You are on page 1of 324

asamalar - Zoho WriterHome Afet Ilgaz Aamalar Tarayan Yaar Mutlu www.kitapsevenler.com www.yasarmutlu.

com Afet Ilgaz Aamalar

Download Email This Page

Afet Ilgaz Aamalar Roman. okar yaynlar ataleme Sok. No: 40. Torun Han, Caalolu - STANBUL OKAR YAYINLARI: 14 TRK YAZARLARI DZS ; 6 AAMALAR/AFET LGAZ Copyright ' 1977 Okar Yaynlar Birinci Bask . Nisan 1977 Kapak Dzeni .- SA ELK " \ 1 Dizgi - Tertip .- zdem Kardeler Matbaas Bask .- Bahar Matbaas Kapak Film ve Bask: Renk Grafik - Renkler Matbaaclk Cilt len : Tabes Ciltevi

AAMALAR Sevdalarn evinde kk oullarnn doum gn partisi iin hazrlk yaplyordu. Sevda nce parti yapmamaa karar vermi, sonra birka kiiden fazla armamak kouluyla bir parti yaplabileceini dnmt. Kocas, o ne derse yapmaya hazr, boyuna onun dncelerine uygun bir biimde ve kolaylkla dncesini deitiriyordu. Sevda: Evet evet... Birka kiiyi gememek zere kk bir parti... diyordu. Ama nasl seeceiz? armadklarmz duyarlarsa darlrlar. Sevda'nn gene dncesini deitirmekte olduunu sezen Arif, bu kez ondan nce davranarak: Doru. Darlrlar. En iyisi arabileceimiz kadar arrz. diyerek son sz sylemi olmak istedi. Sevda'nn dncesindeki deikenlikler bitmek bilmiyordu: Ama evimiz kk. Nasl olacak bilmem ki... Oysa Sevda bu kk kentte konuk iin ev kklnn hi de nemli bir sorun olmadn biliyordu. Kabul gnlerinde, evlerin btn salon salamanjelerini dolduracak kadar konuun gelmesi hi de alacak bir ey olmuyordu. yle ki kimi konuklar ev sahibesiyle hi ko-nuamadan gidiyorlar, kimileri de hi tanmadklar kadnlarn yanma dp zorunlulukla onlarla ahbaplk ede 7 rek asl konumak istedikleriyle uzaktan bir selmlamakla yetiniyorlard. Bu arada kana tere batm olan ev sahibi, nasl oluyorsa, sonuna dek sabrl ve dayankl bir rpm iinde, konuklara kek, rek, sandvi ve ay yetitiriyor ve evine dolmu bu konuk kalabalndan yaknmak yle dursun, o sre iinde kendisini mutluluun doruunda duyuyordu. Ne var ki

konuklar gittikten sonra ortaln toplanmas, temizlenmesi srasnda ayn ev sahibini tanmak olduka g bir iti. nk bu arada kadn, ocuklarna barp armakta, kocasna -bu ite onun bir suu varm gibi- surat asmakta kendini son derece hakl grrd. Mutluluklar srekli olmuyordu szn ksas ve arkasndan hemen arlk derecesi deiik olmakla birlikte mutlaka bu mutluluun bedelinin denmesi gerekiyordu. Sevda'nm nerisiyle tek tek ktlara davetiyeler yazdlar. Bu davetiyelere de akac bir sz ekliyerek arllar gldrmek hevesine kapldlar. Szgelii bir ar kdnda yle bir cmleye raslanyordu: Olumuz Halil'in yeryzn ereflendirip evimizi de grltye boduu... Baka bir ar kdnda ise yle bir dipnotu grlyordu: Kyafet serbesttir. Bir bakasnda: elenk gnderilmemesi rica olunur... deniyordu. Bunu Sevda bulmu ve bu buluunun en komik ve zekice bulu olduuna karar verdikten sonra birka saniye, kendi kendisine grltyle glmt. Ne var ki btn bu nee, ar ktlarn birka kez okuduktan sonra durulmaya balad. Artk nceleri onlara ok ilgin, ok ince, ok zekice, ok gldrc gelen bulular, her ey yazlp bittikten sonra baya, aptalca, gereksiz grnmeye balad. Bu kez de Arif bir neride bulundu: Ktlarn altna resimler yapalm... Yeteneklerle ilgili her iin kendisi tarafndan yaplmas gerektiine kesinlikle inanm olan Sevda nazland: Ben resim yapamam... O zaman Arif tkenmez kalemlerle, gazl kalemlerle, hi sesini karmadan ve hi de marmadan kadn al. 8 tna ok gzel oyuncaklar, ocuk karikatrleri izmeye balad. Sevda bunlara baktka Ne kadar kolay. Ben de izerim... diye dnyor, arkasndan durgun bir sesle: Baya da gzel iziyormusun. Senin bu yeteneinden hi haberim yoktu... diyordu. Arif, sigaras dudaklarna yapk -kimi zaman Sevda bu sigarann Arifin dudaklarn yakacan dnr ve yakmasn beklerdi. Ama Arif tam zamannda sigaray alr, klle bastrrd- hi de bbrlenmeden, yalnz yznde, bu kd alnca bakacak olanlarn glmsiye-bilecei trden, hafif, belli belirsiz bir glmsemeyle boyuna iziyordu. Sonunda davetiyeler bitti ve Arif onlar ertesi sabah fabrikada datmak zere zarflamaya balad. Davetiyelerin bitmi olmas, her eyin hazr olmas elemek deildi tabi. Sevda nce hi parti yapmamay, sonra kk bir parti yapmay, daha sonra da biraz bycek bir parti yapmay dnm olduu iin bir trl hazrlanmaya balayamam, giderek belki cayarm diye sonuna dek beklemiti. Ama ite davetiyeler gerekti. Her ey gerekti. Ortada bir eyin olmad da bir gerekti. Bunun zerine Sevda o hi yenemiyeceini sand tembelliini yenerek canland. Yannda alan Hidayet Hanm evi toplar, her gnk amarlarn ykarken o yemek hazrlklarna balad. nce kk kk kfteler yapt. Bir yandan da, Bu yeter... Pasta da var... diye dnyordu. Sonra kftelerin yeteceini kabul etmekle birlikte, bir de o ok iyi yapt muska breklerinden yaparsa iinin daha rahat olacan dnd. Bir sr de muska brei sard. Ama her yemei yapndan sonra tembellii ve geveklii dalyor, daha da baka ne yapacan dnmeye alyordu. imdi artk saniyeleri bile iine aldn grd bir alma temposuna girmiti. Muska breklerinin de yeteceine inand halde, yapabildii baka yemeklerin, ona rahat vermiyerek aklndan gemekte olduklarn grd. Evet evet... Zeytinyal biber dolmas da yaplabilir...

9 Bylece zeytinyal biber dolmasnn arkasndan yapabilecei ve yapabildii btn yemekleri, yapmamaya karar verdii andan balayarak sralamaya balad. Daha sabahleyin ortada hibir hazrlk yokken ve partilerine kimsenin gelmiyeceini dnrken leye kadar bir sr yemek yapm, ykanm, evi sslemi ve hazrlklar tamamlamak zere arya kmt. Aklnda, yaplmas gerekli bir sr i karmakark bir oklukla onu acele etmeye itiyordu. O kadar ki berberden kt zaman daha birok iin yaplmas gerektiini biliyor ama bunlarn nasl yaplacan bilmiyor gibiydi. Eve alnacak iekler, pasta, tatl gibi hazr yiyecekler, eve gelip ocuklar ykayp giydirme ii, evi son bir kez ssleme ve dzeltme, sonunda da kendi giyimi ve masann hazrlanmas... Kendini savaa giden ve kazanp kazanmyacaklarna dair hibir ey bilmeyen ama bu savan cokusu, korkusu ve tel iinde olan askerlere benzetiyordu. Evet, hibir ey yaplamayacakt. Hibir ey yetiemiyecekti. Kimse gelmiyecek ve bu parti verile-miyecekti... Byle umutsuz ve sinirli bir tella karmakark bir ekilde ilerin ortasna atlp da ileri orasndan burasndan ekitirmeye balamasyla akamn nasl olduunu anlayamad. Kendisi iin bunca yorgunluu, masraf ve hazrlanmay gze ald ocuunu giydirirkense, barp aryor, tekini, byk olunu, kendisine hi anlay gstermemekle, bakalarnn ocuklarna benzememekle, annesinin istedii gibi olmamakla-annesi ne istiyordu, ocuk da bunu anlayamamt- suluyordu! Hazrlklarnn bitmesiyle konuklarn gelmeleri bir oldu. Zaman ne akam yemeine, ne de akam yemeinden sonras iin elveriliydi. Bu yzden konuklarn gelmesi ok deiik saatlerde ve biimlerde oluyordu. ou akam yemeini yemilerdi. Bir bl -bunlar ok azd-gerceki davranarak yemek yemeden gelmilerdi. Akam stnden gece yatma saatine dek konuklama gelii ok garip bir biimde uzad durdu bu yzden. Ahmet'ler gelmez... Olsun biz yazalm da gcenmesinler... Zeliha'nmlar belki gelirler. Olsun sen yaz gene... 10 diye bir sr insana ar kd vermi ya da yollamlard. Hesaplarna gre bunlardan ancak drtte birinin gelmesi gerekiyordu. Oysa saat dokuza doru salonda adm atlacak yer kalmamt. Gelmez... Belki gelir... Yok canm, hi sanmyorum, gelmezler... dedikleri btn tandklar gelmilerdi. Az tandk, ok tamdk, hat* ta fabrikada alanlardan Sevda'nn hi tanmad mhendis ve memurlar bile gelmilerdi. Sevda yanaklar ate iinde, berberden ktnda byl bir gzellik tadn sand ksa, sar salar kimbilir neden, karmakark olmu, ipekli kara giysisinin iinde koup duruyordu. Koltuklar, kanepe, sandalyeler, her yer, her yer tklm tklm dolmutu. Hatta bu arada son derece gln grnmlere raslyor, yeniden ate gibi yanan yanaklarnn kpkrmz olduunu duyuyordu. Szgelii Amerika'da okumu olan ve kars stanbul'da oturan ok kibar grnl mhendis di upuzun boyu ve iri gvdesiyle kapnn yannda kk bir tabureye oturmak zorunda kalmt) Kendisi gibi uzun boylu, az konuan ve evin durumuna am gibi grnerek bu tara burjuvazisini kmsedii belli olan -Sevda byle sanyordu- kars da kanepedeki kadnlarn arasna skm zor soluk alyor gibi skntyla sana soluna bakmyordu. Arif, yeni eyalar deitirdikleri zaman atamadklar ama baka odalara koyduklar, bu gece de zorunlu olarak salona tadklar eski koltuklarn pufuna oturmu evresindeki erkeklerle, dardan bakldnda hi bir tel ve sklganlk gstermesine neden yokmu gibi soukkanl -ama biraz can skkn- bir anlatmla stanbul'a gmek istedikleri konusunu anlatyordu. evresinde apartmanlarndan bir retmen, fabrikadan arkada ve karsnn fakltedeyken arkada olan bir kzn imdi burada

bir fabrikann sekreterliini yapmakta olan kocas vard. Vallahi ben de henz erken diyorum ama Sevda acele ediyor... diyordu Arif evresinde henz stanbul'a gmeye karar veremedikleri iin kendisini zenmeyle kark bir ilgiyle dinliyenlere. En dorusu o. Nasl olsa hepimizin eninde sonunda 11 gidecei yer stanbuldur.. dedi mhendis arkada Sahabettin. Bizim hanm da bamn etini yiyor. Anneleri orda ya... Bir sre daha burda kalmakta yarar var... diye kendi dncesini belirtti Muharrem. Sonra uzakta, kadnlarn arasnda oturmu cidd ve akll yzyle onlara dnk, bir ey anlatmakta ve dinlemekte olan esmer karsna bakt. Mhendis ahabettin'in zayf, sar sal, ufak tefek kars bir retmendi. teki mhendislerin ve alanlarn kanlaryla, retmen olduu iin pek gremiyordu. Onun arkadalar daha ok okulundaki retmen kadn ve kzlard. Gene de hakknda iyi dnsnler diye aralarna girdii kadnlar topluluuna hemen uymu gibi grnyor, onlarn szlerini onlara ters dmiyecek cevaplarla destekliyor, karlyor, dncelerini belirtmek gerekirse ayni onlar gibi dndn gsterir cmleler kuruyordu. Sahabettin karsnn bu uyumluluunu uzaktan izliyor ve karsnn hibir kusuru olmayan esiz bir kadn olduunu dnyordu. Ama neden gene de arada bir tartyorlar, kapyorlar, birbirlerine ksyorlar ve zaman zaman birbirlerine dmanca duygularla doluyorlar-d? Bunun hibir anlam yoktu ite. nk Sahabettin kendisini de ok beeniyordu. Hibir kusuru yoktu, ne denli ararsa arasn, kendisinin ne grnnde, ne davranlarnda en kk bir yanla ve uygunsuzlua Taslamyordu. Muharrem, ortada aceleyle gidip gelen Sevda'ya bakyordu arada srada. Btn yakkl erkeklerin alkn olduklar gibi, bulunduu yerde bir gzel kadn aramak ve onunla birka saatlik, bakmalara dayanan ho ve geici bir iliki kurmak isteini yenemiyerek, kendini tutmak istese de baklarnn ister istemez Sevda'ya kaydn anlyordu. Bugne dek, pek de grmedikleri iin dikkatini ekmemi olan bu kadnn baya gzel ve ekici olduunu dnyordu. Ama Sevda'yla gz gze geldiinde onun u iinden kmak zorunda olduu tell durumdan baka bir kaygy ve duyguyu yanstmayan temiz ve ocuksu baklaryla karlayor, sonra hemen onu unutuyor, birka dakika sonra, baklarda bir deiiklik var m diye yeniden bakma isteine kaplyordu. 12 Sevda fotorafnn eve gelmesiyle biraz ferahlar ve kendine gelir gibi oldu. Sanki bundan byle, partinin btn arln fotoraf yklenecekmi gibi ieri komu, bir mjde verircesine kocasna ve konuklara: Fotoraf geldi... diye neeyle seslenmiti. Fotorafnn da evdeki bu durumun glnln anlayp anlamadn renmek ister gibi onun davranlarna kukuyla kark bir rkeklikle bakyor, neredeyse adamn glmeye balayacan ve: Bu ne kepazelik! Ben burda fotoraf ekemem!... diyerek gitmesini bekliyor ya da adamn fotoraf ekmesine engel olabilecek herhangi bir eyin ortaya kacan, fotoraflarn hi ekilmiyeceini sanyordu. Fotoraf, tam tersine kalabalktan rkm ve bu partinin ok cidd bir parti olduuna inanarak nereye doru yryeceini, nerede dikileceini, ne yapacan arr gibi, Sevda'nn aknlna uyarak bir o yne, bir bu yne gidip gelmeye balamt. Sonunda ocuklar ortaya karld, pastann bana getirildi ve pastaya dikilmi mumlar, stste ylm kalabaln arasnda ocua sndrtld. Kalabaln arkasnda kalanlar hibir ey grmemiler ama grm gibi, alklara katlmlard. Bu en arkada olanlar arasnda akn ve utanga yzleriyle uzun boylu ift, di ve kars da vard. imdi sofrada yeni Mr karklk balamt. Kim, neleri, nasl yiyecekti!

Sevda bu karkla daha fazla dayanamyarak kimseye grnmeden yatak odasna kap bir sigara yakt ve beklemeye balad. Nasl olsa bir sre sonra herkes kendi iini zmlemi olacakt. Bu sre, sanki bir ameliyat s-resiydi. Sevda da ameliyata dayanamayan yufka yrekli bir seyirciydi. Evdeki kalabal, bu ameliyat kendi kendilerine yapmalar iin ortada brakp svmt. Yatak odasnda boyuna terlerini siliyor ve hibir ey grmeden aynaya bakp duruyordu. Bir yandan da: Yarabbi u ikence bir bitse... Bir bitse... diye ne yaptm bilmeksizin syleniyor ve arada bir kalkp hzl hzl yryerek pencereye doru gidiyor, dnceli dnceli tllerin ardndan caddenin zendirici sessizliine ve yalnzlna bakyordu. 13 Yatak odas oyuncak ve hediye olarak alnm giyeceklerle dolmutu. Byk olu bunlarn hepsini oraya getirip am, kardeine gstermi, ouyla da oynam, hatta bir arabann tekerleini karp yeniden takmt. Kimi konuklar incelik gstererek ocuklarn ikisine birden oyuncak ya da baka armaanlar getirmilerdi. Sevda bu pahal armaanlar grnce iyice utandn ve skldn duydu. Bu armaanlar sanki onun baarszln -kendini bu gece baarsz bir ev sahibi sanyordu- yzne vuruyorlard: Sen baarsz bir evsahibi, garip, anlalmayan, teki kadnlara ve annelere benzemiyen bir kadnsn. Ama biz inceyiz, gnl alc ve hogrrz. Senin ocuklarna gene de masraf edip armaanlar aldk. Kendimizi skntya sokup hazrlandk ve bu gln toplantya katldk. diyorlard. Kamal, gitmeli, uzaklamal... diye dnyordu Sevda. Evet evet, burdan, bu kentten, bu evreden, bu alamadm ve alamyacam konukluklardan, ilikilerden... Her eyin daha ak, ve anlaml olduu insanlara, evrelere doru... Bu yaamann bir kopyas gibi olan, gln ve korkun bir kopyas olan... Evet ama gerek yaamay bulmak olana artk onun elinde deildi. Nasl, kiminle, nerede bulacakt yaamann kendisini. Gerekte yce ve anlaml olan yaamay? Bu srada darda, holdeki masann evresine ylm konuklar, Sevda'nm zemiyeceini sanarak kat sorunu zmlemeye alyorlard. Yemek yememi olanlar rahatlkla Sevda'nn kftelerini ve teki mezeleri attryorlard. Yemek yiyerek gelmi olanlar nce hibir ey yiyemiyeceklerini, sonra da yemek yiyeli bir saate yakn olduunu dndler. Bu arada biraz pasta yenebilirdi. Pastann yanma incelik olsun diye birka para teki yiyeceklerden aldlar ya da Arifin stelemelerine dayana-myark alm grndler. Sonra da ne olduunu anlamadan birok ey yemi olduklarn ayrmladlar. Bir yandan da eitli ikiler iiyorlar ve canlar istemeden, bir eyle uram olmak iin azlarna tek tk kuru yemi atyorlard. Sonunda herkes o kadar ok ey yemi oldu ki, istemeden yenen bu yiyecekler onlara sknt verdi. 14 Konuma konular dalm, konuma istekleri azalmt. Hele, gecenin tek konusu olan ocuklardan hi sz aan yoktu. Gene kadnlar kmelemiler fabrika evresinde olup bitenleri, artan aylklar, bu yl verilecek ikramiyelerin nasl olacan -ikramiyeler gizli verilirdi ve herkes birbirinin ikramiyesini merak eder, renemez, sonra da kendilerine gre varsaymlarda bulunur ve bu dsel ikramiyeleri kskanmaya koyulurduitalya'dan yeni gelecek italyan ii ve mhendisleri, talya'ya gidecek Trk mhendislerini, talya'ya ikinci kez giderek birka gn nce dnen Trk mhendis Fazl'nn yeni arabasn ve getirdii eyalar, deiecek olan talyan mdr, fabrikaya ii olarak girmek istiyen ve evredeki kylerden gelen kyllerden tereya, yumurta gibi armaanlar alan Trk mdr konumaya baladlar. Kadnlar da erkekler de hemen hemen ayn eyleri konuuyorlar ve bunlarn zerinde dnce yrtyorlard. Ne var ki kadnlar erkeklerden ayrml olmak zere, tmyle kocalarnn gr ve

dncelerini kendi gr ve dnceleri gibi savunuyorlard. ki yanda da ayni eylerin konuulmas bundand. Bu gecenin tek deiik konusu, gecenin itenliine kaplarak Arifin aklad stanbul'a gidi konusuydu. Arif bu gece konuklarna kendisini ylesine borlu duymu, bu iyi insanlarla ylesine kaynamt ki, onlar pek de iyi arlyamamaktan -Arif de kendisini kt bir evsahibi gryordu- doan bir ezilmeyle, onlara en deerli eyini, imdiye dek sakladklar bu stanbul tasarsn aklamakla bu borcu diyeceini dnmt. Daha dorusu bunlarn hibirini dnmemiti. Ne olduunu anlamadan, kendisini, bu en gizli tasarsn onlara aklayp anlatrken buluvermiti. Merkeze naklini istersin... diyordu akgz ve neeli Muharrem. Arif buna kalarn atarak: Ben hibir i yapmadan, masa banda oturamam. diye kar kyordu. Arif imdi olunun doum gn kutlanm bir baba olarak -kars ortalarda yoktu ama- kendini ok mutlu duyuyordu. Bu mutluluk da onu gelecee degin tasarlarnda bile ak, drst ve namuslu olmaya srklyordu. 15 Mutluluk gibi olumlu duygular birbiri peisra dizilerek Arifi etkisi altna almt. Byle bir gecede kurnazlklara, duraksamalara, znt ve pimanla yer olamazd. Bu ruhsalln etkisiyle inanlmaz eyler sylemeye balad. Baka bir fabrikada bir atelye ii aryacam... diye, kendinden honut bir glmsemeyle korkusuzluunu ortaya koydu. Tam o srada Sevda yatak odasndan km ve boalm masaya sevinli bir bakla baktktan sonra salona gidip bir koltuun dayanlacak yerine ilierek kadnlarn arasna karmt. Konuklar ev sahibinin odaya girmesinden sonra -nereye gittiini pek anlamamlard- yava yava kalkmaya baladlar. lk kalkanlar, uzun boylu di ile kars oldu. Sevda onlarn gitmek zere ayaa kalktklarn grnce ok sevindi ve bu sevincini -zlm gibi- saklamaya alt: Niin acele ettiniz? Daha ok erkendi... Konuklarna bu trl szleri yle itenlikle, gerekten onlarn gidilerine ok zlyormu gibi sylerdi ki, Arifin arkadalar ve onlarn karlar Sevda'y anlamakta ve onu yarglamakta glk ekerlerdi. Neden onlarn arasna tekiler gibi karmyordu bu kadn? Kendini ok mu beeniyordu? Peki yleyse evine gidildii zaman neden o kadar iten bir sevinle konuklarn karlyor ve onlar arlamak iin neden yle koup duruyordu. En ok da neden konuklar giderken ylesine iten zlyor ve onlarn gitmelerine engel olmaya alr ince cmleler bulup sylyordu? Neden onunlayken, onun bulunduu yerlerde bulac ve evreyi saran bir sevgi, bir itenlik. bir scaklk havasna kaplyordu herkes? Neden insan onunlayken en gizli tasarlarn, dncelerini, duygularn, davranlarn aklamak isteine kaplyordu? Sonra neden gene o evden klnca ayni sessizlik, ayni uzaklk ve ayni unutulmuluk saryordu onunla ilgili izlenimleri? Sevda'nn karakterindeki sertlik, yalnz ocuklaryla konuurken, onlar azarlarken grlrd. En ince ve ekici bir konumaya kendini kaptrd bir srada odalarna yatrd ocuklarnn uyumayip da konuklarn yanma 16 kadar geldiklerini ya da birbirlerinden yaknmak iin barmaya baladklarn duyunca yzndeki btn incelik ve sevgi dolu anlatm silinir, kalarn atar, onlar niye istedii gibi yetitirmediini dnrd. Bunun iin de pek bir ey yapmadn grr, ama yaplacak eyin ne olduunu bilmediinden, kendi yaptklarnn yeteceini sanarak, davranlarndan tr ocuklarna kzard. Tam o srada gene iki ocuk bararak odaya girdiler. Yeni gelmi oyuncaklarn kavgas iinde ve o gece herkeste ortaklaa grlen -enok annelerinde- hogr havasnn aldatclma kaplarak: Anne be, una baksana... barlar arasnda birbirlerinden yaknmaya ve alamaya koyuldular. Sevda'nn yz gene inceliini yitirdi ve ocuklara,

Hemen odanza!... diye bard. Daha dorusu barmamaya alt. nk konuklar ocuklara btn hogrlerini gstermek iin glmsemeye balamlard bile. zellikle byle, bir doum gnnn kutland bir gecede, ocuklara glmsememek olmazd. Uzun boylu di ve kars ocuklarla Sevda arasndaki ekimeden yararlanarak kp gittiler. Arif, gazetelerin iverme ilanlarn izlediini ve bunlara mektuplar yazdn anlatyordu arkadalarna. Henz zerinde duraca uygun bir i kmamt. aka yapar gibi glmseyerek ve yan gzle Sevda'ya bakarak: Tabi, bizim gibi yallar deil, genleri almak istiyorlar. Bu yzden de benim beendiklerim de beni beenmiyorlar. dedi. Grne baklrsa yallndan hi de znt duymad anlalyordu. znt duyulacak bir ey de yoktu zaten. ki olan ocuk, kendine zg davranlar olan ama gene Arifin kendine gre sevdii bir kadn, gitgide artan bir i ustal, gitgide dzelen, yoluna giren bir yaama biimi... Arifin bu koullar iinde yalanmak en son aklna gelen bir konu oluyor, aklna geldii zaman da ona znt verecei yerde, deerli ve eski bir arab ierken duyulan zevk gibi, ona gitgide durulan ve her eyi unutturan gl bir tad veriyordu. Ayn konuda kadnlar arasnda da merakl bir konuma geiyordu. Kadnlar da Sevda'y dinliyorlard bu stanbul'a gitme ko17 nusunda. Onlar en ok ilgilendiren de eyda'larn ili'-de aldklar kat ve bu katn ne zaman boalaca, kiracnn istendii zaman kp kmyaca konusuydu. Sevda birok kez anlattn unutarak, kendisini stanbul'da oturmaya en ok eken bu byk, gzel, rahat kat anlatyordu kadnlara. Sevda'nn babasnn yardmyla ve geri kalan paras taksitle denmek zere geen yl almlard bu kat. Sevda, orda kendilerinin u rahatsz evde oturmak iin verdikleri para kadar bir para karlnda oturan aileye iin iin kin duyuyordu. Yz otuz metre kare... Salon, yemek odas, iki yatak odas, sandk odas, hizmeti odas... diye anlatyordu kadnlarn sessizce dinleyilerinden biraz da tedirgin olarak. Hizmeti odas derken zellikle kadnlara bakyordu. Onlar dalgn dalgn Sevda'ya bakyor, mutlaka hizmeti kullanlmasn gerektiren bu grkemli daireyi, gzlerinde canlandrmaya alyorlard. Kalorifer, ofben, gmme banyo... diye srdryordu konumasn Sevda. Bunun zerine kadnlar Sevda'nn stanbul'a gitmek istemesine hak veriyorlard. Sonra epeydir gelmedikleri bu evde, daha yeni deien eyalara bakyorlar, Sevda'nn eya almadaki zevkini hi de kmsememek gerektiini dnyorlard. -Sevda'nn bu eyalar aldrabilnek iin, sessiz, durgun, tutku-suz Arifle nasl kavgalar ettiini bilmiyorlard-. Genellikle ev demesinde ok geerli olan yeil, kahverengi ztl stne kurulmutu salonun eya seimi. Yeil koltuk takmlar, beyaz yemek ve sehpa takmlar, yerdeki koyu sar halyla, hi de ince bir zevki gerektirmeyen, kolay bir uyum salyordu. Sevda'nn bu renk uyumunu tamamlamak iin teki ayrntlarda kulland kahverengiler, turuncular da ok kullanlm renkler olmakla birlikte salona ince bir hava veriyordu. Nedense. o evrenin hemen hemen btn yeni denen evlerinde bu renkler ince bir zevk eseri saylarak kullanlyordu ve bu kadar ok kullanlm bu rahat zevkten kukulanmak ve yenilikler denemek kimseyi ilgilendirmiyordu. Doum gnnden en ok sevinen, en ok honut kalan ve ocuklar iin en iten dualar yapan, hi kuku 18 suz ne konuklar, ne anne baba, ne de ocuklarn kendileriydi. Ertesi gn erkenden iinin bana gelerek akamdan toplanlmadan braklm masay byk bir hamaratlkla temizleyen Hidayet Hanm'd. Sevda btn artan yemekleri, kfteleri, brekleri, pastalar, daha ufak tefek te beriyi ocuklar yesin diye Hidayet Hanm'a vermiti. Son derece temiz, iine ve Sevda'ya bal, drst bir kadn olan Hidayet Hanm zayf uzun boyuyla,

alvaryla i gmleinin iinde, bartsn sk sk yeniden balayarak koup dururken: Allah uzun mr versin! Allah aclarn gstermesin! Anal babal bytsn! diye dua ediyordu. Hidayet Hanm, doum gnyle ilgili insanlarn en iteni ve en duygulusuydu hi kukusuz. Sevda ona, herkesin verdiinden ok para verdii iin komular ve tandklar tarafndan knanrken, Hidayet Hanm ona drst bir ballkla balanmt. Aralarnda hizmeti-hanm bants yerine, ok insanca bir iliki kurulmutu. Sevda dn gece artk aa kan ve bu gn sabrszca kendisinin anlatt stanbul konusuyla kadn dncelere salmt. nce, zayf yzndeki kocaman, her zaman kederli gzleri btn gn yaard Hidayet Hanm'n. ocuuna, kaynanasna bakan bir ii karsyd kadn ve zaman zaman kocasyla aralarnda kan olaylar istemeden, en hakl yakmlarla ve ok ksa keserek Sevda'ya anlatrd. O zaman bile gzlerinin yaardn grmemiti Sevda. Yaknr yaknr sonra kendisiyle ve btn ailesiyle alay eder gibi glmserdi. Bu glmseyi hem topluma, hem kocasna, hem kendisine kar alay, kzgnlk, krgnlk tard ama hi onu kltmezdi. zlme, seni ben yanma alrm... diyordu Sevda ona. Kendisi de bunun nasl olacan bilmiyor, sadece byle olmasn istedii iin sylyordu. Hidayet Hanm'm gzlerinde o zaman kuku, umut, umutsuzluk ve her zamanki gibi ince bir alay beliriyordu. Nasl olur be Sevda Hanm... diyordu uar gibi or-dan oraya giderken duraklyarak. Olur tabi. Sen bize gelirsin. Kocana da stanbul'da i buluruz. Sevda kendi zntsn -Hidayet Hanm'dan ayrl19 ma zntsn, kendisi mutlu olmaya giderken, mutluluu kendisine bal olan birini zorla koparp atma, geride brakma, unutma zorunluluunun verdii znty- hafifletmek iin d kurmakta daha da ileri gidiyor ve gerekleri metrelerce geride brakyordu: Daha olmazsa bizim evde kalrsnz. Bizim ev ok geni... Kocan da akamdan akama geleceine gre... Arif imdilik burda kalacak... Hidayet Hanm'm gzlerinde umutsuzlukla birlikte gene ayni alayl yalar ve ayni alayl glmseme beliri-yordu. Hi karlk vermeden ya iine gidiyor ya da: Vallahi bilmem ki... Olur mu... diye bir sre dalp nne bakyordu. O gn gene srekli i yapt, hi bir dakikasnda ne konumak, ne zlmek, ne avunmak iin durdu. Her gnk hafif, uar gibi admlarla, upuzun boyuyla odadan odaya, odadan balkona, mutfaktan hole gidip geldi. Doum gnnn kutlanmasndan sonraki gnlerde, Sevda'yla Arif arasnda, ok karm olan bir yuman kendi kendine zlvermesi gibi garip bir durgunluk balad. Byle bir tren baka ailelerde belki karyla kocay birbirine eitli nedenlerle daha ok balar ama Arifler bir daha treni azlarna almadklar gibi, dnmediler de. Sanki istenmeyen biri lp gitmi, evde ok kalan ve can skan bir konuk kendi evine dnm ya da uzun bir hastalk eken biri varm da o yilemi, bu kez de altklar yorgunluu, sknty, gerginlii aryor-larm gibi bir hava esiyordu aralarnda. Arif eskiden beri byleydi ya da buna yaknd, ama Sevda yapmalar gerektii halde yapmadklar, yarm braktklar gizemli bir ey varm gibi onu ararcasma dnp duruyordu. Bir boluk ve kuku gerginliinin iine dmt. Yaamalarnda eksik olan neydi, eksii imdi daha da ok duyulan ve gerekte bilmedikleri o ey neydi? Acaba Arifin baka kadnlarla ilikileri mi var? diye dnyordu. Byle bir eyden kukulanmad zaman byle bir eyin olmasn istiyor, kukuland zaman byle bir acya katlanamyacam sanyordu. Arife duyduu balln bir trl sevgi, ak dzeyine eriememi olmasnn verdi 20

i eksiklii btn evlilii boyunca, hatta nianlandklar gn duymutu ama ii yarm brakmak ve yeniden baka ilikiler kurmak onun gibi kapal yetitirilmi bir kz iin zor gerekleecek bir olay gibi grnmt ona. Arif faklteden bir arkadann aabeysiydi ve Almanya'dan yeni dnmt. lk kez kendi evresinden olmayan ve evlenmeye hazrlanan bir erkek gryordu Sevda. Arif, kendi dsel ve tek tarafl aklar bir yana konacak olursa ilk gerek ve ona yakn olan erkekti. Garip bir ekilde onu yakkl ve ekici bulmutu tantrld gn. -Arkada Sevda'yla abisini evlendirmek amacyla tantrmt. Bu, gerekte tam bir halk ocuu nitelii gstermesi gerekirken, Avrupa havas koklam, Avrupa'nn insanlarn tanm, yaamasn benimsemi olduu iin kiiliinde garip deimeler olmu gen adam, Sevda'ya son derece ekici gelmiti. Ne var ki daha nianlandklar gn bu bynn bozulduunu aknlkla gren kz, ne olduunu, bu deiikliin nedenini anlamaktan uzakt ve bunu bir yanlg sanyor, boyuna, ilk izlenimlerinin yeniden canlanaca, onu saraca, onu mutlu edecei gnleri bekliyordu. Nianlandklar gn, ona ok uzun gelen Arifin boyu, kendininki kadar bir boy olarak ortaya km, kendisini ok eken esmerlii bir araplk olmu, kendisini ok elendiren ve gldren konuma biimi cahilce grnm, ok bamsz ve erkeke grnen davranlar siliklemi, ekingenlik ve kararszlk durumuna girmiti. Ak canlandrmak iin ne yapmalyd, Sevda bilmiyordu. Ak vard da canlandrlmas m, yoktu da yaratlmas m gerekiyordu? Kendi kendine Arifin baka kadnlarla sevitiini dnr, boazna kadar bir kskanlk duygusuna batar ve bu duygunun uydurma olduuna sevinir: Hayr, hayr, ondan bakas olamaz... diye dnrd kimi zamanlar. Ondan bakas olamazsa onunla nasl olacakt, bunu bilemiyordu ite Sevda. Evde aka, sevgiye benzer scak duygular yaratmay ne denli denediyse o denli bunlarn gelip geici olduklarn gryordu. Arif, zor bir ite alan btn erkekler gibi yorgundu. inden eve gelince Sevda'yla oturup konuaca yer 21 de kanepeye uzanr, gzlerini yumar ve uyumadan yatard. Sevda'ysa btn bir gn onu ve onunla ilgili birok eyi dnd iin, btn ilgisini onun zerinde toplam olur ve bu konuyla uramak gerektiini duyard. Yemek yendikten sonra ya konuklua gitmek, ya konuk beklemek, ya arabaya binip bombo kentin evresinde dolap arada bir inerek bir eyler yemek, ya da zorunlu olarak sinemaya gidip seimi ellerinde olmayan filmler seyretmekten baka yapacaklar bir ey yoktu yaamalarnda. Bu arada Arif boyuna susar. Sevda bir konu at m derin derin dnr, uzun uzun konuaca sanlrken: Evet! ya da Hayr! deyip keser ve btn bu yaamann akndan yaknmak iin bir neden grmezdi. Onun yaamas, yorulmak ve dinlenmek zerine kuruluydu. Bu arada da boluklar vard, ite o kadar. Karsnn ilgilendii ve szn etmek istedii eylerden anlamyor-du. Kendi iinden de pek bir ey anlamyordu. Bu bilgiyi edininceye dek ylesine zorluklar ekmiti ki artk bilgi edinmek, kitap okumak, yaama zerinde dnmek, konumak ona korku veriyordu. O, ite bu kendisine salanan her eyden honuttu. Bunlarn dnda hibir ey istemiyor ve bunlar da elinden karmak istemiyordu. Kiraclarn evden tandklarn bildiren mektubu almalaryla birlikte artk stanbul'a tanma olaynn gerekleme yoluna girdii anlald. Gene de son gnne kadar bu tanmaya ne Sevda, ne Arif, ne Hidayet Hanm inanabildiler. Sadece ocuklar bundan hi kuku duymuyorlar ve bu karklktan holanarak ordan oraya kouuyor. stanbul'daki yaamalarna dair byklere gerekli gereksiz, hi akla gelmiyecek ayrntlarla ilgili sorular soruyorlard. Eyalar, ktlara, bezlere, sarlarak sandklara yerletirilirken Sevda artk stanbul'a gitme konusunun kendisini o kadar ekmediini, hatta gitmek istemediini sezinledi. Yeni bir semt, yeni bir ev, yeni bir yaama

biimi, yeni e dost, ocuklara bulunacak yeni okullar... ekingen yaratla, beceriksiz ve yaamaya yabanc Sev-da'y hi imdiye dek duymad biimde korkutuyordu. 22 O eyalarn hazrland gn, Arifi sevdiini bile sanarak alamaya balad: Ben... Gitmek istemiyorum... dedi onun boynuna sarlarak. Eyalarn toplanmasna yardm eden -daha dorusu tek bana eyalar toplayan- Hidayet Hanm da alyordu. Alayacak ne var. Yava yava alrsn... Arif, bir yandan avizenin mekik eklindeki ampullerini kada saryor, bir yandan da azn yakacak kadar klm sigarasn dudann bir ucuna yaptrm, karsn avutmaya alyordu. Annenlere gider gelirsin. Her hafta sonunda, baz hafta ortalarnda ben de gelirim... stemiyorum... Vazgeelim Arif, ne olursun... Sevda bu duygusunda itendi. Ne var ki, artk bu iten vazgeilemiyeceini bildii de bir gerekti. Aaaa, yeter artk be!.:. Arif, yar aka yar cidd bu oyuna bir son vermek gereini duymutu. O imdi stanbul'a gitmelerini Sevda'-clan ok istiyordu. ili'de konforlu bir dairede oturmak, cumartesi, pazar gnleri lks otellere gidip ay imek, pavyonlarda elenmek, iyi filmler getiren dev sinemalara abone olmak, tiyatrolar izliyebilmek dncesi ona, Almanya'nn uygar ve hzl yaamasn hatrlatt iin garip bir coku veriyordu. Btn bunlar Sevda da istiyordu ve bunlardan korkuyordu. Arifin sevdii, istedii btn bu ssl ve bo yaayn orda da yakalarna yapacan imdi, son dakikada en ac bir katlkla grm ve bundan korkmutu. Hi deilse burda bir stanbul dyle yayorlard. Orda, artk bu de ulatktan ve ondan bktktan ya da onlara altktan sonra neyle yayacaklard? Yaama amalar bylesine ters, doyumsuz eyler olmasayd her yerde mutlu olmak, yaamak olana vard. Ama amalar bu trl eyler olunca, yaama olanaklar her yerde snrlyd ya da saklyd. Tam o srada kap alnd. Yapacak fazla bir ii olmad iin kapy gidip Sevda amt. Karsnda faklteden arkada olan ve burda bir bankada alan arkada Ayla duruyordu. iman, uzun, alamakl yzyle: __ 23 __ Demek gerekten gidiyorsun ha!... diyerek ieriye girdi Ayla. Onlarn gitmesine kendi asndan zlyordu. En yakn arkada Sevda'dan ayrlmak bir yana, kendisinin o kadar istedii stanbul'a gidememek, ne zaman gideceinin belli olmamas duygularn smsk sarm, davranlarna gerek bir zntnn teln, aknln vermiti. imdi ben ne yapacam... diye szlanarak bir sandalyeye oturdu. Sevda, evine bir konuk geldii zaman mutlaka ok sevinir ve bu sevincini biraz acele ederek, biraz da fazla coarak, elinde olmadan fazla belli ederdi. zellikle kendi okul arkadalar geldii zaman bu sevinci daha da lsz olurdu ve arkadayla ikisi, nerde olursa olsun, kimin yannda olursa olsun, kendilerini yitirircesine -bu daha ok Sevda'dan doan ve bulaan bir cokuydu- sevince kaplr ve bile bile, sevinlerinin cokunluunu baka trl anlatamyacaklarm gibi, ocuka samalklar yapmaya, anlamsz eylere glmeye ve itiip kakmaya balarlard. Sevda'nm bu arlklarn onu seven herkes grr ama bu durumu onun kiiliinin bir paras sayarlar ve asla bundan, baka sonular, onu kltc ve krc sonular karmazlard. Sevda cokulu bir kzd ite. ocuka davranlara ve gene ocuka krllara elveriliydi. Duygular son derece deiken ve derindi. Ayla'y grnce de o skntsnn arasnda, sanki skntsnn nedeni bulunmu da zm mmknm gibi bir sevince kapld. Hele onun imdi ben ne yapacam... diyerek tpk kendisi gibi, zntsnn derinliini bylesine aka belirtisi karsnda grltyle glmeye balad. nk,

ne kadar kendisine benzerlerse benzesinler, Sevda arkadalarn her zaman kendisinden ll, dengeli, olgun ve kararl bulurdu. Ah!... Gryor musun Arif!... Ne kadar iyisin sen, sevgili Ayla!... Bu duygululuk havasna kaplan Ayla'nn gzlerinde aknlk ve yalar belirmiti. Tabii ya, sen vardn bir burda... Ben... tekilerle pek anlaamyorum. Ayla, stanbul'da ocukluu ok iyi bir evrede ve ok 24 rahat gemi bir tccar ailesinin kzyd. Babasnn lmyle ileri biraz bozulmusa da annesi gene babas var-masma evlerindeki tantanay srdrmeye alyor ama bunda da epey sknt ekiyordu. Sevda imdi stanbul'a gitmek dncesini tmyle korkun buluyordu. Biliyor musun, ben de orda ok yalnz kalacam. Dn ki artk stanbul benim iin yabanc bir evredir. Unutulmu bir kent... Oraya tekrar almak dncesi ok zor geliyor bana. Alrsn, alrsn. yle alrsn ki buralar unutursun bile... Ayla bunlar, szde Sevda'y avutmak iin sylyordu ama aslnda kendisinin stanbul'a gidemeyip de onun yerine Sevda'nm gidiyor olmasn bir hakszlk gibi gryor ve bu hakszla kar duyduu fkeyi sitemli bir biimde belirtiyordu. Hayr alamyacam. Korkuyorum. Sanki orda gider gitmez kaybolacakmm, ya da mahvolacakmm gibi bir sezgi var iimde... Samalyorsun... dedi Arif karsn yattrmak is-tiyerek. Gitme yleyse vazge... dedi Ayla da, gzlerini silerek. Ayla gerekten de bu gidii anlamsz buluyordu. nk hibir resm ya da zel zorunlulua dayanmyordu ona gre bu g. Sadece bir keyif iiydi. Keyif ii sanlan bu ey eer insana gerekte keyif de vermez olmusa, niye?... Ayla'nn bankac kafas tpk bankadaki polieler, senetler, ek ve hesap defterleri gibi dzgn ve mantkl alyordu. Evet, vazgesek Arif... Sevda, hibir deikenlie elverili bir adam olmayan ve son derece ll, snrl, belirli izgileri olan Arifin bu neriyi kabul etmeyeceini bildiinden kendisini bylece rahatlatmaya almt. Sonradan: Ben sana dedim, dinlemedin. Ben vazgeecektim... diyebilmek iin. Deli misin sen? Her ey bu kadar hazrland, her ey ona gre yoluna kondu, imdi kalkm neler sylyorsun... O srada byk oullar Halil komaktan kzarm olarak ve sevinli bir aceleyle ieri girdi: 25 Anne... tfaiye arabam nerde?... diye sordu. abuk ver, arkadalarm bekliyorlar. imdi ne bileyim senin itfaiye araban. Oyuncaklar baladk. Hadi, imdi elindekilerle oyna... Kk olan da kapda durmu: Yaa, itfaiye arabas!... diye alamaya hazrlanyordu. ocuklar, Sevda'nm onlar nasl eiteceini, onlara nasl annelik taslyacam bilemediinin ayrmna varmlar ve kendi eitimlerini kendileri, eilimlerine gre dzenlemeye koyulmulard. Btn mahallenin zengin, yoksul, orta halli ne kadar ocuu varsa Sevda'nm ocuklarnn arkadaydlar ve evde ne kadar oyuncak varsa, mahalle ocuklar tarafndan ortak kullanlrd. O kadar ki kimi zaman iki ocuk, kenardan bakarlar ve teki ocuklar, onlarn oyuncaklaryla cidd ve uzun sren oyunlara dalarlard. Tabi bu arada oyuncaklar srekli eksilir, Hidayet Hanm eer peine dp onlar komularn evlerinden toplamazsa, unutulur ve zerinde de ok dnlmeden yenisi alnrd. Hadi gidin, elinizdekilerle oynayn... diye baran Ariften korkan ve konuun yannda azarlanmaktan ekinen ocuklar: Yaa... tfaiye arabamz... diyerek merdivenleri indiler. Aadan baka ocuklara:

Yok. Annemler oyuncaklar toplam, balam... dedikleri duyuldu. Bana bak Sevda, brak artk szlanmay. Ben yaknda iyi bir i bulacam, oraya gelmem gecikmez. Bu arada da sizi yalnz brakmamaya alrm. Sonra annenler var, Ayla Hanm gibi yakn arkadalarn var. Onlarla gezersin... Kendine gel biraz. Arif eya toplamaktan yorulmutu zaten. Bir de bu bitip tkenmez szlanmalar o kadar dengeli grnen adam tedirgin ediyordu. Srekli surat asyordu imdi Arif. Sevda da srekli ku cvltlarna benzer, neeli yakmlarla stanbul'a gitmek istemediini sylyordu. Haa!... Tabi dedi Ayla. Bizim Servet, Haver, Nevin de sizin oralara yakn oturuyorlar. Sahi m... 26 Sevda niversiteden arkadalar olan bu kzlarn adlarn kaytszlkla dinledi. Onlarn hepsi de baarsz, dalgn, artc ve gln bir renci olan Sevda'ya karn, baarl, cidd, ne istediini, ne yaptn bilir kzlard. Onlar hatrlamak Sevda'ya biraz utan veriyordu kendi renciliinden tr. Ayla'y krmamak, Arifi de kzdrmamak iin kzlarn adreslerini yazd adres defterine. Hibirini defterin harf srasna uyarak yazmamt. Zaten defterde harf srasna uyularak yazlm pek az ad vard ve bunlar da Arif yazmt. Birden kzlardan birinin, kendi evlerinin bulunduu caddede oturduu arpmt gzne: Aaaa! dedi, Haver'in adresi... Bu ne zamanki adres? Haver benim bildiim kadaryla, Koska'da niversi-te'ye yakn oturuyordu. Aaa... O ok eskidendi. Haver'-ler o eski evi satp ili'de daire aldlar... Pek zerinde durmad Sevda bunun. Geri Haver, niversitede en ok sevdii kzlardan biriydi ama, yannda en ok utand kzlardan biri de gene oydu. ok baarl bir renciydi her eyden nce, bir kolejde okuduu iin dil biliyordu ve eski bir stanbullu olan ailesinden gelme bir incelik, bir kendine gven, bir eriilmezlik vard davranlarnda. Haver'in kendi evleriyle ayn caddede oturduunu hemen unuttu. Arif, o incelikten uzak, iten ve doal davranlardan biriyle Ayla'ya bir eyler sylemeye balamt. Hibir kadna Arif erkeke bakmazd. Bakmasn da beceremez gibi gelirdi zaten Sevda'ya. Kocasnn kadnlara kur yapmasn, onlar kendine hayran brakmasn, ekmesini, k etmesini, kadnlarn bu yzden kendisine zenmelerini kimi zaman aklanmas zor bir tutkuyla isterdi. Ama Arifin umurunda bile deildi byle eyler. O herkese ayn akalar yapar, ayn baklarla bakar, ayn ll ve azck yadrgatc sklganlkla davranrd. Gene Ayla'-dan ayn sklgan ama doal ve incelikten de uzak bir ses tonuyla bir eyler istiyordu imdi: Size verdiimiz birka plak vard Ayla Hanm... imdi hatrladm. Tekin Bey'e syleseniz de onlar en ge yarn bize yollayiverse... Sonra unutulmasn. Arifin Almanya'dan getirdii ve imdi iyice modas 27 gemi Alman arklar, marlar, opera ve operet aryalarn merak ettii iin Tekin almt uzun bir sre nce ve onlarn yannda bu tr eyann hibir deeri yokmuasna, yni onlar eya ve paraya hi nem vermezlermi izlenimini veren bir incelikle rtl rahatlkla, plaklar geri getirmemilerdi. Karkoca, ikisi de kazandklar paray, yemeye, imeye, giyinmeye, plaklara verdikleri iin de bir trl iinde rahat para harcyabildikieri ve stanbullu olmann soyluluunu srdrdkleri bu kk kenti brakamyorlard. Ayla birden kpkrmz oldu. Bu eski ve kt birka pla Arifin byle utanmadan, cidd cidd, sanki onlar plaklarn stne oturmular gibi -Ayla'ya byle geliyordu. Arif'se sadece plaklarn istemiti- onlardan geri istemesinden klm gibiydi. Sevda'nn bu adama nasl dayanabildiim dnd hzla. Oysa Sevda'nn ok mutlu bir yuvas olduuna inanrd baka zamanlar. Hi belli etmemeye alarak ayaa kalkt.

Sevda'ya gstermek istediinden de daha byk bir yaknlk gstererek boynuna sarld. Kzgnlnn etkisiyle yeniden alamaya balad: Git Sevdacm git!... dedi, Buralardan kurtuluyorsun. Dars bama... Bana da dua et, ben de bir an nce... Ederim... dedi Sevda da Ayla'nn omuzuna yaslanm alarken. Sonra da hibir zaman bu duay etmiyece-ini dnd. nk Sevda da Ayla da ok az dua ederlerdi. O da balar ok skld zaman. Bu dua ise, o andaki sorunlaryla birlikte yalnz kendilerine ait olurdu ve hibiri de arkadalarnn ya da teki e dostunun adn hatrlamazd byle anlarda. Allahasmarladk efendim!... Ayla zellikle Arife kar kibarlam ve elini skarken onun hi yzne bakmamt. Salondan bir cameknla ayrlan yemek odasnda yemek yiyorlard. Arif iki gn izin alarak, evin yerletirilmesine yardmc olmu, ou elektrik ve mekanikle ilgili aralarn taklmas iini de kendisi yapmt. Sonra da 28 Sevda yemek yapamad iin km, bir mezeciden eitli souk yiyecekler almt. Arifin houna gidiyordu stanbul'a, zellikle ili'ye tanmak. Mezeciden midye dolmas alrken, bu honutluu zellikle daha iyi duydu. evresindeki bu byk kent uultusu, bu rahat ve ssl insanlar, bu temiz yollar ve gzel apartmanlar houna gidiyordu. Sevda, tam tersine, ili'ye geldi geleli yle bir rkek-lemiti ki, mutlu olma olasl bir yana, tuzaa dm aresiz bir hayvan gibi umutsuzlua kaplmt. Ancak geceleri, evlerinin nndeki kocaman sokak lambas yanp da, daire dardan gelen bu kla prl prl bir aydnla brnd zaman, pencerenin nne geip darya bakarak rahatlyabiliyordu; elektrikleri sndryor, kendisini neresi olduunu bilmedii bir dler dnyasnda sayyordu. zmit'teyken o kadar korktuu ve iinde rahat edemedii parallar dnyasnn burda daha da pekitiini, daha da kaln duvarlarla kendisini, ylesine utanla dnd yoksullar dnyasndan ayrdn sanyordu. yleyse mutluluk neydi ve nerede vard? Boyuna mutluluu arayan duygular ve akl, eskiden rahata dler kurar ve umutlar beslerken, imdi her ey bitmi, son karar verilmi gibi onu umutsuzlua bouyordu. te ordayd yoksullar dnyas. Kendi apartmanla-rnm iki yz metre tesinde, lam borularnn boald bir derenin hemen yannda... Eve girip karken ban o yana evirmemeye alyor, onlar grmemek ve tedirginliini arttrmamak istiyor ama tam tersi, gzlerini oradan ayramyordu. ki yz admlk bir yerdi ama o yne doru da gidemiyordu Sevda. Yalnz o ynlerden, hi arkas kesilmeksizin birtakm yoksul klkl insanlarn, ocuklarn, iek satan ingene kadnlarn, kendi penceresinin nnden gelip getiklerini gryordu. O da tpk kar apartmanlarda oturanlarn yapt gibi bunlara, elinde ay fincan ya da siga-rasyla ve dnceli dnceli bakyor, ya da bakmaz grnyordu. Kar apartmanlardakilerden tek ayrm, onlarn baklarndaki gurur, kendini beenme ve byle olmadklarndan tr duyduklar sevin yerine, saklayabildii znt ve mutsuzluuydu. 29 Sabahleyin kapnn nnden geen ingenelerden mor, beyaz, sar kasmpatlar almt. Onlar ini vazolara, testilere yerletirmi ve yeni denmi salonun masalar zerine koymutu. Yemek yerlerken eilip uzaktan salon una bakt. Gzleri kamatracak kadar gzel buldu ieklerle ssl eyalarn... Evini byle gzel bulduu anlar ok azd. Birden iinde ac bir sevin ykseldi. Yaama bu kadar gzel olabiliyorsa... iekler bu kadar gzelse... diye bir eyler dnd. Ama o, iindeki tedirginlikten kurtulamaynca bu gzellikler mutluluk vermekten ok uzaktlar. u gzellie bak anne!... dedi. Yakalad o kck sevin, nerdeyse uup kaybolacakm gibi. Annesi ve babas ona yardm etmek iin gndr gidip geliyorlar, o evi yerletirirken ocuklara bakyorlar, onu yeni

evresine altrmaya alyorlard. Gle gle otur... Gle gle otur... diye sylendi annesi. Kz, geldii gnden beri o her zamanki bitmez tkenmez skntlaryla yeniden onu zmeye balamt. Dodu doal bu kzdan ekerim... diye dnd. Her zaman kendisini zecek bir ey bulur... Byle dnmekle birlikte krgnln saklamaya alyordu. nk onu, bir anann sevdiinden de te, insanca sevgilerle seviyor, bunun nedenini de kendine bir trl aklyamyordu. Her zaman bir eyleri dzeltmeye alr... Gen kzlnda yznde sivilceler vard, onlar iin alad, zld, urat... Sonra biraz kemikli burnunu ameliyat ettirdi... Sonra niversiteye gitmek istedi... Her eyi, her eyi var... Nasl oluyor da neesiz ve mutsuz oluyor... Sevda'nm snm bir atee yanan bir maddenin dmesiyle parlayan alevler gibi anszn ve beklenmedik za.-manlarda parlayan neesini ve sonra gene o alevlerin s-n gibi nedensiz ve artc durgunluklarn, dnceli baklarn hatrlad. Allah mesut etsin!... dedi. Her eyin var... Senin gibi talihlisi az bulunur. Sonra kendi yazgsn ordakilere, zellikle kocasna hatrlatmak ister gibi durgunlat. Gzleri sulanmt. Babas Sevda'ya yan gzle bakp gln bir iaret yapt. 30 Baba kz her zaman annelerinin bu saf ve iten kzgnlklar, fkeleri, zntleriyle akalarlar, birbirlerini gldrrlerdi. Baba, karsnn gene ondan, kendisinden yaknmak istediini anladndan kzma gz krpm, dudan arptarak glm ve yan yan karsna bakarak gln bir biimde ban sallamt. Tamam artk elenebiliriz. Konutur onu... demekti bu. Kocan iyi, ocuklarn salkl, evin, paran, araban, her eyin var... Gensin, hastaln yok... Annenin btn bu Sevda'da var olduunu kabul edip sayd eyler, onun dncesine gre, kendisinde yoktu. Kocas ktyd sz gelimi, Sevda'dan baka ocuu yoktu, gene kocasnn yznden; evinin tapusu kendi stne deildi, kocas ona ok seyrek ve cimrice para verirdi, arabas yoktu, gen deildi, hastayd. Babayla kz, Arifin hi aldrmadan yemek yemesi ve annenin bu szlanmalarnn dnda, kendikendilerine elenip glmeye balamlard. Babas arada bir, byk bir suskunluk ve ciddilikle midye dolmalarn, rus salatasn yiyip birasn imekte olan ve masada geen konumalarla ilgilenmeyen Arifi de Sevda'ya gz iaretiyle gsteriyor ve ikisi katla katla glyorlard. Anne, bu maskaralk biraz daha srerse kocas ve kzyla bozuacan, kavga edeceini seziyordu. Oysa kznn bu kadarck olsun, kendisini harcayarak da olsa neelenmesine sevinmiti, sz deitirdi: Arkadan arayp bulmyacak msn? Arayacam, ama daha dar kamam ki... u stme bama bak. ler bitsin, bir ykanp temizleneyim, sonra... ocuk da okula yazlacak... Arif bunu, sen onu istediin okula yazdrrsn artk... der, kendinden uzak bir sorunu ortaya atar gibi kaygszlkla sylemiti, Sevda'nm btn o kat, irendiini syledii, eletirdii, anlamsz bulduu, lkse, atafata, sekinlie nasl zendiini biliyordu. Bundan da Arif kimi zaman yaknr, kimi zaman yaknmazd. Szn ksas ciddiye almyordu Sevda'nm bu elikilerini. Hatta bunlarn eliki olduunun da ayrmnda deildi. Bunlar Sev 31 da'ya, bir tek ona zg, zayf bir kiiliin ve aknln belirtisiydi ki, bunlara yerine gre ya glnr, ya kzlrd. Ama asla stnde durulmazd.

Arifin dnceleri imdi dairesinin havagazl ofbeni, gmme banyosu, kaloriferleri, iki daire kadar geni bir alana yaylm kullanl odalar, ve arka odalar neyse ne de, ssl salonuyla doluydu. Arbal, soukkanl, durgun ve ll bir sevin doldurmutu iini. Salondaki beyaz bfenin stne talya'dan yeni getirdikleri teypi, Morano vazolarn, talyan, Bulgar, Yugoslav bebeklerini -otomobille dnte her getikleri lkeden Sevda vitrin lerini dnerek ulusal giysili bebekler almt.dizmilerdi. Mutfakta yeni alnm bir mikser, yatak odasnn gmme dolaplarnda yeni giysiler, kravatlar, paltolar vard. n odada perdelerden baka her ey yeniydi. Perde yerine de jaluzi yaptrmlard ve stndeki tl perdeleri Sevda zenmeden ykayp takt iin -artk yorulmutu ev yerletirmekten- perdeler bumburuuktu ve bu gzel eyaya hi yakmyordu. Henz bir hizmetileri olmadndan hizmeti odasn kitaplk yapmlar, sandk odasna da zene bezene fazla eyay, vr zvr yerletirmilerdi. Sevda, evini dnnce, onun hibir yerinin kendisine en kk bir tedirginlik vermiyecek kadar dzenli, temiz, bakml olmasn isterdi her zaman. * * * Ertesi gn Arif zmit'e dnd. Babasyla Sevda da ocuu yazdrmak iin okul aramaya ktlar. Yolda ras-ladklar ocuklar onlara Remzi Paa lkokulunun biraz tede olduunu sylemilerdi. Oraya doru giderlerken kk, iki katl eski bir evin zerinde bir zel okul tabelas gren Sevda babasn i olsun diye okula gidip bakmalar iin kandrd. Bilmedikleri bir lkeye almaya alan, biraz da bu lkeyle alay eden ve onu kmseyen yabanc gezginler gibiydiler. Hem rkek ve akn, hem neeli, hem umutsuz, hem umutlu, hem tedirgin hem rahat grnyorlar ve arada birbirlerinden bile rkyor, birden aralarnda hi anlalmayan bir sessizliin, doduunu anlyorlard. 32 Bahe kapsndan ieriye girdiler. Ortalkta, hi kimse yokmu gibi bir sessizlik vard. Sadaki kapdan, yukarya kan bir merdiven grnyordu. Merdivende lacivert ceketli, gri pantolonlu, merakl bakl bir ocuk durup onlara bakt, sonra isteksiz isteksiz merdivenlerden kmaya balad. Kapda zerinde mdr odas yazl bir odadan elinde toz beziyle kan bir hademe kadnla karlatlar. Hademe kadn da tpk merdivenlerdeki ocuk gibi onlara merakla, rkek rkek bakarak kim olduklarm anlamak istedi. Banda bir rt, srtnda koyu mavi naylondan bir nlk vard. Sevda mdr odas levhasn grd halde, ne iin olduunu bilmedii bir aknlkla, ve bir dost edinmek kaygsyla, hademeye glmsedi. Bu glmseyite Sevda'nn btn yaamas, btn u son gnlerde ruhunu basan, gitgide daha oalan skntlar ve yalnzl vard. Bu glmsemesinde sanki: Burada bir dost aramaya geldim. Beni tanyorsun herhalde. Ben bu kente yeni gelmi biriyim. Kayglarla, korkularla doluyum. Herhalde geliimi duydun, bilirsin. Durumumu anlyorsun deil mi... der gibi bir anlam vard, Mdr odas buras m? Evet. Mdr ierde. Buyurun. Kadn, mdr bilen, mdre, u kapdaki yabancdan daha yakn olan, buralarn ve sadece buralarn bildik bir insan olmaktan gelen bir kendine gven ama ayn zamanda bir kendini beenmilikle: Mdr'anm, sizi istiyorlar... dedi kapya dnp ieriye seslenerek. O anda Sevda'yla babas da birbiri peisra kapdan eilip baktlar. rkek iki ocuk gibiydiler. Babas resm dairelerin hepsine de girerken kapdan byle bakard ve yznde mutlaka nce ok koyu olan, sonra soluklaan bir kzart ve izgiler olur, kk gzleri kzarr ve daha da klr, nerdeyse alayacak gibi bir durum alrd. erde bir esmer, bir de sarn gen kadn vard. Sarn olan, ince uzun ve byle bir okulda ne ii var dedirtecek kadar gzel ve gen bir kadnd. teki, esmer olan, berberde kabartlm ksa kara sal, gzkapaklarnm

st mora boyanm, kirpikleri uzun ve rimelli -rimelden 33 tr m uzun, uzun olduu iin mi rimelli, Sevda makyaj ilerinden pek anlamad iin, karamad- bir kadnd. Buyrun mdr benim... Sarn, gen kadn souk bir yzle onlara bakm ve byle dedikten sonra ieriye girmeleri iin beklemeye balamt. Esmer olan koltukta oturuyordu. Birbiri stne att bacaklarna baklrsa rahat, koltuun arkasna sallad koluna baklrsa rahatsz olduu dnlebilirdi. teki elinde, uzun, boyal trnaklarnn arasnda uzun ve filtresi iek resimleriyle ssl, Sevda'nn hi grmedii trden yabanc bir sigara vard. Sevda, nce meraktan ve amacn kesin olarak sapta-yamamaktan ileri gelen bir kararszlkla girmiti bu okula. Ama imdi bu kararszl ve amacn kesin olarak sap-tayamam olmasn anlatmann ne denli olanaksz hatta inandrclktan uzak olduunu gryordu: Bir ocuk yazdracaktk okulunuza... dedi. Babas kesik kesik glerek ban sallad. Bunun alay etmek mi, annesiyle akalamalar gibi ortak bir akalama m, bir pimanlk m, bir korku mu, yoksa dpedz bir sevin anlam m tadn anlamak iin Sevda babasna bakm ve glmsemiti. Buyrun... Ka yanda? diye sordu sarn kadn nndeki ktlar dzeltip kltabann yerini deitirerek. Sekiz yanda. kiye mi gidecek? Evet... Nakil mi? Hangi okuldan? Babas hep glerek ban sallyor ve Sevda da sorularn karlklarn veriyordu. Bir snavdaym gibi dikkatliydi Sevda ve artk glmsemiyordu. Snflar onar onbeer kiilikmi. Haftada 6 saat ngilizce yaplyormu. Bu arada esmer kadn sigarasn klle bastrd, bacaklarm indirdi ve kolunu koltuun arkasndan alp rahatlyarak: Ben ngilizce retmeniyim... dedi, ayaa kalkarak onlarn elini skt. nndeki, sehpann stnde ngilizce resimli kitaplar vard. 34 Sevda artk biran nce bu okuldan kmak ve bir daha da uramamak istiyordu. Yannda hi para olmadn dnmeye balamt. Bu srada mdr hanm, Sev-da'da Hi de souk deil, baya iten bir kz... te bizden bir ayrm yok. Tpk benim gibi... Daha itenlesek, birbirimizi belki severdik bile... gibi izlenimler uyandrmaya balamt. ngilizce hocas iri kalalarn sallyarak ve ban ar bir biimde yukar kaldrp glmsiyerek dar kt. Sevda nerden ileri geldiini anlayamad bir sululuk ve eziklik duygusuna kaptrmt kendisini. Mdrn itenlikle anlatt eyleri dinler gibi yapyordu: ... Hele ikinci snfmz daha azdr. yi bir eitim grme bakmndan... leden sonra ett yaparlar ve ertesi gnn derslerini hazrlarlar. Btn bu anlatlanlardan tr, Sevda birilerine borlu olduu duygusuna kaplmt. Sanki btn okul onun ocuu iin kurulmutu ve onun gelmesini bekliyorlard. Sanki bu demin dar kan ngilizce retmeni ve bu mdr, srf, o ocuunu oraya yazdrsn diye bu semtte bir okul amlard. Sanki, o bugn bu okula gelmeseydi o merdivendeki ocukla, kapda raslat hademe kadn mutsuz olacaklar ya da kendisini bu yzden sulu tutacaklard. Sanki btn Bakanla kar kendisi sorumluydu. Neden olduunu bilmiyordu ama, byle bir utangalk ve borluluk duygusunun etkisi altnda, glmseyip duruyordu. in garibi, dakikalar ilerledike mdrn glmseyileri daha iten, daha insanca, kendisininkiler daha souk, daha sevimsiz olmaya balamt. Evet, ben... uras belli ki, ben ne yaptn bilmeyen dengesiz biriyim. Arif ok hakl... Duygularmda bir tutarllk yok... diyerek kendi kendisini sulamaya balamt. Birden babasna bakt. Onun da yzndeki o akac glmseme yok olmu, yerine bir yarglnn ya da Sulunun boyun emi, yazgsnn ona getirecei her eyi bekleyen ezik anlatm

belirmiti. Bu ezikliin altnda, babasnn soluklam yznde ve alamakl krmz gzlerinde hafif bir kzgnlk ve fke dalgalanmasn da yakalad. 35 ngilizce retmeni tekrar ieriye girdi, mdr masasnn stne mektuplar ve brorler brakt: Postac geldi... dedi yumuak bir sesle. Yzndeki anlam da yumuakt ve kadn sulu sulu glmsyordu. Sevda, kendi kendine onlar ok iyi anladn, sevdiini, kendilerinin hibir sular olmadn onlara anlatmak istediini dnyordu. Ama bu ok iyi dncelerin belirtisi yerine, yznde ta gibi souk ve aceleci bir anlam yerlemiti. Para verir misin... Ben sana sonjra veririm... diye fsldad babasna. Nerdeyse alayacakt. Babas da ner-deyse alayacak bir yzle ve tuzaa dm, aresiz insanlarn durgun, iten ie kaynaan yz anlatmyla hemen elini cebine daldrd, tek kurtulu yolu buymu gibi czdann kard ve czdanndaki btn paralar, hi gerei yokken gstere gstere, hi de rahat olmad belli olan el hareketleriyle Sevda'ya verdi. Sonra ban yana edi, dudaklarn uzatt -karsna kzd zamanlar da byle yapard- bembeyaz yzyle, mdrn davranlarn izlemeye koyuldu. Sevda bu paray vermeden ve daha baka paralar vermeye zorunlu kalmadan, bu zorunluluu kabul etmeden bu okuldan kamyacan sanyordu. stelik kendisinin bu okuldan kabilmesi iin artk ocuunun da zorunlu olarak bu okula balanmas gerekiyordu. Olunu, bile bile ve kendi istekleri iin bir eylere kurban etmi, bir yerlere adam bir anne gibi acyla dnd. Bunu neden yaptn da bir trl anlamyordu. Kimse kendisini buraya girmek iin zorlamamt, kimse kendisini alkoymak iin, ocuunu yazdrmak iin de zorlamamt... Evet... Evet... Onlarn yznde istediim anlamlan yakalayabilmek iin... dedi. Onlar sevebilmek iin, onlarla dost olabilmek iin... ekip gitseydim bana dman olacaklard, en azndan mutsuz olacaklard... Ama neden onlar mutlu ettiim iin sinirliyim? Neden onlar mutlu olurlarken ayni zamanda ben de olmuyorum? Sevda, herkesin kendisi hakknda iyi eyler dndn, hi deilse iyi eyler dnmek zorunda olduklarn sanrd. Herkes onu seviyordu. imdi deilse bile bir 36 sre sonra seviyorlard. Kimsenin kendisini sevmemeye, kendisini tanmasalar bile arkasndan honutsuz olmaya haklar yoktu. Bu yzden sokakta, tatlarda, toplantlarda Sevda herkese ok iyi davranr ve herkese tatl tatl glmserdi. Sokaa ktklar zaman babas da onun gibi susuyordu. Kznn biraz para yznden kayglandn anlad iin, kendini zorlayarak onu avutmak gereini duydu sonra, isteksiz isteksiz, kendini zorlayarak: Hadi hayrl olsun!... dedi. Sokaa karlarken yeniden kapda rasladklar hademe kadna hi selam vermemilerdi. Sevda kendini zorlayarak ve onu bir eylerden dolay su orta sayarak kadna krgn krgn bakm ve zoraki: Allahasmarladk!... demiti. Gene zoraki: Saol!... dedi babasna. Sonra dnp okulun d yzne bakt. Okul ehremini'ndeki evlerine benziyordu. ki katl, ta ve bahe iinde... imdi hem okula hem de iindekilere kar bir soukluk duyuyordu. Neden olduunu anlayamad ama bir daha bu okula gelemiyeceini dnd. Oluna acmaya balad sonra da. Onun gitmek istemedii bu okula ocuk nasl gelecekti peki? Ama koullar bambaka... Evet o bir ocuktur. ocuklarn olduu her yerde yaayabilir. Burasn benimsiyebilir. Ama ben ne yaptm o kadnlara? Niin yle davrandm? Evet hi kukusuz ok kaba davrandm. Neden surat ettim. Bir sular yoktu ki... diyip duruyordu kendi kendine. * ** Hayr hayr... Ben o okula gitmem... diye alyordu Halil. Hepsi de, annesi, babas ve kendisi, btn bykler, ocuun evresinde ve onun

