da GSMH'nin ancak %0,47'sine tekabl ettii ifade edilmektedir (Arnaslgil 2009). Kurumsal sosyal sorumluluk kavramna nem veren tarm iletmeleri genel olarak ana tema zerinde ykmllk sergilemelidirler. Bunlar; 1- ncelikle iletmelerin ticari faaliyetlerini yrtrken, kanuna, etik standartlarna, insan haklarna tam anlamyla uyumlu davranmalar ve faaliyetlerinin dnyann her yerinde evreye verebilecei zarar en aza indirgemek durumunda olduklarn kabul etmeleri ve buna uygun davranmalardr, 2- letme faaliyetlerinin sadece iletmenin iini deil, ayn zamanda pazar, tedarik piyasalarn, iinde yaanlan yreyi, sivil toplum rgtlerini ve kamu sektrn de etkilediinin ve tm bu paydalar ile i birlii iinde alma gereinin bilincinde olmalardr, 3- Bu ykmlln, en bata kamusal ynetimler, iletme ynetimlerinin sorumluluunda olduu kabul edilmelidir. Bu kavrama nem veren iletmeler, ynetim yaklamlarn da ayn ciddiyetle yrtmek durumundadrlar (Yiitolu 2010). Tarmsal iletmelerin genelde yerine getirmesi gereken sorumluklar; ekonomik sorumluluk yani verimli ve karl olmak, hukuki sorumluluk yani yasalara uymak, etik sorumluluk yani yasalarn tesinde toplumsal norm ve beklentilere uyumlu davranmak, sosyal sorumluluk yani toplumsal sorunlarn zm iin gnll katkda bulunmak eklinde aklanabilir. Bu balamda kurumsal sosyal

14
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

sorumluluk, iletmelerin daha iyi bir toplum ve daha iyi bir evre iin gnll olarak katkda bulunmasdr (en ve Kaleli 2002). AB lkeleri ve ABD gibi tarmsal retimde nemli paya sahip lkeler incelendiinde, bu lkelerin ayn zamanda sanayi alannda da ileri dzeyde olduu grlmektedir. Burada tarm ve sanayi sektrnn teknolojik gelime ve retim miktar bakmndan girdi-kt ilikisi nedeniyle birbirini olumlu etkiledii sonucunu karmak mmkndr. Endstriyel alanda kaydedilen gelimeler tarm kesimini de ok yakndan etkilemi ve tarmn gelimesine olumlu katklar salamtr. retilen hammaddenin ilenmesi ve mamul madde haline getirme almalar da, tarm ile sanayi kesimi arasnda tarma dayal sanayi diye adlandrlan bir sektrn domasna neden olmu ve lkelerin sanayi rn ihracat ierisinde bu rn grubu nemli bir paya sahip olmutur. Ayrca tarm sektr sanayinin hammaddesini temin etmesi yannda, salad istihdam ve rettii katma deer itibaryla da tm lkelerde kalknmann lokomotifi konumundaki bir sektr olarak tanmlanmaktadr. Gelimi lkeler kalknmasn tarmla balatmlar, bu srete tarmsal retim desteklenmi, birim alandan alnan verimin artrlmas ve bunlarn ilenmesiyle tarmsal sanayi gelimitir. Ksacas sz konusu gelimi lkelerde sanayi devrimi krsal kesimin kalknmasyla salanabilmitir. Gelimi lkelerde ve gelimekte olan baz lkelerde yaanan bu durum uzun vadeli uygulamaya konulan politikalarla, planl retimi salayan destekleme yntemleriyle, pazarlama kanallarnn dzgn iletilmesi ve etkin bir denetimle salanabilmitir. Bu noktada; oluturulan lkemiz Tarm Politikalarnn amalar ve ncelikleri neler olmaldr? sorusunun cevabn net ve doru biimde ifade edebilmeli, Gl Tarm modelinin ne olduu veya ne olmas gerektiini ortaya koynabilmelidir (Yetkin 2009). lkemizde tarm sektrnn sorunlar yuma ierisinde olmas zellikle 1980 sonras uygulanan politikalarn sorgulanmasn ve yeni zmlerin ortaya konulmasn gerekli klmaktadr. Son yllarda tarmn GSMH iindeki paynda nispi olarak azalma grlmesinin, tarmn nemini de azaltt eklinde yorumlanmamas gerekmektedir. Tarmsal retimin nemli bir ksm sanayide ilenerek, tarma dayal sanayi rn olarak deerlendirildii, ayrca tarmda salanan verimlilik art sayesinde daha az kaynak ve daha az emek ile daha fazla retim salanabimektedir. Uluslararas karlatrmalara gre Trk tarmnn potansiyel olarak mukayeseli stnle sahip olduu ancak, Trkiyenin tarmda verimlilik ve teknoloji kullanm asndan yeterli dzeyde gelimi olduunu sylemek

15
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

gtr. Trkiye drt iklimin yaand ve tarmsal retim bakmndan byk avantajlara sahip nadir lkelerden biri olmasna karn, uygulanan tarm politikalar ve planl olmayan tarmsal retim nedeniyle i talep fazlas rnn d piyasalara arz edilip gerekli gelirin elde edilmesi konusunda yetersizkalnd bilinmektedir. Yine Trkiyede tarm sektrnn retim, istihdam ve piyasa gibi katklar dikkate alndnda ekonomide nemli bir arla sahip olduu da bir gerektir. lkemizde ve tm Dnyada Tarm Politikalar; reticilerin gelirini artrmak, krsal kesimin yaam dzeyini iyiletirmek, gelir dalmndaki dengesizlii gidermek, tketicileri fiyat artna kar korumak amac ile devletin uygulad nlemler btn olmaldr. lkemizde Tarm politikasn belirleyen; - Tarmn genel ekonomideki yerini glendirmek, - Tarm rnleri fiyatlarn belirleyici politikalar yrtmek, - stihdam olanaklarn artrmak, krdan kente g dzenlemek, - letme byklkleri ile ilgili iyiletirmelere gitmek, - Toprak ve tarm reformunu uygulamak, - Tarmda gerekli desteklemeler arlk vermek, - Tarmsal eitimi, aratrma ve yaym hizmetlerini yaygnlatrmak, - Doal kaynak ve evre koruma nlemlerini almak, - Kredi kaynaklarnn dalmn dzenlemek temel konularda odaklanmak gerektii nemle vurgulanmaktadr. Buna gre tarmn genel ekonomideki yerini glendirmek, Gl Tarm Modeli nin hareket noktas olmaldr. Temel olarak belirlenen dier konular ise tarmn genel ekonomideki yerini glendiren destekleyici unsurlar olup, burada hareket noktalarnn belirlenmesi kadar nemli olan, belirlenen politikalarn hayata geirilebilmesidir. Politikalarla, uygulamalarn birbiriyle elimemesi, yine belirlenen amaca ulamak iin doru aralarn kullanlmas baarnn esasn oluturmaktadr. lkemizde hangi rnn desteklenmesi gerektii ynnde de doru bir politika ortaya konulamamtr. retim a bulunan rnler esas alnmakla beraber, baz rnlere verilen desteklerde hangi amalarn gzetildii net olarak ortaya konulmamaktadr. Oysa destekleme yaplrken retici, sanayici ve tketici bir btn olarak ele alnmal, birbirleri ile etkileimleri mutlaka gz nnde bulundurulmaldr. Trkiyede tarmda rekabeti yapnn gelitirilmesi, tarm kesiminin kalknmadan ve artan refahtan daha fazla pay alabilmesi iin, tarm sektrnn deiken ve dinamik ekonomik sisteme adaptasyonu gerekmektedir (Arnaslgil 2009).

16
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

Kreselleen dnyada insana odakl olmay, bilgiyi ve beraberinde eitim etmenlerini n plana karan bilgi toplumunda, bu toplumun iletmeleri de bu nemli etmenleri benimseyecek ve nem verecek ynetim modellerini tercih etmelidirler. Trk tarm sektrnde rgtsel yap asndan gelikin bir yap yetersizlii sz konusudur. Sektrel alanda sivil toplum kurulularnda rgtsel kaynaklar snrldr. Bu bakmdan AB srecinde STKlarn konulara ilikin katklar yzeysel kalacaktr (Arabac 2005). lkelerin ekonomik kalknma ve gelimelerinde nemli bir ileve sahip olan, istihdam yaratma, kaynaklar harekete geirme, yatrm oluturma, srdrlebilir kalknma ve yoksullukla mcadelede etkisi ile gelimi lkelerde kamu ve zel sektr yannda nc bir sektr olarak kabul edildii bildirilen kooperatifiliin ilk uygulamalarnda ama, yelerine ucuz ve kaliteli ihtiya maddesi temin edilmesidir. Yine kooperatifler, ortak ekonomik ihtiyalarn ibirlii ile karlanmas amacn tayan kurulular olarak btn dnya genelinde kabul grmtr. iftinin dolayl olarak da lkelerin ortak karlarn gzetmek amacn gerekletirebilmek iin rgtl bir topluma sahip olmak art olduu gibi, ulusal ekonominin btnletirilmesi asndan ok daha nemlidir. Gelimi lkelerde kooperatifler gnmzde devletlerin fonksiyonlarnn nemli bir blmnn sivil toplum rgtlerine devredilme eilimi giderek arlk kazand bir ortamda, nemli ve yeni grevler stlenmektedir. Bu balamda kooperatifiliin desteklenmesi de gl tarm modelinin kanlmaz gerei olarak bildirilmektedir. Kooperatifler gibi resmen tannm olan retici rgtlerinin de, Ortak Tarm Politikalar (OTP)nn belirlenmesi ve uygulanmas srecinde, tarmsal kooperatiflerin hem lkeler baznda, hem de AB dzeyinde rolleri ve etkileri byktr. zellikle tarmn, tarm d sektrlerle btnlemesinde, tarmsal pazarlarn iyiletirilmesinde ve tarmsal pazarlarn nemli bir ksmnn denetimlerinde kooperatifler nemli grevler stlenmekte olup, modern kooperatifilik anlaynn gelitirilerek, lkemizde de retici rgtlerinden yararlanlmas nceliklendirilmelidir. Yine sosyal organizasyonlar destekleyerek, iftilerin lke ynetimine demokratik mdahalelerini ve kamuoyu etkinliklerini artrmalarnda yardmc olarak kontroll tepki vermelerini salamak, lke gvenliimiz asndan da nemlidir. Kooperatifler ABde krsal kalknmann temeli ve ikinci direi ilan edilmiken, lkemizde yine ihmal edilen bir boyuttur (Arnaslgil 2009). Tarm sektrnde verim, dolaysyla retimi artrmak iin girdi

17
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

kullanmnn artrlmasna byk nem verilmelidir. Buna eriim iin, tarmda da bamll azaltmay ve kendi kendine yeterlilii salamay hedefleyebilmek zere, tarm sektrnn devlet eliyle desteklenmesi zorunluktur. Bu zorunluluktan hareketle, dnyada devlet mdahalesinin en youn olduu tarm sektr iin destek ve koruma en st dzey politikalardandr. Tarm sektr ve bu sektre ynelik politikalar, ABnin de temel talarndan birisidir ve ilk ortak politika Ortak Tarm Politikas (OTP) ad altnda bu sektre ynelik olarak belirlenmitir. OTP ile ye devletlerin tarm politikalar ortak bir erevede ynetilmektedir. Ayrca bu politika, Birliin piyasalarnda destekleyici, ye olmayan lkelere kar da koruyucu bir yapya sahiptir. Oluturulduu ilk yllarda Birlik btesinden yaklak %90 pay alan bu sektrn, gnmzde de halen %50yi aan oranda paya sahip olmas, ABnde OTPnn arlnn bir gstergesidir. Avrupa Birliinde OTPnn yrtlmesinde tek pazar ilkesi, birlik tercihi ve ortak mali sorumluluklar ilkesi gibi baz prensipler esas alnmtr. ABnin OTP sonucu elde ettii baarlar, AB hedef ve politikalarnda nemli deiikliklere neden olmutur (Yldz 2008, Bayra ve Yenilmez 2004). OTPye Uyum almalar erevesinde, Trkiye'den ksa dnemde istenenler zetle: (DPT, 2003, Bayra ve Yenilmez 2004 ). i. leyen bir arazi ve ifti kayt sisteminin kurulmas, ii. Hayvan kimlik sisteminin yerletirilmesi, iii. Bitki pasaportu getirilmesi (bitki gei izinleri sisteminin oluturulmas), iv. Tarm piyasalarnn izlenmesi, dzeltilmesi ve krsal kalknma nlemlerinin uygulanmas iin idari yapnn iyiletirilmesi, v. Laboratuar testleri ve hayvan muayenelerinin daha ileri derecede tesisi, vi. Balk kaynaklarnn gelitirilmesi ve bunun iin, gerekli idari yaplarn oluturulmas, vii. Balklk filo kaytlarnn yaplmas, viii. Balklk sektrnde pazarlama ve yapnn, kaynak ynetim politikas yoluyla iyiletirilmesi olarak sralanmaktadr. Ayn kaynaklarda, orta dnemde uyum iin ise, aadaki almalarn esas alnd bildirilmektedir: i. Tarm ve krsal kalknma politikalar alanlarnda mevzuat uyumu, ii. Gda tesislerinde hijyen ve kamu salnda AB standartlarnn uygulanmas (ki burada et ve st tesisleri ne kmaktadr),

18
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

iii. Test ve tehis olanaklarnn iyiletirilmesi ve daha ileri dzeyde tesis edilmesi, iv. Ortak balklk politikas mevzuatna uyum, v. Balklk sektrnde kapasite artnn srdrlmesi, vi. Balk ve su rnlerinde kalite standard ve gvenilirliin salanmas. Btn bu hususlar; orta dnemde bir taraftan kalite standartlar, bitki ve hayvan sal, laboratuvarlarda ve balklk alannda kapasite geliimi gibi konularda iyiletirme devam ederken, OTP ve Ortak Balklk Politikas (OBP) alanlarnda mevzuat uyumunun istendiini ortaya koymaktadr (Bayra ve Yenilmez 2004). TARIM SEKTRNN TOPLUMSAL SORUMLULUK LEV VE ZELLKLER AISINDAN LKELERE GRE KARILATIRMALI DEERLENDRLMES Tarm sektrleri asndan gelimi lkelerde ortaya kan belirgin farkllklar, doal olarak uygulanan tarm politikalarndaki farkllklarn bir sonucudur. Avrupa Birliinde temel ama, tarm rnlerinde serbest dolamn salanarak ortak piyasalarn oluturulmas ve birlie dahil tm lkelerin tarmsal rn ihtiyalarn karlanarak AB'nin tm tarmsal rnlerde kendine yeterli hale gelmesidir. Trkiyede tarmsal destekleme politikalar ile; lke gereksinimlerine uygun optimum retim deseninin salanmas, reticinin korunarak uygun gelir olanana kavuturulmas ve bylece tarmn lke ekonomisine olan katksnn arttrlmas amalanmaktadr. Trkiyede tarmsal politikalarn yrtlmesinde Tarm Bakanl, Sanayi ve Ticaret Bakanl, Hazine, D Ticaret Mstearl bata olmak zere yaklak 20 kurulu iin hizmet tanmlamas yaplmtr. Bu kurumlar arasnda salkl bir koordinasyonun olmamasnn yan sra, Trkiyede i ie gemi ve politik tercihlere bal bir tarm politikas uygulanmaktadr. AB tarmsal destekleme politikalarn, salkl olarak yrten mdahale kurulularn glendirirken, Trkiye bu grevi yapan TMO, TEKEL, Tarm Sat Kooperatifleri ve Birlikleri, Trkiye eker Fabrikalar A.. vb. kurumlarn zelletirmekte ya da tasfiye etmektedir. ABde destek kurumlar tek ve merkezi olup, rnlerin kalitesi ve blgenin gelimilik dzeyine gre ayarlanabilir iken, Trkiyede dank yapl ve rn eidine gre deien, rn kalitesi ve blge gelimiliini dikkate almayan bir politika sz konusudur. Trkiyedeki zayf retici

19
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

rgtlenmesine karn, ABde gl bir rgtlln bulunmas ve kapsaml yapsal politikalarn uygulanmas tarm politikalarnda bir stnlk salamaktadr (Bayra ve Yenilmez 2004). Toplumlardaki beslenme alkanlklarnn, corafi koullar ve kltrel faktrler nedeniyle nemli farkllklar gstermesi, lkelerin gda ihtiyalarn darya baml olmadan kendi kendilerine karlanmas ve sektrde verimlilii arttrmak amacyla, devletin destei ve korumas altnda kapsaml tarm politikalar oluturmaya yneltmitir. lkeler asndan; nfuslarnn salkl ve dengeli beslenmesi ve gelecek nesillerin salkl olmas, evre ve biyolojik eitliliin korunarak srdrlebilir bir ekonomik kalknmann salanmas, i ve d piyasada rekabet gc yksek rnlerin retilerek, retici gelirlerinin arttrlmas ve tarmsal alt yapnn iyiletirilmesi iin, gerekli olan politika ve aralarn belirlenerek uygulanmas, giderek nem kazanmaktadr. Tarm sektrnn ekonomideki nemi, bu sektrn yerine getirmesi beklenen ilevlerinden kaynaklanmaktadr. Bu ilevlerin banda, toplumun gda ihtiyacn karlamas yer almaktadr. Buna ek olarak sektrn, tarm d sektrlere hammadde retme, salkl igc salama ve kalknmann finansmann salama gibi ilevleri de bulunmaktadr. Bu erevede de Trkiye zelletirme yerine, zellikle verimlilik ve rekabet gcnn artmasn salayacak etkin teknoloji kullanm ve tarm iletmelerinin yapsnn iyiletirilmesi gibi tarm rnleri fiyat ve maliyetlerinin topluluk fiyatlarna yaklatrmaya yarayacak politikalarna arlk vermelidir. Bu durum topluluk tarmna uyumun yan sra kreselleme erevesinde, serbest ticaretin giderek daha egemen olaca dnya tarmna uyum iin de zorunludur. Aksi takdirde Trk tarm, gerek AB gerek dnya tarm karsnda ciddi bir rekabet sorunu yaayacak, ksa dnemde telafisi mmkn olmayan sorunlarla karlaabilecektir. Trk tarm, uzun dnemde, yukarda belirtilen iyiletirmelerin salanmas ile ancak, AB ve dnya tarm ile belirli bir rekabet gcne ulaabilecektir. Trk tarmnda yapsal bir deiikliin meydana gelmesi, tarmsal iletme alanlarnn bymesi ve modern tekniklere geilmesiyle mmkndr. Bu sebeple, tarm sektrnden tarm d sektrlere nfusun kaymasn planl bir ekilde tevik etmek ve toplam istihdam iinde tarmsal istihdamn payn gelimi lkelerdeki seviyesine indirerek, sektrdeki gizli isizleri retici konuma getirmek ve retimde verimlilii arttrmak gerekir (Bayra ve Yenilmez 2004). Gelimekte olan lkelerin sanayileirken tarm brakmay semesi ise,

20
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

dnyay byk bir gda kriziyle kar karya brakabilir. Tarm ok ura isteyen, ancak yksek getirisi olmayan bir sektr olarak grnse de, bir lkenin kendi kendini idame etmesinin temel artdr. Kaliteli gda retimi ve evrenin korunmas iin, Trkiye gibi tarm lkelerinin deerlerini korumas; hem lkemizin, hem de dnyann yarnlar iin byk nem tamaktadr. Net istatistiki verilere ulamak zor olsa da, Trk nfusunun yaklak yzde 30u tarmla uramaktadr. TKin Kasm ay isizlik verilerine gre; sanayide istihdam derken, tarm istihdam ykselitedir. Bat Avrupada ise bu oran %5lerdedir. Trkiyenin ise, srdrlebilir tarm alannda pozisyonunu korumas, tarm nfusunun gelecei ve de Trkiyenin kendine yeten bir toplum olmas iin kilit nem tamaktadr. Srdrlebilir tarm sayesinde lke, kendi yerel kaynaklarn kullanarak salkl ve gvenli yerel besinlere daha uygun fiyatlar karlnda ulaabilir. Nitekim Via Campesina Europa (VCE) iftilerin uluslararas mcadelede sesi olup, soz konusu rgt, aile iftiliinin var olmasnn topluma, evreye ve salkl beslenmeye faydalarnn zerinde dururken, srdrlebilir tarmn yarnn belirleyecek etmen olduuna dikkat ekmektedir. Via Campesina Europann Avrupa Tarm ve Gda Deklarasyonunun tanmlayc maddeleri yledir (Anon. 2010): 1. Gday sadece bir mal olarak deil, evrensel bir insan hakk olarak grr. 2. Avrupa iin gda ve hayvan yemi retmeye ncelik verir ve uluslararas ticaretin eitlikle, sosyal adalet duygusuyla ve ekolojik srdrlebilirlik ilkesiyle yrtlmesini salar. 3. Enerji youn ve ok ilenmi gdalarn, doymu yalarn ve etin daha az tketildii bir salkl beslenme modelini destekler. Sebze, meyve, tahl ve baklagil temelli beslenmeye doru ynlendirirken, farkl kltrel beslenme alkanlklar ve geleneklerine sayg duyar. 4.Avrupa'da ok sayda iftinin gda retimi yapmasna ve tarlalarn srdrmelerine ncelik verir. Buna, iftiler iin adil gelir ve tketiciler iin adil fiyat salayan adil ve gvenli iftlik cretleri olmadan ulalamaz. 5. Orta ve Dou Avrupa'da tarm reticileri ve iftiler iin adil, ayrmc olmayan koullarn salanmas iin alr ve topraa eriim koullarnn adil ve eit olmasn destekler. 6. Yerel ve kresel bir evreye sayg gsterir, toprak ve su gibi sonlu kaynaklar korur ve biyo-eitliliin artmas iin aba sarf eder ve hayvan varlna sayg gsterir. 7. Tarm ve gda retiminin GDOlu olmadn garanti eder ve

21
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

iftilere ait yerel tohumlar ile gda kltrlerindeki yerel trlerin eitliliinin artmasn destekler. 8. Endstriyel tarm yaktlarnn kullanm ve retimini desteklemeyi durdurur ve genel olarak tamann azaltlmas konusuna ncelik verir. 9. Gda zincirinde saydamlk salayarak vatandalarn gdann nasl retildiine, nereden geldiine, ne ierdiine ve nihai fiyatn neleri kapsadna dair bilgi sahibi olmalarn temin eder. 10. Gda ileme ve perakende sektrndeki enerji youn yapy, neyin retilecei ve tketilecei konusunda bu yapnn nemini azaltr; retici ile tketici arasndaki mesafeyi ksaltan gda sistemlerini destekler. 11. Tketicilerin gdalaryla ve o gdalar reten reticilerle yeniden ilikiye gemesini salayan yerel, mevsimsel, yksek kaliteli rnlerin retilmesini ve tketilmesini tevik eder. 12. ocuklarn salkl ve besleyici gdann retimi, hazrlanmas ve bu gdalardan zevk alnmas konusunda temel bilgi ve becerileri kazanabilecekleri bir eitim alabilmeleri iin kaynaklarn ayrr. AB Tarm Mzakerelerine ilikin deerlendirme toplantsnda belirtildirildii zere; tarm ve hayvanclk alanndaki uyum iin zaman, para ve yetimi insana ihtiya duyulmaktadr ve zellikle tarm ve hayvanclmzn kayt altna alnmas iin bir veri taban oluturulmas gerekmektedir. Konunun zorluunun mevzuat saysnn okluundan ziyade, lkemiz ile AB tarm arasndaki yapsal farkllklarn derin olmasndan kaynaklandn, ncelikle gnlk politikalardan vazgeilmesi ve ileriye dnk bir tarm stratejisi belirlenmesinin art olduunu, referans alnacak politika dorultularnn ve parametrelerimizin ortaya konulmas, iftilerin mutlak surette mzakere srecine dhil edilmesi gerektii, ancak bunun kim tarafndan ve ne lde yaplabileceinin belirsiz olduu ifade edilmitir. Kamuoyu ve halkla ilikiler boyutuyla konunun nemine dikkat ekilmi, AB konusunun ve yaplan almalarn topluma ok net ve effaf bir ekilde anlatlmas ve toplumun eitli kesimlerinin temsilcileri ile balant kurulmas gerektii, tarmla ilgili fotorafn kartlmas, gl ve zayf yanlarmzn ortaya konmas ve ortaya kacak igc fazlasna bir zm bulunmas gerektii belirtilmitir. lgili mzakere heyetinde yer alacak kiilerin, siyasi bir kimlie sahip olmaktan ok, tarafsz ve teknik bakmdan donanml kiiler olmas gerektii ifade edilmitir. Tarm ve Kyileri Bakanlnn kamuoyu nezdindeki olumsuz imajnn deitirilmesi, mzakere srecinin effaf biimde yrtlerek kamuoyuna srekli bilgi

22
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

verilmesi, envanter almas yaplmas ve veri bankas oluturulmas gerektiini, gerek yurtiinde gerekse AB lkelerinde bir tantm kampanyas yrtlmesinin faydal olaca ve tarm politikalarnn lkemizin makroekonomik gerekleri ile badamasnn ncelikli olduunu vurgulanmtr (Anon. 2005). Tarm alannda lkemizde ve Avrupada sektr, alanlarn ve tketicileri korumak iin aktif rol oynayan STKlara ihtiya vardr. Trkiyedeki iftilerin sorunlarna zm bulmay ve srdrlebilir tarma hedefleyen yeni bir sivil kurulu destei 81 ilde tekilatlanmaya balam, birka ay nce kurulan Tarmsal Kalknma Dernei iyi tarm uygulamalar, meyve sebzede rezid (tarm ilac kalnts), organik tarm ve GDO gibi konularda retici ve tketiciye destek vermeyi hedeflemektedir. Bu dernein ama ve faaliyetleri erevesinde; tarm sektrnn sorunlarna yeni bir g ve vizyonla zm bulmak, retimde kalite ve verimi arttrmann yannda, gda gvenlii ve evreye duyarllk konusunda retici ve tketicileri eitmek nceliklendirilmektedir. Trkiye srdrlebilir tarmn salanmas konusunda kendi deerlerine sahip kmal, bir miras yaklamyla koruyarak, ekonomik bymeyi gereklemelidir. Yine ABnin artk retim sorununu zd ve arz fazlasn ortadan kaldrmaya alt, bu sebeple destekleme politikalarmz arasnda temel farkllklar olduu, benzer sorunlarn ABnin daha nceki genilemelerinde de yaand, ancak artk AB btesinde tarma ayrlan payn azald ve yaklamlarn deitii, bu yzden de lkemiz iin koullarn daha zor olaca belirtilerek, zellikle hayvanclk alanndaki farkllklar gidermek, kayt dl nlemek, salkl ve hijyenik retimi desteklemek gerektii, ayn zamanda mukayeseli stnle sahip olduumuz sektrleri ve zayf - gl yanlarmz belirleyerek, mzakerelerdeki tutumuzu da bu deerlendirmelerin zerine yaplandrmak gerektii ifade edilmektedir. Son yllarda ABde giderek n plana kan gda gvenlii ve izlenebilirlik konusunda, gda gvenlii kavramnn, Risk Deerlendirmesi boyutuyla ele alnmas gerei, bunun iin gerekli altyapnn oluturulmas zorunluluu vurgulanmaktadr. Kaynak aktarm kadar, kaynaklarn kullanm ve sreklilii ile idari yaplanmann da nemli olduunu ve mzakere heyetinde devamllnn salanmasnn nemi yannda; veterinerlik, bitki sal ve gda konularna ncelik verilmesi gerektii ve bu konularda mzakere olmad, ayrca tarmda verimimizin sylenildii kadar kt olmad, ABnin potansiyel pazarlarnn da dikkate almas gerektii, bu talebin ne kadarn ve hangi rnlerden karlayabileceimizin hesaplanarak, pazarlama ve rekabet

23
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

ansmz saptamamz gerektii ifade edilmektedir. Topraklarmz ve doal kaynaklarmz bakmndan avantajl olduumuz, topraklarmzn verimini ve igc potansiyelimizi belirlemek bakmndan da analizler yaplmas gerektiine de iaret edilmektedir. Bakanlk bnyesinde idari, mekansal ve zihniyet olarak brokrasiden arndrlm bir birimin acilen kurulup tam zamanl olarak alarak, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve su kullanm konusunda bir grubun almas gerektiini belirtilerek, tarmdaki nfus basks ile ilgili grler aklanmaktadr. Tarm sektrnn reform ihtiyacnda olduu bir dnemde, konunun sadece AB yeliinin gerekleri gibi anlalmasnn zc olduu, AB yelii olsa da olmasa da tarmn sorunlarnn tartlmas gerektii bildirilmektedir. Kaynaklarn snrl olmasnn evrensel bir sorun olmas nedeniyle, verimli kaynak kullanmnn nemine, verimliliin salamasnn ve kayt dln nlemesinin, gemi deneyimlerden ve yurt ii ve d danmanlardan yararlanlmasyla, Sivil Toplum rgtlerleriyle ortak allmasnn gereine dikkat ekilmektedir. Tarm alannda ABye uyum asndan sosyal ve siyasal boyutun da nemli olduu belirtilerek, bilgiye sahip olmann yan sra - bilginin uygun yerlere ulatrlmasnn da gerekli olduuna deinilerek, basnn doru bilgilendirilmesinin, kamuoyunun bilgilendirilmesi asndan en etkin yol olduu ve sadece i kamuoyunun deil, AB kamuoyunun da bilgilendirilmesinin de nemi vurgulanmaktadr (Anon. 2005). Yine AB Tarm Mzakerelerine Hazrlk Sreci Toplantsndaki genel deerlendirme zetlemesine gre (Anon. 2005); 1. AB ile tarm mzakerelerinin greceli olarak uzun geecek olmasnn nedeni, Trk tarm ile AB tarm arasndaki yapsal farkllklarn olmasdr. 2. Trkiye ABye ye olduunda nasl bir tarmsal yapya sahip olmas gerektiine dair bir fotoraf ortaya koyabilmek gereklidir. 3. Katlm mzakereleri, ibirlii ve ortaklk ruhu ile yrtlerek bunun iin allmaldr. 4. Mevzuatn taranmas ve uyarlanmasnn yannda uygulanmas da nemlidir. 5. Mzakere hazrlk almalarna zaman geirilmeden balanmaldr. 6. Bu srete personelin eitimi en nemli konulardan biridir. Mzakere srecine katlacak personel; uzmanlk, yabanc dil ve mzakere yntemleri alanlarnda eitilmelidir.

24
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

7. Trk tarm kayt altna alnmaldr. Bu kapsamda acil olarak tarmsal istatistikler ile tarmsal veri taban salkl bir ekilde oluturulmal ve gelitirilmelidir. 8. Son genileme dalgasyla birlikte 1 Mays 2004 tarihinde birlie katlan ye lkelerin katlm srecindeki tecrbeleri gz nne alnmal ve bu lkelerin geirmi olduu mzakere sreci incelenmelidir. 9. Mzakerelerde Ba Mzakerecinin yan sra alma grubu yeleri de belirlenmelidir. alma gruplar arasnda gerekli koordinasyon ve iletiim salanmaldr. Uzmanla nem verilmelidir. Tarm mzakereleri rn baznda yrtlmekte olduundan, alma gruplarnn oluturulmasnda da bu durum gz nnde bulundurulmaldr. 10. Tarm sektrnde verimlilik ve rekabet gcne nem verilmelidir. 11. Kamuoyunun bilgilendirilmesi nem arz etmektedir. lkemizdeki tarm kesimi uyum konusunda hazrlanmaldr. 12. Mzakereler srecinde sivil toplum rgtleri ve meslek kurulular ile srekli ibirlii halinde allmaldr. 13. Tarm mzakereleri hem Trkiye hem de AB iin ayn zamanda siyasal boyut da iermektedir. 14. Mzakerelerin balamas ile birlikte, AB ile tarm rnleri ticaretimizin liberalizasyonu konusu gndeme gelebilecektir. Bu konuda imdiden gerekli hazrlklara balanmaldr. Trkiyede tarm hukukusu yeterli sayda deildir. Tarm ve Kyileri Bakanl tarm hukukularnn yetitirilmesine imkan salamaldr. 15. Mzakerelere ifti rgtleri aktif bir ekilde dahil edilmelidir. 16. Tarm ve Kyileri Bakanlnn mzakere srecinde da dnk boyutu glendirilmelidir. 17. Trkiye, tarm konularnda ihtisas sahibi yabanc uzmanlarn deneyimlerinden yararlanmaldr. 18. Bu toplantda belirlenen ortak grler daha sonra sivil toplum kurulularnn da katlaca konu bazndaki alma guruplarnda detayl olarak tartlmaldr. 19. Uyum sreci ierisinde belli hayvan hastalklarnn kontrol ve eradikasyonu salanmal, bitki sal, rn kalitesi ve gda gvenliine ilikin gerekli nlemler alnmaldr. 20. Su rnleri ve balklk alanlarnda AB mktesebatna uyum ynnden gerekli dzenlemelere ncelik verilmelidir.

25
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

21. Tarm rnleri fiyatlarmz ve korumalarmz AB ile mukayese edildiinde ok yksektir. Bu fiyatlarn tedrici olarak azaltlmas konusunda gerekli nlemler alnmaldr. 22. Tarmla ilgili kurulularn ou AB lkesinde olduu gibi tek bir bakanlk ats altnda toplanmaldr. 23. AB yeliine hazrlanma srecinde tarm sektrnde istihdam edilenlerin sosyal gvenlikleri salanmaldr. EVRE VE GIDA GVENL AISINDAN TARIMIN SOSYAL SORUMLULUU 1990l yllarda gda gvenlii ve evre bilincinin gelierek bir bask unsuru haline gelmesi sonucu, 1993-2000 yllar iin uygulamaya konulan 5. evre Eylem Program, ABnin tm politikalarnn evre koruma ile btnletirilmesi iin bir ereve oluturmutur (Gnaydn 2006). Gda gvenlii program gnmzde bir toplumsal sorumluluk ve zorunluluk olarak da ele alnmaktadr. Gda gvenliiyle birlikte salanabilirlik, srdrlebilirlik, ve salk gvenlii gibi temel koullarn da yakalanmas gerei de tarm asndan ok nem tamaktadr. Btn bu gvenilirlilik zellikleri, gdalarda bozulmalarla oluan sorunlarn da; bireysel, toplumsal sorunlarn, sosyal ve ekonomik sorunlarn ortadan kaldrlmas bakmndan evrensel boyutta temel baz stratejiler benimsenmitir ki, bu stratejiler ierisinde tek bir pazar, tek bir yasa ilikisiyle de uluslararas bir takm gereklilikler, temel politikalar olarak alnmtr. Bu temel politikalar ierisinde zellikle gda ile ilgili standartlarn merkeziletirilmesi, tm ye lkelere hizmet verilmesi, toplumsal olaylarn birlikte zmne ynelik zellikle veri btnletirilmesi gibi temel yaklamlar yannda, anahtar frsatlar dediimiz; gda hijyenine ait kodeksler, risk ynetim sistemleri yaklam, tehlike analizleri gibi temel kavramlarn da nemi byktr. yi bir beslenmeyi de yakalayabilmek iin temel faktrler dediimiz; potansiyel kaynaklar, insan, evre ve teknolojiden hareketle, bunlarn politik, ekonomik, sosyal ve kltrel evre btnl altnda, zellikle kaynak kontrol ve ynetimine dayal bir kurumsallama kapasitesi yakalanmak suretiyle, devamlln istenilen faktrlerle btnlenmesi gerekmektedir. Bu erevede zellikle salk, eitim, aile koruma programlar, kaliteli ve uygun gda kaynaklarnn srdrlebilirlii kapasitesini de bir arada gerekletirmek gerekir. Btn bunlarla birlikte

26
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

hastalklardan arnm, uygun gdalarn kullanm ve zmsenmesi, ulatrma, tama, ya da yetkinletirme kapasitesi ve byme kapasitesi salanm, verimli ve iyi bir ilevsel beslenmeye ulamak mmkn olabilecektir. Gda gvenlik politikasnda; zellikle doaya ve ticaret koullarna uygunluk, gelecek iin retim gvencesi, resmi hkmlere veya normlara uygunluk ve tm alanlarca kabul edilen bir gereklilikle bir sistem btnlnn ifadesi de sz konusu olmaldr. Bunu bir iyi planlama ve uygulama takip etmelidir. Bu planlamayla hem organizasyon, hem de rn ilem btnlnn planlanmas sz konusu olmaldr ki, tm bu faktrler dier yan faktrlerle birlikte denetimde kontrol edilebilecek temel unsurlar oluturmaktadr. Buna gre, ynetim sorumluluu kapsamnda organizasyonel yaplanmann, yrtme yenileme - uygulama ya da gelitirme kavramlarnn, rn ve yntemlerle analizlerin btnletirilerek, kalite gvencesi iin temel alnmaldr. Daha iyi tarm - yetitiricilik ve pazarlama sistemleri ile gda kayplarnn engellenmesi ve gda ilemenin iyiletirilmesi olanaklar gelitirilmelidir. Bu balamda tarmsal politikalar; daha iyi gda kaynaklarnn temini, retim ileme datm ve pazarlama asndan, etkin, gelitirici ve dorulayc nitelikleri ile glendirilmeli, uygundengeli beslenme ynnde gelitirilmelidir. Bu bak asyla tarm ve salk politikalarnda ortaklaa hareket startejisiyle hareket edilmeli; uygun bir gda kalite gvencesi salamaya, gvenceyi tm gda zincirine yaygnlatrmay esas almaya, hasat, muhafaza, ileme, koruma ve pazarlama evrelerinde yer alan retici ve ileyici kesimleri bir arada hareket etmeye ynlendirici ve zorlayc nitelikte olmas salanmaldr (Topal 2004, 2006). evre ve gda gvenlii lkelere gre, zellikle salk ve siyasi g noktasnda nem arz etmektedir. Ancak gnmzde dnya gda sektr, okuluslu irketlerin egemen olduu byk bir trst konumundadr. Bu irketlerin tm dnyada rettii ve pazarlad rnlerin kullanm, gnmzde hzla artmakta ve olduka sk olarak gda sektr tarafndan kullanlmaktadr. Ala are kandrmacasyla, gdalarda genetik mdahaleler yaplarak verim artnn savunulduu gnmzde, bunun tamamen ticari kayglardan kaynaklandn ve GDOlu rnlerin bu noktada gda gvenliini sarst savunulmaktadr. Bu maddelerinin ierikleri asndan tketici bilinlendirilmesi de zorunluluk halini almaktadr. Trkiye'de uluslararas piyasalardan daha yksek maliyetle eker retildii iddialar olmasna karn bunun gerei yanstmad da bir gerektir. Bu da eker fabrikalarnn zelletirilmesi eletirisini hakl

27
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

klmaktadr. Nitekim bu aslsz gerekelerle Trkiyeye niasta bazl eker retimini tevik amal GDO'lu rnler ithal edildii de bilinmektedir. Ekonomik kalknma mcadelesi veren lkeler asndan iki faktr nemli yer tutmaktadr. Bunlardan ilki, tarmsal retim bakmndan kendi kendine yeterli olabilmek, dieri ise sanayinin ihtiya duyduu hammadde kaynaklar bakmndan da baml olmamaktr. AB deki uygulamalarn aksine; lkemizde marketlerde satlan ithal rnlerin zerindeki etiketler, tketicilerin anlad dilde ve yeterli deildir. Kaynanda bu rnlerde denetim yoktur. Gda maddeleri ve katk maddelerinin meneleri ve oranlar bilinmemektedir (Arnaslgil 2009). Tm dnyada olduu gibi lkemiz iinde, GDOlarn insan salna olabilecek etkileri de hesaba katlarak, kullanm ve doaya salnmnda doacak risklerin kontrol, ynetilmesi ve dzenlenmesi ile bu rnlerin kullanld gdalarn denetlenmesi iin bir sistem kurma ve bunu srdrme ykmll sz konusudur. retildii veya ihra edildii lkelerde GDOlarn younluunun artmas durumunda oluturabilecei istila, gen ka ve dalm, suni seleksiyon, toksik metabolitlerin retimi gibi riskler, geleneksel eitlerin kayb, genetik erozyon ve arazi bozulmas, alc ortamlara d girdilerin artmas ve sosyo ekonomik yapnn bozulmas gibi sonular dourabilecei noktasnda ciddi endieler vardr. GDOlarla ilgili Avrupa topluluu ve OECD lkelerinde ciddi tedbirler ve biyogvenilirlikleri noktasnda denetimler yaplmakta, mevzuatlar konmaktadr. GDOlarn retimi noktasnda en byk ilgiyi ve yatrm byk sermayeli ok uluslu irketler ar verim ve yksek kar amacyla yapmaktalar, byk ksm ABD kkenli bu irketler gittikleri lkelerin tarmclarndan byk tepki almakta ve protestolara uramaktadrlar. Neticede transgenik rnlerin lkemiz iinde ciddi riskler tad tartmaszdr. zellikle Niasta Bazl eker (NB)lerin retiminde kullanlan ithal msrn GDOlu rnler kapsamnda olduu ve lkemizde retilen tatlandrclarda kullanld bilinmektedir. Dnyada zellikle gelimi lkelerin tketicilerinin salkl beslenmeye ve dolaysyla organik tarm rnlerine olan taleplerinin gittike artt gz nne alndnda, lkemizin tarmsal rn ihracatnda gelecekte bir sorun yaanacan tartmamz gereklidir (Arnaslgil 2009). te yandan transgenik rnlerin dnyada en ok retildii ABDde bile, transgenik olmayan rnler borsada ok yksek fiyattan ilem grmektedir. Transgenik bitki retiminin insan, hayvan ve evre zerindeki

28
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

olumsuz etkileri yannda, lkemizin tarmsal rn ihracatna yapaca olumsuz etkilerini de hesaplamak zorunda olduumuzu unutmamalyz. Bu kapsamda deerlendirilmesi gereken dier nemli bir konu ise; zengin bitki gen kaynaklarmzn korunmasdr. Transgenik bitkilerden olabilecek gen kalar ile lkemizin gen kaynaklarnda telafisi mmkn olamayacak zararlar ortaya kabilecektir. Genetik yaps deitirilmi, yani GDOlu, transgenik rnlerin, zellikle kendi yaban akrabalarnn (genetik kaynaklarn) olduu evrelerde genetik kirlenmelere neden olduu ve genetik kaynaklara zarar verdii iddia edilmektedir. Dnya apnda Birlemi Milletlere bal kurulular, sivil toplum kurulular ve akademik evreler bu konuda olduka duyarl davranmakta; gelimi lkelerin hkmetleri de gen kaynaklarn korumak iin transgenik eitlerin retimine ya izin vermemekte ya da snrlamalar getirmektedirler (Topal 2007, Topal ve Atay 2008). Nitekim Yeil Devrim diye lanse edilen endstriyel tohum eitlerinin kendiliklerinden verimli olduunu sylemek yerine, bunlarn kimyasal gbrelere olumlu karlk verdiklerini sylemek daha gerekidir. Ancak bunlar hastalk ve zararllara daha dayanksz olup, yksek dozda tarm ilacna ihtiya gstermekte, ayn zamanda da daha ok suya ve daha iyi topraa ihtiya duymaktadrlar (Topal 2007, zkaya ve ark. 2010). Yine GDO'lu msr, pamuk, soya ve kanola gibi GDO riski tayan rnlerin fazla miktarda ithal edildii bilinmektedir. Dnyann baz blgelerinde alkla mcadele srerken, bir yandan da gelimi lkelerin toplumsal yaamnda meydana gelen deiikliklerle, insanlarda salk sorunlar ve kilo fazlas problemi olumutur. Ayrca bu lkelerin birounda, zellikle de ieceklerde tabi eker olan pancar ekeri yerine, karbon balarna mdahale edilerek, karbon ba yaps deitirilerek elde edilen izoglikoz-frktoz urubu vb. ile tatlandrlan gda ve iecekleri tketen lkelerde ar imanlk (obezite) felaket dzeyine gelmitir. Bata ABD olmak zere bu gibi lkelerde salk harcamalarna ayrlan kaynan nemli bir blm ar imanlkla mcadele iin kullanlmaktadr. Halen tarm rnlerinin klasik slah yntemleri ve doal reme-oalma sreleri dnda kalanlarnn lkeye sokulmasndan, genetik modifikasyona uratlmasndan, dier bir ifade ile DNAlar ile oynanm transgenik rnler olmasndan ciddi endie ve kayg duymaktadr. Gerek NBin imalatnda kullanlan ve transgenik msrdan retildii iddia edilen rnlerin ve gerekse kimyasal tatlandrclarn Trk Gda Kodeksi ve AB topluluu gda mevzuatna uygunluu ve denetimi noktasnda byk boluklar vardr.

29
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

lkemizin gda kodeksinin, AB gda kodeksi ile hemen hemen birebir ayn olmasna karn, retim miktarlarnn ve gdalarda kullanm oranlarnn tam olarak denetlenememesi sorunlarn ana kaynan oluturmaktadr. Tarmda tekilatl ve ne yaptn bilen, planl tarma ynelik, lke gerekleri gz ard edilmeden ve uygulanabilir politikalarn oluturulmas zafiyeti nemlidir. 2007 ylnda yaanan gda krizi ile birlikte tarm sektrnn nemi tm kamuoyunca alglanabilir duruma gelse de, tarmn sorunlarnn zmnde uygulanan politikalarda kayda deer bir deime olmamtr. Oysa tarm sektrnn arzu edilen konuma gelememesi, dengeli bir kalknmann salanabilmesi asndan da nemli bir sorundur (Arnaslgil 2009). Son 25 yldr srdrlen politikalarla, tarm sektr ekonomik kalknmamzda bir destek olmaktan ziyade, ekonomimizin srtnda bir yk gibi alglanr hale getirilmitir. zellikle 1980li yllardan itibaren younlaan ksa vadeli ve gn birlik uygulamalar yerine, iftimizin orta ve uzun vadeli sorunlarna el atarak, tarm sektrn modern Cumhuriyetimizin kalknmasnn itici gc ve ekonomik kalknmamzn dinamosu haline getirme yolunda ok ciddi ve kalc admlar atlmas zorunludur. Hibir alanda milli gvenliimizi tehlikeye drecek ekilde da baml olunmamal, zellikle de gda konusunda kendi kendimize yeterli konuma tekrar gelebilmenin gerekleri yerine getirilmeli, artan nfusumuza paralel bir ekilde gereken nlemler alnmaldr. Tarm sektrnn dzeyini, en azndan gelimi, ancak bize "Tarmsal desteklemeleri azaltn" diyen lkeler seviyesinde tutabilmenin gerekleri yerine getirilmelidir. nk hibir lke, lkesindeki nemli bir istihdam alann yok sayarak, gelimesini salayamaz. Bu yolda srar edilmesi durumunda ise, lke olarak nemli sosyal problemlerle karlamamz da kanlmaz olacaktr. stelik salkl ve dengeli beslenme konusunun gn getike insanlk iin nemini artrmas da, tarm sektrnn ihmal edilmesinin savunulacak hibir yannn olmayacan gstermektedir. Tarm sektrnn desteklenmesiyle, nfusumuzun nemli blm kendi blgesinde retici durumunda tutularak, hem i g gibi pek ok problemimizin kayna olan hususlar zlecek, hem de bu geni kesimin atllktan kurtarlarak oluturduu nemli bir igcnn ekonomiye kazandrmas salanacaktr.

30
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

KAYNAKLAR Arnaslgil, T. 2009. Gl Tarm-Gvenli Gda Perspektifinde Pankobirlik Modeli. Ulusal Tarm Kongresi. ATO salonlar Ankara, 23 Aralk 2009. http://www.pankobirlik.com.tr/portal/index.php?p=news&newsid=98. Anon. 2005. AB Tarm Mzakerelerine Hazrlk ve Mzakere Sreci zerine Tartma Toplantlar, I. Tarm Bakanl, 29 Ocak 2005, Ankara. http://www.tarim.gov.tr/Files/AB_Tarim/abbasintop_dosyalar/toplanti_1.ht m Anon. 2010. Deiim Yelpazesi: Srdrlebilir tarm iin el ele verelim. 02.03.2010 - http://www.dunyagazetesi.com.tr/surdurulebilir-tarimicin-el-ele-verelim_79838_haber.html? Arabac, A. 2005. "Avrupa Birliine yelik Mzakereleri Srecinde Tarm Sektrndeki Sivil Toplum Kurulularnn nemi", II. Ulusal Sivil Toplum Kurulular Kongresi, anakkale - Trkiye, October 2005, pp. 209214. http://www.fatih.edu.tr/~aarabaci/pdf/AvrupaBirligi.pdf Bayra, H. N. ve Yenilmez, F. 2004. Tarm Sektrnn Yapsal Aanalizi ve Avrupa Ortak Tarm Politikas. 23s. http//www.zmo.org.tr/etkinlikler/abgst03/06.pdf,www.econturk.org/Turkiyee konomisi/Naci2.doc DPT, 2003. Trkiye in Katlm Ortakl Belgesi: (14 Nisan 2003 Tarihinde AB Konseyi Tarafndan Kabul Edilen Nihai Metin). 23s. Devlet Planlama Tekilat, Avrupa Birlii ile likiler Gn. Md.l. Ankara, Nisan 2003. 23s. http://ekutup.dpt.gov.tr/ab/kob/2003.pdf Gnaydn, G. 2006. Ziraat Mhendisleri Odas, AB raporunu deerlendirdi. Tarih: 10.11.2006 Saat: 11:17, http://www.gidasanayii.com/modules.php?name=News&file=print&sid=10 601 zkaya, T. Gnaydn, G., Bozolu, M., Olhan, E., Sayin C. 2010. Tarm politikalar ve Tarmsal Yapdaki Deiimler. 7. ZMO Teknik Kongresi sunusu, 11 - 15 Ocak 2010. Milli Ktphane, Ankara. en, A. ve Kaleli, N. 2002, Bilgi toplumu iletmelerinde Sosyal Sorumluluk. 1.Ulusal Bilgi, Ekonomi ve Ynetim Kongresi Teblileri, Kongre Kitab 10-11 Mays 2002/Hereke-zmit, http://www.bilisim2023.org/index.php?option=com_content&view=ar ticle&id=131:blg-toplumu-letmelernde-sosyal-sorumluluk&catid=6:blgtoplumu&Itemid=19

31
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (1-31)

Topal, . R. 2006. Gda Gvenliinin nsan Sal ile Etkileimi TkoDer- Ulusal Gda Gvenlii Zirvesi. Mecidiyeky Kltr Merkezi stanbul, 17 Mays 2004. Topal, . 2006. iftlikten Sofraya Gda Denetiminde Multidisipliner Yaklam. Dnya Gda Gn Sempozyumu / 13-14 EKM 2006. (Milli Ktphane Konferans Salonu Ankara. (TMMOB Gda, Kimya, Ziraat Mhendisleri Odalar Yayn, Kozan Ofset, Ankara. ISBN 978-9944-89-3558). Topal, R.. 2007. Deitirilen: Gen mi, Sen mi, Evren mi? Yeni nsan Yaynevi. ISBN 978-605-0001-00-6. 192s. Topal, . ve Atay, A. 2008. Transgenik rnler ve Ekolojik Tarm. s: 320-349. Ekolojik /Organik Tarm ve evre. (Ed.: Ak, .) Ekolojik Yaam Dernei (EKODER) Yaynlar No:1. F. zsan Matbaas. Bursa. 398s. ISBN 978-9944-0-199-0-3. Yetkin . 2009. (Trkiye Ziraatlar Dernei-TZD Bakan) , ''9.Ulusal Tarm Kongresi'' Al Konumas. 23 Aralk 2009. Ankara Ticaret Odas (ATO) Konferans Salonu. Ankara. (http://www.pankobirlik.com.tr/portal/index.php?p=news&newsid=98) Yiitolu, B. 2010. Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Yigitoglu Economics Articles. http://www.yigitoglu.org/read/?art=4140,http://www.insankaynaklari.com/i kdotnet/icerikdetay.aspx?KayitNo=4915 Yldz, . 2008. Avrupa Ortak Tarm Politikas. (12-30-2008) http://www.uyurgezer.net/avrupa-ortak-tarim-politikasi-t99408.html. ZMO. 2006. Tarm ve Krsal Kalknmay Destekleme Kurumu Kurulu ve Grevleri Hakknda Kanun Tasarsna ilikin ZMOsnn gr. 3 Kasm 2006. http://www.zmo.org.tr/genel/bizden_detay.php?kod=4603&tipi=5&sube=0 ZMO. 2007. Tarm sektrnde A Tasarm 2. Blm, Sektrel Gelimeler, 162 sayfa. http://www.devplan.org/Macro-eco/Bolum-22007.pdf,www.pdfqueen.com/pdf/ta/tarm-sektrnde-a-tasarm.

32
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

DEER ETM: DAVRANII VE YAPILANDIRMACI YAKLAIMA GRE HAZIRLANAN TARH PROGRAMLARINDA DEER AKTARIMI Kadir ULUSOY1 ZET Son yllarda yaplan mfredat deiikliklerinde deer eitimi ve deer aktarm daha da nemli bir yer tutmaya balamtr. Bu almada yaplandrmac yaklama gre hazrlanan 9 ve 10. snf tarih programlar ierik analizi yaplarak programlarn; ama, aklama ve kazanmlarnda deer aktarm ile ilgili ileyiin yaplp yaplmad ile ilgili tespitlerde bulunulmaya allmtr. Ayrca cumhuriyet dneminde, son mfredat deiikliine kadarki srete kabul edilen tarih programlarnda yer alan deer ifadelerine de yer verilmitir. Deer aktarm asndan yeni programn, eski tarih programlarna gre byk bir farkllk gstermedii grlmtr. Anahtar Szckler: Tarih program, tarih dersi, tarih eitimi, deer eitimi, deer aktarm EDUCATION OF VALUES: TRANSMISSION OF VALUES IN THE HISTORY ACADEMIC PROGRAM PREPARED ACCORDING TO CONSTRUCTIVIST APPROACH ABSTRACT In recent years, within the curriculum modifications, education of values and transmission of values bears more important. In this study, it is
1

Yrd.Do. Dr. Mersin niversitesi Eitim Fakltesi retim yesi ulusoykadir@gmail.com

33
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

tried to determine whether the process about value transmission can be made in the objectives, explanation and acquisitions of 9th and 10th grade history academic programs prepared according to constructivist approach. Value expressions are also involved in history academic programs accepted in the process lasting until the latest curriculum modification in republican period. It is seen that the new program does not show any big difference when it is compared to the former history programs in terms of transmission of values. Key Words: History program, history course, history education, value education, transmission of values GR nsanlar doumundan itibaren deer eitimi ile i iedir. Ancak okulda verilen deer; bilinci, planl ve programl olursa daha etkili olabilir. Devletlerin eitim politikalarnn iinde vatandalarna deer kazandrma dncesi hkimdir. rnein lkemizde, sosyoloji, psikoloji, vatandalk ve insan haklar, din kltr ve ahlak bilgisi gibi derslerde rencilere, dorudan deer ile ilgili bilgilerin verildii grlmektedir. Bir de Tarih, Trke, Trk Dili ve Edebiyat gibi derslerde dorudan olmasa bile dolayl veya rtk program iinde deer bilinci kazandrlmaya allmtr. Bu uygulama 2004 ylnda pilot uygulamasna balanan yaplandrmac ilkretim programlaryla farkl bir durum alm ve derslerde her nitede dorudan kazandrlacak deerler belirtilmeye balanmtr. Bu bakmdan derslerde deer eitimi nemli bir yer almaya balad. DEER ETM Bir lkenin eitim sistemi, o lkenin nem verdii ve eitim sistemine de yansm olan deerlerle balar. Bu deerler eitimin erevesini, amalarn ve ynn belirler (Doan,1997: 18). Carbone ve Peter (1991), deer eitimini, eitimin ve etiin ok ynl bileimi olarak tarif ederler. Deer eitimi, eitimdeki deerler transferini glendirme yollarn arar. Bu transfer ise okuldaki mfredat ve ahlaki atmosferle ilgilidir. Eletirel dnme, fikirlerin/dncelerin analizi ve karlatrlmas araclyla deerler ve deer geliimi hakkndaki dncelerini gelitirmeyi amalar

34
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

(Veugelers, 2000: 37). Kirschenbauma (1994: 14) gre deer eitimi, deer gelitirmeye yardmc olur. Kiinin tatmin edici hayat kurmasna hizmet eder. Deer eitiminin doasnda bakalarna yardmc olma vardr. Daha geni anlamyla, eitim kurumlarnda oluturulan bilgi, beceri, tutum ve deerlerin aktarlmas araclyla dier bireylere yardm etmeye alr. Deer eitiminin; gen bireylerin ve btn insanlarn daha karakterli bir yaam srmesi ve hayatndan memnun kalmasn salamak, toplumun iyiliine katk salamak insanlar ve dier yaam gruplar iin efkat ve iyilik istemek zere iki hedefi vardr. Deer eitimi insanlarn bulunduu her yerde yaplr, bu sebeple her yetikin, renciler iin iyi, kt ya da belirsiz bir modeldir. Snf iinde renciler dier renciler iin negatif veya pozitif retici durumundadr. Okul, servis, spor salonu, oyun sahas, deer eitiminin bir parasdr, kitap, eitim program ve retimin nasl yapld, deer eitimini biimlendirir (Kirschenbaum, 1994: 46). Deer eitimi, deerler hakknda retim yapma abasdr. Deer eitimi konusunda farkl yaklamlar vardr. Fakat genelde bu amalar ocuklara yardm etmeyi kapsar. Bunlar; 1. ocuklarn benimsedii deerlerin farknda olmak. 2. Bir meselede bulunan deerle ilgili sorular tanmlamak ve analiz etmek. 3. ocuklarn bildikleri eylere uygun olarak davranmak (Whitney, 1986: 13). Kanadada ve Avrupa ile Asyadaki oulcu topluluklara sahip lkelerde deer eitimi uygulamalarnda gze arpanlardan bazlar unlardr: oulcu bir toplum iin zorluk, deerlerin gelecek kuaklara aktarlmasna ynelik ve bu deerlerin nasl retileceine ve gelitirileceine dnk uzlamann olmasdr. Deer eitimi hakknda ahlaki geliim literatrndeki tartmalar iki zt a etrafnda gerekleti. Baz ahlak eitimcileri ve psikologlar zel okullarda deer eitimi programlarnda karakterin nemine vurgu yapmlardr. Bu gr erevesinde, genellikle karakter eitimi yaklam olarak adlandrlan ahlak kltr normlar, sosyal ve ahlaki kurumlar asndan tanmlanr ve ahlak toplumun geleneklerine ve deerlerine sk skya balanmakla gerekleir. Bu gr taraftarlar karakter zellikleri sahip ya da drstlk, z disiplin, sorumluluk, ballk, cesaret ve uyum gibi genellikle nemli olduu dnlen alkanlklar olan ahlk desteklerler. Buna uygun olarak ahlak geliimi, dier kimseler arasnda baar, sayg, kiisel geliim, kimlik deerler, karakter gibi

35
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

kavramlar ierisine alan bu yaklam ierisinde yorumlanr. Karakter eitim yaklamna taraftar kimseler, sosyal deerlerin retiminde okullarn nemli bir rol olduunu tartmlardr (Prencipe ve Helwig, 2002:841). Dnyann eitli yerlerinde deer eitimi ile ilgili uygulamalara rastlamak mmkndr. Aada Avustralya deer eitimi ile ilgili yaplan uygulamalara yer verilmitir. Etkili deer eitimi Avustralyada u ekilde gerekletirilmektedir: 1. Avustralya okullarnda retimin amalarndan biri olarak, rencinin zenli olmasn salamak, sayg duyan, ibirlii deerlerini benimsetmek, 2. Okullarda pratik yaparak, ak szl, okulun ve toplumun deerlerini benimseyen, tutarl davranlar sergiletmek, 3. rencilerle ortaklaa alarak, okul hayatnn bir paras olarak aileler ve okul toplumu (renciler, retmenler, personel, idare) arasndaki ilikileri kuvvetlendirmek. 4. rencileri renim evresinde desteklemeli, onlarn kendilerini kefetmelerini salamal, rencileri cesaretlendirmeli, onlarn sahip olduu deerlerin okulun ve toplumun deerleri olduunu belirtmek gerekir (Australian Government Department of Education, 2004: 5). Australian Government Department of Education Science and Traininge (2005) gre; etkili deer eitiminde yaplmas gerekenler; 1. Yardm etmek, rencileri anlamak, zen ve merhamet gibi deerleri uygulayabilmek. rencilere en iyiyi yaptrmak, drste davranmak, zgrlk, drstlk ve gvenilirlik, btnlk, sayg, sorumluluk, anlay ve tolerans gibi deerleri benimsetebilmek. 2. retmenin amac; hayat ve Avustralya'nn demokratik yapsn gelitirmek ve Avustralya okullarnda eitlilie deer vermek olmaldr. 3. Okul, toplumunun deerlerine ak olmal, okul tutarl bir ekilde bu deerleri uygulatabilmelidir. 4. Okul personelinin rencilerle bir araya gelebilmesi iin, okul personeli okul yaklamnn paras olarak aileler ve okul toplumu, sorumluluu uygulamak iin ne yaplacan aktarmak ve deerlerin esnekliini kuvvetlendirmelidir. 5. rencilerin kendilerini kefetmelerini salatmak ve onlar cesaretlendirmek, rencilere okulunun ve toplumlarnn deerlerinin olduunu kavratmak gerekir. 6. retmenlere farkl modeller, biimler ve stratejileri kullanmak iin uygun eitim aralar ve kaynaklar teslim edilmelidir. 7. Deer eitiminde uygulanabilir yaklamlarn, tasarlanan sonular karlyor olup olmadn kontrol edip

36
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

incelemek. Avustralya devlet okullar renmeyi destekleyen deerleri de kapsayan deerler retmektedir. Ayn zamanda bu okullar rencilere siyasi ve sosyal meselelere ilikin eitli toplumsal tutumlarn arkasnda yatan deerleri kefetme frsatlar verir. Deerler, snflarda aka ve okulun ve toplumun etkinlikleri, ilikileri araclyla retilir. Okullarda temel deerler insanlarn nasl iletiim kurduunu, nasl bir arada altn ve kararlar verdiini etkiler. Bu temel deerler ise blmn ve okulun politikalarnda, prosedrlerinde yanstlr. Deerler renci refahna ve disiplinine rehberlik eder. Ayrca okulun ebeveynlerle nasl iletiim kurmasna ve karar verme srecine yetkililerin, rencilerin ve ebeveynlerin katlmalarna yardm eder. Bunun yannda rencilere salanan renme deneyimlerine ve bunlarn nasl salandna rehberlik eder. Deerler okul toplumunda btn bireysel ve grupsal karar verme srecine katk salar. Deerler eitimine ynelik NSW yaklam, grup danmanln deerlerin ve okul programlarnn beyann ierir. Ayn zamanda bir dizi renme evresinde deerlerin nasl ak hale getirileceini gsteren retme ve renme stratejilerini kapsar. Ulusal ve uluslararas literatr de bu yaklam destekler. NSW yaklam temel deerlerin btn snflarda ve okullarda retilmesi gerektiinin farkndadr. Temel deerlerin tartlmas, yanstlmas ve aka retilmesi okullarn halkla iletiim kurmas iin gereklidir. NSWdeki deerler eitimine ynelik yaklam, devlet okullarmzdaki okul yaamnn alann destekler ve okul etkinliinin ya da retim etkinliinin sadece bir alanna odaklanmadan, mfredata sk sk ekli tek tip programlar iin deerler retiminden kanr (Refshauge, 2004: 2). Deer eitimini vermesi gerekenlerden biri de retmenlerdir. Tyree ve Venceye (1997) gre; retmenler; a. Model olmal, b. Snf iinde ortak bir sosyal doku oluturmal, c. Her renciye sorumluluk verip, onlarn ahlaki geliimlerine katkda bulunmal, d. rencileri cesaretlendirip, cezalandrarak deerleri empoze etmeli, e.rencilere karar verme imkn tanmal, f. rencilere paylam frsat vermeli, g. Ortaklaa almaya tevik etmeli, h. Tartma ve paylama ortamlar oluturmal (Akt: Dilma, 1999: 23). Pekl deer eitiminin amacna ulaabilmesi iin ne yapmak

37
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

gereklidir? (Northwiev Public Schools, Grand Rapids, MI. 1970) gre deer eitiminin amacna ulaabilmesi iin; 1. Bireysel deer sistemleri aydnlanmasnda rencilere yardm iin birok strateji ve materyalin gelitirilmesi. 2. Yeni fikir ve materyalleri olduka etkili kullanmalar iin onlara birok tecrbeli eitimcinin ilgi gstermesi. 3. Deer kavramnn kurulmas iin eitli teorilerin gelitirilmesi. 4. eitli konularda deerlerle ilgili teorilerin gelitirilmesi. 5. Deer eitiminde bir dierine nasl daha iyi hizmet yaplacan renmek iin birok insanla birlikteliin salanmas. 6. Deer eitimiyle ilgili aratrma hakknda birok insana bilgi verilmesi gerekmektedir (Akt: Dilma, 1999: 24). Lickona (1992) gre, okulun ilk gnlerinden itibaren deerlerle ilgili davranlar rencilere hissettirilmeye balanr. Eitim verilecei en uygun yer olan okullardaki eitimciler rollerini ok iyi bilip bu konuda hatasz olmaya almaldrlar. O zaman deer eitimi amacna ulaabilir. unu da unutmamak gerekir okuldaki eitim tek bana yetmeyebilir. Ana baba, elinden geldiince ocuuna deerleri retmeye almaldr. Okullarda inanlar, deerler, yaama biimleri, bireysel zevkler zerinde renciler arasnda farkllklar grlebilir. nsanlar terbiyeli konuma, kibarlk, grg, ahlak anlay, drstlk, arkada seimi, yurtseverlik, din, vb. konular zerinde genellikle tutum deiiklii yapmak istemezler. nanlar ve deerler deitirilmeye yatkn deildir ve zerinde tartlmas insanlar bir zme gtrmez. Tartma yerine eitli aktivitelerle, rnek olaylarla iyiyi ve kt gstererek rencilere deerleri benimsetmek olduka nem tamaktadr. Bu srete tarih dersine de nemli grevler dmektedir. TARH DERS VE DEER AKTARIMI Trk mill eitiminin genel amalarndan biri, fertlerini, beden, zihin, ahlak, ruh ve duygu bakmlarndan dengeli ve salkl ekilde gelimi bir kiilie ve karaktere, hr ve bilimsel dnme gcne, geni bir dnya grne sahip, insan haklarna saygl, kiilik ve teebbse deer veren, topluma kar sorumluluk duyan, yapc, yaratc ve verimli kiiler olarak

38
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

yetitirmektir (Kncal, 1999: 20). Trk toplumunun muhta olduu olgun yurtta kitlesini yetitirmekte ortaretimin ok byk rol vardr. Dnmesini bilen, toplumdaki sorumluluunu idrak eden, deer llerinde ilmin ve gzelliin, insanln ayrt edici vasf olduuna inanan, mterek miras olarak ald mill hazineyi daha zengin daha deerli bir hale getirerek gelecek nesillere teslim etmeye mecbur bir milletin evlad olduunu bilen Trk yurttan yetitirebilmek iin, Trk aileleri ve Trk toplumu ile el ele vermi kuvvetli bir ortaretim messesesinin gelitirilmesine iddetle ihtiya vardr (Trk Eitim Mill Komisyonu Raporu, 1960: 48). Trk toplumunun yaantsn, gemii ile gelecei arasnda en iyi ekilde ba kuracak olan tarih dersinde deer kazanm ve aktarm olduka nemli bir yer tutmaldr. Deer aktarmnn ve kazanmn en iyi ekilde yaplaca derslerden biri tarihtir. Gelenekler, grenekler, rf, adet, tre, insan haklar, adalet, sava, bar, dini yaantlar vb. deerleri barndran birok konu tarih dersi sayesinde ilenir. Bu sayede rencilerin kiilik ve karakter oluumunda tarih nemli bir rol alabilir. Unutmamak gerekir ki; insanln varlk alanlarndan biri de kiilik ve karakterdir. nsann toplumsallama sreci, belirli bir ynetim iine girii, karakter ve kiilie ynelik eitimi dourmutur. Toplum iinde insan belli davran formlaryla yaplanma srecine girer. Her toplumun kendine zg kltr kalb, devlet ve ynetim yaptrmlar, belirli davran formlarnn aralarndaki iliki belirli amalara ynelik insan tiplerinin ortaya kmasn salar. Bu sre bir noktada eitimin amalarn simgeler. Millleme sreci, kiilik ve karakter eitiminin temelini yurttalk ve tarih eitiminde somutlar (Hoca, 1995: 27). Eitim, yetitirmek istedii kiilerin en iyi donanma sahip olmasn istemenin yannda bireylerin en iyi karaktere ve bilince de sahip olmasn ister. Birok eitim sisteminde olduu gibi Trkiyede de eitim, kiilerin iinde doup bydkleri toplumun deer yarglarn benimsemelerini ister. Tarih dersi bu konuda zerine den grevi yerine getirmek zorundadr. Trk mill eitim politikalarnda da hedef olarak belirtilen; toplumun ihtiyac olan bilinli, kltrl, deerlerine sahip, zellikle Trk mill eitiminin amalarnda vurgulanan hedeflere ulamada ve yurttalar bu dorultuda yetitirme konusunda tarih dersine nemli grevler dmektedir. Bu sebeple tarih program araclyla rencilere kazandrlmak istenilen deerlerin belirlenmesi olduka anlamldr. Dileke (2007) gre, bilinmesi gereken en temel nokta tarihin gemi veya gemiin aynas olmaddr. Tarih gemii inceleyen bir alma

39
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

disiplinidir. Dolaysyla hibir zaman gemiin kendisi deildir. Tarih dersinin retilme nedenlerine bakld zaman genelde; bireyin gemii tanmas, gemii tanyarak gelecee yn vermesi, gemiten ders karmas gibi nedenler saylr. Ycel ve Yediyldza (1990) gre; tarihin grevi, toplumlarn nereden geldikleri ve nereye gitmekte olduklarn aklamak gibi son derece nemli bilgi birikimi salarken, bir yandan da bireyin yolunu salkl bir ekilde izebilecei bilin kazandrr. Bunun yannda; Nichol a (1996:3,4) gre; Tarih bilimi kltrel mirasmzn en nemli parasdr. Tarih okul ahlakna katkda bulunur. Tarih, rencilere hayata uyum salamada yardm eder. Tarih, empatiyi besler ki bu, dier insanlarn nasl dndklerini, hissettiklerini ve toplum iindeki konumlar ile rollerini anlayabilme yeteneidir. Tarih rencileri iyi birer vatanda ve milletin sadk taraftar yapar. Tarih, dnya vatandal iin nemli bir unsurdur. Tarih toplumu kaynatrr. Bylece tarih sadece siyasi konularn ilendii bir ders olmaktan karak, birok disiplini kapsar hale gelir. Kstklye (1999: 18) gre; tarih retiminin amalar; rencinin gemie alakasn ekmek, rencinin dier lkeleri ve kltrleri bilmesine ve anlamasna katkda bulunmak, Gemiin nda gnmz anlamak, Mfredatn dier alanlarn zenginletirmek, Disiplinli alma ile zihni eitmek, rencileri yetikin hayata hazrlamak, rencinin kimlik duygusunun geliimine katkda bulunmak. Yukardaki amalarda da grld gibi tarih dersi sayesinde; rencinin yolunu salkl bir ekilde izebilecei bilin verilebilir, toplumdaki ilikileri aklamasna yardmc olunabilir, eitli kltrel, evrensel, geleneksel, demokratik vb. deerler benimsemesine yardmc olunabilir. Bunun yannda mill benliin uyanmasnda, beslenip kklemesinde tarihin nemli bir rol vardr. Tarihin eitimdeki roln, milletlere hz vermedeki nem ve deerini takdir eden milletler, byk devlet adamlar, daima bu kaynaktan istifade etmeye almlardr. Tarih dersi ocua hayat ve milletin vazifeleri hakknda tarihsel-siyasal bir

40
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

kavray kazandrr. Onda sosyal ve ahlaki bir uur uyandrr. ocua ahlak bakmndan deerli tarihsel ahsiyetler yardmyla, liyakatli ve mesuliyet uuruna sahip vatanda, asil ve fedakrla hazr insan rnekleri gsterir. Baymurun (1945) da belirttii gibi tarih retiminin devi, renciyi, anlayl, uurlu, hislerinde hararetli ve devaml, faaliyete ve fedakrla hazr yurtseverler haline getirmektir. Tarih retiminde amalar ve deerler hakkndaki tartma iki amaca hizmet edebilir. Birincisi, tarih almalarnn deeri iin yaplan tartmalarn orann ortaya karr. kincisi mfredatta tarihin deeri ve doas hakknda bizim kendi duruumuzu aa karma frsat salayabilir (Fitzgerald, 1983: 81). Tarih retimi teki insanlara kar saygl, ahlaki deerlerini koruyan ve gelitiren, yurttalk becerilerini ve deerlerini gelitiren insanlar yetitirir (Safran, 1993: 17). Tarih dersi sosyal bilimlerin nemli bir blmn oluturur. Bu nedenle tarih eitimi sayesinde rencilerin ilgi, tutum, deer verme gibi deiik duygu ve davran eilimleri gelimektedir. renciler, byklere sayg, yurt sevgisi, devlete kar sorumluluklarn yerine getirme, mill lklere ballk, z gven, bakalarna ve deiik fikirlere kar hogr, temizlik ve dzen konularnda ahlaki davranlar kazanmaktadr (Ulusoy, 2003: 73). Tarih dersi ile rencilere kazandrlmak istenilen davranlar hem geleneksel hem de demokratik yapya uygun olacak ekilde gnn ihtiyalarna gre ekillendirilmelidir. Tarih dersi sayesinde hogr, insan haklar, adalet, yurt sevgisi, bar, yardmseverlik, sorumluluk gibi deerleri de kazandrmak en nemli amalar arasnda olmaldr. A. Cumhuriyet Dnemi Tarih Programlarnda Deer Aktarm Bu blmde cumhuriyet dnemi tarih ders programlarndaki amalar ve aklamalar blmlerinde yer alan deerlerle ilgili ifadelerin tespiti zerinde durulacaktr. Cumhuriyetle birlikte eitim ve retim alannda yaplan almalar hz kazanmtr. Eitim ve retim alannda eitli politikalar gelitirilmeye allmtr. Bu faaliyetlerden tarih dersi de etkilenmitir. Yaplan almalarla birlikte tarih programlarnda deiikliklere ve yeni eklemelere gidilmitir. rnein; 1924 programnda daha ok eski medeniyetler zerinde durulmutur. Amac olmayan bir program zellii gsteren bu programa yaplan eklemeler sonucunda 1934 ylnda bir program yaymlanmtr (bkz: Lise Mfredat Program,1934: 9-45). Bu program 1938 ylnda karlan

41
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

programda da aynen kabul edilmitir. 1938 programnda Tarihten evvelki zamanlar ve eski zamanlar konularyla balayan tarih konular, Trkiye Cumhuriyeti ve nklp Tarihi dersinin Trk ordusu ve mill mdafaa konusu ile son bulur. Konularn dalm lise 1, 2 ve 3. snflara gre ayrlmtr. On be gnde bir saat Trkiye Cumhuriyeti ve inklb tarihine yer verilecei belirtilmitir. Programda ama ve aklamalara yer verilmemi, sadece ilenecek konular yer almaktadr. Konularda ismi geen devletlerin ve medeniyet ve kltrlerine, Orta Asya Trk Devletlerinin kltrel zellikleri ile ilgili konulara yer verilmitir (Lise Program, 1938: 23-57). 23 Ekim 1956 tarih ve 185 sayl Talim ve Terbiye Dairesi Karar ile Drt Yllk Liselerde Uygulanacak Tarih Mfredat kabul edilmitir. Bu kararda tarih derslerinin okullardaki uygulan esas alnmtr. Mfredat programnda tarih dersi ile ilgili amalar ve aklamalara yer verilmemitir, sadece her snfta ilenecek olan konulara yer verilmitir. Devletlerin medeniyet ve kltr tarihi zerinde durulduu grlmtr. Ayrca Fransz htilalinden sonra ortaya kan demokrasi, insan haklar ile ilgili gelimelere yer verildii, Trkiye Cumhuriyeti ve nklp Tarihi dersi ilenirken; Batl adet ve geleneklerin kaldrlmas konular, deerlerin ilendii konular olarak grlmektedir (Lise Mfredat Program, 1956: 11-27). 1957 ve 1970 ylnda yaymlanm tarih programlarna, 1956 ylnda uygulanan programnn aynen konulduu grlmektedir. Bu mfredat uygulamas 1971de deitirilmitir. Talim ve Terbiye Kurulunun 11.01.1971 tarih ve 8 sayl kararnda programn hazrlanmasnda gereke olarak; Trk vatandann yetimesinde birinci derecede amil olaca dnlen mill tarih ve mill kltr btn deerlerin stnde kabul ederek, bunun yannda gerekli bilgileri de ihtiva eden bu taslak programla gerekletirmek ama ve direktiflerin denenmesi gerekli grlmtr. Bu programda, tarih retiminin amalar ve kazandraca davranlardan (11 madde) bahsedilmektedir. Bu karar nemlidir, nk yaynlanan programda ilk defa tarih derslerinin amalar yer almaktadr. Bu kararlardaki ama ve davranlar blmnde deerlerle ilgili ifadelerden bazlar unlardr: *onlarda mill benliimizin aksettii sosyal, kltrel, siyasi ve hukuki messeselerimiz hakkndaki anlay gelitirmek ve bylece mill uuru pekitirmek. *rencilerin iinde yaadklar ada geen sosyal, kltrel,

42
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

ekonomik ve politik olaylarn sebeplerini, toplum hayatmzn genel durumunu anlamalarn, kltr ve medeniyet miraslarmzn deerini kavramalarna ve kltrlerini artrmalarna yardm etmek *milletler ailesi iinde milletimize den insanlk vazifelerinin bulunduunu belirtmek; insanlarn ve milletlerin birbirlerine muhta olduklarn, ortak problemlerin karlkl iyi niyetle ve ortak abalarla zmlenebileceini takdir ettirmek ve bylece ibirlii ruhunu ve sorumluluk duygusunu gelitirmek. *Onlarn, bakalarnn grlerine, inanlarna ve haklarna sayg gsterme davran kazanmalarn salarken, Atatrkn izdii milliyetilik anlay iinde mill birlik, beraberlik, btnlk ve ballk duygularn kuvvetlendirmek. *yurt ve millet yararna en uygun yollar seebilen, kiilik sahibi, mill, maddi ve manevi zenginlik kaynaklarmz korumak ve millete deerlendirmek gereine inanm, bu yolda alkanlklar kazanm vatandalar olarak yetitirmek. *Trk inklplarn, ilkelerini ok ynl olarak anlamak deerinin farknda olma, bunlarn korunmasn ve gelitirilmesini kavratmak (Tebliler Dergisi; 1971: 17-18). Yine bu kararda tarih dersi ile ilgili aklamalar ve direktifler blm yer almaktadr. Bu ksmda 10 maddeye yer verilmitir. Maddelerde geni ve kapsaml ekilde tarih dersi ile ilgili aklamalar yer almaktadr. Burada deerlerle ilgili unlar belirtilmektedir. *Tarih konular ilenirken, Trk milletinin gemiteki baarlar gz nne getirilerek milletimizin geleceine gvenen, stn ahlak deerlerini benimsemi, memleketimizde ve dnyamzda gittike genileyen ve derinleen hrriyet ve demokrasi anlayn kavram, mill uura sahip, aydn, uyank, sorumluluk almaya kararl yurttalar yetitirme grevi n planda tutulmaldr. 9.11.1976 tarih ve 13492 sayl yaz ile valiliklere Orta Dereceli Okullarda Yeni Tarih Mfredat Programnn Uygulanmas Hakknda bir genelge gnderilmitir. Bu genelge tarih derslerinin hangi okul trlerinde (Akam Liseleri, mam Hatip Liseleri vd.) hangi snflarda, hangi ubelerde nasl okutulaca ile ilgilidir (Tebliler Dergisi, 1976: 422). Daha sonraki yllarda yaplan nemli deiikliklerden biri de 27.04.1981 tarih ve 76 sayl Talim ve Terbiye Kurulu Kararnn konusu Trk nklp Tarihi dersi ile Trkiye Cumhuriyeti nklp Tarihi dersi mfredat program hakkndadr. Bu dersin amalar ksmnda 12 maddeye yer verilmitir. Bu maddelerde

43
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

deerlerle ilgili yer alan aklamalardan bazlar unlardr: *Trk Milletinin btn kurumlar ve deerleriyle birlikte uygarla hangi tarih artlar altnda ve nasl getiini kavratmak. *Demokrasi hayatmzn gelimesini inceleyerek, onlara demokratik dzenin gerektirdii bilgi ve davranlar kazandrmak. Dersin aklamalar ksmnda 35 maddeye yer verilmitir. Bu maddelerde deerlerle ilgili baz aklamalar unlardr: *Atatrkn kiisel zelliklerine yer verilirken nderlii, stn zeks, kuvvetli hafzas, isabetli karar alma ve kararlar sratle uygulama azmi ve tutumu, geni kltr, yurt ve millet sevgisi, cesareti, uzak grll, sabr ve metanetli rnek durumdaki alkanl, fedakrl, drstl, alak gnlll, inanl ve ince duygululuu gibi zel nitelik ve yetenekleri rneklerle belirlenecektir *Trk tarihinin nemli bir blmn oluturan Osmanl Devletinin her devrinin karartlarak ktlenmesinden; siyaset, kltr ve medeniyet alanlarnda hizmeti inkr edilemeyen Osmanl dnemindeki Trk byklerini de kapsar biimde genelleme yaplarak olumsuz eletirmelerden kanlarak; mill ve manevi deerlerine bal olan Trk Milletinin ve onun barndan kan Atatrkn gemiinden koparlmasna frsat verilmeyecek. *Atatrkn Trk tarihine, Trk kltrne verdii deer; milletin bal olduu bozulmam gelenek ve greneklere olan saygs zerinde durulacaktr. *Atatrkn Trk tarihinin akn nasl deitirdii, milletimizin deerlerine, kudretine dayanarak ve isteklerine uyarak Trk Milletine yepyeni ilerleme ve ykselme ufuklar at belirtilecek *kavuulan bamszlk ve Atatrkn en byk eseri Cumhuriyet rejiminin yapsndaki mill egemenlik ve demokratik ynetimin deerini kavratrken yaplacak telkinlerle zellikle mill btnl korumak, demokrasiyi stn tutmak ve ilerletmek bilinci kazandrlacaktr (Tebliler Dergisi; 1981: 689-694). Ders Geme ve Kredi Ynetmeliinin kabulnden sonra orta dereceli okullarda okutulmas kararlatrlan Genel Trk Tarihi 1-2-3, Osmanl Tarihi1-2, Tarih 1-2 dersleri 08.07.1983 tarih ve 108 sayl kararla kabul edilen ve 2146 sayl Tebliler Dergisinde yaymlanan Ortaretim Kurumlar Tarih Programnn ama ve aklamalarn esas almlardr (bkz. Tebliler Dergisi, 1992; cilt: 52, say: 2364). Cumhuriyet dnemi tarih programlarna bakldnda daha ok siyasi

44
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

tarih zerinde durulduu grlmektedir. Ancak programlarn amalar ve aklamalar blmnde deerleri kazandrmann da amaland sylenebilir. Deerlerin kazandrlabilmesi iin siyasi tarihin yannda toplumsal olaylarn anlatlabilecei, kltrel bilincin benimsetilebilecei konularn mevcut duruma gre daha fazla olmas gerekmektedir. Bu programlarda mill eitim sistemi yetitirmek istedii renci tipini belirtmektedir. Buna gre, mill ve evrensel deerleri benimseyen, gelenek ve greneklerini bilen kltrn tanyp koruyabilen, demokrasiyi ve demokrasinin nemini kavram rencilerin yetitirilmesi en byk amalar arasndadr. zellikle 1971 ylnda lise tarih derslerine amalarn konulmasyla tarih dersinin neyi amalad daha ak bir ekilde grlmeye balanmtr. nk amac olmayan bir derste ne yaplmas gerektii tam olarak anlalamayabilir. B. Yaplandrmac Yaklama Programlarnda Deer Aktarm Gre Hazrlanan Tarih

Trkiyede oluturmac (yaplandrmac) yaklamn temel alnd program deiikliinden tarih programlar da etkilenmi, tarih ders programlarnda ierik ve felsefe olarak yenileme eilimleri grlmtr. Yeni yaklama gre hazrlanan programda sarmal bir yapnn hkim olduu 45. snf sosyal bilgiler programndan itibaren grlmektedir. Sosyal bilgiler 4 ve 5. snf programyla birlikte balayan sre 6-7. snf sosyal bilgiler ve 8. snf T.C. nklp Tarihi ve Atatrklk ders programnda da kendisini gstermektedir. Bu blmde ise lise 9 ve 10. snf Tarih Programlarnn ama ve ierik bakmndan deer aktarmna bak alarna yer verilecektir. Yaplandrmac yaklam temelli tarih 9 ve 10.snf programnda Trk Mill Eitiminin Amalar da yer almaktadr. Amalar ksmnda; Trk milletinin btn fertlerini; Trk milletinin mill, ahlk, insan, manev ve kltrel deerlerini benimseyen, koruyan ve gelitiren; ailesini, vatann, milletini seven ve daima yceltmeye alan; insan haklarna ve Anayasann balangcndaki temel ilkelere dayanan demokratik, lik ve sosyal bir hukuk devleti olan Trkiye Cumhuriyetine kar grev ve sorumluluklarn bilen ve bunlar davran hline getirmi yurttalar olarak yetitirmek (MEB;2007: 3, MEB;2008: 3) ifadesiyle verilecek eitim sayesinde rencilere kazandrlmak istenilen deerler yer almaktadr.

45
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

Yaplandrmac yaklam anlay temel alnarak hazrlanan tarih dersinin genel amalarna bakld zaman; *Atatrk ilke ve inklplarnn, Trkiye Cumhuriyetinin siyasi, sosyal, kltrel ve ekonomik gelimesindeki yerini kavratarak rencilerin laik, demokratik, ulusal ve ada deerleri yaatmaya istekli olmasn salamak, *Trk tarihini ve Trk kltrn oluturan temel ge ve sreleri kavratarak rencilerin kltrel mirasn korunmas ve gelitirilmesinde sorumluluk almalarn salamak, * Mill kimliin oluumunu, bu kimlii oluturan unsurlar ve mill kimliin korunmas gerekliliini kavratmak, * Gemi ve bugn arasnda balant kurarak mill birlik ve beraberliin nemini kavratmak, *Trk milletinin dnya kltr ve uygarlnn gelimesindeki yerini ve insanla hizmetlerini kavratmak, * Bar, hogr, karlkl anlay, demokrasi ve insan haklar gibi temel deerlerin nemini kavratarak bunlarn korunmas ve gelitirilmesi konusunda duyarl olmalarn salamak, *Kendi kltr deerlerine bal kalarak farkl kltrlerle etkileimde bulunabilmelerini salamak, *Kltr ve uygarln somut olan ya da olmayan miras zerinde tarih aratrmalar yaparak alkanlk, bilimsellik, sanatseverlik ve estetik deerleri kazandrmak (MEB, 2007: 4, MEB, 2008: 4) amalar sayesinde rencilere eitli deerlerin kazandrlaca sylenebilir. Yeni tarih programnda renci merkezli, bilgi ve beceriyi dengeleyen, rencinin kendi yaantlarn ve bireysel farkllklarn dikkate alarak evreyle etkileimine imkn salayan yeni bir anlay, yaama geirilmeye allmtr. Bu anlay dorultusunda Tarih Dersi retim Program, *Bilgi, kavram, deer ve becerilerin gelimesini salayarak renmeyi, renmenin gereklemesini n planda tutar. *Mill deerleri merkeze alarak evrensel deerlere saygl olmaya nem verir. *rencilerin ruhsal, ahlaki, sosyal ve kltrel ynlerden gelimesini hedefler. *rencilerin haklarn bilen ve kullanan, sorumluluklarn yerine getiren bireyler olarak yetimesini nemser. *rencilerin toplumsal sorunlara kar duyarl olmasn salar (MEB, 2007: 9, MEB, 2008: 6). Yeni 9 ve 10. snf tarih programnda, ilkretim sosyal bilgiler programnda olduu gibi beceri ve kavramlarla ilgili aklamalar yaplm ancak deerlerle ilgili aklama yaplmad ve nitelerle ilikilendirilmi deerlere yer verilmedii grlmektedir. 9. snf tarih programnda, programn uygulanmasyla ilgili aklamalar blmnde ortaretimdeki tarih dersine alt yap oluturmas

46
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

ve rencilerin hazr bulunuluk dzeylerinin (ilkretimde kazand bilgi, beceri ve deerler) tespit edilmesi iin ilkretim Sosyal Bilgiler (67. snflar) ve Trkiye Cumhuriyeti nklp Tarihi dersleri retim programlar incelenmelidir (MEB, 2007: 5). ifadesine yer verilmitir. Ancak rencilerin ilkretimde kazandklar bilgi ve becerilerle ilgili ileyiin lise tarih programna alnmasna ramen deerlerle ilgili aklama olmamas dikkat ekmektedir. 10.snf tarih programnn kazanmlarna bakld zaman birok lkenin kltrel faaliyetlerinin ele alnaca grlmektedir. Bu srete birok deer rencilere aktarlabilir. Ayrca 10.snf nitelerin kazanmlarna bakld zaman; 10.snf 1. nitede Balkanlarda uygulanan siyasi, sosyal ve ekonomik(vergi adaleti, hogr vb.) politikalar vurgulanacaktr. Aklamasna baklarak konu ilenirken adalet ve hogr gibi deerlerin ilenecei sylenebilir. 10.snf 2.nitede Gayrimslimlere verilen eitim zgrlklerine deinilecektir. Aklamas yer almaktadr. Buna gre Osmanlnn uygulad hogr politikas ve zgrlklere bak as demokratik deer olarak ilenebilir. 10.snf 3.nitede Osmanl adalet anlay, kanunnamelerin hazrlanmas, merkezi ynetimin glendirilmesi ve veraset sistemi ele alnacaktr. 10.snf 5.nitede Atatrkn vatan ve millet sevgisi, mantkll, ileri grll ve nder oluuna yer verilecektir. SONU VE NERLER Deer eitimi, ahlaki geliim, eletirel dnme ve eletirel pedagoji nemli kavramlardandr. Btn bu kavramlarn kendilerine zg felsefi ve siyasal gemileri ayrca eitimsel uygulamalar vardr. nsanlar sk sk hareketler asndan konuurlar. rnein eletirel dnme hareketi ve deer eitimi hareketi gibi. Bu kavramlarn ifade edilen eitimsel uygulamalardan ziyade temel olarak hareketleri temsil ettii aktr (Veugelers, 2000: 37). Eitim, bir toplumun veya bireyin sahip olduu kltr, bilgiyi, inanc, beceriyi, deerleri, sanat vb. kendisinden sonra gelenlere aktarma srecidir. Ksaca eitim, kiinin davran rntlerini deitirme srecidir. Sokrates eitimin amacnn topluma dogmatik ve n yargl olmayan, ak zihinli, erdemli ve evrensel deer ve dorularn olduuna inanan bireyler

47
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

yetitirmek olduunu ileri srer. Platona gre; eitimin amac, iyi ve doru vatanda yetitirmek suretiyle, adaletli bir topluma ve devlete ulamaktr. John Lockea gre eitimin amac, toplumun mutluluunu ve refahn ileri gtrecek insanlar yetitirmektir. yi karakter, erdemli eylem alkanlklarndan ve iyi yetitirmeden gelir (Akt: en, 2001). Unutmamak gerekir ki; eitimden beklenen, bireylere sadece bilgi ve beceri kazandrmas deildir, bunlarn yannda toplumun devamlln salayacak bireylerin, deerler kazanmasna ve bireylerin karakter geliimine fayda salayabilmelidir. Hangi deerlerin okullarda retilmesi gerektii ynnde de aratrmalar bulunmaktadr. Okullarda hangi deerlerin daha nemli olduunu belirtmeye ynelik bir aratrmada u sonular kmtr: Aratrmaya katlanlar, ok nemliden daha az nemliye doru u ekilde bir sralama yapmlardr. Sorumluluk, drstlk, iyi vatanda, sayg, ibirlii, hogr, eref, ie yarama (faydal olma), i disiplin, efkat, adalet, doruluk, hedef koyabilme, dier insanlara hizmet, sebat (azim), seme zgrl, inanl, cmert, bireysel haklar ve cesaret. Aratrmaya katlanlar sorumluluk sahibi olma, drst olma, iyi vatanda olma ve saygl olma deerlerine ok nem vermektedir. Cesaretli olma, bireysel haklar, cmert olma ve inanl olma gibi deerler daha az nemli grlmtr (Wood ve Roach, Akt. Akba, 2004: 60). rencilere kazandrlmas nem arz eden deerlerin tarih dersinde rencilere aktarlabilmesi de olduka nemlidir. Ancak yeni tarih programnn yaplandrmac yaklam yanstmas bakmndan Sosyal Bilgiler ve T.C.nklp Tarihi ve Atatrklk dersleri ile uyum iinde olmasna ramen, nitelerde ilenmesi gereken deerlerin dorudan belirtilmemesi, deer aktarm ile ilgili beklentilerin ders kitab yazarlarna ve dersi ileyecek retmenin rencilere kazandrmasna kalmtr. Bu durumda ders kitabnn yazar/yazarlar yazdklar metinde uygun grrlerse rencilere deer kazandrabilecek metinlere yer verir veya retmen dersi ilerken konu iinde isterse rencilere deer aktarm yapar. Ancak sosyal bilgiler programnda ve T.C. nklp Tarihi ve Atatrklk ders programnda olduu gibi her nitede kazandrlmas gereken baskn deerler belli olsayd, ileyi yazarn ve retmenin inisiyatifine braklm olmayacakt. Bu adan bakld zaman daha nceki tarih programlar ile yeni program arasnda hibir farkllk grlmemektedir. Adalet, adil olma, bar, insan haklarna sayg, zgrlk, yardmseverlik, dayanma, eitlik,

48
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

hak, sorumluluk, erdemlilik, drstlk, sayg, sevgi vb. deerleri tarih dersinde dier derslere oranla retmek daha kolay olacaktr. Bu sebeple bu deerlerin tarih ders kitaplarnda olmas beklenmektedir. Oysa yeni tarih programnda da her nitede baskn bir deer kolaylkla verilebilirdi. rnein; 10.snf Beylikten Devlete (13001453) nitesinde Osmanl Devletinin Balkanlardaki fetihleriyle iskn siyaseti arasndaki ilikiyi aklarken kolaylkla Osmanlnn hogrsnden bahsedilebilir ve bu nitede Hogr deer olarak verilebilirdi. 10.snf Dnya Gc: Osmanl Devleti (14531600) nitesinde Osmanl ynetim yaps padiahn yetki ve sorumluluklar vb. konular ilenirken Adalet baskn deer olarak ilenebilirdi. 10.snf Aray Yllar (XVII. Yzyl) nitesinde, slahatlar ilenirken alkanlk deer olarak verilebilirdi. 10.snf Diplomasi ve Deiim (XVIII. Yzyl) nitesinde nsan Haklarna Sayg deer olarak verilebilirdi. 10.snf En Uzun Yzyl (1800 1922) nitesinde Milli Birlik ve Beraberlik, Vatanseverlik deer olarak verilebilirdi. Yenilenen tarih programlarnda, sosyal bilgiler 4 ve 5. snf programndaki gibi her nitede verilecek baskn deer belirtilseydi, ders kitab yazarlar ve retmenler iin ilenite skntlar ve aksaklklarla karlama ihtimalinin nne geilmi olurdu. Derslerde etkinlik temelli deer aktarm gerekletirilebilir. Bu etkinliklerde web ve bilgisayar destekli almalar ile eitli eitim yazlmlar kullanlabilir. Tarih retmenlerinin ve tarih ders kitab yazarlarnn deer eitimi ve deer aktarm konusunda hassasiyet gstermesi dileiyle. KAYNAKA Akba, O. (2004). Trk Milli Eitim Sisteminin Duyusal Amalarnn lkretim II. Kademede Gerekleme Derecesinin Deerlendirilmesi, Yaynlanmam Doktora Tezi, Gazi niversitesi, Eitim Bilimleri Enstits. Australian Government Department Of Education, Science And Training. (2004). Discovering Democratic Values: Teaching And Learning Civic Values A Draft National Framework for Values Education in Australian Schools. Australian Government Department Of Education Science And

49
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

Training. (2005). National Framework for Values Education in Australian Schools Canberra: Commonwealth of Australia. Baymur, A. F. (1945). Tarih retimi, Ankara: Maarif Matbaas. Carbone, J. and PETER F. (1991). Perspectives On Values Education, Clearing House Vol: 64-5. en, A. K. (2001). Felsefeye Giri, Bursa: Asa Kitabevi. Dilek, D. (2007). Tarih Derslerinde renme ve Dnce Geliimi, Ankara: Nobel Yayn Datm. . DLMA, B. (1999). lkretim rencilerine nsani Deerler Eitimi Verilmesi ve Ahlaki Olgunluk lei le Eitimin Snanmas, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi. Marmara niversitesi. Eitim Bilimleri Enstits. Doan, H. (1997). Eitimde Program ve retim Tasarm, Ankara: nder Matbaaclk. Fitzgerald, J. (1983). History in the Curriculum: Debate on Aims and Values, History and Theory, Vol. 22, No.4, Beiheft 22: The Philosophy of History Teaching. Wesleyan University. Hoca, S. R. (1995). Tarih Felsefesi Balamnda Trkiyede Tarih Eitimi ve Uygulanan Politikalar, Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Ankara niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits. Kncal, R. (1999). retmenlik Mesleine Giri, Erzurum: Eser Ofset. Kirschenbaum, H. (1994). 100 Ways to Enhance Values and Morality in Schools and Youth Settings Allyn & Bacon, Old Tappan, New Jersey. Kstkl, N. (1999) Sosyal Bilimler ve Tarih retimi, Konya: Gnay Ofset. Lickona, T. (1992) Educating for Character (How Our Schools Can Teach Respect and Resposibility, New York: Bantam Books. Lise Mfredat Program, (1934). Maarif Vekleti, stanbul: Devlet Matbaas. Lise Program, (1938). Trkiye Cumhuriyeti Kltr Bakanl, stanbul: Devlet Basmevi. Lise Mfredat Program, (1956). Trkiye Cumhuriyeti Maarif Vekleti, Ankara: Maarif Basmevi. Lise Mfredat Program, (1987). Ankara: Mill Eitim Basmevi. Milli Eitim Bakanl Tebliler Dergisi, 18 Ocak 1971, Cilt:34, Say: 1640. Milli Eitim Bakanl Tebliler Dergisi, 1976:422; 22 Kasm 1976.

50
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

Milli Eitim Bakanl Tebliler Dergisi, 25.05.1981, Say:2087. Milli Eitim Bakanl Tebliler Dergisi,1992; cilt:52, say:2364. Mill Eitim Bakanl (2005) Sosyal Bilgiler Program, stanbul: Devlet Kitaplar Mdrl. Mill Eitim Bakanl Talim ve Terbiye Kurulu Bakanl Ortaretim 9. Snf Tarih Dersi Program (2007) Ankara. http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/modules.php?name=downloads&d_op =viewdownload&cid=75&min=10&orderby=titleA&show=10 (27.04.2008). Mill Eitim Bakanl Talim ve Terbiye Kurulu Bakanl Ortaretim 10. Snf Tarih Dersi Program (2008) Ankara. http://ttkb.meb.gov.tr/ogretmen/modules.php?name=downloads&d_op =viewdownload&cid=75&min=10&orderby=titleA&show=10 (ndirme tarihi24.06.2008). Nichol, J. (1996) Tarih retimi, (ev: Mustafa Safran) Ankara. Prencipe, A. and HELWIG C.C. (2002). The Development of Reasoning About the Teaching of Values in School and Family Contexts, Child Development, Volume 73, Number 3. Refshauge, H.A. (2004). Values in NSW Public Schools A Ministerial Statement by Hon Andrew Refshauge, MP, Deputy Premier Minister for Education and Training and Minister for Aboriginal Affairs. Supported by the Federation of Parents and Citizens Associations of NSW, NSW Teachers Federation, Primary Principals Association, Secondary Principals Council and Public Education Council. www.schools.nsw.edu.au. (ndirme tarihi:15.03.2006). Safran, M. (1993). Orta retim Kurumlarnda Tarih retiminin Yap ve Sorunlarna likin Bir Aratrma, Yaynlanmam Aratrma, Ankara. Trk Eitim Mill Komisyonu Raporu, 1960, Milli Eitim Basmevi, stanbul. Ulusoy, K. (2003). Sosyal Bilgiler retmenlerinin Tarih ve Ahlak Eitimi likisi zerine Grleri, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Gazi niversitesi Eitim Bilimleri Enstits. Veugelers, W. (2000). Different Ways of Teaching Values University of Amsterdam, The Netherlands, Educational Review, Vol. 52, No. 1. Ycel, Y. Yediyldz, B. (1990), Tarih ve Kltr Unsurlarmz zerinde Genel Grler, Ankara. Whitney, I. B. (1986). The Status of Values Education in the Middle

51
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (32-51)

and Junior High Schools of Tennessee, Doctoral Candidate, Doctor of Education, Tennessee State University, Nashville.

52
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

ANADOLUDA MADEN SANATI (M..7.yy M.S.4.yy) ZET

Smer ATASOY1

M. 7. yy ile MS. 4. yy arasndaki dnemde Anadoluda altn, gm, bakr, demir ve kurun yataklar iletilmitir. Bunlarn bir ksm Bizans ve Osmanl devirlerinde de kullanlmtr. Maden ileme atlyeleri erken devirlerden itibaren kent iinde kurulmaya balanm ancak yangn ve duman tehlikesi nedeniyle sonralar kent dna tanmtr. Atlyeler devlet, tapnak ve zel mlkiyet tarafndan ynetiliyordu. Ayrca geici ve gezici atlyeler de vard. Uak mzesinde sergilenen Lydia Hazinesi olarak isimlendirilen Uak-Gre yresi Tmls buluntular, M. 7.-6. yy.larda Gediz vadisinde yresel atlyelerin varln gsterir. Byk skenderin lmnden sonra Douda bamsz devletler kuruldu. Bu devletlerin nemli kentlerinde yresel ustalar ile Hellen ustalar, heykeltralar, dkmcler birlikte alt, maden sanat okullar kurdular. Hellenistik, Yakndou ve Orta Asya sanatnn karm bir slup ortaya kardlar. Geometrik devirde bronzdan kk insan ve hayvan figrleri yaplr. M. 7. yyda kuros(plak erkek), M.6.yy sonunda ise kore(giyimli kadn) heykelcikleri adak ve ss eyas olarak kullanlmaya baland. Roma dneminde ordular sayesinde bronz dkm heykelcikler geni bir alana yayld. Ayrca gnlk kullanm eyas, kandiller, masa ayaklar, insan ve hayvan heykelcikleri Roma eyaletlerinde ok kullanld. MS. 4. yyda Byk Konstantin zamannda hristiyanlk yaygnlar. Yresel zellikler, Dou etkileri ve dini eler birleir. Dkmler resmi ve dini atlyelerde yaygnlamaya devam ederler. Anahtar Kelimeler: Anadolu, Maden, Bronz, Atlye

Prof. Dr. Karabk niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi Arkeoloji Blm

53
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

METAL ART N ANATOLA (7TH CENT. BC.-4 TH CENT. AD) ABSTRACT The gold, silver, copper, iron and lead ones were mined in Anatolia in the early periods. The main row material necessary for manufacture in metal workshops was metal. Metal would be supplied as ingots, most often imported of copper, tin, lead and other metals. On the basis of ownership of property, workshops may be classified as private, owned by the state and owned by a temple. From the point of view of seasonality of activity, settled locality and distribution of production the following types of workshops may be distinguished; 1) those working without interruption in a town or large settlement, oriented to mass consumption, but including workshops fulfilling small orders, 2) temporary workshops, 3) travelling workshops. The increase of serial production in Hellenistic metalworking and thus the further division of labour within workshops is shown by the casting of separate details- arms, legs, drapery- of bronze statuettes. The craftsmen of different origins worked together in such workshops. These workshops did not drop their links with their mother cities. They also met the demand of the barbarian hinterland for Greek luxury bronze vessels, like those found in Celtic, Thracian and Scythian tumuli. In the Hellenistic period remarkable metalworking schools emerged on the periphery of the Greek world, combining styles and techniques borrowed from Greek Hellenistic, Near Eastern and even Central Asian art. Key Words: Anatolia, Metal, Bronze, Workshop GR M.7.yzyl ile MS.4.yzyl arasndaki zaman dilimi iinde Arkaik, Klasik, Hellenistik ve Roma dnemleri grlr. Bu dnemlerde Anadoluda madencilik faaliyetlerinin yksek dzeyde gereklemi olduu, kazlarda ele geen madeni eserlerin niteliklerinden aka belli olmaktadr. M.7.yzyla tarihlenen Ephesos Artemis tapnanda altn ve fildii eserler ile M.6.yzyla ait Bat Anadoluda bulunmu bronz karyatid sapl

54
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

aynalar ve at heykelcikleri Arkaik devir maden sanatnda Anadolunun nemini vurgular. Anadoludaki altn, gm, bakr, demir ve kurun yataklar erken devirlerden itibaren kullanlmtr. Bunlarn bir ksm Bizans ve Osmanl devirlerinde de iletilmeye devam edilmitir. ATLYELER Maden ileme atlyelerinin kurulmas Arkaik devirden itibaren grlr. Madeni karma ve cevheri ergitme ayn blgelerde yaplrd. Bu ilemler iin aa kmrne yakn olmalar gerekiyordu. Kent iinde olduklarndan her zaman yangn ve duman tehlikesi, kent yaamn tehdit ediyordu. Atlyeleri mlkiyet asndan devlet, tapnak ve zel olmak zere snfa ayrabiliriz. Ayrca sezonluk i yapan, kurulduu yer ve rnlerini pazarlamas ynnden de atlyeleri u ekilde snflayabiliriz; 1. Bir kent veya byk yerleme merkezinde devaml alan, byk miktarlarda retim yapan, sipari kabul eden atlyeler. Bunlar arasnda uzman olmayan, eitli metallerle retim yapan, tamir eden ve genellikle yre halk iin alanlar, bir evin bir iki odasn kullanrlard. Dier taraftan silah ve tak gibi rnlerde uzmanlam ve byk mteri potansiyeline sahip, 5-10 kii ile 100 veya daha fazla ii altran atlyeler de vard. 2. Geici atlyeler. nemli kutsal alanlarda kurulmu olanlar seri retim yaparlard. Ayrca bir devlet veya tapnaktan alnan sipari iin kurulan atlyeler de vard. Bildiimiz kadaryla bronz heykel dkm iin kurulan tm atlyeler geici idi. Tek heykel veya heykel grubu iin kurulurdu. Atlyede alan dkmcler baka kentlerden arlrd. 3. Gezici atlyeler. Bunlar kent kent dolaarak i arayan ustalar tarafndan kurulanlar, uzun sreli seferlerde askerlerin ihtiyacn karlamak zere ordu ile birlikte gidenler ve gemi gvertelerinde kurulan atlyelerdir. Zamanla retimde uzmanlama ortaya kar. Sadece mifer, kalkan veya kap yapanlar, dkmcler, sslemeciler gibi kollara ayrlarak aralarnda i blm kurarlar. Byk kaplarn veya heykellerin paralar ayn atlyede dklse bile, ayr ustalar tarafndan yaplrd. Klasik devirde atlyeler kent surlarnn dna tanr. Bylece yangn ve hava kirlenmesi nlenmeye allr. Uak Mzesinde sergilenen ve Lydia Hazinesi olarak isimlendirilen Uak-Gre yresi tmls buluntular arasnda bronz dkmden yaplm kalp, damga ve zmbalar yer alr. Bu aletlerin kayk biimli kpeler, asklar,

55
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

kavun biimli boncuklar, aslan ba gibi motifleri Sardis, Ephesos ve Anadolunun dier blgeleriyle benzerlik gsterir. Buna dayanarak M. 7.6. yzylda Gediz vadisinde iyi iilik gsteren yresel atlyelerin olduunu syleyebiliriz. M. 4.yzylda bronzdan kopya heykel dkm yaygnlar. Seri halinde yaplan ilerde dkm kalplar ilk defa silahlarda, ikinci olarak deerli madenlerde ve nc olarak da zel rnler iin kullanlmtr. Kopya teknii Hellenistik ada gelimitir. nk bu devirde Hellen orijinal heykellerin kopyalarn yapmak ok popler olmutur. Hellenistik ada metal rnlerin seri halde yaplmas, atlyeler iinde i blmne sebeb olur. Bronz heykel paralar ayr ayr dklr ve sonra deiik figrlere kaynak yaplr. Seyyar heykeltra ve dkmc yannda, seyyar oyma sanatlar da vard. Bronzdan yaplan rnleri sslerlerdi. Byle seyyar atlyelerde deiik yerlerden gelme ustalarn birlikte altklar tahmin edilmektedir. Bu ustalar geldikleri kentlerle balarn koparmazlard. Kelt, Trakya ve skit tmlslerinde grlen Hellen lks eyas bu atlyelerin eseridir. M.4.yyda seyyar ustalar oalr. htiya duyulan merkezlerde atlyelerini kurarlar. Bu ustalar nasl i buluyordu? Metal iilerinin byk oranda g etmesine etki eden faktrler nelerdi? Bu sorularn cevaplarn yle sralayabiliriz; 1) Savalar sonucu kentlerin harap olmas, ekonominin kmesi, 2) Ani olarak ve ok miktarda gemi inaa edilmesi, silah yapm ve zenginlerin siparileri, 3) Ustalarn, artistlerin, metal ustalarnn ve heykeltralarn askere alnmas, byk kamu binalarnn yapmnda geici atlyeler kurulmas, 4) Tapnaklardan gelen sipariler. Byk skenderin fethinden sonra Pers imparatorluu dalnca, ok miktarda metal ustas isiz kald. Erken Hellenistik ada B.skenderin byk planlarna bal olarak yeni kentler ina edildiinden Dou, pek ok seyyar ustay cezbetmitir. Ayrca Byk skenderden sonra Douda bamsz devletler kurulunca, bu devletlerin bakentlerinde ve dier nemli merkezlerinde, ileyen atlyeler kuruldu. Yresel ustalar ile Hellen ustalar, heykeltra ve dkmcler, barbar krallarn saraylarnda ve tapnaklarnda birlikte altlar. birlii yaplarak maden sanat okullar kurdular. leri teknik uygulayarak maden dkm yaptlar. Hellenistik, Yakndou ve Orta Asya sanatnn

56
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

karm bir slub ortaya kardlar Pergamonda M.2.yzyln ilk yarsna ait bronzdan dkm yapan bir okul vard. Roma Termi Mzesinde yer alan bronz bir heykelin Kral III. Attalosa ait olduu sylenmektedir. (Trister,1996: 306) Sinop yaknlarnda bulunmu bir define ile byk bir bronz Pan heykeli, Karadeniz kylarnda atlyelerin olduunu gsterir. Krklareli yaknlarnda bulunmu 4.yzyl ortasna tarihlenen Dionysos ba tayan bir bronz oinokhoe ve Enez kazlarnda ortaya karlan iki bronz oinokhoe byk bir olaslkla Marmara kylarnda bir atlyede yaplmtr. Ayrca Hellenistik ada Anadoluda tak atlyelerinin varl Kyme hazinesine ait eserlerin kimyasal analizinden anlalmaktadr. (Trister,1996: 205). M. 2. yyda Seleukos Krallnn metal ileme merkezi Antiokheia (Antakya) olmutur. Buradaki kraliyet atlyesinde retilmi madeni eserler byk bir gelimeyi gsterir. Para sisteminin gelimesi, devlet sistemi ile paralel gider. Askeri seferler srasnda paral askerlerin oalmas, para ihtiyac gerektiriyordu ve dolaysyla para basmak iin madene gereksinim vard. Bu nedenle maden iletme ve metal ileme politikalar deiti. M. 8.yydaki zel giriimcilerden, Hellenistik adaki devlet kontroll sisteme geildi. TCARET Arkaik ada maden ticareti ingot (kle) eklinde yaplyordu. Bunlar genellikle maden cruflaryla birlikte kargo gemileriyle tanyordu. Cevher eklinde ticaret az yaplyordu. Fakat batk gemilerde bulunan verilere gre, M.8.-7.yylarda cevher ticaretinin yapld anlalmaktadr. Bazen gemilerde metal ustalarnn birlikte seyahat ettii ve bu konunun Ge Bronz aa kadar indii anlalmtr. Sardunya aklarnda deniz altnda bulunan bakr-kalay-kurun alaml ingotlarn gsterdii gibi bazen bu tip alamlar hazrlanarak, smarlanan blgelere gnderilirdi. Maden ticareti, sava gibi politik olaylardan veya karlkl yaplan ticaret anlamalarndan ok etkileniyordu. M.4.yy ortalarna ait metal ingotlar ve bronz eya dolu batklar, Akdeniz ve Karadeniz ehirleri arasnda madenler ile ilgili bir ticaret a olduunu gstermektedir. Metal ingot tayan Ge Hellenistik batklar sadece Bat Akdenizde bulunmutur. Bu batklarda kurun ingotlar vard ve spanya madenleri ile talya arasnda kurun ticaretini gstermektedir. Bu tip kargo tamaclnn balangc olarak M.2.yy sonu bilinmektedir. Bu tarih, M.179da

57
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

Romallarn spanya gm madenlerini iletmeye baladklar dnemdir. Batklarda bulunan damgal kurun ingotlar, M.2.yy sonu - I.yy ban vermektedir. M.1.yy sonunda Dou Akdeniz blgesine kalay ticaretinin kesilmesi, sikkelerdeki metal alamn deimesine rol aar. Madene duyulan acil ihtiya, Ge Hellenistik ada Dou Akdenizde maden ticaretinin deimesine sebeb olur. Bu ada ingotlar deniz ticaretinde grlmez. Geni apta maden artklar ile bronz heykel paralarnn ticareti grlr. Hellenistik ada bronz eyann deniz ticareti oalr. spanya madenlerinden elde edilen gm ve kalay, Kartaca ve onlarn orta Rodoslular tarafndan Dou Akdeniz ve Karadeniz blgelerine tanr. M.2.yy ilk yarsndan sonra bu ticaret Romallarn eline geer. HELLEN BRONZLARI M.800 civarnda, Yakndou ve Orta Avrupadan gelen etkiler sonucu, bronzun kullanmnda yeni bir dnem balar. Kk insan ve hayvan figrleri ok zengin eitlerle ortaya kar ve geometrik terimi kullanlr. Kutsal alanlarda bulunan adak eyas, Bronz adan beri gelen tanr-insan ilikisini hatrlatr. Kazlarda bulunan binlerce heykelcik mze ve zel koleksiyonlara dalmtr. Geometrik gelenek ok gemeden yerini yeni bir insan figrine brakr. M.7.yzylda tatan yaplm kuros (plak erkek) heykelleri kutsal alanlarda grlr. Bunlarn kk benzerleri ise bronz dkm olarak yaplr. M.6.yzyl sonunda Bat Anadoluda - Ioniada- kore (giyimli kadn) figrnn ortaya kmas, Hellen heykel sanatnda bir gelime yaratr. Kore heykelcikleri bronzdan adak ve ss eyas olarak kullanld. Ge Arkaik ada byk heykeller, ii bo dkm tekniinde yaplmaya baland. Bilinen tiplerden tamamen ayr tipler yaratld. Pers savalarndan nce Hellen heykelinde bir deime sz konusudur. Byk, basit formlar, derin, yuvarlak balar, byk gzler ve ciddi azlara sahip heykel yapmna Sert slup ad verilir. Bu slup, Ge Arkaik ile 5.yzyl ortasndaki Klasik sluba gei evresidir. Anadoluda 6.yzyl Frig kaplarnn zellii, genellikle bronzdan dkm olarak yaplan gbekli taslardr. Makara kulplara sahip taslarn gbekleri etrafnda tek veya birok kabartma daireler yer alr veya gvde

58
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

kabartmalarla sslenir. Yonca azl testiler dkm veya dvme yaplr. Bronzdan yaplm dkm fibulalar, denizar lkelere ihra edilmi ve Anadolunun dier kentlerinde kopya edilmilerdir. Byk bronz kaplar iin yaplan kabartmalar ve aplikler, M. 5.yzyl ilk yarsnda deiir. Akanthus ve palmet yapraklar ile siren figrleri, hydria ve ayna kulplarnda kullanlmtr. Hellenistik ada bronzlar, Hellen kltrnn eitliliini ve karkln yanstr. Byk skender, usta heykeltralara kahraman ve tanr heykelcikleri ile portreler yaptrmtr. Hellenistik dnya iindeki bu slup karkl ile konularn Roma sanatna girmesi sonucu, bir bronz heykelciin dkm tarihini saptamak kolay olmamaktadr. (MittenDoeringer, 1967: 17-25) ROMA BRONZLARI Romallar tm Akdeniz evresini fethedip, Byk skenderin mirasna sahip olunca byk bir zenginlie kavutular. Lks bir hayat iinde yaadlar. Gney talya, Yunanistan ve Anadoluyu istila ederek yamaladklar sanat eserlerini Romaya getirdiler. Burada yabanc lkelerin tanrlarn Roma tanrlar ile birletirdiler ve pek ok heykeli kopya ettiler. Roma ordular sayesinde bronz dkm olarak yaplm dini heykelcikler geni bir alana yayld. Ticaret yoluyla da imparatorluun uzak snrlarna kadar dald. Bronzdan yaplm heykeller, heykelcikler, mobilyada kullanlan figrl sslemeler, ara-gereler, kaplar ok yaygnlamtr. Romallarn istila ettii topraklarda yerleen askerler, aristokratlar, zanaatkrlar, tccarlar, azat edilmi kleler ile Roma el sanatlar ok geni bir alana yaylmtr. Bronzdan yaplm testiler, srahiler, bakralar, kandiller ve kaplar genellikle dkmdr yahut dvme yaplm olup, zerlerindeki figrler dkmdr. Heykelcikler byk miktarda kutsal alanlara adak olarak verilirdi. Tapnak rahipleri bunlar zel depolarda saklar, ihtiya annda satard. Byk bronzlarn gelimesinde Roma nemli bir rol oynar. Aile portrelerinden ve llerden alnan masklarla gerek ve tarihi unsurlarn korunmasna zel ilgi gsterildi. Bronz dkm portrelerin ok az gnmze ulamtr. ou zaman eritilip, baka bir kullanm iin yeniden

59
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (52-59)

dklmlerdir. Roma imparatorlarnn bronz atl heykellerine ait paralar bulunmutur. Bu byk heykeller, eriyen mum metodu ile dklmlerdi. Gnlk hayat gsteren figrler ayr bir grup oluturur. Pek ok grotesk (gln) figr Roma devrinde popler olmaya devam eder. Gladyatrlerin tek veya grup halinde bronzdan heykelcikleri yaplmtr. Aslan, boa, geyik, domuz gibi hayvan heykelcikleri de Roma eyaletlerinde ok kullanlmtr. Zengin Romallar bronz dkmden yaplm gnlk kullanm eyas, kandiller, amdanlar, masa ayaklar kullandlar. Roma sanat sslemeyi sevdiinden, btn madeni rnler sslenmi, bazen gm kakma veya niello teknii kullanmtr. Kap kulplar, aplikler genelde figrl ve gm kakmal yaplmtr. Zenci balar ve bstleri ok popler oldu. mparator ve imparatorie bst eklinde kantar arlklar yapld. Ahap yaplan sava, yar, tren ve lks arabalarn kollar ve oturma yerinin arkas figrl bronzlarla sslendi. Sandk ve yatak gibi mobilyalar, masa ayaklar, eme azlar bronz hayvan balar ile bezendi. Byk kentlerde sabit atlyeler vard. eitli boyutlarda heykeller yapyordu. Bu heykeller dkm yapldktan sonra kalplar paraland iin daima tek rnekti. Bronz dkm ustalar sipariler nedeniyle devaml seyahat ediyordu. Yeni kentler kurulduka, yeni gmenler geliyor ve daima yeni sipariler veriliyordu. MS.4.yzylda Konstantin zamannda hristiyanlk yayld. Yresel zellikler, Dou etkileri ve dini eler birleti. Dkmler resmi ve dini atlyelerde yapld. KAYNAKA Charbonneaux, J. Greek Bronzes, New York, The Viking Press, 1962. Grler, B. Tire Mzesi Bronz Eserler, stanbul, Ege yaynlar, 2004. Mitten, D.G.- Doeringer, S.F. Master Bronzes from the Classical World, Mainz on Rhine, Fogg Art Museum, 1967. zgen, .-ztrk, J. Heritage Recovered the Lydian Treasure, stanbul, 1996. Treister, M. The Role of Metals in Ancient Greek History, Leiden, Brill, 1996.

