You are on page 1of 191

MLEL VE NHAL

MLEL VE NHAL
Journal for studies of belief, culture and mythology
ISSN: 1304-5482

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi
ISSN: 1304-5482

HISTORY Notes on History Mehmet Mahfuz SYLEMEZ Phenomenology of Historical Space: An Introductory Essay Burhanettin TATAR On Time, Conscious and Perception of History
-An Evaluation from Theological View-

TARH Tarih zerine Notlar Mehmet Mahfuz SYLEMEZ Tarihsel Mekn Fenomenolojisi -Bir Giri DenemesiBurhanettin TATAR

Mehmet EVKURAN Some Remarks on History Adnan DEMRCAN Text, History and the Origins of Violence
The Historical and Sociological Manifestations of Islamic Cultural Pluralism

TARH

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine -Teolojik Adan Bir ncelemeMehmet EVKURAN Tarih zerine Baz Dnceler Adnan DEMRCAN Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar -slam'n Kltrel oulculuunun Tarihsel ve Sosyolojik TezahrleriYasin AKTAY Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn evket KOTAN Siyer Yazcl zerine Mehmet ZDEMR Kitap Tantm ve Tenkitler Milel ve Nihal Geleneinden

Yasin AKTAY Possibility of Authentic Religious Knowledge in the Labyrinth of History evket KOTAN On the Writers of Siyar Mehmet ZDEMR Book Reviews From Tradition of Milel and Nihal

volume: 4 number: 3 Sep.- Dec.07

2007

4/3

cilt: 4

say: 3 Eyll - Aralk 07

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi
ISSN: 1304-5482

TARH

Cilt/Volume: 4 Say/Number: 3 Eyll Aralk / September December 2007

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi Cilt/Volume 4 Say/Number: 3 EyllAralk / SeptemberDecember 2007
ISSN: 1304-5482 Sahibi / Owner Milel ve Nihal Eitim, Kltr ve Dnce Platformu Dernei Editr / Editor inasi Gndz Editr Yrd. / Co-Editor Cengiz Batuk Say Editr / Editor of Issue Mehmet Mahfuz Sylemez Yayn Kurulu/ Editorial Board* Alpaslan Akgen, Ayaz Akkoyun, Yasin Aktay, Mahmut Aydn, Cengiz Batuk, inasi Gndz, brahim Kayan, Necdet Suba, Burhanettin Tatar

Danma Kurulu/Advisory Board*


Baki Adam (Prof. Dr., A..); Mohd. Mumtaz Ali (Prof. International Islamic Univ. Malezya); Adnan Aslan (Do. Dr., SAM); Kemal Ataman (Yrd. Do. Dr., Uluda .); Mehmet Akif Aydn (Prof. Dr., Marmara .); Ylmaz Can (Do. Dr., O.M..); Ahmet akr (Yrd. Do. Dr., O.M..); Mehmet elik (Prof. Dr., Celal Bayar .); Waleck S. Dalpour (Prof. University of Maine at Farmington); smail Engin (Dr., Berlin); Cemalettin Erdemci (Dr. Y.Y..); Tahsin Grgn (Do. Dr., SAM) Ahmet G (Prof. Dr., Uluda .); Recep Gn (Yrd. Do. Dr., O.M..); Mevlt Gngr (Prof. Dr., ..); mer Faruk Harman (Prof. Dr., Marmara .); Erica C.D. Hunter (Dr., Cambridge Univ.); Mehmet Katar (Do. Dr., A..); Mahmut Kaya (Prof. Dr., ..); Sadk Kl (Prof. Dr., Atatrk .); evket Kotan (Dr., Ankara); lhan Kutluer (Prof. Dr., Marmara .); George F. McLean (Prof. Catholic Univ., Washington DC); Ahmet Yaar Ocak (Prof. Dr., Hacettepe .); Jon Oplinger (Prof. University of Maine at Farmington); mer zsoy (Prof. Dr., Frankfurt Univ.); Roselie Helena de Souza Pereira ; (Mestre em Filofia-USP; UNICAMP Brasil); Ekrem Sarkolu (Prof. Dr., S.D..); Hseyin Sarolu (Prof. Dr., ..); Bobby S. Sayyid (Dr. Leeds Univ.); Mustafa Sinanolu (Do. Dr., SAM); Mahfuz Sylemez (Do. Dr. Hitit .); Necdet Suba (Yrd. Do. Dr., Mula .); Blent enay (Do. Dr., Uluda .); Cafer Sadk Yaran (Prof. Dr., ..); Ali Murat Yel (Yrd. Do. Dr., Fatih .); Hseyin Ylmaz (Yrd. Do. Dr., Y.Y..); Ali hsan Yitik (Prof. Dr., D.E..)
* Soyadna gre alfabetik sra / In alphabetical order

Kapak Resmi / Picture of Cover Ludwig Deutsch (1855-1935)in Kuran Okulu (1905) isimli tablosu Bask / Publication Doanbey Ladin Ofset - stanbul, 2008 Ynetim Yeri / Administration Place Milel ve Nihal Eitim, Kltr ve Dnce Platformu Dernei Alemda Caddesi No 64/10-12 Tel: (0216) 344 64 25 amlca, skdar / stanbul www.milelvenihal.org / www.dinlertarihi.com e-posta: milelnihal@dinlertarihi.com Milel ve Nihal ylda say olarak drt ayda bir yaymlanan uluslararas hakemli bir dergidir. Milel ve Nihalde yaymlanan yazlarn bilimsel ve hukuki sorumluluu yazarlarna aittir. Yaym dili Trke ve ngilizcedir. Yaymlanan yazlarn btn yayn haklar Milel ve Nihale ait olup, yayncnn izni olmadan ksmen veya tamamen baslamaz, oaltlamaz ve elektronik ortama tanamaz. Yazlarn yaymlanp yaymlanmamasndan yayn kurulu sorumludur.

bu sayda
4-7
Editrden

Makaleler 9-17 19-29 31-68 69-89 91-111 113-128 129-162


Mehmet Mahfuz SYLEMEZ Tarih zerine Notlar Burhanettin TATAR Tarihsel Mekn Fenomenolojisi -Bir Giri DenemesiMehmet EVKURAN Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine -Teolojik Adan Bir ncelemeAdnan DEMRCAN Tarih zerine Baz Dnceler Yasin AKTAY Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar: slamn Kltrel oulculuunun Tarihsel ve Sosyolojik Tezahrleri evket KOTAN Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn Mehmet ZDEMR Siyer Yazcl zerine

Kitap Tantm ve Tenkitler


163-165 165-170 170-174 174-178 178-179 180-181 R. G. Collingwood, Tarih Tasarm William Henry Walsh, Tarih Felsefesine Giri Hans Meyerhoff, Zamanmzda Tarih Felsefesi Georgia Harkness, John Calvin: the Man and his Ethics Bernard M. G. Reardon, Religious Thought in the Reformation Alister E. McGrath, Reformation Thought: An Introduction

Milel ve Nihal Geleneinden


A. SEMENOV, 183-190 Pamir smaillerinin Akidelerine Dair,

Editrden

nsan Yaamnda Bir na Malzemesi Olarak Tarih


nsann dne ynelik hafzasnn ifadesi olan tarih insan yaa-

mnda nemli bir yere sahiptir. Bugnn iyi anlalmas ve

gelecein salkl bir ekilde tesisi asndan gemiin doru anlalp analiz edilmesi gerekir. Bugne ynelik deerlerin banda insann tad ya da ait olduu kimlik gelir. Mevcut din, dil, etnisite ve benzeri kltrel deerler kadar gemie ynelik tarihsel deer ve birikimler de kimliin ifadesinde nemli yer tutar. Bu ynyle tarihsel deer ve birikimler kimlik inasnn vaz geilmez unsurlardr. Benzer ekilde gemiin iyi okunup deerlendirilmesi gelecee ynelik tutum ve davranlar asndan da belirleyicidir. nsanlk tarihi incelendiinde farkl zaman dilimlerinde yaanan olaylar arasnda -aynlk olmasa da- eitli paralellikler olduu ve dolaysyla adeta tarihin tekerrr ettii dikkati eker. Tarihin tekerrr etmesine dayal dngsel tarih anlay, ilerlemeci tarih anlayna dayal izgisel tarih taraftarlarnca eletirilse de insanlk tarihinde ard ardna yaanan olaylar zaman ve mekn farkllklarna ramen insanln (ve toplumsal yaplarn) benzer tecrbelerden getiini ortaya koymaktadr. rnein tpk insan yaamnda grld gibi derebeylikler, krallklar, hanedanlar, imparatorluklar ya da devletler domakta, gelimekte ve yklp yok olmaktadr.

Yine tarih boyu iyi ve kt mcadelesi bilinen en erken tarihten bugne devam edip srmektedir. Btn bunlar insanlara tekerrr eden tarihsel srete gemiten ders alarak gelecee salkl bir yn vermenin nemini anlatmaktadr. Esasen gemile gelecek ya da dn ile yarn arasnda yaayan insann kendisi tarihin bir parasdr. Tad sosyal, kltrel deerleriyle ve maddi varlyla bizzat kendisi tarihseldir. Kendi tarihselliinin bir paras olan kimliini ve deer yarglarn oluturmak ya da sahip olduu deerleri merulatrmak iin insan sklkla tarihe mracaat etmekte; tarihsel verilere ynelik yorum ve deerlendirmeleriyle bugn oluturmaya/okumaya almaktadr. Kendisi tarihsel bir varlk olan insan yapp ettikleriyle bugne ynelik tarihi ina etmekten de geri durmamaktadr. nsann tarihe ynelik alglamalarnda ekonomik, siyasal ve askeri g, etnik ya da dini kimlik ve benzeri eitli ltler n plana kar. Sklkla bu ltler balamnda tarihsel veriler nesilden nesle aktarlmaya ve yorumlanmaya allr. Dolaysyla tarih alannda yaplan almalarda ou zaman nesnellik ya da objektiflik sorunu kendini gsterir. almalara temel olan tarihsel veriler kadar bu verilere dayal olarak yaplan yorum ve deerlendirmelerin ne kadar nesnel olduu srekli bir soru olarak nmzdedir. Ulam ve iletiim imkanlarnn her zamankinden daha sofistike olduu gnmzde bile yaanan bir olayn farkl sosyal ve siyasal evrelerce farkl ekilde verildii ve yorumland ortadayken iletiim kaynaklarnn nispeten snrl olduu tarihin derinliklerinde yaanan olaylarn ne kadar salkl ya da ne kadar nesnel bir ekilde bugne ulat ciddi bir problem olarak karmzdadr. Nitekim bu durum kimi evrelerde tarihin genellikle gllerce yazld kanaatinin olumasna neden olmutur. Dinler ve kutsal metinler de bir ina malzemesi olarak tarihe nemli yer vermektedir. Hemen hemen btn dinlerde tarih tanrsal vahyin gerekletii ve kutsaln eitli ekillerde tezahr ettii bir ina sreci olarak grlr ve dolaysyla bizzat tarihin kendisi kutsaln bir paras olarak deerlendirilir. Yahudi ve Hristiyan geleneinin kutsal metinlerinin adeta bir tarih kitab grnmn-

de olduu dikkat ekicidir. Tanah olarak adlandrlan Yahudi kutsal kitab yaratltan itibaren insanlk tarihini konu edinir. Bu tarihsel servenin znde srailoullarna ynelik ahit gelenei yer almaktadr ve btn tarih aslnda srailoullarnn seilmiliine ynelik ilahin vaadin gereklemesinin yksdr. Dolaysyla Yahudilikte tarihsel sre Yahudilerin bugne ynelik seilmilik iddialarnn merulamasn salayan bir aratan ibarettir. Hristiyanlk kutsal metinlerinin birou da tarihsel vesikalar grnmndedir. Gerek nciller gerekse Resullerin leri gibi kutsal metinler, Miladi birinci yzylda yaanan olaylar konu edinir ve Hz. sann yaamna ve mesajna ynelik Hristiyanln tezlerini ileyen bir kurgu tar. Hristiyanla gre yaanan tarihsel srecin merkezinde Tanr Olu sa Mesihin kurtarcl bulunmaktadr. saya kadar geen sre insanla ynelik eski ahit dnemini ifade ederken sann armha geriliiyle birlikte yeni bir dnem, yeni ahit dnemi balamtr. slama ve slamn temel referans Kurana baktmzda slamn ise tarihi tevhidle irk ya da hakla batl arasnda yaanan bir mcadele sreci olarak grdn anlarz. Buna gre btn insanlk tarihinde artarda gnderilen peygamberler ve onlar araclyla insanla iletilen ilahi mesaj insanlara hakk ve hakikati tebli etmitir. Bu tebliin zn Allahn mutlak birliine, tekliine ve stnlne dayal ulhiyetinin kabul edilmesi, Ona hibir eyin denk tutulmamas ve yalnzca Ona ibadet edilmesi oluturmaktadr. Dinlerin ve kutsal metinlerin tarihe ve tarihsel verilere ynelik bu yaklamna ramen kutsal metinler de dhil dinlere ynelik tarihsel verilerin bugnn deerlerinden hareketle bir deerlendirmeye tabi tutulduu da bilinmektedir. zellikle Yahudi ve Hristiyan kutsal metinlerinde ngrlen tarihsel verilerin ne kadar gerei yanstt konusunda eitli tahliller yaplm ve kutsal metin tenkit yntemleri gelitirilmitir. Milel ve Nihalin Tarih konu balkl bu saysnda insann tarih ve tarihsel verilerle ilikisi eitli alardan ele alnp incelenmektedir. Tarih zerine notlar balkl almasnda say editr Mahfuz Sylemez kaltlarn yorumlanmasyla yaplan bir ina olarak tarih zerinde durmakta ve tarihi ve nesnellik ilikisini

sorgulamaktadr. Benzer ekilde Adnan Demircan da Tarih zerine baz dnceler balkl makalesinde nesnelliin ne kadar mmkn olduunu sorgulamakta ve bir kimlik inas olarak tarihi ele almaktadr. Burhanettin Tatar Tarihsel mekan fenomeni balkl almasnda gemiin kendisini bize sunan bir aklk olarak tarihsel mekan irdelerken, Mehmet Evkuran Zaman, bilin ve tarih algs zerine balkl almalarnda zaman, bilin ve mekan ilikisinin bir sonucu olarak tarihi ele almakta, tarih algsnn dinin teolojik sylemleriyle ilikisini tartmaktadr. Yasin Aktay, Metin, tarih ve iddetin kaynaklar konulu makalesinde metnin iddeti merulatrmasnn ancak belirli bir yorumla mmkn olduunu ortaya koymaktadr. evket Kotan ise Tarih labirentinde sahih dini bilginin imkan balkl almasnda insann tarihselliine vurgu yaparak insann metne kendi tarihsel nyarglarn dayatmak yerine onu anlamay yelemesinin nemi zerinde durmaktadr. Son olarak bu sayda Mehmet zdemir, Siyer yazcl zerine balkl almasnda Mslman bireyin yaamnda nemli bir referans olan Hz. Peygamberin yaam konusunda bize kadar ulaan kaynaklardaki sorunlara dikkat ekmekte ve Hz. Peygamberin yaamna ynelik apokrif ya da sahih olmayan unsurlar tartmaktadr. Tarihe ilikin bu saynn tarihe ynelik alglarmz ve deerlendirmelerimiz asndan yol gsterici almlara vesile olacan umuyorum.

Editr

NOT: Milel ve Nihal dergisi 2008 yl birinci saysndan itibaren say editrl ve konu arlkl saylar halinde hazrlanacaktr. Ancak her sayda konu harici baz yazlara da yer verilecektir. nmzdeki dnemde yaymlanacak saylarn say editrleri ile arlkl konular unlardr: 2008/1 2008/2 2008/3 ehristani Din, Tecdit ve Reform G, Hicret ve Diyaspora mer Mahir Alper Hakan Olgun Necdet Suba

Aratrclarmzn, bilim insanlarmzn ve entelektellerimizin gerek belirlenen konularda gerekse konu harici katklarn bekliyoruz.

John Frederick Lewis (1805-1876)in bir tablosu

Tarih zerine Notlar

Mehmet Mahfuz SYLEMEZ*


Atf/: Sylemez, Mehmet Mahfuz, (2007). Tarih zerine Notlar, Milel ve Nihal, 4 (3), 9-17. zet: Birbirinden farkl durumlar iin kullanlan tarih kavram hem gemii hem de tarih ilmini ifade eder. Tarihin sadece dne deil bugn ve yarna bakan yz de vardr. Kaltlarn yorumlanmasyla ilerleyen tarih ilmi ise, bu gn yaplan bir inadr. Bu inay yapan tarihi, tarihselliine tutuklu olduu iin mutlak bir nesnellikten bahsedilemez. Tarihinin objektiflii veriye kar drstln ifade eder. Anahtar Kelimeler: Tarih, tarihi, tarihsellik, ina.

I Tarih kavram, bir taraftan gemiteki bir noktay, ksa bir zaman araln veya bu zaman aralnda meydana gelen tikel hadiselerle sebep sonu ilikisi ierisinde birbirine geen halkalardan oluan ve dnden balayarak gelecee doru akan devasa bir rnty ifade eder. Dier taraftan sz konusu yapy inceleyen ilim dal yani tarih ilmi iin de kullanlr. Tarihi gemiin olaylar ile gelecein derece derece ortaya kan amalar arasnda bir diyalog eklinde tanmlayan Carr (E.H.Carr, 1991, 146), bu rntnn gemite ne oldu? sorusunun cevabna sahip veya dn ile ilgili merakmz tatmin etmek iin ilgilendiimiz bir alan olmaktan te bir ey ol-

Do. Dr., Hitit niversitesi lahiyat Fakltesi.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Mehmet Mahfuz SYLEMEZ

duuna dikkatimizi ekmekte, birden fazla yn veya ehresinin varlna iaret etmektedir. Bir bireyin doum tarihi, bir hadisenin meydana geldii tarih, bir savan cereyan ettii tarih, bir toplumun oluum ve geliim tarihi veya bir devletin kurulu, ykseli ve ykl tarihi, bu ynlerden sadece bir tanesine, yani dn ile ilgili olan ksmna iaret etmektedir. Oysaki tarihin bir de bugn ve yarna bakan yz vardr. Bir toplumun geleceini belli bir doruluk derecesi ile nceden grmek imknszdr. nk bir toplumun gelecei nceden belirlenemez ve eitli d etkenlere baldr. Ancak gemiin incelenmesi, toplumun ilerleyecei yn hakknda bir fikir verir (zbaran, 1997, 16), diyen Firuz Ahmedin de iaret ettii gibi, henz biimlenmi bir tarih olan bugn, dnn ierisinden szlerek geldii iin, tarihle irtibatl olup bir taraftan dnn rengini tarken, dier taraftan da yarnn kodlarn iermektedir. Bu anlamyla hali hazrn anahtarna sahip olan tarihe, zorunlu olarak gelecee doru akan yazg veya ilerledike gelien tin ya da eskilerin ifadesi ile kll akl diyebiliriz.1 Tarihin znesi olan insann, sz konusu devasa rntden ald dn bilgilere veya kendisine aktarlan tecrbeye kendi deneyimlerini de katarak imdiyi yaayp, yarn iin planlar kurabilir hale gelmesi onu ayn zamanda tarihin bir nevi nesnesi haline de getirmektedir. nsann varolusal olarak byk lde dne ball, gemii gz nne alarak yaama durumunda oluu, kendisinin de tarih tarafndan retildiinin bir kant olarak zikredilmitir. Nitekim Dilthey, Nietzsche hakknda Nietzsche kendi yalnz derin dnme olanan, balangtaki doay ve kendi tarih d varln bouna arad. Derisinin bir katmann, sonradan dierini soydu. Ama geriye ne kald? Yalnzca tarihsel olarak koullanm birey... Onun hangi insan olduunu sadece tarihi anlatr. (Meyerhoff, 67) diyerek insan retenin, onu koullandrann tarih olduunu; tarihten yaltk bir ekilde varln srdremeyeceini ifade etmektedir. yleyse tarih ile insan ilikisi ift ynl ilemektedir. Tarih bir taraftan insan rn bir alan iken, dier taraftan rn olduu
1

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

10

dealist sylem, akln dnyaya ve tarihe egemen olduunu ve onu bildiini iddia etmitir. Oysaki akl tarihten saltk olarak dnmek mmkn deildir.

Tarih zerine Notlar

insan biimlendiren, ekillendiren, dntren dinamik bir yap halindedir. nsann, geliim srecinin tamam diyebileceimiz tarihi devralabilmesi, onu dier canllardan ayran en temel farkllk olup, kendisini tarih karsnda edilgenlikten, etken durumuna ykseltmektedir. Umran, tarih devralan ve devreden hadari birey tarafndan kurulduu iin bu birey daha nce devrald eleri kendinden sonraki nesillere devrederek bir medeniyet kurar veya kurulmu olan medeniyetin bekasn salar. Tarih devralmayan, hatta tarihin kenarnda duran bedevi ise hayatta kalma mcadelesi veren dier canllar gibi doa veya yaam alann istila eden sair canllarla mcadele ile uratndan tarihte/medeniyette zne durumuna ykselemez. Bu nedenle, kimi tarih filozoflar, dnde kalmaya mahkm olan, bugn ve gelecein oluumunda pay sahibi olmayan tikel hadiselerin tarih ilmi ierisinde deil de edebiyatn bir paras olarak deerlendirilmesi gerektiini dnmlerdir (bkz. Meyerhoff, 71). Tarihin bamsz bir ilim olup olmad tartmas da aslnda ksmen bununla ilintilidir.2 Grld gibi tarih, sadece dnde cereyan eden hadiseler alan deil, insann kendisini gerekletirdii alan eklinde kendisini gstermektedir. Zaten tarihin amac da insann kendisini, yani tabiatn tanmas deil midir? Kiinin kendisini tanmasndan kast da yalnz kiisel zelliklerini tanyp, kendisini dier insanlardan ayran sfatlarn farkna varmas deil, insani doasn kavramasdr. Aslnda kendini bilmek, insan olmann ne demek olduunu bilmektir, baka hi kimse deil de ben olmann ne demek olduunun farkna varmaktr. Kendini bilmek, ne yapabileceini bilmektir; hi kimse ne yapabileceini, gemii referans almadan

Yunan filozoflarndan Aristo da bu konuya deinmekte, tarihin edebiyatn bir paras olduunu, ilim dal olmadn savunmaktadr. Aristo izgisini takip eden erken dnem slam filozoflar da tarihi bir ilim dal olarak kabul etmemektedirler. Tarih felsefesi ile ilgilenen mer Ferruh da tarihi, felsefenin bir alt dal olarak kabul etmekte, onun hadiseler arasnda irtibat kuruyor ise bir bilim, deilse edebiyatn bir paras olduunu sylemektedir. Ona gre tarih sebepsonu ilikisi ierisinde ele alnd srece bilimsel olabilir. (mer Ferruh, Tarihu Sadril-slam ve Devletil-meviyye, Beyrut 1972, 11-12).

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

11

Mehmet Mahfuz SYLEMEZ

bilebilecek durumda olmadndan, yapabilecekleri konusunda tek ipucu, yapm olduklardr. yleyse tarihin deeri, insann ne yaptn, bylece ne olduunu bize retmesiyle ilgilidir (Collingwood, MEB, 106-109). Bir baka ifade ile insan, kim olduunu, ne yapabileceini, gc ve yetisinin snrlarnn ne olduu sorusunun cevabn toplumdan elde eder. Zira toplumsal olan her hadise tarihseldir. Benzer dnceleri savunan kadim irfan geleneimiz, bununla da yetinmeyerek, insan bilmeden Marifetullaha, yani tanr bilgisine de ulalamayacan iddia etmekte ve bunu zn tanyan rabbini tanm olur zdeyii ile formle etmektedir. Bu gelenee gre, birbirine geen ve ilkinden sonuncusuna teselsl yolu ile ulalan halkalarn sonuncusu ve en deerlisi olan tanr bilgisi (marifetullah) tarihin ierisinde kendisini anlar ve bu bilgiye tarih iinden ulalabilir. II Tarihin bu gnk insann srtna ykledii sepetin ierisinde her zaman iyi rnekler bulunmaz, kt rnekler de yer alr. Hatta zaman zaman byk bir kambur dahi ykleyebilir. Atalarnn yaptklar olumsuz onca suun evlatlarna mal edilmi olmas byle deil midir? Amerika ktasnda Kzlderililere; kinci Dnya Sava esnasnda Almanyada Yahudilere veya Ruandada Franszlar tarafndan yerli halka uygulanan soykrm, bu gn bu uluslarn evlatlar iin, dnden devraldklar byk bir kamburdur. Onlar bu suu kendileri ilemeseler de, dn srtlarnda tadklar iin bu suun muhataplar grlmektedir. yleyse dnden balayp yarna doru akmakta olan bu devasa tarih rmann ierisinde hem iyi hem de kt yer almaktadr. Tarihin tekerrr edeceini savlayan anlay, bu rman ierisindeki iyileri imgelemenin mmkn olduunu iddia ederken; tarihin tikel hadiselerden olutuuna inananlar, tikel hadiselerin tekrarnn mmkn olmad bilincinden hareketle tarihsel hadiselerin biricikliinde srar ederek tekerrr reddetmektedirler. Dorusu tekerrr olarak dnlen

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

12

Tarih zerine Notlar

hadiseler dahi aslnda yle grnseler de yekdierinin ayns deil, biriciklik karakterleri yannda benzerlik arz eden hadiselerdir. III Tarihin bir dier anlam ise, dn olan, dnde oluan hadiseleri inceleyen ilim dal yani historiographydir. Bu anlam ile tarih, yenidir, moderndir ve bu gn ile ilgilidir. Zira onu vcuda getiren tarihi, bu gnde yaamakta, gemiten, kendi yaad tarihsellie ulaan bir kayna kullanarak iinde bulunduu aa ait bir ina gerekletirmektedir. na faaliyetine, kendisine ulaan kalt en ince tetkik ve tahkikten geirip, ele almak istedii dneme aidiyetini kantladktan sonra balamak durumunda olan tarihi, ayet byle yapmazsa tarih ilminin iki temel olmazsa olmaz olan kalta sadakat ve okura sayg ilkelerinden uzaklam olur. Zira dnn tamamna ulaamayacann, onu kuatmasnn mmkn olmadnn, kulland veri veya kaynan, devasa bir zaman diliminin kck bir paras olduunun bilincinde olarak, elde ettii bu kantla, gemii anlamaya almaktadr. Halknn da dedii gibi dorudan olgularn kendisine ulamayan, onlar vesikalar erevesinde yakalamaya alan tarih yazcl kantlarn yorumlanmasyla ilerler. (Leon-E. Halkn, 1989, 4) Kant, burada, tek tek belge diye adlandrlan nesnelerin toplu addr. Belge de, tarihinin anlatsn kurarken elinde var olan, onun zerinde dnerek gemi olaylarla ilgili sorularna yant bulmasn salayan trden belgedir. Yani, tarihsel ilem ya da yntem, temelde, dnden, bu gne ulaan kantlar yorumlamaktan oluur (Collingwood, MEB, 106-109) Yorum ise, bilindii gibi dne ait olmaktan daha ok bu gne aittir; bu gne dair bir ina ihtiyacnn tarihsel bir veriye dayanarak gerekletirilmesidir. Tarih yazcs bu kantlar kullanarak dn bu gnde anlamaya veya dn bugnde ina etmeye abalarken oluturduu anlatsn iki ayr tarzda kurmak durumundadr. Bunlarn ilkine belgebilgi tarihilii (rivayeti tarihilik), ikincisine ise yorumcu tarihi-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

13

Mehmet Mahfuz SYLEMEZ

lik (neden-naslc tarihilik) denilir. Belge-bilgi tarihiliinde, dnden bu gne ulaan veri hibir znel ameliyeye tabi tutulmakszn, daha doru bir ifade ile anlama gibi bir aba harcanmakszn olduu gibi aktarlr, yorumcu tarihilikte ise tarihi, dnden intikal etmi olan veriyi anlamaya ve anladn da aktarmaya gayret eder. Hatta Dilthey tarihi olgular, devaml olarak yorum balamnda grlr, yorumlama yapmakszn anlatmak yoktur ve kuralsz yorum yoktur diyerek tarihin bu ikinci tarz tarih olduunu, ilk tarzn ise tarih olmadn sylemektedir. Dorusu, tarihinin hibir tarihsel veriyi yorumsuz aktarmad, bu verileri kafasndaki byk hikyenin dorulayc verileri olarak seerek getirdiidir. Bu nedenle objektif bir tarihten sz edilemez. Tarihilerin nemli bir ksm, tarih ilminin kaltlar yorumlayarak ilerlemesi gerektiini kabul etmekle birlikte yorum yaplrken nereden hareket edilmesi gerektiinde farkl dnmektedir. Bunun zerine kafa yoranlardan biri olan bn Haldun, Dn bu gne suyun suya benzemesinden daha fazla benzemektedir deyip, kaltlarn yorumlamasnda tarihinin yaad tarihsellikten hareket edilmesi gerektiini nermektedir. Bugn dnn aynas olarak grd anlalan bn Haldun, dn bugn olutururken, bugnn de dn tanmamza, onu anlamamza hatta alglamamza olanak salad kanaatinde olup, nce bu gne nfuz edilmesi, buradan hareketle de dnn izah edilmesi gerektiini sylemi olmaktadr. Benzer bir neri, Annales Okulu mensuplarndan gelmektedir. Onlar da ada insandan hareket edilmesi gerektiine inanrlar. Onlara gre insann psiik yaps her ada ayndr, deimez. Tarih de insan rn bir alan olduuna gre dn anlamaya alrken onu reten insandan hareket edilmesi gerekir. IV Yukarda tarihin, verilere dayal olarak tarihi tarafndan ina edilen bir alan olduunu sylemitik. te tam burada nesnellik ve znellik sorunu gndeme gelmektedir.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

14

Tarih zerine Notlar

Bilindii gibi her tarihi, anlama konusu olan gemie belli bir tarihin iinden, belli bir bak asyla bakar, bu bak asndan kurtulamaz. Dahas bu bak asndan kurtulmaya almak, doasndan kurtulmaya almak gibidir. Her tarihinin almasnda znel eler vardr; oluturduu yapt, iinde bulunduu zaman ve meknn izlerini tar. Zaman ve mekndan bamsz bir nesnellik tasavvuru gerek d bir soyutlamadr. Bizler kendi znelliimiz ile veriye gider, onlara bir takm sorular sorar, cevaplar alrz. Sorduumuz sorulara aldmz cevap veya cevaplar bizim bizzat kendimizin veriden inta ettiimizdir. Aslnda her sorunun cevabnn kendinde mndemi olduu gereinden hareketle tarih diye ortaya koyduumuz eyin byk oranda kendi verdiimiz cevaplar olduunu syleyebiliriz. Her bir tarihi ayr bir dnemin insan olduu iin farkl bir tin tarafndan kuatlmtr, dolaysyla zihnindeki sorular da mutlaka farkldr. Soru farkl olduu iin cevap da farkl olacaktr. yleyse veri, sahih olsa ve anlatya konu olan tarihsel evreden gnmze geldii ispatlansa dahi, tarihinin znelliine maruz kalmaktadr. Dolaysyla ona dayanlarak kurulan anlat tamamen tarihinin zihin dnyasnda cereyan etmekte olup kendi kurgusudur. Bu durumda mutlak nesnellikten bahsetmek imkn dhilinde deildir. nsan kendisini, doasn, zaaflarn tandka, yani tarihsel bir mahiyet olduunun bilincine vardka objektiflik konusunda daha ciddi bir mesafe alm olur. yleyse tarihi tarih bilincine bal olarak dier bilim adamlarndan daha farkl bir tarafszlk bilincine sahip olmaldr. Tarihinin yaptn bir ressamn yaptna benzetebiliriz. O, kendi tarihselliine ramen, gemiin ahidi olan delilden hareketle dn anlamaya ve aslna uygun bir ekilde izmeye alyor ise bu anlama abas onun objektifliin peinde olduunu ifade eder. Tarihsel veriler nesnel bilgiler sunmadklarndan ayn veriyi kendi tarihselliine tutuklu her bir tarihi ok farkl ekilde kullanp, birbirinden olduka deiik inalar veya izimler gerekletirmesine ramen yine de tarafszlk ideallerini srdrebilir (pekl tarafsz olabilirler). rnein Osmanl imparatorluunun kn ele aldmz varsayalm. Asrlarca tarih

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

15

Mehmet Mahfuz SYLEMEZ

sahnesinde kalan bu devletin ykln, kimi tarihiler dsal etkenlere, kimisi ise isel elere balamakta ve birbirinden deiik sonulara varmaktadrlar. Oysaki her iki grup da ayn vesikalar veya ayn verileri kullanmaktadr. Bu durum Rankenin o mehur tarihinin tarafsz bir izleyici ve gerekte olan bitenin nesnel kaydedicisi olduu savnn, (Hans Meyerhof, 2006, 40) bir varsaym olmaktan teye gitmediini gstermektedir. Bunun nedeni her tarihinin ayr bir tarihsel tecrbeye sahip olmasndan baka bir ey deildir. Dolaysyla her tarihi kendi donanm ve deneyimiyle, kendi tarihsellii balamnda veriyi anlamaya abaladndan farkl sonulara ulamaktadr ki bu son derece doal bir durumdur. E.H.Carrn da ifade ettii gibi tarihi de netice itibariyle kendi tarihselliini yaayan bir insandr ve kendisini oluturan artlardan tamamen kopamayacaktr. (Edward Hallet Carr, 1996, 17) Burada verinin mekn ile maluliyetine de deinmeden gemeyelim. Zira tarihsel veri ile tarihi anlatnn ikisinin de meknla ciddi diyalogu vardr. Tarihsel veri bu veri ne olursa olsun- insani bir kalt olup bir mekna aittir ve o meknn izini tamaktadr. Dnden bu gne gelirken, retildii meknn rengini de beraberinde getirir. Onu tahlil eden tarihi de bir mekna aittir. Onu tahlil ederken iinde olutuu mekndan bakar. Dolaysyla bir kaynak, anlatya dnrken iki kez mekn ile ilgili okuma ve deerlendirmeye uratlr. Bu nedenle objektiflik aslnda ve sadece tarihinin kanta kar drst davranmasn ifade etmelidir. Sz buraya gelmiken her tarihinin kanta kar drst davranmadn, tarihi bir ideolojik alan olarak gren bireylerin de bulunduunu bunlarn apokrif malzemeden yararlanarak tarihin mecrasn deitirmeyi tasarladklarn da bir kez daha hatrlatmann yerinde olacan dnyoruz. Sonu olarak salt gemite cereyan eden hadiseler alan olmayan tarih, insanolunun kendini gerekletirme serencamn ifade

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

16

Tarih zerine Notlar

etmesinin yan sra bu serencam esnasnda rettii tikel hadiseleri de konu edinir. Bununla birlikte bu tikel hadiselerin bilimsel bir alan olan tarihin mi, yoksa sanatsal bir alan olan edebiyatn m paras olduu ihtilafl bir konudur. Tarihi hadiseleri inceleyen tarihinin kendisi de tarihten yaltk bir varlk olmadndan, onun tarafndan inaya maruz kalan dn bilgisi bize pozitivist empiristlerin iddia ettikleri mutlak nesnellii sunmaktan uzaktr. Dolaysyla tarihilerin rn olan almalarn hi biri mutlak dn yanstmayp, onun ele ald tarih dilimi hakknda greceli kanaatlerini ifade eder. Bu nedenle her hangi bir tarihsel kesitte gerekletirilen bir tarih yazmn, inceledii tarihsel kesitten daha ok yazld tarihsel kesitin tarihi olarak okumak gerekir. Elbette kendisinin de yepyeni bir tarih yazdnn bilincinde olarak.
Kaynaka
Hans Meyerhoff, Zamanmzda Tarih Felsefesi, (trc. Abdullah evki), stanbul 2006. Salih zbaran, Tarih, Tarihi ve Toplum, Tarih Vakf Yurt Yaynlar, stanbul 1997. mer Ferruh, Tarihu Sadril-slam ve Devletil-meviyye, Beyrut 1972. Leon-E.Halkn, Tarih Tenkidinin Unsurlar, (trc. Bahaeddin Yediyldz), Ankara 1989. Robin George Collingwood, Tarih Nedir (trc. Akit Gktrk) (MEB, Aylk Dergi, Yl:1, Say:1, s. 106-109. Edward Hallet Carr, Tarih Nedir, (trc.Misket Gizel Grtrk), stanbul 1996.

Notes on History
Citation/: Sylemez, Mehmet Mahfuz, (2007). Notes on History, Milel ve Nihal, 4 (3), 9-17. Abstract: The concept of history which is used for different contexts expresses both past/history and the knowledge of history. Its context includes not only the past/yesterday but also today and tomorrow. History which grows up by interpreting of inheritance is in fact a construction carried out today. It is not possible to talk about that historian who carries out this construction has an absolute objectivity since he/she has strictly dependant on his/her historicity. However, the objectivity of a historian stresses his/her honesty for the data. Keywords: History, historian, historicity, construction.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

17

Rudolf Ernst (1854-1932)in Smokign the Hookah isimli tablosu

Tarihsel Mekn Fenomenolojisi


-Bir Giri Denemesi-

Burhanettin TATAR*
Atf/: Tatar, Burhanettin, (2007). Tarihse Mekan Fenomenolojisi: Bir Giri Denemesi, Milel ve Nihal, 4 (3), 19-29. zet: Tarihsel mekn kavram neyi gsterir? zellikle tarihi bir olayn cereyan ettii fiziksel meknda zaman sreci iinde tezahr eden radikal deiimler, tarihsel mimari yaplardaki tahribatlar ve restorasyon abalar, tarihi eserlerin evresindeki modern yaplamalar vs. dikkate alndnda tarihsel mekn tabiri ne anlama gelmektedir? Kreselleme sreci mekn kavramnn anlamn dntrdke tarihsel mekn tabiri iindeki tarihsel (zamansal) ve mekn ilikisini mekn lehinde deitirmekte midir? Bu makalede u iddia ileri srlecektir: Tarihsel mekn, tarihi srecin hangi ynlerde cereyan ederek gnmz ekillendirdiini kavramamza imkn verdii iin, gemiin kendisini bize sunmasna imkn veren bir aklktr. Anahtar Kelimeler: Tarihsel mekn, kreselleme, fenomenoloji, aklk.

Kresel ada insan kendisini fiziksel mekndan sanal mekna (cyberspace) dein mahiyetleri ve karakterleri birbirinden farkl meknlar iinde genilemekte olan bir dnya iinde alglamaya balamtr. Her ne kadar kreselleme, bir adan dnyann klmesi ya da skmas gibi bir tasavvura yol asa da, bir baka adan daha nceki tarihi dnemlerde grlmeyen yeni meknla-

Prof. Dr., OM lahiyat Fak.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Burhanettin TATAR

rn oluumuna yol at iin gerekte dnyann srekli genilemesine neden olmaktadr. Szgelimi Anthony Giddensn bo mekn 1 diye adlandrd ey, dnyann yerel olaylara nispetle snrl bir ilikiler a iinde kavranmas olaynn artk geride braklarak kresel teknolojik iletiim ve ticaret sayesinde yepyeni bir mekna kavumas olayna iaret eder. Bu durum, yerel (local) kavramnn artk yerel olmayan (non-local) unsurlarca belirlenmesi eklinde tanmlanan kresel etkileimin bir baka ifadesidir.2 Bu gelimeler, felsefi adan, mekn kavramnn nasl tanmlanacana ve ontolojik mahiyetinin ne olduuna dair klasik sorunun hala ak ulu olduunu bize hatrlatmaktadr. Szgelimi Aristonun nesnelerin yer tutma zelliklerine referansla gelitirdii realist mekn tasavvurundan Descartesin uzam (extent) olarak mekn kavramna, Newtonun Tanrnn bir eyi yaratma eylemini gerekletirdii yer olarak mekn anlayndan Kantn zihnimizin bir apriori formu olarak mekn fikrine dein farkl mekn tasarmlar3 bir ekilde mekn alc, tayc, iindekini muhafaza edici bir tr kap (container) ya da havuz imgesi eliinde ele alyor grnmektedirler. Btn bunlar, belki farkl alardan Heideggerin el altnda (ready to hand) ve elde hazr (present at hand) eklindeki ayrmlar iinde irdelenebilecek karakterlere sahip mekn tasarmlardr. Buna karn kreleme sreci, yol at farkl meknlar nedeniyle dnyay eskiye oranla hzla geniletirken mekn kavramnn daha ok ilikisel bir mahiyet arz etmekte olduunu bize gstermektedir. Burada ilikisel tabiri yalnzca nesnelerin birbirleriyle ilikilerine deil, ayn zamanda insann algs ya da bak as ile nesneler arasndaki ilikilere de atf yapmaktadr. Daha ak

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

20

Anthony Giddens, The Consequences of Moderrnity, Stanford: Stanford University Press, 1990, ss. 17-21. Giddens, yerel ve yerel olmayan ayrmn, meknn (space) yerden (place) ayrmas olarak ele alr. Giddens, The Consequences of Moderrnity, s. 18. Ayrntl bilgi iin bkz. Ivor Leclerc, The Philosophy of Nature, Washington, D.C.: The Catholic University of America Press, 1986, ss. 91-104.

Tarihsel Mekn Fenomenolojisi

deyile, mekn denilen eyin ancak bu ilikiler iinde zamansal olarak kurulmakta ve ekillenmekte olan bir sre olduuna dikkatlerimizi ekmektedir. Mekn fenomenolojisini nemli klan nokta burada tezahr etmektedir: ayet mekn, z itibariyle ilikisel bir sre ise, bu durumda insan algs ile alglanan ey arasndaki iliki iinde aa kan mekn kendisini bir rasyonel kavrayn konusu (nesne) deil, tam tersine bir perspektif ya da anlama ufkunun oluum tarz olarak ifa edecektir. Bu haliyle o, ne kendi bana darda var olan bir ey, ne de zihnimizde apriori olarak duran bir formdur. O her haliyle zamana bal olan ve zamann kendisini amas esnasnda almakta olan bir sretir. Ksacas o ne el altnda ne de elde mevcut bir varlk tarzna sahiptir. Kukusuz bu zamansal mekn anlay, zellikle Mircea Eliaden hierofani kavram ekseninde irdeledii kutsal mekn anlay kadar modern tarih biliminin ele ald ekliyle tarihsel mekn tasarm ile ksmi gerilimler iine girebilecektir. Eliaden yorumuna gre, kutsal mekn Gereklik ya da Kutsaln tezahr sayesinde ontolojik younluk kazanabilen, bu haliyle ii bo profan meknlardan hemen ayrabilen ve insann Gereklikle yakn iliki iine girebilmesine imkn veren bir tr zaman ncesi (balangc belirlenemeyen) olaydr. Bu olay, topluluklarn balangcn belirledii iin kendisini ancak mitolojik dil iinde ifa edebilir. Bir baka deyile kutsal mekn, bilinen gndelik zamann veya tarihin etrafnda dnd bir tr eksen ya da merkez olarak konuan bir mekndr. Yln belli gnlerinde ve gnn belli zamanlarnda bir takm ritellerin srekli tekrarlanmas kutsal meknn gndelik zamann tahripkar veya unutkanla yol aan zararl karakterine kar direnmesidir. Daha ak deyile, kutsal mekn, zamann insan kendi kkeninden (Kutsal ile olan orijinal bandan) uzaklatrma eilimine kar srekli insan Gerek ile

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

21

Burhanettin TATAR

yakn iliki iinde tutar. Bu adan o, bir tr zaman kart (zamansal olmayan) bir mekndr. 4 Modern tarih biliminin tarihsel mekn tasavvuru daher ne kadar tarihin dikey (srekli farkllaan) akn dikkatten karmasa dahala bir ekilde tarihsel bir olay ile olayn cereyan ettii mekn arasnda yatay iliki kurmakta ve bu ilikiyi kendi nesnellik ideali dorultusunda bir tr pozitivistik veriye dntrmektedir. Bylece o, mekn matematiksel olarak snrlar belirlenebilir geometrik alan imgesi iinde alc, koruyucu, tayc kap ya da havuz gibi irdelemektedir. Szgelimi stanbulun fethi olay, tarihsel bir olay olarak balamn her zaman stanbul denen mekna nispetle kazanacaktr. Mimar Sinann Selimiye camii, her zaman anlamn Edirne denen ehir meknna nispetle ifa edecektir. Kald ki, mzelerde sergilenen antik bulgular ya da eserler, otantik anlamlarn arkeolojik kazlarn yapld mekna nispetle aa vururlar. Ne var ki, tam bu noktada bizim sormak istediimiz soru, tarihsel bir olay ya da varln meknla ilikisinin yukarda andmz genel geer ilke asndan ele alnmasnn bizi tarihsel mekn hakknda yeterli bir anlama biimine ulatrp ulatrmayaca ile ilgilidir. Gerekte tarihsel mekn kavram neyi gsterir? zellikle tarihi bir olayn cereyan ettii fiziksel meknda zaman sreci iinde tezahr eden radikal deiimler, tarihsel mimari yaplardaki tahribatlar ve restorasyon abalar, tarihi eserlerin evresindeki modern yaplamalar vs. dikkate alndnda tarihsel mekn tabiri ne anlama gelmektedir? Kreselleme sreci srekli yeni meknlarn teekklne yol aarak mekn algmz kkl biimde dntryorsa, bu durumda tarihsel meknlar kendi tarihsel anlamlarn yitirip kresel mekn tasavvurlar iinde bir tr grsel (maddi) deer ya da temsil olayna m indirgenmektedirler? Ksacas, kreselleme sreci

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

22

Mircea Eliade, The Sacred and the Profane, trans. W. R. Trask, New York: Harcourt, Brace&World, Inc., ss. 20-65; mgeler Simgeler, ev. M. Ali Klbay, Ankara: Gece Yaynlar, s. 135.

Tarihsel Mekn Fenomenolojisi

mekn kavramnn anlamn dntrdke tarihsel mekn tabiri iindeki tarihsel (zamansal) ve mekn ilikisini mekn lehinde deitirmekte midir? Kukusuz tarihsel meknn anlalmasndaki en byk glk, tarihsel ile mekn kavramlar arasnda analitik (zihinsel) bir ayrm yaplarak meknn tarihsel olaya ncelik arz ettiinin varsaylmas ve tarihsel kavramnn ikincil plana itilmesidir. Bu glk bir ynyle doal (natural) olan eyin sanki yapay (beeri) olan ncelediine dair kanaatten kaynaklanr. Bu kanaate gre, yapay olan, doal olan zerine ina edilmi veya doal olana eklemlenmi arzi (gelip geici) bir grnmdr. Bir bakma bu, Aristocu atom kuramndaki cevher zerinde arazlarn zamansal grnmleri anlayna benzer. Doal olan, her zaman, yapay olann taycs yani tarihsel olan eyin altnda duran ve ona destek veren zemin olarak ele alnr. Her ne kadar bu anlay, ilk bakta ehirlerin, tarihsel olaylarn, byk mimari yaplarn daha nce insan elinin demedii bakir (doal) alanlar zerinde ortaya kt eklindeki genel kavray biimi ile desteklense de, dier taraftan meknn tarihselliini gz ard ettii iin sorgulanabilir karakterdedir. Doal mekn tabiri gerekte yeryznn insana kendisini gsterme (yer kresinin yzn belli perspektiflerden insana sunma) tarz olarak anlamn insann algs ile yeryz arasndaki zamansal iliki iinde kazanr. nsan bilincinin dilsellii iinde doal mekn dilsel bir fenomen olarak aa kar ve bu haliyle o insan dnyasnn bir paras olur. Ksacas o, insann yeryz ile tarihsel ilikisi iinde kendisini verili bir gerek olarak insan bilincine sunmas anlamnda doal mekndr. Buna gre, tarihsel mekn tabirinde tarihsel kelimesi, insann yeryzyle ilikisinin temel karakterini yani zamansal anlam ufkunu dile getirir. nsan, kendi zamansal ve tarihsel anlam ufkunu aarak doal olan kendi doall iinde gremedii iin gerek anlamda doal mekn ile yzleemez.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

23

Burhanettin TATAR

Doal mekn, her zaman tarihsel mekndr; tarihsel mekn iinde insann zihinsel olarak ayrtrd bir geometrik alandr. Ancak, her eyden nce hatrlanmas gereken nokta, bu geometrik alann zamana bal olarak insana kendisini aabildiidir. Buna gre, doal mekn, insann bak as deitike, ilgisi farkl ynlere kaydka, birbiri stne binen yelpaze kanatlar gibi almakta olup, asla kendisini btncl bir perspektif iinde sunmamaktadr. Bylece doal mekn, kendisini srekli farkllaabilen perspektifler iinde sunarak bilin alanmza ksmen girmekte ve belki ok byk oranda bilincimizden kamaktadr. Onun bize kendisini paral grnmleriyle sunmas, bizzat tarihsel ve zamansal bir olay olduu iin doal mekn, gerekte tarihsel mekndr. Doal meknn aslnda tarihsel mekn olmas, yalnzca doal olann bize kendisini zamansal ve tarihsel olarak sunmas ile snrl deildir. Heidegerin belirttii zere, dier varlklar meknda sadece yer tutarlarken, insan kendisine ak bir mekn oluturur.5 nsan, kendi imknlarn ve tasarmlarn yanstabilecei bir ak mekn oluturarak kendi dnyasn ina eder. Heideggern perspektifinden bakldnda doal mekn, bir ynyle aynann arka zemini gibi varl peinen kabul edilen ve n planda yansyan grntlerin oluumunu mmkn klan yar gerek (virtual) bir mekna dnr.6 Daha ak deyile, o insann kendisine ak bir mekn oluturmasna imkn veren bir gereklik olarak kendisini dolayl biimde sunar. Geldiimiz noktada hala bir ekilde zihnen de olsa tarihsel ve doal eklinde yaptmz ayrmlar kafa kartrc grnebilir. Bu ayrm analitik dzeyde de olsa yapmann temel mant, doal meknn insann kendi etrafnda oluturduu ak alann bir tr arka plan gibi grnmesindendir. Bu kafa karkln belki b5

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

24

Heideggerin mekn-zaman ilikisi hakkndaki grleri iin bkz. Michael Inwood, A Heidegger Dictionary, Oxford: Blackwell Publishers Ltd., 1999, ss. 198202; 222-225. Yar gerek mekn (virtual space) anlay, resim ve heykel gibi sanat eserlerinin tekil ettii mekn iin kullanlr. Bu konudaki tartmalar iin bkz. Susanne K. Langer, Feeling and Form, New York: Charles Scribners Sons, 1953, ss. 69-103.

Tarihsel Mekn Fenomenolojisi

yk oranda ortadan kaldrabilecek husus, meknn insann yeryzne yneli tarzlarna gre bir yn gsterme veya yn tekil etme zelliidir. byk semavi dinin kutsal metinlerinde anlan dem ve Havvann cennetten yeryzne srgn yks, yeryzn d sonras dem ve Havvann hemen Tanrya ynelebildikleri mekn olarak sunar.7 Eski insan topluluklarnn avclkla geinirken veya tarm yaparken yeryzn her zaman bir yn gsteren mekn format iinde algladklar aktr. Meknn yn gsterme veya dorudan yn tekil etme zelliine dair rnekler arzu edildii kadar sralanabilir. Ancak burada nemli olan husus, meknn basite fiziksel bir gsterge olarak anlalmasnn ok tesinde, insann yeryz denen belirsizlik ortamnda kendisine hayatn devam ettirebilmesi iin gereken yolu aabilmesi ya da ynn bulabilmesidir. te insann var olabilmek iin kendisine gereken ynleri kefedebilmesi veya gereken yolu aabilmesi gerek anlamda doal mekn ile tarihsel mekn kavramlarnn kaynat noktadr. Zira tarih denen sre, z itibariyle insann dnya iinde kendisine yol aabilme ve yn bulabilme abasyla teekkl etmektedir. Gnmzn teknik ya da popler diliyle tarihsel mekn, insann yeryznde kendisine yol ama abas esnasnda zmek durumunda olduu yn bulma sorununun bir paras olarak anlam kazanmaktadr. Szgelimi Osmanl Devletinin kuruluundan sona eriine dein geen tarihi sre iinde ortaya kan tm tarihsel meknlar, Osmanl Devlet adamlarnn ve halknn kendi tarihsel varlklarn srdrebilmek iin yeryznde amaya altklar yollarn veya bulmaya altklar ynlerin birer tan olarak anlam kazanmaktadrlar.

Kurann, Sizden nce(ki milletlerin bandan) nice olaylar gelip gemitir. Yeryznde gezin dolan da yalanlayanlarn sonunun nasl olduunu grn (3/137) anlamndaki ayeti yeryznn din asndan yn gsteren bir mekn olarak sunulmas balamnda dikkat ekicidir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

25

Burhanettin TATAR

Daha ak deyile, Osmanlnn miras olarak bize kendilerini sunan tm tarihsel meknlar, nceden kefedilen bir ynden hareketle anlam kazanmazlar. Tam aksine onlar tarihsel olaylar eliinde ortaya karlarken kendileri birer yn tekil ederler ve ancak bu halleriyle daha sonra alabilecek yola potansiyel olarak iaret ederler. Bylece her bir tarihsel mekn, sadece yn tekil etmekle kalmaz, ayrca kendi etrafnda gidilebilecek ynlerin kefine imkn verecek bir ak alan oluturur. Tarihsel mekn ile tarihi sre arasndaki ilikiyi, tarihin kendisine ynelik, kendisinde ve kendisinden hareketle cereyan ettii mekn eklinde tarihsel mekn ele aldmzda daha aka kavramaya balarz.8 Tarihsel mekn, tarihi sreci nce kendisine ynlendirir; sonra kendisinde tutar ya da oyalar; daha sonra kendisinden hareketle bir baka mekna ynlendirir. Bu temel zellii nedeniyle tarihsel mekn, asla snrlar matematiksel olarak belirlenebilecek bir geometrik alan olmayp bir tarihsel gr ufku ya da anlama zemini olarak aa kar. Yukarda belirttiimiz gibi, insan ancak bu tarihsel gr ufku ya da anlama zemini iinde yeryzyle ve dier tarihsel meknlarla her seferinde yenilenen ve farkllaan bir iliki iine girer. Modern tarih bilimi, gemi olaylar eldeki veriler ya da metinler araclyla yeniden kurgularken, her seferinde kanlmaz olarak tarihsel meknlarn andmz fakl yn gsterme zelliine bavurur. Tarihsel meknlar olmasayd, gemie ait eserler, tarihin hangi ynlerde cereyan ettiine dair bize ak iaretler sunamayacaklar iin byk oranda anlalmaz kalacaklard. Bu nedenle gemie ait metinleri anlalr klan eylerin banda bizlerin hala tarihsel meknlarla olan varolusal yn bulma veya yol ama ilikimiz gelir. Zaman asndan bizden srekli uzaklamakta olan gemi olaylar, ancak tarihsel meknlar sayesinde bize yaklama imknna eriirler. Bir baka deyile, tarihsel meknlar gemi

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

26

Bu balamda Heideggerin eski Yunan ehrini (polis), kendisinde, kendisinden hareketle ve kendisine ynelik olarak tarihin ortaya kt bir tarih sitesi olarak ele almas dikkat ekicidir. Bkz. Inwood, A Heidegger Dictionary, s. 199.

