You are on page 1of 202

Szm ki Tek Sana Gemez C Kanun Sultan SLEYMAN e.

Hrrem Sultan (1520-66) (1504-58) Mihrimah Sultan (1524-78) Agostino Barbarigo Venedik Donanmas Amirali (. 1571) Nur Banu g. II. SELM g. Dier cariyeler (.1583) (1566-74) Andrea Barbarigo h. Safiye (Sofia Baffo) g. III. MURAD g. Mitra Erkek kardei (d. 1550) (d. 1550) (1574-95) Dier olu III. MUHAMMED (s. 1595-1603) Aye Sultan e. Ferhad Paa (. 1605) (Vezir-i Azam) (. 1595) Fatma Sultan AIKLAMA d. = doum . = lm s. = saltanat c = cariye e. = evli g. = gzde h. = hayali iliki Dier iki oullar (. gen) Gevher Han Sultan (1544-78) Ferhat Paa (Vezir-i Azam) (. 1595) h. smihan Sultan Fatima Sultan (5.1580) e. Sokullu Paa (Vezir-i Azam) (5.1579) Dier oullar ve kzlar Dier olu (5. gen) Mft e. mm Glsm Gl Ruh Sultan e. Abdurrahman Betl Aabeyler Oullar ve kzlar Blm I Abdullah _________M1&_________ I O/SMtHAN, ylesine zor bir doum yapmt ki, bastonla yryebilmesi bile epey zaman ald. Ayaa kalktnda ancak paytak paytak atabiliyordu admlarn. Onun iin yrmekten-se tahtrevana binmeyi yeliyordu. Hatta evde bile, kendisini bir sandalyeyle istedii yere tayorduk. Ksa bir sre iin oturmak bile onu ok zorladndan genellikle bir yn yastn arasna uzanp yatyordu haremde. Zaten tombul olan hanmm, imdi bsbtn imanlamt. Benim gzmde her zamanki sevgili Ismihan'd, ama koullar nedeniyle bir para uzaklam gibiydik birbirimizden. Koca gsleri tm bedenine hkmediyordu sanki. ocuunu drt yl boyunca emzirdi. Sonunda evredekilerin alay konusu olan Glruh ban sallayp, "Hayr anne, yeter," demese daha da devam edebilirdi. Bu olaydan ok nce, Glruh henz bebekken -sanrm doumundan sonraki erken bahar gnlerinden biriydi- Saraya bir mcevherci kadnn geldiini duyduk, hanmm da oraya gitmek istedi. Aslnda deerli talarla bezeli gerdanlklar, bilezikleri, yzkleri merak ettii yoktu, biliyordum. Onun derdi, Glruh'a Sarayn bahesindeki

ceylanlar gstermekti. Ve kalkp gittik. ocuun mutluluunu ve aknln nasl zevkle izlediimi gryordu smihan, bu onun en byk dlyd. Benim iinse en byk dl, onun ceylan gzlerinde yakaladm mutluluktu. 12 sonra haremin emelerle serinletilen salonlarndan birine attk. Esperanza Malki, aknlk ve hayranlk dolu sesler karan kadnlara kutusundan kard yakutlarla ssl muhteem bir gerdanl gsteriyordu. ounluu Yahudi olan bu satc kadnlar, erkeklerin giremedii haremde kocalarnn mallarn pazarlarlard. Onlara Rumca'dan gelme bir kelime olan "Kira" denilirdi genellikle. Esperanza da Yahudi'ydi. Atalar, 1492'de Hristiyanlar tarafndan spanya'dan srlnce bir sre Venedik'te yaam, sonra da stanbul'a gelmilerdi, yaklak seksen yldr bu topraklardaydlar ve kuyumculukla urayorlard. Hareketleri kara bir kediyi andran Kira, "Haydi hanmlar gelin," diyerek kafesli pencereye doru yryordu. "Gelin bakn, gn nda onun krtlarn ok daha iyi grebilirsiniz." Bu szler stne herkes ayaa kalkp peisra cama doru koturmutu. smihan, bebei ve ben oturuyorduk. smihan bir yakutun parltsn grmek iin yerinden kalkmaya enmiti ve ben de onunla kalmalydm. Hanmm evli bir kadnd, kle deildi, ayrca da Sultan' in kzyd. Yani kendi paras olan biriydi. Bu yzden Kira, getirdii her eyi daha ok onun nne sermiti. Dierleri genellikle gpta ve hasetle bakmaktan fazla bir ey yapamazlard, ama o satn alabilirdi. Harem kadnlar camn nnde gerdanl hayranlkla seyrederken, smihan elini yanbandaki kutunun iine daldrp kartrmaya balad. Besbelli bu bir ganimetti, belki de bir Avrupal prensin servetinden... Ancak sanrm, bunlar dnmyordu, ilgisinin tek nedeni can sknts gibiydi. cSaftye Sultan 13 Aslnda bunlarla ilgilense de, neden kendisi deil kz olurdu. Henz yedi aylk olmasna karn annesi daha imdiden ona eyiz dzmeye balamt. Yanlmamtm, smihan bir ift kpeyi alp, memesinin zerinde yatan bebein kulana tutuyordu ite. Bir iek yapra kadar taze o kulaklarn delinmesi iin bence ok erkendi. ocuk ne kadar da babasna benziyordu... Karayaz bir sipahinin yz hatlarnn byle pembe beyaz bir bebein yzne yansmas gerekten de artcyd. Sanrm smihan, bebeinin yzne her baktnda n anmsyordu. Ve sevincini her defasnda keder, yitiri ve utan glgeliyordu. nk Gl-ruh, Sokullu Paa'nn kz deildi. Gerei yalnz ikimiz biliyorduk ve lene kadar da bu srr saklamamz gerekiyordu. Zaman zaman, iki k arasndaki mektup ve armaanlarla yaplan haberlemeyi keke vaktinde nleyebseydim, diye dndm olmuyor deildi. O sessiz ama binlerce anlamla dolu ieklerin, yapraklarn ne demek olduunu ancak bir ak kr anlayamazd ve eer gerek ortaya ksayd, bu korkun bir ey olurdu. Ferhad Paa'nn hanmma benim veremeyeceim bir eyi vermesinden duyduum kskanln pay da vard tabii bu duygumda. Kocas olan yal SokuUu'yu asla byle kskanmyordum. Aslnda efendimin bana duyduu gveni, o tek geceye izin vererek deldiim iin sululuk duyduum sylenemezdi. Bu, smihan'n kapkaranlk bir kalp krkl iinde kendini yiyip bitirmesine engel olmutu. ocuksuz kollar bu gzeller gzeli bebee ancak o sayede kavuabilmiti. Bunlar unutabil-mem olanakszd. Pek ok kimse bebee bakp saf saf "babasndan hibir iz yok bu ocukta," dediinde aklmdan hzla geiyordu olup bitenler. Bu lkede bir kadn, Sultan kz bile olsa, zina yapmann cezas olan lmden kurtulamazd. Hele de onun namusunu korumakla grevli olan hadm... 14 Ann Chamberlin Bu dnceleri aklmdan uzaklatrmak belki de en iyisiydi. Glruh kpeyi yakalamak isteyince, annesi onu kutuya koydu ve bir bilezik alp

bebein tombul bileine takt. ocuk bilezii kartp azna gtrerek emmeye alyordu. Annesi '.. onu oyalayabilmek iin kadife kutudan bu kez bir madalyon karp gzlerinin nnde sallamaya balad. Bu, d Venedik ileriyle ssl bir madalyondu. ylece dalp gitmitim. Birden Ismihan'm "Ne olduunu bilmiyorum tatlm," demesiyle irkildim. Durumu anlamaya altm. smihan madalyonun iine konulmu bir kt bulmutu. Katl kd at, iki tarafna da baktktan sonra omuzlarn silkip, tekrar katlad. "Tatl pnarm benim, bir ey deil," diye mrldanyordu. "Yalnzca bir karalama. Belki de byl bir eydir. Allaha dua edelim, senin byle eylere asla gereksinimin olmasn." smihan, sanki kendisine de bir ktlk geecekmi gibi telal bir korkuyla kd gerisingeri madalyonun iine koyuyordu ki, Kira bunu fark etti. "ok zgnm Sultan'm, ama bu ne yazk ki satlk bir para deil," diyerek hemen atlp yanmza geldi. "inde ne olduunu merak etmitim..." "Bir ey deil Sultan'm," diye cevap verdi Kira ve madalyonu alp gsne sokuturdu. "Grdn m tatlm..." smihan bebeine eilmi mrldanmaya devam ediyordu. "Sana sylemitim, nemli bir ey deilmi." ylesine bir ses tonuyla konuuyordu ki, sanki dnyada hibir ktlk, hainlik ve kark i olmadn dnebilirdi insan. Hanmm bebeine yalan sylyordu. Kadnlar tekrar Kira'y pencereye doru izlemilerdi. Yakut gerdanln Safiye'nin boynunda olduunu grdm. Buna aacak deildim. Hanmmn aabeyi, saltanatn varisi ehzade Murad'm gzdesi Safiye... ehzade'nin tek olu Safiye (Sultan 15 yandaki Mehmed'in annesi Safiye... Hl inanlmaz gzellikteydi, yedi yl nce onun ana dtm o manastr bahesindeki halinden bile kat be kat daha gzeldi. Bu inancmda yalnz olmadmdan emindim. Sonbahar yapraklarna benzeyen iri kahverengi gzler, altn salar, mermer gibi duru ve beyaz bir ten. ince uzun vcuduyla yrmyor, dans ediyordu sanki. Ve bu bedenin iinde kendine gre mkemmel bir ruh vard. Tabii mkemmellik derecesinde tutkular da... Bunlarn peinde ne ak, ne de acma hissetmeden dolayordu Safiye. Geceyars karlalan bir hayalet gibi, bir lm melei gibi insann nefesini kesecek kadar gzeldi gzde Safiye. Onun bu korkun etkisinden kurtulabilene kadar yaadklarm dier kurbanlarna asla tavsiye edemezdim. te sonu ortadayd: Venedikli bir denizciden bir harem hadmna dnmtm. Yaamak dediim artk bundan ibaretti. Aka sylemem gerekir, Safiye ya da onu ilk tandm-daki adyla Sofia Baffo istedii her eye kavumay biliyordu. Bu uurda benim ya da dierlerinin hayatlarnn yok olup gitmesi onun umurunda olmazd ve olmamt. Safiye iin boynundaki yakut gerdanl almak i bile deildi. Kpkrmz talar, o kuu gibi boynuna ok yakmt, insan baktka beyaz mermerin kanayabileceini sanyordu. "Bunun faturasn ehzade Murad'a, Manisa'ya yollayn," dedi Safiye. "Gerdanl alyorum." Birden, "Ne hakla?" diye bir ses oday doldurdu. Bu Nur Banu'ydu. Selim'in bir zamanlar gzdesi olan ve ona ilk olu Murad' douran Nur Banu. Haremin ba u anda doal olarak oydu. Drt yz kuru deyerek kle pazarndan satn ald bu Venedikli gzeli oluna armaan eden de... Ama Safiye, artk onun ynetimine aldrmayacak bir pozisyondayd. Nur Banu haremin ba olsa da giderek ipler elinden kayordu. 16 Ann Chamberlin

"Ne hakla olumdan byle bir eyi isteyebilirsin?" diye baryordu kadn. "Onun yannda ay bile geirmedin bu k sen, zaten bu srenin yars da yollarda harcand, imdi bu ne yzszlktr?" Safiye yeleinin inci dmelerinden birini at, bu bilinsizce yaplan hareketi hanmmn hamileliinden biliyordum. Safiye'nin imdilik kimsenin bilmedii bir srr m vard yoksa? Kk Mehmed'in doumundan sonra hi bozulmamt. Gzellii de, gc de daha bir artmt. Eer bir ehzade dourmak iyi bir eyse, daha fazla ehzade dourmak daha da iyi olmaz myd? Byle bir durum sz konusu olabilirdi, geri bu konuda hanmm henz herhangi bir dedikodu duymamt ve ince vcut bir ipucu vermiyordu, ama yine de olabilirdi. Aslnda bir hadm olarak benim bu ileri herkesten daha nce duymam gerektiini bir an aklmdan geirdiysem de, sonra bu dnceleri bir yana brakp u srada nmde olanlarla ilgilenmenin daha yararl olacana karar verdim. Nur Banu hasmna zehir gibi szler sylyordu: "Olumun neden seni satp bu masraflardan kurtulmadn anlayamyorum." "Olunun anasn satamaz ehzade." Kulaklarm m beni yanltyordu acaba? Safiye'nin sesindeki yanklanma sanki bir deil, gerekten de iki ehzadeden bahsedildii izlenimini veriyordu. "Baka birini alp evlenirse grrsn sen." "Ah ok iizgnm deerli hanmm." Safiye alayc bir sesle cevap yetitiriyordu Nur Banu'ya. "Bu gerdanl beendiinizi bilseydim inann elimi bile srmezdim. Dorusu sizi neden bu kadar ilgilendirdiini aslnda anlamakta zorluk ekiyorum. O esmer boynunuzda yakutlar grnmez bile. Ama tabii herkesin zevki kendine." Elleriyle boynundaki kolyenin klipsini zmeye alrken satc kadna dnd, " Kira," dedi, Safiye 6ultun 17 "Faturay Sultan'n bizzat kendisine yolla ve de ki: Gzdesi iindir." Bir anda herkes sus pus olmutu, hatta Kira bile, nk Selim'in son gzdesinin kim olduu biliniyordu. Bu Nur Banu deil, gencecik bir oland. ehzadesinin anasna ait ev ve yiyecek masrafn karlyordu Sultan, ama bunun dnda be para bile harcamazd kadn iin. Bu sessizlik srasnda Safiye ellerini boynundan ekip dizlerine koymutu, glmsyordu. Ortada arpan bir yn adi hakaretten sonra deerli yakutlar gzdenin boynunda kalmt. Daha sonra vedalap ktmzda hanmm bana sokularak unlar fsldad kulama: "O madalyonun iinde bir eyler yazyordu." "Ne gibi eyler?" "Grdmden beri baka bir ey dnemiyorum." "Bir dini szcktr mutlaka, nazara kar..." "Hayr Abdullah. Bizimkiler Hristiyan yazlarn iee benzetirler, ama sen benim gzm atn, bana Dante'yi okumay rettin." "Yaz talyanca myd?" "Venedike'ydi stat." Benimle dalga geiyordu ince ince smihan. Yazy kimin yazdn sormama gerek yoktu, anlamtm. "Neler yazm?" dedim. "Sadece iki kelime vard. 'Yarn' ve 'leden sonra'." "Hepsi bu mu?" Hanmm ban sallad. "Sanrm biraz daha almam gerekiyor, imdilik bu iki kelimeden byk anlamlar karabilecek kadar bilmiyorum senin dilini." "Merak etme, ben de daha fazlasn anlayamyorum," dedim. smihan bana bu bilgiyi verdikten sonra tm ilgisini tekrar bebeine yneltmiti. Safiye Sultan F.2 18 Ann Chamberlin Mesajla birlikte odamda yalnz kalmtm. Aklm yorup duruyordum bunun anlamn

skebilmek iin. Kira'nn koynuna girdiine gre mesaj haremin dna kacakt. Ama nereye? iin bu ucunu bulmama olanak yoktu, tekrar dier ucuyla uramaya baladm. Bunlar sarayda yazabilecek bir tek kii vard. O ellerin nasl diviti tutup yazdn gzlerimle grmtm. Yllar nce lm amcamn kadrgasndaki kamarada nndeki kda "Sanrm" yazan kiiydi bu. Ve dier mesaj... Kaderimin izildii souk bir Venedik gecesinde cebime konulan ak dolu o ktta da ayn "S" vard. Evet, haremde tek bir kii vard madalyonun iindeki mesaj yazabilecek. Ama mesaj alabilecek olan binlerce insan vard stanbul'da. Ve, tam olarak bu iki kelime ne anlama geliyordu? Byle bir bulumann haremde olmas imknszd. Ertesi sabah Kira ve kocasnn dkknnn olduu arya gitmeye karar vererek yatama uzandm. ________________&&______________ __________ H ________ atsmdaki buzlu camlardan szan bulank k, Kapalar'ya kasvetli bir hava veriyordu. Birbirine bitiik, darack dkknlarn sahipleri en gzel mallarn gururla kmen tezghlarna yaymlard. Ama ne yazk ki, byle donuk bir k altnda alclara sunulan altn bolluu kendi deerini gsteremiyor ve insanda daha ok sar, ucuz bir metal yn izlenimi uyandryordu. En azndan benim iin yan yana duran pirinci, altndan ayrmak gerekten zordu. Etrafa bo gzlerle bakarak yrrken Safiye'nin hadm Gazanfer'in de benimle ayn ynde ilerlediini grdm. DeSafiye Sultan 19 mek ki ngrmde yanlmyordum, bu bir rastlant olamazd. Yahudi kar kocann dkknnn hemen yamndakine attm kendimi. "Evet, buyurun," diyerek yanma yaklaan satc, yerlere kadar eilip beni selamlad. Ne diyeceimi bilemeden bir sre akn kalakaldm. O srada adamn arkasnda prl prl duran kocaman pirin vazoya gzm takld. ylesine parlakt ki, en azndan d-ardaki elli admlk mesafede olan biteni bir ayna gibi yanstabiliyordu. Ve oradan Venedik'in gen ataesi Andrea Barbari-go'nun bizim ynmze doru yaklatn grebiliyordum. Kendimi tutamayp, "Bu konumay mutlaka dinlemeliyim," diye bardm ve hi dnmeden dkkn sahibine doru dnp, "Dkknnzn gizli bir st kat var m?" diye sordum. Adam, "Evet," diye cevap verdi, ama ses tonu daha ok bir soru anlam tayordu. Prltl pirinleriyle, renkli hallarn grmek istemiyor muydum? "Yan dkknla bir balants var m?" ince dudakl aznda belli belirsiz bir gl dolat. Belli ki byle bir istekte bulunan tek kii herhalde ben deildim, ama u anda daha fazla detayla uramaya hi mi hi niyetim yoktu. "Evet," dedi adam. "Eskiden kullanlm bir kap gerekten de var, ama..." "Bir saatliine oras iin be kuru veririm," dedim. "Aslnda orann fiyat normalde yirmi betir." "Yirmi be mi?" diye bardm. "Buna hrszlk denir." "ok gzel bir odadr," diye cevap verdi satc. Yzndeki ifade pazarla ak olduunun kantyd. "On be vereyim," dedim. "Bu taraftan stat," diyen adam eliyle bana merdivenleri gsterdi. Penceresiz kk oda, tozlu kutular ve denklerle doluydu. nsann oturmak iin kendine bir yer bulabilmesi olduka 20 Ann Chamberlin zordu. Adamn szn ettii, stanbul'da pek ok yerde rneine rastlanlabilen kap, bir zamanlar duvardaki alak kemerin altnda olmalyd. Ama artk kap yerine bir

tahta perde vard. Ahabnn rengi dier duvarlarnkinden ok farklyd. Yzyllar boyunca kim bilir ka kez ekil deitirmi ve sonunda bugnk haline gelmiti kk geit. Tahtalar dikkatle gzden geirirken ince bir aralk buldum. Sanki bilerek, titizlikle ayarlanm bir gzetleme deliiydi bu, gzm uydurup baktmda Gazanfer'le Kira karmdayd. Yahudi kadn, hadma nargilesini henz getirmiti. Dnp dkkn sahibine akn akn baktm. Adamn gl, Moe ve karsnn nasl bir bilgi kayna olduunu yalnz talyanlarn deerlendirmediini belirtirmiesine imalyd. Ona parasn verdim, iyi bir alveri yaptmdan emindim. Adam tekrar glmsedi, eilerek beni selamlayp yanmdan ayrld. Az sonra elinde iki bardak erbet ve oturmam iin bir minderle geri dnd. ylesine saygl bir tavr iindeydi ki, bir an kendimi Divan' gzetleyen Sultan gibi hissettim. Gazanfer'in ad "cesur aslan" anlamna geliyordu. kimizin de adlar hadmlar iin kullanlanlara hi mi hi benzemiyordu. Burada, harem kadnlar hadmlar iin daha ok "Smbl" gibi iek, ya da hanmmn bir zamanlar bana vermeyi alt "Ll" gibi kymetli ta isimlerini kullanyorlard. Gazanfer, kasldan ok iman olarak tarif edilebilecek bir vcut yapsna sahipti. Ama yine de kz gibi gl olduu belliydi. Nasl olduunun hikyesini bilmediim birtakm izlerle doluydu her taraf. Arasnda rahatlkla ceviz krabilecei kaim parmaklarnn hepsi de ikenceden yamuk yumuktu. Krk burnu -byk bir olaslkla elmack kemikleri de byleydi-, darmadank salar, solgun terliyle daha ok bir Mool'a benziyordu ve bu, insann aklna kra, vahi stepleri getiriyordu. Hadm edildii iin yanaklarnda tek bir tel sakal yoktu, cSa fiye Su I La a 21 genel yapsyla hi uymayan bu durum ona dier erkeklerin arasnda ok artc bir grnt veriyordu. Ama ben onun Mool olmadn ok iyi biliyordum. Kavuunun altndaki salar aslan yelesine benzerdi, mavi gzlerinde yeil kvlcmlar dolard. Onun Macaristan'da domu olduunu da, hanmnn karlarnn peinde koarken Macarlar arasndaki asileri desteklediini, hatta ynlendirdiini de biliyordum. Gazanfer'in arkasndaki kireli duvarlarn boyanma zaman gelmi de gemie benziyordu. Baklarndan buraya ok alk olduu ve buna pek aldrmad belliydi. Koca gvdesi neredeyse tm oday doldurmutu. Odann eyas, hadmn oturduu divan, nargile ve darack bir yataktan ibaretti. Baka birine kolay kolay yer yoktu asma katta ama, Gazanfer'in sakin sakin nargile imekten baka bir amac olduundan emindim, kesinlikle nemli bir buluma iin gelmiti buraya. Yanlmyordum.Tam ben bunlar aklmdan geirirken Andrea Barbarigo ieri girdi ve Gazanfer gen adama yannda yer at. Her ikisini de ayr ayr defalarca grmtm ama ikisinin nasl da birbirine zt tipler olduunu ilk kez fark ediyordum. Ufak tefek Barbarigo ve iriyar Gazanfer yan yana oturunca dorusu ok garip bir manzara kmt ortaya. Venedikli skntyla sakaln, san, pantolonunu, yeleini dzeltti, burnunun ucuna dokundu, arada bir de parmandaki yz evirip eviriyordu. Hadmn yz tertemiz grnyordu, sanki her kadn bir ustura etkisi yapmt bu yzde ve onlarla olan srekli iliki adeta perdahlamt tenini. Ataeye gelince, sanrm onu son grdmden bu yana bylesi bir "dii ban" kenarn bile grmemiti. Evet onu son grdm an iyi hatrlyordum; Safiye'nin olunu dourduunun hemen ertesiydi ve beni Bar-barigo'ya yollamt Baffo'un kz, o gnlerde bunun gerekten de bir rahip arayndan kaynaklandn dnmtm. Bir kez 22 daha Venedik'in buraya adam yollarken mutlaka evli barkl birini tercih etmesi gerektiini dndm. Barbarigo'ya ok uzun yllar nce, Foscari soyundan daylarmn maliknelerinde

verdikleri bir davette rastlamtm. O gnlerde boy pos, ya, akl, yetenek olarak ne kadar da ayn olduumuzu dnrdm. O da benim gibi sapna kadar Venedikliydi. Ve ben kadere lanet ederdim onun sahip olduklarn dnnce. Oysa imdi her ey farklyd. Benden geriye kalan ortadayd, ona gelince tamamen Trklemediyse de dorusu ok farkl bir hayat srd sylenemezdi. Ayn yerlerde dolap duruyorduk sonuta... Barbarigo'nun banda bir sark vard, tepesine kondurduu tyn yeri ise gerekten italyan tarzyd. Ayakkablar, klot-pantolonu Avrupa iiydi ama zerindeki beli kuakla sklm yelek tamamen Dou'ya zgyd. ki ayr dnya, birbirini inkr etmeden kaynamt bu giyim biiminde. Gen ataenin boynundaysa Kira'nn kadife kapl kutusunda grm olduum madalyon sallanyordu. "Haydi syle, hanmn ne lemde?" diye soruyordu Bar-barigo soluk solua. "Ne lemde Sofia Baffo?" Bir Trk, bir hadma asla hanmn bu eit bir cmleyle sormazd. Barbarigo her ne kadar Dou-Bat sentezi giysilerle dolap, aksanl bir Trke'yle konuuyor olsa da emindim ki; gen adamn aklnda ne bir tek Trke dnce, ne de bu dnyaya ait bir deer yargs vard. Gazanfer adamn davran biiminin kusuruna bakmyor gibiydi. Buna alk olmalyd, byk bir olaslkla bu konuda Safiye'den talimathyd, gen atae Safiye'yi honut ettii mddete bunun hibir sakncas olmadna inanmt Gazanfer. Adamn ateli telana kendini kaptrmadan sakin bir ekilde yarm bir gl belirdi hadmn yznde. Ama birden hzla ayaa kalkt ve kocaman elleriyle Barbarigo'yu yoklamaya balad. 6afiye Sultan 23 "sa ve Meryem adna!" Gazanfer'in ilk dokunuuyla gen adam talyanca barmaya balamt. Aslnda ben de iimden ayn szleri sylyordum. Isa ve Meryem adna! Ne eit bir tuhafl buradan izleyecektim? "Bunu yalnzca kendimi rahatlatmak iin yapyorum," diye ince, kadmms ses tonuyla konutu hadm. "Bunu biliyorum hadm," diye homurdanan Barbarigo soyunmaya balad. Ataenin sar yere dp dalmt. Kvrk, lleli salaryla artk hi de Trk'e benzemiyordu Andrea Barbarigo, aslnda bir hadmn salar da asla Trk'e benzemezdi. Benimkiler de... Safiye'nin hadm hakknda garip dedikodular olduunu biliyordum, haremde dolap duran szlerin onda birine bile inanmamam gerektiini de... Ama imdi? Ayakkablar da kmt, kuak da. Neredeyse tiksinti iinde bam eviriyordum ki, Gazanfer, Barbarigo'nun yanndan geri ekildi. Yine her zamanki sakinliine brnmt, ban sallad. Macar asll hadm, hanmnn huzuruna yabanc erkeklerin girmesine izin vermedii gibi, bu tarz adamlar kendi elleriyle arayarak en ufak bir ktle bile izin vermemenin peindeydi demek. Onun arad tatmin buydu. Hanmn ve kendini gvenlik iinde tutmak... Bu adamda hibir silah yoktu, bir hadm kasabnn bayla ortadan kaldrlabilecek olan bedensel tehdit dnda... Gazanfer eilip dar kt. Ama ataenin tela bitmemiti. Kira'nn arka odasnn kaps alp da ieri sradan bir Trk kadn girdiinde, o eilmi klot-pantolonunu toparlamaya alyordu. araf ve peesiyle herhangi bir kadnd bu. Ama asla sradan bir halk kadn deildi gerekte ieri giren. 24 Bunu nceden tahmin etmesem bile, tahta aralndan burnuma kadar gelen yasemin kokusundan mutlaka tanrdm onu. Tlleri saa sola uusa da yzn asla gremedim, Bar-barigo onun her hareketini heyecan iinde, a bir ehvetle izliyordu. Kedeki dar yataa adeta yuvarlandlar ve yatak ikisinin ateli kmltlarnn altnda

krlacakm gibi sesler karmaya balad. Daha sonra o malm kadn fsltlarn duydum, nn adn sylyor; "caro mios", "amorossos" diye inliyordu. Aceleyle frlatlm sar dana derisi ayakkablar neredeyse burnumun uundayd. Benden kesilip atldn sandm arzular aniden, bir lden karcasna ykselivermiti iimde. Ama bu arzularn gidebilecei bir yer yoktu, ylece kalakaldlar. Kusmak zere olduumu hissettim. ________MM________ III CSlk SAAT sonra, iki dkkn arasndaki girintide bekliyordum. te geliyordu, cehennemlik caddan yerine getirmesi gereken emirleri alm ve Kira'nm dkknndan kmt sonunda. Deerli talarla ssl tren hanerimi ekmitim. Gazanfer bilmeden bana bir iyilik yapm, hasmmn hi silah olmadn gstermiti nasl olsa. "Barbarigo," diye seslendim ona. Ak sarhou yalpalyordu. Onunla ilk yz yze geldii-mizdeki duygularla doluydum yine. Onunle dello et, dello et. Yedi yllk arzu da vurmutu. Evet, Andrea'yla ilk kez Foscari'lerin salonunda yz yze gelmitim. kimizde de ayn maske vard. Sofia Baffo bile bizi ayrdedememiti. Ama kader bunu yapmt ve imdi bu ii bir kez daha yapacakt. Safiye Sultan 25 Barbarigo'nun az nce kuan ve pantolonunu toplamaya alan elleri iki yana dvermiti. Allah iin onu ldrecektim. Hanerimin prltsna taklp kalmt gzleri. "Ne?" diyerek durdu. Anlamt, herkes lm meleinin nefesini hissedebilirdi. Sonra zerime saldrd. Bunu yapacam biliyordum, ar hadm giysilerime karn onu hemen altma alverdim ve kuandan yakalayp oradaki bir bakrc dkknnn duvarna dayadm. Devrilen kalayl tencere ve kazanlarn arasna savrulup dmt sar Barbarigo'nun ve o hadmms, lleli salar yine ortaya kmt. Sol kolunun altndan hanerimi ona dorulttum. Sakalsz yzm berrak kahverengi gzlerinde grebiliyordum ve o gzler, hanerim kaburgasna dayanp durduunda korkuyla dolmutu. Dkkn sahipleri hi ses karmadan ieri girmilerdi. stanbul'da hi kimse bir hadm hanerini ektiinde ona engel olmaya cesaret edemezdi. Ancak her ey olup bittikten sonra kp ortal toparlarlar ve kzgnlktan ok hayranlk dolu bir sesle "namus" zerine konuurlard. Konunun iine daha fazla dalmak hem grgszce olurdu, hem de tehlikeli... Bam geri ektim, Barbarigo'dan kan kan kabzaya kadar gelmiti. Bu kez onu doru yere, kalbine saplamalydm. Gz gze ylece kalmtk, birbirimizin soluklarn duyuyorduk yalnzca. "Sen..." Barbarigo yutkundu ve tekrar konumaya alt, bunlarn son szleri olmadn bilmenin rahatl iinde neredeyse glmsyordu. "Sen, beni ona gtren hadmsn." Bunun zerine tekrar hamle etmek zere kolumu yukar kaldrdm. "Sensin," diye srar ediyordu. "Gelmedin mi? Onun bir olan dourduunu ve bir rahip aradn sylemek iin sen gelmedin mi bana?" 26 Ann Chamberlin Bunu inkr edemezdim. Barbarigo o ana kadar hep Trke konumutu. Ben Venedike konumaya baladm. Beni hatrlamasn istiyordum, Trke konuurken bunu asla aklna getiremezdi ve getirmesi iin de bir neden yoktu iin dorusu. Kendi anadiliyle hitap etmem en az hanerimin zerinde grd kendi lk kan kadar artmt onu. Ama beni tanmalyd. fkemin peinde koarken isimsiz, bilinmeyen

biri gibi olmak istemiyordum. "Bu, iin balangc deildi Barbarigo, asla balangc deildi. Beni imdi hatrlayabildin mi? En azndan sesimi, bir karnaval maskesinin arkasndan gelmi de olsa sesimi hatrlayabildin mi? Bama gelenlere karn neyse ki o deimedi. O bendim Barbarigo, senin onunla kap gitmeni bir souk ocak ay gecesinde engelleyen bendim. Foscari maliknesinde. Ben, Giorgio Veniero. Ve sen... Hatrla, beni babana ihbar etmekle tehdit etmitin." Hasmmn yz sanki ahdamar kesilmi gibi solgunla-mt. Oysa biliyordum, u ana kadar yaptm yalnzca bir izikti. "Evet, evet, hatrlyorum," diye kekeledi. "Bunca yldr ne unuttum, ne de affettim." "Ben de yle Barbarigo. Ben de... Aslnda keke brak-saydm da seninle defolup gitseydi, ama yine de affetmedim seni. Keke o belay alp gitseydin hayatmdan..." Barbarigo kmldand. Hemen toparlanp dikkatimi tekrar hanerimde topladm, duygusalln beni zayflatrdn dnmesini istemiyordum. Ama birden farkettim, aslnda onun tamamen lmesini istemiyordum. Onun yaamas da lmesi de ne benim, ne de sorumlusu olduum iki kadn iin bir ey ifade ediyordu. Eer arkam dnp ekip gitsem ve Safiye'nin dalaverelerine bulamaktan vazgesem hepimiz gvende olurduk. Ama Baffo'nun kz, beni yine ekivermiti entrikal hayatnn iine. Bu nerede Safiye Sultan 27 bitecekti? Bu sorunun cevabn kim verebilirdi? Ve hanmmla onun minicik kznn yaantsn nasl etkileyecekti olup bitenler? "eytan" kelimesinden baka bir ey aklma gelmiyordu. Neredeyse bunlar Baffo'nun kznn ok daha nceden planladna inanmak zereydim. Yine onun elindeki iplerle oynatlyordum, bir kez daha... Pera'daki kasabn evinde bama gelenlerin sonucunda onun pis ve tehlikeli etkisinden artk kurtulduumu sanyordum, buna inanmtm. Oysa imdi aklm kaybetmi gibiydim, kskanlk ve fkeden kudurmu gibi geirdiim son bir saat beni lgna evirmi, aradm huzurdan ok ok telere taiyivermiti. Bu sersemliim, smihan ve Glruh'a bile zarar verebilirdi. Haneri kendime evirmem belki de en iyisiydi. Eer onlar korumak iin yanlarnda var olmazsam mutlak ac ekerlerdi. Ben de onlar grmesem ac ekerdim, bu kesindi. Barbarigo'nun gzlerinden yaam prltlarn skp al-versem, bu kime yarayacakt? Ne imparatorluk, ne Murad bunu bilecekti. Yalnz ve yalnz onun iine gelirdi bu. Zehirli bademlere benzeyen gzleri olan Sofia Baffo'nun iine... O, her eyi ynetiyordu. En iyisi ondan uzak olmakt. Onun n ldrmek bize bir yarar salamazd. Barbarigo gzlerimdeki kararszl okumu gibiydi ve sanki cesaretlendirmek istercesine hafife glmsyordu. Bu beni tekrar fkelendirdi, son vuruu yapmak zere kolumu tekrar havaya kaldrdm. Ve tam bunu yaptm anda biri beni yakalayp kar duvara frlativerdi. Elimdeki haneri alan adama bam kaldrp bakabildiimde, yeil imekli mavi gzleriyle Gazanfer karmda duruyordu. Omzunun zerinden, "Haydi abuk ol! Ko, ka!" dedi ataeye. 28 Barbarigo da bu canavar grnce benim kadar arm ve donakalmt. Gazanfer koca cssesiyle zerime kmt, gen atae korku dolu gzlerle hl kmldamadan duruyordu. Gazanfer tekrar bard. "Haydi gitsene!" Bu kez ben konumaya baladm, yine Venedike tabii. "Ondan uzak dur Barbarigo." Eller gittike aa iniyor, boazma doru dayanyordu. Ama hava alabildiim sre boyunca barmaya devam ettim. "Barbarigo, yemin ediyorum, ailemin tm mezarlar

stne yemin ediyorum. O kadn, Sofia Baffo, cehennem sars salaryla her erkee yapt gibi seni de yok edecek, buna yemin ederim." Sonunda Barbarigo koup gitti. Bir kuyumcu tezghnn arkasnda kayboldu, szlerim bir sre daha onu izledi. Sonra susup uzun bir soluk aldm, sonuncu olabilir miydi acaba? Ve o yeil kvlcml mavi gzlere baktm. Gerekten de bu hadmn yznde hibir ifade yoktu, duygusuzmu gibi duruyordu. Tekrar soluklanmama izin verdiinde tm cesaretimi toplayp ona bildiklerimi anlattm ve eer benim bu bilgiyi kullanmam istemiyorsa beni ldrmesi gerekeceini syledim. Uzun kavuk yle hafife itiraz eder bir biimde salland. Hayr bunu kullanmayacaksn, diyordu, hi mi hi konumadan. Eer buna kalkrsan, iler ne senin, ne de kymetli hanmn iin iyi olur, diyordu. Acaba gerekten de srrmz biliyor muydu? Bu hadm bizim tehlikeli srrmz biliyor muydu? Eer sen benim hanmmn srlarn ortaya dkersen, diyordu gzler, ben de seninkininkileri dkerim... kimiz de biliyoruz ki onun ok sevgili kz saygdeer Vezir-i azamn kanndan gelmiyor. Blm II Andrea ww _________M1&_________ IV _____ NBR GZEL KOKU salan zakkum ve gllerin arasnda zarif kanatl kelebekler gibi dolap duruyordu neeli nameler. Drt gen kzdan oluan koro, bu sakin eyll akams-tnde arknn nakaratn son kez tekrarladktan sonra, baka arkya gemiti. Ah Venedik! insan, kalbi nerede olursa olsun yine de bu kentte romantikleiveriyordu. Andrea, artk babasn utandrp bahenin uzak kelerine kartacak bir durumda olmadn biliyordu, evresindeki herkes bu nian trenine yakr kiilerdi. Bu kzlardan hangisi onun olacakt? Foscari... Ailenin ad kzn yzn hemen gzlerinin nne getirivermiti. Tpk babasna ekmiti, ne talihsiz bir burnu vard gen kzn, ite oradayd, soldan ikinci, arknn en ar blmlerini sylemekle meguld. Melissa Foscari... Aslnda kzlarn iinde en gzeliydi ama yine de Andrea' ya ho grnmyordu Madonna Foscari. Kk yzne yakmayan abartl bir biimde tepesine toplanmt kzn salar. Llelerin arasna ilitirilmi inci dizileri de gzne uygunsuz geliyordu. Topuzun arasndaki bu taklar saa zengin bir grnt vermesine veriyordu, ama gen birine ok yakt da sylenemezdi. Zaten bembeyaz inciler Sinyorina Foscari'nin salarnn koyuluunu vurgulamaktan baka bir ie yaramyordu. Btn gg 32 Venedikli kadnlar gibi san oras buras kumrallatrlmaya allmt ama yararszd. Bu aba, doal gne almas izlenimi yaratmamt. Hepsi de Sofia Baffo'nun mkemmel grntsn taklit etmeye abalyordu ve ne yazk ki bu olanakszd. Birka yeni konua daha 'ho geldiniz,' derken yzndeki tiksintiyle kark ilgisizlii saklamaya alt Andrea. Titreyen elleriyle o gzellii yakalam biri, nasl gnl honutlu-uyla daha azna raz olabilirdi? Kanallardaki sular u srada iyiden iyiye ykselmiti. Andrea kentin bu mevsimde, insann cierlerinin en uzak kelerine kadar demir bir el gibi uzanan rutubetli ve ar kokusunu oktan unutmutu. imdi suyun zerindeki sarms yeil tabakaya bakp, farelerin suda kard seslere dayanmakta zorlanyordu. Tifs, her zamanki gibi kentin yoksul kesimlerini krp geiriyordu mutlaka. Ama Wisteria, Sarayn en st katna doru bir n sevgilisinin balkonuna uzand

gibi yaknd. Sarman dallar arasndan bu gzel mermer peri ona en gzel duygular yaatyordu. Foscari'ler bu ahane heykelin klandrmasna gerekten de bir servet harcam olmalydlar. Bu grkemli gzellik, tm plaklyla ve mthi gcyle ona sevgili Sofia'sm hatrlatyordu. Andrea, krmz ceketli uan ona uzatt tepsiden bir kadeh arap ald, belki de bir yldan bu yana itii ilk arapt, brakt ki azna bu nefis tat dolsun. Bu minik krmz havuzun zerinden mermer periyi seyretmeye dald tekrar. "yi i becerdin evlat." Andrea aresiz bir biimde yeni dantel yakalndaki arap lekesine bakakalmt. Aceleyle geldii Venedik'te zerine sinmi Trk slubunu bir an nce syrp atmak iin elinden geleni yapmt ve imdi her ey srtna inen bir aplakla berbat olup gitmiti. Bu dosta selamn sahibi mstakbel kaynpederi Foscari idi. (Safiye (Sultan 33 'Galiba ben asla bir Venedik kibar olamayacam,' diye dnd. Yaptna hi mi hi aldrmayan yal adamn yannda Andrea'mn babas Agostino Barbarigo vard, Cumhuriyet'in en nemli adamlarndan biriydi o. Andrea, gzleri babasyla karlanca tedirgin bir biimde toparland, o meum ka olay da burada olmutu, Fosca-ri'lerin konanda ve birden koltuk altndaki yara szlar gibi oldu, hadm hatrlad. istanbul'daki hadmla, Foscari'lerin salonundaki maskelinin ayn insan olduunu dnmekte zorlanyordu. Hem zamanda, hem meknda ne kadar da farklydlar. Ve Andrea iin o maskeli, tm hayallerini ve mutluluunu yok eden bir karabasan sembolne dnmt. Ama Andrea hi kimseye, zellikle de gemiten gelen bir hayalete pabu brakmay dnmyordu. Onu artk hi kimse tehdit edemezdi. O oktan zarlarn Silahhane'nin arkasnda atmt ve ne olacaksa olacakt. Andrea dikkatini koronun pek de ritmik olmayan namelerinden uzaklatrp gecenin nemli ve sakin havasna verdi, sanki tek bir hzl yrek at bile her eyi deitirebilecek gibi grnyordu. Saat ka olmutu acaba? Belki de anlar oktan geceyar-sn vurmutu, ama btn bu hareketliliin iinde fark etmemiti bile. Buna at, nk Hristiyan lemine tekrar dndnden beri neredeyse unuttuu bu eit seslerle yerinden zplayp durmutu. Mezzinleri zlediini dnd. "Gen dostum, bu konuda gerekten ne dnyorsun?" Foscari kolunu dosta Andrea'mn omzuna atmt. Kz hakknda m gerekten ne dnyordu? Bu dnceyle bir sre sessiz kald. "Ne hakknda ne dnyorum efendim?" Sama sapan bir cevap vermeden nce zaman kazanmak istiyordu. Safiye Sultan F.3 34 Foscari, "Sakz hakknda," dedi. "Sakz?" Andrea yutkundu. "Sence onu alabilir miyiz?" Olunun doyurucu bir cevap veremeyeceini dnen Agostino Barbarigo hemen lafa girdi. "Yln bu mevsiminde -.. Trkler bir saldryla karlaacaklarn asla dnemezler." Sofia ona her eyini verebileceini sylemiti ama tek bir koulla, yalnzca baarrsa... Foscari, "Evet ve eer Cenevizliler byle bir byk dl, Dou'nun giri kapsn ellerinde tutmay beceremeyecek-lerse, Cumhuriyet tabii ki onlarn yerine bunu yapabilir." "Donanmamz bu grevi baaryla yerine getirebilir deil mi, sen ne diyorsun?" diye sordu babas. Andrea umutsuzca dounun, Sakz'n olduu ynn ne tarafta olduunu bulmaya alyordu. Bu ayn zamanda, leden sonra grd Silahhane'nin de olduu yerdi.

imdi karanlkta batdan douya bakmak ok zordu ve Cumhuriyet'inkilere ters grnen kendi planlarn aklamak da.... Ya Guistiniani, u kendisine ait olan aday Venedik'in alabileceini aklna bile getirmekten hi holanmayacak olan Ceneviz asll Sakzl yakalandiysa?... Ya gece gzcleri onu oktan ele geirdiyse?... Salam birine benzese de, Sakzl'nn ilk ikence denemesiyle blbl gibi teceinden emindi Andrea. Belki, o byle zakkumlar ve gller arasnda gevezelik yaparken Guistiniani oktan her eyi itiraf etmiti. Andrea koronun ve gondolcularn arklarnn arasndan bile olsa Byk Kanal'dan gelecek olan devriye gondolnn sesini duyabileceini dnyordu. Her an, her saniye aniden Foscari'lerin maliknesine yanaabilirlerdi. "Andrea konuumuza cevap versene," diye adeta tslayarak uyard baba Barbarigo. "Ne de olsa gen bir adam," dedi Foscari glerek. "Akl kzmda..." (Safiye Sultan 35 "Sakz konusunda byle sus pus durmann tesinde bir eyler olmal Andrea." Agostino'nun tepesi atyordu. Andrea bir yudum arapla boazn temizledi ve "Trkler'in Sakz'n geleceiyle ilgili planlar olduu kesin," dedi. Sesi tizlemiti, yine hadm hatrlad. "Softa Baffo'nun o cehennem sars salar senin de basn yakacak." Andrea hatrladklarndan etkilenmiti, bir an titredikten sonra tekrar balad konumaya, "Trkler adadan bizim sandmz kadar kolay vazgemeyeceklerdir. " iki yal adam bir azdan, "Gerekten mi?" diye sordu. kisi de kaln kalarn havaya kaldrmt. "Yalnz sakz retiminden bir ylda ellerine geen bile bir servet saylabilir." "Grlyor ki Cumhuriyet'in adaya sahip olmas iin ok salam nedenler var," dedi Agostino Barbarigo, gsne kadar inen gr gri sakallar titriyordu. "Gerekten de yle..." Andrea bu konuda konumakta zorlanyordu, bir sre durakladktan sonra devam etti szlerine. "Bu gelirin byk blm Saray haremine gidiyor. Osmanl erkekleri kadnlarna byle bir hakaretin yaplmasna katlanamazlar." Hele de kadnlar asla, diye dnd Andrea. Malki'lerin dkknnda son defa o yaseminle kark badem kokusunu doya doya iine ektii gn hatrlad. Allah korusun, dedi sonra iinden. Son defa deil, asla son defa deil... "Donanmamz bu dinsizlere katlanmay retecektir," diye hiddetle cevap verdi Barbarigo. Gnlsz, "nallah," dedi Andrea. "Bu sapk laf da neyin nesi oluyor?" diye sordu babas. "Afedersiniz efendim," dedi Andrea. "Hibir Trk kayg duymadan gelecee bakmaz. Bu kelimenin anlamna gelince, eer Tanr izin verirse, demektir." 36 Ann Chamberlin Foscari bir kahkaha att. "Demek ki Trkler bizim bu gece yaptmz gibi gelecee dnk bir olayn kutlamasn yanl bulurlar, hatta aforoz ederler." "Sakz adasndaki i, Aziz Marco ile ilgili olunca Tanr' nn buna bir itiraz olacan hi sanmyorum," diyerek konuyu kapatt Agostino Barbarigo. Andrea bu kez " inallah " iinden syledi. Santa Sofla' nn anlar tekrar almaya balamt, San Felice de ona katld ve sonra Venedik'in tm anlar... Geceyars yeni olmutu demek. Bu sesler ona, bir ocua sylendii gibi, artk yataa git, diyordu sanki ve tpk kanaln sularna benzer bir sakinlik iinde akp gidiyorlard gecenin iinde. Sesler giderek hafiflerken birden bir gmbrt duyuldu. Tabii ki bunu bekliyordu. Devriyenin kapda olup olmadn bir an iin endieyle dnd, hayr onlar deildi bu grlty yapan. Dudaklarndan bu ferahlamayla birlikte "Maallah," kelimesi dkld, ama o srada ayaklarnn altndaki amurlu toprak ylesine byk bir sesle sarsld ki, bunu hi kimse duymad. st kat pencerelerinin camlar patlam, tpk bir elale gibi kanala

dklyordu. Birden dounun, Silahhane'nin hangi tarafta olduunu apak grd. Az nce kapkaranlk olan gkyz, imdi art arda patlayan barut flarndan kan atele, sanki lgn bir afak skyormuasna turuncuya ve hatta kzla dnmt. _______ V _______ "yEN GRMEYE gelmeyecek mi?..." Andrea kendi sesindeki lmcll duyabiliyordu. Bunun nedeni devasa hadmn bir lm maskesine benzeyen yzyd. Szckler kuyumcunun gizli odasnda bir mezardaki fsltlar gibi yanklanyordu. Duvarlar arasndaki arnn allm sesleri geliyordu kulana. Altnn keskin, metalik kokusu Yahudiler'in prl prl dkknnn temizlik kokusuna karyordu. Her tarafta yaklm tohumlarn ttsleri genzini yakyordu. Btn bunlar iki aydr hi durmadan zledii, gzlerini yalarla dolduran bir ortamn sembolleriydi. Ve imdi her ey bozulmu, yok olmu gibi geliyordu Andrea'ya. Kendi cmlesinin edilgen tavrndan yaralanmt, bundan syrlp kurtulmak istiyordu. Hayat boyunca kendini hi bu kadar fkeyle dolu, ihanete uram ve korkmu hissetmemiti. Yine de, "Sofia beni grmeyecek mi?" diye tekrarlad. Nefes alabilmekte zorlanyordu sanki, derin derin hava ekti iine. "ehvet dkn ehzade gelmi olmak..." "ehzade Murad, Allah onu korusun, hl Manisa'da," diye arbal bir ses tonuyla cevap verdi Gazanfer. "O halde... Allah korusun, Sofia hasta olmal." Andrea huzursuzca ayaklarn oynatp duruyordu. Sanki kalkp komak istiyordu, oysa bu kck yerde duvarlara ya da dev gibi hadma arpmadan yrmek bile olanakszd. "Allah'a kr, hanmmn sal da yerinde." "Ama beni grmyor, yle mi? Buna dayanamam. Bana srt eviremez, onun iin btn yaptklarmdan sonra..." "Yaptklarnz gayet iyi biliyor," dedi Gazanfer. Tanrm, adam gerekten tatan yaplm bir heykel gibiydi. 38 Ann Chamberlin Andrea'y yalnz lm durdurabilirdi. Herhalde Sofia da ayn durumda olmalyd. "Bilmiyor. Bilemez." "Venedik Silahhanesi'ni mi? Evet, biliyor. Siz biraz gecikmi olmalsnz, biz haberleri yaklak bir hafta nce aldk ve hanmm bu ite sizin parmanz olduunu hemen anlad." "Hayr, bilemez. Foscari'lerin terasnda nasl durduumuzu ve grdklerimizi. Andrea kafasnda dnp duran anlar durdurmaya alt. Bunlar korkun, eytani eylerdi. Olay takip eden haftalar boyunca pek ok kez bunlar beyninden skp atmak istemiti. Hep bunlar Sofia'ya kendi azyla anlatacan ve onun bir pyle zihninin tekrar tertemiz olacan dleyip durmutu. "Bir savata ok daha fazla insan lrd, yle deil mi? Venedik kazansayd bile, yle deil mi?" Neden bu cmleyi na deil de, onun yerine gelmi olan bu duygusuz, ruhsuz yarata sylemek zorunda kalmt, neden? Daha fazla kendini ele vermek, itiraflarda bulunmak istemiyordu, huzursuz elleri orada burada doland. Kendisini de davranlarn da kontrol edemiyordu, aresizdi. "Herhalde." Bundan baka bir ey sylemedi Gazanfer. "Bunlar onun iin yaptm bilmeli." "Biliyor ve bu yzden minnettar size." Andrea ok fazla konumu olduunun farkndayd. Hadm, Tanr gibi duruyordu karsnda, aslnda o Tanr'nn daha ateli gzleri olduunu dlerdi, babas Agostino Barbarigo gibi. Ama yine de kendini durduramyordu. "Asla piman olmadm. Tek bir ey iin bile, tek bir an iin bile, asla. imdiye kadar... Syle bana. Allahm... Beni grmeyecek mi?"

"Sakin olun efendim, hanmm size minnettardr, syledim bunu." "Ama baka bir ey yok, yle mi? Hibir ey... Grnts bile." (Safiye Su 1 Lan 39 ki aydan bu yana Andrea, zevkin doruuna kt bu odaya geri dnmekten baka bir ey dnmemiti. Ama imdi yanbanda olmadna gre, buraya geri gelmek sadece ona duyduu ak kamlam ve yreini derin bir ac kaplamt. Dier hadmn, Veniero'nun szleri yanklanyordu kulaklarnda. Ne demiti... Bu kadar Sofia'ya yetmeyebilir miydi? Mantndan geriye kalan krntlar kullanarak dnmeye alt. Eer Sofia, Sakz'n Osmanllar'da kalmasn istiyor idiyse, demek ki asla ve asla onunla Venedik'e geri dnmeyi dnmemiti. Eer Venedik aday alsayd, Sofia bu Sakz ganimetinden biraz pay kapabilirdi ama daha fazlasna sahip olma ans vard. O da ehvet dkn ehzade'nin bir klesi olarak haremde kalmas kouluyla... Bu dnlemezdi. Bir eyler yanlt. Byle bir ey olamazd, bu ite bir bit yenii vard. Tek olaslk, Sofia'nn istedii halde ondan uzak durmak zorunda kaldyd. Belki de birileri ilikilerinden kukulanm, o da bunun ortaya kmasn engellemek iin tedbir almt. Demek ki artk asla daha nceki gibi zgr olamayacakt. Belki gvende bile deildi. "Ama yeterdi, yeterden de fazlayd." Birden bararak dndn fark etti Andrea. "Eer benim grdklerimi grseydi, duyduklarm duysayd... Guistiniani'den geriye kalan tek ey kulandaki kpe oldu. nsanlarn feryatlar hl kbusum benim. lklar, alamalar, yardm edemediim insanlar, hepsi de anadilimdeydi bunlarn, onun da anadilinde..." Andrea deli gibi kprdanmay ve konumay kesti. indekiler onu neredeyse bir ocuk gibi hkrklara boacakt. Dmemek iin arkasna yasland. Oturduu yer Sofia ile ak iinde yuvarlandklar yatan kenaryd. Burada oturmaya devam edebilmesi iin zihnin de kileri temizleyip bir kenara atmas gerekiyordu. Baka eylerin de 40 Ann Chamberlin farknda olmalyd, kesindi ki bu oday daha nce baka baka insanlar, baka baka amalar iin kullanmt. Bu dnce sanki onun gzlerinin nndeki ba da bir para zm gibiydi. Kendini dnyadaki dier takdis edilmemi insanlarla btnlemi hissediyordu. Cinsellik peinde kendisini aalayanlar, kendi duygularndan baka bir eyi dnemeyenleri aklndan geirmek ve duygusal ortaklklar aramak, yine de onun incinen gururuna, zedelenen itibarna yarar salamyordu. Ne kadn, ne erkek, hatta ne de bir canavar olan bu yaratkla konumak da yle. Ama Sofia'mn beklenmedik tavrna katlanabildiine gre her eye katlanabilirdi artk, bundan emindi. "Sanrm bana sylemek istedii bir eyler olmal." En sonunda doru kelimeleri bulabilmiti. "Evet, var." "Demek ki var. Zaten yle olmasa seni buraya yollar myd?" "Aslnda syleyeceklerimin ne kadaryla ilgileneceinizi bilmiyorum." "Haydi, Allah akna syle," diye patlad Andrea. "Bana Sofia'mn verdii acdan daha fazlasn naslsa veremezsin." Hadm oturduu yerde sandalyesini atrdatarak kmldand, sanki odada ikisine yetecek kadar hava yok gibiydi. "Anlatacaklarmn hanmmla pek az ilgisi var." "Syle stat, syle de bitsin bu ile." Andrea'nin arkasndaki duvara bakarken hadmn mavi gzlerinde yeil kvlcmlar dolayordu. Andrea onun bakt yere bakp konuyu uzatmak, daha da katlanlmaz bir hale getirmek istemiyordu.

"Hanmm bama dn sabah gelen bir eyi size anlatmam istedi." "Hepsi bu mu?" Bir hadmn bana gelenler hi kimsenin ilgisini ekmezdi. afiye ultan 41 "Evet, hepsi bu," diye cevap verdi Gazanfer. "Ama bana biraz kulak verin, isterseniz sonra dinlemeyin. Benim bir zamanlar Selim'in kzkardei Mihrimah Sultan'n hizmetinde olduumu biliyor muydunuz?" Andrea ban sallad, bilmiyordu. Aslnda bu hikyeyi neden dinlemek zorunda olduunu hl anlamamt. Bylesine bir ac ve aresizlik iinde onu hi mi hi ilgilendirmiyordu hadmn anlatacaklar. Ama sonuta unutmamas gereken ey, Sofia'nin bu adama ok gvenmesiydi. Andrea toparland, "Affedersin stat," dedi. "Ltfen devam et." "Yaklak alt yl kadar nceydi, Selim -u anki Sultan-henz sadece veliaht ehzadeydi." Andrea hadmn alld gibi Sultan'dan sz ederken sayg dolu tamlamalardan birini kullanmam olduunu fark etti. Acaba hadm, ruh ve beden olarak sahibi olan Sultan'a kar bir ihanet iinde miydi? Bu, onun neden bir itiraf gereksinimi iinde olduunu aklayabilirdi. Bunlar hi ama hi kimseye sylemesi mmkn deildi Gazanfer'in. Andrea daha byk bir dikkatle adam dinlemeye balad. "O gnlerde davran ve konumalaryla onu tanyan herkesin sevdii bir gen vard Sarayda. Bu zellikleriyle abucak ykselip, Allah rahmet eylesin, Sleyman'n hizmetine girmeyi baarmt. Ama o srada Selim babasn ziyarete geldi ve iki gn sonra da gen hizmetkr kendisinin istediini syledi. Selim rahmedi babasndan daha farkl eyler ister hizmetkrlarndan. Zavall ocuk bir Hristiyan olarak bytlmt ve yetitirilme biimi, efendisinin isteklerine boyun emesini zorlatryordu. Bu arada unu da bilmelisiniz, Selim ister kadn, ister erkek olsun sevgililerini kar hi de nazik deildir. "Ac ve utan iindeki delikanl sabaha kar bana snd. Kahrndan neredeyse lecekti. Onu ykadm, istedim ki gece bana gelen cinsel felaketin izleri kalmasn, bakalar olsa bunu gururla tard, ama o ocuk bakayd. Zavallck kolla42 Ann Chamberlin rmda uyuyup kalmt. Belki de yanl bir i yaptm. Eer byleyse bile, Allah ahidimdir hibir kt niyetim yoktu. Ona belki de efendiye kar duyulan akn gerek ak olduunu retmeliydim ama bunu yapmadm. Ve ocuk her gece Selim'in yanndan kurtulur kurtulmaz benim odama gelmeye balad. Sonunda da birileri bunu Selim'in kulana fsldam olmal ki, tpk zavall bir anne ve ocuu gibi bizi odada yakaladlar. Tahmin edebileceiniz gibi Selim bu ilikiden bambaka anlamlar karmt." Gazanfer, byle bir durumu nasl da ruhsuz anlatyordu. Sanki bir muhasebe defterindeki hesaplar anlatr gibi duygudan yoksundu sesi. Hadmdan cinsel organyla beraber insani olan her ey de kesilip atlm gibiydi. "Beni alp Yedikule zindanlarna attlar. Saray duvarlarnn dndaki o korkun yeri biliyor olmalsnz. Eer orada yaplan ikenceleri bilmiyorsanz, size bana yaplanlar anlatarak asaletinizin zedelenmesini istemem. Sadece unu syleyeyim, hanmm beni hadmlarn yatt bir hastanede buldu." Andrea, Sofia'nn u an nerede olabileceini dnyordu. Gazanfer byle huzur iinde karsnda oturup hikyesini anlattna gre mutlaka ve mudaka gvenlik iinde haremde olmalyd. Ama bu yaratn anlattklarna baklrsa harem, dnyada olabilecek en gvensiz, en korkun yerlerden biriydi. Gazanfer devam etti. "Selim benim sonsuza kadar ac ekmemi istiyordu, en azndan kendi kontrol edebildii srece. Yava yava lm noktasna kadar getiriliyor, tam lmek zereyken iyiletirilip tekrar ikencecilere teslim ediliyordum. Selim defalarca bunlar izledi, yannda gen dostumu da getirerek." kenceden sz edilince, dikkatinin bir ksmnn Sofia'da olmasna karn Andrea

hadmn anlattklarnn akna kendini daha fazla kaptrmt. Sanki Yedikule'nin glgeleri zerine km gibi titredi ve Gazanfer susunca onu devam etmesi iin cesaretlendirdi. afiyc Su 1 Lan 43 "Venedikli gen dostum size unu syleyeyim, yle bir yere gelmitim ki, kendi lmm drt gzle bekliyordum artk. te tam o srada hanmm beni buldu ve bir byyle deil, ama byk bir zekyla ve beceriyle, ne yapt yapt beni satn ald. Selim'in kendine yeni bir ak bulup bana duyduu hiddeti unutmu olmasndan ok mutlu olmutum." Hadmn bana gelmi olanlarn bir blmn Andrea kendi gzleriyle grebiliyordu; elleri, burnu, elmack kemikleri... Ve baka bir eyi daha grebiliyordu: Adamn, hikyesini anlatrken sra Sofia'ya gelince sesine hkim olan yumuaklk, scaklk ve sevecenlii... Andrea hadma yaknlatka, belki de ehzade Murad'a yneltmi olduu kskanln yanl olduunu dnmeye balamt. "Zavall gen dostumu bir daha grmedim," diye devam etti hadm. "Bir kez dnda. O da dn sabaht. Hanmm beni gizli sava toplants konusunda bilgilenmekle grevlendirmiti. Mutfaktakilerle olan ilikilerim sayesinde Divan'a hizmet etme iini elde etmitim. kilerini, yemeklerini verirken her konuulan izleyebilecektim. "Her ey yolunda gidiyordu. Vezirler ve paalar Yemen' deki isyann bastrlmas iin tm gcn kullanlmas konusunda ayn dncedeydiler. eyhlislam da gereken izni veriyordu, sonra Sultan geldi." "Sultan Selim!" Andrea barmaktan kendini alamamt. "Evet, babasnn yerine geen Selim." "Ama onun Divan'a ya da sava toplantlarna artk gelmediini duymutum. Yani en azndan eliler byle olduunu sanyorlar." "Ben de yle sanyordum," dedi Gazanfer. "Sizin gizli haber alma rgtnzn bizimkinden iyi olduunu dnrz, demek ki haklyz." 44 Hadm dalga m geiyordu, kzm myd? Andrea bunu anlayamamt, adamdan devam etmesini istedi. "Ben de dahil olmak zere herkes Sultan'n odaya girmesine ap kalmt. stelik yannda bir yn da adam vard. lerinden biri de Yasef Nasi'ydi." "ocukluundan beri Selim'in arkada olan Yahudi mi?" "Kesinlikle. Belki insanlar size sylemeye cesaret edemezler ama ben unu belirteyim, aslnda Selim'i batan karan odur. Sultan' parmanda oynatmaktan daha fazla tutkuyla bal olduu bir ey yoktur onun ve bu uurda her eyi gze alr. O gece Sultan'n toplantya gelmesini salayan da oydu, bundan eminim. Sultan oktan kafay bulmutu, iki kere ikiyi bile hesaplayamaz bir durumdayd. Nasi olmasa Selim yerinden bile kmldamazd." "Neyin plan yaplyordu o srada?" "Bir dakika iinde konuya geleceim, nce size Selim'in yannda Nasi'nin dnda birinin daha olduunu sylemem gerekiyor." "Evet, syle, devam et," diye heyecanla Gazanfer'i cesaretlendirdi Andrea. Gazanfer nne bakt. "Benim gen dostum vard," dedi. "Artk bir gzde deilse de, hl Sultan'n nargilesini getirmek ve minderlerini dzeltmek onun greviymi meerse. Yalnzca birbirimize bakabildik, baklarmzla dedik ki, Allaha krler olsun yayoruz. Daha fazla bir ey deil." "Ya Sultan'n planlar?" "nce vezirler onun planlarna kar ktlar, yani tabii uygun bir dille. Syledikleri sama sapand. Onu caydrmaya altlar, o srar etti, sonunda da ldrd. Sakn onun iri yar bir adam olduunu sanmayn. Uzaktan grnce kaftan, sar, sorgucuyla yle sanlabilir ama, aslnda ok ufak tefek biri. Hareketleri kadns, soluk tenli ve

erkeklerin houna giden av, (Safiye Sultan 45 ata binme gibi eylerden hi holanmaz. Gzleri kck ve fersizdir ama bir de iti mi... Tam anlamyla kudurup deiir o zaman, bambaka bir adam olup kar. Gzleri, yz parlar, sanki azndan ate fkrmaya balar. Vezirlere, 'Siz ne cretle!' diye barmaya balad o gece de. Sylemitim, sarhotu. 'Siz ne hakla bana kar karsnz!' diye avaz avaz baryordu. 'Sizi istersem yarn le namazna kadar kaynar ya kazanlarnda kaynatrm ben,' diyordu. 'Hayatlarnz yalnzca bana zevk vermek iin vardr,' diye haykryordu. Herkes kalakalmt, hi ama hi kimse kmldamyordu. Ve yine arap istedi, hemen koup getirdik. Son arabn da etkisiyle birden yirmi adam gcne eriivermiti sanki. Hemen yanbandaki yenierinin palasn ekip ald belinden ve gen dostumun boazna dayad. O srada gzlerini bana dikmiti ve ben iimden bana ikence edenlere dua ediyordum, nk yzmn imdiki haliyle Selim'in beni tanmasna olanak yoktu." Gazanfer'in akr gzlerinden o srada geen duygu prltlarn buzlu sularda yzen bir bala benzetti Andrea. _________MI&_________ ________ VI ________ -JyELKANLI hi diren gstermedi," diye hikyesine devam ediyordu hadm. "Szlanmad bile. Eer efendisi syleseydi kendiliinden yere uzanabilirdi zaten. Ama Sultan onu fkeyle itip klcn hzla tam kalbine saplad, zavall adeta halya ivilenmiti. "Sultan, 'Hepiniz beni dinleyin!' diye bard. 'Hepiniz! Vezir-i azam, Kaptan Paa... Adnz, ssl unvanlarnz ne olursa olsun, hepiniz benim klemsiniz. Solucandan farknz 46 Ann Chamberlin yok gzmde... Eer istersem bunu tmnze birden yaparm, anladnz m? Dnyadaki hibir ey de beni durduramaz. Eer istersem... Belki de... imdi, syleyin bakalm, kararn verdiim sava yaplacak m, yaplmayacak m, ada alnacak m?' "Can ekien ocua bakmamaya alarak, 'Dileiniz emrimizdir efendimiz', diye bir azdan cevap verdiler. "eyhlislam bile sesini karmamt -ki o ne Sultan'n klesiydi, ne de Kur'an ve Peygamber'in syledikleri dnda bir emre uyma zorunluu vard-, Selim'in deliliini o da kontrol edemiyordu bu kez. 'Evet', dedi, 'Geri Ada daima Hristiyan olmutur, ama tarihi boyunca hem Memluklara hem de islam'n ilk halifelerine ballk vergisini demitir, O halde imparatorluun snrlar iine katlmamas iin hibir neden yoktur.'" Andrea, karsndaki ifadesiz yzl adamn anlattklarna inanamyormu gibi ban iki yana sallad. O srada, Sofla da dahil tm dier zntlerini unutmua benziyordu. "Bir tek adamda bu kadar g ve yetki... Eer bir dk onun gibi davranmaya kalksa, senato hi gznn yana bakmadan hemen hakkndan gelir. Dier lkeler iin de durum deimez. Avrupa'nn dnyann baka yerlerine uzanmakta niye geri kald ortada!" "Ama bir konuyu unutmamak gerek," dedi Gazanfer. "Bir kiinin kendisi iin istedikleri dierleri iin uygun olmayabilir. " "Madagaskar gibi barbarlarn yaad bir adann imparatorlua katlmas mutlaka onlar iin de ok iyi olur." "Madagaskar m?" Ben ada dediimde bunu mu anladnz?" "Tabii ki. Tek mantkl grnen bu. Oras Hindistan yolunun ilk adm olabilir. Sultan bunu hedefliyor olmal kesinlikle... Yemen dedin, yle deil mi? Ben de dndm ki..." (Safiye Sultan

47 "Dostum. Siz beni yanl anladnz. Sultan'n asla byle bir eyin peinde olduunu sylemedim. Bu anlattklarnz akl banda birinin dnp hedefleyecei eylerdir." Szlerini tamamlamadan hemen nce hadmn gzlerinden belli belirsiz bir hzn bulutu gelip geti. "Selim'in szn ettii ada Kbrs." "Kbrs?" "Evet, Kbrs. Bilirsiniz oras dnyann en iyi zmlerini yetitirir ve satmak zere buras iin ayrd miktar da asla yeterli olmuyor..." "Ama Kbrs, Venedik Cumhuriyeti'nindir." "Kesinlikle dostum." Hadmn ses tonundaki abartl sabr, Andrea'ya Venedik hakknda fazla konuma hakk olmadn m ima ediyordu acaba? Bu garip yaratktan ilk kez duygusal bir tepki almt, kmseme... Adam onu kmsyordu. nk konuyla ilgili ve sorumluluk iinde olmas gerekirken Andrea, bir ehvet dalgasnn peinde her eyi unutup savrulmutu, hadmsa ona ders verecek kadar ilgili ve bilgiliydi. Yine de aknlkla konumasn srdrd: "Ama bu sava ilan demektir!" "imdi gryorum ki, Madagaskar halkna olduu gibi duyarsz deilsiniz. Neden siz Avrupallar barbarlarn hep uzaklarda yaadn dnrsnz?" "Ama bizim Babali ile yaplm bir bar anlamamz var. Selim bunu bilmiyor mu?" "Syledim dostum, hatrlayn eyhlislam'in szlerini. Anlamalarn onuru islam'a katlacak yeni topraklarn verecei onurla kyaslanamaz bile. Eer bana inanmyorsanz, gidip Yasef Nasi'yi bir ziyaret edin. Sultan onu adann bana getirmek iin sz vermi. O da daha imdiden kendisi iin 'Kral Yasef yazl armalar sipari etmi bile. Hanmmn size iletmemi istedii konu ite buydu." 48 Andrea'nn yrei Sofia'ya kar minnetle dolmutu. Her eye karn, demek ki onu unutmamt Baffo'nun kz. Ama bu ilgi ve bilginin karlnda ne bekledii kesin deildi, gen adam ona bir ey vermesi gerektiini biliyordu. Aslna baklrsa vermek istedii daha ok bedensel bir eydi. "Bu ruh hastas adam durdurabilmek iin bir ey yaplamaz." "Az nce dklerin byle bir gce sahip olmad iin hayflanyordunuz.." "Ama ne yapabiliriz?" Andrea sknt iinde kprdand. "Elinin bir an nce Huzur'a kabul edilmesini mi talep etmeliyim?" "u ana kadar henz Sultan' ahsen gremediniz. imdi sizi kabul edeceini nasl umabilirsiniz? Kald ki onun gznde sizin de dier insanlardan bir farknz yok, rahatlkla sizleri de klcyla hallara akabilir." Andrea giderek artan bir panik iinde, nn bu barbarlarn elinde tutsak olduunu hatrlad. Acaba Sofia'nn anlatmak istedii ey bu muydu? "Dnyada hibir g..." "Hayr, ben bunu kastetmedim," diye sze girdi hadm. "Bunlar sizin kukularnz. Bize gre Sultan'n vahi talepleriyle baa kabilecek bir ya da iki g vardr." "Allah akna syle, nedir bunlar?" "Bunun birincisi dervilerdir." "Derviler mi?" "Evet, derviler." "Derviler?" Andrea sabrszlk iinde tekrarlayp duruyordu bu kelimeyi. "Derviler lgn kiilerdir." "lgndrlar ama Allah yolunda lgn olmulardr ve yle bir mertebeye gelmilerdir ki, Sultan'n kurallar onlara vz gelir. Eer bir dervi gidip de Sultan'n emrine girer, onun oyunca olursa insanlarn gznde tm gcn, saygnln da yitirir. Eer bir Sultan da tutup bir dervie kendi yasalarn uygulamaya kalkarsa; onu hapse atmaya ya da ldrmeye yelAafiye Sultan 49 tenirse -vezirlerine, paalarna yapt gibi- olsa olsa bir ehit yaratr. Byle bir ehit

ise Sultan'dan daha gldr, l olduu halde...lm biimi korkunlatka ehidin gc de artar. Hayr, bir dervii asarak Sultan ipi kendi boazna dolam olur. Yenieriler bile Sultan'n emirlerinden ok bir derviin davulunun peinden gitmeyi tercih ederler." "Bunlar bir Mslman iin doru olabilir ama bir Hristiyan olarak ben ne yapabilirim?" "Gidip nce dervilerle konumalym, ancak ondan sonra neler olabileceine karar verilebilir. Bir de, bir de... nemli bir unsur daha var..." "Nedir?" "Harem tabii ki." "Harem! Ama bu ok gln. O kadnlar da senin gibi kle stat. Hatta kleden bile daha beter durumdalar. Gn n grmeden yaayan zavalllar. Sultan'n gznde onlarn istanbul'un sanlar kadar bile bir deeri yok." "Dostum siz hareme Hristiyan gzyle bakyorsunuz. Onlar Catherine de Medici ya da ingiliz kraliesi Elzabeth'le kartrmayn. Onlara benim gzmle bakmaya aln. Benim gzlerim... Yar kadn, yar erkek, yar Hristiyan, yan Mslman gzler... O zaman hem kadn, hem de Trk olmann ne demek olduunu belki daha iyi kavrayabilirsiniz. Erkek dnyasndan, o ilikilerden uzak olmalar bu kadnlara inanlmaz bir g vermitir, inann bana. "Eer Selim, klcn bu kadnlara kar kullanmaya kalkarsa, bir gecelik elenceden ok daha fazlasn yitirir. Onurunu... Upuzun, askeri baarlarla dolu bir tarih bile bylesi bir durumu telafi edemez. Bir erkein onurunun iki paralk olmasndan daha beter bir durum sz konusu olamaz ve bu tamamen kadnlarn elindedir. Ve o zaman Sultan yle bir ehit yaratr ki, o ehit paavralar iindeki bin derviten bile daha gl olur. Safiye Sultan F.4 50 Ann Chamberlin "Ama biliyorum bunu anlamak g, tarif etmek de... Tpk dervilerin Allah'la olan gizemli ilikisi gibi bu da aklanmas neredeyse olanaksz bir durum. Bunlar genellikle hanmmla bile konuamyorum. Byle durumlarda beni hemen 'Gazanfer, kendine gel, canm skyorsun, haydi yaplacak bir yn i var,' diye uyarr. Sk sk onun, yaad haremi yeterince tanmadn dnmmdr. Her eye karn o bir Hristiyan olarak doup bytlm biri." Hadm durup sustu, allmadk bir eyi yaptnn farkndayd. "Bazen de onun haremin bu gcn yanl kullanmasndan korkuyorum. Eer bunu yaparsa o zaman erkeklerin yz yze geldii tehlikelerle kendisinin de karlaacan bilmesi gerekir ve korkarm ki... Ama o benim hayatm kurtard. Akll, iyi, cesur ve..." "Ve gzel," diyerek bu tanmlamay tamamlad Andrea. "Evet, hem de haremin en gzel kadn. Bunun farknda olmayanlar yalnzca tamamen hadm edilmi olanlar. Onun aleyhinde konuamam. Ve beni size yollamasndan da belli ki haremin gcnn ne olduunun ve nasl kullanlmas gerektiinin yeterince farknda." "Hanmn benim ne yapmam istiyor?" Andrea tm bu anlatlanlara ramen kendini hl aresiz ve kararsz hissediyordu. Gazanfer, "Bunu bana sylemedi," dedi. "Keke senin yerine onun klesi ben olsaydm," diye patlad gen atae. "nk ben onun dudaklarndan kacaklar yerine getirmek iin lm bile gze alrdm. Ama imdi ne yapabilirim? Duyduklarm karsnda ne yapmam gerektiini bilemiyorum." "Benim size bir neride bulunmama izin verir misiniz?" "Memnuniyetle. nk onun aklndan geenleri u dnyada en iyi bilebilecek olan kii sensin." "Sanrm hanmm bu mesajla size unu sylemek istiyor, (Safiye Sultan 51 size ve stanbul'da yaayan tm Venedikliler'e: Eyalarnz toparlayp bir an nce nce lkenize doru yelken an. En ge yarn Babali size 'ya Kbrs' verin, ya da

savarz,' diyecektir. Bu size biraz zaman kazandrr. Bu konuda biraz daha dnebilirsiniz. Byk bir olaslkla iki gn iinde gvenlikle uzaklaabilirsiniz buradan. Daha sonras iin hi kimse gvence veremez, bu konuda harem de aresiz kalr eer gecikirseniz... Ve belki de, denizde donanmanz bulup onlar uyarabilirsiniz." "Ne donanmas?" diye bard Andrea. "Ben onu kendi ellerimle yok ettim." Bu dnceyle yine tm vcudu rpermiti. Onun donanmay yok etmesi yoksa yalnzca Sakz'la ilgili deil miydi, plann dier paras da Kbrs myd? Akl karmakark olmutu Andrea'nn. "Ticari gemilerinizi donanmaya katabilirsiniz belki de," diye neride bulundu hadm. "Neyle? O eyll gecesi tm silahlarmz binbir paraya ayrld." Gazanfer beyaz kavuunu zntyle sallad. "Bunlar benim ok dmda ne yazk ki." Ama Sofia'nn deildi. Bu dnce hadmn m, Andrea'nn myd? Bunu uzaklatrd zihninden. "Tabii ki benim bir korkak gibi dv alanndan ekilmemi istemiyordur." "Ama onursuz bir yaam..." Bu ne anlama gelebilirdi? Byle bir durumda onur ya da yaam kalabilir miydi? O, hayatnn anlam olan Sofia Baffo olmadan... "ok gensiniz dostum," dedi hadm, "ve doal olarak da ok ateli... Size sylemeye altm gibi ince ve beyaz ellerinde tuttuklar erkek onuru aslnda haremin onuru deildir." 52 "Osmanllar gibi anlalmaz, bilinmez bir ekilde konuuyorsun!" Gen adam diplomasiyi unutmu gibiydi. "Bir kadn, korkak bir erkei nasl sevebilir?" "Bir cesedi sevdiinden daha ok sanrm." Ya da bir ala... Hadmn gzleri mi byle diyordu, yoksa Andrea'nn kendi i sesi miydi bu? Aslnda bu konuda dnmek istemiyordu. Yaplmas gerekeni yapmt, o kadar. "Evet, aslnda bu patrt arasnda lmeyi dnmyorum." "Bu yalnz Allah'n ellerindedir." Sofia, onun yaamasn istiyordu. Bu umut vericiydi, onu hl seviyor olmalyd. Birden ani bir dnceyle damarlarndaki kann tm donar gibi oldu. Ya onun yaamasn ak iin deil de, baka emellerinin gereklemesi iin istiyor idiyse? Daha fazla silahhaneyi bombalamak iin... Tpk yllar boyunca Selim'in o zavall delikanlya yapt gibi, sonunda halya kalbinden geen bir klla aklmak iin geen bir hayat... Acaba hadmn ona bu hikyeyi anlatmasnda zel bir anlam m vard, Gazanfer gizliden onu uyaryor muydu? Andrea adamn gzlerine dikkatle bakt ama hibir aklama gremedi orada, ne bir onay ne de bir inkr... Gazanfer gitmek zere ayaa kalkmt. "Ben hanmmn isteini yerine getirdim. Bundan daha fazla bir ey syleyemem. Allahasmarladk Barbarigo." "Dur, bir dakika dur!" Andrea tela iinde adamn arkasndan seyirtti, Sofia'nn ona ihanet etmesiyle ilgili tm kayglar tekrar silinip gitmiti yreinden. Boynunda asl olan madalyonu karp hadma uzatt. "Bunu al ve hanmna ver, benden..." Gazanfer bu deerli, zarif el ii mcevheri kocaman kaba elleriyle tuttu. "Belki de size bir baka mesaj daha yollayama-yabilir." "Bu benim annemin madalyonuydu, ondan bana bir Safiye Sultan 53 an.... Yeryznde baka hibir kadn; senin hizmet ettiin, kalbimin sahibi Sofia dnda bunu tamaya layk olamaz. "Allahasmarladk" diyerek saygyla eilen Gazanfer madalyonu gsne soktu ve kapya doru yneldi. kmadan nce dnp, "tm kalbimle dua edeceim," dedi. "Hem iki lkenin, hem de sizin ruhunuzun bara ve huzura ermesi iin.

"Ona de ki..." diye seslendi Andrea, artk Sofia'nn evrelerindeki byk tehdit ve tehlike nedeniyle yanna gelemediinden emindi. ".. .Ona de ki, istanbul'u onsuz asla terk etmeyeceim. " ____________MM>____________ _______VII_______ fS^NDREA neler yapmas gerektiini gzden geiriyordu. Gidip Divan'da gl ve etkili bir bar konumas yapabilseydi... Bundan en az vezirler kadar etkilenen Safiye, Sultann Gz'nn perdesini ekip onun kollarna atlrd mutlaka. Ondan sonra neler olabileceini ise net olarak sylemek zordu. Evet, odann ve avlunun azna kadar yenierilerle dolu olmas problemi vard. Ama olsun, Sofia kollarndayken gerisi nemsizleiyordu. Bir dier senaryo da uydu: Saray duvarlarn aarak lgn Sultan' ldrebilirdi. Ve krmz kadife divanda, altn sars salarn datm, gzyalar iindeki "o," bunu grnce bembeyaz kollarn boynuna dolayarak... Bir kez daha i bu noktaya gelmiti hayallerinde ve yine daha sonras nemsizlei-vermiti. Pek ok fantastik dnce daha gelip gemiti aklndan, ama bunlarn hi mi hi uygulanabilirlii yoktu. Geriye tek bir yol kalyordu ve o da bunu yapacakt. 54 ANN CHAMBEKLIN 3*Vezir-i azam'n konann hemen yanndaki kiliseden bozma caminin avlusundayd Andrea. Buradan Sofia'nn tahtrevann kaln demir kaplarn ardndan da olsa grebilirdi. Karadeniz'den esen keskin ve sert bir rzgrla parmak ular bile dondu. Bu rzgr, hem sokan ucundaki lambay sndrm, hem de Ay' bulutlarla kapatmt. Yakn evlerin ift kat perdelerle kapatlm pencerelerinden szan lgn klar da saylmazsa ortal aydnlatacak hibir ey kalmamt. Andrea parmaklarnn hareketsizlemesini nlemek iin sk sk onlar nefesiyle stmaya alyordu. Hanerini sonuna kadar tutabilmeliydi. Tam tepesinde okunan akam ezan camiye hareketlilik getirmiti. Barbarigo sakland yerin yanbamdan geen adamlar grd, bunlarn ou talimden gelen yenierilerdi. Her birinin kolunun altnda kendi seccadesi vard, sanki ruh huzurlarn ortaya serer gibi bunu gururla tayarak yryorlard. Garip bir ekilde onlara katlma arzusu duydu, bir kalabaln paras olarak kendi ruhu bir para huzur bulabilir miydi acaba? Ama naslsa az sonra bu toplu ibadet de bitecek ve bunun yerini adrlarn, ocaklarn mahremiyeti alacakt. Kafeslerin ve perdelerin arkasndaki scak klarn arasndaki sokakta daha imdiden taze ekmek, lahana ve nohut kokular yaylmaya balamt. Bunlar ayaklarnn dibindeki rk p kokularn bile bastryordu. kinci kat cumbalar bereketli memelere benziyordu. Bu grntler Andrea'y bir konuda meraka srklemiti. Erkeklerin ou onun plann bilmiyordu, peki ya kadnlar? Erkekler ve onlarn hayatlar iin yaplan abalar pek ok eyi unutturabilirdi, ama biliyordu ki haremlerdeki sessiz gzlerden hibir ey kamazd aslnda. Acaba kadnlar ne dnrlerdi? ilerinden hi olmazsa birinin zgrlemesine sevinmezler miydi? Safiye Sultan 55 Paa'nn konandan bir tavus kuu sesi duyuldu. Tylerini kabartp silkelenen ku, imdi sakinlemi olmalyd. Onun yanndaki daha kk evden de bir ocuk alamas geldi, Andrea bu iki sesi birbirine benzetmiti. Sonra annenin ocuunu yattrmak isteyen mrltsn iitti. Olup biten her eyle bireyler arasnda bir incecik kpr vard, zel bir ey... imdi bunlardan ne kadar da uzak olduunu dnmek And-rea'nn iini burkuyordu. Ama bu holuu sonunda o da yakalayacakt. Yapacam, diye direndi kaygl dncelerine. Bu geceden sonra, bir daha asla tek bama olmayacam. Ama daha

ne kadar beklemesi gerekiyordu? Sofia, arkadann evinde geceyi geirecek olamazd. Andrea haremin kaplarnn karanlk basmadan kapanp, kilitlendiini biliyordu. Ama Sofia'y da biliyordu. O, her durum iin bir zm bulabilirdi. Bir baka kuzey rzgr tekrar iliklerine kadar iledi ve ay o gizemli peeden kurtulup yine meydana kt. Sabaha kadar caminin nndeki emede kk bir buzdan sarkt oluaca kesindi. Ama mezzinin alacakaranlkta okuyaca ezanla avluya dolacak olan mminlerle birlikte onu grmeyi dnmyordu. Yeleinin yakasn kaldrd. Tekrar Paa'nn evinden kacak olan tahtrevann altn yaldzlarnn scak krtlarn beklemeye koyuldu. Bu dnce bile ona yeterince sakinlik veriyordu. Az sonra cami tmden boald, son mminler de kp gittiler ve hemen ardndan konan kaps araland. Kk kafile Saraydan ok, onun bekledii kk geide ynelecekmi gibi grnyordu. ylesine yakndaydlar ki, Andrea daha fazla saklanabilmek iin minarenin duvarna iyice yasland. Koruyucular hava buz gibi olduu iin hemen kendilerini kedeki kahveye attlar. Geride yalnzca hadm kalmt. Kollar gsnde apraz56 lanm, etraf gzetleyerek bekliyordu. Ve belki de Gazanfer bir dman olarak kabul edilemezdi. Koruyucular yollamt ne de olsa. Adamn, Selim'den nefret ettii kesindi ve hanmn ok seviyordu, ona balyd. Ondan ayrlmay dnmyordu, onun istemedii bir eyi asla yapmazd. Hadm, bir kez hanmnn Venedik'in ve zgrln tadn kardndan emin olsa, her eyi yapard ve onu da alp gtrmek bir sorun deildi. Zaten korumakla grevli olduu kadn kap gittiinde bir hadmn Yedikule'den baka gidecek yeri olamazd. Andrea bu zavall idi horoz iin de bir ka plan hazrlamas gerektiini dnd. Evet her ey, sanki Tanr tarafndan planlanm gibiydi, hatta marnlamayacak kadar mkemmel yryordu. Ay , duvarlarda garip eriler ve izgiler iziyordu. Bu glgelerin arasndan bir slk sesi ykseldi. Andrea grevine younlatrd kendini. Bir ikinci slk ilkine cevap verdi. Yknt halindeki Hi-podrom'a alan yerden gelen bu ses neredeyse duyulamaya-cak kadar alakt. nc adam eyleme en yakn oland. Onun sesi, geidin en dibinden, tm seslerin birbirine kart yerden geldi. Bir zamanlar geni kemerlerin altndan bu dik tepeye kan atllarn yerini daha sonra evsiz barkszlar almt. Ve imdi... Sofia Baffo. Andrea toparlanp son sl almak zere dudaklarn bzd, tam iaret verecekti, caminin kaplar ald ve bir adam daha dar kt. Andrea durdu, durabildiini umdu. Kendi kalbinin at kulaklarnda ylesine bir gmbrtyle yanklanyordu ki, slnn sesini duyup duymadndan bile emin olamyordu. Bu heyecan iinde askerin keskin havay iine ektiini ve kap nndeki izmelerini giydiini grd. Bunlar ilk bakta bir ift sradan izmeye benziyordu. Daha sonra rengin krmz olduunu grd. Adamn sarnn tepesinden upuzun kutyleri sarkyordu. Btn bunlar onun (Safiye Sultan 51 bir sava olduunun iarederiydi. O btn Hristiyanlar'm korktuu biriydi, bu adam orbacba'yd. Andrea minarenin loluuna iyice sindi. Adam, dier askerler gibi geide doru, yukar kmas gerekirken avluyu ve emeyi geince sola doru dnp Hipodrom kalntlarna doru yrd. Durdu, snm lambann altnda bir sre evresine ba-kndktan sonra yoluna devam etti. Tahtrevann yanndan geti. Andrea, doru mu gryorum, diye dikkatle bakyordu. Evet yanlmyordu, adam Gazanfer'e selam vermiti ve hatta

parmaklaryla arabann kepengini tkrdatmt. Sonra birden ykk kemerlerin altnda gzden kayboldu. Andrea tekrar derin bir nefes ald ve iine younlat. Ama o daha nefesini vermeden tekrar artc bir ey daha oldu ve plan aksad. Gazanfer tantrevann kapsn amt. O gzelim yasemin kokusu, buz gibi havay sanki yumuack bir battaniye gibi stvermiti birden. Ve peeler iindeki kadn onu dikkatle yere indiren hadmnn ellerinden ayrlp, karanlkta kaybolan yenierinin ayak seslerinin peine dmt. Ksa bir an byk bir sessizlik oldu. Andrea'ya beyni bile durmu gibi geliyordu. Ve sonra, birden bir kadn l duyuldu. ____________MM>____________ _______VIII_______ tS&NDREA zpkn gibi frlam, geitten aa doru koarken, Gazanfer de ataenin kiralad iki serseri tarafndan ser-semletilmiti. Ykk kemerlerin altna ulatnda Barbarigo aknlkla duraksad. Tepesi tavus kuu tyleriyle ssl sar olan yenierinin cansz bedeni nnde yatyordu. 58 nc kiralk serseri Sofia Baffo'yu kskvrak yakalam, yznden peesini syrmaya alyordu, ama tek yapabildii tl aralayp eliyle azn kapatmak olmutu. "sa akna!" diye bard Andrea, bir Mslman'n cesedi karsnda hi dnmeden ve aptalca ha kardn far-ketti. "Ne yaptn?" "Birinin lebileceim sylemitin," diye cevap verdi adam, beyaz akm tek gz durmadan seiriyordu, "Ben leceime o ld tabii." "Ama onun bizimle bir ilgisi yoktu ki." "yle mi?" Belki de adamn gz, tiki yznden yine kmldyordu, ama Andrea bunun kendisiyle bir alay anlamna da gelebileceini dnd, ses tonu garipti. Kendini toparlayp, "Kadn brak gitsin," dedi. Sofia olan biteni dinliyordu. Keskin baklar Andrea'nn zerine kilitlenmiti. Bu gzlerde nefret mi parldyordu yoksa? Byle bir eye katlanamazd. "Ne? istediin kadn bu deil miydi? Bana gre hava ho. Gerekten... Eer sen onu istemiyorsan, ben de kendime alrm bu gzeli." "Brak onu, brak tahtrevana gitsin." "Bilmiyorum reis, ama bunu uslu uslu yapacan hi sanmyorum." "Sana onu brak, diyorum." Adam emre uymakta gnlszd, ama o srada Sofia elini srnca en azndan kadnn azn kapatan elini geri ekmek zorunda kald. Sofia tekrar bir lk att, Gazanfer'in bulunduu yerden ykselen tehdit ve kfrler Andrea'ya hi cesaret vermiyordu. "Sofia, Sofia, benim, ben Andrea," dedi. Serseri tekrar kadnn azn kapatmt. "Seni kurtarmaya geldim. Seni Venedik'e geri gtreceim. Tekneyi, her eyi ayarladm. Haydi gel, tahtrevana bin, seni limana tayalm." Safiye Sultan 59 Aslnda, bunlar sylerken Sofia'yi tahtrevana zorla bindirmeleri gerekeceini anlamt. Onu kucaklayp gtrmek zorunda kalacakt herhalde. Dikkatle kadna yanat, ilk doku-nuuyla genzi tekrar o muhteem yasemin kokusuyla doluver-miti. Ama bir ey eksikti, badem kokusu yoktu parfmnde, davranlarysa akn yumuaklndan ve scaklndan yoksundu. Kesin olan, dlerinin kadnnn bu gece bambaka bir tavr iinde olduuydu. Andrea birden bir ey daha fark etti. Sofia'nn tapt o dmdz karn ellerine biraz daha kaln ve dolgun geliyordu. sa ve Meryem akna! Sofia hamileydi. Acaba kendi ocuu muydu? Bunu tam olarak hesaplaya-miyordu, ama olabilirdi. Demek tersliinin nedeni buydu. Andrea, hamile kadnlarda tuhaflklar olabileceini

duymutu. Artk yalnz ikisini deil, n dnmek zorundayd. Andrea ve serserinin arasnda Sofia bir sre daha rpnmay srdrd. Gen Barbarigo olabildiince dikkatli davranyordu, ama az da olsa bir g kullanmak zorundayd. Sofia ikisine de sert tekmeler savurup duruyordu. "Haydi onu arafyla balayalm," dedi nc adam. "Bu biraz daha kolaylatrr iimizi." Andrea aptal aptal ban sallad. arafnn karlmamas iin verdii ura srasnda Sofia, Andrea'yi pek ok yerinden incitti, ama bunlarn en etkilisi adamn yreinde alan yarayd. Serseri tam kadna tokad basmak zere elini kaldrmt ki, Barbarigo elini tuttu. in asl belki onun gnlnden geen de bir para buydu, ama kendine hkim olmas gerekiyordu. Mantkl davranmalyd. Tabii byle tepki gsterecekti Sofia, ne de olsa ok uzun bir sredir Trkler'in arasndayd ve arafa da, peeye de ok almt. Andrea'nn ii bir para rahatlamt ve Sofia'yi asla 60 Ann Chamberlin incitmeyeceine dair hem kendine, hem de Sofia'ya sz verdi. "Seni incitebileceimi mi sandn hayatm? Seni, akm, ya da bebeimizi..." diye yalvaran bir ses tonuyla konutu. Senin ocuun mu? Benim bir ehzadem varken, bu ocuun senden olabileceini mi dndn? Serserinin kollarnda hl rpnan kadnn gzlerinde sanki bunlar okur gibi olmutu Andrea. Bunu bir daha d-nmemeye alt. Tahtrevana doru olan zoraki yry devam ediyordu. Kimin ocuu olursa olsun Andrea nezaketini bozmamakta kararlyd. Ve kendine, her kimden olursa olsun, Sofia'nn douraca tm ocuklar kendi ocuu gibi seveceine sz verdi. Yine de kadnn aksi ve ters tavrlarn iine sindiremiyor-du. Sofia'nn ona bir hrsz, rz dmaniymi davranmas gerekten de Andrea'nin kafasn allak bullak etmiti. Ama bunu dnerek zaman kaybedemezdi. Yokuun banda adamlarla mcadelesini aralksz srdren Gazanfer neredeyse durumu kendi lehine deitirmek zereydi. Adamlardan biri hadmn ekmeye alt hanere tekmeye bast ve bak karanln iinde kayboldu, ikisi birden dev adama sk sk sarlmt. "Dorusu," dedi Sofia'yi tutan serseri, "Merak etmitim, hangi kadn bu kadar abaya deer, diye. nk bize dediin parayla kesinlikle en az on kadn alabilirdin reis. Ama imdi gryorum, srarnda haklymsn. Sana katlyorum, gerekten de deer." Adamn szleri Andrea'ya moral vermiti. Tutkusunun nedeni son derece gerekti. Biraz soluk alabilsin diye azn tutan parmaklar aralandnda Sofia konutu. "Barmayacan, azm balamanza gerek yok." Bu szlerin kendisine sylenmesini isterdi Andrea, ama bir ey demedi ve adama bayla kadnn dediiai yapmasn iaret (Safiye Sultan 61 etti. Serseri aldrmazlk iinde omuz silktiyse de elindeki ba her eye karn kadna yakn bir mesafede tutmay srdrd. "Bunu neden yaptn Barbarigo, neden?" En azndan imdi italyanca konuuyordu. Ama kendisini uzakta tutabilmek iin zel olarak aile ismini kulland Andrea'nn dikkatinden kamad. "Silahhaneden sonra, seninle dost olduumuzu dnmtm." "Dost mu? Cara mia, seni seviyorum. Bunu yapyorum, nk seni seviyorum. Seni bir bakasna brakamam ve bu uurda da her eyi yaparm." Kadnn ses tonu olduka sinirli ve sabrszd. "unu demek istiyorum, Halil'i neden ldrdn?" "Halil mi?" Andrea, Sofia'nn bu isme nem vermesine bozulmutu. Konuulan dili anlamamasna karn serseri bile bunu fark etmiti ve alayc alayc gld. "O." Sofia kemerlerin altn iaret ediyordu.

"Yenieri mi?" "Evet, orbacba." "Onun bizimle hibir ilgisi yok." Sofia srar etti. "yle de bir ilgisi vard ki..." "Kt bir rastlant oldu, o kadar. Ama sonuta bizi ilgilendirmez o adam. Ltfen Sofia, deerli zamanmz boa harcatma." "Afedersin reis," diye araya girdi serseri. Andrea'nn tm konsantrasyonu bu Trke kelimelerle bozulmu ve bundan hi holanmamt, elini sallayp adam susturmaya alt. Ama adam srar etti. "Sana unu sylemem gerek, o krmz izmeli herif benim iimi iyice kolaylatrd. Yaklatmda sanki kucaklaacakmz gibi kollarn yle bir havaya kaldrd ki, hanerim kolayca kalbine gmlverdi." "Ahlaksz gavur," diye fkeyle tslad Sofia. "Katil." Adam arsz arsz srtt. 62 Ann Chamberlin Andrea duyduklaryla kahrolmutu, ama bir Barbarigo kalbine hkmetmeliydi. Toparland... "Onu tahtrevana sok," dedi kat bir sesle, artk bebein de kadnn da incinmesine aldrmayacakt. "Bir an nce buradan ekip gidelim." "Barbarigo beni anlamyorsun." "Sanrm Madonna, gayet iyi anlyorum. Yedi yl nce Foscari'lerin Karnaval elencesinde olanlar bir kez daha tekrarlanyor galiba. Ama bu kez hayr! Benim olacaksn. Sana ramen seni kurtaracam." Sofia'nn tavrlar Andrea'y artacak biimde deimiti. Demek biraz skdan anlyordu Baffo'nun kz. Tahtrevana ulatklarnda kapy at, Sofla ieri girerken gen adam, ona bakmaktan yine de kendini alamyordu. "Btn bunlardan sonra zaten bu lkede benim iin deerli ne kald?" diye mrldand Sofia. ocuk, diye aklndan geirdi Andrea. Olun Mehmed. Ama Sofia ocuuyla ilgili tek bir sz bile sylemedi. "Btn plan altst oldu," dedi bunun yerine. "Madem ki artk Halil ldrld." "Niye szlandn bilmiyorum." "Ama ben biliyorum," diye fkeyle konutu Sofia. "Halil, bizim Kbrs iin tek umudumuzdu." "Kbrs?" Andrea'nn iini kavuran kskanlk bu szlerle bir anda yerini aknla brakmt. "Yani o st rtbeli askeri rvetle kandrdn m sylemeye alyorsun?" "Neden bu kadar airdn?" "Ama, nasl?" "Andrea bunu sorman m gerekiyor, biraz kafan altr-sana." Andrea durumu anlamaya alyordu. Kbrs'n igalini mi nlemeye alyordu Sofia? syan karp, ocakta ayaklanma yaratp savaa m engel olacakt? Kbrs' m kurtaracakt? "Barbarigo ben neden Kbrs'n alnmasna engel olaym ki?" Safiye <Sullan 63 "nk Venedikliler lecek. nk Kbrs, Venedik Cumhuriyeti'ne aittir." "Btn bunlardan benim karm ne?" Sofia'nn salar ay altnda altn gibi parlyordu. 'Cehennem sars salar' tarifi ilk aklna gelen oldu. "Seni eve geri gtreceim." "Binlerce sersem asil kadndan biri olmam iin mi?" Andrea sululuk iinde gzlerini kapad. Ve Cumhuriyet' in dier asil kadnlarn hayalinden geirdi, Melissa Fosca-ri'nin durgun yzn, koroyu... "Evet!" diye bard. Sofia ise "Hayr," dedi. Sakinlii ve kararll ldrtciy-d. "Eer Trkler Kbrs' alrsa, benim olum orann ehzadesi olacak ve oray ynetecek. Ve ben de onu." "Ya yenieri dostun?"

"Belki biliyorsun," Sofia ellerini Andrea'nn gsne dayamt. Onca kadife ve ipein arasndan bile gen kadnn scakln duyabiliyordu. "Belki de bilmiyorsun. Sokullu Paa, Kbrs'n alnmasn engellemek iin elinden gelen her eyi yapyor." "Duyduklarma gre Sultan'n bu arzusunu durdurabilmekte ok byk bir ans yokmu." "Evet, Selim bir bela. Onu ortadan kaldrabilecek bir adama neler vermezdim..." Sofia imdi bembeyaz elleriyle Andrea'nn boynuna dokunuyordu. Gen adam kendini kontrol etmekte zorlanr hale gelmiti. "Aslnda Yasef Nasi onun yerinde olsa ok daha iyi olurdu." "Yasef Nasi mi?" "Evet, o. Selim'in batan karcs ve hatta yneticisi odur ve unu da bilmelisin ki Nasi benim adammdr." "Ne vereceksin Sofia ve ne iin?" Kadnn dokunular akln bandan almaya balamt, dzgn dnemiyordu artk. "Nasi'nin bu igal iini krklemesi iin urap duruyorum uzun zamandr." 64 "Halil'in Sokullu'ya ne yapmasn umuyordun ki?" "Tabii ki ldrmesini." Andrea aresiz bir biimde Sofia tarafndan srklendiini hissediyordu, ama elinden gelen bir ey yoktu artk. Eli kolu bal, kalakalmit. Artk kontrol tamamen Sofia'nn eline gemiti. Kt bir eyler hissetse de aresizdi Andrea. Ve o beklenilen an geldi. Sofia birden eilip tahtrevann arkalarnda bir yerden kabzas incili bir gm tabanca ekti. Bunu nereden ve nasl bulduunu da, kullanmay nerede ve kimden rendiini de dnecek halde deildi gen Barbarigo. Demek ki Sofia sadece silahl dolamyordu, silah daima dolu da oluyordu. Ve onu suratnn ortasna doru nianlamaktan da, horozunu kaldrmaktan da ekinmiyordu ite. Upuzunmu gibi gelen bir saniye geti. Andrea kendini sanki sonsuz bir suyun iinde boulacakm gibi hissediyordu. Mermi, gz sakat serseriyi hi uyarmadan, tam o azgn, ehvetli baknn ortasndan yakalad. Paa'nn bahesindeki tavus kuu bu grltye bir lkla cevap verdi. iler katacak gibiydi, Andrea bir an nce kamalar gerektiinin bilincindeydi. Tabancann patlamasnn yaratt boluktan yararlanp Sofia'nn zerine atld ve onu tahtrevann dibine iterek, d kapy kilitledi. imdilik bu kadar tedbirle yetinmesi gerekiyordu. lmekte olan serserinin barlar dier ikisini ylesine etkilemiti ki, adamlar aknlktan Gazanfer'i balayan ipleri gevetivermilerdi. Devasa hadm ise bundan yararlanmay ihmal etmemi ve hemen kurtulup srtn arkasndaki duvara yaslayarak adamlara sille tokat girimiti, bir yandan da o ka-dnms sesiyle baryordu. "mdat, imdat, adam ldryorlar, yetiin!" evredeki evlerin kafesli pencerelerinde insanlar belirmiti ve ok ksa bir zaman sonra gece bekisinin buraya geleSafiye Sullan 65 cei kesindi. Neyse ki, bu arada dier iki adam toparlanp tekrar Gazanfer'i tutmay baarabilmilerdi. "Kesin u idi horozun grtlan!" diye bard Andrea. nn tahtrevan omuzlayabileceklerinden emin deildi, ama Gazanfer'e onlarla gelmesi iin yalvaracak zaman yoktu. Sonra ay nn altnda prldayan koyu bir kan fkrd. Ama bu Gazanfer'in kaln boynundan deil, elinde bak olan serserinin boazndan kyordu. Birden arkada bir karalt belirdi, sanki gkten inmi gibiydi. Adamn giysilerinden onun da bir hadm olduu belliydi. Andrea, Paa'nn hadmbas olduunu fark etti.