60
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

EDRNE KAKAVA ENLKLER Selma SOL1 ZET Doann uyan ve baharn gelii insanolu iin asrlardr hem merak hem de nee kayna olmutur. Bu nedenle eitli toplumlar arasnda mevsimsel bayramlarn ortaya ktn ve bunlarn grkemli bir ekilde kutlandn grmekteyiz. Kitleselleip kltr birikimine dnen bu ritellerden biri de Edirnede yaayan Roman kkenli vatandalarn kutlad Kakava enlikleridir. Kakava enlikleri, her yl mays aynn ilk haftasnda eriba tarafndan atein yaklmasyla balar ve ertesi gnn akamna kadar devam eder. Trakya Romanlar tarafndan kutlanagelen bu enliklere, Trkiyenin farkl blgelerinde yaayan Romanlarn da Edirneye gelerek katldklar gzlemlenmektedir. Sz konusu enlik, Msr ve n Asya kkenli bir efsaneye dayandrlmakla birlikte, icra boyutu balamnda baharn gelii ritellerinden Hdrellez kutlamalarn artrmaktadr. Kakava enlikleri, Trakya Romanlarnn kendi inan ve gelenekleriyle, blgeye has kltrel ve dinsel pratiklerin kaynamas sonucu bugnk hlini almtr. Anahtar Kelimeler: enlik, ingene, Edirne, Kutlama, Kakava. FESTIVALS OF EDRNE KAKAVA ABSTRACT Revival of nature and the coming of spring have become both fascination and joy for human beings for centuries. Because of that reason,
Yrd.Do.Dr. Trakya niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm, Edirne. selmasolergin@trakya.edu.tr.
1

61
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

we see that seasonal fests have emerged among different societies and they have been celebrated gorgeously. One of these rituals massified and turned into cultural accumulation is Kakava festivals being celebrated by gypsyorigined citizens living in Edirne. Kakava festivals begin with being made afire by gypsy chief on the first week of may every year and contunie to the evening of the following day. It is observed that gypsies, living in different parts of Turkey, come Edirne and attend the festivals having been celebrated by gypsies of Trakya. Althoung the festival is inspired by a legend of Egyptian and AsiaMinor origins, it resembles the old Turkish celebration of spring which is one of the rituals of coming of spring in the context of their way of perform. Kakava festivals have shaped by faith and customs of gypsies of Trakya and the cultural and religious proctices of the region Key Words: Festival, Gypsy, Edirne, Celebration, Kakava. GR ingeneler, dnyann hemen hemen her yerine dalm, yaadklar lkenin sosyal ve kltrel yapsna ayak uydurmu ve gnmzde byk lde yerleik dzene gemi etnik bir topluluktur. zellikle Avrupa Birlii lkelerinde 15 milyonu aan nfuslaryla2 dikkat eken ingeneler, bulunduklar lkelerde yaay biimlerine ve mesleklerine gre deiik adlarla anlrlar3. Trkiyede ise genellikle ingene4 adyla bilinmelerinin
ingenelerin Avrupadaki toplam says kimi ingene uzmanlarna gre 12 milyon ve kimilerine gre ise, 10-15 milyon arasnda deimektedir. Avrupa lkelerindeki resm makamlar, amal olarak ingenelerin toplam saysn ok dk gstermektedir. Kukusuz, ingenelerin toplam says konusundaki gerek rakamlar bu saylarn ok stndedir. bk. Arayc, 2008:35-37. 3 ingene toplumu Msrda Egypte; Rumcada Gypthos; ngilterede Gypsies; Bizansta Athingan veya Atzingan; talyada Zingari; Almanyada Zigeuner; Fransada Tsigane, Tzigane, Bohmien ve Gitan; spanyada Gitanos; Romanyada Tigani; Srpada Cingerije; Ermenistanda Lom; Filistinde Nawar veya Dom; Suriyede Dom; Kafkaslarda Poa veya Boa gibi eitli zel adlarla anlmakta ve arlmaktadr. bk. Arayc, 2008:39. 4 ingene, kelimesi bu ekliyle ilk olarak Trkler tarafndan kullanlmtr. eng, kanuna benzer dik tutularak alnan bir eit saz manasna gelirken, engi ise eng denilen saz alan kimse ve oyuncu kz manalarna gelmektedir. Gan ve gen eki sonu e ile biten Farsa kelimeleri oul yapmaktadr. Hace-gan=hocalar gibi. Bu dnceden hareketle, ilk
2

62
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

yan sra Trkede ingeneleri tanmlamak iin yirmiden fazla ad kullanlmaktadr. Bu adlardan en ok bilinenleri, Roman, Esmer Vatanda (Bat Anadolu ve Trakya); Abdal5, Arabac, Gurbet, (Anadolunun pek ok yerinde ve); Mutrib/ Mutrib (Van, Ardahan civar, Hakkari, Siirt); Eleki, Ker, ( Anadolu); Cono/Cano (Adana); Sepeti (Akdeniz ve Ege); Poa/Paa/Boa, Beyzade, Karai (Erzurum, Artvin, Erzincan, Bayburt ve Sivas) eklindedir6. Ayrca lkemizde, ingeneler iin Msrl anlamna gelen Kpt kelimesi de yaygn bir ekilde kullanlmaktadr. Farkl dillerde farkl isimlerle, hatta ayn dilde bile -Trke rneindeki gibi- farkl adlarla arlan bu topluluun, dnya zerine nereden yayldklar konusunda da eitli grler mevcuttur. Ancak son yllarda yaplan almalar, ingenelerin Hint asll olduklarn ve anavatanlar olan Kuzeybat Hindistan7 IX-X. yy.da terk ederek8 batya g ettiklerini gstermektedir9. Sz konusu topluluun, Anadoluya ilk
olarak Trkede kullanlan ingene kelimesi, engi-gan veya engi-gane= engicilik, engilik ya da engiler anlamna gelen bu kelimeden tremi olabilir. bk. Yldz, 2007:3. 5 Gnmzde Abdallarn ingenelerle bir ilgisi olmad kesinlemise de baz yrelerimizde halkmz Abdallar ingene olarak kabul etmekte ve onlara ingene muamelesi yapmaktadr. Oysa btn Abdal bykleri, kendilerinin ingene olmadklarn, hibir ingene kelimesi bilmediklerini ve Orta Asyadan geldiklerini syler. Yerli halk da onlara ingene gzyle bakmakla birlikte, ingenelere nazaran geimlerini dnlerde ve ramazan aylarnda davul zurna alarak ve snnetilik yaparak salayan Abdallara daha scak yaklamakta ve onlara Kivre diye hitap etmektedir. Abdal olarak ifade edilen bu grup, genellikle yerli halkn arasnda yaamakta, ingenelerin aksine ocuklarn okutarak devletin eitli kademelerinde memuriyetlere yerletirmektedir. Ayrca, baz ingene gruplar da Abdallar ingene olarak kabul etmez. http://forum.azeri.net/romanlar-cingeneler-t1339-105.html ( 22.12.2009) 6 Trkede ingeneler iin kullanlan kelimeler zerine ayrntl bilgi iin bk. Yldz, 2007:1. 7 ingeneler zerine aratrma yapan bilim adamlarnca, ingenelerin Hindistan kkenli olduklar ileri srlmektedir. Bilim adamlarn bu kanaate gtren sebep, 200 yl akn bir zamandan beri ingeneler zerine yaplan dil karlatrmalarnn, onlarn byk lde Hinte arlkl dillerinin olduunu gstermesidir. Gnmzde ise antropolojik, etnolojik ve filolojik aratrmalarn nda ingenelerin Hindistan kkenli olduklar ileri srlmektedir. ingenelerin tipolojik ve dil yaplarndan hareketle Hintli olduklarna hkmedilmesinin yan sra, antropolojik olarak da onlarn Ariler ncesi Hindistann yerlileri olduu kanaatine varlmaktadr. bk. http://www.turkiyecingeneleri.8m.com/giris.htm (20.01.2010) 8 ingenelerin, ana vatanlar saylan Kuzeybat Hindistan neden terk etmek zorunda kaldklar bugn bile yantsz kalmaktaysa da tarihiler tarafndan bu konuda farkl teori gelitirilmitir. Teoriler iin bk. http:/wikipedia.org/wiki/Romanlar (21.12.2009) 9 Ana vatanlarndan g eden ingene gruplar arasnda kk bir kesimini, Rusyaya ve oradan da Sibiryaya g edenler olutururken; byk bir kesimini ise, Kafkaslardan Ermenistan ve Gneydou Anadolu zerinden iki kola ayrlarak Avrupann eitli lkelerine g edenler oluturmaktadr. Bu yolu takip eden ingeneler, ilk olarak 1150 ylnda stanbula

63
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

gelileri konusunda kesin bir tarih verilemese de Hindistandan g edenlerin, Afganistan ve ran zerinden X.yy.da Anadoluya geldii ve nemli bir blmnn Anadoluda kald dnlmektedir. Dier kesimi ise XI ve XIII. yy.lar arasnda stanbul zerinden Balkan lkelerine, bunlar arasndan nemli bir kesimi de XIV. yy. sonundan ve XV.yy. bandan itibaren Avrupann deiik lkelerine dalmtr. Bununla beraber Avrupann deiik lkelerinde yaayan ingeneler, XV ve XX. yy.lar arasnda Trk ajanlar olduklar gerekesiyle srgn edilmilerdir (Arayc, 2008:235). Trk ya da Trk ajan sanlarak, dlanan, kt muameleye maruz braklan ve XX. yy. balarndan itibaren tekrar Trkiyeye zorunlu g ettirilen ingeneler iin, 1923te imzalanan Lozan Bar Antlamas10 farkl bir durumu daha dourmutur. nk bu antlama gereince nfus mbadelesi deiimi erevesinde eitli Balkan lkelerinden yz binlerce Trk ve on binlerce ingene, Trk kkenli olduklar gerekesiyle Trkiyeye gnderilmitir (Arayc, 2008:235). Bu
gelmitir. Belli bir kesimi stanbulda kalm ve kalmayanlar ise, bata Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Yugoslavya, Macaristan olmak zere Avrupann deiik lkelerine dalmlardr. Dier ikinci bir kolu takip edenler ise, Gneydou Anadolu blgesi zerinden, Irak, Suriye ve Filistini geerek Msra gelmiler ve oradan da Kuzey Afrikann eitli lkelerine dalmlardr. bk. Arayc, 2008:29. 10 Bu antlama erevesince 1924 yl Ekim aynn sonuna kadar sadece Yunanistan'dan Trkiye'ye gnderilen gmen says 370.000'e ulamt. Gmen saysnn kademeli bir ekilde artmasndan sonra, resm istatistiklere gre, Trkiye'ye gnderilen gmen says 456.720'i bulmutu. Ayrca mbadele kapsamna girip, mbadele edilmeyi beklemeden Trkiye'ye snmac olarak 50.000'i akn gmenin gelmesiyle, lkemize getirilen gmen says 500.000'i gemiti. Byk bir ihtimalle Trkiye'ye gnderilen bu gmenler arasnda ok sayda ingene de bulunmaktadr. Kanaatimize gre bu antlamay frsat bilen Yunanllar, kendi lkelerinde yaayan ingenelerin byk ounluunu, Trk olduklar gerekesiyle Trkiye'ye gndermitir. Zira lkemizde kendilerini "Roman" olarak nitelendiren vatandalarmzn tamam, Avrupa'dan Trkiye'ye g eden ingenelerdir. Kendileriyle grtmz btn Romanlar; Yunanistan, Bulgaristan ve Yugoslavya gmeni olduklarn sylemektedir. Yunanistann kendi lkesindeki ingeneleri hileyle Trkiye'ye gnderiinin yan sra, Bulgaristan'n da snrlar ierisinde yaayan ingeneleri tehcir ettirmesi zerine, Bulgar ingeneleri de 1930'lu yllardan itibaren Trkiye'ye gruplar hlinde gelmeye balamtr. Gnmzde Osmaniye, orum, Sakarya, Tekirda gibi illerde ounlukta bulunan "But Mana" isimli Romanlarn tamam Bulgaristan'dan gelmitir. Ege ve Marmara blgelerinde yaayan Romanlarn tamam Yunanistan ve Yugoslavya'dan geldiklerini ifade etmektedir. Ayrca Osmanl Devleti zamannda, bilhassa 1877 ylndan itibaren Balkanlardan Anadolu'ya Trklerin zorunlu olarak tehcir edilmeye balamasyla birlikte, Trklerin yan sra pek ok ingenenin de Anadolu'ya gelmi olmas muhtemeldir. bk. http://www.turkiyecingeneleri.8m.com/turkiyetarihi.htm (20.01.2010).

64
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

kapsamda, Trkiyeye getirilen mbadele gmenleri, Edirne, Balkesir, stanbul, Bursa, Krklareli, Samsun, Kocaeli, zmir, Nide ve Manisaya youn olmak zere yerletirilmitir. Bugn itibariyla ingeneler, ounlukla Ege, Marmara ve Trakya blgelerinde yaamaktadrlar (Kolukrk, 2006:3). imdiye kadar yaplm nfus saymlarnda etnik kkenlere ynelik ayr bir alma yaplmadndan ingeneler iin de ayr bir kayt tutulmamtr. Bu nedenle, lkemizdeki ingeneler iin kesin bir say veremiyoruz. Ancak, eitli amalarla yaplm yerli ve yabanc kkenli baz almalarda Trkiyede bulunan ingeneler iin baz rakamlar verilmektedir. Uluslararas kurulularn verilerine gre; lkemizde gerek gebe gerekse yerleik dzende yaayan ingenelerin toplam says 450-550 bin arasnda deimektedir. Ancak, gerek rakamn bu saynn ok stnde olduu11 tartma gtrmez bir gerektir (Arayc, 2008:235-36). NCELEME Bu almann konusu, yukarda ksaca bahsettiimiz tarihsel sreler balamnda, lkemizde etnik bir topluluk olarak zellikle Trakya blgesinde ve Edirnede yerleik dzende bulunan ingenelerin kutlad Kakava enlii ve bu enliin kkenlerine dair bir inceleme denemesidir. Gnmz itibaryla kesin bir say veremesek de Edirnede, merkez ve ileleri de dhil olmak zere tahminen 50.00012 civarnda ingene yaamaktadr. lkenin dier blgelerinde yaayan ingenelerle benzer olarak, eitli hizmet sektrlerinde geici ii durumunda bulunmakla beraber, kalayclk, bohaclk, bakrclk gibi ilerin yan sra, Edirne ingeneleri daha ok at arabacl ve sepetilik gibi ilerle geimlerini salarlar. Ancak nemli bir ksmnn mzisyen olduu da gz ard edilemez. Daha nce de belirttiimiz gibi Bat Anadolu ve Trakyada yaayan ingenelere Roman da denmektedir. zellikle son yllarda, ingene kelimesinin toplumdaki alglanndan duyulan rahatszlk yznden13
11 stanbul Bilgi niversitesi G Aratrmalar Merkezince yaplm almaya gre Trkiyede resm rakamlara gre 500 bin, tahminen de 2 milyon civarnda Roman yaamaktadr. bk. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=188686 (10.11.2009). 12 bk. http://www.turkiyecingeneleri.8m.com/turkiyetarihi.htm (20.01.2010). 13 Mustafa Aksu gibi baz aktivistler, ingene kelimesini, tad bu olumsuz anlamndan kurtarmak iin baz almalarda bulunmaktadrlar. Aksuya gre; Baz ingene kardelerimiz son yllarda, ingene ismi yerine Roman ismini kullanyorlar. Bunun psikolojik ve sosyolojik nedenlerini biliyorum. steyen ingeneyim desin, isteyen Romanm desin; fark etmez. Ben ingeneyim st kimliim Trktr diyorum. Asl olan ingene ismidir. Roman

65
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

Trkiye genelinde de Roman kelimesi daha fazla tercih edilmeye balanmtr. Bunun bir sebebi de Avrupa Romanlaryla kltr, dil ve ekonomik zellikler paylaan bir grup olarak Trkiye Romanlar arasnda mesleklerine gre birok alt grubun mevcudu ve Romanlar arasndaki snf sisteminde mzisyenlerin ounlukla elit kesimi oluturmas da14 gsterilebilir. ingene kelimesi yerine Roman tercih etme noktasnda, Trkiye apnda ingeneler tarafndan kurulmu olan ve iki federasyon ats altnda toplanan elliye yakn dernein kendi bnyelerinde isim deiikliine gittikleri gzlenmektedir15. Bu nedenle almamzn ilerleyen blmlerinde biz de ingene ismi yerine Roman sylemini kullanacaz. Baharn gelii ve doann yenilenmesi zerine eitli toplumlarda farkl ritelistik uygulamalarn varl saha alanlarnca malumdur. zellikle mevsimsel bayramlara ynelik uygulamalarn, gerek Trkler arasnda gerekse asrlardr i ie yaadmz farkl etnik kkenlere sahip topluluklar arasnda kitleselleip kltr birikimine dndn grmekteyiz. Szn ettiimiz ritelistik uygulamalardan biri de Edirnede yaayan Roman kkenli halkn, her yl mays aynn beinde akam vakti balatp altsnda da tam gn devam ettirdikleri Kakava enlikleridir. Hem kutland tarih hem de ritelin uygulama ekli aslnda bu enliin bir Hdrellez kutlamas olduunu aka gstermektedir. Ritele adn veren Kakava kelimesi hakknda net bir bilgi bulunmamakla beraber, Romanlarn da bu konuda farkl grleri vardr. Bir ksm kelimenin herhangi bir anlamnn bulunmadn iddia ederken bir ksm da enliin balad 6 Mays sabahna verilen isim olduunu sylemektedir16. Bu konuda, Edirne halk arasndaki yaygn inan
ismi ingene isminin ikinci anlamdr. nsanlarn deeri kimlik isimleriyle llmez. nemli olan duyarl ve erdemli insan olmaktr bk. Aksu, 2006:127. 14 Bu konuda daha ayrntl bilgi iin bk. Marsh, 2008:22. 15 lk kurulan Roman derneklerinden biri olarak EDNKAY (Edirne ingene Kltrn Aratrma, Gelitirme, Yardmlama ve Dayanma Dernei) adyla 2004te kurulan dernek, Roman Dernekleri Federasyonuna ye derneklerin ounluunun, Roman kelimesini ingene kelimesine tercih etmesinden sonra 2006da isim deiikliine giderek EDROM (Edirne Roman Kltrn Aratrma Gelitirme Yardmlama ve Dayanma Dernei) adn almtr. bk. Uzpeder, 2008:113. 16 Edirne Romanlarnn eski eribas Mehmet Ali Krklye gre Kakava kelimesinin ingene dilinde hibir anlam yoktur ve hatta Kakava diye bir olgu ve oluum da yoktur. in asl Hdrellezdir. Hdrellez geleneini eski gebe ingeneler bir hafta boyunca kutluyorlard. bk. www.edirnetv.com/koseyazilari/.../mehmet-ali-korukluyle-kakavayikonustuk (22.12.2009). Bu konuyla ilgili olarak, Romanlarn imdiki eribas unvann

66
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

Kakavann kokulu hava ya da kahkahadan bozulma bir kelime olduu ynndedir17. Ancak konuyla ilgili fikir beyan eden iki aratrmacnn gr bunlardan olduka farkldr. Nazif Karaama gre Kakava, Tencere Bayram anlamna gelmektedir18. Bir dier aratrmac . Hakk Soyyanmaza gre ise Kakaa kelimesi hem mill bayram hem de silah ve sava grlts anlamlarna gelmektedir19. Edirnede Romanlarn her yl byk bir cokuyla kutladklar Kakava enlikleri, 5 Mays akam Sarayii meydannda byk bir atein yaklmasyla balar. Ancak bu tarihten bir hafta nce Edirne Romanlarnn mevcut eribas, yanna drt gzel gen kz alarak davul ve zurna eliinde, o gne has zel parlak krmz-beyaz kostmleriyle Edirne esnafna Kakava davetiyelerini datr20. Daha nceki yllarda Ac eme (Gogo Mezarl da denilir) Mezarlnda 5 mays akam buluan Romanlar, burada yaktklar atein etrafnda toplanp yanlarnda getirdikleri yiyecekleri yiyerek sabahlarlard. Ancak Edirne Belediyesinin 90l yllardan itibaren enlie dhil olmasyla birlikte, enlik alan Sarayii olarak deimitir21. enlik alannda atein yaklmas, hemen hemen kutlamaya
tayan Fikri Ocak ile 14 Kasm 2009 tarihinde Edirnede yaptmz grmede unlar sylemitir: Romanlar arasnda bu kelime, sabah gnei doarken 1 saat 10 dk. 3 sn.lik sre zarfn karlar ki bu zaman diliminin de Hdrelleze tekabl ettiine inanlr. Yani 6 Mays sabah, gn doumundaki bahsedilen sreye verilen isimdir ve Romanlar arasnda bir sembol olarak yaatlmaktadr. 17 Kokulu hava ya da kahkahadan bozulma bir kelime olduuna dair elimizde etimolojik bir bilgi ya da bunu destekleyebilecek eski bir kaynak yoktur. Dolaysyla, kayna henz tespit edilememi bir halk inanndan teye gemeyen bir bilgidir. 18 Karaam, 1995:256; Gkbilgin, 2001:426 19 Aratrmacya gre; Donanma szcnn, hem mill bayramlarmzdaki resm geitler hem de sava gemileri iin kullanld gibi (KAKAA) szcnn de hem milli bayram hem de silah ve sava grlts anlamna geldiinin unutulmu olmas; Edirne Fetih Gn Kakaa Bayramnn Saray erknnn boalm konutlar yresinde, toz-toprak ierisinde, insan ve hayvan pislikleri arasnda kutlanmas ile Kakaa szcnn halk dilinde kaka var, kaka vay, kaka va ekillerinde sylentisi sonunda KAKAVA ekline dnerek dil srtmesine uradnn bilinmemesi pek zcdr. bk. Soyyanmaz, 2003:13-14. 20 zerinde 6 Mays 6538 tarihi olan ve en eski Kakava davetiyesi olduuna inandklar bir davetiyede unlar yazmaktadr: Mut Barolara, Milleti necibeyi kptiyann yevmi mesudun mbareki olan 6 Mays Sabah Tuluyi emten bir saat on dakika saniye mukaddem edasna borlu olduklar Bayram ayini davetiyesidir. Bu ifadeden sonra ingenece olduunu syledikleri iki dizelik bir manzume, bunun altnda da yirmi dizelik gnn nemine, baharn geliinin zevk verici olduuna ve kutlama ekillerine dair bilgiler ieren bir manzume bulunmaktadr. bk. EDROM Kakava davetiyeleri arivi. Belge no: yok. 21 Kakava ile ilgili olarak kendisiyle grtmz eriba Fikri Ocak, bu enliin eskiden Edirnenin Slolu ilesinin Nako kynde kutlandn, 300-500 aras adr kurulduunu;

67
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

katlan herkesin, atein zerinden ilerinden bir dilek tutarak atlamasyla enlik balatlm saylr. Bu uygulama hastalklardan, uursuzluklardan, ktlklerden kurtulmak ve gelecek senenin, bir ncekine gre ok daha iyi gemesi temennisiyle yaplr. Genel olarak btn Nevruz ve Hdrellez kutlamalarnda grdmz ate ve atele balantl pratikler22, Kakava enliklerinde de karmza kmaktadr. phesiz her trl kutlama iin geerli olarak, -ancak algsz yaayamayacaklarn her frsatta beyan eden Romanlar iin apayr bir nemi haizdir- elencesiz, algsz bir atmosfer dnlemeyeceinden enlik alannn drt bir yannda davul, zurna alnr. Bu arada Belediyenin katklaryla yaplm olan pilavlar enlie katlan herkese ikram edilir. Yemek faslndan sonra, gece ge saatlere kadar srecek olan elence ksm balar ve kutlamaya katlan herkes davul ve zurnalar eliinde Trakya blgesine has hareketli melodilerle oyunlar oynar. Bu arada eer uygun grlrse yeni eriba seimi de yaplr. lerleyen saatlerde enlik alanndan kendi mahallelerine dnen Romanlar elenceyi devam ettirirler. Oturduklar yerlerde sokaklarn giri ve kn trafie kapatarak neredeyse her evin nne yine ateler yaklr. Bu atelerden birinin bana gelen eriba, bir kova alarak birka kiinin giysisini, kpesini ya da kiiye ait zel bir eyay kovann iine atar. Eya sahiplerinin dilek tutmasn syler ve onlar kenarda bekletir. eriba, kovadan setii her eya iin sahibine gnderme yaparak yle maniler okur:

her adrn bir kuzu kestiini ve enliin dnemin eriba tarafndan ynetildiini bildirmitir (Grme tarihi: 14 Kasm 2009-Edirne). Eski eribalardan Mehmet Ali Krkl de Edirne Belediye Bakan Hamdi Sedefinin Kakava kutlamalarn, Ac eme Mezarlndan alp Sarayiine tamasn takdir ve teekkrle karladn beyan etmitir. www.edirnetv.com/koseyazilari/.../mehmet-ali-korukluyle-kakavayi-konustuk (22.12.2009). 22 Ate klt temelinde en sk rastlanan arnma, saaltm uygulamas, Gktrkler dneminden beri bilinen, ate zerinden atlama, duman iinden geme, ttslemedir. Bu uygulamalarla gnahlardan, ktlklerden (kt ruh, uursuzluk, ansszlk, zararl canllardan) ve hastalklardan kurtulunulacana inanlmtr. Doa gnele nasl btn skntlarndan kurtuluyor ve canlanyorsa, gnein dnyadaki temsilcisi ate sayesinde de insanolu yenileneceine inanmtr. bk. zdemir, 2006:24.

68
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

Denizler denizler kadar serin Rzgrlar rzgrlar kadar serin Senin en gzel yerin Mavimsi gzlerin Ata binersin ata Yarine baka baka Sen hi zlme kzm Bir gn alacaksn kaynata stanbuldan Beyoluna karm Barlarda rak arap ierim Bana da derler Ayya Abbas Kimse almma dayanamaz23

Ay erife erife Nasl gittin branti (beter) herife Gece gndz arap ier Gz bir ey grmeye Edirnenin kzlar Renkli sever basmay Basmadan alvar yaptrr Gbeini gbeini attrr

zellikle gen kzlar ve gen erkekler oyunlar oynayp karlkl maniler atarak sabahn ilk klarna kadar elenirler. 6 Mays sabah, sabah ezanyla uyanan halk gne bir baka ritelle balar. 5 Mays gecesi Meri ya da Tuncadan getirdikleri, iine 41 ta ve 41 eit ot attklar bir miktar su ile yzlerini ykayarak hastalklara kar korunacaklarna inanrlar. Yine aklkpaklk-gzellik olsun diye gne bir bardak st iilerek balanr. Sabah erken kalkamayanlarn ayak altlarna srgan otu srlerek rahatsz edilir. nk uyumak ya da ge kalkmak hi de ho karlanmaz. Gn aarmadan, evde ok fazla vakit kaybetmeksizin talika adn verdikleri at arabalaryla ya da yryerek davul, zurna eliinde Tunca Nehrine gidilir. Hi evlenmemi gen kzlar, en ksa zamanda ksmetlerinin almas iin gelinlik giyerken dierleri de en gzel, en yeni kyafetlerini giymeye zen gsterir. steyen nehre girerken isteyen de yanlarnda getirdikleri ielere nehirden su doldurup ellerini yzlerini ykar24. Roman halk bu sayede, aklandklarna, temizlendiklerine inanr. Bununla birlikte kendileriyle grtmz
Kaynak Kii Fikri Ocak, Edirne Romanlar eribas (Grme gn:14 Kasm 2009Edirne). 24 Suyla ilgili yaplan bu pratik aslnda tipik bir (baharn gelii ritellerinden saylan) Nevruz ve Hdrellez uygulamasdr. Akarsuda ykanma, su zerinden atlama, kaynak-pnar suyunda ykanma, ime, hayvan sulama, krk dalgadan alnan suyu evin drt bir yanna dkme, sama, adra su serpme gibi uygulamalar arnma, saaltm ve dolaysyla bireysel yenilenme amacna yneliktir. bk. zdemir, 2006-24.
23

69
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

Romanlar, suya girme pratiinin temelinde eski bir efsanelerinin yattn sylemitir. Efsaneye gre, ok eski dnemlerde Romanlarn lideri saylan Baba Fingo adl, yiitliiyle ve yakkllyla nl bir hkmdarlar varm. Ancak bu hkmdarn arap ve kadn olmak zere iki zayf noktas vardr ki bir vesileyle dmanlar bunu renir. Dmanlar, niyetlerini sezdirmeden Baba Fingoyu bir nehir kenarna gtrrler ve sarho oluncaya kadar iki sunarlar. kinin tesiriyle savunmasz hlde kalp kendinden geen Baba Fingoyu lmesi iin nehre atarlar. Bunu renen halk, derhal btn su kenarlarn dolaarak hkmdarlarn ararlar ancak bulamazlar. Ancak o srada gaipten bir ses gelir ve Baba Fingonun bundan sonra yaamn nehirde srdreceini ve hibir zaman lmeyeceini syler25. Romanlara gre o gn bu gndr, her yl Mays aynn 6snda Baba Fingonun nehirden kacana dair inantan kaynaklanarak suya girilir. Hatta Baba Fingoyu bulabilecekleri midiyle suya girmeleri ve onu aramalar, efsanevi hkmdarlarn ok mutlu etmektedir26. Bahsettikleri bu efsanenin yan sra enlie katlan Romanlarn ou bu gn ayn zamanda Hdr-lyas gn olarak da kabul etmektedir. Bu sebeple, zellikle son yllarda Kakava ve Hdrellez enliklerinin birletirildiini ve bu ekilde, gerek yerli gerekse de Roman halk tarafndan kabul edildiini grmekteyiz. derlez, Ederlez ya da Ederlezi olarak da adlandrlan bu kutlamalarn devamnda, Tunca Nehri kenarlarndaki st ya da kavak aalarndan kesilen dallar ve nehirden alnm bir gm su eve getirilir. Dallar evin giri yerlerine, kaplara aslrken, su da bolluk, bereket getirmesi iin baheye serpilir. Evdeki eski bir hasr paras gemi yl temsilen hastalklardan, uursuzluklardan ve ktlklerden kurtulmak iin kapnn nnde atee verilerek yaklr. Yine sabah erken saatte olmasna dikkat edilerek, alt tane karnca yuvasndan alnan bir miktar toprak, hls bir Fatiha okunarak bir bezin iine sarlp kn hline getirilir ve evdeki giysi dolabnn stne konur. Bu uygulamann da btn bir yl eve bolluk, bereket getireceine inanlr. Yaygn bir Hdrellez gelenei olarak
Kaynak Kiiler Fikri Ocak, (Grme gn: 14 Kasm 2009-Edirne), Glen Nekrita, (Grme gn: 14.12.2009-Edirne). 26 Eski eribalarndan Mehmet Ali Krkl ise Baba Fingonun denizden kmas efsanesine inanmamakta ve ok uyduruk bir ey diye tanmlamaktadr. www.edirnetv.com/koseyazilari/.../mehmet-ali-korukluyle-kakavayi-konustuk (22.12.2009).
25

70
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

evler daha nce temizlendii iin 6 Mays gn kesinlikle temizlik yaplmaz. Gelecek misafirler iin kek, brek, kurabiye gibi eitli yiyecekler hazrlanr, ancak Romanlar iin Hdrellezde olmazsa olmazlardan biri de evin nnde kuzu ya da kei evirmektir. Maddi durumu yetmeyenler ise yine evinin nnde ate yakp tavuk evirmektedirler. Gn boyunca gerek mahallelerinde gerekse hem Sarayiinde hem de Edirnenin merkez ar meydannda dzenlenen eitli Hdrellez organizasyonlaryla (halk konserleri, halk oyunlar gsterileri vb. ) elenceler devam eder. Hdrellez kapsamnda hem Anadoluda hem de btn Trakya halknda olduu gibi, Roman genleri iin de vazgeilemeyen geleneksel elence biimlerinden biri, gen kzlarn ve gen erkeklerin karlkl mani sylemeleridir. Kzlarn syledikleri maniye rnekler: Her sese gbek atar Bakladan fala bakar At bir belik nne Bak nasl selam akar Entarisi vineden imdi geldim taleden Alacaksan al yarim Hastaneye dmeden Erkeklerin syledikleri manilere rnekler: Ta altnda teleme Kalar benzer kaleme Kk yata yar sevdim Rezil oldum leme Bahelerde prasa Yaprana kor yasa Bir gece tellal barsa Herkes sevdiini alsa27 Yaptmz aratrmalara gre; 5 Mays akam Kakava enlii olarak
27

Kuyu banda kular Yrim karanfil alar Kaldr yrim apkan Grnsn keman kalar Ateleri yakalm Yumurta alayalm Bugn iderlez gn Maniye balayalm Bahelerde sardunya Sardunyay krdn ya stemiyom dermisin Yine bana kaldn ya

Kaynak kiiler, Figen Kelemer, zlem Anadol (Grme gn: 14 Kasm 2009-Edirne)

71
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

balayp 6 Mays sabahndan itibaren uygulanan btn pratiklerle tam bir Hdrellez kutlamasna dnen bu enliin kkenleri konusunda iki farkl gr tespit ettik. Sz konusu grlerden biri, ritelin kkenini ingene mitolojisine dayandrmaktadr. Bu balamda, Edirne Romanlar tarafndan, Hdrellez sabah gnein domasna yakn saatlerde Tunca Nehrine girmeleri hakknda, yukarda verdiimiz ekilde bilinen-anlatlan efsanenin yan sra, suyla ilgili olarak gerekletirilen bu seremoninin Msr ve n Asya kkenli, Aa Msrdaki Kpti Firavun krallar dnemine ait bir efsaneye dayand iddia edilmektedir. Roman sylencesine ve inancna gre Kakava, Msra egemen olan Tanr Kral Firavunun, Msrn Kopt halk ile birlikte soylar ve inanlar ayr bir kavme yaptklar zulmler iinde balayan mucizev olaylar iinde sularda yitirilen Kurtarcnn akarsu boylarnda aranmas ve bir gn dnecei umudunun yaatlmasdr 28. Kken konusundaki ikinci gr ise Edirnenin fetih gnleri iin gemite dzenlenmi, ancak gnmzde unutulmu olan eski bayramlara gnderme yapar. Bu gre gre, Edirnenin fetih gn olan 5 Mays 1361 tarihinde Sazldere Savandan galip kan Trk askerleri, kanl elbiselerini 6 Mays sabah gne domadan Tunca Nehrinde ykamlardr. Edirne halk arasnda bu davran gelenek hlini alp gnmze kadar srmtr. Bununla beraber, Edirnenin fetih gn olan 5 Mays 1361de tam gne tutulmas gereklemitir. Yldzlar grnecek kadar etraf karard iin aydnlatma amal ateler yaklmtr. Daha sonralar dzenlenen Edirne fetih gn kutlamalarnda yaklan ateler, aslnda o gne gnderme yapan hatrlatma ateidir. Gnmzde Roman mahalleleri olarak bilinen Menzilahir, Tekkekap ve Umurbey mahalleleri eskiden saray erknnn ikamet ettii yerlerdi. Vezirler, beylerbeyi, voyvodalar ve ulemalar buralarda ikamet ederlerdi. Edirnenin fethinden sonra, yaplan kutlamalar da buralarda younlamtr. Mslman bayram geleneine gre bayramlar ikindi ezan sonrasnda balar. Bu sebeple gelenee uygun olarak, ikindi ezan sonras, Tekkekap Caddesinde halk toplanr ve eitli elenceler yaplrd. 5 Maysta balayan Edirnenin fetih gn elenceleri stanbulun fethine kadar tam 92 yl devam etmitir. stanbulun fethedilmesiyle, yukarda bahsi geen yerlerde ikamet eden saray erkn stanbula tanr. Bir mddet sahipsiz ve bakmsz kaldktan sonra boalan evlerine de adrda
bk. Karaam, 1995:256. Sz konusu efsanenin farkl varyantlar iin bk. Berger, 2000:4950-51.
28

72
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

yaayan erge ingeneleri yerlemitir. Her yl 5 Maysta kutlamalar iin bu yerlere gitmeye alk olan Edirne Trk halk, gelenee uygun olarak elencelerini devam ettirmilerdir. Bununla beraber eskiden Krkpnar greleri de 5 Maysta balard. Zamanla bu elencelere dhil olan Romanlar, suya girme, ate yakma gibi fetih gnleri adetlerini de uygular oldular29. SONU ingeneler, nerede yaarlarsa yaasnlar, hkim olan kltrn (dil-din dhil) etkisi altna girmilerdir. phesiz, kendi geleneklerinden getirdikleri inanlar da hkim kltrle kaynatrabildikleri noktada yaatmaya devam etmilerdir. Kakava enliklerinin kkenleri konusunda yukarda sraladmz grler balamnda unu rahatlkla syleyebiliriz ki, bu enlik bir ynyle Edirne fetih gnlerine dair artk unutulmu olan bayram kutlamalarnn; dier ynyle de ingene inanlarndan bir ksmnn, asrlardr Orta Asyadan Balkanlara dein Trkler ve komu dier topluluklar arasnda daha baskn bir kutlama olan Hdrelleze dnm hlidir. Kitlelere ait kkenleri unutulmu ya da hayal meyal hatrlanan baz uygulamalarn, Hdrellez gibi, kutlama alan ve uygulanan ritellerin zenginlii bakmndan yzyllar ncesine dayanan kapsayc bir kltrel hadisenin bnyesine dahil olmalar son derece doaldr. Bu nedenle enlik, iinde bulunduumuz yl Edirnenin Fethinin 649. Yldnm Kakava ve Hdrellez Festivali olarak kutlanmtr. Bu ynyle, tarihsel birlikteliklere, ortak kltrel unsurlara gnderme yapan bir enlik olarak, kitleleri birletirme, toplumsal ayrmcl sonlandrma gibi gnmz koullarnda apayr nemi haiz vazifeleri yerine getirdii dncesindeyiz. KAYNAKA Abdal Mad. http://forum.azeri.net/romanlar-cingeneler-t1339105.html (22.12.2009). Aksu, Mustafa, Trkiyede ingene Olmak, 2.bask, stanbul, 2006, Kesit Yaynlar. Arayc, Ali, Avrupann Vatanszlar ingeneler, stanbul, 2008, Kalkedon Yaynlar.
29

bk. Soyyanmaz, 2003:7-30.

73
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (60-73)

Balang, Celal, Romanlar Biz de Varz Diyor, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=188686 (10.11.2009). Berger, Hermann, ingene Mitolojisi, Ankara, 2000, Ayra Yaynevi. ingene Mad., http:/wikipedia.org/wiki/Romanlar (21.12.2009) Gkbilgin, M. Tayyib, ingeneler, slam Ansiklopedisi, MEB, C.3, 2001, Eskiehir. Karaam, Nazif, Efsaneden Geree Krklareli, Krklareli, 1995, Krklareli Belediyesi Yaynlar. m.a.k.www.edirnetv.com/koseyazilari/.../mehmet-ali-korukluylekakavayi-konustuk Marsh, Adrian, Etnisite ve Kimlik: ingenelerin Kkeni, Biz Buradayz, Trkiyede Romanlar, Ayrmc Uygulamalar ve Hak Mcadelesi, stanbul, 2008. zdemir, Nebi, Yeni/lenmek ve Nevruz, Mill Foklor, C.9, S.69, Ankara, 2006. zkan, Ali Rafet, ingenelerin Kkeni ve Gleri-Hindistandan G, http://www.turkiyecingeneleri.8m.com/giris.htm. (20.01.2010) zkan, Ali Rafet, ingenelerin Trkiyedeki Tarihi-ingenelerin Anadoluya Gelii, http://www.turkiyecingeneleri.8m.com/turkiyetarihi.htm (20.01.2010) Soyyanmaz, . Hakk, Edirnenin Fetih Gnleri Bayramlarnn ingene (Kakava) enliklerine Dnm, Edirne, 2003. Uzpeder, Ebru, Trkiyede Roman Haklar Hareketinin Geliimi, Biz Buradayz, Trkiyede Romanlar, Ayrmc Uygulamalar ve Hak Mcadelesi, stanbul, 2008. Yldz, Hseyin, Trkede ingeneler in Kullanlan Kelimeler ve Bunlarn Etimolojileri, Dil Aratrmalar Dergisi, C.1, S.1, s.61-82, Ankara, 2007. Kaynak Kiiler: Ad-Soyad Fikri Ocak Figen Kelemer zlem Anadol Glen Nekrita Doum Tarihi 1960 1983 1990 1969 Doum Yeri Edirne Edirne Edirne Edirne

74
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

ZATNN GAZELLERNDE KIYAFETLERLE LGL UNSURLAR1 Ayegl Mine YELOLU2 ZET Balkesirli Zt, 16. yy. Osmanl Edebiyatnn nemli airlerinden biridir. Dier Divan airlerine gre, iirleri ok fazladr. Bu yzden gazelleri incelenerek, giyim kuamla ilgili unsurlarn tespiti amaland. Bu alma iinde zellikleri ile sunuldu. Anahtar kelimeler: Divan iiri, Zt, Divan iirinde kyafetler. ELEMENTS RELATED TO WEAR IN GAZELS OF ZATI ABSTRACT Zt of Balkesir, is among important poets of 16 th century Ottoman Literature. According to the other Divan poets, he has a number of poems. Therefore, it was aimed that elements related to wear be defined by analyzing gazels. Within this study, they were presented with properties. Key Words: Divan literature, Zt, Wear in gazels of Zt

Celal Bayar niversitesi II. Uluslar aras Trk Tarihi ve Edebiyat Kongresinde bildiri olarak sunulmutur. 11-12-13 Kasm 2005 Manisa. 2 Trakya niversitesi Fen- Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm retim yesi.

75
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Zt, 16. yzyl divan airidir. Balkesirlidir. II. Byezid, I. Selim ve Kann olmak zere pdih zamann grd. stanbula geldiinde II.Byezid tahtta idi. Balkesirde genlik yllarnda izme dikerek geimini salad. Kaynaklarda meslei izme dikmecilik mze dz olarak gsterilir. mukaddem ashb- hrfet erbb- sanatdan mze-dz olup nice sl mh el ksib habibullah fehvas zre elden geldike sanat- mezbre ile tahsl-i keff u maiet iderdi 3 Ailesi hakknda baka bir bilgi yoktur. Genlik yllarn Balkesirde geiren air, Bursada znikde, Edirnede ve srafil-zdenin Manisa kads olduu yllarda bu ehirde bulunmutur.4 Knhl-Ahbra gre asl ismi Satlmtr. Sonra mesleine uygun isminin heceleri drlerek Sat denir. airlie heves edince Sat Zt olur. Knalzdeye gre, vazdr, hem de ebced hesab ile doum tarihini verir. Kaynaklarda iyi bir eitim grdne dair bir bilgiye rastlanmaz. izme gibi ayaklar altnda kalmamak, iirle uramak iin stanbula geldiini Hasan elebi tezkiresinde syler.5 irlik arzusundan nahv tahsil etti ve Mneccim-zdeden remil kaidelerini rendi.6 II.Byezid zamannda stanbula geldiinde Ali Paann Divan ktibi olan air Mesihi ile tant ve onun yardm ile Ali Paann himayesine girdi. Ali Paann himyesi ile pdiha biri nevrzda , ikisi bayramda olmak zere ylda en az kaside verdi. Bu ekilde bata Ali Paa olmak zere vezirlerin ve limlerin sohbetlerine girdi. Ztnin hayatnda en parlak dnem, bu dnem olmutur. II. Bayezid ve Ali Paa ldklerinde, Zt hamisiz kald. Yavuz Sultan Selim zaman daha snk geti. Kanun zamannda eski itibarn tekrar kazand ise ya epeyce ilerlediinden Kanuninin yannda pek bulunamad. stelik ir Hayal ile kartklar bir olay yznden Kanunnin veziri brahim Paann gznden dt. Caizeleri ve sliyneleri kesildi. Eski meslei olan remilcilie dnd. mrnn sonuna kadar remilcilik yapt. evresinde isteyenlere yazd kaside ve gazellerden ald gelir ile geimini salad. 1546 ylnda veft etti. lmne Zuhr, Ayd ve Abd birer tarih drrler:
Knalzade Hasan elebi (1978) Tezkiret-uar, (Haz. brahim Kutluk), Trk Tarih Kurumu yaynlar, Zt mad., C.I, s.382 , Ankara. 4 Mehmet avuolu (1988) slam Ansiklopedisi , Zt mad., M.E.B. , C.13, s.465, stanbul. 5 Knalzade Hasan elebi (1978) age. , s.382. 6 Mehmet avuolu (1988) age. , s.465.
3

76
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Er kald ydigr Zuhr Suhen-ver gdi Ayd uar yr dnydan gdi Abd7 Zt iin Hasan elebi ir-i shir ve irler iinde iiri, bata iletenlerden olduunu syler. Zt , Nectden sonra gelen Osmanl irlerine std olmutur. iirlerinde nefis anlamlar ve akclk vardr. Onlar edeb sanatlarn itinal kullan ile sslenmi , gzellemitir. Orijinal hayallere, garip anlamlara sahiptir, kelimeleri salamdr. Yine Hasan elebinin dedii gibi;ir-i b-nazr karn kelimt muhkem rasn bin-ser-y belgat gyetde kav v metin men-i garbe v haylt- acibeye kdir adl nzri ndir ir-i shirdir. 8 Divan, em Pervne , Letyif ve Edirne ehrengizi vardr. Bu alma, Ztnin gazellerinde yer alan kyafetlerle ilgili malzemeyi toplamak ile snrldr. alma, 3 cilt halinde yaynlanan gazelleri zerinde yaplmtr. Gazelleri tenkitli metin olarak baslmtr. Divannda 1825 gazeli vardr.9 Divan iirinde en ok ilenen konu; sevgili ve ktr. Divan iirinin iir malzemesi ounlukla bu iki tip ve ak, iinde kullanlr. Giyim kuam ile ilgili hayallerin ou da; genelde sevgili ve k ile ele alr. Cme , elbise deyince karmza sevgilinin elbisesi kar. skf, klah n hnda ele alnr. Veya libs- cevr, libs- mr, hilat- nz, cme-i nmus vs. terkiblerden anlald gibi; cevr , mr, naz, nms gibi soyut kavramlarla da kullanlr. Zt divannda, kyafetlerde hem renk hem de eit bakmndan sergilenen bir sosyal snflamay, zaman zaman grmek mmkndr. rnein hilat, tac ve klah byklk simgesidir. Sevgilinin padiah tasavvuru ile verilir. Hrka, kab, nemed, ul, al, tevazu simgesidir. Bunlar ise k ile ilgili tasavvurlarda verilir. Ayrca etek, yaka ve elbise namus simgesi gibi grlr. Bazen kuma renklerine duygusal bir anlam yklenir. Siyah matem
7 8

Mehmet avuolu (1988) age. , s.465. Knalzade Hasan elebi (1978) age, C.I, s.383. 9 Ali Nihad Tarlan (1970) 1- II. Cildler, stanbul ; Mehmed avuolu M.Ali Tanyeri (1987) III. Cild stanbul ,Edebiyat Fakltesi Yaynlar.

77
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

rengidir, ac, zahmet ve meakkat ifade eder. Krmz hzn rengidir. Mor kabir rtsdr. Yine renklerden yeilin, tabiat ve Hzr hayalleri iinde kulanlmas, ferahlk, canllk, yardmclk duygusunu yanstmak iindir. Ayn ekilde beyaz ve mavinin de, gkyz, su , deniz gibi unsurlarla kullanlmas, saflk, hakimiyet, k duygusu vermekten dolaydr. Bu renklerin, bu duygularn ifadesi olduu vurgulanr. teki hayallerde baka unsurlar came, hilat, aba gibi- ile de yalnz renk belirlemede kullanlr. Kuma renkleri, sosyal snflamay da verir. Siyah; aba, ul, hrka gibi daha deersiz kyafet veya kumalarla; krmz; beyaz , laciverd daha st snfn , padiahn, deerli kyafet veya kumalarnda anlr. Cme, uka, pirehen gibi i giyiminde veya ev iinde kullanlan kyafetlerde, siyah ve beyaz renkler anlmamtr. Eskiden kazaskerler, yeil renkli elbise giyerlerdi.10 On Asrlk Trk Kyafet Tarihine Bir Bak adl eserdeki, bir resimde de Kanun eyhlislamnn elbisesi, beyaz uhadandr, eklinde tasvir edilir. 11 Kara Abnn, k ve de ah ile kullanld bir beyit yledir: Dd- hum ire kaldum te-i frkatde h Zty gren beni kara ab geymi sanur G(178-5) almay kumalar, elbiseler ve dier unsurlar olarak e ayrp inceledik. A. Kumalar Ztnin iirlerinde geen kumalar, kymetli ve kymetsiz diye snflanabilir. Kymetli kumalara hara12 atlas13 , freng14, zer-beft15, sof16,
Nurettin Sevin (1990) On Asrlk Trk Kyafet Tarihine Bir Bak, s.79, Ankara. Nurettin Sevin (1990) age., s.78. 12 Hara: Sof gibi dalgal bir kuman addr. Buna Hare de denilirdi. Brhan- Kat da, bu kuman iki eit olduu birine Hara-y Anabi teki Hara-y Sade denildii yazldr. Read Ekrem Kou (1967) Trk Giyim Kuam ve Sslenme Szl, s.128, Ankara. 13 Atlas: pekten dokunmu esvablk bir kuma olup al, mavi, yeil, sar, daima dz renklidir, ve zerinde hibir tezyini motif bulunmaz; incesi ve kaln olur, fakat her iki eid de sertcedir, el ile dokunulduu zaman kendine has tatl bir hrt karr. ncelerinden orta halli ailelerde kzlar iin gelinlik, olanlar iin snnetlik entari kesilir, gen kadnlar ve delikanllar iin de entari altna giyilen alvar yaplrd. Read Ekrem Kou (1967) age., s.17. 14 Freng:pekli kaln kuman ad. Read Ekrem Kou (1967) age., s.626 15 Zer-beft: Altn tellerle , srma ile kark dokunmu kuma. Read Ekrem Kou (1967) age., s.249 16 Sof: ynden ve kei klndan dokunmu kuman ve bundan yaplan cbbenin ad:nce sof, kaln sof, mevceli diye nevileri olduu gibi dokunduklar yere gre Ankara sofu, Badad sofu
11 10

78
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

asmani 17, vl18 , harir19, kadife20, irvan girebilir. Hara, sofa benzeyen dalgal, atlas bir tr ipek olan krmz, mavi, yeil, sar renkleri bulunan dz bir kumatr. Freng veya freng olarak geen kuma dibann bir trdr. Freng, mor renkli; ar telli , nakl olan dibadr. Zer-beft, altn nakl , sof ynden dokunan bir kumatr. Vala ve harir ipekli kumalardr. Kadife, tyl bir kumatr. Astar da bir i kuma olarak geer. Haririn zerinde altn ilemeler vardr. Asman, hem mavi renkli bir elbise hem de kumatr. Ztnin iirinde kuma trdr. Altun gll asmn geer. Mavi renkli bir kumatr. Ayrca siyah, beyaz , yeil, mavi, laciverd, mor , sar ve krmz renkler, tm kymetli kumalarda kullanr. Kymetli kumalarda, genellikle sevgilinin elbisesi anlr. Kuma, sevgilinin letafet rtsdr. Zt, kymetli kumaa sarlmann gzelliini, sevgili ile sarma dola olmann gzelliinde anar. Aadaki beyitte ir, sevgiliye altun gll asman, bir elbise giydirir ve onu nezaketle salnan bir tavus kuu yapar. Bir altun gll har smn cme geymi yr Yiridr dirsem ol serve eger kim sidre tvs G(1621-2) Kymetsiz kumalardan ul, nemed ve bez anlr. Bez, ky bezi eklinde bir beyitte geer. Nemed kee ve ynden yaplan bir kumatr. ul kara ul eklinde geer. Ayrlk zaman ah , Ztyi kara bir ulda brakr. Frkatinde kara ulda kod bir eh Ztiyi Kim o hun arh- atlas rah- kadri uldur G(140-7) Kumalar, ipekli ve ynl kumalar eklinde de ayrmak mmkndr. Bata da sylenildii gibi, ipekli kumalar, sevgili; ynl kumalar, k veya baka hayallerde geer.

diye de anlrlar. Ankara soflar eskiden Avrupaya satlrd. Sofdan erkeklere Krk kab, cbbe, kadnlara ferace yaplrd. Son zamanlarda ceket de yaplmaktadr. Read Ekrem Kou (1967) age., s.208. 17 Ahmet Talt Onay (1992) Eski Trk Edebiyatnda Mazmunlar, s.141, Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar, Ankara. 18 Vl:pekli ba rtsnn ad.(Divanda kuma yerine kullanlr.) Read Ekrem Kou (1967) age., s.237. 19 Eskiden ipekten yaplm katlara da harir denilirmi. Mehmet Zeki Pakaln (1993) Osmanl Tarih Deyimleri Szl, C.I, s.749. 20 Freng: pek, yahud pamuk veya ynden yz tyl yumuak kuma. Read Ekrem Kou (1967) age., s.136.

79
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Gzel, ho dalgalar, yeil softan yaplm bir kumaa benzetilir. Mevceli bir kuma olan sof, dalga ve derya ile anlr. Bir yeil sof gibi balad emvc- latf Zty bd- sabdan yine dery-y semen G(1183-9) B. Elbiseler Elbise iin genel libas kullanlr. Libs- cevr, libs- mr, gibi ifadelere benzetme unsuru olur. An teni de bir elbise olarak dnlr. Libs- zer bir yerde anlr. O da an sar teni ile. Bir beyitte sevgilinin elbisesinin aseli, yani bal renginde olduu belirtilir. Bin derd bel ile yzm itdi eker-reng ol h- eker-leb ki libs aseldr G(157-2) Ztde elbise eitleri olarak , cme, hilat, kaba, hrka, kaftan, gmlek, cbbe , uka, ab, ihram, terlik, ferace, don geer. 1.Cme: Bir ev giysisidir. Evde giyilen kenarlar bol, rahat giysiye cme denir. Dme ile birlikte anlmas, cmelerin dmeli elbiseler olduunu gsterir. Ztnin gazellerinde genellikle laciverd renkli cme ok sk anlr. Desenli, gm ilemeli, sar, krmz ve ak renkli ev giysilerinden sz edilir. Cme-i namus ifadesine yer verilir. Cme kadeh, arap ve gonca ile ilgili hayallerde ele alnr. Gonca ile cme-i sebz geer. Skye krmz renkli cme, gl yanakl kadehe de al cme giydirilir. Suseni cme de bahar ile ilgili bir hayalde alnr. Ak cmenin anld bir beyit; Geymi ol subh- cemal ak cme zre allar Mihrini arturmaa ukun itmi ller G(475-1) Bir beyitte elbisenin gm aprazlarnn dizi dizi baland belirtilir. aprazn kopa, kadifeden veya uhadan yaplm, srmayla ilenmi ceket, bir eit dokuma motifi anlamlar vardr.21Dme olarak geer:

21

Tarama Szl (1971) TDK., C.III, s.1078.

80
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Cmenn t kim gmi aprazlar saf balad Yakam k eyledm tagld sabrum lekeri G(1578-3) 2.Hilat: Ztnin iirlerinde anlan kyafetlerin banda gelir. Hilat; hkmdar ve vezirler tarafndan birine hrmet ve mkfat olarak giydirilen kaftan elbisedir.22 Bayramda verilen hilat ve bayramlarda hilatlere koku srlmesi geleneine yer verilir. Ztnin gazellerinde yeil, sar, krmz, mavi, mor, siyah hilatler anlr. iirde genelde hilati giyen sevgilidir. Sevgili, yeil hilatlere brnp imenlikte salnan bir servidir. Kendisi de gam ehinden bir sar renkli hilat almtr. Hilatlerin rengi yannda ilemeli olular, eitli yerlerde anlr. Altn tellerle ilemeli hilatler, zer-beft kumandan yaplm hilatler anlr. k sevgili yannda olmadan zer-beft hilatini giyemeyeceini yle syler. Eer kim hilat-i zer-beft geysem sensz ey dilber Diye cn kalb ile cisme bunun her bir teli letdr G(496-2) Hilat-i zerrnin getii bir beyit yledir: Hilat-i zerrn geyp her dem salnsun her yana Holug ile srsn ey dil rzigr mirvaha G(1263-4) Hilat-i ak, hilat-i cevr, hilat-i evk gibi tamlamalarda da anlr. 3.Kaba: ste giyilen kaftan nevinden elbisenin addr. 23 Kaba, n ak kaftana mahsusdur.24 n srekli ak olan kaftandr. Divanda gl-gun kab redifli bir gazel bulunur. Gzel kokulu kabalar anlr. Zerrn kab da geer. Zt kabay, snble giydirmi. Snbln kabas, kaftan makastan yeni kmcasna gzeldir. Snddan kma gzel misk kabdur snbln Gey yaraur egnne ey serv-kmet bu libs G(569-3)

Read Ekrem Kou (1967) age., s.130. Kaba, Araba isim; Cbbe, kaftan (emseddin Sami, Kamusu Trki; En ste giyilen geni elbise, kaftan n ak kaftan (Hseyin Kazm Kadri, Byk Trk lugat) . Read Ekrem Kou (1967) age., s.136 24 Mehmet Zeki Pakaln , Osmanl Tarih Deyimleri Szl (1993) s.112.
23

22

81
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Bu ten-i zerdm gren zerrn kab geymi sanur Ben fakri bir libs- dil-g giymi sanur G(178-1) 4.Gmlek: Gnlek. Zt nin iirlerinde de asl gibi gnlek eklinde yer alr. Gmlek tene giyilen bir i giyim elbisesidir.25 Erkeklerinki dizden yukarda kadnlarnki ise topuklara kadar olurmu. Farsa karl olan pirehen eklinde de geer. Ztnin iirlerinde altn yakal ve krmz renkli pirehenler ve Hz.Yusufun gmleinin yrtlmas anlr. gnleksz koymak ifadesi ile deyim eklinde yer alr ve mecazen rezil rsva olmak , plak kalmak anlamlarnda kullanlr. Yr grdm yakam k eyledm yrn didi Zty budur seni lemde gnleksz koyan G(1036) Altn yakal bir pirehen anlr. Sevgilinin gmlei altn yakaldr. Geydn yine bir pirehen altunlu yakalu Hle sanasn kim meh-i tbn kuatd G(1750-3) Kafes gnlek bir beyitte geer. k kfesi gmlei giyer. Gy ki kfes ire ter tt-i gy Geyse kfes gnlei yr itse tekellm G(965-5) 5.Hrka: Tarikat mensuplarnn giydikleri dikili, yamal ve halkn da bu ad verdikleri st elbisenin addr.26 Siyah bir hrka geer. Sevgilinin snbl sa, siyah hrka giyer. Bir siyeh hrka geyp salm suya seccdeyi Gl yznde snbln halka kermet gsterir G(194-3)

Erkek gmleklerin etei dizden yukarda kalr belden aa i donunun iine sokulur; kadn gmlekleri ayak bileklerine kadar uzun olur. Yalnz setri avret etmi sevabsz klk iin bir don bir gmlek denir. nce, yumuak bezlerden kesilirdi. Gmleklik bezler ya dz beyaz yahud beyaz zerine krmz , sar, mavi renklerin uuk tonlar ile ince ubuklu olarak dokunurdu. Read Ekrem Kou (1967) age.,.s.125. 26 eyhin huzuruna onunla giderler, mescide, meydana, ve sema haneye onunla girerler, yalnz semaya balayacaklar srada karrlard. Mehmet Zeki Pakaln (1993) age., s.204.

25

82
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

6.uka (uha): ynl dokuma, ynl kumatan yaplan esvab27 Sevgili krmz yanaklar ile yeni bir uha giymitir. O ihre krmz garr uka geyer mahbb Olubdurur ana hattun karnca aya hav G(1232-3) 7.Futa: Bir i yaparken, bele balanan ipek peteml28 Zt, bir beyitte gnei futasna kuanp hizmete hazr biri olarak anlatr. Zty gy bulutdan grinr nm fitb Ftasna kuanup bel baladuka hidmete G(1430-7) 8.Kkum: Sansar krknden yaplma giysi. Beyaz renkli kkum anlr. Sevgili kakum giyer. Sandum ki gne ebr-i sefd iine girmi Geymi bu gn ol h- ceml egnine kkum G(965-6) 9.Cbbe: n ak bir elbisedir. Cbbe ak etmek geer. air cbbe yrtmak belasndan beni kurtar diye duada bulunur. Bana bir cme ihsn it seg-i kyun palsndan Hals eyle beni bu cbbe k itmek belsndan G(1056-1) 10.Terlik: Bir eit d giysidir. ki yerde geer. Sevgilinin yeni gmleinin stnde terlik vardr. Terlikde senn ter pirehenn Gl yapradur gldr bedenin G(721-1) Pern kalb ile ter gl tem eyledm anda Nigrun geydgi gl-berg-i ter mnendi terlikdr G(495-4) 11.Ferace: Bir yerde anlr. Kadn ve erkek giysisidir. Ulemann giydii pek geni ve kollar yark olan bini; yakalar krkle kapl olanlar da mevcutmu. Delikanl feracelerinin kollar ksa olur bir de geni devrik yaka ilave olunurmu.29 ir, sevgilinin kapsndaki itlerin postundan bir ferace edinme hayalindedir.
En makbul uhalar, ingiliz ve fransz uhadan olmutur. 1582 tarihli bir fermandan stanbul piyasasnda uhann en makbulnn krmz uhalar olduu renilir. Read Ekrem Kou (1967) age,.s.82 28 Read Ekrem Kou (1967) age.,s.119. 29 Read Ekrem Kou (1967) age., s.108
27

83
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Segi lndan o hun bana olsa ferace iddet-i gussa geerdi irirdm ferece G(1438-1) C. Kyafetlerle lgili Dier Unsurlar Baa giyilen kyafetlerden enber, dlbend, klh, zerrin klh, ebklh , takye, takyecak, elifi nemed (bir balk), yelken takye, alma (sark), skf, brk, taylesan (al), tc, nikb (rt) anlr. Kyafetlerle ilgili dier unsurlardan bamak (ayakkab), kemer, sinebend (gs ba), halhal, duvak, al, rid (al), znnr, etek, yaka, dest-ml (mendil) , dme, iplik geer. 1.enber: Sevgili yaprak basma bir enber ile ban sarmtr. Bir varak basma gzel enber ile ban sar Zty itdi mzeyyen bir uzun boyl nigr G(1819-8) 2.Dlbend: Tlbend, bayanlarn bana takt bir rtdr. Dlbend, ince beyaz bezdir. Giyimde sarklk olarak kullanlmtr. Ayrca zerine naklarla sslenerek kadnlara da ba rts olmutur.30 air uzun boylu, gm tenli sevgiliyi sineme saramadan lrsem bana onun dlbendini sarn der. ekerci gzelinin tlbendi anlr. emsi tlbend zeri naklarla ilemelidir; bu naklar, gne eklindedir, bir beyitte geer. nen ran inen rn yaram ol lebi eker Sarnm bana bir erbet mahbb dlbendi G(1773-2) Bizi yakdun sarub ol ems dlbendi Sleymna ikyet eylerz ey meh sakn Sultan Sleymna G(1318-1) 3.Tc: Balktr. Efser eklinde geer. Ycelik, byklk simgesidir. Tc- izzet, tc- melmet eklinde geer. Sevgilinin aya topra, baa tac olmutur. Zerrin efser bir beyitte alnr. Ztiy ol em-i cem-ry gr par par yanar Bana geymi yine gn gibi zerrn efser G(1576-5) 4.Takye: Baa giyilen bir balktr. Avc ve kl ile geer. Sevgilinin
30

Read Ekrem Kou (1967) age., s.98

84
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

gz ile ilgili hayalde ele alnr. Bahs idp emn ile seyf yksek uard vel Takyesini bana sayydlar oldurdlar G(231-2) 5.Yelken Takye: Yelken eklinde balktr. ekil olarak yelkene benzer. Deniz, gemi ve apa kelimeleri ile uyum oluturur. Denizci gzellerin bandaki yelken takye sz konusu olur. Bahr- emm grse yelken takye geymi dilberi Flk-i dil uyar havya h kalmaz lenger G(1578-1) 6.Klh: Baa giyilen balktr. Klahlarn ucundan grlen salar hayali anlr. Klahlarn ieklerle sslenmesi gelenei de bir beyitte anlatlr. Yine tarf- klehden turra-i tarrr gsterdn kardun badan anun ucndan nie miskni G(1688-4) Klhn sivri olmas nedeniyle onun ok ile birlikte hayal edildiini grrz. Okun ucundaki kan da hatrlatacak ekilde lalin (krmz) klh geer. Dmde trne lalin kleh dikdi dil-i hnn Muabbir didi sehm itme bu bir garr nin ancak G(638-3) Zerrin-klh, n hna benzetme unsuru olarak bir beyitte verilir. Pdih- mlk-i kam gn degldr grinen Gge atdum germ olub zerrn klhumdur benm G(872-2) 7.eb-klh: Bir serputur. Gece giyilen bir klhdr. Turuncu veya krmz renkli bir gece klah, mum ile birlikte anlr. Geymidi l cmesini cm- gl-izr Almd em bana nrenc eb-klh G(1252-2) 8.alma: Svama olmayp tesinde berisinde bir takm ileme iekleri olan sarklk bir bezin, tlbendin ad, byle bir bezden tlbendden sark31 Ulema snfndan olanlar dz beyaz olmayanlar ise iek ilemeli alma kullanrm.32
31 32

Read Ekrem Kou (1967) age., s.61 Read Ekrem Kou (1967) age., s.61

85
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Kej rakbn ben ey serv-i shi imdiye dek Takyecak sanur idim ban almal imi G(591-4) 9.skf: talyanca skufa dan skf, gecelik takkesi, klah; yenieri zbitlerine mahsus serpu, yars ban zerinde durur ve yars kvrlp arkaya sallandrlrd (yatrma).33 skf isminin Arabca Kfiye ve Rumca Ksufosdan geldii sylenir. Yenieri brknn kenarnn srmals idi; kapukulu yaya askeri (bu arada bata Yenieriler) ile bunlarn zbitleri giyerdi. skfn krmz kadifelerini de , iki tarafna birer zlf takarak Saraydar Silhdar Aa giyerdi.34 Srma ilemeli bir brk olan skfn de kakl- tl vardr, burada yenieri zbitleri rtbelerine gre turna kuu teli, balkl kuu teli takarlard.35 Altun skfl bir sipahi anlr. n h altun skfl sipahiye benzetilir. Altun skfl siphidr irr- nr- h Sanma Zt mlk-i kunda senn sultn del G(825-5) 10. Brk: Klah, yenierilere mahsus beyaz keeden veya uhadan ba kisvesi.36 Bir beyitte muhtesib ile birlikte geer.Sevgilinin salarna padiah, muhtesib brkn giydirmitir. Ana h muhtesib brkin geyrdi nfesin Zlfne benzetti eksklk idb h-y misk G(692-4) 11. Destr: Kavuk, klh, fesin etrafna sarlan sark, sarkn aydnlar azndaki ad.37 Gk destr bir beyitte geer. Sana Hak hsn virmi tap diyince ey bt-i ters Gk altnda nazrin yok o gk destr ile el-hakk G(661-2) 12.Duvak: Tuvak eklinde bir beyitte geer. Krmz renkli duvak, gelin ile birlikte anlr.

33 34

Read Ekrem Read Ekrem 35 Read Ekrem 36 Read Ekrem 37 Read Ekrem

Kou Kou Kou Kou Kou

(1967) age., s.236 (1967) age., s.237 (1967) age., s.237 (1967) age., s.45 (1967) age., s.87

86
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Kim ola ol ars ki rengn yana var Nrenci hb hilati lal tuva var G(341-1) 13.Bamak: Ayakkab, takunya, terlik.38 Bir beyitte krmz ayakkab anlr. Ol fet dostlar sanman geybdr krmz bamak Basubdur kanuma bir pre od olub yaln ayak G(661-1) 13.Kemer: Kemerlerden altn kemer, nakl, mcevherli kemerler anlatlr. Divanda kemer redifli iki gazel vardr. Nakl bir kemer yledir: Pdihum bilni bu nak ile kocmak diler Drl drl nak ile zeyn old ser-t-ser kemer G(432-4) 14.Destml: Mendildir. eitli kumalardan yaplan mendiller bulunurdu. Baz mendillerin ucu ilemeli olurdu. El silmek, kurulamak ve gzellik unsuru olarak kullanlmtr. Divanda bu zellikleri verilir; ayrca sevgiliye hediye veya haber gndermek iin kullanlan bir ara oluu sz konusu edilir. Divanda dest-ml zerine yazlm bal bana gazel bulunur. Gk mendil geer. Didm ey meh destne sarmak neden gk dest-ml Didi kim klarun kanndan old destm al G(846-1) Mendillerin vcudun yannda tandn gsteren beyitler yledir: Her kimn yannca salnsan murdum bu benm Olmasun lemde bedr-i devleti hergiz hill G(855-2) Nakl bir mendilin tasviri yaplmtr. Bu nak ile diler ki yzne yzin sre Nak itdi zin ey yzi gl-zr dest-ml G(835-2) Mendillerin boyuna balanmas ve sandk iinde saklanmas verilir. Zindn- drc iinde geerdi senn gnn Almasa boynna eger ol yr dest-ml G(835-4)

38

Tarama Szl (1971) TDK., C.II, s.564

87
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Sevgiliye selam gtren bir aracdr. Bizden elini pb iridr selmumuz Bin bin dular it ana her br dest-ml G(835-6) 15.Etek: Hem etek eklinde hem de dmen olarak geer. Etein redifli bir gazel vardr. Etek ou zaman inkr etei, turra-i tarr etei, kubbe-i tarrr etei, kuhsr etei, hr etei, dmen-i khsr gibi ifadelerde alnr. Etein seccade olmas veya etein seccade olacak kadar yerlerde srnmesi anlatlr. Secdeden ban kaldurmaya t rz- kym Ztye eylese seccde eer yr etein G(1149-7) 16.Yaka:Yaka ok anlr. Yaka redifli gazelleri var. Yaka , elbise yakas ve de taraf, ky anlamlar ile iirlerde tevriyeli kullanlr. Yaka bir anlamda namusun sembol olarak geer. Gen yakadan tabirine de yer verilir. Gen yaka, geni yaka anlamndadr.39 Ztnin dneminde yakalar olduka genimi. Geni yakadan hep ikayet edilir. Senn bu hlet-i hsnn yaka k itdrr halka Yakasuz koyacak hir beni lemde sensin sen G(1176-2) Grld gibi, Ztde giyim kuam renklilii son derece zengindir. Zt, dnemin sosyal yn iinde; yaayn ve arzularn bylesine geni bir malzeme ve orijinal hayallerle bize verir. stelik, dnemin yaayna ait , Divan iiri iinde, pek yle ele alnmam manalar ve insan artan hayalleri onun iirlerinde bulmak mmkndr. KAYNAKLAR avuolu, Mehmet, slam Ansiklopedisi Zt mad., C.13. 1988. ________________,- Tanyeri, Mehmet Ali, Zt Divan, 3. Cilt, stanbul 1987. Kou, Read Ekrem, Trk Giyim Kuam ve Sslenme Szl, Ankara 1967. Kutluk, brahim, Tezkiret-uara, Ankara 1978. Onay, Ahmet Talt, Eski Trk Edebiyatnda Mazmunlar, Ankara 1992.
39

Gen yaka hem geni yaka hem baka yaka, baka taraf anlamlarnda geer. Bazen tevriyeli kullanlr. Geni Bilgi iin Bkz. Mehmet avuolu, Divanlar Arasnda, s.89.

88
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (74-88)

Pakaln, Mehmet Zeki, Osmanl Tarih Deyimleri Szl, stanbul 1993. Sevin, Nurettin, On Asrlk Trk Kyafet Tarihine Bir Bak, Ankara 1990. Tarlan , Ali Nihad, Zt Divan, 1- II Cild, stanbul 1970.

89
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

FEN ETMNDE YAPILANDIRMACI YAKLAIM VE RENCLERN KAVRAM YANILGILARI Ylmaz AKICI1 ZET Son yirmi be yldan beri yaplandrmac renme kuram (constructivism), bata Amerika ve ngiltere olmak zere pek ok lkede hem eitimde nemli bir aratrma alan olarak hem de fen eitiminde uygulanmaya allan bir yaklam olarak gncelliini srdrmektedir. Literatrde yaplandrmac renme yaklam konusunda eitli almalar bulunmakla birlikte, bu almalar genelde yaplandrmac yaklamn kuramsal temellerine odaklanmtr. Bu makalenin amac, yaplandrmac yaklamn ve zellikle anlaml renmenin temelini oluturan rencilerin kavram yanlglar konusu zerinde de durarak, yaplandrmac renmeyi daha btncl bir ekilde ortaya koymaktr. Bu almann ilk blmnde yaplandrmac yaklam gncelliini kazanmadan nce, 1960l ve 70li yllarda eitim-retim srecini etkileyen ve yaplandrmac yaklamn geliimine de katkda bulunan Bruner ve Piagetnin grlerine ksaca yer verilmektedir. Daha sonra yaplandrmac yaklamn ve kavram yanlglar alanndaki aratrmalarn kuramsal temellerine nemli katklar salayan Ausubel, Kelly ve Vygotskynin renme ile ilgili dnceleri aklanmtr. rencilerin kavram yanlglarnn geliimi ve nedenleri aklandktan sonra eitli aratrmalardan rencilerin kavram yanlglar ile ilgili rnekler verilmitir. Son blmde, yaplandrmac renme yaklamnn fen snflarnda uygulanmas ile ilgili grler zerinde durulmutur. Anahtar Szckler: Yaplandrmac yaklam, anlaml renme, kavram yanlglar.
Yrd.Do.Dr., Trakya niversitesi Eitim Fakltesi lkretim Blm Fen Bilgisi Eitimi ABD.
1

90
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

CONSTRUCTIVIST APPROACH IN SCIENCE EDUCATION AND STUDENTS MISCONCEPTIONS ABSTRACT Since the last 25 years, constructivism keeps its popularity in many countries mainly in USA and England, both as an important research area in education and, as an approach which is tried to be practiced in science education. Although there are several studies in the literature about constructivist approach, these studies focus mainly on the theoretical underpinnings of constructivism. The aim of this study is to provide a holistic understanding of the constructivist approach taking into students misconceptions consideration, that they form the basics of constructivist approach and of particularly meaningful learning. In the first part of this study, before constructivist approach has popularity, Bruner and Piagets views that influenced teaching-learning process in 1960s and 1970s, and also contributed the development of constructivism, are briefly reviewed. Then, the views of Ausubel, Kelly and Vygotsky, who provided the theoretical foundations of constructivism and of the research concerning the misconceptions, are explained. After explained the development and reasons of students misconceptions, some examples of students misconceptions are presented in the light of the research literature. The study is concluded with the views concerning the practice of constructivist approach in science classes. Keywords: misconceptions. GR ngiltere ve Amerika gibi lkelerde, ilk ve orta retim okullarnda fen bilimleri 19. yzylda retilmeye balanmasna ramen, 20. yzyln ikinci yarsna kadar fen derslerinin retimi fazla kapsaml ve etkili deildi (Jenkins, 1979). Bunun en nemli sebebi, hem fen retimine yeteri kadar nem verilmeyii hem de bu dersleri retebilecek nitelikli retmen eksikliiydi. Constructivist approach, meaningful learning,

91
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

kinci Dnya Sava dnya lkelerinin bilim ve teknolojinin nemini kavramalarna ivme kazandrd. zellikle 1960l yllardan balayarak bilimsel ve teknolojik gelimelerin toplumlarn geliimi zerine artan nemi, fen biliminin rencilere ilkretimden itibaren ve daha geni kapsaml olarak retilmesi gerekliliini ortaya kard. Ayn zamanda, sadece bilimsel gereklerin veya konunun ieriinin ayrntl olarak retiminden ziyade, rencilerin hipotez kurma, gzlem yapma, soru sorma, tartma ve sonu karma gibi aratrmaya ynelik tutum ve becerilerinin geliimini salamak iin, retmenlerden fen derslerinde bulu yoluyla renme metotlarn uygulamalar istendi (Osborne, 1994). Ama, ocuklar bilimsel gerekleri ezbere bilen bireyler olarak deil, evresindeki doal olaylar sorgulayabilme tutum ve becerisine sahip bireyler olarak yetitirmekti. Bunun sonucunda, ocuklarn fen eitiminde vurgu konudan, yani konu ieriinin retiminden, srece kaymtr. Bu grn temelleri Jerome Bruner tarafndan ileri srlen bulu yoluyla renme yntemine dayanmaktadr ve 1960l yllarda Amerikada fen programlarnn ekillenmesinde nemli etkisi olmutur. Bunun yannda, 20. yzyln son eyreine kadar davran yaklam eitim alanndaki almalarda etkili olmutur. Pavlov, Watson ve Skinnerin almalaryla anlan davran yaklam, renmeyi etki-tepki sreci ile gerekleen davran deiiklii olarak grmektedir. D dnya bireyleri uygun davranlar konusunda ynlendirip biimlendirir (imek, 1997: 146). 1980li yllardan itibaren ise yaplandrmac yaklam birok gelimi lkenin programlarnda nemli bir yer edinmitir. Yaplandrmac yaklamn temelleri Sokratesin dncelerine kadar uzanmakla birlikte (Kanuka ve Anderson, 1998), gnmzdeki geliimine asl katk salayanlarn banda Bruner, Piaget, Ausubel, Kelly ve Vygotsky gelmektedir. JEROME BRUNER VE FEN ETM Bruner, renmeyi aktif bir sre olarak grp, eitim/retim srecine rencinin aktif katlmn savunmutur. Brunere gre renme ancak, dnme, deneme ve bulmaya dayal olan bulu yoluyla gerekleir. Jerome Brunerin Kavram retimi ve Bulu Yoluyla renme konusundaki dnceleri fen eitiminde nemli bir yere sahiptir. Bruner, kavram retimi srecinde kavramn ad, kavramn tanm, kavramn zellikleri ve kavramla ilgili rnekler admlarnn izlenmesi gerektiini

92
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

belirtmektedir. Brunerin grleri zellikle 1960l yllarda ABDde gelitirilen ve Trkiyede de uygulanan programlarn temel felsefesini oluturmutur (Ayas, epni, Johnson ve Turgut, 1997). Bulu (kefetme) yoluyla renme yaklamnda, renciler dnme, deneme, tekrar deneme, kefetme ve bulmaya dayal olarak; bilim adamnn almalarna benzer ekilde kendi kendilerine renirler. Bunun iin retmenler bilgiyi dorudan aktarmak yerine, rencileri dnmeye, deney yapmaya, kavram ve bilgileri kendi kendilerine bulmalarna yardm edecek bir ortam salamaldr. JEAN PAGET VE FEN ETM Jean Piaget (1896-1980) ocuklarn evrelerindeki dnyay nasl algladklarn kefetmeye alan ilk aratrmaclardandr. Piaget ocuklarn dnme srelerinin geliimi zerine bilimsel almalar yapm ve ocuklarn dnme ve mantk srelerinin yetikinlerden farkl olduunu belirlemitir. Piaget bilisel (cognitive) yaplandrmac olarak bilinir (Piaget, 1970). Piaget'e gre, bilgi birey tarafndan pasif olarak alnmaz. Bilgi bireyin kendi yaantlar hakknda muhakeme yapma sreci esnasnda aktif olarak oluturulur. Piaget, ocuun zihinsel geliiminin biyolojik olgunlamadan (bymeden) kaynaklandn ileri srerek, her bireyin zihinsel geliim srelerini aadaki gibi drt aamada deerlendirmi ve her bireyin benzer yalarda bu srelerden getiini savunmutur (Vasta, Haith ve Miller, 1995). Duyusal-devinimsel renme (sensorymotor) dnemi (0-2 ya), lem ncesi renme (pre-operational) dnemi (2-7 ya aras), Somut ilemler (concrete operational) dnemi (7-11 ya aras) ve Soyut ilemler (formal operational) dnemi (12 ya ve sonras). Piagetnin bilisel geliim teorisi ocuun dnce srelerini anlamaya nemli katklarda bulunmutur. retmenler etkili bir fen eitimi iin rencilerinin hangi bilisel geliim seviyesinde olduklarn bilmelidirler. Bylece, konu ieriini belirlerken, retecekleri kavramlar zerinde karar verirken (somut-soyut) ya da retim yntemlerini dzenlerken daha salkl karar verebilirler. Piagetye gre her birey zihninde yaantlar sonucunda oluturduu kendine zg bir bilgi yapsna, emaya (schema) sahiptir. Her bireyin sahip olduu bu emalar, evreyle etkileim sonucu srekli olarak deiir ve

93
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

geliir. Piagetnin dncelerinin temelinde, bireyin zihinsel geliimine sebep olan sre vardr. Yani, emalarn nasl gelitiini, renmenin nasl gerekletiini Piaget kavramla aklamtr: zmleme (assimilation), dzenleme/uyumsama (accommodation) ve eitleme /dengeleme (equilibration). Bilisel zmleme, bireyin herhangi bir renme deneyimini kendisinin mevcut emas ya da kavramsal yaps ile anlaml bir ekilde ilikilendirmesiyle meydana gelmektedir (Glasersfeld, 1995: 62). ocuk yeni bilgi ya da olguyu mevcut emalarna gre anlamlandrr. Dzenleme, bireyin nceki dnme eklini ya da bilgilerini, yeni renme durumlar sonucunda yeni bilgiyi zmleyerek yeniden yaplandrmasdr. Piaget renmenin dzenleme sreciyle gerekletiini belirtmitir. Eitleme, bireyin sahip olduu dnce yaplar ile yeni bilgi ve yaantlar arasndaki etkileimdir. Bireyin zihinsel emasnda bilgiler anlam bakmndan bilisel bir denge durumundadr. Eer yeni bilgi, bireyin mevcut bilisel yap veya dnme yollaryla uyumuyorsa, bu durum bilisel dengede bir uyumazla, bilisel atmaya neden olur. Bu durum eitsizlik (disequilibrium) olarak adlandrlr. Bu eitsizlik durumu bireyi bir eitleme/denge durumu aramak iin motive eder. Bireyi, daha st dzeyde dnmeye ve yeni zm yollar bulmaya yneltir. Bilisel denge, zmleme ve dzenlemenin bir etkileimini kapsayan bir srele yeniden yaplandrlr. Piaget bu sreci eitleme/dengeleme (equilibration) olarak adlandrmtr (Duit ve Treagust, 1998). Eitleme, hem zmleme hem de dzenlemeyi ieren bir sretir. Yeni bilisel yaplarn geliimini, yani bireyin evreye adaptasyonunu salar (Marek ve Cavallo, 1997). Birey bu srecin sonunda emalarn gelitirir, daha soyut ve daha st dzeyde dnebilecek seviyeye ular. Piagetin fen bilimlerine en byk katks, renme ortamnda somut (concrete) materyalleri kullanma ve aratrmaya dayal renmeyi tevik etmesidir. renme srecinde zihin her zaman aktif ve organize haldedir (Ayas vd., 1997). Piagetye gre, bilisel geliim ocuklarn evreyle etkileimleri sonucunda gerekletiinden, fen snflar bilginin retmen tarafndan aktarld yerler deil, rencilerin ara-gerelerle ve fiziksel evreyle youn olarak etkileimde bulunduklar ortamlar olmaldr.

94
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

PAGETE YAPILAN ELETRLER 1960l yllarda, Piagetnin bilisel geliim teorisi birok gelimi lkede programlarn hazrlanmasnda ve ieriinin belirlenmesinde etkili olmutur. Her snfta retilecek konular ve yaplacak aktiviteler, rencilerin o ya iin belirtilen bilisel geliim aamalar ya da bilisel beceri seviyeleri gz nne alnarak yaplmtr (Brown, Metz ve Campione, 1996; Driver, Leach, Scott ve Wood-Robinson, 1994). Bununla birlikte, ilerleyen yllarda yaplan almalar, Piagetnin bilisel geliim evrelerinin deiik lkelerdeki renciler arasnda farkllklar gsterdiini ortaya karmtr. Piagetnin yapsal ve geliime dayal teorisi, 1970li yllardan itibaren fen eitimi alanndaki aratrmaclar tarafndan olduka eletirildi. nk bu alanda yaplan aratrmalar gsterdi ki, bilimsel kavramlar ocuklara anlaml ekillerde sunulduu zaman, ocuklar baz kavramlar Piaget'nin belirttii seviyelerden daha nce renebilmektedirler. Ayrca, aratrmalar fen renimindeki baarnn, Piagetnin belirttii gibi bilisel geliim aamalarndan ziyade, byk oranda rencilerin zel beceri, nceki bilgi ve tecrbelerine bal olduunu ortaya karmtr (Driver ve Easley, 1978; Pines ve Novak, 1985; Osborne, 1994). Novak (1977)a gre, rencilerin zellikle soyut olan kavramlar anlamalarndaki zorluklar, Piagetnin belirttii gibi zihinsel geliimdeki yetersizlikten deil, onlarn renilen kavramla ilgili fazla n bilgiye sahip olmamalarndan kaynaklanmaktadr. Bu nedenle, Piaget'nin geliimsel teorisi ve onun eitime uygulanmas pek ok tartmann konusu olmutur (Gott ve Duggan, 1995). Piagete gre, retim sreci ne kadar kaliteli olursa olsun, rencinin bulunduu aamadan sonraki aamaya ait olan kavramlar onlarn renmelerine yardm edemez (Contento, 1981). Bu durum pratikte retmenlerin, rencilerin neleri renebileceklerini dnmek yerine, neleri renemeyeceklerini dnmelerine sebep olmutur (Anning, 1997). Millar ve Driver (1987)a gre, Piagetnin geliimsel teorisi, bireyin farkl konu (content) ve evrelerde (context) farkl seviyede zihinsel beceri gsterebileceini gz nne almamaktadr. Piaget, belli bir bilisel geliim evresinde bulunan ocuun, tm durumlarda benzer seviyede bilisel beceri gstereceini ileri srmekteydi. Oysa, ocuklar zel ilgileri olduklar alanlarda daha st dzeyde bilisel beceri gsterebilirler. rnein, fen dersinde ok baarl olmayan bir 4. snf rencisi, hafta sonu nehir kysnda balk tutarken, hava artlarn, rzgarn ynn, k seviyesini,

95
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

balk trlerini, oltay tutma gibi faktrleri dnerek, byk bir beceriyle eitli hipotezler oluturabilir. Vygotskynin dikkat ektii dier nemli bir nokta, ocuun zihinsel gelimesini len aralarn hep ocuun kendi bana zebildii problemler zerinden lme yapmasdr. Bu ekilde ocuun geliiminin sadece tamamlanm blm llebilir. Bu da ocuun zihin kapasitesinin tmn gstermez. Oysa baz ocuklar biraz yardm alarak daha st seviyedeki problemleri zebilmektedir (Ergn ve zser, 2006). Bu durum, Piagetnin ocuklar bireysel olarak deerlendirmesinin onlarn bilisel geliimlerinin objektif olarak belirlenmesi bakmndan soru iaretlerine sebep olmaktadr. Genel olarak yaplan aratrmalar, eitim-retim srecinde ocuklarn anlaml renmelerine katkda bulunacak uygun metotlar kullanldnda, ocuklarn Piagetin dndnden daha st dzeyde bilisel beceri gsterdiklerini ortaya karmtr. Sonuta, 1960l ve 1970li yllarda, fen eitiminde Brunerin bulu yoluyla renme yntemi ve Piagetnin geliimsel teorisi etkili olmutur. Ancak, 1970li yllarn sonunda, okullardaki fen retiminin istenilen baary salayamamas aratrmaclarn, rencilerin fen bilimi renimindeki zorluklarn farkl bir adan yorumlamalarna, yani rencilerin kavram yanlglarna byk nem vermelerine neden olmutur. Bu durum, yaplandrmac renme (constructivism) olarak adlandrlan renme yaklamnn olduka etkili ve popler olarak ortaya kmasna sebep olmutur. KAVRAM YANILGILARI ALANINDAK ARATIRMALARIN KURAMSAL TEMELLER Kavram yanlglar alanndaki aratrmalarn temelini yaplandrmac renme (constructivism) oluturur. Oluturmaclk, inaclk ve yapsalclk gibi terimlerle de ifade edilen ve rencilerin alternatif kavramlarna byk nem veren bu grn geliimine John Dewey, Jerome Bruner ve Jean Piaget katkda bulunmakla birlikte; asl temelleri David Ausubel (1968)in Anlaml renme Teorisi, George Kelly (1955)nin Kiisel Yap Teorisi (Personal Construct Theory) ve Lev Vygotsky (1962)nin Sosyo-kltrel Teorisine dayanmaktadr.

96
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

DAVID AUSUBELIN ANLAMLI RENME TEORISI (MEANINGFUL LEARNING) Ausubelin anlaml renme kuramna gre, renmeyi etkileyen en nemli faktr rencinin mevcut bilgi birikimidir. Ona gre zihindeki mevcut bilgiler ya da nceki renmeler her zaman daha sonraki renmelere temel oluturur. Ausubel (1968: 7) anlaml renme teorisini aadaki ekilde zetler: Eer btn eitim psikolojisini tek bir prensibe indirgemek zorunda kalsaydm, unu sylerdim: renmeyi etkileyen en nemli tek faktr, rencinin ne bildiidir. nce bunun ortaya karlarak, retimin buna gre planlanmas gerekir. Ausubele gre, yeni bilgi zihinde mevcut olan dnce ve fikirler tarafndan yorumlanr. Bu yzden, anlaml renmenin olabilmesi iin, yeni renilen kavram veya bilginin, bireyin bilisel yaplarndaki bilgilerle yani nceden renilmi bilgilerle ilikilendirilmesi gerekir. Ona gre, yeni bilgi zihindeki mevcut bilgilerle ilikilendirilmezse ezbere renme meydana gelir (Driver ve Oldham, 1986). Baz durumlarda renci, yeni bilgiyi mevcut bilgi yaps ile ilikilendirirken bu sre sonunda oluturulan anlam bilimsel anlamdan farkl olabilir. Bu durum, kavram yanlglarna sebep olur ve rencinin bilgileri pek ok yanl bilgi ierir. Ausubele gre renmenin ou szel olarak gereklemektedir. Szel renmeyle renciye ksa srede daha fazla bilgi aktarlr. Ona gre, nemli olan renmenin anlaml olmasdr. Eer etkili olarak uygulanrsa szel renmenin de bulu yoluyla renme kadar etkili olabileceini belirtmektedir (Ayas vd., 1997). Ausubel, ocuklarn rendikleri konularn birbirleriyle ilikili kavramlardan olutuunu, rencinin konular anlaml bir ekilde renmesi iin bu kavramlar arasndaki ilikileri anlamas gerektiini belirtmitir. Ausubel, anlaml renmeyi glendirmek iin sergileyici retim (expository teaching) modelini gelitirmitir. Anlaml szel renme iin, dersin banda n dzenleyiciler (advance organisers) kullanlarak rencilerin dikkati konunun nemli ynlerine ekilmeli ve bylece renciler konuyu kavramaya hazr hale getirilmelidir. Ausubel snftaki konu retiminden nce retmenlerin mutlaka rencilerin mevcut bilgilerinin, kavram yanlglarnn farknda olmalar gerektiini vurgulamaktadr. Sadece dersin amacn ve ieriini bilmek, retmen asndan yeterli deildir. rencinin konuyla ilgili mevcut kavram yanlglar o konudaki bilimsel bilgileri anlaml olarak renmesini

97
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

engellemektedir. Ausubele gre, renme Brunerin belirttii tmevarm eklinde deil, tmdengelim, yani genelden zele doru gelimelidir. GEORGE KELLYNN KSEL YAPI TEORS (PERSONAL CONSTRUCT THEORY) Yaplandrmac yaklamn kuramsal geliimine dier nemli katky, psikolog ve eitimci olan George Kelly (1905-1967) yapmtr. Kelly (1955: 46) Kiisel Yaplandrma Kuramn aadaki ekilde zetler: Bir kiinin sreleri, o kiinin olaylar sezgiledii ekillerde, psikolojik olarak kanalize edilir. Kelly'nin ifadesinde sre, kiinin dncelerini, duygularn ve davranlarn kapsayan bir terimdir. George Kellye gre, her birey yaantlarna dayal olarak yaplar (constructs) oluturur. Her birey dnyay farkl ekilde yaplandrr ve kendi yaantlaryla bu yaplar srekli test eder. Kelly bireyi etrafndaki dnya hakknda hipotezler oluturan, bu hipotezlerin doru olup olmadn kantlamak iin bilgi toplayan ve buna gre yeni bilgiyi zihnindeki bilgi yapsna dahil etmek iin kavramlarn deitiren, bilim adam olarak dnmtr (Shapiro, 1988: 103). Ona gre, her birey evresindeki doal dnya hakknda bir dizi dnce ve kavrama sahiptir. Bu bilgiler devaml olarak yeni yaant ve tecrbelerle geree kar test edilir. Birey mevcut bilgisini sonraki yaantlardan sonu karmada, onlar yorumlamada ve anlaml hale getirmede kullanr. Sonu olarak, renciler fen derslerine gemiteki eitli yaantlar boyunca, bir takm sabit ve fonksiyonel kavramlar gelitirmi olarak geleceklerdir. Bu kavram ve dnceler onlarn fen derslerindeki renmelerini ve yapacaklar yorumlar ynlendirecek ve etkileyecektir (Wandersee, Mintzes ve Novak, 1994). Kelly kiisel yaplandrmac (personal constructivist) olarak bilinir. Bilgi bireyin zihninde, birey tarafndan aktif bir ekilde oluturulur (Glasersfeld, 1989). Bilgi yaplandrma bireysel bir etkinliktir. Bilgi, birey tarafndan zihninde gemi yaantlara dayal olarak renme deneyimlerini anlamlandrrken oluturulur. Kiisel ya da bilisel yaplandrmaclk, teoriksel olarak kkeni Rus psikolog Lev Vygotsky (1962)nin almalarna dayanan sosyal yaplandrmaclk (social constructivism) ile farkllk gsterir.

98
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

LEV VYGOTSKYNN (SOCAL CONSTRUCTVSM)

SOSYO-KLTREL

TEORS

Belaruslu bir ailenin ocuu olan Vygotsky (1896-1934), dncelerin sosyal ve kltrel kkenlerine byk nem vererek, ocuklarn dnce ve fikirlerinin oluumunda, sosyal ve kltrel etkileimlerin ve bu srete kullanlan dilin byk rol oynadn savunmutur. Yani ocuklar sosyal etkileim yoluyla anlamlar olutururlar. Bilgi, kltr aracl ile aktarlr ve bireyler arasndaki diyaloglar sonucunda anlam kazanr. renme, bir kltr paylamdr. Birey bilgilerini, fikirlerini, tutumlarn iinde yaad sosyal ve kltrel evreye gre oluturur. Piaget ve birok eitimci, renme iin kanlmaz artn biyolojik olgunlama olduunu ileri srerken, Vygotsky onlardan farkl olarak, renmenin geliim srecini peinden srklediini yani renmenin bilisel geliimi saladn vurgulamtr. Bu durumu dikkate almayan herhangi bir retimin veya pedagojinin verimli olamayacan, baarszlkla sonulanacan belirtmitir (Blanck, 1990: 50). Ksaca, Vygotsky, Piagetden farkl olarak, biyolojik gelime srecinin renme srecinden nce gelmediini, bunun aksine renmenin bilisel geliimi salayarak renme ve bilisel gelime srelerinin birlikte ilerlediini vurgulamaktadr. Vygotskynin nemli grlerinden biri olan yaknsal geliim alan (zone of proximal development), onun pedagoji ile ilgili dncelerinde nemli bir rol oynamtr (Blanck, 1990: 50). Vygotsky (1978: 86), yaknsal geliim alann, bamsz problem zmeye dayal olarak gerekleen asl geliim seviyesi (actual development level) ile bir yetikinin ya da daha yetenekli arkadalarnn yardmyla problem zebilmeyle gerekleen potansiyel geliim seviyesi (potential develoment level) arasndaki fark olarak aklamaktadr. En sade ifadeyle, yaknsal geliim alan, bir rencinin kendi bana renebilecei ile kendinden daha iyi bir seviyede bulunan arkadalar ya da yetikinin yardm ile renebilecei arasndaki fark belirtir. ocuklar evreleriyle etkileim sonucu oluturduklar ok eitli kavram, bilgi ve dncelerle okula gelirler. Bu onlarn asl (actual) geliim seviyesini belirtir. Potansiyel (potential) geliim ise eitim retim srecinde rencinin arkadalar ve retmeniyle olan etkileimleri sonucu ulaaca seviyeyi belirtir. Potansiyel geliim alan, eitim retim faaliyetlerini kapsar. Her rencinin potansiyel geliim alan birbirinden az ya da ok

99
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

farkllk gsterdii iin retmen her bir renciyi kendisinin mmkn olan en st potansiyel geliim seviyesine ulamasna yardmc olma sorumluluunu tamaktadr. Bunun iin en uygun retim faaliyetlerini uygulamakla sorumludur. Bir yetikinin rehberliinde ya da kendinden daha iyi seviyede bulunan arkadalarnn yardmyla bir ocuun daha iyi dnmesine ve renmesine yardmc olunursa, ocuk ayn eyleri daha sonra kendi bana renebilir, yapabilir (Bruner, 1985: 24). Bylece renciler kendi balarna anlayamayacaklar ya da renemeyecekleri kavramlar renebilirler (Howe, 1996). ocuk bugn etkileimle yapabildiklerini, yarn tek bana baarabilir (Vygotsky, 1962: 104). Mantk yrtme, eletirel dnme gibi yksek dzey bilisel becerileri sosyal etkileimler srasnda gelitirebilir. Piaget bilisel geliim konusunda bireysel etkileime dikkat ekerek, ocuklarn kendi yaant ve eylemleri ile bilgilerini oluturduklarn belirtirken, Vygotsky sosyal etkileime vurgu yapmaktadr. Piaget ve Bruner, renmenin ocuun evresiyle etkileimi srecinde kendi bulular yoluyla gerekletiini vurgulamaktadrlar. Vygotsky ise bu srete dorudan yetikinlerin ve evrenin rolnn neminine dikkat ekmektedir. Gelime, ocuun iinde yaad kltrle etkileimin bir sonucudur. Bilisel geliimin kayna ocuun iindeki bilisel srelerden ok, evredeki insanlar ve kltrle etkileimidir. ocuk, bu etkileime gre dnyaya bakar, alglar ve kendisine sunulan hazr kalplar benimser. Anlamlar toplumsal adan ina edilir. Yani sosyal bilgi sahibi olur. Sosyal bilgi sonunda bireysel bilgi olur, bireysel bilgi geliir ve daha karmak olur. Bilisel geliim, bakalar tarafndan dzenlenen davranlardan bireyin kendi davranlarna doru ilerler. retmen ve evre, dsal denetimi giderek azaltp isel denetimi beslemeli ve ocuun kendi kendini dzenlemesini desteklemelidir. Eitim, renciye mevcut bilisel olgunluk dzeyinde tecrbe kazandrmak yerine, ocuun bilisel geliimini hzlandracak ekilde tasarlanmaldr (Ergn ve zser, 2006). Vygotsky etkili bir fen bilimi eitimi ve retimi gerekletirmek iin snfta sosyal bir evrenin oluturulmasn, rencilerin birlikte almasn ve kavramlara verdikleri anlamlar tartmalarn savunmaktadr. Planl ve etkili bir rehberlik yapldnda, ocuklarn kendilerinden beklenenden ok daha iyi eyler baarabileceklerini dnmektedir. Gnmzde Vygotskynin sosyal yaplandrmac teorisi poplerliini yaygn olarak srdrmektedir. Piaget almalarnda evreye deinmesine ramen Vygotskynin deerlendirmelerine gre olduka dar kapsamda

100
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

kalmtr. Brunerin (1996) de belirttii gibi Vygotskynin dnceleri aslnda olduka ge fark edilmitir. zet olarak, yaplandrmac renmeye gre, bilgi bireye zgdr ve birbiriyle ilgili olan kavramlarn hiyerarik bir ekilde organize olmu bir yapsdr. Kavramsal bir yapnn oluumu aktif bir sretir ve bu yap birey tarafndan zamanla oluturulur. Anlaml renme iin srekli olarak yeni bilginin bilinli bir ekilde mevcut bilgiyle ilikilendirilmesi ve bireyin mevcut bilgisinin dardan alnan bilgiyle test edilmesi gerekir (Mintzes ve Wandersee, 1998). Ayrca, retim srecinde anlaml renmeyi gerekletirmek iin rencilerin mevcut bilgilerini, kavram yanlglarn bilmek ok nemlidir. Bundan sonraki blmde bu konu zerinde durulacaktr. RENCLERN KAVRAM YANILGILARININ GELM VE TEMEL ZELLKLER 1980li yllardan itibaren, rencilerin alternatif kavramlar veya kavram yanlglarna kar uluslararas alanda, zellikle Avrupa ve Amerikada byk bir ilgi olumu ve bu konuda pek ok aratrma yaplmtr (Pfundt ve Duit, 1994). Yaplan aratrmalar, rencilerin byk ounluunun temel bilim kavramlarn bile, bilimsel anlamlarna uygun olarak anlamada zorlandklarn ve daha ok bu kavramlar bilimsel anlamlarndan farkl olarak yorumladklarn ve her kavram iin bilimsel anlamdan farkl olan eitli alternatif anlamlar gelitirdiklerini ortaya karmtr (Weiss, 1994). Bunun sebebi, ocuklar erken yalardan itibaren, daha okulda eitimretim almadan nce, evrelerindeki doal dnya ile ilgili kendi kavramlarn/anlaylarn gelitirirler (Driver vd., 1994). ocuklar, kk bilim adamlar gibi evrelerindeki olay ve durumlara, ar meraklarnn da etkisiyle kendi zel/kiisel anlamlarn vererek kavramlarn gelitirirler. Bunun iin, ocuklar ok kk yalarda bile, evrelerindeki olaylar hakknda bir takm dnce ve fikirlere sahiptirler. Bu bilgiler ocuklarn sonraki renmelerine temel oluturur. Daha sonra, ocuklar okulda bilimsel kavramlar renirken, rendikleri yeni bilgiler bazen nceki bilgilerine uyum gstermez. Bundan dolay, ders sonunda rencilerin oluturduklar anlamlar, retmenin amaladndan farkllk gsterir (Osborne ve Wittrock, 1983; Harlen, 1996). ocuklarn sahip olduklar ilk dnce ve kavramlar yeni renilen bilgilerin yorumlanmasna temel oluturduu iin

101
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

ocuklarn okuldaki renmelerini bazen olumsuz ekilde etkilemektedir. Osborne ve Freyberg (1985: 12) ocuklarn bu dncelerinin doasn aadaki ekilde zetlemektedirler. ocuklar kk yatan itibaren, okuldaki fen retiminden nce fen derslerinde renilen veya kullanlan pek ok kavram iin kendi anlamlarn gelitirirler. ocuklar, retmenler tarafndan bilinmese bile kendi kavram ve dncelerine ounlukla sk bir ekilde baldrlar ve onlarn bu dnceleri genelde bilim adamlarnn grlerinden nemli lde farkllk gstermektedir. Bu dnceler ocuklar asndan mantkl ve tutarldr. Genelde fen retiminden etkilenmeden kalrlar veya beklenmedik ekillerde etkilenebilirler. RENCLERN NEDENLER KAVRAM YANILGILARININ TEMEL

rencilerin kavram yanlglarnn temel nedenleri ok eitli olabilir ve bu konu tartmaya aktr. Wandersee ve arkadalarnn (1994) belirttii gibi, kavram yanlglar zellikle dorudan gzlem ve alglama yoluyla elde edildiinde bu kavramlarn kkleri gizlidir ve bunlar belirlemek olduka zordur. Bununla birlikte, eitli almalar olduka yararl veriler ortaya karmtr. Kavram yanlglarnn temel nedenlerini aadaki ekilde zetleyebiliriz. Gnlk yaantda dilin bilimsel anlamdan farkl kullanm, Okuldaki eitim-retim srecinde rencinin kendisinin yanl bir ekilde kavram yaplandrmas, renciye okulda ya da okul dnda yanl bilgi verilmesi, rencinin okulda kulland ders kitaplar veya okul dnda yararland kaynaklar (bu kaynaklarn ak olmayan, eksik ya da yanl bilgi iermesi), retmenin snfta kulland ak veya anlalr olmayan dil, Bilimsel bilginin renciler tarafndan yanl ezberlenmesi ve yorumlanmas, Derslerde uygulanan retim yntemleri de rencilerde kavram yanlglarna neden olabilir (Anderson, 1990; Storey, 1991; Sanders 1993; Mestre, 1994).

102
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Bunlarn ierisinde, bilimsel kavramlarn gnlk kullanm sonucunda ocuklarn oluturduklar anlamlar, onlarn fen derslerindeki kavramlar anlamalar zerine en olumsuz etkiyi yapmaktadr. Freyberg ve Osborne (1981), eitli ya gruplarndaki ocuklarla yaptklar aratrmalar sonucunda; ocuklarn kendileri tarafndan bilinmeyen yeni bir kelimeyi ya da kavram, sadece kelime benzerliine dayanarak baka bir kelimenin anlam ile ilikilendirebildiklerini, Bir kelimenin teknik anlam ile genel anlam arasndaki fark anlayabilen ocuklarn bile, baz kelime veya kavramlarn iki ya da daha fazla teknik anlama sahip olduunu ve her bir anlamn ilgili konuya zg kullanldn fark edemediklerini, ocuklarn, bilmedikleri kelimeler iin sadece benzer konular gz nne alarak, geici anlamlar oluturabildiklerini tespit etmilerdir. Sonu olarak, rencilerin kavram yanlglarnn kayna, gnlk dilin bilimsel anlamda kullanlmasndan, eitli medya aralarna, ders kitaplarndan retmenlere kadar uzanabilir. Aada rencilerin kavram yanlglarndan rnekler verilmitir. OCUKLARIN KAVRAM YANILGILARINDAN RNEKLER ocuklarn yer ekimi ile ilgili dnceleri Aadaki ekilde grld gibi, 11 yandaki iki renci (Tim ve Ricky), bir yaya asl olan bir kabn iine bilye brakarak yayn esnemesini incelemektedirler. rencilerden biri her seferinde bir tane bilye koyarak yayn yeni uzunluunu lmektedir. Dieri ise onu izlerken, u soruyu yneltir: Eer yay daha yukarya kaldrp balarsak ne olur?

103
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Bunun zerine, yay aarlar ve onu daha yukarya monte ederek ykseltirler. Tekrar yayn uzunluunu lerler. Uzunluk daha nce yaptklar lmlerle ayndr. Daha sonra, kendisine niin bunu yapt sorulduu zaman; renci iki tane bilye alr ve birini dierinden daha yukarda tutarak aklamaya balar. Bu daha yukardadr ve daha gl bir yer ekimi bunu aaya ekmektedir. Daha yksektekinin zerinde daha fazla yerekimi etkisi olacak nk hemen urada dursanz ve biri zerinize bir akl ta drse sadece biraz batar ama actmaz, yaralamaz. Fakat, eer ayn akl tan bir uaktan braksam, gittike hzlanr ve birisinin bana arpt zaman, onu ldrr. Yukardaki rnekteki gibi, pek ok ocuk, daha nce hi sistematik eitim-retim almadklar konularda bile, fen derslerine kendi dnce ve fikirleriyle gelmektedir. ocuklar bu dncelerini yaamlar boyunca eitli fiziksel aktiviteler, evrelerindeki insanlarla kurduklar ilikiler veya medya araclyla gelitirmektedirler (Driver, Guesne ve Tiberghien, 1985: 1). ocuklarn canl ve cansz varlklarla ilgili dnceleri ocuklara canl ve cansz varlklar konusu retilirken geleneksel snflarda genelde canllar canszlardan ayran 7 zellik ezberlettirilir. Bunlar: hareket, beslenme, boaltm, byme, reme, solunum ve duyulardr. ocuklar bu zellikleri deerlendirme srecinde de belirttiklerinde bu konuyu renmi kabul edilirler. Oysa aada baz

104
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

aratrmalarda yapld gibi rencilerin dnmesini salayacak sorularla konular ilenmelidir. Yaplan aratrmalar, ocuklarn genellikle nelerin canl olduu konusunda biyologlarn grlerini paylamadn gstermektedir. Kolaylkla hayvanlarn canl olduuna inanmalarna ramen, bitkiler konusunda kendilerinden daha az emindirler (Leach, Osborne ve Fensham, 1992). Tamir, Gal-Choppin ve Nussinovitz (1981), rencilerin canl ve cansz varlklar hakkndaki dncelerini aratrmak iin 8-14 yalarndaki 424 renciye, zerinde eitli resimler olan 16 tane kart vererek onlardan bu kartlar canl ve canszlar olarak snflandrmalarn istediler. Bu kartlardan bazlar zerinde tohum ve yumurta resmi olanlar da iermitir. Aratrma sonularna gre, rencilerin embriyolar hakkndaki cevaplar olduka ilginti. rencilerin, sadece yzde 60 tohumu canl olarak dnrken, yumurtay ise yars canl olarak snflandrd. Her yataki renciler, dardan bakldnda hareketsiz olarak durduu iin kolaylkla tohum ve yumurtay cansz olarak snflandrmlardr. ocuklarn hayvan kavram ile ilgili dnceleri ocuklar inek, kuzu, kpek gibi daha geni (bceklerden daha geni), tyl, drt bacakl olan ve ses karabilen canllarn hayvan olduu konusunda olduka emindirler. Fakat bir kurt, rmcek, balk veya bitki bitinin hayvan olduu konusunda olduka ekimserdirler. Aadaki alnt, 14 yandaki drt rencinin, rmcein hayvan olup olmad konusundaki dncelerini yanstmaktadr. Rangi: rmcek bir bcektir...hayvan deildir. George: Ama kan ieriyor.....ve .gzleri var ve az var. Jane: Alt bacak... Maria: rmcek bir bcektir ve bcek hayvan deildir. Jane: Ayn fikirde misin? Deil misin? George: Beni ikna ettin, hayvan deil. Maria: Evet, bir bcektir deil mi? Jane: Fen derslerinden biliyorsun. retmenler her zaman rmcekleri bcekler olarak snflandryor. George: Hayr, snflandrmyorlar. retmenler onlar iin baka bir isim kullanyor. Jane: Ben retmenlerin rmceklere hayvan dediklerini hi duymadm.

105
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Maria: Bence rmcekler hayvan olmak iin ok kkler... George: Sanrm, ok kk hayvanlar bulabilirsin. Jane: Evet... kobay fareler o kadar byk deil. George: Byk rmcekler de olabilir. Maria: O kadar byk olamaz (Bell ve Freyberg, 1985). Burada dier nemli kavram yanlgs, rmcein ocuklar tarafndan bcek olarak dnlmesidir. Gnlk hayatta rmcekler genellikle bcek olarak nitelendirildii iin ocuklar da byle dnmektedir. Oysa rmcek bir bcek deil, eklembacakldr ve rmcegimsiler snfndandr. ocuklarn besin kavram hakkndaki dnceleri Simpson ve Arnold (1982), Driver vd., (1984) ve Bell (1985) tarafndan, rencilerin bitkilerin beslenmesi veya fotosentez zerine yaptklar aratrmalar, bir ok rencinin bitkilerin hayvanlara benzer ekilde beslendiini yani besinlerini evreden aldklarna inandklarn ortaya karmtr. Simpson ve Arnold (1982), en k 11 yanda olan eitli ya gruplarndaki rencilerle yaptklar aratrmalarnn sonucunda, pek ok rencinin bitkilerin bymek iin enerjiye ihtiya duyduunu, ancak bu enerjiyi salayan besini bitkilerin topraktan kkleri vastasyla aldklarna inandklarn ortaya karmtr. renciler genelde, karbondioksit, su, toprak, mineral, hava ya da gnei bitki besini olarak dnmektedirler. Oysa bitkiler ototroftur ve kendi besinini kendisi yapar. ocuklarn sindirim kavram ile ilgili dnceleri lkretim 4. ve 5. snf rencileriyle sindirim konusunda yaplan aratrma (akc, 2005), ocuklarn besinlerin sindirimi ile ilgili eitli kavram yanlglarna sahip olduklarn gstermektedir. Baz ocuklar sindirimi besinlerin onlar oluturan yap talarna paralanmas yerine besinlerin midemizde erimesi veya besinlerin midede szlmesi olarak aklamtr. Bu rencilerin konuyu anlamalar, besinlerin paralanmas ifadesini kullananlara gre ok daha yzeysel kalmtr. Bu durum, ocuklarn kavramlarn gnlk kullanm ile oluturduklar anlamlarn, onlarn snftaki renmelerini nasl etkilediini aka gstermektedir. Peki, niin ocuklar byle bir kavram yanlgsna sahipler? Bir sebep, baz kiiler tarafndan gnlk hayatta erime kavramnn eitli ekillerde sindirim olay ile ilgili olarak kullanlmas olabilir. rnein, Bu yemein

106
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

hepsini bitir, sen daha gensin, eritirsin, veya hazmszlkla ilgili olarak ok iyi hissetmiyorum, sanrm ok yedim, eritemedim gibi. Erime kavram ile ilgili eitli aratrmaclar tarafndan (Longden, 1984; Stavy, 1990), rencilerin znrlk kavramn nasl algladklar zerine yaplan aratrmalar da gsteriyor ki, baz renciler znrlk srecini erime olarak alglama eilimindeler. nk erime kavram znrlk ve besinlerin paralanmas kavramlarna oranla gnlk hayatta ok daha yaygn bir ekilde kullanlr. ocuklar, ilgili bilimsel olaylar aklarken kendileri asndan daha fazla bilinen kavramlar kullanma eilimindedirler. nk bu kavramlar onlar iin daha fazla anlam ifade etmektedir. ocuklar hergn itiimiz ay iine atlan bir miktar ekerin etkilerini gzlemlerler. Burada eker, onlar asndan ayn iinde eriyip gitmektedir. Yukarda verilen rneklerden de anlalaca zere, ocuklarn renmelerinde ve kavramlarn anlamlarn oluturmada gnlk dilin ve sosyal etkileimlerin nemli bir etkisi vardr. ocuklar gnlk dilde kullanlan anlamlara uygun olarak, kelimelere anlam verirler. Bu yzden okuldaki eitimden nce, onlar kendi yaantlarnn bir sonucu olarak oluturduklar sezgisel kavramlar veya anlamlar kelimelerin bilimsel anlamndan farkllk gsterebilir (Solomon, 1987). Bu nedenle, etkili bir fen bilimi retimi iin Vygotskynin dnceleri nda mutlaka gnlk evrenin de retim srecinde gz nne alnmas gerekmektedir. YAPILANDIRMACI YAKLAIMA DAYALI FEN RETM Bilisel (cognitive) bilim adamlarna gre, her birey erken yalardan itibaren aktif olarak kendi kavramlarn gelitirir. Bu nedenle, her birey kendi kavramlarn yaplandrd, kendine zg bir zihinsel yap (mental scheme-structure) veya kavram organizasyonuna sahiptir. Bundan dolay, zihinde mevcut olan kavramlarla yeni renilen kavramlar arasnda kurulan balant, kiiden kiiye farkllk gsterir. Yeni bir bilginin rencinin mevcut kavramsal yaps iine dahil edilme ekli, hem yeni bilginin doasna hem de rencinin zihinsel yapsna baldr (Driver vd., 1985: 5). Bu nedenle, fen derslerinde rencilere verilen ayn bilgi ve yaantlar her birey tarafndan farkl bir ekilde anlalabilir. Yaplandrmac renme bir retim teorisi deil, bir renme teorisi olmasna ramen (Richardson, 1997), kavramsal ve anlaml renmeyi gerekletirmek iin davran yaklamdan farkl bir snf ii retimi

107
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

vurgulamaktadr. Ayrca, rencilerin kavram yanlglar ile ilgili yaplan aratrmalar, yaplandrmac renmeye uygun retim stratejileri gelitirmenin gerekliliini gstermitir. Bireyin bilgisini, mevcut bilisel yaplarndaki (cognitive structures) kavramlara uygun olarak, aktif bir ekilde oluturduunu savunduu iin birok okulda renciler tarafndan yaanlan geleneksel yani retmen merkezli, bilginin retmen tarafndan rencilere aktarld, programda belirtilen bilgi ve becerilerin rencilere kazandrlmaya alld snf ii retiminden olduka farkl bir retimi nermektedir (Lanier ve Little, 1986). rencilerin kavram ve dncelerini deitirmek kolay deildir. Onlarn ilk kavram ve dnceleri, zihinlerinde o kadar kklemitir ki geleneksel bir eitim sreciyle bu kavramlar deitirmek ve anlaml renmeyi gerekletirmek renci asndan olduka zordur. Derslerde, sadece konunun mantksal aklamalarnn renciye sunulmas, anlaml kavramsal renmeyi gerekletirmez. rencilerin fen konularn renmelerinde, ezbere tevik edilmesi yerine kavramlar anlaml bir ekilde renecekleri renme ortamlarnn hazrlanmasnn ok daha etkili olduu birok aratrma ile kantlanmtr. Aksi takdirde, renilen bilgi veya yeni kavramlar rencinin bilisel yapsndaki yerine tam olarak yerleemez ve zihinde uzun sre muhafaza edilemez. nk yeni renilen kavramlarla nceden renilenler arasnda anlaml balant kurulmamtr (Pines ve West, 1986). Bu nedenle, retim srecinin amac, rencilere bilimsel bilgiyi sunup onlarda yeni kavramlar gelitirmek deil, rencilerin mevcut kavramlarnn ortaya karlmas, sonra rencilerin kavram yanlglarn dzeltmek iin eitli retim yntemleri ile bilimsel bilginin rencilere sunulmasn gerektirir (Osborne, 1996). Yaplandrmac yaklamn snfta uygulanmas ile ilgili olarak, Solomon (1994) yaplandrmac (constructivist) retimin doasn tanmlamann zorluuna dikkat ekmekle beraber, bu yaklamda yer alabilecek bir takm retim aktivitelerini aadaki ekilde zetlemektedir: rencilere sorular sorma. rencileri dnce ve fikirlerini ifade etmeleri iin tevik etme ve cesaretlendirme. rencilerin tm cevaplarn kabul etme ve deer verme, onlarn daha fazla katlmn salamak iin cevaplarn vme. rencilerin alternatif kavramlarn tespit etme ve dersin balang noktas olarak kullanma. rencilerin kavram yanlglarn dzeltmeye yardm edecek uygun retim metotlarn seme.

108
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

rencilerin dnce ve fikirlerini birbirleriyle ve retmenle tartabilecekleri ortam oluturma ve rencilerin kavram yanlglarna kar alternatifler sunma. rencilere ne anladklarn sorma ve bu bilgiyi dersin daha sonraki geliiminde kullanma. Yaplandrmac retmen (konstraktivist teacher) rencilerin alternatif kavramlarn, dnce ve fikirlerini dersin balang noktas olarak kullanr. Yapsalc retmen snfta bir rehber, tehis edici, motive edici, yaratc ve yol gsterici olarak farkl bir rol stlenmektedir. nk renci asndan kavramsal deiim, mevcut kavramlar arasndaki ilikilerin yeniden dzenlenmesini gerektirdiinden zor bir zihinsel aba gerektirir (Stofflett, 1994). Solomon (1994)a gre, geleneksel ve konstraktivist retmen arasndaki en nemli fark onlarn rencilerin dncelerine kar olan tutumlardr. Geleneksel retmen yanl bir cevab bir hata olarak grp, doru cevab aklamaya balamak iin bir iaret olarak kabul ederken, konstraktivist retmen yanl bir cevab derse balamak iin ya da aktiviteleri dzenlerken gz nne alaca faydal-deerli bir bilgi olarak kabul eder. Geleneksel snflarda retmen, rencilerin renmeleri konusunda onlardan hep doru cevab beklerken, yaplandrmac retmen daha ok rencilerin kendi grlerine, bak alarna dikkat eder (Brooks ve Brooks, 1999). Asl nemli olan, rencinin kitaptaki cmleleri tekrar ederek sorular cevaplamaya almas yerine kendi ifadeleriyle aklamalar yapmasdr. Geleneksel snf ortamlarnda sadece retmenin ifadelerine sayg gsterilirken, yaplandrmac snflarda bu sayg ortaklaadr. retmen, ar otorite kurmak yerine rencilerin duygu, dnce, ifade ve aklamalarna sayg gsterir ve dinler (De Vries ve Zan, 1995). Yapladrmac retmen, bilginin sosyal oluumunu salamak iin tm snf ya da kk grup tartmalar gibi retim yntemlerini en geni ekilde kullanmaya almaldr. Sutton (1992), bilimsel dnmede dilin merkezi rolnn altn izerek, kavramlara verilen anlamlarn hem renciler arasnda hem de retmen ve renci arasnda tartlmasnn gerekliliini belirtir. ocuklarn konuyu kavramalarnda dilin snfta ocuklar tarafndan aktif bir ekilde kullanm nemlidir. Bu ekilde, snftaki aratrmac diyaloglar retmenlere ocuklarn konuyu nasl kavradklar konusunda olduka yararl bilgiler verir. Sonu olarak, mevcut fen dersleri genelde bilimsel gerekleri rencilere aktaran bilginin pasif almna dayal retim stratejilerini ierir.

