You are on page 1of 4

ok ve Beyin: Ylmaz Gney Sinemas zerine Ulus Baker Sinemann temsil sanatlarndan biri olmad, insan dorudan doada,

evresinde, ortamlarnda, dncelerinin ak iinde hareket halinde bir varlk olarak resmedebildii, doay bizzat seyircinin beynine iletecek bir cihaza --imaj-kadraj-montaj-- sahip olduu, bu sayede yalnzca "dnlebilir" olmakla kalmayan, "dnmeye zorlayan" bir ierie dorudan ifade kazandrabilecei fikri, sinemann ilk dnemlerinde bu ii ciddiye alan sinema adamlarn, Gance', Eisenstein', Vertov'u srekli olarak ziyaret etmi olan bir dnceydi. yle ki, sinemadan hem bir "kitle sanat" olaca, hem de dnebilir belirlenmemilik olarak kafalara, beyine bir Heidegger'in deyiiyle bir "noo-ok", bir akl oku verebilecei, bunu sosyal ve politik ilevsellie kavuturabilecei umuluyordu. ten sinemann erken dneminin amac: dnceyi oklamak, beyine, kortekse imajlarn hareketini, titreimlerini dorudan vermek. Byle bir kavray, klasik politik sinemay da koullandryordu: kitlesel bilinlendirme sinemas. Eisenstein Doay nesne, kitleleri ise zne haline getirecek ve insan-doa diyalektiini temellendirecek bir sinema arayn srdrrken, "devrim sinemasnn" teki kutbunda, diyalektii bizzat doann, ya da insann ikinci doas ve evresi olarak makinalarn imajlarnda ve ritimlerinde yakalamaya alan Vertov yer alyordu. Sinema kuram, pek erken bir zamanda belki de psikolojiden daha gl bir "beyin aratrmas" dal haline geliyordu. Sinemann bir dorudan iletim ortam olduu, dolaysyla sanat eittir iletiim, bir fikirler ya da mesajlar iletiimi olarak sanat gibisinden mefhumlar paralayabilecek bir aygt olduu bylece pek erken ortaya kar --sinema anlatmak zorunda deildir; gstermek zorundadr --daha derinden yakalarsak, grlemezi, gzn gremediini, alglanamaz grlebilir, alglanabilir klmaldr. Bugn politik sinemay salt ideolojik mesajlarna bakarak yarglamaya almamz, tpk son gnlerde Ylmaz Gney sinemas etrafnda kopartlan gdk ierikli tartmalarda olduu gibi, olsa olsa sinemaya balang dneminde duyulan bu samimi gvenin yitirildii bir sinema kltrnn artk hakim duruma geldiinin delilidir. Evet, devrim sinemaclarnn sinemaya yaptklar yaratc ve kuramsal yatrm, tm saflyla ve ocuksu gcyle birlikte oktan geride braklmt: sinema belki kitlelerin bir sanat oldu ama kitlelere ryalarn geri veren bir "elence endstrisi" olarak. Sinemann bugn dnyada ve elbette Trkiye'de de sunduu o muazzam entelektel hilik, o muazzam sradanlklar silsilesi onun artk kolay kolay "politik dnce" ortamlarn ziyaret edemeyeceinin bir kantdr. Ylmaz Gney'in bir sinematografisi var: hemen tannan bir beyin etkisi bize bu onun filmi dedirtebiliyor. Onu, ada Brezilyal ynetmen Rocha ile birlikte modern politik sinemann kurucusu klan ey, dnce-bilin-beyin lsnde gerekletirdii bir operasyondur. Eski politik sinema, ya da klasik sinema politik olmak istediinde, beyinleri kitlesel olarak daha st bir bilin dzeyine eritirecek bir "yumruk sinemas" forml ortaya kmt (Eisenstein). Ylmaz Gney'in dnya sinemasndaki yeri, Latin Amerika sinemasna paralel olarak, beyne verilen okun ok farkl bir trn icat etmi olmasndan geliyor. Burada daha nce defalarca seyrettiim Yol filminin geenlerde nihayet yaplabilen son gsteriminde gzlemlediim bir hali aktarmam gerekiyor: film boyunca seyircilerin karanlkta