Tarihsel Mekn Fenomenolojisi

olaylarla bizler arasnda ba kurulmasn salayan bir tr ara safha ya da ara blge olarak i grrler. Bu yzden tarihsel mekn tabiri, bir fiziksel meknda kendi bana duran pasif bir nesneler ynna deil, imdi ile gemi arasndaki ban her an yeniden kurulmasna imkn veren bir faaliyet alanna iaret eder. Bu faaliyet alan kavramsal ya da rasyonel algnn ak (nesnel) bir konusu olamayacak kadar dinamiktir. Zira insan, en azndan kendi biyografik gemiini ya da tarihini anlamak, kendi kimliini fark edebilmek ve kendisiyle srekli btnleme abasna girimek iin bile her zaman kendi tarihinin paras olan meknlarn yn gsterici faaliyetine muhtatr. Tam da bu nedenle, tarihsel meknlar asla kendi fiziksel boyutlarna indirgenemezler ve matematiksel lme tekniklerinin konusu olarak nesnelletirilemezler. Daha akas, tarihsel meknlar kendilerine iaret edilerek deil, bize bir baka eyi ya da gereklii iaret ederek anlamn ifa ederler. Kendilerine nesnel olarak iaret edilen ksm, sadece tarihsel meknlarn fiziksel boyutudur. 9 Tarihsel mekn tabirini, yanllkla zamansallmzdan ve tarihselliimizden arndrarak mekn kavram lehinde irdelemekten kanmak gerekir. Zira tarih, halen olup bitmekte ve kendimize yn bulma ya da bir yol aabilme abamzla ortaya kmakta olan sre olarak tarihsel meknla ilikimizi mmkn ve anlaml klan bir husustur. Tarihin bu sre giden alma olay iinde tarihsel mekn, bizi gemile yakn iliki iine sokan bir aklk olarak tezahr eder. Tarihsel mekn, tarihi srecin hangi ynlerde cereyan ederek gnmz ekillendirdiini kavramamza imkn verdii iin, gemiin kendisini bize sunmasna imkn veren bir aklktr.
9

Kukusuz tarihsel mekn, yapsalc yaklam asndan da irdelenebilir ve fiziksel, estetik ve semantik dzlemler eklinde ok katmanl bir yap formunda analize tabi tutulabilir. Bu durumda fiziksel dzlem matematiksel geometrik alan; estetik dzlem, bulgu, kalnt ya da mimari yapnn formal boyutunu, semantik alan ise btn bunlarn genel tarih bilimi iindeki yerini yani tarihsel mekna dair anlatlar (bilimsel tezleri, tarihi ykleri, beeri tecrbeleri vs) gsterebilir. Ancak bize gre yapsalc yaklam, bu ok katmanl yap formunu temelde mekn fenomenolojisine dayanarak elde edebilecei iin mekn fenomenolojisi daha kkl anlama biimi olarak grnmektedir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

27

Burhanettin TATAR

Aklk, tarihsel meknn ontolojik karakteridir. Bu ontolojik karakteri nedeniyle, tarihsel mekn asla kendi ontik (fiziksel) boyutuna ya da oradalk durumuna indirgenemez. Ancak burada aklk kelimesini sadece gemiin tarihse mekn araclyla bize kendisini ama durumuyla zdeletirmemek gerekir. Zira yukarda ksmen ima ettiimiz zere, tarihsel meknn akl, belki daha ok bizim yeryznde kendimize yol aabilme veya yn bulabilme imknmz gsterir. Tarihsel mekn, bu yzden, gemiimizle irtibatmz salad iin bir faaliyet alandr; geleceimizle irtibatmz noktasnda ise bir potansiyel alandr. Tarihsel meknlar, gemite ortaya kan anlam dnyalaryla yzlememizi salayarak gelecekte var olma alternatiflerimizi daha belirgin ekilde kavramamza imkn veren bir potansiyel alandr. Bir baka deyile, tarihsel meknlar, bize gelecekte daha farkl ekillerde var olabilme potansiyelimizi gstererek kendi potansiyellerini aa karrlar. te hem insanln gemiiyle hem de kendi geleceimizle yzleme noktasnda oynad ikili rolden tr tarihsel meknlar srekli anlama sorunu olarak kendi gerekliklerini aa vururlar. Tarihsel meknlar korumann temel anlam da dorudan bu sorularmz koruma yani kendi gerekliimizle yzleme zorunluluundan kaynaklanr. Buna karlk tarihsel meknlarn en azndan fiziksel deiimlerle tahrife veya unutulmaya maruz braklmas kendi varlk btnlmzn, kimliimizin, yeryznde kendimize yn bulma veya yol ama sorumuzun derinliinin tahrife, deiime veya unutulmaya maruz braklmas demektir. Kreselleme srecinde kresel lekte olumakta olan meknlar (kresel ticari ilikiler, ktalar aras havayolu tamacl, internet gibi unsurlarla oluan meknlar ) bir taraftan tarihsel meknlar ar yerelletirerek bir tr sembolik ve maddi deer statsne itmekte ve bu meknlara ait topluluklar iin onlar dnyann merkezi rolnden arndrmaktadr. Buna karlk ayn kresel meknlar, tarihsel meknlarn anlam ve deerinin kresel lekte anlalabilme imknn da sunmaktadrlar. in dorusu, kresel

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

28

Tarihsel Mekn Fenomenolojisi

meknlarn kendileri de birer tarihsel mekn olarak gemiten gnmze erien tarihsel meknlarn deerinin anlalmas ve korunmas konusunda rol stlenebilirler. nemli olan kresel meknlarn, birer tarihsel mekn olarak, kendisine ynelik, kendisinde ve kendisinden hareketle tarih oluturma ya da yol ama imknn nasl kullanabildiimizdir. Saylar gittike artan ve dnyann srekli genilemesine neden olan kresel meknlar, bizi tarihsel mekn zerinde srekli olarak dnme sorumluluuyla ba baa brakmaktadr. Tarihsel mekn fenomenolojisi, sadece bu dnme abasnn balang noktas ya da giri ksmdr. nemli olan bu giri ya da eik ile irtibat koruyacak ekilde tarih yapabilmek ve yeni tarihsel meknlarn oluumunda rol oynayabilmektir. Her bir yeni tarihsel mekn, bizi tekrar tarihsel mekn fenomenolojisine sevk edecei iin asla giri ya da eik ile irtibatmz kopmayacaktr. Gerekte tarihsel mekn oluturamayanlarn tarihsel mekn fenomenolojisi ya da eik ile irtibat kopmu demektir.

Phenomenology of Historical Space: An Introductory Essay


Citation/: Tatar, Burhanettin, (2007). Phenomenology of Historical Space: An Introductory Essay, Milel ve Nihal, 4 (3), 19-29. Abstract: What does refer the notion historical space to? What is the meaning of the notion historical space when we take into consideration the radical changes which happen on the physical place of a historic event in the course of time, deformations and restorations of historical architectural structures, modern buildings around historical remnants, etc.? When globalization process transforms the meaning of space, does the relation between historical and space within the notion change historical space in favor of space? This essay will make the following claim: Since historical space allows us to grasp the course of history which shapes our present period, it appears to be openness through which past exposes itself to us. Keywords: Historical space, globalization, phenomenology, openness.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

29

Ludwig Deutsch(1855- 1935)in a Nubian Guard isimli tablosu

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine -Teolojik Adan Bir nceleme-

Mehmet EVKURAN*
Atf/: Evkuran, Mehmet, (2007). Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine Teolojik Adan Bir nceleme-, Milel ve Nihal, 4 (3), 31-68. zet: Zaman kavram meknla birlikte ele alndnda belirginlik kazanr. Meknla birlikte dnlen zaman ise, sadece alg konusu olmakla kalmaz yan sra bilin asndan gsterge haline gelir. Bilincin zaman ile ilikisi mekn araclyla salanr. Tarih algs zaman, mekn ve bilin ilikisinin karmak bir sonucudur. Tarih, insann gemii renme arzusuyla snrl deildir. O, imdiki zaman ve gelecei de iine alan deerykl bir alandr. Bu nedenle ideolojiler ve dinler, tarihe yakn bir ilgi duyagelmilerdir. Mslman kltrnde tarih, arlkl olarak bilimin deil bilincin konusu olmutur. Teolojik sylemler, bilincin oluumunda byk rol oynamtr. Bu nedenle tarih algs teolojinin yaratt etkiyle birlikte ele alnmaldr. Bu makale tarih sorununu teolojik adan tartr ve slm teolojisi erevesinde nerilerde bulunur. Anahtar Kelimeler: Zaman, mekn, tarih, bilin, teoloji, tarih algs, kendini bilmek, slm kltr.

Do. Dr., Hitit niversitesi lhiyat Fakltesi (Kelm) retim yesi (mehmetevkuran@hotmail.com).

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Mehmet EVKURAN Eer safl aryorsanz, herhangi bir i effaflk iddiasndaysanz, hi gecikmeden yeteneklerinizden fergat edin, fiiller dngsnden kn, insan alann dna yerlein. Dindar bir deyile syleyecek olursak kul sohbetlerinden vazgein. Cioran

1. Sorun ve Kavramsal ereve: Zaman, Tarih ve nsan Bu almada tarih konusu teolojik adan ele alnacak, tarihin neliine ynelik yaklamlar tartlacak ve tarih bilimindeki yntem tartmalarna deinilecektir. Tarih sorununun temellendirilmesi iin zamana ilikin dncelerin ele alnmas, zaman, mekn ve bilin arasndaki bantlarn ortaya konmas da uygun olacaktr. Tarih algsnn oluumunda ne gibi elerin etkin biimde rol oynad ortaya konulacaktr. Bu nedenle konunun ayrlmaz parasn oluturan bilin sorunu da srekli gndemde tutulacaktr. * Bir kavram ya da dnceyi tanmann yolu, onu oluturan eleri aka ortaya koymaktan geer. Bu bakmdan tarih kavramn irdelerken ncelikle zaman kavramn ele almak uygun olacaktr. nsan reel varlk alannda yaayan reel bir varlktr. Zaman ise reel varlk alann belirleyen balca ilkelerden biridir. 1 Reel varlklar zamann iinde yer alrlar, ortaya k, gelime ve zlmeleri de zamana bal olarak gerekleir. Bu aamada zaman kavram iki adan ele alnabilir: lki fizik zaman, ikincisi de antropolojik zaman. Fizik ya da fiziksel zaman, soyut ve belirsiz bir var olu durumunu niteler ve tek boyutlu bir sreklilik ve ak olgusunu anlatr.2 Tek bana fizik zaman iin balang, son, yavalk ve hzl olu, younluk ya da basitlikten sz edilemez. 3
*

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

32

Makaleyi okuyarak deerli katklarda bulunan dostum Dr. Cemil Hakyemeze teekkr ederim. Zaman acaba insan dncesinin temel ilkelerinden biri midir? yani biz insanlar bir nesneyi dnrken zaman hesaba katmadan bunu baaramaz myz? Bu etrefil soruyu felsef adan yantlamak iin filozoflar nesneleri ayrarak aklamaya alrlar. Bkz. Hseyin Atay, Farab ve bni Sinya Gre Yaratma, Ankara 2001, s. 92. Zamann blmlenmesi ve mahiyeti hakknda filozoflarn grleri iin bkz. Hseyin Atay, age, s. 103 vd. slam filozoflar zamann kendi kendini tutabilen bir ze yani zata sahip olmadn dnrler. rnein bni Sinya gre zaman srekli var olup hemen yok

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

Antropolojik bir ilke olarak zaman kavram, insann iinde yaad zamandr. Varolua (being) deil de olua (becoming) ait bir kavramdr ve aktif bir varlk olarak insann yapp etmelerinin balad, gelitii, gerekletii ve tm bunlarn lld bir dayanak noktas olarak ele alnr. Aslnda zamann nitelii asndan bakldnda iki trl zaman bulunduunu ileri srmek doru olmayacaktr. Sadece insan eylemlerinin iinde yer ald, gerekletii ve lld bir kstas olarak zamann incelenmesi sz konusu edildii bilinmelidir. Doal olaylar incelerken bunlarn ne kadarlk bir sre iinde olup bittiini anlamak iin zamanda bir balang noktas belirlememizde olduu gibi, insan eylemlerinin llmesi iin de fiziksel zamann aknda baz durumlar saptarz ve bunlara belirli anlamlar ykleriz. Zaman trde olmaktan karp bizim iin anlaml bir ehreye sokarz. Soyut ve belirsiz olan, yaammz ve eylemlerimiz iin sabit bir tank hline getiririz.4 Byle yapmamzn salad iki yarar vardr: lki gerekliimizin bir boyutunu oluturan zaman kavramn ifadesizlikten kurtarp ona bir grnrlk atfederiz. kincisi ise byle yaparak yeryzndeki toplumsal yaammza sreklilik ve bilinlilik kazandrrz. Ancak insan tarafndan yklenen bu anlamlar aktr ki, nesnellii olmayan znel ve yanl iaretlerdir. Tarih iinde tekrar tekrar nesnellikler yaratarak yaayan insan iin bu, kanlmaz bir var olu durumudur. nsan bylece kendini anlaml bir btn iinde anlaml bir varlk olarak hissedebilir. Varlk nitelemek amacyla kullanlan bir kategori olarak zamann ii bo, ifadesiz, ntr bir alan olduu ve bu niteliiyle de daima mekn karsnda soyut bir varlk olarak kald anlalmaktadr. Zaman kendiliinden tad zsel bir nedenden dolay
olan hdis fsidtir. Burada kelamclarn bu tr varlklar nitelemek iin kullandklar hadis kavramnn dnda araz kavramnn da bulunduunu, arazn ise, kendi bana var olamayan, baka bir varla ilierek var olabilen ayrca var olmak iin srekli yaratlmak zorunda olan varlklar ifade ettiini hatrlayalm. bni Sin, if, cilt I, s. 117. Zihinsel bir varlk olan zamann soyut zaman ve meknlam zaman olarak iki ayr balamda incelenmesi iin bkz. Hseyin Atay, age, s. 116.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

33

Mehmet EVKURAN

deil, meknda gerekleen dikkat ekici bir olaydan dolay nem kazanmaktadr. Tm insanlk iin ya da belirli bir topluluk iin nem tayan her hangi bir olaya tanklndan dolay bir gsterge haline gelmektedir. Bir olayn insanlar iin nemli bir gsterge olmas, bu olay nemli sayan zel bilin yapsnn egemen klnmasyla mmkn olur. Kendisini herkes iin geerli olacak dzeyde nemli gstermek isteyen bilin toplumsal, kltrel ya da politik yollar kullanarak yaylmak ve yerlemek eilimi gsterir. Bu noktadan sonra insann toplumsal yaamn nemli lde belirleyen iktidar ilikileri devreye girer. Egemen iktidarn deer ve nceliklerine zenerek tarihe ideolojik adan bakan bilin, belirli (hi kukusuz bilin tarafndan belirlenmi olan) olaylar ne kararak alglar. ktidarn sunduu imknlar kullanan belirli bir tikel bilin, tikellik snrn aarak ulaabildii kadaryla evrensel bir ereve yaratmak ve herkesi balayan bir gereklik olma savan verir. Bunu baard anda da kendi tarih algsn dierleri iin de geerli saymaya alr. Fiziksel zaman, trde bir yapdadr ve kendi tek tiplilii iinde her zamanki akn srdrr. Doal olaylar ya da eylemlerimiz iin gsterge oluturacak nitelikte bir farkllk iermez. Biz insanlar farkllk iin ihtiya duyduumuz eleri zamandan deil, mekndan elde ederiz. Zamann bir gsterge olmas iin gerekli olan dayana mekndan elde ederiz. Meknda gerekleen bir olay, kendinden nceki ve sonraki sreler iin bir dayanak sistemi olur. Tarihte gereklemi olan yaznn icad, sann doumu, kavimler g, Mekkenin fethi, stanbulun fethi, Amerikann kefi, Reform ve Rnesans, Fransz ihtilali, Ekim devrimi, Dou Blokunun k vb. trnden byk sosyal olaylar dnya tarihinde gelime, krlma, srama nitelemeleriyle anlr ve insan bilincinde yerlerini alr. u hlde zamann insann reel yaam iin etkin bir gsterge olmas, onun Tarihe dnmesiyle mmkn olur. Bu zamann trdeliinin bilin tarafndan yaplan anlam

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

34

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

atflaryla yapsal bir dnme uratlmasyla salanr. Tarih olarak alglanan zaman bilincin konusu olmaya balar. Bu noktada bilin ile zaman arasndaki ilikinin nasl gerekletii sorusu akla gelir. Zaman tektir ancak insan zihninde boyutlu bir nitelie sahip olarak alr ve i grr. nsan zihni, kendini, olaylar arasnda bir neden sonu ilikisi kurmak zorunda hisseder. Esasen doaya ve evrenin ileyiine dair gzlemlerimiz de bizi bir dzenin varlna inanmaya zorlar. Sorunun kkeninde felsef bir problem olarak, akl ile zaman arasndaki ilikinin nasl ve hangi aralarla dolaymlanarak kurulduu sorusu yatar. Zaman ile en saf haliyle akl arasndaki iliki, zmleme ilerledike karmza tarih ile bilin arasndaki iliki olarak kacaktr. Akl, bir beden iinde etkinlik gsterir. Beden ise kltrel olarak betimlenmi sosyal ve tarihsel bir edir. Bir bedene sahip olmak, somutluk iinde i grmek akl iin fonksiyonel olmasnn yannda, kanlmaz bir durumdur ve bu durum, yaamn deer ve deersizliinden alnz hukuk ve yaam ilikisine kadar bir dizi problemi konu edinen biyo-siyaset aratrmalar tarafndan ele alnmaktadr.5 Bedenlerimiz, iinde yaadmz meknlar ve bu meknlara etki eden etkenler tarafndan belirlenmitir. Bu sz, mekna hkmeden glerin zamana da hkmettiini sylemekle edeerdir. Belirli bir ada egemen olan otoriteyi, o ada olup biten olaylar lmek iin kullandmz zamann de egemeni olarak nitelememiz bundandr. 2. Zaman-Mekn Balam: Tarih Olarak Alglanan Zaman Mekn olmakszn zaman, ii tamamen bo bir ieriktir. Tek bana onu dnmek, alglamak, tanmak ve tanmlamak insan zihni asndan olanakszdr. Bu nedenle zaman zerinde dnceler gelitiren filozoflar ve teologlar, bir somutlua dayanma ihtiyac

Giorgio Agamben, Kutsal nsan-Homo Religius-Egemen ktidar ve plak Hayat, eviren: smail Trkmen, stanbul 2000, s. 179.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

35

Mehmet EVKURAN

hissederek onu hareketin says ve ls olarak tanmlamlar, mekn esini hesaba katma zorunluluunu duymulardr.6 Hareket zamandan ok mekna ait bir olgudur. Zamann mekn ile olan sk ilikisinden dolay zamana ilikin dncelerimiz bile mekn ile olan ilikilerimiz dolaysyla gerekleir ve belirginlik kazanr. rnein; olaylarn trde biimde ve bir sarsnt ya da farkllamaya yol amakszn sakin ve ritmik biimde ilerledii bir dnemde, zaman, yava ilerleyen bir sre olarak alglarz. Byk deiim ve alkantlarn yaand dnemlerde ise zamann, hzl biimde aktn dnrz. Oysa zamann hznda, yapsnda ve niteliinde bir deime olmamtr. O, her zamanki sabit hzyla ilerlemesini srdrmt. Ancak zaman tanmak ve tanmlamak zere setiimiz olaylarn gerekleme biimi, sresi ve dourduu sonulara bakarak zamann hzna dair bir alg gelitiririz. Mekna dair bilgilerimiz deitike zaman algmz da deimitir. Byk uygarlklarn tarihe baknda belirgin bir tutuculuk gze arpar. Bireylerin toplumsal ve politik itaatini salamasnn yan sra kltrel bir salamlk elde etme amacnn da etkin olduu bu sre, ortodoksi tarafndan kontrol edilir. Dinsel inan ev imgelerin de youn biimde kullanld merkez bir sylem oluturulur ve muhafazakrlk ve tutuculuk olarak kendini da vuran bir pratik yceltilir. Bu bilin tr, tarihi bir tr kutsallk alan olarak grr. Tarih, atalarn rnek ve kurucu davranlaryla doludur. Tarihe byle bakmak, homo religiusun en temel dncelerinden biridir.7 nsan dindarlatka, davranlar ve eylemleri iin o

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

36

bni Sin, zaman, baka bir eye ilitirilerek dnlen vehm bir varlk olarak ele alr. bni Sin, if, cilt I, s. 111. Denebilir ki, homo religiusu tanmak dinler tarihileri arasnda hakl bir n elde etmi olan Eliadenin temel ura olmutur. Onun metodolojisi temelde, incelenen bir dini ya da inan biimini dardan betimleyerek deil, bata riteller olmak zere onun deneyimlerine canl biimde katlmak ve ierden anlamaya almak zerine kurulmutu. Eliade, bata amanizm olmak zere inanla zerinde yapt aratrmalarnda bu yntemi etkin biimde uygulamtr. Ayrca son dnem bilimcilerinden bu alanla ilgili farkl bir katk iin u almaya baklabilir. Agamben, Giorgio, Kutsal nsan-Homo Religius-Egemen ktidar ve plak Hayat, s. 97 vd.

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

kadar ok sayda rnek alaca modele sahiptir.8 Dnya koruma ilevinin teolojik sylemlerle saland dinsel dnemlerden sonra bu ilev, ideolojiler tarafndan stlenilmitir. Tm devrimci ideolojiler, imdiki zamana kardrlar ve bu nedenle de, zaman elinde tutan ve onu yavalatarak egemenliini glendirmek isteyen kurulu dzene farkl bir zaman ve mekn tahayylne snarak itiraz gelitirirler. Byle yaparak kurulu dzenin zaman ve mekn ritmini bozmak isterler. Onlar iin zaman hzl biimde akan ve beraberinde deiimi getiren bir nlenemez bir gtr. Bir puta tapar gibi ilerlemeye ve deiime tapma eilimi, farkl bir mekn (yani alternatif toplumsal ilikiler biimi) zlemi iinde olan devrimci ideolojilerin dayand temel duygudur. Yavalk ve tutuculuk kavramlarnn edeer ktlkler olarak betimlendii devrimci sylemde asl hedef, kurulu dzenin kendisidir. Nitekim devrimi gerekletiren her ideoloji, zaman kontrol etmeye ve onu yavalatmaya alr. nk gerek iyi gerekletikten sonra artk deiimden sz etmenin bir anlam kalmayacaktr. Devrim ncesinin kutsal kavram olan ve her frsatta yceltilen deiim, devrimden sonra sakncal duruma decek, ihanetle edeer saylacaktr. Bu durum, zaman betimlemek amacyla kullanlan kavramlarn, ierdikleri politik potansiyelden dolay ne kadar krlgan olduklarn ortaya koyar. Krlgan olular ve nesnel bir temelden yoksun olular onlarn yeniden retilmeleri ve bir gce dayanarak merlatrlmalar zorunluluunu dourur. Bilgi ile iktidar arasndaki iliki de buradan kaynaklanr. 3. Tarih ve Bilin: nsann Kendini Hissetmesi Olarak Tarih Dnyada yaamak iin onu kurmak gerekir. Bu ilke sadece insana zg bir var olu durumunu ifade eder. Dnyann kurulmas olay, insann sahip olduu dnme ve deer bime yetenekleriyle gerekleir. Daha ileri bir dzeyde bilgi ve deer retme sreci bilincin olumasna yol aacaktr. Bilinli dnmek, basit anlamda dnmekten olduka fazla bir ey olarak ideolojik ve sistemli dnmeyi, deerler araclyla eyaya bakmay anlatr. Hayvan8

Mircea Eliade, Kutsal ve Dind, s. 76.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

37

Mehmet EVKURAN

lar gibi anlk bir yaam srmeyen insan, nesneler ile dorudan ve aracsz bir iliki kurmaz. O, belirli bir sembolik sistem ve anlamlar dnyas araclyla grr, alglar, dnr ve eylemde bulunur. Bunlar yaparken de kendine ve zamana dair bir izlenim gelitirir. Bilincin zaman alglamas, zaman kendini merkeze alarak blmlere ayrmasna dayanr. nsann iinde yaad zaman imdiki zaman olur. imdi l alndnda gemi ve gelecek kavramlar ortaya kar. Zamann yaanm olan ksm yani gemi, dier ikisinden (imdiki ve gelecek zaman) daha somuttur. Dolaysyla zihin kendiliinden gemie ynelir. Bu yneli, insann tarihe duyduu ilginin doallnn da kantdr. Ksacas zihin, somut olana daha yakn ilgi duymaktadr. Zaman ile bilin arasndaki iliki, iki tr somutluk arasndaki iliki olarak irdelenebilir ancak. Bu her eyden nce ontolojik adan bir zorunluluktur. Ayn dzlemde yer almayan varlklarn birbirleriyle etkilemeleri dnlemez. Nesneler ancak ayn varlk dzleminde bir araya gelirler ve ancak bu dzlemde aralarnda bir tekbliyet ilikisi kurulabilir. u halde zaman, soyut bir ak olarak deil, somut gstergeler sistemi olan tarih olarak bilinle etkileir. Kendi doal ve bo ak iinde hibir etki ve iletiim potansiyeli tamayan zaman, ancak tarihe dntnde bilinvarlk iin bir referans hline gelir. Bir bilin sahibi olmak nemlidir. Ancak bilin, gereklii ve varlklarn reel ilikilerini yneten yasalar yanstt oranda bir sahicilik tar. Aksi halde gereklikten uzaklatran, onu arptan ve bir yanlsama ilevi gren bilin, yabanclamay artrmaktan ve ona sreklilik kazandrmaktan baka bir ie yaramayacaktr. Bu erevede bilin adn verdiimiz ieriin, insan tarafndan gerekletirilen bir yap olduu ve bilgisel bir dokuya sahip olduu gereini unutmamak gerekir. nsanlk tarihinde uzun zamanlar boyunca bilincin, varl olduu gibi yansttna inanlan tam tekbliyeti anlaylar etkin oldu. Bu tmelci ve zc anlaylara gre, sahip olduumuz bilgiler, doann ya da tarihin zihnimiz zerindeki yansmalarndan

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

38

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

ibarettir. Bilgi, ele ald varl ya da konuyu yetkin biimde temsil eder. nsan zihninin edilgen ve kabullenici bir aygt gibi altna inanlan bu dnce biiminde, insann yorumsal bir gc olduu srekli gz ard edilir. Byle olunca da toplumda g kazanan teolojik, felsef ya da politik anlaylar tmelci yaklamlar sergileyerek kendilerini hakikatin yerine koyarlar. Bilgi ile gereklik arasndaki yorumsal ayrm fark edilmeyince bilin sorunu, bir trl gerek boyutlaryla ele alnamad. Bilgi sorunu felsef bir sorun olarak en geni balamyla ancak 20. yzylda tartlmaya baland. Bunda tzc ve evrenselci bilgi anlaynn yorumsamac gelenek karsnda zayflamasnn byk etkisi oldu.9 Bilin ile tarih arasndaki ilikiye baktmzda, bilinten yoksun bir yaamn insan iin neler getirip gtrecei sorusu ne kar. Bilincin varlk ile aramza girdii, yaam gzmzde olduundan daha farkl gsterdii ve zaman zaman da bir kendini aldatma (self-deception) mekanizmas gibi alt grldnde, bilin ya da zihne kar duyulan o kadim gven sarslr. Ancak nihalik ve kesinlik ihtiyac olduka temeldir ve toplumsal akl grecilikler karsnda, in ettii yeni nesnellikler kararak direnir. Eyann o katksz ve saf bilgisine nasl sahip olunacan ieren sylemler geliir. Gereklik bilgisine ulamada ve onu korumada rasyonalitelere ynelik itirazlarn ykseldii dnemlerde, mistik kurguya sahip sylemlerin ikame edildii grlr. Yine de bunun nasl salanaca sorusu da gndemde kalmaya devam eder. Buradaki paradoks ontolojiktir. Hem eyann saf bilgisine sahip olmay istemek hem de bunu bilgisel olmayan bir yoldan elde etmeyi arzulamak elikidir. nsan dnr. Neden? Nedeni yoktur. nsan dnen bir varlktr. Dnmesi, insann bir varlk olarak tanmdr ve onun ayrt edici niteliidir. Dnmek; kavramlar dnyasnda i grmek, bilgi, kavram ve deer oluturmaktr. Bilginin oalmasna paralel olarak bunlar anlaml bir btn oluturacak ekilde bir
9

Doan zlem, Bilim, Tarih ve Yorum, s. 126 vd.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

39

Mehmet EVKURAN

araya getiren bir sistemin olumas kanlmaz bir hl alr. Esasen bilin adn verdiimiz ey, bu btnden baka bir ey deildir. Bilinci yalnzca bilgisel yna indirgemek yanltr. O, toplumsal kimlikleri reten bilgisel, duyusal, algsal bir adr. nsanlarn kendileri ve hayat hakknda bir dnce gelitirmeleri, tarih iinde gerekleir. Bu nedenle tarih anlaynn oluumunda toplumsal kimliklerin izledii sre byk rol oynar. Kimlikler dnya grleri dorultusunda semeci bir gzle tarihe bakarlar ve hakllklarna tanklk edecek bir gelenei bulup karrlar. Bunun bir yeniden in ve kurgu olduu gereini gzlerden saklamak iin de bir hakikat ve merkezlik sylemi olutururlar. u halde sylem ile tarihsel alan birbirlerini dorulayan ve onaylayan karlkl bir iliki iindedir. Zaman lmek amacyla kullanlan balang noktalar doal, bo ve ieriksiz gstergeler deildir. Bunlar, zaman bilin iin tandk ve ain klan dayanak sistemleridir ve olduklar gibi deer ykldrler. Her toplum tarihi neyse o olarak, gerekletii gibi ve tam bir nesnellik bilgisiyle deil, belirli bir gelenek olarak ve gelenein sayesinde tanr. Tarihi anlatlmaya ve hatrlanmaya deer klan ey de, gelenein ona atfettii anlam ve nemdir. Gelenek burada iki kez devreye girer. Alglama, dnme ve grme sistemi olarak gelenek paradigmatik bir rol stlenir ve bu roln hakkyla oynar. Bireylerin zihninde aidiyet bilincine dair temel sorular yantlayarak kimlik sorununu zmler. Dier yandan zihinlerde doruluk ve nihalie dair gl bir izlenim yaratarak ideolojik ilevini yerine getirir. Toplumsal ve kltrel kimliklerle kurulan isel ve salam balantsndan dolay dayanak sistemleri, sarslmaz tabusal alanlar oluturur. Tabunun sorgulanmas kimliklerin kendisine snd kutsallk rntsne zarar verir. Bu nedenle tabular zenle korunur. Tarihin, bilimsel aratrmalara ve sorgulamalara kar direnen z de ite buradan, kimlikle olan sk ve itiraf edilmeyen ideolojik bandan kaynaklanr. Tarihi, bir doa bilimcisi rnein bir fiziki gibi rahat ve soukkanl bir ortamda alamaz. Dieri olgularla

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

40

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

ilgilenirken tarihi deerler alanyla yakndan balantl bir kimlikler alanyla ilgilenir. Buras, deer ykl olduka youn ideolojik bir alandr. Onca bilgi birikimine karlk onun bu nitelii gemite kalm ta deildir. Gemiten sz ederken, bizi biz yapan hikyeleri okuruz ya da kurarz. imdiki zamann ideolojileri devreye girer ve tarihin belirli bir annda younlam olan kimlik yaps, kendi tikel ihtiya ve ngrlerini tarihiye de yanstr. Baka kimlikler mmkn olduunda, olas kimliklerin tahayyl ile alternatif dnya grleri ykselie getiinde yerleik tarih anlaylarnn sorgulanabildii grlr. nk artk tarihsel eletiriyi mmkn ve hatta zorunlu klan bir anlambilimsel boluk olumutur. Bu boluk, pek ok cesur eletirel sylemin birbirleriyle at koturduu bir belirsizlie tanklk eder. Ancak belirsizlik uzun srmeyecek ve belirli bir kimlik tarz, sosyal olduu kadar ayn zamanda epistemolojik kaosa son verecek ve onun temsilcisi olan sylem egemenliini gerekletirecektir. Bilin ile gereklik arasndaki kanlmaz fark, bizi realiteye sayg duymaya ve gereklemi olan olduu gibi renme zorunluluuna gtrr. Tarihte gereklemi her olay kendine zg sonu, etki ya da dalgalanmalar brakarak reel dnyadaki deitirilemez yerini alr. Bilin (yanl bilin) onu olduundan farkl kavram, arptm ve insan zihni zerindeki etkilerini nlemeye alsa ve bunu bir lde baarm olsa bile bu ancak bilisel/kognitive alanla snrl bir eylem olarak kalr. Hibir otorite olup-biteni yok edemez, onu olup-bitmemi gsteremez. nk tarihsel her olay, tpk doal olay ve olgularda olduu gibi kendi somut etkilerini reel dnyaya brakmtr ve reel olan hibir ey, sanki yaanmamasna kaybolup gitmez. Kimlik sorunu, nfusun dnya leinde artmas ve insanlarn birbirleriyle karmaya balamasyla birlikte daha da iddetlendi. nk her kimlik farkllk zerinden kurulur ve kendini dier kimliklerden ayracak bir referansa dayanr. 10 Kimlik sorunu,
10

nanmak da kimlik sorunun ir parasdr. nanmay toplumsal bir edim olarak ele alan bilimciler, hibir insann inanma ya da inkr etme eyleminin bolukta ve soyut biimde gereklemediine dikkat ekerek, bu iki eylemi teolojik ol-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

41

Mehmet EVKURAN

bu szc bir problem olarak yerletirdiiniz her yerde derhal yeni ayrntlar kazanr. rnein; bir Japon iin en genel tanm Uzak Doulu ve ekik gzldr. Bu tanm onu kendi soyundan olmayan dier Uzak Doulu etnisitelerle ayn snfa koyar. Ancak corafyay biraz daraltp sorunu Uzak Dou eksenine yerletirdiimizde Japon ulusal kimliine doru geri ekilecektir. inli, Mool, Koreli vs. kimlikleri darda brakacaktr. Bu, filmi geriye sarmak gibi bir eydir ve kltrel olandan doal olana doru bir yol izlenir. Bu kez daha yakna girdiimizde Japon ulusu iinde belirli soylar, aileler ve hanedanlar ekseninde alglanmaya balayacaktr. Her kimlik kendine tarihten zel ve saygn bir kken anlats bulacak ve varoluuna bir derinlik ve salamlk kazandrmaya alacaktr. Ksacas, kimlikler politiktir ve gereksindikleri merlatrm elde etmek iin tarihle zel ve romantik bir iliki iine girerler. Bakalarnn karma ve itirazndan saknd bir tr mahremiyet kurarlar. ktidar ilikileri ise, bu mahremiyetin kutsalln iki ile arparak artrr. Bilin-kimlik sorunu eskide kalm maziye ait bir sorun deildir. Gnmzn karmak dnyasnda daha da youn biimde varln srdrmektedir. Sorunu Mslman kitleler asndan ele aldmzda, zaman zaman st kimlik olarak Mslmanlk erevesinin ilevsizletii ve belirsizletii dnemlerde, etnik referanslarn ve ulusal kimlik modellerinin ne kt grlr. Bu sadece ulus devlet olarak varln srdren yaplarn birbirleriyle olan atmalaryla snrl deildir. Ayn ulus devlet ats altnda yaayan kesimlerde de alt kimlik olarak etnisetiye vurgu yapld gzlenir. deolojik ya da dinsel gstergeler belirsizleip geri ekildiinde daha somut bir ereve sunan ideoloji-d hazr ereveler devreye girmektedir. Zamanla ve hi kukusuz politik ve kltrel gelimeler sonucunda ilevsizleen ve geveyen st kimlik referans dalmakta ve kimlik ierii daha somut ve farkllatrc elerle doldurulmaktadr.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

42

maktan nce, politik, kltrel ve toplumsal ynleriyle incelerler. Michael Novak, Belief& Unbelief-A Phisophology of Self-Knowledge, s. 35 vd.

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

Bu srecin tarih aratrmalarna yansmas ise dorudan olmaktadr. Ortodoksiyi dorulayan ve takviye eden bir tarzda alan tarihilik meslei, bu aamadan itibaren yeni ufuklara belirmeye balar. Bu baka trl yaamann da mmkn olmaya balad bir krlma noktasdr. Heterodoksiyi dnmek mmkn ve keyifli bir hl alr. Bu deiim ya hareketlilik, zaman zaman bilincin kendini oluturan elerle yzlemesi ve yeni bir nesnellik kurmas asndan nemli bir ilev grr. Kendini sorguluyormu gibi yapan benlik, o bildik manevrasn yeniden icr eder ve sorgulama zerinden temellerini salamlatrr. Her ne kadar aka grlmese de bilin ile tarih arasnda bir gerilim hep vardr. Dnce tarihi boyunca hakikate nasl ulalaca konusunda yaplan tartmalarda bu hissin varl grlr. Byk sistemler ortaya koymu uygarlklarda, hakikate ulama yolu olarak iki byk alternatif yol, kimileyin atarak kimi zaman da uzlaarak geliimlerini srdrd. Bunlardan ilki, varl rasyonel yoldan anlayan ve aklayan aklc sistemdir. Dieri ise akln hilelerinin insan aldattn ne sren ve gerein bilgisine ancak duygusal ve sezgisel yoldan ulalacan savunan mistik yntemdir. Bu iki damar, hem byk teolojiler dneminde hem de din sonras felsef dnemlerde, kendilerine zg varlk ve bilgi kuramlar ortaya koymulardr. ou tarihi ve dnrn bilin olarak adlandrd ierii insann ayana takl zincir olarak betimleyen Nietzsche asndan tarih bir bilgilenme sorunu deil gelecei kurma sorunu niteliiyle ne kar. Tarihe byle bakmak aslnda yeni bir gelime saylr. Onun sisteminde tarihe ynelik radikal bir kar koyu vardr. Ona gre Hristiyanlk da iinde olmak zere toplumlara egemen olmu pek ok inan ve dnce sistemi bal bana bir hastalktr, bir kpr ve geilmesi gereken bir ara-varlktr. Daima baka bir dnya ve onun deerlerinin zlemini eken Nietzschenin tarih gr bir devamllk deil bir kopma, ayrlma ve devrim mesaj ierir.11

11

Nietszche, Tarih zerine-Zamana Aykr Dnceler, s. 59

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

43

Mehmet EVKURAN

4. Tarihin Nelii ve levi Sorunu Tarih, ideolojik dncelere en ok kaynaklk eden alandr. deolojiler, tarihten beslenmeye alr ve tarihle salam ilikiler kurma ihtiyac duyarlar. Son byk idealist Hegelin tine dayal tarih kuramna kar kan maddeci Marxist kuram, tarih materyalizm kavramn ne srmtr. Hem idealist hem de materyalist felsefe, tarihe tmelci yaklamlar ve onu kendi retileri iin dorulayc bir referans olarak grmlerdir. Tarihe kar beslenen hu duygusunu korumular ve fakat bu huyu farkl bir ideolojiye yap ta klmlardr. Tarihin bu zellii, onun sadece uyumluluk reten ideolojilere deil, bunlarn yannda muhalif dnya grlerine de yardm ve yataklk ettiini ortaya koyar. Tarihsel alan, bilimin denetiminden uzaklatka, ar okumalara yatkn seenekli bir ierie dnr. Bakann bakna ve ihtiya sahibinin de isteine gre biim alan deiken bir ierie sahip genilikte grlr. Pek ok ideolog, kendi tikel ideolojilerini tarihin bir ngrs olarak ortaya koymu ve abalarna bir aknlk ve derinlik katmaya almtr. Bu niteliinden dolay tarih, modern dnemde bilim gznde merulatrlmas zor bir alan olarak kkl krizler yaamtr. Onun bir bilim deil olsa olsa retorik ve edebiyatn bir dal ya da bir tr sanat olduu yolunda deiik grler ne srlmtr. Byle dnen dnrler, tarih gibi geni ve problemli bir ierikten ok kazbilime indirgenmi somut bir alandan sz etmeyi yelemilerdir.12 Gemiten hareketle bugn anlamak, yakndan bakldnda temel olarak bugnden hareketle gemii anlamaya dnr. Bu, olduka karmak bir durumdur. Gemiin mi yoksa bugnn m referans alnd daima birbirine karr. Hangisinin hangisi iin lt olarak kullanld belirsizleir. ou zaman tarihin belirli bir algs, imdiki zamann belirlenmesinde ve gelecein ekillenmesinde baskn e olarak kullanlr. Gemiten gelip gelecee doru

12

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

44

Fransz tarih ekolnn etkili ismi olan Bloch bu konuyu ayrca ele alm ve bilim gznde bir tarih savusu ortaya koymutur. Bkz. Marc Bloch, Tarihin Savunusu ya da Tarihilik Meslei, eviren: Mehmet Ali Klbay, Ankara 1985.

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

uzanan bir yol saptanr ve toplumsal bilin, bu yolu oluturan deerler ve dnceler dorultusunda yrmeye zorlanr. Bilincin izlemekte olduu bu yol, ok sayda subjektif deerlendirmelere ak bir alandr. Toplumlar tarihe gndermede bulunarak bir kltrel bellek edinirler. Bellein oluumunda olduu kadar onun geliiminde de etkin olan bu sbjektif mekanizma unutular, abartmalar, grmezden gelmeler, uydurmalar, mitletirmelerle dolu bir dzenee sahiptir. Tarihte olup-bitenleri ve yaananlar olduklar ve gerekletirdikleri gibi renmenin epistemik imknszl, tarihi yani hikyeyi (burada ngiliz dilindeki history ile story kavramlar arasndaki benzerlie atfta bulunmaya alyorum.) kanlmaz klar. Esasen karmzda bulunan ey tarihin kendisi deil, onu temsil eden bir sylemdir ve bu sylem, tarihin madd ieriinin ve pek ok lzumsuzluklarn imdiki zamana tanmasnn getirecei ar maliyete kar alnm bir tedbirdir de. Her bilginin, zellikle de tarihsel alan bilgisinin, ounlukla eski ve yeni iktidar ilikilerini tayan olaylara dair olan bilgilerin bir ykmll, her hatrlayn da politik ve kltrel bir maliyeti bulunur. nsanlk tarihinde ar siyasal ve kltrel kimlik atmalarndan sonra, belirli evrelerde bir unutma ihtiyac ortaya kar. Unutmak hafiflemektir, artk tanmas ar gelen istenmeyen ykmllklerden yavaa syrlmaktr. Bu nedenle her kltrn, belirli bir hatrlama/hatrlatma sistemini barndrd gibi bunun yannda elinin altnda bir unutma biimini de saklad grlr. slam geleneinde Snnlik ile ia arasndaki farkn zmlenmesi, bu iki teo-politik yap arasndaki farkn doasn da ortaya koyar. Birinin unutmaya/unutturmaya alt eyin, dieri tarafndan srekli ve srarl biimde canl tutulmaya alld anlalr. slamn ilk dnemlerinde patlak veren ihtilaflarn ve bunlarn yol at sevimsiz durumlarn, Snn ekol tarafndan farkl tekniklerin teolojik adan iletilmesiyle unutturulmaya alld bir gerektir. Aklanmas son derece g olaylarn ve du-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

45

Mehmet EVKURAN

rumlar (Hz. Osmann kendi evinde ldrlmesi, Cemel ve Sffn Savalar, frkalama gerei) irc, sahabe idealizasyonu ve kader doktrinleriyle ya da bunlarn lml bir senteziyle almaya alld.13 Buna karlk ia, kendi teolojsine de damgasna vuran bir kararllkla (immetin bir inan ilkesi olarak grlmesi ve genel anlamda immet dncesi) Snnliin yumuatmaya ve geride brakmaya alt problemleri, youn bir simgesellikle (Kerbel olay) srekli gndemde tutmay baarmtr. Grld gibi iki farkl tarih, iki farkl siyasal tercih beraberinde iki farkl teolojik yaplanmay retmitir.14 5. Tarih Algsndaki Dnm Tarih algs sorunu insan algs sorunun ayrlmaz bir parasn oluturur. Tarihi mmkn klan eyin, insann kendi yaamn tasarlayabilecek ve tasarlarn uygulayabilecek irade zgrl ve yapabilecek eylemsel gce sahip olduunu ilan etmekten getii gereini fark eden Aydnlanmac dnrler, hmanizmi vazgeilmez bir deer-disiplin olarak grdler. Hmanizmin habercisi ve teolojik versiyonu Tanr tarafndan g ve olanaklarla zerkletirilen insan anlayndan Aydnlanmann Yunan mitolojisinden ald Prometeusuna doru evrilen srete, kendi kaderini elinde bulunduran ve dnyadaki yaamn diledii gibi srdren insan anlay merkeze yerleti. Hmanizm hi kukusuz ki basit anlamda ve sadece insanclk ve insandan yana olma dncesini iermez. Bat dncesine egemen olan kkl dalitelerden biri olan Tanr-insan dalitesini gz nnde bulundurursak hmanizmin, Tanr karsnda insandan yana olmay ifade ettiini grrz. Bu saklanmasnda yarar bulunmayan bir gerektir. Aydnlanmann insan algs, Tanrya dayanmakszn yaayan, hatta ileri aamada Tanrya ramen ve ona kar kp ondan zgrletii oranda insan olarak var olabilen, kendini belli edebilen bir zne-varlktr.
13

14

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

46

slamda patlak veren aklanmas g olaylara kar gelitirilen tepkilerin bir analizi iin bkz. Ahmet Akbulut, Sahabe Dnemi ktidar Kavgas, s. 247 vd. slam geleneinde ortaya kan mezheplerin birer teolojik ve siyasal oluum olarak birbirlerini nasl tetikledii, karlkl gerekeler sunduu ve bunlarn sonular konusuyla ilgili olarak baklabilir. Mehmet Evkuran, Snn Paradigmay Anlamak, s. 45 vd., Ankara 2005.

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

zne olduunu hisseden Aydnlanma sonras insannn nnde snrlar olduka geni bir alan alm oldu. Daha nce tarih, Tanr tarafndan izilip insan tarafndan oynanan bir drama iken, bundan byle insann, iini, kendi karlar dorultusunda dolduraca edilgen ve bo bir alan haline geldi. Bu dnem felsefecilerinin nemli uralarndan birini, tarihin ileyiine dair yasalar ortaya karma abas oluturdu. Bu aba, arka plannda derin bir teolojik miras yanstmaktayd. Kurumsallam ve iktidar ilikilerine katlm bir dinin dourduu sorunlardan yola karak, Tanr inancn zayflatmak ve ortadan kaldrmak belki mmkn olabilir. Ancak Tanr kavramnn insan zihninde doldurduu yeri ve grd ilevi silmek mmkn olamamtr. Nitekim tarihe egemen olan yasalarn aray iinde olmak ya da tarihin bir anlamnn olup olmad sorusunu din d bir dzlemde tartmak bile, kaybolan Tanrnn izini srmekle edeerdir. Ortaya konulan dncelere bakldnda Tanrnn yerine tarihin konulduu bir dnme tarznn iletildii grlr. Comteun insanlk tarihinin geliimi iin ngrd durum ngren tezinden tutunuz Marxn tarihsel diyalektik ideolojisine kadar pek ok aklama, teolojinin ve idealist felsefenin glgesi altnda yaplmtr. Modern dnemlerde pozitif bir disiplin olmaya zorlanmasndan ya da ideolojiler tarafndan paylalmaya allan bir alan olmadan nce tarih teoloji ve edebiyatn bir yan alan olarak meruiyet buldu. Modern bilim paradigmasnn metafizik ve teoloji aleyhine olarak bilimleri bamsz birer disiplin olarak ayrd bir gerektir. Ancak bu deiim, bilginin paraland ve varln birbirinden kopuk olarak ele alnd parac bir perspektife yol amtr. Bu perspektifin tartlmaya balanmasyla birlikte, tarih ve teoloji ilikisinin yeniden ele alnmas gerekmitir. Tarihin teolojiyle yaknlat ve bu nedenle de teolojik bir tema olarak sorunsallatrlmay hak ettii ynler tad grlmektedir. Bu durum elbette tarihsel alann nasl sorunlatrldyla ilgilidir. Sistematik teoloji asndan bakldnda tarih sorununu

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

47

Mehmet EVKURAN

konulandracamz balam, ontoloji/varlk bilim konusudur. Konu, Tanr-evren ve daha zele inildiinde Tanr-insan ilikisi dzleminde tartlabilir. Tanr-evren ilikisini iki dzlemde ele almak teolojik adan bir zorunluluktur. lki; Tanr ile doa (ve doada yer alan insan dndaki varlklar) arasndaki iliki. Dieri ise Tanr-insan ilikisidir. Hegelci bir bakla syleyecek olursak doal alan, kat zorunluluklar alandr. Doal varlklar arasndaki iliki tek ynl olarak akn ve mutlak varln iradesinin tek ynl olarak kendini dsallatrmasnn mekndr. Oysa Tanr ile insan arasndaki iliki tek boyutlu bir nitelikten uzaktr. Bu iliki bir ynyle yaratanyaratlan arasndaki ontik ilikidir. Ancak etik adan bakldnda ise iki ayr zne arasndaki ahlak bir ilikidir. Tanrnn belirli bir oranda zerkliklerle donatarak var ettii irde ve bunun gereini yerine getirecek dzeyde g sahibi olan insan ile olan ilikisi< te tarih, temel olarak bu ikinci alana girer. Bu, teolojik yaklamlarda da yansmas bulunan bir anlaytr. Teologlar zaman zaman Tanrnn tarihe ve topluma mdahalede bulunduunu sylerler. Bu mdahalenin nasl gerekletii (peygamber gndererek, mucize yaratarak, ilah mesajlar yollayarak ya da bunlarn dnda nemli olaylar var ederek) konusuna dalmakszn bu kavramn semantik anlamna dikkat edelim. Mdahale szc zaten bir eyin dnda olmay anlatr. kinci olarak da geici bir sre bir eye dhil olmay, sonra da geri ekilmeyi ve kendi haline brakmay ifade eder. Esasen bu dhil olma olay hem nemli hem de anlk olduu iin teolojik anlamda bir haber deeri tar. Dolaysyla szcn tad bu anlamlar bile Tanrnn, tarihi ve insan yaamn birebir ve kesintisiz biimde cebr yoldan ynetmediini, insann sorumluluundan sz etmeyi mmkn klacak dzeyde bir zerklik ve zgrlk alannn bulunduunu aka ortaya koyar. Aksi hlde Tanrya atfedilen gzetme, grme, iitme, bilme, sonraya brakma, hesap sorma eylemlerinin anlmasnn herhangi bir anlam kalmazd. Dier yandan insann

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

48

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

babo braklmad15 ifadesi, tpk evrenin de bouna yaratlmad16 ifadesinde olduu etik bir hatrlatma anlamna geldii ve bunun da insann eylemlerinden sorumlu olduu gereini vurgulad yolunda yorumlanmaldr. Sonuta tarih, insann at koturduu bir alandr. Tanr, kral, g, devlet ya da devrim vs. kimin ya da hangi eyin adna at koturduuna baklmakszn tarihi oluturan g, insan edimleridir. Kutsal ve Tanrsal amalar uruna dnyann drt bir yannda seferler ya da fetihler gerekletiren ve yeryznde Tanrn szn ya da Tanr kralln kurulmas/kurulmaya allmas, bu iin reel aktrnn insan olduu gereini deitirmemektedir. Tanrnn ilhi plann ve ezel iradesini insan eliyle ve kutsal olmayan aralar zerinden gerekletirdii yolundaki gr ise, panteist ontoloji olarak niteleyebileceimiz bir grn teolojik yorumundan baka bir ey deildir. Douda ve Bat dinlerinde insann var olusal zgrln ve Tanrnn ona bahettii izaf zerklii ortadan kaldran ve evrendeki yegne znenin, etkin gcn Tanr olduu tezini merkeze yerletiren grler bizzat dinsel retinin sacayaklarndan birini oluturan insann sorumlu ve zgr bir varlk olduu anlayna ters dmektedir. Bir zamanlar mekn, daha az insanla doluydu. nsanlar birbirlerine ve doaya kar duyduklar korku nedeniyle kenarda daha gvenli yerlere snarak yaamay tercih ediyorlarken zaman en yaln ve saf bir durumdayken ve henz anl ya da kutsal tarih anlatlarna dnmemiken, yeryz corafyas kraln svarilerinin atlarnn deil, insana boyun ememi vah atlarn izleriyle doluyken, varlk yaratlna daha yakn duruyor ve nesneler Tanrsal irdenin ihtiamna apak tanklkta bulunuyordu. Zamanla insanlar birliktelikler oluturmaya ve kltr icat etmeye baladlar. Toplum denilen varlk gelitike doadan uzaklald. En ok da uygarlklar simgeleyen byk kentlerin ortaya kmas, kente zg hiyerarilerin, sosyal snflarn ve bu snflara

15 16

nsann babo braklmad sz Kuran bir ifadedir. Bkz. Kymet 75/36. Enbiy 21/16-23 ve Csiye 45/22.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

49

Mehmet EVKURAN

zg deerlerin olumasyla birlikte insan, yapay ancak gl bir meknsallk algs iine girdi. Doann kendine dayatt zamansal ritmin dna kmaya balad. Bu sre iktidar ilikilerinin de artt ve karmaklat, kimlik sorunlarnn da ykseldii bir eie iaret eder. nk toplum doas gerei eitsizlikler zerine kuruludur. Bu eitsizlii doallatracak ve iktidar elinde bulunduranlarn imtiyazlarn aklayacak ideolojilerin ortaya kmas gerekecekti. Toplumsal eitsizliklerin nedenlerini ve iktidar ilikilerinin aklamasn doadan elde etmek ok da kolay deildi. Bu yzden iktidardakilerin niin orada olduklarn anlatacak ve bunu yaparken de hakllatracak anlatlar domaya balad. Tarihe duyulan ihtiya biraz da buradan kaynaklanr. Yneticilerin ne kadar sekin ve stn olduklarnn kantlarn ortaya koyma grevi tarihe dt. imdiki zamann yneticileri, atalarnn gemite yaptklarn yapmaktaydlar. Ve stlendikleri i, bir imtiyaz olarak deil de bir grev ve sorumluluk olarak gsterildi. Ynetmek, ayn ruhu ve kan tayan sekin ailelerin uzmanlk alanyd ve tarih, soykt aratrmalaryla ynetme imtiyaz tayan bu soylu kan ortaya koyma grevini stlenmiti. Bu kozmoloji derinlerdeki bir ontolojiden beslenmektedir. Buna gre Tanr karsnda her ey homojen ve tekdze bir ontik yap tar. Doa gibi tarih de Tanrsal yasalarn konusudur. Tarihin anlamnn Tanrnn irdesinde sakl bulunduunu, tarihin de Tanrsal irdenin bir gerekleme alan olduunu savunan teolojik gr asndan insana den tutum, teslimiyet olmaktadr. Zira ilah takdir Tanrda sakl olan eydir. Onu bilmek insan asndan olanakszdr. Bu takdir ve irdenin sonular olarak ortaya kan tarihsel olaylar, arkasnda yatan yce gcn yansmasdr. Bu nedenle insann bunlar anlamas, neden-sonu ilikisi kurarak ileyilerini kavramas gcnn dndadr. Bu eksende ortaya kan sorular da Tanrsal irdeye atfla ele alnr. rnein tarihin bir anlam var mdr? sorusuna enigma ile yani yaamn bilinemezlii kavramyla cevap verilir.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

50

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

Dnyann bysnn bozulmasn izleyen dnemlerde tarih karsndaki geleneksel teslimiyeti tutum da felsef ve politik alardan eletirildi. Eletiriler daha ok yeryzndeki somut iktidar ilikileri zerinde younlayordu. Tarihe bakn da temelden ve radikal biimde dnt bu srete, tarihi ynlendiren glerin son derece dnyev ve beer olduunun fark edilmesinin getirdii belli lde bir hrs da gze arpar. Meer tarihi reten ve ynlendiren g, kutsal otoritelerin anlatt gibi hi de Tanr deilmi. Meer Tanr adna hkm sren krallar insanlar Tanr gibi ynetmiler. Tanr deil de, diktatrler ve imparatorlar tarafndan yazdrlan tarih retilmi ve buna kutsal bir emir gibi boyun eilmesi istenmitir. Bu dorultuda ve biraz da romantik bir isyan duygusuyla srdrlen tarih felsefesindeki dnm gerekte, yaplan iin insanlarn gcn tarihine teslim olmalarn salamaktan bakaca bir ey olmad tezi zerinde gerekleti. Bu dnmn saland Bat dncesinde, tarihe bakn deitii ve ondan beklenenlerin de Aydnlanmac bir perspektiften yeniden gzden geirildii grlmektedir. Tarihin teolojinin elinden kurtulmas olarak deerlendirilen bu perspektif deiimi olay, tarihin bamsz ve kendine yeterli bir alan olduunun kefedilmesine yol am ve bu eksende Tanrnn takdiri kavram da anlamsal bir dnme uramtr.17 Bu dnm en geni ve genel anlamda, bilimin ne olduu hakknda gittike artan bir oranda farknda olma fikrinin yol at bir sonutur. Bilimsel dncenin her trl metafizik etki ve kalntdan arndrlmaya alld bu srete, bilimin yegne dilinin matematik olmas gerektii ve felsef konularn bile niceliksel/matematiksel bir sistemle yazlmaya alld. Spinozann, etik sorunlar matematik diline bal kalarak tartt nl eseri Etikas buna rnektir.18 Tarihi
17 18

Meyerhoff, s. 28 vd. Spinozann kitab Geometrik Dzene Gre Kantlanm ve Be Blme Ayrlm Olan Etika baln tamaktadr. Kitab oluturan be blm ise unlardr: 1. Tanr Hakknda, 2. Ruhun Tabiat ve Kk Hakknda, 3. Duygulanlarn Kk ve Tabiat Hakknda, 4. nsan Klelii Hakknda, 5. nsann zgrl Hakknda. Spinozann kitabn Trkeye ilk kez 1946 ylnda Hilmi Ziya lken evirdi. Bkz. Spinoza, Etika, eviren: Hilmi Ziya lken, lken Yaynlar, 3. bask, stanbul 1984.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

51

Mehmet EVKURAN

teoloji ve metafizik zerinde kurgulanan sonu gelmez speklatif tartmalara bal klmak yerine, tarih yazclna odaklanan, kentlerin, uluslarn ve dnemlerin tarihlerinin kaleme alnd daha somut bir ura alan olarak ne kmas dile getirilmeye baland. Tarih gibi nemli bir birikimden vazgeilemeyeceine gre bunun yeni bilim paradigmasna gre saptanm belirli bir meruiyete kavuturulmas gerekiyordu. Rankenin ifadesiyle Olgularn kat biimde sunumu, tarih yazmnn en st yasas 19 olarak grld. Aydnlanma ile birlikte krize giren kutsallk ve dinsellik kavramlar postmodern dnemle birlikte tekrar canlanmaya balad. Aydnlanma dneminde metafizii alaa eden etken, bilgi anlayndaki kkl deiimdi. Geleneksel teolojiler, kendi dnemlerindeki bilgi birikimini kullanarak belirli bir inan yapsn formle edip gelitirdiler. zellikle Batda Ortaa boyunca kilisenin evren ve kozmoloji anlay, kutsal kitaptan ok felsefeden hareketle dzenlenmi ve bir dogmaya dntrlmt. Bu dogmann mantksal temelini oluturan doa anlay ve evren tasarm deimeye balaynca da skolstik dncenin temelleri sarslmaya balad. Bu sarsnt ve onu izleyen Aydnlanma sreci ksa bir zaman iinde gereklemedi. kn uzun srmesinin iki nedeni vard: lki bu dnceyi resmi ideoloji olarak benimseyen ve koruyan kilise otoritesinin baskc dzeni ve kuatc disiplini. kincisi ise bu bilgisel yapnn bir inan esi olarak ne srlmesi ve dogmalalatrlmas. znde insan aklnn bir rn olan ve zaman kar dayankll snrl olan dnce ve deerlerin birer dogma olarak kurulmas ve srekli klnmas ancak toplumsal alana uzanan bir zorlayc bir otoritenin kullanmyla mmkn olmutur. Eski dnce alkanlklarnn altst olmas inan dnyasna yansmtr. Bilimsel bilgi ile dinsel inan arasnda bu denli sk ve dogmatik bir ilikinin kurulmas, teolojinin de zarar grmesine yol amtr. Teolojinin kendi hatasndan kaynaklanarak ald yara,

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

52

19

Ranke, Tarih Dergisi (Historiche Zeitschrift 1859), aktaran Meyerhoff, s. 36.