109
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Film izleme, yemek kitab stilindeki laboratuar almalar, adm adm problem zme yaklamlar ve tekrara dayal bamsz almalar genelde ezbere renmeyi tevik etmektedir. Bu denenle, bilimin heyecann alamak ve bilimsel aratrma metotlarn kazandrmaktan uzaktr (Mintzes ve Wandersee, 1998: 34). Yaplandrmac yaklam, aktif katlm, youn bir etkileim ve kritikte bulunmay gelitirmeyi amalar. rencileri kk bilim adam olarak grp aktif olarak bilimsel aratrma srecini yaamalar salanmaldr. Bylece, snflar bir eitim merkezinden anlama ve kavramsal deiim yerine dntrmek mmkn olabilir. Bunun iin retim srecinde interaktif teknolojiler, yaratc analojiler, metaforlar, kavram haritalar gibi metakognitive aralar, V-diyagramlar ve gsteriler yaygn olarak kullanlmaldr (Mintzes ve Wandersee, 1998: 52). 21. yzylda iyi retmenler, rencilerinin anlaml olarak renmelerine yardmc olmaya alan retmenlerdir. Ezbere renme yerine, anlaml renmeyi tevik etmek, fen retmeninin yapmas gereken en nemli itir. Bunun iin daha kapsaml retim yerine retimde kalite/etkililik aranmaldr. Ezberleme yerine anlama/kavrama gibi. Eer rencilere ve onlarn zekalarna sayg duyuyorsak, onlara yeni ve farkl problem zme yollarn reten, derin anlamay ve yaratc dnmeyi gelitiren, destekleyen ve dllendiren bir fen eitimi salamalyz. SONU Yaplandrmac yaklam (constructivism), renmeyi aktif bir sre olarak grp renmenin, bireyin sahip olduu dnce ve kavramlarla yeni bilgiler arasndaki etkileimin sonucunda meydana geldiini belirtir. Bu alanda alan aratrmaclar, ocuun anlama ve kavramasndaki bymeyi bir yeniden yaplandrma sreci olarak kabul ederler. Byle srelerin sonucunda, Carey (1985)in belirttii gibi bilisel geliim, ocuun zihinsel olgunlamasndan deil, bilgisindeki artmadan dolay olmaktadr. Yani, renme geliimin bir sonucu deildir, renme zihinsel geliimi salar (Fosnot, 1996). Yaplandrmac gre gre, renmeyi etkileyen en nemli faktrlerden biri, rencilerin retilen konuda hakknda ne bildii ya da sahip olduu bilgi ve kavramlardr. Osborne ve Freyberg (1985: 13)in belirttii gibi, ocuklarn evrelerindeki eitli olaylarla ilgili olarak ne dndn ve niin o ekilde dndklerini bilmediimiz srece, ne kadar iyi bir retim yaparsak yapalm, yaplan retim ocuklar zerinde

110
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

ok az bir etkide bulunacaktr. Bu yzden, bo beyin yaklam (the blank mind approach) yani rencilerin snfa retilen konu ile ilgili olarak hibir bilgiye sahip olmadan geldii sz konusu olmamaldr (Gilbert, Osborne ve Fensham, 1982). Gnlk hayatn, dilin, kltrn ve ailenin ocuklarn kavramlarn anlamlarn oluturmada byk bir etkisi bulunmaktadr. Bu nedenle, retmenlerin sadece retecekleri konu bilgisine sahip olmalar yeterli deildir. retmenler, etkili bir fen bilimi retimi iin retecekleri konuda rencilerin yaygn olan kavram yanlglarnn bilgisine sahip olmal ve bu bilgiyi ders plannn hazrlanmasnda ve retim yntemlerinin seiminde gz nnde bulundurmaldrlar. Unutulmamas gereken nemli bir nokta, Millar (1989)n belirttii gibi, retmenler yaplandrmac bir retim metodu gelitirmeye almak yerine, rencileri snf iinde nasl daha aktif hale getirebileceklerini dnmelidirler nk bu anlaml kavramsal renmenin gereklemesine yardmc olan en nemli faktrdr. KAYNAKA Anderson, B., Pupils Conceptions of Matter and Its Transformations Studies in Science Education, Say: 18, 53-85, 1990. Anning, A., The First Years at School. Buchingham: Open University Press, 1997. Ausubel, D. P., Educational Psychology: A Cognitive View. New York: NY: Holt, Rinehart, and Winston, 1968. Ayas, A., epni, S., Johnson, D. ve Turgut, M. F., Kimya retimi. YK/DB Milli Eitimi Gelitirme Projesi Hizmet ncesi retmen Eitimi Yaynlar, Ankara, 1997. Bell, B., Students Ideas about Plant Nutrition: What are They?, Journal of Biological Education, Say: 19 (3), 213-218, 1985. Bell, B. F. & Freyberg, P., Language in the Science Classroom, inde Learning in Science The implications of childrens science. J. Osborne and P. Freyberg (Eds.) London: Heinemann, 1985. Blanck, G., Vygotsky: The man and His Cause. inde L. C. Moll (Ed.), Vygotsky and Education: Instructional Implications and Applications of Sociohistorical Psychology. (pp. 31-58) Cambridge: Cambridge University Press, 1990. Brooks, J.G., & Brooks M.G., In Search of Understanding: The Case For Constructivist Classrooms. Virginia: Association for Supervision and

111
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Curriculum Development, 1999. Brown, A. L. & Metz, K. E. & Campione, J. C., Social interaction and individual understanding in a community of learners: The influence of Piaget and Vygotsky, inde Piaget Vygotsky The Social Genesis of Thought. Anastasia Tryphon, J. Jacques Vonche (Editrler) Psychology Pres: East Sussex, 1996. Bruner, J. S., Childs Talk: Learning to Use Language. Oxford: Oxford University Press, 1985. Bruner, J. S., The Culture of Education. Cambridge, MA: Harvard University Press, 1996. Carey, S., Conceptual Change in Childhood. Cambridge: Massachusetts: MIT Press, 1985. Contento, I., Children's Thinking about Food and Eating - A Piagetian-Based Study, Journal of Nutrition Education, Say: 13(1), 86-90, 1981. akc, Y., Exploring Turkish Upper Primary Level Pupils Understanding of Digestion, International Journal of Science Education, Say: 27(1), 79-100, 2005. De Vries, R. & Zan, B. (1995), Creating a Constructivist Classroom. Young Children, 51(1), 4-13. Driver, R. & Easley, J., Pupils and Paradigms: A review of Literature related to Concept Development in Adolescent Science Students, Studies in Science Education. Say: 5, 61-84, 1978. Driver, R. & Child, D. & Gott, R. & Head, J. & Johnson, S. Worsley, C. & Wylie, F., Science in Schools at age 15: Report No.2, Report to the DES, DENI, and the Welsh Office on the 1981 survey of 15 year olds. London: Assessment of Performance Unit, 1984. Driver, R. & Guesne, E. & Tiberghien, A., Some Features of Children's deas and Their mplications for Teaching, inde Driver, R., Guesne, E. ve Tiberghien, A., (Editrler), Children's Ideas in Science, Buckingham, England, Open University Press, s. 191-201, 1985. Driver, R. & Oldham, V., A Constructivist Approach to Curriculum Development in Science, Studies in Science Education, Say: 13, 105-122, 1986. Driver, R. & Leach, J. & Scott, P. & Wood-Robinson, C., Young Peoples Understanding of Science Concepts: Implications of Cross-age Studies for Curriculum Planning, Studies in Science Education, Say: 24, 75-100, 1994

112
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Duit, R. & Treagust, D. F., Learning in Science From Behaviourism Towards Social Constructivism and Beyond. International Handbook of Science Education. Part One. London: Kluwer Academic Publishers, 1998. Ergn, M. & zser, S., Vygotskynin Yeniden Deerlendirilmesi, Afyon Karahisar niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, Say: 2, 269-292, 2006. Fosnot, C. T., Constructivism: A Psychological Theory of Learning. inde C. Fosnot (Ed.) Constructivism: Theory, Perspectives, and Practice, (pp. 8-33). New York: Teachers College Press, 1996. Freyberg, P. S. & Osborne, R. J., Who Structures the Curriculum: the Teacher or Learner? inde J. Osborne and P. Freyberg (Eds.) Learning in Science, The Implications of Childrens Science. London: Heinemann, 1981. Gilbert, J. K. & Osborne, R. J. & Fensham, P. J., Children's Science and Its Consequences for Teaching, Science Education, Say: 66 (4), 623633, 1982. Glasersfeld, E. V., Cognition, Construction of Knowledge, and Teaching, Synthese, Say: 80, 121-140, 1989. Glasersfeld, E. V., Radical Constructivism: A Way of Knowing and Learning. London: The Falmer Press, 1995. Gott, R. & Duggan, S., Investigative Work in the Science Curriculum. Developing Science and Technology Education. Buckingham: Open University Press, 1995. Harlen, W., The Teaching of Science in Primary Schools. Second Edition. London: David Fulton Publishers, 1996. Howe, A. C., Development of Science Concepts within a Vygotskian Framework, Science Education, Say: 80 (1), 35-51, 1996. Jenkins EW., From Armstrong To Nuffield, Studies in Twentieth Century Science Education in England and Wales, London: Cox & Wyman Ltd, UK, 1979. Kanuka, H., & Anderson, T., Online Social Interchange, Discord, and Knowledge Construction, Journal of Distance Education, Say: 13 (1), 5775, 1998. Kelly, G. A., The Psychology of Personal Constructs, New York: W.W. Norton & Company, 1955. Lanier, J. &, Little, J. W., Research On Teacher Education. inde M. Witttrock (Ed.) Handbook of Research On Teaching. New York: Macmillan, 1986.

113
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Leach, J. & Driver, R. & Scott, P. & Wood-Robinson, C., Progression in Understanding of Ecological Concepts by Pupils Aged 5 to 16. Leeds, UK: The University of Leeds, Centre for Studies in Science and Mathematics Education. Univesity of Leeds, 1992. Longden, K. A., Understanding of Dissolving Shown by 11-12-yearold Children. Unpublished M.Sc. thesis, University of Oxford, 1984. Marek, E. A. & Cavallo, A., The Learning Cycle. Portsmouth, Nh: Heinemann, 1997. Mestre, J.P., Cognitive Aspects of Learning and Teaching Science. inde S.J. Fitzsimmons & L.C. Kerplelman (Eds.) Teacher Enhancement for Elementary and Secondary Science and Mathematics: Status, Issues, and Problems. Washington D.C.: National Science Foundation, 1994. Millar, R. & Driver, R., Beyond Processes, Studies in Science Education, Say: 14, 33-62, 1987. Millar, R., Constructive Criticisms, International Journal of Science Education, Say: 11, 587-596, 1989. Mintzes, J. J. & Wandersee, J. H., Reform and Innovation in Science Teaching: A Human Constructivist View. inde J. J. Mintzes, J. H. Wandersee and J. D. Novak, Teaching Science for Understanding. A Human Constructivist View. London: Academic Press, 1998. Novak, J. D., An Alternative to Piagetian Psychology for Science and Mathematics Education, Science Education, Say: 61, 453-472, 1977. Osborne, R. J. &, Wittrock, M. C., Learning Science: A Generative Process, Science Education, Say: 67 (4), 489-508, 1983. Osborne, R. & Freyberg, P. (Eds.), Learning in Science: The Implications of Children's Science. London: Heinemann, 1985. Osborne, J., Young Childrens Understanding of Science in 4 Domains and Its Development Through A Constructivist Approach to Teaching. Ph.D Thesis. London University. London, 1994. Osborne, J., Beyond Constructivism, Science Education, Say: 80 (1), 53-82, 1996. Pfundt, H. & Duit, R., Bibliography Students' Alternative Frameworks and Science Education. 4th Edition. IPN-Kurzberichte: Institute for Science Education, 1994. Piaget, J., Piagets Theory. In Carmichaels Manual of Child Psychology. Vol. 1. 3rd Edition. New York: John Wiley and Sons, 1970. Pines, A. L. & Novak, J. D., The Interaction of Audio-tutorial Instruction with Student Prior Knowledge: A Proposed Qualitative, Case-

114
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

study Methodology, Science Education, Say: 69 (2), 213-228, 1985. Pines, A. L. & West, L. H. T., Conceptual Understanding and Science Learning: An Interpretation of Research within a Sources-ofKnowledge Framework, Science Education, Say: 70 (5), 583-604, 1986. Richardson, V.(Ed.), Constructivist Teacher Education. Building a World of New Understandings. London: The Falmer Press, 1997. Sander, M., Erroneous Ideas about Respiration: The Teacher Factor, Journal of Research in Science Teaching, Say: 30, 919-934, 1993. Shapiro, B. L., What Children Bring to Light: Towards Understanding What the Primary School Science Learner Is Trying to Do. inde Peter Fensham (Ed.) Development and Dilemmas in Science Education. London: Falmer Press, 1988. Simpson, M. &, Arnold, B., Availability of Prerequisite Concepts for Learning Biology at Certificate Level, Journal of Biological Education, Say: 16 (1), 65-72, 1982. Storey, R. D., Textbook Errors and Misconceptions in Biology: Photosynthesis, American Biology Teacher, Say: 51, 271-274, 1989. Solomon, J., Social Influences on the Construction of Pupils Understanding of Science, Studies in Science Education, Say: 14, 63-82, 1987. Solomon, J., The Rise and Fall of Constructivism, Studies in Science Education, Say: 23, 1-19, 1994. Stofflett, R., The Accommodation of Science Pedagogical Knowledge: The Application of Conceptual Change Constructs to Teacher Education, Journal of Research in Science Teaching, Say: 31 (8), 787-810, 1994. Sutton, C., Words, Science and Learning. Buckingham: Open University Press, 1992. Stavy, R., Childrens Conception of Changes in the State of Matter: from Liquid (or solid) to Gas, Journal of Research in Science Teaching, Say: 27 (3), 247-266, 1990. imek, H., 21. Yzyln Eiinde Paradigmalar Sava: Kaostaki Trkiye, stanbul: Sistem yaynclk, 1997. Tamir, P. & Gal-Choppin, R. & Nussinovitz, R., How do Intermediate and Junior High School Students Conceptualize Living and Nonliving?, Journal of Research in Science Teaching,Say: 18, 241-248, 1981. Vasta, R. & Haith, M. M. & Miller, S. A., Child Psychology: The

115
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (89-115)

Modern Science. New York, NY: Wiley, 1995. Vygotsky, L. S., Thought and Language. Cambridge. MA: MIT Press, 1962. Vygotsky, L. S., Mind in society: The development of Higher Psychological Processes. Cambridge, MA: Harvard University Pres, 1978. Wandersee, J. H. &, Mintzes, J. J., & Novak, J., Research on Alternative Conceptions in Science. inde D. L. Gabel (Ed.) Handbook of Research On Science Teaching and Learning. New York: Macmillan, 1994. Weiss, I., National Survey of Science and Mathematics Education. Research Triangle Park: Centre for Educational Research and Evaluation, 1994.

116
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

AVRUPA BRLNE UYUM SRECNN TRKYEDE YABANCI DL RETMEN YETTRME POLTKALARINA ETKS Hsn CEYLAN1 Murat YORULMAZ2 ZET Bilgi a hzl deiimleri ile toplumlar ve insanlar arasndaki ilikileri gnden gne arttrmakta ve yaratt olanaklarla toplumlar birbirlerine yaknlatrmaktadr. Yaanlan bu sre, yabanc dil retimini ve renimini nemli klmakta ve ayn zamanda lkelerin yabanc dil eitimi politikalarna da yn vermektedir. Yabanc dil retme ve renme, bilgi ann getirisi gnmz okdilli ve okkltrl dnyasnda etkin bir role sahip olmann nkouludur. Bilgi a etkisini her ynyle lkemizde de gstermekte ve bunun sonucu olarak lkemizde yabanc dil renme ve yabanc dil retmeni yetitirme konusu nem kazanmaktadr. Bu konu deerlendirilirken kreselleme olgusu ve Avrupa Birlii yabanc dil eitimi politikalar gz ard edilmemelidir. Bu almada kresellemenin ve Avrupa Birlii yabanc dil eitimi politikalarnn lkemizdeki yabanc dil ve yabanc dil retmeni yetitirme politikalarna etkileri deerlendirilecektir. Anahtar Szckler: Yabanc dil retimi ve renimi, yabanc dil retmeni yetitirme politikalar, kreselleme, okdillilik, okkltrllk.

1 Yrd. Do. Dr., Trakya niversitesi Eitim Fakltesi ngiliz Dili Eitimi Blm retim yesi. 2 Edirne MEM Arge Birimi, ngilizce retmeni.

117
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

THE EFFECT OF THE ADAPTATION PROCESS TO EUROPEAN UNION ON FOREIGN LANGUAGE TEACHER TRAINING POLICIES IN TURKEY ABSTRACT The information age with its rapid changes increases the relations between socities and individuals day by day and it makes the socities closer to eachother with the facilities created by itself. This experienced process makes foreign language teaching and learning important and it also provides a direction to countries foreign language education policies. Foreign language teaching and learning is a prerequisite for having an active role in multilingual and multicultural world formed by the information age. Information age shows its affects with its all aspects in our country and as a result of this, the subject of foreign language learning and foreign language teacher training in our country gain importance. While discussing this subject, globalisation and foreign language policies of European Union should not be ignored. In this paper, the effects of globalisation and European Union foreign language policies to the policies of foreign language and foreign language teacher training in our country will be discussed. Keywords: Foreign language teaching and learning, policies of foreign language teacher training, globalisation, multilingualism, multiculturalism. GR Gnmzde her alanda olduu gibi teknoloji alannda yaanan hzl geliim yaadmz yzyla damgasn vurmutur. 20. yzyln Bilgi a, Uzay a gibi adlarnn yan sra letiim a olarak da adlandrlmasnn temelinde bu alanda elde edilen bulgular yatmaktadr. Yaadmz bu yzyln hzl deiimleri sayesinde toplumlar ve insanlar arasndaki ilikiler tm alanlarda gn getike younlamaktadr. Yirminci yzyln zellikle son eyreinde bilim ve teknoloji alanlarnda yaanlan ba dndrc gelimeler, gelimilik seviyesi ne olursa olsun btn toplumlar yeni

118
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

araylara sevketmitir. retimden tketime kadar ylesine hzl bir deiim yaanmaktadr ki, Alman filozof Friedrich Nietzche'nin "Derisini deitirmesini bilmeyen ylan lr" sznde anlamn bulan, deiime ayak uydurmasn bilmeyen toplumlarn karlaaca skntlarn bykl ifade edilmektedir (Aktan, 1997). Bilim ve teknoloji alanndaki deimeler ve zellikle enformasyon teknolojisindeki gelimeler bilginin hzla yaylmasna, lkeler arasndaki snrlarn kalkmasna yol aarken yaadmz bu ilikiler younluu ortak bir bildiriim arac olarak yabanc dil/diller bilme gereksinimini de beraberinde getirmektedir. Yabanc dil bilmek bir yandan okdilli ve okkltrl bir dnyada yaamann n koulu, dier yandan ise kiisel geliimi destekleyen bir zorunluluk haline gelmitir. Yabanc dil renmeye duyulan gereksinimin artmas, gerek dnya lkelerinin, gerekse lkemizin yabanc dil politikalarnn deimesine yol amtr. Bu deiimde Sevil in de belirttii gibi, (...) uluslararas iki oluumu gz ard etmek olanakszdr: Kreselleme ve Avrupa Birlii. Kreselleme erevesinde, evrensel iletiim dili ilevi yklenen ngilizce, (...) (Sevil 2002: 1) yabanc dil eitiminde neredeyse tek yabanc dil konumuna gelirken, () ada dnya ile btnlemede ngilizceyi tek iletiim arac durumuna getiren anlaya tepki olarak, Avrupa Birliinin okdilli ve okkltrl birey anlayna dayanan yabanc dil siyasasna tank olunmaktadr (Sevil 2002: 1). Bugn lkelerin yabanc dil eitim politikalarnn belirlenmesinde nemli rol oynayan yukarda sz edilen kreselleme ve Avrupa Birlii dil politikas zerinde durulmas gerekmektedir. nk dnyadaki ve Avrupadaki gelimelere deinmeden lkemizdeki yabanc dil ya da yabanc dil retmeni yetitirme politikalarn irdelemek tek ynl bir deerlendirme olacaktr. Bu yzden burada ncelikle yabanc dil renimi asndan bilgi toplumu ve kreselleme olgular zerinde durulacak, bu erevede Avrupa Birliindeki gelimeler de aktarlarak Trkiyede yabanc dil retmeni yetitirme politikalarnn bu gelimelerden nasl etkilendii tartlacaktr. BLG TOPLUMU VE KRESELLEME Bilginin toplanmas, ilenmesi, aktarm, kullanm ve retilmesine ynelik olarak ortaya kan teknolojilerde son yllarda dev sramalar yaand. Bu teknolojiler bilgi veya biliim-iletiim teknolojileri olarak isimlendirilirken, olumaya balayan yeni toplum dzeni de bilgi toplumu olarak adlandrld (Erkan 1993: 141). ada uygarln ulat bilgi

119
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

dzeyini tanmlamada tam bir gr birliine henz varlm deilse de, son 20 yl ierisinde bilim ve teknolojideki ba dndrc gelimelerin meydana getirdii bilgi patlamas ve bilgi teknolojilerinin toplumsal ve ekonomik gelimeye sunduklar olanaklar dikkate alndnda, Tofflerin nc dalga olarak betimledii aamann bilgi a, bu dnemin ngrd toplumun da bilgi toplumu olarak adlandrlmas uygun grlmektedir (zden, 2002: 15). Biliim teknolojilerinin sayesinde bilginin hzla yaylmasnn yaratt olanaklar ile kreselleme sreci de balam oldu. Bilgi toplumu ile ivme kazanan kreselleme sreci iinde bilgi toplumuna giren, baka bir anlatmla bilginin retildii lkeler bu srele birlikte hzl ilerlemeler gsterirken birok alanda dnya zerindeki egemenliklerini de salamlatrdlar. Bilgi toplumu kavram, teknolojik gelimelerle birlikte bilgiye ulama yollarnn sorguland bir dnemi ve bilgiye ulamada yabanc dil / dilleri bilme zorunluluunu da beraberinde getirmitir. Bilgi toplumu olgusu ve kreselleme srecine yabanc dil retimi asndan baklacak olursa, saysal veriler bugn ngilizcenin yaklak 415 milyon kii tarafndan anadili olarak kullanldn, 800 milyon kiinin ise ngilizceyi renmekte ya da kullanmakta olduunu gstermektedir (Neuner 1996: 15). ngilizcenin dnya zerinde en ok renilen ve konuulan dil konumunda olmasnn nedeni 20.yzyln balangcna kadar ngilterenin smrgeler yolu ile dnyann birok blgesine hkim olmas ve gnmzde Amerika Birleik Devletlerinin ekonomik, politik ve teknolojik stnl olarak aklanmaktadr. AVRUPA BRLNN YABANCI DL POLTKALARI Bilgi toplumu olgusu ve kreselleme sreci Avrupa Birliinin yabanc dil politikalar bakmndan ele aldnda, ngilizcenin Avrupa Birliine ye lkelerde de kresel iletiim dili olarak renilmesi gerektiini savunan grlerle karlamaktayz. Ancak Avrupa Birlii son yllarda ngilizcenin birok alanda tek dil olarak egemenliine kar okdilli ve okkltrl Avrupa Yurttal kavramn savunmaktadr. Bu dnce Maastricht ve Amsterdam antlamalar ile de glendirilmitir. Bu balamda, tek dilin egemenliinin nlenmesi erevesinde Avrupa Yurttalarnn zorunlu eitim sresinde kendi anadilinin dnda en az iki baka dili renmesi, Avrupa Birliinin yabanc dil eitim politikasn belirleyen nemli bir ilke durumundadr. Burada Polatn da vurgulad gibi, Avrupa kltrnn ve Avrupallk dncesinin belirleyici zellii,

120
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

onu yaratan dil ve kltrlerin eitliliidir. Birliin oluturduu btnlemeye karn, Avrupann zn oluturan dil ve kltr eitlilii, korunmas ve srdrlmesi gereken bir zenginliktir (...)( Polat 2001: 31) dncesi Avrupa Birliinin dil eitim politikalarnn en nemli amac olarak grlmektedir. Yabanc dil retiminin desteklenmesi Avrupa Birliinin eitim politikalarnda nemli bir yer tutmaktadr. Bu amala Socrates program kapsamnda Erasmus (yksek renime tahsis edilen Socrates program) ve Lingua (yabanc dil eitimi iin yksek renime tahsis edilen Socrates program ) programlar oluturulmutur. Erasmus yksek renimde Avrupa lkeleri arasndaki ibirliini gelitirmeyi ve insan kaynaklarnn kalitesini ykseltmeyi amalayan bir programdr (MESS 1999: 128). Bu program ierisinde eitimde Avrupa boyutu iin niversitelere verilen destekler arasnda btnlemi dil kurslar gelitirme olana da bulunmaktadr. Lingua program Avrupada eitimin her dzeyinde yabanc dil renme ve retmenin nitel ve nicel adan gelitirilmesine hizmet eden bir programdr. Programn amac dil eitiminin gelitirilmesi ve yaygnlatrlmasdr (MESS 1999: 130). Programa orta ve yksek retim rencileri, eitimciler ve iiler katlabilmektedirler. 1990 ylnda uygulanmaya balanan Lingua programnn ncelikli hedefi Avrupa Birliine ye lkelerin resmi dillerinin retilmesidir. Programn faaliyetlerini be ana balk altnda toplamak mmkndr: 1. Yabanc dil retmenlerinin eitimi iin Avrupa ibirlii programlar 2. Yabanc dil retmenlerine ynelik hizmet ii kurslar 3. Gelecekteki yabanc dil retmenleri iin asistanlk 4. Dil renme ve retme iin mfredat programlarnn ve ders aragerecinin gelitirilmesi 5. Dil renme iin ortak eitim projelerinin gelitirilmesi Lingua program ile Avrupada birok kii eitilmi ve bu alanda yzlerce proje hayata geirilmitir. Avrupa Birliinin ve Avrupa Konseyinin yabanc dil renmeye verdii nem getiimiz 2001 ylnn Avrupa Diller Yl olarak ilan edilmesi ile daha da pekimitir. Balang noktas olarak dil becerilerinin karlkl anlay, demokratik istikrar, istihdam ve dolam iin nemli oluu alnmtr. Diller Ylnn amac: 1. Avrupa'nn dil miras konusunda bilinci artrmak ve bunu tantmak, 2. Btn Avrupa vatandalarn dil renmeye tevik etmek,

121
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

3. Avrupa'daki yaam boyu dil renimini desteklemek olarak belirlenmitir. Bu balamda yabanc dillerin retimi/renimine ilikin ortak dil dzeyleri saptanmas yoluna gidilmitir. Avrupa Konseyi yabanc dil iletiim becerisi seviyelerini tanmlamak iin Ortak Avrupa Dzeni Diller Belgesi: renme, retme, deerlendirme ad altnda bir sistem gelitirmitir. Kurs dzenleyicileri, retmen eitmenleri, snav komisyonlar tarafndan sertifika verme, retme ve planlama aamalarnda bundan byle bu ltler temel alnmaktadr. Bu dzenlemeye gre dil dzeyleri u ekilde belirlenmitir: A Temel Dil Kullanm: A1 Dili Tanma Dzeyi A2 Ara Dzey B Bamsz Dil Kullanm: B1 Eik Dzey B2 leri Dzey C Yetkin Dil Kullanm: C1 zerk Dzey C2 Yetkin Konuucu Dzeyi (Sevil 2002: 3) Ayrca Avrupa Konseyine ye lkelerin eitim bakanlar tarafndan 1517 Ekim 2000 tarihleri arasnda Polonyann Krakov kentinde dzenlenen konferans sonunda imzalanan sonu bildirgesinde; yabanc dil retimi uygulamalarnda, her renci iin bir geliim dosyas tutulmasna, dil retiminin belirlenen standartlara gre yaplmasna ve bunun belgelendirilmesine karar verilmitir(www.meb.gov.tr/stats/Apk2002.htm). Bu amala Avrupann her yerinden altyap ve ya gzetmeden yabanc dil renenlerin tm dil becerilerini bir belgede saklayabilecekleri Avrupa Dil Geliim Dosyas hazrlanmtr. Dosya kiisel bir belgedir ve dzenli olarak renen tarafndan gncelletirilen blmden olumaktadr. Bu blmler aadaki gibidir: Dilsel nitelik ve becerilerin (resmi ve gayri resmi) uluslararas geerlilii olacak bir ekilde yer ald pasaport blm; renenlerin dilsel bilgilerini ve renim deneyimlerini geni bir ekilde anlattklar/kaydettikleri dil ve kltrel biyografi/dil renim gemii blm; renenlerin rendikleri yabanc dil(ler) ile ilgili yapt her trl almann yer ald dosya blm (Demirel 2003:159193). Avrupa Dil Geliim Dosyas insanlar dil renmeye tevik ederken, Avrupann her yerinde yaayabilme, eitim olanaklarn tekrar oluturabilme ve i bavurularnda destek olacak biimde kiiye ait dil becerilerinin dzenli bir kaydn yapabilmesine de olanak tanmaktadr.

122
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

retmen eitiminin ve dil retiminde yeniliki yaklamlarn da nemini vurgulayan Avrupa Konseyi, Avusturyann Graz ehrinde Avrupa Modern Diller Merkezini kurarak etkinliklerine yeni bir boyut kazandrmtr. Balangta yl (19941997) iin alan merkez bugn Avrupa Konseyi'nin srekli bir kurumu konumundadr. Merkezin temel amac, dil retiminde ve reniminde uygulamay tevik etmek, ye lkelerde dil renimini gelitirmekle ilgili aratrma projelerine ve televizyon ve radyo yaynlarna destek olmaktr. Merkezin etkinlikleri arasnda yabanc dil retmenlerinin eitimi, iletiim ve bilgi teknolojilerinin kullanlmas, erken yata dil renimi, kitap tasarm gibi konular da bulunmaktadr. (bkz: http://www.ecml.at) Tm yeni dzenlemelerle birlikte bugn Avrupa Birlii iinde okdillilik tartmalar ok boyutlu olarak srmektedir. zellikle Birliin yazmalarda kulland ya da kullanaca diller tartlmakta, bunun yan sra resmi metinlerin evirilerinin tm ye lkelerin dillerine aktarlmas almalarn getirdii maddi ykn 2004 ylnda Birlie yeni yelerin katlmlaryla daha da artaca hesaplanmaktadr. Trkiye bugn bilgi an yaayan dnyada Avrupa Birliine girme sreci iindedir. Dolaysyla bugnn youn ilikiler a ierisinde lkemizin de etkin olarak yerini almas, kendi zgn koullarn gz nnde bulundurarak uygun eitim politikalar retmesiyle doru orantldr. letiim alannda yaanan hzl deiimler sonucu bilgiye ulamann en nemli yollarndan birisini de iletiimi salayacak yabanc dil/diller bilme zorunluluu olduu aktr. Bu balamda almann bundan sonraki blmnde, lkemizde son yllarda yabanc dil renme ve retme politikalarnda yaanan deiiklikler yukarda anlatlan gelimeler nda ele alnp tartlacaktr. YABANCI DL RETMEN YETTRM 1997 ylnda Eitim Reformunun eitim sistemine getirdii yeniliklerden retmen yetitirimi de etkilenmi ve Trkiyede retmen yetitirim sistemine dnk nemli admlar atlmtr. Bu admlardan en nemlisi retmen yetitirme grevinin Eitim Fakltelerine verilmesidir. Bu dorultuda Yksek retim Kurulunun almalar sonucu retmen yetitirimine ynelik yeni ders programlar hazrlanmtr. Yabanc dil retmenlerinin yetitirimi iin hazrlanan yeni program, dier retmen yetitiren blmlerin programlarnda da olduu gibi

123
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

balayc nitelikli bir ereve programdr. Bu programn getirdii yenilikler yle sralanabilir: Yeni programlarda kuram ve uygulamann bir btnlk oluturduu gzlemlenen bir gelimedir. Baka bir anlatmla, daha nceki yllarda uygulanan yabanc dil retmeni yetitiren programlar incelendiinde arln bilgi verme boyutunda odaklanan, dilbilim, edebiyatbilimi gibi derslerde olduu sylenebilir. Bu dnemde retme becerisini gelitirmeye ynelik uygulama derslerine programlarda nerdeyse hi yer verilmemi ya da bu tr dersler snrl kalmtr (Polat ve Tapan, 2001). Dolaysyla kuram ve uygulama btnlnn yeterince salanamam olmas yabanc dil retmeni yetitirme uranda uygulama alannda eitli aksamalarn gzlemlenmesine yol amtr. Nitelikli yabanc dil retmeni yetitirmek bilimsel bir uratr kukusuz. Bu dorultuda Eitim Fakltelerinin yeniden yaplanmasyla oluturulan yabanc dil retmeni yetitiren ders programlarn anld gibi kuram/alanbilgisi ve uygulamann btnlnn salanmasnn amaland, tmyle yabanc dil retmeni yetitirmeye ynelik programlar olduu sylenebilir. Yeni dzenlemenin yabanc dil eitimi balamnda getirdii bir dier olumlu deiiklik erken yata yabanc dil retimi gibi gncel gelimelere ynelik derslerin programda yer almasdr. Yabanc dil eitiminin ilkretimin 4. snflarnda balamasyla, o ya grubuna verilecek yabanc dil derslerinin niteliinin deimesi bu tr derslerin retmen yetitiren programlarda bulunmas zorunluluunu getirmitir. rnein ocuklara Yabanc Dil retimi dersi erken yata yabanc dil retim yntemlerinin aktarld bir ders olarak yeni dzenlemede yerini almtr. Bu noktada zellikle Almanca ve Franszca retmenlerinin yetitiriminde, ders programlarnda yaplmas gereken kimi eklemeler zerinde durmak istiyorum. lkemizde srdrlen yabanc dil politikalarnn ngilizcenin yabanc dil olarak retilmesine arlk verdiine deinilmiti. Bu dorultuda zorunlu olarak eitim programlarnda Almanca ve Franszcann ngilizceden sonra ikinci yabanc dil olarak retilmesi sorunu gndeme gelmektedir. Bugn bu konuda yaplan birok bilimsel almadan yararlanarak Eitim Fakltelerinin Almanca ve Franszca retmeni yetitiren programlarna bu dillerin ikinci yabanc dil olarak retilmesine ilikin bilgilerin ve uygulamalarn verildii derslerin yerletirilmesi uygun olacaktr. Gnmzn eitim politikalar her yata yabanc dil renmeyi destekleyen politikalardr. Yabanc dil retmenlerinin yetitiriminde de bu

124
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

sz konusu olmaldr. lk ve orta retim dzeyinde okdilli ve okkltrl bireyler yetitirilmesi gereini savunurken, bu bireyleri yetitirecek yabanc dil retmenlerinin de okdilli ve okkltrl olarak yetimesini savunmak yanl olmayacaktr. Bu balamda ikinci bir yabanc dilin yabanc dil retmeni yetitiren programlarda zorunlu dersler arasnda yer almas gerekmektedir. zerinde nemle durulmas gereken bir baka nokta da yabanc dil retmeni yetitiren programlarn Avrupa Birliinin yabanc dil politikalar aktarlrken sz edilen, yabanc dil dzeylerinin uluslararas boyutlarda belirlenmesi iin ngrlen sistem dorultusunda dzenlenmesi olmaldr. Baka bir deyile yabanc dil retmenleri yetitiren programlar dzenlenirken dilsel yetilerin uluslararas boyutlarda derecelendirilmesine uygun olarak yaplandrlmas, ada yabanc dil retmenlerinin yetitirilmesinin bir gereidir. LKEMZDE YABANCI DL RETMEN GEREKSNM VE GNMZDEK DURUM lkelerin eitim politikalar o lkedeki siyasal, ekonomik ve kltrel gelimelerden bamsz olarak deerlendirilemezler. Yabanc dil eitimi ve yabanc dil retmeni yetitirimi de bu balamda ok boyutlu bir sretir ve sorunlar tmyle zlebilmi deildir. Son yllarda lkemizde eitim srecinde yabanc dil derslerinin arlk kazanmas yabanc dil retmenlerine duyulan gereksinimi de arttrmtr. Ancak bu gereksinim yalnzca ngilizce retmenleri iin sz konusudur. Uygulanan yabanc dil eitim politikalar erevesinde bugn yabanc dil retimiyle ngilizce retimi e anlaml hale gelmi, bunun sonucunda da lke genelinde ngilizce retmeni a ortaya kmtr. Milli Eitim Bakanl bu sorunun zm olarak bir ngilizce retmeni yetitirme projesi gelitirmitir. Buna gre SS yabanc dil (ngilizce) snavnda 110 ve daha yukar puan alan renciler, Anadolu niversitesi Ak retim Fakltesince alan ngilizce retmenlii Lisans Programna bavurabilmektedir. Proje; 20002001 retim ylnda Adana, Ankara, Diyarbakr, Erzurum, Eskiehir, stanbul, zmir, Konya, Sinop ve Trabzon illerinde balatlm ve programa toplam 2500 renci kabul edilmitir. 20012002 retim ylnda programn uygulama alan Bursa, Edirne, Gaziantep, Malatya, el, Samsun illerinin katlmyla geniletilmi, il says

125
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

16ya, renci says 5000e kartlmtr. Uygulama programa kaytl renci says Bakanln ngilizce retmeni gereksinimini karlayacak dzeye ulat tarihten itibaren 4 yl daha devam edecektir. Program ilk iki ylnda yz yze eitim, dier iki ylnda ise uzaktan eitim yaplmak zere planlanmtr. Proje kapsamnda ngilizce retmenlii n lisans diplomas almaya hak kazanan renciler, gereksinim orannda okul ve kurumlarda cret karlnda ngilizce dersi vermek zere grevlendirileceklerdir. Lisans programn tamamlayanlar ise, retmen gereksinimi dorultusunda ngilizce retmeni olarak atanacaklardr (www.aof.anadolu.edu.tr./olp; Durmuolu Kse v.d. 2002). ngilizce retmeni an karlamak iin Bakanln ald dier bir nlem 40 kredi ngilizce dersi alm Almanca ve Franszca retmen adaylarnn ngilizce retmeni olarak atanmasdr. Bu zmler geici zmler olarak adlandrlsalar da sorunu zmek yerine iinden klmaz bir duruma getirmektedirler. Batan beri savunulan yabanc dil eitiminin ve yabanc dil retmeni yetitirmenin ciddi ve bilimsel bir ura alan olduu gr ve bu dorultuda rnekleri verilen uluslararas almalar, bugn lkemizde uygulanan yabanc dil retmeni yetitirme politikalarnn ngilizce retmeni yetitirme seferberliine dntrlmesi ile elimektedir. Uzaktan eitim ile yetitirilmeye allan ve saylar 5000lere ulaan ngilizce retmen adaylarnn yabanc dil eitiminde gnmzde zerinde nemle durulan kltrleraras iletiimi ne denli gerekletirebilecekleri ise soru iaretidir. SONU Sonu olarak unlar sylenebilir: 21. yzylda eitim kavramnn ierii an gereksinimleri ile orantl olarak deimektedir. Bugn artk eitim kavram yaam boyu renme, kendi kendine renme, renmeyi renme gibi ok boyutlu bir sreci kapsamaktadr. Biliim teknolojileri sayesinde bilgi her gn yenilenerek bizlere ulatrlrken, aslnda dn renilenlerin bu gn eskidiini, yarn iin ise yenilerinin yerine konulmas gerektii ortaya kmaktadr. Bu hzl deiimin iinde lke ve birey olarak yer almak isteniyorsa, eitim politikalarmzn yaratc, retken ve verimli hale getirilmesi gerekmektedir. Bu balamda, konumuz olan yabanc dil retmenlerinin yetitiriminde, dnyadaki gelimelerin izlenerek an gereklerine uygun, kendi zgn koullarmz da gz ard etmeden tutarl eitim politikalarnn izlenmesi yararl olacaktr. Yabanc dil alannda var

126
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

olan retmen potansiyelinin deerlendirilmesi, baka bir anlatmla geici zmler retmek yerine lkenin yabanc dil ihtiyacnn dier dillerin retilmesi ile de karlanabilecei fikrinin stnde durulmas, hem tek dilin egemenliini krmak, hem de dil eitliini desteklemek adna atlm olumlu bir adm olacaktr. KAYNAKA Aktan, C.C. (1997). Bilgi anda Ynetim, nc Bin Yla Girerken Deiim 97, Trkiye Metal Sanayicileri Sendikas Yaynlar: 282, stanbul. Demirel, . (2003). Yabanc Dil retimi. Pegem A Yaynlar, Ankara. Durmuolu Kse, G. v.d. (2002). Distance English Language Teaching(DELT) Programme: A New Model for Turkey. inde: TOJDE January 2002, Volume:3 Number:1 http://tojde.anadolu.edu.tr /tojde5/articles/bahar_txt.htm (16.10.2009) . Erkan, H. (1993). Bilgi Toplumu ve Ekonomik Gelime. Bankas Kltr Yaynlar Bilim Dizisi:8, Ankara. MESS (Yay.) (1999). Milenyum Eiinde Mesleki Eitim ve retim. Trkiye Metal Sanayicileri Sendikas Yaynlar: 314, stanbul. zden, Y. (2002). Eitimde Dnm: Eitimde Yeni Deerler, (4.Bask) Pegem A Yaynclk, Ankara. Neuner, G. (1996). Faktoren von Sprachenpolitik und Rahmenbedingungenvon Fremdsprachenpolitik am Beispiel Deutsch als Fremdsprache, Funk, H.- Neuner, G. (yay. haz), Verstehen und Verstndigung in Europa, Berlin, ss: 1121. Neuner, G. (1997). Perspektiven fr Deutsch als Fremdsprache nach der Jahrtausendwende.Fremdsprache Deutsch-Zeitschrift fr die Praxis des Deutschunterrichts, Sonderheft, Stuttgart, ss: 510. Polat, T. (2001). Avrupallk Balamnda Kltr Boyutuyla Yabanc Dil, Alman Dili ve Edebiyat Dergisi-Studien zur Deutschen Sprache und Literatur XIII, Herausgegeben von der Abteilung fr Deutsche Sprache und Literatur an der Philosophischen Fakultt der Universitt Istanbul, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi Yayn, stanbul, ss: 2940. Polat, T.,Tapan, N. (2001). Trkiye'de Dnden Bugne Bilimsel Aratrma Alan Olarak Almanca retmenlerinin Yetitirimi, Mustafa akr (yay. haz), Fremdsprachenunterricht und Die Stellung des Deutschen

127
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (116-127)

in der Trkei Yabanc Dil Dersi ve Almancann Trkiyedeki Konumu, Shaker Verlag, Aachen, ss: 283291. Sevil, N. (2002). Franszca retmenlerinin Yetitiriminde ada Yaklamlar. Uluslararas Katlml 2000'li Yllarda I. renme ve retme Sempozyumu, 2931 Mays 2002 Marmara niversitesi Atatrk Eitim Fakltesinde sunulan baslmam bildiri http://www.meb.gov.tr/Stats/Apk2002/12.htm (14.09.2009) http://www.aof.anadolu.edu.tr./olp (14.09.2009) http://www.ecml.at (14.09.2009)

128
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

TRAKYA NVERSTES ALMAN DL ETM MEZUNLARININ MESLEKLERNE VE DOYUMUNA LKN GRLER Handan KKSAL1

ZET retmen yetitiren kurumlarn kendilerini deerlendirmelerinin bir boyutu da mezunlarn izleme almalardr. Bu almada Bologna sreci lt alnarak meslek odakl eitim veren Trakya niversitesi Alman Dili Eitimi Ana bilim dal mezunlar izlenmitir. almann amac, mezunlarn istihdam ekline gre grev aldklar mesleklere ynelik grlerini betimlemektir. Aratrma tarama modelinde gerekletirilmi olup, verilere elektronik anket uygulamasyla ulalmtr. Ulalan mezunlarn byk bir blm alanlar ile ilgili nitelikli bir eitim aldklarn ve mezun olduklar alanla ilgili olarak istihdam edilmek istediklerini belirtmilerdir. Yaplan deerlendirmede mezunlarn % 82sinin istihdam edildii, %18inin istihdam edilmedii tespit edilmitir. alan mezunlarn ise sadece % 37sinin i doyumu elde ettii saptanmtr. Anahtar Kelimeler: Alman Dili Eitimi mezunlar, Bologna sreci, doyumu

Yrd. Do. Dr., Trakya niversitesi Eitim Fakltesi Alman Dili Eitimi retim yesi

129
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

ANSICHTEN ZUR BERUFLICHEN ZUFRIEDENHEIT DER ABSOLVENTEN DER TRAKYA UNIVERSTT DEUTSCHLEHRERAUSBILDUNG ZUSAMMENFASSUNG Durch Absolventenbefragungen knnen Evaluationen fr Abteilungen zur Lehrerausbildung durchgefhrt werden. In dieser Studie wurden Absolventen der berufsbezogenen Deutschlehrerausbildung der Universitt Trakya auch zugunsten des Bologna-Prozesses befragt. Ziel ist es, je nach der beruflichen Ttigkeit die berufliche Zufriedenheit der Absolventen festzulegen. In dieser Studie wurde von einer Literatursichtung und von einer digitalisierten Umfrage profitiert. Die Mehrheit der befragten Absolventen uerten sich ber ihre qualifizierten Kompetenzen und zu ihrem starken Bedrfnis als Deutschlehrer arbeiten zu knnen. Es konnte festgestellt werden, dass von befragten Absolventen 82 % berufsttig und 18 % arbeitslos sind. Des Weiteren hat sich herausgestellt, dass von den arbeitenden Absolventen nur ein Anteil von 37 % berufliche Zufriedenheit hat. Schlsselwrter: Absolventen der Deutschlehrerausbildung, BolognaProzess, Berufliche Zufriedenheit. Giri Avrupadaki yksek retim kurumlar Bologna sreci olarak belirtilen kkl bir deiim sreci ierisindedir. Bu srecin temel hedefi Avrupadaki yksek retimi 2010 ylna kadar ortak bir zeminde buluturabilmektir. Beraberinde birok yenilii ve deiiklii kapsayan Bologna, konunun uzmanlar tarafndan uyumluluk asndan tartlsa da Londrada Mays 2007de yaplan Konferansta Bologna Bildirisini 45 Devlet imzalamtr. Bu devletler arasnda Arnavutluk, Bosna-Hersek, Bulgaristan, Hrvatistan, Makedonya, Karada, Romanya, Srbistan, Makedonyann yan sra Trkiye de bulunmaktadr. Trkiyedeki yksek retim kurumlarn da kapsayan bu gelimelerden Yabanc dil olarak Almanca retimi alan da etkilenmektedir.2 Bologna sreci balamnda Trkiyedeki meslek odakl bir
2

Alman Dili Eitimi ile ilgili olarak nemli almalar arasnda iki tane birbirini izleyen sempozyumun dzenlenmesi ve bildiri kitaplarnn yaynlanmas kayda deerdir (Berberolu, P., A. Kiliari, G. Perperidis, J. Wolfrum (2005), Symposium Deutsch als Fremdsprache in

130
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

lisans eitimi veren Alman Dili Eitimi Anabilim dallarnn (Tapan, Polat, Schmidt: 2000) edeer bir yaplandrma srecine girmesi, retim programnn deerlendirilmesi, rencilerin gerek alan bilgileri gerekse dil becerileri ynnden tanmlamas, mezunlarn mesleki durumlarnn betimlenmesi gibi alardan ok ynl olarak ele alnmas gerekmektedir. Bologna srecinin dier nemli hedeflerinden biri de tm Avrupada geerlilii olaca dnlen yksekretimin niteliine ynelik ltlerin (Qualittsstandards) tanmlanmasdr ki bunlar hem i ltleri (interne Manahmen) hem de d ltleri (externe Manahmen) kapsarlar. D ltler olarak Akreditasyon balamndaki kendini deerlendirme (Evaluation) oluturmaktadr. ltler ise eitim retimin deerlendirilmesi ve Mezun izleme almalarn (Absolventenbefragung) kapsamaktadr. Bologna srecine de dhil edilen ve yksek retim kurumlarnn gelimesinin temel koullarndan saylan mezun izleme almalar, kurumun kendisini belli aralklarla deiik alardan deerlendirebilmesi asndan da nemlidir. Babadoana gre (2007) Eitim retim kurumlarnn zellikle mezunlarnn eitilme amalarna ne derece uygun bir ynetim iinde olduunu grmesi, istihdam edildikleri alanlarn mezun olduklar alanlara ne derece uyduunu incelemesi, i yaamlarnda karlatklar sorunlar ve bu sorunlar gidermeye ynelik nerilerini inceleyerek deerlendirmesi, bir eitim retim kurumunun kendini gelitirme abalarnn bir parasdr. Bu bak asndan hareketle 1997/1998 eitim retim ylndan itibaren arlkl olarak meslek odakl mfredat yaklamn uygulayan Alman Dili Eitimi Ana bilim dallarnn verdii mezunlarn mesleklerine ve alt ilere ilikin srdrlecek izleme almalar nem tamaktadr. Problem Alman Dili Eitimi Ana bilim dal, eitim retim faaliyetleri, eitim retim program ve programda bulunan lisans dersleri gibi alardan ele alan aratrmalarn okluuna karn, mezunlarn konu edilen almalarn saysnn olduka az olduu sylenebilir (Erkman ve Yldz: 1999). Btn almalara rnek olarak Alman Dili ve Edebiyat Ana bilim dalnda bir
Sdosteuropa, kornelia sfakianaki); (akr, M., C. Metren, B. Saynsoy zunal, T. Polat, N. Tapan (Hrsg.) (2009), Tagungsdokumentation zum Symposium Perspektiven zur Neustrukturierung der Studiengnge Deutsch als Fremdsprache in Sdosteuropa, Eit Ofset, Istanbul).

131
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

proje almas (Ozil, Bilen, Develi, Dilidzgn, Ercan, Karaku, Kayaolu, Kuruyazc, Tapan: 1997), ulusal bir bildiri (Kuruyazc, Kksal, Asutay, Ycel: 1997) ve uluslararas bir bildiri (Kksal: 2008) saylabilir. Trakya niversitesi Alman Dili Eitimi Ana bilim dal da yllardr renci yetitirip mezun vermektedir. Bu mezunlarn says 2008 yl itibariyle 192dir. Ancak bu mezunlarn alt ilerde i doyumu elde edip etmediinin ortaya karlmas aratrmann problemini oluturmaktadr. Problem cmlesi lkemizde yllardr yabanc dil olarak Almanca eitimi verilir, Alman Dili Eitiminde Almanca retmeni yetitirilir ve mezun edilir (Gen: 2003). Ancak yetitirilen Almanca retmenlerinin mesleklerine ilikin i doyumu var mdr? Mesleki memnuniyeti konusunda grleri nelerdir? Bu sorularn cevaplarna ulaabilmek ve dier Alman Dili Eitimi blmlerinin almalarna ksmen k tutabilecek aadaki be soruya yant aranmtr: Trakya niversitesi Alman Dili Eitimi mezunlarnn; stihdam durumu nedir? Lisans eitimine ait deerlendirmeleri nedir? doyumlar var mdr? Gelecee ynelik mesleki beklentileri nelerdir? Almanca retmenlii mesleine kar bak alar nelerdir? Aratrmann amac Aratrmann amac, Trakya niversitesi Alman Dili Eitimi mezunlarnn i doyumuna ilikin grlerini belirlemektir. Burada hizmeti veren kurum veya hizmet srecini deerlendirmekten te, bu hizmeti alan mezunun ele alnmas amalanmtr. lkemizin ierisinde bulunduu Bologna srecine katkda bulunmak ise bir alt ama olarak belirlenmitir. nem Trkiyede Yksek retim kurumlar belli bir sreyi kapsayan retim sreci sonucunda her alanda mezun vermekte ve bu mezunlar olanaklar lsnde eitli alanlarda istihdam edilmektedir. Mezunlarn istihdam edilme olasl mezun olduu kurumun nitelii ile de yakndan ilikilidir. Bu kurumlardan birisi de Trakya niversitesi Alman Dili Eitimi

132
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

Ana bilim daldr. Eitim retime 1993 ylnda balam olan Ana bilim dal ilk mezunlarn 1997/1998 retim ylnda vermi, her yl ortalama olarak 30 renci alan Ana bilim dalnn geen yllar ierisinde renci kontenjan ok fazla deimemi, 2008 yl itibariyle 192 mezun saysna ulamtr. Bu mezunlarn i doyumunu betimlemek, kurumun ilevselliine ynelik nemli dntler salayacaktr. Snrllklar Bu alma 1993-2008 yllar arasnda Trakya niversitesi Alman Dili Eitimi Ana Bilim dal mezunu olan 192 kiiyle snrldr. Tanmlar Bologna-sreci: Bologna srecinin amac belirli standartlara bal bir Avrupa yksek renim alan yaratmaktr. Temelinde 1999 ylnda yaynlanan Bologna bildirgesi vardr. doyumu: ten elde edilen maddi karlar ve igrenin beraber almaktan zevk ald i arkadalar ile bir eser meydana getirmesinin salad mutluluk (imsek, Akgemici, elik: 2003). retmen: Eitim Fakltesi mezunu olan ve hem kamuda hem de zel okulda bilgi reten kimse. Serbest Meslek: retmenlik mesleinin dnda kendi alma alan ile ilgili bir irkette almak veya kendi hesabna bir i icra etmek. Aratrma Modeli Aratrma tarama modelinde gerekletirilmitir. alma Evreni Aratrmann evrenini, 1997-2008 yllar arasnda Trakya niversitesi Alman Dili Eitimi Ana bilim dalndan mezun olan 192 katlmc oluturmaktadr. Evrenin tamamna ulamak amacyla faklte dosyalarndan, birebir grmelerden ve facebook adl internet sitesi zerinden, her bir mezunun yazma adresi, ev telefonu, cep telefonu gibi bilgiler edinilerek, her bir mezunun elektronik posta adresine ulalmaya allmtr. Bu ekilde toplam 125 mezunun elektronik posta adresi yoluyla iletiime

133
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

geilmi olup ancak 85 mezundan geri bildirim alnmtr. Aratrmada tm evrenin % 44ne ulalm, % 56sna ulalamamtr. Veri toplama arac Aratrmac tarafndan anket gelitirilmi olup, veriler elektronik anket yoluyla toplanmtr. stihdam ekilleri birbirinden farkllk gsterecei tahmin edilen mezunlara ynelik gelitirilen ankette mezunlarn istihdam durumunu somutlatran blmnn yan sra, anket sorular mezunlarn fakl bak asn yanstacak ekilde hazrlanmtr: Lisans eitimine ait deerlendirmeleri, doyumlar ve gelecee ynelik mesleki beklentileri. Bu erevede mezun olunan fakltenin pedagojik ve genel kltr asndan, Alman dil eitiminin alan dersleri asndan, yine Alman Dili Eitiminin dil yeterlilii asndan deerlendirmeleri almann lisans eitimine ait deerlendirme blmn oluturmaktadr. Mezunlarn i doyumu ise istihdam ekli ve durumuna gre ele alnp betimlenmitir. Mezunlarn gelecee ynelik mesleki beklentileri ise retmen atamalar ve KPSS snav ile ilikilendirilmitir. Kapal ulu sorularla ilgili veriler bilgisayar ortamnda yzdeliklerle deerlendirilmi, ilikisel karlatrmalara yer verilmemitir. Ak ulu sorularda ise mezunlarn sylemleri deitirilmeden alnarak benzer sylemler bir arada deerlendirilmitir. Bulgular ve Yorum Aratrma kapsamndaki mezunlara ait istihdam bilgileri Grafik 1deki veriler incelendiinde mezunlarn istihdam ekli srasyla; Serbest alan % 32, ngilizce retmeni % 23, Almanca retmeni % 19, ssiz % 18, retim Eleman % 5 ve Snf retmeni % 4 olarak tespit edilmitir. Mezunlarn alma oranna ilikin olarak toplam 85 mezunun % 82inin altn, %18inin almad tespit edilmitir. Mezunlarn % 82inin altn, %18inin almadn deerlendirdiimizde, ilk bakta alanlarnn orannn olduka yksek olduu grlmektedir. Bylesi bir durumda mezunlarn herhangi bir ite almas, alan ile ilikili olup olmamasndan daha nemlidir de denilebilir. Oysa bu rakamlar ve oranlar mercek altna alndnda, mezunlarn Almanca retmeni olarak istihdam edilmemesinin nedeni, kiisel tercihlerinden mi, yoksa baka nedenlerden mi kaynaklanmaktadr? sorusu karmza

134
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

kmaktadr. Birok neden arasnda mezunlarn aldklar lisans eitimi nemli bir faktr olarak incelenebilir.

4; 5% 27; 32%

16; 19%

1 2 3 4 5 6

20; 23% 15; 18% 3; 3%

Grafik 1: Ankete katlan 85 mezunun istihdam durumu. 1-Almanca retmeni (16), 2-ngilizce retmeni (20), 3-Snf retmeni (3), 4-ssiz (15), 5-Serbest alan (27), 6-retim Eleman (4 Mezunlarn lisans eitimine ilikin grleri Toplam 85 mezunun %73 mezun olduu fakltenin kendisini pedagojik ve genel kltr asndan iyi bir almanca retmeni yetitirdiini dnrken, %16s bu soruya hayr cevabn, %11i ise ksmen cevabn vermitir. Bu veriden hareketle mezunlarn pedagojik ve genel kltr asndan iyi bir Almanca retmeni olarak yetitirildiini syleyebiliriz.
9; 11% 14; 16% 62; 73%
1 2 3

Grafik 2: Mezun olduun fakltenin seni iyi bir Almanca retmeni olarak yetitirdiini dnyor musun (pedagojik ve genel kltr asndan) sorusunun dalm.

135
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

Ankete katlan Alman Dili Eitimi Mezunlarnn % 77si mezun olduu Alman Dili eitiminin kendisini, alan dersleri asndan iyi bir Almanca retmeni olarak yetitirdiini dnrken, bu soruyu mezunlarn % 14 ksmen, % 9u ise hayr olarak yantlamtr. Alan dersleri asndan bakldnda, Ankete katlan Alman Dili Eitimi Mezunlarnn % 77sinin alan dersleri asndan iyi bir almanca retmeni olarak yetitiini dnmesi, mezunlarn alanlar ile ilgili nitelikli bir eitim aldklarn dndklerinin bir gstergesidir.

12; 14% 8; 9% 65; 77%

1 2

Grafik 3: Mezun olduun Alman Dili eitimi seni iyi bir Almanca retmeni olarak yetitirdiini dnyor musun (alan dersleri asndan) sorusunun dalm. Bu soruya mezunlarn % 48i mezun olduu Alman Dili eitiminin dil yeterlilii asndan iyi bir Almanca dil dzeyi verdiini onaylamaktadr. Mezunlarn % 29u hayr, % 14 ise ksmen yantn iaretlemilerdir. Mezunlar, dil yeterlilii sz konusunda farkl grtedirler. Bu dil eitimi alan kiinin znel yapsyla ilintili olduu ile aklanabilse de, bu olguyu gerek hazrlk snf gerekse anabilim dalnda verilen dil eitimi iin yapc bir eletiri olarak alglamak gerekmektedir.

12; 14%
1

25; 29%

48; 57%

Grafik 4: Mezun olduun Alman Dili eitimi sana iyi bir Almanca dil dzeyi verdiini dnyor musun (dil yeterlilii asndan) sorusunun dalm.

136
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

Mezun olunan Alman Dili eitiminin iyi veya ksmen bir Almanca dil dzeyi verdiini dnlere (toplam 60 kii), daha ok hangi alanda gelitikleri sorusu da yine kapal ulu olarak yneltilmitir: Anketin bu sorusunu 60 mezun okuma % 30, dilbilgisi % 23, yazma % 17, hepsi % 15, duyduunu anlama % 7 ve konuma % 8 olarak iaretlemilerdir. Mezunlardan alnan bu cevaplara baklarak dil yeterlilii ile ilgili gerek faklte gerekse Alman Dili eitimi kurumsal olarak ilevini Almanca retmeni yetitirmekte iyi bir ekilde yerine getirdii sylenebilir. Ancak yabanc dil olarak Almanca eitiminde zellikle duyduunu anlama ve konuma konusunda eksikliklerin olduunu sylemek mmkndr.

4; 7% 9; 15%

5; 8% 18; 30%

1 2 3 4 5 6

10; 17%

14; 23%

Grafik 5: Ksmen veya iyi bir Almanca dil dzeyini iaretlediysen, bu dil yeterlilii daha ok hangi alanda gelitiini dnyorsun sorusunun alanlara ilikin dalm 1-okuma (18), 2-dilbilgisi (14), 3-yazma (10), 4hepsi (9), 5-duyduunu anlama (4), 6-konuma (5). Mezunlarn i doyumuna ilikin grleri almann bu blmnde lisans eitimine ait deerlendirmeler ile ilgili veriler elde edildikten sonra toplam 85 mezunun istihdam ekline gre i doyumu kapal ve ak ulu sorulara verilen yantlar dorultusunda betimlenmeye allmtr. Almanca retmeni olarak grev yapan 16 mezun, retim eleman olarak grev yapan 4 mezun ve Snf retmeni olarak grev yapan 3 mezun olmak zere, toplam 23 kii mesleinden memnun olduklarn belirtmilerdir. Bu oran mezunlarn sadece % 37sinin yaptklar iten i doyumu elde ettikleri eklinde yorumlanmtr.

137
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

Mezun olduu alannda i doyumunu gerekletiren Almanca retmenleri ve Alman Dili Eitimi Ana Bilim dalnda istihdam edilen retim elemanlar iin ok yksek bir oran yanstan bu durum yine i doyumu salayan Snf retmenleri iin biraz farkllk gstermektedir. Deiik nedenlerle on yl nce Snf retmenlie gei imkn salanan Almanca retmenlii blm mezunlarna uzun sre Alman dilinden ayr kalmas ve kendi mezuniyet alannn dnda bir brana younlamas, kendi alanndan ok u anda grev yapt alanda i doyumu salamasnn nedenleri olabilir. Bu 23 mezunun i doyumunun gereklemesi sebebiyle, bu gruba ynelik baka herhangi bir soru sorulmamtr. Oysa i doyumu konusunda farkl grleri olan ve istihdam ekli birbirinden olduka farkl zellikler tayan bir grup mezunun varl sz konusudur. Bu grup mezun ngilizce retmenleri (20 mezun), serbest alanlar (27 mezun) ve isizler (15 mezun) olmak zere toplam 62 kiiden olumaktadr. Birbirinden bamsz ele alnacak olan bu 3 gruba istihdam ekli zelliine gre sorular yneltilmitir. stihdam ekli: ngilizce retmenlii ngilizce Sertifikasna sahip olduklar iin ngilizce retmeni olarak grev yapan toplam 20 mezunun i doyumu konusunda farkl dndkleri grlmtr. Toplam 20 mezunun 7sinin iinden memnun, 10unun ksmen memnun, 3nn ise memnun olmad saptanmtr. Aratrmada yapt iten memnun olanlarla, iinden memnun olmayanlar birbirinden ayr tutulmu ve konuyla ilgili daha zellikli sorular yneltilmitir. ncelikle ngilizce retmeni olarak almaktan memnun olan 7 mezuna bakacak olursak: Kendilerine Milli Eitim Bakanl tarafndan gerekli koullar salanrsa Almanca retmeni olarak almak ister miydin sorusu 7 mezunun 4 bu soruyu onaylam, 2si kararsz kalrken sadece 1i reddetmitir. Almanca retmenlii yapabilmem iin gerekli artlar olmad iin ngilizce retmeni olarak alyorum ifadesini 6s evet, biri ise hayr yantn vermitir. ngilizce retmeni olarak grev yapan mezunlar, Almanca retmeni olarak alamama kaygsndan renimleri srasnda ngilizce Sertifikasn hak etmek iin de uramlardr. Bu Sertifikaya sahip olduu iin ngilizce retmeni olarak grev yapabilen toplam 7 mezunun mesleki memnuniyeti olduka artc bir sonu olarak yorumlanabilir. nk ilk bakta memnunmu gibi grnen bu mezunlardan ngilizce retmeni

138
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

olarak i doyumu salayan 7 mezundan sadece 1 kii gerekten memnun. Dier kalan 6s iyi bir alternatif olarak bu meslei semi durumda olduu dncesi de n plana kmaktadr. Aratrmann devamnda, iinden ksmen memnun veya memnun olmayan 13 mezunun durumlar derinlemesine bakma gerei ortaya kmaktadr. Milli Eitim Bakanl tarafndan gerekli koullar salanrsa Almanca retmeni olarak almak ister miydin sorusunu 13 mezunun tmnn onayladn grmekteyiz. Bu grubun ak ulu bir dier soruya gsterdikleri yaklam belirlenmitir. ngilizce retmenlii grevinden ksmen memnun veya memnun olmayan toplam 13 mezuna ne yapyor olmay isterdin sorusuna aadaki ekilde yant vermilerdir: Kendi branmda grev almak istedim ( 5 mezun) Almanca retmeni olarak grev yapmak istedim ( 4 mezun) Bitirdiim blmn retmenliini yapmak isterdim ( 3 mezun) Alman Dili ile ilgili alyor olmak isterdim ( 1 mezun) Bu bulgular 20 ngilizce retmeninden 19unun aslnda Almanca retmenlii yapmak istediini, ancak koullar gerei bunu gerekletiremedikleri sonucunu ortaya kmaktadr. Bu durumun en nemli nedeni lkemiz koullarnda ngilizce retmenlii grevini srdrmek birok ynden Almanca retmeni olmaktan daha avantajl bir konumda olmasdr. ngilizcenin birinci yabanc dil olarak tercih edilmesi, uluslar aras geerlilii olmas gibi etkenlerden bir ngilizce retmeni bal olduu okulda her artta ders saati ve renci says bakmndan sknt yaamamaktadr. Tm bunlara ramen ngilizce retmeni olarak grev yapabilen Almanca retmenlii mezunlarnn, gnllerinde yatann yine de Almanca retmenlii yapabilmek olduunu sylemek mmkn. Alman Dili Eitimi lisans eitimi ilevini yerine getirebilmitir, ancak i doyumu asndan problemlerin varl da sz konusudur. Bunun nedeni i doyumunun bireyin hem fiziksel ve psikolojik sal, hem alma yaamnda ki verimliliine nemli etkileri olduudur. Dier bir deile ngilizce retmeni olarak grev yapan 19 kii Almanca retmeni olarak alma imkan bulabilseydi, hem fiziksel ve psikolojik salklar daha yerinde olabilirdi, hem de verimlilik asndan daha yararl olabilirlerdi. stihdam ekli: Serbest alanlar Serbest olarak alt belirlenen toplam 27 mezundan 16snn ngilizce retmenlii sertifikasna sahip olduu saptanmtr. Bu

139
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

mezunlarn i memnuniyetleri ile ilgili grler ise aadaki ekilde belirlenmitir: 10u memnun, 13 ksmen memnun, 4 ise memnun deildir. Bu soruda 10 mezun i doyumunu dile getirmitir, nk bu grup Almanca retmenlii yapabilmem iin gerekli artlar olmad iin serbest alyorum sorusunu ret etmitir. Milli Eitim Bakanl tarafndan gerekli koullar salanrsa aadaki branlardan hangisini tercih ederdiniz: Almanca retmenlii, ngilizce retmenlii, Trke retmenlii, Snf retmenlii, Hibiri sorusuna ise 4 mezun Almanca retmenlii, 6 kii ise hibiri seeneini iaretlemitir. Tablo 1de 27 mezunun alt alanlar ve grevleri olduka geni bir yelpazeye yayld grlmektedir: Turizm alannda Rehber, tekstil ve otomobil alannda thalat-ihracat sorumlusu, belediyede ynetici, spermarkette sat eleman gibi. Bu 10 mezunun farkl koullarda Almanca retmenlii yapabilme teklifini ret etmeleri i doyumundan olduka emin olduklarnn bir gstergesidir. Yabanc dil bilmek burada nemli bir faktr olarak nitelenebilir. ngilizce dil puan ile lisans eitimine balayan renciler, Alman dili eitimine youn olarak ikinci yabanc dil olarak almanca eitimi almaktadrlar. Bylesi bir durumda lisans eitimi bu 10 mezun iin bir ara ilevi tad dnlebilir. Grevi Rehber (5) / resepsiyon (4) thalat-ihracat sorumlusu (4) thalat-ihracat sorumlusu (2) Uluslararas ilikiler sorumlusu (1) Uluslararas ilikiler sorumlusu(1) sorumlusu (1) Bilgisayar Yetkili eleman (2) letiim Sat eleman (1) Banka Banka memuru (1) Elektrik Proje yrtcs (1) Belediye Ynetici (1) Sigorta Yetkili eleman (1) Mzik firmas Mdr (1) Spermarket Sat eleman (1) Tablo 1: 27 mezunun alt alanlar ve grevleri. alt alan Turizm Tekstil Otomobil Holding Medya

D haberler

140
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

memnuniyeti ksmen olanlarla i memnuniyeti olmayan toplam 17 mezuna Almanca retmenlii yapabilmem iin gerekli artlar olmad iin serbest alyorum sorusunu 17 mezunun tamam onaylamtr. Milli Eitim Bakanl tarafndan gerekli koullar salanrsa aadaki branlardan hangisini tercih ederdiniz: Almanca retmenlii, ngilizce retmenlii, Trke retmenlii, Snf retmenlii, Hibiri sorusunda ise 11 mezun Almanca retmenlii, 6 kii ise ngilizce retmenlii seeneini iaretlemitir. retmenliin dnda da seenek sunmak amacyla bu mezunlara ne yapyor olmay istedin ak ulu sorusu ynlendirilmitir. Cevaplar ortak payda gstermesine ramen ifadeler zgn ekli ile verilmeye tercih edilmitir: Almanca retmeni olmak isterdim, ama Milli Eitim Bakanl sayesinde yapamadm, iimde kald. Okuduum blmn gerektirdii ii yapmak isterdim. (2 mezun) Mezun olduum alanla ilgili grev yapmak isterdim. (2 mezun) Anadolu Lisesinde veya Anadolu retmen Lisesinde Almanca retmeni olmak isterdim. 5 yllk renimin ardndan, kendi mesleimi devlete bal olarak (yani olmas gerektii ekilde) yapabilmeyi isterdim. Aslnda iimden memnun gibiyim, ama 5 yl emek verdikten sonra retmenlik yapmay daha ok isterdim. Bu kadar elemeler sonucu hak etmi olduum diplomam aktif kullanabilmeyi ve ilkretim andaki rencilerimize yabanc dil eitimi veriyor olmay isterdim. Almanca retmeni olarak atanm olarak, grevimi icra edebiliyor olmay isterdim. Tabii ki ALMANCA RETMENL yapmak isterdim. Kesinlikle 5 yl eitimini aldm ii RETMENL. Tabi ki mesleimi. ngilizce blmnde okutmanlk. memnuniyeti olmayan 17 kiinin gerekli artlar saland durumda Almanca retmenlii mesleini uygulamak istemesi kayda deerdir. Burada yapt ite i doyumu salayamayan bir grup mezunun varl sz konusudur. Bu mezunlar olduka verimli alabilecek olan birer Almanca retmeni olabilirlerdi. Bu dnceyi mezunlarn sylemleri de destekler niteliktedir. O halde tm serbest alan 27 mezunun 10 tanesi iinden gerek anlamda memnunken, 17si aslnda Almanca retmenlii mesleini gerekletirmek istemektedir, ancak birtakm artlar gerei bunu yerine

141
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (128-1 ran 146)

getir rememektedi ir. stihdam ekli: sizle er sizlerin t tamamn olu uturan 15 mezun hem Milli Eitim Bakanl m m taraf fndan gerek koullar s kli salanrsa Almanca retmeni olara almak ak isteri sorusunu hem de A im u Almanca retmenlii y yapabilmem iin gerekli artla olmad iin isi ar izim sorusu unu onayla amtr. si izlere, e girem memenizdek en nemli 3 etken nedir (nem der ki r? recesine gre kendinizle e ilgili olduunu dndn seenekleri ltfen numaralandr i nz nz) kapal ulu soru sorulm mutur.
M.E.B.tarafndan manca yeterinceAlm retmeniata anmyor Almancadilinirenmek mi iinrenimim tamamladm,almay dnmedim Eimalmam muygun grmyor Alacampara abana yeterligelmed di

12 11 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 0

Grafik 6. sizlerin ie girem n memesindeki en nemli 1. etkeni i gste eren tablo. siz olan 15 mezunun ie giremem n mesindeki en nemli 1. e n etken olarak 12 k tarafnda Milli Eitim Bakan kii an nl tarafnd yeterinc Almanca dan ce re etmeni atanm myor seene oluturmaktadr. ei

142
Trakya niversitesi So osyal Bilimler D Dergisi aziran 2010 Cil 12 Say 1 (128-146) lt Ha
KPSSsnavndaye K eterince puanalamadm p Almancadilini A renmek iinrenimimi tamamladm,r t retmenlii dnmedim d Eimalmamu E uygun grmyor g Alacamparaba A anayeterli gelmedi g

12 11 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1 0

Gr rafik 7. s sizlerin ie girememesindeki en nemli 2. e etkeni gsteren ta ablo. 10 isiz mezun ikinci etken olarak KPSS snavnd yeterince puan n da alnamama asn gsterm mitir.

12 1 11 1 10 1 9 8 7 6 5 4 3 2 1 0

egirm memdeyardmc olacakkiiveyaevrem m yok uandabebeimi byt yorum Eima almamuygun grmy yor Alacamparabana yeterligelmedi

Gr rafik 8. s sizlerin ie girememesindeki en nemli 3. e etkeni gsteren ta ablo.

143
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

e girmemde yardmc olacak kii veya evrem yok ile u anda bebeimi bytyorum seeneklerinin her biri ikier kez 3. etken olarak iaretlenmitir.
16 14 12 10 8 6 4 2 0 Dier Etkenler KPSSkursuna younlatmiin son2aydr almyorum. Devletokulunda ngilizceretmeni olarakalyordum. Ykseklisans yapyorum.

Grafik 9. sizlerin ie girememesindeki dier etkenleri gsteren tablo. Dier etkenler ak ulu bir soru olarak ynlendirilmi olup, isiz mezunlarn verdikleri yantlar u ekildedir: KPSS snavna hazrlk, daha nceden bir iinin yaplmas, ancak u anki isizlik durumu ile Yksek Lisans renimi grmek. sizlerin durumu deerlendirildiinde, 15 isizin meslek tercihleri arasnda Almanca retmenlii olarak belirtmesi homojen bir tutum gelitirdiklerinin bir gstergesidir. sizlerin siz kalma nedenleri arasnda en ok Atanamama, KPSS snav gibi etkenleri vurgulayan mezunlar, niversite-meslek balantsn dilselletirmilerdir. Dier nemli bir ayrnt ise hibir mezunun alaca parann yetersiz gelmesi seeneini iaretlememesidir.

144
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

Mezunlarn gelecee ynelik mesleki beklentileri ve bak alar Mezunlarn gelecee ynelik mesleki beklentileri ve bak alar retmen atamalar ve bu erevede KPSS snav ile ilikilendirilmitir. Bu blmde yer alan sorular mezunlarn istihdam ekli ayrt edilmeksizin ortak paydada yzdeliklerle deerlendirilmitir. Mezunlarn % 100 Trkiyede Almanca retmeni olarak atama yaplmamasnn bran asndan ok byk bir engel olduunu dnmektedir. Mezunlarn % 100 Trkiyede Almanca retmeni atamasnda KPSS snav sorularnn bran ile rtmediini dnmektedir. Mezunlarn % 82si Trkiyede kadrolu alan Almanca retmeni olabilmek iin KPSS snavnn ok byk bir engel olduunu dnrken, % 18si bu snavn ok byk bir engel olmadn dnmektedir. Mezunlarn % 90 ngilizceden sonra ikinci yabanc dil olarak Almancann okullarda yaygnlamad srece, Trkiyede Almanca retmenlii mesleinin ok ilevsel olmadn dnrken, % 10u bu dnceye katlmamaktadr. Bu veriler beraberinde nemli bir tartmay da beraberinde getirmektedir: Arz-talep ilikisi. lkemizde birok niteliklere sahip ve iyi yetimi Almanca retmeni vardr ve bu potansiyelin yine ayn ekilde iyi deerlendirilmesi gerekmektedir. etinta (2005) Trkiyede Yabanc dil olarak Almanca retiminin gelecee ynelik almlarn ele ald makalesinde de Almanca retmenlii meslei konusunda lkemizin eitim politikas asndan arz talep ilikisini deerlendirmitir. O halde dil eitimi mezunlarnn dil retmenlii yapabilmeleri iin gerekli dzenlemelerin mezunlarn lehine tekrar gzden geirilmesi gerekmektedir. rnein istihdam eklini belirlemede ok byk bir etkene sahip merkezi snavlarn arlkl kendi alanndan ve yakn disiplinlerden rnein: eitim bilimlerinden sorumlu tutulmas gibi. Aratrmada mezunlarn Almanca retmenlii mesleine bak alarn yanstan sorunun yantnda ise mezunlarn Almanca retmenlii mesleine kar ilgileri olduu ortaya konmutur. Evet, Almanca retmenlii mezunlar Almanca retmenlii mesleine kar olduka ilgililer. Farkl ekillerde istihdam edilmelerine karn, farkl i kollarndaki i doyumlarn dilselletirmelerine karn gnllerinde yatann yinede mezun olduklar alanla ilgili olduunu vurgulamlardr.

145
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

Sonu ve neriler Aratrmada mezunlarn alma oranna ilikin toplam 85 mezunun % 82inin altn, %18inin almad tespit edilmitir. Bu sonu ilk bakta alanlarn says yksek olmas bakmndan sorunsuz gibi alglanmaktadr. Ancak mezunlarn i doyum orannn sadece % 37 olarak saptanm olmas dndrcdr. Mezunlarn ou Almanca retmenlii mesleine kar olduka ilgili olduklarn, mezun olduklar alanla ilgili olarak nitelikli bir eitim aldklarn ve yine alanlar ile ilgili olarak istihdam edilmek isteklerini dile getirmilerdir. Mezuniyet sonras karlatklar glkler; merkezi snavlar, atama yaplmamas gibi nedenlerden ise farkl ekillerde istihdam edilmek durumunda kalan mezunlar iin ngilizce ve Almanca dil yeterliliklerinin bulunmas olduka nemli bir ilev tamaktadr. Mezun izleme almalarn nemsemek ve bu almalarn srekliliini salayabilmek ana bilim dallarna, fakltelere ve niversitelere nemli grevler yklemektedirler. Yurtdnda olduu gibi lkemizde de birok niversitenin mezunlarn izleyebilecei web ortamlar mevcuttur. Bu elektronik ortamlardaki iletiim noktalar sayesinde mezunlara etkili ynlendirmeler, bilgilendirmeler ve iletiim olanaklar salanmaktadr. Bologna-srecine giren Trkiyedeki Almanca retmenlii blmlerinin mezunlarn izlenebilmesi, kurumlara geri dnt salamalar asndan da ayrca nem tamaktadrlar. Trakya niversitesinde ise yaplanmas tamamlanan mezunlara ynelik bir alm mevcuttur, ancak devingenliinin srdrlmesi, daha etkin tantlmas ve etkili stratejilerin gelitirilmesinin mezunlarn lehine olaca dnlmektedir. KAYNAKA Babadoan, C. (2007), Ankara niversitesi Eitim Bilimleri Fakltesi Mezunlar zleme Aratrmas-4 ilk bulgular, Eitim Bilimleri Bak Asyla Eitim Faklteleri ve Akreditasyon altay, Ankara, 73-85. akr, M., C. Merten, B. Saynsoy znal, T. Polat, N. Tapan, (Hrsg.) (2009), Tagungsdokumentation zum Symposium Perspektiven zur Neustrukturierung der Studiengnge Deutsch als Fremdsprache in Sdosteuropa, Eit ofset, stanbul.

146
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (128-146)

etinta, B. (2005), Zukunftsperspektiven von Deutsch als Fremdsprache in der Trkei, Info DaF, 32, 4, 306-314. Erkman, F., C. Yldz (1999), Trkiye niversitelerinin Almanca Blmlerinde Yaplan almalarn Bibliyografyas, Marmara niversitesi Yayn No. 650, stanbul. Gen, A. (2003), Trkiyede Gemiten Gnmze Almanca retimi, Ankara: Sekin, 2003. Kksal, H. (2008), Fokus: Absolventen der Deutschlehrerausbildung. Einige Bemerkungen zur Berufsorientierung, DAAD-Universitt Mannheim, Deutsch - Trkisches Germanistentreffen, 12.-17. Oktober, Mannheim. Kuruyazc, N., H. Kksal, H. Asutay, M. Ycel (1997), Trkiyede Germanistik Blmlerinin Yeniden Yaplanma Tartmalar, 6. Germanistik Sempozyumu, Mersin, 340-350. Ozil, ., H. Bilen, G. Develi, S. Dilidzgn, B. Ercan, M. Karaku, E. Kayaolu, N. Kuruyazc, N. Tapan (1997), stanbul niversitesi Almanca Eitim veren Anabilim Dallarnda Ders Programlarna ve niversite-Meslek likisine Ynelik bir Projenin lk Sonular, 6. Germanistik Sempozyumu, Mersin niversitesi, Mersin. imek, S. M., Akgemici T., elik A. (2003), Davran Bilimlerine Giri ve rgtlerde Davran, Pegem, Ankara. Tapan, N., T. Polat, H.-W. Schmidt (Hrsg.) (2000) Berufsbezogene Deutschlehrerausbildung, Goethe Institut- TAD, Istanbul. http://www.Facebook.com

147
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

YABANCI DL RETMEN ADAYLARININ BLGSAYAR-II DERSNDE BLOG KULLANIMINA LKN GRLER Cem UHADAR1

ZET Bu aratrmada, yabanc dil retmeni adaylarnn Bilgisayar-II dersinde blog kullanmna ynelik grleri ortaya konulmaktadr. Aratrma, 20082009 retim yl bahar dneminde Trakya niversitesi Eitim Fakltesi Yabanc Diller Eitimi Blmnde okutulmakta olan Bilgisayar-II dersi kapsamnda gerekletirilmitir. Aratrmann katlmclar Yabanc Diller Eitimi Blmnde renim grmekte olan 93 birinci snf rencisidir. Ders sreci sonunda renci grlerinin elde edilebilmesi amacyla bir anket kullanlmtr. Nicel ve nitel verilerin sunumunda betimsel istatistik ve ierik zmlemesi tekniklerinden yararlanlmtr. Bulgular, yabanc dil retmeni adaylarnn Bilgisayar-II dersinde blog kullanm konusunda olumlu grlere sahip olduklarn gstermitir. Anahtar Kelimeler: Blog, Weblog, retmen Eitimi VIEWS OF FOREIGN LANGUAGE TEACHER CANDIDATES ABOUT BLOG USE IN COMPUTER-II COURSE ABSTRACT In this research, views of foreign language teacher candidates about blog use in Computer-II course were explored. The research was realized in
1

Yrd.Do.Dr., Trakya niversitesi Eitim Fakltesi Bilgisayar ve retim Teknolojileri Eitimi Blm retim yesi, e-posta: cemcuhadar@trakya.edu.tr

148
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

Computer-II course which exists in Trakya University Faculty of Education Foreign Language Department curriculum in 2008-2009 spring semesters. Participants consisted of 93 first-year students enrolled in Foreign Language Teaching Department. With the aim of to obtain students views after the course process, a questionnaire was used. Descriptive statistical analysis and content analysis was used to analysis quantitative and qualitative data. Research findings indicate that foreign language teacher candidates have positive views about blog use in Computer-II course. Keywords: Blog, Weblog, Teacher Education GR Bilgi a toplumlar aratran, sorgulayan, teknolojiyi gndelik yaamyla btnletirerek ilevsel bir biimde kullanabilme bilgi ve becerisine sahip bireylere ihtiya duymaktadr. Bu an gereksinimleri temelinde ekillenen gncel eitim anlay ve renci merkezli renme yaklamna paralel olarak, retmen eitiminde bilgi ve iletiim teknolojilerinin kullanm da gn getike yaygnlamaktadr. Teknoloji destekli uygulamalar ile zenginletirilen renci merkezli yaplandrmac renme anlay, geleneksel renme-retme yaklam ve etkinliklerinin yerini almakta ve bir anlamda retimden renmeye doru eitsel bir dnm yaanmaktadr. retmen yetitirmede teknoloji kullanm farkl boyutlarda ele alnmas gereken bir konudur. Sz konusu boyutlarn banda, bilgi ve iletiim teknolojilerinin kullanmnda retmen adaylarna teknolojiyi yaparak-yaayarak ve zgn bir balam iinde renebilecekleri ortamlar sunulmas gelmektedir. Bilgi ve iletiim teknolojilerinin belirli dersler ile snrlandrlmas, retmen adaylarnn bu derslerde edindikleri bilgi ve beceriler farkl renme etkinliklerinde kullanabilme konusunda deneyim ve yaant eksikliine neden olabilmektedir. Eitim fakltelerinde renim gren retmen adaylar iin teknoloji kullanm konusunda farkl retimsel frsatlar sunulmal ve onlara teknolojinin retimsel kullanm konusunda retim elemanlar tarafndan model olunmaldr. retmen eiticilerinin farkl bilgi ve iletiim teknolojilerini kendi ders etkinliklerinde baaryla uygulamas bilgi ann ihtiya duyduu, teknolojiyi etkin bir biimde kullanabilen retmenlerin yetitirilmesinde nemli bir aamadr.

149
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

Blog Blog ya da bir dier adyla Weblog temel olarak, kullanclarn herhangi bir tasarm bilgisine sahip olmakszn web sayfalar yaratabilmelerine, bu sayfalarda eitli konular hakknda yazlar yazabilmelerine ve dier kullanclarn yazlara yorumlar ekleyebilmelerine olanak salayan bir Web 2.0 teknolojisidir (uhadar & Kuzu, 2006). Bloglar, kelime ilemci yazlmlar ile kolayca bir belge yaratlmasna benzer olarak, bireylerin metin, resim, grafik, video ve dier okluortam elerinden oluan kiisel Web sayfalar oluturabilmelerine olanak salayan Web siteleridir (Boling vd., 2008). Bloglar bilinen Web sayfalarndan ayran en nemli zellik, blog yazar ve kullanclar arasnda karlkl etkileime olanak salayan yaplardr. Kullanclar blog yazarnn sayfasna eklemi olduu yazlar iin yorumlarda bulunabilmekte ve bylece ayn zamanda blog ieriine katkda bulunmaktadrlar. Bloglar, birok Web 2.0 tabanl ara gibi sosyal paylama olanak tanyan belirli zelliklere sahiptir (Rosen & Nelson, 2008): 1. Bilginin kullanc tarafndan yaynlanmas 2. Kullanclara bire-bir kk gruplardan, geni lekli paylama kadar bilginin kimlerle paylalaca konusunda seme olana tanyan gizlilik kontrol seenekli sosyal paylam seenekleri 3. Sosyal a oluturma seenekleri (rnein belirli konularda nternet tabanl topluluklar gelitirme olana ve metin, resim, film ve dier ortamlarda ierii oluturma konusunda ibirlii) Blog ve renme Bloglar retim ortamlarnda farkl amalar ve etkinlikler iin kullanlabilecek aralardr. Yapsal baz zellikleri ile Bloglar rencilere rendiklerini belgelemeleri, yazya dkmeleri ve bunlar hakknda iletiim kurabilmeleri iin kolay kullanml bir ara sunmaktadr (Baggetun & Wasson, 2006). Bir renme ortamnda bloglar, renciler iin renme etkinliklerini kronolojik bir srada sunabilecekleri evrimii renme gnl olarak da dnlebilir (Namwar & Rastgoo, 2008). rencilerin renmeleri ile ilgili yanstmalar yapabilecekleri, bilgi ve deneyimlerini akranlar ile paylaabilecekleri etkileimli bir sanal renme ortam olarak

150
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

bloglar renme uygulamalarnda ne kmaktadr. Bireyler arasnda karlkl etkileime olanak salayan yaplar ile bloglar, snf ortamnda gerekletirilen yz yze retim etkinliklerini geri bildirim salama, ders ieriinin datm, takm almalar gibi farkl boyutlarda destekleyebilecek esnek bir yapya sahiptir. Belirli konular ve deneyimler hakknda yaplan konumalarn desteklenmesinde ve dersin nemli blmlerinin ve renci almalarnn sunulmasnda retmenler tarafndan bloglar kullanabilir (West vd., 2006). Bu teknoloji ayrca rencilerin renme deneyimlerinin zenginlemesinde nemli katklar salayabilir ve bilgi ann gerektirdii becerileri edinmelerinde onlara yardmc olabilir (Shim & Guo, 2009). Dier bir deyile bloglar teknolojiyi zmsemi ve teknolojiyi etkin bir biimde retim ortamlarnda kullanabilecek retmenler yetitirilmesinde yardmc olabilecek aralardr. Bloglar nternet yoluyla kolay kullanlabilen bir ortamda ile belirli topluluklarca bilginin paylamn, yaylmasn ve bireylerin dncelerini aklama yntemini deitirebilir (West vd, 2006). Snf ortamnda bilgi paylamna ynelik gerekleen etkinliklere katlm gstermeyen renciler blog ortamnda bilgi ve dncelerini snf arkadalar ile paylaabilir. Ya da snfta gerekletirilen retimi desteklemek amacyla blog ortamnda bilgi paylam salayacak farkl uygulamalar gerekletirilebilir. Bu erevede kullanclara fikirlerini karlkl olarak deitirme ve deneyimlerini paylama olana salamas nedeniyle bloglarn sosyal yaplandrmac renme iin ideal bir tartma ortam olabileceini sylemek olanakldr (Wang & Hsua, 2008). rencilerin birbiri ile ve retmenle zaman ve yerden bamsz srekli bir iletiim halinde olabilmeleri yine bloglar aracl ile salanabilir. Ders saatleri dnda da karlkl iletiim kurabilen, sosyal ilikilerini pekitirebilen ve birbirini daha iyi tanma olana bulan bireylerin snf ortamnda gerekleen retime daha etkin bir biimde katlabilmektedir. Bloglar yardm ile rencilerin kendilerini snfn nemli bir paras olarak hissettikleri ve gereksinim ve dncelerinin farkna varld ortamlar yaratabilir (Churchill, 2009). Eletirel dnme, yaplandrmac renme ortamlarnn ve renci merkezli renme anlaynn egemen olmaya balad gnmz toplumlarn oluturan bireylerde var olmas gereken st dzey bir dnme becerisidir. Woo & Wang (2009), rencilerin bloglarnda eletirel dnme becerilerini ie kotuklarn ve bylece eletirel dnmenin zamanla geliim gsterebildiini belirtmektedirler. Bloglarn ayrca bir katalizr grevi

151
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

grerek eletirel dnmeyi tevik etme ve rencilerin yaam boyu renen bireyler olabilmelerini salama gibi yararlarndan da sz etmek olanakldr. Ama Bu aratrmann amac, Bilgisayar-II dersi kapsamnda oluturulan ders blogunun kullanmna ilikin yabanc dil retmeni adaylarnn grlerini ortaya koymaktr. Bu genel ama kapsamnda almada aadaki sorulara yant aranmtr. Yabanc dil retmeni adaylarnn; 1- Bilgisayar-II ders blogunu kullanma amalar nelerdir? 2- Bilgisayar-II ders blogunun retime katksna ilikin grleri nelerdir? 3- Bilgisayar-II ders blogunu kullanrken karlatklar sorunlar ve bu sorunlara ilikin zm nerileri nelerdir? YNTEM Katlmclar Aratrmann katlmclarn 20082009 retim yl bahar dneminde Trakya niversitesi Eitim Fakltesi Yabanc Diller Eitim Blmnde renim grmekte olan 93 birinci snf rencisi oluturmaktadr. Katlmclar amal rnekleme teknii ile belirlenmitir. Amal rneklemede aratrmac, aratrma amalarna en uygun ve istenen zellikleri tayan katlmclar kendi yargs ile rneklem olarak belirlemektedir (Balc, 2004:90). Katlmclar, aratrmacnn belirtilen ders dneminde yrtm olduu Bilgisayar-II dersine devam eden rencilerden olumaktadr. Aratrmaya katlmda ayrca gnlllk ilkesi esas alnmtr. Ankete katlan rencilerin 77si (%83) kadn ve 16s (%17) erkektir. Tm Yabanc Diller Eitimi Blm rencisi olan rencilerin 79u (%85) ngiliz Dili Eitimi Anabilim Dalnda ve 14 (%15) Alman Dili Eitimi Anabilim Dalnda renim grmektedir. 37si (%40) evde, 56s (%60) ise devlet yurtlarnda veya zel yurtlarda ikamet etmek etmekte olan rencilerin 47si (%51) kaldklar yerlerde srekli olarak kullanabilecekleri nternet balantl bir bilgisayara sahiptir. Dier tarafta rencilerin 26s (%28) evden, 24 (%26) yurttan ve 43 (%46) bir nternet kafeden nternet eriimi saladklarn ifade etmilerdir. Ayrca bu rencilerin 32si (%34)

152
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

gnde birka kez, 51i (%55) haftada birka kez ve 10u (%11) ise ayda birka kez nterneti kullanmaktadr. rencilerin sadece 28i (%30) Bilgisayar-II dersine katlmadan nce bloglardan haberdar olduunu belirtmi; 46s (%49) ise bu ders ncesinde de nternet destekli farkl derslere devam ettiklerini ifade etmilerdir. Ders Blogu niversitelerin eitim fakltelerinde okutulmakta olan Bilgisayar-II dersi haftada drt saat olarak ilenen bir derstir. Ders ierii genel olarak bilgisayar destekli eitim, uzaktan eitim, retim yazlmlar ve bu yazlmlarn tasarm, seimi ve deerlendirilmesi gibi konulardan meydana gelmektedir. Sz konusu dersin Web destekli bir yaklam ile yrtlmesinde blog teknolojisinden faydalanlmtr. Bilgisayar-II ders blogunun kurulumu aratrmac tarafndan ders dneminin balangcnda gerekletirilmitir. Bu erevede ncelikle Wordpress ad verilen ak kaynak kodlu blog yazlm http://wordpress.org Web adresinden indirilmitir. Ardndan bu yazlmn yklenecei barndrma hizmet (hosting) alnm ve blog Web alanna yklenmitir. Kurulumun son aamasnda ise Bilgisayar-II dersine devam eden rencilerin ders bloguna ulaabilmeleri iin http://www.dersblogum.info eklinde bir alan ad alnarak blog rencilerin kullanmna sunulmutur. Ders dneminin hemen balangcnda Bilgisayar-II dersine devam eden rencilere ders blogu tantlm ve bloga kayt olmalar salanmtr. Bilgisayar-II ders sreci boyunca ders blogu aracl ile bir takm retimsel uygulamalar gerekletirilmitir. Sz konusu uygulamalar retim eleman tarafndan haftalk ders konular erevesinde organize edilerek blog balantlar ile rencilere sunulmutur. Bilgisayar-II ders blogunda uygulama sreci boyunca gerekletirilen uygulamalar u ekilde sralanabilir: 1- Ders ile ilgili duyurularn yaplmas 2- Ders konular ile ilgili bilgi paylam 3- Ders konular dndaki konularn paylam 4- Ders ieriinin rencilere sunulmas 5- Ders konularna ynelik rencilere geri bildirim salanmas 6- rencilerin derslere ilikin sorularnn yantlanmas

153
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

Veri Toplama Arac Aratrmann uygulama aamasnn sona ermesinin ardndan rencilerin Bilgisayar-II ders blogu ile ilgili grlerini elde edebilmek amacyla aratrmac tarafndan gelitirilen bir anket formu kullanlmtr. Anket formu iki blm eklinde yaplandrlmtr. Birinci blm rencilere ait genel bilgileri elde etmeye ynelik dokuz maddeden; ikinci blm ise rencilerin Bilgisayar-II ders bloguna ilikin grlerini elde etmeye ynelik adet ak ulu sorudan olumaktadr. Anketin geerliini salamaya ynelik olarak eitim teknolojisi ve yabanc diller eitimi alanlarnda uzman aratrmaclarn grlerinden yararlanlmtr. Verilerin zmlenmesi Aratrmada elde edilen verilerinin zmlenmesinde nicel ve nitel zmleme tekniklerinden yararlanlmtr. Anket formunun birinci blmnde yer alan katlmclara ait genel bilgiler yzde ve frekans olarak ifade edilmitir. Anketin ikinci blmnde yer alan ak ulu sorularn zmlenmesinde ise nitel aratrma yntemlerinde kullanlmakta olan ierik zmlemesi tekniinden yararlanlmtr. erik zmlemesinde temel ama, toplanan verileri aklayabilecek kavramlara ve ilikilere ulaabilmektedir (Yldrm & imek, 2006:227). Ak ulu sorulardan elde edilen verilerin tamam ncelikle aratrmac tarafndan bilgisayar ortamna aktarlmtr. Nitel verilerin bilgisayar ortamna doru bir biimde aktarlp aktarlmadnn belirlenmesi iin anket formlar ve bilgisayar kaytlar incelenmek zere bir uzmana verilmi ve uzman incelemesi sonrasnda verilerin bilgisayar ortamna doru bir biimde aktarld grlmtr. Ardndan veriler aratrmac tarafndan hazrlanan veri indekslerine aktarlarak kodlanm ve zmleme ilemi sonucunda temalara ulalmtr. BULGULAR ve YORUM Bu blmde aratrma verilerinden elde edilen bulgular aratrma sorular temel alnarak sunulmaktadr. Bulgularn sunumunda elde edilen temalar desteklemek iin renci ifadelerinden dorudan alntlara da yer verilmektedir.

154
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

Bilgisayar-II Ders Blogunun Kullanm Amalarna likin Bulgular Aratrmaya katlan yabanc dil retmeni adaylarnn Bilgisayar-II ders blogunu kullanma amalarn belirlemeye ynelik sorulan soruya verdikleri yantlar erevesinde elde edilen temalar Tablo 1de sunulmaktadr. Tablo 1: Bilgisayar-II ders blogunun kullanm amalar
Temalar Ders konularnn takibi ve bilgi paylam Ders notlarn edinme Snavlara hazrlanma Derste renilenleri pekitirme dev hazrlama Ders duyurularn takip etme Katlmad dersleri telafi etme Ders ncesi ilenecek konulara ilikin bilgi edinme Genel amal sohbet etme Blog kullanmn renme retmen ve dier rencilerle iletiim kurma f (n=93) 53 43 20 16 13 13 11 7 6 6 5 % 57 46 22 17 14 14 12 8 6 6 5

Bilgisayar-II ders blogunu kullanma konusundaki ifade edilen en nemli iki amacn 53 renci (%57) tarafndan ders konularnn takibi ve 43 renci (%46) tarafndan ders notlarn edinme biiminde dile getirildii grlmektedir. renciler ders konularna ilikin sahip olduklar bilgilerin paylamn olumlu bulduklarn belirtmilerdir. Ayrca gerek retmen, gerekse snftaki dier rencilerin blog ortamnda yapm olduklar yorumlarn ders konularna ynelik bilgi paylam asndan faydal bulunduu sylenmitir. Ders notlarnn edinilmesi biiminde ifade edilen dier tema, ilk tema ile benzer biimde blogun bilgi paylam veya dier bir deyile ders ieriine ulaabilme amacyla kullanldn gstermektedir. rencilerin bilgi paylam temelinde ilk temada renci ve retmen ile etkileime girme eiliminde olduklar grlrken, ders notlarn edinme temas ile dorudan ders ierii ile etkileime girme amacnca yneldikleri grlmektedir. Blogu ilenen konular hakknda bilgi almak iin ve konularla ilgili

155
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

yorumda bulunup konuyu takip etmek amacyla kullandm. [90] Ders notlarn edinme ve dersle ilgili sorularm giderme amacyla kullandm. Baz konularda yorumlarda bulundum.[86] Bilgisayar-II ders blogunun kullanm amalar konusunda elde edilen dier bir tema 20 renci (%22) tarafndan dile getirilen snavlara hazrlanmadr. rencilerin ders dnemi sresince Bilgisayar-II dersini baaryla tamamlama ve snavlar konusunda kayg yaadklar gzlemlenmitir. Her ne kadar retmen tarafndan dersler srasnda rencilerin bu kaygy yenmeleri konusunda onlar cesaretlendirmeye ynelik bir yaklam sergilenmi olsa da, snav ve not kaygs blogun kullanm amalarna da yansmtr. Konular ilendikten sonra tekrar etmek amal kullandm. zellikle snav ncesi dnemde ok faydal olduunu dnyorum.[14] Blogu snav zamanlarnda ve yeni konular rendiimizde gerekli bilgiler ulamak iin kullandm. [80] Bilgisayar-II ders blogunun kullanm amalarndan bir dieri 16 renci (%17) tarafndan ifade edilen derste renilenleri pekitirmedir. renciler ders blogu sayesinde gereksinim duyduklar anda ders sonrasnda ilenen konularn tekrar edebilme olana bulmulardr. Blog, 11 renci (%12) tarafndan da belirtildii gibi konular ders sonrasnda tekrar edebilmenin yan sra, rencilerin eitli nedenlerle zaman zaman katlamad dersler iin de bir telafi olana sunmutur. Dnem boyunca, derslerin ncesinde ve sonrasnda ilediimiz konular zaman snrlamas olmadan grebilme ansmz oldu. Snf ortamnda ilediimiz konular bireysel olarak da tekrar edebilme olana sunuldu. [3] Blogu genel anlamda derste kardm, anlamadm konular tamamlamak amacyla kullandm. [23] Bilgisayar-II ders blogu gerekletirilen retim sresince derse ilikin duyurularn yaplmas amacyla da kullanlmtr. rencilerin 13 (%14) blogu bu ilevi nedeniyle kullandklarn ifade etmilerdir. Ders

156
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

blogunda ayrca ders ile ilgili devler ve etkinliklere yer verilmitir. 13 renci (%14) blogun dev hazrlama ve dev konusu ile ilgili bilgi ve kaynaklara ulaabilme amacyla da kullanldn belirtmilerdir. Derslere devam etmediim zamanlarda eksik olduum konular blogdan takip etme frsat buldum. devlerimi istenen kriterlere uygun yapmak iin blogu kullandm. Snava hazrlanrken iime yarayan hazr bilgiler blogda mevcuttu. [75] Bilgisayar ya da dersle ilgili herhangi bir sorunum olduunda ders hocasyla blogda paylama ve sorunumu zme imkan buldum. Ayrca dersle ilgili duyurular da blog sayesinde okuyabildim. . [37] Temalar incelendiinde Bilgisayar-II ders blogunun ders ncesi ilenecek konulara ilikin bilgi edinme (%8), genel amal sohbet etme (%6), retmen ve dier rencilerle iletiim kurma (%5) amalar ile de kullanld grlmektedir. Ayrca baz renciler birer retmen aday olarak eitim amal blog kullanmn ilgi ekici bulmu ve dersi takip etme dnda, blog kullanmn renme amal (%6) olarak bloga katldklarn belirtmilerdir. Bilgisayar hakknda yeterli bilgi edinmek ve snf ierisinde gerekletirdiimiz aktiviteler iin blogu kullanrz. Blog bize bilgisayarn eitim amal kullanlmasnn ne kadar faydal olduunu gstermektedir . [71] Dersler hakknda bilgi edinmek ve snfta ilediimiz konular tekrar etmek iin blog ok faydal oldu. zellikle sorularmz varsa bunlarn cevabn almak ve bu ekilde karlkl bir iletiim kurmak iin. [68] Bilgisayar-II Ders Blogunun retime Katksna likin Bulgular Aratrmaya katlan yabanc dil retmeni adaylarnn Bilgisayar-II ders blogunun retime katksna ilikin grlerini belirlemeye ynelik sorulan soruya verdikleri yantlar erevesinde elde edilen temalar Tablo 2de sunulmaktadr. rencilerin Bilgisayar-II ders blogunun kullanmna ynelik ne kan grlerin banda 39 renci (%42) tarafndan ifade edilen ders

157
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

ieriine ulaabilme ve 28 renci (%30) tarafndan ifade edilen istenildii anda retmene soru yneltebilme temalar gelmektedir. Blog kullanm amalar arasnda da yer alan ders notlarna eriim, gereksinim duyulduu her an ders ieriinin elde edilmesine ynelik olumlu bir ilev olarak dile getirilmitir. Ayrca dersin retmenine her gereksinim duyulduunda zaman ve yerden bamsz bir biimde soru yneltilebilmesi ders blogunun olumlu bulunan ynleri arasnda gsterilmitir. Bu tema ile ilikili olarak drt renci (%4) tarafndan belirtilen retmenin sorulara ksa srede yant vermesi temas da rencilerin retmene soru sorabilme konusunda gdleyen bir baka tema olarak oluturulmutur. Tablo 2: Bilgisayar-II ders blogunun retime katksna ilikin grler
Temalar Ders ieriine ulaabilme stenildii anda retmene soru yneltebilme Yorumlar aracl ile dier rencilerin dncelerinden haberdar olabilme Ders konularnn renilmesine yardmc olma Karlan dersleri telafi etme olana salamas Ders konularn tekrar olana salamas Ders saatleri dnda da retmen ve rencilerle iletiim halinde olabilme Ders ile ilgili duyurulardan haberdar olma Ders ncesi ilenecek konulardan haberdar olabilme Ders konular ile ilgili farkl dncelerin ortaya kmas Snavlara hazrlanmaya yardmc olmas retmenin sorulara ksa srede yant vermesi Ders d konularda fikirlerin paylalmas dev hazrlamaya yardmc olmas Dersin daha elenceli bir ekilde ilenmesi f (n=93) 39 28 18 17 12 10 10 7 7 5 4 4 3 2 2 % 42 30 19 18 13 11 11 8 8 5 4 4 3 2 2

Derste grdmz konularn yazl ve grsel metinler halinde blokta bulunmas dersi blog sayesinde daha da iyi anlamamza yardmc oldu. Ayrca tm snf arkadalarmzn da blogda yer almas ayr bir avantajd. [79]

158
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

Dersin hocasna her zaman birebir ulap sorular soruyoruz blog ortamnda sorularmz ve merak ettiimiz konular sorup cevaplar daha rahat alabiliyoruz. Ders notlarn takip edebiliyorduk. Haberimiz olmayan ve alanmzla ilgili konularda duyurular da yararl oluyordu. Ders notlar haftalara gre blnm ve dzenliydi. [76] Bilgisayar-II ders blogunda yaplan yorumlar aracl ile dier rencilerin dncelerinden haberdar olabilme 18 renci (%19) tarafndan dile getirilen ve olumlu grlerden elde edilen bir dier temadr. renciler blog aracl ile fikirlerini yorumlar ile rahata dile getirebildiklerini belirtmiler ve dier renciler ile karlkl olarak bilgi ve fikirlerini paylaabilmilerdir. Ders konular ile ilgili farkl dncelerin ortaya kmas temas 5 rencinin (%5) olumlu grlerinden elde edilen destekleyici nitelikte bir baka tema olarak ne kmaktadr. retmen ve rencilerin karlkl etkileimini olumlu buldum. Gerek ders gerekse gncel konular hakknda dncelerin paylalmas gzeldi. [48] lenen konularla ilgili farkl grleri bir araya getirmesi ve paylam salamas, derste aklmza gelmeyen sorularn cevabnn blog ortamnda alnabilmesi, ders hakknda yaplan gr al-verilerinin elenceli ve daha serbest hale dnmesi... [81] Bilgisayar-II ders blogunun olumlu bulunan dier ilevleri ders konularnn renilmesine yardmc olma (%18), karlan dersleri telafi etme olana salamas (%13) ve ders konularn tekrar olana salamas (%11) eklinde ifade edilmitir. renciler blogun derste ilenen konularn anlalmasn ve hatrlanmasn kolaylatrdn belirtmilerdir. Ayrca gerek karlan derslerin telafi edilmesi, gerekse ilenen konularn tekrar edilebilmesi olana salamas blogun renciler tarafndan olumlu bulunan ynleri arasnda saylmtr. Derste kardmz ayrntlar gzden geirmek bizim iin iyi oluyordu. [20] Aslnda ok alk olmadm bir sistemdi. Ancak ok yararl olduu kansndaym. Yukarda da belirttiim gibi dersleri tekrar asndan yararlyd. Farkl fikirlerin blog ortamnda ortaya kmas gzeldi. En

159
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

azndan bir paylam sz konusuydu. . [33] Blogun retime katklarndan bir dieri ders saatleri dnda da retmen ve rencilerle iletiim halinde olabilme (%9) olarak ifade edilmitir. Bilgisayar-II dersi, ders dnemi sresince haftada drt saat olarak gerekletirilmitir. renciler blog aracl ile ders saatleri dnda da birbirleriyle ve retmen ile iletiim kurulabilmesini blogun olumlu bir ilevi olarak belirtmilerdir. Ders blogu ile ilgili ifade edilen dier baz olumlu zellikler ders ile ilgili duyurulardan haberdar olma (%8) ve ders ncesi ilenecek konulardan haberdar olabilmedir (%8). Bu zellikler sayesinde renciler derslere zihinsel olarak hazr bir biimde katlabilmiler ve ayrca ders dnemi boyunca ders ile ilgili her trl etkinlikten haberdar olabilmilerdir. Duyuru ve etkinlikler sayesinde ders hakknda bilgi sahibi oldum. [25] Bence blog ok gzel bir karard. Hem dersten nce ileyeceimiz konular hakknda bilgi sahibi olmamza yardmc oldu. Snav ncesi ilediimiz tm konularn dokmanlarn bulduk. Blogun olmas bize fazlasyla yardmc oldu. [13] Ders blogunun retime katksna ilikin ifade edilen grlerden elde edilen dier temalar blogun snavlara hazrlanmaya yardmc olmas (%4) ve dev hazrlamaya yardmc olmas (%2) olarak belirtilmitir. Blog ortamnda snavlar ncesinde ve sonrasnda gerekletirilen hazrlk etkinlikleri, devler konusunda sunulan kaynaklar ve yaplan ynlendirmeler renciler tarafndan olumlu bulunmutur. Ders blogunda retim ieriine ilikin konularn ele alnmas kadar ders d konularda fikirlerin paylalmas (%2) blogun olumlu bulunan dier zellikler arasnda yer alm, ayrca ders blogunun Bilgisayar-II dersinin daha elenceli bir biimde ilenmesini (%2) salad da ifade edilmitir. Snava dahil konular hakknda bilgi sahibi oldum. Katlan rencilerin sorduu sorular benim de sorabileceim sorular olabilir, ondan da faydalandm. Dersi takip ve snfta sorma imkan bulamadn sorular blogda sorma avantajl bir durum. [8] Ders ile alakal kltrel konularda da fikir alveriinde bulunulmas hem arkadalar olarak kaynamamz hem de verimli zaman geirmemizi

160
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

salad. [12] Bilgisayar-II Ders Blogunun Kullanmnda Karlalan Sorunlar ve zm nerilerine likin Bulgular Yabanc dil retmeni adaylarnn Bilgisayar-II ders blogunun kullanmnda karlatklar sorunlar erevesinde elde edilen temalar Tablo 3te sunulmaktadr. Tablo 3: Bilgisayar-II Ders Blogunun Kullanmnda Karlalan Sorunlar
Temalar Blog ortamna girite yaanan kullanc ad ve ifre sorunlar Blogun yava olmas Srekli nternet eriimine sahip olmama Blog arayznn ekici olmamas Blog ortamna yeterli katlmn olmamas Sanal ortamdan kaynaklanan iletiim sorunlar f (n=93) 10 10 9 7 3 2 % 11 11 10 8 3 2

Bilgisayar-II ders blogu ile ilgili rencilerin byk bir ounluu herhangi bir sorunla karlamadklarn belirtmilerdir. Dier yanda baz renciler tarafndan karlalan eitli sorunlarn blog ile ilgili teknik baz zelliklerden kaynakland grlmtr. Bu sorunlarn banda blog ortamna girite yaanan kullanc ad ve ifre sorunlar (%10) gelmektedir. Blog yazlm kullanc kayd srasnda rakam ve harflerden oluan ve karmak saylabilecek rastgele bir parola retmektedir. Sz konusu durum rencilerin bloga girilerinde sorunlar yaanmasna neden olmutur. Gerek snf ortamnda konuyla ilgili yaplan aklamalar, gerekse sorunu zmede zorluk yaamaya devam eden rencilere eski parolalarn aklda kalc yeni parolalar ile deitirme konusunda yardmc olunmas ile bu sorun uygulama srecinin balangcnda zmlenmitir. Ders blogunun rencilere sunumunda blog yazlmndan ve sunucu hizmetinden kaynaklanan nedenler ile zaman zaman yaanan eriim sorunlar (%10) ve blog arayznn ekici olmamas (%9) blog ile ilgili belirtilen dier sorunlardr. Gnderilen ifre ok karkt ve ilk balarda onunla giri yaparken sorunlar yaadm. Ayrca bazen sitede donmalar olduu iin girite sorunlar oldu. [51]

161
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

Biraz daha grsel olsa fena olmaz. Hep yazlar olduu iin tasarm ilgi ekici gelmiyor incelerken. [29] Bilgisayar-II ders blogu ile ilgili yaanan sorunlarn dier boyutu srekli nternet eriimine sahip olmama (%10) eklinde belirtilmitir. renciler ders dnemi sresince bloga giri ve ders etkinliklerine katlm iin zaman zaman nternet balantsna sahip bir bilgisayar bulamamlardr. Bu durum bloga katlmda sorunlar yaanmasna, ayrca blog ortamna yeterli katlmn olmamasna (%3) neden olmutur. Ders blogu ile ilgili dile getirilen son bir olumsuzluk ise sanal ortamdan kaynaklanan iletiim sorunlar (%2) olarak belirtilmitir. kamet ettiim yerde internet olmad iin herhangi bir internet kafeye gitmek ve bloga giri yapak zor oluyor. Buna nasl bir zm bulabiliriz bilmiyorum ama. Ben genellikle iim olduu zaman internete girdiim uradm iin srekli internete girmek biraz da masrafa yol ayor. [70] retimsel olarak baz konularda tantlan eyleri yetersiz buldum. Bir de fazla katlm yok. Blog rencilerin destei ile daha da canlanabilir. : ) [72] Bilgisayar-II ders blogunun ders dnemi boyunca kullanmnda yaanan sorunlara ilikin renciler birtakm zm nerileri sunmutur. neriler teknik konulara ynelik yaplan neriler ve retimsel konulara ynelik yaplan neriler biiminde gruplandrlarak Tablo 4te yer almaktadr. Tablo 4: Bilgisayar-II ders blogunun kullanmnda karlalan sorunlara ilikin zm nerileri
Teknik Konulara Ynelik neriler Blog ortamna giri iin kullanlan ifrelerin alnmas ve deitirilmesi ilemi daha kolay hale getirilebilir Blog yazlm arayz ve teknik adan yenilenebilir retimsel Konulara Ynelik neriler Blog ortamnda gerekleen retim etkinlikleri zenginletirilebilir Blog daha ilevsel olabilir rencilerin katlmn salayc etkileimli etkinlikler sunulabilir Ders konular harici genel bilgisayar konularyla ilgili bilgilere yer verilebilir Blog ortamnda gerekleen retim etkinlikleri zorunlu tutulabilir

162
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

SONU retmen eitiminde bilgi ve iletiim teknolojilerinin kullanm, bilgi a gereksinimlerine paralel olarak nemi gn getike artan bir alma konusu haline gelmitir. retmen adaylarnn teknolojik gelimelerden haberdar olmalar ve ayn zamanda teknolojiyi renme-retme etkinliklerinde baaryla uygulayabilecek retmenler olarak mezun olmalar gerekmektedir. Bu temelde hizmet ncesi eitimleri sresince retmen adaylarnn bilgi ve iletiim teknolojilerini alanlarna zg balamlar ierisinde yaparak ve yaayarak renebilecekleri olanaklar yaratlmaldr. Bloglar ve Web2.0 tabanl benzer nternet teknolojileri zellikle renci merkezli renme anlaynn ve sosyal etkileimin n planda olduu yabanc dil eitimi gibi retmen yetitirme alanlarnda ie koulabilecek aralardr. Bilgisayar-II dersi kapsamnda oluturulan ders blogunun kullanmna ilikin yabanc dil retmeni adaylarnn grlerini ortaya koymay amalayan bu aratrma ile retmen adaylar teknoloji destekli bir dersi yine bu teknolojinin kendisini aktif bir biimde kullanarak ve uygulama srecinin iinde yer alarak renme olana bulmulardr. Dersin uygulama sreci ve ardndan elde edilen bulgular retmen adaylarnn blog kullanmna ilikin genel olarak olumlu dnceler ierisinde olduklarn gstermektedir. Bilgisayar-II ders blogu yabanc dil retmeni adaylarnn renme yaantlarn zenginletirerek, farkl retimsel etkinliklerde bilgi ve iletiim teknolojilerinin kullanmna ilikin zgn bir rnek oluturmutur. Aratrma bulgularna dayal olarak ortaya konulabilecek sonular kapsamnda Bilgisayar-II ders blogunun genellikle ders notlarna eriim ve bilgi paylam gibi amalarla kullanld grlmtr. Blog ayn zamanda rencilerin ders ncesi ve sonrasnda retim ieriine zaman ve yerden bamsz olarak eriebilmelerini salamtr. Blog ayrca ders konular dnda da renciler ve retmenin birbirlerini daha yakndan tanmas iin bir ara olmu ve bu durum retim srecini ve akademik baary olumlu olarak etkiledii gzlemlenmitir. Blog rencilerin birbiriyle ve retmen ile srekli iletiim halinde olmalarn salamtr. Bylelikle ders dnemi boyunca gerekletirilen retim snf ortam ile snrl kalmamtr. Snavlara ynelik duyulan kayg, rencilerin retmene diledikleri an ulaabilmeleri, soru sorabilmeleri ve

163
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

geribildirim alabilmeleri ile en az seviyeye indirgenmitir. te yandan uygulama sreci boyunca blog ortamna girite yaanan baz teknik sorunlarn bloga katlm engelledii ve rencilerde blog kullanmaya ynelik isteksizlie yol aabildii grlmtr. Ayrca rencilerin diledikleri zaman nternet eriimine sahip olamamalar da bloga katlm olumsuz ynde etkileyen bir dier neden olarak ortaya kmtr. Bilgisayar-II ders blogu rneinde de grld gibi, bilgi ve iletiim teknolojileri ile desteklenen renci merkezli renme uygulamalarnda bloglar yz yze dersleri desteklemede sanal bir renme ortam olarak kullanlabilir. Uygun pedagojik yaklamlarla desteklenen teknoloji destekli benzer uygulamalar bilgi ann ihtiya duyduu zelliklerde retmen gereksiniminin karlanmasna nemli bir katk salayacaktr. KAYNAKLAR Baggetun, R., & Wasson, B. Self-Regulated Learning and Open Writing. European Journal of Education, Vol. 41, No:3/4, 2006. Balc, Ali, Sosyal Bilimlerde Aratrma Yntem, Teknik ve lkeleri, Pegema Ankara 2004. Boling, E., Castek, J., Zawilinski, L., Barton, K., & Nierlich, T., Collaborative Literacy: Blogs and Internet Projects. The Reading Teacher, 61(6), 2008. Churchill, D., Educational Applications of Web 2.0: Using Blogs to Support Teaching and Learning. British Journal of Educational Technology, Vol 40 No 1, 2009. uhadar, C., & Kuzu, A., retim Ve Sosyal Etkileim Amal Blog Kullanmna Ynelik renci Grleri. 6. Uluslararas Eitim Teknolojileri Konferans. KKTC, 2006. Namwar, Y., & Rastgoo, A. Weblog as a Learning Tool in Higher Education. Turkish Online Journal of Distance Education-TOJDE, Vol:9 No:3, 2008. Rosen, D., & Nelson, C., Web 2.0: A New Generation of Learners and Education. Computers in the Schools, 25-3, 2008. Shim, J. P., & Guo, C. Weblog Technology for Instruction,Learning, and Information Delivery. Decision Sciences Journal of Innovative Education, Vol:7 No:1, 2009. Wang, S.-K., & Hsua, H.-Y., Reflections on Using Blogs to Expand In-class Discussion. TechTrends, Vol:52-3, 2008.

164
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (147-164)

West, R. E., Wright, G., Gabbitas, B., & Graham, C. R., Reflections from the Introduction of Blogs and RSS Feeds into a Preservice Instructional Technology Course. TechTrends, Vol:50-4, 2006. Woo, H. L., & Wang, Q., Using Weblog to Promote Critical Thinking An Exploratory Study. Proceedings Of World Academy Of Science, Engineering and Technology, 2009. Yldrm, Ali ve imek, Hasan, Sosyal Bilimlerde Nitel Aratrma Yntemleri. Sekin Yaynclk Ankara, 2006.

