You are on page 1of 159

Vadi/felsefe

ISBN: 975-7726-57-5 91.06 Y .215.59

Postmodern durumu sistematik bir akademik ilginin kayna haline ilk getiren herhalde Lyotarddr. Analizinin oda olarak imdiye kadarki modernlik eletirmenlerinin yapt gibi "iktidar istenci" veya "arasal akl" deil "meruluk ilkesini" seer ve onu "anlatsallk" terimleriyle aklar. Bu bakasna gre modernlik bilimsel bilginin gelimesinin ardndan gelen bir "anlatsal bilginin zl"yle tanmlanmtr. Anlatya kar radikal kuku ve bilimsel olann "bilimsel-ncesi" bilgiye kar muhalefeti bir paradoksla sonulanmtr: Tabiat gerei tm anlatsal trden merulatrmalar reddetmi olan modern bilimin kendisi nasl merulatrlacakt? Bu paradoksun zm genelde modernliin, zelde de modern felsef dncenin karakteristik bir sylem biiminin yaratlmasyd: "".Metasylemlere" bavuran "metaanlatlar" (kendilerine elik eden tarih felsefeleriyle birlikte) merulatrmann dil oyunundaki sradan anlatlarn yerini almak zere in edildi. Lyotard'a gre "modern" terimi bu anlamda kendini Akln ilerlemesi ve zgrlk, Tinin zgrleimi trnden byk anlatlara mracaat yoluyla merulatran tm bilgi biimlerine uygulanabilir. Bunun aksine eer bir sylem "metaanlatlara kar bir gvensizlik" iindeyse ona postmodern denilebilir. Hakikat ve zgrlk metaanlatlarnn yerine postmodern sylem Lyotard'n bu kitapta yer alan "Postmodernizm nedir?" isimli yazsnn sonunda sarlmaya alt bir dizi tezatla tanmlanabilir: "Gelin btnle kar bir sava balatalm, gelin sunulamyana tanklk edelim, farkllklar etkin klp, adn onurunu kurtaralm" Postmodern Durum, postmodernizm tartmalar iin olduka geni bir bilisellik boyutlarn ortaya koyuyor. Tartmasnn alan bilgisayarlatrlm toplumlarda bilgi, sorunsal merulatrm, metodu ise (Wittgenstein'den esinlendii) dil oyunlardr. rettii sonular hem bilgi teorisinin gnmzdeki temellendirimi asndan hem de postmodernizmin kavranmas bakmndan eletirel bir yaklamn gelitirilmesi iin neredeyse vazgeilmez eler iermektedir.

POSTMODERN DURUM
Bilgi zerine Bir Rapor

J. F. LYOTARD

ngilizce'den eviren Ahmet idem

VAD YAYINLARI

Vadi Yaynlar: 59 Felsefe Dizisi: 16

J. F. Lyotard

Postmodern Durum ngilizce'den eviren


Ahmet idem Yayma Hazrlayan Murat Gzel Vadi yaynlar, 1994

1. Basm: Ara Yaynlar, 1990 Vadi Yaynlarnda Dzeltilmi, Gzden Geirilmi 2. Basm ubat, 1997

Dizgi, Sayfa dzeni:


ES AM

Kapak Tasarm
Zeki T uman

Montaj, Bask ve Cilt


Feryal Matbaaclk 0 (312) 229 36 96

ISBN 975.7726.57-5 91.06Y .215.59

VAD YAYINLARI
Merutiyet Cad. Bayndr II, 60/5 Kzlay/ANKARA TEL: 435 64 89 FAX: 425 63 45 izgi Kitabevi, Zafer Meydan Kitaplar ars KONYA Tel: 353 10 22

J. F. LYOTARD, Paris niversitesi III'ten emekli felsefe profesr ve Californiya niversitesinde de Profesrdr. Postmodern Durum'dan ayr olarak dil, modernlik ve meruiyet zerine yaymlanm bir ok eseri var dr. Yaymlanm baz eserleri unlar: Discourse, Figure (Paris: Klueksieek, 1971); Drive Partie de Marx et Freud (Paris: Union Gnrale d'Edition, 1973); Economic Libidinale (Paris: Editions Minuit, 1974); "Analyzing Speculative Discourse as Language Game" (Oxford Literary Review 4 , 1981); Just Gaming (J. L. Thbaud'la birlikte, Minneapolis: University of Minnesota Press); The Differend: Phrases in Dispute Manchester University Press, 1988).

NDEKLER

evirenin Notu / 7 Giri /11 1. Alan: Bilgisayarlatrlm Toplumlarda Bilgi / 16 2. Sorun: Merulatrma / 24 3. Yntem: Dil Oyunlar / 29 4. Toplumsal Ban Tabiat: Modern Seenek / 34 5. Toplumsal Ban Tabiat: Postmodern Seenek / 41 6. Anlatsal Bilginin Pragmatii / 49 7. Bilimsel Bilginin Pragmatii / 59 8. Anlatsal lev Ve Bilginin Merulatrlmas / 67 9. Bilginin Merulatrlmasmn Anlatlar / 74 10. Meruluk Giderimi / 85 11. Aratrma Ve lersellik Merulatrmas / 93 12. Eitim Ve lersellik Merulatrmas / 105 13. Kararszlklarn Aratrlmas Olarak Postmodern Bilim / 117 14. Paralojiyle Merulatrma / 130 Ek: Postmodernizm Nedir? / 144 Bir Talep / 144 Realizm / 147 Postmodern / 155

EVRENN NOTU*

Elinizdeki metin postmodern toplumlarda bilgi sorunu ve bil ginin konumuyla ilgilidir. Lyotard tartmasnn nesnesi olarak "bilgi'yi, sorunu olarak "merulatrm"! ve yntem olarak da "dil oyunlar'n semitir. Gnmzde nemli tartmalara se bep olan postmodernizm kavramna ilikin olduka radikal yarglar ieren bir ek bulunmasna ramen, kitap dorudan postmodernizm tartmalarn iermemektedir. Ancak moder nizm/postmodernizm ikileminin ana damarn oluturan bilgi sorunu olduka geni ve zengin bir erevede deerlendiril mekte, bilgi retiminin varolan (postmodern) artlar sorgu-

* Bu not evirinin ilk basksnda yer almaktadr. Ancak metin ierisinde ilk eviride yer alan kimi kavram tercihleri, yaynevinin tercihleri dorultu sunda deitirilmi; ilk eviride rastlanan eksiklikler ve yanl anlamaya yol aabilecek ksmlar dzeltilmitir, (y.h.n)

lanmaktadr. Postmodern dnemde bilgi denilince akla yksek modernitenin dolaysz bir rn olan bilimsel bilgi gelmektedir. Ondokuzuncu yzyldan bu yana bilgi, bilimsel bilgiyle zdeletirilegelmektedir. Oysa bildiimiz ya da bilemediimiz tek bilgi tr bilimsel bilgi deildir ve olmamtr da. Anlatsal bilgi postmodern toplumlarda gcn yitirmitir - ya da daha dorusu bu g elinden alnmtr. Bunun nedeni bilginin merulatrm sorununda yatmaktadr. Anlatsal bilginin merulatrm kaynaklar ve malzemeleri bi limsel bilginin kazand g ve itibarla tketilmitir. Bizler bu tkeniin dorudan tanklar olmak durumundayz bizler yani btn modernistler ve postmodernistler. Bilimsel bilgi kendisinin dnda kalan btn bilgi trlerini yeterlik ve ilersellik lt temelinde deerlendirip bir kenara frlatt iin artk btncl bir anlatsal bilgi kavramna sahip de deiliz. Tpk anlatsal bilginin dayand btncl bir gelenee de artk sahip olmadmz gibi. Btn eitim kurumlar, bu arada niversiteler bu bilgi tr ve geleneinin ortadan kaldrlmas iin byk bir seferberlie girimilerdi imdi bu giriiminin sonularn yaamaktayz, trajik ve lmcl olsa bile. Merulatrm bilginin temellendirilmesiyle ilgili bir so rundur. Anlatsal bilginin temeli, zgrleim, adalet, mutlu luk, haz, ycelik vb. byk anlatlardr ve bunlarn yeterlik ve ilersellik ltyle alp verecei hi bir ey yoktur. Ne bir teknik retebilirler ne teknoloji. Oysa bilimsel bilgi kendisini kantlam ve tersine evrilemez bir durumlar ve sreler top lamyla merulatrmtr. yle ki btn dnsel etkinlikler ve bu arada felsefe de bu merulatrm ilemine gnll ola rak katkda bulunmutur oysa felsefe, kendi merulatrmn modernizm ierisinde bile byk anlatlara balanarak gerekletirmiti.

Lyotard'n tartmas bu noktada Hbermas'la kesimekte dir ama genel olarak merulatrm bunalmyla Lyotard ve Habermas farkl eyleri kastetmektedirler. Doal olarak Lyotard'n setii dil oyunlarnn oulluunun tannmas ve des teklenmesi bir zmken, Habermas dile dayal evrensel bir uzlam peindedir. Son yaptlarnda byk anlatlarn olu tuu hmanist gelenee, snrlarn Aydnlanma ilkeleri ere vesinde izdii modernist bir bak asyla srt eviren Ha bermas neredeyse modernliin bir kere ve btn zamanlar iin dondurulmasn istemektedir. Lyotard merulatrc bir g olarak metaanlatlarn tkeniiyle modernitenin bittiini dnmeye yatkndr. Oysa Habermas iin modernite hl bit memi, tamamlanmam bir projedir ve Aydnlanmann tarihi kesintilerle birlikte srmektedir. Aydnlanma'nn zgrleimci anlats konusunda Lyotard ve Habermas arasnda byk fark llklar bulunmasna ramen, ayn anlatnn bilimsel bilgiye teslim edilip edilmemesi hususunda bir tavr farkll vardr. Bir ve btn olana ynelik saldrlar zde olsa bile, btnn doru olmadn syleyen Adorno'yu terkeden Habermas'tr, Lyotard deil. Btn bunlardan kitabn Lyotard ve Habermas arasnda bir polemik olduu izlenimi edinilmemelidir. Kitabn kavgas aslnda bilimsel bilgi tekeliyledir ve bilimsel bilginin kr olumsallyla. "Kendinde bir ama olarak tanmlanmaktan uzaklatrlan" bilgi yani postmodern bilgi yine de zgrleti rici boyutlar iermektedir. Bunun iin bu bilginin retim art lar, ehliyet ve liyakat ltleri aranmakszn, herkese ak ol maldr bu da dz anlamda bir bilginin demokratikletiril mesi sreci anlamna gelmez. Bu demokratikletirme anlats modernizmin bir rnyd ve iflas etti. Dil oyunlar erevesinde alglandnda, alc, gnderilen ve gnderen arasnda bilgiye ait tm ilikiler mo dernite ncesinden bile daha karanlk, daha ulalmaz ve ula-

trlamazdr artk. Bilgi reticileri ve satclar, bilgi pazarn otorite ve g odaklarnn denetiminden kurtarmak iin mca dele etmelidirler. Lyotard hakl: Evrensel uzlam, g iliki leri ve dengelerinden bamsz olarak gerekleemez, tam ter sine bunlara kar verilecek savan bir rn olabilir. "Ad olanlarn, adlarnn onurunu kurtarmaya" ynelik verecekleri bir savan rn. Merulatrm sreci toplumsal ba kurmay amalar; amalad srece de ilersellik (performativity) kazanr. Postmodern bilgi yeni merulatrm kanallar bulabilir niversitenin dnda. Yeterlik lt tek lt olarak ele alnmayabilir. Bunlar iin hemen her ynden eksiksiz olarak bilgilendirilmi, eksiksiz enformasyonlu znelere gerek var dr. Yerleik eitim kurumlar bunu salamaktan uzaktr. nk rgtlenmeleri bu ama esasnda gereklememitir vb. Bu savlar Lyotard iin tartmasnn nemli savlar olmaktadr. Bu savlarn katlmc oyuncular tarafndan desteklenmesi arttr. Kitap bu ynde bir ardr. Bunun iin yeni kurumsal rgtlenmeler (enstit vb.) gerekebilir. erii ve slubuyla postmodernizm iin Trkeye evril mi ilk kitap olma zelliine sahip olacak elinizdeki metnin, zaten bilindiini varsaydm bir takm eviri glkleri nede niyle zor gelebilecek blmlerini yukarda sralanmaya al lan noktalarn ve tartmalarn nda deerlendirilmesi san rm faydal olacaktr. Trke dnerek ve yazarak biz de postmodern dil oyunlarna katlabilirz -aksi, bizi kendi "ad mzdan" vazgemeye gtrebilir. Kiisel olarak, bu evirinin bylesi bir vazgeie tepki olarak okunmasn dilemekteyim. eviriyi ok sevdiim kedim Birdy'ye adyorum, okuyamaya cak olsa bile.

Ahmet idem Bahelievler, Ankara, 1990.


10

GR

Bu almann nesnesi, son derece gelimi toplumlarda bilgi nin durumudur. Bu durumu tasvir etmek zere postmodern ke limesini kullanmaya karar verdim. Kelime Amerika'da sosyo loglar ve eletirmenler arasnda kullanlagelmekte ve ondokuzuncu yzyln sonundan bu yana, edebiyat, gzel sanatlar ve bilimdeki oyun kurallarn deitiren dnmleri izleyen kltrmzn konumunu belirlemektedir. Elinizdeki alma, bu dnmleri anlatlar (narratives) krizi balamna yerletir meye alacaktr. Bilim her zaman anlatlarla atma iinde olmu; bilim l t tarafndan yarglanan anlatlarn ounluunun masal ol duu grlmtr. Ancak bilim, kendisini yararl dzenlilik leri koymakla snrlandrmad lde ve hakikati aradka, kendi oyununun kurallarn merulatrmakla ykml kln mtr. Bilim bylece kendi konumuna bal olarak bir meru-

11

luk sylemi retmekte, bu sylem felsefe olarak adlandrl maktadr. Modern terimini, kendisini bu tr Tinin diyalektii, anlamn yorumbilimi, rasyonel ya da alan znenin zgrleimi ya da zenginliin yaratm gibi temel anlatlara ak ba vurularda bulunan bir metasyleme gnderme yaparak me rulatran herhangi bir bilimi belirlemek zere kullanacam. Szgelimi bir nermenin doruluk deeriyle gndereni ve al cs. arasndaki uzlamn kural, eer rasyonel zihinler arasn daki mmkn bir oybirlii erevesinde tutulmusa, kabul edilebilir olarak farzedilebilir: Bu, bilgi kahramannn iyi bir etikopolitik ama -evrensel bar- uruna aba sarfettii Aydn lanma anlatsdr. Bu rnekten grlecei gibi, eer bir metaanlat bilgiyi merulatrmaya koyulan bir tarih felsefesini im ediyorsa, toplumsal ba yneten kuramlarn geerliliine ili kin sorular ortaya kmaktadr ki bunlar da merulatrlmaldr. Bylece adalet, hakikatle ayn biimde, temel bir anlatya emanet edilmektedir. Ekstrem olan basitletirmek amacyla, postmodern'i metaanlatlara ynelik inanmazlk (ineredulity) olarak tanmlayaca m. Bu inanmazlk kukusuz bilimlerdeki ilerlemenin bir rndr. Ancak bu ilerlemedir ki, akabinde, inanmazl ngrr. Meruluun metaanlatsal aygtnn eskimiliine, en bata metafizik felsefenin ve gemite zerinde ykseldii niversite kurumunun krizi karlk gelmektedir. Anlatsal i lev, ilevcilerini (functors), en byk kahramann, tehlikele rini, yolculuklarn ve amacn kaybediyor. Anlatsal dil gelerinin-anlatsal ancak dzanlamsal (denotative), buyurucu (prescriptive) ve betimsel vb. - bulutlar arasnda kayboluyor. Her bulutun ierisinde saklanan pragmatik deerlikler (valencies) onun trne zgldr. Her birimiz bunlarn ou nun kavanda yaamaktayz. Bununla birlikte zorunlu ola rak sabit dil bireimleri kurmamaktayz, kurduumuz bire imlerin zellikleri de zorunlu olarak iletimlenebilir deildir.

12

Bylece gelecein toplumu, bir Newtoncu-antropolojinin (mesela yapsalclk ya da sistem teorisi) ihtisasndan ok dil taklarnn pragmatii ierisine dmektedir. Bir ok ve farkl dil oyunlar vardr -bir eler heterojenlii. Yalnzca bunlar yaralar halinde kurumlar, ortaya karrlar -mevzi belirlenim cilik (local determinism). Karar vericiler bununla birlikte toplumsalln bu bulutla rn, girdi/kt matrislerine gre ve onlarn elerinin llebilirliini ve de btnn belirlenebilir olduunu im eden bir mant izleyerek ynetmeye teebbs, hayatlarmz da ikti darn bymesi iin seferber ederler. Benzeri ekilde bilimsel hakikat ve toplumsal adalet konularnda, iktidarn merulatrlmas, onun sistemin ilerliini (performance) salamasna dayal olarak gereklemektedir (yeterlik). Bu ltn bizim btn oyunlarmza uygulanmas zorunlu olarak yumuak ya da kat bir terr dzeyi iermektedir, bu terr ilersel, yani l lebilir de olabilir, gzden de kaybolabilir. Maksimum ilerlik mant phemiz bir ok bakmdan tu tarszdr, zellikle de sosyo-ekonomik alandaki elikiye ilikin olarak: Hem az (en az retim maliyeti) hem de ok (aylak ke simin toplumsal basksn azaltmak) alma talep etmektedir. Ancak bizim inanmazlmz imdi yle bir hale gelmitir ki Marx'n yapt gibi bu tutarszlklardan kaynaklanacak her hangi bir selmet beklememekteyiz. Hl postmodern durum, meruluk gideriminin (delegitimation) kr olumsallna olduu kadar byden kurtulmulua da yabancdr. Meta-anlatlardan sonra meruluk nerede kalabilecektir? lerlik lt teknolojiktir, doru ve adil olan yargla makla ilgisi yoktur. Uzlamda bulunacak meruluk Habermas'n sand gibi tartmayla m elde edilmitir? Byle bir uzlam dil oyunlarnn heterojenliine kar iddet uygular. Ve yenilik daima ayrmadan domutur. Postmodern bilgi

13

otoritelerin basit bir arac deildir. Farkllklara olan duyarll mz arndrmakta, karlatrlamazlmz, hogrme yeti mizi pekitirmektedir. lkesi, uzmann homolojisi deil, yenilikinin paralojisidir .* Sorun u: Toplumsal ban merulatrlmas yani adil bir toplum tasars bilimsel etkinliin paradoksuna benzer bir pa radoks erevesinde' mmkn mdr? Byle bir paradoks ne olacaktr? Elinizdeki metin bir tesadfn rndr. Son derece geli mi toplumlarda bilgi zerine bir rapordur ve bakannn is tei zerine Quebec Hkmeti niversiteler Korseyi'ne su nulmutur. Bakann metnin basmna verdii msaadedeki inceliinden dolay teekkr etmek isterim. Sylenmesi gereken, bu raporun yazarnn bir uzman de il felsefeci (philosopher) olduudur. Uzman neyi bilip neyi bilmediini bilir, felsefeciyse neyi bilip neyi bilmediini bil mez. lki sonulandrr, kincisi sorgular. ki farkl dil oyunu yani. Burada, onlar btnyle baarl olmayan bir sonula birletirmeye altm. Bir felsefeci kendisini hi olmazsa, belirli felsefi ve etikopolitik meruiyet sylemlerinin formel ve pragmatik analizi nin -ki raporda bu tavr szkonusudur- giderek gn na kaca dncesiyle uyumlayabilir. Rapor bu analizi biraz sosyolojikletirici bir eilimden sunmaya hizmet edecektir, budayan ancak ayn zamanda konumlandran bir rapor yani. Bu sfatla, raporu, Enstit tam balyorken, niversiteyi sonu olabilecek eye yaklam olarak bulan bu gerek postmodern urakta, Paris VIII (Vincennes) niversitesi, Felsefe Politeknik Enstits'ne adyorum.

J. F. Lyotard

* Homoloji: benzeim; benzeme zerine sylem, paraloji; yanl ve akla kar olma riskiyle birlikte farkllk ve aykrlk sylemi (y.h.n.)

14

POSTMODERN DURUM

I. ALAN: BLGSAYARLATIRILMI TOPLUMLARDA BLG

Bizim alma hipotezimiz, toplumlar postendstriyel; kltr ler de postmodern olarak bilinen aa girdike bilginin konu munun deitiidir.1 Bu gei, Avrupa iin yeniden-inann ta mamlann iaret eden 1950'lerin sonundan beri yrrlkte dir: Hz, daha abuk ya da yava lkelere bal olup, bu lkeler ierisinde etkinlik sektrne gre deimektedir. Genel durum, zetleyici bir bak asn gletiren geici bir kopu durumudur.2 Betimlemenin bir paras zorunlu olarak
1. Alain Touraine, La Socit Postindustrielle (Paris, Denoel, 1969; Daniel Bell, The Coming of Post-Industrial Society (New York, Basic Books, 1973); Ihab Hassan, The Dismemberment of Orpheus: Toward a Post Mo dern Literature (New York, OUP, 1971); Michael Menamou and Charches Caramello, eds., Performance in Postmodern Culture (Wisconsin, Coda Press, 1977); M. Kohler, "Postmodernismus: ein begriffgeschichtlier berlick11, Amerikastudien 22, 1 (1977). 2. Bunun klasik edebi bir ifadesi Michel Butor, Mobile: Etude pour une rep-

16

tahmini olacaktr. Ne olursa olsun, ftrolojiye ok byk bir inan beslemenin akllca olmadn biliyoruz.3 Kanlmaz olarak eksik kalacak bir resmi boyamaktan ok, almamzn nesnesini dolaysz olarak tanmlayan basit bir zellii hareket noktam olarak alacam. Bilimsel bilgi bir sylem trdr. Ayrca son krk yl iinde "nde gelen" bi limler ve teknolojiler dille ilgilenmek durumunda kalmlar dr: fonoloji ve linguistik teorileri.4 iletiim ve sibernetik problemleri,5 modern cebir ve bildiriim (informaties) teori leri,6 bilgisayarlar ve onlarn dilleri,7 tercme sorunlar ve bilgisayar dilleri arasndaki yarma alanlarnn aratrlmas,8 enformasyon, birikim ve veri bankalarna ilikin sorunlar,9 telematik ve zeka terminallerinin kusursuzlatrlmas,10 ve
rsentation des Etats-Unis (Paris, Gallimard, 1962)'de bulunmaktadr. 3. Jib Fowles, ed., Handbook of Futures Research (Westport, Conn.: Greenvvood Press, 1978). 4. Nikolai S. Trubetskoi, Grundzge der Phonologie (Prague, cilt 7, 1939). 5. Norbert Wiener, Cyberbetics and Society: The Human Use of Human Se ings (Boston, Houston Mifflin, 1949); William Ross Ashby, An Introduc tion to Cyberbetics (London, Chapman and Hall, 1956). 6. Johannes von Neumann'in (1903-57) almasna bkz. 7. S. Bellert, "La Formalisation des systmes cyberntiques, "in Le Con cept d'information dans la science contemporaine (Paris, Minuit, 1965). 8. Georges Mounin, Les Problmes thoriques de la traduction (Paris, Gal limard, 1963). IBM 360'lann yeni bir tryle bilgisayar devrimi 1965'e ka dar uzanr: R. Moch, "Le Tournant informatique", Documants contributifs, Annex 4, L'Informatisation de La socit (Paris, 1978), R. M. Ashby, "La Seconde Gnration de la micro-lectronique", La Recherche 2 (June 1970), 127 vd. 9. C. L. Gaudfernan and Taib, "Glossarie", in P. Nora and A. Mine, L'Infor matisation de la socit (Paris, 1978); R. Bca, "Les Banques de donnes" Nouvelle informatique et nouvelle croissance, Annex 1, L'Informatisation de la socit. 10. L. Joyeux, "Les Applicaitons avances de l'informatique", Documents contributifs. Ev terminalleri (Uyumlanm Video Terminalleri) 1984'den nce ticariletirilmi bulunup, Uluslararas Kaynak Geliimi'nin bir rapo runa gre 1.400. dolar dolaynda bir fiyata malolmaktadr: The Home Ter minal (Conn., l.R.D Press, 1979).

17

paradoksoloji.11 Olgular kendileri iin konumaktadr (ve bu liste de tketici deildir). Bu teknolojik dnmlerin bilgi zerinde hatr saylr bir etkiye sahip olmas beklenilebilir: Bunun iki esas ilevi ara trma ve kazanlm renmenin aktarm zaten etkiyi hisse diyor ya da gelecekte hissedecektir. lk ileve bal olarak, ge netik bilimi sokaktaki adam iin alglanabilir bir rnek sun maktadr. Genetik bilimi, teorik paradigmasn sibernetie borludur. Bir ok dier rnek zikredilebilir. kinci ilev iinse, makinelerin kltlmesi ve ticariletirilmesinin, zaten renmenin kazanld, snflandrld, tketime sunulduu ve smrld yollar deitirmesinin ortak bir bilgi haline gelmesi rnei verilebilir.12 Enformasyon-salayc makinele rin verimli klnmasnn insan dolam (tama sistemleri) ve sonra da ses ve grsel imgelerin (medya) dolamnda olduu kadar renim dolam konusunda da bir etkiye sahip oldu unu ve olmay srdreceini varsaymak akla uygundur.13

11. Paul Watzlawick, Janet Helmick-Beavin, Don D. Jackson, Pragmatics of Human Communication: A Study of Interactional Patterns, Pathologies, and Paradoxes (New York, Norton, 1967). 12. Groupe D'analyse et de perspective des systmes conomiques et technologiques'den J.M. Treille unu sylemektedir: "zelde yar kondktr ve lazer teknolojisinin kullanlmas olmak zere, birikmi enformasyonun (bildiriim) yaylmasnn yeni imkanlar konusunda herey sylenmemi tir... Yaknda herkes ucuz yolda enformasyonu arzu ettii yerde depolamaya ve dahas zerk bir ekilde iletmeye muktedir olacaktr" {La Semaine Me dia, 16, 16 ubat 1979). Ulusal Bilim kurumu tarafndan yaplan bir al maya gre, iki yksek okul rencisinden biri bunu baarabilecektir. (Le Semaine media, 13, 25 Ocak). 13. L. Brunei, Des Machines et des hommes (Montreeal, Qubec Science, 1978); Jean-Louis Missika and Dominique Wolton, Les rseaux pensants (Libraire technique et documentarie, 1978). Qubec Eyaleti ve Fransa ara snda video koferanslarnn kullanl sradan hale gelmitir. Dier bir r nek elektronik gazetecilik tarafndan verilmektedir. byk Amerikan irketi (ABC, NBC ve CBS) btn dnyadaki retim stdyolarnn saysn, hemen hemen uyduyla tm olaylar elektronik olarak kaydedip Amerika'ya

18

Bilginin tabiat bu genel dnmler balamnda dei meksizin kalamaz. Eer renme sadece enformasyon nicelik lerine dntrldyse, yeni kanallara uyup, ilersel olabi lir.14 Bu kurulmu bilgi btnnde bu yolda tercme edile meyecek herhangi bir eyin ortadan kaldrlacan ve yeni aratrma ynnn, bilgisayar diline tercme edilebilir olgusal sonularnn mmknt tarafndan belirleneceini kestirebili riz. imdi bilginin "reticileri" ve kullanclar, renmeyi ya da bulmay istedikleri ne olursa olsun, bu dillere tercme ara larna sahip olmaldrlar ve olmak zorunda kalacaklardr da. Tercme makineleri zerindeki aratrma zaten ilerlemi du rumdadr.15 Bilgisayarlarn hegemonyasnn yansra belirli bir mantk ve dolaysyla hangi nermelerin "bilgi" nermeleri olarak kabul edileceini belirleyen bir buyurucu hkmler kmesi gelmektedir. Bylece "bilgi kullanc" ya (knower) ilikin olarak bilgi srecinin hangi noktasn igal ediyorsa etsin bilginin bt nyle bir dsallatrlmas olayyla karlaabiliriz. Bilginin kazanlmasnn zihinlerin ve hatta bireylerin yetitirilmesi
transfer edilebilecek dzeyde arttrmtr. Yalnzca Moskova'daki bro hl film zerinde almaktadr, bu filmler uydu nakli iin Frankfurt'a gnderil mektedir. Londra byk bir "paketleme noktas" olmutur. 14. Enformasyon birimi paracldr. Bu tanmlamalar iin bkz. Gaudfernan and taib, "Glossaire". Bu konu Ren Thom'da tartlmaktadr. "Un prut ce de la smantique" l'information" (1973) in Modeles math'mathmatiques de la morphonogenese (Paris, Union Gnrale dEdition, 1974). zelde mesaj larn kodlara geirilmesi ift anlamllklarn ortadan kaldrlmasna izin vermektedir, bkz., Watzlavvick et. al., Pragmatics of Human Communica tion, s.98. 15. Craig ve Lennox firmalar paket tercmanlarn ticari retimini ilan et milerdin annda almlama ve herbiri iin 1500 kelime ieren drt farkl dil iin hafzal drt modl. Weidner letiim Sistemleri irketi saat bana 600'den 2400'e oaltlacak normal bir tercman kapasitesine ulaan ve bir Multilingual Word Processor (okdilli Kelime leticisi) gelitirmitir; ikidilli szlk, eanlamllar szl ve gramatik dizinden oluan boyutlu bir hafzay iermektedir; (La Semaine media 6,6 Ekim, 1978, 5).

19

(Bildung) srecinden ayrlamayaca hakknda eski ilkenin modas gemektedir ve bundan sonra daha da geecektir. Bilgi kullanclar ve arzedicilerinin arzettikleri ve kullandklar bil giyle olan ilikileri, mal retici ve tketicilerinin, rettikleri ve tkettikleri mallarla olan ilikisinin gerekletii bir (ekonomik) deer formunda gereklemektedir. Bilgi satlmak zere retiliyor ve satlmak zere retilecek, yeni bir retimde kymetlendirilmek zere tketiliyor, tketilecek. Her iki durumda da ama mbadeledir. Bilgi kendinde bir ama olmaktan uzaklamakta, "kullanm-deerini" kaybet mektedir.16 Bilginin son bir ka on yl ierisinde retimin esas gc ol duu yaygn bir ekilde kabul edilmektedir.17 Bu durum za ten yksek derecede gelimi lkelerdeki igc kompozis yonu zerinde kaydedilebilir bir etkiye sahiptir18 ve gelien
16. Jrgen Habermas, Erkenntis und Interesse (Frankfurt, Suhrkamp, 1968). 17. nsann tabiat anlay ve toplumsal bir beden olarak varl aracl yla tabiat zerindeki efendilii... retim ve zenginliin byk temel-ta (Grundpeeller) olarak gzkmektedir", yle ki "genel toplumsal bilgi bir dorudan retim gc olmaktadr", diye yazar Marx, Grundrissede (Berlin, Dietz Verlag, 1953 s.593). Bununla birlikte Marx, "yalnzca bilgi for munda deil, ayn zamanda toplumsal pratiin dolaysz organlar olarak renme makineler biiminde g haline gelmektedir: Makinalar "insan eli tarafndan yaratlan insan beyninin organlar, nesneletirilmi bilgi g cdrler" sonucuna varmaktadr. Bkz. Paul Mattick, Marx and Keynes: The Limits of the Mixed Economy (Boston: Extending Horzion Books, 1969). Bu nokta Lyotard'da tartlmaktadr, "La Place de l'alination dans le reto urnement marqxiste" (1969) in Drive a partir de Marx et Freud (Paris, Union Gnrale Edition, 1973), ss. 78-166. 18. ABD'de igc grnm yirmi yllk bir dnemde aada belirtildii gibi deimitir. (1950-71):

1950____________ 1971
% 62_____________ % 51.4 Fabrika, hizmet sektr ve zirai iiler 7.5 14.2 Profesyoneller ve teknisyenler

20

lkeler iin temel bir inkitay oluturmaktadr. Postendstriyel ve postmodern ada bilim, mill-devletlerin retici kapasite alanndaki nceliini koruyacak ve phesiz onu glendire cektir. Gerekte bu durum gelimi ve gelien lkeler arasn daki boluun gelecekte eskisinden daha geni olarak byye cei sonucuna gtren sebeplerden birisidir.19 Ancak sorunun bu boyutu kendisi iin tamamlayc olan dier boyutunu glgelememelidir. Enformasyon mal formun daki bilgi, retici glerden ayrlamaz bir biimde g iin dnyann her tarafndaki rekabetin zaten esas bir parasdr ve belki de esas paras olmaya devam edecektir. Mill-devletlerin bir gn gemite toprak denetimi ve daha sonra ham maddeler ve ucuz emein ele geirilmesi ve smrlmesi iin savatklar gibi enformasyonun denetimi iin de savaacaklar inandrc gzkmektedir. Yeni bir alan bir taraftan endstriyel ve ticari stratejiler dier taraftan ise askeri stratejiler iin alm bulunmaktadr.20 Ancak yukarda zetlediim perspektif benim gsterdiim kadar basit deildir. nk bilginin ticariletirilmesi (merkantilizasyonu), renimin retim ve datmna ilikin olarak mill-devletin holand ve holanaca ncelii etki lemek durumundadr. renimin, toplumun zihni ya da
Brokratlar (Statistical Abstracts, 1971) 19. Yksek dzeyde bir teknisyen veya normal bir bilim adamnn "yetiti rilmesi" iin gereken zamann, ham maddelerin kartlmas ve para-sermayeye dntrlmesi iin gereken zamana olan mukayesesi nedeniyle. 1960'larn sonunda Mattick, net yatrm orann az gelimi lkelerde GSMH'nn % 3-5, gelimi lkelerde % 10-15 olarak tahmin etmitir ( M a r x and Keynes, s.248). 20. Nora et Mine, L'Informatisation de la socit, zellikle 1. Blm, "Les dfis"; Y. Stourdz, "les Et ats-Unis et la querre des communications". Le Monde, 13-15 Ekim 1978. 1979'da dnya telekomnikasyon aralarnn pazar deeri 30 milyar dolardr; takip eden on ylda bu rakamn 68 milyon dolara ulaaca tahmin edilmektedir (La Semaine media 19, 8 Mart 1979). 30.0 34.0

21

beyni olarak Devlet'in denetimine brakld dncesi kart bir ilkenin oalan gcyle birlikte ok ama ok modas ge mi olacaktr. Bu kart ilkeye gre toplum yalnzca ierisin deki dolaan mesajlarn enformasyon olarak zengin ve kod-zm kolay olduunda varolacak ve ilerleyecektir. Bilginin ticariletirilmesiyle el ele giden iletiimsel "geirgenlik" (transparency) ideolojisi Devleti bir "grlt" ve bir donukluk faktr olarak alglamaya balyacaktr. Bu bak asndan ekonomi ve Devlet arasndaki iliki sorunu yeni bir aciliyetle ortaya kma tehdidinde bulunur. Zaten son yirmi-otuz yl ierisinde ekonomik gler, oku luslu irketler tarafndan ileyen sermaye dolamnn yeni bi imleri araclyla Devletin konumunu tehlikeye sokma nok tasna ulamlardr. Bu yeni dolam biimleri yatrm kararla rnn hi olmazsa ksmen mill-devletlerin denetiminin dna ktn im etmektedir.21 Bu tehdit edici sorun telematik ve bilgisayar teknolojisinin geliimiyle birlikte eskisinden daha ok ortaya kmaktadr. Szgelimi IBM gibi bir firmann yer yznn mahrek alannda bir kuak igal etmek ve iletiim uydular ya da veri bankas uydular frlatmak zere yetkili klndn farzedin. Kim bunlarn gcne sahip olabilecektir? Hangi kanal ya da verinin yasak olup olmadn kim belirle yecek? Devlet mi? Veya devlet sadece dierlerinin arasnda bir kullanc m olacak? Yeni yasal sorunlar ve bunlarla birlikte "kim bilecek" meselesi ortaya kacak. Bilginin tabiatndaki dnm o zaman, varolan kamusal gler zerinde hem fiil hem hukuk olarak geni irketler ve ok genel biimde sivil toplumla olan ilikilerini gzden ge irmeye zorlayacak tepkilere yol aabilir. Dnya pazarnn ye-

21. F. De Combret, "Le redploiment industriel", Le Monde, Nisan 1978; M. Lepage, Domain le capitalisme (paris. Le Livres de Poche, 1978); Alain Cotta, La France et l'impratif mondial (Paris, PUF, 1978).

22

niden almas, daha tutarl bir ekonomik rekabete geri dn, Amerikan kapitalizminin hegemonyasnn krl, sosyalist bir alternatifin k, muhtemel bir in pazarnn al bunlar ve bir ok dier etmen 1970'lerin sonlarnda Devlet leri 1930'lardan bu yana oynamaya altklar yatrmlara kla vuzluk etme ve ynlendirme rol konusunda ciddi bir deer lendirmeye hazrlamaktadr.22 Bu bakmdan, yeni teknolojiler sadece byle bir yeniden gzden geirmenin ciliyetini arttra bilirler, nk bunlar karar vermede (dolaysyla denetim aralarnda) kullanlan enformasyonu eskisinden daha hare ketli ve intihale elverili yapmaktadr. "Eitimsel" deeri ve siyasal (idari, diplomatik, askeri) neminin yerine parayla benzer dolam izgilerine sahip renimi, grselletirmek zor deildir. Kalc ayrm bilgi ve ce halet arasnda olmayacaktr artk ancak tpk para konusunda olduu gibi, "deme bilgisi" ve "yatrm bilgisi" arasnda, bir baka deyile, bir projenin ilerliini salamaya adanan bilgi fonlarna kar gndelik hayatn srdrlmesi erevesinde mbadele edilen bilgi birikimleri (igcnn yeniden inas, "varkalmak") arasnda olacaktr. Eer olay buysa, iletiimsel geirgenlik liberalizme benzer olacaktr. Dierleri sadece borlar deme eyas olurken libe ralizm, ierisinde baz kanallarn kullanld para ak rgt lenmesine engel olmaz. Benzeri ekilde, dierleri her ahsn toplumsal baa srekli borcunu yeniden demek zere kulla nlrken, bazlarnn "karar vericiler" iin ayrld, zde tabi atn zde kanallar boyunca hareket eden bilgi aklar da ta hayyl edilebilir.

22. Bu bir ynetimin zayflatlmas" ve "minimal devlete" ulalmas so runu; 1974'de balyan "bunalma" elik eden Refah Devleti'nin kdr.