Veniero'ydu bu, konan duvarlarndan aa atlam olmalyd. nc serseri olanlar grr grmez korku iinde Hipodrom'a doru koarak karanlkta kaybolmutu. Bir dakika iinde arabann iinden tekrar atelenen tabancayla Andrea da kendine geldi. Kurun tam ayaklarnn dibinde amurlar zerine sratarak patlamt, yznde bir yanma hissetti, barut yan... Gece bekisi sokan br ucundan koarak geliyordu. Cann kurtarmak iin ileri doru atld. O kaarken iki hadm konumaya balamt. "Maallah stat," dedi Gazanfer, iplerden kurtulan kaln ensesini ve bileklerini ovuturuyordu. Pek de alk olunmayan bir biimde glmsyordu stelik. "Tam zamannda geldin." "Bir sredir duvarn tepesinde olup biteni gzlyordum. Hanmnn ilk ln duyduumdan beri." "Ve yardmmza gelmedin?" "Beni grmek isteyip istemediinizden emin deildim. Eer istenmiyorsam burnumu sokmaya kalkmayacaktm. Ayrca senin hanmnn amalarnn ne olduunu anlamak genellikle ok zor oluyor." "Evet," dedi Gazanfer. Dnceli bir ses tonuyla konuuyordu. "Sanrm haklsn." Safiye Sultan F.5 66 "Ama artk o yalnz kendisinden sorumlu deil, ne de olsa mparatorlua ait bir emanet var onda, bir varis..." "Evet." "Divan'da arkadann bana gelenleri de duydum." "Duydun mu? Bunu tahmin ederim. Ama imdi gidip u talyan'n peine dmeyecek miyiz?" "Doru mu duydum? Ad Barbarigo galiba." Ayn ey. "Brak onun peini. Nasl olsa belasn buldu, hanmn onu yeterince cezalandrd bence." Andrea belki de bu konuulanlarn bir ksmn tahmin edebilmiti. Ve hatta bu dman ehirden kat gece, kr bir fenerin altnda karanlk sularda memleketine doru endie iinde ilerlerken, artk daha nce hi mi hi aklna gelmemi bir yn eyi bile tahmin ediyordu. Sevgilisiyle planlad yolculuu ne yazk ki yalnz bana yapmak zorunda kalmt. __________ M^__________ _______ IX_______ GEM, ka gemi?" diye karsndaki gzcye bararak soruyordu Venedikli donanma komutan. "Tam olarak sylemek zor Lordum. Bize eit gibiler. Hatta belki saylar daha da fazla." "Ne, daha fazla m?" "Belki de." 1571 ylnn ekim aynn yedinci gn afak skmeden ok nce Hristiyan filosu demir ald. Gnlerden pazard, yln bu mevsiminde genellikle tehlikeli frtnalarn dolat deniz tam tersine ok sakindi ve gkyz yldzlarla doluydu. Andrea takmyldzlarn karanlk sulardaki yansmalarn grebiliSafiye Sultan 67 yordu. Her filonun nc gemisinde soluk bir fener sallanyordu ve dierleri bunlar sessizce, tamamen karartlm olarak izliyordu. Gn aarmaya baladnda mttefik Hristiyan donanmas Patra krfezinin girintili kntl azna ulamt. imi yelkenler, titreen flamalarla donanm gemiler tm geidi doldurmutu. Kbrs'n Trkler'in eline gemesinin intikam peindeydiler. Papazlar gemiden gemiye geerek insanlar kutsuyor, dualar ediyordu. Gemiciler bu kez sanki daha bir

etkileniyordu dini telkinlerden. Gerekirse leceklerdi, ama kutsal amalar onlar naslsa cennete gtrecekti. Yine de herkes, iten ie bu sonucu kendisi iin deil, yanndaki iin dnyordu. Her biri kendini dnyann merkezi olarak gryor ve yokluunun tm lemi etkileyeceini sanyordu. Buna ramen kutsanm su, hem ruhlarna hem de dillerine bir lmszlk gc veriyordu. Andrea gnah karrken, bunlar ii acyla burkularak dnyordu ve bir yandan da yzndeki yara izine dokunuyordu. Bir buuk yllk bir orospuluk izine... Olanlar anlatmak iin yeterli zaman yoktu, dierleri sra bekliyordu. Bu nedenle gnahlarn anlatmad. Gnahla dolu saatlerin ardndan ortalk gnlk gnelik olmutu. ylesine prltl bir havayd ki insann gzleri kamayordu. Limann karsnda, Korint'in beyaz kayalklar uzanp gidiyordu. Bir sonraki krfez Inebaht krfeziydi ve youn bir sis ortal basmaya balamt. Ama yukardaki gzcler grdklerini annda aaya aktardklar iin herkes sanki ortal kendi gzleriyle gryormu gibi hissediyordu. Havann byle oluu, dorusu ho bir durum deildi, gn ortasnda sis... Ve Osmanl donanmas yelkenlerini am, daha stn bir durumda, hazr olarak onlar bekliyordu. 68 Ann Chamberlin Hristiyanlarn zerine bir lm sessizlii kmt. Sanki teknelerin tahtalar bile artk gcrdamyordu ve gemicilerin tm korku ve heyecandan nefeslerini tutmutu. Barbaros'un olu Hasan Paa oradayd. Trablusgarp Beylerbeyi Cafer Paa ve dier denizar on bey de kadrgalariyla donanmaya katlmt. Donanmann ortasnda Kaptan- derya Mezzinzade Ali Paa'nn gemisi vard. Geminin adn duyunca Andrea'nn kalbi birden hzlanmt, teknenin ad "Sul-tan"d. Ona kar nasl savaabilirdi? "Ve Ali Paa," diye yankland yukardaki ses. "Allah'n belas o alan hayalarn kendi ellerimle koparacam !" diye bard baba Barbarigo. Andrea, Ulu Ali'nin ne kadar korkusuz bir denizci olduunu biliyordu. Sofia Baffo'yu esir alp istanbul'a gtren de oydu. Andrea, dman donanmasnda bulunan bir baka tandk isim daha duydu. Bu, Sofia'nn sahibi, Murad'd. Sultan'n veliaht, tahtn gelecekteki sahibi, Sofia'nn ocuklarnn babas olan Murad. Gen Barbarigo ac ac dnmekten kendini alamyordu. Sofia onu istememiti. Murad, Manisa sancana bal askerlerin bandayd. Andrea babasnn biraz nce sylediklerini bu adama da kendisinin yapabileceini geirdi aklndan. Ama duraklad ve kafas kart. Hatrlyordu, o Sofia'ya bir ans vermiti ve Sofia da bu Trk' semiti. "Haydi onlar yiyelim Lordum." Adamlar artk kaynama noktasndayd ve tmnn de beyni tek bir potada eriyordu. "Evet, Tanr iin... Evet, Kbrs ve Aziz Marko iin... Haydi!" Her iki tarafn da birlik iinde birer salam duvar oluturmu grnmelerine karn Andrea bunun bir yanlsama olduunu dnd. Ahap teknelerinden mzraklara, oklara, ilerine gizlenmi askerlerin saysna kadar birbirine benzeyen her iki donanmaya da birlikleri oluturanlar asndan bakldSafiye Sultan 69 nda bunlara "birlik" denilmesi zorlayordu. Birbirleriyle anlaamayan Kuzey Afrikal beylikler genelde istanbul'un yannda yer almt. Neredeyse dmanlk iinde olan Ispanyollar'la Venedikliler de ayn ekilde, artc bir biimde ayn donanmadaydlar. Artk sabah rzgr dinmiti ve yelkenlerini aamayan tekneleri krekiler yrtyordu. Osmanl teknelerin deki k-rekiler Hristiyan esirlerdi. te yandan Hristiyan gemilerin-dekilerse srekli "Allah, Allah," diye baran zincirli Mslman klelerdi.

Andrea babasnn krekilerine bakt. Bir rnek mavi gmlekleri ve beyaz kepleriyle su damlas gibi birbirlerine benziyorlard. Ve kendilerini zincirlerinden kurtarabilecek olan dman gemilerine, iinde bulunduklar tekneleri bir an nce yanatrmak en byk arzularyd byk bir olaslkla. Balarndaki kaml adamlar onlarn bunu yapmalarn engelliyordu. Hi kuku yoktu ki kardaki gemilerin krekileri de ayn duygular iindeydi. Filolar kendi ilerinde gemilere, gemiler klelerle zgrlere, zgrler de eitli gruplara blnmlerdi. Ve hatta babalar oullarndan ayryd, Andrea'nn kalbi bile kendisiyle bar iinde deildi. Sonuna kadar savaacakt, babasnn ilk ve son kez onunla gurur duymasn salayacakt, sonra da lecekti. Ama ne zaman? Kendi krekileri iin alnan davullarn sesi, yenierilerin aksak tempolu davullarna karyordu, bu isteinden ok da emin olamyordu artk, kafas karmt. Ne kadar da bildik geliyordu kulana yenieri davullar, sanki kendi evinin sesi gibi. Bunu pek ok kez duymutu istanbul sokaklarnda dolarken. Kimbilir ka kez durup hayranlk iinde o askerlerin talimlerini izlemiti. Sar ve mavi, beyaz ve krmz giysileri iinde nasl da gururla dolarlard ortalkta. Disiplinlerini hibir ey bozamazd bu adamlarn. 70 Ann Chamberlin Giderek ykselen mzik onu alp eski mutlu gnlerine gtrvermiti. Gazanfer'le bulutuu leden sonralara... Hadm, ona hanmnn iyi haberlerini getirirdi, bazen de hanmnn kendisini. Babasnn yanbanda yaamaktan kurtulup kendi hayatn kurmaya abalad, gelecek iin mutluluk ve coku duyduu gzel gnlerdi onlar. Andrea, klcnn kabzasyla oynayarak gvertenin kenarnda dururken, babasnn sevgilisi yanndan geip savan balamasn beklemek zere kamarasna doru ilerliyordu. Kzl sal, iri yar, kstah bir kadnd. Ondan hibir zaman holanmamt ve asla annesinin yerine koyamamt. O gzel, tombul, kck kadnn yerine, tapt kadnn yerine... Zavall mutsuz kadn, avunabilmek iin kendini dine adamaktan baka bir yol bulamamt. "Benim iin de bir Trk ldr Andrea," diyen kzl sal, davetkr bir biimde kulayla oynuyordu, sonra arkasn dnp kalalarn sallayarak kamarasna gitti. Birden Andrea bu kadna bir dzine frengili Trk'n tecavz etmesini delice istedi. Onlara yardm bile edebilirdi. Haremin ya da manastrn dnda kendini sergileyen kadnlara artk hibir saygs kalmamt. ilk at yaplmt. Bu, Trkler'in sadece uyar iin yaptklar bir att. Allahm bu ne valyece bir tavr, diye iinden geirdi Andrea. Don Juan buna ar bir top ateiyle karlk verdi ve ortalk kart. Venedik bayra altndaki altm kadrga krfezin sol ucunda yer alyordu. Buralarn kayalklarn ve slklarn iyi bilmedikleri iin Barbarigo askerlere olabildiince kydan uzak durmalar emrini vermiti. Bu kanatta Osmanl glerinin banda, sular iyi bilen Hasan Paa bulunuyordu. Barbaros'un olu olan bu kzl sakall denizci Akdeniz'i avucunun ii gibi tanyordu. Trk gemilerinin alt Hristiyanlar'nkinden daha alakt ve bu yzden kayalklarn zerinde, tehlikenin ne kadar yakn(Safiye (Sultan 71 larnda olduunu bile bile korkusuzca dolaabiliyorlard. Bu korkusuzlukla -buna cesaret denilemez diye dnyordu Andrea, bir kl kadar keskin ve souk bir bilgiydi bu olsa olsa- Hristiyanlar'n zerine doru dmen krdlar, onlar iki ya da kenardan sktrmaya alyorlard. Barbarigo'nun glerinin nnde almaz duvarlar gibi duran dev kadrgalar bile onlarn gzn korkutamamt. Trkler'in kk hzl kadrgalar bu yzen kalelerin arasndan sanki her gnk basit ilerini yapyormu gibi kolaylkla kayp geiyordu. Oysa ok katl, toplar ve deiik silahlarla donanm bu tekneler Venedikliler tarafndan byk bir gizlilik iinde ne byk zorlukla yaplmt. Kopkoyu bir duman ortal kaplamt. Trkler bir, Ve-nediklilerse kadrga

kaybetmilerdi, gemiler cayr cayr yanyordu. Ksa srede sol kanada tamamen hkim oldular ve gs gse savata stlerine olmayan yenieriler dman gvertelerine atlamaya baladlar. imdi, kulaklar sar eden top at grltsnn iinde Andrea, PJasan Paa'nn kendi gemilerine bordolamak iin askerlerine verdii emirleri duyabiliyordu. Tuhaf bir biimde bu dili seviyordu gen Barbarigo. Savata bile kulana mzik gibi geliyordu szckler. Trke sylenen baz eylerin talyanca olarak ifade edilmesine olanak yok! Bunlarn tm de zafer, valyelik ve ak zerineydi. Andrea ilk hasmn karlamak zere klcn ekti. Onu grebiliyordu, beline kadar plak, ufak tefek bir adamd bu, bir maymun gibi Andrea'nn olduu taraftan yukar doru trmanyordu. Selam. Onu bar iinde karlayacam, diye dnd Andrea. Babamn bu hantal gemisinde ona kar bir Trk kadar kibar olacam. Yzne ho bir gl oturttu. Kan ve dehet denizinin iinde bu ok tuhaf bir grntyd. Adam hanerini dileri arasna alm, tutunduu ipin salamln kontrol ediyordu. 72 "Brak da onun hakkndan ben geleyim," dedi baba Bar-barigo. Sersem olunu eliyle kenara itip tabancasn ateledi. Sska Trk' tam gsnn ortasndan vurmutu. Adam gemiler arasndan denize bir uval gibi hzla dt. Andrea bir cehennem ukuruna bakar gibi bakt oraya. Adm bile duymad bu maymun gibi ufak tefek adamn lmne dnyadaki tek dostunu kaybetmiesine zlmt. "Tanr adna..." Andrea mrldanarak ha kard. Sonra durdu. Hayr, hayr Tanr adna deil. Allah adna. "Ya Allah, ya Peygamber." Bunu nce mrldand, sonra bararak sylemeye balad. Sesi birbirlerini cesaretlendirmek iin ayn ekilde baran krekilerinkine karyordu. "Kendimi Allah'n koruyucu ellerine brakyorum." Andrea haykryordu artk. "Ya Allah, ya Peygamber." Trkler bordolamak iin iplerden daha salam eyler kullanmaya balamlard, merdivenler, kalaslar ortaya kmt. Palalar trpan gibi alyordu, Venedik gemisinin gvertesinde artk kan gvdeyi gtryordu. Ana yelkenlerin birinin tututuunu grd Andrea. Alevler yava yava yukar trmanmaya balamt. Az sonra Cumhuriyet'in sembol bayrak da ate alm, yanyordu. Sndrlmesi olanakszd. "Teslim oluyorum, teslim oluyorum!" Dierleri de ayn ekilde ama Venedike banyorlard. Yalnz Andrea'nn Trke olarak syledii baka bir eydi. O, "Ben bir Mslmanm!" diye haykryordu. Trkler'in her teslim olan dikkate alacak halleri yoktu ve teslim olanlarn da byk bir ksm ldrld. Ama Andrea belki de Trke olarak bard iin anslyd. Palalarn hmndan kurtulmutu, gen bir asker onu dier gemiye geirdi. Orada zerindekileri bir yenierinin nnde kard. Andrea birka kelimeyle durumunu sylediinde asker afiye Sultan 73 ona, "eer bizimle dmana kar dveceksen bunlar giymelisin," demiti. Yenieri, lm bir baka yenierinin giysilerini uzatmt. Andrea adamn yardm olmadan hemen sarn sard. Bu yenieriye bir gven vermiti, gld ve dosta omzuna vurarak, "yanmdan ayrlma Mslman," dedi. Yukardaki adamlar artk tamamen hakkndan geldikleri Venedik gemisinden ayrlmak zereydiler. Her ey alevler iindeydi; direkler, birer birer yarallarn, llerin zerine devriliyordu. Andrea babasn grd, batmakta olan kadrgann kprsnde hl emirler vererek baryordu ihtiyar. Yanbandaki kzl sal, slak bir kedi gibi korkuyla titreyerek, lklar atyordu. Tam o srada bir ok Barbarigo'nun sa gznn yanna sapland, bu yarayla lmese bile

durumu umut verici grnmyordu. Yanbainda metresiyle, alevler iindeki kadrgasnn kprsnde tek gz yzne akan babasnn grnts bundan byle Andrea'nn hayat boyunca kbusu olacakt. Tek bir tesellisi vard. Belki de gzne saplanan ok, tanrsal bir perde ekerek ihtiyar Barbarigo'yu ok daha byk bir ac ve utanc yaamaktan kurtarmt, dalgalarn arasna gmlmeden nce tek olunun ve varisinin bir Trk saryla kar saflara getiini grmemiti. "a Hristiyan lm ktklerinde, Andrea'nn ad da, donanma komutan babasnn adnn yanna eklenmiti. Ama o lmemiti. Eer Venedik elisi bar anlamasn imzalarken biraz dikkat etse, yeni Kaptan Paa Ulu Ali'nin arkasndaki soldan nc sarklnn eski ataeleri olduunu derhal anlayabilirdi, ama kafas ylesine baka eylerle doluydu ki, bunun farkna bile varmamt. 74 O gn Hristiyan donanmas baaryla tamamlamt. Ama nebaht Sava'yla, anlama imzalandktan sonra Sokul-lu'nun syledii gibi, Osmanl donanmasnn yalnzca sakal kesilmiti. Tekrar, ok daha gr olarak kaca da kesindi. Hatta eli daha imdiden Hali'te ok daha gl bir donanmann yapmna balandn biliyordu. "Devletin servet ve kudreti o derecededir ki, gerekirse yeni donanmann demirleri gmten, ipleri ipekten, yelkenleri atlastan yaplr.." Gerekten de yalnz bir k ierisinde batan donanmadan ok daha by ina edildi. "Sizden bir krallk toprak almakla bir kolunuzu kesmi olduk, siz ise donanmamz malup etmekle yalnz sakalmz tra etmi oldunuz. Unutmayn kesik bir kol, sakal gibi yeniden bitmez." Bu doruydu ve eli bunu biliyordu. Anlama imzaland, sarho Sultan Kbrs arabna kavutu, artk kalbi arpt mddete dilediince iebilirdi. Bylelikle Venedik, Akdeniz' in hem dousundan, hem de batsndan byk gler tarafndan kskaca alnm oldu. Blm III Abdullah ________M&________ _______ X ^y R ERKEN cinsiyeti ondan kesilip atldnda sanki onun iin zaman olgusu da yok olup gidiyor. "Allah'a krler olsun ki harem huzur iinde." Saray hareminin kapsnda iki hanmm indirmeme yardm eden Gazanfer bir yandan da benimle ene almaya urayordu. Yzne baktm, ne duygusal, ne de fiziksel en kk bir deiimin izi grnmyordu. Kyafeti bile sanki aynyd; k, yaz, ya da baharda hi mi hi deimiyordu. Sanrm uzun hrkasnn kenarndaki kahverengi samur krk azck ypransa hemen aynn yaptryordu terzilere. Yeil kyafetinin iri vcudunu saran kvrmlar bile ayn kalyordu. Benzer bir sakinlik ve edilgen tavrla cevap verdim. Bana hayatn borluydu, efendimin bahe duvarnn dibinde onu ben kurtarmtm serserilerin elinden. Ama bu nedenle ona daha ok gvenmeye baladm syleyemezdim. Gazanfer, o gece Barbarigo ve Safiye'nin italyanca olarak yaptklar konumay bilmiyordu ve bunu ona sylememitim. Safiye efendimin ldrlmesini istiyordu. Bunun Ismihan ve kk kz Glruh iin nasl bir felaket anlamna geldiini hi kimse benim kadar anlayamazd. Acaba Safiye'nin onlarla ilgili plan ne olabilirdi? Baklarmla bile onlar korumak istercesine arkalarndan baktm. Yolun bir kenarnda duruyorlard. Ismihan eer benim koluma tutunmazsa uzun boylu yryemiyordu. Karanlk geidin bir

78 noktas yeterince gn alyordu ve oraya ta bir saks iinde gller konulmutu. Tam oradaydlar. Ismihan glleri ok severdi, kznn yumuack siyah salar arasna pembe bir tomurcuu yerletirdii gn hatrladm. "Gle gl yakr," demiti. te ana kz tam o noktada yeil dallar inceleyip, ilk gln ne zaman aacan konuuyorlard. Glruh artk yana gelmiti ve bir ey istedii zaman o tatl sesiyle beni arp, "nk bilirsin, annem yapamaz," diyordu. Gazanfer haremin huzuru ya da baka bir konu hakknda uzun uzun konuulabilecek biri deildi. Kendisinin de bu konuda istekli olduu sylenemezdi. Onun iin ksaca, "Allah'a kr," dedim. Yine de unu eklemekten kendimi alamamtm, "inallah bu huzur sadece grnte deildir." "Harem duvarlarnn iinde de bir nebaht Sava m umuyorsun dostum?" Dorusu Safiye'nin canavarndan byle esprili cevap beklemiyordum. Dedim ki, "Tabii havuz balarndaki deniz savalar deil sylemek istediim, hayr. Ama kadnlar dnyasnn kurallar iindeki atmalar belki nebaht'dan bile sert geebilir. Etkisi de daha az olmaz." "Belki de..." Kelimeyi dikkatle seiyordu. "...Nur Banu Kadnla hanmm arasndaki gerginlii kasdetmek istiyorsun?" "O yarat, imdi kendi gcn tehdit eden o yarat bir anlamda ortaya karan Nur Banu'nun kendisidir. Safiye, bir zamanlarn Sofia Baffo'su artk her eyi elinde tutmann, ynetmenin peinde." ok yava ve sessiz bir ekilde cevap verdi Gazanfer. "Harem kendi saflarn seer." Bu ses tonu acaba bana kar bir tehdit anlamna m geliyordu, yoksa yanl safta olduum mu ima ediliyordu? "nceleri bir sessizlik vard," diye devam ettim. "Birlikte geirilen zamanlarda karlkl atlan uzun ve buz gibi baklar. Sonra odann zt kelerinde yanlarndakilerle fsldaarak Safiye Sultan 79 geirilen gnler ve imdi de birbirinden ayr hamam sefalar. Her ey ortada." "Aslnda," dedi Gazanfer, "Uyku karacak bir durum yok." Bunun tehlikeli olmad konusunda Gazanferle ayn fikirde deildim. Bir deniz savandan ok daha tehlikeliydi beklediklerim. Ne zaman patlayaca bilinmeyen bir bombayd bu ve ne oranda bir ykma yol aaca da belli deildi. Kald ki bu sinir bozucu bekleyi, savan n saflarnda olmaktan ok daha beterdi. Acaba hadmn allmadk konukanl smihan'n doru bir saf semesi iin bir uyar nitelii de tayor olabilir miydi? Bu ok zordu, bildiim kadaryla hanmm byle bir seim yapmaktansa lmeyi tercih ederdi. Bir tarafta sevgili arkada, dier tarafta onu anne gibi bytm olan Nur Banu... Bir gn bakardn Safiye'yle, bir gn bakardn Nur Banu'yla birlikte. O, bir ayrm yapamayacak kadar temiz yrekliydi. Glruh'un isteklerini yerine getirebilmek iin acele etmeliydim, ipekler iindeki yumuak, tombul bebei kucama aldm. Minik sa rgleri yzme arpyordu. Gln dallarndaki lmeye yz tutmu eski tomurcuklar grnce ona yle sk sarldm ki, alayarak yere indirmem iin barmaya balad. Usulca braktm nme. Koluna girerken, "Safiye'yi bugn ziyaret etmemiz konusunda kararl msn?" diye alak sesle sordum smihan'a, bir yandan da arkamzdan gelen Gazanfer'e bakyordum. Glruh'un peisra yryorduk. Kk kz yle mutluydu ki, kendi kendine arklar uydurup sylemeye balamt. "Gzel yengem Safiye'nin gzel gzleri gler," diye. ocua air ruhlu daysndan bir eyler gemi olmalyd. Farsa iirlerin ve ieklerin uzman babasndan aldklar zaten ortadayd. Ama bunlar dnmek istemiyordum. nk Gazanfer yrymden bile aklmdan geenleri sezebilirdi. Ve zaten daha 80 nceki deneyimlerimden onun hanmm Ismihan'la ilgili olarak pek ok bilgiye sahip

olduunun farkmdaydm. "Biliyorsun ki bunu yapmak zorundaym," dedi Ismihan. "Sz konusu olan bir annenin znts." Daha fazla bir ey sylemedi, yrmek zaten yeterince nefesini kesiyordu. Ben de bu durumda tartmay uzatmadm. , Syleyecek bir ey de bulamyordum dorusu, iki kadn birbirine ok yaknd, Venedik'teki yasal gelin grmcelerden bir farklar yoktu aslnda. Ayrca smihan, Safiye'nin onun en iyi arkada olduunu dnyordu. Safiye'nin de benzer duygular paylap paylamad ise pek belli deildi. O srada Gazanfer koturup yanmza geldi ve giderek zorlanan Ismihan' srtlayp tamaya balad. Dorusu bu dev adama borlanmtm. Onlar nm sra ilerlerken ben de biraz mahcup, elimde hanmmn bastonu arkalarndan yrdm ar ar. "Dn beni ziyarete Hma geldi." Yaklak bir saat kadar sren selamlama, erbet ve tatl ikram faslndan sonra smihan arkasna yerletirilen yastklara dayanp ziyaretin asl ama; cini anlatabilecek hale gelmiti. Safiye, masasnda mektup yazmakla ok megul olmasna karn, istemeye istemeye de olsa bir cevap vermekte gecikmedi. "Yine mi o kadn?" "Safiye, Cenab Allah'n acmaszln zerine yadrd bir zavall kadn hakknda neden byle konuuyorsun?" ' "Geen hafta halan Mihrimah'm tepesindeydi. Ondan nce Nur Banu'nun bann etini yedi. Bu arada her Divan g,; n, her cuma ortalkta, kadn Sultan'm karsna kmann pe: sinde. Senin akll kocan Sokullu'nun bile, tabii ki hareminden etkileniyor, ondan sz ettiini duydum." "Neden olmasn? Bu erkek dnyasnda bir kadn baka '! (Safiye Sultan 81 trl nasl adaletin uygulanmasn bekleyebilir? Harem de, hadmlar da bunun iin vardr." Safiye omuzlarn silkti, aradaki balant ona anlamsz gelmiti. "Her paann, her vezirin akln ylesine dolduruyor ki, korkarm baka bir eye yer kalmayacak." "Ama Safiye! Zavall kadn..." "Evet, o zavall bir kadn. Ve hibir nemi yok." "Safiye, kyamet gnnde Allah'n melekleri gelip, yaarken zavalllara yardm etmeyenlerden hesap soracak. Fransz eliiiyle mcadele etmek benim iin dini bir grev. Halam Mihrimah iin de. Hma'nm buraya gelmemi olmasna ardm." "Geldi. Gazanfer..." Safiye bana doru bir bak attktan sonra devam etti. "...Bu eit insanlar nasl kapdan evireceini iyi bilir." "Kocam Sokullu Paa bile..." "Sokullu da o zavall Fransz elisini kapdan evirdi, o adam sadece grevini yapmann peindeydi. Artk bu konuyu kapatalm." smihan'm yz pene pene kzarmt. "Neden kocam onu reddetmesindi? Babam Sultan- Allah uzun mrler versin- iyi niyet belirtisi olarak Fransz esiri serbest brakt ve hibir ey deimedi. Gavur Franszlar'dan hibir hareket gelmedi karlk olarak. Hibir ey!" "smihan, o dul Hma'nm ocuklar yaklak yirmi yl nce esir alndlar." "Sen Jan valyeleri tarafndan." "Ben de yle. Ben de..." Safiye benim tarafma bir bak atmaktan kendini alamamt. Biz de ... O ve ben valyeler tarafndan esir alnmtk ilk bata. "Kzlar babalar ve aabeyleriyle birlikte Mekke'ye gidiyorlarm," dedi smihan. "Hac yolculuklar srasnda bu korsanlarn saldrsna uramlar." Safiye Sultan F.6 82 Ann Chamberlin "Tpk Mekke'ye giden gemilerin ilerine geldiinde birden korsan gemisine dnp Kuds'e giden Hristiyanlar'a saldrdklar gibi." "Hayr yapmazlar bunu, yapamazlar."

"Sevgili arkadam, sen bu dnyada ilerin nasl yrdnden habersizsin." "Bilmek de istemiyorum. Dnyay senin grdn gibi grmek istemem Safiye." Safiye o mkemmel omuzlarn ve salarn sallad. "Yalnz bir gerek var," dedi, "Hma'nn kzlar benim burada olduum srenin neredeyse iki kat bir sredir Fransa'dalar. Hayatlarnn byk bir blm orada geti. Burayla ilgili pek ok eyi hatrlayamazlar bile." "Bunu nasl sylersin? Dnyann hibir yerinde bir kz ocuk annesini unutmaz. Ben benimkini asla unutmadm." Is-mihan'n gzleri yalarla dolmutu. "O beni doururken lm." Tam o srada iki kk kz, Glruh ve Safiye'nin Aye'si koturarak evresi zel olarak ieklendirilmi emenin yanna geldiler. Veliaht ehzadenin annesi olduu iin Safiye'nin artk haremde ok zel bir mekn vard. Eie taklan Aye kapaklanp dt, aralarnda yalnz bir ba fark olmasna karn Glruh anne pozunda hemen eilip onu kaldrd. Aye, tpk annesine benzemeye balamt, daha imdiden gzel kollar ve bacaklar belirginleiyordu. ocuun barmasna bakclar hemen koturup geldiler. Biri altndaki bezi deitirdi, minik kz henz cinsellikten de, cinsel yasaklardan da habersizdi, plak bacaklarn sallayp duruyordu havada. Bir dier bakc kirlileri toparlayp amarhaneye gtrd. ncs bir beze sarlm lokum parasn ocuun azna sokuturdu. Safiye bunlarla ilgili deildi. Mektuplar kirlenmesin diye o gzel kollaryla masasn kapatmt, o kadar. Safiye Sultan 83 Azna verilen lokumu itahla emen ocuk az sonra uyu-yakalnca, lokumun belki de ve hatta byk bir olaslkla haha suyuna batrlm olduunu dndm. Aye, annesinin hemen yanbamda, henz mevsim gelmedii iin hl yerlere serili duran Isfahan hallarnn zerine konulmu yastklarda ml ml uyuyordu. "Sus, grlt etme, Aye Sultan artk uyuyor," diye Gl-ruh'u uyard Ismihan. "Gel yanmda otur." Ama Glruh bunun yerine baheye kp, ii kalmayan bakclarla oynamay tercih etti. Top diye eline ald ey aslnda zeri talarla ssl bir altn kreydi ve bir oyuncak olmaktan ok uzakt. Sivri metal ular rahatlkla bir ocuun ellerini kesebilirdi. Ama her eyin alabildiine abartl olduu bu dnyada sradan eyalar bulmak pek mmkn deildi. "Mehmed burada deil mi?" diye sordu Ismihan Safiye' ye. Bir yandan da Glruh'u uslu durmas iin ksrr gibi yaparak uyaryordu. "Nerede benim yeenim ehzade Mehmed, Allah kyamet gnne kadar yzne glsn inallah." "Biliyorsun benim varlmn tek nedeninin, btn gn hadmlar ve lalalaryla dersi var." Safiye'nin olunun unvanlarn kullanmayarak imal bir biimde bunlar sylemesi Glruh'un ok houna gitmiti, hemen onu taklit etti. Safiye, bakasnn ocuuna katlanacak cinsten bir kadn deildi, bundan rahatsz olmutu. Glruh ise henz kelime oyunlarn ya da tonlamalar alglamaktan ok uzakt. Bu szler ona byk bir olaslkla gerekmi gibi gelmiti. O zaten kendi annesinin varlnn nedeni deil miydi? Mehmed de o zaman kendi annesinin varlk nedeniydi. Ismihan bunu zaten her frsatta aka ortaya koyard. O, imdilik sadece bunu biliyordu ve kck bir ocuun aklna farkllklar sokmann, yeeni ehzade Mehmed'le badem gzl annesi arasndaki ilikinin hi mi hi kendisininkine benzemediini anlatmaya almann bir anlam yoktu. 84 Ann Chamberlin "Ona gidebilir miyim?" diye sordu kk kz. Annesi hemen itiraz etti. "Tabii ki hayr, Saray okuluna m gideceksin?" "Ben oraya gitmek istiyorum, bahede topla aynamak istemiyorum," diye srar ediyordu Glruh. "Belki biraz daha bydnde olur kymetlim," dedi Is-mihan. "Sana biz de evde iyi

bir hoca buluruz o zaman. Gzel, iyi bir kadn." "Ben Mehmed'i isterim, Allah uzun mr versin." Cmlenin iki blmn de ylesine ocuksu bir saflkla sylemiti ki Glruh, glmsemekten kendimi alamadm. "Biliyorum benim gzel pnarm," dedi Ismihan. "Haydi gel yanma otur da salarn tarayaym senin." Sinirli bir sabrszlk iinde nndeki ktlar toparlayan Safiye, "Ismihan," dedi. "Taraya taraya bu ocuk on yana gelene kadar banda tek tel sa brakmayacaksn." Glruh tekrar bakclarla oynamay seti. Bu kez Mu-rad'n, gzdesi elensin diye yollad cce kz da yanna armt. Kendine en yakn onu grmt herhalde. Benim sevgili kk hanmm tam olarak bilemese de, ona daima bir prenses gibi davranmalarna karn klelerin, kendisini de tpk biraz evvel oynamaya alt altn top gibi anlamsz grdklerinin farkndayd galiba. ________MM_________ XI pOCUK TARAFINDAN rahatsz edilse de, Safiye gnlk yazmalarna devam etmiti. O ve katibi en az alt mektup bitirmiti. Safiye'nin mektup yazdklar arasnda kimler yoktu... Grebildiim kadaryla vezirler ve sancak beyleri, ran elisi, Safiye Sultan 85 ki bu not olduka meydan okuyan bir sluptayd. Yasef Na-si'ye de bir mektup vard, ksa bir sre sonra Kbrs'n bana getirileceini syleyerek adam yattrmak isteyen satrlard bunlar. Ada dmemi miydi, Sultan szn tutmayacak myd, Safiye bu konuda elinden gelen her eyi yapmyor muydu? Nasi biraz sabrl olmalyd. Sava tehdidi altndaki bir yere kral olmann ne manas vard? Yenierilerin ortal temizlemesini beklemek ok daha akllca bir davran olacakt. Sadece bir tanesini Safiye kendi eliyle yazm ve hatta kurumasn bile tam olarak beklemeden katlayarak ve zerine kendi zel mhrn zellikle basmadan Gazanfer'e vermiti. Hadm da onun nereye ulatrlacan ok iyi bildiinden olacak hi soru sormadan zarf alp uzaklamt. Ismihan, ocuklar sz konusu olunca baka bir ey d-nemiyordu. Bu nedenle ancak bahedeki top sesleri biraz uzaklanca kendini toparlayp konumaya brakt yerden devam edebildi. "Hma'nn kzlar zorla Hristiyan yaplmlar." Mektuplarn yazmaya devam eden Safiye, Ismihan'a bir yan bak attktan sonra, "ok daha kt kaderler vardr," dedi. "Ayrca, bunca yldr bir gavur gibi yaadktan sonra, neden anneleri onlar geri istiyor, burada birer dnme olarak cezalandrlmayacaklar m?" "Allah merhametlidir. Biz kadnlarn erkeklerden daha gsz olduumuzu bilir ve byle durumlarda daha yumuak davranr bizlere kar." "Kzlar buraya getirilirlerse daraacma gitmeseler bile mutlaka hapsedileceklerdir. Sana u kadarn syleyeyim, bence onlar Fransa'da ok iyi bir durumdalar. Catherine birini mali ilerinde kendine yardmc yapm, dieri ise bir nedime, ok onurlu bir itir bu. Senin ve Hma'nn dnd gibi hizmetilik anlamna gelmez. Bir de u var, bildiim kadaryla her ikisi de evlenmi orada." 86 Ann Chamberlin "Zorla evlendirilmilerdir. Yabanclarla. Ve ok da gen onlar." "Benim gibi smihan, senin gibi, deil mi?" tsmihan rahatsz bir ekilde kmldand, yerimden kalkp srtna yeni yastklar koydum. Safiye devam ediyordu. "Kzlarn mutlaka ocuklar da olmutur. Bir anne nasl olur da onlar evlatlarndan ayrmann iyi bir ey olabileceini dnr? Bence o dul kadnn evlendirilmesi gerek. Kafam biraz yorsam uygun bir koca bile bulabileceimden eminim." "yle mi diyorsun Safiye, bunu yapar msn?"

"Btn dnyann ban artmaktan vazgemesi iin tabii ki elimden geleni yaparm." "Belki de Fransa Kral ona biraz para da verir, bylece yoksul ama iyi bir koca bulabilir." "Sence bu biraz fazla olmaz m smihan?" "Dul bir kadn, daha gen biri gibi acele iinde deildir." Sesi sanki kendi gen kizlyla ilgili bir saydamlk kazanm gibiydi. Onun bundan hemen vazgemesi iin iimden dua ettim, nk bu eit itiraflarn yaplabilecei en son kii Safiye olmalyd. Ama belki de zaten bu konudaki her eyi oktan biliyordu. Safiye garip bir ses kard, bana sanki glyor gibi gelmiti. ismihan kendiyle ilgili bilgi vermekten vazgeip tekrar konuya dnmt. "Kzlar annelerine mektup yazabilmeliler, diye dnyorum. En azndan kk, ksa bir not, iyi ve mutlu olduklarna dair birka satr. Eer kendileri yazamazlarsa, katip ayarlanmal onlara. Sanrm Fransa'nn Valide Sultan'na bu konuda yardmc olmas iin bir mektup yazabilirsin." "Pekl," dedi Safiye, karar vermi gibi derin bir nefes verdi. "Bugn ans senden yana. Naslsa mektup yazyorum, bir tane daha eklememin hibir sakncas yok." Safiye Sultan 87 iimde birden bir tela ve kayg yuma olumutu. Safiye kendine bir kar salamadan asla bakalar iin bir ey yapmazd. Dikkatli olmalydm. "Oh Safiye, bundan piman olmayacaksn." Benim skntlarma karn, Ismihan byk bir minnet duygusu iinde Safiye'ye teekkr edip duruyordu, hatta onun nnde eilmeye kalkt. Zorlukla yattrdm hanmm. Safiye ne vaat ederse etsin, biliyordum ki onun hantal bedeninin bu kadar zorlanmasna deecek bir ey olamazd. Neyse ki tsmihan bu konuda srar etmedi, arkasna yaslanp, "Safiye, emin ol ki Allah seni br dnyada dllendire-cektir," dedi. Safiye knal ve bol yzkl zarif elini yle bir sallayarak byle bir dle merakl olmadn belirtti. "Bu ok nemli bir mektup ve tm kurallara uygun olarak yazlmal," dedi. Katibine dnp uyard. "Kralieden kralieye." Katip Belks'd. Bir zamanlar Murad iin satn alnm Tatar gzeli Belks. Safiye'nin daha stn olan ekicilii ve yetenekleri onun bir kenara frlatlmasna neden olmutu. Arzularnn asla yerine gelemeyeceinin bilincine varan Belks da tm enerjisini "kalem"e vermiti. Safiye'nin bu konuda ona gvenmesi kzn ne kadar yetenekli olduunun somut bir kantyd. ine bal olduu ve bunun dnda bir eye nem vermedii kuzguni salarna erken den aklar gizlemeye bile gerek duymamasndan belliydi. Parmaklar ise artk knayla ssl deildi, bunun yerine mrekkep lekeleri grlyordu. Sonuta Belkis' ve onun sanatn yapmasn izlemek gerekten de bir zevkti. Hatta iine balamadan nce yapt hazrlklar bile. Belks, ie kzlms inek derisinden yaplm dosyasndan bir kt kararak balad. Kaln kt tamamen dou iiydi, rengi Venedik'te yaplanlardan daha saryd ve iz-gisizdi. Kdn zerinde Avrupa'daki gibi imal eden firmann 88 Ann Chamberlin bir iareti de yoktu. Neredeyse byk bir peete boyutunday-d, eni boyunun yars kadard, kdn kalnl ve rengi insanda onun parmen olduu hissini uyandryordu. Belks yerde dizlerine koyarak zerinde yazd kk rahlesine bu kd bir masa rts gibi yayd. yle yakndan inceledi onu ve ters yz etti, kdn przl yzn serdiini anlamt. imdi nnde daha dzgn bir yzey vard, bylelikle kalemi bunun stnde hibir engele taklmadan kayabilecekti. Trkler, o gnlerde yeni bir Alman icad olan mekanik kt ekilerini henz kullanmyorlard, bunun yerine dzgn yzeyde birtakm dalgal grntler yapan elle cilalama yntemini uyguluyorlard.

Belks avucuna uyan bir akik tayla iine sinene kadar cilalad kd. Bir yn kadnn eit eit parfmnn dolat haremde ykselen bu keskin taze kt kokusu ok allmadkt. Bu belge Fransa'ya vardnda muhakkak ki daha ilk kelimesi okunmadan kokusu, dokusu ve rengiyle ok farkl bir ortamn gizemini anlatacakt. Bu ilem bile Belks iin yeterli olmamt. Bu yar aydnlk, yar karanlk haremde kadnlar galiba ok daha iyi grebiliyordu. Gzleri kckken bu ortama uyarak ok daha keskin birer gzlemci olarak terbiye oluyordu sanrm. "Eer gne bile dii olmasa hareme giremezdi," demiti bir Doulu lim, nk Arapa'da gne dii bir kelimeydi. Oysa talyanca'da eril bir kelimeydi ve ho bir scaklkla ifade edilirdi zellii. Arapa'da ise kavurucu bir kzgnlkla bir arada dnlrd. Sanki kendi yalnzlnn ve ocuksuzluunun hmn tm dnyadan karmaya alan bir diiydi... Ve haremin kafeslerinin arkasnda, Belks gibi ocuksuzlua mahkm olmu kadnlar bile bu gksel diinin gazabndan en kk bir pay almamacasna saknlyordu. afiyc Sultan 89 Belks, kalemlerini ve be ayr renkteki mrekkebi nne yayd. Sabahtan bu yana kulland siyah mrekkebin artk yetmeyeceine karar verip biraz daha yapmaya hazrland. Dvlm mee kozalaklarn bir kseye koyup, zerlerine glsuyu dkt, toz bunun iinde eridi. Belks imdi de kdn sa tarafn neredeyse kendi avu-<u eninde boydan boya katlyordu. Bu ilemin ardndan kdn kat yerini eline ald sandal aac parasnn yuvarlak ucuyla iyice keskinletirdi. Fransa'dakilerin sandalla glsuyu-nun yayaca tatlms kokuyu duymamalar olanakszd. Artk katip hazrd, bada kurup emirleri beklemeye koyuldu. Belks deil ama, Safiye'yle ilgili olarak beni rahatsz eden bir eyler vard. Onun yannda aslnda her zaman kendimi rahatsz hissediyordum, byk bir olaslkla her zamankinden daha farkl bir neden yoktu bugn de. Ama kafamdaki bulank noktalar aydnlatmaya almadan duramayacaktm. "Nasl oluyor da Catherine de Medici ile mektuplayor-sun?" diye sordum. "O Ana Kralie ve Fransa'nn tek yneti-as. Safiye hi duraksamadan, "ok basit," diye cevap verdi. "Catherine, yeni elisiyle her zamanki armaanlarndan yollam ve Gazanfer de bunlarn bir kadn tarafndan gnderildiini, divandaki erkekler tarafndan kabul edilmelerinin uygun olmayacan sylemi. Bu armaanlarn yeri tabii ki namahremin perdelerinin arkas olmaldr." "ok mantkl," diyen smihan hem ses tonu hem de baklaryla beni uyaryor gibiydi. Arkadana kar duyduum gvensizlik onu her zaman rahatsz ederdi. "Ve armaanlar bana getirildi. Aslnda hazineye gidecek gibi eyler deildi. Biraz dantel ve zerinde plak figrler olan oniks bir kutu." Bu szler zerine smihan, "Byle eylerin yeri daima 90 Ann Chamberlin haremdir, tabii eer mstehcen olduklar iin pe atlmaya-caklarsa," diye tekrar grn belirtti. "Biz de aynen senin dndn yaptk. Ama ne olursa olsun, bir teekkr mektubu nezaket gereidir." Sorularmn cevabn almtm. Sustum, bir hadmn yapmas gerektii gibi... Ve konuacama etraf dikkatle izlemenin daha yararl olacana karar verdim. Safiye katibine dnp, "Bildiin klasik al yapacaksn," dedi. Belks kopkoyu bir siyahla kocaman bir "Allah" yazd kdn tepesine. Bunlar mektubun en byk harfleri olacakt, sonra byk bir boluk brakt, krem rengi bu bolua "her eye kadirdir" kelimelerini sdrd. "Allah her eye kadirdir." Besmeleler eken Ismihan, "Bu onlar dndrecektir, ok gzel bir balang," dedi. Bunun Fransa'da tam olarak evirilmesi baarlsa bile yarg organlarnn kararn ne

lde etkileyeceinden aslnda emin deildim. Ama hanmmn midini krmak istemediim iin bir ey sylemedim. Belks bunun altna ssl harflerle yazmaya devam ediyordu. Allah her eyin sahibidir... Renkler ve ekillerin... O yaradln tek hkimidir... Hazreti Muhammed onun tek el iidir ve peygamberlerin peygamberidir... Cennet mmin ruhlarnn bahesidir... Oras mutluluk tacnn giyildii yerdir... Kz her kvrm yaptnda Ismihan hayranlkla kk bir lk atyordu ve bunu anlatabilmek iin sk sk da "Maallah" diyordu. Belks her ne kadar bu klasik szleri yazsa da hi olmazsa deiik renkler seerek kendi yaratcln ortaya koymaya alyordu. Satrlar tamamladnda ortaya kan grnt bir yazdan ok rengrenk, i ac bir resme benzemiti. Kular ve ieklerle bezenmi bir baheydi sanki artk kt. Belliydi ki kzn en ok istedii resim yapabilmekti, ama Safiye (Sultan 91 tslam dini buna izin vermiyordu. O da resmin yerine yazy koymu ve bu alanda en mkemmelini yapmaya alyordu. Birden Safiye'nin de kendi dosyasndan nne bir kt ekmi olduunu grnce Belkis ve sanatnn yaratt byl ortamdan kendimi koparp dikkatimi ona vermem gerektiini anladm. Safiye'nin nndeki kt ince, beyaz ve izgiliydi, zerinde bir amblem vard. Bu kt belli ki Venedik malyd. Haremde asla bulunmayan bir eydi. Gzde, elinde kalemi yazyordu, kimbilir ne zamandr... Bahede oynayan Glruh'a bakyormu gibi yaparak ne yazdn grebilmek umuduyla yanna sokuldum. Safiye, tabii ki italyanca yazyordu. Kalemi katibininkiyle yaryor gibiydi. Kzn ar ar yuvarlaklar izerek yazd her kelimeye karlk o hzla iki- sert karakterli kelime yazyordu. Ve yazdklar adal vgler deil, gereklerdi. Safiye'nin omzunun zerinden her eyi net olarak gre-miyordum, o gr kumral salar nm kapatyordu. Nasl olsa birazdan ya beni azarlayacak, ya da yazdklarnn grnmemesi iin toparlanacakt, bu yzden aldrmyordum. Ama ikisini de yapmad. Herhalde bu mektup sz konusu olduu mddete benden bir ey gizlemeye gerek duymuyordu. Nasl olsa yazlan eylerin ne hakknda olduunu biliyordum. lgimi fark ettiinde dnp bana glmsedi, gzlerindeki ifade ayartcyd. O byle yaptnda istemesem de gemie, anlarma gidiyordum ve iimin acyla burkulmasna engel ola-myordum. Merakm yattrmak iin: "Trke yazlm her mektup hangi dile evrilmesi gerektiinin belirlenmesi amacyla mutlaka Divan'a gidiyor," dedi. "Ama bildiin gibi ben ve Catheri-ne ayn dili konuuyoruz, ikimizin de anadili italyanca. Dolaysyla byle bir eye gerek yok. Bu ekilde grevli memuru oyalamam oluyorum." 92 Ann Chamberlin Gzlerinden iin aslnn bu kadar basit olmadn anlamtm, ben de bunu kendi baklarmla ona anlattm, hatta bir-iki sz sylemeyi de dnyordum. Ama Ismihan, bu ikinci mektubun ne kadar tehlikeli olabileceinden hi haberdar olmad halde benim azmdan kacaklar biliyormu gibi, "Aman Allahm," dedi, "Siz ikiniz... Yine mi talyanca'ya baladnz? Buna dayanamyorum." Ve hanmmn hatrna tekrar sustum. Safiye'nin kendinden emin baklar ve glnn altnda hl eziliyordum. ok ak olarak grlyordu, Safiye'nin Venedik kdna yazdklar Trke mektubun tam bir evirisi deildi. Belks ssl harflerle vg ksmn doldurmaya alrken o oktan be-alt satr yazmt. Gzdenin sadece ak ateiyle ba dnen Venedikli diplomatlarla mektuplamad kesindi. Fransa'nn Inebaht'daki Hal ttifak'na katlmay reddettiini hatrladm. Bu i Safiye'nin ellerinden km olabilir miydi? Daha baka hangi lkeler byle mektup

iinde mektuplar almlard? Aklndan neler geiyordu ve kimlere neler vaat etmi olabilirdi? Onlar karlk olarak ne sunmulard? Byle tehlikeli sorularn cevabnn u anda verilmesi pek mmkn grnmyordu. Ama bir yerden balamalydm. __________MM,__________ ________XII_______ ELKIS'IN iek bahesine karlk, Safiye'nin hitab ok netti, "Sevgili kardeim Kralie." Bunun ardndan Catherine' in ona yollam olduu ve Fransa kralna ithafen yazlm, Nic-cola Machiavelli'nin Prens adl kitab iin teekkrlerini belirtmiti. "Okurken kelimelerin bende uyandrm olduu etkiyi m Safiye Sultan 93 belki de yalnz siz anlayabilirsiniz," diye yazyordu Safiye abuk abuk. "Soluk almadan oturup bitirdim kitab ve bunun ardndan da defalarca ayn zevkle okudum." Kumral salarla ssl omzun arkasndan okuduum bu satrlar neredeyse kanm dondurmutu. Prens'i biliyordum. Beyazd meydanndaki sergilerden birinde bulup almtm. Bir zamanlar, Ismihan'm houna giden Homer'i de oradan almtm. Arada bir gidip bakmyordum arda. Kitabn balndan Machiavelli'nin baz romantik hikyeler yazm olduunu sanmtm. Kitab okuduumdaysa onun, insanlarn ounun zaten tm dini ve toplumsal kurallara ve hatta yasaklara karn yaptklar eyleri kaleme alm olduunu grmtm. Sofia rnein, Catherine ona bu kitab yollamadan ok nceleri bile bir Machiavellistti. Hayatm bunun en keskin kantyd. imdi Fransa kraliesine yazlan bu mektubu okurken Machiavelli'nin cmleleri birer birer aklmdan geiyordu, tpk Pera'daki evde bana yaplan korkun ikencelerin anlar gibi, "insanlar size kar su iledikleri ve ktlk yaptklar zaman, sizin onlara vereceiniz yant onlarn size yaptndan bin beter olabilir ve olmaldr." Bu szlere katlamazdm ama beri yandan da eer merhametli bir Tanr varsa aclarmn tesellisi iin ya bir are bulmal, ya da bama gelen felaketleri unutmam salamalyd. Anlar aclarla birlikte geliyordu. iddetli bir karn ars, souk terler... Ve imdiki zamandan kopu... Kelimelerden ve bama gelenlerden anladm tek ey daha byk felaketlerden korunabilmek iin gzlerimi iyice amam gerektiiydi. "insanlara ya iyi davrannz ya da onlar ayaklarnzn altnda eziniz. nk az incindiklerinde intikam peine debilirler, daha fazlasmdaysa bunu akllarna bile getiremezler." Acaba Safiye benim ne kadar ezildiimin farknda myd? Bu yzden mi kaytszca benimle dalga geiyordu? Hayatmn 94 Ann Chamberlin bir noktasnda feci ekilde ezildiim doruydu ama, Ismihan iin sorumluluk duymak her eyi deitirmiti. En azndan bu, bana eer tekrar saldrya urarsam intikam alabilme ansn vermiti. Belks'm Sultan Selim'le ilgili vgler blmne geldiini grnce bu dncelerimden uzaklatm. iee benzeyen yazsyla imdi, "Yedi iklimin Han, Badat'ta ah, Bizans'ta Sezar, Msr'da Sultan," diye uzun uzun yazyordu. Ama ilgimin asl younlamas gereken yer ikinci mektuptu. ylesine bir dille Fransz politikas zerine yazyordu ki, izlemekte zorlanyordum. yle diyordu: "Sevgili kardeim, ngiltere'nin Elizabeth'inin ilgisini, her ne kadar ondan yirmi ya gen olsa da, olunuz Alenon'a ynlendirmeniz ne kadar zekice bir davran. Aziz Bartholomeus Gn'nn bir Protestan kraliede yaratm olaca rahatszln yannda, olunuzun daha da bydn ve hatta artk genliini ve toyluunu saklayacak bir sakala bile sahip olduunu anlyorum. Eliza-beth olunuza 'Benim kk kurbaam,' demeye devam ettii mddete sizin sadece Fransa kralnn, Polonya kralnn deil ngiliz kralnn da annesi olacanz mit edeceim. Siz gerekten de tm Avrupa'nn kaynvalidesisiniz, bu kelimeyle bir gszl

kasdetmiyorum, sylemek istediim Machiavellist-lerin en ycesine duyduum byk hayranlktr." Belks ise vg sralamasnda Selim'in olu Murad'a gelmiti. Onu, "Krallk bahesinin eilmeyen yce selvisi," diye tanmlad. smihan kardeiyle ilgili bu szckleri ok sevmiti. "On iki yce atann tacnn gelecekteki sahibi..." Safiye'nin mektubu ise bambaka bir havada devam ediyordu: "u Fransz Protestanlar', Huguenot'Iar meselesine gelince, benim bu konuda bir tavsiyede bulunmam ok zor. Size u kadarn syleyebilirim, burada genel eilim Protestanlar'la birlik olmaktan yana. evremizdeki yakn lkelerin hepsi de Katolik ve dman. Protestanlar, Katolik kiliselerini ve Safiye Sultan 95 kutsal resimleri yok ediyorlar, Osmanllar da bildiiniz gibi ayn tavrn iindeler. Bu nedenlerle sizin yararnza ngiliz Pro-testanlar'nm aleyhine Divan'da etkinlikte bulunmak dorusu ok g." Safiye'nin baklar sanki mektubu bana byle para para gstermekten zevk alyor gibiydi. Eer beni dorudan tehdit edecek bir ey olsa yarda kesip, kd ortadan kaldraca kesindi. Okumaya yine de devam ettim: "nebaht'da bizim karmzda yer almamanz ok yararl oldu. Ama bilmelisiniz ki lkenizdeki bakaldry, ykselecek olan yeni bir tutumay engellemek amacyla iddetle bastrmanz -Aziz Bartholomeus' un Kahvalts- konusundaki haberler burada dehetle karland. Yine de, sizin kzkardeinizle ve Protestan Navarre ile baaryla yaptnz gibi ngiltere ile de bir birlik oluturabileceinizi umabilirsek, o zaman gelecekte her eyin bizim yararmza geliebileceini de dnebiliriz." Belks'm mektubunda sra sonunda kadnlara gelmiti. "Hametmeaplar yce Mehmed'in annesi, iffetli kadnlarn en gzeli, en yce ruhlusu, gzdeler gzdesi...." En derin sevgi ve sayglarn, "Hristiyan kadnlar aleminin en byk destekisi... G ve zaferin sembol... sa'nn aziz anas Meryem'in kz'na..." Safiye ise kaynvalidelerden sz ediyordu. "Burada kaynvalideler benim Bat'da bildiklerimden ok daha byk bir gce sahipler. Bu kadnlar oullarnn evlenecekleri kz kendileri seip evlilik karar veriyorlar. Zaten yzleri pee ve arafla kapal namuslu kadnlar bir erkein grebilmesinin evlilikten baka bir yolu yok. Yine de, byle zor koullarda bile, ne kadar gelime gsterebileceim yolunda bana ok byk rnek oluyorsunuz, bunun iin minnettarm." Safiye bana bakp hafife glmsedi. Bu yaknln nasl bir kar perdelediini merak ettim. Machiavelli bile bir Mac96 Ann Chamberlin hiavelliste kar kabilirdi, olamaz myd? Bunun cevabn bilemiyordum ve gzlerimi mektuptan ayrmamak iin bu soruyu zihnimin arkalarna attm. Safiye ok hzl yazyordu, onu izlemekte zorlanyordum. "Osmanl Saray'nda eskiden kalma bir evlenmeme gelenei olmasna karn -ve dnyadaki en byk imparatorluk olduklarna gre, bu duvarda bir delik amann gl kesin-ben, sanyorum ki, sizden ve Bay Machiavelli'den aldm ilhamla bir eyler baarabileceim." Srtmda bir rperti dolar gibi olmutu. te imdi bu benim, Ismihan'n ve Glruh'un gvenliini ilgilendirebilirdi. Tekrar endieyle avluya baktm. Her ey yolunda grnyordu, ama tekrar ieri baktmda gzlerim kamam olduu iin bir sre Safiye'nin mektubunu gremedim. Belks'n yazd eyleri tekrar etmesini dinlemeye koyuldum, hl Catheri-ne blmndeydi. "Son anna kadar mutluluk yannda olsun... Bu dnyada ve br dnyada her daim yz glsn, gl bahelerinin renkleri, blbllerin sesleri..." Tannmayan bir insana gnderilecek bir mektuptaki ciddi ve iten iltifatlar tuhaf duygular yaratyordu bende, tekrar gerek olan mektuba dnmeyi tercih ettim.

"Burada, Dou'da olduumu dnp, ltfen basitliim iin beni affedin. nce bir gzde olabilmem gerekiyordu. Gzde olmak, Katolik kilisesinin evli bir kadna verdii rahat ve huzuru vermiyor. Bu konuma kavutuktan sonra bile yllarca emin olamadm kendimden. Sonunda unu anladm, ne kadar ok ocuum olursa pazarlk gcm de o kadar artacakt. "Sevgili kardeim Kralie, tek silahm, bir zamanlar korkup kamaya altm ey olan u anda kucakladm gzellikler, ocuklarm... Oysa eskiden buradaki kadnlarn dourganln kleliin sonucu olarak dnrdm. Tabii ki sizin verimliliinizle u anda boy lecek durumda deilim, ama Safiye Sultan 97 unu mjdelemek isterim, ehzade Mehmed ve kk Aye' den sonra, k sonunda Murad'n istanbul'a yapt ziyaret bana nc bir saltanat varisi dnyaya getirme ansn yaratt." ite bu gerek haberdi. Eminim, Isrnihan'n bundan haberi yoktu, yle olsa baka hibir eyden sz edemeyecek kadar heyecanl olurdu, hatta Hma'y bile unuturdu. Bu mektup Fransa'ya gitmeden yeni ehzade ya da Sultan domu olacakt kesinlikle. Ne kadar hzl giderse gitsin, mektubu alan bu uzak lke kraliesi, iinde yazanlar bir sr olarak saklaya-mayacakt. Ama Safiye, hayatnda bir kez bile yzn grmedii bu kadna niin kendisiyle ilgili bu ok zel konuyu ayordu, stelik bundan Ismihan'a hi sz etmeden. Ne yazk, bu artc haberi Ismihan'a syleyemeyecektim, onun kalbinin krlmasn gze alamazdm. Safiye kalemini yeniden sivriltti ve yazmaya devam etti: "Benim Aye'yle sizin Hercul ne mthi bir ikili oluturabilir? Aslnda aralarndaki ya fark Elizabeth ile olunuzunkinden ok daha az ve bunun bir Protestan-Katolik atmasna yol amayaca da kesin. Paris ile Konstantinopolis arasndaki her ey bu evlilikle toza dner. Sizin papazlarn bunu onaylamayacan biliyorum, tabii ki buradaki mftlerin olumsuz tavrlarndan sz etmek de yersiz. Ama, yine de hayali bile gzel deil mi? "Ve Mehmed var, sizin Margot'nuz iin. Burada mftler erkeklerin yabanc kadnlarla evlenmesine kar deiller, hatta bunu zendiriyorlar bile. Kadnlarn inanlarna aldrdklar yok. Olumun baka odalklar ve cariyeler almayaca konusunda size sz veremem, buradaki dini uygulamalar biliyorsunuz. Margot biraz sklp, sinirlenebilir, ama biliyorum ki, genler biraz incinse de, sizin yapnz buradaki avantajlar kolaylkla anlar. "Dirayedi hanmefendi, siz bana bunlarn en batan planlanmasnn ne kadar nemli ve gerekli olduunu rettiniz. Safiye Sultan F.7 98 Ann Chamberlin Burada ilk yaplmas gereken ey Mehmed'in snnet olmas, bu gereklemeden Mslmanlar onu bir erkek olarak kabul etmiyorlar ve tabii bundan nce evlenmesi de sz konusu olmuyor." Safiye'nin Mslman detlerini nasl kendine uyduraca konusundaki blm okuyamadm. Belks yarm sayfadan fazla vg ve selam yazmt, imdi de Hma ile ilgili olarak yazlmas gereken ksa bir blm iin bekliyordu. Bekledi, bekledi sonra, "Umarz bu mektup size, her an yllar kadar deerli kralieye austos aynda ular," diye bitirdi. Safiye aldrmadan yazmaya devam ediyordu. Artk k yetersizlemiti, son satrlar grmekte zorlanyordum. Zaten o da bitirip mektubun kenarlarm kvrmt. Belks bu arada mektubun mrekkebini kurutmak iin batan aa altn yaldzl bir tozla adeta ykyordu. Bu ylesine etkileyici bir manzarayd ki, eer k yeterli olsa bile sanrm Safiye'nin mektubuna bakamazdm. Sonra kz kd rulo yapt ve altn tozunun fazlasn bir sonraki mektupta kullanmak zere bir tasa silkeledi. Ama alc mektubu aar amaz ortala salacak yeterince altn yaldz vard kdn zerinde. Safiye kendi mektubundaki mrekkebi kurutmak iin ince kum kulland, kd

bildiim gibi, Bat usulnde abucak katlad. Belks bekliyordu, bunu kendi yazd mektubun iine koydu ve mhr bast. Balmumundan yaplm yasemin kokulu mhr souyup tura iareti ortaya kmadan kz yanndaki kutuyu at ve elini daldrp bir avu deerli ta kard. Bunlarn arasndan kk ama ok gzel kesilmi yakut ve bir elmas seti. Bunlar da mhrn zerine yerletirdi. Talar ylesine yerletirmiti ki, mhr sanki iinde kular olan bir kafese benzemiti. Gen kz hi dnmeden kendi durumunu yanstan bir eser karmt ortaya. (Safiye Saltan 99 Hemen ardndan Nur Banu aniden, haber vermeden Sa-fiye'nin odasna bir hmla dald. fke iindeydi. Bahede onu grnce sevinle baran Glruh'a bile aldrmamt. ____________MM>____________ XIII UDA NE DEMEK oluyor?" Nur Banu'nun siyah gzleri mcevher gibi parlyordu. Onun giysilerinin ar zenginlii bende daima bir acma duygusu uyandryordu. Sanki hayatnn eksikliklerini bunlarla kapatmaya alyor gibiydi. "Ne, ne demek oluyor, haremin en gzde kadn?" Safiye'nin bu konuma biiminin ne anlama geldiini biliyordum, mutlaka yine masum roln oynarken binbir entrika geiyordu aklndan. "Sen Mehmed'i snnet ettirmeyi planlyorsun." "Evet." ikisi bu konuda kozlarn paylaamyordu. Biri ehzade Mehmed'in annesiydi, dieriyse babaannesi. ocuun sylendii gibi erkek oluunu salayacak olan bu olay tm gelecei iin ok nemliydi. Her ne kadar Safiye bu konudaki planlarn burada, Dou'da saklasa da, Batl bir kralieye oktan aklamt ve ben bile neredeyse bunlarn tmnden haberdar olmutum. Safiye, Belks'a mektubu alp gitmesini iaret etti, ieri giren kadna, nn annesine fazla bir sayg ve ilgi gsterdii sylenemezdi. Gazanfer dier mektuplar yerlerine ulatrmann peinde olmalyd, aksi takdirde Nur Banu da Hma gibi asla ieri gi-remeyebilirdi. m 100 Baffo'nun kz, "Efendim, ehzademin babas gereken izni verdi ve ilemler oktan balad," diye devam etti konumasna. smihan odadaki gerilimi azaltabilmek iin vey annesine glmsediyse de bu bir ie yaramamt. Nur Banu tekrar patlad. "Eminim, mneccimlere bile danmamsmdr." "Mneccimlere danld." Safiye sanki karsnda bir duvar varm gibi davranyordu, sesi her trl duygudan yoksun, kupkuru kyordu. "En uygun zamann bugnden sonraki on beinci gn olduunu sylediler." "iki hafta m? Bu yeterli bir zaman deil." "Bence ok yeterli. O gne kadar hava da dzelir." "Asla yeterli deil," diye tekrarlad Nur Banu. "Mneccimler bundan sonra en azndan bir yl boyunca uygun bir tarihin olmayacan sylediler." "Bir ehzadenin snnet dn iin nasl iki haftada hazrlanabiliriz?" "Eer zamanmz bo laflarla tketirsek tabii hazrlananlayz. "Belks'n arkasndan anlaml anlaml bakt. "Ben ahsen bugn ok nemli iler yaptm ve imdi de izin verirseniz..." "nceden yaplacak enlikler, yabanc elilerin davetleri, alnacak hediyeler? Sen kendini ne zannedersen et, bu benim umurumda deil, mucize yapacak halin yok. Torunum, Allah ona uzun mrler versin, zavall bir yoksulun, bozkrda dolaan yabani bir Trk'n olu gibi mi snnet edilecek? Hibir Osmanl ehzadesi bylesine

az bir ilgiyle bytlmemitir." "Her ey halledilmitir." Safiye salarn yle bir savurdu. "Benim efendim bir karar verdi, senin Selim'in gibi deildir o. Ve Murad bunun babasn da memnun edeceini dnyor, istanbul'a son geldiinde ben de ehzademi ok memnun etmitim." (Safiye Sultan 101 Safiye yeleinin inci dmelerine uzanp birini zd. Yz neredeyse elle tutulacak kadar gerek olan honutluundan tr kzarmt ve bu onun gzelliini artryordu. u anda yalnzca ikimizin bildii gerei dndnden emindim. Nur Banu'nun yanaklarnn da bundan aa kalr taraf yoktu, ama bunun nedeni fkeydi ve knayla turunculaan salar imdi yznn kzHyla ylesine bir btnlk iindeydi ki, insan kadnn tm bann bakrdan yaplm olduunu dnebilirdi. "Ve sen hl ait olduun yere, olumun yanma Manisa'ya gitmiyorsun, yle mi?" "Niye gidecekmiim? Nasl olsa o, sk sk buraya gelmekten ikyeti deil." "Sen de bir para bile utanma yok. Senin gnln ho etmek uruna grevlerini ihmal etmesi hibir ey demiyor sana." "Hayr hi utanmyorum ve bunda da utanlacak bir ey grmyorum. Ayrca Murad onun haklarn gzetecek birinin burada, istanbul'da olmasndan ok honut." "Onun burada bir de ii yanan anas var." Eliyle kalbine, sanki oras aryormu gibi vuruyordu. "Benim isteklerimi yerine getirmekte bu kadar abuk davrandna baklrsa bu konuya fazla inanmad kesin. u barbarca detin bir an nce yerine getirilmesi gibi..." "Seni dinsiz kz seni. Tabii ki bu yaplacak, ama kckken deil. Eer Osmanl'nn varisi snnet srasnda alarsa bunun ne anlama geleceini biliyor musun sen? On iki ile on drt arasnda yaplmaldr snnet, dorusu budur. Bylelikle alamaz ve o byk utantan da, kt iaretten de kurtulur." "Ama benim kk tatl olumun erkeklie att ilk admda, gzyalar iinde gsme yaslanmas benim iin ok daha anlamldr." "Gzyalar m? Bugne kadar onun gzyalarnn seni rahatsz etmek dnda bir ie yaradn grmemitim. 102 Mkemmel anne... u kesin, onun snmak iin gidecei son insan sensin." "Daha byk ocuklarda bile alamann iltihaplanmaya kar iyi geldiini duydum." "Senin tek derdin neredeyse daha st dileriyle dolaan Mehmed'i bir an nce snnet ettirip, onun araclyla iktidarn salamlatrmak." Safiye bunu inkr etmeye kalkmad. "Eh, sonunda ben onun annesiyim," dedi. "Benim olumun senden nce nasl bana bal olduunu unutma. Bir gn gelecek senin olun da nankr bir orospunun peinden gidip seni bir kenara atacaktr." "Benim bulacaklarm nceden adam edileceklerdir, bundan emin olabilirsin." "Sana da yaplmas gereken buydu." Nur Banu tehditkr gzlerle gelinine bakmay srdryordu. "Senden baka bana kar olan yok. Ve eer ben, bir gn olumu kaybedeceksem -Allah esirgesin- o zaman byle bir belya uramadan nce bu snneti yaptrmak ok daha akllca olur." Bunlar olurken smihan, benim bile duymakta zorlandm birka sakinletirici sz sylemeye almt. Ama artk onun bu ortamda daha fazla kalmasna katlanamazdm, kulana eilip artk eve gitmeyi dnp dnmediini sordum. "imdi deil," diye mrldand. "Gidip Ayva'dan arlarm iin ila istemeliyim." Hanmmn neden bu kadna kendi saln ve ocukla-rnkini krkrne emanet ettiini bir trl anlayamyordum. Baka birini rahatlkla bulabilirdi. Bana kalsa ilk l doumdan sonra bunu yapardm. Bunun zerine iki l bebek daha gelip gemiti ve hl inatla Ayva'nm pei sra dolanyordu. Eer bunlar ona sylesem eminim, "Haydi

Abdullah, bana Glruh'u o kazandrd," diyerek laf azma tkard. Safiye Sultan 103 Salk iin denen ne pahal bir bedel! Byle cevaplaya-bilirdim onu. ylesine bir "tevekkl" duygusu vard ki onda, her eyi buna gre yorumlard. "Herkes Sarayda bu ebeyi kullanr," derdi daima. "Ve Ayva'y Allah'n elinde olan eyler iin sulayamayz." Kendi kendimi, eer bir ite by varsa, onu zmek iin de yine bir bycye gidersin, diyerek yattrmaya altm. smihan'm giderek solgunlaan yz bana bunun zamannn geldiini sylyordu. Aslnda gn boyunca yznde hastalkl bir ifadeyle oturup durmutu, gidip bunun aresine bakmalydk bir an nce. zlemek zorunda kald bu az dala yznden arlar artm olmalyd. Ona kolumu uzattm ve "Haydi, o zaman seni ifahaneye gtreyim," dedim. "Aslnda oraya kadar gidebileceimden emin deilim," dedi. "Ayva'y son grm hatrlamyor musun?" Hatrlyordum, kadnn o byc gibi baklarn da, sesindeki acmasz tonu da... Hatta belki onda hissettiim korkuyu da... Aslnda o hain kadnn smihan'dan korkmak iin nasl bir nedeni olabilirdi? "O zaman ben gideyim," dedim. "ok iyisin Abdullah." "Burada kendi bana kalabilir misin?" Endieyle, atp duran iki kadna baktm, sesleri giderek ykseliyordu. Bu patrtnn arasnda zavall kk Aye'nin nasl olup da hl uyu-yabildiine ayordum, o lokum mutlaka hahal olmalyd. "nce seni tahtrevana gtreyim," dedim. "Kalacam," diye cevaplad smihan. vey annesiyle yengesini bartrmak iin bir denemede daha bulundu, bundan da hayr kmaynca nndeki kaymakl baklavayla azn doldurdu. Ne zaman sklsa ve kendini aresiz hissetse hep bunu yapyordu. Kap aznda Gazanfer'le karlatm, yz kzarmt ve nefes nefeseydi. Herhalde grlty koridorlardan iitip, koa 104 Ann Chamberlin koa buraya gelmiti. Demek ki gtrd mektuplarn alclar Sarayn iindendi. Artk bu konuda kafam yoracak halim kalmamt. Ona , "senin hareminin huzuru bu mu hadm?" dercesine anlaml anlaml baktm, burada hanmm brakarak ciddi bir tehlikeyi gze alyorum, bunu biliyor musun? Adamn kocaman glgesinde minik Glruh'u grdm. Avludaki kapya minik elleriyle vurarak baryordu, "Yenge, anneanne? Yenge, anneanne?" smihan'a seslenip, "Ben Glruh'u da yanma alp gidiyorum," dedim. "Olur Abdullah," diye cevap geldi ierden. Ama hadm beni durdurmaya alyordu. "Bunu yapmann doru bir ey olduunu sanmyorum kardeim, Glruh'u Ayva'nm yanma gtrmek ok doru ve akllca grnmyor bana." "Harem huzuru dediin bu kedi kpek dalann iine birden fazla hanmm brakacak halim yok," dedim. Ve Glruh'u kucama alp, olabildiince hzl admlarla oradan uzaklatm. __________M1&__________ _______XIV_______ ^/ESLERDEN uzaklar uzaklamaz Glruh yere inmek istedi. Onu brakp yumuack, kk elini tuttum ve yrmeye baladk. smihan benim bir trl anlam veremediim bir biimde ocua bedeninden ok daha byk giysiler diktiriyordu. Bunun nedenini ise, "Naslsa byyecek," diye aklamaya alyordu. Glruh'un ayandaki terlikler de ite bu anlayn sonularyd ve o koca terlikler imdi uzun, mermer koridorlarSafiye Sultan 105 da kt ruhlar karmak zere tekrarlanan bir dua gibi tkr-dyordu.

Haremin koridorlar bir saa bir sola, bir aa bir yukar kvrlarak sonsuz gibi uzayp gidiyordu. Sanki devlemi bir sarman karmakark dallaryd bunlar, ya da bir zamanlar Safiye'nin bana syledii gibi mermer canavarn karnnn ii... Bir yerden bir yere gidebilmek iin en azndan iki farkl yol vard. Bylece grmek istediinizi grebilir, grmek istemediinizden kendinizi saknabilirdiniz. ifahaneye giden daha uzun yolu tercih etmitim, bylece elimden geldiince, neredeyse tm haremin, hizmetisinden kalfasna kadar kelime kelime dinledii kavgadan Glruh'u uzak tutmay deneyebilirdim. Bir yn kapy getik; kimi kemerli, kimi karemsi, kimi kk, kimi bykt bunlarn. Upuzun koridorlarn sonlarnda fare delii gibi duruyorlard. Artk kadnlarn sesleri iyice kesilmiti, bunun yerine erkek ocuklarn seslerini duyuyorduk. Hepsi bir azdan ama deiik tonlamalarda, deiik hzlarda ve kim bilir belki de deiik kelimeleri Arapa tekrarlayp duruyorlard. Kur'an reniyordu ocuklar. Buras ehzadeler odasyd, devirme ocuklarn ok parlak olanlar da gelecekteki efendileriyle birlikte bu odada eitim alyordu. "Mehmed de burada!" diye bard Glruh. Elimi ekitirip duruyordu, onunla birlikte sesleri dinledim. "Evet o," dedim. "Allah uzun mrler versin, o." "Oraya giremeyiz," dedi. "Evet, giremeyiz, ama istersen ona senden bir selam gtrrm." "Ben bir kzm." Bunu son derece kesin bir ekilde sylemiti, kahverengi gzleri aklndan bir eyler geirdiini belli ediyordu. "ehzade Mehmed'e selamn gtreyim mi?" "Ama Abdullah?" 106 Ann Chamberlin "Evet canm?" "Sen nasl oluyor da benimle birlikte olabiliyorsun?" "Ben daima seninle birlikte olacam," derken ona ac ac glmsyordum. "Ama sen erkek deil misin?" Uygun bir cevap verebilmek iin susmam karsnda o konumasn, daha dorusu sorularn srdrd. "Nasl hem benimle, hem de Mehmed'le beraber olabiliyorsun? Babamla birlikte dar kabiliyorsun ve annemle dolayorsun, nasl?" Kck aklyla doruyu aryordu, bu igdsel bir eydi. Sonunda ok basit bir cevap verdim: "Hayatm, ben bir hadmm." "Hadm ne demektir?" Hadm, bana denir ve ektiklerim... Bunlar u anda kk bir ocua verilecek cevaplar deildi. "Hizmetkr demektir," dedim. "Ama herhangi bir hizmetkr deil." Yine kesin bir ses tonuyla konumutu. "Uzun, krkl giysileri olan sakalsz bir hizmetkr. Annem gibi memeleri de yoktur." enemdeki iki ty utanla ovaladm ve "evet" dedim. "Safiye Yengem, Mehmed'in srmet, srlet..." Kelimeyi bulmaya alyordu, bulamaynca sklp bunun yerine "kesilme" kelimesini yaktrd. "Mehmet erkek olsun diye kesilsin istiyor." "Bu doru." "Ama kesilene kadar gelip benimle oynayabilir." "Bu da doru." im rahatlamt, o korkun konudan uzaklayordu. "Seni hi kesmediler mi?" Hayr, yanlmtm, yine balamt. "Bu yzden mi her istediini yapabiliyorsun?" Ne syleyeceimi bilemiyordum. "Kesildim tatlm," dedim yavaa. "Yalnz ok daha fazla kesildim ben. ehzade Safiye Sultan 107 Mehmed'in kesileceinden ok, ok daha fazla. Bu yzden de hadmm."

Susmutu, bir iki adm attk, durdu. "Beni keser misin?" "Tatlm o nasl sz?..." "Beni de seni kestikleri gibi kes, o zaman ben de senin gibi dar kabilirim, ieri girebilirim, bunu istiyorum." Kleleen bacaklarm sanki bedenimi taayamayacak hale gelmiti. Sarlp onu kucama aldm ve skca barma bastm. O gzelim minik ba gsme dayadm, daha imdiden kadn kadn kokmaya balamt salar. Hayatn benden ald alk bu kck kza duyduum sevgiyle yatyordu artk. "Bunu yapamam bir tanem," dedim. "Sen bir hizmetkrsn, sana emrediyorum." Beni fkeyle itti, aa indi, koca terlikleriyle benden kamak istiyordu. "Yoksa seni kle pazarna yollarm." ocuun bykleri taklit edi biimi ok komikti, kendimi tutamadm ve alayacam yerde gldm. "Senden ayrlmak benim iin lm demektir, ama yine de seni kesemem," dedim. Bir an aklmdan tecavz kelimesi geti. smihan bana bir zamanlar bunun bir erkein bana gelebilecek felaketlerden daha beter olduunu, nk tekrarlanabileceim sylemiti. Glruh'un bu "kadn hayat"nn gerekleriyle ezilmesini istemiyordum, yaadm srece onu byle skntlardan uzak tutmaya o an yemin ettim. Kk Glruh sanki aklmdan geenleri sezinlemiti, en azndan bir blmn... Sanyorum aklmdan annesi geince baklarm yumuuyordu. "Anneme sylemeyiz," dedi. "Cesur olurum, sz veriyorum, alamayacam. ok alamayacam." Glme gzyalarn karyordu ve net gremiyordum artk. "Yapamam," dedim. "Allah ahidimdir, dnyada hibir g bunu yapamaz. Sana kimsenin byle bir zarar vermesine izin vermem." 108 "Niye? Niye?" diye srar ediyordu, onun da gzleri yala dolmutu ama bunun nedeni ac deil fkeydi. "nk... nk, Allah'a krler olsun sen bir kzsn. Ben senin yandayken olan ocuuydum." Bunu anlatabilmek ok zordu, gzmn nnden yzlerce an hzla gelip geiyordu. "Oh... Yine mi bu kz ii?" Hecelen vurgulayarak konuuyordu. Sonra sustu, dnyordu. O sessiz dururken ehzadenin sesi ykselmiti koridorda: "Balayan ve koruyan Yce Allah'n adyla. Allah'a ve br dnyaya kar grevlerinizi yerine getiriniz. Erkekler kzlardan daha stn niteliklerle donatlmlardr ki, bu ekilde onlar koruyabilsinler. Allah byktr, Allah ycedir..." "Niye?" dedi, sesi bir mrltya dnmt. "nk..." dedim aresizce. Bu benim cevap veremeyeceim kadar byk bir soruydu. "nk bu Allah'n isteidir." iin kolayna kaarak, onu bamdan savabilmek iin sylediim bu kelimeler azmdan kar kmaz beklenmedik bir ekilde tm aklm dine kar byk bir merakla doluvermiti. Neredeyse bu mermer koridorda iine dtm dnce ve duygu karmaasndan tr yere decektim, titreyerek -meldim. "Zavall Abdullah," dedi Glruh, elini uzatp eneme sevgiyle dokundu. "Seni kestikleri zaman aladn m?" "Biraz," diye geveledim, anlar geri geliyordu. "Ve bardm ve Allah'a isyan ettim, ondan benim canm da almasn istedim." "imdi lmediin iin zgn msn?" "Hayr bir tanem, hayr. Ben..." Sylediklerimi aslnda ben de ilk kez farkediyordum. "...Aslnda sana her baktmda Allah'a krediyorum." Safiye Sultan 109 Dncelerim berraklamt. Byle biri olduum iin minnettardm "0"na, yoksa annesini nasl kurtarabilirdim? Glruh'u doduu andan itibaren izlemek haremde bir erkee nasip olamazd. lk dileri, ilk admlar... Bunlar baka hibir erkek gremezdi.

Sadece "O lahi G" ve "Hadm Abdullah" bunu grebilirdi. "Ben de Allah'a krediyorum," dedi. ocuksu bir drstlk iindeydi. Hala hafif hafif titriyordum, ayaa kalkp elini tuttum. Ey sevgili Allah'm neredeyse onun akln kartracaktm. "Gel canm," dedim. "Haydi gidip annenin ilacn alalm." _________M.&_________ _______XV_______ sonunda bir k belirdi ve ilkbahar hazrl iindeki aalar grnd. Ayva'nm ifal otlar bahesindeki bu aalarn hemen dibinde, zerinde bir yn bcek ve sinein vzltlarla uutuu yeni gbrelenmi tarhlarn iinde mevsimlik iek fideleri topraa tutunmaya alyordu. zerlerindeki arlklardan bel vermi raflarda dizili in, Japon ve ran ii porselen kavanozlar sanki her an tepemize inecekmi gibi grnyordu. Bunlardan ykselen keskin kokulardan genzimiz yanyordu. Tatl karanfil, kimyon; keskin sarmsak ve ac kantoron... Bu kadn dnyasnn gizemli dnyasna ait odada ilerledike ykselen daha ar kokular da vard: Yosun, kil, bakire kan...Ve alkole yatrlarak saklanm hayvan organlar... Glruh kk parmaklarn benimkilere kenetlemiti, ben de ona gven verebilmek iin bunlar iyice sktm. 110 Bir baka koku daha geliyordu burnuma, sakzla kark haha kokusu. Glruh domadan ok nceden beri Ayva'nn byle bir yntemle kendini tedaviye altn biliyordum. Ve bu eit alkanlklarn tmnde olduu gibi bunun sonu gelmemiti, ebe yllardr esrarn penesindeydi. Odann lo na gzlerim altnda sandm gibi bo olmadn grdm, ihtiyar Ayva masasnn kenarnda horlaya-rak uyuyordu. Zeytin yeili elbiselerinden daha farkl deildi yznn rengi. "Belki de onu uyandrmamaliyiz," dedim. "Hayr, kalksn, ilac versin," dedi kk Glruh. "Ayva Kadn, Ayva Kadn," diye seslendim, hi cevap yoktu. "Baka bir ebeden de alabiliriz sanrm," diye mrldandm. inatla, "Hayr," dedi. "Annem, onun en iyisi olduunu sylyor. Beni dnyaya o getirdi ve annemi kurtard." Cierlerini iirerek "Kalfa!" diye bard. Tam bu srada bir baka kadn odaya girdi. Bu Ayva'nn yeni yardmcs Afrikal "Incir"di. ifahanenin meyva sepeti tamamlanmt. Taze bir incir kadar morumsu karayd teni ve iinde ne eit ekirdekler olduunu kimse bilemezdi. n iki diinin arasnda kocaman, kapkara bir boluk vard ve hibir mine onun iindeki Afrika'y kapatmaya yetmezdi. Ayva ve yardmcs hakknda bir yn dedikodu dnp dolayordu haremde. Bu benim zerime vazife deildi, aslnda haremin Sultanlar ve gzdeleri de bu konuyla ok ilgilenmezlerdi. Kleler efendilerini rahatsz etmedike nasl isterlerse yle rahatlayabilirlerdi. Baka sylentiler de vard. ncir'in kendi vatannda bir byc olduu gibi... Bu pek de alacak bir ey gibi grnmemiti bana. Yavrube adl bir ruhun onda tekrar vcuda geldii laf dnp dolayordu. Davul sesleri arasnda iki ruh btnleiyor, deniliyordu. Safiye Sultan 111 ncir bir kralie gibi giyinmiti. Teninin koyuluuyla ztlk oluturan beyaz inciler ve altm sslemelerle doluydu giysisi. Bir yn cariye bunun onda birine bile sahip deildi oysa. Duyduuma gre onun vatanndan gelenler ellerine geen her eyi, hatta efendilerinden aldklarn zgr olabilme umuduyla ona tayp duruyorlard. Hastalar, eziyet gren kleler onun koruyucu gcnn peinde, her eylerini sunarak dolanp duruyorlard. Bu sylentilerin ne kadarnn doru olduu konusunda bir fikrim yoktu, ama selvi

glgesi esintisi gibi bir rpermeyi odaya tayan bu kadnn baz gizemli glere sahip olabileceini tahmin etmekte zorlanmamtm. Ayva kendi yerine gemek zere doru birini semiti, ya da kimbilir belki de incir bunu kendisi semiti, bilmiyordum. Kadn gelip, benimle ho-ruldayan Ayva arasnda onu korumak ister gibi durduunda tam da bunlar aklmdan geiriyordum. Klelik dayanmas baka bir eydi, isyana kalkmak ayr bir eydi ve islam'n gbeinde eytani putperestlik bundan baka bir anlama ekilmezdi. Hibir kantm yoktu ama gerekten de bu kadnn "Yav-rube" olduunu hissediyordum, yine de duygularm kendime saklamay yeleyerek istediimi syleyebildim. Tek kelime etmeden gidip hazrlamaya koyulmutu. O siyah ellerinin zerinde "hu" ve "st" yazan kavanozlara uzandn grdmde, "hayr, iinde esrar olan bir ey istemiyoruz," dedim. Bir yandan da aresiz bir ekilde uyuyan Ayva'ya bakyordum. ncir kapkara gzlerini devirerek bana bakt, acaba beni korkutmaya m alyordu? Ama bir ey sylemedi. Esrar kelimesini duyduundan m nedir, Ayva yava yava kmldanmaya balamt. "Ayva Kadn?" Ortal giderek daha ok doldurmaya balayan inciler ve altnlarla ssl yardmcsna ramen onu olanca nezaketimle selamladm. "Merhaba, naslsn?" 112 Ann Chamberlfn "Merhaba?" htiyar kadnn sesi mezardan geliyor gibiydi. "Merhaba, ben..." "Sen... Sen kimsin?" "Abdullah, Ayva Kadn. smihan Sultan'dan. Buraya..." "smihan?" Ayva dehet iinde yerinden uramt. Yal, buruuk yz solgunlat ve hatta yeil bartsnden daha yeilimsi bir hal ald. "smihan Sultan?" diye mrldand. Sanki bir beldan, lanetten sz ediyordu. Ne diyeceimi bilemiyordum. Benim yerime kk Gl-ruh konutu: "Annemin karn aryor ve ila istiyor." "Kim?" diye tekrar o hayaletimsi sesle sordu kadn. Elleri titremeye balamt. "Bu ocuk da kim?" ncir hzla elindeki bohaya sard ilalar uzatarak bu konumalara son vermek ister gibi araya girdi. Glruh'u ve kendimi bilemediim bir ekilde korumak iin geriye doru bir adm atmtm. "Bu smihan'n kz Glruh," demeyi yine de baarabil-dim. "Hatrlarsn, Ayva Kadn. Onu sen dnyaya getirttin." "l!" Sarslarak masasndan ayaa kalkmaya abalayan kadn, Incir'in kollarna ykld. Kitaplar, havanlar etrafa sald ve kk lambann zerine dp onu sndrd, ortal yank fitil kokusu kaplamt. "O ocuk ld. Dierleri gibi. Dierleri gibi. l bebekler... l!" Bir anda Glruh'un yanna getim ve onu kollarma alarak geriye doru ekildim. Ayva deli gibi zerimize geliyordu. ncir elindeki bohay telala elime tututurup bizi kapya doru itti. Daha fazlasna gze alamazdm. Kk kz korku iinde gzlerini kocaman am bana bakyordu. Ben koridora kendimi attmda ncir de Ayva'yi kolundan tutarak baheye karmt. Kadn ortada durmu hl cSafiyc (Sultan 113 ayn szleri tekrarlayp duruyordu:" Bebekler. l. Kanlar iinde... leri dlarna km..." Kucamdaki korku dolu gzlerle bana bakan bu kk bebee olanlar nasl anlatacamn sknts iindeydim. "Kalfann nesi var?" diye sordu. Cevap bulamyordum.

Grdkleri karsnda beklenmedik bir cesaret gsteren Glruh, az sonra btn ocuksuluuyla baka eylerle ilgilenmeye balamt. Ama deminki gibi, cinsiyetle ilgili konulardaki kadar tatmin olmu deildi. Nasl olabilirdi? Ben bile rahatlayamamtm. Ayva neden byle birdenbire dehet ve korku iinde davranmt? Ve daha da kts, niin bu korku ve dehet benim kk meleim zerinde younlamt? Yoksa, yoksa bunun "Yavrube" ile bir ilgisi mi vard? ________M&________ _______XVI_______ dnn balamas iin uygun grdkleri gnden bir hafta nce, gen ehzade'nin snnetiyie ilgili hazrlklarn tm yoluna girmiti. Saray, Mehmed'le birlikte snnet ettirecei bin yoksul ocuu semiti. Onlarn katlmyla ehzade tm toplumun sevgi ve saygsn ve bu ocuklarn ailelerinin mr boyu balln kazanacakt. Bunlarn her birine, tabii ki Mehmed'in altn ipliklerden dokunmu olan tren kyafetiyle kyaslanamayacak, ama yine de yeterince gzel ve ssl birer kat giysiyle ipek sark gnderilmiti. Saray duvarlarnn iine ve Hipodrom'a kurulacak byk elence adrlarnn kazklar oktan hazrd. Mutfaklardan ykselen itah ac bir scaklk ortal kaplyordu. Safiye Sultan F.8 114 Ann Chamberlin Ismihan kendi hareminin Saraya yardm iin elinden gelen her eyi yapacan sylemiti. Zorlukla yryebilen bir kadnn bakalarna nasl yardmc olaca aslnda ayr bir konuydu... Oturup bunlar seyretmekten baka bir ey yapmasn beklemiyordum ondan. Kz da yeeninin dnnde kz ve erkek ocuklarn farkllklarn biraz daha iyi anlard. Eh bunlar da yeterli saylabilirdi. Gidip mutfa kontrol ettim. On byk tepsiye ileri hurma, fndk, kays, bal ve kaymakla doldurulmu rekler byk piramitler halinde dizilmiti. Bunlar sz edilmese de olduka ie yarayacak kk armaanlarndand Ismihan'n. ehzadeye, annesine, babaannesine sunaca deerli kuma ve mcevherlerden oluan esas armaanlarn daha zaman gelmemiti. O nisan sabahndan bugne kadar mutfaklarda yaplan geniletme amal yenilikler Saray halkna olduka zahmet vermiti, ama ortaya kan sonu ylesine iyi olmutu ki bu geici amal deiiklikler byk bir olaslkla kalc olacakt. Saraya hi girmemi olanlar bile bunu farkedebiliyordu. Marmara'da-ki bir tekneden bile rahatlkla grlebilen kubbelerden ykselen on ta baca artk Sarayn dardan bakldnda en gze arpan mimari zelliiydi. Sradan bir vatanda bu dev mutfaklarda nasl alldn tahmin etmekte zorlanmazd. Sonuta canl koyunlarn, tavuklarn, uvallardaki budayn ve saysz meyve ve sebzenin birbirinden lezzetli souk ve scak yemee dntrlmesi onlarn mutfaklarnda da olan bir eydi. Ama ite imdi bu mutfaklarda bunun en az bin kat retiliyordu. Bir baka gerek daha vard. O sradan insan, haremde doup bym bir ocuktan ok daha fazla bir bilgiye sahipti bu almalarla ilgili olarak. Bazen byle yetitirilmi ocuklar, Allah'n onlar rahatlkla yiyebilsin diye eti kk lokmalar halinde yarattn bile dnebilirdi. (Safiye Sultan 115 Rezenenin, fesleenin, kiniin birer bitki olduunu, karabiberin ok uzaklardan geldiini, tuzun yer kabuundan elde edildiini akllarna bile getiremezlerdi ounlukla. Haremde ok hnerli erbet, pestil ve tatl ustalar vard. Ama hl haremin ounluu iin yemek gizemli bir konuydu. Kadnlar birbirlerine uan hallardan sz edercesine, masalms bir edayla, saman iinde mutfaa getirilen buzlarn ne kadar uzak dalardan olduunu anlatmaktan ok holanrd. Ama "uzak" kelimesiyle bahe duvarnn tesini tanmlayan bu insanlar; belki de buzun, o dalarda ilek, limon ya

da glsuyu kokulu dzgn yuvarlaklar halinde olduunu sanabilirdi. Pek ok yerde yemek piirme iini kadnlarn yapmasna karn, Sarayda bu, uzun yllar alk eitimi grm erkeklerin greviydi ve mutfaklardan ieri kadnlarn girmesine izin verilmezdi. Bu mutfaklar ayn zamanda br dnyay, erkekler lemini de besliyordu, bazen Divan gnlerinde binlerce insan iin altklar bile oluyordu. Gen hadmlar ve odalklar zerinden dumanlar tten yemek tepsilerini d haremin koridorlarndan alp kadnlarn gle oynaya muhabbet ettikleri odalara tarlard. Baltac denilen erkek hizmetkrlar mutfaktan hareme alan avluyu geerek bu yemekleri getirip, koridordaki ta stclarn zerine brakrlard. Bu srada yanllkla bir kadn grmemek iin balarndaki apkalarn kenarlarn indirirler ve sadece nlerine bakarlard. Yemein balayacan haber veren bahadmn dd almadan da ortadan kaybolurlard. te Marmara'dan bile rahatlkla grlen bu bacalar, mutfan yalnz d grnn deil, iindeki youn abay da belli edecek leklerdeydi. Her mutfan ana koridora alan kendine ait bir girii vard ve bunlarn erzaklar da ayr ayryd. eniciba ve onun altndaki be adamn titizlikle a ordusunu denetledii ilk mutfak, Sultan'md. Daha sonraki de Valide Sultan'n, yani u anda Nur Banu'nundu. Bir sonraki, o 116 Ann Chamberlin gnlerdeki Sultan gzdesine aitti. Selim'in srekli olarak yapt deiikliklerle bu gzde sk sk deitiinden -hatta cinsiyeti bile- srekli bir karmaa yaanyordu burada. Alar ikide bir, hatta bazen ayn gn iinde farkl lezzetlerde yemek yapmaktan yorgun dyordu. Drdnc mutfak Safiye ve dier asil kadnlara alyordu. Beincisi bahadmnd. Altncs vezirler ve Divan'm br yelerine; yedincisi hadmlar, iolanlar ve daha dk rtbeli grevlilere yemek piirirdi. Sekizinci, kadn kleler; dokuzuncu, Divan'da hizmet edenler iindi. Onuncu ise yz kiilik bir erkek hizmetkrlar grubuna alrd... Bunlar alar, mandraclar, kasaplar, muhasebeciler, manavlar, ocaklar, ekerlemeciler, buzcular, sucular, bulaklar, kalayclar ve tamircilerden oluuyordu. Frnclar bu grubun dndayd, bunun nedeni de, birinci avlunun d ksmndaki Saray frnnn her birimin en az Saray mutfaklar kadar byk olmasyd. Her biri beer mutfak alanna ayrlm iki cami vard Saray mutfaklarnn iki yannda. Burada, namaz klmay hi kimse aksatmazdi; nk camiler, zavall alarn oturup dinlenebildikleri tek meknd. Kendi yemeklerini bile acele iinde, ayakst yerdi bu zavall a ordusu. Normal gnlerde aa yukar bin kiiyi besleyen bu adamlar, Divan gnlerinde ok daha fazlas iin alyordu. Ama imdi snnet dn srasnda, bir haftada yaptklarnn en az alt katn bir gnde yapmalar gerekiyordu. Sadece ehzade'nin evresi deil, ona snnette katlacak olan ocuklarn aileleri de beslenecekti bu mutfaklardan. Bu scaklk ve grltnn dnda tutulmalarna ve mutfaklarda hkm sren erkek egemenliine karn, harem kadnlar tamamen de yemek iinin dnda kalamyordu. Bir gzde, selaml etkileyebilmek iin eline geen her olana deerlendirmenin peindeydi. Aslnda bu en yoksul evlerde bile geerli olan bir yntem deil miydi? Safiye Sultan 117 Oluyla ciddi olarak ilgilendii pek sylenmeyen Safiye bile onun hurmaya olan dknln ok iyi bilirdi. Sk sk aksileen Mehmed'i sakinletirebilmenin en kolay yolu eline birka hurma tututurmakt. Hatta Safiye bu bitkinin yetitii ender yerlerden olan Arabistan vahalarndan alt gelimi aacn tm rnn istanbul'a getirtmiti. Araplarn bu deerli aalan, etrafna gece gndz nbeti koyarak koruduklar gznne alnnca yaplan iin ne denli zor olduu ortaya kyordu. Haclarn gittiklerinde bol bol yiyebildikleri meyvelerin ekirdeklerinin bile Arabistan dna kartlmasnn yasak olduu biliniyordu. Bu hurmalar, kk Mehmed'in yumruu byklnde, inanlmaz tatllkta

meyvelerdi. Arabistan'n dnda byle bir hurma bolluu gerekten de mucize gibiydi, bu yzden de bunlarn deeri ancak altnla llebilirdi. Elindeki lezzetli hazineyle Safiye, olunun snnet acsna katlanmasn salamay dnyor olmalyd. Safiye'nin adamlarnn gizlice getirdikleri hurmalar hareme sokmalar da kolay olmamt. Binbir zorlukla da olsa bu sandklar, sonunda dier erzan da depoland kilere yerle-tirilebilmiti. Ama i burada bitmiyordu. Gazanfer, sandklar hanmnn dairesine tamaya kalktnda karsnda ayn taleple dikilen Nur Banu'nun hadmlarn bulmutu ve iler kar-vermiti. Aslnda hurma sorunu haremde snnet konusundaki atmalarn bir sembolyd. Torununun ka yanda snnet edilecei kararnn dnda braklan Valide Sultan, en azndan trenle ilgili hazrlklar ve armaanlar konusunda sz hakkn elinden brakmamann abas iindeydi. Bu yzden arkamda tepeleme ball rekle dolu tepsileri tayan hamallarla kilere girdiimde a kalfas koarak yanmza gelip, elinde kepesi hurma sandklarnn bana sanki altn sandklanym gibi dikilmiti. Bu sandklardan Safiye'nin 118 Ann Chamberlin hadmlarnn m, Nur Banu'nun hadmlarnn m yararlanaca konusunda daha tepeden bir karar ona bildirilene kadar, hi kimsenin oradan tek bir meyve bile almasna izin vermeyecei kesindi. Dnceli bir yzle kalfa bana, "Nur Banu gya haremin en byk otoritesi," dedi. "Ama bana sorarsan Safiye daha etkin, onun daha fazla gc var. Oysa g dengesi kurallara uygun olarak almazsa her ey karmakark olur burada." Adama baktmda ilk aklma gelen annesinin onu dourmakta kimbilir ne kadar zorland olmutu. Ba dar olmasna karn inanlmaz bir uzunluktayd. Tepesindeki sark tuhaf bir biimde duruyordu ve daha ok Venedikli bir tkrldma benziyordu bu haliyle. Ona sanki hi enesi yokmu gibi bir grnt veren sakal, bu kafay daha da uzun gsteriyordu. Bu upuzun yzn tam ortasna denk den yerdeki kk, noktams az ise adama olduka geri zekl bir ifade vermiti. Ama biraz muhabbet ettikten sonra adamn o kadar kafasz ve grevlerini yerine getirmekten aciz biri olmadn anlamtm. Bana gvenebileceinden emin olunca hurmalara bakmama izin vermiti. Nasl olsa onlar tadabilme ansm yoktu, kendimi daha fazla zorlamamak iin arkam dnp ktm odadan. Kap aznda bekleyen hamallarn parasn verip yolladm. Amacm tek bama mutfak koridoru boyunca yryp dn kapsnn ald akhadmlar avlusuna ulamakt. Ama kilerci kalfas yolumu kesti ve bana, "Sana dosta bir uyar hadm," dedi. "Senin yerinde olsam mutfaklarn kenarndan bile gemezdim." "Nasl?" diye sorarak dndm adama, glyordum. "Ben oradan kestirme olduu iin geeceim, bir para scaktan ekinecek bir hal mi var bende ?" "Evet, scak... Ama benim szn ettiim bu deildi." (Safiye. (Sultan 119 "O halde ne?" "Bunlar..." dedi. Odada hi kimse yokken bile yanndan bir an ayrlmad sandklara doru yle bir bakt. "Evet?" "ey..." Yz ciddiyetten daha da uzam gibiydi. "O iki mutfak... Nur Banu ve Safiye'ninkiler... ikisi de bu hurmalara sahip olmann peinde ve bu uurda yapmayacaklar, yapmadklar yok. Abalar bile birbirine kfredip duruyor." "Birka kfrden kendimi saknabilirim sanrm," dedim glmseyerek. "Evet, ama bir de daha alt kademede alanlar var. Birbirlerinin zerine bulak sularn dkyorlar; kepeler, tavalar ve hatta baklar havada uuuyor. Hepsi de o iki kadn ve u hurmalarn yznden. Hareme gidecein iin sana acyorum. ok korkutucu olmal oras. Yangnn tam ortas... Dn, bizim yaadmz yer, yangnn sadece kenar."