165
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

YABANCI DL RETMNDE NTERNET TABANLI PROGRAM KULLANIMINA LKN BR ALIMA Dilek ALTAS1 Erdem NGN2 ZET Bugn yz-yze yerleik snf iinde retim ve renme hzl ve aamal bir ekilde zaman ve mekndan bamsz olan evrimi eitime doru deimektedir.Bu deiime bal olarak eitim teknolojilerinin eitimde kullanm gnden gne artmaktadr. Bu alanda benzer uygulamalara ynelik eitli almalar lkemizde de uygulanmaktadr. Bu kapsamda yabanc dil retiminde eitim teknolojilerinin etkin bir ekilde kullanm nemli bir gereksinim haline gelmitir. Bu almada, cinsiyet, faklte-blm, seviye, evrimii (online) program kullanm, kullanm skl, dil becerileri ve teknik destek alma gibi kriterler gz nnde bulundurularak evrimii (online) program anket aratrma teknii ile deerlendirilecektir. Anketler sonucunda elde edilen veriler eitli istatistiksel teknikler kullanlarak analiz edilecek ve evrimii (online) mevcut program ierisindeki etkinlii aratrlacak ve tartlacaktr. Anahtar Kelimeler: Eitim, Dil retimi ve renimi, Elektronik renme, Bilgi Teknolojileri,statistiksel Analiz

Do.Dr., Marmara niversitesi, ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi, Ekonometri Blm, statistik Bilim Dal, Bahelievler, Istanbul, dilekaltas@marmara.edu.tr 2 Dr., Kadir Has niversitesi, ngilizce Hazrlk Okulu, Bahelievler, stanbul, erdem.ongun@khas.edu.tr

166
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

AN APPLIED STUDY OF THE USE OF AN ONLINE PROGRAM IN FOREIGN LANGUAGE TEACHING ABSTRACT Today built-in face to face classroom teaching and learning have been gradually and rapidly shifting towards online education, which is independent of time and space. Regarding this change, use of educational technologies in education has been increasing day by day. It has been observed that various studies relating to such applications have been conducted in this area in Turkey, too. In this context, using educational technologies efficiently in foreign language teaching has become an urgent need. In this study, taking into consideration the criteria such as sex, facultymajor, level, the online program use, frequency of its use, language skills and getting technical assistance were assessed through a series of questions in survey-like technique. Data acquired as a result of the survey will be analyzed using various statistical techniques and the efficiency of the online program within the current program will be researched and discussed. Key Words: Education, Language Teaching and Learning, ELearning, Information Technology, Statistical Analysis Introduction Rapid technological transformations that have taken place in recent years especially in the fields of communications and information technology (IT) have brought changes to the paradigms of education both in the education of the student and in his or her professional development. The use of new technology can assist with collaborative work, discovery-based learning and in the production of knowledge. Besides, the changes that were brought about by the technology-innovator paradigm which itself is still resisted by many professionals in different sectors of education remind us of the warning words of McCarthy, Professors will not be substituted by technology, they will be substituted by professors who use technology(Torres & Marriott, 2005:133). Hence, teachers are encouraged to use the new technology for effective teaching as part of a worldwide

167
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

educational reform. The Internet as the teaching platform is one of the most recognized and worldwide teaching modes in applying the technology in education. The use of modern technology especially in education in general has created significant potential to expand the physical setting for teaching and learning beyond the traditional classroom, and even the school. Nowadays, there are almost unlimited resources of information on the internet, whether good or bad. It is often the choice of the individual that influences the outcome of an online activity. For fruitful learning on the Internet, the learner needs to develop a critical mindset so as to be able to distinguish between what is good and what is bad, what is valuable and what is dispensable. This issue still seems to be a matter of discussion for the following years in terms of upcoming innovations in educational technologies. Education and Technology Traditional versus New Teaching and Learning Processes Education as a process in its broader sense has always been one of the initial steps in human life. It has been applied in various settings along with accompanying and supplementary methods and materials as a changing but dynamic paradigm. Briefly, changing times and trends have transformed what is known as traditional education through new and innovative concepts and approaches in both methodological and physical sense. With the help of new educational technologies, teachers and students are now so close no matter how far they are from each other. In traditional classrooms, where the focus of power and control was clearly in the hands of the teacher, the computer, as an innovative educational tool, had become a catalyst for breaking the power, authority, and control structures that had long predominated in the teaching and learning dyad, and was beginning to positively impact the way that learning was defined and practiced in technologically rich classroom environments (Sorenson,2006:80).The conventional form of learning is inherently individualistic: the learning arrangement is largely between teacher and student. It is usually difficult to establish contact, interaction and discussion between students as a group, and indeed between the teacher and each individual student. Learning rarely takes place in a social context where students and teachers discuss, share and explore in depth issues relating to learning (McConnell, 2006:14). At that

168
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

point, role of technology appears to be a functional tool. Yet, with the aid of technology, wide-range one-on-one education may be closer at hand than ever before. An encounter between student and teacher via the internet is very different from the exchanges in formal classrooms that have until now characterized education. Such a shift does not signify an end to education as it has existed but the coming of a paradigm in which a course offered to a classroom full of students may be less compelling than it has been. The question is not whether formal learning will continue of course it will but what forms it will take (Maeroff, 2004:1). That discussion brings us to a point where we feel obliged to revise our stand between real and unreal (cyber) forms of learning process in the light of innovative tools. On the other hand, it is also argued that there can be no sole form of learning that is applicable to methodologies and settings. In addition, some have tried to suggest that this new learning process is somehow better than the old processes; that school children will no longer go to schools; that students will no longer go to universities, hence the term from bricks to clicks has entered the contemporary phrasebook. The suggestion was that learning institutions will lose their sense of place and that students will sit at multimedia terminals and construct process and interactions with many different peoples and places. But in so many ways this seems to miss the point. Online learning will fail if it is not managed correctly: if there is no induction to online learning and resources, no provision of the proper equipment and computer access and a lack of strategic thinking (Bach, 2006:183). Pertaining to this assertion, there needs to be a solid and constant collaboration and coordination between educators and technology strategists. Computer Assisted Language Learning The use of computers to assist language learning dates back to the middle of the twentieth century, and CALL has evolved alongside technological advances since then. There have been various attempts to summarise this evolution but perhaps the best known is Warschauers Three Phases of CALL where he describes the increasing number of ways that computers have been used for language learning and teaching. The first phase, Behaviouristic CALL, prevalent between the 1950s and 1970s, favoured the use of drill and practice type courseware and rested on the role of the computer as tutor, delivering instructional material to the learner.

169
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

During the second phase of Communicative CALL, between the 1970s and 1990s, the role of the computer in language learning involved not only acting as tutor but also as stimulus for more communicative language activities, such as for student discussion and writing activities. A third model during this second phase was the computer as tool, where the computer does not necessarily provide any language-specific content but is used as a means of performing some language-based tasks; for example, using software such as word processors, spelling and grammar checkers, desktop publishing programs and concordancers. The third phase of Integrative CALL from the 1990s again paralleled both technological and pedagogical developments. Pedagogical paradigms were beginning to shift in the 1990s towards more integrative and constructivist approaches to teaching, which were complemented by two significant technological developmentsthe growth of the Internet and the use of multimedia, and, through the integration of both, of hypermedia. Hypermedia facilitates the integration of various communication skills, such as listening, reading and writing, and the use of task and project-based work through, for instance, simulations, web quests and collaborative writing activities. In this third phase of CALL, the role of the computer can be seen as expanding yet further to incorporate its use as manager and messenger (Rogerson-Revell, 2007:4-60).In that sense, teachers accordingly need to equip themselves with innovations if they want to act as either manager or messenger in the technological learning process. There were computers before they themselves went online. So it began with computing things and processes. Learning can be given example to this as a process. Over the years, there have been a number of books and articles covering various aspects of computer assisted language learning (CALL) methodology, materials, and techniques. However, there have been only scattered attempts in the literature to characterize the knowledge and skills a language teacher or other educational adjunct, such as a technical support person for a language program, should have (Hubbard, 2006:3). As computers went online, they introduced a more connected and dynamic environment from which learning as a process has benefited in various ways and forms such as the web world. Students in online learning situations need to come to awareness that learning through the use of technology significantly affects the learning process itself. Furthermore, they need to realize that the online learning process occurs, for the most part, through the formation of a learning

170
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

community and is reactive in nature. Students may enter an online course expecting to be educated by a content expert, just as in a traditional classroom. When they discover that the most profound learning in an online course comes through interacting with other students, they may become confused and sometimes feel cheated by the process (Palloff, 2001:5-108). Technology in language teaching is not new.. Indeed, technology has been around in language teaching for decades. Technology becoming more mobile offers new ways for practising language and assessing activities by bringing the outside world into the classroom where learners will in turn become teachers themselves (Dudaney & Hockly, 2007:7-8). As far as language learning is concerned, thousands of web pages claim to teach English as a Second Language (ESL) through explicit language instruction by providing a forum for contact among individuals who can participate in various discussion forums, chat rooms, and e-mail. In keeping with the common wisdom suggesting that if you want to learn English, you should go live in a place where English is spoken. Many sites for communication among English learners through computer-mediated communication on the Internet offer opportunities for conversation with other English speakers (Chapelle, 2003:51). As a result, there is an increasing role and demand for online delivery in second language instruction and the number of online language courses has been increasing rapidly over the past few years. As a result, good learning programs lead the learner to demonstrate the skills and understanding they previously lacked. It is often thought that attending classes that seemed a waste of time. Thus before setting out on the challenging and expensive business of developing an e-learning program one must be sure that it will meet a genuine need and that it is the way to meet that need. At the other end when the learners complete the program it is required to assess how well they have learned (Lewis, 2003:49). Such awareness sets an essential view on both the course creator and coordinator. E-Learning Courseware at a Distance: Distant Education and the

Distance education, or distance learning, is a field of education that focuses on the pedagogy and technology and instructional systems design that aim to deliver education to students who are not physically "on site (Hebert, 2007). Distance technologies have opened up new potential in higher education, and the literature is full of enthusiastic predictions. For

171
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

example, networks offer scope for new ways to access and combine information using the limitless resources of the Web. Instead of receiving information or knowledge from the teacher, students can be encouraged to seek out information for themselves and to develop their understanding by rejecting on course concepts with their peers (Janet, 2006). Distance education applications in educational institutions have attracted a lot of interest and attention recently. Most distance learning classes today are delivered either through interactive video or over the internet but not all online distance learning classes are created equal. A good way for instructors to enter the online arena is by using technology to enhance an on-campus class. As they gain experience in teaching online, moving from an enhanced approach to one in which a class is wholly delivered online becomes easier. Classes that use technology and the Internet as an enhancement to what is happening in the face-to-face classroom generally employ materials on CD-ROM, an electronic textbook including associated learning activities, lecture material or an asynchronous discussion board located on a course site online, or chat or synchronous discussions online; they may even simply use e-mail (Palloff, 2001:5-108). The format and content development has always been in rapid progress. In addition to traditional hard copy materials that have been in use for a long time, most educational materials come with courseware (an educational material usually packaged, uploaded or installed for use with a computer) or they might make the whole set of the educational material with visual and auditory aids. Many courseware packages now include grade books as well, so that both instructors and students can monitor progress as the course occurs. Frequently, quiz results can be linked to the grade book so that they are automatically recorded. Many of the technological developments may be helpful in accommodating various student learning styles. An auditory learner, for example, may feel more comfortable listening to a brief audio clip explaining a concept than reading about it. A visual learner tends to do well in an environment that presents mainly text or uses video clips. A learner who is more kinesthetic may appreciate assignments requiring visits to other websites on the Internet and the incorporation of online research. All of these techniques also help to keep things interesting for students who feel the need for more activity in a learning situation (Palloff, 2001:5-108). It should be noted that a comprehensive courseware package will fill the interactivity gap in a course

172
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

whenever an instructor fails to create it. TeacherStudent Interaction and Current Directions in ELearning Tools and Technologies Researchers in the area of online learning have argued that whether the use of computers could maintain a reasonable level of interaction between teacher and students and among the students themselves often depends on how the teacher handles the learning process. Apparently, there could be a shift of information flow in the teaching and learning process of online courses and a change from the conventional teacher-centred approach to a learner-centred approach. According to this view, the changing role of the teacher from being a knowledge purveyor to a facilitator would have a significant impact on the capacity of an online course to maintain the teacherstudent interaction. However, there is also the counter-argument that the success of the course depends on learner participation. Thus, it may be unclear as to how much influence online instruction will have on teacher student interaction. A teacher of an online program simultaneously plays four roles, namely pedagogical, social, managerial and technological. Of these multiple roles of the teacher, the one most relevant to the issue of teacherstudent interaction in online learning is the social role. If the teacher can create a friendly learning environment, get the students involved in communication tasks, provide prompt feedback to the students, exhibit a positive attitude and personalize each individuals learning progress, there is a better chance of maintaining a good level of interaction. Whether teaching and learning processes are teacher centred or student-centred is mostly dependent on the teachers beliefs and perceptions of their roles in teaching and learning and has little to do with the technology involved. Hence, how the teacher takes on the social role in class is crucial. Nevertheless, the role of the student may be equally important for effective teacherstudent interactions during online learning. There are four possible combinations of roles of the teacher and the learner. The teacher controls both the learning process and the content sector in the teacher controls the content but the learner controls the learning process; the teacher controls the process but the learner controls the content; the learner controls both the process and content. Unless the learner has a sense of control in the learning activity effective teacherstudent interaction

173
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

is unlikely to occur. Very often, the extent to which the students respond to the teacher depends on the teachers input After all, language learning activities inevitably involve teacherstudent interactions as well as student student interactions. Especially in classes with students having a range of abilities, computer technology and appropriate teacherstudent interactions may complement each other. On the one hand, high proficiency learners have been found to feel more comfortable exploring the various options available with the technology. On the other hand, weaker learners are allowed to proceed gradually and steadily (Ng et al., 2006:1). As far as learners control over their own learning is concerned, online language learning functions as a successful autonomous learning practice tool through which metacognitive knowledge and skills are put to good use. Students are also provided with the need to develop such knowledge and skills in distance education as language learners. It is believed that when students feel free to practice their language learning process online, they can begin to make good decisions about their language learning and they can also make use of open source learning practices in virtual environments. Literature Review Regarding learners approach and evaluation of the computer aided language learning process; Liou (2000:1) discusses the assessment of learner strategies in the Computer Assisted Language Learning (CALL) context, and the pros and cons. It first reviews the empirical studies, including two of the authors recent projects, which have used the computer to record the interactive process where L2 learners demonstrate different on-line language learning behaviours as types of learner strategies. The available literature has covered the areas of grammar learning, writing, reading, and listening and viewing (video) comprehension. Types of strategies include cognitive and metacognitive strategies such as resourcing, monitoring, practising, or selfevaluation. As far as educational institutions are concerned, Dlaska (2003:1) proposes a content-orientated approach to teaching foreign languages in institution-wide language programmes. It posits that a separation of content and language in an entirely skills-based model of teaching non-specialist language learners is neither university-adequate nor in the interest of successful language learning. Simpson (2005:1) in his study argues the

174
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

learning that happens in the synchronous text chat forum of on online group of English Language learners and tutors. The study mainly concerns the learning of certain skills associated with electronic literacy, namely discourse management and technological skills involved in using synchronous text-based computer-mediated communication (SCMC). Focusing on the analysis of the concepts of collaboration and scaffolding in learning, attention is also paid to the analysis of SCMC text, employing the notion of the conversational floor as an appropriate analytical unit for this type of discourse. Regarding the issue whether online courses may discourage teacher student interaction, which is considered by teachers and researchers as an important element in language learning, a study was conducted with a total of 60 students from associate degrees who attended an online English course in Hong Kong and responded to a questionnaire asking them about their effort and interest in learning English, their anxiety about computer applications, their self-monitoring capability, their interactions with the teacher and their peers and their competence in English, Ng et al.(2006:1) found that those students who perceived themselves as more competent had more favourable perceptions of their interaction with the teacher than did those who were less competent. The study findings also imply that online language learning does not necessarily diminish interaction. Instead, the level of interaction may depend on the learners sense of competence in the target language. Fischer (2007:1) investigates the computer- based tracking in CALL and the uses to which the analysis of tracking data can be put to address questions in CALL in particular and second language acquisition (SLA) in general. Adopting both quantitative and qualitative methods, it has been found that students often use software in unexpected ways, a finding which has consequences for the notion of learner autonomy and underscores the need for learner training Rogerson-Revell (2007:4-60) draws attention to current developments in e-learning tools and technologies- currently the most widely used of which are are Blackboard and WebCT ; other easy-to-use and cheaper alternatives such as Manila (online; which is particularly useful for creating multi-user writing environments), Etudes (online; which is aimed specifically at distance learning) and the increasingly popular free, opensource CMS, Moodle (online). Blackboards Building Blocks facility, for example, enables the integration of extension software such as Wimbas

175
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

Voice Tools, which can add a voice element to Blackboards discussion board-with a view to extending distance language educators (teachers, materials developers, program leaders) awareness of the technical possibilities at their disposal for developing online distance learning resources. Outlining the evolution of web and computer-assisted language learning authoring and she then describes some current directions in elearning applications, such as hybridisation, modularity, standardisation and integration. Her study suggests the need to bridge the gap between pedagogic and technical expertise in creating online language learning resources, and argues that greater convergence and dissemination of ideas, resources and objectives between the fields of e-learning and distance language learning could be of equal benefit in promoting effective online learning resources. On the other hand, based on quantitative and qualitative data from their studies, Murday (2008:6) et al. emphasize a trend of increasing satisfaction with the online courses compared with offline (traditional) courses. Additionally, their data shed light on a valuable insight for a course format that is increasingly utilized in university-level language learning. On the use of web technologies for language learning, Hamatr (2008:1) argues the question of what kind of web technologies have been used for language learning in a systematic manner. For realising this, a framework for a course management system (CMS) oriented for language instruction to identify the technologies for the purpose of language learning and teaching in systematic manner institutes of higher learning was developed. The findings indicated that web technologies used for language learning fall into four broad categories: synchronous and asynchronous communications, language production technologies, language testing and web. In conclusion, based on the available data, a CMS designed for language learning should include technologies for communications, production, testing and access to online resources. Donavant (2009:1) argues that adult education is taking place as a result of advances in technology. This comprehensive, quasi-experimental study examining the efficacy of online education (OE) for professional development, conducted among American police officers, compares OE to traditional delivery methods, using quantitative methods and open ended questioning to determine whether the potential performance of adult learners in OE is related to various demographic factors, and evaluates the adult learners' perceptions of OE. Data analyses indicate no significant difference

176
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

between the effectiveness of the delivery methods but they do reveal a statistically significant relationship between potential online learning success and a formal educational level. The historical data indicated that police officers who participated in professional development courses delivered via OE and TI demonstrated a statistically significant improvement in learning, based on pre- and post-test scores. In the context of learner autonomy in language learning, Holmberg (2005:1-2) claims that while there are a number of theoretical descriptions of autonomous language learning, a single, universal theory has yet to emerge. The implications for a theory of autonomy are arguably even more complex in the case of distance language learning, where highly structured course materials and fixed assessment points would appear to run counter to notions of choice and responsibility. man et al. (2004:20) about the study that is students perceptions towards computers concluded that students give importance to the computers as a part of their life. In addition to this, the research results represent high percentages concentrated on that there are positive attitudes towards computers because of being a tool to organize life efficiently. As a result of their research and questionnaire, students have positive tendency the useful and easy reflections of computers. This means that there is a consciousness about effects and importance of computers but there are a few tendencies to apply the consciousness or willingness of new technological style because of not having particular education, encouragement and facilitative environment. Aydin (2007:19) points out that depending on the goals of language teaching, students are expected to be proficient in pronunciation, grammar, vocabulary, discourse and language skills in target language. However, he also adds that it is not possible to say that language learning environment always provides learners real and natural settings. For example, EFL learners in Turkey, except the ones at schools that apply intensive language classes, try to learn English in teacher-centred, examination-oriented and textbookbased environments in crowded classrooms. Consequently, decontextualized language knowledge that they acquire not only prevents learning and using language but also causes negative attitudes towards language learning. As a final point, Aydin concludes by saying that it is clear that one of the ways to overcome the difficulties in EFL learning is to teach them language in real and natural environments. In a study conducted by Dabaj (2009:124), the online education was

177
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

found to be mechanical and most preferred taking traditional face-to-face education for the majority of the students. According to this, students also had concerns regarding the reliability of the materials used on the net and the adequacy or competence of the teachers who deliver the instruction, and they also faced shortness of time and experienced difficulty in nonverbal communication. Finally, about the issue of learner success in online environments, Savery and Vonderwell (2004:40) found that learner success can be improved when students are able to use the tools afforded by the environment. In combination with critical thinking, Savery and Vonderwell (2004) again claim that these tools can assist the learner in filtering through the tremendous amount of information learners they will encounter when searching online resources to obtain useful knowledge. The Study The purpose of this study was to examine the efficiency of the use of an online program in teaching and learning English as a second language in terms of factors such as sex, faculty-major, level, the internet- based program use and frequency of use and language skills involved in the learning process in English Preparatory School. The online program was meant to run with the current language school program that is designed to provide students with English skills needed in general and academic context. The overall set of online course syllabus is organized around themes and the activities which are designed to cover different aspects of language structure and language use, including Grammar, Reading, Vocabulary, Listening and Writing, Speaking-Pronunciation including a multi-level, video-based, integrated skills program that includes more than 100 hours of instruction per level with three modules and related sub-units in parallel with the school program. In each module, there are different types of visual and auditory activities for basic language skills with detailed explanations and instructions on the tasks to be completed. The course also offers a wide range of unit-end tests and quizzes which were hosted on an online learning server platform. Both skills teachers and students with a username and password could access the course throughout the academic year and they could exploit online materials and work on the tasks. Students could obtain feedback on their work and attempt the same task as many times as they like. Their work could be monitored by their skills teachers at the other end. Using the file manager

178
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

and submission tool, the class teacher(s) and students were free to post and receive information regarding discussion topics or questions related to the course. Various communication tools were also available on the online teaching platform through which teachers could respond to the opinions and comments of their learners or share information with the class. For example, the Add Note tool enables teachers to send a note to their students. Incoming alerts provides a channel for two-way communication between teachers and students. The most obvious advantage of the online learning approach could be accounted for its flexibility by which students could choose to work at a time they prefer and at a pace they are comfortable with. Kadir Has University English Preparatory School used online courses which consisted of four level packs from Elementary to Intermediate levels of English classes online from Fall 2008 to Spring 2009. The same basic framework was used in all of the online language courses. English Preparatory school students all had to attend English classes because attendance is strictly emphasized in Preparatory School as English is going to be the heavily emphasized focal and reference point for their majors in the following year when they are going to study the core subjects in the associate degree program. The current syllabus typically requires students to follow a textbook. In order to enhance their proficiency in English as a second language, in addition to the face to face lessons conducted on campus, the institution initiated an online tool on which students were asked to do online courses that displayed parallelism with their on campus program. The main goal of introducing the online program was to enhance students proficiency in English and provide them with virtual homework material rather than bombard them with solid worksheets for academic purposes. Students were free to log onto the network and work on the online English course at home and in class as arranged and assigned by their class teachers. The online course was meant to be a supplementary part of the current syllabus for offline courses and it was also targeted to be used as frequent homework assignments. On regular basis, students were asked to bring their laptop computers and practice online courses in class. Thus they were also given control and freedom of self-study as autonomous learners. On average, a student as suggested would log on to the online course for about 4-6 hours a week plus about 30 hours of face-to-face contact with his or her teacher on campus. Course teachers acted as administrators who created online courses that are actually virtual classes for their students for specified periods so class teachers could agree to set a start and expiry date,

179
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

edit, open and hid courses according to the pacing of the current language teaching program or the related skill and they could also track and view the student progress data in a grade book format for each student. Once a course expired, a student could no longer access the related course. That function was meant to enforce students to perform related tasks on their due date. It is obvious that students feel more autonomous and they become more willing to take more responsibility for the learning process at the same time. They could also decide on the amount of time and effort they put in, as well as the extent of their participation and interaction with the class teacher. In this respect, they were responsible for, and in control of, their own progress on the course. Data Collection Technique and Sample Properties The students responded to a questionnaire consisted of 16 items. The items included respectively age, sex, and level, and faculty-major, online program use, frequency of its use and language skills. The questionnaire was created to suit the associate degree students in the present study. First two items were about students age and sex. Following questions were mainly about their faculty- majors, language levels and language study strategies and tools used in the Preparatory school. Finally, in last 10 items participants responded on a 5-point scale (1, never; 5, very often) as to the efficiency, frequency and possible benefits of the use of the online program regarding language skills. Higher scores reflected more favourable responses to the item. The sample for this study included 418 students from different majors at four levels (A-B-C-D-E) in the English Preparatory School of a private university in Istanbul, Turkey. All participants were 19,5 years of age on average, 58 % of whom were male and 42 % were female. 68 % of students were social science majors; 32 % were science majors. Statistical Analysis After the questionnaire data were collected, they were recoded and analysed using the Statistical Package for the Social Sciences (SPSS), version 16. In a preliminary analysis, we first examined the frequency of the use of the online program in language skills and related benefits of its use. We then studied students views about the online program according to the

180
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

differences between sex, language level, faculty, online program use and their getting technical assistance. For this purpose, regarding language skills, the difference between two groups was tested using Hotelling T2 test; the difference for more than two groups was tested using MANOVA. In addition to this, for one variable, the difference for more than two groups was tested using ANOVA. Correlations The relationship between the frequency of the use of the online program in language skills such as Grammar, Reading, Writing, Listening and Speaking and the extent how beneficial it was for the language skills taught in the program of the English Preparatory School was studied using Spearman Rank Correlation Coefficient and a significant relationship was found among them. Grammar as a skill having the highest correlation coefficient (0,634) is consecutively followed by other language skills with related coefficients as Listening (0,596), Reading (0,558), Writing (0,466) and Speaking (0,423). Accordingly, it was found that use of online program had a positive contribution to the improvement of currently studied language skills as it provided a self-autonomous and easy-to-use medium. ANOVA and MANOVA Results Regarding the students who responded the questionnaire, their views about the online program were studied according to the differences between sex, language level, faculty-major, online program use, the frequency of use of the online program and getting technical assistance. MANOVA was used to see whether the online program displays a significance difference between groups for language skills such as Grammar, Reading, Writing, Listening and Speaking that are taught in the Preparatory School program. MANOVA is a method which was developed to test the hypotheses based on multivariate normal distributions in two or more than two independent or dependent groups. (Hair; Anderson; Tatham; Black; 1998:336-350; Tatldil, 1992:110-114). While Hotelling T2 test is used in comparisons between two dependent or independent multivariate groups, the analysis is done with MANOVA in cases where the number of groups is more than two (zdamar, 1999:137-142).

181
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

Regarding the study whether the online program was useful for language skills as Grammar, Reading, Writing, Listening and Speaking, no significant difference was found between male and female participants (Sig.: 0,408). On the other hand, a significant difference was found for different language levels (sig.: 0,016). According to Post Hoc tests applied, on a significance level of 5 %, the difference in Grammar for C and E levels only was found significant whereas for Reading, Writing, Listening and Speaking skills, no difference between levels was found. In studying whether the online program was useful for the related language skills, Hotelling T2 test was used to find out whether there is a significant difference between getting technical assistance and online programs being useful for related language skills. Accordingly, it was concluded that the difference between groups was significant (sig.: 0,009).On the other hand, no significant difference found between the groups of science and social science students (sig.:0,309). Studying the online program in terms of frequency of its use in Grammar, Reading, Writing, Listening and Speaking skills, a significant difference was found among language levels (Sig: 0,004). As a result of Post Hoc test done for double comparison, it was found that there was a difference between E and C and E and D language levels for Grammar; there was no difference between levels for Reading. For Listening, there was a difference between E and D levels where no difference was found between levels for Speaking. In addition to this, in terms of the frequency of use of the online program, a significant difference was found between those getting technical assistance and those not (Sig.:0,001). ANOVA test was used to find out whether there was a difference between levels in terms of the frequency of use of the online program in Grammar skill. As a result, the difference was found significant at 0,006 and that difference was reported to result from the difference between E and C and E and D according to Post Hoc tests. It was found that there was no difference between levels in Reading and Writing whereas there was difference in Listening (sig.:0,005). In peer comparisons, a significant difference was found between E and D. ANOVA was used to test and find out whether there is a difference between language levels regarding the frequency of use of the online program, As a result, no significant difference was found between levels according to 5% level of significance (Sig: 0,062).

182
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

Discussion With the communication tools available on the online platform, the course offers learners a choice of learning styles and how they wish to interact with the teacher. However, whether students are satisfied with the interactions they experience on the course depends on their perception of their own language competence. The results show that those students who felt good about their English language learning capability tended to have more favourable perceptions of their interactions during their participation in the online English course. Concerning language skills, the study shows that higher levels (A and B) smoothly did the required skills and didnt report any differences of any significance. However, lower levels (D and E) were quite aware of the skills that they need to practice and consequently they exploited productive skills such as Grammar and Speaking more on the online program. Students did not differ in the time and effort invested in the learning process, in the extent to which they liked the course, in their anxiety about using the online teaching platform and in their getting technical assistance but still , they had differential perceptions of the degree of interaction with their teacher in the learning process. The fact that language competence is the only factor significantly associated with interaction in the present study seems to suggest a need to consider a threshold level of language proficiency for the use of online English courses. Only those students who have been striving to attain a certain level of second language competence apparently reported to enjoy online language learning. In our study, according to the findings, regarding levels and language skills (Grammar, Reading, Writing, Listening and Speaking) C and E levels benefited from especially Grammar more. This supports the fact that the online program with immense number of exercises allowed students to redo the exercises and provided them with comprehensive feedback which in a classroom situation would have been more time consuming for a teacher. In addition to Grammar, for lower levels as D and E, Listening as a skill was found more useful. This can be based on the fact that as a skill Listening requires more interactivity. In that sense, the online program with interactive auditory content provided a rich multimedia environment for this. It should be kept in mind that if online learning is more suitable for learners with higher proficiency, learners who are less proficient or less confident may not enjoy consuming all the skills on an online course or using the online mode. They would rather ask for more academic online practices based on doing

183
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

online search or research for their oral and written assignments throughout the academic year as again their level of proficiency will easily enable them to perform those mentioned assignments. Moreover, it is also possible that if students are more competent in the language, their online interactions using the language content more efficiently will be more sophisticated and they will consequently be more satisfied with them. Another implication is related to course delivery technical support. It is obvious that students who get enough technical support and counselling are more likely to achieve and perform better than those who dont as they will feel more confident in tackling with various problems. To identify the threshold level for online learning, a further research should be conducted on the actual proficiency of the students. It is important to find out whether the students perceptions match their proficiency. By doing so, the findings may guide our judgement as to which a specific group may benefit most from online learning. It will also be useful to evaluate the effectiveness of the blended delivery mode and to provide us with information for use in setting out guidelines to determine the ratio between the two modes. In conclusion, there is no clear definition for the extent to which computers are more trouble than benefit to learners. Nevertheless, despite all the apparent advantages and limitations of online learning, there is also evidence showing an important and effective role of technological aids as long as currently running syllabi can be customized in accordance with the online content. REFERENCES Aydn, S. (2007), Attitudes of Learners towards the Internet, The Turkish Online Journal of Educational Technology (TOJET), 6( 3), p.19. Bach, S.(2006), Online Learning and Teaching in Higher Education. Buckingham, GBR: Open University Press. Chapelle, C. A. (2003), English Language Learning and Technology. Lectures on Applied Linguistics in the Age of information and Communication Technology. Philadelphia, PA, USA: John Benjamins Publishing Company. Dabaj, F. (2009), The Role Of Gender And Age On Students Perceptions Towards Online: Education Case Study: Sakarya University, Vocational High School. The Turkish Online Journal of Educational

184
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

Technology (TOJET), 8(2), p.124. Dlaska, A. ( 2003), Language Learning in the University: Creating Content and Community in non-specialist Programmes, Teaching in Higher Education, 8(1),p.1. Donavant, B. W. (2009),The New Modern Practice of Adult Education, Online Instruction in a Continuing Professional Education Setting, Adult Education Quarterly, 59 (3), p.1. Dudaney, G. & Hockly, N.(2008), How to Teach English with Technology Edinburgh Gate, Pearson Education Limited. Fischer, R.(2007), How do we Know what Students are Actually Doing? Monitoring Students Behavior in CALL Computer Assisted Language Learning, Vol. 20, No. 5, December 2007, p. 409 442. Hamatr, A. (2008),Web Technologies for Language Learning and Implications for the Design of CMS for Language Instruction Proceedings of World Academy of Science, Engineering and Technology, V.1, p.1. Hebert, D. G. (2007). Five Challenges and Solutions in Online Music Teacher Education, Research and Issues in Music Education, Vol.5 http://www.stthomas.edu/rimeonline/vol5/hebert.htm (Last Access 29.07.09). Holmberg, B. (2005), Distance Education and Languages: Evolution and Change .Clevedon, GBR: Multilingual Matters Limited. Hubbard, P. (2006), Teacher Education in CALL, Amsterdam, NLD: John Benjamins Publishing Company. man, A., alar, M., Dabaj, F., Altnay, Z., Altnay, F. (2004), Attitudes of Students toward Computers, The Turkish Online Journal of Educational Technology ( TOJET ), 3 (1), p.20. Lewis, R. (2003), How to Plan and Manage an E-Learning Programme. Abingdon, Oxon, GBR: Gower Publishing Limited. Liou, H. C.(2000), Assessing Learner Strategies Using Computers: New Insights and Limitations, Computer Assisted Language Learning, Vol. 13(1), 1. MacDonald, J.(2006). Blended Learning and Online Tutoring : A Good Practice Guide. Abingdon, Oxon, , GBR: Ashgate Publishing, Limited. McConnell, D. (2006), E-Learning Groups and Communities. Berkshire, GBR: McGraw-Hill Education. Maeroff, G. I. (2004), Classroom of One : How Online Learning is Changing our Schools and Colleges. Gordonsville, VA, USA: Palgrave

185
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (165-185)

Macmillan. Marriott, V. R. de C.& Torres L. P. L.(2005), The Language Learning Lab: A Methodological Proposal for a Hybrid Course in a Virtual Environment Chapter VII LAPLI in Zaphiris, Panayiotis (Editor). UserCentered Computer Aided Language Learning Hershey, PA, USA: IGI Global, p.133. Murday, K., Ushida, E., Chenoweth, N. A.(2008), Learners and Teachers Perspectives on Language Online Computer Assisted Language Learning Vol. 21,( 2), 6, p. 125142 Ng, C., Yeung. S. A.,Yuk Hung Hon, R. (2006), Does Online Language Learning Diminish Interaction between Student and Teacher?, Educational Media International, Vol. 43(3) , 1. p. 219232 zdamar, K. (1999), Paket Programlar le statistiksel Veri Analizi, 2. Bask, Kaan Kitabevi. Palloff, R. M. (2001), Lessons from the Cyberspace Classroom:The Realities of Online Teaching.Somerset, NJ, USA: JosseyBass, Incorporated Publishers. Rogerson-Revell, P. (2007), Directions in E-learning Tools and Technologies and their Relevance to Online Distance Language Education, Open Learning 22(1), p.4-60. Simpson, J. (2005), Learning Electronic Literacy Skills in an Online Language Learning Community, Computer Assisted Language Learning, 18(4), 1.p.327-345 Sorenson, E. K.(Editor) (2006), Enhancing Learning Through Technology, Hershey, PA, USA:IGI Global. Tatldil, H. (1992), Uygulamal ok Deikenli statistiksel Analiz, Ankara. Vonderwell, S. & Savery, J. (2004), Online Learning: Student Role And Readiness, The Turkish Online Journal Of Educational Technology (TOJET),3(3), p.40.

186
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

NVERSTE GENLNN MUHAFAZAKAR TUTUMLAR AISINDAN NCELENMES ahamet BLBL1 Melek SNAN2 ZET Bu almada, niversite rencilerinin son yllarda ska sz edilen bir kavram olan muhafazakarln; toplum, gelenek, din, aile, otorite, devlet, millet gibi temel deerlerine ilikin tutumlar incelenmitir. Genel anket sonularnn deerlendirilmesinin yan sra muhafazakarln siyasal bir akm olmasndan hareketle niversitelilerin konu hakkndaki tutumlarnn baz demografik ve sosyo ekonomik olgular ile ilikili olup olmad irdelenmi, muhafaza edilmek istenen deerler asndan farkl gruplarn belirlenmesi amalanmtr. Aratrmann niversiteliler nezdinde gerekletirilmesinin nedeni, ekonomik ve sosyal evrede aktif rol almas beklenen bu kitlenin hangi deerleri muhafaza etmek istediimize bir baka deyile hangi deerler ile modernletiimize k tutacak olmasdr. Anahtar Kelimeler: Muhafazakarlk, siyasi ve sosyal kimlik, niversite rencileri THE INVESTIGATION OF THE CONSERVATIVE ATTITUDES OF UNIVERSITY STUDENTS ABSTRACT In this study, attitudes of university students towards basic values of conservatism a frequently mentioned concept recently such as society,
1 2

Prof. Dr. Marmara niversitesi, BF, Ekonometri Blm. Estima Aratrma ve Danmanlk A..

187
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

tradition, religion, family, authority, state, nation, etc. have been analyzed. In addition to the evaluation of general survey results, based on the fact that conservatism is a political movement, the relation between attitudes of university students towards the subject and some certain demographical and socio-economical phenomena has been scrutinized. The purpose was to determine the different groups in terms of the values sought to be protected. The reason why the study was carried out with university students is that this group of people, which is expected to take active role in the social and economical circles, can demonstrate which values we want to protect, or in other words, which values we are modernizing with. Keywords: Conservatism, political and social identity, university students 1. GR Dnyada 18. ve 19. yzylda meydana gelen Fransz htilali, Sanayi Devrimi ve Aydnlanma Hareketi olmak zere tarihsel olgunun etkisiyle oluan hzl geliimler yeni dnce sistemlerinin olumasn tetiklemi, muhafazakar dnce yaps da bu deiimler karsnda istikrar ve gelenei ycelten bir siyasal-dnsel akm olarak ortaya kmtr.3 Modernleme srekli deiim gsterdiinden ona kar tepkiyi ifade eden muhafazakarlk da deimitir. Her toplumun modernleme sreci ayn zaman ve lde olmadndan deiime verdikleri tepki de ayn olmamakta, toplumlar aras kltrel farkllklarn da etkisi ile muhafaza edilmek istenen deerler farkllamaktadr. Ancak muhafazakarlar; insana bak alar, kurumlara duyduklar sayg, snrl deiim ve siyasetten yana olularyla dnyann her yerinde ortak bir paydada buluurlar.4 Bu ortak deerler arasnda toplum, gelenek, din, aile, otorite belirginlik gsterir. Dnyadaki geliimine paralel olarak Trkiyede de 1980 sonrasnda muhafazakarlk n plana kmtr. Bu srete kresellemenin youn olarak etkisi altnda kalnmasnn yan sra muhafazakarlk siyasi ve toplumsal hayatta ska seslendirilmi, kimliini muhafazakar olarak tanmlayan siyasi
3 Dou Ergil, deoloji: Milliyetilik, Muhafazakarlk, Halklk, S Yaynlar, Ankara 1986, s. 112. 4 Fatime Yalnkl, Modernizim ve Muhafazakarlk Dnce Akmlarnn Sosyolojik Analizi, Sosyoloji Yksek Lisans Tezi, Frat niversitesi SBE, 2007, s. 114.

188
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

partiler iktidara gelmitir. Bu durum toplum tarafndan da muhafazakar dncenin karlk bulduunu gstermektedir.5 Kreselleme ve modernlemeye bal olarak toplumun hemen her dzeyinde meydana gelen deimelerin artk dnya dzeyinde geerli olduu grlmektedir. Bu dalga kapitalist piyasa ve iletiim teknolojilerinin gndelik yaamn temel belirleyicileri haline geldikleri kresel bir kltrn olumasna yol amaktadr. Bu kltrn insanln ortak deeri olup olmad sorunu modernite tartmalarnda da geerliliini srdrmektedir. 1990l yllarn sonlarna gelindiinde kreselleme tartmas yerini zellikle kltrel dzeyde alternatif modernite, global moderniteler, bat d modernite gibi kavramsallamalar temelinde bir modernite tartmasna brakmtr. Modernleme ve endstrilemeye sonradan dahil olan toplumlardaki temel sorunlardan birisi kltrel deerlerin yeni yaam pratikleriyle nasl ilikilendirileceidir.6 Bu sorun Trkiyede de ska gndeme gelen tartma konularndan biridir. Trkiyede her adan modernleme adna ilerleme kaydedildii aktr. Ancak modernizme ait deerlerin kklerinin Bat toplumlarnda olduu dnldnde bu toplumlarda grlen sreklilik Trkiye iin ayn ekilde geerli deildir. Modern toplum olmann getirdii yenilikler toplumsal yaamda gemie ait gelenekler ile ztlklar oluturabilmektedir. Bu noktada, hangi deerlerle modernletiimizin ya da dier bir ifade ile hangi deerleri muhafaza etmek istediimizin incelenmesi nem kazanmaktadr. Bu almada, niversite rencilerinin muhafazakarln toplum, gelenek, din, aile, otorite, devlet, millet gibi temel deerlerine ilikin tutumlar incelenmektedir. rencilerin muhafazakarlk boyutlarn, kimlerin neyi muhafaza etmeye altn inceleyerek, muhafazakar tutumlar asndan farkl gruplarn belirlenmesi amalanmaktadr. Trkiyede muhafazakarln bata islami ve milliyeti akmlar olmak zere bir ok akmn etkisiyle kendini gstermesi, kimi zaman da pratikte liberalizmle kesimesi muhafazakarln karma bir kimlik olduunu gstermektedir. Dolaysyla Trk toplumunun konu hakkndaki grlerinin heterojen olduu, bireylerin kendilerine gre muhafaza etmeye deer bulduu kavramlarn farkllat sylenebilir.
Ramazan Akkr, Trkiyede Din ve Muhafazakarlk, Felsefe ve Din Bilimleri Yksek Lisans Tezi, ukurova niversitesi SBE, 2006, s. 1. 6 Grsoy Aka ve Himmet Glr, Osmanl-Trk Dncesindeki Dou-Bat mgelerini Kreselleme Tartmalar Balamnda Yeniden Dnmek, Trkiyat Aratrmalar Dergisi, Say 16, Konya 2004, s. 260.
5

189
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

2. YNTEM 2.1. Aratrmann rneklem Plan ve Veri Toplama Teknii Aratrmann hedef kitlesi olan Trkiyede renim gren niversite rencilerini temsil edebilecek bir rneklem seimi baz zorluklar da beraberinde getirmektedir. niversite rencilerinin muhafazakarlk eilimleri zerinde etkisi olduu varsaylan sosyal evre, blgesellik gibi unsurlara ait n bilgi bulunmadndan sz konusu zelliklere gre snflandrma yaparak rneklem oluturmak mmkn olamamaktadr. Bunun yan sra zaman, maliyet gibi faktrler de sz konusudur. Bu nedenlerle aratrmann veri toplama sreci, sadece niversite rencilerinin aratrma projelerine katlm amacyla ye olabildikleri bir online panel zerinden internet tabanl aratrma (online survey) yntemi ile gerekletirilmitir. Aratrmann anaktlesini panel yeleri oluturmaktadr. 2008-2009 eitim ve retim yl itibariyle Trkiyede 36s vakf niversitesi olmak zere toplam 130 niversite bulunmaktadr. Sz konusu niversitelerde renim grmekte olan toplam renci says 2 milyon 497 bindir. Aratrmann gerekletirildii tarihlerde panelde 32si vakf, 89 kamu olmak zere toplam 121 farkl niversiteden, 45 farkl faklteden ve 471 farkl blmden kaytl 9120 niversite rencisi bulunmaktadr. Panele ye rencilerin 847si vakf, 8273 kamu niversitelerinde okumakta olup 5289u erkek, 3831i kz rencidir. yelerin ya ortalamas 21,77dir. Ayrca rencilerin 61i hazrlk, 2505i 1. snf, 2856s 2. snf, 1777si 3. snf, 1734 4. snf, 143 yksek lisans ve 44 doktora rencisidir. Aratrma verileri anket teknii ile elde edilmitir. Web zerinden uygulanan anket tm yelere e-mail yolu ile ulatrlmtr. Aratrmada kolayda rnekleme tekniinden yararlanlmtr. Tesadfi olmayan rnekleme yntemleri kullanldnda rnekleme hatas hesaplanamamaktadr. Ancak gerekli rneklem hacmi konusunda fikir vermesi asndan tesadfi rnekleme tekniklerinde kullanlan ynteme bakldnda, 9120 yeli panel iin 0,05 anlamllk dzeyinde rneklem

Aratrmann gerekletirildii tarihte 2008-2009 retim ylna ait istatistikler yaynlanmam olduundan SYM tarafndan yaynlanan 2007-2008 retim Yl Yksekretim statistikleri Kitabndan yararlanlmtr. (http://www.osym.gov.tr) 20072008 retim ylnda 1411485i erkek (%56,5) olmak zere toplam 2497473 kii renim grmektedir.

190
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

hacmi 370 olmaktadr.7 Veri toplama sreci sonunda tamamlanmayan anketler analiz dnda braklm, deerlendirmeye alnmamtr. Analize dahil edilen niversite rencisi says 420 olup, bu aratrma anaktlesinin yaklak %5idir. Aratrmaya 56 kamu, 24 vakf olmak zere toplam 80 niversiteden, 44 farkl faklteden ve 137 farkl blmden renci katlm gstermitir. Tasarlanan ilk anket internet ortamnda 50 niversite rencisine uygulanarak pilot alma gerekletirilmi ve elde edilen bilgiler dorultusunda anket son halini almtr. Verilerin analizinde SPSS paket programndan yararlanlmtr. 2.2. rneklem Karakteristikleri Ankete katlan 420 rencinin 194 kz, 226s erkektir. Yalar 17 ile 31 arasnda deimekte olup, ya ortalamas 21,7dir. 361i kamu, 59u vakf niversitelerinde renim grmekte olup 18i hazrlk, 114 1. snf, 123 2. snf, 79u 3. snf, 69u 4. snf, 10u yksek lisans ve 7si doktora rencisidir. 3. BULGULAR Bu blmde bulgular ve bulgulara ilikin yorumlar sunulmaktadr. rencilerin grleri zerinde etkili olaca dncesi ile en uzun sre yaadklar blge, hane gelirleri, siyasi grleri, oy verme eilimleri de sorulmutur. Ancak sorularn fazla olmas nedeniyle veriler burada sunulamamaktadr. niversite rencilerinin yeniliklere kar tutumlar Tablo 1.den incelendiinde; byk bir ounluunun yenilikleri ve yeni fikirleri olduka cazip bulduklar, biraz bilgi edindikten sonra benimsedikleri grlmektedir (%86). niversitelilerin toplumun okuyan, aratran ve gelimeleri takip eden kesimini temsil ettii dnldnde yenilikler karsnda akla dayal davran biimini tercih etmeleri beklenen bir sonutur. Ayrca %4,8lik bir kesim de yeniliklere kar olduka hogrl bir tavr sergilemekte, yenilikleri hemen benimsediklerini belirtmektedir. Yenilikler ve yeni fikirler karsnda ekingen davrandn ve herkes tarafndan ilgi gryorsa benimsediini belirtenlerin oran %3,3, her ne olursa olsun alkanlklarn
7

Hlya ng, rnekleme Kuram, 3. Bask, Bizim Bro Basmevi, Ankara 2009, s. 70.

191
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

deitirmemeyi tercih edenlerin oran ise %6dr. Dolaysyla %9,3lk kesimin yenilikler karsnda muhafazakar bir tavr sergiledikleri grlmektedir. Bu grubun hem iinde bulunduklar sosyal topluluun yelerine benzeme abasnda olmas, yenilikleri evresindekilerin benimsedii lde benimsemesi hem de yeni fikirlere uzak durmas ve alkanlklarn srdrme ynnde eilim gstermesi asndan klasik muhafazakarla olduka yakn durduklar yorumu yaplabilir. niversitelilerin yeniliklere kar tutumlar ile oy vermeyi dndkleri siyasi parti arasnda anlaml bir iliki olduu tespit edilmektedir (Pearson 2 =15,984; p=0,000). Yenilikleri cazip bulma asndan CHP taraftarlar (%93,5), yenilikler konusunda ekimser tutum sergileme asndan ise MHP taraftarlar (%27,3) belirgindir. Tablo 1. niversitelilerin Yeniliklere Kar Tutumu
Frekans Yenilikleri, yeni fikirleri ok cazip bulurum, hemen benimserim Yenilikleri, yeni fikirleri olduka cazip bulurum, biraz bilgi edindikten sonra benimserim Yenilikler, yeni fikirler karsnda ekingen davranrm, herkes tarafndan ilgi gryorsa benimserim Yenilikler, yeni fikirler karsnda kuku duyarm, alkanlklarm deitirmemeyi tercih ederim Toplam 20 361 14 25 420 % 4,8 86 3,3 6 100

Tablo 2.de grld gibi toplumsal dzenin deimesi gerektiini dnen rencilerinin oran %91,4tr. Toplumsal deiimden yana olanlarn byk bir ounluu deiimin hznn yava olmas ynnde fikir belirtmektedir. Yaklak olarak her 5 renciden biri ise deiim konusunda daha devrimci nitelendirilebilecek bir tavr sergilemektedir. Deiimden yana olan byk bir ounluun yan sra %8,6snn toplum dzeninde hibir deiiklik istemedii bir baka ifade ile kurulu dzenden yana olduklar grlmektedir. Bu kesimin statkocu veya muhafazakar eilim ierisinde olduu sylenebilir.

192
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Tablo 2. niversitelilerin Toplumsal Dzen Hakkndaki Grleri


Frekans Toplumsal yaam reformist anlayla yeniden ekillendirilmeli 95 Toplumsal yaam yaplacak reformlarla yava yava deitirilmeli 289 Toplumsal yaam her trl deiim giriimine kar korunmal 36 Toplam 420 % 22,6 68,8 8,6 100

niversitelilerin
2

dini

eilim
2

(Pearson

2 =17,12; p=0,000),

muhafazakar kimlik (Pearson =8,721; p=0,013) ve parti taraftarlklarna (Pearson =30,298; p=0,000) gre toplumsal dzen hakkndaki grleri farkllamaktadr. Ancak bu farkllk muhafazakarlkta dierleri kadar net deildir. Toplumsal yaamn reformist anlayla yeniden ekillendirilmesi gerektiini dnenlerin %74,7si, reformlarla yava yava deitirilmesi gerektiini dnenlerin %52,2si dindar olmadn belirtirken, toplumsal yaamn her trl deiim giriimine kar korunmas gerektiine inananlarn ise %55,6s kendini dindar olarak tanmlamtr. Toplumsal dzenin deimesi gerektiini dnenler arasnda CHPye oy vereceini belirtenler (%84,1), her trl deiime kar korunmas gerektiini dnenler arasnda AKPye oy vereceini belirten (%50) niversiteliler n plana kmaktadr. Muhafazakarlarn %16,7si toplumsal yaamn deiim giriimlerine kar korunmas gerektiini savunurken, muhafazakar olmayanlarn %24,1i toplumsal yaamda reformist bir anlayla deiim beklentisindedir. Bu bulgular niversite rencilerinin ounluunun yeniliki olduunu gstermektedir. Siyasal kimlik tanmlamasnda Atatrklk (%60,2) ve laiklik (%53,3) unsurlarnn ilk iki sray ald gz nnde bulundurulduunda niversite genliinin Cumhuriyet ile balayan modernlemenin getirdii yeniliklerden memnun olduklar yorumu yaplabilmektedir. Modernlemenin getirdii hzl deiimlerden doan ortak kltr anlay ile geleneksel deerler arasnda nasl bir iliki kurduklarn irdelemek zere rencilere Size gre, modernleme hangi deerler ile gereklemelidir? sorusu sorulmutur. niversite rencilerinin ounluu modernleme srecinde Bat toplumlarnn bilim ve teknolojisinin alnmas ancak gelenek ve kltrel deerlerin muhafaza edilmesi gerektii grn benimsemektedir (%88,6). Bat kart olarak adlandrabileceimiz modernlemenin tamamen gelenekler ve kltrel deerler ile gereklemesi gerektiini savunanlarn

193
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

oran ise %10,2dir. Bununla birlikte %1,2 gibi bir oranla aznl tekil eden Bat taraftar olarak adlandrlabilecek bir grup da tamamen Batl deerleri savunmaktadr. niversitelilerin ounluu yeniliki olmakla birlikte gelenek ve kltrel deerlere bal bir tavr benimsemektedir. Tanl Bora tarafndan muhafazakar modernleme olarak adlandrlan; toplum teknolojik olarak modernleirken kltrel deerlerin kaybolmasna kar olan bu grn niversite rencileri arasnda hakim olduu tespit edilmektedir.8 Bu adan deerlendirildiinde niversite rencilerinin byk bir ksm kltrel muhafazakar olarak nitelendirilebilir.9 Tablo 3. niversitelilerin Trkiyenin Modernlemesine likin Grleri
Frekans % Bat toplumlarnn bilim ve teknolojisi alnmaldr, ancak geleneklerimiz ve kltrel deerlerimiz korunmaldr Tamamen geleneklerimiz ve kltrel deerlerimiz ile gereklemelidir Tamamen Bat teknolojisi ve kltr dorultusunda gereklemelidir Toplam

372 43 5 420

88,6 10,2 1,2 100

Bat, aratrmaya katlanlarn nemli bir ksm tarafndan sadece teknolojisi alnmas gereken bir unsur olarak deerlendirilmektedir. rencilerinin Bat toplumlarna bakn daha ayrntl incelemek amacyla katlmclara Bat toplumlarnn milli-manevi deerler zerindeki etkisi (Geleneklerimizin ve deerlerimizin bir sreden beri bozulduu ve kaybolduu ileri srlmektedir, siz bu gre katlyor musunuz?), Trkiyenin Avrupa Birliine yeliini destekleyip desteklemedikleri ve nedenleri sorulmutur. niversitelilerin %69u Trk gelenek ve deerlerinin bozulduu ve kaybolduu grne katldn ve durumun Batl deerlerin etkisiyle gerekletiini belirtmektedir (Tablo 4.). Dolaysyla yaklak olarak her 10 kiiden 7sinin Baty milli ve manevi deerler nnde bir tehdit olarak alglad sylenebilir. %31i ise toplumsal deerlerdeki deiimi olumsuz
8 Tanl Bora, Trk Sann Hali: Milliyetilik, Muhafazakarlk, slamclk, 1.Bask, Birikim Yaynlar, stanbul 1998, s.71. 9 smail Safi, Trkiyede Muhafazakar Siyaset ve Yeni Araylar, 2. Bask, Lotus Yaynevi, Anlara 2007, s.135.

194
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

deerlendirmemekte ve bunu zamann getirdii doal bir sre olarak alglamaktadr. niversitelilerin renim grmekte olduklar niversite tr 2 2 (Pearson =8,184; p=0,004), dini eilim (Pearson =35,779; p=0,000), muhafazakar kimlik (Pearson
2

2 =16,645; p=0,000) ve parti taraftarlna

(Pearson =32,304; p=0,000) gre gelenek ve deerlerin deiimine ilikin grleri farkllamaktadr. Tablo 4. niversitelilerin Trk Gelenek ve Deerlerinin Deiimine likin Grleri
niversite Tr Dini Eilim Dindar deilim Genel Dindarm Siyasi Kimlik Muhafazakarm Muhafazakar deilim Oy Verilecek Siyasi Parti*

Kamu

Vakf

Evet, katlyorum. Bat toplumlarnn etkisiyle gelenek ve deerlerimiz kaybolmaktadr

68,6 71,2 52,5 56,7 84,1 64,4 88,9 86,1 53,3 81,8 % % % % % % % % % %

Hayr, katlmyorum. Deiimin doal bir 31,4 28,8 47,5 43,3 15,9 35,6 11,1 13,9 46,7 18,2 sonucu olarak eski % % % % % % % % % % geleneklerin yerini yenileri almaktadr Baz 420 361 59 238 182 348 72 79 184 44 Toplam 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100%

Gelenek ve deerlerin Bat toplumlarnn etkisiyle bozulduunu ve kaybolduunu dnenler arasnda kamu niversitesinde renim grenler,
*

Oy verilecek siyasi parti kapsamnda AKP, CHP ve MHP ele alnm, dier partilere bazlarnn (dier partilere oy vereceini belirten renci saysnn) dkl nedeniyle tablolarda yer verilmemitir.

MHP

AKP

CHP

195
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

dindar olduunu belirtenler ve siyasi grn tanmlarken muhafazakar bir kimlik kullananlar dier zellikteki katlmclara kyasla belirginlemektedir. AKP ve MHPye oy vereceini beyan edenlerin (srasyla %86,1 ve %81,8) ounluunun Bat toplumlarnn etkisiyle gelenek ve deerlerimizin bozulduu grn destekledikleri grlmektedir. CHPye oy vereceklerde ise bu oran daha dk olup, %50 civarndadr. niversitelilerin Trkiyenin AB yeliini destekleme asndan eit oranda gr belirtmeleri dikkat ekmektedir (Tablo 5.). Trkiyenin Avrupa 2 Birliine yeliine ilikin grleri cinsiyet (Pearson =11,074; p=0,001) ve parti taraftarlna (Pearson =17,782; p=0,000) gre farkllamaktadr. Erkeklerin %57,5i Trkiyenin Avrupa Birliine yeliini desteklerken, kadnlarn %58,8inin yelii desteklemedii tespit edilmektedir. Trkiyenin Avrupa Birliine yeliini destekleyen niversiteliler arasnda AKPye oy vereceini belirtenler, yelii desteklemeyenler arasnda ise MHPye oy vereceini beyan edenler belirginlemektedir.
2

Tablo 5. niversitelilerin Trkiyenin ABye yelii Hakkndaki Grleri


Genel Evet, destekliyorum Hayr, desteklemiyorum Baz Toplam 50,0% 50,0% 420 100% Cinsiyet Kadn Erkek 41,2% 57,5% 58,8% 42,5% 194 226 100% 100% Oy Verilecek Siyasi Parti AKP CHP MHP 68,4% 49,5% 29,5% 31,6% 50,5% 70,5% 79 184 44 100% 100% 100%

niversitelilerin ABye yelii destekleyip desteklememe ynndeki kararlar zerinde en nemli etken incelendiinde; Trkiyenin ABye yeliinin desteklemesinde modernleme (%37,1) ve ekonomik adan beklenen fayda (%35,7), desteklememesinde ise milli deerlere verilen nem, ABnin devleti ve milli karlar tehdit eden bir unsur olarak deerlendirilmesi (%77,6) dier tm etkenlere kyasla n plana kmaktadr. Dolaysyla AB, milli deerler nnde bir tehdit olarak algland srece bu kesimin yelii desteklememe ynndeki fikirlerinin deimeyecei yorumu yaplabilir. Trkiyede muhafazakarlk ska sz edilen bir kimlik olmakla birlikte

196
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

farkl kitleler tarafndan farkl kavramlarla zdeletirilmekte ve farkl anlamlar yklenmektedir. Bu kapsamda niversitelilerin muhafazakarl nasl tanmladklar sorgulanm ancak baskn bir muhafazakarlk algs olmad tespit edilmitir. Bu noktadan hareketle de kimlerin muhafazakarl nasl tanmladklar incelenmitir. niversitelilerin dini 2 2 eilim (Pearson =43,268; p=0,000), muhafazakar kimlik (Pearson =43,917; p=0,000), blgesel kltr (Pearson =32,983; p=0,034) ve parti
2

taraftarlna (Pearson =116,541; p=0,000) gre muhafazakarlk kavramn alglama veya tanmlama ekilleri farkllamaktadr. Tablo 6.da grld gibi muhafazakarlk ve dindarla gre elde edilen sonular paralellik gstermektedir. Kendini dindar ve muhafazakar kimlikle tanmlamayanlarn gznde n plana kan muhafazakarlk tanm gericilik ve dini deerlerin korunmas iken, kendisini dindar ve muhafazakar olarak ifade edenlerin gznde dini, ailevi ve kltrel deerlerin korunmas algs belirginlemektedir. Kendini dindar ve muhafazakar olarak adlandrmayan niversitelilerin daha modern bak asna sahip olduklar varsaylrsa bu kitlenin muhafazakarl dini deerlere balamasnn da muhafazakarl gericilik ve tutuculuk olarak alglamasndan kaynakland sylenebilir. AKPye oy vereceini belirten niversitelilerin %44,3 muhafazakarl ailevi ve kltrel deerlerin korunmas, %32,9u ise dini deerlerin korunmas olarak tanmlamaktadr. Bununla birlikte hibirinin gericilik olarak yorumlamad dikkat ekmektedir. AKPnin parti kimliini muhafazakar demokrat olarak tanmlad gz nnde bulundurulduunda bu beklenen bir sonutur. CHPye oy vereceini syleyenlerin %46,7si muhafazakarl gericilik olarak yorumlamaktadr. MHPye oy vereceini beyan eden niversitelilerin ise %36,4 milli deerlerin, %31,8i dini deerlerin korunmas olarak tanmlamaktadr.
2

197
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Tablo 6. niversitelilerin Muhafazakarlk Alglar


Dini Eilim Siyasi Kimlik Muhafazakarm Dindar deilim Muhafazakar deilim Genel Dindarm Oy Verilecek Siyasi Parti

Dini deerlerin korunmas Gericilik Ailevi ve kltrel deerlerin korunmas Milli deerlerin korunmas Mevcut dzenin korunmas Baz Toplam

30,5% 27,3% 34,6% 28,7% 38,9% 32,9% 26,6% 31,8% 25,2% 37,0% 9,9% 30,2% 1,4% - 46,7% 9,1% 21,7% 17,2% 27,5% 17,5% 41,7% 44,3% 9,2% 20,5% 11,7% 8,0% 16,5% 10,9% 15,3% 11,4% 5,4% 36,4% 11,0% 10,5% 11,5% 12,6% 2,8% 11,4% 12,0% 2,3% 420 238 182 348 72 79 184 44 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100%

niversitelilerin blgesellie gre muhafazakarlk alglar incelendiinde; en uzun sre Ege Blgesinde yaadn belirten niversitelilerin %41,7si tarafndan muhafazakarln gericilik olarak tanmlanmas dikkat ekicidir. Muhafazakarln dini, ailevi ve kltrel deerlerin korunmas olduu algsnn en uzun sre Karadeniz (%32,4), Anadolu (%38,5) ve Dou/Gneydou Anadoluda (%30,3) yaayan niversiteliler arasnda dier tanmlara kyasla belirginletii tespit edilmitir. Bu bulgulardan hareketle rencilerin kendilerini nasl gryorlarsa muhafazakarl da o dorultuda algladklar yorumu yaplabilir. Dinin muhafazakar dncede nemli bir yer tutmas ve Trk toplumunun gelenek ve deerlerine yn veren nemli bir kaynak olduunun bilinmesi nedeniyle niversitelilerden dini eilimlerini tanmlamalar 2 istenmitir. niversitelilerin cinsiyet (Pearson =7,719; p=0,005), hanenin gelir dzeyi (Pearson =4,245; p=0,039), muhafazakar kimlik (Pearson
2 2

MHP

AKP

CHP

198
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

=24,127; p=0,000), blgesel kltr (Pearson =14,049; p=0,015) ve parti


2

taraftarlna (Pearson =59,886; farkllamaktadr.


2

p=0,000)

gre

dini

eilimleri

Tablo 7. niversitelilerin Dini Eilimleri


Cinsiyet Genel Hane Geliri** Siyasi Kimlik Muhafazakarm 2000 TL ve alt 2000 TL zeri Muhafazakar deilim Oy Verilecek Siyasi Parti

Kadn

Erkek

Dindar deilim 56,7% 63,9% 50,4% 52,5% 63,2% 62,1% 30,6% 30,4% 76,1% 34,1% Dindarm 43,3% 36,1% 49,6% 47,5% 36,8% 37,9% 69,4% 69,6% 23,9% 65,9% Baz 420 194 226 244 144 348 72 79 184 44 Toplam 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100% 100%

Dindar olduunu bir baka ifade ile hayatna dini inanlar dorultusunda yn verdiini belirtenler arasnda erkekler, aylk hane geliri 2000 TL altnda olanlar, siyasi grn muhafazakar bir kimlikle tanmlayanlar, en uzun sre Karadeniz Blgesinde yaayanlar (%64,9), AKP ve MHP taraftarlar, dindar olmadn belirtenler arasnda ise kadnlar, st gelir gruplar, kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlamayanlar, en uzun sre Ege Blgesinde yaayanlar (%73,3) ve CHP taraftarlar belirgindir. Tablo 8.de niversitelilerin Kendinizi aadaki yerlerden en ok hangisinin bir paras olarak hissediyorsunuz? sorusuna verdikleri cevaplarn dalm yer almaktadr. Aratrmaya katlanlarn %14,8i kendini daha kk apl sosyal yaplara yakn bulmakta bir baka deyile ortak geleneksel deerlere ve tutumlara sahip bir sosyal evrede kendini rahat ve gvende hissetmektedir. niversitelilerin yars ise herhangi bir blgesel farkllk gzetmeksizin kendini Trkiyeye ait hissettiini vurgulamaktadr. Bu iki oran birlikte ele alndnda %64nde milliyeti/ulusalc duygularn
**

Hane geliri sorusu katlmclarn %7,6s tarafndan yantlanmamtr.

MHP

AKP

CHP

199
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

n plana kt sylenebilir. Dier taraftan %25,7si Dnya, %8,1 ise Avrupa yantn vermitir. %33,8inin farkl kltrler ile iletiime hazr veya modernlemenin getirdii ortak kltrel deerler olduunu benimseme ynnde uluslararas bir tavr sergiledikleri grlmektedir. niversitelilerin 2 2 hanenin gelir dzeyi (Pearson =4,245; p=0,039), dini eilim (Pearson =37,932; p=0,000), muhafazakar kimlik (Pearson =18,79; p=0,000) ve
2

parti taraftarlna (Pearson =21,181; p=0,002) gre kendilerini ait hissettikleri yerler farkllamaktadr.
2

Tablo 8. niversitelilerin Ait Hissedilen Yer Asndan Duygularnn Yn


Hane Geliri 2000 TL ve alt 2000 TL zeri Genel Dini Eilim Dindar deilim Dindarm Siyasi Kimlik Muhafazakarm Muhafazakar deilim Oy Verilecek Siyasi Parti

Yaadnz kasaba/ ehir/blge Trkiye Avrupa Dnya

14,8% 16,8% 11,3% 17,8% 9,4% 15,6% 6,9% 10,4% 15,4% 13,6% 46,9% 72,2% 63,6% 44,5% 68,2% 10,0% 2,6% 14,8% 27,4% 20,8% 23,4% 25,3% 18,2% 339 72 77 182 44 100% 100% 100% 100% 100%

51,7% 54,2% 47,5% 39,6% 66,3% 7,4% 3,4% 14,2% 13,5% 1,7% 26,1% 25,6% 27,0% 29,1% 22,7% Baz 379 238 141 230 181 Toplam 100% 100% 100% 100% 100%

Yaanlan blge ve Trkiyeye ait hissetme asndan aylk hane geliri 2000 TL altnda olanlar, dindarlar, kendini muhafazakar bir kimlikle ifade edenler ile AKP ve MHP taraftarlar dier zellikteki katlmclara kyasla n plana kmaktadr. %7,4 gibi aznlk olarak adlandrlabilecek bir grup ta olsa kendini Avrupaya ait hissetme asndan st gelir grubunda yer alanlar, dindar ve muhafazakar olmadn ifade edenler ile CHP taraftarlar belirgindir. Muhafazakarlar ve MHP taraftarlar arasnda kendisini Avrupaya ait hisseden katlmcnn olmamas dikkat ekicidir. Trkiyede muhafazakarl ekillendiren dindarlk ve milliyetilik olmak zere iki temel akmdan sz edilmektedir. Buraya kadar elde edilen

MHP

AKP

CHP

200
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

bulgulara baktmzda Mslmanlk (%41,2) ve milliyetiliin (%38,1) niversite rencilerinin kendilerini tanmladklar kimlikler arasnda belirginletii, ABye yelii desteklemeyenlerin sz konusu kararlarnda milli deerlere ballnn n plana kt ve yarsnn aidiyet asndan milliyeti duygular tadn grlmektedir. niversitelilere hibir unsura bal olmakszn Trkiye Cumhuriyeti vatanda olmaktan ne kadar mutlusunuz? sorusu sorulduunda ise mutluluk duyduunu belirtenlerin oran %79,8e kmaktadr (Tablo 9.). niversitelilerin dini eilim (Pearson 2 =15,058; p=0,000) ve parti taraftarlna (Pearson 2 =16,438; p=0,000) gre T.C. vatanda olmaktan duyduklar memnuniyet farkllamaktadr. Tablo 9. niversitelilerin T.C. Vatanda Olmaktan Duyduklar Memnuniyet
Genel Memnun deilim 20,2% Memnunum 79,8% Baz 420 Toplam 100% Dini Eilim Dindar deilim Dindarm 26,9% 73,1% 238 100% 11,5% 88,5% 182 100% Oy Verilecek Siyasi Parti AKP 5,1% 94,9% 79 100% CHP 25,0% 75,0% 184 100% MHP 11,4% 88,6% 44 100%

Dindar olduunu ifade eden niversitelilerin %88,5i T.C. vatanda olmaktan memnun olduunu belirtirken bu oran dindar olmadn belirtenlerde %73,1e dmektedir. Parti taraftarlna gre incelendiinde ise; en fazla memnuniyet duyan kesimin AKPye oy vereceini belirten niversiteliler olduu tespit edilmektedir. niversitelilerin milliyetilie yaklamlarn belirlemek zere etnik eitliliin toplumsal hayat zerindeki etkisine ilikin grleri sorulmutur. rencilerin byk bir ksmnn etnik eitliliin toplumsal yaam zenginletirdii fikrini destekledii grlmtr (%81). Dolaysyla ounun milliyetilii, Atatrk milliyetilii olarak zmsedii ynndeki yorum desteklenmektedir. Bununla birlikte yaklak olarak her 10 niversiteliden ikisinin rk ve etnik eitlilik ayrm gzeten bir tutum ierisinde olduu 2 sylenebilir. niversitelilerin siyasi kimliklerine (Pearson =30,334; p=0,000) gre etnik eitliliin toplumsal yaama etkisine ilikin grleri farkllamaktadr. Kendini milliyeti olarak tanmlamayan niversitelilerin %32,5i etnik eitliliin lke birliine zarar verdii grndedir.

201
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Tablo 10. niversitelilerin Etnik eitliliin Toplumsal Yaama Etkisine likin Grleri
Genel Etnik eitlilik toplumsal yaam zenginletirir 81,0% Etnik eitlilik lke birliine zarar verir 19,0% Baz 420 Toplam 100% Siyasi Kimlik Milliyeti deilim 89,2% 10,8% 260 100% Milliyeti 67,5% 32,5% 160 100%

nem verilen siyasi deer asndan muhafazakar doktrin irdelendiinde; muhafazakarlarn eitlik yerine zgrl savunduklar grlmektedir.10 Ancak muhafazakarlarn zgrlk anlaynn liberallerden farkl olduunu belirtmek gerekir. Muhafazakarlar toplumdaki farkllklar ve eitsizlikleri doal dzenin bir paras olarak grrler. nsan kusurlu ve iradesi zayf bir varlk olduundan yol gsterecek bir otoritenin varln isterler ve sekinler ynetimine inanrlar. Toplumsal eitlik fikrinin muhafazakarlar tarafndan benimsenmemesinin bir dier nedeni de geleneklerin koruyucusu olan sekinlerin varln tehdit edecek olmasdr. Muhafazakarlar daha ok mlkiyet ve giriim zgrln savunurlar. nk mlkiyet nesilden nesile aktarlabilme zellii ile de bir stat simgesidir. Liberalizm ise odak noktasna toplum yerine bireyi aldndan dnce zgrln ve snrlandrlmamas gerektii fikrini savunmaktadr. Muhafazakarlar dnce zgrlne uzak durur ve sadece kanun erevesinde zgrl benimser.11 Muhafazakar gre gre devlet toplumun menfaatleri iin almaldr. Bu bilgiler nda niversitelilerin muhafaza etmek istedikleri siyasi deerler sorgulanmtr.

Diner Bdk, Trkiyede Muhafazakarlk ve Liberalizm, Kamu Ynetimi Yksek Lisans Tezi, Mula niversitesi SBE, 2007, s.100. 11 Ergil,, s.114-123.

10

202
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Tablo 11. niversitelilerin Eitlik ve zgrlk Arasndaki Tercihi


niversite Genel Kamu Vakf Eitlii (sosyal snflarn eitlii) tercih ederim 41,0% 44,6% 18,6% zgrl (zgrce yaam) tercih ederim 59,0% 55,4% 81,4% Baz 420 361 59 Toplam 100% 100% 100% Hane Geliri 2000 TL 2000 TL ve alt zeri 44,3% 55,7% 244 100% 34,0% 66,0% 144 100%

niversitelilerin en nemli siyasi deer konusunda ortak bir gre sahip olmadklar grlmektedir. Yaklak her 10 niversiteliden 4nn sosyalist bir bak asna sahip olduu yorumu yaplabilir. rencilerin renim grdkleri niversite tr ve hane gelirine gre eitlik ve zgrlk arasndaki tercihleri farkllamaktadr.Tablodan grld gibi niversite tr ve gelire gre yaplan iliki analizlerinde elde edilen sonular birbirleri ile rtmektedir. Sz konusu iki deiken sosyo ekonomik stat gstergesi olarak yorumlanabileceinden st gelir gruplarnn eitlii, statlerinde deiiklie neden olabilecei dncesiyle tercih etmedikleri yorumu yaplabilir. Dnce zgrl kapsamnda deerlendirildiinde; niversitelilerin yarsndan fazlas dnce zgrln her koulda benimsemektedir (Tablo 12.). Buna karlk yaklak her 10 niversiteliden 4 zgrlk konusunda otoriter bir tavr sergilemektedir. niversitelilerin %37,6snn siyasi hogrszlk gstermesi dikkat ekici bir bulgudur. Muhafazakar kimlik 2 2 (Pearson =8,509; p=0,004) ve parti taraftarlna (Pearson =6,948; p=0,031) gre fikir zgrl hakkndaki grleri farkllamaktadr. Baz fikirlerin kstlanmasnn gerekli olduu grn savunanlar arasnda muhafazakarlar ve MHP taraftarlar n plana kmaktadr. Bu kitlenin farkl fikirlerin milleti tehdit eden bir unsur olduunu dndkleri yorumu yaplabilir. Her koulda fikir zgrln savunanlar arasnda ise CHPye oy vereceini belirtenler belirgindir.

203
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Tablo 12. niversitelilerin zgrlk Hakkndaki Grleri


Siyasi Kimlik Muhafazakarm Muhafazakar deilim Genel Oy Verilecek Siyasi Parti

Hibir koula bal kalmakszn herkes 62,4% fikrini zgrce ifade edebilmelidir Fikir zgrl nemli, ancak baz 37,6% grlerin kstlanmas kanlmazdr Baz 420 Toplam 100%

65,5% 34,5% 348 100%

47,2% 60,8% 68,5% 47,7% 52,8% 39,2% 31,5% 52,3% 72 100% 79 184 44 100% 100% 100%

Muhafazakarlar geleneklerin taycs olmas asndan aileye byk nem verirler.12 Kltrel ve dini deerlere yaklamn kendini en fazla hissettirdii alann aile olduu sylenebilir. Bu kapsamda niversiteliler nezdinde gnmzde Osmanldan miras alnan ataerkil deerlerin modernleme ile birlikte nasl bir deiime uradn deerlendirmek zere niversitelilere 10 farkl ifade yneltilmi, bu ifadelere katlp katlmadklarn belirtmeleri istenmitir. Tablo 13.te niversitelilerin nemli bir ksm tarafndan evliliin dolaysyla ailenin zel bir konuma sahip olduu grlmektedir. ounluk evliliin nemli bir kurum olduu, ocuk isteyen iftlerin mutlaka evlenmesi gerektii fikrini benimsemektedir. niversite rencilerinin tutumlarnda ataerkil kltrn etkileri devam etmekle birlikte arlkl olarak (%50nin zerinde) hem kadnn i hayatnda aktif rol almasnn desteklenmesi hem aile iindeki sorumluluklara bak as hem de din olgusunun aile yaants zerindeki erkeklerin birden fazla kadnla evlilik yapmasn, kadnn einin her dilediini yapmas gerektii gibi u noktalar ho karlamamas kadn haklarnn da gzetildiine iaret etmektedir. Tutumlarn cinsiyete gre farkllk gsterip gstermediinin incelenmesi zellikle kadnn toplumdaki yerinin daha iyi anlalabilmesi asndan nemlidir. Test sonularndan; evliliin modas gemi bir kurum olduu yargs dnda kalan tm ifadeler
12

Akkr, s.21.

MHP

AKP

CHP

204
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

ile cinsiyet arasnda anlaml iliki olduu, tutumlarn cinsiyete gre farkllk gsterdii grlmektedir. Tablo 13. niversitelilerin Kadn- Erkek likileri Hakkndaki Grleri ve Kadna Bak Alar
Pearson ki-kare (Cinsiyet) Katlmyorum Oran Fark (t) (Cinsiyet) Katlyorum ocuk isteyen iftler mutlaka evlenmelidir Bamsz kadn alan kadndr

76,7% 23,3% 7,37 (p=0,000) 2,705 64,0% 36,0% 34,38 (p=0,000) 6,213 3,96 (p=0,047) 1,998

Evlilikte resmi nikahn yan sra mutlaka imam nikah 52,1% 47,9% da yaplmaldr Aile reisi erkektir Erkek daha iyi irket yneticisi olur Evlilikte erkeklerin grevi evi geindirecek geliri salamak, kadnlarn sorumluluu ise aile ve ev ileri ile ilgilenmektir. Mslman kadn ban rtmek zorundadr Evli kadnlar elerinin her dilediini yerine getirmek zorundadr Evlilik, modas gemi bir kurumdur Erkekler ekonomik gc yeterse birden fazla kadnla evlilik yapabilir

42,4% 57,6% 69,92 (p=0,000) 9,289 35,4% 64,6% 66,36 (p=0,000) 9,100 24,5% 75,5% 39,35 (p=0,000) 6,810 24,6% 75,4% 21,91 (p=0,000) 4,920 16,0% 84,0% 23,01 (p=0,000) 5,122 8,6% 91,4% 0,68 (p=0,407) 0,822

3,1% 96,9% 11,51 (p=0,001) 3,714

Tablo 14.te yneltilen ifadelere katldn belirten kadn ve erkeklerin oranlar yer almaktadr. Kadnn bamszlnn almasna bal olduu grne katlan kadnlarn oran %78,9 iken erkeklerde bu ifadeye katldn belirtenlerin oran %51,3e dmektedir. Kadnn toplumdaki statsne ilikin olumsuz anlama sahip olan tm ifadelere katlma orannn erkeklerde kadnlara kyasla daha fazla olduu dikkat ekici bir bulgudur. zellikle erkein ailenin reisi olduu fikri erkeklerin %61,1i tarafndan onaylanrken, kadnlarda %20,6ya dmektedir. Bununla birlikte erkeklerin kadnlardan daha iyi irket yneticisi olaca fikrine katlan erkekleri oran %53,2 iken, kadnlarda %14,9dur. Erkeklerin yaklak olarak yarsnn hem aile ierisinde hem de i hayatnda kendilerine kadnlardan daha fazla sz

205
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

hakk tandklar sylenebilir. Ancak kadnlarn bu yarglara katlma oranlarnn dk olduu gz nne alndnda geleneksel deerleri benimsemedikleri ve haklarn kullanma eiliminde olduklar grlmektedir. Tablo 14. niversitelilerin Cinsiyete Gre Kadn- Erkek likileri Hakkndaki Grleri
Kadn ocuk isteyen iftler mutlaka evlenmelidir Bamsz kadn alan kadndr Evlilikte resmi nikahn yan sra mutlaka imam nikah da yaplmaldr Aile reisi erkektir Erkek daha iyi irket yneticisi olur Evlilikte erkeklerin grevi evi geindirecek geliri salamak, kadnlarn sorumluluu ise aile ve ev ileri ile ilgilenmektir Mslman kadn ban rtmek zorundadr Evli kadnlar elerinin her dileini yerine getirmelidir Evlilik, modas gemi bir kurumdur Erkekler ekonomik gc yeterse birden fazla kadnla evlilik yapabilir 70,6% 78,9% 46,9% 20,6% 14,9% 10,3% 13,9% 6,7% 9,8% Erkek 81,9% 51,3% 56,6% 61,1% 53,1% 36,7% 33,6% 23,9% 7,5% 5,8%

Muhafazakar anlayta devlet ve millet kavramlar ayr bir neme sahiptir. Devlet, toplumun istikrarnn ve lke btnln koruyucusudur. stikrar salamak iin devlette de otorite esastr.13 niversitelilerin devletin rol hakkndaki grlerini deerlendirmek zere lke ynetimi ile ilgili drt farkl ifade sunulmu ve bu ifadelere katlp katlmadklarn belirtmeleri istenmitir. niversitelilerin 4te 3 lkenin yeterli savunma gcne sahip olmas olduka nemlidir, btede askeri ihtiyalara ncelik verilmelidir grn desteklemektedir. Bu oran niversitelilerin milli deerlere balln, lke btnlnn korunmas ve lke karlarnn gzetilmesi hususundaki hassasiyetlerini gstermesi asndan nemlidir. lkede var olan gerginliklerin ve krizin atlatlmas iin geleneksel deerlere sahip kan gl bir lidere ihtiya olduunu dnenlerin oran ise %60tr. niversitelilerin yarsndan fazlasnn gl bir liderin ve gl bir devletin varln savunduklar yorumu yaplabilir. lke karlar tehdit altnda olduunda insan haklarnn ihlal edilebileceini dnenlerin orannn da
13

Bora, s.59.

206
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

%50lere ulamas bu yorumlar destekler niteliktedir. Tabloda yer alan 2. yargya paralel olarak bu kez geleneksel yerine din/dindarlk olgusu yerletirildiinde yargya katlanlarn orannn %20lere kadar dt grlmektedir. Bu adan bakldnda geleneklerin milli ve kltrel deerlerle zdeletirildii sylenebilir. Ynetim grevlerinde daha dindar insanlarn yer almasnn lkenin yararna olaca fikri kabul grmemektedir. Tablo 15. niversitelilerin lke Ynetimi le lgili Otoriter Tutumlara Yaklam
Pearson ki-kare (Dini Eilim) Pearson ki-kare (Milliyetilik) Katlmyorum Katlyorum lke karlar tehdit altnda olduunda insan haklar ihlal edilebilir Ynetim grevlerinde daha dindar insanlarn bulunmas lke yararna olur

lkenin yeterli savunma gcne sahip olmas olduka nemlidir, btede askeri ihtiyalara ncelik 74,3% 25,7% 2,347 25,915 verilmelidir (p=0,126) (p=0,000) lkede var olan gerginliklerin ve krizin atlatlmas iin geleneksel deerlere sahip kan gl bir lidere 60,0% 40,0% 17,479 28,438 ihtiya var (p=0,000) (p=0,000) 51,9% 48,1% 20,0% 80,0% 7,114 33,901 (p=0,008) (p=0,000) 39,736 10,664 (p=0,000) (p=0,001)

Sz konusu zelliklerle tutumlarn ilikisi incelenmi, dini eilimlere gre sadece ilk tutumun ilikisi bulunmazken, dier tutumlarn tmnn dini eilim ve siyasi kimliklerden milliyetilik ile ilikili olduu grlmtr. Tablo 16.daki oranlar lke ynetimi ile ilgili yneltilen ifadelere katldn belirten niversitelilerin oranlarn gstermektedir. Kendisini dindar ve milliyeti olarak tanmlayan niversitelilerin belirtilen devlet merkezci otoriter tutumlar destekleme oranlarnn dier zellikteki katlmclara kyasla daha yksek olduu tespit edilmitir.

207
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Tablo 16. niversitelilerin Dini Eilim ve Siyasi Kimlie Gre lke Ynetimi le lgili Otoriter Tutumlara Yaklam
Dini Eilim Dindar deilim Genel Dindarm Siyasi Kimlik Milliyeti deilim Milliyetiyim 88,1% 76,3% 70,0% 28,1%

lkenin yeterli savunma gcne sahip olmas olduka nemlidir, btede askeri ihtiyalara ncelik verilmelidir lkede var olan gerginliklerin ve krizin atlatlmas iin geleneksel deerlere sahip kan gl bir lidere ihtiya var lke karlar tehdit altnda olduunda insan haklar ihlal edilebilir Ynetim grevlerinde daha dindar insanlarn bulunmas lke yararna olur

74,3%

71,4%

78,0%

65,8%

60,0%

51,3%

71,4%

50,0%

51,9% 20,0%

46,2% 9,2%

59,3% 34,1%

40,8% 15,0%

Muhafazakarlar toplumun nceliklerini esas aldklarndan geleneklerin ve kltrn korunmas iin devletin bu dorultuda dzenlemeler yapmasn ve tedbirler almasn isterler.14 Bu kapsamda niversitelilere toplumda varln srdren geleneklerin baz grntleri ve eitli toplumsal dzenlemeler sunulmutur. zellikle dinin kamu hayatndaki rol, toplumdaki ahlak sorunlar gibi liberaller ile muhafazakarlar arasnda sregelen tartmalarn odanda olan konulara yer vermeye zen gsterilmitir. niversitelilere 22 farkl gr ve kavram sunulmu, bu grleri onaylayp onaylamadklar ve belirtilen kavramlara inanp inanmadklar sorulmutur. Elde edilen sonular Tablo 17.de verilmitir.

14

Bdk, s.126.

208
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Tablo 17. niversitelilerin Baz Toplumsal Dzenlemeler ve Tutumlara Yaklam


Onaylyorum/ nanyorum Frekans % 411 97,9 404 96,2 404 397 392 365 359 354 264 254 250 242 230 227 222 210 202 175 136 121 90 41 96,2 94,5 93,3 86,9 85,5 84,3 62,9 60,5 59,5 57,6 54,8 54 52,9 50 48,1 41,7 32,4 28,8 21,4 9,8 Onaylamyorum/ nanmyorum Frekans % 9 2,1 16 3,8 16 23 28 55 61 66 156 166 170 178 190 193 198 210 218 245 284 299 330 379 3,8 5,5 6,7 13,1 14,5 15,7 37,1 39,5 40,5 42,4 45,2 46 47,1 50 51,9 58,3 67,6 71,2 78,6 90,2

Kanun nnde kadn-erkek eitlii Doum kontrol uygulamalar "Baba beni okula gnder" gibi kz ocuklarnn eitimini destekleyen kampanyalar Karma eitim iftlerin anlaamamas halinde boanmas Liselerde cinsel eitim verilmesi Farkl dinden/rktan kiilerle evlenmek Bireysel silah sahiplii ve kullanmnn Kadere inanmak Ecinsellik vb. farkl cinsel tercihlerin serbeste yaanabilmesi lkretimde zorunlu din eitimi verilmesi Yaamna aileden gelen gelenek ve deerlerle yn vermek Krtajn serbest olmas Herkese ana dilde eitim ve yayn hakk tannmas niversitelerde trban serbestisi lm cezas (dam cezas) uygulamas Evlilik ncesi cinsel iliki Darwin'in Evrim Teorisi Alkoll iki satnn kstlanmas Devlet sansr Cemaatlerin toplum yaam zerinde dzenleyici etkileri Treye ballk

Aratrmaya katlan niversitelilerin byk bir ksm tarafndan kanun nnde kadn ve erkek eitlii, doum kontrol uygulamalar, kz ocuklarnn eitimini destekleyen kampanyalar, karma eitim uygulamas,

209
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

liselerde cinsel eitim verilmesi, bireysel silahszlanma dzenlemesi onaylanmaktadr. Evlilii nemli bir kurum olarak grmekle birlikte iftlerin anlaamamas halinde boanmalarn destekledikleri de grlmektedir. Ayrca niversitelilerin farkl dinden veya rktan kiilerle evlenmeyi yksek oranda onaylamalar milli deerlere ballklarnn etnik kkenli olmadnn bir baka gstergesidir. Trkiyede zellikle Dou ve Gney Dou Anadoluda korunan bir gelenek olan Tre olgusu niversitelilerin %90,2si tarafndan onaylanmamaktadr. Ayrca cemaatlerin toplum yaam zerinde dzenleyici etkileri, devlet sansr ve alkoll iki satnn kstlanmas niversitelilerin yarsndan fazlas tarafndan istenmeyen dzenlemeler olarak karmza kmaktadr. niversitelilerin soruda yer alan dier 10 gr veya kavram onaylama ve onaylamama oranlarnn birbirine ksmen daha yakn olduklar grlmektedir. niversitelilerin kendilerine yneltilen bu 22 ifadeye ilikin grlerinin sosyodemografik deikenler ile ilikili olup olmad incelenmi ve test sonras anlaml bulunan sonular Ekte verilmitir. apraz tablolarn incelenmesi sonucu toplumsal dzenlemeleri ve deerleri onaylayp onaylamama durumuna gre ne kan niversitelilerin profilleri aada zetlenmitir. Ancak tablolarn okluu nedeniyle bu tablolar sunulamamtr. Cemaatlerin toplum zerinde dzenleyici etkisi olmasna kar kanlar arasnda kadnlar (kadn %90,7; erkek %68,1), dindar olmayanlar (dindar %66,5; dindar deilim %87,8), kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlamayanlar (muhafazakar deilim %86,2; muhafazakarm %41,7), CHP ve MHP taraftarlar (CHP %91,3; MHP %81,8; AKP %49,4) dier zellikteki niversitelilere kyasla belirginlemektedir. Devlet sansrne kar kanlar arasnda kadnlar (kadn %77,8; erkek %65,5), dindar olmayanlar (dindar %54,4; dindar deilim %84), kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlamayanlar (muhafazakar deilim %76,7; muhafazakarm %44,4) ve CHP taraftarlar (CHP %88,6; MHP %61,4; AKP %41,8) dier zellikteki niversitelilere kyasla n plana kmaktadr. Alkoll iecek satnn kstlanmasna kar kanlar arasnda aylk hane geliri 2000 TL zerinde olanlar (2000 TL ve alt %62,3; 2000 TL zeri %74,3), dindar olmadn belirtenler (dindar deilim %83,6; dindarm

210
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

%46,7); kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlamayanlar (muhafazakar deilim %72,7; muhafazakarm %43,1); en uzun sre Ege, Akdeniz ve Marmara blgelerinde yaayanlar (Ege %83,3; Akdeniz %69,6; Marmara %68,1; Anadolu %65,4; Karadeniz %59,5; Dou-Gneydou Anadolu %48,5) ve CHP taraftarlar (CHP %88; MHP %52,3; AKP %41,8) dier zelliktekilere kyasla belirginlemektedir. Kadercilik slamda nemli bir tutumdur, %62,9luk bir kesimin kadere inand grlmektedir. Dindarlk ile kadere inanmak arasnda pozitif bir iliki tespit edilmitir (phi korelasyon katsays=0,384;p=0,000). niversitelilerin yarsndan fazlasnn kadere inanma eiliminde olmasna karn bu eilimlerinin tam anlamyla dini inanlarndan kaynakland sylenemez. Bu durum niversitelilerin kabullenmekte zorluk ektikleri durumlar karsnda bavurduklar bir eilim olarak da yorumlanabilir. Dindar olduunu ifade edenlerin %84,1i kadere inandn belirtirken, bu oran dindar olmadn syleyenlerde %46,6ya dmektedir. niversitelilerin %60,2si ecinsellik ve benzeri farkl cinsel tercihlerin serbeste yaanmasn desteklemektedir. Buna karlk her 10 renciden 4nn marjinal gruplara kar hogrsz bir tutum ierisindedir. Dindar olmadn belirtenlerin %71i farkl cinsel tercihlerin serbeste yaanabilmesi grn onaylarken, dindarlarn %53,3 onaylamamaktadr. Ayn zamanda kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlamayanlarda onaylayanlarn oran %67,2 iken muhafazakarlarda onaylamadn belirtenlerin oran %72,2ye ykselmektedir. %60lk bir kesim ilkretimde zorunlu din eitimi verilmesi gerektiini dnmektedir. Bu bulgu, niversitelilerin %40nn din eitiminin kiinin kendi veya ailesinin tercihine braklmasn ya da hibir koulda din eitimi verilmemesi gerektii ynnde eilim gsterdii eklinde yorumlanabilir. Bununla birlikte din eitiminin zorunluluunu destekleyenlerin din eitiminin devletin kontrol altnda kalmas ya da zel kii veya kurulular tarafndan da verilebilir olmas eilimleri arasnda bir netlik ortaya koymamaktadr. lkretimde zorunlu din eitimi verilmesine ilikin grler ile dindarlk arasndaki iliki incelendiinde pozitif bir iliki olduu tespit edilmektedir (phi korelasyon katsays=0,408;p=0,000). Dindar olanlarn %82,4 zorunlu din eitimini desteklerken, dindar olmadn belirtenlerde oran %42ye dmektedir. Sz konusu bulgu cemaatlerin toplum yaam zerindeki dzenleyici etkileri hakkndaki grlerle birlikte deerlendirildiinde; din eitiminin zorunluluunu destekleyenlerin %31,2sinin cemaatlerin toplumsal hayattaki dzenleyici etkilerini

211
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

onaylad tespit edilmektedir. Dolaysyla din eitiminin zorunlu olmas gerektiini dnen her 10 niversiteliden 3nn din eitiminin zel kii veya kurulular tarafndan da verilebilir olduunu dnrken, 7sinin devletin kontrol altnda kalmas gerektii grnde olduu yorumu yaplabilir. niversitelilerin %57,6s yaamna ailesinden gelen gelenek ve deerlerle yn verdiini belirtmekte, ailenin geleneklerin ve deerlerin taycs olduunu fikrini benimsemektedir. Devletin aile yanls politikalarndan biri olan krtajn yasaklanmasn %45,2si onaylamaktadr. Muhafazakarlar insann kendi bedenine mdahale edemeyeceini ve can alma yetisinin sadece Tanrda olduunu dndklerinden sz konusu uygulamaya kar kmaktadrlar. Krtaj ile dindarlk arasndaki iliki incelendiinde pozitif bir iliki olduu tespit edilmektedir (phi korelasyon katsays=0,335;p=0,000). Dindar olduunu belirtenlerin %64,3 krtaj onaylamazken, dindar olmadn ifade edenlerin %69,3 tarafndan sz konusu uygulama onaylanmaktadr. Krtaj ile muhafazakarlk arasndaki iliki incelediinde de paralel bulgular elde edilmektedir (phi korelasyon katsays=0,285;p=0,000). Muhafazakarlarn %76,4 krtaja kar karken bu oran muhafazakar olmadn belirtenlerde %38,8e dmektedir. Daha nce niversitelilerin %62,4 tarafndan hibir koula bal kalmakszn herkesin fikrini zgrce ifade edebilmesi grnn savunulduu tespit edilmiti. Soru, herkese ana dilde eitim ve yayn hakk tannmas olarak sorulduunda toplumdaki gruplara adil ve eit yaklam destekleyenlerin orannn %54e dt grlmektedir. Bu bulgu demokratik deerlere yaklam konusunda kiilerin kendi ve bakalarnn hakk arasnda bir ayrm gzettiine iaret ediyor olabilir. Sz konusu, kendi haklar olduunda daha fazla benimsedii ancak bakasnn hakk olduunda kstlanabilecei ynndeki eilimin artt sylenebilir. niversitelilerin herkese ana dilde eitim ve yayn hakk tannmasna ilikin grleri ile milliyetilik arasndaki iliki incelendiinde pozitif bir iliki olduu tespit edilmektedir (phi korelasyon katsays=0,241;p=0,000). Milliyetilerin %61,3nn herkese ana dilde eitim ve yayn hakk tannmasn onaylamad, kendini milliyeti kimlikle tanmlamayanlarn ise %63,5inin uygulamay onaylad bulgusu elde edilmitir. niversitelilerin dinin kamu hayatndaki rol hakkndaki grleri asndan ikiye ayrldklar grlmektedir. niversitelerin yars niversitelerdeki trban yasann kalkmasn desteklemektedir. Erkeklerin %63,7si niversitelerde trban kullanlmasn onaylarken, kadnlarn

212
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

%59,8inin trban yasan destekledikleri grlmektedir. Muhafazakarlarn %90,3 tarafndan trban onaylanrken, kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlamayanlarda oran %45,1e dmektedir. Dindar olduunu belirtenlerin %75,3 trban serbestisini desteklerken, dindar olmadn ifade edenlerin %64,3 uygulamaya kar kmaktadr. Blgesel adan deerlendirildiinde trban yasan destekleme asndan en uzun sre Ege (%66,7), Akdeniz (%52,2) ve Marmara (%50) blgelerinde yaadn belirtenler, trban serbestisini destekleme asndan ise Karadeniz (%73), Dou ve Gneydou Anadolu (%69,7) ve Anadolu (%60,3) blgelerinde yaadn belirtenler belirginlemektedir. Trban yasa CHP taraftarlarnn %82,1i tarafndan desteklenirken, AKP taraftarlarnn %96,2sinin, MHP taraftarlarnn ise %72,7sinin niversitelerdeki trban serbestliini destekledikleri tespit edilmitir. lm cezas hakkndaki grler arasnda da bir kutuplama sz konusudur. niversitelilerin yars lm cezasnn uygulanmas gerektii grndedir. Muhafazakarlar kanun erevesinde hak ve zgrl savunurlar, kiinin hak ve zgrlkleri yasalara uymalarna baldr. Dolaysyla bu kesimin muhafazakar bir tutum ierisinde olduklar sylenebilir. lm cezasnn uygulanmasn onaylamadn belirtenlerin ise insanlarn her koulda yaama haklarnn olduunu dndklerini syleyebiliriz. Kadnlarn %60,8i idam onaylamadn belirtirken, oran erkeklerde %40,7ye dmektedir. Dini eilimler asndan deerlendirildiinde dindar olanlarn %57,7si tarafndan lm cezas desteklenirken, dindar olmayanlarn %55,9unun uygulamay desteklemedii grlmektedir. Muhafazakarlarn %77,8i tarafndan idamn desteklenmesi dikkat ekicidir. Kendini muhafazakar bir kimlik ile tanmlamayan rencilerin ise %55,7sinin uygulamay onaylamamaktadr. CHPye oy vereceini belirtenlerin %62si lm cezasn onaylamazken, MHP taraftarlarnn %79,5i, AKP taraftarlarnn ise %64,6s tarafndan lm cezasnn desteklendii tespit edilmitir. Evlilik ncesi cinsel ilikiyi onaylamayanlarn oran %51,9dir. Trkiyede cinselliin dini deerlerden olduka beslendii ve hala baz kesimlerde bir tabu olduu sylenebilir. Dindar olduunu belirten niversitelilerin %78i, dindar olmadn belirtenlerin ise %31,9u evlilik ncesi cinsel birliktelii onaylamadn belirtmektedir. Paralel olarak muhafazakarlarn %81,9u evlilik ncesi cinsellii onaylamazken kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlamayanlarda destekleyenlerin oran %54,3 olarak elde edilmektedir. Vakf niversitelerinde renim grenlerin

213
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

%66,1i, aylk hane geliri 2000 TL zerinde olanlarn %58,3 cinsellii onaylarken, kamu niversitelerinde renim grenler ve geliri 2000 TL ve altnda olanlarda srasyla %54,82i ve %58,2si tarafndan evlilik ncesi cinselliin onaylanmad grlmtr. niversitelilerin evlilik ncesi cinsellie baklarnda din, bulunulan sosyal evre ve sosyo ekonomik statnn nemli olduu tespit edilmitir. niversitelilerin yarsndan fazlas Evrim Teorisine inanmamaktadr. Evrim Teorisinin dini yaradl teorisinin kart olduu dnldnde dindarlk ile teori hakkndaki gr arasndaki ilikinin incelenmesi nemlidir. Dindarlarn %82,4 Evrim Teorisine inanmad, dindar olmadn belirtenlerin ise %60,1inin inand tespit edilmektedir. Benzer ekilde kendini muhafazakar bir kimlikle tanmlayan niversitelilerin %91,7si teoriye inanmadn belirtirken sz konusu oran muhafazakar olmayanlarda %51,4e dmektedir. Darwinin Evrim Teorisine inanmama asndan erkekler (erkek %65,5; kadn %50), kamu niversitelerinde okuyanlar (kamu %61,2; vakf %40,7), aylk hane geliri 2000 TL ve altnda olanlar (2000 TL ve altnda %67,7; 2000 TL zeri %44,4), en uzun sre Karadeniz ve Dou-Gneydou Anadolu blgelerinde yaayanlar (Karadeniz %78,2; Dou-Gneydou %69,7; Marmara %59,6; Akdeniz %58,7; Anadolu %57,7; Ege %36,7) ve AKP ve MHP taraftarlar (AKP %84,8; MHP %79,5; CHP %37) dier zellikteki niversitelilere kyasla n plana kmaktadr. 4. SONU niversite rencilerinin muhafazakarl nasl algladklarnn aratrlmas amac ile yaplan bu almann sonular yle zetlenebilir. almada iliki analizleri sonucunda elde edilen bulgular Trkiyede muhafazakarln dini ve milliyeti geler ile olan etkileimini destekler niteliktedir. niversite rencilerinin siyasi grleri arasnda Atatrk, Laik, Mslman ve Milliyeti kimlikler belirgindir. ounluk tarafndan etnik eitliliin toplumsal yaam zenginletirdii fikrinin benimsenmesinden milliyetiliin ulus devlete dayanan Atatrk milliyetilii olarak algland anlalmaktadr. Irk ve etnik eitlilik ayrm gzeten bir milliyetilik anlayna sahip olanlarn orannn ise %20 civarnda olduu saptanmtr. niversite rencileri yeniliklere ak bir tavr benimsemekle birlikte toplumsal dzende de deiiklik beklentilerini dile getirmektedirler.

214
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

Yenilikler konusunda muhafazakar tavr alanlarn oran sadece %10 civarndadr. rencilerin siyasi grleri ve yeniliklere kar tutumlar birlikte deerlendirildiinde, Cumhuriyet ile balayan modernlemenin getirdii yeniliklerden memnun olduklar sylenebilir. Ancak modernlemenin gelenek ve kltrel deerlerin korunarak gereklemesi talep edilmektedir. Bu adan rencilerin Trkiyedeki genel eilime uyduu, kltrel nitelik tayan muhafazakar bir modernleme fikrinin hakim olduu grlmektedir. Trkiyenin modernleme srecinde; Batnn teknolojik gelime asndan neminin genel kabul grd, buna karlk niversite rencilerinin %70e yakn tarafndan gelenek ve deerlerimizi bozulmaya uratan bir unsur olarak deerlendirildii, Batnn milli ve manevi deerler nnde tehdit olarak algland gzlenmitir. Trkiyenin ABye yeliini destekleme asndan da grlerin eit oranda ikiye ayrlmas dikkat ekicidir. rencilerin ABye yelii desteklemesinin arkasnda modernleme ve ekonomik adan beklenen fayda, desteklememesinde ise milli deerlere verilen nem, ABnin devleti ve milli karlar tehdit eden bir unsur olarak alglamas yatmaktadr. Bu bulgular, Osmanldan gnmze Batnn hem modernlemede bir model olarak grlmesi hem de ulus btnl nnde bir tehdit olarak deerlendirilmesi ikileminin varln srdrdn ortaya koymaktadr. niversite rencilerinin muhafazakarlk tanmlamalarndan elde edilen bulgular muhafazakarl dnya grleri dorultusunda anlamlandrdklar ve farkl kitleleri ifade etmekte kullandklar iddiasn desteklemektedir. Muhafazakarlk; kendisini dindar ve muhafazakar olarak ifade eden rencilerin gznde dini, ailevi ve kltrel deerlerin korunmas iken, kendini dindar ve muhafazakar bulmayanlar iin gericiliktir. niversite rencilerinin alglar blgesel kltr ve parti taraftarlna gre de farkllamaktadr. Bu kapsamda elde edilen bulgular rencilerin kendilerini nasl gryorlarsa muhafazakarl da o dorultuda algladklarna iaret etmektedir. nem verilen siyasi deer asndan, rencilerin yarsndan fazlas zgrl eitlie tercih etmektedir. Muhafaza edilmek istenen siyasi deer sadece sosyoekonomik stat gstergelerine gre farkllamaktadr. st sosyo ekonomik tabakada yer alan kesimin eitlii statlerinde deiiklie neden olabilecei dncesiyle tercih etmedikleri sylenebilir. zgrlk, fikir zgrl anlamnda incelendiinde ise; %40a yakn bir kesimin baz grlerin kstlanmasnn zorunlu olduu ynnde gr bildirmesi dikkat ekicidir. Bu bulguya paralel olarak herkese ana dilde eitim ve yayn hakk

215
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

tannmasn onaylamayanlarn oran %46ya ykselmektedir. Siyasi hogrszln kendisini muhafazakar olarak tanmlayanlar ile milliyeti olarak tanmlayanlar arasnda daha yaygn bir eilim olduu grlmtr. Bu kitlenin farkl fikirlerin milleti tehdit eden bir unsur olduunu dndkleri yorumu yaplabilir. Muhafazakarlkta devlet ve millet kavramlar vurgulanmakta ve devleti toplumsal yaamn merkezine alan otoriter tutumlar n plana kmaktadr. Bu adan niversite rencilerinin 4te 3nn btede askeri ihtiyalara ncelik verilmesi gerektii grn desteklemeleri rencilerin milli deerlere balln, lke btnlnn korunmas ve lke karlarnn gzetilmesi hususundaki hassasiyetlerini gstermesi asndan nemlidir. Ayrca rencilerin yarsnn gl bir liderin ve gl bir devletin varln savunduklar, lkeyi tehdit eden bir durum sz konusu olduunda insan haklarnn ihlal edilebileceini dndkleri tespit edilmitir. Bu bulgular niversite rencileri arasnda devleti muhafaza etmek isteyenlerin nemli byklkte bir kitle olduuna iaret etmektedir. Konuya ilikin elde edilen dier bir bulgu da %20lik bir kesimin lke ynetiminde daha dindar insanlarn yer almasnn lkenin yararna olacana inanmasdr. Bu bulgu toplumsal yaamda dine yer verilmesini, dini muhafaza etmek isteyenlerin oran olarak yorumlanabilir. Deer yarglarnn kendini en ok hissettirdii alan olan aile yaantlar ve kadn erkek ilikilerine baklar asndan bulgular irdelendiinde; ailenin olduka nemli bir yere sahip olduu grlmektedir. niversite rencilerinin tutumlarnda ataerkil kltrn etkileri devam etmekle birlikte, hem kadnn i hayatnda aktif rol almasnn desteklenmesi hem aile iindeki sorumluluklara bak as, din olgusunun aile yaants zerindeki u eilimleri ho karlamamas modern deerlerin, kadn haklarnn da gzetildiine iaret etmektedir. Kadnn toplumdaki statsne ilikin olumsuz anlama sahip olan dier tm ifadelere katlma orannn erkeklerde kadnlara gre daha fazla olduu dikkat ekici bir bulgudur. Dolaysyla genel anlamda kadnlarn Cumhuriyet ile elde ettikleri kazanmlar koruma ve haklarn kullanma eiliminde olduklar sylenebilir. niversite rencileri nezdinde ounluk tarafndan genel kabul gren toplumsal dzenlemelerin; kanun nnde kadn ve erkeklerin eit hakka sahip olmas, doum kontrol uygulamalar, iftlerin anlaamamas halinde boanmas, kz ocuklarnn eitiminin desteklenmesi, karma eitim uygulamas, liselerde cinsel eitim verilmesi, bireysel silahszlanma olduu grlmektedir. Bununla birlikte desteklenmeyen dzenlemeler ise

216
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

cemaatlerin toplumsal yaam zerindeki dzenleyici etkileri, devlet sansr ve alkoll iki satnn kstlanmas olarak karmza kmaktadr. Ecinselliin serbeste yaanabilmesi, krtajn yasaklanmas, lm cezas, ilkretimde zorunlu din eitimi verilmesi, niversitelerde trban serbestisi, herkese ana dilde eitim ve yayn hakk tannmas ynndeki dzenlemeleri onaylayanlar ile onaylamayanlar orannn birbirine olduka yakn olmas niversite rencileri nezdinde ideolojik kutuplamann varlna iaret olarak yorumlanabilir. Sonu olarak; niversite rencilerinin modernlemenin getirdii yeniliklerden memnun olduklar ve muhafaza edilmek istenen deerin kltrel deerler olduu ortak bir paydada bulutuklar sylenebilir. Bunun yan sra aratrma sonular muhafazakar deerlerin de modern deerlerle olan refakat ilikisini srdrdn ortaya koymaktadr. KAYNAKA Aka, Grsoy, Glr, Himmet, Osmanl-Trk Dncesindeki DouBat mgelerini Kreselleme Tartmalar Balamnda Yeniden Dnmek, Trkiyat Aratrmalar Dergisi, Say 16, Konya 2004 Akkr, Ramazan, Trkiyede Din ve Muhafazakarlk, Felsefe ve Din Bilimleri Yksek Lisans Tezi, ukurova niversitesi SBE, 2006 Bdk, Diner, Trkiyede Muhafazakarlk ve Liberalizm, Kamu Ynetimi Yksek Lisans Tezi, Mula niversitesi SBE, 2007 Bora, Tanl, Trk Sann Hali: Milliyetilik, Muhafazakarlk, slamclk, 1.Bask, Birikim Yaynlar, stanbul 1998 ng, Hlya, rnekleme Kuram, 3. Bask, Bizim Bro Basmevi, Ankara 2009 Ergil, Dou, deoloji: Milliyetilik, Muhafazakarlk, Halklk, S Yaynlar, Ankara 1986 Safi, smail, Trkiyede Muhafazakar Siyaset ve Yeni Araylar, 2. Bask, Lotus Yaynevi, Anlara 2007 Yalnkl, Fatime, Modernizim ve Muhafazakarlk Dnce Akmlarnn Sosyolojik Analizi, Sosyoloji Yksek Lisans Tezi, Frat niversitesi SBE, 2007

217
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (186-217)

EK. niversitelilerin fadelere likin Grleri ile Baz Deikenler Arasndaki likiler

218
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

FNANSAL KRZN LKELER ZERNDEK ETKLERNN STATSTKSEL OLARAK NCELENMES Mnevver TURANLI1 ZET inde bulunduumuz global kriz ncelikli olarak gelimi lkelerde etkisini gstermeye balam, ardndan bu lkeler ile ekonomik ve sosyal iliki ierisinde bulunan dier lkeleri de etkilemitir. lkelerin bu krizden etkilenmelerinin birbirleri ile karlatrlmas amacyla, kriz ncesi ve kriz sonras dneme ait makro ekonomik gstergeler istatistiksel olarak analiz edilmeye allmtr. Avrupa Birlii ye lkeleri ve ye olmayan lkeler iin kriz ncesinde ve sonrasnda makro ekonomik gstergeleri erevesinde faktr analizi tekniinin uygulanmasnda faktrletirme ilemi yaplrken, arlklandrlmam en kk kareler yntemi kullanlarak analiz yaplm ve bu yntemin dier yntemlerden fark ortaya konulmaya allmtr. Sonu olarak Avrupa Birlii ye lkeleri ve ye olmayan lkeler kriz ncesi ve kriz sonras dnemde yaplan faktr analizi sonucuna gre sralanm ve elde edilen sonular yorumlanmtr. Anahtar Kelimeler: Finansal Kriz, Faktr Analizi THE STATISTICAL ANALYSIS OF THE EFFECTS OF THE FINANCIAL CRISIS ON COUNTRIES ABSTRACT The global crisis that we are experiencing primarily started to show its effects on developed countries, and later on spread to other countries that
Prof.Dr.; stanbul Ticaret niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, statistik Blm retim yesi.
1

219
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

have economic and social relationship with the prior ones. In order to crosscheck its effects on these countries, macro- economic indicators relating to both pre-crisis and post-crisis have been statisticaly analysed. Analyses have been made in a framework of macro-economic indicators related to both pre-criris and post-crises, using unweihted least squares method along with factor analysis tecniques for both member and nonmember countries of the European Union and the difference between this method and others has been shown. As a result, both member and nonmember countries of the European Union have been sorted according to the result of the factor analysis carried out both before and after the crisis, and also the obtained results have been interpreted. Key Words: Finacial Crisis, Factor Analysis. 1. GR Globalizasyon veya dier bir deyimle Global Ekonomi, bir yandan mal ve hizmetlerin, dier taraftan da bilgi ve sermayenin lkeler arasnda serbeste dolam eklinde tanmlanabilir. Zira mal ve hizmetlerin dolamn salayan ve ona bir anlamda g salayan bilgi ve sermaye olmaktadr. Bu olgu da dorudan ve portfy yatrmlar ile kredi ilikileri erevesinde gereklemektedir (Payaslolu). Dnyada gerekleen global krizler balangc ne olursa olsun dier lkeleri de bu nedenle etkilemektedir. Avrupa birlii ye lkeleri arasnda da zellikle para ak asndan ciddi bir etkileim vardr. Bu nedenle bu lkelerden herhangi birinde oluan kk bir dalgalanma dier ye lkeri de etkilemektedir. Avrupa Birliini douran temel olay bu balamda ele alndnda, Marshall yardm ad altnda Avrupa'ya akan ABD sermayesinin kendilerini giderek ABD'ye baml klacan gren kk ve gsz Bat Avrupa lkeleri, Avrupa meneli yeni bir sermaye piyasas oluturmak istemiler ve bu amalarna bireysel olarak ulamalar mmkn olmadndan, bu lkelerin ekonomik potansiyellerinin bir araya getirilmesi ve bylece gl bir Avrupa Pazar oluturulmasn planlanmlardr (Kutlu, 1999). Bu almada Avrupa birliine ye olan lkeler, AB-15, AB-27 olarak iki guba ayrlmtr. Aday lkelerden, Hrvatistan, Makedonya ve Trkiye alnm, ayrca Amerika Birleik Devletleri ve Japonyada AB lkelerinin temel ekonomik gstergeleri bakmndan karlatrlmalar iin aratrmaya katlmtr.

220
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

2. LKELERNN TEMEL EKONOMK GSTERGELER Finansal krizin lkeler zerindeki etkilerinin incelenebilmesi iin lkelerin temel ekonomik gstergelerinin belirlenmesi gerekir. stanbul Sanayi Odasnn 2008 ylnda yapm olduu bir alma da, Avrupa Birliine ye olan ve ye olmayan lkeler dier bir ifadeyle, Avrupa Birliine ye olan, aday olan ve ABD ve Japonya gibi lkeler iin temel ekonomik gstergeler belirlenmitir. Bu gstergeler; Nfus (Bin Kii), Nfus Art Hz (%),Satnalma Gc Paritesine Gre Kii Bana Den GYH (AB-27=100), GSYH Reel Art (%) (2000 Yl Piyasa Fiyatlaryla), zel Nihai Tketim Harcamalar / GSYH (%), Gayri Safi Sabit Sermaye Oluumu / GSYH (%),Tketici Fiyatlar Endeksi Yllk Ortalama Art (%),Mal ve Hizmet hracat / GSYH (%),Mal ve Hizmet thalat / GSYH (%),Sosyal Gvenlik Gelirleri Hari Vergi Yk (Vergi Gelirleri / GSYH) (%),Sosyal Gvenlik Gelirleri (Gerek) Dahil Vergi Yk (Vergi Gelirleri / GSYH) (%), Toplam Kamu Gelirleri / GSYH) (%),Toplam Kamu Giderleri / GSYH) (%), Cari lemler Dengesi / GSYH) (%),Genel Ynetim Nominal Bor Stoku / GSYH) (%),Kamu Kesimi Genel Dengesi / GSYH) (%),sizlik Oran (%) olarak belirlenmitir. 3. LKELERN TEMEL EKONOMK GSTERGELERNN ANALZ Bu alma da 2008 ylnda yaanan krizin lkeler zerinde ne derecede etkili olduunun aratrlmas amacyla 2006 yl ve finansal krizin etkilerinin grld 2008 ylnn temel ekonomik gstergelerinin analizi yaplmtr. Analiz stanbul Sanayi Odasnn belirledii 17 temel ekonomik gsterge ile gerekletirilmitir. Analizde 2006 ve 2008 yl ekonomik gstergelerine faktr analizi uygulanm ve bu uygulama sonucunda bir endeks hesaplanarak lkeler bu endeks deerlerine gre sralanmtr. Bilindii gibi faktr analizi, birbirleriyle ilikili ok sayda deikeni az sayda, anlaml ve birbirinden bamsz faktrler haline getiren ve yaygn olarak kullanlan ok deikenli tekniklerden biridir (Kalayc, 2006). Faktr analizi boyut indirgeme ve bamszl yok etme amac ile kullanm yannda farkl amalarla da kullanlr (Alta, 2006). Dier taraftan regresyon ve diskriminant analizi tekniklerinde ilikili deikenleri belirlemek, deikenler arasnda gzlemlenemeyen gizli boyutlar ortaya karmak, deikenler arasndaki ilkileri ortaya koymak, bu ilikileri aklayan

221
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

faktrleri belirlemek, en az bilgi kaybyla ok saydaki verinin ierdii bilgiyi az saydaki faktrle zetlemek, dier istatistiksel analizlere veri hazrlamak, eitli istatistiksel modeller iin gerekli varsaymlarn geerliliini salamak amacyla da kullanlmaktadr (Tatldil, 2002). 3.1. LKELERN TEMEL EKONOMK GSTERGELERNN ANALZ N FAKTR ANALZNN UYGUNLUUNUN BELRLENMES Verilerin faktrlemeye uygunluunun belirlenmesi iin ncelik , deikenler arasndaki korelasyon katsaylarnn incelenmesidir. nk deikenler arasndaki korelasyonlar ne kadar yksek ise, deikenlerin ortak faktrler oluturma olaslklarda o kadar yksektir. Bu dorultuda 2006 ve 2008 yllar 17 deiken arasndaki korelasyonlar incelenmi ve 0,05 anlamllk dzeyinde anlaml korelasyonlar olduu saptanmtr. Faktr analizinin uygunluu iin yaplacak almann ikinci admnda ise, KMO(Kaiser-Meyer-Olkin) istatistii ve Bartlett kresellik testinin hesaplanmas gerekir.. KMO istatistii gzlenen korelasyon katsaylar bykl ile ksmi korelasyon katsaylarnn bykln karlatran bir indekstir. KMO orannn 0.5in zerinde olmas gerekmektedir. Bu oran ne kadar bykse, veri seti faktr analizi yapmak iin o kadar uygundur denir (Ogasawara, 2003). Bu iki istatistik ayr ayr hesaplanm ve Tablo 1de grld gibi dzenlenmitir. Tablo.1. KMO ve Bartlett statistikleri 2006 2008 KMO ,487 ,610 Uygunluk ls Yaklak Bartlett Ki-Kare 492,464 508,787 Kresellik sd 136,000 136,000 Testi p ,000 ,000 Tablo. 1de grld gibi KMO uygunluk ls 2006 yl iin %49 ve 2008 yl iin %61 olarak elde edilmitir. Dier taraftan Bartlett testi sonular da anlaml ktndan faktr analizi iin yaplan almann uygun olduu sonucuna varlmtr.

222
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

Veri setinin faktr analizine uygunluunun belirlenmesi iin yaplan almadaki nc adm ise, ortak varyans deerlerinin elde edilmesidir. Ortak varyans bir deikenin analizde yer alan dier deikenlerle paylat varyans miktardr (Jreskog, 1971). Her iki yl iin yaplan hesaplamada ortak varyans deerleri incelenmi en dk ortak varyansn 2006 ylnda 0,702 ve 2008 ylnda 0,749 olduu grlmtr. Bu deerler faktr analizindeki yorumlara gre uygun ortak varyans deerleri olarak deerlendirilir. 3.2. LKELERN FAKTRLEMES EKONOMK GSTERGELERNN

Faktr analizinde faktrlerin belirlenmesi iin bir ok yntem bulunmaktadr. Bunlar; temel bileenler yntemi, enok olabilirlik yntemi (EO), arlksz en kk kareler yntemi (AKK), genelletirilmi en kk kareler yntemi (GEKK), temel eksen faktrizasyonu yntemi, alfa faktrizasyon yntemi, imge faktrizasyonu yntemleridir. Bu almada faktrleme arlksz en kk kareler yntemi kullanlarak yaplmtr. Bu yntem, zellikle genelletirilmi en kk kareler yntemi ve enok olabilirlik yntemleri ile karlatrlmaktadr(Ogasawara, 2003). Enok olabilirlik yntemi verilerin ok deikenli normal dalmdan gelmesi durumunda kullanlr. Bu durumda GEKK ile EO yntemleri ayn sonular gstermektedir. Bu yntemler lekten bamsz iken arlksz EKK yntemi lee bamldr. Bu nedenle AEKK kullanlacaksa verilerin standartlatrlmas gerekmektedir. AEKK yntemi, gzlemlenen ve yeni yaratlan korelasyon matrisi arasndaki kare farklarnn toplamlarn azaltan ( kegenleri gz ard ederek) bir faktr karma metodu iken GEKK ayn algoritmay spesifik varyanslar kullanarak altrr (Jreskog, 1971). Hangi deikenin spesifik varyans yksek ise o deikene daha az arlk verir. Bylece faktr oluumuna etki eder. rnein, tek bana faktrleen bir deiken sz konusu ise o deikeni baka bir faktrn iine iter. Bu durum aratrmacnn kararna ve incelenen olaya bal olarak olumlu veya olumsuz olabilir.
i i1 i2 ik i Her bir deikenin varyans ; eklinde belirlenir. Yani bir deikenin varyans faktre bal varyans oran ile spesifik varyansn toplamna eittir. X deikenin toplam varyans faktrlerle

VAR( X ) = l 2 + l 2 + ... + l 2 +

223
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

aklanan varyans ve spesifik varyans biiminde ikiye ayrlr. Deikenlere ilikin spesifik varyans, her bir deiken iin faktre zg deikenlikten yararlanarak hesaplanr. Her bir deikenin varyans birim kabul edilir ve
2 p = 1 hp

eklinde hesaplanr.