23

2. SORUN: MERULATIRMA

Merulatrma, ierisinde bilginin konumu sorununu irdele mek istediim alan tanmlyan alma hipotezidir. Bu se naryo, bizimkinden btnyle farkl bir ruhta ilerlemi olma sna ramen, "toplumun bilgisayarlatrlmas" adyla varolagelen senaryoya yakn olup, ne zgn olma iddiasndadr ne de doru. Bir alma hipotezi iin gerekli olan, ayrdetme iin yeterli bir kapasiteye sahip olmasdr. En yksek derecede ge limi toplumlarn bilgisayarlamas senaryosu, abartl bir an lamlandrma riskine ramen, bize bilginin dnmnn be lirli boyutlar ve onun kamusal g ve sivil kurumlar zerin deki etkilerini ortaya koymaya izin vermektedir bu etkilerin baka bak alarndan alglanmas g olacaktr. Bizim hipo tezimiz buna gre, gereklie ilikin olarak ndeyileyici bir deer uyarlamamal, fakat ortaya kan sorunlar hakknda

24

stratejik bir deer koymaldr. Buna ramen, bu hipotezin gl bir gvenilirlii vardr ve bu anlamda bizim onu sememiz keyf deildir. Sorun uz manlar tarafndan geni bir biimde tasvir edilmektedir23 ve tele-iletiim endstrisinin iletilmesi gibi hkmet kurumlarnn ve zel firmalarn olduka dorudan ilgilendii belirli ka rarlara klavuzluk etmektedir zaten. Bir dereceye kadar gz lemlenebilir gerekliin bir parasdr. Nihayet szgelimi dnyann enerji problemlerini zmedeki srekli bir baarsz lktan kaynaklanan ekonomik durgunluk veya genel bir geriekilmeden te, bu senaryonun yrrle girmesi iin iyi bir ans vardr. ada teknolojinin, toplumun bilgisayarlatnlmasna bir alternatif olarak hangi yn tutturacan tahmin etmek zordur. Btn bunlar hipotezin banal olduunu sylemek gibi bir ey oluyor. Ancak ekonomik byme ve sosyopolitik gcn birbirinin tabii tamamlayclar olduu bilim ve teknolojideki genel ilerleme paradigmasna meydan okumay baaramad lde byle. Bilimsel ve teknik bilginin birikimli olmas hi bir zaman sorgulanmamtr. En fazlas, tartlan ey biriki min ald biim olmutur. Bazlar dzetjli, srekli ve benzer siz, bazlar ise dnemsel, sreksiz ve atmal olarak resmetmilerdir.24 Ancak bu herkese bilinen nermeler yanltcdr. lkin, bi limsel bilgi, bilginin btnln temsil etmez, baka tr bir bilgiye ilave olarak, onunla rekabet ya da atma ierisinde
23. "La Novelle Informatique et ses utilisateurs", Annex 3, L'Informatisa tion de la socit (8. not) 24. B.P. Lecuyer, "Bilan et perspectives de la sociologie des sciences dans les pays occidentaux", Archives europennes de sociologie 19 (1978): 257-336 (Bibliografya). Amerikan ve ngiliz rnekleri zerine iyi bir en formasyon, 1970'lerin bana kadar Merton okulunun hegemonyas, ve zellikle Kuhn'un etkisi altndaki mevcut ayrma. Ancak Alman bilim sosyolojisi hakknda ok bilgi verilmemi.

25

bir bilgi biimi olarak varolmutur. Bu baka tr bilgiyi ben yalnlk istemlerindeki anlat olarak adlandracam (karakteristikleri sonra tasvir edilecektir). Bununla anlatsal bilginin, bilim zerinde egemen olacan kastetmiyorum, an cak anlatsal bilginin modeli, ada bilimsel bilginin yoksul bir figr olarak (zellikle "bilen"e ilikin olarak bir dsallamaya urayan ve daha ncekinden ok daha byk bir oranda kullancsndan yabanclaan) gzkt duruma yakn isel bir denge ve enliklilik dncesine yakndr.25 Aratrmac ve retmenlerin demoralize edilmesi sonucu nemsiz saylamaz. 1960'larda, yksek derecede gelimi toplumlarn hepsinde olayn, bu meslekleri icra etmeye hazrlananlar arasnda patlayc noktalar yakalad bilinen bir olgudur. Bu beladan kendilerini kurtaramayan niversite ve laboratuvardaki verimlilikte hatr saylr bir d olmutur.26 Bunun bir mit veya korkuyla bir devrime yol aacan ummak (60'larda byle olmutu) sorunun dna kmak demektir: Bu tavr, bir gecede post-endstriyel toplumdaki nesnelerin dzenini deitiremeyecektir. Bilim adamlarnn zerindeki bu phe, bilimsel bilginin bugnk ve gelecekteki durumunu deerlendirmede temel olarak ele alnmaldr. kinci nokta olarak yani bilim adamlarnn demoralizasyonunun merkezi merulatrma sorunu zerindeki etkisi nede niyle de bu ele al btnyle zorunlu olmaktadr. Bu keli meyi otorite sorununu tartan ada Alman teorisyenlerden daha geni bir anlamda kullanyorum.27 Herhangi bir medeni

25. Terime Ivan Illich tarafndan arlk verilmitir, Tools for Convivi ality (New York, Harper and Row, 1973). 26. Bu "demoralisation" hakknda bkz. A. Jaubert et J.M. Levy, Leblonds, (eds)., (Auto) Critique de la science (Paris, Seuil, 1973) 1. Blm. 27. Jiirgen Habermas, Legitimationsprobleme in Sptkapitalismus (Frankfurt, Suhrkamp, 1973).

26

kanunu rnek olarak alnz: Bu kanun belirli bir kategori iin deki yurttalarn zgl bir eylem trn yerine getirmeleri gerektiini vurgulamaktadr. Merulatrma, bir kanun koyu cunun, bylesi bir kanunu norm olarak karmaya yetkili k lnd bir sretir. imdi de bir bilimsel nerme rneini ele alnz: Bu nerme, bilimsel olarak kabul edilmek iin, 'bir nerme belirli bir artlar kmesini yerine getirmelidir' kura lna uymak zorundadr. Bu durumda merulatrma, bilimsel sylemle ilgilenen bir "kanun koyucunun" konulan artlarda (genelde isel tutarllk ve deneysel dorulama artlar) bir nermenin bilimsel cemaat tarafndan ele alnmas iin bilimsel syleme ierilip ierilmeyeceini belirledii bir sretir. Konulan bu paralellik zorlama gzkebilir. Ancak grlecei zere byle deildir. Bilimin meruluu sorunu Platon'dan beri kanun koyucunun meruluuna ayrlmaz bir biimde baldr. Bu bak asndan neyin doru olduuna karar vermek, nermelerin tabiatlar gerei farkl bu iki otoriteye balanmas durumunda bile, neyin adil olduuna karar vermekten bamsz deildir. Burada nemli olan, etik ve politik olarak adlandrlan dille, bilim olarak adlandrlan dil arasnda belirli bir isel balant olduudur. kisi de ayn perspektiften, ayn "seiten" kaynaklanmaktadr denilebilirse Bat ad verilen seiten. Bilimin daha nce olduundan ok daha fazla ve bt nyle, yeni teknolojilerin yansra egemen glere teslim ol mu gzkt ve bunlarn atmalarnda baat bir unsur olma tehlikesini ierdii bir zamanda, bilimsel bilginin varo lan konumunu incelediimizde, ifte bir merulatrma sorunu, arkaplana geri ekilmekten te, zorunlu olarak ne kmaktadr, nk sorun kendisinin en eksiksiz formunda, yani tekrar eski halinde ortadadr: Bilginin ne olduuna kim karar verecektir ve hangi ihtiyalarn karara balanacan kim bilecektir? Bilgisayar anda, bilgi sorunu imdi

27

eskisinden daha ok bir hkmet sorunudur.

3. YNTEM: DL OYUNLARI

Bu sorunu ileriye srlen ereve ierisinde analiz ederken belli bir prosedr tercih ettiimi okuyucu farkedecektir: Dil olgularn, zelde de onlarn pragmatik boyutunu vurgula dm.28 Bundan sonra ne syleneceini ak klmak iin ksa ol28. Peirce'n semiyotiinin izinde sentaktik, semantik ve pragmatik alan larn ayrm Charles W. Morris tarafndan yapld: "Foundations of the Theory of Signs", in Otto Neurath, Rudolp Carnap, and Charles Morris, eds., International Enclopedia of Unified Science, vol. 1, Blm 2 (1938): 77-137. Bu terimin kullanlmasnda zellikle Ludwig Wittgenstein, Philo sophical Investigations'a (New York, Macmillan, 1953) gnderme yapyo rum; J.L. Austin, How to Do Things with Words (Oxford, Oxford University Press, 1962); Jrgen Habermas, Unbereitende Bemerkungen zu einer Theorie der kommunikativen kompetens" in Habermas and Luhmann, Theorie der Gesellchaft oder Sozialtechnologie (Stutgart, Suhrkamp, 1971); J. Po ulin, "Vers une pragmatique nucleaire de la communication" (niversite de la Montreal, 1977). Bkz. Watzlavvick et. al. Pragmatics of Human Commu nication (11. not).

29

makla birlikte pragmatik terimiyle neyin kastedildiini zetle mek faydal olacaktr. "niversite hastadr" gibi dzanlamsal bir ifade 29 bir mlakat ya da konuma bala (denotative utterance) mnda sarfedilmi olup, gndericisini (nermeyi dile getiren kii) ve alcsn (bu nermeyi alglayan kii) ve de nermenin ilgilendii eyi yani gndermenin nesnesini zgl bir yolda konumlamaktadr: fade gndericiyi, "bilicinin" (niversitenin hangi durumda olduunu bilen) konumuna yerletirir ve amlar. Alc, bilicinin kabul edilmesi ya da reddedilmesi durumuna konulmutur. nermenin nesnesi (referent) dzanlamlara zg bir yolda ele alnmtr; kendisine gndermede bulunan nerme tarafndan aklanan ve doru olarak zdeletirilmeyi talep eden bir ey olarak. Eer "niversite aktr" gibi bir aklamay (declaration) dnecek olursak (bir tren srasnda dekan ya da rektr tara fndan dile getirilmitir) nceki zglletirmelerin artk uygu lanmayaca aktr. Doal olarak ifadenin anlam anlalmak zorundadr, fakat bu genel bir iletiim durumudur ve bize farkl tr ifadeleri veya onlarn zgl etkilerini ayrdetmede yardm etmez. Bu ikinci 'lersel"(performative) ifadenin ayrdedici zellii30, dile getirilmesiyle akan nermenin nesnesi zerindeki etkisidir. niversite aktr nk yukarda

29. "Dzanlam" (Denotation) burada mantklarn klasik kullanndaki "betimlemeye" karlk gelmektedir. Quine, "dzanlam" herhangi bir eyin "doruluu"yla deitirir; bkz, W.V. Quine, Word and Object (Cambridge, Mass.: MIT Press, 1960). J.L. Austin, How to Do Things with Words, s.39, "betimsel" yerine "kalcy" yelemektedir. 30. "lersel" (performative) terimi Austin'den bu yana dil teorisinde sarih bir anlam temelinde ele almaktadr. Bu kitapta, kavram, bir girdi/kt ora nna gre llen yeni ve muteber yeterlilik anlamndaki, zelde bir siste min "ilersellii" terimiyle birlikte yeniden ortaya kacaktr. ki anlam birbirinden ok uzak deildir. Austin'in ilemsel kavram optimal ilemi yerine getirmektedir.

30

zikredilen artlarda ak olduu ilan edilmitir. Bunun byle olmas, nermenin gnderildii yer (alc) asndan dorula maya ya da tartmaya tabi deildir, nk dolaysz olarak ifade tarafndan yaratlan yeni balam ierisine yerletiril mitir. Gnderici iin olduu gibi, alc da byle bir nermeyi kuracak otoriteyle yklemlenmelidir. Gerekte bunu baka bir biimde syleyebilirdik: Gnderici dekan ya da rektr yani bu trden nermeyi dile getirecek otoriteyle ykmlenmi kii, yalnzca dorudan gnderileni (nermenin nesnesi, rfrant, burada niversite) ve alcy (niversite personeli), iaret etti im biimde, etkileyebildii srece bu konuma sahiptir. Farkl bir durum "niversiteye para ver" trnden ifade leri iermektedir, bunlar buyuruculardr ve emirler, komutlar, tavsiyeler, istekler, dualar ve ricalar vb. biiminde tanzim edi lebilirler. Terimi geni anlamda (rnein bir gnahkarn balayclk iddiasndaki bir tanr zerindeki otoritesini de ie recek biimde) kullanrsak, burada gnderici aka bir otorite konumuna yerletirilmitir: yani, gnderici, alcnn kendisine gnderme yaplan eylemi yerine getirmesini beklemektedir. Buyurmann pragmatii alc ve gnderilenin durumlarnda ok byk deiiklikler gerektirmektedir.31 Baka bir dzende tekrar bir sorun, vaad, edebi bir tasvir, bir anlatlama vb.'nin yeterliliini (efficiency) zetliyorum. Wittgenstein, dil incelemesini bir syrktan alp, dikkatini farkl sylem biimlerinin etkileri zerinde younlatrr. Dil oyunlar32 (bir kan ben yukarda sralamtm) etrafnda z deletirdii muhtelif trden ifadeleri ortaya koyar. Dil oyun laryla kastettii, eitli ifade kategorilerinin her birinin, bun larn zelliklerini belirleyen kurallar ve konulabilecekleri ya31. Bu kategorilerin yeni bir analizi Habermas'ta bulunmakta, "Unbereitende Bemerkungen", ve Poulain tarafndan tartlmaktadr, "Vers une pragmatique nuclaire". 32. Philosophical Investigations, 23. ksm.

31

rarlar erevesinde tanmlanabilir olmasdr tpk her para nn zelliklerini belirleyen bir kurallar kmesiyle tanmlanan satran oyununda olduu gibi; bunlar hareket ettirmenin en uygun yoluyla. Dil oyunlar hakknda u gzlemde bulunmak faydal olacaktr: Birincisi, bunlarn kurallar kendi ierisinde kendi meruluklarn tamazlar, ama ak ya da rtk bir anlama nn (oyuncular arasndaki bir anlamann) nesnesidirler bu oyuncularn kurallar kefettiini sylemek _doru deildir. kincisi eer kurallar yoksa oyun da yoktur.33 Hatta bir kura ln son derece kk tdili bile oyunun tabiatn deitirir; bir "hareket" ya da ifade kurallar tatmin etmiyorsa, tanmla dklar oyuna ait deildirler. nc nokta biraz nce syleni len ey tarafndan nerilmektedir: Her ifade bir oyundaki "hareket" olarak dnlmelidir. Bu son gzlem bir btn olarak yntemimizin altn izen ilk ilkeyi vermektedir: Oynama ve genel agonistik (cedel) ala nna den konuma edimleri34,35 anlamnda konumak, d vmektir. Bu zorunlu olarak kazanlmak zere oynanld anlamna gelmez. Bir hareket, kefedilmesinden dolay duyu-

33. John von Neumann and Oskar Morgensternn, Theory of Games and Eco nomic Behavior (Princeton University Press, 1944), s.49: "Oyun kendisini betimleyen kurallarn btnldr". Bu ifade Wittgensteinin yaklamna yabancdr, zira onun iin oyun kavram, tanmlama zaten bir dil oyunu ol duundan, bir tanm tarafndan kuatlamaz (Philosophical Investigations, zellikle bkz. 65-84. ksmlar). 34. Kavram Searle'den gelmektedir: "Konuma edimleri... dilsel iletiimin temel ya da en kk birimleridir" (Speech Acts, s.16). Bense bu edimleri iletiim alanndan ok agon (oyunlardaki tartma) alanna yerletiriyo rum. 35. Agonistik (oyun ve dl-kazanma teori ve sanat) Heraklitus'un ontolo jisinin temelidir. Sadece tragedyanlar olmakszn, Sofistlerin diyalektii nin de. Aristo'nun Topics'lerdeki ve Sophistici Elenchi'deki dncelerinin byk bir ksm bu konuya ayrlmtr. Bkz. F. Nietzsche, "Homers Con test"in Complete Works, vol. 2, New York, Gordon Press, 1974).

lan taze haz yznden yaplabilir: Peki popler konuma ve edebiyat tarafndan stlenilen dilsel taciz iinde baka ne ierilmektedir? En byk zevk, dilin parole (sz) dzeyindeki ev riminin arkasndaki sretir, yani anlamlarn, kelimelerin ve deyimlerin dnmlerindeki sonsuz keiftir. Ancak phesiz ki bu zevk bile bir hasm kazanma pahasna elde edilen bir baar hissine baldr hi olmazsa bir ve heybetli bir d man kazanmak pahasna: Kabul edilen dil ya da iaret (ler sis temi).36 Bu dil agonistii dncesi ikinci ilkeyi gzden kanma maldr, nk ona bir tamamlayc olarak durmakta ve bizim analizimizi ynetmektedir: Gzlemlenebilen toplumsal ba dil "hareketlerinden" mrekkeptir. Bu nermenin aydnla ka vuturulmas bizi elimizdeki meselenin zne gtrecektir.

36. Lous Hjelmslev, Prolegotne.ua to a Theory of Langage (Madison: University of Wisconnin Press, 1963) tarafndan kurulduu anlamda ve Roland Burthes, Elments de smiologie (1964) (Paris: Scuil 1966), 4: 1

33

4. TOPLUMSAL BAIN TABATI: MODERN SEENEK

Eer en yksek derecede gelimi toplumlarda bilginin konu munu tartmak istiyorsak, ncelikle bu topluma hangi meto dolojik tasarmn uygulanaca sorusunu cevaplandrmalyz. Basitletirme pahasna, ilke olarak, hi olmazsa son yarm yz yldr toplum iin iki temel tasarmsal model olduunu syle mek uygun debilir: Toplum ya ilevsel bir btn olutur makta ya da ikiye blnmektedir. lk modelin bir rnei Talcott Parsons (hi olmazsa sava sonrasndaki Parsons) ve onun okulu tarafndan, ikinci model Marksist oluum (bu oluumun btn tamamlayc okullar arasndaki farkllklar ne olursa ol sun snf sava ilkesi ve toplum ierisinde ileyen bir ikilik olarak diyalektii kabul edenler) tarafndan nerilmitir37.

37. zelde bkz. Talcott Parsons, The Social System (Glencoe, III : Free

34

Toplum zerine bu iki byk sylemi tammlyan metodo lojik uurum ondokuzuncu yzyldan devralnmtr. Toplu mun organik btn oluturduu ve bu btnn yokluunda toplum olmaktan uzaklaaca dncesi Fransz okulunun ku rucularnn zihnini belirlemitir. Eklenilen ayrnt ilevselcilik tarafndan sunulmu, buna ramen 1950'lerde Parsons'n kendini-dzenleyen bir sistem olarak toplum kavramyla baka bir yn tutturmutur. Teorik hatta madd model artk yaayan bir organizma deildir. Bu model kinci Dnya Sava sra snda ve sonrasnda modelin uygulamalarn yayan sibernetik tarafndan salanmtr. Parsons'n almalarnda sistemin arkasnda yatan ilke, eer denilebilirse, hl iyimserdir ve temkinli bir refah devle tinin korunmas altndaki bolluk toplumlarnn ve byme ekonomilerinin duraanlamasna karlk gelmektedir38. ada Alman teoristlerin eserlerinde, systemtheorie teknokratik, hatta, mid krc olduu zikredilmese bile, mstehzidir: Bireylerin ve gruplarn ihtiyalar ve mitleri arasndaki uyum ve sistem tarafndan garanti edilen ilevler imdi yal nzca, sistemin ilemesinin ikincil bir tamamlaycsdr. Sis temin gerek amac, kendisini bir bilgisayar gibi programla-

Press, 1967), ve Sociological Theory and Modern Society (New York, Free Press, 1967). ada topluma ilikin Pierre Souyri tarafndan hazrlanm (dosyalan ve eletirel bir bibliografyas ile) kullanl zete bavurulabi lir: Le Marxisme aprs Marx (Paris, Flammerion, 1970). Sosyal teorinin bu iki byk akm arasndaki atmaya ilikin ilgin bir gr A.W. Gouldner tarafndan sunulmutur: The Coming Crisis of Western Sociology (New York: Basic Books, 1970). Bu atma, Frankfurt Okulu'nun mirass ve zellikle Luhmann'la olmak zere Alman toplumsal sistem teorisiyle pole mik iinde olan Habermas'n dncesinde nemli bir yer tutmaktadr. 38. Bu iyimserlik aka Robert Lynd'in vard sonularda gzkmekte dir: Knowledge for What? (Princeton, N.J.: Princeton University Press, 1939), s.239; zikreden M. Horkheimer, Eclipse of Reason (Oxford Univer sity Press, 1947): Modern toplumda, bilim hayatn amalarn tanmlamada dinin yerini kaplamaldr.

35

mas, girdi ve kt arasndaki btncl ilikinin, bir baka deyile ilerselliin optimizasyonudur. Hatta kurallar deime srecindeyken ve yenilikler ortaya km ve grevler, krizler, isizlik ve siyasal devrimler gibi kar ilevler midi canlandrmakta ve bir alternatif inancna yol amaktayken bile halihazrda gerekleen ey sadece isel bir yeniden d zenlemedir; bunun sonucuysa sistemin "hayatiyetindeki" (viability) bir arttan daha fazla bir ey olamaz. Bu tr bir ilem geliimine yegane seenek entropi ya da ktr.39 Burada tekrar, bir toplumsal teori sosyolojisinde ikin olan basitletirmelerden kaarken, hi olmazsa, 1960'lardaki eko nomik dnya savann yeniden balamas erevesinde, yk sek derecede gelimi endstriyel toplumlar rekabeti yap-

39. Helmut Schelsky, Der Mensch in der Wissenschaftlichen Zivilisation, (Kln und Opladen, Geistesvissenchaften Heft 96), ss.24 vd: "Devletin egemenlii artk iddetin kullanlndaki tekele sahip olmas (Weber) ya da glerin douuna maliklii (Carl Schmitt) gibi olgularca aa vurulmamaktadr. Bu ncelikle, devletin, ierisinde bulunan teknik aralar bt nnn etkililik derecesinin, en byk elverililii kendisine ayrarak belir lemesi ve ayn zamanda, bu aralarn bakalar tarafndan kullanlna koyduu snrlamalardan kendi kullann mstani klmasdr1'. Bunun bir istem deil Devlet teorisi olduu sylenecektir. Ancak Schelsky unu da eklemektedir: "Sre ierisinde Devletin amalar seimi yasaya tabi kln maktadr ki ben zaten bu durumu bilimsel uygarln evrensel yasas, yani aralarn amalar belirlemesi ya da dahas, teknik imkanlarn bunlardan elde edilecek yarar dikte etmesi olarak zikretmitim". Habermas bu yasaya kar, teknik aralar kmesi ve amalandrlm ussal eylemin hi bir za man zerk olarak gelimedii olgusunu koymaktadr, "Theory and Practice in Our Scientific Civilizaion" in Theory and Practice (Boston, Beacon, 1973). Yine bkz, Jacques Ellul, La Technique ou l'enjeu du siecle (Paris, Armond Colin, 1954) ve Le Systeme technicien (Paris, Calmann Levy, 1977), Grevler ve genelde gl sendikalar tarafndan oluturulan basklar, bir sendika lideri C. Levinson tarafndan aka ortaya konulduu gibi uzun vadede sistemin yararna olacak bir gerilim retmektedir. Levinson Amerikan endstrisinin teknik ve iletmese! ilerleyiini bu gerilime balanmaktadr (zikreden H.F. de Virieu, Le Matin, zel say, "Que veut Giscard?" Ekim, 1978).

36

mak dolaysyla "millliklerini" optimal klmak yolunda taleb edilen asketik aba ve "kat" teknokratik toplum anlay arasndaki paralellii inkar etmek glemektedir. Hatta Comte gibi bir adamn dncesi ve Luhmann'n dncesi arasnda mdahele eden youn yerdeitirimi de erlendirirken, ortak bir 'toplumsal' kavramn sezinleyebili riz: Toplum birletirilmi bir btnlktr, bir "birlemiliktir". Parsons bunu aka formle etmitir: "Baarl dinamik bir analizin en esas art, her sorunun bir btn olarak sistemin durumuna srekli ve sistematik gnderilmesidir... Bir sre ya da sistemin srdrlmesi ya da gelitirilmesine katkda bulu nan veya sistemin uyumu, etkililii vb. zelliklerinden ayrt rmnda ilevsizletirici olan bir artlar kmesi".40 "Teknokrat lar da bu dnceye boyun eerler.41 Sistem bir gereklik olacak aralara sahipse, gvenilirlii olumu demektir; bu da ihtiya duyduu tek kanttr: Horkheimer'in akln "parano yas" olarak adlandrd eydir bu.42 Ancak bu sistemik kendini dzenlemenin gerekilii ve olgu ve yorumlamalarn kusursuz olarak mhrlenmi evresi, eer sadece birinin emrinde ilke olarak bunlarn cazibesine bak bir gre sahipse ya da sahip olma

40. Talcott Parsons, Essays in Sociological Theory Pure and Applied, gz den geirilmi bask, (Glencoe, Free Press, 1954), ss.216-18. 41. Bu kelimeyi Galbraith'in technostructure (teknikyap) kavramn The New Industriel State'de sunulduu (Boston, Houghton Mifflin, 1967) ya da R. Aron'un technico-bureacratic structure (teknik-brokratik yap) Dix-huit leons sur la socit industrielle, Paris, Gallimard, 1962) kavramyla ayn anlamda kullanyorum, brokrasi terimin artran bir anlamda deil. B rokrasi terimi ok daha "katdr" -nk ekonomik olduu kadar politiktir, nk i Muhalefeti (Kollontai) tarafndan Bolevik iktidarn eletirisi ve Trokist muhalefetin Stalinizm eletirisinden kmtr. Bu konu zerinde bkz., Claude Lefort, Elements d'une critique de la bureaucratic (Geneve, Droz, 1971). Kitapta eletiri bir btn olarak brokratik toplumu da kapsa maktadr. 42. Eclipse of Reason, s. 183.

37

iddiasndaysa paranoid olarak yarglanabilir. Bu da Marx'n dncesine bal toplum teorilerindeki snf atmas ilkesinin ilevidir. "Geleneksel" teori her zaman toplumsal btnn proglamlanmasnn ierisine basit bir ara olarak, bu btnn ilerlii nin optimizasyonu amacyla ie sokulma tehlikesiyle yzyzedir; nk geleneksel teori kendi birletirici ve btnletirici hakikat arzusunu sistem iletmecilerinin birletirici ve btn letirici pratiine dn vermektedir. "Eletirel" teori43 uz lama ve bireimlerin tedbiri ve ikilii ilkesine bal olarak bu kaderden kanr bir konumda bulunmaldr. yleyse Marksizme klavuzluk eden, toplum ve ondan retilebilecek farkl bir toplum modeli ve farkl bir bilginin ilevi kavramdr. Bu model, kapitalizmin geleneksel sivil toplumlar zerindeki gasp srecini gerekletiren mcadelelerinden domutur. Bu rada toplumsal, siyasal ve ideolojik tarihin bir yzyldan daha fazlasn dolduracak bu mcadelelerin kurbanlarn ortaya ko yacak bir yere sahip deiliz. Kendimizi imdilik bizim iin karmas mmkn olan (nk bu mcadelelerin kaderi bilin mektedir) bilanoyla, bir bakla doyurmak zorunda kalacaz. Liberal ya da ileri liberal bir iletmeye sahip toplumlarda m cadeleler ve onlarn aralar sistemin dzenleyicilerine dn mlerdir; komnist lkelerde btnletirici model ve totalitaryan etkisi Marksizmin kendi adnda bir geridne yolam ve sorun zerindeki mcadeleler basite haklardan yok sunlua dnmtr.44 Ekonomi politiin eletirisi (Marx'n Das Kapital'inin altbal) ve onun mtekabili, yaban clam toplum eletirisi u veya bu biimde her yerde siste-

Max Horkheimer, "Traditionelle und kritische Theorie" (1937) in Criti cal Theory (New York, Herder and Herder, 1972). 44. Bkz. Claude Lefot, Elements d'une critique Un homme en trop (Paris, Seuil, 1976): Cornelius Castroriadis, La Socit bureaucratique (Paris, 43. Union Gnrale d'Edition, 1973).

38

min programlanmasnda yardmclar olarak kullanlmakta dr.45 Tabiatyla Frankfurt Okulu ya da Socialisme ou Barbarie46 gibi bu srece muhalefet ederek eletirel modeli koruyan ve yenileyen belirli aznlklar vardr. Ancak snf atmas veya blmlenmesi ilkesinin toplumsal temeli btn radikalliini kaybetme noktasna gelmitir; sonunda eletirel modelin teorik konumunu kaybettii ve bir "topya" veya "mid47 duru muna indirgendii, insan ya da akl veya yaratclk ve nc Dnya ya da renciler gibi eletirel znenin bundan byle gerekleemez ilevinin unoktalarnda aa vurularak ykselen hazr bir protesto haline geldii olgusunu gizleyeme yiz.48 Bu ematik veya kalpsal hatrlatmann tek amac, ileri en dstriyel toplumlarda bilgi sorununu koymay istediim so runsal zglletirmek olmaktadr nk bilginin konumlan d toplumun zelliklerini bilmeksizin, bilginin hangi ko numda olduunu, bir baka deyile, bilginin gelimesi ve da lmnn bugn karlat problemleri bilmek mmkn de ildir. Ve bugn daha ncekinden daha fazla olarak, toplum hakknda bir ey bilmek, hereyden nce bu abann hangi

45. rnek olarak bkz. J.P. Garnier, L Marxisme lnifiant (Paris, Le Syco more, 1979). 46. Bu 1949 ve 1965 arasnda yaynlanan "eletirel ve devrimci ynelimin organ"nn adyd. Grubun nde gelen yazarlar -eitli takma adlar kulla nlmakta birlikte- C.de Beamont, D. Blanchard, C. Castoriadis, S. de Diesbach, C. Lefort, J.F. Lyotard, A. Maso, D. Mothe, P. Simon, P. Souyri'ydi. 47. Ernst Bloch, Das Prinzip Hoffnung (Frankfurt, Suhrkamp Verlag, 1959). Bkz. G. Raulet d.. Utopie, Marxisme selon E. Bloch (Paris, Payot, 1976). 48. Bu, 1960'lardaki renci hareketi ve Vietnam ve Cezayir savalar tara fndan yaratlan teorik beceriksizliklere bir kinayeydi. Bunlarn tarihsel bir dkm Alain Schapp ve Pierre Vidal-Naquet tarafndan, Journal de la Commune dudiante (Paris, Seuil, 1969) adl kitapta yazdklar girite verilmektedir.

39

yaklam kullanaca ve zorunlu olarak toplumun bunu nasl cevaplayacan seme anlamna gelmektedir. Bilginin ncel rolnn toplumun ilemesinde ayrlmaz bir e olduu ve bu kararla uyum iinde hareket ettiine karar verilebilir eer toplumun dev bir makine olduuna zaten karar verilmise.49 Bunun tam tersine, bilginin eletirel ilevine deinilebilir; toplumun uyumlu bir btn oluturmad ve kartlk ilkesi tarafndan bylenmi olarak kaldna karar verildiinde de, geliimi ve dalmnn bu ynde olmas hesap edilebilir.50 Seenek aka gzkmektedir. Bu ilevsel ve eletirel bilgi arasnda, toplumsal olann trde ve ikin ikilii arasndaki bir seimdir. Karar g ya da keyfi gzkmektedir. Bu karardan iki bilgi trn birlikte ayrdederek kan mak ekici gelmektedir: Birisi dorudan insan ve maddelere uygulanabilecek ve kendisini sistem ierisinde vazgeilmez bir retici g olarak ilemeye hasredecek pozitivist bilgidir; dieri ise dorudan ya da dolayl olarak deerler ve amalar zerinde durarak bu trden herhangi bir "hizmete koulmay" reddedecek olan eletirel, dnsel ve yorumsamac bilgi.51

49. Lewis Mumford, The Myth of the Machine, 2 vols, (New York, Harcourt, Brace, 1967). 50. Entellektellerin sistemdeki katlmlarn gvence altna almaya yne len bir giriim, bu iki varsaym arasndaki aceleyle doldurulmutur: P. Nemo, "La Nouvelle Responsibilite des clercs", Le Monde, 8 Ekim 1978. 51. Naturwissenschaft ve Geisteswissenchaft arasndaki teorik ayrmann balangc Wilhelm Dilthey'in yaptlarnda bulunmaktadr.

40

5. TOPLUMSAL BAIN TABATI: POSTMODERN SEENEK

Bu blnm zm kabul edilemez buluyorum, zmeye gi ritii, ancak sadece yeniden rettii seenek artk bizim ilgi lenmekte olduumuz toplumlar iin geerli deildir; zmn kendisi, postmodern bilginin en hayati biimleriyle oluan ba saman dnda kalan bir tr muhalif dn ierisinde hap sedilmitir. Daha nceden de sylediim gibi, iktisadi "yeni den isizletirme" kapitalizmin bugnk aamasnda, Devletin ilevinde ortaya kan bir deimeyle el ele gitmekte, teknik lerdeki ve teknolojideki dnmle de desteklenmektedir. Bu sendromun toplum imgesi ele alnan alternatif yaklamlarda ciddi bir gzden geirmeyi zorunlu klmaktadr. Ksaca syle mek gerekirse, dzenleme dolaysyla yeniden retim ilevle rinin idarecilerden uzaklatrlp, makinalara devredilmesi de

41

vam edecee benzemektedir. Giderek, merkezi sorun, kendi sinde doru kararlarn alnmasn garanti etmesi gereken bu makinalardaki enformasyona kimlerin girebilecei eklinde belirmektedir. Verilere giri, btn izgilerin uzmanlarnn ayrcaldr ve olmay srdrecektir. Egemen snf karar veri cilerin snfdr ve olacaktr. imdi bile bu snf geleneksel siya sal snftan deil, irket derleri, yksek-dzey idarecileri, mesleki, sendikal, siyasal ve dini rgtlerin balarndan ibaret bir tabakadan olumaktadr.52 Btn bu sylenenlerde yeni olan, mill-devletler, partiler, kurumlar, meslekler ve tarihsel gelenekler tarafndan temsil edilen eski cazibe kutuplarnn artk, cazibelerini kaybetmesi dir. Hi olmazsa, eski biimlerinde yerlerinin deitirilebile cei de belli deildir. Trilateral Komisyonu cazibenin popler kutbu deildir. En byk isimlerle, yani ada tarihin kah ramanlaryla "zdelemek" olduka glemektedir.53 Bu kita bn Fransa'da baslmas srasnda Fransa Cumhurbakan olan Giscard d'Estaingin vatandalarna bir hayat amac olarak nerdii "Almanya'y yakalama" ya kendini adamak kesin likle heyecanlandrc deildir. Ancak o zaman da bu yine, tam olarak bir hayat amac deildir. Her bireyin bireysel yete neine baldr. Her bireye kendisine gndermede bulundurtulur. Ve her birimiz yine de kendi benimizin pek bir ey

52. M. Albert, Fransz Planlama kurumunun bir komisyon yesi, yle yazmaktadr: "Plan idari bir aratrma blmdr... Fikirlerin birbirine ka rt, bak alarnn birbiriyle arpt ve deiimin hazrland b yk bir toplant yeridir de... Yalnz olmamalyz, dierleri bizi aydnlat mal..." (L'Expansion, Kasm 1978). Karar verme sorunu zerine bkz. G. Gafgen, Theorie der wissentcaftlichen Entscheidung (Tbingen, 1963); L. Sfez, Critique de la dcision (1976). 53. Son yirmi ylda devrime adn vermi insanlar olarak Stalin, Mao ve Castro'nun isimlerinin snn ve Watergate olayndan bu yana ABD'de bakanlk imgesindeki erozyonu dnnz.

42

ifade etmediini de biliyoruz.54 Aada anlatlacak olan bu byk anlatlardan kopu, baz yazarlarn toplumsal ban zl ve Brownian bir ha reketin samalna55 frlatlan bir tikel atomlar kitlesinin iin deki toplumsal btnlerin zl erevesinde inceledikleri bir duruma yol amaktadr. Bu trden bir ey olmamaktadr: Bana bu bak as, kayp bir "organik" toplumun cennetsel ta sarm tarafndan belirlenmi gzkmektedir. Bir ben (self) ok ey ifade etmez, ancak bir ada olan ben de yoktur. Her ben eskisinden daha ok hareketli ve karmak olan bir ilikiler yumanda varolmaktadr. Gen ya da yal, kadn veya erkek, zengin ya da yoksul her ahs, ne kadar ince olursa olsun, zgl bir iletiim erevesinin "dm nok tasnda" yerlemitir daima.56 Ya da daha iyisi: Herkes muhte lif trden mesajlarn getii bir konumdadr. Aramzda en az ncelikli olanlar da dahil hi kimse onu, alc, gnderilen ve gnderen durumuna dntren ve konumlandran mesajlar zerinde btnyle gsz deildir. Herhangi birisinin bu dil

54. Bu konu Robert Musil'de merkezi bir tema olmaktadr, Der Mann ohne Eigenschaften, Hamburg, Rowolt, 1952). Serbest bir yorumda, J. Bouveresse bu, 'ben'in "terkedilii" temasnn yirminci yzyln banda Mach'n epistemolojisiyle birlikte ortaya kan "bunalmyla" olan yaknlnn altn izmekte, bunun iin u kant ileri srmektedir:"zelde bilimin verili durumunda, bir insan yalnzca bakalarnn onun ne olduu ve bu oluuyla yapt eyle belirlenmektedir... Dnya, yaanlan olaylarn insandan bamszlk kazand bir dnyadr... Olann herhangi birisine ilikisi olmakszn ve herhangi birinin sorumluluunda bulunmakszn olduu bir olu dnyasdr" ("La problmatique dans du sujet dans L'Homme sans qualits", Noroit (Arras) 234 ve 235 Ekim 1978 ve Ocak 1979); yaymlanan metin yazar tarafndan gzden geirilmemitir. 55. Jean Baudrillard, A l'ombre des majorities silencieuses, ou la fin du so cial (Fonterassous-bois: Cahiers Utopie. 4, 1978. 56. Bu sistem teorisinin szldr. rnek olarak bkz. "La Nouvelle Res ponsabilit": "Sibernetik anlamda toplumu bir sistem olarak dnn, bu sistem, mesajlarn uzlat ve yeniden datld blnmelerle kesien bir iletiimdir..."

43

oyunu etkilerine ynelik hareketlilii (dil oyunlar yani btn sylemek istediimiz) hogrlebilir, hi olmazsa belirli snr lar ierisinde (ancak snrlar belirsizdir): Bu hareketlilik dzen leyici mekanizmalar, zelde de sistemin kendi ilerliini geli tirmek zere deruhte ettii kendine ynelik dzenlemeler ta rafndan taleb edilmektedir. Hatta sistemin kendi entropisiyle savat lde bu trden hareketleri cesaretlendirebilecei ve cesaretlendirmesi gerektii sylenebilir; beklenmedik bir "ha reketin" yenilii, eler grubunun ya da bir ein karlkl yer deitirmesiyle, sistemin sonsuza dek talep edip tkettii oa lan ilersellikle onu besleyebilir.57 imdi hangi bak asndan dil oyunlarn benim genel metodolojik yaklamm olarak setiim aa km olmaldr. Ak bir sorun olarak kalacak, bu nitelikteki toplumsal ilikile rin btnln iddia etmiyorum. Ancak dil oyunlarnn, top lumun varolmas iin gerekli en kk iliki olduuna mra caat etmek bile gereksiz: domadan nce bile, yalnzca kendi sine verilen ad dolaysyla, ocuk etrafndakiler tarafndan oluturulan ykde zaten gnderilen olarak konumlandrlmtr. ocuk kanlmaz olarak bu ykye kar kendi yolunu i zecektir.58 Ya da ok daha basit olarak, bir sorun olarak dur duu srece, toplumsal ba sorununun kendisi bir dil oyunu, bir ura oyunudur, dolaysz olarak alc ve gnderilen kadar soran kiiyi de konumlandrr: o zaten toplumsal badr.

57. Bunun bir rnei Garnier tarafndan verilmitir. Le Marxisme Lnifi ant, "H. Dougier ve F. Blooh-Laine tarafndan ynetilen Toplumsal Yenilik Enformasyon Merkezi'nin rol, gndelik yaamdaki yeni deneyimler (eitim, salk, adalet, kltrel etkinlikler, ehir planlamas, mimari vs.) zerine enformasyon salamak, analiz etmek ve datmaktr. 'Alternatif pratikler' hakkndaki bu veri bankas, ii 'sivil toplumun' Sivil Toplum olarak kalmasn salamak olan devlet organlarna hizmetlerini kiralamaktr: Plan Komiserlii, Sosyal Eylem Sekreterlii, DATAR vs". 58. Freud zelde bu "kader" biimini vurgulamtr. Bkz. Marthe Robert, Roman des origines, origine du roman (Paris, Grasset, 1972).