dmanlar gibi, onun bu tepine tepine, bara bara alay karsnda kendilerini tutmaya alarak birbirlerine bakyorlard. Seni nankr seni!... dedi anneanne sonunda duygularn daha ok gizliyemeden. Anneniz sizin iin her fedakarl yapsn da siz onu byle zn ha! Anneanne duygularnda tmyle itendi. ocuklarn ne yaparlarsa yapsnlar nankr olduklarn, annelerini __ on __ nedensiz zdklerini, iyi yetimemi olduklarn, daha da kts, anlayamad nedenlerle bozulmu, batan km kt ocuklar olduklarn dnrd. Anneniz sizin iin her fedakrl... Sus be!... Sus!... ocuk, akl erdi ereli duyduu bu szlerden bkm usanmt. Annelerinin kendileri iin ne gibi fedakrlklar yaptn bilmiyordu. Fedakrln ne demek olduunu da bilmiyordu ama mutsuz olduunu biliyordu. Eski okulunda baarsz bir ocuk olduunu, irkin bir ocuk olduunu, kapc ocuklaryla birlikte en arka sralarda oturduunu, okuma bayramlnda btn annelerle birlikte okula gelen annesinin, olunun sevinilecek hibir baars olmadn grnce belli etmemek istedii halde nasl zldn de biliyordu. Annesi o gn okulda sadece, zntsn belli etmemek iin acl belli bir yz anlatmyla glmsemi ve boyuna btn gsterilerde ba rolde olan baarl bir retmen ocuunu alklarken de kendini zorladn sak-layamamt. O, kendisi, biraz nlerde oturan annesine bakyor ve onun kendisini hem grmesini, hem de grmemesini istiyordu. Annesi bir ara evresine baknm ve olunu aramt. Sonunda onu grd Sevda. En geride bir sraya kapc oluyla birlikte ska ska oturmu silik ve ekingen glmsemelerle kendisine bakan oluna sevgi ve acmayla bakmt. Sonra okuldan karken onu sevmi ve pmt. Ama sonra... Sonra eve gittiklerinde, yeni koltuklara yaptrd yeni klflar geirirken alam ve barmt. Cann actan, hi karlk veremiyecei trden ar szler sylemiti. Ne sylemiti... Hayr hayr, hibir eyi hatrlyamyordu ama mutsuzluunu ve o andaki korkusunu hatrlyordu yalnz. Bir ara salondaki ssl kristal aynaya taklmt gzleri. irkin, st ba dank, korkun bir ocukla karlamt aynada. Annesi frfrl perdeleri iki yana ekecek kurdeleler balyordu pencerede, bir yandan da sinirli sinirli alyordu. Sonra ne olmutu o ocuk? Btn o okuma bayramnda gsterilere ba rolde katlan, okulun en baarl ve en sevilen ocuu... Aklna gelince yrei acyla ve kor 38 Icuyla doldu. Okulun nndeki tren yolunda, trenin altnda kalp ezilmiti birka ay sonra... Sevda nasl da d-vnmt bu lm haberini duyunca! Nasl da ona sk sk anlatmt demiryoluna dikkat etmesi gerektiini... Her eyi anlyordu da annesi o ocuun anne babas olan retmenlerin bu acya nasl katlanabildiklerini an-lyamyordu. Kendisinin o gn okulda, sonra da evde duyduu buna benzer o ldrc utanc ve znty unutmutu, buna nasl dayanabildiim sormak aklnn ucundan bile gemiyordu imdi. Ben eski okulumu istiyorum... Ben baka okul istiyorum. O okula gitmem. Peki ama o okul hakknda ne biliyorsun da gitmek istemiyorsun? Snflar kalabalk deil, ngilizce var... Lacivert ceket, gri pantolon giyecek, kravat takacaksn. ocuk deli gibi tepinmeye, kendini yerden yere atmaya balad. Sevda bu grnme glmeye balamt. Bir yandan da sinirinden glyormu gibi olana bakyor ve bu glmenin ardndan onu dveceini anlamasn ister gibi, baklaryla onu korkutmaya alyordu. Sevda'nn babas susmu ve akla uygun szlerle olan yattrmaya alyordu. Karsnn davranlarn ve szlerini yanl buluyor ama kznn fedakrlk yaptna da inanyordu. Onlar kar koca bir tek kzlar olduu iin, her trl duyguyu bu evltta denemek frsatn

bulmulard her zaman. Sevda fedakrd, Sevda iyiydi, bakalarn dnrd, nzikti, duyguluydu... Ama ayn Sevda bencildi, gvenilmezdi, insan hi beklenmeyen anda zerdi, kabayd... Beni kalabalk okula verin. Ben teki okula gideceim. Remzipaa lkokuluna... ili'de byle bir ilkokul vard ve aada oturan kapcnn olu oraya gidiyordu. Sevda'yla babas da o ilkokulu aramaya diye kmlar, sonunda nasl olmusa Halil'i bu imdiki ilkokula yazdrmlard. yi ama oras ift retim yapyor. leden sonra evde olacaksn. Cann sklr. Sonra buras... Kapdan servis alacak... Sevda, biraz nce okulun kzd btn zelliklerini imdi oluna ok deerli zellikler gibi anlatmaya bala 39 mt. Anneanne bile, biraz nce kzma, byle bir paral okula gidip kapld iin kzd halde, imdi tmyle ondan yana olmu, kendini bu zelliklerin yararna inandrmaya alyordu. yle ya, nerde olduunu bilirsin, akln orda kalmaz... Baba, karsn kzdrmadan nasl rak ieceini dnmeye balamt akam yemeinde. Ona sezdirmeden yava yava rak sofrasn hazrlyordu. Nedense kars her rak sofrasna yeniden ve taptaze bir fke duymak iin, her akam kendisinde ayr bir g bulurdu. Rak iin ortal yumuatmak ve yattrmak gerekiyordu hi deilse : Sen biraz git o okula da ben seni sonra Ramizpaa'-ya alrm... Ramiz deil, Remzi... diye dzeltti ocuk. Alamaktan yorulmu ve alamamas iin artk bir neden olmas gerektiine inanmt. Dedesinin szlerini yeterli sayarak sustu. Aslnda teslim olduunu ve artk Remzipaa'ya hi gidemiyeceini daha da kts artk hibir eye itiraz iin kendinde bakaldrma gc bulamyacan anlam gibiydi. Ona yle geliyordu ki u sokak ocuklar gibi tekmeler atarak, yuvarlanarak, saygsz szler syleyip bararak alamas sondur... Bundan sonra o, yolunu hep izilmi olarak bulacaktr ve buna da katlanacaktr. Yava yava sustu. Kardeinin elinde, en deerli oyuncak olan ve yrrken krmz k yakan itfaiye arabasn grmt. Serte ekti arabay kardeinin elinden: Brak lan!... dedi umutsuzca. * ** niversitenin en st katndaki karanlk denecek kadar lo koridorda Sevda'yla asistan Zeki geziniyorlard. ^Kaplarn nlerinde dikilen, kaloriferlerin banda birer ikier durup ellerini sobal evlerden kalma bir alkanlkla radyatre yaklatrp stan, tek tk gezinen renciler, asistanlar Zeki'nin yanndaki bu kz merakl ve cidd baklarla szyorlar, sonra birbirlerine onun kim olduunu sormaya niyetleniyor ama bambaka eyler konumaya balyorlard. 40 I Karanlkta Zeki'nin ve Sevda'nn glgeleri alabildiine glnt. Ama renciler son derece aydn insanlar olduklarna inandklarndan bu glnl sezmiyor ya da sezmi grnmyor, ayrntlar zerinde durmayarak kendi cidd konularyla urar grnyorlard. Bana dogmatik dedi... Zeki omuzlarn ksarak kesik kesik gld. Bir eli bumburuuk, bol pantolonun cebindeydi, bir elinde, hi eksik etmedii sigaras vard. Kesik kesik glerken sigarasnn kln de elini kle srterek silkelemiti. Ban bir saa bir sola oynatyor, srekli glmsyor, arada bir de katlacakm da kendini tutuyormu gibi kesik kesik ve sesle glyordu. Sevda, Zeki'nin bu srekli glmseyen yznde hep bir alayclk sezdiinden, onun yannda her zaman ok cidd dururdu. stelik Zeki'nin o hep glmseyen yznden korkar, Zeki'ye nedenini anlayamad bir kzgnlk duyard. Zeki srekli kendisiyle alay etmek istiyor gibi

glmsyordu ona gre. Kendisi baarsz bir renciydi Zeki'yle okurlarken. Zeki ise, bir tara okulundan geldii halde profesrleri aknla uratacak denli kavrayl, akll, yetenekli bir renci olmutu. Sevda'mn dogmatik ne demektir diyemediini ama, eer dogmatik kelimesini aklamazsa, geri kalan konumalarndan hibir ey anlamyacan bildiinden Sevda'ya, hep alay eder gibi glmseyerek dogmatiklii aklad: Yahu, yani u demek... Ben kat bir sosyalistmlim. Devrim anlaym II. Enternasyonal anlayyla ayni pa-raleldeymi... Oysa bizim lkemizin koullar... Zeki birdenbire II. Enternasyonali de Sevda'ya aklamas gerektiini dnd ye balad II. Enternasyonali aklamaya. Sevda o anda ylesine utan ve kzgnlk iindeydi ki hibir ey dinlemiyordu. Kzd tek ey de Zeki'nin neden bu kadar anlayl ve alakgnll olduuydu. Kendisini ona uygun bir arkada olarak grmyor, ama nedense yannda ok iyi olduunu, hatta mutlu olduunu duyduu bu ocuu seviyordu. Yahu sen Ahmet'i tanrsn. Hani bizim snftayd. Yakkl Ahmet derdik. te onunla evlendi Nermin. 41 Bir gece nce Nermin'lerde yaptklar politik tartmay anlatyordu Sevda'ya. Tartma, sonunda kavgaya benzemi ve Zeki ordan kapy vurup kmt. Bir daha gitmem o eve. dedi. imdi yznden glmseme silinmi, onun yerine kavga eden inat bir kocann yz anlatm yerlemiti. Bak ite... Cidd de olabiliyor... Zaten biliyordum, o hep benimle alay eder... diye dnd Sevda ve Zeki'-yi bu tartmada haksz buldu. Nedeni Zeki'nin devrim hakkndaki dnceleri deil, o andaki ciddliiydi. Yakas arkaya doru gitmi, ceketi, bol ve buruuk pantolonu, ksa tknaz bedeniyle Zeki karanln iinde alabildiine glnt. Uzaktan caml kapy iterek koridorun banda beliren bir delikanl, Zeki'nin karanlkta akordiyon gibi olmu pantolonunun glgelerine bakarak glmsedi. Ayni anda Sevda da o ocuun karanlkta savrulan ve dalgalanan pantolon paralarna bakarak g-lmsemiti. Paalar dalgalanarak hzl hzl gelen ocuk, Sevda'nn glgesinden, onun renci olmayan gzel bir kadn olduunu kard ama bacaklarn biraz arpk buldu. Yzn grmek iin, yrynn hzn hi bozmadan, ona bakarak yanlarndan geti. Zeki, ocua yan gzle bakarak, stnde durmadan onun selmna karlk verdi: Merhaba Erdal!... Yahu kolay olmuyor, dili birden reniyorsun. Temel diye bir ey yok... Nihayet kardk tabii keileri... Zeki, imdi de geen k geirdii hastal anlatyordu. Hi bilmedii bat dilini birden konuacak ve bilimsel eserleri kendi diliymi gibi anlayacak kadar tam renmiti. Sonradan da, bu kolejlilerle dolu bilim adamlar dnyasnda kendini kantlyabilmek uruna verdii byk savam anlatmaya balad. Kendlkendisiyle yapt b^k, insanst savam... Sonunda hastalmz anlald... dedi. Oramzdan korkuyormuuz... Bunu sylerken utanga utanga glmt. Sevda hi glmemi, ok olaan bir eyi dinliyor ve anlamaya alyormu gibi olgun bir anlatm vermiti yzne. Seninki yorgunluktan canm... dedi. Bu kadar olaanst bir yorgunlua kimse dayanamazd... 42 Sonra da Zeki alay eaeceK m uys yan gu^c una bakt. Biliyor musun beni Mehmet Meric'in kars iyiletirdi. ok iyi bir doktor ha!... Sevda Mehmet Meri adn yle byle hatrlyordu. Galiba bu yaz zmit'te bu yazarn bir oyununu grmlerdi Seka sinema bahesinde. Birdenbire iinde ok iyi bir doktor olmaya, ayni zamanda Mehmet Meric'in kars

olmaya ve Zeki gibi ekilmez bir hastay iyi etmeye zlem duydu. stelik Zeki, Mehmet Meric'in karsndan sz ederken glmsememiti de... Kesik kesik glmeye balayan Zeki, hastalna dair geni aklamalarda bulunuyordu. Sonra birden elini dizine vurarak olduu yerde, bir ayann zerinde yarm dnd ve glerek, kzdrr gibi Sevda'ya bakt: Biliyor musun Sevda, senin bir gebelik elbisen vard. Arkasnda da bir fiyongu vard... Sevda ne olduunu anlamadan Zeki'yle birlikte glmeye balamt. Kzsa ya da sz deitirse Zeki'nin daha ok gleceini biliyordu. Can hi istemeden ve gzlerinin nnde arkas fiyonklu hamile entarisinin ac ans, bouk bouk ve zoraki gld bir sre. Sonra: Hah!... dedi Zeki gibi ksk ksk glerek, O gnlerde 27 Mays devrimi alkantlar iindeydik, biliyor musun? Sen Zekeriya, Tun ve mit'le merdiven balarnda kafa kafaya verir devrim hazrlardnz... Zeki biraz bozulmutu. Utanga utanga, dnyor gibi yapt: Yahu, ok korkun gnlerdi be!... dedi dalgmlaa-rak. Sevda glmyor ama Zeki'den daha da ok utanyordu. O gnlerde ilk ocuu Halil domutu. Bir ay sren renci eylemlerine katlamamaktan ylesine tedirgindi ki Sevda, karn burnunda, Arifi zorla srkliyerek Beyazt alanna dek kalabala kararak yrr, orada durur, halkn konumalarna kulak verir, sonra, karda niversitenin bahesinde sarlm kalm olan rencilere bakmaya koyulurdu. Sonunda bir dolmua binerek arka yollardan Aksaray'a, ordan da evlerine dnerlerdi. Byk olu 27 Mays'tan bir ay nce domutu. i43 nane ae oze Dir klinikte yatan Sevda, yanndaki Yahudi kadnlara gzyalar iinde ve hi de bir doumevine uygun dmiyen siyasal ve toplumsal bir cokuyla rencileri savunucu konumalar yapar ve Menderes Hkmetine atar tutard. Tek dnceleri dourduklar ocuklar, bir de kocalar olan Yahudi kadnlar onu aknlk ve korkuyla dinlerler: Allah yardmcmz olsun!. Her ey ok pahal!... diye kendi sorunlarn anlatmaya koyulurlard, korkulu ve duraksamal bir sesle. Bir ara nn gelmiti stanbul'a. Olayl bir geliti bu. Sevda Sultanahmet'e babasyla birlikte gitmi, kalabala karp polislerin Sultanahmet'teki Halk Partisi l binasna gelecek olan nn'y bekleyen halk nasl cop-ladklarn grmt. Bir ara yukardan, Beyazt'tan doru marlarla bir kalabalk kopup akmt. Baran genler, zaman zaman marlar syliyerek kpkrmz, terlemi yzlerle halkn nnden koarak gemilerdi. Onlarn iinde mit'i grmt bir aralk Sevda. Bu yakkl, cokulu ve ne yaptn bilmez gibi grnen ocuu ner-de grse sevinir ama suratn asarak sevindiini belli etmemeye alrd. Bir kez de otobste raslamt mit'e. Gzel Sanatlar Akademisindeki bir edebiyat matinesine gidiyormu. Sevda da oraya gidiyordu ama nedense Bey-olu'ndaki bir sergiye gideceini syleyip yar yolda inmiti, otobsten. mit'i gryor musun, ne yapyor? diye sordu souk ve kaba bir sesle. Zeki gene glmeye balad: Faklteyi brakt. Hukuka gidiyor imdi... dedi. mit edebiyat fakltesinin btn dallarn denemiti birer kez. Hatta bir ara iyi bir bilim adamnn matematik bilmesi gerektiini ne srp matematik blmne bile gitmiti. Zeki, tpk kendisine gld gibi mit'e de glyordu. Sevda fkesinin boazn tkadn sand birdenbire. Zeki'yi krmak gerektiini dnd. Ama nasl? Zeki'yi krabilecek hibir ey yoktu. Kendi abasyla sessiz sedasz silik bir renciyken, niversitenin en parlak bilim adamlarndan biri olmay baarm bir insan neyle krabilecekti. _ 44 _ Biliyor musun, siz hepiniz Kbrs'l Zeynep'e ktnz... dedi sonunda kukuyla, Zeki gene dizine bir aplak vurarak bir ayann stnde dnd ve glmeye balad. Sevda bunu hatrlatmakla, Evet ona ktnz ama sen de kalkp

ondan baka snftaki btn kzlara evlenme teklif ettin. Hatta evli ve ocuklu olan bana bile... demek istemiti. Sana evlenme teklif etmitim ben, deil mi Sevda? Zeki, bir ocuk gibi genzinden sesler kararak, artk gc tkenmi de glemiyecekmi gibi bitkin bitkin soluyordu. Evet hem de fiyonklu elbisemi bile bile... steksiz isteksiz gld Sevda. Btn o dalgal, kark genlik gnlerinin cokusunu yaamak istedi yeniden. Bir ara da Zeki'ye k olmu bunun zerine onu bir kz arkadayla evlendirmeye kalkmt. Sonra kpkrmz oldu, utanla unutmaya alt baka bir ey geldi aklna. Szde snfn en yoksul ocuu olan Zeki'ye yardm etmek iin kzlarla aralarnda i blm yapmlard gizlice. Sevda da Zeki'nin amarlarn ykayacakt. -Zeki'-nin gmlekleri her zaman kirden kapkara olurdu.- Bir kez de ykamt ama sonra Zeki vermedi amarlarn. Sonu gelmeyen bu Yardm Birliini hatrlamak Sevda'y her zaman utandrd iin aklna bindebir gelirdi. Ne oldu yahu? Sustun? Hi. Faklte gnlerini dnyordum. Sen de amma garip kzdn ha! Ne arkadan vard, ne kantine gelirdin... Beni kmsyor mu? diye Sevda yan gzle Zeki'ye bakt. Zeki susmu, parman yakarak gene sigarasnn kln svazlayp duruyordu. Bak... dedi, ciddiyetini bozmadan, Nermin'lere git... Orda ok iyi toplantlar yaplyor. Yaknda bir dernek de kuracaklar. Belki sen de katlrsn aralarna. amz rgt a Sevda. yle bo bo glerimizi ve zamanmz aktacak gnler deil... Sevda'nn aklna birden, birka gece nce, yalnz yatmaya alamad kocaman eski karyolasnda tek bana uykusu kam dnrken hatrlad bir ey geldi: Biliyor musun Zeki dedi, Bana toplumculuu ilk sen retmitin. Artk Zeki'ye, rahata glecei, kendisinin de kzm-yaca bir konu sunduunu dnrken onun glmediini, tam tersine, bu szleri hi duymam gibi yaptn grd. Zeki, birbiri peisra itii Bafra sigarasnn ucunu gene parmayla drtkledi. Sen toplumculuu rendin miydi yahu? diye Zeki'-nin kendisine alayl alayl bakacan sanyordu Sevda. Bu yzden de hemen kendi kendini savunmaya geti: Pek biliyorum da saylmaz ya... te... Hissediyorum. Yani... Bir insan olarak... Ne diyeceini iyice arm, ellerini indirip kaldrmaya, parmaklarn bkmeye ya da birbirine geirmeye balamt. Hani bizim eve hrsz girmiti. Babamn cebinden emekli ayln almt da ben ertesi sabah gelip sana anlatmtm. Hrsza kzyor, atp tutuyordum... Zeki o zaman da, onda ok az grlebilecek bir ciddlie brnm ve hrszln toplumsal ve ekonomik aklamasn yapmt, Sevda'ya. Koska'dan Aksaray'a doru yryorlard. kisi de o yanlardaki kenar semtlerde otururdu. Zeki bir eyden utanm gibi isteksiz isteksiz gld. Sevda'nn yzne hi bakmyordu. Bu durumuyla Sevda onu, annesinin ve babasnn yannda konuklua giden yoksul ve ezik ocuklara benzetti. Hani ellerini dizlerinin arasna sktrarak otururlar. Yaramazlk yapmazlar, anlarm gibi, belki de anlayarak, dikkatle bykleri dinler ve olup biteni hi karmadan evrelerine baknrlar. Sonra da arada bir ite byle Zeki'nin yapt gibi azlarn fazla amadan, grtlaklarndan glme sesleri kararak ve glmekten byk bir tad alarak glerler... * ** Sevda o gn, tpk eski gnlerde olduu gibi, babo, umutlarla ve bilinmiyen gelecekle dolu, umak isti-yen bir kzd. Tpk fakltedeyken yapt gibi, yalnz ve ar ar Sahaflar ar'sna kadar yrd.

Eskiden kendisine o kadar heyecan ve coku veren Aal Kahve'nin nnden hi heyecanlanmadan, kaytsz ve ilgisiz, geti. 46 Fakltedeyken, buradan geerlerken hangi nl yazar, hangi profesr ya da doenti greceklerini, hi deilse arkadalarndan kimler oturduunu merak ederek, masalara inceden inceye bakarlard. Bu Kapalar, bu Bitpazri, her ey, her ey, gizlerle dolu, onlara sevin ve heyecan vermek zere burada hazr bekliyor gibiydi. O hi bitmiyen uultu, kalabalk ve kaynama, sanki kendileri iin, onlar seviyor diye hazrlanm bir yaama sahnesiydi. Bu kez gene holand buralardan geerken ama bu duygu eski gnlerin btn heyecanlarndan, bekleyilerinden, ac ve skntlarndan uzakt. Belli bir sknts olmayan, yaamasn belli bir dzene koymu ve ortayal-la doru yllarn akp geiini seyretmekten baka bir ey yapamayan, yapmak da istemiyen birinin durgun, kprtsz, uyuuk rahatlyd. Kapalar'dan geerken nce al veri edenlere, iportada satlanlara, eyann ili ve Beyolu'na gre -imdi Sevda oralardan al veri ediyordu- ucuz fiyatlarna, turistlerin bayldklar, hatta -srf turistler alyor diye- yerlilerin de artk ilgi duyup satn almaya baladklar ile bezi giysilere, bakr, gm ss eyalarna, kuyumcularn vitrinlerine bakmak istedi. Bir iki bakt, sonra yoruldu. Bir iki para teberi almak istedi, buna da endi. imdi gidip semek, fiyat sormak, pazarlk etmek, uzun uzun duraksamak, antadan para karmak... Hayr hayr... Kendini bir trl bu cokuya veremiyordu. Ona buna arpa arpa yrd. Onun ne denli sekin ve deiik, yce dnce ve duygularla dolu olduunu bilmeyen kalabalk, onu hi yzne bakmadan gslyor, itiyor, koluna ya da srtna arpyor ve boyuna, yaptklar ya da yapacaklar alverilerden, Sevda'nn ok yadrgad, nerdeyse kskand bir cokuyla sz ediyorlard. Nuruosmaniye'ye kt. Bir zamanlar burdah balayarak her ey yepyeni bir tad ve gzellik kazanrd Sevda iin. te Trkiye'nin kalbi burda atyor. diye dnrd bu yola knca. Hal dkknlarn, antikaclar, kahveleri ve btn o araba kalabaln geip Caalolu'na 47 knca daha da coar, kendini nedense ycelmi ve se-kinlemi duyard. mrnde bir tek satr yaz yazmad ve bir tek satrnn da bir yerde yaynlanmas olasl olmad halde, bu yokua kar kmaz kendini nllerden, deerlilerden, sekinlerden biri sanrd. tekiler, btn o adlarna gazete, dergi ve kitaplarda raslananlar, mrleri buralarda geenler ylesine gizemli bir dnyann ylesine gizemlerle rtl ve gizemlerle dolu yaklalmaz insanlarydlar ki, kim olduu bilinmiyen bir insan olan o, Sevda adl sarn ve tombul kz da pekl onlar anlyabildiine ve onlar sevdiine, onlar saran duygulara kendini byle kaptrverdiine gre onlardan biriydi. Anlalmam, bilinmeyen, yabanc, eriilmez ama hi kukusuz en iyi duygu, dnce ve amalarla dolu, iyiliklerden ve gzelliklerden baka bir ey tanm-yan ve tanmak istemiyen biri... alacak bir kaytszlk ve ilgisizlikle Caalolu yokuunu inmekte olduunu ayrmlad. Kitaplarn camlarna dikkatle bakyor gibi ba hep o yana doru dnk yryordu. Ama tek, kocaman bir kitaplar topluluunu gryor, bunlarn adlarn ayr ayr okuyamadan nlerinden geiyordu. Bir tren penceresinden grnmn akp gidii gibi. imdi tren oydu, geip gidiyordu ve her ey yerli yerinde duruyor, o hi bir ey grmyordu. Sevda! Merhaba kz! Nerelerden ktn sen byle? Kolundan tutan gzlkl, plak bal adama bakt, nce onu tanyamad. Sonra adamn yzndeki izgiler sekinleti, belirdi. Sevda, faklte arkada Ayhan' tand. Merhaba Ayhan. Seni grdme nasl sevindim bilemezsin.

Bilirim bilirim... Sen beni seversin zati... Fakltedeyken psrk, utanga, boyuna faklte dergisinde yazlarn karmaya uraan tell bir gen olarak hatrlad Ayhan imdi o ekingen kiilii ykm, alm, gelimi gibi ar bir akaclk ve hareketlilik iindeydi. Sevda ondan holanp holanmadn, hatta ona dair hibir eyi hatrlayamad halde, gerekten imdi ok sevinliydi. Faklteye gittim. Zeki'yi grdm. Sonra da Kapal 48 ar'dan vurup Caalolu'na kaym dedim... zlemiim buralar... dedi arkadana dsel bir glmsemeyle bakarak. Sen epeydir yoktun deil mi stanbulda? Sevda stanbul'da olmayndan tr zr diler gibi, sklganlk iinde imdiye dek nerelerde olduunu, ne yaptn, anlatt. Bunlar anlatrken kzarp bozarm ve hi gerekmedii halde, kendisiyle alay eder gibi g-lmsemiti. yi iyi... Ben de imdi Sabah gazetesinde alyorum. Bo zamann olursa gel bir kahvemi i... Gelirim... Sevda gelirim derken oraya hi gitmiyeceini, uzun zaman gitmeyip Ayhan' unuttuu bir srada ise, bir gn hi nedensiz Ayhan'a urayacan biliyordu. Birbirlerinin elini skp ayrlrken Ayhan: Zeki ne yapyor? Doktorasn yapm m? diye sordu. Sevda birden toparlayamad kendini. O kadar uzun zaman konumulard da bu doktora konusu zerinde hibir sz gememiti aralarnda. Yalnz Zeki'nin ok altn, o geldii zaman kitaplkta kedeki byk masada ynlarla ak, kapal kitabn arasna gmlp bir eyler okuduunu hatrlyarak: Evet evet... dedi, alyor, doktorasna alyor... Ayhan, ok zarif ve sevimli bir el hareketiyle: Hadi hoa kal!... dedi ve o, balangtaki itenlik-li karlamaya hi uymayan souk, saygl bir glmseyile dnp gitti. Sevda Sirkeci'ye gelip ili dolmularndan birinin orta srasnda yer bulup oturduu zaman Ayhan' dnmeye balad. O kadar ki, belleinde Ayhan'la ilgili birka an bile bulup kard. Sonra kendi kendisine glmsedi. Birden aklna kk olunun bir gece nce bir kda resim izerken syledikleri gelmiti. Olan bir p adam izmi, adamn ayaklarnn arasna da bir dme kondurmutu. Annesi: Bu ne? diye sorunca: Babamn pipisi... demi, sonra da: Ama ayp!... te!... diyerek o yuvarlan altna iki yuvarlak daha izmiti. 49 imdi bunlar pantolon dmesi oldu. Sevda ocuun bu ok tatl mantn kk bir yk biimine getirerek Ayhan'a anlattn dnd. Sonra Ayhan hayalinde: Vay kerata vay!... dan baka bir ey diyemedii iin, bir kez de Zeki'ye anlatt. Zeki tam dnd gibi boynunu omuzlarnn iine ekip bir ayann zerinde dnerek ksk ksk ve srekli gld yky dinleyince. O kadar ok ve istekle gld ki Sevda da ister istemez bir daha glmsedi ve hatta elinde olmadan bir glme sesi kard. Yanndaki adam duymu ama dnp bakmamt bu yannda kendi kendine glp duran kadna. Bu kez Sevda kendisine bakacak diye korktuu adama bakt. Adam ona bakmamakta direniyordu. yi ettim de geldim... Faklteye sk sk gelmeli... diye dnmeye balad Sevda. Sirkeci'de, istasyonun zerindeki saate bakt bir sre. Yelkovan, akrebi, saylar, hepsini gryor, hepsine tekrar tekrar bakyordu ama saatin ka olduunu karamyordu. Evine bir girdi mi bir daha kolay kolay kamyacan, hele buralara uzun zaman hi gelemiyeceini bile bile: Gelecek hafta gene geleceim... diye sz verdi kendi kendine. Dolmu Sirkeci'den km Kprye doru gidiyordu. Sevda bir zamanlar bu Eminn Alan'nn stanbul'un en ok sevdii yerlerinden biri olduunu

dnyordu Alann ara sokaklarnda, Msr arsnda, nasl doymak bilmez, cokulu bir merakla dolatn hatrlad. Gvercinli alan, daktilolarnn banda oturup bu alann sahi-biymiler gibi saa sola bakman istidaclar, hi kukusuz ok mutlu olan-mutsuz olmalar iin Sevda hibir neden bulamyordu- yemci kadnlar, uzun uzun durur seyrederdi. Sonra Kpr'nn kalabal iinde saa sola arpa arpa, hzl ve oynak admlarla yrr, yrrken boyuna glmserdi. Ordan Tnel'e biner, tnel arabasndakileri birbir inceler, onlar birbirleriyle ve imdi orda olmayan yaknlaryla konuturur, her birinin yaama hakkndaki dncelerini, amalarn, mutluluk ve mutsuzluk, zgrlk, ballk anlaylarn bulmaya alrd. Sonra Bey-olu'na gelir gelmez bu dlemeler ve tek kiilik oyun bi 50 terdi. Nedense Beyolunda d kurulmuyordu, sadece yaanyordu. Sevda ise, o gnlerde Beyolu'nda yaamay bilmedii ve orada yaamay bilenleri de sadece kskand iin orda d kurmay brakr ve sadece kskanlk duyard. Karaky'den geerlerken vapurdan inmi olan kalabala bakt. Nedense Kadky'lleri hi dnmez, onlarn hibir eylerini merak etmezdi. Kadkyller sanki yaamadan ayr, kendilerine zg bir yaaylar olan ve tartmaya gelmez bir topluluktular. Onlardan sadece ekiniyordu Sevda. Bindebir Kadky vapuruna bindi mi, vapurdakilerin yzlerinden ve davranlarndan hibir * ey karamaz, buna da uramaz, denize bakard. Kadky'den gelenlere, Ay'dan geliyorlarm gibi kaytszlkla bakt, sonra Tophane rhtmndaki vapurlarn adlarn okumaya alt. Buna zorunluymu gibi eildi, yeniden bakt. Yanndaki adam bu kez dnp Sevda'ya, sonra da onun bakt vapura bakmt. Sevda bunun zerine, rahatlayarak sol taraftaki han adlarn okumaya koyuldu: Sancar Kardeler... Halcolu Ortakl Sevda Halcolu... diye dnd. Bu soyadn beenmedi. Sonra bildii btn erkeklerin soyadlarn kendi adnn ardna takt, hibirini beenmedi ve anszn glmsedi yeniden; Zeki'yle evlendiini dnmt. Ze-ki'yi gnlk yaamasnn hibir yerinde uygun bir biimde dnemedii iin bu kez Ayhan'la evlenmi olduunu kurdu. Ayhan'n kolunda Babali yokuundan yukar doru ktklarn ve kafalarn birbirlerine yaklatrarak birbirlerine bir eyler fsldadklarn dnd. Sonra Ayhan birdenbire Sevda'ya ilgisiz ve kaytsz bir davranla, sklr gibi yapt, Sevda ona kzd, kolundan kt ve Ayhan'dan boand. Bu ikisi de olmaynca Zeki'yle Ayhan'n karm birini dnd ve bu kark varla bambaka bir i buldu. nsann btn yaamas Babali yolunda gemez ya... diye bir arkadana, Ayhan'la niin boandklarn aklamaya alt. Bu kez Ayhan'la Zeki'nin karm olan adam doktor'du. Bir doktorla nasl evli olunabilir 51 acaba diye dnrken Akademi'nin nnden getiler. Gzne, Okulun stne aslm bez pankartlar arpm, bunlardan ancak birini okuyabilmiti: Gerici eitime paydos!... Gerici eitim nedir? diye kendi kendine cidd bir soru sordu ve bir iki dakika, gerici eitimin tanmyla urat. Tanm yaptktan sonra elini kulana gtrp avucunu kulak kepesine bastrd, sonra pompa gibi geriye ekti. Bunu bir ka kez yineleyip tkanm olan kulam at. Birka gndr kulanda tkanmadan te, bir de ar balamt. Annesine gre bu ar, kulayla fazla oynadndan, her sinirlendii zaman, kulana eline ne geerse, toka, kibrit, sokup kadmdand. Annesi sanki hibir hastal yokmu ve salk kurallarna ok dikkat edermi gibi: Ben hi yle yapmam... demiti. Kibrite pamuk sararm, onu da kolonyaya batrp yle sokarm kulama... Annesinin ka kez sinirli anlarnda kulana toka, hatta ine soktuunu gren Sevda buna hi sesinFkar-mamt. nk o anda sahiden kula aryordu.

Bir doktora gitmeli... diye dnd araba Dolma-bahe'den kvrlrken. Sonra doktorlarn ne kadar pahal olduu, ila paralar ve muayene paralaryla bu kulan kendisine kaa patlyaca, en az bir be yz liray gzden karmas gerektii, oysa bu be yz lirayla neler alnabilecei zerinde durdu. Hastaneye giderim ben de... Hepsi de bizim vergilerimizle... Halkn arasnda... Benim kulam onlarn kulandan baka bir kulak m... gibilerden bir eyler gelip geti aklndan. Nianta'a yaklarken, sonunda ili'ye yaklatn grmekten gelen bir rahatln iine dolduunu, aknlkla ayrmlad. Artk ili'ye alyordu duygularna baklrsa. Bu sekinler blgesi halinde kendi iine kapanm gibi grnen Nianta ve Niantallar da onu hi mi hi ilgilendirmiyorlard. Caddelerde yryen ssl ve k kadnlar, kuklalara benzetti. Duygular, canllklar, deiiklikleri ve hibir cidd tasalar olmayan, bununla birlikte cidd mutluluklar da tanmayan, btn bunlarn dnda, kendi lllkleri iinde rahat rahat yryen, gezinen, yaamak iin gerekli olan hibir engele rasla-madan yaayabilen gzel, ince, hayranlk uyandrc, rahat kuklalar... ili yle deildir bak. Yahudice, Ermenice, Anadolu'nun her trl az orda duyulur. Caminin nnde i arayan kasketli ve uha giysili, ayaklar lastikli bir kyl kalabal hi eksik olmaz. Bunlar boyuna araclarla, simsarlarla heyecanl ve kzgn, biraz da umutsuz tartmalar halindedirler. Sokaklarda ordan oraya koan perian kapc ocuklar, caddelerde amur vardr. Ama bu arada klarn yanmasyla birlikte ili'nin zenginlikleri gz kamatrmaya balar. Apartmanlarn perdeleri ak pencerelerinden tavanlara aslm kristaller caddelere k yadrr. zel arabalar, dolmular, ssl, gzel ama konuurken nedense baran kadnlarla balar tlbentli, hrkal ve basma entarili sessiz, aceleci, alkan yryleriyle kapc kadnlar birbirlerine arparak gelip geerler. yle Nianta'daki gibi her yeri butikler doldurmamtr. Mezeciler, bfeler, bakkallar, lokantalar... te yaamann kaynat, alp sald, gizlendii ama birdenbire ortaya kt byle garip bir yerdir bu ili... Sevda ili Alan'nda dolmutan inince baya ge kalm olduunu dnd. inde nedenini anlamad bir ferahlk, kendisine sz verilmi bir mutluluun yaratt bir hafiflik duydu. Yolunun stndeki mezeciye girdi hi dnmeden. Pastrmalara, sucuklara, salamlara, havyarlara, salata ve zeytinyallara bakt, yi ama Ariften nasl boanacam... diye dnd pastrmann fiyatna bakarken. Altm lira... Pahal... Ama gzel pastrma. Hi ya yok... KU GN dr muhakkak... diye bilgilik etti kendi kendine. Pastrma hakknda hibir derin bilgisi olmad halde ne olduunu bilmedii ku gn adna kar iinde her zaman bir zayflk duyard. Hayr ayrlamam. Ondan ayrlamam. Onsuz yaayamam... Baka birisi olamaz... dedikten sonra, bapar-mayla, herhalde kugn olan pastrmay gsterdi: ki yz gram ltfen... Sonra salam eitlerini incelemeye balad. En ucuz ve en iyi salamn ayn salam 53 olup olamyaca hakknda kark bir eyler dnd. ini bir sknt kaplamt: Salam kalsn... Dkkndan karken, zayf, clz bir k halinde, bir tek mutluluk umudu kalmt elinde: O gece ay yapp kahvalt etmek ve bu arada u pastrmay yemek... Evine doru, birine kzm gibi hzl hzl ve ask bir suratla yrmeye balad. * ** Salondan karmakark erkek sesleri geliyordu. da, mutfaa girmi, ate

gibi yanan yanaklarn avularyla bastryor ve: Tanrm sen bana yardm et!... diye syleniyor, sonra salona gidip bir sigara yakyor, bir sre koltua oturuyor, gene hzla yerinden kalkp konuklarna da sigara tutuyor, sonra bir ii varm gibi mutfaa kouyor, avularn yanaklarna bastryor ve sigarasn bitirmeden ezip p tenekesine atyordu. erdeki erkek seslerinin zaman zaman sustuklar, kimi zaman da hep birden ve birbirlerine kararak ykseldikleri duyuluyordu. Nerde kald u kapc, allahm... Btn sknt, kapcnn gelmesiyle zmlenecekmi gibi, Sevda mutfakta dikilmi kapcy bekliyordu. erde Zeki, mit, Tun, Zekeriya ve adn ok iyi bildii, birka da kitabn okuduu bir yazar vard. Zekeri-ya'nm arkadaym. Zekeriya Sevda'y fakltedeyken ok severdi. Sevda, rahata kavga edebildii, kst, en gizli duygularn anlatabildii, en umutsuz zamanlarnda k olduu, bakalarna k olduu zaman da bunu rahata kendisine anlatp, avunma bekledii bir arkadat. Sevda da Zekeriya'y hemen hemen buna yakn duygularla severdi. ki kz ya da iki erkek arkada gibiydiler ounlukla. Kimi zaman aralarnda tam bir kz-erkek atmas olur ve bir sre ksrler, birbirlerini aramazlar, sonra gene birbirlerine anlatacak, bakalaryla ilgili dertleri birikince aralarnda geen olay da oktan unutulmu olduu iin, itenlikle birbirlerine koarlard. Zekeriya, Sevda'nn stanbul'a geldiini Zeki'den duyunca ylesine sevinmiti ki Zeki buna boynunu ksarak 54 uzun uzun glmek zorunda kald. nk o zellikle hibir kz iin sevinmez, zlmez, btn kzlar iin sevinir ve zlrd. Zeki, Sevda'nn byle bir kiilik saylarak zellikle sevindirici bir rol oynayna ok am, bu yzden de aknln-btn duygularn ayn biimde belirtirdi- uzun uzun glerek belirtmiti. Tun kolejli ve herkes iin ok iyi bir ocuktu. Gerekten de eletirilicek hibir yan yoktu Tun'un. Saygl, alakgnll, arkada canls, akll, alkan, yetenekli ve sessizdi. Aslnda Sevda, en ok Tun'tan utanr, bunun acsn da Zeki'den karrd. nk Zeki, ne de olsa kendisi gibi halk okullarndan ve kenar mahalleden gelmiti. Sevda bir kolejliye nasl ve neden kzlacam bilmiyor, oysa ayni zellikleri tadn sand Zeki'ye daha kolayca ve cannn istedii gibi kzabiliyordu. Arada bir Tun'-la aralarnda bir gnl yks getiini tasarlamaya kalkar sonra korkuyla bu yky yarda keser ve Tun'u hemen unuturdu. O denli tam ve kusursuzdu Tun. Onun Kbrs'l Zeynep'e, teki genler gibi, hele de, Zeki'yle birlikte k olduunu rendii zaman Sevda kpkrmz olmu ve bir iki saniye tpk baylan bir insanda olduu gibi kendini yitirdiini sanm, sonra kendine gelince her eyi, Tun'u ve Zeynep'i abucak, hzla, kendinden beklemedii bir hzla unutulmaya mahkum etmiti. Bu gzlkl, ufak tefek, elimsiz, gsterisiz, her zaman glmseyen yzyle hatrlad ocua kar iinde hibir eilim duymuyor ama onu hi kimseyi kskanmad gibi kskanyordu. Bak sana kimi getirdim... demiti Zekeriya kapdan Hakk Kotar'la girdiklerinde. Sevda, arkadalarn grmenin sevincini gstermeye daha zaman bulamadan, Hakk Kotar'n evine gelmesiyle duyduu aknla gmlm, nasl davranacan tmyle armt. Hakk Kotar... Bu da Sevda. Snfmzn en cici kz... Sevda kendisi iin sylenemiyecek tek ey varsa onun da cicblik olduunu dnrken bir yandan da, byle konuklara alkn grnmeye alarak: Buyrun efendim, buyurun... diye konuklar ieriye almt. 55 Kalabalk, kapda nce bir karm, herkes birbirine arpm, ieriye ayakkaplarla m, yoksa terliklerle mi gireceklerini tartmlar, pardes ve antalarn kapda m braksnlar, yanlarna m alsnlar, duraksamalard. yle grnyordu ki, bu gidile kimse ieri giremiyecek ve

kapdan dnp gidecekti. Sonra o karklkta nasl olmusa birisi eriye girmi ve arkasndan da tekiler skn etmiti. Sevda en son ve bir iki dakika gecikerek girdi. -Bu ara yandaki servis kapsndan mutfaa kam: Tanrm bana yardm et!... diye yakarm, sonra cidd bir yz taknarak salona girmiti.mit her zamanki gibi yakklyd ama fakltedeki gibi zayf deildi. ri yar iman bir erkek olmutu imdi. Bir zamanlar, incecik, utanga ve kpkrmz olan yzn imdi kaln ereveli kocaman gzlkler rtyordu. Sevda'ya her zamanki kaytsz ve kmseyen baklaryla bakm ve suratn asarak odada gezinmeye balamt. Duvardaki tablolara bakyordu. Sevda kapc zilinin zerine srekli basyor ve yrei arparak kapcy bekliyor, bir yandan o kadar sevdii, acd, gzettii kapcnn gecikmesine kzarak: Allah kahretsin!. Nerede kald bu adam... diye syleniyordu. akn ve sapsar yzyle kapc Nuri Efendi kapda belirince: abuk bakkala git... dedi. Adamn eline bir yz lira sktrd. Sonra yle eyler smarlad ki hibiri birbirini tutmuyordu. kiler, kekler, pastalar, maden sular... Nuri Efendi, bunlar ezberleye ezberleye giderken Sevda onun arkasndan kaskat duygularla bakm ve verem olduunu bildii bu adama, kimi zaman zntsyle uykusunu karan bu Nuri Efendi'ye verem olduu iin o srada kzmt bile. eriye girdii zaman Zekeriya, Hakk Kotar'a Sev-da'y ne kadar sevdiini, onun ne kadar iyi bir kz olduunu, ok iyi bir arkada, ok deiik bir insan olduunu anlatyor, Hakk Kotar da saygl yapmaya alt baklaryla ve glerek, kznn vldn gren bir babann honutluuna benzer bir duyguyla Sevda'ya bakyordu. 56 Neyi anlatyor bu tablo Sevda? ey... Bir yayla... Yrkler... adrlar... Bak... u bir yrk kadn izlenimidir. mit dnceli ve biraz alayl baklarla yrk kadn izlenimini grmeye alyordu tabloda. Tun onlarn yanna gelip gzlklerinin arkasndan olaanst byk grnen gzlerini krptrarak yrk kadnna bakt. Renkler ok gzel!... dedi saygyla. Evet... Ressam bir izlenimcidir... Yani ressamn tanrm... Sevda konumalarnda bir yanllk yapmamak iin acele resim hakkndaki teknik bilgiyi keserek tabloyu nasl aldn anlatmaya balad. Kocasnn bir tand olan ressam onlara yeni evleri iin bir tablo armaan edeceini syleyince, onlar da iki tablo almlar ve yalnz birinin parasn taksitle vereceklerini dnerek rahatlamlard. Sonra tabloyu duvara asp unutmulard. Ne var ki birinci tablonun taksidi bittikten sonra, ressam ikinci tablonun da parasn istedi. stelik bir gece ge vakit eve gelerek paray istedi. Zeki bu ykye gene uzun uzun gld. Tun hi sesini karmadan glmsiyerek tabloya bir kez daha bakt. Sonra gidip teki tabloya da bakt. Sevda anlatt bu ykden biraz utan duymutu. nk tablonun satn alnma yks tmyle byle olmamt. Sevda'nn yky anlatnda, ressam haksz, kendini hakl karacak bir yan vard. Tun: Bir sanat eseri... dedi, kolay yaratlmyor. Parayla da llmyor. Bu adam kimbilir ne kadar boya, tuval, ereve paras verdi buna.. Bir de stelik onu yapncaya dek ektii sknty, gerilimi, heyecan dnn... Hakk Kotar: Ben tanrm canm onu... dedi, Cimrinin biridir. Bunu sylerken Sevda'ya doru bakm ve onun yann tuttuu iin bir yaknlk beklediini sezdirmiti. Sevda Hakk'nn incecik sesinde kendisini irkilten, duygularn soutan bir nitelik sezdi. Ressamlarmzn genel derdi bu... dedi Zekeriya konuya toplumsal bir

alm getirmek iin. 57 Resim sanat, yni batl anlamda resim sanat tpk bizde Tanzimattan sonra edebiyatmza giren hikye, roman gibi yenidir. Halka ulamakta urad glkler... Kapnn zili alnnca hepsi birden sustular. Sevda: Kapcdr... diyerek kalknca Zekeriya gene sanatn, zellikle resim sanatnn memleketimizde iinde bulunduu kmaz anlatmaya balad. Ordakilerin hepsi de btn bunlar bildikleri iin Zekeriya'y dinler grnyorlar, kimi dinlemiyor, kimi de skldn belli ediyordu. Sonunda Zekeriya bu durumu grerek yle kkrtc szler kullanmaya balad ki ister istemez tartmaya katldlar. Tartan, zellikle mit'ti. Ayakta durmu bir yandan sigarasn iiyor, bir yandan da geni omuzlarn arkaya ata ata, klhanbeyi davranlaryla Zekeriya'ya hakaret edercesine kendi dncesini kabul ettirmeye alyordu. Bir eli hep pantolon cebin-" deydi ve sigaral elini sallaya sallaya konuuyordu. Zekeriya okuldaki gibi sinsi sinsi glyor ve arada bir Hakk Kotar'a bakarak mit'e dncelerini kabul ettirmekten ok, onu sinirlendirmeye alyordu. Sevda ierden, Tanzimat, yabanc sermayenin Trkiye'ye girmesi iin kurulmu bir tuzakt Hayr tanzimat bir burjuva devrimi saylabilir. Saylamaz, nk... i snf 1908 de burjuvazinin sahip kamad hak ve zgrlklere sahip kmtr... Hangi ii snf... gibi Dzler duyuyor, konumaya katlmas gerekmesin diye ieriye girmesini geciktiriyordu. Elinde kekler, pastalar, turular, ve buna benzer birbirini tutmayan yiyeceklerle ve kpkrmz bir yzle ieriye girdiinde Zekeriya'nn da ayaa kalkm olduunu grd. Ksack boyu ve zamanndan nce aarm kr salar, kr byyla Zekeriya bir dnce adamndan ok bir kk memuru andryordu. Onun iri yar mit'le karlkl ayakta tarttn grnce Sevda'nn iinden glmek geldi ama kendi dertleriyle, konuklarn en uygun nasl arlamas gerektii sorunuyla ylesine doluydu ki, ban eip tabaklar masalara yerletirmeye balad. 58 Sen Doktoru oku, Doktor'u... diyordu Zekeriya. Ben Doktoru okudum, ne olacak!... diye kk bir ocuk gibi omuzlarn silkti mit. Doktor... Sevda sende Doktor'un kitaplar var m? Sevda Doktor'un kim olduunu hemen karamadndan kesin bir davranla ve ok cidd bir yzle: Yok! dedi. Al, bak!... Bunlar al da oku. Paralarn da bize ver. Biz bu kitaplar elden satyoruz. Eski, biimsiz ve ok dolu antasn aarak iinden ince iki kitap kard, Sevda'ya verdi. Sevda kitaplar yle bir evirip evirdi, fiyatna bakt ve hemen ieriye kotu sevinle. eriye kamak iin yeni bir frsat ktna sevinmiti. Paray bulmak iin uzun uzun oyaland yatak odasnda. Sonra aynada yzne bakt. Pek gzel bulmad kendini ama artk yaplacak bir ey yoktu, olduu gibi dar kt. ay m istersiniz, iki mi... Biraz konyak... Bu trl sorulara ok alkm, tekiler de bu trl sorular sorulmasna ok alklarm gibi doal olmaya alyor, itenlik ve korkuyla hepsinin yzne bakyordu. Al Zekeriya... Zekeriya paralar alnca iyi bir mal sattna mterisini inandrmak isteyen bir satc namusluluuyla Sevda'ya kitaplar vd ve onlar mutlaka okumasn tledi. Hakk bu arada tam bir konuk gibi davranyor, evi inceliyor, Sevda'ya bakyor ve tartmalara karmyordu. Sevda'nn sorusunu bir tek o ciddiye alm grnd: Zahmet etmeyin Sevda Hanm... Rica ederim efendim... Sevda iinden gelen gl bir duyguyu yenemiyerek glmeye balaynca mit ona dikkatle bakt ve yznde yumuak bir anlatmla:

Bana biraz kanyak verebilirsin... dedi. Zekeriya: Ben ay ierim arkada... diye sevinerek yerine oturdu. Nedense Sevda'nn ok iyi ay yapacana inanyordu. Zeki'yle Tun glmsiyerek baktlar ve cevap vermediler. Karar verememilerdi hangisini istemeleri daha uygundur ve daha nemlisi hangi 59 r.ini isterlerse holarna gider... Sonunda Zeki kanyaa, Tun ve Hakk da ay imeye karar verdiler. unlar da turnaya benziyor. dedi mit koltua oturup da yeniden tabloya gz iliince. Hepsi tablonun st yannda trtkl trtkl, gri renkli bir eyler grdler ve baka bir eye benzetemedikleri iin onlarn turna olduunu kabul etmi grndler. Dnceli dnceli evrelerine ve birbirlerine baktlar bir sre. ^ Sevda, ocuklarn hibir ekilde kocasn sormadklarn, durumlarn merak eder grnmediklerini sezmi ve iinden onlara sevgiyle kark bir borluluk duymutu. Tam o srada Hakk Kotar, nazikletirmeye alt incecik dalgal bir sesle: Beyefendi ne i yapyorlar? dedi, Yoklar m? Zekeriya ondan nce atlarak beyefendinin ne i yaptm syledi. Sevda, bunda utanlacak bir ey varm gibi nndeki sehpay eliyle biraz dzeltip yerini deitirdi. Sonra da sevgi dolu olmasna dikkat ettii bir sesl^ kocasnn iini, yeni durumlarn anlatmaya koyuldu. mit konuyla hi ilgilenmiyor ve oturduu yerden merakla yeni avizelere, eyalara bakyordu. Belliydi ki bunu, gerekten eyalar merak ettii iin deil, yapacak baka bir ey bulamad iin yapyordu. Zeki glmsiyerek nne bakt. Sevda o srada Zeki'ye ylesine kzd ki Arifi bu konuklarn mutlaka sevmeleri gerekiyormu gibi vmeye ve iinin zorluunu, yoruculuunu belirtmeye koyuldu. Tun gzlnn altnda yorulmu ve kanm olan burnunu krtra krtra Sevda'y dinliyor ve dinlediklerini ciddye alyor gibi saygyla glmsyordu. Gerekten de Sevda'y ciddye alyordu ve Sevda bunu anlad iin Tun'a dosta bir bak frlatt ve ondan sonraki konumalarn hep onun yzne bakarak, arada bir de Ze-keriya'ya dnerek yapt. Sonra hemen gene servis ilerine koyulup tabaklarla bardaklarla, uramaya balad. Zekeriya bu aile yksnn hemen arkasndan zellikle belirtmek istedii dosta bir glmseme ve sesle asl amacn aklamt: Bak Sevda... Seni bizim Dernein kuruluuna armaya geldik. Bu bir siyasal kurulu deil... Anlamsn -dr, ad stnde, dernek... 60 Bunu sylemen gereksizdi... der gibi mit ters ters Zekeriya'ya bakt. Evet, Zeki szn etmiti... Hah! Zekeriya, kk parman bir kadn gibi kvrd eliyle dernei anlatt bir sre. Sen tanrsn. Bizim yakkl Ahmet vard hani... Sevda yakkl Ahmet'i faklteden deil de Zeki'nin anlatt olaylar ve onlarn evinde yapt kavgadan tanyordu. Evet anlamnda ban sallad. -Zeki bir daha o eve gitmem demi ve ertesi gece o eve gitmi, onlara bir dogmatik olmadn kantlamt.te o, kars Nermin... Kurucular arasnda... Ha!... Profesr hsan da belki katlacak bize... Tanr msn hsan'?.. Sevda gene: Evet anlamnda ban sallad. Zeki tantmt... dedi sonra. Fakltenin kitaplnda Zeki'yle eitli delilikler ruh hastalklar stnde tatl bir konumaya daldklar bir gn kap alm ve grleyen bir sesle kendilerine: Merhaba!... diyen bir adam grnmt aralktan. Fra gibi dik kesilmi kr salar, krmz, geni yz ve iri yar din grnyle Zeki'nin dardan bir arkada sanmt Sevda onu ve yanlarndan ayrlmak istemiti. O srada Zeki: Bak Sevda... Bu Profesr hsan... Bu da en sevdiim arkadam, bizim Sevda... demi ve sonra glmt. Sevda yeniden taptaze bir kzgnlk

duymutu Zeki'ye ve sadece Profesr'e veda ederek frlam kmt faklteden. Tam durakta otobs beklerken birden aklna bu h-san'm bir zamanlar babasnn arkada olan kaymakam Ferit'in olu hsan olduu aklna gelmi, sonra gene koarak faklteye dnp Zeki'nin odasna kmt. Zeki'nin hi beklemedii bir nee ve rahatlkla, hsan'a babasndan, kendi babasndan ve onlarn aralarndaki arkadalktan sz etmiti. Sizin babanzn bizde bir de resmi var... Sandkl'da ben ilkokul rencisiyken... 23 nisanda iir okuyorum... Babanz da arkamdan objektife girmi... Bakar dururuz... demiti. 61 ki baba stanbul'da karlamlar ve sk sk gren iki emekli arkada olmulard. kisi de otururlar, birbirlerine ocuklarnn baarlarn anlatrlard. Biri kznn, teki olunun niversitede okumalaryla, davranlaryla, dncelerindeki aklk ve iyilikle vnrlerdi. Hatta Sevda ve babas bu konu alnca Ferit Bey'le elenmeye balarlar, onun oluna duyduu ar ballk ve gveni alaya alrlar, ona yaptrdklar hayal konumalarla birbirlerini gldrrlerdi. O gnden sonra hsan'la Sevda, nerde karlasalar! birbirlerini -yanlarnda kim varsa,- herkese: Biz mahalle arkadayz... diye tantmaya baladlar. Hatta hsan o kadar ileri gitti ki Sevda'nn yannda cidd cidd bu arkadala dair ykler uydurup anlatmaya balad: Biz u kadarckken... -Eliyle yere yakn bir ykseklii gsteriyorduBiz kapnn nnde oynarken... Sevda hsan' hatrlaynca glmsemiti. Ondan sonra birok kiinin adn saydlar. Avukatlar, eski parti bakanlar, eski tfek dedikleri yal sosyalistler... Sevda btn bunlar hayranlkla ve korkuyla dinliyordu. Bu kendisinin dndaki dnya ne denli geni, kalabalk ve renkliydi. Onlar dinlerken kulana bir uultu doluyordu. Yaamann grkemli uultusuydu bu. Kanlmaz, insann kaamyaca ve erge iine girecei bir uultu... Birden ayaa frlad: ocuklar!... diye kapya kotu. Darda bir taksi kapsnn kapandn duymutu. Kk olu da imdi aabeyinin gittii zel okulun ana ksmna gidiyordu. Onlar gelmiti. Byk olu epeydir artk hibir eye ses karmayan, bakaldrmayan, hibir konuda konumayan ve ne yapmas gerekiyorsa, onlar, kendinden fazla bir g katmadan yapan bir ocuk kiiliine brnmt. Derslerine hi nem vermiyor ama okuluna dzgn gidip geliyordu. Orda sabahtan akama dek sessizce oturuyor, sonra servis arabasyla eve geliyor, ertesi sabah gene okula gidiyordu. Bunlarn dnda kk kardeiyle bouur, onu alatrken ya da kapc Nuri'nin olu Durmu'la kapnn 62 nnde oynar, konuurken alr, gerekten ocuk olurdu. Kk olan Fzl, btn bu kargaa arasnda annesine delice bir dknlk gstermeye balamt. Abisinden annesine yaknrken, annesinin peinde dolarken, sabahlar ana okuluna gitmemek iin direnirken, src onu kucaklayp arabaya atarken, hep annesini elinden karacakm, onsuz kalacakm, onun varlndan yoksun olacakm gibi bir dikkat ve tutkuyla elleri, gzleri annesine dnk olurdu: Beni kucakla! Beni sev! Beni brakma! der gibiydi gnn her saatinde. Sevda ocuklarnn kapdan ieriye girileriyle birlikte o biraz nce etkisinde kald uultulu ve ok sesli yaamann dna km, ama daha clz olsa da baka bir cokunun etki alanna girmiti. ocuklarn eve girmesiyle deminden beri onu tedirgin eden, pimanlkla iinde kprdayp duran, korkutan geni ve usuz bucaksz izlenimlerin yerine imdi kk, gven verici bir dnyann rahatl gelmiti. te, onlarla sokaa kapanan kap sokan ve yaamann her trl kukusunu, tehlikelerini, olaslklarn, tedirginliklerini darda brakyordu. Yava! Grlt etmeyin! Konuklar var... dedi onlara glmsiyerek.

ocuklar servis kapsndan, mutfaa sokarak kendi odalarna gtrmek istiyordu. Ama ocuklar -by merakl, durgun bir yzle, k, ilgiye ve sevgiye ak bir neeyle- konuklarn yanna daldlar. Sevda, bu ciddi, nemli, yaamann ta kendisi olan erkek yzlerinin ocuklar kmsiyeceklerini, onlardan sklacaklarn sanarak ocuklar geri ekmek istedi. Byle zamanlarda, ocuklara kzd ve fkelendii zamanlarda, alacak derecede tumturakl, trenli cmleler kurard : Rica ederim ocuklar... Beni kzdrmak istemiyorsanz, doru odalarnza gitmeli... Gene byle cmlelerden birini yapmaya balamt ki Zekeriya'nn glmsiyerek kk olan kendine doru ektiini grd: Brak yahu, ne istiyorsun ocuklardan... Gel bakalm arkada. Senin adn ne? 63 ocuk, her an bir eytanlk yapmaya hazr, daha da te, bir eytanlk yapmaya zorunlu bir aran ve sevinle Zekeriya'ya yaklat. Byk olan da, ar saygl ve honut oluveren geni bir glmsemeyle yzne alamakl bir anlatm vererek kardeini izledi. Uzun zaman evde yalnz kalan btn insanlar gibi, kaplarn alan, evlerine gelen herkesi tartmasz sevmeye, karlamaya, onunla dost olmaya hzr bir duygusallk iinde olurlard hepsi de. Kulaklar kap zilinde olur, kapcnn alk olduklar kap al dnda, deiik bir ses duydular m hepsi birden kapya kouur, kapy amak iin birbirlerinin nne geerlerdi. Tun'la Zeki, kendi yalarnda birer adamm gibi, gln bir trensellikle ocuklarn ellerini sktlar. Grne gre ve hi nedeni yokken, kendileri ocuklardan daha utanga davranyorlard. Zekeriya, ikisiyle de ahbapla koyuldu. mit ocuklara nasl davranacan bilmedii ve bunu da saklyamad iin, tedirginlikle kark bir ilgisizlik gsterdi. Hakk hi konumadan glmsyor ve ocuk sevme konusunda herkesten ok eyler bildiini sezdirmek ister gibi gizemli bir yz anlatm taknyordu onlara bakarken. Sevda, bu koca adamlarn hi de yle sand gibi ocuklara yabanc, ocuklar kmseyen, ocuklardan korkan, ya da kaan insanlar olmadn anlaynca ard. Ona gre, ocuklar sadece baba trne giren bir baka erkek topluluuna gre varlklard. Bu topluluk da Arif gibi -Arifi nasl tanmlyacan bilmiyordu- insanlardan oluuyordu. Geri kalanlar ise byk iler, nemli iler, sekin ilerle uraacak adamlard ve btn bu byk, nemli, sekin ilerin arasna ocuk girmiyordu. ocuk, kadnlarn bir de Arif gibilerin yapmas, bytmesi, yetitirmesi gerekli, fazladan, skc, zaman alc, ayakba olucu bir varlkt. Oysa imdi gryordu ki bu, yaamay evin iine kadar getiren ve orada yaamay ynetir gibi nem kazanm olan erkekler, ocuklara kar ilgisiz deillerdi. Tam tersine ocuklar seviyorlar, onlara nem veriyorlar ve onlar ciddye alyorlard. ocuun toplumda yeri nedir? Toplumsallkta nemi nedir? ocuk nedir? gibi sorularla dolmutu Sevda'-nn akl, imdi de. 64 Arkadalar artk yemek zamannn geldiini grerek kalktklarnda ve Sevda'dan, kocasyla birlikte dernein alna mutlaka gelmesi szn alarak sokaa ktklarnda Sevda btn yaama belirtilerinin de onlarla birlikte evden ktn grd. Pencerenin altndan, imdi ona daha takmm, daha canl ve neeliymi gibi gelen sesler uzaklarken Sevda iinin utan ve kukuyla dolduunu anlyordu. mit'in kaln sesi, Hakk'nm incecik sesiyle att kahkahalar ve Zekeriya'nm hi bitmiyen konumalar son bir kez daha uzaklardan yavalam olarak duyuldu. Sevda: Acaba beni mi konuuyorlar? Bana m glyorlar? Geldiklerine piman m oldular? Beni nemsiz ve deersiz mi buluyorlar? kukularyla bardaklar, tabaklar toplar, yiyecekleri, iki ielerini kaldrrken eve yeniden o

can skc sessizliin ktn grd. ocuklar odalarnda barmaya ve gerek alamalar olmayan, kkrtc seslerle alamaya balamlard. Arada bir, bir eyin yuvarlan, bir yere vuruu ve sonra her zamankinden daha iddetli bir haykr duyuluyor: Anne be!... feryatlar arasndan bu kez umulmadk gller ykseliyor, sonra geici ve ksa bir sre hi bir ses duyulmuyordu. te gene ayn evin iinde birbirine karan, zmlenmez derecede karan ve zmlenme olana yokmu gibi grnen insan bantlar balamt. Ev... Ve yaama... diye dnyordu Sevda. Bu ikisinin mutlaka zlmesi gerekli balantlar var. Bu ikisi mutlaka zlmeli. Bu ikisinin birbirinin kart m, tamamlaycs m olduu aa kavuturulmal. Neden ben onlar gibi deilim? Neden onlar gibi neeli, atlgan, kendine gvenli ve zgr olamyorum? Neden?... Neden?... Hi ayrmnda olmadan, aceleyle ve sinirlilikle ortal toplam, bulaklar ykamt. ocuklara tumturakl bir konuma biimiyle ve eksiksiz kurulmu cmlelerle barmaya balad : ok rica ederim... Beni sizi azarlamak zorunda brakmayn. Gryorsunuz ki... * ** Sevda'yla Arif, dernek toplantsnn yaplaca kk 65 odada, pencere nne oturmular, utangalk, tedirginlik ve rkek baklarla evrelerini inceliyorlard. Tam karda krs gibi yerletirilmi bir masann stnde eitli kitaplar, ktlar, kalemler sralanmt. Oda, duvar dibine ikier sral dizilerek oturmu giyim ve yalarndan iiler, aydnlar, renciler olduklar belli erkeklerle doluydu. ' Zekeriya, Sevda'y -Arifi onun kocas olarak tantyordu- tandklarna ok nemli bir kiiymi gibi tantm ve yeni tantrlan her kimse, ondan da Sevda'nn nemini kavramasn bekler gibi bir ilgi beklemiti. Arbal, sessiz, zentisiz giyimli erkekler ll glmseyilerle ve Zekeriya'y krmamak iin gsterdikleri saygyla Sevda'nn elini skyor, bir daha onunla ilgilenmemek zere bo bir iskemle bulup oturuyorlard. Sevda, kendisine tantlanlarn hibirini daha nce tanmad gibi, o tantrma srasnda da adlarn anlayamyor ama onlar ok nceden tanyormu ve imdi de daha yakndan tand iin ok sevinmi, mutlu olmu gibi incelikle ve itenlikle glmsyordu. Btn o, Sevda'nn adn bilmedii ve tantrlma srasnda anlamad erkekler, bu eli yz dzgn, giyimi kuam yerinde gen kadnn herhalde dernek ve rgt almalarnda deneyimi ve nemi olan ama nasl olmusa kendileri tarafndan daha nce varl tannmam bir kadn olduunu sanyorlar ve bu bilgisizliklerinden utanyormu gibi sululuk duyarak onun yzne bir daha bakamyorlard. Sevda, bir ara yanlarnda oturan, herkesin saygyla selmlad ve ahbapa bir eyler konutuu, yal, gzlkl bir avukatla, Arifin nasl olduysa konumaya baladklarn grd. Arifin byle bir yerde, byle bir adama anlatlacak nesi olabilir? diye dnd kukuyla. Oysa Arif konuulacak eylerin olutuu, yeerdii en nemli yerde, konularn ve olaylarn kaynanda bulunuyordu btn gn. Sabah sekizde iba yapyor, bebuukta fabrikadan kyordu. Yaamasnn nemli bir blmnn getii fabrikadan, Arifin tek tk gittikleri ahbap toplantlarnda, orda bulunanlar gldrmek, artmak iin anlatt bir 66 iki kk ykden baka edindii hibir izlenimi ve dncesi yoktu. Arifin konumasnda mutlaka yanllar yapacan, orada bulunanlara, bulunma amacna ters decek bir eyler syliyeceini dnerek korktu ama bkknlkla ban evirdi: Ne anlatrsa anlatsn, bana ne... dedi ve Arife kars souk bir tavr taknd.