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

belki insann kutsala ve mutlaka olan o varolusal arzuyu yok edemez ancak dindarlk zerinde, nihilizm ve ahlak d olarak kendini gsterir. 6. slam Kltrnde Tarih Algs ve Teoloji slam geleneinde ortaya kan tarih algs ile dinsel bilgi arasnda yakn bir ba vardr. Dahas bizde dinsel bilinten bamsz bir tarih algsndan sz etmek imknszdr. slam geleneinde ortaya kp sistemleen teolojik yaplar, kitlelerin sadece saf dinsel ihtiyalarn gidermek zere deil iktidarlarn politik ihtiyalarn ve toplumun kltrel taleplerini giderecek bir tarzda yapland. Bu nedenle de slamda tarih algs teoloji ile birlikte ve ounlukla da onunla sentezlenmi olarak bulunur. Bunun yntem asndan gerektirdii ilke udur: Mslman dnyasndaki tarih alglarn ortaya koymak, tarih ve teolojinin birlikte yorumsal ve eletirel bir yntemin uygulanmasyla mmkndr. Tarih alglar, politik ve kltrel znelliklerinden dolay kendilerini teolojik bir grnmle da vurduu iin fikirlerin olaylarla olan ilikisini gzeten felsef bir sorgulama da zorunlu grnmektedir. slam dnce geleneinde kendi gnde yldz denebilecek kadar biricik ve deerli olan bni Haldnun, kendinden sonra oluacak olan tarih ilmi geleneinin babas, ncs ve esin kayna olmas beklenirdi. Ancak slam dnyas bilimsel soukkanlln fazla koruyamad ve bu ilme dair bir gelenei kurumsallatrmay baaramad. Siyasal akl, Mslman dnyasnda dier alanlara bask yapacak ve onlar kendi amalar dorultusunda istihdam edecek tarzda bir etkinlik kurdu. Bu erevede tarih anlay da siyasal akln ncelikleri dorultusunda kurguland, ierik kazand. Bu noktadan sonra slam kltrnde bamsz ve zgn bir tarihilikten sz etmek biraz gtr. Konu daha ok, yaygn biimde Mslmanlarn teolojik ve ahlak zihniyetlerinin ekillenmesinde etkili olan kii ve srelerin elinde kalmtr. Gazzl ile gerekleen bilgi krlmas sreci, dinin rasyonel yoldan temellendirilmesine kart olarak, mistik deneyimin ycel-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

53

Mehmet EVKURAN

tilmesi biiminde gereklemitir. Onun din ilimlerin yeniden yaplandrlmasna dair projesi (hyu Ulmid-Dn) etkileri gnmze kadar sren zel bir bilin yapsnn kurulmasn ifade eder. Ancak Gazzl eliyle Ear teolojisinin akl bu denli saf d etmesi ya da hi olmazsa arasallamak zorunda brakmas, Mslman toplumlarda bir tr zihin uyuukluuna yola am, gereklik ile olan ban gevemesi sonucunu dourmutur. Tarihsel alann bir beer etkinlikler alan olmaktan karan ve sanki Tanrsal iradenin kendini keyf olarak gerekletirdii bir mutlaklk alan olarak alglanmasn salayan bu epistemolojik dnm, Mslman toplumlarda kitlelerin kendi dnyev ve irad etkinliklerini, nedensonu ilikisi iinde deerlendirme yeteneinden uzaklamasnn da nedenlerinden biridir. Hatta yle sanyorum ki; var olan dnyada akl tarafndan kavranmaya uygun rasyonel bir nedenin aranmasnn bouna olduu tezini ngren bu anlay, tarihsel bilincin olumasn geciktiren en nemli bir etkendir. Tarihsel alann beer doas bu anlayn dokunamad ve bir trl farkna varamad bir konu olmutur. Oysa teolojik sistem iinde kalnarak da tarihin yasalarnn peine dmek, onlar olanca beer yaplar iinde kavramak olasdr. Mslman dnce geleneinde bni Haldnun nl yaklam buna olduka gzel bir rnek oluturur. Ne ki bni Haldnun balatt ve uygulad bu dnce yntemi, Mslmanlar arasnda ne yazk ki hep bir Mukaddime (giri, balang) abas olarak kalm ve gelitirilememitir.20 Mslman dnce ve toplum geleneinde bilimsel nitelikli bir tarihsel ufkun zayf kalnn21 birbirine bal iki gl nedeni
20

21

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

54

Tarihin milletlerin ve kavimlerin birbirlerine nakil ve rivayet yoluyla aktard ilimlerden olduunu syleyen bni Haldn, her insann tarihi bilmeye istekli olduunu da belirtir. Ona gre insanlarn, kavimlerin durumlarnn nasl deitiini, devlet snrlarnn nasl genilediini, kuvvet ve kudretlerinin nasl arttn, yeryzn nasl imar ettiklerini bildiren tarih ilminin bu zahiri anlamndan daha derin bir anlam vardr. Bu anlam, inceleme, dnme, aratrma ve illetleri dikkatle anlamakla anlalr. Bu nedenle tarih ilmi ereflidir ve hikmetin iine dhil edilmitir. bni Haldn, Mukaddime, cilt I, s. 4, 5 Bu konu son dnem slam dnrlerinin merkezi bir problemini oluturur. zelikle Muhammed Arkoun, slam akln eletirisi balamnda tarihsel bilincin geri kalnn nedenlerini tartr. Bkz. Muhammed Arkoun, Tarih, Felsefe, Siyaset zerine Konumalar, eviren: Yasin Aktay, Cemaleddin Erdemci, s. 16. vd.

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

vardr: ilki Mslman teologlarnn ortaya koyduklar Allah-evren ilikisi, insan tasarm ve bu konular tartma biimlerinin dourduu felsef sonutur. Snn gelenee damgasn vuran Ear teologlar sanki ad konmam bir panteist felsefeyi grnte Kurana dayal olarak temellendirmilerdir. Varlktan irade ve kudreti nefyeden bu yaklam, Allah-evren ilikisinde hikmeti gz ard ederek kudreti ne karm, evrendeki dzen ve ileyii ilah iradenin keyf anlk fiillerine dayandrmtr. 22 kinci neden ise daha net ve gzle grlr biimdedir. Bu ak mantksal sonular bulunan, illiyet prensibinin kabul edilmemesi tutumudur. 23 Algladmz dnyada dikkat ekici bir nedensellik ilkesi vardr. Bu ilke bilimi de felsef olarak mmkn klar. u ya da bu dzeyde nedensellik ilkesinin dna kabilen hibir reel varlk ya da olay yoktur. Reel dnyada yer alan varlklar, birbirleriyle belirli deimez yasalar erevesinde etkileerek yaamlarn srdrr. Nedensellik ilkesinin biri mekna dieri de zamana ait iki boyutu bulunur. Birbirine nedensellik ilikisiyle bal olduunu dndmz iki olay ya da varlk, ayn mekn paylarlar. Aralarnda fiziksel bir etkileim olur ve ilki (neden) gereklemedike ikincisi (sonu) de gereklemez. Bu, nedensellii oluturan meknsal zorunluluk kouludur. Nedensellik ilkesini mmkn klan dier koul da zamansal birlikteliktir. Buna gre neden olarak adlandrlan olay, sonu olarak adlandrdmzdan nce gelir. Zaman ve mekn boyutlaryla yaayan ve dnen varlk olarak insan, varla hakkndaki bata teknik bilgiler olmak zere en kkl izlenimlerini, nedensellik ilkesinin ierdii bu sistematik yap sayesinde elde eder. nsan olaylar izler, aralarnda neden-sonu ilikisi kurar ve kalc sonu-

22

23

Tm bir evrenin Allahn mlk ve melektu olduu grn temel alarak Onun kendi mlknde diledii gibi tasarrufta bulunmasnn n- ilhisi olduunu ileri sren gr Ear kelmndan etkilenen ge dnem kelm metinlerinde de aka grlr. Bkz. Manastrl smail Hakk, Telhsul-Kelm f Berhni Akidil-slm, s. 60. slam teolojisinde nedensellik tartmalar ve ne srlen grlerin dourduu sonularn bir zmlenmesi iin baklabilir. Mehmet Evkuran, Sosyal Bilimler Mant ve Kelm, Ankara 2005, s. 36 vd.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

55

Mehmet EVKURAN

lar karr. Bulutlar karardnda yamur bekleriz, odunu atee attmzda da yanmasn bekleriz. Duman grdmz yerde ate bulunduunu dnrz. Doayla kurduumuz ilikinin temelini buradan hareketle kurarz. Belirli nedenlerin belirli sonular dourduunu, bunun bir kezle snrl olmadn, imdi ve bundan sonra da byle olacan bilmek, insan zihninde bir gvenlik alan ve algs oluturur. Artk deimez ve yanlmaz yasalarla dolu bir evrende yaadmz dnrz. Bir olay gerekletiinde herkese ne olduysa ve ne olacaksa kendi bana da ayn eylerin geleceini bilmesi, insann zihninde olumas beklenen adalet, gven, istikrar trnden duygularn da felsef arka plann oluturur. Konumuzun tarih ile ilgili iki yn bulunur. lki tarih-doa ayrmdr. Doadaki varlklar arasnda kolaylkla gzlemlenen nedensellik ilikisini, insan yapp-etmelerinin doldurduu tarihsel alanda da bulup gstermek ilkinde olduu kadar kolay deildir. Buradaki zorluk iki noktadan kaynaklanr: ilki insan eylemlerinin olduka karmak ve sonsuz sayda etken tarafndan belirlenmi olmasdr. kincisi ise elde ettiimiz sonular, snamann imknszldr. Tarihte gerekleen iki olay arasnda bir neden-sonu ilikisi kurmu olalm. Bu ilikiye dair temellendirmelerimiz kuramsal adan ne kadar gl ve tutarl olursa olsun bu, tarihsel gerekliin de byle gereklemi olduunu kantlamaz. Zira bunlar arasndaki iliki hakkndaki tezlerin doruluunu snama imknmz yoktur. Bunun nedeni, insann varlk koullarndan kaynaklanr. Her insan eyleminin tarihte biricik ve tekrar edilemez oluu, doa bilimlerinde uygulanan aklama, snama ve lme gibi yntemlerin tarihsel alanda kullanlmasn imknsz klar. Varlklar arasnda sabit bir nedensellik ilkesinin bulunduunu kabul etmek, doal dzenin bir paras olarak insann kendi eylemlerine de ayn gzle bakmasn salayacaktr. Yine tarihe bu gzle bakmak, insann, kendini tarihle e-tzde hissetmesi anlamna gelir. te bu anlay, tarihin, bilin, kimlik ve deer sorunlaryla birlikte ele alnp tartlabilecei bir bilim alan olarak grlmesine

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

56

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

yol aar. Nedensellik ilkesine kukuyla bakan bir kozmolojik sistemden, gl ve derin bir tarih bilincinin ortaya kmas beklenmemelidir. Olsa olsa vakanvislik trnden bir tarih ilgisi sergileyebilir. Tarih yazcl ekseninde gelien bir tarihilik gelenei de tarihi, edebiyat ve belgatn bir dal olarak ie koar. Bu savrulma, tarihileri iirsel, adal ve bir lde de teolojik bir dil kullanmaya sevk eder. Burada tarih, gerein peinde koan, onu aratran alakgnll bir ura olmaktan ok, ele geirilmi olan hakikati savunmaya ve bakalarna anlatmaya yarayan bir retorie kurban edilir. Retorik, bilimsel dile oranla daha etkin ve hararetli olduundan kitleler zerindeki tesir gc yksektir. Her trden retorik, tarihin belirli bir annda younlam bulunan bir iktidarn ve onun rettii bilgi ve iliki sarmalnn hizmetinde alr. Tarihin sosyolojiden ok edebiyat ve iire yakn bir alan olarak grlmesinin nedeni de ite budur. bni Rdn dedii gibi illiyet bilimleri mmkn klan ilkedir. Eyadaki illiyete inanmayan birinin bilgiden sz etmesi de anlamszdr. Zira bilgi, eyann kendisine gre alt ve devindii bir sabitenin varln n varsayar. Buna bal olarak da bu sabitenin, rasyonel olduunu ve insan akl tarafndan bilinebileceini ifade eder. Buna karlk illiyeti yok sayan kozmoloji, varl bilinemezliin kucana terk eder. Bilgiyi ve bilgi edinme abasn felsef olarak geersizletirir.24 Hem Batda hem de slam geleneinde belirgin biimde bir illiyet kartl yaklam gze arpar. Srekli yaratma ad verilen bu teolojik kozmoloji Tanrnn evrende ileyen yasalarn yine Tanr adna iptal ederek bir tr Tanrsal keyflik anlay ne srer. Tanrnn kendi koyduu yasalar dahil hibir yasaya gre davranmak ve bal olmak zorunda olmad, Onun mutlak olmasnn yasalardan bamsz olmas anlamna geldii tezinden yola kan

24

bni Rd, Varln, ilk ilkesi ve kayna olan yce Allaha nispetle incelenmesi, varlklarn birbirlerine nasl etkide bulunduklarn ve neden olduklarn incelemek metafiziin ilk konusudur. bni Rd, Telhs m Badet-Tabiat, s. 4, 103

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

57

Mehmet EVKURAN

bu yaklam, evrenin ve iindeki her olay ve oluumun Tanrnn anlk irade ve mdahalesiyle her an yaratldn savunur. 25 lliyet tartmalar doa felsefesi zerine teolojik bir tartma olarak kalmad. Teolojik sylem, nedensellikle ilgili grleri alarak en geni ve en youn anlamyla kurarak sistematik bir ontolojiye eklemledi. Bunun yol at sorunlar iki dzlemde tartlabilir. lki: Nedensellik ilkesinin teolojik reddi, iine insan eylemlerinin de girdii bir ierik zerinde younlamtr. Dieri ise, kozmoloji ve doa felsefesine dair bu yaklamlar, tarih anlayn da etkileyecek bir kapsamda, Tanr-evren ilikisini ilgilendiren sonulara yol amtr. nsan eylemlerinin birer araz olduu, arazlarn tabiatlar gerei kendi balarna var olamayan ve her an kaybolan nesneler olduu, tekrar ortaya kmalar iin Tanr tarafndan yeniden ve yeniden yaratlmalar gerektii ileri srlmtr. Biz insan eylemlerinde ve doa da bir sreklilik ve buna bal bir dzen gryorsak eer, bunun nedeninin onlarn srekli bir yaratla tbi olmalarndandr. Evrende tek ve yegne bir irade ve g kabul eden bu teolojik yorum asndan, Tanr evrendeki gerek fildir. 26 Dier varlklarn znelikleri ise sadece mecazdr. Byle dnen teologlar, insan eylemlerini temellendirirken ska doal ve biyolojik ileyie gndermede bulunurlar. rnein: nsan yemek yediinde ald gdann ierdii maddeleri bilmez. Kendisine hangi alardan yarar ya da zarar vereceini tam olarak bilemez. Gdalarn bedeninde ne gibi bir ilemden getii, nasl sindirildii vs. insann hem iradesinin hem de gcnn dndadr. Nedensellii reddeden teologlarn verdii bu baat rnek, mantksal ve felsef olarak problemlidir. nk yklem, nerme halinde sunulmakta yani, zaten kantlamaya allan tez, daha balangta doru saylarak msdere alel matlb rnei sergilenmektedir. nsan eylemlerinin
25 26

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

58

Baklln, Temhd, s. 334. Hilmi Ziya lken, slam Dncesi, s. 41. Ear teologlar, Allah evrenle olan ilikisini betimlerken fil-i muhtr kavramn kullanrlar. Bu kavramla, dier varlklara ne ekilde etki ettiinin bilinicinde olmayan felsef illet anlamndaki fil-i muztar kavramna kar, ne yaptn bilen ve irde eden varlk kavramn kastederler. Bkz. Baklln, Temhd, s.56

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

de doal varlklarn tabi olduu doal yasalara gre altn kabul ettiimiz ngrlmektedir. nsann bir bedene sahip olmasndan kaynaklanan biyolojik bir varlk olmas, onun bu ynnn, doal dzeni anlatan yasalar asndan incelenmesini mmkn ve hatta zorunlu klar. Dier canllar gibi insan da yer, ier, byr, geliir, oalr, lr. radeli eylemler ile bunun dnda kalan doal biyolojik ileyiler, nitelik olarak ayrlrlar. Bunlarn birbirine kart durumlar elbette vardr. rnein: insan a olduu hlde yemek yemeyebilir. Uykuya direnebilir. Doal ileyie iradesiyle kar koyabilir. Ancak bir canl olduu iin, biyolojinin kurallarnn tmyle dna kamaz. Dolaysyla burada, verilen rnekteki analojik yanl ortadan kaldracak bir ayrma gidilmesi zorunludur. nsann bir eyleri yemesi onun iradeli bir eylemidir. Ancak yaamak iin beslenmek zorunda olmas, onun doal bir ihtiyac ve biyolojik zelliidir. Yedii gdalarn insann bedeninde nasl bir ilemden getii ve sonraki sreler onun eylemi olarak deil, iradeden bamsz biyolojik sreler olarak deerlendirilmelidir. slam dnce geleneinde, byk sistem kurabilmi ve bir sosyoloji edinebilmi (corafya, etkin bir taraftar kitlesi ve tarihsel boyut kazanabilmi olmas anlamnda) her mezhep, belirli bir sosyal ve siyasal ekirdek tar. Bu yaplarn teolojileri, ilerinde bulunan siyasal ve kltrel ekirdei saklar ve ona ebedlik kazandrr. Mslman toplumlardaki tarih algsn aratran bir kimse, mezheplerin teolojik yapsna tarih felsefesi gzlyle bakmasn ve merkez teolojik kavramlarn hangi algsal mesajlar tadn zmlemesi gerekir. slamn iki byk mezhebi ve gnmzde yaayan iki temel ortodoksisi olan Snnlik ile ia arasnda yaplacak olan derinlikli bir karlatrma, tarihe bakta iki farkl ynelimi ortaya konulmasn da salayacaktr. Bu iki mezhebi douran etkenler, siyas ve kltrel olduu iin, kitlelerin kimlik ihtiyalarn kapsaml biimde karlamlar ve tarihsel bir dayankllk ve birbirlerine kar bir diren ve mukavemet nitelii gelitirmilerdir. Snn hilfet gr-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

59

Mehmet EVKURAN

ile i immet doktrini, tarihin belirli bir annda ortaya kan baz olaylarn belirli bir adan deerlendirilmesi ilevini stlendiler. Olaylarn kendisi siyas olduu iin yaptklar bu deerlendirme ii zorunlu olarak siyasal bir tutum olma zellii tar. Dier yandan olaylardan hareketle toplumun genel doasn ve insann toplumsal eylemlerinin yapsn daha genel bir ilkeye gnderme yaparak akladklar iin bu mezhepler, kendilerince bir tarih anlayn da ortaya koyarlar. Bilindii gibi ilik slam tarihinin ilk dnemlerinde yaanan iktidarn paylam ile ilgili gelimeleri dinden bir uzaklama olarak grd. lah mesajn ierdii ve Hz. Peygamberin de aklad immet ilkesinin, daha o gnlerde unutturulmaya ve bastrlmaya baland yolunda bir zulm, gasp ve hakszlk eksenine dayanan bir sylem gelitirdi. Buna gre Mslmanlarn ou bu hakszla ya seyirci kald ya da buna ortak oldu. mmet doktrini, siyaset ile teolojinin gizemli ve romantik biimde ayn sylem iinde bir araya getirildii zel bir itirazc anlay getirir. Bu sylem Mslmanlarn ounun doru yolda yrmedii, daha batan yanllklarla dolu bir izgide yrnd mesajn tar. Snn hilfet teorisi ise aka ia tarafndan gelitirilen tarih anlayna felsef olarak karttr. i immet doktrini olana kar olduunu aklarken Snn hilfet teorisi olan tarihsel ve teolojik olarak olumlar. Olann teorisidir. yle ki ge dnem Snn kelm ve fkhlarn immete atanmada kahr ve istil yolunun da geerli olduunu sylemelerinde grld gibi Snn teori ar gerekidir. O, tarihsel ve sosyal gereklii yanstma ve olumlama asndan ar hevesli ve iyimserdir. Onun bu konformist ve ar barl yaklamnn, akan kann durdurulmasnda ne derecede baarl olduu tartlmaldr. Ancak Snnliin, slamda pek ok okuma ve yorumlama biiminin bnyesinde yer almasna yol at ve en kapsaml ve byk mezhep olmasna yardmc olduu da bir gerektir. Snnlik ve ilik arasndaki mezheb ve politik gerilimi esas alarak konuacak olursak, immet/hilfetin neliine dair tartma-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

60

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

larn gerisinde politik kayglarn yattn belirtmemiz gerekir. Yneticilik ve devlet bakanl meselesinin dinin asllarndan olduunu ve itikad alana girdiini savunan iaya kar Ehl-i Snnet kelamclar, hilfetin itihd bir mesele olduunu syleyerek bu konunun inan ilkesi olmadn ne srer. Yaklamlarnn mantksal ve teolojik bir sonucu olarak, ia mamn masumiyetini savunurken, Snnlik devlet bakannn zlim ve gnahkr olmasna bile onay verebilmitir.27 Mezheplerin kulland balca kavramlarn da tarihsel alann alglanmasna yol at grlmektedir rnein slamdaki ilk tartmalardan biri olan kader konusunun tarihsel alann doasna ilikin dnceleri dorudan etkileyen bir ierik tad anlalmaktadr. Dolaysyla tarihsel alann dinsel/teolojik bir alan hline getirilmesi de, beer bir ereve olarak gsterilmesi de siyasal bir projenin sonucu olarak ortaya kmtr. slam dnce geleneinde cebr ve mmkn tarih anlaylarnn teolojik kkenlerini aratrdmzda, lem tanm ve varlk kategorilerinin akland dzlemin iyi bir hareket noktas oluturduu grlr. slam teologlarnn sisteminde lem szc, Allah dndaki tm varlklar anlatmak amacyla kullanlr. lem, kendi dndaki bir eye, bir st varla iaret etmektedir. Bu ynyle her varlk, bir almet ve genel olarak varlklarn toplam ise almet eden ey anlamnda lem olarak nitelenmitir. Bu szck ona, Allah ile olan izf ilikisinden dolay verilmi ve Kuran tarafndan da kullanlmtr. Mslman teologlar geleneksel olarak lemi l bir ayrma tbi tutarak incelemilerdir: Vcib, mmkn ve mstahl. Bu kavramlar, mantklarn nermeleri snflandrrken bavurduklar kavramlardr.

27

Bu konu Snn kelam ve fkh kitaplarnda kahr ve istil yoluyla imamet bal altnda ele alnmtr. Snn ulem, devlet bakaln darbe ve kaba gle ele geiren sultna kar kmann daha byk bir fitneye yol aacan ileri srmler ve byle durumlarda immeti elde edene kar klmayacan ona itaat edilmesi gerektiini sylemilerdir. Bkz. Mehmet Evkuran, Snn Paradigmay Anlamak, s. 132 vd.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

61

Mehmet EVKURAN

Vcib varlk Allahtr. O varl kendiliinden olan, var olmamas dnlemeyen varlktr. slam dncesinde, Kuranda yer almad halde Allah tanmlarken kullanlan vcibul-vucd ifadesi Mslman filozof ve kelamclarn gelitirdikleri bir zgnlktr. Mstahl szc imknsz olan anlatr. Konumuzla yakndan ilgili olan mmkn kavramdr. Mmkn varl ve yokluu birbirine denk olan varlktr. Byle olunca onun bir var ediciye ihtiyac vardr. Tm mmknlere vucd veren, varla getiren Allahtr. 28 Dinsel mesajn en belirgin noktalarndan biri, insana dair bir tanm ve alglama ortaya koymas ve bylece insanda kendini tanma ve bilmeye ynelik bir dikkat ve younlama oluturmasdr. Kendini bilmek, ait olduu varlk kategorisini fark etmek, insan olduunu anlamak, Tanr olmadn ve dolaysyla snrlar olan bir varlk olduunu bilmek anlamna gelir. nsan snrl bir varlk olduu kadar kendini dier varlklardan ayran stn baz zelliklerinin de bulunduunu aka grmektedir. Sahip olduu stn nitelikler ve yeteneklerin kendine var olusal baz temel sorumluluklar yklediini de hissetmektedir. nsann kendini bilmesi sonuta snrl bir varlk olmakla birlikte sorumlu bir varlk olduunun da kabul etmesi demektir. Bunlara nc ve olduka nemli bir nitelik daha eklenecektir ki o da zgrlktr. Her yetenek, onu kullanacak bir imknlar alann gerekli klar. nsan iin bu, tad yetenekleri kullanabilecek dzeyde bir zgrle de sahip olduu anlamna gelir.29 Tarihi mutlak olarak Tanrnn bir etkinlik alan olarak gren teolojik anlay insana ait bu temel deerlendirmeyi gz ard et28 29

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

62

Fahreddin Rz, el-Muhassal, Yayna hazrlayan: Hseyin Atay, s. 58 vd. Collingwood bu konuyu Tarih ne iindir? sorusunu ele alrken inceler. Ona gre tarih insann kendisini bilmesi (self-knowledge) iindir. Genelde insann kendisini bilmesi gerektiinin nemli olduu dnlr: kendini bilmek, sadece kendini dier insanlardan ayran eyleri yani kiisel zellikleri deil, ayn zamanda insan olarak kendi doasn bilmek anlamna gelir. Kendinizi bilmeniz, ilk olarak bir insan olmann ne demek olduunu, ikinci olarak ne tr bir insan olduunuzu ve son olarak insann siz, (baka kimse deil siz) olduunu bilmek anlamna gelir. William Debbins, Tarih Felsefesi zerine Denemeler-R. C. Collingwood, hazrlayan: William Debbins, s. 25.

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

mekte ve tpk doa gibi kozmik bir varlk alan gibi grd tarihsel alan, lml ya da sert cebr sylemlerle ele almaktadr. ster tarih isterse insann kaderi balamnda ele alnsn cebr problemi insan irdesi ile Tanr irdesi arasndaki dengenin, bu iki irde arasndaki snrn tespit edilmesine indirgenebilir. nsan ya da baka bir varlk, hibir gcn Tanrnn irdesinin dnda ya da aksi dorultuda davranamayacan ileri sren cebr gr, grnte Tanrya sk bir sadakat gsterinde bulunuyor gibi ise de hareket noktasnn kendine zg bir felsef ontoloji olduu rahatlkla grlebilir. slm dnesi balamnda ele alrsak, cebr grnn, Kuranda yer alan ayetlerin ak anlamlarn bile dikkate almayan bir yaklamnla ilerledii anlalr. rnein teklf-i m l yutk olarak bilinen tartmalar bu balamdadr. Kuran- Kerimde aka Allahn bir nefse tayamayaca yk yklemeyecei30 belirtilmi iken, Allahn nefslere teklf-i m l yutkta bulunabileceini ileri srlmtr. 31 Bu konuda delillendirmeye gidilirken, Tanrnn kudret sfatndan hareket edilmi ve bu sfata dierlerinin yannda arlk verilmi, Kuran retisinin izdii snrlar iinde deerlendirilmemitir. Kudret sfatnn genel Kurandaki Tanr tasavvuru ile ilikisi kopartlarak ar yorum rnei sergilenmitir. Bu anlayn ortaya koyduu akl yrtme, ksaca u ekilde zetlenebilir: Allah mutlak hkmrandr. Onun hi kimseye ihtiyac yoktur. Bu fiillerinde de mutlak egemendir. Hibir varlk, Onu u ya da bu dorultuda fiilde bulunmaya zorlayamaz. O, diledii gibi i yapandr. Dolaysyla O, kullara davranrken hibir kurala uymak zorunda deildir. Buna bal olarak da O, kullarna tayamayacaklar ykmllkleri ykler ve bundan onlar sorumlu tutabilir.

30 31

Bakara 2/286. Ear kelamclarn aksine Maturid kelamclar teklf-i m yutk Allah iin uygun bulmazlar. Bu konuda da en ok nassa dayanrlar. Bzk. Taftazn, erhul-Akid- Kelm lmi ve slm Akidi, yayna hazrlayan: Sleyman Uluda, s. 216.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

63

Mehmet EVKURAN

Ear kelamclarnn Mutezile kelamclarna kar gelitirdikleri bu argman, Tanrnn fiillerinde ak bir keyflii ngrmektedir. Oysa bu ve benzeri teolojik problemleri zmek iin doal teoloji ad verilen yntemi izlemek yerine, Tanrnn kendi mesajna ve gnderdii retiyi esas almak zorunludur. Buna bal olarak sonsuz kudret ve snrsz irde sahibi Tanr imgesini merkeze alarak gereksiz bir teolojik gerilim yaratmak yerine, Kuranda yer alan ve Tanrnn hibir nefse tayamayaca yk yklemeyeceini bildiren szn delil olarak alp gelitirmek en doru yol olacaktr. lah mesajn retisiyle uyumlu bir ontoloji gelitirmek de ancak bu ekilde mmkn olacaktr. nk Allah-insan ilikisini temellendirmek iin ihtiya duyulan teolojik veriler, sadece Allah tantmakla snrl kalmamaldr. Bunun yannda insann da bir varlk olarak zerkliini ortaya koymak durumundadr. Kurana gre insann zerklii, Allahn ona sunduu esiz bir nimettir. Esasen insann zgrl de sorumluluu da teolojik adan bu nimetin tespit edilmesinden kaynaklanr ve hakllk elde eder. Burada nemle belirtmek gerekir ki, Bat ya da Dou inanlarna szm bulunan Tanr-insan gerginliine kar Kuran, Tanrinsan birlikteliini vurgulamaktadr. nsan nemini ve deerini Tanryla hesaplaarak deil, Ona ve kendi vicdanna hesap vererek elde eder. Cebr grn gerisinde yatan determinizme dayal tek boyutlu ontolojik anlay aldnda, insann sahip olduu yeteneklerin ve bunlarn sonularnn tartlaca bir alan doacaktr. Bu durumda Tanr-insan ilikisi, kat ve donuk bir ontolojinin basksndan kurtularak daha hareketli, muhtemel ve mmkn bir dzlemde ele alnacaktr. Yine bunun en belirgin kazanmlarndan biri de, totaliter ontoloji tarafndan basklanan, kayt d tutulan ve dnlmesi imknsz alan olarak gizli kalan zaman ve tarih elerinin fark edilmesi olacaktr. nceden talihsiz biimde, Tanr karsna tm yetkinsizliiyle karlan, deta bolukta ele alnan insan bu kez, Tanrnn kendisi iin var ettii snrllklar, zgrlkler ve sorumluluklar alan olan tarih ve toplum eksenine yerletirilmektedir. nsan bu son ekilde kavramak, onun Tanrya kar

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

64

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

olan ykmllklerinin yannda tarihsel ve sosyal ykmllklerini de ne karmaktadr. Burada teoloji asndan nemli bir risk bulunur. Baklarn Tanrdan kaydrlp tarihe odaklanmas olaynn, dinsel bilinci zayflatmas ve Tanrdan kopuk deist karakterli bir anlaya yol amas muhtemeldir. Srekli olarak Tanrnn hatrlanmasn isteyen dinsel sylemle badamayan bir metafizik savrulma, zihinlerde yer alan Tanr kavramnn saygnlnn ortadan kalkmas, gz ard edilemeyecek derecede cidd bir sorundur. Bu ncelikle Kurann vazettii Allah merkezli lml ontolojik sistemin kabul edemeyecei bir yaklamdr. Tanrnn yerini yava yava tarihin almas, Allah-insan ilikisinde deistik bir yaplanmann habercisi saylr. Bu bakmdan sahici bir teolojinin ilah vahiylerde betimlenen Tanr tasavvuruna zen gstermesi ve Tanr-tarih dalizmine dmekten kanmas gerekir. nsan tm olanaklar ve snrlar ile grmemizi ve sayg duymamz salayan bu ontoloji, onun yeryzndeki servenine dikkat ekmesinin yannda, mmkn tarih anlaynn da teolojik kkenlerini ortaya koyacaktr. te o zaman, yaadmz koullara mahkm olmadmz, imdiki dnyann bir kader olmad, daha iyi, erdemli ve stn baka yaam biimlerini kendi istek ve irademizle oluturmann mmkn olduu da anlalacaktr. Deerlendirme Gnmzde sk sk geleneksel dinlerin ykselie getiinden bahisle insanlarn dine dnmesi olgusundan sz edilmektedir. Konuya daha yakndan baktmzda insann toplumsal ve tarihsel bir varlk olmasyla balantl temel baz sorunlarn gndeme geldiini grrz. Belirli bir dinin glenmesinden ok konuyu olgusal balamna yerletirmek ve nasl bir dindarlk trnn ykselie getiini aratrmak zorunlu grnyor. nsann bir zamanlar doayla ilikisinin olduka yakn ve sk olduu bir dnya ve mekna zg belirli bir dindarlk biiminin tarihsel olarak geride kaldn ve tarihte yaanan her olayn biricik

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

65

Mehmet EVKURAN

ve tekrar edilemez oluundan dolay, ykselie geen dindarlk biiminin eskisiyle ayn olmadn ve bir ze dn olay saylamayacan belirtmek gerekir. Doadan kopmu, doayla ilikisi tahrife uram ve her geen gn ticaret ve teknoloji sarmalnn iinde eyalama basks altnda yaayan gnmz insan asndan geleneksel teolojik sylemler ne anlama gelmektedir? Kendi meknnn kltrel kodlarn tayan geleneksel teolojik yaplar, imdiki zamana zg metafizik ihtiyalara cevap verebilir mi? bunlar ierdikleri kltrel elerden dolay gnmz dnyasnda yeterince anlalabilir bir nitelie sahip midir? Eer ortada bir anlama sorunu varsa bu durum dindarl ve balanma olgusunu nasl etkiler? Pek ou doal dnyadan ve insann doal varlklarla olan ilikisinden esinlenerek dzenlenen teolojik ve metafizik kantlar, bugnn insanna neler syler? Ve daha nemlisi bunlar birer itikad sistem olarak tantmak, zihinlerde anakronizme dayal bir zorlamaya yol amaz m? Tm bu sorunlar ada ve gereki bir slam teoloji disiplininin grmezden gelemeyecei temel konulardr. Batda ve Douda geleneksel teolojik bilimleri yeniden canlandrmaya dnk abalar grlmektedir. Gnmzde insanln ulat bilgi birikimi gz nnde bulundurmakszn yaplacak bir teoloji gndemi, belirli bir mekna ait bilgisel ve itikad bir yapy farkl bir mekna uyarlamaya almaktr. Bu durum ilh kelamn tarihsellii ile ilgili olmayan farkl bir sorunu ortaya koyar. Tanr sz ile Tanr sz hakkndaki insan dncesi arasndaki fark din ile teoloji arasndaki ayrm belirtir. Teoloji szcn kullanmamzn nedeni de esasen buradaki farkll gzetmemizdendir. Teolojik bir sorun olarak tarih konusunun ele alnaca dzlem, Tanr-insan ilikisi dzlemidir. Daha zelde de insann yeryzndeki servenidir. Kuranda insann yaratlna ilikin olarak kullanlan ve onun evrendeki ontolojik konumunu belirten temel kavram halfe szcdr. nsan henz yaratlmadan nce Allah, onu yeryznde bir halfe olarak var edeceini sylemitir. nsann halfe olarak yaratlmas, ona verilecek olan temel niteliklerin ve

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

66

Zaman, Bilin ve Tarih Algs zerine

bahedilecek yeteneklerin de neler olacan ortaya koymu olmal ki, melekler insana dair ekincelerini aa vurmulardr. 32 Bu erevede ele alnacak teolojik problemler; insann irde ve eylem zgrl, kader ve belirlenimcilik konulardr. nsann yeryzndeki serveninden sz edebilmek iin tarihsel alann, insann kendini gerekletirecei bir zemin olarak grlecei teolojik bir dnm zorunlu grlmektedir. slam retisi asndan bakldnda Tanr-doa ilikisi ile Tanr-tarih ilikisi niteliksel olarak birbirlerinden farkldr. Bu farkll yaratan ey de yine Tanrnn iradesidir. Tanr doal dzene kat bir belirlenimcilik ile hkmedip ynetirken, tarihsel alan zgrlk ve sorumluluklarla dolu etik bir alan klmtr. Sonuta bu da teoloji iinden elde edilen bir ontolojik-etik bir anlaytr. Tanr byle olmasn istemitir. argman teolojik karakterli mmkn tarih anlaynn temellendirilmesinde gl bir delil sunabilir.33 Tanr-tarih ilikisi irdelendiinde Allahn yol gsterici olmas (hd) ilkesi sorunu anlalr klan anahtardr. Bu hareket noktasndan yola kldnda sorun, Tanrnn insan zerindeki ontolojik egemenlii yerine insann etik sorunluluunu ne karan bir anlay zerinde temellenecektir. Kudret yerine hikmet ve adalet

32 33

Bakara 2/ 30; Enm 6/165; Ftr 35/39. Tekvr suresinin 81/29. ayetinin dikkatli bir okunuu bu teolojik anlay aka destekler. Ayette geen m edatnn nhiye deil de mavsle okunmas halinde ayetin anlam sizin dilemeniz Allahn dilemesi sayesindedir. olacaktr. u halde biz insann irde sahibi bir varlk olmas ve istediklerini gerekletirmesi, yce Allahn onu bu tarzda bir varlk olmasn istemesinden dolaydr. nsann irde eden bir varlk olmas, Allahn irdesi sonucudur. Nitekim Prof. Dr. Salih Akdemir yaynlad mealde dikkat eken bir titizlik gstermi ve sz konusu ayeti Siz, lemlerin Rabbi olan Allah diledii iindir ki, (dilediklerinizi) diliyorsunuz eklinde meallendirmitir. Bkz. Prof. Dr. Salih Akdemir, Son ar Kuran, s. 586. Ayrca Hamdi Yazr da tefsir tarihindeki bu ayete ilikin yorumlara ve rivayetlere yer vermi ve sonuta yukardaki anlam desteklemitir. Yazr, son ayeti bir nceki ile ak iinde ele alm ve u aklamalar yapmtr: <bazlar bu siz dileyemezsiniz eklindeki mutlak manay, bir zorlama dsturu gibi saymlar ve mutlak olarak kulun dilemesinin olmadn syleyerek yalnz Allahn dilemesinin bulunduunu gstermek istemilerdir. Fakat bu hi doru deildir< Burada olsa olsa, bir eyi yapmaya zorlama deil de cebr-i mutavasst (orta derecede zorlama) denilen dilemeye zorlama dnlebilir. Bu ise dorudur< Elmall M. Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, cilt IX, s. 42.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

67

Mehmet EVKURAN

ilkesi ekseninde kavranan bir Tanr-insan ilikisi, Kuran retiye uygun dinamik bir ontolojinin gelitirilmesine de yardmc olacaktr. Hz. Muhammedin Allahn ahlkyla ahlklannz! szn sadece dini ve ahlk davran ilkelerine skca ballk gstermekle snrl bir erevede anlamamak, daha geni balamda zihinsel ve dnsel bir uyar olarak almak doru olacaktr. Bu durumda Allahn ahlkyla ahlklanmak, kiinin, kendini kuatan tarihsel ve toplumsal snrlarn ve belirleyicilerin tesine gemesini, Tanr gibi dnmesini anlatr. Bu dnm salayan insan, kendini evreleyen koularn klesi olmaktan kurtularak, sadece Allahn kulu olma bilincini dnsel olarak da etmeyi baaracaktr. Allaha kulluk ad altnda tarihe ve kltrel yaplara klelie aran szde-teolojilerin kskacndan kurtularak sorgulayan, zgrletiren ve st bir bilinle Tanrya doru arnarak ilerlemeyi salayan salam bir teolojinin temellerini kurmak mmkn olacaktr.

On Time, Conscious and Perception of History An Evaluation from Theological ViewCitation/: Evkuran, Mehmet, (2007). On Time, Conscious and Perception of History an Evaluation from Theological View, Milel ve Nihal, 4 (3), 3168. Abstract: This study centres on the relations between perception of history and theology, specially with Islamic theology. We can not imagine the concept of time in isolation but we think of it in context of space because of its concreteness. Time is to be perceived via the space. History is not only sence of past basically. It isnt a discipline with restricted desire of knowing the events in the past, but it is a field with full-values and it includes today and future. Ideologies and religions have shown attention to the history. In Muslim tradition history is a subject of the conscious not of the science. Theological discours have played effective rule in formation of culturel concious. Thus the perception of history must be analyzed with theological structures. In this article, I discuss the problem of history and perception of history from theological view and suggest some solutions. Keywords: Time, space, history, conscious, theology, perception of history, selfknowledge, Islamic culture.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

68

Tarih zerine Baz Dnceler

Adnan DEMRCAN*
Atf/: Demircan, Adnan, (2007). Tarih zerine Baz Dnceler, Milel ve Nihal, 4 (3), 69-89. zet: Tarihinin, gemite meydana gelen olgular doru bir ekilde tespit etmesi ve olgular arasndaki ilikileri dikkate alarak yorumlar yapmas beklenir. Tarihi, olgular tespit ederken ve yorumlar yaparken nesnellik iddiasyla yola kar. Ancak bu, ne kadar mmkndr? Bu makalede, tarihinin nesnelliinin mmkn olup olmad, tarihiyi znellie srkleyen belli bal etkenlerin neler olduu, yaad corafyann ve zamann tarihinin olgulara bakn nasl etkiledii, gemie ait olgular hakkndaki bilgi ve belgelerin tamamnn tarihiye ulamasnn mmkn olup olmad, olgular arasndaki sebep-sonu ilikisinin ele alnmasnn nemi, tarihin yararlarnn neler olduu, gemite ve gnmzde tarihin bir kimlik ina arac olarak kullanlp kullanlmad gibi konular zerinde durulmaktadr. Anahtar Kelimeler: Tarih, nesnellik, znellik.

Bugne kadar tarihin bilimsel temellendirilmesinin nasl yaplabilecei hususunda yzlerce yaz yazlm; tarihin bilim olup olmad da pek ok yazda ve bilimsel toplantda tartlmtr. Farkl tasnif ve deerlendirmeler yaplsa da artk tarihin, sosyal bilimler

Prof. Dr., Harran niversitesi lhiyat Fakltesi (ademircan@harran.edu.tr).

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Adnan DEMRCAN

iinde nemli bir yere sahip olduu yaygn olarak kabul grmektedir. Tarihilerin bilimsel ve ideolojik anlaylaryla felsef yaklamlarna gre birok tarih tanm yaplmtr. Bununla birlikte tanmlar, ou zaman birbirini tamamlar nitelikte olup esasen birounda tarihin farkl ynlerine iaret edilmektedir. Gemite meydana gelen olgular btnne tarih dendii gibi bu olgular konu alan bilim dalna da tarih denmektedir. Yazmzn konusu olan ikincisinin zl tanm, Gemiteki olaylar yer ve zaman gstererek anlatan bir bilimdir. eklindedir. Daha kapsaml bir tanm ise Bernheimin tanmn tadil etmek suretiyle Zeki Velidi Togan (1970) tarafndan yle yaplmtr: Tarih ilmi insanlarn zaman ve mekn erevesinde husule getirdikleri tekml hadiselerini, bunlarn uursuz iptida hallerinde, tabiat esirleri yahut maer bir vcudun fertleri ve topluluklar sfatyla yaptklar fiillerinde tecelli eylemeleri itibariyle ve maer hayatnda mevzuu bahis ayr hallerde rol ve ehemmiyetleri tayin ve tespit edilen psikofizik millerin tekil ettii ill ballklar erevesinde tetkik ve tasvir eder.
2 1

Gnmz insanna daha anlalr gelebilecek, yukardaki tanma paralel bir tanm ise yledir: Tarih, insan topluluklarnn btn faaliyetlerini, geirdikleri gelimeleri ve aralarnda geen olaylar yer ve zaman gstererek, sebep-sonu ilikisi iinde, belgelere dayanmak suretiyle aratran ve gnmze nakleden sosyal bir ilimdir.
3

O halde tarihi, toplumun bir ferdi olan insanolunun yaad olgular, birbirleriyle ilikileri bakmndan ele alr. Yapt iki

1 2

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

70

smail zelik, Tarih Aratrmalarnda Yntem ve Teknikler, Ankara 1993, s. 1. A. Zeki Velid Togan, Tarihte Usl, 4. Basm, stanbul 1985, s. 13. Bernheimin tanm yledir: Tarih ilmi; zaman ve mekn itibariyle geirdikleri tekmlleri birlikte yaayan canl mahlk sfatyla yapa geldikleri psikofizik hareketleri, bunlarn ill mnasebetlerine izafe edilen mterek kymetleri aratrr ve tasvir eder. (E. Bernheim, Tarih lmine Giri: Tarih Metodu ve Felsefesi, ev.: M. kr Akkaya, Kltr Bakanl, stanbul 1936, s. 51). zelik, s. 2-3.

Tarih zerine Baz Dnceler

nemli iten biri olgular tespit, dieri ise olgular arasndaki ilikileri dikkate alarak onlar yorumlamaktr.

Tarihi ve Nesnellik Peki, tarihi bunlar yaparken nesnel olabilir mi? Tarihinin nesnellii meselesi ok tartlan konulardan biridir. Onun kulland dil, kendi dnemine ait yaayan bir olgudur. Tarihinin zihni, yaad toplumun kltrel ortamnda ve sahip olduu evrede ekillenir. Dili, ayn zamanda dncesini ifade ettii bir ara olarak onun dncesini ekillendiren bir unsurdur.
4

Dolaysyla tarihinin

kulland kelimeler dahi olgularn anlalmas zerinde etkili olur. Belki olgularla ilgili baz tespitler, -belirli lde- nesnel bir ekilde ortaya konabilir. rnein stanbulun 29 Mays 1453te Sultan II. Mehmed (1451-1481) komutasndaki Osmanl ordusu tarafndan ele geirildii, herkese kabul edilebilecek, tarih bir olgu hakknda nesnel tespittir. Ancak II. Mehmedin stanbula hkim oluu Trk tarihilere gre fetihtir; Batllar asndan ise istiladr. Bu sebeple Trk tarihiler, II. Mehmedi Fatih olarak anarlar. Tartmasz bir tarih olgunun ifadesinde bile seilen kelimeler nesnelliin snrlarn zorlamaktadr. te yandan stanbulun el deitirmesinin ayrntlar ele alndnda eitli sebeplerle olgularn tespitinde bile farkllklar ortaya kmaktadr. Olgular yorumlamaya gelince tarihinin, yaad toplumdan, bal olduu kltrel evreden, ald eitimden, bizzat yaad tarih olgulardan ve koullardan etkilenmeyecek ekilde bir nesnelliinden sz etmek mmkn deildir. Zira tarihi ile inceleme konusu yapt olgu arasna nesnellie halel getiren pek ok engel ve yorum girmekte ya da baka bir ifadeyle onu znellie srkleyen etkenler ortaya kmaktadr. zerinde durduumuz
4

M. Foucault, R. Barthes ve J. Derrida, gsteren ile gsterilen arasndaki belirsiz ve katmanl ilikiyi sorgulayarak gereklii bizatihi dilin ekillendirdiini ve belirlediini sylerler. Buna gre her ey dilsel/metinsel bir yapdr. Bu gr benimseyen H. Whitea gre tarih, bir grn, dilin kullanm sayesinde oluturulmu ikna edici bir kompozisyonudur (Shelley Walia, Edward Said ve Tarih Yazm, ev.: Grol Koca, Everest Yaynlar, stanbul 2004, s. 14-15).