44

Dier taraftan gnden gne bir gereklik ve sorun ola rak59 iletiim bileeninin ok daha ndegelen bir bileen ol duu bir toplumda, dilin yeni bir nem kazand aktr. Di lin anlamlln, ynlendirici konuma ve mesajlarn tarafl geimesi bir tarafta, diyalog ve serbest aklama dier tarafta olmak zere geleneksel bir seenee indirgemek yzeysellik olacaktr. Bu son nokta zerine bir kelime daha: Sorun basit olarak bir iletiim teorisi erevesinde betimlenirse, iki ey gzden karlr: Birincisi mesajlar btnyle farkl biimlere sahiptir ler ve szgelimi gsterici, buyurucu, deerlendirici ve iler k lc olup olmadklarna bal olarak etkide bulunurlar. Burada mesajlarn enformasyonu iletmeleri olgusunun nemli olma d aktr. Onlar bu ileve indirgemek haksz yere sistemin karlarn ve bak asn nceleyen bir perspektifi uygula mak demektir. Sibernetik bir makina gerekte kendisine yk lenen enformasyonla alr, ancak ona programlanm amalar buyurucu ve deerlendirici nermelerde ortaya karlar. Ma kina, ileme biimini deitirme, szgelimi kendi kendine i lerliini en oa kartmada dzeltici bir gce sahip deildir. Toplumsal sistem iin her durumda ilerliin maksimum nok taya kartlmasnn en iyi ama olduu nasl garanti edi lebilir? Herhangi bir durumda sistemin maddesini biimlendi ren "atomlar", bu gibi ifadelere zelde de bu soruna deinmeye ehildir. kincisi, enformasyon teorisinin geici sibernetik versiyonu, benim toplumun agonistik boyutu olarak dikkat ektiim ve hayati deere haiz, nemin bir ksmn gzden karmaktadr. Atomlar pragmatik ilikilerin kesien yollarnda yer almakta drlar, ancak srekli bir hareket ierisinde kendilerini dnt-

59. Bkz Michel Serres'in almas, zellikle, Hermes I-IV (Paris, Editions de Minuit, 1969-77).

45

ren mesajlar tarafndan yersiz de braklmaktadrlar. Kendi siyle ilgili bir "hareket" gerekletirildiinde, dil oyununda ta raf olan e, sadece alc ve gnderilen deil ayn zamanda gnderici olarak da kapasitesini etkileyen bir tr deiime, bir "yer deitirmeye" maruz kalr. Bu "hareketler" zorunlu olarak "kar hareketleri" dourur ve herkes bir kar-hareketin "iyi" bir hareket deil tepkisel olduunu bilir. Tepkisel kar-hareketler, kartn stratejisindeki programlanm etkilerinden daha fazla bir ey deildir; onun elinde oynarlar ve bylece g dengesi zerinde bir etkileri yoktur. Bu da oyunlardaki yer deitirmeyi oaltmann ve hatta ynelimini bozmann, beklenmedik bir "hareket" (yeni bir nerme) oluturacak biimdeki nemini vermektedir. Biz toplumsal ilikileri bu biimde anlamak istiyorsak, se tiimiz lt ne olursa olsun, gereken sadece bir iletiim teorisi deil, agonistii kurucu bir ilke olarak kabul eden bir oyunlar teorisidir. Bu balamda, yeniliin asl esinin sadece "ke fetme" olmadn grmek kolay olacaktr. Bu yaklam iin destek, dil bilimci ve dil felsefecilerine ilave olarak, ada bir ok sosyologun almalarnda da bulunabilir.60 Toplumsal olann esnek dil oyunlar ebekesine "atomize edilmesi", brokratik felle balanm olarak ele alnan61 mo dern gereklikten fazla uzaklam gzkebilir. Hi olmazsa baz kurumlarn arlnn oyunlarda snrlar koymas ve bylece oyuncularn hareketlerini yaparken yeniliklerini snr-

60. rnek olarak Erving Goffman, The Presentation of Self in Everyday Life (Garden City, Doubleday, 1959); Gouldner, The Coming Cirisis of Western Sociology (not 37), 10. blm; Touraine et. al, Lutte tudiante (Paris, Seuil, 1978); M. Callon, "Sociologie des techniques?" Pandore 2 (ubat 1979); Watzlawick et. al, Pragmatics of Human Communication (not 11). 61. 41. nota bkz. Modem toplumlarn gelecei olarak genel brokratik leme temas ilkin B. Rizzi tarafndan gelitirilmitir., La Bureaucratisa tion du monde (Paris, B. Rizzi, 1939).

46

lad itiraz yaplabilir. Ancak bu durum sanrm herhangi bir tikel gle yol amakszn deerlendirilebilir. Sylemin sradan kullanlnda, szgelimi iki arkada ara sndaki bir tartmada, muhataplar herhangi bir ulalabilir cephaneyi, oyunlar bir ifadeden dierine deitirerek kulla nrlar. Sorunlar, istekler, iddialar ve anlatlar karmakark bir ekilde ieye konulmulardr. Sava kuralsz deildir62 ama kurallar mmkn ve en byk ifade esnekliine izin verip, cesaretlendirirler. Bu bak asndan, bir kurum, srekli olarak, nermeler iin kendi snrlar ierisinde kabul edilebilir olarak aklan mas iin ek snrlayclar gerektirmesi bakmndan bir konu madan farkllar. Snrlayclar iletiim ebekelerindeki muh temel balantlara engel olarak, sylemsel gizli gleri dol durmak zere i grrler: Sylenmemesi gereken eyler var dr. Bunlar yine ncelikleri tikel bir kurumun sylemini nitele yen belirli nerme snflarn (bazen sadece bunlar olmak zere) ayrcalkl klarlar: Sylenmesi gereken eyler ve bun lar sylemenin yollar vardr. Bylece, orduda emirler, kili sede dua, okullarda dzanlam, ailelerde anlatlama, felsefede sorunlar ve i hayatnda ilerlik ortaya kar. Brokratikleme bu eilimin dsal snrdr. Buna ramen kurum hakkndaki bu hipotez hl ok "ka badr"; kopu noktas kurumsallam olann abartl "eyletirici" bir grdr. Bugn, kurumun gizli dil "hareketleri" zerine koyduu snrlarn bir kere ve btn zamanlar iin asla konulmadn (hatta biimsel olarak tanmlandklarnda bile) biliyoruz.63 Dahas, kurum ii ve dnda snrlarn ken-

62. Bkz.H.P. Grice, "Logic and Conservation in Peter Cole and Jeremy Morgan eds, Speech Acts III, Syntax and Semantics (New York, Academic Press, 1975), ss. 59-82. 63. Soruna fenomenolojik bir yaklam iin bkz. Maurice Merleau-Ponty, Resumes de cours, ed. Claude Lefort (Paris, Gallimard, 1968). Psiko-sosyo-

47

dileri dil stratejilerinin geici sonulan ve aamalardr. rnek: niversite dil deneyleri iin bir yere sahip midir (poetik)? Ka bine toplantsnda hikaye anlatabilir misiniz? Cevaplar aktr: evet, eer niversite yaratc workshoplar aarsa; evet, eer, eski kurumun snrlar ortadan kalktysa.64 Karlk olarak, s nrlarn oyun ierisinde bir para olmaktan uzaklatklarnda, sadece duraanlatklar sylenebilir. Bu, sanrm, ada bilgi kurumuna uygun yaklamdr.

lojik bir yaklam iinse, R. Louer e au, L. Analyse institutioneelle (Paris, Edisions de Minuit, 1970). 64. M. Callon, "Sociologie des techniques?", s.30: "Sosyolojik (sociologies), aktrlerin imgesel ve gerek, teknik olan ve olmayan, top lumsal ve toplumsal olmayan arasnda snrlar ya da farkllklar kurumsal tatrma ve oluturulmas hareketidir: bu snrlarn durumu tartmaya ak tr ve total egemenlik durumlar istisna olmak zere herhangi bir uzlama (consensus) elde edilemez". Bu noktay Touraine'nin La Voix et le regard'daki srekli sosyoloji kavramyla karlatrn.

48

6. ANLATISAL BLGNN PRAGMAT

1. blmde, ileri derecede gelimi toplumlarda arasal bir bilgi kavramnn sorgulanmakszm kabulne kar iki itiraz ortaya koydum. Bilgi, zellikle ada biiminde bilimin ay ns deildir; ve bilim baarl bir ekilde kendi meruluunu gizlemekten te, bu sorunu epistemolojik nitelikten az olma mak zere, btn sosyopolitik grnmleriyle ortaya koymak tan kaamaz. Konuya "anlatsal" bilginin tabiatnn bir anali ziyle balayalm. Bizim incelememiz, bir karlatrma noktas sunarak, ada toplumda bilimsel bilgi tarafndan ngrlen biimin baz zelliklerini akla kavuturacaktr. lave olarak, bugn ortaya kacak meruluk sorununun nasl ortaya kt ya da geri ekildiini anlamada bize yardm edecektir. Bilgi (savoir) genelde bilime, hatta renime (connaisance) indirgenemez. renim, dier btn nermelerin dta bra klmasn gsteren ya da nesneleri betimleyen, doruluu ya

49

da yanll aklanabilen bir nermeler kmesidir.65 Bilim, renmenin bir altkmesidir. O da dzanlamsal nermelerden ibarettir, ancak bunlarn kabul edilebilirlii iin iki destekle yici art ileri srmektedir: Bunlarn gndermede bulunduu nesnelerin tekrarlanlan giriinin elde edilebilir olmas, bir baka deyile, ak gzlem artlarnda elde edilebilir olmalar; ve verili bir nermenin uzmanlar tarafndan geerli olarak de erlendirilen dille nfuzunun mmkn olup olmadna karar verilmesi.66 Bununla birlikte bilgi kavramyla kastedilen sadece bir dzanlamsal nermeler kmesi deil, bundan tede bir eydir, "nasl yaplacan bilme", "nasl yaanacan bilme" ve "nasl dinlenileceini bilme" dncelerini de iermektedir (savoir-faire, savoir-vivre, savoir-ecouter). O zaman bilgi, bir ses ya da rengin gzellii (grsel ve iitsel duyarllk), adalet ve/veya mutlulukla (etik bilgelik) ve yeterlilik (teknik nitel letirme) ltlerinin uygulanmas ve belirlenimine uzanarak, hakikatin yaln belirlenimi ve uygulanmnn tesine giden bir ehliyet sorunudur. Bu biimde anlaldnda, bilgi her-

65. Aristo'da bilginin nesnesi, apofantik (apophanties) olarak tanmlad eyle tam manasyla snrlanmtr: "Her cmlenin anlam olmakla birlikte (semantikos)... btn cmleler bir nerme olarak tanmlanamazlar (apophantilkos). rnein da bir cmledir ancak ne doruluu vardr ne de yanll, (apofantik nermelerle ilgilenen ura -ev.) "De Interpretatione",4, 17a, The Organon, vol.l (Cambridge, Mas.: Harvard, 1938) (ng. evirenin notu: connaisance'n "renme" olarak tercme edilmesi kesin deildir. Bazen bu kelimeyi "bilgi" olarak (zellikle oul olarak gzkt nde) tercme etmek zorunludur: balamdan kartlaca gibi, bu bir connaisance (Lyotard'n kullannda, kurulu dzanlamsal nermeler toplam) ya da savoir (ok genel anlamda bilgi) sorunudur. Savoir bir biimli olarak "bilgi" diye tercme edilmektedir). 66. Bkz. Karl Popper, Logik der Forschung (Wien, Springer, 1935) ve "Normal Science and its Dangers", in I. Lakatos and Alan Musgrave eds., Criticism and the Growth of Knowledge (Cambridge, Cambridge University Press, 1970).

50

hangi birini "iyi" dzanlamsal, buyurucu ve deerlendirici ifa deler oluturmaya ehliyetli klan bir e olmaktadr. Dier btn nermeleri dta brakacak tikel bir nermeler snfna greli (szgelimi bilisel nermeler) bir ehliyet deildir. Ak sine, mmkn sylem nesnelerinin bir eitliliine ilikin ola rak "iyi" iler yapar. Bilinecek zerinde karar verilecek, deer lendirilecek ve dntrlecek sylem nesneleri... Bundan bil ginin ilkesel zelliklerinden birisi tretilir: Bilgi ehliyet-inaedici llerin geni bir dizimiyle uzlar ve kendisini oluturan muhtelif ehliyet alanlar tarafndan kurulan bir z nede mseccem yegane biimdir. zel bir dikkat gerektiren dier bir karakteristik bu tr bilgi ve adetler arasndaki ilikidir. Dzanlamsal ya da teknik konularda "iyi" bir betimleyici ya da deerlendirici nerme nedir? Bunlarn hepsinin iyi olduuna hkmedilir, nk, "bilicinin" diyalogda bulunduu kiilerin toplumsal evresinde karlkl olarak adalet, gzellik, hakikat ve yeterliliin geerli ltlerine uymaktadr. lk filozoflar bu merulatrm biimini gr olarak adlandrmlardr.67 Bilginin bu sfatla dolatrl masna izin veren ve bileni bilmeyenden (yabanc, ocuk) ayrdetmeyi mmkn klan uzlam, bir halkn kltrn oluturan eydir.68 Kltr ve yetitirme biiminde bilginin ne olabileceine ilikin bu ksa hatrlatma bilginin hakllatrlmasnn etnolojik betimini vermektedir.69 Gelimekte olan toplumlar nesnesi olarak alan antropolojik almalar ve birikim, hi olmazsa baz blmlerinden ve bunlar ierisinden bu tr bilginin yaama-

67. Bkz. Sean Beaufret, Le Pome de Parmnide (Paris, PUF, 1955). 68. Tekrar Bildung anlamnda (ya da ngilizcedeki "kltr") ve kltralizm tarafndan deerlendirildii ekliyle, terim preromantik ve romantiktir. Kr., Hegel'in Volksgeist. 69. Bkz. Amerikan kltralist okulu: Core Dubois, Abram Kardiner, Ralph Linton, Margaret Mead.

51

sna katkda bulunabilir.70 Gerek gelime dncesi, eitli ehliyet alanlarnn bir gelenein birliinde sakl kald ve zgl yenilikler, tartmalar ve uralara bal ayrk nitele melere gre fakllamam olduunun varsayld yerde bir gelime-olmayan ufuk ngrmektedir. Bu kartlk zorunlu olarak "ilkel" ve "medeni" insan71 arasnda doada bir farkllk olduunu gstermez, ancak bilimsel dnce ve "ilkel zih niyet" arasndaki biimsel zdelik nclyle rekabet edebi lir;72 hatta ehliyetin ada ayrmas73 stndeki an'anevi bilginin stnl nclyle (grnr biimde kart olmakla birlikte) rekabet bile edebilir. Hangi senaryoyu yrrle koyacaklarna baklmakszn btn soruturmalarn katlaca ve bilginin allm duru munu bilimsel adaki durumundan ayrdeden uzakl anla yaca bir noktann bulunduunu sylemek mmkndr: ge leneksel bilginin biimlendirilmesinde anlatsal formun nce lii.74 Bazlar bu formu onun hatrna inceler. Bazlar kendi lerince sorunlu bilgiyi tam olarak oluturan yapsal ileyicilerin ardzamanl grnm olarak grrken,75 bazlar da kav ramn Freudcu anlamyla "ekonomik" bir yorumunu getirmek tedir.76 Burada nemli olan, onun formunun anlatsal olmas

70. Romantizmle ilikili olarak onsekizinci yzyln Avrupa folklor gele nei kurumuna ilikin almalara baklmal, mesela Grimm kardeler ve Vuk Karadik (Srpa halk hikayeleri). 71. Bu nokta zel olarak Lucien Lvy-Bruhl'un tezinde ortaya konulmutur: La Mentalit pirimitive (Paris, Alcan, 1922). 72. Claude Lvi-Strauss, La Pense sauvage (Paris, Plan, 1962). 73. Robert Jauxlin, La paix blanche (Paris, Seuil, 1970). 74. Vladimir Propp, Morphology of the Folklore (Bloomigton, 1958). 75. Claude Lvi-Strauss, "La Structure des Mythes" (1955) in Anthoropologie Structurale (Paris, Plan, 1958) ve "La Structure et la forme: Rflexions sur un ouvrage de Vladimir Propp, Cahiers de l'Institut de science conomigue applique, 99 M serisi, no.9. 76. Geza Rheim, Psychoanalysis and Anthropology (New York, Interna tional Universities, 1959).

52

olgusudur. Anlatm birden daha ok olmak zere an'anevi bil ginin gizli bir biimidir. lkin popler hikayeler olumlu ya da olumsuz olarak ad landrlabilecek raklklar (Bildungen, yetime), baka bir deyile kahramann yaptklarn kutlayan baar ya da baar szlklar sralamaktadr. Bunlar toplumsal kurumlar zerin deki meruluu yaymak (mitlerin ilevi) ya da yerleik kurumlarla (kahramanlar ve hikayeler) uyumun olumlu veya olumsuz modellerini (baarl veya baarsz kahraman) temsil etmektedirler. Bylelikle anlatlar sylendikleri toplumda bir taraftan ehliyet ltlerini tanmlamaya dier taraftan bu top lumda ierisinde ileyen ya da iletilebilecek olan bu ltlere gre deerlendirmeye izin verirler. kincisi, anlatsal form, bilgi syleminin gelimi biimle rinin aksine, kendisini byk bir dil oyunlar eitlemesine b rakmaktadr. Szgelimi gkyznn ve kolaylkla akp gi decek hayvanat ve nebatatn durumuyla ilgili dzanlamsal nermeler. Ayn gnderilenlere ya da akrabala, cinsler ve ocuklar, komular ve yabanclar arasndaki farkllklara ili kin olarak ne yaplmasn gerektiini vurgulayan buyurucu deontik nermeler de ayn eyi yapmaktadrlar. Sorgulayc nermeler, szgelimi meydan okumalar ieren kssalarda (bir soruna karlk verme, bir yn eyden birini seme) im edil mektedir; deerlendirici nermeler de ayn srece katlrlar. lt anlat tarafndan arzedilen ya da uygulanan ehliyet alanlar bylece, anlatnn oluturduu, bu trden bilginin ka rakteristii olan bir bak as tarafndan dzenlenen bir a ierisinde birlikte skca dokunmaktadr. nc bir zellii yani anlatlarn aktarmyla ilgili zel lii biraz daha ayrntl bir ekilde inceleyeceiz. Anlatlarn anlatlanmas, aktarmlarnn pragmatiini tanmlayan kural lara genellikle itaat etmektedir. Bununla verili bir toplumda, kurumsal olarak anlatlaycnn roln, ya, cinsiyet ya da aile

53

veya mesleki grup temelinde belirli kategorilere irca etmeyi kastetmiyorum. Yaptm popler anlatlarn kendilerine ikin olan pragmatii ortaya koymaktr. Szgelimi bir Cashinahua77 hikaye-anlatcs anlatlamaya daima belirli bir formlle ba lamaktadr: "te unun hikayesi -her zaman sylenildiini duyduum gibi. Size onu kendi slubumla anlatacam. Din leyin". Ayn kii hikayeyi yine deitirilemez bir formlle sona erdirir: "te bu hikayenin sonu. Bu hikayeyi size syle yen insan udur (bir Cashinahua ismi) ya da Beyazlara syle yen adam udur (bir spanyol veya Portekiz ismi)."78 Bu ifte pragmatik eitimin abuk bir analizi unlar ortaya karmaktadr: Anlatlaycnn hikayeyi sylemek iin bavur duu ehliyet iddias, hikayeyi kendisinin iittii olgusudur. Varolan dinleyiciler ayn otoriteye dinlenme yoluyla gizil bir giri elde ederler. Yine anlatnn sadk bir aktarm olduu id dia edilmekte (hatta anlatsal ilerliin yksek dzeyde yeni liki olmas durumunda bile) ve "sonsuza kadar sylenmekte dir. Dolaysyla kahramann, bir Cashinahual, kendisi de bir zamanlar dinleyiciydi (anlatlanan), belki de gerekten ayn hikayenin bir anlatlaycs. Ortamn bu benzerlii varolan anlatlaycnn, ondan ncekinin olduu gibi bir anlatnn kah raman olabilme ihtimaline izin vermektedir. Gerekte, o zo runlu olarak byle bir kahramandr, nk anlatlamasnn so nuna drlen bir isim tamaktadr. Bu isim ona, Cashinahualar arasnda ataln vazedilmesini merulatran ilke ko yucu anlatyla uygunluk ierisinde verilmitir. Bu rnekle izah edilen pragmatik kural, tabiatyla evren selletirilemez.79 Ancak genellikle, geleneksel bilginin zellii

77. Andre M. d'Ans, Le Dit des vrais hommes (Paris, Union Generale d'Eition, 1978). 78 Ibid, s.7. 79. Burada kavramdan, anlatlarn geiini kuatan pragmatik "etiketinden" dolay yararlanyorum; antropologlar byk bir dikkatle

54

olarak kabul edilen eye dair bir iaret verir. Anlat "konum lar" (gnderici, alc, kahraman) yle rgtlenmitir ki gnde ren konumunu igal etme hakk u ifte temellendirmeyi kap samaktadr: nceki bir anlat, tanlan bir ad dolaysyla ken disinin hesaba katlmas ve alcnn konumun igal etmesi ol gusu zerine temellenmitir; baka bir deyile dier anlatsal olaylarn anlatsal gndericisi olarak konumlandrlm olmas zerine. Bu anlatlamalar tarafndan aktarlan bilgi herhangi bir ekilde beyan edi ilevleriyle snrlandrlmamtr. Bu bilgi tek bir darbede iitilmek iin ne sylenmesi, konumak iin, ne dinlenilmesi ve bir anlatnn nesnesi olmak iin anlatsal gereklik sahnesinde hangi roln oynanlmas gerektiini belirler.80 Bylece bu bilgi biimine ait konuma edimleri81 sadece konuan tarafndan deil fakat ayn zamanda dinleyici tarafn dan da iler klnmaktadr kendisine gnderme yaplan nc taraf kadar. Bylesi bir aygttan ortaya kan bilgi be nim "gelimi" bilgi diye adlandrdmla karlatrldnda "younlatrlm" gzkebilir. Bizim rneimiz aka bir anlatsal gelenein ayn zaman da boyutlu bir ehliyeti tanm layan ltlerin gelenei olduunu gstermektedir. Bu ehliyet alanlar, "nasl yaplacan bilmek","nasl konuulacan bil mek" ve "nasl dinleyeceini bilmek" (savoir-faire, savoir-dire, savoir-entendre), topluluun kendisi ve evresiyle varolan iliki lerin gerekletirildii alanlardr. Bu anlatlarla aktarlan, top lumsal ba oluturan pragmatik kurallarn kmesidir. Dikkatli bir incelemeyi hakeden anlatsal bilginin dr dnc zellii zaman zerindeki etkisidir. Anlatsal form bir

ayrnty koymaktadrlar. Bkz. Pierre Clastres, Le Grand Parler: Mythes et chants sacrs des Indiens Guarani (Paris, Seuil, 1972). 80. Pragmatik boyutu ele alan bir anlatbilim (narratology) iin, bkz. G rard Genette, Figures ill (Paris, Seuil, 1972). 81. Bkz. not 35.

55

ritim izlemektedir; dzenli periyodlarla zamana vuran bir l ve bu periyodlarn belirledii ykseklik ya da geniliini d zenleyen aksann sentezi olmaktadr.82 Anlatnn bu mziksel, delici zellii aka baz Cashinahua hikayelerinin ritel iler liklerinde ortaya kmaktadr. Bu hikayeler balang seremo nilerinde mutlak olarak belirli bir biimde, leksikal ve sentak tik dzensizlikler tarafndan karartlan bir anlama sahip dilde sunulmakta, monoton ve deimez arklar olarak sylenmek tedir.83 Bunun garip bir bilgi dal olduunu ve gnderildii gen insanlara bile kendisini anlalr klmadn syleyebilir siniz! Ancak bu tr bilgi yine btnyle ortak bir bilgidir. o cuk yuvalar iirleri bu trdendir, ada mziin tekrara da yal biimleri bu tr kapsamaya hi olmazsa yaklamaya a lmakta, artc bir zellik sergilemektedir. Sylenen ya da sylenmeyen sesin retiminde aksan zerinde l ncelik ka zandka, zaman, dnemler arasnda hatr saylr bir bln menin yokluunda, bu dnemlerin sralanmlna engel olan ve bunlar unutmaya terkeden ve ezberlenemeyecek bir vuru olan hafzann destekisi olmaktan uzaklamaktadr.84 Popler syleyileri, ataszlerini ve maksimleri dnnz: Bunlarn dzenlenmesinde garip bir zamansallatrmann iareti farkedilebilir; bizim bilgimizin altn kuralna "asla unutma" kura lna kartlk oluturan bir iaret. imdi daha nce belirtildii gibi anlatsal bilginin bu bili nen ilevi ve toplumsal dzenleme, ehliyet alanlarnn birleti-

82. Ritmi bozan ve oluturan l ve aksan arasndaki iliki Hegel'in spe klasyon zerindeki dncesinin merkezini tekil eder. Bkz, Phenomologie des Geistes'in nszndeki drdnc ksm. 83. Andr M. d'Ans'a bu bilgiyi verdiinden tr teekkr etmek isterim. 84. Daniel Charles, Le Temps de la voix (Paris, Delarge, 1978)'deki analiz leri ve Dominique Avron'un L'Appareil musical (Paris, Union Gnrale, d'Edition, 1978).

56

rilmesi ve ltlerin biimlenmesinin ilevleri arasnda bir uy gunluk olmaldr. Kurguyu basitletirme yoluyla, btn bek lentilere kar anlaty anahtar bir ehliyet formu olarak alan bir birlikteliin kendi gemiini hatrlama ihtiyac duymadn varsayabiliriz. Kendi kat materyalini toplumsal ba iin, sa dece deerlendirdii anlatlarn anlamnda deil, ayn za manda bunlar seslendirme ediminde de bulan bir birliktelik. Anlatlarn gnderimi gemie ait gzkebilir, ancak gerekte her zaman inat (okuma) edimiyle adatr. Grntlerinin her birinin "iittim" ve "iiteceksiniz" arasndaki uzam ikamet eyleyen geici zamansallkta terifatlk yapt ada bir edimdir. Bu tr anlatlamann pragmatik merasimi hakkndaki nemli ey, anlatnn grnmlerinin her birinin zdeliini nceden bildirmesidir. Bu gerekte byle olmayabilir ve sk lkla deildir de. yleyse kendimiz bu etiketin telkin ettii adaki korku ya da hmora kapal tutmamalyz. Buradaki olgu, vurgulanann bir ilerliin aksandaki farkllklar deil, anlatsal grnmlerin ll vuruudur. Bu anlamda, geici liin bu kipinin ezamanl olarak ezberlenemez ve hatrlanamayacak kadar eski olduu sylenebilir.85 Nihayet anlatsal biime ncelik veren bir toplum artk, kendi gemiini hatrlamak zorunda kalmaktan dolay anlatla rn resmiletirecek zel ilemlere kukusuz ihtiya duyma maktadr. Byle bir kltr, ilkin anlatlaycnn konumunu, ona anlatsal pragmatikte ayrcalkl bir stat vermek iin ayrdeden, sonra, bylece anlatlananlar ve anlat sanatndan ko partlan anlatlaycnn neyi deerlendirdiini, hangi hakla deerlendirmek zorunda kalacan sorgulayan ve sonuta kendi kiisel merulatrmasnn analizini ya da hatrlamasn

85. Bkz. Mircae Elidae, Le Mythe de l'eternal retour (Paris, Galimard, 1949).

57

yerine getiren bir kltr olarak tahayyl etmek gtr. Bir an lamda, insanlar (halk) yalnzca anlatlar gerekletirenlerdir: Bir kere daha sylersek, insanlar anlatlar sadece tafsil ederek deil, ayn zamanda dinleyerek ve bunlarla kendilerini tafsil ederek bunu yaparlar; bir baka deyile, kendi kurumlarnda anlatlar "oyuna" koyarak ve bylece kendilerini anlatlaycnn konumu kadar, anlatlananlar ve anlat sanat konumuna da yerletirerek bunu yaparlar. O zaman dolaysz merulatrma sunan popler anlat pragmatii ve meruluk olarak meruluk sorunu biiminde Batda bilinen dil oyunu arasnda bir karlatrlamazlk var dr: Grdmz gibi, anlatlar ehliyet ltlerini belirler ve/veya onlarn nasl uygulanmas gerektiini gsterirler. Bylece sorgulanan kltrde ne sylenilmesi ve yaplmas ge rektiini belirleme hakkna neyin sahip olduunu tanmlarlar; kendileri bu kltrn zaten bir paras olduklarndan, yaptklarn yapmalar olgusu tarafndan merulatrlm olurlar.

58

7. BLMSEL BLGNN PRAGMAT

imdi de sadece zetleyici bir biimde klasik bilimsel bilginin pragmatii kavramn nitelendirmeye alalm. Sre ieri sinde aratrma oyunu ve retim oyununu birbirinden ayra caz. Kopernik, gezegenlerin izdii yolun evrimsel olduunu sylemitir86. Bu nermenin doru olup olmad bir yana, ha rekete geirdii pragmatik konumlarn her birini etkileyen bir gerilimler kmesi ierisinde ortaya atlmtr (pragmatik ko numlar: gnderici, alc, gnderilen). Bu "gerilimler", bir ner menin "bilimsel" olarak kabul edilebilirliini dzenleyen bu yurucu nermeler snfna aittir. lkin, gnderici gnderilen hakkndaki hakikati sylemeli-

86. Bu (1928).

rnek

Frege'den

dn

alnmtr:

"ber

Sinn

und

Bedeatung"

59

dir, gezegenlerin takip ettii yol. Bu ne anlama gelir? Bir taraf tan gnderen ne sylediinin kantn sunmaya muktedir sa ylmakta, dier taraftan ise ayn gnderilene ilikin kart ya da elikili herhangi bir nermeyi, yanllamaya muktedir k lnmaktadr. kincisi, alc geerli olarak iittii nermeye kabuln ya da reddini verebilme ihtimaline sahip olmaldr. Bu da gsterir ki, alcnn kendisi, gizil bir gndericidir: bir nermeye ilikin onayn ya da onaylamamasnn nedenini formle ettiinden, Kopernik'in kar karya geldii ayn ifte gereklilie, Koper nik'in sahip olduu niteliklere gizil olarak sahip olduu varsa ylmaktadr, yani Kopernik'e eittir. Ancak bu gnderen, yal nzca yukardaki artlar altnda konutuunda bilinebilir ola caktr. Bundan nce, onun bilimsel insan olup olmadn sy lemek mmkn deildir. ncs, gnderilen (gezegenlerin izledii yol) Kopernik'in nermesinde gerekte olduuyla uygunluk ierisinde "ifade edilmi" saylmaktadr. Fakat Kopernik'inkiyle ayn dzeydeki nermeler araclyla bilinebilen uygunluk kural sorunsal olmaktadr. Sylediim dorudur nk doru olduunu kantlyorum -peki ama hangi trden bir kant vardr ki benim kantm doru olmaktadr? Bu gln bilimsel zm iki kuraln gzlemlenmesin den ibarettir: Bunlardan birincisi yarglama anlamnda87 diya lektik hatta retoriktir. Kantlamaya uygun bir gnderilen bir tartmada delil olarak kullanlabilir. Herhangi bir eyi ka ntlayabilirim nk gereklik benim sylediim biimdedir. Fakat; ben kant retebildiim mddete gerekliin benim

87. Bruno Latour and Paolo Fabbri, "Rheorique de la Science", Actes de la recherce en scences sociales 13 (1977): 81-95.

60

sylediim gibi olduunu sylemeye izin verilir.88 ikinci kural metafiziktir. Ayn gnderilen elikili ya da tutarsz kantlarn oulluunu arzedemez. Farkl bir ekilde sylersek, "Tanr" aldatc deildir.89 Bu iki kural ondokuzuncu yzyl biliminin dorulama, yirminci yzyl biliminin yanllama90 olarak adlandrd e yin altn izmektedir. Bunlar eler (gnderici ve alc) ara sndaki tartmadan tretilecek olan uzlamn bir ufkunu i zerler. Her uzlam hakikatin bir iareti deildir. Ancak bir nermenin doruluunun zorunlu olarak bir uzlam trettii varsaylmaktadr. Bu zellik aratrmay kapsamaktadr. Aratrmann zo runlu tamamlaycs olarak retime bavurmas ak olmal dr. Bilim adamlar akabinde gnderici olabilecek bir alcya ihtiya duyarlar, bir ee yani. Yoksa nermelerinin dorulan mas mmkn olmayacaktr, nk zorunlu becerilerin yenilenmeyii giderek, zorunlu ve elikili tartmay sona erdire cektir. Yalnzca bilim adamnn nermelerinin hakikati deil, ehliyeti de bu durumda ad geen tartmann ierisindedir. Herhangi birinin ehliyeti de hi bir zaman tamamlanmam bir olgu deildir. nerilen nermenin, tartma ve yanllama srasnda herhangi birinin eitleri tarafndan tartmaya deer grlp grlmemesine baldr. nermenin doruluu ve gndericinin ehliyeti u halde eit bir temel zerinde, ehil olan bir grup insann kollektif onayna baldr. Eitlere ihtiya vardr ve yaratlmaldrlar. Didaktik bu yeniden retimin olumasn gvence altna almaktadr. Diyalektik aratrma oyunundan farkldr. Ksaca sylendikte, ilk varsaym, alcnn (renci) gndericinin ne
88. Gaston Bachelard, Le Nouvel Esprit scientifique (Paris, PUF, 1934). 89. Descartes, Mditations mtaphysique (1641), Mdiation. 90. rnek olarak bkz. Karl G. Hempel, Philosophy of Natural Science (Enalewood Cliffs, N.J.: Prentice-hall, 1966).

61

bildiini bilmemesidir. Bu da aka neden renmek zorunda olduunun nedenidir. kinci varsaym, alcnn-renci, gnde renin bildiini renebilecei ve ustasnn ehliyetine eit bir ehliyetle bir uzman olabileceidir91. Bu ifte gereklilik bir ncsn getirir: Aratrmann pragmatiini oluturan kant retimi ve iddialarn deiimi iin varolan nermeler yeterli olarak dnlmekte ve dolaysyla tartlmaz hakikatlerin altnda olduklar gibi retim yoluyla aktarlabilmektedir. Bir baka deyile, bildiinizi retirsiniz. Bylesi uzman dr. Ancak renci (didaktik srecin alcs) becerilerini geli tirdike, uzman ne bilmediini fakat renmeye altn (hi olmazsa eer uzman da aratrmaya katlmsa) renciye gs terebilir. Bu yolla, renci aratrmann diyalektiine ya da bi limsel bilgi retimi oyununa sokulmaktadr. Eer bilimin pragmatiini anlatsal bilginin pragmatiiyle karlatracak olursak, u zellikleri belirleyebiliriz: 1. Bilimsel bilgi kazanlacak ve dierlerini dta brakacak bir dil oyununa-dzanlama ihtiya duymaktadr. Bir nerme nin doruluk deeri kabul edilebilirliini belirleyen lttr. Tabiatyla, dier nerme snflarn da bulabiliriz, szgelimi sorgulayclar ("unu nasl aklayabiliriz?") ve buyurucular ("snrl bir eler dizisini alnz") gibi. Ancak bunlar da d zanlamsal bir nermede sona ermesi gereken dnm-noktalar olarak vardrlar.92 Bu balamda, eer bir gnderilen hakknda doru bir nerme retilmise, bir ey "renilmitir" ve eer uzmanlara ak gnderilenler hakknda dorulanabilir ya da

91. Burada bu ift varsaym tarafndan kartlan glkleri tartmayaca z. bkz. Vincent Descombes, L'Inconscient malgr lui (Paris, Editions de minuit, 1977). 92. Bu nokta temel bir gll gzden uzak tutmaktadr. Bu glk anlatlamann incelenmesinde de ortaya kacaktr: sylemsel oyunlar ve dil oyunlar arasndaki ayrm. Bu ayrm burada tartmayacam.