O srada Profesr hsan ieri girmi ve bir iki kii tarafndan rica edildii iin, istemiye istemiye krsye doru gidip ordaki bakan sandalyesine oturmutu. hsan, kendisine dikkatle bakan Sevda'y grnce, ard, sevindi, herkesi selamlamay brakarak kalkt, onlara doru yrd ve elini skt. Sevda kocasn tantnca da ar bir sayg ve sevin gstererek Arifin elini sktktan sonra zr diliyerek yerine dnd. Arif, biraz nce avukatla yapt kendine gre, akl banda konumadan sonra bir profesrden grd bylesine ince bir ilgiyle rahatlam ve glmsiyerek karsna bakmt. Darda Zekeriya'nn iki niversite rencisini dernee kayt etmeye alt duyuluyordu: Bakn buras siyasal bir rgt deildir. Sadece... ocuklarn syledikleri deil de dernee kayt olmakta duraksadklar anlalyordu. Sonra bir ara tp fakltesi... szleri duyuldu. Herhalde renciler tp faklte-sindendiler. Daha sonra ve birden, darda balayan bir uultu ieriye akt ve ierde, duvarn dibinde sessiz sedasz oturmakta olan silik grnl adamlar eskiden bildikleri anlalan bir marn Sevda'nn pek iyi anlayamad szlerini, ok gzel bir ezgiyle sylemeye baladlar. Mar sylerken kimileri ekingenlikle glmsyordu. Kimileri ok cidd ve cokulu yzlerle ve ll bir ses yksekliiyle mar sylerken birbirlerine, ya da krs yerinde oturan hsan'a bakyorlard. hsan ban nne emi, elindeki kalemle bir kda, ne olduunu Sevda'nn anl-yamad bir eyler yazmaya balamt. Sevda'nn iinden hem ark syliyenlere katlmak, hem de hsan'a glmek geliyordu. hsan mar syleseydi 67 gerekten gln olacakt. O da bunun iin sylemiyor, ama sylemedii iin de znt duyduunu belli ediyor ve gene gln oluyordu. zellikle biri, esmer, kavruk, ufak tefek bir adam, mar ok cokulu ve serbest bir davranla ve ok gzel kaln bir sesle syledi. O bitince bir yenisine balad: Venseremos... Venseremos... Bu spanyolca szleri duyunca Arifle Sevda birbirlerine baktlar ve glmsiyerek yerlerinde kprdandlar. Bu kprdann anlam: Biz bu dilden anlyoruz. Bu szlerin anlamn da biliyoruz. sterseniz size syleyelim. demekti. Ama hi kimse onlarn talyanca ya da spanyolca bililerine aldrmyor, kimse onlardan bu kelimenin anlamn sormuyordu. Anlalan, insanlar hi dil bilmeseler de nemli olan ve inanlarna uyan kelimelerin anlamn renmede ve bu dili arklarda kullanmak iin bir kolaylk bulu~ yorlard. talyanca'ya ok benzeyen bu dilden anlayabildikleri kadar, arkda yenmekten sz ediliyor ve dman olarak byk ve dev bir smrc g gsteriliyordu. Halk smren, ala ve acya mahkm eden, aydnla ve umutlara engel olan bu smr gcyd ve hi de yenilmez deildi bu g. Dernekte toplanm olan iiler, aydnlar ve genler Yeneceiz... yeneceiz... diye bar-yorlard Ltin dilinde. Sevda orada gelimee balayan toplumsal cokunun etkisine girmiti ve hi de istemedii halde gzlerinin yalandn duyuyordu ki Zekeriya gelip onun kulana bir eyler syledi. Onu ynetim kuruluna nereceklermi. Aralarnda aydn bir kadn da olursa iyi olurmu. Hayr hayr!... Yapamam!... Olmaz!... diye korkuyla Zekeriya'nn elini tuttu Sevda. Ona tam anlamyla yalvaryordu. Onun nerdii, yaln bir durum deil, gerekten bir felketti. O bilgisizlii, aptall, kltrszl ve ev kadmlyla nasl byle bir dernein ynetim Kurulu'na girebilirdi. Zekeriya anlam belirsiz bir glmseyile yanndan ayrlr ayrlmaz da Ynetim Kuruluna seildiini, alklarla karlandn, herkesin onu tandn ve sayg

68 gsterdiini dnp d kurmaya balad. O kadar heyecanlanmt ki, ancak ok zgr olduu, kendini ok rahat duyduu zamanlarda yapt gibi pepee sigaralar imeye balad. Dizginliyemedii dgcnn peine taklm, dernein uultusundan uzaklam, olmyacak bir eyler kurup duruyordu. Zeki'nin, mit'le birlikte kapdan bakp, kendisine bala selm verdii ve sonra da gld srada o bir sosyalist hkmette kadn bakan olduunu dnyordu. Yalnz kendisine hangi bakanln verilecei gibi cidd bir soruna taklmt akl. nce Mill Eitim Bakanl zerinde durdu, sonra Mill Eitim ilerini ve ocuklar her zaman skntl bulduu iin Dileri Bakanln istedi. Saraylara, devlet bakanlarnn evlerine gidiyor, eliliklerde resepsiyonlara katlyor ve onlar artacak denli baarl ve saduyulu neriler getirip konumalar yapyordu. Bu arada aklna yle zmler geldi ki devlet ilerine dair, imdiye dek bu kadar yaln ama bu kadar gerekli nlemlerin neden alnmam olduunu aknlkla dnmeye balad. Kapda bir' dalgalanma balamt. Profesr hsan yanndaki bykl, uzun boylu, gen adamla konumay brakp dar kt. Sevda, faklte arkadalarnn bir kez kendisine tanttklar Nermin'i grd, kapnn nnden geerken. Nermin bir ortaklkta muhasebecilik yapyordu. Yanndaki uzun boylu, bykl, esmer ocuk, herhalde, Sevdalarn snf arkada olan, yakkl Ahmet'ti. Sevda Ahmet'in kusursuz yz izgilerine ve beden yapsna bakarak onun gerekten de hatrlyamyaca kadar yakkl olduunu dnd. Kapdan bir kalabaln iinde, orta boylu, zayf, esmer ve beyaz sal ok yal biri girmiti. Herkes kprdand. Duvar dibindeki ii ve aydnlardan bir bl ayaa kalktlar. Din grnl yal adam kendisine yaktrd bir alakgnlllk ve doallk iinde bayla oda-dakilere selm verip kapnn yannda bir sandalyeye oturdu. Herhalde doktor bu... diye fsldad Sevda Arife. Arif gzlerini yal adamdan ayrmadan ban sallad ve Sevda'nm dncesine, Doktor'u tanyormu gibi: Evet. diyerek katld. 69 Profesr hsan', hukuku olduunu ileri srerek ve onun alakgnlllkle kar koymasna aldrmadan toplant bakan setiler. hsan, tam karsnda Sevda oturduu iin utanyor-mu gibi, hi ona bakmadan ve baka yerlere bol bol bakarak a konumas yapt. Dernein amacndan sayn doktorun sz edeceini bildirerek dernein henz kabul edilmemi, neri halindeki ad zerinde bir kelimeyi dil asndan eletirdi. Mcadelemi, yoksa Savam demek daha doru olacakt. Sevda ayni eyler zerinde biraz nce kendisinin de dndn hatrlyarak heyecanlanmt. te hep byle olurdu. Bir konu zerinde Sevda hep konumak, soru sormak, tartmak ister, sonra utanarak ve korkarak bundan cayard. Biraz sonra da o dnd eyin tpk kendisinin biraz nce dnd biimde ortaya atldn, konuulduunu grerek zlrd. Bundan da ok zld ey, bu sorunun ardndan kendisinin nerecei kesin, saduyuya uygun ve yaln zmn, hi kimse, zellikle de erkekler tarafndan bulunamayp konu zerinde uzun ve sonu gelmez tartmalara giriilmesi olurdu. Ama Sevda gene utanr ve korkar, aklna gelmi bulunan bu kesin ve tek zm yolunu sylemekten de ekinirdi. O dncelere gmlerek kendi kendine gizlice vgler yadrrken dernein ad zerinde balam olan ksa tartma bitmi, Mcadele deil, Sava kelimesinde karar klnmt. ** Eve gelen bir mektuptan rendiine gre, Ynetim Kurulu'nun yedek listesine seilmi, sonra bir yenin ayrlmasyla asl yelie getirilmiti. Sevda bunu renince byk bir korkuya kapld. Zekeriya'y kzgnlkla dnd. Onu ilk raslad gn nasl azarlyacan, nasl

azna geleni syliyeceini, kendisiyle alay edip etmediini soracan kurarak dsel konumalar ve kavga sahneleri hazrlad. Artk bakan olmaya dair en kk bir d kurma istei kalmamt. imdi, Dernee gitmeden nceki, gnleri zlemle dnyordu. Dndke de o gnlerde mutlu olmamas iin hi bir neden bulamyor, hangi 70 bunalmn etkisinde, bu dernek iine girdiini bir trl hatrlyamyordu. Gcnn stnde ve dnda bir ie girmi olan btn insanlar gibi sinirli ve alngan olmutu. Evde artk ocuklara trenli cmleler kurarak deil de dpedz sverek baryordu. Dernek tzn incelemediinden ve bir dernekte ye olan insanlarn nasl Dernek ilkelerine uygun olarak davranmas gerektiini bilmediinden Dernek'e gidip gitmemekte tmyle babo davranyor ve byle davrand iin de tedirginlik duyuyordu. O gnlerde korkun bir patlayla toplumu kartran ve birok gerei aa karan Kanl Pazar eylemine bu yzden Derneiyle deil, yalnz bana katld. Arifle de gidip gitmemekte uzun uzun ekitiler. Arifin atei vard ve ba aryordu o gn. Ama be dakikalk yolun tesinde toplumlarn arpt, kaynat, iyiyle ktnn savat bir olay olurken Sevda ili'deki eve kapanp bu gneli pazar gnnde pasta yemeye katlanamad. Arif her cumartesi pazar eve gelilerini deerlendirmek ve anlaml klmak iin sekin ve ho yiyecekler alrd. Bir ocuk gibi pasta sever ve pasta sevmiyen ocuklarna pasta alm grnrken, kendisi adna -ocuklar ad-naym gibi- neelenirdi. Sonra da ocuklarnn pasta ye-memelerine hem kzar, hem de rahata btn pastalar yiyebildii iin, tatsz bir honutluk duygusuna kaplrd. O pazar da pasta almt ama hastal ve Sevda'nn Taksim Alanndaki toplantya gidememekten duyduu huzursuzluk onu allak bullak etmiti. Pastalar gneli salonda, masann zerinde ikapayc bir grnmle yenilmeyi bekliyorlard. Sevda pazar gazetelerini okumu ve bir iki lokma pasta yedikten sonra eline bir kitap alarak yataa uzanm somurtuyordu. ocuklar kapnn nnde oynadklarndan onlarla fazla uramak gerekmiyordu. Arada bir eve bir eyler almak iin geliyorlar, babalarnn at kapdan onun hasta ve kzgn yzne bakmadan geiyor, istedikleri oyuncaktan daha da fazlasn kucaklayarak acele kendilerini sokaa atyorlard. Sevda'nn da Arifin de ocuklara barmalarndan baka ses duyulmuyordu ierden: 71 Gene mi geldiniz? Ulan ne alacaksanz aln, zrt prt zili almayn... kz!... Bak bir daha kapy amam ha! ocuklar bu kzgn yzlerden ve kzgn seslerden kurtularak kendilerini sokaa attlar m gerekten gneli bir pazar gnne km oluyorlar ve evdeki gneli salona dnmek iin hibir istek duymuyorlard. Arif elindeki dereceyle kapda grnd. Sevda'y yumuatacak ve uratracak bir konu bulmann ackl sevinci iinde: Ateim 39.5 dedi. Sevda ona ne dediini anlamyormu gibi bir yzle bakt nce. Dereceye baklrsa, Arifin bir hastal vard ama Arifin bir hastal olmas iin hibir neden yoktu. O, kendisi niin hastalanmyordu? Niin kolunun altna ve azna hi derece koymuyor ve atei varsa da ellerini souk duvarlara ya da araflara bastra bastra geiriyor ve bir aspirinden baka -onu da imeye enirdi- bir ilca gerek duymuyordu. O kadar kzd ki birden Arife, onun hasta olmak iin kendini zorladn, evresindekilerde acma duygusu uyandrmak iin zorla hasta olduunu bile dnd. Sonra da bu dncesinde hakszlk ettiine inanarak Arife dnceli dnceli bakt: Ne yapmamz gerekiyor acaba? Vallahi bilmem! Souk mu aldm nedir? Bu

kez Sevda, Arife souk ald iin kzd. Neden kendisine bakmyor da souk alyor, nk bana hakszlk etmek istiyor... diye dnyordu. Daha bir ay kadar nce ocuklar kzamk olmulard ve Sevda iki ocua doktor bulmak, onlar evde iyiletirmeye almak iin annesiyle birlikte btn-bir hafta uramt. Hep onlar hasta olur. ocuklar ve erkekler... Benim kulam aydr sancyor ve tkanyor. Kimsenin ilgilendii yok... diye dnd fkeyle. Tanyamad bir bencillik iinde btn bu hasta olanlar yarglyor ve onlar ilgisizlie, kzgnla mahkm ediyordu. Kzamk olduklar zaman, bu eve girip hi ya 72 taklarnda dinlenmek gerei duymayan sessiz sedasz, zavall ocukcazlarn, atein etkisiyle nasl yataklarna serilip yattklarn grnce tela kaplm, korku, tedirginlik ve acma duygular, hibir engel tanmadan yreini doldurmu ve kendiliinden onu doktor, il peinde komaya, onlara ilgi ve sevecenlik gstermeye, lme olaslklarn dnmeye, onlar kurtarmak ve salklarna kavuturmak iin bir eyler yapmaya itmiti. Ama imdi, btn bu duygulardan henz syrld, benliinin yeniden kendi dertleriyle dolup tat bu hastalk sonras gnlerinde, ayn sevecenlii ve ilgiyi duyabilmek iin Arife kar duygularnda en kk bir alma, bir geit bulamyordu. Kaskat olmutu. Arife u anda bencilliinden kurtulup yaknlk duyabilmesi iin, onunla aralarndaki kar-ko-calk, kadn erkeklik, besleyen-beslenilen, bal olan ve kendisine bal olunmas gereken durumlarnn yklmas gerekiyordu. Btn bu zorlayc durumlar, basklar onu bakaldrmaya, bencillemeye, souklua itmi, Sevda, salt sevecenlikten, sevgiden ve iyilikten rlm sand varln kendisi de tanyamaz olmutu. Zorla yatandan dorularak ve gzlerinde scak bir sevgiyi yanstacak insanca klarn yanmas iin elinde hibir g kalmadn sezerek: Bir aspirin daha i istersen... dedi. Boyuna aspirin iiyorum. Getii yok... Daha beter oldum. Midem bulanyor, kusacam... Sevda ona kinli baklarn gstermemeye alarak: Daha neler, uydur bakalm, uydur... diye dnd ve bunlar aka syleyemedii iin de kendi kendisine ve her eye kzarak kalkt: Hadi istersen biraz yle gezelim... Alrsn... dedi. Arif kzgnlkla ekilip gitmiti yatak odasnn kapsndan: Ben ona hastaym diyorum, onun akl gezmekte... diye syleniyordu. Bir sre gidip kanepeye oturdu, gazeteleri hi okuyamadan, salt resimlerine bakarak inceledi. Sonra bol resimli gazetelerden birinin iln sayfasn okumak istedi. Eskiden beri en ok sevdii sayfayd bu i arayanlar - i verenler sayfas. imdi kendine bir i arad iin bu sayfay okumak daha da bir nem ve ilginlik kazanmt. 73 iln sayfasn da okuyamad. Evlenmek isteyenlerin mektuplarnn yer ald eki evirdi. Sevda'yla ikisi bu sayfaya ok kzar grnrler, birbirlerinden gizli ve bep kendi niteliklerini gznnde bulundurarak bu sayfaya yollanlan evlenme mektuplarn ciddlik ve merak iinde okurlard. Bu sayfay okumaya hele hi dayanamadn grnce kalkt, giyinmeye balad. Sevda yatak odasndan ne yapacan bilmeden, durgun ve dnceli bir yzle km, ona doru geliyordu. Kocasnn giyindiini grnce, imdi teekkr etmek iin glmsemek, ona yaknlk gstermek, yumuak olmak gerektiini dndnden ve bunlarn hibirini de yapamyacan bildiinden, yumuad halde, bunu belirtemiyerek ilgisizce gidip kanepeye oturdu ve bir sigara yakt. Sigaradan boaz acyor ve ba aryordu. Gene de sigara yakmadan duramyor ve byle gnlerde paketlerin daha abuk bittiini gryordu. Hadi ben hazrm... ocuklar giyinecek mi? Arif byle syleyerek birka saniye ortada durup ona baktktan sonra dar kt. Kapnn nnde, ocuklaryla bir eyler konuup arabann n camlarn silmeye, iine girip kmaya balad. * **

Arif arabay Taksim bahesinin yan tarafndaki bir otelin nne, Toplum polisi arabalarnn yanma park etti. ocuklar arkada, kendisi nde oturup Sevda'y beklemeye baladlar. nce hepsi merakla sessizletiler ve alann nndeki, parkn iindeki kalabal incelemeye baladlar. Polisler de oraya sanki grev iin deil seyir iin gelmiler gibi sessizce yanlarndan gelip geenlere ve kalabaln grnebi-len blmne bakyorlard. Sevda parkn iine girmi ve merdivenlerde, ember sakallar ona ok korkun gelen yzleriyle oturan birtakm adamlarn iinden geerek, kardaki bfelerin nne doru ilerlemi, bir telefon kulbesinin nnde durmutu. Btn manzaray kavramak ister gibi Alan batan aaya gzden geiriyor ve bu olayn bir daha unutulmamas gerekli bir olay olduunu dnd iin, grebildi 74 malar, nemle belleine yerletiriyordu. Sonra da bu davranlar zmlemeye alyor, bu giysilerin asl anlamn kavramaya, konumalardan kimin ne dncede olduunu anlamaya alyordu. imdi beynine binlerce insan ve onlarn ardnda evler, eyalar, semtler, giysiler... -mt. Onlarn da ardnda bu insanlardan ve onlarn zelliklerinden ayrlmayan dip perdeleri gibi kyler, kasabalar, kentler ve kentlerin binbir grnm duruyordu. Biraz nce ilerinden geerken, o, Parkn merdivenlerine oturmu ember sakalllar neden ona glerek bakmlard... Bu glmenin ardnda hangi duygular ve korkular gizliydi. Gen ocuklar, orta yallar, yallar... lerinden byle sereserpe, Parkta gezintiye km gibi geen kendilerine yabanc giyimli kadnn arkasndan, onu kmser gibi, ona laf atacakm, ya da onu aalayacaklarm gibi bakmlar ve glmlerdi. Sevda onlara inceleyici baklarla bakmaya almt ve bylece korkusunu gizlediini sanmt. ki yan da neden birbirinden korkuyor ya da birbirlerine saldracakm gibi, kendi gcne inanmaya alyordu. Dolmabahe nlerine demirlemi Amerikan gemileriyle bu adamlarn ne gibi bir balantlar vard. stbalar, eziklikleri, korkularn rtmeye sakarkenki beceriksizlikleri onlar nasl oluyor da Amerikan gemilerine dost grnmeye, onlardan yana olmaya itiyordu. Sen ne aryorsun burda be? mit gene o tell ve kpkrmz, uzun, gzel yzyle, souk ve kaim sesiyle ona sesleniyordu. Tpk bundan yllar nce, nn stanbul'a geldii ve surlardan ieriye alnmad gnk gibi. O zaman Sevda mit'i Beyazt'tan koarak gelen renci kalabalnn iinde barrken grmt. Genler, marlar bitirince barmaya, dalmaya balyorlar, sonra gene duruluyor, toplanyor, birleiyor ve mar syleyerek saflayorlard. Hi, bakyordum... Sen yle uzakla buralardan... imdi karacak ortalk... Durma, hadi, hadi... mit ona ters ters bakm ve eliyle arkalara doru kovalar gibi zerine yrmt. 75 "uma licnauaiism muc gusuuuei yiLiru oevaa onu. Bu kez uzaklardan barmalar duyulmutu. Gmsu-yu'ndan doru gelen sesler ve bir dalgalanmayla kalabalk kart. Ellerinde pankartlarla renci ve iiler yokuu km, alana girmilerdi. Merdivenlerde oturan kalabalktan, biraz nceki o korkulu glmseyilere ve babo havaya hi uymayan korkutucu, rpertici haykrlar ykseldi. Alann hemen hemen ucuna, kafeteryalara doru den blmlere dikilmi, olan biteni grmeye alanlardan, nasl yayldklar anlalmayan haberler ykselmeye balamt : Polisler tabancalarla saldryorlar... ounun elinde baklar da varm...

Onlar polis deil be! Ya ne... Ne bileyim ben. Birtakm adamlar ite... nlerindeki birka saftan sonra asl kavgann kanl alan balyordu. Ordan oraya giden, birden den, grnmez olan, baran, haykran, saldran insan gvdelerini, kafalarn, yzlerini gryorlar ama asl kavgay grtm-yorlard. Ben de onlarn iindeyim. Bu alandaki insanlardan biriyim. Ben de lebilirim... diye dnyordu Sevda. Sonra Hayr hayr, ben lmem. lmiyeceim belli... diyordu gene kendi kendine. Bu, btn insanlarda var olan bilinsiz ama gerek bir lme uzaklk duygusundan m geliyordu! Her insan, yaarken lme en uzak insan olduunu dnr. Daha dorusu lm hi dnmemeye ai-r. lm denen o korkun olayn kendilerine gelinceye dek, kimbilir nelerin olacan, lmn bir gn gelip yenileceini ve hibir zaman kendilerinin lmle bir bantlar olmayacan dnrler. Hatta len insanlara aar ve acrlar. Sevda iindeki lmezlik duygusunun burdan m, gl yaama igdsnden mi, bilinmeyene duyulan gvensizlikten mi geldiini dnyordu. Sonra gerei bu-nuasna ferahlad: Tabii ben lmeyeceim... dedi. nk kavgaya girmiyorum. Ama orada lecekler var. nk kavga var.* 76 seyirci gibi evresindekileri inceleyip baknarak bir eyleri beklediini dnd: Amacm... Benim amalarm... Evet amalarm var ama... Peki bende olmayan nedir? nan m? Hayr. nanyorum. te surda bir kavga var. Ben onlardan yanaym. O Gmsy'ndan gelen... Evet gelenlerden yanaym... Bekleyenlerden yana deil. Ama bir ey var... Beni kavgadan uzak tutan... Ayaklar szlyncaya dek bekledi telefon kulbesinin nnde. Bu, kavgann bitiini beklemek miydi, kavgaya katlmak, katlmaya zorlanmak, itilmek iin mi, yoksa mit'i yeniden grebilme isteinin bilinsizce iinde yer ediinden miydi, bilmiyordu. Ama korkuyla, cokuyla, o nn karklndan baka her eyi unutarak durdu, beK-ledi. Biraz tesinde kaynayan, dalgalanan, len, yaralanan, dven insan kalabalna gzlerini dikmi olarak, evresinde konuulan, yaplan hibir eyi, hibir konumay da karmadan bekledi. Onun gibi bekleyicilerle birlikte. Biraz utan, biraz da ac ve mutsuzluk duyarak... Sonra Alan'a cankurtaran geldiini, yarallarn taksilerle hastanelere kaldrldn grd, dinledi. Yirmiyedi mays gnlerini anmsad birden. Hastanede yal gzlerle ve doum yapm ekingen Yahudi kadnlara anlalmaz sylevler vererek izledii 28 nisan gnlerini... Halil'i doururken onca bar, rpn, mrnde byle bir ac daha duymadna, duymyacana dayanan d gibi bir eyler dn, sonra bayl... Bu aclarn younluu hep o katlamad 28 nisan kavgalarna balyd belki. Onlar anne oluuna, kadn oluuna, kenar semtlerde byyen, kendi kendine almak iin rpnan bir kenar mahalle kz oluuna balam ve btn bu durumlara bir yandan lanetler yadrm, bir yandan da gizli ve sinsi bir sevin duymutu. Uzaktan, byle olaylarn izlenimleri daha gl oluyor, yaanmas daha gerek, daha acl, daha sancl oluyor... diye dnm ve bir sre nce lanetler yadrd annelie, kadnla, kenar mahalle kz oluuna sevgi duymutu. te imdi gene kavgadan uzakt. Nedeni de gene buna benzer eylerdi ama hibiri ak, kesin nedenler olarak grnmyordu. Gene bilgie dnmeye balad: 77 _ canl, daha gerek, daha dmanca, daha sert ve acl... Bir yandan da Taksim'den evine doru yryordu ar ar, yanlarndan gelip getii insanlara dikkatle bakarak, onlarn yznde kendi dnceleri ve duygularyla ilgili gerekler yakalamaya alarak... Biz, daha byk aclar ekiyoruz... diye dnmesini srdrd, nk lemiyoruz. Yanndan bir grup gen kolkola girmi, ar ar, mar

syliyerek getiler: Olur mu, byle olur mu, karde kardei vurur mu... Sevda gz yalar iinde, bir sre dikilerek bu arky dinledi ve kolkola girmi, evreye gururlu gzlerle bakman genleri seyretti. Bizim zamanmzdan beri yeni bir mar bulunmam syliyecek... gibi bir eyler gelip geti aklndan. Sonra dilinin ucuna baka bir marn silik izlenimleri ve sesleri takld: Venseremos... Venseremos... Kralm zincirlerimizi, Venseremos Venseremos Zulme ve yoksullua paydos... Ezgiyi tam yakalayamamt nce. Marn szlerini de iyi bilmiyordu ama eve gidinceye dek bu bildii, anmsya-bildii kadarn syleyip durdu. Bu tr marlar, arklar sylemek yasak olduundan, ne ezgiler, ne szler daha gen olanlarn belleine kolayca kaznamyordu. Dernekte de bu mar en iyi syleyenler eski tfekler denilen eski partililer, yal sosyalistler ve onlarn arkadalar olan iilerdi. Kapnn nnde Arifin arabasn grnce, iinde skntyla kark bir korku duydu. O rencilik zamanlarnn korkusuna benzer bir duygu parac... Ke penceresinde kendisinin okuldan dnmesini bekleyen annesine bakar gibi ciddi ve yorgun baklarla bakt arabaya. * ** Arifin kzamk olduu anlald. ocuklardan mikrop kapmt. Kkken kzamk olup olmadn bilmiyordu. Kzkardei Aytek'e mektup yazp hem hastaln abarta 78 rak ve kendine andrarak bildirdi hem de babasndan ocukken kzamk karp karmadn sordu. Babas ve annesi bunu tam hatrlyamadklar halde kzamk karmadn yazdlar. Sevda Arife kzamk kard iin ok kzd. Doru drst bir hastala yakalansayd ona honutlukla bakacan ama utanmadan kzamk kard iin bakamyacan dnerek kendi duygularn zmlemeye giriti. Arif de gidip i Sigortalar hastanesinde kendisine baktrd ve o hastanenin intaniye servisi olmad iin Gureba hastanesine sevkedilip yatrld. Arif btn bu hastanelere gidi gelii srasnda kzamk oluunun tek nedeni olarak Sevda'y grd ve ona ok kzd. D-< nyor. dnyor, baka kzacak birini bulamyordu. Bir ara annesine babasna kzmak istedi ama onlara ok eyler borlu olduunu dnerek -doal zamanlarda onlara hibir ey borlu olmadn ve kendi kendine okuyup adam olduunu dnrdonlar balad. Gene de niin kzamk geirip geirmediini ona daha nce sylemediklerini dnd arada srada. Sevda Arifi grmeye gitti Hastaneye. O gn ok sinirli, bitkin ve irkindi. nce hastaneyi bulamad. Yukar Gureba'ya kt. Ordan Aa Gureba'ya indi. Bu arada kklnden beri buralarda ne ok deiiklikler olduunu dnerek at ve nedensiz sevindi. Kkken Yukar Gureba'ya burnu kanad iin bir de sinzit olduu iin getirmiti babas onu. Evet evet, sinzit olmas faklte yllarna raslyordu. Ama gene babas getirmiti onu kk bir ocuk gibi. Fakltede Mr. Bean, sinzit olmadan nce onu eve yollam ve 'bir bardak scak limon ierek yatmasn' rica etmiti. Mr. Bean ok uzun boyluydu ve Sevdalarn Trk profesrleri ok ksa boyluydular. Sevda Trk profesrlerle Mr. Bean konuurken hep utanrd bu yzden. Hi onlara bakamazd. Mr. Bean de ok iyi bir retmen ve ok uzun boylu bir adam olduu iin kendi kendinden utanrd ve hep kambur yrrd. Trk renciler onunla alayl bir nezaket havas iinde konuurlard. Bir tek Sevda onu ciddye alr ve alay etmezdi. nk Mr. Bean'in derslerini hi yapamazd. Mr. Bean de bir tek onunla konuurken utangal brakr ve onu rahata azarlard. Arif Sevda'nn geldiini haber alnca nce kzgnln dnerek ona surat asmaya ve sitemli bir yzle bakmaya karar verdi. Sevda da ona glmsemeye ve onu ok zlemi gibi davranmaya karar vermiti. Karlatklarnda ise Arif ok sevindi ve sevincini belli etti. Sevda onu hastane pijamalar iinde ve bir ocuk gibi kzamklar

iinde, a-kmlam grnce ok sinirlendi ve glmsiyemedi. Arif ona ks ks bakmaya alt ama beceremedi. Sevda da ona gzel bir eyler sylemeyi ok istedii halde basara^ mad. Sadece ok nemli bir i yapyormu gibi elindeki yiyecek ve havlu paketini verdi. Sevda kocasna yaknlk duyamayn ve gsterdii kzgnl, hemireye kzm gibi yaparak saklad. nk hemire onlar nce grtrmek istememi, sonra uzaktan grmelerine izin vermiti. Arif uzaktan hemireyle sulu sulu konuurken hi de bir fabrikann atelye efine, yannda bir sr ii alan bir adama, bir kocaya ve iki ocuk babasna benzemiyordu. yle zavall ve glnt ki Sevda onu balayamyacan dnd. Profesr hsan kapnn yanndaki sandalyeye oturmu, karsnda, Doktor'un yannda uslu uslu konumalar d'n-leyen Sevda'ya bakyordu. Sevda tam kendine bakaca srada bir refleksle hemen gzlerini ya da ban teki yana, konuanlara ya da konumayanlara eviriyordu. Dernein Genel Sekreteri seilen Nermin bir ara genel bakan seilen Zekeriya'yla kavga etti. Doktor ve Sevda, bundan hi etkilenmemi gibi, kavga srasnda onlarn yzne bakmadlar. Sevda Doktar'a kar iinde byk bir yaknlk doymaya balamt. Dedii eyleri pek anlayamasa da bu adamn anlattklarnn mutlaka doru eyler olduunu belirten ok iten ve insancl bir hali vard. Doktor Dernein bir gazetesi olmas gerektii hakkndaki dncelerini belirtirken Sevda konuyla ilgilenmiti. Nermin Sevda'y gazete koluna nerince de Sevda cmleleri birbirine katarak bundan ne denli sevin duyduunu ve canla bala alacan anlatt. Doktor, Sevda ok gzel konumu, ek doru ve bilimsel szler sylemi gibi onu incelikle dinlemi ve sonunda ona teekkr ederken bir ara: Allah raz olsun!... demiti. 80 Sevda bu sz btn yaamas boyunca unutamad. Bu sz, din sorununu zmlemi, din korkusuna atm bir adamn rahatlnn bir anlatmyd. Allmam, beklenmeyen, artc, bununla birlikte ok ince dorulara de-ebilecek canl bir elikiydi. Sevda, bu sz zerine daha ok rahatladn ve gnn birinde anlayamad her eyi daha iyi anlayabileceine dair bir umudun iinde kprdadn duydu. O srada kap alm ve gzel bir kadn ba rkek ve saygl bir anlatmla ieriye bakm, sonra hsan'a bir iaret yaparak onu dar armt. Bu, Kanl Pazar'da ldrlenlerden birinin karsyd. Sevda hsan Bey'le bu kadn arasnda bir duygusal yk uydurarak d kurmaya balad hemen. Sonra da onlarn birbirlerine saygl ve cidd yzlerle bakarak konutuklarn ve aralarnda duygusallkla ilgili hibir ey olmadan ayrldklarn dnmeye balad. ki sinema oyuncusu gibi erkekle kadn karlayorlar, konuuyorlar, zlyorlar, birtakm hukuk sorunlar zerinde dnyorlar, sonra birbirlerinin ellerini skarak ayrlyorlard. Sevda'nn onlarn ayrldklarn dnd srada hsan ieriye girdi ve sandalyesine oturdu. imdi kafas bu ldrlen adamla ilgili hukuk sorunlaryla, biraz nceki kadnn aclar ve tedirginlikleriyle doluydu. Oysa kadn gelmeden nce Sevda'ya bakyor ve onun ne denli deiken bir yz gsterdiini dnp ayordu. Dernein kurulu toplantsnda yal ve solgun, fakltedeyken gen, neeli, gzel ve aptalca, imdi merakl, inanl ve irkin grnen bu kadn niin herkes gibi her zaman irkin, her zaman gzel ya da her zaman dikkati ekmiyecek bir zellikte deildi. O bunlar dnrken Dernein en ksa zamanda bir miting ve yry dzenlenmesine karar verdiini duydu. Doktor'un: Sizin bu konuda syleyecekleriniz var m hsan Bey? dediini duyunca paltosunun yakasn biraz aarak-hepsi paltolaryla oturuyorlard-terlemi gibi ferahlamak isteiyle kprdand: Uygundur efendim... dedi.

* Mitingin yaplaca sabah Sevda tam zamannda Der81 nek binasna gitmiti. Kendisini bu almalar iin yle acemi, yetersiz ve uygunsuz buluyordu ki btn bu olumsuz nitelikleri karlayacak bir erdem gstermek isteiyle sz gelii, dernek toplantlarna tam zamannda geliyordu. Onun, dnceleriyle, bilgisiyle, eylemiyle deilse de davranlaryla gvenilir biri, saygdeer biri olduunu belki bu gibi kk erdemleriyle anlyabilirlerdi. Ne var ki onun Dernee" tam zamannda geliinden, gelmek iin epey skntlar, kendine gre drstlkler ve zgeciler gstermi olduundan -sabah erken kalkm, yollarda tat sknts ekmi ve bir sre yrmt- kimsenin haberi yok grnyordu. Kimbilir ne zaman Dernek binasna gelmi ve almaya balam olan genler ve ynetim kurulu'ndan ii Sedat, afilerle, pankartlarla, matbaadan yeni alnm bildirilerin genlere datmyla yle yo-^ un bir ura iine girmilerdi ki ona sadece bir: Ho geldin... diyebildiler. Sevda'y pek tanmyan genler ona ilgisiz baklarla bakm, kimi de bu akn ve ekingen kadnn ilerine engel olduunu dnerek suratlarn asmlard. Sevda onlar gibi, orada yapacak bir ii olmann ne denli mutluluk verecek bir ey olduunu dnd. Genlere ve iilere, imdiye dek pek az kimseye duyduu bir zenmeyle bakyordu. Ne onlarn yanna gidebiliyor, ne bir ie giriebiliyor, ne de bir kenarda oturabiliyordu. Onuru krlm gibi bir eziklik duydu iinde. te o, burada bir yabancyd. Hibir ie yaramayan, hibir zellik ve aba gstermeyen, her yerde tek bana kalan biri... Bir sre Dernek'in odalarnda dolat, kendisine bir i versinler diye bekledi. Kimse ona bir i vermeyi dnecek kadar bo ya da ince gzkmyordu. O da kimseden bir i istemek iin yetecek kk bir atlm gsteremiyor, ekingenliinin o almaz gibi grnen gl engelini ykamyordu. Tpk Dernek toplantlar olaca gn yaklarken duyduu trden bir huzursuzluk duymaya balamt. Dernek toplantlarnn yaplaca gn yaklarken Sevda, o nefret 82 cuugi, samay istedii evinden ve evinin yalnzlndan ok honut olmaya baladn seziyordu. Sanki birisi onu zorla gelip evden karacak, sessizliini bozacakm gibi sinirli ve dalgn oluyordu o gnlerde. Sanki evini ok se-viyormu, ocuklaryla yalnz, byk bir mutluluk iinde yayormu gibi, sokaa kmay gcnn stnde bir zgeci sayyordu. Bir de sokaa kt m, o birka gndr yaad duygularn yattn grr, sokaa kt ve Der-nek'e gitmekte olduu iin, iinde garip bir sevin uyanmaya balard. Kimseye grnmeden kapdan kt, karanlk, tahta merdivenlerden indi ve mitingin yaplaca Beyazt Alanna doru tek bana yrmeye balad. Yannda, bir kamyonetin iine dolmu Dernek yesi genler, bildiri datarak getiler. Bu rgtlenmeye amt Sevda. Btn bunlar ne zaman, nasl yaplmlar, dzenlenmiler, uygulanmaya balanmlar... Dnemedi, dnmekten korktu. Kendi yalnzln ve gszln dnmek ona utan veriyordu ama gene de elinde olmadan, dnd hep buydu. nk biliyordu ki mutsuzluunun tek nedeni yalnzldr. Ama bu yalnzln nasl bir yalnzlk olduunu, nasl giderilebileceini, yenilebileceini bilemiyor, kendini btn bu iler iin son derece yeteneksiz ya da yanl yetitirilmi sayyordu. Evde tek kz olmasnn etkisi var myd acaba? Tutkular iinde ve birbirinin ters kiiliinde olan bir ana babann btn tutkularn gerekletirecek zengin bir kaynak olarak bu zavall kzcaz grmeleriydi belki de. nsan kayna olarak ona fazla gvenmeleri ve baka hibir etkeni hesaba katmamalaryd. Ben kendi kendime oaldm hep. Tek bama, byk kalabalklar olmaya

altm. diye dnyordu. Babas istedii iin okumu, niversiteyi bitirmiti. Annesi istedii iin evlenmi, kimse istemedii halde, ocuk sahibi olmu gene birileri, bu kez ok sayda birileri -bunlar kimdi ?-istedii iin arabal, daireli, Avrupa gezili, ssl, eyal bir ev kadm haline gelmi, iyi bir evlt, iyi bir e, iyi bir anne, iyi bir ev kadn, iyi bir... yi bir, iyi bir... Ne kadar ok eyim ben yarabbi... diye dnyordu. Kendisinin 83 bylesine doaya aykr oalmasna karlk evresinde hi kimse yoktu. Onu annesi kz arkadalardan, babas erkek arkadalardan korumutu. Yaamasnn belli bir blmnden sonra da onun semedii kalabalklar evresini almlard. Kocasnn yaknlar, akrabalar, komular, kocasnn i evrelerinden kadnlar, erkekler... Ve hep iyi olmak, hep iyi olmak, hep kendini onlara sevdirmeye alarak kiiliini yadsmak, yanl yerlerde yeillenmeye, boy atmaya, bymeye almak... Beyazttaki miting yeri yava yava doluyordu. Yneticiler, Dernek'ten yzlerini anmsad iiler, ii ncleri, Profesr hsan, Zekeriya, ordan oraya tella gidip geliyordu. Sevda bir kenarda durup kalabaln daha artmas iin duyduu iddetli bir istekle beklemeye balad. Kalabalk gelsin, gelsin, oalsn... Bir ev kadnnn, kabul gnne konuk beklemesi gibi bekliyordu halkn mitinge gelmesini. Bir ii anas konuuyordu mikrofonda. Konumaya alkn olmad, kurduu cmlelerden, ayni cmleleri yineleyiinden belliydi. Yal, kapal giyimli bir kaimdi bu. Pahallktan, alktan, iyi beslenememekten, yaamann zorluklarndan sz ediyordu. Kadn gereinden de ok alkladlar. Belki de gereinden az alkladlar. nk kadnn iyi bir konumac olmamas bir bakma olumlu bir nitelikti. yi konumac olmayan ama konumas gereken, mutlaka konumas gerekenlerden biriydi bu kadn. Bu iyi konumac olmayanlar, ama yaayan, alan, sknt ekenler krslere kp konumaya balamalydlar artk. Belki de bu yzden sevinmiti kalabalk. Krsdeki yal ii kadnn tpk kendilerinden biri gibi olmas, o nitelikleri tamas, yerde onu dinliyen binlerce kiiyi ona, krsye, mikrofana ve politikaya yaklatrmt. Politikann yabancs olmamak, politikayla uramann belli kiilerin elinde olmadn grmek onlar neelendirmiti. tenlikle glyor ve kadn dikkatle, keyifle dinliyorlard. Yaa ana!... Syle, syle, vur vur!... Doru, hepsi doru!... Vur balarna balarna!... sesleri duyuluyordu kalabaln ilerinden. 84 Kadn mikrofonu yle sevmiti ki, ayn eyleri yineleyip duruyor ama bir trl ekilmek istemiyordu. Belliydi ki anlatacaklarnn ounu unutmutu ve bu yzden, onlarn yerine, imdilik aklna gelenleri tekrar tekrar sylemek zorunda kalyordu. Bir yandan da mikrofonda glyor, tpk yerde kendisini alklyanlar ve yreklendirenler gibi akalaarak, kendinden, ocuklarndan, evinden, sofrasndan sz ediyordu. Sevda neelenmiti. Sana soluna bakyor ve dinleyicilerin daha da neelenmelerini, daha da almalarn, utangalklarn,' ekingenliklerini yenmelerini grmek istiyordu. Bir ara hsan'a takld gzleri. Soukta, krmz yz morarmt, dik fra gibi salar onu adamakll yal bir adam gibi gsteriyordu. hsan da ona bakm, gzlerini hemen Sevda'dan karm ve kzn bugn, souktan morarm yz ve yznde nerden kmsa km birka sivilceyle, donuk gndz nda ok irkinlemi olduunu grerek glmsemi ve krsdeki yal kadnn szlerine glmsemi gibi yaparak onu alklamaya koyulmutu. Sevda bir iki kez Taltarla'da, Zeytinburnu'nda, Sa-malclar'daki kahvelerde yaptklar toplantlarda ok g-zei ve dzgn konutuklarna tank olduu

ii nclerinin konumalarn dinlerken bu adamlarn bu konuma gcn ve yeteneini nasl edindiklerine amt. imdi de ayordu. Bu stba zensiz adamlar, sokakta raslan-dmda hi dikkati ekmiyecek denli yaln grnl adamlardaki alacak yetenek ve gleri grmek onu her seferinde aknla ve nedense kendinden utanmaya iterdi. Tpk Mr. Bean'in yannda duyduu utangal ve ekingenlii duyuyordu onlarn yannda. Onlar kendisini ktt-mseyiverecekler, aralarna alrmyacaklar, istemiyecekler-mi gibi geliyordu Mitingin dalnda geni kol olarak dizildiler ve yrye getiler. Ne var ki Sevda arkap'ya giden yolda kalabaln karmasndan, dizilerin bozulmasndan yararlanarak yryten ayrld. Yolun iki yanna dikilmi kendilerine bakan kentlilerden, onlarn glmsiyen, akn yzlerinden utand, klk kyafetiyle o yrye hi uymadn dnd iin kamt. Kendisiyle birlikte birka aydnn da utanga utanga glmsedikten sonra diziden ktn, kaldrmlardaki kalabala kartklarn grd. 85 II Nurten stanbul'a yarm saat kadar eken bir kyde domu ve ilkokulla ortaokulu orda bitirmiti. Sonra ayn kyde bir fabrikann kurduu konfeksiyon atelyesinde bir sre dikii olarak alm, daha sonra da kendinde bulduu kimi deiik gleri kapp koyvermek, nne kacak pek ok yolun nereye gideceini hem bu yollarda yrmek, hem de bu yollarda yryen kendi kendini, bir ba-kasym gibi seyretmek iin stanbul'a gelmiti. Kardeiyle birlikte Eyp taraflarnda bir oda tuttular ve i aramaya koyuldular. Kardei de Nurten gibi kyne yabanc kzlardand. stelik ok da gzeldi. Hibir zaman kylerindeki kzlar gibi dnmeye, davranmaya, onlar gibi kk amalar edinmeye, kk dler kurmaya yanamamlard. Onlar eteklerinden tutup eken, ayran gizli bir gcn olduu sansna kaplyordu. Bu bakaln ne olduunu uzun sre zemediler. Tam kendilerindeki bakaln gizlerini zecek gibi oluyorlar ama hemen ardndan bunu da bir nceki zm gibi yanl olduunu gryorlard. Neydi bu tam olarak bilemedikleri ama boyuna peinden koup durduklar ama? Onlar mutlu edecek olan, onlar kendi kendileriyle uyum durumuna sokacak olan, ite buydu... dedirtecek olan neydi, bilemiyorlard. Ama unu iyice biliyorlard: Annelerinin, teyzelerinin, enitelerinin, babalarnn o kapal dnyasna daha ok dayanamayacaklard. Her eyleri kapal bir dnya... Giysilerden tut da duygulara dek... Kadnlarn balarndaki rtler, stlerindeki giysiler, belki de gzel olan bedenlerini nasl kapatyorsa evin ve kyn kk snrlar iinde gemi yaamalar da, belki o kadar gzel olan, o kadar deiik, aydnlk, renkli olabilecek duygularn kapatyordu. Says pek az kelimeyle konuuluyor 86 du bu evde. Says pek az olan ve hemen hemen hi deimeyen davranlar gsteriliyordu. Yemek eitleri bile azd. Yaamalarnda apayr yaratla iki gen kz doyuracak, mutlu edecek hibir k parlamyordu. Nurten'le Nursen nce bu giysilere dman oldular bu yzden. Analarnn balarndaki rtlere ve babalarnn balarndaki eskimi, kalb bozulmu kirli kaskete... Sonra iki gzden yaplm irkin ve kullansz eyalara, insan yapsna ters den yerde yemek yeme alkanlklarna, melip bacaklar aarak amar ykama eziyetine, gzel, keyif verici yiyecek ve ieceklere kar edinilmi dayankllk ve isteksizlie -analar ay imekten hi holanmazd. Kzlarsa sk sk ay yaparlard kendilerini dayanl-myacak derecede mutsuz duyduklar zamanHer gn aldklar magazin gazetesine verilen paraya da kzyordu analar. Hem bu parann harcanmasna kzyordu hem de kzlarn her gn, her gn kapanp gazeteler, dergiler okumalarna, sonra aralarnda fsl fsl

konumalarna ve onu artk adamdan saymadklarna, gitgide de onu, artk adamdan saymadklarna, gitgide de onu, arplacak bir dman gibi grmelerine kzyordu. Onlar da herkesin kzlar gibi evii yapsalar, i ileseler, yazn bada bahede alsalar ya da almasalar, kendisinin ne denli mutlu bir kadn olacan dnrd. imdi yapayalnzd evde. stelik sadece yapayalnz da deildi. Tam bu yalnzla alyordu, kendini ilere veriyor, surat ede ede ev temizliine ya da bahede uramaya dalyor, kendini unutmaya balyordu ki kzlarla arasnda bir atmann balamasyla bu kez de biraz nce iine gmld yalnzl zlemeye balyordu. te imdi gene yle olmutu. Gittiklerine nerdeyse sevindii, yaamasnda zorla altrld sessizlii sevmeye balad srada, imdi gene onlar zlyordu. Kavgalar grltleri deil de, kzlarn, sadece ocuklar olarak hatrlyordu. Dourduu, bytt, amarlarn ykad -koca kzlar olduklar halde, gidene kadar onlarn amarlarn ykamtnlerine sofra kurduu, neden zldklerini, ac ektiklerini anlamad ama hep zgn ve kederli grd ocuklar... Kzlar gider gitmez ona mektup yazmamlard. ki ay sonra gelen bir mektupta -Nurten'in inci gibi gzel ya 87 zsn babas kolaylkla okumutu- nce bir fabrikada ie girdiklerini, imdi ordan kp baka bir ie girmek zere olduklarn yazyorlard. Babali diye bir yerde almaya balyacaklarm. Bir gazetede dzeltici olmular. Evleri pek iyi deilmi. Bir gecekonduymu, yaknda ordan kacaklar iin imdi adres veremiyorlarm, sonra, iyi bir ev bulduklar zaman onu konuk etmek iin yanlarna a-racaklarm. Gazete nasl dzeltilir? diye dnd kadn sevinerek. kisi de evlerini, oda, yatak dzeltmesini, sofray dzgn kurmasn bile bilemezlerken, gazeteleri nasl dzelteceklerdi acaba? Kocas: Biz anlamayz kar. dedi. Okumularn yapaca bir i bu herhalde. Gazeteleri yazlarna gre dzeltiyorlar-dr... Haaa!... dercesine ban sallad kadn, dudaklarn srd, anlamaya alt. Okumularn ilerini anlayamamakta kendim hakl grd. Kendinin anlayamyaca ileri yapan okumular da hakl grd. Olur da hayrl olur, ekmek paralarn burdan kazanacaklar yazlym alnlarnda. Allann iine karlmaz. Allah yle mnasip grm... dedi. Fabrika ii de ekilmez... diye tamamlad kocas. Sabahtan akama dek tngr tngr tngr makine banda. Aldklar para da ne? Hem de iilerin iinde kimbi-lir... Rahat edemezlerdi. Burda okumu yazmlarn iinde ne de olsa daha... Szn bitiremedi. Kabaca, ne okumu yazmlar, ne de fabrika iilerini tanyorlard. Kzlarnn alt konfeksiyon atelyesinde iiler hep kz, kadnd. Ama o atelyeye giren her kzla kadna nedense bir eyler oluyor, davranlarna bir marklk, ok bilmilik geliyordu sanki. Yadrgyordu adam orda alan kzlar, kadnlar... Alt sz dinler, ba yerde kyl ev kadn rneinin dna karyordu atelye, kadnlar. Sonra giyim modalar da balyordu. Pantolon mu kt, kzlar, kadnlar atelyeye giderken entarilerinin altna pantolon giymeye balyorlard. Burnu kt, yksek topuklu ayakkab m moda oldu, ayaklarna ayni yle ayakkab almaya kalkyorlard. lerinde balarn aan, yazn kolsuz giysiler giyenler bile kyordu. Bu yzden ii erkekleri de tanmyordu ama, ii kadnlar gibi olsalar gerekti. O. daha ok gvenilir erkek dendi mi iki kuruu denk getirip bir minibs alan, bir dkkan aan, ya da bir yere kk memur olan, kanlar iin bol para harcayp iyi eyalar alan ama, onlar tpk eski kocalar gibi bask altnda tutan, kendine balayan, szn dinleten erkekleri dnrd. Bir bilinmezlik iinde kald gnlerce. Kzlarnn hangi gazetede altn, nasl altn, ne kadar para aldn, ie nasl gidip

geldiklerini, ne yiyip itiklerini, amarlarn ne zaman ykadklarn hep merak ediyordu. Kahvede erkeklere kzlarndan mektup geldiini sylememeye karar verdii bir akam, nasl olduysa oldu, kimse sormadan o at mektup konusunu. Tella ve ksa keserek... Sorarlarsa, o da, ayrntlar iin, tpk kafasndaki kukularn aynn anlatacandan korkarken, hi kimsenin bir ey sormadn grerek ard. Bu kez, kafasnda o anda yepyeni tasarlar halinde oluan, en olumlu cevaplar kaynamaya balamt. Onlara, neeli neeli yle ayrntlar anlatt ki, yle olumlu, rahat, vnlecek ve gvenilecek bir yaama tablosu izdi ki, buna kendisi de inand. Akam eve dnerken, evine giden toprak yolda hzl hzl yryor, bir yandan da kahvede erkeklere izdii rahat yaama tablosunu yeniden gzden geiriyordu. Kzlar herhalde ikisi birden altklarna gre iyi para geiyordu ellerine. Sonra aksi, ters, inat kzlard, yle erkeklere falan da fazla yz vermeyecekleri kukusuzdu. Evilerine gelince, ne yaparlarsa yapsnlar yaamak kolay deil. Kendi ilerini kendileri grsnler... diye dnd. Sonra birden Nursen'in gzel bir kz olduu geldi aklna. i szlad, midesine ta gibi actc bir arln dtn sand. * Sanatlar, bilim adamlar, sanat heveslilerinden meydana gelmi kalabalk bir topluluk Beyolu'ndaki karanlk bir ikievinin st katnda upuzun bir masann iki yanna dizilmilerdi. Aadaki krmz klarn loluunda yemek 89 ; yiyen ve daha ok paral ithalatlar, tccarlar, yksek memurlarla sevgililerinin yer ald iki kiilik masalardaki fsldamalar yukarnn uultusuyla kimi zaman duyulmaz oluyordu. Aadaki kadnlar ya da erkekler, kadehlerini kaldrr ya da sigaralarnn dumann can skntsyla flerler-ken yukarya bir gz atyorlard. Grltden rahatsz olmu gibiydiler. Ama aslnda grltye zeniyor gibiydiler de. Sevgili de olsalar yemein sonuna doru yemein bandaki coku kalmyordu iki kiilik masalarda. Garson Cavit, kapdan girerken ikisi de glmseyen sevgililerin, yemein banda, yemek ve ikileri smarlarken de glmseyilerini srdrdklerini grrd. Otuz yllk garsondu Cavit. Yemein ortalarna doru glmseyiler azalrd. Zaman zaman seslerin ykseldiini duyar, bir kavgann baladn anlar, abucak ve belli etmeden oradan uzaklard. Kavga ou zaman kadnn susmasyla biter ve bu kez karlkl baklarda bir ekimenin, bir gerginliin, bir umutsuzluun ya da umudun parlts balard. O zaman Cavit hesabn deneceini anlar ve yeniden ortalarda dolamaya balard. ki sevgilinin ordan kalkp doru bir otele, bir pansiyona ya da garsoniyere gittiklerini bilirdi. Nasl olup da kapdan girerkenki glmsemelerin yerini kapdan -karkenki gerginliin aldn ve nasl olup da o glmseyilerde yatmaya gitmeleri gerekli iftlerin, o glmseyileri masada harcyarak tam tersi duygular iinde bu ii yapmaya kotuklarn anlayamazd. Bu yzden de ne evleniyordu, ne sevgili ediniyordu. Yaamay btn acsyla ite burda, u meyhanenin loluunda gryor, duyuyor, tanyor ve yarglyordu. Kendisini bylece btn mutsuzluklardan koruduunu varsayyor, gitgide kafasnn bilgece dncelerle, duygularnn bilgece suskunluklarla rtld-n gryor ve bu sessiz, sakin seyircilii seviyordu. O gece birbirlerinden habersiz, bu yemekte buluan Sevda ve Glsm yanyana oturmulard. Sevda, Glsm'-n yannda oturmaktan gelen bir kendine gvenle keyifliydi. Yapayalnz olsayd u masann bir kesinde bzlp kalacandan ve sessizliiyle herkesi tedirgin edeceinden hi kukusu yoktu. Byle yerlerde elenmeye gelmi aydnlar, aralarna katlmayan, katlamayan yeteneksiz ve sessiz insanlardan holanmazlar nk. 90 Birbirlerini epeydir grmemi iki eski arkada olarak bir sr eyler

konumular, kocalarndan, evlerinden, ocuklarndan, sz etmilerdi. kisi de bu evreye yabancydlar. Ne adlar duyulmutu, ne adlar duyulanlarn bir eyiydiler, ne de bu iki zellie birden sahip olmadklar halde kendilerini ustaca evreye kabul ettirecek gibi konukan ve becerikliydiler... Glsm, Sevda'ya, Sevda Glsm'e masadaki tanmadklar kadn ve erkekleri soruyorlar, birbirlerinin yardmyla bylece masann evresinde oturanlar tanmaya alyorlard. Sevda'y hsan armt o gece. Glsm de bir yazar -retmen erkek arkadayla gelmiti ama adam abucak bir sr dost bulduundan gidip Glsm'e uzak bir yere oturmutu. Byle toplantlarda, toplantnn nemli olmas, herkese keyif verebilmesi iin masada en azndan bir iki nl, tannm kii olmaldr. Bu gece nller her zamankinden oktu. Bir kez, genlerin gittikleri ikievlerine ve byle toplantlara gelmek alkanlnda olmayan Mehmet Meri vard. Sonra Profesr hsan vard. Onun yannda eletirmen Yakup'la Hasan vard. air Nermi ve Cevat'm arasnda o gnlerde tutuklanp km olan ve bu yzden ok neeli grnen bir gazete muhabiri oturuyordu. Glsm'n de Sevda'nm da tanmad ve kimseye soramadklar birka kz ve kadn daha vard. kisi de bunlarn oradaki erkeklerin nianllar, sevgilileri olabileceine karar verdiler. Bir de yeni yeni sahnelerde grnmeye balayan ok gzel, sarn bir kz vard. Boyuna glyor, ona buna taklyor ve davranlar erkeklerin sert baklarla ona ve birbirlerine bakmalarna neden oluyordu. Bir ara Glsm fazlaca sustuklarm anlayarak Sevda'ya doru eildi ve tekilerin cidd bir sanat ya da lke sorunundan sz ettiklerini sanaca bir ciddilik ve hznle: Ekrem hasta... dedi. Konuulacak bir konu kmasna sevinen Sevda ayni ciddlik ve hznle arkadana bakt. Bu bakyla te bizim de konuacak nemli bir sorunumuz var. der gibiydi. Sahi mi, nesi var? Vallahi diim aryor diyordu nceleri. Sonra bir doktora grnd, biraz kukulanmlar. Biopsi yapacaklar-m... 91 Sevda hi konuamadan sustu bu kez. lm kukusu neden insann kendi bana deil de bakalarnn bana geldii zaman yeteri kadar nem kazanamyor diye dnd. Cidd bir ey mi dersin? Vallahi bilmem. Sanrm yle. nk ailelerinde de var byle olaylar. Sonra gene yava sesle Ekrem'in daysnn da byle bir dil urundan ldn anlatt. Sevda'nn o anda iinden hngr hngr alamak geldi. Ekrem belki bir gn lebilir, bu iyi, sessiz, kendi halinde insan, ekip bu yeryznden sessiz sedasz gidebilir diye deil, Ekrem'in bana gelecek byle bir felket neden o anda kendisine byk, ok byk bir ac vermedi diye, neden onun bana da gelebilecek byle bir felket iin hngr hngr al-yamyor diye alamak geldi iinden... lm insan yaratlna ters bir duygu mu acaba? diye dnd. lm yaamak kadar olaan m yoksa? lmn btn insanlar acya boamamasmn bir nedeni olsa gerek. Ya bu yanl, ya da lmn en sevilenleri bile acya bomamas gerekiyordu... Duygular da dnceleri de kart. inden kamad bu dnce kargaas, duygularn da kartrmt. Gzleri yaard. Glsm Sevda'nn gzlerinde grd gzyalarna aknlkla bakyordu: Ne kadar iyi bir kz bu... diye dnd nce. Sonra kendisinin bile bu kadar duygulanamad Ekrem'in hastaln dnmeye alt. Sevda, ok ho, mutluluk verici bir eyden sz eder gibi, o anda yatm olan kendi kulak arsn anlatmaya balad btn ayrntlaryla, bir rpda... Biraz iki dokundu galiba... diyordu utanga bir glmseyile Sevda. Kadehini alm imeden yle tutuyordu. Glsm onu dinlemeye alrken masann br ucunda grltlerin iyice arttn duydu. Nurten kaln

sesiyle bir eyler sylyor, biraz nce Glsm'n Mehmet Meri olarak gsterdii yalca, esmer, ince yzl bir erkek nne 92 bakarak glmsyor, tekiler ellerini kollarn sallayarak tartyorlard. Kzlardan birka seslerini duyurmak iin incecik seslerle barmaya balamlard tartanlara doru. Bir yandan da o tarafa doru eilmiler, onlarn kendilerini de dinlemeleri iin rpnp duruyorlard. Hasan'-la Yakp, aralarnda bir eyler fsldatktan sonra glerek ayaa kalktlar. Bir muziplik yapmak iin hazrlanm haylaz renciler gibi glmsyorlar, bunu saklamaya alyorlar, ama ne glmsemelerini ne de onu saklama abalarn saklayabiliyorlard. Bunu bir de Sevda'ya soralm. diye, niversiteden tandklar, sonralar da birka toplantda sessiz sedasz oturuuyla gzlerine arpan Sevda'ya doru yrdler. Sevda, elindeki kadehiyle onlara bakakalmt. Yahya Kemal sizce nasl bir airdir? Sevda'nn ok yumuak, iyi huylu bir kz olduunu bildikleri, bunu biraz da Sevda'nn saflna verdikleri iin, kzn kendilerine kzmyacan biliyorlard. Ayrca, pek iyi konuamayan, pek abuk dnemeyen, dnce kitaplarn kendileri gibi yutarcasma bir rpda okumam olan Sevda'nn mutlaka btn masay elendirecek bir saflk yapacan da biliyorlard. Kuramsal kitaplar ar ar okumaya alan ama romanlarla duygularn alacak biimde gelitirmi olan Sevda utanarak, cidd ve terbiyeli grnmeye alarak, umarsz gzlerle onlara bakt. Bu bakta btn iyi duygularla birlikte hakl olan bir sitem, bir krgnlk da vard. Bu krgnl en nce sezen ve anlayan Mehmet Meri oldu. Eletirmen genlere ayn Sevda'nn duyduu krgnl duydu, hatta daha da ileri gitti, onlara hafiften ierledi de. yi bir airdir. dedi Sevda alar gibi, Yakup'un gzlklerinin arkasndaki yeil gzlerini grmeye alarak. Uzun boylu, tel gzlkl, sarn, yakkl bir genti Ya-kup. zerinde insanda sayg uyandran bir incelik ve soylulua benzer bir lllk olurdu her zaman. Bu soyluluun sert etkisini yumuatan ve insan artan tek zellii zayf bedenine karn, bir ocuunki gibi tombul ve pembe olan yzyd. Esmer, kvrck sal, arkada kadar uzun boylu, ince yzl bir gen olan Hasan, Sevda'y tmyle 93 anlyormu gibi, ona kiisel dnceleri ve izlenimleri iin sayg gsteriyormu duygusunu veren bir glmsemeyle ban biraz daha yaklatrarak: Peki ya Abdlhak inasi Hisar? dedi. Masadakilerin kimi glmsiyerek, kimi can sklm gibi ilgisiz, kimi ne olursa olsun, terbiyeli grnmek gerektiine inanm, onlara bakyorlard. O da iyi bir romancdr. Ben... ok severim. Teekkr ederiz... dediler ikisi de ar bir incelikle eilerek Sevda'nm elini sktlar. Sevda, neden byle yantlar verdiini bilmiyordu. Yalnz unu sezmiti ki, iyi bir air deildir. dese, mutlaka Neden iyi bir air deildir? diyecekler. O zaman Sevda, birden kendisini toparlyamyacak, verilecek bir yant bu-lamyacak. Oysa yi bir airdir derse, Neden iyi bir airdir? demiyeceklerini biliyordu. Bunu sylerken, bilincinin derinliklerinde, Yahya Kemal'in iirlerindeki duygu ve dil zenginliinden, zaman zaman yokumsyamad etkileni-ini de dile getirdiinin ayrmnda deildi. Abdlhak ina-si'yi gerekten severek okuduu iin -bu yazarn anlatt eski dnyay her zaman ayrntlar ve incelikleriyle tanmaktan aknlkla kark bir tad almt- ondan sz ederken daha korkusuz davranmt. Fahim Bey ve Biz'i, amlcadaki Enitemiz'i biraz duygusal, biraz ayrntlara dkn bir okur olarak, hayranlkla okumutu. Aslnda onun, Abdlhak inasi'ye duyduu sevgi ya da sayg, btn sanatlara duyduu sevgi ve saygdan ayrtedilecek baka bir duygu deildi. Hangi an, hangi grn ya da anlayn etkisinde olursa olsun, ciddlikle, inanlarak, sorumluluk ve belli bir kiisel zgrlkle

yaratlm her esere ve onu yaratana sayg duymaktan kendini kurtaramazd. Herkesin birbirine Amma aptallk! derecesine bakt bir srada ince yzl, esmer, sessizce oturan yalca bir adamn, Mehmet Meric'in, kzgn kzgn kadehini elinde evirdiini ve srekli nne bakarak garip bir glmseyile olup biteni dinlediini kimse grmemiti. Mehmet kimseye bakmyor, ama her eyi dinliyordu. Eskiye hay 94 ranlk uyandracak derecede vp gklere -kard imparatorluu ve Trk halkn bugnk mutsuzlua ve yoksullua srkleyen fetih devleti dlerini ve sevgisini iirlerinde lmszletirdii iin Yahya Kemal'e kzard ama Yahya Kemal'in iir sanatn en ustalkla kullanan airlerden biri olduunu da grmezlikten gelemezdi. Biz elde kl fetihler peinde koarken kapitalist Avrupa'nn, hzla sanayileerek irketler, bankalar, uzmanlarla, imparatorluun zenginliklerinin iine nasl namussuzca szl-d karmakark tarihsel gerekler olarak aklndan geti. irketi Hayriye, ark Demiryollar, Zonguldak Maden iletmeleri, Bank Otoman, sendika ve grev hakkndan yoksun Trk iileri, kinci Mahmut zamanndan beri varolan ama yok saylan Trk ii snf, devlet ynetimine reklenmi Yahudi ve Ermeni paalar, ibirliki Trk paalar, Mahmut evket Paa'nn bu duruma engel olmak istedii iin Beyazt Alannda vuruluu... Hepsi hepsi... Yahya Kemal'in iirlerinde hayranlkla, inanla, saf, inat ama iten bir inanla savunulan, vlen, gklere karlan o grkemli uygarln en pis, en ac yanlarn dnd elindeki rak kadehiyle oynarken. Bu yzden ince ve gzel eyleri belki herkesten iyi seebilecek, sevebilecek, yaratabilecek bir adam olan kendisi, Mehmet Meri, bunlar sevmekten, bu sulu uygarl sevmekten lesiye korkard. Yahya Kemal'in, Ahmet Haim'in iirlerinden pek ounu ezbere bilir, sever ama onlar rahata sevemedii iin Yahya Kemal'e de, Ahmet Haim'e de, btn bu uygarln ardnda yatan teki adamlara da kzard. Birden sesini ykselterek konumaya balad: Tabi yahu!... Yahya Kemal iyi bir airdir elbette. Ne yani, herif burjuvaysa, Osmanl hayranysa, bu, iyi air deildir demek mi? yi bir airdir ama snfnn airidir... Mehmet Meri'ten her zaman ekinen, onun tarafndan krlmaktan korunmak iin her zaman ona kar saygl olmaya alan gen eletirmenler, bu duyguyla birlikte, her zaman ona itiraz etmek, ne olursa olsun ona kar bir dnceyi yava yava da olsa savunmak gereini duyarlard kiiliklerini korumak iin. imdi gene byle bir aba iine girmilerdi ellerinde olmadan. Ona saygl ve ekingen bir konuma biimiyle laf yetitirmeye alyorlard. 95 Mehmet imdiye dek hi grmedii, yemein bandan beri de dikkatini ekmemi olan o deminki kz dnyordu konuur, tartrken. Kim olursa olsun, yannda bir insann kltlmesine, hafife alnmasna dayanamazd. Hatta bu ii biraz da abartarak bile bile kavga konusu yapyordu imdi. nsanlara ellerinde olmakszn hakszlk yapm btn insanlar gibi, ellerine frsat getii zaman insan onurunu savunma konusunda Mehmet de ar derecede titizlenir ve btn inceliklere, kk eylere, dikkat ekmeyen olay ve davranlara ne denli nem verdiini evresindeki herkese gstermek isterdi. Mehmet'in btn yaamas bu kk, ince eyler, dikkati ekmeyen ve zerinde durulmayan nemsiz eyler zerine kuruluydu. Mehmet'i mutsuz eden de mutlu eden de, kavgaya srkleyen de, sevdiren de rkten de, kurtaran da kurtaramayan da ite byle nemsiz, kk gibi grnen nemli byk eylerdi. Bunlarn deerini hi kimse Mehmet kadar iyi bilemezdi. Sevda'nn tombula yakn yuvarlak, yumuak yz geldi Mehmet'in aklna. Mehmet konumaya balamadan gz-gze gelmilerdi. Sevda evresindekilere alayacakm gibi sinirli sinirli bakm ve o yumuak, aresiz yz birden fkeli, sert bir anlatma brnmt.