kukusuz grlmeyen yzleri, film bitip klar yandnda ifadesiz, bembeyaz, ya da kzarm iseler, bunu beyindeki kalc bir etkiye yormak gerekir. Ben de dahil, yanmzdakilere tek sz edemeyecek halde ka ynelmemiz... lf deitirmek ve gndelik hayata yeniden dnme zorunluluu... bu zorunluluun her an darmadan oluu --nk Yol'un gsterdii dnya tam da bizim dnyamz olmay srdryor... Film boyunca herkes trans halindeydi ve bu trans hali filmin ta kendisiydi --yerler ve topraklar, trenler ve hapishane, otobsler ve kentler... Gney, Rocha ile birlikte yeni bir "daln" kurucusuydu: buna modern politik sinema veya daha keskin bir terminolojiyle "ajitasyon sinemas" adn verebiliriz. Ama bu, daha derinden bakldnda, nc Dnya insannn daha kolay grebilecei evrensel bir politik gerekliin kendini ortaya koymasdr: gnlk yaamn her grnmnn, ailevi hayattan dlanmla, otobs garnda bilet alrken... jandarma tarafndan stnz aranrken olduu kadar srnz ehre doru gderken --Kurban bayramna kadar... her eyin, ama her eyin tam tamna "politik" olduuna dair bir bilintir bu... Bat toplumlarnn aydnlar politikann byle bir ey olduunu pek ender olarak ayrdedebilmilerdir: modern edebiyatta Kafka size aile makinasnn hi de "zel yaamn" kk, kirli, ufak tefek romanslardan ibaret olmayabileceini, Devletin ve brokrasinin o yksek katn ta batan bir dzen olarak benimsemi olduunu, te yandan her brokratik makinann aileye, babaya ve onun sembollerine srekli olarak bal bulunduunu gsterecektir --"bir babann oluna verdii her buyrukta binlerce lm hkm sakldr..." Bat dncesi, Marksizmin belli bir yorumu da dahil olmak zere, zel hayat ile kamusal, politik hayat arasndaki ayrm ayakta tutar, birinden tekine geiler yaatr... Oysa biliyoruz ki orada bile, politik aygtlarda temsil edilmeyen bir yn mikropolitik unsur i bandadr --zel hayat ve dayanma, bir mafya ailesi... ama sonuta her ey politiktir. Politika "Devlet" ve temsil ilerinden ok farkl bir alanda cereyan eder... Bunun nc Dnyada veya Gilles Deleuze'n deyiiyle "aznlk edebiyatnda" daha kolay grlebilir olmas doaldr. yleyse Ylmaz Gney sinemasnn beyne verdii uyarda saklanan iki nemli unsur ve ok tuhaf bir "ayklk" tr vardr: birincisi, Kant'tan beri Bat uygarl kty, ktl insann iine, ruhuna, ryalarna ve niyetlerine Protestanca, pek Protestanca dahil klmtr --ktlk ne bedendedir ne de dardadr, bizdedir, ruhumuzdadr. Ktl bir evreye, insanlarn iinde yaatld ortamlara, doaya ve dnyaya atfetmenin imkansz hale gelmesi iin Bat uygarl elinden gelen her eyi yapmtr. nk kapitalizme birlikte hayatn "modern" ynetimi insanlar ve nfuslar "evrelerini dzenleyerek", Foucault'nun gsterdii gibi onlara okullar, hapishaneler, kentler, klalar, tmarhaneler, hastahaneler ve en nemlisi fabrikalar kurarak ynetmek istemektedir. Gney sinemas, bir dizi yky tek bir montaj toplamnda birletirerek, hapishaneyle "darsnn" tek ve ayn yer olduklarn, ayn katlanlamaz kapatmann, dolaysyla her yerde ileyen bir genel politik gerekliin ifadesi olduklarn gsterir bize. Ancak sinemada mmkn olan bir ey: insanlarn hapse tkan bir lkenin kendisi hapishanedir. Kahramanlar ise "ruhsal otomatlar" gibidirler -- Yol'da, kahramanlarn en ilericisi, en bilinli olan ta batan ona bir tren kompartmannda hsmlarndan bir ocuk tarafndan tattrlacak lme mahkum edilmitir, teki kahraman, feodal namus kurallar gereince ldrmek zorunda olduu karsn, ldrlmesi gereken yerde ldrmek zere dev bir buz ln aacaktr. Olay izgilerinin toplam, anlalabilir, hakknda bilinleneceiniz politik ve sosyal btnlkten ok, asla anlalamaz olan, katlanlamaz bir gereklii, stelik bu gereklii yaamn en "zel" meselelerinden treterek ifade etmektedir. Umut'ta, Sr'de olduu Yol'da da filmi klasik anlamda "politik" klan tek bir sloganla, tek bir "politik mesajla" karlamyoruz. O halde sormak