62

yanllanlabilir nermeler retilmise bir bilim adamndan szedilebilir. 2. Bilimsel bilgi bu yolla toplumsal ba biimlendirmek zere bir araya gelen dil oyunlarndan ayr klnmaktadr. Anlatsal bilginin aksine, toplumsal ban dorudan ve paylal m bir tamamlaycsdr nk bir meslek gelitirmekte ve kurumlar yaratmaktadr. Modern toplumlarda dil oyunlar kendilerini nitelikli eler tarafndan altrlan kurumlar bii minde pekitirirler (profesyonel snf). Bilgi ve toplum arasn daki iliki (yani mesleki kapasitelerindeki bilim adamlarn dta brakan genel agonistikteki elerin btn toplam) kar lkl dsalln birisi olmaktadr. Burada yeni bir sorun g rnmektedir: Toplum ve bilimsel kurum arasndaki iliki. Bu sorun didaktik tarafndan zmlenebilir mi, szgelimi her hangi bir toplumsal atomun bilimsel ehliyet kazanabilecei nclyle? 3. Aratrma oyununun snrlar ierisinde, gerekli ehliyet yalnzca gndericinin konumuyla ilgilidir. Alcnn tikel olarak gerekli bir ehliyeti yoktur (sadece didaktikte gereklidir -renci zeki olmaldr). Gnderilene ilikin bir ehliyet gerek lilii de yoktur. Beeri bilimlerde bile, (insan hayatnn bir bo yutu olmakla birlikte) gnderilen, ilke olarak, bilimsel diya lektikte balanm elere dsaldr. Burada anlatsal oyuna kar t olarak, bir ahs ne olduunu syleyen bilginin nasl olaca n bilmek zorunda deildir. 4. Bir bilim nermesi, kaydedilmi olmas olgusundan ge erlik kazanmaz. Pedagoji olaynda bile, bir ey varolan du rumda eer hl tartma ve kant yoluyla dorulanabilirse retilmektedir. Kendinde, hi bir zaman "yanllamadan" kur tulma garantisine sahip deildir.93 Halihazrda kabul edilmi nermeler biiminde biriken bilgiye her zaman meydan oku-

93. 90. notta iaret edildii anlamyla

63

malar olabilir. Ancak tersine, ayn gnderileni ele alan ve daha nceden kabul edilmi bir nermeyle elien yeni bir nerme, eer nceki nermeyi iddialar ve kantlar retme yo luyla yanllarsa geerli olarak kabul edilebilir. 5. u halde bilim oyunu ardzamanl bir zamansallk yani bir hafza ve tasar zamansall im etmektedir. Bilimsel bir nermenin imdiki gndereni, gnderileniyle (bibliyografya) ilgili nceki nermelerle bir yaknlk sahibi saylmakta ve sa dece konu zerinde ncekilerden farklysa yeni bir nerme ge tirmektedir. Burada, her ilerliin "aksam" olarak adlandrd m, oyunun polemik ilevi bu ara yoluyla "l" zerinde ncelik kazanmaktadr. Bu ardzamanllk yenisi iin bir ara trma ve hafza varsayarak ilkede birikimli bir sreci temsil etmektedir. "Ritmi" ya da l ve aksan arasndaki iliki de ikendir.94 Bu zellikler iyi bilinmektedir. Ancak iki sebepten dolay yeniden dnlmelidir. Birincisi, bilim ve bilimsel olmayan (anlatsal) bilgi arasnda bir paralel izmek, bize ncekinin varlnn sonrakinin varlndan daha az ya da ok zorunlu olmadn anlama veya hi olmazsa sezmede yardm eder. kisi de nermeler kmesidirler, nermeler genel olarak uygulanlabilir kurallar erevesinde oyuncular tarafndan gerek letirilen "hareketlerdir". Bu kurallar her tikel bilgi trne zgdrler. Bir keresinde "iyi" olarak yarglanan "hareketler" bir dierinde "iyi" olarak yarglananlarla, ancak ansla bu ortaya kmadka, ayn trden olamazlar. Buna gre bilimsel bilgi temelinde anlatsal bilginin, anlatsal bilgi temelinde bilimsel bilginin geerliliini ve varln yarglamak mmkn deildir. Geerli ltler farkldr. Btn yapabileceimiz, tpk gezegen ya da hayvan trlerinin farkl-

94. Thomas Kuhn, The Structure of Scientific Revolutions (Chicago, Uni versity of Chicago Press, 1962).

64

lnda yaptmz gibi, sylemsel trlerin farkllndaki artcla bakmaktr. Postmodernlikteki "anlam kaybndan" ikayet edi ilke olarak bilginin artk anlatsal olmad olgusunu anlamay artrmaktadr. Byle bir tepki zorunlu olarak gelmez. Herhangi bir teebbs de (gelime gibi aralar kullanarak) embriyonik bir durumda, bilimsel bilgi anlatsal olan ieriyormucasna onu anlatsal bilgiden tretmeye ya da glendirmeye kalkmaz. Buna ramen, yaayan dier trler gibi dil trleri de bir birleriyle ilikilidir ve bunlarn ilikileri uyumlu olmaktan uzaktr. Bilimin dil oyunu zellikleri hakkndaki bu acele ha trlatmay hakllatran ikinci nokta aka anlatsal bilgiye olan ilikisiyle ilgilidir. Anlatsal bilginin kendi merulatrma sorununa ncelik vermediini sylemitim; kendisini, tartma ve kanta bavurmakszn aktarmnn pragmatiinde tasdik etmektedir. Bu da bilimsel sylemin sorunlarnn anlalamamasnn belirli bir hogryle karlanmasnn nedenidir. Byle bir syleme ncelikle anlatsal kltrler ailesinde bir de iken olarak yaklalmaktadr.95 Bunun tersi doru deildir: Bilim adam anlatsal nermelerin geerliliini sorgular ve bunlarn hi bir zaman tartma ve kantlamaya bal olmad sonucuna varr.96 Bunlar farkl bir zihniyete ait olarak snflar: yaban, ilkel, gelimemi, gerici, yabanclam, farkl gr95. kr. ocuklarn ilk bilim derslerine olan tavrlar ya da yerlilerin etno logun aklamalarn yorumlama biimleri. 96. Bu Melraux'un Clastres'i yorumlama nedenidir: "lkel bir toplumu a lmaya muktedir olmann kendisi zaten biraz bozulmu durumdadr. Ger ekte, yerli kendi toplumunu etnologun gzleriyle grmeye muktedir, kurumlarnn ilevsellemesini, bunlarn meruluundan nce sorgulamaya yeterli olmaldr. Ache kabilesiyle ilgili almasndaki baarszl ze rine Clastres yle bir sonuca varmaktadr: "Ache kabilesi istemedikleri hediyeleri kabul etmelerine ramen, ayn zamanda diyalog kurmaya ynelik giriimleri reddettiler. nk buna ihtiya duymayacak kadar glydler: Onlar hastalandnda biz konumaya balayacaktk" (zikreden M. Carty in "Pierre Clastres, Libre 4 (1978).

65

lerden ibaret, adetler, otorite, nyarg, cehalet, ideoloji. Anlat lar, masallar, mitler, efsaneler olarak yalnzca kadnlar ve o cuklar iin uygundur. En iyisi, bu karanlkl (obscurantism) medeniletirmek, eitmek ve gelitirmek iin k tutmaktr. Bu eitsiz iliki her oyuna zg kurallarn isel bir etkisi dir. Bunu btn semptomlaryla biliyoruz. O, Bat medeniyeti nin douundan balayan kltr emperyalizminin btn tari hidir. Kendisini dier btn emperyalizm biimlerinden ayrdeden zel vurgusunu kavramak nemli, nk merulatrmaya ynelik bir talep tarafndan idare edilmektedir.

8. ANLATISAL LEV VE BLGNN MERULATIRILMASI

Bugn merulatrma sorunu, bilimin dil oyununun bir baar szl olarak dnlmektedir. Sorunun bir sorun ya da ara trmac ve itici bir g olarak merulatrlmakta olduunu sy lemek ok daha doru olacaktr. Ancak, durumu tersine e virerek bu sorunla ilgilenmenin bu biimi, eski bir tarihe aittir. Bu noktaya gelmeden nce (bazlarnn pozitivizm olarak adlandrdklar) bilimsel bilgi dier zmleri aramtr. Uzun bir zaman bilimsel bilgi, zmlerinin ak ya da kapal olarak anlatsal bilgiye ait ilemlere mracaatna yardmc olamamt. Anlatnn bu anlatsal-olmayandaki geri dn u ya da bu biimde bir kere ve btn zamanlar iin alm olarak d nlmemelidir. Bunun ak bir kant: Bilim adamlar bir "ke if" yaptktan sonra televizyona ktklarnda ya da gazetelere

67

mlakat verdiklerinde ne yaparlar? Gerekte tamamiyle epik olmayan bir bilgi epii sunarlar. Anlatsal oyunun kurallaryla oynarlar; etkisi sadece medyann kullanclar zerinde deil bilim adamlarnn duygularnda da messir kalmaktadr. Bu olgu ne geicidir ne de grntye aittir: Bilimsel bilginin "po pler" bilgiye ya da ondan ne kalmsa onunla ilikisine ba ldr. Devlet bilimin kendisini bir epik olmaktan kurtarmas iin byk para sarfeder, oysa devletin kendi gvenilirlii, karar vericilerinin ihtiya duyduu kantsal onay elde etmek iin kulland bu epie dayaldr.97 Anlatya bavurmann, hi olmazsa bilimin dil oyununun nermelerinin doru olmasn arzu ettii ancak kendinde bun lar merulatracak kaynaklara sahip olmamas derecesinde kanlmaz olduu anlalabilirdir. Eer olay buysa, yukarda zetlenildii gibi, hatrlatmaya ya da yanstmaya (tarihilik ve aksan ihtiyac) deil fakat aksine unutmaya ynelik bir ihtiya (l ihtiyac) olarak anlalan tarih kavramna giderilemez bir biimde ihtiya duyulduunu kabul etmek zorunludur (Bkz. Blm 6). Bizler kendimizi beklemekteyiz. Ancak hareket ettike, merulatrma sorunu iin bulunmakta olan aka modas ge mi zmlerin ilke olarak deil ancak ifade edilme biimle rinde modas gemi olduunu aklmzda tutmalyz. Eer bu gne kadar deiik biimlerde direnebildiklerini grrsek a rmamalyz. u anda kendimizi bilimsel bilginin Batdaki konumunu aa karmak zere onun bir anlatsn seslen dirme ihtiyacyla ykml hissetmiyor muyuz? Bilimin yeni dil oyunu kendisini merulatrma sorununu daha balangta Platon'da ortaya konulmutu. Buras Diyalog97. Bilimselci ideoloji zerine bkz., Survive 9 (1971), yeniden basm in Jaubert et Levy-Leblond, (Auto) crtique (not 26) ss. 51 vd. Bu derlemenin sonunda bilimin sistemin emrine verilmesinin eitli biimlerine kar sa vaan gruplar ve dergileri sralayan bir bibliyografya vardr.

68

lar'daki ya ak bir tema veya rtk bir varsaym olarak hare


kete geirilen bilim pragmatii yorumunun tam yeri deil. zgl gerekleriyle diyalog oyunu, kendisi ierisinde aratrma ve retim ilevlerini saklayarak bu pragmatii bir klfa sok maktadr. Daha nceden saylm ayn kurallardan bazlaryla karlamtak: sadece uzlama (homologia) ynelik bir grle tartma, anlamann mmkn olabilmesi iin bir garanti ola rak gnderilenin birlii, eler arasndaki eitlik, hatta kurallar kabul etmeyi reddedenlerin zayflk ve kabalk dnda bir nedenle hari tutulmas, dolaysyla bir kader deil oyun ol duunun dolayl bir ekilde kavranlmas.98 Burada oyunun bilimsel tabiat verildiinde, bilimin me ruluu sorunu diyaloglarda ortaya kartlan sorunlar arasnda olmaldr. Bunun iyi bilinen bir rnei (sorunu sosyo-antropolojiye balangtan itibaren baladndan btnyle en nem lisi) Cumhuriyet'in 6. ve 7. kitaplarnda bulunmaktadr. Bildi imiz gibi cevap, hi olmazsa cevabn bir paras, bir anlat formunda gelmektedir. nsanlarn nasl ve niin anlatlar zle dii ve bilgiyi tanmay baaramadn aklayan maara allegorisi. Bilgi u halde anlatnn ehadeti zerine temellenmitir. Dahas da var. Platon'un Diyaloglar'ndaki merulatrm abas anlatya biim sayesinde bir cephane vermektedir. Di yaloglarn her birisi bilimsel tartmann bir anlats formunu almaktadr. Buradaki kk sonu, tartmann hikayesinin kaydedilmekten ok gsterildii, anlatlanmaktan ok aamalandrld99 ve dolaysyla epikten ok trajediyle yakn olarak ilikide bulunduudur. Bilimi balatan Platonik sylemin bilimsel olmamas olgusu, aka bilimi merulatrmaya gi rimesi dzeyindedir. Bilimsel bilgi, kendi bak asndan hi

98. Victor Goldschmidt, Les Dialogues de Platon (Paris, PUF, 1947). 99. Bu terimler Genette'den dn alnmtr, Figures III.

69

bir ekilde bilgi olmayan baka bir bilgi trne, anlatya ba vurmakszn doru bilgiyi bilemez ve bilinir klamaz. Byle bir mracaat olmakszn, bilimsel bilgi kendi geerliliini var sayma konumunda ve lanetledii eyi, nyargya dayanarak, sorun dilenerek, durduruyor olacaktr. Ancak anlaty otorite ola rak kullanarak ayn kmaza dmemekte midir? Antik, ortaa ve klasik felsefelerde ierilen ancak snr lanmayan bilimin merulatrlmas sylemleri yoluyla bilim sel olandaki anlatsal yeniden grnm belirtmenin yeri bu ras deil. Sonsuz bir ikence olur bu. zm olarak Descartes'in felsefesi gibi bir felsefe, Valery'nin zihnin hikayesi100 ola rak adlandrd ya da Metod zerine Risale'nin bali olduu bir Bildungsroman'daki bilimin meruluunu yalnzca gstere bilirdi. Aristotoles phesiz bilimsel olarak aklanm ner melerin uymas gereken kurallar (Organon) Varlk zerine bir sylemdeki meruluklarn aratrlmasndan (Metafizik) ayrdetmede en modern olanlardan birisiydi. Daha da modern olan, bilimsel bilgiyi gnderilenin varln aklayacak hak iddi asn da iermek zere, sadece iddialar ve kantlardan, bir baka deyile diyalektikten ibaret sayan nerisidir.101 Modern bilimle birlikte, merulatrma sorununda iki yeni zellik gzkmektedir. Hereyden nce, "kantn nasl sala nabilecei" ya da ok genel olarak "hakikatin artlarn kimin belirleyecei" sorusuna bir karlk olarak bir ilk kant ya da akn otorite iin metafizik bir araytan vazgeilmektedir. Ha kikatin artlar, bir baka deyile bilim oyununun kurallar bu oyuna ikindir. Bunlar tabiatnda zaten bilimsel olan bir tar-

100. Paul Valry, Introduction la Mthode de Lonarde Vinci (1894) (Paris, Galimard, 1957). Bu cilt u denemeleri de iermektedir: "Marginalia (1930), "Note et digression" (1919) "Leonerd et les philosophes" (1929). 101. Pierre Aubenque, Le Problme de l'Etre chez Aristote (Paris, PUF, 1962).

70

tmann balar ierisinde oluturulabilirler. Kurallarn uz manlar tarafndan kendilerine yaylan uzlamdan daha gzel olduklarna ilikin baka bir kant yoktur. Bu artlar hakkndaki bir sylemdeki, bir sylemin artla rn tanmlayacak modern temayl destekleyi, Rnesans Hmanizmi, Aydnlanma'da Alman idealist felsefesi, Sturm und Drang ve Fransa'daki tarihsel okulda zaten farkedilebilir olan anlatsal (popler) kltrlerin yenilenen bir itibar olmak tadr. Anlatlama artk merulatrma srecinde gayri iradi bir kusur deildir. Bilgi sorunsalnda anlatya ak bavuru, gele neksel otoritelerden burjuva snflarnn kurtulmasyla birle mitir. Anlatsal bilgi Bat'da yeni otoriteleri merulatrma so rununun bir zm yolu olarak bir yeniden dou yaamtr. Byle bir sorun iin, anlatsal bir sorunsaldaki karl olarak bir kahramann ismini taleb etmek tabiidir: Toplum iin karar verme hakkna kim sahiptir? taat etmesi gerekenler iin buy ruklar norm olan zne kimdir? Sosyopolitik meruluun bu biimde sorgulanmas yeni bi limsel tavrla birleir: Kahramann ad halktr, meruluun ia reti halkn bilincidir, normlar yaratma biimleri ise mzake redir. lerleme dncesi bunun zorunlu bir bymesidir. Bil ginin biriktirmekle ykml klnd hareketten baka bir ey temsil etmemektedir, ancak bu hareket yeni sosyopolitik zneye de uzanmaktadr. Halk, bilimsel topluluun neyin yanl neyin doru olduunu tartt biimde, kendi ara snda, neyin adil olup olmadn da tartmaktadr. Bilim adamlarnn bilimsel yasalar biriktirdikleri gibi halk da me deni yasalar biriktirmektedir. Bilim adamlarnn rendikle rinin altnda kurallarn gzden geirecek yeni "paradig malar" retmesi gibi, halk uzlama ilikin kurallar tamamla maktadr.102

102. Pierre Duhem, Essai sur le notion de thorie physique de Platon Gali-

71

Burada "halk"tan ne kastedildii geleneksel anlatsal bil gide im edildiinden btnyle farkldr. Grdmz gibi, bu anlatsal bilgi kurumsallatrc mzakereye gerek duymaktadr, birikimli ilerleme ya da evrensellie ilikin bir hak talebine deil. Oysa bunlar bilimsel bilginin ileticileridir. Yeni merulatrm srecinin "halktan gelen" temsilcilerinin ayn zamanda etkin bir biimde halklarn geleneksel bilgisini tahrip etmeye katlmalar kesinlikle artc deildir. Bu durum, aznlklar ve gizil ayrlk hareketler yalnzca obskrantizmi yaymaya itildiklerinden bu noktadan daha ile ride alglanmaktadr.103 Bu zorunlu olarak soyut znenin gerek varlnn, bu z nenin dnmek ve karar vermekle ykml klndn ve devletin bir ksmn ya da btnn oluturan kurumlara bal olduunu da grebiliriz. Bu zne soyuttur nk zgl olarak bilgi znesi paradigmas ve doruluk-deerleriyle d zanlamsal nermeleri gnderen-alan bir znedir. te yandan Devlet sorunu isel olarak bilimsel bilgi sorunuyla kaynam olmaktadr. Ancak bu iie gemenin ok boyutlu olduu da aktr. "Halk" (millet ya da insanlk) ve zellikle halkn kurumlar bilmeye doymazlar -yasalar retirler. Norm konumuna sahip buyurucular formle ederler.104 Sadece neyin doru olduuna ilikin ifadeler sylenimler deil, adalete ynelik hak iddi asnda bulunan buyurucu nermeler asndan da ehliyetlerini snarlar. Sylendii gibi, anlatsal bilgiyi niteleyen, bu bilgiye
lee (Paris, Hermann, 1908); Alexandre Koyre, Etudes Galile'ennes (Paris, Hermann, 1966;); Thomas Kuhn, The Structure of Scientific Revolutions. 103. Michel de Certeaul, Dominique Julia, Jacques Revel, Une Politique de la langue: La Rvolution Franaise et les patois (Paris, Galimard, 1975). 104. Hkmler ve yarglar arasndaki iliki zerine bkz. G. Kalinowski "Du Mtalanguage en logique. Rflexions sur la logique d ontique et son rap port avec la logiuqe des normes", Documents de travail 48 (Universit Urbino, 1975).

ilikin kavrammz biimlendiren ey aka, dierlerini zik retmeye gerek kalmakszn bile, bu iki tr ehliyet alann bir letirmesidir. Tarttmz merulatrma biimi anlaty, bilginin geer lilii olarak yeniden balatmakta ve anlatnn zneyi bilisel ya da pratik, bir bilgi ya da zgrlk kahraman olarak temsil edip etmediine bal kalarak iki yn tutturmaktadr. Bu see nek yznden, yalnzca merulatrmann anlam deimekle kalmamakta, ve zaten gzkmekte olduu gibi, anlatnn kendisi de bu anlam yeterli bir biimde betimlemekten uzak lamaktadr.

73

9. BLGNN MERULATIRILMASININ ANLATILARI

Merulatrma anlatsnn iki temel boyutunu inceleyeceiz. Bi risi oka siyasal, dieriyse ayn derecede felsefidir. kisi de, zelde, bilgi ve bilgi kurumlar tarihinde olmak zere, mo dern tarih ierisinde byk neme sahiptirler. Bu boyutlardan birincisinin znesi, zgrlk kahraman olarak insanlktr. Eer toplumsal zne zaten bilimsel bilginin znesi deilse, bu rahipler ve tiranlar tarafndan yasaklanm olmas sebebiyledir. Bilimin hakk yeniden kefedilmelidir. Bu anlatnn yksek okullardan ve niversitelerden ok bir ilk retim piyasasna yneltilecek olmas anlalrdr.105 nc
105. Bu politikann bir deerlendirmesi Fransz Felsefe Kurumu'nda ikincil almalarn sonunda ve felsefe eitimi aratrma grubu tarafndan ikincil almalarn balangcnda "biraz" felsefe retmek amacyla verilen nerilerde bulunmaktadr. Bkz. Oui a peur de la philosophie? (Paris,

74

Fransa Cumhuriyeti'nin eitim siyaseti gl olarak bu varsa ymlar yanstmaktadr. Bu anlatnn yksek eitimi vurgudan uzak tutmak zo runda kalaca gzkmektedir. Uygun ekilde, Napoleon tara fndan yksek eitime ilikin olarak uygulanan llerin Dev letin bekas iin gerekli idari ve mesleki becerileri retme ar zusundan kaynakland dnlmektedir.106 Bu tavr, zgr lk anlats balamnda, Devletin meruluunu kendinden deil, halktan ald olgusunu gzden karmaktadr. Bylece eer emperyal siyaset yksek eitim kurumlarn ilkin Devlet grevlileri sonra da sivil toplumun yneticileri iin besleyici bir zemin olarak grmse, bunu milletin bir btn olarak z grln yeni bilgi alanlarnn halka yaylmas araclyla kazanmas ngrldnden dolay yapmtr. Bu sre, ad geen kadrolarn ilevlerini yerine getirecei araclar ve mes lekler vastasyla etkilenecektir. Ayn akl yrtme, nsel ola rak bilimsel kurumlarn eksiksiz ekilde kurulmas iin de ge erlidir. Devlet, "millet" ad altnda, ilerleme yolunu gster mek iin "halkn" eitimi zerinde dorudan bir g kazan d her durumda zgrlk anlatsna mracaat etmektedir.107 kinci merulatrma anlatsyla bilim, millet ve Devlet ara sndaki iliki btnyle farkl olarak geliti. Berlin niversiteFlammarion, 1977), Blm 2, "La Philosophie dclasse". Yine Quebec'deki CEGEP'in program ynelii de bu yndedir, zellikle felsefe kurslarnda, bkz, Cahiers de l'eseignement collgial (1975-76). 106. Bkz. H. Janne, "L'Universit et les besoins de la socit contemporine", Cahiers de L'Association internationale desUniversitis 10 (1970): 5; zikreden, Commision d'tude sur les universits, Document de consulta tion (Montreal, 1978). 107. "Kat" hemen hemen mistik-askeri bir ifadesi urada bulunabilir. Julio de Mesquita Filho, Discorso de Paraninfo da primerio turma de licenciados pela Faculdade de Filosofa, Ciencas e Letras da Universidade de Sao Paul (25 Ocak 1937) bunun bir aklamas Brezilya'nn geliiminin modern problemlerine uyarlanmtr, Relatarlo do Grupo de Rabalho Reforma Uni versitaria (Brezilya, Eitim ve Kltr Bakanlklar, 1968).

si'nin 1807 ve 1810 arasndaki kuruluuyla ilk defa ortaya kt.108 Bu niversitenin dnyann gen lkelerindeki yksek retimin rgtlenmesindeki etkisi ondokuzuncu ve yirminci yzylda hatr saylr ldeydi. niversitenin kurulmas srasnda Prusya vekaleti nceden Fichte tarafndan nerilen ve kar-teklifi Schleiermacherca ha zrlanan bir projeyle ilgilenmekteydi. Wilhelm-von Humboldt konu zerinde bir karar vermek durumunda kalm ve Schleiermacher'n daha "liberal" seiminden yana tavr almtr. Herhangi birisi Humboldt'un raporunu okurken onun bi lim kurumunun siyasetine ilikin btn yaklamn u nl mtalaaya irca edebilir: "Bilim bilim iindir". Fakat bu onun siyasetinin yce amacn yanl anlamak olur; ki bu amaca rehberlik eden, tarttmz merulatrma ilkesidir ve Schleiermacher'in izah ettii ilkeyle rtr. Humboldt, bilimin kendi ve "ne olursa olsun belirli bir ama veya bir snr olmakszn yaayan ve kendisini srekli olarak yenileyen" bilimsel kurumun kurallarna itaat ettiini aklamaktadr. Ancak niversite gerek kurucu esini, bi limi, "milletin ahlaki ve ruhsal eitimine" ynlendirmelidir109. Bu Bildung-etkisi kar gzetmeyen renme arayndan nasl tremektedir? Devlet, millet btn insanlk kendisi hatrna bilgiye kaytsz deil midir? Humboldt'un kabul ettii gibi bunlar ilgilendiren renme deil, "karakter ve eylemdir". Bakann danman u halde bir biimde Kantc eletiri ta rafndan bilme ve isteme arasnda gelitirdii kartl hatrla108. Bu belgeler Felsefe Koleji ve Miguel Abensour'n sayesinde Franszca'da okunabilmektedir: Philosophes de l'Universit L'idealisme allemand et la question de l'universit (Paris, Payot, 1979). Derleme Schelling, Fichte, Schleiermacher, Humboldt ve Hegel'in denemelerini iermektedir. 109. "Uber die innere und ussere Organization der hheren wissenchaftlichen Anstalten in Berlin" (1810), in Wilhelm von Humold (Frankfurt, 1957), s. 126.

76

tan temel bir glkle karlamaktadr; sadece hakikat l tne cevaplandrlabilir dzanlamlardan olumu bir dil oyunu ile zorunlu olarak kararlar ve mkellefiyetleri ieren ahlaki, toplumsal ve siyasal pratii yneten bir dil oyunu, baka bir deyile, doru olmaktan ok uygun olmas umulan, nihai olarak bilimsel bilginin alannn dnda kalan ifadeler arasnda gerekleen bir atma olan glkle. Bununla birlikte, bu iki sylem kmesi, sadece bireylerin renime katlmasn deil, ayn zamanda bilginin ve toplu mun btnyle merulatrlm znesinin yetitirilmesini de ihtiva eden Humboldt'un projesiyle amalanan Bildung iin vazgeilmezdir. Humboldt bylelikle Fichtenin Hayat olarak adlandrd ve baarma arzusu ya da daha iyi bir deyile boyutlu bir etkileim tarafndan canlandrlan bir Tin geli tirmektedir: "hereyi bir ideale ilikili klan" (ahlaki ve top lumsal pratii yneten) ve "bu ilkeyi ve bu ideali tek bir ideada birletiren" (gerek nedenlere ynelik bilimsel aratrma nn daima moral ve siyasal hayattaki adil amalarn aranma syla uzlaacan garanti eden) bir Tin. Bu yce bileim meru zneyi kurmaktadr. Humboldt geerken bu l etkilenimin doal olarak "Al man milletinin entellektel karakterini" devraldn eklemek tedir.110 Bu baka bir anlatya verilmi, bilginin znesini halk olduu dncesine verilmi bir tavizdir. Ancak gerekte bu dnce Alman idealizmi tarafndan gelitirilmi bilginin merulatrlmas anlatsndan btnyle uzaktr. Schleiermacher, Humboldt ve hatta Hegel gibi insanlarn Devlete ynelttikleri phe bunun bir gstergesidir. Eer Schleiermacher bilim ko nularnda kamusal otoritelere klavuzluk eden dar milliyeti lik, korumaclk, yararclk ve pozitivizmden korkuyorsa, bu dolaysz olarak bile bilim ilkesinin bu otoritelerde bulunma-

110. Ibid, s.128.

77

mas sebebiyledir. Bilginin znesi halk deil, speklatif (dnsel) ruhtur. Devrimden sonra Fransa'da olduu gibi Devlette deil bir Sistemde mcessemdir. Merulatrmann dil oyunu devlet-siyasetine ilikin deil, felsefidir. niversiteler tarafndan gerekletirilen en byk ilev, "btn renim yapsn ak klmak ve btn bilginin temel lerini ve ilkelerini yaymaktr". nk "speklatif" ruh olmak szn yaratc bilimsel alma yoktur".111 Burada "speklas yon" bilimsel sylemin merulatrlmas sylemine verilen addr. Okullar ilevseldir; niversite ise speklatiftir yani fel sefidir. Felsefe laboratuvarlarda ve niversite-ncesi retimde ayr bilimlere paralanm renmeye ynelik birlii yeniden kurmaldr. Felsefe bunu bilimleri bir ruh oluumundaki u raklar olarak, bir baka deyile, ussal bir anlat ya da daha ile risi bir metaanlatda birbirine balayan bir dil oyununda ger ekletirilebilir. Hegel'in Ansiklopedisi (1817-27), Fichte ve Schelling'de Sistem ideas formunda varolan bu btnletirme ta sarsn gerekletirmeye girimektedir.112 Burada ayn zamanda zne olan bir Hayat gelitirme me kanizmasnda anlatsal bilginin bir geridnn grmekte yiz. Tinin evrensel bir "tarihi" vardr, tin "hayattr", hayat empirik bilimlerde ierilen tm biimlerin dzenlenmi bilgideki kendini tasarmlama ve dile getirmelerinin btndr. Alman idealizminin ansiklopedisi bu hayat znesinin "tarih-hikayesinin" (histoire) anlatsdr. Ancak hikayenin anlatlaycs ne ge leneksel bilginin tikel olumsallnda amurlam bir halk ne de bir btn olarak alman bilim adamlar olmas gerektiin-

111. Friedrich Schleiermacher, "Gelegentliche Gedanken ber Universit ten in deutschen Sinn, nebst einem Anhang ber eine neu zu errichtende" (1808) in E. Spranger, ed., Fichte, Schleiermacher, Steffens ber das Wesen der Universitt (Leipzig, 1910). s.126 vd. 112. "Felsefe retimi genellikle btn niversiter etkinliklerin temeli olarak kabul edilmektedir" (ibid, s.128).

78

den, rettii bir metaanlatdr, nk bunlar zellemelerine karlk gelen mesleki erevelerinde haczedilmektedir. Anlatlayc hem ampirik bilim hem de popler kltrlerin esas kurumlarnn meruluunun ifade edilmesi srecindeki bir metazne olmaldr. Bu metazne kltrlerin ve bilimlerin ortak temeline ses verite rtk amalarn gerekletirmekte dir. Spekltatif, niversiteyi yurt edinir, pozitif bilim ve halk onun, sadece kaba versiyonlardr. Mill devletin kendisi iin halk sz sylemeye yneltmenin tek geerli yolu speklatif bilginin dolaym araclyla olandr. Berlin niversitesi'nin kuruluunu merulatran, ada bilginin geliimi ve niversitenin geliiminin motoru anlamna gelen felsefeyi aklamak zorunlu olmaktadr. Daha nceden sylediim gibi, ABD'yle balayarak, ondokuzuncu ve yirminci yzylda bir ok lke kendi yksek retim sistemlerinin reformu ya da kurulmas iin bu niversite modelini uyarladlar.113 Hereyin tesinde zellikle niversite evrelerinde hl yaayan bu felsefe,114 bilgi meruluu sorununa ilikin zmn zellikle yaayan bir tasarmn nermektedir. Aratrma ve renimin yaylmas bir yararllk ilkesi ge litirilerek hakllatrlamaz. Buradaki dnce kesinlikle bili min Devletin ve/veya sivil toplumun karlarna hizmet et mesi gereklilii deildir. nsanln zgrlk ve erefte bilgi araclyla ykselecei eklinde hmanist ilke bir kenara b raklmtr. Alman idealizmi kendiliinden, Fichte tarafndan "lahi Hayat", Hegel tarafndansa "Tinin Hayata" olarak adlan drlan bir znenin "hayatnn" gereklemesinde Devletin ve toplumun reniminin gelimesini temellendiren bir metail113. Touraine nakilde yer alan elikileri analiz etmitir: Universit et so cit aux Etats-Unis (Paris, Seuil, 1972), ss. 32-40. 114. Bu, Robert Nisbet'in sonularnda bile vardr. The Dgradation of the Academic Dogma (London, Heinemman, 1971).

keye mracaat etmektedir.115 Bu bak asndan, bilgi ilkin kendisinde varolan meruluu bulmaktadr. Devlet ve toplu mun ne olduunu sylemekle ykml klnan ey bilgidir. Ancak bilgi bu rol, dzeyleri deitirerek ve gnderilenin (tabiat, toplum ve Devlet) pozitif bilgisi olmay azaltarak ve buna ilaveten, gnderilenin bilgisinin bilgisi yani speklatif olmasyla yerine getirebilir. "Hayat" ve "Ruh'un adna, bilgi kendisini adlandrmaktadr. Speklatif aygtn bu kaydedilmeye deer sonucu her mmkn gnderilen hakkndaki renim sylemlerinin hepsi nin dolaysz doruluk-deerlerinin bak asndan deil, Ru hun ya da Tinin yolunda belirli bir yeri igal etmeleri aracl yla ya da eer tercih edilirse, speklatif sylem tarafndan tafsil edilen Ansiklopedi'deki belirli bir konum erevesinde ele alnmaktadr. Bu sylem kendisi iin ne bildiini aklama yani kendini ortaya koyma srecinde bunlar zikretmektedir. Bu bakmdan doru bilgi her zaman dolayl bilgidir, bir zne nin metaanlatsna katlan kaydedilmi nermelerden mrek keptir. zne bu nermelerin meruluunu garanti etmektedir. Ayn ey sylemin bir renme sylemi olmamas duru munda bile her sylem eitlemesine uygulanabilir, rnekler hukuk ve Devlet sylemidir.116 ada yorumsamac sylem, bilinmesi gereken bir anlam bulunduunu garanti eden ve ylece meruluunu tarih zerinde mzakere eden (zellikle renim tarihinde) bu varsaymdan domutur. nermeler kendi otonimlerinde ele alnmlar117 ve kendilerini karlkl
115. Bkz. Hegel, Philosophie des Rechts (1821). 116. Bkz. Paul Ricoeur, Le Conflict desinterpertations (Paris, Seuil, 1969. ng. tere., The Conflict of Interpretation Nortvvestern University Press, 1974); Gadamer, Warheit und Methode (Tbingen, Mohr, 1965). 117. u iki nermeyi ele alalm: 1) "Ay dodu"; 2) "Ay dodu, nermesi bir dzanlamsal nermedir. 2 no'lu nermedeki sentagm, /Ay dodu/, 1 no'lu nermenin otonimi (Autonym) olmaktadr. Bkz. Josette Rey-Debo\e. l.e Mtalangage (Paris, Le Robert, 1978) Blm 4.

80

olarak glendirmekle ykml varsayldklar bir biimde harekete geirilmilerdir: Bunlar speklatif dilin kurallardr. Adnn gsterdii gibi niversite, dilin en bata gelen kuru mudur. Ancak daha nceden sylediim gibi, meruluk sorunu di er ilemleri kullanarak da zlebilir. Bunlar arasndaki fark llk aklda tutulmaldr. Bugn bilginin konumu dengesizdir ve bilginin speklatif birlii krlmtr. Meruluun ilk versi yonu yeni bir tutarllk kazanmaktadr. Bu versiyona gre, bilgi geerliliini kendinde ya da renme imkanlarn gncel klarak gelien bir znede deil, pratik bir znede, insanlkta bulmaktadr. Halk canlandran hareket ilkesi bilginin kendisini merulatrmas deil, zgr ln kendisini temellendirmesi, ya da denilebilirse, kendisini ynetmesidir. zne somuttur ya da yle varsaylmaktadr; epii znenin kendisini ynetmekten engelleyen hereyden zgrlemesinin hikayesidir. znenin kendisi iin koyduu yasalarn, dardaki tabiata uygunluk gstermesinden dolay deil, yasa koyucularn anayasal olarak kanunlara tbi gerek yurttalar olmalar nedeniyle adil olmas istemi, yasay isteyen ve buna gre de itaat eden yurttalarn istemiyle daima uzlamaktadr. Aka, bu merulatrm biimi istemin zerklii aracl yla118 btnyle farkl bir dil oyununa, Kant'n emperatif olarak adlandrd ve bugn buyurucu olarak bildiimiz eye ncelik vermektedir. nemli olan, "yeryz gne etrafnda bir yrnge izlemektedir" gibi bir hakikate ilikin dzanlam sal ifadeleri merulatrmak deildir ya da sadece bu deildir;

118. lkesi hi olmazsa akn etik konularnda Kantdr, bkz. Kritik der Reinen Vernuft. Siyaset ve empirik etie gelindiinde, Kant daha basiretli dir. Hi kimse kendisini akn normatif zneyle zdeletiremeyeceinden, teorik olarak varolan otoriteyle uzlamak daha uygundur. Bkz. "Antwort an der Frage: 'Was ist "Aufklarung?" (1784) .

ancak nemli olan daha da ileri giderek "en dk cret u d zeyde tutulmaldr" ya da "krtaj yasaklanmaldr" gibi adalete ilikin ifadeleri merulatrmaktr. Bu balamda pozitif bilgi nin oynayabilecei tek rol, pratik zneyi ierisinde buyurma nn yerine getiriliinin kaydedildii gereklik hakknda enforme etmektir. zneye yerine getirilebilir ya da yaplmas mmkn olan belirlemeye izin vermektedir. Ancak ne ya plmas gerektii pozitif bilginin saltgr alan ierisinde de ildir. Herhangi bir eyi deruhte etmek mmkn de olabile cektir adilane de. Bilgi artk zne deil, znenin hizmetinde dir. Bilginin yegane meruluu, korkun olmakla birlikte ah lakn gereklik olmasna izin vermesi olgusu dolaysyladr. Bu da bilginin topluma ve Devlete, ilke olarak aralarn amaca ilikisi anlamna gelen ilikisini balatmaktadr. Ancak bilim adamlar eer Devletin siyasetinin, bir baka deyile devletin btn buyruklarnn doru olduunu hkmne va rrlarsa, ibirlii yapmaldrlar. Eer kendilerinin de yesi bu lunduklar sivil toplumun Devlet tarafndan kt bir ekilde temsil edildiini hissederlerse, Devletin buyruklarn redde debilirler. Bu merulatrma biimi bilim adamlarna, adaletsiz olarak, bir baka deyile gerek bir zerklikte temellenmemi olarak pratik insan zneleri olarak politik gce verdikleri des tei geri ekmelerini salayacak bir g vermektedir. Hatta bi lim adamlar gerekte byle bir zerkliin toplumda gerek lemediini gstermek zere uzmanlklarn kullanma yoluna bile gidebilirler. Bu da bilginin eletirel ilevini oluturmakta dr. Ancak bilginin pratik zne ya da zerk kollektiflik tara fndan ngrlen amalara hizmet etme dnda nihai bir me ruluu olmamas olgusu bakidir.119
119. Bkz. Kant, "Antwort; Jrgen Habermas, Strukturwandel der ffent lichkeit (Frankfurt, Lueterhand, 1962). ffentlichkeit ("kamuyu zel bir ta raf yapmak" anlamnda "kamusallk" ya da "kamu" veya "kamusal tar tma") 1960'larn sonunda bir ok bilim adam grubunun eylemlerini yn-

82

Merulatrm giriimindeki bu rollerin dalm bizim ba k amzdan ilgin olmaktadr, nk, sistem-zne teorisine kart olarak dil oyunlarnn herhangi bir metaanlatda btn letirilebilmesi ya da birletirilebilmesinin imkannn olmad n varsaymaktadr. Btnyle tersi: burada pratik zne tara fndan ifadelendirilen buyurucu nermelere uyarlanan n celik; dil oyunlarn ilke olarak, kalc tek ilevi bu zneye en formasyon arzetmek olan bilim nermelerinden bamsz kl maktadr. ki nokta daha: 1. Marksizmin anlatsal merulatrlmasnn (ki bunlar za ten tasvir etmitim) bu iki model arasnda dalgalandn gs termek kolay olacaktr. Parti niversitenin, proletarya halkn ya da insanln, diyalektik materyalizm speklatif materya lizmin yerini almaktadr. Stalinizm bilimlerde kurduu zgl ilikilerle bir sonu alabilir. Stalinizmde bilimler, ruhun haya tna eit olan sosyalizme doru yryn metaanlatsndan kaynaklanan takrirler olarak vardrlar yalnzca. Ancak dier taraftan Marksizm, ikinci boyuta uygunluk iinde, sosyalizmin zerk znenin ina edilmesinden baka bir ey olmadn ve bilimlerin yegane hakllatrmnn ampirik zneye (proletarya) yabanclama ve baskdan kendisini kurtaracak aralar Verdiinde szkonusu olabileceini aklayarak bir eletirel bilgi formunda gelimektedir. Bu da ksaca Frankfurt Okulu'nun tezidir. 2. Heideggerin 27 Mays 1933'de Freiburg niversitesi rektr olmas dolaysyla yapt konuma120 merulatrma tarihinde kadersiz bir kssa olarak okunabilir. Burada spekla-

lendiren bir ilkedir. Bu gruplar, "Survivre" (Fransa), "Sosyal ve Politik Ey lem iin Bilim Adamlar ve Mhendisler" (ABD) ve "ngiliz Biliminin Top lumsal Sorumluluu Topluluu". 120. Bu metnin Franszca tercmesi, Phi, Annals de l'universit de ToulouseLe Mirail (Toulouse, 1979)'de bulunabilir.

tif bilim varlk sorununu sorgulama olmutur. Bu sorgulama, "tarihsel-ruhsal bir varlk olarak" konulan Alman halknn "kaderidir". Bu zneye emek, savunma ve bilgi gibi hizmet bortur. niversite bu hizmetin yani bilimin metabilgisini garanti etmektedir. Burada idealizmde olduu gibi, merula trm ontolojik hak iddialaryla bilim olarak adlandrlan bir metasylem aracl sayesinde kazanlmaktadr. Ancak yine burada metasylem sorgulaycdr, btnletirci deil. Bu metasylemin evi niversitedir. Bilgisini, "tarih misyonuna", bu metasylemi alma, mcadele etme ve bilme yoluyla verimli klmak olan halka borludur. Bu halk-zneyi armak insan l zgrletirmek deil, "kan ve topran gleri ierisinde bulunacak en kkl koruma gc" olan "gerek dnya ru hunu" gerekletirmektir. Bilgiyi merulatrmann yolu olarak rk ve alma anlatsnn bu birbirine geii ve bu geiin ku rumlar ifte talihsizliktir; teorik olarak tutarsz ve politika ala nnda yeteri kadar korkun yanklar bulmu bir aldantr.