AEKK ynteminde spesifik varyanslar dikkate alnmaz ve eer deikenlerin varyanslar yaklak birbirlerine eit ise sonular GEKK ile ayndr. Ayrca byk rneklem durumu sz konusu ise EO tahmin edicileri birbirlerine gre byk benzerlik gsterirler (Burg and Leeuw, 1988). Bu almada AEKK yntemi hem faktrlerin elde edilmesi hem de faktrlerin dndrlmesi aamasnda en uygun sonular verdiinden kullanlmas uygun bulunmutur. Daha nce de deinildii gibi, bu yntem iin verilerin standardize edilmesi gerekir. SPSS program bu yntemi uygularken korelasyon matrisini kullandndan; almada ayrca bir standardize ilemi yaplmasna gerek kalmamtr. Tablo 2. ve Tablo 3. incelendiinde 2006 yl iin, 5 faktr birlikte toplam varyansn %78,09unu ve 2008 yl iin 5 faktr birlikte toplam varyansn %78,81ini aklamaktadr. Bu sonulara baklarak, 5 faktrn her iki yl iin de yeterli olduu anlalmaktadr. Tablo 2. 2006 Yl Aklanan Toplam Varyans
F * lk zdeerler Vary. Km. Top. (%) (%) 5.315 3.647 2.043 1.789 1.468 31.264 21.452 12.017 10.525 8.634 31.264 52.716 64.733 75.258 83.892 Tretilen Kareli Arlklar Toplam Vary. Kmlatif Top. (%) (%) 5.126 3.452 1.869 1.640 1.188 30.155 20.304 10.994 9.649 6.990 30.155 50.459 61.453 71.103 78.093 evrilmi Kareli Arlklar Toplam Vary. Kmlatif Toplam (%) (%) 3.015 2.933 2.847 2.297 2.185 17.733 17.251 16.745 13.512 12.852 17.733 34.984 51.729 65.241 78.093

1 2 3 4 5

*F: Faktr (2006)

224
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

Tablo 3. 2008 Yl Aklanan Toplam Varyans


F * Top. 1 6.106 2 3.239 3 2.274 4 1.539 5 1.298 lk zdeerler Vary. (%) 35.916 19.052 13.376 9.050 7.633 Km. (%) 35.916 54.968 68.344 77.394 85.027 Tretilen Kareli Arlklar Toplam Toplam 5.923 3.076 2.021 1.279 1.098 Vary. (%) 34.842 18.094 11.888 7.525 6.461 Kmlatif (%) 34.842 52.936 64.824 72.350 78.811 evrilmi Kareli Arlklar Toplam Kmla Varyans tif Toplam (%) (%) 3.355 3.079 2.823 2.085 2.056 19.734 18.109 16.607 12.264 12.096 19.734 37.844 54.451 66.715 78.811

*F: Faktr (2008)

3.3. STATSTKSEL VE KTSAD ANLAMLILIK N FAKTRLERN DNDRLMES almann amac, lkelerin ekonomik gstergelere gre bir endeksinin bulunmas ve hangi lkelerin krizden daha ok etkilendiini belirlemek olduundan incelenen deikenlerin iaretleri ve ykleri iktisadi olarak anlaml olmaldr. Ayrca, deikenlerin iaretlerinin 2006 ve 2008 yllarnda ayn olmas gerekmektedir. Anlamll salamak iin, btn teknikler ile dndrme ilemi gerekletirilmitir. Baz almalarda, orijinal faktr yklerinden istatistiksel ve iktisadi anlamllk salanmas zor olabilir. Bu nedenle faktr yapsn daha basit hale getirmek iin onlar belli bir a ile dndrmek uygun olur. Faktr dndrmesini, faktr yklerinin dik hale getirilmesi iin eksenlerin optimal bir a ile dndrlmesi olarak ifade edebiliriz. Bu dndrme ilemi sonucunda faktrlerin akladklar toplam varyans deimez. Faktrlerin dndrlmesi ile kavramsal anlamlln salanmas mmkndr. Dndrme ilemi matemetiksel bir yaklamdr. Bu yaklam her bir faktrle arlkl olarak etkili olan deikenlerin belirgin olarak ortaya konmasn salar (zdamar, 2002).Faktr ykleri orjinal deiken ve ykl olduu faktr arasndaki korelasyonu gsterir. Bir deiken hangi faktr altnda mutlak deer olarak byk arla sahipse o deiken o faktr ile yakn iliki ierisindedir (Sharma, 1996). Yaygn olarak kullanlan dndrme teknikleri, dik dndrme teknikleri olan varimax, Quartimax, Equamaxs, Orthomaxs ve Biquartimaxs teknikleridir (Akgl ve evik, 2003). Dik teknikler de

225
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

faktrlerin birbirleriyle korelasyonu yoktur ve bu tekniklerde yaplmas gerekli olan matematiksel ilemler daha kolaydr. Varimax tekniinde faktr matrisinin stun elamanlarna arlk verilmekte, her stundaki yksek faktr arlklar daha yksek yaplrken, dk olan faktr arlklar ise aksine daha dk yaplmaktadr. Quartimax tekniinde korelasyon matrisinin satrlarna arlk verilir. Faktr matrisindeki eksi arlklar dikkate alarak arlklarn drdnc kuvvetlerini esas alr. Equamaxs teknii ise varimax ve quartimax teknikleri arasnda bir yaklamdr. Satr ve stundaki yk deerlerini birlikte ele alr (Johnson and Wichern, 2002). Ele alnan lkelerin ekonomik gstergelerine uygulanan faktr analizinde gerekletirilen dndrme ilemlerinden elde edilen en uygun sonular tablo 4 ve 5te gsterilen equimaxs tekniinde olduu gibidir. GSYH Reel Artnn pozitif olmas lkenin endeksini pozitif ynde etkileyecei ayn zamanda Genel Ynetim Nominal Bor Stoku / GSYH (%) ile aralarnda negatif ynl bir ilikinin olduu anlamn tamaktadr. (Tablo 4, Tablo 5) Bu almada, btn deikenler 2006 ve 2008 yl matrislerinde ayr ayr incelenmitir. Sadece nfus deikeninin endekse etkisinin 2006 ylnda negatif, 2008 ylnda ise pozitif olduu grlmtr. Dier deikenlerde byle bir sorun gzlenmemitir. Dolaysyla yaplan dndrme ilemlerinden en uygununun Equamaxs olduuna karar verilmitir.

226
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

Tablo 4. 2006 Yl Dndrlm Faktr Matrisi


Dndrlm Faktr Matrisi (2006) 1 GSYH Reel Art (%) (2000 Yl Piyasa Fiyatlaryla) Tketici Fiyatlar Endeksi Yllk Ortalama Art (%) Gayri Safi Sabit Sermaye Oluumu / GSYH (%) Kamu Kesimi Genel Dengesi / GSYH (%) Genel Ynetim Nominal Bor Stoku / GSYH (%) Cari lemler Dengesi / GSYH (%) Sosyal Gvenlik Gelirleri (Gerek) Dahil Vergi Yk (Vergi Gelirleri / GSYH) (%) Sosyal Gvenlik Gelirleri Hari Vergi Yk Toplam Kamu Giderleri / GSYH (%) Mal ve Hizmet hracat / GSYH (%) Mal ve Hizmet thalat / GSYH (%) Nfus (Bin Kii) Satnalma Gc Paritesine Gre Kii Bana Den GSYH (AB-27=100) Nfus Art Hz (%) Toplam Kamu Gelirleri / GSYH (%) sizlik Oran (%) zel Nihai Tketim Harcamalar / GSYH (%) 0.727 0.639 0.615 0.612 -0.601 -0.586 0.934 0.815 0.693 0.967 0.925 -0.597 0.882 0.630 0.888 -0.888 -0.560 2 Faktr 3 4 5

227
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

Tablo 5. 2008 Yl Dndrlm Faktr Matrisi


Dndrlm Faktr Matrisi (2008) Faktr 1 2 3 Sosyal Gvenlik Gelirleri (Gerek) Dahil Vergi Yk 0.870 (Vergi Gelirleri / GSYH) (%) Sosyal Gvenlik Gelirleri Hari 0.846 Vergi Yk Toplam Kamu Giderleri / GSYH 0.735 (%) Toplam Kamu Gelirleri / GSYH 0.697 (%) Kamu Kesimi Genel Dengesi / 0.470 GSYH (%) Genel Ynetim Nominal Bor -0.771 Stoku / GSYH (%) Tketici Fiyatlar Endeksi Yllk 0.724 Ortalama Art (%) GSYH Reel Art (%) (2000 0.691 Yl Piyasa Fiyatlaryla) Cari lemler Dengesi / GSYH -0.651 (%) Gayri Safi Sabit Sermaye 0.598 Oluumu / GSYH (%) Mal ve Hizmet hracat / GSYH 0.973 (%) Mal ve Hizmet thalat / GSYH 0.864 (%) zel Nihai Tketim Harcamalar -0.673 / GSYH (%) Nfus Art Hz (%) Nfus (Bin Kii) Satnalma Gc Paritesine Gre Kii Bana Den GSYH (AB27=100) sizlik Oran (%)

0.835 0.706 0.548 -0.909

228
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

3.4. FAKTR SKORLARINA ENDEKSLERNN BELRLENMES

GRE

LKELERN

Faktr skorlarna gre lkelerin endekslerinin belirlenebilmesi iin, dndrlm faktr skorlar matrisini kullanarak her lkenin her faktrdeki skorunun hesaplanmas gerekir (Sharma, 1996). Hesaplanan bu skorlarn en nemli zellii normal dalm artn tamalar ve oklu dorusal balant problemi tamyor olmalardr. Elde edilen faktr skorlar, her bir lke iin zdeerlerleri ile arplp toplanarak lkelerin bir tek skoru elde edilebilir. Bu ekilde elde edilen arlklandrlm tek skor, lkelere ait ele alnan deikenlerden oluan endeks olarak deerlendirilmitir. almann amac olan finansal krizin lkeler zerine etkileri bu endeks ile ortaya konmaya allmtr. lkelere gre sral endeks deerleri Tablo 6.da grld gibidir. Tablo 6. finansal kriz ncesi (2006) ve finansal kriz sonras (2008), lkelerin genel durumunu gstermektedir. Endeks deeri pozitif olan lkeler, negatif deerli lkelere gre daha iyi bir ekonomiye sahiptirler. Tablo 6. lkelerin Endeks Deerleri Sra Says 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 11 12 13 14 15 16 lkeler Danimarka Estonya rlanda sve Lksemburg Trkiye ngiltere Belika Bulgaristan Letonya Litvanya spanya Finland Fransa Hrvatistan Slovakya 2006 Endeksleri 12.83 12.46 8.78 8.34 7.93 7.22 6.51 5.88 5.80 5.41 4.90 3.49 3.43 1.19 0.45 0.33 lkeler sve Danimarka Finland Lksemburg Kbrs Rum Kesimi Belika Avusturya spanya Bulgaristan rlanda Fransa Litvanya Hrvatistan ngiltere Estonya Slovenya 2008 Endeksleri 17.09 16.68 9.51 8.10 7.54 5.70 4.92 3.06 2.93 2.10 1.44 1.42 1.37 1.24 0.93 0.04

229
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

17 18 19 20 21 22 23 24 25 26 27 28 29 30 31 32

Kbrs Rum Kesimi Slovenya ek Cum talya Hollanda Avusturya Romanya Almanya Malta 4 Portekiz Polonya Makedonya Yunanistan ABD Macaristan Japonya 4. SONU

0.20 -1.35 -1.61 -2.07 -2.90 -3.33 -3.60 -4.25 -5.76 -6.50 -6.54 -7.57 -7.61 -12.73 -13.59 -15.74

talya Malta 4 Almanya Polonya Macaristan Yunanistan Hollanda ek Cum Slovakya Letonya Portekiz Makedonya Trkiye Romanya ABD Japonya

-0.73 -0.92 -1.39 -2.35 -2.65 -2.91 -3.26 -3.51 -3.82 -3.88 -4.07 -4.80 -6.15 -7.45 -12.26 -23.93

lkelerin endeks deerleri incelenirken nemli olan nokta lkelerin endeks deerlerinin saysal byklk olarak deil sralama asndan deerlendirilmesi gerektiidir. Bunun nedeni ise, her iki dnem iin ayr ayr faktr analizi teknii uygulanm ve ayn metodlar kullanlm olmasna karn tablo 4 ve tablo 5te grld zere tamamen ayn faktrleme elde edilememitir. Bu da krizden etkilenmenin bir sonucu olarak dnlebilir. Sonu olarak ele alnan deikenlere ve bunlardan elde edilen faktrlere gre; 2006 ylnda Danimarka en yksek endeks deerine sahip iken 2008 ylnda ve en yksek endeks deerine sahiptir. Trkiye asndan bakldnda 2006 ylnda ilk 6 lke arasnda iken 2008 ylnda son sralara dmtr. ABD ve Japonya ise her iki dnemde de son sralarda yer almaktadrlar. ABD iin bunun nedeni, yaanan issizlik sorunu, mortgage krizi, sadece imalat sanayi yatrmlarnn baka lkelere gidebilecei dnlrken, hizmet sektrndeki yatrmlarnda zellikle Hindistan gibi baka lkere gitmesi, seimler gibi etkenlerdir. 2006 ve 2008 yllarnda Japonyann son sralarda yer almasnn nedeni ise, hisse senetleri ve gayrimenkul fiyatlarndaki dler, isizlikteki art ve en nemlisi halkn

230
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (218-230)

ekonomik yap ve gelecee ynelik gvenini kaybetmesi ve gelecek endiesiyle tketim eilimini azaltarak byk lde tasarrufa ynelmesi, dk doum oranlar, siyasi gvensizlik gibi etkenlerdir. Bu etkenler lkeyi ciddi ekilde etkilemi ve etkilemeye devam etmektedir. KAYNAKA Payaslolu, P. http://www.antrak.org.tr/gazete/011999/bulentp.htm. Kutlu, E. (1999). Avrupa Birlii. Eskiehir: Anadolu niversitesi Yaynlar. Kalayc, . (2006). SPSS Uygulamal ok Deikenli statistik Teknikleri. Ankara: Asil Yayn Datm. Alta, D. (2006). Trk Bankaclk Sektrnn statistik Tekniklerle Analizi: stanbul: Derin Yaynlar. Tatldil, H. (2002). Uygulamal ok Deikenli statistiksel Analiz. Ankara: Akademi Matbaas. Ogasawara, H.(2003). Correlations Among Maximum Likelihood and Weigted/Unweigted Least Squares Estimators in Factor Analysis. Behaviormetrika Vol. 30. No.1. 63-68. Jreskog, K., Van Thillo, M. (1971). New Rapid Algorithms For Factor Analysis By Unweigted Least Squares, Generalized Least Squares and Maximum Likelihood. Research Memorandum. New Jersey: Educational Testing Service Burg and de Leeuw (1988); Michailidis and de Leeuw (1996). SPSS Categories 7.5 zdamar, K. (2002). Paket Programlar le statistiksel Veri Analizi. Eskiehir: Kaan Kitapevi Sharma, S. (1996). Applied Multivariate Techniques. New Jersey: John Wiley Akgl, A., evik, O., (2003). statistiksel Analiz Teknikleri. Ankara: Emek Ofset Johnson, R., Wichern, D. (2002) . Applied Multivariate Statistical Analysis. Fifth Ed. New Jersey: Pearson Education

231
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

MEVDUAT BANKALARININ RASYOLARINA KMELENMES Dicle CENGZ 1 ZET Trkiyedeki mevduat bankalar eitli rasyo deerlerine gore pek ok almada daha once kmelenmeye allmtr. Bu almada da benzer ekilde bankalarn rasyolar kullanlarak kmelenmesi amalanrken, bunun yannda bu amala kullanlabilecek kmeleme yntemlerinin de karlatrlmas ve uygunluklarnn deerlendirilmesi yaplmaya allmtr. Dier taraftan, rasyo dndaki kategorik zellik saylabilecek baz zelliklerinin de analize katlmas sonucu bankalar kmelenmesinde optimal lekleme tekniklerinde de yararlanlmaya allm ve elde edilen tm sonular birlikte karlatrmal olarak yorumlanmtr. Sonu olarak kmeleme analizinde nominal ve ordinal lekli deikenlerin olmas durumunda alternatif bir yntem almada sunulmutur. Anahtar Kelimeler: Kmeleme Analizi, Optimal lekleme, Dorusal olmayan temel bileenler Analizi CLUSTERING OF THE JINT-STOCK BANKSACCORDING TO THEIR RATIOS ABSTRACT The Turkish banks have been tried to be clustered in several studies up to now. In this study the aim was to cluster the banks using their ratios too. In addition, different clustering methods were compered and their compatibility was also evaluated. Moreover apart from ratios, as a result of
1 Do.Dr. ; stanbul Ticaret niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi, statistik Blm retim yesi.

232
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

adding some categorical variables, The optimal scaling methods were also used for this clustering process. And all the results were interpreted by comparing one another. As a result, in this study an alternative method was suggested in case of the nominal and ordinal variables taking places in the analysis. Key Words: Clustering, Optimal Scaling, Nonlineer Principle Components GR Her lkenin kendi tarihsel ve yasal yapsna bal olarak olumu bir bankaclk sistemi vardr. Trk bankaclk sistemi, Trkiyede kurulu mevduat bankalar, katlm bankalar, kalknma ve yatrm bankalar , yurt dnda kurulu bu nitelikteki kurulularn Trkiyedeki ubeleri, finansal holding irketleri, Trkiye Bankalar Birlii, Trkiye Katlm Bankalar Birlii, Bankaclk Dzenleme ve Denetleme Kurulu, Tasarruf Mevduat Sigorta Fonundan oluur ve bu kurulularn faaliyetleri 2005 ylnda yrrle giren 5411 sayl Bankaclk Kanununun hkmlerine tabidir. Bankaclk kavram; fonksiyonlar faaliyetleri ve trleri bakmndan ok geni bir kapsama sahiptir. Bankacln ok geni bir kapsama sahip olmas, her lkenin kendine zg yasal ve tarihsel bir bankaclk gemiinin bulunmas, zaman ierisinde fonksiyonlarn ve trlerinin deimesi, genel bir bankaclk tanmnn yaplmasn zorlatrmtr. (Erol ,2006:3-4) Trk Bankaclk Sektrnde bankalarn ounluu mevduat bankasdr. Dolaysyla bu almada Trkiyede faaliyet gsteren 33 mevduat bankasnn rasyolar kullanlmtr. Mevduat bankalarn temel ilevi mevduat toplayarak bor almak ve fon salayarak bor vermek olmasna karn birden ok amaca ynelik olarak faaliyet gsterirler. Vadeli ve vadesiz mevduat kabul etmek, ticari senetleri iskonto etmek, borlu cari hesap amak, kambiyo ilemleri yapmak, havale kabul etmek, ticari senetleri iskonto etmek, borlu cari hesap amak, kambiyo ilemleri yapmak, havale kabul etmek, kiralk kasalar bulundurmak, toplanan mevduat ticaret ve sanayicilerin finansman ihtiyalarn salamak gibi hizmetler bunlardan bazlardr. Bu bankalarn genellikle zsermayeleri azdr ve fon kaynaklarn tasarruf sahiplerinden toplanan mevduatlar oluturur. Bu almann amac Trkiyedeki mevduat bankalar ierisinde

233
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

performans asndan birbirlerine benzer zellik gsteren bankalar ortaya kartmaktr. Bu amala, bankalarn performanslarnn lmnde kullanlan oranlar incelenmi ve literatrdeki analizlerde kullanlan oranlar almann kapsamna alnmtr. Ayrca bankalrn byklkleri ve sermaye yaplarda almann kapsam ierisine alnmtr. Mevduat bankalarn byklklerine gre yaplan ayrmda aktif byklkler dikkate alnmaktadr. Buna gre bankalar, kk orta ve byk lekli olmak zere guba ayrlmaktaktadr. Mevduat bankalarn sermaye yaplarna gre ise kamusal sermayeli mevduat bankalar, zel sermayeli mevduat bankalar ve yabanc sermayeli mevduat bankalar olarak gruba ayrlmaktadr. BANKALARIN PERFORMANSLARININ KULLANILAN ORANLAR LMNDE

Bankalarn finansal performanslarnn llmesinde en ok kullanlan analiz teknii oran analizidir. Bu analizle bilano ve gelir tablosundaki kelemler arasndaki oransal ilkilerden faydalanarak bankalarn sermaye yeterlilii, likitide yeterlilii, aktif kalitesi, karll llmektedir( Erdoan, 1995:255) Bankack sektrnde finansal analiz yaparken be yllk finansal tablo verilerine gre oranlarn hesaplanmas yeterlidir. Bu oranlar hem bankann farkl dnemleri arasnda hem de ayn sektrdeki bankalar arasnda karlatrma yaplmasna olanak verir. Bu alma ierisinde kullanlacak oranlar ve aklamalar aada belirtildii gibidir.

234
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

Tablo 1. Bankalarn Rasyolar


Rasyolar (%) Sermaye Oranlar S1 = zkaynaklar / (Kredi+Piyasa+Operasyonel Riske Esas Tutar) S2 = zkaynaklar/ Toplam Aktifler Aktif Kalitesi (Krediler) A1 = Finansal Varlklar (Net)/ Toplam Aktifler A2 = Toplam Krediler / Toplam Aktifler A3 = Toplam Krediler/ Toplam Mevduat AK4 = Takipteki Krediler (Net) / Toplam Krediler Likidite Oranlar L1 = Likit Aktifler / Ksa Vadeli Ykmllkler L2 = Likit Aktifler / YP Pasifler Karllk Oranlar K1 = Net Dnem Kar (zarar) / Toplam Aktifler K2 = Net Dnem Kar (zarar) / Toplam Gelirler Gelir- Gider Yaps Oranlar G1 = zel Karlklar Sonras Net Faiz Geliri/ Toplam Aktifler G2 = zel Karlklar Sonras Net Faiz Geliri/ Toplam Faaliyet Gelirleri G3= Faiz D Gelirler(Net)/ Toplam Aktifler Sektr Paylar SP1 = Toplam Krediler SP2 = Toplam Mevduat Faaliyet Oranlar F4 = Personel Giderleri/ Dier Faaliyet Giderleri F5 = Toplam Faaliyet Gelirleri/ Toplam Aktifler F6= Net Faaliyet Kar ( Zarar)/ Toplam Aktifler

235
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

UYGULAMADA YNTEMLER Kmeleme Analizi

KULLANILAN

STATSTKSEL

Kmeleme Analizi ok deikenli bir analiz teknii olup veri kmesi iinde yer alan birimlerin veya deikenlerin homojen gruplar halinde toplanmsna yarayan bir tekniktir. Kmeleme analizi zerinde uzun yllardan beri gerekletirilen okk sayda alma bulunmasna ramen kmeleme analizini konu olan kaynaklarda Sneath ve Sokaln almalar ilk kmeleme almalar olarak nemli yer tutmaktadr. Ancak bu aratrmaclarn ilgi alanlar saysal olarak canllarn snflandrlmas olduu iin kmeleme analizi balangta bu alanla snrl kalm, hatta bu adla anlmtr.(Gler, Ulutrk; 1999) Kmeleme analizi; tanmlayc, teorik olmayan ve istatistiksel sonu karmaya dayanmayan bir analizdir. rneklemeden kitle iin istatistiksel sonu karmaya yarayacak, istatistiksel bir tabana sahip degildir ve daha ok aklayc bir yntem olarak kullanlr. Kmeleme analizi ile elde edilen sonu tek olmayacaktr. Herhangi bir zmde elde edilen kme yelikleri, kullanlan ynteme bagl olarak degisiklik gsterir. Sonu olarak elde edilen kmeleme zm, benzerlik lsne bagl olarak kullanlan degiskenler ile dogrudan iliskilidir (Junghagen, 2000) Kmeleme analizinde uzaklk yntemlerinden yararlanarak birimlerin kmelere atanmas yaplmaktadr. Kmelemede pek ok yntem bulunmakta ve bu yntemler farkl balklar altnda toplanmaktadr. Ancak, enok bilinen ve en ok kabul gren yntemleri; Hiyerarik ve Hiyerarik Olmayan Yntemler biiminde iki ana balk altnda toplanmaktadr. Bu almada hiyerarik olmayan kmeleme yntemleri ile analiz yapldndan, bu kmeleme yntemi ksaca aklanmtr. Kme says konusunda n bilgi var ise ya da arastrmac anlaml olacak kme saysna karar vermis ise bu durumda, ok uzun zaman alan hiyerarsik yntemler yerine, hiyerarsik olmayan kmeleme yntemleri tercih edilmektedir. Ayrca, bu yntemlerin kurumsal dayanaklarnn daha gl olmas diger bir tercih sebebidir. Hiyerarsik olmayan kmeleme baslg altnda pek ok yntemden sz etmek mmkndr. Ancak bunlardan en ok kullanlan iki tanesi k-ortalama teknigi ile En ok Olabilirlik Teknigidir (Johnson&Wichern, 2002). k-ortalama tekniginde bireyler, kmeler ii kareler toplam en kk

236
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

olacak biimde k sayda kmeye blnmektedir. Yani x1,x2,,xn her biri p degiskenli gzlem vektrleri, ok boyutlu X uzaynda birer nokta olarak dsnlecek olursa ve ayn uzayda a1n,,akn her grup birey iin kme merkezleri olarak seildiginde, bireyler en yakn kmeye snflanmaktadr. Bu teknigin bilgisayar algoritmalarndaki pratik isleyisi ise syledir. 1.ilk k gzlemin her biri bir gzlemli kme olarak alnmaktadr. 2. Kalan n-k gzlemin her biri, ortalamas en yakn olan kmeye atanmakta ve her atamadan sonra kme ortalamalar yeniden hesaplanmaktadr. 3. Tm gzlemlerin kmelere atanmas bittikten sonra, n gzlemin bulunmus kme ortalamalarna gre yeniden atanmalar yaplmaktadr. 4. Bir nceki kmelemeye gre son elde edilen kmelemede kmeler aras gzlem geisi durana kadar nc adm tekrarlanmaktadr (Tatldil, 1996). Kme saysnn belirlenmesinde farkl kriterler olmakla beraber bunlar ideal kme saysnn elde edilmesinde kesin zmler ortaya koymayp daha ziyade yol gsterici niteliktedirler. Kmeler arasndaki uzaklklar bunun bir lsdr. Burada en nemli grev ise aratrmacya dmektedir. Aratrmac kendii bilgi dzeyi, tecrbesi, sonularn anlamll ve verilerin yapsna gre kme saysnn ne olmas gerektiine karar verebilir. Bunun iinde deneme yanlma yolu ile aamal olarak kme saylarnn arttrlarak anlamllklarnn incelenmesi ve alternatif kme saylar arasndan en ugun olannn seilmesi ile kme saysnn belirlenmesine allmaldr. Kmeleme analizinden salkl bir sonu elde edilebilmesi iin deikenlerin seimi ve kme saysnn belirlenmesi nemlidir. Kk rneklemelerde kme saysnn belirlenmesi iin aadaki eitlik sk k = (n / 2)1 / 2 kullanlmaktadr ;
2 Mariot tarafndan nerilen yntemde ise ; M = k W

Burada en kk M deerini veren kme says gerek kme saysdr. W ise grup ii kareler toplam matrisidir. Calinsky ve Harabasz tarafndan gelitirilen yntemde ise;

C = [iz ( B ) / k 1] / [iz (W ) / n k ]

eitliini en bykleyen k deeri kme saysdr. Burada B ve W srasyla gruplar aras ve grup ii kareler toplam matrisleridir(Atamer,1992).

237
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

Optimal lekleme Optimal lekleme, veri kmesinin saysal (nmerik), sralayc (ordinal) ve snflayc (nominal) lm dzeyinde llm deikenlerin herhangi bir karmn ierdii durumlarda kullanlan, aratrc ve tasvir edici veri analiz teknikleri kmesidir. Her deikenin kategorileri belirli bir lm dzeyine sahiptir. Bir deikenin lm dzeyi saysal (rtmeyen aralklarla llen), sralayc (kategorilerin sras veya derecesi nemli olan) veya snflayc (sadece kategorilerin oluturduu snflar nemli olan) olabilir. Optimal leklemenin amac bu nesneleri bir p boyutlu uzayda temsil etmektir; baka bir deyile optimal lekleme deikenlerin lm dzeyleri tarafndan konan kstlamalar dikkate alan p sayda lek oluturmaya almaktadr.(Bayram, Erta) Optimal lekleme teknikleri; homojenlik analizi veya dier adyla oklu karlk getirme analizi( HOMALS) ,dorusal olmayan temel bileenler analizi(PRINCALS) ve dorusal olmayan kanonik korelasyon analizidir(OVERALS). Bu teknikleri ksaca zetlemek gerekirse; Eer her bir kme sadece bir deiken ierir ve tm deikenler oklu snflayc lm dzeyine sahip olursa, OVERALS, HOMALSa indirgenir. Eer her bir kme sadece bir deiken ierir, fakat deikenlerin lm dzeyleri karma ise, OVERALS, PRINCALSa indirgenir. Eer analize dahil edilen tm deikenler oklu snflayc olarak belirlenirse, PRINCALS, HOMALSa inirgenir. Eer tm deikenler tekil saysal ve her bir kme sadece bir deiken ierirse, OVERALS klasik temel bileenler analizine indirgenir. Eer tm deikenler tekil saysal ise ve deikenlerin iki kmesi varsa, OVERALS klasik kanonik korelasyon analizine indirgenir [SPSS Categories 7.5; Burg and de Leeuw (1988); Michailidis and de Leeuw (1996)]. Bu almada bankalarn rasyolar deikenlerinin yan sra, bankalarn byklkleri ve sermaye yaplar nitel deiken olarak analize katldndan dorusal olmayan temel bileen analizi aklanacaktr. Dorusal Olmayan Temel Bileenler Analizi Dorusal olmayan temel bileenler analizinin (PRINCALS) zm teknii, ilk olarak 1979 ylnda Van Rijckevorsel ve de Leew tarafndan gelitirilmitir. Analiz, orijinal deikenler kmesindeki deikenliin mmkn olduu kadar ounu hesaplayarak, bunu orijinal korelasyonsuz

238
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

deikenlerin daha kk bir kmesi iine, baka bir ifade ile daha az sayda boyuta, indirgemeye olanak salamaktadr. Dorusal olmayan temel bileenler analizinde, saysal deikenlerin yannda snflayc ve sralayc deikenler de ayn anda analize dahil edilebilir. Gzlenen deikenler arasndaki ilikilerin dorusal olduu varsaylmamaktadr. Analiz dikkate alnan deikenlerin iki boyutlu haritalarda grafiksel gsterimine olanak salamaktadr. Kullanlan verilerin pozitif tamsay olmas gerekir; sfr ve negatif deerleri analiz dikkate almamaktadr.( Bayram, Erta) Gifi sistemine gre Dorusal olmayan temel bileenler analizi, kstl oklu karlk getirme analizi, olarak tanmlanabilir. Balang noktas, oklu karlk getirme analizinde olduu gibi aada tanml kayp foksiyonudur. (1) Dorusal olmayan temel bileenler analizinde bu kayp fonksiyonu zerine Yj matrisi zerine rank-1 kst getirilir ve
j =1 j =1

( X ; Y1 , Y2 ,..., Y j ) = J 1 KT (X G j Y j ) = J 1 tr (X G j Y j ) (X G j Y j )
J J

Yj = q j j

jJ

. (2)

eklinde ifade edilir. Burada qj: jinci deikenin tekli kategori nicelendirmelerini ieren lj elemanl kolon vektr; j: Arlklarn bulunduu p elemanl kolon vektrdr ( bileen ykler) . Bylece herbir Yj nicelendirme matrisi rank-1 olacak ekilde kstlanm olur. Dolaysyla, Yjnin elemanlar, j deikeninin kategorilerinin p boyutlu uzayda birbirlerine gre oranlarn (arlklarn) ifade eder. Rank-1 kst, gzlem skorlar iin deiken kategorilerinin tekli nicelendirmeleri ile B zmn salamaktadr. Ve ayrca ordinal ya da nmerik lm dzeylerinin de kullanabilecei anlamna gelmektedir. Bu durum oklu nicelendirme yapldnda Homojenlik analizinde imkansz olmaktadr. lk olarak; nmerik deikenlerin oklu nicelendirmeleri dnldnde; Kategori nicelendirmeleri standartlatrlm nsel nicelendirmeler ile ayn olmaldr. Bu, oklu saysal nicelendirmelerin uyumaz ihtiyalar ierdiini gsterir. kinci olarak ordinal deikenlerin oklu nicelendirmeleri dnldnde, kendi ilerinde eliki yaratmazlar. Deiik nicelendirmelerin hepsi nsel nicelendirmeler ile ayn sralamada olmaldr.

239
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

Dolaysyla sonular arasnda yksek iliiki bulunacaktr. Bu da istenilen bir durumdur. Kayp fonksiyonunun Yj zerine getirilen rank-1 kstna gre minimize etmek iin oklu karlk getirme analizinde olduu gibi,

Y j = D 1G j X , j
hesaplamasyla ayrtrldnda,

jJ
balanr. Buradan Gifi kayp

(3) fonksiyonu

tr ( X G
j =1
J j =1

[Y

+ (Y j Y j ) ) ( X G j Y j + (Y j Y j ) )
J

= tr( X G j Y j )( X G j Y j ) + tr(Y j Y j )D j (Y j Y j ).
j =1

(4)

eklinde ifade edilebilir. Yjler zerine rank-1 kst yklendiinde, (5) ekline dnen kayp fonksiyonu, qj ve jye gre minimize edilir. Bu ilem qj ve jye gre Tekrarl En Kk Kareler Yntemi ile yaplr. Bu algoritmada ncekinden farkl olarak qj sabit tutulur ve

tr (q Y )D (q Y )
j =1 j j j j j j j

j = (Y jD j q j ) /(qj D j q j ) ,

, jJ

jJ

(6)

ardndan da j sabit tutularak, (7) deerleri bulunur. Bu noktada deikenlerin lm dzeylerini dikkate almak gerekmektedir. Bunun anlam, j tahmini vektrnn lj zerinde tasarlanmaldr. Deiken dzeylerinin dikkate alnmas ile elde edilen bu sonu PRINCALS zm olarak adlandrlr. (Cengiz,Hsm) BANKALARIN RASYOLARININ ANALZ almada toplam 29 mevduat bankasna ait Tablo 1de gsterilen deikenler ve bu deikenlerin yan sra bankalarn byklkleri ve sermaye yaplarlar deikenleri de almann kapsam ierisine alnmtr. Rasyolarna ulalmayan mevduat bankalar almann kapsam ierisine alnmamtr.

q j = Y j j /( j ) j

240
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

Bankalarn Rasyolarna Uygulanan Faktr Analizi Ve Kmeleme Analizi Yukarda belirtildii zere almadaki ama bankalarn rasyolarna bunun yansra byklk ve sermaye yaplarna gre bankar kmelendirmektir. Ancak burada ki temel problem nitel ve nicel deikenlerin birlikte analiz edilememesidir. lk olarak, nitel deikenler analize katlmadan, bankalarn rasyolar arasndaki oklu dorusal banty ortadan kaldrmak iin faktr analizi uygulanmtr. Toplam 5 faktr oluturulmu ve %84lk bir aklama oran bulunmutur.(Tablo2) Tablo 2. Aklanan Toplam Varyans Faktr lk zdeerler 1 2 3 4 5 Toplam 4,811 4,122 2,969 2,195 1,090 Varyans (%) 26,727 22,899 16,492 12,195 6,055 Kmlatif (%) 26,727 49,625 66,117 78,312 84,367

Tretilen Kareli Arlklar Toplam Toplam 4,811 4,122 2,969 2,195 1,090 Varyans (%) 26,727 22,899 16,492 12,195 6,055 Kmlatif (%) 26,727 49,625 66,117 78,312 84,367

evrilmi Kareli Arlklar Toplam Toplam 4,357 3,706 3,298 2,661 1,164 Varyans (%) 24,206 20,591 18,320 14,782 6,468 Kmlatif (%) 24,206 44,797 63,117 77,899 84,367

241
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

Bu aamadan sonra oluan faktrlerin kavramsal anlamllnn irdelenmesi iin btn dndrme metodlar uygulanm ve varimax metodunun uygun olduuna karar verilmitir. Burada kavramsal anlamlllk rnein, sermaye oranlar rasyosu ierisindeki deikenlerin ayn faktrde veya ilgili bir faktrde ve iaretinin anlaml olmasdr. Bundan sonra uygulanacak olan analizlerde bu faktrlemeye gre oluturulan regresyon faktr skorlar kullanlacaktr. kinci aamada ise oluturulan faktr skorlarna kmeleme analizi uygulanmtr. Teorik blmde aklanan tekniklerden, hiyerarik olmayan kmeleme teknii olan k-ortalamalar kmelemesi kullanlmtr. Kortalamalar kmelelemesinde en nemli nokta kme saysna karar vermektir. Bu aamada balang kme saysn belirlemek iin forml 1 kullanlm ve deneme yaplarak kme saysna karar verilmitir. lk olarak 3 kme daha sonra 4 kme iin analiz yaplmtr. 4 kme oluturulduunda hem kmelerdeki banka says hem de ANOVA sonular uygun bulunmamtr. 3 kme olutuunda ise; Kmelerin iindeki bankalar anlaml bulunmamtr. rnein sadece 1 kmeyi gstercek olursak( tablo3) birbirleriyle mantksal olarak hibir iliki ieresinde olmayan bankalarn ayn kmede olduklar grlmektedir. Tablo 3. Faktr Skorlarna Gre Oluturulan 1. Kme Yap ve Kredi Bankas A.. 1 Eurobank Tekfen A.. 1 HSBC Bank A.. 1 ABN AMRO Bank N.V. 1 Sonu olarak; Sadece bankalarn rasyolar kullanlarak yaplan kmeleme ilemleri geersiz olmakta ve mantkl sonular vermemektedir. Bu sorunu zmek iin, kullanlmayan rasyolar ya da dier kmeleme teknikleri kullanlabilecei gibi bankalar zerinde etkili olan baka deikenlerde analiz ierisine alnabilir. Bu amala; bankalarn byklkleri ve sermaye yaplar nitel deikenler olarak analize katlmtr. Bankalarn Rasyolar ve Byklk, Sermaye Yaps Deikenleri le Uygulanan Dorusal Olmayan Temel Bileenler Analizi Bankalarn kmelenmesini belirleyebilmek iin rasyolarn yansra, analize iki nitel deiken katlmtr. Ancak bu aamada temel sorun nitel ve

242
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

nicel deikenlerin bilinen ok deikenli tekniklerle analiz edilememesidir. Bu nedenle nicel ve nitel deikenleri birlikte analiz eden dorusal olmayan temel bileen analizi(PRINCALS) uygulanmtr. PRINCALS ktsnda ilk tablo model zeti tablosudur. Bu tablodaki cronbach alfa katsays kayp fonksiyonu ile birlikte modelin uyumunun ne derecede iyi olduunu gsteren bir katsaydr ve yksek deer almas uyumun o kadar iyi olduunu gstermektedir. Tabloda grld zere toplamdaki bu deer 0,959 olarak bulunmutur ayrca model iki boyutta toplam varyansn %51,698ini aklamaktadr. Tablo 4. Model zeti Boyut 1 2 Toplam Cronbach Alfa ,909 ,818 ,959 Toplam (zdeer) 7,777 4,631 12,407 Varyans Yzdesi 32,403 19,295 51,698

PRINCALS deikenlerin teker teker nicelendirmelerini vermektedir. Kategorilerin frekans dalmlarna gre olan nicelendirmeleri, her iki boyuttaki merkezi koordinatlar ve ve vektr koordinatlar da kategoriler iin ayr ayr verilmitir. Bu deerler nicelendirmeleri istenilen tm deikenler iin ayr ayr gsterilmektedir. Sonuta, zellikle ilgilenilen deikenin elde bulunan gzlem kmesine gre hangi kategorilerde younlamann olduu grlecei gibi, koordinat eksenlerininde konumlar teker teker gzlenebilmektedir. Tablo 5 ve Tablo 6da srasyla sermaye ve byklk deikenleri iin kategori nicelendirmeleri grlmektedir. Tablo 5. Sermaye Deikenin Kategori Nicelendirmeleri Merkez Koordinatlar Boyut 1 2 1,095 -,070 ,283 -,122 -,382 ,089 Vektr Koordinatlar Boyut 1 2 3,283 -,939 ,934 -,267 -1,199 ,343

Kategori Frekans Nicelendirme 1 3 -2,208 2 10 -,629 3 16 ,807

243
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

Tablo 6. Byklk Deikenin Kategori Nicelendirmeleri Merkez Koordinatlar Boyut 1 2 -,394 ,031 -,100 -,093 ,945 ,026 Vektr Koordinatlar Boyut 1 2 -1,216 -,014 -,313 -,003 2,918 ,033

Kategori Frekans Nicelendirme 1 15 -,721 2 7 -,185 3 7 1,730

Bankalarn iki boyutlu uzayda gsterimi gzlem skorlar hesaplanarak yaplabilmektedir. Grafik 1 gzlem skorlarna gre izilen grafii gstermektedir. Grafik incelendiinde, zellikle kmenin oluabilecei gzlemlenmektedir. Kmelenmenin grafikte grld gibi olup olmadn test etmek iin gzlem skorlarna k-ortalamalar kmeleme teknii uygulanm ve sonuta kmeye ulalmtr. rnein oluan kmelerden biri 3, 22, 23 ,24 ,25, 26 ve 27 numaralar bankalar iermektedir. Sonu olarak, oluan bu kmeler ilk oluan kmelere nazaran daha anlamldr ancak hala baz eksiklikler iermektedir. Bu eksiklikleri gidermek iin, dorusal olmayan temel bileenler analizi sonucu oluan dntrlm deerlere k- ortalamalar kmeleme analizi uygulanm ve sonularda oluan kmeler de eksikliklerin dzeltilemedii grlmtr. Grafik 1. Gzlem Skorlar Grafii

244
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

stenilen Kmeleme sonularna ulalamamas nedeniyle alternatif dier bir yntem olarak sermaye ve byklk deikenlerini iermeyen faktr analizi sonucu oluan faktr skorlar ile btn deikenleri ieren dorusal olmayan temel bileenler analizi sonucu oluan sermaye ve byklk deikenlerinin nicelendirmelerine k-ortalamalar kmeleme analizi uygulanmtr. Bilindii zere kmeleme analizinde metrik ller kullanlmaktadr. Toplanan verilerin nominal veya ordinal olmas durumunda metrik uzaklk llerinin kullanlmas anlamsz olacaktr. Nominal lme ile elde edilen rakamlar yalnz temsil ettikleri olay ve durumlar gsterirken ordinal lmede sralama sz konusu olup veriler belirli bir nitelik itibari ile bireylerin veya objelerin sralarn gsterirler. Bu artlar altnda deikenlerin veya birimlerin karlatrlmasnda numerik farklarn dikkate alnarak benzerliin ortaya konmas mmkn deildir. Bu nedenle benzerliin tespitinde birimlerin ayn zellii tayp tamad aratrlabilir. Yani, iki birimin belli bir zellik asndan eletii durumlarn ortaya kartlmas gerekir. Bu mantktan yola kan benzerlik llerine eleme katsaylar denir.(Gler, Ulutrk; 1999) Bu ynteme alternatif bir yntem olarak, nitel deikenlerin dorusal olmayan temel bileenler analizi sonucu oluan, nicelendirme deerleri ile nicel deikenler birlikte kmeleme analizine tabi tutulabilir. Bu prosedr uygulandnda nominal veya ordinal lekleme tipi yerini oran veya aralkl lekleme tipine brakr. Bylelikle eleme katsaylarnn kullanlmasyla ortaya kacak olan bilgi kaybda nelenmi olacaktr. Tablo 7de faktr skorlar ve sermaye, byklk deikenlerinin nicelendirme deerlerinin, k-ortalamalar kmeleme analizi sonucu oluan kmeleri gsterilmektedir. Bu sonulara bakldnda, birbirlerine benzer zellik gsteren bankalarn bir kmede topland ve anlaml sonular ierdii grlmektedir.

245
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

Tablo 7. Bankalarn Kme yelii Yap ve Kredi Bankas A.. Trkiye Cumhuriyeti Ziraat Bankas A.. Trkiye Halk Bankas A.. Trkiye Vakflar Bankas T.A.O. Akbank T.A.. Trkiye Garanti Bankas A.. Trkiye Bankas A.. Bank Mellat Habib Bank Limited HSBC Bank A.. Alternatif Bank A.. Anadolubank A.. ekerbank T.A.. Tekstil Bankas A.. Trk Ekonomi Bankas A.. Citibank A.. Finans Bank A.. ABN AMRO Bank N.V. Deutsche Bank A.. Eurobank Tekfen A.. Turkish Bank A.. Arap Trk Bankas A.. Denizbank A.. Fortis Bank A.. Millennium Bank A.. Oyak Bank A.. Turkland Bank A.. WestLB AG Socit Gnrale (SA)

1 1 1 1 1 1 1 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 2 3 3 3 3 3 3 3 3 3 3

246
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1(231-247)

KAYNAKA Akgl, A., evik, O., statistiksel Analiz Teknikleri. Ankara: Emek Ofset, 2003. Atamer, Belgin, (1992). Kmeleme Analizi ve Kmeleme Analizinin la Sektrne Uygulanmas, Yaynlanmam Yksek lisans Tezi, stanbul, 1992 Bayram, N., Erta, S., Tketim Harcamalar Davran Biimi: Prncals ve Overals Yaklam. http://idari.cu.edu.tr/sempozyum/bil62.htm( Eriim 10.04.2009) Burg and de Leeuw (1988); Michailidis and de Leeuw SPSS Categories 7.5, 1996 Cengiz, D., Hsm, E., Grup Dinamiklerinin llmesi: Uygulamal Prncals zmleri. stanbul: Derin Yaynlar, 2007 Erdoan, N., Aknc, N.,(1995). Finansal Tablolar ve Analizi, zmir: Bar Yaynlar,1995 Erol, H. M.* ,* (2006). Dnyada Ve Trkiyede Bankaclk Sektrnn Geliimi Ve Trkiyede Kamu Bankalarnn Yeniden Yaplandrlmas. stanbul : Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, ktisat Anabilim Dal.2006. Gifi, A. (1985). Prncals. Leiden: Department of Data Theory, Internal Report UG-8502, 1985 Gifi, A. Nonlinear Multivariate Analysis. New York: John Wiley&Sons,1990 Gler, F., Ulutrk, S.,(1999). Kmeleme Analizi ve Bir Uygulama. IV. Ulusual Ekonometri ve statistik Sempozyumu, 1999. Johnson, R. & Wichern, D. (2002) . Applied Multivariate Statistical Analysis. Fifth Ed. New Jersey: Pearson Education, 2002. JUNGHAGEN, Sven (2000). From Complexity to Simplicity: on the Application of Three Tecniques for Multivariate Data Analysis, MPP Working Paper No. 15/2000, Dec. Department of Management, Politics and Philosophy, 2000. Kalayc, . (Ed.). (2006). SPSS Uygulamal ok Deikenli statistik Teknikleri. Ankara: Asil Yayn Datm, 2006 Kendall, M.G. (1975), Multivariate Analysis. Charles Grifin: London, 1975 Kshrsaga, A.M. (1979), Multivariate Analysis. Marcell Dekker: New York

247
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (231-247)

zdamar, K. (2002). Paket Programlar le statistiksel Veri Analizi. Eskiehir: Kaan Kitapevi, 2002 S. Nishisato.(1980), Analysis of Categorical Data: Dual Scaling and its Applications.University of Toronto Press: Toronto, Canada, 1980 Sharma, S. (1996). Applied Multivariate Techniques. New Jersey: John Wiley,1996 Tatldil, H. (2002). Uygulamal ok Deikenli statistiksel Analiz. Ankara: Akademi Matbaas, 2002 nsal, A., Gler, H., (). Trk Bankaclk Sektrnn lojistik Regresyon ve Diskriminant Analizi ile ncelenmesi. http://www.ekonometridernegi.org/bildiriler/o14s2.pdf. (Eriim: 5.04.2009).

248
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

ALIMA HAYATINDA MOTVASYON VE KY MOTVE EDEN FAKTRLER: BR ALAN ARATIRMASI A.Sinan NSAR1 Ayegl NAN2 Pnar YRK3 ZET Motivasyon kavram, insanlarn nceden belirlenmi bir hedefe varmak zere kendi istek ve arzularyla hareket etme sreci olarak tanmlanabilir. letme asndan motivasyon, hem iletmenin hem de personelin isteklerine yant veren bir i ortam oluturup, kiinin istenilen davrana gemesi iin isteklendirilmesi sreci olarak ifade edilebilir. Elektronik, gda ve giyim sektrlerinde alan sat elemanlarnn motivasyon konusundaki dncelerini ve alanlar motive eden aralar belirlemek bu almann ana amacn oluturmaktadr. Bu aratrmann yaplmasnda anket ve birincil verilere dayal anlk aratrma yntemi kullanlmtr. Aratrmada kullanlan anket iki blmden olumutur. Sat elemanlarnn anketlere verdii yantlar tarafmzca deerlendirmeye tabi tutulmu ve verilerin deerlendirilmesinde SPSS istatistik paket programndan faydalanlmtr. Verilere oneway anova ve t testi uygulanarak sat elemanlarnn motivasyon konusundaki dnceleri ve motivasyon aralar belirlenmi ve elde edilen sonular yorumlanarak aklanmtr. Anahtar Kelimeler: Motivasyon, Ynetim, Baar, Personel, Sektr

1 2

Do.Dr. T....B.F. letme Blm retim yesi T..SBE letme ABD Yksek Lisans rencisi 3 T..SBE letme ABD Yksek Lisans rencisi

249
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

WORKING LIFE MOTIVATION AND PEOPLE TO MOTIVATE FACTORS: A EMPIRICAL RESEARCH ABSTRACT The concept of motivation of people to reach a goal predetermined by their desire to act on requests and may be defined as the process. Motivation in terms of business and personnel of business and respond to the request to create a business environment, people want to move to action and the process can be expressed as the request. Electronics, food and clothing sector, working on thinking and motivation of sales personnel motivating employees to identify the vehicles have been the main aim of this work of this research based on primary data in the survey and research methods were used instant. The survey consists of two parts.Sales by the response given to our staff survey to assess the subject and the data kept in the evaluation of the use of SPSS statistical package program was. Data and t test, oneway anova applying the ideas of motivation and motivation of sales personnel designated tools and results are explained by the comments. Key Words: Motivation, Management, Success, Staff, Sector. GR Motivasyon insanlar canlandran ve harekete geiren bir sretir. letmelerde alan kiiler motivasyon sayesinde nceden belirlenen hedef ve amalar dorultusunda retimde bulunurlar. Motive olmu bir alan olmayana gre daha kolay ynlendirilebilir ve iletme iin daha etkin ve verimli olmas salanr. Yneticilerin alanlarn motive etmesi onlar ok iyi tanmalarna bal olduu sylenebilir. alann iyi tanyan ynetici onu nelerin motive edip etmeyeceini ok iyi bilir ve bu bilgiler dorultusunda kiiyi motive edebilir. Bu makalede eitli sektrlerde grev yapan alanlarn motivasyon dzeyleri ve onlar motive eden faktrleri ve aralar belirlemek aratrmann amacn oluturmutur. Bu erevede ncelikle motivasyon ile ilgili eitli kavram ve konular belirtilmi daha sonra elektronik, gda ve giyim sektrlerinde grev yapan sat elemanlar zerinde gerekletirilen anketin bulgular deerlendirilmi ve ulalan sonular tablolar yardmyla aklanmtr.

250
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

MOTVASYON KAVRAMI Gdlenmenin ngilizce karl olarak verilen motivasyon kelimesi, Latince hareket etme anlamna gelen mot kknden tremi olup, psikoloji biliminde iten gelen itici glerle belli bir amaca doru ynelen davranlar olarak kabul edilir (Keser,2006:1). nsann ruhsal, bedensel ve zihinsel gcnn iletme amalar dorultusunda ynlendirmek dncesi bizi motivasyon kavramna gtrr. Motivasyon, insanlarn nceden belirlenmi bir hedefe varmak zere kendi istek ve arzularyla hareket etme srecidir. letme asndan motivasyon, hem iletmenin hem de igrenlerin beklentilerine cevap veren bir i ortam oluturup, kiinin istenilen davrana gemesi iin isteklendirilmesi sreci olarak ifade edilebilir (Berkman v.d., 2007:293). Motivasyon, bir eyleri istek ve hevesle yaptmz esnada o ile ilgili olarak iimizde hissettiimiz veya yaadmz duygulardr (Bentley,2000:179). Bir baka tanmda ise bir veya birden fazla kiiyi belli bir yne doru srekli olarak harekete geirmek iin gerekletirilen abalarn tm olarak tanmlanmtr (Gney,2000:470). Belli bir amac gerekletirmek iin bir araya gelen insanlar koordine etmek, ynlendirmek, uyumlatrmak ve katlmc bir atmosfer yaratmak iin gsterilen ura ve abalarn tmne de motivasyon denir (ztekin,2005:148). Motivasyonla ilgili olarak yaplan tanmlar irdelediimizde, motivasyon kavramnn temelinde ana unsurun olduu sylenebilir. Bunlar (Tnaz,2005:7-8): 1. Kiinin iinde gizli olarak yer alan ve onun deiik ekillerde davranmasn salayan gler ve bu gleri harekete geiren d faktrler yoluyla davrann balatlmas, 2. Belli bir ama ve hedefe varmak zere davrann ynlendirilmesi 3. Kii tarafndan alglanan hedef dorultusunda davrann devam ettirilmesidir. MOTVASYONUN ZELLKLER VE NEM Motivasyonun iki nemli zellii vardr. Bunlardan birincisi motivasyonun kiiye zg bir durum olmasdr. Herhangi bir kiiyi motive eden bir unsur, dier bir kiiyi etmeyebilir. Yani motivasyon salayan unsurlar kiiden kiiye deiebilir. Bir kiiyi daha ok para kazanmak beklentisi motive ederken bir bakasn terfi etmek beklentisi motive edebilir. Motivasyonun ikinci zellii ise, motivasyon srecinin sadece insan

251
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

davran ve hareketlerinde gzlemlenebilir olmasdr. Kiinin motive olup olmad davranlarndan anlalabilir. Dolaysyla motive olmu kiinin i ruh halinin davranlarna yansd sylenebilir (Koel,2005:634). letme yneticileri yanlarnda alan kiileri nelerin motive ettiini anlamal ve mutlu etmelidir. Bunun iin alanlar ve yneticiler arasnda salkl ve etkin bir iletiim olmaldr. alanlarla etkin iletiim kuran ve bunu srdren yneticiler onlar motive eden aralar tespit edip kiileri daha kolay motive edeceklerdir. alana deer verme, i gvencesi salama, para, baarl olma, ynetime aktif katlma, iyi alma koullar, kariyer ve terfi olanaklar nemli motivasyon aralardr. Yneticilerince istenilen dzeyde motive edilmi alanlar koullar ne kadar olumsuz olsa da alacaklardr (Gm, 1995:211). e yeni giren her igrenin iyerinden bir ok beklentisi bulunur. Bu beklentilerinin zamanla karlanaca dncesiyle kii ie girer ve orada grev yapar. Zamanla beklentilerinin karlanmadn gren igrenin motivasyonu debilir ve bu i yapma srecine olumsuz yansyabilir. alann i hayatnda ald isel ve dsal dllerle gerekleen motivasyonu onun i verimliliini ykselten davranlar gstermesine yol amaktadr (Barutugil,2004:373). Motivasyon aralar lkelerin ekonomik gelir dzeylerine gre farkllaabilir. Ekonomik anlamda gelir dzeyi yksek lkelerde alanlar motive eden faktrlerin hareket serbestisi ve baarnn onaylanmas gibi para d unsurlarn oluturduu sylenebilir. Daha ok para kazanan igrenler zamanla paraya daha az nem vermeye balarlar. Nitekim A.B.D., Almanya ve Japonya gibi ekonomik dzeyleri iyi olan lkelerde yaplan bir aratrmada alanlar gerekten ne motive eder? sorusuna alnan cevaplarn deerlendirilmesi sonucunda stratejik emirler, daha ok bilgi edinme ve daha ok planlamaya katlma st sralarda yer alrken daha yksek cret, terfi ve eitim alma unsurlar en alt sralarda yer almtr (Iksaan,2008:126). letmelerde para tek bana motivasyon salamada ve yksek performans gstermede her zaman yeterli olmayabilir. Kararlara katlm, i zenginletirme, davran deitirme ve organizasyon gelitirme gibi dier motivasyon salayc unsurlarda istenilen baary ve performans salayabilir (Latham ve Locke,1992:198). MOTVASYON ARALARI letmelerde yneticilerin alanlarn motive etmede kullanabilecekleri bir ok motivasyon arac vardr. alanlarn kiilik

252
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

zellikleri, beklentileri, ihtiyalar ve psikolojik durumlar dikkate alnarak aada belirtilen aralar motivasyon srecinde kullanlabilir (Demirel, www.yildiz.edu.tr/~nihan/motivasyon-nilay-ergonomi.ppt, ler, 2005:3, Kaynak, 1990:137-140, Ergl,2005:72-76, ztrk ve Dndar,2003:59): Ynetsel ve Organizasyonel aralar: Yetki ve sorumluluk verme, i gvenlii, i gvencesi, fiziksel alma koullar, alana ynelik eitim, ekici i ve rekabet ortam yaratmak, ynetime katlma,i rotasyonu, takm almas, mzik eliinde alma, adaletli ve srekli bir disiplin sistemi, iin ilginletirilmesi, ilerin yeniden dizayn, kararlara katlm, ykselme olanaklar v.b. Psiko-sosyal aralar: alanlara zerklik tanma, onere edilme, sosyal faaliyetler, danmanlk hizmeti, kiilie sayg, zel sorunlara ilgi ve yardm, stlerce beenilmek, alanlar arasndaki iyi arkada ilikileri, zel yaama saygl olma, etken iletiim v.b. Ekonomik aralar: Yeterli ve adil cret sistemi, primler, le yemei, ay molalar, yllk kara katlma, zel salk sigortas, zel dller, konut ve ulam olanaklar vb. Yukarda belirtilen motivasyon aralar zamana ve ekonomik koullara bal olarak deiiklik gsterilebilir. Ekonominin istikrarl olduu dnemlerde maa art nemli bir motivasyon aracyken, kriz dnemlerinde i gvencesi daha nemli olabilmektedir. letmeler asndan bakldnda motivasyon aralarnn hangi artlarda motive edici olduunu bilmek gerekir. Yani alanlar istenilen performans gsterdiklerinde hangi dl alabileceklerini bilmelidirler. Ksaca sylemek gerekirse, ortada ekici bir dl mevcutsa ve kii bunu elde etmeyi istiyorsa motivasyon olumaya balar. Eer gsterilen aba ve davran yksek performansa ulatryorsa ve bu performansta dllerin elde edilmesini salyorsa motivasyon olumaktadr (Ergin,2002:172-173).Psikoloji biliminde isel ve dsal motivasyon olmak zere iki tr motivasyon arac vardr. sel motivasyonda isel dller n plana kar. Kii sunulan dlle direkt ve yakn bir balant kurar. Buradaki durum kiisel motivasyon olup iin doasyla ilgilidir. Dsal motivasyon da ise dsal dller nem kazanr ve iin doasndan farkl bir ekilde oluur. Ayrca iin gereklemesiyle direkt tatmin salamaz. Emeklilik planlar, salk sigortas ve tatile kmak dsal motivasyon aralarna rnek verilebilir. Her ne kadar alanlar bu aralara nem verse de motive etmede etkili deildir (Newstrom and Davis,2002:109). Bu aklamalardan sonra motivasyon kiiyi harekete geiren ve bu hareketlerin dzenlilik ve devamlln belirleyen harekete yn ve anlam veren eitli i ve d

253
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

etkenler ile bunlarn ileyiini gerekletiren deerlendirebilir (Akta v.d.,2006:56). ARATIRMANIN METODOLOJS Aratrmann Amac, nemi ve Yntemi

mekanizmalar

olarak

Gerekletirilen bu aratrmann ana amac; elektronik, gda ve giyim sektrlerinde grev yapan sat elemanlarnn motivasyon hakkndaki dncelerini ve onlar motive eden aralar belirlemektir. Aratrma, Edirne ilinde elektronik, gda ve giyim sektrlerinde grev yapan sat elemanlaryla gerekletirilmitir. Bu aratrmann yaplmasnda anket ve birincil verilere dayal anlk aratrma yntemi kullanlmtr. Aratrmada kullanlan anket iki blmden olumutur. Birinci blmde deneklerin sosyo-demografik zelliklerini belirleyen sorular yer almtr. kinci blmde ise Glten ncir tarafndan gelitirilen motivasyon lei kullanlmtr (ncir,1990). Aratrma iin 200 adet anket kullanlm ve eitli iyeri ve maazalara datlarak anketlerin doldurulmas istenmitir. Daha sonra doldurulan anketler incelenmi ve eitli nedenlerle sadece 163 tanesinin deerlendirilmeye alnmas uygun grlmtr ve anketlere verilen yantlar tarafmzca deerlendirmeye tabi tutulmutur. Anket sorularnn deerlendirilmesinde SPSS istatistik paket programndan faydalanlmtr. nce aratrmaya katlanlarn sosyo-demografik bilgilerinin frekanslar ve yzde frekanslar elde edilmitir. Daha sonra verilere oneway anova ve t testi istatistik analizleri yaplmtr. P<0.05 istatistiksel anlamllk snr olarak kabul edilmitir. Evren ve rneklem Aratrmann evrenini Trkiyede faaliyette bulunan elektronik, gda ve giyim sektrnde alan sat elemanlar, rneklemini ise Edirnede ad geen sektrlerde grev yapan 163 sat eleman oluturmutur. ARATIRMANIN BULGULARI Aratrmaya Katlanlarn Sosyo Demografik zellikleri Aratrmaya katlan sat elamanlarnn sosyo-demografik zellikleri

254
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

say ve yzde olarak Tablo 1de verilmitir. Tablo 1: Sat Elemanlarnn Sosyo-Demografik zellikleri
n Kadn Cinsiyet Erkek lkokul Ortaokul renim Dzeyi Lise n Lisans Lisans 1-5 alma Yl 6-10 11-15 16 ve zeri Medeni Durumu Ein Durumu Evli Bekar alyor almyor Ky Yetime Yeri Belde/Bucak le l Byk ehir 95 68 10 12 100 23 18 97 28 23 15 72 91 44 23 21 8 21 105 8 % 58,3 41,7 6,1 7,4 61,3 14,1 11 59,5 17,2 14,1 9,2 44,2 55,8 27 14,1 12,9 4,9 12,9 64,4 4,9

255
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

Tablo 1 (Devam): Sat Elemanlarnn Sosyo-Demografik zellikleri n Toplam Aylk Gelir 500-1000 1001-1500 1501 ve zeri 1 2 3 4 ve zeri ocuu yok Okuryazar deil lk-Orta Lise niversite Okuryazar deil lk-Orta Lise niversite Var Yok 79 46 38 26 15 3 1 25 3 119 29 12 10 130 18 5 50 113 % 48,5 28,2 23,3 16 9,2 1,8 0,6 15,3 1,8 73 17,8 7,4 6,1 79,8 11 3,1 30,7 69,3

ocuk Says

Baba Eitimi

Anne Eitimi

Otomobili

Bulgularn Analizi ve Yorumu Deiik sektrlerde grev yapan sat elemanlarnn ankette motivasyon konusu ve aralar hakknda yer alan ifadelere verdikleri cevaplar istatistiksel olarak t testi ile deerlendirilmitir. alanlarn sosyodemografik zellikleri ile lekteki ifadeler arasndaki ilikiler ve sonular aada tablolar araclyla verilmitir. alanlarn cinsiyetlerine gre yaplan t testi sonularna gre alanlarn kadn veya erkek olmalar ile alabileceim en iyi iyerinin yine buras olduunu dnyorum ifadesi arasnda p<0.05 olduu iin anlaml bir farkllk vardr. Tablo 2de grld gibi erkek alanlar iyerlerinden memnun olduklarn, bayan alanlar ise kararsz olduklarn belirtmilerdir.

256
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

Tablo 2: alanlarn Cinsiyetlerine Gre T Testi Sonular Cinsiyet N X SS Sd t Kadn Erkek 95 68 2.97 3.54 1.30 1.17 161 -2.83

p 0.00

alanlarn medeni durumlarna gre yaplan t testi sonularna gre alanlarn evli veya bekar olma durumlar ile bir iyerinde, cret dklnden ok cret adaletsizlii alanlar arasnda huzursuzluk yaratr ifadesi arasnda p<0.05 olduu iin anlaml bir farkllk bulunmutur. Tablo 3e bakldnda gerek evli gerekse bekar alanlar cret adaletsizliinin iyerinde alanlar arasnda huzursuzluk yaratacana inanmaktadrlar. Tablo 3: alanlarn Medeni Durumlarna Gre T Testi Sonular Medeni N X SS Sd t P Durumu Evli 72 3.62 1.26 161 -2.38 0.01 Bekar 91 4.07 1.15 alanlarn Otomobil sahibi olup olmamalar durumlarna gre yaplan t testi sonularna gre alanlarn otomobil sahibi olup olmamalar durumlar ile ykselme olanaklarnn, ynetimin kollad kiilere ak olmas dier grevlilerin alma hevesini krmaz ifadesi arasnda p<0.05 olduu iin anlaml bir farkllk vardr. Tablo 4e bakldnda otomobil sahibi olan veya olmayan alanlarn tm ykselme olanaklarnn, ynetimin kollad kiilere ak olmasnn dier grevlilerin alma hevesini krabileceini belirtmilerdir. Tablo 4: alanlarn Otomobil Sahibi Olmalarna Gre T Testi Sonular Oto N X SS Sd t P Durumu Oto Var 50 2.14 1.12 161 -2.52 0.01 Oto Yok 113 2.69 1.35 Tablo 5te grld gibi astlarn, kararlarn alnmasnda sz sahibi

257
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

olmalar yneticinin otoritesini ypratmakta ve kararlarn zamannda alnmasn engellemektedir ifadesine verilen yantlar analiz edildiinde alanlarn renim dzeylerine gre anlaml bir fark bulunmutur (P<0.05). Yaplan Tukey testi sonucunda anlaml farklln lise ve 2 yllk yksek okul (n lisans) mezunu olan alanlardan kaynakland belirlenmitir. Eitim seviyesi yksek olan alanlar dk olanlara gre, yneticilerin karar almasnda astlarn sz sahibi olmalarn yneticinin otoritesini ypratan ve kararlarn zamannda alnmasn engelleyen bir durum olarak grmediklerini belirtmilerdir. Tablo 5: alanlarn renim Durumlarna ve Toplam Aylk Gelirlerine Gre One Way Anova Testi Sonular renim N Ortalamalar SS F Durumu lkokul 10 2.70 1.41 Ortaokul 12 2.50 0.90 Lise 100 2.67 1.18 2.57 n Lisans 23 1.86 0.86 Lisans 18 2.33 0.90 Toplam 163 2.50 1.14

0.03

alanlar parasal dllere, manevi dllerden daha ok nem verirler ifadesine alnan yantlar deerlendirildiinde personelin toplam aylk gelirlerine gre anlaml bir fark vardr (P<0.05). Anlaml farklln 500-1000 TL. ve 1001-1500 TL toplam aylk gelir dzeyine sahip gruplardan kaynakland bulunmutur. Toplam aylk gelir dzeyi dk olan alanlar, yksek oranlara gre parasal dllere manevi dllerden daha ok nem verdikleri Tablo 6da belirlenmitir. Tablo 6: alanlarn Toplam Aylk Gelirlerine Gre One Way Anova Testi Sonular Toplam Aylk N Ortalamalar SS F P Gelir(TL) 500-1000 79 3.10 1.10 1001-1500 46 2.52 1.16 1501+st 38 3.05 1.35 0.02 3.76 Toplam 163 2.92 1.20

258
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

Bir iyerinde, cret dklnden ok cret adaletsizlii alanlar arasnda huzursuzluk yaratr ifadesine verilen yantlar analiz edildiinde alanlarn toplam aylk gelir dzeylerine gre anlaml bir fark bulunmutur (P<0.05). Anlaml farklln 500-1000 TL. ve 1001-1500 TL toplam aylk gelir dzeyine sahip gruplardan kaynakland bulunmutur lise ve 2 yllk yksek okul (n lisans) mezunu olan alanlardan kaynakland belirlenmitir. Tablo 7de grld gibi toplam aylk gelir dzeyi dk olan alanlar, yksek oranlara gre iyerinde cret dklnden ziyade cret adaletsizliinin huzursuzluk yaratan bir durum olarak deerlendirmilerdir. Tablo 7: alanlarn renim Durumlarna Gre One Way Anova Testi S Sonular Toplam Aylk N Ortalamalar SS F Gelir(TL) 500-1000 79 4.20 0.93 1001-1500 46 3.36 1.38 1501+st 38 3.81 1.33 7.36 Toplam 163 3.87 1.22

0.00

Birlikte alan insanlar, tek bana alan insanlardan daha retken daha yaratc olurlar ifadesine verilen yantlar deerlendirildiinde alanlarn yetime yerlerine gre anlaml bir fark bulunmutur (P<0.05). Anlaml farklln zellikle belde ve bucak gibi kk yerleim yerlerinde yetien personelden kaynakland ortaya kmtr. Tablo 8den anlald gibi Belde ve Bucakta yetien alanlar dier yerlerde yetienlere gre birlikte takm eklinde alanlarn tek bana alan insanlardan daha retken ve yaratc olduunu dnmektedirler.

259
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

Tablo 8: alanlarn Yetime Yerlerine Gre One Way Anova Testi Sonular Yetime Yeri N Ortalamalar SS F P Ky 21 4.04 1.11 Belde-Bucak 8 2.37 0.74 le 21 3.71 1.18 4.26 0.00 l 105 3.92 1.07 B.ehir 8 4.12 0.99 Toplam 163 3.84 1.11 Bir iyerinde bir st greve ykselmenin, grevde gsterilen baarya bal olmas, i grenlerin daha baarl olmasn salar ifadesine verilen yantlar analiz edildiinde alanlarn karde saylarna gre anlaml bir fark bulunmutur (P<0.05). Anlaml farklln 1 ve 3 kardee sahip olan gruplardan kaynakland belirlenmitir. Tablo 9da grld zere 1 ve 3 kardee sahip olan gruplar dier karde saylarna sahip olanlara gre grevde ykselmenin iteki baarya bal olmasnn alan daha baarl klacan dnmlerdir. Tablo 9: alanlarn Karde Saylarna Gre One Way Anova Testi Sonular Karde Says N Ortalamalar SS F P 1 13 4.46 0.66 2 72 4.25 0.86 3 41 4.31 0.84 2.70 0.01 4 31 4.13 0.86 5 6 3.62 1.40 Toplam 163 4.19 0.94 Genellikle, astlar, yneticilerince denetlenmedikleri srece ilerini ihmal ederler ve kt yaparlar ifadesine personelin verdii yantlar analiz edildiinde alanlarn annelerinin aldklar eitime bal olarak anlaml bir fark bulunmutur (P<0.05). Anlaml farklln ortaokul ve lise mezunu annelere sahip gruplardan kaynakland belirlenmitir. Tablo 10da gsterildii gibi ortaokul ve lise mezunu annelere sahip olan gruplar dier eitim alm annelerin gruplarna gre astlarn yneticilerince denetlenmedikleri srece grevlerini ihmal edeceklerini ve kt yapacaklarn dnmektedirler.

260
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

Tablo 10: alanlarn Anne Eitim Durumlarna Gre One Way Anova Testi Sonular Anne Eitimi N Ortalamalar SS F P Okuyazar deil 10 2.20 1.13 lk-Orta 130 2.50 1.23 Lise 18 3.50 1.29 0.01 3.74 niversite 5 2.80 1.64 Toplam 163 2.60 1.27 SONU Farkl sektrlerde sat eleman olarak alan kiilerin motivasyon konularndaki dncelerini ve motivasyon aralarnn nelerden olutuunun belirlenmesine ynelik yaplan aratrma sonucunda; erkek alanlarn altklar iyerlerinden memnun olduklar, bekar ve evli olan personelin cret adaletsizliinin iyerinde alanlar arasnda huzursuzluk yaratacana inandklar bir unsur olduu, otomobil sahibi olan veya olmayan alanlarn tamam terfi imkanlarnn ynetimin kollad kiilere verilmesinin dier kiilerin alma hevesini krabilecei, eitim seviyesi yksek olan alanlarn dk olanlara gre, yneticilerin karar almasnda astlarn sz sahibi olmalarn yneticinin otoritesini ypratan ve kararlarn zamannda alnmasn engelleyen bir durum olarak grmedikleri, toplam aylk gelir dzeyi dk olan alanlar, yksek oranlara gre parasal dllere manevi dllerden daha ok nem verdikleri, toplam aylk gelir dzeyi dk olan alanlarn, yksek oranlara gre iyerinde cret dklnden ziyade cret adaletsizliinin huzursuzluk yaratan bir durum olarak deerlendirdikleri, belde ve bucakta yetien alanlarn dier yerlerde yetienlere gre birlikte takm eklinde alanlarn tek bana alan insanlardan daha retken ve yaratc olacaklar, 1 ve 3 kardee sahip olan gruplarn dier karde saylarna sahip olanlara gre grevde ykselmenin iteki baarya bal olmasnn alan daha baarl klaca, ortaokul ve lise mezunu annelere sahip olan gruplarn dier eitim alm annelerin gruplarna gre astlarn yneticilerince denetlenmedikleri srece grevlerini ihmal edeceklerini ve kt yapacaklarn dndkleri belirlenmitir. Ayrca aratrmaya katlan personelin alanlarn kararlara katlmasn, paray, cret adaleti ve eitliini, takm almasn ve terfi etmeyi nemli motivasyon

261
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

aralar olarak grdkleri tespit edilmitir. KAYNAKA Akta, Zafer, obanolu Gkhan, Yazclar lknur, Er Nihal, Profesyonel Basketbolcularda Spora zg Baar Motivasyon Dzeyinin Cinsiyetler Asndan Karlatrlmas, Spormetre Beden Eitimi ve Spor Bilimleri Dergisi, 4 (2). 2006. Barutugil, smet, Stratejik nsan Kaynaklar Ynetimi, Kariyer Yaynclk, stanbul 2004. Bentley, Trevor, Takmnzn Yeteneklerini Gelitirmede nsanlar Motive Etme, Hayat Yaynlar, stanbul 2000. Berkman, mit, Can Halil, Yksel znur, v.d., Ynetim ve Organizasyon, Editr: Do.Dr.Salih GNEY, Nobel Yayn Datm, 2. Bask, Ankara 2007. Demirel, Nihan etin, letmelerde Motivasyon. www.yildiz.edu.tr/~nihan/motivasyon-nilay-ergonomi.ppt Eriim Tarihi:07.03.2009. Ergin, Canan, nsan Kaynaklar Ynetimi Psikolojik Bir Yaklam, Academyplus Yaynevi, Ankara 2002. Ergl, Hseyin Fazl, Motivasyon ve Motivasyon Teknikleri, Elektronik Sosyal Bilimler Dergisi, Gz, Cilt:4, S.14. www.e-sosder.com. Eriim Tarihi: 10.03.2009, 2005. Gm, Mustafa, Ynetimde Baar in Altn Kurallar, Alfa Basm Yaym Datm, stanbul 1995. Gney, Salih, Davran Bilimleri, Nobel Yayn Datm, 2. Bask, Ankara 2000. Iksaan, Tark, Etkili Motivasyon, Kum Saati Yaynlar,stanbul 2008. ncir, Glten, alanlarn Doyumu zerine Bir nceleme, Ankara: Milli Prodktivite Merkezi Yaynlar 1990. Kaynak, Turay, Organizasyonel Davran, ..letme Fakltesi Yayn, stanbul 1990. Koel, Tamer, letme Yneticilii, Arkan Basm Yaym Datm Ltd.ti. stanbul 2005. Keser, Akn, alma Yaamnda Motivasyon, Alfa Aktel Yaynlar, stanbul 2006.

262
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (248-262)

Latham, Gary P., and Locke Edwin A., Management and Motivation, Edited By, Victor H.Vroom and Edward L.Deci, Penguin Books, England 1992. Newstrom, John W. and Davis Keith, Organizational Behavior, International Edition, McGraw-Hill Com. 2002. ler, Ferit, Departmanl Maazalarda Motivasyon zerine Bir Aratrma, Erciyes niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, Say 25, Temmuz Aralk 2005. ztekin, Ali, Ynetim Bilimi, Siyasal Kitabevi, Ankara 2005. ztrk, Zekai ve Dndar Hakan, rgtsel Motivasyon ve Kamu alanlarn Motive Eden Faktrler Cumhuriyet niversitesi ..B. Dergisi, Cilt:4, Say:2. 2003. Tnaz, Pnar, alma Yaamndan rnek Olaylar, Beta Basm Yaym, stanbul 2005.

263
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

L ZEL DARESNN GELR YAPISININ YNETMLERARASI GELR BLM AISINDAN DEERLENDRLMES Mahmut GLER1 ZET Trkiyede kamusal mal ve hizmetlerin (tam ve yar kamusal mal/hizmet) retiminde yerel ynetim birimlerinden olan il zel idarelerinin nemli grevleri bulunmaktadr. 1913 tarihli il zel idareleri kurulduundan bu yana, mali zerklileri bata olmak zere varlklar hep tartma konusu olmutur. 2005 tarihinde yaplan yasal dzenleme, il zel idaresinin kurumsal yapsnda bir takm deiiklikler getirmekle birlikte, akal ynden bir gelir art salamamtr. Dolaysyla il zel idarelerinin merkezi idareye akal bamll devam etmektedir. Bu almada ynetimler aras mali ilikiler erevesinde gelir blmne il zel idareleri balamnda deinilecek, dier bir deyile, lkemizdeki tm il zel idarelerinin yan sra Edirne l zel daresinin mali zerklii ve bu balamda bte gelirlerinin ierisinde yer alan vergi gelirleri (z gelirleri), merkezi ynetimden yaplan transferler ve yardmlar tartlacaktr. Anahtar Kelimeler: l zel daresi, Gelir Blm, Edirne l zel daresi, Akal Bamllk, Ynetimler Aras Mali likiler.

1 Yrd.Do.Dr., Trakya niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Kamu Ynetimi Blm

264
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

THE EVALUATION OF FINANCIAL STRUCTURE PROVINCIAL ADMINISTRATION IN THE CONTEXT INTERGOVERNMENTAL INCOME DISTRIBUTION ABSTRACT

OF OF

Provincial administrations as being a type of local authority in Turkey possess important duties in producing public goods and services (both for pure and in-pure public goods and services). These administrations have always been a fundamental discussion subject, especially on the question of their financial autonomy, since their foundation in 1913. Legal arrangements made in 2005 had some modifications on institutional structure of provincial administrations; however these arrangements havent had any impact on income growth. Dependence of provincial administrations to central government therefore continues. Present study examines income distribution of provincial administrations in the framework of intergovernmental financial relations. The study argues provincial administrations in Turkey and Edirne Provincial Key Words: Provincial Administration, Income Distribution, Edirne Provincial Administration, Financial Dependency, Intergovernmental Financial Relations. GR Toplumun ihtiya duyduu tam kamusal ve yar kamusal mal ve/veya hizmetler, merkezi ynetim ve yerel ynetimler tarafndan retilmektedir. Tam ve yar kamusal mallarn yerel ynetim birimleri tarafndan retilmesi ise ynetimler arasnda bir takm mali ilikileri ortaya karmaktadr. Ortaya kan bu mali ilikilerin iki yn bulunmaktadr. Bunlardan birincisi hizmet blm, ikincisi ise gelir blmdr. Bu ilikilerin yaps; ynetsel, siyasi ve ekonomik koullar gibi bir takm faktrlere bal olarak lkeler arasnda farkllk gstermektedir. rnein federal devletlerde, merkezi ynetim, eyaletler ve yerel ynetimler olarak l bir kademelenme sz konusu iken; niter devletlerde ise merkezi ynetim, yerel ynetimler olmak

265
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

zere ikili bir kademelenme vardr ve kademeler arasndaki mali ilikiler, dikey ve yatay olarak gereklemektedir (ncel, 1992: 27). YNETMLER BLM ARASI MAL LKLER: GELR

Yerel ynetimlerin gelir kaynaklar z gelirler, merkezi ynetimden yaplan transferler ve borlanmadan meydana gelmektedir. z gelirlerin banda ise vergi gelirleri gelmektedir. Bunun dnda z gelirler arasnda menkul ve gayri menkul gelirler, iletme ve faaliyet gelirleri ve ba ve cezalar da yer almaktadr. Ancak, mali zerklik asndan bu z gelirler ierisinde en nemli yeri vergi gelirleri almaktadr. Bu balamda, ynetimler aras (merkezi ve yerel ynetimler arasnda) gelir blm, yerel ynetimlerin z gelirlerinin belirlenme sreci ile ya da vergilendirme yetkisinin tannmas ile gereklemektedir. Yerel ynetimlerin z gelirleri ise yerel vergi, har, katlma pay ve kullanc bedellerinden olumaktadr. Gelir blm erevesinde iyi bir yerel gelir yapsnn oluturulmasnda drt temel ilke ve amacn gznnde bulundurulmas gerekmektedir. Bunlardan birincisi; gelirlerin ynetimi basit, tahsilt harcamalar dk olmaldr. Bu erevede yerel ynetimlerde gelir ynetimini etkin bir ekilde salayabilecek kapasite ve insan kayna bulunmaldr. kincisi; gelirler istikrarl bir yapya sahip olmal ve ayrca yerel anlamda ihtiyalar ve bu ihtiyalardaki deiiklikleri karlayacak ekilde esnek bir zellik tamaldr. ncs; yerel gelir yaplanmasnn vergilemede fayda ilkesi erevesinde dzenlenmesidir. nk, bu tr bir dzenleme ile denen vergi, har ya da kullanc bedeli ile elde edilen hizmet ve fayda ilikisi kuvvetlendirilmekte, bylece, iyi bir gelir yaplanmasnda nemli bir husus olan hesap verilebilirlik ve effaflk ilkeleri de ilerlik kazanmaktadr (T.C. Babakanlk, 2005:81). Drdncs de; yerel ynetimlerin harcama sorumluluklarn yerine getirebilmek iin yeterince gelire sahip olmaldr. Burada ayrca yerel ynetimlerin sorumluluunda olan vergilerin hem matrah hem de oran zerinde belli bir lde belirleme yetkisine sahip olmas da nem kazanmaktadr (Ulusoy ve Akdemir, 2005:87). Ynetimler aras gelir blm srecinin en nemli aamas vergi tahsisi, dier bir deyile, vergilendirme yetkisinin bu idarelere tannmasdr. Burada ynetimler aras vergi tahsisine ynelik eitli yntemler bulunmaktadr. Bu yntemler genel olarak e ayrlmaktadr. Birincisi;

266
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

btn vergi matrahlar yerel ynetimlere devredilmekte, yerel ynetimler tahsil ettikleri vergi gelirlerinin bir ksmn merkezi ynetime aktarmaktadr. Ancak bu yntem kamu maliyesinin ekonomik istikrar salama ve gelirin yeniden blm fonksiyonlar ile uyumlu deildir ve vergi idaresinde de etkinsizlie yol amaktadr (Tanzi, 1995:168). Bundan dolay bu yntem pr olarak teoride kalm ve uygulama alan bulamamtr. nk uyguland lkelerde yerel ynetimlere snrsz bir vergilendirme yetkisi verilmemi ve birok yasal snrlama ve kstlama getirilmitir (Nadarolu, 1989: 108). Ynetimler aras vergi tahsisine ynelik ikinci yntem; merkezi ynetimin tm vergileri kendisi tahsil ederek yerel ynetimlere belli bir yzdesini aktarmasdr (Tanzi, 1995:168). Burada merkezi ynetim hangi verginin yrrle gireceini, matrahn ve orann belirleyerek ynetimini stlenmektedir. Paylarn datm konusunda iki farkl uygulama bulunmaktadr. Bu uygulamalardan birincisinde, merkezi ynetim tarafndan tahsil edilen vergilerden (rnein gelir ya da kurumlar vergisi gibi dolaysz vergilerden) yerel ynetimlere farkl oranlarda pay verilmektedir. Uygulamalardan ikincisinde ise, merkezi ynetim tm vergi gelirlerinin topland havuzdan, belirlenmi belli bir oranda yerel ynetimlere kaynak transfer etmektedir (Arkboa, 2004:35). Ynetimler aras vergi tahsisine ynelik son yntem ise; dnya genelinde en ok uygulanan yntemdir. Bu yntemde merkezi ynetim yerel ynetimlere belli lde vergilendirme yetkisini devretmektedir. Ancak, buna karn, yerel ynetimlerin vergi gelirleri yetersiz kalmas durumunda merkezi ynetim yerel ynetimlere gelir transferinde bulunmaktadr. Merkezi ynetim tarafndan yerel ynetimlere vergilendirme yetkisi; (i) baz vergi matrahlarnn yerel ynetimlere devredilmesi, (ii) baz vergi matrahlarnn merkezi ynetimle paylalmasna izin verilmesi ve (iii) merkezi ynetim tarafndan tahsil edilen baz vergilere yerel ynetimlerin ek vergi koyma yetkisi verilmesi eklinde farkl uygulamalarla gereklemektedir. Bu uygulamada da temel sorun hangi tr vergilerin yerel ynetimlere tahsis edilecei, hangilerinin de merkezi ynetimin sorumluluunda kalacadr. Bu sorun ya da sorunlar gidermek iin vergi matrahlarnn yerel ynetimlere devredilmesinde drt unsurun gz nne alnmas gerekmektedir (Tanzi, 1995:168- 169). Bu unsurlar u ekilde sralanmaktadr: (i) Hem merkezi ynetimin ve hem de yerel ynetimlerin sorumluluu ile vergi tahsisi uyumlu olmaldr. Dier bir deyile, merkezi ynetim ekonomik istikrar ve gelirin adil blm fonksiyonlarn yerine

267
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

getirmeden sorumlu olduundan geni tabanl tketim vergileri, d ticaret vergileri, kurumlar vergisi ile gelir vergisi gibi vergiler merkezi ynetimin sorumluluunda olmaldr (Gner: 2006:64). Tm bunlara ek olarak, dier bir takm politik amalar gerekletirmek iin finansmana gerek duyulduu iinde bu vergiler merkezi ynetimin sorumluluunda olmaldr (Decentralization Thematic Team: 2010). (ii) Yerel ynetimlerin sorumluluunda olmas gereken vergi matrahlar hareketsiz ve sabit olmaldr. Bu durumda vergilemede fayda ilkesi gerekleecek ve denen vergi ile alnan hizmet ve fayda ilikisi kurulmu olacaktr (Gner, 2006:64). Ayrca, yerel ynetim birimleri arasnda vergi matrahlarnn hareketliliini azaltacak veya engelleyecek bir vergi uyumlatrlmas mevcut deilse, hareketli vergi matrahlar yerel vergilendirme iin uygun olmayacaktr. Yine de bu tr vergiler varsa, bunlar merkezi ynetimin sorumluluunda olmaldr (Tanzi,1995:169-170). Buna karn, vergi matrahlarnn hareketsiz olmas durumunda, yerel hizmetlerden yararlananlar, vergi ykn de stlenmi olmaktadrlar (Fossen/Bach,2008:250). Dier taraftan, hareketsiz matraha sahip vergiler yerel ynetimler iin istikrarl ve ngrlebilir bir gelir kaynadr. Yine bu tr vergilerin yerel ynetimler tarafndan izlenmesi, denetimi ve ynetimi merkeze gre daha etkindir (Gner, 2006:64). (iii) Merkezi ynetim ile yerel ynetim birimleri arasnda eit dalmnn sz konusu olmad vergi matrahlar yerel ynetimlere tahsis edilmelidir. Bu gerekletirilmezse, ortaya kabilecek mali tutar farkllklar adaletsiz bir duruma neden olacaktr. Bu adaletsizlik ise kaynak dalmnda etkinlii bozacaktr (Gner, 2006:64). (iv) lek ekonomisinin sz konusu olmas durumunda vergi ynetiminde etkinlii gerektiren vergiler ile farkl vergi oranlar uygulanmas nedeniyle lke apnda kaynak dalmnda sapmalara neden olabilecek vergiler, yerel ynetim birimleri yerine merkezi ynetimin sorumluluunda olmaldr (Tanzi, 1995:170). Yukarda yaplan aklamalardan da anlalaca zere yerel ynetim birimlerine tahsis edilecek vergilerin says olduka snrldr. Bu balamda, yukardaki aklamalar karlayacak olan balca vergiler arasnda ise emlak vergisi, motorlu tatlar vergisi ve yerel iletme vergisi yer almaktadr (Gndz ve Agun, 2009: 239; Gner, 2006:64-65). Bu balamda, aada ilk olarak lkemizde il zel idarelerinin gelir yapsna, daha sonra da merkezi ynetim ile il zel idareleri arasndaki gelir blme ilikin deerlendirmelere yer verilecektir.

268
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

TRKYEDE L ZEL DARELERNN GELR YAPISI Trkiyede 1950li yllara kadar, tek balarna GSMHnn %2.5i byklnde gelire sahip kurulular olan il zel idareleri, varlklar hakkndaki olumsuz yorumlara karn yaamlarn srdrmektedir. 2004 yl itibariyle il zel idarelerinin gelirler toplamnn bykl, GSMHnn % 1inin altna gerilemi, genel btenin ise yaklak % 3.5 orannda bir bykle sahiptirler. Bu rakamlarn bugnk karlklarna bakldnda il zel idareleri ile belediyeler arasndaki farkn belediyeler lehine 1950li yllardan sonra deiiklik gstermeye balam olduu grlmektedir (nar ve Gler, 2004:47). l zel idareleri, Cumhuriyet tarihi boyunca gelirleri asndan ele alndnda hem kaynaklar hem de kaynaklarn byklkleri bakmndan birbirlerinden olduka farkl dnemler ile ayrt edilebilmektedirler. Buna gre 1913ten balayp 1935e kadar sren ilk dnemde il zel idare gelirlerinin drtte , merkezi ynetim tarafndan toplanan gelirlere eklenen ya da gelirlerden ayrlan paylardan olumutur. 1925-1935 yllar arasndaki dnemde il zel idare gelirlerinin %90 yerel nitelik tamayan merkezden yaplan yardmlarla salanmtr. kinci dnem, gelir yapsnn tam tersine evrilmesiyle 1936-1970 yllar arasnda yaanmtr. Bu dnemde il zel idareleri merkezi ynetim gelirlerinden pay almam, gelir sistemini kendisine braklan vergi, resim ve harlardan oluan yerel vergilere dayal gelir yapsna dayandrmlardr. Pay uygulamas kalkm ancak merkezden transferler yardm ad altnda srdrlmtr. l zel idarelerinde yerel vergilere dayal gelir yaps 1971 ylna kadar srdrlm olsa da bu dnemin etkin olan zellikleri 1952 ylndan balayarak ortadan kalkma eilimi gstermitir. Yardmlar, zellikle 19501964 yllar arasnda, zel idare gelirlerinin % 40-45lik gibi bir blmn oluturan yaps ile dikkat ekici boyutlara ulamtr. 1971 ylndan 2000li yllarn bana kadar uzanan nc dnemde ise il zel idarelerinin yerel gelirlere dayal yaps ortadan kaldrlm, yerine yine paylara bal bir gelir sistemi getirilmitir. Ancak bu kez paylarn yalnzca merkezi ynetim gelirlerinden deil, ayrca belediyelerce toplanan kimi vergi gelirlerinden de salanmas yolu tercih edilmitir (Gler, 1994:15; Gler, 1994a: 19). 2000li yllarn bandan itibaren drdnc dnemde ise il zel idarelerinin gelirleri iinde yer alan belediyelerce tahsil edilen emlak vergisinin pay ortadan kaldrlarak, yerini 19501964 yllar arasndaki dnemi aratacak dzeyde yardmlar almtr. yle ki, il zel idarelerinin

269
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

bte gelirleri iindeki alnan ba ve yardmlar ile zel gelirler kaleminin pay olduka nemli bir dzeye ulamtr (bte gelirleri iindeki oran yaklak % 70tir). Bu konudaki geliime aada ayrntl olarak yer verilecektir. l zel idarelerinin sahip olduu gelirleri evreleyen kanun maddesi, 5302 sayl l zel daresi Kanununun 42. maddesidir. Bu madde hkmne gre, il zel idarelerinin gelirleri u ekilde sralanmaktadr: (a) Kanunlarla gsterilen il zel idaresi vergi, resim, har katlm paylar. (b) Genel bte vergi gelirlerinden ayrlacak paylar. (c) Genel ve zel bteli idarelerden yaplacak demeler. (d) Tanr ve tanmaz mallarn kira, sat ve baka suretle deerlendirilmesinden elde edilecek gelirler. (e) l genel meclisi tarafndan belirlenecek tarifelere gre tahsil edilecek hizmet karl cretler. (f) Faiz ve ceza gelirleri. (g) Balar. (h) Her trl giriim, itirak ve faaliyetler karlnda salanacak gelirler. (i) Dier gelirler. l zel idarelerin dier gelirleri arasnda 3194 sayl mar Kanunu gereince tahsili ngrlen gelirler (harlar) ve dier gelirler de yer almaktadr (nar ve Gler, 2004:34-35). Bu balamda, ynetimler aras mali ilikiler (gelir blm) asndan il zel idarelerinin toplam bte gelirleri ierisinde nemli bir paya sahip olan gelirleri arasnda yer alan vergi gelirleri, genel bte vergi gelirlerinden pay verilmesi (kaynak transferi) ve alnan ba ve yardmlar ile zel gelirler aada aklanacaktr. Vergi Gelirleri l zel idarelerinin yerine getirdikleri hizmetlerin finansmanna ynelik olarak kendilerine z gelir salamaya olanak tanyan belediyelere ynelik olduu (Belediye Gelirleri Kanunu) gibi ayr bir yasal dzenlemeye gidilmemitir. l zel idarelerinin z gelirleri 1913 ylnda yrrle girmi olan ve daha sonra 2005 ylnda yeniden dzenlenen l zel daresi Kanunu ve dier kanunlarda ngrlen bir ka kalem har gelirinden meydana gelmektedir. Yaplan son dzenlemeler ile il zel idareleri, emlak vergisi gelirlerinden pay alamamaktadr. Bunun dnda vergi gelirleri arasnda sralanan dier gelirler ise unlardr: yeri Ama ve alma Ruhsat Harc, Kaynak Sular Harc, skele Resmi, eltik Resmi, Ta Ocaklar Resim ve Harlar ve Maden Oca Ruhsat Harc (l zel daresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasars, 2009:30-31). Bu gelirler srasyla aada aklanacaktr. Emlak Vergisi: Emlak vergisi, bina ve arazi vergisi adyla 1971 ylna

270
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

kadar il zel idareleri tarafndan tahsil edilmi ve belediyelere % 25 orannda pay verilmitir. Bu tarihte her iki vergi tr de, emlak vergisi ad altnda merkezi ynetim vergisine dntrlm ve 1981 ylna kadar elde edilen hslattan il zel idarelerine % 35 orannda, belediyelere % 45 orannda pay verilmitir. Bu tarihten itibaren 4.12.1985 tarih ve 3239 sayl kanunla tarh, tahakkuk ve tahsilinin belediyelere brakld 1986 ylna kadar ynetimi ve hslat tamamen merkezi ynetime gemitir (Karaduman, al ve zgr, 1990:5). Emlak vergisi gelirlerinin paylam sisteminin dzenlendii 1319 sayl Emlak Vergisi Kanununun mkerrer 38. maddesine gre; il zel idareleri, belediyeler tarafndan tahsil edilen emlak vergisi gelirinin % 15ine sahipti ve bykehir belediyelerinin bulunduu illerdeki il zel idareleri emlak vergisinden pay alamyorlard. Buna karn, ilk olarak 2004 ylnda deitirilen 5272 sayl Belediye Kanunu ile 1319 sayl Emlak Vergisi Kanununda yer alan il zel idaresine ynelik emlak vergisinin paylarn dalm n ieren 38. maddesi; daha sonra da 2005 ylnda yeniden deitirilen 5393 sayl Belediye Kanunu ile de 1319 sayl Emlak Vergisi Kanununda yer alan il zel idaresine ynelik vergi hslatndan verilecek paylar yrrlkten kaldrlmtr. Bylece, Trkiyede il zel idareleri belediyelerce tahsil edilmekte olan emlak vergisinden pay alamamaktadrlar. yeri Ama ve alma Ruhsat Harc: Bu ruhsatlarn il zel idareleri tarafndan verilmesine ynelik eitli kanuni dzenlemelere de yer verilmitir. lk olarak, 3572 sayl yeri Ama ve alma Ruhsatlarna Dair Kanun Hkmnde Kararnamenin Deitirilerek Kabulne Dair Kanun2 ile il zel idareleri bu harcn tahsiline 2004 ylnda karlan 5259 sayl Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Baz Kanunlarda Deiiklik Yaplmas Hakknda Kanun3 ile yetkilendirilmilerdir. yle ki, 3572 sayl kanunun 3. maddesinin (a) fkrasna gre, belediye snrlar ve mcavir alan dnda kalan iyeri ve iletmelere il zel idareleri iyeri ama ve alma ruhsatn vermeye yetkili klnmtr. kinci olarak, 5393 sayl Belediye Kanununun 15. maddesinin (l) bendine gre, gayrishh messeseler ile umuma ak istirahat ve elence yerlerini ruhsatlandrmak ve denetlemek belediyenin yetki ve
3572 sayl yeri Ama ve alma Ruhsatlarna Dair Kanun Hkmnde Kararnamenin Deitirilerek Kabulne Dair Kanun, Resmi Gazete Tarihi: 17.06.1989, Resmi Gazete No: 20198. 3 5259 sayl Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu ile Baz Kanunlarda Deiiklik Yaplmas Hakknda Kanun, Resmi Gazete Tarihi: 01.12.2004, Resmi Gazete No: 25657, Madde 5.
2

271
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

imtiyazndadr. Ancak, ayn maddenin 2. fkrasna gre de (l) bendde yer alan gayrishh messeselerden sadece birinci snfta yer alanlarn ruhsatlandrlmas ve denetlenmesi bykehir ve il merkez belediyeleri dndaki yerlerde il zel idareleri tarafndan yaplmaktadr. l zel idarelerinin bu kapsamda yer alan dier bir iyeri ama ve alma ruhsat verme ve bu balamda har geliri elde etme yetkisi ise 4562 sayl Organize Sanayi Blgeleri Kanununda4 dzenlenmitir. Anlan kanunun 4. maddesinin 7. fkra hkmne gre, ... iyeri ama ve alma ruhsatlar Organize Sanayi Blgesi (OSB) tarafndan verilir ve denetlenir. yeri ama ve alma ruhsat verilmesi srasnda iyeri ama ve alma ruhsatna ilikin harlar, OSB tarafndan tahsil edilerek ilgili belediyeye veya il zel idaresi hesabna yatrlr hkm yer almaktadr. l zel idareleri bu gelire 2005 ylnda karlan 5393 sayl Belediye Kanununun 85. maddesinin 2. fkras ile kavumulardr. Kaynak Sular Harc: l zel idareleri 5686 sayl Jeotermal Kaynaklar ve Doal Mineralli Sular Kanununa5 gre, ruhsatlandrma yapmak ve idare pay tahsil etmekle de yetkilendirilmilerdir. yle ki, jeotermal ve doal mineralli sular, devletin hkm ve tasarrufu altnda bulunmaktadr. Bu balamda, kaynaa ilikin faaliyetlerin gerekletirilebilmesi iin de ruhsat alnmas zorunludur. Kanunun 5. ve 6. maddelerine gre, arama ve iletme ruhsat harlar il zel idareleri tarafndan verilmektedir (Md. 10/1-). l zel idareleri, ayn zamanda iletme ruhsat sahiplerinden her yl iin idare payn tahsil etmeye de yetkilidirler. yle ki, akkann dorudan veya dolayl kullanld tesislerin gayrisafi hslatnn % 1i tutarnda idare pay, her yl haziran aynn sonuna kadar idareye denir. Tahsil edilen tutarn 1/5i, il zel idaresi tarafndan, kaynan bulunduu belediye veya ky tzel kiiliine bir ay iinde denmektedir (Md. 10/1-e). skele Resmi: Sahil illeri bakmndan sz konusu olan ve bugn iin oransal nemi yok denecek kadar az olan iskele resminde, il zel idareleri tarafndan ina edilip, devlete idare edilmek zere, illerden devralnm iskelelerden tahsil edilen bedellerin %30u karl olarak alnan pay, iskele resmine konu olmaktadr. eltik Resmi: 1936 tarihinden itibaren 3039 sayl eltik Ekimi
4 4562 sayl Organize Sanayi Blgeleri Kanunu, Resmi Gazete Tarihi: 15.04.2000, Resmi Gazete No: 24025. 5 5686 sayl Jeotermal Kaynaklar ve Doal Mineralli Sular Kanunu, Resmi Gazete Tarihi: 13.06.2007, Resmi Gazete No: 26551.

272
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

Kanunu gereince, eltik ekimi yapanlarn illerde kurulan komisyonlardan izin almalar gerekmektedir. Bu izin iin belli bir yzlmne gre komisyonlarca belirlenen belli bir miktar para tahsil edilmektedir. Ayrca eltik tarlalarn genel kanallardan sulayanlardan da bu hizmet iin belirli bir resim alnmaktadr (ncel, 1998:120). Ta Ocaklar Resim ve Harlar: nemli mermer, kire, kum, akl ve al ocaklar gibi her tr ta oca, kaplca ve maden suyu iletmeleri iin alnan ruhsatlardan tahsis olunan ve il zel idareleri iin belli nemde gelir salayan ta ocaklar resim ve harlarnn kanuni dayana 1901 tarihli Ta Ocaklar Nizamnamesidir. Ancak bu gelirlerin il zel idarelerinin z gelirleri arasna katlmas Cumhuriyet dnemi ile beraber, 12.4.1925 tarihli ve 608 sayl kanunla mmkn olmutur. O dneme kadar merkezi ynetimin idaresinde olan ta ocaklar iletmecilii, gelirleri ile beraber il zel ynetimine braklmtr (Kele, 2000:118-119). Ta ocaklar resim ve harlarndan alnacak har ve resim miktar, kanunla tespit olunmutur. Buna gre ta oca iletmeleri iin alnan izin ve ruhsat harc ile talarn ocak yerinden sat iin karld andaki safi deerine gre deien artlarda % 5 ila % 20 arasnda uygulanan nispetlere gre alnan pay, il zel idarelerinin gelir hanesine yazlmaktadr (ncel, 1998:118). Maden Oca Ruhsat Harlar: 3213 sayl Maden Kanununun 2nci maddesinde sralanan madenlerin retimine ynelik olarak ruhsat alnabilmesi iin har ve teminatlarn yatrlmas zorunludur. Buna gre, ayn kanunun 13nc maddesinde gre I. Grubun (a) bendinde yer alan madenler (inaat ile yol yapmnda kullanlan ve tabiatta doal olarak kum ve akl) iin ruhsat harc il zel idaresine yatrlmaktadr. Ayrca, 14nc madde hkmne istinaden, madenlerden devlet hakk da alnmaktadr. Bu madde hkmne gre, I. Grup madenlerden6 ocakba sat tutarnn % 4 devlet hakk olarak denmektedir. Ruhsat sahibi tarafndan yatrlan devlet hakknn % 50si zel idare pay olarak ruhsatn bulunduu ilin zel idaresine, % 30u Hazine hesabna, % 20si de genel bteye zel gelir ve Bakanlk btesine zel denek kaydedilmektedir. Trkiyedeki tm il zel idarelerinin kendi nam ve hesaplarna istinaden, dier bir deyile kanunlara dayanarak tahsil ettikleri vergi
6

Bu grupta yer alan madenler u ekilde sralanmaktadr: a) naat ile yol yapmnda kullanlan ve tabiatta doal olarak bulunan kum ve akl. b) Tula-kiremit kili, imento kili, Marn, Puzolanik kaya (Tras) ile imento ve seramik sanayilerinde kullanlan ve dier gruplarda yer almayan kayalar.

273
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

gelirlerinin toplam bte hesaplar iindeki payna Tablo-1de yer verilmitir. Buna gre, tm bte gelirleri iinde vergi gelirlerinin pay 2006 ylnda % 0.05 olarak gerekleirken, 2007 ylnda % 0.02ye gerilemi, 2008 ylnda ise % 1.59a karak bir srama gstermitir. 2009 ylnn ilk alt aynda ise bu oran, % 1.54tr (T.C. Maliye Bakanl, 2009). Tablo-1: l zel darelerinin Vergi Gelirlerinin Toplam Bte Gelirleri indeki Pay (2006-2009) Yllar Vergi Gelirlerinin Bte Gelirleri indeki Pay (%) 0.05 2006 0,02 2007 1.59 2008 1.54 2009*
*Ocak-Haziran dnemi. Kaynak: T.C. Maliye Bakanl, Muhasebat Genel Mdrl, Genel Ynetim Bte Uygulama Sonular, http://www.muhasebat.gov.tr/mbulten/ilozel.phpden dzenlenmitir.

Genel Bte Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi 5 ubat 1981 tarih ve 17242 sayl Resmi Gazetede yaymlanan 2380 sayl, Belediyelere ve l zel darelerine Genel Bte Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakknda Kanun ile baz merkezi ynetim vergilerinden il zel idarelerine pay verilmesi yerine, genel bte vergi gelirleri toplam zerinden %1 orannda pay verilmesi ngrlmtr. Daha sonra karlan eitli kanunlar ile bu oranlarn tadili yoluna gidilmi ve bu oran 4629 sayl Baz Fonlarn Tasfiyesi Hakknda Kanun ile geerlilii 1 Ocak 2002 tarihinden olmak zere 2001 ylnda %1.12 olarak belirlenmitir. 2380 sayl kanunun birinci maddesinin belirttii ekliyle aylk olarak hesaplanp, tahsil edilen ay takip eden ay sonuna kadar ileri Bakanl emrinde ayr ayr hesaplara kaydolunmak zere ller Bankasna yatrlan paylar, ller Bankas tarafndan ileri Bakanlnca bildirilecek son genel nfus saym sonularna gre il zel idarelerine datlmaktadr. 15 Temmuz 2008 tarih ve 26937 sayl Resmi Gazetede yaymlanan 5779 sayl l zel darelerine ve Belediyelere Genel Bte Vergi Gelirlerinden Pay Verilmesi Hakknda Kanun ile 2380 sayl kanun yrrlkten kaldrlmtr. Bu yeni dzenleme ile genel bte vergi

274
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

gelirlerinden il zel idarelerine aktarlan payda arta gidilmitir. Pay oran % 1.15e karlm, oran artnn yannda bu payn il zel idareleri arasnda nfusa gre paylatrlmas gibi eitli kstaslar da getirilmitir. Buna gre, % 1.15 oranna gre ayrlm bulunan il zel idare paynn; % 50lik ksm illerin nfusuna, % 10luk ksm illerin yzlmne, % 10luk ksm illerin ky saysna, % 15lik ksm illerin krsal alan nfusuna, % 15lik ksm da illerin gelimilik endeksine gre ller Bankas tarafndan datlmaktadr. lkemizdeki tm il zel idarelerine genel bte vergi gelirlerinden ayrlan paylarn il zel idarelerinin toplam bte gelirleri iindeki pay 2006 ylnda % 19.97 iken, 2007 ylnda % 20.41, 2008 ylnda ise % 22.21e ykselmitir. 2009 ylnn ilk alt aynda ise bu oran % 28.01 olarak gereklemitir (T.C. Maliye Bakanl, 2009). Tablo-2: l zel darelerine Genel Bte Vergi Gelirlerinden Ayrlan Paylarn Toplam Bte Gelirleri indeki Pay (%) Yllar Genel Bte Vergi Gelirlerinden Ayrlan Payn Bte Gelirleri indeki Pay (%) 19.97 2006 20.41 2007 22.21 2008 28.01 2009*
*Ocak-Haziran dnemi. Kaynak: T.C. Maliye Bakanl, Muhasebat Genel Mdrl, Genel Ynetim Bte Uygulama Sonular, http://www.muhasebat.gov.tr/mbulten/ilozel.php den dzenlenmitir.

Alnan Ba ve Yardmlar ile zel Gelirler l zel idarelerinin bte gelirleri arasnda ba ve yardmlar ile zel gelirler kalemi de yer almaktadr. Gnmzde il zel idarelerinin btelerinin neredeyse 2/3 bu gelirden meydana gelmektedir. Bu kalem ierisindeki gelirler be balk altnda toplanmaktadr. Bunlar (T.C. Maliye Bakanl, 2009); (i) Yurt dndan alnan ba ve yardmlar, (ii) Merkezi ynetim btesine dhil idarelerden alnan ba ve yardmlar, (iii) Dier idarelerden alnan ba ve yardmlar, (iv) Kurumlardan ve kiilerden alnan ba ve yardmlar ve (v) Proje yardmlardr. Bilindii zere ynetimler aras gelir blmnn en nemli aamas

275
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

vergi tahsisidir. Bu balamda, ynetimler aras vergi tahsisine ilikin yntemler arasnda yer almayan bir kalem olan alnan ba ve yardmlar ile zel gelirler, merkezi ynetimin yapmas gereken hizmetleri, il zel idareleri araclyla yerine getirmeyi amalamaktr. Bu yntem ise, yerel ynetimlerin zerklii ve ynetimler aras gelir blm ile badamamaktadr. Tablo-3de il zel idarelerinin toplam bte gelirleri ierisinde alnan ba ve yardmlar ile zel gelirlerin payna yer verilmitir. Buna gre, 2006 ylnda tm zel idarelerinin bte hesaplar ierisinde alnan ba ve yardmlar ile zel gelirlerin pay % 67dir. Bu pay 2007 ylnda % 62ye gerilemi, 2008 ylnda ise % 65 ykselmitir. 2009 ylnn ilk alt aynda ise bu oran % 58 olarak gereklemitir (T.C. Maliye Bakanl, 2009). Tablo-3: l zel darelerce Alnan Ba ve Yardmlar ile zel Gelirlerinin Toplam Bte Gelirleri indeki Pay (%) Yllar Alnan Ba ve Yardmlar ile zel Gelirlerin Toplam Bte Gelirleri indeki Pay (%) 66.83 2006 61.64 2007 64.81 2008 57.57 2009*
*Ocak-Haziran dnemi. Kaynak: T.C. Maliye Bakanl, Muhasebat Genel Mdrl, Genel Ynetim Bte Uygulama Sonular, http://www.muhasebat.gov.tr/mbulten/ilozel.php den dzenlenmitir.

Yukarda belirtildii zere alnan ba ve yardmlar ile zel gelirler kalemine ynelik yasal dzenlemelerden biri 2863 sayl Kltr ve Tabiat Varlklar Koruma Kanunudur7 Bu kanunun, Tanmaz Kltr Varlklarnn Onarmna Yardm Salanmas ve Katk Payn dzenleyen 12. maddesine gre, zel hukuka tabi gerek ve tzel kiilerin mlkiyetinde bulunan korunmas gerekli kltr ve tabiat varlklarnn; korunmas, bakm ve onarm iin Kltr ve Turizm Bakanlnca ayni, nakdi ve teknik yardm yaplmaktadr. Ayrca, yine ayn madde hkmne istinaden 1319 sayl Emlak Vergisi Kanununun 8. ve 18. maddeleri uyarnca da mkellefler hakknda tahakkuk eden emlak vergisinin % 10u orannda Tanmaz Kltr
7

Resmi Gazete Tarihi: 23/07/1983, Resmi Gazete Says: 18113.

276
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

Varlklarnn Korunmasna Katk Pay tahakkuk ettirilmekte ve ilgili belediyelerce tahsil edilmektedir. lgili belediyece tahsil edilen bu tutar, izleyen ayn 10. gn akamna kadar ilgili il zel idaresine bir bildirim ile beyan edilerek ayn sre iinde denmektedir. kinci olarak, 5393 sayl Belediye Kanunu ierisinde proje yardmlarna yer verilmitir. Bu kanunun 85. maddesinin (e) fkrasnn 2. bendine gre, merkezi idare tarafndan gerekletirilen grev ve hizmetlere ynelik yatrmlardan ilgili bakanlka uygun grlenler, il zel idareleriyle de gerekletirilebilir. Bu tr yatrmlara ait tutarlar, ilgili kurulu tarafndan o il zel idaresi btesine aktarlmaktadr. Merkezi idare, ayrca, desteklemek ve gelitirmek istedii hizmetleri, proje baznda gerekli kaynaklarn ilgili il zel idaresine aktararak onlarla ibirlii iinde gerekletirebilmektedir. Ancak bu kaynak ve denekler zel idare btesi ile ilikilendirilmemekte ve amac dnda kullanlamamaktadr. l zel idarelerinin toplam bte gelirleri ierisinde alnan ba ve yardmlarn kendi ierisindeki paysal dalmna ise aada Tablo-4de yer verilmitir. Tablo 4e gre alnan ba ve yardmlar ile zel gelirler ierisinde, 2006 yl itibariyle, en yksek pay % 91,5 ile proje yardmlarnndr. Ancak, bu kalem yllar itibariyle gnmze kadar % 24ler dzeyine gerilirken, merkezi ynetim btesine dhil idarelerden alnan ba ve yardmlarn pay 2006 ylnda % 5.5den 2009 ylnda % 72ye ykselmitir. Proje yardmlarnn paynn dmesinin nedeni yukarda da belirtildii zere, bu yardmlarn il zel idarelerinin bteleri ile ilikilendirilmeyeceine dair hkmdr.

277
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

Tablo-4: Alnan Ba ve Yardmlar ile zel Gelirlerin Kendi erisindeki Pay Dalm (%) 2006 2007 2008 0.03 0.02 Yurtdndan alnan ba ve yardmlar Merkezi ynetim 5.5 67.97 64.77 btesine dahil idarelerden alnan ba ve yardmlar Dier idarelerden alnan 0.07 4.20 3.04 ba ve yardmlar Kurumlardan ve 2.9 2.10 4.24 kiilerden alnan yardm ve balar Proje yardmlar 91,5 25.71 27.95
*Ocak-Haziran dnemi. Kaynak: T.C. Maliye Bakanl, Muhasebat Genel Mdrl, Genel Ynetim Bte Uygulama Sonular, http://www.muhasebat.gov.tr/mbulten/ilozel.php den dzenlenmitir.

2009* 72.32 1.18 1.85 24.65

l zel idarelerinin yukarda aklanan gelirleri dnda, btelerinde nemli bir paya sahip olmasa da dikkat eken iki gelir tr de bulunmaktadr. Bu gelirlerden birincisi, 5015 sayl Petrol Piyasas Kanununda8 dzenlenmitir. Bu kanunun ikramiyeler balkl Ek 4. maddesinin 1. fkrasnn (d) bendine gre, gerekli yasal ilemlerin gerekletirilmesinden sonra satlan kaak petrol gelirinin % 25i Maliye Bakanl tarafndan genel bteden il zel idaresi btesine aktarlmaktadr. kinci gelir tr ise, devletin hkm ve tasarrufu altnda bulunan yerlerin kiraya verilmesi ile ilgilidir. Bu gelirle ilgili olarak hem 2886 sayl Devlet hale Kanununda9 ve hem de 167 sayl Yeralt Sular Hakknda Kanunda10 dzenlemeye gidilmitir. 2886 sayl Devlet hale Kanununun 4916 sayl kanunla deitirilen 51. maddesinin (h) fkrasnda, hazinenin veya DS Genel Mdrlnn mlkiyetinde veya devletin hkm ve
8 5015 Sayl Petrol Piyasas Kanunu, Resmi Gazete Tarih: 04.12.2003, Resmi Gazete No: 25322. 9 2886 Sayl Devlet hale Kanunu, Resmi Gazete Tarih: 10.09.1983, Resmi Gazete No: 18161. 10 167 Sayl Yeralt Sular Hakknda Kanun, Resmi Gazete Tarih: 23.12.1960, Resmi Gazete No: 10688.

278
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

tasarrufu altnda bulunan yerlerdeki baraj, dalyan, voli yerleri11, gller, havuzlar, nehirler ve nehir azlarndaki av yerleri ile deniz ve i sulardaki belirlenmi yerlerdeki su rnleri retim hakknn 22.03.1971 tarihli ve 1380 sayl Su rnleri Kanununa gre il zel idaresince kiraya verilmesi hkm yer almaktadr. Bu madde hkmne gre, il zel idareleri kendi mlklerinde bulunmayan tanmaz mallardan da gelir elde etmektedirler. Bu kapsamda yer alan dier bir gelir ise, 167 sayl Yeralt Sular Hakknda Kanunda dzenlenmitir. Bu kanunun 4. maddesinin 3. fkrasna gre, hazinenin veya devletin hkm ve tasarrufu altnda bulunan yerlerdeki yeralt ve kaynak sular, il zel idarelerince kiraya verilmekte ve elde edilen kira geliri de kira yerinin zelliine gre belli oranlarda ky tzel kiiliine (% 15) ya da belediyelere (% 25) aktarlmaktadr. EDRNE L ZEL GELM (2006-2009) DARESNN GELR YAPISININ

Trkiyedeki tm zel idarelerin gelirlerinin yapsna ynelik deerlendirmeler, Edirne l zel daresinin bte gelirleri iin de ayn olmaktadr. yle ki, Edirne l zel daresinin 2006 2009 yllarna ait bte gelirleri arasnda yer alan vergi gelirleri (z gelirleri), merkezi idare vergi gelirlerinden alnan paylar ve ba ve yardmlar ile zel gelirler; gelir kalemlerinin paysal dalmna ilikin oranlar aada Tablo-5de yer almaktadr. Buna gre, 2006 ylnda Edirne l zel daresinin toplam bte gelirleri ierisindeki vergi gelirlerinin pay % 14.14 iken, 2007 ylnda % 0.24e, 2008 ylnda ise % 0.07ye gerilemitir. 2009 ylnn ilk alt aynda ise bu oran % 0.49 olarak gereklemitir. 2006 ylndan sonra 2007 ylndaki keskin dn nedeni gmrklerden elde edilen gelirlerden il zel idaresine aktarlan payn kaldrlmas ve 2006 ylndan itibaren uygulanmaya balayan performans esasl bteleme sisteminin getirdii kodlama uygulamasndaki deiikliklerdir. Bte gelirleri ierisinde yer alan ikinci kalem ise merkezi idare vergi gelirlerinden aktarlan paydr. Edirne l zel daresinin bte gelirleri ierisinde yer alan merkezi idare vergi gelirlerinden aktarlan payn yllara gre giderek artt grlmektedir. Toplam bte gelirleri iinde merkezi idare vergi gelirlerinden ayrlan payn oran 2006 ylnda % 13 iken, 2007 ylnda % 12.57, 2008 ylnda % 13.08 ve 2009 ylnn ilk alt aylk
11 Deniz, nehir ve gllerde balk avlayabilmek iin, su stnde ve altnda, herhangi bir engelle evrili olmayan doal su alanlarna voli alanlar denir.

279
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

dneminde % 17.52 olarak gereklemitir. Bunun yannda Van il zel idaresinin toplam bte gelirleri ierisinde ayn kalemin pay 2008 yl itibariyle % 12.87dir (Van l zel daresi) Merkezi idare vergi gelirlerinden alnan paylardaki dalgalanmann eitli nedenleri vardr. Bu nedenlerden birincisi, bu payn aktarlmasna ynelik mevzuatta ok sk yaplan deiikliklerdir. yle ki, il zel idarelerine genel bte vergi gelirlerinden % 1.12 orannda pay ayrlrken, gnmzde bu oran % 1.15tir. kincisi ise, genel bte vergi gelirlerinin ekonominin genileme ve daralma dnemlerinde dalgalanmalar gstermesidir. Tablo-5: Edirne l zel daresi Gelirlerinin Dalm 2006- 2009) (%) Gelir eitleri/Yllar 2006 2007 2008 2009* Vergi Gelirleri 14.14 0,24 0.07 0.49 Genel Bte Vergi 13.00 12.57 13.08 17.52 Gelirlerinden Ayrlan Pay Alnan Ba ve 52.53 65.02 67.98 51.67 Yardmlar ile zel Gelirler
*Ocak-Haziran dnemi.