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

71

Adnan DEMRCAN

ey, tarihinin iradesi dnda ortaya kan znelliktir. Ancak tarihi, elinden gelen abay gsterdikten sonra onu aan sebeplerden dolay znel olmakla sulanamaz. Bir de bilinli olarak tarihi arptmak ve olgular ideolojik klflar iinde sunmak eklindeki bir tarihilik anlayyla ska karlarz. Kuku yok ki, bilimsellik yerine gerekleri arptmak amacyla hazrlanan bu tarih almalarnn, -ne kadar popler ve etkileyici olurlarsa olsunlar- saygn bir bilimsel abann rn olarak deerlendirilmeyi hak etmeleri mmkn deildir. Tarihi, olgular tasvir ederken birok etken, nesnel olmasnn nnde engel oluturur. Her eyden nce ona ulaan malzemenin tarih olguyu ne kadar yanstt mehuldr. Bu sebeple onun nesnel olmasn engelleyen sebeplerin banda olgular hakkndaki belgelerin tarihiye ulamasndan kaynaklanan sorunlar gelir. Tarihi ile olgu arasnda geen zaman diliminde belgelerin gerei yanstacak ekilde muhafaza edilebilmesi her zaman mmkn olmaz. Tarihinin nesnel olma abas, kendisine ulaan belgelerle snrldr. Dolaysyla eldeki belgeler, tarihinin alann snrlar. Dier taraftan tarihi, inceledii dnemin btn olgular hakknda bilgi sahibi olamaz. Tarihi asndan, belli olgularla ilgili malumatn muhafaza edilmi olmas ise bir eit ynlendirmedir. Bu hususu zellikle, gemite meydana gelen olaylar hakkndaki rivayetleri nakleden bilginlerin eserlerinde yer alan malumat dikkate alarak ifade ediyoruz. Emevler dnemini de idrak etmi olan i melliflerden Eb Mihnef Lut b. Yahya el-Kf (157/773), Kerbela olayyla ilgili rivayetleri naklederken kendi mezheb-siyas tercihinden tamamen syrlabilmi midir? Buna Evet! demek mmkn grnmemektedir. Byle bir abas olsa dahi iinde bulunduu evre, onu bir lde ynlendirir. Bu balamda olgular hakknda verilen bilgilerin gvenilirlii meselesi de zerinde dikkatle durulmas gereken bir konudur. Kald ki tarihinin olgular hakkndaki belgelere kar tarafsz

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

72

Tarih zerine Baz Dnceler

olduunu sylemesi, onun nesnel olduu anlamna gelmez. nl tarihi ve tefsirci Taber, tarihinin banda kitabna ald rivayetlerle ilgili yle bir hatrlatmada bulunur: Benim bu kitabm gzden geirenler bilsinler ki, bu eserimde dercedilen her bilgi ve haber, pek az hari olmak zere, akl delillere, insanlarn fikir ve akllaryla dnerek bulduklar sebeplere dayanmayp, ancak senetleriyle ravilerini gsterdiim haber ve rivayetlere dayanr. nk geip gidenlere ve sonra gelenlere dair olan haber, olay ve hadiselerden her biri, bunlar gzleriyle grmeyen ve o zamanlar idrak etmeyenlere, ancak o halleri gren ve iitenlerin haber vermeleri, o haberleri nakletmeleriyle bilinir; akl ve fikir ile bilinmez. Geip gidenlerin bazlarna dair naklettiimiz haberlerin bir ksmn doru bulmayp inkr edenler ya da irkin sayanlar bulunursa bilsinler ki, bu haberler tarafmzdan uydurulmadan ravilerce bize nakledilmitir. Bu anlayn ynlendirici ve uydurma baz rivayetlere kap aralayabilecek bir yaklam olmas bir yana, Tabernin kendisine ulaan her rivayeti kitabna aldn zannetmek yanltc olur. rnein Hz. Osman ile Eb Zer el-Gfr arasnda geenler hususunda kendisine ulaan, irkin addettii baz rivayetleri zikretmeyi uygun grmediini ifade eder.
6 5

Tarihi, meydana gelen saysz olgu arasndan bazlarn seerek, yani baz olgular tarihin konusu yaparak tarihe kendi kanaatini ve bak asn katar. Gemite olgular tespit eden tarihiler de, yazdklar kitaplarda benzerleri arasndan setikleri olgularla esasen yorum yapm oluyorlard. Kald ki onlar da herhangi bir etki altnda kalmakszn olgularn kayd hususunda tercihte bulunma imknna sahip deillerdi. Bizim kar karya kaldmz sorunlarn benzerleri, olgular hakkndaki malumat gemite kaydedenler iin de geerlidir. Bizim beer olarak sahip olduumuz

Eb Cafer Muhammed b. Cerr et-Taber (310/922), Milletler ve Hkmdarlar Tarihi, ev.: Zkir Kadir Ugan, Ahmet Temir, Milli Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul 1991, I, 7-8. et-Taber, II, 445. Kr. rfan Aycan-brahim Saram, slm Tarihinin Kaynaklaryla lgili Problemler ve zmne likin Baz Dnceler, slm limlerde Metodoloji/Usl Problemi: slm Tarihinde Usl Meselesi, 21-22 ubat 2004, stanbul, s. 884.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

73

Adnan DEMRCAN

zaaflar, onlar iin de sz konusudur. Tarih, yazld dnemin koullarndan bamsz olmayacak ekilde gemii yeniden tasvir etme ameliyesi olduu iin bir eit gemii kurgulama faaliyetidir. Tarihin olgular btnyle nesnel olamaz; nk bunlar, tarihinin onlara ykledii anlamla tarihin olgular haline gelirler. Tarihte nesnellik, olgunun nesnellii deil, olgu ile yorum arasndaki ilikinin; gemi, bugn ve gelecek arasndaki ilikinin nesnellii olabilir. Bir tarihinin nesnel olduunu sylediimizde sadece olgularda yanllk yapmadn sylemek istemiyoruz; bundan daha ok, doru olgular setiini ya da bir baka deyile, doru anlamllk ltn kullandn sylemek istiyoruz.
8 7

Tarihi ve znellik Baz tarihiler, eitli sebeplerle bilinli olarak zenlii tercih eder. Olgular seerek ya da bazlar hakkndaki bilgileri karartarak olgular zerinde bilinli bir tasarrufta bulunan tarihilere rnek olarak vakanvisleri hatrlayabiliriz. Resmi devlet tarihileri olan vakanvislerin amac, iktidardaki zevatn yaptklarn gzel gstermek, vgye deer grdkleri gelimeleri ne kararak hkmdar ve yardmclarn yceltmekti. Yazlanlar, resmi ilikiler erevesinde kaleme alnd iin tarafgir tasvirler kanlmazd. slm Tarihinin ilk dneminden de bir rnek verelim: Hz. Peygamberin amcas Hz. Abbas, Bedir savana mrik ordusunda katlmt ve savata esir edilenlerden biriydi. Hz. Peygamber dneminin en nemli kaynaklarndan biri olan bn Him, Bedir esirlerinin isimlerini bn shaktan naklettii listede Him oullarndan Akl b. Eb Tlib ile Nevfel b. el-Hris b. Abdulmuttalibin
9

8 9

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

74

Bk. Edward Hallet Carr, Tarih Nedir, ev.: Misket Gizem Grtrk, 5. Basm, letiim Yaynclk, stanbul 1994, s. 142. Bk. Carr, s. 145. Osmanl dnemi tarihilerinden rnekler iin bk. Ahmet Gne, Tarih, Tarihi ve Meruiyet, Ankara niversitesi Osmanl Tarihi Aratrma ve Uygulama Merkezi Dergisi, 17, Ankara 2005 (http://www.ankara.edu.tr/kutuphane/otam/otam_2005 _sayi17/ ahmet_gunes.pdf), s. 8-17 (15.11.2007).

Tarih zerine Baz Dnceler

isimlerini zikretmitir.

10

Hz. Abbasn isminin kimin tarafndan

listeden karldn bilmiyoruz. Ancak Abbaslerin atas olduu iin onun isminin masum bir unutkanlk sonucu burada yer almadn zannetmiyoruz. Hz. Abbasla ilgili benzer ihmalkrlklara, baka kaynaklarda da rastlanmaktadr.
11

Bir millete, dine, mezhebe, siyas gre ballk, olgularn ynlendirmeye ak hale gelecek ekilde nakledilmesine sebep olabilmektedir. Bunun iin tarafgirlik, olgularn hem aktarlmasnda hem de yorumlanmasnda nemli bir ynlendirme sebebidir. Bu ynlendirme, taraflarn hepsi iin sz konusudur. Muhalifler hakknda belgeleri karartan bir iktidardan sz edebileceimiz gibi muhaliflerin iktidara kar olularnn gerektirdii bir znellikten de sz edilmelidir. Ehl-i Snnet veya ia mezheplerine mensup bilginlerin Hz. Osmann ldrlmesinden balayp Hz. Alinin ldrlmesine kadar devam eden zaman diliminde etkin varlk gsteren Haricler hakknda anlattklar, Hariclerin alg ve anlaylarn ne kadar yanstr? atma iinde olduklar bir grubu nesnel bir bakla tasvir edebilirler mi? te yandan Hariclerin tekfir ettikleri Osman ve Ali hakkndaki kanaatleri ve taraf olduklar olaylarla ilgili tasvirlerine ne dereceye kadar gvenilebilir? slm Tarihinin erken dnemlerinde yaayan baz bilginler, eitli sebeplerle rivayetlere mdahale edildiini ya da rivayetler uydurulduunu grdkleri iin insanlar uyarma ihtiyac duymulardr. Bunlardan biri olan Ahmed b. Hanbelin (241/855), -bu hususa dikkat ekmek amacyla sylediini dndmz-, eyin asl yoktur: Tefsir, melhim ve mez. asndan ilgintir. Bilindii gibi modern ada devletler, ideoloji mensuplar ya da -popler bir ifadeyle- toplum mhendisleri, kendi varlklarn
Eb Muhammed Abdlmelik bn Him, (218/833), Sretu bn Him, elMektebetu-mile (el-isdrus-sn 2.09), I, 715. Bk. rfan Aycan-brahim Saram, s. 885. Celluddn Abdurrahman es-Suyt (911/1505), el-tkn f ulml-Kurn, 4. Basm, Kahraman Yaynlar, stanbul 1398/1978, II, 227.
12

sz, olgularla

ilgili tasvirler hakknda duyulan kukunun boyutunu gstermesi

10

11 12

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

75

Adnan DEMRCAN

merulatrmak iin tarihi bir ara olarak kullanmaktadrlar. Zira tarih, topluluklarn ynlendirilmesinde, mill uur oluturulmasnda ve gelitirilmesinde vazgeilemeyen nemli bir aratr. rnein Cumhuriyetin ilk yllarnda ileri srlen tarih tezine gre medeniyetin beii Asya olup buras Trklerin ilk anayurdudur. Eski zamanlarda Orta Asyada meydana gelen bir kuraklk sebebiyle yurtlarndan kp dnyann eitli yerlerine yaylan Trklerin bir ksm Anadoluya gelerek burada Smer, Elam ve Eti devletlerini ve medeniyetlerini kurmulardr. Mezopotamya ve Msr medeniyetlerinin de Trk eseri olduunu ifade eden bu iddia sahipleri, Etilerin Trkl zerinde zellikle durmaktadrlar. Bylece bir taraftan Trklerin Anadoluda igalci olmadklar ve burasnn gerek sahipleri olduklar vurgulanrken dier taraftan Trklerin medeni bir kavim olduklar ifade edilmi olmaktadr.
13

deolojik ve siyas tercihin tarihilerin olgulara yaklamlar zerindeki etkisine rnek olarak Cumhuriyetin kuruluundan balayarak uzun yllar, zellikle son dnem Osmanl Devleti tarihi hakknda genelleyici olumsuz bir bak asnn hkim olduunu hatrlayalm. Bu balamda Osmanl Devletinin nemli padiahlarndan biri olan Sultan II. Abdlhamide (1876-1909) baz tarihilerin Kzl Sultan, bazlarnn ise Ulu Hakan demeleri de ideolojik anlayn tarih okumalarna etkisini gsteren rneklerden biridir.
14

Gemii karalamak, bir meruiyet arac olarak kullanld iin yeni iktidarlarn eliyle ya da onlara yaranmak amacyla gemi hakknda olumsuz kanaatler ileri srmek, sk rastlanan bir durumdur. Bu tespitten hareketle, slm Tarihinin ilk dnemiyle ilgili

13 14

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

76

Bk. Gne, s. 37-40. Abdlhamid dnemine siyas baktan kaynaklanan atmac yaklamlar akademik tarihilikte azalmsa da popler tarihilikte devam etmektedir. 1930lu yllarn Cumhuriyet ideolojisi Osmanl gemiini topyekn reddetme eilimindeyken, 1940 ve 1950li yllara gelindiinde bu durum deimeye balamtr. rnein, Tanzimat reformculuuyla barma yoluna gidilmi, ancak Abdlhamid dnemini modernleme izgisinden sapma, geriye dn ve slm gericilik olarak niteleyen anlay nemli lde muhafaza edilmitir (Bk. Nadir zbek, Modernite, Tarih ve deoloji: II. Abdlhamid Dnemi Tarihilii zerine Bir Deerlendirme, Trkiye Aratrmalar Literatr Dergisi, 2/1, 2004, s. 73).

Tarih zerine Baz Dnceler

eserler genellikle Abbasler dneminde yazld iin Emevler hakknda genel bir olumsuz anlayn hkim olduunu sylemek yanl deildir. Bu olumsuz kanaat, zellikle Hz. Aliye beyat etmeyi reddeden Muaviye, iktidar dneminde Kerbela ve Harre olaylarnn meydana geldii Yezid b. Muaviye ile Mervan ve ocuklar hakknda daha ak grlmektedir. Emevlerden ok sonra yaayan Suyt (911/1505), Halifeler tarihiyle ilgili kitabnn bana Emevlerin hilafeti hususunda uyarc ve Abbaslerin hilafetini mjdeleyici hadisleri koymay ihmal etmemitir.
15

Geri kendisi

Abbasler dneminde yaamamtr; ancak yaad dnemde Msrda Abbasoullar soyundan olan bir halife bulunmaktadr. Yezid dneminde meydana gelen Kerbela ve Harre olaylar hakknda da olaylar abartan ve insanlarn duygularn Yezide kar bilemeyi amalayan pek ok rivayet nakledilmitir. rnein Kerbelada Hz. Hseyin ldrldnde gkyznn kararp yldzlarn kt, krmz toprak yad, ldrld gecenin sabahnda Beyt-i Makdiste kaldrlan her tan altnda taze kan grld, onun ldrlmesinden bir hafta sonra yldzlarn arpt, ldrldkten sonra iki- ay boyunca gne doduunda ufkun, duvara kan srlm gibi kzllat ve bu durumun gne ykselinceye kadar devam ettii eklinde tasvirlerle karlayoruz.
16

Harre olaynda am ordusunun yaptklar hususunda da


17

birok abartl rivayetle karlamaktayz.

Btn bu rivayetlerin

Emev dmanlar tarafndan ve byk lde Abbasler dneminde onlara dmanln popler olduu dnemde uydurulduunu sylemeye gerek yoktur. Olgular zerinde bilinli tasarruflarla ynlendirmeler yapmann bazen iyi niyetten kaynaklandn gsteren rneklerle de karlayoruz. Hz. Muhammed (s) ve Ashab hakknda, onlar yceltmek amacyla ortaya kan birok rivayet buna rnektir. Hz.
15

16

17

Celluddn Abdurrahman es-Suyt (911/1505), Trhul-hulef, el-Mektebetumile (el-isdrus-sn 2.09), I, 4-7. Bk. Adnan Demircan, slm Tarihinin lk Asrnda ktidar Mcadelesi, Beyan Yaynlar, stanbul 1996, s. 327-329. Harre olay hakknda geni deerlendirmeler iin bk. Ahmet nkal, slm Tarihinde Tarafszlk Problemi, slm Aratrmalar, 6/ 3, 1992.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

77

Adnan DEMRCAN

Peygamberin doumu srasnda meydana gelen olaanst hadiseler, kklnden itibaren bana gelen mucizev birok olay ve gsterdii mucizelerle ilgili anlatlanlarn bir ksm insanlarn ona olan ilgillerini artrmak amacyla iyi niyetlerle ortaya km olmaldr. Ashab iin de benzer baz rivayetler ortaya kmtr. rnein Hz. Peygamberin hicreti srasnda Sevr maarasna girerken Hz. Eb Bekrin zararl bir hayvan bulunup bulunmadn renmek iin Hz. Peygamberden nce ieri girmesine dair anlatlanlar, zamanla farkl bir mahiyet kazanarak Hz. Eb Bekrin maarada bir ylan tarafndan srld hikyesine dnmtr. bn Him, baz limlerin kendisine Hasan- Basrnin, Reslullah ile Eb Bekrin maaraya gece ulatklarn, Eb Bekrin Reslullah ylanlardan ve yrtc hayvanlardan korumak amacyla maaraya nceden girdiinden sz eder; ancak ylannn onu srmas hususunda herhangi bir bilgiye yer vermez. Oysa muahhar kitaplarda yer alan baz rivayetlere gre maaraya geldiklerinde Hz. Eb Bekr rtsn yrtarak paralara ayrm ve bu bez paralaryla maaradaki delikleri kapatm; ancak bezler yetmedii iin son delii topuu ile kapatm ve bu delikte bulunan bir ylan tarafndan srlmtr. Yorgun olan Reslullah, Hz. Eb Bekrin dizine ban dayayarak uyumu; acdan dolay gzlerinden akan yalar, Reslullahn yzne dklnce Hz. Peygamber uyanm ve tkryle onu tedavi etmitir.
19 18

Tarihi ve Tarih Olgular Tarihi, bir yandan olgularla ilgili belgeleri bir araya getirerek tarihi yazarken ayn zamanda kendisi de yeni olgular iinde rol alan bir kahramandr. O da daha sonralar yazlacak tarihin konularndan biridir. Zira tarihi, tarihin dnda deildir. Bununla birlikte
18 19

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

78

bn Him, I, 485. Ylan tarafndan srlma olayndan bahseden rivayetler iin bk. Eb Bekr Ahmed b. el-Hseyn el-Beyhak (458/1065), Deliln-nbvve, Nr.: Abdulmut Kalac, Beyrut 1405/1985, II, 477; Muhammed Hamidullah, slm Peygamberi: Hayat ve Eseri, ev.: Mehmet Yazgan, Beyan Yaynlar, stanbul 2004, s. 147; evk Eb Hall, el-Hicre: hadesun ayyere mecrat-trh, 3. Basm, 1405/1980, s. 86-87.

Tarih zerine Baz Dnceler

tarihi, olgulara -mutlak anlamda mmkn olmasa da- olgular st bir konumdan bakmaya abalamal, iinde yaad toplumun, ait olduu kltrn, ekonomik koullarn, ideolojik ve siyas tercihlerin kendisini etkilemesine kar boyun ememelidir. Yine de bu kar koyuun tarihiyi zamana kar bamszlatrdn dnmemek gerekir. Zira tarihi, tarih yazmaya balamadan nce, tarihin rndr.
20

Tarihi, genellikle olgular gzlemleyerek tasvir ve tahliller yapma olanana sahip deildir. Dolaysyla tarihi yazabilmesi iin eitli belgelere ihtiya duyar. Zamann ak iinde meydana gelen olgularn ok az, gz ahitleri tarafndan nakledilerek ya da ariv malzemesi haline gelerek tarihi iin malzeme olur. Tarihinin yapt ilerden biri, olgular semektir. Zira gemite meydana gelen saysz olgunun hepsini tarihin konusu olarak ele almak mmkn deildir. Olgularn bazlar tarihiyi, kendilerini inceleme konusu yapmaya zorlar; bazlar hakknda ise tarihi daha zgrce karar verme imknna sahiptir. Bir olgunun tarihin konusu olmas iin ele alnan konu asndan anlaml olmas gerekir. Olgularla ilgili belgeleri tespit etmek, hangi belgeleri kullanacana karar vermek ve bu belgeleri kullanarak olgular arasndaki ilikiyi irdelemek, bununla ilgili varsaymlarda bulunmak da tarihinin grevidir. Bu sebeple tarih incelemesi, nedenlerin incelenmesidir. Tarihi, durmadan Niin? sorusunu sorar ve cevap bulmay umduu srece de duramaz. dr.
22 21

te yandan tarihte

yorum her zaman deer yarglarna, nedensellik ise yoruma bal-

Tarihi, gemite meydana gelen olgularn bir ksmn inceleme konusu yaparak tercihini kullanrken olgularn hepsi kendisine ulam deildir. Bylece tarihinin aratrma konusu yapt olgular, gerekte meydana gelenlerin ok az bir ksmdr. Olgular, bazen birbirlerinden bamsz gibi grnse de aralarnda bir iliki ve sreklilik bulunabilir. Ancak bu iliki her zaman ak olmad gibi
20 21 22

Carr, s. 49. Carr, s. 103. Carr, s. 126.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

79

Adnan DEMRCAN

bazen de dolayldr. Bu sebeple olgular arasndaki ilikiyi doru bir ekilde anlayabilmek ve yorumlayabilmek iin derin ve geni bir bak as gerekir. Tarihi, farkl malzemeler kullanarak kaynaklarndan kaynaklanan olumsuzluklar azaltabilir. Tek kaynaa dayanarak yaplabilecek tasvirlerde yanlma ihtimali yksektir. Bunun iin olgularla ilgili farkl melliflerin kaleminden kan tasvirlerin yan sra dorudan olgu tasviri amacyla yazlmam dier yazl malzemeler, ariv malzemesi, kalntlar gibi kaynaklara da bavurulmaldr. Olgu hakkndaki malzemeden kaynaklanan sorunlar aabilmek iin olgularla dorudan ya da dolayl ilgisi olan btn malzemeler toplandktan sonra, bunlarn iyice tahlil edilmesi, sonra da olgularn ihata edici bir bak asyla deerlendirilmesi gerekir. Tarihi, inceledii dnemi dar tuttuu lde olgulara hkimiyeti artar. Ancak olgulara bak olabildiince geni olmaldr. Aksi takdirde ele ald konular vukufiyetle deerlendirebilmesi mmkn olmaz. Ayrca tarihi, ele ald dnemi bir adan; rnein ekonomik, kltrel, sosyal, siyas ya da hukuk ynyle incelemeyi hedeflese de dier ynlerini ihmal etmemelidir.

Gemie Tarihinin Zamanndan Bak Her tarihi, gemie kendi yaad dnemden bakar. Bylece gemii incelerken kendi zamann da aratrmaya dhil etmi olur. Bu da gemiin neden tekrar tekrar ele alnmasna ihtiya duyulduunu anlatr. Hitler dneminde Almanyada yaayan bir tarihi, muhtemelen - taraftar ya da muhalif olarak- Almanyadaki ar milliyetiliin etkisinde kalarak olgular o dnemin koullarnda yorumlayacaktr. rnein Nazi Almanyasnda doktora tezi yapan bir Arap aratrmac, tez konusu olarak Arap-mevali arasndaki atmay
23

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

80

23

Muhammed Bed erf, es-Sr beynel-Mevl vel-Arab, Msr 1954.

Tarih zerine Baz Dnceler

semi ve konuyu Arap milliyetilii zaviyesinden deerlendirmitir.


24

Baka bir rnek vermek gerekirse I. Bayezid (1389-1402) ile Timurun ikisi de Mslman Trk sultanlardr. Ancak Timur, Osmanl topraklarnda yaayan tarihi tarafndan uur altndaki duyguyla bir dman ve zalim bir hkmdar, ya da daha iyimser bir ifadeyle teki muamelesi grrken, I. Bayezid hakllndan kuku duyulmayan bir cengver olarak tasvir edilmektedir. nk tarihi, ait olduu kltr, yaad blge ve tarih dnem itibariyle taraftr. te yandan Osmanl Devletinin son yllaryla Cumhuriyetin ilk yllarn idrak eden baz mnevverlerle brokratlarn sergiledikleri elikili tutum, insann yaad koullara gre tutum belirleyebileceinin gzel rneklerinden biridir. Bugn yaayan bir tarihi ise alma konularn ve ele alaca olgular dnyamzda yaadmz sorunlardan ve dnce akmlarndan etkilenerek tespit edip yorumlar. Modern dnyann Batl tarihisi, popler tartmalardan etkilenerek aratrma konularn seecek ve almalarna yn verecektir. zgrlkler, kadn haklar, evre sorunlar, yerelleme-kreselleme, kltrleraras atma-diyalog, dnyann yaad ekonomik sorunlar ve benzeri tartma konularndan hareketle tarihi yeniden ina edecektir. Hatrlanaca zere Trkiyede doksanl yllarda Hz. Peygamberin Medinede Yahudilerle yapt Medine szlemesi
25

etrafnda onlarca yaz yazld.

Zira bu dnemde baz slamclar, mevcut siyas rejimle atmann hedeflerine ulamalarn salayacak bir yol olmad kanaatine sahip olmaya baladlar. Bunun yerine ok hukukluluun imknn tartmaya baladlar. Siyas grlerindeki bu deiime bir din meruiyet aradklarnda ise karlarna bunun iin en uygun rnek olarak Medine szlemesi kt. Asrlardr kitaplarda yer alan bu belge yeniden kefedilmiti. Bugnn baz slmclar ise

24

25

Bk. Adnan Demircan, slm Tarihinin lk Dneminde Arap-Mevali atmas, Beyan Yaynlar, stanbul 1996, s. 19. amzda bu belge, aratrmaclarn yaklamlarna uygun olarak Medine szlemesi, Medine anlamas, Medine vesikas ve Medine anayasas gibi farkl isimlerle anlmaktadr. Ancak bunlar hibiri Hz. Peygamberin sz konusu anlama iin setii bir isim deildi.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

81

Adnan DEMRCAN

dinleraras diyalog meselesini ok nemsedikleri iin buna uygun olgular ne karmay yelemektedirler. Mesela bunun iin akla ilk gelen rnek Hz. Peygamberin mrik Kureylilerle yapt Hudeybiye anlamasdr. Oysa Hudeybiye anlamas 14 asr akn bir zamandan beri biliniyordu; kitaplarmzda yazlyd ve Hz. Peygamberin hayatndan sz edilirken anlatlrd. Tarihinin yaad koullardan etkilendiini gsteren bir baka rnek de blgemizde yaadmz scak atmalardr. Gnmzde Irakta yaayan bir tarihinin yaadklarndan etkilenmeden tarihi kaleme alabileceini syleyebilir miyiz? Bir Filistinli tarihi, her gn kar karya kald sorunlar grmezden gelmek istese bile bunlardan etkilenmeden yaadklarn deerlendirebilir mi? Grld gibi bu satrlarn yazar da tarihe, yaad zamandan ve corafyadan bakmaktadr.

Olgular Arasndaki Sebep-Sonu likisi Olgular arasndaki sebep-sonu ilikisini irdelemek, tarihinin nemli grevlerinden biridir. Esasen eskiden beri tarih olgular arasnda bir iliki olduu anlay vard. Bu anlay, dinlerde de mevcuttur. nsann davranlarna karlk Tanrnn dnyada ceza verecei anlay bu kanaati iinde barndrmaktadr. Buna dair Eski Ahitte Yahudi tarihinden pek ok rnek yer almaktadr. Eski Ahite gre Yahudiler, Tanrya verdikleri szde durmadklar iin defalarca cezalandrlmlardr. Bugne kadar tarihiler, olgular arasndaki ilikinin nasl ele alnp deerlendirilecei hususunda eitli aklamalar yapmlardr. Dikkat eken nemli konu tarihilerin, yaadklar dnemin dnce akmlarnn etkisinde kalarak farkl aklamalar getirdikleridir. Geen yzylda toplumsal olgularn baz yasalara gre ortaya kt anlayn kabul eden ve olgular bu anlay erevesinde ele alan birok ilim adam yaamtr. Onlar nedenleri ve yasalar; mekanik, biyolojik, metafizik, ekonomik ya da psikolojik terimler iinde dnyorlard. Ancak temel yaklam, tarihin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

82

Tarih zerine Baz Dnceler

dzenli bir sebep-sonu sras iinde, gemiin olgularn ardarda dzenlemekten ibaret olduu eklindeydi. Bugn ise artk tarih yasalardan pek sz edilmemektedir. Hatta baz tarihiler neden yerine aklama ya da yorum veya durumun mant ya da olaylarn i mant demeyi tercih ederler ya da nedensel yaklam reddederek onun yerine, ilevsel yaklam savunurlar. Oysa bu, kanlmaz olarak olaylarn nasl olup da meydana geldii sorusunu iin iine katar ve bizi yine Niin? sorusuna gtrr. te yandan olgular tek sebeple aklamak, yanl deerlendirmeler yaplmasn dourur. Tarihi, olgular arasndaki ilikileri ele alrken bir olgunun birden ok sebebinin ve sonucunun olduunu tespit eder. Bundan dolay tarihi birden ok nedenle alr.
26

O, amac iin anlaml

olan olgular snrsz olgular okyanusundan setii gibi, ok saydaki sebep-sonu iinden sadece kendi yaklam ve yorumu bakmndan anlaml olanlar seer. Bylece sebeplerden birini nceler. Byle yapmas, olgular daha kolay yorumlamasna imkn verir.
27

Tarihte Kahramanlarn ve Toplumlarn Rol Eskiden tarihiler, tarihi daha ok kahramanlar ne karan bir anlayla ele almay tercih ederlerdi. Bugn ise toplumu ve topluluklar ne karan almalar tercih edilmektedir. Tarihi toplumlarn m liderlerin mi yapt hususunda farkl grler mevcuttur. Byk topluluklarn tarihe yn veremedikleri, aksine hadiselere asl yn verenin kahramanlar ve dahiler olduunu savunanlar olduu gibi, tarihin konusunun fertler deil, insann iinde yaad tekilatlanm toplumlar olduunu savunanlar da vardr.
28

Bu

meselede tarihinin olgulara nereden bakt nemlidir. Kahramanlar nemseyen bir yaklama sahip olan tarihi, kahramannn

26 27 28

Bk. Carr, s. 104-106. Bk. Carr, s. 123. Mbahat K. Ktkolu, Tarih Aratrmalarnda Usl, 3. Basm, Kubbealt Neriyat, stanbul 1994, s. 3.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

83

Adnan DEMRCAN

faaliyetlerini ne kardnda btn olanlar onun eseriymi gibi deerlendirilir. Oysa halk kitleleri olmadan bir tarihten sz edilemez. rnein Irakta son yllarda yaanan ABD igalini ve ardndan meydana gelen gelimeleri -medyada yanstld gibi- sadece Saddam Hseyin ile Bushun kiisel tutumlaryla izah etmek doru olur mu? Bu iin arkasnda devlet sistemi iinde yer alan birok insann yan sra iki lkenin kurumlarnn ve sokaktaki insann da etkisini gz ard edebilir miyiz? Sorunun Bat medeniyetinin kendisine rakip grd slm medeniyetinin alann daraltmas ve gcn azaltmas, blgedeki siyas nfuzun Bat ve zellikle srail iin kontrol edilebilir bir halde tutulmas ve ABDnin enerji kaynaklarn kontrol ederek gcn pekitirmesi gibi farkl ynlerinin olduu muhakkaktr. Bu adan bakldnda Iraktaki gelimelerin Ortadouda meydana gelenlerden bamsz dnlemeyecek, sadece iki liderin inisiyatifinde ve birbirlerine kar duyduklar kiisel nefret nedeniyle gelien olgular olmad grlecektir. Tarih, insanlarn meydana getirdikleri olgular konu edinmekle birlikte, insan iradesinin dnda ortaya kan olgular da insanlk tarihi zerinde byk etkiler meydana getirir. rnein bir veba salgn, kuraklk ya da deprem, tarihinin akn deitirebilecek etkiler brakabilmektedir. Tarihi, olgular deerlendirirken insanolunun iradesi dnda ortaya kan gelimelerin etkilerini de hesaba katmak zorundadr. rnein slm Tarihinin ilk yllarnda Hz. merin hilafetinde vuku bulan Amvs vebasnda (17/638) ok sayda Mslman askerin lmesinin, demografik yap, slmn yaylmas ve fetihlerin seyri zerindeki etkisi gz ard edilmemelidir.

Tarihin Yararlar Tarihin ne ie yarad sorusuna eitli cevaplar vermek mmkndr. Collingwood (1943), Tarih insann kendisini bilmesine yarar.
29

der. Carr (1982) ise Gemiin gelecee ve gelecein de

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

84

29

zelik, s. 1.

Tarih zerine Baz Dnceler

gemie k tutmas, tarihin ayn zamanda hem temellendirilmesi, hem de aklanmasdr. demektedir. nsann en ok merak ettii ey gemii ve geleceidir. Gemiini ve geleceini merak etmek, insana zg bir davrantr. Gelecek hakknda baz ngrlerde bulunabilmek iin gemiin bilinmesine ihtiya vardr. Zira gemi, insann geleceiyle birlikte yaar. Yaadmz zaman, srekli bir olu iinde her an gemi haline gelir. Bylece insan, gemi ile gelecek arasnda bir yerde hayatn srdrr. Bireyler, gemilerini merak ettikleri gibi toplumlar da gemilerini merak ederler. Tarih, insan ile gemi arasnda bir kprdr. Gemiini bilen insann zgveni artar ve geleceine daha emin duygularla bakar. Gnmz dnyasnda tarih bilinci olmayan ve gemiini bilmeyen insanlardan meydana gelen bir toplumun kimliini korumas mmkn olmaz. Byle bir toplum, baka toplumlar tarafndan ekonomik bakmdan smrlmeye ve kltrel kimliini kaybetmeye mahkm olur. Gnmzde kimliini kaybeden toplumlarn says her geen gn artmaktadr. Tarihin en pratik faydasnn tarihten ders karmak olduu sklkla sylenir. Ancak ders karmak, hibir zaman tek ynl bir sre deildir. Gemiin nda bugn renmek, ayn zamanda bugnn nda gemii renmek demektir. Tarihin ilevi, gemi ve yaanlan zaman hakknda daha salam bir anlay, bunlarn karlkl ilikileri iinde, ilerletmektir.
31 30

Gemi hakknda salam ve doru bilgiye sahip olan insanlarn -gemiteki tecrbelerden ders karma imknlar olduu iingelecee ilikin deerlendirmeleri daha salkl olur. Bununla birlikte yaadklarmzn tarihin tekerrrnden ibaret olduu anlay, kaba bir genelleme olup her olgunun kendine zg olduunu hatrdan uzak tutmamak gerekir. Ancak olaylarn biricik olmas,

30 31

Carr, s. 145. Bk. Carr, s. 81.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

85

Adnan DEMRCAN

tarih olgulara bakarak genellemeler yapmamz engellememelidir. Zira tarih, genellemelerle beslenir.
32

nsan, evresini ve kinattaki dier varlklar tanmaya merakl olduu gibi kendisini ve yaad toplumu da tanmak ister. Tarihin yararlarndan biri, insann kendisini tanmasna yardm etmesidir. Btn toplumlar iin gemi tecrbeler, bir renme, bilgilenme ve meruiyet kaynadr. Gemii bilmek ve ondan ders almak, hibir insann mstani kalamayaca bir gereksinimdir. Collingwoodun dedii gibi, Tarihinin stnde alt gemi, l bir gemi deildir; belli bir anlamda bugn hala yaayan bir gemitir. Toplumlar, gemileriyle kendilerine dnyada meruiyet salamaya alrlar. Her toplumun ait olduu bir medeniyet vardr. Bireylerin kendi medeniyetlerine ait deerlere sahip kmas, ortak bir kimlik ina etmelerine yardmc olur. Toplumda geleneklerin ve kurumlarn geliimi iin gemii bilmek gerekir. Gemi bilgisiyle insanlar, miraslarn nesilden nesile aktarma imkn bulurlar. Bylece kendilerine ve gemilerine bir anlam verirler. Carrn ifadesiyle Tarih, edinilmi becerilerin kuaktan kuaa iletilmesi iinde bir ilerlemedir.
34 33

Tarih bilen insanlar, gemi hakkndaki bilgileri sayesinde toplumu ve toplumun deerlerini daha iyi bilir. Bu durum insanlar arasnda ortak deerlerin gelimesine katk salar. Bize salad faydalar balamnda sonu olarak diyebiliriz ki, tarih bize muasr hayat, gemi hayatn tekml olarak yakndan anlatr; hatta istikbal hakknda dnmeyi de mmkn klar. Bir baka ifadeyle sylemek gerekirse tarih, insana gemii
35

32 33 34

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

86

35

Carr, s. 77. Carr, s. 28. Carr, s. 135. Togan, s. 18.

Tarih zerine Baz Dnceler

renme, bugn anlama ve gelecei tahmin edebilmede yardmc olur.


36

Bir Kimlik na Arac Olarak Tarih deolojik amalarla tarih olgulara mdahale edildiine ska tesadf edildii gibi devletlerin amalar dorultusunda olgularn maniple edilmesi de her zaman karlalan bir durumdur. Zira tarih, devletlerin ulusal bilin oluturmak iin kullandklar en nemli aralardan biridir. Tarihin bu amala kullanm, modern toplumlarda olduu gibi kabile toplumlarnda da grlmektedir. Kabile kimliinin gl olduu topluluklarda, kabilenin gemite taraf olduu savalarda elde ettii baarlar, abartl bir tasvirle nesilden nesile nakledilerek kabile kimliini glendiren bir ara olarak kullanlmaktadr. Modern devletler, bugn siyas ve ekonomik hkimiyetlerini artrabilmek iin tarihi bir ara olarak kullanrlar. Bir yandan kendi tarihlerini oluturarak vatandalarna ulusal kimlik ve vatandalk bilinci verirlerken, dier taraftan rakiplerinin ve hkimiyet alanlarna dhil etmek istedikleri milletlerin tarihlerini renerek onlara kar politikalar gelitirirler. Zira bir toplumun tarihini bilmek, o topluma mensup insanlar tanmaya ve anlamaya yardmc olur. nsann gemi toplumu anlamasn ve bugnn toplumuna daha ok egemen olmasn salamak, tarihin ifte ilevidir.
37

Montesquieu (1755) yle der: Tarih olmakszn, yaadmz asrn ve lkenin snrlar iine hapsedilmi, hususi bilgilerimizin ve kendi dncelerimizin dar emberi iine sktrlm ekilde daima, dnyann geri kalan ksmna kar bizi yabanc brakan bir tr ocukluk anda ve bizden nce gelen ve bizi evreleyen her eye kar derin bir cehalet iinde kalmaktayz.
38

36 37 38

Bk. zelik, s. 5. Carr, s. 66. Lon-E Halkin, Tarih Tenkidinin Unsurlar, ev.: Bahaeddin Yediyldz, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara 1989, s. 78.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

87

Adnan DEMRCAN

ada insann sahip olduu, bir lkenin vatanda olma, bir millete, dine ya da mezhebe mensubiyet, bir ehirden olma gibi kimliklerin inas iin tarihe ihtiya duyulur. Bu sebeple ada eitimde bireyin hayata hazrlanmas iin tarih eitimine nem verilir; insanlarn iyi vatanda olmalar iin tarih bilmeleri gerektiine inanlr. te yandan tarih, ideolojilerin kendilerini hakl gstermek iin en ok kullandklar aratr. Pragmatik veya retici tarihilik, hakikatlere bal kald srece insanlarn ahlak ve manev deerlerinin gelimesi iin faydal olabilir. Ancak bu tarz tarihilikte genellikle kiileri ar bir ekilde yceltme, insanst bir konumda sunma, yanllklar rtbas edip kmseme ve baarlar olduundan daha nemli gsterme gayreti ortaya kabilmektedir. Byle durumlarda tarih, birletiren bir unsur olabildii gibi, blcle sebep olan etkenlerden biri haline de getirilebilir. retici tarihilikte uluslarn, topluluklarn, din ya da mezhep mensuplarnn baarlarn abartmak, baarszlklar nemsiz gstermek ya da baarszlklara bahaneler bulmak gibi mdahaleleri sk sk mahede ederiz. Zira babasn yeren hi kimse erdemli saylmaz.

Sonu nsanolu gemii ve gelecei bilme merakndan vazgemeyeceine gre bu meraknn bilimsel bir yaklamla tatmin edilmesi, tarihe her zaman gereksinim duyulacan gstermektedir. Tarihi, artk btn toplumlara ve alara uygulanabilecek yasalarn peinde komamaktadr. Onun yapt nemli ilerin banda olgular doru bir ekilde tespit etmek gelir. Olgunun doruluu ok nemlidir; ancak tarihi iin yeterli deildir. kinci aamada olgular anlamak iin, olgular arasndaki ilikileri dikkate alarak yorumlar yapar ve varsaymlar ileri srer. Bu yorumlar ve varsaymlar, insan ve toplumu daha iyi anlamaya imkn verir. Tarihinin nesnelliiyle ilgili kimi eletirilere ramen olgularn doru tespiti ve yorumlardaki tutarllk, tarihinin abasn

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

88

Tarih zerine Baz Dnceler

deerli klar. Neticede tarihi, insanlar yaar; ama tarihi yazar. Tarihi, tarih yazarken bir ressama benzer. Ressam gibi hangi renkleri kullanacana kendisi karar verir. Setii renkler arasndaki uyum ve tablosundaki derin anlam, baarl bir ressam olarak deerlendirilmesini salar. Tarihin insan ve toplum iin birok faydalar olduundan kuku yok; ancak insanlar etkilemek ve ynlendirmek iin kullanlan en nemli aralardan bir olduu da bilinen bir gerektir. Adeta tarih, onu kullanan kiinin emrine amade olan, hangi amala kullanlacana efendisinin karar verdii bir kle gibidir.

Some Remarks on History

Citation/: Demircan, Adnan, (2007). Some Remarks on History, Milel ve Nihal, 4 (3), 69-89. Abstract: It is expected from historian to detect the historical phenomena accurately that took place in the past and to make analysis, considering the relationship between them. In doing so, historian usually presents himself as objective. However, how far is it possible to be so? This article is dealing with the following questions: Is it possible for historian to be objective? What are the primary reasons that lead historian to be subjective? How do the geographical environment and the time period in which historian lives influence the perception of historian over the historical phenomena? Is it possible that all information and evidences about the past might be accessible to historian? How significant is the exploration of causeand-effect relationship in the historical phenomena? What are the benefits of history? Has history been and is it still- used as a means to construct identity? Keywords: History, objectivity, subjectivity.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

89

Rudolf Ernst (1854-1932)in Evening Prayer isimli tablosu

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

-slamn Kltrel oulculuunun Tarihsel ve Sosyolojik Tezahrleri-

Yasin AKTAY*

Atf/: Aktay, Yasin, (2007). Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar, Milel ve Nihal, 4 (3), 91-111. zet: Din ve iddet ilikisi sz konusu olduunda alldk bir yaklam, dinlerin kutsal metinlerinin ne kadar iddet ierdii sorusunu sorar. Dinlerin gerek kendi mensuplar arasndaki dzenlerini, gerekse tekini kurma ve ona kar ilikilerin dzenini tesis ederken ortaya koyduklar metinlerin ne kadar iddet dourmaya eilimli olduundan hareket ederler. Oysa metinler belli yorumlarn dolanmndan gemeden hayata aktarlamyor. Metnin iddeti gerektirmesi de kendi bana zorunlu bir ey deildir. Metnin iddeti merulatran bir ileve kavuturulmas belli bir yorumla mmkn oluyor. O zaman yorum srecini iddet talep eden artlara neyin getirdiini sormak, metin ve iddet arasndaki ilikinin asl rengini belli edecektir. Yorumun iddeti armas veya uzaklatrmasnda metnin kendi bamsz gc ise ayrca tartlmas gereken bir konudur. Bu teblide, metnin iddeti mmkn ve meru klan bir yorumla bulumasnn sosyolojik ve hermentik koullar irdelenecektir. Dnyay belli bir metin ierisinde izilen bir formun iine sdrmaya almasnda okur-metin ilikisinin zmlemesi yaplacaktr. zmleme Kitab- Mukaddesin Evangelik yorumlar ile baz modern topyalarn slam dnyasndaki izdmleri rneinden hareket edecek. Anahtar Kelimeler: Dini metinler, iddet, yorum, teki, oulculuk.

Prof. Dr., Seluk niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm, (yaktay@yahoo.com).

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Yasin AKTAY

iddet kavramnn ok derin bir felsefi deerlendirmesi, en temel dzeyde her tr dil kullanmndan itibaren balayan bir kkene sahip olduunu kaydeder. Dil dnyay ina eden, dnyay isimlendirdii anda ona mdahale eden, onu kuran bir ey olduuna gre, her trl dil kullanm, yani sylem, ayn zamanda gereklie bir mdahale saylr ve her trl mdahale de iddet ierir. Baz oryantalizm eletirileri, dou hakknda retilen sylemlerin douyu tanmlayan ve hata onu var edip onun zerinde bir etki uygulamasndan dolay ona doal bir iddet uyguladndan dem vurur. Edward Saidin Foucaultya dayandrd oryantalizm eletirisi, sylemin her halkarda iktidar reten yapsna gnderme yapyor. Dou hakkndaki sylem de dou zerinde bir iktidar retir ve her iktidar doas itibariyle iddet ykldr. Ancak Foucaultnun iktidar retmeyen, dolaysyla bir iddet iermeyen bir sylemi neredeyse mmkn grmeyen yaklam, bundan kamak iin susmaktan baka bir yol brakmyor. Dorusu iddetin bu tarz bir yaklam olumlu iddet ile olumuz iddet arasnda bir ayrm yapmadan hibir ilevsellie sahip olamyor. rnein adaletin tesisi de iddet gerektirir, zulm de bir iddetle vuku bulur. O zaman iddetin bal bana kt veya iyi bir ey olduunu sylemek ok da mmkn olmuyor. Yine de iddet kavramnn zn anlamak asndan bu izleri srmek de gerekiyor. Biz burada iddetin en temel dzeyde syleme ikin boyutlar zerinde younlamayacaz. Ancak zellikle baz toplumsal hareketlerce veya bilhassa baz dini itikatlarca paylalan tarih alglarnn veya sylemlerinin rettii iddet zerinde younlaacaz. Bu sylemler genellikle bir dinsel metin yoluyla ortaya konulur. Metinler bir dnya tasavvuruna sahiptirler ve dnyann bir ekilde tanmna, algsna ve yargsna ynelik bir teklife sahiptirler. Hi kukusuz bu boyutuyla dnyay bir yeniden kurma teklifi ierirler. Bundan dolay dinleri eletirmek gerekmiyor. Her din znde sonsuz bir dzensizlik, bir kaos iinde olan gereklii zihin planndan balayarak bir dzene sokma iddias tarlar. slamn peygamberi herhangi bir ktlk grldnde gc yetenin

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

92

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

bunu eliyle, yetmeyenin diliyle buna da gc yetmeyenin kalbiyle buz ederek bundan teberra etmesini emrederken dinin metninin iaret ettii, belki sylemi araclyla ina etii gerekliin pratikle de desteklenen boyutlarn da gsteriyor. Dinlerin bir ahlaki dstur olmakszn almadn sylemek bile gereksiz. Bu dsturlarn ifade edildii metinler gerekliin metinde yazlan istikamette belli bir ekilde deimesini ierirler. Ancak bata da belirttiimiz gibi metnin ieriinin sabit bir eymi gibi ele alnmas bu konudaki ilk sorun alandr. Metnin gerekte neler syledii, ok ak gibi grnd durumlarda bile zellikle tarihsel bir derinlii olan metinlerin bugnk koullara uygulanmasnda ciddi bir yorum sorunu vardr. Sonuta bir metnin gereklie teklif ettii mdahalenin eklinin ne olduuna bu yorum karar vermektedir ve yorum bellidir ki yorumlayann tarihsel artlaryla ok ilgilidir. Yine de bu her trl metin iin szkonusu olan bir eydir. Bu durumda metnin kendisin gereklie hibir ey sylemediini tabii ki syleyemeyiz. Kimi metinler o kadar ak grnrler ki, bunlardan gereklie ynelik mdahalenin btn boyutlar da ak gibi grnr. Ama kimi zaman da ok ak gibi grnen baz metinlerin ok kolay tarta konusu yaplabildii ve gerektiinde boyutlandrlabildii de bir gerektir. Buna ramen metnin tamamen etkisiz bir eleman olduunu hi kimse syleyemese de metni onu yorumlayanlarn genel birikimleri eliinde dikkate almak her zaman daha salkl bir yoldur. Aksi takdirde bir metnin ierii ile o metni yorumlayp hayata aktarma pratii arasnda tarihsel olarak yaanan farkllamay izah etmek mmkn olmaz. Protestan ahlak ile kapitalizmin ruhu arasnda kurulan korelasyon, bu tartmann en gzel rneklerinden biridir. Protestan Ahlaknn batdaki modern, rasyonel zihniyet ve yaam dnyasnn ekillenmesinde etkili olduu iddias srekli dile getirilir. Buradaki asl soru, Protestanln bu etkiyi hangi metinleriyle yaptdr. Protestanln dini metinleri aslnda bir adan son derece irrasyonel, mucize-youn, menkbe ve Hz. sa ve havarilerinin

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

93

Yasin AKTAY

mitolojik unsurlaryla doludur. Genellikle Protestan ahlak tezi, Avrupada yaanan kapitalizmin neden dnyann baka yerlerinde, rnein slam dnyasnda yaanmad sorusuna cevap olarak verilir. Bu cevabn ilerleyen ksmlarnda slamn metinlerinin kapitalist bir gelimeye bir kuvvet-itki-gd uygulamad anlatlmaya allr. Oysa tekrarlamak gerekirse Protestanln Avrupadaki kapitalist gelimeyi salayacak kadar rasyonalist pratikle bir paralellii yoktur. Aksine belki kapitalizmin Protestan metinlere ramen gelimi olduu bile sylenebilir. Bu genellemeye bir tek istisna iin yer ayrlabilir, o da Protestanln o irrasyonel metinlerinin kapitalist ekonomik pratik iinde ihmal edilecek bir yorum pratiine tabi olmu olmas ihtimalidir. Kukusuz, bu sorular Mslmanlarn geri kalmasnn sorumlusu olarak da yine slamn metinlerine dikkat ekiyor. slamn metinlerinin gerekten de yaratmak istedii bir kiilik tipi var ve kendilerini slama nispet eden bir milyarn stnde insan var olduu halde Kuran veya snnet metinleri tek balarna hi de ilk zamanlardaki ihtiam dolu tarihi tekerrr ettirmiyor. stelik o metinler gemitekinden belki de daha fazla okunuyordur. Bir dini metnin bir ortamda gsterdii etki ile baka bir ortamda gsterdii etkiler arasnda ok fark olabiliyor. Bu farktan dolay baz dini eilimlere tek balarna gereklii belirleyen bir paye vermek doru deildir. Onun iin slamn deiik versiyonlar arasnda bazlarn terfi ettirerek onlara bir zellik isnat ederken dikkatli olmak lazm. Trkiyede yllarca Trk slamnn baka lkelerin slamndan daha iyi olduuna dair milliyetilikle kark sylemler taraftar bulmakta zorlanmad. Ancak Trkiyeye zg saylan slamn hangi zellikleriyle dierlerinden daha stn olduu sorusuna cevap olarak Trk Mslmanlnn Hanefilii gsterilmitir. Hanefiliin daha lml, daha geni bir yaklama sahip olduu dnld. Oysa Talibann da Hanefi olduu genellikle hatrlanmad bile. Bu konuda rnekler oaltlabilir tabii. Ancak bu rneklerin hepsi de herhangi bir dinin belli yorumlarnn gereklie belli bir

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

94

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

yansmas olacan varsayar. Dorusu tek bana bir metnin kendiliinden byle bir etkisinin olmas imknsz deilse bile zordur. Yine de temkini elden brakmadan burada bahsedeceim metinlerin gereklie uygulad iddeti, alternatif baz yorumlarn tabii ki giderebileceini eklemeden devam etmeyeceim. Konumuz tarihin bir iddet kayna olabilmesiyle ilgili yanlarn ortaya karmak. Bir tarih algs tpk metinler gibi, hatta kendisi bir metin olarak bir gereklik algs kurar, hatta bunun teklifini yapar. Marksizmin kurduu tarih metni, yani tarihe atfettii metin, btnsellik, yn ve istikamet, ayn zamanda tarihin aknn belli bir istikamette sil batan kurulmasn da gerektirmitir. Marksizm btn bir insanlk tarihinin kendi teorik tasavvuru iinde tespit veya tayin edilmi olan bir tarihsel sona doru ynlendirilmesini gerektirmitir. Her ne kadar Marksizm bu konudaki iradesini, tarihin doal seyrinin bir nesnel tasviri olarak sunmusa da, sosyalist hareketin tamam tarihin o topik sona doru tanmasndan baka bir ey aramamtr. O yzden Marksist tarih anlay ve bunun ifade edildii metin btn insanl etkisi altna alacak olan bir bask uygulamtr. Sosyalist hareket dnyann her tarafnda karlat toplumlar kendi bildi tarih gzerghna ynlendirebilmek iin byk aclara yol aan uygulamalara imza atmtr. Belli bir toplumun ruhuna, doasna uyup uymadna baklmakszn tasarlanan sosyalist topya bugnn btn sosyal ilikileri, sosyal yaps zerinde tam bir zcaciyeci dkknndaki fil roln oynamtr. Girdii toplumlar darmadan etmi ve orann insanlarn bu tarih metninin ngrd rollere gre tasnif ederek dost dman ilikilerini yeniden tesis etmitir. Bu roller geiken roller olsa belki bir dereceye kadar katlanlabilir, ancak roller metafizik bir sabitlie sahiptir. Kapitalist, feodal, toplum dman olan kategoriler, daha st bir tasnifte ilericiler ve gericiler insanlara deimeyen sabit roller olarak yaptrlarak bunarln arasndaki ilikiler normatif olarak tesis edilir. Sonuta son derece kanl devrim hareketleri bu tarihin iinde birer alm sahnesi olarak sunulur.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

95

Yasin AKTAY

Tarihe belli bir yn ve istikamet tayin eden ve bu tarihten tanmlanm bir millet iin bir hedef tayin eden milliyeti tarihlerin nemli bir ksm da byle bir metne dayanrlar. Geri tarih yazmnn bu tarzda olmayan bir eklinin olabilecei de kukuludur. nsanlar aslnda tarihe hibir zaman gemiin gerekten gemi olarak ve gemite kalm olduu ekliyle bakmyorlar. Tarihin olaylar her zaman bugn de devam eden bir yola iaret olmak zere bir hesaplamaya katkda bulunmak zere hatrlanyor. Bu adan tarihe kendi hakknn bugnden verilmesi genellikle mmkn olmuyor. O yzden gemite kalm olanlarn hesab onlara kalmtr, bugnk insanlarn hesab da kendilerine aittir. Tarihin bu yanyla dinlerle olan ilikisi de her zaman dikkate deer olmutur. Esasen aada baka boyutlaryla ele alacamz fundamentalizm veya kkencilik sorunun asl kayna bu ilikidir. Dinlerin izdikleri normatif metinlere gereklii bire-bir uydurma konusundaki istek ve arzular ou kez gerekliin deien tabiat dolaysyla baz itihatlarla esnetilebiliyor. Ancak tarih bilinci kolayca vazgeilebilir olmuyor. Burada Yahudi ve Hristiyan tarih anlaynn ierdii ve tarihin ak zerinde youn bir bask uygulamay ngren bir teolojik ilkenin en azmdan slamda bulunmadn anlatmaya alyorum. Nedir o? Btn insanlarn ynelebilecei bir zionunun olmamasdr. Nedir Zionun zellii? Dnyann neresine gidilirse gidilsin tarihin sizi bir yere doru ynlendirdii dncesi ve sizin de bu kolektif amaca doru tarihin artlarn zorlamanz. Tarih nereye doru akarsa aksn siz onu ileride tekrarlayacak bir eskatolojinin hizmetine sokarsnz. Aslnda Marksizm adna yukarda zikrettiimiz eskatolojinin de bundan bir fark yoktu. Bu tarihi zorlamaktr. Tarihin zerinde bir iddet uygulamaktr. Dnyada olup biten her eyden ikyeti olunabilir tabii ki. Eletirel bir mesafe braklabilir, hatta bir ok eyin el ile, deilse dil ile deitirilmesine gayret edilebilir, bu da yetmiyorsa kalp ile en azndan onunla aranza bir mesafe koyabilirsiniz. Ama burada deimesi istenen ey, bu dnyann dhilinde kalnarak, dnyann