XI

10. MERULUK GDERM

ada toplum ve kltrde -postendstriyel toplum, postmo dern kltr-121 bilginin merulatrlmas sorunu eitli biim lerde formle edilmektedir. Hangi birletirme trn kullan dna ve speklatif ya da bir zgrleim anlats olup olmad na baklmakszn, byk anlat gvenilirliini kaybetmitir. Anlatnn k, kinci Dnya Savandan beri teknoloji ve tekniklerin tomurcuklanmasnn eylemin amalarndan aralarna bir vurgu deiiklii yapan bir etkisi olarak grle bilir; ayn zamanda 1930-60 dneminde Keynesciliin koru mas altndaki gerileyiinden sonra ileri liberal kapitalizmin kaynak deitirmesinin bir etkisi olarak da. Bu yenileme ko-

121. 1. nota baknz. Postmodernizmin belirli bilimsel boyutlar Ihab Has san tarafndan kefedilmitir: "Culture, Intereminacy, and Immanence: Margins of the (Postmodern) Age", Humanities in Societv I (1978): 51:85.

85

mnist seenei ortadan kaldrarak mal ve hizmetlerden bi reysel holanm kymetlendirdi. Bu biimde nedenleri aradmz her zaman hayal krkl na urayabiliriz. Bu hipotezlerden birini veya dierini uyar ladmzda, nceden zikredilen eilimler arasndaki karlkl ilikiyi, speklasyon ve zgrleim gibi kkel anlatlarn bir letirici ve merulatrc gcn ayrntlandrmak zorunda ka lacaz. Doal olarak hem kapitalist yenileme ve gnen hem de teknolojinin bozucu dalgalanmas bilginin konumu zerinde bir etkiye sahip olacakt. Ancak ada bilimin, bu etkilere, bunlar varolmadan ok nce, nasl msait olabildiini anlamak iin, ilkin ondokuzuncu yzyln byk anlatlarnda ikin olan nihilizm ve "meruluk giderimi"nin (deligitimation) kk lerini bulmalyz.122 Hereyden nce speklatif aygt bilgiyle belirsiz bir iliki barndrmaktadr; bilginin bu ad, kendi nermelerini, bunlar merulatran ikincil-dzeyde kaydederek kendisini ikiye kat lad ("yukarya kaldrd", nebt sich auf: tasfiye ettii) dere cede hak ettiini gstermektedir. Bu da bilginin dolaymszlnda, belirli bir gnderilene (yaayan bir organizma, kimya sal bir zellik, fiziksel bir olay vb.) dayanan dzanlamsal sy lemin gerekte bildiini sand eyi bilmez, demektir. Pozitif bilim bir bilgi biimi deildir ve speklatif dnce onun almasyla beslenir. Bylece Hegelci speklatif anlat, kabul ettii gibi, pozitif renmeye kar belirli bir phecilik ta maktadr.123

122. Claus Muller; "meruluun giderilmesi (delegetimation) sreci" ifade sini kullanmaktadr: Politics of Communication (New York, Oxford Uni versity Press, 1973), s. 164. 123. "Kuku yolu... mitsizlik yolu... phecilik", diye yazar, Pheneomologie des Geistes'in nsznde; ama doal bilgi zerindeki speklatif itki nin tesirini betimlemektedir.

86

Kendisini merulatrmam bir bilim gerek bir bilim de ildir. Eer bir sylem merulatrmakla ykml saylyorsa, bilim ncesi bir bilgi biimine ait gzkmekte, "avami" anlat lar gibi, bir ideoloji ya da g arac derecesine yani en aa dereceye yerletirilmektedir. Eer sylemin ampirik olarak k nad bilim oyununun kurallar, bilimin kendisine uygulan yorsa, bu daima olacaktr. u speklatif nermeyi rnek olarak alalm: "Bir bilimsel nerme eer sadece evrensel bir retim srecinde yerini alabi liyorsa bilgidir". Sorun u: Bu nerme kendisinin tanmlad biimiyle bir bilgi midir? Eer sadece evrensel bir retim sre cinde yerini alabiliyorsa, ki alabiliyor, bu durumda yapaca tek ey, byle bir srecin varolduunu (ruhun hayat) ve ken disinin bu srecin bir ifadesi olduunu varsaymaktr. Bu var saym gerekte speklatif dil oyunundan ayrlamaz; onsuz, merulatrmann dili, meru olmayacaktr. Bilimi, eer ide alizmin kelimesini kullanacak olursak, bir pike ierisinde an lamszla gtrecektir. Ancak bu varsaym bizi postmodern kltr istikametine gtren btnyle farkl bir anlamda anlalabilir. Daha nce den uyarladmz perspektifi koruyarak bu varsaymn, spe klatif bir oyun oynamak iin uyulmas gereken kurallar k mesini tanmladn syleyebilirdik.124 Bylesi bir karlk il kin bizim "pozitif" genel bilgi kipini bilimlerin temsil ettiini, sonra da, bu dili her zaman ak klmas gereken belirli biim sel ve koyutsal (axiomatic) varsaymlar im etmek zere anla dmz kabul ettiimizi gstermektedir. Bu da farkl bir ter minolojiyle olmakla birlikte btnyle Nietzsche'nin yaptdr "Avrupa nihilizminin" kendisine kar evrilen
124. Bu deerlendirmeye engel olmak korkusuyla, bu kurallar grubunun aklanmasn ilgili sonraki bir almaya kadar ertelemitim. (Bkz. "Analyzing Speculative Discourse as Language-Game", The Oxford Literary Review 4. no. 3 (1981): 59-67.

87

bilimin hakikat gereksemesinden sonulandn gsterdii zaman.125 Burada hi deilse bu bakmdan dil oyunlar dncesin den fazla uzak olmayan bir bak as ortaya kmaktadr. Bu rada szkonusu olan, merulatrmn kendisi tarafndan hare kete geirilen, merulatrmann giderilmesi talebidir. Ondo kuzuncu yzyldan beri gstergeleri biriken bilimsel bilginin "krizi", bilimlerin verimli klnmas ansndan domu olma yp, teknolojinin ilerlemesi ve kapitalizmin yaylmasnn bir sonucu niteliini tamaktadr. Dahas, bilgi meruluu ilkesi nin isel bir kn temsil etmektedir. Speklatif oyunun ierisindeki almada bir erozyon vardr. Her bilimin kendi yerini bulduu ansiklopedik a dalgasn kaybederek, bunlar tedrici olarak serbest brakmaktadr. eitli bilim dallar arasndaki klasik ayrdedici izgiler bylece sorgulanmaktadr; disiplinler ortadan kalkmakta, bi limler arasndaki snrlarda karmalar olumakta ve bu geli melerden yeni blgeler domaktadr. renmenin speklatif hiyerarisi bir ikin ve eskiden olduu gibi aratrma alanla rnn yavan ebekesini, srekli bir deiim ierisinde olan m tekabil snrlar ortaya karmaktadr. Eski "faklteler" her tr den kurulu ve kurumlara dnmekte ve niversiteler spek latif merulatrma ilevini kaybetmekte, speklatif anlat tara fndan nefesi kslan aratrmann sorumluluundan kurtul duklarnda, kendilerini yerleik bilgi olarak deerlendirilen eylerin aktarmyla snrlandrmakta, didaktik araclyla aratrmaclarn retiminden ok retmenlerin tekrar yetiti-

125. Nietzsche, "Der Europische Nihilismus" (MS.N VII 3); "der Nihilism, ein normaler zustand" (MS. N W II 3); "Kritik der Nihilism" (MS. W VII 3); "zum plane" (MS. N V II I) in NietzschesWerke Kritsche Gesamtausgabe, vol. 7, pts. 1 ve 2 (1887-89) (Berlin, De Gruyter, 1970). Bu metinler bir yorumlamann nesnesi olmulardr; bkz. K. Ryjik, Nietzsche, le manuscrit de Lenzer Heide (oaltma, niversite de Paris VIII-Vincennes).

88

rilmesini garanti etmektedirler. Bu Nietzsche'nin iinde bulun duu ve lanetledii bir durumdur.126 Dier merulatrma srecine ikin olan kn gizilgc, Aufklrung'dan (Aydnlanma) kaynaklanan zgrleim aygt speklatif sylem ierisindeki bir almadan daha az youn deildir, ama farkl bir boyuta dokunmaktadr. Ayrdedici zellii, bilim ve hakikatin merulatrlmasn, ahlaki, top lumsal ve politik praksisde ierilen muhataplarn zerkliinde temellendirmesidir. Grdmz gibi, bu merulatrma bi imiyle ilgili dolaysz sorunlar vardr: pratik deerli buyurucu bir nerme ile bilisel deerli dzanlamsal bir nerme arasn daki fark bir liyakat, dolaysyla ehliyet farkdr. Eer gerek bir durumu betimleyen nerme doruysa, onun zerinde te mellenmi bir buyurucu nermenin (gereklii zorunlu olarak dzenlemenin bir etkisi) uygun olmasn gerektirecek bir ey yoktur. rnek olarak kapal bir kapy alnz. "Kap kapaldr" ve "kapy a" arasnda, tasarmsal mantkta tanmland gibi bir ardllk ilikisi yoktur. ki nerme farkl trden liyakat ve ehliyet alann tanmlayan iki zerk kurallar kmesine aittir. Burada akl bir taraftan bilisel ya da teorik, dier taraftan pra tik akl olarak blmenin etkisi bilim syleminin meruluuna saldrda bulunmaktadr. Dorudan deil ancak dolayl olarak, dil oyununun kendi kurallaryla (Kant'ta bilginin a priori ko ullarn veren bir ilk bak) var-olduu ve praxis oyununu denetleyecek zel bir arda bulunmadn (bu sebepten es tetik oyunu iin de) gstererek. Bylece bilim oyunu dierle riyle bir dengeye sokulmaktadr. Eer bu "meruluk giderimi" en kk zerresinde aratr lr ve alan (Wittgenstein, Martin Buber ve Emmanuel Levinas-

126. "On the future of our educational institutions", in Complete Works (not 35), vol. 3.

89

'n kendi yollarnda yapt gibi127) geniletilirse postmodernliin varolan nemli bir grnm iin yol alm olur: bilim kendi oyununu oynar, dier dil oyunlarn merulatrmaya muktedir deildir. rnein buyurma oyunu onu karr. Hereyin tesinde, speklasyonun varsayd gibi, kendisini me rulatrmaya muktedir deildir. Toplumsal zne dil oyunlarnn bu yaylmasnda kendisini zyor gzkmektedir. Toplumsal ba dilbilimseldir, ancak basit bir iplikle dokunmamtr. En azndan farkl kurallara itaat eden iki (gereklikte sonsuz saydaki) dil oyununun blmlenmesiyle biimlenen bir kumatr. Wittgenstein yle der: "Bizim dilimiz eski bir ehir olarak grlebilir: kk so kak ve meydanlarn, eski ve yeni evlerin ve eitli zaman larda muhtelif ilavelerle ina edilen evlerin bir labirenti. Bu labirent birbiimli evler ve doru ve dzenli caddelere sahip yeni bir kasabalar okluuyla kuatlm durumdadr".128 Bir btnlk ilkesinin -ya da bir bilgi metasyleminin otoritesi al tndaki bileimin- uygulanamaz olmas dolaysyla, dil "eh rini" eski dngsel kyas paradoksuna, "bir ehir, ehir olmaya balamadan nce ka tane ev veya sokak almaktadr?" sorusunu sorarak bal klmaktadr.129 Eski ehre varolar katarak, eski dil oyunlarna yeni dil oyunlar eklenmektedir: "kimya sembolizmi ve sonsuz kk lkler terkibi".130 Otuzbe yl sonra listeye, makina dilleri, oyun teorisi matrisleri, mziksel terkibin yeni sistemleri, man tn dzanlamsal olmayan formlarnn terkib sistemleri (modal mantk, deontik mantk, temporal mantk), genetik

127. Martin Buber, lch und Du (Berlin, Schocken Verlag, 1922) ve Dialogisches Leben (Zrich, Mller, 1947); Emmanuel Lvinas, Totalit et Infi nit (La Haye, Nijhoff, 1961). 128. Philosophical investigations, s. 8. 129. Ibid. 130. Ibid.

90

kodlarn dili ve fonolojik yaplarn grafiklerini de ekleyebili riz. Bu tomurcuklanmann ktmser bir izlenimini de verebili riz: Bu dillerin hepsini konuan bir kimse yoktur, evrensel bir metadile sahip deillerdir; sistem-zne tasarm bir baarsz lktr; zgrleme hedefinin bilimle alp verecei hi bir ey yoktur; hepimiz renimin bu veya u disiplinindeki poziti vizme batm durumdayz; gerek alimler bilim adamlarna dnmlerdir; aratrmann kltlen grevleri birbirlerin den ayrlmlardr ve bunlarn hepsine birden hkmedilemez.131 Speklatif ya da hmanistik felsefe, bu trden ilevle rini yerine getirmekte srar ettii her yerde felsefenin neden bylesi bir bunalmla karlatn aklayan merulatrm grevlerinden ayrlmaya zorlanm132 ve mantk sistemleri in celemesi ya da dnceler tarihi gibi felsefenin bunlara teslim olmasn gerektirecek kadar gereki olduu zelliklere indir genmitir.133

131. rnek olarak bkz. "La taylorisation de le recherce", in (Auoto) critique de la science ss. 291-3. zellikle D.J. de Solla Price, Little Science, Big Science (New York, Columbia University Press, 1963). Dk verimli a lmalar, yksek verimli almalarn karesi kadar bir bymeye sahiptir, bylece yksek verimli aratrmalar gerek olarak sadece her yirmi ylda bir oalmaktadr. Price toplumsal bir birim olarak dnlen bilimin "demokratik olmad" ve "kendine gvenen bilim adamnn", "en kk birimin yzlerce yl ilerisinde olduu" sonucuna varr (s. 56-69). 132. Bkz.J.T. Desanti, "Sur le rapport traditionnel des sciences et de la phi losophie", in La Philosophie silencieuse, ou critique des philosophies de la science (Paris, Seuil, 1975). 133. Bu bakmdan beeri bilimlerden birisi olarak akademik felsefenin ye niden snflandrlmas, mesleki ilgilerden uzakta bir anlam tamaktadr. Merulatrma olarak felsefenin ortadan kalkmaya yz tuttuunu sanmyo rum ancak bu grevi ifa edememesi sz konusudur, hi olmazsa niversi teyle kurduu balar gzden geirmeksizin ilerletmesi mmkn deildir. Bu konu zerinde bkz. Projet d'un institut polytechnique de la philosophie (oaltma, Department de philosophi, Uniiversite de Paris VIII, Vincen nes, 1979).

Yzyln dnmnde Viyana bu ktmserlikten beslen miti, sadece Musil, Kraus, Hofmannsthal, Loos, Schnberg ve Broch gibi sanatlar deil, ayn zamanda Mach ve Wittgens tein gibi filozoflor da dahil olmak zere.134 Olabildii kada ryla meruluk giderimindeki teorik ve sanatsal sorumluluun bilincini tamlard. Bugn artk alama srecinin tamamlan dn syleyebiliriz. Tekrar balamaya da ihtiya yoktur. Wittgenstein'in gc, Viyana evresi135 tarafndan gelitiril mekte olan pozitivizmi sememesinden kaynaklanyordu; an cak bu g bir merulatrma tr olarak dil oyunlarn ince lemesinde zetlenilmiti ve ilersellik zerine de temellendi rilmi deildi. Bu da postmodern dnyann ne olduudur. Bir ok insan kayp anlat iin nostaljilerini yitirmitir. Bir biimde barbarla indirgendikleri sylenemez. Onlar koruyan, me rulatrmann yalnzca bunlarn dilbilimsel pratik ve iletiimsel etkileimden kaynaklanabilecei bilgileridir. Dier her inanta "kendi sakalna glmseyen" bilim, bunlara gerekliin keskin sertliini retmitir.136

134. Bkz. Allan Janik and Stephan Toulmin, Wittenstein's Vienna (New York, Simon and Schuster, 1973) ve J. Piel, ed., ''Vienne dbut d'un sicle", Critique, 339-40 (1975). 135. Bkz. Jrgen Habermas, "Dogmatismus, Vernunft unt Entscheidung-Zu Theorie und praxis der Werwis wissenschaftlichen Zivilisation" (1963), in Theorie und Praxis. 136. "Bilim kendi sakalna glmsyor" Musil'in Niteliksiz Adam roman nn 72. blmnn baldr. Zikreden ve tartan, J. Bouveresse, "La Problmetique du sujet" (not 54).

11. ARATIRMA VE LERSELLK MERULATIRMASI

imdi aratrma pratiini incelemekle balayp, bilim konu suna dnelim. Bilim kendi esas mekanizmalarnda halihazrda iki nemli deiime uramaktadr: tartma yntemlerinde bir oalma ve kantlama srecinde artan bir komplekslik dzeyi. Aristotales, Descartes ve John Stuart Mili dierleri arasnda, dzanlamsal bir ifadenin, alcsnn onayn nasl alabildiini yneten kurallar ortaya koymaya girimilerdi.137 Bilimsel aratrma bu yntemlerle byk bir birim oluturmaz. Daha nceden de sylenildii gibi, bilimsel aratrma klasik akla meydan okuyor gzken dzanlamsal zellikler metodunu kullanabilir ve kullanmaktadr da. Bachelard bunlarn bir lis tesini yapmt ve liste zaten eksiktir.138
137. Aristotle, Analytics, Descartes, Regulae ad directionen ingenii (1941) ve Principles de la philosophie (1644) ve John Stuart Mill, System of Logic (1843). 138. Gaston Bachelard, Le Rationalisme appliqu (Paris, PUF, 1949); Mic-

93

Bununla birlikte bu diller tesadfen igrmezler. Kullan llar bizim pragmatik olarak adlandrdmz bir arta bal dr. Her biri kendi kurallarn ve alcsnn bunlar kabul et mesi isteini formle etmelidir. Bu art yerine getirmek iin, nerilen dilde kullanlacak sembollerin bir tanmn ieren bir aksiyomatik, tarif edilmektedir. Bu, kabul edilebilmek iin (iyi-biimlenmi ifade ekilleri) dilde almas gereken aklama formlarnn bir betimi ve kabul edilmi aklamalarda (dar an lamda aksiyomlar) ilerlik kazanan ilemlerin bir sralanmasn iermektedir.139 Ancak bir aksiyomatiin ne iermesi gerektiini ya da ger ekte ne ierdiini nasl bilebiliriz? Yukarda sralanan artlar biimsel artlardr. Verili bir dilin bir aksiyomatiin biimsel artlarn yerine getirip getirmediini belirleyecek bir metadil olmak zorundadr, bu metadil mantktr. Bu noktada ksa bir aydnlatma zorunludur. e bir aksi yomatik kurarak balayp, sonra kabul edilebilir nermeler olarak tanmlanm nermeleri retmek iin kullanan birisiyle, olgular koymakla balayp, sonra nermelerini olutururken kulland dilin aksiyomatiini kefetmeye uraan bir bilim adam arasndaki seenek mantksal deil, sadece ampirik bir seenektir. Kesinlikle aratrmac ve de felsefeci iin byk bir neme sahiptir ancak her durumda nermelerin geerli kln mas sorunu ayn kalmaktadr.140 u soru merulatrma sorunuyla ok ilgilidir: mantk hangi ltlerle bir aksiyomatik iin gerekli zellikleri tanm-

hel Serres, "La Rforme et lessept pchs", L'Arc 42, 1970. 139. David Hilbert, Grundlagen der Geometrie (1899) (ngb terc., Foundati ons of Geometry, La Salle, Open Court, 1971). Nicolas Bourbaki, L'archi tecture des mathmatiques", in Dionnais, d., Les Grands Courants de la pense mathmatique (Paris, PUF, 1955; Ing. terc. Axiomatics, New York, Free Press of Glencoe, 1962). 140. Btz. Blanche, L'Axiomatique.5. blm.

94

lamaktadr? Bilimsel diller iin bir model var mdr? Eer y leyse, sadece bir tane midir? Formel bir sistemin sentaks iin genel olarak gereken zellikler,141 tutarllk (szgelimi olumsuzlamaya ilikin olarak tutarsz olan bir sistem bir nermeyi ve de kartn kabul edecektir), sentaktik tamamlanmlk (eer bir aksiyom eklenirse, sistem tutarlln kaybedecektir), karar verilebilirlik (verili bir varsaymn bir sisteme ait olup olmadna karar vermek iin etkili bir ilem olmaldr) ve bir dierine ilikin olarak aksiyomlarn bamszldr. Gdel bylelikle sistem ierisinde ne reddedilebilen ne de gsterilebilen bir varsaymn aritmetik sistemdeki varln etkili bir biimde kurmutu. Bu da aritmetik sistemin tamlk artn yerine getirmeyi baaramadn kantlar.142 Bu durumu genellemek mmkn olduundan, btn for mel sistemlerin isel snrlamalar bulunduu kabul edilmeli dir.143 Bu manta da uygulanabilir. Mantn yapay (aksiyomatik) bir dili betimlemek zere kulland metadil "doal" ya da "gndelik" dildir. Bu dil dier btn diller ken disine evrilebileceinden evrenseldir, ancak olumsuzlamaya ilikin olarak tutarl deildir -paradokslarn olumasna izin vermektedir nk.144 Bu da bilginin merulatrlmas sorununun yeniden biimlendirilmesini zorunlu klmaktadr. Dzanlamsal bir nerme-

141. Burada Robert Martin'i izliyorum. Logique contemperaine et formali sation (Paris, PUF, 1964), ss.33-41 ve 122 vd. 142. Kurt Gdel, "ber formal unentscheidbare Satze der Principia Mathemetica und vewandter Systeme", Monatshefte fr Mathematik undPhysik 38 (1931). 143. Jean Ladrire, Les Limitations internes des formalismes (Louvain, E. Nauwelaerts, 1957). 144. Alfred Tarski, Logic, Semantics, Metamathematics (Oxford, Clarendon Press, 1956): J.P. Descls t Z. Guentcheva-Descles, "Metalangue, mtalangage, mtalingiustique", Documentsde travail 60-61 (Universita di Urbino, Ocak-Subat, 1977).

nin doruluu aklandnda, ierisinde karar verilebilir ve gsterilebilir bir n-varsaymn varolduu aksiyomatik sistem, zaten ifade edilmi olmakta, yani muhataplara bilinir kln makta ve onun biimsel olarak mmkn olduunca tatmin edici olduu kabul edilmektedir. Bourbaki grubu matematii nin gelitii ruh budur.145 Ancak benzeri gzlemler dier bi limler iin de yaplabilir. Bu bilimler ilevselleme kurallar gsterilemeyen ancak uzmanlar arasnda bir uzlamn nesnesi olan bir dile borludurlar. Bu kurallar, hi olmazsa bazlar, bir istektir. stek bir buyurma tarzdr. Kabul edilecek bilimsel bir nerme iin gerekli tartma bylelikle, izin verilebilir tartma aralarn tanmlayan kural larn "ilk" kabul ediliine balanmaktadr. Gerekte bu ilk ka bul, tekrarlan ilkesi tarafndan dzenli olarak yemlenmekte dir. Bilimsel bilginin iki kaydadeer zellii buradan kaynak lanmaktadr: aralarnn esneklii yani dillerinin oulluu ve pragmatik bir oyun olarak karakteri -kendinde eler arasnda izilen bir anlamaya baml klnan "hareketlerin" (yeni nermeler) kabul edilebilirlii. Bir baka sonu bilgide iki farkl tr "ilerlemenin" olmasdr: birisi yerleik kurallar ieri sinde yeni bir harekete (yeni bir iddia) karlk gelmektedir, dieriyse yeni kurallarn kefine, baka bir deyile yeni bir oyun deiikliine.146 Akas, akl dncesindeki byk bir deiim bu yeni dzenlemeye elik etmektedir. Evrensel metadil ilkesinin yeri, dzanlamsal nermelerin hakikatini ortaya koymaya yeterli formel ve aksiyomatik sistemlerin oulluu ilkesi tarafndan

145. Les Elments des mathmatiques (Paris, Hermann, 1940). Bu alma nn kopuunun ayrdedici noktalar klidyen geometrinin belirli "koyutlarn" gstermeye ynelik ilk giriimlerde bulunmaktadr. Bkz. Leon Brunschvicg, Les Etapes de la philosophie mathmatique (Paris, PUF, 1947). 146. Thomas Kuhn, The Structure of Scientific Rvolutions (not 94).

96

deitirilmektedir. Bu sistemler evrensel ancak tutarl olmayan bir metadil tarafndan tasvir edilmektedir. Klasik ve modern bilimde paradoks hatta paralojizm olarak varolan, bu sistemle rin bazlarnda, yeni bir inandrma gc elde edebilir ve by lelikle uzmanlar topluluunun onayn kazanabilir.147 Burada izlediim dil oyunu metodu, bu dnce oluumunda geerli bir yer iddiasnda bulunabilir. Aratrmann dier temel boyutu, kant retimi, bizi bt nyle farkl baka bir yne gtrmektedir. Bu da ilkede, yeni bir nerme iin onay kazanmak iin tasarlanm tartma sre cinin bir parasdr, szgelimi hukuksal retorik olaynda bir sergilemeyi sunma ya da tanklk etme gibi.148 Ancak burada zgl bir sorun daha var: Gnderilen ("gereklik") bilim adamlar arasndaki tartmada kaydedilen ve ayakta kalmaya arlan bir gnderilendir. Biraz nce kant soruturmasnn, delillerin kantlamaya ih tiya duymas yznden sorunsal olduuna iaret etmitim. Kantn nasl elde edildiinin betimlenmesiyle ie balanabilir, ama bu durumda dier bilim adamlar ayn sreci tekrarlaya rak sonucu kontrol edebilirler. Ancak olgu hl kantlanm olmak iin gzlenilmek zorundadr. Bilimsel bir gzlemi ne oluturmaktadr? Kulak, gz ya da bir duyu organ tarafndan kaydedilen bir olgu mu? Oysa duyumlar aldatcdr, bunlarn derecesi ve ayrdetme gleri snrldr.149 Burada teknoloji devreye girmektedir. Teknolojik aralar insan organlar iin sentetik yardmclar ya da ilevleri veri
147. Mantksal-Matematiksel paradokslarn bir snflandrl urada bu lunabilir; F.P. Ramsey The Foundations of Mathematics and Other Logical Essays (New York ,Harcourt and Brace, 1931). 148. Bkz. Aristotle, Rhetoric, 2.1393a vd. 149. Sorun bir tanklk ve de tarihsel kaynak sorunudur. Olgu sylentiden mi bilinmektedir yoksa de visu (grme) kanalyla m? Ayrm, Herodotus ta rafndan yaplmtr. Bkz. F. Hartog, "Herodote rapsode et arpenteur". Herodote 9 (1977): 55. 65.

97

elde etmek ve zemin oluturmak olan fizyolojik sistemler ola rak ortaya kmtr150. En uygun ilerlik ilkesini izlemekte dirler; kty en oa kartmak (kazanlan enformasyon ve dzenlemeler) ve girdiyi en aza indirmek (srete harcanlan enerji)151. Teknoloji doru, adil, gzel vb.'ne deil yeterlie ilikin bir oyundur. Teknik bir "hareket" daha iyisini yapt nda ve/veya bir bakasndan daha az enerji harcandnda "iyidir". Teknik ehliyetin bu tanm ge bir gelimedir. Uzun bir zaman nce yenilikler tesadfen gelmekteydi, aratrma ans nn rnleri ya da aratrma, bilgiden ok zenaatlarla (technai) ilgili olurdu. Klasik dnemdeki Grekler, szgelimi, bilgi ve teknoloji arasnda yakn bir iliki kurmamlard.152 Onaltnc ve onyedinci yzyllarda, "perspektrlerin" almalar hl bir merak ve sanatsal yenilik153 konusuydu ve bu durum onseki zinci yzyln sonuna kadar srd.154 Bugn bile, teknik ye niliin baz zamanlar bricolage'a (kk alet yapm meguliyet leri) ait "yaban" etkinlikleri, hl bilimsel tartmann buyruk larnn dnda devam etmektedir. Bununla birlikte, bilimsel bilginin pragmatii geleneksel bilginin ya da ilham zerine temellenmi bilginin yerini al dka kanta duyulan ihtiya oalarak glenmektedir. Metod zerine Risale'nin sonunda Descartes zaten laboratuar serma150. A. Gehlen, "Die Technik in der Sichtweise der Anthropologie", An tropologische Forschung (Hamburg, Rowohlt, 1961). 151. Andre Leroi-Gourhan, Milieu et Techniques (Paris, Albin-Michel, 1945) Le GEste et la parole, I, Technique et langage (Paris, Albin-Michel, 1964). 152. Jean Pierre Vernant, Mythe et pense chez les Grecs (Paris, Maspero, 1965) zellikle blm 4. "Le Travail et le pense technique". 153. Jurgis Baltrusaitis, Anamorphoses, ou magie artificielle des effects merveilleux (Paris, O. Perrin, 1969). 154. Lewis Mumford, Technics and Civilization (New York, Harcourt and Brace, 1963); Bertrand Gille, Historie des Techniques (Paris, Galimard; Pleiade, 1978).

98

yesi peindeydi. Burada yeni bir sorun gzkmektedir: Kant retme amacyla insan bedeninin ilerliini optimal klan ara lar ilave harcamalar gerektirmektedir.155 Para yoksa, kant da yoktur; nermeleri dorulayacak aralar ve hakikat de. Bilim sel dil oyunlar zenginin oyunlar olmutur. Kim ki en zengin dir, hakl olmann en iyi ansna sahiptir. Bylelikle zenginlik, yeterlilik ve hakikat arasndaki denklem kurulmaktadr. Onsekizinci yzyln sonunda ilk endstriyel devrimle bir likte gerekleen, bu denklemin karlnn kefedilmesidir: zenginlik olmakszn teknoloji yoktur, ancak teknoloji olmadan da zenginlik varolamaz. Yatrm iin teknik bir aygt gerek mektedir fakat uygulanaca grevin yeterliliini optimal kl dndan, bu aygt gelitirilmi ilerlikten treyen art-deeri de optimalletirmektedir. Art-deer iin ihtiya duyulan tek ey gerekletirilmesidir; yani yerine getirilen grevin rn nn satlmas. Sistem yle konulabilir: satn bir paras, daha ileri derecede ilerlik gelitiriliine ayrlan aratrma fonu ierisine geri evrilmektedir. Bu noktada, bilim bir retim gc, bir baka deyile sermayenin dolamnda bir urak olmaktadr. Teknolojiye balang olarak yklenilen ilerlik gelitirme buyruu ve rn gerekletirilii bilgiden ok zenginlie y nelik bir tutkudur. Teknoloji ve kr arasndaki "organik" ba, bilimle birlemesiyle daha da ilerlemitir. Teknoloji yalnzca genelletirilmi bir ilersellik ruhunun dolaymyla ada bilgi iin nemli olmaktadr. Bugn bile bilgideki ilerleme b tnyle teknolojik yatrma balanmamtr.156

155. Bunun arpc bir rnei, amatr radyolarn izafiyet teorisinin belirli gstergelerini dorulamak zere kullanldr; konu M.J. Mulkay and D.O. Edge tarafndan altrlmtr: "Cognitive, Technical and Social Factors in the Growth of Radio-Astronomy", Social Science Information 12, no. 6 (1973): 25-61. 156. Mulkay, bilimsel bilgi ve teknolojinin greli bamszlnn esnek

99

Kapitalizm bilimsel aratrma sorununu kendi zel yo lunda zmektedir. lkin ve ncelikle aratrmay "teknolojik" uygulamaya ynelten ilersellik ve ticariletirme talepleriyle zel irketlerdeki aratrma blmlerini finanse ederek doru dan; dolayl olarak da program harcamalarn, almann so nular zerinde dolaysz bir dn beklentisi olmakszn ni versite blmlerine, aratrma laboratuarlarna ve bamsz aratrma gruplarna, tahsis ederek, zel, devlet ve karmasektr aratrma kurumlar yaratarak.157 Bunun yaplmasnn arkasndaki teori, aratrmann hayati ve bylelikle yksek derecede kr getirebilir bir yenilii glendirme ihtimalini oaltmak iin belirli bir zaman diliminin kayb pahasna fi nanse edilmesinin gerektiidir.158 Mill-devletler zellikle

bir modelini sunmaktadr: "The Model of Branching", The Sociological Review 33 (1976): 509-26. Ulusal Bilimler Akademisi Kamu Komitesi Bakan H.Brooks, 1960'larda aratrma ve gelitirmedeki yatrm ynte mini eletirerek unlar sylemektedir: "Ay yarnn etkilerinden birisi de teknolojik yeniliklerin fiyatn btnyle ok pahal olduu noktaya kadar artrmak olmutur... Aratrma tam anlamyla uzun dnemli bir etkinliktir. Hzl oalma ya da azalma gizlenmi masraflara iaret etmekte ve byk oranda bir yetersizlii ifade etmektedir. Entellektel retim belli bir aama nn tesine geemez". (Le-Etats-unis ontils une politique de la science?" La Recherche 15 (1971): 611. Mart 1972'de Beyaz Saray'n bilim danman E. E. David, Jr. bir Milli htiyalar Uygulamal Aratrma program nererek, ayn sonulara varmaktadr: Gelime iin daha snrlayc taktikler, aratrma iin geni ve esnek bir strateji (La Recherche 21 (1972) 211). 157. Bu, 1937'de Princeton'daki Kitle letiimi Aratrma Merkezi olacak projeye katlma nedenlerinden birisidir. Bu durum biraz gerilim yaratmtr, nk radyo endstrileri projeye katlmay reddetmilerdi. Bir ksm insan Lazarsfeld'in bir ok eyi balattn ancak hi bir eyi bitirmediini sy lemektedir. Lazarsfeld'in kendisi Morrison'a "genellikle olaylar biraraya getirdiini ve bunlarn almasn timid ettiini" sylemiti. Zik, D. Mor rison, "The Beginning of Modern Mass Communication Research, Archi ves europennes de sociologie 19, no. 2 (1978): 437-59. 158. ABD'de aratrma ve gelitirmeye federal hkmet tarafndan ayrlan fonlar 1956'da zel sermayeden gelen fonlara eitti, o zamandan beri de

100

Keynesyen dnemlerinde ayn kural izlerler: uygulamal aratrma bir taraftan, temel aratrma dier taraftan yrtlr. Bunlar araclarn dzenlenmesi yoluyla kurulularla ibirlii yaparlar. ynetiminin varolan ortak normlar uygulamal bilim laboratuarlarna yaylmaktadr: hiyerari, mer keziletirilmi karar sreleri, takm almas, bireysel ve kollektif abalarn birletirilmesi, satlabilir porgramlarn 159 "Temel" aratrmaya yne gelimesi, pazar aratrmas vb. lik merkezler bu olaydan daha az etkilenmekte, ancak daha az mali kaynak almaktadrlar. Kant retimi, bilimsel iletilerin alclarndandan onay ka zanmaya tasarlanm tartma srecinin ilke olarak sadece bir parasdr, ve bylece amacn artk hakikat deil ilersellik yani girdi/kt denklemindeki en iyi imkan elde etmek ol duu baka bir dil oyununun denetimi altna girmektedir. Devlet ve/veya irket bu yeni amac hakllatrmak iin, me rulatrmann idealist ve hmanist anlatlarn ortadan kaldr maldr. Bugnn finansal aratrma destekleyicilerinin syle mindeki tek geerli ama gtr. Bilim adamlar, teknisyenler ve aralar hakikati bulmaya deil, gc artrmaya zorlanmaktadrlar. Sorun g syleminin nelerden olutuu ve bir merula trma kurup kuramayacadr. lk bakta, g ve hak, g ve bilgelik bir baka deyile, gl, adil ve doru olan arasndaki geleneksel ayrm tarafndan g sylemi bunu yapmaktan al konulmaktadr. Geerli olann doru/yanl ayrm olduu d-

daha da ykselmektedir (OCDE, 1956). 159. Robert Nisbet, (Degradation (not 1114), 5. blm) "leri kapitaliz min" bamsz aratrma blmleri biiminde niversiteye nfuz etmesinin daha ksa bir tasvirini sunmaktadr. Bu tr merkezlerdeki toplumsal ilikiler akademik gelenei rahatsz etmektedir. Bkz. (Auto) Critique de la science (not 26), "Le proltariat scientific", "Les chercheur", "La Crise des mandarins" blmleri.

101

zanlamsal oyunu, adil olan / olmayann nfuz ettii buyurucu oyun ve yeterli/yetersiz ayrmnn lt olduu teknik oyun dan ayrdmda, buna daha nceki dil oyunlar teorisi ere vesinde karlatrlamazlk olarak gndermede bulunmutum. "Zor" (force) ayrdedici ekilde son oyuna, teknoloji oyununa ait gzkmektedir. Zorun terr araclyla iledii durumlar darda brakyorum, nk dil oyunlar alannn dnda kal maktadr ve byle bir zorun yeterlilii muhalif oyuncuyu onun yaptndan daha iyi bir "hareket" gerekletirmeksizin ortadan kaldrlmaya dayaldr. Yeterlilik, yani arzulanan so nucu elde etmek "bunu syle ya da yap, yoksa hi bir zaman tekrar konumayacaksn" buyruundan tretildiinde, biz tek rar terr alanna girmekteyiz, burada toplumsal ba artk tah rip olmutur. Ancak ilersellik kant retmeye muktedir olmay artrd nda, hakl olmaya muktedir oluu da artrmas olgusu yine devam eder. Bilimsel bilgiye geni bir lek zerinde katlan teknik lt, hakikat ltn etkilemeyi baaramaz. Ayn ey adalet ve ilersellik arasndaki iliki hakknda da sylenmek tedir: adil olduu telaffuz edilen bir dzenin, akabinde buyu rucunun ilerlik kapasitesini artracak, tamamlanm olma anslarn oaltaca olasl. Bu olaslk Luhmann' postendstriyel toplumlarda yasalarn normatifliinin yerinin, ilem lerin ilersellii tarafndan deitirildiini varsaymaya y neltmitir.160 "Balam denetimi" baka bir deyile bu ilerlik geliimi, bir tr merulatrmadan geebilen balam ("tabiat" ya da insanlar olabilir) kuran e veya eler pahasna kazanl mtr.161 Bu, fiil merulatrmadr.