Bte gelirleri ierisinde yer alan dier bir kalem ise alnan ba ve yardmlar ile zel gelirlerdir. Edirne l zel daresi btesi ierisinde alnan ba ve yardmlar ile zel gelirlerin pay 2006 ylnda % 52.53 iken, 2007 ylnda nce % 65.02ye, 2008 ylnda da % 67.98e ykselmitir. Dier bir deyile tm bte gelirlerinin 2/3den fazlas alnan ba ve yardmlar ile zel gelirlerden olumutur. 2009 ylnn ilk alt aylk dneminde ise bu oran % 51.67dir. Ayn durum Van il zel idaresi iinde geerli ve hatta daha da keskindir. yle ki 2008 yl itibariyle Van il zel idaresinin toplam bte gelirleri ierisinde alnan ba ve yardmlar ile zel gelirlerin pay % 83.25tir. Bunun anlam, 2008 ylnda Van l zel daresinin btesi alnan ba ve yardmlardan olumaktadr diyebiliriz (Van l zel daresi). Yukarda Tablo 5den de grlecei gibi, Edirne l zel daresinin en byk gelir kalemini alnan ba ve yardmlar ile zel gelirler oluturmaktadr. Tm Trkiyedeki il zel idarelerinin toplam bte gelirleri ierisinde de bu kalemin pay olduka yksektir (2006 % 67, 2007 % 62, 2008 % 65). Buna karlk kendi z gelirlerinin pay ise olduka dktr. l zel idareleri gnmzde istikrarl ve yeterli gelir kaynaklar ile bunu

280
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

salayacak vergilendirme yetkisine sahip deildir. eitli kanunlara dayanarak (iyeri ama ve alma ruhsat harcna, kaynak sular harcna, iskele resmine, eltik resmine, ta ocaklar resim ve harlarna ve maden oca ruhsat harlarna gre) alnan harlar tahsil etme dnda bugn iin il zel idarelerinin vergilendirmeye ynelik sahip olduu baka bir yetki yoktur. Bu nedenle ncelikle yaplmas gerekenler, il zel idarelerinin var olma gerekesini salamlatrmak, zerklik kavramnn icaplarn yerine getirmek, il zel idarelerini merkezi ynetimden ve merkezi ynetimin etkisinden kurtarmak, grev tanmlamasn ve grev sahalarn tespit etmek, son olarak da grevlerin yerine getirilmesini salayacak gelir kaynaklarn ve bunlar salama yetkilerini vermektir. Sz konusu dzenlemelerden sonra ancak il zel idareleri iin mali kaynaklarn elde edilmesi ve ulusal veya yerel mali kaynaklar zerinde nasl tasarruf yaplabilecei konusu nem kazanacaktr. Bylece yerel olma, yerelden faydalanma vasfn kazanacak olan il zel idareleri iin vergilendirme yetkisinin tannmas mmkn ve elverili olacaktr (Tavanc ve Keeci, 2009:153). TRKYEDE YNETMLER BLMNN DEERLENDRLMES ARASI GELR

Trkiyede yerel ynetimlerin vergilendirme yetkisi anayasa ile dzenlenmitir. Trkiyede yerel ynetim ve merkezi ynetim arasndaki ilikiler idarenin btnl ilkesine uygun ekilde yrtlmektedir. dareler arasndaki sorumluluklarn ve mali kaynaklarn paylam ile ilgili esaslar, anayasada ve eitli yasalarda dzenlenmitir (Tavanc, 2004:3). Yerel ynetim zerkliinin mali yaps asndan Anayasal gvence olan 127. maddede yerel ynetimlere grevleriyle orantl gelir salanmasnn hkme balanm olmas olduka nemlidir. Bylece yerel ynetim zerkliinin mali boyutu da bir Anayasal ilke haline gelmi olmaktadr. Trkiyede yerel ynetimlerin kurulu, grev ve yetkilerinin yerinden ynetim ilkesine uygun olarak dzenleneceine ilikin hkme asl anlamn kazandracak olan bu ilke de, mali zerklikte sakldr. Mali zerklii dzenleyen, grevleriyle orantl gelir salanaca eklindeki hkm genel ve soyut bir gvencedir. Hangi idarelere ne oranda kaynak transferinin yaplaca kanun koyucunun takdirine braklmaktadr. Ayrca yerel nitelikli grevlerin byk bir blm hem merkezi idare kurulularna hem de yerel ynetimlere verilmi bulunmakta, ancak mali kaynaklar sadece

281
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

merkezi idarenin kullanmna ayrld iin hizmetler sadece onlar tarafndan yrtlmektedir. Bunun dnda merkezi idare ile yerel ynetimler arasnda yetki ve grevlerin st ste gelmesi yznden, grevlerinde belirsizlik bulunan bu ynetimlere grevleriyle orantl gelir kaynaklarnn salanmas glemektedir (Kalabalk, 2005:494). Trkiyede merkezi ynetimle il zel idareleri arasnda gemiten gelen iliki, iki farkl ynetim kademesinden ziyade tek merkezi ynetim ve onun idari ubesi arasndaki ilikiye benzer bir seyir izlemitir. Bunda illerde merkezi ynetimin tara rgt olan ve ilde merkezi ynetimin belirledii politikalar uygulamakla sorumlu il genel idaresi ile yerel ynetim birimi olarak kendisine verilen grevleri yrtmeye alan il zel idaresinin ayn kaynaktan beslenmesi etkin rol oynamaktadr. Zira ad geen iki farkl idari birimin de banda bulunan kii, merkezi ynetimin atad validir. Yerel ynetimlerin en bariz niteliklerinden birisi karar organlarnn o beldede yaayan halk tarafndan seilmesi ve kendisine verilen grevleri kendi z kaynaklarna bavurarak yrtmesidir. Yerel zerkliin salanmasnn en temel koullarndan birisi de budur. Oysa il zel idarelerinde karar organlar seimle greve getirilmedii gibi, ynetimin bandaki kii de atama yoluyla greve gelmektedir. Bu, ayn zamanda 1982 Anayasasnn mahalli idareler baln tayan 127. maddesinde yer alan mahalli idareler ...karar organlar, gene kanunda gsterilen semenler tarafndan seilerek oluturulan kamu tzel kiileridir ifadesiyle yerel ynetimler iin yaplm tarife ve tanmlamaya da aykrdr. l zel idareleri ile merkezi ynetim arasnda rasyonel gelir blmnden ve yetki paylamndan bahsetmek mmkn deildir. Baka bir deyile, merkezi ynetim ile yerel ynetimler arasnda grev-hizmet ayrm gereklememitir. Bu nedenle de hizmetleriyle orantl gelir kaynaklarnn var olduuna ynelik bir grn savunulmas zordur. SONU Trkiyede yerel ynetimlerin merkezi ynetim ile ilikilerinde yetki, sorumluluk ve mali kaynaklarn tahsisi bakmndan bir karmaklk yaanmaktadr. Yerel ynetim gelirleri sistemi, esas olarak merkeze baml bir sistemdir. zellikle il zel idarelerinin gelirlerinin nemli bir ksm alnan ba ve yardmlar ile zel gelirlerden olumaktadr. Genel bte vergi gelirlerinin pay ise % 20ler dzeyindedir. Mali zerkliin temel gerekliliklerinden olan vergi matrahn ve oranlarn belirleme yetkileri il

282
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

zel idaresine verilmemitir. yle ki, lkemizde il zel idareleri asndan ynetimler aras gelir blmnn en nemli aamasn oluturan vergi tahsisi yntemlerinden olan yerel ynetimlere belirli lde vergilendirme yetkisinin devredilmesi, ok dar kapsamda uygulanmaktadr. l zel idarelerine sadece baz harlar tahsil etme yetkisi verilmi, bunlara ilikin matrah ve oran deiiklikleri merkezi ynetimin yetkisinde braklmtr. Bunun yannda, nc yntem iinde yer alan genel bte vergi gelirlerinden il zel idarelerine pay aktarlmas sz konusu olup, bu tutar il zel idarelerinin btelerinin 1/5i dzeyinde kalmtr. Yerel ynetimlerin etkin klnmas ve glendirilmesi isteniyorsa; yerel ynetimlere tannm yetkiler tam ve mnhasr yetkiler olmaldr. Yerel ynetimler, kendisine devlete devredilmi bulunan yetkilerin konusu olan grevlerin yerel koullara uydurulmasnda da bir takdir yetkisine sahip olmaldr. Baka dzeylerdeki idarelerle paylamakta olduklar yetkileri asndan, planlama ve karar alma sreleri srasnda, yerel ynetimlere danlmaldr. Ayrca, mali ykler arasnda bir dengeleme yaplmal ve yerel zellii gl vergi kaynaklar ile yerel ynetimler glendirilmelidir. Trkiyenin de imzalam olduu Avrupa Yerel Ynetimler zerklik artnn 9. maddesi, mali zerklik ilkesini ve mali yklerin eitlenmesi zorunluluunu aklamaktadr. Buna gre, mali zerkliin ana koullar; yerel ynetimler iin yeterli mali kaynaklar, vergi oranlarn saptama yetkisinin yerel ynetimlere verilmesi, gsz yerel ynetimlere yardm ve sbvansiyonlar yoluyla gerekletirilen tercihli kaynak aktarmdr. Yerel ynetimlerin mali yapsnn glendirilmesine ynelik olarak yaplan yeni dzenleme Devlet Planlama Tekilat Mstearlnca hazrlanan 24/06/2008 tarihinde kabul edilen Orta Vadeli Program (20092011)dr Bu program erevesinde Makro Ekonomik Politikalar bal altnda yerel ynetimlerin mali yapsnn glendirilmesine ynelik olarak aadaki kararlar alnmtr (Resmi Gazete 28/06/2008): Yerel ynetimlerin harcamalarn finanse etmek amacyla yaplan tahsislerin objektif esaslara dayal ve amaca ynelik kullanm salanacaktr. Yerel ynetimlerde performans ve verimlilik artna ynelik dzenlemeler iin gerekli almalar yaplacaktr. Yerel ynetimlerin mali adan glendirilmesi sonrasnda, yerel nitelikli baz kamu hizmetlerinin Avrupa Yerel Ynetimler zerklik artna uygun olarak yerel ynetimler tarafndan sunumu salanacaktr. Orta Vadeli Programda yer alan ve yerel mali sistemin glendirilmesine ynelik ilkelerin baarl bir ekilde uygulanabilmesi iin

283
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

yerel mali sistemin ve yerel ynetimlerin etkin klnmas, mali yerellemenin glendirilmesi gerekmektedir. Yerel ynetimler iin uygulanabilecek iyi bir mali sistemin u zellikleri olmaldr: Yerel vergiler mmkn olduunca fayda esasna gre alnmaldr. Vergi yk, ykmller tarafndan hissedilebilir olmaldr. Merkezden yerel ynetimlere yaplacak transferler, mali denkletirici amal dzenlenmelidir. Vergi matrahlar ekonomik gelimeyi yakndan izlemelidir. KAYNAKA Arkboa, lk, Ynetimler Aras Mali likiler, 1. Basm, Yaylack Matbaas, stanbul,2004. nar, Tayfun, Birgl A. Gler, Yerel Maliye Sistemi, TODAE Yayn No: 313, Ankara,2004. Decentralization Thematic Team, Revenue Assignment, Center for International Earth Science Information Network, http://www.ciesin.org/decentralization/English/Issues/Revenue.html, (21 Ocak 2010). Fossen, Frank M. and Stefan Bach, Reforming the German Local Business Tax-Lessons from an International Comparison and a Microsimulation Analysis, FinanzArchiv: Public Finance Analysis, Vol. 64, No. 2, June, 2008, ss. 245-272. Gler, A., Birgl , Belediye Gelirlerinin Yaps 1925-1989, ada Yerel Ynetimler, C.3, S.1, Ocak, 1994. Gler, A., Birgl, l zel daresi Gelirleri: 1925-1990, ada Yerel Ynetimler, C.3, S.3, Mays,1994a. Gndz, smail Orun, Bilge Hakan Agun, Bir Yerel Ynetim Geliri Olarak Yerel letme Vergisi: Avrupa Birlii Uygulamas ve Trkiyede Uygulanabilirlii, Prof. Dr. Mualla ncele Armaan, Cilt I, Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi Yayn, No: 243, Ankara, 2009. Gner, Aye, Ynetimler Aras Gelir Blm: Temel lke ve Uygulamalar, Aye Gner ve Serdar Ylmaz(Ed.), Mali Yerelleme, Teori ve Uygulamalar zerine Yazlar iinde, Marmara niversitesi Yerel Ynetimler Aratrma ve Eitim Merkezi ve Gncel Yaynclk Yaynlar, stanbul, 2006, ss. 61-82. l zel daresi ve Belediye Gelirleri Kanun Tasars, Dnem ve Yasama Yl: 23/2, Esas No: 1/505, http://www2.tbmm.gov.tr/d23/1/1-

284
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (263-284)

0505.pdf, (20 Temmuz 2009). Kalabalk, Halil, Avrupa Birlii lkeleriyle Karlatrmal Yerel Ynetim Hukuku, Sekin Yaynclk, Ankara,2005. Karaduman, Emine, M. Kemal al, Nevzat zgr, Belediye Gelirleri, Maliye Dergisi, S: 98, Mart-Haziran,1990. Kele, Ruen, Yerinden Ynetim ve Siyaset, 4. Basm, Cem Yaynevi, stanbul,2000. Nadarolu, Halil, Mahalli dareler, 4. Bask, Beta Basm, stanbul,1989. ncel, Yenal, Mahalli dareler Maliyesi, kinci Bask, Filiz Kitabevi, stanbul,1992. ncel, Yenal, Mahalli dareler Maliyesi, 3. Bask, Filiz Kitabevi, stanbul,1998. Resmi Gazete, 28/06/2008, Say 26920 Tanzi, Vito, "Basic Issues on Decentralization and Tax Assignment, Ethistam Ahmad, Gao Qiang and Vito Tanzi (Ed.), Reforming Chinas Public Finances, IMF: Washington,1995. Tavanc, Aykut, Trkiyede Yerel darelerin Vergilendirme Yetkisi ve 1982 Anayasas, Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi, C.4, S.1, Haziran,2004. Tavanc, Aykut, Burcu Keeci, Avrupa Birlii Srecinde Yerel Ynetimlerin Vergilendirme Yetkisi ve Anayasal ereve, Vergi Sorunlar, S: 250, Temmuz,2009. T.C. Babakanlk, Trkiyede Ynetimler Aras Mali likiler: Sorunlar ve zm nerileri, Babakanlk Basmevi, Ankara,2005. T.C. Maliye Bakanl, Muhasebat Genel Mdrl, http://www.muhasebat.gov.tr/mbulten/ilozel.php, (20 Temmuz 2009). Ulusoy, Ahmet ve Tekin Akdemir, Mahalli dareler, 3. Basm, Sekin, Ankara,2005. Van l zel daresi, http://www.vanilozelidaresi.gov.tr/icerik.php?id=38&alt_kat_id=20, Eriim Tarihi: 08/01/2010.

285
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK YNELML OTEL LETMELER UYGULAMALARI Tlay GZEL1 ZET Gnmzde iletmelerin srdrlebilirlik ve karllklar sadece rn ve hizmet kalitesine bal kalmayp, toplumsal sorumluluk, evre, eitim gibi deikenlerle ilikili hale gelmitir. Bu balamda toplumun birer paras haline gelen iletmeler deien pazarlama ve sat anlayna gre sosyal fayda yaratma abas iindedirler. Bu durum iletmeleri sosyal kr elde etme amacyla sosyal sorumluluk uygulamalarn gerekletirme zorunluluuna itmektedir. letmelerin daha iyi bir evre ve daha iyi bir toplum yaratma adna, gnlllk esasna dayal gerekletirdikleri kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri otel iletmeleri asndan olduka nemlidir. Gnmzde turistik rn tketen tketiciler, iletmelerin doaya, evreye, toplumsal etik kurallarna kar tutumlarn dikkate alarak tercihlerini yapmaktadr. Sz konusu alma, be yldzl otel iletmelerinin sosyal fayda yaratma asndan gerekletirdikleri kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini belirlemeye almaktadr. Anahtar Kelimeler: Otel letmeleri, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Uygulamalar.

1 Yrd.Do.Dr. anakkale Onsekiz Mart niversitesi Turizm letmecilii ve Otelcilik Yksek Okulu

286
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

CORPORATE SOCIAL RESPONSIBILITY ORIENTATION HOTELS ESTABLISHMENTS ABSTRACT Firms which were became part of society are seeking to create social utility in accordance chancing marketing and selling concept. Because of this new marketing and selling concept, firms are conducting social responsibility implications to obtain Social Profit in long term. For hotel establishments delivered service quality is very important because they are in one to one relationship with customers. But nowadays, customers who consume tourism product are very sensitive and make their choices in accordance to businesss attitudes toward environment, nature and social ethics. In this study, it was tried to determine social responsibility activities of five star hotels establishments in order to create social utility. Key words: Hotel Establishment, Corporate Social Responsibility, Implications. 1. GR Kurumsal Sosyal Sorumluluk, iletmelerin yapm olduklar almalarn etkisi ile son yllarda evresel, toplumsal ve ekonomik alanlarda canllk hareketlilik kazanmtr. Gnmzde iletmeler sadece ekonomik kar amal deil, sosyal kar amal almak zorundadrlar. Kendi geleceklerini srdrebilmek iin toplumdan aldklarn topluma bir ekilde iletmek zorundadrlar. Kurumsal sosyal sorumluluun temelini oluturan anlay, iletmelerin sorumluluunun ticari kazanlarndan baka, toplumun daha kaliteli bir yaam srdrebilmesi iin katk salama almalardr. zellikle turizmde sosyal sorumluluk projelerinin saysnn artmas, doal ve kltrel yapy korumay hedefleyen srdrlebilirlik anlay ile aklanabilir. Her ne kadar sosyal sorumluluk faaliyetleri sadece toplumsal ve evresel boyutta snrl kalmayp, iletme amalar dorultusunda mterileri, alanlar kapsayan iletme deerlerinin yanstlmasyla ilgili pazarlama abalarnda da ortaya ksa da, en genel anlamda en ok ses getiren ve toplumun genelinde bir deerlendirmeye tabii tutulan toplumsal ve evresel sosyal sorumluluk faaliyetleridir. Tketici ile birebir iliki iinde

287
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

bulunan turizm iletmeleri iin verilen hizmetin kalitesi, etiksel erevede pazarlama anlay, iletme deerlerinin yanstlmas ok nemlidir. Ancak bu tr hizmetlerden faydalanma eilimi ierisinde olan tketiciler, iletmelerin doaya, evreye ve toplumsal etik kurallara kar tutumlarn dikkate alarak tercihlerini yapmaktadr. Dolays ile toplumsal ve evresel sosyal sorumluluk faaliyetleri gerekletirme abas iinde olan turizm iletmeleri ilk nce topluma fayda yaratmak, daha sonra dolayl olarak kendilerine ekonomik fayda yaratmak adna bu faaliyetleri gerekletirmektedirler. Sonuta toplum sayesinde kazandklarnn bir ksmn toplum faydasna kullanan bir iletme ile sosyal fayda yaratmak adna hibir ekilde aba sarf etmeyen iletme arasnda mteri algs asndan olduka byk bir fark vardr. Stratejik bak asyla, uygulanan sosyal sorumluluk faaliyetlerini gerekletiren iletmeler, sahip olduklar sosyal karn uzun vadede iletme yararna ekonomik kar olarak geri dnecei bilinciyle hareket etmektedirler. Bu almada otel iletmelerinin bu bilinle hareket edip etmedikleri ve kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerine verdikleri nem ortaya konulmaya allmaktadr. 2. KURUMSAL SOSYAL SORUMLULUK Sosyal sorumluluklar genel olarak bir iletmenin ekonomik ve yasal koullara, i ahlakna, iletme ii evresindeki i ve kurumlarn beklentilerine uygun bir alma stratejisi ve politikas gtmesine, insanlar mutlu ve memnun etmesine yneliktir.2 rgtsel sosyal sorumluluk, rgtlerin kendi ilgi alanlar erevesinde sosyal refahn korunmas ve gelitirilmesi iin zorunlu olduu faaliyetlerin aratrlmasna iaret eder. rgtsel sosyal sorumluluk genellikle irket sosyal sorumluluu olarak ifade edilmektedir. Bunun nedeni, sosyal sorumluluk kavramnn genellikle iletmelere atfedilmesindendir.3 irket sosyal yatrm, irket sorumluluu, irket sosyal performans olarak da adlandrlan irket sosyal sorumluluu; evre ynetimi, toplumsal geliim, hayrseverlik, kanunlara sayg, kiisel haklar koruma gibi uygulamalarla topluma fayda yaratma faaliyetidir.4
2 3

Erol Eren, Stratejik Ynetim ve letme Politikas, Beta Basm Yaym, stanbul, 2000, s.99 K. M. Bartol ve D. C. Martin, Management, Mc Graw Hill, New York, 2nd. Edition,1994, s.103 4 J. Matthew Hirschland, Corporate Social Responsibility of Global Public, Publisher: Palgrave Macmillan U.S.A., 2006, s.6

288
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

Drucker'a gre, sosyal sorumluluk kavram ortaya atlndan gnmze kadar alanda tartma konusu yaplmtr.5 Bunlardan birincisi; kiisel ahlak ile kurumsal ahlak arasndaki snr belirlemek, bir baka deyile kiisel deerlerin ahlaki olmayan rgt davranlar karsnda hangi lde korunmas gerektii konusudur. kincisi; iverenlerin alanlara kar: sorumluluklarn kapsamaktadr. nc konu ise, iletme yneticilerinin liderlik sorumluluklar kapsam iindeki sosyal faaliyetleridir. Sanatlar tevik etmek, mzelere, tiyatrolara, senfoni orkestralarna mali destek vermek, eitim kurumlarna katkda bulunmak, spor kulpleri dahil dier kltr derneklerini desteklemek bu kapsam iinde deerlendirilmektedir Son yllarda ise sosyal; sorumluluk kavram deiiklie urayarak iletmelerin sosyal sorunlara eilmeleri gerei zerinde ekillenmektedir.6 Gnmzde bu kavram, irket sosyal ve evresel sorumluluu ile ilikili olarak toplumun sesi olma eklinde literatrde yer almaktadr.7 Sosyal sorumluluk faaliyetlerinin iletmeye salayaca faydalar yle sralanabilir.8 -letme kendisine sosyal bir evre oluturularak, kamuoyunca benimsenmesi salar. -Maliyet gibi grnen baz dzenlemeler kar olarak geri dnebilir. -Toplumsal sorunlarn tartlp zmlenmesinde grev alarak toplumun nemli bir paras haline gelinebilir. -Ekolojik yapya duyarl, evre dostu iletmelere ulalr. -Yeni pazarlara girmede ve mteri sadakati salamada nemli avantajlar elde edilir. -ok ynl nitelikli alanlarn kuruma olan balln artmasna neden olur. -Daha geni finansman kaynaklarna ulalmasn salar. -alanlar ve mteriler, organizasyona daha fazla gven duymaya ve deer vermeye balarlar. alanlarn ve mterilerin ait olma ve ballk duygular geliir. Bunun sonucunda alanlarn devir hz der.
Hulusi Demir, Nee Songr, Sosyal Sorumluluk ve Ahlak Balkesir niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Cilt 2, Say 3, s.150-167,1999. s.153 6 Demir Songr, a.g.e., s.153 7 A.Mitchell Warhurst, Corporate Social Responsibility and the case of Summitville Mine, Resources Policy, Volume 26, No:2, pp.91-102, 2000, s.91 8 Z.E Nalbant, letmelerde Sosyal sorumluluk ve Ahlak, Celal Bayar niversitesi ..B.F. Dergisi, Vol:12, No:1, s.193-201, 2000, s.197
5

289
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

Mterilerin satn alma skl artar. Satlarn karll ykselir. -alanlar arasndaki iletiim, gven, dayanma ve takm ruhu glenir. Takm almasnn etkinlii, organizasyonel performansn ve genel motivasyonunun ykselmesini salar. -Organizasyonun toplumla, yerel ve merkezi devlet organlaryla olan ilikileri geliir ve glenir. -Toplumsal sorumluluk projelerinde grev alan kurum alanlar bilgi beceri ve deneyimlerini gelitirirken kendilerine olan gvenleri daha yksek, yaratc dnebilen ve sorun zme yetenekleri gelimi kiiler haline gelirler. Toplum sayesinde elde ettii gelirlerin bir ksmn topluma fayda yaratmak adna kullanma anlamna gelen sosyal sorumluluk uygulamalar, irketlerin toplum tarafndan benimsenmesi asndan olduka nemlidir. Faydalar asndan baktmzda alanlarla ilikiler, insan haklar, irket etii, toplumla ilikiler ve evre gibi olduka geni bir alan kapsamaktadr.9 letmelerin daha iyi bir toplum, daha iyi bir evre iin gnll olarak katkda bulunmas anlamna gelen sosyal sorumluluk ile ilgili iki bak as vardr. Biri etiksel ve kurallara uygun irket davrann ortaya koyma, dieri ise irketle ilgili baarl bir risk ynetimi gerekletirip, irket nn korumaktr.10 nk belli kurallar erevesinde toplumun beklentilerine uyumlu olan iletmeler, talep edilme oranlarn ve nlerini gelitirme imkanna sahiptirler. Cadbury Schweppes Plc. Ynetim Kurulu Bakan Sir Dominic Caddburynin 1996 ylnda, Business In The Community tarafndan gerekletirilen Sosyal Sorumluluk Liderlik Kampanyasnn bakanln yrtrken syledii gibi Sosyal sorumluluk kampanyas kurum imajn gelitirmede, rn farkllatrmasnda ve hem satlar hem de ball arttrmada etkin bir yoldur.11

Lance Moir, What Do We Mean By Corparate Social Responsibility?,Corporate Governance, Vol:1, No:2., 2001, s.17 10 Melsa Ararat, A Development Perspective for Corporate Social Responsibility Case of Turkey Corporate Governance, Vol.8, No:3. 2007, s.272 11 Hamish Pringle, Marjorie Thompson, Marka Ruhu; Sosyal Sorumluluk Kampanyalar ile Marka Yaratmak, ev;Yele Zeynep, Feyyat Canan, Scala Yaynclk, 2000, s.3

290
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

3. TURZM LETMELER SOSYAL SORUMLULUK

AISINDAN

KURUMSAL

Turizm; sosyal, ekolojik dengeyi ve srdrlebilir ekonomik gelimeyi salayan nemli sektrlerden biridir. Bu nedenle turizm iletmelerinin sosyal fayda yaratmak adna, sosyal ve evresel sosyal sorumluluk projelerine ynelmeleri gerekmektedir. Gnmzde bata BM olmak zere AB, OECD ve Dnya Bankas gibi uluslar st kurulular kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarna nem vermektedirler. Srdrlebilir ekonomik gelime iin iletmelerin iinde yaad ve etkin olduklar topluma ilikin bilgi ve ilgilerini gelitirmeleri inanc ile iletmelerin bu faaliyetlere ne kadar eildiklerine nem verirler.12 Bu nedenle turizm iletmeleri, srdrlebilir ekonomik gelimeyi salamak ve uzun vadede sosyal kr elde edebilmek iin, sosyal pazarlama erevesinde bata turizm aktiviteleri olmak zere, turistlere, alanlara ve topluma kar tutumlarnda, toplumsal sorunlarn zmne ynelik etkili almalar yapmak zorundadr. Toplumsal yaamn bir paras olarak i-meslek yaamnn sosyal ama ve beklentilerin gerekletirilmesinde, var olan potansiyele olumlu katk salanmasnda nemli bir neden olarak tanmlanan kurumsal sosyal sorumluluk, turizm asndan bakldnda doal ve kltrel yapy korumay hedefleyen srdrlebilirlik yaklamlaryla daha nemli hale gelmektedir.13 Birlemi Milletler son yaynnda srdrlebilir turizm gndemini 12 hedefle belirlemitir. Bunlar, ekonomik srdrlebilirlik, blgesel baar, kltrel zenginlik, fiziksel btnlk, biyolojik eitlilik, alma kalitesi, sosyal adalet, ziyareti arz, yerel kontrol, toplum refah, kaynak verimlilii ve doal evredir. Dnya Turizm Konseyi bu amalara ynelik, zellikle tur aktiviteleri, havayolu tamacl ve otel iletmelerinin faaliyetlerinde nemli ilerlemeler olduunu belirlemektedir14 Bu srdrlebilir turizm temelli hedeflerin her biri turizm alannda faaliyet gsteren her iletmenin
Ylmaz Argden, Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Ar-ge Danmanlk Yaynlar, stanbul,2002, s.9 13 Peter Jones, Comfort Daphne, Hillier David, Reporting and Reflecting on Corporate Social Responsibility in the Hospital Industry; A case Study in te Pub Operators in the UK International Journal of Contemporary Hospitality Management Vol:18. No:4 , 2006,s.329 14 Joan C. Henderson Corporate Social Responsibility and Tourism; Hotel Companies in Phuket, Thailand, After the Indian Tsunami, Hospitality Management, Vol.26, 2007,s.231
12

291
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

sosyal sorumluluk faaliyetleri alannda aktif rol oynamasn gerektirmektedir. Turizm sektrnde, bir ok etkinliin faaliyet alan ile yakndan ilgili olmas nedeniyle, yerel topluluklar, evresel kurumlar ve halkla direkt etkileim imkan olduu iin kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetlerini gerekletirmek dier sektrlere gre ok daha kolaydr. Turizm konseyi, 2002 ylnda ortak gelecek vizyonu dorultusunda kurumsal sosyal sorumluluk hakknda nemli bir rapor yaynlamtr. Bu raporda evresel unsurlar gz nne alnarak sosyal ve ekonomik kurumsal sosyal sorumluluk konularndaki detaylar ortaya konulmutur. Rapor Kurumsal sosyal sorumluluu iletmeye ekonomik baar salayacak, evreyi korumaya yneltecek bir ara olarak sunmakta ve temel i uygulamalarnn, rn kalitesinin, i gren ve mteri sadakatinin, risk ynetiminin, yaratclk ve arz zinciri ynetiminin gelitirilmesi ve etkisi zerinde durmaktadr.15 Otel iletmelerinde birok sosyal sorumluluk projeleri yrtlmektedir. Woodsa irket sosyal sorumluluk programnda uyulmas gereken 10 tavsiye bulunmaktadr.16 1-Gereksinim ortaya kmadan nlemler al, 2-Etkili paydalarla ortak sorunlar zmek iin al, 3-Sektrde geni apl dzenlemeler ortaya koymak iin aba sarfet, 4-Hatalarn net bir ekilde ortaya koymaktan ekinme, 5-Sosyal programlara dahil ol, 6-evresel problemlerin zmne yardmc ol, 7-Sosyal-evresel deiimleri takip et, 8-Bir irket davran kurallar olutur ve uygula, 9-Sosyal konulara duyarl ol, 10-Gelimekte olan konularla ilgili fayda yaratmaya al. Grld gibi kurumsal sosyal sorumluluk; proaktif, paylamc, yaratc, yeniliki, zmcl, objektif bir yaklamdr. Toplumsal fayda yaratmak ncelikli amalar arasnda yer almaktadr

Angelina Calisch, Corporate Futures: Social Responsibility in the Tourism Industry, Tourism Concern, London, , 2002, s.42 16 Robert H. Woods, Human Resource Management, Educational Institue American Hotel&Motel Association, 1997, s.399

15

292
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

4. TURZM LETMELERNN SOSYAL SORUMLULUK UYGULAMALARI VE ETKLER Kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalar srdrlebilir turizm amacna ulaabilmek iin, turizm iletmeleri asndan en nemli aralardan biridir. evresel korumann, birey ve toplum asndan srdrlebilir gelimenin bir anahtar olmas nedeniyle turizm iletmeleri bu gelimeyi salayabilecek iletmeler arasndadr. stelik baz turizm giriimleri, yerel topluluklar, evresel ve toplumsal kurulularla etkileimin olmas nedeniyle turizm sektrndeki kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalar ok daha kolay olmaktadr.
En az Etkili Yaklam -Payda destei -nsan kaynana ynelik grn Kamu Yarar -zel projeler -zel organizasyonlarla balant kurmak -Ba ve hediyeler -Deiim iin aba sarf etmek erik Asndan -Toplumu gelitirme abas -irket deerini ve ynetim stilini yanstmak -Deiim iin yol gsterici olmak Sosyal Temsilci -Yaklam iin temelini oluturmaktr - dnyas bir deiim katalizrdr. -Dierlerinin deiimi iin aba gstermek

Tablo1. Kurumsal Sosyal Sorumluluk Yaklamlar (Hall, Brown, 2006: 161) Turizm iletmeleri asndan kurumsal sosyal sorumluluk faaliyetleri llebilir ve anlaml sosyal dnmler ortaya koyabilme ykmll olarak grlmektedir.17 Bu bak asyla sosyal sorumluluk yaklamlar tablo 1deki gibi ele alnmaktadr. letmeler llebilir ve anlaml sosyal dnmler gerekletirmeye alrken tablo1 de grld gibi baz misyonlar da yklenmi olurlar ve toplumun gelimesinde nemli aktrler olarak yer alrlar. Otel iletmelerinin sosyal sorumluluk kapsamnda neler yaptklarn aratran bir almada, Avrupadaki 10 byk otel iletmesinin sosyal sorumluluk asndan ele aldklar 5 unsurda uygulamalarn hangi
17

Derek Hall, Frances Brown, Tourism and Felfare; Ethic,Responsibility and Sustaining WellBeing, Cabi Publishing, 2006, s.160

293
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

younlukta ele alnd incelenmitir. Tablo 2 de grld gibi bu anahtar konular; toplum (yardmlar, eitim,balar v.s..) evre (Kirlilik kontrol, atk ve enerji ynetimi v.s.), pazar (etik reklam, rnlere deer kazandrma vs..), vizyon ve deerler (gven, davran kurallar v.s..), igcdr.
Toplum Yardm ve balar, Toplum refah Milli refah Dnya refah Eitim Gnlllk Blgesel yenilenme Burslar evre Kltrel miras Enerji Ynetimi Kirlilik Kontrol Geri Dnm Atk Ynetimi Doal kaynaklar koruma Pazar Etik reklam faaliyetleri rne deer katma Mterilerle ilikiler Tedarikilerl e ilikiler Hissedarlarla likiler Tedariki eitlilii Vizyon ve Deerler Sorumluluk Ak ama Davran kurallar Srekli deer yaratma Etiksel davran Gven Doruluk z dzenleme gc Terfi Tarafsz fayda Kariyer planlama dl Lojman Eit frsat letiim Salkgvenlikeitim

Tablo 2. Otel letmelerinde Kurumsal Sosyal Sorumluluk Anahtar Konular (Holcomb, Upchurc, Okumu, 2007: 466) Bu alma sonucunda bu uygulamalara nem veren iletmelerin bu almalar, proaktif olmak ve n ve markalarn korumak adna ayrca sadece mteriler iin deil toplum iin yaptklar ortaya kmtr.18). Pazarlama, vizyon ve deerler, igc konularndaki sosyal sorumluluk faaliyetleri iletmenin daha ok isel durumunu, alanlarn ve mterilerini etkilerken, toplum ve evre adna yaplan sosyal sorumluluk faaliyetleri tm toplumu ilgilendirmektedir ve iletmenin tannmas ve toplumda sayg uyandrmas ve ekonomik anlamda talep grmesi eklinde iletmeye geri dnmektedir. nk topluma ve evre sorunlarna duyarl, sorunlarn zmne ynelik aba harcayan her iletmeye dnk talep art her zaman fazla olmutur. Bu da ekonomik olarak iletmeye olan katknn artmas demektir. spanyada 3-5 yldzl oteller zerinde yaplan, sosyalevresel sorumluluun iletmeler zerindeki etkisini ortaya koymay amalayan bir aratrmada, bu uygulamalarn sonrasnda otel krlln ortalama %3 arttrdn ortaya koymutur.19 Bu pozitif yansma sonucu
18

Judy L. Holcomb, Randall Upchurch, Okumu Fevzi Corporate Social Responsibility: What Are Top Hotel Companies Reporting? International Journal of Contemporary Hospitality Management, Vol.19, No.6, 2007, s.473 19 Rodriguez Francisco R. Garcia, Cruz Yaiza Del Mar Armas, Relation Between Social-

294
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

ortaya kan ekonomik karllktaki art direkt ve ksa srede olmasa da etkisini gstermektedir. Ulatrma sektrnde hizmet veren Sri Lanka havayollar, toplumsal amal birok sosyal sorumluluk projesine imza atan kurululardan biridir. En nemli uygulamalarndan bir tanesi eitime verdii destektir. niversiteden mezun olan rencilere, lider vasflar, sunum vasflar, konuma-etkileyici iletiim, stratejik dnme, takm kurma, ofis paket programlar ile ilgili eitimler vermektedir. Ayrca ocuklarn eitimi iin iki yl st ste 30.000 okul kitab datm, her yreden birok renciyi Maldivlerdeki eitim turuna gndermitir. alanlarn ocuklarna eitim imkn salayan bu havayolu irketi, salkl okullar projesini desteklemektedir. Ayrca bu havayolunun byk yatrmlar yapt okul yaptrma projeleri bulunmaktadr. Bunlarn dnda dier sosyal projeler arasnda; yllk kan ba kampanyas, ksz yurtlarndaki ocuklar iin yardmlama fonu oluturma, mamagrofi yaptramayanlar iin, ulusal hastanenin mamagrofi programlarna destek, sel felaketlerinde yemek ve ila toplama kampanyalar bulunmaktadr ve Sri Lanka havayolunun birok alan ayn zamanda bu gerekletirdikleri sosyal yardm projelerinin katlmclar olmaktadr.20 Sri Lanka hava yollarnn gerekletirdii projeler tamamiyle proaktif bak al toplumsal gelimeyi ama edinmi bir faaliyettir. Turizm sektrnde ticari kayg ile yaplan sosyal sorumluluk faaliyetleri de bulunmaktadr. Buna rnek 2004 ylnda Hint Okyanusunda gerekleen tsunami sonras turizm iletmelerinin verdikleri destekler verilebilir.Yaklak 270.000 insann yaamn yitirdii bu felaket sonrasnda bir ok turizm iletmesi byk yardmlarda bulunmutur. Bunlara Hilton grup 200.000 pound, Accor grup 700.000 pound ba yapanlar olmak zere rnek verilebilir.21 ngilterede en baarl pub iletmesinin uyguladklar sosyal sorumluluk faaliyetleri zerine yaplan bir aratrmada bu faaliyetlerin; pazarlama, igc, evre ve toplum adna yaplan almalar olduu ortaya kmtr. Bu iletmelere gre uyguladklar sosyal sorumluluk faaliyetleri bu iletmelere igc asndan verimlilik, pazarlama asndan rekabet gc, toplum ve evre adna yaplan faaliyetler asndan kamuoyu destei ve gveni yaratt belirlenmitir.22
Environmental Responsibility and Performance n Hotel Firms Hospitality Management, Vol.26 , 2007, s.836 20 http:/www.srilankan.aero/aboutus/comm_yet.shtml (10.05.2008) 21 Henderson a.g.e., s.235 22 Jones, Comfort, a.g.e, 339

295
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

Nasl yaptmz, ne yaptmz kadar nemlidir eklinde gerekletirdii sosyal sorumluluk projelerinin ana fikrini ortaya koyan Accor Hotel zinciri, srekli olarak evre ve toplumun srdrlebilir geliimine destek olmaktadr Sosyal sorumluluk projelerine olduka fazla nem Accor Hotel zinciri, Hint okyanusu Tsunamisi dahil bir ok sosyal sorumluluk faaliyetin katlm konaklama sektr kurumlarndan biridir.23 Marriot otelleri ise, bugn dnyada doal afetlerden zarar gren 15 farkl lkede 300 den fazla ev yapmtr. Amerika da her sene kzl haa milyonlarca dolar yardmda bulunmaktadr.24 evre kirliliine duyarl olan kurulu kullandklar rnlerde evreye zarar vermemeye alrken belli periyotlarda btn alanlar ile evre temizlii almalarna katlmaktadrlar. Sosyal sorumluluk faaliyetlerinin bir hizmet ruhu yansmas olarak nitelendiren irket yetkilileri, dnya apnda 150.000 alanyla ocuklarn geliimine katk, yiyecek koruma yardm, evre koruma, gnlllk esasna dayal eitim, salk sorunlar olanlara farkllklar yaratma gibi birok sosyal sorumluluk projeleri yer almaktadr.25 Turizm sektrnde okuluslu irketlerin sosyal sorumluluk faaliyetlerine ok daha fazla nem verdii grlmektedir. Bu almalarn sadece toplumsal, evresel veya alanlar iin olmayp her adan ele alnmas birleik sosyal sorumluluk bak asna sahip olduklarnn gstergesidir. Birleik Sosyal Sorumluluk irketlerin gnll olarak, sosyal ve evresel konular i operasyonlarna, mterileri mevcut ilikilerine dahil etmesidir. Bu anlay, karar verme aamasn ve irketin tm operasyonlarn etkileyen stratejik bir yaklam ortaya koyar. Uzun vadeli deerler oluturur ve rekabetsel avantajlar elde etmeye yardmc olur.26 irketler sadece ekonomik ve yasal sorumluluklar dorultusunda yaamlarn srdrmezler, uzun vadede kendilerine ekonomik anlamda geri dn salayacak toplumla ilgili etik sorumluluklar da yerine getirmek zorundadrlar. Gnmzde toplum, irketlerin evreyi korumasn, gvenli rnler satmasn, alanlara adil davranmasn, tatminkr bir cret vermesini, baz durumlarda isizleri eitmesini, eitim ve sanata katkda bulunmasn, toplumun geri kalm kesimlerine yardmc olmasn beklemektedir. Ve bu istekler iletmenin gelirlerini azaltc etmenlerdir. letmelerin bunu salayabilmeleri, uzun dnemde yaamlarn srdrebilmeleri, rekabet
23 24

http:/www.accor services.com.tr. (10.07.2008) http:/www.marriot.com./images/marriotsocialresponsibility (01.06.2008) 25 http:/www.marriot.com./images/marriotsocialresponsibility(01.06.2008) 26 Rodriquez, Cruz, a.g.e.,826

296
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

stnl elde etmeleri ve sektrdeki ortalama kar zerinde bir getiri salanabilmesi ile mmkndr.27 Bu bak asyla deerlendirildiinde sosyal sorumluluk faaliyetleri iletmenin stratejik planlamasyla ilgilidir. Gelirlerindeki kaybn daha etkili bir ekilde geri dnecei dncesiyle hareket edilir. Ama bir bte gereksinimi sz konusu olduu iin, daha ok byk apl iletmelerin sosyal sorumluluk projelerine imza attn grmekteyiz. Turizm sektrnde okuluslu otel zincirleri, byk havayollar, byk tamaclk irketleri ve yiyecek-iecek zincirlerinin bu almalara daha fazla nem verdiini grmekteyiz. 5. ARATIRMANIN METODOLOJS 5.1. Aratrmann Amac ve Yntemi almada turizm sektrnn nemli temsilcilerinden olan be yldzl otel iletmelerinin kurumsal sosyal sorumluluk anlayn ve uygulamalarn belirlemek amalanmtr. Aratrmada otel iletmelerinin Kurumsal Sosyal Sorumluluk (KSS) uygulamalarndan sorumlu birimlerine gnderilen anket formlar kullanlmtr. Hazrlanan anket formu be yldzl otel iletmelerinin KSS uygulamalarna verdii nemi yanstmak amacyla betimleyici analizler yapacak ekilde oluturulmutur. Anket formu 3' demografik olmak zere 11 sorudan olumaktadr. Sorular, iletmede KSS uygulamalarn kimin tarafndan, hangi amalarla, hangi konulara arlk vererek ve ne kadar bte ayrarak gerekletirildiini saptamaya ynelik oluturulmutur. Anket formunda ayrca yaplan KSS uygulamalarnn neler olduunu belirlemeye ynelik ak ulu sorulara da yer verilmitir. 5.2. Aratrmann Kapsam Aratrmann ana ktlesi Trkiye Otelciler Federasyonu'na (TROFED) ye olan 235 adet be yldzl otel iletmesidir. Ana ktlenin tamamna ulalmaya allm ancak geri dn 115 otel iletmesiyle snrl kalmtr. TROFED'e ye olan be yldzl otel iletmelerinin Trkiye'deki be yldzl otel iletmelerinin %90'nn oluturmas evrenin nemli bir blmne ulaldn gstermektedir. Ancak 115 otel iletmesinin sadece 42
Hayri lgen, Kadri Mirze, letmelerde Stratejik Ynetim, Literatr Yaynclk, stanbul, 2004,s.454
27

297
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

tanesinin KSS uygulamasnn bulunmas almann en nemli kst olarak ortaya kmaktadr. 5.3. Bulgular Aratrmada ulalan be yldzl otellerin demografik zelliklerinden biri iletmelerin faaliyet ekli dieri iletme statsdr. Tablo 1de iletmelerin faaliyet ekline gre KSS uygulamalar gerekletirme oranna bakldnda ehir otellerinde daha fazla olduu grlmektedir. Ulalan ky oteli ehir oteline gre daha fazla olmasna ramen, KSS uygulamalar ky otellerinde snrl sayda uygulanmaktadr.
N % KSS Uygulamalar var 17 25 42 KSS Uygulamalar yok 52 21 73

Ky Oteli ehir Oteli Toplam

69 46 115

60 40 100

Tablo 1. Faaliyet ekli ve KSS Uygulamalar almada ulalan otellerin statlerine gre dalm bir birine ok yakn bir oranda ortaya kmtr. Oranlar sralamak gerekirse en ok ulusal zincir, daha sonra bamsz ve en son da uluslar aras zincir otele ulald grlmektedir. KSS projelerinin uygulanma ekli asndan ne kadar bamsz davrandklarn belirlemek zere yneltilen soru da ise tablo 2 de grld gibi daha ok bamsz ve ksmen baml olduu eklinde ortaya kmtr. Zincir otellerde merkezi otoritenin etkisi grlmekte ancak blgesel ve sosyo kltrel zellikler nedeniyle bamsz ve ksmen baml uygulamalarn olduu ortaya kmaktadr. Bu durum iletmelerin ounun merkezi otoriteden bamsz davrandklar sonucunu ortaya koymaktadr.

298
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

N Bamsz Ulusal Zincir Uluslar aras zincir Toplam 39 41 35 115

% 33,9 35,7 30,4 100

Merkezi Otorite 0 6 6 12

Bamsz 11 8 3 22

Ksmen Baml 1 2 4 7

Toplam 12 16 13 41

Tablo 2. letmenin Stats ve KSS Uygulama ekli Ulalan otellerden KSS almalar bulunan iletmelerin says olduka azdr. almann en nemli kstlarndan birini oluturan bu durum otel iletmelerinin KSS uygulamalarna yeterince nem vermediini ortaya koymaktadr. Tablo 3de, iletme statsne gre KSS uygulamalar bulunmayan otel saysnn 73 (%63.5) olduu grlmektedir. KSS uygulamas bulunan otellerin bu almalar yrten ilgili birim ve iletmelerin statleri ilikilendirildiinde ulusal zincir oteller dnda, en fazla oranda Halkla likiler departman tarafndan yrtld grlmektedir. Birok KSS uygulamas yapan iletmelerde bu sorumluluu alan belli birimin olmamas dikkat ekmektedir. Bu soruyla ilgili aklama yapan, ilgili herhangi bir birimin olmadn syleyen ilgililer, bu tr almalarn genel mdrlk dzeyinde gerekletirildiini; zaman zaman kalite sorumlusunun ve nsan kaynaklar departmannn sorumluluunda olduunu ifade etmilerdir. Bu farkllk daha ok ulusal zincir statsnde olan otellerde karmza kmaktadr.
KSS Uygulamas olanlar ve ilgili birim Belir Sat Halkla siz Pazarlama likiler Bamsz 3 1 7 Ulusal zincir 8 2 7 Uluslar aras z. 5 2 7 Top 16 5 21 KSS Uygulamas Yok 28 24 21 73 Toplam 39 41 35 115

Tablo 3. letme Stats ve KSS Uygulamalar birimi Aratrma sonucunda elde edilen verilerden bir tanesi Halkla ilikiler birimine sahip otel iletmelerinin saysnn % 53.9 gibi bir oranla snrl kalmasdr. Otel iletmelerinin birounda Mteri ilikileri veya kurumsal iletiim birimi eklinde bir yaplanma olduu ortaya kmaktadr. Halkla

299
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

likiler birimi bulunmayan iletmelerde KSS uygulamalarnn bulunmad, birimin bulunduu iletmelerinde sadece %58.6 snn KSS uygulamalar gerekletirdii grlmektedir.
N Var(Halkla likiler Departman) Yok(Halkla likiler Departman) Toplam 62 53 115 % 53.9 42 46.1 0 100 42 53 73 20 KSS Uygu. var KSS Uygu. yok

Tablo 4.Halkla likiler Birimi ve KSS Uygulamalar KSS uygulamas yapan 42 otel iletmesinin hangi alanlarda KSS almalar yaptna bakldnda tablo 5te grld gibi % 71.4 oran ile en ok eitim alannda alma yaptklar ortaya kmtr. Daha sonra srasyla evre, kltr, engelli ve salk ve spor gelmektedir.
Eitim N % 30 71.4 Var Yok Top 12 42 28.6 100 evre N % 23 54.8 19 42 45.2 100 Salk N % 7 16.7 35 42 83.3 100 Kltr N % 13 31 29 42 69 100 Engelli N % 8 19 34 42 81 100 Spor N % 10 23.8 32 42 76.2 100

Tablo 5. KSS Uygulama Alanlar KSS uygulamalar gerekletiren 42 iletmenin 26s bu almalar toplumsal geliim amal yaptklarn, 14 is, marka ve isim itibar gelitirme amal ele aldklarn ifade etmektedirler. Bu iletmelerden sadece 2 tanesinin karllk amac gderek bu almalar gerekletirdikleri ortaya kmaktadr. Otel iletmelerinin statleri asndan uygulama ekillerine bakldnda toplamda 30 iletmenin bamsz almalar yapt ortaya kmaktadr. Sadece ulusal zincir olan iletmelerde ve daha az oranda uluslar aras zincir otel iletmelerinde STK ile altklar grlmektedir. Tablo 6 paydalarla olan ibirliinin olduka az olduunu gstermektedir.

300
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

Bamsz Ulusal Zincir Uluslar aras zincir Toplam

Paydalarla 0 0 1 1

STK ile 0 8 2 10

Bamsz 12 9 9 30

Toplam 12 17 12 41

Tablo 6. letmelerin Stats ve KSS Uygulama ekli letmelerin kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalarna ve uygulama ekline bakldnda birounun bu uygulamalar bir proje eklinde deil, sadece eitli kurumlara ba yapmakla snrl olduu grlmektedir. letmelerin hangi almalar gerekletirdiine ilikin yneltilen sorulara alnan cevaplar bu durumu daha net bir ekilde ortaya koymaktadr. Bu uygulamalar genellikle, kimsesiz ocuklara yardm, zihinsel engellilere ortam salamak, aa dikme almalar, evre dzenlemesi, kltrel deerlerin korunmasna ilikin eitim almalar olarak ortaya kmaktadr. 6. SONU Kurumsal sosyal sorumluluk, iletmelerin daha iyi bir evre ve daha iyi bir toplum yaratma adna, gnlllk esasna dayal gerekletirdikleri faaliyetlerdir. Bu sorumluluk anlay turizm iletmeleri asndan doal ve kltrel yapy korumay hedefleyen srdrlebilir evre, srdrlebilir turizm yaklamlaryla daha da nemli hale gelmitir. Birlemi Milletlerin srdrlebilir turizm adna belirledii hedefler olan; ekonomik srdrlebilirlik, blgesel baar, kltrel zenginlik, fiziksel btnlk, biyolojik eitlilik, alma kalitesi, sosyal adalet, ziyareti arz, yerel kontrol, toplum refah, kaynak verimlilii ve doal evre turizm iletmeleri sayesinde gerekleebilecek hedeflerdir. Dnya Turizm Konseyi bu amalara ynelik, zellikle tur aktiviteleri, hava yolu tamacl ve otel iletmelerinin faaliyetlerinde nemli ilerlemeler olduunu belirlemitir. Turizm sektr ve doal dengenin korunmas iin olduka nemli olan bu faaliyetler turizm iletmelerinin sosyal sorumluluk faaliyetleri ile daha da gelime salayacaktr. Buna bal olarak topluma ve evreye yaplan katklar sonrasnda elde edilen kurumsal saygnlk, iletmelerin deerini dolaysyla ekonomik karllklarn da arttrmaktadr. Bunun bilincinde olan iletmeler, iletmelerinin marka deerini arttrmak ve saygnlk kazanmak iin sadece rn ve hizmetlerinde deil sosyal sorumluluk uygulamalarnda da kaliteyi yakalamak zorundadrlar.

301
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

Trkiyedeki be yldzl otel iletmelerinin bu konuya verdikleri nemi ve faaliyet alanlarn belirlemeye alan bu alma sonucunda, konunun beklenen dzeyde ele alnmad sonucuna varlmtr. Kurumsal sosyal sorumluluk uygulamalar belli bir bteyi gerektirdiinden ve bu konuda yaplan Uluslar aras boyutlu aratrmalarda da grld gibi turizm sektrnde okuluslu otel zincirler, nde gelen hava yollar, seyahat iletmeleri, byk lekteki yiyecek-iecek zincirleri bu uygulamalara daha ok bte ayrp, daha fazla nem vermektedirler. Ancak Trkiye'deki be yldzl oteller asndan bakldnda aratrma kapsamnda ele alnan otel iletmeleri arasnda bu KSS uygulamalarna bte ayran iletme says (13) olduka azdr. Aratrmann en nemli sonularndan biri ulalan 115 be yldzl otel iletmesinden sadece 42sinin KSS uygulamalarna yer verdii, bu otellerin statsne gre (bamsz, ulusal ve uluslar aras zincir) KSS uygulamalar yapmalar konusunda ciddi bir farkllk ortaya kmamtr. Ancak, faaliyet ekline gre bakldnda, ehir otellerinin daha fazla oranda KSS uygulamalar gerekletirdii ortaya kmtr. Kurumsal sosyal sorumluluk almalar iletmelerin kendilerini topluma sevdirmek amacyla gerekletirilen bir faaliyet olmas nedeniyle iletmelerde tamamyla Halkla ilikiler departman tarafndan gerekletirilen bir sre olduu dnlmektedir. Fakat almada ulalan iletmelerin sadece %53.9unda Halkla ilikiler departman olduu ve halkla ilikiler departman olan tm otellerin de KSS uygulamalarna yer vermedii ortaya kmtr. Dnyadaki uygulamalar baktmzda turizm sektrnde okuluslu irketlerin sosyal sorumluluk faaliyetlerine daha fazla nem verdii grlmektedir. Trkiye de ise bu sralama ulusal zincir, uluslar aras zincir ve bamsz oteller olarak ortaya kmaktadr. zetle KSS uygulamalarna nem veren ulusal zincir otellerin says (17) uluslar aras zincir otellerden (14) daha oktur ve bamsz iletmelerin says (11) da azmsanmayacak dzeydedir. Merkezi otoritenin etkisi asndan ulusal ve uluslar aras zincir otellerin yarsndan daha fazlasnn merkezi otorite dnda KSS uygulamalarna yneldikleri grlmektedir. Bu durum, zellikle ky otellerinin bulunduklar blgenin sosyo-kltrel ve evresel farkllklarndan dolay ortaya kmaktadr. Aratrmada ortaya kan dier bir durum ise KSS uygulamalar gerekletiren otel iletmelerinin ounlukla almalarn sivil toplum rgtleri (10) ile deil bamsz (30) olarak gerekletirdikleridir. Bu

302
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

iletmelerin KSS almalarn snrl boyutlarda gerekletirilmesi ile aklanabilir. Bir sivil toplum rgt ile proje gerekletirmek yerine daha az maliyetli kk yardmlar gerekletirmeyi tercih etmeleri sz konusudur (vakflara, derneklere, okullara balarda bulunmak v.b..). Buna bal olarak aratrma kapsamnda ulalan iletmelerin arlkl olarak eitime (%73), daha sonra evreye (%54) daha sonra kltre (%31) ynelik almalar yaptklar ortaya kmaktadr. KSS almalarn gerekletirebilmenin en nemli gerekliliklerinden biri bu almalara bte ayrmak ve bu almalarn sonucunda lmedeerlendirme yapmaktr. Ama aratrmann sonucunda sadece 13 iletmenin bu tr almalar iin bte ayrmas ve sadece 10 iletmenin lme deerlendirme yapmas iletmelerin bu almalara verdii nemin az olduunu gstermektedir. letmelerin ounun lme deerlendirme yapmamas, KSS ye bal olarak elde edilen kurumsal saygnln, dolaysyla ekonomik karllklarnn belirleyememelerine neden olmaktadr. Bu durum, iletmelerde marka deerini arttrmak ve saygnlk kazanmak adna planl ve sonu odakl bir sosyal sorumluluk anlaynn olmadn ortaya koymaktadr. Genel olarak bakldnda ve dnyada turizm sektrndeki iletmelerin uygulamalar ile karlatrldnda, Trkiye'deki sosyal sorumluluk uygulamalarnda kapsam ve nitelik asndan nemli farklar olduu ortaya kmaktadr. ncelikle toplam iletmeler arasnda bu konuya nem veren iletmelerin saysnn az olmas bunun nemli bir gstergesidir. Bu uygulamalar gerekletiren az saydaki iletmeler ise konuya gereken nemi ve bteyi ayrmamalarndan dolay almalar sadece maddi destek salamak olarak ortaya kmaktadr. alma sonucunda grld gibi byk KSS projelerinden sz etmek pek mmkn deildir. Stratejik bak asyla, uygulanan sosyal sorumluluk faaliyetlerini gerekletiren iletmeler, sahip olduklar sosyal karn uzun vadede iletme yararna ekonomik kar olarak geri dnecei bilinciyle hareket etmek zorundadrlar. Sonu olarak Trkiye'deki iletmelerin kurumsal sosyal sorumluluk almalarna bakldnda konunun stratejik bir bak asyla ele alnmad grlmektedir. Toplum sayesinde elde ettii gelirlerin bir ksmn topluma fayda yaratmak adna kullanma anlamna gelen sosyal sorumluluk uygulamalar, iletmelerin toplum tarafndan benimsenmesi asndan olduka nemlidir. Bu nedenle, sosyal fayda yaratarak kurumsal deerlerini arttrmalar ve rekabet avantaj salayabilmeleri iin, otel iletmelerinin bu konuya daha fazla nem gstermeleri gerekmektedir.

303
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

KAYNAKA Ararat, Melsa, A Development Perspective for Corporate Social Responsibility Case of Turkey Corporate Governance, Vol.8, No:3. pp.271-284,2007 Argden, Ylmaz , Kurumsal Sosyal Sorumluluk, Ar-ge Danmanlk Yaynlar, stanbul,2002 Bartol, K.M. ve D.C.Martin, Management, Mc Graw Hill, New York, 2nd. Edition,1994 Calisch, Angelina, Corporate Futures: Social Responsibility in the Tourism Industry, Tourism Concern, London, 47 pp, 2002 Demir, Hulusi, Nee Songr, Sosyal Sorumluluk ve Ahlak Balkesir niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Cilt 2, Say 3, s.150-167,1999 Eren, Erol, Stratejik Ynetim ve letme Politikas, Beta Basm Yaym, stanbul, 2000 Hall, Derek, Frances Brown, Tourism and Felfare; Ethic,Responsibility and Sustaining Well-Being, Cabi Publishing,2006 Henderson, Joan C. Corporate Social Responsibility and Tourism; Hotel Companies in Phuket, Thailand, After the Indian Tsunami, Hospitality Management, Vol.26 pp.228-239 2007 Hirschland, J. Matthew, Corporate Social Responsibility of Global Public, Publisher: Palgrave Macmillan U.S.A., 2006 Holcomb, Judy L., Upchurch Randall, Okumu Fevzi Corporate Social Responsibility:What Are Top Hotel Companies Reporting? International Journal of Contemporary Hospitality Management , Vol.19, No.6, pp.461-475, 2007 Jones, Peter, Daphne Comfort, David Hillier, Reporting and Reflecting on Corporate Social Responsibility in the Hospital Industry; A case Study in te Pub Operators in the UK International Journal of Contemporary Hospitality Management Vol:18. No:4,pp.329-340, 2006 Moir, Lance.,What Do We Mean By Corparate Social Responsibility?,Corporate Governance, Vol:1, No:2., pp.16-22, 2001 Nalbant, Z.E., letmelerde Sosyal sorumluluk ve Ahlak, Celal Bayar niversitesi ..B.F. Dergisi, Vol:12, No:1, s.193-201, 2000 Pringle, Hamish, Marjorie Thompson, Marka Ruhu; Sosyal Sorumluluk Kampanyalar ile Marka Yaratmak, ev;Yele Zeynep, Feyyat Canan, Scala Yaynclk, 2000

304
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (285-304)

Rodriguez, Francisco R.Garcia, Cruz Yaiza Del Mar Armas, Relation Between Social-Environmental Responsibility and Performance n Hotel Firms Hospitality Management, Vol.26,pp 824-839, 2007 lgen, Hayri, Kadri Mirze, letmelerde Stratejik Ynetim, Literatr Yaynclk, stanbul, 2004 Warhurst, A.Mitchell, Corporate Social Responsibility and the case of Summitville Mine, Resources Policy, Volume 26, No:2, pp.91-102, 2000 Woods, Robert H., Human Resource Management, Educational Institue American Hotel&Motel Association, 1997 http:/www.accor services.com.tr.(indirme tarihi:10.07.2008) http:/www.marriot.com./images/marriotsocialresponsibility(indirme tarihi:01.06.2008) http:/www.srilankan.aero/aboutus/comm_yet.shtml(indirme tarihi: 10.05.2008).

305
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

TKETCLERN PERAKENDEC MARKALI RNLER TERCH ETME NEDENLER: MERSN LNDE BR ARATIRMA Ercan EK1 Kalender zcan ATILGAN2 ZET Perakendecilikte gncel bir uygulama olan, rnlerin kendi markalar ile pazarlanmas eilimlerini ifade eden perakendeci markal rnler, perakendeciler asndan yeni frsatlar oluturmakta ve tketicilere salad avantajlardan asndan da baarl sonular ortaya kmaktadr. Bu almada, Mersinde yaayan tketicilerin perakendeci markal rnleri tercih etme nedenlerini incelemek hedeflenmitir. Bu ama dorultusunda, Mersinde yaayan 405 tketici ile yz yze grme tekniiyle anketler uygulanmtr. Veriler analiz edilmi ve tketicilerin, retici ve perakendeci markal rnler hakkndaki dncelerinin karlatrlmas yoluyla perakendeci markal rnleri tercih etmelerinde etkili olan faktrler ortaya karlmaya allmtr. Anahtar Kelimeler: Marka, Perakendeci Markalar, Tketici Profili

Yrd. Do. Dr., Mersin niversitesi, Erdemli UTYO, letme Bilgi Ynetimi Blm, eposta: ercancicek@mersin.edu.tr 2 r. Gr., Mersin niversitesi, Erdemli UTYO, letme Bilgi Ynetimi Blm, e-posta: atilgan@mersin.edu.tr

306
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

REASONS OF PRIVATE BRAND PRODUCTS BUYING PREFERENCES OF CONSUMERS: AN INVESTIGAION IN MERSIN ABSTRACT Private labelling which is a current trend in the retailing creates opportunities for retailers and be successful in terms of consumers because of their advantages. The aim of this study is to explore the reasons of private labelled products buying preferences of consumers living in Mersin. Because of this aim, a face to face survey was conducted to 405 consumers living in Mersin. The data were analyzed and by comparing thought of consumers about manufacturer and private brand products, it has been tried to detect the factors effective for the preference of private brand products. Key Words: Brand, Private Brands, Consumer Profile 1. GR Perakendecilik tanm olarak; mal ve hizmetlerin ticari bir amala kullanmama veya tekrar satma ve kiisel, ailesel gereksinimleri iin kullanmalar kouluyla, dorudan doruya son tketiciye pazarlanmasyla ilgili tm faaliyetleri kapsamaktadr (Tek, 1999: 582). Gnmzde perakendeciliin nemini anlayabilmek iin Fortune Global 500 listesine bakmak yararl olabilir. Bir perakendeci olan Wal-Mart, yaklak olarak 379 milyar US$ gelir elde ederek bu listenin birinci srasnda yer almtr (Fortune, 2008). Datm kanalnn son yesi olarak perakendeciler, getiimiz dnemlerde olduka geni bir dalm gstererek reticiler ve markalar karsnda nemli avantajlara sahip olmulardr. Buna bal olarak yaplan aratrmalar, perakendecilerin kar oranlarnn reticiden veya marka sahibinden ok daha fazla olduunu ortaya koymutur. ada perakendecilik konusunda zerinde en fazla durulan konulardan birisi, perakendeci markal rnlerin gittike artan nemidir (Tek, 1999: 610).

307
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

2. MARKA KAVRAMI VE PERAKENDEC MARKALAR Marka kavram, bir ya da bir grup reticinin ya da satcnn mal ve hizmetlerini tanmlamaya, tantmaya ve rakiplerinkinden ayrp farkllatrmaya yarayan isim, kavram, szck, simge, tasarm, iaret, sekil, renk veya bunlarn bir bileimi eklinde tanmlamak mmkndr (slamolu, 2000: 314). Marka; retici ve satcnn, tketicilere belirli zellik, fayda ve hizmeti srekli olarak sunacann bir vaadi olup, kalite garantisini de ifade eder ve rne ynelik olarak tketiciler iin farkl anlamlar tar. Bunlar (Gavcar ve Didin, 2007: 22): a. Nitelik: Bir marka, ncelikle rnn belli niteliklerini artrr. Bu niteliklerin biri veya birka markann reklmlarnda kullanlr. b. Fayda: Tketiciler genellikle rnlerin niteliklerini deil faydalarn satn alrlar. Bu nedenle nitelikler ilevsel ve duygusal faydalara dntrlr. c. Deer: Markann, alcnn deerleri hakknda bir eyler anmsatmasyla ilgilidir. d. Kiilik: Bir markann, gerek ya da arzulanan z-imaj ile tketicinin duygusal eleri arasndaki ilikidir. lk yllarda imalat ve datc markas olarak iki ekilde snflandrlan marka kavram (Kotler, 1976), pazarlama ynetimindeki deimeler ile birlikte farkl ekillerde de snflandrlmtr. Pride ve Ferrell (2003) temel olarak markalar e ayrmtr: 1. malat markalar (Manufacturer brands): Datm ve promosyon imalatya aittir ve fiyat genellikle imalat belirlemektedir. malatlar, marka sadakatini talep artrc/uyarc yaklamlar ve kalite kontrol gibi faaliyetlerle artrmaya almaktadrlar. 2. zel datc markalar (Private distributor brands, private brands, store brands, dealer brands): Bu markalar toptanc ya da perakendecilere aittir. Bu markalarn en karakteristik zellii, imalat/imalatlarn rn zerinde sz sahibi olmamalardr. Perakendeci ya da toptanclar daha fazla kr marj salamak, maaza imajn artrmak ve daha etkili promosyonlar gelitirebilmek iin zel datc markalar kullanmaktadrlar. 3. Jenerik markalar (Generic brands): Tantm ve promosyon destei verilmeyen markasz rnlerdir. Bunlar sadece rn snfn gstermekte, ne irket ad ne de dier belirleyici terimleri ierirler. Rakip

308
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

markalara gre daha dk fiyatla satlmaktadr. Perakendeci markas kavram, perakendecilerin kendileri iin retilip satlan ve ulusal reticinin marka adndan farkl olan markalar olarak tanmlanabilmektedir. Baka bir tanma gre, perakendecinin rn gelitirmeden, rnn depolanmasna ve pazarlanmasna kadar tm sorumluluu stlendii zel markalar perakendeciler tarafndan retilen veya rettirilen, perakendecinin sat noktalarnda kendi ad veya kendi markasyla satlan tketim mallar olarak belirtilmitir (Burt, 2000). Perakendeci markas olabilmenin en nemli koulu, marketin kendisini bir marka olarak grmesinden gemektedir (Gavcar, Didin,2007: 24). Literatrde zel markal rnler deiik adlarla anlmaktadr. rnegin, ngilizcede Private Label kavram, ayn zamanda Own-brand, Retailers Brand, Store Brand ve Private Brand olarak, Trkede de zel Marka, zel Etiketli rn, Perakendeci Markas, Maaza Markas ve Market Markas gibi deiik adlarla kullanlmaktadr (Orel, 2006). Perakendeci markalarn geliimi, drt aamada ortaya kmtr. Bu aamalar (Sattler, 1998): 1. simsiz rnler: Herhangi bir isim ya da markalama tamayan, raflarda alt sralarda yer alan ve olduka dk fiyat ile satlan ve genellikle dk teknoloji gerektiren temel gda maddelerinden oluan rnlerdir. Bu rnler ulusal ancak uzmanlamam imalatlar tarafndan retilmektedir. 2. Mteri Markal rnler: Fiyat avantaj olan, ulusal marka ile isimsiz rnler arasnda bir kategoride yer alan ve market markasn tayan rnlerdir. Orta dzeyde kalite/imaja sahiptirler. simsiz rnlere gre daha ileri teknoloji ile ulusal olan ve ksmen market markalarnda uzmanlam imalatlar tarafndan retilirler. Ayrca byk hacimli rn hatlarnda kullanlrlar. Raflarda ucuz rn olarak yer alrlar. 3. Market Markal rnler: Ulusal markalara yakn fiyat avantaj ilk iki aamaya gre daha dk olan ve raflarda st sralarda yer alrlar. Kalite garantisi ulusal markalara e, yksek teknoloji ile retilen geni rn hattndaki rnlerdir. Bu rnler, ulusal ve market markalar retiminde uzmanlam imalatlar tarafndan retilirler. Marka bamll yaratmak ve mteri sadakati kazanmak iin promosyon faaliyetleri youn olarak yrtlmektedir. 4. Premium Markal rnler: Bu rnler imaj oluturan rnlerdir ve gerek teknoloji gerekse de rn hattnda yenilie sahiptirler. Ulusal markalarla rekabet edebilen, raflarda ilk sralarda yer alan ve marka

309
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

oluumunu tamamlam ulusal marka deerinde rnlerdir. Daha iyi rn zellii ile satn alma gds yaratan bu rnler uluslar aras ve konusunda uzman imalatlar tarafndan retilirler. Perakendeci markal rnlerin ou perakendecinin kendisi tarafndan retilmemektedir. reticilerin perakendeciler iin perakendeci markal rnleri retmelerinin nedenleri (Baltas, 1997: 315-321): retim ve datmda lek ekonomilerine ulaabilmek. Fazla kapasitenin faydal hale getirilmesi. Pazarlama maliyetleri olmadan satlarda art salamak. Pazara daha kolay giri yapmak. Rakiplerin girilerini engellemek. Perakendeci ile kurulan yakn iliki sayesinde kendi markal rnlerinin satn artrabilmek. Markal ve perakendeci markal rnler arasnda imaj farkllatrmas nedeniyle fiyat ayrm yapmak. Bu ekilde perakendeciler dk retim maliyetleriyle dk fiyat sunabilme, ucuz paketleme, snrl reklam, dk ynetim maliyet gibi avantajlar salayarak maaza trafiini arttrma ve maaza sadakati oluturma frsat yakalamaktadrlar (Akbay ve Jones, 2005: 621-631). Bu adan bakldnda perakendeci markal rnlerin tketicilere salad en belirgin yarar, dk fiyatl olduu sonucuna ulalmaktadr. Ulusal markalara gre perakendeci markal rnler ortalama olarak %10-30 arasnda daha ucuzdur (Balta, 1997: 315-324). 3. PERAKENDEC MARKALARIN GELM nceleri ulusal markalarn ucuz bir taklidi olarak grlen ve daha ok satn alma gc dk tketici kitlelerinin ihtiyacn karlamak amacyla ortaya kan zel markalar, datm kanallarnda rekabet dengesinin perakendecilere gemesi ve bunlarn byk cirolara ulamasyla glenmi ve gnmzde yksek kaliteli ulusal markalara ciddi birer rakip haline gelmitir. 3.1. Perakendeci Markal rnlerin Dnyadaki Geliimi Dnyada ilk olarak zel marka (private label) kavram Amerika ve Kuzey Avrupa lkelerinde 18. yyda grlmektedir. lk olarak zincir maazalardaki geliimle beraber ortaya kan perakendeci markalar, A.B.D

310
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

de 1863 ylnda Great Atlantic and Pasific Tea irketi tarafndan sata sunulmutur. Daha sonra A&P ad olarak deimi irketin, Americans Choice etiketi ad altnda kendi rnleri de piyasaya karlmtr (Sava, 2003). Gnmzde gelinen noktada perakendeci markalar svirede toplam market satlarnn % 45ini, ngilterede % 40n Almanyada % 21ini Amerikada % 15ini kapsamaktadr (Batra ve Sinha, 2000: 175). Trkiyede ise perakendeci markalarn organize perakende ticaretinden ald pay % 11 dzeyindedir ve 260 milyon $lk bir pay almaktadr (Burdurolu, 2003). Perakendeci markal rnlerin yaygnlamasna katks olan baz faktrler yledir (Sava, 2002): retici markal rnlerin fiyatlarnda nemli ykseli retim teknolojilerinin yaygnlamasyla, perakendeciler tarafndan ulusal markalar ve market markalar arasndaki kalite farknn azaltlmaya ynelik almalar yaplmtr. Tketiciler asndan nemli kalite deiikliini azaltlm olmasdr. nemli kalite farkllnn dm olmasnn, tketiciler arasnda bu d deiikliinin alglanm olmas da perakendeci markalarnn ykseliine katkda bulunmutur. Perakendecilerin datm kanal iinde glerinin artmasna bal olarak kar paylar perakendeci markal rnler yoluyla, ykselmeye balamtr. Tedarikiler tarafndan pazar boluklarnn grlm olmas Bilinli olan eitimli tketicilerin orannn ykselmesi. nk bilgili tketiciler zel etiketli markalarnda retici firmalar tarafndan retildiini bilmektedirler (DelVecchio, 2001: 246-247). Perakendeci markal rnlerin geliiminin ilk zamanlarndan itibaren ou perakendeciler ve tketiciler perakendeci markal rnleri dk fiyatl, dk kaliteli ve ikinci snf rnler olarak grmlerdir. Perakendeci markal rnlerinin kalitesinin olumsuz olarak alglanmasna ynelik olarak perakendeciler kalite promosyon programlar gelitirerek tketicileri, perakendeci markal rnlerin kalitesinin ulusal markal rnlerle ayn hatta daha yksek olduuna ikna etmeye almlardr (Akbay ve Jones, 2005). 3.2. Perakendeci Markal rnlerin Trkiyedeki Durumu Trkiyede zellikle gdaya dayal zincir perakendeciliin gelimesiyle birlikte market markalar gndeme gelmitir. Market markal

311
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

rnler, benzeri rnlerden yzde 20 ile 50 arasnda daha ucuz olduu iin marka tercihi yapmayan kesim tarafndan tercih edilmektedir. te yandan, Trkiyede yaanan ekonomik krizlerin market markal rnleri tercih etmede nemli etkileri vardr. nk ekonomik krizler, zellikle 2001 krizi, tketicilerin gelir seviyesinin dmesine ve alveri alkanlklarnn deimesine, dolaysyla perakendecilikte durgunluun yaanmasna neden olmutur. Perakendeci markalarn Trkiyedeki geliimi gelimi batl lkelere oranla henz yeni saylmasna karn, gelime hz yksektir. Perakendeci markalarn Trkiyedeki geliimi ise kronolojik olarak modern perakendeciliin balad 1950li yllara kadar gitmektedir. zellikle spermarket fikrinin Trkiyedeki ilk uygulaycs olan Migros-Trk nclnde 1957 ylnda balayan perakendeci marka uygulamalar byk lekli zincir maazaclk formatnn zel marka karacak byklkte olmamas, retici say ve niteliindeki eksiklik, perakendeci markalar konusunda yaklam eksiklikleri gibi nedenlerle uzun sre pazarda etkin bir rol oynayamamtr. Trkiyede perakendeci markalarn byk lekli perakendeciler tarafndan youn ve farkl stratejik amalara hizmet edecek ekilde kullanm 1990l yllarn ikinci yarsndan sonra balamtr (Aksulu, 2001;145). Dier byk perakendecilerden Beendik 1986, Bim 1996, Oypa 1999, Kipa 2000 ylndan itibaren zel marka sat yapmaktadrlar. Tablo 3.2.1. Trkiyede rn Snfna Gre Perakendeci Markal rnlerin Harcamalarndaki Deiim
Yl rn Snf Gda Kiisel Bakm rnleri Temizlik rnleri Dier Toplam 2002-2003 % 47,3 29,3 -2,6 128,1 39,0 2003-2004 % 35,2 45,9 8,3 21,9 33,5 2004-2005 % 58,6 38,1 36,9 5,2 54,5 20052006 % 25,0 11,9 -3,6 12,5 21,7

Kaynak: Retailing Institute HTP Market Markalar Raporu, 2006 Alm gcnn dmesiyle, tketiciler asndan dikkate alnan en nemli unsur fiyat olmutur. Tketiciler bir yandan, satn aldklar mallarn maliyetini n planda tutarak, ncelikle temel ihtiyalarn karlamaya alrken, te yandan bu ihtiyalarn karland rn

312
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

gruplarna ynelik marka bamllklar da azalmtr. zellikle temizlik rnlerine ynelik tketici davranlarnda nemli deiiklikler olmutur. Bata bulak ve normal deterjanlarda, tuvalet kd ve peete gibi rn gruplarna ynelik ulusal veya kresel marka sadakatinin kaybolduu, fiyatn n plana getii ve byk retici firmalarn satlarnn dt gzlenmektedir (Capital, 2004). Konuyla ilgili olarak yaplan bir almada (Aksulu, 2000), Trk tketicisinin market markal rnleri fiyat dkl nedeniyle tercih ettikleri, bir dier almada ise (Kurtulu, 2001) tketicilerin market markal rnlerin fiyatlarn dk bulduklar, ancak kalitesi konusunda kararsz kaldklar eklinde sonular ortaya kmtr. Ekonomik kayglarnn gemi yllara gre daha fazla artt son yllarda, tketicilerde pahal rnlerden daha ucuz rnlere doru bir deiimin yaand gzlemlenmektedir. zellikle 2001 krizinde private label (perakendeci markalar) tipi rnlerde sat patlamas yaanmtr. Perakende maaza yneticileri, daha ucuz rnler sunmak iin private label (perakendeci markas) rnler zerinde almalar yaptklarn, bunun sadece fiyat asndan deil markalama asndan da byk nem tadn belirtmektedirler (Akam, 2008). 4. LTERATR TARAMASI Perakendecilikte son yllarda grlen gelimelerin temelinde yatan en nemli etken tketici davranlarnda ortaya kan deiimdir (Sava, 2003). Tketicilerin rn seimlerini nasl yaptklarn anlamak, pazarlama teorisinde bu konuda aklayc modeller zerinde allmasna neden olan temel bir konudur. Bu almalarn ounluu tketicilerin retici markal rnler arasndan yaplan tercihlerle ilgilenirken, son zamanlarda bu durum perakendeci markal rnlerin gelimesiyle deiim gstermitir (Baltas ve dierleri, 1997: 988).

313
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

Tablo 4.1. Perakendeci Markal rnler le lgili Literatr


almann Konusu PM Fiyat-Kalite PM Kalite eitlilik eitlilik Fiyat-Kalite Gvenilirlik Yazar Dhar ve Hoch Batra ve Sinha Zimmer, Mary ve Linda Handler Szymanski and Busch Miquel vd. Yl 1997 2000 1988 1996 1987 2002 Kaynak Marketing Science Journal of Retailing Journal of Retailing Supermarket Business Journal of Marketing Research Journal of Product&Brand Management Journal of Marketing Research

Demografik zellikler

Burger ve Schott

1972

Perakendecilikte rn konusundaki nemli bir zellik, rnlerin kalitesidir (Tek, 1999: 612). Batra ve Sinha (2000) iki rn kategorisini karlatrm ve perakendeci markal rnlerin satn alnmasnda kalite deikeninin etkisini incelemitir. Sundel (1974) lezzet testi uygulayarak ulusal ve yerel perakendeci markalarn kalite farklln aratrm ve anlaml bir fark olmad sonucuna varmtr. Kuhar ve Ti (2008: 388), almalarnda perakendeci markal rn mterilerinin fiyat konusunda dikkatli, kaliteye ise duyarl olduklarn ortaya karmlardr. Hoch ve Shumeet (1993), almalarnda perakendeci markal rnlerin baarsnn belirlenmesinde, yksek kalitenin dk fiyatlara gre daha nemli olduu sonucuna varmlardr. Perakendecinin sunduu rn eitleri, hedef alclarn beklentilerine uygun zellikler tamaldr. Perakendeciler, rn eitlerinin genilik ve derinlik konusunda karar vermelidirler (Tek, 1999: 611). Perakendecilikte rn eitliliinin nemini vurgulayan almalar bulunmaktadr (Zimmer ve dierleri, 1998; Fox ve dierleri, 2004). Bunun yan sra market markal rnlerde belli rn gruplarnn bulunduu, rn eidindeki azln reticilere avantaj salad ileri srlmektedir (Handler, 1996). Dolaysyla,

314
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

almann leinde rn eidine de yer verilmitir. Perakendeci markal rnlere duyulan gven, baz lkelerde dnyann dev markalarnn dzeyine yaklamaktadr. Bunun arkasnda, sz edilen rnlerin nde gelen perakende zincirlerde satlyor olmas yatmaktadr. ABDli Wal-Mart, bunun en iyi rneini oluturmaktadr (Capital, 2003). Perakende verilerine dayanarak yaplan bir almada (Richardson ve dierleri, 1996) alglanan yksek dzeydeki risk, bireylerin parasal olarak alglanan deeriyle birlikte perakendeci markal rn satn alnmasn da azaltmaktadr. Bu sonu, perakendeci markal rnlerin gvenilirliinin, satn alnmasnda nemli bir faktr olduunu gstermektedir. Perakendeci markal rnler konusunda yaplan almalarn ounda, demografik deikenlerin perakendeci markal rnlerin tercih edilmesini aklamakta yeterli olmadklarn gstermektedirler. rnein, Burger ve Schott (1972), perakendeci marka rnleri satn alanlarn tm sosyoekonomik gruplara daldn ve tutumsal ve davransal farkllklarn daha iyi belirleyiciler olduklarn belirtmilerdir. Szymanski and Busch (1987) da benzer sonuca ulamlardr. Fakat Frank ve Boyd (1965) almalarnda, perakendeci markalar tercih etmenin gelir ile negatif ynde ilikili olduu, fakat eitim ve aile bykl ile pozitif ynde ilikili olduunu bulmulardr. Dick ve dierleri (1995) tarafndan yaplan almada ise, ya ile perakendeci markalara eilimli olma arasnda bir iliki bulunamam, hane halk geliri, medeni durum ve aile bykl ile perakendeci markalara eilimli olma arasnda bir iliki olduu sonucuna ulalmtr. Richardson ve dierleri (1996), perakendeci markal rnlere eilimli olmay etkileyen faktrleri, gelir ve aile bykl gibi kiisel zellikler olarak belirlemitir. Kurtulu ve dierleri (2000), tketicilerin gelir ve eitim dzeyi ile perakendeci markal rnlere kar tutumlar arasnda anlaml ilikiler bulmutur. 5. MERSNDE YAAYAN TKETCLERN PERAKENDEC MARKALI RNLER TERCH ETME NEDENLER NCELEYEN BR ALAN ARATIRMASI 5.1. Aratrmann Amac, Kapsam ve Kstlar Bu almann amac, Mersin il merkezinde yaayan tketicilerin perakendeci markal rnleri tercih etmelerine yol aan tketici temelli faktrleri inceleyerek, tketicilerin profilini karmaktr. Aratrmadan elde

315
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

edilecek sonular, Mersin ilinin merkez ilelerinde (Akdeniz, Mezitli, Toroslar, Yeniehir) yaayan tketicileri kapsamaktadr. Zaman ve maliyet kstlar nedeniyle, aratrma Mersinin tm ilelerinde gerekletirilememitir. Bu nedenle, aratrma sonularnn Mersinin tm ilelerine ve tm lkeye genellenmesi de mmkn deildir. 5.2. Aratrmann Hipotezleri Tketicilerin retici ve perakendeci markal rnlere ynelik dncelerini kyaslamak amacyla aadaki hipotezler test edilecektir: H1: Tketiciler, retici markal rnleri, perakendeci markal rnlere kyasla salk asndan daha gvenilir bulmaktadrlar. H2: Tketiciler, perakendeci markal rnlerin fiyatlarn, retici markal rnlerin fiyatlarna kyasla daha uygun bulmaktadrlar. H3: Tketiciler, retici markal rnlerin bulunabilirliini, perakendeci markal rnlere kyasla daha yksek olduunu dnmektedirler. H4: Tketiciler, retici markal rnlerin eitliliini, perakendeci markal rnlere kyasla daha fazla bulmaktadrlar. H5: Tketiciler, retici markal rnlerin kalitesini, perakendeci markal rnlere kyasla daha yksek bulmaktadrlar. 5.3. Aratrmann Yntemi Bu almada, konuyla ilgili temel teorik ereve belirlendikten sonra anket uygulama sonularna yer verilmektedir. Kolayda rnekleme yntemi ile seilen 410 tketici ile yz yze grme yntemi kullanlarak anketler gerekletirilmi, elde edilen veriler aratrmaya konu edilmitir. statistiksel analizlerde SPSS 13.0 paket program kullanlmtr. 5.3.1. rnekleme Yntemi Ve Uygulanmas Aratrmann evrenini Mersin il merkezinde (Akdeniz, Mezitli, Toroslar ve Yeniehir Belediyeleri) yaayan tm bireyler oluturmaktadr. rnek byklnn belirlenmesinde Mersin il merkezinin nfus verilerinden yararlanlmtr. Trkiye statistik Kurumunun 2007 yl adrese dayal nfus saym verilerine gre Mersin ilinin toplam nfusunun 1.595.938 kii olduu belirlenmitir (TUK, 2008). Bu nfusun 1.056.331 kiisi Mersin ilinin ehir merkezinde yaamaktadr.

316
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

Byk ana kitleler iin kabul edilebilir rnek byklklerinin belirlenmesine ynelik aratrmalarda N 100.000 olduunda, n = 384 birim yeterli saylmaktadr (Sekaran, 2003). Aratrmada, Mersin il merkezinde yaayan 1.056.331 tketici aratrma kapsamna dahil edilmi, kolayda rnekleme yntemi ile seilen 410 tketici ile yz yze grme yntemi kullanlarak anketler gerekletirilmitir. Anket saysnn yeterli grlen 384ten daha fazla yaplmasnn nedeni, deerlendirme d olabilecek anketlerin karlmasyla 384 saysna ulaabilmektir. 5.3.2. Veri Toplama Yntemi Aratrmada veri toplamak iin 16 sorudan oluan bir anket formu kullanlmtr. Anket iki blmden olumaktadr. Birinci blmde yer alan sorular, cevaplayclarn retici markal rnler ile perakendeci markal rnler konusundaki bilgi dzeylerini lmeye yneliktir. Anketin ikinci blmnde yer alan sorular ise (son 5 soru), cevaplayclarn sosyoekonomik durumlarn renmek amacyla hazrlanmtr. Aratrmada, 410 anket, Mersin il merkezinde faaliyet gsteren toplam 15 adet maazaya (Adese, Carrefour, etinkaya, Kipa, Migros, Tansa ve ok maazalarnn ve/veya al veri merkezlerinin ubeleri de dikkate alnarak) eit olarak datlmtr. Anketler, 15 Haziran 2008 15 Austos 2008 tarihleri arasnda zel olarak eitilmi anketrler tarafndan, yukarda ad geen her maaza ve/veya al veri merkezinde ve ubelerinde saat 10:00-21:00 arasnda uygulanmtr. Elde edilen anket formlarndan, 405 adedi geerli saylmtr. Eksik ve yanl doldurulmu 5 adet anket deerlendirme d braklmtr. 5.3.3. Veri Deerlendirme Yntemi Aratrmada, toplanan verilerin Normal Dalm gsteripgstermediinin belirlenmesi iin Shapiro-Wilk Testi yaplm, veriler Normal dalm gstermedii (tm veriler iin sign.<0,05) iin parametrik olmayan testler kullanlmtr. Bu almaya katlan bireylerin, retici markal rnler ile perakendeci markal rnlerin kalite, fiyat, bulunabilirlik ve eitlilik asndan karlatrlmas, Wilcoxon Signed Ranks testinden yararlanlarak incelenmitir.

317
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

5.4. Gvenilirlik Analizi Anketler tamamlandktan sonra, anket formu ile elde edilen verilerin gvenilirliini incelemek amacyla gvenilirlik analizi yaplmtr. Gvenilirlik analizi iin Cronbach Alfa katsays kullanlm, anketin gvenilir (Cronbach Alfa=0,665) olduu belirlenmitir. 6. ARATIRMADAN ELDE EDLEN BULGULAR Tablo 6.1de aratrmaya katlan tketicilerin demografik zellikleri yer almaktadr. Tablo 6.1de tketicilere ilikin demografik zelliklerde grld gibi; tketicilerin, yarsndan fazlasnn (%66,8) gelir dzeyi 500-2000 YTL aralnda ve cinsiyet olarak yaklak olarak birbirlerine eit saydadr (%48,9 bayan, %51,1 erkek). Cevaplayclarn %78,5i ortaokul veya lise eitim dzeyindedir. Tablo 6.1. Aratrmaya Katlan Tketicilerin eitli Demografik zelliklerine Gre Dalm
Cinsiyet Kadn Erkek Toplam Gelir 500 YTL den az 500-1000 YTL 1001-1500 YTL 1501-2000 YTL 2001 YTL ve zeri Toplam Eitim lkokul Ortaokul Lise niversite rencisi veya Mezunu Lisansst Toplam Frekans 198 207 405 Frekans 59 116 86 69 75 405 Frekans 23 143 175 59 5 405 % 48,9 51,1 100,0 % 14,6 28,6 21,2 17,0 18,5 100,0 % 5,7 35,3 43,2 14,6 1,2 100,0 Ya 20 ya ve alt 21-30 ya 31-40 ya 41-50 ya 51-60 ya 61 ya ve zeri Toplam Meslek Ev Hanm Memur Serbest Meslek Emekli renci i Toplam Frekans 18 144 116 61 55 11 405 Frekans 99 58 116 51 16 65 405 % 4,4 35,6 28,6 15,1 13,6 2,7 100,0 % 24,4 14,3 28,6 12,6 4,0 16,0 100,0

318
Trakya niversitesi So osyal Bilimler D Dergisi aziran 2010 Cil 12 Say 1 (305 lt 5-324) Ha

Ankette ay yrca Mersin nde yaayan tketicileri perakendeci markal rn n in gruplarnda en ok ha an angilerini ter rcih ettikleri sorulmu, bu gre en fazla una gda (% 69,6) ve temizl (% 26,4) rnlerinin tercih edildi saptanmt lik t i tr.

keticilerin Tercih Ettik kleri Peraken ndeci ekil 6.1. Mersinde Yaayan T rn Markal r Gruplar Ara trmada yer alan salk as sndan gv venilirlik, fiyat, bulunabilir rlik, eitlilik ve kalite ilgili sorulara ynelik ve k a erilerin anali ile izi elde edile tanmlay en yc istatist tiksel analiz sonular Tablo 6.2.'de z sunulmakta adr. Tablo 6.2. Ankette Ye Alan Soru er ularn Aritme Ortalam etik malar ve Sta andart Sapmalar
Sorular Perakendeci markal rn nlerin salk a sndan gvenilir olduunu d dnyorum retici m markal rnler rin salk as sndan gvenilir olduunu d dnyorum Perakendeci markal rnlerin fiy yatlarn uygu un buluyorum m retici ma arkal rnlerin fiyatlarn uygu buluyorum un Perakendeci markal rn arandnda bulunabiliyor nler a retici ma arkal rnler ar randnda bulu unabiliyor Perakendeci markal rnlerin e itliliinin faz zla dnyorum olduunu d retici ma arkal rnlerin eitliliinin fazla olduun n n nu dnyor rum Perakendeci markal r nlerin genel olarak kalitesi ini yksek bul luyorum retici ma arkal rnlerin genel olarak kalitesini yksek n buluyorum m Aritmetik k Ort. 3,31 3,5 57 3,8 88 2,8 82 2,5 56 3,9 91 2,6 67 3,9 99 3,0 09 3,4 47 Standa art Sapm ma 1,28 0,88 1,03 1,01 1,26 0,93 1,09 0,90 1,26 0,94

319
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

Aratrmaya katlan tketicilerin ankette yer alan 10 soruya verdikleri yantlar, 5'li Likert lei ile deerlendirilmitir. lek ifadeleri, Kesinlikle Katlyorum = 5 ve Katlyorum = 4, Kararszm = 3, Katlmyorum = 2 ve Kesinlikle Katlmyorum = 1 olarak alnmtr. Aratrmada yer alan sorular baznda perakendeci ve retici markal rnler konusunda tketici gruplar arasndaki gr farkllklarn saptamak ve aratrmann hipotezlerini snamak amacyla Wilcoxon Signed Ranks testi kullanlmtr. Bu testlerin sonular Tablo 6.3'te grlmektedir. Tablo 6.3. Hipotez Testleri Tablosu Hipotezler H1 H2 H3 H4 H5 p<0,05 z deeri -3,215 -11,668 -13,024 -13,110 -4,665 Anlamllk dzeyi 0,001 0,001 0,001 0,001 0,001

Tablo 6.3 e gre H1, H2, H3, H4 ve H5 hipotezleri iin p deerlerinin 0,05den kk olduu grlmektedir. H1e gre, Tketiciler, retici markal rnleri, perakendeci markal rnlere kyasla salk asndan daha gvenilir bulmaktadrlar ifadesi test edilmi olup (z=-3.215, p=0,001) H1 desteklenmektedir. H2ye gre, Tketiciler, perakendeci markal rnlerin fiyatlarn, retici markal rnlerin fiyatlarna kyasla daha uygun bulmaktadrlar ifadesi test edilmi olup (z=-11.668, p=0,001) H2 desteklenmektedir. H3e gre, Tketiciler, retici markal rnlerin bulunabilirliini, perakendeci markal rnlere kyasla daha yksek olduunu dnmektedirler ifadesi test edilmi olup (z=-13.024, p=0,001) H3 desteklenmektedir. H4e gre, Tketiciler, retici markal rnlerin eitliliini, perakendeci markal rnlere kyasla daha fazla bulmaktadrlar ifadesi test edilmi olup (z=13.110, p=0,001) H4 desteklenmektedir. H5e gre, Tketiciler, retici markal rnlerin kalitesini, perakendeci markal rnlere kyasla daha yksek bulmaktadrlar. ifadesi test edilmi olup (z=-4.665, p=0,001) H5 de desteklenmektedir.

320
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

Buna gre, tketiciler retici markal rnlerin salk asndan daha gvenilir, bulunabilirliinin daha yksek, eitliliinin daha fazla ve kalitesinin daha yksek olduunu, perakendeci markal rnlerin ise fiyatlarnn daha ucuz olduunu dnmektedirler. Aratrmaya katlan tketicilerin perakendeci markal rnlerle ilgili fikirlerinin demografik zelliklerine gre farkllk gsterip gstermediklerini belirlemek amacyla Kruskal-Wallis testi uygulanm ve u sonulara ulalmtr (Tablo 6.4): Tketiciler, gvenilirlik ve salk asndan meslek (perakendeci markal rnleri en fazla ii tketiciler gvenilir ve salkl bulmaktadr) ve gelir dzeylerine (perakendeci markal rnleri en fazla 1001-1500 YTL aylk gelire sahip tketiciler gvenilir ve salkl bulmaktadr) gre farkllk gstermektedir. Tablo 6.4. Sorular ve Demografik zellikler Arasndaki likileri Gsteren Kruskal-Wallis H Testi Sonular
DEMOGRAFK ZELLKLER Ya Meslek 17,288 0,002 3,529 0,474 5,814 0,213 3,313 0,507 38,438 0,001 Eitim Durumu 1,782 0,776 7,557 0,109 17,032 0,002 7,985 0,092 8,856 0,065 Gelir 13,761 0,008 8,442 0,077 11,270 0,024 12,790 0,012 1,918 0,751 Cinsiyet 0,011 0,918 0,068 0,794 3,324 0,068 0,004 0,949 0,481 0,488

S
Gvenilirlik

Ki-Kare Sig. Ki-Kare

6,720 0,242 5,423 0,361 12,066 0,034 10,929 0,053 4,663 0,458

O R Fiyat U L
Bulunabilirli k

Sig. Ki-Kare Sig. Ki-Kare

A eitlilik R
Kalite

Sig. Ki-Kare Sig.

p<0,05

321
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

Tketiciler, bulunabilirlik asndan ya (perakendeci markal rnleri en fazla 20 yandan kk tketiciler bulunabilir olduunu dnmektedir), eitim (perakendeci markal rnleri en fazla lisansst dzeyinde eitime sahip tketiciler bulunabilir olduunu dnmektedir) ve gelir dzeylerine (perakendeci markal rnleri en fazla 1001-1500 YTL aylk gelire sahip tketiciler bulunabilir olduunu dnmektedir) gre farkllk gstermektedir. Tketiciler, eitlilik asndan gelir dzeylerine (perakendeci markal rnleri en fazla 1001-1500 YTL aylk gelire sahip tketiciler eitliliin fazla olduunu dnmektedir) gre farkllk gstermektedir. Tketiciler, kalite asndan meslek gruplarna (perakendeci markal rnleri en fazla ii tketiciler kaliteli bulmaktadr) gre farkllk gstermektedir. 8. SONU Perakendeci markal rnler, tketiciler, perakendeciler ve imalatlar olmak zere ok boyutlu bir gelimenin iinde yer almaktadrlar. Perakendeci markal rnler, bir yandan tketici iin alternatif olurken, dier yandan da perakendecinin faydasn artrmaktadr (Albayrak ve Dlekolu, 2006). Bu almada, Mersinde yaayan tketicilerin, perakendeci markal rnleri tercih etme nedenlerini incelemek hedeflenmitir. Uygulanan anket almas ile tketicilerin, retici ve perakendeci markal rnler hakkndaki dncelerinin karlatrlmas yoluyla, perakendeci markal rnleri tercih etmelerinde etkili olan faktrler ortaya karlmaya allmtr. Ayrca; ya, cinsiyet, eitim durumu ve aylk net gelir gibi demografik faktrlerin incelenmesiyle, Mersinde yaayan tketicilerin profilleri analiz edilmitir. Hipotezler test edilmi ve tketicilerin retici markal rnlerin salk asndan daha gvenilir, bulunabilirliinin daha yksek, eitliliinin daha fazla ve kalitesinin daha yksek olduunu, perakendeci markal rnlerin ise retici markal rnlere kyasla fiyatlarnn daha ucuz olduunu dndkleri belirlenmitir. Perakendeci markal rnler, Avrupada ve dnyada olduu gibi Trkiyede de son dnemlerde nemi giderek artan bir konu olarak deerlendirilmektedir. Bu erevede perakendeci markal rnler konusunun lkemizde nem kazanmasnn en nemli gstergelerinden birisi de, daha nce dnyada yerde yaplan Private Label fuarnn bu yldan itibaren

322
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

Trkiye'de de yaplmaya balanm olmasdr. Sonu olarak, perakendecilik sektr ierisinde, perakendeci markal rnlerin gelecekte de neminin artacan ifade etmek mmkndr. Mersin ilinin nfusu hzl deiim gsteren, dinamik bir yapdadr. Aratrma kapsamnda ele alnan Mersin il merkezinde perakendecilik sektrnn geliimi dikkate alnacak olursa, aratrma konusunun bu konuda yaplacak farkl teorik ve pratik uygulamalara katk salayaca dnlebilir KAYNAKA Akbay, C. and Jones, E., Food consumption behavior of socioeconomic groups for private labels and national brands, Food Quality and Preference, Vol. 16, pp. 621631, 2005. Aksulu, ., Tketiciyi Perakendeci Markasna Ynelten Nedenler, 5. Ulusal Pazarlama Kongresi, 16-18 Kasm, Antalya, ss.327-347, 2000. Aksulu, kbal, Dnyada ve Trkiyede Perakendecilik ve zel Markalar, lkem Ofset, zmir, 2001. Akam, Tketici ucuza kayd private label dirildi, http://www.porttakal.com/haber-tuketici-ucuza-kaydi-private-label-dirildi35952.html, (14.09.2008). Albayrak, M. ve Dlekolu, C., Gda Perakendeciliinde Market Markal rn Stratejisi, Akdeniz ..B.F. Dergisi, Say: 11, s. 204-218, 2006. Balta, G., Determinants of store brand choice: a behavioral analysis, Journal of Product & Brand Management, Vol. 6 No. 5, pp. 315324, 1997. Baltas, G., Doyle, P. and Dyson, P, A model of consumer choice for national vs private label brands, The Journal of the Operational Research Society, Vol. 48, No. 10, pp. 988- 995, 1997. Batra, R. and Sinha, I., Consumer-level factors moderating the success of private label brands, Journal of Retailing, Vol. 76, No.2, pp.175191, 2000. Burdurolu, Renan, zel Markalarda Son Gelimeler, zel Markalar Konferans Notlar, stanbul, 2003. Burger, P.C. and Schott, B., Can private brand buyers be identified?, Journal of Marketing Research, Vol. 9 No. 2, pp. 219-22, 1972. Burt, S., The Strategic Role Of Retail Brands In British Grocery Retailing, European Journal Of Marketing, Vol:34, No:8, pp.875-90, 2000.

323
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

Capital, Her Market Bir retici mi?, http://www.capital.com.tr/haber.aspx?HBR_KOD=736, (22.09.2008). Capital, Hangi rne Fazla denir?, Yl: 12 Say: 3, Mart, ss.92-96, 2004. DelVecchio, D., Consumer Perceptions of Private Label Quality: The Role of Product. Category Characteristics and Consumer Use of Heuristics, Journal of Retailing and Consumer Services, Vol.8, pp.239-249, 2001. Dick, Alan, Arun K. Jain ve Paul Richardson, Correlates of store brand proneness: some empirical observations, Journal of Product&Brand Management, Volume 4 No 4, ss.15-22, 1995. Gavcar, E. ve Didin, S., Tketicilerin Perakendeci Markal rnleri Satn Alma Kararlarn Etkileyen Faktrler: Mula l Merkezinde Bir Aratrma, ZK Sosyal Bilimler Dergisi, Cilt 3, Say 6, ss. 2132, 2007. Fortune, http://money.cnn.com/magazines/fortune/global500/2008/, (12.09.2008). Fox, E. J., Alan L. M. ve Leonard M. L., Consumer shopping and spending across retail formats, Journal of Business, 77 (April), 70-87, 2004. Frank, R.E. ve H.W. Boyd, Are Private-Brand-Prone Grocery Customers Really Different?, Journal of Advertising Research, 5, 4, ss.2735, 1965. Handler, D. P., The Brand in a Tough Market, Supermarket Business, Volume 51 Issue 3, March, ss.20-24, 1996. Hoch, S.J. ve Shumeet, B., When do private labels succeed?, Sloan Management Review, Vol. 34 No. 4, pp. 57-67, 1993. Kuhar, A. ve Ti, T., Attitudes towards private labels example of a consumer sensory evaluation of food in Slovenia, Acta agriculturae Slovenica, 91 - 2, september pp. 379 390, 2008. Kurtulu, S., Perakendeci Markas ve retici Markas Satn Alanlarn Tutumlar Arasnda Farkllk Var m?, Pazarlama Dnyas, Eyll-Ekim, Yl: 15 Say: 2001-5, ss.8-15, 2001. Kurtulu, S; Kurtulu, K.; Yenieri, T.; Yara, E., Tketicilerin Perakendeci Markas Tercihleri zerine Bir Pilot Aratrma, 5.Ulusal Pazarlama Kongresi, 16-18 Kasm, Antalya, 2000. Orel, Fatma Demirci, zel Markalara Farkl Dzeyde Eilimi Olan Tketiciler Arasndaki Sosyo-Demografik ve Tutumsal Farkllklar, Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, neri, Haziran, 2006. Pride, W.M. and Ferrell, O.C., Marketing Concepts and Strategies,

324
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (305-324)

12th Ed. Houghton Mifflin Com, 2003. Retailing Institute HTP 2006 Market Markalar Raporu, www.retailing-institute.com (05.07.2008). Richardson, P.S., Jain, A.K., and Dick, A., Household store brand proneness: a framework, Journal of Retailing, Vol. 72 No.2, pp.159-185, 1996. Sava, pek, Perakendecilikte Yeni Eilimler: Perakendeci Markalarn Geliimi ve Trkiyedeki Uygulamalar, Ynetim ve Ekonomi, Cilt:10 Say:1, 2003. Sava, pek, Tketicilerin Perakendeci Marka Tercihleri : zmir Hipermarketleri Kapsamnda Bir Aratrma, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Ege niversitesi, Sosyal Bilimler Enstits, zmir, 2002. Sekaran, Uma. Research Methods for Business: A Skill Building Approach, Fourth Edition, John Wiley&Sons Inc., New York, 2003. Sattler, H. (1998), Der Wert von Handelsmarken: Eine Empirische Analyse in: Jahrbuch Handelsforschung, 1998/99. Sundel, H.H., An experimental analysis of consumer attitudes toward grocery products under manufacturers brands, nationally distributed private brands, and locally distributed private brands, unpublished doctoral dissertation, Saint Louis University, 1974. Szymanski, D.M. and Busch, P.S., Identifying the generics-prone consumer: a metaanalysis, Journal of Marketing Research, Vol. 24 No. 4, pp. 425-31, 1987. Tek, mer Baybars, Pazarlama lkeleri; Global Ynetimsel Yaklam Trkiye Uygulamalar, Beta Yaynevi, stanbul, 1999. Zimmer, Mary R. And Linda L. Golden, Impressions of Retail Stores: A Content Analysis of Consumer Images, Journal of Retailing, 64 (Fall), 265-292, 1988.

325
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

PROBLEM ZM METODOLOJS OLARAK KISIT TEORS VEYA DNCE SREC Seyfi TOP1 Fuat OKTAY 2 ZET Son yllarda kst teorisi dnce sreci yaklamndan tm ynetsel alanlarda sistem geliiminin salanmasna ynelik problem zme arac olarak yararlanlmaktadr. Sistem gelitirmede zayf halkann glendirilmesine ynelik darboaz giderme, sistemdeki srekli iyiletirmenin ana dinamiini oluturmaktadr. Bu yaklam henz Trkiyede yeteri kadar tanmyor ve kullanlmyor. Dnce sreci metodolojisini renme alan ve yneticilere bir organizasyon iinde problem zc ve kritik konular dnen olarak pozisyon ve yeteneklerini gelitirmelerinde yardmc olur. Dnce sreci iyi bir problem zm metodolojisi ve ynetim felsefesidir. Yazarlar bu makale ile ilgili alana bir katk salamak ve bu alandaki a kapatmaktr. Anahtar Kelimeler: Kst Teorisi, Problem zme Metodolojisi, Dnce Sreci. CONSTRAINTS THEORY OR THINKING PROCESS AS A PROBLEM SOLVING METHODOLOGY ABSTRACT In recent years, the Thinking Process that comes from the Theory of Constraints has been utilized as a managerial problem solving tool in
1 2

Yrd. Do.Dr., Beykent niversitesi BF. Yrd. Do.Dr., Beykent niversitesi BF.

326
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

improving systems or organizations and Management philosophy in total quality management (TQM). In this approach, improving the systems through resolving that its bottlenecks would require strengthening the weak chain of the the system on a continuous improvement base. This approach, however, is not well-known and has not been utilized as much in Turkey. Learning for thinking process methodology: helping people and managers who develop the skills and dispositions of as a critical thinker and problem solver in an organization.In this contex, thinking process is one of a good methodology as a problem solving and management philosophy. The authors goals in writing this article is to contribute and meeting the gap to the related field. Key Words: Theory of Constraint, Problem Solving Methodology, Thinking Process. GR 1990l yllarn banda karmak organizasyonel sistemlerin darboazlarn giderme ve baarlarn analiz etmede kullanlmaya balanan bir yol haritas olarak ortaya kan kst dnce sreci hzl gelime gstererek problem zmnde de etkin bir metodoloji olarak uygulanmaktadr. Kst teorisi gnmze, aamadan geerek gelmektedir (Sad, zdemir ve Gzl, 2006:100): lk aama 1975-1985 yllar arasnda ortaya kan ve ngilizcesi drum-buffer-rope olarak ifade edilen davul-tamponip kavramlar formatnda bir darboaz izelgeleme teknii veya retim programlama teknii eklinde gelimitir. Dier bir deyile kst yaklam bir retim ak ve stok ynetim sistemi olarak ortaya kmtr (Dettmer, 2000:3). kinci aama ilem ve retim hacmini artrmak eklinde gelimitir (Klusewitz and Rerick, 1996:8). lem hacmi iletmelerde gnlk faaliyetlerde verilmesi gereken belli kararlarla, temel hat lmleri arasnda balar aklar. Szgelimi gelir getirici amalar ifade eden evrensel lmler, retim hacmi, stok ve faaliyet giderlerini ifade eder. Bu balamda yrrlkte olan iyiletirme srelerini, ilem hacmi olarak ifade edilir. Stoklar stratejik olarak, faaliyet giderlerini de gereklilik veya zorunluluk olarak aklanr.

327
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

nc aama 1990lardan sonra balayan ve Thinking Process olarak ifade edilen dnce srecidir (Sad vd, 2006:100). Bu yaklam, kurumlardaki tm sorunlarn tehisi asndan uygun bir altyap salayarak yneticileri ve alanlar problem zme, frsat retme ynnden glendirmektedir. Kst teorisi, bu anlamda herhangi bir sistemi gelitirmek zere gerek sezgisel bir g ve gerekse analitik bir dikkati ieren sistematik bir problem yaplandrma ve problem zme metodolojisi olarak da ifade edilmektedir (Mabin and Balderstone, 2003:570). Makalenin ana eksenini de kst yaklamnn bu nc aamas oluturmaktadr. Trkiyede kst teorisinin bu boyutu henz yenidir. Literatr taramas eklinde kst teorisinin problem zm metodolojisi olarak getii aamalar sistem anlay iinde sistematik olarak sunulmaktadr. 1. KISIT YAKLAIMI NDE SSTEM KAVRAMI Bilindii gibi geleneksel sistem yaklamlar, i srelerini sadece dar bir pencereden ele alarak art ve azallar, sre-admlar olarak grmtr. Modern sistem yaklam ise daha btnsel, dinamik ve durumsal bir bak as getirerek bu dar bak asn geniletmitir. Goldratt sistemi, modern anlamda daha basit olarak, kstlar kavramyla ele alr ve onu bir zincire benzeterek aklar (1990:53). Sistem, bu anlamda btn amaca hizmet eden, blm ve birimlerin uyumlu bir ekilde birlikte ve birbirine baml almay iine alan bir btne verilen addr. letmeler de bir sistem olarak ele alndnda, pek ok i alarndan veya kendi iinde i ie gemi i birimlerinden oluan fiziki bir zincir yapsna benzetilir ve her halka (birim) bir dier halkaya baml ve balantl hale gelir (Athey, 1982:12). Gerekten bir sistem iinde birbirine ballk ve dayanma gereken ortamlar olduunda (zincir halkalar) pek ok kst ve darboazn olaca da ileri srlmektedir (Dettmer, 2000:5). Goldratt sistemi, basit olarak u ekilde aklar(1990:53): Ele aldmz ey sistemdeki zincirleme etki ve tesirlerdir. O zaman bir zincirin gcn ve baarsn belirleyen ey nedir? Sorusuna verilecek yant, zincirin gcdr. Bu g zincirin en zayf halkasnn gc tarafndan belirlenir. Zayf halka sistemin amacna ulamasndaki baarsn veya baarszln %99 orannda etkiler. Belirlenen amaca ulamak iin, tm birimlerin (halkalarn) abalarnn ve gayretlerinin bir orkestrada olduu gibi (her enstrmann) koordine edilmesi, uyumlatrlmas ve ayarlanmas gerekir. Optimizasyon

328
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

bu anlamda bir ynetim grevi olup, sistem iindeki her bir birim veya blmn ktlarn ayr, ayr maksimize etmek deil, her birimin elinden gelen en iyi eyleri yapmalarn salayan btn optimize etmektir (Dettmer, 2000:3; Deming; 1993:53,100). Her sistemde olduu gibi kst yaklamnn da sistemle ilgili belli temel ngrler bulunmaktadr. Bu ngrler u ekilde toplanabilir (Schragenheim and Dettmer, 2000:2; Dettmer, 2000:7): (1) Her sistemin, gerekletirmek zere bir amac bulunur. Sistemin her aamasnda sreler, birbirine bamllk, karlkllk ve koullar dizisinden oluur (Westerlund, 2004:10).(2) Sistemin birimlerinin, para, para veya ksm, ksm optimizasyonu, sistemin btnnn optimizasyonu anlamna gelmez (Goldratt, 1990:51). (3) Tm sistemler bnyelerinde herhangi bir zamanda, ama ve baary etkiyebilecek en az bir kst barndrrlar (Schragenheim and Dettmer, 2000: 26). (4) Tm sistemler mantksal adan etki- neden mant ile yz yze gelirler. Bir dier ifadeyle herhangi bir olay, durum, art ve koulda, doal ve mantksal bir sebep sonu ilikisi kurulur. (5) Kst olmayan bir kaynak veya srete yaplacak herhangi bir iyiletirme olmaz 2. KISIT KAVRAMI letmelerde veya kurumlarda planlanan eylere uygun gitmeyen durum, koul ve olaylara ksaca kst denmektedir (MacArthur, 1993:51). Zaman boyutundan ele alnrsa, sistemin iindeki en yava sre, tm sistemin temposunu belirlediinden kst, en yava sre olarak tanmlanr (Taylor ve Ortega, 2003:10). Kst, bir dier anlamda herhangi bir kaynan kapasitesinden daha az kullanlan kapasite demektir. Kst, ksaca alanlarn veya iletmelerin karlatklar her trl engel, sorun, veya darboaz olup, sistemlerde baarya ulalmas iin zlmesi gereken engel ve glkler eklinde tanmlanr (Ta, 2005:73-74). Ancak, bir sistemin karlaabilecei iki temel kst bulunmaktadr. Bunlardan birisi fiziksel kstlar olup malzeme, makine, tehizat, insan ve talep gibi konulardaki darboazlar; dieri ise, firma faaliyetlerini aksatacak veya engelleyecek ynetim politikalar, prosedrler, kurallar ve ynetim metotlar gibi ynetsel davranlar iine alr (Rahman,1998:338; Dettmer, 2000:6; Brouwer, 2001:12). Organizasyonlar genel olarak daha az fiziksel kstla karlarlar. Karlalan kstlarn byk bir ksm davransal, politik ve ynetseldir. Goldrata gre bir organizasyondaki kstlarn %99u politik kstlardr (1990:53).

329
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

zetlemek gerekirse sistemleri etkileyen yedi nemli kst vardr. Bunlar (Dettmer, 2000:6): Pazar, kaynak, materyal, tedarik, finansman, teknik bilgi ve teknoloji, yetenek ve iletme politikalardr. Bu balamda kst olgusu, sistemi kavramann davransal idrakin anahtar bir formu olarak ele alnr ve ynetim metodolojisi olarak be temel deer zerine ina edilir. Bunlar (Goldratt ve Cox, 1984:301): 1.Sistemin kstlarn veya darboazlarn tanmlamak. 2.Bu darboazlarn nasl kaldrlacana karar vermek. 3.Kaldrmaya karar verilen her eyi kademelendirmek. 4.Sistemin darboazn kaldrmak. 5.Kaldrlan darboazdan sonra yeni darboaz olup olmadn anlamak zere tekrar baa dnmek. 3. DNCE SREC (THE THNKNG PROCESSES) Dnce sreci zihinsel bir yol haritas veya sreciyle balar. Bu sreci Dettmer daha sistematik hale getirerek Orta Vadeli Amalarn belirlenmesiyle balatr (2007:30-31). Sre gncel gereklik aac (GGA), Buharlaan bulutlar (BB) veya atma zm diyagram(D), Gelecek gereklik aac(GelGA), n koul aac ve Gei aac gibi sorun haritalama ve zm srelerini iine alr. Bu sre basit olarak, nedenetki mantk ilikisinin grafiksel bir sunumudur (Vonasek, 2000:41). Saysal olmaktan ok kalitatif bir aratr. Ama iletmeleri daha yksek bir baardan alkoyacak kstlar sistem iinde tespit edip ve tanmlayarak ortadan kaldrmaktr (MacArthur, 1993:51). 3.1. Ne Deiecek? ekirdek Sorunu Tanmlama Ne deiecek sorusuna yant, ekirdek problemin tanm veya sistemdeki en zayf halkann belirlenmesine iaret eder ve gncel olarak nce ileyen mevcut sistemin bir haritasnn karlmasyla balanr (Goldratt, 1994:95). Gdlen ama iletme iindeki ekirdek sorunlar belirlemektir. ekirdek sorunu tanmlamada en nemli aamalardan birisi problemin ak ve net olarak tanmlanamad durumlarda probleme neden olan belirtileri doru tespit etmektir. Dier bir ifadeyle hastaln belirtilerine bakmaktr. Yani arzu edilmeyen etkilerin bir listesi karlarak durumu tespit etmektir. ekirdek problemin tanm aamada izlenir: (1) ekirdek sorunu tanmlamak, (2) ekirdek sorunu kabul etmek (onaylamak),

330
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

(3) Mevcut olan ve arzu edilmeyen etkileri destekleyen davranlar, nlemleri ve politikalar da tanmlamak (Macmillan, 2004:74). Mevcut durumun resmedilmesi bu aamada farkl iki mantk aa grafii veya diyagram iine yanstlarak gsterilir. Bu iki grafik veya diyagramlar:(1)Buharlaan bulutlar (eliki zm diyagramlar) (2) Gncel gereklik aac eklinde ele alnr (Dettmer, 2006:2). 3.1.1. Kstlarn Yaplandrlmasnda Mantk Sreci Kstlar yaplandrmada iki kst dnce bak as bulunur. Bunlardan birisi yeterli neden ve dieri gerekli koullar dr. Yeterli neden dnce yapsna ekil:1deki rnekler gsterilebilir (Dettmer, 1997:41). Diyagramda sunulan her bir kutu gereklik hakkndaki bir durumu iine alr. Oklar ifadeler arasndaki temas ve ilikiyi gsterir. Etki-nedenetki mantn kullanlarak kutu veya oklarn iaret ettii varlklarn tm dnce sre aralarnda ya kutunun ya da okun k tabanndaki varln (gerekliin) nedeni eklinde gsterilir. ekil:1 Kst Yaplandrmada Yeterli Nedenler
Diyagram- I B DiyagramB Diyagram- III B Diyagram -IV ETK

NEDEN

NEDEN

Kaynak: H.William Dettmer Goldratts Theory of Constraints, Milwaukee WI, ASQ Quality Press1997.s. 41. ve Vonasek, 2000:44.

rnein birinci diyagramda A kutusu B kutusunun varlk nedenidir. Eer A neden ise o zaman B bunun sonucu eklinde okunur. kinci diyagramda A ve C kutusu B kutusunun varl iin gereklidir. Bu diyagram eer A ve C birlikte bir neden ise B bunlarn bir sonucudur eklinde okunur. Halka birlikte etkiyi sembolize eder. nc diyagram bir numaral diyagram zerindeki bir deimedir. Bunun anlam A kutusu tek bana B kutusunun var olmas iin yeterli bir nedendir. Keza C kutusu da tek bana B kutusunun var olmas iin yeterli bir

331
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

nedendir. Eer A nedeni yeterliyse sonu Bdir, yine eer C nedeni yeterliyse sonu yine Bdir eklinde okunur (Vonasek, 2000:43-44). 3.1.2. Buharlaan Bulutlar Buharlaan bulutlar, ekirdek soruna uygulanacak her hangi bir zm engelleyen atmalar ve elikileri tanmlamada kullanlan bir aratr. Diyagram bir bulut kmesine benzedii iin bu adla da ifade edilmektedir. Bu ara, herhangi bir atmada (elikide) olmas gereken en az be temel eleman iine alr (Choe and Herman, 2005:544). ekil:2de basit bir bulut diyagram grlmektedir. A kutusu mterek bir ama iinde taraflarn ayn amaca farkl yollardan ve farkl dncelerle ulamasn resmeder. B ve D kutular taraflardan her birisinin baar iin istek ve ihtiyalarn ayn zamanda dier tarafla atmasn, C ve D kutusu ise ayn ekilde dier tarafn kar tarafla olan elikisini (ztln) ifade eder. Taraflar veya ztlar kendi arzularn gerekletirmek zorundadr. atma (D ve D)nin bir araya gelememesi ve isteklerin farkl olmasndan veya elikilerin farkl olmasndan kaynaklanr (Sirias, 2000:353). Buharlaan bulutlar dnce srecinin her aamasnda farkl biimlerde uygulanr. Pek ok durumlarda sorun zerinde uzlamaya varlarak, yeterli bir balama noktas salamada nemli bir aratr. ekil:2. Buharlaan Bulutlar
htiya: 1 (B) Ortak Ama (A)
Enjeksiyon

stek : 1 (D)
eliki

htiya:2 (C)

stek : 2 (D)

Kaynak: H. William Dettmer The Logical Thinking Process: A Systems Approach to Complex Problem Solving Edition illustrated American Society For Quality, 2007. s.25.

3.2. Gncel Gereklik Aac (Current Reality Tree) GGA, kk neden analizlerinin belirlenmesinde hem tek bana hem de karlatrmal olarak dier analizlerle birlikte kullanlr (Doggett, 2004:1-9). GGA bu ynden bakldnda soruna neden olan tm arzu edilmeyen

332
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

etkilerin (AEE) tanmlanmasyla balar. AEEler bu analizde nemli bir boyuttur. AEEler farkl kaynaklardan ve farkl arlklarda orijinal olarak olduka geni bir alann iine yer alabilir. ekirdek problemin belirtileri, ekirdek sorunun kendisine neden olan gerekliin arzu edilmeyen etkileridir. Bu konuda etki-neden tipi bir ilikinin, AEElere de uygulanarak, ekirdek sorunun tanmlanmas uygulamada yer almaktadr (Taylor, Gresham, Sagnak, 2005:4). Eer ekirdek problem atmas tanmna veya inasna yol aacak analizlerin kalitesinde gven sorunu var ise, o zaman ekirdek problemin tanm iin tm nedensellikleri kontrol etmek zere, kapsaml olarak (GGA) inasna gerek vardr (Macmillan, 2004:75). GGA firmalarda sorunun grnen durumunun genel manzarasn ifade eder. Dnce srecinin bu ilk aamas grlecei gibi neyin deimesi gerektii sorusuna cevap aramak iin oluturulur. Bunun iin yaplmas gereken iler ve atlmas gereken admlar unlardr (Macmillan, 2004:114): AEEleri tanmlamak. En az nemli AEEler iin bulutlar ina etmek. Bu bulutlar birletirme ve zetlemek. ekil:3.Arzu Edilmeyen Etkiler (AEE) Haritas
(AEE)

Neden

Neden Etki

Neden Etki Neden Etki

Neden

Neden Etki

Neden

Neden Etki

Neden Etki

Neden

Kk Neden
Kaynak: H. William Dettmer (2007), The Logical Thinking Process: A Systems Approach to Complex Problem Solving Edition illustrated American Society For Quality, s.24.

333
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

3.2.1. Arzu Edilmeyen Etkileri (AEE) Tanmlamak Arzu edilmeyen etkiler tanmlandktan sonra bu arzu edilmeyen etkilerle mmkn olan nedenler arasndaki ilikiler, sebepler ve illiyet balar aratrlr. AEEler bir sistemin ktlemekte olduunu gsteren ilk gstergelerden birisidir (Zadry, 2005:27). AEElere ilikin yaplan ilikilendirme yine kat bir etki-neden mant kullanlarak yaplr. AEEleri ifade etmenin gzel rneklerinden birisi hastalanp doktora gittiimiz anlardr. Doktorlarn ilk yapt ey hastalk bulgularna ilikin olarak hastalara sorduklar baz temel sorulardr. Hekim, hastalk belirtileriyle ilgili bir liste oluturur. Sistemlerdeki arzu edilmeyen etkiler de, tpk hastann ikayet ettii hastalkla ilgili emareler gibidir. Genel kurallardan birisi salkl tehis iin bu listedeki arzu edilmeyen etkilerin saysnn en az on tane olmasdr, aksi halde sre hantal hale gelebilir (Macmillan, 2004:114). ekil:3te AEE diyagram grlmektedir. 3.2.2. AEEler in Bulutlar na Etmek AEEler organizasyonda atmaya neden olan her konumda ve koulda ortaya kabilir. atma her trl uyumsuzluk, dnme biimlerimiz, davranlarmz, mevcut politikalarmz organizasyonun farkl birimlerinin farkl faaliyetleri arasnda olabilir (Houle, 2001:104). Hatta nceden ngrlmeyen bir etki de olabilir, bu gnn gereklii altnda rtk olan herhangi bir ey de olabilir, bizim dorularmza ters olabilir, tek bir etki olabilir, ngrlmeyen bir durum olabilir (Taylor vd. 2005:4-6; Macmillan, 2004:75).