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

96

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

tarihsel akna hkmetmeye almayan ve muhayyel bir insanst tarih perspektifine btn insanlar sdran bir byk hedef bir zion deildir. Mslmanlar bylesi bir muhayyel zionun dnda kendilerini diasporada grmezler. Zion ile hicret arasndaki farkn tarih tasavvurlarna yanstlmas ilgin bir sonuca yol ayor. Peygamber bir kere km olduu Mekkeye bir daha dnmeyi dnmemitir. Belki dnp fethetmitir ama hayatn ve yaad tarihin onun nne getirdii yeni tecrbelere, yeni meknlara almtr bir kere. nsan zgrletiren ok nemli bir tutumdur bu. Rvanist bir tutum iine girmeden gemi hesaplar affetmek, yeni sayfalar aabilmek slam peygamberinin nemli bir karakteridir. Dost ve dman ilikisi metafizik bir sabitlikle kurulmaz slamda Bugn dost olanlar yarn dman olabilirler, o yzden vgde abartl olmamak lazm, ama bugn dman olanlar yarn dost olabilirler o yzden dmanlkta da ayarl-mutedil olmak lazm. O yzdendir ki Mekkenin fethinde hibir rvanist-intikamc duyguya kaplmam, gemite kendisine en byk dmanl yapm olan, frsat eline getiinde kendisini yurdundan karm, yaknlarn ldrm ikence ektirmi insanlar tutumlarn deitirmeleri halinde kendi efkat dairesinin iine almtr. slamn insanlar hakkndaki hibir deerlendirmesi zc deildir. nsanlar kendilerine verilmi zellikleriyle deil, emekleriyle kazandklar zellikleri dolaysyla sorumlu tutulurlar. Dolaysyla slami metinler karlarnda her zaman deiebilen bir realite olduu bilinciyle birlikte okunurlar. Bu, ok nemli bir eydir. Bu anlay iinde zaman deikendir. Zaman okuyarak insanlar her zamana uygun bir duada bulunurlar. Tabiri caizse ikindi vaktinde ikindi namazn klar, yats vaktinde yats namazn. Bir namaz vaktini ok sevip hep o vakitte taklp kalmazlar. Zaman ve eylem arasndaki bu ilikide insanlar iin byk bir ders vardr. Zaman akc olduu lde insann eylemleri de akcdr. nsanlar deiken olduu lde Mslmanlarn da tavr ve tutumlar yorumsamacdr; ezberci deildir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

97

Yasin AKTAY

Bu kukusuz bata iaret ettiimiz tekinin alglanmasna mdahale edildii kadar tekinin mdahalesine de ak olan bir etkileim modelidir. Bu tekini tanmlamamak zere susmaktan baka are bulmayan bir abartl iddet telakkisi yerine tekini etkilemek kadar onun etkisine de ak olmak gibi gerekten insan dinamikletiren bir varolu olarak gren bir yaklamdr. Bu telakkinin varoluu metafizik bir sabitlik olarak donduran bir yaklamn despotik iddetini yklenemeyecei aktr. Metnin dnyay sabit rollere sahip insanlardan ibaret olarak grmesinin ierdii iddet potansiyeli bir hayli yksektir. Bata da belirttiimiz gibi metinler tabii ki istenildiinde bu tr zararlar telafi edilerek de okunabilirler ve bu yzden sonularndan ou kez birinci dereceden sorumlu tutulamazlar. O yzden bahsettiimizin sonuta metnin kendisinden ziyade onun geerli yorumlar olduunu tekrar ekleyelim. Bu erevede zioncu bir tarih telakkisi kutsal kitaba yaptrlm bir yorumdur eninde sonunda. Ne yapyor bu yorum? Mekn ve zaman iselletirilemeyen bir yabanclk olarak alglamay salyor. Tarihin belli bir dneminde yaanm olan bir tecrbenin otantikliini mutlaklatrp onun tekrarlanmasn aryor. Hibir tecrbenin aynyla tekrarlanmayaca, zihinde tasarlanan bir modelin hibir zaman hayatta bire-bir karl olamayaca bilindii halde btn gereklik bu tasarya uydurulmaya allr. Hayat bir hicret olarak deil, bir diaspora olarak alglamak hayat zerinde iddet ierikli bir bask kurar. nsan deiken ve emeiyle bir eyler kazanabilen bir varlk olarak grlmeyip kendisine verilmi zellikleriyle tanmlanmaya alld zaman, btn insanlar iin asla ka olmayan bir zindan yaratlm olur. Bugn Orta Douda bir srail devletinin kurulmasnn ne kadar yapay bir ey olduunu herkes grebiliyor. Metnin ierdii dnlen bir tarih telakkisine uygun yaamak uruna sadece btn bir Orta Dou halklarnn deil neredeyse btn dnyann huzurunun nasl bozulduu grlyor. srail bir tarihsel na geri dnme srarnn ak bir sonucudur ve bu sonu halen btn dnyada etkisini srdren

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

98

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

bir dizi huzursuzluun kayna olmaya devam ediyor. Evangelic Hristiyanlarn Katolik veya Ortodoks Hristiyanlarca da paylalan metinlerin aynsndan nasl farkl sonular kardn da eklemek ilgin olacaktr. Evangelikler tarihi bir byk proje olarak grdklerinden btn insanlar bu tarihsel projeye uymaya zorlayan bir siyaseti metne sadakat adna gdyorlar. Oysa dierleri ayn metne sadakat adna byle bir mecburiyet hissetmiyorlar. Dorusu tarihin belli bir zion dorultusunda telakkisi sadece Yahudilere veya Hristiyanlara zg bir durum deildir. Mslmanlar da bekleyen bir tehlikedir bu. Abartlm bir nostalji, yani otantik ve geerli tek tecrbenin gemi bir anda yaanm olduunu dnen bir yaklam bugnn dnyas zerinde bugnn dnyasyla alakasz bir tecrbeyi zorla monte etmenin kanlmaz kld iddeti retebilir. Sre tam olarak byle mi alr dorusu emin deilim. Ama retrospektif bir okumayla gemie isnat edilmi bir modeli gelecekte uygulamak adna sergilenen topik araylar da hicretin yerine diasporay ikame ederek alr. Bu yzden bir tr slami Siyonizmin ortaya kma ihtimali yok deildir. Modernlemenin daha salkl bir okumasndan kanld ve modernlik eletirilerinin sanki yeninde ihya edilmesi gereken ve aslnda slamn zyle alakal olmayan baz geleneklerin ihyas artna baland bir yerde bu Siyonizmden sz edilebilir. Tarihinde tekine de Bir Yer Ayrmak Yine de dinlerin veya siyasi topyalarn tasarlad tarihsel gelecein tasvirlerinin karlatrmas slamn bu konudaki bir zgnln ortaya koymas asndan ilgin bir durum ortaya karyor. Tarih tasavvurlar veya dinsel metinler ile iddet arasndaki ilikiyi irdelerken bu yne mutlaka dikkat ekilmesi gerekiyor. Mslmanlar, slamn peygamberler zincirinin son halkas olan Hz. Muhammede (s) gelen risletin kemale erdirilmi olduu son din olduuna inanrlar. slamdan nce bu zincirin iinde yeri belirtilen Yahudilik, Hristiyanlk, Sabilik Mecusilik gibi dinler hkmen nesh olunmu saylrlar. Bu neshin anlam udur: slam

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

99

Yasin AKTAY

bu dinlerin hepsinin ihtiva ettii vahy kaynakl dorular tasdik eder, ancak bu dorularn hepsini gncelleyerek yenialar iin yeni bir dil ve format iinde insanla sunar. Bu dinlerin peygamberleri slamn da peygamberleridir. Onlar inkr eden slamdan km olur. Mesela Hz. saya hakaret eden Hristiyanla ettii kadar slama da hakaret etmi olur. slam hepsini kapsad ve sylemsel olarak dierlerinden daha geni, dolaysyla bir bakma dierlerini gereksiz brakm olmasna karlk, onlarn mensuplarn zorla slama sokmaya almamtr. Hatta bu dinlerin eninde sonunda yok olacana dair bir tarihsel ufuk bile koymamtr Mslmanlarn nne. Aksine kyamete kadar Mslmanlara yol gsterecek olan Kuran Kerim, bu dinlerle Mslmanlarn ilikilerini dzenlerken onlar da kyamete kadar devam edecekmi gibi ele alyor. Onlarla ilikiler eninde sonunda onlarn yok edilecei bir hedef veya hayale gdmlenmiyor. Aksine onlarla beraber bir dnya tasvir ve tanzim ediliyor. Baka bir deyile Mslmanlarn dnyasnda her zaman dier dinlere de bir yer olmutur. Mslmanlar baka milletlerle karlarken o yzden hibir zaman bir srprizle karlam olduklarn hissetmemilerdir. Bunun yan sra Mslmanlar, Kuranda ad gemeyen dier milletler hakknda da bir merak duymu ve onlarla ilikileri de Kuranda zikredilen bu ereveye kyas ile oturtmaya almlardr. Oysa Batda Bat dnyas yabanc kltrlerle adeta bir srpriz gibi karlamtr. Batl artlarda ekillenmi olan Hristiyan teolojisiyle eitilmi kitleler bu dnyann geleceinde Hz. saya inanp Tanr Krallna giren insanlarn dndaki hi kimse iin bir yer tahsisinde bulunmu deillerdi. nl sosyolog Bryan S. Turnern tespitiyle bu teolojinin etkisi altndaki oryantalizm zellikle 17. yzyldan beri teki kltrlerle karlatka bu yzden derin bir tekilik algs oluturmutu. Bu tekilik algs, aslnda geleneksel toplumda antropolojik tasarmn temelini oluturuyordu. tekilikle ilgili bu smrge deneyimi, Tanrnn hem hayvan

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

100

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

hem insan trnn konumlarn belirledii byk bir varlk zinciri dncesi iin nemli bir sorundu (Turner, 1996). Tanrnn belirlemi olduu Varlk zincirinde farkl olan her ey biraz da sorunluydu. O zamandan bu yana Avrupada yaanan milliyetilik, ok kltrllk, oryantalizm ve smrge deneyimlerinin bu kadar ok sancl ve ok kolay katliamlara, imhalara dnmesinin teolojik zemini bu olsa gerek. mparatorluk ve okkltrllk* Kltrel farkllk, kltrel oulculuk gibi ifade biimleriyle saysz makale, kitap ve yaznn konusu olarak, artk inkar edilmez bir gerek olarak sz edilen ok kltrllk dnyann ne lde yeni bir gerekliidir? Kukusuz, eskiden beri insan toplumlarnn byk bir ounluu, bugn gndeme geli biimiyle bile ok kltrl bir karakter tamtr. Bu anlamda bugn ok kltrllkten bahsetmemizi gerektiren ok zel bir durum yayor saylmayabiliriz. nsan toplumlar toplu gler, savalar ve benzer sebeplerle saysz hareketlilikler yaadklar srece kaynam ve farkl kltrlerin bir arada yaadklar eitli toplumsal kompozisyonlar oluturmulardr. ok kltrclk balamnda kayda deer olan, btn bu toplumlarn bu kltrel farkllama sorunuyla nasl ba etmi olduklardr. Bu konuda genellikle devletlerin nnde iki byk seenek olmutur. Bugn byk bir aayla bahsedildiinde bile bu sorunla ba etmek iin baka bir yol neriliyor deildir: Devletler genellikle ya hkim grup iinde dier farkllklar giderici, asimile edici bir program izlemilerdir veya toplumsal farkllklar bir gerek olarak kabullenip bunlar tanmlardr. kinci tutum genellikle btn imparatorluklarn takip ettii bir yol olmutur. Bal bana bu bile gsterir ki ok kltrcl tanyan bir siyaset ile imparatorluk olmak arasnda her zaman tarihsel bir yaknlk olmutur. Tek kltrc asimilasyon siyasetleri genellikle kltc bir ilev grmtr. Sasan, Bizans, Emev-Abbas, Seluklu ve Osmanl imparatorluklarnn toplumsal farkllklar ka-

Yaznn bu balk altndaki ksm tezkire dergisi, say 35, 2003te yaymlanan Kreselleme ve okkltrllk isimli yazdan alnmtr

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

101

Yasin AKTAY

bullenen bir tutum iinde olmalar, herhangi birinin insan haklaryla ilgili zel bir meziyetinden nce, imparatorluk ufkunun rettii bir tarz olmutur. Farkllklar niha anlamda gideremeyeceinin farknda olan imparatorluklarn gerekiliklerinin bir sonucu olarak sergilenmi olan ok kltrlln, yine de, farkl gruplar arasndaki eit katlml bir ilikisi anlamna gelmediini de vurgulamak gerekiyor. okkltrclk, hemen her imparatorluun iinde hkim ve kurucu unsur olmutur ve bu unsur kltrlerin eit olarak bir toplumsal yap iinde bir arada yaamalarnn nnde bir engel oluturmutur. Bu adan imparatorluklarn ok kltrllk gereiyle ba etme yollarndan nce, ba edemedikleri ok kltrll tanmak zorunda olduklar da sylenebilir. Yine de btn imparatorluklarn btn topraklarda sergiledikleri tutumun da ayn olmadn hatrlatmak gerekiyor. nsanlar hakim bir dine veya bir etnik zellie dntrme araynda olan imparatorluklar olduu gibi, fark zellikleri korumaya alm olan imparatorluklar da olmutur. Hindistan'n baz blgelerinde kast sisteminin korunmas iin toplumsal asimilasyon hi bir ekilde akla gelmeyen bir teknik olmutur (Lapidus, 1988: 437 vd.). Abbas imparatorluunun hkm srd esnada bir yandan slm tebliinin dinsel motivasyonlar dolaysyla insanlarn Mslman olmalarna ynelik bir istein belirledii pratikler varken, bir yandan da cizye gelirlerinin dmesinin yaratt bir kaygyla slm'a girilerin fazla tevik edilmedii dnemler ve blgeler de olmutur. Osmanl imparatorluunun da Anadolu'da ve Kuzey Afrika'daki halklarn Mslmanlatrlmas iin gsterdii itiyak Balkanlar'da fethedip toplumsal sistemini yerletirdii blgelerde zellikle gstermemi olduu biliniyor. Trk yerleiminin Anadolu'da olduu lde Balkanlar'da gereklememi olmas bunun grnr sebeplerinden biri olmusa da, Osmanl imparatorluu Balkanlar'da siyaseten Hristiyanlar himaye etmitir. Buna mukabil Konstantinopol'n fethine kadar rakip Bizans imparatorluuyla zdelemi olan Anadolu'daki kiliseler yklp bastrlmtr. Fetihten sonra Balkanlardaki Ortodoks kilisesi yeniden rgtlenmi, yarglama hakk ve mlkiyetleri itibariyle Hristiyan cemaatleri

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

102

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

korumasna izin verilmitir (Lapidus, 1988: 308). Konuyu Osmanl toplum yapsnn kltrel siyaseti etrafnda daha fazla dolandrmadan, buradan kan ksa sonucu belirtmekte fayda vardr: Bir imparatorluk olarak Osmanl imparatorluu iinde bile hi bir zaman devletin belli bir kltrel trdelik arayndan vazgememi olmas bir yana, Mslmanlatrma ynnde bir asimilasyon siyaseti uygulad yerlerde bile bu, bir tekkltrlleme siyasetiyle ayn zelliklere sahip olarak ilememitir. Osmanl devleti, Mslmanlamalarn gzettii gruplar zerinde bile dinden baka konularda kolay kolay bir tekkltrlletirme yoluna gitmemitir. Bunu ister bir imparatorluk rasyonelliinin bir gerei olarak isterse de din ilkelerin bir gerei olarak yapm olsun, bu siyaset Osmanl toplum yapsnn okkltrl bir niteliinin oturmasnda nemli bir etken olmutur.1 Kald ki Osmanlnn Mslmanlatrma ynnde ileyen kendi misyon tanmlamalar (ilayi kelimetullah) deiik dinlere mensup insanlarn dinsel zgrlklerini inkar eden, onlar yok sayan bir temelde ilememitir. Yine Lapidusun hayretle kaydettii bilgilere gre, Osmanl dneminde Anadolunun Mslmanlamasn salayan ihtida hareketlerinin dinamiklerinin birok imparatorluktaki mukabillerine nazaran ok farkldr. rnein Avrupa tarihinde yzyl ve otuz yl savalar olarak bilinen ve btn Avrupay etkisi altna alan din savalar basite bir trde-

ok kltrllk syleminin Hegelyen anlamda an ykselen ruhu olduu gnmzde, bir eit retrospektif okuma olarak bir Osmanl aklamas olarak anlalabilecek bu deiniye konu bilginin, ykselen ruhun eitliki olduu dnemlerde negatif bir boyut olarak daha fazla vurgulandn sylemek gerekiyor. Genelde slm dnyasna, zelde Osmanl imparatorluuna atfedilen "mozaik toplum" tiplemesi, oryantalist sylem iinde slm toplumlarnn trde ve tek kltrl bir toplum retme konusundaki tarihsel zaaflarna gnderme yapmak zere negatif yklemelerle kullanlmtr. slamn hakim olduu yerlerde farkll gidermemi olmasnn, bu blgelerin uzun yllar bir dizi farkll muhafaza etmeye devam etmesinin slam kltrnn baat ve trdeletirici bir kltr retme konusunda yetersiz kalmasyla aklamaya almak, nasl anlalabilir? Bu yaklamn ok bilimsel bir tez gibi dillendirilebildii bat dnyasnn tarihinde onca katliam, onca soykrm, onca tehciri aklamaya yeer mi bu yaklam? Bu konudaki tartmalarn bir zeti iin bkz. Kurei, Olsun, Hseyin, 1986; Turner, 1978.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

103

Yasin AKTAY

letirme kltrnn kklerini sergilemesi asndan ok ilgintir. Bir ehre veya bir lkeye hkim olan bir mezhebin dier dinlere veya mezheplere hayat hakk tanmakszn uygulad sfiletirme giriimleri tam da bu kklerle ilgilidir. Toplumdaki her trl yabanclk bir ilahi plana gre yrtlmesi gereken ehir hayatnn kutsalln tehdit edicidir. Hristiyan tanr krall dncesinin deiik dnemlerdeki ifadelerinden biri olarak tasavvur edilen tanr ehri Avrupallarn (kelimenin lafzi anlamyla) priten hijyen tecesssn temellendirmitir. Bu kltr altnda bir lkenin din deitirmesi, ou zaman o lkenin sakinlerinin bir dinden bir dine barl sreler eliindeki bir geiini ifade etmez. Aksine bu tr dnmlere topyekn srgnlerin, yer yer soykrmlarn, toplu katliamlarn elik etmesi neredeyse mantksal bir zorunluluk olarak alglanr. O yzden slam tarihinde Mslman olmayan lkelerin fetihlerin ncesinde veya arkasnda aamal olarak ve srekli ilerleyerek Mslmanlamasna bu tr srelerin elik etmi olmasnn beklenmesi bu mant kuran tecrbelerin bir telkini sonucu olmutur. Daha nce Mslman olmayan yerler bu kadar zamanda Mslman olmularsa mutlaka tarih iinde zorlama sonucu Mslmanlatrma hareketleri aranmaldr. Oysa ne Osmanl zamannda ne de Emevi, Abbasi veya Seluklu zamanlarnda kitlesel ihtida hareketlerine bu tr iddet olaylar elik etmi deildir. Avrupa tarih yazclarnn slamn yaylma dalgalarna simgesel olarak yaktrdklar kl, esasen slam zorla kabul ettirmekten ziyade Mslman devletlerin siyasal nfuzlarn yaymak zere kullanlmtr. Onun dnda Mslmanlar ynettikleri lkelerin byk ounluunda ok uzun sre aznlk olarak kalmlardr. Aznlk olduklar halde ynetimi ellerinde bulundurma imtiyaz byk lde farkl kltrler, dinler ve etnik unsurlar arasnda rza retmekteki baarlarndan kaynaklanmtr. Bu rzay retme konusunda Mslmanlardan daha baarl bir milletin kmam olduunu sylemek abart olmaz. Kukusuz rza retimi ile eitlik her zaman birbirlerini zorunlu olarak gerektirmez. ou zaman belli bir siyasi veya kltrel kompozisyona dhil olan bir etnik, dinsel veya kltrel grubun,

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

104

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

aksi taktirde daha kt olabileceini dnd artlara, mevcut artlar altnda dahil olmay daha makul grmesi sonucu salanabilen bir katlm eklinde de gerekleebilir. Marshall Hodgsonun slam toplumlarna yaktrd ilemecilik slamn dlayarak deil iine alarak, temellk ederek, kendisinden bir para klarak yaylan doasna gnderme yapar. Hodgsonun argmanna atfta bulunan ennur zdemir genelde Doulu zelde Mslman habitusun zn oluturan eyin tam da ayrmakszn hereyi ierebildii iin kendisi kalabilmesini salayan bir tr eklektisizm olduunu kaydeder. Buna karlk baty sembolize eden z, dlayc ve paral olduundan, bu dinamik eklemlenme srecinden yara alarak kmak durumunda kalmaktadr (zdemir, 2004: 867). Hodgsonun slam dnyasyla ilgili tasvirlerinde slam medeniyetinin, Mslman olmasalar bile, gayr- mslim unsurlar bile slam medeniyetinin bir paras klan geniliine gl vurgular vardr. Mslman hakimiyeti altnda yaayan gayr- mslimlerin mimariye, edebiyata, sanata, ehirlemeye, teknolojiye yaptklar katklar topyekun slam medeniyetinin genel kompozisyonunu zenginletirici bir katk saylmtr. Aslnda hakim olduklar blgelerin nemli bir ksmnda aznlk durumunda olan Mslmanlarn, bu aznlk konumlarna ramen ok farkl bir kltrel malzemeler ynndan bir medeniyet kompozisyonu retebilme kabiliyeti, mmkn baka kltrlere kar olabilecek en adaletli, en msamahakr bir velayete ehliyetlerini ispatlayan bir durum olmutur. Bugnn dnyasnn ok kltrllk gereiyle uyumlu bir siyasal dzen araynn henz yakalayamad bir velayet ehliyetidir bu. Ne Endls ne Abbasi ne Osmanlnn dnyasnda farkl dinlere veya kltrlere mensup olanlarn baat kltre veya toplumsall entegre edilmesi o insanlarla bir arada yaamann n koulu olarak dnlmemitir. Yahudilerin, rnein, tarih boyunca dinlerini zgrce yaayabildikleri tek ortam Mslmanlarn vesayeti altndaki ortamlar olmutur. Kudsten kovulduktan sonra tarih boyunca her seferinde sadece Mslmanlarn himayesinde girebilmilerdir. stelik bu giri Yahudilerin baka dinlere kar imti-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

105

Yasin AKTAY

yazl klnma artna da bal olmam, aksine dier dinlerin faydalanabildii haklardan faydalanmalar yeterli olmutur. nl Sloven felsefeci Slavoc Zizek 11 Eylln hemen akabinde slama elik eden iddet ierikli imajlarn karsnda ilgin bir yaz yazd. Avrupann dinlerle veya farkl kltrlerle ilgili tarihinin, sicilinin Mslmanlarnkine kyasla ok daha kt olduunu syleyen Zizek, bugn dnyann scak atma durumunda olan bir ok blgesinin eskiden Mslmanlarn hkim veya ynetici olduklar yerlere denk dmesinin yaygn aklama biimlerine itiraz eder. Mevcut aklamalar Osmanlnn uyumlu bir toplum yaratma konusundaki kabiliyetsizliine vurgu yaparken, Zizek, aksine Osmanlnn ok farkl etnisite veya dinleri, bir arada birini dierine krdrmadan veya birini dierine tercih edip yok etmeden, raz ederek, ynetebilme kabiliyetlerine odaklanmann daha doru olacan syler. Osmanlnn deil de baka lkelerin ynetmi olduklar yerde bugn en azndan dini ve etnik temellere dayal kavgalar yok, nk oralar daha nce kim ynetmise btn farklar giderecek ekilde bir trdeletirme yoluna gitmitir (Zizek, 2002). Bu ise Mslmanlarn yapmad bir eydir. Bu da bugn Osmanl veya dier Mslman toplumlarn bakiyesi durumunda olan yerlerdeki farkllklarn, modern, batl, milliyeti deerlerin etkisiyle hatrlanmasn, kefedilmesini ve bir atma gerekesi saylmasn salamaktadr. slam balamnda kk(t)encilik ve metinsel iddet Kktencilik, yani kelimenin bat dillerinde telaffuz edilen lafzi anlamyla fundamentalizm, temelcilik olarak tercme edilmeye daha uygundur. Temelcilik, dncenin, hayatn, eylemin belli temellere, sabitelere bal olarak srdrlmesi gibi bir anlam gerektirir. Sabiteler zellikle insanlarn her eye kukuyla baktklar, hibir deerin vazgeilmez olmad, tabiri caizse anlam dnyasnn irazesinin koptuu her zaman iinde insanlarn zlemini duyduklar bir eydir. Bir sabiteye bal kalmaya zen gstermek, bilhassa hakikatla ilgili tutumun relativist bir baskya maruz kald durumlarda ortaya kan bir tutumdur. Bu konuda insanlarn

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

106

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

tavrlar da her kltrel periyotta kendini tekrarlar. nsanlk bu adan ne relativizmi ne de temelcilii veya kkencilii ilelebet aabilmitir-aabilecektir. Tarihin her dneminde insanlar hakikat anlay itibariyle relativizm ile temelcilik seeneklerinin oluturduu sarkata salnmlardr. Socratesin bilgide doruluk ihtimalinin sofist bir relativizmin saldrs altnda yok sayld bir ortamda bilgi iin vazgeilemeyecek bir temel aray bu adan temelci bir yaklamn ilk ve en nemli rneini temsil ediyor. Socratesin bilgiyle ilgili tutumu kukusuz bir malumatlktan te bir eydi. Socratesin arad temel bir tr yaam tarzyla, bilgiye ve kendilie mistik bir tevazuyla yaklaldnda bulunabilecek bir temeldi. Kendini gerek anlamda bilmek bu temelin ta kendisiydi. Kendini bilmek, aslnda hibir eyi bilmedii noktasdr, ama bu zannedildiinin aksine salam bilgiyi imkansz klan bir mutlak kuku noktas deil, bir kiisel aydnlanma, bir hakikate alma andr ve bunun ne tahsille, ne de malumatfurulukla hibir alakas yoktu. Bir ey bilmediinin idraki bir bilgelik zeminidir ve bu bilgi iin en salam temeldir. Bu temelden yoksun olanlarn dnyann hibir halini veya herhangi bir eyin bilgisini salam bir erevede deerlendirebilmelerinin imkan yoktur. Socrates sofistlerle olan mcadelesinde onlarn bilgiyle kurduklar profesyonel iliki dolaysyla bilgiyi bir tr ruhsuz kodlama sistemi olarak ele alan tavrlar dolaysyla rahatlkla onlara bir bilgisizlik yaktrabiliyordu. Bilgi ile erdem arasnda kurduu iliki ok yanl bir biimde belli bir standart eitimden geen insanlarn erdemsizlikten de orantl olarak uzaklamalarn zorunlu gren bir nermeyle tamamlanyor. Oysa nitelikli hrszlk dnemleri ayn zamanda tahsilli erdemsizliklerin de ar rneklerinin oalp gzmzn ta iine kadar girdii bir dnyay anlatyor. Fundamentalizm zerine bir mevzuyu Socratese urayarak vermek ilk anda garip gelebilir. Ama Socratesi eylem iin salam bir bilgi temeli araynda bir nc saymak gerekiyor. Dorusu onun bu konudaki ncl ile gemi bilgelik geleneinin bu konudaki tutumu arasnda bir devamllk da vardr. Ancak peygamberlerin veya bilge insanlarn sahip olduu salam temellerin

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

107

Yasin AKTAY

btn insanlar iin geerli klnacak, onlarn bire-bir uygulamalarna imkan sunan bir standard yoktur. nk insanlarn bilgiye veya hayata yaklamlarnda bir aynlk yoktur. Farkl insanlar, bilge insanlarn tarif ettikleri temellerin adreslerini farkl yerlerde arayabilirler de, gerekten de ie yarar bir eyleri bulduklarn zannedebilirler. Bilgi iin bir temel aray z itibariyle yanl deildir. Tarihin her dneminde bilgi iin kurulan salam zeminler, aslnda salam bir hayatn ve tecrbenin elik ettii zeminler, zamanla belli bir rutinlemenin sonucunda anmaya, zayflamaya yz tutar. Bu dnemleri zorunlu olarak bir relativizm ve hedonizm takip eder. Sre bundan rahatsz olanlarn trl tepkilerinin de ortaya kmasyla devam eder. Haricilik bu tepkilerden biridir. Tasavvufi hareketler yine bu rutinlemeye kar verilen baka tepkilerdir. Mehdicilik hareketleri birok ynyle benzer zellikler sergilerler. Genellikle toplumdaki btnlk hissinin kaybolmaya yz tuttuu kriz zamanlar, toplumun relativist bir kaytszla maruz kald dnemler salam temel araylar, dnyay toptan yeniden ina etmeyi teklif eden giriimler iin uygun bir ortam salyor. Bu tekliflerin karizmatik bir harekete veya bir lidere sahip olmas eitimli ve yetkin bir nc ve taraftar kitlesine sahip olup olmamas hareketin niteliini belirliyor. Ancak kktenci hareketlerin hepsi her zaman bir dnce hareketi olarak veya bir hakikat aray olarak ortaya kmyor. Hatta ekonomik, siyasal veya toplumsal taleplerin bir ifade biimi olarak ortaya kmas ok daha yaygn bir durumdur. Baz toplumsal kesimlerin honutsuzluklar, sisteme dair muhalefetin dilini kktenci bir reddiye dili iinde ifade etmeye yneltmi olabilir. Hareketin kktenci veya temelci bir iddiaya sahip olmasnn belli bir standard yok. Bu tr durumlarda son derece tasavvufi bir hareket de kktenci bir iddiaya sahip olabilir. Nitekim Batn hareketlerin, ii hareketlerin, murabitun hareketlerinin veya selefi hareketlerin dnem dnem slam tarihi iinde gl bir muhalif tutuma sahip olmalarna sklkla rastlanabilir. Bu hareketlerin hepsi kendi doruluk iddialarndan hibir taviz vermeden mutlak hakikat iddiasyla ortaya kmlardr. Toplumsal

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

108

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

hareketler zellikle hakikat iddiasnda mulak olmay kaldramazlar. Mntesiplerini mutlak bir hakikat iddias etrafnda kenetlemeye davet ederler ve bu hakikat iddiasnn slam tarihi iindeki mezhep cereyanlarnn iinden hangi merebe dayanyor olduu ok nemli deildir. slam mezhepler tarihi veya slam tarihinde selefiler, mutasavvflar ve kelamclar arasnda var olduu sylenen ayrmlarn rnekleri zerinde yaplacak bir inceleme bunlarn hepsinin mutlak bir dili kendi iveleri iinde kurduklarn gsterir. Ama her birinin iddialarndaki reddiyeci sigann temelde siyasi bir temele dayandn da grmek lazm. Hareket iktidarn kurmay baarmsa kendi ortodoksisini de ekillendirmise, biraz daha kuatc olmas gayet normaldir. Ancak btn kuatc iktidar sylemlerinin bile dlayc bir taraflar var olsa da genellikle muhalif sylemleri heretik-sapkn olarak kodlama ansna da sahip olduu iin, iktidar arl da muhalefetin deiik biimlerine bir l olarak ykleme ansna tarihsel olarak daha fazla sahip olur. slam dnyasndaki baz merep veya akmlar teolojik veya teorik dzeyde dierlerine nazaran daha kktenci, fundamentalist diye nitelemek kesinlikle doru deildir. Kktencilik bir sorun olarak grlyorsa, bu sorun her hareketin iinde nksedebilir. Bir ksm iktidar syleminin yaktrmas, bir ksm da muhalefetin kendi tabiatndan kaynaklanan bir durumdur. Kukusuz bazen iktidar yanls bir tr popler otoriterlik eklinde de nksedebilir. Bu durumda iktidarlar da bask altnda tutan bir ey olabilir ve slam dnyasnda dnem dnem bu tecrbeler yaanmtr. artlara gre her trl ideolojinin kktenci versiyonu ortaya kabilir. Baka dncelerle bir diyalog kurup baka dnce veya kltrlerin varlyla kendi varln imkn dhilinde grme tecrbesine veya ufkuna sahip olmayan hareketlerin kktenci olma eilimi normal bir durumdur. Bu durumda kktenciliin bir tr bilgi ve anlay dzeyiyle alakal olduu rahatlkla sylenebilir. Hareketler kendi limlerini rettikleri zaman bu dncenin ne tr karlamalara, ne tr kaynamalara imkn tandna o dnce iinde karar verebilecek yetkinlikte insanlar ortaya kardklar

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

109

Yasin AKTAY

zaman kktencilik olarak alglanan eyde bir azalma meydana gelir. Bu arada muhalefetteyken verili bir sistem iinde olduu gibi kabul grmeye dair bir umut beslemeyenler da kktenci olmaya meylederler. Bu durumlarda kktencilik bir ideolojik eilim deil, siyasete, yani baka tr insanlarla ortak bir alan beraber ina etmeye ynelik bir mitsizlikle beslenen bir tr siyasal kinizmdir, yani siyasetin reddidir. Siyasal yabanclamadr. Genellikle kktencilik olarak iaret edilen ey bu yzden asl sorumlusu belli bir sistemin genileme konusundaki katlndan kaynaklanyor olabilir.
Kaynaka Aktay, Yasin, 1998, Kltrel Sahihlik Sylemleri ve Modernlik, Tezkire, Say: 14-15. Hodgson, M.G.S. (1995) slmn Serveni: Bir Dnya Medeniyetinde Bilin ve Tarih. evirenler. Alp Eker, Mutlu Bozkurt ve dierleri, Cilt I ve II. stanbul: z Yaynclk. Kurei, C., Olson R. ve Hseyin, Asaf (edts), 1986, Oryantalistler ve slmiyatlar, stanbul: nsan Yaynlar. Lapidus, Ira M., 1988, A History of Islamic Societies, Cambridge: Cambridge University Press (Trkesi, slam Toplumlar Tarihi, ev. Yasin Aktay, stanbul; letiim Yaynlar, 2002). zdemir, ennur, 2004, Msiad ve Hak-i Birlikte Anlamak: Snfl bir slm Ekonomi mi?, Modern Trkiyede Siyasi Dnce, slamclk, cilt 6, editr: Yasin Aktay, stanbul: letiim Yaynlar. Turner, Bryan S., 1978, Marx and the End of Orientalism, London: Allen and Unwin. Turner, Bryan S., 1996, Oryantalizm, Postmodernizm ve Din, A. Topuolu ve Yasin Aktay (derleyenler) Postmodernizm ve slam, Kreselleme ve Oryantalizm, Ankara: Vadi Yaynlar Zizek, Slavoc, 2002, Gerein lne Ho Geldiniz, Krlgan Temas, ev. Tuncay Birkan, stanbul: Metis.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

110

Metin, Tarih ve iddetin Kaynaklar

Text, History and the Origins of Violence: The Historical and Sociological Manifestations of Islamic Cultural Pluralism
Citation/: Aktay, Yasin, (2007). Text, History and the Origins of Violence: The Historical and Sociological Manifestations of Islamic Cultural Pluralism, Milel ve Nihal, 4 (3), 91-111. Abstract: One usual approach to the relationship of religion and violence quests for the explanation of how much the religious scripture includes violence. Such approaches try to seek for how much the religious scriptures which establish either their internal order of their own believers or the other and the relationship with that other is tended to produce violence. The texts, however, can not be practiced without the mediation of certain interpretations. Furthermore, neither text as such necessarily requires any violence. The legitimation of any violence on the base of a text is made possible only by the mediation of an interpretation of that text. Then, asking for what kind of conditions make the process of interpretation call for violence is a good way to estimate the truth of the text and violence relationship. The independent impact of the text on interpretations calling for violence or removing it is another question that should be dealt with. In this paper the sociological and hermeneutical conditions of the meeting of a text with an interpretation making violence possible and legitimate are examined. The reader-text relationship in trying to force the world into a form designed within a text is analyzed. The analysis will begin from the cases as the Evangelic interpretation of the Bible and some reproductions of modern utopias within the Muslim World. Keywords: Religious scriptures, violence, interpretation, other, pluralism

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

111

Ludwig Deutsch (1855-1935)in Kuran Okulu (1905) isimli tablosu

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

evket KOTAN *
Atf/: Kotan, evket, (2007). Antropolojik Bir Kategori Olarak Dinin nas, Milel ve Nihal, 4 (3), 113-128. zet: slmn domaya dnmemesinin ve btn tarihlerde hayata cevap verebilmesinin teminat, dinin gayeleri dorultusunda yorumlanarak maslahat gerekletirmesidir. nsan ise tarihsel bir mahiyet olarak her daim bir deiim ve oluum hali ierisinde olduundan ilmi ehliyete ilaveten btn metodolojik hazrlklar da yerine getirdikten sonra, metne her trl ikenceyi uygulayarak nyarglarn metne syletmek yerine, kendini samimiyetle metne ak tutarak anlamac bir aba ierisinde olmaldr. Anahtar Kelimeler: tarih, Kuran, anlama, tarihsellik, pozitivizm.

Batnn etkin kltr oda haline gelmesiyle birlikte, batnn ykseli zamanlarnn egemen sylemi olan pozitivizmin slm dnyasn derinden etkiledii bilinmektedir. Aslnda bu sylemin slm dnyasn etkileme tarihi daha gerilere, slm dnyasnn batnn ykseliini fark ettii zamanlara dayanr. Bu zamanlarda batnn ahsnda pozitivizm, zmnen bilimi, teknolojiyi dolaysyla g ve ykselii temsil ediyordu. Fakat slm dnyasnn malubiyeti sonrasnda kurulan bat yanls ulus devlet sekinlerinin bu sylemden ideolojiler reterek bunu egemen sylem haline getirmele*

Dr., Ankara.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

evket KOTAN

ri ve eitim sistemlerini de buna gre tanzim etmeleri, pozitivist felsefenin etkisini daha da derinlere inme ansna kavuturdu. Bu ise, aslnda toplumsal lekte pozitivist bir zihniyet inas srecine iaret ediyor. Sonularna bakldnda gz ard edilemeyecek bir zihniyet dnmnn gerekletii sylenebilir. Ne var ki pozitivist dnce tarznn slm dnyasnda bu denli maya tutarak bir zihniyetleme sreci olarak devam etmesi sadece bu nedenlerle izah edilmemelidir. Bununla birlikte slm dnyasnn bilgi retme, bilgiyi yenileme gcn yitirerek tkanmasnn ve slamasnn zerinde daha fazla durmak gerekir. nk pozitivist felsefe, yknme atraksiyonlarna ramen tabiat itibariyle s bir felsefe olduundan, bilgi retme ve yenileme refleksini kaybederek slaan malubiyet dnemi slm tefekkr ortamnda beklenenden daha hzl bir ekilde kendine uygun bir yer bulmutur. Bu durumun, modernleme hareketlerinden itibaren slm dnyasnn zihniyet haritas hakknda ipular vermesi bakmndan nemli olduu sylenebilir. Oysa slm dnyasnn yeni egemenleri pozitivizmden hareketle yeni felsefeler ve bilgi retme uslleri ina etmeye, hatta bazlar daha ileri giderek pozitivizmden din tretmeye uraadururken, bat dnyas bu felsefenin yerine geen eletirel felsefeler gelitirmiti. zellikle 19. yzyldan itibaren ne kan tarih tartmalar, Aydnlanmac/pozitivist felsefelerin adeta tanrlatrdklar akl sorgulayarak akln tarihselliine dair ikna edici argmanlar gelitirdi. Bu tartmalarla akln mutlak zneliine olan itimadn zayflamaya balamas, bat felsefesinde bir dnm noktasdr. Uzun sre pozitivist bir zeminde srmekle birlikte ontolojik bir tarih ve tarihsellik perspektifi gelitiren kimi filozoflarn gl pozitivizm eletirileriyle yakasn pozitivizmden byk oranda kurtaran yeni bat felsefesinde akl, akn bir tanrsal g yerine tarihsel bir mahiyet olarak yer ald. Bu ise nesnelci tarih temaylleri yerine ontolojik anlamac temayllerin yerlemesi anlamna geliyor. Hermentik bak zne-nesne ontolojisi yerine bu dalizmi ortadan kaldran ontolojik bir anlama abasn ne karyor.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

114

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

Pozitivist dnme tarzlarnda, akl mutlak zne, varlk ta nesne olarak grldnden, sabit bir mahiyet olarak kodlanan varla dair, metodolojik hazrlklar yapldktan sonra kesin bilginin teekkl iin hibir sorunun kalmayaca vehmedilir. Bu nedenle tarihin anlalmas sorunu ontolojik bir sorun olarak grlmek yerine epistemolojik bir sorun olarak grlr. Varla ve tarihe bu pencereden bakmak, ihtimalleri azaltp anlamn u veya bu olduunu vehmederek bilimsel ihtiyatn ihmalini ve ulalan anlamn nesnelliine dair naif bir iyimserlii dourduundan, neredeyse iki yzyldan fazla bir zamandr pozitivizm bombardmanna tabi tutulan Mslmanlarn da kendi tarihleri ve din metinleriyle byk oranda byle bir iliki gelitirerek srdrdkleri grlmektedir. Bu yzden, en liberal okumalardan en radikal okumalara kadar, esasnda modern-pozitivist zihnin inas olarak hepsi ayn zeminin rn olan btn nesnelci tarih okumalarn bu balamda deerlendirmek gerekiyor. Mslmanlarn mptela olduu bu akl tutulmas, onlara tarihin her daim yeni bir durum ve insann da bir akl varl olmaktan daha ok tarihsel bir mahiyet olduunu unutturmu grnyor. Oysa Arap bilgelii, insan zamannn ocuudur tecrbesini atasz haline getirerek tarih bilincini nesilden nesle aktarr hale getirmiti. Tarih bilincini de byk lde kaybeden modern zamanlarn Mslmanlar, farkl tarihsel-biyografik etkilerle oluan nyarg ve anlama imknlarnn rn olan farkl yorumlarn fkh yerine geirmekte ve bu tasarruflarndan sonsuz bir gven ierisinde olarak ayrla dmektedirler. nk byk lde her trl yorum farklln ayrla neden olarak grmektedirler. Bu nedenle olmal ki ada slm yorumlarnn ortak zellii znel yorumlarn evrensel bir tonda ifade edilmeleri ve bunlarn her birinin slmn tek mmkn doru yorumu olduu vehmiyle adeta peygamber zgveni ile sunulmalardr. Hlbuki Mslmanlar yeniden zgn bir slm medeniyetinin kurulu sreci iin dnsel bir aba gstereceklerse ve Mslmanlarn bu gnk dnyada ada bir misyonu olacaksa yapacaklar belki de en nemli ey dn bir ifadeyle bu kartezyen ikiliyi zmek; bu gnk insanlar saplanm olduklar

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

115

evket KOTAN

bu bataktan karmaktr. (Aktay, 1993) Bunun yerine, slm dnce faaliyetinin tarihsel birikimini gz ard etmeyerek insana ve tarihe ait her eyin olmas gereken yerine konulduu daha insani bir dnce damarn srdrmek olmaldr. Nitekim slm bilim tarihi, Hz. Peygamberden tevars edilerek srdrlen Mslman gelenein ana damarnn bu tabloya uymadn, bu nedenle zaman zaman slm tarihi ierisinde ortaya kan hriclik, zhirlik ve benzeri bu kabilden nesnelci-lafzc temayllerin slm gelenei ierisinde zemin bulamayarak ancak marjinal akmlar olarak var olabildiklerini gstermektedir. Modern a Mslmanlarnn din metinleriyle olan ilikisinin tarihsel Mslman gelenee uymadn, gelenein tarih ierisinde din metinleri anlama abasyla gelitirdii metodolojik disiplinler erevesinde grmek mmkndr. Geleneksel olarak Kuran anlama sz konusu olduunda mahiyetleri ve ilevleri itibariyle Tefsir Usl ve Fkh Usl akla geliyor. Trkede Tefsir Usl olarak ifade edilen ilmi aba her ne kadar Kuranla daha ilgili grnyorsa da, Mslmanlarn Kuran anlama abalar daha ok Fkh Usl etrafndaki tartmalarda kendini gstermektedir. Tefsir Usln, anlamann kendisiyle gerekletirilecei bir metot olmak yerine lim olsun ya da olmasn her hangi bir mminin Kuran okurken ulaaca anlamann shhati asndan yaplmas gereken teknik hazrlk, baka bir ifadeyle bilinmesi zaruri olan teknik bilgiler olarak grmek gerekir. Bu bakmdan Tefsir Usl olarak derlenmi bilgiler daha ok Kuran anlamaya giri mahiyetindeki bilgilerdir. Bir baka ifadeyle Kuran okumayaanlamaya giri mahiyetindeki bu bilgiler, daha ok gnlk hayatnda Mslmanlarn Kuran ile ilikisinde, onlar metni literal adan yanl anlamlandrmadan koruyarak sahih bir anlama ulama gibi ilevsel bir amaca matuf olarak da grlebilir. Bu dil ve tarih arlkl yntemin baka bir amacnn da, Paacnn ifade ettii gibi, Kuran metninin korunmas ve onun znel eilimler tarafndan almasnn nne gemek olduu sylenebilir. (Paac, 2003:90) Yoksa Tefsir Usl bilindiinde Kurann btn anlamlarnn bilinecei, gibi bir gre rastlanmaz. Nitekim Tefsir Usl

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

116

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

ile ilgili eserler genel olarak vahiy, sre, yet gibi temel Kuran kavramlar yannda Kurann vahiy sreci ile tertibi, cemi vs konularda bilgiler ihtiva eden Kuran Tarihi ile Kurann dilsel zellikleri hakknda bilgiler ihtiva eden Kuran limleri eklinde iki blmden oluurlar. Kuran daha derinden anlamann imknlarna dair nemli bir tartmay iermezler. Bu nedenle olmal ki, bu ilme dhil olan konularn daha ilk zamanlardan itibaren Mslmanlarn gndeminde olmakla birlikte asrlar gemesine ramen hi gelimeden standartlam olmasn da byle anlamak gerekiyor. Hlbuki Fkh Usl, Mslmanlarn btn tarihlerde, peygamber dneminin bitmesiyle artk snrl ve sabit olan din ile her daim yeni bir durum olan tarih arasnda irtibat salama ve dini tarihe mdahil klma anlamnda din tarihselletirerek hayata dntrme abalarndaki btn sanclar yanstyor. Mslman fert ve toplumun hayatnda meydana gelen yeni durumlar yorumlamak ve sorunlar zmeye ynelik olarak fkh retmek iin Kuran daha zel bir anlamda anlama gerei grldnden, fkh retmek iin gzetilecek esaslar olarak tedvin edilen Fkh Usl ve bu konudaki tartmalar, dolaysyla Kuran anlamayla daha ilgilidir. Toplumsal pratik zarretler de Hz. Peygamberin vefatnn hemen akabinde ilim sahibi Mslmanlar Kuran ortaya kan yeni olaylar balamnda yeniden anlamlandrmaya, dolaysyla fkh retmeye zorluyordu. Fkh, Paacnn ifadesiyle, anlama srecini tefsirin brakt yerden devam ettirerek, pratik sonular olan hkmler retme noktasna kadar gtrme ilevini stlendii iin derin bir ilm seviyeyi gerektiriyordu. (Paac, 2003:94) Bu bakmdan bu ilmi ameliyeye isim olarak fkh szcnn seilmi olmas tesadf olmamaldr. Zira fkh szc, etimolojik olarak derinlii ifade ediyor, doru anlamann yolu ise derinlemekten gemektedir. Mslmanlarn daha batan itibaren sahih yorumun, ancak Rsihun ve Fukahann yapabilecei bir i olduunun farknda olmalar, onlarn ilme nem atfetmelerine neden olmu ve ilimle itigal eden Mslmanlar ilmi konularda derinlemek iin st dzeyde abalar gstermilerdir. Dorusu bu

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

117

evket KOTAN

iin din mesuliyet boyutu da vard. Zira Kuran, kendi yetlerini muhkem ve mteabih diye iki snfa ayrarak muhkem olanlarn kitabn anas olduunu vurgulam, mteabihlerden aykr anlamlar karanlar knamt. Mslmanlar buradan yorum konusunda uyarldklar anlamn karmlard. Yorum iinin din mesuliyetine iaret eden hadislere ramen o gnn Mslmanlar bu uyar ile toplumsal pratik zarretler arasnda kalnca baz tereddtlere ramen yorum iine ynelmilerdir. Bu durumun, Mslmanlara zellikle Kuran ve Hadisin yorumlanmas iinde bir ciddiyet ve titizlik kazandrd ve mesuliyet altnda brakacak bir ey sylememek iin azami gayret gstermelerine neden olduu sylenebilir. Mslmanlar Hz. Peygamberin vefatndan sonra yeni durumlara yeni zmler ve hkmler retmek iin Kurana bavurduklarnda iki etin sorunla yz yze geldiler. Bunlardan ilki, hkmlerin talil edilip edilmeyecei sorunu, dieri ise eer hkmler talil edilecekse bu iin nasl bir uslle yaplaca ve kimin ya da kimlerin yapabilecei sorunu idi. Hkmlerin bir gayeye binaen inip inmedii, eer bir gayeye binaen inmise bu gayenin ne olduu ve hkmlerin gayelerinin aklla bilinip bilinemeyecei etrafnda dnen talil tartmalar sonunda, hkmlerin bir gayeye binaen inmi olduu, bu nedenle talil edilecei ve bu gayenin de maslahat olduu sonularna varlarak bu sonular slm fkhnn temel prensipleri olmulardr. Talil anlayna gre eri naslar ve hkmler zaten kendileri iin konulmu olduklar maslahatlar ve maksatlarla mualleldir. (Raysni, 2002:138) Nitekim sahabe, tabiun ve etbaut-tabiin mtehitleri ile fiilen itihat eden sonraki mtehitler pratik bir dnceden hareket etmiler, mesalihi dikkate alarak mevcut durum ve artlara gre naslar talil ederek yeni durumlar iin yeni yorumlar gelitirmilerdir. (Dnmez, 2002:85) Tarihsel sre ierisinde slm metinlerinin gayeci bir yorumunun uslleri de peyderpey belirlenerek fkhn usl gelitirilmi, bu anlamda yorum yapacak ve ayn zamanda bu metinlerden pratik sonular olan hkmler karmak iin itihatta bulunacak

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

118

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

fakihlerin tamas gereken vasflar da zaman ierisinde belirlenmitir. Her ne kadar usl kitaplarnda okuduumuz bu ar artlarn tamamnn mtehit olarak kabul edilen her fakihte bulunduunu sylemek zor gibi grnse de, koulan artlardaki zorluk ulemann bu ie ne seviyede bir nem atfettiini gstermektedir. Nitekim hkmlerin talili ve metinlerin lafz anlamlarnn altnda yatan derin anlamlarnn elde edilerek bundan pratik hayatn ihtiyalarna slm bir kanun karmak iin gelitirilen usl zerine yaplan tartmalara ve fkh usl olarak teekkl etmi bulunan bu usldeki inceliklere bakldnda da Mslmanlarn din metinlerin yorumuna nem verdikleri grlmektedir. Fakat buradaki amacmz talil konusunu tartmak ya da mtehitte bulunmas gereken vasflar deerlendirmek veyahut ta fkh usln incelemek olmadndan bu konular zerinde durmayacaz. Bu konular usl zerine yazlm eserlerde detaylca ele alnmtr. Buradaki amacmz slm yorum geleneinin, gnmze ve geleceimize k tutacan dndmz bir iki nemli noktasna temas etmektir. Genel anlamda slm uslcleri, naslarn snrl, hayat olaylarnn ise snrsz olduunu hareket noktas olarak kabul etmilerdir. Her ann yeni bir durum olduuna ve Mslmanca bir hayat iin her yeni duruma yeni bir yorumun gerekli olduuna inanan Mslmanlar Hz. Peygamberden itibaren her olay yorumlamlar ve hakknda nas yok diye hibir olay hkmsz/yorumsuz brakmamlardr (Dnmez, 2002:78). Bu nedenle itihat kapsnn kapanp kapanmadna dair tartmalar ya Mslmanlarn malubiyet dnemlerindeki zel durumlarna ya da itihat kavramnn salt hukuksal gibi zel bir anlamda kullanlmasna balamak gerekir. nk tarihin ortaya kard yeni durumlar slm bir yorumla karlanmadnda hayatn o oranda gayr-i slm olaca, Mslmanlarn hayatnda sekler bir alann oluaca ve gittike bu alann slm alan daralmaya zorlayaca aikrdr. Mslmanlar, yaptklarna baklacak olursa, kltrel stnln ve medeniyet inasnn, hayatn hibir alannn bo braklmadan slm bir gr ve zmle doldurulmas gerektiinin bilincinde grnmek-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

119

evket KOTAN

tedirler. Zira slm bir zm getirilmedii takdirde zmsz braklm hayat slm d insiyatiflere ak braklm olacaktr. Bu nedenle Mslmanlar sadece hakknda nas bulunmayan konularda deil ayn zamanda, hakknda ak hkm bulunan olaylarda da nassn uygulanmas konusunda itihatta bulunmulardr. Bu konuda Hz. merin mehur rneklemeleri hatrlanmaldr. Hakknda nas olsa dahi her olayn kendi zel artlarnda deerlendirildiinin slm teri tarihinde saysz rnei vardr. (atb,4/97) Ulemann, gerek naslarn tatbikinde artlarn olumu olup olmadnn tespiti hususunda, gerekse de hakknda hkm bulunmayan konulara ilikin itihat ederlerken bu itihatlarn tarihsel/beer karakterinin bilincinde olduu aktr. Nitekim slm hukuk klliyatna bakldnda retilen zmlerin neredeyse onda dokuzunun naslarn kapsamna alnamayacak hkmler olduunun mahede edileceini bizzat slm hukukular sylemilerdir. (Dnmez, 2002:77-78) tihat ile her yeni olay ya da tarihsel durum iin slm bir yorum gelitirilerek ve hkmler istinbat edilerek tarihin/hayatn slmletirilmesi bilincine sahip olmalar pasif figranlar yerine Mslmanlar tarihin en nemli aktrleri olmaya aday klar. nk tarihe dair bu bilin tkenmeyen sonsuz bir kaynaa iaret ediyor ki Mslman kalarak sonsuz tarihsel duruma mdahil olmak ancak byle bir kaynakla mmkndr. Sonsuz bir ihtiyaca ancak sonsuz bir kaynak denk decei izahtan varestedir. Buna mukabil naslarn dondurularak her zaman, art ve durumda hibir yorum yaplmadan olduu gibi uygulanma sahasna konulabileceine dair anakronist yaklamlar, aslnda naslarn hibir tarihte uygulanmayacann artlarn oluturur. Zira naslar ayn naslar, buna mukabil her yeni ortaya kan olay yeni bir durumdur. Her yeni duruma slmi bir renk kazandrabilmek, naslarn ehliyet sahibi bilginler tarafndan bu olaylar balamnda mtemadiyen yorumlanarak hayata dntrlmesine baldr. Tarihin deiimci karakterine kout olarak yenilenmesi talep edilen slm bilginin retimi kukusuz nem arz eden bir ameliyedir. Bu nazik iin Mslman gelenekte mtehit olarak isimlen-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