160. Niklas Luhmann, Legitimation durch Verfahren (Neuweid, Luchterhand, 1969). 161. Luhmann yorumunda Mueller yle yazmaktadr: "leri endstriyel toplumda, yasal-ussal merulatrma,yurttalarn inanlarna ya da ahlaka kendilisinden herhangi bir anlam atfetmeven teknokratik merulatrma ta-

Bu ilem u erevede igrmektedir: "Gereklik" bilimsel tartmada kant olarak kullanlan verileri ve sonularyla, bir hukuki, ahlaki ve siyasal tabiatn ncllerini ve buyruklarn hazrlayan bir ey olduundan, bu oyunlarn hepsine, "ger eklie" hkmederek, hkmedebilir. Bu da tam teknolojinin yaptdr. Teknolojiyi pekitirerek, gereklik de "pekitirilir" ve e ekilde oalan adil ve doru olma ans da. Karlk olarak, eer bilimsel bilgiye ve karar verme otoritesine sahip olunursa, teknoloji her eyiyle ok etkili bir biimde pekitirilmektedir. Bu da gle merulatrmann nasl biimlendiidir. G sadece iyi ilersellik deil, etkili dorulama ve iyi hkm verme demektir. G, bilim ve hukuku yeterlilik temelinde, bu yeterlilii de bilim ve hukuk temelinde merulatrmakta dr. Kendisini de ilerliin en yksee kartlmas etrafnda rgtlenmi bir sistemle ayn biimde merulatrcdr.162 imdi bu tr balam denetiminin genellletirilmi bir toplum sal bilgisayarlatrma sayesinde yaplabilebilecei aktr. D zanlamsal ya da buyurucu bir ifadenin ilersellii, oransal ola rak gnderileni hakknda herhangi birinin sahip olduu en formasyon oranyla artmaktadr. Bylece imdi gcn by mesi ve kendisini merulatrmas, veri birikimi ve elde edile bilirliiyle, enformasyonun igrrl yolunu tutmaktadr. Bilim ve teknoloji arasndaki iliki tersine evrilmitir. Bu rada tartmann karmakl nemli olmaktadr. zellikle kant elde etme aralarnda daha byk sofistikasyonu zorunlu

rafndan kaplanmaktadr". (Politics of Communication not 122, s. 135). Habermas'da (Teori ve Pratik, not 39) teknokratik sorunsal zerine Alman materyalin bir bibliografyas vardr. 162. Gilles Faucannier hakikatin denetiminin dilbilimsel bir analizini vermektedir: "Comment cotroler la vrit? Remarques illustres par par des assertions dangereuses et pernicieuses en rout genre". Actes de la recherche en sciences sociales 25 (1979): 1-22.

103

kld ve akabinde ilersellie katkda bulunduunda. Ara trma fonlar g bymesinin mantyla uyum ierisinde Devlet, iletmeler ve mill irketler tarafndan salanmaktadr. Sistemin ilerliinin dolayl olarak bile optimal klnmasna katkda bulunduklarn iddia etmeye muktedir olmayan ara trma sektrleri, sermayenin ak tarafndan ortadan kaldrl m ve yalla terkedilmitir. lerlik lt belirli aratrma merkezlerini desteklemeyi reddetmelerini hakllatran otorite ler tarafndan aka yardma arlmaktadr.163

163. Bylece 1970'lerde ngiliz niversitesi Ba Komitesi, "konularn younlatrlmas, zelletirilmesi, retkenlii ve fiyat snrlaryla ina denetiminde daha olumlu bir rol oynamaya ikna edilmitir". (The Politics of Education: Edward Boyle and Anthony Crosland in Conservation with Maurice Kogan, Penguin, 1971, s.196). Bu tavr Brooks'n yukardan alntlanan aklamalaryla eliiyor gzkebilir (not 156) ancak 1) Edvvards'n baka bir yerde syledii gibi "strateji" liberal, "taktikler otoriteryan olabilir. 2) Kamusal otoriteler arasndaki sorumluluk sk sk en daraltlm anlamnda alnmaktadr, yani bir projenin biriktirilebilir ilerliini cevaplandrma kapasitesi olarak. 3) Kamu otoriteleri, ilem ltleri dolaysz olarak balayc olan zel gruplardan daima bamsz deildir. Eer yeniliin aratrmadaki anslar biriktirilemiyorsa, o zaman kamusal kar btn aratrma srecinde yardmda bulunuyor gzkmektedir. Belirli bir dnemden sonra yeterlilik ngrs artlarndan baka artlar altnda tabii.

104

12. ETM VE LERSELLKLE MERULATIRILMASI

Bilginin dier yznn -aktarlmasnn veya eitiminin- iler sellik ltnn ncelii tarafndan nasl etkilendiini betim lemek kolay olacaktr. Yerleik bir bilgi birikimi olduu dncesini kabul eder sek, bilginin aktarm sorunu pragmatik bir bak asndan bir sorular dizisine blnebilir: renmeyi kim aktarmaktadr? Ne aktarlmaktadr, kime aktarlmaktadr? Hangi arala? Hangi biimde? Hangi etkiyle?164 Bir niversitenin politikas bu sorulara verilen tutarl bir cevaplar kmesi tarafndan biimlenmektedir. Eer varsaylan bir toplumsal sistemin ilerlii geerlilik
164. 1939-40 yllarnda Princeton Radyo Aratrma Merkezi'nde Lazarsfeld tarafndan yrtlen seminerler srasnda, Laswell iletiim srecini u for mlde tanmlamtr: "Kim, kime hangi etkiyle, hangi kanalda ne syledi?" Bkz. D. Morrison, "Beginning".

105

lt olarak alnrsa (yani sistem teorisinin perspektifi uygu landnda), yksek eitim toplumsal sistemin bir alt sistemi olmakta ve ayn ilersellik lt bu sorunlardan her birine uygulanmaktadr. Arzulanan ama yksek eitimin, toplumsal sistemin en iyi ilerselliine optimal katks olmaktadr. Uygun ekilde, sistemden ayrlamaz olan becerileri de yaratmak zorunda kala caktr. Bunlar iki trldr. lk trden olanlar ok zgl bir bi imde dnya rekabetiyle ilgilenmek zere tasarlanmlardr, mill devletler veya byk eitim kurulularnn dnya paza rnda satabilecei "zelliklere gre deiirler. Eer genel hi potezimiz doruysa, bu almann balangcnda zikredilen ve eylemin gelecek yllarda ortaya kaca nde gelen sektr lerde yksek ve orta derecedeki iletme yneticileri ve uzman lara olan talepte bir byme olacaktr. "Telematikteki" yeti tirmeye uygulanabilirlik nitelii tayan her disiplin muhte melen eitimde bir ncelik kazanacaktr (bilgisayar bilimcileri, sibernetikiler, dilbilimciler, matematikiler, mantklar...) Ni tekim yle olmaktadr: Tp ve biyolojide rneklendii zere, bu uzmanlarn saysndaki bir art, dier renme sektrle rindeki aratrmalar da hzlandrmalardr. kincisi, hl ayn genel hipotez ierisinde yksek re nim, toplumun isel akn beslemede merkezileen ve toplu mun ihtiyalarn karlayc becerilerle toplumsal sistemi des teklemeye devam etmek zorunda kalacaktr. nceleri, sklkla zgrleim anlats tarafndan merulatrlan genel bir hayat modelinin biimlenmesi ve yaylmasn bu grevi icap ettir mekteydi. Meruluun giderilmesi balamnda niversiteler ve yksek renim kurulular beceriler yaratmaya arlmak tadr artk, fikirler deil. Belli bir disiplinde bir ok doktor, bir ok retmen ve bir ok mhendis ve idareciler vb. Bilginin aktarm artk bir milleti zgrleime gtrecek klavuzlua muktedir bir elit grubu yetitirmeye gre tasarlanmamaktadr. 106

Tasarland ey, sistemi, kurumlar tarafndan gereksinen pragmatik konumlardaki rollerini kabul edilebilir bir ekilde yerine getirmeye muktedir oyuncularla desteklemektir.165 Yksek renimin amalar ilevselse, alcs ne olmakta dr? renci zaten deimitir ve kesinlikle daha ok deie cektir: "zgrleim erevesinde anlalan en byk toplumsal ilerleme greviyle az ya da ok ilgili 'liberal elit"den gelme mektedir artk.166 Bu anlamda "demokratik" niversite (giri gereklilikleri olmayan, renci bana cret toplandnda bile topluma ve renciye aza malolan ve yksek kayt oran bu lunan)167 zgrleimci hmanist ilkeler etrafnda modelletirilmesine ramen, bugn ilerlik yolunda ok az ey sunmak tadr.168 Gerekte yksek eitim, yeni kullanclarndan kay165. Bu Parsons'n "arasal aktivizm" olarak tanmlad ve "bilisel ussallkla" kartrma noktasnda kutsad eydir: "bilisel ussalln ynlenimi, arasal aktivizmin ortak kltrnde gizli olmakla birlikte, entellekteller ve eitilmi snflar arasnda yksek derecede alglanp ve az ya da ok sarih olarak bunlarn mesleki aratrmalarnda ok ak bir ekilde uygulanmaktadr". (Talcott Parsons, Gerald K. Platt, "Considrations on the American Academic Systems", Minerva 6 (Yaz, 1968): 507; zik, Alain Touraine, Universit et socit (not 113). s. 146. 166. Mueller profesyonel entelijansiya'y teknik entelijensiya'ya kart olarak kavramsallatrr. Galbraith' izleyerek, teknokratik merulatrm boyutunda profesyonel entelijensiyann direni ve uyarsn betimlemekte dir (Politics of Communication (not 122) ss. 172-177. 167. 1970-71 akademik yl balangc 19 yandakilerin % 30-40' Ka nada ABD, SSCB, Yugoslavya gibi lkelerde yksek eitimde kaytlyd. Bu oran, Almanya, Fransa, ngiltere, Japonya ve Hollanda'da % 20 dolayndadr. Bu lkelerin hepsinde bu say 1959'dan bu yana iki ya da katna kmt. Yine ayn kaynaa gre (M. Devez.. Histoire contamporaine de luniversit (Paris, SEDES, 1976, ss. 439-40). rencilerin tm nfusa oran, % 4'den % 10 dolaylarna (Bat Avrupa iin), Kanada'da % 6.1'den % 21.3'e, ABD'de % 15.1'den % 32.5'e ykselmitir. 168. Fransa'da CNRS hari, total yksek eitim btesi 1967'de 3.075 mil yar frank, 1975'de 5.454 milyar franka ulamtr ancak : 0.55'ten % 0.39'a bir d gstererek. Mutlak rakamlardaki oalmalar, maa, i masraflar ve burslara aittir. Aratrma denekleri tutar az ya da ok ayn almtr. (Dev ze, Histoire, ss. 447-50). E.E. David, 1970'lerde doktora derecesi

107

naklanan ve hem ileri derecede denetimden kan toplumsal talepler hem de idari lmler tarafndan dikte edilen byk bir yeni-balanma sreci yaamaktadr: yksek renimin i levlerinin iki byk hizmet kategorisine blmlenmesi eilim. Yksek renim, mesleki yetitirme ilevinde hl kendi sini liberal elit genliine sunmakta ve onlara her meslek tara fndan zorunlu olarak deerlendirilen ehliyeti aktarmaktadr. Genlik u veya bu yolla (szgelimi teknoloji enstitleri) hepsi ayn didaktik modele uyan, yeni teknik ve teknolojilere bal yeni bilgi alanlarnn alclar tarafndan birletirilmi durum dadr. Onlar bir kere daha "etkin" olmak zorunda kalan gen insanlardr. . Bu iki renci kategorisi dnda kalan (ki bunlar mesleki ve "teknik entelijansiyay" yeniden retirler169) gen insanla rn arta kalan niversitedeki varolularyla, gzel sanatlar ve beeri bilimlerdeki allarn saysn oaltmalarna ramen, istatistiklerde i arayanlar grubuna dahil edilmemekle birlikte ou isizdir. Yalarna ramen, gerekte bilgi alclarnn yeni kategorisine aittirler. Mesleki ilevine ek olarak niversite, sistemin ilerliini gelitirmede yani i eitimi ve srekli eitimde yeni bir rol oynamaya balyor ve balamaldr da.170 niversitelerin mesolan talebin 1960'lardan pek fazla olmadn belirtmektedir (s.212). 169. Mueller'in terminolojisinde, Politics of Communicaiton. 170. J.Dofny ve M. Rioux'un "kltrel yetime" bal altnda tarttklar konu. Bkz. inventaire et bilan de quelqes experiences d'intervention de l'u niversite in L'Universit dans son milieu: action et responsibilit (AUPELF Konferans, niversite de Montrea, 1971) Yazarlar Kuzey Amerika niver sitelerinin iki tr olarak adlandrdklar retim ve aratrmann btnyle toplumsal talepten bamszlat beeri bilimler kolejleri (liberal arts colleges) ve kendisine deme yaplacak herhangi bir retim kadrosunu da tmaya ynelmi" multiversity'yi eletirmektedirler. Bu son sistem ze rine bkz. Clark Kerr, The Uses of the University: With a Poscript-1972 (Cambridge, Mass.: Harvard niversitenin mdahelecilii olmakszn ile-

leki bir ynelimle kurulan enstit ve blmlerinin dnda, bilgi artk bir blok olarak, bir kere ve btn zamanlar iin, gen insanlara i gcne katlmadan nce aktarlmamaktadr. Dahas bilgi ya zaten alan ya da almalar beklenen yeti kinlere "a la carte" hizmet vermektedir ve verecektir de. Ama bunlarn becerilerini ve ykselme anslarn artrma yannda, bunlara hem mesleki ufuklarn geniletme hem de teknik ve etik yaantlarn eklemlemeye izin veren dil oyunlar, dil ve enformasyon kazanmada yardmc olmaktr.171 Bilgi aktarmnn tutturduu yeni yol atmasz deildir. Sistemin dolaysyla, "sistemin karar vericilerinin" karlarn ilgilendirdike, mesleki ilerlemeyi tevik etmek (sadece bt nn ilerliini gelitirebildiinden), sylem, kurum ve deer lerdeki herhangi bir deneyimleme (sosyo-politik geri tep meleri zikretmeksizin bile, pedagoji, renci deerlendirme ve test edilmesinde, mfredatta yarataca kanlmaz "aksak lklarla") kk bir etkiye sahip olmasyla ya da ilersel bir etkisinin yokluuyla deerlendirilmekte ve sistemin ciddiyeti adna hi bir itibar gsterilmemektedir. Byle bir deneyim ilevselcilikten bir ka sunmaktadr. levselciliin kendisi sreci iaret ettiinden, elden kolayca braklmamaldr.172 Sorumluluun ekstra niversite ebekeleri zerinde intikal

yen bir model Dofny ve Riou tarafndan nerilmitir. niversitenin gelece inin bir tasviri ayn konferansta M. Alliot tarafndan verilmitir. Bkz. "Structures optimales de I institution universtaiere", ibid, ss. 145-54. Al liot, "mmkn olduunca, gerekten olmas gerektiini varolan bir ka tane rnek bulunduka yaplara inanyoruz" sonucuna varr. 171. Yazarn kiisel deneyimi bunun Vincennes'deki bir yn blmle or taya kan durumla rtt eklindedir. 172. 12 Kasm 1968'deki yksek eitim reform kanunu, srekli eitimi profesyonel bir anlamda alglanan yksek eitimin grevleri arasnda say maktadr. "Yksek eitim, nceki rencilere ve niversite eitimine frsat bulamyanlara, yeteneklerine gre mesleklerini deitirme ya da gelitir meyi salamak zere ak olmaldr".

109

edeceini varsaymak gvenli bir tutum olacaktr.173 Ancak, eer ilersellik ilkesi takip edecei politikann he defini her zaman tuttaramazsa, genel etkisi yksek renim kurumlarn varolan iktidarlara bal klmak olacaktr. Bil ginin kendinde bir ama olmaktan uzaklat urak-insanlarn zgrleimi ya da ideann gereklemesi- ve bilgi aktarm, artk bilim adamlar ve rencilere den mnhasr bir sorum luluk deildir. "niversite imtiyaz" dncesi imdi artk gemi bir dneme aittir. 1960'lardaki bunalmdan sonra ni versitelere bahedilen "zerklik", pratikte hi bir yerde retmen gruplarnn, iinde bulunduklar kurumun btesinin ne olacana karar verme gcnde olmad olgusuna ok az anlam atfetmektedir.174 Btn yapabildikleri kendilerine ayrlan fonlar o zaman sadece sre ierisindeki son durak olarak kullanabilmektir.175 Yksek renimde ne retilmektedir? Mesleki eitim du rumunda, kendimizi dar bir ilevselci bak asyla snrland rarak, yerleik bilginin rgtl bir stounun aktarlan esas ey olduunu syleyebiliriz. Yeni teknolojilerin bu stoa uygu lanmas, iletiim ortam zerinde hatr saylr bir etkiye sahip olabilir. Ortamn, susan renciler nnde bir asistan tarafn-

173. Tele-sept-jours'la bir mlakatnda resm olarak Holocaust dizisini 2. kanaldan halk okulu rencilerine tavsiye eden Fransa Eitim Bakan ei tim sektrnden kendisi iin zerk bir grsel-iitsel ara yaratma giriimin baarszla uradn ve "eitimin ilk grevinin televizyonda ocuklara nasl program seeceklerini retmek olduunu" aklamtr. 174.ngiltere'de Devlet'in niversitelere katks 1920 ve 1960 arasnda % 30'dan % 80'e ykselmitir, niversite Ba Komitesi (Bilim ve niversi teler Bakanl'na baldr) niversiteler tarafndan belirtilen ihtiya ve ge lime planlarn inceledikten sonra yllk yardmlar datmaktadr. 175. Fransa'da fonlar blmler arasnda datma aralar, iletme ve tehi zat masraflar iin tahsisat ayrmaktadr. Geici personellik durumunda retmenlerin sadece maalar zerinde gleri vardr. Projeler ve idari yemden rgtlenmenin finanse edilmesi vs. gereken mali kaynak niversiteye tah sis edilen genel retim btesinden alnmaktadr.

110

dan yneltilen "pratik alma" oturumlar veya blmleri iin ayrlan sorunlarla birlikte verilen bir ders olmas mutlak ola rak zorunlu gzkmemektedir. renimin bilgisayar diline evrilebilmesi ve geleneksel retmenin yerinin hafza banka larnca alnabilmesi derecesinde, didaktik, geleneksel hafza (ktphaneler vb.) ve bilgisayar veri bankalarn rencinin sunumuna verilen zeka terminallerine balayan makinalara devredilebilir. Pedagoji zorunlu olarak bu sreten zarar grmeyecektir. rencilere hl bir eyler retilmek zorunluluu olacaktr, ancak bu ierik deil, terminallerin nasl kullanlacadr. Bir taraftan yeni dilleri reten aralar, dier taraftan soruturma dil oyunuyla ilgilenecek incelikli bir yeterlik. Soruturma, so runun nereye gnderilecei (alcsnn kim olaca) bir baka deyile bilinmeye ihtiya duyulan ey, geerli hafzann ne ol duudur. Sorunun yanl anlamalardan kanmak zere nasl ifade edilmesi gerektiidir?176 Bu bak asndan, enformatikte zellikle telematikte ilk retim, imdi szgelimi yabanc bir dilde akcln salanmasnn olduu gibi niversitelerde temel bir zorunluluk olmaldr. Sadece byk merulatrma anlatlar balamnda insanln zgrleimi ve /veya tinin hayat retmenlerin yerinin makinalar tarafndan ksm olarak alnmas kanlmaz hatta tahamml edilemez gzkebilir.177 Ancak bu anlatlarn artk bilginin kazanlmasndaki istemin arkasnda duran ilke sel itici g olmad da muhtemeldir. Eer gdlenmeyi sa layan gse, o zaman klasik didaktiin bu boyutu geerli ol maktan uzaklamaktadr. imdi ak ya da rtk bir ekilde

176. Marshall McLuhan, Essays (Montreal, Hartubise Ltd., 1977); P. Anto ine, "Comment's informer" Projet 124 (1978): 395-413. 177. Zeka terminalleri kullanlnn Japonya'da okul ocuklarna retil dii bilinmektedir. Kanadada ayr niversite ve kolej blmleri tarafndan dzenli olarak kullanlmaktadr.

111

renci tarafndan sorulan Devletin yksek eitim kurumlarnn, "doru"luu deil, "faydasnn ne olduudur". Bilginin merkantilizasyonu balamnda bu soru, "bilginin satlabilirlii" sorusuna ok seyrek olmayan bir biimde eittir. ktidarbymesi balamnda soru, "bilgi elverili midir?" lerlik -ynlendirmeli bir becerideki ehliyete sahip olarak, bilgi ger ekten yukarda betimlenen artlarda satlabilir gzkmekte ve tanm dolaysyla elverili olmaktadr. Bilginin deerini oluturan artk doru/yanl, adil/adaletsiz ve tabiatyla ge nelde dk ilersellik gibi baka ltler tarafndan tanmlan d ekliyle ehliyet deildir. Bu durum ilersel becerilerdeki ehliyet iin geni bir pazar manzaras yaratmaktadr. Bu trden bilgiye sahip olanlar tek liflerin hatta batan karmalarn nesnesi olacaklardr.178 Bu adan bakldnda, yaklatmz bilginin sonu deildir- tam tersine. Veri bankalar yarnn Ansiklopedileridir. Bunlar kul lanclarnn her birinin kapasitesini amaktadr. Postmodern insann "tabiatlardrlar".179 Bununla birlikte didaktik, basit olarak enformasyonun ak tarmndan ibaret deildir ve ehliyet, bir ilerlik becerisi ola rak tanmlandnda bile, veri iin iyi bir hafzaya sahip ol may veya kolaylkla bir veriye girebilmeyi bir bilgisayara indirgemez. En bata gelen nemi, "burada ve imdi" bir so runu zecek ilgili veriyi gerekletirme ve etkili bir strateji ierisinde rgtleme kapasitesi olan ortak bir noktadr. Oyun tam bir enformasyon oyunu olmad mddete,
178. Bu politika kinci Dnya Sava'ndan beri Amerikan aratrma merkezleri tarafndan izlenmektedir. 179. Nora ve Mine (L'Informatisation de la socit, not 9, s. 16) yle de mektedir: "Gelecek onyllarda insanln ilerleyen kutuplar iin esas mey dan okuma egemen bir konunun meydan okuyuu deildir artk nk byle bir egemenlik zaten kurulmutur. Bu meydan okuma bildiriim ve daha ileri gidecek bir rgtlenmeye izin verecek bir balantlar ebekesinin kurulma syla ortaya kmaktadr".

112

avantaj bilgiye sahip ve enformasyon elde edebilen oyuncu nun olacaktr.180 Tanm gerei, bu durum renme srecin deki bir rencinin durumudur. Ancak tam enformasyon oyunlarnda,181 en iyi ilersellik bu yolda ilave enformasyonu elde etmeden ibaret olamaz. Tam olarak sylersek, bir "hare keti" oluturan yeni bir yolla veriyi dzenlemekten gelmekte dir. Bu yeni dzenleme genellikle, nceden bamsz olarak tutulan veriler dizisini birbirine balayarak salanmakta dr.182 Ayr olarak yerleeni eklemleme kapasitesi imgelem olarak adlandrlabilir. Hz zelliklerinden birisidir. Verinin ilke olarak herhangi bir uzmana (bilimsel sr yoktur) ak ol duu anlamnda, tam bir enformasyon oyununda yneltildii biimiyle postmodern bilginin dnyasn kavramak mmkn dr. Denk bir ehliyet verildiinde (artk bilginin kazanlma snda deil fakat retilmesinde), son tahlilde ekstra ilerselliin baml olduu, ya yeni bir hareket yapmaya veya oyunun kurallarn deitirmeye izin veren "imgelemdir". Eer eitim sadece becerilerin yeniden retimini deil ayn zamanda bunlarn ilerlemesini salayacaksa, bilgi akta rmnn enformasyon aktarmyla snrlanmamas gerektii or taya kmaktadr. Eitim, geleneksel bilginin rgtlenmesi ta rafndan bir dierinde devasa llerde saknlan alanlar bir letirme iktidarn oaltabilen btn ilemlerdeki yetitirmeyi de iermelidir. 1968 bunalmndan sonra zellikle popler olan "disiplinler aras almalar" slogan bundan ok zaman nce
180. Anatol Rapoport, Fights Games, and Debates (ann Arbor: University of Michigan Press, 1960). 181. Bu Mulkay'n Branlama modelidir (bkz. not 156). Gilles Deleuze Logique du sens (Paris, PUF, 1968) ve Diffrence et rptition (Paris, PUF, 1968) balkl kitaplarnda dizilerin kesimesi erevesinde olaylar analiz etmitir. 182. Zaman dinamikteki g faktrnn belirlenmesinde bir deikendir. Bkz.Paul Virilio, Vitesse et politique (Paris, Galilee, 1976).

113

gelitirilmekte birlikte, bu istikamette hareket ediyor gzk mektedir. Bunun niversitelerin feodalizmine kar ayaklanma olduunu sylemektedirler, bundan daha fazlasna kar ayaklanlmtr oysa. Humboldt'un niversite modelinde her bilim dnce tarafndan zenginletirilen bir sistem ierisinde kendi yerine sahiptir. Bir bilimin dierinin alanna ynelik glenmesi sa dece dzensizlik ve sistemde bir "grltye" yol aacaktr. birlii sadece dnce dzeyinde ve filozoflarn kafasnda yer alabilir. Bir disiplinler aras yaklam dncesi meruluun gide rilmesi ama ve onun glenen ampirizmine zgdr. Bil giye ynelik iliki, insanln zgrleimi veya tinin hayatnn gereklemesi erevesinde deil, karmak bir kavramsal ve maddi makina aygtnn kullanclar ve bunun ilerlik yeterli liklerinden kr elde edenler erevesinde eklemlenmektedir. Bunlarn ierisinde nihai amacn ifade edilecei ve szkonusu mekanizmann doru kullanlaca bir metadil ve metaanlatya yer yoktur. Ancak ilerliini gelitirecek beyin frtnasna sahiptirler. Ekip almasna ynelik vurgu, bilgide ilersellik lt nn stnlyle ilgili klnmaktadr. Hakikati sylemeye ya da adaleti buyurmaya geldiinde, rakamlar anlamszdr. Eer adalet ve hakikat baar olasl erevesinde dnlrse, bir fark yapabilirler. Genelde, ekip almas, toplum bilimciler ta rafndan ok nceden ayrntlandrlm belirli artlar altnda yaplrsa ilerlii gelitirmektedir.183 zelde, takm almas nn bilhassa verili bir modelin alan ierisindeki ilerselliin gelitirilmesinde, belirli bir grevin tamamlanmasnda baarl olduu grlmektedir. Yararlar, yeni modelleri "imgelemeye" ynelik bir ihtiya duyulduunda, baka bir deyile kavram-

183. Jacob L. Moreno, Who shall survive (Beacon, 1953).

114

lar dzeyinde daha az belirgin gzkmektedir. Somut olarak bunun iledii yerde bile baz olaylar olmaktadr, ancak ekip kuruluuna neyin atfedilebileceini ve takm yelerinin birey sel yeteneklerinden neyin tretildiini birbirinden ayrdetmek gtr. Bu ynelimin bilginin aktarlmasndan ok retilmesiyle (aratrma) ilgilendii gzlemlenecektir. Bunlar birbirinden ayrdetmek soyutlamaya dmek demektir ve muhtemelen ilevselcilik ve profesyonalizm erevesinde bile verimlilii d rmektedir. Dnyann her tarafndaki bilgi kurumlarnn y neldii zm henz didaktiin bu iki boyutunu ayrmaktan ibarettir: "basit" yeniden retim ve "geni" yeniden retim. Bu ayrma kurumlar, kurumlar ierisindeki programlar ve onlarn yeniden retilmesi veya dzeylerin, kurumlarn gruplamas, ya mesleki becerilerin seilmesi ya da "yaratc" zihinlerin "uyarlmas" ve gelitirilmesi iin disiplinlerin gruplamas gibi belirli bir ama iin tahsis edilen btn varlk trleri tara fndan yaplmaktadr. lk kategorinin verili giri olduu akta rm kanallar geni bir lek zerinde basitletirilip, kullanma sokulabilir. kinci kategori, aristokratik eitlikiliin artlarn daki daha kk bir lek zerinde alma ayrcalna sahip tir184. Bu son kategorinin resmi olarak niversitelerin bir par as olup olmad ok kk bir sorundur. Aka belirgin olan, her iki durumda da meruluun gi derilmesi ve ilerlik ltnn stnl ve profesr ann matem annn aln dile getirmesidir: bir profesr, yeni ha reketleri ya da dil oyunlarn imgelemedeki disiplinler aras takmlardan ve yerleik bilgiyi aktarmadaki hafza bankas

184. En iyi bilinenler arasnda:Kitle letiimi Aratrma Merkezi (Princeton), Zihinsel Aratrma Enstits (Palo Alto), Masschusetts Tekno loji Enstits (Boston), Institut fr Sozialforcshung (Frankfurt). Clark Kerr'in deapolis (dnkent) olarak adlandrd argmann bir ksm kollektif aratrmann yenilikleri artrd ilkesine dayaldr.

115

ebekelerinden daha yeterli deildir artk.

116

13. KARARSIZLIKLARIN ARATIRILMASI OLARAK POSTMODERN BLM

Daha nceden iaret edildii gibi, bilimsel aratrma pragma tii, zellikle yeni tartma yntemleri aratrmasnda, yeni "hareketlerin" hatta dil oyunlar iin yeni kurallarn kefedil mesini vurgulamaktadr. imdi biz, bilimsel bilginin bugnk durumunda ok nemli olan sorunun bu boyutuna daha yakn olarak bakmalyz. Bilimsel bilginin bir "kriz zm" (determinizm krizinin zm) aradn syleyebilirdik. De terminizm, merulatrmann ilersellik sayesinde zerinde temellendirildii hipotezdir. lersellik girdi/kt oranyla ta nmlandnda, girdinin verildii sistemin sabit olduu varsa ym szkonusudur. Sistem dzenli bir "yol izlemelidir; kt nn ak bir ndeyilemesinin yaplabilecei bir treve sahip olarak srekli bir ilev olarak aklanmasnn mmkn olduu 117

bir yol.185 Bu, pozitivist verimlilik "felsefesidir". Bu felsefeye kar olarak nihai merulatrma tartmasn kolaylatracak bir y n nemli rnei kant olarak belirteceim. Ksaca sylemek gerekirse, ama, bir ka rnek esasnda, postmodern bilimsel bilginin pragmatiinin kendiliinden ilersellik aratrmas iin ok az bir yaknl olduunu gstermektir. Bilim, verimlilik pozitivizmi tarafndan gelitirilmez. Tersi dorudur: aratrma anlamnda bir kant ya da kar-rneklerin, bir baka deyile kavranlamaz olann "kefedilmesi" ze rine alma, bir "paradoks" arama anlamna gelen bir iddiay destekleme ve bu iddiay uslamlama oyunlarndaki yeni ku rallarla merulatrma. Bu durumlarn hi birisinde verimlilik kendi hatrna aranmamtr; bata bulunanlarn sonuta olaydan bir kar elde etmeye karar verdiklerinde186 fazladan bir etken olarak ve bazen gecikmi olarak gelmektedir. Her yeni gzlem, nerme, hipotez ve teoriyle gelmeyi hi bir za man baaramayan meruluk sorunudur. Felsefe bu bilim soru sunu sormadndan, bilim bu soruyu kendisi sormaktadr.

185. Solla Price, Little Science, Big Science (not 131). Burada Price bir bi lim kurmaya girimekte, toplumsal bir nesne olarak bilimin (istatistiksel)yasalarn kurmaktadr. 131. notta bunu zaten demokratik ol mayan bir gr yasas olarak belirlemitim. Baka bir yasa, yani "grl mez kolejler" yasas, bilimsel kurumlardaki bildiriim kurallarnn art ve oalan saydaki yaynlarn etkisini tasvir etmektedir: Bilgi "aristokrat lar" bu srece, yz dolaylarnda seilmi bir ye ieren kiiler aras iliki alar kurarak karlk vermeye ynelmektedirler. Diana Crane bu kolejle rin sosyopetik bir analizini sunmutur: Invisible Colleges (Chicago and london, University of Chicago Press, 1972). bkz. Lecuyer, "Bilan et perspectives" (not 24). 186. Fractals Form, Chace and Dimension (San Fransisco, Freean, 1977). Benoit Mandelbrot, ilgililerin allmam olmas dolaysyla aratrmalar nn verililiine ramen sonralar tannan ya da hi tannmayan matematik ve fizikilerinin bir "biyografik ve tarihsel taslaklarnn" bir ekini sunar (s. 249,73).

118

Modas gemi olan, Alman idealistlerin yapt gibi, bilimi pozitivist olarak grerek, merulatrlmam bir renme, yar-bilgi statsne indirgemektir, neyin doru ve adil olduunu sormak deil. "Senin iddiann deeri nedir, kant nn deeri nedir?" sorusu bu kadaryla bilimsel bilginin pragmatiinin bir paras olarak, belli bir iddiann alcsnn dn mn ve kantn, yeni bir iddia ve kant gndericisine d nmesini, dolaysyla her kuak bilim adamlarnn yer dei tirmesini ve bilimsel sylemin yenilemesini salamaktadr. Bilim geliir (hi kimse bilimin gelitiini inkar edemez); bu soruyu sorarak geliir. Bu soru gelitike u soruyu ortaya ka rr, yani metasoruyu, bir baka deyile meruluk sorununu: "Deer mi sorusunun deeri nedir?187 Postmodern bilimsel bilginin en arpc zelliinin, kendisini geerli klan kurallar zerindeki sylemin (aka) bilimsel bilgiye ikin olduunu belirtmitim.188 Ondokuzuncu yzyln sonunda, meruluun bir kayb ve felsefi "pragma tizme" ya da mantksal pozitivizme bir d olarak dn len, bilimsel sylemin ierisindeki yasa olarak konulan ner melerin geerli klnmas sylemini de iererek bilimin tekrar ayaa kalkt bir dnemdir yalnzca. Grdmz gibi, bu ierme basit bir ilem olmayp, son derece ciddiye alman "pa radokslara" ve gerekte bilginin tabiatndaki deimeler olan, bilginin alan zerindeki "snrlamalara" yol amaktadr. Gdel'in teoremini douran matematiksel aratrma, bu deimenin tabiatta nasl yer aldn aklayan gerek bir pa187. Bunun mehur bir rnei quantum mekanii tarafndan ortaya kart lan determinizm tartmasdr. rnek olarak bkz, J.M. Levy-Leblond'un Born-Einstein yazmasnn sunumu (1916-55), "Le Grand dbat de la mchanique quantique", La Recherce 20 (1972): 137-44. Son yzylda beeri bi limlerin tarihi bu tr antropolojik sylemden metadil dzeyinde geilerle doludur. 188. Ihab Hassan immanence (ikinlik) olarak kavramsallatrd eyin bir imgesini vermektedir (not 121).

radigmadr.189 Ancak dinamiin urad dnm, yeni bi limsel ruhun daha az bir rnei deildir ve burada zel bir il giye mazhar olmaktadr, nk, bizi daha nce grdmz gibi, zellikle toplumsal teori alanndaki ilerlik tartmasnda ncelikle ortaya kan sistem dncesini yeniden ele almaya ekmektedir. lerlik ilkesi, teoride daima biriktirilebilen, canllk ve a lma, scak ve souk kaynak, nihayet girdi ve kt arasndaki ilikide temellenmi yksek derecede dzgn bir sistem im etmektedir. Bu fikir termo dinamikten gelmekte ve eer btn deikenler biliniyorsa, bir sistemin ilerliinin evrimi ndeyilenebilir dncesiyle de birlemektedir. Bu durumun ideal anlamda gerekletirilii aka Laplace'n "eytan" kurgusunda ifade edilmitir.190 Kii, bir t annda evrenin du rumunu belirleyen btn deikenleri bildiinde, bir t1>t annda evrenin durumunu da ndeyileyebilir. Bu kurgu, evren olarak adlandrlan sistemler sistemini de iererek, fiziksel sistemlerin, evrimlerinin de dzenli bir yol izledii sonucuyla, dzenli rntler takip ettii ve "normal" srekli ilevlere (ve ftrolojiye) yol at ilkesi tarafndan desteklenmektedir. Quantum mekanii ve atomik fiziin yolculuu, alanlar farkllaan karlkl gstergelerin ve bu ilkenin uygulanabilir liinin derecesini iki biimde snrlandrmtr. Birincisi, bir sistemin balang durumunun (veya btn bamsz dei kenlerin), tam bir tanm, hi olmazsa sistem tarafndan ta nmlanrken tketilene eit bir enerji sarfiyat gerektirecektir. Bir sistemin herhangi bir verili durumunun tam bir lmn baarmann fiili imkanszl Borges tarafndan bir notta an-

189. Bkz. not 142. 190. Pierre Simon Laplace, Exposition du systme du monde, 2 vols (1796).

120

latlmtr. Bir imparator, imparatorluun kusursuz lde ak bir haritasnn yaplmasn arzular. Projesi lkeyi sefalete srkler nk herkes btn enerjisini kartografiye har car.191 Brillouin'in iddias192 ilerliini gelitirmekle ykml sa nlan bir sistem zerindeki eksiksiz bir denetim ideasnn (veya ideolojisinin) eliki yasasyla tutarsz olduu sonucuna varr: gerekte artrmay amalad ilerlik dzeyini dr mektedir. Bu tutarszlk devlet ve sosyo-ekonomik brokrasile rin zayfln aklamaktadr; denetledikleri sistemleri ya da altsistemleri bomakta, sre ierisinde (negatif geribildirim) kendi nefeslerini tkamaktadrlar. Byle bir aklamann is temi, sistemin kendi dnda herhangi bir merulatrma bii mini yardma armaya ihtiya duymamasdr (Szgelimi, in sanlarn zgrl, snrsz otoriteye kar ayaklanmaya tevik etmektedir). Toplumun bir sistem olduunu kabul ettiimizde bile toplum zerinde balang durumunun tam bir tanmn gerektirecek eksiksiz bir denetim, byle bir tanmn daha n ceden de etkili klnamamas sebebiyle mmkn olmamakta dr. Ancak bu snrlama sadece eksiksiz bilgi ve bundan kay naklanan gcn uygulanabilirliini sorgulamaktadr. Bunlar teoride mmkn olmay srdrmektedirler. Klasik determi nizm, bir sistemin total bilgisinin ulalamaz fakat kavranlabilir snr ierisinde ilemeye devam etmektedir.193 Quantum teorisi ve mikrofizik srekli ve ndeyilenebilir
191. "Del Rigor en la ciencia" in Histori Universal de la lnfamia (Buenos Arires, Emce, 1954, ss. 131-32; ). 192. Enformasyonun kendisi enerji tketmekte, oluturduu negentropi, entropiye yol amaktadr. Michel Serres sk sk bu iddiaya gnderme yap maktadr, rnek olarak bkz, Herms III: La Traduction Paris Editions de Mi nuit, 1974, s. 92). 193. Burada llya Prigogine ve I. Stengers'i izliyorum, "La Dynmique, de Le ibniz Lucre", Critique 380 (1979):49.