gerekir: Gney filmlerini, en azndan szkonusu ly "politik" klan, Trkiye'deki politik rejim tarafndan yllardr yasaklanmasn salayan unsur nedir acaba? Bu unsuru bir "zvanadan kma" ya da Rocha'nn bir filminin adnda olduu gibi "trans" hali olarak kavramak gerekiyor --Transtaki Topraklar... Ylmaz Gney, Cannes dln paylat ve bu aralar onun hakknda bir film ekmeye hazrlanan dostu Costa Gavras'tan ok Rocha'ya yakndr. Ne yazk ki Leyla Erbil'in Ylmaz Gney olgusuyla ba edebilecek bir senaryo oluturabileceine de inanamyorum. Fatih Altayl ile Serdar Turgut'un budalaca saldrlarnn ardndan Ylmaz Gney adna "cevap vermeye" kalkan yandalarnn tavr da Gney sinemasnn ima ettiklerinden o kadar uzakta ki, onun iledii cinayetten, hatta "politik" sloganlarndan "ayr", salt sinemas asndan deerlendirmek gerektiini syleyip duruyorlar. Oysa Ylmaz Gney sinematografisi, ta balarndan itibaren bir "toplumsal tip", bir "yaam biimi" ve bunlarn sinema dilinde beliri biimine dair bir dzenlilik sunuyordu: hayatnda yaam olduklarn yaamam olan bir Ylmaz Gney'in o filmleri retme olasl yoktur. Sinema, edebiyat, sanat yaam bir tarafta olacak, hayatn ve kiinin kendisi baka tarafta olacak tipinden bir yaklam tmyle anlamszdr. Bu, sanatn hayatan bamsz, zerk bir alan olmas gerektiini ima eden bir bak asnn (ya da aszlnn) ifadesidir. stelik Tunca Arslan'n aylar nce Yol hakknda yazm olduu samasapan bir yazda, onun --12 Eyll dneminde dahi-- orduyu ve asker imajn eletiren, "kt gsteren" grntlere, imajlara bavurmam olmas alklanyordu --ite Ylmaz Gney bu kadar tuhaf yorumlarn yaplabildii bir lkenin en sert eletirisini sinemalatrm olan kiidir. Evet, Ylmaz Gney sinemasnn zellii, eskiyle yeninin, feodal ile burjuvann, ideolojiyle dncenin, bilinle bilin-dnn, bilinlenmeyle ncesinin ardkln deil, samalk dzeyine varan biraradalklarn sunmasdr. Orada artk klasik politik sinemada olduu haliyle Eski'den Yeni'ye (Eisenstein'in Staroye i Novoye, Eski ve Yeni, ya da Genel izgi diye anlan filminde olduu gibi), zel hayattan toplumsal, politik ve kamusal hayata, bilinsizlikten sinematografik "yumruk" sayesinde bilince gei, ykseli ve bununla beraber kiisel, zel olanla kamusal, politik olan arasndaki oynak snrlar yoktur --kiisel olan her ey politiktir, politik olan her ey de kiisel... Klasik politik sinema, Pudovkin'in Ana'snda olduu gibi, bilinsiz, gnlk yoksul yaantsnn kt aklyla yaayan ve olunun zerine titreyen bir annenin, olunun yitiriliinin ardndan bayra devralmak zere bilinlenmesinin yksn anlatmaktayd. Ford'un Gazap zmleri'ndeyse, bu kez hereyi ak seik grebilen anneydi --ama ailevi dayanaklarn birer birer tkendii genel bunalm srasnda anne bu bilincini yitirecek, yerini artk nndeki hayat ak ve seik farketmeye balayan eskiden kiiliksiz oluna brakacaktr. Klasik politik film ve edebiyat bylece bize hep "bir ulusun douunu" --unutmayalm ki Griffith'in bu kt ama nemli filminin benzerleri defalarca Yeilam', bir sr kt taklidiyle ziyaret etmitir--, politikann ve tarihin tepesindeki byk oyunlar, yaz da topyekn devrimsel birikim ve dnm anlatp dururdu. Gney'inki Eisenstein'inkiyle ayn devrimcilik deildir artk: geileri deil, yanyanalklar terennm etmektedir. Beyne ilettii ok, ufak tefek, gndelik hayattan ekilip alnm, "nemli anlarnn", kader anlarnn belirlenmedii "srekli" ve kk oklardan oluur. Olutuduu bir bilinten ok bir bilinddr. Bilind: dnn ki, krdan kente g ediyorsunuz --bu topyekn bir gei ya da bakalam deildir... Gemi ile gelecek arasnda bir gei varsa eer, bu gemi kendini iki biimde imdiye sunacaktr --bir hafza biiminde ya da eskinin srekli geri dn biiminde. Ylmaz Gney Umut filmini ektii kadar Umutsuzlar filmini de eken kiiydi. nk ona gre gemi, feodal yaant, kentteki lmpenlik ve her trl arza imdide yaanmakta olandr.