Ona beni dnd iin teekkr edip vedalatm. Bana sylediklerine karn oradan gemek zorundaydm. Ama yine de durup onu dinlediim iin ne ansl olduumu hemen anladm. Arkam dner dnmez gkgrlts gibi bir ses koridorda yankland. Sesin kt yer, eer kalfayla konuarak oya-lanmasam tam bulunacam noktayd. Ne olduunu anlayamamtm. Ne olduunu anlayacak kadar ona yakn olanlar ise bu hikyeyi asla anlatamayacaklard, nk hepsi lmt. _________M1&_________ XVII_______ t-SUNUN mutfaklardaki yal tavalar ve kuru odunlar yznden km bir yangn olduunu dnenler olabilirdi. Ama, belki de kilerci kalfasnn bana sylediklerinin etkisiyle buna aklm yatmyordu. Ayrca o ses, dumanlarn yaylma hz, koridorun iki ucuna doru birden yaylan alevler beni phelendiriyordu. Ama neden phelendiimi syleyemiyordum. Kald ki bunu dnecek zaman da yoktu. Kalfa ve ben kapdan frlayp hem canmz kurtarmann, hem de herkesi haberdar etmenin peine dmtk hemen. "Yangn var! Yangn var!" Az sonra mutfaklardan kendilerini can havliyle atanlar da bize katlmt. Kimi camlardan dar atlam ve bu adamlarn bir ksmnn salar, kalar alevlerden alazlanmt. Duman yznden fenalaanlar arkadalar revire tayordu. Paalar tutumu biri kendini yere atm baryordu. Hemen kotular yardmna. Yenieriler, hizmetkrlar derhal yetiti. Herkes eline bir kova kapm kouyordu. Hemen birinci avludaki Cellat e-mesi'nden bizim yanmza kadar yan yana bir zincir oluturup almaya baladlar. Cellatba ve yardmclar her idamdan sonra burada temizlenirdi. Ad her zaman lmle birlikte anlan eme bu kez hayat kurtarma iine yaryordu. Ama ne yaparlarsa yapsnlar, mutfak kapsndan ieri girmeyi baaramyorlard ve zaten az sonra kapnn zerindeki sundurma da a-trdayarak kt. O srada Marmara'dan sert bir rzgr esmeye balamt. stm bam pslak, emenin nndeydim. Yanbamda biri, "Byle giderse iimiz ok zorlaacak," dedi. Haklyd. (Safiye Sultan 121 Yangn sanki krklenmi gibi rzgrn etkisiyle aztver-miti ve alevler Sarayn ana ksmna ve hareme doru savrulu-yordu artk. Bunu grnce hemen adamlarn arasndan syrlp o tarata doru koturmaya baladm. Nasl olsa burada yeteri kadar insan vard, ben kendi sorumluluklarm yerine getirmeliydim. Ismihan arkadalaryla ene alyordu. Sesler buraya kadar ulamamt. Biraz durdum, ama onlar uyarmalydm. "Ne oldu Abdullah?" diye sordu Ismihan beni grnce. "Hanmm," dedim. "Yangn var mutfakta." Ismihan durumu tam olarak anlayamamt, hafife alarak ii akaya vurdu. "Eh o zaman kebaplar iyi pier." "Hayr," dedim. "yle deil, kontrol altna alnamayan bir yangn var mutfakta. Bir yn insan ld ve ikinci avlu da tehlikede." Kadnlarn bazlar aknlkla bard, ikinci kattaki kadn kleler yatakhanesininin kafesli pencerelerinden olan biteni biraz grebilmek iin yukar frlad ou. Ismihan ve onun gibi rahatsz olmadklar halde yerlerinden kmldamaya enen birka kadn aldrmadan konumalarna braktklar yerden devam ettiler. "Aman hanmm," dedim. "Gidip tahtrevan hazrlataym, her an buradan kamak zorunda kalabiliriz." ""Hayr Abdullah," diye cevap verdi Ismihan. "Bu kadar telaa gerek yok, eminim az sonra her ey dzelir." "inallah," dedim, "inallah yle olur." Dar kp hadmlar avlusuna getim ve onlarla birlikte yangn seyretmeye

koyuldum. Alevleri sndrmek iin alan adamlarn barlarn duyabiliyorduk, birden daha yksek sesler ykseldi. Bunun nedenini gremiyorduk, nmzdeki duvar buna izin vermiyordu. Uzun sre bu merakla beklemek zorunda kalmadk. Kz-laraas az sonra koarak geldi. "Toparlann hadmlar," dedi. 122 "Alevleri durdurmaya altlar ama baaramadlar, her an buraya da srayabilir yangn. Koup hanmlarnz aln." Hadmlarn yerinin bahenin d kenarnda olmas bir anlamda iyi olmutu. Tm eyalar zaten alevlerin arasnda kalmt adamlarn ve yapacaklar tek ey hanmlarn bu tehlikeden kurtarmakt. Kzlaraas hi kimsenin en kk bir eyay bile almasna izin vermemi, "Kollarnz size ocuklar tamak iin gerekecek," demiti. "Kadnlar nereye gtreceiz?" diye sordu hadmlar. "Baheye," dedi aa. Bunu hemen hi dnmeden sylemiti, bu durumda baheden daha gvenli bir yer yoktu zaten. "Ama onlar baheye karamayz. Bugn kadnlar gn deil. Sultan ve dostlar orada eleniyor." "Alevleri grnce durumu anlayp balarn evireceklerdir, bundan eminim. Eer byle olmazsa, o zaman... O zaman daha fazla almanz gerekecek." Duman duyup dar kan birka kadn kap aznda belirmiti. "Baheye hanmlar, baheye," diye seslendi Kzlaraas ve yardmclarndan birini onlara elik etmek zere yollad. Kapnn kenarnda tedirgin duruyordu kadnlar, ierisi gvenli deildi ama dars daha tehlikeliydi. Bu ac ekmek ya da lmekten bile daha tehlikeli bir eydi. Darda insan onurunu kaybedebilirdi. "Haydi, haydi," diye onlar cesaretlendirdi adam. "Bu i biraz uzayacak," dedim. "Kadnlarn byk ksm st kattan yangn seyrediyor. Onlar aa indirmek gerek." "Saolasn hadm," diyen aa adamlarnn yansyla st kata kmaya balad. smihan' braktm odaya tekrar girdiimde arkamsra ieri dolan duman kokusu szlerime destek vermiti. "Haydi," dedim. "Artk tahtrevana gidemeyiz, oras alevler iinde. Yryerek baheye inmeliyiz, sana yardm edeyim." (Safiye 6ultan 123 Saraya geldiimiz iin btn yardmclarma izin vermitim. Kendi kendime kzyordum, tek bama Ismihan'a yardmc olmam ok zordu. halaykla yar tayp, yar koluna girerek yine de onu dar karmay baarmtk. Ama yangnn dumann, bararak koan kadnlar gren smihan birden kzn hatrlam ve "Glruh," diye alamaya balamt. "imdi gidip onu bulacam, seni bir gvenlie karalm hele," diye sz verdim. Tabii ki Glruh da benim sorumluluum altndayd, ama ayn anda iki yerde birden olamazdm. smihan' sakinletire-bilmek iin devaml sorular soruyordum. "Nerede, biliyor musun?" "Mehmed'le beraber. Onlar sabahtan beri grmedim. Oynamaya gittiler. Allah bilir neredeler? " Gerekten de bunu ancak Allah bilebilirdi. ___________MM,___________ _______XVIII_______ (OGER ehzade'nin dersi yoksa birka yasaklanm yerin dnda her yere gitmi olabilirdi ocuklar. Herkesin tahmin edebilecei gibi elele ifahanede aknlkla hastalara bakarken; duvar tepesinde gemileri seyrederken; Babali'nin nnden gelip geenlere akl ta atarken; mutfaktan hurma alarken bulunabilirlerdi. Ama bunlarn hepsi de bizim kk kzn aklndan kard mutlaka. nk Mehmed, kendi kendine ya da baka ocuklarla oynarken daima ok sessiz ve sakin davranan bir ocuktu. Gzdeleriyle oynaan Sultan'n hamamna bile gitmi olabilirlerdi. Daha nce hibir

erkei plak grmemi olan ocuklar, arzu iinde bir erkeklik organyla karlanca kim bilir 124 nasl da hayret iinde kalrlard. Bu artc grntnn yaratt merakla kendi bedenlerini incelemeleri ve soracaklar sorular herhalde rezalete varacak noktalara trmandrrd ii. Benim daha nce cevaplamak zorunda kaldklarmn, bu sorularn yannda solda sfr kalaca kesindi. Kk ehzadenin yeenine, "Ben de snnet edilince byle olacam," deyiini neredeyse kulaklarmda duyuyordum. "Bu kadar kocaman m olacak?" Mehmed gururla iinirdi. "Erkek olmak bu demektir." Glruh grdkleri ve bu cevap yznden mutlaka ok etkilenir ve susup kalrd. Ama dadlar ve bakclar onlar balarn evirmeye zorla-salar ve hatta kk amarlarla susturmaya alsalar da, hibirinin aklna ocuklarn ilgisini baka bir yere ekmek gelmezdi, bundan da emindim. Zaten Sultan da gnln ve bedenini elendirmeye karar verdiinde evresindekilere aldracak ya da ekinecek biri deildi. smihan, "Ben burada beklerim," dedi. "Sen git ve hemen Glruh'u bul." "Buras gvenli deil," dedim. "Grmyor musun, her an at tepemize inebilir." "Bebeimi bulmadan uradan uraya tek bir adm atmam." "Korkarm, sylediim gerekleirse yaralanabilirsin." "Ben kendimi idare edebilirim. Ltfen, ltfen git de onu bul." "Haydi u imenlie gel hi olmazsa, o zaman seni buradaki kadnlara brakp gidebilirim. nallah yanbamzdaki aalara yangn sramaz." "Abdullah," dedi, ellerime sarlmt. "Ne olur brak da seninle geleyim." "Allah akna kendine gel!" diye bardm. (Safiye Sultan 125 Ismihan'a daha nce asla byle bir ses tonuyla barma-mtm. Baka bir kadn ve belki de baka bir zaman olsa bunun iin cezalandrlabilirdim. Ama zr dilemek iin bile yitirecek zamanmz yoktu. Yanbamzdaki kzlara eer Ismihan bir delilie kalkarak peim sra gelmeye alrsa onu kesinlikle engellemelerini tembih ettikten sonra hzla oradan uzaklatm. Her ey karmakarkt. Her ey sanki patlama noktasna gelmi ve kontrol ortadan kalkm gibiydi. Btn kadnlar alyordu, yangnn yaratt korku erkeklerle ayn bahede olmann verdii skntyla birlemiti. Onlarn kaacak, dierlerinin ise ykselen alevlerin hakkndan gelebilmek iin baka bir yeri kalmamt. nk bahenin en fazla havuzu, emesi olan yeri burasyd. Bir yandan peelerinin arkasna daha skca saklanyorlar, bir yandan da yangn, ya da Ismihan gibi ocuklarn grebilmek iin bunlar aralyorlard. Sonunda pek ou namusuna sahip kmann daha akl banda bir davran olacana karar vermiti, nk alevlerden kurtulunca en ok buna gereksinimleri olacakt. Bu kapal kadnlarn arasnda yalnzca tek bir yz dikkatimi ekmiti, gzeller gzeli Safiye'ninki. Sann ak olmas umurunda bile deildi, artk tulumbaclar ehzade Murad'n neden gzdesine bu kadar bal olduunu kendi gzleriyle grebiliyorlard. Belki de bu nedenle daha gayretle giritiler alevlere, ama yine de bu mcadelelerinde henz zaferi yakalamalar gt. Safiye'nin hadm Gazanfer'in, "Hanmm," diye yalvaran bir sesle seslendiini duydum. "Mutfaklara artk giremeyiz. Oras atein gbeinde. Biz de yanarz." Oysa Safiye, "Ama onlarn gven iinde olup olmadklarndan emin olmalym," diye srar ediyordu. Allahm, dedim, yoksa ocuklar mutfakta m kalmlard? 126

Bu korkun kukuyla hemen yanlarna gittim ve sordum. "Hayr," dedi Safiye kat bir sesle. O, ocuklarn deil, hurmalarn peindeydi. Mehmed'in nerede olduu konusunda en ufak bir fikri bile yoktu. Dadsyla olduunu sanyordu, ama biz konuurken o zavall kadn da neredeyse araf bir yana dm olarak, alayarak yanmza geldi. ylesine byk bir znt iindeydi ki, evrede bir yn erkek olduunun farknda bile deildi. "Hanmm, hanmm, her yere baktm..." Hkrklar yznden konuamyordu. Safiye'nin ayaklarnn dibine km, ac iinde yalvaryordu. "ehzade'yi bulamadm. Allah'm, Allah'm canm al benim. Onun yerine benim canm al ey gzel Allah'm." Safiye bu szler zerine, "O benim ocuum," bile demedi. Zaten Mehmed kovulan ilk dadsnn yerine gelen bu kadna da yine sevgiyle balanmt. Bunlar S afiye'yi ilgilendirmiyordu, onun akl hurmalardayd. Ama hurmalar, ehzade olmazsa hibir ie yaramazd. Hatta kendisi de... Byle salak gibi duramazd, btn itirazlara karn Gazanfer'in, benim ve dier arayanlarn arasna karp o da koturmaya balad. Harem kaplarna yanaabilmek bile olanakszd. Her yer cayr cayr yanyordu ve cehennem gibi scakt. Binann evresinde dolanrken zerime doru esen rzgrn getirdii bu kavurucu scaklkla bir an nefesim kesildi. Bakrdan yaplm byk harem kubbesi kzm ve sanki yeni yaplm gibi turuncu bir renge brnmt, dumanlarn arasnda bile kr kr parlyordu. Bu korkun yangn orada yalnzca iniler ve aynalar bulabilirdi yok etmek iin. Ama burnuma gelen kokular bana yn hallar, ipek minderleri ve atlas perdeleri hatrlatt. Altlarndaki ahap tayclar yanp kl olduka bakr levhalar bir bir yere dmeye balamt artk. Bir masal canavarnn diline benzeyen alevler neredeyse Sarayn kat ykseklie ulayordu ve artc bir ekilde Safiye Sultan 127 atda, duvarlarda elaleleri anmsatacak biimde hzla, adeta akp gidiyordu. Bu dehet verici manzarann hemen arkasnda sivrilen minarelerse Tanr'dan medet uman eller gibi gkyzne uzanm duruyordu. Ortala yaylan kokularnn arasndan ykselen bir baka koku daha vard; yanan cesetlerin kokusu... Telala daha hzl koturmaya baladm. Haremle selamln arasndaki blmenin hakkndan henz yangn bile gelememiti. Tulumbaclar Divan'da alevlerin nn kesmeyi baarabilmi ve daha ileri gitmesine izin vermemilerdi. Sarayn erkeklere ait bu blmne girdim ve Sultan'n Gz'nden grebildiim kadar uzaklara bakp ocuklar arandm. Yoklard. Sonra tekrar dar ktm, evreme hep bir ocuun gzyle bakabilmeyi deniyordum. Ben kk bir ocuk olsam nereye giderdim, diye dnp duruyordum. Cellat eme-si'nde uraan erkek kalabal? Hayr, orada olamazlard. Duman ve isten simsiyah olmu adamlar, yangnla savamaktan kan ter iindeydiler ve ehzade bile olsa, ayaklarnn altnda bir ocuun dolamasna izin verecek halleri yoktu. emenin tepesinde ve arkasnda sulularn kesik balarnn sergilendii yerler vard. Ve u anda bile iki tane sallanyordu orada. Belki bir, belki iki gndr oradaydlar ve hem bu bekleyiin, hem de scan etkisiyle gerilen yzlerde sanki garip bir tebessm belirmiti. Kendilerini lme mahkm edenlerle dalga geiyor gibi bir halleri vard. Avlunun ters tarafndaki Aya rini, Trkler stanbul'a yerletiinden bu yana cephanelik olarak kullanlyordu. Bir kenara atlm silahlar, ii bo zrhlar bana tm savaanlarn lm olduu bir sava meydann hatrlatmt. Belki de o fetih gn, bir yn insan, dman ya da Tanr'dan medet umarak buraya dolutuunda da byle grnmt, kim bilir? Trkler 128 o gnden bu yana, kiliseye ellerini bile srmeden, olduu gibi brakmlard. "Glruh Sultan!" diye bardm. "ehzade Mehmed!"

Ama sesim hibir cevap alamadan bo duvarlarda yankland. ifahaneye gitmeye karar verdim. Belki de, oradakiler onlar grm olabilirlerdi. Ama hastalarn cevap verecek halleri yoktu, yine de eteimi ekitirip, yangnla ilgili haber almaya altlar. Hekimler, yardmclar, hatta ilerinde yryebilecek durumda olanlar birer kova kapp alevlerle savamaya gitmiti. Geride kalanlarn elinden ise, sonsuz bir merak ve endie iinde o duman soluyarak beklemekten baka bir ey gelmiyordu. Acaba ocuklar Saray kapsndan dar km olabilirler miydi? Byk kubbeleri daha imdiden duvarlarn zerinde glgeler yapan Aya Sofya'ya gidebilirlerdi rnein. Buna birinin izin vermi olabileceini dnmek zordu, ama iinde bulunduum tedirgin ve gergin ruh hali onlarn alevler iinde yanan haremin dnda olmalar iin her trl bahaneyi yaratmaya oktan razyd. Bu duygularla kotururken ok uzaklara gitmitim. Olduka uzun bir sre gemi olmalyd, minarelerden yanklanan akam ezann duydum. Onlar bir bakasnn bulmu olabilmesi iin yrekten dua ettim. smihan'm yanma gitmeliydim, bylelikle en azndan onun nasl olduunu renebilirdim. Cenaze Kaps'ndan ieri girdim. Geerken her zamankinden daha yksek bir sesle "Allah korusun," demekten kendimi alamamtm. Geitler hl alevler iindeydi. Yolumun zerinde Gazanfer'e rastladm. Yz limon gibi sapsaryd, bana birka krk dkk kelimeyle, ocuklar hl bulamadklarn, Safiye'nin bir kez daha ortal kontrol edebilmek iin Sultan'n Gz'ne gittiini ve kendisini ne kadar suladn syledi. ler Safiye iin iyi gitmediinde daima bunu yapard zaten. Safiye Sultan 129 Birileri btn bu hengmenin arasnda bahede de bir haremlik selamlk oluturmay baarmt. Kadnlarla erkeklerin olduu blmleri birbirinden ayrabilmek iin yerinden sklm gller, allar, aa dallar araya ylmt. En azndan namus kurtarlm, diye dndm. Ismihan' oraya nasl getirmeyi baardklar konusunda hibir fikrim yoktu, surat ylesine karmakark ve berbat haldeydi ki, yzn ykamas iin ona su dken kadnlar bile grmediinden emindim. Ona bakar bakmaz iyi bir haber olmadn anlamtm. Ismihan beni grr grmez, o kocaman kahverengi gzlerini bana dikti, bam evirdim. Konya'da, blbl dinlediimizde bana bakan gzlerdeki bakla aynyd bu. Benden bir mucize gerekletirmemi bekleyen baklar... Ona bir erkein akn her naslsa sunabilmitim o zamanlar, ama imdi biricik evladn nasl geri getirebileceim konusunda aresizdim. Artk bahede deil blbl, karga bile kalmamt. Mucize beklemek bounayd. O endieli, yalvaran gzlere bu mesaj iletmeye altm, ama beni dinlemiyorlard. Eer onlar rahatlatamazsam yanlarna bile gitmeme izin yoktu. Tekrar oradan uzaklatm. Ona mit verebilmek iin aresiz de olsa aranmaya devam etmeliydim. Bunu yapmak zorundaydm. _________M>_________ _______XIX_______ ^CIYAKLARININ nereye bastn bile fark etmeden yryp erkekler blmne getim. Sanki tm duyularm felce uram gibiydi. Bir hocann ahaliyi namaza davet ettiini duydum. Bir kova suyla azgn alevlere saldrmaktansa, o her eyin sahibi olan byk G'e yalvarmak buradakilere daha akllca gelmi Safiye Sultan F.9 130 ANN CHAMBERLN olmalyd. Ayaklarnn dibinde alnlarn srecekleri seccadeleri bile olmad halde, tm erkekler kl olmu mutfaklarn arkasnda uzanan Marmara'ya yzlerini dnmlerdi. Belki de hi gremeyecekleri Kutsal Kentlerine bakyorlard i dnyalarnn gzyle ve bunun dndaki her ey u an iin gerek dyd. ok akn ve umutsuzdum, ylece hi kmldamadan ayakta dikilmeye devam ettim. Eer bunu srdrsem gvurlukla bile sulanabilirdim. Ama neyse ki biri arkadan

elleriyle bacaklarmn arkasna vurdu ve dizlerimin ba zld, alnm secdeye koydum. Namazn yava ve uyumlu hareketleri neredeyse unuttuum bir huzur vermiti iime. Yzm dayadm yer imenlerle kapl toprakt. Hemen yanbamda yeni aan laleler vard. Bamn zerindeyse aalar. Aalar... zerlerinde yeni oluan sarms yeil taze filizleriyle aalar. Hayat kmldamadan duruyor gibi olmutu bir an iin. Bu yaprakcklarn arasndan szlen gnn son klar sanki zerimize dklen altn paralard. Bunlarla hibir eyi satn alamazdk. Onlar bize Tanr'nn sevgisini ve huzuru verebilirlerdi sadece. Namazn ancak sonlarna doru evremde bakalarnn da olduunu tekrar dnebildim. Hemen yanbamda az nce bacama vuran adam vard, onu tanyordum. Bu, mutfaktaki uzun kafal kalfayd. Bir an, neden u anda yangn sndrmekle uramadn dndm, ama bezlerle sarlm elleri bana hemen gereken cevab vermiti. Onlar ok kt ekilde yakm olmalyd. Ellerini namaz srasnda dizlerine koyarken bile ac ektii belli oluyordu. Yine de bu yaral ellerle bacaklarma vurarak beni gnahkrlkla sulanmaktan korumu, bir kez daha Tanrsal huzura kavumama yardm etmiti. Ona gerekten minnettardm. Namazn sonunda birbirimize glmsedik, bana neler geldiini sordum usulca. aliye Sultan 131 Cesur bir tebessmle, sanki hi can yanmyormu gibi durmaya alrken, "u lanet hurmalar," dedi. Birden daha nce ocuklarla ilgili olarak aklmdan geenleri hatrlatan bu szlerle tekrar panie kaplsam da kendimi kontrol edip dinlemeyi srdrdm. "Alevlerden kendimi kurtarp dar atmay baarmtm. Hemen dierlerine yardm edebilmek iin bir kova kaptm. Ama birden aklma onlar geldi. Tekrar odaya dndm. Ortal youn bir duman kaplamt, inanlmaz derecede berbat kokular ykseliyordu mutfaklardan. Ama yine de sanda ulamay baarabildim. Tam onu alp kapya ulamtm ki birden alevler ortal sarverdi. Allah raz olsun bir yenieri beni kolumdan tutup dar ekti. Kurtuldum, ama avu ilerim scaktan iyice kzm sandn kulplarnda kald." Bam sallayp gemi olsun, diye mrldandm. Tekrar gld ve devam etti. "Neyse ki ellerim dzelecek-mi, hekimler syledi. Hurmalara gelince, geri onlar dar kardmda bir para erimi gibiydiler, ama en azndan yok olmadlar ve onlar kime verdiimi biliyorum." Sakin bir sesle konumaya gayret ederek kalfaya, "Ama ne yazk ki ehzade artk onlar annesinin elinden yiyemeyecek," dedim. "Cesaretin sanrm boa gitti." Adam beni artacak bir kahkaha att. "Doru, eer annesinin elinden dersen haklsn. Ama..." Adam sustu ve beni bir keye ekti. Mutfaktaki rahatlkla bahede dedikodu yapmak doru deildi. "Ne yaptm sana syleyeyim." Szlerimdeki lmcl anlam kavrayamamt kalfa. Ben ne yazk ki, ehzade'nin ve yanndaki minik Glruh'un belki de lm olabileceklerini dnyordum. Kayglarm tekrar dile getiremeden adam szlerine devam etti. "Canm kurtardktan sonra, dizlerimin arasnda hurma sandiyla oturup kalmtm. Sinir iindeydim. Btn bunlar bama kim ve ne iin gelmiti? Anne ya da babaanne, her kim 132 Ann chamberlin olursa, elime bir-iki kuru tututurup sand kapacakt ve ehzade'ye bunlar verince de sanki alevlere dalp hurmalar kendi kurtarm gibi iinecekti." "Gerekten de yaptn delilik," dedim. "Hayatn boyunca sakat kalabilirdin. Sokaklarda dilenirdin de kimse suratna bile bakmazd, delilik bu." "Sonra dndm.. Bu hurmalar kim iin? ehzade... Evet, bunlar kk ehzade'nin kendisine verirsem, beni bir daha asla unutmazd. Ve hatta Allah'n izniyle Sultan olduunda da... ite tam kafam karmakarkken mucize oldu. ehzade ve yeenini

karmda grmez miyim?" "Ne?... Onlar yangndan sonra grdn m sen?" "Evet, ok iyiydiler. Allah'a krler olsun. Sesleri duyunca merak edip gelmiler oraya. Ortalkta dolamalar ok tehlikeliydi. Hemen yanlarna gittim ve ehzade'yi selamladm. Sonra da onlar uzaklatrdm. Tabii hurmalar da verdim. yle ok srar ettiler ki mecburen yanlarna oturup deerli meyveleri nasl kurtardm da anlattm onlara." "Yani onlarla birlikteydin." "Evet. ocuk bakcl her zaman byleyse memnuniyetle al brakrm inan, ikisi de ok tatl ve iyi huylu ocuklar." "Neredeydiniz?" "Bahenin sonunda." "Bahenin sonunda m?" Acaba oraya bakmak neden hi aklmza gelmemiti, en gvenli yer olduu iin mi? "Ne kadar nce oldu bu?" "Az nce ayrldm yanlarndan, saatlerce oturduk birlikte. Ben ayrlrken gne batyordu, namaza geldim sonra da, biliyorsun." "Hl oradalar m?" "Bilemiyorum." Adam telam anlayamamt. "Gidip annelerini bulmalar gerektiini syledim ocuklara. Hava karard, sizi merak ederler, dedim." Safiye Sultan 133 "nanamyorum." "nan dostum, ben inanyorum. ehzade bana da bir hurma verdi ve kk hanm da ellerim yaral olduu iin onu bana kendi elleriyle yedirdi. Allah'm byle bir lezzet... Ben ayrlrken kk ehzade ayaa kalkt. Allah rahmet eylesin, ayn Kanuni'ye, dedesine benziyor. Ve dedi ki, 'Yemin ediyorum, bu adam ve yaptklarn asla unutmayacam...'" Artk kendimi tutamyordum, daha fazlasn dinleyeme-yecektim. Gzmden yalar gelerek glyordum, adama sevgiyle sarldm, ama kahkahadan konuacak halim yoktu. Karnm tuta tuta oradan uzaklatm. Adamsa bana ve davranma bir anlam verememi, aknlkla arkamdan bakyordu. smihan' braktm yerde buldum. Gle alaya kk Glruh'un yznde kymetli hurmalardan artakalanlar gzyalaryla ykayp, peesinin ucuyla siliyordu. Onu azarlamay dndnden emindim, ama buna gerekten de gc kalmamt. ehzade Mehmed ise hemen yanbamzda, kalabaln iinde olmaktan tr sknt iinde alyordu. Yzn buruturduunda yanandaki iz belirginleiyordu. Bu ona annesinin ihtiras peinde koarken brakt kk bir mirast. Sersem biri ehzade'ye yangn yznden artk snnet iinin olamayacan syledii iin ocuk ok zgnd. Bir daha asla snnet edilmeyeceini, yani gerek bir erkek olamayacan sanyordu zavall. Ama te yandan, imdilik erkek olamayacana gre dadsndan ayrlmas da gerekmezdi, ocuk onun yanma gitmek iin tutturdu. Bu kez onu susturup, dadnn yanma gidemeyeceini, hemen annesini bulup ona gtreceklerini sylediler. Mehmed kk bir ocuk olmasna ramen arad ve zledii sevginin annesinden gelmeyeceini biliyordu. Bilmedii, sevgili dadsna bir daha sarlamayacayd. Zavall kadn umutsuzca ocuu ararken alevlerin arasnda kalm ve yaralar nedeniyle, ne yazk ki hayatn kaybetmiti. 134 Mehmed'in byk byk babas Yavuz Selim'in zamannda halk arasnda sylenegelen bir deyim varm, "nallah Selim'e vezir olasn" diye. Bunun nedeni, Sultan'n sk sk vezirlerini deitirmesi ya da ldrtmesiymi. Yangndan hemen sonra da harem halk bunu deitirip, "inallah Mehmed'e dad olasn," demeye balamt. nk henz sekiz yanda olmasna karn kk ehzade, daha

imdiden iki dadsn yitirmiti. Ona yardmc olamyordum, ama dorusu acyordum. ocuun sevgi aln ve yalnzln paylamak iin hemen yanbamdaki Glruh'a ynelmesi de anlalabilirdi, ama ben yine de bundan iddetle rahatsz olmutum. _________M1&__________ _______XX_______ c/ANGIN sndrlmt ama artk Selim'in sekiz yz kadndan oluan hareminin kalacak yeri yoktu. Sarayn bu blmnden geriye kalan, kller iinde kapkara bir enkazd. Yenieriler ve hizmetkrlar bahede uyuyabiliyordu. Ama kadnlarn byle bir ortamda yaamalar hem ok zordu, hem de Sultan'n anna yakacak bir ey deildi. Aa yukar yz kadar kadn alp bizim konaa gtrdk ilk gece. Sokullu Paa bir sre iin selaml da bizlere brakp Divan'a gitti ve orada kald. O haftann sonuna doru konuklarmzn says ellinin altna indi. nk kadnlarn byk bir ksm istanbul evresindeki konaklara, kasrlara, av kklerine yerletirildiler, Edirne'deki hareme gnderilenler bile vard. Ismihan'm vey annelerinden biri ve Safiye'nin dnda kimse kalmamt artk bizim konakta. Tabii bir de onlarn kleleri, hizmetkrlar... (Safiye Sultan 135 Yaz boyunca herkes zamann geni bahelerde geirdii iin dorusu ok da zorlanmadk bu kalabalktan. Kk ehzade ve Glruh ylesine uyumluydu ki, varlklarn hissetmiyorduk bile. Tek dikkat ettiimiz, birlikte ykanmalarna ya da uyumalarna engel olmaktan ibaretti, btn kk ocuklar gibi her ikisi de bunlar iin tutturuyor ve bizden "hayr" cevabn almaktan hi mi hi holanmyorlard. Safiye'ye gelince... O, zamannn byk bir blmn haremdeki selamla bakan kafesli pencerenin nnde geirmekten ok memnundu. Buradan SokuUu'nun konuklaryla yapt konumalar izlemek ona tm skntlarn unutturuyordu. Ortam byle olunca bana da fazla bir i dmyordu. Ama havalar soumaya balaynca iler de biraz deimeye balad. Herkesin iini stan gne ve rengrenk iekler artk yok olmaya yz tutmutu. Sokullu nedendir bilinmez, bir sredir nemli grmelerini Sarayda yapmaya balamt. Sul-tan'n Gz'ne de gidemeyen Safiye bundan hi memnun deildi. Yine de can dman olarak grd Nur Banu Sultan'm da Saraydan uzakta, Edirnekap'daki konakta kalyor olmas iini bir para rahatlatyordu. Kafese konulmu vahi bir hayvan gibi sknt iinde haremde dolap durduu gnler hi de az deildi. Hatta zaman zaman fkeyle insanlar azarlad, krd da oluyordu. ocuk bekledii iin bu tavrlarn fazla ciddiye almyorduk. Ne de olsa hamileliin kadnlarn ruh halini olduka deitirebildiini hepimiz biliyorduk. Sonunda beklenen gn geldi ve Safiye ikinci ehzadesini bizim haremde dnyaya getirdi. Yardmclarmdan birini Ay-va'y hemen getirmesi iin yollamtm. Ama yal kadn bir bahaneyle nedense gelmemi, yerine ncir'i yollamt. Safiye' nin doum yapmas her zamanki gibi ksa srmt, ama ne yazk ki bu defa sonu baarl deildi. 136 Kk ehzade, ad bile konulamadan br dnyaya gitmiti. "Yangn yznden," dedi ou kimse. "Hamileliinin en dikkat edilmesi gereken dneminde byle bir felaket yaamak hibir kadna yaramaz." Ama Safiye, bunun nedeninin smihan'm daha nce doum yapt odann uursuzluu olduunu syleyebilecek kadar ii ileri gtrd. smihan bu sulama ile ylesine zld ki, kk Glruh bile onun kalp aclarna yeteri kadar are olamad. Beni allak bullak eden ise, ncir'i uurlarken kadnn dnp bana syledii "intikam" szc oldu. Gzlerimin iine bakarak, ar bir Afrika aksanyla bunu zerine basa basa sylemiti: In-ti-kam... Acaba yanl m anladm, diye uzun uzun dnmtm

bunun zerine. Ama iin en can skc yan, kadnn bunu sylerken, benim olup bitenden memnun olmam gerektiini ima eden baklaryd. Safiye yine de bana gelen bu feleketi ok abuk atlatt. Selamla bakan kafesli pencere ona ila gibi geliyordu. Ve zaten yannda hzla byyen iki ocuu daha vard. K iyice bastrmadan ehzade Murad'm yanna, Manisa'ya gittiinde hepimiz rahat bir soluk aldk. Bu iten memnun olmayanlar sadece Kk Mehmed ve Glruh'du. Ayrlrken sanki dnyann sonu gelmi gibi ikisi de avaz avaz alad. smihan da, vey annesi de problem kartacak cinsten insanlar deildi. Safiye ile uzun sre birlikte kaldktan sonra, dorusu bu sakinlik neredeyse canm bile skmaya balamt. Yapacak bir i, kafa yoracak sorun yoktu ortalkta. Hatta eer konuk kadnn halayklarndan biri, ayn zamanda Selim'in yeni gzdelerinden de olmasa yerimden kalkmam bile gerekmeyebilirdi. Safiye 6uI lan 137 Bu kz gzdelerin ban ekmiyordu. Sarayda kendilerine oda verilen ve her an Sultan'm hizmetine hazr bekleyenlerden deildi yani. Selim de zaten yangndan bu yana bir para deimie benziyordu. Eskisi gibi sadece cinsel arzularnn peinde srklenmiyordu artk. Yaanan felaket onda cehennem korkusu yaratm olmalyd. Sefahat lemlerindense Mft'yle babaa verip uzun uzun dini sohbetler yapmay tercih eder olmutu bir sredir. Ama yine de arada bir, bizim konaa kz armak iin haberci yolluyordu. Halayn anlatlmaya deer bir gzellii yoktu. Alk ve hastalklarla peneleerek on drt ay boyunca Osmanl kuatmasnda kalan Kbrs'tan getirilen ganimetin olabilecek en iyi paralarndan biriydi, o kadar... Selim, can arap ekip, Kbrs zaferini bir kez daha kutlamak istediinde aryordu kz. Sultan'a giderken ona ben de elik ediyordum. Aslnda buna zorunlu deildim, ama Saraya yaptm ziyaretler, bana evde oturmaktan daha iyi geliyordu. Selim'in keyfini tamamlamasn beklerken biraz iir okumak, ya da hadmlardan biriyle satran oynamak, belki de evde kalsam yapacaklarmdan daha farkl eyler deildi. Ama en azndan farkl bir ortamda bulunuyordum. Ahbaplk ettiklerimden yeni haberler alyor, Sarayn tamiratnn nasl gittiini reniyordum. Duyduklarma gre, almalar devam etse de yeterince hzl deildi. nk Selim bu ie gnln ve akln fazlaca koymuyordu. Eve dndmde bu bilgileri smihan'a aktaryordum. Kocasyla yeni yaptrdklar vakfn inaatnn da nasl yava gittiini bildii iin buna ok amyordu hanmm. Saraya gelerek, Sultan'm yakn evresinden daha nemli bilgiler de alabilmeyi umuyordum. Ama Selim gnden gne dnyadan uzaklayordu, hibir ey onu derinden ilgilendirmiyordu. Gerekte imparatorluun ynetiminin banda olan efendim Sokullu Mehmed Paa'yd. 138 Mslmanlar'a gre 982 ylnn Ramazan aynn arifesinde, Hristiyanlar'a gre 1574'n sonlarnda bir leden sonra bu tekdzelii bozan ve hatta allak bullak eden bir olay oldu. Hadmlarn salonunda oturmu yine dini bir kitap okuyordum. Hikye, Musa'nn Allah'a, "0"nun nerede olduunu sormasyla ilgiliydi. Peygamber'in ald cevap uydu: Beni aradnda zaten bulmusundur. Bu cmlenin zerine --belki de kendi cevabm bulabilmek zere- derin derin dnyordum ki, odaya Kbrsl kz girdi. Zaten o gnden sonra, bu dini hikyeye ne zaman tekrar ilgi duysam, aklma olanlar geldii iin bir trl cevabn zerinde tam olarak dnemedim. Her neyse, kza baktmda henz grevinin tamamlanmam olduunu anlamtm. Heyecan iinde, titreyerek sarnmaya alt bir havludan baka bir ey yoktu zerinde. Kz plakt.

Bir an iin onun Selim'in ehvetinden kam olabileceini dndm. Ama bir klenin byle bir ey yapmaya hakk yoktu. Allah'm sen bana yardm et, u kz yola getireyim, diye mrldandm kendi kendime. Kzn yanaklarnda tuhaf bir krmzlk vard. Bu, korku ve tiksintiden ok heyecandan gibi grnyordu. Ona tuhaf bir holuk vermiti, kzn Sultan tarafndan istenmesinin Kbrsl olmasnn dnda bir nedeni de olabileceini ilk kez dnmtm. "Abdullah, ltfen gelir misin?" Bunu korku ya da heyecanla, bararak sylememiti. Sanki bir ibirlikiyi fsltyla arr gibiydi. Kafam karmt. "Sultan'n yanna m?" "Ltfen gel." Elimdeki kitab braktm ve havlusuna sarnmaya alan plak kzn peisra yrdm. Sultan hamam sefasndaym... Herhalde kz Akdeniz'in Safiye Sultan 139 ortasnda uzanan Kbrs adas misali, havuzun ortasndaki g-bektama yatryordu Selim. Kz kendi toprann zmn, nl arabn Sultan'a kendi halknn kann sunar gibi ac iinde sunuyordu mutlaka. Sonra da Osmanl Donanmas'nm adaya aband gibi kza saldryor olmalyd... Kendime ekidzen verip saygyla ne eildim, gzlerimi yere dikmitim. Ama oda bo gibi duruyordu. Kbrsl bana eliyle az tedeki kk odaya inen basamaklar gsterdi, oras soukluktu, ieri baktm, basamaklarn dibinde biri yatyordu. islam leminin en tepesindeki Sultan' byle uygunsuz bir ekilde grmek dorusu ok artc ve inanlmazd. Bir kle, bir dilenci iin olabilirdi ama... Kolu bir yanda baca bir yanda, rlplakt, tm vcudu imi gibiydi ve cierimsi gibi krmzlktayd. "lm m?" diye fsldad kz. Kendimi toparlayp eildim, elimi bana doru uzatp durumunu anlamaya altm. Ensesini tuttuumda elime kan bulat. Bu hareketimle Selim bir an iin gzlerini at ve kz grd. Kz korkuyla, titreyerek geri ekildi. Selim zorlukla azn at ve bouk bir sesle bir eyler mrldand. Sylediklerini duyabilmek iin iyice zerine eilmitim. "Kbrs... Olacak..." dedi. "Kbrs ne olacak Sultanm?" diye sordum. Ama bir cevap alamadm. Nabz ok yava olarak atmaya devam ediyordu, ama tamamen bilinsizdi artk. "Kayd," diye durumu aklad kz. Artk havluyla rtnmeye de son vermiti. Skntyla onu elinde dertop edip buruturuyordu. Ayaa kalkp dikkatle yzne baktm. Her ey anlalabilir grnyordu. Selim sarhotu, ayakta bile zor duruyorken kz havuzun etrafnda kovalamaya kalkmt herhalde ve aya kayp dmt. Ba mermer basamaklara arpnca da ylp kalmt. 140 Ann Chamberlin Ama baka bir olaslk daha vard. Orada kmldamadan duruken bile sanki gaipten bir ses duyar gibiydim. Bu Selim'in sesine benziyordu. Diyordu ki: Haydi gel benim gzel Kbrs'm, tut elimden. O da ona elini deil ayan uzatmt. Sarho adam bir tekmeyle yuvarlay vermi ti aaya. Kzn gzleri, bu dndklerimin geree daha yakn olduunun kant gibiydi. Bu kz tm ailesinin kltan geirildiini, ada halknn alktan kvrandn grmt ve her eyin nedeni ona ehvetle saldran bu sarho adamd. Dier gzdeler gibi acsnn sembol bu adamdan bir olan dourmay dnemezdi Kbrsl kz. Bu, ektiklerini unutturamazd ona. Kz nefretle katlamt. Belki de bir trl ona ok gzel diyemememin nedeni buydu. "Dua et," dedim. "Dua et de konuamasn bir daha." Gzlerimi baka bir yere evirdim, bylesi bir katla ben bile bakamyordum.

Bir havluyla Selim'in zerini kapattm. Bylece benim yaadm oku dierlerinin de yaamasn engelleyebilirdim. Sekiz yldr imparatorluu ynetmi olan birinin insani zaaflany-la aniden karlamak hi de kolay deildi. Sonra kza dnp, yardm iin ben adam getirene kadar kendini alamaya altrmasn, yoksa sonucun ok hayrl olmayacan syledim. Olan olmutu. Kz kaynar ya kazanna atmak bile sonucu deitiremezdi. O gnden sonra herkesin "Allah tarafndan bir kaza" olarak nitelendirdii bu olayn, aslnda Kbrs'n, Kbrsl hain bir kzn elinden sunulan nefis Kbrs araplar araclyla alnm intikam olduunu bilen sadece o kle kz ve ben olacaktm. ________MM_________ _______XXI_______ GN BOYUNCA Selim can ekiti. Ama biz daha onu yatana tamadan, bir tatar, atn deli gibi mahmuzlayarak Manisa'nn yolunu oktan tutmutu. ehzade Murad'a u haberi tayordu atl: Dierleri lm haberini duymadan babann tahtna gemek iin hemen stanbul'a gel. Bundan sonra olup bitenler srasnda Sokullu'nun taknd tutum ona olan hayranlmn bir kat daha artmasna neden olmutu. Evet, belki de daha baka trl davransa iini ve hatta hayatn kaybedebilirdi. Ama yine de her eyi mkemmel idare etti. Bana gveniyordu, kza aldrmad, yalnz yardm iin ardm iki adamn dillerini, konuamasnlar diye kes-tirtti. smihan'a bir ey sylenmedi, Nur Bau bunu tahmin bile edemezdi, Divan'daki dier vezir ve komutanlara da Mu-rad Mudanya'ya varana kadar tek kelime edilmedi. Sokullu'nun bu durum iin hazrlanm, ehzade'yi gidip Marmara'nn dier tarafndan alacak bir kadrgas vard. Ama Murad' hemen beklemiyorlard. Oysa ehzade, apar topar Manisa'dan atna atlayp ayrlm ve tahmin edilenden daha ksa bir srede Mudanya'ya gelmiti. Vezir-i azam'n hazrlklarndan habersiz olduu iin de kendi bana kk bir balk teknesi tutup Topkap sahiline ulamt. Murad babasnn bana gelenleri rendiinde av iin ktklar dada drdnc gnleriymi. Hemen, zerini bile deitirmeden yola koyulmu, hi durmadan at koturup, azgn denizle bouarak varmt stanbul'a. Yannda ok gvendii drt kii vard. Bunlardan biri Safiye'nin gz kula Gazanfer'di, bir dieri ise okuma yazmas bile olmayan, yabani Trkmen veyis'ti. veyis, yrenin dalarn, ovalarn, kayalarn bir tilki gibi iyi bildii iin Murad'n avda en gvendii 142 Ann Chamberlin adamlarndan biriydi. Bu adam kyafeti ne kadar deitirilirse deisin, da adam kimliinden kolay kolay syrlacak cinsten deildi. te bu ekip geceyarsn biraz gee Saray duvarlarnn dibindeki kumsala ulamt. Efendim, kaplardaki nbetileri ieriye hi kimseyi brakmamalar konusunda ok sk bir biimde uyarmt. Dolaysyla gelenlerin hemen ieri girebilmesi olanakszd. Karadeniz'den deli bir rzgr esiyordu, azgn dalgalar duvarlara kadar ulaarak kpklerle patlyordu. Kumsalda be kii iin yer bile yoktu. Kayalklarn zerinde, slanp yerek kalakalmt Murad'n kk grubu. Sokak kedilerinin bile kendilerine saklanacak bir ke bulduu bu berbat gecede tahtn yeni sahibi tek kelimeyle periand. Murad yanndakilerden birini Sokullu'ya durumu haber vermesi iin yollamt. Adamn Paa'ya ulamas tahmin edilenden ok daha uzun srd. Ve dalgalarn, rzgrn, yamurun altnda bir sre daha bekledi yeni Sultan. Murad'n geliini renir renmez Sokullu ve birka adam -ilerinden biri de bendim- ellerinde mealelerle gidip kapy atlar ve ileke yolcular ieri aldlar. Ama onlar grr grmez hemen yere kapanp yeni Sultan' selamlamadk. Hayr... nk kapya doru kotururken Paa bizi uyarmt. Murad'n be kardeinden biri haberi duyup taht ele geirmenin peinde olabilirdi. En az iki yldr hibirimiz tahtn varisini grmemitik. Murad'n kardelerinden biri, anneleri ayr olmasna ramen ona ok benzerdi ve bu son yolculuk karmzdaki adam daha bir zayflatm gibiydi, teni de

iyiden iyiye kararmt. Rzgra kar mealelerimizi kaldrdk ve temkinli baklarla szdk gelenleri. "Yalnzca gelen Murad ise hayatnz riske edin," demiti Sokullu. Olduumuz yerde durmutuk. cSafiyc Sultan 143 Paa zr dileyen bir pozla ksrmt, ne de olsa gelen Murad'n kendisi de olabilirdi, emin olabilmek iin bir deney daha yaplmas gerekiyordu. On gndr yolda olmasna karn ses karmadan getirilen atlara bindi gelenler ve Nur Ba-nu'nun yangndan bu yana oturduu konaa doru yola ktk. Pek ok kii Sokullu'ya "Sultani" derdi, bunun anlam Sultan yapand. Fakat o gece harem her eyin zerinde bir gce sahipti. Nur Banu uykulu gzlerle, zerinde gecelii hemen yanmza geldi. Durdu, dikkatle bakt ve kollarn ap "Aslanm!" diye bard. Veliaht ehzade douran tm kadnlar ilk oullarna byle hitap etmeyi bir alkanlk haline getirmilerdi. Bu tek kelimeyle olunu mparator yapmt Nur Banu. Ben de ilk kez kendi konumumun gcn o gece anlamtm. Ne efendim Sokullu, ne de dier erkekler Nur Ba-nu'nun odasna girebilmilerdi. Zaten girseler de onu bir baka kadndan ayramazlard. Btn olaylar benim, Nur Ba-nu'nun Kzlaraas'nn ve Gazanfer'in ahitliinde olmutu. Btn bunlarn Allah'n isteiyle olduundan emin deildim. Efendime bamla bekledii iareti verdim ve hepimiz yeni Sultan'n huzurunda yere kapandk. Bundan byle Allah'n Glgesi oydu. Kzl sakall yorgun yz mutlu bir ekilde glmsedi ve "Allahm, alktan lyorum," dedi. "Syleyin abuk yemek getirsinler." Bu emri yerine getirmek iin kotururken iimizde batl inanca sahip olmayanlar bile anlaml baklarla birbirine bakmadan edememiti. Sultan olur olmaz Murad'n azndan kan bu ilk szler uurlu olarak kabul edilemezdi. Bunlar, herkes tarafndan gelecee ait kt bir iaret olarak alnmt. _________M1&_________ _______XXII_______ .7SMHAN, babasnn lmn de, kardeinin Sultan oluunu da ayn tevekklle karlad. Murad'n baars kardelerinin, hatta z kardei Cihangir'in lm ferman anlamna gelse de bunun eski bir Osmanl yasas olduunu syleyip sesini karmad ve asla zntsn Murad'a kar dile getirmedi. Aslnda Murad onlara merhamet etmek istemiti ama, eyhlislam geni kitlelere gsterilen merhametin bireysel merhametten ok daha mbarek olduunu syleyerek yasay bozmamas iin onu ikna etmiti. Ancak bu ekilde halk kabilecek i savalarda lmekten kurtarabilirdi Murad, eyhlis-lam'a gre. Bylece Aya Sofya'nn bahesindeki trbeye babalarnn tabutuyla birlikte be kk ehzadenin tabutu da gtrld. Ve sanki bu felaket Allah tarafndan gelmi gibi, hi utan duyulmadan gmldler. smihan'n vey annesinin znts ok bykt. Bu, olanlar kader olarak kabullenmesini engelliyordu. inde bulunduu durum smihan' kardelerinin katledilmesinden daha ok kedere bomutu. Cenazenin hemen ardndan zavall kadn, Kbrsl kle kz ve gemi Sultanla ilikisi olmu ne kadar kadn ve olan varsa hep birlikte Edirne'deki hareme yollandlar. smihan sanki kadn lmesine alad bu ayrlk iin, artk ne kadar isterse istesin onu ziyaret etmesinin mmkn olmadn biliyordu. Yine de, gzden uzak olan gnlden de uzak olur derler ya, hanmmn dertleri de birka hafta sonra baya hafiflemiti. Safiye yannda kz, olu ve hizmetkarlaryla yeni Sul-tan'mkinden mutlaka daha rahat ama mevsim k olduu iin yine de yorulup zorlanarak bir sre sonra stanbul'a geldi. Gelir gelmez de Murad'n yapt gibi hangi koulda olursa olsun Safiye Sultan 145 bir an nce buraya gelmenin ne kadar avantajl olduunu anlad. O gelene kadar

geen hafta iinde Nur Banu olu ile yaknlap kendi konumunu gayet iyi dzenlemiti. Nur Banu'nun Valide Sultan olmas erefine bir tren dzenlenmiti. Bu tren srasnda haremin kapcsndan bam-cevhercisine herkes nnden geip elini Nur Banu'nun ayann altna koyup sadakat yemini yapacakt. Bu, Sultan tahta ktnda yenierilerin, hadmlarn, enicibalarnn ve dierlerinin yaptklar yemin treninin hareme uyarlanm bir ekliydi. Krmz terliklerin altna elini koyup bu yemini yapmak Safiye iin lmden beterdi, ama iinden gelmese de buna uymakla zorunluydu. Annesine destek kan Murad onun hemen yanbanda oturuyordu. Safiye kafasn kaldrp onlara bakmad bile yemin ederken. Ama o zaten hangi kitap zerine olursa olsun yeminine sadk kalacak olanlardan biri deildi. Safiye sanrm Muradla olan ilikisinde biraz hayal krkl yayor olmalyd. Sultan olduundan bu yana her an, her kararnda Murad'n yannda olmak istiyordu, ama artk o bir sancak beyi deil, Osmanl Imparatoru'ydu ve bu ok farkl bir durumdu. Derhal Sarayn tamir ilerine hz verilmiti. Murad, Manisa'da cami yaptrrken yeterli bilgi ve deneyime sahip olmutu bu konuda. Ne istediini ve ne yaptn bilerek kararlar veriyordu, ite o gnlerde Msr'dan nl astronom Takiyeddin'i arp bir rasathane kurulmas emrini verdi. Rasathane'de alanlar ona Kopernik'in sylediklerinden daha farkl veriler sunmamlard. Polonyal Kopernik dnyann deil, gnein evrenin merkezinde olduunu syleyerek Hristiyan lemini allak bullak etmiti. imdi de bu adamlar ayn szleri tekrarlyordu. Ve Takiyeddin'in ileri srdkleri islam leminde, Kopernik'in Hristiyan leminden ald cevaptan daha farkl olmad. Safiye Sultan F. 10 146 Ann Chamberlin Belki bylesi daha iyiydi. Byle dnmemin nedeni bu adamlarn bilgilerine gvenmemem deildi. Alm olduum fizik ve matematik eitimi onlarn ne kadar hakl olduklarn anlayabilmeme yetiyordu, ama sz konusu olan daha sradan insanlard. Bir kzn arkasnda tarlasn sren basit ifti, Tanr'nn ulalamayacak bir uzaklkta olmasn tercih etmez miydi? Her neyse, sonunda eyhlislam'n sraryla rasathane binas sradan bir kke dntrld. Yldzlar artk Sultan'a bilimsel iaretler vermeyecek, eskisi gibi daha insani olan grevlerini yapmaya devam edeceklerdi. klara gz krpp, iirlere konu olmak gibi... Sultan olduundan bu yana Murad'n evresindeki mzisyenlerin, airlerin, rakkaselerin says olduka artmt. Hibir masraftan kanmadan ta Hindistan'dan ressamlar bile getirtmiti. Bir sre iin italya'dan getirtilen iki italyan ressam ok gzdeydi Sarayda o sralar. Ve bir gn artk ihmal edilmeye daha fazla dayanamayan Safiye, onun kendisini armasn bekleyemedi ve Murad'a haber yollad. Cevap geldiinde yanndaydm. "Efendimiz isteinizi ne yazk ki geri evirdi." Bu Gazanfer'di. Yeil gzlerine koyu, kasvetli bir bak oturmutu. "Yeni bir iir iin ilham gelmi Sultan'mza, onu yazacakm ve sonra da arkadalarna okuyacakm." Safiye'nin yznden bir panik rzgr hzla gelip gemiti. Artk eskisi gibi ok gen deildi. Biri l, ocuk dourmutu. Yirmi be yandayd, bu yata kleler genellikle Sul-tan'n hizmetinden uzaklatrlm olurlard. Ya sadk sipahilere, yenierilere kar olarak armaan edilirlerdi, ya da yeni yetienlere hocalk yaparlard haremde. Ne de olsa yzlerce gencecik kzn arasnda bunlarn artk Sultan' etkileyebilecekleri dnlemezdi. Safiye kendine ok iyi bakmt. Evet doum yapmt (Safiye (Sultan 147 ama henz bozulmamt, minderlere uzanp imanlayanlar-dan deildi o. Salar hl Murad'm ban dndrd ilk gnlerdeki kadar gzeldi. Ama her gn hamama gittiinde pei sra gelen limon sepetleri artk iin eskisi kadar kolay olmadnn bir

gstergesiydi. Belki de etkisi birka ay ve hatta birka hafta iinde silinip gidebilirdi. Sultan'n baka bir yerde, bakalaryla geirdii her dakika onun iin bir kaypt. Safiye bunu biliyordu. Ve korkuyordu. Onu bu kadar ne korsanlar, ne frtnalar, ne de yangnn alevleri korkutabilmiti daha nce. Ve Baffo'nun kz kitaplarn, mziin ve hatta yldzlarn bile onunia yanamayaca bir konuda bir eyler yapmaya karar verdi. O yln sonunda, efendisiyle yapt iki- grmenin sonunda da amacna ulat. Nur Banu yazlk konan bahesinde bir davet vermiti. Yanna sayglarn sunmak zere gelen Safiye'yle ilk konuan Mihrimah Sultan oldu. "Safiye hayatm, yoksa sen?" Safiye mevsime gre olduka ar eyler giymiti ve yeleinin alt dmelerini iliklememiti. En sonunda durumu fark edildii iin mutlu glmsedi ve "Evet, efendim," dedi. "ok yaknda Glruh'a yeni bir oyun arkada daha geliyor." Bir anda ortalk karmt. Herkes Safiye'yi kutlamak ya da sorular sormak iin etrafm sarvermiti. Bebek ne zaman doacakt? Ne olmasn bekliyordu? Ne hissediyordu? Bir trl gebe kalamayanlar ondan bir eyler istiyordu uur olsun diye. Btn bunlar olup biterken, Nur Banu'ya dnp baktm. Kendi davetinde bir bakasnn, zellikle de Safiye'nin ilgi merkezi olmasndan holamam olacan, hatta fkeleneceini umuyordum. Ama yanlmtm, gzlerinde byle duygulardan eser yoktu. Tam tersine gayet kendinden emin, donuk baklarla szyordu ortal. 148 Ann Chamberlin Bundan ne anlam karmam gerektii konusunda emin deildim. Sanki bunlarn olacan biliyormu gibi davranyordu, hatta neredeyse yzndeki ifade bunlar kendi planlam gibiydi. Herkes susup yerine oturana kadar sabrla bekledi. Safiye bile bundan tedirgin olmutu. Sonunda Nur Banu konutu. "Ah," dedi Valide Sultan, sanki birden kendine gelip canlanm gibiydi. "Ben ne eit bir ev sahibiyim? Bunca zamandr size hibir ikramda bulunmadan oturdum kaldm." Ellerini rpt ve bir elinde glsuyu, dier elinde bo bir tas ve peeteyle bir kle kz grnd. Kz, gayet usulne uygun, birer birer herkesin nnde eilip hizmet ediyordu. O ortalkta dolarken kadnlarn tm susmutu. Bu, kzn yapt iten kaynaklanmyordu. nk en yoksul evlerde bile glsuyu olmasa da, gelen konuklara bir para lk su ve bir havlu sunulmas gelenektendi. Kle kzn yerinde evin gen kz olurdu genelde byle bir durumda. Tm kadnlar susturan baka bir eydi. Kadnn biri, "Safiye'den bu yana," dedi. "Yani, Nur Banu, Safiye'yi aldndan beri, hi kimse byle bir gzel grmemitir." Kz, iine bir tek meneke yerletirildii halde btn salonu gzelletiren bir kk porselen vazo gibiydi. effaf cildinin altndan fark edilen, insann nefesini kesecek incelikte ke-mikleriyle minik bir kua benziyordu. Kck bir rzgrla, hatta hzl bir flemeyle bile krlabilecekmi gibi grnen bu beden, tuhaf bir ekilde insanda ok iddetli bir koruma, kanadnn altna alma duygusu uyandryordu. Kaln kavisli kalarnn altndaki kapkara gzleri bu gzellii tamamlayan zek prltlariyla doluydu. Simsiyah, kaim telli ve dalgal salar, Nur Banu'nun bana koyduu mor fesin tllerinin altndan dizlerine kadar iniyordu. Bir baka bedende ortalama gzellik ve boyutta grlecek olan gsleri bu btnn iinde balkaymakla doldurulmu iki minik tepeye benziyordu. Safiye Sultan 149 Safiye ve bu kz kadar birbirine hi benzemeyen iki kadn zor bulunurdu. lki upuzun ve ak renkli, ikincisi minyon ve koyuydu. Ama her ikisi de kendi tipinin en gzeliydi, insann uruna kendini feda edebilecei bu gzelleri, mutlaka Tanr krk ylda bir yaratyor olmalyd. Artk kadnlar kendilerini tutamyordu, sorular balamt. "Nereden geldi? Onu nasl buldun? Bir servete mal olmu olmal. Onunla ilgili planlarn ne?"

Nur Banu glerek cevap vermiti: "O bir Macar. Onun iin pazar nasl talan ettiimizi bilemezsiniz..." Sorular ylesine oktu ki, artk anlalamaz ve cevaplanamaz bir karmaaya dnmt konuma. En iyisi susup, Nur Banu'nun anlatacaklarn hi karmadan dinlemekti. "Umarm ki," dedi, "Sevgili olumun akl da onu grnce sizler gibi merakla karr. Bir eye tutulup kalmaya yatkn bir bnyesi vardr Murad'mm ve onu bir alkanlktan kurtarmann en iyi yolu bir baka eye altrmaktr. Sonra bir bakasna, sonra daha bir bakasna..." Kendini tutamayan Safiye fkeyle "Sen bir eytansn!" diye bard. "Bunu yapamazsn!" Kadnlar onu yattrp susturmaya alyordu. Onun terliinin altna elini koyup sadakat yemini etmemi miydi herkes gibi? Nur Banu hi aldrmadan, elini susun gibilerden sallad ve sakin sakin konumaya devam etti. "Seni krdysam kusura bakma torunumun anas," dedi Valide Sultan, yapmack bir nezaketle glmsyordu. "Sen bir bebek bekliyorsun ve Murad' elendirmek iinden gelmez bugnlerde. in asl bunca yl sonra senin bir para dinlenmeni arzu etmitim. Sleyman bile ok sadk kalmamtr Hr-rem'ine, ama bu nedenle onun gc asla azalmad." Safiye ayaa frlamt, hizmetkrlarn ve hadmlarn yanna ard. Gidiyordu, bu kadar hakarete daha fazla dayanamayacakt. 150 Ann Chamberlin O kp gittiinde ortalk sus pus olmutu. Yeni kle bir kede hi kmldamadan gzleri yalarla dolu duruyordu. Kendini bu ilk snavnda baarsz sand belliydi. Onu gren Nur Banu, "Gel yanma ocuum," diye yanna ard. Kz gvenli yuvasna koan bir fndk faresi gibi seyirtip geldi ve hanmnn dizlerinin dibine kt. Nur Banu kzn yanan okarken, "Bir alkanln hakkndan ancak bir bakas gelebilir," diye mrldanyordu. Kz gzleri yal, akn akn bakyordu. "Beni affettiniz mi hanmm?" diye sordu. Trke iki laf ok zorlukla biraraya getirebildii belliydi. Nur Banu kzn gzlerine bakt. "ok mkemmel olacaksn hayatm. ok mkemmel." Kzn mermer gibi alnna sevgi dolu bir pck kondurdu. Yeni klenin olan biteni anlamam olduunu dnyordum. Onun tek anlad ve bildii, yitirmi olduu z annesinin yerine ona uzanan bu sevecen elleri bulmaktan mutlu olduuydu. Bu eller onu besliyor, giydiriyor, ona bakyordu. Bu kadar yeterdi. Hanmnn ayaklarnn dibine iyice sokuldu, minnetle glmsyordu. __________MM,__________ _______XXIII_______ VE BEN, Safiye'yle birlikte oradan ayrlmak gereini duymadk. Zaten bu Valide Sultan'a kar ok kaba bir davran olurdu. Akam stne doru ortalkta bir hareketlenme fark ettik. nce Safiye'nin hadmlarndan biri, -bu Gazanfer deil yeni biriydi- geldi ve Nur Banu'nunkilerden birinin kulana bir eyler fsldad. O da bunu gidip hanmna iletti. Safiye Sultan 151 Nur Banu glmsedi, bir eliyle ayaklarnn dibindeki kzn salarn okarken dier eliyle Incir'i yanma ard. Ayva ortalkta yoktu, nedense bunun Ismihan'n varlndan kaynaklandn dnyordum, incir sanki eki bir ey yemi gibi yzn buruturdu, yz bir para hocasnnki gibi yeermiti. Nur Banu kadna emreden baklarndan birini gnderdiinde saygyla eildi ve Safiye'nin hadmyla dar kt. Bunlarn daha nceki olayla bir ilgisi yokmu gibi gelmiti bize ve iin asl ok da nem vermemitik. Ama az sonra yorulup da eve dndmzde grdklerimiz bunun tam tersini gsterdi. Safiye evdeydi ve bir dk yapmak zereydi. Masann zerine getirdii ila ve aletleri yayan incir, ok sevimli olmayan bir yzle

Safiye'ye, "Bunu isteyerek yaptn, yle deil mi?" diyordu. Safiye'nin cevab: "Ben mi? Git de bu sorunun cevabn Allah'n belas hanmna sor. Her ey onun yznden oldu..." Zorlukla konuuyordu. "Hayr. Ben biliyorum. Bir para erelti tozu, biraz kz-gz kk... Bu, kitaptaki en eski numara. Ta ezelden beri kzlar balarna gelen belalardan bununla kurtulurlar. Bunlar Havva Ana'mzin cennetten yannda getirdiini duysam dorusu amam. ok faydal, neredeyse kutsal otlar bunlar." "Bebeimi drmek istediimi mi sanyorsun?" "Tabii. Baka nasl Nur Banu'nun kk Macar'yla baa kabilirsin?" "Yaayan iki ocuk, henz peydahlanmam olandan ok daha deerlidir." "iyi, iyi. Dur da bir bakalm, neler yapabileceimize." "Sakn bana dokunma!" "Bu bebei kurtarmak istiyor musun, istemiyor mu-sun? "Senin yardmnla deil." "Bu da ne demek?" 152 Ann Chamberlin Safiye, ncir'e tehditkr bir bak att. Kadn bunun ne demek olduunu hemen anlamt. O da tsmihan'a doru endieyle bakt. Sanki bu konumadaki gizli bir eyi onun da anlam olmasndan korkmu gibiydi. Tekrar konutuunda ok daha dikkatliydi. "Bana daha nce hep gvenmitin." "Sen onun iin alyorsun." Bu "o" kelimesiyle kimin kastedildiinden emin deildim. "O, benim bunu kaybetmemi ister. Bu arada baka eyleri kaybetme tehlikem de var tabii." "Ayva sana salkl, gl bir erkek ocuk vermedi mi? En kk bir iz bile yok bedeninde." "Bu o zamanlard. imdi..." "O halde neden beni ardn? Davet ok gzeldi..." "Seni ben armadm. Bu, u yeni hadmn ii. Korkup panie kaplm ve ona dediimi yapmam. Onu cezalandracam. Gazanfer asla byle bir hata yapmazd." "Peki Gazanfer nerede?" "Uzakta. Baka ileri var." Safiye tekrarlamaya devam ediyordu. "Gazanfer asla bunu yapmazd." Skca gzlerini kapatp, can yaniyormu gibi kast kendini. Bu, odaya girdiimizden bu yana ilk kez yapt bir eydi. Nedense buna inanmak iimden gelmiyordu. Safiye alt aylk hamileyken bile ilkinde olduu gibi glyd. Ayva ya da bakas, dedim kendi kendime, Safiye bebei drmeyecekti. smihan'n bu konuda fazla gveni yoktu. Arkadann yanbana oturmu elini sevgiyle tutarken "Ltfen Safiye, ltfen hayatm," diyordu. "Haydi brak da ebe seni bir muayene etsin." "smihan, eer doru drst bir ev sahibiysen, hemen bu putperest kadn alp dar karrsn." "Safiye ltfen..." ismihan bir bebek kaybetmenin ne anlama geldiini biliyordu. (Safiye (Sultan 153 "smihan!" Safiye'nin sesi acmaszd. smihan ok yava bir tonda ebeye dnd. "Belki de ebe kadn... Biraz dar ksan, onu buna ikna edebilirim, haydi." "Onu kar nazik olmak zorunda deilsin," diye lafa kart Safiye. "Bu kadn senin iin ne yapt?" "Safiye bunu nasl syleyebilirsin? Btn..." "Yryemiyorsun bile, tutup Ayva'ya teekkr ediyorsun birde..." "Safiye neredeyse lyordum. En azndan imdi yayorum. Ve ok kr Glruh'um var, Allah'a ve Ayva'ya krler olsun."

"iyi anladk... Peki, ya brleri?" "Ltfen Safiye, Allah'n isteine kar kmamalsn." "Allah'n istei mi? Bu Allah'n istei miydi?" "Evet, tabii." ismihan ok armt ve Safiye bunlarn nedeninin ne olduuna dair bir ey sylemedii halde daha imdiden dehete dm gibiydi. Allah'n istei dnda bir eyin olabilecei fikri bile onu allak bullak etmek iin yeterliydi. "Hmm." Safiye pheci bir sesle homurdand, bir ey daha syleyecekti ama buna frsat olmad, kaslmalar yine balamt. "Tamam ismihan Sultan, tamam," dedi incir, bir yandan da aletlerini toparlyordu. "Sylemenize gerek yok, gidiyorum ve bunu iimden gelerek yapyorum." ismihan kendi ats altnda byle bir tatszln yaanm olmasndan rahatsz olmutu. Bunu telafi edebilmek iin kendi gayretiyle ayaa kalkt ve kolunu tutarak ona yardmc olan bir yardmcmla birlikte dar kp kadn kapya kadar uurlamaya gitti. Arkalarndan baktktan sonra Safiye'ye dndm. Sylenen eyler aklm kartrmt, neler dndn anlamak istiyordum. 154 Ann Chamberlin O srada Safiye ayaa kalkt. Ona, bir ocukmu gibi azarlayan baklarla baktm, ama bunun nedeni ayaa kalkm olmas deil, yapm olduklaryd. Bunun bir mazareti olamazd. Benim sert baklarmla karlanca gzlerini kairmad. Ama meydan okumuyordu, tam tersine gzlerinde yumuack bir ifade vard. Yakalanmamak iin dt tuzakta yaklaan avcya l numaras yapan bir vahi hayvana benzediini dndm. Kendimi bu gzlerden koruyabilmek iin yere baktm, ama artk ok geti. Benim gzel sa'm, ama o ok gzeli dedim iimden. Bu, italyanca hissedip dnmenin nedeni genlik tutkumun gmlm olduu yerlerden tekrar ortaya kivermesiydi, bunu biliyordum. Aklm tamamen bamdan gitmeden dua etmeye baladm. Yce Tanrm, benden bir ey istemesine ltfen izin verme. Eer bunu yaparsa ona kar koyamayacam... O gzel badem gzlerin bir bilinsizlik bulutunun iinde yuvarlandn gryordum. Bir erkekten iimde kalan ne varsa ayaa kalkm gibiydi. Salland ve yld. Onu derken havada yakalamt kollarm. Terden srlsklamd, elbisesi bymekte olan karnna yapmt. Damarlarnda akan kan bile hissedebiliyordum. Altn salarla ssl ban yastklara dayadm ve o gzeller gzeli yanaa dayanamayarak dokundum. "Gazanfer," diye mrldand. Elim geri dt, hayal krklna uramtm, incinmitim, dudaklarndan kan ad benimki deildi. "Gazanfer nerede?" "Gidip bir bakaym, onu bulabilecek miyim?" dedim souk bir sesle. Neyse ki ayaa kalkabilmitim. Bir kadndan, zellikle de dk tehdidi altndaki bir kadndan beklenmeyecek bir gle ve artc bir abuklukla Safiye yerinde dorulup oturdu ve elimi yakalad. "Veniero," (Safiye Sultan 155 diye fsltyla konumaya balad. "Selamlkta bir doktor var. Bir Venedikli. Sokullu Paa'nn konuu. Onu bana getir." Birden talyanca'ya dnmesi ve syledikleri bende onun delirmeye balad izlenimini yaratmt. Bana diktii gzlerinde artk biraz nceki yumuaklktan eser kalmamt. Daha ok sivri ulu oklar frlatyor gibiydi bana bu baklar. Onu bir zamanlar dadmn beni yattrrken tekrarlad sevgi dolu bir szckle sakinletirmeye altm, ama yine de ona istedikleriyle ilgili bir mit veremezdim. Odadan ktm ve selamla girmeden nce bir sre durup Safiye'nin zerimdeki

etkisinden syrlmaya altm. Onun benden istediini nasl yapabileceimi de... Gerekte ne yapmam gerektiini de tam olarak bilemiyordum. lk i olarak birini Gazanfer'i bulup getirmek zere yolladm. Bu arada Is-mihan ve birka yardmcm, yalnz kalp bir lgnlk yapmasn engelleyebilmek iin Safiye'nin yanna gelmilerdi. Ben de talyan doktoru bulabilmek iin selamla gittim. Murad'n evresinde poplerliini yitiren hocalar ve airlerden ou, Safiye'nin de yapt gibi can skntlarn Sokul-lu'nun konukseverliiyle datmaya alrlard. Odaya girdiimde alt adam derin bir fikir tartmasna dalmt. Bunlardan Paa'yla Farsa konuuyordu, dou lkelerinde mesleini gelitirmek iin pek ok yolculuk yapm olan doktor bu dili renmedii iin byk pimanlk iinde olmalyd. Alt-yedi dili rahatlkla konuabilen Paa, bir para da Venedike anlayabiliyordu ama yine de yetersiz kald bu dili zorunlu nezaket diyaloglarnn dnda kullanmazd. Msrl astronom ve iki nl aire gelince onlar tek kelime bile talyanca bilmiyorlard. Bylesine deerli beyinlerin insann neredeyse tm dnyann kullandn sand bir dili renmek iin bir aba gstermediklerini grmek dorusu artcyd. Altnc adam bir denizciydi. Ona eskiden Andrea Barbarigo denirdi, imdi ise ad Mslim olmutu ve Sarayda 156 Ann Chamberlin evirmenlik yapyordu. Sanrm o da benim gibi talyanca konumay tercih ederdi. Ama bu toplant onun iin dzenlenmemiti. O da bir kenarda sessizce oturmu bir iki Farsa kelime anlamaya abalyordu. Barbarigo bana, her zaman yapt gibi, insanda acma uyandran baklarla bakt. Uzun bir sre, bir dnme olarak Osmanl Donanmas'nda isim yapana kadar Safiye ile tekrar iliki kurabilmek iin urap durmutu. Ama artk o bir Trk't ve Osmanl'nn ahlak kurallarna uymas gerekiyordu. Ona acmakla vakit kaybedemezdim. iir ve din dnyasna olan ilgim nedeniyle Farsam olduka ilerlemiti. Bu yzden en azndan konumalarn ne hakknda olduunu anlayabilmitim. Kalinos'un tbbi almalar zerinde tartyorlard. Ben de frsat deerlendirdim ve getirdiim haberi Paa'ya ilettim. "Abdullah," dedi, sanki benim de ateim kp hastalandmdan korkmu gibi kolumu skyordu. "Abdullah, bunu nasl dnebilirsin? Sultan'n hareminden bir kadn? Onu bir erkee, yabancya gstermek?" Barbarigo konumamz duymutu, iinde kadn laf geen her cmleyi duyduunda yapt gibi kalarn yukar kaldrd. Kimbilir bu ne kadar ender oluyordu. Ona srtm dndm ve daha yava bir sesle konumaya baladm. Safiye'nin bir Venedikli olduunu ve bu nedenle onun iin erkek doktorun yabanc ve korkulacak biri saylamayacan syledim So-kullu'ya. Ama Paa ikna olmuyordu. "Ebe Kadn' istemiyor mu? O zaman bir bakasn arn derhal." Ve daha nce hi aklma gelmemi olan bilgiler vermeye balad bana. "Eer buna rza gsterirsek, hekimlikle uraan kadnlarmz ksa sre sonra salktan ok paraya nem veren erkeklerin glgesinde kalrlar. Kadnlarn alma alan kalmaz ve bu onurlu ii tekrar yapamaz hale gelirler. Konuum biraz nce bana VeneSafiye Sultan 157 dik'te yksek ailelerden pek ok kadnn, akrabas bile olmayan erkeklerin yardmyla doum yaptn anlatyordu. Bu ok yaygnlam oralarda son gnlerde. Sorarm sana, bir erkein doum gibi bir ile ne ilgisi olabilir? Mslmanlar kendi kadnlarn bu ekilde asla aalamazlar." ansm bir kez daha denemeye kararlydm. Sultan'n, sevgili gzdesi ya da doacak bebeinin eksik bir tedavi nedeniyle kayb durumunda Vezir-i azam' ihmalle sulayabileceini syledim. Eer onlarn hayat kurtulacaksa Sultan Murad bu iyilii yapann erkek olmasna ok da aldrmaz, dedim. Efendim beni sakinletirmek iin tekrar koluma dokundu ve "Pekl," dedi. "Ama ebe kadn gelene kadar." Adamn nasl altn grmek istediini de ekledi szlerine.

"Yalnz her eyi yle ayarlamalsn ki, namahremin yz bile grnme-meli." Hemen harekete getik, ama aslnda yaplabilecek ok fazla bir ey yoktu. Glruh'a ok baarl olduu Kur'an derslerinden eliine kadar pek ok konuda eitim vermeye gelen hocalar vard. Bunlarn biri hari hepsi de kadnd. Erkek olan, Gruh'a Farsa reten, Sokullu'nun hayran olduu ranl bir airdi. Glruh henz kk bir kz ocuuydu, ama zerinde altklar metinler genellikle ak zerineydi. Etraftaki kt niyetli insanlarn dedikodularn engelleyebilmek iin, ders boyunca bir hadmn yalnz brakmad hoca ile renci arasna, ortasnda ufack bir pencere olan byk bir perde yerletiriyorduk. ite imdi bu perdeyi mabeyne tamtk. Bir tarafnda Safiye, dier tarafnda doktor duracakt. Bizim mabeyn daha ok bir okula benzerdi. Sokullu uzun zamandan beri hanmm ziyaret etmiyordu, kendini okuyup yazmaya vermiti. Bu yzden de mabeynde yaygn bir kt ve mrekkep kokusu vard. Glruh'un yapt altrmalar kontrol etmesi iin hocasna uzatt kk pencereye bu kez Safiye incecik bileini 158 uzatmt. Bir nabz saymndan adamn nasl tehis koyabileceini dorusu ok merak ediyordum. stelik smsk araflara sarnm bir durumda, zorlukla nefes alabilen Safiye'nin kalbi herhalde normal atamazd. Ayrca bir erkein dokunuu onun kan dolamnda daima deiiklik yapabilirdi. Galiba efendim haklyd. Bylesine karmak bir hasta-doktor ilikisinden nasl salkl bir tehis ve tedavi kabilirdi? Adam o bilekte ne buldu bilmiyorum, ama uzun uzun perdenin iki yanndan konutuklarna gre ilgin bir durum saptad kesindi. Durumu kontrol iin balarna diktiim yardmcma, "Ne konutular?" diye sordum. "Bilmiyorum," dedi. "Anlamadm bir dilde konuuyorlard." Neredeyse yksek sesle kendime kfrettim. Tabii! talyanca konumulard ve bunu anlayabilecek olan yalnzca bendim. Byle bir durumda, hangi akla hizmet onlarn yanna deil de, her eyi tek bana halletmeye alan Ismihan'n yanna gitmitim? Evet, ona kar sorumluluum vard ama bakalar da ona yardmc olabilirdi. Aslnda bunun nedenini biliyordum, Safiye'nin gzleri beni bir kez daha allak bullak ederek aklm bamdan almt. Uzun bir sre doktorun neler yapm olabileceini hayal etmeye altm. Yal bir adamd ve iinin dnda bir ey onu pek ilgilendirmiyordu. Bilimsel bir alma sz konusu olduunda rahatlkla yemeinden bile vazgeebilirdi. Kk, sivri sakal bembeyazd ve gzleri yal bir bykbabannkilere benziyordu. Safiye o kk pencereden bunlar gremezdi, ama adamn buruuk, kaln damarlar frlam elleri ona mutlaka bir fikir vermi olmalyd. Bakalar onlarn arasnda yaplabilecek, ya da yaplamayacak olan tek alveriin duygusal olabileceini dnebilirlerdi, ama ben byle dnmyordum. zellikle de ismi(Safiye Sultan 159 han'n bana syledii baz eylerden sonra. Ve bunlar beni iddetle rahatsz ediyordu. Onu rahatlatmak iin yanna gittiimde bana, "Doktor hl yannda m?" diye sormutu. "Evet, hanmm," demitim elini tutarken. "Allah'n izniyle iyileecek." "nallah yle olur. Ama ben olsam ne kendimi, ne de domam bebeimi bir Hristiyan'a teslim ederdim." "Korkma, smihan Sultan. Tp, kutsal bir bilim daldr, hastal tedavi edenin Mslman olup olmamas nemli deildir." "Yine de Safiye'nin ne umduunu anlayamyorum. Akln yitirmi olmal zavall yavrucak." "Doktor bu konuda da yardmc olabilir," dedim. Aslnda "yavrucak" laf Safiye'ye uyacak bir yaktrma deildi, hatta ok daha nce, o bir gen kzken bile bu ekilde

tanmlanamazd. "Ama adamn kocama ve dier adama dn sylediklerinden sonra..." "Ne demi?" "in asl... Bana sorarsan, adamn yapt vnmek... Gebelik, rahim, bebein ana karnndaki durumuyla ilgili olarak herkesin bildiklerinden ok daha fazlasn bildiini sylyordu duydum. Uzak bir yerlerde anneye hi zarar vermeden gebelii bitirmeyi renmi. Hatta bunu ok normal bir dk gibi bile gsterebilirmi. Bir kadn isterse doum hummasna yakalanm gibi gsterebilirmi. Bir de dedi ki, onun bildii kadar zehir ve panzehir eidini kimse bilemezmi. Sence bu kara by gibi bir ey deil mi? Bence bu adamdan uzak durmak gerek, hakl deil miyim?" Duyduklarmdan sonra smihan' telalandrmamaya alarak ama elimden geldiince abuk mabeynin yolunu tuttum. Ama ben gidene kadar yeni ebe kadn gelmiti ve yardmclarm doktoru selamla gtryorlard. ________MM________ ______XXIV_______ ^SIFR DOKTORDAN yaylm olabilecek ktlklere kar dualar mrldanan ebe kadn, muayene olmak iin arafn ve peesini kartan Safiye'yi inanlmaz derecede salkl bulmutu. Gazanfer de sonunda gelmiti. Btn bunlar olup biterken nerede olduu sanrm Safiye iin de bilinmez bir durumdu. Ar krizinin tam ortasnda onun nerede olduunu sormasndan belliydi bu. Odaya girdiimde adamn srt bana dnk olarak Safiye'nin yatt divann ayak ucunda oturduunu grdm. Bu, hadmlarla hanmlarn arasnda ok sk rastlanmayan bir fiziksel yaknlamayd. Belki daha nceki zorunlu ahbaplmz yznden hareketlerini kstlamak zorunda hissetmemiti kendini. O an farkettim ki, duygularnn yzne yansmasn kolayca engelleyebilen hadmn korunmasz srt bazen onunla ilgili ipularn ak edebiliyordu. Bu ne eilmi srt sanki, bunu neden kendine yaptn hanmm, der gibiydi. Neden kendine ve domam ocuuna? Benim grevim seni korumak, bunu lene kadar yapacam. Ama sen kendi kendine kymaya kalkarsan ben buna nasl engel olabilirim? Kulaklarma yansyan gerek sesi ise daha ok vasiyetini aklayan birininkine benziyordu. Diyordu ki: "Selim'e kar evet. Ondan nefret ederdim. Biliyorsun ki hakl nedenlerim vard ve o lkeyi mahvetmeye alyordu. Ama Murad - Allah uzun mrler versin- o babas gibi deil. Ona kar olamam ben. slam'n bu yce topran karmaaya srkleyecek iler yapamam. Bunun iin sana hizmet edemem." Safiye benim kap aznda durduumu grmt. Gzlerini yle bir devirdi ve durumu anlayan Gazanfer hemen susSafiye Sultan 161 tu. Tekrar i dnyasn saklayan o sakin haline brnmt. Derin bir nefes ald, srt bile sessizlemiti artk. "Sultan Hazretleri nasllar?" diye gereinden fazla resmi bir dille durumu renmeye altm. Ebe kadn yaptklarndan honut, "O da, bebek de ok iyi," diye cevap verdi. "Allah'a krler olsun." Safiye bana dnp tatl tatl glmsedi, buna dayanabilmek iin dorusu yine zorlanmtm. Neyse ki bunu srdrmedi ve dnp ebe kadnla konumaya balad. Gazanfer derin bir nefes daha ald ve "ok zgnm hadm," dedi. "Hareminin huzurunu allak bullak ettik." "nemli deil, bu Allah'n istei," diye yine resmi bir cevap verdim. Adamn gzlerinden, bu hi de Allah'm istei deil, demek isteyen bir ifade geer gibi gelmiti bana. Kalarm yukar kaldrp bir eyler sylemeye hazrlanyordum ki, daha yksek bir sesle beni artarak yle dedi: "Korkarm, konukseverliinizi biraz daha istismar edece-giz.

"Misafir ev sahibine Allah'n armaandr," diye cevap verdim. "Hareminin bana gelenlerden haberdar olan Sultan' imiz onu kendi gzleriyle grmek istiyorlar," dedi. "Sultan'mzm istekleri bizim iin bir emirdir." "Ama hanmm u anda kmldatmak ok akllca bir davran olmayacandan..." "Doru sylyorsun." "Sultan Hazretleri kendileri buraya gelecekler." "Bu bizim iin en byk bir ereftir." "Bugn. leden sonra." Ne diyebilirdim. "Ne byk, ne yce bir eref bizim iin," diye tekrarladm. Safiye Sultan F.11 162 Ann Chamberlin "Ne kadar zorlanacan biliyorum," diyen Gazanfer'in sesinde zr dileyen bir ton vard. "Ama elden ne gelir?" Bir an iin Nur Banu'yu dndm. fke iinde olmalyd. Safiye, Murad'n kalbinde yerini hl byle koruduuna gre zavall kle kz bu ii ta batan kaybetmiti. nk bir Osmanl Sultan'nn ziyarete gittii tek yer cuma namazlar iin camiydi. imdi bunun dnda bir olaya tanklk edecektik. Bu gnl ziyaretinin, saysnn hi de az olmayacan tahmin ettiim elikileri iin konamzda yer ayarlama telana dmtm hemen. ok ksa bir mesafeden de olsa bir yn insan gelecekti Sultanla birlikte, bundan emindim. Renkli giysileriyle oluacak gruplar tahmin edebiliyordum: Yeil vezirler, beyaz mftler, krmz mabeynciler, mavi mollalar. Bunlarn hepsinin de rahat ettirilip, mkemmel bir ekilde arlanmalar artt. Hatta baz kk armaanlar verilmesi de gerekecekti. Efendim, koyu yeil merasim giysilerini ve altn ilemelerle ssl kavuunu karttrmt. Selamlnda daha nce pek ok st rtbeliyi arlamt ama bu bakayd. Harem ise daha bir rahatt. nk Sultan da olsa hi kimse bir bakasnn mahremiyetine giremezdi. Yine de smihan eitli hazrlklar yapt, Kk Glruh'a, Allah'n Glgesi olan amcasnn onuruna en gzel elbisesi giydirilmiti. Btn bir gn boyunca ne Nur Banu'nun, ne de bir bakasnn aprak ilerini dnmek iin vaktim oldu. Ama Sultan mabeyne girdiinde gemite kalm bir olay anmsamaktan kendimi alkoyamadm. Bugn Allah'n Glgesi denilen bu adam, yllar nce Ktahya'daki mabeyne ilk geldiimde benimle boaz boaza dvmt. Onun hiddetinden ancak benim bir hadm olduumun ortaya kmasyla kurtulabilmitim. Acaba bunu o da hatrlyor muydu? O, sessizce ilerlerken hadmlarn ayaklarnn dibinde bir kk hanm pozuyla duran Glruh'u, kardeinin evini erefSafiye Su lan 163 lendirmesiyle mutluluktan uan smihan' ve zaferiyle gururlanan Safiye'yi izlemitim ben de. Gazanfer'in yzndeyse garip bir krmzlk vard. Bunun zevkten mi, utantan m, yoksa baka bir nedenden mi olduunu anlayamamtm. Ama bunlar merak etmek iin bile zamanm yoktu. Ve en sonunda btn bu yorucu iler, ziyaretinin ayrksyla kazasz belasz sona erdi. Haremin kaplarn kapatp selamla, efendimin yanma gittim. Sokullu Paa'nm daha ok asker ya da rahip odasna benzeyen zel odalar son derece sade ve erkeksiydi. zerinde birka yastk bulunan bir divan, olduka ypranm ve bir kenar kvrlm bir hal, bir rahle zerine ylm mektuplar, divit, mrekkep hokkas ve bir harita. Hepsi buydu. Belki de bu odaya girebilen en kadnms yaratk bendim ve bu ziyaretlerimin says da bir elin parmaklarnn saysndan fazla deildi. Paa'nm odalar bence haremden bile daha kapal, ie dnk yerlerdi. Sokullu kemerli burnunun zerinden ahin gibi gzleriyle beni bir sre szd sonra, "yi gitti Abdullah," dedi.

"Allah'a krler olsun." "Sana da, Allah'n hizmetkr." "Allah sizden raz olsun efendimiz." nnde eilip, ellerimi omuzlarma yerletirip kmldamadan durdum. Paa merasim kyafetini kartyordu. Yardm etmek zere elimi uzattm. Yzndeki ifadeden buna onca yldan sonra bile alamadn anlyordum. O hl vahi bir Bosnal'yd. Yan gzle omuzlarna bakyordum. zerindeki ince gmlein altndan yal ve yorgun grnyordu. Gerekten de ok yorgundu. Bir bakas olsa mutlaka boynunu ve omuzlarn ovdu-rurdu. Bir an bunu yapmak istedim ama sonra sylemeye bile cesaret edemedim. Vezir-i azam artk yetmiine merdiven dayamt. Beyazlar kapamak iin kulland kna, sakalna belirgin bir kzllk 164 veriyordu. Ve gzleri, bu gece, sanki daha bir yorgun, daha bir bitkindi. Allah'tan baka hi kimse bu gz kapaklarnn zerindeki arl bilemezdi. "Syle bana hadm." "Efendimiz." Bana sorduu eyin cevabn vermeye hazr deildim. "Syle bana, Gazanfer Aa hakknda ne biliyorsun?" Gazanfer'in adnn bana ekledii sfat duyunca iyice arp, ne diyeceimi bilemez bir hale gelmitim. Bir an iin baka birinden sz ediyor bile sandm. Aa, efendi... Evet, bunlar hadmlara hitap edilirken sylenebilecek szlerdi, ama ancak ok nemli durumlarda. Bunlar, stat kelimesinden ok daha onur verici hitap biimleriydi. "Gazanfer... Gazanfer bir hadmdr." Evet, bu bilinen bir eydi, baka bir ey daha sylemeliydim. "Gazanfer, iini bilen ve iyi yapan bir hadmdr." Tabii ki bunu sylerken kimin hizmetinde olduunu belirtmeye gerek duymamtm. Efendim ban sallad. Szlerimi deerlendirmiti. Ama sanyorum szlerimi onun kendi bildiini yapan, gvenebilecei biri olduu eklinde deerlendirmiti. Ben aslnda tam olarak bunu sylemek istememitim. "Niye sordunuz efendim?" "Grnen o ki, Kapaas olacak." "Kapaasm?" "Evet, hatta olacak demek yanl olur, oldu bile. Artk av dnda her an Sultan'n yannda bulunacak Gazanfer Aa. Sultan Murad bugn aklad... Bizi ziyaret ettiinde." "Ama Kapaas olmak neredeyse Vezir-i azamla yakn bir grev." "yle. Hatta rahmetli Sultanmz Sleyman, Hicaz evkafn da Kapaas'nm gzetimine verdiinden beri daha da byk bir nem kazand bu grev." "Safiye," diye mrldandm, kendimi tutamamtm. Safiye: Sultan 165 "Evet." Efendim, ar altn ilemelerle ssl kavuunu kard ve iyice tralanm plak ban ocuksu bir hareketle kad. "Efendim Sultan'mm haremiyle uramak benim zerime vazife deil, bunu biliyorum. Ama onu yatann bana kadar getirebilen bir kadnn, istedii her eyi de yaptrabileceini dnmeliyim. Hatta dilediine diledii rtbeyi bile verdirebilir. Annesi Valide Sultan'm ona yeni cariyeler sunma hazrlnda olduunu biliyordum. Hatta bu konuyla ilgili olarak haremden bana bir-iki not bile ulatrld. Ama imdi grnen o ki, yal kadn u an iin pek baarl oldu denilemez." Sokunu Paa szlerini bitirince yeniden toparland ve gidip birka lamba daha yakt. Biz hizmetkrlar ne gne duruyorduk? Eilip halnn kvrk kenarn dzelttim. Ona bugn Safiye ile hadm arasnda geen konumay zamannda aktara-mamtm ama, en azndan bu ileri yapabilirdim. Gazanfer, bugne kadar Safiye'nin hadmyd, ama artk, bu leden sonradan beri btn imparatorluun hadm olmutu.

in asl, bu deiikliin beni nasl etkileyecei konusunda hibir fikrim yoktu. Bu konuda belki yardm alabilirdim. Ama Selim dneminde koca bir imparatorluu ynetmi olmasna karn efendim Sokullu'nun kadnlarn ve sessiz hadmlarn dnyasn tam olarak zebileceinden emin deildim. Sokullu, sanki bu yaratklar hi yokmu gibi davranmay tercih edenlerdendi. Vezir-i azam kendine kzm gibi ban sallad. "Sanrm, sekiz yl boyunca, rahmetli Selim'in dneminde her eyi kendi kafama gre yapmaya ok almtm. Bu bana Allah tarafndan bir uyar. Sonuta unutmamalym, ben yalnzca bir kleyim." "Ve bir efendi. Ben de sizin klenizim." Bunun ona ne faydas vard? Herhalde hi, ama u anda ona sunabileceim baka bir ey yoktu. 166 Ann Chamberlin Lambalarn glgeli nda gl daha bir sert ve kuru grnyordu. "Evet, evet... Her neyse umalm ki, Sultan'n kendisi de bir kle olmasn." "Haremin mi?" Bu dnceyle dorusu armtm. "Evet. Gzdesinin. Ama Allah her eyi daha iyi bilir." Efendim, lambalardan birini rahlesinin zerindeki ktlar daha iyi aydnlansn diye yanma ekti. Bu benim artk susmam gerektii anlamna geliyordu. Paa'nm iaretiyle ekildim. _________M>_________ _______XXV_______ ^7 UNU TRAF etmeliyim, Gazanfer ve Aa szcklerinin ok ho, ok uyumlu bir ritmi vard. Sanki birbiri iin yaratlm iki szckt bunlar. Ve bu ikiliyi daha sonraki aylar boyunca ok sk duydum. Sanki herkesin Gazanfer Aa'yla halledilecek bir ii vard. Sultan'n Saray'ndaki Kapaas odalar henz onarlamam olduundan bizim konakta grevini yerine getiriyordu Gazanfer. Ona, Paa'nm selamlnn hemen yanndaki blm verilmiti. Ve ne garip, Safiye'nin hadm artk zamann byk bir blmn erkeklerle geiriyordu, hem de ok nemli grevlerdeki erkeklerle. Safiye, bu blmde gelimekte olan ileri kendi karnnn bymesine gsterdiinden ok daha byk bir ilgiyle izliyordu. Paa'ya gelince... O btn bunlar olurken kendi meknnda bir yabanc gibi kalmt. Kapaas'nm en nemli grevlerinden biri hac adaylarn Mekke'ye gtrmekti. Ve Zlhicce aynda bu kutsal amaca eriecek olanlarn artk istanbul'dan ayrlmalarnn vakti olan yedinci ay Recep abucak gelmiti. Tabii ki, imparatorluk ba6afiye Sultan 167 kentinin tm halk, zellikle de Sultan, onlarn bu yolculuuna bir yardmda bulunmalyd. Hastalk ya da yallk nedeniyle gidemeyecek olanlarn yerine gidecek vekillerin saptanp, ilemlerinin yaplmas ve bu insanlarn gidecekleri yere gtrecekleri armaanlar iin de birtakm har ve vergilerin denmesi gerekiyordu. Buradan salanan parann bir ksm Hac yolunda geilecek baz yerlerde bedevilere gvence paras olarak veriliyor, bir ksm baka yerlerden gelen haclarla ticarette kullanlyordu, kalan ise trbe, tekke gibi dier kutsal yerler iin harcanyordu. Btn odalarmza, koridorlara Venedik camndan harikulade lambalar aslmt. En kaliteli hallar, altn ilemeli yeil muhafazalar iindeki kutsal emanetler de cabasyd... Ve tabii bir de kutsal Kabe'yi ssleyecek olan zerinde altn ipliklerle dini kelimelerin ilendii simsiyah saf ipekten inanlmaz uzunlukta kumalar... Bu amala hazrlanm kumalarn en az yars yangnda heba olup gitmiti, bu yzden bunlara herkes gz gibi dikkatle bakyordu. Sonunda bu kutsal yolculuu yapacak olanlarn hareket gn geldi. Mslmanla yeni dnmln ateli cokusu iindeki Arnavutlar, Bosnallar; Asya steplerinden gelmi vahi eski dindarlar; neredeyse yar plak Anadolu dervileri, hepsi de sra sra dizilmilerdi. Her yl olduu gibi, yolculuk surlarn dnda bir turla balad. Henz iin basndaydlar, bu insani coku normaldi, o safla adm adm eriilecekti. Neredeyse herkesi zendiren kutsal yolcularn sevinci ylesine bykt ki, son anda

onlara katlanlar bile oluyordu. Geride kalanlarsa birbirlerine ve Tanr'ya "nallah, nmzdeki yl," diyerek sz veriyorlard. Sultan'm kk apta bir ordu saysndaki vekilleri srre alaynn en banda yer alyordu. Bunlarn da nnde eceresi belli ve asla baka ilerde kullanlmam iki deve yryordu. Birinci deve neredeyse tm gvdesini rten srmayla ili krmz 168 Ann Chamberlin kadifelerle donatlmt ve altndan eeri gnein tm klarn byk bir kutsalln iareti gibi yanstyordu. kincisinin zerinde ise kk yeil kadifeden ve gmle ilenmi bir eyer vard. Bu Peygamber'in eyerini simgeliyordu. Bu sade ama ok kutsal klarn prltsnda herkes nere-> deyse grtlan yrtarak, "Allah! Allah!" diye baryordu. Kendinden geenlerin bazlar dayanamayp, devenin ayann dedii yerlere dizlerinin zerine dp alnlarn sryordu. Sanki Peygamber neredeyse bin yl nce lmemi de, bu deveyle u anda nlerinden geiyormu gibi bir heyecan ve cokuyu yayordu bu insanlar. ki devenin ardndan yalnzca Sultan'in temsiline ait pek ok deve daha geldi geti. nk yolculuk boyunca kutsal emanetlerin ve eyerin sergilenmesi iin her gece biri krmz, dieri altn renginde iki byk adr kurulacakt. Bunlarn tanmas bal bana bir iti, ayrca Hicaz'a gnderilen yirmi deve yk altn ve gm vard. Btn bu ilerin yaplabilmesi iin pek ok insan gerekliydi. Seyisler, biniciler, ykleme ve indirmede kullanlacak kleler, sucular, alar... Kald ki bunlarn bir ksm ailelerini de yanlarnda gtryorlard. Bu bir balangt. nc grubun arkasndan, Tanr'nn gznde eit, ama insan gzyle eit olduklarn sylemenin olduka g olduu byk bir kalabalk geliyordu. Yardmclar olmadan bu yolculuu yapamayacak olan, br dnya korkusuna dm yal ve zengin kiiler vard. Bunlarn haremleri hemen arkalarndan tahtrevanlarda tanyordu. in tuhaf taraf bu tahtrevanlar sandklardan, hadmlar hamallardan ayrabilmek gerekten ok zordu. zerine bindikleri eeklerinden baka hibir eyi olmayan yoksullar vard daha arkada. Bunlarn Suriye'ye kadar bile ulaabilecekleri pheliydi, kald ki susuz Hicaz llerinde yaayabilsinler. Bir de uyuz develerin tepesindeki zavalllar vard ki, bunlar gerekten zorlanyordu; nk hayvanlar baryor, aniden oturuyor, Safiye (Sultan 169 ya da hzla ileri atlyorlard. Bu da kutsal yolcu alaynn cann olduka skyordu. Disiplin iinde, elik birer sra halinde yryen askerler, bu yolculuun tek dmannn doa olmadn belli ediyordu. Btn bu gruplarn ardndan gelenlerse ok kalabalk bir ekilde, birbirine tpatp benzeyen ve tm yolu yryerek kat edecek olan yoksul ve perian derviler, dilencilerdi. Bunlarn ounun elinde bir testi su bile yoktu. Kutsal hedeflerine ulaabilmek iin her admlarnda Allah'n merhametine ve onlara dier zamanlardan daha cmert davranacak olan varlkl hac adaylarnn iyilik ve yardmlarna gveniyorlard. Hac adaylar selametle yolculuklarna ktktan hemen sonra, hamileliinin sekizinci aynda olan Safiye'nin, Sultan'm Topkap'daki atsnn altndaki odalar hazrlanmt. Sarayda kendisini bekleyen entrika yumana karn, Gzde'nin oraya gitmesine artk hibir ey engel olamazd. Oysa yeni ebe, onun geirmi olduu dk tehlikesi nedeniyle gerilimli ortamlardan uzak durmasn tlyordu. Ama Safiye, Murad'dan ve devlet ilerinden uzak kalmamaya kesinlikle kararlyd. Bana gelince... Gazanfer Aa'nn ileri yznden ok youn ve gerilimli gnler yaamtm ve fazlasyla yorgundum. Onlara ait son sandklar da konamzdan ayrldnda artk bende de hal kalmamt ve hastalandm. Benim gibilerin bana sk sk gelen bir hastalkt bu: drar yollarnda iltihaplanma. smihan'm armaan, her kullandmda iimi acyla buran ve -gya- yerini tuttuu organmla kyaslannca son derece zavall olan gm kataterimden kanl bir aknt bile gelmeye balamt. Aslnda daha nce belirti vermiti hastalk, ama evde srp giden hengme iinde

kendimle ilgilenecek hi zamanm olmamt. Artk giderek ykselen ate ve halsizlikle yataktan kamayacak haldeydim. 170 Ann Chamberlin Keten ay ve nar suyuyla kendimi tedaviye alyordum. Hastalmn en yksek noktasnda olduu o gn, halsiz ve bedbin yatyordum. Nar suyunu oktan tketmitim, keten ay iin yanbamda duran su iyice soumutu ve benim kalkp bunlar mutfaktan alacak halim bile yoktu. Bu benim hatamd, zel ilerimi daima kendi bama zmlediim iin hi kimsenin aklndan benim de bir gn yardma ihtiyacm olabilecei gemiyordu. Kendimi inanlmaz derecede zavall, yalnz ve aresiz hissediyordum. Bunun nedeni belki de bu berbat hastaln nedeninin insanlk d olmasyd. lmek istiyordum ou zaman. Zaten bu yzden len ne ilk, ne de son hadm ben olurdum byle bir durumda. nceleri smihan'n yanma gelmesini beklemitim. Yannda olmadm iin hi mi rahatsz olmuyordu? Sonra bu isteimden vazgemitim, nk onun merdivenleri inip uzun koridorlar geerek yanma gelmesi gerekten ok zor bir iti. Byle bir ziyaret, sonunda benim kendimi daha berbat hissetmeme yol aard. smihan huzur ve mutluluk iinde, olduu yerde kalmalyd. Sonra, belki de, diye dnmtm, belki de minik Gl-ruh yanma gelirdi. Bir sre onun neeli sesini yanbamda hayal etmitim. Ama mutlaka annesi ona, "Sakn gidip, zavall Abdullah amcan rahatsz etme," diye tembih etmi olmalyd. Glruh'un hareketliliini izlemek bile gerekten benim iin ok yorucu olabilirdi. Kald ki onun gzlerinde en ufak bir endie belirtisi bile grmeye katlanamazdm. u dnyada baka dnecek kimsem yoktu. Birileri gelip benim bu utanlas hastalma tank olmadan lmek, gerekten de ok daha hayrl olurdu. Hi kimsenin beni byle grmesini istemiyordum, hatta odama mangal ve nar suyu getirecek basit bir hizmetkrn bile... Tam bu dncelerle uykuya dalmak zereydim ki, odaya Safiye Sullan 171 biri girdi. Grmeyi en son isteyeceim ve umacam kiiydi ieri giren. Bu, Gazanfer Aa idi. Ayaa kalkmak iin beceriksizce abaladm. Onu karsnda gren herkesin yapt gibi en azndan eteini pmeliy-dim. "Ltfen, rica ederim kendini yorma stat," dedi. Acaba ses tonu ve hitab kendi konumunu mu vurguluyordu? Bunu bilmem olanakszd. Gazanfer koca vcuduyla benim halnn zerine yayld. Zaten odadaki tek divan ben doldurduum iin pek uygun bir yer de yoktu. Bunun uzun bir ziyaret anlamna gelmemesi iin iimden dua ettim. Beklenmedik ziyaretim iyice yerletikten sonra, uzun cmlelerle bana evimizi kendisine ve sorumlu olduu kiilere am olduumuz iin teekkr etti. Bizlerin cennetlik, konukseverliimizin en yce dualara layk olduu gibi bir yn vg dolu cmle sralad art arda. Bu adam benden ne istiyordu? Neredeyse ardan zonk-layan bam bu soruyla meguld. Bylesi yksek konumda insanlarn kendi karlar olmadka hi kimseye zel ziyaret yapmadklarn biliyordum. Belki de kendisi, ya da hanm burada bir ey unutmu olabilirdi. Kupkuru ve ateten atlam dilim izin verdiince bu ynde bir eyler anlayabilmek iin sorular sormaya altm zorlukla. Gazanfer birden sustu ve kalarn atarak aramzda duran sehpaya bakt. Ne yapmtm da bu adam kzdrmtm? ite imdi cezam ekecektim. Bu dev adamn ellerinde lmek belki de berbat hastaln penesinde inleyerek lmekten daha iyiydi. Aa, koca cssesine karn son derece hzl hareket edebiliyordu ve onun her hareketi bizim gibi daha lml grnenler iin ok korkutucuydu. Yorganm bama doru