120

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

dirilen sekin bilginler tarafndan retilmesi uygun grlmtr. Bu ii yapacak bilginlerin mtehit olarak isimlendirilmi olmas iin ehemmiyetine delalet ediyor. Zira tihat, szck olarak elinden geldiince kesintisiz bir gayret halinde olmak, btn imknlar tketene kadar abalamak gibi anlamlara geliyor. (atb,4/87) Bu anlam ise hem bilgisini artrmak iin st dzey bir gayrete, hem de tarihe kout olarak bilgi retme faaliyetinin kesintisizliine iaret ediyor. Bu nedenle biraz nce deindiimiz gibi derin ilim sahibi lim manasna gelen bir fakihin mtehit olarak kabul edilmesi iin doutan gelen ve sonradan kazanlan ar artlar belirlenmitir. Ne var ki yksek bir ilmi seviyeyi ifade eden bu artlar dahi Mslman uslcleri tatmin etmemi olacak ki din ile tarihin irtibatn salayarak din tarihselletirmek, yani tarihe mdahil klmak iin yorum gelitirecek ve yeni durumlar iin naslardan hkm istinbat edecek olan mtehitte daha st dzey bir nitelik aramlardr. Gazalinin ayn zamanda kendi kiisel tecrbesi olarak anlatt ve gvenilir bilgiye ulaabilme balamnda zerinde nemle durduu bu st bilin (Gazal, 103-112) mam atb tarafndan meleke kavram ile ifade edilmitir. atb bu nitelii yle ifade eder: nsan belli bir seviyeye geldii zaman eri btn mesail ve konular ile ilgili olarak ari Tealann onda gzettii maksatlar kavrayabilir. Bylece onda bir meleke meydana gelmi olur ve bu meleke, onu Allahn kendisine gsterdii dorultuda dinn retilmesi, fetva verme ve hkm karma konusunda Nebinin (a.s) halifesi olmaya elverili klan sebep olur. (atb, 4/105) Aslnda bu st dzey nitelik dncesi genel olarak uslclerde vardr. Zira onlar, gelitirilen yorum tekniklerine ve itihat yapabilmenin artlarna ramen ulalan sonucun yine de tatminkr olmayabileceini grm olmallar. Nitekim tefsirci ve uslc Celalettin Suyt de mfessirde bulunmas gereken vasflar sayarken son olarak ilm-i mevhibe diye bir nitelikten sz etmektedir. Onun aklamasna gre ilm-i mevhibe, Kuran ile st dzey zel bir iliki neticesinde elde edilen bir niteliktir. Suyutinin izahlarndan anlald kadaryla bu nitelik, kendini iyi niyetle Kurana ak tutarak onunla daimi hemhal olma neticesinde kazanlan, Allahn

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

121

evket KOTAN

nasip ettii bir anlay kabiliyetidir. (Suyti, 2/465) Bu nedenle mtehit ve mft kategorileri uslcler iin o kadar zel kategoriler ki atb, mftinin aslnda ari makamnda olduunu ifade ederek itihat ehliyetinin zel yerine iaret etmitir. (atb, 4/247) Bilgi ile donanm her hangi bir kimsenin Kurann derin anlamlarna ulaamayacan, itihatta bulunmak, hkm istinbat etmek iin ilmi donanm ile birlikte ilm-i mevhibe, meleke, marifet gibi vasflar gerekli grm olmalar, usl bilginlerinin ahsnda Mslmanlarn, anlamay basite bir zne-nesne dalizmi balamnda deerlendirmediklerini, nesneyi ayn anda zne olarak grdklerini gsteriyor. lk bakta uslclerin bu yaklam mistik bir yaklam gibi grnse de, yakndan bakldnda bunun kaynann, Kuran ve Snnete dayanan bir eit st bilinci ifade ettii grlmektedir. Nitekim Allah her kimi hidyete erdirmek isterse slma gsn aar, gnlne genilik verir, eklindeki Enam sresinin 125. yetinde geen gsn amak ifadesinin ne anlama geldii Hz. Peygambere soru sorulduunda O bu ifadeyi, Bir nurdur ki Allah onu mminin kalbine atar o da onunla genilik, ferahlk hisseder alr, eklinde aklamtr. Sahabenin Ya Resulallah, onun tannacak bir iareti var mdr, sorusuna ise, Evet, ebedi olan ahiret yurduna meyletme ve ynelme, aldatc u dnyadan yz evirme ve lme gelmesinden nce hazrlanmaktr, (Elmall, 3/450) aklamasn yaparak byle st bir bilincin zetle takva ile oluacan buyurmutur. Dorusu zhirn gerisinde yatan derin anlamn Gazalinin ifadesi ile kefedilmesinin olacaksa ancak st bir bilinle mmkn olacan sylemeyi mistik bir aklama olarak grmek yerine hermentik bir neri olarak grmek daha doru bir yaklam olur. Bir bilgelik olarak ta anlalabilecek olan anlamaya dair bu hermentik, hatta hermentik tesi neri insann insanilik boyutuna, dier bir yn ile de insann ve anlamann tarihsel boyutuna ilikindir. Nitekim Gazali gibi hayatnn nemli bir kesitinde felsefe ile uraarak, kendi ifadesi ile krk yl felsefe okuyarak felsefi konularda derin bir vukfiyet kazandktan sonra bat felsefesindeki zafiyeti eletiren Seyyid Kutup ta Kuran anlamak iin byle

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

122

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

hermentik bir neri yapar. O pozitivizmi ters yz ederek Kurana bir zne olarak yaklaanlara Kurann kendi srlarn amayacan syler. O bununla, Kurann kendi srlarn, bir baka ifadeyle anlamlarn, kendisini metnin ifrelerini zerek anlam ortaya karacak bir zne, Kuran ise ifreleri zldnde deifre olarak anlamlar tkenen pasif bir nesne gibi varsayarak yaklaanlara amayacan sylemi oluyor. zne nesne dalizmini ortadan kaldran ontolojik bir anlama imknn Kurann Glgesinde Yaamak ifadesi ile dile getiren Seyyid Kutup, Kurann kendi srlarn ancak kendi glgesinde yaayanlara aacan sylyor. Kuranla daimi bir diyalog, kendini metne ak tutmak ve metnin buyruklarna teslim olarak onlar yaamak eklinde anlalacak olan bu teklif, hem metnin nesne olduu kadar ayn zamanda zne olduunu hem de lafzn arkasna sarkarak lafzi anlamlarn arkasndaki srr anlayabilmenin, Kuran ile klan daimi yolculukta onunla hemhal olma sonucu kazanlacak bilgelikle mmkn hale geleceini ieriyor. Meseleye bu bilinle yaklat anlalan atb, daha nceki uslclerin koymu bulunduklar artlar yeterli grmeyerek, zet olarak, bir limin mtehit saylabilmesi iin kendisinde; 1- eri maksatlar kavram olmak, 2- Bu anlay zerine bina edecei hkm istinbatna kudretli olmak gibi iki vasfn bulunmas gerektiini syler. mam Karaf ise, makasd bilmeyi sadece mtehit iin deil, mukallit bir fakih iin bile art komutur. (Raysn, 2002:132) atb st dzey bir konumu ifade eden bu iki vasfn bulunmas gerektiini art kotuktan sonra yine de ilmin byle bir limde cibill bir vasf, yani bir melekeye dnm olmasnn zerinde durur ve ancak bu mertebeye sahip olan limlerin itihat yapabileceklerini syler. (atb, 4/233) Bir fakihin mtehit saylabilmesinin artlarn bu ekilde ortaya koyan atb, itihatta bulunurken kaynan tespiti ve bu kaynaktan hkm istinbatnn nasl gerekletirileceinin de zerinde durur. Fkh Uslne, yani naslar anlama ve onlardan her tarihte hayata dair slmi bir bak elde etmenin uslne dair yazd El-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

123

evket KOTAN

Muvafakat isimli eserinde itihat konusuna ayrd blmde konuyu detaylca ele alan atbnin bu konudaki grlerinin, hkm istinbatnn kayna konusundaki grleriyle uyumlu olduklar grlmektedir. atbde itihat yapmak iin hkmn kayna, tek tek deliller yerine makasd- eria olarak belirlenen maslahattr. atb cesaretle shhat derecesi ne olursa olsun, tek bana delillerden yola karak itihat yaplamayacan; nk eri delillerin teker teker ele alndklarnda katilik ifade etmediklerini syler. O bu grn yle savunur: Zira eer bunlar haber-i vahid trnden iseler, bunlarn katilik ifade etmedikleri aktr. Eer mtevatir haberler iseler bunlarn katilik ifade etmeleri de, tamam ya da byk ounluu zann olan mukaddimelere baldr. Zann olan bir eyin de zann olmas gerekir. nk mtevatir haberlerin katilik ifade etmesi, kullanlan kelimelerin manalar ve nahv grlerin nakline, mtereklik ve mecaz, eri ve rf nakil, zmar ve umumun tahsisi, mutlakn takyidi, neshedici delil, takdim ve tehir, akla aykrlk gibi hususlarn bulunmadna dair kesin bilginin bulunmasna baldr. Btn bu ihtimallerle birlikte, onun katilik ifade etmesi imknszdr. (atb, 1/29) Tek balarna zannlik ifade eden delillerin toplamndan istikra (tmevarm) yoluyla elde edilen bilginin ancak katilik ifade edeceini ifade eden atb, bu grn yle rneklendirir: te bu yolladr ki, namaz, zekat vb. gibi slmn be esasnn farziyeti (vcubu) sabit olmutur. Eer byle deil de, mesela bir kimse, namazn vcbunu namaz klnz yeti ya da baka bir delille ortaya koymaya kalksayd, mcerred bu yetle yapt istidlali bir ok adan su gtrebilirdi. Ancak onu etrafnda bulunan dier hric delillerin ve bunlarn zerine terettp edilen hkmlerin okluundan ortaya kan ve namazn gereklilii hususunda birleen netice, namazn farziyetinin dinden olduunu zorunlu olarak ortaya koymaktadr<(atb, 1/30) Bu konuyu baka bir rnekle de yle aklamaktadr: mmet, hatta sair milletler, eriatn u zaruri be esasn korunmas iin konulmu olduunda ittifak etmilerdir. Bunlar: Din, nefis (can gvenlii), nesil, mal ve akldr. Btn mmete gre bunlar, dinden olduu zorunlu olarak bilinen

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

124

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

eylerdendir. Halbuki, bunlar ne belli bir delil ile sabit olmulardr; ne de sadece ona dnk olacaklar bir esasa dayanmaktadrlar. Aksine, bunlarn eriata olan uygunluu, belli bir konuya ait olmayan ve saysz denilecek kadar okluktaki delillerin istikrasndan elde edilmitir. (atb, 1/31) Bu rnekler, atbnin itihat iin hkmn kaynann maslahat olduunu, istinbat edilecek hkmn tek tek deliller yerine delillerin toplamndan istikra yoluyla elde edilmesi gerektiini aka ortaya koymaktadr. Ayrca O, bu ii ilmi ehliyeti yannda samimi abalar sonucunda Allahn kendisine bir meleke kazandrd fakihlerin yapmas gerektiini sylemektedir. Usulclerin, zelliklede slm usul bilginlerinin son devirlerdeki en nemli halkasn tekil eden mam atbnin ifade ettii gibi, eriatn gayesinin maslahat (insanln dnya ve ahiret selameti), maslahatn da din, can, nesil, mal ve akln emniyetini temin etmek olduu konusunda mmetin icmas hasl olmutur. Maslahatn, istikra yoluyla elde edilmesi ve zerinde icma hasl olmas itibariyle temel olarak alnmas ve hkmlerin kayna olarak bilinmesinin bir usul kural olarak konulmu olmas ulemann neredeyse zerinde ittifak ettii bir konudur. Zira dinin maksatlar anlamndaki makasd- eriadan hareketle dini anlamak ve naslar anlamlandrmak, Haricilik, zahirilik benzeri lafzc yaklamlardaki iddialarn aksine genel anlamda dini yanl anlamlandrmak, zelde ise lafz amaya yol amak yerine bunlarn korunmasnn daha emin bir yoludur. Lafzc yaklam, ironik biimde lafzn Hz. Peygamber dnemindeki anlamn korumaya alrken aslnda kendi tarihsellii ierisinde arzu ettii bu gne ait bir anlam lafza giydirerek beeriletirir ve dondurur. Anlamac yaklam yerine ar lafzclk, her duruma mutlaka ona cevap veren bir lafz olmas gerektiini varsaydndan usulclerin batl kyas dedikleri anakronizme bavurmak zorunda kalarak aksini temel iddia olarak ele almasna ramen lafz aar. Bu tutum, Hz. Ali ile tartmaya giren Haricilerde olduu gibi tkand noktada insan lafzn boynunu bkerek iin iinden kmaya zorlar. Aslnda insan her hangi bir tarihte hayatn zaruri gerekleri ile kendi domatik yarglar

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

125

evket KOTAN

arasnda kald durumlarda byle davranmak zorunda kalr. Buna mukabil dinin gayelerinden hareketle naslar anlamak ve anlamlandrmak, dinin itikadi ve ameli konulardaki ak kurallarna, Hz. Peygamberin gsterdii ekilde zerinde icma hasl olmu hkm ve prensiplerine aykr sonularn nne gemeyi salar. Ne var ki salt btn metodolojik kurallara uyulduunda dahi anlamn mutlak manada elde edileceinin teminat yine de yoktur. Mtehitte bulunmas gereken vasflar sz konusu edilirken getii gibi mtehitin, speklatif bir boyutu olmakla birlikte ilmi seviyesine ramen bir tr empati anlamnda bilginin tesinde bir st bilince, bir bilgelie ulamas gerekir. Bu ayn zamanda btn Kuran okuyucularna da bir tembih olarak alnabilir. nk Kuran anlama, insann ierisinde bulunduu duygusal ve tarihsel duruma gre, Allaha yaknlamasna gre, takvasna paralel olarak azalan ve oalan, glenen ve zayflayan bir sre olarak iler. Gerekte anlama, hasat edilince artk arkas olmayan, tkenen sabit bir meta deil, sonu ancak lmle noktalanan bir sretir. Uslclerin Kurann anlamlarna ulamak iin klan yola dair nerileri her ne kadar bir yntem gibi grnyorsa da, bu nerileri bir yntemden te dikkat edilmesi gereken noktalar ve taknlmas gereken bir edep olarak grmek daha doru olur. Bu edebi zetlemek gerekirse, her eyden nce Mslmanlarn Hz. Peygamberden tevars ederek srdrdkleri ve zaman ierisinde gelitirdikleri, Kuran okuma ve anlamann adabn, usln iyice inceleyerek anlamalar, sonra da bu snnete uygun ekilde slmn temel metinlerine yaklamalar ve bu snneti takip ederek bu metinleri anlamalar gerekir. Bu, edepli bir tutum olmann yan sra, btn zamanlarda hayatn slmiletirilmesinin de yegne yoludur. slmn domaya dnmemesinin ve btn tarihlerde hayata cevap verebilmesinin teminat, dinin gayeleri dorultusunda yorumlanarak maslahat gerekletirmesidir. nsan ise tarihsel bir mahiyet olarak her daim bir deiim ve oluum hali ierisinde olduundan ilmi ehliyete ilaveten btn metodolojik hazrlklar da yerine getirdikten sonra, metne her trl ikenceyi uygulayarak

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

126

Tarih Labirentinde Sahih Dini Bilginin mkn

nyarglarn metne syletmek yerine, kendini samimiyetle metne ak tutarak anlamac bir aba ierisinde olmaldr. Allahn ona ayetlerini daha iyi anlamasn salayacak bir meleke nasip etmesi de ancak byle bir tutumla gerekleebilir. nsann tarihle maluliyetini, tarihe tutuklu olmasn da hesaba katan bu yaklam, tarih hapishanesinden zgrle yolculuun, tarih bilinciyle mmkn olacan ima eder. nk insann bilme vastas olan yetileri, ayn zamanda yaad tarihin labirentlerine insan hapseden vastalar olarak ilev grmektedirler. Tarihe dair bilinsizlik, baka bir ifadeyle insann kendisini tarihsel bir mahiyet, bir tarih varl olduunun farknda olmamas, btn alemi hapishaneden ibaret zannederek zgrle dair bir sorunun farknda olmamas gibi bir metaforla ifade edilebilir. Bu nedenle gnmzde ska rastland gibi yeterli ilmi donanma sahip olmadklar, usle ve anlamaya dair hayati tartmalar yeteri kadar yapmadklar halde her konuda kimi Mslmanlarn kolayca Kurann btn srlarna, deruni anlamlarna vakf olmu gibi kesin konumalar, hatta daha ileri giderek itihatta bulunmalar ve fetva vermeleri, sadece onlarn gemi Mslmanlardan tevars ettikleri kendi ilmi geleneklerinden ve tarih bilincinden ne kadar uzak olduklarn ve pozitivizm ile ne kadar malul olduklarn gstermektedir. slm bilginlerinin anlamaya dair yaklamlarn, hi olmasa iin ciddiyetine dair bir uyar olarak almak gerekir.

Kaynaka
Aktay, Yasin, 1993, Anlama, Vahiy ve Tarih, Tezkire, 5, Ankara. Elmall Hamdi Yazr, Hak Dini Kuran Dili, elik-ra yaynlar, stanbul (t.y.). Dnmez, 2002:, brahim Kafi, 2002, slm Hukukunda Mtehidin Naslar Karsndaki Durumu le Modern Hukuklarda Hakimin Kanun Karsndaki Durumu Arasnda Bir Mukayese, Makasd ve tihad, (Derleyen Ahmet Yaman) Konya. Gazal, mam, el-Munkizu Mined- Dalal, (ev, Salih Uan) stanbul, 1990 Kutup, Seyyid, Fi Zlalil-Kuran, (ev. M. Emin Sara, .Hakk engler, Bekir Karla ) stanbul, 1979.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

127

evket KOTAN Paac, Mehmet, 2003, ada Dnemde Kurana Ve Tefsire Ne Oldu?, slmiyt, Ankara. Raysn, Ahmet, 2002, Makasd ve tihad atb Merkezli Bir Bak, Makasd ve tihad, (Derleyen, Ahmet Yaman) Konya. atb, Ebu shak, El Muvafakat, (ev, Mehmet Erdoan) stanbul, 1993. Suyt, Celald-Din Abdur-Rahman, El tkan Fi Ulmil-Kuran, (ev, Sakp Yldz, Hseyin Avni elik) stanbul, 1987.

Possibility of Authentic Religious Knowledge in the Labyrinth of History


Citation/: Kotan, evket, (2007). Possibility of Authentic Religious Knowledge in the Labyrinth of History, Milel ve Nihal, 4 (3), 113-128. Abstract: When Islam is understood and applied according to its basic purposes (maqasid), it cannot transform into a dogma and hence can offer timely proper solutions to ever-changing historical conditions. Within this context, human being should be aware of his/her historical nature and keep himself/herself open to Quranic meaning in the mode of sincerity after he/she gains required pre-knowledge and makes all types of methodological preparations toward the revelation of Quranic sense. For this purpose, he/she should avoid reading his prejudgments in the Quran in terms of violent interpretation. Keywords: history, Quran, understanding, historicity, positivism.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

128

Siyer Yazcl zerine

Mehmet ZDEMR*

Atf/: zdemir, Mehmet, (2007). Siyer Yazcl zerine, Milel ve Nihal, 4 (3), 129-162. zet: Tarihi deitiren byk ahsiyetlerin banda gelen Hz. Peygamberin, hayatn konu edinen siyer ve meaz ilmi, hicr birinci yzyln ortalarndan itibaren, birlikte yrd hadis ilminden ayrlarak, kendine has bir gzerghta seyretmeye balad bilinmektedir. Bu seyir esnasnda zaman zaman hadis ilminin tenkiti yapsndan uzaklaan siyer ve meaziye apokrif malzemenin kart gzlenmektedir. Bunda tarihe yn veren byk ahsiyetlerin hayat etrafnda, tarihi gerekleri yanstan haberlerle birlikte menkbev ve mitolojik anlatmlarn olutuu gerei etkili olmutur. Yarnlarmz kurarken en ok ihtiya duyduumuz malzemenin banda gelen Hz. Peygamberin hayatnn, sz konusu unsurlardan arndrlmas gerektii izahtan vareste bir konudur. Anahtar Kelimeler: siyer, meazi, slam tarihi, apokrif materyal.

Hz. Peygamberin hayatna dair eserlerin, siyer yahut siyer ve meaz bal altnda tasnif edildikleri bilinmektedir. Siyer szlkte yol, adet, davran, yaant anlamlarndaki Arapa sre kelimesinin oulu olup, stlahta Hz. Muhammedin hayatn inceleyen, nakleden ve kendine has metotlar olan bilim daln ifade etmek
*

Prof. Dr., Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi slam Tarihi Anabilim Dal.

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Mehmet ZDEMR

zere kullanlmaktadr. Siyer kelimesi stlahi anlamnda ilk kez Hz. Peygamberin hayat hikyesi iin kullanlm olup, bu alanda eser veren melliflere ashabus-siyer denmitir. Keza ayn bilim daln ifade etmek zere kullanlan bir baka kelime de sava, sava menkbesi anlamndaki mez kelimesinin oulu olan meazdir. Meaz, balangta yalnzca Hz. Peygamberin Medine dnemindeki askeri faaliyetleri ve zellikle de gazveleri iin kullanlan bir kelime olmaldr. Ancak zamanla kelimenin anlam genilemi ve siyer kelimesiyle e anlaml hale gelerek, Hz. Peygamberin biyografisi, yani hayatnn tamam iin de kullanlr olmutur. Hz. Peygamberin hayatnn deiik ynleriyle alakal bilgilerin toplanmas, sahabe dneminde bu maksada hizmet eden baz sahifelerin varl bilinmekle beraber, esas itibariyle tabin dnemiyle birlikte hz ve kesafet kazanmaya balamtr. Bunda bir taraftan Kuranda Hz. Peygamberin Mslmanlara rnek gsterilmesi ve ona uymaya arlmas, dier taraftan ise Peygamberi grememi tabin kuandaki onu tanma evk ve arzusu etkili olmutur. Bylece bir zamanlar Hz. Peygamberin gerek hayatnn bir blmne tanklk etmi olan Medine ehri, onun vefatnn ardndan bu zellii nedeniyle Hz. Peygamberin szlerini ve snnetini, daha genel manada hayatn renme gayretlerinin merkezi haline gelmitir. Bu almalar, birbirinden tamamen kopuk olmamakla beraber zamanla iki ana istikamette yol almaya balamtr: 1- Hadis Edebiyatnn teekkl, 2- Siyer-Meazi literatrnn teekkl. Balangta, Siyer-Meaz ile Hadis birbirinden ayrlm deildi. Ancak hicr birinci yzyl ortalarndan itibaren Siyer-Meaz almalar, kendine has bir gzergahta seyretmeye balad. Fkh, tefsir, kelam, hadis alanlarndan farkl olarak siyer yazcl alanndaki almalar corafi, mezheb yahut metodik kriterler asndan ekollere ayrarak ele almak mmkn gzkmemektedir. Bu nedenle daha makul bir ayrm, kronolojik olarak bu alandaki almalarn ortaya k ve geliimini takip etmek olabilir. Bu a-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

130

Siyer Yazcl zerine

dan bakldnda hicri birinci yzyln ikinci yarsndan itibaren kaleme alnan sahifeleri ve risaleleri, siyer yazclndaki mstakil gelimenin ilk ciddi gstergeleri olarak deerlendirmek mmkndr. Urve b. ez-Zbeyr (. 94/713), urahbil b. Sad (. 123/740), sm b. mer b. Katde (. 120/737) ve Abdullah b. Eb Bekr b. Hazm bu srete meazi alannda temayz eden isimlerdir. Vakd, Urveyi meazi tasnif eden ilk kii olarak tavsif eder. Ancak Urvenin mstakil bir meazi eseri yerine meaziye dair baz haberleri risaleler halinde kaleme aldn sylemek daha doru olur. Bu risaleler, bir nesil sonraki siyer melliflerinin en nemli kaynaklar arasnda yer almlardr. Horovitz, Urvenin isnad bildiini ve yaygn olmamakla beraber haberlerinde isnada yer verdiini belirtir. Nakilleri arasnda az da olsa delil, hasis, emil haberlerine, srailiyat nevinden baz rivayetlere; eytan, cin ve meleklerin hadiselere aktif ekilde katldklarn gsteren sonraki kaynaklardaki pek ok rivayetin ilk nvelerine rastlanmaktadr. urahbil b. Sadn meaziye dair yazdklar, esas itibariyle babasnn toplad rivayetlerden olumaktayd. Hayatnn sonlarna doru hafza kaybna uramas, rivayetlerine olan gveni zedelemitir. Babas sahabeden olan sm b. mer b. Katde, siyer ve meaziyle ilgilenen tbiiler arasnda zikredilmektedir. Onun risalelerinden paralar bn shak, Vakd, bn Sad ve Taber tarafndan yaplan nakillerle gnmze kadar ulamtr. Abdullah b. Eb Bekr b. Hazm, Hazrec kabilesinin Neccar oullar kolundan olup, Zehebi tarafndan meazi sahibi olarak nitelenmitir. Hz. Peygambere gelen heyetler ve Hz. Peygamberin vefat konularnda ondan rivayetler mevcuttur. Dedesi Amr, Hz. Peygamberin kendisine gnderdii mektuplar toplamt. Abdullah bu mektuplar rivayet etmekle siyer yazclna nemli katkda bulunmutur. sm ve Abdullah Medineli olduklarndan rivayetlerinde Medine dnemindeki gelimeler ne kar. Risaleler merhalesinin ardndan gerek bu risaleleri ve sahifeleri gerekse baka kaynaklar kullanmak suretiyle mstakil ve daha kapsaml siyer-meazi eserleri yazan mellifler ortaya kmtr. Zhr (. 124/741) bunlarn ilkidir. Keza Musa b. Ukbe (. 141/758), bn shak (. 151/768), Mamer b. Rid (. 153/770), Eb Maer es-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

131

Mehmet ZDEMR

Sind (. 170/787), Vakd (. 207/768) ve bn Sad (. 230/845) da bu balamda zikredilmesi gereken isimlerdir. Siyer yazcl Zhr ile yeni bir dneme girmitir. O, kendisinden nce kaleme alnm risaleleri ve nakilleri toplayarak, talebelerine, kolayca ulaabilecekleri bir literatr hazrlamtr. Bunda kendi yetkinlii kadar dnemindeki Emevi idaresinin de teviklerinin etkisi olmutur. Zhrnin siyer malzemesini toplamakla birlikte bablara gre tasnif ettiini sylemek zordur. Mlik, Zhrnin ldnde kitap brakmadn ifade etmektedir. Ancak bu ifadeyi, herhalde tasnif edilmi bir kitap brakmad eklinde anlamak daha makul olur. Zhr haberlerinde isnada yer vermitir; mamafih rivayetlerinde irsal ve tedlis yapmakla da itham edilmitir. te taraftan isnad kullanrken telfik yapan ilk melliftir. Onun rivayetlerinin siyer yazcl asndan en nemli yanlarndan biri, en erken haberler cmlesinden olmalar cihetiyle bize siyer konularnda muahhar rivayetlerdeki bilgi ve eilim farkllklarn tespit etme imkan veriyor olmalardr. Mesela muahhar rivayetlerde Hz. Peygamberin Ben Nadirin suikast giriiminden vahiy yoluyla haberdar olduu belirtilmektedir. Oysa Zhrdeki rivayet, Nasiha adl bir Yahudi kadnn suikasti haber verdiini ifade etmektedir (Siyer yazclnn ortaya k hakknda geni bilgi iin bkz. aban z, lk Siyer Kaynaklar ve Mellifleri, Ankara niv. Sosyal Bilimler Enstits, Ankara 2006). Zhrnin rivayetlerinde Hz. Peygamberin hayat sade, gereki ve abartmalardan uzak bir slup ierisinde takdim edilmekte, daha da nemlisi, onun peygamberlik ve beerlik vasflaryla ilgili olarak Kuranda ortaya konan ve esas itibariyle onun Allahtan vahiy alan ve fakat bunun dnda normal insan zellikleri ve davranlar sergileyen bir varlk olduunu vurgulayan perspektife aykr unsurlara yer verilmedii dikkat ekmektedir. Bununla beraber, Hz. Muhammedin peygamber olarak grevlendirileceinin nceden bilindiini ifade eden delilun-nbvve trnden baz kaytlara (Heraklius ve Baznn ryalar, baz kehanetler) az da olsa rastlanmaktadr. Yine de bu bilgiler, hicri birinci

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

132

Siyer Yazcl zerine

yzyln sonlar ile ikinci yzyln balarnda, en azndan Zhr balamnda Hz. Peygamberi anlama noktasnda Kuran perspektiften kopu olarak yorumlanabilecek bir sonucun henz ortaya kmadn gstermektedir. Hicr ikinci yzyln ilk yarsnda siyer alannda asl sivrilen ve kalc etkiler brakan kii, bn shak (. 151/761) olmutur. Zhrnin de rencilerinden olan bn shak, dnya tarihini Peygamberler Tarihi olarak alglam, Siyeri de bu tarihin son halkas olarak gren bir anlaya sahip olarak, iki blmden mteekkil bir siyer eseri telif etmitir. El-Mbtede vel-Mebas vel-Meazi isimli eserinin birinci blmnde Hz. Ademden Hz. Peygambere kadar bilinen peygamberlerin hayatn; ikinci blmde ise Hz. Peygamberin nesebi, vahiy ncesi hayat, peygamber olarak gnderilii, Mekke dnemindeki nemli baz olaylar, Medine dneminde vuk bulan gazve ve seriyyeler ve son olarak Hz. Peygamberin vefatna dair rivayetleri toplamtr. bn shak bu eserinde, hocas Zhr ve Urve gibi yalnzca Medinedeki hadisilerin meaziye dair rivayetlerine deil, Eyyamularab edebiyatnn devam niteliinde olup tarihi gereklii son derece pheli kssalara, zellikle peygamberler tarihi ksmnda srailiyyat tr bilgilere, ayrca konular cazip klmak iin doru yanl pek ok iire yer vermekteydi. Mekke dnemi olaylarn anlatrken bile balk olarak sk sk kulland kssa kelimesi, Cahiliye dnemine ait kssa geleneinin ne denli etkisi altnda kaldnn bir gstergesidir. Bu gelenein etkisi yer yer Medine dnemi olaylarn anlatrken de varln hissettirmektedir. srailiyyat ve kssa geleneinin etkisi, ayrca pek ok aslsz iirin varl nedeniyle bn shakn eseri Medinedeki hadisilerin tenkitlerine maruz kald. Bu tenkitleri dikkate alan bn Hiam (. 218/813), bn shakn eseri zerinde nemli baz tasarruflarda bulundu. Bu balamda peygamberler tarihi ksmndaki srailiyyat tr haberleri, Kuranda yer almayan ve Hz. Peygamberle ilgisi olmayan konular, edebe muayir ifadeleri, ayrca tannm airlere ait olma-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

133

Mehmet ZDEMR

yan iirleri eserden kard. ok fazla olmamakla beraber kendisi de baz ilavelerde bulundu. Bu dzenlemeden sonra bn shakn eseri, slam dnyasnda bn Hiamn adyla mehur oldu ve geni bir hsn- kabul grd. Bundan sonra yazlan siyer kitaplar iin bu eser, en temel kaynak haline geldi. bn shaktan sonra el-Vakd (. 207/823), Hz. Peygamberin yalnzca Medine dnemindeki faaliyetlerini ihtiva eden ve ounlukla da gazveler zerinde duran el-Meaz isimli eseri telif etti. Onun bu eseri, Medine dnemi asndan bn shaknkinden daha dakik ve hadisilerin tarzna daha yaknd. Ancak bu eserin siyerin ekli ve metodu zerinde pek etkisi olmad. Buna karlk Vakdnin talebesi ve katibi bn Sad, bn shaktan sonra siyer yazclnda en nemli ve en kalc deiiklii gerekletirdi. Bu deiiklik, bn shak tarafndan iskeleti oluturulan siyere Hz. Peygamberin fizik ve ahlak zelliklerini muhtevi rivayetlerin yer ald emil ksmnn eklenmesi idi. Bir baka ekilde ifade edecek olursak bn Sadla birlikte siyer yazclnda bir siyer kitabnda hangi blm ve konularn bulunacann format tamamlanm oluyordu. Bundan sonra telif edilen btn siyer kitaplarnda aa yukar bu format hakim olmutur. bn Sadla birlikte siyer yazclnn son eklini alm olmas, siyerde kullanlan malzemenin de son eklini ald anlamnda anlalmamaldr. Bilakis, ilerleyen zaman ierisinde hadis edebiyatnn gelimesine, sebeb-i nzul kitaplarnn telifine, nesep kitaplarnda siyerde kullanlabilecek bilgilerin artmasna, genel tarih kitaplarnda siyerle ilgili malzemeye de yer verilmesine, ayrca bilhassa tasavvuf evrelerde kssa ve menakp geleneinin reva bulmasna bal olarak siyer kitaplarnda kullanlan malzemede de ciddi bir art meydana gelmitir. bn Seyyidinnas (. 734/1334)n Uynul-Eser f Funnil-Mez ves-Siyeri bn Kayyim el-Cevziyye (. 751/1351)nin Zdl-Med f Heydi Hayril-bd, Kastallannin (. 923/1517)nin Mevhibul-Lednniyyesi, e-mnin SbllHd ver-Red f Sreti Hayril-bd, Diyarbekrnin TarihulHamsi, Haleb (. 1044/1635)nin nsnul-Uynu, Zrkn (.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

134

Siyer Yazcl zerine

1122/1710)nin erhu Mevbil-Lednniyyesi ilk kaynaklarla birlikte sonraki malzemeyi de kullanmak suretiyle telif edilen eserlerden balcalardr. Siyer malzemesindeki genilemeyi anlamak iin ilk dnem eserleriyle muahhar eserleri konular zelinde kronolojik sraya riayet ederek karlatrmak yeterli olacaktr. Bir rnek vermek gerekirse, Hz. Peygamberin doumu esnasnda meydana gelen olaylar balamnda mesela bn Hiamda yalnzca bir olaanst olaydan sz edilirken, bu tr olaylarn says bn Sadda alty, emde ise yirmiyi bulmaktadr. Siyer malzemesinde en fazla genilemenin Hz. Peygamberin nesebi, peygamberlik ncesi hayat, irhast haberleri, mucizeler ve emil konularnda gerekletii grlmektedir. Bu genileme ile birlikte mslmanlardaki peygamber anlaynda da bir deime ve dnme meydana gelmitir. Urve ve Zhrnin rivayetlerinde Kuranda erevesi izilen peygamber tasavvurundan pek fazla kopulmam iken, ilerleyen zaman ierisinde mbalaa, yceltme temayl, nbvvet tartmalar, evre kltrlerden szmalar vb. gelimelere bal olarak siyer malzemesinde peygamber anlaynda mahiyet itibariyle bir farkllama meydana gelmeye balamtr. Bu hususu daha anlalr klmak iin baz rnekler ve deerlendirmelerle amak istiyoruz. Az nce de iaret ettiimiz gibi ilk siyer kaynaklarnda (Urve, Zhr, bn shak) Hz. Peygamberi anlatrken yer yer yceltme temaylnn varl hissedilmiyor deilse de, bunun yaygn olduu sylenemez. Buna karlk bilhassa bn Saddan itibaren emil edebiyatnn siyere girmesiyle yceltmeci tavrn da yaygnlk kazanmaya balad mahede edilmektedir. Sz gelimi bn Sadda Hz. Peygamber bedeninin btn unsurlaryla beerin en gzeli ve en mkemmelidir. Onun teri misk gibi kokar, cinsel gc krk erkeinkine denktir. bnl-Cevzde bu zellikler daha da ileri gtrlr. Mesela misk gibi kokan teri, esans olarak kullanlmak zere ielere doldurulur. ifnn erhi Muzlul-Hafda cinsel gcnn krk erkeinkine denk olmas, cennet ehlinden krk erke-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

135

Mehmet ZDEMR

inkine denklik eklinde aklanr ve bu erkeklerin her birinin cinsel gc de yetmi dnya erkeinin gcne denktir. O zaman Hz. Peygamberin cinsel gc, ikiyz seksen dnya erkeinin gcne denk olmaktadr. Bu yceltmeci tavr, yalnzca Hz. Peygamberle snrl braklmam, atalarna da temil edilmitir. Hicr birinci yzyldan itibaren emarelerine rastlanan bu temayln sonucu olarak, mde grlecei zere, Hz. Peygamberin ana ve babasndan balamak zere atalar; genelde dnemlerinin en yakkl, en soylu, en cmert, en gzel, en temiz ve en gl insanlar olarak tavsif edilmitir. Hz. Peygamberin atalarn, dnemlerinin en gzel ve en stn insanlar haline getiren yceltmeci tavr, Kurann ortaya koyduu perspektife ramen, onlarn imanlarn da kusursuz hale getirmi ve hepsini muvahhid ilan etmitir. Kuranda Hz. brahimin babasnn putperest olmas bir engel olarak gzknce de, onu Hz. brahimin amcas yaparak durumu kurtarmaya almtr. Yceltmeci anlaya gre irkten r olan bu ecere, cahiliye dnemindeki her trl gnahtan ve irkin davrantan da uzakt. Bunu ispatlamak iin nesep bilgini Muhammed b. Kelbnin Hz. Peygamberin tam be yz byk annesini tespit ettiini ve bunlardan hi birinin zinaya bulamadn ortaya koyduunu bn Saddan itibaren btn muahhar siyer mellifleri zikrederler. Nesep bilginlerinin Hz. Peygamberin ancak yirmi atasnn adn doru biimde tespit edebildiklerini hatrlarsak, bnl-Kelbye nisbet edilen bu grn, gereklerin ifadesinden ok savunma ve yceltme mant ierisinde ortaya atlm bir iddia olduunu anlamak zor deildir. yle anlalyor ki, bu grn dile getirildii zaman dilimi ierisinde (muhtemelen Abbasi dneminin balar) Hz. Peygamberin soyu etrafnda baz tartmalar yaanmakta idi. Kufe gibi Araplarla Mevalinin i ie yaad ve zellikle Mevaliden melliflerin, Hz. Peygamberin atalarn ayrt etmeksizin Cahiliye Araplarna ar tenkitler ynelttikleri bir ortam ierisinde sz konusu savunmac ve yceltmeci mantk harekete geerek byle

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

136

Siyer Yazcl zerine

bir argman ortaya atm gibi gzkmektedir. Hz. Peygamberin atalaryla ilgili bu yceltmeci tavr, yine az nce zikredilen uubiye cereyannn etkisiyle erevesini biraz daha genileterek, iine Hz. Peygamberin slalesini, kabilesini ve kavmini de alm ve bu ekliyle siyere yansmtr. Nitekim Kurandaki insanlar arasnda stnln ancak takva ile olabilecei ilkesine ramen gerek hadis ad altnda yaplan baz rivayetlerin gerekse nesep kitaplarndaki Eyym edebiyatnn devam niteliindeki bilgilerin bir sonucu olarak, Kastaln ve m rneklerinde grld gibi, muahhar siyer kitaplarnda Hz. Peygamberin stnlnden bahsedilirken, srasyla Kurey iinde Haimoullarn, Kinane iinde Kureyi, Mudar iinde Kinaneyi, Araplar iinde Mudar ve nihayet btn insanlar iinde de Araplar stn gsteren rivayetler siyere nfuz etmitir. Bu malzemeyi, dinleyen ya da okuyanlarn nezdinde etkili klabilmek iin bazen Hz. Peygamber bazen de Cebrail birer otorite olarak kullanlmtr. Siyer malzemesinin genilemesinde en fazla etkili olan faktrlerden bir dieri, slam dnyasnda ok erken tarihlerden itibaren yaanan nbvvet tartmalardr. Kuranda mriklerin mucize taleplerine olumlu cevap verilmemesinden hareketle Hz. Peygambere Hz. Musa ve Hz. sannkilere benzer mucizelerin verilmedii eklinde bir kanaate ulamak mmkn olmakla beraber, bilhassa Ehl-i kitapla giriilen nbvvet tartmalar erevesinde, toplumlarda mucizesiz peygamber fikrinin yadrganmas ve zellikle de slama kar yazlan reddiyelerde Hz. Peygamberin mucize gstermediinin vurgulanmas nedenleriyle olsa gerektir ki, siyer kaynaklarnda erken tarihlerden itibaren mucizeler yer almaya balam ve zamann ilerlemesine bal olarak mucize saysnda da nemli artlar meydana gelmitir. rnein ayn yarlmas mucizesi, bn Sad dahil nceki siyer kitaplarnda mevcut deildir. Eer tespitimiz doru ise, Buhar vastasyla bu mucize siyer malzemesine girmitir. Sevr maarasnda rmcein a rmesi ise, ilk kez bn Sadda gemektedir. Mucizelerin artyla ilgili tespit; irhast, baz khin, rhip ve

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

137

Mehmet ZDEMR

hahamlarn Hz. Muhammedin geleceini nceden haber verdiklerine dair haberler iin de geerlidir. rhast haberleri, tpk Hz. sa rneinde olduu gibi Hz. Peygamberi douundan itibaren harukladeliklerle i ie gsterme arzusunun sonucu olmaldr. Dier haberlerin ise, esas itibariyle Kurandaki baz yetlerden hareketle retilmi olmas kuvvetle muhtemeldir. Bilindii gibi Kuranda Ehl-i Kitabn Hz. Peygamberi kendi z evlatlar gibi tandklar, ayrca onun bilgisini Tevrat ve ncilde yazl olarak bulduklar ifade edilmektedir. te bu ifadeler, erken tarihlerden itibaren siyer kitaplarna bir ok speklatif ve salksz bilginin girmesine zemin hazrlamtr. Bir baka ifadeyle Mslmanlar, Kurandaki bu bilgilerin ieriini doldurmak iin harekete gemilerdir. Yahudi hahamlarn Hz. Peygamberin ana rahmine dtn ve onun ileride peygamber olarak grevlendirileceini bilmeleri, rahip Bahira ya da Nastrann bir takm alametlerden hareketle Hz. Peygamberin gelecein peygamberi olduunu kefetmeleri, Tevrat ve ncillerdeki baz ibarelerin kendi balamlarndan koparlarak zoraki Hz. Peygambere delalet eder biimde gsterilmeleri bu balamda saylabilecek gelimelerdir. Bu bilgileri retirken Mslman akl, Ehl-i kitapla giriilen tartmalarda, onlarn kutsal kitaplar ve din adamlarn referans kayna olarak kullanmak suretiyle kendi konumunu glendirmek istemitir. Yani Yahudi muarza kar, hahamlarn; Hristiyan muarza kar da rahiplerin Hz. Peygamberin geleceine dair itiraflarn veya keiflerini kullanma yoluna gitmitir. Bu metodun din adamlar zerinde ok fazla olmasa da halk nezdinde baya etkili olduunu, bugnk tecrbelerimizden hareketle syleyebiliriz. Bu tr argmanlar etkili olduu iindir ki, ilk siyer kitaplarnda bunlarn says az olmakla birlikte, muahhar kaynaklarda ayr balklar altnda toplanacak kadar genileme imkan bulmutur (rnek olarak bn Hiam, bn Sad, bnl-Cevz, e-am karlatrlabilir). Bu genileme tabi olarak siyer malzemesinin de genilemesi anlamna gelmektedir. Burada, yeri gelmiken Hz. Peygamberin geleceinin bilinmesi hususunda Ehl-i kitaba nispet edilen rivayetlerle birlikte r-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

138

Siyer Yazcl zerine

ya ve kehanet fenomenlerinin de siyer malzemesinin retiminde yaygn bir ekilde kullanldna atfta bulunmak istiyoruz. Byk bir ihtimalle Kuranda ryann bilgi kayna olarak kullanlmasndan hareketle, rivayet reticilerinin, birok olayda sahip olduklar temaylleri yerletirebilmek veya var olan ihtiyalara cevap verebilmek iin rya fenomenini kullandklar grlmektedir. Abdlmuttalibe Zemzem kuyusunu kazmasnn ve yerinin gsterilmesinin ryada gereklemesi; Buhtunnasr, Heraklius, Kisrann bakads Mubazen, Mersed b. Abdkilal, Esad b. Zrare, Eb Talib vb.nin Hz. Muhammedin peygamber olarak grevlendirileceini ryada grmeleri rnek olarak gsterilebilir. Rya fenomeni siyerde Mirac kssas, ezann kabl, Bedirde ldrlecek mriklerin isimleri vb. konularla alakal olarak da kullanlmtr. Rya gibi kehanet fenomeni de, Arap kltr iinde yaygnl ve kkll nedeniyle siyer malzemesi iinde yerini bulabilmitir. Kehanet ve falclkla mcadeleyi misyonunun bir paras olarak gren bir peygamberin siretinde onun hak peygamber olduunun savunulmas iin khinlerin de yardmna ihtiya duyulmu olmas ilgin ve bir o kadar da dndrc deil midir? te taraftan, baz Kuran ayetlerinin siyer malzemesinin hem retilmesi hem de genilemesinde etkili olduunu sylemek yanl olmaz. Bunun en bariz rneklerinden biri, Necm suresin 8 ve 9. Ayetlerinin (sonra ona yaklat ve sarkt, iki yay kadar yahut daha yakn oldu) Mirac kssasna dair rivayetlerden birinde Allah ile Hz. Peygamberin buluma ann tasvir eden tabloya yerletirilmesidir. Yine ayn yarlmas ile ilgili rivayetlerin de Kamer suresinin ilk ayetinden hareketle ihdas edildiini dnmekteyiz. Ya da ayn olduka byk bir ekilde dan arkasndan karken blnm gibi grlmesinin, zamanla Kamer suresindeki ayetle ilintilendirilip mucize formuna sokulmu olmas da ihtimal d deildir. Kuran ayetlerinin siyer malzemesinin olumasndaki etkisi konusu, zerinde ayrca ve daha ciddi bir ekilde durulmaya muhta bulunmaktadr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

139

Mehmet ZDEMR

zetle ifade etmek gerekirse, ok erken tarihlerden itibaren gittike artan oranda yceltmeci ve savunmac bir anlay siyer yazclnda varln hissettirmitir. Buna bal olarak siyer kitaplarnda ilerleyen zaman ierisinde kurgu ile gerek i ie gemitir. Hz. Peygamberin hayatn anlama ve anlamlandrmada Kuran perspektif byk lde glgede kalmtr. Bunu, Hz. Peygamberle ilgili baz hususlar bir Kurandan bir de muahhar bir siyer kitabndan okuduumuzda ok daha iyi fark ederiz. Bu deiimi, pekl en ge yazlanndan ilk yazlanna doru bir dizi siyer kitabn okumaya baladmzda da grrz. Peygamber asrna doru giderek okuduumuz her kitap, bir ncekine gre biraz daha sade olduunu hissettirir. lk yazlanlar okuduumuzda ise Kuran perspektife dolaysyla da tabi ve tarihsel olana yaknlatmz hissederiz. Bu noktada bir hususu zellikle belirtmek istiyoruz. Hz. Peygamberle ilgili olarak yukarda bahsedilen anlay deiiklii ve dnmnn oluumunda Tasavvufun arlkl rol olduu teden beri dile getirilir. Bu tespit bir dereceye kadar doru olmakla beraber, sz konusu dnmde asl belirleyici roln muhaddislere ait olduunu dnmekteyiz. zetle ifade etmek gerekirse, muhaddislere gre Hz. Peygamber; fizik lem zerinde olaanst tasarruflarda bulunan; melekler, cinler, hayvanlar, bitkiler ve cansz varlklarla iletiim kurabilen; gzle grnmeyenin, gemiin ve gelecein bilgisine sahip, ahlak olduu kadar fizik olarak da en mkemmel nitelikleri tayan zel bir varlktr. Hadisciler vastasyla byle bir peygamber tasavvurunun olumasnda, onlarn helal ve harama taalluk etmeyen, zellikle de fezille alakal rivayetlere msamaha ile bakmalarnn nemli rol olmutur. Siyer kitaplarnn birounun ayn zamanda hadiscilii ile hret bulan kiiler tarafndan yazlmas, bu tr bilgilerin kolaylkla siyere tanmasn mmkn klmtr. Bu deerlendirmenin ardndan mutasavvflarn Nur-u Muhammed ya da Hakikat-i Muhammediyye nazariyesinden baka ne ekledikleri hakl bir soru deil midir? Ge dnem siyer kaynaklarnda kurgu ile gerein i ie ge-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

140

Siyer Yazcl zerine

mesi, Osmanl dneminde Trke olarak kaleme alnan Ahmediyye, Muhammediyye, Kara Davud, Envarul-Akn ya da anadan doma kr olan Trk mellif Darre ait Siret-i Neb gibi eserlerde ok daha girift hale gelmitir. Bir baka deyile ksmen menkbe ksmen destan mantyla yazlan bu eserlerde esas itibariyle tarihsel malumatn naklinden ziyade tasavvufla enilenen peygamber sevgisinin halk kitlelerine yerletirilmesi hedeflenmi, sonuta tabi olarak Hz. Peygamberin tarihsel kiilii kurguya dayal sanal tarihin iinde adeta kaybolmutur. Rabguznin Ksas- Enbiysn gzden geirdiimizde Trkistan corafyasnda da benzer bir durumun yaandn anlamaktayz. Yukarda zikredilen ve esas itibariyle Snni muhit ierisinde ekillenen siyer literatrnn yannda ayrca ii muhit ierisinde de bir siyer gelenei ve literatr olumutur. Bu literatrde iki karakteristik zellik dikkati celbetmektedir. Birincisi, muahhar Snn siyer kaynaklarnda zamanla ortaya kan yceltmeci yaklamn ve menkbev slubun ii siyer literatrnde daha hakim bir zellik arzediyor olmasdr. kincisi ise, bu literatrde siyerin Hz. Peygamberle birlikte Ehl-i beyt etrafnda rgtlenmesidir. XIX. Yzyldan itibaren slam dnyasnda siyer geleneinde yeni bir dnem almaya balad. Batda bilhassa bu yzylda yzylda arkiyat almalar erevesinde Kuran, hadis, fkh, kelam ile birlikte siyer de ilgi gsterilen alanlardan biri oldu. arkiyat almalar ilerledike siyer malzemesinin sahihlii konusunda ciddi tartmalar yaanmaya balad. Bu gelime ok gemeden slam dnyasnda da akislerini buldu. Fakat arkiyat almalarnn tevlit ettirdii siyer malzemesine dair tartmalardan nce Batda balangtan itibaren Hz. Peygambere dair almalar hakknda ok genel mahiyette bir n bilgi vermek yararl olacaktr. Avrupada IX-XV. yzyllar arasnda bilhassa entelektel muhitte Hz. Muhammedin hayatna dair muhtelif kaynaklara serpimi vaziyette nemli miktarda salkl ve doru bilginin varlndan sz edilebilir. Yalnz, sz konusu uzun zaman dilimi ierisinde bu bilgilerden salkl bir biyografi yazma abasnn sergi-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

141

Mehmet ZDEMR

lenmemi olmas dikkat ekicidir. Bu tutum, Hz. Peygamberin Hristiyan dnyasnda balangtan itibaren sapk ve sahte bir dinin kurucusu olarak kabul edilmesinden kaynaklanmakta olup, ortraya konan biyografi eserleri de bu kabule hizmet edecek ekilde telif edilmitir. Bu yaplrken Hz. Peygamberin hayatna dair kimi bilgiler byk lde tahrif edilerek kullanlmlar, kimi bilgiler de tamamen hayal mahsul olarak retilmilerdir. Muhtemelen IX. yzylda yazlm olan Historia de Mahomet ve Tultusceptru de libro domni Metobii ile XI. yzylda veya XII. yzyln banda yazlm olmalar muhtemel Embrico de Mainzin Vita Mahumetisi ve Walter de Compignenin Otia de Machometei, ayrca bu kabil eserlere verilebilecek rneklerdendir. eriklerinde farkllklar bulunmakla beraber bu gibi eserlerde Hz. Muhammedin, dolaysyla da Mslmanlarn Hacerin soyundan geldikleri iin asalette yoksun olduklar, Hz. Muhammedin kavminin barbar, sava ve putperest, kendisinin de bu zellikleri tad, stelik okuma yazma bilmedii iin kltrsz olduu, Hz. Hatice ile zengin olmak ve iktidara ulamak iin evlendii, daha sonra iktidara ulamak iin yeni bir din uydurmann gereine kani olduu, dinini klla ve insanlarn cinsel arzularna hitap eden bir cennet vaat ederek yayd, kendi arzularn tatmin iin poligamiye izin verdii, kklkten beri kendisinde var olan sara nbetlerini vahiy alametleri olarak gsterip gizlemeye alt, Kurann kendisine sapk Yahudi ve Hristiyan din adamlar tarafndan retildii, lmnden gn sonra ge ykseleceini syledii, ancak bu gereklemeyince cesedinin sokaa atld gibi hususlar yer almtr. XII. yzylda spanyada Cluny piskoposu Peter el

Venerablenin himayesinde slam ve Hz. Muhammed hakknda doru bilgilerin renilmesi baz Mslman kaynaklarndan eviriler yapld. Liber generationis Mahumet ve Doctrina Mahumet gibi risaleler bu ekilde ortaya kt. Yalnz bu almalarn asl maksad, slama ve Hz. Peygambere kar reddiyeler yazmak olduundan, birka yz yl daha Hz. Muhammed hakknda geleneksel anlay varln muhafaza etti. Maracci, 1696-98de neredilen

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

142

Siyer Yazcl zerine

Kuran tercmesine Hz. Muhammed hakknda slam kaynaklarndaki bilgilerin bir lde aslna sadk olarak kullanld, ancak klasik bak asnn da muhafaza edildii ksa bir biyografi de ekledi. ngiliz okuyucusu Hz. Peygamberin hayatyla, halk efsanelerinin dnda Alexander Rossun 1649da neredilen Kuran tercmesi ve 1653te neredilen A view of all the religions of the World adl eserlerinde karlamtr. Bu eserlerde tantlan Hz. Muhammed, bir heretik ve Hz. sann haber verdii Deccaldir. Bu vesileyle Deccal yaktrmasnn kkeninin milad 9. yzyla kadar dayandn belirtmeden gememek gerekir. Benzer bak as The Life and Death of Mahomet, The Prophet of Turks, and Author of the Koran (1653)da, ama zellikle de Humphrey Prideauxun The True Nature of mposture Fully Displayed in the Life of Muhammed (1697) adl eserinde devam etmitir. Arapa kaynaklar da kullanan Prideauxun bu almasndaki temel amac, Hz. Muhammedin hayatn, sahte bir din kurucusunun, bir hokkabazn hayat olarak takdim etmektedir. Bu eser, XVIII. yzylda Bat kamuoyunun nemli bir blmnde etkili olmutur. Nitekim anonim Life of Mohammed (1799), Four Treatises concerning the Doctrine, Discipline and Worship of Mahometans (1712), Samuel Bushun Life of Mohammed (1830), Samuel Greenin Life of Mahomet (1840), William Simenin History of Mohammed and his Successors (1873)inde bu etkiyi grmek mmkmdr. Batda Hz. Peygamberin hayatn yukarda serdedilen geleneksel bak asndan syrlarak nispeten daha nesnel bir yaklamla ele alan almalarn balangcn Pierre Baylenin Dictionnaire historique et critique (1697)de neredilen Muhammed maddesine gtrmek mmkndr. George Salenin 1734te nerettii Kuran tercmesinin bana ekledii Preliminary Discoursede Hz. Muhammedin hayatna dair verdii bilgiler byk lde slam kaynaklarna dayanmakta olup, bu bilgilerde Hz. Muhammed hakknda geleneksel yaklamdan uzaklaarak ortaya koyduu baz olumlu deerlendirmeler, yazarn Muhammed taraftar olarak itham edilmesine sebep olmutur. Mamafih Boulainvilliers, Arapa bilmemekle birlikte o zamana kadar Avrupa dillerine ev-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