334
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

ekil:4 AEEler in Bulut nas Doksan derece dndrlr (A) aacn kk haline gelir

B A C

D AEE

D (AEE)

D(AEdE)

B A

D AEdE

Kaynak:http://www.thedecalogue.com/Tools/toolshome.htm(04.01.2009)

AEEleri belirlemek iin de yine bulut diyagramndan (BB) yararlanlr. (Bkz ekil:4). Bu durumda (D) arzu edilmeyen etkileri (AEE) (D) arzu edilen etkileri (AEdE) gsterecek ekilde dzenlenir. Mterek ama (A) genellilikle ortaktr ve abuk belirlenir. Bu noktada buharlaan bulut doksan derece saat istikametinin aksi ynnde dndrlr. AEEler ve kk nedenler, ksa bir cmleyle ifade edilerek kutucuklar iine yerletirilir. AEElere mmkn olan nedenler arasndaki ilikilerin aratrlmas sonucunda, hangi arzu edilmeyen nedenlerin hangi arzu edilmeyen etkileri dourduu veya hangi arzu edilmeyen etkilere neden olduu belirlenir (Choe and Herman, 2005:542). Eer bir kk neden emaresi, arzu edilmeyen etkilere neden oluyorsa o zaman arzu edilmeyen etkiler de temel sebebin kendisi olarak ifade edilir. Bu kk nedenin aa kartlp yok edilmesi ihtiya haline gelir (Taylor, 2004:261). 3.2.3.3. Gncel Gereklik Aacnn nas Gncel gereklik aac, temel olarak en nemli buharlaan bulutun veya eliki zm diyagramnn zeti olan ve dier tm AEEleri iine alan bir tek temel gvde zerine ina edilir. GGA ina edilirken tanmlanan her nedensel iliki asndan belli bir sra iinde doru sorular sorulmaldr. GGAn ina ederken, tm alardan bakldndan emin olmak iin de bir

335
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

kontrol diyagram yaplmaldr (Macmillan, 2004:119-120). GGA ile yaplan her temas ve irtibat, reddedilemez bir ekilde, gnn, gncel gerei iinde kanlmaz bir sonucun nedeni olarak, niin etkiledii sorusunu aklamasn gerektirmektedir (Houle, 2001:178). Bu ekilde yrtlen almann sonucunda, mevcut durum ve koulun ana ekirdek sorununu belirleyen bir ak diyagram elde edilebilir. Bu diyagram mevcut durumun mantksal bir resmi olarak ifade edilir. Bu aa neyin deitirileceini belirleyen bir sre eklinde de tanmlanr (Taylor ve Ortega 2003:10; Taylor, 2004:261). ekil:5de atma zm diyagram zerine ina edilen bir gncel gereklik aacnn gvdesi grlmektedir. ekil:5. Gncel Gereklik Aacnn Gvdesi (Ne Deiecek?)
AEE AEE

AEE

AEE

C A A

B C

Kaynak: Tracey Burton Houle The Theory of Constraints and its Thinking Processes, JONAHSM is a Service Mark of The Goldratt Institute. 2001. s.5.

336
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

3.3. Ne Neye Deiecek? zm na Etmek Dnce srecinde ikinci adm zm ina etmektir. GGAnda ekirdek problem tanmlanr tanmlanmaz, zm gelitirme en basit anlamyla bu ekirdek problemi ortadan kaldrmaya dnr. Gelecek gereklik aac, bu aamada, gncel gereklik aracnn yerine ikame edilmek zere oluturulur. zmle ilgili fikirlerin enjekte edilmesiyle gelecein vizyonu da olumaya balar. zm ina etmek iin de yine buharlaan bulut modeli esas alnr ve buraya enjekte edilecek fikirlerin ardndan (GelGA) inas balar (Choe ve Herman, 2005:543). Ancak ekirdek problemi ortadan kaldrmak o kadar kolay deildir. Buna ramen ekirdek problemin elimine edilmesi organizasyon iindeki karar vericilerin zm zt kutuplara ekmeleri nedeniyle ou zaman tansiyonu ve atmalar artrarak zm zorlatrabilir. Fikirlerin (enjeksiyonlarn) etkinlii, atma zm diyagramlar iinde gsterilir. Ulalacak amalar bu yolla test edilir. Bu srece daha derin ekilde bir aklk ve basitlik salamak amacyla baz kontrol noktalarnn tanmlanmas gerekmektedir. Bu kontrol noktalar u ekilde ifade edilebilir (Macmillan, 2004:129-130): 1.Arzu edilen etkiler (AEdE) haritasn kartmak 2.Bir tayc omurga ina etmek. 3.Enjeksiyonlar tanmlamak. 4.Etki- nedenleri zenli bir ekilde ina etmek. 5.Politikalar, lmleri ve davranlar belirlemek. 6.lmekleri tasarlamak 7.Stratejik amalar birbiriyle ilikilendirmek. 8.Olumsuz durum ekincelerini belirlemek. 9.Uan fikirleri temellendirmek (Yere indirmek). lk adm ama olup tm AEdElerin birbirleriyle ilikilendirilerek bir diyagram ve tayc omurga yaratmaktr. kinci adm, gncel gereklik aacndan gelen ve birinin varl dieri iin gerekli olan bir var oluun, yeni fikirler (enjeksiyon) olarak sunulmasdr. nc adm meru rezervasyonlar (yan etkileri) kullanarak sk bir etki-neden ina edilmesidir. Drdnc adm, gncel gereklik aacnda tanmlanm tm politika lm ve davranlarn gz nne alnarak, bunlarn enjeksiyonlar halinde (GelGA) gelecek gereklik aac iinde yer alp almadna baklr. Beinci adm dallandrmalar (dmlendirmeler) olumlu hareket ve hz yaratacak ekilde zmlere ilave edilir. Dallandrmalar, dier bir eylem pozitif bir yn alana kadar her seferinde belli bir hareket salayacak biimde yaplr. Altnc

337
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

admda tanmlanm stratejik ama ve hedeflerin, zme dahil edilir. Yedinci admda olas her kt olay, durum ve koullarn negatif durum veya dal ekinceleri olarak tanmlanr. Sekizinci admda zmler iin uuk ve sra d fikirlere ihtiya olursa, melek ve periler ve hatta cadlar varsaym da gelitirilebilir. Bu varsaymlar altnda fikirler artrlr ve uurulur, sonra ilerinden en uygun olanlar alnr. Bu dnce tarz, enjeksiyonlar uygulanabilir hale getirir (Houle, 2001:334; Macmillan, 2004:131). Bu dokuz adm atp, sre tamamlandktan sonra, tm arzu edilen etkilere ve stratejik hedeflere ulamak iin uygulanabilir pratik bir stratejiyle komple bir zme geilir. Ynetim balamnda bu Demingin PUK dngs mant biiminde uygulanr (dokuzuncu adm olarak alnr) (Bkz ekil:6). Balama noktas (aacn kk) B ve C nin her ikisinin birden ihtiyac olan baarya yol aacak krc fikirlere iaret eder, yani enjeksiyonlardr ve (D*) ile ifade edilir. ematik olarak, ekirdek zme bu kez zet (BB) diyagramnn saat istikametinde doksan derece dndrerek yatay konumdan dikey konuma getirilerek balanr. (D*) aacn kk olacak ekilde evrilir. Sre tm arzu edilen etkilerin (AEdE), GelGAna mantkl ekilde ilikilendirilinceye kadar devam eder. ekil:6. PUK Omurga Mant
A B A C D C D* D*
Kaynak:http://www.thedecalogue.com/Tools/toolshome.htm//04012009//.

A B

338
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

3.3.1. Olumsuz Dal ekinceleri (OD) (The Negative Branch Reservation) Enjeksiyondan (yeni fikirlerden) sonra ortaya kan baz arzu edilmeyen etkilere yol aan, yan etkilerin (negatif) ortaya kabilir. Bunlar budamak iinde yine ilave enjeksiyonlara (yeni fikirlere) ihtiya vardr (Wade, 2004:16,17). Bu da basite yine bir etki-neden (gereklilik) ilikisi olup tabandan tepeye doru yeni bir fikrin (enjeksiyon)nun bir paras eklinde okunur. rnein hafta sonu piknik yapmak istiyoruz ve ate yakmamz gerekiyor. Eer biz atei sndrmeden gidersek ne olabileceini bir dnelim. Ate deiiklik yaptmz evrede, baz yeni AEdElere (yan etkilere) neden olabilir. rnein bulunduumuz yer ormanlk bir alan ise ve pek ok kuru dal paras, ot ve yaprak var ise olas yangn iin semptonlar var demektir. Kk bir ate yakabiliriz. Ancak uygun ve gerekli dikkat gsterilmez ise bu kk atein yan etkisi byk bir yangna sebep olabilir.OD veya yan etkileri ina etmek iin bilgiye ihtiya olup tedbiri almaktan sorumlu kiinin neyin yanl olduu hakknda, bilgi ve deneyimine bal olarak Evet.ama kalb ile uygun sorular sorarak derinliine aratrlr. nc adm zmn uygulanmas veya neden nasl deiecek, sorusuna verilecek yanttr. Deiimle yaamak zorunda olan iletmelerde insanlarn, katlmlar ve uygulama iin ihtiya duyduklar eylem plann oluturmalaryla balar (Macmillan, 2004:79). zmn baars, iyiletirme srecinde yer alan katlmclarn, deiim uygulamalar hakkndaki katlm, destek, anlay ve anlama dzeylerine baldr.(Choe ve Herman, 2005:544). Ekip yelerinin, orijinal enjeksiyonlarda kullanlmak zere gerekli, tm ilave fikirleri yaratmak zere nerilerine bavurulur (Macmillan, 2004:79). Srekli iyiletirme sreci iinde bu tereddtleri de amak iin nkoul Aac (A) imgesi kullanlr. n koul aac aslnda gelecekteki bu engelleri tanmlamak ve bu engelleri ortadan kaldrmak iin de bir dizi orta dzey amalar belirlemektir(Choe ve Herman, 2005:544). Bunlar haritalanm planlar olarak bilinir. Bu srete n koul aac ve gei aac olmak zere iki aa modelinden yararlanlr (Macmillan, 2004:79).

339
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

ekil:7. Gelecek Gereklik Aac (Ne Neye Deiecek)


AEdE B AEdE AEdE A Varsaym Enjeksiyon C D D

Inj AEdE

Inj

Byk Fikir ENJEKSYON

Kaynak: Tracey Burton-Houle The Theory of Constraints and its Thinking Processes, JONAHSM is a Service Mark of The Goldratt Institute. 2001. s.6. Dettmer 2007, s:26.

3.4.1. n Koul Aac (KA) (Prerequisite Tree) n koul aac, kst yaklam dnce srecinde (problem zmnde) nemli aamalardan birisidir. Planlanan zm ve durumlarn uygulanmasn engelleyen ve aksatan her trl engelin stesinden gelmek iin kullanlan bir aratr. n koul aacnn iki eleman bulunur. Bunlardan birisi engeller, dieri ise orta vadeli amalardr (Wade, 2004:17,18). nkoul

340
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

aac, GelGAna yaplan enjektelerin (fikirlerin) dorulanmas ve kabul grmesiyle balar ve pek ok amaca hizmet eder: Bunlardan birisi uygulamann nndeki engelleri tanmlar. kincisi, stesinden gelinmesi gereken bu engellerden hangilerinin daha nce kaldrlacan belirler yani bu engelleri sraya sokar. ncs stesinden gelinecek her bir engel iin baarlmas gereken orta dzeyli amac belirler. Son olarak da ayrntl bir uygulama planna hizmet edecek bir yapnn kilometre talar iin tm nkoul aacn oluturur. (Bkz ekil:8). (Dettmer, 2007:20,21; Wade, 2004:17,18; Mabin,1999:6, Dettmer, 1997, s:25). ekil:8. Btn Bir n Koul Aac
ENJEKSYON (AMA ) ENJEKSYON (AMA)

Engel
Engel OVA OVA OVA

Engel

OVA

Engel

Engel
OVA OVA

Engel
OVA

Kaynak: Dettmer, 2007, s: 27. Victoria Mabin (1999),Goldratts Theory of Constraints Thinking Processes: A Systems Methodology linking Soft with Hard In Systems Thinking for the Next Millennium, Proceedings of the 17 International Conference of the System Dynamics Society and Jth Australian and New Zealand Systems Conference, RY Cavana, Jam s.13. http://info.tocc.com/Articles/thinking_process.pdf (10.10.2007)

341
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

3.4.2. Gei Aac (Transition Tree) Darboazlarn kaldrlmasyla ilgili olarak belirlenen orta vadeli amalar gerekletirmek zere atlacak dier adm, bu amalarn uygulama planlarna dntrlmesidir. Gei aac, bu planlarn hazrlanmasn kolaylatrarak, alanlarn tamamlamakla ykml olduklar bir dizi ilerin ve grevlerin sorumluluk kontrollerini kolaylatrr (Wade, 2004:18). ekil:9. Gei Aac
Ama

Karlanmayan htiya K

B E (Beklenen Etki)

E (zel Eylem)

BE

BE

Kaynak:H.William Dettmer, 2007, s:28; Dettmer, (1997), Goldratts Theory of Constraints, Milwaukee WI. s.25.

Gei aac esas olarak drt elemanl ve daha sonra ilave edilen bir elemanla be elemanl olarak uygulanan bir haritadr. lk drt eleman durumsaldr, beinci elemanl aa ise daha ok metodolojik olup, srelerin adm, adm ina edildii durumlarda ve niin her bir admn gerekli olduuna dair, dier durumlarn gerekten aklanma ihtiyac ortaya ktnda tercih edilen bir yapdr. Bu orijinal drt elemanl ve sonradan ilave edilen be

342
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

elemanl gei aac u ekilde ifade edilebilir (Mabin, 1999:7; Dettmer, 1997:25-26): (1) Mevcut gerekliin bir durumu, (2).Tam karlanmam bir ihtiya, (3) Alnmas gereken belli hal tarzn, (4) Bu daln birlemesinden husule gelen, beklenen bir etkiyi, (5). Aacn gelecek daha yksek bir dzeyi iin rasyonellik ihtiyacn gsterir. SONU Literatrde kk neden analizleri iin nemli ara bulunur. Bunlar etki ve neden diyagramlar (Balk kl) karlkl iliki diyagram ve kst dnce srecidir (Doggett, 2004:2). Kstlar teorisi zellikle TKY sistemlerinde srekli gelime ve srekli iyiletirme programlarn destekleyen ada bir ynetim arac ve problem zm metodolojisidir. Teknik ynetim kademelerinde olduu kadar iyiletirme ekiplerinde ynetsel ve fiziki ve teknik sorunlar iinde uygun bir zm metodolojidir. Her dzeydeki yneticiler TKY dnda da tm sistemin optimizasyonunda nihai baarlara ulamak iin bu dnce srecinden yararlanabilirler. Kst yaklam bu balamda bir problem zm seti olarak tm yenilik, yaratclk ile kalite ynetim srelerinde de kullanlr. Ayn zamanda gerek TKYnin tm iyiletirme srelerinde ve gerekse yaratclk ve yenilik sre ynetimlerinde ve dier srekli iyiletirme projelerinde, problem zmlerinde, frsatlarn formlasyonunda yararlanlan bir ynetin zm teknii olarak da kullanlmaktadr. Bundan dolay TKY bata olmak zere tm iyiletirme, problem zme ve yeniliki, ekiplerinin yararlanmas ve uygulamas gereken dnce srelerinden de birisidir. zellikle proje ve organik ekipler tarafndan problemlere uygulanacak temel metodolojilerden birisidir. Ayn zamanda ekip yelerine ve kalite iyiletirme srelerindeki tm alanlara yararl bir tekniktir. Bugn karmak sosyo- teknik sistemlerin deerlendirilmesi analizi ve tasarmnda, yksek dzeydeki belirsizlii azaltmak iin yararlanlabilir. Ayrca organizasyonlar etkili ve hzl bir biimde deitirmek iin tm sistemi en kapsaml ekilde etkileyen aklamay sunan giri noktasn bilmek gerekir. Bu giri noktas belki de organizasyonun bugne kadar zemedii sorunlar arasndaki atmalar olabilir. Bundan dolay da dier tm organizasyonlar asndan da yararl bir problem zme tekniidir. Karmak sistemlerde atmalarn zm modellerinden Kst dnce sistemi bu anlamda teorik ve uygulamada yerini almtr. Trkiyede de genlerin gerek duyduu tekniklerden birisidir. En temel dzeyi

343
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

yneticilere deiimle ilgili bir dizi temel sorulara (ne deiecek ne ynde deiecek deiime neden ne olacak gibi) cevap bulan bir kullanc rehberidir KAYNAKA Athey, Thomas H.(1982), The Systematic Systems Approach., Prentice-Hall, Inc, New Jersey. Balderstone, Steven, (2007),A Review of Goldratts Theory of Constraints (TOC), Lessons From The International Literature, http://www.mep.org/textfiles/TOCresults.pdf/(03.04.2007). Brouwer, B.C.M.C.(2001), Culture and The Theory of Constrants: Exploring Cultural Values and Organisational Design, Parameters, Management Accounting and Information Systems Faculty of Economics and Econometrics University of Amsterdam 2001. http://www.ethesis.net/culture/culture.pdf(28.04.2008). Choe, Kwangseek ve Susan Herman (2005),Using Theory of Constraints Tools To Manage Organizational Change: A Case Study of Euripa Labs, International Journal of Management and Organisational Behaviour,Vol:8,No:6 (540-558). Deming, Edwards, W.(1993), The New Economies for Industry, Goverment and Education, MIT Center for Advanced Engeneering Study, CambiridgeMA.www.ies.luth.se/%7Ebail/iea324/GST(All2)/sld003hm( 03. 05. 2007). Dettmer, H. William (2007), The Logical Thinking Process: A Systems Approach to Complex Problem Solving :Edition: illustrated American Society For Quality, Dettmer, H. William (2006), Policy Analysis: What to Change,What to Change To, and How to Make the Change, Goal Systems International, http://www.goalsys.com/systemsthinking/documents/Part-8-PolicyAnalysisTheTP.pdf (10.10.2008), Dettmer, H. William, (2000) Thinking Processes Workshop, Goal Systems International, Software Technology Conference, STC 2002 http://www.sstconline.org/Proceedings/2002/SpkrPDFS/ThrTracs/p795.pdf// (27.02.2008). Dettmer, H. W,(1998) Breaking The Constraints to World-Class Performance Quality Press, Milwaukee. Dettmer, H.W. (1997), Goldratts Theory of Constraints: A System

344
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

Approach Continious Improvement, ASQC Quality Press,Milwaukee MI. Doggett, Anthony Mark (2004) A Statistical Comparison of Three Root Cause Analysis Tools, Journal of Industrial Technology, Vol:20, No: 2 (1-9). Goldratt, Eliyahu M.(1997), Critical Chain, North River Press Publishing Corporation. Great Barrington. Goldratt, Eliyahu M.,(1994) Its Not Luck, North River Press, Inc, Great Barrington, MA,. Goldratt, Eliyahu M.(1990), The Haystack Syndrome: Sifting Information Out of the Data Ocean. Croton-on-Hudson, The North River Press, New York. Goldratt, Eliyahu M. What is This Thing Called Theory of Constraints and How Should It Be Implemented, North River Press Publishing Corporation,1990 Great Barrington. Goldratt, E.M. What is This Thing Called The Theory of Constraints? North River Press, Croton-on-Hudson, 1990b NY Goldratt, Eliyahu M.(1988), Computerized Shop Floor Scheduling, International Journal of Production Research, 1988 Vol:26, No: 3, (443455). Goldratt, E.M. and J Cox (1984), The Goal: A Process of Ongoing Improvement second Revised Edition Nort River Press, (1984) 1992, Cronton-On-Hudson/ New York. Houle, Tracey Burton (2001) The Theory of Constraints and its Thinking Processes, JONAHSM is a Service Mark of The Goldratt Institute. 2001. Klusewitz, Greg and Rray Rerick (1996) Constraint Management Through The Drum-Buffer-Rope System IEEE/lSEMl Advanced Semiconductor Manufacturing Conference http://ieeexplore.ieee.org/iel3/4205/12110/00557962.pdf?isnumber=&arnum ber=557962 (06.04.2007). Mabin, Victoria J. and Steven J. Balderstone, 2003, The Performance of The Theory of Constraints Methodology. Analysis and Discussion of Successful TOC Applications, International Journal of Operations and Production Management, Vol. 23, No:6, (568-595). Mabin, Victoria (1999), Goldratt's "Theory of Constraints" Thinking Processes: A Systems Methodology Linking Soft With Hard, School of Business and Public Management Victoria University of Wellington, 1999, Wellington..http://www.systemdynamics.org/conferences/1999/PAPERS/PA

345
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

RA104.PDF.(05.05.2008). MacArthur, John B. (1993), Theory Of Constraints And ActivityBased Costing:Friends Or Foes?, Journal of Cost Management, Vol: 7, No: 2, pp. 50-56. Macmillan, Stanley, (2004) Constraint Management of A ContiniousBatch Process Master Dissertation Universitey of Pretoria, South Africa. Sad, enay, Dilek zdemir ve R, Stk Gzl, (2006), Kstlar Kuram Yaklam ile Petrol thalat ve Ulusallatrma Srecinin yiletirilmesi stanbul Ticaret niversitesi Fen Bilimleri Dergisi Say:10, 2006/2 (99-118). Schragenheim, Eli, and and H.W.Dettmer,(2000) Manufacturing At Warp Speed: Optimizing Supply Chain Financial Performance CRS Pres, Florida. Sirias, Danilo,(2002), Writing MIS Mini-Cases To Enhance Cooperative Learning: A Theory Of Constraints Approach, Journal of Information Systems Education, Vol:13, No:4 (351-356). Ta, Sultan;(2005) Hemirelikte Problem zme Sreci Salk Bilimleri Dergisi, Say:14 Taylor, Lloyd J, Using Goldratts Thinking Process To Improve The Success Rate of Small Business Starts-Ups http://www.sbaer.uca.edu/research/asbe/2004/PDFS/23.pdf//06/04/2007). Taylor, Lloyd J. and R.David Ortega, (2003) The Application Goldratts Thinking Process To Problem Solving, Academy of Strategic Management. Vol: 2 No:2 (9-14), Taylor, Lloyd J. Alicia B. Gresham, and Ata Sagnak,(2005), Generating Growth Strategies for a Part-Time Mother-Run Business: An Application of Goldratts Thinking Process Working Paper, 2005. http://www.google.com.tr/search?hl=tr&q=Lloyd (10.04.2008). Vonasek, Scott M. Synchronizing The 3m Cushion Mount Plus Supply Chain, A Research Report Submitted in Partial Fulfillment of the Requirements for the Master of Science Degree in Management Technology, 2000. University of Wisconsin-Stout. (37-82). Wade, Murray K A(2004) Scientific Approach To Organizational Systems Design, Strategy Development and Sustainable High Performance http://www.redlineadvisors.com/resources/0405TOCandROTheoryOverview pdf (06/04/2007). Westerlund, Martin C.(2004), Theory of Constraints Revisited Leveraging Teamwork by Systems Intelligence, Helsinki University of

346
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (325-346)

Technology 28 October, 2004, Helsinki Zadry, Hilma Raimona(2005), The Integration of Total Quality Management (TQM) and Theory of Constraints (TOC) Implementation in Malaysian Automotive Suppliers A thesis Submitted Faculty of Mechanical Engineering Universitiy Teknology, Malaysia. Zotov, Dimitri and Mike Watson (2005), Analysing the Dash 8 Accident with the Theory of Constraints, http://www.asasi.org/papers/2005/Analysing%20the%20Dash%208%20Acci dent%20with%2.(27.01.2008).

347
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

DARE VE VERG MAHKEMELERNDEK DAVA SRELERNN MARKOV GE MODEL Ceren ERDN GNDODU 1 Seluk ALP2 ZET Alan bir davann sonulanmasnn ne kadar sre alaca hususunun ngrlebilmesi; gerekli yasal dzenlemelerin yaplmas, ihtiya duyulacak adli ve idari personelin planl bir ekilde yetitirilmesi, yarglama srecinin ok nemli bir blmn oluturan ve yarglamann salkl yaplmas iin zorunlu olan malzeme ve tehizatn gerekli ve yeterli bir ekilde temin edilmesi ve en nemlisi adalete olan gvenin tesis edilebilmesi asndan olduka nemli bilgiler verecektir. almada dava sreci, yeni bir davann almas, davann devam etmesi (gelecek yla devri), karar verilmesi ve kesin kararn ortaya kmas olarak drt aamada deerlendirilmitir. almada, veri olarak T.C. Adalet Bakanl Adli Sicil ve statistik Genel Mdrl tarafndan yaynlanan 1989-2007 yllarna ait dare ve Vergi Mahkemelerinde grlen dava saylar kullanlmtr. Dava saylar ile ilgili bu veriler kullanlarak Markov Gei Modeli oluturulmu ve dare ve Vergi Mahkemelerindeki davalarn sonulanma sreleri hesaplanmtr. Anahtar Kelimeler: Markov Zincirleri; dare Mahkemeleri; Vergi Mahkemeleri;

1 2

Yard.Do. Dr. Yldz Teknik niversitesi, BF, letme Blm r.Gr.Dr. Yldz Teknik niversitesi, MYO, Teknik Programlar Blm

348
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

MARKOV TRANSITION MODEL OF THE PROCESS OF LAWSIITS AT THE ADMINISTRATIVE AND TAX COURTS ABSTRACT Foreseeing the period of the finalization of a lawsuit shall give considerably significant information for the regulation of the necessary relevant legislation, for the planned training of the required judicial and administrative personnel, for the sufficient and required procurement of the material and equipment which forms a very important part of the judicial process and which is essential for the adequate exercise of jurisdiction and of the first consideration for the establishment of reliance to justice. The judicial process has been evaluated at four phases which are filing of a lawsuit, continuation of a lawsuit (transfer to next year), decision process and finalization of the lawsuit. The figures of pending lawsuits at the Administrative and Tax Courts of the years 1989-2007, which were published by the General Directorate of Judicial Registration and Statistics of the Ministry of Justice, were used as data at the study. Markov Transition Model has been formed by using such data regarding file figures and finalization period of the lawsuits at the Administartive and Tax Courts was calculated. Keywords : Markov Chains; Administrative Courts; Tax Courts. 1. GR Bilimsel karar alma sreci modellere dayanr ve isabetli kararlar alnabilmesi iin byk lde sistematik yaklama gereksinim duyulur. Karar alma problemlerinde belirsizliklere ilikin olaylarla ska karlalmaktadr. Bu belirsizlik genelde, doal olayn belirsizliinden veya temel deikenin akla gelmeyen deiim kaynandan ortaya kmaktadr. Byle durumlarda olay matematiksel model haline dntrlerek, onun deikeni olaslk hesaplar ile tanmlanabilir. Gelitirilen bu modele Markov Analizi denilmektedir. Markov Analizi mevcut olaslklar kullanarak, gelecekteki durum olaslklarn hesaplamada kullanlan bir yntemdir. Markov Analizi en gl modelleme ve analiz teknii olarak bilinmektedir.

349
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

Markov Analizi modeli karmak bir sistemin gvenilirlik davrann, nceden tanmlanm bir ayrk durumlar kmesi zerinde tanml durum gei diyagram ile modelleyebilmekte ve durumlar aras gei hzn tahmin etmekte kullanlabilmektedir. Bu sebeple, Markov Analizi modelleri muhtemel olay zincirlerini etkin bir ekilde temsil etme konusunda olduka baarldrlar. rnein, gvenilirlik ve kullanlabilirlik uygulamalarnda durumlar aras gei, sistemin herhangi bir anda herhangi bir durumda olma olasln, durum iinde tahmini kalma sresini ve durumlar aras tahmini gei saylarn belirlemekte kullanlrlar. Markov Analizi teknii, A.A. Markov tarafndan 1905 ylnda yaplan, Brownian hareketi olarak bilinen kapal bir kutu iindeki gaz molekllerinin yapsn ve davranlarn matematiksel olarak betimleme denemesine dayanr. Teknik, birbirini izleyen, zincirleme yapdaki bir aratrmann sonucunda gelitirilmitir. Markov srecinin ilk doru matematik yaps N.Wiener tarafndan 1923 ylnda kuruldu. Markov srelerinin genel teorisi ise 1930 ve 1940 yllarnda A.N. Kolmogoron, W. Feller, W. Doeblin, P. Levy, J.L. Doob ve dierlerince gelitirilmitir. Markov zincirleri modeli, eitim (Alp, 2007; Kara, 1978), pazarlama (Dura, 2006), gelir dalm (Dardanoni, 1995), salk hizmetleri (Romagnuolo, 2002), ormanclk (Dademir ve Gngr, 2002; Yavuz, 1992; Blinkly, 1980), finans (Aytemiz ve engnl, 2004), muhasebe (Rzgar, 2003), veri madencilii (Giudici ve Castelo, 2003), yazlm seimi (Whittaker ve Poore, 1993), retim (Gevrek ve engler, 1992), tketicilerin marka seimi (Ha, Bae ve Park, 2002), g (Nielsen ve Wakeley, 2001), mesleki mobilite (Saatiolu, 1978) gibi birok alandaki akademik aratrmalarda youn bir ekilde kullanlmaktadr. 2. MARKOV ZNCR YAKLAIMI 2.1. Markov Zinciri Markov sreleri ileride ortaya kmas olas durumlarn gerekleme olaslklarnn, gemi verilere gre deil, u andaki verilerden yararlanarak bulunduu srelerdir3. Markov srelerinin temel zellii, belirli bir zaman diliminde eitli durumlarda bulunmann ve bir durumdan dier duruma geiin olaslklarnn gz nne alnmasdr.
3

Richard I. Levin, Charles A. Kirkpatrick ve David S. Rubin, Quantitative Approaches To Management, Fifth Edition, McGraw-Hill, Tokyo 1982, s. 658.

350
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

Bir durumdan dier duruma gei, sistemin daha nceki durumlarna bal olmayp, yalnzca bir nceki durumuna baldr. Bu adan bakldnda, Markov sreci iin nceki durum hari, daha nceki durumlarn bilinmesine gerek yoktur. Sz konusu bu zellie Markov zellii denilir. Markov zellii olan bir sistemde, bir durumdan dier duruma gei, sadece bir nceki duruma bal olan artl olaslklar ifade edilir. yle ki, tn-1 anndaki durum olasl xn-1, tn anndaki durum olasl xn ve tn ile tn 1 rastsal deikenler olmak zere, tn annda xn de olma olasl,

p xn1 , xn = P tn = xn

t = xn 1
n 1

) )

(1)

Koullu olasl ile gsterilir ve bu koullu olaslk sistemin tn-1 anndan tn anna geii tanmladndan buna bir adml gei denir. k adml gei olasl ise Ztn rastsal deiken olmak zere,

p xn , xn + k = P t n + k = x n + k

t = xn
n

(2)

ile ifade edilir. t0 < t1 < . . . < tn (n=0, 1 ,2, ) zamana ait noktalar gsteriyorsa {tn } rastsal deikenler ailesi, t0 , t1 , t2 ,..., tn lerin btn olas deerleri iin,

P(tn = xn | tn1 = xn1, ... , t0 = x0 ) = P(tn = xn | tn1 = xn1 ) (3)

biiminde verilen Markov zelliine sahip ise buna bir Markov srecidir denir4. Markov sreleri parametre kmesinin ve durum uzaynn niteliine gre snflandrlr. Durum uzay kesikli olan bir Markov srecine Markov Zinciri ad verilir. Ksaca kesikli zaman stokastik srecin zel bir tr Markov zinciridir. Markov Zincirleri, rasgele ilemlerin bir alt kmesidir. Bu ilemler zamanla deien ve tahmin edilmesi zor olan ilemlerdir. Bundan dolay zincirler deterministik deil, stokastiktir (rasgeledir)5. Markov Zinciri, belirli stokastik sistemlerin ksa ve uzun dnemli davranlarn incelemede
Nursel S. Rzgar, Bir letmenin demeler Dengesinin Markov Sreleri Yardmyla Analizi, DE Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Cilt 5, Say 1, zmir 2003, s.165-166; Walter R. Gilks, Sylvia Richardson ve David J. Spielgelhalter, Markov Chain Monte Carl in Practice, Chapman&Hall, London 1996, s. 45. 5 smet Dademir ve Ersin Gngr, ok Boyutlu Karar Verme Metodlar ve Ormanclkta Uygulama Alanlar, ZK Bartn Orman Fakltesi Dergisi, Cilt 4, Say 4, Zonguldak 2002, s.7.
4

351
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

kullanlr6. Bir Markov Zincirinde,

S = {x1 , x2 ,..., xn }

(4)

cmlesi ile tanmlanan bir durum uzay, gei olaslklar matrisi ad verilen bir

P = P ( nxn) ij
olaslk matrisi ve balang olaslk vektr denilen

(5) (6)

P(0) = P(0) , P2(0) ,..., Pn(0) 1

vektrnn tanmlanm olmas gerekmektedir. Bunlar bilindii takdirde xi durumu iinde Pi(0) olasl ile balayan bir sistem, durumlarn izleyerek devam eder7. Sabit ve zamandan bamsz btn pij gei olaslklarn ierdii iin, P matrisi stokastik matris adn alr. pij olaslklarnn

ij

= 1,

(7)

pij 0

i ve j
8

(8)

koullarn da salamas gerekir . Buna gre, P gei matrisinde satr toplamlar 1dir9. Zincirin t zamannda j durumunda olma olasl,

j (t ) = Pr ( xt = S j )

(9)

olsun ve (t) de t zamannda durum uzay olaslklarnn sra vektrn gstersin. Buna gre zincire (0) balang vektr tanmlanarak balanr. Eer sadece belirli bir durumda sre balatlrsa, zincirde bu bileen hari (0)n tm elemanlar sfra eit olur. Zincir ilerlerken olaslk deerleri olas durum uzay zerinde yaylr.

6 7

Hamdy Taha, Operating Research, Seventh Edition, Prentice-Hall, New Jersey 2003, s. 694. Sebastian Mller, Recurrence For Branching Markov Chains, Electronic Communications in Probability, Vol 13, 2008, s. 578. 8 Wayne L. Winston, Operations Research Applications and Algorithm, Third Edition, Belmont:Duxbury Press, California 1994, s. 965. 9 Winston, 1994, s.965.

352
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

2.2. Yutucu Markov Zincirleri Markov zinciri modeli, kurulan matrisin, dzenli veya yutucu oluuna gre karar vericiye eitli bilgiler tretebilir. Bir gei olaslk matrisi dzenli ise, matrisin kuvvetleri alndnda herhangi bir kuvvette tm elemanlar pozitif oluyor demektir. te yandan bir gei olaslk matrisinin yutucu trden olmas iin, en az bir yutucu duruma sahip olmas ve herhangi bir yutucu olmayan durumdan yutucu duruma bir veya daha fazla aamada geiin olanakl olmas gerekir. Markov srecinde, baz problemlerde, bir durumdan dierine geilebiliyorken; baz problemlerde gelecekte bir durumdan tekine geilememektedir (yani Pii=1, Pij=0, ji). Yutucu duruma girildiinde, bu durumu asla terk edemeyiz, bir dier duruma geilemez, ayn durumda sabit kalnr10. Yutucu durumlar ieren bir Markov srecinin yutulma olasl 1dir. Yani srete belli bir admdan sonra muhakkak bir yutucu duruma eriilir ve bu andan itibaren yutucu olmayan durumlar aras gei olasl sfr olur. Yutucu markov zinciri analizinde P gei matrisinin yeniden dzenlenmesine gerek vardr. Buna kanonik form veya standart form ad verilir. P gei matrisi, satr ve stunlarda yaplacak dzenlemeler yoluyla aadaki duruma getirilir11.

I 0 P= R Q

(10)

I: Yutucu durumlardan, yutucu durumlara gei matrisi daima birim matristir. 0: Yutucu durumlarda, yutucu olmayan durumlara gei olamayacandan bu durum olaslklar sfrdr. R: Yutucu olmayan durumlardan yutucu durumlara gei olaslklar. Q: Yutucu olmayan durumlardan, yutucu olmayan durumlara gei olaslklardr. P gei matrisi yukarda gsterildii ekilde yeniden dzenlendikten
Charles M. Grinstead ve J. Laurie Snell, Introduction To Probability, Second Revised Edition, American Mathematical Society, Hannover 1997, s. 416. 11 Ravi A. Ravindran, Don T. Phillips ve James J. Solberg, Operations Research Principles and Practice, Second Edition, John Wiley&Sons, New York 1987, s.272.
10

353
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

sonra aadaki ilemlerden geirilerek eitli sonular elde edilir. Elde edilecek sonular bize sistemin durumu ve gelecei hakknda nemli bilgiler sunacaktr. P gei olaslklar matrisi dzenlendikten sonra yaplacak ilem, (I-Q) matrisinin tersini alarak Markov zinciri temel matrisi (T) bulmaktr.

T = ( I Q)1

(11)

Temel matris, sistemin yutan bir duruma gemeden nce, herhangi bir geici durumda ortalama ne kadar kalacan gsterir. 2.3. Yutucu Markov Zincirleri Analizi Genel olarak yutan zincirler ile ilgili sorular ve bunlarn yantlar aadaki gibi aklanabilir12. Sistem balangta geici i durumunda bulunuyorsa, yutulmadan nce her bir j durumunda harcayaca ortalama dnem says temel matrisin, yani (I-Q)-1 matrisinin, (i,j)nci elemandr. Sistem yutulmadan nce geici i durumunda harcayaca ortalama sre temel matrisin i nci satrnn toplamna eittir. Sistem eer balangta i durumunda bulunuyorsa, sonunda yutan j durumuna geme olasl (I-Q)-1. R matrisinin (i,j) nci elemandr. 3. UYGULAMA dare Hukuku, kamusal iradenin stnl nedeniyle bu alanda yer alan tzel kiiliklerin herhangi bir zel hukuk kiisinden daha stn yetkilere sahip olmasna dayanr13. Adl yarg yerlerinin grev alan esas itibariyle zel hukuk uyumazlklar iken idar yarg yerlerinin grevi, genel olarak idarenin kamu hukuku ilkelerine gre yrtt faaliyetlerin yargsal denetimidir. Bu anlamda kamu gc yetkileri ile donatlm olan ve vergi borcunun alacakls olarak kamusal yetki ve usller kullanan devletin taraf olduu vergi uyumazlklar da esas olarak idar yargnn (ve dolaysyla da vergi yargsnn) grev alan iindedir14.
12

Seluk Alp, Trkiyede Eitim Srecinin Markov Gei Modeli, 8. Trkiye Ekonometri ve statistik Kongresi, Malatya 2007, s. 7-8. 13 l Han zay, Gnnda Ynetim, Alfa Yaynlar, stanbul 1996, s. 307. 14 Ouzhan Demir, Vergi Uyumazlklarnn zmnde Grevli Mahkeme, Atatrk niversitesi Erzincan Hukuk Fakltesi Dergisi, Cilt VIII, Say 3-4, 2004, s. 189.

354
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

almada, yarglama sreci olarak, Davann almas, Davann bir sonraki yla devri, Karar, Karar bozulmas, Kesin karar aamalar ele alnmtr. Bu aamalar sistemin birer durumu olarak kabul edilmitir. Kararn st mahkemece bozulup geri dndrlmesi durumu ise davann yeniden grlmeye balanmas olarak deerlendirilmitir ve sisteme Karar durumundan Yeni durumuna gei olarak kabul edilerek sisteme dahil edilmitir. Dava hakknda kesin karar verilmesi durumu, yutucu durum olarak kabul edilmitir. kan deerlerinden Bozularak Gelen deerler karldnda bulunan deer kesin karar deerleri olarak alnmtr. Tablo 1 ve Tablo 2deki veriler kullanlarak dare ve Vergi Mahkemeleri iin Markov gei matrisleri elde edilmitir (Tablo 3 ve Tablo 4). Yutucu durum ieren markov zincirlerinin analizinin yaplabilmesi iin markov gei matrislerinin yeniden dzenlenmesi gerekmektedir. Bu dzenleme sonucunda oluturulan yeni matrisin sol st kesinde bir birim matris (yutucu durum says boyutunda), bu birim matrisin sanda {yannda} 0lardan olumu bir matris, birim matrisin altnda ise yutucu olmayan durumlardan yutucu durumlara gei olaslklarn gsteren R matrisi ve 0 matrisinin altnda {R matrisinin sanda} ise yutucu olmayan durumlardan yutucu durumlara geii gsteren Q matrisleri oluturulmutur. Tablo 5 ve Tablo 6da dare ve Vergi Mahkemeleri iin dzenlenmi markov gei matrisleri verilmitir.

355
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

Tablo 1 : Yllara Gre dare Mahkemelerinde Grlen Dava Saylar Geen Yldan Yl inde Bozularak Yllar Devren Gelen Gelen Gelen Toplam kan Davalar Davalar Davalar 1989 39.999 57.239 887 98.125 47.798 1990 50.327 55.916 1.270 107.513 53.352 1991 54.161 44.801 1.905 100.867 57.462 1992 43.405 49.116 2.893 95.414 53.240 1993 42.174 55.506 3.434 101.114 57.248 1994 43.866 63.335 5.689 112.890 69.780 1995 43.110 62.834 5.534 111.478 66.937 1996 44.541 51.121 4.439 100.101 59.516 1997 40.585 49.503 4.082 94.170 60.296 1998 33.874 53.466 4.463 91.803 59.840 1999 31.963 59.109 5.864 96.936 67.560 2000 29.376 68.104 4.731 102.211 63.419 2001 38.792 72.277 5.259 116.328 74.854 2002 41.474 79.669 4.621 125.764 79.860 2003 45.904 91.180 5.445 142.529 87.338 2004 55.191 125.854 6.040 187.085 105.446 2005 81.639 132.512 7.559 221.710 124.602 2006 97.108 169.591 7.743 274.442 174.506 2007 99.936 144.784 10.661 255.381 167.351
Kaynak: T.C. Adalet Bakanl Adli Sicil ve statistik Genel Mdrl (http://www.adli-sicil.gov.tr, 15.12.2008)

356
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

Tablo 2 : Yllara Gre Vergi Mahkemelerinde Grlen Dava Saylar Geen Yldan Yl inde Bozularak kan Yllar Devren Gelen Gelen Gelen Toplam Davalar Davalar Davalar 1989 28.539 58.383 1.050 87.972 53.865 1990 34.107 74.607 1.138 109.852 61.749 1991 48.103 69.800 1.729 119.632 65.288 1992 54.344 51.577 3.837 109.758 63.642 1993 46.116 62.230 3.601 111.947 62.827 1994 49.120 61.667 3.942 114.729 69.108 1995 45.621 50.352 3.858 99.831 60.927 1996 38.904 42.351 4.000 85.255 58.247 1997 27.008 35.756 4.418 67.182 48.103 1998 19.079 35.425 3.768 58.272 40.214 1999 18.058 40.022 3.720 61.800 42.508 2000 19.292 53.147 4.211 76.650 51.281 2001 25.369 60.097 3.174 88.640 56.434 2002 32.206 69.127 3.591 104.924 66.416 2003 38.508 56.171 2.889 97.568 71.041 2004 26.527 58.225 2.962 87.714 60.749 2005 26.965 62.941 2.583 92.489 58.511 2006 33.978 74.327 3.803 112.108 71.674 2007 40.434 82.623 5.477 128.534 79.174
Kaynak: T.C. Adalet Bakanl Adli Sicil ve statistik Genel Mdrl (http://www.adli-sicil.gov.tr, 15.12.2008)

Tablo 3 : Markov Gei Matrisi (dare Mahkemeleri) Yeni Devam Karar Kesin Karar 0,0000 0,3710 0,0359 0,5931 Yeni 0,0000 0,3710 0,0359 0,5931 Devam 0,0570 0,0000 0,0000 0,9430 Karar 0,0000 0,0000 1,0000 Nihai Karar 0,0000

357
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

Tablo 4 : Markov Gei Matrisi (Vergi Mahkemeleri) Yeni Devam Karar Kesin Karar 0,0000 0,3511 0,0343 0,6146 Yeni 0,0000 0,3511 0,0343 0,6146 Devam 0,0529 0,0000 0,0000 0,9471 Karar 0,0000 0,0000 1,0000 Nihai Karar 0,0000 Tablo 5 : Dzenlenmi Markov Gei Matrisi (dare Mahkemeleri) Kesin Karar Yeni Devam Karar 1,0000 0,0000 0,0000 0,0000 Nihai Karar 0,5931 0,0000 0,3710 0,0359 Yeni 0,5931 0,0000 0,3710 0,0359 Devam 0,9430 0,0570 0,0000 0,0000 Karar Tablo 6 : Dzenlenmi Markov Gei Matrisi (Vergi Mahkemeleri) Kesin Karar Yeni Devam Karar 1,0000 0,0000 0,0000 0,0000 Nihai Karar 0,6146 0,0000 0,3511 0,0343 Yeni 0,6146 0,0000 0,3511 0,0343 Devam 0,9471 0,0529 0,0000 0,0000 Karar
1

Q matrisinin birim matristen farknn tersi alndnda bulunan (I-Q)matrisi yutucu olmayan durumlardaki ortalama bekleme srelerini gstermektedir (Tablo 7-Tablo 8). Literatrde (I-Q)-1 matris, markov zinciri esas matrisi olarak da adlandrlmaktadr. Tablo 7ye gre idare mahkemelerinde grlmekte olan yeni veya devam etmekte olan bir dava 1,6524 (1,0033+0,5918+0,0573 veya 0,0033+1,5918+0,0573) admda (ylda) karara balanmaktadr. Bozularak gelen bir dava ise 1,0942 (0,0572+0,0337+1,0003) admda (ylda) karara balanmaktadr. Tablo 8e gre vergi mahkemelerinde grlmekte olan yeni veya devam etmekte olan bir dava 1,5984 (1,0028+0,5426+0,0530 veya 0,0028+1,5426+0,0530 ) admda (ylda) karara balanmaktadr. Bozularak gelen bir dava ise 1,0845 (0,0530+0,00287+1,0028) admda (ylda) karara balanmaktadr.

358
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

Tablo 7 : dare Mahkemeleri iin (I-Q)-1 Matrisi Yeni Devam Karar 1,0033 0,5918 0,0573 Yeni 0,0033 1,5918 0,0573 Devam 0,0572 0,0337 1,0033 Karar Tablo 8 : Vergi Mahkemeleri iin (I-Q)-1 Matrisi Yeni Devam Karar 1,0028 0,5426 0,0530 Yeni 0,0028 1, 5426 0,0530 Devam 0,0530 0,0287 1,0028 Karar Tablo 7 ve Tablo 8deki (I-Q)-1 Matrisler R matrisi ile arpldnda oluacak yeni matris her bir yutucu olmayan durumun, her bir yutucu durumda yutulma olaslklarn vermektedir. Alan davalarn tm Tablo 9 ve Tablo 10da aka grlebilecei gibi nihai kararla sonulanmaktadr. Tablo 9 : dare Mahkemeleri iin (I-Q)-1*R Matrisi Kesin Karar 1,0000 Yeni 1,0000 Devam 1,0000 Karar Tablo 10 : Vergi Mahkemeleri iin (I-Q)-1*R Matrisi Kesin Karar 1,0000 Yeni 1,0000 Devam 1,0000 Karar 4. SONU VE DEERLENDRME Alan bir davann sonulanmasnn (karara balanmasnn) ne kadar sre alaca husunun ngrlebilmesi; gerekli yasal dzenlemelerin yaplmas, ihtiya duyulacak adli ve idari personelin planl bir ekilde

359
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

yetitirilmesi, yarglama srecinin ok enmli bir blmn oluturan ve yarglamann salkl yaplmas iin zorunlu olan malzeme ve tehizatn gerekli ve yeterli bir ekilde temin edilmesi ve en nemlisi adalete olan gvenin tesis edilebilmesi asndan olduka nemli sonular douracaktr. almada dava sreci, yeni bir davann almas, davann devam etmesi (gelecek yla devri), karar verilmesi ve kesin kararn ortaya kmas olarak drt aamada deerlendirilmitir. almada, veri olarak T.C. Adalet Bakanl Adli Sicil ve statistik Genel Mdrl tarafndan yaynlanan 1989-2007 yllarna ait dare ve Vergi Mahkemelerinde grlen dava saylar kullanlmtr. Sonulardan grlecei zere dare ve Vergi Mahkemelerinde devam etmekte olan bir idari dava ortalama 1,65, vergi davas ise 1,59 ylda sonulanmaktadr. Yksek Yarg organndan Bozularak geri gnderilen ve tekrar yarglamas yaplan davalarda ise bu davalarn yarglamasnn tamamlanarak tekrar sonulandrlabilmesi iin idare mahkemelerinde 1,09, vergi mahkemelerinde ise 1,08 yl gerekmektedir. Bu sonular erevesinde bir deerlendirme yaplacak olursa, dare ve Vergi Mahkemelerinin dier mahkemelere oranla, nispeten daha ksa srelerle karar oluturduklar sylenebilecektir. darenin ilem ve eylemlerinden kaynaklanan ve kiilerin menfaatlerinin ihlal edilmesi suretiyle zarara uratlmas sonucunu dourmas muhtemel konular ieren idare ve vergi davalarndaki bu karar verme hz olumlu olarak deerlendirilmeli ve karar verme srecinin daha da hzl olmasnn salanabilmesi iin gerekli almalar planlanmaldr. KAYNAKA Alp, Seluk, Trkiyede Eitim Srecinin Markov Gei Modeli, 8. Trkiye Ekonometri ve statistik Kongresi, Mays 2007, Malatya: 1-14. Aytemiz, Tevfik ve Ahmet engnli Markov Zincirlerinin Ekonomik Bir Probleme Uygulanmas: Perakende Alverilerde Bireysel Olarak Kullanlan Madeni Para Stratejilerinin Karlatrmal Analizi, DE Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Cilt 6, Say 4, Ekim-Aralk 2004, s. 29-43. Blinkly, Clark S., Is Succession in Hardwood Forests a Stationary Markov Process?, Forest Science, Vol 26, No 4, December 1980, s. 566570. Dardanoni, Valentino, Income distribution dynamics: monotone Markov chains make light work, Social Choice and Welfare, Vol 12, No 2,

360
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

March 1995, s. 181-192. Dademir, smet ve Ersin Gngr (2002), ok Boyutlu Karar Verme Metodlar ve Ormanclkta Uygulama Alanlar, ZK Bartn Orman Fakltesi Dergisi, Cilt 4, Say 4, 2002, s. 1-19. Demir, Ouzhan, Vergi Uyumazlklarnn zmnde Grevli Mahkeme, Atatrk niversitesi Erzincan Hukuk Fakltesi Dergisi, Cilt VIII, Say 3-4, 2004, s.185-234. Dura, Codruta, The Use of Markov Chains in Marketing Forecasting, Annals of the University of Petroani, Economics, Vol 6, 2006, s. 69-76. Gevrek, Ali hsan ve lker engller, Markov Zinciri Analiz Ynteminin Linyit eren Zrnk Formasyonuna (Pliyose, Hns) Uygulanmas, Jeoloji Mhendislii Dergisi, Say 41, Kasm 1992, s. 84-90. Giudici, Paolo ve Robert Castelo, Improving Markov Chain Monte Carlo Model Search for Data Mining, Machine Learning, Vol 50, No 1-2, January 2003, s. 127-158. Gilks, Walter R., Sylvia Richardson ve David J. Spielgelhalter. Markov Chain Monte Carlo In Practice, Chapman&Hall, London 1996. Grinstead, M. Charles, J. Laurie Snell J., Introduction To Probability, Second Revised Edition, American Mathematical Society, Hanover 1997. Ha, Sung Ho, Sung Min Bae ve Sang Chan Park (2002). Customer's time-variant purchase behavior and corresponding marketing strategies: an online retailer's case Computers & Industrial Engineering, Vol 43, No 4, September 2002, s. 801-820. Kara, mdat, lkretimde renci Hareketliliinin Markov Modeli, Yneylem Aratrmas 5. Ulusal Kongresi, Mays 1978, Eskiehir, s. 341, 355. Levin, Richard I., Charles A. Kirkpatrick ve David S. Rubin, Quantitave Approaches To Management (Fifth Edition), McGraw-Hill, Tokyo 1982. Mller, Sebastian, Recurrence For Branching Markov Chains, Electronic Communications in Probability, Vol 13, October 2008, s. 576 605. Nielsen, Rasmus ve John Wakeley, Distinguishing Migration From Isolation: A Markov Chain Monte Carlo Approach, Genetics, Vol 158, June 2001, s. 885-896. zay, l Han, Gnnda Ynetim, Alfa Yaynlar, stanbul 1996. Ravindran, Ravi A., Don T. Phillips ve James Solberg, Operations

361
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (347-361)

Research Principles and Practice, Second Edition, John Wiley&Sons, New York 1987. Romagnuolo, Joseph, Michael A. Meier ve Daniel C. Sadowski, Medical or Surgical Therapy for Erosive Reflux Esophagitis: Cost-Utility Analysis Using a Markov Model, Annals of Surgery, Vol 236, No 2, August 2002, s. 191-202. Rzgar, Nursel S.,Bir letmenin demeler Dengesinin Markov Sreleri Yardmyla Analizi, DE Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, Cilt. 5, Say 1, Ocak-Mart 2003, s.164-179. Saatiolu, mer, Birimler Aras Personel Geilerinin Kestiriminde Markov Zinciri Yaklam, Yneylem Aratrmas 4. Ulusal Kongresi, Haziran 1978, stanbul, s. 251-271. Taha, Hamdy, Operating Research : An Introduction, Seventh Edition, Prentice-Hall, New Jersey 2003. T.C. Adalet Bakanl Adli Sicil ve statistik Genel Mdrl, statistik Tablolar, http://www.adli-sicil.gov.tr, (15.12.2008). Whittaker, James A. ve Jesse H. Poore, Markov Analysis of Software Specifications, ACM Transactions on Software Engineering and Methodology, Vol 2, No 1, January 1993, s. 93-106. Winston, Wayne L., Operations Research Applications and Algorithm, Third Edition, Belmont : Duxburry Pres, California 1994. Yavuz, Hakk, Deiik Yal Mecerelerde Bymenin Markov Zincirleri Yntemi ile Analiz Edilmesi, Yaynlanmam Doktora Tezi, Karadeniz Teknik niversitesi, Fen Bilimleri Enstits, Trabzon 1992.

362
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

SEMENLERN SYAS TERCH MODEL Nurcan METN1 ZET Bu aratrmann amac, farkl sosyoekonomik gruplar olan ve kalabalk bir nfusu barndran Trakya ve stanbul ilindeki semenlerin, siyasi tercihlerini etkileyen faktrleri belirlemektir. Bu nedenle, semen tercihleri anketi, blgede rassal olarak seilmi toplam 2357 semenle yaplm ve deerlendirmeye alnmtr. Bu anketlerden elde edilmi siyasi tercihleri etkileyen bilgi verici faktrler, multinominal logit model ile belirlenmitir. Bu modelde birok bamsz deiken kullanlm ancak, baz bamsz deikenler LR testine gre anlaml bulunmadndan dolay analize dahil edilmemitir. Siyasi tercihleri etkileyen 9 nemli faktr tespit edilmitir. Bu faktrler, semenlerin gazete okuma alkanlklar, yabanc dil durumlar, sivil toplum kurulularna yelik durumlar, ilgi duyduklar sanat dal, dzenli spor durumlar, cinsiyetleri, yalar, doum yerleri ve sosyal sigorta durumlardr. Siyasi tercihlerin bamsz olup olmad ise Hausmannn ilikisiz alternatiflerin bamszlk testi ile test edilmitir. Bu teste gre, siyasi tercihlerin bamsz olduu bulunmutur. Anahtar Kelimeler: Siyasi tercihler; multinominal logit; semen davran.

Do. Dr., Trakya niversitesi, BF, Ekonometri Blm, nurcanmetin@trakya.edu.tr

363
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

THE POLITICAL CHOICE MODEL OF VOTERS ABSTRACT The objective of this study is to determine factors influencing political preferences of voters in Thrace and stanbul. Therefore, the voters preferences survey has been conducted with 2357 voters in the region randomly selected and evaluated. The informative factors influencing political preferences collected in these surveys have been determined by the multinomial logit model. A lot of independent variables have been used in this model, but, because some independent variables were not found as significant according to likelihood ratio test, these variables are not included in the analysis. Nine important factors influencing political preferences of voters have been determined. These factors are newspaper reading habit, foreign language, civil society organization membership, art preferences, sport habits, gender, age, birthplace and social security of voters. Whether the political preferences are independent, has been tested with testing independence of irrelevant alternatives of Hausman. According to this test, it has been found that the political preferences are independent. Key words: Political preferences; multinomial logit; voter behavior. GR Lipset (1981: 303-386) semen davran ile ilgili almasnda Amerikan siyasetinde snflar ve partileri, Amerikan entelektellerin siyasetlerini ve statlerini, bir partinin ortaya kn ve 1860 seimini aratrmtr. Dow ve Endersbynn (2004: 107122) birlikte yapt almasnda, 1992 Amerika Birleik Devletleri Bakanlk seiminde semen tercihinde etkili olabilecek deikenleri (ideolojik uzaklk, kiisel finansman, milli ekonomi, devlet ileri, hkmet salk hizmetleri, aznlk yardm, dou blgesi, bat blgesi, gney blgesi, yeni semen, dnem snrlar, ak problemi, demokrat, cumhuriyeti, cinsiyet, eitim, ya) multinominal logit ve multinominal probit modeller ile incelemitir. Hillygus (2007: 225-244) Amerika Birleik Devletleri 2000 yl Bakanlk seiminde semen tercihinde hangi deikenlerin etkisi olduunu (ya, cinsiyet,

364
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

demokratlar, cumhuriyetiler, ideoloji lei, Clinton kartlar, evre sorunu, aday memnuniyetsizlii, siyasi farkndalk, gvenli devlet) multinominal logit model ile belirlemitir. Semen davranlar ile ilgili Aydn ve zbek (2004:144-167) ailenin semen davranlar zerindeki etkisinin farkl demografik zellikteki semenlerde farkllk gsterip gstermediini aratrmtr. Klal (2004: 1938) siyaset bilimi almasnda siyasal yaamn etkenlerine, iklim ve siyasal davranlara, corafi konum ve geniliklere, doal kaynaklara ve rejimlere, az gelimiliin corafi nedenlerine, Trk tarihi ile ilgili kuramlara, ekonomik etkenlere, kurumsal etkenlere ve kltrel etkenlere aklk getirmeye almtr. Balevent (2005: 1-11) Trkiyedeki parti tercihlerini ynlendiren faktrleri incelemitir. Ya, eitim, cinsiyet, blge, ehir merkezi, dindarlk, krd, alevi gibi ekonomik olmayan faktrlerin yan sra, ekonomik deerlendirmelerin de Trk semeninin parti tercihinde nemli rol oynayp oynamad multinominal logit model ile belirlemitir. Akarca ve Balevent (2009: 32-47) semen eilimleri anketinin verilerine dayanarak, 2002-2007 dnemindeki oy kaymalarn Adalet ve Kalknma Partisi (AKP) odakl olarak aratrmtr. AKPnin bu dnemde kendine ekmeyi baard yeni semen kitlesinin, partiden desteini eken nispeten kk kitleye gre daha gen, kadn arlkl, ekonomik koullardan memnun ve AB yelii yanls olduunu ortaya koymulardr. AKPyi tercih eden semenlerin toplumun geri kalanna nazaran daha az eitimli olduunu ve laiklik konusundaki endielerinin dk dzeyde olduunu ve 2007 seimindeki parti tercihiyle, zellikle geriye dnk ekonomik deerlendirmeler arasnda gl bir bant olduunu ortaya karmlardr. Bu almada ise Trakya ve stanbul blgesinden rassal olarak seilmi toplam 2357 semenle anket yaplm ve semenlerin arkadalar ile bir araya geldiklerinde siyasi meseleleri ciddi olarak tartma sklklar, semenlerin siyasi birikimlerini elde ettikleri kaynaklar, semenlerin kuvvetle savunduu bir siyasi fikir olduu zaman evresinde kilerini ikna etmek iin bavurduklar yntemler, semenlerin siyasi parti tercihinde etkili olan faktrler ve semenlerin siyasi yelpazesi belirlenmeye allmtr. Multinominal logit model analizi kullanlarak siyasi tercihleri etkileyen 9 nemli faktr tespit edilmitir. Bu faktrler, semenlerin gazete okuma alkanlklar, yabanc dil durumlar, sivil toplum kurulularna yelik durumlar, ilgi duyduklar sanat dal, dzenli spor durumlar, cinsiyetleri, yalar, doum yerleri ve sosyal sigorta durumlardr. Ayrca, siyasi tercihlerin bamsz olup olmad, Hausmannn ilikisiz alternatiflerin

365
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

bamszlk testi ile test edilmitir. YNTEM Trakya ve stanbul blgesinin nfusunun kalabalk olmas ve farkl sosyoekonomik gruplarn bulunmas nedeniyle, bu blgenin siyasal tercihlerde etkili olan zelliklerin belirlenmesinde uygun bir yer olduu dnlmtr. Ayrca, semenlerin tercihlerini belirlemek iin Trakya ve stanbul blgesinde ki btn semenler ile bulumak hem para asndan hem de zaman asndan mmkn olmadndan dolay, 2007 ylnda rassal olarak toplam 2357 anket2, semenler ile yz yze grlerek yaplm ve sonular ilgili yerlerde grafikler olarak sunulmutur. Baml deiken semenlerin siyasi tercihleri olarak belirlenmi ve baml deiken ar sol, sol, merkez sol, merkez, merkez sa, sa, ar sa eklinde tanmlanmtr. Eksik veriler dlanarak baml deikeni etkileyen bamsz deikenler olabilirlik oran (LR) testine gre belirlenmitir. LR testine gre model zerinde etkisi bulunmayan deikenler ise model dnda braklmtr. Multinominal logit3 model kullanlarak her bir tercih seenei iin profiller belirlenmitir. Ayrca, tercihlerin bamsz olup olmad Hausmannn ilikisiz alternatiflerin bamszl testi4 ile test edilmitir. BULGULAR Aratrma blgesinde rassal olarak yaplm 2357 semen anketi sonular aadaki gibi zetlenebilir. Arkadalar ile bir araya gelindiinde siyasi meseleleri ciddi olarak, semenlerin %56.0 ara sra, %24.5i sk sk tarttklarn belirtirken %11.2i hi tartmadklarn, %7.8i her gn tarttklarn sylemitir (ekil 1).
2

Tekirda, Edirne ve Krklareli Blgesi Anket Says: Kadnlar (K) 264, Erkekler (E) 368; stanbul Blgesi Anket Says: Kadnlar 785, Erkekler 940. 3 Takeshi Amemiya, Advanced Econometrics, Harvard University Basks, 1985, s. 295. 4 J.A. Hausman ve D. Mcfadden, Specification Tests for The Multinomial Logit Model, Econometrica, 52, 1984, s. 1219-1240. Paramesh Ray, "Independence of Irrelevant Alternatives, Econometrica, 41, 5, 1973, s. 987991.

366
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

ekil 1. Semenlerin Arkadalar ile Bir Araya Geldiklerinde Siyasi Meseleleri Ciddi Olarak Tartma Sklklar Siyasi birikimlerin birinci srada elde edildii kaynak olarak semenlerin %30.6 gazeteleri, %22.3 televizyonu, %17.2i aileleri, %15.8i kitaplar ve %8.1i arkada toplantlarn belirtmitir (ekil 2.1). kinci kaynak olarak semenlerin %27.7i gazeteleri, %25.7i televizyonu, %16.8i kitaplar, %12.0i arkada toplantlarn, %9.1i aileleri (ekil 2.2) ve nc kaynak olarak, semenlerin %20.0i arkada toplantlarn, %18.7i televizyonu, %15.2i gazeteleri, %14.0 aileleri, %11.5i kitaplar gstermitir (ekil 2.3).

ekil 2.1. Semenlerin Siyasi Birikimlerini Birinci Srada Elde Ettikleri Kaynaklar

367
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

ekil 2.2. Semenlerin Siyasi Birikimlerini kinci Srada Elde Ettikleri Kaynaklar

ekil 2.3. Semenlerin Siyasi Birikimlerini nc Srada Elde Ettikleri Kaynaklar

368
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Semenlerin kuvvetle savunduu bir siyasi fikir olduu zaman evresinde kilerini ikna etmek iin bavurduklar birinci sradaki yntemin semenlerin %80.4 kendi inand fikirler olduunu, %6.9u halkn ounun inand fikirler olduunu ve %3.0 eitimcilerin kendisine alad fikirler olduunu sylemilerdir (ekil 3.1). kinci sradaki yntemin semenlerin %33.1i halkn ounun inand fikirler, %15.6 eitimcilerin kendisine alad fikirler, %7.1i kendi inand fikirler olduunu (ekil 3.2) ve nc sradaki yntemin semenlerin %16.9u eitimcilerin kendisine alad fikirler %10.5i halkn ounun inand fikirler, %2.8i kendi inand fikirler olduunu ifade etmilerdir (ekil 3.3).

ekil 3.1. Semenlerin Kuvvetle Savunduu Bir Siyasi Fikir Olduu Zaman evresinde kilerini kna Etmek in Bavurduklar Birinci Sradaki Yntemler

369
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

ekil 3.2. Semenlerin Kuvvetle Savunduu Bir Siyasi Fikir Olduu Zaman evresinde kilerini kna Etmek in Bavurduklar kinci Sradaki Yntemler

ekil 3.3. Semenlerin Kuvvetle Savunduu Bir Siyasi Fikir Olduu Zaman evresinde kilerini kna Etmek in Bavurduklar nc Sradaki Yntemler

370
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Siyasi parti tercihinde birinci dereceden etkili olan faktr olarak semenlerin %32.6 aileleri, %20.2i hi kimseyi, %11.7i siyasal aktaliteyi, %9.9u eitimi, %8.6 ekonomik faktrleri, %4.8i medyay, %4.2i arkadalar ve %2.4 i evresini belirtmitir (ekil 4.1). kinci dereceden etkili olan faktr olarak, semenlerin %15.5i siyasal aktaliteyi, %14.9u ekonomik faktrleri, %13.6 eitimi, %11.0i arkadalar, %10.2i aileleri, %9.3 medyay, %4.2i i evresini, %4.2i hi kimseyi (ekil 4.2) ve nc dereceden etkili olan faktr olarak semenlerin %13.7i eitimi, %11.6 medyay, %11.5i siyasal aktaliteyi, %9.8i ekonomik faktrleri, %7.0i aileleri, %6.7i arkadalar, %5.1i i evresini, %4.0 hi kimseyi sylemilerdir (ekil 4.3).

ekil 4.1. Semenlerin Siyasi Parti Tercihinde Birinci Dereceden Etkili Olan Faktrler

371
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

ekil 4.2. Semenlerin Siyasi Parti Tercihinde kinci Dereceden Etkili Olan Faktrler

ekil 4.3. Semenlerin Siyasi Parti Tercihinde nc Dereceden Etkili Olan Faktrler Semenlerin siyasi yelpazesi incelendiinde semenlerin %26.5i merkezi, %21.3 solu, %15.1i merkez solu, %13.7i sa, %12.5i merkez sa, %3.1i ar solu ve %2.8i ar sa setii grlmtr (ekil 5).

372
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

ekil 5. Semenlerin Siyasi Yelpazesi Aratrma blgelerine ve cinsiyetlere gre [kadn (K), erkek (E)] farkllklar ise sz konusu ekiller de sunulmutur. Multinominal logit analizinde eksik veriler dlanarak geriye kalan toplam 1139 ankete ilikin frekanslar ise aadaki gibidir. Anketi cevaplayanlarn %62.2i her gn gazete okuma alkanlna sahiptir. %53.1i yabanc dil bilmektedir. %85.2sinin sivil toplum kurulularna yelii yoktur. %46.6snn ilgi duyduu sanat dal mziktir. %70.5i dzenli olarak spor yapmamaktadr. %64.8i erkektir. %39.9u yirmi iki ile otuz ya aralndadr. %60.6nn doum yeri ildir. %72.3nn sosyal sigortas vardr (Tablo 1). LR testi, semenlerin gazete okuma alkanlklarnn, yabanc dil durumlarnn, sivil toplum kurulularna yelik durumlarnn, ilgi duyulan sanat dallarnn, dzenli spor durumlarnn, cinsiyetlerinin, yalarnn, doum yerlerinin ve sosyal sigorta durumlarnn siyasi tercihlerde nemli etkilere sahip olduunu gstermitir (Tablo 2). Siyasi tercihleri etkileyen bu bamsz deikenler alt kategorilere gre incelendiinde ise Tablo 3deki sonular elde edilmitir.

373
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Tablo 1. Deikenlerin Tanmlanmas N 34 262 186 300 156 162 39 709 389 41 605 534 169 970 531 76 344 52 65 71 336 803 401 738 309 454 144 Marjinal % 3.0 23.0 16.3 26.3 13.7 14.2 3.4 62.2 34.2 3.6 53.1 46.9 14.8 85.2 46.6 6.7 30.2 4.6 5.7 6.2 29.5 70.5 35.2 64.8 27.1 39.9 12.6

Siyasi tercih

Gazete okuma alkanl Yabanc dil durumu Sivil toplum kurulularna yelik durumu lgi duyulan sanat dal

Ar sol Sol Merkez sol Merkez Merkez sa Sa Ar sa Hergun Aradabir Hi Biliyor Bilmiyor ye ye deil Mzik Tiyatro Sinema Resim Diger Hicbiri Yapanlar Yapmayanlar Kadinlar Erkekler Onsekiz ile yirmibir Yirmiiki ile otuz Otuzbir ile kirk

Dzenli spor Cinsiyet Ya

374
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Doum yeri

Sosyal sigortas Geerli Eksik Toplam

Kirkbir ile elli Ellibir ve yukarisi Ky le l Olanlar Olmayanlar

141 91 182 267 690 824 315 1139 1218 2357

12.4 8.0 16.0 23.4 60.6 72.3 27.7 100.0

Tablo 2. Siyasi Yelpaze Tercihi LR Testi LR Testleri Etkileyen Faktrler Ki-kare sd P .000 0 . Sabit katsay 24.849 12 .016 Gazete okuma alkanl 11.630 6 .071 Yabanc dil 23.531 6 .001 Sivil toplum kurulularna yelik 50.802 30 .010 lgi duyulan sanat dal 13.795 6 .032 Dzenli spor 28.139 6 .000 Cinsiyet 67.348 24 .000 Ya 22.077 12 .037 Doum yeri 16.227 6 .013 Modelin uygunluk kriteri: Lilelihood Ratio Testi, Ki-kare: 282.579, P: 0.000 Pseudo R-Square: Cox and Snell=0.220: Nagelkerke=0.226: McFadden= 0.071 Tablo 3te karlatrma grubu olarak solu tercih eden semenler alnmtr. Temel snflar ise hi gazete okuma alkanl olmayan semenler, yabanc dil bilmeyen semenler, sivil toplum kurulularna ye olmayan semenler, hibir sanat dalna ilgi duymayan semenler, dzenli

375
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

spor yapmayan semenler, erkek semenler, ellibir ve yukars yata olan semenler, doum yeri il olan semenler ve sosyal sigortas olmayan semenler olarak belirlenmitir. lk kategoride, ar sol siyasi tercihini etkileyen yedi nemli faktr belirlenmitir. Bu faktrler, her gn gazete okuma alkanl olan semenler, arada bir gazete okuma alkanl olan semenler, yabanc dil bilen semenler, kadn semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, otuz bir ile krk ya aralnda olan semenler, sosyal sigortas olan semenlerdir. Bu faktrlerin katsaylar istatistiksel olarak anlamldr. Her gn gazete okuma alkanl olan semenler hi gazete okuma alkanl olmayan semenlerden daha az ar solu (sola gre) tercih etmilerdir. Arada bir gazete okuma alkanlna sahip semenler hi gazete okuma alkanl olmayan semenlerden daha az ar solu (sola gre) tercih etmilerdir. Yabanc dil bilen semenler yabanc dil bilmeyen semenlerden daha az ar solu (sola gre) tercih etmilerdir. Kadn semenler erkek semenlerden daha az ar solu (sola gre) tercih etmilerdir. Yirmi iki ile otuz ya aralndaki semenler elli bir ve yukars ya aralndaki semenlerden 7.42 kat daha fazla ar solu (sola gre) tercih etmilerdir. Otuz bir ve krk ya aralndaki semenler elli bir ve yukars ya aralndaki semenlerden 6.20 kat daha fazla ar solu (sola gre) tercih etmilerdir. Sosyal sigortas olan semenler sosyal sigortas olmayan semenlerden daha az ar solu (sola gre) tercih etmilerdir. Dier deikenlerin katsaylar ise istatistiksel olarak anlaml bulunmamtr. kinci kategoride, kendini sol olarak tanmlayanlarla merkez solda tanmlayanlar arasnda istatistiksel olarak anlaml bir fark bulunamamtr. Bu durum anket yaplan rneklemde merkez sol ve sol olarak tanmlayanlar arasnda kesin bir izgi olmadn gsterebilir. nc kategoride, merkez siyasi tercihini etkileyen dokuz nemli faktr belirlenmitir. Bu faktrler, sivil toplum kurulularna yelii olan semenler, mzie, tiyatroya, sinemaya, resme ilgi duyan semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, otuz bir ile krk ya aralnda olan semenler, doum yeri ky ve ile olan semenlerdir. Bu faktrlerin katsaylar istatistiksel olarak anlamldr. Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler sivil toplum kurulularna yelii olmayan semenlerden daha az merkezi (sola gre) tercih etmilerdir. Mzie veya tiyatroya veya sinemaya veya resme ilgisi olan semenler hibir sanat dalna ilgisi olmayan semenlerden daha az merkezi (sola gre) tercih etmilerdir. Yirmi iki ile otuz ya aralndaki semenler elli bir ve yukars ya aralndaki

376
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

semenlerden 3.42 kat daha fazla merkezi (sola gre) tercih etmilerdir. Otuz bir ve krk ya aralndaki semenler elli bir ve yukars ya aralndaki semenlerden 3.75 kat daha fazla merkezi (sola gre) tercih etmilerdir. Doum yeri ky veya ile olan semenler doum yeri il olan semenlerden daha az merkezi (sola gre) tercih etmilerdir. Dier deikenlerin katsaylar ise istatistiksel olarak anlaml bulunmamtr. Drdnc kategoride, merkez sa siyasi tercihini etkileyen on nemli faktr belirlenmitir. Bu faktrler, sivil toplum kurulularna yelii olan semenler, mzie, tiyatroya, sinemaya, resme ilgi duyan semenler, dzenli spor yapan semenler, kadn semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, doum yeri ky ve ile olan semenlerdir. Bu faktrlerin katsaylar istatistiksel olarak anlamldr. Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler sivil toplum kurulularna yelii olmayan semenlerden daha az merkez sa (sola gre) tercih etmilerdir. Mzie veya tiyatroya veya sinemaya veya resme ilgisi olan semenler hibir sanat dalna ilgisi olmayan semenlerden daha az merkez sa (sola gre) tercih etmilerdir. Dzenli spor yapan semenler dzenli spor yapmayan semenlerden 1.66 kat daha fazla merkez sa (sola gre) tercih etmilerdir. Kadn semenler erkek semenlerden daha az merkez sa (sola gre) tercih etmilerdir. Yirmi iki ile otuz ya aralndaki semenler elli bir ve yukars ya aralndaki semenlerden 2.66 kat daha fazla merkez sa (sola gre) tercih etmilerdir. Doum yeri ky veya ile olan semenler doum yeri il olan semenlerden daha az merkez sa (sola gre) tercih etmilerdir. Dier deikenlerin katsaylar ise istatistiksel olarak anlaml bulunmamtr. Beinci kategoride, sa siyasi tercihini etkileyen sekiz nemli faktr belirlenmitir. Bu faktrler, yabanc dil bilen semenler, sivil toplum kurulularna yelii olan semenler, tiyatroya, sinemaya ilgi duyan semenler, kadn olan semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, otuz bir ile krk ya aralnda olan semenler ve sosyal sigortas olan semenlerdir. Bu faktrlerin katsaylar istatistiksel olarak anlamldr. Yabanc dil bilen semenler yabanc dil bilmeyen semenlerden daha az sa (sola gre) tercih etmilerdir. Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler sivil toplum kurulularna yelii olmayan semenlerden daha az sa (sola gre) tercih etmilerdir. Tiyatroya veya sinemaya ilgisi olan semenler hibir sanat dalna ilgisi olmayan semenlerden daha az sa (sola gre) tercih etmilerdir. Kadn semenler erkek semenlerden daha az sa (sola gre) tercih etmilerdir. Yirmi iki ile otuz ya aralndaki semenler elli bir ve yukars ya aralndaki semenlerden 3.57 kat daha fazla sa

377
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

(sola gre) tercih etmilerdir. Otuz bir ile krk ya aralnda olan semenler elli bir ve yukars ya aralndaki semenlerden 2.52 kat daha fazla sa (sola gre) tercih etmilerdir. Sosyal sigortas olan semenler sosyal sigortas olmayan semenlerden 1.74 kat daha fazla sa (sola gre) tercih etmilerdir. Dier deikenlerin katsaylar ise istatistiksel olarak anlaml bulunmamtr. Son kategoride, ar sa siyasi tercihini etkileyen 6 nemli faktr belirlenmitir. Bu faktrler, mzie, tiyatroya, sinemaya, resme ilgi duyan semenler, dzenli spor yapan semenler ve kadn semenlerdir. Bu faktrlerin katsaylar istatistiksel olarak anlamldr. Mzie veya tiyatroya veya sinemaya veya resme ilgisi olan semenler hibir sanat dalna ilgisi olmayan semenlerden daha az ar sa (sola gre) tercih etmilerdir. Dzenli spor yapan semenler dzenli spor yapmayan semenlerden 2.50 kat daha fazla ar sa (sola gre) tercih etmilerdir. Kadn semenler erkek semenlerden daha az ar sa (sola gre) tercih etmilerdir. Dier deikenlerin katsaylar ise istatistiksel olarak anlaml bulunmamtr. Ayrca, siyasi tercihlerin bamsz olup olmad Hausmannn ilikisiz alternatiflerin bamszl testi ile test edilmi ve bu teste gre siyasi tercihlerin bamsz olduu bulunmutur (Tablo 3).

378
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Tablo 3. Siyasi Tercih Model Sonular


Katsay Hergn gazete okuma alkanl olan semenler Aradabir gazete okuma alkanl olan semenler Yabanc dil bilen semenler Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler Mzie ilgisi olan semenler Tiyatroya ilgisi olan semenler Sinemaya ilgisi olan semenler Resime ilgisi olan semenler Dier sanat dallarna ilgisi olan semenler Dzenli spor yapan semenler Kadn semenler Onsekiz ile yirmibir ya aralnda olan semenler Yirmiiki ile otuz ya aralnda

Multinominal Logit5 SH P RRR

KMK6

-1.4427

0.714614

0.044

0.236289

-1.48264 -0.87043

0.749436 0.415027

0.048 0.036

0.227037 0.418773

0.263911 0.709827 0.016316 -0.05955 0.461153 0.635766 0.165929 -1.33138

0.469166 1.117779 1.323498 1.149134 1.340075 1.340137 0.423193 0.518102

0.574 0.525 0.99 0.959 0.731 0.635 0.695 0.01

1.302012 2.033638 1.01645 0.94219 1.585901 1.888468 1.180489 0.264114

Ar sol

0.507709 2.003506

0.918088 0.851054

0.58 0.019

1.66148 7.41501

5 Hausman likisiz Alternatiflerin Bamszl Testi:Ki-kare(95) = 0.31 (Ar sol drlmtr): P = 1.0000. 6 Kstl Model Katsaylar

379
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

olan semenler Otuzbir ile krkya aralnda olan semenler Kirkbir ile elli ya aralnda olan semenler Doum yeri ky olan semenler Doum yeri ile olan semenler Sosyal sigortas olan semenler Sabit katsay Hergn gazete okuma alkanl olan semenler Aradabir gazete okuma alkanl olan semenler Yabanc dil bilen semenler Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler Mzie ilgisi olan semenler Tiyatroya ilgisi olan semenler Sinemaya ilgisi olan semenler Resime ilgisi olan semenler Dier sanat dallarna ilgisi olan semenler Dzenli spor

1.824427 0.07724 0.740483 -0.09114 -0.79636 -1.29699

0.897061 1.048335 0.481222 0.492486 0.405234 1.46127

0.042 0.941 0.124 0.853 0.049 0.375

6.199242 1.080301 2.096947 0.912894 0.450968

0.026931

0.581483

0.963

1.027297

0.014561

-0.25983 -0.07658

0.597203 0.211625

0.664 0.717

0.771184 0.926281

-0.27315 -0.08257

Merkez sol

-0.19112 -0.49418 -0.70436 -0.70213 -0.8544 -0.70592 0.104314

0.247094 0.499867 0.564624 0.508598 0.651924 0.679792 0.220963

0.439 0.323 0.212 0.167 0.19 0.299 0.637

0.826033 0.610073 0.494423 0.495529 0.425538 0.493655 1.109949

-0.18859 -0.49659 -0.70557 -0.70672 -0.85584 -0.71464 0.102692

380
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

yapan semenler Kadn semenler Onsekiz ile yirmibir ya aralnda olan semenler Yirmiiki ile otuz ya aralnda olan semenler Otuzbir ile krkya aralnda olan semenler Kirkbir ile elli ya aralnda olan semenler Doum yeri ky olan semenler Doum yeri ile olan semenler Sosyal sigortas olan semenler Sabit katsay Hergn gazete okuma alkanl olan semenler Aradabir gazete okuma alkanl olan semenler Yabanc dil bilen semenler Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler Mzie ilgisi olan semenler Tiyatroya ilgisi olan semenler

-0.09877

0.204946

0.63

0.905948

-0.09254

-0.45115 0.319173

0.376778 0.361287

0.231 0.377

0.636893 1.375989

-0.45042 0.326544

0.019918 -0.01707 -0.18153 -0.22806 -0.17492 0.638153

0.42098 0.380334 0.276226 0.23485 0.223377 0.75912

0.962 0.964 0.511 0.332 0.434 0.401

1.020118 0.983078 0.833991 0.796077 0.839523

0.021734 -0.01565 -0.17849 -0.23454 -0.1823 0.657426

-0.03584

0.567269

0.95

0.964794

-0.04528

Merkez

0.453684 -0.02513

0.572872 0.189816

0.428 0.895

1.574101 0.975179

0.442026 -0.02834

-0.79204 -0.80328 -1.9015

0.258305 0.456579 0.576725

0.002 0.079 0.001

0.45292 0.447857 0.149345

-0.77775 -0.80205 -1.88448

381
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Sinemaya ilgisi olan semenler Resime ilgisi olan semenler Dier sanat dallarna ilgisi olan semenler Dzenli spor yapan semenler Kadn semenler Onsekiz ile yirmibir ya aralnda olan semenler Yirmiiki ile otuz ya aralnda olan semenler Otuzbir ile krkya aralnda olan semenler Kirkbir ile elli ya aralnda olan semenler Doum yeri ky olan semenler Doum yeri ile olan semenler Sosyal sigortas olan semenler Sabit katsay Hergn gazete okuma alkanl olan semenler Aradabir gazete okuma alkanl olan semenler Yabanc dil bilen semenler

-1.03688 -1.1525 -0.41914 -0.04977 -0.17899

0.46452 0.577683 0.582039 0.203185 0.18399

0.026 0.046 0.471 0.806 0.331

0.35456 0.315848 0.657611 0.951446 0.836116

-1.03778 -1.14728 -0.43918 -0.05119 -0.17189

0.598546 1.230894

0.419009 0.412902

0.153 0.003

1.819471 3.42429

0.56405 1.201811

1.321892 0.614793 -0.65909 -0.40994 -0.02006 0.455606

0.44597 0.441911 0.268037 0.211371 0.198933 0.753786

0.003 0.164 0.014 0.052 0.92 0.546

3.75051 1.849274 0.517323 0.663691 0.980137

1.291274 0.586746 -0.65399 -0.41604 -0.02444 0.494869

Merkez sa

-0.77098

0.547368

0.159

0.462557

-0.77992

-0.87135 -0.16305

0.564815 0.228719

0.123 0.476

0.418387 0.849545

-0.8737 -0.16625

382
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler Mzie ilgisi olan semenler Tiyatroya ilgisi olan semenler Sinemaya ilgisi olan semenler Resime ilgisi olan semenler Dier sanat dallarna ilgisi olan semenler Dzenli spor yapan semenler Kadn semenler Onsekiz ile yirmibir ya aralnda olan semenler Yirmiiki ile otuz ya aralnda olan semenler Otuzbir ile krkya aralnda olan semenler Kirkbir ile elli ya aralnda olan semenler Doum yeri ky olan semenler Doum yeri ile olan semenler Sosyal sigortas olan semenler Sabit katsay Hergn gazete okuma

-0.78038 -1.03553 -1.6368 -1.06165 -2.23452 -0.26619 0.507738 -0.57325

0.303955 0.490986 0.607211 0.498664 0.796018 0.619182 0.229291 0.231877

0.01 0.035 0.007 0.033 0.005 0.667 0.027 0.013

0.458233 0.355037 0.194602 0.345884 0.107044 0.766292 1.661529 0.56369

-0.75492 -1.04687 -1.65247 -1.0719 -2.23784 -0.30306 0.501875 -0.56573

-0.28943 0.979934

0.449272 0.416956

0.519 0.019

0.748689 2.66428

-0.32242 0.950459

0.460531 0.554178 -0.77764 -0.549 0.359761 1.066168 -0.3988

0.482805 0.442053 0.321098 0.26593 0.258743 0.744671 0.597226

0.34 0.21 0.015 0.039 0.164 0.152 0.504

1.584916 1.740509 0.459491 0.577529 1.432987 0.671126

0.433283 0.529059 -0.77313 -0.55461 0.340509 1.123594 -0.39956

Sa

383
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

alkanl olan semenler Aradabir gazete okuma alkanl olan semenler Yabanc dil bilen semenler Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler Mzie ilgisi olan semenler Tiyatroya ilgisi olan semenler Sinemaya ilgisi olan semenler Resime ilgisi olan semenler Dier sanat dallarna ilgisi olan semenler Dzenli spor yapan semenler Kadn semenler Onsekiz ile yirmibir ya aralnda olan semenler Yirmiiki ile otuz ya aralnda olan semenler Otuzbir ile krkya aralnda olan semenler Kirkbir ile elli ya aralnda olan semenler Doum yeri ky

-0.24273 -0.43033

0.607474 0.223241

0.689 0.054

0.784484 0.650292

-0.2619 -0.44433

-1.21193 -0.2948 -1.26097 -0.90739 -0.72019 -0.63442 -0.08513 -0.70531

0.34804 0.517678 0.65765 0.532348 0.671276 0.71538 0.240594 0.228565

0 0.569 0.055 0.088 0.283 0.375 0.723 0.002

0.297624 0.744681 0.283379 0.403575 0.486661 0.530243 0.918394 0.493957

-1.22914 -0.29911 -1.26701 -0.90903 -0.70285 -0.66033 -0.08733 -0.68635

0.101164 1.272197

0.450977 0.426411

0.823 0.003

1.106459 3.568684

0.096513 1.266353

0.926013 -0.11769 -0.04761

0.474103 0.491743 0.293209

0.051 0.811 0.871

2.524424 0.888972 0.953503

0.90653 -0.1391 -0.01645

384
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

olan semenler Doum yeri ile olan semenler Sosyal sigortas olan semenler Sabit katsay Hergn gazete okuma alkanl olan semenler Aradabir gazete okuma alkanl olan semenler Yabanc dil bilen semenler Sivil toplum kurulularna yelii olan semenler Mzie ilgisi olan semenler Tiyatroya ilgisi olan semenler Sinemaya ilgisi olan semenler Resime ilgisi olan semenler Dier sanat dallarna ilgisi olan semenler Dzenli spor yapan semenler Kadn semenler Onsekiz ile yirmibir ya aralnda olan semenler Yirmiiki ile otuz ya aralnda olan semenler

0.039168 0.551422 0.03306

0.247066 0.254655 0.803365

0.874 0.03 0.967

1.039945 1.735719

0.040084 0.534775 0.061752

0.128213

1.140836

0.911

1.136795

0.106804

0.428928 0.535004

1.159704 0.405523

0.711 0.187

1.535611 1.707454

0.429517 0.556297

-0.57458 -2.31819 -2.16736 -2.25204 -2.12751 -0.51898 0.914592 -1.55847

0.529228 0.7046 0.886023 0.708095 1.00345 0.814249 0.370428 0.509812

0.278 0.001 0.014 0.001 0.034 0.524 0.014 0.002

0.56294 0.098452 0.114479 0.105185 0.119134 0.595127 2.495758 0.210459

-0.54276 -2.31858 -2.15618 -2.25634 -2.08475 -0.52903 0.914492 -1.55943

Ar sa

0.487061 1.023481

0.753688 0.715321

0.518 0.152

1.627525 2.782865

0.430848 0.968046

385
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

Otuzbir ile krkya aralnda olan semenler 0.417755 0.847566 0.622 1.518549 0.401191 Kirkbir ile elli ya aralnda olan semenler -1.29451 1.202044 0.282 0.274033 -1.33094 Doum yeri ky olan semenler -0.74521 0.605218 0.218 0.474633 -0.75518 Doum yeri ile olan semenler -0.45193 0.445194 0.31 0.636398 -0.46227 Sosyal sigortas olan semenler 0.221327 0.411353 0.591 1.247732 0.196362 Sabit katsay -0.84364 1.37518 0.54 -0.78417 N: 1139; LR Ki-kare(108)=282.58: P=0; Pseudo R2=0.0707; Log olabilirlik= 1858.1124 Karlatrma Grubu: Solu tercih eden semenler; Temel Snflar: Hi gazete okuma alkanl olmayan semenler, Yabanc dil bilmeyen semenler, Sivil toplum kurulularna ye olmayan semenler, Hibir sanat dalna ilgi duymayan semenler, Dzenli spor yapmayan semenler, erkek semenler, Ellibir ve yukars yata olan semenler, Doum yeri il olan semenler, Sosyal sigortas olmayan semenler.

SONU Aratrmann iki amac bulunmaktadr. Birincisi, Trakya ve stanbul blgesinde ankete katlan semenlerin blgeler ve cinsiyetler itibariyle siyasal zelliklerini belirlemektir. kincisi, multinominal logit model kullanlarak her bir tercih seenei iin profiller belirlemek ve bu profillerin istatistiksel anlamlln yorumlamaktr. Bu amalara ynelik bulgular ise aadaki gibi zetlenebilir. Aratrma blgelerindeki semenlerin ounluu (%56,0) arkadalar ile bir araya geldiklerinde siyasal meseleleri ciddi olarak arasra tarttklarn belirtmitir. Aratrma blgelerindeki semenlerin ounluu (%30,6) siyasal birikimlerini birinci srada elde ettikleri kaynan gazeteler olduunu sylemitir. Aratrma blgelerindeki semenlerin ounluu (%80,4) kuvvetle savunduu bir siyasal fikir olduu zaman evresindekilerini ikna etmek iin

386
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

bavurduklar birinci sradaki yntemin kendi inand fikirlerle olduunu ifade etmitir. Aratrma blgelerindeki semenlerin ounluu (%32,6) siyasal parti tercihinde birinci dereceden etkili olan faktrn aileler olduunu belirtmitir. Ar sol siyasi tercihini etkileyen faktrler, her gn gazete okuma alkanl olan semenler, arada bir gazete okuma alkanl olan semenler, yabanc dil bilen semenler, kadn semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, otuz bir ile krk ya aralnda olan semenler ve sosyal sigortas olan semenlerdir. Kendini sol olarak tanmlayanlarla merkez solda tanmlayanlar arasnda istatistiksel olarak anlaml bir fark bulunamamtr. Merkez siyasi tercihini etkileyen faktrler, sivil toplum kurulularna yelii olan semenler, mzie, tiyatroya, sinemaya ve resme ilgi duyan semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, otuz bir ile krk ya aralnda olan semenler, doum yeri ky ve ile olan semenlerdir. Merkez sa siyasi tercihini etkileyen faktrler, sivil toplum kurulularna yelii olan semenler, mzie, tiyatroya, sinemaya ve resme ilgi duyan semenler, dzenli spor yapan semenler, kadn semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, doum yeri ky ve ile olan semenlerdir. Sa siyasi tercihini etkileyen faktrler, yabanc dil bilen semenler, sivil toplum kurulularna yelii olan semenler, tiyatroya, sinemaya ilgi duyan semenler, kadn olan semenler, yirmi iki ile otuz ya aralnda olan semenler, otuz bir ile krk ya aralnda olan semenler ve sosyal sigortas olan semenlerdir. Ar sa siyasi tercihini etkileyen faktrler, mzie, tiyatroya, sinemaya ve resme ilgi duyan semenler, dzenli spor yapan semenler ve kadn semenlerdir. KAYNAKLAR Akarca, Ali ve Cem Balevent, Trkiyede Partiler Aras Oy Kaymalar: 2007 Akp Oylarnn Kaynaklar, ktisat letme Ve Finans Dergisi, 2009-12-01, 24, 285, 2009. Amemiya, Takeshi, Advanced Econometrics, Harvard University Basks, 1985. Aydn, Kenan ve Volkan zbek, Ailenin Semen Davranlar

387
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (362-387)

zerindeki Etkisi, Kocaeli niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Dergisi, 2, 2004. Balevent, Cem, Party Preferences and Economic Voting in Turkey (Now That The Crisis is Over), The Ecomod Conference, Middle East And North African Economies: Past Perspectives And Future Challenges, Brussels, Belgium, June 2-4, 2005. Dow, Jay K. ve James W. Endersby, Multinomial Probit and Multinomial Logit: A Comparison Of Choice Models for Voting Research, Electoral Studies, 23, 2004. Hausman, J.A. ve D. Mcfadden, Specification Tests for The Multinomial Logit Model, Econometrica, 52, 1984. Hillygus, D. Sunshine, The Dynamics Of Voter Decision Making Among Minor-Party Supporters: The 2000 Presidential Election n The United States, B.J.Pol.S. 37, 2007. Lipset, Seymour Martin, Political Man: The Social Bases Of Politics, Johns Hopkins Paperbacks Edition, Expanded And Updated, 1981. Klal, A. T. Siyaset Bilimi, Editr: Nvit Gerek, TC. Anadolu niversitesi Yayn No: 1571, Ak retim Fakltesi Yayn No: 827, 2004. Ray, Paramesh, "Independence of Irrelevant Alternatives, Econometrica, 41, 5, 1973.

388
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

CONTAGION EFFECTS OF THE CREDIT CRISIS IN FINANCIAL MARKETS OF THE UNITED STATES TO EMERGING COUNTRIES: AN EVIDENCE FROM TURKEY Tlin ATAKAN*, mit GMRAH, Rasim LKER GKBULUT ABSTRACT This study aims to analyze any probable contagion effects of fluctuations in the U.S. stock market on the financial markets of Turkey, namely stock, interest rate, and exchange rate markets. Furthermore, it is also aimed to investigate the intertemporal effects and the degree of these effects among the above-mentioned markets in Turkey. The empirical analysis takes into consideration the volatility changes which are initially observed in May 2006 and deepened in July 2007 in the U.S.A. Granger Causality tests and Vector Autoregressive (VAR) Model have been employed for determining the presence and the degree of the contagion effect. Significant relationships between the markets have been observed. Key Words: Contagion effect, U.S. credit crisis, emerging markets, Vector Autoregressive (VAR) Model.

Assistant Professor Dr. - Istanbul University, School of Business Administration, Finance Department, f.tulinatakan@gmail.com, 0-212-4737070/18321 Assistant Professor Dr. Abant Izzet Baysal University, School of Business Administration, Finance Department, ugumrah@gmail.com, 0-212-4737070/18324 Research Assistant, Dr. - Istanbul University, School of Business Administration, Finance Department, rigokbulut@gmail.com, 0-212-4737070/18335

389
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

A.B.D. FNANS PYASALARINDAK KRED KRZNN GELMEKTE OLAN PYASA EKONOMLERNE BULAMA ETKS: TRKYE ZERNE BR UYGULAMA ZET Bu alma ABD hisse senedi piyasalarndaki volatilitenin gelimekte olan ekonomiler kategorisinde yer alan Trkiyede hisse senedi, faiz ve dviz piyasalar zerindeki olas bulama etkisini ve derecesini ve bu piyasalarn kendi aralarndaki etkileimlerini Granger Nedensellik testleri ve Vektr-Otoregresif Modeli (VAR) ile incelemektedir. almada A.B.D. finans piyasalarnda Mays 2006da ilk belirtilerini gsteren ve Temmuz 2007den itibaren yaanan finansal kriz ncesi ve kriz dnemleri ele alnmaktadr. Bulgular, piyasalar arasnda anlaml ilikileri ortaya koymaktadr. Anahtar Kelimeler: Bulama etkisi, ABD kredi krizi, gelimekte olan piyasalar, Vektr Otoregresif (VAR) Model 1. INTRODUCTION This paper examines the nature and extent of contagion effect of 2007 U.S. credit crisis stemming initially from the sub-prime mortgage crisis on the Turkish financial markets using evidence from movements in the Istanbul Stock Exchange Index, interest rates, and exchange rates. During crises, investors and economists have often been concerned about the linkages between countries and financial markets, and the possibility that a crisis will spillover and lead to contagion with extreme volatility elsewhere in the worlds financial markets. As it is known, the Turkish financial markets are closely linked to the American and European financial markets because of the high proportion of foreign participations. Therefore, it is expected that changes in prices and volatility would spill over from the U.S. markets to the Turkish financial system and contagion effects would be observed . In many academic studies, it is mentioned that volatility, as a risk factor, is tranmitted through time and different market locations.

390
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

The main objective of this study is to investigate the interlinkages between three important financial market indicators of Turkey, namely, exchange rates, stock exchange indices and interest rates with the U.S. stock market volatility (the VIX Index) to determine any contagion effect of the U.S. credit crisis which emerged originally from the sub-prime mortgage market in 2007.1The study also aims to investigate the dynamics of the interlinkages between the financial market indicators of Turkey during the same period. The paper is constituted as follows: Section 2 discusses crises in a theoretical framework. Section 3 summarizes the literature emerging mainly from the Asian countries due to the South-East Asia Crisis in 1997. Section 4 gives the data and methodology and finally Section 5 concludes. 2. THEORY 2.1. FINANCIAL CRISES In the economic literature, "crisis" is defined as sharp fluctuations seen on the prices or quantities in goods, services, or foreign currency markets beyond acceptable changes (Kibritiolu, 2000). Most of the severe crises which arose in different economies and spread globally are defined as "financial (economic) crises". Mishkin (2000) describes financial crises as a disruption to financial markets in which adverse selection and moral hazard problems become much worse, so that financial markets are unable to efficiently channel funds to those who have the most productive investment opportunities. Crises are actually financial system breakdowns with lack of confidence which result due to heavy sales of financial securities in capital markets with extreme pessimistic expectations, very sharp price declines in the markets, and bankruptcies in private sector companies. Financial crises appear with the speculative attacts of financial investors due to their expectations for country risks and become deep with continuous and heavy attacts. It is stated that all developing countries that are hit by financial crises generally go into recession (Frankel and Chair, 2001). It is known that as the consequence of financial globalization and liberalization processes, flow of funds among countries have highly increased. As a result of the change with financial globalization, short term
1

The original empirical analysis has been revised to update the data set which spans the period of April 1, 2004 and November 20, 2009.

391
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

foreign portfolio investments have taken the place of foreign direct investments in 1980's and 1990's (Kibritiolu, 2000). It has to be pointed out that this financial process is actually the period when financial crises started. While crises find enviroment in economies with the effects of financial globalization and liberalization, they also influence other economies again with the help of these financial processes. Financial crises which resemble problems and imbalances in economies such as high levels of price variations and increases in the amount of sunk credits, have been widely experienced especially after 1990's2 (Elita et. al., 2004). It is observed that most of these crises have been seen especially in devoloping countries who have not formed strong enough economic framework, and thus have a high degree of financial vulnerability and face the threat of financial breakdowns due to unexpected and heavy outflow of speculative funds. Besides the infuence of financial globalization and liberalization (such as no barriers between national financial markets, widely open markets to foreign investors and free flow of all types of capital in developing economies), the main factors which create the above-mentioned enviroment and have an effect in the occurance of the crises are summarized in the literature, as weak macro-economic policies (public sector debt and increases in debt levels), exchange rate policies, increases in interest rates, lack of transparency in the public sector regulations, lack of transparency in the public sector relations with the private sector, weaknesses in private sector and savings deficits, negativities in the balance sheets of institutions/companies other than the finance sector due to declines in security prices, weaknesses in finance sector and lack of institutions and regulations, ethical problems in the banking sector (moral hazard), governments and IMF supporting the banking sector, lack of control for increases in credit volume, lack of transparency in data, crowding-effect of investors, effects of the speculators, similar risk perceptions for samecategory economies in different geographies, developments in information technologies, and finally insufficiencies of international financial institutions in preventing and predicting crises, especially the slowness of the IMF3 in
2

ERM Crisis in the EU countries in 1992-1993, Crisis in Turkey in 1994, Tequila Crisis in Mexico in 1994-1995, South-East Asia Crisis in July - October 1997, Crisis in Russia in July August 1998, Latin America (Brazil) Crisis in 1999, Crisis in Argentina in 2001 and finally crises in Turkey in November 2000 and February 2001. 3 For critics about IMF, pls. see: Krueger (2002) and Mussa (2002).

392
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

functions such as international control, observation and support (TOBB, 2002; Akdi, 2001; Demirci, 2005). Getter et.al, (2007), Brunnermeier (2008), and Adrian and Shin (2008) provide detailed explanations for the severe financial crisis which started in 2007 in the U.S.A. These studies focus on the underlying reasons of the liquidity crunch in the U.S. financial markets and the domino effect of the contagion which resulted a widespread shock in prices of almost all assets in the U.S. and other financial markets. 2.2. FIRST AND SECOND GENERATION CRISES The leading study for describing financial crises and their predictability was conducted by P. Krugman (1979). His paper was based on the study of Salant and Henderson (1978) and described "first generation" crises. His model concludes that currency crises arise due to inconsistancies between national economic policies and foreign currency system. The missing element in the first generation models is contagion effects. The "second generation" models of currency crises focused on the existence of multiple equilibria as an explanation for currency crises, such that in currency crisis a movement from one equilibrium towards another "bad" equilibrium is observed Obstfeld (1986). The initial study for "second generation" crises was conducted by Obstfeld (1984 and 1996). The "second generation" models rely on the conclusion that currency crises arise due to sudden pessimistic expectations for the sustainability of macro-economic policies.The mutual interactions between expectations of market players and enviroment due to macro indicators create a self-fulfilling feature which results in financial crises (Hepen and Gmrah, 2006). While explaning many financial crises in the 1980's and 1990's, the insufficient explanotary power of "first" and "second generation" models for the Asia crisis in 1997 has led to the description of "third generation" models. It was striking that IMF had predictions for strong growth in the South-Asia countries and moreover, it was hard to find fundamental indicators proving the risks in 1997-1998 or the riskiness of these countries even after the crisis. Krugman (1998) and Sachs (1998) are considered as the leading studies for the "third generation" models which can explain crises in Latin America in 1994-1995 as well as crisis in South-Asia in 1997. These models, which especially emphasize the role of banking and finance sectors, conclude that banking and currency crises create a vicious circle by their

393
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

mutual effects. The models also explain the contagion feature of crises among countries (Hepen and Gmrah, 2006). 2.3. THIRD EFFECT GENERATION CRISIS AND CONTAGION

In the past years, crises in one region have been followed by crises in countries that are geographically distant, have different economic structures and do not share significant economic links. Severe and continuing fluctuations in the financial system of a country or region ending up as a crisis and leading to a turmoil in the global financial system, have taken the attention of the academic enviroment from a different perspective (third generation models), in late 1990's and especially after 2000; and related literature focusing on the "spillover" and "contagion" effects of these crises to global financial markets has been constituted. Contagion is defined as the herding behavior which occurs when expectations cause investors to simultaneously pullout of markets as a response to a shock that hits a perceived similar market. The expectations become self-fulfilling when the herding behavior causes a collapse of the market despite sound fundamentals (Tan, 1998) . Edwards (2000), asserts that contagion reflects a situation where the effect of an external shock is larger than expected; implying that contagion effects are different from normal transmissions of shocks across countries, also known as interdependencies (Sander and Kleimeier, 2003). While there is no consensus on the contagion phenomenon, Pericoli and Sbracia (2003) give five diferrent definitions as: 1- Contagion is a significant increase in the probability of a crisis in one country, conditional on a crisis occurring in another country. 2- Contagion occurs when volatility of asset prices spills over from the crisis country to other countries. 3- Contagion occurs when cross-country co-movements of asset prices cannot be explained by fundamentals. 4- Contagion is a significant increase in co-movements of prices and quantities across markets, conditional on a crisis occurring in one market or group of markets. 5- (Shift) contagion occurs when the transmission channel intensifies or, more generally, changes after a shock in one market.

394
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

3. LITERATURE SURVEY Most researchers studying the transmission of turmoil or crises to other countries believed in the economic sustainability of former countries macroeconomic fundamentals, such as a prudent fiscal policy, low inflation rates, high domestic savings and investments, and finally sustainable balance of payments positions. On the other hand, the severity, deepness, spread and the speed of this spread together with geographical concern are all beyond the fundamantals phenomenon. Therefore, contagion became the keyword in empirical studies for crises in the emerging markets in 19921993, the Mexica (tequila hangover) in 1994, the Asia countries in 1997, and the Russia in 1998. Four major strategies have been employed in the literature to identify contagion: correlation of asset prices; conditional probability of currency crises; volatility changes; and co-movements of capital flows and rates of return (Sander and Kleimeier, 2003). The East Asian crisis was a period of financial turmoil that started in July 1997 with the devaluation of the bath in Thailand and affected Asian currencies, stock markets, and asset prices. Asian countries attracted almost half of total capital inflow to emerging markets and were examples of how to conduct economic policy until 1997. The Asian crisis affected all East Asian countries and spread to other countries while becoming a global financial crisis (Mondria and Quintana-Domeque, 2007). The 1997 Asian financial crisis has become an important focal point in most of the more recent studies on market interdependence and contagion effects among global markets. Therefore, most of the studies surveyed below mainly emerge from the Asian countries. Jackson (1999) in his book entitled Asian Contagion, pointed out that the five crisis countries in Asia all had the following five symptoms: (1) a sudden reverse on capital account; (2) fixed exchange rate; (3) overexpansion of domestic credit which led to inappropriate private investment; (4) an incomplete regulation and supervision system; (5) and incorrect economic and financial policies (Gong, Lee, and Chen, 2004). Eichengreen, et al., (1996) examine a sample of twenty industrial countries for testing contagion effects during currency crises. They find that a speculative attack elsewhere in the world increases the probability of a currency crisis within the domestic economy; however, their test does not distinguish the propagation mechanism of the crisis. Frankel and Schmukler (1996) study the contagion effects of the Mexican crisis by using data on

395
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

country funds. They use net asset values (NAV) to capture the contagion effects arising from the self-fulfilling expectations of investors. By testing the Granger causality of the net asset values (NAV) and prices of closed-end country funds, they analyze the contagion from both intra and inter-regional perspectives. Their main finding is that the Mexican shocks affected Latin American NAVs directly, while the transmission to Asian NAVs passes through New York. They also find that shocks tend to have a greater effect on countries with weak fundamentals (Tan, 1998). Tan (1998) studies the nature and extent of contagion during the Asian financial turmoil using movements in the national stock markets of Indonesia, Malaysia, Philippines, Singapore, Thailand, Hong Kong, Korea and Taiwan. He determines the extent of stock price movements in the crisisaffected countries on those of other countries. He also proves the difference in co-movements of stock prices before and after the crisis. The study confirms the contagion effect during the Asian crisis using a vector error correction model, and impulse response functions and variance decomposition of a daily VAR model. The Mexican crisis and its effects on Latin American and Asian countries spawned empirical interests on the contagion effects in emerging markets. Prior to this, not much empirical work had been done to examine contagion in such markets (e.g., Doukas (1989), Hardouvelis, LaPorta and Wizman (1994)). Calvo and Reinhart (1996) examine the contagion effects of capital flows by analyzing the cross-country correlations among emerging market stock returns. They found that stock return correlations tended to be higher during the crisis period. Likewise, the application of principal components analysis also points to greater co-movement during the crisis period (Tan, 1998)4. Forbes and Rigobon (1999) tries to discriminate empirically between contagion and interdependencies by testing whether or not cross-market correlation increase statistically significantly in crises periods. For the 1994 Mexican crises, the 1997 Asian crises, and the 1987 US stock market crash, the authors have found only interdependencies, no contagion. For the EMS crisis, Favero and Giavazzi (2000) find evidence for contagion examining the the spreads between German short-term interest rates and the interest
4

Pls. also see: Gerlach and Smets (1994), Huh and Kasa (1997), Goldfajn and Valdes (1995), Wolf (1996), Rogers (1994) Cashin, Kumar and McDermont (1995) for studies related with contagion for the Latin American and the Asian crises (Tan,1998).

396
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

rates of some other European countries effected by the crisis. Chou, et al., (1999) analyze the price and volatility linkages of the Taiwan stock market with that of the USA by testing the hypothesis that the short-term volatility and price changes spill over from the developed markets, especially the US market. They use daily stock price indices of Taiwan and the USA for 1991-1994 and analyze three returns as close-toopen, open-to-close, and close-to-close by conducting univariate GARCH method. Their findings support volatility spillover effect from the US stock market to the Taiwan stock market especially with the model using close-toopen returns. The authors attribute the findings to the high level of international trade of Taiwan with the USA and increasing foreign participation in the Taiwan stock market. Baig and Goldfajn (1999) perform cross-market correlations for exchange rates, stock market returns, interest rates, and sovereign bond spreads using the Forbes and Rigobon (1999) methodology for the financial markets of Thailand, Malaysia, Indonesia, Korea, and the Philippines (Asia5 countries) during the crises. The sample period is between July 2 1997 and May 18 1998. They employ correlations and VAR methodology to examine the extent of comovement in the markets and to estimate the impulse responses to shocks in each of the currency and stock markets during the crises. They prove that there is evidence for the cross-border contagion in the currency and equity markets. Sheng and Tu (2000) aim to analyze the linkages among national stock markets before and during the Asian financial crisis period. They examine whether there exist different degrees of linkages before and during the Asian financial crisis by employing Johansen (1988) multivariate cointegration and error-correction model to investigate the nature and extent to which national stock markets contribute to the crisis. process. They decompose the forecast error variance to show the proportion of the movements in one market due to its own shocks versus shocks from other markets. The multivariate cointegration and error-correction tests provide some evidence to support the existence of cointegrational relationships among the national stock indices during, but not before, the period of the financial crisis. The forecast error variance decomposition shows that the degree of exogeneity for all indices has been reduced, implying that no countries are exogenous to the financial crisis. Grangers causality test suggests that the US markets persisting dominant role still exists on all the Asian countries during the crisis period.

397
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Tuluca and Zwick (2001) analyze the comovement of returns from 13 Asian and non-Asian (USA, Canada, Mexico, Brazil, the United Kingdom) markets by using daily returns before and after the Asian crisis in 1997. They apply Granger-causality, factor analysis, and Box-M tests on 15-month intervals surrounding July 1997 to compare the pre-crisis and post-crisis intervals. They find seven-fold increase in bidirectional causality (an increase in the bilateral comovement of returns) for the post-crisis period which proves an increase in the general comovement of global equity returns after the crisis. Chen, et al., (2003) perform analysis over the period of 1992 to 2002 to identify changing patterns in the inter-relation of the ASEAN5 (Association of Southeast Asian Nations) members stock markets before, during, and after the Asian crisis. The authors conduct Granger-causality and variance decomposition methods with the daily closing values of the stock exchange indices and conclude that there are comovements, causal relationships, responses to cross-market shocks, and long-run interdependence which put forward the intra-regional contagion effects of the crisis. Sander and Kleimeier (2003) investigate changes in the existance and the directions of causality by applying Granger-causality method and VAR model on daily spreads of $ denominated sovereign bonds, as a measure of percieved country risk, for the Asian and Russian crises between December 19 1996 and March 16 2000 with four sub-periods. Results show evidence for new and changed causality patterns in Asian region. With the addition of the Russion crises, causality patterns have changed both on regional and global levels, showing the importance of global financial markets in regional and global financial contagion. Pericoli and Sbracia (2003) provide a theoretical study to highlight the possible channels for transmission of financial shocks internationally. They give different measures of contagion and provide a theoretical multi-factor model for detecting channels by which crises propagate across countries. Gong, et al., (2004) study the nature of crisis transmission and the channels by which the crisis in 1997 was transmitted among the Asian financial markets. The study estimates a VAR and an OLS models between
5

The original five ASEAN members are Singapore, Malaysia, Indonesia, Thailand, and Philippines. The member countries are intra-regional trading partners with close regional economic cooperation (Chen, et al., 2003).

398
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

January 1990 and December 1998. They give a detailed literature survey and indicate that most of the studies show that the competitive devaluation effect (through a close trade relationship) and the crisis transmission effect were the two major channels through which the Asian financial crisis was transmitted. Macroeconomic fundamental factors did not really matter, as well as some other political factors (Gong, et al., 2004). Their empirical evidence shows that crises can be transmitted through a trade relationship, a transmission effect, and a cash-in (panics due to rapid outflow of international funds) effect. The authors, however, do not namely mention the crisis transmission as contagion in their papers. In another research, Chung (2005) has analysed the impact of changes in Thai baht exchange rate on prices, trading activity and the liquidity of American Depository Receipts (ADR) and country funds trading on the NYSE and Nasqad during the period of the Asian financial crisis. He determined that there is a news transmission from the Asian markets to the ADRs and country fund markets. The other result of his investigation is about contagion effects of Thai baht on Asian ADR prices as well as Asian and Eastern Europen country fund prices. The results show a contagion effect from volatility in the Thai baht exchange rate to Assian ADRs and country funds. It is also mentioned in the article that an increase in the spread dimension of liquidity during times of high Thai baht exchange rate volatility. His empirical evidences based on SPDR also show that US market remained totaly insulated from the impact of Thai baht exchange information. When the literature on contagion of crises is reviewed, only a few papers have investigated the relationship between developed and emerging markets6. Caporale, et. al., (2006) examine the international volatility transmission of the 1997 South East Asia financial crisis across emerging and developed stock markets, analyzing South East Asian, European, Japanese and US stock markets and working with daily stock indices for pre1997 and post-1997 periods. They find that, prior to the crisis, there were bidirectional volatility spillovers between the South East Asian, European, Japanese and US stock markets. In the post-crisis period causality links became unidirectional, running only from the South East Asian markets, where the crisis originated, to the others (Caporale, Pittis, and Spagnolo, 2006).
6

Pls. see: Liu, et al., (1998), Cheung, et al., (2002), Favero and Giavazzi (2002), and Walti (2003) for this issue (Caporale, Pittis,and Spagnolo, (2006)).

399
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Mondria (2006) explains that financial contagion is an increase in uncertainty in one market as the consequence of a financial crisis in another independent market due to attention reallocation of investors over short periods of time. During the periods of a financial crisis, news, rumors, and investor concerns increase and investors allocate more (optimally reallocate) resources to process information about the shaken stock market due to the crisis. This results in an endogenous increase in the volatility around the world stock markets (Mondria and Quintana-Domeque, 2007). Mondria and Quintana-Domeque (2007) investigate the effect of attention reallocation of investors as a mechanism through which financial crises are transmitted between regions and they base their study on Mondria (2006) which offers a new explanation for contagion between regions. They study financial contagion from Southeast Asia to Latin America and they analyze the effect of volatility increases in Southeast Asian stock market on the volatility of the Latin American stock markets through attention reallocation between 1997-1998 using daily data.Their results show that the more attention allocated to one market in a financial crisis, the higher the stock market volatility of other emerging markets. The study of Jorion and Zhang (2008) analyzes the credit contagion caused by the direct counterparty effects. The study examines industrial and financial firms and provides evidence that counterparty default risk is a potential channel of credit contagion between borrowers and lenders. The survey of Arvai, et.al. (2009) gives a detailed explanation for the financial interlinkages within Europe and describes the underlying reasons for the potential channels of contagion via financial linkages. The study focuses on the mechanism of the banking system in the Western and emerging countries of Europe to explain how a credit crunch would be amplified through contagion channels. 4. DATA AND METHODOLOGY The main objective of this study is to investigate the interlinkages between three important financial market indicators of Turkey, namely, exchange rates, stock exchange indices and interest rates with the U.S. stock market volatility. The Chicago Board of Options Exchange Volatility Index (VIX) is a videly used measure of market risk which uses the implied volatility and is often referred to as the investor fear gauge.

400
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

The average of buying and selling rates of U.S. Dollar / TL exchange rate announced by the Central Bank of Turkey have been chosen as the reference exchange rates (FX) since other exchange rates against TL are determined by their cross rates against U.S. Dollar. Istanbul Stock Exchange-100 (ISE100) Index has been used as the stock exchange indicator and compound interest rates of the most active government bond traded in the secondary market (INT) are used as the interest rate indicator. The empirical analysis covers daily observations from April 1, 2004 to November 20, 2009. In February 2007, the first attack of the financial turbulence related to the U.S. sub-prime mortgage crisis has occurred. So, February 2007 is set as the midpoint of all the sample data in this analysis. The time period between April 1, 2004 and January 31, 2007 represents precrisis period and dates between February 1, 2007 and November 20, 2009 represent the financial crisis period. The data set has been constituted with the daily data of the variables, rather than weekly or monthly, to observe the short term effects. For investigating the contagion effect more accurately, the data set has been divided into two equal sub-periods, namely the period before and during the financial crisis. The log returns of the series are analysed by computing the natural logarithmic difference of each variables and the descriptive statistics of the variables are given in Table 1. In Graph 1, the original series and the log returns of the variables are plotted. In Table 1, the difference between the standard deviation values shows an increase in the fluctuations of the series. Negative skewness values indicate that there are more negative values during financial crisis period and one can see sudden decreases in the mean values. Briefly, the descriptive statistics imply a pronounced change in the financial environment. Table 1: Descriptive Statistics
April 1, 2004January 31, 2007 February 1, 2007 November 20, 2009 LNDFX LNDINT LNDISE LNDVIX LNDFX LNDINT LNDISE LNDVIX 0.012 -0.013 0.109 -0.072 0.007 -0.128 0.015 0.118 Mean -0.066 0 0.221 -0.655 -0.067 -0.096 -0.026 -0.671 Median 5.016 10.634 5.103 26.892 7.043 9.89 12.127 49.601 Maximum -2.775 -10.147 -8.671 -29.987 -11.935 -9.68 -11.442 -28.347 Minimum 0.873 1.761 1.733 5.581 1.26 1.593 2.373 7.641 Std. Dev. 1.094 0.709 -0.394 0.389 -0.643 -0.477 -0.08 0.659 Skewness 7.981 10.679 4.046 6.02 18.905 9.881 6.171 7.037 Kurtosis 8.116 -8.676 71.279 -47.407 4.2 -81.948 9.377 75.591 Sum Sum Sq. Dev. 498.09 2023.88 1960.86 20337.18 1017.08 1627.16 3610.15 37429.56 654 654 654 654 642 642 642 642 Obs.

401
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Graph 1: The Original and the Log Returns of the Ser


EXCHA NGE RA TE
1.8 1.7 5 1.6 1.5 1.4 1.3 -10 1.2 1.1 2004 2005 2006 2007 2008 2009 -15 2004 2005 2006 2007 2008 2009 0 10

LND EXCHA NGE RA TE

-5

INTEREST RA TE
35 30 25 20 15 10 5 2004 2005 2006 2007 2008 2009 12 8 4 0 -4 -8 -12 2004

LND INTEREST RA TE

2005

2006

2007

2008

2009

ISE XU100
60,000 15 10 5 40,000 0 30,000 -5 20,000 -10 -15 2004 2005 2006 2007 2008 2009 2004 2005

LND ISE XU100

50,000

10,000

2006

2007

2008

2009

CBOE V IX
100 60

LND CBOE V IX

80

40

60

20

40

20

-20

0 2004 2005 2006 2007 2008 2009

-40 2004 2005 2006 2007 2008 2009

402
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

The analysis performs unit root tests for observing the stationarity of the variables and their results are given in Table 2. Standard Augmented Dickey Fuller (ADF), Philips Perron (P-P) and Kwiatkowski, Philips, Schmidt and Shin (KPSS) tests are applied to identify the order of integration for each sample period. The results of the ADF analysis will help to construct an appropriate estimation of the Vector Autoregression (VAR) model. Table 2: Results of ADF, P-P and KPSS Unit Root Tests
Pre-Crisis (April 1, 2004January 31, 2007) Constant Constant&Trend P-P KPSS Constant Constant&Trend Constant Constant&Trend LNDVIX -15.2687 -15.2566 -32.3098 -32.2768 0.0299 0.0299 LNDFX -6.635 -6.64 -25.24 -25.23 0.0766 0.0799 LNDINT -8.1426 -8.1645 -25.043 -25.048 0.2564 0.1499** LNDISE100 -23.984 -23.9673 -23.974 -23.957 0.0891 0.0788

ADF

During Crisis (February 1, 2007November 20, 2009) Constant Constant&Trend P-P KPSS Constant Constant&Trend Constant Constant&Trend LNDVIX LNDFX LNDINT LNDISE100 -21.0393 -5.491 -5.254 -24.2072 -21.0742 -30.752 -30.9989 0.175 0.0395 -5.524 -25.08 -25.08 0.1691 0.1139 -5.3664 -24.36 -24.399 0.3584* 0.1108 -24.1948 -24.2102 -24.1977 0.2011 0.1749**

ADF

* and ** denotes stationarity at % 99 percent and % 95 percent respectively. 4.1. GRANGER CAUSALITY TEST As seen in Table 2, the ADF test results indicates that log returns of all variables are stationary. Therefore, Granger-Causality test can be conducted.