172 ektim endieyle, her an zerime sehpadaki anak mlek fr-latlabilirdi. Ama bunu yapmad Aa, yerinden kalkp hzla koridora frlad. Frtna gibiydi. Darda grleyen sesini duyabiliyordum. Yanna gelen hizmetkra avaz kt kadar baryordu, "Evin bu en kymetli koruyucusunu" nasl bu kadar "ihmal edebilirlerdi? "Sizde bir para Allah korkusu varsa hemen koturup keten ay ve nar suyu getirin!" Korku iinde koturan terliklerin sesini duydum. Gazanfer ortadayken kimin aklna Allah'tan korkmak gelebilirdi? Sonra dehet verici konuum odaya dnd ve sanki kendi cs-sesinden, ya da barndan utanm gibi bir pozda sessizce tekrar halya kt. Bir sre mangaln ateini kartrd, ama ben konuana kadar baka bir ey sylemedi. "Hareminizde huzur yerinde mi?" Byk, ikence izleriyle dolu yzden kk bir glmseme geti. Ben herhalde aklm oynatm olmalydm. Bir Kap-aas artk haremle mi ilgilenirdi? Mekke ve Medine gibi iki kutsal yerin sorumlusu olan Kapaas... Ama hadm benim sorumla am, ya da kzm gibi deildi. "Hanmm Safiye," diye balad szlerine, neredeyse dedikodu eden, dosta bir ses tonuydu bu. "Dman saflarnda bir zayflamann haberini alm, bu yzden Saraya dnmekte acele etti." Zayflama? Dman saflarnda? Byle kark szlerle baa kamayacak kadar hastaydm. "Kk Macar... Nur Banu'nun Macar', Murad'm gnln elmekte de, gebe kalmakta da hi vakit kaybetmemi." Acaba bu cmlede kendi memleketiyle gizliden bir vnme mi vard? Kendi hanmna kar? Galiba durumu biraz anlamaya balamtm ve dedim ki, "Demek, Safiye ve kk hevesli arasnda bir rekabet sz konusu." Safiye Sultan 173 Gazanfer belli belirsiz glmsedi. "Ama," dedi. "Benim hanmmn cephaneliinde iki yeni silah var." "Silah m?" Yksek ate zihnimi zorluyordu, aklma gelenlerin dehetiyle titredim. "Ve lgnca cesur olan her asker gibi bunlar dmanna kar kullanmak iin sabrszlanyor." "Bebeini dourmak iin duyduu sabrszlktan bile mi fazla demek istiyorsun?" "Evet, bunlarn birincisi hekim." "Hekim?" "Onu tanyorsun, Safiye ve bebeinin hayat tehlikede olduunda senin getirdiin adam." "insanlar, kendisini kurtarann, iyilemesini salayann o hekim olduuna nasl da inandrd." "Murad' bile... Sultan bundan ylesine etkilendi ki, gzdesi, ebeden memnun kalmad her an o italyan hekimi yanna arabilmesi iin gereken izni bile verdi." Ismihan bunlar duysa mutlaka btn harem kadnlar gibi, "Zavall Safiye," derdi. "Zavall Safiye, aabeyim artk onu eskisi gibi sevmiyor. Kadnna kar byle bir aldrmazlk... Eski kskanlna ne oldu?" Ama iler mutlaka ok daha farklyd. Adamn, kadn sal ve bedeni zerindeki bilgileri aklma geldi. O sralarda Safiye'nin bunlar kendisi iin rendiini sanmtm. Oysa ok daha ileri grl olduunu dnebilmeliydim. Murad'n haremindeki tek kadn o deildi. Ve bakalar da rahatlkla gebe kalabilirdi. Adamn hareme girmesi gerekmiyordu, bilgilerini Safiye'ye aktarmas yeterliydi. Kendini bilime adam olduu bilinen bu adam Safiye kr etmi olabilir miydi? Adam ok yalyd. Ama kuku bile etmemeliydim, onun ad Safi-ye'ydi, her eyi yapabilirdi amalar uruna. Ve herkesi kendi gcnn etkisi altna alp, onun iin yaplacak tm ilerin kutsal olduuna rahatlkla inandrabilirdi. 174

Ann chamberlin Tanr biliyordu, beni de kr etmiti o. Ona rastladm gnden beri bunun bedelini dyor, acsn ekiyordum. Ateim yznden dncelerim dalyordu. Gazanfer tekrar konuya girdi. "Hi dert karmadan, para harcamadan..." Safiye'nin ikinci silahn anlatmaya girimiti heyecanla, beni aydnlatmaya alyordu. "AdMitra," dedi. _________MM_________ ____XXVI_______ ^ypCTRA, yeni kle kz... O bir ranl ve asil bir aileden geliyor," dedi Gazanfer. "Babas bir snr kalesinin komutany-m ve Mitra oradan alnp getirilmi kale drldnde." "Bu Mitra ok gzel sanrm." Aa szlerime tam olarak, beklediim gibi destek vermedi. "ok arpc deil, yani Macari ya da hanmm gibi deil. Bizim grdmz, bildiimiz dier ranllar gibi koyu tenli deil, buday diyelim. Aslna bakarsan hepsi de yle esmer deildir Iranllar'm. Her neyse, dediim gibi kz esmer deil ama salar simsiyah; zmrt ya da yakutlarla sslendiinde muhteem duracandan eminim. Talar ne kadar byk olursa etki de o kadar artar. Ama tek bana? Sanmam... Fark edilmez." "Kle iinden iyi anlyorsun dostum." "Eh, son birka aydr baya bir zaman geirdim kle pazarnda." "Demek, btn iin haclarla ilgili deildi." "Yok canm, nerde?... Evet, nerede kalmtm?... Mitra drt yl nce neredeyse ocukken buraya getirilmi. Ve uzun bir sre hi kimse onun iindeki cevheri kefedememi. Ama Safiye 6u 1 Lan 175 soylu bir kadn yz kuru verip, uzun uzun zerinde alnca onun iinde gizlenen gerek ortaya km. Ald eitim sonunda, hem kendi dilinde -Farsa- iirler yazp arklar syler; hem de tm Osmanl geleneine, zevkine uygun davranabilir duruma gelmi. Kimi insann yllarca da urasa ulaamayaca kadar baarl olmu bu konuda. Kendine zg bir yaratcl, slubu var dorusu. Allah vergisi..." "Galiba seni ok etkilemi bu ranl kz." "Gerekten de. Ben airleri severim." Szlerine devam ederken sesine bir para hzn ve acma da eklenmi gibiydi Gazanfer'in. "Murad kz iir okurken grm. nl bir air, kendi iirlerini Sultan'a tantmak iin ona okutuyormu." "Herhalde bu icrayla, air imparator tarafndan dllendirilmitir." "Tahmin edebileceinden ok daha fazla... Adam bile arm ve iinerek dolam bir sre. Ama iin en ilgin taraf, Mitra iiri ylesine gzel okumu ki, Murad -Allah uzun mrler ihsan eylesin- iirin sradanlmn farkna bile varmam." Bu kadar abartya artk dayanamyordum, merak ettiim eyi sordum: "Peki bunun Nur Banu ile ne ilgisi var?" "Bu olanlar ilk duyan aslnda o olmu. Olanlar renince meraklanm, iiri birine okutturmu ve ne kadar yavan olduunu grnce, iin pf noktasnn onu syleyende dmlendiini anlam. Ve olunun kulana bu kadar ho gelen sesin sahibini merak etmi. Hemen birini kz yetitiren o asil kadna yollam ve Safiye iin dedii parann aynn teklif etmi." "Sonra?" "Durumu rendim, Safiye'ye anlattmda, bana, hemen git yars kadar artr teklifi, dedi. Kzn sahibi drst bir kadnd, teklifimi duyunca hemen kabul etmedi. Bunun nedeni paray az bulmas deildi. Kz meerse bakire deilmi. Kaleyi zapteden askerlerin azgn ehvetinin kurban olmu Mitra yllar nce. Kadn bana bunlar anlatt ve belki de Valide Sultan' 176 Ann Chamberlin

m geni hareminde bu durumu daha iyi deerlendirebileceini, paramz kabul edemeyeceini syledi. Bu durumda Safiye italyan hekime dant. O srada Nur Banu, kadna be yz kuru nermi. Safiye alt yzlk teklifini yineledi. Sonunda Nur Banu, kz bakire olmad iin parasn arur etmek istemedi ve geri ekildi." "talyan hekimin ne dediini sylemedin henz, yanlyor muyum?" dedim. "Haklsn. Sylemedim." Szleri beni rpertiyordu. "Adam daha nce bekaret bozulmasnn dzeltilmesi durumunda yaplabilecek ilerle ilgili bir yn ey grp renmi, ama kendisi bu konuda bir denemede bulunmam. Bu kez, herhalde bilime olan merakndan tr bir denemede bulunmaya raz oldu." Hadm iki elini am, durumu anlamam bekliyordu. Galiba yksek ate anlama yeteneimi olduka azaltmt. "Sonra?" diye sordum. "Sonra, iin sonras... Sanrm adam kendini baard iin ok iyi hissediyordur." "Safiye de alt yz kuruluk harcamasndan kr etti." "Evet, etti." Duyduklarm kendimce toparlamaya alyordum: Safiye bir kle kz satn almt ve Murad'm tutkularna uygun olarak bu kzda fiziksel deiiklikler yaptrtmt. Ben dnrken ieri souk nar suyu srahisi ve kaynar aydanl tayan bir kle kz girdi. "ok iyi," dedi Gazanfer. "Bundan byle Abdullah' ihmal ettiinizi sakn grmeyeyim." Kz yerlere kadar eildi, "Aam," dedi. "Emriniz bam stne." Safiye'nin hadm, yeni Kapaas, her eyi krabilecek kocaman ellerine uymayan bir incelikle bana bir bardak nar suyu hazrlad. Dizlerinin zerindeydi, eer imemek zere bir Safiye Sultan 177 hareket yapsam beni kakla beslemeye kalkacak gibi bir hali vard. Ben, buz gibi meyve suyunu ierken Gazanfer, bir baka bardaa scak su dolduruyordu. Ykselen buhar adamn de-vimsi ellerine sihirli bir hava veriyordu. Nar suyunu yudumlarken arkamdaki kavanozu gstere-rerek "Keten otu burada," dedim. Ama konuum -acaba ona konuum demeli miydim ?-szlerimi duymam gibi kendi kesesinden bir paket kard. Hareketlerini izlerken onun nasl kadmms bir biimde yalanm olduuna bakyordum. Gazanfer kk bir bohay masann zerine koyup at. Bu, kurumu bir ot demetiydi. "Nedir?" diye sordum. "Bir karm. Ayva'dan aldm." Bu ismin gemesiyle birlikte yzm allak bullak olmutu, hatta elimin titremesinden bir para nar suyu bile dkld yorganma. Bu Gazanfer'in gznden kamamt. "Biliyorum bu isim seni rahatsz ediyor, bir ekilde hanmnla yal ebe arasnda bir uursuz iliki olduunu dnyorsun." "Bilmiyorum," dedim. "Esrardan holanmam, iin asl bu." "Bunu dnme," diye Gazanfer beni yattrmaya alt. "Bu yle bir ey deil. Senin gibi hastalandmda ben de bunu kullanyorum... Ayrca, Ayva benim u anda nerede olduumu bilmiyor, bilmesi de gerekmiyor. Belki merak ediyordur o kadar." "Nedir bunlar?" dedim, hl tedirgindim. "Sana syleyeceim, bir daha olursa kendin hazrlarsn. Torbay da brakacam zaten. Azman ayrk otu, alt l." Bunu sylediinde burnuma gelen kokuyu tanmtm, imen kokuuydu bu gerekten de. Safiye Sultan F.12 178 Ann Chamberlin 'Kpeklerin karn arynca nereye giderler bir bak', ite Ayva bana byle demiti." "Bahvanlarn bann bels o otlar, yle mi?" Benden baka birilerinin de banda

bel olabileceini dnmem belki de iyi bir iaretti. Ama bu konuda younlaamadm, nk hl kendi derdimle urayordum. '"Bahemde havu yetitirmektense ayrk otu bitmesini bin kere tercih ederim.' Bu da Ayva'nn sz..." "Evet, anlyorum, tam da o kadnn syleyebilecei szler bunlar. Sert, kat..." "Haklsn, her neyse sylediim gibi ayrk otu, soan, ra-vant ve bir iki kk daha..." Gazanfer beni rahatlatmak iin reeteyi aklamaya devam ediyordu. "u anda sylediklerimi aklnda tutamazsn diye yazdm zaten." Cebinden kard bir kd, ine bir tutam ot att bardan yanna koydu. "Teekkr ederim," dedim, ikna olmutum. Balla tatlandrdm ay imeye baladm. Nedense kendimi biraz daha iyi hissediyordum; bunun etkisiyle hadmla birka deiik laf edebilmek iin, "Allah'a kr, bu ylk hac ii de hayrlsyla halloldu," dedim. Gzlerindeki yeil kvlcmlar bir anda prldad. "Evet, Allah'a kr." Sesi ok neeli kmt, kendimce bunun nedeniyle ilgili olarak bir tahminde bulundum ve "Bir yn bahi alm olmalsn," dedim. "Bahi mi? Byle mi zannediyorsun? Bu kadar kutsal bir grevin yerine getirilmesi iin almann karlnda bahi almak yle mi? Sizin hareme girmek isteyenlerden sen bahi alyor musun?" Syledikleri beni hem artm, hem de utandrmt. "Hayr, hayr," dedim. "Tabii ki byle bir ey yapmyorum." "O halde ben dnyann en deerli haremine girmek isteyenlerden niye bahi alaym? Biz oraya gidecekleri deerli Safiye Sultan 179 bulalm, ya da bulmayalm, en sonunda onlar kabul konusunda son karar daima o Yce G verir. Bazlarnn bundan kiisel yarar salamaya altklar konusu dorudur. Her ey insanlar iindir. Bana tek bir hediye bile verilmeye kalklrsa bunu Allah korkusuyla hemen sadaka olarak datrm." "Tabii," dedim. Ama iimden yine de imparatorluun daha nce byle bir Kapaas ile karlap karlamadn merak ediyordum. "Bu..." dedi, kendi yreindeki gizli haremin duygularn doru kelimelerle anlatabilmekte zorlanyordu. "Bu ok, ok yce ve ulvi bir grev," dedi. "Allah'n izniyle bunu baarabilmek istiyorum. Medine'deki Baaa ile iyi bir iletiim kurdum." "Hicaz bekilerinin ba bir hadm m?" Aslnda bu konuda bilgim vard ama iinde bulunduum zavalllk beni yine de byle bir aknla srklyordu. "Tabii. Tm kutsal yerlerin bekilini bizim kardelerimiz yapar. Kuds'teki El-Aksa, Hazreti ibrahim'in trbesi, Kahire'de Ali'nin trbesi... Mekke... Ama bunlarn iinde en deerlisi bizim iin Medine'dir, Peygamberimizin ehri..." "Anlyorum," dedim. "Bylelikle kadn haclar da erkekler gibi rahatlkla dini grevlerini yerine getirebiliyorlar. Her iki cinse de ayn ekilde hizmet verecek insanlara gerek var bu durumda." "Daha da nemlisi," diye srarla srdrd konumasn Gazanfer, "zellikle de Medine bir baka anlam tar. nk Azrail'in, Allah'n izniyle sevgili Peygamberimiz'in cann ald yerdir oras. En sevgili kars Aye'nin yanndayken olmutur bu." "Safiye kzma bu ad verdiinde acaba bunlar biliyor muydu? Dorusu merak ettim." "Safiye kz isimlerini dnmemiti bile," diye cevap verdi Kapaas. "Bu ismi ben nerdim, nk Peygamber Efen180 Ann Chamberlin dimiz'in zellikle sevip koruduu bu karsna daima zel bir sevgi ve sayg duymuumdur." Bir hadmn Sultan soyundan bir bebee isim vermesi ne kadar ilgin bir durumdu. Herkes Mehmed'in adn koyann Kanuni olduunu sylerdi, ama benim aklmdan o

anda, belki "bunun bile hadmdan km olabilecei dncesi geiyordu. Mehmed ad aslnda Muhammed'den geliyordu. Safiyc'nin her iki ocuu da dier Sultan soyundan gelenlerden farkl olarak gsterili, parlak isimler tamyordu. Bunlar ok daha sade ve itendiler. zellikle de imparatorluu ynetecek olan erkeklere ssl isimler vermek dettendi. Ama bu dnceleri kendime sakladm ve konuumu dinlemeye devam ettim. "Peygamber Efendimiz, hemen ld yere, Aye'nin odasnn zeminine gmlm. Ondan sonra gelen halifeler Ebu Bekir ve mer de tpk yaarken Allah yolunda izledikleri gibi, ldklerinde de onun yolundan ayrlmamlar ve onlar da ayn yere gmlmler. Aye de lene kadar, o Yce Efen-di'nin mezarnn yanbainda yaamaya devam etmi, gn gelip gittiinde onu da ayn yere gmmler. Bylece, Peygam-ber'in evi Medine'deki byk caminin ekirdeini oluturmu. Bir avlunun evresindeki harem ve selamlk odalar..." "Demek ki bu odalar kadnlara aitmi, o yzden de bir hadma ihtiya var, ldkten sonra bile." "Evet, bir anlamda yle, ama baka bir ey daha var. Tahmin edebilecein gibi Peygamber Efendimiz'in ok kutsal ve byk bir gc, vardr." "Zaten bu yzden de onu ziyaret etmiyor mu insanlar?" O nur iin..." "Evet, bu nur insann ruhuna huzur, dncelerine bereket verir. Ama aklndan ktlk geenler iin tam tersi olabilir. Sana bir rnek olarak unu anlataym: Hazreti Aye'nin henz yaad gnlerde, Medineli fesat bir kadn merak edip eve gelmi ve ieri girip Peygamber'in mezarn grmek isteSafiye 6u I Lan 181 mi. zin verilince o nurlu odaya admn atm ve atar atmaz da kavrulup kle dnm. Aklndan geen ktlkler yznden olmu bunlar ve kadn da dierlerine ibret olsun diye hemen oraya gmmler. Her eye ramen trbe bu dnyann toprandan yaplmtr ve dikkatlice baklmak, korunmak ister. Depremler, kum frtnalar... inde yatan gce dayanamayan talar ve mermerler sk sk atlar. Mekke'deki Kabe'yi saran siyah kumalarla sarldr buras da ve bu kumalar ypranp yrtlrlar, bunlarn deitirilmeleri gerekir. Peki bu kutsal grevleri kim yapabilir, kutsallkla gnlk yaamn izgisinde kim bulunabilir?" "Yalnzca hadmlar... Bunu demek istiyorsun deil mi?" "Evet. Bunu da yle bulmular. Bir gn, her zamanki ho kokunun yerine kt bir koku ykselmeye balam mezarlardan. ylesine bir hal ortaya km ki, en derin dini duygulara sahip haclar bile buna dayanamaz hale gelmi. Bazlar gidip aratrmaya alm bunun nedenini, ama ieri girenlerin hibiri canl olarak dnmemi. Bunun zerine bir ocuk yollamlar gidip olan biteni grsn diye. ocuk canl km dar; ama kr, sar ve dilsiz olmu. Grdn de, duyduunu da anlatamayacak haldeymi... Anlalm ki, bu grevi baarabilmek iin masumiyet ve cinsiyetsizlik, ama ayn zamanda akl da gerekiyor. Bir hadm gnll olmu bu greve. U gn boyunca dua edip, oru tuttuktan sonra ieri girmi. Az sonra da elinde ierde lp kalm gvercin leleriyle dar km. te o gnden bu yana, kutsal yerlerin bekilii hadmlara verilmitir. u anda tam krk hadm bu ile grevli. Orada yiyor, iiyor ve yatyorlar. Hepsi de son derece dindar, z sz bir, imanl, bilgili insanlardr." Dnceli dnceli sakalsz enemi kadm ve "Anlyorum, ama yine de ben konuyu az nceki noktaya getireceim," dedim. 182 "Evet?" "Hadmlar kutsal teki dnya ile lml dnyann snrnda durduklar gibi kadnlkla erkekliin de snrnda duruyorlar, yle deil mi?" "Doru." "O zaman yle diyebilir miyiz? Bizim bu perian halimiz aslnda yar ahirette, yar

fani dnyada yaamaktr, tpk ne erkek ne de kadn olduumuz gibi..." "Her ey Allah'tandr." "Gnaha girmek istemiyorsun galiba, yle mi?" Gazanfer yarm yamalak glmsedi ve tekrar "Her ey Allah'tandr," dedi. "Daha da ileriye giderek unu da syleyebiliriz belki: Bizim kadn ve erkek dnyalarn birbirinden ayrmada uradmz baarszlklar, senin demin anlattn gibi Medine'deki harap olmaya, eskimeye benzetilebilir mi?" "Dostum, bence bu her iki durum iin de yle anlatla-bilir: ki dnya birbirine karr ama bu karmn baars ok, ok azdr." "Zeytinya ve sirke gibi mi?" "Ate ve barut diyelim. Bir pck ve her ey allak bullak olur." "Yalnz bizim iin geerli deil bu." "Doru, bizim iin geerli deildir." Rahatsz bir ekilde kmldandm yattm yerde, omuzlarm silktim. "Her ne hal ise, yine de bu ho bir durum deil." Yznde yine ereti bir gl belirmiti. "Her ey Allah'tandr, unutmayalm," dedi. "Ya grevlerimizi yerine getiremezsek?" Gazanfer sert sert bana bakt, ama yine de kaba deildi. Onun, zavall hanmmn bir gecelik mutluluundan ve bu uurda benim grevimi yapmamay tercih etmemden habersiz olmadn bir kez daha hissetmitim. Glruh bu gnahn Safiye Sultan 183 sonucuydu ve bizi mutlu ediyordu. Acaba Kapaas bunu kskanyor muydu? Birer lml olarak yaptmz bu hatay knyor muydu? Ya da daha kts bu gnahn sonucunda kavutuumuz mutluluu bizden almaya kalkabilir miydi? "Drst bir hacmin kutsal meknlara giriine engel olun-mamaldr," dedi. Bunu sylemesini beklemiyordum, "iinde tad arzu ve dncelere de... Ama aslnda kimin ve neyin ieri gireceine karar vermek tamamen bir hadmn aklna ve vicdanna baldr." "ok ar ve korkutucu bir sorumluluk," dedim. Bana anlatm olduu eylerin tmne inanmamtm ama yine de sesimin bir fsltya dnmesini engelleyemiyordum. "Benim gibi bir lml byle bir grevi yapamaz." "Hayr, yapabilir. Bizim varlmzn nedeni budur. Allah' in koymu olduu snrlarda, perdelerin ne zaman indirilip ne zaman kaldrlacan -bir an iin bile olsa- yalnzca biz biliriz, bu bilgi ve yetki yalnz bize verilmitir. Allah'n en sadk klelerinin grevi budur." __________M1&__________ ______XXVI]______ /p GAZANFER sustu, dnyordu. Sonra tekrar ar ar konumaya balad: "Gcm daima en iyi biimde kullanm olduumu syleyemem. Ama bana verilen bu yeni rtbeden tr gerekten minnettarm. Bylelikle Allah'n isteklerinin neler olduunu ve ona en iyi biimde nasl hizmet edebileceimi tekrar dnebildim. Sanrm byle bir ey senin iin ok daha kolay olur Abdullah." Adm sylerken ok daha fazla bir eyler vurgulamak istiyordu sanrm, nk benim adm 'Allah'n hizmetkr' anlamna geliyordu. 184 Ann Chamberlin Bu konuda daha fazla younlap konumay srdrebilirdim, ama itiim ay ie yaramt ve hemen tuvalete gitmem gerekiyordu. "zninle, dar..." dedim. "Gazanfer bundan memnundu. "Grdn m, bak nasl etkili," dedi. Ayaa kalkmaya alrken bam salladm, kasklarmda-ki ar yznden dilerimi skyordum. "Dur, sana yardm edeyim," diyen Gazanfer'in gl koluna ttndm. Tuvalete ulatmzda kendimi tutamadm ve kk bir lk attm. "Kataterimi

unuttum" Beni bir kenara yaslayan Gazanfer, "Ben getiririm," dedi. "Kavuunda m?" "Bir hadm onu baka nerede tayabilir? Sehpann zerinde duruyor." 'Bir hizmetkr bulup yollar,' diye dnyordum ve hatta byle olmasn istiyordum. Ardan ok utantan periandm, iine dtm bu durumdan tr neredeyse lmeyi istiyordum. Ama Aa beni utandrmaya devam ediyordu, az sonra nefes nefese koturarak katateri getirdi. Koca gvdesinin allann dnda bir hareketlilik gstermi olduu sk sk inip kalkan gsnden belliydi. Ben kataterle iimi halletmeye alrken, Kapaas da beni tutarak yardmc oluyordu. Katater ellerimde titriyordu. "Yapamyorum," diye mrldandm. "Tkanm." Ama tkanan idrar yolu deil, gm aletti. Gazanfer onu suyla alkalayp boruyu atktan sonra tekrar bana uzatt. Rahatlaynca titremem gemiti, ama son derece yorgundum. Dev hadm beni neredeyse srtlayp odama geri gtrd ve yastklarm kabartp yatrd, sonra abucak bir bardak nar suyu tututurdu elime. Tekrar tuvalete gitmek istemiyordum, ama ylesine srar etti ki, kar koyamadm ve itim. Bam Safiye 6u I lan 185 yasta koyduumda mrltlarla ona teekkr ediyordum, konumaya mecalim yoktu. Ben yatnca o da rahatlad, halya iyice yayld ve tekrar konumaya balad. Ses tonu daha ok kk bir ocua masal anlatr gibiydi. Yalnz anlattklar ocuk masal deil, hadm hikyeleriydi. nanlmas g yeni mucizelerdi bunlar ve benim hl ateim vard... Gazanfer bana Medine bekilerinin, siyah rtlere sarlm, ho kokulu kutsal mezarla caminin girii arasndaki yksek krsde nasl oturduklarn anlatt. Orada bar, kardelik ve huzur iinde gn boyu dua ediyordu bu adamlar. Ateler iindeki bam Gazanfer'in diri bir sesle anlattklarnn hayalleriyle dolmutu. Bu krsden hadmlar gelenleri rahatlkla gzleyebiliyor-du. Kadn ya da erkek hangi cinsten olursa olsun, hi ayrmadan, bu kutsal mekna gireceklerin neler yapmalar gerektiini anlatyorlard haclara. Bunlar hacmin adna kutsal mezarn banda, "Ey yce Peygamberimiz bir inanan geldi" diye dua da ediyordu. Tpk bizim bir kadn evreye bir erkein geldiini syleyerek uyarmamz gibi... Eer bir hadm o krsden bir saygsz tespit ederse hemen aa iniyor ve deneini savurarak- tek silahlar buydu- ona Allah korkusunu retiyordu. Buray koruyan, gzeten hadmlarn hayat ykleri edebiyat ve tarih adamlar tarafndan yazlyordu ve bylelikle adlarnn unutulmamas salanyordu. Baaa bunlar bir deri muhafaza iinde stanbul'a gnderiyordu. Gazanfer ar bir Arapa'yla bu isimleri ve yklerini sayyordu bir bir baucumda. lerinden biri, eski zamanlardan, Gaffur Aa, mthi sesiyle nlyd. "Nasl bir ses?..." Gazanfer'in kendi sesiyle syledikleri daha da mthileiyor gibiydi. "O inanszlara bardnda toprak sarslr, camlar angrdayarak krdrm. Bir gn mezzinin biri -ki adamn kalbi temiz deilmi-- bu sesi 186 duyunca korkuyla minareden aa dm ve lm..." rendim ki, Medine'nin hadmlar ayn zamanda Fati-ma Baheleri'nin de bakcsiym. Buras kutsal mezarlarla cami kapsnn arasnda, ln ortasnda mucizevi bir biimde ykselen iki dzine hurma aacnn olduu yermi. Hi kimse onlara dokunamazm, hadmlardan baka. Erkek tohumlarn olduu dal, zaman gelince kesilip dii tohumlar tayan dallarn arasna ashrm aalar resin diye. Meyveler olunca hadmlar bunlar en fazla hak eden mminlere armaan olarak yollarlarm. "Byle bir durumu parayla salayamaz insan," diyordu Gazanfer. "Byle bir eref

ancak ve ancak hadmlarn bilebilecei gerek inananlarn hakkdr. Dnyann en zengin, en gl grnen adamlar bile gelip hadmlarn ellerini perler, bunlarn tadna bakabilmek iin. Meyveler ylesine kutsaldr. Sana u kadarn syleyeyim, Fatima Baheleri'nin hurmalarnn olduu bir mutfakta asla yangn kmaz. Siyah rtlerin deitirilmesi zaman gelince ilerinden alt tanesi seilir ve bu hadmlar oru tutup, dua ederler gnlerce. Sonra gzlerini balayarak yukar trmanrlar ve kumalar deitirirler. Gzlerini balarlar, nk o yce nur plak gzle izlenemez." Gazanfer, Kuds'te de buna benzer kumalar olduunu anlatyordu. "Sonra her gn, gne batarken hadmlar krsden inerler ve haclar dar karp arkalarndan kutsal mekann gm ilemeli kaplarn kilitlerler. Kandillerle mezarlar klandrrlar. afak skene kadar l aydnlatacak olan kutsal mekann altn zincirli tm kandillerini birer birer elleriyle asarlar duvarlara. Galiba bana Baaa anlatmt, evet o sylemiti, baz dindarlar bu kutsal grevi yapmaya talip olurlarm. Bu durumda adam aylar boyunca bizzat kendisi eitirmi. Ve eer, sonunda iine sinerse bir sre iin karanlk basp kaplar kapa(Safiye 6ultan 187 mnca ierde kalmasna izin verirmi, sadece bir sre iin. Kandillere ya doldurup yakmasna ve dua etmesine... Byle bir durumda adam kendi giysilerini karp bembeyaz, sssz uzun bir elbise giyermi, bana da bir hadm kavuu konur-mu. Bu durumda bizden biri gibi olmas gerektiinden... Evet, sonunda, bu kutsal grevini tamamlayan hadmlar uyumak iin tekrar krslerine giderler, bazlar uyur bazlar da gece boyunca nbet tutar. Cennet ve Cenennem arasnda..." Hikye tm ocuklarn bana geldii gibi uykuyla sonla-nyordu. imden kendi bildiim bir eyi, bir masal balangcn geiriyordum uykuyla uyanklk arasnda: "Bir zamanlar bir adam varm, bir zamanlar bir adam yokmu..." Ne kadar uyuduumu bilmiyorum. Belki de ok ksa srmt bu. Yardmclarmdan birinin odaya girmesiyle gzlerimi aralamtm. Kapiaas'nn nnde saygyla eilmi, kendisini selamlkta ok nemli pek ok efendinin beklediini sylyordu. Gazanfer ayaa kalkt ve "Grev dostum," dedi. "Hi kimseye buraya geldiimi sylememitim , ama sonunda yine de beni bulmay baardlar. Allah'a emanet ol..." Ve gitti. Tekrar uyku bastryordu. Ama hl bir-iki eyi dnebiliyordum, hem de ok enteresan iki eyi... lki aklm kartracak tuhaflktayd. Efendim de dahil olmak zere herkes Gazanfer'in bu rtbeye nasl kavutuunu biliyordu. Bunu Safiye istemiti, bylelikle Vezir-i azam'a kar bir g elde edecekti Sarayda. Ama imdi iler bir para planlandndan farkl grnyordu bana. Safiye kendisine ok gl bir mttefik saladn dnebilirdi. Ama Gazanfer artk baka eylerin peindeye benziyordu. Sanki o kutsal Nur'dan payn alm gibiydi. Bu, onun hanmnn tuhaf ve tehlikeli isteklerinden kaabilmesi iin bir yol muydu acaba? Eer byleyse Gazanfer'i anlayabilirdim. nk Safiye, benim 188 de ok yakndan bildiim gibi, gerekten de herkesi etkileyip srkleyebilen tehlikeli bir gizeme sahipti. Aklma taklan ikinci nokta ise daha nce Gazanfer'in Andrea Barbarigo'ya anlatm olduu, Selim'in kendi klcyla ldrd olannn hikayesiydi. buuk yl nce gizlice dinlediimde de hadmn bunu bir yabancya nasl anlattna aklm ermemiti. O zaten fazla konumazd, neredeyse en ya-knmdakilerle bile... Bunu niye yaptn hep merak etmitim. Uykuya dalmadan bir dakika nce birden baka bir ey daha dndm. Ben o Yahudiler'in dkknn gizlice bir delikten gzetlerken saklandm yere dikilen yeil gzleri... Acaba, acaba onlar Barbarigo'ya deil de bana anlatm olabilir miydi? Barbarigo ak delisi, erkeklik organnn peinde srklenen bir apaldan baka neydi

ki o sralarda? Kimbilir, belki de gerekten o leden sonra da, tpk bugnk gibi, o hikyeyi de bana anlatmt Gazanfer Aa. _________MM_________ XXVIII______ (J/ /~i/AMAN ZAMAN, kzlk zarnn onarlmasyla kazanlan bir bekretle hadm edilme arasnda bir benzerlik var mdr, diye dnp durmuumdur. Her ikisi de sonradan, insan eliyle yaplm olduuna gre... Emin olduum tek ey, Safiye'nin yeni bulduu ranl Mitra'nn kadmlyla ilgili her deiimi acyla yaadyd. Daha nce bandan gemi felaketleri de dnnce onun neden bu kadar ili iir okuduunu anlamak zor deildi. Bunu kolaylkla masmavi gzlerinden anlayabiliyordu insan. O alngan ve krlgan gzler, daima derin bir kederle doluydu. Ve yaadklarnn ansyla buulanan bu gzler ona Safiye Sultan 189 gizemli bir ekicilik veriyordu. Gemi aclar onun yalnz gzelliine katkda bulunmakla kalmam, pek ok insann yllar sren bir eitimle bile kazanamayaca bir sanatsallk da kazandrmt ruhuna. Yeni iki silahyla iten ie kvanan Safiye, Saraya dnnn erefine bir davet vermeye karar vemiti. imal bir sesle, "Nur Banu'nun konukseverliine bir karlk olarak..." diye dolayordu ortalkta. Aylar nceki tatsz olay unutmad belliydi. Bundan sonra olup bitenler gerekten de arpcyd. O ne heyecand. O ne gerilimdi... Ve Nur Banu, Mitra'yi grnce bandan aa kaynar sular dklm gibi olmutu. O gece kk Macar kzn bana gelenlerin bunlar yznden olduu bile sylenmiti. Zavall, karnndaki bebei kaybetme noktasna kadar gelmiti. Benimse bu konuyla ilgili olarak farkl dncelerim vard. Safiye'nin o sabah Venedikli doktordan birtakm ilalar alm olduunu biliyordum. Her ne kadar bunlarn kendi tedavisi iin olduunu ileri srse de, onu kk Macar'a kendi elleriyle bir tabak tatl ikram ederken grdm iin kukularla doluydu kafam. Kzn yanndan ayrlrken sanki gsnn iine bir ey atyor gibiydi ve yznde tuhaf bir ifade vard... Bunlardan hi kimseye sz etmedim, nk bylesi bir eye kendim bile inanmakta zorlanyordum. Ayrca bir kantm yoktu, tanm da... Belki Gazanfer olsa bana inanrd, ama o da imdi baka ilerin peinde, uzaktayd. Sanrm sadece Ayva bu durumdan phelenmiti. Beklenmedik bir ekilde hareketlenip kzn tekrar salna kavuabilmesi iin elinden gelen her eyi yapmt. ylesine titiz-lenmiti ki, Safiye'nin kza gemi olsun demek iin bile yanamasna izin vermedi. Ve bu olaydan sonra ncirle birlikte haremde Venedikli doktorun aleyhinde byk bir dedikodu kampanyas balatt. 190 Ramazan ayndaydk. Bir yandan oru, bir yandan da hacca gidenlerin etkisiyle olaanst gl bir dini ortam vard. Srayla btn kadnlara iftar davetleri veriyorduk Sokul-lu'nun konanda. Bir gece Nur Banu'yu, bir gece Safiye'yi... Her eye karn bu durumu idare etmeyi baarabiliyorduk, Is-mihan'a gelince aklnn kesinden bile kck bir ktlk, fitne gemeyen hanmm rpnp duruyordu huzurlu bir ortam yaratabilmek iin. Yine de pek ok kez safa balad cmleleri toparlayabilmekte zorlanyordu. Safiye varken Nur Banu'nun, Nur Banu varken Safiye'nin adn anmadan konuabilmek olduka gt onun iin. "Ama dn bana Safiye dedi ki...," ya da "biri yle olmadn anlatyordu. Kimdi o, Abdullah?" gibi cmleler eksik olmuyordu azndan. Ben byle durumlarda sessizce gzlerine bakyordum ve kzararak susuyordu Ismihan. Sonra bir sre byk bir sessizlik kyordu odaya.

Nur Banu'nun bize geldii bir geceydi ve byle dikkatsizce yaplm bir konumadan sonra, giderek daha alnganlam olan Kk Macar kz gzyalar iinde odadan dar kamt. Ismihan gerilim iindeydi, kendini sulayp duruyordu bu olanlar yznden. Nur Banu ise, "Gebelikten," diyerek onu avutmaya alyordu. "Her zaman alyor zaten, yerli yersiz, hi nedensiz. Ama Allah'a kr abuk geiyor." Bir sre sonra, kz geri dnmeyince, gidip ona bakmaya karar verdim. Dars ok serin ve sakindi. Orada durup kaldm bir zaman. Tam karmzdaki Aya Sofya'nn grntsyle bylenmi gibiydim. Kopkoyu gecenin iinde binlerce kandille aydnlatlm minareler gz krpar gibi titreyen klarla ge doru ykseliyordu. En yoksul evlerden konaklara, derghlardan trbelere her yer ve herkes bu dini duygular paylayordu. Bu mistik hava benim de yreime doluvermiti birden, 6afiye 5u 1 Lan 191 sonradan edindiim yeni dinin iime yayd huzurla glmsedim, ne garipti olup bitenler, bu deiim... Ama birden Halic'in kar kysndan gelen birka an sesiyle bu duygularm sona erdi. Hatrladm, bu yl Ramazan, isa'nn doumgn kutlamalarna, Noel'e denk gelmiti. te tam geceyans, bu kutlama ok cokulu olmasa da dnyaya haber veriliyordu. an sesleriyle ocukluumun Noel gecelerine yuvarlanp gidivermiti zihnim. Her eyi en ince detayna kadar hatrlyordum imdi. Sanki bir byl sis iinde, ellerinde kandillerle dadan aa inen kyller ve kulaklarma kadar gelen garip, inlemeye benzer nameler karan borular... O souk, insan rperten nemli geceyans, yine kandiller, San Giorgio adasnn evresine toplanm gondollar... ocukken bu kutsal gnler benim iin ne kadar da zel, ne kadar da anlamlyd. nk San Giorgio benim azizimdi. Azmda tuhaf bir tat vard sanki. Belki Ramazan pideleri daha lezzetliydi, ama yine de Noel reklerini zlyordum. nk bu tad gzelletiren ey, un ya da ekerden deil, bana onlar sunan ellerin scaklndan kaynaklanyordu. Olduum yerde bzldm ve gzlerime yalar doldu. Bu ok zel kutsal anlardan biriydi. Btn dinler benzer duygulanmlar yaratabiliyordu. ok ska islam dncesi de beni byle etkilemiti. Minareler, dervi tekkeleri... Bu anlar hangi dinden olursak olalm, bizim sonsuzu yakalayabildiimiz pencerelerdi. Bana gelince, bir ekilde bu pencereleri aabilmeye en yakn yerin Hristiyanlk olduunu dnyordum o anda. Bizi ilk kucaklayan kollar, Anne'nin kollar, ya da benim ocukluumda olduu gibi dadmn kollar, hayatmz boyunca daha sonra rendiimiz her eyden daha yaknd Tanr'ya. Pek akl d bir nyarg da olsa, unu dnyordum, Ger-ek'i arama yolunda hi kimse bir yardm alamazd. Evet bir nyargyd, ama yine de bu gerek bir dnceydi. 192 Ben tam bu duygu ve dnceler iindeyken, selamln kaps ald ve efendimin konuklarndan biri dar kt. En yakn gln dibine yanap, rahatlad. Tm kutsal duygulanmlarm sona ermiti. unu bir kez daha syledim kendime: Bizler de hayvanz. Yan balkondan gelen iddetli bir i ekile dikkatim dald. Karanlkta alayan, gebeliinin son dnemindeki Macar kzn grebiliyordum. Ona dnp dertlerini unutmasn ve tekrar ieri girmesini sylemek zereydim ki, durumun birka damla gzyandan daha ciddi bir boyutta olduunu anladm. Kz ok tehlikeli bir ekilde balkonun kenarnda duruyordu. Kk Macar'n hayatn tam olarak neyin kurtarm olduunu asla anlayamadm. Kesinlikle bu benim varlm deildi, beni grm olduunu bile sanmyordum. Belki o da uzaklardan yanklanan an seslerini duymutu. Macarlarn ne eit Hristiyan anlar olduunu bilmiyordum. Benim bildiim sonsuz bir kar rts, souk ve karanln ortasnda yanan scack bir ocakt.

Kk Macar kz derin bir i eki ve hkrkla balkonun gvenli tarafna dmt. te tam o srada, Nur Banu gelip onu buldu ve bilezikli kollaryla skca sarld. "Haydi, haydi alama gzelim," diye mrldanan Nur Banu, kz kk bir ocua yapld gibi kucaklayarak avutmaya alyordu. Hkrklar yavalaynca kz tek dze bir sesle mrldanmaya balad. yle diyordu: "Ey Meleim, Nur Banu Sultan'm, sana daha nce syledim mi? Hayr, sanmam, sylemedim. Ben kk bir kzdm. Ne var ki anlatlacak... Yalnzca drt yamdaydm. Doduum adann ad Paros. Trkler geldi oraya ve her ey deiti. "Ama hl hatrlarm. O k bayramn, Purim'i... imdi bilmem ki bu ne demek, neden? Tek hatrladm o kt adamn ad, Haman. Hl o ad duyunca titrerim. Onlarla birlikte bu ad tekrarlayamazdm bile. Dedem bastonuyla yere vururSafiye Sultan 193 du. Ninem tavasnda kuru fasulyeleri sallard, aabeyim odun sandna kk baltasyla vururdu. Ben korkardm. leceimi zannederdim. "Ama annem gelir sarlrd skca kollaryla bana ve derdi ki: Ester... Ester, tte benim adm buydu. Bama yapraklardan bir ta koyard. Ester, Ester, kralie... Ve Haman'm karanl yitip giderdi. Huzur gelirdi. Glerdik birlikte. Tatl yerdik. Herkes bilmediim gzel arklar sylerken ben uyurdum. Szleri hi hatrlamyorum, ama mzik hl kulaklarmda. Her zaman bunlar dnyorum, o geceden beri..." Kz bir sre sustu, sonra kendine gelmi olmal ki Nur Banu'ya daha sakin bir sesle, "Ne dnyorsunuz hanmm?" diye sordu. Nur Banu'nun ses tonuysa kuru ve katyd. "En kederli, o kt gnlerimde, satn alndmda, yapayalnz ve aresizken hep o akam ve tac dndm. Ester, Ester, kralie... Ve bu bana daha stn eylere layk olduumu dndrd. Ve ite gryorsun, karndaym. Senin o gzel kara salarnn zerine bu tac koyuyorum imdi, yapraklardan deil, gerek inci ve zmrtlerden stelik. Hayr, hayr, kalsn sende ocuum. Bu gecenin bir ans olsun... Bir kralie... Benim gzel yaban ieim, yksel ve bir kralie ol." Sonra ikisi birbirine sarlarak ieri girmiti. Her zaman merak etmiimdir, acaba gerek talardan yaplm ta, simgesel olan yaprak tatan daha iyi duygular verebilmi miydi Macar kza? O ay iinde bir baka gece, dar km bir sokak satcsndan erbet alyordum. ylesine iyi i yapyordu ki adam, barp, bardaklar birbirine vurarak mteri aranmasna gerek yoktu. Tam arkamda bir de baktm bizim Gazanfer. Safiye Sultan F.13 194 Ann Chamberlin Selamlatk, kibarca ona neden darda olduunu sordum. "Fatih Camisi'ndeydim," dedi. "Haydi gel dostum," dedim. "Tm gn boyunca a karnna dua ettik camide, ama artk gne batt, gel..." "Adam vard," dedi. Bu kutsal ay beni gerekten de coturmutu ve galiba Gazanfer bile buna uyamayacak haldeydi. Vedalap hemen uzaklat. Bana sylediklerinin anlamm ancak daha sonra duyduklarmla zebildim. Hanm salkl bir doum yaparsa yetimleri giydirmek zere bir adak yapmt, bunu renmitim. Safiye dourmutu. Hi top patlamadna gre bu bir kzd. Belli, ertesi gn birka tfek atyla aklanacakt bu utan verici durum. Safiye doktora bu durumdan tr daha az para demiti. Ama Gazanfer, Allah'a krediyordu. ocuun ad harem kaytlarna Fatma diye geirildi. Bir baka sade, dini isimdi bu da. Kimin koyduunu tahmin etmekte zorlanmamtm. Safiye hi de bu durumdan utanma benzemiyordu. Onu grr grmez anladm. Bu Ramazan'm son iftaryd ve Saraya davet edilmitik. Niye utanacakt ki? Mitra da gebeydi ve Venedikli doktor bandan beri bu iin

iindeydi. Adam kesinlikle erkek dediine gre... Mitra durumuna ramen ok gzdeydi. Murad tm Ramazan' onunla geirmiti. Sultan'm sanata olan sevgisi Mitra'da odaklanyor gibiydi, kz yokken de baka bir cariyeyi armyor, mzisyen ve air arkadalaryla vakit geirmeyi tercih ediyordu. Yirmi yedinci gece bile, bu ok kutsal Kadir Gecesi'ydi, Mitra yanbamdayd. Oysa erkeklerin ou bu gece karlarnn yannda olmazlard. Bu Allah'n yarattklarna kaderlerini verip, her eyin sahibi kimdir, diye sorduu geceydi. Safiye Sultan 195 O gece tm yaratlanlar ayn cevab vermiti: "Sensin yce Allah'm." Harem ziyaretleri belki de erkeklerin cevabn etkileyebilirdi. Ama bir Sultan iin bunlar sz konusu deildi. Hatta byle bir gecenin meyvesi olacak ocuk doutan ansl ve gl kabul edilirdi. "Yani Allah'a krler olsun," diyordu Safiye, "karn dolu olmasna ramen Murad ondan yz evirmedi." Kzn elini tutmu, ikisi tek kiiymi gibi bir edayla konuuyordu. Altn ilemeli krmz elbisesi iinde Safiye gzlerini kza dikmi oturuyordu. Hemen eski formuna kavumutu. Hi kimse onun ocuk annesi olduunu dnemezdi, ayrca bir de l doumu vard. Geri hanmnn yannda zaten hi kimse bunun ok farknda olamazd ama, Mitra ok iyi grnmyordu. Hamile kadnlarn oru tutmalar gerekmese de uykusuz geen uzun geceler kz yormu olmalyd. Sofraya kzarm kuzu getirilince kendini tutamad ve alamaya balad. Anlarndaki kuzular, onu annesinin scak kollarna kadar gtrmt galiba. unu dnmekten kendimi alamyordum: Evet, Fatma henz minicik bir bebekti ama bir kz ocuktu ve onu imdiden bir dadnn kollarna brakmakla Safiye kontrol edebilecei bir gten de kendini daha imdiden yoksun brakm olmuyor muydu? _________MM_________ XXIX______ ~?ER BZ olaylar srasnda kendi evimizde huzur iindeydik, ama duyduklarmz her eyi kendi gzlerimizle grm gibi olmamza yetmiti. 196 Ayva, nargilesinin banda szp kalmt. Pek ok kii, kalfann sinir krizi geirenlere nasl saduyu ve bilgiyle yaklaarak sorunlar zmlediini ok iyi bilirdi. Kendine zg, tatl sert yntemiyle hayatn ac srprizlerinin hakkndan gelmenin ustasyd Ayva. Bu yzden o gece, dehet iinde hayk-rarak uyandnda tm haremin adeta kam donmutu. ylesine bir sesmi ki bu, sanki bir insan deil de hayaletler, cinler lk atyor gibiymi. Duyanlar, "Cehennemden ykseliyor gibiydi," demiti. Elinde glsuyu ve kafuru ile koturup gelen ncir'in duyup da anlayabildii ilk kelime, "Bebekler," olmu. Sonra, "Hepsi de parampara," diye barmay srdrm Ayva. Tpk Glruh'la ona rastladmz gn yapt gibi. Ayva bir para toparlandnda, incir ondan grd kbusu anlatmasn istemi. Ama kadnn yz daha da bir yeermi, dudaklar izgilemi ve konumay reddetmi. Hatta tekrarlayan bir karabasan krizinden hemen sonra bile bunu yapmam. ylesine kt bir ruh haline girmi ki Ayva, artk uyumak bir yana gzlerini kapamak bile istemiyormu. Bunun nedeninin kadnn kulland uyuturucular olduunu dnen Nur Banu ve ncir, nargileyi alp gtrmler yanndan. Ama kitaplarn ve ilalarn saklamamlar tabii, nk her eye ramen kadnn yetenelderine ve bilgisine iddetle gereksinimleri varm. Hatta belki her zamankinden daha fazla, nk Macar kzn zaman gelmiti artk. Bu arada nargileye konulan yasak, Ayva'nm bu tip ilalara olan ilgi ve tutkusunu artrmaktan baka bir ie yaramam. Macar, doum sanclaryla kvrandnda yannda yal ebe yokmu. Balangta

ncir'e, "Git de bak bakalm, kendi bana ne yapyor, olmazsa ben gelirim," demi. lk gn Ayva, kza yardmc olacak baz karmlar yollam, ama hi kimse bunlarn doru drst hazrlandna inanamam. (Safiye Sultan 197 nc gnn sonunda sabr taan Nur Banu, hadmlarna ebe kadn doum odasndan attrm. Ayva'nn tavr ve konumalarndan, acyla kvranan Macar kza yardm bir yana zarar bile verebilecei belliymi. Kap azndaki barut tozunu ap da odaya girer girmez ylesine lklar atm ki, kznkiler bunun yannda hi kalm. yice aresiz kalan Nur Banu zorunlu olarak Safiye'nin ebesini artm, ama gelen Venedikli doktor olmu. Ona bile raz olunmusa da, artk ok gemi, belki de ok erken... Bunu hi kimse bilemedi ve Macar kz ld, bebei de... Herkesin tek emin olduu bunlard. Kz da tpk lkesi gibi imparatorlara kar mcadele edememiti. Bazlar ba sallayp, "Drt gnlk ac eki ve lm... Ama yaasaydlar, o ve olu... Sonlar zaten belliydi... Allah ona acd," bile dediler. Nur Banu Macar'n kaybetmiti, Safiye de Venedikli doktorunu, nk artk haremde hi kimse ona gvenmiyordu. Ayva'ya gelince... Giderek daha da ktledi. Tek kelime etmiyor, sadece lklar atyordu. Onu bir daha grmedim, nk haremin karanlk arka taraflarnda bir blme kapatlmt. ok ender olarak sesi bazen duyuluyordu, byle olunca hemen pencereler, kaplar rtlyordu. Ayva bu durumda yllarca yaad. Dorusu ne zaman ldn bile hatrlayamyorum. Sesi giderek kesildi, yalnzca bir kbus grnce baryordu ve bu da haremin bakr kapl kubbelerinde yamurdan daha fazla bir grlt yapmyordu. Sonra sustu ve kendi kendine, sessizce ld. Nur Banu, Macar kzn yerine iki kz daha almt. Onun bu alverileri yznden pazarda fiyatlar inanlmaz artyordu. Bundan ben bile paym almtm. Hanmm iin 198 sradan bir hizmetkr almaya gittiimde yz kuru demek zorunda kalmtm. Ama Nur Banu parasn boa harcyordu. O, olunun haremine her gn bir yeni kz soksa da sonu deimiyordu. ylesine ok kz giriyordu ki Sultan'in koynuna, kzlarn bu kalabalkta bir isim yapmalar olanakszd. Bir gn onarlan zenci hadmlar avlusundan geiyordum. Korkun bir ses duydum. Bu, ac iinde alayan biriydi. Kendimi tutamadm ve gidip neler olup bittiine bakmaya karar verdim. Keke gitmeseydim. ki zenci, bir kz falakaya yatrm , bir ncs de acmaszca srtn kamlyordu. ilk rastladm hadma, "Allah akna, ldrecekler," dedim. Kzm lklar yznden zor konuuyorduk. "Allah'n izniyle hayr," dedi hadm. "En azndan imdi deil. Emirlere uyuyorlar, kendini kaybedince ara verip bekliyorlar, tekrar dzelince devam ediyorlar ilerine." Hadmlar disiplin uygulamakta zaman zaman ok sertle-seler bile, kzlarn tabanlarna atlan birka kamyla yetinirlerdi. Kz bir sre utan iinde yryemese de ksa zamanda iyileirdi. Ama srtn krbalanmas olacak i deildi, nk bu durumda izler kalrd ve srt iz iinde bir kz bir daha asla Sul-tan'n yatana giremezdi. "Bunun nedeni nedir?" diye sordum. "Neden Nur Banu kendi parasyla ald bu kza byle davranyor?" "Bu Nur Banu'nun deil," diye cevap verdi adam. "Safi-ye'nin." "yi de, bunun da bir anlam yok, Safiye'nin ald her kz kamlattrarak nereye varabilir, i rndan kt." "Bu kskanlktan daha farkl bir olay." "Nedir?" "Byclk..."

Tam o srada kzn sesi kesildi ve herkes de onunla birlikte sustu. Byclk... Haremde bundan byk bir su olamazd. Safiye Sultan 199 "Hrszlk ve cinayet bile daha hafif kalr yannda." Sesim bir fsltya dnmt. "Evet," dedi adam. "Byle durumlarda by yapan cezasn eker ve i biter." "Ama belki suu ileyen bile neye alet olduunu bilemez ve o glere engel olamaz." "Ayva'nm durumunu unutmamalyz." "Gerekten de..." Syleyecek bir kelime bulamyordum. "yle akll bir kadn o hale geldikten sonra..." "Doru." Incir'i dnyordum, onu ve hakkndaki dedikodular. Ama incir neden ustasna zarar verecek bir ey yapm olsundu ki? "Ama," dedim, "ikence altnda yaplan itiraflar, eytan' la ya da cinlerle evrilen gizli ilerin rtsn ne kadar kaldrabilir?" "Zaten neyin doru, neyin yalan olduunu kim ayrabilir? Sylenen her eyi ciddiye almak zorundayz." "Ama dostum, ldrmek bile bu ilere are olamaz. Mezarlarn tesinde bir dnyadan kaynaklanm pusudaki glere kar kendimizi korumamz olanakszdr." "Doru. Byle bir hayalet, herhangi bir karanlk keden ve hatta herhangi bir tan altndan kabilir." Hadmn yanndan kendi ilerimle uramak zere uzaklarken ayaklarm bastm talardan bile kukuya dm durumdaydm. Incir'i dndm bir kez daha, ama sanrm benden baka hi kimse onu aklna bile getirmiyordu. Mitra'nn mavi gzleri ilk geldii gnden beri herkesi tedirgin etmiti. Safiye bile gsnn zerine ilitirdii kk bir aynayla, olas kem baklardan kendini korumaya alyordu. Aklndan hibir ktlk gemeyen bir kadnn evresinde byle deerlendirilmesi herhalde olduka sinir bozucu bir durum olmalyd. Karlatn her kadnn bedeninde kendi 200 Ann Chamberlin yzn yanstan bir ayna grmek... Yine de Sultan'n ocuunu tad iin ona dokunmaya kimse cesaret edememiti. Geri Nur Banu bu konuda birka giriimde bulunmutu, ama bir yarar salayamamt. Safiye de bu by frtnasnda gvendeydi, nk o Mu-rad'n varislerinin anasyd. Ve sonunda kabak, bazlar Safi-ye'nin dairesinden birka hizmetkr kzn bana patlamt. Bunlardan Ayva'nm ve Macar'n yannda almlard, dier kzlardan biri Cenevizli, ikisi ranl'yd. Aslnda bu zavalllarn sulanmalarnn tek nedeni kkenleriydi. Kzlarn tm de falakaya yatrld. Sonunda Cenevizli ile Safiye'nin hizmetkrlarndan bir kz sulu bulundu. Ve uvallara konulan bu iki talihsiz, bir gece Hali'te denize frlatld. Onlara acyan olmad, desem doru olur. nk zavalllar, hadmlar tarafndan yle bir ikenceden geirilmiti ki, lm onlar iin bir kurtulu bile saylabilirdi. Bu olaylardan sonra Murad, giderek karn byyen Mit-ra'dan rahatsz olmaya balamt ve ondan uzaklat. Sultan, arada bir kz iir syletmek iin arsa bile bunu bir perdenin arkasndan yaptrarak mavi gzlerden kendini korumaya alacak kadar etkilenmiti olaylardan. Yatan artk baka baka kzlarla paylayordu. Naslsa annesi bol bol kz yolluyordu mabeyne. O gnlerde Mitra'nm bir olu oldu, adn Mustafa koydu iranl. Kimbilir belki bir aabey, belki de babann ansnayd bu isim. Bu arada by hikyeleri de yava yava eski etkinliini kaybetti haremde. Ama Murad'n lemleri devam ediyordu. Cariyeleri sayabilmek bile olanakszlamt. Safiye ve Nur Banu yeni kzlar iin yana girmilerdi, bulduklar kzlar ylesine birbirine benziyordu ki, onlar ayrt edemiyorduk. Bu garip mcadelenin galibi ise her gn

Safiye Sultan 201 deiiyordu. Sultan' avucuna alabilmek uruna ldrm gibiydi iki kadn da... Akla, ya da daha dorusu cinsellikle -ki imdi buna bel bile diyebilirdimdeneyimimden rendiim, gerekten de bu duygulanmn iinde bir karanlk gcn olabileceiydi. ehvet ve by, dorusu uygundu birbirine. Sarayda bir sre daha bu laflar tekrarland. Kaynaklanan yer ise deiiyordu. Bir Safiye'den, bir Nur Banu'dan... Hamam duvarlarnda garip iaretlere, karanlk bir kede rktc kemiklere rastland bile oldu. Gerekten de bir ktlk rzgr esmiti Sarayda ve etkisi azalsa da hl sryordu. Byle durumlarda falakac hadm sopasn tekrar ortaya karyordu. Adamdan hibir zaman holanmamtm. Sanki bu i iin domu gibiydi ve durumundan ok honuttu. Onu hadm etmeseler belki ok daha iyi olacakt haremin kzlar iin. nsann batl inanc olmasa da, byle bir szn ortalkta dolamasnn bile nelere yol aabileceini grmesi srtn r-pertmeye yeterdi. O yl bir baka batl inan daha stanbul'da etkisini gsterdi. Herkes olan biteni, Murad'n tahta kt gn syledii ilk cmleye balyordu: "Karnm a." Murad'n saltanatnn ilk ylnda iyi bir hasat alnamamt Anadolu'da ve bu yl da beklenen olmamt, ikisi birleince de Karadeniz'in kuzeyinden Avrupa'ya kadar tm topraklarda byk bir ktlk balamt. Pazarda bir somun ekmein fiyat yirmi metelie kadar kmt ve herkes satn alamyordu. Sokullu'nun evinde tabii ki kimse a kalmyordu. Yine de pirince arlk verdik mutfakta. Efendim camilere yapt yardmlarn tutarn artrd, bylelikle a evlerinde says giderek artan yoksullara daha fazla 202 yemek piirilebilirdi. Saraya gelince, orada bazlarnn memlekette ktlk olduunun bile farknda olduklarn sanmyordum. Onlarn ekmei hl sarayn geni bahelerinde otlayan keilerin st gibi bembeyazd. te o gnlerde, bir sabah, Murad bir italyan kuyumcuyla yeni bir ekerleme tepsisi sipari etmek zere bulumutu. Tepsi gmten yaplacak ve zmrt, yakut, lapislerle ssl olacakt, taban incecik ilerle donatlacakt. Bunlar nereden mi biliyordum? Bunu daha sonra, sarayn evirmenlerinden biri olan Mslim'den, yani bir zamanlarn Andrea Barbarigo'sundan renmitim. (Andrea, gzlerini Sultan'dan kararak adamlarna bakmaya alan kuyumcunun szlerini syle evirmiti: " Evet, yce Sultan. Yapacam i, mesleimin en ince, en gzel rn olacak. Sizin gerekten de son derece zevkli bir sanat gznz var. En mkemmel malzemeler kullanlacak, buna mecburuz, aksi halde sonu arzu ettiimiz gibi olmaz." "Evet, en iyisi olmal," diye mrldanmt Murad. "Eer iyi bir ey isteniyorsa bedeli denmeli, kesenin az almal." Burada Mslim'e dnp bunlar evirmemesini iaret etmiti Sultan. Sonra unlar sylemiti yksek sesle: "Tabii. En iyisi olacak. Dnyadaki en iyisi. Ben Allah'n Glgesi'yim." "Tek dndm..." Kuyumcu mahcubiyetten kzarmt. "Belki de biraz beklesek ... Bu ktlk... Belki tepsiyi daha acil olan ihtiyalarn arkasna koyarsnz." "Biz de yle bir laf vardr," demiti Murad. "Eer herkes denk olsa iyi insan bulamazsn, istediin her ey sana salanacaktr." Mslim bunlar italyanca'ya evirdikten sonra Murad, "Bugn ne? Cuma," demiti. "Divan balamtr. Sevgili konuklarm, gelip biraz Islami hkmeti izlemek ister miydiniz?" Adam memnuniyetle glmseyince Murad, "Gelin benimle," demiti. "Divan' izleyince belki iiniz daha da rahatlar." afiyc Sultan 203

Murad konuklarn alp Sultan'n Gz'nn merdivenlerine kadar gtrmt. Buradan Divan rahatlkla izlenebiliyordu. Sultan Divan' buradan gzler ya da gzlemezdi, ama her an oradaym gibi davranrd herkes. Sultan'n Gz'nn kapsndaki gen, acemi hadm, Sul-tan' grnce ok armt ve o selama durmaya alrken grup yanndan gemiti bile. Umutsuzca bir iaret yapmaya alsa da artk ok geti. "Sonra, sonra hadm," diyen Murad basamaklar bir delikanl gibi atlayarak yukar km, esas kapya gelip amt bile. Ve sonra durmutu. Mslim'in bu kez eviri dnda bir eyler yapmas gerekmiti. Kurallar inese de bunu yapmak zorunda olduunu biliyordu. Adamlara dnp, "Beyler, belki Sultan' yalnz braksak daha iyi olacak," demiti. "Haydi gidip ilerimize bakalm." Sonra Murad'a dnp Trke olarak, "zninizle efendimiz," diye mrldanmt. Sultan, arkasna dnmeden eliyle gidin gibilerden bir iaret yapmt ve Mslim'le yanndakiler hzla avluya doru uzaklamt. O gn Divan gn olduu iin avlu ok kalabalkt ve adamlarn izleyebilecei pek ok ilgin ey vard. Mslim hadmn acemiliinden tr aslnda memnundu, Sultan'n hemen arkasnda olmaktan da... Onu grmt. Grr grmez bunun "o" olduunu anlamt. Bakas olamazd. Pembeler ve yeiller iinde, tomurcuklanan bir eftali aac gibi... Omuzlarna dklen o altn kl salar... Bir yn minderin ortasnda oturuuyla iekler arasndaki kutsal Madonna'ya benziyordu, annesinin manast-rndaki gibi... Kendine gelebilmek iin gerekten de temiz havaya ihtiya duymutu Barbarigo. XXX_______ -UaHA SONRA olanlar ise Gazanfer Aa'dan renmitim. Sultan'n Gz'nden hanmyla birlikte Divan'' izleyen Gazanfer Aa'dan. Sultan' grnce aran Safiye'nin kendini toparlayp hemen ayaa kalkmas belki bir saniye bile srmemiti. "Allah seni korusun Sultan'm." "Senide Safiye." "Beni affet Sultan'm. Biraz oyalanmak iin Divan'a bakaym, demitim. Hemen gidiyorum." "Hayr, hayr. Kal. Otur." Kapaas, Sultan'n gzlerinden bunun 'Otur, abuk otur,' anlamna geldiini anlamt. Koca vcuduyla eildii yerden ban kaldrdnda Safiye'nin Sultanla ayn boyda olduunu bir kez daha farkeden Gazanfer bir zamanlar Murad' in ok houna giden bu durumun belki imdi sinirine dokunduunu dnyordu. Sultan yksek sesle, "Yanmdakiler gitti Safiye," demiti. "Bugn Divan' birlikte izleyelim biz de." Murad sanki iten ie kendine kzyor gibiydi. Yz kzarmt, buna engel olamyordu. Elleri skntyla yakasnda dolayordu. Gazanfer bir kez daha hanmna hayranlkla bakmaktan kendini alamamt. Bunca zaman sonra bu adam hl bu hale getirebiliyordu Safiye. Sultan'n yatandan gelip geen gencecik, birbirinden gzel kzlarn haddi hududu yoktu, ama yine de hibiri onu bylesine derinden etkileyemiyordu. Murad'n eli az da olsa aarmaya balam sakallarn svazlyordu, belki de yalanmakta olduunun dncesi iini skyordu. Belki de iini skan daha baka bir eydi: Bu \ kadnn, karlatklar ilk andan beri zerindeki byk etkiafiyc (Sultan 205 si... Gazanfer o ilk karlamay gzleriyle grm olmasa da bunu tahmin etmekte zorlanmamt. Sultan'm aklndan geen baka eyleri tahminde de zorlanmamt Aa. Murad, tm klarn Safiye'nin bildiinden emindi. Kendi zayfl, bu kadn iin bir sr deildi. Oysa Safiye, yanndan ayrlmayan hadmyla ona hl sadk olduunu syler gibiydi. Safiye, son derece duruma hkim bir pozda, Sultan'n yannda kendinden emin duruyordu. Durumun farkndayd ve bundan byk bir g duyuyordu. ktann efendisi onun gzlerine bakamyordu. Utanyordu...

"Safiye, ben..." diye mrldanmt Sultan. "Hibir ey syleme Sultan'm," demiti Safiye. "Eer istemiyorsan..." Sultan, Safiye'nin ona sunduu bu anlayl tavra drt elle sarlmt, ok memnundu. Ama yine de, yine de bu onun iini skyordu. Evet o bir Sultan'd ama Safiye de Sultan yaratand. Eliyle minderleri kibarca iaret eden Safiye, "Buyur Sultan'm otur. Adamlarn imdi nemli kararlar verecekler," demiti. Murad sanki bu kendi fikriymi gibi yerine kurulmutu. Safiye ise bir kk sadk kpek gibi onun dizlerinin dibine kvrlmt. Murad onu kaldrp yanna oturtmak istediyse de bunu kabul etmemiti. Onun bu kendini aalayindaki egemenlik Murad'n anlayamayaca bir durum deildi. Bir baka ey de aklndan yle bir gelip gemiti Sultan'n: Safiye oturduu yerden Divan'da olup bitenleri hem daha iyi iitebiliyor, hem de grebiliyordu, Murad'n avantaj yalnzca daha yksek ve rahat minderler zerinde oturmasyd. Yenieri Aas diyordu ki: "Eer bir eyler yaplmazsa, yemin ederim, askerler hafta sonuna varmaz kazan kaldrrlar." Sipahilerin yakkl efendisi Ferhad da bunu onaylyordu. "Korkarm ki sipahiler de buna katlr." 206 Ann Chamberlin "Adamlarn yataklar ul aput." "Yemekleri bayat." "Geen haftadan beri et kmyor." "Eer orduyu byle beslerseniz ondan ballk da bekleyemezsiniz." Sokullu o sakin sesiyle konumutu: "Katlyorum." Sul-tan'n Gz'nn hemen nnde oturan Vezir-azam'n altn ilemeli sar grnyordu. "Hemen bir eyler yaplmal. Halk zaten ktlktan krlyor, buna bir de orduda isyan eklenirse felaket olur sonumuz. Onlara bizim nerilerimizi gtrdnz, ne diyorlar? " "Diimizin kovuuna bile gitmez, ite byle diyorlar." Sipahilerin gen komutan glmsemiti. Gerekten de yakkl bir adamd. Vezir-i azam gen adama sert bir ekilde bakarak, "Demek byle deyip, alay ediyorlar... Bizim onlara yaptmz neriyi, imparatorluu bile ykabilecek bir ekilde reddediyorlar demek," demiti. "Sipahilerin komutan bunu demek istemedi," diye sze tekrar girmiti Yenieri Aas. Ferhad'n syleyebilecek bir sz kalmamt. Gazanfer, Sokullu ile Ferhad arasndaki anlam veremedii bir gerginlii rahatlkla hissedebilmiti. "Pazarlk etmek istiyorlar, ylda adam ba yz ake..." "Biz elli demitik," diye cevap vermiti Sokullu. "istedikleri yz akedir efendim." "iyi. O halde gidin bakn bakalm yetmi bee raz olacaklar m? Biz de..." Divan'da evresinde oturan dier vezirlere yle bir bakmt. ".. .Grelim bunu nasl yapabiliriz." iki komutan eilip kmt. Adamlar kar kmaz Sokullu adeta patlayarak, "Allah akna, buna antaj denir. Bu adamlar imparatorluu datacaklar, islam' da... Hi aldrmyorlar m?" diye barmt. "Aldrdklarna ihtimal veremiyorum," demiti Lala MusSafiye Sultan 207 tafa. ok yava bir sesle konuuyordu. "En sonunda bu onlarn imparatorluu deil." "Tabii ki bu onlarn imparatorluu." "Hepsi de kk birer ocukken alnp getirildiler, bunu unutmayalm." "Ben de yle. Sen de... Bu ne demektir? Eer onlarn evlenmelerine izin verirsek i rndan kar. Ama galiba sen de bu kandasn." Sokullu'nun sesi bir bak gibi keskinlemiti. "Sen ve seni besleyen yandalarn..."

"Ben baka bir k yolu grmyorum efendim, ya siz?" Sokullu da umutsuzdu ama unlar sylemekten de kendini alamamt, "Bazen zenginlerin bakaldrs yoksullarn-kinden daha tehlikeli olur." "Afedersiniz anlayamadm?" "Hibir ey Paa. Bu Aristo'nun bir szyd." "Gvur ii." Lala Paa yzn buruturmutu. "Her ne hal ise... Birlememiz gerek efendiler. Hemen imdi... Ve bu fazladan deyeceimiz yirmi be akeyi nasl salayabileceimizi dnelim. Toplayabileceimiz yeni vergi yok. Sancaklarn yapabilecei bir ey yok, tarlalar kuraklk iinde. Her yanmz dman dolu, gelecek para yok." "Ama hl bankerler var," demiti Lala Paa. "Le kargalar. Yaadka buna raz olamam." "Btn Hristiyan lkeler bunu yapyor." "Evet ve bellarn da buluyorlar, faiz kesinlikle haramdr." "Ama biz onlar gibi deiliz, biz koskoca bir inananlar imparatorluuyuz." "Bu szleri dar bir gr olarak deerlendirecek olanlar da vardr Paa." "Siz yle mi dersiniz Paam? yle mi?" Mustafa Paa geri adm atmyordu. "inananlar olarak, Allah'n yasak ettiini yapamayz. Faizle para alamayz." 208 "Allah'n istei kullarnn iyi yaamasdr." "Byle bir konu iin bunu ortaya srmek kfr gibidir Paa. Ben inananlarn ocuklarn ileride kleletirecek bir eyi asla kabul edemem. Ve eyhlislam da benimle ayn fikirde olacaktr, eminim." Adam o anda Divan'da deildi, Lala Mustafa ban sallamt. eyhlislam buna izin vermezdi. "O zaman tek yol, elli akeyi aldmz yerden yirmi be ake daha istemek, yle deil mi?" "Bunu nasl yapabiliriz?" "Paray ayarlayalm yeniden. Bir gmteki yzde ellilik bakr orann yzde yetmi bee karalm. O zaman biz onlara ayn paray veririz, ama asker daha fazla aldn zanneder. Alveri yapanlar da yle... Satclar da, alclar da..." "Buna gerekten inanyor musun?" Sokullu Paa'nn yz iyice aslmt. "Zorunlular. Nasl inanmazlar ki? zerinde Sultan'n ad olacak." "Bu para ne korkun bir ey..." "Ama Paam, imdi paras olan biri olarak konuuyorsunuz, yoksulken bunlar sylemek gtr." "Faiz hayr getirmez Paa. yle, ya da byle, bu da bir eit gelecek nesillerden almadr. Galiba her eyin bir snr, sonu var. Byk bir imparatorluun bile... Ben bunu kabul etmekte neden bu kadar zorlanyorum? Bu gerei grp, yaplmas gerekeni yerine getirmekte neden zorlanyorum, buna cesaret edemiyorum?" "Eer bunu yaparsanz kimse size korkak diyemez." "Doru, diyemezler, nk onlarn kendileri de ok korkak." "Bu gelip geici bir deerlendirme." "Evet ve Allah ahidimdir ki, bunun byle kalmas iin "uraacam. Byle eylerin det halini almamas iin uraacam." Safiye Su 1 Lan 209 "Amin," demiti Lala Paa. Sultan'in Gz'nden olanlar izleyen Safiye hayretini sak-layamamt. "Bugn ktlk var, deyip, sonra, yarn bitti, demek gibi bir ey bu. SokuUu Paa ok inat bir ihtiyar. ok merak ediyorum akm, ona nasl katlanyorsun?" "Katlanmak m? Buna zorunluyum. Beni ortaya kard, bu hale getirdi. Benden nce babam da." "Fazla iktidarda kalan Vezir-i azamlar'dan kurtulmann daima yollar vardr."

"Bak hayatm. yle ya da byle, ben kendi ilerimi halledebilirim. Sokullu olsa da olmasa da..." Safiye ile bylesine rahatlkla nasl siyaset konuabildiine Murad kendisi bile armt. 'Bunlar birbirini tamamlayan yal bir ift gibiler,' diye dnmt Gazanfer. Yata bile artk cinsellik iin deil, muhabbet edebilmek iin kullanan bir ift... Safiye, "Sen de parann ayarnn drlmesi gerektiini mi dnyorsun Sultan'im?" diye sormutu. "Evet." "Ama ben daha nce Sokullu'nun bu konuda ileri srd baz fikirleri hatrlyorum. yle demiti: 'Ne eit bir adam, bir yalann zerine imzasn atabilir?' Halk bunu anlamasa bile tccarlar gerei hemen anlayacaklardr. Ve bu paralarn zerinde senin adn olacak..." "Evet, bu da bir gr, ama yerine getirmek zorunda olduumuz grevlerimiz var." "Senin grn bu mu?" "Evet." "Grevlerimiz, iler... Senin yeni ekerleme tepsin gibi m? Murad, Safiye'nin bu konuda bilgisi olmasndan tr bir para utanm gibiydi. Ama kararl bir ses tonuyla konumasn srdrd. "Gelecek, beni ho grecektir. Eer bunu Safiye Sultan F. 14 210 yapmazsam yenieri ayaa kalkar ve imparatorluk tehlikeye girer." "Tabii bir de, gsz bir Sultan gibi grnmemen gerekir orduya kar. Akm bunun iin ok mu altn aldn?" Murad'n ani ve akn dn onu elevermiti bile. "Bunu zaten tahmin etmitim. Kim vaat etti?" "Sen tahmin et, benim kk siyasetim." "Sanrm bu, Lala Mustafa Paa'dr." "ok akllsn." Safiye glmseyerek devam etmiti szlerine, "O da kendinden daha aa rtbedekilerden almtr, onlar da daha aa-dakilerden, onlar da... Bankerler, tefeciler... Koskocaman bir iliki yuma.." "Evet yle. Ve sen bu iin nasl olduunu, dzenini benden ok daha iyi bilirsin." Safiye, Murad'n gencecik bir ehzade olduu gnlerdeki gibi ayaklarnn dibinde oturuyordu yine. "Seni ok mu hayal krklna urattm Safiye?" diye sormutu Sultan. "Hayal krkl m? Hayr akm. O gm paralardan bir dizi yapp, fesimin zerine ss diye asacam." Ban glerek salladnda fesinin zerindeki paralar ngrdamt. "Hayal krklna uram gibi mi grnyorum?" "Biraz." "Yok, inan deilim. Hatta memnunum. Ortada dnen parann bir ksm tahmin edebilecein gibi naslsa benim olacak. " Murad ban sallayarak, "Anlyorum," diye mrldanmt. "Herhalde benim Sokullu Paa gibi yaamam beklemiyorsun?" "Gzel kyafetlerinden..." Murad, Safiye'nin elmas dmeli yeleini dokunmutu dalga geerek. "...Ve benim kle kzlarmdan yoksun olarak?" Safiye Sultan 211 "Kzlar olmadan duramazsn sen akm." "Sadece bilmek istemitim. O kadar." Bunlar mrldanrken Safiye'nin ensesine doru eilmiti. Safiye dnp Sultan'n yanana sevgi dolu yumuack bir pck kondurmutu bunun zerine. Murad da onu pmt ve sonra ikisinin dudaklar ok hafif bir ekilde birlemiti.

Gazanfer hi kmldamamt. Hatta gzn bile krpma-mt denilebilirdi. "Syle bakalm, senin Mitra nasl bugnlerde?" Murad, o altn salarn arasna yzn gmm, mrldanyordu. "yi, ok iyi. Seni zlyor." "Ben de onu. Ne kadar gzel iir okur." "Evet, yle. Ama sen, annenin sana yollad o yeni kk kleyle ylesine megulsn ki..." "Evet, o aptal ey." "Daima yle deiller mi zaten?" Murad hibir ey sylemeden ona katldn belli ederek glmsemiti. Tekrar derin derin nefes aldktan sonra da, "Onu bu gece bana gnder, olur mu?" demiti. "Mitra?" "Evet." "Tabii. stein bam stne." Safiye bu szlerden sonra onu tekrar pp dar kmt. Devasa Macar hadm da sessizce arkasndan seyirtmiti. __________MM,_________ _______XXXI_____ YASEF." Bu yaz krmz ve gmi beyaz izgilerle evrelenmi, ortasnda iki kkrcyen aslan figrnn bulunduu ssl armann zerinde silik de olsa hl okunabiliyordu. Krmzlar pembeye, lacivertler ak maviye dnmt. Be yl boyunca nemli souk ve kavurucu scak altnda kalmt Yasef Nasi'nin ryalarnn simgesi. Sultan, Kbrs' alarak emeline kavumusa da Nasi kavuamamt. nce adada ktlk ba gstermiti. Selim buna kahrolmustu, ama bunun nedeni halkn iine dt zor durumdan ok, adann fethi srasnda nl balarn yaklp yklmasiyd. Yeniden o mkemmel verimin alnabilmesi iin kim bilir ka yl gerekecekti ve oraya yerletirilenler arap iini ne lde becerebileceklerdi? Sonunda, dostu ve akl hocas Nasi'ye aday ancak doru dzgn bir hale gelince vermeye karar vermiti Selim. Savan zararlar bu topraklardan tmyle temizlenecek, Kbrs yeniden gzelletirilip donatlacakt ve bu sre iin Sultan bir askeri, Muzaffer Paa'y semiti. Muzaffer Paa gerekten de gzel bir i karmt. Kbrsllar imdi Mslmanlarla yakn iliki iindeydiler. Bunun nedenlerini kendimce deerlendirebiliyordum. Bizim Venedikliler, adadaki tm rahiplerin Roma'ya bal olmas konusunda hi taviz vermemilerdi. Oysa Muzaffer, Ortodoks kilisesini etkinliinde serbest brakmt. Adann dini lideri bir mft olduka, insanlarn cennete hangi dille gittikleriyle de, kiliselerdeki ikona ve ttslerle de ilgilenmiyordu Osmanllar. Muzaffer Paa, Bizans geleneine bal olarak o gne kadar tarla ve balarda toprak klesi gibi alanlara belli bir cret karlnda o topra satn alabilme hakkn da vermiti. Btn bunlar ok daha iyi sonu vermie benziyordu Kbrs'ta. n fiye Suitan 213 yl sonra adann zmlerinden retilmi ilk arap partisi, vergi olarak stanbul'a gelmiti. Ama hi kimse bunun eski zamanlardaki kadar iyi olup olmadna karar verememiti. Selim lmt ve bunca insann lmne deecek bir sonu olup olmad hakknda hibir ey syleyemezdi. Selim'in dnyadan gyle Nasi'nin hayalleri de uup gitmiti. Nasi, yeni Sultan' tanyorsa da babasyla olan gibi bir dostluk sz konusu deildi aralarnda. Muzaffer Paa'ya bir tu daha eklenip yeni bir sancaa atanarak dllendirildiin-de, hi kimse amamt ve Divan da daha nce verilmi tm szlerini unutuvermiti. Evinin kapsndaki armann renkleri gibi Nasi'nin de uup gideceini sanmtk hepimiz. Oradan getiim bir gn, ieri Nur Banu'nun hadmlarndan birinin girdiini grnce bu yzden olduka armtm. nk gzde olduu gnlerde Nasi, daha ok Safiye ile sk bir iliki iindeydi. Hadmn orada bulunuuyla ilgili olarak hibir aklama getiremiyordum ve kendi ilerim vard, yrdm gittim, sonra da bu olay unuttum.

Ve yine baka bir gnmde bu olay tela iinde yle bir, tekrar anmsadm. nk o leden sonra dier olanlar benim iin ok daha nemliydi. Sokaktan ieri en son giren ben olmutum galiba. Scak nedeniyle herkes zamanndan nce dkkn kapatp evlerine snmt. Konan bahesinde beni karlayan aalarn glgesi ve yasemin kokularyla dorusu ok rahatlamtm. Evin ii yine de daha serindi ve orada beni karlayansa Gl-ruh'un en kahkahalar olmutu. Hareme girmeden nce bir sre durup gnlm aan bu gzel sesi dinlemek istemitim. Avlunun ortasnda Sokullu'nun evde olduu zamanlar namaz klmadan nce abdest ald fskiyeli bir havuz vard. Kk Glruh'un bunun etrafnda koturup durduu belliydi. Onu her byle grmde varlnn nedeni olan gnaha yataklk ettiim iin asla pimanlk duymuyor, tam tersine 214 Ann Chamberlin mutlu oluyordum. Hatta Sokullu ona bakp, "Ne garip bana hi benzemiyor," dediinde bile... ok gzel bir ocuktu ve henz dokuzunda olmasna karn yava yava bir gen kz havas kazanmaya balamt. Babasnn, yani z babasnn hatlarn ve vcut yapsn talyordu. Yatlarndan daha iri ve boyluydu. Salkl, yank bir ten rengi vard. Birazck hastalanp rengi solgunlasa da, iyileince abucak ok daha krtl bir tene kavuuyordu. Ismihan iin byle bir ey ancak gnete yanp, az ok hareket etmekle olabiliyordu. Kz hastalannca hanmm adeta kahrolur ve ocuk bir daha asla iyilemeyecekmi gibi davranrd. Anneyle kzn gbek ba sanki asla kesilmemiti. Genellikle olduu gibi Glruh salklyken, szlanmaya bir neden bulamayan Ismihan onun salarna takard akln. Doru, moda olduu gibi kvrck, sert ve kaln telli deildi ocuun salar. "Bydnde siyah yn takacaksn kafana," der dururdu Ismihan. Ama Glruh'un zayf grnen salar inanlmaz bir hzla byyordu ve imdi arkasnda sallanan iki rg, en uslu ve uykulu kediyi bile arkasnda koturacak kadar nee doluydu. Glruh, kendi evinden ok bizimkinde vakit geirmeyi seven yeeni ehzade Mehmed'le oynuyordu. Bu leden sonra, daha da canl bir koturma iinde olmalarnn nedeni oyunlarna Arap Paa'nn da katlm olmasyd. Arap Paa, Sokullu'ya benden ok daha nceden beri hizmet etmi olan zenci kle kadnn oluydu. Neredeyse sar ve kr bir hale gelmi olan kadn, olunu yeniden grnce yirmi ya genlemi gibi olmutu. nsanlar benzetmekte ok usta deildim, ama tm sylentilere karn bu adamn babas kesinlikle ihtiyar Ali'ydi. Bundan emindim. Ama bir yn insan bu konuyla ilgili olarak dedikodu yapar dururdu, bunu da biliyordum. Sokullu Paa, bu gence bir babann verebilecei her ola(Safiye Sultan 215 na salamt: yi bir eitim ve sonra iyi grevler. Ama eer yetenekli ve zeki olmasa, onu bu rtbelere kartmazd efendim. Bunu biliyordum. tuu vard Arap Paa'nn ve Sokul-lu onun Kbrs'n yeni valisi olmasn istiyordu. Sokullu, bu gen adam ve yeteneklerini seviyor, takdir ediyordu. Genlik ya da gzellik, onu zek ve baar kadar asla etkileyezdi. Kk hanmm ise ok daha ak bir biimde tapyordu gen Paa'ya. Ona yeni konumaya balad gnlerde syledii gibi sesleniyordu sevgiyle: Brabi. Glruh, Arap Paa'nn cebinden ttn kesesini kapm kayordu. Havuzun etrafnda gle oynaya koturuyorlard. Aslnda Mehmed, bu siyah adamn her geliinde olduu gibi bir para tedirgindi. Yeeninin ilgisinin bakasna dnmesine tahamml etmekte zorlanyor gibiydi. Hatta onlarn glmelerini, sarlmalarn kskanyordu besbelli. Sonunda yakalanan kz ve onu kovalayan gen adam sarma dola kkrtlarla nefes nefese havuzun kenarnda kp kalmlard. Glruh'un eli hl adamn cebindeydi, Arap Paa kza sevgiyle sarlmt. Bu kollar dikkatimi ekmiti: bembeyaz przsz

bir kol ve yannda kvr kvr tylerle kapl simsiyah olan bir dieri... Mehmed hemen yanlarnda bir kenara atlm gibi duruyordu. Bunu gzden karmak olanakszd. Ayandaki krmz terlikleri yere frlatp arada bir, "Glruh. Glruh. Haydi oynayalm..." diye fkeyle baryordu. O srada Sokullu gelmiti. Benimle ayn yerden girmiti baheye. Birka adm arkamdayd, "Ah Arap, ben de..." dedikten sonra susuvermiti. Bu suskunluu bir sre daha srmt. Ne yapacan biliyorsa da zorlanyordu. Bir orduyu ynetebilirdi baaryla Paa, ama haremle ilgili ilerde bu deneyim bir ie yaramyordu. En doruyu yapabilmenin peindeydi o ve byle duygusal anlara hi alk deildi. 216 Sonra, "Kzm buraya gel," demiti. Biri siyah, biri beyaz iki yz aknlkla bu sese dnmt. Yalnz sese deil, kendilerinden baka birinin daha dnyada var olduuna arm gibiydiler. Bu durum geer gemez Glruh glmseyip ban Arap Paa'nn omzuna dayayarak "Baba," demiti. Sokullu'nun sesi, kzn bu yumuak davranyla daha da bir kararllk kazanm gibiydi. "Sana buraya gel, dedim." Glruh'un gzleri bymt ve belki de korkuyla Paa' ya iyice sokulmutu. Sokullu ban sallayarak tekrar barmt. "Doru hareme!" Kz bunun zerine hemen gitmiti, sa rgleri artk sallanmyordu. Paa kolumu sanki kuvvet almak ister gibi tutuyordu. Olabilirdi, ne de olsa ben yarm erkektim. Sessizce bana, "Artk zaman geldi," demiti. "Bundan byle, o da senin korumandadr." Anlamtm, nnde saygyla eildim. Daha sonra ehza-de'nin uzun uzun aladn duydum, "Glruh'u istiyorum, Glruh'u istiyorum..." Tpk dadsndan ayrld gnlerdeki gibi szlanyordu ocuk. Bu, ikisinin arasnda ilk somut ayrlkt. Bunu biliyordum. O gnden sonra Mehmed'in annesinin yanna bile gitsek, ehzade odaya girdiinde, Glruh peesini rtmek zorundayd ve artk konuamazlard, onun sylemek istediklerini ancak ben aktarabilirdim kk ehzade'ye. Mehmed henz bu yasaklamalar, cinsellii anlayabilecek yata deildi. Ama Glruh'un hareme gnderilmesinin nedeninin kendisi olmadn biliyordu, ben de... Bir kez daha emin olmutum ki Arap Paa, Sokullu'nun olu deildi. Eer yle olsayd kzyla Arap Paa'nn paylat yaknlk Vezir-i azam' asla bu denli rahatsz etmezdi. Safiye 6ulan 217 Glruh'un bir erkek kardei yoktu. Artk evlenene kadar grebilecei tek erkek babas olacakt. Onun kederi yeeninki gibi grltl olmamt. Hi ses karmad. Birka hafta sonra Sokullu evdeki drt kle kzdan biriyle Arap Paa'y evlendirdi. Onu kesinlikle korumak ve onun iin hedefledii yerlere ulamasn istiyordu ihtiyar vezir, bundan emindim. Gelini hamama gtrdmz gn Glruh alayarak odasna komutu. Kna gecesine zorlukla katlanmt, zifaf gecesi ise bir kbustu kk gen kz iin. Glruh'un evlilikle ilgili olarak neler bildiinden emin deildim. Burada Bat'ya hi benzemeyen bir biimde harem kadnlar byle konularda ocuklarn yannda konumaktan ekinmiyorlard. smihan onlardan daha farklyd, belki de bunun nedeni kendi zel ve tek gecesiydi, kim bilir? Ama yine de ocuun bu konudaki bilgilerinden emin deildim. En azndan Glruh, evliliin ok nemli bir zel paylam anlamna geldiini biliyordu herhalde. zgrl verilen bu klenin, tapt Arap Paa'nn yanna rahatlkla gidebileceinin farkndayd. Oysa o, soylu bir kandan gelmesine karn bunu

yapamyordu. Pee arkasndan bir bak... Bu ona yetmezdi. Glruh kskanyordu. Bu evlilikle ilgili baka eyler de vard. ok nemli olmasa da bunlar sylemek gerekiyor. nk daha sonra olanlar anlamak asndan ok nemli. Herkes oturmu, binbir eit yemekle donatlm dn sofrasnn keyfini karyordu. smihan bu konularda gerek bir uzmand. Kuzular, pilavlar, binbir eit tatl... Tam o srada Nur Banu gelmiti. Bir klenin dnnde bir Valide Sultan! smihan hemen gelinin yannda bir yer sunmutu ona. Kadn yumuak bir ses tonuyla gelinle konumaya balamt. Tabii ki bu ok yce bir davrant. Kz byle bir ko218 Ann Chamberlin numayla ne kadar onurlandrdn biliyordu. Dorusu bundan hi kukulanmamtm. Hatta Nur Banu'ya nargilesini gtrdmde duyduum, bana sama gelen ilk szlerinden bile. "Zenci olmas ok kt," diyordu Valide Sultan. "Byle bir adamn tohumlar insan ok rahatsz eder. Bundan salkl '. ocuk karmak dorusu zor itir, ok zor..." Ama daha sonrakiler ok daha garipti: "Sanki bize geldikleri zaman olanlar gibidir bu i de... Bir beyaz adamdan ok daha iyi ve gayretle alr siyahlar. Ama sonra, her eyi, Allah bilir neden, kendi siyah, amurumsu suratlarna dnd-rverirler birden..." Gelin, Kafkasyal ok gen, taptaze bir cahil kzd. Ve kendi lkesindekilerin ou gibi kuvvetli batl inanlar vard. Nur Banu'yu dikkatle dinliyordu, gzleri korku iinde kocaman almt. Belli ki Valide Sultan'n sylediklerinden olduka etkilenmiti. _________MM,__________ ______XXXII_______ O/STANBUL'da. o yl olanlar tm Hristiyanlar daima hatrlayacaklard. nk Meryem Ana'mzm lm yortusu srasnda ok kt olaylar yaanmt. Murad, Osmanl tarihinde allmadk bir biimde, yaanan ktl ileri srerek o yl hibir sava ilannda bulunmad iin yenieriler bota kalmt. lerinden bir ksm Saraydan kopardklar yetmi be akeyi meyhanelerde harcamay semiti. Meyhaneciler, parann ayarnda yaplan deiiklii farkedip, araba ayn lde su katarak kendilerini yeni dzene uydurmakta gecikmemilerdi. Ama bu bile askerlerin sarho olup Hristiyanlar' taciz etmesini engelleyememiti. Baz gen papaz mezleri onlarn Safiye Su[Lan 219 saysnn az olduunu dnp kutsal ibadetleriyle dalga geen ve dini ayinlerini bozan bu babozuk adamlarla baa kabileceklerini dnp kar koymulard. kan olaylar sonucunda ne yazk ki, ba papaz ldrlm, kilise yaklp yamalanmt ve hatta ou orta ya am baz dindar kadnlara tecavz bile edilmiti. O gnleri, kan olaylar nedeniyle olmasa da Mslmanlar da hatrlayacalclard. nk olaylar kendi mahallelerinde deildi, yalnzca biraz grlt patrty duymulard. Sokullu, konuyu renir renmez fkeyle Divan' toplamt. "Hristiyanlar bizim korumamz altndadr," diye balamt szlerine. "Bugne kadar vergilerini dzenli olarak dediler, bize kar bir kusur ilemediler. Onlar, her zaman olduu gibi dini grevlerini yerine getirmekte zgr brakmalyz. Onlar Kur'an'n tand insanlardr. Onlar korumak bizim Allah'a kar grevimizdir. Bunun iin sz verdik. Hristiyan ya da Yahudi hi kimseye, Mslmanlar szlerini tutmadlar, dedirtm emeliyiz." Aslnda Sokullu askerler arasndaki sessizlikten tedirgindi. Bu, her an bir belay getirebilirdi. Paa yllarn deneyimiyle bunu sezebiliyordu. Yenieri Aas'n armt. eyhlis-lam'n da desteini alarak hemen sokaklara adam salnd ve yeni bir yasa duyuruldu halka: "Allah'a ve O'nun Peygamberi' ne kar karak arap iip sarho olan her Mslman hemen cezalandrlp, kafas kesilecektir." Bu ilann arkasndan Sultan, Edirne'deki avdan dnene kadar sinsi bir sessizlik olmutu stanbul'da. Murad babas gibi bir sarho deildi. Geri o da ara sra ierdi,

ama bu daha ok iirle, mzikle yorulmu bir zevk boyutundayd. Ona kalsa bir yasaklama yerine olaylarn zaman iinde eriyip unutturulmasn tercih ederdi, nk byle iki yasaklar daha nce en az yirmi kez konulup kaldrlmt. Bu ok saygn bir hava yaratmyordu halk arasnda. Ama yine de fazla ses karmamt Sultan. 220 Ann Chamberlin Murad, iin iin gerilen kente av arkada veyis'le birlikte dnmt. veyis'i daha nceden biliyorduk. Selim ldnde Mu-rad'la birlikte bakente zorlu bir yolculuun ardndan gelen drt kiiden biriydi bu adam. Onu ilk grdmzde iine kapal bir da adamna benziyordu, ama imdi Sarayda geen yllar iinde olduka deimiti. Bir defa ksa bacaklarnn neredeyse tayamayaca kadar imanlamt, koca bir gbei ve kaln bir ensesi vard artk. Tuhaf bir cceye dnmt. Sk sk burup durduu koca byklariyla ortalarda dolatnda dorusu olduka ilgin bir tablo iziyordu. Tek kulanda sallanan kpesi, parlak satenden altn ilemeli alvar... Aslnda bu klkla at stnde rahat etmesi ok da mmkn grnmyordu. Biri ona karnna sard koca kuakla ne kadar komik grndn sylemeli, diye geiriyordum iimden adam her grdmde. O kuakla ikoluu daha bir ortaya kyordu. Saray evrelerinde tandm z be z tek Trk olan veyis'e tipik Trk giysilerinin bu kadar yakmamas gerekten de garipti. Murad'm neden bu adam kendine yakn tuttuunu hepimiz ok merak ediyorduk. Murad, her eye ramen iyi bir eitimden gemiti. Aslnda adam avdan ava kulland sevdii bir at gibi kabul edip, iyi bakld gzden uzak bir yerde tutsa ok daha iyi olurdu herhalde. veyis'in avda ok iyi olduu syleniyordu. Sultan'm av partilerine katlanlarn anlattna gre, adam bedenindeki bunca olumsuz deiiklie karn hl inanlmaz uzaklklardan av grebiliyordu. Belki de Murad'a en ekici gelen zellii de buydu. Murad sanrm, iire olan yakn ilgisinden tr, yaamn keskin elikilerinde bile bir estetik olduuna inanyordu. Uveyis tekdzelii ykp ortama canllk katan bir soytar gibi Divan'a bile katlyordu. Yine de Murad'm ne kadar byk bir ztln simgesi olsa da bundan nasl bir yarar beklediini tam (Safiye (Sultan 221 olarak anlayamyordum. zellikle veyis'in, Divan'da syledii, Sokullu'nun tepesini attran, ama adamn Sultan'in gzdesi olmasndan tr sesini kartamad densiz szleri duyduumda bunu bir kez daha kendime sormutum. "Allah akna," diye dilerinin arasndan dierlerini rktp sindiren bir ses tonuyla barmt kk adam. "Hristiyan domu biri, bizim gibi mezzin sesleriyle doanlara nasl faziletten sz edebilir? Biz, slam' babalarmzdan rendik. Onunki ise bir gvurdur. Onu izleyin efendiler. Eer o ulvi yzn arkasnda sinsi bir ktln gizlendiini renirsem hi mi hi amam." Divan'daki dier drt-be kii de devirmelikten gelmi insanlard. "Sonradan islam'a gelenler makbul Mslmanlar' dr" sz bile adamn slubunu yumuatamamt. O gn eve dndmde, Ismihan'm da ben evde yokken Nur Banu'yu ziyaret ettiini renmitim. "Valide Sultan ne istiyormu?" "Ayn eyler. Yeni dedikodu da yok. Sokullu Paa'nm hl Divan'dan dnmemesine ok am." smihan elindeki iine bir iki kez daha inesini daldrp kardktan sonra, kendi kendine yava bir sesle mrldanmt. "Garip." "Garip olan nedir hanmm?" "Valide Sultan'm daima beline dolad muhteem kemerini hatrlyor musun?" Hatrlamyordum ama konuyu uzatmamak iin biliyormu gibi bam sallamtm. "Bugn onu takmam m?" "Hayr takmt," diye cevap vermiti smihan. "Ama onun ucunda sallanan inci var ya, nerdeyse ku yumurtas kadar byk olan..."