Fena etmemi... Yznn tombulluunu saklyaca-na, salarn dkp yzn rteceine, inadna ortaya karm. nsan gzel yann deil, kusurlu yann ortaya karmal ekici grnmek istiyorsa... diye dnd Ya-kup'la Hasan kendisine terbiyeli terbiyeli kart dncelerini anlatrlarken. Sonra da gzucuyla Sevda'ya bakt yeniden. Sevda nne bakarak ks ks sigara iiyordu: Tam yatlacak kadn... Yumuack... Mehmet hzla ban evirip gene nne bakmaya balad. Hzl ve gvenilir bir toplumcu olan Mehmet'in Yahya Kemal ve Sevda'dan yana k masann neesini karm gibiydi. Herkes imdi suratlarn asm, ellerinde sigaralar -o anda sigara ien herkes anlam gibi sigara yakmlard- deien konuyu izliyorlard. Konu kinci Yeni denilen iir akmna gemiti. iir biim ve ierik bakmndan gnmze dein hangi aamalardan gemi, hangi evrimleri yaam. Mehmet bir anda Sevda'y unutarak kendisini de tartlan konunun iinde buldu. Yemein bandan beri ancak yalca ve nl bir sanat olarak arada bir kadeh tokuturulan, saygl baklarla gnl alman, hatr sorulan sessiz sedasz bir konukken imdi evresindekilerin dikkatle dinledikleri olduka iyi bir konumacyd. Ksk ve utanga bir sesle ama artc, baarl bir konumayla Mehmet ii Nazm'dan tutturdu, Ercment Beh-zat'a, Mmtaz Zeki'ye, lhami Bekir'e, Dinamo'ya geldi, ordan 1940 kuana geti. Genlerin pek iyi bilmedii bu toplumcu kuak hakknda bildiklerini anlatt, kinci Yenide gelip durdu. 27 mays devrimi yaplal be alt yl olduu iin kinci Yenilere elbirliiyle btn eletirmenlerin saldrdklar bir dnem yaanyordu iirde. Devrimden nce DP'nin en bunaltc bask dnemlerinde kinci Yeniyi ven, kinci Yeniyi byk bir iir olay olarak niteleyen eletirmenler bile artk onlarn anlalmas zor, biimlerle, kelimelerle oynayan, insann anlamsz, kiisel bunalmlarndan ve yaamann anlamszlndan yakman iirlerini sert tepkilerle karlyorlard. Mehmet, btn eletirmenler kinci Yeniden yana olduklar zaman kinci Yeniye dmand. Ne zaman ki kinci Yeniye kar oldular, bu kez Mehmet Meri kinci Ye-ni'nin savunulacak, sayg gsterilecek yanlarn bulmaya koyuldu. Hatta kinci Yeni airlere hi nedensiz ksmken bu kez onlardan arkadalar edindi. mer'le de arkadalklar, bu dnemde balayan ve birbirlerine dosta taklmalarla gelien, salamlaan arkadalklard. kisi de 1 birbirlerinin dostluundan honuttular ve bunu birbirlerinin sanat iin yararl da buluyorlard stelik. mer, Mehmet'in toplumculuuna, Mehmet de mer'in inceliklerle dolu airliine sahip km oluyordu, bylece birbirlerini daha iyi anladklarn kabul ediyorlard. kinci yeni saylan ya da o yolda denemeler yapan airler de imdi kendilerini yenilemeye alyorlar, iirlerine toplumsalla doru bir alm getirmeye alyorlard. O srada ok ikiden yz kpkrmz olan mer, Mehmet'in bir szle ona taklmas zerine alnarak: sinirli sinirli glmeye balad. Yahu benim kinci Yeni air olduumu nerden ka 96 97 ryorsunuz? diye, bararak omuzlarn kaldrd, ellerini yana at, sonra bir yumruunu serte masaya indirdi: Beni kinci Yeni diye adlandrdlarsa su benim mi? Ben kendi iirimi yazyorum. Bundan sonra da kendi iirimi yazmay srdreceim. Herkes konumaya balamt. Kimileri zamannda alklara boduklar kinci Yenilerin ardndan imdi atp tutmann drst bir davran olmadn dnerek mer'den yana olmular, kimileri, kinci Yenilerin Trk iirini on yl bunalm iinde brakp gelimesini nlediini syleyerek mer'le tartmaya tutumulard. Tartmaya Gl-sm'n retmen -ykc arkada da katlarak kinci Yeninin paralelindeki Trk yksnn de D.P'nin bask dnemi olan 1950-60 arasndaki Trk iiri gibi bunalma dtn, biim araylar iinde toplumla ve toplumsal

sorunlarla ilikisini yitirdiini ne srd. Gene ortalk karm herkes bu konudaki dncesini nce ortaya sylemeye kalkm, kimse bir kiiyi dinlemediinden herkes ya-nndakine dnerek ikili konumalara girmiti. Susan bir tek yalca nl yazarla Profesr hsan'd. Glsm'le Sevda zaten epeydir susuyorlar ve hi kimseyi dinlemeden ama herkesi dinler grnerek sigara iiyorlard. Sevda Profesr hsan'a bakyordu. hsan yemein bandan beri ona bir tek bayla verdii selmdan baka bir ilgi belirtisi gstermemiti. Sevda arada bir kaamak baklarla ona bakmt. Ne kadar sevimli bir adamd bu! Her davran gldrcyd, ocukayd ama nasl oluyorsa, Sevda'ya ok ekici geliyordu bu sevimlilik. Bu adamn kars olmak ne ekici bir yaama demek olurdu kim-bilir. Ama ne zor, ne katlanlmas g bir koca da olurdu hsan... Olsun diye dnyordu Sevda, onun kars olmak, ona katlanmak zahmetine deer... Mehmet, biraz kzan ve kavgaya dklmesine kl pay kalan tartmayla artk ilgilenmiyordu. O fitili vermiti, yanan atei izlemek de hi ilgin deildi artk. Neeyle kadehini kaldrd hsan'a doru: Sen ne dersin bu ilere be hsan? dedi dudaklarn bzerek bir yudum iti, yzn buruturdu, tabandan bir para lakerda alp att azna. Valla, abi, ben hukukuyum, anlamam bu ilerden...*Grltyle gld Mehmet Meri. hsan'n bir edebiyatdan ok iyi bildiini bilirdi bu ileri ama kerata sevimliydi, her iin bir gln yann bulmakta ustayd. Birka yl nce Mehmet Meri zmir'de gazetecilik yaparken zmir'de byk i Partisi kongresi olmutu. Gazeteci olarak kurultaya katlan Mehmet, hsan'n orda bir szn hl unutamyor, aklna geldike glyordu. Btn aydn ve sanatlarn temizlendii bu kurultayda, Mehmet hsan'a: Yahu hsan, ne oluyor be? diye sormutu gene byle de hsan tatl tatl boynunu bkp: Vallahi abi, annem bana sylemiti bu partiye girme diye, annemi dinlemedim ite gryorsun bak... diye cevap vermiti. O srada sarn ve ok gzel aktris aday gen kz, konu nerden almsa alm, bir tiyatro okulunda retmen olan tiyatro sahibi orta yal bir oyuncu kadndan sz ediyordu: Bizleri bir ekmek parasna altrmak istiyor. Smrdr bu beyler, baka bir ey deil... diye baryordu. Sevda, hsan ve Mehmet Meri konunun ne zaman kinci Yeniden tiyatrolara dkldn anlamadklarndan pek ilgilenemediler. Tiyatrocu gen kz air mer'i seviyordu. mer'in yaygaradan holanmadn bile bile de, kendi de nasl olduunu anlamadan tam onun en holanmad davranlar gstermekte nerdeyse inat eder gibiydi. Bir de bakyor ki fazla imi, bir de bakyordu ki yanndaki erkeklerle fazla yaknlaarak akalamaya balam, bir de bakyordu ki ondan baka grltyle glen kadn yok, bir de bakyordu ki her ey hakknda, her kcnu hakknda dnceler ne sryor, hem de kendisinin bile tanmakta glk ektii ince, tiz bir sesle... Byle akamlardan sonra gnlerce hasta yatar, gnlerce bu gecenin etkisinden, kendine gre utan sayd etkisinden kurtulamazd. Kimi zaman bu etkiyle yemekten imekten kesilir kimi zaman da gnlerce yemek, imekle avunurdu. Onun yeniden edebiyat, sanat evrelerinde grnmesi her zaman artc olurdu bu yzden. nk kz ya ok zayflam, ya ok imanlam grrlerdi. Bir ara Mehmet Meri, Nurten'in yerinden kalktn, 99 elindeki sigarayla kendine doru yrdn grd. Nur-ten Mehmet Meric'in kulana eildi: Bu akam benimle olur musunuz? dedi. Mehmet nce ard nne bakt, daha onu dinliyormu, kzn anlatacaklar varm gibi durdu, donuklat. Sonra kzn yzne bakmadan: Olur... dedi sklgan bir sesle. Biraz bekleyin. u hesab diyelim. Kz yerine gidip oturdu. Mehmet ordan herkesin kmasn bekliyeceini

dnmt. Ne olursa olsun evli bir adamd, hakknda dedikodu karlmasn istemiyordu. Ama iyi iirler yazmaya alan, hele byle umulmadk bir yreklilik gsteren, stelik de ok gen bir kzn o kadar erkein iinden kendisini semi olmasndan vn duyduu iin herkesin gz nnde kalkp gidebileceini de dnyordu. Kz gitti yerine oturdu. Mehmet Meri iyice suskunlamt. Durumu bir kez daha yarglamak istedi dncesinde. Ne oluyordu byle? imdi artk kzlar erkeklere arkadalk teklif etmeye balamlard. yi be, iyi bir aamayd bu. yi bir belirtiydi dorusu. yilik neresindeydi bunun bir de ii o yanndan alp dnmek istedi. Diyalektik adan bir zmn yapmak istedi durumun. retim ilikileri asndan dnd. Her zaman tkr tkr iliyen bu konularda zme alk akl durmutu sanki. Ne oluyoruz... dedi kendi kendine. Hi mi kadn kz grmedik... te iini iyi yapabilen biri aka da hak kazanm demektir. Mutluluk ne zaman karna karsa onu tutmal, yakalamalsn. O kadar az mutlu olmak frsat var ki... Birden ayaa kalkt. Cebinden bir yz lira karp brakt tabann kenarna. evreden, zellikle karsnda oturan Yakup'la Hasan'dan itiraz sesleri geldi. Genler yar aka, parann gerekli olmadn, onun masalarnn onur konuu olduunu sylediler. Daha da ileriye gidip mutluluk falan dilemeye kalkmadlar. nk Mehmet Meric'in sinirli ve alngan bir adam olduunu biliyorlard. zellikle, kadn kz konusunda, kendisinin olan, olma olasl belirmi bir kadn iin ok titizlenirdi. Yalnz hsan cidd yzyle ve kimseye bakmadan: yi geceler abi... dedi. Bir daha da bu konu zerinde durmad. Oysa onlar gittikten sonra masann tek konu 100 su, konuulmasa da bu olayd. Herkes yar aka yar ciddi birer ikier sz etti bu konuda. Anlaml baklar, gller oldu, ok gemeden de daldlar. nk kme kme olup bu olay aralarnda, tadn karrcasna konumak istiyorlard. Mehmet'le Nurten arasnda birdenbire boygsteren bu ilikiyi anlamayan bir iki kiiden biri de Sevda'yd. kinin ve kendi skntlar, duygularyla dolu oluunun verdii bir aknlkla herkesin o kadar ilgisini eken bu olayn ayrmna bile varmamt. Glsm erkek arkadayla gidiyordu. Sevda onlardan ayrld, Tepebamdan bir dolmu ya da otobs bulabileceini dnerek Tnel'in aralk sokaklarndan birine sapmak zereydi ki arkasndan bir sesin kendisini ardn duydu, dnp bakt, Profesr hsan'd: Sevda Hanm, ayni yere gidiyoruz deil mi? Sevda birden hi nedeni yokken sarho olduunu ve sarho olmann ok gzel bir ey olduunu dnd. yi bir cevap vermeliydi hsan'a. yle aydn bir kadna, bamsz dnceli bir kadna, mutluluklarn deerini bilir bir kadna yakr gibi: Sanrm. dedi. Bu cevabn da hi istedii gibi zellii olan, ya da sevimlilii olan bir cevap olmadn sarholuunun iinde ayrmlaynca can skld, kendi kendinden honutsuzluk duydu. Buyurun o halde, binin. hsan arabasnn kapsn am, onu bindirmiti. Sonra direksiyona geti, deli gibi srmeye balad Beyolu caddesinde. Sevda bu kl caddeden geerken hep ya ok mutlu, ya ok mutsuz olduunu dnyordu. yle dengeli bir ruh durumuyla, gndelik yaamann kayglar iinde, gzleri vitrinlerdeki eyalar rahatlkla tarayarak geemediini dnd. te imdi de mutluluun doruundayd. Houna gitmiti hsan'n yannda, boalm Beyolu caddesinin ltlar iinde lgnca bir hzla gitmek. Neden hzl sryor... diye kaygland bir yandan da. Yava srse, yol uzasa... hsan hi konumadan Karaky'e inmi Sirkeci'ye 101

doru gidiyordu. Sevda bir ara bu yolun kendi evlerine gitmek iin izlenen yol olmadn anlad. Kukulanarak h-san' krmak da istemiyordu, sesini karmadan bekledi. hsan onun kaygsn anlam gibi:, Sarayburnu'na gidip ordan denizi seyredelim mi? Nasl isterseniz? Beni brakn, siz istiyor musunuz? stiyorum... dedi kuru bir sesle Sevda, bu kez sesinin tonunu beenmedi. Kendi kendimi beenecek duruma ne zaman geleceim diye dnd. hsan ayni hzla Sarayburnu'na gelmi, arabay denize doru evirip durdurmutu. Yanlarnda baka iftler de vard denizi seyretmek iin oraya gelmi olan. Ama hi kimse denize bakmyordu. Ya da konumalarna ara verdikleri iin baklacak baka bir yer olmadndan denize bakyorlard. Yarm ay dar bir klanma yapmt suda. hsan hi korkmadan romantikleebilen, bunu da sahi mi, aka olarak m yapt belli olmayan bir adam olduu iin gerekten ok beenmi gibi Sevda'ya denizi gsterdi: Ne gzel deil mi u klar... Evet... Sevda o srada birlikte olularna arkadaa, aydnca bir anlam katabilmek iin Dernekten sz etmek istedi. Uzun zamandr kendisi Dernek'e gidemiyordu. hsan gidebiliyor muydu acaba. Ama nedense hsan'm Dernek'e gidip gitmemesinin u anda kendisini hi ilgilendirmediini duydu. Byk bir uyuuklukla suskunluunu srdrd. imdi birlikte olular iin daha baka, daha iac anlamlar aryordu dncelerinde. O srada: Demek Yahya Kemal byk bir airdir ha Sevda Hanm? dedi hsan kolunu kanepenin arkasna atarak. yle deil midir? yledir. Ben de severim onun kimi iirlerini... Ama biliyor musunuz, Berna'nn geen gnk Akam'da bir yazs vard Yahya Kemal iin... Okudunuz mu? Gzmden kam. dedi Sevda. Gerekten de gznden kam olmalyd. Byle yazlar hi karmazd gazetelerden. Gncel olaylardan nce onlar okurdu. Ne diyordu? 102 Yahya Kemal'in byk bir air olmadn... Gene bir suskunluk girdi araya. Sevda, ii acyla ve karamsarlkla dolmu, dnyordu: Onu seviyor. Berna'y seviyor. Aymn ve btn o usuz bucaksz mutluluk dncelerinin hibir anlam kalmamt. Sevda ortaln ne kadar karanlk, zamann ne kadar ge olduunu dnd: Gidelim artk. dedi krgnln belli etmemeye alt bir sesle. hsan hemen kontak anahtarna sarlmt: Nasl emrederseniz... dedi gene o Hacivat inceliiyle. Hh! diye gld Sevda birden. hsan ona bakmadan, eli geri viteste ve gzleri geriyi gsteren aynada: Niye gldnz? dedi. Yz ok ciddydi, her zaman olduu gibi. Emredersiniz dediniz ya, ona gldm... Almt artk. inde hi susmadan, boyuna konumak istei, istei deil de gerei duyuyordu. Hi de dnmeden, szlerinin tepkisini lp bimeden, aklna geldii gibi, Glsm'le, ya da Arifle konuur gibi itenlikle sordu bu kez: Dernee gidiyor musunuz? Ben aray atm bugnlerde... Sonra aray niin atn dnd ve bu olaya uygun bir neden aratrmaya balad. hsan arabay geri geri srerken: Yazk ki gidemiyorum epeydir. dedi. Yeni kitabmn bask ileriyle urayorum. Bu, ok zamanm alyor... Kitap baslr baslmaz... Yola km ve gene lgn bir hzla srmeye balamt arabay. Ky yolunda bir yerlerden saptlar, ikisinin evine de giden yola ktlar. hsan'm yznde, Dernek'e gide-meyiine balanacak ne bir znt, ne de

baka bir belirti vard. Oysa Sevda, kendi yzne zntl, skkn, aresiz bir anlam vermiti. Bu Nanlamda da son derece itendi. nk hsan'm bu anlam grebilmek iin Sevda'nm yzne falan'bakt yoktu. Bakn, surda bir ky meyhanesi vard, getik. Gelecek hafta arkadalarla oraya gideceiz. Siz de gelir miydiniz? diye sordu bir kediyi ezmemek iin arabay yana 103 frlatrken. Sevda da bu arada yana kaym, soruyu anlamaktan, dnmekten ok dengesini bulmak iin bir yerlere tutunmaya alyordu eliyle. Kediyi ezecektiniz. dedi kzgn kzgn. Ezmezdim. Kedileri ok severim ben. Gelirim. Niye bu kadar hzl sryorsunuz? Kendime gvenim artsn diye... Nerde bulualm? Durun, bizim evi geiyorsunuz... Meyhanenin nnde... hsan arabay geri vitese takt, ayni hzla geriye srd. Karanlkta el sktlar birbirlerine bakmadan. Birka saniye iinde hsan gzden yitmiti bile. Sevda ardndan bakakald. Sonra kendine gelip caddenin iki yanndaki evlerin pencerelerine gz att. Apartmanlarn altndaki dkkanlarn kepenkleri indirilmiti. Pencerelerde de tek tk klar yanyordu. Yoldan bir iki kii geti. ylece durmu evreyi seyreden kadna ilgisiz bir gz att geenler. Sevda bir an nce yatana koup o gece olan bitenleri yeniden dnmek istiyordu. Ama kendi pencerelerinin diplerinden doru bir n szdn grnce durdu, surat asld. Annemler geldi herhalde. diye dnd. Eskiden olduu gibi, sessiz sedasz bir renci kzken yapmak zorunda olduu gibi, onlara hesap verme zorunluluunun belirmesi cann skmt. imdiden annesinin neeli olmaya alan kukulu yz, babasnn dpedz kukuyla skntyla kzarm kaygl yz gzlerinin nne geldi. Ne denli geree yakn eyler sylemek istese de her eyi gereklere tmyle bal kalarak anlatamyacakt. Bunun iin de yalan sylemek, bundan sknt duymak ve bu skntsn yapmack bir neeyle rtmek zorunda kalacakt. Birka saniyede aklndan geen btn bu can skc olaslklar ve ikiyzllkler, nne geemedii bir honutsuzlukla doldurmutu iini. * Olmadysa zlmeyin;.. Baka bir gn olur... Mehmet Meric'in zld falan yoktu. Uyumak istiyordu, o kadar. Giyinirken Nurten'e bakmak istedi. Gzle 104 ri kapanyordu. i geerken irkinliin de bir gzellii vardr... dedi ve kk bir horultu sesi kard. Kendi horultusunu duymu ve utanmt. Gazetecilik gnlerinden kalma abucak uyuyuverme abucak uyanverme -gece istihbarat efiydi bir gazetede, ordan emekli olmutu- alkanlnn etkisiyle uyand. Nurten biraz gizliyerek i amarlarn giyiyordu. Mehmet inadna bakmaya balad kza. Nurten utanla glmsedi. Giysilerini kucana alp dar kt. Mehmet bu kez evresine baknmaya balad. Odann karklndan ba dnmt. Nerde neye bakacan ard bir ara. Nurten'in odas da giysileri gibi artcyd. O artc allar, kpeler, kadife, ipek giysiler ve btn ssleri gibi odasndaki ssleri anlamak da gt. Bir ara tavana balanm bir ift patie bakt Mehmet. Zorunlu olarak gld. Herhalde glnsn diye ast onlar oraya... diye dnmt glerken. Oysa Nurten onlar ocuk sevgisinin bir simgesi olarak asmt. Mehmet, kalkp giyinmek, evine gitmek, bir daha da buralara uramamak istiyordu ama bir trl kalkamyor-du. Gzleri ikinin etkisiyle kapanp kapanp gidiyordu. Nurten kapdan elinde bir kahve tepsisiyle girdi. Tepsinin stnde bir de ucuz bir sigarayla kibrit duruyordu. Birbirlerinin gzne bakarak kahvelerini itiler. Mehmet son gnlerde hi byle iyi yaplm bir kahve imediini dnd. Kahvesi de iiri kadar ustaca... dedi kza merakla bakarak. Merakl baklarna tatllk katmaya almt. Anlalmaz bir

kz... diye dnyordu. Anlalmaz niteliini ona yaktrabilirse kz sevmesi daha kolaylaacakt. Oysa Nurten anlalr olabilmek, kendini ve dncelerini -o kadar iyi ve yce eylerdi ki hepsi de- anln-tabilmek iin hi aralk vermeden konumaya balamt. nce ailesinden birka izgiyle sz etti. Bunlar yle iirli bir dille anlatmt ki Mehmet'in iinde Nurten'in ailesini gidip grmek istei uyand. Ondan sonra sanat ve memlekete dair dncelerinden, yaymevleriyle yapt drst savamlardan, iir kitaplarn basmay, sz verdikleri halde geciktiren yaymclardan -hemen hepsinden de adlaryla sz ediyordu. Mehmet bunlarla ne kadar iyi arkada olduunu anlasn diye-: 105 Mutluluumuz bezirganlarn elinde... dedi sonra. Bu cmle son derece nesnel bir dnceyi yanstyordu. Ne var ki Nurten bunu zel bir amala sylemiti: te bak bundan sonra artk mutluluum senin ellerinde. Sen onlardan deilsin... demeye girmiti. Tabi canm... dedi Mehmet kaytsz bir sesle. Kendi dncelerine dalmt imdi. Kendi kitaplarn da bekleten, parasn para buuk deyen, ya da gln denecek kadar az paralarla elinden kitaplarn alan yaymevlerini, evini, karsn, nceki karsndan olan ocuklarn, e dosttan duyduuna gre evlenmek zere olan kzn dnd. Hepsi de karmakark olaylar, insanlar, evreler olarak belleine dolutular. Birbirlerine kararak kouyor, geri dnyor, yuvarlanyor, datyorlard. Sonra bunlardan kimi biri, kimi teki n sraya geiyor, kendine zg bir davranta bulunuyor, sonra geldii gibi yitiyor, teki kiilere karyordu. rnein karsn, elindeki pahal sigaray tak tak kltabama vururken dnd. Evlenmek zere olan kzn, annesiyle bartrmak iin bir bale gsterisine ard ok uzak bir gnde anneciim, babacm... diye aralarnda koarken grd. Olunu, alt gazeteye gelip elektrik paras isterken, eski karsn, son kez bartklarnda gene byle bir gece, eve ge dnlerinden birinde: Geldiin yere git... derken grd. Sonra bir sevgilisi kt insanlar kargaasnn iinden. Dayak yemekten bktm artk... diye bard yzne fkeyle. Sonra ksa oraplar ve kolejli yryyle kp gitti kz. Bir kolonyac... Evet kitap ya da, kolonya satyor... Cebinde be paras olmad gnlerden birinde, bir kalp sktrmas sonucu tek bana baygnlk geirdii bir gn, ondan bir avu kolonya istemiti de: Hadi iine... diye kovmutu dkkn sahibi onu. Baka bir gn, kalp krizi geirerek bir duvara yaslanp kald bir gn, bir matbaa iisinin onu nasl bir taksiye bindirip -gece cebinde be paras yoktu- hastaneye yolladn dnd. Btn bu kalabalk... nsanlar, insanlar... Boyuna dorulara ulamak iin rpman ama bir trl kesin dorulara ulaamyan, arayan insanlar... Hepsini dnp ters yanlaryla dnd bir de. Karsn ertesi gn matbaaya gelip zr dilerken; dayaktan yaknan sevgilisini sakin sakin: 106 Mehmetiim seninle artk konuacak hibir eyimiz kalmam... diye bir gazinonun kapsndan, onu masada brakm kp giderken, sigarasn tak tak kl tabana vuran karsn, imdi u anda son gnlerde aralarnda bagsteren soukluktan zlm alarken, kocasnn gmleklerini kolacya gtrr, yazlarn kendi makinesinde yazarken grd. Unuttuu iin kendisinden iki kez evin elektrik parasn almaya gelen olunu kendi kendine bir ii olarak alp bir yandan okurken, bir bale gsterisinde birbirlerinden uzak oturan anasn ve babasn bartrmaya alan kck kz, imdi bym, eein biriyle seviirken grd. O matbaa iisiyle ka kez bozu-mulard sonra. u sra gene kstler. Yalnz kolonyacy grmemiti bir daha. Acaba onunla da bir meyhanede karlasak dost olur muyduk?... Nurten bu arada hi kesiksiz, dzgn cmlelerle an-^ latmasm srdryordu:

Jack London bir sosyalist deil, bal gibi bir bireycidir... Nietsche'yi batac yapmt. John Steinbeck Vietnam savalarnda... H!... dedi Mehmet, kza bakt, H canm!... Bu arada yeniden kolonyacy dnd. Sonra araya polonya asll hastabakc Leyla girdi. Bunlarn ikisinin ne bants var... diye kendi kendine aarken zihni t-krtkr iliyordu: Kalp krizi geirdiimde beni, onun alt hastaneye gtrmlerdi. Btn bu ekip ekip giden kadnlar... Nasl oluyordu da hep kadnlar ekip gidiyordu. Herkes de hep ben ekip gidiyorum sanr... Gld. Bu olaydaki gerein u olduunu buldu sonunda: Kadnlar ekip gitmezlerse, dayanmak gerektiini sanrlarsa, ekip gitme sras bana gelir... Ondan sonra da arkamdan feryat figan etmeye balarlar. imdi evdeki kadm ekip gitmiyor diye fke iindeydi Mehmet. Bu Nurten de ekip gitmiyenlerden galiba. Ama o birok eyi am... Gidebilir... H canm!... dedi gene. Zihni karklktan kurtulmu, gzlerini yeniden uyku bastrmt. Nurten bir kitaptan okur gibi kurduu dzgn cmlelerle ve btn 107 bu gzel ve salam dncelerin hepsini Mehmet'e anla-tamama korkusu iinde dzgn ve aralksz bir tkrt halinde konuup duruyordu: Jandarmalar ne yani! Onlar da halk ocuklardr. Polisler... Onlar da, hepsi hepsi. Onlar bizim karmza karan bu dzendir namussuz olan. Onlara bu dzenin savunuculuunu, bekiliini veren... Ben iirlerimde... Uykusunun arasnda Mehmet tuh diye gld uysal bir sesle. zliyemedii konumann orasnda birden, glneceini sanmt. Nurten bu gl, ac gereklerin karsnda insann dudaklarndan frlam ac bir gl olarak deerlendirerek aldrmad. Sadece sevimek -ya da seviememek- deildi nemli olan, seviirken de birlikte dnebilmek, birlikte, ayn amaca ynelik olarak, ayni toplumsal cokuyu duyabilmekti. Nurten btn bu mutluluun gvencesi gibi grd zelliklerin hepsini de Mehmet Meri'de buluyordu: Mehmet karsndan ayrlmak istiyordu. Evde karsyla iki yabanc gibi yayorlard. Mehmet bunu herkese de anlatyordu. Kars henz kimseye anlatmyordu. Mehmet'le aralarndaki ilikilerin yeniden dzeleceini umuyordu. nk, kendine gre Mehmet'in evden gitmesi iin hibir neden yoktu. Sonra Mehmet paralyd. Oyunlar sahnelerden hi inmiyor, binbir hileyle kark da olsa, iletmecinin elinden kurtarabildii para Mehmet'e yetip de artyordu bile. Ayrca Mehmet kiilik olarak, grn olarak da Nur-ten'in ve herkesin llerine uygundu. Hem bir salon adam, hem bir kavga adam, hem uysal, hem fkeli, hem sert, hem yumuak birtakm artc davranlar gsteriyordu ve kadnlar aknla dmeye baylyorlard. Sonra... Sonra diye dnd Nurten, en nemlisi Mehmet iyi bir sanatdr. yi bir sanat olmak, evlenmek iin her zaman uygun ve yeterli bir neden deildir ama, Mehmet'in gsterdii zelliklerle birleince en nemli nitelik gibi grnebilir. O srada bir tkrt oldu. Mehmet bir kuun yapt gibi kolaylkla ve doal bir biimde gzlerini aralad. Nurten, ok olaan bir eymi gibi konuyu kesmeden, elinde sigarayla konua konua kapya gitti. Trkenin olanaklar bu i iin yeter de artar bile... 103 deyip dar kt. Sonra yeniden dnd, sigarasndan son soluu ekip kck kalm izmariti doal bir davranla kahvesi iilmi fincannn iine soktu, sndrd. Mehmet fkelenmiti bu davrana ama Trkenin olanaklarndan sz edildii bir srada kzmann anlamsz olacan dnerek gzlerini yummutu. Nurten hi aldrsz, doalln srdrerek: Kardeim gelmi... dedi. O srada kapnn aralndan, bir tklatma sesiyle ayni anda bir sarn ba grnd. Tatl bir kz yz:

Hogeldiniz... dedi. Nurten'e kalsa ikisini byk bir honutlukla birbirlerine tantracakt ama Mehmet'in ince, esmer yznn do-nuklatn ve dudaklarnn ksldn grnce bundan vazgemek gerektiini sezerek glmsemeden kardeinin kapy kapatmasn bekledi. Mehmet kalkm, giyinmeye balamt. fkesini bastrmak iin acaip bir biimde glmsyordu. Bu arada fkelenmesinin ok yersiz olduunu kendinden yana deil, Nurten'den yana olmann daha drste bir davran olacan da dnyordu. Ne var kzacak... diye yattrmaya alyordu kendisini. Bu olasl bilerek geldin sen bu eve... Bu evde bir kzn daha olacan biliyordun. Hatta o kzn yannda senin gibi birinin daha olma olasl bile vard... Olaslk baka ey, gereklik baka eydir oysa. Olaslklar ad stnde olabilir de olmyabilir de... Olaslklara kar nasl davranlacan insan daha nceden kesinlikle bilemez. Oysa gerek gerektir. Gerein tersi olaslk deil gerek d olgudur. te bu bir gerektir ve ben de beni sinirlendiren bu geree sinirlendim. Bu ak ve seik sonuca varnca Mehmet rahatlad. O, her zaman kadnlarn evlerine giderdi, kzlarn evlerine giderdi, onun tek bana evi olduu zaman saysz kz ve kadn onun evine gelirlerdi. Ama nedense hibir zaman Mehmet kendini bir zampara gibi grmez, bir zampara niteliklerini tamadn dnrd. in garibi herkes de byle dnrd. Evlerine gittii kadnlarn kocalar bile onu severlerdi. Bir zampara neye denir... Bunun tanmn yapamyordu. 109 Mehmet. Bir zampara, herhalde onun dnda, onun gibi davranan btn erkeklere deniyordu. Nurten'den ayrlrken onu zevk ve hayranlktan titretecek bir incelikle pmeyi de unutmad. Hatta en ince ayrl szlerini kulland. yi geceler diledi kza. Sonra yakndan bildii, duyduu, kimini balayp kiminden tiksindii apkn erkek arkadalarn, tandklarn dnd sokaa knca, ii nefret ve tiksintiyle doldu. Kendisine kar, tam tersine, biraz nce gsterdii incelik, drstlk, tutarllk iin, hayranlk, sevgi ve inan doluydu. Tnel'den Galatasaray'a doru ar ar yrmeye ve bir taksi kollamaya balad. Sevda eve geldiinde annesiyle babasn ierdeki yemek odasnda, eski koltuklara oturmu kendisini beklerken bulmutu. ocuklar da daha yatmamlar, annelerinin gelmesini bekliyorlard. Sevda'y kapda, beline, bacaklarna sarlarak, hoplayp zplayarak karladlar. Bir yandan da: Annem geldi! Annem geldi! diye batryorlard hi gerei yokken. Sevda onlar byle zamanlarda bu barlar iinde grrken, ocuklarnn kendisinden baka kimsenin yannda mutlu olamyacak denli, ar bir dknlkle kendisine bal olduklarn grr, bundan hem sevin, hem znt duyar, sklrd. imdi de sanki anneanne ve dede onlar bal tutuyorlarm da, Sevda'nn kapda tkrts duyulunca balarn zp koyvermiler gibi sevin, taknlk gstermelerine, ayn akn baklarla bakyordu. Son gnlerde ocuklarnn gitgide irkinletiini sanyordu onlara her baknda. Hibir pahal giysi onlar gzel-letiremiyor, teki ocuklara benzer sevimlilie sokamyor gibi geliyordu. Oysa bu akam annelerini beklerken giydikleri bir rnek mavi pijamalaryla ocuklarn ok beendi. Onlara dikkatli dikkatli bakt birka kez. Ama her seferinde de baklar ocuklar zerinde deil, pijamalar zerinde duruyordu. ocuklar, Arife ok benzedikleri iin, zntden de baka bir ey, fkeye benzer sert ve acmasz bir ey duyuyordu Sevda onlarn d grnlerine kar. Arifin b 110 tn irkin ve sevimsiz yanlarn almlar gibi geliyordu byle zamanlarda. Clz, kocaman kulakl, sar kara yzl, utanga ve rahatsz davranl iki sevimsiz ocuk... Oysa ocuklarn bakalarna anlatmak gerektiinde:

Son derece iyi, efendi huylu, insancl, sevimli, yakkl, alkan, zeki, btn ie dnk ocuklar gibi by esprili ve mizaha yatkn; k btn topluma uygun davranlaryla ilerde byk bir adam olabilecek denli kendinde gizli yetenekler, gler tayan, iki ocuk olurlard. stelik bakalar da ocuklar ok beenir, Sevda'ya bu yzden zenle bakarlard. Sevda, ocuklarn anlatrken iin bu yann eklemeyi de unutmazd. Biz beenmiyoruz ama herkes bizim ocuklara zeniyor. Kendi ocuklarna bizimkileri rnek gsteriyor. derdi annesinin kukulu baklarndan gzlerini karmaya alarak. Annesi: A kzm hibirini de kendine benzetememisin... diye sitem ederdi Sevda'ya. Yal kadnn gznde Sevda'-dan baka gzel, yetenekli, iyi, rnek bir evlat yoktu, olamazd. Byk olan annesine sarlm olarak: Nerdeydin? dedi biraz krgn bir sesle, kollar azck gevedi annesinin belinden. Bir arkadama gitmitim. Bana dn paras vermeyi unutmusun gene. Ta Maka'dan buraya yryerek geldim. ocuk bunu sylyor ama yaknmyordu. Sesinde, sadece gerei belirten insanlara zg bir yalnlk ve doallk vard. Sevda hafife gld ama kendisinin dpedz kt bir anne olduunu da dnd. Kimi zaman kendisini dnyann en zgeili, en ileli, en iyi annesi sayard. ocuklarna takn bir sevgiyle sarlarak onlar pt. Sk sk bedenine bastrd, salarn ekti, kafalarn outurdu. Sevgisinin okluunu nasl belirteceini arm gibiydi. Onlar da btn bu eziyetlerden tad alrcasma seslerini karmadan kendilerini bu sert ve lsz sevgiye brakmlard. Birinden bor alaydn ya... dedi Sevda utanarak. Ta Maka'dan ili'ye bir ocuun yrmesinin ne demek olduunu dnd birden, ocua sarld yeniden pt: 111 Bala anneni!... dedi. Biliyorsun ok unutkanm... ocuk sevimli sevimli gld. Sal gnleri hibir yetenek gstermeden, hi yararlanmadan okulun resim kurslarna gidip duruyordu. O yzden servis arabasnn dnda, kendileri gelmek zorundaydlar ocuklar kurstan knca. Sevda, ieri girdi durgun ve souk, kafas karmakark dncelerle dolu. Her zaman boyunlarna sarld anne babasna ll bir glmsemeyle bakt: xHogeldiniz... dedi. Hobulduk... dediler ikisi de kzlarn beklemi olmaktan sklm ama grm olmaktan duyduklar rahatl belirten glmsemelerle. Sevda kendini savunuyor gibiydi. Yznde sert bir anlam belirmiti. Bu sert anlam Lir Arifin yanndayken, bir de ok kzd zaman ocuklara kar beliriyordu yznde, genellikle yumuak, tatl ve ho-grr glmsemeler ve anlamlarla dolu olurdu yabanclara kar. Kzm ne kadar gzellemi... diye dnd annesi, Sevda'ya dikkatle bakyordu. Babas, Sevda'nn kusursuz bir mutlulua erimi akyazl bir kz oluuyla ovunurdu hep. Yumuak yumuak bakyordu kzma. Sevda hem sulu sulu, hem de bunu savunmaya hazr bir kaygyla geip karlarna oturdu. Hogeldin. dedi Esma Hanm mutfaktan karak. Gzleri uykulu, davranlar yorgun ve bkknd, ama g-lmsyordu Sevda'ya bakarken. Laubalilie varan bir itenlik iindeydiler onunla. Evde alan kadnlara bir trl hanmefendilik yapamadn onlar tepesine kardn, ok yz verdiini, hi i grdremediini bana vururdu annesi. Ama kendisi kzndan daha itenlikle konuurdu bir sre sonra kadn ve kzlarla. Onlara hemen kocasndan yaknmaya balar, kadn oluun dpedz bir ansszlk olduunu ileri srer, eer kadn da kocasndan yaknmaya balarsa anne daha da keyiflenir ve erkekler iin alabildiine atp tutmaya balard.

Babas Sevda'ya tapar derecede hayranlk duyard. Onun ortaokul ve lisedeyken kendilerinin bana hi dert amadan iyi bir renci, terbiyeli bir kz olarak okula gidi gelilerini, kolaylkla okullar bitiriini, salarn dmdz, bir erkek gibi tarayn, stne bana zenmeksi 112 zin, eski, yeni ne bulursa sesini karmadan giyiini, erkeksi dz ayakkaplarn, evlenene dek hi bir erkekle arkadalk etmeyiini -nk Sevda hep, gizli gizli, yal erkek retmenlere k olurdu- ciddi yzn, -suratn ast ve kafas durmadan zmlemelere dald iin ciddi grnrd yz- unutamazd bir trl. Arkada olan, semtin teki yal erkekleri de unutamaz, Sevda'ya bir trl azaltamadklar bir sayg duyarlard.- Annesinin kadn arkadalar da ayni saygy biraz kskanlkla duyarlard. Bu kskanlk kadnlarn kt huylu olmalarndan deil, Tan-r'nn kendilerine de byle kusursuz bir evlat veremediine duyduklar fkeden ve bu eitsizlii balamamalarndan ileri geliyordu. nk onlarn ocuklar btn o semtin ve o snfn elikilerini aka gsteren doal davra-nl ocuklard- Mahallenin, semtin btn gen kzlarna hatta erkeklerine Sevda her eyiyle rnek olmutu. yle ki, onun yznden kendinden kk teki kzlar ve erkekler niversiteye gnderilmi, okumalarna hatta onu da aarak almalarna izin verilmiti. O evlendikten sonra btn kzlar onun gibi arabal, iyi ii ve huylar olan -Arif gibi- bir koca beklemeye balamlard. Bu konuda Sev-da'y geenler bile olmutu. Sevda evliliklerinin ilk yllarnda Arifin utangal ve azla yetinme huyu yznden paraszlk ve sknt ekmiti. Oysa imdi kzlar sknt ekmeden, dpedz paral kocalar bulup evleniyorlar, bir bl de Sevda'nn ili sini artk dejenere bir semt bularak kapa Maka taraflarna atmaya alyorlard. Sev-da'dan sonra en yksek srama yapan, semtin gzel kzlarndan Glsen, bir de stelik zel srcs olan Merse-des'li bir tccarla evlenip Tevikiye'de eski stanbul'un ok yksek uygarlklarna tank olmu bir apartmana kt ve bununla da yetinmiyerek Mersedes'i kendi srmeye balad. Arada bir eski semtine gelerek Sevda'nn annesini ve teki komu kadnlar evine hatim indirmeye ve mukabele okumaya gtrrd. Sevda'nn annesi kznn bu yeni dairesini, eyalarn, her eyini, Sevda'y fkeden tikyacak denli bir kmsemeyle karlyordu. Ev birinci katta olduu iin bask ve karanlkt, salon geni olduu iin ve eyalar da az geldiinden, botu. Ev demesi ii stanbul'da, bu sonradan kalkman, zenginleen, para yapan evrelerde zel bir me 113 rak ve tutku olmaya baladndan, bu tutkuya yeterince zaman ayramyan Sevda'nn evi, yeni zenginlerin evi gibi deildi, gsteri ve grkemden uzakt. Ama Sevda ne zaman Arife duyduu soukluu annesine belirtip yar aka yar cidd ondan ayrlmak istediini sylese, kadnn yz durgunlayor, alamakl, acl bir anlatma brnyor ve Sevda'ya, stelik inanarak, ok doru ve akllca eyler sylemeye balyordu: Rahat batmaya balad, deil mi? Ararsn bu gnlerini, ben karmam. Yediin nnde, yemediin ardnda... Babann evine gel de anla kaloriferli dairenin, zel arabann deerini. Baban sana Arifin ald gibi byle her istediini almaz... Ku style besleniyorsunuz maallah. ocuklarn harcad parann haddi hesab yok... Ben karmam. Ne ayrl derim, ne ayrlma derim. Soluuna gvenen borazanc ba... Benden hi yardm bekleme. Bugn varsam yarn yokum ben... stelik hastaym da, kendi derdim, kendime yetiyor. ocuklarna falan bakamam... Byle derdi ama, Sevda'nn ba skld zaman, hasta olduunda, bir yere giderken ocuklara seve seve, hem de Sevda'nn at bir eviklik ve titizlikle bakard. Sevda'nn cokuya ve servenlere duyduu ilgi, hayat tanmak istiyorum. Acsyla, tatlsyla, her yanyla, evire evire; yaamak istiyorum... szlerinin bysne de arada bir kendisini kaptrr, elinde olmakszn Arife, kznn btn bu cokularna, duygularna, zengin

i dnyasna karlk veremedii iin, kendisinden beklenmeyecek denli ince bir fke duyard. Sevda annesini ve babasn btn karmak duygularn iinden bulup karmaya alt, iten bir sevgi rtsyle stmak isterdi her zaman. O akam da kendini, zorlayarak ve hsan'm yaratt duygulardan kurtarmaya alarak: Bu gece burda kaim... diye stelemeye alt. Annesiyle babas korktuu gibi sorguya ekmemilerdi onu. Yalnz yorgun, uykulu gzlerle incelemi, seyretmi ve anlatt tek tk eyleri dinlemilerdi. Babas isteksiz isteksiz: Gidelim hanm, gidelim biz evimize, nemize gerek... Sabahleyin kendi yatamzdan kalkalm... diyordu. Annesi de yorgun, isteksiz bir glmsemeyle ona katlyor grnyordu ama arada bir kapanan gzlerini ap ayaa 114 kalkmak zor iti. Koltuundan bir trl toparlanp kalka-myordu. Yatn ite, scack yeri bulmusunuz da... dedi Sevda mark mark... Eski, ocukluundaki gnlerin havasn canlandrp onlar kalmaya raz etmek ve bir an nce yatana girip uyumak istiyordu. Kastamonulu, iman, krmz yzl bir kadn olan ve evlerinde yatl kalan Esma Hanm uykulu ama glmseyen gzleriyle Sevda'nn gznn iine bakyordu, salona yatak sermek iin. Ev imdi souktur. Tat bulmak da g... Beni bir arkada aile getirdi buraya kadar... dedi Sevda. Annesiyle babasnn iki yal insan olarak kalorifer scakln ok sevdiklerini biliyordu ve en ok korktuu ey de ocukluunu ve gen kzln geirdii eski evindeki souk, ta yerler, insann burnunun buz kestii yatak odas, buz gibi mutfakta saatlerce dikilip yemek hazrlamak, sabah kalkp soukta soba yakarak evin yaanlacak bir sya kavumasn beklemenin belleinde kalm izleriydi. Ayni duygularla dolu olduklarn bildii annesinin ve babasnn daha fazla direnmelerine meydan vermemek iin Esma Ha-nm'a bir gz etti ve onun salondaki sehpalar ekmek zere, iman bedenini sallaya sallaya kousuna bakt. Annesi hem sevinli hem kaygl, kocasna bakyor: Gitsek iyi olurdu... diyordu, kalmaya karar vererek. Sevda, sonunda bu iin bitmesinin, yatanda kendi dnceleriyle yalnz kalabilmek iin az bir zaman kaldn grmenin verdii bir neeyle, ocuklarn ardndan gln, ocuka tekmeler atyordu. Ayann tam ocuklarn klarna gelmesine dikkat ediyor ve tekmeleri ona gre ll atyordu. ocuklar bir gldr filmi oynar gibi kahkahalar atarak ve klarn outurarak yatak odalarna kotular. Gene de evin iindeki tkrtlar, hafif grltler bir zaman kesilmedi. Sevda yatt yerden tedirginlikle annesinin yatmaya hazrlanrken banyoda kard seslere. Esma Hanm'n ocuklarla konumalarna kulak veriyor ve kendisiyle yalnz kalaca zaman, zlemle bekliyordu. Ertesi gn, ocuklar gittikten sonra Sevda'yla annesi uzun sre kahvalt masasnn banda kaldlar. Eskiden beri ikisinin de ok sevdii bir durumdu bu. Ana kz, pazar sabahlar, tatil gnleri bol bol ay iip sobada ya da mar 115 galda kzarttklar ekmeklere margarin ya ve evde yaplm reeller srerek bu tatl saatleri uzatmay severlerdi. Konular her zaman yaama, baarlar ve erkekler oluyordu. Bu konuda Sevda'nn annesi doymak bilmez bir hazla kznn zengin duygularn, cokularn, bin trl olaya ve duruma ak ilgilerini, tutkularn dinler bunlara uygun yantlar bulmaya alr, dner dolatrr konuyu ya kendi yoksulluk iinde gemi ocukluuna, birinci dnya sava yllarna, ya da kocasna getirirdi. Kocasndan yaknmak ve ocukluuna zlem duymak onda ayn hznl tad, buruk sevinci yaratyordu. Btn duygu zenginliklerine, yaam hakkndaki btn derin dnce ve kavrama abalarna bu iki acdan yola karak varrd yal kadn. Ah, ah deden beni okutsayd... Ya da:

Ah ah, baban da yle bir erkek olsayd... szleri bu yzden ayn kapya kyordu. Sevda, kimi zaman, hatta ounlukla annesini anlar ve ona hak verirdi. Zamanla, annesinin btn mutluluu neden babasndan ve kocasndan bekledii konusu zerinde dnmeye balad. Bu yzden de annesini artk bkknlkla dinliyor, ya da ounlukla kendi dnce ve anlarna dalarak, hi dinlemeden annesine glmsiyerek evet anlamnda kafa sallyordu. Bu -kadm-erkek: baba-kz ilikilerine, iki kadn da, ne denli syleilerini uzatrlarsa uzatsnlar, bunca yldr zm bulamamlard. O sabah gene Sevda'nn zenerek ssledii ve zenginletirdii kahvalt sofrasnn banda oturup son aylarn zorla imeye alrlarken -beinci bardaklarm iiyorlard-, bir yandan da arkas yarmn balamasn bekliyorlard. Arkas yarnlarda bu tr bir ilikiyi anlatan bir konu oldu mu, anne de kz da kendilerinden geerek, ne kadar imi olurlarsa olsunlar, yeniden kendilerine ay doldurup sigara yakarak, zel bir trenle radyonun banda soluksuz otururlar, ok ilgin yerlerde birbirlerine bakarlard. Ama konu tarihle, ya da savalarla ilgiliyse ne denli kendilerini zorlarlarsa zorlasmlar arkas yarn saatini karrlar, ya da bir yandan radyo alarken, onlar da bir yandan temsille hi ilgisi olmayan konumalara dalarlard. kisi de bardaklarn ellerine alm, salona doru y- 116 rrlerken arkas yarn balyacakt ve Zehra adl yerli bir oyun vard radyoda. Zehra'nn kocas eve alnan cariyeye k oluyor ve Zehra'y...kapnn zili ald. Esma Hanm'n mutfaktan geerek at kapya en nce koan Sevda olmutu. Bu saatte rahatsz edilmelerine kzmakla birlikte gene de kapya gelen herkes Sevda'-' y ok ilgilendiriyordu. Bu mahallenin zengin yalnzl iinde eve gelen her insan, onlarn yaamalarnda kk de olsa, az da srse, sonradan tatszlasa da, sevindirici bir olayd. Kapda imdiye dek hi grmedikleri, yabanc ve iyi giyimli bir adam -Sevda'ya zmit'teki mhendisleri hatrlatmt-: Arif Bey'in evi buras m? diye sordu. Evet. Siz ei misiniz? Evet. Sevda, mavi pijamalar ve koyu mavi kapitone ceketi iinde, berberli salar ve soluk, gzel yzyle, nemli olaylara susam bir insan olarak, adamn verecei haberi ilgiyle beklemeye balad. Arif Bey fabrikada bir kaza geirdi de... Mutfan kapsnda duran Esma Hanm kendine zg bir ses kararak azn rtt. Esma Hanm ok sevdii, taparcasna sevdii Sevda'nn evine bir ay nce ikinci kez gelmiti. lk geliinden iki ay sonra, bir gn memleketten gelen oluyla, Sevdalar salonda otururlar, o da oluyla ocuklarn odasnda konuurken, servis kapsndan kp gitmiti. Alt ay sonra kageldiinde bu kan ne Se<?da sordu ona, ne de o Sevda'ya ince ince anlatma gereini duydu: Memleketimi, evimi, kocam zlemitim. dedi sadece ve o yokken gelip giden hizmeti kadnlara fkeli fkeli sylenerek evde iki gn sren bir temizlie giriti. ylesine bir temizlik ki mutfaktaki vantilatr bile bu temizlik frtnasnda unutulmad. Cokulu, anlalmaz bir kadnd Esma Hanm. Sevda hi ses karmadan adama bakyordu. Annesinin ierden sesi geldi. Arkas yarn balamt ve kadn, kznn bu piyesi karmasn istemiyordu. Sevda, balad... Kapdaki uzun boylu, iman, gzlkl adam ask bir 117 suratla aklamaya koyuldu olay. Esma Hanm elindeki bulak beziyle, deterjandan kr kr olmu kpkrmz sert, tombul ellerini silip duruyordu. Sigorta hastanesinde yatyor imdi... diye bitirdi adam szlerini. Sevda adama bakmay srdryordu. inden yarglara, varsaymlara, tartmalara

girimiti. Bir sre sonra aabildi ancak. Bu ok yabanc bir olayd. Yaamann dmdaym gibi grnen bir olayd. Kendileri de yaamazm gibi grnen, yaamann yannda yayorlar-m gibi grnen bir aileydi. imdi bu yaamaya yabanc olayla, ayni yabanclktaki aile yanyana gelince i iyice anlalmaz oluyor, birbirlerine hibir noktada yakn ve inandrc grnmyorlard. Ya bu olay yaamann iinden, ta iinden gelip kyordu da ondan artcyd, ya da kendileri ta yaamann iindeydiler... Babas yatandan kalkmt, omuzuna att eketiy-le mutfak kapsna gelip adama can skntsyla bakt. Ne olmu Sevda? diye sordu -uyku mahmuru, ask yzyle- Sevda'nm yerine gzlkl adam cevaplad soruyu: Kk bir kaza. Korkacak bir ey yok. Bir tabanca yaras... sterseniz buyrun, ben sizi gtreyim. Arabamla imdi oraya gidiyorum. Adam babasna bu cevab verirken, nedense rktc-lnden, soukluundan syrlm gibi geldi Sevda'ya. Babas yanlarna yaklam: Allah Allah!... deyip duruyordu. Hibir ey anlamamt bu anlatlanlardan. Hi de beenmedii, nemsemedii bir damat olan Arif iin, imdi kendisinden hi beklemedii eyler sylyordu kapdaki yabancya: Yahu Arif ok iyi bir adamdr. Onun dman yoktur, bu imknsz Onu niin ldrmek istesinler... Esma Hanm: Git Git... Ben ocuklara bakarm... diyordu, oktan yanaklarn slatm olan gzyalarn kt, ksa parmayla silip atarken. O srada anne geldi yanlarna, gzlklerinin altndan adam daha iyi grebilmek iin ban arptp yana kaldrarak bakt, anlatlanlara kulak vermeye balad. Bir yandan da ne birden ayni soruyu soruyordu, susup dinliyecei yerde: Ne olmu? Ne olmu? Ne olmu? 118 Ben yarn giderim. dedi Sevda birden karar vermi gibi. Bir eyi yok deil mi? Hayr, hayr, ok hafif... dedi adam. Yeniden souk ve rktc bir grnm kazanarak. Sonra bayla orada-kilere selam verip yrd, kapnn nndeki yeil steyin opele bindiini grdler. Adamn arabas kalknca Sevda onunla gitmediine piman oluverdi. imdi herkes bu konuda bir ey sylyor ve birbirlerine bir eyler anlatyorlard. Sevda bu, boyuna yinelenecek olan konumalardan, yorumlardan, meraklanmalardan birdenbire bkmaya baladn sezdi. Yarn ona gelmiyecekmi gibi uzak ve dsel grnd. Yarma kadar beklemek de birden olanaksz bir imi gibi, orada bulunmak, iini skntyla doldurdu. Hepsi birden salona dndler. Ak kalm radyoda Zehra konuuyordu. Annesi skntyla kapad radyoyu, Sevda bir sigara yakarak nce bir koltua oturup dnmeye balad. Sonra kalkp pencerenin nne gitti, darya bakt. Annesi babas ve Esma Hanm -Esma Hanm ayaktayd, hep mutfaa gidecek gibiydi ve elindeki bulak bezini didikleyip duruyordu. Artk alamyordu da- durumu ve olay kendi aralarnda tartmaya koyuldular. Arada Sevda'ya da bir soru soruyorlard ama Sevda nedense, ne onlarn sorusunu duyuyordu, ne de duymak iin kendini zorluyordu. imdi perdeler hakknda garip dnceler geiyordu aklndan. Gzlerini dikmi, ykayp tlemeden ast bu kr kr eski tllere bakyor, bunlarn sokaktan grnlerinin kimbilir nasl irkin olduklarn dnyordu. Bir gn uzaktan perdelere bakmaya karar verdi. Hep pencerenin altndan gelip getikleri iin, eve girip karken, zellikle perdeleri grmezlerdi. Arkadalar Sevda'ya kzyorlard, o kadar yeni ve incelikle alnm eyalara karn, salonuna byle perdeler ast iin. zellikle Haver kzyordu. Haver ok ince beenili, ok titiz ve g seen bir kzd. Sevda'ya ne biim kadn olduunu, onu an-lyamadn syleyen de Haver'di. Perdeleri deitirmeli... diye dnd. Gerekten ok irkin. Beyaz polyesterden yaplm bfenin yanndaki prizde bir elektrikli sprge

takl duruyordu. Sevda onu yle, her zaman prizde brakrd. Sprgeyi getirip gtr 119 mek zor olmasn diye. ok nemli gnlerde kaldrrd. Bazen byle gnlerde bile kaldrmazd. Bfenin beyaz, sprgenin yeili ve halnn sars ne gzel duruyor diye dnd. Kz arkadalar bu sprgeye de kzarlard. Eve, Sevda'ya konuk gelince ilk ileri bu sprgeyi alp baka bir yere gtrmek olurdu. Bunu da alt bankadan klarnda hemen her akam urayan Haver yapard en ok. Niye kzyorsunuz? diye taklyordu Sevda kzlara. Gnn birinde belki yaaymzda da evlerimizin blmlerinde de her ey deiecek. Belki yle oda oda blnm yerlerde deil, bir tek yerde yaaymz srdreceiz. Bir tek, oda gibi bir yerde. Btn aralarla ve elektrik aralaryla da belki iice yaayacaz. Belki bu dzeni gzel ve yce bulacaz... Kimbilir... Evlerimizde belki de yaaymz srdrmemize yardm edecek aralardan baka hibir ey olmayacak... Ve bu, hi bilinmez, bugnknden daha iirli ve coku verici olacak. Hadi ordan deli, sen de!... Bunu da genellikle Haver sylerdi, neeli, ngr ngr bir sesle glerek... Bu arada Sevda'ya aknlk ve hayranlkla baktklarn kendileri deil, Sevda ayrmlard. Beni ok sevimli buluyorlar... diye dnr, bir anck, ok ksa sre, mutluluk kvlcmlar parlard iinde. Hibir eyi bilmiyordu ama her eyi, yaamay ve evreni sezgiyle tanyordu. Neden her eyin deimesi gerekir, bir bilebilseydim... diye dnr ama renmekte tembelleir ya da eline ald bilimsel kitaplardan iine yarar hibir ey karamaz, onlarn bir tek cmlesini bile anlayamazd. Ne var k direnle okurdu. Sayfalarca okurdu, bir tek cmlenin bile anlamn kavrayamadan. Arkasnda, onun acsna sayg gsteriyorlarm gibi ar bir kedere gmlm olarak fsldap duran ve arada bir susarak yere bakan anne ve babasnn arasndan geerek yatak odasna doru komaya balad. Bir yandan da kapitone ceketini karyordu koarken. erden be dakika sonra, biraz nceki szgn, nazl ve ekici gen kadnn yerine, ba earpla bal, yz solgun ve boyasz bir yal kadn kt. Giydikleri hi sevmedii, bakkala, ya da postaneye giderken giydii trden uy 120 durma, eskimi, modas gemi giyeceklerdi. Bunlar nasl tek tek seip byle bir araya getirdiine kendisi de ayordu ama elinde olmakszn, abuk abuk, hi duraksamadan giyinmi ve kapya komutu. Ayakkaplarn giyerken: Ben gidiyorum. diye seslendi ierde oturan anne babasna. ocuklar size emanet. Mutfaktan Esma Hanm, salondan da anneyle baba kp girie geldiler, yerde ayakkaplarn tokalamaya alan Sevda'ya bakmaya baladlar. Babas kznn bu apansz kararn Arife duyduu sevgi ve balla yorarak iinde hem bir gurur, hem de bir znt duydu. Bu esiz duygularn kz neden daha deerli birine harcamyordu. zntsnn nedeni buydu. Gurur duymasnn nedeni dorudan doruya kendisiyle ilgiliydi: Benim kzm, bana benzer. Ben de sevgilerime balym, zgeili ve sabrlym. Baka biri olsayd, karm gibi huysuz bir kadna bunca yl dayanamazd. Annesi dorudan doruya byk bir iin iine girmi olmalarndan ve bu ite, ocuklara bakarak kendisi de stne den zgeci payn gerekletirecek olacandan tr hi dnmeden kzn destekledi: Git, git!... Biz bakarz ocuklara... Esma Hanm da ayni dncedeydi. Cokusu onu kendi gznde ar bir biimde yceltiyordu. Yeniden alamaya balayarak: Hi merak etme, ocuklara biz bakarz. dedi. Baba, kadnlardan aa

kalmamak iin : stersen ben de geleyim... dedi. Gerekten de hibir yorgunluktan, iten ve zorluktan ylmaz, herkese, kendisinin de nedenini bilmedii bir yardm etme duygusuyla yaknlk gsterir, kendisinden hi beklenmeyen zgecilerde bulunurdu. Hayr, hayr!... Ben giderim. Siz ocuklarn yannda kaln! zmit'e her an otobs var. dedi Sevda. Sonra da dnmeye balad. Bu srada kapdan km, koarak yolda ilerliyordu: Sigara ierim... Sigaray sevinle hatrlad. Zaman zaman ona yle gelirdi ki en tatl sigaralar en acl gnlerde imitir. Sigara iiminin tatlanmas iin -bu Sevda'ya gre mutluluk demekti, o dakikann anlam kazanmas demekti- aclar zledii olurdu. 121 Sonra yaamay dnrm... dedi. Yaamay dnme otobs programna girince beklemedii bir sevince kapld birden. Ona o anda ilerin en gzeli, en anlamls ve deerlisi gibi geldi yaamay dnmek. * zmit'te otobsten indikten sonra komaya balad. Neden kotuunu bilmiyordu ama kouyordu ite. Soluunun boaznda dmlendiini duydu, durdu, azn at. Sar salar rzgarda karmakark olmu, omuzlarna ve pardessnn yakasndan ieriye doru karmakark dklyordu. Hastanenin bahesine dklm kzl yapraklar, banklara oturmu ii karlar, ii ocuklar, hastanenin nne park etmi zel arabalar bir hastane deil de bir hastane tablosu seyrediyormu izlenimini verdi ona. Her ey, aklm gibi. ivilenmi gibi olduu yerde duruyordu. Biraz nce ieriye girerken kapdaki kulbede oturan beki bile yerini deitirmemiti. Gzleriyle izlemekle yetinmiti Sevda'y. Bir sinema dekoru iinde koan bir oyuncuya benzetti kendisini. Bir yerlerde gizli bir kamera olmalyd. Kamerann banda bir sr adam olmalyd. Onlar canlyd ite. Her eyi onlar gryorlard. Her ey onlarn istedii gibi oluyordu. Dklen sonbahar yapraklar, banklarda oturan ii kanlaryla ocuklar ve beki kulbesindeki adam, onlar yle istedii iin ordaydlar ve yle ydiler. Birden iki oyuncu daha ortaya kt. Hastanenin, geni mermer merdivenlerinden koarak indiler. Biri fabrikann muhasebecisi Stavro, biri de teknisyenlerden Muharrem'di. Stavro uzun boylu, iman, ok akac ve sevimli bir adamd. Gzleri bozuk olduu iin bir araba almamt ama stanbul'dan yeni getirdii kars Eleni iin zmit'in en gzel, yeni yaplm kaloriferli dairelerinden birini tutmutu. Gece birbirlerine yaptklar konukluklarda kendilerine sabahn krnde gelip almaya balayan temizliki Feride'yi anlatrken konuklarn glmekten gzleri yaarrd. Feride o kadar erken gelir ve ilere ylesine saldrrm ki, bu Stavro aknlktan donakalrm. Fe-rideyi bir i canavar gibi anlatrd. Kaplara, pencerelere, tavandaki kristal avizelere canavar gibi saldrp gz 122 ap kapayncaya dek ortal prl prl eden ve erkende ieri bitiren bir canavar. Bizi neden uyutmuyor anlamyorum... derken Sevda bile glerdi adamn rum azyla anlatmdaki rahatla. Muharrem fabrikada yakkll ile n yapmt. Kendisi kadar gzel olmayan ama ondan daha ok aklllk, drstlk, yaamay anlama abalar gsteren ve bir yerde almak isteyen kars Selma'yla srekli ekime halindeydi. nk Muharrem'in srekli, her an ve her dakika karsn aldatr gibi bir hali vard. Sokakta yrrken, caddede raslad kadn ve gen kzlarla bile gzgze karsn aldatyordu. Bir tek kusuru mhendis olmamasyd. Muharrem bunun da kolayn bulmutu. Fabrika dndaki herkese, kendisini mhendis olarak tantyordu. talya'dan bir araba getirdii ve zevkli eyalar olduu, kar koca ikisi de deiik ve gzel giyindikleri iin buna bakalarn inandrmak ok kolay oluyordu.

Kar kocann birbirleriyle kesinkes birletikleri tek nokta buydu. Kars da kocasnn mhendis olduunu sylyordu ev sahiplerinden tut da bakkallara kadar. Gerek mhendisler de bunu duyduklar zaman ac ac glerler, bu yanlln nasl nne geeceklerini dnrlerdi. nk nemli bir sorundu bu mhendislik ii. Hastane sahnesinin yeni oyuncular Muharremle Stavro, ellerini.kollarn sallayarak Sevda'ya doru kotular. Ba rol paylamak iin Sevda'mn iki koluna girdiler. Oysa Sevda yere falan yklmamt, sallanmamt, pek l yryebiliyordu, hatta kouyordu. Ba rol onlarla paylamaya raz oldu sonunda ve kendini Stavro ve Muharrem'in yardmsever ellerine brakt. Muharrem susuyordu. Stavro her zamanki gevezeliiy-le bir eyler sylyordu. Sevda Stavro'nun kendisine g vermek istediini ya da avutmak istedii anlamn kard bu sz yamurundan. Ama szlerin bir tekini bile anlamad. Kamerann nnde nasl yrmesi gerekiyorsa yle yrd merdivenleri kt, hastanenin ifte yayl kapsn iterek birden itie kaka ieri girdiler. Set deiiyordu. Onlar hastane kapsndan gzden kaybolunca darda-ki yaama canland. Banklarda oturanlar kmldadlar. 123 Sonbahar bulutlar dalm, donuk bir gne kmt. Kaln Ceket, pantolon iindeki drt be yalarnda bir ii ocuu anasnn kucana yzkoyun kapanp ban yan evirdi, isteksiz isteksiz gnee bakt: Su... dedi, ana su ver... Kadn kyllkten gelen bir sabr ama, ii kars olmaktan gelen bir sertlikle ocuu hem sever, hem azarlar gibi itti: Dur ha!... Nerden bulacam sana imdi su... Gazoz al yleyse... Kadn ocuu yeniden azarlyacakt ki, yanlarnda oturan yal adam -kadnn kaynatas- ocuu elinden tutup ekti anasnn stnden. Sonbahar yapraklarn grmeden yrd, dar kt. Caddeye yakn yerdeki bakkal -bfe karm bir yere doru gtrd. Nedense ocuu krmamak gerektiini sezinliyordu byle bir gnde. Byle yabanc yerlerde, soukluk saan hastanelerde, devlet dairelerinde says belli olan davranlar yapmaktan, istedii gibi davranamayp konuamamaktan, dndklerini, acsn, sevgisini belirtememekten her zaman ylgnlk duymutu. Ne zaman byle yerlere gitmek zorunda kalsa evini ve ocuklarn daha ok seviyordu. Neyim var benim, neye sahibim? diye dnr, oullarndan, kzlarndan ve torunlarndan baka hibir eyi olmad karln verirdi kendi kendine. tiip kaksalar da birbirlerine sk sk ksseler, birbirlerini ekitirseler de, dncelerini belirtebildikleri, duygularn belirtebildikleri tek yerdi ev. Ama ite gelinleri, oullan yle deildi. Onlarda bir aknlk balamt. Neyi istediklerini, neye gveneceklerini, neyi sevip neyi sevmiyeceklerini bilemez gibiydiler. ocuklarna nasl davranacaklard, onu da bilmiyorlard. Olu iten eve gelince, yorgun olur, ok sevdiinden hi kuku duymad ocuklarn ve karsn sinirli davranlarla krar, kimi zaman dver, sk sk piman olur, onlara para verip gazoz almalarn syleyerek gnllerini almak isterdi. Olunun: Buras bizim hastanemiz. Bizim paramzla kurulmu olan hastane. demesine nceleri inanm, gnl rahatlyla gelmiti buraya. Bayrama gelir gibiydi. Olunun sahipleri olduunu syledii hastaneye doktorlarla ahbaplk 124 edebileceini, hemirelerden gler yz grebileceini, olunun hastal hakknda geni bilgiler alabileceini dnerek gelmiti. Oysa olu Musa tam iki ay sonra ameliyat olabilecekmi. Elinde rntgen filmleriyle ordan oraya kouyor, ilemi tamamlatmaya alyordu. Rntgen filmlerinde sabahleyin grd akl almaz ekiller geldi birden aklna. Safra kesesi denen yerde grnen iek yapraklar gibi stste

ylm talara takld kald. Keli keli talard. te u yolun kenarndaki ortanca ieklerine benziyordu. Olan iki ay daha sancdan kvranacak, yemiyecek, imiyecek, daha da zayflyacak... diye dnd. Son gnlerde sanclar haplar da kesmez olmutu. Eczaneye gidip haplarn inelerini yaptryorlard damardan, sanc tutunca. Gelini kk ocua dmanca bakyordu. Yal adam torununu da kendini de balatmak istercesine sulu sulu glmsedi kadna bakp. Yavaa bankn bir yanma iliti. Olu her akam mesaiye kalrd fabrikada. Kimi zaman da cumartesi pazarlar bile, o istemese de mesaiye kalnyordu. Ben buri diye bir yer vard fabrika atelyesin-de, olundan iitiyordu. Oraya girip karlard. Baca gibi bir yermi bu ben buri. Olu ben buriye girdii gnlerde yz bile gzlerine kadar ise batm, kararm olarak gelirdi eve. Gelin amarlar ykaya ykaya artam-yordu bu ben burinin isinden. Gelininin ellerine iliti gzleri. Yamru yumru olmutu parmaklar. Genliinden tr henz gzel olan yzne, inceliini ve evikliini saklayabilmi bedenine karlk kadnn elleri ok yalyd, yorgundu, biimini yitirmi gibiydi. Merhaba Arif Day!... Bu neeli sesle bam kaldrp kendisine seslenene bakt. Bir erkez kynde oturan Hasan duruyordu karsnda. Uzun boylu, iri kafal bir er-kezdi Hasan. O, merhaba!... dedi sevinerek. Dncelerinden yorulmutu. Konumaya hazrland. Kycek neeli insanlardr bu Hasan'lar. Nasl olur da neeli kalrlar, diye dnd. Ne o, gemileri mi batrdn Karadeniz'de be Arif Day? 125 Gemi ne gezer bizde be Hasan! Hayrola, hastan falan m vard? Hasan nemli ilerin iinde olan bir adamn dncelilii ve gene de bu nemli ileri nemsemez grnmenin verdii garip bir neeyle hastaneden yana bakt: Yok be day! Duymadn m? Bizim fabrikada iki mhendisi ldrdler. Arif anlayamamt bir ey, Hasan'a bakp duruyordu. inin biri ldrd, tanrsn sen belki, Burhan... Bize gelir giderdi. Musa'dan duymuundur belki adn... Musa evde bir ey anlatmaz ki... diyemedi Arif. Eeee, o mu ldrd mhendisleri? Ya! Hasan bir cigara yakt. Bylece sorunun nemine yakr bir davranta bulunduuna inandktan sonra bankn bir yanna iliti anlatmaya balad: ok iyi ocuktu bu Burhan... Nasl yapt anlayamadk. O srada nlerinden geen ufak tefek, kasketli, rkek bir adama selm verdi. Adamn elinde kk bir kesekd vard. Nber? eriye mi? dedi, yanlarnda dnceli bir yzle duraklyan adama. eriye. Arif Bey'e. Hadi git. Ben de geleceim. Sonra dnd, Arif Day'ya, Mhendislerden biri de yaral. dedi. tekiler hemen ld m? talyan ld. Trk de bu sabah lm. Kurtarama-mlar. O srada hastanenin merdivenlerinden bir kalabalk skn etti. Stavro ve Muammer'in de ilerinde olduu deiik giyimli kalabaln ortasnda kollarndan tutulmu iyi giyimli, ince yzl, sarn bir kadn alyordu. Kalabalk kadn srkler gibi dar kard. Arif Day kadnn hamile olduunu ayrmlad. Hasan hemen ayaa kalkt: te, dedi, len mhendis Sahabettin Bey'in kars, Kalabalk, kadn park etmi zel arabalardan birine sokup yollad. Arif heyecanlanmt. Kalkt koarak kalabala yaklat. Gelin de ocuunu elinden tutmu, ayaa kalkm korku dolu bir yzle olana bitene bakyordu. Kala-

126 balktakiler gene ellerini kollarn sallayarak, zntl sesler karp gzlerini silerek hastaneden ieriye girdiler. Hasan da giriyordu ki Arif Day kolundan tuttu Hasan': Neden ldrmler bunun kocasn? dedi. Gelinine benzemeyen, kentin sokaklarnda binlercesine raslad ama hibirini de tanmad, zellikle fabrikalar kurulduktan sonra kent sokaklarnda bollaan bu kadnlardan birinin acsna tank olmutu. O da tpk kendilerinden biri gibi hamileydi ite, alyordu, srkleniyordu, sa ba; karmakarkt, yznde boya yoktu. Birden Arif Day btn varlyla ilgilendiini duydu bu konuyla. Hasan bu nemli olayn kiilerinden biri olmann verdii bir kendine gvenle ve sorunu kendisinden baka kimse bilmiyormu gibi nazlana nazlana anlatt: Bu Burhan puantrd fabrikada. yi ocuktu ama alngand, sinirliydi biraz. Arif Bey, bu imdi ierde yaral yatan iyi, sessiz bir adamdr. Burhan' idare ederdi. Ona ii tulumu falan giydirmezdi. Burhan elbiseleriyle dolard atelyede. Oysa atelyede dolaanlarn ii tulumu giymesi gerekir. Arif Bey mhendis olduu halde kendisi de ii tulumu giyer. Dn sabah atelye nbetisi Sahabettin Bey'-mi. Yani ldrlen mhendis. O da iyi adamd ama disipline ok balyd. Burhan'a ii tulumu giy diye tutturmu. Burhan nce tulumu giymi. O srada Arif Bey de atelyeye girmi nbeti Sahabettin Bey'den devralmak iin. Bir de bakmlar Burhan sakin sakin mhendislerin oturduu cam blmeye doru ilerliyor. Cebinden tabancay -, kard gibi tak tak tak... Hasan baparmayla grnmez bir tabancann tetiini ekti, Arif Day'ya doru kurunlar boaltt. Sonra Personel binasna gitmi. talyan mhendis de tam o srada personel mdrnn odasndan kyormu. Tak tak tak... Sonra ieri girmi personel mdrn aram. Bereket herif ba mdrn odasmdaym. Oraya gelene kadar kaplar tutmular... Hasan kendisini olayn cokusuna kaptrmt. Bir kovboy filmi anlatan kk bir ocuk gibi neelenmi, ieriye gitmeyi unutmutu. Arif Day'nn yle az ak, bir gz biraz nce daha da parlamaya balam olan sonbahar gneine kar kslm, sessizce kendisini dinlediini 127 grnce szlerinin bittiini anlad. Hadi eyvallah! dedi, grrz. Ben birazdan kacam. O kncaya kadar Arif Daylarn gideceklerini biliyordu. eri o girdikten sonra Arif Day banka oturdu. Gelini akn, korkmu, biraz da stnde konuulacak, duygulanlacak bir konu bulmaktan honut, kendisine bir eyler sorup duruyordu. teki banklarda oturanlarn tm de olayla ilgili bir eyler yapyorlard. Kimi Hasan' dinlemi, yerine doru gidiyor, kimi olayla ok ilgilendiinden, daha ok ayrnt renebilmek umuduyla hastaneye doru kukulu kukulu yryor, kimi sessizce olup bitene bakyor, kimi zerinde etkisi ksa sren olay unutmu, gene ocuklarn paylyor ya da seviyorlard. Arif Day merdivenlerden, elinde filmlerle inen olunu grnce, bir by geliyormu gibi ayaa kalkt, ona doru yrd. Bir an olunu elinde filmlerle kendine doru deil de, bir tabancayla mhendislerin caml odasna doru yryormu gibi dnd. Ama olunun stnde ii tulumu vard. Hayr hayr, ite ii tulumu da yoktu. Gnlk giysileri vard. Yakas ak bir gmlek, stnde bir hrka ve ayanda ak renk, yazlk bir pantolon... Elinde de tabanca yoktu, kendisine filmleri uzatyordu. Ne oldu? dedi. Bunu sorarken neyi renmek istediini kendisi de bilmiyordu. Olu: Ne olacak, sraya girdik. ki ay sonra, aralkta ancak kurtulabileceiz... dedi. Can skknd. Sancs var gibiydi. Kars da kalkm, gitmeye hazrlanyordu. ocuun stnden biraz nce kard kaln ceketi giydiriyordu.

stemem, scak!... dedi olan kat. Ayanda naylon ayakkaplar vard olann. stndeki kaln, adi kumatan dikilmi takm elbiseye hi uymuyordu bu naylon ayakkaplar. Eh hayrls olsun!... dedi ne diyeceini ararak Arif Day. G olmasn da ge olsun... diye ekledi. Bu safra ameliyatndan lnr m lnmez mi bilmiyordu ama olunun dayanlmaz aclar ektiini, bir de bak altna yatacan biliyordu. Bu yzden hem korkuyor, hem korkmuyordu. Ameliyatn uzamasna sevinmi gibiydi. nsan sancdan lmez... diye dnd. 128 Duydun mu olay? dedi Musa yrrlerken. Babas biraz dnd. Olunun ameliyatndan baka bir olay gelmedi aklna. Toparlyamad birden, sustu. Kars : Duyduk. dedi, Kary arabaya bindirip gtrdler. Gebeydi de zavall. Yediler ocuun ban... dedi Musa. Babas hep susuyordu. Patron-patron kimdi, Arif Aa bilmiyordu. Gznn nne souk bakl iri yar, iyi giyimli ve arabal bir adam geldi. -Yani fabrika...- Arif Day patronla fabrikann ayni adam olduuna at bir sre. Soracakt, korktu, olu ok sinirli grnyordu, -bunlara sar sendika kurdurduUr.-Arif Day sendikann ne olduunu olundan duymutu, bu bir topluluktu ama sar rengin nerden geldiini bilmiyordu. Eve gidince oluna sormaya karar verdi. -Bu Burhan iyi ocuktu ya, nasl uydu o Sleyman'lara allan bilir... Para sknts ekiyordu galiba. iler tekilere aldrmadlar da buna ok kzdlar. nk biz onu hep kendimizden bilirdik. Helalar donattlar buna kfrle. Ne ana braktlar ne avrat... Her gn, her gn... ocuun morali... -Arif Day bu ikide bir duyduu moral szn de bilmiyordu. Bunu da sonra olundan renmeye karar verdi.- bozuldu. Sleyman'lar tanrd. Onlar kente gmemilerdi. Sleyman fabrikann tesindeki kynden gidip geliyordu fabrikaya. Kyleri ok gzel bir yerdeydi. Hafta sonlarnda fabrikann mhendisleri arabalarna oluk ocuklarn doldurup Sleyman'lara konuklua giderlerdi. Sleyman kynde kendini mhendis diye tantyor, yaknda talya'ya gnderileceinden, oradan bir araba alacandan sz ediyordu. Sleyman'n annesi, mhendis konuklar geldii gnlerde ban bile aarm. Arif Day bunu da bir yerlerden duymutu. ki gn sonra, olay fotoraf ve uzun haberlerle veren gazetelerde, fabrika yneticilerinin demeleri vard. Bu demelerde olayn Solcularn kkrtmas nedeniyle kt ne srlyordu. Musa yaamasnn en fkeli ve nkkn gnn yaad, gazeteleri okuduu gn. * ** Sevda iki kiilik odann kapsndan girip de Arifi ya129 tamda oturmu grnce ona doru kotu. Arifin yznde iki bant vard. Gzleri imi, kolu da askya alnmt. Sarldlar birbirlerine. Arif alamaya balad. Sevda'nn geliini ylesine kukuyla beklemiti ki bu alay onun geliinden duyduu sevince deil, kukularnn dalp duygularnn rahatlamasna balanabilirdi. Sevda da alyordu ama bu ne acdan, ne' zntden, ne Arif kurtuldu diye sevintendi. Galiba kendisini hl film evirir gibi duyuyordu. Alamas gerekliydi Arifin yaralarla dolu bedenine sarlrken. Biraz geriye ekilip evresine baknd. Odada Aytek, -telgraf ekmilerdi Arifin babasna- deminki elinde kesekad tayan rkek, ufak tefek, eski giysili ve ok iyi yzl ii, Hasan, Stavro, Muammer ve personel servisinden daha tanmad ama adlarn duyduu birka gen adam vard. Sevda geldikten sonra bunlar biri emretmi gibi ayni glmsiyen yzler, ayni yal gzler ve ayni terbiyeli davranlarla Arifin elini skp daldlar. rkek ii Arifin elini skmaktan ekinmi, sadece yanma yaklam, yava sesle, cmleleri birbirine katarak anlalmaz bir eyler sylemi ve geri geri ekilerek kapdan kmt. Sevda, kendisinin de byle durumlarda tpk bu adam gibi davrandn dnd. O da byle yerlerde ne diyeceini arr, byle iyi

bir yzle sessizce oturur ve ekinerek kar giderdi. Kendisinin bir ayrm vard yalnz iiden. Onun syledikleri duyulur, sesi daha ok kar ama syledikleri oraya gre artc ya da yadrgatc olurdu. Daha ok da gln olurdu Sevda byle durumlarda. Oysa ii sadece ekingendi. Sevda Allah kavutursun, Allah nazardan saklasn. Maallah. Allah bir yastkta kocatsn. Allah anal babal bytsn. szlerini nedense sylemekten kanr, bunlarn yerine kendi dzenledii baka szler etmeye kalkrd. Kendisi armazd da dinliyenler arrlard onun sylediklerine. Kocasna biraz sonra daha soukkanllkla ve dikkatle bakt. Yzndeki yaralar beendi. Yzne bir anlam gelmi. diye dnd. Kurun syrp geti... Daha yaayacamz varm... dedi Arif ac bir glmseyile. Bununla lseydim sevinirdin, kurtulmu olacaktn benden... demek istiyor gibiydi. Sevda btn evliliinden utand o anda. Aytek'e dnd: 130 Hogeldin Aytek... dedi. Daha fazla konumasna znts engel oluyormu gibi sustu. Oysa Aytek'in ona krgm krgn bakndan hibir ey anlamam ya da Aytek'in ona krgn olmaya hakk yok diye dnp kzmt. Nasl oldu bu? dedi Sevda. Bu soruyu sabahtan beri belki elli kiinin sorduunu dnd halde, sorulacak baka uygun bir soru yoktu. Sevda ilk kez byle durumlarda herkes gibi bir soru bulabilmi, herkes gibi olmutu. Arif olay ayni Hasan'n darda anlatt gibi anlatt. Sevda Burhan' tanyordu. Birka kez eve gelmi, kapdan Arifi sormutu. Ondan bor para alr, sonra derdi. Arif de fabrikadan bor para alyordu avans olarak. Durumlar pek deiik deildi Burhan'dan. Biraz da Sevda'nn btn iilere, yoksullara, kyllere, ayrmsz duyduu ve nedenini de bilmedii sevgisinden tr Arif iilere iyi davranrd. iler de onu severlerdi. Hatta Burhan baba derdi ona. Herkes gibi amak ve konuyu tartmak, Burhan' da sulamak gerektiini sezmi olan Sevda tam istendii gibi konuuyordu artk: Hani sana baba derdi, nasl yapt bu ii? ambabasymz demek ki... Arif skntyla gld kendi szne. Aytek glmedi. Sevda glmek istedi, glemedi. Houna gitmiti bu sz. Arifin byle incelmemi halk ocuu zeksyla arada bir patlatt akalar fabrikada dilden dile dolar, evlerdeki ayl kekli toplantlarda ksr konumalar tkendii zaman ortal enlendirirdi. Sevda bir eye dikkat etti yalnz. Utan iinde kald, Arif de Aytek de bu olay derinlemesine incelemiyorlar bunu dorudan doruya Burhan'm yanl olarak iyi sanlm, aslnda kt olarak yorumladklar kiiliine balyorlar, bunun suundan da Sevda'ya olduka byk bir pay ayryorlard. Biraz nce abisi ii derken Sevda'ya bakp sitem eder gibi glm, Aytek aka surat asp ban kapdan yana evirmiti. i kelimesinden nefret ediyor gibiydiler. te senin tuttuun iiler, savunduun iiler... Gr marifetlerini. Az daha kocan ldryorlard... der gibiydi Aytek. Arif ise baka eyler der gibiydi: te gene yanldn. Hep yanlrsn. Ayaklarn yere basm131 SI &---ui5i u.pbuba"tsb. m Jiq jqiS uizjs :ba" U13I0 gnuuos znunsiOA"iuiu9TA9 -13Z 9A :ubui ubpuubtubA" ui5j A"g5 iiq bjb jjq sbooj uib5Ib Jiq I0I5[95 3A TaznS 2{O5 OITniQ ISISl ap xuapau .nqoiu. uiuiSAas ng 'pg pi nnnnpio giuiAas .bpbj au

nA'.ojinio jbtubuibz jig '"BpA9g u9g9jA"9s ubiuo ai.iaiguigsranin.3 niruoSSou. ubsu gs dujzjp B.reiun.iipBi 9A sipuaqniu 9A IU u ipjjg 9i BUII9S lA"} 'I0U3A i[9q ' uiStjsi iuubuo 9A ipA"9u 9A q h i^. pS np -ut)np U9paiq iA9 '(iAnq 53npui35{iA" iqi3 >[noo5 U9PUI3IIZIS93U9P 9A UBpuUBJIDB USpU[.H3piID13Uldl3A" 'U9p -uiJ9i3insid i^BUtBBX J9i5n3 traA" 9A 9zb^ ub>[b iqiS jbuj uq ub;5IbuA"b5{ Jiq iSipgtugjoS uiu.TpAgg iJiUBg -ip^iqiS tu zr)AJ9A "9UIS9JA9 npaoAi^q iqiS gnuiaGAraB raA1 9A luisgSqBq uiugu^s^q epAgs 'JBnpBiSBq 9A"9Ui ru3op 9A9 i3tpiBJ[ uratAgq^Sv npioA"i[9ag3 u 'tsguutj^oS 9Ag nuo -us93u9^ ipjB5[i5 ueSip 9A UIU.BPA9S 'nm^ bAsujis ubo J9IIPJ9A JlT2XVS[ BABmAOJI IJB2l 13UIU13OgA"gtl nunnpop ugpjgu 9A JUV IPU1BIIJB5I 8{[IIZT3S9S 'BpBpO JBI5IUI5f5iq nq I 5fBJBat5[5iq BpAas -npaoA" !PU95f sbuo U9puiJ9npu93l 'nunnpto ugpuugjipugsi nq A SET 9UTS9UII93 nrao apuii 62IDV ' -A 3A gA"ip ubobb S 9A nio urepe ng bj mq ugpuisipuasi ug^ -ipAiJB>[ nunrun^o g 'epio pao -op ba" ^aoa\uaA ""BpA9S i5( npjoAinq ^ 9IA"Q -giJgng[Bd np U9IZ03 9A HIB umip0UI05[ -UBpUIJBIIIB^Bd 9A U9p U9 '[ n:uni93 iBJiB^jod >io ai^o- tuigogAitug^ ut o "iBiiBJod [n5ni 5n 9iAi3n>t95a93 ub3 8A inug^i bub i3nzisug^so3 'tzb 'nnuns >iBi[B'}JOd 2in5n5i 9UB^ n ' nuo Boznsn[J05i A -nq BpuiSBJ -;jbj ubA"b^ Tuuapignp unsio SiuiaS uugijaS 'uugianpnui /)tg5 ^i95 epuugzn uuaiguiga 'npaoAnanp -in 9ra9p ^guigp 9pui5i jbozba Bpjo iJIBpuiBq ub^b^ 'bj U9pgranq mifndBA au bjb aig npjoAnsns Bi5uB;n BpAgg t^bp ubpuisbuibuiio uraisi3nq iniTOd gA 5[iraouojig JTqoju. uii iBUiunABS tjbuo 'B5iBq ubpuSbobbj zisjg^ 3fo5 uiuBUiunABS U9t5S bpub n ut ngnpjoS -tSi uiuisBA'unp -BA'unp iSipAgs gp Jig BpuisBuiuBinq 9jnui03{ gA uiq uuBiuiBpB ugjoS -jnpnra iguosjad ubb -A"b bjt uiq zn^o tumta" UBI^npio jbubb5 -b[ [BOBunABS iJai5Si 3to5 BqBp uapuTSipuasi uBpjBii[Bq nq raguo 2io5 bpb[ au gg ubAbub gA uanq i^a jgq o 'ura -ut T^gs nunSnpio 5[iizTS5iBt[ jiq 'as bpbhAb bpusbjb bj uq ^t ii sb apjgA Jiq nSnpuninq uiuugi uiquo 'uugianpnra ubb [ bs 'u tjbjtpb bjb zb jbs 'ut5 uubuo 'u:5t iSipBtnio TSiSnq xep