143

Mehmet ZDEMR

rilen Arapa kaynaklar kullanmak suretiyle hazrlad La Vie de Mahomet (1730) adl eserinde Hz. Muhammedi savunan bir yaklam sergileyen ilk Batl yazar olarak kabul edilmektedir. Ona gre Hz. Muhammed, Hristiyan yazarlarn iddialarnn aksine byk bir dahi, kanun koyucu, fatih ve hkmdardr. Tamamen onun iinde bulunduu artlarn ve kendi dehasnn bir rn olan dininin temel zellikleri, sadelik, akla uygunluk, tolerans ve adalettir. Boulainvillersin yaratt Hristiyanlk aleyhindeki, dolaysyla slam ve Hz. Muhammed lehindeki havay datmak iin Gagnier, Vie de Mahomet (Amsterdam, 1748)ini yazd. Bu eserde o Prideaux ile Boulainvillers arasnda orta bir yol tuttuunu ifade eder. Gibbon, muhteem eseri History of the Decline and Fall of the Roman Empire (1776-87)de Hz. Muhammedin hayatna mstakil bir blm tahsis etmi olup, Voulainvillers gibi tercmelerden yararland bu blmde Hz. Muhammedi hem tenkid hem takdir eden bir yaklam sergilemitir. Godfrey Higgins, An Apology fort he Life and Character of the Celebrated Prophet of Arabia called Mohamed or the Illustrious (1829)da Hristiyan ithamlarna kar Hz. Muhammedi savunan bir izgi takip etti. The Hero as Prophet. Mohamed: Islam (1840) adl konferans ile Hz. Muhammede yneltilen ithamlara tek tek cevap veren ve onu sylediklerinde ve yaptklarnda samimi bir peygamber olarak kabul eden ngiliz tarihi ve dnr Carlyle, Batdaki Hz. Muhammed imajnn olumlu istikamette deimesinde etkili olmutur. Hatta dnemin yazarlarndan birinin ifadesine gre Carlylein bu konferansndan sonra, o zamana kadar Hz. Muhammed hakknda uluorta ve mtemadiyen kullanlan hokkabaz, sahtekar anlamndaki imposter/impostor kelimesi eskisi kadar rahat tedavle sokulamamtr. arkiyat almalar ncesinde Batda siyerle alakal gelimeler hakkndaki bu ksa ve genel malumatn ardndan imdi yeniden arkiyat almalarnn siyere etkisi konusuna dnebiliriz. XIX. yzylda hzl bir ekilde gelien arkiyat almalar, siyer alann da iine almakta gecikmemitir. G. Weilin Muhammed der Prophet (1843)i, A. Sprengerin Life of Mohammed (1851)i, Nldekenin Das Leben Muhammads nach den Quellen populr

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

144

Siyer Yazcl zerine

dargestellt (Hanover, 1863) ve zellikle de Muirin Life of Mahometi (1856-61)i Mslman kaynaklarndaki siyer malzemesi kullanlmak suretiyle telif edilen eserler olarak ortaya ktlar. Bu almalarn yukardakilerden temel fark melliflerinin Arapa bilmeleri nedeniyle dorudan Arapa kaynaklara mracaat etmeleriydi. Yine bu almalarn bir dier nemli zellii, siyer malzemesi ve kaynaklar hakknda kimisi ciddi birtakm tenkidleri ihtiva ediyor olmalaryd. Siyer malzemesine tenkiti bir gzle yaklaan bu eserlerin sunduu verilerden yararlanmak suretiyle Hz. Muhammedin hayatna dair bir ok popler eser yazld. Bunlardan bazlar unlardr: Johnstone, Muhammad and His Power (Edinburgh 1901); Sell, Life of Mohammed (Madras 1913); Wollaston, Mohammed, His Life and Doctrines (London, 1904); St. Hilaire, Mohamet et le Coran (Paris, 1865); Scholl, L'Islam et son Fondateur: tude morale (Paris, 1874); Delaporte, Vie de Mahomet (Paris, 1874); Albert Fua, La Vie et la Morale de Mahomet (Paris, 1912); Reiner, Muhammad und der Islam (Leipzig, 1905); Reckendorf, Mohammed und die Seinen (Leipzig, 1907); Krehl, Das Leben des Muhammad (Leipzig, 1884). zerinde durulan srete bir taraftan arkiyatlar tarafndan Hz. Muhammed biyografileri telif edilirken br taraftan bu biyografilerin telifinde yararlanlan kaynaklardan bn Hiamn esSiresi, Vakdnin el-Meazisi, bn Sadn et-Tabakt, Buharnin es-Sahihi ve Tabernin Tarihi neredildi. Bunlar, Batda Kuran- Kerimle birlikte siyerin standart kaynaklar olarak kabul edildi. Bu kaynaklarn Hz. Peygamberin vefatndan iki veya asr sonra telif edilmi olmas siyere ilgi duyan arkiyatlar pek de rahatsz etmedi. phesiz bu aratrmaclar siyer malzemesi iindeki baz tenakuzlarn, abartlarn, menkbe trnden kssalarn ve gdml rivayetlerin farkndaydlar. Bununla birlikte tenkidi bir akln bu malzemeden gerekten olann tarihini ina edebileceine inanmaktaydlar. XIX. yzyln sonunda (1890) Goldziherin Muhammedanische Studien isimli almasnda ortaya att yeni grler siyer mal-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

145

Mehmet ZDEMR

zemesine olan olumlu bak, tersine evirdi. Goldziher, Batda Kitab- Mukkaddes, zellikle de Tevratla ilgili almalarda kullanlmak zere Almanyada gelitirilen kaynak kritii yntemini slam literatrn nemli bir blmn oluturan hadislere uygulamt. Aratrmalar onu, hadislerin ok byk bir blmnn deiik nedenlerle sonradan uydurulduunu, bu haliyle slamn daha sonraki gelimelerini yansttn, dolaysyla da Hz. Muhammed dnemi iin tarihsel veri olarak kullanlamayacaklar tezini ortaya att. XX. yzyln balarnda Goldziherin bu phecilii, siyerle ilgilenen bir ok Batl aratrmac tarafndan benimsendi. Caetani ve Lammens, siyer malzemesinin ok byk bir blmnn uydurma olduunu dile getirdiler. Shacht ise, daha da ileri giderek, hadislerin hicri ikinci yzyldaki kelam ve politik gelimeler sonucu uydurulduu eklindeki grn siyer malzemesini de iine alacak ekilde geniletti. Buna karlk M. Watt, kendinden nce ortaya konan sz konusu olumsuz tenkid ve grlere ramen, siyer malzemeden tarihsel gereklerin tespitinin mmkn olduu kanaatini yeniden ve daha sistematik bir ekilde dile getirdi ve bu istikamette eserler ortaya koydu. Onun siyer malzemesi ile ilgili bu olumlu duruu, Rudi Paret ve Maxime Rodinson tarafndan da benimsendi. Buna ramen 80li yllarda ilk dnem slam tarihi ve kaylar konusunda Goldziher ve Shachtn grleri etkili olmaya devam etti. Revizyonistler olarak bilinen John Wansbrough, ondan etkilenen Michael Cook ve Patricia Crone gibi isimler, hadisler ve dier rivayetlerle birlikte Kurann otantiklii konusunda da pheler dile getirdiler. Bu gelimeyle Hz. Peygamberin hayat iin kaynakl pek tartlmayan Kuran- Kerim de tarihsel veri olarak kullanlmaktan uzaklatrlm oluyordu. Revizyonist arkiyatlar lk dnem slam Tarihinin, zellikle de slamn douunun ve fetihlerin, slam literatre hi mracaat etmeksizin, ancak gayr-i mslim kaynaklara ve bu arada arkeolojik bulgulara ve dier tarihsel kalntlara dayanarak yazlabilecei

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

146

Siyer Yazcl zerine

grn ortaya atmlardr. Nitekim bu grn bata gelen savunucularndan olup yukarda da bir vesileyle adlar geen Michael Cook ve Patrica Crone zellikle Hagarism: The Making of thi Islamic World (Cambridge 1977) isimli, hacimli ve bol bibliyografyal almalar, zerinde durulan konu asndan ilgin bir rnektir. Bu almada bir Ermeni vakayinamesi, baz Sryani kaynaklar, Yahudi kart Yakobi Risalesi, papa III. Leonun mer b. Abdlazize gnderdii bir mektup ve Kitab- Mukaddesin Yaratl blm gibi baz gayr-i mslim kaynaklarndan hareketle ulalan sonulardan bazlar unlardr: slam, Sasaniler tarafndan Filistinden srlen yahudilerin Hicaz blgesine geliinden sonra ortaya kan Hacerler (Hagerine) adl mesih bir mezhebin iinden kmtr. Hz. Muhammed bu hareketin bana gemi, hareket iinde yer alanlar Hacerin soyundan gelenler anlamnda Muhacirler olarak anlmtr. Hicret, Yahudi ve Araplarn birlikte Kudse yaptklar sefer olup, Mekkeden Medineye hicret diye bir olay tarihen sabit deildir, bilahere uydurulmutur. Kudsn fethi srasnda Hz. Muhammedin hayatta idi. Hz. Muhammed kendisini mesih ilan etmemi, mesihin geleceini haber vermitir. el-Faruk lakabn almak suretiyle bu misyonu Hz. mer stlenmitir. Mekke balangta kutsal ehir olarak kabul edilmiyordu, bunun yerine Kuzey Arabistanda Bekke denilen bir yer kutsanyordu. Mekke ok sonralar Abdlmelik zamannda iinde kutsal mabed bulunan bir ehre dntrlmtr, keza ayn dnemde Kuran kitap haline getirilmi ve o zamana kadar hep Muhacirler olarak adlandrlan yeni hareketin mensuplar Mslmanlar olarak anlmaya balanmtr. Hi bir toplumun, dinin veya kltrn tarihini, kendi kaynaklarna mracaat edilmeksizin yazlmas mmkn deildir. Kaynak kritii yntemini kullandklarn ifade eden revizyonist Cook ve Cronenin gayr-i mslim kaynaklar slam kaynaklardaki bilgilerin doruluu veya yanll konusunda hakem konumuna yerletirmeleri, kaynak kritii ynteminin zne aykr bir tavrdr. Bu sebeple Neal Robinson, bunlarn yaptklar, ciddi bir eletiriye tabi tutulmadan okunan Hristiyanlk d kaynaklarn, Hristiyan-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

147

Mehmet ZDEMR

ln douu ile ilgili sylediklerini ncillere tercih etmekten baka bir ey deildir demek suretiyle zikredilen yazarlarn takip ettikleri yaklamdaki esasl bir yanla dikkat ekmektedir. Bu yaklam tenkit eden bir dier oryantalist ise Herald Motzkidir. Bu arkiyatnn editr olduu The Biography of Muhammad adl eserde ortaya koyduu yaklam dierlerinden farkl, dikkat ekici ve bu arada siyer almalarna katk salayc bir ze sahip olduu iin biraz genie ele alnacaktr. O, bilhassa Hz. Peygamber dnemini kastederek, slam literatrdeki rivayetleri gemii yanstan krk bir aynann paralarna benzetmekte ve bunlarn uygun ekilde birletirilmesiyle gemiin grntsnn ksmen de olsa yeniden ina edilebileceini dile getirmektedir. Bu dncesiyle onun geleneksel yaklam paylat aktr. Onu, kendi ifadesine gre bu olumlu baka sevk eden baz temel gerekler vardr: 1) Hz. Muhammedin hayatna dair kaynaklar/rivayetlerle ilgili sistemli kaynak kritii almalar mevcut deildir. Batdaki biyografi yazarlar hep kaynaklardan uygun grdkleri malzemeyi seip almlardr. Oysa, muhtelif rivayetleri bir araya getirip hem metin hem senet alarndan karlatrmasn yapmaya ve tarihlendirmeye dnk kaynak kritii almalar, rivayetlerin tarihsel kaynak olarak kullanlabilmeleri iin temel bir arttr. Her ne kadar hadislerle ilgili olarak isnat zerine yntemli almalar yapldysa da siyer malzemesi iin ayn eyi sylemek mmkn deildir. 2) Bu ihmal ve eksikliklerin bir sonucu olarak kaynaklarn/rivayetlerin gvenilirlii zerine tartmalar genelde teorik dzeyde gndeme geldi. Aslnda gvenilirlik tartmalar, fkh hadislerle ilgili almalardan neet etti. Bu sahadaki bulgularn siyer malzemesine de uygulanabilecei tezi, kimileri tarafndan, meseleyi kaynaklar temelinde tafsilatl biimde incelemeden ileri srld. Kimileri tarafndan da ayn biimde reddedildi. 3) Hz. Muhammedin hayatna dair imdiye kadar telif edilen

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

148

Siyer Yazcl zerine

biyografiler; Vakd, bn Hiam, bn Sad, Taber gibi snrl sayda kaynaa dayanmtr. Sonraki yzyllara ait kaynaklardaki siyer malzemesi henz sistematik olarak allm ve daha eski kaynaklardaki malzemeyle karlatrlabilmi deildir. Bu hususlar dikkate alnarak, Motzkiye gre siyer aratrmalarnda u genel yaklamlar gz nnde bulundurulmaldr: Metin Tarihinin Tespiti: Bu yaklam erevesinde bir rivayetin veya rivayetler kmesinin en eski kaynaklardaki versiyonlarnn muahhar kaynaklardakilerle karlatrmasn yapmak suretiyle zaman iindeki deiimini takip edebilmektir. Ama, rivayetin nasl deitii ile birlikte niin deitiini de ortaya koyabilmektir. Nakil Tarihinin Tespiti: Bir ncekinden farkl olarak bu yaklamn amac; muhtemel orijinal metnin ne olduu, ne zaman, nerede ve kim tarafndan tedavle sokulduunu tespit etmektir. Kaynaklarn nas: Bu yaklam ise, kayp kaynaklarn mevcut kaynaklardaki fragmentlerini toplayp, bunlarn doru bir ekilde muayyen bir raviye, bir musannife yahut bir mellife nisbet edilip edilmediini bulmay amalar. Gayr-i snn Rivayetleri Tespit: Bununla ama i, Hristiyan veya gayr-i snni baka kaynaklardaki rivayetleri toplamak, karlatrmal olarak incelemek amalanr. Bu tr bir almann yaplmas, belki, standart hadis mecmualar ve siyer kaynaklar teekkl etmeden nce Hz. Muhammedin hayatna dair rivayetlerin farkll zerine k tutabilir. Motzki, bu genel deerlendirmeleri yaptktan sonra yahudi lider bn Ebil-Hukaykn ldrlmesi olay zelinde, kendisinin isnd cum matn eklinde adlandrd isnad ve metin incelemesi esasna dayal bir kaynak kritii yntemini uygulamaktadr. Bu yeni yntem, bir lde daha nce Shacht ve Juynboll tarafndan kullanlan isnat deerlendirme metoduna benzemekle birlikte kullanl amac ve ekli farkldr. Motzkiye gre isnad ve metin analizinin amac; rivayetlerin

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

149

Mehmet ZDEMR

farkl mecmualardaki varyantlarn karlatrarak nakil srelerini izlemek, ortaya koymaktr. Bunun iin hem isnad hem de metin kullanlr. Metodun uygulanabilmesi iin bir n art vardr o da, bahse konu rivayet veya rivayetlerin mutlaka varyantlar olmal, varyantlarn da isnatlar bulunmaldr. Bunu, baz faraziyeler izler: 1) Bir rivayetin varyantlar (en azndan ksmen) rivayet srecinin sonucudur. 2) Varyantlarn isnadlar (en azndan ksmen) gerek nakil yollarn yanstr. Birinci faraziye, metnin varyantlar, kendilerinin neet ettii bir orijinal metni ilham eder gzlemine dayanr. kinci faraziyenin gerisinde ise bir ve ayn rivayete ait rivayet tariklerinin ou kere, rivayetin dayandrld otoriteden sonra mterek raviye sahip olmamalar gzlemi yatar. 3) Daha uzak bir faraziye de udur ki, metinde grlen temayllerle isnatlardaki mterek raviler arasnda uyumluluun/paralelliin olduu durumlar, gerek rivayet rnekleri olmalar kuvvetle muhtemeldir. ayet isnatlar, varyantlar arasnda bir yaknlk, bir iliki olduunu gsteriyor ve fakat metinler bunu ortaya koymuyorsa, buradan ya isnatlarn ya da metinlerin hatal olduu sonucu karlabilir. Bu hata da, ya ravinin dikkatsizlii ya da bilinli bir mdahale sonucu vcut bulmu olabilir. Motzki, bu metodunu baz olaylar incelerken denemitir. Bunlardan biri de Yahudi liderlerden bn Ebil-Hukaykn ldrlmesidir. Aratrmac bu olay balamnda sz edilen metodunu uygularken belli merhaleler takip etmitir. Bunlar aadaki ekilde sralanabilir: 1) Mmkn olduu kadar bir senedi olan btn rivayetlerin toplanmas, 2) Rivayet tariklerinin listesinin karlp diyagramnn hazrlanmas (tabiri caizse, rivayetlerin rntgeninin ekilmesi), 3) Bu listeden hareketle farkl kuaklardaki mterek ravilerin tespit edilmesi,

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

150

Siyer Yazcl zerine

4) Ortaya kan sonular zerine ilk hipotezlerin ekillendirilmesi, 5) Varyantlarn metinlerinin muhteva, cmle ve kelime yaps alarndan karlatrlarak aralarndaki benzerlik ve farkllklarn tespit edilmesi, buna bal olarak varyantlarn rivayet seyrine dair kanaatlerin ekillenmesi, 6) snat ve metin analizlerinin sonularnn karlatrlmas, buna bal olarak bahse konu rivayet veya rivayetlerin muhtemel tedavle giri tarihi, ilk ravilerinin kimler olduu, rivayet srecinde metnin nasl deitii ve bundan kimin/kimlerin sorumlu olduuna dair sonularn elde edilmesi. Bu metoda gre aratrmasn yapan Motzki, bn EbilHukaykn ldrlmesine dair farkl kanallardan gelen rivayetlerin mterek ravilerinden hareketle hicri ikinci yzyln ilk eyrei ierisinde yaygnlamaya balad, ancak bunlarn da hicri birinci yzyln ikinci yarsnda baka bir kaynaa veya kaynaklara dayand tespitini yapar ve rivayetlerden kard tarihsel gereklii sunar. Buna gre, Hz. Peygamber Abdullah b. Atk komutasnda bir kk mfrezeyi, Medine dnda yaayan Yahudi bn EbilHukayk ldrmekleri iin gnderir. Suikastiler, onun evine trmanarak girmek zorunda kalrlar. Evden k esnasnda bn Atkn veya dier bir Mslmann aya seker ve baca incinir. Mfrezenin elemanlar, bn Ebil-Hukaykn ldnden emin oluncaya kadar olay mahallinden uzaklamazlar. Motzki, bu tr bir almann siyere katksn ne olaca sorusunu sorar ve cevabn yle verir: Her eyden nce uras gayet aktr ki, Batllar tarafndan yazlan siyer kitaplar, Hz. Muhammedin hayatna dair tarihsel olarak gvenilir bir portre sunmamaktadrlar. Kaynak kritii almalarnn olmay yznden onlarn kaynaklar eklektik ve parac bir yaklamla kullanmalar, bunun en temel sebebidir. Cook ve Crone sz konusu eserlerde tarihsel gerein ina edildii grn reddederlerken ok hakldrlar. Ancak onlar, Mslman kaynaklarna dayanarak Hz. Peygamberin hayatnn yazlmasnn mmkn olmadn sylerken ise tam aksine ikna adici deillerdir... Ben Hz. Muhammedin ha-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

151

Mehmet ZDEMR

yatna dair gvenilir bir tarihsel portrenin Mslman rivayetlerinden hareketle ve kaynak kritii metodu kullanlmak suretiyle ortaya konabileceine inanmaktaym. Belki bu suretle ortaya kacak biyografi eseri, ok hacimli olmayacaktr. Mamafih bize Hz. Muhammedin hayat etrafnda rivayetlerin nasl ekillendiini anlama imkann salayacaktr. Bu suretle hangi rivayetlerin daha gvenilir, hangilerinin ravinin ya da bireysel rivayetlerin gizli temayllerini muhtevi olduunu kefedebilme ansn yakalam olacaz... arkiyatlar tarafndan yaplan biyografi almalar, XIX. Yzyldan itibaren Mslmanlar siyer malzemesinin gvenilirlii meselesi ve Hz. Peygamberin siretinden bir takm olaylarn farkl yorumlaryla kar karya getirmitir. Yukarda da ifade ettiimiz gibi, Goldziherin etkisiyle rivayetlere olan gven ciddi biimde sarslmt; lakin Gelenekiler arasnda yer alan arkiyatlar da siyer malzemesinin bir blmnn uydurma olduu grndeydiler. Hz. Peygamberin vahiy alrken sergiledii davranlar, onun aslnda sara hastas olmasyla izah ediliyor, kaynaklardaki rivayetlerden Hz. Peygamberin ahsiyeti konusunda Mslmanlarn anladklarnn tam tersi yorumlamalara ve tavsiflere ulalyordu. Mesela Margoliouth, Mslmanlar arasnda bir siyer mellifi olarak itibar ve nemi tartlmaz olan bn shaktan, Hz. Muhammedi arzularna ulamak iin yamadan uzak durmayan, suikastlar ve kitlesel katliamlar organize eden, ekya ba, kendisi ehvet dkn olup taraftarlarn da byle davranmaya ynlendiren, yapt her eyi Tanrnn adyla merulatran, politik hedefine ulamak hiin btn retileri terk edebilen, hatta gerektiinde tevhidden ve peygamberlik nvanndan bile vazgeebilen bir Hz. Muhammed portresi karabilmekteydi. Siyer malzemesinin gvenilirliine dair deerlendirmeler ve doru kabul edilen malzeme zerine yaplan yorumlar ok gemeden slam dnyasnda da akislerini buldu ve XIX. yzyldan itibaren siyer geleneinde yeni bir dnem almaya balad. XIX. Yzylda Hindistanda Seyyid Ahmed Han, XX. Yzyln ilk yar-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

152

Siyer Yazcl zerine

snda yine Hindistanda ibl Numan ve rencisi Nedv, Msrda Reid Rza ve Ferid Vecdi, sonra da zzet Derveze Hz. Peygamberin hayatn yeniden ele alma ihtiyacn hissettiler. Bu bilim adamlarnn siyere yaklamnda gzlemlenen ortak nokta, kssalar, mucizeler ve yceltilmi email bilgileriyle tarih ahsiyeti rtlm bulunan Hz. Peygamberi tekrar tarih kimlii ierisinde rnek peygamber haline getirmek, onun slahat ve mcadeleci kiiliini ne karmaktr. Bunlardan ibl Numannin balad ve fakat rencisi Nedvnin tamamlad Urduca Siret-el-Nebde siyerle alakal olarak nce Kurana, sonra sahih hadislere itimad edilmi, sahih hadislerle badamayan siyer malzemesine itibar edilmemitir. Siyer kaynaklarndaki malzemeyi kullanrken cerh ve tadil bilgilerine mracaat edilmi olmas dikkat ekicidir. Derveze, siyer kaynaklarna olan gvensizliinin bir sonucu olarak Asrun-Nebi isimli Kuran kaynakl bir siyer almas yapmtr. Bu almasyla o, Hz. Peygamberin hayat ve dnemi iin Kurandan geni lde istifade etmenin mmkn olduunu gstermi olmakla beraber, siyer kaynaklarndaki bilgileri ihmal ettii ve Kurandakilerle btnletirmedii iin, almas nemli, fakat eksik ve yetersizdir. Muhammed Heykel de Hayatu Muhammed isimli eserinde Kurandan azami lde yararlanmaya gayret etmitir. Bunun yannda Kurann ortaya koyduu perspektifi dikkate alarak dier siyer malzemesini kaynaklarn isimlerini zikretmeksizin eletirel ve semeci bir yaklamla kullanma gayreti iinde olmutur. Sonuta siyer kaynaklarndaki birok bilgi ve olgu esere yansmamtr. Bunlarn banda Hz. Peygambere Kuran dnda nispet edilen mucizeler gelmektedir. Bu nedenle Heykel, geleneksel siyer izgisini koruma eilimindeki mslman bilginler tarafndan eletirilmi, salam rivayetleri gz ard etmek ve msteriklerin etkisinde kalmakla sulanmtr. Mamafih eserin btn gzden geirildiinde, bu sulamann ok fazla hakl olmadn anlamak zor deildir. Muhammed Hamidullahn slam Peygamberi de bu srete telif edilen nemli almalardan biridir. arkiyatlarn tenkitlerinin farknda olarak Mucizeler konusunda ihtiyatl bir yaklam benimseyen Hamidullah, ok geni siyer mal-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

153

Mehmet ZDEMR

zemesini iyi bir tasnife tutarak ve mantksal tutarlla riayet ederek eserini vcuda getirmitir. Yalnz eserdeki malzemenin bir tarihinin eleinden gemeye muhta olduu da aikrdr. Asl itigal alan slam hukuku olan melliften byle bir vazifeyi de yerine getirmesini beklemek hakszlk olurdu. arkiyat almalarnn Trkiyede de nemli etkileri oldu. Siyer alannda iki tavr ortaya kt. Bunlardan birincisi, msteriklerin iddialarn tmden yanl ve kastl addeden savunmac tavrdr ki, Filibeli Ahmed Hilmi ve Manastrl smail Hakk Beyi bu tavrn ncleri olarak zikredebiliriz. kinci tavr ise yeniliki olarak nitelenebilir. Ahmet Cevdet Paa, Celal Nuri, Klzde Hakk ve Hseyin Cahit bu ikinci gruba dahildir. Sz gelimi Klzde Hakk Bey, Dzceli Yusuf Efendiyi tamamen geleneksel izgide kaleme ald Akvamus-Siyerinden dolay milleti dinden imandan soutuyor diyerek sert bir ekilde tenkit etmi ve tikadt- Batliyyeye ln- Harb isimli bir de eser telif etmitir. Bundan daha nce Ahmet Cevdet Paa, nceki kitaplarn iine misyonerler ve arkiyatlar tarafnfndan kullanlmaya msait ok sayda zayf rivayet kartndan, esas itibariyle ayet ve hadislerden hareket ederek, Hz. Peygamberin hayatn da ihtiva eden, hurafelerden arnm bir slam tarihi yazmay planlamtr. Bu niyet, Ksas- Enbiy adl eserin telifini salamtr. Yeniliki izginin en mmtaz temsilcilerinden olan Celal Nuri ise, Hateml-Enbiy isimli siyer almasnda hem gelensel izgiyi hem de msterikleri tenkit eder. Eserde Hz. Muhammed ve slam dini yeni bir adan ele alnmaktadr. Yazara gre Hz. Muhammed tarih nokta-i nazarndan madurdur. Gayr-i mslim tarihiler byk ve irs bir husumetin zebunudurlar. Mslman tarihiler ise Hz. Muhammedi bir insan olarak deil, insanst bir varlk olarak grmlerdir. Celal Nurinin tenkidinin son ksm, slam tarihilerinin, zellikle de siyer melliflerinin ellerindeki malzemeyi tenkit etmeden eserlerine doldurduklar anlamna gelmektedir. Bu gr Batda ve Douda dile getiren baka birok kii mevcuttur ve de temelinde, siyer melliflerinin ya da tarihilerin, eserlerine aldklar her

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

154

Siyer Yazcl zerine

rivyetin sahih olduuna inandklar eklindeki anlay yatmaktadr. Oysa bu, esas itibariyle, tarihilerin bilinsiz tutumlar sonucunda ortaya kan bir durum olmaktan ok, teliflerinde takip ettikleri derlemeci rivyet metodunun doal bir sonucudur. Bu metot dorultusunda onlarn birinci ncelikli amalar; kendilerine ulaan haberleri, sonraki nesillere olduu gibi aktarmak ve slm rivyet literatrn mevcut hliyle muhafaza etmekten ibaretti. Nitekim Taber, bu anlay tarihinin giriinde aka ifade etmektedir: ayet bu kitabmda, gemie dair zikrettiimiz baz haberlerin bir ksmn doru ve gerek bulmayp inkar edenler ya da irkin sayanlar olursa, bilsinler ki, bu haberler tarafmzdan uydurulmam, baz rvilerce bize gelmitir. O haberler, bize nasl nakledilmise, biz de o ekilde naklediyoruz. Grld gibi, rivayetlerinin bir blmnn gerek olmadklarnn ve gerek bulunmayacaklarnn Taber de farkndadr. Ama metodu gerei kendisini bunlar da rivayet etmek zorunda hissetmektedir. Bu tavr, tarihsel malzeme karsnda bir tarihinin ncelikle sahip olmas gereken objektifliin en yksek seviyede bir ifadesi ve uygulamas deil midir? Hi phesiz bu hususta bir tarihiden dierine baz farklarn bulunabileceini de unutmamak gerekir. Mesela bn shakn siyerinde yer alan bir ok rivayeti, daha nce de iaret edildii zere, bn Hiam doru ya da uygun olmadklar gerekesiyle kendi eserine almamtr. Buna mukabil esrine ald rivayetlerde asllara sadakatten ayrlmamtr. Bu klasik siyer kaynaklarnn tamamnda grlen bir tutumdur. zerinde durulan trden rivayetlerin siyer kaynaklarnda yer almasnda, takip edilen yntemle birlikte hadisiler arasnda helal ve haram dnda kalan faziletler ve maaz ile ilgili rivayetlerin rivayetinde ince eleyip sk dokumaya lzum bulunmad eklinde genel bir kabuln bulunmas da kolaylatrc bir faktr olmutur. bn Hanbel, Eb Nuaym, Hatb Badad, bn Askir, Hafz Abdlgan dnemlerinin tannm hadis otoriteleri idiler. Buna ramen sahablerin ve halifelerin faziletlerine dair zayf hadisleri ekinmeden rivayet ediyorlard. Bunun sebebi, onlarn az nce dediimiz gibi, sadece helal ve haram anlatan hadislerde titiz olmak gerektii, bunun dnda kalanlarda senetleri zikretmenin

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

155

Mehmet ZDEMR

yeterli olduu ve bu senetlerin shhati zerinde uzun uzadya durmaya lzum bulunmad grnde olmalaryd. Bu noktada yeri gelmiken bir hususa daha dikkat ekmek gerekir. Bilhassa ilk siyer ravileri ve mellifleri, her ne kadar bulduklar btn bilgileri aktarmay ncelikli bir grev olarak kabul etmilerse de rivayet sluplarnda kullandklar baz kelimelerle veya isnad kullanma biimleriyle aslnda baz rivayetler hakkndaki kanaatlerini ortaya koymulardr. Mesela bn shak, ondan da nce Zhr, kimi rivayetlerin balarnda kle (denildi), yuklu (denilir), zuime (iddia edildi), fm yezamne (iddia edildiine gre), zeam (iddia ettiler) kalplarn kullanrlar. Bu kalplarn kullanlmas, okuyucuya ilgili rivayetlerdeki bilgilerin halk arasnda sylenti kabilinden dolaan malumattan olduu n bilgisini vermek iindir. Sz gelimi bn Hiama bakldnda Abdulmuttalibin zemzem kuyusunu kazarken yapt nezir, Abdullahn Abdulmuttalibin en sevgili olu olduu, Abdullahn alnndaki nur, Bahirann Hz. Muhammedin gelecek peygamber olduunu bilmesi, ikinci Suriye seyahati esnasnda Hz. Muhammedi iki melein glgelendirmesine temas eden rivayetlerde iddia ettiklerine gre kalb kullanlmtr. Dolaysyla bu tr bilgileri havi rivayetler mellif nazarnda zaten mekuk haberler kapsamnda yer alrlar. Muahhar siyer mellifleri, ilk melliflerin bu hassasiyetlerini rivayetleri naklederken aynen muhafaza etmilerdir. Buna karlk gnmzde slam dnyasnda telif edilen Hz. Muhammed biyografilerinin ounda, bu gibi nemli ipular hi dikkate alnmadan, sz konusu rivayetler, kusursuz tarihsel malumat olarak sunulabilmektedir. Daha mahhas olarak mesela Hz. Peygamberin on-on iki yalarnda Suriyede rahip Bahira ile karlamasna dair bn shakta yer alan rivayetle, olayn Cevdet Paann Peygamber Efendimiz, Pakistanda siyer dln kazanm olan Safiyuddin Mubarek Kefrnin er-Rahkul-Mahtm ve Ali Himmet Berki-Osman Keskiolunun Hazreti Muhammed adl eserlerinde anlatl biimleri karlatrlabilir. bn shak veya onun ald ravi, rivayette kez f m yuzamne kalbn kullanmak suretiyle rivayet hakkndaki teredddn vurgulu bir biimde

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

156

Siyer Yazcl zerine

ifade etmesine ramen, yukarda isimleri geen siyer yazarlar bu kalb grmezden gelerek rivayetteki bilgileri eserlerine yanstmlar; bu suretle hem kaynaa sadakatten uzaklamlar hem de tarihilik anlay bakmndan ilk siyer melliflerinin bile gerisine dmlerdir. Kaynaklarda bazen bir konuda biribrine zt iki rivayet anlatldktan sonra mellif tarafndan Allah olan daha iyi bilir ibaresi eklenir. Bu aslnda rivayetlerin hangisinin daha doru olduu konusunda bir teredddn varlna iarettir. te taraftan bazen isnadlarn mrsel olmas ya da mehul ravi bulunmas da rivayetlerin shhati bakmndan nemli bir ayrntdr. Gelenekte genelde haberin shhati senetle irtibatl grldnden bir mellifin rivayeti mrsel halde brakmas ya da senette mehul raviye yer vermesi, bir yandan onun senetteki zaaflar gidermek gibi bir yola sapmamak suretiyle ortaya koyduu drst tavrna iaret ederken dier yandan haberin shhati konusunda dikkate alnmas gerekenm nemli bir bir ipucu sunmaktadr. Oysa, az nce de belirttiimiz gibi gnmz biyografi almalarnn ounda bu hususlar gzden kaybolmaktadr. Klasik siyer melliflerinin ynteminden sz ederken, daha genel erevede bir hususa deinmede yarar vardr. Siyer malzemesinin hadisler kadar tenkide maruz kalmad gr zaman zaman ifade edilse de, aslnda rivayet kltrmz gzden geirildiinde, gemite ulemann ciddi tenkitlerde bulunduklarn, bu tenkitlerin de hem senet hem metin tenkidini kapsadn sylememek hakinaslk olacaktr. bn Hanbel, bn Eb Htim, bnlCevz, Zeheb, bn Hacer, bn Kesir, Nevev, Aliyyl-Kr gibi limlerin ilgili eserleri bu hususta gnmzde Hz. Muhammedin biyografisini yazacak olanlarn nne geni bir tenkit tecrbesi ve mktesebat koymaktadr. ki rnek vermek istiyoruz. Birinci rnekte Aliyyl-Kr, Hz. Peygamberin Hayber Yahudilerini cizye demekten muaf tuttuuna ve bu konuda onlara bir belge yazp verdiine dair bir rivayeti deiik alardan tenkide tabi tutarak reddeder. Bunu yaparken daha ziyade metin zerinde durmakta ve bir anlamda ksm bir metin tenkidi yapmaktadr. Bu balamda dile getirdii tenkitlerden bazlar unlardr: 1. Belgede Sad b.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

157

Mehmet ZDEMR

Muazn ahitliinden sz edilmektedir; hlbuki o Hendek savanda vefat etmitir. 2. Belgeyi hazrlayan katib olarak Muaviyenin ad gemektedir. Oysa Muaviye Mekkenin fethinden nce Mslman deildi. 3. stelik o ana kadar cizyeyle ilgili ayet inmemiti. kinci rnek ise Zehebdendir. Hz. Muhammedin am seyahatleri esnasnda bann stnde bulutun dolamas, Bahirann manastrnn yaknnda altnda oturduu aacn glgesinin gneten korumak iin ona doru ynelmesi, Bahirann onun peygamber olacan bilip amcas Eb Talibe haber vermesi hususlarnda Zeheb, Tarihinde rivayet metniyle alakal olarak dikkate deer bir deerlendirmede bulunur ve zetle yle der: Hz. Muhammedin stnde kendisini glgelendiren bir bulut varsa, aacn glgesinin ona doru ynelmesi tasavvur edilemez. nk bulutun glgesinin aacnkini yok etmesi gerekir. te taraftan Hz. Peygamber risalet grevini aldktan sonra Eb Talibi slama davet ederken rahibin szlerini ona hi hatrlatmamtr. Dahas Kureylilerin de bu szleri kendi aralarnda veya bakalarna zikrettikleri bilinmemektedir. Gerekten byle bir olay meydana gelmi olsayd Mekkeliler arasnda yaylr ve bilinirdi. Dier taraftan Hz. Peygamberin iinde nbvvete dair bir his kalr ve Hira maarasnda kendisine ilk vahiy geldiinde bu durum karsnda endieye kaplmaz, kendisinden phelenerek hemen ei Haticeye komazd. Dahas olayn etkisiyle kendisini dadan aaya atma dncesi zihninde belirmezdi. Tekrar Celal Nuriye dnecek olursak, onun yukardaki grleri dile getiriinin zerinden bugn yaklak bir asr gemi bulunmaktadr. Ancak gerek Trkiyede gerekse slam dnyasnda onun ikyet ettii hususlar hala kmsenmeyecek lde varln muhafaza etmektedir. Nitekim hala kltrmzde var olan siyer malzemesi, gemi tenkid mktesebatmzdan da istifade edilmek suretiyle, modern tarihiliin tenkid yntemlerini kullanarak ve analitik bir yaklamla elekten geirilmi deildir. zellikle lkemizde hadis almalarnda belli bir mesafenin katedildiini sylemek mmknse de siyer almalar iin ayn

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

158

Siyer Yazcl zerine

tespiti yapmak zordur. Aada siyer almalarnda katks olacan dndmz ve erbabnca zaten bilinen birka hususu okuyucu ile paylamann yararl olacana inanmaktayz. 1. Tarihe yn veren byk ahsiyetlerin hayat etrafnda, tarihi gerekleri yanstan haberlerle birlikte menkbev ve mitolojik anlatmlar da olumutur. Hz. Peygamberin hayatna dair siyer malzemesi de bundan masun kalm deildir. yleyse siyer aratrmalarnda menkbev ve mitolojik malzemenin nasl deerlendirilecei ve ayklanabilecei hususunda donanma sahip olmann lzumu ortadadr. 2. Halk muhayyilesi bazen rya ve kehanet gibi olgular siyerde muhtelif ihtiyalara cevap vermek iin kullanma yoluna gidebilmitir. Bu gibi rivayetlerin tarih yazmnda tek balarna olan tespit iin yeterli veri olarak kullanlamayacaklar aikrdr. Belki toplumlarn tarihsel malzemeyi olutururken ne gibi enstrmanlar kullanabilecekleri konusunda fikir vermeleri bakmndan nemlidirler. 3. te taraftan, tarihsel srete sonraki kuaklarn, ou kere nceki kuaklarn tarihini kendi iinde bulunduklar artlardan; siyas, sosyal, din, fikr gelimelerin ve tartmalarn ierisinde ve sonrasnda olumu alglamalardan hareketle yazdklar, dolaysyla da gemii olduu gibi deil, bazen olmas arzulanan bazen de olduu zannedilen biimde anlayp anlattklar bilinen bir husustur. Yukarda da temas ettiimiz gibi mesela kimi rivayetlerde Araplar ver nitelikte srarl bir vurgu ile karlalyorsa bu durumu Emevlerin sonlarnda balayp Abbasiler dneminde iddetlenen ubiye tartmalarn dikkate almadan deerlendiremeyiz. Bu balamda Motzkinin dikkat ektii rivayetin yahut metnin tarihini tespit etme meselesi son derece nemlidir. Tabi metnin tarihini tespit derken de iki husus ne kmaktadr: Birincisi, metnin kendisinin, yani lafzlarnn ekleme ve karma suretiyle tarihsel srete geirdii deiimin tespit edilmesidir. kinci husus ise, metindeki deimelerin tarihsel sreteki hadiselerle, dolaysyla da metnin zaman ve zeminle balantlarnn kurulmasdr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

159

Mehmet ZDEMR

4. Rivayet deerlendirmeleri balamnda kltrmzde ok zengin bir birikimin varlna zaten iaret edilmiti. yi bir siyer aratrmas yaparken ihmal edilmemesi gereken hususlardan biri de, bu birikimin ciddi bir ekilde gzden geirilmesidir. Bu yapld takdirde gemite bugn de geerliliini muhafaza eden ok nemli ve ilgin deerlendirmelerin yapld grlecektir. 5. Kuran, Hz. Peygamberin ilahi vazifesinin nitelii ile birlikte beeri kimlii ve bu kimliin snrlar konusunda olduka belirgin aklamalar getirmekte, snrlar koymaktadr. Binaenaleyh muahhar kaynaklarda Hz. Peygambere nispet edilen olaanst niteliklerin deerlendirilmesi hususunda Hz. Peygamber dneminin btn itibariyle yegane otantik kayna olan Kurann verilerinden azami derecede istifade etmenin lzumu izahtan varestedir. 6. bn shaktan nceki siyer ve mez melliflerinin deiik kaynaklara dalm vaziyetteki rivayetlerinin bir araya getirilerek ksm bir ina faaliyetinin tamamlanmas, ilk kaynaklarn her birindeki Peygamber alglamasnn ortaya konmas ve bununla muahhar kaynaklardaki alglamalar arasndaki paralellikleri ve farkllklar grebilmek asndan son derece nemlidir. 7. Daha nce de dile getirdiimiz gibi, Kurann baz ayetlerini izah etme ihtiyacnn siyer malzemesinin genilemesine katkda bulunduu dikkatlerden uzak tutulmamas gereken bir husustur. 8. Kltrmzde risaletin, risalete hazrlk biiminde genelde Hz. Muhammedin doumuyla, hatta daha ncesinde balatlm olmas, vahiy ncesi hayata dair siyer rivayetlerinin bir blmnn bu hazrlk srecine uygun olarak ekillenmesini salamtr. Hlbuki bu konuda Kurann sunduu verilerin ve bu verilere paralel siyer rivayetlerinin dikkate alnmas daha salkl olacaktr. 9. arkiyat almalar erevesinde ortaya kan biyografiler, iki tr kmazla kar karyadrlar. Birinci kmaz udur ki, baz biyografilerde, mesela Muirinki gibi, Hristiyanlk, zellikle de Hz. sann beeri olmaktan karlm hayat esas alnarak Hz. Muhammedin peygamberlik dneminin deerlendirilmesi cihetine

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

160

Siyer Yazcl zerine

gidilmektedir. Ancak bu yntem, Hz. Muhammedin olduu gibi grlmesinin nnde byk bir engel olarak durmaktadr. kinci kmaz ise, Hz. Muhammedi indirgemeci bir yaklamla byk devlet adam, byk kanun koyucu, byk reformcu olarak ele alp anlatan kimi batl biyografilerde onun ilahi misyonunun tamamen grmezden gelinmesidir. Her iki biyografi trnn de Hz. Muhammedi tam olarak anlayp anlatmas mmkn gzkmemektedir. Watt, bu kmazlar amak iin, Hz. Muhammedin Kitab- Mukaddesde zikredilenlere benzer bir peygamber olarak kabul edilmesi gerektii kanaatindedir. Bunu nemli bir alm olarak kabul etmek gerekir. Her ne kadar bu alma Hz. Muhammedin Hz. saya eitlenmedii bahanesiyle itiraz etmek mmkn ise de, byle bir itiraz ok da nemli deildir. Zira Kurann ortaya koyduu anlayta Hz. Muhammed zaten dier peygamberler gibi bir peygamberdir. Hz. sann ilahlatrlarak peygamberlerden farkl ve stn bir yere oturtulmas, Mslmanlarn deil, Hristiyanlarn problemidir. Mslmanlar asndan Hz. Muhammedin dier peygamberlerden biri olarak grlmesi yeterlidir. Watt, byle bir anlaya ulat iin Hz. Muhammed hakknda daha insafl sonulara ulaabilmitir. Benzer bir yaklamn dier arkiyatlar tarafndan da benimsenmesi temenni edilir. 10. Siyer aratrmacsnn Hz. Peygamberin zuhur ettii asr ve siyer malzemesinin teekkl ettii zaman dilimi boyunca evre kltrler, bu kltrlerin yazl kaynaklarnda Hz. Muhammedin nasl yer ald, keza evre kltrlerin din byklerinin hayatlar, bu hayatlar etrafnda oluan menkbeler, efsaneler ve mitolojik motifler hakknda da bilgi sahibi olmas, hem paralellikler yakalamas hem de muhtemel etkileimleri kefedebilmesi alarndan nemli olsa gerektir. 11. Nihayet arkeolojik kazlarn tarih almalarna olan katks herkese bilinen bir gerektir. Bugn maalesef siretin getii tarihi meknlarda bu mahiyette almalar yaplamamaktadr. Halbuki bu mmkn olsa, ok ilgin ve nemli kaltlara kavuacamz muhakkaktr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

161

Mehmet ZDEMR

12. yi bir tarihi olmak, iyi bir metodoloji bilgisiyle birlikte kendi alanndaki malzemeye hakim olmakla ve malzemenin ruhunu kavramakla mmkn olabilir. Tarihi malzemeyi kuatmasn baarabilen bir tarihi, parmak veya gz ucuyla elindeki altnn kymetini takdir eden bir kuyumcu misali, sahihle salam, tarihle kurguyu, efsane ile hakikati birbirinden ayrma melekesine sahip olur. Malzemeye hkim olmak demek, onu kutsallatrmadan her soruyu rahata sormak ve cevabn almaya almaktr. Bu konuda Hz. merin u tavr ilgin bir rnek olarak karmzda durmaktadr. Bilindii gibi Hz. Peygamber Medinede bir ara kendisine sknt verdikleri iin elerinden bir sre ayr kalmaya karar vermitir. Hz. Peygamberin bu karar, sahabe tarafndan onun elerini boad eklinde anlalr ve mescide herkes birbirine bu ekilde anlatr. Hz. mer de olaya bu konumalar duyarak vakf olur. Fakat duyduuyla yetinmez, meseleyi birinci azdan renmek iin Hz. Peygamberin yanna gider ve iin asln ona sorar, o da elerini boamadn syler. Burada nemli olan husus, Hz. merin, olay, sahabeden duymasna ramen, tahkik etme ihtiyacn hissetmi olmasdr. Onun bu tavr, cret sahibi bir tarihiye arad ipucunu fazlasyla vermektedir.

On the Writers of Siyar


Citation/: zdemir, Mehmet, (2007). On the Writers of Siyar, Milel ve Nihal, 4 (3), 129-162. Abstract: It is known that the scholarly branch of siyar and maghazi which are concerned with the life of the Prophet Muhammad, who has been the most important of those personalities who changed the history, was separated from hadith and followed its own way. It is also noticeable that some apocryphal material has been involved in siyar and maghazi since they have gone away from the critical methodology of hadith. Together with the narrations of historical events the mythological stories as well as hearsays concerning the life of great personalities who have been decisive in historical process have been quite effective in this. It is certain that we need the life of the Prophet to found a healthy future. It is therefore quite important to clarify the narrations of the life of the Prophet from the apocryphal materials. Keywords: siyar, maghazi, the history of Islam, apocryphal material.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

162

Kitap Tantm ve Tenkitler

R. G. Collingwood, Tarih Tasarm,


ev. Kurtulu Diner, Gndoan Yaynlar, Ankara 1996, 384 s.

Tarih Tasarm/The Idea of History, Collingwood tarafndan 1936 ylnda verilen The Philosophy of History/Tarih Felsefesi adl ders notlarnn bir araya getirilmesiyle olumu bir kitap. lk defa ngilterede 1946 ylnda yaymlanan eser, 1990 ylnda Ara Yaynlar tarafndan Trkeye kazandrlm. Kitap, tarih felsefesi zerine bir deneme zelliini tamakta. Tarih Tasarmnda modern tarih tasarmnn Herodotostan yirminci yzyla dek nasl gelitiine dair tarihsel bir betimleme sunulmaktadr. lk blmde Collingwood, tarihin yaps, konusu ve yntemine ilikin YunanRoma tarih yazmndan eitli rnekler sunmaktadr. Yunan-Roma tarih yazmnn insancl bir zellik tadn, ama balca kusurunun tzclk olduunu ifade eden yazar; teokratik tarih ve mitos zerinde durarak, evrensel tarih tasarmnn Helenizm tarafndan yaratldn ne srer. Bilimsel tarih anlaynn Heredotos ile baladn belirten yazar, bunun Thoukydides, Polybius, Livius ve Tacitus ile devam ettiini belirtir. Hristiyan tarih tasarm ve ortaa tarih yazm zerinde de teferruatl bir biimde duran yazar, ortaa tarih yazmnn byk iinin nesnel ya da tanrsal plan

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

ortaya koyduunu ifade eder. Collingwooda gre, tarihinin ii gemii bilmektir, gelecei bilmek deil; tarihiler ne zaman gelecei olup bitmesinden nce belirleyebileceklerini ileri srseler, temel tarih anlaylarnda bir eylerin yanl olduunu kesinlikle bilebiliriz. Dier blmlerde ise Descartes, Herder, Kant, Schiller, Hegel, Marx, Toynbee, Rickert, Simmel, Dilthey, Croce, Spengler ve Bergsonun tarihin doasna ilikin yaklamlar aralarndaki iliki gzetilerek btnlkl olarak tartlmaktadr. Romantizmin bilimsel tarihin eii olduunu vurgulayan yazar, Aydnlanma ve Pozitivizm ile birlikte bilimsel tarih anlaynn baladn belirtir. Yazar, daha sonra ngiltere, Almanya, Fransa ve talyadaki tarih tasarmn, yazcln ve nemli filozoflar konu edinir. Beinci ve son blmde, nsann Doas ile nsann Tarihi, Tarihsel mgelem, Tarihsel Kant, Tarihin Konusu, Tarih ve zgrlk ile Tarihsel Dnmeyle Yaratlan lerleme konular irdelenmitir. Colingwood, eserinde, amacnn felsefe ve tarih arasnda bir rapprochment/yaknlama salamak olduunu ifade etmektedir. Yazara gre, felsefe, kendine dnk dnmedir. Felsefe hibir zaman kendi bana dnceyle ilgili deildir; hep onun nesnesiyle ilikisine bakar, dolaysyla dnceyle olduu kadar nesneyle de ilgilidir. Collingwooda gre tarih ise, teoloji ya da doa bilimi gibi zel bir dnme biimi olup, tarihin nesnesi, insanlarn gemiteki eylemleri, amac ise insann kendisini bilmesidir. Ksacas Collingwood, tarihin kant ya da belgelerin yorumu olduu gr-

tarihin, tasarmlar hakkndaki sorular ile olgular hakkndaki sorularn birbirinden ayrlmad bir bilgi tr olduunu vurgular. Tarihin kron ileri srer. Collingwood, en nihayetinde noloji olarak kalmayp, zihnin z bilgisine ulaabilmesi iin, tarihi olaylarn ardndan gitmek, insan eylemlerine ve eylemlerle kendini gsteren dnceye varmak zorundadr. O zaman filozofun, tarihinin zihni hakknda dnmesi gerekir. Bu nedenle Collingwood, idealizm biimine ynelip, sonunda felsefeyi tarihle zdeletirme yoluna gitmitir. Collingwooda gre, tarihi eylemlerini anlatt

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

164

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

insanlarn yaantsn kendi zihninde yeniden canlandramad srece, tarih bilimsel olarak yazlamaz. Tarihilerin olaya sadece kendi alarndan bakmalar, olaylar dier alardan grememeleri sorununu douracan savunur. Yine yazar, bunlara bal olarak, tarihi, derece derece artan olgusal bir deneyim olarak tanmlar. Saf tarih, olarak adlandrd bu tarih, felsefe olmakszn var olamaz. Baka bir deyile felsefi olmayan tarih diye bir eyin olmadn vurgular. Collingwoodun kapslleme ilkesine gre, gemi, imdinin iinde kapsllenmi olarak bulunur. Bu nedenle tarihi, gemiin izlerini iinde bulunduu anda elde etmi olduu kantlarla bulmaldr. Tarihi ann insandr ve her ynyle ann koullarna baldr. ann ilgileri, kayglar ve beklentileri onun bak asn da belirler. Collingwood, gemile imdi arasndaki ilikiyi kuracak olan alan, felsefe olarak belirlemitir. Bu nedenle, gemiteki olay durumlarnn, imdideki kayglarmzla ilikilendirilmesi, felsefenin bir ilevi olarak karmza kmaktadr. mgelem kuramnda Collingwood, gemiin btnsel bir resmini yapmak istemektedir. Bu yanyla, Collingwoodun kuram bir tarih kuram olmaktan ok, bir felsefe kuramdr. Tarih Tasarmnda nemli bir sorun da, Collingwoodun, diyalektik sorgulama, dncenin tarihsellii ve tarihsel anlamaya ilikin grlerinin hermeneutik kuramla ilikilendirilmesi abasdr. Collingwoodun tarihsel imgelem, tarihsel kant, soru ve yant mant hakkndaki grleri, tarihsel-hermeneutik sorulara odak oluturur. Collingwoodun bilimsel tarih olarak nitelendirdii tarih, yalnzca, eletirel tarih zerine getirilen teknik bir gelime deildir; ayn zamanda, makas-zamk tarihi zerine getirilen bir gelimedir. Collingwoodda makas-zamk tarihilii ise, farkl yetkelerin tanklklarn seip birletirerek kurulan tarihtir. Ancak, yazara gre bu, gerekte tarihilik deildir, nk bilimin gerekli koullarn yerine getirmez.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

165

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Son olarak, Tarih Tasarm, felsefecilerin dikkatini tarihin varlndan doan epistemolojik sorunlara yneltir ve felsefi sorunlarn tarihsel bir yaklamla nasl aydnlatlabileceini, nasl zlebileceini ifa eder. Collingwoodun, Tarih Tasarm adl eserindeki grlerinin ou Croceinkilere benzemesine ramen bu fikirler geni lde kendi tarihsel almasnn bir rndr denebilir. Collingwooda gre, tarihsel bir olay ya da olguyu anlamak, ancak ann koullar gz nnde bulundurulursa olanakl olur. Herhangi bir eylem, ann koullarnda baka trl gerekletirilmesi olanakl olmayan bir eylemdir. Bu eylemin baka trl gerekletirilememesinin nedeni, temelinde felsefi bir kabuln bulunmasdr. Colingwoodun eseri, tarih felsefesi ve tasarmnn oluumunu merak edenler iin nemli bilgiler ihtiva etmektedir. Ercan ALAYAN

William Henry Walsh, Tarih Felsefesine Giri,


ev. Yusuf Ziya elikkaya, Hece Yaynlar, Ankara 2006, 207 s.