121

bir biimde yrnge dncesinin ok radikal bir gzden gei rilmesini gerektirmektedir. Aklk aray, fiyatla deil, ko nunun gerek niteliinden tr snrlanmaktadr. Belirliliin ykselmesiyle, belirsizliin (denetim yokluu) azald doru deildir; belirsizlikte ayn lde ykselmektedir. Jean Perrin buna bir rnek olarak, bir alanda ierilen verili bir hava mik tarnn gerek younluunun (ktle/hacim) llmesini ver mektedir. Alann hacmi 100 m3'den 1 cm3'e drldnde byk oranda deimektedir. 1 cm3 'den 1/1000 mm3'e d rldnde ise bu oranda zaten milyon kere milyon orannda dzensiz deimeler gzlemlenilebilmesine ramen, ok k k bir deime vardr. Alann hacmi dtke, deimelerin ebad oalmaktadr. Bir kbik mikronun 1/10 hacmi iin de imeler yz orannda, kbikmikronun hacmi 1/100 oldu unda ise 1 /5 oranndadr. Hacmin daha ileri oranda drlmesi bizi molekler l ye gtrmektedir. Eer kk bir alan havadaki iki molekl arasndaki bolua yerletirilirse, havann gerek younluu o zaman sfrdr. Ancak yzde bir gibi bir zaman dolaynda k k alann merkezi bir molekl ierisine "decek" ve byle likle ortalama younluk gazn gerek younluyla karlatr labilecektir. ntra-atomik boyutlara indirgendiinde, anslar daha yk sektir: bu kk alan bir kere daha sfr younlukla bolua yerletirilecektir. Ancak milyonda bir kere, merkezi bir zer reye ya da atomun ekirdeine decektir ve bunu yaptnda, younluk suyun younluundan milyonlarca kez daha byk olacaktr. "Eer kk alan hl daha ileriye sklrsa, ortalama ve gerek younluk muhtemelen ok gemeden sfr olacak ve sfrda kalacaktr, ancak daha nce elde edilen deerlerden nemli lde daha yksek deerleri

122

yakalad yerlerdeki baz ok istisn durumlar hari."194 Havann younluu hakkndaki bilgi bylece mutlak ola rak uyumaz nermelerin oulluunda zlmektedir. Bu nermeler eer konuan tarafndan seilen bir lye grelile tirilirse, uyumlu klnabilir. lave olarak, belirli dzeylerde younluk nermesi yaln bir ileri srme biiminde deil, sa dece trnn modelletirilmi bir iddias olarak ifade edilebi lir. Younluun sfra eit olacana inanlabilir, ancak n'in ok geni bir rakam olduu yerde 10n orannda gerekleebilecei de tartlamaz. Burada bir bilim adamnn nermesi ve "tabiatn syledii" tam enformasyonsuz bir oyun olarak rgtlenmi gzkmek tedir. Bilim adamnn nermesinin modalizasyonu, tabiatn retecei gerek tekil nermenin (iaret) ndeyilenemez ol duu olgusunu yanstmaktadr. Hesaplanabilen tek ey ner menin, baka bir eyden ok, sadece belli bir eyi syleyecei olasldr. Mikrofizik dzeyinde "en iyi" enformasyon, bir baka deyile, daha yksek bir ilerlik ehliyetine sahip enfor masyon elde edilemez. Sorun kartn ("tabiat") ne olduunu renmek deil, oynad oyunu tanmlamaktr. Einstein, "Tanr'nn zar att" dncesine engel olmutur.195 Ancak zar atmak aka bu trden "yeterli" istatistiki dzenliliklerin kurulabilecei bir oyundur (bu kadaryla eski nihai Belirleyici imgesi iin). Eer Tanr kat oynasayd, o zaman bilim tara fndan hesaplanan "ncel ans" dzeyi, zarn yukarya gelen yzne kaydszlna isnad edilemez; ancak bir hileye, baka bir ifadeyle bir, yn mmkn ve salt stratejiler arasndaki bir ansa braklm bir seime atfedilmek zorunda kalacakt.196

194. Jean Baptiste Perrin, Less Atomes (Paris, PUF, 1970), ss. 14-22. Bu metin Endelbrot tarafndan Fractals' a bir giri olarak kullanltr. 195. Zikreden Werner Heisenberg, Physiscs and Beyond (New York, Harper and Row, 1971). 196. Bilimler Akademisine sunulan (Eki 1921) bir teblide Borel, "oyun-

Genellikle tabiatn kaytsz ancak aldatc olmayan bir kar t olduu ve bu temel zerinde doal ve beeri bilimler ara sndaki ayrmn yapld kabul edilmektedir.197 Pragmatik kavramlarla bu, doal bilimlerde "tabiatn", hakknda bilim adamlarnn birbirlerine kar yaptklar hareketleri oluturan dzanlamsal ifadeleri dei-toku ettikleri (sessiz, bir ok kere ler atlm bir zar kadar ndeyilenebilir) bir gnderilen olmas anlamna gelir. Beeri bilimlerde, gnderilen (insan) oyuna ka tlan bilim adamnn stratejisini karlayan bir strateji (belki de karmak bir strateji) gelitiren ve konuan bir gnderilendir oysa; burada bilimadamnn kar karya bulunduu ans tr, nesne esasl ya da kaytsz deil fakat davransal veya stratejiktir198 yani agonistik. Bu sorunlarn mikrofizii ilgilendirdii ve verili bir siste min evrimi iin ihtimali ndeyilemelerin temelini biimlendi recek kadar tam, yeterli ve srekli ilevlerin kuruluunu en gellemedii iddia edilecektir. Bu sistem teorisyenlerinin akl yrtme biimidir. Bunlar haklarn tekrar kazanmak iin kul landklar ilerlik araclyla merulatrmann da teorisyenlelarda en iyi oynama biiminin olmadn" (tam bildirimsiz oyunlar), "bir kere ve btn zamanlar iin seilmi bir kodun yokluunda, birinin oyu nunu deitirerek avantajl bir ekilde oynanp oynanlamayaca phe konusudur." demektedir. Bu ayrm temelinde von Neumann kararn bu olaslklatrlmasnn kendisinin belirli artlarda "oynamak iin en iyi yol" ol duunu gstermektedir. Bkz. Georges Gulbaud, Elments de la thorie des jeux (Paris, Dunod, 1968), ss. 14-21, ve J.P. Sris, La Thorie des jeux (Paris, PUF, 1974). "Postmodern" sonular bu kavramlar seyreke kullan maktadrlar, rnek olarak bkz. John Cage, Silence ve A Year from Monday Middletown, Conn.: Wesleyan University Press, 1961 ve 1967). 197. I. Epstein, "Jogos" (oaltma, Fundaa Armando alvares Penteado, 1978). 198. "Olaslk burada bir nesnenin yapsnn kurucu ilkesi olarak deil, bir davran yapsnn dzenleyici ilkesi olarak gzkmektedir" (Gilles-Gaston, Granger, Pense formelle et sciences de l'homme, Paris, Aubier-Montaigne, 1960, s. 142). Tanrlarn oyun oynad dncesi bir pre-Platonik Grek hipotezi olacaktr.

ridir. Bununla birlikte ada matematikte ak lmn ger ek olasln ve bylece insan leinde bile nesnelerin dav rann ndeyilemeyi sorgulayan bir oluum vardr. Mandelbrot, Perrin tarafndan yazlm, yukarda tartlan metni bir kaynak olarak zikreder. Ancak analizi beklenmedik bir ynde gelitirir. Mandelbrot, "trevlerle fonksiyonlarn a llacak en kolay ve en basit eyler olmakla birlikte, bunlarn istisnai" olduklarn yazar. "Geometrik bir dil kullanldnda, teeti olmayan eriler kuraldr ve dzenli eriler (evrim gibi) ilgin ancak btnyle zeldir."199 Bu gzlem sadece bo bir merakn nesnesi olmayp, bir ok deneysel veri iin geerlidir. Tuzlanm su ve sabunlanm bir zerrenin farkl renkleri, gz iin yzeyindeki herhangi bir noktada teet izmenin olmad dzensizlikleri gstermekte dir. Burada uygulanabilen model Brownian hareketin modeli dir: Belirli bir noktadan bir paracn hareketin vektrnn izotropik, bir baka deyile btn muhtemel ynlerin eit de recede olas olduu eklinde iyi bilinen bir zellie dayanan model. Ancak ok daha benzer dzeylerde ayn sorunla karla maktayz, szgelimi eer Britanya sahillerinin sarih bir l mn yapmak istiyorsak, ayn kraterle dolu yzeyi, stelar (yldzlara ait) maddenin dalm, bir telefon konumas sra sndaki mdahalelerin oran, genelde grlt ve bulutlarn bi imi gibi etmenleri hesaba katmak durumundayz. Ksaca, tas laklar ve dalmlar insann ellerinde dzenlenmeyen bir nesneler toplam sz konusudur. Mandelbrot bu trden verilerin trevsel varlklar bulun mayan srekli fonksiyonlarnkine benzer erileri betimledi ini gstermektedir. Bunun basitletirilmi bir modeli Koch'un

199. Mandelbrot, Fractals, s. 5.

125

erisidir200-

Kendine

benzeiktir

ve

bu

benzeikliin

ieri

sinde ina edildii boyutunun 10g4/10g3'den baka btn bir numara olmad gsterilebilir. "Boyutlarnn says" bir iki arasndaki bir yere yerletirilen ve bylece isel olarak bir izgi ve yzeyarasnda bulunan bir eriyle hakllatrlacaktr. nk bunlarn kendine benzeikliinin ilgili boyutu bir k rlmadr ve Mandelbrot bu trden nesneleri krlmalar olarak adlandrr. Ren Thom benzer bir ynde gitmektedir.201 Dorudan Laplace'n determinizmi ve hatta olaslk teorisinde bir varsa ym olan sabit bir sistem dncesinin geerliliini sorgular. Thom belirli bir grngde ortaya kan ve ona beklenme dik bir biimde neden olan sreksizliklerin formel bir beti mine izin veren matematiksel bir dil gelitirir; bu dil katastrof teorisi olarak bilinen eyi oluturur. Saldrganl bir kpein deiken durumu olarak alnz: Saldrganl kpein kzgnl (denetleme deikeni) ora nnda artacaktr.202 Kpein kzgnlnn llebilir olduunu varsaynz, belirli bir eie ulatnda bir saldr biiminde ifade edilecektir. kinci denetleme deikeni korkunun kart bir etkisi vardr, eiine ulatnda ka olarak belirir. Kz gnlk ya da korku yokluunda, kpein davran duraandr (Gaussun erisinin tepe noktas). Ancak eer iki denetleme deikeni oalrsa, iki eie de e zamanl olarak yakla lmaktadr. Burada kpein davran ndeyilenemezdir, ve

200. Srekli ve dzeltilemez, kendine-benzer bir eire Mandelbrot tarafn dan betimlenip (s. 38 vd), von Koch tarafndan 1904'de kurulmutur. Bkz. Fractals'n bibliografyas. 201. Modles mathmatiques de la morphogense (not 14) Katastrof teori sinin popler bir deerlendirilmesi K. Pomian tarafndan verilmitir: "Ca tastrophes dterminisme". Libre 4 (1978): 115-36. 202. Pomia bu rnei E.C. Zeeman'dan almtr: "The Geometry of Catas trophe", The Times Literary Supplement, 10 Ekim 1971.

126

katan saldrya, saldrdan kaa deiebilir. Sistemin dura an olmad sylenmiti, denetleme deikenleri sreklidir ancak durum deikeni sreksizdir. Thom bu trden bir hareketlilii ifade eden bir denklem yazmann ve kpein davrann, bir davran tipinden die rine ani geileri de iermek zere kpein davrann gste ren btn hareket noktalarn izen bir grafii oluturmann mmkn olduunu gsterir. Denklem, denetim ve durum de ikenlerinin saysyla (burada 2 + 1) tanmlanan bir katastroflar snfnn karakteristiidir. Bu durum bize, determinizm ve nondeterminizm, duraan ve hareketli sistemler arasndaki tartmada bir cevap sunmak tadr. Thom bunu bir koyut (postlat) olarak formle eder: "Bir srecin az ya da ok belirlenmi karakteri, srecin mevzi du rumu tarafndan belirlenmektedir."203 Determinizm kendisi de belirlenmi bir ileme trdr. Her olayda tabiat balangtaki mevzi grnmlerle uzlaabilir en az karmak morfolojiyi retmektedir.204 Ancak bu grnmlerin sabit bir formun retimini engelleyebilecei de -gerekte ok sk olarak byle olmaktadr- mmkn gzkmektedir. Bu olmaktadr nk grnmler genellikle atma ierisindedir: "Katastrof" modeli btn nedensel sreleri tek ve sezgisel olarak hakllatrmann kolay olduu srece, Heraklitus'a gre btn nesnelerin babas olan atmaya indirgemektedir.205 Denetim deiken lerinin durum deikenlerinden daha uzlamaz olmas muhte meldir. Varolan herey "determinizm adalardr". Katastrofik atma lafzi olarak kuraldr: Bir oyundaki deikenlerin say syla belirlenen genel agonistik dizileri iin kurallar vardr.

203. Ren Thom, Stabilit structurelle et morphogense (reading, Mass.: W.A. Benjamin, 1972). Zik, Pomian, "Catastrophes", s. 134. 204. Ren Thom, Modles mathmatiques, s. 24. 205. Ibid, s. 25.0zellikle bkz. Watzlawick et. al., Pragmatics of Human Communication (not 11) 6. blm.

Thomun almas ve Palo Alto aratrma okulunun zel likle izofreninin incelenmesine paradoksiyolojiyi uygulamas (ift Ba Teorisi olarak bilinmektedir) arasnda bir paralellik (zayf da olsa) kurmak sorunun dna kmak deildir.206 Bu rada, bu balantya iaret etmekten daha fazlasn yapmyacam. Teori bize, dzenlilikler ve "ortak bir lye vurulamazlklar" zerinde younlaan aratrmann en gndelik sorun lara nasl uygulanabilir olduunu anlamada yardm etmekte dir. Bu aratrmadan kartacamz sonu, srekli farkllaabilen bir ilevin bir bilgi paradigmas ve*ndeyi olarak ncelii kaybediyor olmasdr. Postmodern bilim kendisini, karar veri lemezler, ak denetimin snrlar, eksik enformasyon tarafn dan karakterize edilen atmalar, "fracta", katastroflar ve pragmatik paradokslarla ilgili klarak, kendi evrimini srek siz, katastrofik, yenilenemez ve paradoksal olarak kurumsal latryor ve bilgi kelimesinin anlamn deitiriyor, byle bir deiimin nasl yer alabileceini aklyor. Bilineni deil, bi linmeyeni retiyor. Postmodern bilim, en oa kartlm i lerlikle yapacak hibir ii olmayan, paraloji olarak anlalan esas bir farklla sahip bir merulatrma modeli nermekte dir.207 almas bu istikamette giden bir oyun teorisi uzman ko nuyu iyi belirtmitir: " O zaman oyun teorisinin yararl ne rede yatmaktadr? Sanyoruz, oyun teorisi bir fikir treticisi olarak herhangi bir sofistike teorinin yararl olmas anlamnda

206. zellikle bkz. Watzlawick et. al., Pragmatics of Human Communica tion (not 11) 6. blm. 207. "Bilimsel bilginin retim artlan retilen bilgiden ayrdedilmelidir. Bilimsel etkinliin iki kurucu aamas vardr: Bilineni bilinemez klmak ve sonra bu bilgi-olmayan bamsz bir sembolik metasisteme yeniden gtrmek... Bilimin zgll onun ngrlemezliindendir" (P. Breton, in Pandore 3 (1979): 10).

128

yararldr."208 P.13. Medawar kendi adna "idealara sahip ol mann bilim adamnn en yksk grevi"209 olduunu ve "Bi limsel bir yntemin"210 bulunmadn, bilim adamnn hereyden nce "hikayeler anlatan" bir kii olduunu sylemek tedir. Tek fark, bilim adamnn, bu hikayeleri dorulamakla kaytl olmasdr.

208. Anatol Rapport, Two-Person Game (ann Arbor, University of Michi gan Press, 1966), s. 202. 209. P.B. Medawar, The Art of the Soluble (London, Methuen, 1967), s. 116; bkz, zellikle "Two Conceptions of Science" ve "Hypothesis and Imagination" balkl blmler. 210. Paul K. Feyerabend tarafndan aklanmtr, Against Method (London, New Left Booss, 1975). rnek Galileo'dur. Popper ve Lakatos'a karlk, Feyerabend epistemolojik "anarizmin szcln stlenmitir.

129

14. PAROLOJYLE MERULATIRMA

Bu noktada gnmzde bilgi merulatrmas sorunuyla ilgili sunduumuz olgularn hedeflerimiz asndan yeterli oldu unu syleyelim. Artk byk anlatlara mracaat etmiyoruz -postmodern bilimsel bilginin geerli klnmas olarak ne Tin'in diyalektiine ve hatta ne de insanln zgrleimine ba vurabiliriz. Ancak daha nceden grdmz gibi, kk an lat (petit rcit), ok zel bir biimde bilimde, muhayyel yeni liin esas formu olarak kalmaktadr.211 Buna ek olarak, uzlam ilkesinin, bir geerliletirme ilkesi olarak uygun gzkmemektedir. Uzlam ilkesinin iki ifade edilme biimi vardr: lkinde, uzlam, bilen zekalar ve zgr iradeler olarak tanmlanan insanlar arasnda, diyalogda kazanlan bir
211. Bu almann snrlar ierisinde, merulatrma sylemlerindeki an latnn dn tarafndan ngrlen biimi analiz etmek mmkn gzk memektedir. rnekler, ak sistemlerin allmas, yerel belirlenimcilik, karyntem genelde paroloji ad altnda gruplandrdn herey.

130

anlamadr. Bu Habermas tarafndan gelitirilen bir aklamadr ancak onun kavram zgrleim anlatsnn geerliliine baldr. kincisinde, uzlam, kendisini ilerliini korumak ve gelitirmek zere ynlendiren sistemin bir esidir.212 Luhmann'n gelitirdii anlamda, idari ilemlerin nesnesidir. Bu durumda, uzlamn yegane geerlilii, sistemi merulatran gerek amaca ulamakta bir ara olarak kulla nlan gtr. Sorun buna gre sadece paraloji-zerinde temellenmi bir merulatrma biimine sahip olmann mmkn olup olmad n belirlemektir. Paroloji yenilikten ayrdedilmelidir: yeni lik, sistemin komutas altndadr ya da hi olmazsa sistem ta rafndan kendi yeterliliini artrmak iin kullanlmaktadr; paraloji, nemi son dnemlere gelinceye kadar pek sk anla lmayan ve bilgi pragmatiinde gerekletirilen bir hareket tir. Gereklikte hipotez iin glkler sergilemeyen baka bir harekete dntrlen zorunlu deil fakat sk sk ortaya kan bir olaydr. Bilimsel pragmatiin betimine dnerek (Blm 7), ihtilaf (anlamazlk) kavramn vurgulamalyz. Uzlam hi bir za man ulalamayan bir ufuktur. Bir paradigmann korumas al tnda yer alan aratrma duraanlamaya ynelir;213 teknolo jik, ekonomik ya da sanatsal bir "ideann" smrs gibidir,
212. rnein Nora ve Minc Japonlarn bilgisayar alanndaki baarsn, Japon toplumunun zgll olarak deerlendirdikleri "toplumsal uzlamn younluuna" atfetmekte (not 9), sonuta yle demektedirler: Yayl m toplumsal bir bilgisayarlamann dinamii krlgan bir topluma yol amaktadr, byle bir toplum, uzlamay kolaylatrc bir grle kurul makta ancak byle bir toplumun varln zaten ngrmekte, uzlama sa lanamazsa da bir durgunlua srklenmektedir" (s. 125). Y. Stourdz, "les Etats-Unis" (not 20), ynetimi zayflatma, dinginliini bozma, dzenletirmeye kar varolan eilimin, toplumun, Devlet'in ilerlik ehliyetine du yulan gvenin yitirilmesi tarafndan desteklenmesi olgusunu vurgulamakta dr. 213. Kuhn'un kastettii anlamda.

131

azaltlamaz. artc olan, birilerinin her zaman "akln" dze nini bozma peinde olmasdr. Anlama iin yeni normlarnn ilan ediliinde ya da bilim dilinin yeni bir alannn aratrlma sn belirleyen yeni kurallar ina edecek bir neride aa kan aklamann kapasitesini sabitletiren bir gcn varln konumlamak zorunludur. Bu bilimsel tartma balamnda Thom'un morfojenesis olarak adlandrdyla ayn sretir. Ku ralsz deildir (katastrof snflar vardr) ancak daima mevzi olarak belirlenmektedir.214 Bilimsel tartmaya uygulanm ve geici bir erevede yerletirilmi olarak, bu zellik "keiflerin" ndeyilenemez olduunu ima etmektedir. Aklk dncesi balamnda, kr noktalar treten ve uzlama boyun een bir etmendir. Bu zet, sistemler teorisinin ve nerdii merulatrma t rnn ne olursa olsun bilimsel bir temeli olmadm grme mizi kolaylatrmaktadr. Bilimin kendisi, bu sistem teorisinin paradigmasna gre ilemez ve ada bilim byle bir paradigmann toplumu betimlemek zere kullanma imkann dta brakmaktadr. Bu balamda, Luhmann'n savndaki iki nemli noktay inceleyelim. Bir taraftan, sistem sadece karmakl indirgeye rek ilemekte, dier taraftan kendi amalarna gre tekil etkilenimlerin uyarlanmasn gelitirmek durumunda kalmakta dr.215 Karmaklktaki indirgeme, sistemin g yeterliliini

214. Pomian ("Catastrophes") bu tip ilevlemenin Hegelci diyalektikle ilikisinin olmadn gstermektedir. 215. "Kararlarn meruluunun uygun surette gerektirdii ey esas olarak minimum bir kopmayla, toplumsal sistem ierisinde etkili bir renme s recidir. Bu ok daha genel bir sorunun bir boyutudur: "Etkilenmeler nasl deiir, nasl siyasal idari alt sistem, (sadece toplumun bir parasyken) toplumda, kararlan araclyla beklentileri yapsallatrlabilir? "Sadece bir para olann faaliyetinin etkinlii btn iin geni lde, yeni beklen tileri zaten var olan sistemlere uyarlamada nasl baarl olduuna baldr. Bu sistemler ahslar ya da toplumsal sistemler olabilir, ancak nemli i-

beslemek iin gereklidir. Eer btn mesajlar btn bireyler arasnda serbeste dolaabiliyorsa, doru seim yapmadan nce ele alnmak zorunda olunan enformasyonun nitelii hatr saylr lde kararlar geciktirecek, dolaysyla ilersellii drecektir. Hz, alrken, sistemin g esidir. Bu ekirdek dncelerin, ciddi bozulmalarn riskinden kurtulunmak isteniyorsa gerekten deerlendirilmesi gerektii itiraz yaplacaktr. Luhmann yle karlk verir -bu da ikinci nokta-: Bireysel etkilenimleri sistemin kararlaryla uzlaabilir klmak iin, "btn bozulmalardan serbest" bir "raklk eitim kabilinden" sre araclyla, bu etkilenimlere klavuzluk etmek mmkndr. Kararlar bireylerin etkilenimlerine sayg gstermek zorunda deillerdir, etkilenimler ka rarlara, hi olmazsa etkilerine telkinde bulunmak zorundadr lar. dari ilemler, sistemin daha iyi ilerlik kazanmas iin, bireylere sistemin ihtiya duyduu eyi istetmelidir. Telematik teknolojisinin bu srete hangi rol oynayabildiini grmek kolaydr.2'6 Balam denetimi ve egemenlik isel olarak yokluklarndan ok varlklarnn daha iyi olduu dncesinin yannda inan drc bir gcn bulunduu inkar edilemez. lersellik lt kendi "avantajlarna" sahiptir. lke olarak metafizik bir sy leme bavurmay dta brakmakta; masallardan feragat et meyi gerektirmekte, ak zihinler ve souk iradeler talep et mekte, zlerin tanmnn yerini eylemlerin birikimiyle dei tirmekte, "oyuncularn" sadece ortaya koyduklar nermeler iin deil, ayn zamanda, bu nermeleri kabul edilebilir kl-

levsel rahatszlklara yol amadan uyarlama gereklemelidir". (Niklas Luhmann, Legitimation durch Verfahren, not 160, s. 35. 216. Bu David Riesman'n ilk almalarnda eletirilen bir hipotezdir. Bkz. Riesman, The Lonely Crowd (New Haven, Yale University Press, 1950); W.H. White Organizaton Man , New York, Simon and Schuster, 1956; Herbert Marcuse, One-Dimensional Man (Boston, Beacon, 1966).

133

mak iin itaat ettikleri kurallar iinde sorumluluk sahibi kl maktadr. Bilginin pragmatik ilevlerini, yeterlilik ltyle ilikili gzkecek ekilde aydnla kavuturmaktadr. Bunlar, tartma, kant retimi, renimin aktarlmas ve imgelemin eitimi pragmatikleridir. Btn dil oyunlarnn bir kendi-bilgisine (hatta yasa ko yucu bilgi alanna girmeyenleri bile) ykselmelerine katkda da bulunmaktadr. Gndelik sylemi bir tr metasyleme doru sarsmaya ynelir. Sradan nermeler imdi kendini kaydetme iin bir eilim gstermekte, eitli pragmatik post lar, kendilerini ilgilendiren cari mesajlarda bile dolayl bir ba kurmaya gitmektedir.217 almasn paralara ayrma ve dil lerini birletirme abas yolunda bilimsel topluluk tarafndan deneyimlenen isel iletiim sorunlarnn, anlatsal kltrnden yoksunlatrlm bir toplumsal birlikteliin kendi isel iletii mini ve sorgulama sreci ierisinde adna verilen kararlarn meruluunun tabiatn yeniden incelemesi gerektiinde de neyimledii sorunlarla doalar gerei karlatrlabilir oldu unu nermektedir. Okuyucuyu hayrete drme riskiyle, sistemin avan tajlar arasndaki iddeti hesaba katabileceini de syleyecek tim. G lt erevesinde, bir istek (yani bir buyurma bi imi), karlanm bir ihtiyacn katl zerine temellenmi olmas sayesinde oluan meruluktan hi bir ey kazanmaz. Haklar katlktan deil, zorluun sistemin ilerliini gelitir mesi tesellisinden kaynaklanmaktadr. En ayrcalkszn ihti yalar bir ilke konusu olarak sistem dzenleyicisi biiminde kullanlmamaldr. nk bunlar tatmin etmenin aralar za ten bilindiinden, bunlarn gerek doyumlar sistemin ilerli217. Josette-Rey- Debove (Le Metalangage, not 117, s. 228 vd) ada gndelik hayattaki otonomik ifade ve dolayl sylem iaretlerinin canlan drlmasna iaret etmektedir. Bize hatrlatt zere, "dolayl syleme gvenilemez".

134

ini gelitirmeyecek, sadece harcamalarn artracaktr. Bunun tek kar gstergesi, en ayrcalkszlarn tatmin edilmemesinin btn bozabileceidir. Gsz tarafndan ynetilmek, gcn tabiatna aykrdr. Ancak bu tabiat ierisinde yeni istekleri or taya koymak "hayat" normlarnn yeniden tanmlanmasna yol amak anlamna gelmektedir.218 Bu anlamda sistem, insanl farkl bir normatif kapasite dzeyinde insaniletirmek iin, in sanl gideren ve bundan sonra ilalayan nc bir makina olarak gzkmektedir. Teknokratlar, toplumun ihtiyalar ola rak ortaya koyduu eye gvenemediklerini aklamlardr: teknokratlar, toplumun kendi ihtiyalarn, bu ihtiyalar yeni teknolojilerden bamsz deikenler olmadndan dolay bi lemeyeceini "bilmektedirler".219 Bu karar verenlerin ve onla rn krlnn bir kendini bilmezliidir. Teknokratlarn "kibri"nin anlam, kendilerini, en mmkn ilersel birliin aratrlmasnda bir btnlk olarak alglanan toplumsal sistemle zdeletirmeleridir. Eer bilim pragmatiine bakacak olursak, byle bir zdelemenin imkansz oldu unu reniriz. lke olarak, hem bilgi tekeline sahip bir bilim adam yoktur; hem de bir bilim adam bir btn biiminde

218. Georges Cangulheim'in syledii gibi, "insan yalnzca normalden daha fazla bir ey olup, bir dizi norma muktedir olduunda gerekten salk ldr". ("Le Normal et la pathologique" (1951) in La Connaisance de la vie, Paris, Hachette, 1952, s. 210). 219. E.E. David (not 156), toplumun sadece teknolojik evresinin varolan durumunda hissettii ihtiyalarnn farkna varabildii yorumunu yapar. Temel bilimler teknik evreyi yeniden modelletiren ve ngrlemeyen ih tiyalar yaratan, bilinmeyen zellikleri kefeden bir mahiyete sahiptir. r nek olarak kat maddelerin amplifer olarak kullanlmasna ve kat hal fizi inin hzl geliimini belirtmektedir. Toplumsal etkileimlerin bu "olum suz dzenlenii" ve ada tekniin nesnesi tarafndan oluturulan ihtiya lar R. Jaulin tarafndan eletirilmitir. "Le Mythe technologique", Revue de I'enterprise 26 (Mart 1979):49-55. Bu metin A.G.H. Audiricourt'un bir de erlendirmesidir.: "La technologie culturelle, essai mthodologie", in Gille, Histori des techniques (not 154).

135

"bilimin" ilerliine bir ekleme yapmadklar maskesiyle, bir aratrmacnn etkilerini, bir aratrma projesinin "ihtiyalarn" yadsmaz. Bir aratrmacya genellikle verilen karlk, "Gr memiz gerekecek, bana imdi hikayeni anlat"tr.220 lke ola rak, bir olayn kapanmakta olmas ya da "bilimin" gcnn, yeniden ald takdirde tehlikeye girecei eklinde bilim adamnn bir nyargs yoktur. Gerekte, bunun tam tersi do rudur. Doal olarak, bu gereklikte her zaman byle olmaz. Bir yn bilim adam, bazen yllarca "hareketlerinin" grmezlik ten gelindiini ya da bastrldn grmlerdir. nk, sa dece niversite ve bilimsel hiyeraride deil, ayn zamanda sorunsalda da,221 kabul edilen konumlar birdenbire yerlerin den etmilerdir. "Hareket" ne kadar glyse, ok muhtemel olarak, en kk uzlam tarafndan inkar edilecektir, nk uzlamn temellenmekte olduu oyunun kurallarn deitir mektedir. Ancak bilgi kurumu bu biimde ilediinde, davra n bir idenge ilkesi tarafndan idare edilen sradan bir g merkezi gibi hareket etmektedir. Bu trden bir davran, Luhmann tarafndan betimlenen sistemin davran gibi yldrcdr. Yldrclkla (terr), bir oyuncuyu paylalan bir dil oyunundan uzaklatrmakla ya da
220. Medawar (Art of the Soluble, ss. 151-52.) bilim adamlarnn yazma ve konuma sluplarn karlatrmaktadr. Yazma slubu kyas olmaldr; aksi takdirde bilim adamlar dikkate alnmayacaklardr. kincisi yani ko numa slubu iin Medawar sk sk laboratuvarlarda iitilen ifadelerin, "so nularm henz bir hikaye oluturmaz" da ieren bir listesini kartr. Me dawar, "bilim adamlar, hikayeler syleyerek aklayc yaplar kurarlar" sonucuna varr. 221. Mehur bir rnek iin bkz. Lewis S. Feuer, Einstein and the Genera tion of Science (New York, Basic Books, 1874). Moscovici'nin kitabn franszca tercmesine yazd girite vurgulad gibi (Einstein et le conflictde gnrations, Bruxelles, 1979) "grelik aralarnda hi kimsenin fi ziki olmad arkadalar tarafndan kurulan bir geici 'akademide' domu tur; bunlarn hepsi mhendis ya da amatr felsefecilerdi".

136

uzaklatrma amacyla tehdit etmekle elde edilen yeterlilii kastediyorum. Oyuncunun dilsizlii ya da geri ekilmesi, yanllanmakta oluundan gelmektedir (herhangi birini oyundan engellemenin bir ok yolu vardr). lke olarak bilimlerde denklii bulunmayan karar vericilerin kibri, terrn uygulan masndan olumaktadr. yle denmektedir: "Etkilenmelerini bizim amalarmza uyarla ya da baka bir ey yap."222 Hatta eitli oyunlara ynelik verilen izin, ilersellie bal klnmtr. Hayat normlarnn yeniden tanmlanmas, sistemin g iin ehliyetinin byselletirilmesinden ibarettir. Bu zel likle telematik teknolojisinin balangcndaki olaydr: Teknok ratlar, telematikte bir zgrleme vaadi ve balayclar arasn daki etkileimlerde bir zenginlik grmektedirler. Bu sreci on lar iin ekici klan, sistemde, ilerselliini gelitirmeye yol aacak yeni gerilimlerin ortaya kmasdr.223 Bilimin farkllatrc olduu dzeyde, onun pragmatii, sabit bir sistemin kar modelini sunmaktadr. Bir nerme, bi linenden bir farkllk gsterdii urakta ve bulunmasndaki srete yer alan kant ve savdan sonra ele alnmaya deer g rlmektedir. Bilim, ierisinde bir nermenin, eer "idealar trettiyse" yani nermeler ve oyun kurallar trettiyse geerli olan bir "ak sistem"224 modelidir. Bilim kendisinde dier b222. Orwell'in paradoksu. Brokrat yle der: "Bizler ne olumsuz itaatle hatta ne de adi bir baemeyle memnun olabiliriz. Bize nihai olarak teslim olduunuzda bu sizin hr iradenizin bir neticesi olmal" (1984, New York, Harcourt and Brace, 1949, s. 258). Bir dil oyunu terminolojisinde ayn pa radoks yle aklanacaktr: "zgr ol" ya da "Ne istediini iste"; bunlar Watzlawick tarafndan analiz edilmitir (not 11) ss. 203-7. Bu paradokslar zerine bkz, J.M. Slanskis, "Genses 'actuelles' et Genses 'srilles' de l'in consistant et de htrogeme", Critique 379 (1987): 1155-73. 223. Bkz. Nora ve Minc'in, kitle bilgisayarlamasnn Fransz toplumunda kanlmaz olarak retecei gerilimleri betimleyileri. (L'Informatisation de la socit (not 9). 224. Bkz. not 181. Kr, Watzlawick'deki ak sistemlerin tartlmas: Pragmatics of Human Communicaiton, s. 117-48. Ak sistemler teorisi

137

tn dillerin evrilebildii ve deerlendirildii genel bir metadile sahip deildir. Bu da bilimi sistemle, terrle birlikte ele alnan btn eylerle zdelemekten alkoyan bir eydir. Eer bilimsel bir toplulukta karar alclar ve uygulayclar arasndaki blmleme varsa (ki vardr), bilim pragmatiinin kendisinin deil, sosyoekonomik sistemin bir olgusudur bu; ancak bilginin muhayyel geliimine byk engellerden birisi olarak. Burada genel merulatrma sorunu, toplum ve bir bilim pragmatiinin kar modeli arasndaki ilikinin nitelii olmak tadr. Bir toplumu oluturan dil materyalinin geni bulutlarna uygulanabilir mi? renme oyunuyla m snrldr? Eer y leyse, toplumsal baa ilikin olarak hangi rol oynamaktadr? Toplum zerinde kendileri iin yadsdklar ilerlik ltn zorlayan karar vericiler altkmesinin asli bir esi midir? Ya hut tersine, otoritelerle ibirlii yapann reddedilii midir? Mali kaynak yokluu nedeniyle aratrmann imkanszlamas ihtimaline refakt eden riske katlanarak, kar kltr ynnde bir hareket midir?225 Bu almann balangcndan beri, eitli dil oyunlar ara snda, zellikle dzanlamsal ya da bilim oyunlaryla, buyu rucu ya da eylem oyunlar arasnda olmak zere, sadece formel deil ayn zamanda pragmatik farkllklar bulunduunu vurguladm. Bilim pragmatii, zerinde renme kurumlar (enstitler, merkezler ve niversiteler) ina ettii temel olan dzanlamsal ifadeler stne bina edilmitir. Ancak postmo dern geliim, nemli bir "olguyu" aa karmaktadr: Dzan lamsal nermelerin tartlmas bile kurallara sahip olmak ihtiyacndadr. Kurallar dzanlamsal deil, karmaadan kurtulkavram Salanskis'in almasnn konusudur: Le Systmatique ouvert. 225. Kilise ve Devletin birbirinden ayrlmasndan sonra Feyerabend, ayn saduyuyla, Devlet ve Bilimin birbirinden ayrlmasn talep eder. Peki Para ve Bilim hakknda ne sylenebilir?

138

mak iin metabuyurucu ifadeler olarak adlandrmakla ok iyi ettiimiz, buyurucu ifadelerdir (dil oyunlar hareketlerinin ka bul edilebilirlii iin ne olmalar gerektiini buyurmaktadr lar). Varolan bilim pragmatiinin farkllatrc, muhayyel ya da paralojik etkinliinin ilevi, bu metabuyuruculara (bilimin "varsaymlar") iaret etmek ve oyunculara farkl olanlarn ka bul edilmesi iin istekte bulunmaktadr.226 Bu trden kabul edilebilir istein yapabilecei yegane merulatrma, idealar yani yeni nermeler tretecei zellii olmaktadr. Toplumsal pragmatik, bilimsel pragmatiin "yalnlna" sahip deildir. Farkl biimli ifade snflarnn (dzanlamsal, buyurucu, ilersel, teknik deerlendirici vb.) eitli ebekelerin birbirine girmesiyle biimlenmi bir azmandr. Btn bu dil oyunlarna ortak metabuyurucular belirlemek ya da bilimsel toplulukta belli bir anda ileyen gzden geiri lebilir bir uzlamn toplumsal birliktelikle dolaan nermeler btnln dzenleyen metabuyurucular btnln kapsayabilmesi iin bir neden yoktur. Nitekim, geleneksel ya da "modern" (insanln zgrleimi veya ideann gereklemesi) merulatrma anlatlarnn gnmzdeki k, bu inancn ortadan kalkmasna uygundur. "Sistemin" ideolojisinin, btnle ynelik hak iddialaryla doldurmaya alt ve ilerlik ltnn iki yzllnde ifade ettii, yokluudur. Bu nedenle, merulatrma sorununu ele almzdaki227

226. Bu hi olmazsa bu kavram anlamann, Ducrot'nun sorunsalndan ge len bir yoludur. Dire (not 28). 227. Legitimationsprobleme (not 27), passim, zellikle s. 21-22: "Dil bir dntrc biiminde, bilileri nermelere, ihtiya ve hisleri normatif beklentilere (emir ve deerler) deitirerek ilemektedir. Bu dnm bir ta raftan haz, istem ve ynelim znellii arasndaki kapsayc ayrm, dier taraftan evrensellie ynelik bir hak talebiyle ifadeleri ve normlar ret mektedir. Evrensellik bilginin nesnellii ve geerli normlarn meruluuna iaret etmektedir. Her ikisi de topluluun kurucu, yaanm toplumsal dene

139

ynlenmede Diskurs bir baka deyile bir tartma diyalogu228 olarak adlandrd ey araclyla evrensel bir uzlam ara trma ynnde Habermas' izlemek ne mmkn hatta ne de basiretli gzkmektedir. Bu, iki varsaym ileri srmek demektir: lkin, dil oyunlar farkl biimli ve pragmatik kurallarn trde olmayan kmele rine bal olduunda btn konumaclar iin evrensel geerli dil oyunlarnn kurallar ya da metabuyurmalar olmas teme linde anlalmas mmkndr. kincisi, diyalogun hedefinin uzlam olmasdr. Ancak bi lim pragmatiinin analizinde gsterdiim gibi, uzlam tart mann tekil bir durumudur, amac deil. Amac, aksine paralojidir. Bu ifte gzlem (kurallarn trde olmay ve muha lefet aray) hl Habermasn aratrmasnn altn izen bir inanc tahrip etmektedir. Bu inan zetle, kollektif (evrensel) bir zne olarak insanln, ortak zgrleimini btn dil oyunlarnda msaade edilen "hareketlerin" araclyla arad ve herhangi bir nermenin meruluunun zgrleime katkda bulunmasna bal olduu eklindedir.229
yimini gvence altna alrlar. Sorunu bu biimde formle ederek, meruluk probleminin bir kartlk trne, evrensellie balandn grmekteyiz. Bu tutum bir taraftan, Kant'n eletirisine karlk olarak, (ki bu eletiri kavramsal evrensellii, bilginin znesine uygun tutarak ve ideal evrensel lii ya da eylemin znesinin ufkunu belirleyen "supra-duyumlanabilir tabi at ayrtrmaktadr) bilginin znesini meruluuyla eylemin znesinin meruluunu zde varsaymakta, dier taraftan uzlamn sadece insanln hayatnn mmkn tek ufku olduunu ngrmektedir. 228. bid, s. 20. Buyurucu nermelerin metabuyuruculuunun (yani yasala rn normalletirilmesinin) Diskursa ikincil klnmas aktr, szgelimi bkz, s. 144. "Geerlilie ynelik normatif hak iddiasnn kendisi, her za man ussal bir tartmada kabul edilebileceini varsaymas anlamnda bili seldir". 229. Garbis Kortian, Me'tacritique (Paris, Editions de Minuit, 1979), blm 5. Kortian Habermas'n dncesinin bu aydnlanma boyutunu incelemekte dir. Yine bkz. ayn yazarn "Le Discours philosophique et son object", Cri tique 384 (1979): 407-19.