'npJOn^np Bp -mnio uijugq nS jgjgS -mi uii ugq buv " 1BU.BI znsns uuSbpb ng -jnpuinSniniJni i^Bd \s[ ugp -mnJ0A"iSB^ Bp uiBSJOA'iuinq uaq uiiuaq n>in^ unwq ut ugn5i g -U1U9S JOA O gnlerde evde boylu boyunca halnn stne yatar Giulio'yu dnrd. Serbest olsa onunla evlenebileceini, onunla Milano'ya gidebileceini, onu mrnn sonuna dek sevebileceini dnrd. Kendisi otuz yandayd, Giulio da krk... Milano'ya bir gidilerinde onlar evine arm, onlar annesi, babas, yeenleri, kardei ve yen-gesiyle tantrmt. Tavan yemilerdi. Giulio'nun annesi onlara biraz daha tavan yemeleri iin steledike Giulio bir Trk kyls gibi kzaryor, utanyordu. Sonra annesini azarlar gibi susturmu ve inceniyereyle sinyora nn kendilerinin gerekirse biraz daha tavan istiyebileceklerini anlatmaya almt ona. Sonra onlarn arabasnn arkasndan kendi kk simkasma atlam ve Milano'nun banliys saylan kendi blgesinden, onlarn kaldklar otele kadar gelmiti. Orada birbirlerine yeniden iyi geceler dilemilerdi ve Giulio hi Trk signora'nn yzne bakmamt ayrlrken. Bir daha Giulio'yu grmedi. O gece ne vard stnde. Milano'dan ald krmz bir elbise ve Trkiye'den ald beyaz inci kpeler... Hi bir Trk inceneye-re -mhendisi- ve bir Trk sinyora -evli bayan- grmemi olan talyan aile amma da bakmlard o gece kendisine. Sevda da onlara bakmt. Hele Giulio'nun kardeinin karsna eltisi gibi bir duyguyla, daha bir yaknlkla bakmt. Sanki bu aileye gelin olmak mutluluunu tatm biri nasl olabilir der gibi btn kadn incelemiti. ki kk ocukla bouan gen kadn o aileye gelin olmann mutluluundan ok iki kk ocuk annesi .ve bir ii kars olmann yorgunluunu tayordu. Ne demiti pansiyonda birlikte kaldklar Trk mhendisin kars Giulio'yu grnce: Yahu amma yakklym Giulio... demiti. Giulio pansiyonun altndaki kahvede oturmu onlar bekliyordu kapuini ierek. Sevda'y grnce ayaa kalkm... Aytek yengesinin yzndeki mutluluktan etkilendi. Acya insann dayankll pek yoktur ama mutluluun bulac bir zellii vardr. Siz mutluysanz karmzdaki-ler de nedense sizin mutluluunuzu biliyor ve paylayorlar gibidir. Aytek mutluluk zerinde fazla kafa yormuyordu ama yengesini de seviyordu. Onunla yenge menge olmadan arkada olabilmeyi isterdi hep. Ona her eyi anla134 tabileceini, onun her eyi anlayabileceini dnrd. Nedense ellerinden kaacakm gibi de kukuyla ve tedirginlikle dnrd Sevda'y. Btn o scakl, yaamaya duyduu garip sevgi, hatta lme ve yokolua duyduu, hilie duyduu artc ilgi, ak sorunlarnda kanunlardan, tre ve nyarglardan yana deil de insanlardan yana oluu -efinin onu bir gn arabasnda ptn anlatmt da Sevda hi ayplamamt Aytek'i. Bu olay Sevda'dan baka kimseye de anlatamad- Aytek'i ona garip bir ekilde, sert, kzgn ve fkeli bir ekilde yaklat--ryordu. Ne demiti bir gn yazlk evin balkonunda otururlarken Sevda: Birbirimizden ayrlsak da seni unutmyacam, seni seveceim. demiti. Koluna girdi Sevda'nn, onu balam gibi. Onu ve katil Burhan' balam gibi. Hadi dedi, seni orduevine gtreyim bu akam yemee. Yanmda babamn kart var. Birbirimizden ayrlsak da onu seveceim galiba... diye dnd, Sevda'nn kolunu skt. Sevda da buna yakn eyler dnyordu: Aytek'e, Giulio'yu anlatabilsem... hsan', Arifi anlatabilsem... Hayr, hayr, ben hi bir

ey bilmiyorum... * ** Sevda Samatya'da, hsan'la buluacaklar meyhanenin biraz uzanda indi dolmutan. Babas eskiden bu Samat-ya meyhanelerinden kmazd. Kars'tan stanbul'a atandklar ve ehremini'nin bir meydannda -Tmyle kk tahta evlerden ve yoksulcana insanlardan meydana gelen bu semtin ad nedense Saray Meydanyd.- Evsahibiyle mutfan ve helasn birlikte kullandklar bir odaya yerletikleri gnlerde. Babas daha rak aamasna gelmemiti. arap iiyordu o zaman. Salarn da Amerikan modasna uyarak -Amerikan uak gemisi Missuri o gnlerde gelmiti Boaz'afra biiminde ksa ve dikine kestiriyordu. Annesiyle boyuna kavga ederlerdi Samatya meyhanelerinden babasnn kahkahalar atarak, naralar atarak cokun bir neeyle dnd geceler. Annesi kocasnn bu neesine katlanamyordu bir trl. 135 hsan' grd meyhanenin kapsnda. Salarn ayni Sevda'nm babas gibi kestiriyordu hsan. Amma artc adam! diye dnrd Sevda hsan' her grdnde. nk her seferinde hsan bambaka olur, Sevda'da bambaka duygular uyandrrd. Kimi kez yalanm olurdu. Kimi kez -bu geceki gibiok gen grnrd. Kimi kez Sevda'y mutsuz edecek kadar yakkl olurdu. Kimi kez rahatlatc bir irkinlie brnrd. Kimi kez ok duygusal, bir baka kez umursamaz, cidd, ya da Sevda'y umutsuzlua salacak kadar ilgisiz olurdu. Bu kez Sevda'y su orta gibi karlad. Evli bir kadnla bir meyhane kapsnda buluan bir erkek gibi, tpk byle, tellyd. Sevda onun bu teln grnce utand. Ya babasnn arkadalarndan biri, ya babasnn ta kendisi varsa meyhanede. Epeydir babas evde, evin arkasndaki sundurmada karsyla kavga ede ede iiyordu raksn ama arada bir gene eskisi gibi birka balk, rak, kk memur, veznedar gibi adam bulur onlarla Samatya ya da ehremini meyhanelerine atard kendisini -Ve gene l-Jrtc bir neeyle naralar atarak eve dner, mutlaka karsyla kavga ederdiBamza neler geldi, duydunuz mu? dedi. lirsan'n yzne bakmadan elini skt. hsan'n su ortaklndan kendisinin hi haberi yokmu gibi... Sonra Arifin bana gelenleri anlatt. Bunu anlatrken Arifi nasl savunacan, onu yaralayan iiyi de onunla birlikte nasl savunacan arm, anlalmaz cmleler kurmutu. Okudum okudum... diye gerek bir aknlk gsterdi hsan. Gln bir incelie brnmt imdi de. Bir sr eski biim cmleler kurarak gemi olsun, ok zgnm anlamndaki duygularn belirtmeye alyor ve kafasn sallayp duruyordu. Ama orda yaralanan Trk iin teknisyen yazmlar, ben ondan anlamam olacam. Arif Bey mhendisti deil mi? Bu teknisyen yanllnn zerinde Sevda'larn evinde de durulmutu. Damadna mthi acyan ve onu yaralayan iiye kzan Sevda'nn babas, damadnn gazetede teknisyen olarak yazldn grnce bu kez kzna ve 136 damadna kzm bunu belli edecek bir ey sylememi, bu yzden de kpkrmz olmutu. Kz demek ki saklamt bir teknisyenle evlendiini. Asl kzd ey kznn bir teknisyenle evlendiini saklamas deil de bir teknisyenle ev-lenmesiydi. Nasl olur? Sevda nasl bir teknisyenle evlenebilir diye dnyordu o gnden beri. Bu olay zerinde artk hibir ey konumuyor ve ilk kzartsndan sonra yznde para para kan lekelerden zlyormu gibi kimseyle grmyordu. Sevda srf bu teknisyen olayn dzeltmek iin en ok > satl gazetelerden birine yle bir teekkr iln verilmesini nerdi babasna: ...Fabrikasnn deerli mhendislerinden Arif Elbis'in serseri bir

kurunla yaralanmas sonucu gsterdikleri incelik ve yaknlktan dolay... Bundan sonra fabrikann stanbul sat servisinden atelye ve personel servisine kadar btn arkadalara teekkr ediliyordu. Babas bu iln vermek iin yataktan ktnda neeliydi. Herkesle konuuyor ve bu ac olayn gerektirdii gibi davranyordu. Yalnz Sevda iln parasnda ylesine cimrilik etti ki iln i sayfalardan bir yerde, kck kt ve bunu birka e dostla kendilerinden baka kimse grmedi. Yalnz baba, damadnn mhendis olduuna inandndan Sevda geri kalan ayrntlarn zerinde durmamt. Durumu Ihsan'a da anlatt. hsan elini kolunu sallaya sallaya zntsn ar bir biimde belirtmeyi srdryordu. Bu yzden meyhanenin kapsndan girileri son derece, kendilerinin bile inanmad bir biimde doal ve toplumsal kurallara uygun olmutu. Kimi zaman kendilerinin bile anlayamadklar aralarndaki garip ilikinin belirtileri yerine imdi kapdan giren kocasnn bana gelen bir yaralanma olayndan tr zgn kadnla onu avutmaya alan ya da zntsn paylamaya alan bir erkek arkada grnm vard. erde giriin soluna den duvarn nne pencereden tezgha dek uzanm bir masa kurulmu ve sanatlarla aydnlar bu masaya iki yakal dizilmilerdi. O yandan grltl konumalar, artc kahkahalar ve arada bir ba-nmalar duyuluyordu. Sa yanda kk kk masalara 137 oturmu meyhanenin gerek mterileri sessiz ve akndlar. iyorlar ama itiklerinden hibir ey anlamyorlard. Canlar skkn gibi -hepsi birden belli bir eye sklyorlar gibi- birbirlerinden ok baka yerlere, arada bir de kar duvarn nnde dizilmi olan kadnlarla erkeklere bakyorlard. Sanatlar meyhaneye ilk girilerinde ayn onlar gibi biraz arm ve tedirgin olmulard. Ayn onlar gibi nce skntyla evrelerine baknmlard. Ama sonra ikiler gelmeye balayp da artk bir halk meyhanesine gelmi olmay sonuna dek srdrmek zorunda olduklar gereini yaamaya baladklarn sezince rahat-lam ve kar kyda kmelenmi oturanlar grmezlikten gelmilerdi. Bir sre sonra da gerekten grmez oldular. Sevda'yla hsan ieriye girdiklerinde ksa ooylu. yeil gzl, ufak tefek bir adam, elinde rak bardayla ayaa kalkm masann baka bir yerine gitmek zereydi, ihsan Sevda'y ar ince cmleler kurarak bu aktre t>,rrtt. Adam Sevda'nm gzlerinin iine bakarak glmsedi. Sevda, zellikle M. Meric'in oyunlarndan tand sahnede tknaz, iman, iri bir adam grnen aktrn burda nasl olup da byle ksa boylu ve elimsiz olduuna ap kald. Yalnz onu, nerde grrse grsn tannmasn kolaylatracak yz izgilerine dikti gzlerini. Bir daha sahnede onu seyrederken, yakndan grd bu izgileri belleinde can-landrabilmeyi istiyordu. Sevin iinde kalmt onunla tantrld iin. Hi beklemedii bir kolaylkla neelendi ve meyhaneye altn duydu. Sonra da: Beni gzel buldu... diye dnd. Onu gzel bulmamasnn olana yoktu Aktr'n. nk o gece Sevda herkese gre gzel olabilecek bir gzellik teydi. Buraya da salt gzel oluundan tr gelmiti. Salar gene berberliydi ama be alt gn nce berberde yaptrlan topuzunun bu gece en gzel, en doal bir biimde yzn sslediini biliyordu. Byle oluyordu hep. Salar ykanma zaman gelince genellikle en gzel biimi alm olur, berberlilii hi kimsenin ayrf, edemiyecei bir biimde silinirdi. O gece meyhaneye gelip gelmemekte birok kez duraklamt. Arifin hastanede yatt bir gnde onun bir erkekle meyhaneye gitmesi, saklanmas gereken bir uyum138 suzluk tayordu, toplum kurallarna gre. Ama aynaya baktnda kendisini yle gzel, yle gzel grmt ki i kprtlarla dolmutu. Bu gzellik coku ve hayranlk yaratmalyd. Grlmeli, renilmeli,

seyredilmeliydi. Masann bir ucuna yakn bir yerde Berna oturuyordu. Kara gzleri ve kara giysisiyle kendi gzelliini biliyor gibi bu da ok doal ve yaln bir olaym gibi ciddlikle susuyor ve aklndan bin trl ey geiriyordu. hsan'n kendisinden yana hi bakmayn, aktrn kars Fikret Ha-nm'm ok sabrl ve akll bir kadn olduunu -nk biraz nce aktrn Sevda'ya nasl baktn grmt. Bunu Fikret Hanm da grmt.- yannda oturan ressam Basri'nin neden hep Anadolu kadnlarnn ellerini izdiini artk btn ellerin bu yzden birbirine benzemeye baladn, kocasnn neden bir kemanc deil de bir bankac olduu nu- kocas ok gzel keman alyordu ama son gnlerde, son aylarda kemana elini srmez olmutu-, daha bir kitaplk yk yazamadna gre, yaamasnda onu mutlu edecek, kendisiyle ilgili, kendisine mutluluk verebilecek bir olayn ne olabileceini ve bunun ne zaman ortaya kabileceini, Sevda'nn gzel ama aptal bir grn olduunu ve bu aptalln da saklayamadm, hsan'n srf kendisine inat olsun diye Sevda'yla ilgilendiini dnyordu raksn ierken. Her ey bayayd. evresinde ne olup bitiyorsa... Edebiyat da bayayd. Her eyi de, edebiyat da bayalktan kurtarmadan mutlu olunamyacam, bunun da aydnlara dtn dnrd hep. Sekin dostlarla, kendisine hayran erkeklerle, kaygsz gibi grnen bir evlilik yaamasyla geen gnlerine hep ayni tedirginlikle balyor, gnlerini hep ayni tedirginlikle -gn ne kadar uzarsa uzasn, yataa ne kadar ge girerse girsin, arkadalar ve kocas onu ne kadar severse sevsin- bitiriyordu. u karki insanlar anlatmalym... dedi. Masaya oturduundan, hatta kapdan ieri girdiinden beri onlar inceliyordu. Ama onlar birok kii anlatyor. Ben baka bir biimde anlatmalym. Baka bir biimde anlatyorum, bu kez dilimi anlalmaz buluyorlar... ykc Hikmet kardan bardan kaldryordu. steksiz ve souk bir yzle Berna da kaldrd. Hikmet'in ken139 diine duyduu sevgiden ve uluorta gsterdii yaknlktan holanmyordu. Sanatlarn iinde, gerekten, itenlikle arkadalar olarak sevdikleri, oktu. lerinden bir ikisine de kadnca bir ilgi duymutu bir ara. Birden Mehmet Meric'i hatrlad. lk tanmalarn. Mehmet arkadalaryla onun evine ilk kez geliyordu. ocuu kckt, emekliyordu. Sobaya kmr dkerken birden yar salarn lle lle... diye ark sylemeye balamt da Mehmet Meri ne kadar glmt. Mehmet de hep bana bir kadn gzyle bakar, sanat olduumu unuturdu... Sanatn biimsel yaps... diye kekeledi eletirmen Yakup. Sonra hi kekelemeden anlatmaya balad. Karlkl konumalarda kekeleyen Yakup eletiriye geti mi bir su gibi temiz ve duru olurdu anlat. Berna uzaktan uzaa Yakup'un konumalarn izlemeye alt ama pek bir ey duyamad. Sanatn biimsel yaps sz konusu olunca zaten konumalardan pek bir ey anlalmyordu. Meyhanenin sahibi Emin uzaktan onlara bakyor ve dikkatle, hibir ey anlamadan kulana alnanlar dinliyordu. Yanma biraz nce ieriye girip bir masaya ilien balk Hsam yaklat: Kim bunlar be? dedi. Emin: Artistler, gazeteciler... dedi. Ksa boylu aktr yerli filmlerin kk rollerinden tanyordu ama tekilerin hibirini tanmyordu. Yaz yazan adamlard mutlaka bunlar, yleyse gazetecilerdi. nk gazeteden baka bir yerde yaz yazlabileceini, yazlsa bile yazanlarn bu biim sekin, paral ve mutlu olabileceine akl ermiyordu. Hsam yeniden bakt uzun masaya. Gzlerinde ne alay, ne aknlk, ne de baka bir duygu okunuyordu. Sadece bir eye anlamak iin bakan birinin baklaryd bunlar. Bir ara Berna'yla gzgze geldi: Ne gzel kadn... dedi. Sonra onunla tekrar bakabilmek iin bir sre daha bekledi. Berna bir daha ban o yana evirmiyeceini anlatm olmak

iin daha ciddileti. Yz kaytsz bir anlam ald. Tezghn nndeki adamn, kendi baklarnn bir raslant olduunu anlamasn bekliyordu. hsan yannda oturan Sevda'ya bir ara abuk abuk eilip, bardana arap doldururken: 140 Ben kocanzn yerinde olsam sizi yalnz brakmazdm... dedi ve bunu sylediine hemen piman oldu. Sevda sevincinden kpkrmz olmutu. Hi cevap vermedi ve hemen bu cmleyi ka yl dneceini, bu dncenin onu ne kadar uzun bir sre mutlu edeceini, bunu ilk anlataca arkadan, ona, kendisini ayplamadan dinliyeT bilmesi iin bunu nasl anlatmasnn doru olacan tasarlamaya balad. hsan'la Sevda bu cmleden sonra uzun sre konuamadlar ve birbirlerinin varlndan hi etki-, lenmediklerini belirtir gibi saa sola baknp durdular. B ara hibir sanat eylemi olmayan ama sanatlarn ok sevdikleri ak yrekli ve temiz grnl bir gen Sevda'mn yanma gelerek oturdu. Herkes yer deitirmeye balam ve Sevda'mn evresi boalmt. yi ve yumuak bir sesle: Siz kimsiniz? dedi. Ben... Sevda gz ucuyla hsan'a bakt. O konumay dinlemiyor gibi, yanndaki resim rencisiyle konuuyordu. Ben... Evliyim, iki ocuum var... Yumuak bakl adam hi amad bu karlklardan. Sevda'ya ikinin dokunduunu sand. Kar srada aktrn kars Fikret kendisine bir eyler anlatan Berna'y dinliyor ve ona boyuna haklsn! diyordu. En ok sevdii kelimeydi haklsn! ok anlaml ve doru buluyordu bu kelimeyi. Evet herkes, nedenini bilmiyordu ama haklyd. Neden bu kadar gzel ve yalnzsnz? Delikanlnn sesi de baklar da, davranlar da yle yumuak ve tatlyd ki Sevda bu soruya hi sevinemedi. Bakakald. Arkada rahat brakr msn Nahit? Peki abi. hsan'm uyarmasndan sonra Nahit gene ayni yumuaklk, tatllk ve iyilik iinde baka bir yere gidip oturdu. Oturmadan nce Sevda'ya bir gz att. ok iyi bir ocuktur Nahit ama biraz kaktr. diye aklamada bulundu hsan. u anda zerinde ne bir Hacivat incelii, ne de, baka bir duygunun ar belirtisi vard. Herhangi bir erkekten ayrmszd. Buna ok at Sevda. Bu grnm unutamyacam dnd. Yllardr kesik kesik sren ili-. 141 kilerinde bu n yakalamaya altn, onun btn arlklarnn bir yerinden, bu belirtinin hep grnp grnp gzden yittii iin, onun peinden ayrlamadn, onu dnmeden duramadm anlad. Byk bir mutsuzluun iine dmt. nk biliyordu ki her ey burda duracak ve bitecek. te her ey buraya gelmek iin srmt, birbirine eklenmi, deimi, tersine dnm ama srmt. Dayanamyacam artk... diye barmak Syle, ne yapmalym? imdi ne olacak? diye hsan'm yakasna yapmak istiyordu. hsan, aradaki gerginlii sezmiti. Yllardr peini brakmayan, onu kimi zaman neelendiren, kimi zaman kzdran, kimi zaman hayr, yok byle bir ey... O sadece sevimli bir kzcazdr dedirten, kimi zaman ona bir Hacivat incelii edinme duygusu veren, kimi zaman, onu savunmaya iten, ama hep uratran, hep uratran belirsiz bir duygunun artk gerekliiyle grndn anlyordu. Doruk noktasmdaydlar bu gerein. yisi mi bu gerei paralaman. lgnlamal, otomobili daha hzl srmeli, bir kitap yazmal, ekilmeli bir sre, buralardan, sessizlemen... diye dnyordu. Ressam Baso'nun -ad Basri'ydi ama arkadalar ona Baso derlerdi- fkeli gnlerinden biriydi. Kimi zaman ok neeli olur, ortada bir tiyatro sanats gibi oynar, anlatr, gldrr, evresindekileri kendisine hayran brakrd. Kimi zaman da yle tersleirdi ki hi kimseyi azarlayamaz-sa

yannda oturan karsn yksek sesle azarlar, sonra da kadn azarlad iin kendi kendisini bir trl balya-maz, krcl bir kat daha artard. Kars bu huylarn, onun tutuklu kald yllara balyordu ve bu tutuklulua akl almaz bir sayg gsteriyor, kocasn bu tutukluluk anlan yznden anlamas, balamas, sevmesi daha kolay-layordu. Gene ters bir gecesindeydi Baso. Karsnda oturan ve pipo ien ksa boylu aktre: Ne yani? dedi bizler niin ii snfnn yannda yer alyoruz sanyorsun. i snfn ok sevdiimizden ve tandmzdan m? Aktr merakla dinliyordu. Yznde biraz da Baso'yu densizliklerinden tr baladn bildiren kmser ve arkadaa bir glmseme vard: 142 Eletirmen Yakup'la Hasan ayn anda balarn ona evirmiler ve ayni dikkatle dinlemeye koyulmulard. Oturduklar iin boylarnn ayrm pek anlalmyor, bu iman, biri sarn, biri esmer iki yz onlarn karsnda oturan Sevda iin gln ve sevimli bir grnm anlam tayordu. Ya niin? diye sordu aktr ayni dosta ve kmseyi dolu glmsemeyi srdrerek. Aslnda ok merak ediyordu Baso'nun bu kez kendilerini hangi deiik gerekle artacan: Biz, onurlu bir gelecein ve onurlu bir yaamann, onun yannda olmakla salanabileceini kendi amzdan anladk da ondan. Kendi nmz, kiisel nmz ve toplumsal saygnlmz iin... Eletirmen Yakup'la Hasan itiraz edecek oldular buna. Baso yle bir yz hareketi yapt ki, sveceini sanp sustular: simsizler olarak ii snf mm, yannda olmay nerin bakalm bize, bu hzmz srecek mi? Nasl toz oluyoruz ortadan... Resim rencisi, bu gece nszlerden biri olarak, nllerin arasnda mutsuz ama gelecekte n yapmay tutkuyla dnen biri olarak ve orda bulunanlarn tmn de sanatyla artacan, onlarn nn fersah fersah geeceini bilen biri olarak ezik bir mutluluk iindeydi. Bu szlere, o gecenin kendi gerei asndan, sevinle katldn belli eder gibi glmsedi, dirseklerini masaya dayayp korkusuzca, neeyle evresine bakmaya koyuldu. Sevda yeni tand bu Baso'ya kzmt: Nasl olabilir, nasl syler bunlar? Yarat ne kadar nemlidir... Diye dnyordu. Yaratan onlardr, sanatlar ve aydnlardr... Onlar eletirilemez. Onlara hakszlk ediyor... Memleketin bugnk dnsel gelikinlii sanatlarn ve aydnlarn yllardr sren bir savamnn oluturduu bir birikimdir... dedi Hasan. Yakup, Hasan kadar iyi konuamazd ve bu yzden arkadan hayranlkla kark bir kskanlk duygusuyla severdi. Hi konumadan ona bakt, gzln dzeltti. Konuulanlar daha iyi duymak ister gibi, gzln dzeltmek gereini duymutu. 143 W *#Aktrn kars biraz nce Baso'nun szlerini ban sal-lyarak dorulayp duruyordu. Bu kez de Hasan'a dnerek ban sallad doru anlamnda. Bu yzden Fikret'e akll ve iyi kadm derlerdi. Baso kollarn iki yana am bir yannda oturan karsyla teki yannda oturan hsan' kanatlar altna alm bir ku gibi genilemiti, oturduu yerde: Biz mutsuz bir aydnlar ve sanatlar kuayz... dedi. Cumhuriyetin ilk yllarnda, ya da mparatorluun son yllarnda yaam olsaydk... Onlar gibi kime seslendiimizi bilebilseydik ve bunu da baarabilseydik... Sonra birden masaya doru eilerek karsnn elindeki kadehi kapt, masaya hzla brakt: Ben sana sylemedim mi yahu! Benim kadehimden ime, diye ka kez

syledim! Baso'nun kars kendi gzellii ve kocasna duyduu ballkla prldyan yzn ordakilerden saklamak istedi. Glmsedi, kprdad, sustu, sonra ar bir neeyle kocasndan zr diledi. Baso bu konuda birka cmle daha syleyip karsn iyice mutsuz ettikten sonra sarld ona. Yanandan pt, gzlerinden pt, salarndan pt. Oradakilerin Baso'yla kars arasnda, btn sanatlarca zenilen sevgi dolu evliliin bunca yl nasl srebildii-ni anlamaya altklarn belirten bir sessizlik oldu. Sevda btn kalbiyle, Baso'nun karsn sevmeye balamt. Eilerek Baso'ya ters ters bakt ama Baso bu bak grmedi. Baso'dan baka btn orda oturanlar da grmediler. Baso son derece duygulu bir sesle ve evresindekileri de etkiliyerek: Kendi mutluluumuzu bile kuramadktan sonra... dedi. Sonra cmlesini tamamlamay brakp baka cmleye geti. Kadnlarmz mutsuz, ocuklarmz mutsuz... Aktr kmseyici glmseyiini brakmt. Baso'yla kars arasnda geen kk olaydan sonra, Baso'yu kmsemek iin bir neden kalmadn sezmiti. Ciddlee-rek: Biz mutsuz... dedi arkasndan filmlerindeki sesiyle gld. Baso nne bakyordu. Btn ok duygulu sanatlar gibi szlerinin arkasnda kendi yaama ve yaratma dram 144 mn yattn dorularcasna kendi sanatndan sz etmeye koyuldu. Biraz nceki szleri sanki bu konu iin bir nszd: Kadnlarn ellerine dikkat ediyorum. Btn mutsuzluklar burda toplanmtr kadnlarn. Kk eller, byk eller, gzel eller, irkin eller... Hepsi de sanki byle olduklar iin, ama kesinlikle mutsuzluklarn anlatr gibidirler. Gzel olduklar, irkin olduklar, byk ya da kk olduklar iin, hepsinin ayr ayr mutsuzluklar vardr. alanlar, alamayanlar, almayanlar... ok ilgintir... air mer bir ey sylemi olmak iin ve glerek: O ellere bir frsat geti mi erkeklere egemen olmak isterler ama dedi. Baso ona ters ters bakyordu: Bu ancak bir kapitalist burjuva iin doruluu olan bir szdr. mer, yirmi yllk karsn rahat rahat aldatan ve bunda kendini ok hakl bulan bir adamn rahat gereiyle sylemiti bu sz. Ama zerinde durulacak, savunulacak, tartlacak kadar cidd deildi bu gerek. nk ayni zamanda mer'in iirlerinin bir gereciydi karsyla yaad skntl, gizlerle, aclarla dolu, araya baka kadnlar girince de mutluluk dolu yaamas. Bu yaamann tartlacak bir yann grmyordu mer. nk kendisini hakl karacak, tkenmez, prl prl bir kaynakt bu yaama. Bu yzden o gzel mutsuzluk, ac, sknt dolu iirleri yazabiliyordu. Bu yzden aydnlarca soylu air saylyordu. Bu yzden de bu gerei deitirmek gereksizdi. Biraz nce aka yapm, Baso'ya taklm gibi glmsedi koyu renk gzlklerinin ardndan. Bu glmseyile de yz dayanlmaz bir ekicilik kazand. Berna bu son derece ilgin konumay dinlerken tedirginliklerinden syrldn ve meyhaneye iyice sndn anlad birden. Kafasnda bir yk geliiyordu. Btn ykcler gibi yaamann her dakikasnda iinde bir yknn gelitiini duyard Berna. Ama bunlarn ok azn yazabiliyordu. Kocasn kraca korkusu, e dostunu zecei korkusu, haksz olma korkusu, yanl anlalma korkusu, yksnn yaymlanmama korkusu, hakszca eletirilecei 145 korkusu... Onu birok gzel yky yazmaktan alkoyuyor, ne yapacan arr duruma getiriyordu. yle bir yerde, yle bir lkede, yle bir toplumun iinde olmalym ki... diye dnd. Salt yazar olabilmeliyim. im bu olmal. stediim gibi alabilmeliyim, istediim kadar, gnlerce yazabilmeliyim... Balar... Balar... Kendisini mutlu edecek iden uzaklatran btn

balar dnrken Aktr'n: Ac insan olgunlatm... dediini duydu. Olanaklar insan olgunlatm. Olanaklarmz olmad iin aclarmza sarlyoruz. dedi, hi kendini zorlamadan Berna. Oysa her zaman konuup konumamakta duraksard ve ounlukla konumazd byle yerlerde. Aferin Berna... diye bard, Baso, Ulan, her zaman sylerim bu kzda i vardr diye... Fikret Hanm konumalarn haklln dorularcas-na glmsiyerek ban sallad. Biraz nce kocasnn sz iin de ban sallamt. Aktr kadehini kaldrp Berna iin iti. Baso da, kaldrd raksn, btn masaya eilerek, herkese kaldrn iaretini verdi. Kadehler glmsiyen yzlere doru kaldrld. Sonra yava yava masa boalmaya balad. Masa-dakiler tezgha doru, ellerinde kadehleriyle gidiyor ve or-dakilere ekingen selmlar veriyorlard. Masa boalmt. Yalnz Baso, arkadalaryla birlikte, elinde kadehiyle kalkan karsnn arkasndan kendi dncelerine dalm gibi oturuyordu. Sevda: Ben gitmek istiyorum... Ge oldu. dedi. Tezgaha gitmekten korkuyordu. u masaya uyabilmek, alabilmek bu kadar saat srmt, imdi yeniden ayni abay gsterecek gc bulamyordu kendisinde. Sizi evinize gtreyim... diyen hsan da onunla ayaa kalkt. Onlara glmsiyerek bakan Baso'nun kolunu sevgiyle skt kapya doru yrrlerken. Berna'ya ks olduu iin ordakilerin hibirine veda etmek gereini duymamt. Biliyor musunuz? dedi Sevda'ya, kapy at. Berna bizi evinden kovdu... 146 Kimi? hsan birka nl ad sayd. Sevda dnmeye dalmt Kovulma sahnesini gznn nnde canlandrmaya alyordu imdi. Hayal gc elinde olmakszn ilemeye balamt: Siz ne yaptnz? dedi arabaya doru giderlerken: Eve gelip onun btn kitaplarn yaktm... Sevda hibir ey dnmeden arabaya geip oturdu. Sonra arabann delice hz iinde sarslrken, bu olay yaamaya, houna giden ayrntlar dnme iine dalarak sessizleti. 147 Ill Mehmet Meric'in kars Ferda, sabah yatandan kalkarken hafife terlemi olduunu grd. Boynu ve yz ter iindeydi. Oysa oda o kadar scak da deildi. Kalori-ferler salonda iyi yanar, her kaloriferli evdekinin aksine, yatak odalar ve alma odas -kocasnn sma- nn yer ald arka ksmda iyi yanmazd. Bu yzden kocas alma odasnn penceresine, bir battaniyeye perde halkalar diktirerek asmt. Bu ter hi kukusuz, kocasnn son gnlerde ona gsterdii souk ve krc davranlardan ileri geliyordu. Bedeni, nasl oluyorsa oluyor btn gece bu bilinaltmdaki skntlarn etkisiyle geriliyor, uyuuyor, eitli deiiklikler gsteriyor ve sabah kalkarken genellikle boynunun ve yznn ter iinde kaldn ve bacaklarnn da dizden aaya gerildiklerini duyuyordu. Uyku sersemliiyle ve kalkmakta ektii glkle, yatanda bir sre yle yar uyank yatarken bacaklarn kasarak uzatmaya alyor, bu gerginliin eklem yerlerinden kp gitmesini, bedeninin eskisi gibi rahat, gevek, sanki kolu baca yokmu gibi bir hafiflik kazanmasn bekliyordu. Kocas gene ay yapmt ama kahvalt sofras hazr deildi. Masann rts almamt. Yalnz, onun barda, dolmak iin, ekeri konulmu, hazr bekliyordu. Gidip ay doldurdu, bir sigarayla iti. Kocas ksn diye grlt yapmaya balad. Dolaplarn kaplarn sert sert ap kapyor, tuvalete girip kyor -her sabah amadan yapt banyosunu yapyor- ayakkaplaryla demede sert sert, ses kararak yryordu. 148 . Sonunda, kimsenin odasndan kmadn grnce gidip kk odann

kapsn tklatt. Bir sre bekledi. Eskiden kapy tklatmadan girer, ou zaman da kocasndan azar iitirdi. Bu kez nazik ve gergin bir ses: Girin! dedi. Yavaa kapy aan Ferda: Ben gidiyorum! Allahasmarladk! derken odaya bir gz att. Kocasnn eyalar gene gece, geldii gibi, atldklar yerde duruyorlard. Battaniye'nin bir ucu pencerenin tokmana sktrlmt. Gene de ieriye k gelmediinden masann stndeki gece lambasnn gl , oday bir laboratuvar gibi aydnlatmt. Gle gle! Kocas biraz yan dnerek kuru ve gergin bir sesle ona deil, kapya bakarak sylemiti bu sz. yi ama ben ne yaptm, suum ne? diye dnyordu Ferda. Aaya indi, merdivende raslad kapcy grmezlikten geldi. Kendisini herkese gnaydn diyecek kadar mutlu duymuyordu. Arabasna bindi ve geni caddenin kalabalna kart. Byk bir elbise maazasnn nnden geerken, park yerindeki dizili taksilerin arasnda Ercment'in arabasn grd. Geni, beyaz evrole araba en nde duruyordu. Ercment'in esmer, incecik, kz gibi gzel yz geni arabann camndan bir bebek ba gibi kck grnyordu. Ercment'le aralarnda bir ey var ya, anlyamyo-rum... diye dnd. Bir daha bakt Ercment'e. ocuk kendi halinde, torpido gznde bir eyler aramakla urayordu. Bu Ercment onu, araba almadan nce hastaneye gtrp getirirdi. Kocasna Ercment'i kendisi tantt halde, ocuk imdi kocasnn en iyi arkada olmu, kendisine de nedenini anlayamad souk bir incelik gstermeye balamt. Kocam baka kadnlarla m ilgileniyor yoksa... dedi arabann aynasndan arkasna bakarak. Bundan da hibir znt duymad. nk kocasnn baka kadnlarla ilgilendiine hi inanmyordu. Dnd, kocas hangi kadnla ilgilenebilir, niin kadnlarla ilgilenmeye gerek duyar... Hayr hayr. Byle ey 149 olamaz... Kocas onu ok sever. Bu o kadar kesin geliyordu ki ona, Mehmet Meric'in kendisini sevdiine yle inanyordu ki erkekleri evlerinden soutan ve boanmaya kadar gtren bu byk tehlikeyi kadn tehlikesini tehlikeden saymyordu. Oysa birka yl nce, daha yeni evlilerken ve aralarnda ho, tatl bir evlilik bants srp giderken kocasnn baka kadnlarla ilgilenmesi olasl zerinde iddetle direnir ve kocasn mthi kskanr, bunu da hi istemedii halde ona belli ederdi. Aksi gibi kocas o zamanlar evresindeki kadnlarla rahat ilikiler iindeydi, kendisine gre birtakm kaamaklar yapard ve bu kadn bolluu onu namuslu, karsna kar drst olmaya ittii iin karsna ok balyd. Oysa u sralarda evresinde sevecek, bant kuracak bir tek kadn bile bulamyor, bunun suunu da kendinde buluyor, artk yalandn, yalandn kabul etmesi gerektiini dnyor, bu yzden de vara yoa sinirlenip evresini, zellikle her zaman elinin altnda bulunan karsyla kzn krp geiriyor ve projektrlerini srekli bu iki kiinin zerinde tutarak onlara kzacak, kendisini de hakl karacak nedenler bulmaya alyordu. Ferda, annesinde kalan ve orada bir anaokuluna gitmekte olan kzma, kocasnn en son att daya ya da bunlardan bir kam birden dnp, dalgn dalgn klinie giden yolda ilerlerken yanndan getii bir adamla bir kadna gzucuyla bakt, sonra onlar tanmadan yanndan geti. Ama hemen arkasndan, neeli, mark bir sesin ona seslendiini duydu: Vaayyy!... Ferda Hanm, nerelerdesiniz yahu? Naslsnz? Hi gremiyoruz. Hakk, uzun kara paltosu, banda kasketi ve gzne takt kara.gzlklerle hastane bahesinin orta yerinde durmu bir kadna elindeki gazeteden bir eyler okuyordu. Yanlarndan geen Ferda'y grnce Meri ailesiyle arasnda son geen tatsz olay tmyle unuttuu iin, ona

eski bir dost, ya da bir dostun kars gibi itenlikle seslenmiti. Ferda nce souk bir selmla geip gitmek istedi ama Hakk onu elinden tutmu yanndaki sarn gzelce kadna doru srklyordu. 150 Bu Ferda Meri... Mehmet Meric'in kars. Doktor... Bu da Sevda Hanm arkadamz... Kadnlar birbirlerine memnun olduklarn belirten bir eyler sylediler. Sevda, hi zaman yitirmeden Mehmet Meric'in karsn incelemeye koyulmutu. Ferda, tam tersine Sevda'ya hi bakmyor ve durgun, souk bir yzle Hakk'nm sorularn hibir anlama ekilmiyecek ksa ksa yantlarla geitirmeye alyordu. Mehmet Abimiz nasl? Epeydir grmedim kendisini... Biraz glmsiyerek: yi. dedi Ferda. Kocasyla aralarndaki soukluun anlalmamas iin glmsemiti. Yoksa o anda, kocas ile aralarndaki bant hi de glmsenecek bir durumda deildi. Ben de bir elektromu ltrdm Rfk'ya... Rfk'y tanr msnz? Bizim arkada... kinci dahiliye'de... Evet, ok az... Ferda, "erkeklerle konuurkenki btn davranlarn, kocasnn grnmeyen bir adam olarak yannda, her eyi izlediini dnerek lerdi. Kapal bir yerdeyse, kocas kapnn anahtar deliinden ya da pencereden, onlara bakyor, ya da odann bir yerine gizlenmi gibi gelirdi ona. Sokakta raslad erkek tamdklaryla konuurken kukulu kukulu evresine baknmak istekleri duyard. Kocas orda, kalabaln arkasnda bir yerlerde saklanm, ya da grnmeyen bir varlk olarak havaya karm, yanlarnda, aralarnda gibi gelirdi. Bundan da hi sknt duymuyordu. Davranlarnn byle, biri eliyle denetlenir gibi hibir kukuya yer brakmyacak drst lkte olduunu dnnce, kocas adna kendi kendisiyle vnyordu. Ne var ki izlenme duygusu onun peini hibir yerde brakmav:, eer kocasnn toplum, insan, ilikiler, aile, kadn, erkec, ocuk ve her ey hakkndaki dncelerinden baka bir biimde konuur ya da davranrsa kendini onu aldatm gibi duyar ve iini bir sululuk kaplard. Bu yzden artk hastalara kar, derslerinde, tp dergilerine yazd makalelerde, arkadalaryla ve btn insanlarla ilikilerinde kendisi olmaktan km kocasnn bir yansmas gibi ona benzemeye balamt. Geri bu pek kt olmuyordu. Artk zihninde, kocasndan edinip de kendisinin 151 gibi zmsemeye, benimsemeye balad geni toplumsal kavramlar, kuramlar, zmler, ona arkadalar arasnda kimi zaman kukulu, kimi zaman korkulu, kimi zaman gizli gizli alaya alnan ama hi kukusuz salam bir saygnlk kazandrmlard. imdi artk o, ruhsal olaylara ve hastalklara salt sonular, ya da soyaekime bal olgular olarak bakmyor, bu hastalklarn toplumsal politik nedenlerini de inceliyor, bylece memleketini, memleketinin insanlarn daha yakndan tanma olana bulduu iin de bir yandan rahatlyor, seviniyor, bir yandan ii zorlat iin bundan kayg duyuyordu. Ne zaman geirmitiniz siz enfarkts? diye sordu Hakk'ya ok drst, hatta tmyle souk baklarn dikerek. Eh, onbe yl kadar oluyor... Yok canm korkmayn... Atlatmsnz siz tehlikeyi, bir ey olmaz. Kriz falan geliyor mu... Sesinin kabalndan, sertliinden kendisi de rk-yordu ama herhalde kocasnn kendisini grseydi bu kabal ve sertlii ok beeneceini dnerek stnde hi durmuyordu. Hakk, o, her kadnn ta gznn iine bakarak konuma zelliini hi deitirmeden, bu elinde deilmi gibi, dudaklarn kalnlatrm, biraz sonra onu sevecek, pe-cekmi gibi yaklam, bu davranlaryla hi ilgisi olmayan kendi hastaln anlatyordu:

Arada bir sktryor... Hele zldm, sinirlendiim, bir de merdiven ktm zaman... ki kadn da Hakk'nn baklarndan rahatsz olmulard. Eh msaadenizle... diyerek Ferda yapmack bir glmsemeyle ikisine birden bakt, Sevda'ya elini uzatt. Hakk frsat hi karmadan konumay srdrmeye alyordu: Arkada da Kulak Burun Boaz'a gidiyormu. Kula aryor da... Sanki kulann ard sre iinde Sevda ile birlikte imi gibi Sevda'nn biraz nce ona anlatt hastalm, yer yer atlyarak, yer yer yanl syliyerek Ferda'ya anlatt. Kulak Burun Boaz bizim altmzdaki kattadr... Birlikte gidelim isterseniz... 152 Ferda, ikisine kar da davrannn biraz souk katn biliyor ve bunu, yapabilecei, pek de kendisine yk olmayan bir yardmla demeye alyor gibiydi. Sevda da Hakk'nn kaln dudaklarndan ve dosdoru gznn iine bakan, sonra da bedeninin, yznn her yannda gezinen korkusuz baklarndan kurtulmu olduu iin sevinerek Hakk'dan ayrld. Hakk, uzun boyunu kamburlatran yryyle kendi halinde bir adam gibi ar admlarla kapya yneldi. Ferda Hakk'yla en son bir airin evinde karlamalarn hatrlam ve her zaman bunu hatrlarken duyduu utanc duymutu yeniden. Bir yandan da Hakk'nn baklarn hatrladka bu utancn azaldn duyuyor, onu bir ruh hastas olarak incelemeye alyor, onu anlamaya, bu davranlarn toplumsal koullarla temellendirmeye alyor ama nedense hibirinde de baarl olamyor ve ayn uzakl, iticilii duyuyordu ona kar. Hakk bir iki masasnda, yemein sonlarna doru Ferda'ya ikiden kpkrmz olmu yzyle eilmi: Arabanzla beni yle bir Boaz'a gtrsenize Ferda Hanm... demiti. Ferda kendisini pek gzel ve gsterili bulmazd. Bu yzden de evresindeki erkeklerin kendisine kar ilgisine, gizliden gizliye ve fazla nem verirdi. Hatta bunu niin byle yaptn psikolojik ve toplumsal nedenleriyle ak-lyabiliyordu da. Kocasna ka kez bu durumu, bu ezikliini, kompleksini, onun tarafndan anlalacan umarak -o kendisi, kocasn ne kadar iyi anlyordu oysa- anlatmt, kocas da o anda anlar grnm, onu avutmaya, glendirmeye alm, hatta alayc alayc glerek: irkinliin bile bir gzellii vardr... bile demiti ama, i kalabalk yerlerde Ferda'nn bu kompleksini aa vuran davranlar gstermesine gelince, Mehmet ileden kyor, olmadk kabalklar ve garipliklerle Ferda "yi utanca bouyordu. Bir keresinde szgelii, bir lokantada arkasnda oturan bir adamn masasna giderek: Ordan bizim hanmla bakmanz zor oluyor, benim masaya buyurun. Yerimi size terketmeye seve seve hazrm... bile demiti. Gitgide birlikte gezmez olmaya balamlard, son yl 153 larda. Ya da ok az, birlikte gezmek zorunda kalsalar bile Ferda bu kez evresine hi bakmadan, bast yeri bile grmeden, d iinde yrr gibi yrmeye almt. Hakk'nm o geceki marklna Mehmet hi sesini karmam ama kzdn belli etmek iin: Hh!... Hh!... diyerek ve nne bakp ac ac g-lmsiyerek karsnn, ona aznn payn veriini dinlemiti: Hakk Bey, Boaz'a ok gitmek istiyorsanz ben size bir taksi tutaym, gidin... Bu szler aslnda Mehmet'in Hakk'ya verecei bir cevaba benziyordu. Ferda, kocasnn kafasyla dnmeye, onun szleriyle konumaya ve olaylara onun gzyle bakmaya ylesine almt ki artk onun azndan nerede neyin syleneceini bulmakta hi glk ekmiyordu. Kulanzn nesi var? dedi Sevda'ya oralarn evsahi-bi gibi, yaknlk

gstermek gereini duyarak. Sevda, bu kulak yksnn neresinden balyacan bilemeyerek kekelemeye balad. Valla bu... Epeydir, yle byle yazdan beri sryor... O da Hakk'y dnyordu biraz nce. Onu ilk kez byle gzlklerini takp yal bal bir adam gibi bir gazeteye bakarken grmt hastanenin bahesinde. Elindeki, gazetede onun mahkeme kapsnda oturan bir resmi vard. Sevda'ya dava konusunu, avukatlarn, haklln anlatp duruyordu. Evet, bir erkee gzlkler, yallk, durgunluk ok yakyor... diye dnyordu Sevda. Bunu da neden byle genellediini ve btn erkeklerin ayni biimde gzlk takp akll uslu, bir gazeteyi okumaya alrlarsa yakkl olmalarnn neden gerektiini de anlamyordu. Yoksa Hakk onun iin bir erkek imaj olmaya m balamt. Dzeltilirse, yontulursa, biim verilirse sevilmeye deer olacak iyi mayadan ve amurdan yaplm bir erkek prototipi miydi Hakk... Ferda, onun dncelerim blerek bir eyler sormutu; Sevda anlamadndan: Efendim? zr dilerim... dedi. Yani bir ortakulak iltihab m acaba? Vallahi bilmiyorum. Hem tkanyor hem aryor... 154 Daha nce bir doktora gsterdiniz mi? Evet! Ykattrdm ama bir etkisi olmad. Birlikte yokuu inmiler kliniin kapsndan girerek merdivenleri kmaya balamlard. Sevda kadnn bu souk da olsa, gsterdii yaknla ve ilgiye kar bir eyler sylemek, biraz itenlemek gereini duydu. Birdenbire aklna o anda gelmi olan eyden sz etmeye koyuldu: Efendim, siz benim bir arkadama bakmsnz. . Zeki... Asistandr... Ferda nce, Zeki'yi karamad. Sonra, bir doent ar kadann getirdii bu utanga ve sevimli ocuu hatrlad: Ha!... dedi, hatrladm. u Zeki Bey... Sonra da gld. Sevda, Doktor'un Zeki'ye neden gldn anlayamad ama iten ie sevindi. Sonra kendisi de gld. Zeki'ye ilk kez byle rahata glebilmek olanan bulduu iin seviniyordu. Doktor Sevda'y ikinci katta brakarak yukar kmaya balad. Merdivenin karsndaki aralkta, kanapelerde hastalar oturmu doktorlarn geliini bekliyorlard. Bir kyl kzyla gen bir kadn, bir delikanl, kapya yaslanm sigara ien ve kendisini oturanlardan apayr, bambaka grd, ama bundan da tedirgin olduu ok belli olan ssl bir gen kadn, Doktor'u grnce kprdandlar. Kimisi onu bekliyordu, kimisi de teki grevlileri. Ferda onlara souk bir ba selm vererek caml kapy itti ieriye girdi. Sada baka bir caml kap hastalarla doktorlarn blmn birbirinden ayryofdu. Ferda, sola dnerek kaps kapal olan ilk odaya girdi. Arkasndan kirii nlyle hasta bakc iman Cengiz de odaya girdi. Ferda buraya gelince evdeki dertlerin tmn unutuyordu. Kendisinden beklenen grevler, teki doktorlarla hastalar hakknda yapaca konumalar, yeni hastalar, yeni olaylar... Buras onun kiiliini biraz olsun gsterebildii ve zgrleebildii bir yerdi. Buray pek fazla sevmemekle birlikte ayr kald zaman aryordu. Gnaydn! dedi Cengiz'in kirli gmleine zellikle bakarak. Gnaydn doktor hanm. Cengiz'in yznde anlatlacak nemli ve trajik bir 155 olay olduunu gsteren neeli bir gl belirmiti. Ferda nln giyerken Cengiz'in konumasn beklediini belli ederek sustu. Bu arada gz duvarda asl lm bir nl ruh doktorunun fotorafna takld. Skntyla ban evirip yeniden Cengiz'e bakt. Dn gece Ahmet intihar etti... Ferda kimin intihar ettiini, hatta kimin ne ettiini birden anlayamam

hatta buna inanmam gibi kalarn atarak Cengiz'e bakt: Hangi Ahmet? u Lleburgaz'l Doktor, Ahmet'i hemen kurtarmas gerekiyormu gibi kapya kotu. Cengiz hl glerek bakyordu: Gitti gitti... Gece zer Bey nbetiydi. Onun nbetinde oldu. Bakrky'e yolladlar. ld m? Ferda hep ayn atk kalarla durmu Cengiz'e bakyordu. Numan gececiydi....Onunla konuuyormu. Biliyorsunuz son zamanlarda keyfi iyiydi. O yzden hoca bize Ahmet'i yalnz brakmamamz tembihlemiti. Numan hep yannda oturuyor, onunla konuuyormu. O da pikesinin altndan i beceriyormu. Numan pikeyi atnda bileklerini iyice kesmi... Ferda duvardaki hocann fotorafna bir daha gz atarak dar frlad. Tipik melankoli... diye dnyordu. Hzl hzl, eteklerini uurarak kou koridorunda yrmeye balad. Yolda st ba dzgn, temiz, ksa sal, yznden iyiiik akan bir kadn hastaya raslad, onu selmlad: Gnaydn Nee Hanm... Kadn yzn buruturup doktora gz krparak glmsedi. Ferda sanki Ahmet'i intihardan alkoyacakm gibi hzla koua girdi. Nedense kouu imdi yeni bir gzle inceliyordu. Burada bir adam, lm istedi, onu arad. lecekti. te burda, imdi bu bizim iinde bulunduumuz yerde... Bunca canlnn yatt, bir eyler yapt, Cengiz'in glp durduu, benim evin ve kocamn dertleriyle ykl olarak ortasnda dikildiim u odada... diye dnyor, kouu 156 yeni gryormu ya da bir daha hi grmiyecekmi gibi dikkatle gzden geiriyordu. lme, lmle ilgili hibir olaya ve habere, lmn kendisine alamamt bir trl. Bu hastanede ka tane adam ldn, ka kiinin intihara bavurup bunu baaramadn grmlerdi. Hibiri de onu katlatramam, bu olaya almasn salyama-mt. Ailesinden imdiye dek kimsenin ldn hatria-' myordu. O ocukken dedesi, ninesi lmt; onlarn aclarm bilmiyordu. Aclara alkn deildi ve sanyordu ki, dayankl da deildi. Aclarn yaamamzda nasl bir yeri olduunu dnyor dnyor, olumlu bir sonuca varam-yordu. nsan yaps acya dayankl deil. yleyse, doaya ters den bu duruma insanlar neden koarlar? Kocasna sormutu bunu toplumbilim asndan aklasn diye: Biz, geri kalm lkelerin insanlar aclara alkn olmalyz. Onlardan kamamalyz. Smrlen btn insanlarn bana erge gelecek aclara dayankl olmalyz. demiti kocas. Ama bunlarn anlamn bir trl elle tutulur-casna anlyamyordu Ferda. Kocasnn kuramsal yanllar yapabileceini aklna getiremediinden de aklndaki lm sorunu iyice karyordu. Yalnz kocasn zor durumda brakacan sanarak, bir gn inat iin ona yle sylemek cesaretini bulmutu kendisinde: Biliyorum. demiti. Sen aclar yaratan, aclarn nedeni olan, insanlara bile bile ac ektirenlere, onlarn kurduu dzene kar savaan bir adamsn. Kocas, azck alnarak ona bakm, onun konumasn kadehini elinde evirip evirerek ve Hh!... Hh!... diye kendine zg bir azarlama ve dorulama anlam tayan ses kararak dinlemiti. Karsnn szlerinde: yleyse sen, neden bana ac ektiriyorsun? Neden beni yalnz brakyorsun? Neden bana kuku ve gvensizlik duyuyorsun? demek istediini anlamt. O zaman her zamanki formle bavurmu ve: Ekonomik ilikiler zmlenmeyince bunu zmlemenin olana yok. Ne zaman ki i snf kendi egemenliini, kendi siyasal egemenliini gerekletirir, o zaman aclarmz diner... diyerek konumaya daha fazla devam etmek istemiyormu gibi suratn asm ve sinirlerinin ger 157

ginliini ona belli etmeye almt. Ferda'mn akl karmakarkt. Btn bu hastanelerdeki insan grnmleri, bu lm ya da lme bir kurtarc gibi sarlmalar, btn bu zavalllarla dolu koular, btn bu aclar o zaman bitecek mi, azalacak m, diye dnyordu. Sonra kocasnn azndan kendi kendisini yantlad: Evet... Alk, yoksulluk, isizlik, ve btn bunlardan doan her trl ktlk o zaman bitecek. Peki ama, bizim ikimizin ekonomik bir sorunumuz yok. Bizim _ aramzda filizlenmeye balayan bu ktlk neye bal? nsan ilikileri de o zaman dzelecek mi? Dzelinceye kadar ben ac ekmek zorunda mym? Benim mutluluum, ocuumun mutluluu ne olacak? Peki mutsuzlua katlandm diyelim. Ama neden? alamyorum. Verimim dyor. Yeteneimin altndaki dzeylerde oyalanarak yllarm geiriyorum. Topluma daha yararl olacakken olamyorum. Bunun kar yolu nedir? Ferda iinde byk bir sknt duyarak koua bakyordu. Kapnn arkasnda oturmu olan Malatyal lyas resm bir dairede iini kovalayan bir i sahibi gibi umutsuzluk ve ciddlikle onu eteinden ekmiti: Doktor Hanm, benim iim ne olacak? dedi. Ne zaman benim lm p arabalar alp gtrecekler? Ben boubouna... Hastaneyi kirletiyorum. Ferda bir makine gibi fazla dnmeden her sabah sorulan bu soruyu her, sabah verilen cevapla karlad. Hastann omuzunu okayarak: stediin zaman gidersin lyas Efendi. Yalnz buras senin iin daha iyi... Burdakilerin hepsi, biz senin arkadalarnz... Cengiz arkada durmu ona geceki intihar hakknda bilgi veriyordu: nce ameliyata alnd... Baya kesmi mi... Cengiz'in suratmdaki neeli gl, yerini abartlm bir ciddilie brakmt: Ne diyorsun sen doktor Hanm, yatan ii, aha byle gld, gl... Kan gl. O srada kapda gen ve neeli bir sesin: 158 Gnaydn!... dediini duyarak dndler. Gen, prl prl, pembe, ocuk, tazeliinde bir yz g-lmsiyerek kapdan onlara bakyordu. Gnaydn Ferda Hanm. Bu gen ve gzel yz bir ocuk yznden ayran nitelikler, yanaklarmdaki kumral, ksa sakallard. Ferda, her yl hastaneye gelip giden bu eit eit asistan, renci, doktor kalabalyla hi ilgilenmiyordu. zellikle erkeklerle... Kendi mesleinden erkeklerle evlenmemi btn kadnlar gibi, kendi mesleinden erkekleri kmser ve anlamsz bulurdu. zellikle kocasna olan sevgisinin daha artm ve karmak bir durum alm olduu u gnlerde, yeni gelen bu gen asistan kusursuz yapsyla, temizlii, titizlii ve evrede uyandrd hayranlkla, kendisindeki can skntsnn, bunalmn bir nedeni gibi nefretini ekiyordu. Ferda onu, elinde antasyla, yeni moda uzun ve redingot biimi paltosuyla, favorileri ve sakallaryla kapda grd zaman elinde olmadan ban eviriyor, suratn asyor ve yz kaslarn zorlayarak kimi zaman glmseyip: Gnaydn!... demek zorunda kalyordu. Ne zaman bu gen adamla odada, doktorlarla oturup grup halinde konumak, hastalar zerinde tartmak, yani biraz yaknlamak zorunda kalsalar, Ferda'mn gzlerinin nne kocasnn yakkl, ince yz, biraz imanlam tknaz bedeni, pek arya kamadan kestirdii kr favorileri ve dklmeye yz tutmu kr sal gzel ba gelirdi. Koutaki hastalarn byk bir ounluu gerek bir merak anlam olmadan onlara bakyorlard. Onlara bakarken baklarnn onlardan bambaka eyler grd belliydi. aklm gibi bakan bu gzler o anda ne baktklar yeri gryor, ne de- niin baktklarn biliyorlard. Btn bunlar, baklarn doal olmayan saplanndan anlalyordu. Kulaklarna pamuk tkam gen bir delikanl, ksa ve dar pijamalar

iinde nce, yatann yanndaki sandalyeye oturuyor, sonra hemen kalkp yatana geiyor, biraz da orda oturduktan sonra birka adm atyor, sonra geri dnyor, gene oturuyordu. 159 Yataklarnda yatan kavruk, esmer yzl bir genle orta yal tombul yzl, mavi gzl bir adam doal baklarla doktorlar dinliyor, duyabildikleri kadar konuulanlar anlyor ve anlatlan olay izliyor gibi grnyorlard. Ferda Doktor zerle birlikte dar karken Cengiz'e hastalarn ilalar hakknda yeni birka emir verdi, birka ey sordu. Sonra Cengiz'i orda brakp gecelikli, karmakark salar bartlerinin yanndan frlam, sakin ve korkulu yryleriyle kadnlarn dolamakta olduu koridoru geerek kadnlar kouuna girdi. C IV Sevda hastaneden km evine dnyordu. Bir aydr eitli doktorlarn, gen rencilerin, asistanlarn bakt kulandaki hastala trl trl adlar konmutu. Asistanlardan birisi: Orta kulak iltihab. demi, teki: Kulak zar kalmam, ameliyatla zar taklacak. buyurmu, bir bakas da mutlaka bademcik ameliyatnn gereklilii zerinde durmutu. Sevda bademcik ameliyatndan balamay nedense en uygunu bularak hastaneden ameliyat iin gn almt. Haftaya ameliyat olacakt. Bademcik ameliyat konusunda hastabakclardan, bakma gelmi hastalardan, doktorlardan, arkadalarndan kimi bulmusa bilgi alm, bu ameliyatn ok ksa ama ok ac veren bir ameliyat olduunu renmiti. Doktorun nne oturacaksnz. Dizleriniz doktorun dizlerine deecek, hibir bayltc, uyuturucu ine yaplmayacak, -nk azn ameliyat sresince ak durmas gerekiyordoktor bir penseyle bademcikleri keserek ve skerek alacak, sonra aznz hi amadan, hi soluk almadan, yznkoyun muamba bir masada geceliyeceksiniz -bu arada kalorifer bcekleri kan kokusuna muamba rtl masaya dolacaklar, bir yandan durumu deitirmeden onlardan kamaya alacaksnz-, sonra bir hafta konumayacak sert ve scak eyler yemiyeceksiniz... Bunlar dnrken Beyolu'na gelmilerdi. Dolmu ihane yokuundan karken ayrmlad yolda olduunu. Onun dnda, akl hep ameliyatla, hastaneyle, yoldan baka birok eyle doluydu. ihane'yi dnerken arabann 161 yan yatmasyla o da pencereye doru yan yatt ve Beyo-lu'ndan, kapal ve yryen bir kutu iinde geecei iin kk bir mutluluk duydu. imdi cameknlara bakacak, gelip geenlere bakacak, ok sslenmi garip kadnlar, davranlar ve yryleriyle insan yadrgatan erkekler grecek, kalabaln ortasndan geerken mutlu bir ba-dnmesi duyacak ve bu birka dakika srecekti. Bir ara hastanenin kapsnda grd fil hastalna yakalanm ocuk geldi aklna. ocuun yz korkun bir biimde imi, az ve dileri tannmaz olmutu. Yanndaki ufak tefek, yoksul giyimli babas orda bulunanlarn yzne bakmaktan, bu hastalfk onun suuymu gibi, utanyordu. Hele ocuk tmyle ban nne emiti. Bir tek kiiyle bile gzgze gelmeye dayanamyacak gibiydi. Sevda bu umutsuz durumlarn dnd o baba olunun. i skntyla darald. Hastanenin bekteme solonunda ayni umutsuzluu duymutu. ocua baksa m bakmasa m bilememiti. Bakmasa ilgisiz, ta yrekli grnecek, baksa merakl ve ocuun durumuyla elenir gibi olacak... O da gizli gizli bakmt ocua, yan gzle. Bu durumun o ocua korkun bir ac verdiini bile bile, kendi acsnn hafiflemediini de dehetle sezmiti. Haline kr edememiti yni. Kendisini hibir eyle, ne bencillikle, ne sabrszlkla, ne agzllkle -mutluluk konusunda- hibir eyle suluyamyordu. Sonunda: Yeryznde ne kadar insan varsa, o kadar ac var, mutsuzluk var diye bir

felsefe yrtmt. Bundan sonradr ki kendi durumunu yeniden soukkanllkla ve kendinden yana olarak, kendine acyarak dnmeye koyuldu. Bir ara hastanede keke yakkl bir doktora raslasa da onunla arasnda nasl gelieceini bilemedii bir ak balasayd diye dnd. Sonra bir doktorla nasl arkada olunabilir, bir doktora nasl k olunabilir, bunu bilemedi ve yaayamad. ok yabanc bir iti doktorluk Sevda iin. Hibir doktor tand yoktu, imgesinde kiiliiyle kendisine yardm edecek. En dorusu, Giulio'nun ve Arifin karm bir adam dnd ve onun iini doktor olarak saptad. Bu biraz aklna yatmt. Baya da heyecanland. Yreinde kprtlar duydu byle biri ve byle bir olay varm gibi. 162 Divan otelinin nnden geerken, pencerenin nne dizilmi bir eyler yiyip ien ya da konuan ya da tek bana sokaa bakan sekin stanbullular grd: Ben bugn Divan'da ay itim. dedi iinden. Oysa Divan'a daha hi girmemiti. Bir pasta almak iin de olsa... Sonra Radyoevi'nin nnden getiler: Ben Ariften ayrlamam. Onsuz yapamam. diye dnd. Arifin yara izi kalm yzn ve kolunu, ekingen, utanga baklarn dnd. Arif ban eerek gzlerinin altndan bakar insana. Bu srada gzleri alar gibi kzarm olur. Arifi byle ban emi, gzlerinin altndan kendisine bakarken grd. Banda ftr bir apka vard. Arife apka neden yakmyor? Arif en son -nianlydlar- apkasyla ona grndkten ve Sevda'ya ban eip gzlerinin altndan baktktan sonra bir daha apka giymemiti bana. Evlerine yaklarken yeni hizmeti Pembe Hanm gelmiti aklna. Esma Hanm, uzun bir sre nce ve bir daha dnmemek zere memleketine gitmiti. Bir sabah kap vurulmu ve kara kuru, sevimli ve nedense pembe entarili bir kadn eer varsa, ev ileri yapmak, almak istediini sylemiti. Sevda nce kadn kukuyla ald eve, sonra alt ona. Kadn, alayan tarafnda bir yerde ve src olan kocasndan ayr oturuyordu. Adam Sivas'tan geldikten sonra karsn beenmez olmu, Mecidiyeky yaknlarnda oturan bir bar kadnna tutulmu ve ocuklaryla kadn yalnz brakarak o kadnla birlikte yaamaya balam. ki yetikin kzyla bir kk olu vard kadnn. Oullarndan birini teki kadn baksn diye kocas yannda gtrmt de ocuk orda lmt. imdi Pembe, ocuklarn ve kendisini yaatabilecek paray kendisi kazanmak zorunda kalmt. Pek i bilmez ama sakin, sessiz, anlayl, terbiyeli, sabrl bir kadnd. Sevda bu kadnn bana gelenleri inanlmaz bir aclkta ve korkunlukta buluyordu. Hayr, bu kadar olmaz. Bu kadar ancak yerli filmlerde vardr. Bu geree aykr diye dnrd hep. Hastanedeki fil hastalna yakalanm ocuk, Pembe Hanm, Pembe Hanm'n lm olu, hibiri hibiri geree benzer en kk bir yanlar olmayan dsel felketler 163 di. te onlarn da bana gelmiti bir felket. Arife tabanca sklmt ve Arif iki hafif yarayla kurtulmutu, gerek buydu ite. nsanlarn yaamalarn, dzenlerini, yerlerini altst etmeyen, insanlar onursuz brakmayan, insanlarn lmlerine, sokakta a ve yalnz kalmalarna neden olmayan her ey gerek felketlerdi. Bunlar gelirler, geerler ve ite byle Arifin yzndeki yara izleri gibi silik izler brakrlard. Yaama gene o hafif ve duraan,, allm skntsyla srerdi. Arif bir aylk bir izinden sonra iine dnmt gene. Onun yeniden o fabrikaya nasl alaca, iilerle nasl arkada olabilecei, onlara nasl gvenebilecei, onlarla eski dosta bantlarn srdrp srdremiyecei konuulmutu bir sre evde. imdi Sevda her eyi unutmutu. Arifin sorunlar onunla birlikte ondan uzaklamt. Tpk fil

hastalna yakalanm ocuun acsnn hastanede kalmas, Pembe Hanm'n aclarnn kendi evinde ve iinde sakl olmas gibi... imdi Sevda'nn bademcik ameli-yatyla yalnzl vard sorun olarak. Bademcik ameliyatnn kna ac bir tad duygusuyla seviniyordu. Yalnzl azalm, hafiflemi, rtlm gibiydi. Fizik bir ac ruhsal aclar ikinci bir neme dryordu demek. Sevda bu gerei bulduuna ok sevindi. Hatta o kadar sevindi ki bu sre iinde kulann acsna ve kantsna bile daha kolaylkla katland. Eve gelince bir sre stndeki sokak giysilerini karmadan oturdu. O gelir gelmez Pembe Hanm sessizce kp evine giderdi. Bir yandan da sigarasn iiyor ve Arifin izinli gnlerinden kalma bir alkanlkla fabrikaya deil, eve yollanan mektuplarn gzden geiriyordu. Birtakm teknik dergiler, brorlerden sonra Almanya damgal bir mektup dikkatini ekti Sevda'nn. Yanl bir i yaptn bile bile mektubu yrtt, iindeki Almanca el yazlarn okumak ister gibi gzden geirdi. Yalnz balktaki sevgili sfatyla mektubu yazann imzasn tanyabilmi-ti. Arifin Almanya'da eskiden nianl olduu kzn babasndan geliyordu mektup. Sevda gl bir sezgiyle bu mektubun gizli bir eyler tadn, kendisinden gizli birtakm bilgilerle ve duygularla dolu olduunu sezmiti. Mektup kzn kendisinden 164 gelseydi daha az kzacakt belki, ama babasndan geliine kendisinin de beklemedii bir fke duydu. Kalkt, gezindi, gidip stn ban deitirdi. Bu arada bir sr yanllklar yapt. Gnlk pantolonunu giyecei yerde geceliini giydiini grd, onu kard, pantolonunu giydi. Giysilerini toplayp dolaba asacakken onlar palto aslacak asklara taktm ayrmlad. Sonra gelip anszn mektubu ald paralad, ptenekesine att. Arifin nianls olan kz bir sre nce evlenmiti, iki de ocuu vard. Demek ki Arif kzla mektuplayordu. Kz mektubu kesince Arif de kzdan bilgi alabilmek iin baba-'sma mektup yazm... Bu ne namussuzluk, bu ne sinsilik... diye syleniyor, bir trl fkesini yattramyordu. Giyinip annesine gitse, biraz ona anlatp avunsa ama nerdeyse ocuklar gelecek. Onlar geldikten sonra birlikte dar ksalar, gezin-seler, hayr o da olmaz. Bu kalabaln iinde derdini anlatabilecei kim var, kim onu anlayabilir, kim tanyor onu... Birden aklna Haver geldi. ocuklar gelince onlar da alp Haver'lere giderdi. Haver ince kzdr, anlamasa bile anlam grnr, insan aclarna duyarl, ince bir kent soylu kzdr. Gitti p tenekesine att mektubun paralarn tek tek toplad, onlar anlaml bir biimde yanyana dizmeye balad. Bu ii yaparken de yazlara gre deil de katlarn yrtlma biimlerine gre paralar bulmaya alyordu. * ** Haver'in kardei Huriye'nin Almancasyla mektubu skmlerdi. Sevda'nn da sezdii gibi mektup Arifin eski nianls Marlen'in babasmdanm. Adam kznn iyi olduunu, iki ocuu olduunu, onun da iki ocuu olduuna ok sevindiini, frsat bulurlarsa karsyla -Arifin arsna uyarak- yazn Trkiye'ye gelmekten mutlu olacaklarn, onlara konuk olabileceklerini yazyor ve sonunu yle bitiriyordu: Oullarnzn bymesini grmenizi dilerim. Byle bir dilek Trkeye evrilince ok garip geliyor 165 ama Almanca'da bir anlam olsa gerek. Belki de ok kullanlan bir dilektir. Bizim anal babal bysnlerimiz, bir yastkta kocasnlarmz, gibi. Haver byk bir incelikle, mektup evrilirken yanlarndan km, mutfakta akam yemei hazrlyan annesine yardma gitmiti. Arkadann kocasyla arasnda bir sorun olduunu anlamt ve bunu o amcaya kadar amamak

inceliini gsteriyordu. Sevda mektubun evirisini dinlerken dardaki holde sofray kuran Haver'in davranlarna taklyordu gzleri. Bu erkeksiz evde ne byk bir huzurn olduunu, ne dz, tatl, s denizler gibi parlayan ltl bir yaayn srp gittiini dnyordu. Oysa kendi yaamas frtnalarla bulanmaya balamt. Haver ve Huriye bekrdlar. Anneleri duldu. Kocasn sevmi btn dul kadnlar gibi tatl ve rahatlatc bir hzne brnmt. Evde de ayni tatllk, ayni actmayan, rahatlatan gzel hzn vard. Eski kadifeleriyle koltuklar, kanepeler, eski ceviz sehpalar, ortadaki byk bakr mangal ve mangaln evresine dizili kk kk sakslar, kzlarn tl perdelere ilitirdikleri, baka bir evde olsa baya kaacak olan ama burda odaya bir gen kz tazelii ve neesi getiren yapma kelebekler, eski kitap dolab, dardaki eski yemek masasna serilmi yazma rt, Sevda'ya kendi bunaltsnn bykln ve byle duygu alkalanmalarndan uzak, durgun ve ltl koy sularna benzeyen bir yaamann zlemini duyuyordu. Sevda sofraya arldnda kesinlikle gelemiyeceini ve birazdan kalkp gideceklerini bildirdi. Gerekten de ocuklar yaramazlk yapmaya balamlar ve: Gidelim, gidelim!... diye tutturmulard. Yemek masasnn yanndan geerken yemeklere gz takld Sevda'nn. Terbiyeli grnmek kaygsyla bakmamaya alm, buna karn belli edercesine yemeklere bakmt. Bu mutlu ve huzur dolu evin yemeklerini de renip rahata zenebilmek, kendisine somut bir mutluluk rnei bulabilmek iin. Yemekleri grnce at kald. Kendisinin ok nemli gnlerde almay ya da piirmeyi gze ald en sekin yemeklerle donatlmt sofra. Hem de bunlar gnlk yemekler, bir de nemli bir 166 gn olsa, kimbilir ne trl bir sofra dzeni grecektim... diye dnd masann yannda durup veda ederken. Sofrada ssl bir taban iine ssl bir biimde yerletirilmi midye dolmalar, domates salatas, ssl, kk turular, biber dolmas ve taskebab vard. Meyva dolu, geni, porselen bir tabak, buzdolabnn stnde bekliyordu. Sevda, bountusunu bastrmaya alarak ve gzlerinden yalar fkracak gibi bir acyla sokaa kt. Souk k havasn ve kalorifer kokusunu genzinde duyarak evine doru yrd. ocuklar evdeki yaramazlktan ok uzak bir usluluk ve sessizlik iinde, yeniden o bo, kocaman, skntl eve girecek olmann kaygsn duyuyorlard. Apartmann giriinden geerken biraz nce ve eve gelirken bakt halde, o gn nc kez posta kutusuna bakt. Posta kutusu bir iki elektrik kadyla sessiz ve can-skc, anlamsz ve kkrtc, her zamanki boluuyla sinirlendirdi bir kez daha Sevda'y. Posta kutusu canlym da ondan almas gerekiyormu gibi, ondan, onun iine girecek kendisiyle ilgili mektuplardan hi etkilenmiyormu gibi, kutuya kaytsz grnerek, ilgisiz grnerek, onunla ilgili hibir duyguyu tamyor grnerek yanndan geti, kapy at. Kapnn yanndaki aynaya bir gz att. Kendisini umutsuzlua drecek kadar iyi buldu. ocuklar eve sessizce girmilerdi ama imdi gene boumaya hazrdlar. Bir idmancnn snma hareketleri yap gibi kk kk itiip kakma denemeleri yapyorlard. Yatak odasna gitti, oraplarn kard. Bu kez soyunmadan geldi kanepeye oturdu. Paltolarn karmadan barmaya balam ocuklara sinirlenmemeye alarak antasndan mektup paralarn kard, yeniden Almanca anlyormu gibi, hatta okuyormu gibi, uzun uzun iri, ssl, kark harflere bakt. Ariften hi ayrlamyacan bir kez daha dnd. ine korkun bir kskanlk duygusu dolmutu. En korktuu ve kat duyguydu oysa kskanlk. Bir kez de zmit'teyken eve gelip giden ok gen bir hizmeti kz ks-kanmt. Sonra kocasnn birka kez arabasna bindirdii fabrikann hemiresini, sonra fabrika arkadalaryla piknie gittiinde