"Evet?" "Bugn o yoktu. yle bir eyi kaybetmi olamaz, deil mi? Yoksa Saray birbirine girerdi. alnm olsa... O zaman bundan mutlaka haberimiz olurdu." 222 Ann chamberlin "Evet, birine vermi olmal." "Evet. Ama kime? Nur Banu kimi bu kadar dllendirebilir?" Buna verecek bir cevabm yoktu. Gerilim iindeki Sokullu garip iler yapmaya balamt. O pazar nedense o gn Divan toplanmamt- Sokullu tm ev halknn Boaz'da bir gezi yapmasn istediini sylemiti. Kzlarn ou doal olarak bu neriyle sevinten ldrm gibiydi. Onlar derleyip toplamak iin uramak benim bu tekne gezisinden yeterince zevk almam engelliyordu. smi-han'm oraya kadar dikkatle tanmas gerekmiti. Ama tekneye ulatmzda minderlerin arasna kurulup erbetini yudumlamaya baladnda o bile mutlu olmua benziyordu. Gnein altnda esen rzgr ok hotu. Hava gzeldi ve yosun, tuz, balk kokular bana eski gnlerimi hatrlatyordu. Glruh ve birka kz beni sktrnca onlara o gnlere ait anlarmdan bazlarn anlattm. Arada Ismihan'la gzgze gelince, birbirimize glmsyorduk. Dorusu iyi bir gnmdey-dim, bunlar anlatrken kendimi kt hissetmemi, ac duymamtm. Otuz bei geen biri hayat anlayp kabullenmeyi renmi oluyordu galiba. Genlik gnlerim, olmas gerekenden ok daha hareketli gemiti, ama artk onlar ok geride kalmt ve anlarm tazelemek eskisi gibi canm yakmyordu. Glruh mutluluk iindeydi, srekli glyordu. O ve dier kzlar teknenin kenarnda balk tutar gibi hareketler yapyorlard. Yardmclarm onlara gz kulak olmak zere yanlarna yolladm. Kzlar hemen durup, kenara ekildilerse de, az sonra denizin keyfini karmak iin st gverteye ktmda grdm krmz, sar perdelerin arasndan uzanan beyaz kollar pek de kolay sz dinlemeyeceklerinin kantyd. Ben de onlar grmemi gibi yapmay tercih ettim. Zaten iyice yaknmza gelen bir gemi olmadka hi kimsenin bu beyaz kollar Safiye Sultan 223 grmesi mmkn deildi. Hatta yle bir gemi olsa bile bu kollarn sahiplerinin kim olduunu bilmeleri de. Dnp efendimin teknesine baktm. Evet o da bizimle bu geziye gelmiti, ama bir baka tekneyle. Onunki daha kkt ve asla ok yaknmza gelmiyordu. Vezir-i azam bada kurmu bir tentenin altnda oturuyordu. Yanndakiler ise byle bir keyfi paylat dostlar deildi, iki yardmcs ve bir sancak beyi vard teknede. Harl harl alyorlard. Acaba Paa bizim varlmzdan gerekten haberdar myd? Hali'ten km Boaz'da ilerliyorduk. Yanbamzda Hristiyanlar'in oturduu Galata, boyasz ahap evleri, stunlu balkonlaryla uzanp gidiyordu. ylesine yakndan gidiyorduk ki karaya dnp kaptana, "Dikkat et, imdi kadnn biri tepemize bulak sularn dkecek," diye aka yapmtm. Adam kahkahayla glmt. Aslnda uzak bir olaslk gibi grnse de, oradan rahatlkla gzlenebilirdik. Pera'nm bakmsz evlerinin ou, balkonlarna oturup etraflarnda grdkleri en kk bir detay bile memleketlerine rapor eden yabanc diplomatlara aitti. Aman, dedim kendi kendime, bakarlarsa baksnlar, yazarlarsa yazsnlar... Ksa bir an Andrea Barbarigo'yu dndm. Mslman olup Mslim adn alan bu Venedikli imdi evirmenlik yapt Sarayda, acaba eski diplomatlk gnlerini aryor muydu? Sanmyordum. Arkama yaslanp gezinin tadn karmaya karar verdim. ___________M&>___________ ______XXXIII______

t-SlRDEN baz sesler duyarak irkildim. Bunlar ky meyhanelerinden geliyordu. Hristiyanlar'n iki imeleri yasak deildi ve Pera sahillerindeki evlerin bir ksm daha ok denizcilere ynelik byle yerlerle doluydu. Aslnda yalnz yabanc denizcilere deil, arap imek isteyen herkese akt bu yerler. Kkken ok dindar olan dadm bana, bizim iin kutsal olan pazar gnlerinin islam aleminde ok farkl deerlendirildiini sylemiti. Evet, ite bugn pazard. Kydaki tenteli bir balkondan ykselen srekli konuma sesleri ve kahkahalar arasndan duyulan arklar insan meraklandracak, hatta artacak ldeydi. nk bunlar Hristiyan nakaratlarna benzemiyordu. Meyhanenin olduka yak-nndaydk ve grdklerimle gzlerim yerinden frlamt. Duyduklarma ise inanamamtm. Veranda azna kadar yenieriyle doluydu. Mavi alvarl askerler hep bir azdan zaferden dnenlerin arklarn sylyorlard, ama szleri deitirip kfre dntrerek... O an iimden, hemen efendimle bu ahlakszlar arasna tpk haremde olduu gibi bir perde gerebilme arzusu ykselmiti. Ama iyi ile kty birbirinden ayrabilecek kadar byk bir perdeyi bulabilmek olanakszd. Ben bunlar aklmdan geirirken Paa oktan olan biteni grmt. Tek yapabileceim, krekilere bir an nce Sokullu'nun onuru olan haremini bu rezillikten uzaklatrmalar emrini vermekti. Efendim, yanndakilere hemen kyya yanamalar ve klelerden birinin derhal gidip nbeti zaptiyeleri getirip bu adamlar tutuklatmas emrini vermiti. Kle kendisine verilen bu grevden hi de honut olmua benzemiyordu. Macar ordularyla savalan bir cephede casusluk yapmay tercih edeafiyc Su 1 Lan 225 ceinden emindim, iin dorusu her iki durumda da ldrlme olasl aynyd. Ama burada lmn dnda, bir de onursuz bir duruma dme tehlikesi de vard. spiyonculuk yapmak istemiyordu adam. Yine de tekne kyya yanar yanamaz aresiz frlayp gitti ve Pera'nn dar sokaklarnda kayboldu. O gnk gezimiz bazlar tarafndan nceden bilindiinden ve bunu onlarn planlandndan daima kukulanmm-dr. Daha sonra yaadklarmz bunu doruluyordu zaten. iki nedeniyle adamlar iyice gevemilerdi ve sanrm ortada bir nbeti de yoktu, varsa bile o da oktan kafay bulmu olmalyd. Ama artk kydan iyice grlebilecek bir mesafedeydik. Glgeliinin altnda oturan, altnl gml giysileriyle efendim Sokullu hemen fark edilebilirdi. Zaten bundan daha fazla kreki, tu ve ss ancak Sultan'n kendisinde olabilirdi. Adamlar birbirlerini susturup fsldayarak "Sokullu... Sokullu Paa geldi," demeye balamlard. Birden kalabaln arasnda iko gvdesiyle veyis belirdi. Koca gbei parmaklklara dayalyd. Birbirinin zdd iki adam bir sre bakt. veyis'in kulanda her zamanki kpenin yerinde ok daha gsterili bir tak sallanyordu: Kocaman, ku yumurtas kadar bir inci. Kk Trk, sa elini bizi selamlamak zere yukar kaldrd. Elinde yasak ikiyle dolu bir kadeh vard. Alayc bir sesle bard: "Sokullu Paa, erefine." Arkasndaki adamlar bir an duraklasalar da sonra hep birlikte kadehlerini kaldrarak adamn szlerini tekrarladlar: "erefine Sokullu Paa." Ve yine hep birlikte kadehleri kafalarna diktiler. Kahkahalarla glyorlard. Bylesi bir disiplinsizlik rnei Osmanl ordusunda kolay kolay daha nce yaanm olamazd. Sonra ii iyice aztarak denize rk meyve ve sebze atmaya baladlar. Hatta bir iki arap fs bile frlatld sulara. Safiye Sultan F.15 226 Ann Chamberlin Bara bara Paa'y da davet ediyorlard ve "Biz kalben oktan lp cennete gittik, sava meydannda ehit olmann can cehenneme," diye naralar atyorlard. Adamlar dalga gemek iin bile arabn ziyan edilmesine gnlleri raz gelmedii iin olacak, ilerinden birini flar geri getirmek zere tutup denize attlar. Bunu

yaparken ylesine elenmilerdi ki, bakalarn da atmaya baladlar, hatta meyhanecinin karsn bile. Krekilerimiz canla bala alt iin uzaklamtk. Artk olanlar gremiyordum ve zaten byle bir rezaleti grmeye tahammlm de kalmamt. Kadnlar perdelerin arkasnda olduklarndan durumu ok kavrayamamlard, fazla bir ey sylemediler. Zaten bir para anlasalar da bunu kendilerine ynelik bir davran olarak deerlendirmeyecekleri kesindi. Gezinin devam sakin gemiti. Hatta kimseyi rahatsz etmemek iin Ismihan deniz tutmasna kar olaanst bir aba gstermiti. ki cinsi byle birbirinden ayr tutmann en nemli nedeninin kadnlarn zayflk ve zaaflaryla erkeklerin nemli ilerine karmamasn salamak olduu sylenirdi. Ama imdi baka bir ey daha dnyordum: Belki de bunun nedeni, erkeklerin pis ve iren ilerinden kadnlarn onurlarn koruyabilmek de olabilirdi. Efendim o gn ok ge saatlerde dnd eve. Saraya gidip saatlerce Murad'la konumutu ama, sonu alamamt. Sultan, pek sevgili av arkadann deil boynunun vurulmasna, onuruyla oynanmasna bile asla raz gelmemiti. Kk Trk'n arkadal onun iin Vezir-i azam'n onurundan bile daha nde geliyordu. Yine de daha nceki benzer uygulamalarn aksine iki yasa yrrlkten kaldrlmad. Ama uygulanmad da. Bir gn bir bakasnn iine yarayabilecei dncesiyle kitaplarda kald. Safiye Sultan 227 Sokullu, bunun orduda ve halk arasnda nasl felaketlere yol aabileceinin bilincindeydi. Haber tabii ki drt bir yana annda yaylacakt. Rezaletin ykn en ar olarak ekecek olan da Paa'nn bizzat kendisiydi. Bu, sanki lanete uramak gibi bir eydi. Efendimin yz, gl kuvvetli bir adamken bir sabah aniden bir tarafna fel inmi birininkine benzer bir hal almt. O gece kapsnda, belki de dier erkekler gibi rahatlamak iin haremden bir kz ister, diye bekledim. Ama o byle bir erkek deildi. Belki benimle konumak isteyebileceini dnmtm, ama bunu da yapmad. O, evresindekilere dncelerini aabilecek kadar asla gvenmezdi. Bu skntl anlar, biraz daha farkl biri olsayd belki daha kolay aabilirdi. Ama zaten yle biri olsayd bunlar bana gelmezdi. Efendim bir sre sonra yatak odasna gidip kapsn kapatt. Bu benim de artk oradan ayrlabileceim anlamna geliyordu, ama gitmedim. Kapsnn altndan k szyordu, Sokullu da uyuyamyordu. O gece Paa uzun bir mektup yazd kendi elleriyle. Bu mektup onun dnyada en ok gvendii adama, yeni Kbrs Valisi Arap Paa'ya yolland ertesi gn. Arap Paa, ona etiyle, kanyla, canyla, ruhuyla en yakn olan insand. __________MM,__________ ______XXXIV______ \9$BDULLAU, buraya gel." Duvarn yanndaki dev nar aacna trmanm olan Gl-ruh fsltn bir sesle beni aryordu. Ah bu kz! Hareme gnderildi yaklak bir yl gemiti ve hl buna direniyordu. O gnden beri daima yannda bulun228 mak zere yardmclarmdan birini grevlendirmitim. Tombul, ho sohbet neeli bir adam...Onu sememin nedeni hadmn ilgin ykler, fkralar anlatarak ve gzel arklar syleyerek kz oyalayabileceine inanmamd. Ama adam nargilesinin iine bir tutam esrar atp keyif yapmay da ok seviyordu. Ve byle zamanlarda Glruh onun yanbana oturup nak ilemiyordu tabii ki. Sonunda da ite byle oluyordu, yani onun peine kendim dyordum. "Haydi, gel buraya," diye srar ediyordu kk hanmm ve yanbandaki dal gsteriyordu. Durup onun aa dmesini beklemek ok sama olacakt.

Duvar kenarnda ilkbaharn balangcnda bir nar aac... Bu bana bir baka gn, bir baka aac ve bir baka kz hatrlatmt. Glruh'dan azck daha byk; ama ruhen ok, ok daha byk bir kz, tm hayatm bir paavra gibi savurup atan bir baka kz... Osmanl kadnlar Venedikli hemcinslerinin ssl psl giysileriyle kyaslannca daha sade grnen alvarlarndan tr ok daha kolay aaca trmanabiliyorlard. Hedefledikleri yere ulanca ok daha sade ve mtevaz olabildikleri gibi. Ama yine de, daha az ekici deillerdi. Glruh, haarlktan effaf yeleinin bir-iki inci dmesi kopuk bile olsa artk o kadns holua brnmeye balamt. Saten terlikleri parmak ularnda sallanyordu. plak bilekleri bembeyazd ve burnumun ucunda bir o yana bir bu yana gidip geliyorlard. Bir zamanlarn manastr duvarna frlayan ocuu olsam, yanma trmanmaktan gerekten korkardm. Gurur ve huysuzlukla utancm, kalp rpntlarm, kasklarmn ortasndaki sertlii saklamay denerdim. imdi, kendi dediimi ona yaptrtmak; yani o benim aaca trmanmam isterken, onu gerekirse fiziksel g bile kullanarak aa indirmek, belki de gelecekte daha tehlikeli istek ve hatta zorlamalarna kar imdiden bir altrma yapma olana verebilirdi bana. hafiye Sullan 229 Ama ben bu kk kz, genlik tutkularmdan ok daha farkl bir ekilde seviyordum. Aslnda bu birbirine hi benzemeyen duygulanmalar tanm olduum iin anslydm. Gl-ruh'un zerinde olduu dal, ikimizi de tayabilir mi, diye kontrol ettim ve sonra yanna kmaya baladm. Dorusu bunu kolayca yaptm syleyemem. Gemi halatlarna bir maymun gibi trmandmdan bu yana yle ok zaman gemiti ki... Bir an iin ok derinlerde bir sz duydum. Ayrca zerimdeki hadm giysileri de byle bir i iin fazla uygun deildi. Glruh beni izlerken kkrdayarak glyordu. Nefes nefese yanna vardmda hemen ilk sorusuna cevap verdim: "Yahudi Yasef Nasi." Bana "Bu kim?" diye sormutu. Ama, "Bizim kapmzda ne yapyor?" sorusuna verebileceim bir cevap yoktu. "Gidip bir soraym," dediysem de beni brakmad ve ben de gitmedim. Aacn dallar arasndan olup biteni gzlemeye koyulduk merakla. Onu tek gzleyen biz olmasak, kz hemen aa indirirdim. Ama ortalarda Nasi'den baka biri yoktu ve adam, bizim varlmzdan habersiz, konan kapsnda dimdik durmaya alarak sert admlarla bir ileri bir geri yryordu. Aslnda daha fazla seyirci bulabilmeyi uman bir tavr iindeydi. Ban geriye atm baryor, ya da bir mar sylyordu galiba. Bundan emin olamiyordum, nk ok yaknmzda deildi. Boynuna yllardr kapsnda duran hanedan armasn asmt. Bir sre bu tuhaf manzaray seyrettik. Glruh skca elime yapmt. Ama sonunda skld ve aa inip eve doru kotu, gidip iko hadmyla elenmek ona daha ekici gelmi olmalyd. Bense bir sre daha orada kalp bunun ne anlama geldiini anlamak iin dnp durdum. Aslnda bir cevap bulabilmekte dorusu zorlanyordum. Ama sonunda kendimce bir aklama getirdim olaya: Nasi, Sokullu'nun bana son gelenle230 ri duymu olmalyd, Paa'nn itibar olduka sarslmt. Hem Saray, hem de halk iinde... Adam da imdi, yllardr iinde tayp durduu kral olma zleminin gereklemesi iin belki de yeni bir frsat doabileceini dnyor olabilirdi. Selim ldnden bu yana Divan'a bile sokulmuyordu Yasef ve ilgiyi ekebilmek iin bu yntem aklna gelmiti herhalde. Yllardr peinde kotuu hayaller ve urad hezimet Nasi'yi ok ypratmt. yle ki onu bizim kapda gren -be kii ona deli muamelesi yapp geip gitmiti. Aslnda Saraydan bana szan bilgilerden biliyordum, srf Sokullu ve Arap Paa'ya bir tokat atabilmek iin bunu yaptrm olabilirdi bazlar. Ama Allah'tan i o raddeye gelmedi. Gece havann souk ve rutubetli olmasndan m,

ilerlemi ya ve akln hafif oynatm olmasndan m neden bilinmez, sabahleyin yol kenarnda lm olarak bulundu Nasi. Herkesin aklndan bir suikast kukusu da gemiti tabii, ama Sokullu bununla ilgili bir delil olmad iin birini sulamaktan kand. Kaln bir zincirle boynuna ast hanedan armas, buz gibi olmu boynunda sanki adam bomu gibi duruyordu. Nasi'nin geride brakt servetinin Saraya geii ile ilgili ilemleri yapmak grevi Sokullu'ya dmt. Evi ve eyalar satld; altnlar, gmler, mcevherler ve klelerine el konuldu. Bunlar denkler halinde Saraya getirilip Peygamber'e ait emanetlerin bulunduu odann arkalarnda bir yerlere yerletirildi. Mal varln Sarayn yardm ve desteiyle edinen Yahudi ya da Hristiyanlar ldnde byle davranlyordu. Onlarn serveti camilere bal vakflara devredilemiyordu. Nasi'nin lmnden bir hafta sonra, efendim benden eitli kadn giysileri ve kays rengi bir araf bulmam istedi. Safiye Su 11 an 23 1 Bunlar salayp Kk Han'n yannda bir eve gtrecek, sonra da orada bekleyen kadn giydirip bizim hareme getirecektim. Verilen emir buydu. Olanlar duyunca Ismihan fkeyle, "Onu hemen bana getir, gzlerini oyacam," diye bard. Dorusu byle bir eyi yapmay hi arzu etmiyordum. Kz sadece bir kere grmtm, o da araflyken. Ama ok sradan biriydi, bundan emindim. smihan'la kyaslannca tek stnl kendi bacaklarnn zerinde yryebilmesiydi. Ama en az onun kadar ard. araf iinde abuk sabuk bir yry vard. Bunun nedeni belki de slam lemine yeni katlmasndan di. Yine de, iimde aklayamayacam tuhaf duygular vard. Bana adn bile sylememiti, ama rahatlkla hangi yne gitmesi gerektiini sylediimizde anlayp ona gre davranyordu. Onu kapal tahtrevana bindirdiimizde nereye, nasl oturmas gerektiini sylememizi bile beklemeden, krk yldr buna al-km gibi davranmt. Ismihan'n tepkisini anlamak kolayd. Daha nce asla bir kskanlk gstermemiti, zaten Sokullu da buna neden olacak bir davranta bulunmamt. Ismihan bir Sultan kzyd, Sultan kardeiydi. Pazarlarda satlan bir kadn, bin erkek ocuk doursa bile onunla boy lemezdi. Yine de Sokullu istese arada bir cani sklnca yatana gzel bir tazeyi rahatlkla alabilirdi. Ama bunu yapmamt daha nce. Herkesin merak ettii, yllar sonra neden byle bir ie kalktyd. Ismihan bunlar bilse de, bu ani ve beklenmedik deiiklikle allak bullak olmaktan, fkelenmekten kendini alamyordu. Buna bir de yeni gelenle ilgili bilinmezlik eklenince kzgnl giderek panie dnmt. Onun kim olduunu, neler yapabileceini, gcn ve zaaflarn bilmiyor, renemiyor-du. Yeni kle mabeynde tutuluyordu. Kapatld yer, o gne kadar hi kullanlmam olan cariye odasyd. Oraya sadece 232 Sokullu ve ben girebiliyorduk. Benim de bu konuda konumam mmkn deildi, nk efendim bana tm kutsallm adna yemin ettirmiti. Normalde Paa haremle fazla ilgilenmezdi. Kendi dzenimizde yaayp giderdik. Benim iim onun ilgi alannn dn-' dayd. imdi krk ylda bir benden bir istekte bulunmutu ve ben de elimden gelen her eyi can gnlden yapmalydm. (Ismihan daha sonraki gnlerde de mcadelesinden vazgemedi. nce yeni mcevherler, giysilerle ekiciliini artrmann peine dt. Sonra bunun yetmediini grnce evresini yal kadnlar, kalfalar sard. , duaya, muskaya ve bylere kadar vard. Hatta bir gn kullanlmayan bir dolapta kurumu ylan derisi ve yarasa kanad bulduumda benim bile yreim azma geldi. Ama hanmm ne yaparsa yapsn durumda bir deiiklik olmuyordu. Mabeyne tek bama gnde iki kez gidiyordum. Hem merak, hem de nezaketimden yeni gelene ykanmak isteyip istemediini soruyor, onu konuturabilmek iin elimden geleni yapyordum. Biraz hava alsn diye peesini karmay nerdiimde bile

konumadan bayla beni reddediyordu. Odadan karken daima kapy kilitlemem gerektiini Paa bana sk sk tembihlemiti. Buna zellikle dikkat ediyordum. Hareme dndmde smihan'n binbir sorusuyla karlayordum, ama dorusu istesem de doyurucu bir cevap vere-miyordum. Tek sylediim, "Bilmiyorum" oluyordu. smihan sk sk ac iinde dudaklarn srarak nemli gzlerle, "Kocam hl onunla vakit geiriyor mu?" diyordu. "Her gece birka saat." "Yalnz geceleri mi?" "Bildiim kadaryla yle." "Allahm, gece... Ne yapyorlar?" "Bu Allah'n bilecei bir eydir hanmm. Ama sanyorum konuuyorlar. Oysa bana tek bir kelime bile etmiyor." Safiye Sultan 233 te bu noktada smihan hkrklara bouluyordu. "Ama nasl olsa ykanmak zorunda kalacak. det gn yaklam olmal, o zaman kocam onun yanna gitmez. Ama ya, ya... Ya hamileyse?" Bu eit szler syleyerek kendini harap ediyordu smihan. Bir gn yeni kza yemek getirdiimde Glruh'un oralarda dolatn grdm. Benden nce orada olduuna baklrsa bu bir rastlantya benzemiyordu. "Abdullah, ltfen izin ver de ieriye gireyim. Annemin dedii gibi yapmam ben, onun gzn filan oyacak deilim, ne olur..." "Haydi yr git yaramaz kz." Arkasna kk bir akac tokat attm Glruh'un. Ben mabeyn anahtarn kuamn arasna yerletirirken kk kz dikkatle beni izliyordu. Bir baka gn Glruh yine karma kp, "Abdullah senin lkende kadnlar ilerini ayakta m yaparlar?" diye sordu. "Hayr," dedim. "Bizim kadnlarmz da aynen sizinkiler gibidir ve bu ii melerek yaparlar. Neden byle sorular soruyorsun kk maymun?" "Hi... ylesine sordum." Arkasn dnp gidiyordu ki, birden saten terliklerinden birinin zerinin kiremit tozlaryla lekelenmi olduunu grdm. Paas da yleydi. "Sar ipek alvarndaki bu lekeyi grnce amarc sevinmeyecek," dedim. "Yok canm, halleder," diyerek uzaklap gitti. Daima oradan oraya koup duruyordu bizim yaramaz. Bu dncelerle ben de aksi yne doru kendi ilerimin bana dnmek zere yryordum ki, birden kafesli pencerelerden birinin sinekliin yerinden km olduunu grdm. Dzeltmek iin yanna gittim ve bir sre camdan dar bakp gkyzn, aalar seyrettim. K geliyordu, renkler giderek grile-mekteydi. Baheye doru baktmda pencerenin altndaki 234 kiremitlerde taze birtakm izler grdm. Glruh'un terliinde ve paasndaki lekenin nedenini anlamtm. Allah'm, derken kalbim skmt. Kiremitlerden biri yerinde yoktu. Kk maymunun buradan kayp iki kat aaya dmemesi bir mucizeydi. evreme bakndm ve ortalkta kimsenin olmadndan emin olunca, Glruh'un da yapt gibi kendimi pencereden aa sarktp kiremitlere bastm. Adm attka ocuun atlatt tehlikenin boyutlarn daha iyi kavryordum. Kaygan ve eski kiremitler her an benim bile aa umama neden olabilirdi. Bahedeki talarn zerinde bir ey parlyordu, dikkatle baktm, bu krk bir bilezikti. Oraya ancak dm olabilirdi, nk baktm yer selamln avlusuydu. Evet, Glruh kesinlikle buralarda dolam ve Allah tarafndan korunmutu. Ama damda ne aryordu? Sol tarafta ehrin atlar, kervansaraylar, pazarlar, arka baheler karmakark uzanp gidiyordu. Sa tarafta ise Sarayn kubbelerinin zerinden geip

giden gemiler ve Anadolu yakasnn kadn memelerine benzeyen tepeleri grnyordu. Bir ocuk iin ok ilgin grntlerdi bunlar. zellikle de tavan gibi hareme hapsedilmi bir kz iin... Kar tarafa doru olan manzara mabeynin zerindeki kubbeyle bir para kapanyordu. Harem duvaryla bunun arasna ok zor sabilmitim, ama on yanda bir ocuk iin bu ok kolayd. Oradan baktmda Glruh'un grdn ben de grdm. Kullanlmayan, adeta terk edilmi bir bahecikti buras. Ortada bo bir havuz ve evresinde ihmal edilmi birka aa ve iek tarh vard. Buraya yalnz mabeynden ikla-bilirdi. Mimar, evin erkei ve gzdesinin babaa bahe keyfi yapmalar iin planlam olmalyd bu keyi. Dnyaca nl Sinan, galiba bu kez mterisini yeterince tanyamamt. Sokullu ile asla badamayacak bir lkst bu. Dikkatle bahecii incelediimde balangta ne kadar zenle dzenlenmi & a fi y e & u 1L a n 235 olduunu anlayabiliyordum. Bir kede, kolaylkla havalanmas iin geni caml bir tuvalet bile vard. Bunu yaparken tabii ki hi kimse haremin atsndan kk bir kzn buray gzetleyebileceim dnmemiti. Glruh mutlaka bir eyler grm olmalyd. Geri dnp, yukar ktm, teli kapattm ve hemen tamircileri ardm. Adamlar ereveyi iri ivilerle yerine oturttular. Onlar alrken balarna bir yardmcm dikip, kadnlar uzaklatrmay ihmal etmemitim. Sonra gidip mabeyndekine, eer grlmek istemiyorsa gndzleri dar kmamasn tledim. Selamla getim, oradan da avluya. Krk bilezii alp tamir ettirdim. Ve bu i bitince Glruh'u yanma ardm. Bileini tutup bilezii taktm. Fazla konumadm sadece, "Umarm bana bu ii bir daha yaptrmazsn," demekle yetindim. Ne demek istediimi anlamt, ben uzaklarken o boyun emi bir tavrla onarlm bileziiyle oynuyordu. __________MM*__________ ______XXXV csLRUH'n kafasndan neler getiini tahmin edemiyordum. Ama bende de baz kukular uyanmaya balamt. nanlmazd... Byle eyler yalnz binbir gece masallarnda olur sanrdm. Glruh o masallara uygun ocuk ruhuyla baz eyleri benden daha kolay ve abuk anlam olmalyd. Ertesi sabah olanlar her eyi kafamda netletirmeme yetmiti. "Abdullah buraya gel." Efendimin ses tonundan, nemli bir eyler olduunu anlamtm. Gzlerinde neredeyse umutsuz bir anlam vard, onun 236 Ann Chamberlin yzn kara karmamam gereken bir durum vard belli ki. "Efendim?" dedim, yere kadar eilirken. Aslnda yalnz olduumuzda benden bu kadarn yapmam asla istemezdi. "Abdullah, efendilerin sana syleyecekleri varm." Misafir denemeyecek bir pervaszlkla ieri dalm birtakm adamlar ta mabeynin kapsna kadar gelmi her taraf aryordu. Perdeleri ekiyor, yatak-yorgan dolaplarm talan ediyor, sandklar ayorlard. Kyafetlerinden ve kllarndan bu adamlarn Sultan'n zel muhafzlar olduu belliydi. Efendim ve ben odann bir kenarnda duruyorduk. lerinden biri, "Vezir-i azam'n hareminin ba sen misin?" diye sordu. "Allah'n izniyle," diyerek adamn nnde de eildim "Syle bana hadm, hareminin namusu tam mdr?" "Efendimin onurunun inenebilmesi iin nce benim ldrlmem gerekir." "Ama eer deerli hareminin duvarlar arkasna bir eyler saklanmas iin efendine yardm etmezsen, bu da senin lmn gerektirebilir."

"Efendiler, ne efendimin, ne de benim onurumu bu ekilde inemeye devam edebilirsiniz. Ltfen bu aalamaya bir son verin." Muhafzlarn ba gzlerini mabeyn kapsna dikmi bakyordu. Sanki bu kapnn arkasn grmek ister gibi bir hali vard. Ama tm isteine karn byle bir hareketi yapmaya onun bile cesareti yoktu. Baklarn bana dndrd. Onlar en az mabeyn kaps kadar salam karlamaya hazrdm. "Pekl," dedi adam. "Sana inanyorum hadm. Ama bunun ok ciddi bir durum olduunu bilmen gerek." "mparatorlua ait baz deerli eyler kaybolmu," diye aklama yapt efendim sakin bir sesle, eli omuzumdayd. "Yasef Nasi'nin lmnden sonra Saraya teslim edilenlerle ilgili olarak." Safiye Su 1 La 237 "alnma desek daha doru olur," dedi adam. " Ve bu ie kantysan bana geleceklere hazr ol." Efendim, "Seni ve Yce Sultan' temin ederim ki, byle bir ey sz konusu bile olamaz. Adamlarm Nasi'nin mallarn benim talimatmla sattlar ve ele geen her bir ake Hazine'ye aktarld. Hesaplar ok sk tutuldu. Onlar Sultan'mza defalarca gsterdim. Hibir hata yoktur. Eer adamn malnn daha fazla olduu umulduysa, onu bilemem. Rahmetli Sultan Selim'in ona bunun katn bahetmi olduunu kaytlardan biliyoruz. Ama bu konuda benim elimden bir ey gelmez. Ltfen yaplan para ayarlamasn ve bunun piyasadaki etkilerini aklnzda tutunuz efendiler. Ayrca Nasi inanlmaz lde msrifti. O kyl Trk Uveyis, bu konuda karanlk kukular iinde, diye bundan biz sorumlu tutulamayz," dedi. "Bu hrszlktan sorumlu olarak aranan, yardmclarnzdan Feridun adl o hrsz kollamann yannda; Uveyis Bey'in, Sultan'mzn haklarn kollamas ok daha ulvi bir davrantr. ok kukulu bir biimde ortadan kayboldu, nasl olduysa..." "Bunun Sultan'mzn karlaryla bir ilgisi olduunu hi sanmyorum. nk efendimiz, Nasi'nin servetinden kalanlar Uveyis'e armaan etti. Onu byle irkin sulamalara iten ey agzlldr." "Feridun'un yerini sylemedike, Uveyis Bey'i sularken daha dikkatli davranmalsnz." "Feridun Bey onurlu bir insandr," dedi Sokullu Paa. "Keke Divan'daki herkes onun gibi olabilse... Bana hizmet etmeye balamadan nce Saray Niancl'n yapmt ve hak ettii saygy bu grevinde kazanmt." Muhafzlarn komutan adeta tehdit eder bir ekilde Paa'ya yanamt. "Haydi bu yetenekli, onurlu adam nerede syleyin," dedi. Sokullu kesin ve kararl bir sesle, "Nerede olduunu bilmiyorum," diye cevap verdi. 238 ANN CIIAMBERLIN Bu szlerin zerine ben de efendimi savunacak birka sz syledim: "Hareminin onurunu ve gvenliini kim tehlikeye atar?" Askerler arkalarn dnp gitmeye hazrlanyorlard. Bana gelince, artk mabeyne tekrar gittiimde pee ve arafn arkasnda kim olduundan emin olarak yemek tepsisini sunacaktm konuumuza. Bu adam Feridun Bey'di. veyis, sanrm hl bizim haremin temizliinden emin deildi. nk o leden sonra adamn karisi ile birlikte Nur Banu bizi ziyarete gelmiti. Bu beraberlik dorusu allmadk ve artcyd. Onlar her zamanki nezaket ve konukseverliimizle karladk. Hanmm uyarmak gereini bile duymamtm. 'Naslsnz, iyi misiniz?' faslndan sonra onu hi kimsenin son durumdan tr yaknmaktan alkoyamayacan biliyordum. Eer sz etmezse ok daha kuku verici olabilirdi, onu doal davran iinde brakmak bana akllca gelmiti o anda. Nur Banu anlatlanlar duyunca, "Haydi getir u kz da, gerekten senin iin bir tehdit mi, deil mi anlayalm," demiti.

veyis'in kars basit ve hatta biraz da aptalca bir kadnd. smihan'n anlattklarndan sonra hemen alamaya balamt. Ama Valide Sultan ona asla benzemezdi. Yannda bu kadn tam olmasnn tek nedeni Uveyis'e abucak haber iletmekti, bundan emindim. smihan, "Dar kmyor," diye szland. veyis'in kars kalp dertlemek istiyordu. Bir kadnn zerine gen bir odaln getirilmesinin ne kadar ac verici olduunu biliyordu. Ama Nur Banu iin bunun bir nemi yoktu. O buraya gelmesinin nedeni olan sorunun cevabn renSafiye Sultan 239 misti: Bizim haremde kimseye grnmek istemeyen biri vard. Ziyareti uzatmad ve kadnlar az sonra gitti. "Allah'a krler olsun gittiler," diye sevinle baran Glruh allmadk bir biimde kollarn belime dolayarak bana sarlmt. Ne kadar gzel bir yz vard. Artk boyu neredeyse ba-basnnkine yaklamt kzn. "Neden byle sylyorsun ieim?" diye sordum. "nk..." dedi, dikkatle gzlerime bakyordu. "Pekl Abdullah, sen syle, sen de bundan memnun deil misin?" Ses karmadm. Doruydu, ayn duygular paylayorduk. Ama duygularmz mabeyndeki tehlikeyi savuturmak iin yeterli deildi. ______XXXVI GECE gn batnmdan nce, askerler tekrar geldi, ama bu kez onlar mabeyn kapsnn dnda tutmay baaramamtm. "Sesini duymalyz," diye tutturmutu komutan. "Onun bir kadn olduundan emin olmalyz." "Konumayabilir," diyordu Sokullu. "ok utangatr." "O zaman ne yapn yapn onu konuturun. Aksi halde, btn istanbul sizin haremde bir erkek sakladnzdan ku-kulanacaktr. Byle bir utanla vezir olarak ne kadar kalabileceinizi siz kendiniz dnn." Efendim derin bir nefes alp mabeyn kapsna gitti. Kibarca kapy vurdu ve szlerine balamadan nce grtlan birka kez ksrerek temizledi. O 240 "Fatma, Fatma," diye seslendi. Bu ylesine sradan bir isimdi ki... Byle bir sradanlk hem her trl kukuyu ekebilir, hem de her trl kukuyu akllardan silebilirdi. Efendim kadnlar konusunda gerekten de ok saft. "Fatma, burada adamlar var." Bu szler hibir ie yaramasa da, en azndan Feridun Bey'i uyarabilirdi. "Bak Saraydan adamlar geldi ve senin konuman istiyorlar. Senin bir... Bu bir onur meselesi. Ve hayat memat... Fatma, kapya gelip bir eyler syler misin?" Hi cevap yoktu. "ok onurludur," dedi efendim, ama askerler tatmin olmamlard. "Brakn da ieri girip onu ikna edeyim," diye atldm. "Hayr," diyen komutan kolumu tuttu. "Sen de bu iin iinde olabilirsin hadm. eri girip harem kapsn aabilirsin ve bir kle kz abucak getirip, bizimle konuturabilirsin. Hayr olduun yerde kal. Burada yaplmas gereken ey kadnn konumasdr. Ona kadar sayacam, sonra adamlarm kapy krp Sultan adna ieri girecekler. Hepsi bu kadar." "Efendi," dedi Sokunu. "Buras, askerlerin umutsuzlukla isyan etmeye kalkt Yugoslavya dalar deildir. slam'n namuslu kadnlarna kar hata ilersen, unutma bunu hayatnla dersin." "Sultan'm arad birini saklamann cezas da lmdr. ki durum da ayn benim iin. Bunu gze alrm. Ya sen Paa? Adamlar hazrlann, saymaya balyorum." Ve komutan dediini yapt.

"Fatma ltfen. Gelip konumayacak msn? Haydi gel de, ikimiz birden bu saldrnn utancndan kurtulalm." Efendim yalvaran bir sesle konuuyordu ve bu Vezir-i azam'dan beklenen bir tavr deildi. Bence yalvarmasnn asl nedeni Feridun'un bir an nce kamasna yardmc olabilmekti. Ama nereye kaacakt? Bizi ancak bir mucize kurtarabilirdi. Safiye 6u(Lan 241 Belki beni byle durduum yerde hareketsiz brakan da, o mucizeyi umutsuz bir ekilde beklememdi. Zaten elimden fazla bir ey gelemezdi. Gidip arka taraftan ka iin bir eyler yapmaya alsam da bir sonu salamak olanakszd. Bu, ancak ve ancak ak bir su kant olabilirdi, o kadar. Kap bir-iki darbeden sonra menteelerinden kurtulmutu. Kalbimin sesini kulaklarmda gmbrtlerle duyuyordum. Kays rengi arafl ise hi kmldamadan odann kesinde duruyordu. Askerler onu grnce ap kalmlard. Aslnda bekledikleri, elinde klcyla bir erkekti. Ne yapacaklarn bilemiyorlard. Komutan hzla oday admlad ve kays arafly kolundan yakalad. Peesine asldnda aralanan araftan kadnn gsleri belli olmutu. Sonra hi kimsenin bir kadn sesi olduundan kukulanamayaca bir inleme duyuldu. "Ltfen efendim. Allah akna, beni brakn." Eer bir Hristiyan olarak domu olmasam, buna kendi gzlerimle grm olsam bile inanamazdm. Be silahl adam hemen geri dndler ve canlarn kurtarma korkusuyla kapya koturdular. Efendim eliyle bir iaret yapt. Gidip kap nbetilerini onlarn yolunu kesmek zere uyarmalydm. Galiba Tanr beni daima koruyordu. Buna kendi kendime kahkahayla gldm. Gz ucuyla efendimin kays araflya sarldn grmtm bu arada, ikimiz de o arafn altndakini yakndan tanyorduk. Bu Glruh'tu. Saldrganlar hemen yakaland ve Sokullu'ya intikamn alma hakk verildi. Uveyis'in en sadk adamlarndan biri olan komutan asld, dierleri ise toparlanp iyi birer Mslman olabilmeleri iin gereken dersi fazlasyla aldlar. Dorusu ben de bir ceza bekliyordum, Glruh'un gvenliiyle yeterince ilgilenmemitim. Ama Sokullu ve Feridun Bey ylesine kendi sorunlaryla younlamtlar ki, benimle ilgi-Safiye Sultan F. 16 242 lenmediler. Feridun Bey, hl kendisini iyice komikletirmi kadn giysileri iindeydi ve kahkahalarla glyordu. Hareme getim, beklediim ceza bana verilmese de, ben kendimi uzun sre bu ihmalim nedeniyle sorgulayp cezalandracaktm. Kuama soktuum anahtar kaybolduunda anlamalydm aslnda olanlar. Glruh bana sarldnda onu arm olmalyd. Allahm, ne salaktm. Gerekten de birka kamy hak etmitim. "Pekl kk hanm," dedim onu grdmde. fkemi karmaya alyordum. "Kendinden utanmalsn." "Ben mi Abdullah?" Masum bir pozla beni kandrmaya alyordu. "Ne yaptm ki? Hadmm Karanfille satran oynuyoruz biz. yle deil mi Karanfil?" Ve Karanfil, son nargilesinin verdii uyuukluktan yeni kurtulmu, "Evet, doru sylyor" dedi ar ar. Ona odadan hemen kmasn syledim, "Seninle sonra greceiz," demeyi de ihmal etmedim. Sonra Glruh'a dndm ve derse baladm: "Gen kzlar byle..." Szm kesti. "Asla yapmazlar! Ama erkekler bizim haremimize giriyorsa... O zaman ne yapacamz nasl renebiliriz?" "O haremde deildi. Sadece mabeyndeydi," dedim. Aslnda sylediklerinin doru olduunu biliyordum. "Oras da haremin parasdr." "Kap kilitliydi, bunu gayet iyi biliyorsun."

"Sanrm anahtar geri istiyorsundur," diyen Glruh, gmleinin yakasndan ieri elini sokup kard anahtar gzmn nnde sallad. Almak iin elimi uzattmda glerek geri ekti ve "Ama bana onun adn sylemelisin," dedi. Bam salladm. "Onun hayatn kurtardm. Adn bilmek hakkmdr." Kalbim yerinden kacak sanmtm. Safiye Sultan 243 Bir an iin gzlerinde baka bir ey grr gibi olmutum ve bu benim iin askerlerin saldrsndan bile daha beterdi. Telala, "Seni hi ilgilendirmez, bu stne vazife deil," dedim. Biz byle anahtarn etrafnda oynap konuurken anladm ki, o gzlerde grdm sandm ey yoktu. Glruh, en az onun kadar akn olan Feridun Bey'e ancak bir ya da iki kere bakm olabilirdi. "Anahtar kullanmaya cesaret edemezdim Abdullah," demiti. "Ama tam o srada askerler geldi. Ah ok komikti" Yakkl dememiti. "Kadn giysileri iinde bir erkek! ok rahatszd ve beni grnce sevindi. Hemen arafn verip avluya kat. Hem de bir anda." Ben onu azarlayp dururken Glruh gidip bir pencerenin kenarna oturmutu ve ocuksu tavryla bacaklarn sallyordu. Sonra birden yanaklar kzard ve gzyalarn tutamayp alamaya balad. Yine korkmutum, galiba istemediim bir itiraf duyacaktm. "Biliyorsun musun Abdullah? Hareme gnderildiimden beri babam ilk kez bana dokundu." Dersimi noktalamalydm. "Bana damlara trmanmayacana, kilitli kaplar amayacana dair sz ver," dedim. "Babann onurunu korumalsn. Bir gn babann senin iin setii adama tertemiz gitmezsen onun'kalbini krm olursun." Ban sallad, kocaman damlalar yanaklarndan szlyordu. Konuamyordu. Bunun yerine ayaklarn daha kuvvetli bir ekilde duvara v.urdu. Bu, bana ylesine dokunmutu ki, ona sarlmaktan kendimi alkoyamadm. Bu gerek bir sarlma ve paylamayd. O, bu kucaklamayla souk ve sert bir babada bulamadklarn, bense asla sahip olamayacam bir ocuun scakln bulmutum. "3) 244 Sokullu Paa, artk Feridun Bey'i haremde tutamayacan anlamt. Ertesi cuma, Paa'mn yardmcsn bir tahtrevana koyarak dar ktm, uzak bir iftlikte adam erkek giysilerine kavuup atma atlad ve uzaklat. Feridun Bey; Sokullu'nun yeeni, Budin ehri snrndaki Beylerbeyi Mustafa Paa'ya bir mektup gtryordu. Mustafa Bey, Feridun Bey'e gvenli bir yer bulamasa bile, nasl olsa onu rahatlkla daha gvenli Hristiyan topraklarna geirebilirdi. Ondan sonra oturup Murad'n keyfinin gelmesini bekleyeceklerdi. Kays araflnn ortadan kaybolmasyla Ismihan anlatlamaz bir ekilde rahatlamt. "Biliyordum," diyordu. "Bu ap-talcayd. Sonunda ondan bkacam biliyordum." O iyileince, haremdeki karmaa da sona ermiti. Sokullu Paa'ya gelince... O, olaylarn hemen ardndan tekrar odasna ekilip Arap Paa'ya uzun bir mektup daha yazmt. Blm IV Ferhad XXXVII______ kJVAH ALAYI Komutan, Hipodrom'da, at nallarnn kaldrd toz bulutunun iinde sert ve hzl admlarla bir grup adamnn talim yapt yne doru ilerledi. Sipahiler, halkn byk bir coku ve beeniyle izledii gsterilerinden birine hazrlanyorlard. Bu, at zerinde mealeler ve tututurulmu kllarla yaplan bir gsteriydi. Aslnda ok zor bir i deildi, tek baarlmas gereken atlarn alevlerden rkmemesiydi. Ferhad Paa biraz nce de meydann dier ucunda ok daha gsterisiz ama nemli

bir talimi yapan askerleri kontrol etmiti. Askerler mzraklaryla hedefi tam ortadan vurmaya alyorlard. Bugn en kk bir aksakla, yetersizilie tahamml yoktu Paa'nn. nk Hipodrom'daydlar ve yambalarmdaki konak Sokullu'ya aitti. Bu ona ok byk bir tedirginlik veriyordu. Aslnda galiba Vezir-i azam'la ilgili her ey ona bu duyguyu yaatyordu. Sokullu konann kapsndan kacak ve tek bir bakyla hangi birliin daha baarsz olduuna karar verecekti, tabii komutann da... Ferhad Paa' nn gerekte her zaman yapt gibi askerlerine avaz avaz bararak onlar coturmak iin rpnmasna bugn gerek yoktu. Yzlerce kez talimden ve savalardan gemi bu adamlarn gzleri daima iddet prltlaryla doluydu. Ama yine de daha fazlas iin urayordu Ferhad Paa. Aslnda onu tedirgin eden yalnz Sokullu'nun baklar deildi. Sokullu'nun haremi de vard, kz ve kars. Bunlar 248 aklndan geirirken her zamanki gibi rpermiti. Bir erkek baka birinin haremini dnmemeliydi, bunu biliyordu. Ama Ferhad kendini o haremi dnmekten alkoyamyordu. O kadn onun da karsyd, o kz onun da kzyd. Bazen Hipodrom'da alrken harem kapsndan kapal . bir tahtrevann ktn gryordu. Ama dnp bakamyordu bile. Eer kendi disiplinsizlik yaparsa, askerlerinden nasl bekleyebilirdi disiplinli olmalarn? O tahtrevana bakmadan da iini hayal edebiliyordu Paa. Arkas dnkken onu kavuran gizli baklar da... Byle durumlarda herhalde askerler komutanlarndaki tedirginlii, nedenini bilmeden sezer gibi oluyorlard. Bunu hissedebiliyordu Ferhad, ama yine de kendini kontrol edemiyordu zaman zaman. Konya'daki o byl gece, bir an tm younluuyla gelip geiyordu aklndan. Sonra toparlanp eskisinden ok daha fazla bir gayretle sarlyordu iine. O tuhaf ilikinin dnda Paa'nn hayatnda asla grevden baka bir ey olmamt. Evet, iliki... Her ey son derece gizli ve tehlikeli bir grevi yerine getirmek zere Sokullu'nun evine gelmesiyle balamt. Bir sre Vezir-i azam'n konanda grevi tamamlayabilmek iin gerekli zamann dolmasn beklemiti. Beklemekten baka yapacak bir ii yoktu o gnlerde. Avluda, bahede dolap durmutu avare avare. Sonra bir gn, sonbahar gllerinin arasndan ykselen o gzel sesi duymutu. Ev sahibinin kars ut alp arklar sylyordu. Birbirinden gzel ak arklar... Sanki cennette gibi hissetmiti kendini Ferhad. Ak ta iliklerine kadar hissetmiti. Tpk bir savata ehit olmaktan kaamayaca gibi bundan da kaamazd. Sonunda bu da Allah'n emriydi. Grevini yerine getirebilmek iin snd yer, onun kaderinin dmlendii yer olmutu. Evet, grev ve kader... O binbir anlamla dolu iekleri harem kafeslerinin dibi(Safiye uitan 249 ne brakmak da bir grev olmutu onun iin. Nice air byle bir esinle yazmam myd o gzelim, iten msralar? Sonra yeni bir grevle Konya'ya gnderilmiti ve Vezir-i azam'm kars da oraya gelmiti. Bu karlama yalnzca bir rastlant myd, yoksa Allah'n dilei mi? Korkmutu Ferhad. Sonra k biterken bir kez daha Konya'ya geldiinde Vali onu evinde konuk olmaya armt. Ve smihan da ayn evde konuktu. Kaderden kalmyordu. Abdullah'n, hadmn ona gelii ve syledikleri... Nasl kar kabilirdi bunlara? Olmadk zamanlarda aklna o gecenin hayalleri dyordu Ferhad'n. smihan'n tomurcuk gllere benzeyen pembe gs ular... Yasemin kokulu simsiyah bukleleri... Teninin baldan daha tatl tad... Onun bir bakire olmadn ve Vezir'den kez gebe kalp n de yitirdiini biliyordu. Ama o dalgn kara gzlerde beliren en prltlardan, yanaklarnn al al oluundan smi-han'a daha nce hi kimsenin veremedii bir eyleri vermeyi baarabildiini anlamt. Ve bu Ferhad'n kendi duygularn da kamlamt. Vermek

ve almak... Ak... Onun kendi bedeninin altndaki kvrlmalar aklna geldiinde en scak gnde bile titriyordu Ferhad. Bazen bir mart l, smihan'n arzu dolu kk haykrn artryordu. Ve tpk o andaki gibi nefesi kesiliveriyordu gen adamn. Yllardr bir yn fahieyle birlikte olmutu Ferhad. Kadn nedir biliyordu. Ama ne kadar marifetli olurlarsa olsunlar, bir daha asla o geceki gibi bir doyuma ulamamt. O gecenin rn olan bir de ocuk vard. Glruh... Onun kz... On ya da biraz daha fazla olmalyd imdi. O gecenin ne kadar gemite kaldn ancak kzn yan hesaplamaya altnda anlayabiliyordu. Yoksa ona yaadklar hep dnm gibi geliyordu. Hi grmedii kz... Onu hayal etmeye alyordu. Bir 250 Ann Chamberlin gl, pembe ve yumuack. O bir gld, Glruh... Blble k olan gl... Annesine benziyor olmalyd. Belki kendine de benziyor olabilirdi. Bunu daha ok So-kullu Paa'nn keskin ve inceleyen baklaryla karlatnda dnyordu. Bazen Ferhad Paa, ihtiyar adamn bu konuda tahmininden daha fazla bilgiye sahip olabileceini dnyordu. Hatta her eyi bildiini... Evet, kz, on yalarnda, iyi baklan, zenle bytlen bir kk hanmd ve artk arafa girmi olmalyd. Ana kz, onlar yan yana grse belki de biribirinden ayramazd. Tabii bunu denemek bile olanakszd. Harem kaplarn kilitleyen Abdullah, o "byl geceyi" bir daha tekrarlanmamak zere ebediyen bitirmiti. Cennetin kaplarn bir defalk amt hadm... Zamanla her ey silinir, der insanlar. Yeni aklar, yeni aclar... Belki bakalar iin bu doruydu ama Ferhad iin deil. O, dierlerine benzemiyordu, hibir ynden. Yerinde baka biri olsa, byk bir olaslkla kendine ait eyleri alm olduu iin SokuUu'dan nefret edebilirdi. Oysa Sipahi Alay'nm gen komutan asla byle dnmyordu. Yrekten balyd Vezir-i azam'a, imparatorlukta ve hatta dnyada ondan daha ok grevine bal birinin olmadn biliyordu Ferhad Paa. Sokul-lu, sahip olduu her eyi sonuna kadar hak etmi biriydi, buna ailesi de dahildi. O, Allah'a ve Sultan'a bunlarn karln demi bir adamd. Ferhad, Cennet'in zapt edilerek alnamayacan biliyordu. Onu kazanmak, ona layk olmak gerekiyordu. Bunun da en nemli koulu grevini iyi yapmakt. Ferhad' gen yata bu mevkiye karan da zaten iindeki bu inant. Ve Ferhad, sonunda belki de yerine geecei adama kar grevlerini mkemmel bir ekilde yapmann peine dt tekrar. Eer ok baarl olursa, bunun olmamas iin bir neden yoktu. Vezir-i azam sonsuza kadar yaayacak deildi nasl olsa. Ferhad Paa onun yerine aday olabilecek bir avu kiiden Safiye 6u I tan 25I biriydi. Ve bu adaylarn iinde Saraydan bir gelinle dllendirilmemi olan da yalnz oydu. imdilik evlenmeyi de dnmyordu. Laf olsun diye bunu yapamazd. Evliliin, iinde ykselmekle olan ilgisini ok iyi biliyordu. Kald ki onun aklnda tek bir gelin aday vard. imdilik bekleyebilirdi, bunun bir sakncas yoktu. Evet, Sokullu sonsuza kadar yaayamazd. inden bunu tekrarlayp duruyordu. Ama atele talim yapan askerlere yaklarken unu da dnyordu: Kimin ne zaman leceini Allah'tan baka kimse bilemez. Ferhad Paa'nn burun delikleri at pislii, toz ve kkrt kokusuyla titredi. Kvlcmlara kar koruyabilmek iin balanm at kuyruklar ile alevler iindeki kllar arasnda bir parmak bile mesafe yoktu neredeyse. Askerler ylesine bir ustalkla yapyordu ki ilerini, gn nda bile bundan etkilenmemek imknszd. Ferhad neden en cengver askerlerin bile bu gsteriye merakl olduunu merak etti bir kez daha. Sonuta bu bir gsteriydi.

Adamlarn komutann yanma ard eliyle. Askerlerin ortasnda bir sihirbaz gibi duran adam, hemen atn kenardaki emeye srp klcmdaki alevleri sndrd, sonra da Fer-had'm yanma yneldi. Bu nefis ksra nereden bulmutu komutan? Atn rengi neredeyse pembemsiydi, Arap ve Avrupa tohumlarnn mkemmel bir krmasiyd hayvan. Bu alt rtbeliler nasl oluyor da en gzel hayvanlar buluyorlard? Bunu daima merek etmiti Ferhad. Gerekten de ksrak, kendi atndan kat be kat stnd. Sultan'm zel hayvanlarndan bile daha iyiydi belki de. Eer nereden buldun, diye sorsa alaca cevab tahmin edebiliyordu. "Onu mu? Bir deri bir kemikti aldmda, yal bir adamdan satn aldm. ecereli bir hayvan deildir." Devamn da biliyordu Ferhad: "Ama dorusu ondan ayrlamam. 252 ok iyi bir hayvan deil, ama biz onunla ok iyi dostuz. Onu asla satmam." Bu adama Atl skender diyen kimbilir belki de anasyd. ylesine ustayd ki bu ite, sanki anasndan atla domutu. Ufak tefek, kvrak, kara gzl, kara kal, kara bykl biriydi. Tuhaf bir havas vard, ne yaparsa yapsn en mkemmelini yapacakm gibi grnyordu. Belki de Lala Mustafa Paa onu zellikle bunun iin armt. Adam atndan inmi karsnda bekliyordu. Ferhad, bu adamla yan yana gelince neden tedirgin olduunun cevabn veremiyordu- kendine. Sanki konuunca adama sylememesi gereken bir bilgiyi vererek, birine ihanet edeceini hissediyordu, bu yzden daha ok yazl emir vermeyi tercih ediyordu. Okuyup yazmak skender'in en zayf ynyd. Ve Ferhad onun en azndan bir sre bununla uramasn tercih ediyordu. Elindeki kd okuyan skender, ban kaldrp: "Demek Macaristan'a gidiyoruz," dedi. "Evet." "Ne zaman efendim?" "Adamlarn toparlar toparlamaz. Dierleri oktan hazrland. Edirnekapi'da buluulacak." "le ezanndan nce orada oluruz." "yi. Bunun ne derecede gizli bir grev olduunu tekrarlamama herhalde gerek yok." "Sylenmese de malm." Adam srtt, sesini iyice alalt-mt ve bunu onca at nal sesinin arasnda Ferhad'dan baka birinin duymasna olanak yoktu. "Vezir-i azam'n yeeninin hakkndan gelmeye gitmiyor muyuz? Tabii ki ok gizli bir grev bu." Ferhad yznn kzardn hissetti. "Hakkndan gelmek diye bir eyi kimse sylemedi. Emirler, onlar alanlar tarafndan tartlmaz, hakknda yorum yaplmaz. Yazl olan: 'Vezir-i 6afiye Sultan 253 azam'n yardmcs Feridun Bey'in ortadan kayboluu meselesi halledile...' Hepsi bu kadar." "Ama herkes 'halledile'nin ne demek olduunu bilir." Okuma yazmas kt olan skender, ne yazk ki iir merakls Ferhad Paa'dan daha iyi yorumlamt mesajn satr aralarn. "Umalm ki, yle bir ey olmasn." skender tekrar srtt, sonra, "Baka bir ey var myd efendim?" diye sordu. "Yok. Dur, dur, bir ey daha var. Sokullu Paa'dan alman istediim mektubu ne yaptn?" "Kbrs'a giden geminin kaptanna verdim, emrettiiniz gibi." "Arada hi kimse ap okumad deil mi?" "Ne demek istiyorsunuz efendim?" skender yine srt-mt. Ferhad, adam srtnca neden rahatsz olduunu sonunda bulmutu. Bu, skender'in eksik diinin etkisiydi. Aznda tuhaf bir karanlk leke oluyordu her srtnda adamn. "Hibir ey," dedi. "Unut gitsin. leden nce Edirne-kap'da."

"Evet efendim." Ferhad neden bu adama bylesine hayati bir konuda gvendiinin cevabn veremiyordu. Adamn insanlar zerinde garip bir etkisi vard. skender hzla ykseliyordu, ama gsterdii son aamann nedeni de Ferhad'm bizzat kendisiydi. Atele oynayan svarilerin ba, yalnz halkn deil vezirlerin de ilgisini ekiyordu. Ksa zamanda daha nerelere trmanaca bilinemezdi. Ferhad garip bir ekilde, Macaristan seferinin ba sanki kendisi deil de, skender'mi gibi hissediyordu. En gzel at onundu, en hnerli tabur da. Daha st makamlar iin gereken gveni de acaba byle mi salyordu? __________M1&_________ XXXVIII_____ SK HAFTA SONRA Budin'de Ferhad, skender'e "Beylerbeyi hibir ey bilmediini sylyor. Baka ne yapabiliriz?" diyordu. "Hibir ey bilmediini sylyor," diye alayc bir sesle tekrarlamt skender. "Bu yeterli bir aklama m? Sokullu'ya kanyla canyla bal bir adamdan baka ne tr bir cevap bekleyebiliriz zaten?" "Her neyse, u anda emin olabileceimiz tek ey Feridun Bey'in snr gemi olduu." "Evet, sanrm." "Yapabileceimiz daha fazla bir ey de yok." "Yok mu? Ben tatmin olmadm. Lala Mustafa Paa'nn da olacan sanmam." "Sokullu, Vezir-i azam'dr. Ona bal adamlara eziyet etmenin ne anlam var?" "nk artk onun gnleri sayl. Unvan ne olursa olsun, yaplacak en akllca i yldz parlayann yannda olmaktr, snenlerin deil." "Konuma biimin insana ihaneti hatrlatyor sipahi." "hanet Sultan'a kar olur. Allah ahidimdir, bunu asla yapmadm. Her eye ramen senden benden farksz bir kle olan Vezir-i azam'm aleyhinde birka sz sylemenin neresinde ihanet var? Ayrca, herkesin bildiinden daha farkl bir ey de demedim. Sokullu, yalnz bir kle deil, ayn zamanda ihtiyar bir kle. Yetmiini geti. Her an Allah onu yanna alabilir. Her an..." Hi dnmeden "Allah korusun," diyen Ferhad'm bu dileine skender 'amin' diyerek katlmamt. Kim bilir, belki de bu, onun asla gereklemesini istemedii bir dilekti. Safiye Su I tun 255 I )aha sonraki gnlerde, insana kasvet veren kapkara gk-, nden boalan yamur, Budin'in amurlu sokaklarn ykan. yu balamt. Ykk dkk gmen evleri de, daha dayankl binalar da sanki bu sularla Tuna'ya, oradan denize, oradan .l. stanbul'a srklenecek gibi grnyordu. Ortalk ylesine I .narmt ki, gece ve gndz birbirinden kolay kolay ayrla-myordu. Ferhad, sokaklar bombo olduuna gre artk akam olmu, diye mrldand. Aslnda en acil ii olanlar iin bile bu hava yeterli bir mazeretti. Zaten ortalkta ondan baka biri voktu grnen. "Neden bu ihtiyar adama bylesine balym?" diye dnyordu Ferhad. Sokullu, kimse ona dokunmasa bile fazla yaamazd, bu doruydu. Ama, yine de bu gece, karln asla deyemeyecei bir gnl borcunun arln duyuyordu omuzlarnda, yreinde. Sanki Paa, kendi sahip olduklarn yce bir ruhla onunla paylam gibiydi. Tpk kapsn alan dilencilerle ekmeini paylat gibi... Ferhad kendini bir dilenci olarak dnmekten ok holanmamt ve bu onun akln kartrmt ve hatta ayaklarn da. amurlu bo sokakta kayp sendeledi. Fransz ve talyan yap ustalar, sanatlar Budin'i bir zamanlar nadide bir mcevher gibi sslemilerdi. Ama neredeyse elli yldr bir snr karakolu halini alan ehir bu gzelliklerini birer birer kaybediyordu. Her zaman ayn eyler sylenmiti: "u Avusturyallar biraz daha geri srelim, o zaman naslsa yeni batan imar ederiz buray." Ama bu asla gerekleememiti, bugne kadar Osmanllar'm burada yaptklar tek ey bir hamam ve iki kaplcadan ibaret kalmt. Zaten bunun nedeni de

Beylerbeyi'nin anayurdunda alt gibi ykanmadan duramayacak olmasyd. Ferhad'm stanbul'un inceliklerini seyretmeye alk gzleri, bu kaba sabal yadrgyordu ve grdkleri gnln amyordu. 256 Yamurdan pslak olmu ehrin tm kokular birbirine karm gibiydi: Tokay arab, biber, krema, lahana, domuz sosisi... Sesler de yleydi... Her ey onda derin bir sla zlemi uyandryordu. Duyduu kelimeler, bir ingenenin kemanndan ykselen melodi onu hzla bir hasretin iine srklyor-du. Yksek sesle "Glruh," dedi. Daha nce asla bunu yapmamt ve lene kadar da bir daha yapmayacakt. "Kzm." Byle eyler dndnde hep yapt gibi ban ge kaldrp aya bakt. Ama bu gece onu da gremiyordu, her yer kapkaranlkt. "Glruh. Blbln gl. Bu imknsz bir ak." Aslnda bunlarn ona bir faydas yoktu. Gidip atein banda stn ban kurutmak, byle dncelerden uzaklamalyd. Byle bir gecede darda dolamak akllca deildi. Ama bu yry herkese sama da grnse onun iin bir kat. Dndnde duyaca szleri biliyordu: "Beylerbeyi! ld! dam edildi!" Beylerbeyi'ne ok zel bir sevgi ve saygs yoktu Fer-had'm. Onun bu greve Sokullu'nun yeeni olduu iin getirildiini biliyordu. Aslnda zaaflar olan, beceriksiz bir adamd. Ama Sokullu'nun yaknyd ve Ferhad'n akl hep Sokul! u ile meguld. Vezir-i azam'a duyduu minnet baka bir ey dnmesini engelliyordu. Bu gece ona yeeninden bile daha yakn olduunu hissediyordu. Tekrar, "Glruh," diye mrldand. nnden getii binann harap olmu sslemelerine gz taklmt. Her gelip geen asker, buradan an olsun, diye bir para skp gitmiti sanki. Ferhad bir tulann brakt bolua bakt. Hemen yanbamda, yamurla ykanm, yldz eklinde kk bir mermer paras vard. Tutup kopard bu grimsi ta salland yerden. Naslsa gzden karlm bir yapyd bu, belli yok olup gidecekti. En azndan belki bir kadnn elinde bu para yaayabilirdi. (Safiye Sultan 257 "imdiye kadar skender iini bitirmi olmal," diye dnrken mermer yldz kuann iine soktu ve birliine doru hzl admlarla yrmeye balad. Usta bir kuyumcu tarafndan nefis bir kolyeye dndrlen mermer yldz Glruh'a verilmek zere uzatrken Ferhad, "Abdullah, stat, skender'i Sipahiler'in bana getirdiler," dedi. "Evet, ama duyduuma gre sizi de Yenieri Aas yapmlar." Ferhad buna ok da aldrmyormu gibi omuzlarn silke-rek, "Evet," dedi. "Tebrik ederim." "Artk Sokullu Paa'ntn mesajlarn iletemem." "Baka kaynaklan da vardr, meraklanmayn." "Evet, doru." Ferhad bir an sustu sonra yava bir sesle, "bunlar da hanmn iin," dedi. Bu bir demet taze sedef ieiydi. Sokullu'nun haremiyle arasnda gidip gelmi iekli haberlemeyi bir kez daha ruhunun derinliklerinde duyuyordu Yenieri Aas. Ancak bir an zebilecei anlamlar tayan meyveler, tomurcuklar, iekler... nar yapra sevgilinin elidir, karanfil onun gzel bedenidir. Ve Ferhad'm hl kesesinde saklad o bir tutam sa... Biliyordu ki bu da, sen bamn tacsn, demekti. imdi de sedef iei... "Unutma beni." Abdullah hibir ey sylemeden iekleri ald ve gitmek zere arkasn dnd. "Oh, stat?" "Evet?" "Ltfen efendine yeeni Beylerbeyinin lmnden duyduum znty syle. Yakn olduklarn biliyordum..." 258

Abdullah ok da aldrmadan, "Allah'n dedii olur," dedi. Adam hi tanmyordu. "Ve..." "Ve?" Ferhad ne diyeceini tam olarak bilemezmi gibi, gzlerini krmz izmelerine dikmiti. "Ve efendine kendini korumasn syle," dedi ban kaldrmadan. "Neye kar?" Hadm birden dikkat kesilmiti. "Benzer bir komploya kar m?" "Bir ey syleyemem. Yalnz tetikte olmal. Ben... Ben, bir yn dul ve yetim grdm daha nce." Ferhad szlerini tamamlar tamamlamaz arkasn dnp hzla dar kt. Blm V Abdullah ^!W __________MM,__________ YwvlyV NLE, sevgili dostum Abdullah. Sana yeminle sylyorum, bu adam hi gzm tutmuyor. Hareminden bir kadnn yanna sokulursa, sen sen ol, aman gzn drt a." Gazanfer'in omuzumda arln hissetiim kocaman eli ve akll bir dere yatanda akan suyun sesini andran konumas, onun umduu gibi beni bir dikkat kp haline getirmemiti. Daha ok aniden le uykusundan sarslarak uyandrlm birinin aknlna benzer bir ruh hali iine girmitim. Gazanfer'in balarna bir ktlk gelecek, diye allmadk bir kayg gsterdii bizim haremin kadnlar da zaten ortalarda yoktu. Peygamber'in yaklaan doum gn kutlamalar iin Safiye'nin odalarndan birinde byk bir olaslkla yeni giysi ve mcevher tartmalar yapyorlard. Hac alay Hicaz'dan yeni dnmt. Hindistan, in ve daha uzak lkelerdeki Mslmanlarla yaplan anlamalar herkesi memnun etmiti. Hem kutsal ziyaret yerine getirilmi, hem de ok yararl ticari ilikiler kurulmutu. Ve kadnlar da bundan paylarna denleri mutlulukla karlyorlard. Gazanfer'in ve onun uyarsyla benim de ilgimi eken ikili az temizdeydi. Yannda hadmyla yryen bir kadn... Tabii ki bunda bir gariplik yoktu, hadmlarn hanmlarna elik etmeleri grevlerinin en nemli blmyd bilindii gibi. Onlarn ya hemen arkalarnda yryp emirlerini, ikyetlerini, dedikodularn dinler; ya da nlerinden koturup perdeleri, '<3 262 Ann Chamberlin kaplar aar, onlar erkek dnyasndan uzak tutmaya alrdk biz. Gerekten de gzme ters gelen herhangi bir durum yoktu. Yzlerce kez getiiniz bir koridorun inilerini anszn ilk kez gibi fark etmekti bu da. Kadn'in ad Mitra'yd, Safiye'nin ranls. iirleriyle Sul-tan'm gnln ylesine kazanmt ki ondan ikinci defa gebe kalmay becerebilmiti. Gerekten ok yakkl olan hadm da ranl'ya benziyordu ve Nur Banu'nun takmndand. ikili altmz cinsten bir konuma iinde gibi deildi. Ne dar kma tela vard gze arpan, ne de alveri tela. Adamn elindeki bir iir dosyasyd. Farsa duygusal ve dinsel eserlere olan youn ilgime ramen hl iki iranl konutuunda bir ey anlayamyordum. Ama herhalde onlar da Allah'n birliinden sz etmiyorlard. Aslnda bu birliktelikte tuhaf olan baka bir eydi. Haremde ylesine bir kutuplama vard ki, Nur Banu'nun evresinden birinin Safiye'ninkilerden biriyle grlmesi herkesin aklna hemen casusluk, by, zehir gibi konular geliyordu. Gazanfer yanmdan ayrlp ikilinin yanma doru ilerledi avluda. Ne sylediini duymadm, ama kz hemen odasna doru koturdu, hadma gelince o da kolunun altnda dosyas svp gitti gz nnden. Dev adam tekrar yanma geldiinde biraz aka yapabileceimi dndm. Gazanfer'le konuurken daima yar ciddi davranrdm. Byle biriyle fazla iten

olabilmek mmkn deildi. "Ne oldu, casusluk mu, zehirleme mi?" "Allah bizi ikisinden de korusun," dedi Gazanfer. Sonra az nceki szlerini tekrarlad, "Bu adam hi gzm tutmu-yor. Omzuna dosta dokunup onu sakinletirmeye altm. Bu koca adam en ufak bir ekilde hiddetlense bile yeterince korkutucu oluyordu. Ama o burnundan soluyarak konumaya devam ediyordu. "Onun kasabn tanrdm." (Safiye (Sultan 263 "Eee?" O ban ne olduunu bilen biri olarak sesimin titremesine engel olamamtm. "Kasap kasaptr." "Kzl Muaviye kendine sanat derdi, kasap deil. Sanatlar ok deiik insanlardr, emirlere deil kendi duygu ve dncelerine gre davranrlar. Sonu daima istediin gibi olmayabilir. " Onu hl ciddiye almay dnmyordum, ama szleri bu ikili ile ilgili olarak daima hissettiim, ama daha nce bir trl adlandramadim kukuyu netletirmi gibiydi. Bu ift birbirini mknats gibi ekiyordu. Bu bana genliimde, tabii hareme girmemden ok nce, kzl erkekli ama kesinlikle bir byn refakatinde yaptmz danslar hatrlatyordu. ki cins arasnda kesin bir sonuca gitmeden yaanan o tuhaf ekimi... Trkler bu doa kanununa ya tmden kar kyor, ya da tamamen babo brakyorlard. Byle bir duyguyu askda, kendi haline brakmak onlarn tanmad bir durumdu. Bu yeni gzlemimle ilgili bir eyler anlatmaya alrken birden dikkatsizce bir hata yaptm ve Gazanfer'e hadmlar arasnda yaanabilecek kskanln bana ok garip geldiini syledim. "Bizim kaderlerimiz dnyann her yerinde ve her zaman ayn deil midir?" ok kalabalk bir odadaki, ortak alan iki suikastnn gizli anlamalarn hatrlatan bir bak att bana. Ama bu ikence izleriyle dolu yzden kesin bir anlam karabilmek olanakszd. Srtma dokunarak beni kendisiyle birlikte avlunun kesine, onun iin hazrlanm divana yrmeye davet etti. Kap Aas olarak tabii ki Sarayda ayr bir alma yerine sahipti, ama darda ii olmadnda Gazanfer hareme gelip Safiye ile Nur Banu'nun odalarnn snr olan bu harem avlusunda, klelerin hazrlad yumuak minderlerden oluan kede oturmaktan holanyordu. Ortadaki sehpann zerinde bir yn kt vard. 264 Ann Chamberlin Bylelikle, haremin iki rakip kadn arasnda olan, ya da olabilecek olan her eyden haberdar olabiliyordu rahatlkla. Yannda baka birinin oturduunu daha nce hi grmemitim ve imdi bu davetle marmam m, yoksa korkmam m gerektiinden emin deildim. Gazanfer sanki buras onun eviymi gibi ellerini rpp hizmetkrlar ard ve bana ne ikram edebileceini sordu. Bir bardak limonata benim iin yeterliydi, pirin srahiden nmdeki karla doldurulmu marapaya biraz dktm. Gazanfer de nargilesini yakt ve fokurdatmaya balad. Bir sre oradan buradan konutuk. Gerekten de sanki haremin avlularndan birinde deil de, onun evinde gibi hissediyordum kendimi. Sonra aniden bir giri bile yapmadan pat diye, "Btn hadmlar ayn ekilde yaratlmamtr," dedi. Ben cevap vermeye hazrlanrken o devam etti. "Bazlar Allah'n isteine dierlerinden daha zor raz olurlar. Bazlarysa bu yaam biimini her eye tercih ederler." "Hayr," diye hemen itiraz ettim. "Hibirimiz hayatmzn en iyi blmnn bizden byle kesilip atlmasn kendimiz istemedik." "Ben istedim," dedi Gazanfer. Numara yapmadn biliyordum, ama yine de bu duyduuma inanmam ok zordu. "Ben, Macaristan'da kk bir ocukken," dedi. Nargile, kaynayan bir tencere gibi sesler kararak fokurduyordu. Ama o tencerenin iinde orba m, by m

kaynatldn henz bilmiyordum. "Babam hatrlamyorum," dedi. By balyordu. Bana gemiini anlatacakt. Ve ben de dorusu bunu dinlemek iin can atyordum. Koca hadm derin bir nefes aldktan sonra, "Ben henz iki aylk bile deilken, Sleyman'n Pete seferi srasnda Valpo'yu savunurken ldrlm o," dedi. "Valpo kk bir 6afiye Sultan 265 kasabadr, duyduunu sanmam. Ama ben ocukken baka bir ey duymadm. Annem benim ilk sylediim kelimenin Valpo, ikincisinin de intikam olduunu anlatrken ok vnrd. Hi babam olmad. Ama drt amcam ve ak sal bir kurda benzeyen dedem vard. Tarlalarmz ve srlerimiz olsa da bakmszlktan perian haldeydiler. Bunun nedeni olarak hep Osmanllar gsteriliyordu. Ne yazk ki k gelip de yenieri geri ekilince bile erkekler alkanlklarn deitirmiyorlard ve her eyi kadnlarn srtna ykleyip bir kenarda pineklemeyi tercih ediyorlard. Hayatmz salayanlar annem ve halalarm-d. Akamlar karnmz doyuran onlard. Amcalarmdan biri bir yenieri tfeini omzuna asarak gururla dolanrd ortalkta. O yzden de evin dier erkeklerinden daha stn grrd kendini, galiba bir asker olduunu dnyordu en azndan. Geceleri herkes bir araya gelip kahramanlk arklar sylerdi." Gazanfer nargilesini biraz daha fokurdatt ve gemie dalm gzlerle hikyesini anlatmaya devam etti: "Byle bir gnd yine. Kapnn dnda, ierde sylenen arknn szlerini anlamadan yalnzca mzii duyuyordum ve onun temposuna uygun bir ekilde elimdeki baltay nmdeki kte vuruyordum. Ocak snecek bile olsa hibiri kalkp da odun kesmezdi erkeklerin ve ben annemin byle bir ile yorulmasn istemiyordum. Zaten yatlarmdan ok daha iri yar ve glydm. Amcamlara greyse bu yaptm kadn iiydi, bunun yerine atclk ya da gre tutmam gerekiyordu. Ama ben aldrmyordum. Ben alrken annem yeni bir kucak odun almak zere dar kmt. erde syleyip durduklar arklarn etkisi altnda bana, 'Bel,' dedi, 'Bir gn byyp Valpo'nun intikamn alacaksn, bundan eminim.'. Ben, elimde balta yzne baktm ve ona, 'Hayr anne' dedim. 'Bunu yapmayacam, ben burada kalp senin odununu keseceim.' 266 Ann Chamberlin Szlerimi sadece duygusal bir kadn olan annem deil, dedem de duymutu. Dar frlad ve arkama geti. Elleriyle beni aa doru omuzlarmdan itmeye balad. Sanki ben emeye alt bir daldm. Direniyordum, o da daha kuvvetle bastryordu. Bir yandan da, 'demek annenle kalmak istiyorsun, yle mi olum?' diyordu. Sonunda canm ylesine yanmaya balad ki, dayanamayp silkindim ve baltay kapp o fkeyle dedeme doru frlattm. Aslnda o kadar canm yanmasyd ve fkelenmeseydim hedefi amazdm, ama Allah'a krler olsun frlattm balta, yalnzca krk apkasnn ucunu kopartp kar duvara sapland. Kendine gelince koca ihtiyar kahkahalarla glmeye balamt. Beni kolumdan tutup ieri gtrd, srtma vurarak oullarna olanlar anlatt keyifle. Bask altnda kalan genlerin nasl aslan gibi kkrediini syleyip gltler ve amcam kahramanlk arksna yeni bir msra daha ekledi bu konuyla ilgili olarak. Bense yapm olduum hareketin arlyla periandm. Az daha katil olacaktm! Ve onlar bunun ne kadar korkun, dehet verici bir ey olduunun farknda bile deillerdi. Ailem neyin doru, neyin yanl olduunun farknda deildi... Ertesi gn gidip kasabamzn papazna hissettiklerimi anlattm. O benim i dnyam ok daha iyi anlamt ve bana, 'Klla yaayanlar klla lrler,' dedi. imdi bile, din adamlarnn ilerine geldii gibi szler sylediini dnrm. Geri papazn o gn bana syledikleri doruydu, ama yine de o bir Protestan'd ve

Avusturyal Kato-likler'den hi holanmyordu. Trkler bile ona daha yakn geliyordu. Beni anlayla karlamasnn ve bartan yana konumasnn nedeni bu olsa da kendimi onun yanndan ayrldmda iyi hissediyordum." ____________MM>____________ _______XL_______ &AZANFER Aa szleriyle beni kendi ocukluuna tayordu: "Protestan papazla olan ahbaplmn bedeli bir cehennem azab gibi detildi bana evde. Sana bunca yl baktm, besledim, diye baryordu annem. Dedem ldrm gibiydi. Herkes 'Valpo, baban, intikam!' diye lklar atyordu. Amcalarm ve dedem tm glerini Trkler yerine benden intikam almaya yneltmilerdi. Bunun nedeninin beni sertletirmek olduunu tekrarlayp duruyorlard. Ama srtmda onlarn kamlarnn acsn hissederek, ka kez yatamn altna sakladm ikonann nnde aladm bilmiyorlard. Bu resimde sa, sakalsz ve kadnms bir yumuaklk iinde, merhamet sembol olarak tasvir edilmiti. Btn bu eziyetlere ancak bu ekilde katlanabiliyordum, gcm o ikonadan alyordum. Sonunda onu da buldular, dedem resmi duvara vurdu ve parampara etti. Ne eit bir Hristiyanlk't bu? Beni ensemden yakalayp tekrar kamlanmaya gtrd. Tpk bir canavara dnmt, ulur gibi sesler karyordu. Bana pantolonumu indirtti, daha nceki dayak izlerim hl taptaze duruyordu. Bunca acya katlanm olmama inana-myordu, inadma da. Eline kamsn tekrar almt ki, aklna daha da beter bir ceza geldi. Ban kard, imdi senin erkekliini uuracam, diye bir nara att. 'Sen bizim aramzda bir erkek olmaya layk deilsin.' Korkuyla titriyordum, yine de nasl olduysa, Haydi durma vur ba,' diye fsldamay baarabildim. 'Ne diyorsun sen?' diye sordu. Bu kez sesim daha yksek kyordu, ama bir kadn sesi gibi tiz ve inceydi. 'Haydi kes erkeksen. Ben erkek olmak istemiyorum senin gibi.' 268 Ann Chamberlin Dedem sylediklerime inanamamt. Beni birden brakt. Bu lanet gibi bir eydi. Kendi olunun olunu kastre etmek... Ev halk bizi izliyordu, dedem tekrar ulumaya balamt, ama sonra bunun ulumak deil glmek olduunu anladk. Delice kahkahalar atyordu ihtiyar kurt. Onun gldn gren dierleri de buna katldlar, efendilerinin fkesi dinmiti en sonunda. Bana dnd ve 'merak etme erkek olacaksn, korkma,' dedi. 'Hibir olum ban karsnda senin kadar cesur davranamamtr.' Sonra tekrar tekrar kahkahayla gldler, dedem salarm ekip pantolonumu toplamam syledi. Aslnda alamak istiyordum, ama onlara bu mutluluu yaatamazdm. Yzm alev alev yanyordu. Dar, karlarn arasna frladm. Arkamda bir kurt srs vard sanki, baltam kaptm ve kotum, kotum... Her yer buz gibiydi ve karlarla kaplyd. Bir sre sonra meye baladm, fkeden zerime bir ey almamtm. Yine de geri dnmek istemiyordum. lene kadar dnmeyecektim, kararlydm. Baltam kapp nmdeki bir aaca giritim, kk yeil dallarna kadar parampara ettim onu. ldrm gibiydim. yle doramtm ki dallar, her biri yzlerce kck paraya ayrlmt. 'Tanr dmanna acsn, dostum.' aknlkla bu sese doru dndm. Elimde balta dikilip kalmtm. Souk, fkenin yerini alyordu artk bedenimde. Nefes nefeseydim. Hem balta sallamaktan, hem de korkudan. Yanma birinin yaklatn fark etmemitim. Adam bir yabancyd. Daha nce pek fazla yabanc grmemitim. Kk kasabamzdald herkesi ocukluumdan beri tanyordum ve doduum yerin dnda yalnz Zekzard' grmtm, o da bir kez. Adamn giysileri ve konumas tuhaft, ama zaten benim iin Zekszard'n tesinde her yer ayn tuhaflkta olabilirdi. ok da aldrmadm buna.

6afiye Sultan 269 'Syle bana,' dedi adam, 'seni bu kadar fkelendiren nedir?' Atndan inmi hayvan bir aaca balyordu. 'Byle para para doradn dman da kim?' Dedem, demeyi kendime yediremediim iin aklma ilk geleni syledim: 'Kfir Trkler.' 'Anlyorum', dedi yabanc, kara gzlerini krptryordu. 'Peki sen daha nce bir Trk grdn m?' 'Hayr', dedim, 'ama babam...' Ve adama oturup uzun uzun tm gemiimi, ailemi, kym anlattm, amcamn iirlerine varana kadar. 'Aferin', dedi adam, 'peki senin inancnda yabanclara yardm etmek var mdr?' Byle bir ey yapm deildim daha nce, ama dini inanlarm bunun yaplmas gerektiini dndryordu bana ve 'evet', dedim. Adam yolunu kaybettiini syledi ve ona Zekzard yolunu tarif edip edemeyeceimi sordu. 'Oradan msnz?' diye sordum. 'Hayr, ama onun biraz gneyindenim', dedi glerek. 'Bana Zekzard'a kadar olann tarif edersen gerisini kendim bulabilirim.' Kendi bilgimle vnerek ona yolu tarif ettim ve gn doana kadar at srmesi gerekeceini syledim. Ban sallad, hi konumadan karlkl dikildik bir sre. Onun aklndan ne getiini bilmiyordum, ama benimkinde u vard: 'Syle yabanc kasabanzda bir erkek ocua ihtiyacnz var m? Varsa beni de al gtr, baltam nasl kullandm grdn...' Ben bunlar toparlayp syleyemeden yabanc, gle bir yzle tekrar konumaya balamt. "Bak delikanl. Sana minnettarlm gsterebilmek iin bana bir ans ver. Oturup bir gzel ate yakmaya, sonra da atmn terkisindeki az nce avladm geyii birlikte kzartp yemeye ne dersin? Dorusu ben alktan lyorum, yolumu ararken azma tek bir p bile at270 madm. Ama imdi madem doru yolu biliyorum, karnm doyurmam da bir saknca yok. Seninkini de... Ne dersin?' Bu daveti memnuniyetle kabul ettim. Aslnda baka bir zaman olsa onu evimize de davet edebilirdim, ama imdi geri dnmeyi hi dnmyordum. Dostumu berbat akrabalarmla tantrma fikri ok iticiydi benim iin o anda. Yabanc ok becerikliydi, slak yeil dallardan mkemmel bir ate yakt. stmz bamz kuruttuk ve tka basa yedik kzarm etimizi. Adam bir ocukla nasl konuulmas gerektiini biliyordu. Ona btn skntlarm anlattm. Dedemi, amcalarm... Trkler hakkndaki fikirlerini, eski savalar, silahlar, evremizdekilerin zel beceri ve beceriksizliklerine kadar her eyi... Benim papaz bile bylesine ilgi gstermemiti bana. Sonunda dayanamayp beni bu ormana yollayan olaylar da anlattm. Yabanc gld ama bu bir alay gl deildi. efkatle bakyordu bana, duygusal bir insand belli ki. 'Bir daha deden sana byle bir ey yapmaya kalkrsa, ona bir zamanlar Bizans imparatorlarnn kendi oullarn kastre ettirmi olduklarn syle. Bunun nedeni olarak, ikinci ve nc oullarn tahtn glgesinde kalmalarn engelleyip onlara da hayat olana vermek olduunu sylerler. Eer deden bunlar bilse cinsiyetsiz insanlar aalamaktan vazgeer sanrm.' Adam, Zekzard civarnda bir kyde domu olduunu, dnyann pek ok yerini gezip grdn anlatt. Buna Kons-tantinopolis de dahildi. Bir ocuun yreini hoplatacak yklerdi bandan geenler. Bana hayatn birka akraba ve amurlu bir kyden ibaret olmamas gerektiini, hadmlarn tuhaf yaratklar olmadn, ok stn mevkilere kabildiklerini syledi. Kaderim belirleniyordu, ama benim ocuk safl iinde bunu kavrayabilmem imknszd.

Macaristan'a gelmekten holanyordu yabanc. 'nk', (Safiye AuI Lan 271 diyordu, 'burada kadnlar en azndan kendi doalar iinde. Yanlarnda kendilerini bebek gibi besleyen hadmlar yok, bunu grmemekten memnunum. Ama yine de sonunda Trkler' in arasna dnmek houma gidiyor. Macera olmaynca hayat snk geliyor bana.' Adam szlerini bitirince keyifli keyifli glmt. Sonra artk zaman ge olduu iin kalktk, atei sndrdk, onunla birlikte, uurlamak zere atna doru yrdm. Ama nedense gzlerim yala dolmutu ve bunu grmesini istemediim iin arkam dnp oradan uzaklatm. Daha drt adm ya atm, ya atmamtm birden admn sylendiini duydum. Bu yabanc deildi, nmde dedem vard. Beni aramak zere ormana gelmiti, ben ona seslenemeden birden ortal youn bir barut kokusu ve duman kaplad." __________M1&__________ _______XLI_______ &AZANFER hikyesine devam ediyordu: " 'Dede, dede, yapma, o benim dostum', diye bardm. Ama ok geti, ihtiyar kurt silahn atelemiti. Dostum vurulup yere yklmt, arkasnda at aha kalkm kiniyordu. 'Arkadan m? Seni salak seni!' diye baryordu dedem. 'O adam bir Trk. Trk casusu.' 'Hayr, hayr o bir Macar. Burada domu ve...' 'Nerede domu olduunun bir nemi yok. Bu at, eyer, sark, pala... O bir yenieri. Neyse Tanr'ya kr l bir yenieri.' Ama yabanc lmemiti. Kmldanp, yerinden dorulmaya alyordu, yerler kan iindeydi. Dedem onun kprdandn grnce yeniden silahn doldurmaya balamt. 272 'ekil nmden, brak iini bitireyim,' diye baryordu bana. Elimde baltam ne yapacam bilemeden duruyordum tam nnde. Dedem silahn yine kaldrp beni azarlamaya balayacakt ama, birden yznde tuhaf bir gl belirdi. 'Tamam,' dedi. 'Artk kendini kantlamann zaman geldi. Onun iini sen bitir. Evet, sen. O nl baltanla... Haydi git. Kalarnn ortasndan ayr onun kellesini ikiye. Tam bir erkek ol. Bu dnyann en nemli iidir, baaracaksn. Haydi!' Ona arkam dndm, yabancya bakyordum. Baltam omzuma doru kaldrdm. Arkadan her ey uygun grnyor olmalyd. Ama dedemin yzm grebilmesine olanak yoktu. Dudaklarm kprdatarak dostuma fsltyla, 'ka,' dedim. Atn dizginlerini kaptm ve yerinden dorulmaya alan yabancya uzattm, yaral koluyla hareket etmekte zorlanyordu. Dedem ne yaptm anlamt. 'ekil nmden Tanr'nm bels ocuk!' diye avaz kt kadar baryordu. Ben de yenieriye 'haydi, abuk ol', diye... Yerimden hi kmldamadm ve adam atna trmanmay baarr baarmaz ortadan yok oldu. Ondan sonra olanlar dnnce daima dedemin beni alnmn ortasndan vurmasnn benim iin ok daha iyi olacan dnmmdr. nce azar, hakaret sonra dayak ve bir dilim ekmek bile verilmeden odaya kapatlma... Aslnda buna ok da aldrmyordum. Karnm toktu, yabancyla yediklerimiz hl midemdeydi ve kendimi yalnz hissetmiyordum. Bir dostum vard artk benim ve bu yaknlk, tahta ereveli bir resmin bana sunabileceinden ok daha fazlayd. Kendimi iyi hissediyordum. Bunu sert ve kt davranarak deil, iyi ve merhametli olarak kazanmtm stelik. Tpk o kadnms grntl sa'nn dedii gibiydi bu." Gazanfer'in anlattklarna kendimi kaptrm dinliyorSafiye Sultan 273

dum. Bandan beri ilk defa szn keserek merakla sordum: "Gerekten de adam bir yenieri miymi?" "Evet, tabii," diye cevap verdi dev hadm. "O kara k iinde kolundaki yarayla saatlerce at srp klasna baka kim ulaabilirdi zaten?" "Yani yaad yle mi?" "Evet." "Ama o adama ailen ve evrendeki insanlarn Trk dmanlyla ilgili bir yn bilgi vermitin." "Evet, yle." "O zaman sana olan borcunu bunlar kendine saklayarak m dedi?" "Hayr, her eyi kelime kelime anlatm komutanlarna. ki hafta sonra yenieriler bizim ky bastlar ve dedemi, amcalarm ldrdler." "Bu sana ok ac bir ders olmutur herhalde: nsanlar onlarn hayatlarn kurtaranlara kar bile vefaszlk edebilirler... yle deil mi?" "Hayr, tam olarak bunu syleyemem. nk bana olan borcunu benim hayatm kurtararak dedi yabanc. Katliam sarhou askerler her eyi yakp, herkesi kltan geirirken o engellemese benim de bam uacakt bir pala darbesiyle. Yetiip beni kurtard adam. Sonra komutanlaryla konutu ve bana da beni stanbul'a gtrp Enderun'a yerletirmek istediklerini syledi. Bylelikle onun gibi bir yenieri olabilecektim ben de. Sanki bir aziz beni kolumdan tutup berbat bir ortamdan karp alm gibiydi. Ona hayr, diyemedim. Ama sonra gece balad. Benim gibi bir kenara ayrlm erkek ocuklar ve bakire kzlar vard. Kzlar kle pazarnda iyi bir para karlnda satlacakt. Olanlar ise devirme olarak yetitirilecekti. Yenieriler zaferlerini kutlamaya baladlar. Giderek da-Safiye Sultan F.18 274 ha azgnlayordu gz dnk askerler... O kahkahalar, naralar..." "Savan acmasz yz, deil mi?" "Evet, gerekten de acmasz ve irenti. Daha nce kadnlarla erkeklerin bylesine rezil ve vahi bir ekilde birarada olduunu ne grm, ne de duymutum. Ne yazk annem de o saldrlan kadnlarn arasndayd. aresiz, zavall bir ocuk gibi baryordu. Onun lklarn duymamak iin skca kulaklarm kapamtm. Sonunda sustular ve ortal derin bir sessizlik kaplad. Her ey bitti, huzura kavuuldu, diye dnyordum... Ama yanlyordum. Yenieri dostum yanma geldi ve annemin ldn syledi. O gece daha fazla saldrya urama korkusunun deheti iinde kendi karnna bir bak saplayarak intihar etmiti zavall. Ailenin tm erkeklerini mezara koyup ac ve utan iinde hayatn devam ettiremeyeceini biliyordu. 'stersen onun banda dua edebilirsin', demiti adam. Ama benim, o parampara, kanlar iindeki cesedin banda syleyebilecek hibir szm kalmamt. Allak bullaktm duyduum acyla, midem bulanyordu. Kendimden nefret ediyordum." Dayanamayp, "Neden?" diye sordum Gazanfer'e. "Neden mi?" Omuzlarn silktti keder iinde. "Erkek olduum iin." "Ve erkekler byle eyler yapt iin?" Hadm dalgn gzlerle avluyu szdrd. "Erkekler kadnlar grnce..." Sustu ve daha fazla bir aklama yapmad. Sonra tekrar konumaya balad: "Biraz kendime geldiimde, arkadama onun gibi, dedem gibi bir insan kasab olmak istemediimi syledim. Artk hibir idealim kalmamt. Ne bayraklar, ne de mavi-sar yenieri giysileri umurumdayd. Adam kendisi de bir sava olmasna ramen, bir ocuktan byle sava kart szler duymaktan tr aknla uram gibi deildi. Safiye Sultan 275 yle olacama hadm edilmeyi tercih ederim, diye bardmda yzme sanki bana imreniyormu gibi bakt. Doru ve dzgn bir bak darbesi insan savan

rezilliklerinden uzak tutabilirdi. Ben bu konuda inatla srar edince, benim gibi bir asker arkadatan yoksun kalaca iin zgn olduunu, ama Belg-rad'n en iyi adamn bu i iin ayarlayabileceini syledi. Beni alp Kzl Muaviye'ye gtrd. Onu, ite bu ekilde tandm. Operasyon srasnda dostum yanmda durup elimi tuttu. Sanki ben onun sava alannda yaralanm bir arkadaydm. Ben iyileene kadar da her gn ziyaret etti ve bana tatllar getirip saatlerce yanmda oturdu. Aslnda Gazanfer adn ilk kez bana o koymutur. Bunu, haremi deil sava alanlarn dnerek vermiti tabii ki. Sonunda ayrlk zaman gelmiti. Ben kadnlar, o da erkekler dnyasna doru yolculuumuza balamalydk. Belki bir daha asla karlamayacaktk, ya da karlasak bile birbirine zt, kar durumlarda olacaktk. Bunu biliyorduk. Ve dosta vedalatk." Gazanfer szlerini bitirince bir sre sustu. Ben de sustum. Paylatmz kaderin kederi konumay anlamszlatr-yorclu. Bu adamn benimle paylat eylerin nemini biliyordum. Uzun bir sre bu devasa hadm yle ya da byle, bir dman olarak kabul etmitim. Oysa daha nce de ben hastalandmda elinde zel ilalarla ziyaretime gelip neler anlatmt. Bana gsterdii bu yaknln karlnda ben de ona bir eyler vermek istiyordum. Zorlandysam da, ne yazk anlatacak bir ey bulamamtm. Dorusu iyi hissetmiyordum kendimi. Ama yine de, kk de olsa bir srrm ona aarak belki bir denge salayabilirdim. Yava ve sakin bir sesle, "Syle bana dostum," dedim. "Andrea Barbarigo Hristiyanlk'tan dnp Mslman olduuna gre, hanmn artk kimi ziyaret ediyor darda?" 276 Ann Chamberlin Aslnda bir cevap beklemiyordum, sadece durumu bildiimi belli etmek istemitim. Bana yaklap daha da dikkatle bakt yzme ve "Ki-ra'mn dkknnn bitiiindeki dkkn, yle mi?" diye sordu. "Evet," diye cevap verdim. "Orada olduunu tahmin etmitim," dedi. Nargilesinden iki nefes daha ekti ve "Mikael Kantakuzenos," dedi. ok armtm, gerekten de bir cevap beklemiyordum. Aslnda ben ona bir ey sylemek isterken o bana bir yeni bilgi daha vererek manevi bor ykm artrmt. Mikael Kantakuzenos bir Rum'du. Efendim ondan "Bizans gemisinden kyya vuran paralardan," diye sz ederdi. Ama bunu aalamak iin sylemezdi. Kantakuzenos, Sokul-lu'nun dostlarndand ve yardmcs Feridun Bey'in ortadan kaybolmasndan sonra bakentte en gvendii kiilerden biriydi. Tpk Kbrs Beyi Arap Paa gibi. Bu Hristiyan toplumu iin iyi bir eydi, ama Divan iin kuku uyandrc bir durumdu. Vezir-i azam'n politik arenada tek gvendii kii bir Rum'du... Gazanfer bu ismi syler sylemez baz eyler de kafamda netleivermiti. Acaba geen aylar boyunca SokuUu'nun alm olduu kararlara Safiye ne kadar karmt? Efendim ok drst bir adamd, asla rvet kabul etmezdi, smihan ise kocasnn ileriyle ilgilenmeyi aklna bile getirmezdi. Bu yzden Safiye, Nur Banu'nun ynetimdeki arlyla baa kp, hakkndan gelebilmek uruna, Vezir-i azam' etkileyebilmek iin ok farkl bir yntem ve yol bulmutu demek ki. Kantakuzenos ok iyi bir hatipti, gzel konuurdu. Sokullu Paa, onun anlattklarnn yarsn bile dinlemi olsa, kesinlikle aklnda bir eyler kalmt mutlaka. Durumu anlamtm. Bam salladm. ok ciddi bir gereke olmadan asla ve asla bu rendiimi bakalarna sylemeyecektim. Gazanfer bunu biliyordu. Safiye Sultan 277 Aramzda o gn geenlerden sonra bunun aksi olanakszd. ____________MM>____________ _______XLII_______ ( ' YIL korkun bir salgn oldu. Veba tm kenti sard ve bir yn insan yok olup gitti.

Hastalk, bu kez yalnz yoksul mahallelerde ve limanda grlmyordu, en varlkl ailelerin evlerinde bile dolayordu lm. Pera'da yaayan talyanlar kalabalk gruplar halinde kentten ayrlmann peine dmt. Bazlar Adalar'a kat. Ama bu da pek sonu getirmedi, ilerinden bazlar hastal zaten kapmt ve adann kapal ortamnda veba ok daha kolay ya-ylverdi. Ada'da kaynak sular yoktu. Su, k boyunca yaan yamurlarn doldurduu sarnlardan salanyordu ve bu da baka hastalklara davetiye karyordu. Grlen ve kabullenilen bir gerek vard: Ne yaplrsa yaplsn bu beladan kaabilmenin bir yolu yoktu. En iyisi Allah'a kendini brakp beklemekti. Nasl olsa sava alanlarnda len askerler, ya da doum yaparken len kadnlar gibi onlar da ehit olacaklard ve Cennet'in baheleri onlar bekliyordu. O yl hastaln kurbanlar arasnda eyhlislam da vard. Adam zaten ok yalyd, hepimiz onu uzun sre daha yaayamayacan biliyorduk. Genler gibi dayanamazd yksek atee. Ama bu Allah'n emriydi. Bazlariysa onun hastalna se-vinmeseler bile, "lahi Adalet" diye mrldanyordu. nk eyhlislam'm, dini kiiliine ve Allah'a kar sorumluluklarna ramen, Selim'in Kbrs' zaptetmesi konusunda etki altnda kalarak fetva verdii bilinen bir gerekti. htiyarn bugn 278 yarn lmnn beklendii haberi zerine bizim ev halk bu acy paylamak zere hemen eyhlislam'n konann yolunu tutmutu. Efendim hastann yatt ila ve tts kokan odada oturuyordu. Gece gndz Kur'an okunuyordu evde. Yal adam hl dudaklarn kmldatarak bunlara elik etmeye abalyordu. Oullar ve dier yaknlar srayla gidip geliyordu odaya. Adamn elini tutuyor, alnndaki slak bezi deitiriyor, konumalaryla ona g vermeye alyorlard. Efendim bu adama kar derin bir sayg duyuyordu. Di-van'da daima ayn grleri paylamamalarna karn tek bir olay dnda -gen hizmetkr olann Selim tarafndan ldrld gn- eyhlislam'n dine aykr davranmam olduunu sylerdi. Kanuni'den bu yana hl grevde kalmay baarabilmi olan yalnz ikisi vard Divan'da. O grkemli gnlerden gnmze ne ok eyin deimi olduunu ikisi de ilerinde ac duyarak izliyordu. Eskiden aza bile alnamayan rvet, imdi devletin her kademesinde alp ban yrmt. Yeni bir eyhlislam'n atanmas Sarayn deil, dini kurumlarn iiydi. Ama Sokullu, lmekte olan dostu Hamid'in ayrlmasndan sonra Medrese'de balayan yozlamalarn farkndayd. Ziyaret iin gelen din adamlarnn ellerinde tadklar tespihler artk ipe dizilmi cam ya da sradan talardan deil; altn zincirlere dizili lapis, yakut ya da neceflerden oluuyordu. Ve bu sakall adamlarn byk bir blmnn, Paa'nm gznde Sultan'm, Uveyis'in ve hatta Nur Banu'nun parayla satn alnm klelerinden daha fazla bir deeri yoktu. Sokullu lmekte olan arkadana kayglarn yksek sesle anlatyordu: "Sen de gidersen ne olur halimiz dostum?" Sanrm bu konumann sonuncu olabileceini Paa ok iyi biliyordu. "Allah ne isterse o olur," diye mrldanarak cevap verdi Safiye Sultan 279 eyhlislam. Odadaki din adamlar kadnlarn mcevher kutularnn kard sese benzeyen krtlarla tespihlerini ekmeye devam ediyorlard. Hibir ey sylemediler ama, efendimin bana daha sonra sylediine gre, adamn yerine geecek olan mutlaka bu konumay hafzasna kazmt. Harem ahalisinin hasta da olsa bir erkein yanna gitmesi yasakt. Onlar adamn kars ve kzlarnn acsn hafifletmeye alyorlard. Neyse ki, burada durum selamlktaki kadar kasvetli ve entrika dolu deildi. eyhlislam'in iko bir koyuna benzeyen kars mm Glsm, kocasna ok bal bir kadnd. Kar koca inanlmayacak kadar birbirine zt iki insand oysa. Adamn sakin

durgunluuna karm kadn ok havai bir yapdayd; adam olaanst mantklyd, kadnsa yalnz duygularyla davranrd. Adam on yanda Kur'an' hatim edip indirmiti ve tm dualar ezbere bilirdi, kadna gelince en kk bir duay bile yardmsz tamamlayamazd. Eer aralarnda harem perdeleri olmasa bu ikilinin uzun bir evlilii becerebileceinden dorusu kukuluydum. Ztlklarla rl bu ilikinin sonucunda sanrm eyhlislam, kadnlarn aptal ve dini konularda yetersiz olduu kansna varmt. Ama artk bunun fazlaca bir nemi kalmamt. Yerine geecek olan adamn da mutlaka bir haremi olacakt ve bu harem son derecede zeki, dindar kadnlardan oluabilirdi. Arada yine o kaln perdeler sallansa da, iki dnya arasnda farkl etkileimler meydana gelebilirdi kolaylkla. mm Glsm'n lm konusunda ok duygusal tepkiler vereceinden emindim. Ama hadmlar ona bu haberi getirmeden nce byle bir ruh haline girmeyecei de kesindi. O ana kadar, her ne kadar yzne kederli bir ifade oturtmu olsa da, iini karartmaya niyetli grnmyordu. Birka saat sonra deiecek olann yalnz kendi hayat deil, ayn zamanda impa-ratorluunki de olmas ise hi mi hi umurunda deildi. 280 Ona bununla ilgili bir soru sorulsa byk bir olaslkla, kocasnn iine uygun olarak davrandn syleyebilirdi. "Her ey Allah'tan gelir." Ama aslnda onun dini alglay biimi ok farklyd. Kadna gre drst ve iyi davranmak yeterliydi ve bunlar zaten Allah'n istedii eylerdi. Dine uygun davranma abas ile Allah'a daha yakn olunabileceine akl fazla yatmyordu. Eer her eyi dzgn yaparsan Allah'n istei de zaten buna uygun olurdu. Yani lafn ksas, pratik bir dnce biimi vard bu konuda. Oda, lnn arkasndan alayp dua etmek zere arlm kadnlarla doluydu. Hafz'n biri neredeyse anlalamayan bir ekilde Kur'an okuyordu. Sabahtan beri almaktan yorulmu olmalyd. O dinlenirken Kur'an'n byk bir blmn ezberlemi olan Glruh'un bu yeteneini gstermesi iin srar etti kadnlar. Glruh okurken Umm Glsm glmseyerek, "Harikulade bir ocuk," dedi. Ismihan'a dnd. "Ah Ismihan Sultan," diye devam etti. "Bir gn senin sran gelip sen de dul kaldnda -inallah yllar sonra olur bu- sana ne kadar gpta edeceim." Kadnn syledikleri ylesine sama gelmiti ki, kadnlar glmemek iin kendilerini zor tuttular. Hanmm kibarca, "Pek anlayamadm," dedi. "unu demek istiyorum: Kocan ok akll bir adam ve ilerde seni yalnz braktnda skntya dmeyesiniz diye para biriktiriyor." "Ama benim kocam Sultan'n klesidir," dedi Ismihan. "O ldnde serveti de Saraya geer. Kzm ve ben yle bir ey olduunda Sarayn bize verecei parayla geinmek zorunda kalacaz. Bu, benim en korktuum eylerden biridir." "Ah, evet" derken Umm Glsm gzn krpmt alayc bir ekilde. "Ama herkes Sokullu'nun Sultan'n kaytlar dnda da paras olduunu bilir. Yatanzn altnda... yle Safiye Su 1 Lan 281 deil mi? Bana bunu sylemilerdi. Zaman gelince -inallah yz yl sonra olsun- sen de bunu renirsin tabii." smihan hibir ey sylemedi, ama tombul yzndeki aknl gryordum. Sanki, 'Bu nasl olur? Herkes biliyor? O zaman ben niye bilmiyorum?' der gibiydi. Bir sre sonra hastann odasna bir perde yerletirilmesine yardm etmek zere selamla arldm. eyhlislam artk son dakikalarnn geldiini ve lmeden nce karsyla konumak istediini sylemiti. Kadn oraya gtrme grevi de bana dmt. smihan'n bizi duyamayaca kadar uzaklar uzaklamaz, pek uygun bir ortam olmamasna ramen dayanamayp kadna sordum: "Afedersiniz hanmm, ltfen kusuruma bakmayn, ama efendimle ilgili olarak az nce sylediklerinizi acaba

kimden duyduunuzu sorabilir miyim?" "Hmm... Bunu herkes sylyor zaten." Herkes sylyorsa o zaman Sultan da duymutu mutlaka ve byle ise kendini aldatlm hissediyor olmalyd. Bunlar kadna sylemeden, sorularm srdrdm: "Peki acaba bunu en son nerede ve kimden duyduunuzu hatrlayabilir misiniz?" "Dur bakaym. Evet, tabii. Sarayda... Valide Sultan'n yanndaydm. Bana o syledi son olarak." "Nur Banu Sultan? Anlyorum." "O da bunu herkesin sylediini tekrarlamt. Zaten yle olmasa ben de bunu dile getirmezdim, yle deil mi?" "Sanrm yapmazdnz hanmm." Demek ki birileri bunu ortalkta yayyordu. Odaya gelmitik. htiyarn Sokullu'ya, "Kusura bakma dostum," dediini duydum. "Tabii," diyen Sokullu dar kyordu ki, eyhlislam tekrar onun elini tuttu ve "haremine iyi bak Paa," dedi. "Bu benim hayattaki tek pimanlmdr, geride brakacaklarmla 282 daha ok ilgilenebilirdim. Sran gelip de br dnyaya giderken sana sual edildiinde benim durumuma dmeni istemem. Haremine iyi bak." Efendim saygyla ban sallad. Bunlar syleyen neredeyse azizlik mertebesinde biriydi. Aslnda eyhlislam, haremiyle az zaman harcayarak ne kadar doru bir i yapm olduunun farknda deildi. Eer bunun tersini yapsayd belki piman olmak iin ok daha fazla nedeni olacakt adamcazn. Kocasyla yapt konumay bitirip hareme dnen m-m Glsm, krk yldr evli olduu adamn lm deinden gelen bir kadna asla benzemiyordu. Heyecan iindeydi ve yerine bile oturmadan cokuyla konumaya balad. "Sanrm bir sre iin bu konuda azm kapal tutmam istiyorlard, ama ben dayanamayacam. Erkekleri bilirsiniz, hi duygu yoktur onlarda. Oysa ben susamam. Hele de byle bir eyi saklamam mmkn deil. Ismihan Sultan, sen ve ben akraba oluyoruz. Kocalarmz konuup anlamlar. Senin kzn benim kk olumla evlendireceiz." Ismihan'm az aknlktan bir kar ak kalmt bunlar duyunca. Yzndeki ifadeden buna inanmad belliydi. Kadn onu inandrmak iin hemen devam etti konumasna. "Tabii kocam Glruh hakknda hibir ey bilmiyordu, ama ona hemen kznn nasl gzel Kur'an okuduunu, ne kadar dinine bal yetitirilmi olduunu syledim. Bu onun son arzusu. Sokullu Paa verdii szden dnecek biri deildir. Kocam srekli olarak haremin ne kadar nemli olduunu anlatt durdu. O bunlar anlatrken Abdurrahman'm kpkrmz bir yzle dinliyordu. O benim gzmn bebeidir, en km... Her eyimiz hazr Allah'a krler olsun. Sevinten kalbim gmbr gmbr arpyor. Allah size iyi erkek evlatlar, bana da torunlar verir inallah.." Kadn imdi Glruh'a doru dnmt. "Bak greceksin kzm, gelin kaynana ok mutlu olacaz." Safiye Sultan 283 Kur'an okumay bitirdikten sonra Glruh, eyhlislam'm torunlaryla oyun oynayarak onlar oyalyordu. Bykler bunu kzn onlara nefes aldrabilmek iin yaptn sansalar da, ben gerekte Glruh'un kadnlardan skld iin byle davrandn biliyordum. Umm Glsm'e soru sormay, ya da itiraz etmeyi istediini bildiim gibi biliyordum bunu da. Ama o artk bymt, sesini karamyordu. Kadn gelip onun srtn okayp yanan ptnde, bir anda sanki o da vebaya yakalanm gibi rengi sararmt. Sonunda Ismihan toparland ve "Dorusu ardm," dedi. "Aslnda ben Safiye'nin olu Mehmed'le byle bir eyin olacan dnyordum. Tabii bu konuda bir konuma yaplmamt, ben yalnzca..."