W.H.Walsh, Tarih Felsefesine Giri adl kitabnda, birbirinin rakibi genel bilgi teorilerinin unsurlarn bir araya getiren bir sentezden mteekkil analitik bir tarihsel bilgi teorisi sunmaya almaktadr. Walsh, eletirel tarih felsefesi ve speklatif tarih felsefesi olmak zere iki ana blme ayrd kitabnda Kant, Herderi ve Hegeli detayl olarak inceler. Agust Comtea, Karl Marksa ve Arnold Toynbeeye de ksaca vurgu yapmakla beraber, bu filozof hakkndaki deerlendirmeleri olduka doyurucudur. Birinci blmde kitabn zetini yapan Walsh, blm II-Vte tarihsel dn mantna dair meseleler zerinde nemle durmaya alm ve blm

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

166

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

V-VIIIde bir tarih metafizii ya da kendi deyimiyle tarihin metafizik yorumunu yapmaya ynelik teebbslerin eletirel bir deerlendirmesini yapmtr. Kitabn ihtiva ettii konular birinci blmde giri niteliinde zetlenmitir. Yazar kitabn birinci blmnde tarih felsefesinin geliimi zerinde durmu; tarih felsefesini kurma erefinin tartmal bir konu olduunu vurgulamtr. Bununla birlikte, bu erefin talyan tarih filozofu Vico (1668-1744)ya ait olduunu ifade etmitir. Daha ileri gidildiinde ise, bunun Aziz Agustine hatta Ahdi Atikin baz blmlerine kadar dayandrlabileceini ileri srmtr. Walsh, tm bunlara ramen, tarih felsefesinin ayr bir konu olarak ilk defa Herderin Ideen zur Philosophie der Geschicte der Menscheit/ Ideas for a Philosophical History of Mankid adl eserinin ilk ksmnn 1784te yaynyla balayan ve ardndan Hegelin, lmnden sonra 1837de yaymlanan Lectures on the Philosophy of History/ Tarih Felsefesi zerine Konferanslar adl eserinin kndan hemen sonra kapanan bir dnemde kabul grdn iddia etmekte hakl olduunu belirtmitir. Yazar, 19.yzylda anlald ekliyle tarih felsefesi almasnn, daha ok bir metafizik speklasyon konusu olduunu; amacnn bir btn olarak tarihin seyrine dair bir idrak kazanmak olduunu; tarihin arz ettii bir ok bariz dzensizlik ve insicamszlklara ramen genel bir plan ihtiva eden bir btnlk tekili olarak telakki edilebileceini gstermek olduunu vurgulamtr. Kitabn birinci blmnde tarih felsefesi ile ilgili birtakm mlahazalardan sonra yazar, eletirel tarih felsefesi zerinde durmutur. Bu blmde yazar, eletirel tarih felsefesinin problemlerinin drt ana gruba ayrldn; bunlardan ilkinin Tarih ve Dier Bilgi Formlar alt balyla ele alnarak birinci grup problemlerin tarihsel dnn gerek mahiyetine ilikin meselelerden olutuunu syler. Yazara gre tarih, gemi olaylarn yaln kaydndan ibaret olmayp, bunun tesinde anlaml/significant kayttanolaylarn birbiriyle balantlarnn kurulduu bir aklamadanibarettir. Tarihi sadece gemite ne vuku bulduu zerinde dur-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

167

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

mamal, ayn zamanda onun neden vuku bulduunu gsterme peinde olmaldr. Eletirel tarih felsefesinin ikinci problemini Tarihte Doruluk ve Vaka olarak nitelendiren yazar, tarihsel vakann ne olduunu ve yine tarihilerin nermelerinin neye binaen doru veya yanl addedilebilecei zerinde durmutur. Yazara gre tarihsel vakalar her zaman kantlanmak zorundadr. Bununla birlikte tarihinin grevinin sadece tm nermelerini mevcut kanta dayandrmaktan ibaret olmadn, bunun tesinde hangi kantn mevcut olduuna karar vermek olduunu belirtmitir. Ksacas yazar, tarihsel kantn, tarihsel hkmlerin doruluunu test etmek iin bavurulabilecek nihai bir veri olmadnn nemine deinmitir. Eletirel tarih felsefesinin nc problemini, Tarihsel Objektiflik olarak nitelendiren yazar, objektiflik kavramnn, eletirel tetkike bilhassa muhta olduunu ifade etmitir. Kitapta, imdiye dek ideal olmaktan uzak tarafsz tarihin, tam anlamyla bir imknszlk olduu; bununla birlikte tarihin bir bilim dal olarak kabul edilmesi halinde, tarihte doal bilimlerdeki objektiflie tekabl eden baz zelliklerin bulunmas gereklilii dile getirilmitir. Yazara gre, tarih aratrmalarnda objektif olmann nnde; ahsi eilim, grup nyargs, tarihsel yoruma ait atan teoriler ve arka planda yatan felsefi atmalar yer almaktadr. Eletirel tarih felsefesinin drdnc problemi, Tarihte Aklama problemidir. Buradaki asl mesele tarihinin zerinde alt olaylar aklama usul ile alakal zgnln olup olmaddr. Yani tarihteki olaylarn ne olduu kadar, niin olduu da mhimdir. Eletirel tarih felsefesi ve problemlerini irdeleyen yazar, sonraki blmlerde speklatif/nazari tarih felsefesi zerinde durmaya alm; bu meyanda Kant, Herder ve Hegel zerinde ayrntl bir bilgi sunmutur. Pozitivist harekete de deinen yazar, 19. yzyl tarih yazcl zerinde ciddi bir etkisi olacak olan Fransz yazar Aguste Comte irdelemitir. Comten tarihin gereklerini anlamlandrmak iin Hal Yasasn -Teolojik Dnem, Metafizik Dnem ve Pozitivist Dnem- ileri srdn ve Hegelde olduu gibi, Comten da tarihin seyrinin tarih-d/nonhistorical amiller tarafndan belirlendiine inandn ifade etmitir. Pozitivist ku-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

168

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

ram tarihin oluumunda hibir ilahi nedene yer vermez, sadece toplumu esas alr. Pozitivistlerin, tarihi anlamay, genel olarak insan tabiatn anlama ile irtibatlandrmaya altklarn ve bu konuda yanlmadklarn ifade eden yazar, pozitivist hareketin, yzyl boyunca tarihsel almalarn gelimesi zerinde esasl bir etkiye sahip olduunu vurgulamtr. Tm bunlara ramen pozitivistlerin beeri tabiat tetkik konusunu basite almalar ve tarihileri sosyal bilimcilere dntrme abalarnn yanl olduunun altn nemle izmitir. Marks ve tarihsel materyalizme de deinen yazar, Marksn tarih teorisinin Hegelci etkiler tadn ve bunun gz ard edilmesi halinde Marksn bak asnn anlalamayacan ileri srer. Yazara gre Marks, diyalektik konusunda olduu gibi, herhangi bir zamanda yaayan bir toplumun hayatnn farkl ynlerinin organik olarak birbiriyle ilikili olduu grnde de Hegele dayanmaktayd. Hatta yazar, daha ileri giderek Marksn tarih felsefesini, Hegelin felsefesinin tadil edilmi bir versiyonu olarak sunmakta bir beis grmemektedir. Marksa gre tarih sahnesinin ba aktrleri milletler veya halklar deil, ekonomik snflar olup; tarihte herhangi bir deiim srecini anlamak iin meydana gelen deiimin arkasndaki iktisadi arka plana bakmak yeterli olacaktr. Son olarak ngiliz tarihi Toynbeeye yer veren yazar, Toynbeenin kafasnda uygarlklarn dou, gelime ve dnn mukayeseli tetkiki dnda baka bir ey olmadn dile getirmitir. Bu zelliiyle Toynbeede, bn-i Haldun ve Vico tesirinin ok belirgin olduu aikardr. Walsh, Toynbeenin olaylara bir tarihi gznden ziyade bir sosyolog gibi baktn ve bu nedenle meslekten tarihilerin onu eletirmelerinde hakl olduklarn vurgular. Son tahlilde, tarih felsefesi hakknda nemli bilgiler ieren kitapta, birinci blmde tarihsel dnn tabiat, bu dnn dier dn trlerinden farkl klan vasflar zerinde durulmu olup, tarihsel dnn n kabulleri ve sonularnn epistemolojik nitelii incelenmitir. Kitabn ikinci ksmnda daha ziyade tarih felsefesine ilikin geleneksel problemler zerinde durulmutur. Eletirel ve speklatif tarih felsefesi hakknda ayrntl ve karlatrmal bilgilerin yer ald kitapta; Kant, Hegel, Herder, Comte,

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

169

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Marks ve Toynbee ile ilgili zet bilgiler mevcuttur. kinci ksma konulan ekte, Walsh tarafndan tarihsel materyalizmin ksa bir deerlendirilmesi yaplmtr. Tarih Felsefesine Giri, Walsh tarafndan felsefeciler hedef alnarak yazlmasna ramen, tarihiler ve tarih rencileri tarafndan mutlaka yararlanlmas ve deerlendirilmesi gereken bir kaynaktr. Basit ve sade anlatm, tarih felsefesi gibi okunmas skntl bir disiplini kolaylatrrken, nyarglardan uzak tespitleri ufkumuzu genilemekte ve tarih felsefesi alanndaki yaklamlara nfuz etmemizi mmkn klmaktadr. Tarih felsefesi hakknda nemli bilgiler ieren kitap, konuya ilgi duyanlarn vazgeilmez bavuru kitaplarndan biri olmay hak eder niteliktedir. Ercan ALAYAN

Hans Meyerhoff, Zamanmzda Tarih Felsefesi,


ev. Abdullah evki, Hece Yaynlar, Ankara 2006, 408 s.

Zamanmzda Tarih Felsefesi adl alma, Hece Yaynlar tarafndan Abdullah evkinin evirisiyle Trkeye kazandrld. Alman asll Amerikal felsefe profesr Hans Meyerhoff tarafndan derlenen kitapta, yazarn tarih ve felsefe konularna ilikin giriinden sonra; Tarihsiciliin Kalt, Clio- Bilim mi Yoksa Esin Perisi mi?, Tarih ve Ahlakllk ve son olarak Tarihin Anlam adl drt blm; tarih felsefesine dair 19. ve 20. yzylda kaleme alnm deneme ve yorumlar bulunmaktadr. Kitabn sonunda tarih felsefesiyle ilgili ek kaynakaya yer verilmesinin yan sra, mtercim tarafndan kaleme alnan Tarih Felsefesi in Bir Deneme adl yaz da bulunmaktadr.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

170

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Birinci blmde Geoffrey Barracloughun Deien Dnyada Tarihi adl makalesinde, tarihselcilie ynelik elikili bir duruu vardr. O bir yandan, tarihin insan ruhunun muhteem eitlilii, yaratc gce ok keyif veren tankl olduu tezini savunurken; dier taraftan da, tarihiliin bilgi ve aktrel yarglar iin greceli sonularna zlr. Bununla birlikte Barraclough, tarihsel dncenin temellerinin yeniden dikkate alnmas iin, zamann gerekli olduu sonucuna varmtr. Rya adl makalenin yazar Wilhelm Diltheyin usunun iki anlaml vurgusu nem tar: 1Tarihsicilik, insann, tanrbilim, felsefe ve doal bilimden nihai kurtuluunun anahtar gibidir. yargs; 2-Tarih ya da felsefe iin evrensel bir kavramsal dizge hazrlamann baarszl. Mezkur makalede felsefe, Dilthey tarafndan balk altnda irdelenmitir: 1- Maddecilik veya olguculuk, 2- zgrln idealizmi, 3- Klasik ve nesnel idealizm. Diltheya gre, her dnya gr tarihsel olarak koullandrlmtr ve bu nedenle snrl ve grelidir. Benedetto Croce tarafndan kaleme alnan Tarih ve Tarihe adl denemede, modern tarih yazmnda, aklc, bilimsel veya olgucu eletiri sz konusudur. Croce, tarihsel olayn ne olduu veya niin olduuyla, gemi olaylarn vakayiname benzeri kaytlaryla, bu olanlar aklayan/yorumlayan tarihsel anlatlar arasnda temel bir farkn olmasyla ilgilenir. Bu fark, zmsel ya da speklatif olsun olmasn, tarihin herhangi bir felsefesinin yantlanmas gereken temel sorularn ortaya koyar: Tarihsel bir anlat ne yapar? Ya da, meydana gelen balca olaylar nasl tarihe dntrlmtr? Devamnda Crocenin Her gerek tarih, ada tarihtir. nerisi, onun tarih felsefesine nemli bir katks olmutur. Ayrca, tarihin pragmatik yorumunun da temelidir; imdiki yaamn yararyla birlemi olmas nedeniyle, gemi lmtr anlamna gelmektedir. Yaam bir imdidir ve bo bir ykleme olan bu tarih gemitir. diyen Croce, belge ve tenkit ile yaam ve dncenin tarihin gerek kaynaklar olduunu vurgulamtr. Birinci blmdeki bir dier yaz, Jose Ortega Y Gasset tarafndan yazlm olan Bir Dizge Olarak Tarih adl makale olup; yazarn, tarihsicilikten varoluulua geii akla kavuturma ama-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

171

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

cn tamaktadr. Ayrca yazarn, Dnden nceki gn anmsamakla sadece dne k tutabiliriz. Tarih bir dizgedir, tek ve acmasz zincirle balanm olan insan deneyimlerinin dizgesidir. sz, yazarn tarihe, gemiteki tecrbeler olarak bakt gereini ortaya koymas bakmndan nem tamaktadr. nsan, bir sz olarak doaya sahip deildir; asl sahip olduu tarihtir. tmcesi Ortegann, Croce ve Diltheya minnettarln gsterir. Ortegann makalesi, modern tarihsiciliin gelenei bakmndan nemli olup; ona gre gemi:nsann geleceinin dar yaamyla imdiden yapld deneyimlerdir. Gemie byk nem atfeden yazar, Eer ne olacan bilmezsek, ne olmayacan da bilmeyiz. nsan gemii gz nnde bulundurarak yaar. szleriyle yaamn, gemiin zerine kurulu olduunu/olacan nemle vurgular. Tarihsel mgelem adl makaleyle dorudan tarihsel bilgi sorununu irdeleyen ngiliz filozof R. G. Collingwood, gemi dncenin, tarihinin zihninde, yazl tarihin imdinin yeniden vuku bulmasndan/re-enactment baka bir ey olmadn ortaya koymaya alr. Makalesinde Colingwood, Kantn yapt gibi, verimli imgelemin zihinde nemli bir ilevi olduunu savlar. Kendini dorulama kavram olarak tarihsel gerek sorununun zmnn olup olmad, deney ncesi/a priori imgelemin kabul edilip edilmeyecei, tarihte nesnel koullarn rol oynamasnn adil olup olmad, tarihsel grelilik veya kukuculuun glgesinin giderilip giderilmedii gibi sorunlar zerinde durmutur. Ana temann yan sra makalede, kaynaklar, yetkeler, delil, tarihe nfuz ve tarihsicilik gibi g konular zerinde ok sayda nemli yorum yer alyor: Tarih, somut ve geici olann akl szgecinden geirilmi bilgisidir. kinci blmde, daha ok tarihin bir bilim olup olmad zerinde durulmaya allmtr. Henry Pirennenin makalesi, bir bilim olarak tarihin konumu iin bir savunma yazs, modern tarihin eletirel aygtnn bir zeti olmakla birlikte; dier taraftan, tarihsici sezgi, genel yasalar formle etmeksizin tarihi kurmann onu anlatmak demek olduunu yineler niteliktedir. Makalede, bilimsel aygtn bir gereklilik olduu, ancak bunun, tarihi yazmak iin yeterli bir koul olmad vurgulanmtr. Arnold J.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

172

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Toynbeenin kaleme ald yazda, daha ok, tarihsel aklama zerinde durulmu ve tarihe bilimsel tekniin uygulanmasn snrlayan nedenler zerinde dnlmtr. Tarihsel grelilik, Carl L.Becker, Charles A. Beard ve Raymond Aron tarafndan yazlan makalelerle irdelenmitir. Becker, ilgiler, kuram ve yoruma bal olarak gereklerin kanlmaz koullandrlmas ve tarihsel gereklerin saf olmamas gereini dillendirmitir. Beardn makalesinin en anlaml katks ise, bir yandan tarihte bilimsel kavramlarn bir eletirisi niteliinde, dier yandan bilimsel yntemin nihai yklenicisi arasnda duraksamas eklinde olduu sylenebilir. Aronun tarihte grecelik konusundaki makalesi, tarih yazmna girebilen nesnel ve znel faktrlerin arln tartmak bakmndan titiz ve itinaldr: nsan, tarihsel bilginin hem znesi hem de nesnesidir. Tarihsel yarglar balkl makalesiyle John Dewey, tarihsel bilgiyi, genel olarak, insan bilgisinin sorununa benzetmek eilimindedir. Dewey, Tarih, zorunlu olarak imdinin bak asndan yazlmtr. der ve ekler: yazlm olan kltr kavramlar ve baskn sorunlar tarafndan kontrol edilmitir. Morton White, tarihsel yorumun ruh bilimi ve mant arasndaki karkln, tarih felsefesinin tipiklii olduuna inanan bir dnceyi sergilemekle nesnel bir tarih grn savunur. Tarih ve Ahlakllk adl nc blmde, Herbert

Butterfield, Sir Isaiah Berlin ve Jacob Burkhardt, ahlaki konular ve deerlerin atmas, ahlaki ilkelerin/yarglarn tarih ve tarihiye etkisini tartmakta ve tarihinin ahlaki yarglara boyun ememesi gerektiini vurgulamaktadrlar: Tarihinin nde gelen ilevi, kendi balamnda gemii yeniden kurmaktr. Tarihin Anlam balyla drdnc ve son blmde, Alan Bullock, Karl Popper, Reinhold Niebuhr ve Karl Jaspers, tarihin ve tarihsiciliin anlam, tarih tesinin bir eletirisi ve tarihsel belirlenimcilik ( dngsel, diyalektik/evrimci) zerinde durulmutur. Sonu olarak tarihi anlamlandrma abamzda tarih felsefesi olduka nemli bir yer tutar. Meyerhoff tarafndan derlenen bu kitap, tarih felsefesine ilgi duyan farkl tarih felsefelerinin yorum-

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

173

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

larn renmek ve ileri okuma yapmak isteyenler iin katk salayacak deneme ve yorumlar iermektedir. Meyerhoffun derlencesi, tarihin anlamndan tarihin bir bilim olup olmadna, tarihte grecelik ve objektiflikten tarihte ahlaki yarglara, tarihilik ve tarihsel aratrma yntemlerine dein her biri ayr bir alma konusu olan deneme ve yorumlarla tarihin snrlarna, yorucu ve bir o kadar da zevkli bir yolculuk yapmak isteyenler iin bir bavuru kitab. Ercan ALAYAN

Georgia Harkness, John Calvin: the Man and his Ethics


Henry Holt and Company: New York, 1931, XIII+266 s.

Reformasyon, Avrupann din anlaynda kkl bir deiimi ifade eden bir kavramdr. Oluum srecinden kurumsallama aamasna geen Hristiyanlk, uzun bir sreyi doktrinel ve politik tartmalarn ierisinde geirmitir. Papalk kurumunun, kurumsallama sonrasnda Papann tm dinsel ve siyasal erki ele geirip mutlak otoritesini salamasnn ardndan yaanan Dou-Bat blnmesi ve sonrasnda Anglikan Kilisesi gibi yar reforme olmu bir kilisenin kurulmas bile, Hristiyan dnyasndaki gerilimi drmeye yetmemitir. Orta a boyunca skolastik dnce ierisinde dogmatik bir din-bilim anlayna sahip Avrupa, Katolik Kilisesinin ve onun elinde oyuncak haline den prens ve krallarn halk zerinde youn basklarna sahne olmutur. Sekler idarecilere ve Kutsal Roma mparatorluunun sunduu din anlayna ynelik bakaldr-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

174

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

lar, on altnc asrda zirvesine km ve neticede Avrupann pek ok merkezinde ortaya kan reformcular nclndeki yerel abalar birer toplu kitle hareketine dnerek Reformasyon gereklemitir. Reformasyon phesiz pek ok din adamnn gayretleri sonucu ortaya km bir dnm ifade eder. Bu harekette pek oklarnn emei vardr. lk olarak, on nc asrn John Huss ve John Wycliffeleri bir zemin oluturmu, Huldrych Zwingli ve Martin Luther de bu zemin zerine on altnc asr reformunu ina etmitir. Dnemin ikinci kuak reformcularndan John Calvin de sahip olduu hukuk ve teoloji nosyonunu gemiin birikimini de arkasna alarak reform dncelerini sistemletirmi ve pek ok reform kilisesinin doktrinel kaynakln yapmtr. Reform tarihine baklacak olursa, Calvinin bu gelenee yapt katkdan daha fazlasn yapan bulmak imkansz gibidir. Onun gelitirip sistemletirdii reform hareketi, bugnk Avrupann dinsel, ekonomik, kltrel ve politik yapsna dorudan ya da dolayl biimde kkl etkiler yapmtr. Bu adan bakldnda, reformun anlalmas bir anlamda reformcular ve zelde de John Calvin ve onun gibileri iyi zmlemeye baldr. Burada ele alp tantmaya altm eser, Batda Calvin zerine yaplm binlerce almadan sadece biridir. Calvin ve almalarna ynelik yaplm ok geni bir akademik literatr varken, benim 1930lu yllarn bir kitabn gndeme tamam tesadfi deildir. Yazarnn kitaba yanstt dncelerinin bugn nemini ve gncelliini korumas ve hatta baz kesimlerce onun alamam olmas, okuyuculara neden gerilerde kalm bir kitaba yer verdiimi anlatmaktadr. Calvin kimilerine gre sekler devlet anlaynn kurucusu, kimine gre de tam tersi bir anlayla teokratik dzenin ncs ve gayretisidir. Onun teolojik anlamda Batya ve Protestan kiliselere ok ey verdii ortadadr. Bugnn anlay ve kiliselere katks nedeniyle Calvine leke srmek istemeyenler, onun amza aykr gelebilecek gr ve uygulamalarn genellikle grmezden gelmektedirler. Bu da, gerek Calvin portresini rtmektedir. Harknessin

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

175

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

bu eseri, resmi ve yagn anlayn tesine geerek Calvini olduu gibi resmetme gayretine girmesi ve onun ou ngilizceye henz evrilmeyen eserlerini de dikkate alarak bilinmeyen ya da ok az bilinen ynlerini ortaya koymaya almas asndan nemlidir. Bu bak ve yaklam, ou defa varlan sonularn genel grn aksi ynde olmas durumunu ortaya karmtr. ncelikle zerinde durulmas gereken bir husus, baln okuyucuyu yanltmamasdr. Eserin isimi John Calvin: Bir nsan ve Onun Ahlaki Prensipleri olsa da, eser sanld gibi Calvinin biyografisi ile snrl deildir. Yazar, Calvinin hayatn ayrntl biimde ortaya koymann dnda, onun almalar balamnda ekonomik ve ahlaki boyutun altn izmi ve bunu yaparken de Puritan etiin ve modern kapitalizmin ykselii konusunda Max Weber, Ernst Troeltsch ve R. H. Tawney gibi aratrmaclara da yer vermitir. Harkness pek ok yerde onlarn grlerini reddemi ve onlarla ancak ok az noktada bulumutur. Okuyucunun bu eserde yazarn engin bilgisinden ve alma sresince izledii hassas denge ayarndan etkilenmemesi mmkn deildir. Reform ve Calvin konusunda pek ok akademik alma olsa da, bunlardan ancak ok az resmi anlayn dna kp Calvini ve dolaysyla modern toplumu anlamada alternetif bir bak as sunabilmitir. Zira Harkness, eserinde Calvini ok ynl ve farkl grler ierisinde her ynyle bir btn olarak ama ayrntlar da dikkate alarak olduu gibi tanmlamaya alr. Kaynaklarnda Calvinin dier eserlerine vukufiyeti, ona meslektalarna gre ok daha olgun ve kapsaml bir bak as sunar. Harknessin ayrntl ve tikey anlatm, okuyucunun Calvinin ahlak ve kiiliini, eserlerini ve sonraki dnemdeki etkilerini iyice anlamaya imkan tanyor. Harknessin eseri Calvin yanls ya da kart olarak yazmam olmas, okuyucuya belli bir fikri dikte ettirme basksn ortadan kaldrarak daha geni bir perspektiften Calvini anlama imkan tanyor. Eser gerekten de reformasyonu, Calvini ve ksacas gemii anlamak isteyenler iin mkemmel bir kaynak konumundadr. Elbette ki eserin bir yazl amac,

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

176

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Harknessin Calvin konusunda bir tezi bulunmaktadr, fakat onun ncelikli amac, Calvini ve eserini olduu gibi ortaya koymalktr. Eserde yazar zellikle Calvinin muhafazakar bir kiilie ve dnya anlayna sahip olduunu, onun Cenevrede Kutsal Kitap esaslarna dayal bir teokratik dzen kurmaya altn ve bunda baarl olduunu; elde ettii dinsel ve politik gle bu dzenin bana geip hayatn her alann dinsel gelerle donattn, zgrlkleri snrlandrdn, farkl grlere yer vermediini ve dindarl yerletirerek Cenevrenin adeta Papas olduunu vurgulamakta ve bu grleri kantlayc gl rnekler sralamaktadr. On iki Blmden oluan eserin en ilgin iki blmnden biri aile ii ilikilerin ele alnd III. Blm, dieri de Protestan Ahlakna bakn irdelendii IX. Blmdr. Bilindii zere Weber mehur eseri Protestan Ahlak ve Kapitalizmin Ruhunda Kalvinizm ile kapitalizm arasnda yakn bir iliki kurmu ve kapitalizmin ruhunun Kalvinizmin rn olduunu savunmutur. Bu tez dneminde Avrupada uzun sre kabul edilmekle birlikte sonradan neredeyse tamamen terk edilmitir. Oysa bu gr, lkemizde hala byk bir ounluun benimsedii bir tezdir. Harkness daha 1930lu yllarda bu tezi reddetmi ve kapitalizmin tarihinin Kalvinizmden ok nceye dayandn ileri srm ve kapitalizmin Reformasyon ncesinde gerekleen ekonomik glerle ortaya ktn, Reformdan bir asr ncesinde Katolik Venedik, Floransa, Gney Almanya ve Flandersde kapitalist anlayn mevcut olduunu vurgulamtr. Yazar ayrca Weberin Calvinin sadece Hristiyan Dininin Kurumlarna atfta bulunduuna, bu atflarn da snrl olduuna dikkat ekmi, dahas, Weberin Calvin ile Kalvinizmi birbirinden ayrmadn ifade etmitir (s. 178, 187-189). Calvin/Kalvinizm ve kapitalizm ilikisi Batda dahi hala tamamen ortadan kalkmamken Harknessin bu tezi yaklak 75 yl nce reddetmesi ve bunu salam kantlarla desteklemesi, onun bu konudaki engini birikimin, farkl yaklamn ve Calvinin vitrin gerisindeki eserlerinden haberdar olduunu gstermektedir.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

177

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Harknessden sonra bu izgide tutarl olmak kouluyla ancak ok az eser yazlabilmitir. Geen sre ierisinde hala pek ok Calvin yazar bu eseri aabilmi deildir. Eser yaklak 300 sayfalk bir hacmi ile din, etik, politika ve ekonomi tarihi bakmndan Calvini ve Reformu anlamak isteyenler iin bulunmaz bir kaynak. Onu grmeden Calvin zerine bir yaz yazmak kanmca byk bir eksiklik olacaktr.

(Dr., Hitit . lah.Fak.)

Mustafa BIYIK

Bernard M. G. Reardon, Religious Thought in the Reformation


(Longman: London and New York, 1992), XVI+349 s..

Avrupann bugnk dinsel, iktisadi ve siyasi duruunun, onun tarihsel gemiiyle birlikte deerlendirilmesiyle anlalabilir. nk bugnn Avrupas, gemiine ve zellikle de gemiinde yaad Byk Uyan, Rnesans, Reform ve Aydnlanma gibi tecrbelere ok ey borludur. Bu srete Reformasyon ise Avrupa iin dinsel olduu kadar toplumsal ve ekonomik adan nemli bir deiim ve dnm srecini ve bir krlma noktasn ifade eder. Bu bakmdan Reformasyonu anlamak, Avrupay anlamann bir n art olarak grlebilir. Reformasyon, Avrupann deiik lkelerinde ortaya kan nc reformcular etrafnda ekillenen bir hareket olduundan, bu hareketi anlamak bir bakma onun liderlerini anlamay gerektirmektedir. Bu nedenle Reformasyonu anlamaya ynelik almalarda reformcular her zaman en ok zerinde durulan konu olmutur. te Reardonun eseri, bu trden bir yapttr. O bu kitapta, ana Protestan kiliselerin ortaya kmas ile sonulanan XVI. Asr Reformasyonunun dinsel inanlar hakknda okuyucuya doyurucu bilgi vermeyi amalamtr (s.xii). On iki blmden oluan ese-

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

178

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

rin tamamnda gze arpan en nemli husus, onun salt teolojik dnceye ynelik olarak yazlddr. Kitabn yarsndan ou Luther, Calvin, ve ngiliz reformcularna tahsis edilmi, ayrca Erasmus, Zwingli ve Melanchthona da nemli bir yer verilmitir. Reformcu liderlerden Luther, ruhsal anlamda gerek bir yaratc, Reformasyonun en gl ahsiyeti ve en verimli zekas olarak takdir edilmitir (s.86). Radikal Reformcular da ayr bir blmde ele alnp tartlmtr. Son olarak ise Katolik Reformuna yer verilmitir. Konular bilimsel bir yaklamla ele alnarak reformcularn btn grleri detayl bir ekilde sunulmaya ve karlatrmalar yaplmaya allmtr. Eser her ne kadar zaman zaman Reform dncesinin eitli kollarn kronolojik olarak ortaya koymada skc gibi gelse de, sistematik ve zl bilgiler sunmasyla vgy hak etmitir. Reardon bilinli bir ekilde konuya tamamen Aydnlanma erevesinden ele almtr (s.236). Yazar bu bakmdan karmza modern bir rasyonalist olarak kmaktadr. Eserinde, en byk baars, hmanizme ok ey borlu olan on altnc asrn reformcularnn grlerini tartmada nanslarda gsterdii maharetidir. Yine 10 ve 11. Blmlerde ngiliz Reformasyonu detayl biimde ele tartlarak akademik yetkinlik tm aklyla ortaya konmutur. Fakat ayn baar maalesef Anabaptistler konusunda gsterilememi, burada yaln aktarmlarla bir anlamda boluk doldurulmaya allmtr. Radikalizme modern adan, modern akademik aydnlanma ilgileri ynnden baklm, fakat yazar son dnem ABD akademik dnyasndaki meslektalar gibi bu konuda asimile olmamtr. Yazarn eletirilebilecek en byk yn, onun salt teolojik dnceye verdii tek tarafl bak asdr. Bu adan bakldnda eserin pek ok yeri eletirilebilecek durumda olsa da, dier materyallerle desteklendii srece iyi bir temel kaynak olacak niteliktedir. Mustafa BIYIK
(Dr., Hitit . lahiyat Fak.)

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

179

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Alister E. McGrath, Reformation Thought: An Introduction,


Blacwell Publishers: Oxford and New York, 1999, XII+329 s.

McGrathn bu eseri, Giriin ardndan ondrt Blm, Ekler, Dipnotlar, Bibliyografya ve sonda yer alan Dizinden olumaktadr. Yazar eserde, en son bulgular nda 16. asrn ilk yarsnda gerekleen Avrupa Reformasyonunun nc dncelerini ortaya koymay ve bunun geri plannda yer alan Rnesansa ilikin bilgi vermeyi amaladn ifade etmektedir (s.XII). Eserde yer alan temel konular Ortaa din anlay, hmanizm ve Skolastisizm ile bunlarn Reformasyon ile ilikisi, Luther, Zwingli, Melanchthon, Bucer ve Calvinin biyografileri, bu reformcularn iman ile aklanma, kader, Kutsal Kitaba dn, sakramentler ve kilise anlay konusunda grleri, Reformun politik dncesi, ngiliz Reformasyonu ve Reformun tarih zerindeki etkisi gibi ok geni bir alan kapsamaktadr. Yazarn eserde teolojik nosyonunu en gzel Hmanizm ve Reformasyon bal altnda sergiledii hemen fark edilmektedir. Burada hmanizm geni bir vukufiyetle ele alnm, HmanizmReformasyon aras gerilime (Luther ve Zwingli arasnda evharist tartmasnda olduu gibi) yer verilmi (s.39-63.), reformcular arasndaki doktrinel ve sakramental yorum farkllklar dile getirilmitir (s.112-218). Burada reformcular arasndaki temel konulardaki farkllklar mkemmel bir ekilde ortaya konup tahlil edilmi, Calvinin sko teolou John Majordan ve onun schola Augustinianasndan etkilendii eklindeki gr reddedilmitir. Eserin nemli bir ksm ltuf, Kutsal Kitabn yetkinlii, kilise, sakramentler ve zamann politik dncesine ayrlmtr. Okuyuculara, Lutherin Augustine ncln yapt ve ondan etkilendii sylenir. McGrathn Kutsal Kitabn yetkinliine bak nettir: Sola Scriptura balamnda Radikal Reformasyon Anabaptizme edeer grlr (s.5, 9-10,155).

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

180

Kitap Tantm ve Tenkitler / Reviews

Eserde politik dnceye ilikin blmn zayfl gzden kamamaktadr. Bunun nedeni, Lutheri balamndan uzak bir ekilde ele alnmasdr. Zira kitapta yazarn dnemin artlarn dikkate almadn daha ilk bakta fark edebiliyorsunuz. Etkin ve arpc biimde ele alnan ngiliz Reformu ksmndan sonra ele alnan Reform Dncesinin Tarihteki Etkisi bal altnda reformcularn sosyo-politik ve ekonomik alandaki etkilerine dikkat ekilmitir. Bu balamda Calvinin 1541 ylnda Cenevrede uygulad kilise idaresi dzenlemesinin sonraki dnemlerdeki etkileri (s.261-62) zerinde durulmu, Protestan i ahlak ve kapitalizmin douu ihmal edilmemitir (s. 266-270). Eserin sonundaki ekler ksmnda yer alan szlk ve erken dnem reformun kronolojisi okuyucuya ayr bir kolaylk sunmakta, zengin bibliyografya da gzden kamamaktadr. McGrath her ne kadar Reform dncesini ekici hale getirmeye alsa da, Giri ksmndaki hatal radikal reformasyon sunumundan dolay skcdr (s.10). O burada yanl biimde Radikal Reformasyonu Anabaptizme denk tutmaktadr. Dahas, Thomas Mntzer, Caspar Schwenkfeld ve Sebastian Franck birer Anabaptist olarak sunmaktadr (s.155). Oysa bunlar kaynaklarda Spiritualist olarak tanmlanmaktadr. Eserin Luther ve Zwingli arasndaki tartmalarda ortaya koyduu baary, Radikal Reformasyona ilikin bu skntlar maalesef ypratmaktadr. Fakat buna ramen eserin Reform dnemine byk bir katk yapt ortadadr. Burada kar grlere de yer verilmitir. Bu, ileri dzey aratrmalar iin de bir rehberlik olarak alglanabilir. Netice itibariyle rencilere ynelik olarak hazrlanan bu kitap (s.1), ierik, snrlama ve metod ynnden baz skntlara ramen beklentileri karlayabilecek niteliktedir. Kitabn Reform Tarihini ve zellikle de onun erken dnemini merak edenlere faydal olaca aktr. Mustafa BIYIK
(Dr., Hitit . lahiyat Fak.)

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

181

Bir saray muhafz

Milel ve Nihal Geleneinden

Pamir smaillerinin Akidelerine Dair*

Prof. A. SEMENOV
Hakk btldan ayrmak ve hak ile btln grnteki benzeyilerini ayrt etmek; hak ve btln bir dieriyle olan elikilerini tayin iin bir l gereklidir ki, o lyle bunlarn hepsi llebilsin. Biz l olarak kelime-i ehdeti ki nefy ve ispattan ibarettir- kabul ettik. Nefyedilen ey btl, ispat edilen haktr. Biz bu kelime ile hayr ve erri; hak ve btl ve dier ztlklar lyoruz.1
*

Bu yaz, Darul-Fnun lahiyat Fakltesi Mecmuasnn 7. saysnda neredilmitir. Yay. Haz. Ceyhun NLER Hitit niversitesi lahiyat Fakltesi. (Buhara) smaililerine dair aratrmalaryla tannan Prof. A. Semenov, geen sene Takentte Pamir smaililerinin Akidelerine Dair ismiyle bir eser yaynlad. Orta Asya Drul-fnnu ark Fakltesi profesr olan bu zatn yaynlad eser, Pamir smaililerince en nemli din kitab saylan Vech-i dinin on birinci babnn tercmesidir. Bundan nceki nshada stad erafeddin Efendi, Nsr Hsreve dair yazm olduu makalede, bu kitaba ve bu kitabn sahibi olan Nsr Hsreve dair bilgiler vermi olduundan biz burada yalnz Vech-i dinin on birinci babn tercme etmi olan A. Semenovun bu tercmeye yazm olduu mukaddimeyi tercme ile muhtevi olduu Pamir smaililerine dair nemli ve yeni haberleri slam mezhepleri ve bilhassa Batnler hakknda aratrmalarda bulunan zevatn incelemelerine sunuyoruz. Vecealel-hakka vel-btla vet-tebuh beynehum min vechin vet-temyuz beynehum min vechit-tezdd fit-tarafeyn vet-terettub f ehadit-tarafeyni mznen yezinu bihi cemu m yetekellemu fh. Kle ve innem enetu hzal-

MLEL VE NHAL
inan, kltr ve mitoloji aratrmalar dergisi cilt 4 say 3 Eyll Aralk 2007

Milel ve Nihal Geleneinden

Genellikle Orta Asya ve bilhassa Pamr smailleri arasnda en kabul gren ve nl kitap Vech-i din adl eserdir. Mezhebdalarnn yaam yks ve vefatlarna dair meselelerde prler ve halfeler bu esere mracaat ederler. Pamr smailleri iin bu kitabn en nemli ksm on birinci fasldr. Okuma yazma bilen her smail, akidesini salamlatrmak iin bu eseri okuma izni varsamutlaka on birinci fasla ayr bir nem verir. Bir dier eserimizde
2

zikrettiimiz gibi bunlar, bu fasln kendi mezheplerinin btn esaslarn kapsadn varsayarlar. Onlara gre bu faslda btn kanun ve btn peygamberler mevcuttur. Gerekte bu bab btn kitab ieren 51 bab iinde en by olup Kelime-i ehdet L lhe llallah Hakknda balkl olandr ve smail akdelerinin ana izgilerini ierir. slam ile hibir ilikisi olmayan smail mezhebi, kendine has din ve ksmen siyas amalarn, slam perdesi altnda ne ekilde saklam olduuna bu bab mkemmel bir rnek oluturur. slmiyetin temelini tekil etmekle birlikte, kelime-i ehadet ki Orta Asyada btn cami, medrese ve hnghlarn kapsnda mifthul-cenne l ilhe illallah suretinde yazlr- ve smaillerin akidesine gre pek ok srr ierir. Onlara gre yalnz kelimelerde deil bu cmlenin her harfinde, hece ve seslerinde esrarengiz anlamlar vardr. Bununla beraber biz burada smaillerin ok belirgin olan bu din ifadenin tefsr ve tevilinde ne kadar ifrata dtklerine ve bu tefsr ve tevilleriyle slamiyetin esasna taban tabana zt olan akdelerini mezhebdalarnn kalplerine nasl yerletirebildiklerine ahid oluyoruz. smailiye mezhebini kuranlar ileri grl siyasler, byk lim ve filozoflar, insan ruhunun hrriyeti yolunda mcadele eden mcahidler ve ayn zamanda ruhiyat idiler. Halk kitlesine kendi akide ve prensiplerini benimsetmek iin halkn din akidelerinden
mizane min kelimeti-ehdeti ve terkbih minen-nefyi vel-isbti evin-nefy vel-istisn kle fem huve mustehikkun-nefy btlun ve ma huve mustehikkul-isbt hakkun. Vezene bizlikel-hayru ve-erru ves-sdku velkizbu vesirul-mtezdt. Milel ve Nihal, ehristan. smail Yazma Eserlerinin Tavsfi Rus Sanat Akademisinin Haberleri, 1980, s. 2186.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

184

Milel ve Nihal Geleneinden

istifade etmek yolunu tutmulardr. smaillerin btn maksat ve gayeleri, halk kitlesi zerinde tam olarak hkimiyet kurmak, onlar kendilerinin istedikleri yne sevkedebilmek idi. Bunun neticesidir ki nihayet btn smaili prensipler mamuz-zamana bil kayd u art teslim-i nefsden ibaret olarak kalmtr. smail kurallardan birinde Zamann imamn tanmadan len kii kfirler gibidir
3

denilmesi bouna deildir. nanm olan insanlar cahil olanlarn maruz kaldklar cehennem azabndan kurtulmak iin samimi bir kalp ile altlar. smaillerin elinde din, bu gibi saf vatandalar itaate getirmek vastasndan baka bir ey deildi. Siyas maksatlardan daha yce olan ideal ve gaye ise, eski felsef ilimlerin mefhumlarndan ibaret olan ilim ve fen, dinden ycedir prensibiydi. Bu esas, yalnz gsteri iin slam perdesiyle rtlmt. Gayet basit ve ak prensipleri ihtiva eden slamn akideleriyle eski Yunan ve Dou Romann felsef prensiplerinden uydurulan bu karmak mezhep prensipleri bunlarn kuvvetli tekilatlarnn gerek siyasi menfaat ve gayelerini ok mkemmel bir ekilde kapatyordu. Bu kuvvetli tekilat, itibarlarnn doruuna ulaan hkimiyetini insanlarn yksek duygular zerine kurmutu. Din ynnden kendilerine yakn olup da, ruh itibariyle yabanc olanlara kar kin ve nefret beslerler. lim ve dinsizlie iddetli muhabbet duyarlar. Kabiliyetli ve lim kiilerden oluan etkin insanlar seerler. Kendi prensip ve dncelerini beynelmilel halk kitlesine propaganda yaparlar. Her trl siyas duruma din-ilm nazariyelerle uyum salayabilirler. Cmertlikle ya da satn almakla taraftarlar kazanrlar. Dmanlarn gizli bir ekilde zehirler ve katlederler. te tekilatn dayand esaslar bunlardr. Vech-i dinde, bilhassa onun 11. faslnda geen smail akideleri yalnz bugnk Pamr, Buhara ve Ferganada yaayan smail frkasna ait akideler olmayp, asrlarca nce smaillerin ayr bir hilafet vcuda getirerek birok slam devletinin din ve siyas tekilatlarn sarstklar vakit- batdan getirilmi akidelerdir. 1901 senesinde Pamr prlerinin Prens Bobrenskiye
3 4

Vech-i din

ehristan, el-Milel ven-Nihal, I, 147. Bobrenski, smail Mezhebi, s. 14-16.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

185

Milel ve Nihal Geleneinden

kitab Nasr Husrevin Khistnda konuulan dil yani farsa kaleme ald Mevla onizore? isimli eserinin tercmesidir dedikleri hakikatten pek uzak olmasa gerek. Dokuzuncu asrda Msrda hkm sren Fatmlerden Eb Temm Mustansr Billah (487/1090) ki smaillerin imam ve padiah idi- kendine halef ve veliaht olarak byk olu Nizr tayin etmi ve yaknlarna kendisini imam sfatyla takdim etmiti. Sonra Mustansr bu hakk Nizrdan ekip ald. Fakat birok smail Nizra sadk kald ve onu imam olarak kabul etti. Mustansrn randa yaptrd smail propaganda Nizr namna devam ettirildi. randa yaplan bu propaganda iki nemli ahs tarafndan ynlendiriliyordu. Bunlardan biri nce nakbul-imm gibi mtevaz bir unvana sahip olan Hasan Sabbah idi. Sonra bu zat Kazvn civarnda Alamuta yerleerek muasr olan sultanlara gcyle stnlk salamtr. Esrarengiz ve efsanevi bir kuvvete malik olan eyhul-Cebel, Khistan ve Rudbr smaillerinin (Haan/Assasian) byk amiri olup etrafna dehet samtr. kincisi mehur ran airi, Allah arayan filozof Nasr Husrevdir ki, hayatnn sonuna kadar smail propagandas yapm, nihayet Bedahnn yaln kayalardan mteekkil dalarnda Yomgn nehri (Crm nehri de denilir) kysnda lmtr. Dokuzuncu asrda faaliyet iinde bulunduklar evrede yaam insanlarn torunlar; Dou smailliinin bu iki havarisini asrlarca hatralarnda muhafaza etmilerdir. On beinci asda yaayan ranl bir yazara gre, Khistann baz kylerinde, Hasan Sabbah harac ayrlr ve onun mezarna gnderilirdi. Hatta yal kadnlar eirdikleri iplerin her on yumandan bir tanesini mam Hasan Sabbah rdr diye onun namna ayrrlard. Nasr Husrev ise hala bugn bile Pamr smaillerin zihinlerinde yaamaktadr. Onun Yomgn nehri sahilindeki mezar yalnz Rusya ve Afganistandan gelen ziyaretiler tarafndan deil, Hindistan, ran ve inden gelen ziyaretilerin de ziyaretghdr.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

186

Mtercim tarafndan okunamad iin karsna soru iareti konmutur. (Yayna hazrlayann notu) bn Muyesser, Ahbru Msr, s. 28, 37, 65, 67, 68. Munuddin Muhammed el-sfizr, Ravzatul-cennt, 58b-59a.

Milel ve Nihal Geleneinden

Tarihin derinliklerine baktmzda, Msr Fatmlerinin parlak bir dnemden sonra iktidarn tamamladklarn grrz. Gizli ve korkun katilleri, mridleri zerinde esrarengiz ve snrsz hkimiyetleri ile cihana dehet saan eyhul-cebeller o dnemde yaamlardr. Bunlarn kk Asya ve randaki mstahkem saraylar ortadan kalkm, dman saldrlarna alabildiince gs geren Alamut istihkmndan iz ve eser kalmam,
7

dostlar da

dmanlar da yok olmutur. Eski alarda insanlarn kalbini byleyen, ruhlarnda derin izler brakan o medeniyet tamamen ortadan kalkmtr. te biz bu parlak gemii gnmzle kyaslyor ve sz konusu gemiin gnmzde bir etkisinin olup olmadn grmek istiyoruz. Eski glerini ve konumlarn kaybeden Dou ve Bat smaililer, dank bir hale gelmitir. Bununla birlikte bugn de geni bir corafyada yaamaktadrlar. Birbirine kaynam olan tarihi yazglar, smaillerin midini uzak batdan uzak douya ynlendirmitir. Bugn imamlar Bombay ehrinde yaamaktadr. Onun mezhebdalar zerindeki hkimiyeti Akdeniz sahillerinden Hint okyanus sahillerine ve Hotana dek uzanr. mamn din kiilii de zaman ve vaziyete gre deimektedir. Gnmzn imam, Oxford niversitesi mezunu ve ngiliz hkmeti tarafndan kendisine devletmeb unvan verilen tm slam cemiyetinin reisi sfatyla anlan, sosyal ve siyasal byk mevkii elde etmi bir zattr. Bu zat Fatmler neslinden Seyyid Muhammed ah (Aa Han)dr. phe yoktur ki, zaman ve siyasi durum gereince smaililiin maksat ve gayesi, propaganda ekilleri ve ideal ynden dier kimselere etki etmek yolundaki usulleri, gnn artlarna gre deimektedir. Onlar eskisine gre daha zarif, effaf ve belki de daha faydaldrlar.
7

Bu husustaki malumatmz M. Blosheye borluyuz. Alamut ve dier smail istihkmlarnn hibir iz brakmadan yeryznden kaybolduklar phesiz varsaylabilir. Aa Han nvan bu makam elde edenlere verilen genel bir unvandr. Bunda bir ruhun eitli bedenlere hull etmesinin, yani tenasuhun izini bulmak mmkndr.

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

187

Milel ve Nihal Geleneinden

Yukarda zikrettiimiz 19. Asr dinler ve mezhepler tarihi mellifi ok doru olarak; smaillerin her devirde daileri ve her zaman her dilde ifade edecekleri yeni doktrinleri vardr. eklinde tespitte bulunmutur.
9

Biz yirminci asrda bile ehristannin bu sznn ne kadar doru olduunu gryoruz: smaillik kendisine mahsus akideleri, batnlii artc bir ekilde her zaman ve zeminle uyumlu hale getirerek bugne kadar yaayabilmitir. Bugnk imam da eski akidelerin imam yani gemi seleflerinin mcessem ruhu- olmakla kalmyor, belki o yle bir zattr ki byk zaferleri ve neticeleri kendi varlnda tar. O, btn imamlarn, resullerin ve Alinin ruhudur.
10

Bu imam yalnz ngiliz smrgelerinde deil btn

slam leminde ok nemli bir yer elde etmitir. unu da ilave etmek gerekir ki, Bat ve Dou smailliine ait elimizde bulunan belgeler ok snrl olduundan biz, ne yazk ki, bunlarn felsefe ve prensiplerinin bir bakasyla ne derecede uyutuunu bilemiyoruz. Mamafih baz bilgilere gre, bunlar arasndaki fark, akide ynyle olmayp yalnz ekil ynnden olduu grlr. Dou smailliinde grlen baz farklar, bir ynden halkn eski akidelerinin kalntlar iken, dier ynden de burada bulunan eski din ve mezheplerin mirasdr. Pamr smaillerinin baz akidelerine dikkat edilirse smaillik akidesine yabanc olan baz unsurlar ierdii grlr. Mesela; mezarlara hrmet, baz talar mukaddes sayma, tenashe inanmak gibi akideler dier inanlarla yan yana yaamaktadr.
9

11

10

11

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

188

Milel ven-Nihal, c. I, s. 147. Veknet lehum davetun fi klli zemnin ve makletun cedidetun bi-kulli lisanin Pamr smaillerinin hergn okuduklar bir duann erhinde biz u ibareyi gryoruz: Hazreti Aa-y Han rh-i pr-fth peygambern ve Ali dred. Pamr smaillerinin ve Nsr Husrevin tenasuha ait talimatlarndaki tenakuzlar. Orta Asya Darul-fnunu Buluntular. No. 9, sene 1925, s. 103, unvanl makalemizde yazdklarmza ilave olarak, geen sene bize (anlatlan?) Afganistan/Gurlu bir smailnin hikyesini nakledebiliriz. Onun hikyesine gre halihazrda bulunan bir halife (pirin halefi) akraba ve dostlarn toplayarak onlarn huzurunda btn gnahlarndan tevbe eder. Sonra hazrundan, ld zaman ruhunun bir eyden dier bir eye girerek fazla azap olunmamasnn aresini bulacaklarna dair yemin alr. Bunlarn yemininden sonra halife onlara, cann teslim ettii zaman kamlkta dolaan yabani domuzlardan otuz tanesinin

Milel ve Nihal Geleneinden

Vech-i dinden tercme ettiimiz 11. Babn dipnotlarnda, Bat ve Dou smailliin baz farklarn ortaya koyduk. Okuyucularmz bunlarn, esas akidelere ait olmayp kavramlarn ve stlahlarn tanmlarna ait olduklarn grecektir. Bununla birlikte dipnotta mmkn olduu kadar smaillerin baz stlahlarn aklamaya altk. Bu aklamalarmzdan bazs bizzat smaillerin kendilerinden rendiimize ve bazlar da kaynaklardan elde edebildiimiz bilgilere aittir. Baka bir makalemizde bahsettiimizden dolay, bu mukaddimemizde smaillerin temel akidelerine temas etmedik.
12

Zaten bu akideler Vech-i dinden tercme etti-

imiz 11. Babda da ak bir ekilde grlecektir. BATINLERE DAR BAZI KAYNAKLAR Barthould, Islam, Petergrad 1918 Kont Bobrenski, Orta Asyada Rus ve Buhara lkelerinde smailler, Moskova 1902 Casanova, P. A Doctrine Secrte dez Fatimidez dEgypte, Le Cairo 1920, Extrait du Bulletin de IInst. Fran. Dearcheol, Orient, t. XIII Guyard, S., Fragments Relatits { la Doctrine des Ismaeliz. Feyte publi pour la premtre fois avec une traduction camplte el de notez. Paris 1874 Horten, M., Die Speculaative und positive Theologie dez Islam. Leipzig 1912 Hughez, h., A Dictionary ot Islam. London 1895 Ivanov, W., Ismailitica. Mem. Ot Asiatic Society ot Bengal vol. VIII, N, P-76 Calcutta 1922 Ibn Muyassar, Annalez dEgyte (Les Khalitez Fatimidez) Fextarabe (el-Czs-sn min ahbri Msr telif Muhammed bin Ali bin Yusuf bin Celb el-marf bi- ibn Muyesser) dite p. M.H. Masse ICaire 1919 Nicholson, R. A., Studiez in Islame Mysticym, Cambridge 1911.
biri birinin ard sra ldrlmelerini emreder. nk ruh kt zaman o domuzlara hulul edecektir. Onlar ldrlnce birka dakika iinde ruhunun tenash seyahati bitmi olacak, ruh tekrar kendi cesedine dnecek ve halife de uzun zaman azaptan kurtulmu olacaktr. Semenov, onan smailleri Akidelerinden, Mr-i slamia Mecmuas, drdnc kitap, 1912, s. 523-561. Franszca tercmesi: Revue du Monde Mussulman, 1913, s. 203-280.

12

MLEL VE NHAL
inankltrmitoloji

189

Milel ve Nihal Geleneinden

P. Abrejinski, Eski Ehl-i Kelamn Telifleri, Moskova 1867 Aziz Diogenes Apiopakit, Semavi Hiyerari Hakknda, Moskova 1867 Ispaski, A. (Hristiyanlarn) Cihan Nedveleri Derununda Akidelere Ait Hareketler Sergiyev Pasad 1914 Hamdullah Kazvn, Tarh-i guzde, Kb klliyat. Prof. Braun neri, Londra-Leiden 1910 Hafz Gulam Halim bin eyh Kutbd-din Ahmed bin eyh Ahmed Abdulfeyz ed-Dehlevi Tuhfe-i sn Aeriye, Le Geneve basks. Seyyid Muzaffer Ali ah Allah, Cevhir-i Gayb, Le Geneve neri. Handemir, Habbus-Seyr, Tahran basks. Debistanul-Mezahib. Bombay basks. Yusuf Karabai, Risale-i Batniyye. Bu nsha elimizdedir. Son dnemlerde Buharada yazlmtr. Tarihsiz. Molla Muinud-din Muhammed el-sfizr, Ravzatul-Cennt fi Evsfi Medinetil-Hert, M.S. Anderiyev nshas. 17. Asra ait olmaldr. Mirhond, Ravzatus-Saf, Le Geneve basks. Nasr Husrev, Zdul-Musfirn, Berlin basks. Zekeriya Kazvn, Acibul-Mahlkt, farsa tercmesi. Le Geneve basks. Ebul-Mansr Abdul-Khir bin Tahir bin Muhammed el-Badad. Kitbul-Fark Beynel-Firak, Kahire Basks. ehristan, Kitabul-Milel ven-Nihal, Toncure neri. Londra basks. Abdurrezzak el-Kn, Kitabu Mustetb Istlhtus-Sfiye, farsa tercmesi. Bombay basks. eyh Muhammed Al bin Ali et-Tehanev, Kitabu Kefi Istlhtil-Funn, Kalkuta basks 1862. Abdurrahim bin Ahmed Sir, Keful-lugt, Le Geneve basks. Heft-i bb. Bu eser Nasr Husreve nispet ediliyor. Asya mzesinde 1918 yl defteri ve 1155 numarada kaytldr.

MLEL VE NHAL
inan kltrmitoloji

190

You might also like