-Sevda gitmemiti- ektirdikleri bir resimde, kocasnn yannda grd bir sekreter kz... 167 Bu duyguya dayankllnn olmadn biliyordu. Bu ne hastala, ne baarszla, ne de teki aclara benziyordu. inde duygusal balarn olduu, baka bir insanla ilgili bir sorundu. Ne o duygusal balan atabiliyordu insan, ne de onlara kar kan ama ayn gte olan kskanlk duygusunu. Kskanlk duygusuyla arpmak, belki lkelerle, askerlerle, bir toplumun btn tutucu kurumlaryla arpmaktan daha zordu. yleyse bundan kurtulmann yolu neydi. Sevda bir yandan sigarasn iiyor, bir yandan arada bir salona kadar koarak gelen ve annelerine bakp giden ocuklara ters ters, dmanca baklar atarak szde onlar azarlyor, bir yandan da bu duyguyu nasl iinden skp atabileceini dnyordu. Szgelii diyordu, ben darda, sokaktan geen binlerce erkei kskanyor muyum? Hayr. Neden? nk onlar benim deil, benden uzak ve bamsz... Kim bamsz, onlar m, ben mi... Hem onlar hem ben... yleyse bamszlamaya almal... Ama nasl... te bunu bilemiyordu. Nasl bamszlamaya allr... Sonra aklna Trkiye'nin bamszlk savam geliyordu. Trkiye nasl bamszlamaya alyor... Savaarak, lerek, aclar ve skntlar ekerek... O zaman titriyor ve kafasndan btn bu dnceleri atmaya alyordu. O kadar gl deilim, o kadar gl deilim... diye syleniyor ve bylece gl olmayna inanmann, onu gl olmann, olmaya almann zorluklarndan koruyacan sanyordu. plak bacaklarn birbirinin zerine atm, kollarn aarak kanepenin arkasna uzatm, ocuklarndan, evinden ve her eyden uzak bir sessizliin iine gmlyordu yava yava. Batan bir kayk gibiyim... diye dnd. Yava yava su alyorum ve kimsenin haberi olmadan sulara gmlp gideceim. Anne karnm ackt... Kk olu Fazl gelmi kucana kmaya alyordu. ocuu eliyle itti, neden olduunu anlayamad bir dmanlkla bakt ona, sonra ne yaptn bilmeden buzdolabna doru yrd. Dolabn iinde ne kadar yiyecek var 168 sa karp masaya dizmeye balad. Kahvaltlklar, souk yemekler, meyva... ocuklar aknlkla annelerine bakyorlard. Souk yemekleri gitti stt: Hadi istediinizi yiyin, abuk gidip yatn. Ben de yatacam. dedi. Tekrar gidip kanepeye oturdu. ocuklarn yannda kalp onlarn yiyecekleriyle uramaya, ekimelerini dinlemeye dayanamyacakt. Sessizlik istediini, kendi kendine kalp bir eyler dnmek istediini seziyordu. ocuklar yemeklerini teberice yedikten sonra gidip yatmlard. erden ark syledikleri, garip garip sesler kardklar, arada bartklar duyuluyordu. Onlar da anormal olmaya baladlar... diye dnd Sevda. Ama buna kar koyacak, onlarla uraacak, hatta kln kprdatacak bir gc bile kalmamt. Yeniden oturdu kanepeye. Sigara imekten boaz yanm, bana nedensiz bir ar gelip saplanmt. Kalkp yemek yedikleri hole geti. Yiyecekleri yeniden buzdolabna doldurdu. Sonra bulak kaplarn mutfaa tad. Bilinsiz davranlarla bulaklar ykamaya koyuldu. nne nlk bile takmamt. Oysa darda giydii elbiselerin kirlenmesinden, ok korkard. Bu da srf tembelliinden, uyuukluun-dand. Elbiselerin temizliiyle uramamak iin, sk sk t yapmamak, sk sk gidip bir eyler satn almak zorunda kalmamak iin. Yeniden geldi oturdu. Sessizleti. imdi sessiz ve belirsiz, szsz, hatta bir dnce ya da duygu bile olmayan, hibir varl olmayan, sezgiye benzer, yakara benzer bir boluktayd. Btn varlyla gizemli,

dinsellie benzer bir kabar ve suskunluu duyuyordu iinde. Bu belki bir isteyiti. Onu duyuyor ve ne olduunu bilmiyordu. Dardan, apartman kapsnn nnde toplanm ba-ra bara konuan gen ocuklarn sesleri geliyordu. Bunlardan kimisi, bu onbe daireli byk apartmanda oturuyorlard ama Sevda hibirini tanmyordu. Sokakta kimi kadnlar ona balar ve gzleriyle selam veriyorlar ya da tandk tandk bakyorlard. Onlar da hatrlamazd. ounun bu bir ky kadar kalabalk olan apartman halkndan olduunu biliyordu ama herkese tmyle kaytsz ol 169 duundan bir grdn bile bir daha ayrmlyamyordu. Bu srada kap yavaa tklatld. Yanlyor muyum acaba diye Sevda durdu dinledi. Kapcnn p saatine daha vard. Kim gelebilir bu saatte ona, hi kimse! Acaba Haver mi? Belki zntsn anlad da peinden geldi onu yalnz brakmamak iin. Kalkt kapya giderken tklatmay bir daha duydu. inde her eyi deitiren bir kprt balamt. Eve sanki bir sr sesler dolmutu. Eve, dardaki genlerin ve btn sokan grlts, canll, neesi girmi gibiydi. Kap nc kez tklatlrken Sevda srgy usulca ekip aralad. Darda upuzun kara paltosu, kasketi ve kara gzlkleriyle orta boylu zayf, beyaz yzl bir adam dikiliyordu. nce tanyamad Sevda onu. ylesine aknd. Sonra tand. Ve nerdeyse kapdaki konuun boynuna atlacak gibi sevindi. Kapda Hakk Kotar duruyordu. Kapdan kovulacak-m gibi bir ekingenlik ve korkuyla dikilmi, ayn anlamla dolu olan gzlerini kara gzlklerinin ardna saklam, Sevda'nn yzndeki, davranlarmdaki gelimeyi izliyordu. Hogeldin gel, gel!... Sevda nasl olup da Hakk Kotar'a sen diyebildii-ni, byle itenlikle arabildiim anlayamadan onu ieriye ekmi, bir koltua oturtmu, paltosunu ve apkasn alp, nereye asacan bilemeden bir zaman elinde palto ve apkayla ortalarda gezinip durmutu. Yahu nerelerdesin? Seni iki kez aradm. Bac sylemedi mi? Sevda imdi o biraz nceki batan kaya benzer kn, sonra bir durgunlua gmlerek bekleyiini, neyi beklediini bilmeden, yakarrcasma, boulurcasna bekleyiini unutmu, ok doal davranlar olan bir ev kadn gibi, sevimli, iyi yrekli, dengeli bir ev kadn gibi hizmetisini savunmaya koyulmutu: Kusuruna bakma onun. Unutmutur. ok iyi kadndr ama biraz safadr. Hakk Sevda'nn saf ve doal sevincine kaplmt. Bu bulac sevin imdi onu da etkisine almt ve adam bir 170 ocuk gibi glyor, demin kapda ekingenlik, korku, cretle dolu grnen gzleri takn bir cokuyla aydnlanyordu. Sevda aknlndan hemen bir sigara tuttu ona: Yok imem! Saol! Dur hemen ay koyaym, benim de canm istiyordu. Caml kapnn ardndan bir: Naniiik!... sesi duyuldu. Kk olu kapnn ardndan pijamalaryla ban ve bir elini karp yeni rendii nanik iaretini yapp glerek kat, yeniden kayboldu. Sevda ocuun ardndan sevecenlikle glmsemekle birlikte gerek ve doal bir kzgnla kapld. Mutfaa doru giderken bir anne gibi doal ve yapmacktan uzak bir sesle: Hadi bakalm yatanza. Bir daha kalkarsanz dverim... dedi tatllkla. Brak ay falan, gel otur, konualm. Hakk, eve, ocuklara, Sevda'ya, aya, nanike, her eye alkn bir sesle sesleniyordu Sevda'nn arkasndan. Esner gibi yumuak ve gevekti sesi. Mutlulukla glmsedi. Nefret ettii bu gzel deli salona kmser bir

bak atarak beklemeye balad. * Karlkl oturmu birbirlerine bakyorlard. Biraz nceki o birbirine alkn insanlarn itenliklerini andran hava gitmiti. imdi ne olduunu, nasl olduunu anlayamad bir gerginlik vard ikisinin de baklarnda. Hakk Sevda'nn orapsz bacaklarna bakyordu arada srada. Bunu da hi gizlemiyordu. Sevda bir ara kalkp orap giymeyi dnd ama buna endi. Sonra yok yere alnm olmak, Hakk'y krmak kaygs da vard. Ya ona yle geliyorsa, ya bacaklarna kt niyetle bakmyorsa Hakk. Sevda da onun imdiye dek pek dikkatini ekmemi olan d grnn incelemeye balamt. Kara gr salar, tknaz, dzgn bir beden yaps, durgun, beyaz, dzgn izgileriyle irkin olmayan bir yz... Yalnz bu yzn ortasndaki dudaklar dikkati ekecek derecede anlamlyd. Kaln, krmz, kvrk, hi konumasalar da konuur gibi, ister gibi, per gibi bakan tutkulu, korkun dudak 171 lar. stne ortayalln ekicilii km, belki genken ok silik, gsterisiz olan bir adam. Biraz zayflamsn grmeyeli. dedi Hakk onu sa-knmaszca szerek. Perhiz yapyorum. Sevda, ondan sklmaya balamt. Hi kimseye, zellikle erkeklere kendinden, zel yaamasndan, kocasndan, evinden sz etmezdi. Her eyi dardan grdkleri gibi bilmelerini isterdi. Bu hem kolayd, hem elenceliydi. imdi gene yleydi ama bir eyi saklyamad. Onun on dakika nce geliiyle dalan bunaltsn, skntsn, kntsn saklayamad ondan. yle sklmtm ki biraz nce, bir dosta yle gereksinim duyuyordum ki dedi, geliine ok sevindim. Anlatamam... Bunu sylemekle, onun geliinden artk baka hibir anlam karmaya niyetli olmadn, ite btn sevincin ve btn cokunun bundan ibaret olduunu sylemek istemiti. Hakk oral olmad. Gizemli bir el iareti yaparak ve ksk bir sesle: Anlat! anlat!... dedi. Neden sklyordun? nce sen anlat, sonra ben anlatrm. Sevda, bu szler zerine gene kabuuna ekilmeye baladn duydu. Neden bana yle bakyor? Neden gzlerini stmden, bacaklarmdan ekmiyor... diye dnrken dur-gunlat, yzndeki sevinli glmseme silindi: Hibir ey yok dedi, Yalnzm, hava da berbat, ondan sklyordum. Sonra nne bakt, gzleri dolmutu. Derdini ilk kez bir erkee am olmann utancyla yz kpkrmzyd. Hakk bunu biraz sezer gibi olmutu: Kulan nasl? dedi, Ne dediler hastanede? yice... Bir hafta sonra bademciklerden ameliyat olacam. Herkes trl trl eyler syledi. Kimisi kulak zar takacakm, kimisi mastoit kemiinin filmini istedi... Hakk onu dinlemiyordu. Ne mastoit kemii, ne bademcikler, ne de kulak zar hibir anlam tamyordu u ann tad baka anlamlarn nemi yannda. Anlat! Senin bir derdin var, benden gizliyemezsin dedi. Hem de... Benim de sana syleyeceklerim var. 172 Sevda durdu. imdi hibir ey anlamak, hibir ey dinlemek istemiyordu. Karsndaki erkei de bu markl, atlganl ve merakyla beenmiyordu. Ne olmu buna byle? dedi suratn asarak kendi kendine. Onun baklarndan daha da sinirlendiini anlad. Ayaa kalkmamaya karar verdi artk ve bacaklarn birbirine smsk yaptrarak eteklerini ekitirdi. Kendisine de kzyordu. Bakalarna dertlerini hemen averen gevezelerden olduuna m, evinin srlarna bir yabancnn girmek isteyiine mi,

kocasnn kendisini byle dertleri dklp taan bir insan yaparak gitmi olmasna m ne, yoksa bunlardan bambaka eylere mi, bilmiyordu ama bir trl o adamn kapda grnd an duyduu sevinci bir daha duyamadn, duyamyacan anlamt. Bir sre aknlkla Hakk'ya bakt. Bu korkusuzluu ben mi verdim ona? Hafif mi davranyorum, diye dnd. Kalkp orap giymeyi kurdu yeniden. Hakk ,iyice sinirlenmi gibi sert sert ve elini fkeli fkeli sallyarak: Bana bak Sevda dedi, -ona ilk kez adyla sesleniyordu- Sen fazla gecikmeye gelemezsin artk. Kendini yok etmek zeresin. Senin yaamanda ters aklm bir ivi var. Sk at o iviyi ordan. Sevda rpererek bakyordu adama. imdi iini gizli bir sevin doldurmutu. Kendi gszlnn acsn bu adamn szlerini dinliyerek, baklarn zerinde duyarak karmaya balamt. Acsn daha ok tutamad iinde. Kendini, kendinden c alarak kltmek, tm sulan kendine yklemek gerekiyordu. Nasl olsa mutluluk yolunda kk, belirsiz, inanlmaz, gvenilmez bir k yanp snmeye, ona iaret vermeye balamt. O a dikti gzlerini: Ben gszm ama... Ben alkanlklarma balym. dedi. Hakk, kzmas ok doalm gibi kzvermiti. Biraz nceki yumuaklndan, uysallndan eser yoktu imdi: Alkanlklar dediin bu eyalar m? Bir bok etmez bunlar. Byle dedi ve oturduu kanepenin arkalna eliyle tokat vurur gibi vurdu. 173 Sevda ii incelikle, saflkla, kadnca bir aptallkla rtbas etmekten baka kar yol olmadn anlamt. Yoksa byle dnmekle sinsice bir kurnazln peinde miydi, bilmiyordu, adam amak, syletmek mi istiyordu. zlm gibi grnerek, bir de stelik Hakk Kotar'm salyla ok ilgiliymi gibi grnerek gzlerine sevecen bir anlam verdi: Neyiniz var? Niye bu kadar sinirlisiniz? Hakk gerekten kzmt ama, neden kzdn kendi de ayrmlyamyordu. Bu kzgnlkla, Sevda'nn kendisine yeniden siz demeye baladn bile duymaz grnd: Hastaym ben, hasta... diye ac ac sylendi. Kalp adna, mide adna, cier adna bir ey kalmad bende. Bu boktan herifler, bu pis dzen, bu sevmediim, seveme-diim evlilik canma okudu. Sevda bu kez adamn yznde ok cidd bir acnn izlerini grdnden onu cidd cidd, bir ruh doktoru ya da bir polis gibi sorguya ekmeye balamt: Vaktiyle neden kesip atmadnz yleyse? Olmuyor hayatm, olmuyor. Sevda hayatm kelimesinden tiksinerek sustu, sonra glmeye balad. Adam da dilini bir karp ekmi o da glmeye balamt. Utanga ve uyumsuz bir ocuk gibiydi o sra. Sevda srf o uyumsuz dil karma olaynn hncn almak iin yeniden sertlemiti. Sorguya ve onu ezmeye devam etti: O da zamannda kendine gre birini bulur evlenirdi. Oras yle... dedi Hakk durgunlaarak. Sanmam ki siz burda arkadalklar kurmaya alrken karnz da orada bo dursun... Sevda onun, hi tanmad karsna olan ilgisini lmek hevesine kaplmt. Onu byle kkrtmas, dpedz, ona ac vermek isteinden douyordu. Ne olursa olsun, Sevda'nn gznde o yanl davranan, drstlkten uzaklaan bir adamd. Bunun bedelini de demesi gerekiyordu. Evli bir kadn olarak, baka bir evli kadn korursa, kendisini kocasna kar, o Alman kzndan koruyormu gibi ferahlyacakt. Hakk biraz kukuya kaplrsa, biraz klrse, biraz kskanrsa Sevda rahatlyacakt. 174 . Hakk imdi bu konumann yeteri kadar aldn ve bir yerde de dmlendiini grm asl konuya girmeye alyordu. Bacan bacann zerinden indirerek kalkar gibi yapt ve yeniden oturdu:

Sen bana ne zaman gideceimi syle. dedi. Beni kan tutar gibi oldu. Gidemiyorum. Daha ne kadar oturabilirim? Sevda kendine gvenden geliyormu gibi bir korkusuzluk ve adama kar gstermek istedii bir kaytszlkla: stediin kadar otur... dedi. Onun konumasndan gitgide honutluk duymaya balamt. zellikle, hastalndan sz edip ciddiletii, kzd dakikadan beri... Bu beraberlii uzatmak istiyor ama bir yandan da iindeki kukularn onu kpr kpr tedir-ginletirdiini, doallktan uzaklatrdn, hatta bir namussuzluk ediyormuasna iini skntyla, sabrszlkla doldurduunu anlyordu. Hemen kalkp gitse ya... diye dnd szlerinin arkasndan. Evet bu bir erkek arkada ite. Tpk bir kadn arkada gibi oturmu konuuyoruz, dedikodu yapyoruz, kendimizden sz ediyoruz. Kt bir ey yapmyoruz ya... Peki kt bir ey yapmak nedir diye dnd sonra. Bu yaptmz kt bir ey deilse kt ey nedir? te oturmu birimiz karmzdan aka, birimiz kocamzdan st kapal, yaknp duruyoruz. Kt bir ey deil mi bu? O beni kandrmaya alyor. Ben de bunu anlyorum, anlamazlktan geliyorum. Kt olduu iin anlamazlktan geldiim bu eye bir son veremiyorum. Bu durumun beni rahatsz ettiini gre gre srmesine gz yumuyorum. Hatta srmesini istiyorum. Seninle bir gn yemee kalm ister misin? Tabi isterim. Sevda doal olmaya alyordu. Bir kadn ahbabyla kabul gnne gidecek gibi heyecanlanmamaya, korkmamaya alyordu. Ama yaamaya drt elle sarlmas gerektiini de duyuyordu. Bu kadar artc bir dzen iinde geen bu esiz olay kesip atmak, yeniden ucu buca olmayan ocuka umutlara, imgelere saplanp sulara gmlen kay kurtarmak iin peri masallarnn ehzade 175 I I 11' ll lerinden gelecekmi gibi umulmadk kurtulular bekleme zamannn gemekte oluunu biliyordu. Gene sz yaamann en cidd konusuna getirdi heyecann ve korkusunu bastrmak, kendini biraz daha hakl grmek iin: Peki hepsini anladm da, evliliinin nesi var? dedi Hakk'ya kukuyla bakarak. Hi! Batan beri sevgisiz, saygsz. Peki niye yaptn bunu. Balangta dnmedin mi? Tabi sen, kyl halinden ne bileceksin. Evlendiimde ocuktum ben. Kyde bekar kalmak kolay i midir? nne kim karsa evlenirsin. Daha dorusu kim seninle evlenmek isterse evlenirsin. Yanlm kabul ediyorum ama bu yanl dzeltmek de istiyorum. Karn ne diyor? O da benim gibi dnyor. Her eye karlk mert kardr. Srnak deildir. Ne zaman istersen ben hazrm ayrlmaya diyor. ocuklar? Onlar bydler saylr. Onlar da ayrln diyorlar. ekilmez oldu bu i artk canm. Kapdan ieri girmemle hr gr balyor. u pencerenin almas, u radyonun kslmas bir dert oluyor. Ama insan sevdiiyle olsa her derdin bir aresi bulunur. Bunu sylerken anlaml bir biimde Sevda'nn gzlerinin iine bakmt. Bunu da pek becerememi ve gzlerinde edepsiz bir anlamn belirmesini nleyememiti. Sevda kendi yaamasndan, evliliinden buna benzer durumlar hatrlyordu ynla. Bu kabataslak sylenmi, alelacele sylenmi szlerin geree hem ne denli uygun, hem ne denli aykr olduunu biliyordu. Adamn syledii her cmlede ynla insan acs, insan umutsuzluu, insan kini, nefreti ve sevgisi yatyordu. Hakk'nn karsna acd birden. Bu denli acmasz, bencil bir adam sevebildii iin at

da. Evet evet mutlaka seviyor... diye dnd. Bu yargy onda uyandracak hi bir ey anlatmamt oysa Hakk. Bu yzden yle dnyordu. Sonra o kadnn yerinde olmak istedi. Hakk'yla uramak, onu ekip evirmek, onu yola- getirmek istekleri duydu. Bu kez de kzd kadna. Bu kzmasnn hibir anlam yoktu. Beni kan tuttu kalkp gidemiyorum... 176 Hakk bunu bir kez daha sylediini unutmu olacak ki ok iirli bir sz sylemi, ok insanca bir duyguyu aklam gibi sesini ksm, baklarna garip bir duygusallk katmaya alyordu. Sonra birden canland: Ne gnleri elverilisin sen?... Bir yere gidip bir eyler yiyelim. dedi. Bunu sylerken kendinden hi honut olmayan bir sklganlk ve kabalk kmt davranlarna. Sevda onu ok gln ve almsz buldu bu durumuyla. Gene de : Perembe leden sonra. dedi birden Arif kadar gl olduunu duyarak ve soukkanllkla. Hakk kalkm, korkuyla giyiniyor, bir su ilemi gibi acele ediyordu. Konukanl, korkusuzluu, neesi, skntlar btn duygular bitmi gibiydi. Evden kaar gibi uzaklat. * ** Beyolu'nun cadde stndeki kk lokantalarndan birinde, cadde boyundaki bir masaya oturmu yemek yiyorlard. ki kz arkada ya da iki erkek arkada gibi ra-hat ve neeliydiler. Hele Sevda, yllardr korktuu, yapamad, yapamyacam sand bu eyin, bu kocasn aldatmak gibi bir ey olan, bir yabanc erkekle bir arada olmann hi de yle korkulacak, tehlikelerle dolu bir ey olmadn grm, sevinle dnerini yiyordu. imdi Arife kar olan kskanlk, sevgisizlik, nefret, uzaklk gibi btn olumsuz duygulardan syrlm gibiydi. Ariften hi bu kadar honut olduunu hatrlamyordu. Hakk onu boanmak iin kandrmaya altka, bu boanma iinin gereksizliine, olanakszlna, yanllna bile inanmaya balamt. Oysa Arifle nianland gnden balyarak kafasn kemiren bir kurt olmutu bu boanma dncesi. Her eyleri vard, her eyleri... Rahat bir yaama, salkl ocuklar, iyi bir i, ev, eyalar, genlik, birbirine grnte uygunluk... Ama Sevda'y diken stnde tutmu bir duygu daha vard yllardr: Biz hi kimse iin yaamyoruz. Hi kimse iin bir ey yapmyoruz. Evet kocam yabanc bir fabrikada yabanclar iin bir eyler yapyor ama... Kocasnn yabanc bir fabrikada, bir montaj fabrikasnda almasndaki ayb da 177 ona ilk kez syleyen Zeki olmutu. Sevda pek anlayamamt Zeki'nin dediklerini ama onun yanl eyler sylemediini biliyordu. nsanlar bizi ilgilendirmiyor, hayat bizi ilgilendirmiyor. Birbirine srnerek geen, kimi noktalarda deen ufack, kpkten emberler gibiyiz diyordu. Dnp duruyoruz. Hele ben, kime ne yararm var? ocuklarma bile yok. Onlar bile yetitirmeyi bilmiyorum. Ve ayn bilinsizlik iinde baka eyler istiyordu. Hi deilse deerli, toplum iin, memleketi iin, kendisi iin deerli olan, geici olmayan, kalc deeri olan bir eye sahip olmak... Bu ne olabilir, bilmiyordu. Bir sevgili mi, bir koca m, bir i mi, bir bilinmez g m... aknlk iindeydi. Neye sahip olacan bilmemenin aknl... Gene bu aknlk iinde imdi Arifi savunmaya koyulmutu Hakk'ya. Bunda da son derece iten, son derece olduu gibiydi, yalanszd. Ben Arifi seviyorum. diyordu. O zaman Hakk yz solarak ve duraklyarak pencereden aaya, Beyolu'nun anlalmaz kalabalna bakyordu. Ben mutluyum -nk mutlu olmam gerekir, diye dnyordu byle sylerken- Onu seviyorum. Biliyor musun, ben onunla evlenmek istedim ve

evlendim. yi ya ben de seninle evlenmek istiyorum. Sonra Hakk biraz kzgn, biraz derdini anlatamama-nm verdii bir skknlkla ve aceleci bir konumayla: Biliyor musun dedi, Ben hep bir dost aradm. Seni aradm. Seni yllarca nceden seviyordum sanki. Sevda iin iin glyordu. Sonra arap bardandan bir yudum ald ve ciddleerek onun bu skntsn paylamak gerektiini dnd. ocuklara bakabilecek misin? Benim ocuklarma yani. Ben onlardan ayrlamam. dedi. Sevda kendisi ne sylerse, ona inanyordu. Kendi de ayordu bu her an gsterdii deikenlie. amad, yadrgamad bir ey vard ki, btn deikenlikleri gerekti ve itendi. Birlikte bakarz. Sen almaya balarsn. Okumuluun var, gensin, salklsn. Pekala iyi bir i bulabilirsin. cretli retmenlik bile yapsan olur. Biraz az harcarz pa 178 ralar. Skntyla daha mutlu olunur. Bugn Trkiye'de ayda yz lirayla geinen insanlar var. Biraz hesapl harcadk m pekl geiniriz. Sevgi olunca bir evlilikte her ey tatl gelir... Sevda bu kez onu da doru buluyor ve bu dncelerin hepsini benimsiyordu. Nerdeyse kolkola girip u lokantadan kacaklar, evlerine, ocuklarnn yanna gide-ceklermi gibi bir yaknlk duyuyordu ona. Hakk'nm yz hi glmyordu btn bu konumalar yaparken. Uysal, zavall, inandrmaktan umudunu kesmi gibi acnacak bir yz anlatm vard. Sevda'nn bu ie aklnn yatar gibi olduunu sezince doruldu, geni omuzlarn arkaya doru atarak: Hadi imdi dedi, Evliliimizin onuruna ielim. Her ey olup bitmi gibi saf bir neeyle glmsedi kadna. Ama bu glmsemenin ardnda bir yalan, bir aldatmaca sezer gibi olmutu Sevda. Belki de Hakk her eye bu kadar kolay inanverdii iin. Bu kadar saf ve doal grnd, bu kadar ak ve dz olduu iin. Bu duygunun etkisiyle; onun kabaran nee balonunu bir vurula sndrmek, onu gklerden yere ekmek iin yeniden inelemeye koyuldu: Sevmiyordun da ne diye evlendin, kadncaz byle zp duruyorsun? Hakk sabrl ve uysald. Gene ona nasl evlendiini, niin evlendiini anlatmaya koyuldu. Sevda imdi de onun karsn ona ve kendine kar korumak iin garip bir iti-lim duyuyordu. Kendini onunla evlenmi sayyor, Hakk'-nn da bir baka kadna bunlar anlattn dnyordu. fkeleniyor ve silkiniyordu. Sonra bu varsaymdan ne denli uzak olduunu dnp seviniyordu. imdi tehlikelerden uzakt ve sevgiye yaknd. Ama evlenince bunun tersi olacakt. Tehlikelere yakn ve sevgiye uzak. Onu kendine ok uygun, ok yakn bulduu, hatta yava yava ona alt, belki sevmeye balad halde bir trl onun kadar korkusuz olamyordu. Sokaa ktklar zaman Beyolu'nun en kalabalk ve civcivli saatleri balamt. Taksim'den gelenlere arpa arpa, Taksim'e doru yrmeye baladlar. kisi de gelip geenlere, buz paralarna arpan kocaman gemiler gibi 179 omuz veriyorlar, bu arpmalardan hi etkilenmeden zaman zaman kimi yzler, elbiseler, pardesler, eller, ayaklar gryorlar ama tmyle bu grlenlerin kendileri iin hibir anlam tamadan geip gittiklerini sezinliyorlard. Ne var ki ikisi de Beyolu kalabalna her zaman duyduklar yabancl unutmulard. Bu anlamsz yzleri, bedenleri, kol ve bacaklar neeyle szyorlard. likimizin biimini sen iz. dedi birden Hakk. arapla biraz sarholam, hafiflemi gibiydi. Sevda'ya aldrszca glyordu. Nikh benim iin nemli deil. Bu, kt zerinde kalacak bir anlamadr. Bense seninle birlikte olmak istiyorum. Seninle bir keye ekilmek, okumak, almak, konumak, kuca'k kucaa olmak istiyorum, Bunu, nasl istersen

yle yapalm. Evlenelim ya da evlenmeden... Nasl istersen... Biraz yava... dedi Sevda evreye bir gz atarak. Hakk ona biraz sokulmutu. Evlenmeden olmaz benim iin bu gibi eyler diye fsldad sonra adamn paltosuna yz srnerek. Garip bir kla parlayan ac ve aknlk dolu gzlerini kalabala dikerek dnyordu: Kocamdan boanmak istiyeceim ama bunun iin bir neden yok ki. Onu sevdiim -diyelim ki onu seviyorum-nedeninden baka... Bunu ona nasl syliyebilirim. Onu bu susuz evlilikte nasl tek bana felketlere katlanmaya zorlayabilirim. Onun yerine baka birini setiimi, ocuklarn bundan byle ona deil de baka birine baba demeleri gerektiini, evin artk bo kalacan, bu, taksitleri aylarca srm olan eyalarn artk hibir deeri kalmadn, hatta eskiye dayanan izleriyle, anlaryla znt verecek nesneler olacaklarn... Sonra o gidecek ve bir daha gelmiyecek. Ben yalnzlktan korkarm. Hi yalnz kalmadm ki! Yalnz geecek gnlerde, hele cumartesiler, pazarlarda ne yaparm. ocuklara, anama, babama, komularma, kapcya, kapcnn karsna ne derim, kendimi nasl savunurum... Hakk bu dnceleri duymu gibi, Sevda'nn dufgun-latn grm, yeniden ona dil dkmeye balamt: Ben gelirim sk sk, sen bana gelirsin, yalnz kalmazsn... yle yalnzlk daha beter yalnzlktr benim iin. Giz 180 li beraberliklerden hibir zaman tad almadm. Bunlar hi denemedim bile. Kendimi, toplumdan kaarken, ufak tefek olaylarda bile rahat duymazdm. Bir sululuun iine dmek istemiyorum. Sonra... Sevda susarak korkulu, yalvaran, korkutan, bunun gibi birok kark duygular yanstan gzlerle ona bakt. Sonra gene yrmeye balad: Sana gvenemiyorum... dedi anszn. Gzlerin gven vermiyor bana. arap ona da garip bir korkusuzluk, hatta krclk yaratan bir cret vermiti. Bunu syledikten sonra hem korktu, Hakk kzacak, alnacak, zlecek diye hem de rahatlad. Yahu ben Trkiye'nin en gvenilecek adamym. Hakk imdi ellerini pardessnn ceplerine sokmu yksek sesle glyordu. Yalan yok bende, dmen yok. Ne biliyorsam, ne dnyorsam onu sylerim. Ondan sonra yksek sesle toplumu sulamaya balad. Bu topluma yaranamadn, yapt iin sadece sevecek bir kadn aramak olduunu, bunun da birtakm kimselerce yanl anlaldm falan syleyip durdu. Peki peki anladm... Kabul... diyordu Sevda glerek. Bir yandan da gelip geenlerden utanyordu. Herkes dnp dnp onlara bakmaya balamt. Ama gene de yasalar bize evlenmek, boanmak, yeniden evlenmek hakkn vermi, yasalar da toplumu da o kadar sulaman yersiz... Al ite!... diye bard Hakk, tipik bir burjuva dncesi. Bir yn aydn, yazar, susuz insan tutuklu bulunduran, isiz, a koyan, eitsizlikleri, ktlkleri yaratan toplumun yasalarn savunuyorsun bana... Sevda hi de bunlar savunmak istemiyordu ama bunlar savunuyor gibi grnmt. Bunu dzeltmenin u anda, yry srasnda olana bulunmadn anladndan sustu. Taksim'den ili'ye doru yrmeye balamlard. Hakk, kadnn kendisini beenmediini, holandn ama sevemiyeceini dnyordu. Yzne fkeli bir umutsuzluk gelip oturmutu. Sen Kira Kiralina'y okudun mu? dedi. imdi aklma o geldi birden. 181 Sevda okumutu ama tek bir ey hatrlamad Kira Ki-ralina'dan. Yalnz Strati'nin o byleyici, sarho edici anlatmn ve Romanya'nn kk, yoksul, candan, cokulu insanlarn hatrlad. ok eskiden okumutum. dedi. Hatrlar msn bir kz iki delikanl sever orda. Kz da her ikisini sever. Biraz o durumdayz imdi. Sonu bur-da, stanbul'da geer romann.

Boaz'da. Erkeklerden biri lr, kz da lr. Bunu ok ackl bir yzle sylemiti. Kzla birlikte len, lecek olan erkein yerine koymutu kendini. Sevda ona bakt ban evirerek. Onu bu acl, duygusal durumuyla sevmeye baladn duydu. Strati'nin byl dnyasnn da etkisi olmutu bu duygunun domasnda hi kukusuz. Kendilerini, yalnz, iki kii, elele ve aclarla dolu olduklar halde Romanya'nn dikenli steplerinde rzgra doru koarken grd. Ona doru sokuldu, koluna girdi. Kendi korkusuzluuna artk amyordu. Olacak her deiiklie, her yenilie, her artcla hazrlklyd. Gene de onun lemiyeceini dnerek glmsedi. Yaamaya bylesine tutkuyla, inatla sarlan bir adamn lmesi, bunun dncesi bile glnt. Hatta bu duygu, Sevda'yla olan ilikisi, saln bozacak duruma gelirse, onu bile kesip atabilirdi. Yaama tutkusu onu byle sert, insafsz yapabilirdi. Hakk: Bouluyorum artk... Karar vermek ve kurtulmak istiyorum. dedi Sevda'nm dncesini dorulamak istercesine. Bana sz ver. Evime geleceksin deil mi? Seni anlayamyorum. Bu acelen, bu teln nedir? Sevda gene soumu, gene ona kar kaytszla benzer honutsuz bir duyguyla dolmutu. Kalarn atarak nne bakt. Harbiye'den karanlk ve insansz yollardan geiyorlard. Biz, ky insanlar... Ne ocuk oluruz, ne gen oluruz, ne evliliimizden bir ey anlarz ne de yaaymzn tmnden. Bak senden saklamam. Ben... Nasl olsa duyacaksn, sana gelip yetitiren ok olacak... Biraz ge de olsa genliimi yaamak istiyordum, yaadm. Sevda kendi ocukluunu ve genliini dnyordu. Btn bunlar iin ky ocuu olmak gerekmez. de 182 di. Ben senden de az yaadm. Biraz durdu. Hakk ilgiyle onu dinliyordu. Dahas... Ben hi yaamadm seninle karlatrrsak. dedi. Bir kadn bu lkede hi yaayamaz. Sonra Hakk'nn kolundan kt. Onu birden, kendisi koluna girsin diye ald kasntl durumla gln ve irkin bulmutu. Hakk, kadnlarn koluna girmesine almam bir erkek olarak, kolunu ok incelikle sand bir biimde tutuyor ve bundan da utand iin ban boynunun iine gmyordu. Kadn kolundan knca rahatlad ve doallat. Sevda caddeye doru yrd. Arkasndan gelen Hakk'ya gizemli bir cokuyla dolmu gzlerini dikerek: Bak! dedi, u gelen taksinin nne kacam, nnden geeceim, imdi. Belki lrm belki de lmem. V hzla asfalt yolda, karanlkta gelen taksinin nne kt. Onun arkasndan baka taksiler de geliyorlard, kl pay kurtularak karya geti. Hakk'y beklemeye balad. Hakk biraz kzm ama bunu kayglanmyormu gibi yapmack bir serinkanllkla saklyarak ona kmaya geliyordu. Sevda'nn dinliyecek durumu yoktu. Uuyor gibiydi. lm falan vzgeliyor bana... dedi szlerinden garip bir tad duyarak. Hatta u anda lseydim birok eyden kurtulurdum. Yaadm korkun duygularn yannda, kararszlklarn yannda lm bir hitir. Bu sylediklerinin alacak kadar doru eyler olduunu anlaynca acnacak bir durgunluk kt yzne. Soluk cadde klarnn aydnlnda yz daha da sararm ve uzam gibiydi. u birka saat iinde meyhanede ve sokaklarda ypranm gibi karmakarkt yz. Ben intihar edemem. Beceremem yle eyleri ama delirmekten korkuyorum. Seni kendime ve duygularma inandramazsam... Gidip baka lkelere yerlemeyi dndm... dedi Hakk korkutma kokan bir sesle. Sevda bu sesin etkisinde kald, korkuyla titredi. Birden onsuz stanbul'un ve Trkiye'nin anlamsz, bo, ekilmez derecede bo kalacan dnd. * ** Hakk, yllardr bombo durmu ve rn vermeye su- 183

sam bir topraa bir tohumun dmesi gibi Sevda'nm iine dmt. Onu ordan karp atabilmek yle dursun, bymesine bile engel olunamazd artk. Tohum topraa yerleiyor, orda atlyor, yeeriyor ve boylanyordu. Kk, taze, yeil bir filiz gibi topra itmi ve gnna kmt. Gebe kalan kadnlar da byle bir ruhsallk iine girerler. lerinde bir tohumun bymekte olduunu sezdikleri gnden balayarak deiirler. Ondan hem korkarlar hem onu severler. nk artk ondan kurtulu yoktur. Onu ilerinden karp atmann olana yoktur. O kendilerinindir ve onu korumak grevi kendilerine verilmitir. Onun orda, etin ve suyun iinde bymesini beklemekten, izlemekten, buna yardm etmekten baka hibir ey yaplamaz artk. Ve onu gitgide sevmeye baladklarn sezerler. Btn mide bulantlarna, kusmalara, organizmann altst olmasna, bedenlerinin byyp arlamasna ve onlar yaamaktan bir sre iin, belki de srekli koparmasna boyun eerler ve btn bunlardan dolay da onu severler. Sevda da iinde atlayp yeermeye balayan bu yeni duyguyu ite byle btn yaamasn, dzenini, duygularn altst etmi olmasna kar sevmeye balamt. Onu hem korkuyla izliyordu, hem onun bitmesini, krlmasn, arplmasn ya da yanl bymesini engellemeye alyordu. Bir anne gibiydi. Yeeren tohum kurumasn diye birok eyler iin zgeci gstermek gerektiini igdsyle mi yoksa daha gl baka bir duyguyla m, bir toplumsal artlanmayla m, ayrmna varamad bir hogryle anlyordu. evresiyle hibir iliii kalmam gibiydi. Bandaki uultu, onu grmez, anlamaz, yayamaz duruma getirmiti. Etkisinde olduu dnceden baka hibir eyle, hibir kimseyle birlikte olamyor, yalnz kalmak istemiyordu. Btn insanlar, btn yeryz, btn doa silinmiti, bir tek o atlayan ve yeeren tohum vard. Bann ortasnda srekli bir arlk vard. Bundan kurtulamyordu. Ak bir olumsuzluktur. diye bir ey uydurmutu so gnlerde. Srekli bu saplantnn etkisi altndayd ve bu saplanty dorulamak iin ak zmlemeye koyulmutu: 184 Salm elden gidiyor, yemek yiyemiyorum. ok sevdiim ay iemiyorum. Sigaray braktm. nk ondan da tad almyorum. En son ne zaman yemek yedim ben? Hibir ev ona tad vermiyordu artk. Evde olmak, evin iinde olmak -evin dnda olmak da ayni anlamdayd-korkun bir tutsaklk olmutu. nk evde yaplacak hibir ey kalmad gibi, ev, dncelerin ve kayglarn en youn olduu yer oluyordu drt duvar ve bitmez tkenmez tekdze ileriyle. Bir tek Haver'i grmek sevindiriyordu onu imdi. Haver, bademcik ameliyat olup da evde birka gn hi konumadan yatt sralar ona gelip* gitmi, yannda oturmu, incecik yz, incecik, uzun bedeni, uzun salar ve srekli ince bir neelilikle' dolu davranlaryla evin havasn, keder ve aknlk dolu havasn deitirmiti. Sevda bin trl skntlar, utanlar, kayglar ve zrlerle -Haver'den zr dilemiti o gn durmadan- skntsn ona am ve yalvarmt: Haver beni ayplama, sulama, bana kzma, beni anlamaya al. Saklyamyacam artk... yi ya da kt, bu bir gerek. Yaamam altst eden bir gerek. Bana bir eyler syle, bu duygumu anla ve payla. Kurtulamyorum, bouluyorum. diye alamt ona her eyi anlatrken. imdi Haver ona daha sk geliyor ve onunla zekice tartyor, ona insanca umutlar veriyor, yol gstermeye alyordu. Bu arada kendini tutamam, o da kendi skntsn amt Sevda'ya. Bankadaki, evli bir adam olan orta yalardaki efini seviyordu. Yllardr tmyle duygusal bir izgide srp giden bu olay da Haver'i artk bktrm ve bunaltmaya balamt. Adam karsndan ayrlacak gibi oluyor, ondan yaknyor, onunla artk aralarnda her eyin koptuunu, onlarn birbirlerine balayan bir tek ocuklarnn kaldn belirtiyor ama bu ayrlma yllardr gerek-lemiyordu. Haver, Sevda'nm yksnn bir paras gibiydi. Onun eve gelii, Hakk'nn

eve gelii gibiydi. Hakk imdi Sevda'ya gelmiyordu. Bunu Sevda'nm iine att tohumun, nasl elverili bir alana dtn bilen deneyimi bol, kurnaz bir erkek olarak m yapyordu, yoksa Sevda'ya de 185 dii gibi, sonunun pek gelmiyeceini sezdii bu ilikiden kurtulmak iin mi baka birok ilikiyi de birlikte yrtt iin mi, bilinmiyordu ama, gelmiyordu uzun zamandr. Eve Haver'le birlikte Hakk'dan bir eyler geliyordu. Onu konumak, onunla ilgili durumu tartmak onu sulamak ya da onu vmek hep Haver'in geliine bal eyler olmutu. br insanlarn, olaylarn, gereklerin, bu nitelikleri olmad iin, Sevda'nn gznde tmyle nemleri de kalmamt. Gzel bir kafeste dnp duran tutsak bir kua benzemeye balamt. Evin iinde o odadan o odaya ne yaptn bilmeden, ne yapacan kararlatramadan gidip geliyor, dnp duruyordu. Bir dzeni deitirmek ne denli zormu diye dnyordu hep. Bu dnce btn olumsuzluklarn balangcyd. Kendisini Trkiye'ye benzetiyordu. Ayn Trkiye gibi gzel, zengin yaratll, alml zaman zaman gz kamatrcyd. Gene ayn Trkiye gibi az gelimiti, geri kalmt, geri braklm ve tutsak edilmiti. Ayn Trkiye gibi rpnyordu, kaynyordu. Ayn onun gibi, kendisini kurtarmak istiyenler vard. Ayn onu kurtarmak istiyenler gibi, kendisini kurtarmak istiyenler de bir yanlaryla tutsak, az gelimi, sindirilmi ve bastrlm insanlard. Ayn Trkiye'yi smrmek istiyenler gibi o da duygularyla, insanlyla, yaama istei, gelime ve serpilme isteiyle dolu olduu halde, bu duygular yoluyla smrlmeye balanmt. Bu evi deitirmek, bu yaamay deitirmek, ei dostu, alkanlklar deitirmek. Buna karlk gene baka eyler edinmek, baka dostlar, eyalar, alkanlklar... Dzeni deitirmenin arlna denk bir arlkla sevimli, ekici, ulalmaz geliyordu bunlar da. O gn evde Haver'le yalnzdlar. Haver akamst iinden knca sk sk Sevda'ya uramay adet etmiti. ay, sigara iiyorlar, tatl tatl konuuyorlard. Konuulurken bylesine tatl olan bu konu, konuma bitince ve Haver evine gitmek zere kapdan knca btn acl ve umut-suzluuyla eve, evin her yanna ve kesine kerdi. Kocam dnyorum. evremizi dnyorum. Ne kadar szmz edilir kimbilir. Herkes beni nasl ayplar ondan boandm diye. ocuklara acrlar. Gerekten de o 186 cuklar acnacak duruma decekler o zaman. Kocamn dmanlar vardr belki i evresinde. Nasl sevinirler, kendi yaaylar, karlar ve ocuklaryla nasl honut olur-ar bizim ayrlmz duyduklar zaman. Akrabalar, yaknlar, ana babalar... Hepsi de vnyorlar imdiki yaaymzn baars, gelimesiyle. -Burada Sevda durup ac bir glmsemeyle Haver'e bakt.- Nasl darmadan olacak her ey... Haver birden, gzlerinde akac bir kla Sevda'ya bakt: Zorba'y okudun mu sen? dedi. Okudum ya! Filmini bile grdm. Hem de iki kez. Beendin mi? Bataki sayfalan zor geebildim. Sonra sonra sard beni. Adamn yaamasna tutuldum sanki... Ayyyy!... Ben de!... dedi Haver. Adamn yaamasna duyduu hayranl ka, gz, aznn ve yznn btn izgileriyle belirtircesine gld. lgn ve apkn, belirsiz bir eyi zleyen bir aydnlk syrp geti yzn. Sonra toparland, acele acele anlatmaya balad: Biliyor musun bir yer vardr, Zorba anlatr. Kkken kiraz ok severmi ama alp yiyemezmi istedii kadar. Her gn biraz, her gn biraz ...Ama kiraza duyduu korkun istek bitmek bilmiyor. Sonunda bir sabah kalkm ve pek iyi anmsamyorum imdi orasn, bir yerden alarak bir sepet kiraz yemi. Bir daha da kiraz yiyememi... Haver sznn burasnda durmu ve zeki baklaryla uzun uzun Sevda'nn gzlerinin iine bakmt.

Kusmu sonra o bir sepet kiraz. Bir de bu yol var. Hep bu kirazlar geliyor aklma. Yani kusmak... Byle ya-pabilsen... diyorum. Yapabilsen derken Haver yapabilsem demek istemi ama kendi yksn bu ok daha nemli ve acl grnen ak yksne kartrmak istememiti. Sevda glmeye balad. Bu rnek ok houna gitmiti ama kirazlarla insanlar ne dereceye kadar birbirine benzetebilir insan, bunu bilemiyordu. Hi yant vermedi, sustu uzun sre. Haver, koltuun arkasna brakt k mantosunu alm kalkyordu: 187 Sen bilirsin... dedi ok yaln bir neride bulunmu gibi cidd ve doal baklarla arkadana bakarak, stersen kusmay dene. Fakat bu sana ne yarar getirecek. Yani yaamana. Sen, insan olarak kiraz yiyememekle ne kazanacaksn? Bu kez Sevda, demin kukuyla karlad bu rnekten ve Zorba'dan yana olmak eilimini duydu: Hi deilse salm kazanrm. dedi. Tekrar eski, rahat, babo gnlere dnerim. Bunu sylerken de kendine kesinlikle inanmyordu. Eskiden dedii o gnler daha ok yakndayd. O gnlerin boluunu, duygu kargaasn, bunaltcln ve durgunluunu btn acsyla yeniden yaar gibi oldu. Hangi acy seeceini ard. 188 V Sevda, geen yl talya'ya kocasyla gittikleri zaman Standalar dan ald yumurta arpacan iletmeye alyordu. Elektrikli aralara duyduu korkuyla, nce orasn burasn kartrm, bir yanl yapmaktan her zaman korktuu bu trl ilere balarkenki kendine gvensizlikle uzun uzun arac incelemiti. Yazlarndan makinenin hangi voltaja gre ileyebileceini bulmaya alt. Sonra evlerinin 110 volt elektrikli olduunu dnd. Alak voltajdr, yanl yapsam da yakmam... diye bir teknik dnce yrtt kendi kendine. Tekniin yle kimsenin an-layamyaca bir giz olmadn biliyordu. Sonunda, bu da insan dncesine ve neden -sonu ilikilerine dayal bir dnce iiydi. yleyse neden bu dnd yanl olsun da makine yansn, yanmaz herhalde... diye kesin olmayan bir sonuca vard. Bir zamanlar gen kzken fizik derslerinde hi umulmadk baarlar elde ettii artc bir yln sonunda evde elektrikli aralar onarmaya balam, sigortalar falan o takar olmutu. Ailesi komulara, tandklara onun bu baarsyla vnyorlard: Sevda her ii becerebilir... Elektrikten de anlar... Bu vgler sonunda Sevda gerekten de her ii becerebilir hale gelmiti. Ama fizikten, tek fizikten ikmale kald yln sonunda Sevda elektrikli aralara ve teknie kar iinde korkun bir yeteneksizlik olduunu sand. Artk elektriin hibir eyinden anlyamyor, teknik bir sorunla karlanca akl kr.ryor, yapabileceini sand bir ii yaparken bile akl almaz yanllklara ve dalgnlklara dyordu. Evlendikten sonra da kesin olarak teknikle ilgisini kesti. nk kocas bu ilerden anlyordu. 189 Sevda holn prizine takt rpcnn pervanelerinin grnmiyecek bir hzla ve sessizce dndn grnce hemen arac fiten kard. ine alt tane yumurta krarak yeniden prize soktu. Kek, pasta forml ezberliyememekte stne yoktu. Bildii yemeklerin bile nasl yaplacan her yl unutur, mevsimi gelince yemei yapmasn yeniden renmek zorunda kalrd. Sz gelimi taze bakla... Limon baklalarn stne na zaman sklacak, soan iden mi yoksa piirilerek mi konacak, yoksa hi mi konmya-cak, her bahar bunu yemden dnmek ve bu bakla piirmek sorunuyla yeniden uramak gerekiyordu. Bakla piirmeden de olmuyordu. nk baklay tam kvamnda ve rengini karmadan piirebilmenin en nemli bir kadn lk ls sayld bir ortamda yaamak zorundayd. Sonra, insan hibir ey yaratmaynca, yeryzne geliini hibir nedene balayamaynca byle

uralara da dknlk gsteriyordu kendiliinden. Sofraya gzel ve ssl yemekler dizerek kendi kendini yceltmeye, bir sevin kayna yaratmaya alyordu. Bu yeni rendii kek formln unutmamak iin denemeyi ka gndr tutkuyla istiyordu. Madem ki bir yumurta rpaca da vard. Eskiden olsa kakla iyi rplmyor diye kek yapmamak iin nedenler bulabilirdi kendisine kar. stanbul'a yerletikten sonra btn eyalarn yenilemi gibiydiler. Bir tek yatak odasyla ocuklarn odas kalmt. Onlar da dairenin taksidi bitince yenilenecekti. Ama moda olan mutfak eyalarndan hibir eksikleri yoktu. Ddkl tenceresinden pasta kalplarna dek... Ddkl tencereyi de nceleri beceremeyeceinden korkarak kullanmaya yanamam, sonra kocasnn halas Neriman'n bile btn yemeklerini ddkl tencerede piirdiini grnce ve Neriman'n yreklendirmesiyle bir kez bu yeni arac da kullanabilmiti. Dil piirmiti ddklde. Sonra dilleri soymu, incecik halkalar halinde kesmi, bir kayk tabaa dizerek maydonozla sslemiti. Byle gzel ve ssl yemekler yapt zaman hep rahatsz oluyordu. Bu yemekleri, birok kiinin grmesini istiyor, bu yemeklerin nemli bir masay sslemesini istiyor, bu yemekleri yapm olmann ona onur ve vg kazandrmasn istiyordu. Arif'se nne na 190 sil yemek korsan yer bir donukluktayd. Yemei sadece bir besin arac sayan btn halk ocuklarnn yapt gibi ssten psten pek anlamaz, karnn doyurmaya bakard. Sanat okullarnda glkle okuyabilmi, sonradan bir olanak bulup Almanya'ya giderek hem bir fabrikada ii olarak alp hem de mhendis olmak iin yllarn tketmi bir adamd. Bir ustaba olacakken hem de iyi bir ustaba olacakken bir mhendis olmann aknlm, donukluunu yanstyor, yaamasndaki yenilikleri kukuyla, tedirginlikle karlyordu. Bir yabanc sermaye ortaklnn kurs iin talya'ya yollad mhendisler arasnda talya'ya gittii zaman hibir amac yoktu, talyaya gitmekten baka. Ama orda Trkiye'den gelmi teki mhendislerin araba alma, eya alma tutkular nce Sevda'y, sonra Arifi sarmaya balaynca onlar da tasarruf yollar aramaya baladlar. stanbul'da Sevda'nn annesine braktklar kk bir ocuklar. Halil kalmt. Fabrika'nn Trkiye'de dedii ayl bu ocuun bakm iin ayrmay dndkleri halde, araba alma tutkusunun nce aka, sonra ciddlikle onlar da sard gnlerde Sevda'nn ailesine yazlan mektuplardan sonra, ok ilkel ve saf yollarla talya'ya Trk paras karmaya baladlar. teki mhendislerin hal, deri ceket ve daha bilinmiyen, giz olan para karma yollarna, memleketten araba almak para biriktirmek amacyla uval uval getirdikleri kuru fasulya, tarhana gibi yiyeceklere, sk sk Trkiye'den teneke ve paketlerle yollanan beyaz peynir, sucuk ve pastrmalara glerlerken, kendilerini de bu sinirlendirici, tedirgin edici tasarruf duygu laryla smsk sarlm buldular. Artk Sevda'lara da Trkiye'den atlan adi mektuplarn iinde be yzer liralar gelmeye balad. Arif bir src kursuna yazlarak ehliyet ald ve Milano'nun ii blgesi saylan Sesto San Giovanni'de bir apartmann tek odal kaloriferli dairesinde her akam para biriktirme, fabrikadan daha ok para koparabilme konusunda konumalardan baka bir ey duyulmaz oldu. talyanca'y Arif hibir kural tanmadan salt makinelerle ilgili yaamann bir arac olarak kullanyordu. Sevda ise talyanca'y kurallar ve edebiyatyla renmek istedi ve bir dil okuluna yazld. Bu abalaryla oradaki mhendislerin karlarna 191 ylesine ters dyordu ki iki yann da bir uzlama, bir uyum salamak iin ellerinden geleni yapmalarna karn ara her geen gn bir para daha alyordu. Herkes otomobil ve Trkiye'de yeni diyecekleri evleri iin gerekli ev eyalarn almt. Arifin bu gibi eyler umurunda bile deildi. Herkesin

kars talyanca'y renmek yerine evde i iliyor ve akam kocalaryla ve yeni otomobilleriyle gezilere kyor, Sevda ise Dil reniyordu. Karkoca tm mhendisler Milano'nun btn standala-rnn yerini ve niteliini renmilerdi. Sevda'yla Arif boyuna bunlar renmeyi savsaklyorlard. i blgesinde oturan iilerle Arif ve btn teki Trk mhendisleri komnizm konusunda tartyorlar ve hibir bilgileri olmakszn bu konuda talyan iileri kt talyancalaryla suluyorlard. Bir Mays bayramnda yakalarna krmz karanfil takarak yry yapan canl, sevimli, yakkl italyan iileri, Trkiye'den gelen yeni evli mhendis aileleri iin kenardan sessizce ve iini bilir bir tedbirlilikle seyredilen umaclard. Sesto San Giovanni'nin duvarlarna aslan l Popoio gazetesi ile L'unita gazetelerinin hibir anlam yoktu. Yalnz kelime olarak gen ve tutkulu Trk mhendisleri bu iki kelimenin Halk ve Birleme anlamna geldiini skebilmilerdi. Sevda ne yaparsa yapsn teki gen ve yeni talyan giysileriyle gzellemeye alan mhendis kanlaryla bir uyum kuramyordu arasnda. Oysa hepsi de kendi aralarnda birbirlerini seven, ortak zlemleri olan -memleket, beyaz peynir ve aile- birbirlerine yardma hazr, gler yzl, akll kadnlard. Bir gn kendi aralarnda le yemei yemeye karar vermiler ve urayp Sevda'y da almlard. Sevda konuk gittikleri yerde imek zere evde bulunan az iilmi bir beyaz arap iesini de ald kadnlara nceden danarak. Yolda, Sevda'nn kucandaki ienin mantar kendi kendine patlayverince Sevda da herkes kadar gld ama o gn Sevda'nn yaamasndaki en uyumsuz gnlerden biri olarak kald belleinde. Hibir zaman glmenin o gnk kadar utan verici, konumalara katlmann ve ince olabilmenin o kadar g olduu baka bir gn hatrlyamad. 192 Trkiye'den getirttii kitaplardan gnde ikisini birden deviriyor, sonra bu mutluluk sona erince, nc kitaba balamamak iin girip yataa uyuyordu. Gnleri sonsuz bir sknt, zlem ve bekleyile geiyor gibiydi. Kulanda postacnn sesi, gz postacnn gelecei saatte bekler, zil sesini duyup apartmann i telefonundan: Aprite la porta emrini duyar duymaz asansre frlard. Trkiye'den gelmi bir mektup, bir gazete, kitap, bir resim... Sonunda Sevda hi beklenmeyen bir ey daha yapt. Dokifz aylk brakt ve imdi birbuuk yalarnda olan Halil'in zlemine dayanamayarak, dnmelerine ay kala Trieste yoluyla, yannda standadan alnm halanm tavuk ve peynirlerden meydana gelmi yiyecekleri ve pek beceriksizce seilmi ucuz pazar armaanlaryla Trkiye'ye dnd. (Sevda orda standaya gitmektense Trkiye'deki gibi her cumartesi evlerine yakn kurulan pazara gider, talyan satc kadnlarla, talyancay hi armadan sk pazarlklar eder ve ucuz ucuz, deersiz teberiler alrd) Arif ay sonra yurda dnerken kuzey lkelerinden birinden alnm ve talya'da hi kullanlmayan byk bir amerikan arabasnn sahibiydi. Hem de herkesi gldren bir korkusuzlukla ta o uzak kuzey lkesinden Trkiye'ye kadar yeni ald ehliyetle tek bana gelmiti. Mevsim de karl buzlu bir kt. talya'ya sonraki gidilerinde hep biraz daha uyum saladlar kendileriyle ve evreleriyle. Trkiye'de deitirdikleri arabalar daha gzeldi, Truva feribotuna arabalarn atmlard. Bir seferinde yanlarnda bym olan oullar Halil ve Sevda'nn karnnda teki ocuklar Fazl vard. Artk neyi nerden alacaklarn biliyorlar, daha bol para harcyorlar, talyancay daha iyi ve yanlsz konuuyorlard. Sevda tarih kalntlarna eskisi kadar dkn grnmyor ve evlerinde eksik olan, stbalarnda gerekli olan her eyi almann bir yolunu buluyordu. Son gidiinde bir elektrikli sa maas bile almt. Bu maayla hibir zaman san kvrmyacan ve kvrmaya ialksa da bunu beceremiyeceini bildii halde... nk " j.yo "

evde bir tek eksik olan, elektrikli sa kvrma maas kalmt. * ** Sevda'nn keki olaanst gzellikte olmutu. Yeni havagaz frnnda, yeni kalbn iinde, yeni rpcyla yaplm olan bu keki kim grecekti imdi. Yiyecek bulunurdu ama, bu gzel ey bir sanat eserine benziyordu. Bozulmasna kesilmesine, yenilmesine kylmyacak denli gzeldi. Sevda'nn zerinde talyadan ald mavi pijamalar, srtnda koyu mavi kapitone bir ceket vard. Ayana, yrmesi zor olduu, gereksiz olduu halde ince topuklu pembe pomponlu terliklerini giymiti. Sevda kklnde byle sslenip pslenip oturmaya alkn bir ailede bymemiti. yle anneler vardr ki sabahleyin kalkar giyinir, taranr, yapacaksa i yapar, yapmayacaksa yapmaz. Ama mutlak yaamay gzelletirecek bir takm nlemler alnmaldr her sabah, yeniden. Sofra ona gre kurulmaldr, ev ona gre derli toplu, prl prl tutulmaldr, ocuklar ona gre giyimli kuaml olmal, buzdolabnda yemekler hazr ve ssl, bulunmaldr. Sevda, dar gelirli bir memur ailesinin kz olarak byd. Annesi ev ilerinden ylgn, para darlndan ylgn, stelik yaamann darlndan, ksrlndan, renksizliinden ylgn olaanst yaratll bir kadnd. Zaman zaman zenginleme zlemleri duyar, zaman zaman ak zlemleri duyar zaman zaman kiiliini gelitirme ve gsterme tut-kularyla yanar tutuur, zaman zaman doayla, doada gizini zemedii ve varsayd gizlere yaklama eilimleri duyar, bilincinin altnda, dansa, mzie, iir ve felsefeye yatkn yaratln nereye adayacan bilemezdi. Bu yzden de raslantyla, ucuz bir semt olduu iin oturmak i m setikleri semtin btn yoksul ve yoksula yakn kadnlarnn ortak yazgsn paylamak zorunda kald. Kendini krk yalarndan sonra dine verdi. Onun iin Sevda giyime, kuama, yaama biimine nem vermekten ok, yaamann ieriini bulmaya alan bir aile ortamnda bym olduu iin imdilerde or-dan burdan gre gre biimlendirdii kiilii, evi, yaamas onu rahatsz ediyordu. Bunun teki, o kendine rnek tuttuu snfn kadnlarnn kabul ettii gibi doal deil doallk d bir durum olduunu sanyordu. 194 Yaama asla kendi iimizde deildi. Kendi kurabileceimiz yaknlkta ve kolaylkta deildi. Yaama uzaklardayd. ylesine uzaklardayd ki bir tiyatro seyircisinin sahneye olan uzaklna benziyordu bu. Sevda bir tiyatro seyircisi olmaktan kt, giyinip kuanp gzelletii, deitii zaman yaamay oynamaya balyordu. Bir baar ve alk tutkunu aktris gibi yaama denen sahneye kyor, o biraz nceki silik seyircinin yerine imdi gzel, hayran edici, olaanst yetenekli, btn varln buna adam bir oyuncu kadn gibi yaamay oynuyordu. te o gn de gzel bir kekin yapl, gzel bir sabah giyimi iinde oluu, aynaya baknca grd sabah taze-liindeki sarn yznn, maviler iinde, oyuna hazr bir aktris yznn parlakln ve ekiciliini yanst onu deli gibi sokaa att. Sabahtan beri, uralarla, keklerle, sabah giyimini stnden karmak istemeyiiyle kendini alkoymak istedii bir ey vard nk. Yapmaktan kendini alkoymak istedii... O gn salyd. Hakk o gn kendisini evinde bekleyeceini yazd bir pusula brakmt birka gn nce eve urayarak. Sevda ondan byle bir sr pusulalar alyordu. Hakk onu ard gnn stnden tam onbe gn geene dek bekliyordu. ki hafta geti mi, yeniden geliyor, yeniden bir gn veriyor ve Sevda yeniden gitmiyor, sonra yeni onbe gnler geiyordu. Sevda kendi kendine: Acemiliim azalyor. Diye dnyordu. Erkekler hakknda bir ey rendim ite: Erkek yeniden gelmek iin tam onbe gn bekler... Btn kurallara hele byle ruhsal kama ve kovalama kurallarna duyduu nefretle, bilerek Hakk'y artc bir inad srdryordu. Ya da bilmeden. O istedi diye mi gideceim yani... diyordu. Bunu sylerken de hibir eyden emin olamyor, ne zaman gideceini ya da hi gidip

gitmiyeceini kendi de bilmiyordu. Ama u anda yaamaya ylesine bir zlem duydu ki, yaayan bir adamla bekleyen, kzan, zleyen, isteyen, yalan syleyen, hile yapan ama ne olursa olsun yaayan yaama belirtileri gsteren bir adamla olmay ylesine istedi ki yollarda yel gibi umaya balad. Elindeki torbada harika kakaolu keki vard. Gidecek onunla kek yiyecek, ay iecekti. 195 Kek yemenin ve ay imenin anlaml geecei birka saatin cokusu iindeydi. Bu tutkunun nedenini anlamyordu, anlayamyordu. Daha dorusu bu tutku zerinde tutarl bir dnceler zinciri kuramyordu. Ama bu duygunun varln biliyordu. Neden olursa, olsun, nasl balam olursa olsun, gerektii gibi geliip serpilememi de olsa bu tutku bir insan btnyle kavramt ite, yokumsanamaz derecede kavramt ve onu ynetiyordu. Onu soyuyor, giydiriyor, sokaa karyor, nerelerden getiini, getii yerlerin stnde raslad insanlarn ne biim eyler olduunu bile ayrmlamasna frsat vermeden bir insan ynetiyordu. Sevda Beyolu caddesinin balad keye gelince so-luksuzluktan tkanacan sand. te O'nun blgesi balyordu. Yasak blgeydi buras imdi. Toplum kurallarnca da, yasa kurallarnca da yasakt. Ama bu yasak blgeye girmek yaamann balad alan olacakt. Bu yasak blgeye giremiyen biri aylardr yaamaya alyor ve bunu glkle baaryordu. Salkl deil, hastalkl bir yaama oluyordu bu. Sevda aylardr evresinde grd insanlara, eyaya donuk gzlerle, bulank bir bilinle, yaamaya duyduu soukluk ve isteksizlikle bakmt. Hele doa onu tik-sindirmiti. Dpedz doay yok sayyordu. Arifle her cumartesi pazar arabaya binip Kilyos'a, Boaz'a, kar kyya gezmeye gittiklerinde bu anlamsz doa gzellikleri karsnda neye ve niin olduunu bilmeyen bir kin duyard Sevda. Araba, apartman, eyalar, ocuklar, hepsi de Sevda'nn evresinde kurulmu pis tuzaklar gibiydi. Yaamasnn anlamn hiletiren, onu ldren, tketen, yok etmeye hazrlanan tuzaklar... Ka kez bu arabadan da, bu dayal deli daireden de, bu eyalardan da kap gitmek istemiti. Hatta ocuklarndan bile. Ama niin gideceini bilmiyordu. Nasl gideceini de bilmiyordu. Gidiinin hibir nedeni, hibir amac, hibir anlam olmadktan sonra Sevda nasl gidebilirdi? te imdi o insan kirlettii sylenen, zellikle kadn kirlettii sylenen yasak blgeye gelip atmt. Burdan tede kendince bir anlam buluyordu Sevda. Ama bu anlamla birlikte baka anlamlar girecekti bundan byle yaamasna. Annesine gre gnah, babasna gre ayp, yasala 196 ra gre su olan, Arif iin insafszlk, ktlk olan bir anlam... Ama mutluluk da girecekti. O'nu istedii kadar kesinlikle biliyordu bunu, mutluluk girecekti. Beyolu caddesinde yrrken o yana giden ve o yandan gelen herkese korkuyla bakt. Onlar bu blgenin korkusuz adamlarydlar. Kendisi bir yabancyd. Kendisi istenmeyen biriydi. Onlarn hepsinin de tertemiz varlklar olarak gezindikleri bu caddeyi bulandran, pisletecek olan bir dmand. Herkes kendisine dmanca bakyor gibiydi. Caddelerini korumak iin orada birikmi oral, o blgeli insanlard. Hakk'nn memleketlisiydiler. Sen ne aryorsun burda? Aramzda iin ne? Niin geldin? diyecekler gibi bakyordu onlara. Hakk'nm apartmannn nnde kimse yoktu. Tkanarak koup kt merdivenleri. Hakk da kendisine tpk tekiler gibi bakacak sanyordu. Onu evinden kovacak, niin olduunu bilmedii bir nefretle kltecek, hakaretlere boacakt. Kapy hem hzl, hem rkek tklatt, soluu bitmiti te lyorum artk. Her ey bitti. diye dnd srada kap ald. Hakk sokak giyimiyle, akn ve sevinli ona bakyordu. Adamn boynuna sarlarak alamaya balad.