Glruh doruldu, ocuklardan uzaklat ve annesinin yanna doru ilerledi. Ondan kuvvet almak m, yoksa ona kuvvet vermek iin mi bunu yapmt bilmiyorum. Evet, evet. Renim yeenim, Mehmed. Ben onunla evlen-meliyim. Biz bunu ocukluumuzdan beri istiyoruz. Ama bunlar dile gelemiyordu. Glruh'un gzlerinden okuyordum bu szckleri. Ismihan konumaya devam etti: "Tabii bir de u var, inallah Mehmed bir gn Sultan olacak. Sultanlar evlenemezler. Onlara denk olabilecek kim vardr ki dnyada? Ama beri yandan artk hanedann kendini parayla satn alman kle kzlardan da syrmas gerek. Eer Mehmed yeeniyle evlenirse ve sanyorum birbirlerinden holanyorlar, o zaman hanedan ok daha gl olabilir. Ana ve baba ayn asil soydan gelirse..." Glruh bunlara katldn ban sallayarak belli etmekten kendini alamamt. Umm Glsm ise ok daha farkl dnyordu. "Bunlar, Safiye'nin kafasndan geenler," dedi. "Murad'a da yapt gibi, Mehmed'in de onun sznden kmamasnn peindedir o. Ve bu, zavall Nur Banu'yu ok zyor. Sana samimiyetle 284 Ann Chamberlin unu sylemek istiyorum Ismihan Sultan. Senin yerinde olsam kzm bu kavga ve hesaplarn dnda tutardm." Bu eit yorumlar eyhlislam'm karsnn tek bana yapabilmesi pek mmkn deildi. Sanrm Ismihan bile Nur Banu'ya yaplm olan son ziyarette bulunmad iin pimanlk duyuyordu. Aslnda bu kadndan ok daha stn biriydi o. Sarayda bytlmt. Yine de kendini toparlad ve kibarca glmseyerek kadna cevap verdi. "Sylediklerimle kalp krmak istememitim. Eer sabrszca konutuysam bunun nedeni yanllklarn dzeltilmesini istememdir. Bizim evimiz ne yazk ki siyaset, sava ve klelikle karmakarktr. Oysa bakn sizinki akl ve huzurla dolu olduu iin ne kadar yce." mm Glsm, Nur Banu tarafndan ynlendirilmeden doru konuabilecek biri deildi. Hibir ey sylemeden oturduu minderde kmldand ve glmsedi. Pek yaknda dul kalacak olduunu bilse de, yakn gelecekte gerekleeceini dnd dn onu mutlu etmeye yetiyordu. Neyse ki tartma uzamad. nk hadmlardan biri aceleyle ieri girip erkeklerden yeni bir haber getirdi. Bir an nce gitmeliydik. eyhlislam iin duyduumuz tm iten ilgiye ramen bunu yapmaya mecburduk. Piyale Paa, bir nceki gn Divan'a katlmamt, bunu biliyorduk. imdi bunun nedenini renmitik. Paa da vebaya yakalanmt ve eyhlislam'dan ok daha gen olmasna ramen hastala dayanamamt. Vezir lm deindeydi, Fatiha okunmadan yanna ulaabileceimiz ise kesin deildi. Selim, Ismihan'm baba bir, ana ayr kardei olan ikinci kz Gevherhan' Piyale Paa'ya vermiti. iftin ocuu olmamt ama birbirlerine ok balydlar. Hatta Vezir'in bu uurda iini ikinci plana ittii bile sylenirdi. Bu ok bal kar-ko-ca kendi dnyalarna dalmt. Ismihan kzkardeiyle neredeyse evlendiinden bu yana pek grmemiti. Safiye SulLan 285 Ama madem ki Gevherhan, kzkardeini imdi yanma aryordu, bu istek derhal yerine getirilmeliydi. Gevherhan'm dnyasnn mm Glsm'n bol dedikodulu dnyasndan ok farkl olduu kesindi. Sokullu bu haberle ok sarslmt. Bizi yolda brakp hemen koturdu Saraya doru. Sanki siyasetiler doktorlarn yapamad mucizeyi gerekletirebilirlermi gibi... Uveyis ve evresindekilerle yakn olmasna ramen Piyale Paa, kafas yatmazsa onlara kar kmaktan geri durmazd. Kars ok drst ve erdemli bir kadnd, onun desteini daima hissetmiti Paa ve Gevherhan'm dncelerine de byk nem verirdi. Sokullu, Divan'da Piyale Paa ve eyhlislam olmadan baya zorlanacaa benziyordu. Ve beklenen oldu. Allah'n emri yerine geldi. O gece iki adam da ld. Hocalar, hafzlar, atlar iki konak arasnda gidip gelirken ok iyi para kazandlar. Herhalde

bu onlara bir sonraki veba salgnna kadar yetecek birer kk servet yaptrmt. Daha sonra yaplan cenaze trenlerinde efendim her iki dostunun tabutunu da tad. Ve eve dndmzde, hemen Mikael Kantakuzenos'u ard yanna. Rum gelene kadar da oturup Kbrs'a yollanmak zere yeniden uzun bir mektup yazd. ____________MM>____________ _______XLIII_______ K.y ONUNDA sonbaharn ilk yamurlar balad ve bu yamurlarla sanki veba da akp gitti, hava temizlendi. Herkes daha kolay ve zgrce soluk almaya balamt, cierlere dolan havayla yzlere de mutlu gller gelmeye balad. 286 Ann Chamberlin Ama dorusu bizim haremde ok da rahat soluklandmz sylenemezdi. Ve mm Glsm'n bizi ziyaretiyle de bu hava deimedi. Kadn hemen gidip Glruh'u pt ve eyiz ilerinin ne lemde olduunu sordu. Bizim Glruh eline ine bile almamt, cevap vermeden bo gzlerle bakt. "Birbirimizi yakndan tanmalyz," diyordu mm Glsm. "Ltfen ne zaman istersen bize gel. Bu yl iinde bu dn yapacaz kismetse." Glruh ilk frsatta hemen kap gitmiti salondan ve tabii bir ate topu gibi benim odama dalmt. "Yapamam! Yapmayacam!" diye baryordu. Gzyalarna boulmutu. Ona sevgiyle sarlp srtn okadm. Artk gerekten de ocukluktan kadnla geiyordu. Eer gerek bir erkek olsam bu duygusallk ikimiz iin de tehlikeli olabilirdi. Ama imdi duyduum, onu koruma arzusundan ibaretti. Bu uurda kolaylkla lmeyi tercih edebilirdim. Bundan emindim. Alamas biraz hafifleyince konumaya baladk. "imdi syle bakalm," dedim. "Neden bu Hamid'in olu Abdurrah-man ii seni byle korkutuyor? Dorusu ben onu hi grmedim, btn bildiim annesinin anlattklar... Ve bu eit konumalara da ok gvenmediimi bilirsin, imdi syle bakalm sen ne duydun?" Glruh susuyordu, sanrm ne dndn tahmin edebiliyordum. "Demek," dedim, "Sen de bir ey bilmiyorsun. Bunu tahmin etmitim. Grmediin biri hakknda nasl karar verdin yleyse?" "Onu grmek istemiyorum. Onunla ilgili bir ey renmek de istemiyorum." "Ama ben istiyorum," dedim. Bana bir haine bakar gibi baktysa da, ben szlerimi srdrdm. "Eer bu adam hakknda bir bilgi edinemezsem, bu evlilie engel olabilmek iin nasl mcadele edebilirim?" Safiye Sultan 287 "Oh, benim canm Abdullah'm!" Sevgiyle sarlp pt beni. Dorusu bu, yllardr yaptklarndan ok daha scak ve minnet doluydu. "Sorun... Bunu nasl yapacam?... Annesinin sylediine gre bizim delikanl tm zamann Medrese'de geiriyormu. Aniden gidip onu ziyaret etsem olmaz. Benim gibi biri son derece tuhaf karlanr orada. Hayr, bu olmaz. Tek yol, senin biraz aba gstermen. Kadnn davetini kabul et, ben de seninle gelirim. Ama ok da fazla gayretli grnmemelisin, yoksa kaynvaliden bu defa senin ok hevesli olduunu dnebilir. ly iyi tutmalyz." "Bence bu ok iyi olur. yle ok hevesli olaym ki, adam beni kar olarak almaktan korksun. Ne dersin?" "Haydi, samalamay kes. Eer byle davranrsan, ne kadar Osmanl kanndan gelirsen gel, seni bir sokak serserisi bile kar olarak almaz. Kendi dzeyimizi bozmadan bu ii zmleyebiliriz. nce sylediim plan uygulayalm. Eer bundan tatmin olmazsak, o zaman baka yollar deneriz." mm Glsm'n evi ehrin bat ynndeki surlarn oradayd. at katndan Mekke'ye giden hac adaylarn izleyebilmek iin ok gzel bir yerdi. Dorusu Glruh buraya baylmt. reneceklerimiz houna gitmese bile en azndan srre alayn izlemi olmak bu ziyareti yeterince yararl yapmt.

mm Glsm'e gelince, Sokullu'nun evinden onun davetini kabul edip gelen birini -zellikle de oluna gelin olmas kararlatrlan birini- arlamak ok houna gitmiti. Ve hac alayndan daha ilgin olan bir eyi grebilmemiz iin bize dorusu ok yardmc oldu. Bu, gen damat adayyd. Kadnlarn ikinci kattaki dairesi, ou dini trenleri izlemek zere darda olan evin erkeklerinin yaad selamlktan daha iyi bir gr alanna sahipti. Bu yzden de konakta kalan erkekler, alay grebilmek iin mescidin tepesine trmanmak 288 zorundaydlar. Bunlarn byk bir ksm kleler ve delikanllard. Onlarn bu hareketliliine katlmayan tek bir kii vard. Aada oturmu kitap okuyordu kaytszca. Aslnda grltleri duyuyordu ve bunlar dini bir trene aitti. Ama o yine de istifini bozmamakta srarlyd. Sanki tek bana bir camide dua ediyor gibiydi. "te o," dedi Umm Glsm. Sesi gururla doluydu, "ite benim gnlmn sultan." Babasnn etkisiyle Abdurrahman mderris olmutu. On iki yanda snnet olduundan bu yana dini eitim gryordu. Babas gibi o da Kur'an' ezbere biliyordu, ama krk yandan nce ders vermesi uygun grlmedii iin bunu yapamyordu. Bu ciddi i iin aarm sa ve sakala gerek vard sylendii gibi. Byle durumlarda az bir para karlnda kiralanan daha yal bir adamla birlikte alyordu Abdurrahman. ocuun zerinde ok byk bir sorumluluk basks olumutu. ncelikle babas eyhlislam, yksek mevkilerdeki aabeyleri... Evet bunlar belli ki onu eziyordu. O da baarmaya kilitlemiti kendini ve bunun iin ok almas gerektiini biliyordu. Aabeyleri hem kiilik, hem de grevlerindeki baarlaryla nlenmi kiilerdi. Ve btn bunlar on sekiz yanda bir delikanly kavurmu gibiydi. Solgun tenli bu delikanlnn dini konularda bilgili olduu belliydi, ama sanrm henz bir bilge saylamazd. Herhalde bir soru sorulduunda, bilgisi birbirinden bamsz ve asla bir araya gelemeyen akarsular misali akyordu dudaklarndan. Ama bunlardan tam bir sonu karmak mmkn olmuyordu byk bir olaslkla. Eer ona bir ey sorulmazsa, ki artk bu daha sk bana gelen bir durumdu, eminim yapt tek ey, bir kenarda yzne arbal bir ifade oturtarak durmaktan ibaretti. Hatta biraz da bakalarn kmseyen bir ifade bile Safiye Sultan 289 denilebilirdi buna. Ona danmadan, yalan yanl konuan bir kuru kalabalk olarak gryordu evresindekileri. Sonu olarak yalnz bir delikanlyd Abdurrahman, ama bununla gurur duyuyordu. Oysa bana genliine ramen zayf, yal ve eskimi grnyordu. Srre alay grnnce mescidin atsna trmanm dier delikanllar onu da yanlarna ardlar. Abdurrahman' ayakta ilk kez gryorduk imdi. Annesi bundan ikyeti grnmyordu. Kadn gl kuvvetli biriydi, oysa olu arbal dini giysilerin iinde insann iini bir tuhaf yapacak kadar zayf ve gsz grnyordu. Solgun ve ve hatta neredeyse grnmez bir bedendi bu. Srt hafif kamburlamt, bacaklar ve kollar eri br grnyordu. Sanki fazla oturmaktan kramp geirmi gibiydi hareket ettiinde. Ama annesi hl bu konuda bir ey sylemiyordu. Yalnz az nce yapt gurur dolu konumay kesmiti. Susuyordu... Abdurrahman trmanmak zere pencere kenarlarndaki demirlere tutunarak ilk hareketini yaptnda hepimiz nefesimizi tuttuk. Bunu becerebilecee benzemiyordu ve yanlmad-mz grdk, hemen vazgeip eski yerine geri dnmeyi tercih etti. Ama dierleri srar etti. Bazlar aa inip onu ekitirerek yukar trmanmak zere yreklendirmeye alyordu. Tam kutsal develer geerken Abdurrahman' atya ekmeyi baardlar. Delikanllar onu aada braksa belki daha iyi olacakt. Hi mutluya benzemiyordu bizim sska. Dierleri merakla alay izlerken, o burnu byk bir tavrla, kmseyerek bakmyordu etrafna. Yznden ne dndn neredeyse anlyordum: "Ne cahil insanlar, iki bo deve eerine hayranlkla bakyorlar!" Herhalde

o anda aklndan, Allah'tan baka hibir eye tapmamak gerektiiyle ilgili dua geiyordu. Bundan emindim. O sabah buraya gelmeden nce, Glruh'un gencecik kalbinde bir delikanly grerek baz yumuamalar, duygulanmalar doabileceini ummutum. Ama imdi gryordum, byle Safiye Sultan F.19 290 bir ey olamazd. Arkam dner dnmez atlara, aalara trmanan benim kk maymunum bu adamla m evlenecekti? Abrurrahman, belli zamanndan ok nce yalanmt. Daha on sekizinde solgun bir msveddeye dnmt bu gen adam. Glruh'a sevgiyle, onu korumak isteyerek baktm ve Tanr'ya bu iin olmamas iin yalvardm. Herhalde onun da aklndan benzer eyler geiyordu. Birden bugn onda daha nce grmediim bir eyi farkettim. Kulaklarmdaki iri altn halkalard bunlar. Nereden bulmutu bu kpeleri? Sonunda Umrn Glsm'e veda ederek konaktan ayrldk. Tahtrevana binip, bizi kimsenin duyamayacandan emin olunca Glruh eilip, "Umarm Abdullah, bunu engellemenin bir yolunu bulursun," dedi. "Elimden gelen her eyi yapacam," diye cevap verdim. Bana minnet dolu gzlerle bakt. Yzne sevgiyle dokundum, azck glsn istiyordum. Sonra yavaa kpelerini ekip salladm ve "Ama," dedim, "Sana bu kpeleri veren adam da aklmn kesinden bile gemez, bunu bul." Ban evirdi ve tahtrevann perdesini kendi ekti. Bu tavrndan anlamtm, yanlmyordum tahminimde. Kpeler Kbrs'tan gelmiti, Arap Paa'nn armaanyd. Hamid'in olu Abdurrahman'la evlenmek istemiyordu Glruh, ama bunun en nemli nedeni grdklerimiz deildi. Bizim kzn akl, karde gibi bytlm olmalarna ramen hl o gl kuvvetli, zenci gen adamdayd. ehzade Mehmed'le ilgili davranlar bile bunu saklamak iindi. Bunca zaman sonra onu hl kalbinde yaatmasna am ve zlmtm. Byle bir ey asla ve asla olamazd. Zavall ocuk, diye geirdim iimden. Zavall ocuk... _________MM_________ _______XLIV S&KAM ST tenhalam sokaklar geerek eve doru ilerliyorduk. Hac adaylar Boaz'm te yakasna gemilerdi ve sanki bu uzun, kutsal yolculuklarna karken ehrin ruhunu da yanlarna alp gtrmlerdi. Mezzin sesleri bana ok snk geliyordu bu akam. Birden olduka geciktiimizi fark edip, Glruh'un tahtrevann tayan klelere, "Acele edin," dedim. Bir mmin, yzn ve yreini Mekke'ye evirip ksa bir sre ibadet ederek nasl bir ruh arnmasna kavumay bekleyebilirdi? Dierleri oktan , bu kolay, Tanr'ya kestirmeden ulama yoluyla kyaslanamayacak upuzun ve ok zorlu yolculua balamlard. stelik byk bir zveri ile yaya olarak dmlerdi Kabe yollarna... Bize gelince... Ne yazk ki, bize kalan biimsel bir dindarlk grntsnden ibaretti, iimi koyu bir kasvet kaplayvermiti. Oh, Allahm, merhametini bizlerden esirgeme, diye mrldandm. O srada, dar sokakta bir adam tela iinde hzla yanmdan geti. abucak gz nnden yok olmutu ama, ben yine de zerindeki metal rg zrhn sesini duymu, bandaki tepesi topuzlu miferi fark edebilmitim. Adam bir avutu, yani imparatorluun zel korumasyd. Ne tuhaf, diye dndm. Bir avuu byle koturan ne olabilirdi? O, Sultan'n emrini yerine getirirdi ve buna zaten hi kimse kar kamazd. niformasn neden kaln, kapkara bir pelerinin altna saklamaya altn anlamam mmkn deildi, hele de byle karanlkta bir hrsz gibi kamasn... Tam konamzn kesine gelmitik, birden kleler durdu, dehet ve korku iinde dua etmeye balamlard. "Devam edin, devam!" diye bardmsa da kimse buna aldrmad. Yer292

Ann chamberlin lerinde kalakalm adamlar hareketlendirmek iin itip kakmam gerekti. Glruh merak iinde tahtrevann perdesini ap, "Ne oluyor Abdullah?" diye sordu. "Orta mal biri gibi, nasl olur olmaz perdeyi aabilirsin?" diye daha nce hi yapmadm bir ekilde azarladm kz. Aslnda beni kayglandran onu birilerinin grebilecei deil, onun grebilecekleriydi. Byle davranmaya mecburdum iyilii iin. Aceleyle baheye girdik. Kleleri, grdklerini anlatp haremin huzurunu bozmamalar iin uyardm. Kapdaki bekiyi de hemen gidip efendimizi armas iin yolladm, dar yle bir bakmas adam adeta kanatlandnvermiti. Yine de karanlk sokakta, sallanan bir cesedin yanban-da geirdiim sre benim iin yeterinden uzundu. Burada durmaktaki amacm, balangta cesedi kpeklerin saldrsndan ve baz insanlarn kt davranlarndan, alaylarndan koruyabilmekti. Ama dakikalar ilerledike ortalkta benden ve yol kenarnda kanan sska gri kediden baka bir canl olmadn anladm. Sanki bir kara by sonucuydu grdklerim, rperdim ve kendimi korumamn daha akllca olabileceini dndm. Birden hatrladm, kentin tm yce yrekli dindarlar bugn bizi geride brakp gitmilerdi. Ceset, yznde intikam ve fke istermi gibi ifadeyle sallanp duruyordu az temde. Bir kez daha, Allah'n merhametine sndm. Sonunda kap ald. Demir kap kollarnn ve kilidin kard ses bile beni yerimden hoplatmaya yetmiti. Efendim yannda bir sre nce Saray tarafndan onu korumakla grevlendirilen avula birlikte dar kt. Miferlerini grnce az nceki adam tekrar hatrladm ve nedenini o an iin tam olarak bilemediim bir endie sard iimi. Sokullu'ya bu korumalar verildiinde Paa dorusu ok am ve bunun gerekeSafiye Sultan 2'JM sini renmek istemiti: "Sultanm, neden bu askerleri bu ile grevlendirdiniz? Ben sokaklarda yanmda birka arkadamla silahsz dolamaya alm bir klenizim. Ve bu gne kadar' da bama kt bir ey gelmedi." Murad'm cevab batan savma olmutu. Ama ben onun bu konuda sylemek istemedii baz dnceleri olduunu sezmitim. Sokullu'nun zerinde ok sade bir giysi ve banda basit bir sark vard. Belli ki krk ylda bir yalnzca kendine ayrp dinlenmeyi planlad akamlardan biriydi bu. Belki namazdan yeni kalkmt. Beki koarak odaya vardnda herhalde seccadesi zerindeydi ve adamn korku dolu, "Paa'm Rum lm. Bizim kapnn yanma asl, sallanyor cesedi," szleriyle duasn alelacele tamamlayp frlam olmalyd dar. Mikael Kantakuzenos onu iyi anlayan ve gvendii insanlardan biriydi. Onu karlarken Sokullu'nun ssl giysilere ihtiyac yoktu. Efendim, emindim, Rum dostunu bekliyordu bu gece. Ne yazk ki adam l olarak gelmiti bu kez konaa. Paa, duygularn iine gmerek, her zamanki kararllk ve sakinlik iinde kapdan dar kp cesede bakt. Hemen Hristiyan rahiplerin arlmas emrini verdi, Rum iin gereken dini trenler, detler yerine getirilmeliydi. Gelen papazlardan birinin, "ite Osmanl'ya yakn olmann bedeli... Seni korur gibi grnrken bana ne iler aabilir bu adamlar. Hibirine gvenilmez Trkler'in," dediini duydum, ama bunu efendime iletmedim. Biliyordum, bu szler onu en az dostunun lm kadar zerdi. Papazlar gelmeden nce avular yukar trmanp adamn cesedini aa indirmilerdi. Az nce bir arkadalarnn yapt iin tersini yapan bu muhafzlar izlerken aklma gelenleri Sokullu'ya aktarmam gerektiini dndm ve Paa'ya sessizce daha nce grdklerimi anlattm. 294 Ann Chamberlin "Rum kendini asm olamaz," dedim. "Tekmeledii sehpa nerede? Ortalarda byle bir ey yok." Son olarak da ona kk bir kt uzattm. Bu, adamn gsne ilitirilmiti ve ben onu grr grmez kimseler gelmeden bunu almay baarmtm. Paa dikkatle okudu yazanlar: " Mslman kadnlar kirletenler byle cehennemi

boylar." Daha sonra Gazanfer bu konuyla ilgili olarak, ben sormadan unlar anlatacakt: "Yemin ederim, son kez ona Safiye' den mesaj gtrdmde birinin bizi izlediinden kukulan-mtm, ama byle sonulanacan da dorusu tahmin etmemitim." Ve hadm, gayri mslimler iin sylenmesi detten olmad halde, "Allah rahmet eylesin," diye bitirmiti szlerini. Evet o akam, bu kd okuyan efendim dnceli dnceli konumadan duruyordu. Eilip kulana, "Sarayn adamlar bizim kapy uzun sredir gzlyorlard herhalde," dedim. "Rum'u burada yakalayp ldrmek zere... Efendimiz bundan eminim, ama nedenini bilemiyorum." Sokullu benim bu heyecanl konumama karlk tek kelime etmedi, ban sallamakla yetindi. Sanki bu olanlar onu fazla artmamt, byle bir eyi bekliyor gibiydi. Her zamanki gibi Paa, o gece Arap Paa'ya yazd uzun bir mektupla iini dkt. Ama gelen cevap beklenmedik bir biimde ve ac vericiydi. Bu, koyu lacivert bir yn pelerindi. Baz yerlerinde, kopkoyu kan lekelerinin ortasnda, kllarn at belli olan delikler vard. Kbrs Valisi adann ta bandan beri belas olan haydutlarla dvrken zerinde bu pelerin vard ve ne yazk ki ald yaralarla orackta lmt Arap Paa. "Ya korumalar?" Efendim sesindeki kedere hkim olmaya alarak soruyordu. "Bu konudaki haberler iyidir efendimiz. ok kr hepsi de kurtulmu." Safiye d>ullan 295 "Hepsi?" Sokullu bir an yambamda dikilen kendi korumalarna, avulara bakt. Ban kaygyla ve bir eylere inana-mazm gibi sallad. Bu kadar olamaz, diyordu sanki. "Hem de yaral bile yokmu," diye devam etti haberci. Gl yznde giderek kayboluyordu. "Ne oldu efendimiz?" diye sordu. "Sizi hi olmazsa bu haberle biraz sevindi-rebileceimi dnmtm ben." "Canm gibi, z olum gibi sevdiim birinin ldrlmesine ve onu korumakla grevli yz adamn bunun iin parmaklarn bile kprdatmam olmasna m sevinecektim?" Paa'nn bu szleri zerine adam, "Evet, ok, ok garip... yle deil mi?" diye sormaktan kendini alamamt. "Evet, gerekten de garip." Efendimin akl baka bir yerdeydi, szlerini, "Evet, hepsi bu kadar, saolun," diyerek tamamlad. Haremde olanlar benim zihnimi baka alardan oyalyordu. Karnnda Arap Paa'nn yedi aylk bebeini tayan gen dul da geri gelmiti adadan. Kocas ld iin tekrar kleler arasna dnmek zorundayd. Zavall, ac ve gzyalar iindeydi. Bebein doumuyla bu znt verici ortam daha da younlat. Bunun tek nedeni kadna zgrln ve Paa'nn adn verebilecek olan bir olan dourmamas deildi, bebek son derece salksz ve hatta hastalklyd, ama yine de yaamak konusunda beklenmedik bir inad vard. te yandan bir de Glruh'un yaad keder vard. ok sessiz ve iine kapal bir biimde yayordu bunu. Haberi aldktan sonra yaklak bir hafta boyunca ne kadar srar edersek edelim, azna tek lokma bile koyduramamtk. Ama haremin perdeleri her eyi rterdi, tpk bir yaray kapatan taze deri gibi. Hem de hibir iz kalmam gibi... Ve bir sre sonra her 296 Ann Chamberlin ey geti. Ama artk Glruh eskisi gibi deildi, ya da yle demek belki daha doru olurdu: O artk bir ocuk deildi, gen bir kadn olmutu. Ne kadar deimi olduunu aslnda tam olarak birka hafta sonra babas tarafndan mabeyne arldnda anladm. Sokullu, Feridun Bey iinden bu yana Glruh'u grmemiti. Zaten herhalde kadnlar aklna en son gelen eydi Vezir-i azam'm. Paa'nm bir para gergin olduunu grebiliyordum, ama Glruh da ondan daha az gergin deildi. Gzleri kocaman kocaman almt, kalbinin atyla hzl hzl inip kalkan gs, yanaklarnn kzarmas heyecann aa vuruyordu.

Babasnn onu niye ardn tam olarak bilmiyordum. Ama yine de mabeyne doru ilerlerken elimi omuzuna koydum ve ona asla istemedii biriyle evlenmek zorunda olmadn tekrarladm. "Ho geldin ocuum," diye karlad Paa, kzn. "Ho buldum babacm." Ba ne eikti ve enesi neredeyse gsne deiyordu. "Gel yanma kzm. Gel, korkma benden," diyen Paa gergin bir biimde gld, szlerinin inandrcl konusunda belki kendi bile kuku duyuyordu. Kz babasna doru ilerledi, ama tam yaklamt ki, tamamen yabanc birinin karsmdaym gibi iki eliyle yzn kapad. Aslna baklrsa, gerekten de yabanc biri olduu sylenebilirdi Sokullu'nun. Neyse bu skntl durum fazla uzama-d. Sokullu kz kucana ald. ocuu sanki kendi de hatrlamaya alr gibi bir hali vard. Ama artk Glruh bymt ve babasnn dizinde ok komik grnyordu. Paa kzn ellerini yznden ekti, enesini kaldrd ve gzlerine bakt. ocukken belki bu yzde kendinden bir eyler aradnda, bulduunu da syleyerek avunmu olabilirdi, ama artk bu ok zordu. Glruh'un yznde ona ait tek bir izgi bile yoktu. Acaba kzn kime benzediini o da benim gibi grebiliyor 6afiye Sultan 297 muydu? Yoksa o kapkara gzlerin, yumuack dolgun dudaklarn, incecik yanaklarn gzelliini grdnde Ismihan' dnp, kadnn ekicilii konusunda kendini skalam m hissediyordu? Paa bunlar zihninden uzaklatrmak ister gibi baklarn uzaklara evirdi. Tekrar kzma baktnda hemen konuya girdi: "unu anlamalsn kzm, ben daima senin iin en doru ve en iyi olan isterim." "Evet, babacm," diye mrldand Glruh. "yi. Seni artk bir an nce iyi bir adamla evlendirmek istiyorum kzm. nceleri kk olduunu dnyordum, ama imdi giderek yalanyorum, lp gitmeden senin iyi bir evlilik yaptn grmek istiyorum." "Allah size yzlerce yl daha ihsan eylesin babacm." Sokullu ban sallad. "Saol kzm ama yine de senin geleceinle ilgili ilere ncelik vermeliyiz. Belki duymadn, haberin yok ama, eyhlislam Hamid'le lm deinde baz eyler konutuk. Rahmetli, bana senin en kk oluyla evlenmeni ok arzu ettiini sylemiti. Bu onun son arzusuydu. Bunun gereklemesini ben de istiyorum. Hamid'in oullar bugn bana geldiler ve yarn akam beni evde ziyaret etmek istediklerini sylediler. Gelip herhalde dn, nikh paras gibi eyleri konumak istiyorlar ve i bu duruma gelince kimsenin onuruyla oynayamayz, yle deil mi? Anlyor musun?" Glruh hzl hzl ban sallad anladm belli ederek. "Benim tek emin olmak istediim konu senin bir itirazn olup olmad. Senin mutlu olmam isterim ocuum. Eer istemezsen para miktarn ok yukar ekerim ve vazgeip giderler, ama dorusu bu onlara hakaret etmek gibi bir ey olur. yi bir ailedir rahmetlininki. Gldrler de... Eer Sultan aklszlk etmezse o aileden daha pek ok eyhlislam kar. u sana talip olan Abdurrahman bile imdiden bilgisiyle n salm durumda. Bir gn o da yce mertebeye ulaabilir. Ama, unutma, 298 Ann Chamberlin benim esas istediim senin mutlu olman. Bana kendini aabilirsin kzm, imdi." Kulaklarma inanamyordum. Glruh ok alak bir sesle ama kararl bir ekilde: "Abdurrahman'la evleneceim babacm, eer senin de istediin buysa..." diyordu. ocuk korktu herhalde, diye dndm. Onun yerine ben konumalydm. Ama bunun ne yeri, ne de zamanyd. Abdurrahman'n aabeylerinin ziyaretine sadece bir gn vard. Hemen bir plan yapmalydm. Fazla zamanm yoktu. ________MM_________ _______XLV_______ ^/okullu konumasn bitirmiti. Yzndeki ifade durumdan honut olduunu belli

ediyordu, ama ayn zamanda bir hzn de saklamaya alr gibiydi. Glruh'a artk gidebileceini syledi. Koarak dar kan kz da daha az hznl deildi. Arkasndan gidip onu avutmak ve hl bu evlilii engelleme ansmz olduunu sylemek istiyordum, ama efendim beni durdurdu. Belki de sra bana geldi, diye dnyordum. Oysa bana ne dndm sormad Paa. Bu kadar onu tatmin etmi olmalyd. Zaten kzn szlerini kendi kulaklarmla duymam mydm? Sokullu, "eyhlislam lm deinde bana haremimle daha fazla ilgilenmemi ve onlarla zaman geirmemi tledi," dedi. "Bu bana huzur verirmi. imdi gryorum ki doru sylyordu rahmetli. Bana bu konuda yardmc olmalsn Abdullah. Yarn sabah Divan var, akam da biliyorsun konuklar. Ama onlar gittikten sonra..." Cmlesini bitirmese de konumamzn bitmi olduunu 6a fi ye Su I Lan 299 dnyordum. Ona elimden gelen her yardm yapacama sz verdim. Aslnda kzn daha yakndan tamsa bu evliliin olmamas gerektiini Paa kolaylkla anlayabilirdi. Sokullu arkasn dnmt, ama kabileceimi henz sylememiti. Tekrar bana dndnde gzlerime inanamayacak kadar armtm. Koskoca Vezir-i azam? Kim onun alayabileceim dnrd? "Biliyorum..." dedi. Hkrn tutmaya alyordu. "Ta bandan beri onun benim z kzm olmadn biliyorum." Kalbim yerinden kacakm gibi atyordu. Benim bundaki paym da biliyor muydu acaba? Bunca yldan sonra artk cezam ekme zamanm gelmi miydi? "Yemin ederim ki, zaman zaman aklmdan, keke Peygamberimiz kzlarn ldrlmemesiyle ilgili o szleri sylemeseydi, diye bile geti. Ne kolay olurdu tpk eski Yunanllar gibi kendi utancndan bir baka bedeni yok ederek kurtulmak... Ama ok kr Kur'an bana daima olduu gibi doru yolu gsterdi. 'Bir kz ocuu doduunda onun yznde karanlk glgeler belirdiini syleyenler aldanyorlar...' Hatta bu kz ocuk insann kendi kz olmasa bile... Bunu yaadm ben. Abdullah seni yalnzca affetmiyorum, sana ayn zamanda minnettar olduumu da sylyorum." Paa'nm yce yreklilii beni utandrm ve ruhumu karmakark etmiti. Aslnda minnetle dolu olmas gereken yrek benimkiydi. "Eski bir trk vardr," diye srdrd szlerini. Bana hi konuma frsat vermiyordu. Ama aslnda zaten byle bir ansm olsa da, kendimi doru drst ifade edebileceimden emin deildim. "Bazen kyllerin arduruluu neredeyse Kur'an'm damtlmliyla yaracak llerdedir. Trk yle: 300 Ann Chamberlin "Ey benim nazl kzm Dounca yzm karartan kzm imdi evimin tac kzm Veremem seni yadellere Krk deve yk altna bile Bahtmn yldz kzm." Sokullu tekrar susmutu, ama biliyordum konuma hl bitmemiti. Sessizlik uzayp gidiyordu. Sylediklerinin etkisiyle benim de gzlerimden yalar szlyordu. Aklmdan Fer-had ve Ismihan'la ilgili binbir grnt gelip geiyordu. Sustuk, sustuk, sustuk... Btn bu duygusalla ramen konuulmas gereken baka konular da vard. Paa'ya bana anlattklarndan sonra, nasl olur da kznn evliliine ait kayg ve kukularm aabilirdim, nasl bu i olmamal, diyebilirdim? Onun kalbini krmak istemiyordum daha fazla. Ben bunlar dnrken o yerinden kalkt ve yanma geldi, elini omuzuma koydu. "Hatrlyor musun Abdullah?" dedi. "Yanma ilk geldiin gn?" "Evet efendimiz." Ne garipti, o konumaya baladnda benim aklmdan da ayn an gemiti. Bunun nedeni omuzuma koyduu o dost eliydi, bunu biliyordum. Yllar nce de ayn eyi yapmt Paa. Sanki onu ilk grdm gn ve bugn arasnda zaman hi gememi gibiydi.

"Ya seni yapayalnz haremimin banda braktm o yllar... Drt myd, yoksa daha da m fazla?" Gld. "Btn bu yllar boyunca bana mkemmel hizmet ettin. Yaknda senin benim para ilerimle de ilgilenmeni isteyeceim." Elini omzumdan ekmiti ve ben onun bana yadrd vglere beceriksizce cevap vermeye alyordum. Birden tekrar koydu elini omuzuma. Ama bu kez daha farklyd bu temas. ok yumuakt, bir kumru ya da kelebein hafiflii, masumiyeti vard dokunuunda. Tuhaf bir tedirginlik duyuyor(.Safiye Sultan 301 dum, ama hi kmldamadm. nk sanki azck kmldasam incinebilir gibiydi. "Ben kk bir ocukken," dedi Sokullu, "Enderun'dayken kadnlardansa erkeklerin akn, sevgisini tercih ederdim. ok daha kolay ve gvenliydi byle bir iliki. Daha doyurucuydu, stelik insann sinirini de bozmuyordu. Bu eilimim devam edebilirdi aslnda... Ama sonra bunu deitirmeye karar verdim ve Selim'in kzyla bu yzden evlendim. O hl benim iin en deerli kadndr, hayatmn tek kadndr. te seni o gnlerde grdm, o avluda benim senin satn alnn onaylamam bekliyordun. Birden heyecanlandm. Hareme defalarca karm ziyaret etmek zere geldim o tarihten sonra, ama bu daha ok seni grebilmek iindi. Evimdeki hadmlarn saysnn yetersiz olduunu aklma bile getirmiyordum, nk sen benim gnl gzm fazlasyla dolduruyordun..." O konutuka ben ok ama ok garip bir duygunun etkisi altna girmitim. Yllar nce benden koparlp atlm olan organlarmn yerinde yabanc, tanmadm bir kark karncalanma vard sanki. Pek ok defa plak kadnlarla dolu hamamlarda bulunmutum ve hibir ey duymamtm. Belki de bunun nedeni hi kimsenin aklna daha nce, benim de ak aclar ekme olaslm olduunun gelmemi olmasyd. Eski bir deyi vard: Ten ister ama ruhun gc buna yetmez, diye. te imdi durum bunun tam tersiydi. Byle durumlar son derece normal karlayan Trkler arasnda neredeyse bir yirmi yl geirmitim, ama daha nceki gemiimin kkl izlerini hl tayordum. Birden midemin kalktn hissettim. Kekeleyerek ona bu ikilemi aklamaya altm. "Biliyorum," diyerek hemen benim aresiz konumam engelledi. "Karm ve o adam arasndaki ilikiyi rendiimde senin benim gibi hissetmenin ne kadar olanaksz olduunu anladm. Bana kar onun yannda yer almtn, yle bir durumda 302 bile. O gnden beri senin beni sevemeyeceini biliyorum. Belki de bu aldatlm bir koca olmaktan daha fazla ac vericiydi. Seni zorlamayacam, hatta senden byle bir eyi istemeyeceim. Hayallerim bana yetiyor." Bu tutkulu szlerle aresizlemitim, nnde dizlerimin zerine ktm. Onun yce ruhunun nnde iki bklm olmutum, tek bana yaad bu cehennem azabna sayg duymamam olanakszd. O gerekten de onurlu, drst, stn nitelikli bir insand. Ellerini tutup ptm. Bunu kendiliinden, iimden geldii iin yapmtm. Sonra birden aklm bama gelip daha mantkl dndmde bir korku sarverdi tm benliimi: Ya benim bu itiraf ona kar kullanacam dnrse?... Aklmdan bunlar geerken Paa yanama dokunacakm gibi hafife elini uzatmt. Sanki yzme ate deecekmi gibi bam hzla geri attm. Bir yandan da korku iinde ona bakyordum. Alyordu, gzlerinden inen yalar demin kznn arkasndan dktklerinden bile daha fazlayd. Gzgze geldik, artk dar kabilirdim, baklar bunu sylyordu. zgrdm, gidebilirdim. Kap aznda tekrar saygyla yerlere kadar eildim ve tpk bir kadn gibi, haremin gvenliine doru hzla koturdum. ____________MM>____________ _______XLVI_______

jJyAliA NCE, Glruh'un yanna gidip evlilikle ilgili olarak yapmay planladm konumay unutmamtm. Odasna baktm, karanlkt. Her zaman dolat yerleri kontrol ettim, ama dorusu kafam ylesine karkt ki, dolarken birden neden orada olduumu hatrlamadm bile oluyordu. atdaki pencerelerin kafeslerini kontrol ettim. Geveke (Safiye <5ullan 303 ivilenmi bir tanesini yerinden kardm. Dorusu buna baka bir zaman olsa kzardm, ama imdi bambaka bir ruh narindeydim. Kafesi alp bir kenara koydum ve dar baktm. Gecenin souuyla kiremitlerin zeri az da olsa buzlanmt ve ben aklmn bama gelmesi iin bu karanlk, serin havadan medet umuyordum. Kaygan atnn zerinde Glruh'un izlerini grsem eskisinden daha ok korkacam biliyordum, nk artk o benim kk maymunum deildi, bir yl gemiti o gnden bu yana ve bymt. Evet upuzun kollar ve bacaklar yrrken, oynarken ok hotu ama yksek yerlere trmanp dolarken eskisi gibi fazla ie yaramazd. zellikle de bu buzlanm kiremitler zerinde. Ama hibir iz yoktu, Glruh iin duyduum endie ve korkuyu imdi kendim iin duyuyordum. Bu evdeki geleceim, o anda bana, tehlikeli ve sonsuz bir cehennem gibi grnyordu. Ve bu, tpk efendimin yaad acl, aresiz yalnzla benziyordu galiba... Karanlkta bunlar dnerek ne kadar oturduumu bilmiyorum. Sonunda aalardan bir yerden bir ses duydum, sanki biri geliyor gibiydi ama kimse gelmedi. Bu sesle toparlandm ve hem zihnen, hem de bedenen kendime geldim. Tekrar Glruh'u aramaya koyuldum, yeniden odasna gittim. Hl kapkaranlkt ama ierde yalnz olmadm hissetmitim. Gzlerim karanla alr almaz, uyuyan birinin yava yava soluk aldn duydum. Bu Glruh'du, uyuyordu, etrafnda hizmetkrlar sessizce oturmu onu bekliyordu. ylesine derin ve ar bir uykudayd ki, demin ben geerken de ayn durumda olduunu tahmin etmekte zorlanmadm. Beni yanltan onun her zamanki uykusuzluu olmutu. Bir gelin aday dnden nce yaklak bir hafta boyunca eitli tren, enlik ve toplantlarla yeni duruma altrlrd, bunu biliyordum. Acaba gergin gelin ben miydim, yoksa Glruh muydu? 304 Odama gittim, kafam hl karmakarkt, gn boyunca olanlar dnmekten kendimi alamyordum. Sonra baz sesler duydum ve anladm ki efendim de selamlkta uyuyamyordu. Ve daha da kts Vezir-i azam bu gece yalnzla bile dayanamayacak kadar yorgundu ruhen. lgn yanan lambalar ona elikte yetersiz olmutu. Yardmcsn yanma armt Paa. Adam oktan kendi yatana uzanp uyumaya hazrlanrken, Paa "Gelsin" demiti herhalde. Bu adam Sokullu'nun daha nce gnlerce mabeynde saklad yardmcs Feridun Bey'e hi benzemiyordu. Saraydan biriydi, Sultan'n klelerindendi. Tabii Feridun Bey de yleydi, ama bu adamla kiyaslanamazd. Hepimiz aa be yukar onun veyis'in casuslarndan biri olduundan kukuluyduk. O yce adamn, Sokullu'nun bylesine aalk birinin eliine muhta olmas yreimi acyla burkmutu. Byle bir adamla zel konumalar yapabilmek olanakszd. Sokullu ona Sultan Murad'm dnemiyle ilgili bir kitab yksek sesle okutturuyordu. Bunun nedeni yalnz Osmanl'ya kar duyduu sadakat ve ballk olamazd. yle olsa oturur, kitab tek bana okurdu Paa. Ama bunun yksek sesle okunmasna ihtiyac vard. nk o karanlk gece de, ruhsuz da olsa bir baka sese muhtat Vezir-i azam. Ben kapnn yannda durup hem onlar izliyor, hem de konuulanlar dinliyordum. Kitapta I. Murad'm bir Srp tarafndan sava alannda vurulduu yere gelinmiti. Burada efendim elini sallayarak adam susturdu. Hi dnmeden, tkr tkr alan bir makine gibi kitab okuyan adama bu hareketle sanki bir para canllk gelmi gibiydi. Belki imdiki Sultanla gemitekinin isim benzerlii nedeniyle ilgin bir konuma yapacan dnmt Sokullu'nun. Hatta

Saraya yetitirecei baz bilgiler edinebileceini bile... Ama umduu gibi olmad. Paa her eye karn Sultan'a; onun babasna, dedesine duyduu gibi bir sayg ve ballk (Safiye (Sultan 305 iindeydi. lm Sultan Murad iin bir Fatiha okudu yksek sesle. Onun bu grntsn asla unutamadm. O dua ederken sanki zayf bedeni nurlu bir kla sarlm gibiydi. Yal bedenini yastklara minderlere yaslam, sanki ihtiyarla direniyordu. O gne kadar onun yal olduunu hi dnmemitim. Ona baktm ve yreimin iinden u cmlenin gemesine engel olamadm: "te herkesten daha stn olan bir insan ve yemin ederim ki seviyorum..." Cmleyi kendi kendime bile tamamlamamtm. Bundan utanp tiksinebileceimi biliyordum gelecekte. Birden bu kark dncelerim onlarn sesiyle dald. Sokullu Paa diyordu ki: "inallah Allah bana onunki gibi bir lm nasip eder." Kimseye grnmeden sessizce oradan uzaklap odama gittim. Sanyorum ancak sabaha kar uyuyabildim. Sabah ezannn okunduunu bile duymamtm. Sokullu'nun Divan'a gittiini de... Ama uyanr uyanmaz, dnk itiraflarn etkisiyle tekrar byk bir gelecek kukusu iinde buldum kendimi. Glruh'un bir an nce evlenmesi iin dua ettim. Belki beni de alp yeni evine gtrebilirdi. Peki ama bu ne eit bir ihanetti? Onun, o garip utanga delikanlyla evliliine engel olmak zere sz vermitim. Her ey karmakark olmutu. Cinsiyetsizlerin ak iine karmamas belki gerekten de iyiydi. Ama her zaman bu ilikilerin dnda kalmak da galiba olanakszd. O gn ilk yapmam gerekenin kendi hakkmda dnmemek olduuna karar verdim. Gidip kk hanmm bulmalydm ve bana kalbinin sesini anlatmasn istemeliydim. Hizmetkrlarna sordum ve sabah ezaniyla birlikte kalkm olduunu rendim. Hemen gidip yal terzi kadn uyandrmt ve saatlerdir onunla birlikte oturma odasnda diki nak altrmas yapyordu. Sanrm eyiz hazrlnn bir par-Safiye Sultan F.20 306 Ann Chamberlin asyd bu. Kzlar sevinle bana durmadan, "Duymadn m, kk hanm evleniyor," deyip duruyordu. Anlatlanlar bana yine de inandrc gelmiyordu. Terzi kadnn daha nce Glruh'la ilgili sylediklerini dndm. Bizim kk hanm bu konularda ylesine beceriksizdi ki, zavall kadn uzun uramalarn sonunda ona bir eyler retebilmekten tamamen vazgemiti. " O tek bir ine batrp karana kadar ben bir araf takm tamamlarm," deyii hl kulakla-rmdayd. Glruh bu szleri duyunca hi kzmam tam tersine gklere umutu adeta. Oh, artk eyiz yapmakla uramam gerekmiyor, diye oynamaya balamt sevincinden kk maymun. imdi duyduklarma inanmakta zorlanyordum. Herhalde hizmetkr, kendi hayallerini evin kz zerine oturtuyor, diye dndm. Yine de gidip bir bakmak daha doru olacakt. Odaya doru ilerlerken grdm ey, beni Glruh'un da, kendimin de geleceiyle ilgili kuku ve kayglardan bir anda uzaklatrivermiti. Camlardan birinden dar baktmda souk ve nemli sonbahar solgunluundaki bahede garip birini fark etmitim. Bu, hrpani klkl bir derviti. ___________MM>___________ _______XLVII_______ C/Ol} NUR YZL adamla onun kim olduunu bilemeden defalarca konumutum. Ama imdi tek bir bakla onun kim olduunu anlamtm. O benim eski dostum Hseyin'di, ya da baka bir anlatmla sevgili Hac'md. Onu ocukluumdan bu yana tanyordum. Ailemi yitirdiimde, onlarn yerini almt benim iin. Ben onun hayatn bilerek deil, ama belki kazayla bir kez kurtarmtm, oysa o

(Safiye Sultan 307 bunu benim iin defalarca yapmt. Beni hadm eden kasab ldrerek intikamm da o almt. Ve byle bir cinayetle kendi rahat, gvenli hayatn da terk ederek derviler gibi yaamaya balamt. Konya'dan ayrldmzdan bu yana Hseyin'i hi grmemi olduumu fark ettim birden. O gnlerde imdi gelinlik aa gelmi olan kk hanmm henz ortalarda yoktu. Eski dostuma baknca onu ne ok zlemi olduumu dndm. Ona doru, geen yllar telafi etmek istercesine hzla ilerledim. Annda ulamtm baheye, "Dostum, dostum... Allah'a krler olsun yine grtk. Bu ne byk mutluluk," diye bararak kouyordum. Hac neredeyse bir heykel gibi, hareketsiz duruyordu ve bir Mslman ermiinden ok bir Hristiyan azizine benziyordu. Beni grnce hibir sevin gsterisi yapmad. Hatta konuabilecek kadar birbirimize yaklatmzda bile bu tavrn deitirmedi, yalnz unlar syledi: "Efendin, dostum... Onun hayatyla ilgili bir tehdidin olduunu rendim." Elini avucuma alm sevgiyle skyordum. Konumadan, ben szlerinin nemini kavrayana kadar gzlerime bakarak durdu. Kendimi aptal gibi hissetmitim toparlandmda. Buz gibi olmutum, telala, "Nasl, neden, kim?" diye art arda sordum. Hac bunlarn sadece birini cevaplad. "Eer daha nceden uyarlmadiysa, korkarm belki ge bile kalnd." "Evet, evet," dedim aceleyle, aslnda tam olarak ne yapmam gerektiini bilemiyordum. "Tamam, hemen imdi gidiyorum. Ama ltfen sen de ieri gir ve ben dnene kadar bekle." Kapdaki bekiyi, bahvan ve onun olunu buldum hemen. Ocak banda laflyorlard avare avare. Onlara duyduklarm anlattm, ama dorusu zorlanmtm. Sonunda anlattklarma kulak verip yerlerinden kalkmaya raz oldular. Bahvann olunu hemen Hseyin'in yanma yolladm, gidip arlasn diye. 308 Ann Chamberlin Belki de bu bir aptallkt. Beki neredeyse paslanm palasn kapmt, benim tek silahm belimdeki merasim kamasiy-d, bahvanla birlikte birka sivri alet de ben aldm elime. Ama bunlar ne ie yarayabilirdi? Bu halimizle ancak herkesi kendimize gldrebilirdik, o kadar. Yine de, "Haydi, abuk olalm," dedim. Hseyin'in bana asla yalan sylemeyeceinden emindim. "Bu suikast yapmaya kalkacak haini uyandrmayalm, dikkat edelim," diye onlar uyardm. abucak ikinci avluya gittik. Divan gn olmasna ramen yine de yadrgandk, nk hava ylesine berbatt ki, ou insan sorununu ertelemeyi tercih etmiti. Neredeyse bizden bakas yoktu. Birka tccar, bir an nce iinin bana dnmek iin sabrszlanan iki zanaatkar, hanmnn sorunlarn zmenin peinde bir hadm ve zavall grnl bir derviten ibaretti bekleyenler. Ellerindeki tespihleri sabrla ekerek bekliyorlard, konumadan. Her zamanki hareketli, ateli gnlerinden birini yaamyordu Vezir-i azam Divan'da. Bir kenarda dizilmi yenieriler olas bir taknla engellemek iin bekliyordu. Onlar gren bekiyle bahvan hemen geri ekilip, sus pus olmutu. Durumu bir an nce bu askerlere aklamalydm. Yoksa bamza biz konuana kadar byk belalar gelebilirdi. Yenierilerden biri elini hemen palasna atmt. Beni tanmad kesindi. Askerlerin gznde zaten tm hadmlar birbirinin aynyd. Bizden kukulandklar belliydi bu adamlarn. "Bugn Divan nasl gidiyor?" dedim. "Allah'a kr iyi," diye cevap verdi, ama bizimle ilgili kukularnn henz dalmam olduu belliydi.

Birka sorudan sonra henz bir terslik olmadn anladm. Aslnda gnlk iler neredeyse tamamlanmt, herkes yemeini bile yemiti. Safiye Su I Lan 309 "Yemek!" dedim. "eniciba tatt m?" "Tabii ki." "Ve bir terslik yok, yle mi?" "Evet. Sokullu Paa pilava ve tatllara bayld. Dorusu ona imrenmediimi syleyemem." Demek ki ilk aklma gelen tehlike sz konusu deildi. "Aslnda yemek iin erken deil mi," diye sohbeti srdrdm, "daha le namaz bile okunmad." "Lala Mustafa Paa orduyla ran'a gittiinden bu yana fazla i olmuyor," diye cevap verdi yenieri. Kukular dalmt galiba. Tam ona dnp, "Bak dostum, ben Paa'nm hadmym ve ona..." diye szme balamtm ki, "dikkat" diye bir komutla sustum. Divan dalacakt. Askerler iki yana dizildiler, son giren Sokullu'ydu Divan'a ve ilk olarak da o kacakt dar. Bulunduumuz yerden onun durup Yenieri Aas'na bir eyler sylediini grebiliyordum. Ferhad saygyla dinliyordu onun szlerini, mahcup ve utanr gibi bir hali vard. Sokullu Divan'dan ayrlp avluya kmt. Onu grnce ap kaldm. Divan'dan kan Paa'nn tavrlarnda her zamanki gl duruu bulamamtm bugn. Daha zayf ve gsz grnyordu, sanki ar derecede yorgundu. Hatta yarm gnlk bir alma bile ona fazla gelmi gibiydi. Divan'n neden ksa srm olduunu tahmin etmekte zorlanmyordum. Beni grnce bir para deiti. Sanki gzleri canlanp, tu-tuuvermiti. Gl belirgin olmasa da gzeldi, yeleinin ucunu ekitirip duran elleri sakinlemiti. Dn geceki konumalardan sonra benim buraya gelmemden honuttu, bu belli oluyordu. Elini kaldrd ve bekleyenlere dnp, "Burada Allah rzas iin kim yardm isteyecekse, akl danacaksa ortaya ksn," dedi. 310 Bu onun gn boyu, usanmadan, bkmadan yapt bir eydi. Herkesi kabul edip ayn yce gnlle sorunlar dinler, zm bulmaya alrd. Onu grnce ileriye atlan tccarlar ve zanaatkarlar bu szler zerine utanp kalakalmlard, hatta bazlar geri bile ekildi. Sokullu hi kimseyi rtbesi ya da paras iin daha farkl bir ilgiyle dinleyecek bir adam deildi. Bir an herkes susup kmldamadan durdu. Sonra hadm ileri kt, tahmin ettiim gibi sorunu han-miyla ilgiliydi. Sokullu onu dinledi, verdii armaan ald ve yanndaki kadife antaya att, adama birka iltifat dolu sz sylemeyi ihmal etmemiti. Yenierilere gre her hadm aynyd, ama efendim bunun byle olmadn biliyordu. Bu davrann bir anlamda kendim iin zel olarak yaplm bir selamlama olarak almtm. Sonra dierlerinden daha saygn olan dervi ileri kt. Davran bir tuhaf myd? Sanki abasnn altna bir ey saklam gibi gelmiti bana. Aklma Hseyin'in szleri gelmiti tekrar. Bu kyafet bir suikastnn en emin ekilde gizlenebilecei kyafetti. Adam ona doru yanatnda, kendimi tutamayp "Efendimiz, efendimiz, kendinizi koruyun," diye bardm. Sokullu sesimi duyunca yavaa bana doru dnmt, yznde hafif bir tebessm vard. Benim onu yanltmayacam bilirdi, elini klcna atmt. Ben de hanerimi ektim, beki ve bahvan da beni izlemiti. Yenierilerin arasna atldm, adamlar bize akn bakyordu. Ama hemen toparlandlar, kimin dost kimin dman olduunu bir anda anlayamamlard. Olan zavall bahvana oldu ve bir kl darbesiyle adam tek gzn orackta kaybetti. Bunlar olurken suikast bo durmayp yapacan yapmt. Abasnn altndan kard haneri efendimin kalbine saplayivermiti.

6afiye 6u 1 Lan 311 Sosyal hayatta tavrlar, klklar ne kadar da insanlara zellik ve hatta koruma verir. Ya da yle sanrz. Kumalar bize yle bir kalkan yapyordu ki, bunun altnda atan bir kalp, vuran bir nabz olabileceini bile unutuyorduk kolaylkla. Vezir-i azam sade ama yeterince ssl giysileriyle dokunulmazm gibi dururdu. Oysa suikastnn ba onun atlaslarn delerek daha ierdeki yerlere kadar kolayca ulavermiti ve Vezir-i azam' m kan imdi, Sarayn bahesinde her gn boazlanan koyunla-rmkinden hi de farkl olmayan bir biimde fknyordu. Adam tuhaf bir aksanla anlalamayan szler haykryordu. Herhalde kendi zaferiyle ilgiliydi bunlar. Onun hakkndan gelmeyi dierlerine braktm. Dervi kamaya bile yeltenmemiti. Belli ki bu uurda lmeye hazrlamt kendini. Frlayp yere dmekte olan efendimi yakaladm. Sa eli hl klcnn kabza-smdayd. Sol elini tuttuumda onu da brakp, iki eliyle ellerimi tutmaya alt. Bir k gibi, diye dndm. Akn sylemi ve yaamt. Dierleri onun son szlerine dini bir anlam verseler de, ben bunun, "Abdullah," olduundan emindim. Hayatn onu brakp gittiini grebiliyordum. Kur'an'n ilk suresini okudum, gnlme huzur veren dini inanlarmdan tr memnundum. Tpk bir gece nce Sokullu'nun syledii gibi bir tonlamayla dua ettim. Bir ehidin sonuna zenmiti ve imdi bu dilei yerine gelmiti. ____________MM>____________ ______xlviii______ t /LMN izlerini arabuk ortadan kaldran aceleci slam anlayna o gnlerde byk bir hayranlk duymutum. Cinayetin ardndan Sokullu'nun naa eve getirilmemiti. Konakta yalnz atlar vard ve lm, ev halk iin zafer ve efsanelerle 312 btnlemi bir soyut kavram olarak kald. Bana gelince, ben byle bir saf duyguyu yaayamadm, nk Paa'nn cesedi ikinci avludan mezarla gtrlene kadar yanndan hi ayrlmadm. Ama bunlar ylesine abuk olmutu ki, karmakark, olup bitene inanamayan ruh halimden kamamtm. Hl o dehet ve aknlk, ruhumu kaskat yapmaya devam ediyordu. Haberin kentte yaylmas inanlmaz bir hzla olmutu. Bu arada l ykanm ve camiye getirilmiti. Herkes tabutu tayabilmek iin yaryordu. Birka adm yryp bu grevi yerine getirenlerin yerini hemen bakalar alyordu. Ben de onlarn arasndaydm, iinde beyaz bir kefene sarl Paa'nn cansz bedeninin olduu tabutu tadm. Ve ne garip sanki bomu gibi geldi o tahta sanduka bana. O srada bir mucizeymi gibi yaadm bu duygunun gerek nedeni, aslnda onu kaldranlarn saysnn okluuydu mutlaka, ama ben bunu dnemeyecek kadar duygusaldm. Bu ruh haliyle mezarla kadar gittim. Oradaki ne eik dier talar bana sanki yeni kazlan mezar selamliyormu gibi grnmt. Benim iin bu ebedi ayrlk treni hacca gitmek kadar kutsald. Oysa ertesi gn Sarayn ilk Divan' toplandnda bu kutsal hava oktan silinip gitmiti ve bu kez iimi korkun bir intikam duygusu sarmt. Hi dnmeden katilin yznn karsnda buldum kendimi. ok abuk ve ksa bir srede cezalandrlmt adam. Vcudundan bir pala darbesiyle ayrlm kafas, aa yukar boyu kadar bir ykseklikte sergileniyordu. Babali bu eit bir cezalandrma ve sergilemeyi byle bir eye zenenleri nceden korkutmak amacyla yapyordu. abucak defnedilme len insann herkesin aklnda saygn olarak kalmasn salyordu. Oysa bu kesik ba, neredeyse ryp bozulmaya ve kpek dks gibi kokmaya balamt bile. Safi/e Sultan 313 Adam daha nce bu kadar yakndan grmemitim. Kan ve pisliin altndan grnen takkeli yzn son derece sradan bir grnts vard. Celladn palas ok ustaca

almt, adamn yanaklar bile bozulmadan duruyordu, olay hatrlatan tek ey kesik boynun kenarndan kasaplk et gibi prtlam bir kas kmesiydi. Sradan siyah kalar, by, normalden biraz daha enli ve byk bir burnu vard. Onun tek zellii grebildiim kadaryla drt be gnlk bir sakaln altndan grnen yuvarlak, iri enesinin ortasndaki ukurdu. Belki de saklanabilmek iin sakal brakm olabilir, diye dndm. Tuhaf bir alayla kaslm gibi grnen dudaklarnn cinayet anndaki bakla-m halini tahmin etmekte zorlanmamtm. Yar aralk o dudaklarn arasndan grnen dilerinden en nde olan yoktu. Bu adam kimdi, neyin peindeydi? Byle bir hareketin kendi sonu anlamna geldiini de biliyor olmalyd. Ama yine de bunu yapm olduuna gre, karlnda ne alm olabilirdi? Efendimi ne pahasna ldrmt? Bylesi bir nefreti hak etmek iin Paa'nn bir ey yapm olduuna inanamazdm. Kafasndaki takkeyle katil hl dervie benziyordu. Ama acaba gerekten de yle miydi? Bu da birka gnlk sakal gibi bir saklanma yolu muydu acaba? Bu klkla dolarken hi kimse kukulanp zerini aramay dnememi olmalyd. O srada olay yerinde olan nbetilere sormutum, ama adam bir an nce cehenneme yollama gayreti iinde hibiri ona dikkat etmemiti. Tek bildikleri adamn takma adnn De-lilo olduuydu. teki dnyay bilmiyordum, ama bu dnyada emindim ki, hi kimse bu adam ehitlik mertebesine koymayacakt. Adamn barnn Trke olmad konusunda kime bir eyler sylesem arp kalyordu. Bu da akla gelmeyen bir durumdu. Avluda kesik ban karsnda dururken olayla ilgili edinmi olduum bilginin tamam buydu. imde byk bir intikam atei yanyordu. Ama kimden alacaktm bu intikam? 314 Ann Chamherlin Efendim oktan lmt ve kendini koruyabilmek iin harekete bile geememiti. Bendeki izlenim bu adamn bu ii tek bana yapmadyd. Mutlaka bakalar da vard bu iin iinde. Cinayet plan biliniyordu ve arkadam Hac'nn dnda hi kimse bu konuda bir ey yapmamt. Ya da zaten bunu istedikleri iin adam cesaretlendirip ynlendirmilerdi. Ona efendimin zerinden bir lmszlk vaat edilmi olmalyd bu alaklar tarafndan. Bu insanlar bulmak iin orackta yemin ettim ve bu yemini katilin suratna savurduum bir tkrkle mhrledim. Tkrm yanana yapt ve sonra sanki gzya gibi aa akmaya balad, kirli yzde temiz bir iz brakarak kayd byna doru. Orada kald ve iren ilerine kendilerini kaptrm sinekler bir an bu temasla havalansalar da, sonra hemen tekrar eski yerlerine konup vzltlarla almaya devam ettiler. By sineklerin bu hareketiyle sanki adam hl canlym ve yaptklarndan mutluymu gibi kmldanyordu. Bana bu konuda yardm edebilecek olan kii dostum Ha-c'yd. En azndan gelip beni uyardna gre benden daha fazla bir eyler bildii kesindi. Ama eve gidip yaptm aratrmada onun ortalarda olmadn grdm. Bahvann olu hem Paa'nn lm, hem de babasnn yaralanmas nedeniyle perian olduu iin bu konuda bir ey bilmiyordu. Tek aklnda kalan ihtiyar dervie su gtrdnde onu gremediiydi. ocuk iinde bulunduu ruh haliyle ermilerin srra kadem basmalar konusunu saygyla anlatmay bile dnmemiti. Ona daha fazla soru sormam anlamsz olacakt. Ama neredeyse ehirde grdm herkese bu konuda bir ey bilip bilmediklerini sordum. Hatta bizim kapya eeinin srtnda sebze getiren delikanlya bile. Kendi mahallelerinde 6afiyc ullar 315 byle bir ermiin yaadn syledi bana. Hemen peine takldm ve adamdan bir eyler renebilmeye altm. Adam delikanlnn eei kadar kaytszd ve en basit dini sorularm bile cevapsz brakmt. fkeyle ocua, "Senin ermiin ne ie yaryor?" diye sordum.

"Ona -ayda bir kez fasulye ve tuz vermezsek..." diye aklamaya balad ocuk. "Eer bunu yapmazsak, ok kzyor. Dudaklarndan kacak tek bir bela szcyle ailemin kkn kurutabilir. Bunu daha nce yaptn herkes bilir, emin ol. Ona kar dikkatli davranmalym. Arada bir evimize gelir ve pencere kenarna bir muska brakp gider. te bunu yapnca biz de Allah'a krederiz." Byle yntemlerle bir yere varamayacam kesindi. Katil de byle kendi karnn peinde komutu mutlaka, bundan emindim ama zavall arlatandan ok daha fazlasn kaptndan da emindim. Orada burada grnp kaybolan derviler hakknda sk sk beni haberdar etmeye balamt evremdekiler. "yle bir dervi ki..." diyorlard sze balarken, "kendini tamamen Allah'a ve Kur'an'a vermi ve geriye kalan sanki bir posa..." Yine de gidip dyordum o derviin peine ve ne yazk ki grdm zavall bir yar deliden baka bir ey olmuyordu genellikle. "Allah rzas iin... Allah rzas iin..." diye yalvaran bu adamlara bir-iki metelik verip uzaklaiyordum yanlarndan. Bu eit adamlarn cinayet ya da ermekle bir ilgileri olmad kesindi. Belki de evreyi ve hatta tm ehri gezip, tekkeleri kontrol etmeliydim. Ama stanbul'da bunlar saylamayacak kadar oktu. Her yer dini meknlarla doluydu. Aslnda camilerin genellikle imaretleri ve yardm yerleri varsa da, yksek grevlerdeki din adamlaryla tekkecilerin daima dostluk iinde olduunu syleyebilmek mmkn deildi. Kimi Allah'a bir 316 Ann chamberlin konan st katndan on kiilik ailesini besleyecek kadar yakn duruyordu. Kimi ise srnerek... Zavall yoksul tekke mridleri kap kap dolaarak gnlk nafakalarn salamaya alyordu ve bunlarn hepsi de birbirine tpatp benziyordu. Aralarndaki sk ba da dnnce bunlar arasnda bir soruturma yapmak asla mmkn olmuyordu. Baz tekkeler daha zengindiler, bunlar yalnz evrede yaayanlarn deil, vergi toplayanlarn da dikkatini ekiyordu. Geri dini kiilerden vergi alnmyordu, ama onlarn da tamamen kendilerini dine vermeleri art aranyordu, zellikle de siyasete bulamam olmalydlar. Buralara daha kolay girebiliyordum, hatta eyhlerle bile konumay becerebiliyordum. "Sen gerei mi aryorsun?" Sanki sorguya ekilen ben-miim gibi bu eit sorularla karlamam ok zaman almyordu. "Sen Allah'n nuruna kavumak isteyen bir dervi misin?" Hatta, "Evet, Allah'a krler olsun," diye cevap vermeyi rendiimde bile, bunun bana amacmla ilgili bir yarar olmuyordu. Er ya da ge bu adamlar beni kendi sorularmdan koparp konuyu diledikleri yne ekmeyi kolaylkla baarabili-yorlard. Ve her ne kadar ciddiyetle tekkenin amacn, geleneklerini renmeye alp, dindar bir tavr sergilesem de sonunda hep ayn cmleyle karlayordum: "Eer bir z yakalamann peindeysen sana yardmc olabiliriz. Genellikle insan aradna gtrecek olan ey sorduu sorudur. Allah ne istediyse o olmutur. Ama bunun dnda, hayr... Sen doru soruyu bulmadka sana yardmc olmamz olanaksz..." ehrin kuzeyinde, ortasnda ok eskilerden kalma bir mezar- belki de bir Hristiyan'a aitti bu- olan bir avlunun evresindeki kk evlerden birinde Andrea Barbarigo'ya, ya da imdiki ismiyle Mslim'e rastladmda dorusu ok ardm. Venedikli eski diplomat tabii ki tekkenin eyhi deildi, ama ok saygn bir ye olduu kendisine konuma yetkisinin verilSafiye Sultan 317 meinden belliydi. Ona son kez rastladmda yaadmz tatsz olaylar nedeniyle bir zr borlu hissediyordum kendimi. "Senin aslnda yapmak istediin dosta bir uyaryd," dedi. "Bunu o srada tam olarak deerlendirememitim, ama zaman iinde ne kadar hakl olduun ortaya kt. zlme..."

"Seni burada grdm iin dorusu aknm," dedim. "Bir tekkede... Aslnda yalnz burada bulunuun deil, sana burada yaplan muamele de..." "Ben artk bir Hristiyan deilim dostum," dedi. "Artk Sokullu Paa yaamyor, bundan sonra Sarayda eskisi gibi yaknlk grp grmeyeceimden emin deilim. Her ey Sultan'a bal... K mevsiminde olduumuz iin denize almam da sz konusu deil. Bu yzden buradaym. Tekkede iyi anlatm dostlarm var ve yeni eyler reniyorum. Hepsi bu." Ezan okunana kadar onunla saatlerce konutuk, ama dorusu aratrdm konuyla ilgili deildi bu sohbet. O da btn dier konutuum tekke mensuplar gibi benzer iirler okumu, benzer szler sylemiti. Tpk daire eklinde dnen derviler gibi, o da ayn konunun evresinde dnp duruyordu konuurken^ Ama ilk kez ben hi soru sormadm halde Sokullu Paa'nm ad gemiti konumalar arasnda, kendiliinden... Bu tekkeye daha sonra defalarca gittim, dierlerinden ok daha ho gelmiti buras bana. stanbul'daki derviler, Konya'dahilerden ok daha farkl davranyordu. Orada neredeyse herkesi barna basan kiilerdi bu insanlar. Oysa burada Babali'nin, Sarayn glgesinde bu mmkn deildi. Yine de bu son tekke daha farkl grnyordu. Oraya yaptm ziyaretlerin sonunda, her ne kadar kendimi dierleri gibi bir nurlu aydnlamann eiinde hissetmesem de, dorusu ok gnlden bir ekilde karlanyordum. Mslim'in ve tabii ki Allah'n yardmyla neredeyse Konya'dakine benzer bir haz almaya balamtm bu ziyaretlerimden. Sanki gizli bir g beni buna zorluyordu. Bunu imdi 318 anlyorum. Ama o dnemde bunun nedeninin ruhumda ve kafamdaki karklk, fke ve yalnzlk duygusu olduunu sanyordum. Ama adna ne denirse densin gizli g ya da bunalm gemeye, hafiflemeye balad ve sonunda huzur bulabildim. Ramazan balamt o gnlerce ve defalarca gittim tekkeye bu kutsal ay boyunca. Kadir Gecesi'ni de orada yaadm, inananlarla birlikte. Tpk Konya'da yaptm gibi mritlerle omuz omuza oturup dua ettim. Byle oturmamzn nedeni yalnz birlik duygusunu youn olarak hissedebilmek deildi, gerekten de tekke ok kkt ve ok kalabalkt. Kadir Gecesi zaten hep byle olurdu. Ra-mazan'n her gnnden daha kutsald bu gece. nsanlarn geleceinin yazld, gnahlarnn affedildii bu geceyi savsaklamak kimsenin iine gelmezdi. ok kalabalk olmasna karn tekke souktu ve nefeslerimiz neredeyse dumanl bir hava vermiti odaya. Karmzda oturanlar bir sis iinden ya da hamamda buulanm camlar arkasndan grr gibiydik. Orada kolunun ucuyla cam silebilirdin, ama burada deil. Neredeyse elle tutulabilir byk bir enerji birikmiti tekkede, tpk ok scak bir yaz gnnde gnein scan emen byk talar gibiydik imdi. Mritler arasndan birini arkadam Hac'ya benzettiimde ilk anda bunun, bu enerji ve mistik havann yaratt bir yanlsama olduunu sandm. Sanki bizi denetlemek zere o gece grevli meleklerden biri gze grnm gibiydi. Hac ile konutuum bir baka kutsal geceyi anmsadm. Bana nasl dervi olduunu ve bunun, onun iin ne anlama geldiini anlatt geceyi. Belki de bu melek ancak kutsal gecelerde gze gr-nrleiyordu ve onu sadece bunu gerekten hak edenler grebiliyordu. Bu kutsal ortam beni neredeyse sarho etmiti ve kendimi zihnen tavana kadar ykselmi hissediyordum. Ya efendimin ldrl? u anda bu ok dnyevi geliyordu ne yazk ki... Safiye Sultan 319 Gece boyunca dua ettik, zikrettik ve vecd iinde dndk. Btn bunlar arasnda arkadamn grnts bir belirip bir kayboldu gzmde. Tpk kprtl bir suyun yzeyine yansyan bir aacn grnts gibi, diye dnyordum. Ne yanna gittim, ne de baktm ona, bunun saygszca olacan biliyordum. O isterse gelirdi, o isterse

konuurdu. Bu duygular iinde gece boyunca tevekkl iinde bekledim durdum ve bu arzum benliimin iindeki tm dier arzular sildi sprd. Tpk daha nce olduu gibiydi. Yldzlar, gkyz, ay ve afak vakti...Dine uygun bir sakinlik ve arballk iinde ertesi gne hazrlk yapmak zere avluda mtevaz sahur yemeimi yiyordum. Hseyin, Hac karimdayd. Avluda bizden baka kimse yoktu. Gzlerimi nme eip bekledim. Bir sre hi konumadan durdu. Sonra "Aleykm selam," dedi. "Selamn aleykm," diye cevap verdim. Bu kadar yeterdi. Konumaya devam etmese bile, bu artk benim iin yeterliydi. Ama devam etti. "Neyin peindesin, neyi aryorsun ya Abdullah?" "Onu," dedim sadece. "Onu ancak kendi iinde bulabilirsin," dedi. Daha sonra olanlarn tm de bir tekrar gibiydi. Sanki zaman ve meknn bir nemi kalmamt, yaadmz bir z-gerekti. Ve bu zgerek, o anda ufka en yakn grnen biri Mark'da, biri Magrip'te iki yldzn arasndaki kutsal kubbenin derinlikleri kadar gerekti. Bir dervi bylesi bir gerei, varlnn tm zerrelerine kadar bir saniye iinde duyar ve onunla zdelemiliini tek bir hecede ifade ederdi: Hu. Gn aarana kadar hi konumadan Allah akyla yanarak bu zgerei yaadk. Sonunda yerinden kalkan dostum bana bakt ve u dnyevi kelimeleri syledi: " Harem, cinayetin yalnz istendii deil, ayn zamanda kararnn da verildii yer. Gzlerini iyice a dostum." Giderek solgunlaan yldzlarn altnda mezzinin sabah 320 ezanna baladn duyduk, bunu ilk kez duyuyor gibiydim. Sanki asrlardr hep bunu duymay bekleyip zlemiiz ve sonunda bu amacmza kutsal Kadir Gecesi'nin sabahnda kavumuuz gibi hissediyorduk kendimizi, gzlerimiz yalarla dolmutu. Sessizce ve birbirimize hi dokunmadan vedalatk. Ne zamana kadar? Bir baka on be yl iin mi? Bunu Rahman ve Rahim olan yce Allah'tan baka kim bilebilirdi? Namaz klmak zere tekrar binaya girdik. Ellerimi kulaklarma doru kaldrdmda kolumun kenar sanki gnl gzmn buusunu sildi ve arkadamn grnts yitip gitti. _________MI&,__________ XLIX " ........" ^w ........." ~ rildii yer. Gzn a dostum." Kocasnn lm zerine hanmm, aabeyi Sultan'n korumas altna girmiti. Selamlnda yaayan bir erkek olmaynca koca konak bombo kalm gibiydi. Oray bir klliyeye dntrmeyi dndkleri bile syleniyordu. Saraya dnmtk. Safiye hemen kendisine bitiik daireye yerlememiz konusunda ok srar etmiti ve bunun dnda hibir eyi kabullenmeyecei belliydi. Ismihan, daima Nur Banu ile Safiye arasnda lml bir izgide durabilmeyi baarmt. Ama bu kez elinden bir ey gelmiyordu. Kendisine gsterilen bu dosta tavr onu ok etkilemiti. neriyi reddetmesine olanak yoktu. Safiye, sanyorum olu ehzade Mehmed'le yeeni Glruh'un bir arada olmasnn kendisi iin hayat kolaylatracan dnyordu. Tanma benim tm ilerimi sonlandrm gibi grnyordu. Harem zaten bir hadmlar ordusuyla dolu olduu iin (Safiye Sultan 321 yardmclarmn iine son vermeyi dnyordum. Aslnda geen yl o kadar ok kz alnmt ki Sultan iin, ne kadar hadm olursa olsun yeterli sayy bulmak zordu. Ama buras Sarayd ve yaplan ilerde doru bir mantk aramak anlamszd. Sonunda onlarn da bizimle kalmasna karar verildi. Balangta sorumluluklarmn azalmasndan tr memnun olmutum. Tm

zamanm efendimin cinayetini aratrmak iin kullanyordum. Ama sonunda bu "zgrln" bana ne faydas olduunu dnmeye baladm. Saraydaki hadmlarn grevleri belliydi. Bense oturup kendi kendime i icat etmeye alyordum. "Selam hadm. Burada ne yapyorsun?" "Bu koridorun fazla dikkatli korunmadn dnmtm de..." "Yok, yok. Ben buradaym. Sen hi merak etme. Herkes iinin banda. Sen niye pazara inip hanmn iin alveri yapmyorsun? Mutlaka ihtiyac olan bir eyler vardr, mcevher, kuma, tatl..." Kadir Gecesi'nden sonraki gn, oturup kendi kendime dndm ve anladm ki, ben aslnda en nemli grevimi yerine getirmiyordum. Hanmmn gvenlii ve rahatyd bu. Sokullu ile olan evlilii yllardr bir grntden ibaretti. Bunu hepimiz biliyorduk. zntsnn de byle olacan dnyordum. Belki de be yldr adamn yzn bile grmemiti. Ayn evde yaamalarna ramen hayatlar birbirinden ok ayryd kar kocann. Ama unuttuum ey, byle bir boluun korkun bir suululuk ve vicdan azab da getirebileceiydi. Artk asla gremeyecei o adam iin hayalinde bambaka bir yer yaratabilirdi. Onu kan iinde grmesinden ok daha korkun sonular verebilirdi bu da. Aslnda ok fazla ikyet eden biri deildi smihan, ama Ramazan'm bitiminden hemen sonra bir gn beni yanna ard. Ona sorumluluumu aksatmamn nedenlerini anlatmaya Safiye Sultan F.21 322 Ann Chamberijn altm. Tek derdimin Sokullu Paa'n uram olduu saldrnn arkasnda kimlerin olduunu bulmak olduunu, onun ans iin byle davrandm, intikam almak istediimi aklamaya uratm. Bunun zerine bana dnp, "Senin bu erkek ileriyle ne ilgin var?" diye sordu. Elini yle bir sallayarak, "ntikam," dedi. "Bu erkekler iindir. Senin yerin sevgili Abdullah benim yanmadr. Harem..." Gerei sylyordu. Kimbilir ka defa bana bunu kibarca ima etmiti ve ben kendi derdimin peinde aldrmamtm ona? iki aylk zntnn ona yapm olduunu ancak imdi grp anlayabiliyordum. Gzle grlebilir bir biimde zayflamt ve bunun nedeni Ramazan deildi, bundan emindim. Zayflamt ama bu onu yine de minderlerden koparamamt. Sanki onlar olmasa asla oturamayacakm gibi bir zavalllk iindeydi smihan. Bu kadn benim karmd. Mistik ve sembolik anlamda o benim karmd. Bu doruydu. Bensiz yarm saylrd ve benim hayatm da onsuz hibir ey ifade etmezdi. Bu benim onun nnde diz kp, "Benim evleneceim adam nasl biri?" diye sorduu soruya cevap verdiim andan beri byleydi. Ona, "Baka hi kimsenin klesi olmak istemezdim," demitim smihan' cevaplarken. Ve bu cmleyle ikimiz de kle olmutuk, ama kleliimiz bizi, sahibimiz olan adamdan daha zgr yapmt. O asla bir bakasna ihtiya duymann ne olduunu bilmemiti ve bunu renemeden de lmt. Ellerinde ileriyle dedikodu yapan dierlerine aldrmadan bir kez daha onun nnde diz ktm. Kck ama artk iyice tombullam elini avucuma aldm ve ona sz verdim: "Bir daha asla intikam szn azma almayacam." "Saol Abdullah," dedi ve glmseyerek arkasna yasland tekrar. Gzlerini kapad, aylar sonra ilk kez huzur iinde uyuyacaa benziyordu. Safiye Sultan 323 Ayaa kalktm ve kmadan nce durup ona Glruh'u sordum. "Onu odasnda gremiyorum." "Hayr, orada deil. Artk bizim gibi yal kadnlarla zaman geirmek istemiyor. Ama buralarda bir yerdedir. Biliryy

sn. Evet, bunu biliyordum ama neredeydi? "Bilmiyorum Abdullah. Ama onu bulursun. Ona benim yerime bakacandan eminim." Bunlar syler sylemez gzlerini kapad ve uyumaya balad Ismihan. Gen bir kzn Sarayda saklanabilecei dolaplar, atlar, aalar bilmiyordum. Ve iki ayda onun bunlar kefetmi olduundan emindim. Aramaya baladm. Kimi yalnzca omuz silkiyordu, kimi de, "Glruh mu? O da kim? Safiye'nin bugnlerde urat tombul mu?" diyerek yreimi azma getiriyordu. Kesin olan bir ey vard: Glruh iki aydr annesi ve Safiye'nin etrafnda fazla dolanmamt. Yapacam tek ey en uzak yerden balamakt. Bir ocuk gzyle her yeri aramam gerekiyordu. Bunu daha nce de yapmtm. O korkun yangn gnn hatrlaynca Allah'a bana bir daha yle bir tela ve znty yaatmamas iin yalvardm. Bu kez onu yeeni Mehmed'le bulmay ummuyordum. Byle bir durum bir ym dert kartabilirdi bamza. Geri her ikisi ele Osmanl kanndan gelen bireylerin hatalar dier-lerininki gibi deerlendirilemezdi ama olsun... Birden telalan-mtm, kendimi de sulu hissediyordum. Sarayn daha nce hi bulunmadm bir blmndey-dim. Buras klelerin yatakhanelerinin arasnda uzun bir koridordu. Ortalkta kimseler yoktu. Btn kilimler ve yataklar havalandrlmak zere dar karlmt. Sonra birden bana Glruh'u unutturan bir ey oldu. Farsa konuan bir iftin sesini duydum. Bu bizim iin akn diliydi, onlar iinse anadil. Yine de sylenenleri anlaya324 Ann Chamberlin bilirdim genel olarak. nk en sradan ak iirlerini bilenler iin bile zor deildi syledikleri. "Hayr, hayr. Ltfen, olmaz," diyordu kadn. "Neden?" diye soruyordu adam. "renir." "Hayr renemez. Nerde aklna gelecek? ocuk da olmaz." "Ama yapamayz. Sen..." "Akm, sana daha nce syledim. Hadm eden bana acd. ok acd. Hl ikimize de zevk verebilirim. O adamn ver-' diinden ok daha fazlasn verebilirim sana. Harun Reit'in gl bahelerindeki gibi bir zevki yaatabilirim ben." Kz ok derinden bir nefes almt. Belli ki adamn bu kelimeyi syleyiiyle o da heyecanlanmt. Zevk... "Ama galiba hayatn ba kasabnki kadar merhametli deil." Bu kez adamn sesinde bir hayal krkl ve fke vard. "Aylardr neler ekiyorum? Senin bu kadar yannda ve senden bu kadar uzak olmak..." "Akm, mcevherim, her eyim. Benim de ac ektiimi grmyor musun? Yemin ederim ki doru szlerim. Ama bunu yapmamalyz. Bu bizim kaderimiz. Buna hakkmz yok. En azndan imdilik. Bekle... Benim zgr olmam ve tek-rar... "Sen ran'a dneceksin ve ben bu cehennemde kalacam, yle mi?" "Hayr, hayr, benim ailem varlkl ve gldr. Senin iin gereken paray deyeceiz." "Ve biz ocuklarmzla, baka bir adamn ocuklaryla sonsuza kadar mutlu yaayacaz, ha?" "Evet. Zavall ehit kardeime bunun sz verildi." "Ama grmyor musun, szn yerine getirmek iin henz parman bile oynatmad." "Evet, imdilik yle. Ama yapacak, biliyorum. Murad Safiye Sultan 325 lnce... u anda Mehmed'in tahta geeceinden bile emin deil o." "nallah bu sylediklerin yarn olur." "Sus, susss... imdi gitmeliyim yoksa bam belaya girer. Haydi bir iir daha syle de

gideyim." Adam kadnn szlerini dinliyordu. Sesi yavalamt. Bir ak iiri sylemeye balad. Msralar onlar ok daha derin bir ak denizine yolluyordu, bu akt. "Ey gzel, sen ki bana derdi derman edensin; imdi: ekil nmden, diye ferman edersin; Senin yzn canmn kblesi olmu bir kez; Ne yapsn, kble mi deitirsin bu can dersin?" Adamm iiri tamamlamas zor grnyordu. Kadn tekrar itiraza balamt. "Hayr, hayr. Ltfen sevgilim, hayr." "Neden, neden?" "Anlar." "Hayr anlayamaz." Artk seslerin hemen yanna gelmitim. nce kapya kulam dayayp dinledim, sonra da aralayarak ieri kaydm. Neden kendimi belli ederek ieri girmek yerine bunu yaptm hl bilmem. Belki de ok ileri gidip, kontrolerini yitirdikleri iin ben de onlarn havasna girmitim, bilmiyorum. Evet, ieri kayarak girdim ve aknlktan gzlerim yerinden urad. Sul-tan'n hareminde! Byle bir ey daha nce ne olmutu, ne de daha sonra olabilirdi. Hatta byle bir eyin dnlmesi bile sz konusu olamazd. Uzun, karanlk bir yatakhaneydi buras. Odann iki tarafna boydan boya klelerin yataklar dizilmiti. Dolu olan yatak sol tarafta ve aa yukar odann sonuna doruydu ve . tepedeki pencerelerden oraya ok ok hafif bir k szyordu. Bu zayf n altnda bir kadn glgesi vard. Srt st yatmt ve yuvarlack, gamzeli enesi dikkati ekiyordu. 326 Ann Chamberlin Banda ne pee ne de tl vard, amber karas salar yasta yaylmt. Tek eli o ate gibi ltlar saan salarnn arasndayd ve bu eliyle arada bir o taraftaki gsn toparlamaya alyordu. Yeleinin dmeleri akt ve amarnnki de... Gsleri meydandayd kadnn. Kendi arlklaryla iki yana ayrlm bu memelerin balan iyice sertlemiti. Erkein ba arada bir bunlarn zerinde dolayordu. Kadn birden inleyerek adam geri itti. imdi daha net gryordum, kadnn alvar da zlmt. te tam o srada bu iftin kim olduunu anladm. Geri adam zerinden giysilerini karp atmt, ama kadn Safi-ye'nin Mitra'si olduuna gre, onun da kini olduunu tahmin etmek zor deildi. Evet, adam da Nur Banu'nun ranl hadmyd. Tam o srada hadm zerindeki son giysiyi de syrp frlatt. Bunu ok abuk, tek harekette yapmt. Adam, omuzlar zerine skca abanm olsa da, kadn sanyorum o arada greceini grmt, eklini yitirmi bir erkeklik organ.... ranl, kadnn zerinde bacaklarn iki yana amt, ama kala gz arasnda, daha adamn amar havada iken, kadn ondan kurtulmay baard. Adam, bunun zerine iki eliyle kadnn alvarna yapt, Mitra ayaa kalmaya abalarken yere yuvarland ve yataklarn arasndaki aralkta emekleyerek kamaya alt. Kamasna olanak yoktu, birden kendime geldim. Hzla koup onlara doru sokakta iftleen kpeklere barr gibi bardm. Elimde bir masadan kaptm buzlu su vard ve hi dnmeden bunu zerlerine frlattm. Bu hareketimin hemen ardndan gelen ses ylesine yksekti ki, daha ok bir canavarnkine benziyordu. Nur Banu' nun hadm bir boa gibi bryordu. Ben de ona doru ilerSafiye ulLan 327 lerken azma gelen kfr basyordum. Kadn szlanarak alyordu aresizce. Hadmn elinde ar bir pirin gm vard ve gzlerindeki ifade beni ldreceinin resmiydi. Kendimi korumaya alrken bir yandan da gmle kzn arasna girdim. Aslnda yapabileceim fazla bir ey yoktu. Elimdeki srahiyi ileri uzattm, ne yazk ki porselen binbir paraya krlarak yataklarn zerine yaylmaktan baka bir ie

yaramad. Bu kez bo elimle kendimi savunmaya alyordum. Sa akama yediim bir darbeyle dizlerimin zerine yldm. Adam ok glyd ve hibir kadnslk yoktu bu bedende belli ki. Kafamda davullar alyor, gzlerimin nnde yldzlar uuuyordu. Btn bu karmaa iinde tek bir eyi net olarak grebiliyordum. Bu ok ama ok garip ve artc bir eydi! Bu, adamn erkeklik organyd, gerekten de zerinde kasabn bann izleri vard. imdi bu garip organ rahadamt ve etraf yapkan ve stms bir svyla kaplanmt, ikinci vuruunun hz, adamn boalmasyla hafifledii iin ansl saylabilirdim. Bunlar dnrken kendimden getim ve bir an iin her yer karard. Gzlerimi tekrar ap evreme baktmda sanyorum ok fazla bir zaman gememiti. ranl'nn elinden pirin gm dmt ve kendi de srtst kmldamadan yatyordu. Bir an iin d grdm sandm. Sonra onu ensesinden tutup kaldran bir ift dev eli grdm ve Gazanfer'in kocaman, irkin yzn. Acaba bu lmn de mi yzyd? Aa, adam tutup yere vurdu ve yz kanla kaplanan ranl hareketsiz kalakald. Gazanfer bir an iin kararszla dmt: Bana m yardm edecekti, bu aalk hadmn iini mi bitirecekti, yoksa alayan kadnla m uraacakt? Allah'tan o srada grlty duyan bakalar odaya dald ve hepimizle yeteri kadar ilgilenecek insanla doldu yatakhane. Gazanfer Aa hemen yanma geldi, beni kaldrp yataklardan birine 328 Ann Chamberlin tarken, fkeyle dilerinin arasndan konuuyordu: "Bu Kzl Muaviye'nin bana gvenmemek gerektiini biliyordum." Kanayan yaralarm durumumu olduundan daha ciddi gsteriyordu. Bunlar derhal temizlenip sarld. "imdi daha iyiyim, saol," deyip yerimden kalkmaya yel-teniyordum ki dev Macar, "Hayr, hi kmldamadan yatsan daha iyi olur," dedi. "En azndan kendi odama gidebilirim Aa, brakalm da kzlar kendi yerlerinde rahatlasnlar," diyerek itiraz ettim. Kle kzlarn gerekten de kendi kendilerine kalp olanlar konumaya can attklar belli oluyordu. Kimi eline gm alm dikkatle inceliyor, kimi az nceki gnah ilikisinin yaand yataa kaamak baklar atyordu. Bir hadm? Olacak ey deildi bu. Bir ak? Bu da yle... Gazanfer onlara bakt ve bana hak verdi, ayaa kalkmama yardm ettikten sonra ve beni omuzlad. Kapdaki kalabaln arasnda Glruh'u grdm. Ona glmseyerek ok da kt olmadm gstermeye altm. Sonra bir elimle salarn okadm. "Burada ne yapyorsun km?" diye sordum sevgiyle. En sonunda onu bulmutum ama bu kez kendi belamn iinde. "Buras senin iin uygun bir yer deil," dedim yrrken. Elimi tutan Glruh da bizimle birlikte yryordu. Hem de sanki ii bitiren Gazanfer Aa deilmi de benmiim gibi... Benimle bir kahraman gibi gururlanyordu Ismihan'n kz... Ama elimi sk aklma bir baka eyi daha getirmiti. Glruh bu temasla bana unu der gibiydi: "Sevgili Abdullah, benim iin de aynsn, hatta daha da fazlasn yapabileceini biliyorum. stemediim bir evlilikten beni ancak sen kurtarrsn." __________MM,__________ _________ L_________ EN daha odama ulamadan, ranl'nn denizin dibini boyladn biliyordum. Ona cenaze yaparak slam'n trenlerini zedeleyemezlerdi. Mitra da odasna gtrlm ve toparlanmasna yardm edilmiti. Ama imdi oturup geleceini dnyordu kayg iinde, iki olunu yanna ardnda bakclar bu isteini yerine getirmemilerdi. nk Kzlaraas'nn az sonra lme gnderebilecei birine hizmet etmekten korkuyorlard. Kzlar Aas, Nur Banu'nun adamyd ve gerekten de Mitra'y alp denizin karanlk sularna atmakta hi tereddt etmeyecei belliydi. Aslnda oumuz iranl yar hadmn Valide Sultan'n emirleri dorultusunda davranm olduunu dnyorduk.

Nur Banu ona yle demi olmalyd: "Haydi gn geldi. Sana emrediyorum, ikinci lohusal da bitti ve yeniden Sul-tan' etkisi altna alabilir bu kadn. Bugn onu rezil etmelisin, ya da kendin benim gzmde rezil olacaksn, hem de mr boyu..." Ve belki de ona birtakm zel ilalar iirmi, zel kremlerle erkekliinin artmas iin yardmc olmutu Nur Banu. Adam hayatnn ne kadar tehlikede olduunu bilmiyor olabilirdi, ama Valide Sultan bunu ok iyi biliyordu. Byle iyi yetitirilmi, beyaz bir hadm, stelik de Kzl Muaviye'nin elinden km biri ok pahalyd. Ama Nur Banu onu, kendisi iin bir tehdit olarak kullanlan Safiye'nin iranl Mitra'sndan kurtulabilmek iin feda etmeye hazrd. Kz airliiyle Sultan'dan iki olan ocuk sahibi olmutu ve o gebeyken Nur Banu'nun bulduu erkez kz da Mitra'nn yerini almay becerememiti. Murad yine onu istiyordu. imdi Nur m 330 Banu, iranl kz ortadan kaldrabilmek iin, uruna bir servet dedii ranl hadm lm de olsa elinden geleni yapmaya devam etmekte kararlyd. Ama Safiye de bo durmuyordu tabii. Kleler yatakhanesinde olanlar duyar duymaz ayaklanm olmalyd. Kzlar Aas 'm hemen durdurup, soluu Sultan'in yannda almt. Peesini bile takmam olmas nasl bir endie iinde olduunun belirtisiydi. Sultan yalnz deildi, Safiye onlar gidene kadar bekledi. nk konuacaklarnn yalnz ve yalnz kendisi ile imparatorlukta lmle yaamn kararn veren Sultan'n arasnda kalmasn istiyordu. "Senin ok sevdiin sevgili Mitra'mz, iki olunun anas, saltanat hareminde alaka bir saldrya urad. Annenin hadm klndaki bir adam, senin eref ve onurunla oynayabilmek iin ona tecavze kalkt. Yce Allah'n yardmyla hadmlarmn en deerlisi onu neyse ki durdurabildi ve emeline ulaamadan ldrd. Gel de o odada hl yerlerde duran o lanetli tohumun izlerini gzlerinle gr istersen. Ama krler olsun ki, onlarn teki bile namuslu Mitra'ya dokunamad. Adam yaptnn cezasn annda hayatyla dedi. Ama imdi gzdenin de cezalandrlmas gerektiini syleyenler var. Efendim, onun sana, senin ona duyduun sevgiyi dn. Sana verdii o iki gzel, salkl olan dn. Onlar ki senin adn dnyann drt bir yannda tayacak olanlardr. Onlar bu yata anaszla mahkm etmemelisin. Sonra o gzel iirleri dn, o gzel sesi... Bunlardan uzak bir dnyay hayal edebilir misin, kendini onsuz braknca mutlu olabilir misin?" Hayr, Murad'n kalbinin derinliklerinden gelerek verdii cevap buydu. Nur Banu'ya gelince, onu da yattrmak gerekiyordu. Mitra bir yl sreyle Saraydan uzaklatrlma cezas ald. Murad bunu ranl kza sylerken sanki kendi de kz suluyormu gibi utanm ve pimanlk iinde kalmt. (Safiye Sultan 331 Safiye mutluluktan uuyordu. Hemen kz nereye yollayacann planlarn yapt. En iyisini kz ve ocuklarn, Nur Banu'nun entrikalarndan uzak, salkl bir yer olan Edirne'ye yollamakt. Safiye ayrca onlarn yanna mzisyen ve airlerden oluan bir grup da koydu. Haftada bir, iki ehir arasnda gidip gelecek olan haberci de Sultan'n onun iirlerinden uzak kalmamasn salayacakt. Ksack bir mr olan cariyelik ii iin, bir yl gzden uzak kalmak aslnda korkun bir cezayd. Her ey deiebilirdi bu srede, bir daha yzne baklmayabilirdi, gzden debilirdi. Ama te yandan uzaklatrma cezas Sultan tarafndan pimanlk iinde verildii iin yeniden kavumalar da daha tutkulu olabilirdi. Bir de u olaslk vard, Murad zaaflar olan biriydi, bakarsn cezay kaldrverirdi. Safiye gidip bunlar Mitra'ya sylediinde zavall kadn ac iinde dizlerinin zerine kp kalmt. "Size nasl teekkr edeceim ben?" diyerek Safiye'nin ellerini pmt. "Sevgili kzm, bana teekkr etmene gerek yok, yaa yeter," demiti Safiye cevap

olarak. Glmseyip, kzn yzn okam ve yanaklarn pmt. "Ve unutma, sana verdiim sz aklmda. Murad ld gn sen de zgr olacaksn." "Allah bizi o gnden uzak tutsun." Kz bu kez yrekten sylyordu bu szleri. "Sonra gidip Mitra ocuklarna kavumu." Glruh konumasn bu szlerle bitirmiti. Evet, ben yatamda iyilemeye alrken haberleri Glruh getirmiti. ki gn sonra ben ayaa kalkabildiimde Mitra ve ocuklar gitmiti. Ama ok deil, ay sonra bir baka korkun olay daha yaadk. Hayatm borlu olduum Gazanfer Aa ile her zamanki yerinde oturmu sohbet ediyorduk. Birden st kat balkonlarnn orada ani bir hareket oldu ve kk bir paket, ya 332 da oyuncak trabzanlarn zerinden uarak yanbamzdan geti ve az temizdeki mermer zemine dt. ikimiz birden hemen ayaa frladk. Grr grmez anladk durumu, bu Safiye'nin Murad'a hediye ettii kzlardan birinin bebeiydi. ocuun aa dt yere, merdivenlerin bana koturdum hemen, biri var m, diye. Ortalkta hi kimse yoktu. Bir o tarafa, bir bu tarafa koturdum ama sonu yoktu. Bu arada durumu renen dad ve anne lk la barmaya balamt. Sonra Safiye'nin kfrleri, belalar ortal inletti. Ardndan dierleri kt dar ve ortalk karmakark oldu. Sessizce merdivenlerden aa indim, btn bunlara ina-namadan bir sre Gazanfer'in yannda konumadan durdum. ocuk lmt. "Hi kimseyi gremedim," dedim. "Zaten grebileceini sanmyordum." "Ama ben grdm... Sen grmedin mi? Yoksa gzlerim mi beni yanltt? Orada, trabzanlarn yannda birini grr gibi olmutum ocukla beraber." "Hayr, gzlerin seni yanltmad. Ben de grdm onu." "Ama bakc dikkatsizlik etmi de olsa ortaya kmalyd." "Bakc olduunu sanmam." "ocuu birinin attn m sylemek istiyorsun?" "Nur Banu sahte hadmnn intikamn alyor." "Buna inanamam." "yle mi? Sen Vezir-i azam'm yannda baka bir dnyada yaadn dostum." Grdklerim ve imdi duyduklarm baka trl dnmeme olanak vermiyordu. "Yrmeyi renen bir ocuk," diye bardm kendimi tutamayp. "Bylece olanlara bir kaza ss veriliyor kolaylkla, aksini kantlamak da mmkn deil." "Ama o minicik bir ocuk." afiye Sultan 333 "Sultan'n ocuu, yani bir gn byyp saltanat yarma girecek olanlardan." "Byle bir ii kim yapar? Nur Banu bile..." "Saray byle insanlarla dolu," dedi Gazanfer Aa. Konu ikimiz iin de ok tatszd ama devam etmesi gerektiini biliyorduk. "Sen henz aramzda yenisin dostum ve artk burada kalacaksn. Onun iin anlayp renmende yarar var. Bu ok sk olan bir ey haremde. ki taraf da yapyor hem de, utan verici ama byle. Sultan'n ehvet dknln kendi emelleri iin kullanan Safiye ve Nur Banu bugne kadar yzlerce kz soktular onun koynuna. Ve bugne kadar ortaya kan ocuk says otuz be, bunlarn yirmi biri erkek oldu. "Hi bu kadar ok olduunu dnmemitim," dedim hayretle. "Doru, nereden bileceksin, ou kii bilmez zaten. Evet, kzlarn hepsi yayor. Ama erkeklerden yalnz bei sa, biri Safiye'nin Mehmed'i, ikisi Mitra'nnkiler, ikisi de Nur Banu' nun kzlarndan olanlar. Olan ocuklardan geriye kalan ite bu bei. Bazlar hastalktan, zayflktan lmtr sanrm. Ama yine bu kadar ocuk lm sence de biraz tuhaf ve inanmas zor deil mi? Herkes srekli tetikte tehlikelere kar, ama ite

gryorsun, tpk bugnk gibi daima bir yolunu buluyorlar. zellikle de kendi saflarndan birinin bana bir i geldiinde..." "Hep dyorlar m?" diye sordum. Sesim dehet iindeydi. Gzm zavall bebein cesedini kucana alm alayan anneye taklmt. "Sanrm bu onlara en kolay gelen yol. nk bakc arkasn dner dnmez abucak yaplabilecek bir i ve olan ocuklar, zellikle de bu yalarda koturmay ok seviyorlar. Evet pek ou dp lyor. Nur Banu'nun takmndan birinin bebei yaamay baard, ama o da zihnen ve bedenen tamamen sakat kald. 334 Bir de boulmalar var. Kuyuya denler, hamamda l bulunanlar. Boazn skp ldrdkleri bebekler de olur, bunlar iin bir de anneleri ya da yine bakclar sularlar. ocuun zerine devrilip uyudun, diye. Sonra zehir ii... ocuun houna gidebilecek bir yiyecee katp kolayca bulaca yerlere brakrlar. Siz gelmeden ksa bir sre nce Nur Banu'nun dairesinde bir tabak zehirli helva bulunmutu. Ondan yiyen kular lnce durum ortaya kmt. Bir seferinde kt bal satt, diye bir balc aslmt ama, bu Sarayda ate, ishal ve kusmalarn ne kadarnn normal nedenler yznden olduunu ancak Allah bilebilir. Ah, unutuyordum, bir de nazar ii var. Ben bu konuda ok pheciyim. zellikle de kk ocuklarda nazar yznden hastalk, bence hekimlerin ihmaline iyi bir mazaret oluyor. Ama bu konuda o kadar ok ey duyuyoruz ki." "Benim efendim ldrld, ne kadar ac verici olsa da, sonuta o uzun ve yararl bir yaamn sonundayd," diye heyecanla konutum. "Ama kk bir ocuk?" "Mitra oullaryla Edirne'ye gittii iin ok ansl." Gazanfer beni yattrmak iin bundan baka bir ey sylemedi. ________MM_________ LI 'NIN bana yaptklarnn acsn zaman zaman da olsa hl hissediyordum. Oram buram arada bir aryp szlyordu. oktan topraa karm birinin geride bylesine izler brakabilmesi dorusu tuhaft. Glruh ilgi ve sevgisini esirgemeden yanmdayd hep. Ona, o gn kendisini aradmda nerede olduunu sorduumda bana verdii cevap bamn arsn daha da artrd. afiyc 6ullan 335 Kk hanmm uyarmaya altm. Ama onun fikrini deitirmemin pek kolay olmadn anlaynca neredeyse drt aydr bir sr olarak saklamaya altm -aslnda haremde hibir sr bu kadar uzun sre gizli kakmyordu- merdivenlerden atlan bebek olayyla ilgili olarak bildiklerimi anlattm. Safi-ye'nin muhbirleri her eyi zaten gzdeye aktarmt ve rendikleri onu ileden karmt. Sonras gerekten korkun bir ekime yaratmt haremde. Glruh'u bu dehet verici kavgann dnda tutmakt btn amacm. nk bizim kz zamann bahede, atlarda, gizli ke bucaklarda deil, Nur Banu' nun yannda geiriyordu uzun bir sredir. "Orada ne yapyorsun km?" diye sordum endie dolu bir sesle. "Genellikle diki nak yapyorum," dedi. Evet doruydu bu syledii, emindim. Yine de onun ban nndeki gergefe eip ine iplikle uratn hayal etmek beni dorusu ok artmt. Nur Banu'nun terzisi bizim eski terziden daha yetenekli olmayabilirdi, ama demek ki onun en az iki kat sabra sahipti ve ok daha kararlyd amacna ulamakta. Glruh bana doru drst birka basit motif iin bile ne kadar uramak zorunda kaldn itiraf etti. Hatta zaman zaman zaman gzyalar iinde baheye frlayp sinirinden bard bile olmu. Ama kadn ne yapp edip onun vazgemesini engellemi her defasnda. Ve anladm kadaryla Glruh da bu konuda artk ok kararlyd. Merak etmitim bunun nedenini ve "Neden?" diye sordum. "nk," dedi. "Evleneceim. Eer eyizimde kendi elimle yaptm iler olmazsa ne eit bir gelin olurum?"