140

Habermas'n Luhmann'a kar bu bavurmasnn hangi i levi yerine getirdiini grmek kolaydr. Diskurs, duraan bir sistem teorisine kar nihai silahtr. Neden gzeldir, fakat sav deil230. Uzlam modas gemi ve pheli bir deer olmu tur, ancak adaletin ne modas gemitir ne de pheli. u halde, uzlam ideasna balanmayan bir adalet ideas ve pra tii yakalamalyz. Dil oyunlarnn farkl biimliliinin tannmas bu yndeki ilk duraktr. Bu aka, dil oyunlarnn ebiimli olduunu var sayan ve yle yapmak iin uraan terrn bir reddini gster mektedir. kinci durak, bir oyunu tanmlayan kurallar zerin deki herhangi bir uzlam ve onun ierisinde gerekletirilebi lir "hareketler" mevzi olmal, baka bir deyile, mevcut oyun cular tarafndan stnde anlalmal ve muhtemel bir ilkeye bal kalmaldr. O zaman ynelim (orientation) metaargmanlarn oulluundan yana olmaldr. Ynelimle metabuyuruculara ait tartmay kastediyorum ve bu zaman ve mekanla snrl olmaktadr. Bu ynelim toplumsal etkileimin imdilerde ald evri min istikametine karlk gelmektedir. Pratikteki geici an lama, siyasal olaylarda olduu kadar, mesleki, duygusal, cin sel, kltrel, ailevi ve uluslararas alanlardaki srekli kurumlarn yerini almaktadr. Bu evrim tabiatyla ift anlamldr: ge ici anlama, en byk esneklik, en dk fiyat ve gdlen meleri salayan yaratc karklk nedeniyle sistem tarafndan tercih edilmektedir -bu etmenlerin hepsi oalan ilemsellie (operativity) katkda bulunmaktadr. Ne olursa olsun, burada sisteme "yaln" bir seenek retme sorunu yoktur. Hepimizin bildii gibi, 1970'ler yaklatka bu trden herhangi bir see230. Bkz, J. Poulai, not 28. Pragmatiin Searle ve Gehlen tarafndan ok daha genel bir tartmas iin bkz, Poulain, "Pragmatique de la parole et pragmatique de la vie". Phi zro 7. no. 1. (Universit de Montreal, ekim, 1978): 5-50.

141

nek yaratmaya girimek, yerini deitirmeye kasteden sistemi andrmakla sonulanacakt. Geici anlamaya ynelik eilimin de ift anlaml olmasyla mutluluk duymalyz, nk bt nyle sistemin amacna balanmamtr, ve henz sistem bu giriimi hogrmektedir. Bu da sistem ierisinde baka bir amacn varlna tanklk etmektedir. Bu trden dil bilgisi oyunlar ve bunlarn kurallar ve etki leri iin sorumluluk yklenilmesi karar. Bunlarn en anlaml etkisi, aka kurallarn uyarlanmasn geerli klan eydir, yani paraloji aray. Nihayet bizler, toplumun bilgisayarlatrlmasnn bu so runsal nasl etkilediini anlamak durumundayz. Bu sre bil ginin kendisini de iermeye kadar uzanan ve ilersellik lt tarafndan baka hereyi dta brakacak ekilde idare edilen pazar sistemini dzenleyen ve denetleyen bir "rya" arac ola bilirdi. Bu durumda kanlmaz olarak, terrn kullanln ierecekti. Ancak gruplara, genellikle bilgiletirilebilir karar lar alrken yokluunu duyduklar enformasyonu salayarak, metabuyurucular tartmalarnda yardmc oldu. Bilgisayar lamann bu yollardan kincisini semesi iin izlenecek yol il kede ok basittir: halka hafza ve veri bankalarna serbest giri imkan veriniz.231 O zaman dil oyunlar, belirli bir zamanda,
231. Bkz, Tricot et. al. Informatique et liberts, hkmet raporu (La Docu mentation franaiese, 1975); L. Joinet, "les piges liberaticides' de l'in formatique", Le Monde diplomatique 300 (Mart 1979): bu tuzaklar "nfusun byk bir kesiminin ynetimine 'toplumsal profiller' tekniinin uygulan masdr; gvenliin mant toplumun otomatizasyonu tarafndan retil mitir". Bkz, Infrences 1 ve 2 (K 1974 Bahar 1975). Multimedya ileti im ebekelerinin kurulmas konuyla ilgili belge ve analizler. Ele alnan konular unlar: Amatr radyolar (zellikle bunlarn ekim 1970'lerde FLQ ve Fransa'da Mays 1972'deki "Komn cephesi" olaylar srasndaki rolleri); ABD ve Kanada'da cemaat radyolar; bilgisayarlarn basm iindeki editryal alma zerindeki etkisi; talya'daki gelimelerinden nce korsan rad yolar; idari dosyalar, IBM tekeli, bilgisayar sabotaj. Bir bilgisayar almak iin referandum yapan Yverdon belediyesinin belirli kurallar yrrle

142

tam enformasyon oyunlar olacaktr. Ancak sfr-zm oyun lar olmayabilirler de; bu yzden, tartma hi bir zaman k k byk bir denge durumunda saplanmak riskini almaya caktr, nk erzaklarn tketmitir. Erzak bilgi olabilecein den (eer isterseniz, enformasyon), bilgi kayna, dilin mm kn szceler kayna tketilemezdir. Bu da hem adalet tutku sunu hem de bilinmeyen tutkusunu dikkate alan bir siyasetin taslan karmaktadr.

koymas, belediye meclisinin hangi verilerin toplanacana ilikin mutlak otoritesi; bu otorite hangi artlar altnda bu verilerin iletiime sunulabile ceini de iermekteydi. Belli bir cret karlnda yurttalarn btn veri lere giriinin salanmas. Her yurttan kendi dosyasndaki maddeleri grme hakk. Bunlar dzeltme ve gerektiinde Belediye meclisine ikayet etme hakk. Eer gerekirse ikayetin Devlet Konseyi'ne yaplabilmesi. B tn yurttalarn istek zerine kendilerini ilgilendiren verilerin iletiimin den haberdar olmas ve bunlarn kime verildiini bilmesi (La Semaine meida 18, 1 Mart, 1979, 9).

143

EK: POSTMODERNZM NEDR?

Bir Talep
Bu bir durgunlama dnemidir -bunu sylerken, zamanlarn rengine gndermede bulunuyorum. Her taraftan, sanatlarda ve baka yerlerde deneyimlemeye bir son vermeye zorlanmaktayz. Realizmi ycelten ve yeni bir znelliin ykselii nin militan olan bir sanat tarihisini okudum. Resim paza rnda, "Transavangardizmi" paketleyen ve satan bir sanat ele tirmenini okudum. Deneyimleme ocuunu, ilevselcilik kirli suyuyla leenden frlatarak Bauhaus projesinden, postmoder nizmin ad altnda uzaklaan mimarlar okudum. Gln e kilde Judaeo-Christianism olarak adlandrd bir felsefe kefe derek, bununla, yaymaktan ykml tutulduumuz dinsiz lie bir son vermeye ynelen yeni bir felsefeci okudum. Hafta lk bir Fransz dergide, bazlarnn Deleuze ve Guattari'nin 144

Mille Plateaux'dan honutsuzluk duyduklarn, nk zellikle felsefi bir yapt okurken, kk bir anlamla doyurulmay um duklarn okudum. Saygdeer bir tarihinin kaleminden, 1960 ve 1970'lerin avantgard dnrlerinin dilin kullanlmasnda bir terr saltanat srdrdklerini ve verimli bir etkileimin artlarnn entellekteller zerinde ortak bir konuma biimi nin yani tarihilerin konuma biiminin empoze edilmesiyle yeniden kurulmas gerektiini okudum. Konuan makinalarn meydan okumas altnda, Kta Avrupas dncesinin, gerek lie ait makinalara teslim olmasndan, gnderme paradigmas iin, dilbilimsellik paradigmasnn (konuma zerine konuu lur, yazma hakknda yazlr, metinler araslk) yerinin deiti rilmesinden ikayet eden ve imdi, gnderilendeki kat dil demirleme harcn dzenlemenin zamannn geldiini d nen gen bir dil felsefecisini okumaktaym. Postmodernizmin kendisi iin, zellikle akn bir kamu oyu, nkleer sava teh ditleri altnda, otoriteyi totaliter bir gzetme siyasetine cesaret lendirdiinde, oyunlar ve fantazileriyle politik otorite nnde ok az bir arla sahip olduunu syleyen yetenekli bir teatrolojist (tiyatro bilimci) okudum. Modernlii muhafazakrlar olarak adlandrd kiilere kar savunan hretli bir dnr okudum. Postmoderniz min yasaklaycl altnda, neomuhafazakarlarn, modernizmden yani Aydnlanmann tamamlanmam projesinden kur tulmak istediklerine inanmaktadr. Ona gre, Popper ve Adorno gibi Aufklarung'un son yandalar bile, bu projeyi sa dece hayatn bir ka zel alannda [The Open Society (Ak Top lum) yazar -Popper- iin siyaset ve Aesthetische Theorie (Estetik Teori) yazar Adorno iinse sanat alan] savunmaya muktedir diler. Jrgen Habermas (herkes kendisini tanyacaktr), eer modernlik baarsz olduysa, bu baarszlk, somut bireysel yaantlar, "aalanm anlam" ve "tahrip edilmi biim"in, zgrleme olarak deil, Baudelairein bir yzyl nce betim145

ledii sonsuz bir ennui (anmlk hissi) biiminde, hayatn btnlnn uzmanlarn dar ehliyetine terkedilen bamsz zelliklere datlmasna izin verilmesinde yatmaktadr diye dnr. Albercht Wellmerin bir isteini takip ederek, Habermas, kltrn bu paralanmas ve hayattan koparlmasnn aresi nin, "artk ncelikle zevk yarglarnda ifade edildiinde de il", "yaanan tarihsel durumu aklamak iin kullanldnda yani "varlk sorunlaryla ilikili klndnda", sadece "estetik deneyimin deien konumundan" gelebileceini d nmektedir. nk bu deneyim o zaman "estetik eletirinin deil, bir dil oyununun paras olmaktadr"; "bilisel sreler ve normatif beklentilerde" yer almaktadr; "farkl uraklarn birbirlerine gnderme yaptklar biimi deitirmektedir". Habermas'n sanatlardan ve onlarn sunduu deneyimlerden gereksindii, ksaca bilisel, etik ve siyasal sylemler arasn daki boluu doldurmak, bylece deneyimin birliine yol a maktr. Benim sorunum, Habermas'n zihninde yatan birliin hangi trden olduunu belirlemektir. Modernlik projesinin amac olan sosyokltrel btnln kurulmas srasnda, bu btnln ierisindeki gndelik hayat ve dncenin btn unsurlar organik bir btnde olduu gibi yerlerini alacaklar mdr? Ya da farkl trden dil oyunlar -bili, etik ve siyasetarasnda izilmek zorunda olan gei bundan farkl bir dzene mi aittir? Eer yleyse, bunlar arasnda gerek bir bileimi et kilemeye muktedir olacak mdr? Hegelci bir etkilenmeden gelen ilk hipotez, diyalektik ola rak btnletirici bir deneyim dncesine meydan okumaz: ikinci hipotez, Kant'n, Yarggcnn Eletirisi'ndeki ruha ok yakndr ancak tpk Eletiri gibi, postmodernliin Aydn lanma dncesi ve bir zne ve birletirici bir tarihin sonu ideas zerine empoze ettii keskin yeniden incelenmeye tbi tu 146

tulmaldr. Sadece Wittgenstein ve Adorno deil, Habermas tarafndan okunma ansna sahip olamayan baka bir ka d nr (Fransz ya da deil) tarafndan da balatlan bu eletiri, hi olmazsa onlar neomuhafazakrlklarndan dolay dk bir not almaktan korumaktadr.

Realizm
Belirlemeye baladm taleplerin hepsi eit deildir. elikili bile olabilirler. Bazlar postmodernizm adna ileri srlmekte dir, bazlar da onunla savamak iin. Bir gnderge (nesnel gereklik), bir anlam (ve inanlr aknlk) bir alc (ve dinleyi ciler) veya gnderici (ve znel aklayclk) veya iletiimsel uzlama (ve genel bir deiimler kodu, tarihsel sylemin tarz gibi) iin bir talep formle etmek zorunlu olarak ayn ey de ildir. Ancak sanatsal deneyimlemeyi yayacak farkl davet lerde, dzen iin zde bir ar, birlik, zdelik, gvenlik veya kamusallk (ffentlichkeit ve "bir kamu bulma" anla mnda) iinse bir arzu vardr. Sanatlar ve yazarlar cemaatin sinesine geri getirilmeli, eer cemaat hasta olarak deerlendiriliyorsa, hi olmazsa onu iyiletirme grevine tahsis edilmelidir. Bu ortak dzenin yanllanamaz bir iareti vardr: Bu ya zarlarn hepsi iin avantgardlarn mirasn tasfiye etmekten daha acil bir ey yoktur. zellikde szde-transavangardizmin yapt tam da budur. Achille Bonito Oliva'nn Bernard Lamarche -Vadel ve Michel Enric'in sorduu sorulara verdii ce vaplar bu olay hakknda bir pheye yer brakmamaktadr. Ancak avantgardlar kartrarak bir araya koymakla, sanat ve eletirmen, kar bir atak gelitirmeden onlar aabilecekleri yolunda kendilerini daha emin hissederler. nk daha n ceki deneylerin paralayc karakterinin tesine gitmenin bir 147

yolu olarak en ok iki yzl eklektizme atlayabilirler. Ancak ak bir ekilde onlara arkalarn dnerlerse, grnr bir bi imde sama ve yeni akademik tavrn riskini zerlerine ala caklardr. Burjuvazinin kendisini tarihsel sre ierisinde ina ettii bir zamanda Salonlar ve Akademiler, realizmin rts al tnda gzel plastik ve edebi tavrlar iin dller salamaya ve geici bir strap merkezi olarak ilemeye muktedirdiler. An cak kapitalizm isel olarak benzer nesnelerin, toplumsal rolle rin ve kurumlarn gerekliini giderecek bir gce sahiptir. yle ki gereksi (realistic) tasarmlar diye bilinen tasarmlar artk, nostalji veya istihza hari, doyumdan ok ac ekmenin bir frsat olarak gereklii aramamaktadr. Klasizm, gerekliin deneyimleme ve oranlamadan baka bir yaantya frsat brakmayacak ekilde duraanlatrld bir dnyada yneltiliyor gzkmektedir. Bu konu Walter Benjamin'in btn okuyucularna tandk gelmektedir, ancak konunun gerek boyutunu grmek zorun ludur. Fotoraf resim sanatna dardan bir meydan okuma olarak gzkmemi, endstriyel sinemann anlatsal edebiyata yaptndan daha fazlasn yapmamtr. Fotografi, sadece onbeinci yzyl sanat (quattrocento) tarafndan gelitirilen g rnr olann dzenlenmesi programna nihai dokunuu koy maktayken, sinema, onsekizinci yzyldan beri en byk ter biye (Bildung) romanlarnda varolan idealde -ardzamanllklar organik btnler halinde dnemselle tirme- son durakt. Bir bakma mekanik ve endstriyel olann el ve zanaat ilerini yedeklemesi kendinde bir felaket deildir; eer sanatn znde bir sekin zanaatkrlnca yardm olunan bireyselliin ifadesi olduuna inanlyorsa. Deiiklik esas olarak, fotografik ve sinematografik sre cin, akademizmin gerekilie ykledii eitli bilinlilikleri pheden korumak grevini anlatsal ve resimsel gereklikten yzbin kere daha geni bir dolamla daha iyi ve daha hzl 148

bir ekilde yerine getirebilmesinde yatmaktadr. Endstriyel fotografi ve sinema, amac ne zaman olursa olsun gndergeyi sabitletirmek ve tannabilir bir anlamla yklenmi bir bak asna gre dzenlemek, alcy imgeler ve aamalar abucak zmeye ve bylece dierlerinden ald onay kadar kendi kimliinin bilincini de yakalamaya muktedir klacak sentaks ve szl yeniden retmek olduunda resme ve romana s tn olacaktr. nk, bu tr imge ve aama yaplar bunlarn hepsinin arasnda ortak olan bir iletiim kodu yaratacaktr. Bu gerekliin etkilerinin ya da tercih edilirse, gerekiliin fantazilerinin oalma biimidir. Eer varolann (ehemmiyeti kk) destekleyicileri olmay arzu etmezlerse, ressam ve romanc kendilerini bu tr terapatik kullanllara brakmay reddetmeli, kendilerinden nce gelenlerden anlatlama ya da resmetme kurallarn rendike, bu kurallar sorgulamaldrlar. ok gemeden de bu kurallar onlara, kandrmann, ayartmann ve itimad yenile menin bir arac olarak grnmelidir. Bu da onlarn, ressam ve romanc iin "doru" olmasn imkansz klmaktadr. Resim ve edebiyatn ortak ad altnda, ncesi olmayan bir atlak yer almaktadr. Sanatn kurallarn yeniden incelemeyi redde denler, iletiim ve "uygun" kurallar araclyla, gereklie ynelik kendisini memnun etmeye muktedir nesne ve durum larla hastalkl bir tutkuyla kitle uyumculuunda baarl ka riyerler peinde komaldrlar. Pornografi, fotografi ve filmin byle bir ama iin kullanlmasdr; kitle iletiim aralarnn meydan okuyuuna karlk vermeyen grsel ya da anlatsal sanatlarn genel bir modeli olmaktadr. Plastik ve anlatsal sanatlarn kurallarn sorgulayan sanat lar ve yazarlar muhtemelen almalarn dolama sokarak phelerini paylatka "gereklik" ve "zdelikle" ilgilenenle rin gznde az bir gvenilirlie sahip olma kaderiyle babaa, bir izleyici kitlesine sahip olma garantisinden yoksundurlar. 149

Bylece avantgardlarn diyalektiini, endstri ve kitle iletiimi realizmi tarafndan resim ve anlat sanatlarna yneltilen mey dan okumaya atfetmek mmkn olmaktadr. Duchamp'n "ha zr yapm" iddias, resim sanatnn hatta bir sanat olmann bu sabit sahiplenememe srecini etkin ve gln bir ekilde im lemekten baka bir ey yapmamaktadr. Thierry de Duve'n olaya nfuz eden bir ekilde gzlemledii gibi, Modern estetik sorun, "Gzel nedir?" deil, "Neyin sanat (ve edebiyat) olarak belirlenebileceidir?" Yegane tanm, sanatn gerekliinde ima edilen gereklik so runundan kamak olan realizm, daima akademizm ve kitsch arasnda bir yerde durmaktadr. G bir partinin adn stne aldnda, realizm ve onun neoklasik tamamlaycs deneysel avantgard zerinde, onu yasaklayarak ve iftira ederek zafer kazanmaktadr. Partinin istedii, setii ve propaganda ettii hazr "doru" imgeler, "doru" anlatlar, ve "doru" biimler, kamunun deneyimledii korku ve ykm iin uygun bir are olarak kendilerini arzulayacak bir kamusal alan bulabilir. Ger eklik talebi -yani birlik, basitlik ve iletiimlenebilirlik vb. talebi- Devrim sonras Rus toplumu ve iki dnya sava arasn daki Alman toplumunun ne srekliliine sahiptir ne de yo unluuna. Bu olgu Nasyonel Sosyalist ve Stalinist realizm arasndaki ayrm iin bir temel salamaktadr. Ak olan, politik aygt tarafndan dile getirildiinde, sa natsal deneyimlemeye ynelik saldrnn zellikle gerici oldu udur. Estetik yarg, sadece bu ya da bu trden bir almann gzele ilikin yerleik kurallarla uyum iin olup olmadna karar vermek iin gerekli olacaktr. Politik akademizm, sanat almasnn neyi bir sanat nesnesi yaptn ve bir izleyici kitle bulmaya muktedir olup olamayacan incelemek yerine, baz almalar ve kamuyu ve btn zamanlar iin tayin edi len gzel bir sanat eseri iin a priori ltlere sahiptir ve bun lar empoze etmektedir. Estetik yarglamadaki kategorilerin 150

kullanl bylece bilisel yarglamada kullanlan kategorilerle ayn olacaktr. Kant gibi konuursak, ikisi de belirleyici yarg lar belirleyici olacaktr. fade etme ilkin anlayta "iyi biimlenmekte"dir. O zaman sadece deneyimde elde edilen olaylar bu ifade altnda snflandrlabilir olaylar olmaktadr. G partinin deil de sermayenin olduunda, "transavantgardist" ya da "postmodern" (Jencks'in kastettii anlamda) zm, antimodern zmden daha iyi uyarlanm olduunu isbat etmektedir. Eklektizm ada genel kltrn sfr derece sidir. Reggae dinlenilir, bir western seyredilir, le iin McDo nald's ve akam iin yerel mutfaklar tercih edilir, Tokyo'da Pa ris parfm kullanlr ve Hong Kong'da "retro" elbiseler giyi lir. Bilgi, tv oyunlarnn konusudur. Eklektik almalar iin kitle bulmak kolaydr. Bir kitsch olmakla sanat patronlarn "zevkinde" hkm sren karmaaya pezevenklik etmektedir. Sanatlar, galeri sahipleri, eletirmenler ve kitle, "hereyin idare ettii" yaklamda birlikte savrulmaktadrlar. Ve dnem bir durgunlama dnemidir. "Her eyi idare ederim" realizmi, gerekte parann realizmidir. Estetik ltlerin yokluunda, sanat almalarnn deerini, saladklar kra gre belirle mek yararl ve mmkn kalmaktadr. Bu trden bir realizm, sermayenin btn "ihtiyalar" uzlatrmas gibi, varolan ei lim ve ihtiyalarn satn alc bir gce sahip olmasn salaya rak, btn eilimleri uzlatrmaktadr. Beeni iinse, herhangi biri kat aar ya da kendisiyle elenirse, zevk sahibi ol maya ihtiya yoktur. Sanatsal ve edebi aratrma bir keresinde "kltrel siyasa" bir keresinde sanat ve kitap pazar tarafndan olmak zere iki kere tehdit edilmitir. Bazen bu, bazen baka bir kanalla tav siye edilen, ilkin, gnderildikleri kamunun gznde varolan konulara gre almalar ortaya koymaktr. Sonra almalar yle iyi kotarlacaktr ki ("iyi yapm") kamu, bu almalarn ne hakknda olduunu grecek, neye iaret ettiini anlayacak, 151

bilerek onaylayacak ya da onaylamayacak, hatta eer mm knse bu tr bir almadan belli bir derecede konfor da tretebilecektir. Endstriyel ve mekanik sanatlar ve edebiyat ve gzel sa natlar arasndaki baa ilikin verilen bu yorum, taslak olarak doru, ancak snrl bir ekilde sosyolojikletirici ve tarihselle tirici, bir baka deyile, tek tarafl olmaktadr. Benjamin ve Adorno'nun ketumluklarnn zerinden geerek, bilim ve en dstrinin gereklikle ilgili pheden, sanat ve yazdan daha ok zgr olmad hatrlanmaldr. Baka bir eye inanmak, bilimler ve teknolojilerin mefistofolesci ilevciliklerinin hmanistik bir yorumuyla abartl ekilde elenmek olacaktr. Bu gn egemen varln, tekno-bilimin yani bilisel nermele rin, en mmkn ilerliin erekselliine (teknolojik lt) yo un biimde ikincil klnmasnn olduu inkar edilmiyor. An cak mekanik ve endstriyel olan, zellikle geleneksel olarak sanatlara ayrlm alana girdiklerinde, bunlarla birlikte g etkilerinden daha fazla bir eyi tamaktadrlar. Bilimsel bilgi ve kapitalist sistemden treyen nesne ve dnceler, olabilir liklerini destekleyen kurallarn birisiyle bunlar aktarabilir. Bu kural, belirli balanmalar ve belirli bilgilere sahip eler ara sndaki bir uzlama tarafndan test edilmedike gereklik yok tur kuraldr. Bu kuraln sonular kk deildir; nk bu kural, zih nin sahip olduuna inand metafizik, dinsel ve siyasal kesin liklerin dna bir tr gereklik kayla sermaye yneticileri ve bilim adamnn politikas zerine braklan izdir. Bu geri ekili bilimin ve kapitalizmin douu iin mutlak olarak zo runludur. Aristoteles'in hareket yasasndan phe edilmeksi zin, korporatizm, merkanitilizm ve fizyokrasi reddedilmeksizin endstri mmkn deildir. Hangi ada gzkrse gzk sn, modernlik bir inan sarslmas olmakszn ve gerekliin "gereklik yokluu" kefedilmeksizin ve dier gereklikler 152

icad edilmeksizin varolamaz. Eer dar ve tarihselletirilmi bir yorumdan kurtarlmaya allrsa, bu "gerekliin yokluu" kavram neyi imlemekte dir? bare kukusuz Nietzsche'nin nihilizm olarak adlandrd eye yakndr. Ancak ben, Nietzschecil bak asnn Kant Ycelik temasnda ok erken bir biimlenmesini grmekteyim. Sanyorum, zelde Ycenin estetiinde, modern sanat (edebiyat iererek) kendi itkisini, avantgardlarn mant da koyutlarn bulmaktadr. Ycelik duygusu (ki yceliin duygusudur da) Kant'a gre, gl ve eit hacimli bir histir. Hem ac hem de zevk ta maktadr. Hl daha iyi olan, onda zevkin acdan tremesi dir. Augustine ve Descartes'dan gelen ve Kant'n radikal bir biimde meydan okumad znenin gelenei ierisinde, bu eliki (bazlar nevroz ya da mazoizm olarak adlandrlacak lardr) bir znenin yetileri arasndaki atma olarak gelimek tedir: bir eyi alglama yetisi, ve onu "sunma" yetisi arasndaki atma. Bilgi, ilkin eer nerme anlalabilirse, kincisi eer "olaylar" kendisine "karlk gelen" deneyden tretilebiliyorsa, vardr. Gzellik eer, herhangi bir kavramsal belirlenim ve sanat yaptnn meydana karabilecei herhangi bir istemden bamsz zevk hissi olmakszn, duyarlk tarafndan verilen belirli bir "olay" (sanat yapt) (hi bir zaman elde de edilemiyebilen) evrensel bir uzlam ilkesine bavurursa, vardr. Buna gre zevk kavrama karlk gelen bir nesneyi sunma ve alglama kapasitesi arasndaki kuralsz, belirlenmemi bir uzlamn, Kant'n dnmsel olarak adlandrd bir yargy oluturan ve haz olarak deneyimlenebileni test etmektedir. Yce farkl bir duygudur ve aksine, imgelem eer sadece il kede, bir kavram karlayabilen bir nesneyi sunmay baara madnda yer almaktadr. Dnyann ideasna sahibiz (olann btnl) fakat bunun bir rneini gsterme kapasitesine sa hip deiliz. Krlamyan, ayrtrlamyan bir 'yaln'n ide153

asna sahibiz, ancak onu, bir "olay" olabilecek duyumlanabilir bir nesneyle gsteremeyiz. Sonsuz derecede byk ve sonsuz derecede gl olan alglayabiliriz fakat bu mutlak byk l veya gc "grnr klmakla" ykml her sunum bize ac verecek kadar yetersiz grnmektedir. Bunlar sunumu mmkn olmayan idealardr. Dolaysyla gereklik (yaant) hakknda bilgi vermezler; gzelduygusunu yaratacak yetile rin serbeste birleimini de engellerler. Zevkin sabitletiril mesi ve biimlenmesini de. Bunlarn sunumlanamaz olduklar sylenebilir. Diderotnun syledii gibi, modern sanat, "kk teknik uzmanl"n (son "petit technique"), sunumlanamyann varol duu olgusuna adayan bir giriim olarak adlandracam. Al glanabilen, ancak ne grlebilen ne de grnr klnabilen bir eyin olduunu gsterme giriimi. Bu modern resimde olan bir eydir. Grnr bir eyin olmad nasl grnr klnabilir? Kant'n kendisi "biimsizlik, biiminin yokluu"nu adlandrdnda, sunulamyana mmkn bir endeks olarak gidecek yolu gsterir. Yine Kant imgelemin, bitimsizin (dier bir sunumlanamaz) sunumlanmasn aratrdnda deneyimledii bo "soyutlama"dan da bahsetmektedir: bu soyutlamann kendisi bitimsizin bir sunumu gibidir, yni "negatif" sunumu. Incil'de Mutlakn btn sunumlanmnn yasakland, en yce pasaj olarak "suret yapmayacaksn" 20/4) emrini zikreder.* Byk resimler estetiini zetlemek iin bu gzlemlere kk ihtiyalar eklenecektir. Resim sanat tabiatyla olumsuz bir biimde olmasna ramen bir ey "sunacaktr". buna gre biimlendirme ya da sunumlamadan kanacaktr. Malevitch'in kelerinin birisi

(Exodus,

* Anlan pasaj Ahd-i Atikin 20. babnda yer alr: Kendin iin put oyma, yukarda gklerde olann, yahut aada yerde olann, yahut yerin altnda su larda olann hi suretini yapmayacaksn... (y.h. n)

gibi beyaz olacak, sadece grmenin imkansz olduunu tesbit ederek grmemizi salyacaktr. Ancak acya yol aarak zevk verecektir. Resimdeki avantgardlarn aksiyomlar, kendilerini grnr sunumlamalar araclyla sunulamyana ima yap maya adadklar srece bu buyruklarda tannr olacaklardr. Bu grevin desteklemeye ya da kendisini hakllatrmaya yeterli olduu ad ya da bu adla varolan sistemler byk bir dikkati hak etmektedirler, ancak bunlar yalnzca merulatrmak yani gizlemek zere ycenin ilemesinde ortaya kabilirler. Gerekliin karlatrlamazl olmakszn Kant'n ycelik felsefesi de varolan kavrama aklanamaz kalmaktadrlar. Burada eitli avantgardlarn, bizi inandrmak iin birok araca sahip olan resimsel teknikleri inceleyerek gereklii nite liksiz kldklar ve dilsizletirdikleri yolu ayrntl bir biimde ele almaya niyetim yok. Mevzi ton, izim, renklerin karm, aracn ve destein tabiat, anlama, gsterme, mze: Avantgardlar srekli olarak dnceyi baka ikincil klmay ve onu sunulamayandan uzaklatrmay mmkn klan sunumlamann aralarn uzaklatryorlar. Eer Habermas, Marcuse gibi, bu gerekliin giderilmesi grevini, avantgard niteleyen (baskc) "aalamann" bir boyutu olarak anlyorsa, Kant yceletirmeyi Freudcu yceltmeye kartrmasndan ve esteti in onun iin gzelin estetii olarak kalmasndan ileri gelmek tedir.

Postmodern
O zaman postmodern nedir? mge ve anlatlamann kuralla rnda ortaya atlan sorunlarn badndrc incelenmesinde ne gibi bir yer igal etmekte ya da etmemektedir? phesiz modernin bir parasdr. Devralnan tek ey, eer sadece 155

dnse (modo, modo Petronius'un hep syledii gibi) phe edilmelidir. Cezanne'n meydan okuduu uzam hangisidir? Empresyonistlerin. Picasso ve Braque hangi nesneye saldrdlar? Cezanne'n nesnesine. Duchamp 1912'de hangi savdan ayrld? Kbist bile olsa resim yaplmal savndan. Buren, Duchamp'n almasyla dokunulmaz olarak kaldna inand dier varsaym sorgulamaktadr: Yaptn sunumlama yeri. Korkun bir hzlanma ierisinde, kuaklar kendilerini kertmektedirler. Bir yapt eer ilkin postmodernse modern olabilir. Byle anlalan postmodernizm, amacnda modernizm deildir oluumunda modernizmdir ve bu oluum durumu sreklidir. Ancak kelimenin bu zayf mekanik anlamyla kalmayaca m. Modernliin gerein uzaklatrlmasnda ve sunulabilir ve alglanabilir arasndaki yce ilikiye gre yer ald do ruysa, bu iliki ierisinde, (mzikinin dilini kullanrsak) iki modu birbirinden ayrdetmek mmkndr. Vurgu, sunum lama yetisinin gszl, insan tarafndan varl hissedilen nostalji ve hereye ramen kendisini (insan) ierisinde oturtan boluk ve karanlk istemi zerine konulabilir. Dahas alglama yetisinin gc, "insandl" (Apollinaire'in modern sanat lardan taleb ettii zellik) zerine de konulabilir, nk bu, bizim duyarlmz ve imgelememizin algladn karlayp karlayamadna ilikin anlaymzn ii deildir. Resimsel, sanatsal, ya da her neyse, oyunun yeni kurallarnn bulunma sndan kaynaklanan oluun artmas ve byk sevince de y nelebilir. Kafamdaki ey, avantgardlarn tarihindeki satran tahtasndan bir ka ismi ok ematik olarak ekersek aa kacaktr. Melankoli boyutunda, Alman Ekspresyonistler, novatio (yenilik) boyutunda Braque ve Picasso, ilk boyuttan Malevitch sonrakinden Lissitsky. Birinden Chirico dierinden Duchamp. Bu iki modu birbirinden ayran nans sonsuz olabi lir; sk sk hemen hemen ayrlamaz biimde ayn parada bir 156

likte vardrlar ve ancak, deneme ve pimanlk arasnda d ncenin kaderinin bal olduu, uzun bir srede bal kalaca bir farklla (un differend) tanklk etmektedirler. Hem Proust'un hem de Joyce'un yaptlar, kendisini sunu lur klmaya izin vermeyen bir eye imda bulunmaktadr. Paolo Fabbri'nin yenilerde dikkatimi ektii bu im, bir yce es tetiine ait almalardan ayrlamaz olan bir aklama biimi dir. Proust'ta bu im iin denmesi gereken bedel olarak ka nlan, zaman fazlalna kurban bir olan bilincin zdeliidir (au trop de temps). Ancak Joyce'da edebiyat ya da yapt fazlal na bir kurban olarak yazmann zdeliidir (au trop de livre). Proust, ierisinde, bir ok ileyicisinin hl romans anlatlama tarzna dahil olduu bir yaz ve sentaks ve szlnde deimemi bir dil araclyla sunulamayan daha da ileri g trmektedir. Proust'un Balzac ve Flaubert'den devrald edebi kurum, kabul edilen bir ekilde altst olmutur; kahramann bir karakter deil, zamann bilinci olmas ve bu noktada anlatlanan olaylarn ardzamanllnn zaten Flaubert tarafndan tahrip edilmesi, anlatsal ses nedeniyle sorguya alnmtr. Buna ramen, kitabn btnl, bilincin yolculuu blm den ertelense bile, ciddi olarak bir meydan okumayla kar lamamtr. Yaznn kendisiyle zdelii, sonsuz anlatlamann labirenti boyunca Tinin Grngbilimi'nin birliiyle kar latrlmakta olan bu tr bir birlii artrmaya yeterlidir. Joyce sunulamayann yazsnda, imleyende (iaret eden) alglanabilir olmasna izin vermektedir. Eldeki anlatnn ve hatta slubcu ileyicilerin btn alan, btnn birliine yne lik bir ilgi olmakszn oyuna konulmutur, ve yeni ileyiciler yorulmutur artk. Gramer ve edebi dilin szl artk veri olarak kabul edilmemektedir. Dahas bunlar, akademik biim ler, sunulamayan ileri gtrlmekten alkoyan (Nietzschenin dedii gibi) takvada treyen riteller olarak gzkmektedir. O zaman burada farkllk szkonusudur: modern estetik, 157

nostaljik olmakla birlikte yceliin estetiidir. Sunulamayana sadece kayp ierikler olarak ileri gtrlme izni vermektedir. Ancak farkedilebilen tutarlndan dolay biim, okuyucuya ya da grc-maddeye haz ve teselli sunmaya devam etmektedir. Haz ve zevkin isel bir bireimi olan gerek yce duygusunu, bu duygular oluturmamaktadr ama. Akln btn sunumlamay artrmas ihtiyacndan doan haz ve im gelemenin ya da duyarln kavrama eit olmamas gerekti inden doan acnn bireimi. Postmodern, modemin ierisinde sunulamayan, sunumlamann kendisinde ileri gtren olacaktr: gzel biimlerin te sellisini, ve elde edilemez olann kollektif nostaljisini payla may mmkn klan bir zevk uzlamn inkar edecektir; .bun lardan holanmak iin deil, sunulamayann gle bir anla mn veren yeni sunumlamalar aratracaktr. Postmodern sa nat veya,yazar, felsefecinin konumundadr. Yazd metin, rettii alma ilke olarak daha nceden yerlemi kurallar ta rafndan ynetilemez; benzer kategorilerin metne ya da al maya uygulanmasyla belirleyici bir yargya gre yarglanamazlar. Bu kurallar ve kategoriler sanat yaptnn kendisi iin arad kural ve kategorilerdir. O zaman yazar ve sanat, yaplacak olmakta olann kurallarn formle etmek iin kuralsz almaktadr. Bylece alma ve metnin bir olayn karakterlerine sahip olmas olgusu doar. Bylece onlar daima yazarlar iin ge gelecekler, veya ayn lde olmak zere, gereklemeleri (mise en oeuvre) daima hemen balayacaktr. Postmodern, gelecein (post) evvelkilii (modo) paradoksuna gre anlalmak zorunda kalacaktr. Para (Athaneum-Alman romantiklerinin dergisi) modern ken, bana, deneme (Montaigne) postmodern gzkmektedir. Nihayet, burada bizim iimizin gereklii arzetmek deil, alglanabilen ancak sunulamayan imlar kefetmek olduu aa kmaldr. Bu grevin dil oyunlar arasnda (yetiler ad 158

altnda Kant'n bir boluk tarafndan ayrldn bildii) varo lan son uzlamay etkileyecei beklenmemelidir. Sadece akn bir yanlsama (yani Hegelin yanlsamas) bunlar gerek bir birlik iinde btnletirmeyi mit edebilir. Ancak Kant byle bir yanlsama iin denmesi gereken fiyatn terr olduunu bi liyordu. Ondokuz ve yirminci yzyllar bize tahamml ede bildiimizden daha fazla terr getirdi. Btn ve bir nostaljisi, kavram ve duyumlanabilenin, effaf ve iletimlenebilir dene yimin uzlamas iin yeteri kadar bedel dedik. Genel teskinlik ve durgunluk talebi altnda, gereklii ykseltecek fantazinin gereklemesi iin terrn geri dnmesi arzusunun mrlt larn iitebiliriz. Cevap: Gelin btnle kar bir sava bala talm, gelin sunulamayana tanklk edelim, farkllklar etkin klp, adn onurunu kurtaralm.

You might also like