403
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (388-4 ran 414)

Granger-C Causality test involves est t timating the following eq quations; (1) and wher re and are con nstant coeff ficients, a random are distu urbance term Briefly, the Granger ms. r-causality te consists of running est regre essions of o variable with its lag one gged values and with th of other hat varia ables. Hence if the la e, agged values of one va s ariable do n yield a not statis stically significant relati ionship, then it can be stated that t variable n the doe not Grang es ger-cause of the other va ariable. The null hypoth e heses of the Gran nger-causalit being teste are that th joint signif ty ed he ficance of all l is zero, if ea variable return does not Granger ach r-cause on o and anot one ther. Hence, the t is the sta test andart F-test. The results of pairwise Granger-cau s e usality tests with the hypothe for varia h eses ables are repo orted in Tabl 3. le le s r Tabl 3: Results of Granger Causality Test
Lags 1 2 3 5 10 Null Hypothesis: Obs F-St. F-St. F-St. F-St. F-St. LINT does not Gran T nger Cause LFX X 654 *387.01 *201.7 *132.4 *79.2 *38.8 * LFX does not Grang Cause LINT ger T 0.01 ***2. .74 **2.68 *3.14 *4.22 LISE E100 does not G Granger Cause L LFX *157.8 *101.2 *67.7 *40.9 *21.53 LFX does not Grang Cause LISE ger E100 0 0. .05 0.14 1.05 1.3 LVIX does not Gran X nger Cause LFX X **5.63 *31.7 *21.7 *13.2 *7.40 LISE E100 does not G Granger Cause L LINT *62.4 *32 2.6 *22.1 *13.1 *8.28 LINT does not Gran T nger Cause LISE100 2.01 ***2 2.7 1.94 1.18 1.13 LVIX does not Gran X nger Cause LIN NT *49.7 *24. .58 *16.7 *10.04 *6.19 LVIX does not Gran X nger Cause LIS SE100 *45.7 *23 3.4 *15.96 *9.91 *5.14 Lags 1 2 3 5 10 Null Hypothesis: Obs F-St. F-St. F-St. F-St. F-St. LINT does not Gran T nger Cause LFX X 642 *301.42 *151.3 *105.3 *64.4 *32.60 * LFX does not Grang Cause LINT ger T **4.46 **4. .42 1.72 1.32 1.37 LISE E100 does not G Granger Cause L LFX *221.6 *136 6.3 *90.6 *55.8 *29.47 LFX does not Grang Cause LISE ger E100 0.00 0. .01 0.63 0.39 0.80 LVIX does not Gran X nger Cause LFX X *30.24 *109. .81 *73.02 *4 46.78 *24.40 LISE E100 does not G Granger Cause L LINT *24.10 *12. .00 *8.07 *5.10 *3.26 LINT does not Gran T nger Cause LISE100 0.17 0. .11 1.43 0.75 0.66 LVIX does not Gran X nger Cause LIN NT *82.66 *44. .05 *28.07 *17.28 *9.08 LVIX does not Gran X nger Cause LIS SE100 *62.85 *33 3.4 *22.19 *13.72 *7.12 * den notes significanc at 1 %, ** d ce denotes significance at 5 % and *** denotes s significance at 10 %. .

404
Trakya niversitesi So osyal Bilimler D Dergisi aziran 2010 Cil 12 Say 1 (388-414) lt Ha

The Granger-cau usality test p provides a multi-interrel m lationship sy ystem between th variables b he both in the p pre-crisis and the crisis p periods as sh hown below. Thi interrelatio is onship basic cally shows the presence of a signif e ficant effect of th VIX index on the Tur he x rkish financia market ind al dicators. Bes sides, in Turkey Istanbul Sto Exchang (ISE) has a dominan effect bot on ock ge nt th interest rat and exch tes hange rates, while intere rates aff est fect the exch hange rate. Contr rary to the expectations there is a two way c s, causality bet tween interest rat and excha te ange rate. Fo pre-crisis period two way causality is or valid for 2, 3, 5 and 10 lags causality from exc , 0 change rate t interest rat for to te 3, 5 and 10 lags cannot be observed 0 d. Figure 1: The Causal lity Relation nship Betwe the VIX Index and the een X d Turkish Fi inancial Ma arket Variab (2 Lags) bles ) During Tur Pre-Turbula P ance rbulance
VIX INT. RATE VIX V INT. RAT TE

ISE100

FX RATE

ISE E100

FX RAT TE

4.2. VECTOR A AUTOREGR RESSION (VAR) MOD ( DEL The VAR is commonly use for analy ed yzing the dy ynamic impa of act random dis sturbances on the system of variables The VAR approach m n m s. models every endo ogenous variable in the s system as a function of t lagged v f the values of all of the endogenou variables i the system It is comm in econo us in m. mon omics to have mo odels where some variables are not th only expl he lanatory vari iables for a given dependent variable, a the depe n t and endent varia able may als be so explained b the variab that are out of the sy by bles ystem. In tho cases, m ose models of simultan neous equat tions are ne ecessary to identify wh hich of them are m endogenou and exoge us enous (Ende 2002). According to Sims (1980), if ers, A o there is sim multaneity am mong a numb of variables, then all of these vari ber iables should be t treated in the same way. In the case of having two variables, i can e o o it be modeled as the time path of d e by current and past rea alizations of both f itself, and a their pas sequences. If we apply this model to the estim st y l mated model aime in this stu we have the followin equations system: ed udy, ng

405
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (388-4 ran 414)

(2) R e f elationships In a VAR model, the goal is to find the important interre ng bles ort-term forec casts. In prin nciple, there amon the variab and not to make sho ables in the is no othing to pre event from in ncorporating a large num g mber of varia VAR It is poss R. sible to cons struct an n-equation VA with eac equation AR ch conta aining p lag of all n v gs variables in the system. As a pract tical matter, degr rees of freed dom are qu uickly eroded as more variables ar included re (End ders, 2002). A Additionally it is import to determ the app y, tant mine propriate lag lengt in each e ths equation. Ho owever, to pr reserve the s symmetry of the system f and t be able to use Ordinar Least Squa (OLS) e to ry ares efficiently, it is common t to u the same lag length for all equ use e h uations. In p practice, it i preferred is choo osing a lag le ength arbitra arily by allow wing enough lags to ens h sure that the resid duals are whi noise whi maintaini the precision of estim ite ile ing mates. There are a alternati methods for determin also ive ning an appr riopriate lag length such as th Akaike In he nformation C Criteria (AIC) the Schwa Informat ), artz tion Criteria (SIC the Hann C), nan-Quinn C Criteria (HQ and the Final Predi Q), iction Error th (FPE All four methods hav been used to determi lag lengt up to 10 E). ve ine lags in this study The lag len y. ngths of the VAR model have been i l identified as ne the d ys) risis period. 2 (on day) for t pre-crisis period and 3 (two day for the cr Portm manteau and Autocorrel d lation LM te indicate no serial co ests orrelations7. Gran nger causalit tests indi ty icate that th VIX is an exogeneou variable. he n us Thus the VIX v s, variable has b been include as an exog ed geneous vari iable with 2 lags for pre-crisis period and 6 lags for th crisis perio s he od.

Port tmanteau Autoc correlation Tes Q value for pre turbulance and during tu sts urbulances are 123.2 and 109.6 respectively (5 % significance level). Autocor 21 l rrelation LM tes indicates no st autocorrelation up to 5 lags for both pre turbulance and turbulanc periods. o h e ce

406
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

4.3. IMPULSE RESPONSE FUNCTIONS The impulse response analysis is used widely in the empirical literature to uncover the dynamic relationship between macroeconomic variables within vector-autoregressive (VAR) models. Impulse responses measure the time profile of the effect of a shock, or impulse, on the (expected) future values of a variable. By imposing specific restrictions on the parameters of the VAR model, shocks can be interpreted in economic sense (Watson, 1994). The standard approach to identifying impulse responses imposes restrictions on a VAR model estimated in the (log) levels of the variables. However, if present, cointegration imposes restrictions on the VAR. It is known that if these restrictions are not imposed and a nonstationary VAR model in levels is estimated, impulse responses are inconsistent at long horizons. More specifically, the impulse responses are inconsistent at long horizons as the horizon increases with the sample size; this is because the nonstationarity means the true impulse responses do not tend to zero as the horizon increases the effect of the unit root persists, but the unit roots are estimated with error. Impulse responses trace out the responsiveness of the dependent variables in the VAR to a given one standard deviation shocks to each of the variables. For each variable from each equation seperately , a unit shock is applied to the error, and the effects upon the VAR system over time are noted. If there are n variables in the system, a total of n2 responses could be generated. Provided that the system is stable, the shock should gradually die away (Enders,2002).

407
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Graph 2: Impulse Response Function Graphs Pre-Crisis (April 01,2004 January 31, 2007)
Response of LISE100 to Cholesky One S.D. Innovations
2.0

Response of LINT to Cholesky One S.D. Innovations


1.6

1.6

1.2

1.2

0.8

0.8

0.4

0.4

0.0

0.0

-0.4

-0.4 1 2 3 4 LISE100 5 6 LINT 7 8 LFX 9 10

-0.8 1 2 3 4 LISE100 5 6 LINT 7 8 LFX 9 10

Response of LFX to Cholesky One S.D. Innovations


.8

.6

.4

.2

.0

-.2

-.4 1 2 3 4 LISE100 5 6 LINT 7 8 LFX 9 10

408
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Graph 2 (continued) During Crisis (February 01, 2007November 2009)


Response of LISE100 to Cholesky One S.D. Innovations
2.0 1.6 1.2 0.8 0.4 0.0 -0.4 -0.8 1 2 3 4 LFX 5 6 LINT 7 8 9 10

Response of LISE100 to Cholesky One S.D. Innovations


2.0 1.6 1.2 0.8 0.4 0.0 -0.4 -0.8 1 2 3 4 LFX 5 6 LINT 7 8 9 10

LISE100

LISE100

Response of LFX to Cholesky One S.D. Innovations


1.0 0.8 0.6 0.4 0.2 0.0 -0.2 -0.4 1 2 3 4 LFX 5 6 LINT 7 8 9 10

LISE100

The sensitivity of the variables to themselves and to other variables in the system of VAR, that is the amount of response and the time of response as a result of one standard deviation shock given to each variable has been determined by the impulse response functions in the study. Graph 2 and Graph 3 provide mutual reactions of each variable and Table 4 lists the amount and lag of each response. Plotting the impulse response functions is a practical way to visually represent the behavior of the series in response to various shocks. Results indicate that responses of the variables to each other are slightly higher and seem to last longer during the crisis period.

409
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Table 4: Impulse-Response Function Values Pre-Crisis (April 01,2004January 31, 2007)


Response of LISE100 Response of LINT Response of LFX Period LISE100 LINT LFX LISE100 LINT LFX LISE100 LINT LFX 1.6476 0.0000 0.0000 -0.4354 1.5650 0.0000 -0.0484 0.0355 0.6451 1 0.0509 0.0945 -0.0655 -0.4282 -0.1572 -0.0001 -0.3274 0.3837 -0.0352 2 0.0575 0.0636 -0.0082 -0.0914 -0.0471 0.1303 -0.1568 -0.1619 -0.0124 3 -0.0101 0.0046 0.0064 -0.0562 0.0500 -0.0119 0.0114 -0.0214 0.0387 4 -0.0066 0.0075 0.0044 -0.0204 -0.0378 -0.0057 -0.0054 0.0179 -0.0124 5 0.0001 -0.0001 0.0000 -0.0001 0.0004 -0.0002 0.0002 0.0002 0.0002 10 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 15 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 20 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 30

During Crisis ( February 01, 2007November 20, 2009)


Response of LISE100 Response of LINT Response of LFX Period LISE100 LINT LFX LISE100 LINT LFX LISE100 LINT LFX 2.0500 0.0000 0.0000 -0.4194 1.3731 0.0000 -0.0740 -0.1337 0.8999 1 -0.1686 0.0030 -0.0208 -0.1732 -0.0448 0.0999 -0.4138 0.3872 -0.0924 2 0.0964 -0.0590 -0.0766 -0.1116 0.0459 0.0673 -0.0877 -0.0518 0.0695 3 -0.1316 -0.0948 0.0316 -0.0775 0.0943 0.0190 -0.0676 -0.0579 -0.0261 4 0.0401 0.0224 -0.0183 -0.0199 0.0009 0.0070 0.0372 0.0303 0.0074 5 -0.0004 -0.0003 0.0007 -0.0002 0.0003 0.0001 -0.0011 -0.0004 0.0003 10 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 15 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 20 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 0.0000 30

4.4. VARIANCE DECOMPOSITION Variance decomposition offers a slightly different method for examining VAR system dynamics. It gives the proportion of the movements in the dependent variables that are due to their own shocks, versus shocks to the other variables. A shock to the nth variable will directly affects the variable itself, but it will also be transmitted to all other variables in the system through the dynamic structure of the VAR (Brooks, 2002). This study finally examines the variance decomposition of each variable caused by other variables in the VAR system.

410
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Table 5: Variance Decomposition Pre-Crisis (April 01,2004January 31, 2007)


Variance Decomposition of LISE100 Per. S.E. LISE100 LINT LFX 1 1.64 100.0 0.00 0.00 2 1.65 99.51 0.32 0.15 3 1.65 99.36 0.47 0.15 4 1.65 99.36 0.47 0.16 5 1.65 99.36 0.47 0.16 10 1.65 99.36 0.47 0.16 15 1.65 99.36 0.47 0.16 20 1.65 99.36 0.47 0.16 30 1.65 99.36 0.47 0.16 Variance Decomposition of LINT S.E. LISE100 LINT LFX 1.62 7.18 92.81 0.00 1.68 13.09 86.90 0.00 1.69 13.26 86.14 0.59 1.69 13.34 86.05 0.59 1.69 13.35 86.05 0.59 1.69 13.35 86.04 0.59 1.69 13.35 86.04 0.59 1.69 13.35 86.04 0.59 1.69 13.35 86.04 0.59 Variance Decomposition of LFX S.E. LISE100 LINT LFX 0.64 0.55 0.30 99.14 0.82 16.21 21.98 61.80 0.85 18.45 24.05 57.48 0.85 18.42 24.04 57.53 0.85 18.41 24.07 57.51 0.85 18.41 24.09 57.49 0.85 18.41 24.09 57.49 0.85 18.41 24.09 57.49 0.85 18.41 24.09 57.49

During Crisis ( February 01, 2007November 20, 2009)


Variance Decomposition of LISE100 Per. S.E. LISE100 LINT LFX 1 0.91 100.00 0.00 0.00 2 1.07 99.99 0.00 0.01 3 1.08 99.77 0.08 0.14 4 1.08 99.53 0.29 0.17 5 1.09 99.51 0.30 0.17 10 1.09 99.51 0.30 0.18 15 1.09 99.51 0.30 0.18 20 1.09 99.51 0.30 0.18 30 1.09 99.51 0.30 0.18 Variance Decomposition of LINT S.E. LISE100 LINT LFX 1.43 8.53 91.46 0.00 1.45 9.78 89.73 0.47 1.45 10.28 89.02 0.68 1.46 10.49 88.80 0.69 1.46 10.51 88.79 0.69 1.46 10.51 88.78 0.69 1.46 10.51 88.78 0.69 1.46 10.51 88.78 0.69 1.46 10.51 88.78 0.69 Variance Decomposition of LFX S.E. LISE100 LINT LFX 2.05 0.65 2.14 97.19 2.05 15.19 14.42 70.37 2.06 15.65 14.47 69.87 2.06 15.92 14.64 69.42 2.06 16.01 14.69 69.29 2.06 16.02 14.69 69.28 2.06 16.02 14.69 69.28 2.06 16.02 14.69 69.28 2.06 16.02 14.69 69.28

CONCLUSION This study analyzes the contagion effects of the U.S. credit crisis, emerging originally from the sub-prime mortgage market, on the Turkish financial market indicators and furthermore investigates the dynamics of the interlinkages between those indicators. Granger causality analysis indicates that the Istanbul Stock Exchange, domestic interest rates and U.S. Dollar/TL exchange rate are highly sensitive to fluctuations as measured by the Chicago Board of Options Exchange Volatility Index (VIX) in the U.S. financial markets both in the pre-crisis and crisis periods. The severity and the duration of the effects of the VIX fluctuations on the Turkish financial market parameters have increased during the U.S. credit crunch. This may be due to the concerns about capital

411
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

flows out of emerging markets. Results show that the ISE-100 Index has been a better indicator of the domestic and U.S. financial market fluctuations than TL interest rates and U.S. Dollar/TL exchange rates. Furthermore, fluctuations of both interest rates and exchange rates mainly stem from the volatilities in the VIX and ISE-100 Index. An interesting finding is that exchange rates have no effect on TL interest rates and ISE-100 Index in the two sub-periods. The effect of the ISE-100 Index on the U.S. Dollar/TL exchange rate has increased while the effect of domestic interest rates decreased during the crisis period. This may be due to changing attitudes and preferences of international and Turkish investors. Stocks and government debt securities are the main investment opportunities in the Turkish economy and the supply and the demand for U.S. Dollar are highly correlated with and responsive to changes in stock prices and domestic interest rates. REFERENCES Akdi, Muhammet, Kresellemenin Finansal Piyasalar zerindeki Etkileri ve Trkiye Finansal Krizler-Beklentiler, Pamukkale niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, 2001. Arvai, Zsofia, Driessen, Karl. and Otker-Robe,Inci., Regional Financial Interlinkages and Financial Contagion Within Europe, IMF Working Paper,WP/09/6, http://listweb.bilkent.edu.tr/bsb/2009/Jan/att0061/IMF2009BankingCrisisContagion-wp0906.pdf Baig, Taimur. and Goldfajn, Ilan., Financial Market Contagion in the Asian Crisis, IMF Staff Papers, 46-2,1999. Brooks, Chris., Introductory Econometrics for Finance, 1st edition, Cambridge University Press, UK, 2002. Brunnermeier, Markus, Deciphering the Liquidity and Credit Crunch 2007-2008,NBER Working Paper,WP 14612,http://www.nber.org/papers/w14612 Calvo, Sara and Reinhart, Carmen, Capital Flows to Latin America: Is There Evidence of Contagion Effects?, World Bank Policy Research Working Paper, No. 1619, June 1996. Caporale, Guglielmo, Pittis, Niktas, and Spagnolo, Nicola, (2006), Volatility Transmission and Financial Crises, Journal of Economics and Finance, 30-3, pp.376-390.

412
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Wong Yoko-Chen., Leng, Goh Kim, and Kok, Kim-Lian., Financial Crisis and Intertemporal Linkages Across the ASEAN-5 Stock Markets, FEA Working Paper, 4, 2003. Chou, Ray Y., Lin, Jin-Lung, Wu, Chung-shu, Modeling The Taiwan Stock Market and International Linkages, Pacific Economic Review, 4-3, 1999, pp.305-320. Demirci, Nedret, Finansal Krizlerin Anotomisi, SPK Yaynlar No: 186, Ankara 1999. Doukas, John, "Contagion Effect on Sovereign Interest Rate Spreads" Economics Letters, Elsevier, 29(3), 1989, pp.237-241. Elita Cemal, gel, Sibel, and Tiryakiolu, Mehmet., Kriz Dnemlerinde zel Sektrde Yaanan stihdam Sorununa Bir neri: Maliyet Drme, Finans-Politik ve Ekonomik Yorumlar Dergisi, Aralk 2004. Enders, Walter, Applied Econmetric Time Series, Wiley Series in Probability and Econometrics, Second Edition, 2002. Favero, Carlo and Giavazzi, Francesco, Looking for Contagion: Evidence from the ERM NBER Working Paper, No. W7797, 2000. Forbes, Kristin J. and Rigobon, Roberto, No-Contagion, Only Interdependence: Measuring Stock Market Comovements, NBER Working Paper Series, No: 7267, 1999. Frankel, Jeffrey. A., Chair, Harpel, Coping with Crises in Emerging Markets: Adjustment Versus Financing, International Monetary Fund, Washington D.C. 2001. Getter, Darryl, Jickling, Mark, Labonte, Marc and Murphy, Edward V., Financial Crisis? The Liquidity Crunch of August 2007, Congressional Research Service,CRS Report for Congress, September 2007, http://www.econ.tcu.edu Gong, Shag-Chi., Lee, Tsong Pei. and Chen, Yea Mow., Crisis Transmission: Some Evidence From the Asian Financial Crisis, International Review of Financial Analysis, 13, 2004, pp.463 478. Hardouvelis, Gikas., LaPorta, Rafael and Wizman, Thierry, What Moves the Discount on Closed-end Country Funds?, In: J.A. Frankel (Ed.) Internationalization of Equity Markets (s.345 - 397), Chicago University Press 1994. Hepen, Ali and Gmrah, mit, Finansal Krizler, Unpublished Ph.D. Seminar Paper, University of Istanbul, Faculty of Business Administration, Department of Finance, Istanbul 2006. Jorion, Philip. and Zhang, Gaiyan., Credit Contagion from

413
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Counterparty Risk, December 2008, http://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=13216 70 Kibritiolu, Bengi, Parasal Krizler, Yaynlanmam Uzmanlk Tezi, Hazine Mstearl, Ankara 2000. Krueger, Anne, Crisis Prevention and Resolution: Lessons From Argentina, Conference Presentation, 2002. (online): www.imf.org. Krugman, Paul, A Model of Balance of Payments Crises, Journal of Money Credit Banking, Vol. 11, 1979, pp.311-325. Mishkin, Frederic, Financial Policies and the Prevention of Financial Crisis, NBER Working Paper, 2000. Mondria, Jordi and Quintana-Domeque, Climent., Financial Contagion through Attention Reallocation: An Empirical Analysis, http://individual.utoronto.ca/Jmondria/RIevidence.pdf Mussa, Michael, Argentina and the Fund: From Triumph to Tragedy, Institute For International Economics, 2002. (online): www.iie.com Obstfeld, Maurice, The Logic of Currency Crises, Cahirers Economiques Et Monetaries, 43, 1984. Obstfeld, Maurice, Models of Currency Crises With Self-Fulfilling Features, European Economic Review, 40, 1996. Obstfeld, Maurice, Rational and Self-fulfilling Balance-of-Payments Crises American Economic Review, 76, 1986, pp.72-81. Pericoli, Marcello. and Sbracia, Massimo, A Primer on Financial Contagion, Journal of Economic Surveys, 17-4, 2003, pp.571-608. Pindyck, Robert. and Rubinfeld, Daniel, Econometric Models and Economic Forecasts, Mc-Graw Hill, Fourth Edition, U.S.A. 1998. Stephen W. Salant and Dale W. Henderson Market Anticipation of Government Gold Policies and the Price of Gold, Journal of Political Economy, 86, 1978. Sander, Harald and Kleimeier, Stefanie, Contagion and Causality: An Empirical Investigation of Four Asian Crisis Episodes, Journal of International Financial Markets, Institutions & Money, 13, 2003, pp.171186. Sheng, Hsiao Chang. and Tu, Anthony. H., A Study of Cointegration and Variance Decomposition Among National Equity Indices Before and During the Period of the Asian Financial Crisis, Journal of Multinational Financial Management, 10, 2000, pp.345-365.

414
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (388-414)

Sims, Christopher, Macroeconomics and Reality, Econometrica, 48, 1980, pp.1-49. Standard & Poors, Finansal Sistemin Krlganlnn Temel Sebepleri, Bankaclk ve Finans Dergisi, 2003. TOBB, Ekonomik Krizden kta IMF Politikalarnn Deerlendirilmesi, 2002,(online):www.treasury.gov.tr/Duyuru/Basin/Ferhat_Tobb_Panel_20020410.htm Tuluca, Sorin A. and Zwick, Burton, The Effects of the Asian Crisis on Global Equity Markets, The Financial Review, 36, 2001, pp.125-142. Watson, Mark W., Vector Autoregression and Cointegration, Handbook of Econometrics, Volume IV, eds. Robert Engle and Daniel McFadden, Elsevier Science Ltd., Amsterdam 1994, pp. 844 915. Zahnd, Edy, The Application of Multivariate GARCH Models to Turbulent Financial Markets, Dissertation, University of Basel, Faculty of Economics and Business (WWZ), Basel Switzerland 2001, (online): www.dissertation.de

415
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (415-420)

FREDERC CHOPN N MZKAL STL Il DALAR1 ZET Eserlerinde Polonya halk mziini yaatan Chopin, legato al tarz, cantabile ve lirik melodik stili, ezgiyle btnleen sslemeleri, abartsz rubatosu, akc ve renkli armonileri, kromatizmi, pedal kullan ve stn piyano yazs ile ustalk, parlaklk ve saflk elde etmeyi baarmtr. Chopin in eserleri, bu saf, samimi ve duygulu mzikal stilinin sayesinde unutulmayacak bir ekilde tarihe gemi, byk bir n kazanmtr. Anahtar kelimeler: Chopin, mzik, stil, piyano, rubato FREDERIC CHOPINS MUSICAL STYLE ABSTRACT Chopin who kept Polish folk music elements alive in his works, achieved to be limpid, pure and bright with his mastery on his piano writing, use of pedal and legato technique, chromatism, fluent and colorful harmonies, literal rubato, melodic adornments and cantabile and lyricalmelodic style. Thanks to this naive, sincere and sentimental musical style, Chopin s works have unforgettably gone down history and enjoyed tremendous fame. Key Words: Chopin, Music, Style, Piano, Rubato
1

Yrd. Do., Trakya niversitesi Devlet Konservatuvar, www.isilkargi@hotmail.com

416
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (415-420)

GR Yalnz piyano mziine younlaan Chopin, romantik dnemin byk bir bestecisi ve piyanistidir. Piyanonun kullanm imknlarnn geliimine katkda bulunmu, piyanodan elde ettii renk ve armonilerinin zenginliiyle, samimi ve romantik bir stil meydana getirmitir. Bestecilik ve piyanistlikte, grlmemi bir ses zenginlii yaratmay baarmtr. Mzie milliyetilik duygularn getiren Chopin, Polonya da olan siyasi karklktan ok etkilenmi ve ana vatannn milli sorununu eserlerine yanstmtr. Niels Gade, Carl Nielsen, Edvard Grieg, Sibelius, Glinka, Smetana, Dvorak, Liszt, Schumann, Wagner, Tchaikovsky, Hugo Wolf, Scriabin, Delius ve Debussy, Chopin in sanatndan etkilenen kiiler arasnda yer almtr. Polonya nn dahi bestecisi olarak Chopin, yaratt lmsz eserlerle btn dnya mzik kltrnde nemli bir yere sahip olmutur, NCELEME Chopin, Polonya halk mziini ve geleneklerini iyi bilmesiyle, ulusal mziini btn dnyann mzii haline getirmeyi baarmtr. Eserlerini hi kimseyi rnek almadan yaratm ve mzie tek bana yenilikler getirmi bir kii olarak Chopin, dier bestecilerin eserlerini aldnda bile kendi slupsal ilkelerine sadk kalmay baarmtr. Bu baary srf iinden gelen duygulara, hayat karsnda edindii izlenimlere kendini kaptrmas sonucunda elde etmitir. Anayurt hasreti, vatannn dman igaline uram olmasnn verdii ac, aklarnn yaratt sevin ve hsran gibi farkl ruh halleri, eserlerinde binlerce renk eidi yaratarak, melodi birliiyle kaynap bir btn olarak ortaya kmtr. Chopin, en karanlk renkler arasnda ltlar, parltlar grebilmitir. Alak gnll kiilii gibi, sanatnda da abartdan kanmtr. Eser iinde yer alan temalar gelitirerek kullanmaz, yalnzca sergilemekle ve tekrarlamakla yetinir. Eserleri ok doal, saf ve derindir. Fakat her eserinde bir orkestra zenginlii vardr. Andre Gide, Chopin'in mzii hakkndaki dncelerini yle dile getirmitir: "Chopin'de n yumuak yansmalar, su sesi, rzgr esintileri, yaprak kmldaylar vardr. Yksek sesle konumaz, iddial bir ey sylemez, hafife deinir geer. Bu kadaryla syledikleri iinize iler, dlerde dolatrr, sizi inandrr. Ne denli hafif sesle, ekingence konuursa,

417
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (415-420)

onun ne demek istediini o denli iyi anlarz.1 Onun mziinin ierisinde esas olarak bamszlk konusu ilenmekteydi, bu eserler daha ok resim tablolar gibi, halk portreleri ve karakterleri iermekteydi. Bu karmak portreler, realistik izgilerle resmedilen farkl planlardan ve bak alarndan olumaktayd. Bunlarn k yeri ve kayna Polonya halk mzii biimleriyle, lirizmin iinden gizlice doan destans bir kahramanlk, ycelik, gle beraber etkileyici saf gzellikler olmutur.2 Chopin, legato, rubato, surdin ve pedal kullanm ile yeni bir slup yaratmtr. Stilini genellikle Fransz ve Alman romantizminin karm oluturur.3 Chopinin melodik stili, ounlukla nocturne tipi kompozisyonlarda grld gibi, liriktir ve cantabile tarzndadr. Yaratc parmak numaralandrmas sayesinde Chopin, o youn legato cantabile al tarz ile elloya benzer bir ses kalitesi elde etmeyi baarmtr. 4 Bu al tarzn elde etmek iin, parmaklarn tuede srnrcesine hareket etmesi gerekir ki, przsz ve berrak bir melodi ortaya kabilsin. Bunun yan sra legato cantabile al tarzn mzikal anlamda daha iyi ifade edebilmek iin, esneklik ve yumuak bir bilek arttr. Bylelikle ezgi btnlnn netlemesi salanm olacaktr. Chopin'in melodik stili hakknda fikir sahibi olmak iin, onun Nocturne lerini anmsamak yeterli olur: Yeknesak gibi grnen uultulu dalga izgileri, ykseklere kar ve iner. Bu esiz biimlemelerde bas seslerin dalgalar, hafife glgelenen figrasyonlaryla ezgi boyunca tekrarlanrlar. Ezginin tnlar snp bittikten sonra da yanklanmalarn uzun uzun srdrrler. Geni alanlar kaplayan bu dolu ve geni ses izgileri, piyanonun tm tellerinin bir arada tnlamasn amalarlar. Sk sk koyu renkli ton cinsiyetlerine dalnr. Uzun tutulan pedallerle glgelenen bas tnlarnn zerinden, ou zaman sirenlerin arksn, afak vaktinin krlarda titreen tnlarn, anavatan zlemlerini, gecelerin ak arklarn anmsatan ezgiler dorulur. Szlerek gelen bu ezgi, rzgarla dolarcasna byr, bulutlarn eitli grnmlerine girer, paralanr
Ahmet Say, Mzik Tarihi, Mzik Ansiklopedisi Yaynlar, Ankara 1997, s. 363 Il Karg, F. Chopin in Mzik ve Form Anlay Asndan Scherzo larnn ncelenmesi, Yaymlanmam Sanatta Yeterlik Tezi, Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Edirne 2009, s. 17 3 Emel elebiolu, Tarihsel Adan Evrensel Mzie Giri, Simurg Kitaplk ve Yaynclk, stanbul 1086, s. 61 4 Karg I., 2009, s. 17
2 1

418
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (415-420)

ve sonunda sessizlii dinleyerek son yantlarn verir.1 Chopin melodisinin ele aln tarz (yapsna tezat olarak), her eyden nce iinde melodinin ssleme, dokusal genileme, kontrpuann younlatrlmas veya elik katmann ilenmesi yoluyla zenginletirildii, eklenerek artan varyasyon ve deiim ilemleriyle tanmlanabilir.2 talyan operasndaki bel canto yu rnek alarak piyanoda ss notalarn ezgiyle btnletirmitir.3 Bu sslemeler, piyanoda ok hafif bir tue kullanlarak ifade edilir ve ritmik adan, ounlukla sol el eliklerinin aralarna girerler. Chopin in d dnyasn verebilmek iin, iki eldeki bu rzgr estirmek gereklidir. Yine de temelde salam ritmik yapnn bozulmamasna dikkat edilmelidir. Chopin nin mziinde nemli olan baka bir zellik de rubato al tarzdr. Onun rubatosu akc ve doaldr. Eserlerinde sk sk rubato kullanmtr fakat abartl ve gsterili yaplmasndan her zaman kanmtr. Renklerin tm nanslar, ayrntl, k ve glge oyunlar, ton deiimleriyle, kromatizmle, deiken piyano dokunumlaryla, ayrntl bir pedal sanatyla elde edilir.4 Chopin in kromatizminde de pedaln nemi byktr. Pedal, armoniden ziyade ezgiyi legato almaya yardmc olmak amacyla kullanmtr. Beethoven, piano eserlerinin i dokusunu, orkestral etkileri ve renkleri, orkestral yazy dnerek ina ederdi. Schumann n baz piano eserleri ise yayllar drtls esprisi iinde ele alnmt.5 Oysa Chopin, piyanonun verebilecei btn sesleri kullanm ve piyano yazsn, enstrmann kendi imknlarn gz nnde bulundurarak ve iki elin fiziksel zelliklerinden yola karak oluturmutur. rnein byk el gerektiren akorlar, krk arpejler halinde yazarak ve seslerin akclnn devam etmesine yardmc olan parmak numaralar yaratarak yorumculara kolaylk salamtr. Chopin in eserlerinin Polonya halk mzii kkenli olan armonik yaps, byk bir ustalkla yazlmtr. Yepyeni ve rengrenk olan bu yap, baz eserlerinin sonlarnda yer alan artc armonik bulular ve birka
Leyla Pamir, Mzikte Geni Soluklar, Boyut Yaynclk, stanbul 2000, s. 83 Stanley Sadie, The New Grove Dictionary of Music and Musicians, London 2001, s. 718. 3 Lale Feridunolu, z Brakan Besteciler Yaamlar ve Yaptlar, nklp Kitabevi, stanbul 2005, s. 102. 4 Pamir L., 2000, s. 85 5 Cavidan Selanik, Mzik Sanatnn Tarihsel Serveni ,Doruk Yaymclk, Ankara 1996, s. 189.
2 1

419
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (415-420)

llk modlasyonlarla dikkat eker. (Nocturne ve Mazurkalar da rastland gibi). Chopinin armonisinde esas olan, kromatizm ve deiken tonalitedir. Chopin'in slubunun en kiisel zelliklerinden olan bu kromatik dokular, Chopinde tamamen Polonya halk mziinin elementlerini iermektedir. Tonalite itibariyle rengrenktirler. Bunlar, melodinin iindeki basit gam geitlerinden ani akor deiimlerine, serbest sekvenslere ve bunlarn geniletilmi ekillerine kadar eitli olup, bazen btn formun ses perdesi srasnn dzenlemesi yoluyla elde edilir (op. 28 no:4 mi minr Preld). Bestecinin erken dnem eserlerinin ounluu, kromatik dizi zerinde kaydrlm olan 5li akorlarn 1. evrimi, dominant 7'li ve eksilmi yedili akorlarn birbirini takip etmesiyle oluan bir ekil ierir.1 Chopin eserlerinde birinci planda plagal kadans kullanmtr ve minr olarak kurulmu kadanslar majre ynelterek, majr-minr tonik kalplarn srekli olarak deitirmitir. Ayrca bemoll tonaliteleri, daha ok hznl ruh halini yanstmak amacyla kullanmtr. Chopin de dikkat eken baka bir unsur da gamlarn melodik ve armonik olarak dntrlmeleridir. Chopinde, klasik akor dzenlemelerindeki yasaklanm paralel dnmler, basit ve ikili basso ostinatolar, modlasyonlar, sekvensler, karanlk ve kararsz tonaliteler de armonik komplekslerin iine dhil edilmitir. SONU Chopin in dehas, yaratclnn yan sra, icra bakmndan getirdii yeniliklerde, yumuak armonik bulularda yatar. Besteci kararsz tonaliteleri, ezgiyle btnleen ssleri, anlaml ve akc armonileri, dramatizm ve gerginlik yaratan kromatizmi, ezgiyle elik arasnda oluan kaynamay, pedal sanatn, mziine kazandrd doalamalar ile tm dinleyicileri bylemeyi baarmtr.2 KAYNAKA elebiolu, Emel, Tarihsel Adan Evrensel Mzie Giri, Simurg Kitaplk ve Yaynclk, stanbul 1086 Feridunolu, Lale, z Brakan Besteciler Yaamlar ve Yaptlar,
1 2

Karg I., 2009, S.19 Karg I., 2009 s. 20

420
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (415-420)

nklp Kitabevi, stanbul 2005 Karg, Il, F. Chopin in Mzik ve Form Anlay Asndan Scherzo larnn ncelenmesi, Yaymlanmam Sanatta Yeterlik Tezi, Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Edirne 2009 Pamir, Leyla, Mzikte Geni Soluklar, Boyut Yaynclk, 3. Bask, stanbul, 2000 Sadie, Stanley, The New Grove Dictionary of Music and Musicians, Second Edition, London 2001 Say, Ahmet, Mzik Tarihi, Mzik Ansiklopedisi Yaynlar, 3. basm, Ankara 1997 Selanik, Cavidan, Mzik Sanatnn Tarihsel serveni, Doruk Yaymclk, 1. bask, Ankara 1996

421
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (421-433)

ROBERT SCHUMANN'IN OP.13 SENFONK ETDLER'NE GENEL BR BAKI Akn ARABOLU1 ZET Bu almada, 19. yzyln nemli Alman bestecisi Robert Schumannn Op.13 Senfonik Etdler adl eserinin genel yaps ve ierii ortaya konularak incelenmitir. Schumannn byk bir besteci, piyanist ve mzikolog olarak mzik tarihine kazandrd Op. 13 Senfonik Etdler eserinin gn na kartlmas, onun daha iyi anlalmas ve yorumsal tekniklerin gelitirilmesi adna, bu aratrmann pek ok mzisyene yol gsterici olmas amalanmtr. R. Schumann, Op.13 Senfonik Etdler adl eserinde 19. yzyl romantik piyano mziinin en nemli formlarndan olan varyasyon ve etd formlarnn en gzel ve uyumlu bir biimde sentezini yaratmtr. Bu inceleme R. Schumannn sz konusu edilen eserinin icrasnda karlalacak zorluklarn verilen rneklerle somutlatrlp daha kolay anlalmasna ve icra edilmesine olanak salayacaktr. Anahtar kelimeler: Schumann, Piyano, Senfonik, Etd, Varyasyon

Yardmc Doent.,Trakya niversiesi Devlet Konservatuar, a_araboglu@hotmail.com

422
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (421-433)

AN OVERVIEW OF ROBERT SCHUMANNS OP.13 SYMPHONIC ETUDES ABSTRACT In this study, the general structure and content of the work entitled Op.13 Symphonic Etudes composed by Robert Schumann who was a renowned German composer of the 19th century were examined. It is aimed to guide many musicians in order to shed to light on this work by R.Schumann who was a reputed composer, pianist and musicologist, so that its diverse techniques could be understood. In his work titled Op.13 Symphonic Etudes, R. Schumann created a synthesis of the variation and the etudes which are considered as the most important forms of romantic piano music of the 19th century in a perfect and harmonions way. This analysis will enable one to easily comprehend the difficulties involved in the performance of the work which sets an example to others. At the same time, it will help to understand this work by R. Schumann better. Keywords: Schumann, Piano, Symphonic, Etude, Variation GR R. Schumann, Alman kltr, edebiyat ve Romantizmine byk eilim gstermi, yaptlarnda sanatla yaamn ayrlmazlndan yola karak iirin ve iirselliin mzik yaratcl zerindeki nemine inanmtr. Besteci, piyanonun ifade olanaklarn orkestral boyutlara yaklatrmak istemi, bunu gerekletirebilmek amacyla da motif eitliliini orkestral ritmik ve dinamik tn renkleriyle sslemitir. Schumann, Senfonik Etdler adl eserinde varyasyon formu ile etd formunun uyumunu orkestral dinamizm ve tn renkleri kullanarak ideal bir ekilde gerekletirmi, gnmze kadar gelen sre iinde piyano edebiyatnda lmsz olarak adlandrlan ve konser piyanistlerinin

423
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (421-433)

repertuarlarnda nemli yere sahip bir eser kazandrmtr. Bu aratrmada konu edilen R. Schumannn Op. 13 Senfonik Etdler adl eserinin genel yaps ve ieriinin ortaya konulmasyla, aratrmann eseri icra etmek isteyen piyanistlere yol gsterici ve bilgilendirici bir kaynak olmas amalanmtr. R.Schumann, 19. yzylda Romantik dnemin dnyaca nl bestecisi olmasnn yan sra, ayn zamanda devrin nl bir mzik eletirmeni ve mzikolou olmutur. Besteci, Romantik dnemin en nemli mzik formlarndan biri olan varyasyon formunu pek ok eserinde kullanmtr. Bunlarn arasnda Op.13 Senfonik Etdler ayr bir neme sahiptir. Schumannn bu eserindeki gerek orkestral doku, gerek armoni ve tn, gerekse form zellikleri, icra asndan bir takm problemleri de beraberinde getirmektedir. NCELEME 19. Yzylda Alman Romantizminin ilk byk temsilcisi olarak kabul edilen nl Alman bestecisi, piyanist ve mzikolog Robert Schumann, mzik tarihinde romantiklerin en romantii olarak adlandrlmaktadr. R. Schumann, romantizm anlaynda iirin ve iirselliin mzik yaratcl zerindeki nemine inanm, yaptlarnda sanat ile yaamn ayrlmaz btnln vurgulamtr. Piyano, piyanist bir besteci olan R. Schumannn yaratclnda en nemli yere sahiptir. Besteci, o gne kadar grlmemi bir ekilde piyanoda youn ritmik ve dinamik tn renkleri kullanarak enstrmann ifade olanaklarn orkestral boyutlara yaklatrmtr. 1 Bestecinin sevdii ve birok eserinde kulland 19. yzyln en popler mzik formu olan Varyasyon formunda yazlm olan Senfonik Etdler Op. 13, sahnelerin ve piyano eitiminin en gzel, nemli ve vazgeilmez eserlerinden biri olarak kabul edilmektedir. R. Schumann, 1834 ylnda yazmaya balad bu eserini arkada ngiliz besteci William Sterndale Bennette ithaf etmitir. yllk youn bir almann ardndan eser 1837 ylnda tamamlanarak baskya verilmitir. lk olarak, Etden in Orchestercharakter von Florestan und Eusebius (Florestan
1

Ahmet Say, Mzik Tarihi, Mzik Ansiklopedisi Yaynlar, Ankara, 2000, s. 370371

424
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (421-433)

ve Eusebius tarafndan yazlan Orkestra Karakterinde Etdler) bal konulan eser, daha sonralar 12 Senfonik Etd, Varyasyon Biiminde Etdler isimleriyle yaynlanm, Schumannn lmnden be yl sonra, nc baskda Senfonik Etdler olarak adlandrlan eserin bal gnmze kadar son ekliyle korunmutur. 2 Senfonik Etdlerin ana temas, bestecinin sadece birka ay nianl kald Ernestine Von Frickenin vey babas olan amatr bir mzisyen ve flt olan Yzba Baron Von Fricken tarafndan yazlmtr. Eser, ana temann erevesinde esas olarak 12 varyasyondan olumaktadr. Bestecinin lmnden sonra, kendisinin esere dhil etmedii fakat J. Brahmsn desteiyle, ei piyanist Clara Wieck Schumann tarafndan tekrar dzenlenerek opus numaras verilmeyen be varyasyon, Opus Posthume olarak yaynlanmtr. Senfonik Etdlerin kurulu emas tipik olarak, klasik varyasyon formunda grlmektedir. Final hari, genel armonik plan kararl bir ekilde esas tonalitenin hkimiyetinde gelimektedir. Geleneksel ereveye ramen, Schumannn mzikal yazm yenilikleri ile eserin kuruluundaki serbestlik ve geni yap dikkati ekmektedir. Vurgularn yer deitirilmeleri ile ustaca elde edilen senkoplar, l ve ritimleri belirsiz klarak, snrsz geliimin sihriyle dinleyicileri artmaktadr. Ana temann eliinde varyasyonlarn kuruluu farkllklarla gelierek yeni tematik materyaller meydana getirmektedir. Bunun dnda her varyasyon birbirinden ayr olarak, esas motifin farkl bir tablosunu izmektedir. 3 Tema R. Schumann, Baron Von Frickene ait olan ana temann anlatmnda, ar basan cenaze mar karakterini vurgulamaktadr. Tema orkestral renkler ve zengin akorlarla desteklenerek dokunakl bir sonorite elde edilmekte, melodinin geni, akc ynelimi snrsz ve huzur dolu kabullenici bir atmosfer oluturmaktadr.

2 3

rkin Aktze, Mzii Okumak, Pan Kitabevi, C. 5, stanbul, 2002, s. 2126 Daniel Zhitomirsky, Ocherk Zhizni i Tvorchestva-R. Schumann, Muzika Yaynlar, Moskova, 1964 s. 298

425
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (421-4 ran 433)

Etd I Etd I, ye bir karak eni kteri beraber rinde getirm mektedir. Et yavaa de yakla aan bir end die, karan nlk ve gizem bir kara mli arllk havas hkimdir. s Tem mann ilk drt notas, yeni motifteki vurgularn be t i v elirtilmesiyle ak olarak duyu ulmaktadr. Yeni mar karakterli motif ilk bata ba i k amsz ve kont trpuantal bir biimde g r grnse de, beinci l den itibar ren endieli atmo osferin iinde sessizce li ve huzur bir tnyla ortaya km en irik rlu a maktadr.

426
Trakya niversitesi So osyal Bilimler D Dergisi aziran 2010 Cil 12 Say 1 (421-433) lt Ha

Etd II d Etd IIde melod hattaki vu d dik urgulamalarl hzn ve acnn kars la, snda, engel tanm bir ekil aresizli isyan edil resmedilm maz lde e li mektedir. Me elodi, birinci etd temasna serbest bir eitleme olarak gnder dn a rme yapmak ktadr. Bas partisy yonunda g rlen esas tema, melod dideki duyg younlu ile gu u birlikte var ryasyonun an nlatmn gen ve dokuna hale geti ni akl irmektedir.

Etd III d Etd III, bir nce gergin dr d eki ramatizmin ardndan gen atmosferd bir a nel de rahatlama s sreci olarak ortaya km k maktadr. Ke emann spicc catosunu an ndran sa eldeki hafif harek atmosfer ket, rdeki sakinli korurken bastaki yo ii n, oun, akc ilerley vibratolu bir viyolon sesinin artrlma yi u nsel asyla kararlln srdrmekt tedir. Bu et tdte ana te ema ak ol lmamakla birlikte genel tn l ierisinde i imal bir eki hissedilm ilde mektedir.

427
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (421-4 ran 433)

Etd IV Etd IV, ilk etdn dramatik mar karakte m erini gl bir ekilde yenil lemektedir. E Esas tema, a akorlarn yay alglarda detache k yl aki karakteriyle, sert ve keskin b sesle be bir elirtilerek vu urgulanmakta adr. Esas te ema Kanon olara sergilenm ak mektedir. Sol el iki vur ruun ardnd sa elde temann dan eki sergi ileniini kara bir ekild ayn enerji ve nans ile duyurmakt arl de e tadr.

Etd V Etd V, b nceki ku bir usursuz ve ritmik kesin r nlikle karakte erize edilen etde atfta bulu e unmaktadr. A Ancak engel tanmayan karakterdeki kararl ses l i rengi, burada ye erini Scherzando ibaresiyle de gst terildii gibi akac ve neeli bir slub brakmak ba ktadr. Sra aylar kapri isli ve umu ursamaz bir serbe estlik ruhuyl her iki eld kesierek, gnein par la de , rltlar altnd birbirleri da etraf fnda sevinle uuan kel lebekleri resm metmektedir.

428
Trakya niversitesi So osyal Bilimler D Dergisi aziran 2010 Cil 12 Say 1 (421-433) lt Ha

Etd VI d Etd VIda sa e ve sol el akc hare d elin lin eketi ierisinde yerlemi olan ana tema, ani ve kesk vurgularl aka be kin la elirtilmekte, ateli ve ah henkli orite, senkop plarn gelien cokun ve fantastik etk hkimiye n kisi etinde iirsel sono belirgin ola arak ortaya karlmaktad Etdn icras srasn parlak ni dr. i nda itelii karakterize eden ve Sch e humann taraf fndan yazla Con gran bravura ibar an resini bestecinin eserlerinde grmek istisnai bir dur rumdur. Bu istisnai duru umun bilincinde olmak, icr srasnda Schumann istedii yksek ha ra n acimli orkestral sonoritenin daha net ortaya konularak i t k ifade edilm mesini salayacak ktr.

Etd VII d Etd VII, youn ve enerji do altnc et d olu dn devam nda, kahram manlk konulu dok kunakl yeni bir blm olarak orta kmakta i aya adr. Kontrasttaki parlaklk e etkisi daha ok Majr modun il ortaya klar sra r lk asnda belirmekted dir. Bu et dte ortaya kan yeni tema, gen atmosfe ve i nel er entonasyon olarak F nel Finalin an fikrini hazrlamaktad na dr. Etdn orta ksmnda p periyodun a ana temasnd daki Majr varyantn c cokulu kara akteri grlmekte edir. Sonucu hazrlayc gibi gr un cs rnen bu et tdte, tekrarl lanan notalarn s rekli ve sra hareketi i gerilimli, sert ve hatta neredeyse z arl ile a zalim bir karakter tasvir edilm r mektedir.

429
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (421-4 ran 433)

Etd VIII I Etd VIII, icra srasn hayal ed nda dilen org so onoritesiyle b birlikte tam myla you un bir cid ddiyet ve ycelik d duygusuyla karakterize anlam edilm mektedir. Tema ezgisel adan ta l amamen ayr bir biim r mde, ritmik kont trastlar ile sunulmakta ve bam msz mzika bir cml izlenimi al le dou urmaktadr. I Israrl bir ek kilde enerjik hareketinde asla taviz vermeyen, k en z Bach tarz form h mule edilmi tipik ritmik ostinato, b etdn k k bu kuruluunun teme elini tekil e etmektedir. zellikle iki inci ksmda seslerin b aki birbirleriyle karm mak biimd rlmesiy oluan dissonans zin de yle d nciri ve et dteki genel polif foninin gerili imi, ritmik k karakterin ene erjik etkisini arttrmaktad dr.

Etd IX ayn nc etd gibi gergin ve cid atmosferi rahatlatma ddi i Etd IX, a c ara erzo blm olarak ortay kmaktadr. Keskin ya amac tayan a bir Sche stacc catolarla be elirtilen aka ve alayc karakter ierisinde te ac c emann ana izgi ileri gizeml bir ekilde etdn eitli yerlerinde belirmektedir. li Dola aysyla bu blm, va aryasyon yerine sadece tipik bir e etd olarak dee erlendirmek m mmkn hale gelmektedir.

430
Trakya niversitesi So osyal Bilimler D Dergisi aziran 2010 Cil 12 Say 1 (421-433) lt Ha

Etd X d Etd X, ayn an iki etd birliinde meydana gelen enerji bir d nda n en ik Toccata ol larak ortaya kmaktadr Sa elde dokuzuncu etdn cokulu r. e u heyecan, sol elde ise sekizinci etdn you gerilimli ritmik hare e un eketi, kararl ve d devaml bir b biimde ilerl leyen, engel tanmaz bir karakterin h hkim olduu iki etdn sente ezini meydan getirmekte na edir.

d Etd XI Etd XI, ifade olarak derin bir lirizm ile rld Burada t d n r. tema, noktrn ru ruhu ierisin nde sakince szlen arkl bir melodi o e olarak sunulmakta adr. Bu esi inceliktek tesir edici melodinin i iz ki iinde esas m motif sadece huz verici bi d ve ti zur ir inselletirilm bir yaylm olarak o mi ortaya kmaktad Dokunakl bir hayal, h balang r. hem taki gizli fr ragmanda he de em ikinci tekra cokulu arzusunda, youn bir i arn iirsellik ile y yaylmaktadr Bir r. keman ile viyolonselin lirik dos gibi iki sesin yava yava ackl bir n su s l nin rlemesinden sonra, yat n trlamam pimanlklar ve rn melankolin iinde bir duygulu ve edalamalarn hzn, etd genel atm n dn mosferini olu uturmaktad r.

431
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (421-4 ran 433)

Etd XII, Final , Schumann 1830 yln Berlind byk bir baaryla s n, nda de r seslendirilen Hein nrich Marsch hnerin Der Templer und Die Jdin (Templer ovalyesi ve d Yahu Kz) ope udi erasndan by bir heye yk ecanla etkilen nerek, Senfo onik Etdler eseri inin Finalin bu oper nde rann temasn kullanma karar ve n aya ermitir. Bu epizo odun ana te emasnda son derece g l enerjik bir ritm, la akonizm ve enstr rmantal serg gilemenin in gzellii grlmekted Operadak romansn nce dir. ki naka aratnda Ka ahraman An navatan ngil ltere, Du stolzes Eng gland, freue dich... (Ey gu ururlu ngilte ere, mutlu ol...) szleriy konu ed o yle dilmektedir. Schu umann, bu te emay kullan narak, Senfon Etdleri ithaf ettii ok sevdii nik i arkad ngiliz b da besteci Benn netti anmakta adr. 4 Bu Final e etd tematik ve entonasyonel olarak dierlerinde farkl bir k k en kuru ulua sahiptir. Genel for rm, Rondo olarak yazlmtr ve k klasik Final vary yasyonlarnda da gelene a eksel olarak grld gibi daha geni ve k a tama amlayc bir y yapdadr. Esas tema cokulu bir sava ar karakterin ortaya a r s nde kmaktadr. kinc ksmdaki gergin atm ci i mosferin ard dndan ise bakr nefeslil lerin parlak tns yla savan sonundaki b byk zafer tasvir edilme t ektedir. Refre enin nc kez ortaya k nda Codaya gelinmek ktedir. Bura betimlen cokulu ada nen kutla amalar zirvey ulamakta ye adr.

Zhit tomirsky, D., 19 964: s. 301

432
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (421-433)

Opus Posthume Opus Posthume Etdler, Senfonik Etdlerin genel atmosferini etkileyen dramatik bir geliime ve serbestlie sahip olduundan dolay, Schumann tarafndan esere dhil edilmemi olmalarna ramen lmnden sonra ei Clara Wieck Schumann ve J. Brahms tarafndan tekrar dzenlenerek baskya verilmitir. Kimi zaman bu varyasyonlar, eseri icra eden piyanistlerin arzularna gre eserle birlikte seslendirilmektedir. Senfonik Etdler, Opus Posthume Etdler ile birlikte alnrken genellikle iki ekilde icra edilmektedir; ilk drt etdn ardndan be Posthume Etd ve srasyla dierleri ya da ikinci bir alternatif olarak; ilk on bir etdn ardndan dhil edilen Posthume Etdler ve Final eklinde yorumlanabilmektedir. Opus Posthume etdler, Schumannn stilistik piyano lirizminin aheserleri olarak grlmektedir. Ritmik keskinlikten ve enerjik vurgulamadan uzak, genel olarak lirik ve yumuak bir karaktere sahiptirler. SONU Varyasyon ve etd formlarnn o gne kadar grlmemi senteziyle, piyano edebiyatnda yeni bir sayfa aan ve lmsz aheserlerden biri olarak kabul edilen Senfonik Etdler Op. 13, yazlndan sonra uzun bir sre seslendirilmemi, hatta ilk balarda dnemin en nl piyanistlerinden biri ve Robert Schumannn ei olan Clara Wieck Schumann tarafndan dahi konser repertuarna dhil edilmemitir. Bestecinin lmnden sonra Clara Schumannn Senfonik Etdleri ska seslendirmesiyle eser byk bir deer kazanmtr. Robert Schumannn, F. Chopin ve C. Debussynin stn piyano teknii gerektiren etdlerine benzeyen Senfonik Etdler Op. 13 adl eserinde N. Paganininin virtziteli etkisi aka hissedilmektedir. 5 zetlemek gerekirse, gnmzde konser piyanistlerinin repertuarlarnda vazgeilmez bir eser olarak yerini alan Senfonik Etdler, orkestral sonoritenin younluu ve ifadenin derinlii ile varyasyon formu zerine ustaca yazlm en nemli eserlerden biri olarak mzik tarihinde byk bir yere sahiptir.

Aktze,., 2002: s. 2126

433
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (421-433)

KAYNAKA Aktze, rkin, Mzii Okumak, Pan Kitabevi, C. 5, stanbul 2002 Arabolu, Akn, Robert Schumannn Piyano Eserlerinde Varyasyon Formlarnn ncelenmesi, Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Edirne 2006 Cortot, Alfred, Etudes Symphoniques Op. 13, Edition Salabert, Paris 1958 Mintchev, Ivan, 120 Belezhiti Kompozitori, Muzika Yaynlar, Sofya 1976 Say, Ahmet, Mzik Tarihi, Mzik Ansiklopedisi Yaynlar, Ankara 2000 Zhitomirsky, Daniel, Ocherk Zhizni i Tvorchestva-R. Schumann, Muzika Yaynlar, Moskova 1964 http://en.wikipedia.org/wiki/Symphonic_Etudes, (29.06.2009)

434
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

LED SANATINDA F.SCHUBERT VE SCHWANENGESANG LED DZSNDENSTANDCHEN IN NCELENMES Demet AKKILI1 ZET an repertuvarna kazandrd 600den fazla Liedle F.Schubert, Lied sanatnda tartmasz bir nem ve yere sahip olmutur. Mkemmel Liedleri yaratmann yolunun en doru iirleri semekte olduuna inanm ve Goethe, Klopstock, Schiller, Heine, Rellstab gibi zamann en iyi airlerinin iirleri zerine beste yapmtr. lmeden ksa bir sre nce tamamlad 14 Lied, onun lmnden sonra Schwanengesang (Kuunun arks) bal altnda yaynlanmtr. Bunlardan biri olan Stndchen (Serenat) Schubertin en sevilen ve tannan Liedlerinden biridir. Anahtar Szckler: Lied, Mzik,Schubert,an SCHUBERT IN THE ART OF THE LIED AND A STUDY INTO STANDCHEN FROM SCHWANENGESANG LIEDS CYCLE ABSTRACT With over 600 lieds he added to the song repertoire, F. Schubert earned himself an undisputably significant place in the art of lied. Believing that the best way to create excellent lieds was to choose the right poems, he used poems of ,Goethe, Klopstock, Schiller, Heine, Rellstab , who were the most prominent poets of the time, to base his lied compositions on. 14 lieds he completed a short while before he died were published under the title
1 Do. Hacettepe niversitesi Ankara Devlet Konservatuvar Piyano Anasanat Dal. akkilicdemet@yahoo.com

435
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

Schwanengesang after his death. Of these lieds, Standchen is one of his best loved and famous lieds. Keywords: Lied, Music, Schubert, Singing GR Lied sanatnda ok nemli bir yeri olan F.Schubert 31 Ocak 1797 tarihinde Viyanada domutur. lk mzik derslerini 5 yana geldiinde babas Franz Theodor Schubertden almtr. Viyanaya ok yakn bir yer olan Lichtentalde sevilen ve sayg duyulan bir retmen olan babas mehur bir mzisyen deildi ama oluna bildii her eyi retmiti.(Sadie 1993:722) Babasndan keman, aabeyi Ignazdan piyano dersleri alan Schubert ayn zamanda Lichtentalin koro efi ve orgcusu Michael Holzerden de an dersleri almtr. Ekim 1804 de Viyanada yaplan Kraliyet Kilisesi Korosunun snavnda sesinin gzellii ve mzikal yeteneiyle dnemin nl mzik otoritelerinden biri olan Kraliyet Orkestras efi Antonio Salierinin dikkatini ekti. Ekim 1808 ylnda mzik dnyasnda kat disipliniyle nl bir okul olan Stadtkonviktde eitimine balayan besteci ayn zamanda Salieriden zel olarak kompozisyon ve teori dersleri almtr. Bu okulda geirdii sre boyunca oda mzii, piyano ve an iin pek ok eser yazmtr. Annesinin ansna gitar ve erkek sesi iin bir kantat (D110), babasnn doum gn iin yazd ilk senfonisi (D82) bu eserlerin arasndadr. 1813 ylnn sonunda Schubert Stadtkonviktden ayrld ve retmenlik eitimi alaca ehrine geri dnd. Bir yl sonra babasnn okulunda gen mzisyenlere retmenlik yapmaya balayan besteci ayn zaman da kendi eitimine de ara vermedi ve Salieriden zel dersler almaya devam etti. 1815 onun iin ok verimli bir yl oldu 9 kilise mzii, 1 senfoni ve 140 Lied besteledi. (Yener 1991:325). Bu kadar hzl retebilen birisi iin ders vermenin olduka zaman alc bir i olduunu dnen besteci 1816 ylnda retmenlik grevini brakarak kendini tamamen bestecilie adamtr. Ksa sren hayat boyunca mzik dnyasna dev bir repertuvar brakt. 600 Lied, Bitmemi Senfoni nin de aralarnda bulunduu 9 Senfoni, Operalar, Oda Mzii ve Piyano iin pek ok beste bunlarn arasndadr. 1822 yln da kendisini lme gtrecek frengi hastalnn

436
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

ilk belirtileri grld. Birok tedavi uyguland hastalk geiyormu gibi grnse de ne yazk ki giderek ktleti. Ama btn gcyle son anna kadar beste yapmay srdrd. 19 Kasm 1828 de Viyana da ld. Bu nl deha yaam boyunca hep ailesinin ve arkadalarnn maddi manevi desteiyle yaamn srdrm ve ne yazk ki eserleri ancak onun lmnden sonra nlenmitir. Lied Sanat Lied, bir iir zerine yazlm sanatsal ark biimidir. Bu ark formunun gemii 15.yzyla halk arklarna kadar dayanr. Romantik Liedin ncs Beethoven saylsa da bu formun gelimesinde en byk isim phesiz Schuberttir. ok ksa sren mrne ramen an repertuvarna 600den fazla Lied kazandran bestecinin eserleri hala an repertuvarndaki yerini korumaktadr. Bu Liedlerin 70 kadar Goethenin iirleri zerinedir. Dier airlerin bazlar ise Klopstock, Schiller, Heine, Rellstab, Mayrhofer, Schober, Kosegarten ve W.Mllerdir. Schubertin Lied sanatndaki byk yeri, onun kelimelerin anlamn mzie tamadaki o byl ve kendine zg tarz ile hem mzii, hem de iiri ne kartabilmesinden kaynaklanr. (Putz 1997:68) Olaanst melodiler bulmas, szcklerin en derin ekilde ifade edilmesini salayan doru akor ve efektler de onun Lied sanatndaki ustaln ispat eden dier elerdir. Schubert Liedleri iki temel form zerine kurulmutur. Bunlardan ilki Strophic (Dnl), ikincisi ise Through-composed serbest ak eklinde yazan Liedlerdir. Dnl Lied, iirin her ktasnda ayn mziin tekrar kullanlmasdr. Halk arks geleneine yakndr. Her kta, deiik szlerle ama ayn mzikle sylenir. Bazen de besteci, iirin genel duygusal yapsn vurgulamak iin (ktalardaki deimeyen hece kalplar belli aralkla devam eden szel tekrarlarla desteklenen) dnl formu kullanabilir. Bazen szler iin ihtiya duyulduun da melodi ve elik partisinde deiiklik yaplr. Buna eitlemeli-dnl (varied strophic) yap denir. Bunlarn dnda bir form daha vardr ki bunda da ilk blm kendi karakterinden daha farkl bir orta blmden sonra yinelenir. A-B-A formu en bilinen Lied formu yapsdr. Serbest ak formu ise batan sona iirin dinamiini, lirizmini takip eden bir yapdr. (Bozkurt 2004:2) Aslnda Schubert hibir Liedinde sadece bir forma bal kalmam,

437
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

sklkla btn bu formlar birbirine kartrarak kullanmtr. Schawanengesang (Kuunun arks) Bu alma da ele alacamz Stndchen (Serenat) adl Lied, Schawanengesang adl Lied dizisinin belki de en popler olandr. Schubertin lmnden ksa bir sre sonra, Viyanal yaync Tobias Haslingere szlerini Ludwig Rellstab, Heinrich Heine, Gabriel Seidln yazd 14 Lied ulatrlmtr. Aslnda bu Lied dizisine Kuunun arks ismini veren Schubert deildir. Antik ada yeri olan gzel sesli kuularn lmeden nce son bir at daha syledikleri mite dayanan bu terim bir bestecinin veya airin son ve genellikle de nemli eseri iin kullanlmaktadr. Bu sebeple mzik editr Haslinger tarafndan bestecinin bu son 14 Liedi bir dizi haline getirilerek Kuunun arks bal altnda yaynlanmtr. Bu 14 Liedden biri olan Stndchen in szlerinin Trke evirisi yledir; Yalvarr arklarm yumuaka, Gecenin iinden sana doru O sessiz korudan Gel sevgilim bana doru! Fsldayarak seslenir aalarn ince tepeleri Ay nn altnda; Hainlerin dmanca direnmelerinden Korkma ey sevgilim. Blbller akyor duyuyor musun? Ah! yalvarrlar sana, O tatl yakarn notalaryla Benim iin yalvarrlar sana. Onlar anlar gnln zlemini Bilirler ak acsn, Billur sesleriyle dokunurlar Her yumuak kalbe. Brak senin de kalbini titretsin

438
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

Dinle beni ey sevgili Heyecanla titreyip bekliyorum gelmeni Gel, mutlu et beni! Stndchen adl Lied in sz yazar dizinin 7 Liedinin de sz yazar olan Ludwig Rellstabtr. Bu Liedlerin ortak zellikleri Uzaktaki Sevgili temasdr. Leipzig Allgemeine Musikalischen Zeitung adl derginin 7 Ocak 1829 tarihli saysnda Schwanengesang (Kuunun arks) iin vg dolu bir yaz kmtr ve derginin editr G.W.Fink Stndchen iin de unlar yazmtr: Stndchen (Serenat) iir ve mzik olarak hayranlk uyandran ve phesiz ok popler olacak bir arkdr. Szlere ek olarak melodinin tatl ekicilii, aklda kalmas ve eliin sadeliine karn durmakszn akan melodiyi tamamlamas dikkat ekmektedir. (Fink 1993:563) Standchen Liedinin Mzikal Analizi Tek blmeli Lied formundaki eser I. , VI., IV ve V. dereceleri ieren drt llk bir ntro ile balar. Bu ntronun ritmik yaps tm Liede hakimdir ve Re Minr tonundadr. rnek 1

A periyodu a1 olarak karmza kar. Birinci. cmle1 alt lden oluur ve Re Minr tonundadr.

439
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

rnek 2

Ardndan ayn tonda birinci cmle2 gelir. Tm bu birinci cmle2 kulakta tam bir kal hissi brakmasa da Fa Majr tonuna geer. rnek 3

kinci cmle1 Re Minrn V. derecesi ile balar ve Re minr tonunda devam eder. kinci cmle1 alt lden oluur ve son iki ls 3. ve 4. llerin Sekvensi gibidir. kinci cmle1 Fa Majr tonuna geer. rnek 4

kinci cmle2 parann finalinde kalaca ton olan Re Majr de duyurulur. kinci cmle2 tam kal V. derece ve I. derece ile biter.

440
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

rnek 5

kinci cmle2 tamamlandktan sonra sekiz lden oluan bir ikinci cmle sonu uzama gelir. Re Majr tonunun hakim olduu bu uzamada Sol Minrde duyulur.
2

rnek 6

Bu tek blmeli Lied yapsndaki eser yeniden A Periyodu2 ile Re Minr tonunda balayp sonunda Re Majr ile biter.

441
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

rnek 7

kinci cmle2nin tamamlanmasndan sonra Coda balar. Coda 4 admdan oluur.Birinci adm drt lden oluur. Re Majrn V. Derecesinde duyulur.

442
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

rnek 8

kinici adm da drt lden oluur. Kromatik modlasyon ile Si Minre geilir. rnek 9

nc admda Si Minrn VI. derecesi zerinden diyatonik modlasyon ile Re Majre dnlr. Btn bunlar drt l ierisinde olurken an partisi A Periyodundaki baz melodik ve ritmik yaplar sergiler.

443
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

rnek 10

kinici cmle2 sonu uzamadaki Re Majr iinde duyulan Sol Minr tonu ayn hissi vererek Codann 4.admnn iinde, finalden 9 l nce duyulur ve Coda Re Majr ton ile biter. rnek 11

444
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (434-444)

KAYNAKA Sadie, Stanley, The Grove Concise Dictionary Of Music, Newyork, 1993 Yener, Faruk, Mzik Klavuzu, stanbul,1991 Putz, Franz, Songs,Songs,More Songs Viyana, 1997 Bozkurt, rem, Sanatta Yeterlik Eseri almas Raporu, Ankara, 2004 lyasolu, Evin, Zaman inde Mzik, stanbul,1994 Http://En.Wikipedia.Org/Wiki/Schubert Fink, G.W., Review Of Winterreise&Schawanengesang, 1993

445
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (445-453)

BREYSEL KEMAN ALIMALARINDA UYGULANABLECEK ALIMA YNTEMLERNN NCELENMES Ahmet Hamdi ZAFER1 ZET Keman hem teknik, hem de mzikal adan alnmas g bir algdr. Kemanclarn mzikal ve teknik geliimi asndan; bireysel almalarda uygulanacak yntemlerin doru bir ekilde planlamas, almalara ynelik altrma ve ettlerin seimi, verimli bir almann salanabilmesi, kemanclarn kendilerini gelitirebilmeleri bakmndan nemli bir yere sahiptir. Bu adan keman almalarnda uygulanacak yntem ve tekniklerin bilinli bir ekilde seilmesi gerekir. Anahtar Kelimeler: Keman,Ett,alma ANALYSIS OF STUDY METHODS THAT COULD BE APPLIED FOR INDIVIDUAL VIOLIN STUDIES ABSTRACT The violin is an instrument but it is very difficult to play it both from the point of technique and music.For the violinists true planning of the methods practised in the individual exercises and true chosing of the etudes and works have a very important place to improve the violin learners.So; briefly violinists have to choose the tecniques and methods that they practise in their studys very effectively and carefully. Key words: Violin,Etude,Practice
1

Trakya niversitesi Devlet Konservatuvar, ahmethamdizafer@hotmail.com

446
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (445-453)

GR Keman almalarnda verimliliin salanabilmesi, kemanclarn geliebilmesindeki temel faktrler arasnda yer almaktadr. Bu adan bireysel almalarda kullanlacak yntemlerin belirlenmesi ve doru bir ekilde uygulanmas nem tamaktadr. Gerek anlamda keman alabilmek, vcudun zorlanmadan, yorulmadan doal fonksiyonlar sonucu gerekli sreyi elde etmesiyle gerekleir.2 Okul ortamnda yaplan almalar eitmen gzetiminde olmaktadr. Ancak bireysel almalar mzisyenin dikkat, yetenek ve pratie verdii nem sayesinde uygun bir seviyeye gelmektedir. Kendini vererek yaplan bir almada kullanlan metotlarn eitlilii ve almalarn belirli bir programa oturtulmas, kemanclar iin ksa srede kendini gelitirebilmeleri bakmndan verimli almalar yapmasna olanak salayacaktr. Bu almada, bireysel keman almalarnn verimli bir ekilde yrtlebilmesi iin uygulanabilecek alma, yntem ve tekniklerine ilikin bir takm temel konular incelenerek, kemanclarn sz konusu almalarnda daha verimli sonular elde edebilmeleri iin baz ipular verilmeye aba gsterilmitir. Bu alma iin yazl kaynaklar ve gzlemlerden yararlanlmtr. NCELEME Bireysel keman almalarnda ncelikle bir almann genel yntemlerinin hangi ilkelere dayanmas gerektiini ortaya koymak, daha sonra ise zel teknik almalar iin kullanlabilecek alma yntemleri zerinde durulmas gerekir. Bu almalarn etkili ve verimli olabilmesi iin alma srecine ynelik olarak baz koullarn salanmas nem tamaktadr. Bir kemancnn performansn yksek dzeyde tutabilmesi iin gndelik almalarn hangi ltlere dayandracan saptamas ve ihtiyalarn gz nnde bulundurmas kendisini gelitirmesi asndan nem tamaktadr. Gndelik almalarda parmaklarn abukluunu arttracak almalarn mutlaka yaplmas gerekir. Bu almalara ynelik altrma ve ett seilirken dikkat edilmesi gereken nokta, basitten zora doru bir
2 Cemalettin Gbelez, alglar Dnyasnda Keman, Lizt Mzikevi Yaynlar,stanbul (1996), s.104

447
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (445-453)

altrma ve ett planlamas yaplmasdr. rnein parmaklarn hz ve akcl iin yaplacak bir almaya dorudan hzl ve zor bir ett ile balanmas, parmaklarn kaslmasna, hatta bu bir alkanlk haline gelirse, srekli kaslm parmaklarla alma sonucunu dourabilir ve kaslm parmaklarla da st dzey bir teknie ulalmas mmkn olmaz. Bu adan yaplacak btn keman almalarnda el ve parmaklarn yumuaklnn korunmas balca koul olmaldr. Bu nedenle gnlk almalarda dahi, daha kolay altrma ve ettlerden, daha zorlarna doru bir sralama yaplmas ve bu almalarn mmkn olduu kadar eitlendirilmesi yararl olur. Ancak teknik dzey yeterli ise Albert.Markov'un System of Violin Playing Exercisesden 13 numaral altrma gibi daha zorlayc altrmalar da balang iin seilebilir. Teknik dzey yeterli bile olsa, yine de bu kolaydan zora doru yntemini uygulamak daha doru olur. Keman alrken bedensel yorgunluun en az dzeyde tutulabilmesi iin duru ve tutulara, sa ve sol elin kullanmna ilikin kurallara srekli olarak uyulmaldr.3

rnek-1 Albert Markov System of Violin Playing Exercisesden 13 numaral altrmadan bir ksm. Yay almalarnda da ayn ekilde planlanarak uygulanmas gerekir. nk bu almalarda da sol el almalarnda karlalan benzer nitelikteki problemlerle karlalmaktadr. Aslnda hzl Detache, hzl bir Spiccato tekniinden daha gtr. Bu adan hzl Detache tekniine nem verilmesi gerekir. Dolaysyla hzl Detache ieren ettlerin yan sra, eserlerin ilgili blmleri de ett olarak kullanlabilir. Bu hzl Detachelerde tel deiimleri
3

Edip Gnay/Ali Uan. evreden Evrene Keman Eitimi Birinci Kitap, nder Matbaa, Ankara, (1980), s:11

448
Trakya niversitesi So osyal Bilimler D Dergisi aziran 2010 Cil 12 Say 1 (445 lt 5-453) Ha

younsa ek bir glk o k ortaya kma aktadr.

Dont Op. 35 2 numaral Ettden b ksm 5 l bir rnek-2 Jacob D

rnek-3 Anton Vivaldi o nio op.8 La Pri imavera (lk kbahar) bi irinci blmden bir ksm Stacc cato, bal Staccato, Sp piccato ve Detache gibi teknikler d D i doal olarak ayr allma ca aldr. Ancak bu teknik k kler bir arad kullanld da nda anlk bir e ekilde bir teknikten, ba bir teknie geilebilm ka mekte, bu da ok a hzl tepkid bulunulma de asn gerektirmektedir. Birok eser v ettte byle bir B ve durum sz konusu oldu uundan, bu glklerin daha ksa s rede alabil lmesi iin ayrca bu glkler ynelik a re almalarn da yaplmas y d yarar salar. Kem manclarn o Staccato tekniinin renilemeye veya sonr ou en radan kazanlan, doal bir ye etenek olduu dnme unu ektedir. Ger ektir ki; pek ok k kemanc do oal bir stac ccato tekniin sahiptir. Ancak Harold Berkley'e gre ne A bu kan pe ok kez ek rtlmr Her kema r. anc sabr ve dikkatli al e lma sayesinde S Staccato tekn niine hakim olabilir.1 m Ayn ynde ek kerek veya iterek yaplan hzl St taccato'lar te eknik adan g tr. Bu tekn nikleri ieren konerto, para veya e n p ettleri al rken dikkat edilmesi gereken nokta, a tempolarda eit yay ba r a asnc ve ei yay it
1

Harold Ber rkley: The M Modern Techniq que of Violin Bowing, G.Schimer Inc., New n York.(1943), s:30

449
Traky niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi ya r Hazir 2010 Cilt 12 Say 1 (445-4 ran 453)

uzun nluklar ku ullanlmasd r. Bu al ltrmalarda ritimdeki eitliin a i bozu ulmamasna d dikkat edilm gerekir. Dolaysyla b teknikleri ieren ett, mesi D bu i para ve konert a tolar iin bir n hazrlk olarak, n gamlarda aadaki r k nce a, rnekte verilen b almala uygulanab ba ar bilir. Aada rnekte v aki verilen veya anclarn ken ndilerinin sap ptayaca bu tr almal yaplabilir. u lar kema

rnek4 Yukarda rnekte olduu gibi Jacob Don ve Pierre Rode gibi aki i nt e kema anc ve be estecilerin m metotlarndan da yarar n rlanlarak bu teknikler u as ndan salam bir altyap o m oluturulmas mmkn o s olabilir. Staccato te ekniinde te emel iki zorluk vardr. B Staccato hareketinin Biri kend disidir. Dieri tel de iimleri ve sol el p e parmaklar ararsndaki koor rdinasyondur 4 r. Spiccato te ekniinde ne etlie ve ses kalitesine nem vererek allmas k gerek Bu sebe kir. epten dolay eserlerde yer alan Spiccato'lar, zellikle ton y reti asndan da ele alna imi n abilir. Spiccato te ekniinde se kalitesini dinlemek ve elde edilebi es d ilecek en iyi sesi yakalamaya almak g a gerekir. nk iyi bir s elde edeb ses bilmek iin yayd arlk, hz sr nokt da z, talar iyi deng gelenmelidir2 r Wolfgang Amadeus M Mozartn 5 numaral kem konert n man tosunun son bl mnde yer a alan Spiccato olarda yayn dibine yakn ksmda uy n ygulanmas, kesk kinlik ve iste enilen karak kter asndan parlak ve yava bir S n Spiccatoya, Nicc colo Paganininin 5 n numaral kap prisinde hz tempoda ska tel zl a deiimleri iere Spiccatolar ise hzl Spiccatoya en S rnek verileb bilir. nemli olan nokta, ke emanclarn eserlerdeki Spiccatonu karakter un rine uygun al malar yapma asdr.
4 2

Ivan Galamian: Prin nciples of Violin Playing &Tea aching, Prentice-Hall, nc.(196 s: 79 62)

Ferid dun Bykaks soy: Keman retiminde lkeler ve Yn l ntemler, Armo oni Yaynlar, Anka ara.(1997) s:52

450
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (445-453)

rnein Rudolph Kreutzer 42 ettten 1 numaral ett iin yazlm Spiccato alma ekilleri, bu teknikte eviklik kazanlmas asndan gnlk almalarda kullanlabilir.

rnek5 Rudolph Kreutzer 42 Ettten 1. Ett iin alma nerilerinden bir ksm Ancak daha st seviyelerdeki rnein Henryk Wieaniawskinin 2 numaral kaprisinde hzl tempoda yer alan Spiccatolar iin, Jacob Dont op.35den 20 numaral ett gibi ska tel deiimleri ieren Spiccato ettlerin allmas da gerekir. Ricochet yay teknii g yay teknikleri arasnda yer almaktadr. yi bir Ricochet teknii iin, ard ardna gelen notalarn eit bir ekilde ve iyi bir entonasyonla alnabilmesi gerekir. Bu tekniin gelitirilmesi iin, yayn teller zerine braklmas sonucu oluan sramay eit olarak blmlemek iin allmaldr. Staccato tekniinde olduu gibi Ricochet tekniinde de yayn kullanlan ksm, yayn durumu ve kemancnn yorumuna gre deiiklik gstermektedir. ekerek Ricochet yapmak, iterek Ricochet yapmaktan daha kolaydr. Bu sebepten dolay almalar nce ekerek yaplmal, sonra da iterek yaplmaldr. Hzl Ricochetlerde yayn tellere yakn tutulmas ve daha az yay kullanlmas Ricochetlerin rahat yaplabilmesine yardmc olabilir. Aada yaplan eyden biri sk sk Riocochet tekniinde problemlere yol aabilir. Yayn ok sk tutulmas, yayn zplayndaki doal gerginlik dolaysyla yayn doal zplama durumuna mdahale edilmesi! rnein Felix Mendelssohn op.64 mi minr keman konertosunun kadans, Niccolo Paganininin op.1den 1.kapris gibi, Ricochet yay tekniinin kullanld eserleri almaya balamadan nce Charles.Dancla
1

Ivan Galamian. Principles of Violin Playing &Teaching, Prentice-Hall , nc.(1962) , s.83

451
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (445-453)

op.73 18 numaral etdnn allegro ksmndaki gibi ettlerden yararlanlmas dnlebilir. Dier yayl alglarda olduu gibi, kemanda da ift seslerde, teknik ve mzikal anlamda hkimiyet kazanlmas uzun dnemli almalar sayesinde oluacak bir kazanmdr. ift seslere ilikin almalarda gamlar ve altrmalar temel alnabilir. rnein eserlerin ift ses ieren ksmlar allmaya balanmadan nce Otakar Sevcik, Henry Schradieck parmak altrmalar metotlarndaki ift ses altrmalar, Jacob Dont op.35den No:8, 12, 21 ve benzeri gibi ettler, ift seslerde daha st seviyelere gelebilmek iin uygun ve zevkli bir kaynak oluturabilir. nk yukarda belirtilen rnekler parmaklar abuk ve e zamanl hareket etmeye yneltecektir. Teknik adan genellikle karlalan iki temel sorun vardr. Tele basan iki parmakta oluabilecek ar bir bask ve gerginlik, hem entonasyon, hem de parmaklarn akc bir ekilde hareket edebilmesi asndan engel tekil edebilir.5 almalarda ksa sreli de olsa, onlu gam altrmalar yaplmas, el ve parmaklarn bu teknie yatknlnn artmasna yardmc olabilir. zellikle elleri kk olan bir kemanc iin onlulardaki glklerin ayrca gz nnde bulundurulmas gerekmektedir. Onlular alarken parmaklar arasndaki mesafe deimektedir. Onlularda karlalan problemler iin aadaki noktalarn alnmas gerekir. Tiz sesteki parmak pes teldeki parmaa gre daha ksa hareket ettiinin bilinmesi gerekir. Her iki parma birlikte tellere basmak, ancak yay sadece bir telde kullanmak, her notada temiz bir entonasyon salanabilmesi iin yararl olabilir. Genel anlamda ift sesler alrken pozisyonun ykseklii ve aralklarn genilii entonasyon problemlerini beraberinde getirmektedir. Altrma yaplmadan alnacak ift sesler, bozuk entonasyona sebep olaca gibi ayn zamanda elde ve bilekte kaslmalara ve yanl hareket sonucu oluacak kramplara sebep olacaktr. Bu gibi sorunlarn almalarda giderilmesi iin gamlar zerinde l, tam beli, altl, oktav ve onlu almalar yaplmaldr. Bu almalar yaplrken parmaklar ift ses basarken yay sadece alt veya st ses iin kullanlabilir ve bylece parmaklar tue zerindeki yerlerini daha salkl bir ekilde renilebilir ve entonasyon
5

Feridun Bykaksoy: Keman retiminde lkeler ve Yntemler, Armoni Yaynlar, Ankara.(1997).s13

452
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (445-453)

problemlerinin nne geilebilir. Oktavlar ve onlular allrken parmaklar tel zerine yerletirip nce tiz, sonra pes sesi ayr ayr almak entonasyon problemini gidermek iin iyi bir altrma olmasnn yan sra, bu ift sesler allrken zellikle onlular da eli daha yksee yerletirmek ve birinci parma geriye doru ekmek bilein yumuakln salamak kouluyla salkl bir ift ses allmasna olanak salayacaktr.1 Akor almalar ift ses almalar gibi uygulanmal, ancak yay hareketlerindeki farkllklar gz nnde bulundurulmaldr. Akor alnrken yay nce ilk iki ses, daha sonra st iki ses alnarak krlmaldr.(4 sesli akorlar iin)3 sesli akorlar alnrken eer notada farkl ekilde belirtilmemi ise orta ses ortak tutulur, yay nce birinci ve ikinci sese, daha sonrada 2. ve 3. sese evrilir. Akorlar youn olarak Johann Sebastian Bach ve Eugene Ysayenin solo sonatlar ve partitalarnda gze arpmaktadr. Bu sonatlarn ve partitatlarn baz blmlerinde akor almalar farkllklar gseterebilir. rnein Johann Sebastian Bach 1. Sonatn Fuga blmnde gelen sesli akorlarn krlmadan bir seferde alnmas gerekmektedir. Bu akorlarn alnmasn kolaylatrmak iin yay tue zerinde akorun orta sesinin bulunduu tel zerine younlaarak elde edilebilir. Bu alma yaplrken yay dip ile orta ksm arasnda kullanlmaldr. Ayrca yaydan nce parmaklarn tellere yerletirilmesine nem verilmelidir. rnein Jacob Dont op.35den Prelude gib i ettler Johann Sebastian Bach solo sonatlar iin iyi bir hazrlk almas olabilir. SONU Herhangi bir keman eseri icra edilirken karlalan yay eitleri ve sa el tekniklerinin gelitirilebilmesi iin ncelikli olarak dzenli almann yannda, icray kolaylatracak eitli yntemlerinde bilinmesi gerekmektedir. Bir kemanc iin gnlk almalarda dikkat etmesi gereken nemli noktalar bulunmaktadr. Bunlar u ekilde sralanabilir; * almalarda ncelikle gamlardan ve altrmalardan balanmas ve kolaydan zora doru bir plan dahlinde allmasna nem vermek, * Eseri batan sona defalarca almak yerine zor olan ksmlar zerine almalar yapmak,
1

Feridun Bykaksoy: Keman retiminde lkeler ve Yntemler, Armoni Yaynlar, Ankara.(1997) s.13

453
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (445-453)

* Zor olan ksmlarda karlalan sol el ve sa el asndan hz gerektiren pasajlar iin deiik metotlardan uygun almalarn seilmesi ve allmas, * Hangi eser allrsa allsn, zor pasajlarn kesinlikle yava tempoda allmas, yava tempoda zlmemi olan bir pasajn kesinlikle hzl tempoda ve parmaklarn durumuna dikkat ederek allmas. Bu makalede nerilen almalar, alma srelerine ve icracnn bu konulara verdii neme gre deiiklik gsterebilir. Bu sebepten dolay bu almada verilen rnekler dnda seviyeye uygun baka metotlardan da yararlanlabilir. Keman almalarnda, uygulanabilecek teknik yntemlerin doru bir ekilde uygulanmasna dikkat edilmesi ve doru alma yntemlerinden yararlanlmas gerekir. KAYNAKA Bykaksoy, Feridun: Keman retiminde lkeler ve Yntemler, Armoni Yaynlar, Ankara,(1997) Berkley, Harold: The Modern Technique of Violin Bowing, G.Schimer Inc. , New York(1943) Galamian, Ivan: Principles of Violin Playing &Teaching, PrenticeHall , nc. (1962) Gbelez, Cemalettin: alglar Dnyasnda Keman, Lizt Mzikevi Yaynlar, stanbul. (1996) Gnay, Edip/Uan Ali: evreden Evrene Keman Eitimi Birinci Kitap, nder Matbaa, Ankara.(1980)

454
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

KONSERVATUVARLARIN MFREDATLARINDA KULLANILAN VYOLA BALANGI METOTLARININ LKRETM 1. SINIF RENCLERNE UYGULANMASINDA OLUAN SORUNLAR kr ner DN1 ZET Bu almada Trkiyedeki gnmz konservatuarlarnn viyola eitiminde kullandklar mevcut temel eitim balang metotlar ve bu metotlarn kullanlmas ile eitimde karlalan zorluklar incelenmitir ve ilkretim 1. snfta viyola eitimine balayan rencilere yol gstermesi amalanmtr. lkretimin kesintisiz 8 yla karlmasnn ardndan baz konservatuarlarda enstrman eitimine 1. snftan itibaren balanmaktadr. 7 yanda, okuma-yazmay bilmeyen, daha hibir notay tanmayan renciler enstrman eitimine baladklarnda onlarn seviyesine uygun bir metot seiminde de ciddi skntlar olumaktadr. Hem kaynaklarn azl hem de seviyeye uygun metot seimi eitimde zorluklar yaratmaktadr. Bu inceleme Trkiyedeki konservatuarlarda 1. snftan viyola eitimine balayan eitimcilere, mevcut metotlardaki skntlar grmesi ve en uygun metodu semesine olanak salayacaktr. Anahtar Kelimeler: Ett, Konservatuvar, Metot, Mfredat, Viyola

Yardmc Doent, Trakya niversitesi Devlet Konservatuvar, onerviola@mynet.com

455
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

THE PROBLEMS THAT VIOLA BEGINNING METHODS ARE USED TO PRIMARY SCHOOL STUDENTS IN CONSERVATORIES CURRICULUM ABSTRACT In this study I checked up on the conservatories primary school curriculum and researched the learnning difficulties for the conservatory students in primary part and I also tried to analysized all the method books for the viola for the beginner students. I aimed to guide all the beginner pupils in the conservatories. Because;after the primary schools had become eight years, some of the conservatories began to accept students from the first class when they were at the age of seven. They didnt know how to read and write. They didnt know the notes in music. I think this study will also decrease their problems. Key Words : Conservatory, Curriculum, Ett, Method, Viola GR Trkiyede ilkretim programlarnn kesintisiz 8 yla karlmas sebebiyle Trakya niversitesi, Bilkent niversitesi, Mersin niversitesi devlet konservatuarnda bran eitimi tam zamanl ve yar zamanl olmak zere ilkretim 1.snftan balamaktadr. lkretim 1.snfa balayan bir renci daha okuma yazma renmeden bran dersine girmektedir. Bran retmenleri de daha okuma yazma bilmeyen ocua bran retiminde kaynak bulmakta zorlanmaktadr. Bilindii gibi hangi enstrman iin olursa olsun temel balang metotlar ok snrlyken ilkretim 1. snftan balayan bir balang metodu bulunmas imkanszdr.2
kr ner DN, Trkiyedeki Konservatuvarlarn lkretim Mfredatna Uygun Temel Eitim Viyola Balang Metodu nerisi, Yaymlanmam Sanatta Yeterlik Tezi, Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Edirne, 2009
2

456
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

Grlyor ki, yz yla yaklaan bir sre gemi olmasna karn, mzik eitimi ve ona dayal alg eitimi ile ilgili sorunlar henz alabilmi deildir. Dahas, mzik eitimi ile ilgili dnceler bile bulanklktan kurtulamamtr. lkretim okullar ve lise mzik derslerindeki alg eitimi, genel mzik eitimi anlaynn da bir uzantsdr.3 Erken yata mzik eitimine balanmas ocuklar zerinde olumlu etkiler oluturmaktadr. Erken yata alnan enstrman ve mzik eitimi ocuun zeka geliimini olumlu ynde gelitirmekte ve gelecekteki hayatn bir dzene koymasna yardmc olmaktadr. Bu yzden eitli grlere gre mzik eitiminin okul ncesi dnemde balanmas gerektii savunulmaktadr. Anaokullarnda/krelerde ve ilkokullarda (ilkretim okullarnda) mzik eitimi verilmesi salanmaldr. Bilimsel gr ve aklamalar, okul ncesi yalardaki ocuklarn bu dnemde, daha sonraki yaamlarna (dnemlerine) ilikin davran biimleri ve ilgi alanlarna ynelik, belirleyici ve yol tutu (izleyi) iinde olabilecekleri ynndedir. Mziksel ilgilendirme (ilgi uyandrma)ve renme srelerinin de, mzik dal ve mzik pedagojisi renimi grm eitimciler araclyla, ilkin genel eitim-retim okullarnn ilk basamanda, zellikle ana snflar/anaokullar ve krelerde olmak zere,bir btnsel renme iine oturtularak gerekletirilmesi gerekmektedir. Grlyor ki Avrupa Okul Mzik Eitimi alma Topluluu(European Allianz For School Music/EAS)da, okul mzik eitiminin ocuklar ve genler iin nemini vurgulamakta haftada en az iki saat olmak zere, her kademede, bu dalda eitilmi eitimciler tarafndan ve zellikle anaokullarndan, krelerden balayarak verilmesini n grmektedir.4 Bu dnceler dorultusunda ilkretim 1.snftan balayan bir temel eitim bran balang metodu hem eitimcilerin elindeki kaynak skntsn giderecek hem de pek ok kitaptan ayr ayr alnarak oluturulan mfredat eserlerinin tek bir kaynakta toplanm olmas renci ve retmenlere kolaylk salayacaktr nsan hayatnda mzik nemli bir yer tutmaktadr. Mzik insann doas gerei hayatn oluturduu birikimlerin seslere yansmasdr. Mzik, matematiksel bir mantk, disiplin, zaman kullanma, susma, diyalog kurma, hareket etme ve ilikiler sanatdr da nsan dncesinin rn olduu kadar duygusal bir dearj yolu da olan mzik, yaratld
3 4

smail BOZKAYA, Okul Ortamnda Mzik, zsan Matbaaclk, Bursa, 2001, s.102 BOZKAYA,(2001): 126

457
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

ortamla, an dnya gr ile ksaca insan yaamyla ve toplumla, btn teki sanatlar gibi skca baldr. Bu nedenle de ne bir fantezi ne de bir elence rn ya da arac saylmamaldr. Mzik yoluyla bir yandan gnlk yaamn stne kp g kazanrken bir yandan da birlikte yaamann btn kurallarn reniriz.5 Erken yata balanacak enstrman dersleri ocuun zihinsel geliimini olumlu ynde etkilemektedir. Trkiyede lkretimin kesintisiz 8 yla karlmasnn ardndan baz konservatuarlarda enstrman eitimi ilkretim 1. snfta balamaktadr. Bu aratrma 1. lkretim 1. snftan balayan bir viyola metodu bulunmamas yznden, 2. Bu snflara uygun eserlerin seilmesinde yaanlan skntlar, 3. Mevcut metotlarn 1. snftan itibaren balatlmas sebebiyle oluan skntlarn incelenmesi ve seviyeye uygun bir metot seimine olanak tanmaktadr. lkretim 1.snftan balayan Viyola Balang Metotlarnn incelenmesinin nedeni; gnmz konservatuarlarnn viyola eitimcilerine kaynak oluturan mfredatlara uygun olarak kullanlan balang metotlar 1. snftan balayan viyola eitimi iin eitli skntlar oluturmaktadr.Uygun metodun seilmesi, zorluk seviyesi, kolay anlalabilirlik gibi sralanabilecek zorluklar bu inceleme ile 1. snf seviyesi iin en uygun metot seimine olanak salayacaktr. NCELEME Enstrman eitiminin temelini metotlar oluturmaktadr. Metotlar sayesinde enstrman eitiminde doru duru-tutu pozisyonu, parmaklarn tel zerindeki yerleri, grevleri ve bu konular dahilindeki ettler ve paralar altrlabilmektedir. Bugn hemen her enstrman iin balang metotlar bulunmaktadr. Fakat yazlan bu metotlar iinde eitime kolaylk ve yarar salayacak metotlar semek gerekmektedir. Bir enstrman eitimine balanrken doru tutu ve duru pozisyonlarn gsteren, ilgili alanda eitli ettler ve beraber mzik yapmay gelitirecek elikli paralar tercih etmek gerekmektedir. Ancak mevcut metotlar bu zelliklerin hepsini beraber
Cavidan SELANK, Mzik Sanatnn Tarihsel Serveni, Doruk Yaymclk, Ankara, 1996, s.2
5

458
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

iermemektedir. zellikle bu alanda viyola metotlar ok snrldr. lkretim okullarnn kesintisiz 8 yla karlmasnn ardndan ilkretim 1. snftan enstrman eitimine balayan konservatuarlarda ise bu snflara uygulanabilecek metotlar bulunmas hemen hemen imkanszdr. Bu koullara bir de viyola eitimi eklendiinde kaynaklar daha da skntl bir hale gelmektedir. lkemizdeki alg eitiminde, bugne kadar viyola retimine ynelik olarak herhangi bir alma yaplmam ve renciler viyola renimlerinin yaklak ilk ylnda, keman metotlarnn transpozesini yapmak zorunda kalmlardr. Dolaysyla viyola retimindeki bu boluk, kaynak sorununu da beraberinde getirmitir6 1.snfa balayan bir renci sol anahtarndaki notalarn yerini renmeden do anahtarndaki notalar retilmeye allrsa bu durum renci iin karmak bir hal alr. Tanrverdi, Cavallini, Giorgetti, Reytin, Sitt ve Classensin yazm olduklar birbirinden deerli eitli almalar ieren viyola metotlar direkt olarak do anahtaryla balamasndan dolay ilkretim 1.snftan balamak iin seviyeye uygun deildir. Ayn zamanda yay tutuu, viyola duru ve tutuunu anlatmamakta ve bu konu ile ilgili resimler iermemektedir. lk olarak eitimin banda rencinin kati olarak bilmesinin gerektii yay ve enstrmann paralarnn tantld resim veya tablolar iermemektedir.

Ayfer TARIVERD, Viyola Metodu I, Gaye Matbaaclk, Ankara , 1993, s.1

459
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

1. Salyangoz 2. Kulaklar 3. Tel eii 4. Tue 5. Sap 6. n yz 7. Yanlk 8. Fileto 9. Arka kapak 10. f delikleri 11. Kpr 12. Kuyruk 13. enelik 14. Dme 15. Teller

1.

ubuk 2. Kl 3. Takoz 4. Topuk 5. Vida

ekil 1 Viyola ve Yayn Paralar Bunun yan sra yay ekmenin nemi, nasl daha iyi ve kesintisiz ses oluturulabilecei anlatlmamakta, yay ekerken sa elin ve kolun durumu nasl olmal, ekerek-iterek yay ekme almalar yaptrlrken sa el bilei nasl durmal gibi konulara yer verilmemektedir. Bu sebeplerden dolay bu metotlar ilkretim 1. snftan viyola

460
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

eitimine balayan kk renciler iin daha zor gelmektedir. Bu skntnn giderilebilmesi iin viyola eitimine kemanla ve keman metotlaryla balamak gerekmektedir. Keman metotlar ierisinde Macar besteciler Lazsko, Geza, Margit ve mre tarafndan oluturulmu balang metodu doru duru, tutu ve yay tutma, ekme ile ilgili pek ok resime yer vermi, kemann ve yayn paralarn tantmamtr. Duru, tutu ve yay ekme almalarnn ardndan genel anlamda kromatik geilerin bulunduu ettlere yer vermitir. Daha solfej eitimine yeni balam olan 1. snf rencisi diyez ve bemoll notalarla keman teli zerinde nereye basacan kartrmakta ve zorlanmaktadr. Diyez ve bemoll notalar yerine parmaklarn her tel zerindeki pozisyonlarn gstermek daha hzl ilerlemeye olanak tanyacaktr.

ekil 2 Parmaklarn teller zerindeki yerleri Grigoriann yazm olduu keman balang metodu keman eitimine keman ve yayn ayrntl paralaryla balamakta ardndan keman ve yay tutuunu izim olarak gstermektedir. izim olarak yaplan bu duru ve tutu

461
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

ekillerini anlamak ilkretim 1. snf rencisi iin daha zor gelmektedir. Bunun yerine bir model ile kemann duruunu, tutuunu ve yay ekmeyi gsteren resimler daha aklda kalc olmakta ve daha iyi anlamay salamaktadr. Grigoriann yazm olduu bu metot bir pratik kitab olmas yerine daha ok bir ders kitabn hatrlatmaktadr. Kemann tellerini nota olarak gsterilmesinin ardndan l deeri almalar, nota deeri almalarna yer vermekte yay ekme almalarna yer vermeden yay eitleri ve ardndan pozisyonlara gei yapmaktadr. Oysa 1. snf iin uygulanacak bir metotta yay ekme almalar, tel gei ve ift tel birlikte olarak yaplan almalar sa elin dirsek yksekliinin tellere gre ayarlanmasn salayacak ayn zamanda yay ekme almalar yaptrlrken yayn dier tellerle temas engellenecek ve istenilen kesintisiz, uzun, sabit ses elde edilmesi salanacaktr. Bu eksiklerden dolay bu metot daha ok 1. snf rencisi iin deil enstrman renmi, daha byk ve daha st snflardaki rencilerin kullanm iin hazrlanm bir metot zellii tamaktadr. Ancak yer verdii ettlerde kullanlan tellere gre parmak pozisyonlar almay kolaylatran bir zellik tamaktadr.

462
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

allmas gereken yay ekme almalarndan baz rnekler Egemenin yazd keman balang metodu Trke olmas bakmndan nemli bir yer tutmaktadr. Bu metotta genelde tutu zerine ok fazla fotoraflara yer verilmitir. Keman-yay tutuu, yay ekme zerine yaplan ksa anlatmlarn ardndan pozisyonlar ve onlarn zerine almalara yer vermitir. eitli bestecilerin yazm olduu ve metotta kullanlan derlemeler daha ok bir mzik tarihi kitabn anmsatmaktadr. Kullanlacak alntdan sonra eserin bestecisinin hayatlarna yer vermekte, eserlerin zorluk sras gzetilmeden arka arkaya yerletirilmesi yznden 1. snftan balayan renciler iin kullanm daha zor bir zellik tamaktadr. Ancak bu metot dier keman metotlarnn iinde Trke olmas bakmndan ayr bir deer tamaktadr. Fortunatovann yazd balang metodu keman eitimine 1. snftan balayan renciler iin en uygun metot olma zellii tamaktadr. Keman ve yay paralar, durututu, yay tutma-ekme resimlerle anlatldktan sonra her telde yay ekme almalarna yer vermekte tel geili yay ekme almalarnn ardndan parmaklarn teller zerindeki pozisyonlar ve bunlar zerine almalara yer vermektedir. Bu metotta sadece ett almalarna deil piyano elikli kk paralara da yer verilmitir. Bylece ocuun seviyesine uygun olarak para seimi daha kolay yaplabilmekte rencide

463
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

seilen parayla beraber mzik yapma becerisini gelitirebilmektedir. Btn bu viyola keman balang metotlar incelendiinde ilerinde Tanrverdi ve Egemenin yazm olduklar metotlar Trke olmas bakmndan Trkiye Cumhuriyetinin konservatuarlarnda uygulanabilecek metotlar iinde ne kmaktadr. Ancak ilkretimin 8 yla karlmasnn ardndan 1. snftan itibaren viyola eitimine balanmaktadr. 1. snf rencisi viyola derslerine kemanla balamakta ardndan kemann telleri viyola telleri ile deitirilmektedir. Bu sebepten dolay ilk keman metotlar kullanlmakta ardndan viyola metotlarna geilmektedir. ki ayr metot kullanlmasnn yerine iki metodu tek bir metotta birletirmek hem eitimciye hem de renciye kolaylk salayacaktr. Bu ekilde hazrlanan bir alma Trkiye Cumhuriyetindeki konservatuvarlarda ilkretim 1. snftan balayan viyola eitimi iin bir ilk olacak ayn zamanda viyola eitimci ve rencileri iinde bir baucu kitab olacaktr. Bylece gelecek nesil violistlerine almalarnda k tutacaktr. SONU Bu almada Tanrverdi, Egemen, Fortunatova, Grigorian, mre, Kalay, Laszlo, Margit, Reytin, Cavallini, Giorgetti gibi deerli kiilerin yazm olduklar balang metotlar enstrman duru ve tutu, yay tutma ekme almalar, ierdikleri ettler ve elikli paralar elde edilen bulgularla kiisel olarak yorumlanmtr. Trkiyede ilkretim okullarnn kesintisiz 8 yla karlmasnn ardndan baz konservatuarlar enstrman derslerine 1. snftan itibaren balamaktadr. Daha okuma-yazma, solfej ve dier mzik derslerini renmemi olan 7 yandaki bir renci iin kullanlacak metot seiminde de skntlar yaanmaktadr. Baz metotlar saha st seviyeden balamakta, bazlar ise gerekli duru ve tutu pozisyonlarnn fotoraflarna dahi yer vermeden enstrman eitimine balamaktadr. Viyola eitimi iin bu snflara uygulanacak bir metot bulmak ise neredeyse imkansz bir hal almaktadr. Bu sebeple 1. snftan balayan viyola eitimi iin daha sade, daha basitten balayan bir metot oluturulmas gerekmektedir. Sonu olarak bir balang metot nerisi oluturabilmek iin eitimretimde kullanlan mevcut metotlar incelemek, eitim-retime uygunluunu aratrmak gerekmektedir. Bu ekilde oluturulacak olan bir viyola metot nerisi farkl farkl metotlarn ierdikleri yararl bilgiler ve

464
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (454-464)

almalar tek bir metotta toplayacak bylece eitimciye ve renciye bir baucu kitab olacaktr. KAYNAKA Bozkaya, smail, Okul Ortamnda Mzik , Bursa, zsan Matbaaclk, 2001 Classens, Hanry, Alte Musik fr Viola , Budapete, Editio Musica, 1976 Din, kr, ner, Trkiyedeki Konservatuvarlarn lkretim Mfredatlarna Uygun Temel Eitim Viyola Balang Metodu nerisi, Edirne, Yaymlanmam Sanatta Yeterlik Tezi, 2009 Egemen, Hseyin, ada Keman Eitimi, stanbul , zgr Yaynevi, 2005 Fortunatova, Method na Skripka, Moskova, Sovetski Kompozitor, 1990 Grigorian, Skripke Skola, Moskova, Sovetski Kompozitor,1991 Karolyi, Otto, Mzie Giri , stanbul, Pan Yaynclk, 2001 Laszlo, Denes, Kallay, Geza, Margit, Lanyi., mre,Mez, Heged Iskola, Budapete, Editio Musica, 1966 Morgl, Mahiye , Mzik Nasl retilir, Ankara, Yurtrenkleri Yaynevi, 1998 Selanik, Cavidan , Mzik Sanatnn Tarihsel Serveni, Ankara, Doruk Yaymclk, 1996 Seybold, Anton , Leichte Etden, Hauser, Karlheinz Schultz, 1990 Tanrverdi, Ayfer , Viyola Metodu I, Ankara, Gazi niversitesi Basmevi, 1993.

465
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

T. C. TRAKYA NVERSTES SOSYAL BLMLER DERGS YAYIN LKELER T.. Sosyal Bilimler Dergisinde, aada belirtilen artlara uyan eserler yaynlanr. 1. Makalelerin, Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisinde yaynlanabilmesi iin, daha nce baka bir yerde yaynlanmam veya yaynlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bilimsel bir toplantda sunulmu bildiriler, bu durum belirtilmek art ile kabul edilebilir. 2. Yazlarn her trl sorumluluu yazarlarna aittir. 3. Yazlarda Trk Dil Kurumunun ml Klavuzuna uyulmas tavsiye edilir. 4. Yazlar, Word programna gre kadn bir yzne 11 punto, Times New Roman yaz karakteriyle, tek satr aralnda, A4 kadna kenar boluklar, st 6.2 cm, alt 5.5 cm, sa ve sol 4 cm, st bilgi 5.2 cm, alt bilgi 5 cm, cilt pay 1 cm eklinde ve 20 sayfay gemeyecek biimde dzenlenir. Yazlar nsha (iki nshasnda isim, nvan ve alt kurum belirtilmeden) ve bir CD olarak Editre gnderilir. 20 daktilo sayfasn geen yazlar dergide baslmayabilir. 5. Baslmayan yazlar yazarna iade edilmez. 6. Metindeki paragraflarn ilk satr 1 cm ieriden balayacaktr. Ana balk byk harfle ve metin gvdesini ortalayacak ekilde, sayfann stnden 4 satr aada; alt balklar ise paragraf dzenine uygun olarak (1 cm ieriden) konulacaktr. Balk yazsnn sa alt tarafna yazar veya yazarlarn adlar yan yana yazlr. Yazar ad/adlar yazlrken herhangi bir akademik nvan belirtilmez. Yazarn akademik nvan, alt kurum (niversite, faklte, blm veya dier) adlar dipnot biiminde sayfann altna yazlmaldr. Akademik nvan dnda baka unvan kullanlmaz. 7. Trke zet, balk yazs ve yazar adlarndan hemen sonra yer alr. Byk harfle ve sayfann ortasna gelecek ekilde zet szc yazlr. Konunun Trke zeti 200 kelimeyi geemez. Trke zetten sonra ngilizce zete yer verilir. Her iki

466
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

zetin altnda Anahtar Kelimeler-Key Words yazlr. Byk harflerle yazlm zet (Abstract) balnn altna eserin yabanc dildeki ad kk harflerle kaydedilir. 8. Aratrma ve inceleme dalndaki yazlar zet, Abstract, Giri, nceleme ve Sonu eklinde dzenlenir. Yabanc dilde yazlan yazlarda yukardaki blmlerin yabanc dildeki karlklar kullanlr ve ayn dzenlemeye uyulur. Dipnotlar 9. Bilimsel almada kullanlan kaynaklarn knyesi dipnot olarak sayfa altnda gsterilir. stifade edilen kaynaklar ilk getikleri yerlerde ayrntl ve aadaki rneklerde belirtilen sralamaya uygun olarak verilir. a. Kitaplar: Yazar Ad, Soyad, Kitap Ad (italik), Bask Says, Yaynevi201, Yayn Yeri ve Yl, Sayfa Numaras. rnek: Halil Seyidolu, Bilimsel Aratrma ve Yazma El Kitab, Gelitirilmi 9. Bask, Gzem Yaynevi, stanbul 2003, s. 34. b. Makaleler: Yazar Ad, Soyad, Makale Ad (trnak iinde), Dergi/Kitap Ad (italik), Cilt No, Say, Yayn Yeri ve Yl, Sayfa Numaras. rnek: Ali Berat Alptekin, Azerbaycan ve Trkiyede Tannan Ortak Aklar, Trk Dnyas Dil ve Edebiyat Dergisi, Say 7, Ankara 1999, s. 33. c. Bltenler ve Yllklar: Yaynlayan Kurum, Yayn Ad (italik), Yayn Yeri ve Yl, Sayfa Numaras. rnek: Devlet statistik Enstits, Trkiye statistik Yll 1997, Ankara 1998, s. 17-21. d. nternet Tabanl Kaynaklar: Yazar Ad ve Soyad, Belgenin Bal, Eserin Bal (varsa), Edisyon veya Dosya Numaras (ilgili ise), Adres ve Eriim Yolu, Ziyaret Tarihi (parantez iinde) verilir. Varsa sayfa numaras belirtilir. nternet ortamndan yararlanlan kitap ve makalelerde normal atf uygulamasna gre genel dipnot usulne uyulur. Ancak belirtilen veri uygulamalarna da yer verilir.
201

Gerektii hallerde yaynevi de verilebilir.

467
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

rnek: Beytullah Ylmaz, Kk ve Orta Byklkteki letmelerin Toplumda stlendikleri Roller Bakmndan Analizi, http://www.dtm.gov.tr/ead/ DTDERGI/ocak% 202004/kucuk.htm, (18.02.2006), s. 3. rnek: Trkiyenin Katlm Ynnde lerlemesi Hakknda 2004 Yl Dzenli Raporu, Avrupa Topluluklar Komisyonu, Brksel, http://www.aggs.gov.tr/ uploads/files/ilerleme_raporu_2004_tr.pdf (07.10.2005) Kaynaka Balac 10. stifade edilen kaynaklar metin ierisinde kaynaka balacyla yazar ve yl yntemine gre, yazarn soyad, basm yl ve sayfa numaras verilerek yaplmaldr. a. Yazarn ad yaz iinde geiyorsa, kaynan yl parantez iinde yazlmaldr. rnek: Yldrm (1966). ya da sayfa numaras vererek , Yldrm (1966: 70-97). b. Baz durumlarda yazarn ad parantez iinde verilebilir. rnek: Bu alanda yeni gelimeler kaydedilmektedir. (Raths, 1967: 40-85). c. Ayn ylda ayn yazar tarafndan yazlm iki kaynak gsterilecekse, aadaki ekilde verilir. rnek: Gates (1967a: 45-50; 1967b: 130-170). d. Kaynak iki yazarl ise yalnzca soyadlar yazlr. rnek: Massialas ve Cox (1966: 37-66). e. Soyadlar ayn olan iki yazarn ayn ylda yaynlanm eserleri, adlarnn ilk harfleri ile ayrdedilir. rnek: Smith, O. ve Smith, B. (1958: 251-251). f. Kaynan yazar ikiden fazla ise, birinci verilite btn soyadlar yer alr. rnek: Bursalolu, Aydn, Kaya, (1995: 120-145). g. Daha sonraki verililerde vd. kullanlr. rnek: Bursalolu vd. (1995: 120-145).

468
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

h. Bir dizi biiminde verilen kaynaklar en yeni tarihli olandan eski olana doru sralanarak bir parantez iine alnr ve noktal virgl ile ayrlr. rnek: Bu konudaki son gelimelere gre (Cobb, 1972: 221; Flanders, 1970:124; Bursalolu vd., 1995: 31). Kaynaka 11. Sayfann ortasna byk harflerle KAYNAKA yazlacaktr. Kaynakadaki eserler yazar soyadna gre alfabetik olarak sralandndan, eserlere ayrca sra veya blm numaras verilmeyecek ve yazarlarn nvanlar kullanlmayacaktr. Kaynak listesi, Yazarn Soyad, Ad, varsa Makalenin Bal (trnak iinde), Dergi veya Kitabn Ad (italik), varsa Derleyen veya evirenin Ad, Cildi, Says, birden fazla basldysa kanc bask olduu, Basm Yeri ve Yl biiminde verilir. Ayn yazarn birden fazla eseri kaynak olarak kullanlmsa basm tarihine veya alfabetik sraya gre eskiden yeniye doru dizilmelidir. Kaynakada her kaynak 1 cm ieriden yazlmaldr. a. Kitaplar rnek: Akda, Mustafa, Trkiyenin ktisd ve tim Tarihi, C. 1, stanbul 1974. b. Dergiler rnek: Sasan, Mustafa, Devlet: Gelien Teknolojiler ve Kamu Sektr, Stratejik Analiz, Say: 19, Kasm 2001. 12. Gnderilen yazlara ait resim, ekil ve grafikler sayfa yazm alann tamayacak biimde net ve ofset bask tekniine uygun olmaldr. Bunlarn sra numaras ve ad her eklin veya grafiin altnda verilir. 13. Derginin bir saysnda, ilk isim olarak bir yazarn ikiden fazla eseri baslamaz. Dnemler ierisinde ikiden fazla gnderilmise ilk ikisi dnda kalanlar, daha sonraki saylara aktarlr. 14. Makale, tercme ve eletirisi yaymlananlara 25 adet ayr basm ile iki adet dergi verilir. Not: Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Yayn lkelerinde bulunmayan hususlar iin Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Lisansst Tez Yazm

469
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

lke ve Kurallarna baklabilir. Not: Makaleler elektronik ortamda aadaki ileti adresine gnderilebilir. leti: sobedergi@trakya.edu.tr TRAKYA UNIVERSITY JOURNAL OF SOCIAL SCIENCES INSTRUCTIONS TO AUTHORS Academic studies complies with the following requirements below are published in Trakya University Social Sciences Journal. 1.In order for any article to be published in Trakya University Social Sciences Journal, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if clearly indicated so beforehand. 2. All researches subjected comparison of the products with their trade names are not in the scope of our journal. 3. While writing the papers, it is recommended to obey The Spelling Book of Turkish Language Society. 4. Manuscripts should be typed on A4 format (29/7x21cm) paper with 11 pt and 1 line space. They are arranged properly margined (6.2 cm from top, 5.5 cm from bottom, 4 cm from right, 4 cm from left, 5.2 cm from header, 5 cm from footer), and not exceeding 20 pages. The printed version manuscripts must be submitted to the editor as three copies (without including name, title and working institution in two copies) and along with a CD. Articles should not exceed 20 pages if not they may not published on the journal. 5. Unpublished articles are not sent back to the writer. 6. First line of the paragraphs in the text will start 1 cm from inside. Title of the article will be written with capital letters starting from the left top of the page by leaving 4 lines empty space. Subtitles will be placed in accordance with the

470
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

paragraph order (1 cm from inside). Name/names of the writer is written right bottom of the title side by side. Any kind of academic title of the writer is not written while writing the name/names of the writer. Academic title of the writer, institution where he/she works (university, faculty, department or others) should be written as footnotes at the bottom of the page. Any kind of titles are not used except for the academic titles. 7. Summary in Turkish is written just after the title and names of the writers. The word summary is written with capital letters in the middle of the page. Turkish summary of the subject can not exceed 200 words. After summary in Turkish, summary in foreign language should take part. Key words are given at the bottom of the pages in both summaries in the same languages. Original name of the article is written in small letters below the title of Abstract which is written in capital letters. 8. Articles in the field of research and examination are submitted according to the order of Abstract, Introduction, Methods and Results. Footnotes 9. Tags of resources used in the academic study are displayed at the end of the paper as footnotes. Resources exploited in the academic study are given in the first pass and in accordance with the order of the following detailed examples. a. Books: Authors Name, Last name , Name of the Book (italics), Printing, Publisher202 Place and Year of Publication, Page Number Example: Halil Seyidolu, Bilimsel Aratrma ve Yazma El Kitab, Gelitirilmi 9. Bask, Gzem Yaynevi, stanbul 2003, p.34 b. Articles: Authors Name, Lastname, Title of the Article (in quotations), Title of the Journal/Book (italics), Volume Number, Issue, Place and Year of Publication, Page Number. Example: Ali Berat Alptekin, Azerbaycan ve Trkiyede Tanna Ortak Aklar, Trk Dnyas Dil ve Edebiyat Dergisi, Volume 7, Ankara 1999, p: 33. c. Journals and Annuals: Publishing Institution, Title of the Publication (italics),
202

Publisher can be given if necessary

471
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

Place and Year of Publication, Page Number. Example: Devlet statistik Enstits, Trkiye statistik Yll 1997, Ankara 1998, p: 17-21. d. Internet-based Resources: Authors Name, Last name, Title of the document, Title of the Article (if available), Edition or File Number (if related), Address and Access Path, Date of Visit (in parenthesis). Page numbers are indicated if available. General footnote style is used according to the normal citation in the books and articles taken from internet environment. However, specified data applications are also stated. Example: Beytullah Ylmaz, Kk ve Orta Byklkteki letmelerin Toplumda stlendikleri Roller Bakmndan Analizi, http: //www.dtm.gov.tr/ead /DTDERG/ocak%202004/kucuk.htm,(18.02.2006), p.3 Example: Trkiyenin Katlm Ynnde ilerlemesi Hakknda 2004 Yl Dzenli Raporu, Avrupa Topluluklar Komisyonu, Brksel, http://www.aggs.gov.tr /uploads/files/ilerleme_raporu_2004_tr.pdf (07.10.2005) Connective References 10. References which are quoted must be given in the text with the connective references according to the technique of writer and year, surname of the author, publishing date and page number. a. If the name of the author is mentioned in the text, year of the references must be written in brackets. Example: Yldrm (1996). or by giving the page number, Yildirim (1996: 70-97). b. In some cases, the name of the author can be given in brackets. Example: New developments have been made in this field. (Raths, 1967: 40-85) c. If the references written by the same author in the same year are mentioned, it is given as below: Example: Gates (1967a: 45-50 (1967b: 130-170). d. If the references have two authors only their surnames are written. Example: Massialas and Cox (1967: 37-66)

472
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

e. If the two writers have the same surname and their works which were published at the same year can be distinguished by the first letter of their names. Example: Smith, O. and Smith, B. (1958: 251-251) f. If the reference has more than two authors, the surnames are mentioned at first. Example: Bursalolu, Aydin, Kaya, (1995: 120-145) g. In the next mentioning et al. is used. Example: Bursalolu , et al. (1995: 120-145) h. The references which are given as a line should be ordered from the oldest date to the recent one and must be separated with semicolon in the brackets. Example: According to the recent developments about this subject (Cobb, 1972: 221; Flanders, 1970:124; Bursalolu vd., 1995: 31) References 11. In the middle of the page, REFERENCES are written in capital letters. As the references are listed alphabetically according to the authors surname, any sequence or category number is not given and the titles of the authors are not mentioned. List of references is given stating the Surname and Name of the Author, the Title of the Article if available (in quotations), The Title of the Journal or Book (italics), The Name Of the Editor or Translator if available, Volume, Issue, the number of the printing if it is published more than once, the Year and the Place of Publication. If more than one work of an author is used as references, they should be given from the oldest to the recent one. a. Books Example: Akda, Mustafa, Trkiyenin ktisadi ve timai Tarihi, Volume 1, stanbul 1974. b. Journals Example: Sasan, Mustafa, Devlet: Gelien Teknolojiler ve Kamu Sektr, Stratejik Analiz, Number: 19, November 2001. 12. Pictures, figures, graphics belonging to the articles which will be sent must be clear and suitable for the technique of offset printing and should not exceed the

473
Trakya niversitesi Sosyal Bilimler Dergisi Haziran 2010 Cilt 12 Say 1 (465-473)

area of writing. Their sequence number and names are given below the each figure or graphic. 13. In one of the issues of the journals, more than two manuscripts of an author as the first name can not be published. If more than two manuscripts are sent in the terms, the ones except from the first and second are transmitted to the other issues. 14. 25 separate editions with two journals are given to the authors whose articles, translations and critics have been published. Note 1: For the subjects that are not available in the Publishing Principles of Trakya University Social Sciences Journal, more information can be obtained from Trakya University Social Sciences Institute The Rules and Principles for Writing Graduate Theses. Note 2: Articles can be sent to the following e-mail address. e-mail: sobe@trakya.edu.tr

You might also like