* ** Ayn Beyolu caddesini yava yava, salar dank geerken ayn insanlarn bu kez neden kendisine bu kadar ilgisizce yanndan geip gittiklerine ayordu. Ona acsa-lar, onunla tartsalar, onu yarglasalar ya... Herkes birbiriyle konuuyor, camlara bakyor, camlardaki giysiler zerinde dnceler yrtyor, sk sk ona arpyorlard. Yzn onlardan saklamak iin o da giysilere bakmaya balad. aknlkla ayrmlad ki artk Beyolu caddesine ilgisiz deildir, artk evresini grebiliyor. Kzgn da olsa, sert de olsa, utanl ve dnceli de olsa, piman da olsa giysileri de, giysilerin fiyatlarn da, onlara bakan kadnlar da gerek insanlar gibi grebiliyor... Hibiri deminki ordular, srler halinde gelen kuklalar deil, yaamann iinde kaynaan insanlar ite... Kendisi gibi ask yzller var, glenler, kendisiyle kurumlananlar, akl fikri gi 197 yimde olduu, stne bana verdii emekten, dkt paradan belli olanlar var, bu sry kmsedikleri halde, onlarn iinde grnmekten holananlar var, birbirlerini sevenler, birbirlerine kaytsz olanlar, birbirlerinden sklanlar var... Arbal bir i yapmasma, g bir grevi baarmasna durdu. Sama soluna bakt, derin derin soluk ald, gkyzne, yukarlardaki apartman katlarna, koskocaman tabela ve reklamlara, film afilerine bakt. O anda bir ii olsun, bir grevi olsun istedi. Kendini, btn yeteneklerini, akln, duygularn younlatraca bir alana adam olarak dnd. Alkla dnd bunu. Arife kesin olarak boanmasn nereceim... diye karar ald. Bir de i bulmalym. Bir yanllk m vard acaba bandan geen olayda? Mutsuz olmas gerekiyordu. Hakk'nn evinden mutsuzluunu bara bara frlamt. Arif ne olacak imdi, Arif ne olacak? diye frlamt. Arkasndan bakakalan Hakk akn, biraz da kayglyd. Bir ey olmasa bari... diye dnrken kendi kendini avutacak bir ey buldu: Beyolu caddesinin kalabaln... Sevda'y gvenilir ellere brakm gibi biraz ferahlad. Sonra yatan arafna takld gzleri. Yaamasnn en duygulu anndayd sanki. Bir damla kan lekesi vard orda. Ykamak iin araf ekti, musluunun bana gitti. Musluu aamad bir sre. Kan ykamak istemiyordu. Sonra araf katlad, karmakark giysi dolabnn iine att. Ne garip, bir gen kz gibiydi. diye dnd. Biraz daha dnse alayacak ya da kalkp peinden gidecekti. Unutmaya karar verdi, gitti, mutfan tezghnn stnden bir dolu st iesini ap bana dikti. 198 VI Edebiyatlar Birliinin odalar tklm tklm doluydu. Sevda Birliin bulunduu binann karanlk dik merdivenlerini bir solukta km, korka korka kapnn zilini alm ve korkulu bir iki saniyelik bir bekleyiten sonra bykl, ksa boylu gen bir adamn at kapdan girivermiti. erinin uultusu heyecann ve korkusunu yattrd. lk blmde kanapelerde oturmu olanlar, bara yaslanm ienler, gezinenler, ona merakl ve ilgisiz bir bak attktan sonra konumalarna, ikilerine dndler. kinci blmn kaps, srtlar grnen erkek kalaba-lyla doluydu. erde ynetim kurulu toplants vard. Sevda kapya yl adamlarn arasndan zr dileyerek ieriye girdi. Duvar dipleri ikili l sralar olarak, ayakta duranlarla doluydu. Onlarn nnde oturanlar vard. En ortada avu ii kadar bir boluk grlyordu. nl yazarlardan biri ayakta, skkn bir yzle kendisinin de iinde bulunduu ve imdi bir yenisi seilecei iin, aklanmas gerekli ynetim kurulu nu savunmaya alyordu. Sevda pek ilgilenmedii bu konumann, bir-lik'te alan garson kzlarla ilgili bir savunma olduunu anlad. nl yazar: Arkadalar, bizi burada bar iletmekle sulayanlar var... dedi.

Konu hi kukusuz ilgi ekiciydi. nk oday dolduran elli altm kii, soluunu kesmi yle dinliyordu savunmay. Tam bu srada, kar taraflarda oturanlardan birinin ekingen ama saldrgan bir sesle, sulayc bir edayla: yle diyorlar. dediini duydu. 199 Herkes dnp bu tek cmleyle ynetim kurulunu savunmaya alan nl yazarn anlattklarn kabul etmediini bildiren sesin sahibine bakt. Odadakilerin byk bir ksmnn ona bakmas iin dnmesi gerekmiyordu. nk adam kar kede, en saygn bir yerde oturuyordu. Sevda, nndeki kalabaln stnden bu sesin sahibini grebilmek iin ayaklarnn ucuna basarak, boynunu uzatarak baknd. Ama kardaki saygn yerde oturan birka yal adamdan hangisinin konutuunu karamad. Yalnz yal adamlardan birini tanmt. Bembeyaz salar ve krmz yzyle nl bir airdi bu. Genliinden beri yaamas srgnler, tutuklamalar, para darlklar, yokluklar, aldatlmalarla getii iin edebiyat dnyasnda ok saylr ve sevilirdi. Yaamasnn son yllarnda ancak biraz soluk alabilmi olan bu nl airi Sevda da ok severdi. Onunla bir resim sergisinin al onuruna verilen bir kokteylde tamtrlmt. Herkesin kendisine sekin bir hava vererek, elinde iki kadehi ordan oraya dolap akalar, taklmalar arasnda salonun havasna ters dmemeye alt o kokteylde Halil Irmak kolunda ceketi, iinde modayla hibir ilgisi olmayan gmleiyle terden su iinde kalm yzn siliyor ve resimlere bakarak yanndakilere cidd bir yzle ve anlalr bir dille dncelerini sylyordu. Halil Irmak'n iir dili de tpk o kokteylde konutuu gibi anlalr, yaln ve geree ok uygundu, zentisiz ve oyunsuzdu. Halil Irmak gene orda, yzn sk sk mendiliyle silerek ve kucana koyduu ceketini sk sk, kaldrp dzelterek oturuyordu. Yannda kendinden biraz daha gen grnen ama artk yal saylmas gerekli be kii daha oturuyordu. Sevda, o topluluun iinde n olmayanlardan biriydi. Kendi yalarnda olan ve edebiyat a atlm, niversiteden arkada olan birka delikanly grd birden duvarn dibinde ayakta dikilenler arasnda. Bayla selm-lat gzgze geldikleriyle. Fakltedeyken onlarn peine taklp sanatlarn, sanat heveslilerinin devam ettikleri kahvelere giderdi. Birka kez de onlarn stelemelerine dayanamayp gece Beyolu'ndaki bir iki meyhane - lokantaya gitmiti. Bu havay hem seviyor, hem sevmiyordu. Sa 200 aat havas onu deitiriyor, sanki tazeliyor ama bir yandan da kendisinin ne denli sradan bir insan olduunu, kendi gznde byk bir nemi olan varlnn, aklnn, duygularnn, yaamasnn, onlarla bir araya gelince ne denli hiletiini anlyor ve rahatsz oluyordu. Hittt, merhaba Sevda... Birisi kolunu tutmu, Sevda'y kendisine doru ekitiriyordu. Sevda, bu kadar kalabaln iinde, stelik kendisini ok korkutan o sanat kalabalnn yalnzl iinde bu denli iten bir arlma duyunca btn kayglarn, aknlklarn, tedirginliini silip spren bir rahatlama duydu. Onu kolundan eken, bununla da yetinmeyip, biraz ilerdeki iskemlesini kendisiyle paylamay neren, Nurten'-di. Bir sredir dergilerde kan iirleri, onu bir sanat kiilii oluturmaya yneltmiti. stelik olumlu da karlanmt bu iirler. Halil Irmak zellikle bu gen airi tutmak gerektiini sylyordu. airlerin henz eski iirin havasndan kurtulamadklar, bir rahatlk, bir kiisel zgrl dile getirdikleri o yllarn iirleri iinde bir kzn memleketin durumundan yakmmay akl ediini beenmiti. Bir cesaretti bu. Yaplmas gerekendi. Kendilerinin yirmi yl nceleri yaptklar, daha sonra da yapmalarna izin verilmemi edebiyat, iir etkinliiydi. kinci Dnya Sava yllarnn airlerinden olan Halil Irmak, memleketin toplumsal koullarn cesaretle dile getirmeye alt, bunlardan

yaknd, bunlara kar halk uyarmaya alt iin kiisel mutluluklar engellenmi, tam bir yoksunlukla geirmiti genliini. Nurten kk, esmer yz ve bedeniyle ve bu yz ve bedeni, bilinmez hangi gereksinim ve drtlerle sslemeye alt yzkleri, kpeleri ve dantelleriyle o salonun havasna adamakll ters, yabanc, yadrgatc, ama ayn gllkle herkese yakn, dost, senlibenliydi. Sevda oturan erkeklerin dizlerine srnerek ve alak sesle herbi-rinden zr dileyerek Nurten'in yanma gidip sandalyenin bir ucuna yerleti. Biraz daha tede, pencerenin yannda bir kadm romanc oturmu, ask bir yzle sigara iiyordu. Konumalar byk bir dikkatle izledii sanlabilirdi ilk bakta kadnn. Ama Sevda, her zaman kendisini drten, kkrtan 201 gzlemciliini biraz daha keskinletirerek bir iki saniye kadn inceleyince onun hibir ey dinlemediini ve orda oturmakta oluun hem tadn kartp hem de skntsn yaadn anlad. Tadn karyordu nk bu salonda bulunanlarn yars onu tanrd, bir eyrei de ahbab saylabilirdi. E dost toplantlarndan, -sanatlar arasnda yaplan- i Partisinden, romanlarndan, eletirmenler vd iin, biraz huysuz ve aksi tabiatl olduu sylendiinden, sert ve alayc bir yazar kiilii olduu iin tannyordu. Ama dili biraz dolambal olduu iin de orta halli aydnlar arasnda pek okuyucusu yoktu. Hani retmen, memur, renci gibi. Hele halk tarafndan okunmu olmak bu salonun iinde yazar kimlii gsteren be alt kii dnda hibir yazara pek kolay atm bir ans deildi. Bu da onu tedirgin ediyordu. Bu tedirginlik yalnz orda, o andaki tedirginlik deil, yazarlk yaamasn, ilk yllarndan ba-lyarak kaplam, alm, bu yaamann her dakika ve saniyesine yaylm bir tedirginlikti. Berna'nn btn mutsuzluu burdan douyordu. Eer o, milyonlarca okuyucusu olan bir halk demokrasisinde domu bir yazar olsayd, dnyann en mutlu, alkan ve titiz yazar olurdu hi kukusuz. nk mutluluk durumu dnda, alkanlk ve titizlik yazarlnn teki byk iki niteliiydi. O zaman kocasndan, ocuundan, ana babasndan, arkadalarndan geldiini sand mutsuzluklar olmayacak, btn ilikileri, insana mutluluk veren bir zgrlk ortamnda olup bitecekti. Bak dedi Nurten, u karda oturan var ya, Mehmet Meri... Sevda kedeki kalabal gzleriyle aratrarak: Hani? diye sordu ama birden iini inanlmayacak bir ilgisizliin kapladn duydu. Sevda'y ok az ilgilendiriyordu Nurten'i ilgilendiren eyler. Onunla ok baka iki kiiliktiler nk. Eer bu cmleyi Nurten yerine baka biri, szgelimi Haver ya da Glsm syleseydi, Sevda mutlaka Mehmet Meri'le ok daha yakndan ilgilenirdi. Bak ite, karda... Halil Irmak'n yannda. Halil Irmak'n iki yannda, birbirine ok benzeyen iki 202 adam vard. O gece, lokantada ksknlk ve utan iinde, kimseye bakamad dakikalarda Mehmet Meric'e glkle bir iki kez bakm ama ona duyduu borlulukla birlikte adamn grn, belleinde ok silik bir izlenimle kalmt. Bu yzden Halil Irmak'n iki yannda oturan ince, esmer yzl, ak renk gzl iki adam da Mehmet Meri olarak grd, ikisine de ayn ilgiyle ve borluluk duygusuyla bakt. Mehmet Meri, o gece geri kendisinden yana olmu ve onu kalabaln iinde sonuna dek srekli bir utanca gmlmekten kurtarmt ama ayrca hibir dosta ilgi gstermemi, yzne hibir scak ve arkadaa bakla bakmamt. Nerdeyse Sevda'nm ak szllk ve saflkla saptad bir doruya sahip km ve onun, kk, zavall baarsyla birlikte bu kez de unutulmasna neden olmutu. Sevda da bu kez Mehmet'i ilgisizlie yarglad ve ban kapdan yana evirerek kapda yl duran balarn arasnda Hakk'nm esmer yzn, kvrck sal kocaman kafasn arad. Sevda'nm hi tanmad

yzler, birbirinin omuzu zerinden ykseliyor, merakla ierdeki tartmalar yapan Ynetim Kurulu yeleriyle yazarlar izliyorlard. Sevda, kapya bakarken birka kiiyle gzgze geldi, sonra ban evirip pek de dikkat etmeden ortada tartanlara bakmaya balad. Nurten yava olmasna alt neeli, yksek bir sesle: Demin akir Tekin'e lf atan da oydu, duydun mu? dedi. Hayr, duymadm. Sevda Nurten'in neden, kimden sz ettiini birden kavrayamamt. Nurten'in konumas biraz kabadayca, biraz da bile bile erkeke bir eda vermeye alt artc bir nitelik tard. Nurten bol bol sver, bol bol argo kullanr; yazar, eletirmen arkadalarna kzma, barma frsat buldu mu hi karmazd. Bu tutumuyla bir halk kz olma ekicilii ve bakal, itenlik, doallk, yalnlk havas vermeye alrd kendisine. Gene de bu davranlar ama olan deil, tam tersi olan etkiyi yaratyordu aydnlar evresinde. Onu sayyorlar ama kmsyorlar, seviyorlar ama kzgnlkla kark seviyorlar, onun dostluunu kabul ediyorlar ama ok gerek duymadka ondan ka203 yorlard. Hatta etki kimi zaman ylesine ters oluyordu ki, Nurten iyice ii oluruna brakyordu gitgide. nk evresindekiler o kznca glmeye balyorlar, glnce kzyorlar, barnca susup onu dinliyorlar ve onun sustuu zaman da o yokmu gibi varlnn ayrmnda bile olmuyorlard. Ulan neyi duymadn be? dedi Nurten glerek Sev-da'ya. Ben grdm ite, o srada sen burdaydm, kapda, kalabaln arasnda dikiliyordun. Sevda Nurten'in bu kmasn yznde bir glmsemeyle dinledi. Bu kz seviyordu galiba, nk onu anlyordu. Ha evet, evet... Bala, birden anlyamadm. Bak akir Tekinle Mehmet Meri hi geinemezler. Birbirlerini hi sevmezler. Zamannda birlikte almlar uzun bir sre. Herhalde anlamazlklar o yllara bal. Ama akir ok kurnazdr, hi belli etmez kzgnlm. Mehmet de tam tersine, her yerde akir iin atar tutar... Sevda merakla Nurten'i dinliyordu imdi. Bu iki yazarn birbirlerine kar davranlar ilgisini ekmiti. Btn dedikodular gibi de ilgi ekiciydi ve Nurten ok gzel dedikodu yapard. Sevda sz edilen garson kzlar hi grmemiti. Zaten ok seyrek gelirdi Edebiyatlar Birlii'ne. inde hep korku, tedirginlik, utan olurdu oraya gelirken. Tannmam biri olmak, tannmlarla birlikte olmay istemek, hak etmedii halde, yazarlarn arasna katlmak, onlardan biriymi gibi grnmek duygusu cann skard. Hele kapnn zilini alp da ieriye girdii zaman holdeki koltuklarda oturanlarn ilgi ekici, tannm birinin gelip gelmediini anlamak iin yle birden merakla dorulup da Sevda'y grnce takndklar ilgisiz davran, onu zntye, utanca board. Gzel de deildi pek Sevda. irkin deildi ama, sanatlarn sevdii kusursuz gzellerden de deildi. Sanatlar daha ok kuzeyli, erkee yakn, iten, zeki, zgr davranl, ince uzun, deiik ve gzel giyinen kzlara ilgi gsterirlerdi bu binada. sterse kzn sanatla, edebiyatla hibir uzak ilgisi bile olmasn... Bu nitelikleri tamayan kz ve kadnlar ya yazarlarn bir yaknlar olmak, ya gz-peke, erkeke akalar yapp, korkusuzca konumak, ya 204 ok okumu olmak, ya zgrce davranlar ve yaama biimlerini benimsemi olmak, ya da o gnlerde deiik biimler bularak yk, iir, deneme yazm olmak zorundaydlar, kendilerini okayan ilgi dolu baklarla karlanmak istiyorlarsa... Sevda btn bu niteliklerden hibirini tamyordu. Gzelce bir ev kadn gibiydi grn. arya, pazara, ev gezmelerine yakr cinsten. Fazla konumaz, korkusuzca akalar yapamaz, davranlar tutuk, bal olduu erkei sever grnen, fazla roman okumu btn kzlarda olduu gibi boyuna kendi kendine iinden konuan ve tartan, zmlemeler yapan, gzlemleri keskin ama ie yaramaz...

Gerekten garson kz var myd burda be? Aaa, hi grmedin mi? Vard tabi. Mehmet hakl bir yerde... Sevda'nn gzlemcilii ilemeye balamt gene. Bu bir yerdeli, aslmdal, ayrcal konumalar tanyordu. Yeni kan moda kelimelerdi bunlar. En bilgili insanlarn da, en zentili insanlarn da aznda bunlar vard, dnce, ilericilik, adalk, okumuluk adna... Sevda'nn arkadalar da bu szleri ok kullanyorlard. Dncelerini anlatmaya kalkp da iinden kamadklar, zellikle bilimsel konularda, bir yerde... demek cankurtaran simidi oluyordu sz gelii. Sevda bu gibi szckleri kullanmamaya zellikle karar vermiti. Bu moda szlere, btn modalara duyduu korkuyu, tiksintiyi, uzakl duyuyordu. Giyimi kuam da, evinin eyalar da, ocuklarnn stba da, okuduu kitaplar da modalardan hep uzak bulunurdu. O moda saylacak eylerin modalar geti mi onlar satn almak, ya da tanmaya almak ii Sevda'ya derdi bu kez. Yepyeni bir roman piyasaya kp da btn eletirmenler sz-birlii etmilercesine ondan konumaya, yazmaya baladlar m Sevda Tolstoy okumaya balard. Bilmem kanc kez Anna Karenina'y ya da Sava ve Bar' okumaya koyulur, o moda salgn geinceye dek sonra k uykusundan uyanan hayvanlar gibi ban kaldrp yeryzne yle bir bakard. Tolstoy'la gzleri kamam olurdu nk. Ve o moda kitap btn stnde koparlan grltye karn unu 205 tulup gitmi olurdu. O zaman Sevda gider o kitab einden-dostundan aratrmaya koyulurdu. Kendi kendisiyle tutarszla dmemek iin mi, basbaya cimrilik ya da he-sapllktan m, yoksa gizli bir kskanln, ya da hakl bir kzgnln ve varl pek anlalmam keskin bir saduyunun eseri mi bilinmez o kitaba nce para vermekten kendi kendini alkoymak ister, en sonunda dayanamaz, gider satn alrd. Sonra da inanlmaz boyutlara ulard o kitap ya da o eya hakkndaki dncesi. Onda, kimsenin gremedii gizli ve kk erdemler, dorular, ya da nefret edilecek kadar byk ve gzebatc yanllar bulurdu. Ne var ki bu tutumunun da bu eletirilerinin de farknda olan bir tek kii bile yoktu. Herkes onun bu davranlarn, zelliklerini ayr ayr anlamlarda deerlendirirdi. Annesi inat ve souk .babas, bildii bildik, ald ddk, baarl olabilecekken, herhangi bir alanda sivrilebilecek yetenekleri varken gidip silik bir evlilik yaparak kendi kiiliini ldrm bir aptal bulurdu. Kocas iin huysuz ve tatl ka-dmd. Kocas o yllarn modas olan bu arky syleyerek ona kar olan duygularn anlatmak isterdi. Bu da inceliinden deil, yeteneksizliindendi. O kadar yeteneksiz ve silik bir kiilii vard ki kocasnn, Sevda'mn annesi ve babas, kzlarn bu adamn yava yava ldrdn, alel-adeletirdiini, bayalatrdn ne sryorlard. Nurten Mehmet'in niin hakl olduunu anlatyordu kaln sesiyle. Sevda, biraz sonra kalkp dar kmay ve orda yle tadn kara kara bir sigara tttrmeyi istiyordu. Epeydir sigara imemiti ve can ok istiyordu. stelik imdi sigara imeyi de hak etmiti. u koskoca salonun iinde hatr saylr bir arkada bulmu, onunla oturmu, onun anlattklarn dinlemi, o salonun bir kiisi olmutu. Havaya yava yava snyordu. Yoksa, kendisini kimsenin tanmad bir baka geliinde can sklm, oturmaktan bile korkarak ters yz dnp gitmiti. Ben dar kp bir sigara ieceim, gelir misin? dedi Nurten'e. Burda i yahu. Darya neden kyorsun? Olsun buras ok scak. Skldm biraz... Ben kamam nk imdi seimlere geilecek. Peki ben biraz sonra gelirim. 206 Sevda kalabal yararak dar kt. Duvarn evresine boyluboyunca konulmu sedir biimi kanepelerde bir bo yer bularak gidip oturdu. Lo klarn altnda buras ierinin havasyla tamamen ters bir ortamd. Barda oturmu konuan bir nl gazeteci, profesr hsan ve yal bir eletirmen dnp ona baktlar. hsan:

Vaaay, Sevda Hanm, merhabalar efendim, naslsnz, hi grnmyorsunuz? diye taburesinden indi, elini skt. Merhaba Efendim! Eletirmen de elini skt Sevda'mn. Onunla da birka yl nce bir arkada gurubuyla gittikleri bir airin evinde tanmlard. Adam Sevda'ya, hi beklenmeyen bir ilgi gstermi, onunla konumaktan byk bir zevk aldn da saklamamt. Ordaki genleri artan bir durumdu bu. Sevda nk, pek konumaz, dinler anlatlan ve dinlediini benimserdi. Eletirmen Sevda'mn bu niteliinden ho-lanmt. Ona yeni alt konular anlatm, inceledii bir yazar anlatm, uzun uzun zmlemeler yapm, konuma yeteneiyle kz hayran brakmt kendine. Buyurmaz msnz? Profesr onu bara, yanlarnda oturmaya aryordu. Bir sigara iecektim de... Hayhay efendim, buyurun, bir sigaramz iin... Teekkr ederim, ben surda... Buyurun efendim, eref verin. Siz tanyor musunuz? nl gazeteciye soruyordu profesr bu soruyu. Tanmadklarn bildii iin de hemen tantrd. nl gazeteci, kendisiyle tantrlan pek ok kii olduunu belirtirce-sine biraz ilgisiz, olduka incelikle Sevda'mn elini skt. Sevda ister istemez yksek bar taburesine tnemi, profesrn sunduu sigaray yakmt. Oraya hi yakmadn fark ediyordu. At kuyruu salar, tombul yz ve yaln etek bluzuyla tipik bir utanga renci kzd. En akllca yapt i olan sigara ime iiyle megul olmak onu biraz rahatlatyordu. Sigaray tam bir entellektel gibi ier. onun sigarasn itiini grenler, kimbilir hangi nemli, tannm kadm olduunu karmaya alrlard. Profesr hep o zellikle yapt izlenimi veren, alay m ediyor, gerek davran m budur, insan artan bir Hacivat nezaketiyle konuuyordu. 207 Nerelerdesiniz Sevda Hanm, uzun zamandr grtin-myorsunuz? Sevda, hem adnn Sevda oluundan duyduu utanla, hem de u anda bir yazlkta bulunularnn ona salad sekin durumdan doma tedirginliiyle yavaa: Buralardayz... dedi. u anda yazlkta, Gebze'deyiz... O yllar, 1960 devrimini kovalayan yllar, Trk aydnnn memleketin yoksulluk ve smrlnn kaynaklarn renmeye balad yllar, insanlarn biraz gecikmi de olsa, halk ve burjuvalar diye ayrld yllard. Durumu, eskiden gelme koullarn srmesiyle iyi olanlar ister istemez burjuva denen snfa konuyor ve kendileriyle ak ak dalga geiliyordu, akalalyordu. Ama aydnlarn ounun da burjuva saylmas gerektii iin aydnlarda ayrca kiisel bunalmlar, tedirginlikler, utanlar bagstermiti. ki yl ncesinde kiisel nedenlerle, varolu nedenleriyle bunalma den yazarlarn imdi toplumsal bunalmlara dtkleri, bu yzden de toplum sorunlar zerinde kafa yorduklar grlyordu. Bu yzden yutar gibi bilimsel, zellikle toplumbilimsel kitaplar okuyorlar, nce kendi kendilerini toplumun iinde gerek yerlerine koymay istiyorlard. Sevda daha balamamt bu tr kitaplar okumaya. Okusa da anlarmyordu. Belli bir kltr birikimi olmakszn bunlar anlamak ok gtr. Sevdann bu durumu ok doalken o durumu kendi aptallna balyordu. stelik evresi de Sevda'nm aptalln kabule ok yatkndlar. Sanat evresi, sanat evresindeki arkadalar... Yoksa aile evresinde Sevda'nn ok akll, ok okumu olduundan kimse kuku duymuyordu. nk o evrede gerekten okumu, belli bir kltr edinmi tek kii bile yoktu. Profesr hi de Sevda'nm burjuvalyla -burjuva myd gerekten, bunu bile daha iyi bilmiyordu- alay etmeden cidd cidd Gebze zerine konumaya balam, bir yazla gitmenin sala ne uygun bir yer olduunu, kendisinin bir kitap hazrlad iin yazla falan gidemediini, ancak

hafta sonlarnda arabaya atlayp Kilyos'a, ile'ye gidebildiini anlatmaya koyulmutu ki eletirmenle gazeteci yeniden konularna dndler. Sevda, Profesr h 208 san'n geen k birlikte kurduklar, srdrmeye altklar, sonra da yava yava toplantlara gitmeyi savsaklya-rak, iyice koptuklar Dernekten hi sz etmediine dikkat etmiti. Acaba kmsyor muydu hsan Dernei, yoksa ondan yle olur olmaz sz etmeyi ciddiyetten uzak bir gevezelik mi sayyordu. Sabahattin Ali'nin Krk Mantolu Madonna's tartlyordu. Eletirmen, Sabahattin Ali'yi ok beeniyordu ama onun bu kitabm hi tutmuyor, Sabahattin Ali gibi bir yazarn bu kitaptaki Raif Efendi'yle neyi anlatmak isteyebileceini soruyordu. Sevda, birden bu nl adamn yannda byle saygn bir yer alarak oturuunu yadrgad. O kendisi neydi, kimdi, bir hiti olsa olsa. Yani kendisi, kendisi iin koskoca bir eydi, bir evrendi, bir yaratt, bir kaostu da, dar-dakiler iin, herkes iin, halk iin, hatta aydnlar iin neydi, kimdi, ne anlam tayordu? Bunun acs yreini szlatt birden. Orada oturuunun borcunu demeliydi, sohbete karmalyd, doru bir laf etmeliydi ki, bu nl adam onu yanlarna alm olmaktan piman olmasnlar, onunla gurur duysunlar. Hi olmazsa profesr sevinmeliydi: Bakn benim size tanttm, bu gen hanm ite byle deerli bir hanmdr. Onu size tantm olduum iin bir gn bana teekkr edeceksiniz demeliydi. Sevda Sabahattin Ali'yi ok severdi, birok kitabn okumutu. imdi, kendini aydnca da borlu duyuyordu Sabahattin Ali'yi savunmak iin, hi deilse onun hakknda vc bir eyler sylemek iin. Aptallk edeceini, am devireceini bile bile. Krk Mantolu Madonna, Sabahattin Ali'nin sanatnda bir aamadr. dedi. Sz daha iyi anlalsn diye de aklad: Yani Krk Mantolu Marionna'y yazmak zorundayd, Kan, Deirmen ve Ses'teki ykleri yazabilmesi iin... Krk Mantolu Madonna'nn tarih srasnn doru olup olmadn bilmiyordu. Yanlabilecei olasl aklna gelince yzne ate bast, kzard. Sonra, yk Kitaplarnn da adn kartrmt. Bu kelimeden ikisi ayn kitabn ad olacakt ama hangi ikisi? 209 Bakt, erkeklerin nden de alayc ya da kmseyici bir tepki gelmemiti. stelik, Sevda'nn en rkt adam olan gazeteci hi beklenmeyen bir ey yapt. Sevda'-y ok hakl buldu: Tabi, hanmefendinin ok hakk var. dedi. Sabahattin Ali iin bir eliki deil Raif Efendi. O ortahalli bir adamn toplumuna yabanclamasn anlatr Krk Mantolu Madonna'da. Daha sonralar gerek Trk halknn, asl ezilenlerin sorunlarna eilecektir. Sevda'nn elindeki sigara hi ummad lde bir tatllk kazanmt. Keyifle ttyordu parmaklarnn arasnda. Ttmeyi hak etmiesine, Profesr de katld bu gre. Tartma koyulamt. Hepsi de sk sk Sevda'ya bakarak Sabahattin Ali'nin sevdikleri yklerini anlatyorlard. Birden Sevda'nn gzleri nnde, o ok aclarla ama sessizce yaad kk ak yksnn ayrntlar canlanmaya balad. Profesre k olduu yllar. nceleri, giyinir, sslenir, nasl konuacan, onun yannda nasl oturacan, nasl ona bakacan uzun uzun, geceler boyu dnr, kalkar fakltenin nne kadar gider, oralarda dolar, durur, girer bahedeki banklarda oturur bir sre, onun girmesini ya da kmasn bekliyerek gzlerini kapdan ayrmaz, sonra dner evine gelirdi. Onunla birlikte bir yere gitmeyi, bir yemek yemeyi, konumay, ite sadece bunlar istemiti. Sonralar bunlar da gerekleti. nce Dernekteki toplantlar, sonra bir iki meyhane ans... hsan'm yannda imdi sadece rahat bir ne-elilik duyuyordu. Sigaras bitince onlardan izin istiyerek kalkt. Duvarn nndeki uzun sedirlere, niversiteden tand iki arkada oturmutu. Uzaktan:

Oooo, Sevda... Merhaba yahu, gelsene... dediler. Gerekte, onunla oturmaktan ve konumaktan hibir tad almayacaklarn Sevda biliyordu. Gazeteci, eletirmen ve profesr de bakt iki gence. Profesr ve eletirmen ikisini de tanyormu, uzaktan uzaa selmlatlar. Sevda genlerin yanma gidip oturdu. yi bir i baarmlarn kendine gveni vard stnde. Her zamanki ekingenlii silinmiti. O imdi nl adamla oturmu, dnce alverii yapm biriydi. Oturanlar Sevda'y artc bir gsterile 210 karladlar. Profesr de arkadalarndan ayrlm, gelmi genlerin elini skyordu. Otursana ab... dediler, genler. Profesr uzaktan eletirmenle gazeteci dostuna: Bana biraz msaade edin, u gen ve deerli arkadalarla biraz tartalm... diye seslendi. Eletirmenle gazeteci hogryle glmsyorlard. Profesr, Sevda'nn yanna oturdu. teki genlerle bol sakal ve taklmal, bol kahkahal bir syleiye dald. Sevda'nn gzleri bir noktaya dikilmiti. Bir eyi anmsamaya alyor gibiydi. Bilinalt bir saatten beri bir eyi anmsamaya alyordu. Birden aradn bulmu insanlarn rahat yayld duygularna. Belleini zorlamaya alt: Geenlerde Edebiyatlar Birlii'nin bir edebiyat Gecesine gitmitik. iirler, ykler okundu. O ara Nurten yanma gelmi oturmutu. Salonda kimlerin olduunu anlatyordu. zellikle de salonun arkalarndan, yanlarndan bir yeri gstererek Mehmet Meri de burda. Bak surda oturuyor. demiti. Ben gene baknm, Mehmet Meric'i grememitim. Nurten'in boyuna Mehmet Meri'ten sz amasnn bir nedeni var herhalde. Bugnlerde ona tutkun belki de... Nurten sk sk birilerine tutkun olurdu. Kendine gre tam bir zgrlk iinde olup biterdi ak ykleri. Sevda'-nnkilerin tam tersine Sevda'nnkiler Sevda'nn kafasnda dlerinde, imge gcnn yardmyla balar, doar ve biterdi. Nurten, memleketimizde ve amzda erkeklerin bile korkusuzca gerekletiremedikleri denli bir aklk ve dobra dobralkla srdrrd ak ilikilerini. Birini can isterse, onunla arasnda bir eylerin olmas iin, tekinin isteksizliinden baka hibir engel olamazd. Ben Mehmet Meric'i pek tanmyorum... diye dncesini srdrd. Yazn, Mehtap sinemasnda bir oyununu grmtm yalnz. Ziya Pekn Tiyatrosu oynuyordu. Benim olann da grd ilk oyundur. Be yandayd ona gittiinde. Hi de sklmam, sonuna dek ilgiyle izlemiti oyunu. Tam o srada Profesr yava sesle Sevda'nn kulana eildi: 211 Ne kadar sevimli olduunuzu biliyor musunuz? dedi, Sevda'y o gn daha yeni tanm gibi. Sevda rahatlam insanlarn canll ve engel tan-mazlyla glmsiyerek bir an adamn gzlerine bakt, sonra ban edi: Siz de ok sevimlisiniz. dedi. i szlamt bunlar sylerken. Ne denli havadan sudan lflard bunlar, bu syledikleri. Profesr onu, her gelen iltifat karmyan, erkeklere alkn pikin bir kadn sanacak diye d koptu. Keke byle olsayd, daha drst ve her eyden nemli olarak, insana daha ok mutluluk verici bir durumdu bu. Ama Sevda yle olmay beceremiye-cek denli gsz, aklsz ve bilgisiz, kltrsz, stelik de yetime biimi bakmndan bunun olanaksz olduunu biliyordu. O bu yaa dek, erkeklerden titizlikle saklanm bir kzd. ok ge olduunu artk, seziyordu deimek iin. Hi deilse durup dururken deimek iin. Ancak, koullar deiirse, onu da deimeye iterse, zorlarsa, deiebilirdi. Bu gc ona yaama ve gerekler verecekti. O yaamaya inanyordu. Yaamann acsyla, mutluluklaryla, umutsuzluk ve gzellikleriyle insanlarn nne serdii esiz zenginlikleri biliyordu. Yaama onun karsna bunlardan hangisiyle karsa ksn,

hangileriyle karsa ksn, Sevda onu kabul edecekti, bunu da biliyordu. Siz de ok sevimlisiniz. derken ne kadar gerek, ne kadar yaanm duygular dile getirdiini profesre hibir zaman anlatamyacakt. Oysa bu yle demekti: Evet sizi ok beendim bir zamanlar. Gene bile yle. Ama duygularm scakln yakcln yitirdi. Yeniden de klleri omek istemiyorum. Belki iyi olurdu, belki u beklediim adamn iimde at yaralar, yaamamda balatt aclar unuturdum. Ama ben o derece gzpek deilim. Acy acyla iyiletirmeye kalkacak kadar gllerden deilim. Bekliyorum ac kendiliinden gesin, iyi olsun, umar bulunsun ona da. Sevda bu gece hsan' tanmakta glk ekiyordu. Eskiden Sevda'nm onda grd ya da var sand gizemlilik, anlalmazlk, artclk adna ne varsa zerinden silinip gitmiti. Yerine de aka kadnlar zerindeki etkisini bilen ve bundan hi kukusu olmayan korkusuz ve atlgan bir adam gelmiti. 212 Profesr iki gen adama ve Sevda'ya bakarak: ster misiniz, dedi, Hep birlikte kalm, bir yere gidelim, yemek yer konuuruz. Sanki Sevda'ya ucu buca olmayan bir dnya gezisi nerilmiti. Korkuyla titredi oturduu yerde. Teekkr ederim. Ben dneceim, imdi kalkmam gerekiyor... dedi. Siz insan hep byle yaryolda brakrsnz. Profesrn yz aslmt bunu sylerken. Hatta fsldamay bile unutmutu bu kez. Koskocaman, iri yar gvdesi ve dik, ksa kesilmi salaryla bym de klme-mi bir ocuk gibiydi. Annesine kyordu sanki. Hadi arkadalar biz gidelim. diye genlerin koluna girdi, saygyla Sevdann elini sktktan sonra kp gitti. Sevda o gittikten sonra iini youn bir zntnn kapladm duydu. Neden, yllardr bu adamdan bekledii o en deerli szckler byle, imdi olduu gibi, ok ge kalnm olarak syleniyordu ve btn deerli szlere verilmesi gereken nem verilmeden, kimsesiz yapayalnz szckler olarak kalyorlard ortada. hsan da Sevda gibi, ayn zntyle doluyordu ordan karken. O srada ierde yeni ynetim kurulu seimi yaplyordu. Ellerinde torbalarla seimi ynetenler hole ktlar. Ordaki yelerin oylarn toplamaya baladlar. yeler ellerine tututurulmu olan aday listelerine bakp akalayorlar, glyorlard. erden kanlarn iinde Hakk Kotar' grnce Sevda'nm yz allak bullak oldu. Kendisine doru yryen adama yar sitem eder, yar ondan zr diler gibi: Sen ne zaman geldin buraya? dedi. ok oldu. Hakk Kotar'm yz askt, sinirli ve ilgisizdi Sevda'ya kar. Ben neden grmedim? Sen barda tnemi laf yetitiriyordun nk ev-rendekiere. Sen tanmyor musun onlar? Geleydin ya yanmza? Tanyorum ama neden geleyim, ieri girdim oturdum ben de. ok elenceliydi ierisi. Ksa sren fke gemiti. Sevda'y grmek mutluluu, 213 ona kzma duygusunu yenmi, adam, gnlerdir yaamay dledii u saatlerin acsn karrcasna neelenerek ierdekilerin ekimelerini anlatmaya balamt. Bir ara Sevda'nm kendisini dinlemediini sezdi. Kadn sessizle-mi, dalgmlamt. te birbirlerini grme sresi bu kadard ve gelip geiyordu. Her saniye ona mutluluk vereceine, mutsuzluk veriyordu. nk onunla grecei ksack zaman boyuna ksalyor, ksalyordu. Ne zaman geleceksin? Hakk ierdekileri anlatrken taknd neeli eday brakp yava sesle ve gizemli bir yzle birden bu soruyu sordu Sevda'ya. Her zamanki

ekimeler byle balard ve hi ilerlemeden, hi de gerilemeksizin byle umutsuzlukla, belirsizlikle biterdi. Bilmiyorum. Benim sabrm bitiyor ama. Bu ilikiye bir yn vermek gerekir. Bak, ben sana sylyorum, kocandan boanmak zor geliyorsa, boanma. Nikahsz da srdrebiliriz bana gre hava ho. Bu szlerde Sevda'y incitecek, kstrecek, dndrecek bir sr gerek gizliydi. Birincisi Hakk'nn artk sabrnn bitmekte oluunu bildirii, ikincisi, ona boanmas iin nceleri bask yaparken imdi bundan caym grn, ncs ona gizli iliki kurmalarn nermesi... Her biri Sevda'y ayr bakmlardan yaralyor, kmazlara sokuyordu. Ona syledim. dedi. Ne dedin? Hakk bunu sorarken son derece merakl, hatta biraz kayglyd. Baka birini seviyorum, dedim. Adm syledin mi? Hayr. Ne dedi? nce ok zld. Sustu kald. Sonralar alt galiba. Hi sylenmemi sayyor bu sz. Benim bir bunalm geirmekte olduumu ve bunun da bittiini sanyor? Ne bunalm geirdiini sanyor? Bilmem. imdi bunalm geirme sz herkesin aznda. Herkes bir bunalm geiriyor. Bunalm geirenlere kar artk daha anlayl davranlyor. Bu da modernliin bir 214 gerei. O da imdi anlayl koca oyunu oynuyor. Ama tedirginlik iinde olduu, zld, birtakm eyler dnd, birtakm hesaplar yapt belli. stme daha ok der oldu. Hakk bunalm konusunda glmeye balamt. zlen kocann znts onu hi ilgilendirmiyordu. Sevda'-nn biraz da mizah katarak anlatt bu durum onu elen-dirmiti. Sen boanma iini beceremiyeceksin galiba. stersen boanma canm, seni zorlamyorum. ocuklar var, annen baban var, ev var, eyalar var... Hakk bunlar yaln gereklerden sz edermi gibi ama sesine verdii bir kmseme edasyla sylyordu. Sevda'y pis burjuvalkla suluyordu bylece. Onun ilikilerinin srd ve en acl noktasna geldii u bir iki aydr ne denli byk aclar iinde, kmazlar iinde, birbirine ters duygular iinde, kopamaylar ama kopmak isteyiler iinde, varln yokumsama duygularyla varlnn gerekletirilmesi gerektii duygular iinde bocaladn bilmez grnyordu. Sevda yapamadklar iin, gsteremedii korkusuzluklar iin, yaamay tek bana ekip evi-remedii, dzeltemedii iin byk bir utanca gmlm-esine ban nne emi dnyordu. Gznn ucuyla Hakk'ya bakarak Keke biraz irkin, biimsiz bir adam olsayd... diye dnyordu. Yaknlat tek erkek olan kocasndan sonra Hakk'y tanmak Sevda'y sersemletmiti. Hakk'nn her greni ilk bakta eken grn ona duyduu tutkuyu arttryordu. Byle anlaabilecei bir erkek daha kacak myd karsna? Buna olanak yoktu. Hakk gibisi bir daha ras-lamazd kolay kolay. Havailiinden, kadnlara duyduu oka eilimden, paraszlndan, baka kusuru yok. Bunlar da kusur deil. Kadnlara duyduu eilim yetime biiminden geliyor. Zamanla geer. Sevdii bir kars olursa pekl en bal erkekten daha bal bir adam olabilir. Paraya gelince, paradan nefret ettiim kadar hibir eyden nefret etmedim ocukluumdan beri... Ne vard, ne yoktu, hem vard, hem yoktu. Bir bilmece gibi dnd para konusu ona bu sevgideki haklln bir kez daha 215 gstermiti. Hakk'ya duyduu tutkunun bunaltsn duydu birden her

yannda. Yznden ter boand. Anlayamad bilimsel kitaplar yerine anlayabildii romanlar okumann cezasn dyordu Sevda. Memleketinin gereklerini salam bilimsel, kuramsal kitaplardan renecei yerde ve bunu romanlarla besleyecei, tatlandraca yerde, romanlara fazlaca gmlm, duygularyla fazlaca oynamt. Hakk'ya raslamas o srada oldu. Hak-k'y ve memleketini Hakk'nm romanlarndan tandn sand. Belki de tand. nk Hakk ok okunan bir yazardr. Memleketin gerekleri gibi sert ve actcyd yazdklar. Hakk'nm kendisi de yleydi. Acmasz, bencil, yaamann kendisine, dzenin kendisine oynad oyunlardan dolay akn, yreinin bir yan sevgiyle, mutlulukla dolmak iin hazr, teki yan her eye kapal, karanlk, kr bir kuyu gibi... Beni niin kltyorsun bunlar syleyerek... dedi. Gzleri dolmutu. Bunlardan kopabilmek zorsa eer, bu bir gerektir. Gerei zorlamamak gerekir. Ya da gerek zorlanacaksa, bu birlikte zorlanr, bana yardm edersin, beni tek bama brakmazsn. Sevda bunlar asla bilimsel gereklere bal olarak sylemiyordu. Saduyusunun keskinliine dayanarak sylyordu. Olaylarn iinde olan birinin yaad gereklere, gereklerin mantna dayanmasyd bu. Ben sana yardm etmiyor muyum yani? Nasl yardm edeyim daha? Boanma davas atm ite, sryor. Yaknda biter. stersen avukatmla konu. Vereyim sana telefon numaram. Doru sylyorsun, haklsn. Ama beni sulama. Herhalde benim de senin de yapabileceklerimizden ok baka bir zm var bunun. Biz bencillik ediyoruz bir bakma da. Kopmas zor ilikileri bakalarnn aclar bahasna koparmaya alyoruz. nk hayatlarmz, varlmz bizim iin son derece nemli, onu kurtarmaya alyoruz. Ya tekiler? Senin karn, ocuklarn, benim kocam, ocuklarm? Bizden ayrlnca onlarn nasl mutsuz olacaklarn hesaba katmyoruz. Bizim mutluluumuz iin onlar mutsuzlua srklenecekler. yleyse bunun ok baka bir zm olmal? Senin benim bulacamz zmn dnda, ok daha geni, ok daha insanca bir zm olmal... 216 Sevda'nn gzleri yaarmt. Syledikleri hem doruydu hem de acyd. Onlarn doruluu demek, onlarn gerekletirilmemesi demekti. Onlarn gerekletirilmemesi demekse, Sevda'nn lm demek, artk yaamasna dayanamaz olup mutsuzluun bataklna gmlerek orda mahvolmas demekti. Ben sana sylyorum. Boanmadan srdrelim ilikimizi. Ne olacak, kimi mutsuz etmi olacaz yle yaparsak? Sen almsn bu tr ilikilere ama ben almadm. Ben gizli iler evirmektense lrm daha iyi. imdiye dek hesap veremiyeceim hibir ey yapmadm. Sevda bunlar sylerken yrei ayr eyler sylyordu. Bir saatlik mutlulua bile evet diyordu. Btn ayrlk aclarna, ocuklar, bir kocay terk, anay babay d krklna uratma, her eye, her eye evet diyordu. ok tutucu dnceler bunlar. Tutucu burjuva dnceleri. Asl gizli gizli sevimek tutucu burjuva davrandr. Sevda'nn tutucu burjuva kltrne ve ahlkna degin en kk bir dncesi yoktu bilimsel olarak. Bu sylediklerini kzgnlkla ve Hakk'y kk drmek, ona kar hakl olabilmek umuduyla rasgele sylemiti. Tpk demin Sabahattin Ali'den konuurken syledikleri gibi. Ama Hakk ylmyordu. Sakin sakin ona laf yetitiriyordu. En gzelini kyllerimiz yapyor. Kylerde bu tr ilikiler en doal eylerdir. Herkes bu ahlk banazln ykmtr. Gnlnn emrettii gibi zmler sorunlarn. Biz kent kadnlar byle hem ister hem binbir dereden su getirirsiniz. Sevda sustu. Hakk'nm bu dedikleri doruydu. Bir kyl kz olan annesi de buna benzer eyler anlatrd kylerdeki ak ilikilerine dair. Sevda iinden klmaz bir yerde kstrlm gibi akn, dnyordu.

Burjuvazinin tersi, yani kart kyller midir? Bunu dnyordu imdi. Peki bizim kyller gibi davranmamz olanak iinde midir? diye sordu Hakk'ya. Tabi, niye olmasn? Kyl eker, bier, eek gibi alr akamlara dek. Ondan sonra da cinsel ilikilerinde yle ince eleyip sk dokumaz, gereksinimlerine bakar. 217 Emin misin? Bu gerekten her yerde byle midir? Byledir tabii. Ben kyl ocuuyum, bilmez miyim ?>> Benim kyl gibi davranmam iin yleyse kyde doup bym, yaam olmam, onlar gibi ekip bimem ge rekmez mi? Hadi hadi kalkalm artk, bak tenhalat buras... Hakk'nn can sklmt. O bir an nce sonuca ala-mak ister, mutluluu cinsellik asndan hemen gerekletirip, onun getirecei sorunlar zerinde dnmeyi bakalarna brakrd. Sen nereye imdi? Eve gidiyorum. ocuklara biraz kaln bir eyler almak iin stanbul'a indik. Grmcem, ocuklar, Arif, ev-deler, beni bekliyorlar. Hemen dneceiz. Sen gidedur. Ben ieriye bir bakaym. Kimler kazand seimleri... Sevda, karanlk merdivenlerden inerek Beyolu caddesine kt. Onunlayken her yerin ve her eyin anlaml olduunu biliyordu. Bu ok ksa srecek mutluluun elden geldiince tadn karmalyd. Kapnn nndeki iekilere bakt. Sokan uultusunu dinledi. Biraz tedeki byk caddenin klarn seyretti. Tabelalardan bir iki tanesini okudu. Hrkasn omuzlarna alp kedeki maazann camn inceledi bir sre. u anda yapayalnz bir kz olmay istedi... te mutluluk uracktayd. Biraz yrdkten sonra, sokan iindeki karanlk bir apartmann at katndaki, odada. Peki ama, onlarsz da yaamann tad, mutluluk yarm kalr. Anne olmann az tadlar m var, evlat olmak da ok doal bir ey. ocuklar doar domaz ana babalar ldrmek mi gerek yani? O halde... O halde bu ilikiler insana ac vermekten uzak olmal. Herkes kendi mutluluunu bu ilikilerin dnda dzenlemesini bilmeli. Bu nasl olacak? Nasl olabilir? Gzlerini erkek amarlar satan maazann cammdaki pahal ve gzel eyalara dikmi bunlar dnrken Hakk geldi, kolundan tuttu onu. ok ekimeli olmu seim... diye glerek anlatt. Artk Edebiyatlar Birliinde ynetim Kurulu yesi olmak da bir i oldu yahu! Biraz yrdkten sonra konuyu ayni yerden srdrd: Tabi eitli olanaklar var. Yurt dna gidiyorlar, 218 kitaplarn evirtiyorlar, yayn dnyasnn kilit noktalarn tutuyorlar... Sevda, hrkasnn scaklna gmlm, bu eyll akamnn tatl serinliinde ar ar yryor, bir yandan da Taksim'e kadar srecek u ksack yryn tadn karamadn dnyordu. Evde ocuklar, koca ve grmce bekliyor. Yemek yenilip Gebze'ye dnlecek. Ge kald iin kendisine kzyorlardr. Hibir zaman rahata ge kalamadn dnd eve. ocukken ana baba korkusu, byynce nce yatl okuldaki idare korkusu, sonra evlenince koca kaygs, sonra ocuklar... Varl bir yerlerden ak bir delik bulup kaymak, fkrmak, tamak istiyordu. Nereye kosa gedikleri tkanm buluyor, nereye baksa kaplar kapanm gryordu. Bu kez genlerden de ok giren olmu ynetim kuruluna. yi iyi, biraz taze havaya gerek vard. Ynetim genlemeli, her ey genlemen, deimeli, yenilemen... Hakk yannda, onun kayglarnn ayrmnda olmadan neeyle yryordu. Bir sre sonra ona yarm dnerek bakt: Eee, imdi ne zaman geliyorsun sen bana? Hibir zaman. Duygular imdi derken dili hibir zaman diyordu.

Hakk bundan iki ay nceyi dnd. Bir gn, ondan geleceine dair sz alm ve sabahn erken saatlerinden ge saatlerine dek soluk solua beklemiti. Beklerken de bir kda tkenmez kalemle duygularn iziktirmi-ti fkeyle. Bunlar mnilere, destanlara, trklere benziyordu. inde yar szc geiyordu bol bol. Vefasz szc geiyordu. Hakikatli yar olsa dalar delip gelir diye de bir trk dizesi vard. Ertesi gn bulutuklarnda bu kd ona vermiti. Dudamdaki uua Sevda hem bir acma, hem bir utku duygusuyla bakarak sormutu: Dudana ne oldu? Hi! Biraz tmm de. O zamandan beri tutkusunu nledi Hakk. Yaamasnn tek tutkusu olan bu iddetli duyguyu nasl silip yok edeceini biliyor artk. eit eit kadn ahbaplar var. Evli, bekr, dul... Hibir gnn ve akamn evde yalnz 219 geirmiyor. Bunlardan birinin evine gidiyor, kimi zaman arl, kimi zaman arsz, kimi zaman toplulukla, kimi zaman yalnz. Kimi zaman kadnn kocas oluyor, birlikte oturup iiyorlar. Kimi zaman kadn yalnz oluyor. Herkese bol keseden ak, sz, umut datyor eskisi gibi. Ksa bir ara vermiti bunlara. Sevda'ya sevdaland gnlerde. imdi... Ne zaman iniyorsunuz stanbul'a? Okullar almadan iki gn nce ineriz. Yani 20 eyllde falan. Evet. Sevda'y Taksim'den dolmua bindirip ayrld. Kafas karmakarkt. Nereye gideceini dnd bir sre. O da baka bir dolmua binmek zere alann kar blmne geti. * Sevda eve gelirken, birdenbire balayvermi bir hastaln etkisine girmi gibi susmu, dalgmlamt. Biraz nceki neesi, ok iddetli ve anszn gelen bir vurula yarda kalm gibiydi. Oysa o deminki neenin de bir yannn tedirgin, zoraki olduunu biliyordu ama benliini kaplayan ac bir mutluluk, onu, yol boyunca konumaya, sekerek yrmeye, grd insanlarn yzne glmseyerek bakmaya itiyordu. Bu ksack sren yryn ksal dncesiyse neesinin altnda gl bir tedirginliin yatmasna neden oluyordu. imdi, dolmuta bu iki duygu da birden yok olmutu. Ne o takn sevin, ne de o takn sevincin altnda yatan tedirginlik kprts... imdi dalgn ve dnceliydi. Yzn avucuna gmm, pencereden darya bakyor ve hibir ey grmeden ama her eye dikkat eder gibi canl bir ilgiyle yanndan hzla gelip gemekte olan ve akam karanlnda grnmleri baka anlamlar kazanm erkeklere, kadnlara, aalara, tatlara, yol boyundaki apartmanlarn pencerelerinden grnen klara bakyordu. Niin acele ettiini kendine soruyor ama cevap vermeye gerek grmyordu. Bunun cevab belliydi. Kendisini bekleyenleri kzdrmamak, honutsuz yz anlatmlar ve davranlarla karlamamak, durumunda aklamaya gerek bir karanlk olmasn nlemek... Kapdan ieriye girdiinde grmcesiyle kocasnn ve ocuklarn yemeklerini yediklerini ve gitmek zere toplandklarn grd. ocuklar her zamanki cokun sevinle boynuna atldlar. Sanki anneleri uzak bir yerden, uzak bir yolculuktan dnyor gibi, eve her dnnde bu cokun sevinci gsterirlerdi. Kocas, kskn kskn, bakt ve elinde sigarasyla, dairenin ierlerine doru yrd. Grmce hem hogrr, hem dikkatli grnmek iin ona kukuyla bakarak: Nerde kaldn ayol, dedi, biz de yola kyorduk? Seni geerken alacaktk. Masann zerinde mezeciden alnm zeytinyal biber dolmas, rus salatas, salam ve boalm gazoz ieleri vard. Bu yemeklerden hepsi yemi, ona yetecek kadarn,, hatta biraz daha azn ortada brakmlard. Sevda, yeniden bir nee cokusuna tutulmu gibi canland. Nedenini

bilmeden boyuna rol deitiriyordu. ocuklar kucaklayp pt, kn havaya kaldrd ve beline sarlan byyle bir sre hallar toplanm ve marleyleri kirlenmi salonun ortasnda dnd. te imdi her ey gene ok iyiydi. Onunla bir saat nce grm olmann yepyeni izlenimleri, yeniden evine ve eski yaayna dnmekle kazand sakinlik, imdi tekrar yola kacak olmann tel, sevdii souk yemekleri yemenin verdii mutluluk, Edebiyatlar Birliinde nl erkein arasnda oturup akllca szler sylemi ve beenilmi olmann, bir de Profesr hsan'n ona gsterdii umutsuz yaknln verdii kendini beenmilik duygular, hepsi birden duygularn sarm, onu karmakark, biraz da salksz bir cokuya srklemilerdi. Yaama genellikle iyi, ho ve tatlyd. Gece olup da kocasyla yalnz kaldklar ya da bu yalnzl olabildii kadar renklendirmek, azaltmak zere her akam, yazlk siteye yakn bir kasabadaki bahe sinemasna gitmeye kalktklar saatlere kadar yaama byle, btn doall-yla akp gidiyordu. O saatlerdeyse yaama duruyor ya da biim deitiriyordu, hatta anlam deitiriyordu. O saatlere kadar birbirlerinden honut gibi grnen kar koca yzyze geldikleri zaman, biri -kadn- onun varlyla yalnz kalmaya dayanamad iin, te ki de -erkek- bunu anlayp ona ayn izlenimleri vermek iin ayn soukluu gstermeye altndan... Bir tr sava balyordu. 220 221 Kocas sakinlemi olarak, nedense avucunda saklad sigarasyla banyo tarafndan grndnde Sevda yemeini brakmadan ona bakt. Onun yzndeki kzgn ve ayplayc anlatmn deitiini, yerine balam ve rahatlam bir anlatmn geldiini grnce, her zamanki olumsuz, doal duygularn yeniden iinde canlandn duydu. Adamn balam, sakin, honut ve kaygsz yz, Sevda'y daha ok kzdryordu. Ona bir gz atmak, onun ne denli silik, ne denli renksiz ve ekicilikten uzak, ne denli tek boyutlu, s bir kiilii olduunu yeniden hatrlatmt. Bir an, deminki cokunun, evine kavuma ve gnlk yaamann gven vericiliinden duyduu cokunun azaldn anlad. nsan niin sevdikleriyle, birlikte olmaktan honutluk duyduklaryla kuramyor gnlk yaamasn diye dnd. ocuklarndan, evinden, u anda yazla dnmekte olutan, hatta grmcesinden bile honuttu. Dahas, grmcesinin aabeyisi olarak Ariften de honut olabilir, ona anlayl, nazik, iyi davranabilirdi. Ama neden Arif, orda kocas olarak bulunuyordu. Niin ona hesap verme, ya da onun holand gibi davranma zorunluluu vard. Niin onlara u anda Profesr hsan'dan, onu birka yl nce nasl sevmi olduundan, yarm saat kadar nce de baka biriyle, imdi sevmekte olduu ama kendine hi mi hi gvenemedii Hakk'dan sz edemiyordu. Bak fotoraflar... dedi kocas. Elindeki kk bir zarfn iinde, yeni banyo ettirdii, yazlkta ekilen fotoraflar getirmiti. Sevda fotoraflar kocasnn elinden kapt ve masann zerine yayarak kendi resimlerini aramaya balad. Fotoraflarda ok gzel kmt. ocuklar da yle. teki resimlerdeki btn kadnlardan, btn ocuklardan gzeldiler. Sevda birka dakika iinde kendi re-simleriyle tekiler arasndaki btn karlatrmalarn yapmt sezdirmeden. ok gzel... ok gzel... diyebildi. Hem bu kadar gzel olmak, hem bu denli kmazlarda olmak ona anlacak bir durum gibi geliyordu. Bencilce bir alama duygusunun varlm sezdi yreinde ocuklar ve kendisi iin. Bu gzel insann, gzel olularndan dolay hi kimse ve hibir ey tarafndan dllendirilme-diini dndke iini bir acma ve kzgnlk duygusu kaplamt. 222 ok iman ve iri yar bir kz olan grmcesiyle zayf, ok esmer, orta boylu, almsz bir adam olan kocas da resimlere bakarken onunla ayn duygulara kaplmlard. O gzeldi. ocuklar da bu yzden erkek tarafnn

zelliklerini tamakla birlikte gzeldiler. Bu insan, hi deilse bu zellikleri yznden onlardan ayrlyor gibiydiler. Hatta ayrlmak zorunda gibiydiler. Grmceyle koca sanki bekliyorlard onun kendilerinden ayrlmasn. Kukuda ve diken stnde gibi bir halleri vard. Bir sre sonra gerginlik dalmt. Hepsi birden, zellikle tekrar, kendilerini, sk sk kapldklar geici mutluluk ve nee duygularna kaptrarak kaynar gibi oldular. Grmce, ocuklara en pahal ocuk butiklerinden aldklar uzun kot pantolonlar ve uzun kollu sveterlerle gmlekleri gsterdi. Yazlkta balayan ani ve artc sonbahar yamurlaryla souklarna kar, biraz da artk mevsimin deimesiyle rahat insanlarda grnen ve yeni mevsimin gzelliklerine, neesine hazrlanan ruh durumuyla canlann gsteren alverilerden sz ederek, kendine ald yeni giysileri de gsteriyordu. Sevda, hi de alc gzyle bakmadan her eyi beeniyor gibi: ok gzel. Fevkalade... gibisinden szler ediyordu. Yemeini yedikten sonra masada kalan dkntleri acele toplac. aydr grmedii evine yle bir gz atmak iin salona doru yrd. Hals toplanm, koltuklarnn st rtlerle kaplanm, jaluzileri indirilmi salon, eski gzelliinden hibir ey tamyordu. Sehpalarn zerindeki gm ve kristal teberiyi toplam, gizli yerlere kaldrmt Sevda. Bir kez yazlktalarken evlerine hrsz girmi olduunu hi unutmuyordu. Bir gnde bu salonun yeniden en gzel biimini alabileceini dnd, kayglanmad. Ayakkaplarla girip ktklar iin kirlenen, tozlu demeler parlaklklarn yitirmilerdi. Banyo da ayni tozlu, irkin ve yabanc grn yanstyordu. Yatak odas ve ocuklarn odas cansz, l ve anlamszd. Bu evin birden rtler, kristaller, gmler ve temizlikle nasl canlanacan, a boulacan dnd. Bir iki gn srerdi evin bu canlan, evdekilerin tel ve mutluluu dnmeksizin mutlu olular... ocuk sesleri, yemek kokular, vazolarda iekler ve dolu buzdolaplaryla ok ya 223 iinda her ey yeniden yaamaya balayacakt bu dairede. Sevda iin bu nasl olacakt, bilinmezliklerle doluydu gelecek gnler... Nasl oldu? diye sordu grmce hep birlikte kapnn nndeki otomobile bindikten sonra. Kocas sormamt. Geinmeyi aklna koymutu, dzeni bozmak sorumluluunu hibir zaman yklenemiyecekti. Eer karsndan c almak . gerekirse baka yntemlerle, herkesin yaptn yaparak, karsn aldatarak cn almay tasarlyordu ama her eyden ok da karsna hayranlk duyuyor, kars ve ocuklarnn mutlu olunabilecek en seme insanlar olduklarn dnyordu. Ona, onun ilgi duyduu yerlere ve insanlara dair hibir soru sormamakla onu yeteri kadar kmsediini dnyordu. Aslnda can da istemiyordu oralar, o insanlar karsna anlattrmay. nk karsn dinlerken iinin acyla, kskanlkla, aresizlikle dolacan biliyordu. Arabada bol bol sigara ierek ve trafie dikkat ederek kendine yeteri kadar ilgin i bulduunu kabul ediyordu. Kzkardeiyle karsnn konumalarna kulak misafiri olurken istemini kullanarak konumalar karmaya, dikkatini ve ilgisini datmaya, alyordu. ok gzeldi... dedi Sevda. Turhan Tekol -Gazeteci-, Mahir Kayra -eletirmen- ve Profesr hsanla tantm. Oturup Sabahattin Ali'yi tarttk... Kocas, Gazeteci Turhan Tekol dnda tekilerle karsnn tantn, hatta eletirmenlerin evine bir kez yemee bile gittiklerini hatrlyarak konumaya kart elinde olmadan: Sen onlarla tanmyor muydun? Sevda ok masum bir durumu aklamak isteyenlerde grnen iten bir abuklukla ve canllkla: Tabi onlarla tanyordum ya, yeniden tanm gibi oldum. Bir tartma yaptk... dedi. Ben orda baka bir kiiydim. Beni bu yanmla tamdlar... demee

geliyordu bu aklama. Ama grseniz ne gzel konutum. Dn, hepsi bana hak verdiler... Byle derken, akac insanlarn ocuka, sevimli marklklarna benzer bir el davranyla kocasnn ensesine dokundu arkadan. Grmcesini arabann nne otur 224 turdu, aabeyinin arabasnn keyfini gnlne gre srsn diye. Araba sahibi olmak o yllarda pek o kadar kolay gereklemeyen bir zellikti. Yapma be!... Kocas onun akaclna, somurtuk ve ks bir ocuk gibi, ama ayn akaclk lsnde boynunu kararak ve ac bir ekilde glmsiyerek karlk verdi. ocuklar, arabann iinde ancak kurulabilmi bu itenliin kokusunu, oyun kokusu alm yavru kedilerin sevincine benzer bir taknlkla karladlar. Birbirlerinin boynuna sarlarak arka kanepede yuvarlandlar. Altalta, stste greiyorlar, n koltuu tekmeliyorlar, babalarn oturduu yerde, direksiyon banda sktryorlard. Rahat durun. Heyyy!... Baba, serbestlemi, rahatlam, erkeklik stnln tekrar yakalam bir erkein rahatl ve allm davranlaryla arkaya dnmeden bir elini uzatp onlar pataklad. stanbul biraz bo, biraz sessiz ama her zamanki gibi klar iinde parldyordu. Nianta'ndan getiler, Sevda kendisi de sekin bir semtte oturuyordu ama bu Nianta'ndan geerken her zaman korkuyla kark bir zenme duymadan edemezdi. Bu Nianta'nn havas bakayd. Burda sanki yzyllardan beri stanbullu olanlar, stanbul'un gerek sahipleri, btn gzellikleri, incelikleri, yaamay bilen ve sonuna dek, her eyleriyle mutlu olan, buna da layk olanlar oturur gibi bir duygular karma iinde kalrd. Burda oturanlar davranlarnda yanl yapmazlard herhalde, llydler, bilgili ve kltrlydler, gelecekleri salam ve gvence altndayd, ak, yaamay, gerekirse bir sr aklar tanmay, mutluluklar denemeyi bilirlerdi. Bu dncelerle Sevda apartmanlarn pencerelerine bakp kristal avizelerin bile bir soyluluk tadklarn, hi de kendi evindekilere benzemediini, perdelerden bile bir soyluluk ve sreklilik aktn kabul etmek zorunda kald. Maka'dan Kabata'a inip araba vapuru iskelesine geldiklerinde vakit epey ge olmutu. Sraya girdiler. Hemen bir iki ocuk peyda oldu arabann evresinde. Arabann camlarn silmek istiyorlard. Kimisi de ellerinde arabalara gerekebilecek eitli ss eyalar, temizlik eyalar, 225 ya da sakz, ikolata gibi, araba ocuklarnn heveslenip aldrabilecekleri yiyeceklerle dolu kutular, sepetler tayorlard. Sevda her zaman bu ocuklara, onlarn yaamasn o kk sre iinde paylamak ister gibi, dikkatle bakard. Onlarda bilinmedik gerekler bulmak istercesine, hatta onlara kendim balatmak istercesine... Tamamen raslan-tyd onun bir arabada oturmas ve u darda bulunan, tella arabann iindekilerin gzlerine bakp bir iaret bekleyen ocuklardan olmamas... Kendi ocuklar iin de bir rastlantyd. ocuklar sadece bir araba sahibi babann ocuklar olduklar iin u anda arabann dnda yaama kavgas yapmakta olan ocuklardan habersiz, birbirleriyle bouup duruyorlard. i titredi ve kendi ocuklarn o aresiz ocuklar gibi, ellerinde paavralar ya da kutularla u arabalarn evresinde koarken dnd. Byk olu utanga, ekingen, her eyi, her felketi karlyabilecek bir sessizlikle, elinde bir kutuyla gznn nnden, pencerenin camndan gelip gemiti. K, daha acar, tutkulu ve becerikli, elinde bir bez parasyla, kocasna yal-varyordu: Abi cam silelim mi... Kocas, bu ocuklara yapt gibi, iinden ocuklara acyp acmad onlarla ilgilenip ilgilenmedii, onlar iin derin dncelere dalp dalmad belirsiz, ban evirdi. ocuk utanarak ekildi camdan. Kk

olan, Fzl ite byle ekilecekti arabann camndan. Sevda, silkinerek bir sigara istedi grmcesi Aytek'ten. Kz, nden sigaray uzatrken bir de kendisi yakt. Boyuna sigara iiyorlard de. Sigarann keyfini artk unutmu olarak, srf yapamadklar ilerin acsn karrcasna, bir i yapmak iin, birbiri pei sra, boulurcasna sigara iiyorlard. Araba vapurundaki aylar da buna benzeyerek, bu amala iiliyordu. Oysa Sevda bu sigaralarn ok tatl, bitmesinden korkutarak iildii anlar, dakikalar da yaamt. Hakk'yla beraberken sigara imeyen adam keyiflenir: Ver bakalm u sigaralardan ielim... derdi. Sonra sigarann keyfini kararak, ttnn kokusunu 226 duyarak ierlerdi sigaralarn. Sevda, arabann penceresinden grnen saraylara, kar kylarn klarna, denizin gzelliine de ayn duygularla kaytsz kald. Sevdii erkein yannda olmazsa, hibir gzelliin tadn karamayan koyu, kat bir bamllk duygusu iinde, dncelerine gmlmt. Kocasyla grmcesi Boazn gzelliklerine dalm gibiydiler. Arada bir yanlarndaki arabalarn pencerelerinden grnen kadn, erkek, ocuklara bakyorlar, sonra gene baklarn denize eviriyorlard. Sevda, sevdii bir erkekle birlikte olsayd u dakikalarn ne denli tatl ve anlaml olaca dncesinin yannda, yaamasnn da ne anlaml, ne yararl, ne dolu olacan dnyordu. imdi iine dm olduu tembellikten, baboluktan, tutarszlklardan, ayplardan, yasaklardan nasl arnm olacan dnyordu. Yreinin iindeki gl ballk duygusunun ayrmmdayd. Bu duygu yerini bulsun, ie yarasn istiyordu. O, yoksul bir adamn kars olabilirdi, kocas tarafndan aldatlabilirdi, almak, ac ekmek, dayanmak zorunda kalabilirdi. Hepsine, hepsine katlanabilirdi. Yeter ki sevebilecei, deerli, kiilik sahibi, kaybolmam, kendini topluma ve insanlara saydrm, varln benimsetmi bir erkein yaamasn paylasn. Namuslu olmaya ne denli zlem ektiini dnd. Neden ona namuslu olma olanan vermiyorlard. Dnyann en iyi. en sevimli, en alkan, en dayankl, en anlayl kadnn neden grmezden geliyorlard. Arabann iinde birden yle bir bunalma kapld ki kapy ap kmak, arabadan da, vapurdan da kamak, ocuklarndan, grmcesinden, kocasndan uzaklamak, geri dnmek iin durduramyacan sand rpmlar duydu yreinde. Dnd stanbul'a bakt. Hakk'nn evinin bulunduu Beyolu taraflarn arad buldu. Uzun uzun Beyolu'nun ve evresinin olduunu sand k kmesine dikti gzlerini. Durun be, yeter artk!... Yzndeki terleri avucuyla silerken ocuklara da bir iki tokat indirmiti. O anda bir tek kiinin varl dnda hibir eyaya, grnme ve insana dayanamiyacakm gibi zor soluk alr gibiydi. Bir sarslmayla kendine geldi. Araba, vapurdan k 227 m, skdar'a dorulmutu. Pencereden gelen serin hava ve artk, ne olursa olsun, arabann iinde olu, bir yere doru gitmekte olu, bir gnn bitiminde olu ve hibir eye dur diyemiyecek bir gszlkte olula sessizleti, yolun bitmesini beklemeye balad. ocuklar yannda kkr kkr glyorlard. Grmcesi bir kolunu kanepenin arkasna atm, teki elinde sigara, bir gzel arabann iinde olmaktan gelen kendine gvenle, nndeki karanlk, geni yola dikmiti gzlerini. Kocas radyonun dmesini kurcalad. Onun btn yaamas byle be on davranla zetlenebilecek bir darlktayd. Radyonun dmesini kurcalayan, direksiyonda kprtsz oturan, vites deitiren, akam eve dnnce yemee kadar bir boy uyuyan, bedeninin alt yan ksa olduu iin bacaklar birbirine do-lanyormu gibi yryen ve boyuna sigarasn avucunun iinde saklyarak ien biri...