"Bunu senin iin kle kzlar da yapabilir. Byle bir yolu seenlerin says hi de az deildir, biliyorsun." "Hayr, ben kendi elimle yapmak istiyorum. Bence bu ok daha doru bir ey." 336 Yeniden aklma Sokullu'nun dnyadan ayrlmasndan nceki gece gelmiti. Kzn yanna ar, ona sevgiyle ilgi gsterii... Ertesi sabah Glruh'u aramtm uzun sre, bu ie engel olabilmek iin elimden geleni yapacam sylemek zere. Ama sonra bunu unutmutum. Unutmutum, nk hem onu bulamamtm, hem de ardndan bir yn kt olay yaamtk. ok iyi hatrlyordum o sabah odasna gittiimde halayk kz bana, "Sabah ezanyla erkenden kalkt ve terzi kadn ard," demiti. Demek ki kz bana doruyu sylemiti o gn ve imdi gryordum ki Paa'nin lmyle Glruh'taki bu arzu daha da artmt. Zavall km, nce Arap Paa'nin, sonra da babasnn lmleriyle ok sarslmt ve kendini bilinsizce de olsa diki naksa vererek avunma yolunu semiti demek. Bunu Nur Banu'nun yardmyla yapmasnn nedeniyse herhalde onun haremde Umm Glsm'le yakn gren tek kii olmasyd. eyhlislam'in lmnden sonra kadn Safiye iin tm nemini yitirmiti. akn bir ses ve yzle "Hl o ocukla evlenmeyi mi dnyorsun?" diye sordum. Glruh, "Tabii," dedi. Bunu ylesine rahat sylemiti ki inanmamam olanakszd. Zaten bu lkede ocuklar daha doru drst konumay bile beceremezken annelerinin dizinin dibinde tevekkl reniyordu. "Bu benim babamn son isteiydi," diye szlerine devam etti Glruh. Gzleri yalarla dolmutu. Biliyordum, babasnn onun alnna kondurduu sevgi dolu pc dnyordu. "Hem de," dedi. "Bu Abdurrahman'n babasnn da son isteiydi ve tabii Allah'n da..." Onun mantn anlayabiliyordum, Allah'n kendi isteklerini uygulatabilmek iin babalar yarattn dnyordu besbelli. Allah'sz babalardan sz ederek bu ocuun akln ve ruSafiye Sultan 337 hunu kartrmaya hakkm yoktu. nancndan yana hibir kukusu yoktu. Asla aktan sz etmemiti, nemli olan babasnn isteiydi. Aslnda Sokullu'nun ocuuna kar duyduu sorumluluk duygusuyla, gerekse o katilin hanerinin nne kendini gnll olarak atabileceinden emindim. Yumuak bir ekilde ona belki bir para daha beklemesinin daha doru olduunu sylemeyi deneyebilirdim. Gerek ak, yalnzca grev ve sorumluluk duygusu deildi, bir gn onun da hayatna girebilirdi. Neredeyse ona annesini ve Konya'da yaad tek ak gecesini anlatacak bir ruh halindeydim. Ama sonuta bunlarn hibirini yapmadm, yapamazdm. Gl-ruh yepyeni ve ok farkl bir deiiklii yayordu. Byle bir eyi onda ocukluundan beri ilk kez gryordum. Ve kabul etmeliydim, bu mutluluktu, en azndan mutluluk tomurcuklaryd gnlnde yeerenler, bir kadnn istedii srekli bir huzurun ilk tohumlar... Bu yeni kklenen tohumlar skp atmak benim iim olamazd. Yine de ona uygun bir dille gereklerden sz edebilirdim. Sokullu Paa, planland gibi Abdurrahman'in aabeyleriyle evlilik zerinde anlamak zere biraraya gelememiti. imdi Glruh zerinde sz hakk Sultan'a aitti. Eski eyhlislam'n ailesi bile kendi arzularn kolaylkla ona syleyemezdi. Kald ki bunu sylemeyi baarabilseler bile Murad'n, olur, diyecei kesin deildi. Osmanl kan tayan bir gen kza talip olacak bir yn yksek rtbeli dolayordu etrafnda. "Hem annenle Safiye'nin seni Mehmed'le evlendirme planlar yaptn bilmiyor musun?" diye sordum Glruh'a. "Bylece bir gn sen de Hrrem gibi Valide Sultan olabilirsin. Byle bir erefe ulamak istemez misin?" Bu szlerden ok etkilenmie benzemiyordu, "Ben yalnz Allah'n isteklerini yerine

getirmek isterim," dedi. Artk kendisi iin bir yol setiinden emin olmutum ve bu konuda ona yardm etmeliydim. Daha sonra onu mm Safiye Sultan F.22 338 Glsm'le yan yana izledim. Kadn, bizim Glruh'a ok yakn bir ilgi ve sevgi gsteriyordu ve o da bunun karln ayn scak sevgiyle olmasa da, tam bir sayg iinde cevaplamaya alyordu. Bu ilikiyi besleyecek bir eyler yapmay dndm. Ama akas, bu konunun zor olduunu biliyordum. Derviler bile gelin-kaynana ilikileri zerine yorum yapmaktan ekinirdi. Ismihan ve Safiye, Glruh'un Nur Banu'nun yanna sk sk gidip gelmesi konusunda konumaktan baka bir ey yapamyordu. Sanki buna aldrmyor gibi davranma yolunu semilerdi. Onlara gre kzn bu ekilde davranmasnn nedeni genlerin yasak ve tehlikeli olan eylere kar duyduu ilgiydi. Yalnz arada bir, "O ihtiyarn ne iler evirdiini bize sylersin, yle deil mi Glruh?" demekle yetiniyorlard. Bazen Safiye'nin ly kard da oluyordu tabii. "Ona bir tabak zehirli pilav yedirsen, ne sevaba girersin bir bilsen..." Glruh bunlar duyunca hemen baryordu. "Hayr yenge, hayr!" Safiye'nin aka m yaptn, ciddi mi olduunu tam olarak anlayamyordu kzcaz. "Byle bir eyi yapamam." Ama br taraf da benzer eyler sylyordu Glruh'a. Nur Banu da Safiye'nin yiyecei bir tabak zehirli pilavn peindeydi. Ve buna kk hanmmn verdii cevap farkl olmuyordu: "Hayr, hayr, bunu yapamam." Glruh bu iki gnahkr ve dzenbaz dnyann arasnda masum kalmay baarabiliyordu. Bu arada Yenieri Aas Ferhad Paa, ran snrndan yannda Sultan'a sunulmak zere pek ok deerli armaanla dnmt. Bunlardan biri Peygamber'in hayatnn anlatld harikulade resimlenmi, kenarlar ve kapa altn ilerle bezeli bir iir kitabyd. Murad adamn nezaketinden ok honut kalSafi/e Sultan 339 mt. Mutluluktan gzleri dolmutu. Bakas olsa alr bunu kendine saklard, biliyordu. Ya da iyi bir fiyatla satard. Bu adam dllendirmek istedi birden. Ama o srada Yenieri Aal'ndan daha yksek bo bir makam yoktu. "Senin ya da karnn zellikle holanaca bir mcevher var m?" diye sordu. "Benim mi? Hayr, Sultanm." "Peki ya karnn?" "Efendimiz ben bekrm." "Bekar m? Byle bir adam yalnz ha? Bu kadar kahraman ve ayn zamanda iirden anlayan bir adam yalnz bana ne yapar?" "Dua ediyorum efendimiz." Sultan kk bir kahkaha att. "Yalnz bir adam... Tekrar sefere gitmeden seni evlendireceim," dedi. "Ve sradan, herhangi bir kzla deil... Osmanl kanndan bir gen kzla. Sanrm en azndan bir iki uygun aday vardr. Soracam." Ferhad'n aklna ilk gelen isim, "Glruh," olmutu. Bunu tek nedeni onun Osmanl kanndan oluu deildi. Ama byle korkun bir evlilik olamazd, asla olmamalyd. Aklndan geenleri tabii Sultan'a sylemedi. Saygyla yere eildi ve "Kle-nizim efendimiz," dedi. __________MM,__________ _____ LII _______ 0FENDMN trbesi bitirildiinde, balangta planlandndan ok daha kk olmutu, nk malm, insanlar abuk unutuyordu. Ama dorusu ini ileri mkemmeldi. Mavi ve yeil znik ileriyle donatlm duvarlaryla trbenin ii bir cennet ormanna benziyordu. hmal, ie bile yaram denilebi340 Ann Chamberlin

lirdi, eitli bitkiler tamamlanmam yerleri kapatarak doal olarak gzelletirmiti. Mermer ilerindeki ufak tefek ukurlara biriken sular, gvercinlerin ykanma yeri olmutu. Kular, sanki efendimin ldkten sonra bile ne kadar cmert olduunu vurgular gibiydi. narlarn tepesine yuva yapm kularn tyleri tpk bir Saray sarn hatrlatrcasna trbenin kubbesi zerinde birikmiti. Her iki yanda sonsuzluun sembol birer sra sedir ykseliyordu ge doru ve bunlarn gvdelerine yaz k yeil kalan sarmaklar sarlmt. Bu bitkiler trbenin ve etrafndaki dier mezar talarnn kasvetli havasn deitiriyordu. Bunlarn arasnda erkeklere ait olanlarn tepesine grev ve ilerini belirten birer sark biimi verilmiti, kadinlarnkilerse ieklerle sslyd. Yaarken Kabe'ye doru eilmi olan bu bedenler, imdi topran iinde, gmlrken denk geldii gibi kvrlm yatyordu. Hocalar bize lmn herkesi eitlikte buluturan bir ey olduunu syleyecek yerde, ldkten sonra ayaa kalkp cezamz ekeceimizle tehdit ediyordu daima. Yaamak ok daha itaatkr olmaya zorluyordu bizi. Oysa lnce herkesin belki de yalnz kalbinde yaatabilecei bireysellik ortaya kyordu. Ortal bir sis kaplyordu ve daha tedeki talar gremez olmutum. Rutubetin etkisiyle titredim. O, aniden sisin arasnda belirdi ve trbeye doru hzl, ama dzenli olmayan admlarla ilerledi. Bir kez daha onun ne kadar ho, yakkl olduunu dndm. Erken gelmiti ama ben daha erkenciydim ve arkasnda durduum selvi aacnn kenarndan her eyi grebiliyordum. Ayakta dikilip beklemek, Yenieri Aalar 'nn ska yapt bir ey deildi, ama Ferhad Paa Sokullu'nun ats altnda imparatorlukla ilgili ok nemli bir srr iki dudann arasnSafiye ullan 341 da tutarak haftalarca beklemiti daha nce. Ve imdi yine So-kullu'nun ats altndayd, bekliyordu, belki de en az o kadar nemli bir srr kalbinde saklayarak. Orada durdu, durdu, durdu. Bu ekilde ayakta kalmaya ok alk olamama ramen benim bile ayaklarma karasular inmiti. Ama o inatla ayn ekilde dikilmeye devam ediyordu. Ortada gne yoktu, bu yzden zaman anlayamam olabilirdi, yine de bu adam ok nemli bir grevin bandayd, saatler onun iin herkesten daha deerli ve nemli olmalyd. Bunu dnnce onun bu sessiz duruuna daha da fazla sayg duydum. Kimbilir hangi ileri bir yana brakp buraya gelmiti? Ama u anda hibir ekilde onlar dnr gibi bir hali yoktu, kalbinden geenler mutlaka Ferhad Paa iin ok daha kutsald. Sonunda bir ezan sesi duyuldu ve Paa kendine geldi. Bir nceki ezan sesinden az sonra buraya gelmiti ve aa yukar drt saat gemi olmalyd. Panik iinde etrafna baknd. Sanki Sokullu ile ilk kez yzyze geliyor gibiydi ve onun evresinde sonsuz uykularna yatm dierleri vard. yle bir bakt o talara, trbenin duvarlarna. Sonra kap azna braklm sepeti grerek yanna gitti. Bir yn meyveyle dolu bu sepetin henz bu sabah braklm olduunu anlam olmalyd, nk iindeki her ey taptazeydi. Ferhad dar kp bir o yana, bir bu yana komaya balad, bir yandan da "Ismihan, glm, sevgilim!" diye baryordu. Her an bu koturma iinde beni grebilirdi, neyse ki ok dikkatli deildi. Hi dnmeden yapt tepkisel bir davrant bu. Sonra yeniden kendini toparlad ve trbeye doru yava admlarla gitti. Mermer basamaklara oturdu, uzun uzun sepetin iindekilere bakt. Bu, bir sonbahar sonu meyve demetiydi: Asmadan koparlm, yapraklar ve baz taneleri kurumaya yz 342 Ann Chamberlin tutmu bir salkm zm; krmz yanakl ama ok da salkl olmayan birine benzeyen bir elma; gzyan hatrlatan bir nar; kendi basma, yalnz bir dervi gibi bir ayva;

skca kapal kabuklarnn iinde bademler; bir demet kadife iei, biraz fesleen, bir dal yasemin ve bir tutam sararmaya yz tutmu imen... airin biri, "imene dm yaseminin ta yapraklar kederli bir yzdeki gzyalarna benzer," derdi. Ferhad Paa sepettekilere tek tek dokunuyordu. Bunlarn anlamlarn birer birer toparlad ve sonra "Allahm," diye haykrd. Sepetin ne dediini biliyordu ve buna dayanamyordu. "Hayr, olamaz, Allahm ac bana!" Birka zm kopard salkmdan, srd. Bunu ylesine hain bir ekilde yapmt ki ekirdeklerin krldn rahatlkla duyabiliyordum. Sonra nar ikiye bld ama yemedi, ylece kanar gibi kenara brakt onu. Sonra arkasna saklandm sel-vi aacna doru geldi, hmla birka dal kopard ve sepete att. Hatrlyordum, selviler sonsuzluun sembolyd. Ama byle sessiz sembollerin zerine baka sessiz semboller koyarak bir sonuca ulaabilmek mmkn deildi, bunu anlamt, biliyordu. Yerinden kalkt ve geldii gibi hzl ama dzensiz admlarla tekrar sisin iinde kaybolup gitti. Biraz bekledim, tekrar dnebileceinden kukuluydum, ya da en azndan geriye bakabilirdi bir kere daha. Sonra sessizce saklandm yerden ktm ve sepeti aldm. Onu hanmma uzattmda ezilmi fesleenlerin ve nar tanelerininkine karm kadife ieinin kokusu hl keskinliini yitirmemiti. Trbeden en fazla yz adm tede bulunan Rahime Hatun'un trbesinin kenarnda oturuyorduk. Rahime Hatun, kendi dn gecesinde lm bir dervi kzyd. smihan anlattklarm sessizce dinledi, sepetin iindekilere o da tek tek dokundu ve nemli gzlerine ramen glmsemeye alarak, "yi ki rahat yryemiyorum," dedi. "Oraya gitmeyi ne ok isterdim..." 6afije ultan 343 Az sonra enebaz kzlar, dedikoducu halayklar ve grltc hadmlardan oluan kalabalk bir grup geldi trbeye. Buraya neden geldiklerini biliyordum. Rahime Kadn'm trbesi, kendine uygun bir koca bulmak isteyen kadnlarn ok sk geldii ve dilekte bulunduu bir yerdi. smihan Sarayda kocasnn trbesini ziyaret etmek istediini sylediinde herkes bunu saygyla karlamt ve sonra da dnmtk ki, peeli bir kadnn Rahime Hatun'un trbesinde oturup beklemesinde de bir saknca olamazd. Ama artk ortalk giderek kalabalkla-yordu, ismihan kolumu tuttu. "Haydi gidelim artk," dedi. Yava yava tahtrevanna ilerlerken yeni bir grup daha geldi. "Hala! tsmihan Hala sen misin?" Onu tanmamz iin seslenen kz peesini geri atmt. Bu Safiye'nin kz Aye'ydi. Aye, annesine herkesten daha ok benziyorsa da, dorusu onun onda biri bile olamazd. Salar sarmsyd ama, bir yandan da kurumu mee yaprann grimsi kahverengilii vard. Gzleri ne dolgun kahverengi, ne de maviydi, ikisinin arasnda bir bulank renkti bu ve baklar anlamszd. Elbisesinin gsne, ya da bana konulan iekler, mcevherler, kabark ve parlak kumalar gzalcyd evet, ama ne yazk, bu kza hibir ey yakmyor, her ey stnde ereti duruyordu. Aye'nin kiilii de donuktu, genellikle silik biriydi, kendini gstermeye kalktnda ise bunu ok beceriksizce yaparak sersem durumuna dyordu ska. Ve ite yine bu tr samalklarndan birine kalkmt. "Burada ne aryorsun hala? Bir koca bulmak iin dertlenmene gerek mi var senin?" Yapt gaf hemen anlamt ama olan da olmutu. Dzeltmeye alt: "Oh, afedersin. Tabii ki buraya geleceksin. Ama ben hep otuz bei geenlerin... ey..." iyice batyordu, syledii her kelime onu daha da rezil ediyordu, sustu. 344 Ann Chamberlin Ismihan glmsedi, her ne kadar iinden bir an iin bunlara bozulsa da, hogryle kza doru yanap elini tuttu. Sonuta Aye henz bir ocuktu ve ne kadar byrse bysn bu cahillii devam edecekti. "Syle bakalm Aye," dedi. "Sen burada ne yapyorsun? Senin de bir koca iin

dertlenmen gerekmez, yle deil mi?" "Ama dertleniyorum." "Niye? Baban seni Ferhad Paa'ya sz verdi. Bir kz baka ne ister?" "Ama Yenieri Aas ok huysuz bir adam, stelik de ayaklarn sryor. Neden byle yaptn bilmiyorum. Allah bilir en az elli yanda vardr." "Belki de senin ne kadar gen olduunu bilmedii iin byle yapyordur," dedi Ismihan yumuak bir sesle. "Allah'a emanet ol ama, sen henz on yandasn." "Ama br Aye, Peygamberimiz'in kars, onunla evlendiinde benden ok kkm, oyuncaklaryla oynarm. Ben ondan daha bym." "Doru. Ama bak sana ne diyeceim, yal bir adamla evlenmek ok da ho bir ey deildir." "Haklsn, ama halacm, Ferhad Paa senin Sokullu Paan kadar ihtiyar deil. Hl yakkl bir adam." "Evet, evet, yle." "Hala! Neden alyorsun?" "Hayr, hayr evladm, alamyorum. Haydi git iine bak. Rahime Hatun'u ziyaret et. Allah'n iine karmak istemem ama, belki de bugn Rahime Hatun senin gnlnden geeni verir. Haydi.." "Ama sen alyorsun. Neden hala? Haydi syle bana, neden alyorsun?" "Hibir ey kzm. Yalnz... Rahime Hatun'un mezar tanda yazanlar okudum da duygulandm, o kadar." (Safiye ulLan 345 "Ne yazyor?" Aye dnp merakla yazya bakt, ieklerin arasnda zarif harflerle bir eyler yazdn gryordu. Ne yazk ki okuma yazma konusunda da ok yetenekli olmad iin bunu kendi bana okuyamyordu. Bu kzda donuk olan yer yalnz salar ve gzleri deildi, bence zeks da yleydi. Ismihan glmsedi. Neredeyse btn gndr orada oturup trbeye bakmt ve okuduklarn ezberlemiti. Taa hi bakmadan tekrarlad yazlanlar: "Kader nedir? Dileklerimin yars bile henz yerine gelmedi. Ben bu dnyadan koparldm te kader... Ama Allah beni Ahiret'te dllendirecek." Son msra, acyla bouklaan sesi yznden iyi kmamt, tekrarlad: "Allah beni Ahiret'te dllendirecek." _________MM_________ _______LIII_______ l/AFYE hzla odaya girdi ve kendini sabrsz bir tavrla divana att. Ismihan, "ne oldu hayatm, neyin var?" diye sordu. "u Ferhad Paa." "Ne olmu ona?" "Murad, ona kzyla evlenmenin erefini sunuyor ve adam neredeyse az burun bkyor. Allah akna, o kim? Sonuta bir kle. Ona sylenileni yapmak zorunda." Ismihan ban nne edi, yz kzarmt ama sesini karmad. Safiye devam etti, "Ne yapabilirim? Eer Aye'yi ona veremezsem Nur Banu birini bulacaktr. Bu adam Vezir-i azam 346 Ann Chamberlin olacak, belli. Gen, zeki ve bu ii uzun yllar yapabilecek biri. Eer onun kontrol Nur Banu'ya geerse..." smihan heyecanla sordu. "Onunla evlenmek istemiyor mu? Safiye, ne evet, ne de hayr dedi, szlanmaya devam ediyordu. "Ama ona oullar verecek gen, gl bir kadna ihtiyac var," dedi smihan inanamayan bir sesle. Safiye bu szle de ilgilenmedi, o her zaman kendi aklndan geenlere daha ok nem

verirdi. Her dndn karmakark sylyordu. Sonra birden baka bir konuya geti. "Ya bu Ali Paa'yla ne yapacam? O da gl bir adam ve onu elimde tutabilmem iin bir baka akll kadna daha ihtiyacm var." "Ali Paa?" "Evet, yeni Macaristan Valisi. Oralardaki zorluklar biliyorsun." "Biliyorum. Rahmetli kocam Sokullu'nun yeeni de Bu-din'deydi. Allah rahmet eylesin..." "Her neyse. Ali Paa oray ok iyi ynetiyor ve gelecekte de ok iyi iler baaracandan eminim. Ona uygun bir kar neden bulamyorum ben?" "Ben... Ben onunla evlenebilirim," dedi smihan. "Eer sen... Bunun iyi olacan dnrsen." "Uygun mu? Oh, benim gzel arkadam. Bu dnyann en iyi eyi olur. Sana syleyeyim hem akll, hem de yakkl bir adam Ali Paa. Gerekten de bunu yapar msn? Sokullu'nun lmnden bu yana ne kadar yalnz olduunu biliyorum. Ama dorusu hi cesaret edemezdim..." "Evet, onunla evlenirim," diye tekrarlad smihan. Safiye'nin hanmma sylemeyi ihmal ettii tek ey, Ali Paa'nn zaten evli ve iki olu, bir kz olduuydu. Ama tabii (Safiye Sultan 347 ki Osmanl kanndan bir prenses iin onlar hemen brakacandan bunun bir nemi yoktu. Gazanfer Aa, boanma srasnda ahitlerden biri olarak bulunmutu. Boanma gerekletikten hemen sonra koup hareme gelecek ve haberi Safiye'ye verecekti. Gazanfer, bize Ali Paa'nn stne bana merakl, keskin hatl, sert yzl bir adam olduunu sylemiti. atlm iki hanere benzeyen kalar, kemerli burnunun ortasnda birleiyordu ve bu burun aa doru uzanp, nerdeyse enesinin ucuna bir nc haner gibi uzanan sakalnn siyahlna kadar ulayordu. Snrdan henz dnmt ve sk bir asker yaamnn en belirgin zellii olan salkllk, g onda hemen gze arpyordu. "Sanki kayan bir yldzn kuyruundaki k gibi..." demiti Gazanfer onun iin. "Kendimi ona yakn hissetmekten tuhaf bir gurur duydum." ite, hadm, Ali Paa'yla ilgili ilk izlenimlerini bu szlerle anlatmt. Sonra da bu etkinin adamn boayaca kadn grdnde nasl yok olduunu... Bir zamanlar Saraya ait olan bu kadn hem gzeldi, hem de tavrlar hotu. Ne de olsa bir zamanlar Sultan'm yata iin yetitirilmiti. Yirmi altsna geldiinde, arkasndan yetienlerin genlik ve gzelliklerini grnce, bir trl gereklemeyen bu emelinden vazgeip Paa'yla evlenmiti, daha dorusu durumu grenler, onu Paa'ya vermeyi uygun grmlerdi. Dorusu bu da kt bir kader saylamazd. Saygn bir koca, kendine ait bir harem ve nikh. Ak aray tabii ki zamanla yerini kkl bir saygya brakmt ve hatta kocasnn yolunu bekleyen gzlerinde bir para korku bile vard. ocuklarn yzleri, neredeyse derileri kana kadar ovularak temizlenmi, en yeni elbiseleri giydirilmiti. Onlar da babalarnn kapdan ieri girmesini bekliyorlard. Adam o kadar 348 Ann Chamberlin uzun zamandr evden uzaktayd ki, iki kk onu hatrlamyordu bile. Ama en bykleri olan, tm retilenlere ramen heyecann bastramyordu ve babas ieri ilk : amini attnda barmadan duramamti: "Baba!" Bir eylerin yanl gittiini ilk hisseden kadn olmutu. Gazanfer bir hadm olduu iin ondan kukulanmak aklndan bile gememiti. Ama dier ahit yabanc biriydi ve bir erkekti. Sanki kpek grm bir kedi gibi rkmt kadn, hemen yzn peesiyle kapatp geri geri gitmeye balamt. Bir yanllk vard, ne olduunu bilemedii bir

terslik sz konusuydu besbelli, ayaklar birbirine karp sendelemiti. "Hayr, kadn, dur," demiti Ali Paa. Kadn bu emre hemen uymutu. "Efendiler, ahitsiniz," diyen Ali Paa hzla szlerini tamamlamt. "Kadn bo ol." Kadn sanki midesine bir yumruk yemi gibi sarslmt. "Bo ol." Ve sonra bir kez daha, "Bo ol. Evimden ek git ve bir daha bama bela olma." Kadnn peesi korku ve aknlktan dmt. gdsel bir ekilde ocuklarna sarlmt. Hemen kapt kk kzn sanki sylenenleri duymamas iin skca barna basmt, dierinin de kulaklarn kapatmt. Kadn titreyen dudaklarla sormutu: "Neden? Ne yaptm? Bilmeden bir kusur ettiysem ne olur beni affet, Allah akna." Ama bu bir sonu vermemiti. Umutsuzluk iinde ocuklar alp hareme doru ykk dkk uzaklamt zavallck. En byk olan hl oradayd. Babasnn annesine yaptklarndan olumsuz olarak etkilenmie benzemiyordu. Ne de olsa o bir kadnd, aptal bir kadn. Oysa onlar erkekti. Ama Ali Paa'nn, "Haydi ocuk sen de git annenle. Bu efendilerle bizim halledecek nemli ilerimiz var," demesiyle o da hayal krkl iinde haremin yolunu tutmutu. Safiye 6 ulan 349 Gazanfer bana bunlar anlattktan sonra, "Aslnda bu boama kadya gitse, ayn sonu alnmayabilir," dedi. "Neden?" diye sordum. Merak ediyordum, nk az nce Safiye'ye her eyin yolunda gittiini syleyip gelmiti yanma. smihan'n Ali Paa'yla evlenebilmesi iin hani hibir engel yoktu? "Yasalara gre ahitlerin Mslman olmalar gerekir." "Evet?" Gazanfer'in szleriyle akna dnmtm. "in dorusu sana unu itiraf etmeliyim, ben kendimi hibir zaman byle bir sua ahitlik yapacak lde Mslman hissetmedim. Hanmm beni ok abuk Yedikule zindanlarndan kurtarmt. Orada neredeyse lmek iin yalvaryordum ben Allah'a. imdi beni kurtarmak iin kulland o yce gcn nasl byle bir i iin kullanabiliyor? Bence bu duruma Allah raz olamaz." ismihan'n Ali Paa ile evleneceini birka saat sonra renen Ferhad Paa, hemen Aye ile evlenmeye raz olmutu. En ksa zamanda hemen nikh kylacakt. Gerek anlamda evlenmeye gelince bu biraz zaman alacakt, gelin henz bula bile ermemiti, bunu bekleyeceklerdi. Ama nikh her anlamda geerliydi ve ancak taraflardan birinin onurunun iddetle zedelenmesiyle bozulabilirdi. Kzn bir Osmanl prensesi olduu dnlnce bunu lmden baka bir eyin bozamayaca kesindi. Bu nikhn hazrlklaryla birlikte smihan'nkiler de yrtlyordu. Nikhtan bir gn nce smihan beni yanna ard ve damad grmek istediini syledi. Byle bir talep sk rastlanan bir ey deildi, ama hi duyulmam da deildi. slam hukukuna gre gelinin onaynn alnmas zaten gerekliydi. Ama bu i hep det yerini bulsun diye yaplrd ve genellikle gelin ok mahcup olduundan ya da korktuundan onun yerine sahiple350 Ann Chamberlin ri konuurdu. Ve gelin de zaten onlarn szlerine inanp uymak zorundayd. Kadnn bir dul olmas durumunda iler ok daha deiik oluyordu, hele bir de Saraydan bir soylu ise. O zaman hi kimse kan havaya kaldramazd byle bir istek karsnda. Ismi-han'a elimden geleni hemen yapacam syledim. Ama iimde iki konuda endie ve merak vard. Birincisi hanmmn solgun yz ve heyecanl tavrndan kaynaklanyordu, istedii basit eyi ok ayordu tepkileri, ikincisi ise neden bu konuda benden yardm istediiydi? nk ben damad hi tanmyordum, Safiye ve adamlar ona ok daha

kolay yardm edebilirdi. Yine de grevimi yapacaktm. Buluma Macaristan Valisi'nin kendi isteiyle biraz ertelendi. Paa geline nikh iin ne renk kuma almas gerektiini bilemiyordu ve bu konuda benden yardm istemiti. "Acaba hanmn maviyi mi krmzy m tercih eder?" Ona smihan'a en ok yakan rengin krmz ya da pembe olduunu syledim, bundan emindim. Ama adam szlerime pek kulak asmad ve "Hayr, hayr," dedi. "Krmz olmaz. nci ve gmle sslenmi mavi bir giysi enfes olur." Paa benim cevaplarma da, estetik anlayma da aldrmamt. Adamla ilk karlamam byle olmutu ve Gazanfer'in onunla ilgili olarak sylediklerine tamamen katlmtm. Yeni haremde iimin en zor tarafnn gidip gelecek odalklar ayarlamak olduunu dnmtm bu karlamadan sonra. Ali Paa'nn yksek zevkleri bam baya artacaa benziyordu. ___________MJ>___________ _______LIV_______ %ySMlHAN, Ali Paa'ya, "Bugn beni grmeye bir kadn geldi," dedi. Konuumuza be kk gm ksede deiik reeller sunuyordum. lerinden en pahals olan hurmay semesine atm dorusu syleyemem. O ana kadar konutuklarn tam bir dikkatle dinlememe-mitim. Konumalar daha ok Ali Paa zerine olmutu. Adam, bu evliliin ona verecei onuru ssl szlerle defalarca tekrarlamt. Selim'in kznn ne kadar akll, gzel ve yce yrekli olduunu sylemeyi de ihmal etmemiti. Arada bir perde olduu iin bunlar ok rahat sylyordu Ali Paa. Hayat boyunca smihan' nasl sevip sayaca konusunda yemin bile etmiti. Hanmmn syledikleri bu formalite konumalarnn dnda kalan ilk ve tek cmleydi. Son derece irkilmitim, ama bunun nedeni yalnz kulland kelimeler deildi, ses tonu sanki bir frtnay haber veriyordu. Yllar boyunca smihan giderek imanlayarak neredeyse beni aacak boyutlara gelmiti. Onu kmldatmak, oradan oraya gtrmek gerekten de zorlamt. Ama imdi dnyordum ki, ben onun bedeniyle urarken neredeyse ruhunu unutmutum. Oysa bu ruh, yalnz benim iin deil, baka erkekler iin de nemli olmutu, hatta o dnyadan alabilecei her eye arszca yapan Ali Paa gibi biri iin bile. smihan'n syleyecei nemli bir ey vard, bunu hemen hissetmitim, Valide... smihan' bedensiz yapan, yalnz arkasnda durduu perde deildi, lo bir k veren kandiller ve glgeler de buna yardm ediyordu. Sesi sanki bir baka dnyadan gelir gibiydi, 352 ama bu ses yine de ok gl ve etkileyiciydi. Sanki sisli bir gnde insann cierlerine dolan rutubet gibiydi ve insann beyninde hkmederek yaylyordu. Ali Paa, sanyorum o an bu sisle mcadele edecek hibir silahnn olamayacan anlamt. Keskin ve sert tavrlar ie yaramayacakt besbelli. smihan'n sesi vicdann, saduyunun sesiydi. "Bugn beni grmeye bir kadn geldi," diye tekrarlad ses. "Onu tanyamadm, oysa vey annemin hizmetkrlarndan biriymi. Tabii ona kapm gnl ferahlyla atm. Beni dnyada sanki gvenebilecei son dostuymuum gibi kabul ederek gelmiti. Eski bir kle, akrabasz, zavall bir kadn... Nereye gidebilirdi? Onu ve ocuunu memnuniyetle yanma aldm. Ama unu sormaktan kendimi alamadm: 'Babam Sultan, seni nasl byle yapayalnz brakt? Sorumluluklarn yerine getirmeyen bir adam neye yarar?' Bunun zerine bana anlatt. Kocasnn, babamn gvenip de onu verdii adamn, onu nasl bir bakasyla evlenebilmek iin, on yllk sadakatini hi dnmeden braktn... Bu kadn tanyor olmalsnz Paa. Benim tandmdan ok daha iyi stelik. Onun sizin karnz ve benim de onun yerine almak istediiniz kadn olduunu renince dorusu inanmakta zorlandm. Nasl bu kadar zalim olabildiniz?"

Ali Paa Osmanl soyundan birine kar, stelik de bu kadar haksz bir konumda, kendini savunmakta ok acizdi. Artk her ey bitmiti, syleyecek tek bir kelime bile kalmamt, ismihan'n szleri noktay koymutu, ama fkesi henz sona ermemiti. "Hayr! Buna inanamyorum. Nasl olur da Osmanl kanndan birinin onuruyla oynama cesaretini gsterebilirsiniz? Sizi lme yollamadn iin ansl saylrsnz. Bu, taht tehdittir, bana byle bir evlenme teklifi getirmek... Size iyilik dileSafiye Su 1 Lan 353 yemiyorum Paa. Allah ahidimdir, O'nun sizi cezalandrmas iin dua edeceim, dilerim vicdannzn ektirecei azaptan kurtulamayasnz. Bu da zaten hayatnz cehenneme evirmek iin yeter." Bu szlerin zerine Ali Paa hi sesini karmadan kp gitmiti. Safiye iin iin, hatta bazen dndan da kmsedii Is-mihan'n yaptklarn duyunca kulaklarna inanamamt ve fkesinden lgna dnmt. Elinden gelen her eyi yapt, yalvard, kzd, bard ve hatta beddualar bile savurdu ama sonucu deitiremedi. Ismihan neredeyse yavrularn koruyan bir aslan gibi -g olarak olmasa da ruh olarak tam olarak byleydi- dul kadn ve ocuklarn hi geri adm atmadan savunmaya devam etti. Sonunda Safiye de buna raz oldu. Bylesine nemli bir mttefiki kaybetmeyi gze alamazd. Tabii ki Nur Banu bu frsat deerlendirmeye almakta hi geri kalmad. Hemen Ali Paa'ya kendi evresinden kzlar sundu. "Ali Paa, Nur Banu'yu reddetmi, yle mi?" diye lgn gibi barmt Safiye haberleri renince. "O ihtiyara hayr dedi demek ki. Ama neden? Onu bu kadar m byttm ben gzmde?" smihan buna sessizce cevap vermiti: "Hayr." Glms-yordu. "Sanrm sen onu kk grdn." Hemen yanbamda oturan, korumas altna ald dul kadna ve ocuklarna sevgiyle bakyordu. ay beklendi. Hlle iin bir adam tutuldu. Ve sonunda Ali Paa ve kars tekrar biraraya geldiler. Dorusu bunun yeni evlenen bir iftin beraberliinden daha farkl olduunu syleyemem. ay sonra da yeni gelin tekrar hamile kald. Ali Paa daha nce umduu kadar ykselemediyse de iinden uzaklatrlmamt. Karsna gelince, haremde kendine ok salam dostlar edinmiti ve bu gerekten de ok nemliy-Safiye Sultan F.23 354 ANN CHAMBERL1N di. Ali Paa'y son grdmde o keskin hatl yz sanki yumuam gibiydi. Ama hi kimse daha mutsuz grndn syleyemezdi. Bu konuda konuurken Gazanfer bana, "Ne muhteem bir hanmn var," dedi. Ona hak veriyordum, yleydi. "Kocasnn zevk ve ihtiraslarna hizmet ederek yllarn geirmi bir kadn sonunda kenara atlrsa bunu ikayet edebilecei bir yer yok gibidir. Diyelim ki kadya kadar gidebildi, zor ama neyse... Evet bu durumda bile kocann sahip olduu unvan ya da servet, bu adamlar kadnn zavalllndan ok daha fazla etkiler. Kadnn hibir hakk yoktur. Ama bu defa senin hanmnn destei ve iyi yreklilii ile o zavalllk kazand. Tabii bu ayn zamanda Allah'n da yardmyla oldu. unu hi unutmamak gerek dostum, her ne kadar tam tersi bir grnt verse de, harem isterse erkek dnyasndan daha stndr ve isterse onu olumlu ynde de etkileyebilir. Senin hanmn bunu biliyor ve baard. Keke benimki de byle olsayd. O selamln yol ve yntemlerini kullanmay tercih ediyor ve bu konuda onu uyarmak iin sylediim her sz de bir tehdit olarak alglyor." Dev csseli hadm burada omuzlarn silkti. "Sanrm senden son olaylar srasnda hanmmn seninkine kar gsterdii souk ve kaba tavrlardan tr zr dilemeliyim. Aslnda her zamanki gibi bu devam etmeyecektir, bunu biliyorum. Her ey gelip geecek." Syledikleri doru kt. Ismihan' derinden zen kaba tavrlar, Ali Paa'nn yeniden

evlenmesiyle sona ermiti. Aslnda bunun gerek nedeni Safiye'nin durumu kavrayp utanmas deil, yeni planlarn peine dmesiydi. imdi onun tek amac ehzade Mehmed'le Glruh'u evlendirebilmekti. LV ^y AFYE mcevherlerle ssl, kk bir tll fesi Glruh'un bana takmaya alyordu. "Ah," dedi. "Olum bu gzelim llelere baylacak." Glruh neredeyse tam olarak Nur Banu'nun kelimeleri ve ses tonuyla cevap verdi, "Safiye yenge, biliyorsun yeenim Mehmed snnet edilip tam bir erkek olmadan evlenemez." Bunun sylenmesi ve sylenili biimi Safiye'yi kzdrmt. Ama bir cevap veremedi, nk sylenenler doruydu. Sarayda Osmanl yaamn kumalardan ilalara kadar Venedik tarznda etkilemeyi baarmt - tabii Cumhuriyet bundan ok honuttu- ama bu konuda elinden bir ey gelmiyordu. Mehmed, Islami kurallara gre snnet edilip tam bir erkek olmadan ne evlenebilir, ne de tahta geebilirdi. Bu i srekli olarak erteleniyordu o korkun yangndan beri. Ve geciktike de snnet sonras olabilecek riskler artyordu. Aslnda bunda Nur Banu'nun mutlaka parma vard, elinden gelse, kendi egemenliini srdrebilmek uruna torununun snnetini sonsuza kadar geciktirebilirdi. Glruh'un syledikleri Safiye'ye bir kez daha Venedikli annelii bir yana brakp Osmanl anneliinin sorumluluklarn yerine getirmesi gerektiini hatrlatmt. Bir an nce Nur Banu'yu atlatp bu ii gerekletirmesi artt. Bu iin planlanmas yaklak bir yl kadar srd. Bu kadar uzun srmesinin tek nedeni, Murad'n olunun ve varisinin snnetinin o gne kadar grlmemi bir grkem iinde yaplmas istei deildi yalnzca. Nur Banu pek ok defa snneti erteleyebilmek iin elinden geleni yapmt. Hazrlklar iyice arttnda Glruh sanki bu onun evliliinin hazrlklarym gibi bir ruh haline girip utanarak iine 356 Ann chamberlin kapanmt. Byle durumlarda hemen koup Nur Banu'nun yanna snyordu. Ve sanyorum mm Glsm'n onu kzlaryla birlikte bir kr gezisine davet etmesi kza ok iyi gelmiti. "3S Cuma sabah erkenden, hep birlikte Hali kysnda Kthane deresinin dkld ayrla gidildi. Italyanlar'n araba dknlkleri gibi, Trkler de tatl sulara ok meraklydlar. Mekke'nin Zemzem suyuna kadar neredeyse imparatorluun iindeki btn tatl su kaynaklarn bilirlerdi ve iyi bir kp su iin kk bir servet deyebilirlerdi. Ama en holarna giden, suyu kendi kaynandan imekti. Ve ksa bir yolculukla bunu yapabilecekleri pek ok yer vard istanbul'un evresinde. Yln bu mevsiminde eriyen karlar nedeniyle dereler buz gibi akard. Her mevsim ok lezzetli olan sular, bu dnemde zellikle daha da bir holaird, tabii az donmadan iebilenler iin. Ve bu lezzet, kaynaklarn her birine deiik bir n ve isim kazandrrd. Yalnz suyla karn doyurulamayaca iin, mm Glsm bir yn yiyecek hazrlatmt. ayra vardmzda kleler hemen hallar serip hazrlklara baladlar. Tatllar, kuruyemiler, meyveler, brekler, kfteler, dolmalar paketlerinden karlp prl prl parlayan pirin kaplarda ya da rengrenk ini tabaklarda sofraya konuldu. mm Glsm ve yat arkadalar hemen bunlarn bana oturup yemeye baladlar, ama Glruh ve dier gen kzlar iin yemek o kadar da nemli deildi, nasl olsa evde de ayn eyler vard. Onlar iin nemli olan, ak havada dolaabil-mekti. Kzlar etraf perdelerle skca kapatlm kayklarla buraya getirmitik. imdi tpk gnei grnce aan tomurcuklar Safiye Su I Lan 357 gibi ortaya yaylmlard. Kocaman kestane ve nar aalarnn glgesinde oradan oraya koturuyor, algclarn mzii eliinde dans edip oynuyorlard kahkahalarla.

Aalarn kkleri yer yer imenleri yararak ortaya kmt. Yemyeil bir hal gibi her taraf kaplamt imenler. Gl-ruh'un zerinde en gzel elbiselerinden biri vard ve imdi dizleri ve dirsekleri bu halnn zerinde yuvarlanrken yeil lekelerle dolmutu. Ama ylesine mutluydu ki, elbisenin kirlenmi olmasnn bir nemi olamazd. Son birka yldr art arda yaad zntlerle zamanndan nce byyp arbal olmutu kk hanmm. Ve imdi, o mutlu ocukluuna yeniden dnm gibiydi. Demek ki ortam deiince tpk bir iek gibi aacakt yine. mm Glsm'n hizmetkrlar haklar derenin kk bir kvrmnn kenarna yaymlard. Sanki bize zel bir aland bulunduumuz yer ve bu biz hadmlar iin byk kolaylk salamt. epeevre dizilerek kadnlarn yanma hi kimsenin yaklamamas iin nbet tutuyorduk. Zaten akl banda, yol iz bilen hibir erkek hadmlar grnce buraya yanamazd, ama ii ansa brakamazdk. Ellerimizi kavuturmu, dikkatle ortal gzlyorduk. Aslnda benim grdklerimi gremeyen erkeklere acyordum. Birbirinden gzel, rengrenk giysileriyle koturan taptaze kzlar... Hafif rzgrda dalgalanan tller ve onlarn altndaki prl prl salar... Balarnn zerindeki dev nar ve kestanelerin glgesine bir girip bir kyorlard. plak dallar yeni yeni pembe beyaz ieklerle donanm birka meyve aac da vard etrafmzda. Bunlar da tpk kzlar gibi albenili ve cvl cvld. Ben de kendimi mutlu hissediyordum. Gne tam tepemizdeyken yakndaki Eyp Camisi'nin minarelerinden ykselen ezan sesini duyduk. Herkes namaza arlyordu. 358 Ann Chamberlin Eyp, Hazreti Muhammed'in Sancaktar Eyp Ensari Hazretleri'nin 672'de stanbul ilk kez Mslmanlar tarafndan kuatldnda lp gmld yerdi. Buras tm Mslmanlar iin ok kutsal bir yerdi ve trbe srekli olarak ziyaret edilirdi. Bizim kzlar, Glruh da dahil olmak zere oraya gitmek istedi, ama bu imknszd. Yal, fakir ve deli olmadka hibir kadn cuma gn o erkek kalabalnn iine giremezdi. mm Glsm yznde garip bir tatmin ifadesiyle bu istei geri evirirken, "Belki gelecek ay..." dedi. O garip ifadeyi fark etmitim, ama nedeni zerinde ok fazla durmadm. ki saat iinde cuma namaz ve hutbe sona ermi, cami boalmt. Nerdeyse uyuuklam olan biz hadmlar kalabaln dalmasyla tekrar toparlanp dikkatle etrafa bakmaya balamtk. nk erkeklerin bazlar ayra gelip doann bu gzelliklerinden kendileri de biraz yararlanma yolunu semiti. Hemen koup bizi grebilecekleri yerlere dikildik. Gerekten de hadmlar fark edenler hemen geri durdular. Hibirinin Eyp Sultan Hazretleri'nin trbesini ziyaret edip, namaz kldktan sonra namahremi grerek gnaha girmeye niyeti yoktu. lerinden sadece bir grup durumun farknda deilmi gibi davranyordu. Onlara doru yneldiimizde bu adamlarn bizim tarafmza bilmeden deil, tam tersine zel olarak, bilerek geldiklerini anladk. nk kk erkek grubunun banda mm Glsm'n olu Abdurrahman vard. Az sonra hadmlar bizim sofradan kalanlar onlara tamaya balamt. Adamlar ellerini yzlerini ykayp biraz kendilerine geldikten sonra Abdurrahman bize doru ilerledi. mm Glsm ve kzlar da ona doru yrdler ve ortada bir yerde durup se-lamlatktan sonra konumaya baladlar. Dindar delikanl cuma namaz ve hutbenin etkisi altndayd. mam ok beenmiti. Annesine, ona bugn buraya hafiye Sultan 359 gelmesini nerdii iin teekkr etti, bunu sk sk yapacan syledi. Glruh'la hemen hemen ayn yata olan kzkardei Betl tatl bir fkeyle ayan yere vurarak aabeyine kt o srada: "Aabey neden her zaman byle ciddisin? Bahar

geldi. Bugn hava ok gzel, u cvldaan kulara bak. Biraz da bunlardan zevk alamaz msn?" Abdurrahman kzmt. "Seni aptal kz," dedi. "Sylediklerine bak. O zerindeki elbisenin rengi de ne? Seni bir arkadama kar olarak nasl verebilirim? Utan, utan..." Kzn yz kzarmt ama bunun nedeninin utanma olduunu sanmyordum. Aabeyinin bile dikkatini ekmekten memnun olmutu Betl. Demek ki elbisesi istedii gibi gzel ve etkileyeciydi. Abdurrahman'n aslnda pembeden ok holandn biliyordu ve aabeyi her zaman yapt gibi, bir eyden honut olduunda rahatsz da oluyordu. Byle duygulanmalara alk deildi. Abdurrahman hutbeden aklnda kalan bir blm kz-kardeine ezbere okudu ve onu arkadalarnn yanna yollad. Kz kkrdayarak gitti. Pembe elbisesini yeni farkediyordum. Aslnda delikanlnn szlerinden esas alman Glruh'tu. nk kzn zerindeki elbise ona aitti. eyhlislam'in kznnki iyi hatrlyordum, yeildi sabah geldiimizde, demek ocuksu bir davranla deitirmilerdi elbiselerini daha sonra. Ben bile dalgnlmdan bunu hemen fark etmemitim. Bundan byle belki iki kz biraraya geldiinde daha dikkatli olmamda yarar vard. Abdurrahman alak bir sesle bir iki cmle daha syledikten sonra annesi ve kz kardeleriyle vedalaip arkadalarnn yanna gitti. Arkadalar onun kimin yanna gittiini mutlaka biliyordu. Ama nezaketlerinden tek bir soru bile sormamlard. Onlar da az nce yaadklar dini younluun etkisi altndaydlar, oturup sohbet etmeye baladlar Abdurrahman'la bu 360 Ann Chamberlin konular zerinde. Abdurrahman bundan ok memnundu, nk kendini bu ekilde ok daha rahat hissediyordu. Birden Abdurrahman'm cuma rahatl sona erdi, yalnz onun deil herkesinki demek daha doru olurdu. Ben nce duymuyormu gibi yapmaya altm. Ama bu ok zordu, birileri avaz avaz barp, lklar atyordu. nce bunu yaramaz ocuklarn yaptn dndm, sonra belki evredeki balklarn karlar kavga ediyor, diye dndm. Herhalde bizim kadnlar byle rezalet karacak deildi. Ama az sonra yanldm anladm, bunlar bizimkilerdi. nmdeki al ve aalklar tam olarak onlar grmemi engelliyordu, hemen frladm ileri. Gzlerime inanamyordum, suyun iinde giderek moraran bir pembe leke vard. Kalbim yerinden kacakm gibi atmaya balamt. Elbisenin sahibi dereye kaplm boulmak zereydi. _________MM,_________ ________LVI________ RDEN kadnlar, hadmlar dere kenarna doru komaya balamt. Abdurrahman da az nce grd pembe elbiseyi tanmt. Kyya ilk ulaan o oldu. ki hadm kyda onu karlayp engellemek istedi, herhalde bu zayf naif dindar delikanlnn da sulara kaplp gideceinden endie ediyor olmalydlar. Ama Abdurrahman suya atlp pembe elbiseliyi kendi kurtarmak istiyordu ve bunu yapt. Dar ktnda kollarndaki allmadk ykten tr biraz sendeledi, ama yardm iin gelen hadmlara izin vermedi yine de, yaramaz kz kardeini aalarn dibine kadar kendi tamak istiyordu. Ama bu onun kz kardei deildi. Tepeden aa doru m Safiye Sultan 361 kotururken kzlarn tekrar kyafet deitirmi olabilecekleri aklmdan gemiti. Dereden karlan kzn etrafndaki kalabala yaklatka bu endiem giderek bymt. Evet bu korkun olayn kahraman benim kk hammmd. Utan iindeydim, cuma namazndan km bir yn erkek tarafndan grlmek, boulmak kadar byk bir felaketti. Ben bu gerei anladm anda Abdurrahman da anlamt. Annesi ya da kz kardelerinin dnda herhangi bir kadnn onun iin bir ecinniden fark yoktu. Glruh'u

hzla yere brakp oradan uzaklat. Glruh ise en azndan kendisini kurtaran tanyabilecek kadar toparlanmt. Yere brakld iin memnun bile olduu sylenebilirdi. Hem korkudan, hem de utantan yaprak gibi titriyordu ve yzn saklamaya alyordu. Peesi ve tlleri suda bandan kayp gitmiti. Bir yn kadn ona yardm iin etrafn almt. Kk hanmm alamaya balamt. nci gibi beyaz teni, buz gibi souk sudan morarmt. Abdurrahman onu grmt; bu zayf, korunmaya muhta ince vcudu kurtarp, kollarna alarak tamt. Bunun onun zerinde ne gibi bir etki yapm olabileceini sanrm pek azmz o anda dnebilirdi. nemli olan tek ey, Abdurrahman'n Glruh'u grm olmasyd... eyhlislam'm yeil elbisesine kavumu olan kz, kalabaln iinde kendine yol aarak elinde bir bardak erbetle grnd ve arkada Glruh'a efkatle yaklap barda uzatt. Onun bu scaklna karlk olarak Glruh'un fkeyle yerinden dorulmas hepimizi artmt. Alayarak, "Sen," diye baryordu, "Yemin ederim ki beni sen ittin! Allahm bu utanla nasl yaayacam Abdurrahman! lmek istiyorum, lmek istiyorum. Bunu sen yaptn bana." Betl utana skla, alak bir sesle, "aka yapmak istemitim," diye kendini savunmaya alyordu. Ama herkes ona yle kt kt bakyordu ki hemen sustu. 362 Ann Chamberlin abucak Glruh'u sarp sarmaladk ve etraf perdelerle kapatlm kaya yerletirdik. Bir an nce dnmeliydik. Rzgr kmt ve bu hem Glruh'u hasta edebilir, hem de yolculuumuzu zorlatrabilirdi. Halayklarmz kaya bindirirken mm Glsm'n koarak geldiini grdm. Elinde Glruh'un pee ve tlleri vard. Olu az teden bulup getirmiti bunlar. Kaza yznden zr dilemek istediini sylyordu kadn. "Kaza?" diye onun szn tekrarladm. Mthi fkeliydim, gururumuz zedelenmiti. Glruh gen bir kzd, ama bakalm tekrar kendimize gelip bu olayn etkisinden syrlmamz ne kadar srecekti? "Bu bir kaza deildi. Kznz bunu bilerek yapt. Elbiselerini ilk deitirdiklerinde bunu planlam olmal." ylesine kzmtm ki, kendimi tutamayp, "Belki siz bile bu plann iinde olabilirsiniz," deyivermitim. "Hanmm aalamak zere herkesin biraraya gelip bu plan yaptn bile dnyorum." "Onu aalamak iin deildi." Deminki szler azmdan kar kmaz zr dilemeyi dnmtm, ama imdi kadnn sanki szlerimi kabul eder gibi konumas zerine bunu yapmadm iin memnun olmutum. "Tek isteim rahmetli kocamn da son nefesinde istedii eyin gereklemesi. Glruh'un benim gelinim olmas... Allah izin verirse..." "Ama Abdurrahman? imdi..." "Evet, sorun bu. Bunu her dile getiriimde bana, 'Anne, mecbur kalmadka kim Sarayla akraba olmak ister? Bilmiyor musun ne derler, yneticilerin dostu olmaz. Bunu unutma. Kadn, insan almadan alkoyar. lle de beni evlendirmek istiyorsan, birini bul, yalnz Saraydan olmasn,' deyip duruyor. O byle dnmeye devam ettike, aabeyleri de gidip Allah'n Glgesi'nin karsna kamyorlar. Zaten en bykleri de kafasna takm, Abdurrahman' yeni eyhlislam'n Safiye Sultan 363 kzyla evlendirmek istiyor. Ne kaln kafal bir olum varm benim meer? Evet adam eyhlislam, ama kz? Donuk, cansz biri o. Gidip annesini grdm, kz da tabii. Kzn henz ok kk olduunu syleyip konuya girmedim bile. Oysa hi de kk deil, neredeyse Abdurrahman yanda. Aslnda bunun yala bir ilgisi yok. Kz hem ok irkin, hem de kafasz! Cahil...

Glruh eitimli bir kz, iyi yetitirilmi. br kz bir duay bile tamamlayamaz. Olum onunla oturup ne konuabilir? Sorarm sana?... Betl'n byle bir plan yapmasnn tek nedeni aabeyinin gznn almasn salamakt. eyhlislam'n kznn bizim eve gelin olmasn o da istemiyor. Abdurrahman eer o kzla evlenirse hayat mahvolur. O benim gzmn bebei. Anlyor musun? Farknda olmasa da, onu bugne kadar hi grmemi olsa da, Abdurrah-man' mutlu edebilecek tek kadn Glruh'tur." "Hanmm," dedim alayc bir sinir iinde, "Olunuz sizin iin ok deerli olabilir, zgnm benim iin ayn ey sz konusu deil. Abdurrahman gen ve ar dindar bir delikanl, ama bir dinsiz bile olsa bugn bamza gelenlerin gerek yzn renince mutlaka byk utan duyacaktr." Arkam dnp kaymza bindim. Kadn benim szlerime hi aldrmamt. Bize el sallad, o kendinden baka bir ey dnemeyecek cinsten biriydi. _________MJ&_________ LVII ^yOR HAFTA SONRA mm Glsm yine Saraydayd. Ama bu defa her zamanki gibi Nur Banu'nun deil, smihan'n yanma gelmiti. Kap aznda beni durdurdu. "Sana olumu ne kadar iyi tandm sylemitim," dedi. Sesinde zafer kazanm gibi bir gevreklik vard. Onu son grmden daha iyi bir ruh halindeydim. Gl-ruh olay kk bir souk algnlyla atlatmt. Dedikoducular da enelerini kapatm gibiydiler, ama Abdurrahman'n ne dndn merak ettiklerini biliyordum. Bu konuda ilk bilgi sahibi ben olmak istediimden durup kadn dinlemeye baladm. "Eve gider gitmez, Betl aabeyinin yanma kotu ve ona yapt hatay itiraf etti. Olum bunlar duyunca Glruh'un nasl aresiz bir kurban olduunu hemen anlad ve kardeine barmaya balad: 'Onu grecektin! Ne kadar zavallyd kollarmda. Solgun yz titriyordu, sanki benim temasmla lecek gibiydi.' Anlamtm olum olayn yalnz Betl'n deil, onun da kabahati olduunu dnmeye balamt. Kizkardeinden o sorumluydu. Onu iyi eitememiti, byle dnyordu. Ayrca suya atlad iin kendine de kzyordu, hadmlar bu ii rahatlkla yapabilirlerdi. Namuslu bir kadna istemeden de olsa zarar vermi olmann vicdan azabn ekiyordu Abdurrahman." Heyecanla konuan kadnn szn kesmek istemiyordum, yalnz anladm belirtmek iin hafife bam salladm, devam etti. "Bunu dzeltebilmenin tek bir yolu var artk. Aabeylerini yollayp Glruh'u istetmek..." Safiye Sultan 365 mm Glsm kolumu tutmu, bana gvendiini belli eden bir sesle konuuyordu. "Sevgi kelimesini azna alamad iin bunun yerine eref, vicdan gibi kelimeler kullanyor. nk o ok utanga biri. Glruh'u tad an al-dna gelince emin ol nce hemen kpkrmz oluyor, sonra da sapsar. Syleyeceim, akl tamamen bu ite, kitap bile okuyamyor eskisi gibi. Betl'e dnp ikide bir, senin yznden, diyor. O da glyor. Olum ok saftr kadn konusunda, ikisinin ok mutlu olacaklarndan eminim." mm Glsm kafasndaki planlarn ileyeceinden o kadar emindi ki, sonuna bir inallah eklemeyi bile neredeyse unutuyordu. "Allah isterse," dedim ben de. O srada yanmza Glruh da gelmiti. Konutuklarmzn ne kadarn duyduundan emin deildim. zerinde ok gzel, atlasdan bir elbise vard. Gzleri prl prl parlyordu ve belki de heyecandan birka damla gzya bile vard bu kristalimsi krtda. Her zamankinin tersine mm Glsm ona bir ey sylemedi. Safiye'nin odasna arlmt, bir an nce gitmeliydi. Kucandaki bir demet erguvandan kk bir dal koparp Glruh'un siyah salarnn arasna yerletirdi aceleyle. Bu iekleri kimin topladn, dile gelmese de hepimiz biliyorduk. Solgun, ince ve mahcubiyetten titreyen birinin elleriydi bunu yapan besbelli. Kadn demeti Glruh'a verdi.

Glruh glmseyerek kadnn nnde eildi, kaynvalidesini selamlayan bir gelin gibi yal kadnn etek ucunu saygyla bana gtrd. mm Glsm ieri girdi. Biz de heyecanla kapda beklemeye baladk. ok srmedi bekleyiimiz. Genellikle sz kesilince biri dar kp kza haber verirdi, o da gidip hazrlanrd. Ama kk hanmm zaten hazrlanmt, herkesin onun iin ok hevesli bir gelin, diyeceini dnyordum. Ama beklediimiz gibi olmad. Dar kan bir halayk yerine mm Glsm 366 olmutu. Gzyalar iindeydi, sana soluna bakmadan hzla ilerledi, arkasndan koturduk, kadnn yz ac iindeydi. Kapda onu kendi hadmlar karlad ve tahtrevanna binmesine yardm ettiler. O srada mm Glsm tekrar bize dnd ama aslnda bizi grmeden Saraya bakyordu. Yksek sesle, "Ey yce Allahm!" diye bard. "Bizi byle kahredenler, dilerim kendileri de kahrolsunlar." Byle bir beladan tr bir adam rahatlkla idam edilebilirdi, ama bir anne, evlad iin duyduu acdan tr syledii iin bu szler duyulmam gibi yapld. "Git de oluna baka yerden ksmet ara," demiti Safiye. Ismihan'n yannda oturuyordu ve mm Glsm le o konumutu, "iki aya varmadan olum ehzade Mehmed snnet olacak. Gn bile belli oldu, mneccimlere soruldu, hazrlklar tamamland. Bu defa, Allah'n izniyle hibir aksilik olmadan yaplacak bu i. Snnetten sonra da evlenecek. Bir Sul-tan'n yannda durmaya layk bir kz olacak gelinim. Aalk klelerden biri deil... Yaz bitmeden evlenecek ehzadem. Yeeni Glruh'la..." 'w Rakkase ayakkablarn daha iyi dnebilmek iin bir kenara frlatt. Omuzlar dalgalar gibi kprdanyordu. Bir yandan da yukar kaldrd ellerindeki kaklarla mzie elik ediyordu. Davullarn tok vuruuna katlan neyin buulu sesi titriyordu, seyirciler titriyordu, kzn kalalar titriyordu. Herkesi titreten kvrak rakkase, Valide Sultan'n en yeni klesiydi. Gurur ve keyifle onu izleyen Nur Banu, yanbandaki tabaktan bir fstk daha ald ve beyaz dileriyle kabuu krd. "Biliyor musun baban o ldrd," dedi. Kabuklar yere frlatt. Safiye Sultan 367 "Kim ldrd?" Glruh'un yrei azna gelmiti duyduklar karsnda. "Safiye... Baka kim olabilir?" Nur Banu kaytszca yeni bir fstk daha ald. Glruh rakkaseyi grmyordu bile. Buraya Safiye'nin son yaptklarn Nur Banu ile paylap dertlemek iin gelmiti ve imdi allak bullak olmutu. Tkanp kalm gibiydi, syleyecek sz bulamyordu. "Tabii dervi gibi giyinip cinayeti kendi elleriyle ilemedi, ama parasn o dedi. Ayn ey deil mi?" Glruh, "Evet," dedi. Sonra kekeleyerek, "Ama niye?" diye sordu. "Senin Abdurrahman'la evlenmeni engellemek iin. Seni kendisi, yani Mehmed iin istiyor. Sokullu Paa'nn, babann tam da eyhlislam'n oullarnn seni istemeye gelecekleri gnn sabahnda ldrlmesi bir rastlant m? Hayr. ok abuk olmas gerekiyordu ve oldu da..." Glruh hi sesini karmyordu, duyduklaryla byk bir elikinin iine dmt. Safiye annesinin en iyi arkadayd ve Safiye en iyi arkadann kocasn ldrtmt. O bunlarla allak bullak olmuken Nur Banu ok artc bir ey daha syledi. "Ve Arap Paa'yi da..." "Brabi?" "Onu da Kbrs'ta ldrtt. Haydutlar yapt denildi, ama dervi ne kadar dervise, o adamlar da o kadar hayduttular. Ve hepsine paray ayn kii verdi." Glruh inanamyordu, ban sallad.

Nur Banu, "nan, inan," dedi. "nk bu gerek. Nedeni de ayn. Yengen Safiye, Arap Paa'nn senin iin ne kadar nemli olduunu gayet iyi biliyordu." Eski bir sz olan, "kana kan," Glruh'un beyninde yanklanyordu. "O halde," dedi, "O halde ben de intikamm 368 Ann chamberlin almalym. Onu..." Bu cmlesini balad gibi tamamlayamad ve "ldrlmeli," diye bitirdi. "Bu dorusu ok yerinde olurdu. Ama sana unu sylemeliyim, ok zor. Alah biliyor ya, birok defa bunu denedim. Olmad. ok iyi korunuyor. Ayrca ok zeki ve gl. Senin gibi onun yanna rahatlkla girip kabilen biri iin bile ok zor, nerdeyse imknsz bunu yapabilmek." "Allah dullara ve yetimlere acr. Onlara kar ilenen sular asla affetmez, cezasn verir." "Evet, Allah merhametlidir. Safiye'ye dokunmak mmkn olmayabilir ama, onun kanndan bakalar da var. Ve bazen yle birilerine dokunmak insann kendine dokunmaktan ok daha byk bir ac verebilir." "Kanndan kim?" "ehzade Mehmed mesela. Onunla her dakika birlikte olamaz Safiye. Bu senin iin zor deil. Sen, ehzade'nin gvenilen, sevilen yeenisin.""Mehmed'i mi ldrmeliyim yani?" Glruh'un sesi titremeye balamt. "Ah Allahm, tabii ki hayr, bir kadn byle bir ie elini bulatrr m? Sadece yapacak olann yolunu aabilir, o kadar." Seyirciler hep bir azdan rakkasenin bysne kaplm, "Allah, Allah, Allah," diye barp el rpyorlard. lerinden biri dayanamayp yerinden frlad ve bandaki rty karp danszn kalalarna balad, imdi ikisi birden kivrla kvrla oynamaya balamt. "Allah raz olsun bu kzdan, iimizi at, kurban olsunlar sana," diye baryordu kadnn biri. Bir bakas iini ekerek, "Ah," diyordu. "Ter iinde kald. Onu kendi ellerimle ykar terinden kurtarrm ben." "Ah, ah, u oynak kalalar yorulunca kimler ovsun? __________M1&__________ ________LVIII________ t s YAZ, mneccimlerin uygun bulduu tarihte snnet dn yapld. Marmara, kprtsz, mavi bir hal gibi uzanyordu Sarayn nnde. Gn doarken, ya da batarken bu mavi hal deiip binbir renkli bir kilime dnyordu. Ama bu doal gzellik, saltanatn varisinin snnet dnn sslemek iin yeterli bulunamazd. Her taraf bayraklarla donatlm kayklar ve yelkenliler bir o yana, bir bu yana gidip duruyordu sularn zerinde. Ve sonunda Tophane'den yedi pare selam at yaplarak trenler balatld. ki haftadan fazla bir sre biz hadmlara ayrlan yerin son srasndan enlii izledim. Krmz giysili i olanlar, mavili lalalar, morlu kadlar ve yeilli vezirlerin arkasndayd buras. eit eit sarklardan tr meydan bir mantar tarlasn andryordu. Sklp yorulduumda kimseyi rahatsz etmeden kalabalktan syrlp gidebiliyordum hareme. Aslnda zaten bunu yapmak zorundaydm. nk kadnlar drt gzle benim gelip bunlar anlatmam bekliyorlard. Sultan Murad'n yksek rtbeli askerleri, devlet adamlarn, yabanc lke temsilcilerini kabul ettii ilk iki gn boyunca bu grevimi ok gzel yerine getirdim. nc gn onlara esnaf loncalarnn gsterilerini anlatmaya altm. "Dorusu hepsi de birbiriyle hem armaan, hem de hnerlerini gsterebilme alannda yar halindeydiler. nce erbetiler geti ve ok nadir olan hnnap ve demirhindi erbeti sundular." Burada durup beklemitim, belki biri bana bunlar sevip sevmediimi sorar diye. Aslnda glsuyu ve limonatay ok daha sevdiimi syleyecektim byle bir durumda, ama kimse bir ey sormad. Safiye Sultan F.24

370 Devam ettim: "Tatlclar da mthiti, hemen iki para lokma kaptm." En azndan Safiye'nin ilgisini ekmeyi dnmtm, o da hi aldrmad. Odann iki ayr kesinde sylediklerimin etkisiyle konumalar balamt. Sesimi ykselttim. "Sonra Sultan'a adam byklnde, telkari bir ku kafesi sunan mcevhercilerin gsterisini izledik. lerinden ikisi nerdeyse kk parmak boyutlarnda bir Kur'an yapmlar altndan, hem de tek bir ayeti atlamadan satr satr kazmlar o Yce Kitab. Hayvan terbiyecileri bir devekuu, bir fil ve bir zrafa kardlar meydana. Zrafa ok tuhaf bir hayvan, bacaklar ve boynu ekilip uzatlm bir geyie benziyor." Bu tarif zerinde ok dnp uramtm, ama yine de yeterince ilgi ekmie benzemiyordu anlattklarm. Biraz komiklik ekleyeyim, dedim anlatmma. "Hayvanlarn arkasndan pler geldi. Bunca ilgin gstericinin arkasndan kimsenin onlarla ilgilenmeyeceini dnmlerdi sanrm. Ama dorusu soytarlar ve ate yutan adamlar ok iyiydi. yle ki ilerinden bazlar gerekten yangn var sanp kat." Szlerime glen yalnzca kendim olmutum. Hevesim krlmt, bir an nce bitirmek iin daha hzl konuuyordum. En azndan be ayr konuma vard artk kadnlarn arasnda. "Sepiciler ve kavaflar da vard, iin en ilgin yan, bunca kalabala ramen tek bir kiinin kesesi bile alnmad. Yabanc lke diplomatlarnn bunu lkelerine aknlkla rapor edeceklerinden eminim. Yalnz adamn biri dikkatsizliinden altn zincirini kaybetmi, onu da bir zenci kle bulup verdi. En byk dmanlar bile Sultan'n bu konuda aleyhinde tek bir kelime syleyemez, bundan eminim." Sesimi yavalattm, ama buna da kimse aldrmad. Galiba benim yaptmn da dier gstericilerden bir fark yoktu. Kalkp bir kenarda Saray kadnlar iin hazrlanm sofraya doru Safiye Sultan 371 gittim. Buradan baknca neden benimle fazla ilgilenmediklerini anladm. yle bir yerdi ki sofrann olduu nokta, her ey gzler nndeydi. Kendimi aptal gibi hissediyordum. Safi-ye'nin sanki bana m ihtiyac vard olup biteni grmek iin? Yzlerce casusu ortalarda dolayordu ve herhalde onun asl ilgisini eken ate yutan adamlar deil, vezirler, paalar ve diplomatlard. Gerekten de salaktm ben. Sonra birden iimi bir korku sard. Acaba beni ayak altnda dolamamam iin mi dar yollamt? enlikler srdke kukularm daha da artt. Haremde oturup bu konuda aratrma yapamiyordum dilediim gibi. Ama daha sk dnyordum meydandan hareme, bulabildiim hemen her frsatta. Dorusu bu dnceler iinde enliklere kar iyice ilgisizlemitim. Beinci gn sava numaralan vard. Meydana karlkl iki kule dikilmiti ve bunlar birbirine dman iki orduyu canlandryordu. Bu gsteri o kadar beenildi ki, kuleleri kuranlar ertesi gn yeniden yaplabilmesi iin btn gece almak zorunda kaldlar. Evet, her ey ok ilginti ama artk bunlarn bir an nce bitmesi iin dua ediyordum. Ne yazk ki daha bir haftadan fazla bir sre vard. Btn o gnler boyunca ehzade ortada grnmemiti. Sonunda, on drdnc gn haremden karlp Meydan'a, babas Sultan Murad'n huzuruna getirildi veliaht. zerinde krmz kadife ve altn ili bir kyafet vard; apkas, ayakkablar her eyi olaanst sslyd. Onunla birlikte snnet edilen ocuklar da meydann kar tarafndaki babalarna getirilmilerdi. Tabii onlar glgelikli divanlarda deil, yere serilmi hallarda oturuyorlard. ocuklarn snnet giysileri, ehzade'ninki kadar grkemli olmasa da yeterince gsteriliydi. ehzade'yi uzunca bir sredir, neredeyse birka yldr grmemitim, ama babasn grmeyeli ok daha fazla olmutu. On yandayd Mehmed ve Sultan'n bile vnebilecei bir 372

Ann chamberlin delikanlyd. Annesinin boyuna ulamt, babasyla artk gz-gze bakabiliyordu. Ne annesinin sar, ne de babasnn kzl salarna benziyordu salarnn rengi. Daha koyuydu ama siyah deildi. Kvrck kk lleleriyle sanki gre meydanndan yeni inmi birine benziyordu. Sportmen bir grnts vard. Teni annesininki gibiydi, duru ve mermerimsi; heyecanlandnda hemen yanaklar kzaryordu. Ama babadan kalma bir ey de vard bu tende: yanandaki glgeli iz. Benden baka birinin bunu fark ettiini sanmyordum. Mslmanlar bir azdan Allah'a krediyordu yksek sesle. Bunu izleyen yabanc diplomatlarn Osmanl'nn daha uzun bir sre gcn devam ettirecei hakknda rapor yazacaklarndan emindim. Yzndeki izden daha belirgin olarak baka bir ey daha gzme arpmt. Sol bileinde varlyla gurur duyduu belli olan beyaz bir mendil balyd. Bu kenar ince dantelli mendili tanyordum. Onu binbir zorlukla ilerken Glruh'u ok grmtm. Gerekten de bu iki haftalk enlik beni gerek sorumluluklarmdan ve binbir dalavereyle dolu haremden olduka uzaklatirmit. Bunu bir kez daha gryordum. Sultan, oluna akc bir dille nce Farsa, sonra da Arapa hitap etti. ocuk da ayn akclkla cevap verdi. Sonra Allah'n glgesi, ehzade'ye iir, din ve siyaset zerine sorular sordu. Sonuncu konuda dierlerinden daha zayft Mehmed. ran snrnda geen yl yaplan harekatn sonular konusunda doyurucu bir cevap verememiti babasna. Ona kaln ve tozlu kitaplardaki bilgileri reten hocalar pratik alanlarda ihmalkr davranmlard. Baarsz olan onlard aslnda, ocuk deil. Zaten Murad sanata bundan daha fazla nem verirdi. Oluna dnd ve glmseyerek, "Askeri ya da siyasi konularda bir hata yaptnda seni dzeltecek ok adam bulabilirsin," dedi. "Ama eer iinde sanatn derinliini duyamyor(Safiye Sultan 373 san, bu konuda eksiksen sana hi kimse yardmc olamaz." "Ya kadn kalbinin derinlikleri?" diye iirsel bir cevap verdi gen ehzade. Konuurken sol bileini tutu biimi hi houma gitmemiti. Belimdeki sembolik merasim hanerini skca tuttum. Ama kime saldracaktm? "Oras ok, ok derindir olum," dedi Murad glerek, elini delikanlnn omzuna koymutu. Bu konuda ve hatta ocuun annesi hakknda bir yn ey anlatabilirdi ama ortam buna uygun deildi. Bunlarn yerine, "Daha sonra uzun uzun bu konuyu konuuruz," dedi. "Manisa sancana gitmeden nce seninle babaa oturup bol bol sohbet etmeliyiz ehzadem." Mehmed, "Benim iin bundan daha byk bir onur olamaz," dedi. Bulunduum yerden ayrlp koa koa Sarayn yolunu tuttum. ____________M!>____________ _______LIX_______ Jy EENNE kar kalbindeki bu byk deiiklii neye borluyuz?" Glruh'un yzndeki ifadeyi grnce fkeli sorularma devam etmenin anlamszln hemen anladm. Belliydi, yee-niyle sk sk grmt. Bu ii mutlaka Safiye ayarlam olmalyd. Glruh'a Mehmed'in bu i iin cesaretlendirilmesi gerektiini sylemi olmalyd. Zaten ona gre, imparatorlua yeni bir gl Sultan verecek olan ilikiler ne kadn, ne de erkek iin gnah olarak deerlendirilebilirdi. Kk hanmmn boynunda ve kollarnda yeni mcevherler prldyordu. Yanaklar da tpk Safiye ve olunun 374 yanaklar gibi kzarmt. Ama ne yazk, bu onda bir salkllk iareti gibi deil, tam tersine ateli bir hastaln belirtisi gibi duruyordu. Tpk Murad'n grkemli enlik gsterisiyle sarhoa dnm yabanc diplomatlarmkine benzer bir ruh hali iindeydi. Neyse bu kalc bir etki olamazd, her ey bittiinde bu

etki de uup gidecekti. Sonra Umm Glsm'n tekrar Saraya geldiini rendim. Nedense bu defa kadna kaba davranlmamit, ama kimse de onunla ilgilenmemiti. Bu hie saylma karsnda kadn da enliklerin kendi evinden ok daha iyi izlendiine karar verip geri dnmt. fkeyle dudaklarm srdm, Safiye ile yollarmz kesitiinde hep byle oluyordu. Ama hibir ey sylemedim. Bunun zerine haremden ayrlmamaya karar verdim, zaten ehzade meydana ktktan sonra enliklerde ok ilgin bir ey kalmamt. On drdnc gnn sabah Mehmed, emelerinden sularn prdad, atlas ve ipek kumalarla sslenmi bir salona gtrlmt. Burada yz kadar hafz cierlerini patlatrcas-na bararak Kur'an okuyordu. Sonra de ehzade, slam'n kurallarna uygun olarak erkeklie ilk ve en nemli admn att. Bu mutlu olay, istanbul'un drt bir yannda ilan edildi ve Murad sevincinden etrafa keselerle altn datt. leden sonra Sarayn erkekleri Kur'an ve Peygamber'in snnetleri zerine derin sohbetlere dalmt. Harem ise her zamanki gibi byle konulardan ok daha basit, ama onlarca ok daha nemli olan gncel sorunlarla uramay tercih ediyordu. Hava da giderek snyordu. Acaba mneccimlerin snnet tarihi iin sylemi olduklar scaklk bu muydu? Ama ok daha nemli bir scaklk sz konusu oldu gn ilerledike. eh-zade'nin atei giderek ykseliyordu. Annesi, dadlar ve hadmlar bir an bile yanndan ayrlmamt Mehmed'in. Safiye u I Lan 375 Safiye hemen Glruh'u artt yanna. "Yeenini ancak o rahatlatr," demiti aklama olarak. Kk hanmm ayaa kalkp giderken itiraz edememitim. Bir gelin adaynn mstakbel damad snnet yatanda ziyaret ettiini ilk kez duyuyordum. Ama sonuta ocuk hastayd, bunlar o iyiletikten sonra dnrdm. Yine de Glruh'un oraya tek bana gitmesi bana uygun gelmemiti, ona elik etmekte srar ettim. nce biraz mzmzlandysa da sonunda itiraz edemedi ve telala merdivenleri inip ehzade'nin yanna gittik. Salon ve snnet edilmi delikanl gerekten de ok etkileyici bir ekilde sslenmiti. Mehmed'in bandaki incili krmz fes yzn daha da solgun gsteriyordu. Arkasnda byk, altn ilemeli bir yastk vard. Yine ayn ekilde sslenmi bir yorgan enesine kadar ekmiti. Kalalarnn iki yanna konulmu yastklarla yorgann henz ok hassas olan snnet edilmi yere dokunmas engellenmiti. Hemen yanbana ini anaklarda ok sevdii hurmalar yerletirilmiti. Darda onun duyabilecei bir yerde algclar sevdii arklar alp sylyor, perde arkasndan adamn biri Farsa duygusal hikyeler okuyordu. Baucundaki kk bir emeden akan suyun krtsna, kafeslerinden braklm ortalkta uuan rengrenk kularn cvltlar karyordu. Ama belli ki, bunlarn hibiri, biz gelmeden hemen nce ona verilmi olan afyonlu ila kadar rahatlatc olamamt. Kap aznda peesini kapamaya alrken Glruh'un ayan yere fkeyle vuruu ve yzndeki ifade bana, "Hadmlar! Her eye karan kocakarlara benziyorsunuz hepiniz de..." der gibiydi. O an Glruh'u, Nur Banu ve hatta Safiye'ye benzettim ve bu beni ok fkelendirdi. Ama sonra gzlerim ellerime takld. Bunlar kocaman, beceriksiz erkek elleriydi ve bir annenin yumuak, scak ve sevgi dolu ellerine hi mi hi benzemiyordu. "Her ne kadar perde arkasnda da olsalar, kitap okuyan 376 Ann Chamberlin adam ve algclar var, onlar unutmamalsn," dedim. "Kald ki yeenin de olsa, ehzade'nin seni fazla grmesini istemem." Sesini karmad ve ieri girdik. Hava daha da scaklaiyordu. Her yer geni camlarla doluydu ve bunlar sca daha da artryordu. ocuk, derin bir uyku iinde sk sk nefes alyordu. Ona bakmak zere gelmi olan kadnlar bunu grnce ilacn, onlarn yapacaklarndan ok daha iyi

geldiini dnp hamama gitmeyi tercih etmiti. Glruh'a da belki bunu yapmas gerektiini syledim. Peesini hafife, aralayarak rahatlamaya alt, yz ter iindeydi, yine de nerime kulak asmad, burada kalmak istiyordu. Safiye bile ekip gitmiti ve Glruh, ehzade'nin bau-cunda beklemekte srar ediyordu. Bu inadyla bir anlamda bana da eziyet etmek istiyordu galiba. Ama ne olursa olsun, onu burada brakp gitmeyi dnmyordum. Hi konumadan oturmaya baladk. Glruh yzn Mehmed'in sarksz bann arkasndaki inilere evirmiti. Kk, fskiyeli eme oraya bir para serinlik veriyordu, benim bulunduum yerde ise byle bir ansm yoktu. Bir para dar kp nefes almaya karar verdim. En fazla iki dakika gemiti, ac bir iniltiyle irkilip hemen ieri kotum. Glruh, ehzade'ye Farsa hikyeler okuyan adamn olduu odann kapsna dayanm, "Hayr, hayr, olmaz," diye alyordu. Yar baygn durumdaki Mehmed de bir eyler mrldanmaya alyordu. Aslnda elini kprdatacak halde deildi, ama Glruh'un ac dolu sesi bir ly bile tedirgin edebilirdi. "Ne oluyor, ne var hayatm?" diye endieyle sordum. "Hayr, hayr, olmaz," diye inlemeye devam ediyordu. Onu kollarma alp, birlikte sallanarak yattrmaya almaktan baka bir ey yapamyordum. "Bana yardm et Abdullah," diye yalvard. Yreinin derinliklerinden gelen bir hkrk gibiydi sesi. Galiba bir para Safiye Sultan 377 kendini toparlayp, az nceld nedenini henz bilmediim dehetten kurtulmutu. "Edeceim," dedim. "Allah'n izniyle... Ama bana neler olduunu syle nce." Yine hkrmaya balamt, zorlukla da olsa, sesi boularak konumaya abalyordu. "Nedir, syle," dedim tekrar. "Kitap okuyan adam m? Sana bir ey mi yapmaya kalkt, yzn grmeye mi alt yoksa?" Cevap vermedi, ama kitap okuyan adam, dediimde yznde beliren ifadeden ters bir eyler olduunu anlamtm. Hemen oraya doru yneldim, kapy ap ne olduunu grecektim. Ama Glruh, "Hayr!," diyerek beni durdurdu. Bu ok farkl bir "hayr"d. "Abdullah yapma, seni ldrecek." arm ve iyice tedirgin olmutum, neler olup bittiini anlayamamann aresizliini yayordum. Ama bir eyler yapmalydm. "Ben..," dedi ve durdu, yutkundu, derin bir nefes ald. "Onu ieri almakla grevliydim." "Ne iin?" "ldrmek..." "ehzade Mehmed'i?" "Evet. Oh, Allah'm, byle bir eyi nasl dnebildim?" "Ama yapmadn, yle deil mi?" Yzme bakt. "Seni bu ie Nur Banu zorlad, ha?" "Kolay olacan syledi. Tek yapmam gereken kapy amakt." "Onun iin ok kolay tabii." "Sanki ate yznden olmu gibi grnecekti." "Evet," dedim bam sallayarak. Kk odann kapsndan uzaklatm. "Sanrm yle olurdu." 378 Ann Chamberlin "Ama yapamadm." "Tabii ki yapmayacaktn." "O benim yeenim, birlikte oynadk." "Allah'a krler olsun, bunu unutturmad sana."

"Ama bu iyi mi? Ben zayf biri deil miyim? O benim babam ve Brabi'yi ldrtt. ntikamm almalym." Tekrar kapya ynelir gibi yapt, ama hareketine devam etmedi, bunun yerine bana sarld. "Kim onlar ldrtm?" "Safiye Yenge." "Bunu sana Nur Banu mu syledi?" "Evet." Tabii, diye dndm. Baz bo noktalar imdi yerini buluyordu zihnimde. Ama bunlar Glruh'a sylemedim. Hatta kendim bile o anda fazla zerinde durmadm aklmdan gelip geenlerin. Bunlarn yerine yle dedim: "Bunun bir yalan olabilecei hi aklna gelmedi mi?" "Bir yalan m?" "Tabii gelmedi, deil mi? ylesine gen ve tecrbesizsin ki, bunlar dnemiyorsun." "Yalan olduunu mu sylemek istiyorsun?" "Kukuluyum..." Yalan sylyordum. "Nur Banu ile Safiye arasndaki kapmay biliyorsun. Valide Sultan, Safiye'den kurtulabilmek iin elinden gelen her eyi yapar." "Yalan da syler, yle mi?" "Daha ktlerini de yapar hatta..." "Daha..." "Evet, senin masum ellerini bir cinayete bulatrmak gibi mesela. Allah'a krler olsun byle bir ey olmad." "Allah'a krler..." "Dinle. Eer o senin sevgili babann lmnden sorumlu olsa, oturup her gn annenin yzne byle rahatlkla bakabilir miydi?" (Safiye Sultan 379 Glruh ban sallad. Bunu yapabileceini sanmyordu. Neredeyse alet olaca cinayet onu imdi ok daha fazla korkutup, tedirgin ediyordu. Byk bir vicdan azab ektii belliydi. "Demek sendeki deiikliin nedeni buydu," dedim. Sa-fiye'nin gvenini kazanp bu pis ii baarabilmek... Gerekten yeenine k olmamtn, yle deil mi?" Tekrar ban sallad umutsuzca. "Ama ben imdi ne yapacam?" "zlme. imdi onu yakalattracam." Bamla oday iaret ettim. "Ve bundan hi kimseye sz etmeyeceiz." Birden Glruh belimdeki hanere doru beklenmedik bir ekilde hamle etti ve knndan ekip ald, tam gsne sap-layacakken elinden kaptm. Dudaklar titriyordu. Skca sarlp ban gsme yasladm, bir yandan da haneri yerine koyuyordum. Yine gzyalarna boulmutu. "Meleim, meleim, gerekten kendine bir ktlk yapmak istemedin, yle deil mi?" "Hayr, hayr," diyerek iini ekti. "Ama byle bir eyi dndm iin bile en ar cezay hak ediyorum ben. Yaayp, Mehmed'le evleneceim ve hayatm boyunca mutluluk, huzur yz grmeden bu karanlk, irkin ilikilerin iinde yaayacam. Bunu hak ettim ben. lm ok daha kolay olurdu benim iin." Neredeyse her cmlesinde tekrarlad 'hayr'lar, 'olamazlar, 'yapamam'lar onun ne kadar perian ve ac iinde olduunu gsteriyordu. Belki cinayet ilemek kadar ar bir durumdu bu. inde bulunduu ypratc ruh halinden bir an nce kmas gerekiyordu. Ona hadm olduum ilk gnleri anlattm ksaca. Nasl hayattan nefret ettiimi, lmek istediimi, kaderime boyun emekte ne ok zorlandm... O gnlerde gelecek benim iin kapkara bir kuyuya benziyordu. 380 Srekli olarak, "Hayr, yapamam, yapamam," dediimi syledim ona. "Hem de binlerce defa... Ama naslsa yaptm ite. Yapabildim, ite karndaym, gryorsun. Ve Allah'a krler olsun yayorum. ok kt durumda da deilim. Dndm gibi bu

dnyann sonu olmad." Bu szlerimle rahatlamak istiyordu, ama konutuunda sesi hl endieliydi, kayglarndan kurtulamamt. "Evet, evlenmek bir kadn iin neyse, hadm olmak da bir erkek iin yledir. Bundan eminim." Szleri bana annesinin Sokullu Pa-a'yla evlenmenin arifesinde sylediklerini hatrlatmt, ama ona bundan sz etmedim. Tam o srada Safiye ve halayklar geri dnmt. "Allah akna, burada ne oldu?" diye merakla sordu. Bir yandan da olunun rahat soluk alp almadn kontrol ediyordu. Glruh'un cevap verecek hali yoktu, onun yerine ben konutum. "Hanmm bir eyden korkmu. Siyahlar iinde bir kadn grm, ya da grdn sanm. Sanki ehzade'ye bir zarar vermenin peindeymi gibi gelmi ona. Allah korusun." Kle kzlar son szlerimi bir azdan hemen tekrarladlar. Bana hemen inanmlard, nk byle kt ruhlarn yeni snnetlilerin odalarnda dolatna dair yaygn batl inanlar vard. Bunlar iin kullandklar bir yn da isim.. Ama Safiye onlardan daha pheciydi bu konuda. Glruh'un yzne dikkatle baktktan sonra, "Ve sen, sen durdurdun bu... Kadn m her neyseyi, yle mi?" diye sordu. Hemen lafa kartm, "Evet," dedim. "Allah'a kr... Ama grdn gibi ok korkup perian oldu." Alelacele Glruh'u alp dar kardm. Ama kitap okuyucu rolndeki kiralk katilin yakalanmas bu kadar kolay olmad. Bizim konumalarmz duyan adam, odann kafesli penceresini krp kamt. Bir daha da kimse onu grmedi. Safiye ltar 381 Safiye anlattm hikyeden eskisi gibi kukulanmyor gibiydi artk. O arada ehzade'nin atei dp toparlanmaya balamt. Safiye gelip bize bunun haberini verdi. Buna memnun olmasna ramen zerinde tedirgin bir hal vard. Nedenini sorunca: "Mehmed'de bir tuhaflk var," dedi. "Uykusundan korkuyla uyand ve onu bunun bir rya olduuna ok zor inandrabildim. Ter iindeydi. ldn, onu bekleyen hurilerle dolu Cennet'e gttiini grm ryasnda. 'Dnyann binbir yerinden eit eit kz vard anne', dedi bana. 'Zenciler, Ruslar, erkezler... Snnetli yerim bym; kocaman, ateler saan bir kl olmutu ve onun nnde hepsi ya gibi eriyordu, sonra ben o erimi ya gibi eyin iinde yzdm. ok gzeldi. Oras Cennet'ti, eminim.' Sonra da bana 'neden yeenimle evlenmemi istiyorsun Anne?', diye sordu. 'Yeenler ve evlilik daima srmesi gereken eylerdir. Oysa ben ryamdan unu anladm: Kzlar dei-tirilmezse hibir ie yaramazlar. Her gn bir yenisini alabilirim, her saat, her dakika, her bktmda... Onlarn en gzel taraf bu, eriyip gidiyorlar. Ryadaki gibi. Sultan'lara bu konuda Allah bir snr koymadna gre... imdi ben neden kendi kendime snr koyaym? Anla beni Anne.'" Safiye sinir iindeydi. "Dnebiliyor musunuz?" dedi. "Bunlar oluma hangi Allahsz retti, bir bulursam..." Odanm iinde hzl admlarla bir o tarafa bir bu tarafa gidip geliyordu. Birden durdu ve "Ama belki de..." dedi. Kendi kendine konuur gibiydi, sonra Glruh'a dnd: "Balangta iin dorusu senin anlattklarna tam olarak inanmamtm. Hatta Nur Banu'nun yine bir i evirdiini dnmtm. Ama imdi bundan emin deilim... Sanki, sanki gerekten de karanlk bir ey gelip gemi gibi olumun zerinden. Onu kontrol etmemi engelleyebilecek bir ey. Garip bir ey." Birden nedense aklma ehzade'nin yanamdaki koyu glge gelivermiti. 382 ANN CHAMBERI.IN smihan alak bir sesle, "O artk byd Safiye," dedi. "Kocaman bir erkek oldu, iyi ya da kt, ne yaptysan yaptn bugne kadar, bundan sonra ona kolay kolay

karamazsn." "Ama o benim olum. Olumu idare edebilmemin bir yolu olmal." smihan cevap vermedi. Safiye biraz sustu, sonra "Zor olacak bundan eminim," dedi. "Belki Murad' iin iine sokarak bu evlilii salayabilirim, ama bundan da u anda ok emin deilim. Nur Banu'nun son ald o rakkase klenin yanndan bir an bile ayrlmyor son zamanlarda Sultan. Allahm, Allahm, onu idare edebilmeliyim. " Artk susmutu ama ben onun isel bir konumay srdrdnden emindim: "Aslnda kendimi de iyi idare edebilmeliyim. Tanr yardmcm olsun. Tabii bizim gibi insanlar iin Tanr varsa..." _________MI&_________ _______LX_______ ^yON KAYIK yarlarndan ve fiek gsterilerinden sonra ehzade'nin tamamen iyileip yrmeye balad haberlerini aldmzda Glruh birden ok artc bir aklama yaparak Hristiyan olmak istediini syledi. "Allah korusun," diye haykrd annesi, sanki kz kendi lmn istemi gibi bir korkuya dmt. "Bunu da nereden kardn?" Glruh'un verdii cevaptan anladm, byle bir eyi istemesinin tek nedeninin bir rahibe gibi asla evlenmemek olduuydu. Yoksa kzn baka bir din hakknda ne bilgisi, ne de baka bir dine geme arzusu vard ciddi olarak. 6afiye Sultan 383 Kader midir nedir bilmem, saat sonra Sultan mz, yani smihan, Glruh ve beni huzuruna ard. smihan, aabeyini tahta ktndan bu yana resmi grmelerin dnda grmemiti. Glruh iin ise amcas artk net olarak hatrlayamad ocukluk anlarnda bir glgeydi. Bu byk bir onurdu ve herkese nasip olmazd. Derhal hazrlanmaya baladk Ismihan'la. Glruh ise bu davete Safiye'nin Sultan'la evlilik hakknda konumasnn neden olduunu dnp eli aya birbirine dolaarak znt iinde bir kenarda oturuyordu. "Allah'm, Allah'm," diye yalvarp duruyordu. "Ben bir rahibe olmak istiyorum." Murad bahede bir yn minderin ortasna bada kurmu oturuyordu, nndeki kda yeni bir iir yazmakla meguld. enliklerin ona byk bir ilham verdiini syledi. smihan kibarca cevaplad aabeyini. Evet, enlikler gerekten de muhteem olmutu. "Syle kardeim," dedi Murad, "sence Sokullu ile inn'deki evlilik enliklerin mi daha iyiydi, bunlar m?" ismihan, vezirlerinden birinin Kanuni'ye yapt zek oyununu hatrlayarak u cevab verdi aabeyine: "Tabii ki benim evlilik enliklerim. nk o enlikleri varlnla onurlandrmtn Sultan'm. Evet bu snnet enlikleri de ok gzeldi, ama benimkiyle yaramazd. nk sen ev sahibi olduun iin o byklkte bir konuu arlayamadn." Murad glmsedi ve iirinin kenarna yapraa benzeyen bir ekil izdi altn suyuyla. "Ya sen yeenim?" dedi. "Sen enlikleri sevdin mi?" "Evet, efendimiz, hem de ok," diye cevap verdi Glruh. En ok neyi sevdii sorulduunda bir para bocaladysa da sonunda, ekerden heykeller, diyebildi. "Ya dini yarmalar?" diye sordu Sultan, "Onlar da sevdin mi?" 384 "Dini yarmalar m?" Glruh armt ve bir tuzaa dm gibi korkmutu. Ama hemen anlad durumu, o yeeninin lm hesaplarnn peindeyken olmutu o yarmalar. O, snnet adrnda kara cadlarla urayordu o srada. Acaba amcas ona bir eyleri itiraf ettirmeye mi alyordu? Byle bir durumda Safiye'nin haremindeki hayat daha da ksalabilirdi. Belki bu, Hristiyan olmaktan daha kolay bir yntem olabilirdi. Doruyu syleyip bir an nce lmeliydi. Yaplacak en iyi ey buydu.