Hafza modeli yerine imdinin o absrd varoluu, hep varoluu sz konusudur. te bilinci zvanadan karacak olan o tuhaf g buradan geliyor: isyan mmkn tek yol olarak brakan, bilince dorudan asla hitap edemeyecek olan bir bilinaltn gsterilen her eyle, toprakla, Umut'taki u kavrulmu dallarla, Yol'daki u buz lyle, giditen dne kadavralaan at bedeniyle, ve bir kadnn ancak atn kadavrasyla karlat anda "brakan", "terkeden" yaama kuvvetleriyle... Gney filmlerinde her ey tek bir dzlemde, kuvvetlerin ve yeterliliklerinin, dolaysyla snrlarnn alannda zlmektedir. Her kameraman, her montajc, her ynetmen "kuvvetli" grntler arar --ama Gney sinemas kuvvetlerin kuvvetini, bir st dereceyi, grd manzara karsnda davranamayp saknmak zorunda kalan, seyir ettii lde seyredilen suratlarn duygulanlarn kaydetmenin peindedir. Gerekten de, Gney sinemasn yeni bir sinematografik imaj tr icat eden talyan neorealizmine yaklatran bir unsur vardr: sinema tarihinde, balang dnemlerinde olduu kadar genelgeer filmlerde yzlerden beklenen ey durumlara gre davranlarn nedenlerinin kavranaca ifadeleri vermeleriydi; uzun sre sinema, ekranda grlen yzlerin de ekranda gsterilenlere bakyor olduklarn temelli bir felsefi fikre kavuturamamt. Yz artk grdklerine maruz kalyordur --inanamyor, katlanamyordur... hareketi engelleniyordur... ite Ylmaz Gney sinemasn aklayan ey: bu aralar sanki onun sinematografisinin paras deilmi gibi baklan o "sloganc" denen Arkada filminde, ya da daha nceki irkin Kral tipolojisinde de geerli olan bir yz ile kar karyayz. Bu "yz" elbette Ediz Hun olmazd, Tark Akan ya da Tuncel Kurtiz olurdu... Ama nemli olan, Trk sinemasnn hibir zaman ekmeyi baaramad u yzler, suratlar meselesinden ok, aksiyon filminden tipoloji ve toplumsal tip retebilen bir sinemann nasl mmkn olduudur. Yol'dan sonra yaknda Sr filmiyle de karlaacamz Ylmaz Gney, her durumda balangta Muhsin Erturul'a teslim edilip her trden zgn imaj aray ve deneyi engellenen Trkiye sinemasnda evrensel bir yeniliin tek rneiydi. Onu hala "sosyal ierikli" film yapt diye selamlanan ve kendi apnda ok iyi bir filmci olan Ltf Akad'n veya Metin Erksan'n "devam" ya da "mirass" olarak grmeyi brakmak gerekir. Bu sinemay ne abartabilirsiniz ne de kk grebilirsiniz --o ne ise odur ve yaama duyulan bir inantan, sinemaya duyulan bir inantan, tek bir byk ok yerine kk oklarla ileyen, bununla muazzam birr ajitasyon gcn harekete geiren, bunu yaparken kendisinden ve sinemadan baka hibir eyi temsil etmeye yanamayan bir sinemadr. Bu beyne verilen yeni bir ok tryd --dnlemezi ve katlanlamaz hissettiren, ounu erif Gren'e borlu olduumuz grntlerle ileyen, politikay mesajlar ve sloganlar araclyla ilettiinde bile "buradaki esas mesele bu deil, bambaka bir ey" dedirtecek bir kuvvetti bu. nk sinema insan ile doay birarada sunabilen --galiba-- tek sanattr. Kuvvetlerle, g vektrleriyle iler ve doasnda politiktir. nemli olan Ylmaz Gney'i kiiliiyle ya da ondan ayr olarak sinemasyla deerlendirelim demek deildir --sinematografinin kendisi, z be z bir dnce gc ieriyor nk... Deerlendirmenin as hem kiisel hem de politik olmak, dahas bu ikisinin aynlna yaslanmak zorundadr. Ylmaz Gney sinemasnn soruturulacak daha ok taraf var...

You might also like