"Kymetli Sultan'm," dedi. "Korkarm ki o yarmalarn hibirini seyredemedim. Dier elenceler vard ve..." "Zaten ben de aptal kzlarn bunlara merak sarabileceini dnmemitim." "Aslnda, bunlar ok ilgin ve ho bulurum, ama.." "Cinsine ve yapna daha uygun eylerle elenmi olman iyi," diye kzn szn kesti Murad. Glruh o srada olanlar yznden bunu yapamadn sylemek istiyordu ama sustu. Days onu hi ciddiye almadan devam etti: "Her neyse, yine de kardna zldm. Belki houna gidebilirdi." "Bir dahaki sefere daha ilgili olacama sz veririm." "yi," dedi Murad. "Yakn gelecekte belki de bunlarla daha ok har neir olabilirsin." Sultan elindeki kd kurumas iin salladktan sonra evresindekilere gsterdi. Onlar da hemen hayranlklarn belirttiler. "Yarmaclardan biri gerekten de kusursuz bir mkemmellikteydi," dedi Sultan Glruh'a dnerek. "Yirmiden fazla deildi ya. Kendinden ok daha yal olanlar ezdi geti. Rahmetli eyhlislam'n oluymu, en k. nnde parlak bir gelecek var o delikanlnn." "Yarmalar o mu kazand?" diye aknlkla sordu Glruh. Nerdeyse yksek sesle "Abdurrahman" diyecekti, ama afiyc Sultan 385 kendini tutmay baard. "Yani o kadar gen biri iin ne byk baar demek istedim efendimiz," diye toparland. "Evet. O kazand, hem de kolaylkla. Szleriyle beni sarho etti diyebilirim, ylesine bilgili bir ocuk. Ona dl olarak benden ne isterse vereceimi syledim. slam alemindeki herhangi bir eyi..." "Ne istedi?" "'Affedin Sultanmz', ama korkarm slam lemi size ait deildir," dedi bana ve Kur'an' ap bu konudaki bir yn ayeti gsterdi, islam lemine ait hibir eyi veremeyeceimi falan filan... Sonra dedi ki, 'ama dilerseniz dnyadaki bir eyi verebilirsiniz bana.' Dnebiliyor musun akllln?" Ismihan, "Allah'm ne zek, ne bilgi," diyordu hayran hayran. Sultan devam etti. "Benden ne istediini haydi tahmin et bakalm Glruh." "Bilemem efendimiz." "Belki de bilebilirsin. O para pul peinde biri deil. Benden seni istedi kzm. Evlenmek iin. Ne diyorsun?" Glruh konuamyordu. Ban ne eip, ellerine bakmaya balad, emindim heyecandan ter iindeydi o eller. smihan kznn yerine konutu. "Sen ne dedin Sultan'm delikanlya?" "Bak bakalm kitaplarna, dedim, bir kz istemezse de oluyor mu bu i? Bunu Sultan bile yapamaz, dedim. Byle bir eyin szn vermeden nce prensese soracam, dedim." "Ne akllca," diye gld smihan. "Onu kendi yntemiyle alt etmisin." "Evet, Onu yendim, hem de kendi alannda. Acele ve heyecan yarmacnn dmandr. Delikanlysa o anda bunlarn ikisinden de muzdaripti. Her neyse belki biraz daha alsay-dm ben de... Evet, her neyse... Keselim artk bu konuyu. Syle bakalm Glruh, delikanlya ne cevap vereceiz? Eer hayr Safiye Sultan F.25 386 Ann Chamberlin dersen delikanl bizden imparatorluun yarsn isteyebilir senin yerine." Glruh sevin iinde yalnzca, "Oh, Sultanmz, efendimiz," diyebildi ve gzyalar iinde yeniden ellerine bakmaya balad. Murad glerek tekrarlad kzn szlerini, "Oh Sultanmz, efendimiz? Onu istemiyor musun?" Glruh annesinin elini tutup skt ve Ismihan, "Sultanm," dedi. "Delikanlya hemen

hazrlklarn yapmasn syleyebilirsin." "Memnuniyetle," dedi Murad. "Geri snnet cnlikleriy-le hazine biraz dara dt, ama senin dnn iin para buluruz, zaten sonunda Osmanl ailesine bir-iki erkek ocuk kazandracaksn, masrafn laf m olur byle bir konuda." Glruh eilip daysnn eteini pt. "Tek kafam kurcalayan ey..." diyen Murad gzlerini, ellerini kavuturmu kza dikmiti. "Bu iki gen nasl oldu da birbirlerini byle istediler? Haremimin gvenliiyle ilgili bir sorun mu var acaba? Bu senin sorumluluundur hadm, biliyorsun." Allah'n Glgesi'nin keskin koyu gzlerini zerimde hissediyordum, ama onlarla bakamazdm, bunun nedeni sulu olmam deildi, onun karsnda herkes kendini sulu hissederdi zaten. Sultan gld. "Eer sen bu evlilikle benim erefimin zedelenmesi sz konusu deil, diyorsan, o baka." Tabii ki byle bir ey yoktu, hemen nnde saygyla eilerek bunu syledim. "O halde gidebilirsin Glruh," dedi Sultan, kz gzlerinden pt, "inallah mutlu olursun." Yaz sona ermeden Glruh ve Abdurrahman evlendiler ve kk hanmm kendine ait hadmlar ve halayklardan oluan kk bir hizmetkr ordusuyla mm Glsm'n haremine Safiye Sultan 387 katld. Gelecekteki mutluluu hakknda kesin bir ey syleyemezdim, ama Saraydan kurtulduu iin mutlu olduuna emindim. Safiye bir konuda yenildiinde bunu kabul edebilen bir yapdayd. Tek at bu kez hakkndan gelenin entrikalar deil, masum duygular olmasyd. Bana gelince, artk tek sorunum Ismihan'n rahatlyd. ____________MM>____________ _______LXI /pHMED'N snneti srasnda yaplmas planlanan suikast giriiminin baarszln unutabilmek iin olacak Nur Banu, Kzl Muaviye'nin bandan kma yeni bir hadm daha satn almt. Ve ne yazk ki daha ncekine benzer bir rezalet daha yaand haremde. Bu kez adam, ldrlen iranl kadar ileri gi-demeden yakalanp hemen cezalandrld. Yine de olay Mu-rad'n kulana gitmiti ve Sultan kendisine kar yaplan bu saygszln kaynan renip cezalandrmakta srar etti. Sonunda haremde bir yn deiiklik yapma karar alnd. Bundan byle akhadm alnmayacak, Afrika'da kkten hadm edilen zencilerin dnda biri yaklatrlmayacakt kadnlarn yanna. Bylece gvenlik garantilenmi olacakt, erkeklik organ olmayan biri ne zarar verebilirdi kadnlara? Zaten milyonda bir de olsa gzden kaan bir durum, bebein rengiyle derhal ortaya kaca iin kimse de bunu gze alamaz, diye dnlmt. Gazanfer Aa, ben ve gvenilen dier birka akhadm haremden atlmasak da d grevlere atandk. Aslnda haremin ihtiyacn grecek sayda zenci hadmn salanmas yllar alabilirdi, nk byle ar bir ilemden sa kabilenlerin oran 388 Ann Chamberlin ok dkt. Kle pazarndaki akhadm says inanlmaz derecede artm, fiyatlar ise ok dmt ve tuhaf bir ekilde kendimi kt hissediyordum. Neyse ki birka ay sonra durumumuzun belirsizlii sona erdi, eski grevlerimize geri dndk. Gazanfer karamsar bir yzle, "Bu koullarda yine de her ey abucak deiebilir," diyordu. "Ne demek istiyorsun?" diye sordum. Aslnda ben smi-han'n zel klesi olduum iin benimle ilgili son sz ona aitti, ama yine de durumumuzun netlemesinden memnun olmutum ve canm skp, moralimi bozmak istemiyordum o gn. "Dinle," dedi Aa ve bu hadm sorunundan Safiye'nin nasl stn ktn anlatmaya

koyuldu. "Bu yasan kacan ok nceden biliyordu Safiye ve aylar ncesinden Kahi-re'den hadm getirtmeye balamt. Onlarn arasnda hrsl adamlarn olmadn sanyorsan yanlrsn dostum. Haremdeki kapmay u an iin kimin kazand ok ak grnyor." Gerekten de yleydi. Muaviye'nin elinden kma o son hadm alarak Nur Banu kendi sonunu hazrlamt aslnda. Bu olaylardan hemen ardndan Edirnekap'daki zel yazlk Sarayna ekildi ve ksa bir sre sonra da hastaland haberini aldk. "Hasta? O cad? nanamam!" demiti bunu duyunca Safiye. Hibir iyileme haberi gelmemesi zerine smihan giderek daha tedirgin oldu, hele de zehir dedikodularn duyunca. Zehir iine inanmakta zorluk ekiyordum. "Nur Banu bu konuda daima ok dikkatli olmutur," diye onu yattrmaya altm. "Celadon porseleninden baka bir tabakta yemek yemez. O yeil tabaklara en kk bir zehir dese nasl karardn bilirsin. Bu konuda ok bilgilidir." Nur Banu'nun aslnda zehirlemenin uzman olduunu biliyordum, ama hanmm daha fazla zmek istemediim iin bunu kendime sakladm. "Hem zehir ii olsa, imdiye kadar (Safiye Sultan 389 oktan ldnn haberini alrdk. Safiye bu sevinli haberi duyurmay bir an bile geciktirmez." "Abdullah, ltfen..." "Ya da iyiletiini duyardk, u anda onun evresinde yalnz kendi adamlar var." "Safiye'nin zehirle ilgisi olduuna inanmyorsun galiba. Bu daha baka bir ey olmal, gerekten de... Belki bir kara by, gavur ii..." Bam salladm. Arkadann bu konuda da bir eyler yapabileceini nasl sylerdim saf hanmma... Ismihan aslnda bu amansz kavgann taraflarndan biri olmamak iin olaanst gayret gstermiti yllardr. Safiye'nin yanna gelebilmek iin bile ok zor karar vermiti. Sonunda o srada glnn Valide Sultan olan Nur Banu, gszn ise Safiye olduunu dnerek alabilmiti kararn. smihan, bir ekilde vey annesiyle yengesi arasndaki mcadelenin gelin-kaynana sorunu olduunu syleyerek kendini kandrma yolunu semiti aslnda. Bu onu rahatlatyordu ve ben de ikide bir onlarn karanlk, gnahkr yzlerini ortaya koyarak onu zmek istemiyordum iin dorusu. Valide Sultan'n hastal bir ay anca onun iin ok zor olmasna ramen yine de gidip grmek istedi hanmm. Safiye bu konuda ona kar kmad gibi tam tersine, "Evet, mutlaka gitmelisin, git de o akrebin ne durumda olduunu gr," dedi. smihan "Safiye!" diye tepkisini belirtti. Ama Safiye aldrmadan konumasn srdrd. "Mutlaka kendi kara bylerinin kurban olmutur, bundan eminim." Ismihan'n rahat yolculuk yapabilmesi iin ngiltere Kraliesi Elizebeth'in hediyesi olan arabay bile verdi. Dorusu Safiye'nin, hem Elizabeth hem de o sralarda Fransa'da ok gl olan Catherine de Medici ile ilikisini nasl byle iyi tutabildiini anlayamyordum. Catherine ve Safiye'nin kkleri 390 Ann Chamberlin birbirine yaknd ve tpk rahibeler baka yere bakarken srlarn paylaan kzlarmkine benzer bir iliki vard aralarnda. Yalnz nc ahsa, yani Elizabeth'e bir yer bulamyordum bu grupta. Bu gl kadn neyin peindeydi? Bunu bilemiyordum, ama Man denizinden Marmara'ya, arada kalan herkesin hayatn etkileyecek bir i evirdiklerinden emindim. Aslnda bana en mantkl gelen, Fransa ile yakn ilikiye girerek ortak ve gl bir Avrupa egemenliinin salanmasiy-d. Ama Saraydaki kiisel egemenliklerinin derdinde olan bu insanlarda lke ve gelecek sorumluluu gibi kayglar aramak anlamszd. Safiye'nin Elizabeth'le olan yazmalar iin evirmene gerek

duyulduundan; Saray kulisleri, Paris'le olanlarla kyaslannca Londra ilikilerinden daha ok haberliydiler. Eli-zabeth, mektuplarnda Mslman Dou ile Protestan Bat arasnda kurulacak bir ittifakn gerekliliinden sz ediyordu, bylelikle aradaki Katolik dnyasnn hakkndan gelebilmenin peindeydi. Safiye'nin bu mektuplardan sonra yksek sesle, "Belki de..." dediini duymutum. Ama aslnda onu hi kimsenin dini politikas ilgilendirmiyordu. "Eer," diyordu, "Elizabeth'in babas Katolik Kilisesi'nden ayrlp Latince'yi dilamasayd onun iin daha fazla bir eyler belki yapabilirdim. En azndan anlama olanaklarmz kolaylaabilirdi." Safiye'nin ngiliz elilerine de, ilettikleri isteklerine de benzer bir kaytszlk gsterdiini dnyordum. nk sanyorum ngilizler'i kendi genlik kltrnn dnda ve hatta yabani buluyordu. Sk sk, "Oradakilerin kltr ve sanat umurunda deil. Tek dertleri biraz daha snmak," diye alay ederdi. Ama Elizabeth yine de arabay yollamt. Onu ekecek atlarn bulunup arabann ayarlanmas baya bir sorun yaratsa da sonunda bu i halledilmiti. Tabii aylar sren rutubetli deniz yolculuu olduka zarar vermiti arabaya. Ahap blmelerle, tuzun bozduu deri miderler sklp Safiye Sultan 391 atld ve bunlarn yerine ipek ve atlas minderler, sedef kakma panolar konuldu. Kafes ve dantel perdeler de Sarayn pencerelerine takld. Sonuta ortaya kan daha Doulu bir slup olmutu. Safiye arabayla yola ktnda pek ok ey eziliyordu. Buna allm kurallar da, sokaklarda yryen yayalar da dahildi. Araba byk bir merak ve aknlkla izleniyordu herkes tarafndan. Haremdekiler kimi zaman hayranlk, kimi zaman da kskanlklarn belirtmeden edemiyordu. Usule uygun bulmayanlar uzun uzun dedikodusunu yapyordu arabann. Syleyecek pek bir ey bulamayansa atlarn yollar pislettiini ileri sryorlard. Bunlarn hepsine Safiye ayn cevab veriyordu: "Alrlar." Ismihan, arkadann Edirnekap'ya gitmek zere ona arabay vermesine itiraz edememiti. Aslna baklrsa atl arabada yolculuk, iyi eitimli hamallarn tad tahtrevandan ok daha sarsntlyd. Sokaklar her ne kadar kaldrm tayla deli olsa da, byle bir tat arac o gnlerde henz akla gelmediinden buna uygun olarak yaplmamt. Ama yine de yolculuun ok daha hzl olduunu itiraf etmem gerek, le namaz okunmadan varmtk yazlk Saraya. Arabaya hadmlar da binebiliyordu. Safiye'nin koruyucular - Gazanfer hari- tepeye arabacnn yanna oturuyorlard. Ama ierde yalnzca tek bir -ve dost- kadn olunca onun yanna da binilebiliyordu. Ben de bunun tadn kardm. Ama sonra bu zevki sk sk tatmamann daha yararl olacan dndm. nk ierde yiyip ierek yaplan yolculuk ksa zamanda beni de dier hadmlar gibi iko biri haline getirebilirdi. Yolculuk ksa srmt ama, bunun sarsntsndan Ismihan'in kurtulmas olduka uzun bir zaman ald. Atlar zp 392 nereye koyacaklarn dnemiyordum bile, nk o gnlerde Saraylarda byle bir yer yoktu. Sanrm arabac onlar alp en yakn koyun otlana gtrm olmalyd. Tam zamannda konaktan ieri girdik. Nur Banu'nun odasndan yaylan koku neredeyse kapya kadar geliyordu. Ve bu koku zehire deil, ok korkun ve lmcl bir hastaln kokusuna benziyordu. _________MM,__________ LXII ^/VMBLR ne kadar zamandr hastalk sinsi sinsi ilerlemiti Nur Banu'nun vcudunda. Valide Sultan bunu anlasa da kimseye sylememi olmalyd. Odann kafesli pencereleri sk sk kapatlmt. Hasta artk gn na

dayanamyordu. Bir halayk srekli olarak yanan alt pirin mangala sandal aac atyordu, gerekten de ok scakt oda. Bir yandan da eitli ttsler yaklyordu. Ama hibir ey hastaln kokusunu bastramiyordu. Nefesimiz neredeyse kesilmi, zorlukla hava alyorduk, ter iinde kalmtk ksa zamanda. Nur Banu'nun bu lo kta bile ne kadar zayflam olduu belliydi. Bir kemik ynna dnmt kadn. Sanki yznde tek bir yuvarlak hat kalmamt, derisi kemiine yapmt adeta. Valide Sultan hastaln penesinde erimiti. Bu i birka haftalk olamazd. Belli ki kadn hastaln aylardr Safiye' den saklamt. Ne garipti, en byk dman, tm hayat boyunca korktuu gibi evreden deil, kendisinden gelmiti, kendi bedeninden. O beden ki, ruhunun ihtirasnn klesi olmutu. Safiye Sultan 393 Biz odaya girdiimizde bir sarman kedi mangaln yanna terzi kadn tarafndan braklm kuma ynnn arasndan frlayp kat. Nur Banu zorlukla glmsemeye alarak zayf bir sesle, "Bu, kar yaacann iareti," dedi. Bir zamanlar muhteem olan gzlerindeki ifade buna inandn gsteriyordu. Gelecee ait bir umut... Hala srarla yeni giysiler diktiriyordu, hem de daha pahal kumalardan, daha ssl giysiler. Oysa bunlar bir kez bile giyebilecei kukuluydu. Hekimler onu genellikle belden yukars plak tutuyordu. ncir de oradayd. Slklerle kan alma hazrlmdayd, bana sert bir bak att ve sonra aldrmadan iine devam etti. "ki haftalk aradan ok memnundum," dedi Nur Banu. smihan'a glmsemeye alrken cesur grnmeye alyordu, ama aslnda akl tamamen hastal ve tedavisiyle meguld. "Ay byrken kan almyordu ncir." ncir'e bir onay beklercesine bakt. Ama kadn ona bakmad bile. "Ay byrken..." Nur Banu konumak iin abalyordu. "nsann kan artarm ve bu arada kan alnrsa iyi olmazm. Ama artk ay klmeye balad..." Sska omuzlarndan birini itiraz eder gibi yukar kaldrd. ncir, bu omzu yastklara doru itip, almaya devam etti. Nur Banu elini sallayp terzi kadn ard, ne yaptn tekrar grmek istiyordu. smihan da hemen bunlarla ilgileniyormu gibi yapt. Sanyorum, o da benim gibi Nur Banu'ya bakmaya dayanamyordu artk. ncir, slkleri yerletirmeye balamt. Porselen bir kaptan kard hayvanlar kadnn kemikli beyaz srtna bir bir yaptryordu. Bu ii yaparken hastann nabzn sk sk kontrol ediyordu zenci kadn. iko slkler kendiliklerinden yaptklar yeri 394 brakmaya balamlard. Ve braktklar yerden koyu, neredeyse siyahms bir kan kyordu, incir bundan holanmamt, salkl kan kana kadar emsinler istiyordu. Ama yapacak fazla bir ey yoktu. lm Nur Banu iin en byk kurtulu gibi geliyordu bana. smihan az kilitlenmi gibi kalakalmt, elbiseler hakknda bile konuamamit sknt ve zntden. Nur Banu belki de bu sessizlii bozmak iin masalc kadn artt. Kocaman, boyunsuz gibi grnen bir kadnd ieri giren. Ondan her zamanki masal istemiti Valide Sultan. Her zamanki masal, ayn szlerle balyordu: "Bir varm bir yokmu, pire berberken, deve tellalken, ben babamn beiini tngr mngr sallar iken memleketin birinde bir byk imparator varm..." Ama devamn bilmiyordum anlatlan masaln, ilgiyle dinlemeye baladm. "Bu byk imparator, bir gn * ordularn toparlayp, ta dnyann merkezine, Kaf Da'nn dibine gitmi. Gn en ycelerine ulaan dan tepesinde yalnzca tek bir kiinin durabilecei kadar bir yer varm. mparator adamlarnn iinden en cesur ve kahraman olan oraya gidip bakmas iin yollam.

Adam titreyerek geri gelmi. Ne olduunu soran imparatora, 'Tek grdm, benim aynm olan biri', demi. mparator buna ok kzm ve yeni birini grevlendirmi, o da gitmi ve ayn ekilde titreyerek geri gelmi, imparator yine sormu: 'Orada ne var?' Cevap deimemi: 'Benim aynm olan biri, imparatorum.' Adam iyice kzm bakasn yollam, sonu aynym. Tam otuz kii yollam dan tepesine ve hepsi de ayn cevapla dnm. Bunun zerine fkeden lgna dnen imparator oraya kendi kmaya karar vermi. Zirveye ulanca bir de bakm ki, gerekten karsnda kendisinin ayn duruyor. mparator da aa inmi. Ama artk ok deimi olarak... Daha alakgnll ve iyi yrekliymi. nk sonunda zirvede grd gerek, ona kainatta tek olann yalnz Allah olduunu anlatm." 6afiye (Su 1 Lan 395 Kadn szlerini yine o bildik tekerlemelerle tamamlyordu: "Onlar ermi muradna, biz kalm kerevetine. Gkten elma dm, biri imparatorun bana, biri bu masal anlatann bana, biri de dinleyenin bana. Allah, u ksack ahir mrde herkesin muradn versin." Masal bitince smihan olaanst nazik olmaya alarak kalkmak zere izin istedi. vey annesine acil ifalar diledi ve en ksa zamanda tekrar geleceini syledi. Ama tm sevecenliine karn bu szn yerine getiremeyeceini biliyordum. Arabann minderlerine oturduunda dnyann en rahat yerine gelmi gibi bir ruh hali iindeydi. Hayat boyunca Nur Banu' yu tekrar ziyaret etmedii iin kendine kzacakt, ama bunu yapmasna olanak yoktu. nk sevecenlik zaman zaman cesareti de iinde barndrmas gereken bir duyguydu ve ne yazk ki smihan'da bu yoktu. Ben de onun yanna oturduumda, smihan mendilini karp alamaya balad. "ok kt, ok kt, Nur Banu yenilgiyi kabul etmi." Bence yenilgiyi asl kabul eden kendisiydi. Atlar hzla ileri doru atlmt, tekrar yola koyulduk. smihan'a artk zlmemesi iin yalvaryordum: " Belli ki Valide Sultan artk lmek zere, buna kar kmak Allah'a kar kmak demektir. Bunu kabullenmek zorundayz, Nur Banu da kabullenmek zorunda. Bu isyan herkesi zer, onu seven herkesi..." Elini tutup sktm, o da benimkini... "En azndan onun zehirlenmediini herkese syleyebilirim," dedi. "Bunda kara by de yok." "Zehir daha iyi olurdu belki," diye mrldandm. Sesim arabann grlts iinde duyulamazd. Belki incir, kadnn ok ekmemesine yardmc olabilir, diye geirdim iimden. Aslnda kadnn lmesini istemiyordum, bunun nedeni ona kar duyduum sevgi deildi. Nur Banu, Safiye'nin azgn ihtirasn yle ya da byle dengeleyen, hatta zaman zaman engelleyen bir unsurdu haremde. imdi... Ama bu "imdi"yi 396 Safiye'nin insann kulaklarn sarlatran arabasnda salkl olarak dnebilecek halde deildim. Zaten Safiye ile kim baa kabilirdi? Hi kimse... Atlarn nal sesine karyordu bu cevap. Hi kimse... Byle bir eytani zek ve tutkuyla erdem baa kamazd. im fke ve zntyle doluvermiti. Gzyalarma engel olamadm. Bir erkein alamas ho karlanmazd, ama biz hadmlar bunun dndaydk, alayabilirdim. Yine de Ismi-han' daha fazla zmeye hakkm yoktu. Kendimi toplamalydm, konuyu deitirmeye altm. "Geen gn ok deiik iirler okudum," dedim. "Benim lkemden bir kadn yazm. Biri beni ok etkiledi, onu sana okumam ister misin?" Haremde kadn airler batdaki gibi yadrganmyordu. Pek ok kadn air vard Sarayda. airin kadn olmas onu benim kadar etkilememiti bu yzden. Ama konuyu deitirmemden memnundu, nerimin zerine atlad. "Haydi ltfen oku." "Gvende olsam da imdi, Hep ayn korkular yine iimde. Senin gzelliinle gzlerini

Bir kement gibi kulland ak. Bomak iin yreimi. \ Ve mealeler yakt Nefessiz kalm benliimin binbir derinliinde Senin bir rmak gibi yakamozla szlerinde Yansyp gitti iimdeki ateler..." Birden sustum, bu iirin beni neden bu kadar etkilediini o an anlamtm. Ama elimi skan tombul parmaklar, devam edebilmem iin beni yreklendirdi. Ve kendiliimden devam ettim iire: "lgn akm imdi stmde Sanki kadifeden, yumuack hafiye (Sultan 397 Bir dostluk, kaftandr Senden bana armaan. Ve hak edebilmek iin onu Tm benliimi yeniden yontuyorum." Yumuack dostluk kaftan zorlu araba yolculuunu kolaylatrmt. _________MM,__________ LXIII t /VUR BANU bir baka kar frtnas gremeden, 1583 ylnda, bir aramba gn, araln yedisinde ld. Olu kara giysiler giydi , ilk kez bir Sultan annesi iin byle bir ey yapyordu. Sululuk duygusu, Sultan da olsa insanda farkl davranlara neden olabiliyordu. Murad annesinin tabutunu baheden Aya Sofya'ya kadar kendi elleriyle tad. Nur Banu burada, efendisi Selim'in ve onun ardndan olu tahta kabilsin diye boulan be ehzadenin yannda ebediyen uyuyacakt. Yeni elbiseleri onunla gitmedi. slam'a gre insanlar plak, bir kefene sarlarak gmlyordu. Tabutunun zerinde beyaz ipekten basit bir ba rts vard. Hepsi bu. Ve artk o gitmiti. Safiye imparatorlukta tek banayd. Dtan baknca bu ok da kt grnmyordu. Mucizevi bir ekilde kk ehzadelerin lmleri durmutu. Haremin nfusu iki katma km gibiydi. Murad bir defasnda ayn gecede iki kere baba bile olmutu. Byle durumlarda tek sorun saltanata ait beikte kimin sallanaca oluyordu. Ama Safiye tek kelimesiyle bunlar sonulandrveriyordu. Baffo'nun kz artk kendi konumundan ylesine emindi ki, olu ehzade Mehmed Manisa Sanca'na yollandnda 398 Ann chamberlin sesini karmad. Ona gzel, yumuak bir Rum gzeli bulmutu. Onlar gle oynaya uurlad. Naslsa Kira vard, Gazanfer vard yannda. Yaplacak ynla i bekliyordu onu. Valide Sultan olabilmesi iin Allah'n izniyle arasnda hibir engel kalmamt. Aslnda gzde ve Haseki Sultan olarak geirdii yllar onun en gl yllar olmutu. Artk haremde huzur salandna gre ilgi ve enerjisini baka ilere yneltebilirdi. Safiye ve ngiliz kraliesi birbirlerine yolladklar mektuplarn bana "Majesteleri sevgili kz kardeim," yazyorlard. Elizabeth'in araba armaannn ardndan bir yenisi daha geldi. Bu ok ssl bir orgdu. Safiye alete fazla aldrmamt. Belki de ocukluunun en skc anlarn, manastrda geen pazar gnlerini hatrlatyordu bu ona. Ama org gerekten o kadar gzel ve ince bir ustalkla yaplmt ki, sergilendiinde herkesin hayranln kazand. Mzisyen saylmasa da mzie merakl birka kz aleti yapp getiren ustalardan ders ald ve basit bir iki arky almay becerebildiler orgla. Ama bir sre sonra hep ayn arky onlar almaktan, biz de dinlemekten bktk. Daha stn yetenek ve bilgiye sahip olanlar ise ilk denemeyle bu aletin kendi mzik kalplarna uygun olmadn grerek onunla uramaktan hemen vazgetiler. Sonunda org bir kenara atld ve toz iinde unutulup gitti. v Safiye yine de bu armaanlara bir karlk vermek istiyordu. ok nadide mcevherler

ve kumalar gnderildi bu uzak adaya ama Elizabeth'i en ok sevindiren mutlaka ngiliz tccarlara da dier Hristiyan tccarlara tannan haklarn verilmesi olmutu. Safiye duruma gre Dou ve Bat'daki dier lkelerle de iliki iindeydi. Ama bu lkelerin bandakilerin erkek olmas nedeniyle Dou'dakilerle en bildii ve gvendii yntem olan harem ilikileri yoluyla anlayordu. Bat onun iin daha yorucuydu. Bu lkelerdeki kadnlarn Elizabeth ve Catherine aliye Sultan 399 dnda ne kadar gsz olduunu syleyip duruyordu. Gerek duyduu ilikileri casuslar araclyla yapyordu bu lke prensleriyle. Genellikle bu adamlar Vezir-i azam'm adamlarydlar. Sokullu'nun lmnden sonra bunlarn neredeyse tm Safiye'nin hizmetindeydiler. Onlar bulan, besleyen ve ykselten hep oydu. Safiye'nin etkisi hatta ynetimi altnda Osmanl mparatorluu Murad'n bykbabas Kanuni'nin zamanndan bile daha sk ilikiler kurdu dier lkelerle. Moldavya, Lehistan, Krm, Dastan, Kafkasya, Grcistan ve ran'a baarl seferler yapld. Msr ve Suriye'deki isyanlar gibi baz terslikler de oldu. nk imparatorluu ynetenin bu problemli noktalara hemen mdahale edebilmesi mmkn deildi. Ama yine de yardmclar abuk ve doru kararlarla ilerin bymesini engelleyebildiler. Safiye'nin brahim Paa's, dalardaki becerilerine karn Drziler'in hakkndan gelmeyi baarmt. Bunun byk bir iddetle yapld syleniyordu, ama haremin gvenlii ve rahatl iinde bizim bunlardan pek haberimiz olmad. 1589'da yenieriler, yl sonra da sipahiler isyan ettiler stanbul'da. Bunlar bizzat yaadk. Kazan kaldran askerlerin grltleri, yaktklar atelerin dumanlar nc avluyu ap harem kaplarna kadar gelmiti. Dier hadmlarla birlikte ben de ellerimi gsmde aprazlayp bekledim. Bu azgn silahl adamlar istese hepimizin hakkndan bir anda gelebilirlerdi, ama galiba cinsiyetsizliin mistik duruundan etkilenerek buna kalkmadlar. Kendimde asla bylesi bir g gremediim halde tuhaf bir ekilde benim bile iimde bir ldrme, kan dkme arzusu uyanmt. Aslnda ben ne yenieriler, ne de kar ktklaryla ilgili deildim direkt olarak. Ama iin garibi hedeftim. nk adamlar, haremin devlet iine karmas nedeniyle isyan etmilerdi. Ama devlet iine kendilerinin karmasnda bir saknca grmyorlard. Srtm 400 kapnn gm tokmaklarna dayayarak tek bama nbet bile tutmutum isyan srasnda. Belki de o srada yapmam gereken en doru ey yenierilerden birini kolundan tutup sessizce ieri, Safiye'nin yanna gtrmekti. Adamn onun boazn kesmesiyle daha sonra lecek binlerce insan kurtarabilirdim. Ama smihan da o kaplarn arkasndayd. Adamlarn tek bir kiinin boazn kesmekle yetineceklerinden asla emin olamazdm. Bir kez insann iinde o korkun ldrme arzusu uyannca neler olabileceini kestirmek olanakszd. Ve tsmi-han'n hatr iin kollarm gsmn zerinde apraz, onlara bulamadan bekledim. Safiye ve harem bizim zayf korumamzla olmasa da, harcamalarn azaltlaca szyle ve baz fedakrlklar yaplarak kurtarlmt sonunda. Mesela, Safiye'nin en yaknlarndan Kira Kadn ldrlmek zere sipahilerin eline braklmt. Ar zenginleen ve haremi ok etkileyen Esperanza Malki, haremin koruyucu duvarlarnn iinde deildi. Evinden alnp, oullaryla birlikte meydanda sipahiler tarafndan parampara edilmiti. Oullarndan sadece biri kaarak kurtulmay baarabilmiti. Hicri takvimin bininci yl da o gnlere denk gelmiti ve kyamet gnnn yaklatn syleyen fanatikler iyice aztmi-t. Hristiyan ve Yahudi aznlklar kendilerine kar srdrlen dmanca davranlara katlanmak zorunda kaldlar ve Saray yaplan korkun ileri durdurmak iin fazla bir gayret gstermedi. Safiye tekrar harcamalarn azalttysa da ok ie yaramad, nk bu kez Kur'an'daki baz surelere de dayanarak yobazlar kyamet alametlerinin simgesi olarak onu gryorlard. Onlara gre bu alametlerin en nemlilerinden biri de islam' bir Hristiyan'n, hatta bir kadnn

yneteceiydi. Bunun zerine fkenin odak noktas olmaktan kurtulabilmek iin Safiye, Fatih tarafndan verilmi bir sz de bir kenara atarak stanbul'daki kiliselerin camiye dndrlmesine (Safiye 6ultan 401 izin verdi. Rum Patrik gelip onu caydrabilmek iin gnlerce haremin kapsnda bekledi. Adam, Safiye'nin ne olursa olsun bir Hristiyan olarak yetitirildiini ve eski din kardelerine acyacan umuyordu. Ama adamn a bila bekleyii de ie yaramad. Hatta ikonalar paralanp, yanna bir minare dikilen ilk kilise onunki oldu. Safiye kendi karlar sz konusu olduunda, en sadk yandalarn bile gzn krpmadan harcayabilecek bir yapdayd. Ve ben onun bu tarzm ok iyi biliyordum. Haremin gvenli ortamnda smihan ve ben bunlar bilmiyor gibi davraniyorduk. Safiye artk bizden bir ey istemiyor ve huzurumuzu bozmuyordu. Zaten artk bizi oyalayan, Allah'a krler olsun, ok mutlu eden bebeklerimiz vard. Nur Banu'nun lmnn zerinden birka ay getikten sonra Glruh ilk ocuunu dourmutu, bir olan, iki yl iinde bir tane daha dourdu. Ve sonunda iki kz, olan ocuk anas oldu. Glruh'un nasl bu kadar kolay doum yapt smihan iin daima hayret verici bir ey olmutu. stelik her yeni bebekle biraz daha gzelleiyordu Glruh. smihan ve ben eski eyhlislam'n Hali'teki evine sk sk gidiyorduk. Oraya gidip bildiim haremlere benzemeyen o haremi grmekten ok mutlu oluyordum. Batllar'n bilmedii bir haremdi oras. Zavall Patrik de anlatlanlara inanp Safiye ile ilgili olarak hayalinde yle bir harem dnmt mutlaka. Glruh'un huzur dolu haremini deil. Sessiz, sakin ve uhrevi bir havas olan Abdurrahman ve aabeylerinin selaml haremle kyaslannca ok skcyd. Sonu gelmez dini tartmalarn adal dnyasyd buras. Dier erkeklerin sava ve isyanlaryla ilgili deildi konutuklar konular, ama i ac olduu da sylenemezdi. Harem ise ok deiikti. Selamlk, bir kadnn sradan ve i karartc siyah arafna benziyordu ve o araf syrlp karldnda neeli, gzel, zarif bir kadn kyordu ortaya. Safiye Sultan F.26 402 Ann Chamberlin Selamlk zeri kaba ptrlerle dolu tozlu bir kavun gibiydi, haremse onun ho kokulu ve lezzetli iiydi. te Glruh'un haremi bana byle duygular veriyordu. Yeni, taptaze mutluluklarn beiiydi buras. Her gn bir baka sevin yaanyordu bu haremde. Bir gn birinin dii kyor, bir gn biri ilk admlarn atyor, bir gn biri ilk kelimesini sylyordu. Hatta hastalanp atelerinin kmas, huysuzluklar, dp dizlerinin yaralanmas bile yeni bir heyecand. ocuklar yaama zevki veriyordu insana. Glruh'un ve dier gelinlerin ocuklar, dadlar, hayvanlar, dostlar bir mutluluk cmb yaratmt bu haremde. Umm Glsm sk sk, "smihan Sultan neden gelip bizimle yaamyorsun?" diye soruyordu. Bunu ben de merak ediyordum, ama her defasnda ayn cevab duyarak susuyordum: "Bir kadn eer kocas ya da ba* bas yoksa aabeyinin haremine aittir." Aslnda orada haftalarca kaldmz oluyordu, genellikle Ramazanlar Glruh'un yannda geiriyorduk, ama sonunda daima Murad'n haremine, Safiye'nin yanna dnyorduk. Sarayn zorla sakinletirilmie benzeyen haremi hi houma gitmese de yapacak bir ey yoktu. Abdurahman'n akamlan neden haremine koturduunu biliyordum. Neredeyse okuldan km bir ocuk gibi heyecanla karsnn yanna geliyordu. Orada kendini yeniliyordu besbelli. Zaten yle olmasa Glruh'un bu kadar ok ocuu olabilir miydi? Her doumla bylesine tazelenip gzelleir miydi bizim kzmz? Onun yreinde ne

bir pimanlk, ne bir "keke," ne yarm kalm bir arzu vard. Mutluydu. Kendi mahremiyetleri iinde bunu yakalayabilmiti bu ift. Ne yazk Sultan olmasna karn Murad bunu becereme-miti. Aslnda acaba Sultan o muydu? Dorusu bu konuda emin olamiyordum, kukularm vard. Sanrm yalnz benim deil tm dnyann da. Safiye Su I Lan 403 Murad kendi zayflnn her farkna vardnda bunu kapatmak iin ar hareketler yapyordu, hemen ya bir veziri ya da paay grevden alyordu. Ama Safiye'nin daima bir yedei oluyordu byle durumlara kar. Zaten biraz yalama ve vgden sonra Murad yine iirlerine dnyordu. Sultan minyatr ve iirden sonra ud almaya merak sarmt. Dnyadaki en nemli eyin sanat olduunu sylerdi. Bunun dnda kalan her ey ona l ortasndaki bir serap gibi gelmeye balamt giderek. Ama ne yaparsa yapsn hi houna gitmeyen politikadan da kaamyordu. Ona saz alan bir mzisyen, ya da yeni iirlerini okuyan bir air bile aniden yeeni, ya da bir baka akrabas iin bir eyler isteyiveriyordu. Bu ne kadar kzarsa kzsn asla deitiremeyecei bir durumdu. Zaman zaman fkeyle ellerine bakp, "Siyasetin czam bulam Osmanl elleri," diye bard syleniyordu. Murad' son grmde annesi Nur Banu'nun aksine, onda ac sonun yaklamakta olduunun hibir belirtisi yoktu. ____________MM>____________ LXIV GECE Kadir Gecesi'ydi ve Safiye, Murad'n onun gnderdii cariyeyi kabul etmemesinden tr fkeden kpryor-du. Sultan dervilere danm, bu geceyi yce Allah'a dua ederek geirmenin ok daha nemli olduuna karar vermiti. O gece tekkede karmdaki insanlarn yzlerini daha zel bir ilgiyle inceliyordum. Aslnda arkadam Hac'nn tekrar bana grnecei gibi bir midim yoktu. Bunu yllardr yapmamt. Afganistan'a gitmek zere tekkeden ayrldn ve bir daha da kimsenin onu grmediini sylemilerdi bana. Ama biliyordum isterse gelirdi, ya da yerine birini yollayabilirdi. 404 Ann chamberlin Sallanarak dnen yzler giderek kendi bireyselliklerini yitirip dalgalanmaya balamt gzlerimde. Bulamklaan bu yzler sanki gze grnmeyen kvlcmlar sayordu ve bu inn yakmayan kvlcmlar yanbandakiyle btnleerek byk "Birlik"i oluturuyordu. Tamamen yzler silinmeden birini fark ederek ardm, bu Hac olabilir miydi? Onu tekrar grmekten tm midimi kestiim bir anda yine karma km olabilir miydi? kinci bir dikkatli bakla bu yzn Hac olmadn anlamtm, ama grdm daha az artc deildi. Dierleri gibi huu iinde bulamklaan bu yzn sahibi Murad'd, imparatorluun sahibi Sultan... Osmanl'nn en tepesindeki adam, bu gece ona tannm olan ayrcal elinin tersiyle bir kenara itmiti, yeni varisler yapmann peinde deildi, o da dierleri gibi byk "Birlik"i yaamaya gelmiti tekkeye. Saltanatn sahibi olan kiiliinden syrlp ok daha byk biri olmaya gelmiti, kendisi olmaya, Allah Ak'nn paras olmaya... Onu tanyan var myd, bilmiyordum, bu belli deildi. Hibir dervi farkl bir davran iinde deildi, o da birbirini zel bir anlamda merak edip tanmann peinde olmayan herhangi biri gibi kabul edilmiti tekkeye. Sallanarak dnerken yan yana gelmitik. Mcevher ve sslerinden syrlm elini tuttum ve bir an iin "Kutsal Ak" unutuverdim. Bu el, odadaki herkesin hayatinin sahibi olan eldi. Ve bu el, yllar nce kendi kskanlnn peinde canm almak zere benim boazma sarlmt. Yanbamda dnen eyhin elini tuttuumda daha da karmt ruh dnyam. eyhimiz

bir zamanlarn Andrea Barbari-go'su, gnmzn Mslim'iydi. O da bir zamanlar yzndeki maskeyi ekip, asaletinin gcyle beni lmle tehdit etmiti. Her iki durumdan da Allah'n merhameti ve bana verdii gle kurtulabilmitim. Murad'la artk ne rakip ne de dmandk. Kendi bedenlerimizin kstlayc durumundan ok Safiye 6u I lan 405 uzaklardaydk. Ayaklarmz kmldadka eridik ve birbirine kart ruhlarmz. Artk eittik, arkadatk, yce "G"n nnde huzur iindeydik. Daha sonra birilerinin konutuunu duydum: "Seni byle bir araya ne itti dostum?" "Bir baka eyin peindeydim, tamamen onunla ilgiliydim, onun dnda bir ey dnemez haldeydim. O aray beni sonunda bu 'Kutsal Aray'a getirdi, her eyden daha stn olan iyiyi, doruyu, Allah Ak'n araya..." "Tpk benim gibi." Konuanlar, Sultan ve Barbarigo idi. zerlerinde hrpani dervi kyafetleri, birbirlerine bo bir yolun ortasnda rastlam iki yabanc gibi konuuyorlard. Gece ilerledike ben bile, Ha-life'nin, tm slam leminin bann da bizimle beraber olduunu unutmutum. Ve ertesi gnk orucun ortasna kadar, tekrar bir bedenim olduunu hissedene kadar da hatrlamadm. Mslim, yani Andrea Barbarigo o gece tekkeyi son terke-den olmutu. Uzun uzun konuan yal bir eyhi dinlemiti. Dierlerinin tm gitmiti. Madem ki biri ona bir eyler anlatyordu, dinlemeliydi. ktnda bile ii hl rahat deildi, belki de ona teklif edileni kabul edip kalmalyd tekkede. Evde ne vard onu bekleyen? Kk bir dkkn sahibinin yoksul evinin kesindeki kck bir ke... Geceleri yaramaz ocuklar, gndzleri aksi bir kadn... Bo sokaa tedirgin admlarla indi, ama ani bir korkuyla her eyi unuttu. Dev bir glge zerine doru eilivermiti. Bir an iin leceini dnd Barbarigo. Ama sonra onu tand. Yine de daha az korktuu sylenemezdi. Bu adam Sofia Baffo'nun hadmyd. Yllar var ki onu grmemiti. 406 Hadmn selam sertti. Belki bunun nedeni soukta bek lemektendi, sonra tek bir kelime etmeden ucu krkl koluyla ona yol gstermiti Gazanfer. "iim var hadm," diye sze balayan Andrea, birden adamn isterse tek eliyle onun boynunu koparabileceini d np susmutu. En iyisi denileni yapmakt. Bir keyi dnp, avlu gibi bir yerdi sonunda geldikleri. Andrea akn kalakalmt grd karsnda. Aslnda bu her Mslman'n yapaca bir eydi. Karsnda bir kadn tahtrevan vard. Hadm hl eliyle yol gsteriyordu. Araca doru ekingen bir adm att ve ierden dar kafesi iterek uzanan bembeyaz eli grnce hayalet grm gibi yerinden srad. "Merhaba Andrea." Bu italyanca'yd. Kim olduunu hemen anlamt. Uzanan kolun bileinde annesinin madalyonu sallanyordu. Ses, "Geceleri uyumakta zorlanyor musun Andrea?" diye soruyordu. Andrea hl aknd, ona sanki tahtrevan konuuyormu gibi geliyordu. Bir mcevher kutusuna benzeyen bu kutu konuuyor gibiydi. Ses, onun sessizliini bir cevap olarak alglamt ve konumaya devam etti. "Ben de..." Sonra biraz durdu ve "Belki," dedi... "Belki birbirimize yardm edebiliriz." Kafes kapand, el kayboldu. Avlunun dibindeki kleler arld. Nasl bilmiyordu ama Andrea emirlere uymas gerektiinin farkndayd. Yapt da bunu, tahtrevan izlemeye balad. Bir sokak, iki sokak, sonra da bir baka avlu. Daha nce hi gelmedii ve bir daha arasa da bulamayaca bu avludaki kapdan ieri girdi. Tand bir koku vard sanki. Balk kokusu? Bu olabilir miydi?

Safiye Sultan 407 Gne douyordu. Andrea tekrar sokaktayd, bir an durdu. Rya m grmt? eytan ona artk "Arayin"mn sona erdiini mi gstermek istemiti? Ama hayr, o kokuyu yine duyuyordu. ok gerekti koku. imdi onu daha nce nerede duyduunu da hatrlyordu. ok, ok zaman nce, suratnn barutla yand o yerde, o kerhanemsi pislikte duymutu bu kokuyu. Yzndeki izi ve onu kapatan sakaln ovuturdu. Arkasn dnp kapya bakmak istedi. Ama byk hadm orada duruyordu, heykel gibi. Tekrar nne dnd, yryp gidecekti. Birden bu iffet sembol adamdan korkmuyormu ve hatta ona aldrmyormu gibi yaparak slk almaya balad. Bu, eski bir italyan sarkyd. O ve Sofia bunu birlikte sylerlerdi. kisini de artacak ey, szleri hl unutmam olmalaryd. arknn ad "Gel, tomurcuklanan koruya gel akm,"d. Gazanfer adamn uzaklamasn seyretti. Dnyordu: "Benim kzdm sanyor. Hanmma bu gece vermi olduu ey eninde sonunda nedir? Barbarigo, bunun kendisi olduunu dnyor. Her zaman byle olur sonunda. En olgun durmas gereken noktada maryor. Hayr efendi, iler o kadar da basit deil. Git de sln al sen. Sen bir hisin, nemin yok. Bu benim ve onun, Safiye'nin arasnda bir oyun." ________M&*________ LXV j^LLAH'A kretmeliyiz ki Murad son gnlerinde, bu dnyada deil br dnyada dllenecek olan bir sanata ynelmiti. Gerekten de, Sultan'm saz heyetindeki kzlardan u arky istedii syleniyordu: "Yorgunum ey ecel, bu gece al beni koynuna". arkya balandktan az sonra olanlar olmutu. Murad o gn, deniz kenarndaki Sinan Paa kkndeymi. Msr'dan gelen iki gemi Sultan' selamlamak iin iki pare top at yapar yapmaz kkn btn camlar grltyle aa inmi. Bundan nce saysz kez yaplan bu eref selamlamasnn byle bir olayla sonulanmasn Sultan kt bir iaret olarak deerlendirmi ve znt iinde Saraya dnm, o gece de ruhunu teslim etmi. Bizler bu olaydan ancak ehzade Mehmed Manisa'dan geldikten sonra haberdar olabildik. Safiye ve en byk destekisi Vezir-i azam her zaman olduu gibi eski Sultan'n lmn saklamt. Ama bazlar yine de igdsel olarak byle bir felaketi nceden hissedebilmiti. Bunlardan biri de bendim. Murad'n lmnden bir sre nce Gazanfer'le birlikte i haremde dolayorduk. Kk avlulardan birinde nedensiz duruvermitik. iri yar biri kollarn asa avlunun duvarlarna dokunabilirdi, ylesine ufak bir yerdi buras. Sabah yaan yamur ta zeminde birikmi, duvarlar rutubetten grimsi bir renk almt. Bir kenarda henz tomurcuklanmam yabani bir akasya vard. Tepemizde gvercinler uuuyordu, st katlarda bir Safiye 6utan 409 yerde temizlik yapan bir kz, ili bir trk tutturmutu. Bu garip ortamda ses sanki bambaka bir dnyadan geliyormu gibi yanklanyordu. Bize daha yakn ve gerek gelen bir baka ses daha duyduk. Bu, i ekerek alayan bir kadna aitti. Etrafa gz gezdirip onu bulmaya altk ve en son akla gelebilecek bir yerde grdk kadn. Aylar nce bir kzn doum yaparken ld kck bir odadayd. Orann uursuzluuna inanan kadnlarn ayaklarn bile atmad bir yerdi oras oysa. Gzlerimiz odann loluuna alnca, Gazanfer, "Mitral" diye barmt. "Burada ne iin var? Senin durumunda biri iin tehlikeli olabilir bu." Mitra nc ocuunu bekliyordu. "Zavall talihsiz kzn bana geleni unutma. Allah korusun..." Mitra bize bakt, alamaktan yz imiti. "Ne fark eder?" dedi. "Nasl olsa burada hepimiz l saylmaz myz? Ben, oullarm ve karnmda tadm u kk ey...

Onun efkatini beklemektense, Allah'n efkatine snmak daha iyi olur." Sesi giderek bir fsltya dnmt, ban duvara evirdi. Ne demek istediini biliyordum, Safiye'yi kastediyordu. ite o anda Sultan'n bana kt bir eyler geleceini hissetmitim. Gazanfer onu yattrmaya almt ama o, "Hayr, ld, biliyorum. hatta drt gndr beni yanna armyor," diye alamaya devam ediyordu. "Ama biliyorsun," dedim. "O, gebe kadnlardan rahatsz olur." "Ama daha nce de byle olduunda beni yanna armt, perdenin arkasndan iir okuttururdu bana." "Hasta olabilir," diye cevap verdim. "Ama yaknda iyileecektir. " Bir eyler syleyip bana yardmc olmas iin Gazanfer'e baktm. Ama o sanyorum ya olanlar biliyor, ya da tahmin edi410 yordu. Hibir ey sylemedi. Mitra bu sessizlikten kendince anlamlar karmt. "Biliyorsun," dedi umutsuz bir ses tonuyla. "Biliyorsun, deil mi? Mehmed tahta kar kmaz ben ve oullarm onun iin deersiz olacaz. Ondan bile daha kt hatta... Bizi tehlikeli bulacak, oullarmn etrafnda isyanclar oluabilir, diye. Ama Allah biliyor ben byle bir eyin peinde deilim, yemin ederim. Tabii yeminimin de bir deeri yok. Bizim tek amacmz yaamak, huzur iinde yaamak. ocukluumdan beri hep huzuru aradm. O benimle bir pazarlk yapt. Bunu biliyorsun Aa, unutma o pazarl. 'Murad ldnde...' demiti. Beni ve ocuklarm zgr brakacakt, biz de iran'a gidecektik. Kardeim zerine deni yapt. O adam ldrd. Ama onu da ldrdler, benim hi kimsem yok. Ona inandm iin imdi kendimi aptal gibi hissediyorum. Asla szn tutmayacak, bunu biliyorum." Mitra susmuyor, dehet iinde konumaya devam ediyordu. "Osmanl Yasas'n uygulamaya hakk var, bunu biliyorum. Yaayan ya da yaamaya aday olan tm ehzadeleri ldrtebilir imparatorluun huzuru uruna. Tabii bir klenin huzuru kimin umurunda? Bunu yapacak, biliyorum, gzlerinden anladm. Beni satn ald ve Sultan'n yatana koydu, sonra da... Artk oullarm byyor, onun iin tehlikeli olabilirler. Alla-hm, nasl kurtarabilirim ocuklarm?" Birka kelime mrldanmaya altm, ama onu yattracak bir ey bulamyordum. Gzmn ucuyla da Gazanfer'i izliyordum bir yandan. Yznden, tepkilerinden durumu anlamaya alyordum. Acaba Mitra'ya yardmc olabilir miydi? Gzlerinden bir an gelip geen n anlam bu muydu? Yoksa gidip kadnn sylediklerini bir bir hanmna aktaracak myd? "zgnm ama sana yardm edemem," dedi. "Hayr edebilirsin!" diye bard Mitra. "stersen bizim kamamza yardmc olabilirsin hadm. ran'a gideriz, bu herSafiye Sultan 411 kes iin ok iyi olur. Oras olmazsa herhangi bir yere... Her yere razym, hayatmn bundan sonrasn bir kulbede geirsem de umurumda deil. Tek isteim ocuklarm kurtarabilmek." Gazanfer hzla kapya doru bakt. Dinlenip dinlenmediimizi mi kontrol ediyordu acaba? Neyin peindeydi? Dardan baklnca ikimizin dost olduu sylenebilirdi. Ama bunun aslnda ok yzeysel bir dostluk olduunu dnyordum. Bizi koullar byle biraraya getirmiti. u anda haremde akhadm olarak yalnz ikimiz kalmtk. Evet, bu ite bir i vard. Sultan'n bana bir ey gelmiti. Bunu Gazanfer'in gzlerinden okuyabiliyordum. Ama bana bu konuda daha nce hibir ey sylememiti. Bu adamn Safiye'ye kar balln hl anlayamiyor-dum. Karmzda alayp duran bu zavall kadna yardm edebilmek olanakszd. Hele de ben ne yapabilirdim? Gazanfer'in kapy kontrol ediinden acaba mitlenebilir miydim?

Birden Aa tekrar bize dnd ve beni ok artan bir ey syledi. "Bunu bir daha dneceim." Mitra da armt. Onu dar karttk. En azndan bir hafta tekrar aladn da grmedik. Zaten tekrar alamaya baladnda artk yalnz deildi, btn Saray, stanbul, hatta bir utan bir uca imparatorluk alyordu. _________&1&_________ LXVI ^///CaNSA'DAN gelen Mehmed hepimizi artmt. Kocaman, gl kuvvetli bir adam olmutu Safiye'nin olu. lk birka gn cenaze ileri yerine getirildi ve d dnyadan basal iin gelenler kabul edildi. Ve sonunda yeni Sultan debde412 Ann Chamberlin beyle hareme girdi. Altn ilemeli glgeliklerin altnda teni bronz gibi parlyordu. Tek kulanda koca bir yakut sallanyordu, beyaz ipek kavuunun tepesinde de bir baka kan gibi yakut vard. Bunun etrafndaki sra elmasa tavuskuu tyleri tutturulmutu. Sultan'in parmaklarnn tm de deerli yzklerle doluydu, hatta bilekleri de... Bu kadar mcevherin arasnda giysilerini insan fark etmiyordu bile. Krem rengi ipeklerle, kays rengi kadife zerine allmadk bir biimde iek desenleri ili bir giysiydi bu. Mcevherler gcnn, iekli giysiler ruhunun deerini vurgulamak iin gibiydi. imdi bu mcevherlerden daha deerli ruha kendini sevdirebilmek iin haremdeki kzlar ellerinden geleni yapacaklard. Bu gsteriin iinde tek aykr duran Mehmed'in yanandaki belli belirsiz glgeydi. Safiye, Manisa'daki olunun yanma tek bir kz vermiti. Bu Rum kz tm basitliine karn ok yumuakbal biriydi. Tabii ki hadmlar vard, ama bunlar alveri iin, zellikle de kle konusunda Safiye'den habersiz hareket edemezlerdi. Yzde yz ksr olduu kantlanmadka bir kzn satn alnmas mmkn deildi. Dolaysyla Mehmed'in cinsel isteklerinin cevabn verebilecek tek kii o Rum kzyd. Ama ehzade genti. Yirmi drt yanda birinin atelilii ve isteklilii kusurlara aldrmaya izin vermiyordu. Kz elinden geleni yapyordu ve Mehmed'e iki olan doruvermiti ksa zamanda. Safiye kza nasl korunmas gerektiini nceden retmiti, ama kz basit ilalar bile hazrlayp uygulayamamt. Aslnda Safiye, haremde kendi gcn tehlikeye sokabilecek yeni bir kadnn varln dnnce daima tedirgin olmutu ve o gn ertelemek iin elinden geleni yapmt. Belki de bu Rum kz zerinde gereinden fazla bask yapmasnn nedeni de buydu. (Safiye Sultan 413 Ama artk o gn ertelenemeyecek bir ekilde gelmiti. Oluna, imparatorluun yeni Sultan'nna, Valide Sultan olarak haremin tm nimetlerini kendi elleriyle sunmas gerekiyordu. Baffo'nun kznn yzne baknca isteksizlii hemen belli oluyordu. Ona kalsa belki de birka gekin amarc kadn, yz gz iek bozuu halaykla idare etmek isterdi. Ama bu olanakszd, Mehmet tahta kmt. Eer onu kullanarak gcn artrmak istiyorsa, olunun gcn kstlamaya da al-mamaliyd. Eli Tuna Nehri'nden Hint Denizi'ne kadar ulaan birinin basit bir Rum kzyla idare etmesini bekleyemezdi artk. nk o el ayn zamanda kendi eliydi de... Safiye yllardr haremdeydi ve bu amaca uygun yzlerce kz vard. Bu her biri birbirinden ekici ve gzel kzlarn en byk zellii Valide Sultan'a olan ballklaryd. Tpk bir zamanlar ehzade'nin grd rya gibiydi bu. Esmer, kumral, sarn, kzl sal, beyaz tenli, zenci, kara gzl, akr gzl bir yn tomurcuk gibi patlamaya hazr gencecik kz... Karlarnda bir erkek, hem de Sultan grmekten heyecan iinde, yanaklar kzarm, elleri ayaklar titreyerek duruyorlard. Pek ou iin bu onlarn satn alndklar gnden beri grdkleri ilk erkekti. Ama hepsi iin ortak olan, Meh-

med'in tek erkekleri olacayd. Sultan tmn ayn baklarla szyordu. yle bir yrd ve elindeki keseden altn samaya balad kzlarn zerine. Az nce knal ellerini Valide Sultan'n aya altna koyarak yerine getirdikleri itaat sembol gelenekle kyaslannca bu altn yamuru ok paradoksal bir durumdu. Bir ksm bunlardan kapmaya alt, ama belki ama altn almak deil, bu arada beyaz bileini gstermek de olabilirdi. Arballn ve uzun kirpiklerin kendilerindeki en ho zellik olduunu dnenler kmldamadan kzarm yzlerle nlerine bakmay tercih etmilerdi. 414 Bu detlerden sonra neler yapldn izleyemedim, nk Gazanfer, Mitra'y da bu kzlarn arasna sokmutu. Tabii ki yz peeliydi ve tannmamas iin elden gelen yaplmt. Ama Mehmed'in rastlantsal olarak babasnn eski odaln semesi, ya da Safiye'nin Mitra'y fark etmesi ok korkun sonulara yol aabilirdi. Valide Sultan bundan ku-kulansa bile yeterdi... Yine de bu tehlike gze alnmak zorundayd, nk ancak tren karmaas iinde Mitra'y uzaklatrabilirdik haremden. Gazanfer'in yollad tahtrevann bekledii avludan birka adm tedeydik. Aa, onu nereye gnderecekti? Bu konuda hi fikrim yoktu. Benim iim, kz arka kapdan karp oraya kadar gven iinde gtrmekti. Daha fazla bilgiye sahip olmam tehlikeli olabilirdi. Devasa hadm kz olduu gibi beni de koruyordu galiba, imi baaryla yaptm. Kap aralndan adeta szarak bahenin serin havasna ktk. Benim grevim bitmiti, ama daha ok i vard yaplacak. "ocuklarm... Onlar nerede?" diye sordu endieyle Mit-ra tahtrevann iine baknca. "Gazanfer Aa onlar gvenli bir yerde tutuyor," dedim abuk abuk, belki ok abuk olmutu bunu syleyi biimim. Aslnda adamn ocuklar konusunda ne dndn bilmiyordum. "Haydi bin, acele et." "Hayr ocuklarm olmadan binmem." "Onlar gvendeler. Bundan eminim. Haydi ver elini, yardm edeyim." Hl kararszd. erideki tren ne zaman biterdi, bilemiyordum, tedirgindim. "Onlarn iyi olduuna dair yemin eder misin?" "Allah merhametlidir. Onlar imdi O'nun elindeler." (Safiye ullan 415 "Ne garip," dedi, tahtrevann kenarna ilimeye alyordu. "Olum, bym Mustafa, henz ocuk saylr, ama iir yazyor..." "Annesi de babas da sanat..." dedim aka yapmaya alarak. Hafife glmsedi. Eski Sultan'a yllardr iir okuyarak geen gnler yle bir gznn nnden gelip geivermiti galiba. Elini cebine sokup bir kk kt paras kard. "Bu," dedi bouk bir sesle. Aslnda kt, ona olunun elinin scakln tayan bir sembold, zaten ezbere biliyordu satrlar. Yaz ocuksuydu, ama yazlanlar deil. O kck yanda lm karlamaya hazrd Mustafa. "Biz imdi O'nun elle-rindeyiz," diyordu iirinde. Sustuk, ne Mitra ne de ben syleyecek bir sz bulabildik. Sonra bana dnp fsltyla, "Beni affet Abdullah," dedi. "Affedilecek ne var?" dedim. "Esas sen beni affet, senin iin elimden daha fazlas gelmiyor ne yazk ki." "Hayr," dedi. "Anlamyorsun. O bendim. Yani aabeyim ve ben. Ben zgr kalabileyim diye onu ldrdm. Senin efendini, Sokullu'yu ben ldrdm." "Sama," dedim. "Ben oradaydm, o bir derviti." "O dervi benim kardeimdi," dedi. "Bize sz vermiti Safiye..." enesi titriyordu. Evet, ayn yuvarlak gamzeli eneydi bu. Tam o srada koturarak tela iinde Gazanfer geldi.

"Acele," dedi kza. "Zaman yok. Gitmi olmalydn." Mitra inatla, "Ben ocuklarm olmadan bir yere gitmem," diye diretiyordu. Byle bir durumda Gazanfer'in yz bile gerei saklaya-miyordu. ocuklar kurtaramamt. Yalnzca Mitra ve karnndaki iin ans yaratabilmiti. "Dua et de kz olsun," dedi. "O zaman Safiye sizi unutabilir." 416 Ann Chamberlin Mitra tahtrevann yannda dimdik inatla duruyordu. "ocuklarm olmadan bir yere gitmem," diye tekrarlad szlerini. "Oullarn birazdan Sultan' selamlayacaklar. Mehmed nce snnet edilmelerini istedi ocuklarn." "Ama bu ok sama," diye itiraz etti kadn. "ehzadeler dnsz snnet edilmezler ki." "Evet," dedi Gazanfer ve sustu. Artk daha fazla konumasna gerek kalmamt. ocuklar snnet odasnda karlayan snneti deil, dilsiz cellatlar olmutu. Murad'dan geriye kalan ehzadeler ipek urganla boulduktan sonra camiye gtrlmt. On dokuz kk tabut babalarnn topra henz kurumadan gmlmt gzyalar iinde. Mitra uzun sre alayp ac ekmedi. Karnlarndaki bebeklerin erkek olup taht tehdit edebilecei dnlen alt cariye ile birlikte o gece uval iinde Marmara'nn karanlk sularna atld. Bu yedi uval iin ne kadar ok hikye anlatld, Sarayburnu'ndaki dalgalar kimi zaman bir sa llesine, kimi zaman zarif bir ele benzetildi. Yedi hamile kadn yllarca hizmet ettikleri kadnn emriyle lme yollanmlard. Mitra'nn o srada bile iir syledii anlatlmt. uvaldan kan son kabarcklarn suyun zerinde "Allah" yazd syleniyordu. Ve bazen akntl denizin Farsa bir iir gibi sesler kard da... O gece, en by Mitra'nn on bir yandaki Mustafa's, en k de aylk bir bebek olan kardelerinin ardndan aladktan sonra Mehmed, haremden yata iin iki cilveli kz semiti. Ertesi gece bakalarn, daha ertesi gece daha bakalarn... Dorusu bu kzlarn kimler olduunu izleyemedim. Zaten bunun bir nemi de yoktu. Dardan baklnca yeni bir Sultan tahta kmt. Evet... Ama ierde yneten hl Safiye'ydi. __________M1&__________ _______LXVII_______ k/vvEIIMED, annesi ve kzkardeinin nerisiyle kendine Ve-zir-i azam olarak Ferhad Paa'yi semiti. Ve birka gn sonra smihan, Safiye ile "Sultan'n Gz'nden Divan' izleyebilmek iin inanlmaz bir gayret ve aba gstererek darack merdivenleri bile trmanmay gze ald. Ama bir daha asla tekrarlamad bunu, erkek dnyasna byle yakn olmaktan rahatsz olduunu, stelik siyasetin onu hi ilgilendirmediini sylemiti gereke olarak da. Bunlarn asl neden olmadn biliyordum. Gerei saklamak iin byle eyler uydurmutu. Gerek neden, yllar nce gnlk at srtnda yolculuktan sonra konann selamlnda grd adamn ok deimi olmasyd. Artk smihan da o gen kadn deildi ve Ferhad evli bir adamd. Paa'nn sakallar aarmt, ar alma ve sorumluluktan bezmi bir hali vard. Gzlerinde de daha nce asla fark edilmeyen bir ikayeti ve ylgn bak... Onun kayn validesi Safiye'ydi. Bir zamanlar smihan'a en gzel tensel zevk ve doyumu yaatm olan gl bedeni yeil Vezir giysileriyle saklanmt. Bu onun, kocasnn zerinde yllarca grd kyafetti. imdi ona bakarken tuhaf bir duyguya kaplmt smihan, sanki kocasn bir kez daha aldatyordu. Artk olgun bir kadnd, onun da salar aarmt, genliin o tutkulu heyecanlarn artk ne hissedebiliyordu, ne de onlarn peinde gezmeye niyeti vard. Akn byle dnmek istemiyordu ve bir daha asla Sultan'n Gz'ne gitmedi. lkbaharda, dalardaki karlarn erimeye balad haberini alnca Ferhad Paa ordunun bana geip Avusturya ile ittifak yapan Almanlar'la savamak zere

Macaristan'a doru Safiye Sultan F.27 418 yola tkt. Onun yerini Divan'da geici olarak brahim Paa almt. Hemen sonra, yenierinin Bulgar snrnda kazan kaldrd haberi geldi. Ferhad Paa, bu iten sorumlu tuttuu iki ileri gelen komutan ilerinden uzaklatrmt. Safiye buna ok fkelendi, nk adamlar onun yandayd ve Ferhad'dan daha ok gveniyordu onlara. lerinden birini Ferhad'n yerine Vezir-i azam yapmay dnd bile syleniyordu. Tm hrsl adamlar gibi beklemekten usanm olmalyd adam da. Baka haberler Ismihan'n zntsn daha fazla artrd. Syleniyordu ki, fke iindeki Ferhad, isyanclara bel okumu ve Kyamet Gnne kadar Allah bu yenieriye evlat vermez inallah, demiti. Doru mu, deil mi bilmiyorduk, ama smihan bundan ok etkilenmiti ve kendince bir yn anlam ' karyordu bu szlerden. "Belki de Ferhad," diyordu, "gen bir yenieri iken kendi de ocuk sahibi olduu iin ok pimandr." Ya da onlara evlenme iznini verdii iin Sokullu'ya kzyordu, mezarndaki adama bile kfretmi olabilir miydi? smihan aknn szlerine alnmt. Bu adam ve hanmm neredeyse yirmi be yldr tek kelime konumamlard ve imdi adamn szleri hl ismihan' derinden etkiliyordu, bu inanlmazd. Bu konuya Divan'da da ok nem verildi. syan bile etseler yenieriler imparatorluun erefi ve gcyd. Byle bir kfr ve bel imparatorluun geleceine de kfr ve bel olarak kabul edilebilirdi. Bu olamazd. brahim Paa derhal gidip bu konuyu aratrmakla grevlendirildi. brahim Paa, gerekte iin asln merak etmiyordu, o buna zaten inanmt. imdi Safiye'nin ona szn verdii eyi istiyordu. Ferhad' halledip yerine kendisi gemeliydi Vezir-i azam olarak. Benim hanmmdan Safiye'ye gtrdm mesajlar ve Safiye'nin hadmlarnn Sultan'a gtrdkleri, sonunda bir (Safiye ltan 419 ferman kmasn salad. Ferhad ldrlmeyecekti. Bu haberi aldktan sonra Ferhad Paa ve birka adam bir konaa kapanmt. Yenierilerin ou brahim Paa'dan yanayd ve Ferhad Paa tamamen kapana kstrlmt, ama ne olursa olsun brahim Paa fermana uymak zorundayd. Son duyduklarmz bunlard. Birka gece sonra aniden uyandm. Ortalk kapkaranlkt, tuhaf bir ses duyuyordum ve sanki biri yatam hzla sarsyordu. Korkuyla, "Kim o, ne oluyor?" diye bardm. Ama hemen anladm bunu yapan bir insan deildi. Allah' in eliydi yeri byle savuran. Deprem oluyordu. Yerimden kmldayamadm. Ayaa kalksam bile yrye-meyeceim kesindi. Zaten nereye gidecektim? Sanki tm Saray denize kayacakm gibi sallanyordu. Herkes uyanmt. Bazlar yksek sesle dua ediyordu, oumuz nefesimizi tutmu bekliyorduk. Baz angrtlar duyuldu, krlan camlar ve kapkacakt bunlar. kat yukardan bir ey derek tam kapmn nnde parampara oldu. ocuklar alyordu, bir iki kadn korkuyla lk att. Ama oumuz hi ses karmadan kalakalmtk. Sonunda sarsnt durdu. Azgn bir kpek silkinip yerine oturmu gibiydi. Sonra sesler artt, hadmlar dualarla dar frlamt. Ben de yerimden kalkp yanlarna gittim. Dorusu o srada kadnlar dnmyorduk, nasl olsa yanlarnda dier grevliler vard. Aslnda byk bir zarar da olmamt. Sinirler bozulmutu o kadar. Hadmlardan biri vaktiyle kendi kynde olan bir depremi anlatmaya koyulmutu, ben de dinlemek iin bir iki adm attm, ama ayn anda acyla bardm. Krlan camlarn iine dalmtm ve ayam kesilmiti. 420 "Hey byk Allah'm," dedim, "Koca depremden kurtardn beni, ama camlar canma

yetti." Herkes glyordu, koup ayam sarmak iin ila ve bez getirdiler hemen. Tam bu ilerin ortasnda yz bembeyaz bir halde hanmmn halayklarndan biri geldi. smihan beni hemen yanma aryordu. Ayam hl kanyordu, koarak hareme gidecek halde deildim. Bu arya fazla kulak asmadm. Yani ne vard bu kadar ortal ayaa kaldracak, sonuta evet deprem olmutu, ama ok kr her ey yolundayd. Ve bu duygu ve dncelerle unutuverdim smihan'n yanna gitmeyi. Ama az sonra kap aznda smihan' grnce hem ardm, hem de ok utandm. Bu ilk kez oluyordu, hadmlar avlusuna daha nce bir kez bile gelmemiti smihan. Bunun nedeni deprem korkusu olamazd, baka bir ey vard. nemli bir ey. Hemen hizmetilerin yardmyla onu yatama oturttum. Konumadan, gzyalar iinde bakyordu yzme. Bir el hareketiyle merakl kzlar ve hadmlar dar yolladm. Onlar gider gitmez zntyle, "O ld," dedi. "O mu? O kim?" diye sordum. Aklma ilk gelen Sultan olmutu ve dehete kaplmtm. Kendi z kardelerini ldrerek imparatorluu korumak belki bir yntemdi, ama bu yntem buuk yandaki bir olan ocuunun tahta kmasnn yarataca bellardan imparatorluu korumaya yetmezdi. Allah korusun, diye geirdim iimden. "O," dedi tekrar. Syleyi biiminden anlamtm, sz geen "o" Ferhad Paa'yd. Tpk Allah'n adn syleyen bir dervi gibi kyordu sesi. "Yalnzca bir rya," dedim. "Ferhad Paa buradan ok uzaklarda. Depremi bile duyamayacak kadar uzaklarda. Bir karabasand, geti." Ama aslnda ben de etkilenmitim, tylerim diken dikendi. Birden tavandaki koskocaman atla grdm. lme ne Safiye Su I Lan 421 kadar yaklamtk aslnda, bunu kimse bilemezdi. Belki de bir daha sallansak smihan da ben de iki katn altnda kalacaktk. Tekrar rperdim, ona sarldm ve uyuyana kadar dua ettim. Az sonra sabah ezan okundu. Minarelerden halk yoksul semtlerdeki insanlara yardm etmeye arld. leden sonra yeni haberler geldi snrdan: Ferhad Paa lmt. Dn gece bilinmeyen baz kiiler konaa girip onu ldrmt. Kafas kesilmiti. Bazlar korku dolu fsltlarla brahim Paa'ya yakn baz adamlarn Paa'nn kafasn ate etrafnda tekmeleyerek oyun oynadklarn bile sylemiti. Bu detaylar hi kimsenin Ismihan'a anlatm olabileceini sanmyordum. O sabah atei yksek olarak uyanmt, bunlar bilmedii iin birka gn iinde iyileebileceini umuyordum. Ama bir daha asla ayaa kalkamad. Bazlar, deprem yznden, dedi. Gecenin ayazn gsne yiyip hastalandn dnenler oldu. Ama onlar, onun bir dervi gibi "o" deyiini duymamlard. "O" ne bir sipahi ne de bir vezirdi, onun kalbinin tek sahibiydi. K boyunca direnmeye alt, ama ilkbahar olup da ordu tekrar yola koyulduunda yeni seferler iin artk zamann snrl olduunu anlamtm. Kz, torunlar, sevenleri oturup tevekklle bekliyorduk lmn gelip onu almasn. Birden Sa-fiye'nin adn mrldanmaya balad. Eski kaygsz gen kzlk gnlerini hatrlayivermiti galiba. Gidip Baffo'nun kzn bulmalydm. Sevgili arkadann son arzusunu herhalde yerine getirirdi. Valide Sultan'n dinlendii sylendi. Ama uyua bile onu uyandrmaya kararlydm. Safiye'nin dairesinin kapsnda muhafzlar gremeyince ardm. zel odasnn kaps aralkt, kendimi cesaretlendirip ieri girdim. Ama oda botu, o akam kandiller bile yaklmamt besbelli; yatak, yastklar, rtler ok dzgn duruyordu, hibir eye dokunulmamt. 422 Ann Chamberlin

Hanmmn bu son arzusunu yerine getirememitim. Ya nna dnp, elini tuttum. Ve huzur iinde, uykusunda son ne fesini verene kadar da brakmadm. Belki de yannda arkada nn olduunu sanmt kimbilir? Ama ben kalben rahattm, ona yetmitim. Btn hayatm zaten bu uurda gememi miydi? smihan da bana bunun karln demiti. Bana vermedii ne kalmt? ite en sonunda, kendi lmnn acsn da tattrmt bana. ____________MM>____________ ______LXVffl______ KyOr-NNESNN lmnden sonra Glruh bana gelip kendisinin yannda kalmam teklif etti. Aslnda bir yn hadm vard, benden istedii orada oturup dinlenmemdi. Haklyd, zaten bu Sarayda artk ne yapacaktm? Kk odam boaltp bir zenci hadma vermeye hazrlanyordum. Artk Sarayda Gazanfer'le benden baka akhadm kalmamt. Gazanfer bana veda etmek iin geldi, hanmmn lmnden sonra pek ok kez beni arayp hatrm sormutu Aa. Ama benim zntden konuacak halim olmad iin fazla kalmamt daha nceki ziyaretlerinde. imdi biraz daha iyiydim, ona laf arasnda, o gece, smihan'in isteini yerine getirmek iin hanmn nasl arayp bulamadm syledim. "Safiye lm deklerinden uzak durur," dedi. "Evet, biliyorum, ama belki byle bir eski dost iin..." "Dost mu? Benim hanmmn hi dostu var m? Dorusu sanmam. Onun lm deinde yannda kimin olacan dnyorsun?" "Allah korusun." (Safiye Sultan 423 Gazanfer szlerime, "Amin," diyerek katlmad, konumaya devam etti. "Senin hanmn dnyann en tatl, en nazik insanlarndan biriydi ve Safiye byle zellikleri kusur olarak deerlendirir. Bunlar hep kendi iin kullanr. Bu da onun kusurudur. Sanki sonsuzluk iksiri imi gibi kendisinin lmeyeceini sanyor galiba, lm ona gre hep bakalar iindir. Onun sonsuzluk iksiri g ve paradr. Dierlerinin bundan yoksun olduklar iin ldn dnyor. Yeterince zeki olmayanlarn hemen leceini..." Gazanfer'in bylesine sert bir slpla ondan sz ettiini ilk kez duyuyordum. Mitra'y kurtaramad o gnden beri ok deimiti Aa. Szlerine devam etti: "Ama Safiye'nin de zaman geiyor. Artk eskisi gibi gl deil. Zaman asla durmaz, hep ileri gider, daima yeni nesiller gelir. O da bu ac gerekten kaamaz. Ama sonuna kadar bununla mcadele edecektir, bundan eminim. O bir Valide Sultan, ama kendi odasnda uyuyamyor. Bir gece orada, bir gece burada kalyor, yanna yalnz en gvendii halayn alp saklanyor, hi kimse nerede kaldn bilmiyor. Sence bu neyin gstergesi, artk gcn yitirmekte olduunun deil mi?" "Demek onu bu yzden o gece bulamadm." "Tabii. Ama o gece henz uyumam olduunu biliyorum. Hanmnn lmyle bu Saraydaki son gzel ey de yok olup gitti. O sralarda Sultan, ordunun banda Macaristan'a gitmeyi dndn aklamt, ibrahim Paa'ya askeri emanet etmekten daha iyi bir fikir olarak geliyordu bu ona. Geen yl kan isyan ve rezaletleri dnnce... Senin rahmetli efendin, 'Vezir-i azam geri dnebilir ya da yenilebilir ama Sultan ordunun bandaysa geri dn de, yenilgi de yoktur,' derdi." "Evet, imparatorluk akl banda ve gl adamlara gerek duyuyor," diye cevap verdim bu szlere." "Evet," dedi ban zntyle sallayp, "Safiye, olunun 424 Ann Chamberlin gitmesini istemiyordu. Sultan, stanbul'dan uzaklanca etki sinden kar, diye korkuyordu. O haremdeyken bir yn yeni politik plan yaplr, diye ii iini yiyordu.

Ama gen Sultan sorumluluk ve gcnn farknda gibi duruyor ve bu defa annesini dinlemedi. Safiye, olunun stanbul'da kalmasn salamak iin derhal yeni bir plann peine dt. Drt bir yana kendisine bal adamlar gnderdi, Hris-tiyanlar kesmeleri iin. "Hristiyanlar m?" diye bardm. "Ama o..." "Evet, o bir Hristiyan olarak yetitirildi, hem de manastrda. Ama byle eyler gc tehdit altna girdiinde ona vz gelir. Hristiyan olmasa bile bir kadn olarak hakszla urayann, ezilenin, zavallnn yannda olmas gerekmez mi? Nerede? Ama Allah yzmze gld. Mslman ya da Hristiyan, buna hepimiz sevinmeliyiz. Sultan bu plan rendi. O Rum kz da bir Hristiyan olarak yetitirilmiti. Gzyalar iinde yalvara-rak Mehmed'in annesine srt evirmesini salad. Mehmed, hemen aznlklara kar bu eit hareketler yapanlarn derhal cezalandrlacan aklayan bir ferman kard ve bizzat Hristiyan cemaatlerine adam yollad ve tehlike geene kadar dikkatli olmalarn syledi. Yani Safiye'nin korkun plan uygulanamad ve Mehmed de ordularn banda kuzeye doru yola kt. Safiye, artk haremi idare etmesine ramen, sznn gemedii zamanlar da olabileceini anlad. Zehirlenmekten, han-erlenmekten ok korkuyor ve kendi gcnn iinde bir dilenci gibi dolayor. Bunlardan korkar, nk bu yollar en iyi o bilir. Ama o sondan kim kaabilmi ki o kaacak? Zaman onun da cellad. Merak ediyorum o son anda yannda kim olacak?" Yeil gzleri bulutlanm gibiydi, uzaklara bakt dalgn dalgn. "Korkarm," dedi yava bir sesle, "Bir tek ben ..." __________MJ&__________ _______LXIX Gazanfer bir kez daha grdm. Yllardr Glruh'la birlikte yayordum. Rahatm yerinde olsa da kendimi ie yaramaz hissediyordum. Geri dervilerle ok zaman geiriyordum, ama dnmtm ki oturup dostum Hac'nm bana tekrar grnmesini beklemektense, yollara kp onu aramak belki daha doru olabilirdi. Recep ayndaki yryle hac adaylarna katlp Mekke'ye gitmeye karar verdim. Gazanfer Aa benim niyetimi renmiti ve bana uurlar olsun demeye geldi. "Biliyorsun," dedi. "Kap Aas olarak, Hicaz bekilii yapan hadm kardelerimizi ayarlamak benim yetkim iinde. Dnyann en onurlu, en kutsal grevidir bu..." "Teekkr ederim dostum. Ama Mekke ya da Medine'de temelli kalmak isteyebileceimden emin deilim." Bir ocuk kahkahas duyuldu, sese doru dndk. Gazanfer, "Anlyorum," dedi. "Seni buraya eken nedenler var." "Bir de u var, ben hibir zaman tam bir Mslman olamadm." "Hayr, sen kutsal bir arayn, Allah Ak'nn peindesin. Bu da Allah'n isteidir. Ama yine de eer..." Baka bir ey daha sylemeden gsnden kaln bir kt kard, uzatt. Atm. Hemen Sultan'n ve Kap Aas'nn mhrlerini grdm, bu benim izin belgemdi, ylesine duygulanmtm ki, gzlerimin dolmasna engel olamadm. Kd tekrar katladm ve kendi gsme soktum. Hl Gazanfer'in kadns gsnn scakln tayordu. Konuamyordum, minnettarlm anlatacak kelime bulamyordum. "Sen..." dedim, "Sen de benimle gelsen. Eer byle olabilse ok, ok sevinirim dostum." 426 "Bu yl olamaz," dedi. "Yapamam, biraz daha iim var benim..." "Nedir?" Bana cevap vermedi, bunun yerine onun adna Allah'n Evi'ne gtrmem iin kk bir kese altn uzatt. Bu sanki ok kararl bir yeniden balayn simgesi gibiydi. Son gnlerde iinde olduum ruh haline ylesine benziyordu ki bu kesenin simgeledii duygu, onun benimle gelemeyiine amtm. ok gzel, gneli bir gnd. Sanki yalanan kemiklerimiz yeniden genlemi

gibiydi. Fazla konumaya gerek yoktu. Gnn tadn kardk. 'm Bir sre sonra yine Gazanfer'le avluda oturuyorduk. Hava daha da scakt, artk yaz geliyordu. Gne ve zeri kck meyvelerle dolu incir aac bizi aramzdaki sehpada duran fstk ve erbetlerden ok daha fazla ilgilendiriyordu. Hatta konutuklarmzdan bile... Gazanfer yine Saray entrikalarndan birini anlatyordu yava yava, bu bizim aramzdaki ortak konularn en nermiiydi. Sultan'n bir baka kadndan nc bir olu daha olmutu ve kz dindar Sultan' yalayp, Rum kzn iki olundan uzaklatrmak istedii iin ocuun adn Muhammed koy-mutu. "Ama bu ie yaramaynca," diyordu Gazanfer. "Sihir, by ilerine ba vurmu." "Yinemi?" dedim, "Eski rezaletler..." "Kadn gidip bir ihtiyar dervi bulmu. Gya bu adam bir rya grmm, ryada ocuk bir at zerindeymi. Adam, demi ki: 'kzm, senin olun slam' ve Osmanl'y Sleyman'n zamanndan daha ileriye gtrecek.' Tabii Meh-med hemen etkilenmi bu anlatlanlardan. Safiye derhal hareSafiye Sultan 427 kete geip kz da, olunu da, dervii de yok ediverdi tahmin edebilecein gibi." Gazanfer birden konumay kesip ksrd ve can istemedii halde kendini zorlayarak biraz erbet iti. Bunun nedenini anlamakta zorlanmadm, Glruh'un kk olu yanmza gelmiti. ocuk aslnda ders alyordu. Dorusu byklere bile ok zor gelen Arap harflerini hemen renmiti ve imdiden Kur'an' ezberlemeye balamt. ok yetenekliydi, ilerde babas ve dedesi gibi bir din adam olacana kesin gzyle baklyordu. Ama sonuta henz bir ocuktu, zaman zaman si-klveriyordu kitaplardan, kalemlerden ve yatlar gibi oyun oynamak istiyordu. Yanmza geldi ve ne yaptmz sordu. Konutuumuzu syledik, kucama kp fstklara uzand. Kabuklardan kendine hemen iki donanma yapt, krklar gvurlarn, btn olanlar Mslmanlar'nd. Biraz sava oyunu oynadktan sonra yle grlt yapmaya balad ki, onu tekrar derslerinin bana yollamak zorunda kaldm. ocuk gidince Gazanfer glmsedi ve hafif bir sesle, "Belki de o gn merhametliydi," dedi. "Bu olann doduu gn. Baka bir ey iin olmasa da, yalnz bunun iin bir sevap kazanmtr." Ne demek istediini sordum, cevap vermek istemedi. zerine gittim, sktrdm ve sonunda konutu: "Asil kandan bir olan ocuk. Bu taht iin bir tehdit olabilir. Uzaktan bile olsa hanedan kanndan bir erkek ocuk, Safiye iin daima bir tehlike olarak kabul edilmitir. Bu olasl aklndan asla karmamtr o." Syledikleri beni az nceki fstk savalarna ve ortadan yok edilen dervi ve ehzadeye gtrvermiti. rperdim. "Neyse ki," dedim. "Byle uzak tehditlerle uramad." "yle mi sanyorsun?" "Yani Saray dndakiler, demek istedim." 428 "yle mi?" Gazanfer yznde tuhaf bir ifadeyle ayn szleri tekrarlyordu. "Aka grlmyor muydu, belli deil miydi?" "Ne demek istediini anlamyorum dostum," dedim sinirli bir glle. nndeki bardaktan isteksiz bir yudum daha ald, yz kararm gibiydi. "Sana her eyi anlatacam dostum. Demek gerei, nndeki gerei fark edemedin. Bunlar sana anlatacam, nk belki bylelikle ruhum bir para huzur bulur. Tpk ocukken papaza yaptm gnah karma gibi bir ey bu da. Dncelerine deer verdiim insanlar bilsin bari gerekleri." "Dostum, neden sz ediyorsun?" Tekrar glmeye altm. "smihan'n oullarndan sz ediyorum," dedi Gazanfer, sanki iindeki zehiri tkrr

gibi tslayarak kyordu sesi. Omuz silkip, "Bu Allah'n isteiydi," dedim. "Hepsi de l dodu." "Onlarn hibiri l domamt. Sapasalam olan ocuklard de. Yalnz kz yaad, sence bu bir rastlant m?" "Ne demek istiyorsun?" Damarlarmda akan kann donduunu hissediyordum. "Kalfa kadn, ebe?" "Evet, o... Ayva..." "Bunu sana Safiye mi syledi?" aknlktan sesim yine bana ihanet ederek salak bir hadm gibi kmt. "Hayr sylemedi, bana bile sylemedi, sadk Gazanfer'ine tek kelime etmedi bu konuda." Ac doluydu kelimeleri syleyii. "Ama bundan kukulanyordum, zellikle de Mit-ra'dan sonra." Biraz sustu, o am hatrlamak onu zyordu, sonra devam etti. "Geen yaz ifahaneye gittim." "Ayva diyordun?" "Evet, Ayva. Ama tabii o ld, ncir vard odada. Ona bu 6a fi ye (Sultan 429 konuda ne bildiini sordum. Emin olmadn syledi. 'Ama phelerin var, deil mi?' diye sktrdm. Net bir cevap veremedi. 'Ama nasl ortaya karabileceimizi biliyorum', dedi. Tuhaf gzlerle bakp, 'ille de istiyorsan', diye tekrarlad. Ben de, 'ille de...' dedim." Gazanfer yine susmutu, biraz daha erbet iti, bir sre krmz ve beyaz lalere bakt. Dorusu akndm, nk anlattklar hi onun yapabilecei eylere benzemiyordu. Bunlar benim iin yapmt, anlatt her kelimeyi dikkatle dinleyecektim. Ona minnettar ve hayrandm u anda. "Balangta ok da hevesli deildim aslnda," diye devam etti Gazanfer. "O gece bana tarif edilen eve gidene kadar. Kapya geldiimde tuhaf, vahi sesler geliyordu ierden. En lgn derviler bile byle sesler karamazd. eri girip girmemekte tereddt ediyordum. Medresedeki yobazlar bunlar bir duysalar, diye geirdim iimden. Biliyorsun, yardm olsun diye ben de bir medrese atrdm. Ve ne yazk ki oradaki rencilerden bir ksm, Hristiyan ve Yahudiler'e kar yaplan o kt uygulamaya alet oldular. Bazlarna yardm kestim ve uzaklatrdm medreseden. Yine de ne yazk kklerini kuruttum, diyemem. Kitab ve peygamberi olanlara bile Allahsz diyenler, kimbilir bu evdekileri bilseler neler neler yaparlard. Bu dncelerle bir sre kap aznda durduktan sonra ieri girmeye karar verdim. Eer byle bir saldr yaplrsa ierde durarak insanlar engelleyebilirdim. Naslsa beni bir tanyan kard yobazlarn arasndan. Kapdaki nbeti, beni hibir ey sormadan ieri ald. Sanrm ya tanmt, ya da ncir tarafndan uyarlmt. stanbul'daki tm zenciler oradayd sanki. Tek beyaz bendim. Aslnda aznlkta oluumun tek nedeni rengim deildi, ruh olarak da tektim. Bir ift hadm nlerindeki davullara vuruyordu aksak bir ritimle. En azndan bunlar da hadm, 430 diye geirdim iimden. Ortak bir yn bulmutum kendimce, ama yanlyordum. Bu hadmlar neredeyse rlplakt. Krkl giysilerinden syrlnca hadmln tm izleri meydana kmt. Sanki ikenceyle uzatlm kollar; kk, fms gs kafesleri. Kemikli, peneye benzeyen elleriyle durmadan vuruyorlard davullara. Bilirsin hadmlar bedensel arzalarn saklayabilmek iin ar kumalarn arkasna saklanrlar. Oysa bu adamlarn bizim meslektalarmz olduunu syleyebilmek ok zordu. Her eylerini aka ortaya koymulard. yice artmt temposu davullarn. Sanki o dml parmaklar, davullarn zerine deil de, kendilerini anayurtlarndan koparp, binbir ikenceyle erkekliklerini, insanlklarn alan kasaplar dvyordu.

Davullardan ykselen sesi kendi gs kafesimin iinde duyuyordum, tm kemiklerim, eklemlerim titreiyordu bu vurularla. Tuhaf bir ekilde kendimi zor tutuyordum frlayp oy-namamak iin. Dierleri oktan bunu yapmaya balamt. Hepsi birden dans ediyordu ortada imdi. Sonra tavuklar getirildi, tylerini kabartm, baran siyah idi horozlar... Hemen bunlarn boazlar kesildi ve piirilmeye baland. Kzaran tavuklarn kokusu, am, kan ve plak bedenlerdeki terle karmt. Hamallar, bulaklar, amarclar ve bir yn hadmn simsiyah bedeni... Sanki gnete moraran zmler gibiydiler. Tatlms bir lezzet vard ortala yaylan. Burada cinslerin ylesine bir karm vard ki, medreseden biri grse annda sakal beyazlard. Bu karm hem ok yabani ve vahi grnyordu, hem de tuhaf... Masumdu stelik, bunlar igdsel olarak yapyorlard. Hayvanlar gibi... Hadmlar bile nabz gibi atan bu cinsellikten etkilenmiti. Burada beni ilgilendiren bir ey yok, diye dnyordum, her eyi grmtm. ok vahi, ok tuhaft olanlar ve benim dnyamn dndayd. Medresedeki yobazlar gelip de (Safiye (Sultan 431 bu insanlara bir ktlk yapmaya kalksalar, onlar durduracamdan bile emin deildim artk. Tam kp gideceim srada, sanki benim dncelerimi okumu da buna engel olmak istiyormu gibi ncir grnd. Perdeyle ayrlm bir blmden kmt. Artk ayrlamazdm. Osmanl giysileri iinde kadnn ne tuhaf, ne rk grndn bilirsin. Kendi kendime, ite, dedim, Allah'n bu kadna uygun grd giysiler gerekten de onlar deil, bunlar... eitli boylarda kesilmi kuma paralar aslmt kalalarnn evresine. Kulaklarnda byk altn halkalar vard, kvr kvr yasta benzeyen salarnn arasna zerinde hl kan olan tavuk tyleri ilitirilmiti. Boynunda mcevherler taklyd, ama bunlarn arasndaki dizi dizi deniz kabuklan onlar iin ok daha deerliydi belli ki. Horoz peneleri, tavuk bacaklar, eit eit kemikler de vard boynunda sallananlar arasnda kadnn. Beline kadar plakt. Dzgn, morumsu bir siyahlktaki teniyle, gsleri sallanarak yryordu. Acaba Ayva onu hi byle grd m, diye sordum kendime. Ayva buraya gelmi miydi, yeni bilgiler katmak iin bilgisine... Eer geldiyse, incir'e k olduuna dair yaplan dedikodularn gerekliine inanrdm hemen. ncir herkesi isim isim selamlayarak ilerliyordu, elini pyordu yabani tavrl zenciler, ayaklarn hatta. Bana sadece bakt, ben de yle... O kadar... Birden yavalam davullar, yeni bir ruhsal enerji kazanm gibi tekrar gmbrdemeye balad. Ve bu ritmin ncir'in vcuduna nasl girdiini, onu nasl sardn neredeyse gzlerimle an be an grdm. Bu bir nabz gibiydi, o siyah tenin hemen altnda atyordu. Kmldanmaya balad, ama artk kendisi gibi deildi. ple oynatlan bir kukla gibi, tuhaf alar yaparak kmldanyordu eklemleri. Sonra o grnmez ipler yok oldu ve ncir her kemii titreyerek oynamaya balad. 432 Herkes kenara ekilerek ona yer amt ve hep bir azdan bararak tempo tutuyorlard. "Yavrube, Yavrube!" Bu onlarn tanrasnn adyd, duymutum. u anda ncir, onlarn Yavrube'siydi. ncir kvrlyor, bklyor, inanlmaz bir hzla dnyordu ortada. Bu ne byk bir enerjiydi Allah'm. Gzleri giderek byyordu, sa diplerinden fkran ter yanmdan geerken zerime sramt. Zenciler kendilerince kutsal olan bu terle slanabilmek in ona sokuluyordu. Sanki Incir'den ykselen bu byk g onlara sonsuzluun kapsn aabilecekmi gibi bir ruh hali iindeydiler." Acaba bu, dervilerin kendilerinden geerek dnlerine benzemiyor muydu? Gazanfer bandan geenleri anlatrken bunu dnyordum. Ama Gazanfer

hayatnda bir kez bile bir tekkeye gitmemiti, ona bunu sylemenin bir anlam yoktu, dncelerimi kendime sakladm. "Sonra birden dans bakla kesilmi gibi sona erdi, incir bir kemik yn gibi yere ykld, sanki erimiti. Bazlar ona yardma kotu, ama kadnn gzleri hl akt, ylece hibir eyi grmeden falta gibi akt kapkara kocaman gzler. Yavrube hafif hafif hl titretiyordu eklemlerini. ncir kmldanyordu, ama bu kez dans eder gibi deil, can ekiir gibiydi. Herkes geri ekilmiti. Sonra o ses duyuldu. Hemen tandm onu, bu ncir'in sesi deildi, konuan Ayva'yd." "Bir l?" "Evet oydu. incir hece hece konuuyordu ve bu arada nn altnda kvranan bir kadn gibi hareketler yapyordu. ok mstehcendi grnts, yine ele bam evirmedim. Ses: 'Bebekler', dedi." __________M1&__________ _______LXX_______ M?" demeden duramamtm. Macar hadm ban sallad. " 'Bebekler, paralanm bebekler...' " "Ayva'nn sesiyle?" "Evet, kesinlikle. Bu sesin ncir'in kaln ve mor dudaklarndan kmasyla akna dnmtm." "Ayva'nn tam olarak ayn szleri sylediini daha nce ben de duymutum. Kk hanmmla birlikte bir gn... Ama ne demek istiyordu sence?" "Ses konumaya devam ediyordu. Safiye'nin emirleriyle bunu Ismihan her doum yaptnda tekrarladn syledi. nk onu her eyden ok seviyormu." "Byle hissedenlerin ilki deildi," dedim. "Her doumda ocuun kz m, olan m olduuna bakyormu." "Bunu yapt da. Tm ebeler yapmaz m zaten?" "Ama kordonu kesenin o olduunu unutma." "Evet, gbek kordonunu dmleyip kesen odur. Glruh doduunda byle olduunu gzmle grdm. Biliyorum." "Ama kordon, bebek kzsa dmlenip kesiliyordu. Eer erkekse, anasnn hanedan kan ve babasnn yksek makam nedeniyle, Safiye iin bir tehdit oluturabileceinden... ylece braklyordu, dmlenmeden..." Her yerim titremeye balamt. smihan'n drdnc doumdan sonra Ayva'nn daha ncekilerden farkl olarak bir eyler yaptn anlatmaya altn hatrlamtm birden. Ama o zaman buna aldrmamtm, hatta tam olarak dinlememitim bile. O da unutup gitmiti zaman iinde, bebeinin doumunun heyecan ve sevinci iinde. Safiye Sultan f.?B 434 "Byle ufack bir ihmal," diye szlerini srdrd Gazanfer, "en salkl domu bebein bile bir saat, hatta birka dakika iinde lmne yol aar. O zaman mazaret de hazr, 'ok gl deildi biare... Allah'n istei ne yapacaksn?'" Dehet iindeydim. Her zaman kukularm olmutu, ama asla bunlarn peine dmemitim, tam olarak netlememiti bu kukular beynimde. Oysa imdi... Doru olabilir miydi? Btn hayatmz bir bakas tarafndan allak bullak edilmiti demek. Zavall Ismihan'n Ferhad'a duyduu akn byk nedeni aslnda Sokullu'nun ona salkl bir ocuk verememesi deil miydi? Sokullu, kendisinin gsz bir erkek olduunu dnerek br dnyaya gitmiti, aldatld iin memnundu neredeyse bu yzden. Ismihan'ck o l bebekleri doura do-ura sonunda neredeyse sakat kalmt. Ve hayat boyunca derin bir vicdan azab iinde yaamt. Ya ben? Btn bunlarn iinde gnahkr hissetmemi miydim kendimi? "Bu olabilir mi?" diye bardm. "Hepimizin hayat... Bunun bir anlam yok muydu? Bylesine korkun bir dzenbazlk, cinayet zinciri, inanamyorum." "Ayva'nn sonunda ldrmasnn nedeni de buydu. Aslnda ona akln oynattran esrar

deil, Safiye'ydi. Kadnn akn elinin tersiyle bir kenara itivermiti, yllarca kt emelleri iin kullandktan sonra." "Allah'm," diye mrldandm. "O zavall, kck bebekler..." Gazanfer tam olarak iimden geenleri anlayabiliyor muydu, bundan emin deildim. Ama ben susunca o da susmutu. Sonra beni teselli edecek bir iki sz sylemeye alt. ylesine bir karmaa ve dehet yayordum ki, byle szlerle avunabilecek halde deildim. "Ama," dedim. "Ismihan onun en yakn arkada deil miydi?" "Gzeller gzeli iin arkadaln ne anlam olabilir? O, Safiye Sultan 435 yalnz g ve iktidarla ilgilenir. O, hayat boyunca Hristiyan ad Sofia ile, Mslman ad Safiye'nin karmaasn yaad. Btn deer yarglarn birbirine kartrd ve onlar ters kulland. En gzel ve en akll olarak erdemli bir yaam srdrmeyi de-neyemedi bile. Bir dn, neden smihan onun en yakn arkadayd, diye. nk onu kullanmak ok kolayd Safiye iin. Grmyor musun? Kendi z kzna da bunu yapyor imdi." "Aye'ye mi?" "Evet, ona. Aye, Ferhad Paa'dan bir ocuk sahibi olamad. Oysa smihan olmutu." "Safiye bunu yapabilir mi? Kendi torununa hem de?" "Yapt bile. Ferhad Paa ldrlnce onu ibrahim Pa-a'ya verdiler. Eer gerekirse bir bakasna da verir bundan sonra. Emin olabilirsin." "Kutsal hibir ey kalmam onda." "Hibir ey," dedi Gazanfer. "yle." Birden hadma baktm aknlkla, az nce syledikleri ancak yerini bulmutu kafamda. "Demek Ferhad Paa iini biliyordun." "Biliyordum." "Ya Safiye?" "Herhalde bilmiyor. En azndan ben bu konuda ona bir ey sylemedim." "Bu yzden sana minnettarm. Byle etrefil konularda ok da zekice davranamadn ortaya kyor." "Sen onurlu bir kadnn onurlu hadm oldun daima. nemli olan budur. Ona mutluluk ve huzur verdin, sonuna kadar..." Yznden garip, ac dolu bir gl gelip gemiti Gazanfer'in. "Sofia Baffo," diye mrldandm. "Evet. Sofia Baffo...," diye szlerimi tekrarlad hadm. "O herkesi perian etti. Harem'i, Saray', her eyi... Bu gzde436 Ann Chamberlin ler saltanat, imparatorluu tketecek dostum, szlerimi unutma. Safiye, peinde kotuu emeline asla sahip olamad aslnda, olamayacak da... Onu kendi elleriyle yok ettiinin farknda deil gzeller gzeli." Bir an sustu, baka bir ey daha sylemek ister gibiydi. Glruh'un olunun iyice uzaklatn grnce yeniden konumaya balad. "Aye ok aptal bir kz, tek yapt annesinin sylediklerini uygulamak. zerindeki ar basknn altnda bir gn ezilip gidecei kesin. Bu belki benim de bama gelecek. Bildiklerimi kendime sakladm daima. Her eyi grdm, Yedikule zindanlar bana ok ey retti. Bandan beri onun klesi olduumu biliyordum, sa eli olacam da... Tpk ipek urganlar skan dilsiz cellatlar gibi sessizce yaptm onun isteklerini. Ebe kadnlar gnahsz kadnlarn doum masalarna gtrdm, neler olacan bile bile. Ama azm bile amadm. Zehir getirenlere kaplar ben araladm, hanerler saplanrken bam evirdim. Ve hep sustum. Sana bir ey daha sylemek istiyorum. Efendin Sokullu'yu da o ldrtt." "Bunu biliyordum," dedim. "yle mi?"

"Evet, en azndan iin asln renebildim. Mitra syledi, o gece." "Anlyorum." "Ama intikamn artk bir anlam kalmamt." Gazanfer ban sallad. "ntikam duygusundan siyrlabil-diin iin anslsn," dedi. "Ama neden Sokullu'yu ldrttn bir trl tam olarak anlayamadm. Nur Banu, Gruh'a bunun onun Abdur-rahman'la evlenmesini engellemek iin olduunu sylemi, ama bu bana hibir zaman inandrc gelmedi." "Doru, ama bu da nedenlerden biriydi." "Sokullu'ya kar olan Nur Banu ve yanndaki veyis'le Safiye Sullan 437 Lala Mustafa Paa'yd aslnda. Safiye iin Sokullu'nun yaamas daha yararl olmaz myd?" Gazanfer omuz silkti. "Sokunu artk fazla bir ie yaramayacak hale gelmiti," dedi. "zellikle de Kantakuzenos'un ldrlmesinden sonra." "e yaramamak ha?" "Evet, artk ie yaramamak lm iin yeterli bir neden Safiye iin. Sana demin sylediim gibi, bir gn haner bana da saplanabilir rahatlkla. Pek ok karanlk iin iine girdim ktm yllardr. ok ey biliyorum. Safiye bunu biliyor. Ben de... Bir gn bunun ona zarar vereceini dnebilir ve... Ve beni hi dnmeden, zlmeden ortadan kaldrtabilir. Belki benim iin bylesi daha iyi olur. Onun cinayetlerinin ouna ahit oldum ben. Ben de onlardan biri olabilirim kolaylkla. Tek bir kl darbesiyle kafam uurulursa benim iin iyidir. Ryalarmda bunu sk sk gryorum dostum." Hadmn yz boncuk boncuk ter iindeydi. Sesi giderek bouklayordu. "Ama baka ryalarm da var," dedi. Gerekten byk bir sknt iinde konuuyordu. "Biliyorsun Kzl Muaviye'nin bann altna gnll olarak yatm biriyim ben. Ama ryamda.... Hanmmn oda-sndaym, gece, ikimiz yalnzz. Tek bir kandil yanyor, o bana bakp glmsyor. Salar altn klarla prldyor, teni mermer gibi, bembeyaz, dmeleri beline kadar ak. Bana bakp glmsyor, bana sarlyor, bana gveniyor, bana ait..." Onu durdurmak istedim. Byle bir itiraf gerekli deildi. Daha sonra bundan ikimiz de sklabilirdik. Ama kararlyd, susmad. "Hayr," dedi. "Brak da devam edeyim. Bu ryay onun hizmetine girdiim yllarda sk sk gryordum ve tam o noktada inanlmaz bir ekilde yerimden frlyordum. Ve beni anla438 Ann Chamberlin yabilirsin, kendimi toparlayabilmek iin hemen bamdan geen ikenceleri dnyordum. Ama son zamanlarda, kendi lmm grdm o ryalar ve ncir'i izlediim geceden sonra byle davranmaktan vazgetim. Ve bu duyguyla ryann devamn da grebildim. Evet, bana doru gelip sarlyordu, gvenerek. Ben onun altn salarna yavaa dokunurken, onun bir kadnn yaayabilecei her eit cinsellii yaam olduunu biliyordum. Ama o imdi bunu deil, ak aryordu. G, iktidar... Bunlar grmt, biliyordu, ama ak bilmiyordu. Onu ebedi huzura kavuturacak olan ak istiyordu benden. Ellerim o mermer tende dolayor, gslerini okuyordu. O tenin altndaki sca hissediyordum. Arkamzdaki nite, etrafa ya damlalar ve kvlcmlar saarak son klarn veren bir kandilin scakl gibiydi bu, artk fitil yanyordu yalnzca. Onu sndrmek gerekiyordu. Akn heyecanyla pslak olmu elimi kandile doru uzatp fitili parmaklarmn arasnda ezerek kandili sndrdm. Sonra karanlkta bir yastk aldm. Yavaa, yumuaka, dikkatle onun yzne kapattm. Bastrdm ve yle tuttum. Hi direnmiyordu, koluma sarlm kollarn amyordu, trnaklarn batrmyordu bana.

Sevgiyle tutunmaya devam ediyordu. Sonra giderek kuvvetsizleti dokunuu ve sonunda huzura kavutu. Bu bir hadmn ak... Sonunda ona arad huzuru verebilmek... Belki bundan daha byk bir ak yoktur dnyada. Her neyse, ite ryam buydu. Her gn biraz daha gerekmi gibi geliyor bana..." Aacn dallar arasndan szlen k sanki biraz kzarmt. Tpk kan gibi, ama eksik olan ey cesetti. Gazanfer ayaa kalkt, bana ans diledi, hacca gidiimi imdiden kutladn syledi, ona teekkr ettim. Sonra gitti, Saraydaki iinin bana dnd. Safiye Sultan 439 ok uzun yllar nce bir manastr bahesinde balayan ey, g iin duyulan o arsz, doymak bilmeyen ehvet artk snmek zereydi. Aacn altnda epey bir zaman oturdum, klara ve glgelere baktm. Sonra yzm dallara evirdim, incirin dallar insan davet ediyor gibiydi. Ne yaptm ok da bilmeden bu daveti kabul ettim ve trmanp byk dallardan birinin zerine oturdum. Gemite, gemi iplerinin zerinde yaptm trmanlara hi benzemiyordu bu defaki, baya zorlanmtm. Ama onu ilk grdm gn, o manastr bahesini, altn salarn sallayarak bana doru geliini hatrlamakta ayn zorluu yaamadm. Islkla ald edepsiz ark bir kez daha dudaklarmn ucuna kadar geldi. Ama aa dallarnn arasndan grnen artk manastr deildi, duvarn arkasnda alanlar srre alay hazrl yapan Mslmanlar'd. ki devenin zerine konulacak rtler hazrlanyordu harl harl. Nerdeyse ilerini bitirmek zereydiler. Artk gitme zaman yaklayordu. Gsmde sakladm kda dokundum. Orada oturdum. Oturdum ve hatrladm. Hatrladm ve dndm. Gazanfer'in anlattklarn... Kendi kendime btn bu olanlarn neden Allah'n istei olmas gerektiini sordum. Hayatlarmz allak bullak eden o yanl, yalan sorguladm. Her gn byle kim bilir ka yalan, ka yanl yapldn merak ettim. Ve sonunda bunun, yani neyin doru neyin yanl olduunun bir nemi olup olmadndan emin olamadm. nemli olan dier davranlarmzd belki de. Neeyi ve yaam sevgisini artrabilecek olan davranlarmz... imden unlar geirdim: "Sen, bir ban sana yaptn hayatnn en korkun olay olarak kabul ederek yaadn. Bundan tr asla bir daha mutlu olamayacana inandn. Ama acaba btn olup bitenlerden sonra, bu gerekten de yanl bir karar myd? Eer bu olmasayd, Allah'n sana sunmu ol440 duu iyi zamanlarn deerini acaba tam olarak anlayabilecek miydin? Sana verdii ve daha da verecei iyiliklerin..." Aadan tatl bir ses bana "stat, stat," diye seslenene kadar orada oturup dnmeye devam ettim. "stat, orada ne yapyorsun?" Kk ocuk kkr kkr glyordu. Beceriksizce aa indim ve bunu saklamak iin kendimden emin bir tavrla ona doru dnp bugn neler rendiini sordum. Herhalde artk yorulmutu, bunun yerine bana ok iyi bildii bir drtl hzla sylemeyi tercih etti: "Esirgeyen ve koruyan Allah'n adyla, Yeryznde bulunan her canl fanidir Ancak yce ve cmert olan Rabbin varl bakidir Her eyin sahibi olan 'O'na gece gndz kredip dua et." K sevgiyle belinden tuttum, Allah'n merhametiyle ebe kadnn elinden kurtulmu bu gzel ocuu kucakladm ve ona dl olarak biraz erbet ve fstk verdim. BTT

You might also like