Yazlktaki eve geldiklerinde Sevda hemen odasna gidip mayosunu giydi ve evin iskelesine kotu. Gece denize girmekten onu hibir ey alkoyamyacakm gibi geliyordu. Ay altnda, dibinde temiz kumlarn ak ak parlad- sular tertemiz ve lkt. Sevda kendisini iskeleden denize brakt zaman duygularnda bir anlk koskocaman bir deiiklik olmutu. Denizin iinde lk atan, baran Sevda yaamann ne denli gzel olduunu dnd bir an. Hatta byle gzel bir denizin kysndaki bir yazlk evde oturabilmenin de, bu eve bir arabann iinde zahmetsizce gelebilmenin de, peinden ardarda sulara atlayan iki neeli ocua sahip olmann da hi de kmsenmiyecek mutluluklar olduunu dnd ve utand. Bunlara sahip olmak ne yazk ki aypsz ve su ilemeden olanak iinde gzkmyordu. Artk ilgi ve yaknlk duymad bir erkein varlna katlanmas gerekiyordu yaamann bu en doal, en insanca gzelliklerinden yararlanabilmesi iin. stediklerinin hep ulalmas zor, alnmas, sahip olmas zor eyler olduunu, bunlara insanlarn bindebir sahip olabileceini, bunun da bir ans ii olduunu belletip durmulard ona kklkten beri. Yani bir kadn sevdii bir erkekle birlikte olamaz, sevdii ocuklarn annesi olamaz, sanat ve sanatlar sevemez, deniz kysnda bir dinlenme olana bulamaz, istedii bir Ide alamaz, istedii 228 insanlarla dostluk kuramazd. Bunlarn ya bir blne, ya teki blne sahip olur, ya da hibirine sahip olamazd. Hepsine btnyle sahip olan da var myd acaba? Sevda var olduunu sanyordu ve btn bunalm burda balyordu. Mademki yeryzne insan olma onurunu tayarak gelmi bir varlkt o, insan olmann btn olanaklarndan yararlanmak, btn skntlarn namusluca ekmek, ama btn sevinlerini de kusursuz yaamak istiyordu. Bu toplumda herhalde bu tr yaayan insanlar olacakt. te onlar gibi olacakt Sevda. Btn olanaklar zorlayacakt. Btn kiisel giriimleri deneyecekti. Hogeldiniz Sevda Hanm... Hobulduk, hobulduk... Sevda st kattan kendilerine glmseyerek bakan ev' sahibini ve karsn eliyle selmlad. Onlar da balkonun demirlerine dayanmlar, stanbul dn, bu gen kadnn neden bu denli sevinli ve takn bir neeyle hi yapmad bir eyi yapmakta oluunu anlamaya alyorlard". Aslnda davranlar btnyle onun neesini paylayor gibiydi. Birazdan Arif de mayosunu giymi olarak iskeleden koa koa gelip suya atlad. Btn bir gnn skntsn, acsn, kzgnln unutmu, kars ve ocuklaryla yukardan bakan ev sahiplerinin gzleri nne tam uyum halinde bir aile grnm izmenin ekiciliine kaplmt. Biraz da lklam olan eyll akamnn insana suya girme istekleri veren durgunluuna kaplmt. Ne var ne yok stanbul'da? yilik vallahi! Evsahibi erkein ok gen ve yakkl grnne karn kars iman ve gsterisizdi. Bir kaplumbaa gibi ar hareketli, sessiz, ama gven vericiydi. Gndzleri erkekler itelerken Sevda'yla ikisi denize girerlerdi. Kyda nce otururlar ve gnelenirlerdi. Kadn o zaman uzun uzun Sevda'ya bakar, bu gen, boyuna kitap okuyan, sanata dknlk gsteren, sk sk stanbul'a giden, gzel ve ince kadnn d grnnn altnda ne gibi gizler sakladn anlamaya alrd. Kendi kocasnn apknlklarndan, hafifliklerinden 229 biliyordu ki, byle grnte dengesiz olan iftlerden biri mutlaka ac ekmek zorundadr. teki de ac eker ama, onun bu arada gelip geici de olsa, gizli sakl da olsa, kendilerine gre sevinleri, zevkleri, nee kaynaklar vardr. Bu kadm da ayn, apknlklarna byk bir sessizlikle dayand, byk bir tutkuyla sevdii kocasn inceler gibi inceliyor ve

onun karsnda da kocasnn karsnda yapt gibi srekli susuyordu. O kadar ki Sevda bu kadnla yalnz kalmaktan korkuyor, sklyor, ama onun iyi bir kadn olduunu ve ona gvenebileceini de saklamyordu. Kendi balkonlarnda oturmu sigara ien ve dnceli gzlerle kendisini izliyormu gibi grnen grmcenin baklarnda da ayn kukular grd Sevda. Onun gzleri de projektrler gibi aaya, denize evrilmiti. O da tpk yukardakiler gibi, bu aklar vermeye balayan ama her biri ayr ayr sevimli, iyi, neeli, saygdeer olan kar koca ve ocuklardan meydana gelen canl, yaama istekleri dolu aileye bakyordu. Sevda denizden kp ierde geceliini giydikten sonra balkona gelip grmcesinin yanma oturdu. Evsahibiyle kars hl kendi balkonlarnn demirlerine dayanm denizde oynaan babayla oullarna bakyorlard. Evsahibi erkee de kadna gre de Sevda'nm her yapp ettii gzel, ince ve zevkli, ama kukularla doluydu. Ona ikisi de kendi alarndan hem zenerek, hem de eletirerek bakyorlard. Sevdann zerindeki gecelik, onun zerine ald ince yazlk sabahlk hi de o kadar zarif ve gzel deildi ama ordaki kadnlarn hepsinin giyeceklerinden de bedenlerinden de gzel beden ve giyeceklere sahipmi ve bunlar kullanmay ok iyi bilirmi gibi grnrd. Oysa Sevda, kocasnn arkadalarnn karlar iinde giyimine ve gzelliine en az dikkat edeniydi. Grmce de hem Sevda'y dinliyor, hem de onun her davrann ayn beeni ve eletiriyle inceliyordu. Omuzlarna dkt, yumuak sar salar, yznn gzel izgileri, uzunca, kaln boynuna takt kolyesiz altn zincir ve kendi diktii japone kollu pembe poplin sabahln iinde tombulluu pek o kadar gze batmyordu. Yarn ynetim kurulu seimlerini reniriz. dedi Sevda fazla ilgilenir grnmemek istiyerek. 230 Ayn donuk ve inceleyici baklarla onun yzne dalm olan grmcesi, bu szlerin altnda hibir anlam yokmu gibi, baklarn deitirmeden ve biraz isteksiz grnerek: Yarn gidiyor muyuz? diye sordu, gideceklerini bile bile. Denizden sularn aktarak km olan ve balkonda dkleri iin zplayan ocuklardan by Halil: Nereye gidiyoruz anne? diye sordu neeyle. Sevda bile bile suratn ast. Dncelerinde ve eyleminde hibir yanl yokmu da istedii eye sinirlenebi-lirmi gibi: Ben size her zaman akllca sorular sorun demiyor muyum... diye paylad ocuu. Sonra grmcesini anne ve insan tarafna da hayran brakmak istercesine: Biliyorum akll ocuklarsnz ama, nedense aptal grnmek istersiniz. diye korkusuzca azarlad ocuklar. imdi, son derece drst ve yaamaya pek de aldrmayan, titizlik ve sinirlilik gibi sradan zellikleri olan herhangi bir anne gibiydi. Haaa, Bayramolu'na gidiyoruz, deil mi? diye durumu tatlya balad ocuk. Annesini sinirlendirmekten ekinerek o nn keyfini karmaktansa oyunu srdrme-meyi yeledii belli oluyordu. Sevda ocua hem ters, hem azarlayc, hem balayc, glmseyen baklarla bakt. O ktktan sonra denizin ayn ve eyll serinliinin bir tad kalmam gibi, kendiliklerinden kk olanla erkek de kmlard denizden. Baba davranlarn abartarak kaar gibi yryordu iskelenin stnde. Kk olan da lklar atarak onu kovalyordu. Arifin tek istedii buydu ite. Bu tr sahnelerle dolu bir evlilik. Dnlecek ve bu gidii aksatacak bir tek nemli olaya bile dayanamazd yaamasnn iinde. Aslnda kendinin olmayan ve sadece kars, ocuklar ve arada srada gelen konuklarn yaadklar bir evin ss, giderleri, yaamas iin btn bir gnn, zaman zaman da tatil gnlerini bir fabrikaya veriyordu hi kar koymay aklna getirmeden. Bir talyan irketinin zmit'te kurduu bir buzdolab fabrikasnda grev almt evlendikten sonra. Karsnn ailesine ne yakn, ne uzak byle bir orta yolda oturmak, bir evliliinin sel-

231 meti bakmndan ok uygun grnyordu ona. Kimseden ne para, ne yardm istiyordu. Kimsenin de kendisine ne yardm, ne eletiri amacyla karmasndan yana deildi. Ailelerle sadece e dost olarak grmeli ama onlardan titizlikle uzak kalmmalyd. Aile, kar koca ve ocuklar demekti. Ne olursa olsun bu snrlar ne iten, ne dtan zor-lanmamalyd. Bu yzden bu souk hesapl, dikkatli, titiz ve kendine gre adil ller iinde srmekte olan yaamasnda kendisini herkese benimsetmiti. Herkes ona gven duyar, yaknlk ve sayg duyard. iler, personeldeki arkadalar, mhendisler, karsnn ailesi ve arkadalar, kendi arkadalar... Karsna aldrmyormu gibi davranarak ve hesapl bir ekilde, souk souk: Ben yorgunum, yatyorum... dedi ve iki kadnn da verecei karl beklemeden ieri girdi. Bu cmlede birok anlam gizliydi: Ben sizi arabamda gezdirdim ve getirdim. Ben yarn deil brgn dnyann yolunu iniyerek ie gidecek ve btn bir gn orada alp didinerek sizin yaamanz iin gerekli paray kazanacam. Ben sabrlym ve bym. Ben aptal da deilim. Beni kmsiyenleri ve beenmiyen-leri anlarm ama bunlar tartma konusu yapacak kadar isiz ve konumaya merakl deilim. Ben yaamann iindeyim. Ben yaamann dnda kalp da yaama iin dnce yrtenler gibi gln deilim... Ona ilgisizce: yi geceler! dedi Sevda. Ay tek, aabeyine saygl davranmak gerekliymi, bu bir insanlk greviymi ve yengesi de bunu kimbilir neden arada bir savsaklyormua-sma zerinde durarak ve ar bir sevecenlikle: yi geceler abicim. Biz de imdi yatyoruz. dedi ardndan bakarak. ocuklar pijamalarn giymiler ve ellerine birer eftali alarak balkona kmlard. Onlar yle grnce Sevda birden hi ummad biimde gerildiini ve kabalamak istediini anlad. Boalarak bard: Ne geziyorsunuz be bu saatte buralarda. Gidip yatn yahu! Nedir Allah akna... Kk bir ocuk bu saatlere kadar uyank kalr m... 232 Birden, ocuklarndan u dakikada son derece skldn duydu. Sabahtan akama dek bu iki ocuun sorunlaryla uramak birden ona doal deilmi gibi, bunun kendisine uygulanan bir bask yntemi olduunu bulmu gibi, duygularnn bakaldrdn duydu. Herhalde annelerle evlatlarn, karlarla kocalarn btn bir yaama boyunca bu kendilerininki gibi, gece gndz bir arada bulunmalar olaan olmasa gerekti. Sonra Sevda aryordu btn bir yaama sresince birlikte bulunmas gereken insanlara nasl davranacan. ocuklara son derece anlayl ve sevecen davranacana dair kendi kendine binlerce kez sz veriyor ama bunu gerekletirmeye hibir zaman olanak bulamyordu. Kocas ve akrabalaryla da ilikileri byleydi. Bu yzden zaman zaman ar sululuk duygular iine dt oluyordu. evresinde bu tr ilikileri pekl da hi aksatmadan srdrenler vard. Sevda hep zenirdi byle dardan grp de yaamalarnda bir tutarllk olduuna inand insanlara. Zamanla bunun da tek nedeninin sevgi olduunu bulmutu. Eer bir evde erkekle kadn arasnda bir sevgi, ak varsa, zellikle erkek sevilecek, ak olunacak nitelikler tayor, kendine gre stnlkler gsteriyorsa, o ailede her ey erge dzenli gidiyordu, sevgi btn karklklar yenecek gteydi. Ak her ey demekti. Ak btn ktlkleri yenebilecek, btn zorluklara gs gerilmesi iin yeterli enerjiyi, gc, gizemi tayan byk bir duyguydu. Bu yzden de akla ilgili btn olaylar bilmek ister, ak filmlerini sever, ak romanlarn yutarcasma bir hzla okurdu. Ak zmleyen, ak inceleyen, ak konu eden, aka yeni bak alar ve boyutlar getiren, aka gerektii nemi kazandran her ey, her ey... Grmcesi de nerdeyse kendi yama yakn bir kz olduu halde akta pek baar kazanamyordu. Ama ak ykleri oluyordu sk sk. Bunlar dinlemekten Sevda her zaman zevk alrd. Hatta bunlar dinlemeyi dev

sayar, g-rmeesine yardmc olmaya alr, ak ve zellikle grm-cesinin akn birlikte zmlemeye alrlard. Ankara'da bir bankann eflerinden biri olan gen kz bu kez de bankann mdryle arasnda domakta olan yaknln ayrntlaryla doluydu. O eski, okul arkadalaryla oyaland, kt, kokteyllere, aylara, restoranlara gittii ilk genlik dnemi gerilerde kalmt. imdi i evlenmeye gi 233 decek aklara kalmt. Evlenme yolunda kendisini oyalayan aklara ve ak kahramanlarna kin duyuyordu artk Aytek. Babasnn evinde oturmaktan, yeenlerine teberi rmekten, boyuna eyiz almaktan, sslenmekten ve yazn nereye gideceini dnmekten bkmt. Abisinin yanna geliyordu iki yldr. Sevday severdi, ona nedense gvenirdi de. Ama gene "de eziklikten, ekingenlikten, snt olduu duygusundan kurtulamyordu. Oysa her yeni yaza, sevdii bir erkekle, bir kocayla kacak olmann ne nemli bir mutluluk olduunu daha evlenmeden biliyordu. Sen de yataydn... dedi, abisiyle yengesinin mutluluklarn dnr gibi. Yatarm... Birer sigara daha ielim de... Dur birer de kokakola aalm... alkan, evilerini sever bir kz olarak Aytek koa koa ieriye gitti. Bir tepsiyle iki iki barda, iki ie kokakola ve kesilmi limonlarla geldi. Sevda ona akn anlatmak istiyordu. Bunu, arkada olarak sevdii grmcesinden saklamak ok g bir iti. Bunu saklamak zorunda oluu Sevda'da hem utan, hem de artk bir eyler yapma zorunda olduu duygusu uyandryordu. Yani, Aytek'e akndan sz edebilmesi iin Aytek'-in abisinin kars olmaktan vazgemesi gerekti. Bu nasl olacakt, nasl zorluklarla olacakt. Bunun dncesi rpertti Sevda'y. u akrabalk ilikisini ters evirmek, arkadalk olarak deitirmek... Sonra da sevgileri olduu gibi saklayabilmek... Nedense Sevda da Aytek'e, Aytek'in duygularn anlayabileceine gveniyordu. Bayramolu'nda epey tandn var galiba... dedi Aytek. ok doal bir eyden sz ediyormu gibi davranlarn hi deitirmeden karlk verdi Sevda limonlu gazozunu yudumlayarak. Var.' Selahattin Alp'ler var... Karsyla. Muammer Uzunolu var. Arada bir Tahir Temel -ok nl, yal bir romanc- geliyor. Ankara'dan, sen tanrsn Trkan Seyln yar. Ha, onu ben konserlerde, operada falan grrm. Nasl bir kadn? yi bir kadn... Byle cevap, verdikten sonra Sevda 234 gld. Eklemek zorunda kald. Btn yazarlar gibi kendini beenmi. Kendi aralarnda toplanr konuurlar, yer ierler. Yalnz kaldlar m sudan km balk gibidirler. Yaamalarn arrlar nedense. Onlarn aralarna girmi olanlar da yle olurlar herhalde. Sevda grmcesinin bu cevabn ok beenmiti. Aytek'in insann en ince duygularn anlayabileceine hi kukusu kalmamt. yi bildin. dedi, Onlarn arasna girdin mi sen de karaya vurmu bala dnersin. Daha dorusu onlar insan yle yadrgarlar ki, bir an nce u aramzdan ekip gitse diye bakarlar ve bunu belli ederler. Sevda kendisi ok yaamt bu tr zor durumlar. Hatta raslantyla ya da istiyerek ilerine girdii sanatlar zaman zaman ii o raddeye getirirlerdi ki, ilerine girmi yabanc ya klr klr sanki yerinde grnmez olur ama ordan ayrlmak korkusuzluunu gsteremez, ya da korkuyla oradan kaard. Bu daha ok iirleri, ykleri, deneme ve eletirmeleri ok yksek dzeyden yazlm gibi olup da kolay kolay dili ve kavramlaryla anlalamyan yazarlarn arasnda byleydi. Yabanc biri, nasl onlarn yazdklarn zorlukla anlyorsa, davranlarn da zorlukla anlard. Bu tr yazarlar, genellikle kendi aralarnda, aydnlar evresinde ok nl ve ok saygndlar. Halk bunlar ne tanrd, ne de onlarn kaygsn ekerdi.

Yanlarnda rahat edilmiyen bir baka blk yazar da artk nnn doruklarnda olanlard. Bunlar kendi kendilerine yaama hakkn snrlamlard. Yabanclara ayracak zamanlar elbette hi olmayacakt. Btn konumalar, yiyip imeleri, insanlarla ilikileri tam bir reklam ann snrlar iinde srp gidiyordu. Her eyleri hesaplyd. Yaamalarnn her anndan yararlanrlard bunlar nleri iin. Bu yzden yabanclara btnyle, eer onlardan bir yarar gelmiyorsa, kapalydlar. Rahat edebilecek miyiz orda? dedi Aytek bu kaygy belli belirsiz sezerek? Tabiii, hi kayglanma sen/Benim arkadalarm var. yi ocuklardr. Onlarla tantrrm seni. Karlar falan var. Birlikte denize gireriz. Her hafta gidiyoruz biz. 235 Sevda byle sylyordu ama, her hafta gittiklerinde, hatta gitmeden, ayni korkuyu tekrar tekrar yaard. Ne bu korkuyu iinden skp atabiliyordu, ne de onlardan uzak kalabiliyordu. Ay tek: Ne de olsa saygdeer insanlar hepsi de dedi. Hi kimseye hakszlk yapmamak iin. Her davrann bir nedeni olur. Cause and Effect dedi Sevda da glmseyerek. Bu memlekete en ok emei geen insanlardr onlar. Davranlarn ho grmek gerek. Sonra da kendi kendine gld. Yazarlar duysalar, onun, bir hi olan Sevda adl bir kadnn kendilerini ho grdn... Yazarlar adna kendi kendisi iin bir sre glmsedi. Ama kimileri var ki yle deiller. dedi. Hakk'y dnmt bunlar sylerken. Tam bir halk ocuu olan Hakk herkese, tandk, tanmadk, bildik, yabanc, kim olursa tam bir yaknlk gsterirdi. Hatta o denli sevimli davranrd ki, zellikle kadnlara, bu yzden dostluk ve ak ilikileri sk sk karyordu. Bununla da yetinmez, o kendini beenmi saylan yazarlara da cannn ektii gibi, hi de davranlarn denetlemeye falan gerek grmeksi-zin istediini syler, istedii gibi davranrd. ou zaman da onlarda yaknlk ve sevgi duygular uyandrrd. Ama ardndan kt, ahlaksz, cahil, manyak diyenler de hi eksik olmazd. Bu, zellikle gezip tozduu eski sevgilileri ve onlarn yaknlar erkekler tarafndan byle olurdu. rnein Hakk Kotar dedi, Sz Hakk'ya geldii iin birden cokunluk duydu. Bunu da saklamad. Bylece grmcesiyle konuurken sevin ve tad duyan bir gelin, iyi bir gelin de saylabileceini dnd. Biraz nce, denize atlarkenki honutsuzluunun tamamiyle daldn duyuyordu. Denize atlarken Hakk'y grm olmaktan, onunla bir iki saat birlikte olmu, tartm, ama tam istedii gibi, onunla ilikisine zm bulamam olmaktan doma bir tedirginliin iindeydi ve bu tedirginlii ancak skeleden denize srarken unutmu, suya dediinde de youn bir zgrlk sevincine dokunmann ferahln duymutu. imdi artk uzak bir yk gibi rahatlkla ve diledii gibi tad alarak onu anlatyordu. 236 Bak, o hi yle deildir. nsan yadrgatmaz. Herkesle dost olma yetenei vardr. Bu galiba halkn iinden yetime, bir de retmenlikten gelmenin verdii bir rahatlk... retmenlii genellikle sanatla ters den bir i sayarlar... dedi Aytek. Evet, kimbilir, hep byle sylerler ama retmenliin yazarlara salad yararlar da var bence. Konuma, anlatma, anlatabilme, ok insan tanma olanaklar bakmndan... Aytek susmu dinliyordu. Bu konudan sklmt. Oysa Sevda yeni yeni dnmeye balayaca bir konu bulmutu. retmenlik ve yazarlk. Aytek'in skldn gre gre, pikinlik gstermeyi gze alarak srdrd konumasn. Hem de bylece kendisini ak sorunlarndan uzak, cidd ve namuslu bir incelemenin iine dalm grmekten honutluk duyuyordu. Belki de srekli yaplan btn iler gibi retmenlik de srekli olursa insan bktrr, yaamay tekdze yapar. teki iler yapmaz m yani...

Senin iin szgelimi... Sen zaman zaman sklmyor musun bankaclktan... Aytek: Sklmyorum. dedi ve ayaa kalkt. Sz yava yava zgrlklere gelip dayanacakt. ki arkada bunu rahata konuabilirdi ama gelin ve grmce nasl konuacaklard. zgrlklerinden kafa zgrlklerine, gnl zgrlklerine gelip dayanacakt... Sertleti Aytek birdenbire. Ona, herkesin dobra dobra, hatr gnl tanmaz, ters, ok bilmi demelerini dorularcasna: Senin bu evreye fazla ilgi duymandan zlyorum. dedi. Neyin eksik? Sevdiin bir kocan, iki gzel ocuun, araban, dairen, hizmetin, paran ve eyalarn var. stelik kocan da iyi bir insan. Zamann istediin gibi geire-biliyorsun. Kendini bu tr kark evrelerden uzak tut. Sonra hi bir ey sylememiesine arkadaa ve olaan bir sesle: Hadi iyi geceler... Ben yatyorum. Hava da serinledi... diyerek ieriye gitti. Gelinine, ona pek de yle fazla nem vermediini, onun birtakm gereksiz eylerle kafasn ve gnln yorarak ailesini tedirgin ettiini anlatmak istemiti. __ 237 __ Yatana doru yrrken Sevda'nn bir ocuk yz gibi temiz, gzel yzyle ardndan nasl bakakaldn dnd, piman oldu. Sonra soukkanl olmaya ard kendisini. ok severdi Sevda'y. Hibir zaman onu bir yenge gibi grmemiti. Hi bymeyen bir kzkardeti o. Kk bir kz. Btn zntlere, aldatlmalara, aldanmalara, kaplmalara, deiimlere ak ve hazr bir ocuk. Aabeyinin Sevda'nn bu gen ve tehlikeli zenginliklerle dolu kiiliini dengeleyecek bir gllkte olmadn dnd zntyle. Ben de olsam, aabeyime k olmazdm... diye dnd. Yatana yatt, araf bana doru ekerken aabeyine kar bir acma duydu iinde. Sanki dndklerini duymu da byk, kara gzleriyle, kesilmeye. hazr bir koyunun baa bakt gibi baktn grd kendilerine. Sevda'ya ve kardeine. Severdim de yani yetmezdi galiba... diye dzeltti dncesini. Evin arka tarafndaki meyva aalarnn birden hrdadn, pencereye yakn dallarn sallandklarn duyar gibi oldu. Camlara nce yapraklarn srtmesine benzer bir hrt duyuldu. Sonra topraa den yamurun ptrts... arafna iyice sarnd Aytek. Yamurda uyumay ne kadar sevdiini dnd. Sevdiini deil de sevmesi gerektiini. Bir evin iinde olmak, bir yatakta yatmak, bir arafla snmak, yarn ie gidecek olmamak... Birden varlnn u anda yeryznn btn tehlikelerinden ne denli uzak olduunu dnmeyi istedi. nsan byle durumlar karmamal ve lgnca mutlu olmalyd. Mutluluk olanaklar o denli az geiyor ki elimize... Btn bedeninin gevediini duydu. Ayaklarnn alt aryordu, kollar aryordu. Dn krek ektim, et kesmi... diye dnrken birden srad. Bir yerden dermi gibi olmutu. Gzlerini ap kapad. Keke uyanmayaydm. Ne gzel dalyordum... diye dnd. Tekrer uyumak ne denli g. Gene dnceler ecek... Dncelerini tamamlayamadan uyudu. 238 VII Hakk Sevda 'dan ayrldktan sonra evine gidip yatmay dnd ama rahat uyuyamyacakt. Gene bir sonuca varamamlard u kadnla. Pis burjuva... diye fkeyle svd iinden Sevda'ya. Bir bok sanyor o kocasn, dairesini, eyalarn... Taksim alannda durdu, evresine baknd. Nereye gitmeliydi. Yolu pek uzak olmayan bir ahbabn evinden daha elverili gidilecek yer dnlmezdi u sra. Ya kendisinden holanan kadnlardan birinin evine gitmeliydi ya da Sevda'y anlatabilecei yakn, halden anlar bir arkadana. Birlie mi dnseydi yoksa... Orda belki evine gidecei bir arkada bulurdu ya da Nurten'i alr bir yere iki imeye gtrrd. Bir sz yoksa Nurten'i evine bile getirirdi. Birden ii Nurten'e kar sevgiyle doldu. -Erkek kzdr Nur-ten... diye dnd. Bu pis burjuvalar gibi naz falan etmez,

kopaca, yitirecei bir eyi de yok. yi de iir yazyor kpolu... Hakk, btn o byk nne, halk arasnda ad evresinde yaratlm sevgiye karn, iyi bir yazar olmadn biliyordu. Belki de iyi bir yazard da bunu gelecek zaman gsterecekti. imdiki yarglar onun yerini edebiyatta yle belirlemiti: Trk toplumunu aydnlara tantan, Trk toplumunun gelimesinde ve deimesinde emei olan bir yazar. Ama insan saptamak baka, incelemek bakadr. Hakk Kotar sadece insan bulunduu koullar iinde saptar. zellikle ac eken, sefalet ve yoksulluk eken Trk halkn. Bunu 239 ne imdiki grnyle ne de nedenleriyle incelemez. Onun romanlar bir rportaj ya da incelemeye daha yakndr. Eolueekler... diye bu kez eletirmenlere svd. Ben insan onlardan daha iyi anlar, tanr ve hatta cierini okurum... Tam bunu dnrken kendi kusurunu kendisi tarafndan belirtilmi olduunu ayrmlad. Bunlar baka, bunlar yazabilmek baka... diye karlk verdi kendisine dmanca. Bu arada Beikta dolmuuna doru yrdn grd. Kuyrua girdi, omuzlarn ksarak bir elini cebine soktu. teki elini hi yanndan ayrmad sapsz kara evrak antas vard. Birader, biz de bunu nlemeye alyoruz ite... derken yz fkeden kpkrmz olmutu. Sevdiim bir kadnla bir eve kapansam... Btn bu grdklerimi, sezdiklerimi yazsam... Bir balaynca ne de abuk yazarm... balayncaya kadar. Bir trl olmuyor ite, balyamyorum. zmeliyim bu sorunu, bitmeli bu yl bu evlilik derdi. Olmuyor, olmuyor ite, olmuyor... Kadm iyi, namuslu, alkan, zgeci dolu, beni seviyor, ocuklarna iyi bakyor, benden para istemez, bana ok emei gemitir... Ama olmuyor. Sevgi yok, hi olmad... fkeyle sama dnd kuyrukta, caddeye doru. nnden geen bir dolmuun iindeki gzel bir kadna takld gzleri. Kadn da ona bakmt. Taksinin ardndan uzun uzun bakt. Sonra dnd, dolmu kuyruunu gzden geirdi. Kuyruktaki btn kadnlar inceledi tek tek. Ne de ok gzel kadn doluydu bu stanbul. Hele de u Taksim... Neden benim doduum, bydm ky, okuduum okul. altm kasabalarda byle gzel, alml, insann iine akar gibi bakan kadnlar yoktu da u stanbul'da, hele Taksim'de bu kadar ok var... diye dnd. Kuyruktaki kadnlarn hepsiyle bir kez gzgze gelmeyi denedi. Kimileri bundan tedirgin oldular. Kimileri aldrsz davrand. ki tanesi etkilendi yalnz. kisi de gen kz. Ssl psller. Giydiklerini de amma yaktryorlar. Tabi, bedenlerinin izgilerine dikkat ediyorlar. Fazla imanlamyor, fazla zayflamyorlar. Okumu, kltrl kzlar, neyin neye denk dtn, hangi renkle hangi rengin badaacan bili 240 yorlar. Gze neyin hogeldiinden haberleri var. Bu da bir kltr ii... dedi. Biraz nce Sevda iin Pis burjuva... dediini unutmutu. Kendisini yarglyan bir hakimi, odasnda yalnz kstrp: Sizin hepinizin dininizi... keceiz. dediini de unutmutu. Hatta bunu arkadalarna o gnlerde fkeden kpkrmz olarak, sonralar da grltl gllerle anlattn da unutmutu. imdi birden bire benliini derinden derine vuran u burjuva biimi giyimlere, sslenmelere, davranlara tam bir hayranlk duyuyor, karsnn neden bunlar gibi olmadn dnnce kadna, kar hi de mstahak olmad bir tiksinti ve nefret duygusu geliiyordu iinde. Kuyrukta bakt iki kadndan biriyle dolmua bindi. Sevda'y, onunla evlenmek istediini, onsuz edemiyeceini, onu tam bir saflkla sevdiini unutmutu. Yanyana dt kadnla daha yakndan bakma, sonra da konuma olanaklar aramaya balamt. Kadndan hafif bir ter kokusuyla kark bir iek kokusu ykseliyordu. Bu kokuyu doya doya iine ekti. Karsnn salt ter kokusunu anmsad. Sevda'y hi anmsamad. Oysa ona da dikkat

etmiti. Sevda hibir ey kokmuyordu. nk ne terliyor, ne de koku srnyordu. Ka kuru Beikta'a kadar? diye sordu yanndaki kadna, hi Beikta'a gitmemi, oralarn yabancsym gibi. Kadn hi amad bu soruya. Yalnz Hakk'nm baklarndan korkmutu biraz. Bir de az yaps dikkatini ekmiti. Gzleri ackm ama grmyormu gibi steliyerek, srekli bakyordu Hakk kadna. Biraz karsa bu baklar, biraz ekinse, biraz korksa kadn da ona biraz kaamak, biraz korkulu, biraz ekingen bakacakt ama bu baklar kadn pek olaan bulmad. kili midir nedir... diye dnd. Oysa ne gzel bir grn vard adamn. Uzunca bir boy, rice bir ba, kvrck siyah salar. lk kez bir erkek yzne bir byn bu kadar yaktn grmt. Ama ya dudaklar? Susarken bile konuan, isteyen, pen, saklayan, yalan syleyen, sven, kaba, kaim, korkusuz, ama ok korku veren dudaklar... Durakta dikilirken adam houna gitmiti. Ama burda yanyana otururlarken ve adam ona 241 bu kadar sokulmu olarak, byle donmu gzler ve byle hi almadan bin trl tutkuyu dile getiren dudaklarla baknca irkildi. Hakk imdi u kadnla birlikte gitmeyi, onun evine konuk olmay, biraz bir eyler yiyip iip tatl tatl konutuktan sonra kadnn evinde gecelemeyi dnyordu. Bu onun ok doal bir hakk, belki de grnmez gler ve mutlu raslantlarm insanlara sunduu beklenmedik mutluluklardan biriydi. Sevda'ya o kadar kzdktan sonra ve ondan umudunu kesmeye balad u anda bu gzel ve gen kadnla arkadalk etmesi ne sevindirici bir olay olabilirdi. nsanlar yeryzne ac ekmek iin gelmediklerine gre nlerine kan her mutluluk frsatna glmsiyerek bakmalydlar. diktan sonra ve ondan umudunu kesmeye balad u anda bu gzel ve gen kadnla arkadalk etmesi ne sevindirici bir olay olabilirdi. nsanlar yeryzne ac ekmek iin gelmediklerine gre nlerine kan her mutluluk frsatna glmsiyerek bakmalydlar. Hakk bu dncelerinin etkisiyle ve hi de kendini zorlamadan kadna gz krpt bir daha gzgze gelilerinde. Sonra uzun parmakl beyaz gzel elini ok alkn ve incelikle oynatarak ikisinin arasnda sallad. Sen ve ben der gibi. Kadn bylenmi gibi, biraz da glmsiyerek ona bakakalmt. Hakk her eyin olup bittiini, kadnla anlaabileceini dnp bundan hi kuku duymakszn dudaklarn da eyleme geirdi. Ona pck yollar gibi bir eyler yapt. Sonra iki gzn birden hzl hzl ap kapad. Kadn birden n kanepenin arkasna tutunarak srcye seslendi: Biraz durabilir misiniz, inecek var. Src arkaya bir gz attktan sonra hzla saa, kaldrma yanaarak durdu. Kadn aceleyle kapy ap kt. Hakk ne olduunu anlayamam akn ve donmu gibi kadnn ardndan bakyordu. * Hakk Ekrem'lerin kapsnda uzunca boyunu kambur-latran bzlm bir hareketsizlikle dikilmi kapnn al 242 masn bekliyordu. Ekrem ve kars Glsm retmendiler. Hakk'yla retmen derneinde tanmlard. Hakk sessiz, arbal, biraz ezik bir adam olan Ekrem'den pek tat almaz ama Glsm'den holanrd. ok irkin bir yz olan btn kadnlarda grld gibi Glsm'n de ok gelimi bir giyim ve eya seme zevki vard. nce, gzel bedenine hep ok gzel, ucuz ve deiik giysiler bulup diker, evine de masrafsz ama pek tatl ve scak bir grn vermesini bilirdi. ki olu vard. Oullar da ok baarl, terbiyeli, akll ocuklard. Glsm ok yetenekli bir insan olduunu biliyor ama yeteneklerini nereye harcayacan bilmiyordu. nce uzak bir dou ilinde retmen kadm ve kzlarn tek sorunu olan evlenme sorununun iine dm, bu kaygdan

yakasn kurtaramamt. Ta, Ekrem karsna kp da onunla evlenmek istiyene kadar. Bu sorun sanki bitecekmi gibi geliyordu Glsm'e, eer evlenirse. Bu sorundan kurtulmak istiyor, rahatlamak ve artk bu soruna deil de daha nemli, daha yce, daha kalc sorunlara balamak istiyordu kendini. Ama iler hi de umduu gibi olmamt. Evlilik sorunu asl, evlendikten sonra balamt. Yuva, reme, korunma igdleri doymutu Glsm'n ama bu kez daha nemli, da kadar byk bir dert kmt omuzlarna. Sevgisiz bir evlilii baaryla yrtebilme inad ve yar. Bu kez evresindeki kadnlara bu yeteneini kantlamaya giriti. Baarl bir e, baarl bir ev kadn, baarl bir anne... Evet hep baar... Ama Glsm'n zeks ve boyuna gelien kltr bu baarlarn evin duvarlarnn dna tamadnn, bir erkekle iki erkek ocuktan bakalarn ilgilendirmediinin ayrmna varmt. Konuklar gidince, konukluklar bitince ev baarlan da bitiyordu, ev kadnl da tatszlayordu. Yaama duruyor ya da lyordu. Drt kiilik bir mezard ev. Bu mezar ne gzel ve beeniyle seilmi ulusal renkler, bezler, ilemeler, ne de bilgi ve hnerle yaplm yemekler, pastalar, kekler canlandrabilmiti. Bu yzden stanbul'a gelir gelmez Glsm'n ilk ii kendini toplumsal ve ilerici bir dernek olan retmenler Derneine atmak olmutu. Bu dernein toplantlarna gidiyor, ynetimiyle ilgileniyor, yeni arkadalar ediniyor ve yaayna toplumsal bir yoldan 243 ycelikler, anlamlar katmaya alyordu. Zaman zaman bir ortaokulun mdr yardmcs olan kocasn da srklerdi bu toplantlara ama adam her zaman ve gerekten ok yorgun olduu iin karsndan zr diler ve evde yatp dinlenmek istediini sylerdi. te yalnz bana dernee gittii gnlerden birinde tanmt Hakkyla Glsm. Bilinli, dirence alkn, soukkanl olmasn bilen yanyla Hakk'ya direnmi ama mutluluklar seven btn alkan, bilinli insanlar gibi de onun ekiciliine kaplmay nleyememiti. lk yllar aralarnda acl tatll bir eyler olmutu. Kk kk dramlar, skntl anlar gelip gemiti ya imdi iyiydiler. Birbirlerini grmekten honut olan iki dost, iki eski sevgili olarak birbirlerini arar sorarlard. Glsm kapy ap da karsnda soluk ve durgun yzyle Hakk'y grnce sevindi. Bu sevin Hakk'y grmekten ok biraz nce raslantyla stndeki kirli i giysisini deitirip ayana temiz bir pantolon ve temiz bir bluz giydii iindi. Hakk'ya byle temiz ve dzenli grnmesi kendisini ar derecede neelendirmiti. Merhaba yahu, nerelerdesiniz? diye girdi ieriye Hakk. Hogeldiniz, hogeldiniz. Asl siz nerelerdesiniz? Biz hep hurdayz biliyorsunuz... erden sveterinin altna pijama pantolonu giymi olarak Ekrem kt. Ksa boylu, sarn ve dazlakt. Glsm onun evde pantolonla oturmas iin evliliin balangcnda yapt tm savamlar artk durdurmutu. Bunun iki nedeni vard: Birincisi Ekrem pantolonla oturmaktan ok sklyor, rahatsz oluyor ve bu skntya kar, Glsm'den kendisine ar bir sevgi ve yaknlk gstermesini istiyordu. kincisi de buna bal olarak, Ekrem'e srf ev iinde kln dzeltti diye her zamankinden ar bir yaknlk ve sevgi gsterememesiydi. nk Glsm bir sre kendine bask ya da telkinlerde bulunduysa da Ekrem'le arasndaki ilikinin klk kyafetle bir ilgisi olmadn anlamt. Hakk neeli ve aldrsz grnmeye alyordu ama yznn sarl, davranlarnn tutukluu daha gememiti. ki kadnn da onu ardarda bu gece yalnz brakmalar, ona gvensizlik gstermeleri, ondan holandklar 244 halde byle davranmalar Hakk'y bir kez daha allak bullak etmiti. Herkes onu pikin ve umursamaz sanr bu konularda. Artk bu iin tccar olduunu sanr. Oysa Hakk her kadn serveninden sonra ektii byk

acnn, byk sarsntnn etkisiyle baka bir servene balamak ister, bu yzden de ksr bir dng iinde srklenir durur. antasn Glsm'n eline tututurmasyla Hakk'nn duvara yaslanarak gzlerini kapamas bir olmutu. Sapsar yz gzelliini yitirmi, sadece tutkulu dudaklaryla iine km avurtlar gze arpyordu. Glsm: Ne oluyorsun Hakk!... diye bararak onun koluna girdi. Ekrem de teki kolundan tuttu. Onu srkliye s-rkliye ieriye gtrp kanepeye uzattlar. Hakk sa eliyle gsn ovuyor, ban arkaya atp iki yana sallyor ve: Soluk alamyorum, yanyor. diye fsldyor, gsn, kalbinin olduu yeri tutuyordu. Arkaya atlm ba, alm az, kanepeye iki bklm uzanm gvdesiyle acnacak bir durumu vard. Glsm bfeye koup konuklar iin saklad votkadan bir bardaa doldurdu, Hakk'ya getirdi: unu. diye ban koluyla kaldrarak barda adamn azna dayad. Enfarkts geirmi babas bir gece evde fenalk geirmiti de alkol iyi gelir diye konyak iirmi-lerdi. Votkadan birka yudum ien ve birazn da stne dken Hakk bir sre sonra sakinleti. Kar koca Hakk'-nn banda durmu biraz aknlktan, biraz korkuyla Hakk'nn artk iyi olmas gerektiini dnerek bekliyorlard. Glsm pek az hasta grm ve hi lm grmemi biri olarak daha ok korku duymutu Hakk'nn durumundan. O, insanlarn ruhsal gerilimleri, zntleri ve duygusal dengesizlikleri zerine kafa yormu ve hep bunlarla karlam bir insand imdiye dek. nem verdii olaylar da bunlard. Bu imdi karsnda Hakk'nn yaratt sahne erge gelip geici, hatta gelip gemesi zorunlu, ksa bir parantezdi. imdi Hakk iyileecek, gene zntlerinden, skntlarndan sz edecek ve saatler anlam kazanacakt. Glsm'n varl da anlam kazanacakt. Yoksa dayanamazd bunun srmesine. Kzd, skld ve yeniden korktu. 245 Ekrem votkann hastaya iyi geleceini anlamt. Biraz daha Jirdi Hakk'ya. Sonra bacaklarn ve kollarn dzeltti. Bann altndaki yast daha iyi yerletirdi. Glsm, odalarndan kp pijamayla yanlarna gelmi boyuna sorular soran ocuklar alm, odalarna gtryordu. ocuklara kar hafif bir utan duymutu bu grnmn karsnda. Yeniden zilin aldn duydular. Ekrem kapya doru bakt ama gitmedi. Glsm'n kapy atn, orda bir erkekle konutuunu, erkein yava admlarla, ayaklarnn ucuna basarak salona doru yrdn duydu. Yeniden kapya baktnda Fahamettin'i grd. Ksa boylu, kafas dazlak, Fahamettin zntyle ieriye girmiti: Ne oldu yahu abi? Hakk'nn rengi dzelmeye balamt. Gzlerini bir at ve kapad. Ekrem: Fenalk geirdi... dedi, Bir kalp skmas sanrm... Doktor arsak... Bak hi aklmza gelmedi... Ekrem dnm karsna bakyordu. Glsm duraksa-d. Bu saatte doktor aramak, bulmak, getirmek, ila almak iin ak eczane bulmak... Dur bakalm dedi, Kendine geldi... Bir eyi kalmaz, imdi geer. Fahamettin doktor aramaya gitmedi ama doktor armann gerektii zerinde durdu. O da sklmt bu hastalk grnmnden: Yahu, kalpse tehlikelidir. Bir doktor arasak... Sonra Hakk'ya doru eildi, akac ve yaknlk dolu bir sesle: Ne oldun abi be? dedi, Aslan gibi adam bilirdim seni ben. Sen de hastalanrsan biz lelim be!... Dinine yandmn dzeni ldrecek beni... Hakk gzlerini am dorulmaya alyordu. Hepsi glmsediler. Yat yat kalkma... dedi Glsm onu kolundan bastrarak. yiyim iyiyim, aldm... Votka m iirdin sen bana... Ablam akll kadndr... Erkek kadndr... Fahamet-

246 tin beenme gsteren baklarla Glsm'e bakyordu. Sanat dnyasna yava yava sokulan, ama nasl sokulacan bilen bir beceriklilik ve dayankllk gsteriyordu Fahamettin. Biimli ve sevimli bir grn vard. ki ay nce doduu ve byd yreyi, orann insanlarn, doasn, insanlarn doayla, uygarlkla, aalarla savalarn ve ilikilerini anlatt yklerini bir kitapta toplam, kitab da eine dostuna beer onar datmt. Onlar da bildiklere, tandklara datsnlar diye. Kitabn nce kmseyerek yle bir kartranlar, ilgiyle sayfalarn iine dalyorlar, btn ykleri diken diken olarak okuyup bitirmeden brakmyorlard. Hakk aslnda gemekte, snmekte, eletirilmekte olan kendi nne duyduu byk ve sarslmaz gvenle bu ocuu koruyor, onunla itenlikle arkadalk ediyordu. zellikle kadnlar konusunda konuup tartmalar ok ilginti ikisinin. Hakk biraz dorulup Fahamettin'e bakt. Otur!... dedi zayf bir sesle. Yz bu kez de kpkrmz olmu, gzleri tam tersine klm ve gzkenarlar beyazlamt. Ben sana demiyor muydum ulan, dedi, Bu skntlar beni gebertecek bir gn. Fahamettin ii akaya dkt, yanma otururken Hak-k'nm: Aabeyciim sen dayanklsmdr. Bir ey olmazsn evelallah... Allah buna ne etsin be Faham... Glsm ve kocas glmeye balamlard. Kadnlar allahszdr Faham bilmez misin... dedi Glsm erkeklere dudan arptan bir glmsemeyle bakarak. Adanal kadnlar allahszdr... dedi Ekrem de. Adanal olan Glsm'e sitem eder gibi bakt. Hepsi allahsz namussuzlarn... Hakk yava yava saln ve neesini kazanyordu. Yarm saat nceki umutsuzluk duygusunun gemesi iin byle lmcl bir korkunun ba gstermesi yetmiti Hakk'ya. inden bundan byle salna daha da dikkat edeceini, kadnlarn hepsini de ... tiredeceini dnd. Bu sznde durmalyd. Evde bir ie st vard. St ime 247 yi savsaklamamalyd. St, yourt... Ar yiyeceklere pek bakmamalyd. Ah dinine yandmn... diye dnd. Bir buzdolab olsa... Buzdolabn Ankara'da karsnn evinde brakmt kapy vurup karken. Eyalar srtna vurup getiremezdi ya. Evi dayal deli brakmt karsna ve ocuklara... Dayal deli derken evinin gerekte olduka yoksul bir grnm olduunu ve ancak ie yarayacak ok nemli elektrikli aralarn bulunduunu, bunlarn da epeyce eski olduklarn dnd. u Glsmlerin evi bile kendi evinden daha iyi deliydi... Neymi, nl yazarm... nl yazarln azna ......ym... dedi iinden. Ama kendisinin tek gvendii, onu o yapan tek byk zelliin bu olduunu dnd. nl yazar olmasayd bu derece mutsuz olmazd hi kukusuz ama bu derece mutlu da olmazd... Kalkt oturdu kanepede. Bacann birini sallamt, birini altna alr gibi kvrmt oturduu yerde. Yere uzatt uzun baca sehpann altna giriyordu. Faham, naznn geeceini bilen mark ve akll bir ocuk gibi kt Hakk'ya: Sen vitrin peindesin hl aabey... Ne vitrini arkada. Syledim sana geenlerde Tekin'e gittim, grndm. -iir yazan bir doktor arkadalar- Psikolojik skntlar bozuyor metabolizmay... dedi. Yani yengeyi deitireceksin de metobolizman dzelecek mi? Ben sevgiye susamm... Sen de Anadolu ocuusun bilirsin... Bizim bu susamlmzdr en byk sorunumuz ve mutsuzluumuz... Hangimiz susamadk ki sevgiye... dedi Faham ban nne eerek. Siz toplumcusunuz ama toplumculuun ilkelerinden haberiniz yok... dedi

Glsm hakk olan bir sertlik gsteriyormu gibi sertlemiti ve kavgaya hazrd. Biz senin kadar kitap okumadk ablacm, seninle tartamayz hibir konuda. Tartamazsnz ama ilenizi ben ekiyorum... dedi Glsm umursamaz ve kendine gven dolu gidi geliler arasnda. ay yapyordu. ay olmakszn hibir konumann ve konukluun yeteri kadar tatlanmyacan bilen zek bir ev kadn gibiydi. 248 Okuyun yleyse. Zamannz var, paranz var, stelik sizi en hayat -bu kelimeyi sylerken yeteri kadar trke olmayn, kelimenin ok yerinde kullanlmasyla bal-yacaklarn dnmt- yannzdan vuran sorunlarnz var. Bilirsiniz okuyup renmek iin en salam yol... Hakk teki bacan da uzatt nne, orta sehpasnn altna doru. ... nce gerekli motivlerin bulunmasdr. Yani bir eyi merak edeceksin ki reneceksin... Glsm, zellikle konumasn kesip mutfaa gitti. aylar doldurup geldiinde elleri titriyordu: Burdaki erkeklerin hepsinin, kocasnn da, hl yenemedii bir tutku duyduu Hakk'nm da, karsyla bir trl geinemedikle-rini bildii Faham'm da renecek ok eyleri vard. Btn kadnlar savunurken kendi aresizliini, ezikliini, bastrlm yetenek, duygu ve gerekletiremedii amalarn da savunuyordu. Bu yzden ac ektiini ve ekmekte olduunu biliyordu. Esmer yz iyice solgunlam, alt duda, her zamanki gibi sevimli sevimli kvrlm, dudaklarna tavan duda hli gelmiti. Ama Glsm u anda kavgann gzellikten daha etkili olduunu da biliyordu. Siz Marksizmi bilmiyorsunuz hibiriniz... dedi. Sonra Hakk'ya bakt. Adam bir daha fenalk geirirse ne yaparm... diye dnd. Ondan sonra kocasna ve Fa-ham'a saldrr gibi, onlara doru konumaya balad. Bu snfsal bir meseledir. -Bile bile sorun demeyi savsaklamt. Kelimelerin deil kavramlarn nemli olduunu belirtircesine- Kadnlarn ve erkeklerin mutsuzluklar sorunu, snflarn deimesiyle zmlenecektir. nsann insan smrd bir dzende... Kadnn erkek tarafndan smrld ve ailenin mlkiyet temelleri zerine kurulduu bir dzende... Sesi titredi Glsm'n. Aznn iyice arpldn biliyor ve alamamak iin bu durumu nlemiyordu. nk yzne ve duygularna eki dzen vermeye kalkarsa alayacakt. Bu, smrc olmayan ii snfnn kurduu yeni dzende zmlenecek bir sorundur. Siz karlarnzla birlikte ve onlar ycelterek snf savan hzlandracanz yerde, kadnlarla savayorsunuz... Kendi mutluluunuz 249 iin. Salt bireyci karlarnz iin, onlar yalnz brakarak... Faham bylenmi gibi bakyordu Glsm'e. Byle akll bir karm olsa mutlu olurdum... Ne denli irkin olursa olsun... diye dnd. Glsm bu dnceyi sezmi gibi ona bakt. Bu beni anlyor ama ben tekinden holanyorum... diye geirdi konuurken. Kocas dikkatli ve utanga bir renci gibi dinliyor, arada bir konuklarn yzne bakyordu karsnn szlerinden ne kadar etkilenmiler diye. yi ama... dedi Hakk kabalkla. Biraz nce Gl-sm' banda bir anne gibi kaygl ve dikkatli ona bakarken grdnde duyduu ballk duygular silinmiti. Bu sre iinde benim mutluluum ne olacak. Ben savam yapyorum. Hem de lafla deil, eylemimle... Gerekirse hapislerde yatarak. Bu kozunu oynarken Glsm'e hi bakmyordu. Laf la sava yapann o olduunu belirtmiti nk. Glsm'n az aralanm, kocaman n dileri btn biimsizliiyle ortaya kmt. Hakk'ya glmseyerek bakmak gereini duydu, onu ezmek iin ve

slkl bir sesle karlk verdi: Benim hi tutuklanmam gerekmedi. Bu frsat bulamadm. Frsat ksayd tutuklanrdm... Ekrem karsnn slkl sesini, ban nne eerek dinlemeye balamt. Bunun, herkesin yzne bakarak dinlemekten daha elenceli olduunu dnd. Tpk radyo gibi. Radyoda konuan spikerlerin yzn grmeyi nasl merak ve tahmin ederse insan, Ekrem de karsnn yzn grmeyi merak ediyor ama bu merakn yeniyordu. Sizin burjuvalardan ne ayrmnz var bu dncelerinizle... Glsm yumuamt. Tatl tatl bakyordu imdi iki erkein de yzne. Burjuvalardan ne farkmz olduu aktr Glsm Hanm. Hakk bir kadna kzd m ona hanm demeyi alkanlk etmiti. Karsna srekli olarak Vehbiye Hanm diyordu son yllarda. Hayr, unu sormak istiyordum. Burjuvalar mlkiyet 250 zerine kurulu aile dzenini ykmamak iin fuhuun her trlsn denerler. nk bir aile kurmalar, onlarn ailelerinden sklmalarn, nefret etmelerini, kamalarn n-liyemez. Ama btn bunlar miras adna burjuvalara yasaktr. Korunulacak miras adna. Bu yzden burjuva kadn ve erkek kocasn aldatr. nsanca duygularn aldata-maymca birbirlerini aldatrlar. Hakk kmaza girmiti. Pek dzeyde olan toplumbilim bilgisi Glsm'n makineli tfek gibi karsna geip tozu dumana katmasyla bitmi, yerle bir olmu gibiydi. Samalamaya balad. nsancla snd kendini insancln en karsnda olanlardan sayd halde: Demek ki... diye mrldand, kendine gvenemiyen bir edayla, sevgi ve nefret sz konusu olunca burjuvalk falan hava... nsann en deimez skntlardr bunlar... Glsm sinirinden glmeye balamt: Ben ne diyeyim sana Hakk... dedi, Allahndan bul... Vehbiye Hanm gelsin senin hakkndan. Vallahi Vehbiye Hanm senden daha ok okuyordur orda, Ankara'da. Okur kpolu... dedi Hakk glerek Allah var, ok okur eolueek kar... Be olum, bunlar insanca duygulardr, tamam. Ama bunlar egemen olan toplumsal snflarn retim biimleri belirler. Biz imdi birbirimizle evleniyoruz, seviiyoruz, birbirimizden nefret ediyoruz, birbirimizle dostluklar kuruyoruz ama alkanlklarmz, yarglarmz, ahlak llerimiz hep burjuvazinin yarglar, lleri, deerleridir. Bu, bizi biz olmaktan karyor. Gelecekte byle olmayacak. i snf kendi st yap kurumlarn getirecek. Ahlakn, evliliini, akn, dostluk, i, alma, baar llerini getirecek. nsanlar o zaman, smrz ve snfsz bir toplum dzeninde tek tek ve toplumlaryla birlikte mutlu olacaklar... Faham ayaa kalkmt coarak. Glsm'n son szlerini ayakta dinliyordu. Elleri belindeydi. Baparmaklarn bel kayna takmt. Zek baklarna yle insanca, dosta bir umutluluk vurmutu ki Glsm'le gzgze gelince kadn ban evirdi, bakamad ona. Yoksa, birden ikisinin kucaklap birbirlerine sarlacaklar ve balarn birbirlerinin omuzlarna yaslayarak uzun uzun alayacak 251 larndan hi kuku yoktu. Faham da ayni cokunun ve korkunun iindeydi. stelik byle yapmalarna da hibir neden yoktu. Aralarnda u anda dncelerden doan, douveren bir yaknlktan baka hibir yaknln olmadn, olamyacan biliyorlard. Ama ilk kez ikisi kadnca ve erkeke arkadaln ne olduunu o Faham'n gzlerindeki k parlad anda sezdiler ve buldular. Faham gzlklerini kard. Yz ordakilere byle ok baka hatta biraz doal olmayan bir biimde grnd. Ellerini niin olduu anlalmayan bir davranla gzlerine gtrp sildi. Sonra yorulan gzlerini krptrd,

gzlkten yorulan burnunu krtrd. Gitti Glsm'n elini skt: Ablam haklsn, yzde yz, yzde be yz, yzde bin-beyz... dedi. Sonra elini bandan ayana doru savurdu: Batan ayaa, tepeden trnaa... dedi iir okur gibi. Hakk yapacak hibir ey bulamam, incecik bir sesle glyordu. Yenilmiti ve bu yenilgiyi, usta tavlaclarn, acemi tavlaclara dankl olarak yenilmeleri gibi babacan tavrlarla karladn gstermek istiyordu. nce, ksk bir sesle gld, gld: Sen hikaye yazacana iir yazsana... dedi, Faha-mettin'e. Ekrem Hakk gibi iri yar bir adamn sesinin neden byle ince ve crlak olduunu dnd bir an. Sonra Mzikte de bunun ok sayda rnekleri var. diye ocuklara ders verir gibi, dncesinde kendi kendine aklamalar yapt: Caruzo tenordur ama iri yardr. Cigli de yle. Bizim Ruhi Su, Rahmi ufack adamlar. Sesleri dalar gibi, kocaman... daha bunun gibi rnekler dnmeye dald. Fahamettin: Ablacm bastrdm btn o kitaplar yrtp atacam... diyordu. Senden ok ey rendim bu akam. Senin nclnde okumalym. Bana yol yordam gster... Haa, senin kitaplar datyorum Faham... dedi or-dan Hakk. Yarm brakt souk ayna bakt. Hemen hemen bitti... dedi. Eh son, bugn Sevda'ya verdim... Faham Sevda adl nl bir kadn dnd, bulamad: Hangi Sevda'ya aabey? 252 Glsm durmu dinliyordu: Sevda Elbis'e mi? Ha, nerden tanyorsun? Glsm stnde durmuyormu gibi omuzunu silkerek: Faklteden tanrm... dedi. Hakk'nm Sevda'yla aralarnda nemli sorunlar olduunu yanlarndaym gibi gryordu imdi. Hi ilgilenmi-yormu gibi, ama kadnca bir kskanl da nliyemiye-rek: Nerelerde imdi o? diye sordu. Zengin bir andavallyla evlenmi, keyfine bakyor... Bir kere zengin deildir Arif. Biz fakltedeyken evlenmilerdi. Bizim bir arkadan aabeyiydi. Sonra Sevda yle keyfine bakacak bir kz da deildir, bildiim kadaryla. Sessiz, sakin, hatta ok ekingen ve utangatr. Bu yzden de ok zeki olduu halde fakltedeyken, snavlarda hep orta alrd... Hakk glyordu. Sevda hakknda rendii bu bilgiler onu Sevda'ya yeniden balam gibiydi. Sessiz derken gznn nne Sevda'nm bir duruu geliyordu. ekingen ve utanga derken baka bir tandk sahne. Sakin... Evet sakinliini anlatacak pek ok grnm, an geldi geti Hakk'nn gznn nnden. Ama nerde teki zellikleri? Sinirli, gvensiz, kukulu, kararsz... Onlara dair bir eyler yok muydu o zamanlar, fakltedeyken... Hele boyuna snavlarda orta almas... Sa elini kalbinin stne koyarak ksk bir kahkaha att. Sanki byle yapmakla hasta olan kalbinin yerinden kopup dar frlamasn nlemiti. Glsm de tatl tatl glmeye balad: Ne glyorsun be... Ne var imdi Sevda'da byle glnecek... Her eyi iyiymi de adn beenmedim... dedi Faham, gzlklerini gmleinin eteine silmi gzne yerletiriyordu. Ne yapsn onun kabahati mi? Glsm gene tatl tatl glerek omuzunu silkmi ve bindebir yakt sigaralarndan birini yakmt Fahamet-tin'in paketini alarak. Adamn parmaklar sigaradan sapsaryd. O kabahat deil, bu kabahat deil... Kadn olmak ne kolaym yahu... Hakk eski akaclm bulmu boyuna Glsm'e taklyordu. Senin adn da pek gzel deil ama bunda tamamen susuzsun... dedi

Glsm. Fahamettin grltyle gld. Hayranlkla Glsm'e bakmasn srdrd. Bakalm imdi neler syliyecekti. Ama da ho kadn! diye dnd. Neden beenmiyorsun benim adm? Hakk baya etkilenmiti adnn Glsm tarafndan beenilmeyiinden. Birden snmeye yz tutan neesini hafif bir glmsemeyle canlandrmaya alyordu. Hakk Kotar... dedi Glsm kardaki duvara bakarak. Azn smsk kapad. ri dileri dudaklarnn altnda sevimli bir ikinlik yapyordu. Dileri azna smyor-mu gibi bir sre sonra azn aarak glmeye balad: Kotarmak, piirmek... Deil mi? Hakk deyince de insann aklna her ey senin hakknm gibi bir hakszlk geliyor. Ekrem oturduu yerden cidd cidd sorunu zmeye koyuldu. Bir yandan da dilini avurduna bastryor ve orada di arsna benzer br sz yaratan kk bir ilikle oynuyordu aznn iinde. Kk bir ocuk gibi sar gzleriyle ordakilere bakt. Bir pot krmaktan ocuka szler etmekten ekiniyor gibiydi. Faham ayn onun gibi ciddlikle ve ocukluk ettiklerini bile bile, bu oyunu srdrmekten de honutluk duyarak, tpk bir ifre zer gibi mkemmel bir bas sesle ark okur gibi: Her ey Hakk'nn hakkdr, dedi. Drdnn birden patlatt kahkaha ta ocuklarn odasndan duyuldu. ocuklar ranzalarndan balarn dorultup ieriyi dinlediler. Kalkmakla kalkmamak arasnda durakladlar. Sonra annelerinin sert ve otoriter yz ve szleriyle karlamak korkusunu yenemiyerek tekrar yattlar. Ekrem biraz artm olan azndaki acy daha ak duymaya balad. Bu arada: Faham'm ne gzel sesi varm... diye dnd. Sonra birden neelendi ve dilini avurduna dayayarak o tatl acy zevkle bir kez daha duymaya alrken te bu da yle... dedi. Kendi kuramnn kendisine kar baaryla 254 kantlanmakta oluunu grmt bir kez daha. Bu da ufak tefek bir adam ve ne gzel bas bir sesi var. O bu deil ama dedi Glsm yan yan Hakk'ya bakarak, Sevda ad gibi Sevda'l bir kzdr. ok sk ak olur. O kadar iyi yreklidir ki stelik, kendine k olanlara da ayp olmasn diye ak olduunu sanrd... Faham'n kaln kaim glne kar Hakk, kalbi yeniden skyormu gibi yzn buruturmutu. Glsm yumuak bir sesle anlatmasn srdrd. k olur da ne yapard... Bol bol ac ekerdi. k olduklarna k olduu iin, olmadklarna da k olmad iin ac ekerdi. nk ak gerekletirecek en ufak bir olay yaratmasn bilmezdi. Kln kprdatmazd. Her ey onun iinde ve tek bana olup biterdi... Ekrem kik diye gld. Karsnn anlatn ok byk bir hayranlkla dinlemesi bir yana, anlatlan tipi ok ilgin bulmutu. Tpk kendisine benzetti Sevda'y. ok ilgin... dedi Fahamettin. Oysa konu kendisi iin ilginliini oktan yitirmiti. imdi evde kendisini beklemekte olan hasta karsn dnyordu. Eve ge gittii her gece mutlaka zc bir eyler olurdu aralarnda. Tedirginlemiti. kide bir alnnn terini siliyordu avucuy-la. Bunda baka etkenler de vard... dedi Glsm kendini bir anlatcnn hikye etme ekiciliine kaptrarak. Hakk'nn da sessizlemekle birlikte konuyu yutar gibi, kendinden geer gibi dinlemekte, hatta gznn nnde canlandrmakta oluuna dikkat etmiti. Sevda yakn arkadamd. Ayn derslere ve seminerlere devam eder, kitaplkta birlikte alrdk. Onun iin ok yakndan izlemiimdir onu. Yal adamlar ok ilgilenirlerdi nedense kendisiyle. Bizim faklteye dardan devam eden i g sahipleri, yal, yllanm renciler, bir iki

doent ve profesr... Hatta iyi hatrlyorum. ok parlak ve zengin, hatta Atatrk'.n doktorlarndan birinin olu olan bir mimar ok ilgilenmiti kendisiyle. ok yakkl, bilgili, ince bir ocuktu. Yalnz biraz bizim gibi halk kzlarna yaknlkla kark yukardan bakma eilimleri tard. Sevda ondan ok holand halde belli etmez Grbz bir ocua benziyor... derdi Mimar iin. Gerekten 255 adamn yz bakm, temizlik ve salktan kpkrmz ve prl prld... Hakk susmu, dinliyordu. neli, alayc bir sz sylemeyi kuruyordu tam o sra. Fahamattin ayaa kalkt: zninizle ablalar, abiler... dedi, Ben kayorum... Bize de beklerim. Glsm ayaa kalkarken: Karn nasl yahu Faham? dedi, Amma daldk!... yi!... Nasl olsun!... dare et, idare et... Glsm Fahamettin'in srtna vurdu bir iki kez. Fahamettin'in eski bir tberklozlu olan karsnn sal gerekten iyi deildi. Buna kadnn canl bir erkek olan, baarlar peinde komaya hazrlanan kocasn nemsemesi de eklenince bu konuda t vermek ya da yol gstermek zor oluyordu. Glsm de syleyecek bir ey bulamayanlarn dncesizce syledikleri bu szlerle sorunu bayalatrdm anlamt ama zerinde durmad. O ikisinin derdi henz kendi aralarndayd. Evin duvarlar dna tamamt Hakk'nmki gibi. Fahamettin gittikten sonra Hakk uzun uzun oturdu Glsm'lerde. Sevda konusu uzun uzun srd. O kadar ki, Hakk azndan bir ey karmamaya dikkat eder grnerek ok eyler sylemiti. Glsm onlarn arasnda gemekte olan byk ekimeyi btn yky dinlemiesine anlad. ... 256 VIII Bayramolu'na sabahn erken saatlerinde geldiklerinde hava biraz bulutlu gibiydi. Bahedeki ardan altnda bir blk mayolu, mayosuz erkek oturmu konuuyorlard. Sevda daha arabadan inmeden kalabaln oturanlarn iinden iki kiiyi tand. Bunlardan birisi salt gazetelerdeki resimlerinden, haberlerinden sosyete sayfalarndan tand yal ve nl bir gazeteci - romancyd. iman iri yar gvdesini bir mayonun iine zor sdrmt, bir aslan ban andran gr salar, gr byklar ve gr sakalyla ordakilerin hepsinden gze arpcyd. Adam arabadan inen Sevdalara doru bir gz att. Sonra konumay srdrd. Sonra da dnd, aka bir kez daha bakt Sevda'ya. Sevda'nn byk olu, dokuz yalarndaki Halil de dnp annesine bakt: Annem de ne kadar gzel bugn... dedi. Sevda salarn bir iki gn nce berbere yaptrm ve eve gelince hemen berberin kabartt kalp gibi sa elleriyle bozup datarak yumuatmt. imdi tatl ve kk bir topuz vard bann stnde, sar peremlerini de alnna dkm, gzlerinin stn boyayarak altn brakmt. Bunu hibir gzellik kuralna gre yapmyordu. Sslenmekte ok beceriksizdi. Salarn baka kadnlar gibi kendisi kabartamaz, dzeltemez, onlara istedii biimi veremezdi. lle berberin yardm gerekiyordu gzelleebilmesi iin. Ama berberin yardmna yzdeyz ve btnyle bra-kamyordu ii. nk kendisi nasl tek bana gzelleemi-yorsa, berberi de tek bana brakrsa, berber kendisini g-zelletiremiyordu. Bu yzden annesinin hep: 257 Yazk o berber paralarna! dedii paralarn karlnda, ama ite byle ani, artc, beklenmiyen etkili grnmler kazanyordu. Sonra, yanaklarna biraz allk srerse, bunun da iyi olduunu bulmutu dne dne, All nereye srerse, orasnn glgeli, neresinin kl olaca, kusurlarn nasl gizliyecei, ya da gzelliklerini nasl belirtecei konusunda da hibir fikri yoktu. Daha dorusu nce bunu uygulamak istemi, yuvarlak yzn akaklarna ve yanaklarnn arkasna doru koyultmu ama

yznde, gzellik uzmanlarnn ne srdkleri gibi hi de bir incelme meydana gelmemiti. Sevda da imdi all cannn istedii gibi, o anda nasl gzel oluyorsa, yle sryordu. Gzellik abalar bundan teye gemiyordu. Ne rimellerle, ne farlarla, ne dudak boyalaryla uramasn srekli srdrebiliyordu. Hibir zaman da bunlar dzgn kullanamyor, bu yzden de hi kullanmyordu. Yalnz geenlerde modaya hem uymak hem uymamak iin cepleri, n, yan her yan maden dmeler, fermuarlar, ttlarla ssl beyaz bir kot, ksack bir kot yaptrmt kendine. Artk ihtiyarladn sand -otuzunu gemiti-ve bedeninin biraz tombul, bu yzden de irkin olduu kayglarna kapld o gnlerde bu ksack beyaz kot -herkes lacivert kot alyordu- etein kendisine ne denli yaktm grm, buna da bir trl inanmak istemediinden aynadaki grntsne inanmamt. zerinde de gene etei gibi dmeler, ttlar, madeni sslerle dolu ingene-pembesi fanila bir gmlek vard. Olunun bu iltifatn duymamlar gibi, sevin iinde kocasna, grmcesine de duyurdu ve ocuun ne denli akll olduunu, ne denli gizli yetenekler, kendisinin ve hi kimsenin ayrmnda olmad gizli zenginliklerle dolu olduunu dnerek bundan sonra onunla daha yakndan uramaya, onu daha iyi anlamaya karar verdi. iman, aslanbal gazeteci, hi saknmakszn ona bakyordu. Kadnlar da dnp baktlar ve tanmadklar bu ailenin herhalde bir gazetede alan kk bir memur ya da grevli ailesi olduunu dnerek ilgiye deer bulmadlar. Byle sanatlarn, politikaclarn, bilim adamlarnn-toplu olarak bulunduu yerlerde herkes bir nllk kay 258 gsmn ve tedirginliinin iinde olurdu ounlukla, nszler, nllerin yannda olmak, onlarla konuabilmek, selm-laabilmek, yaknlaabilmek abalar ve tutkularyla geirdikleri saatlerin hi keyfini karamazlar, nller de nszlerden kaarak bir arada olmak, bir grup yapmak, nszler tarafndan lafa tutulup zamanlarm ve konumalarn boa harcamamak iin kayglanrlard. Sevda'nn kocas nefret ediyordu byle yerlere girip kmaktan. Rahatn bu ekilde karmaktansa kendi kendine evin iinde dolamak, sessizce oturmak, ya da uyumak daha mutluluk vericiydi. Karsnn da ayn tedirginlii yaadn anlyor, ama nasl olup da onun bu tedirginliini yenerek gene bu evrelerden, bu insanlardan, n evresinden ayrlamyan, tell tell uan pervaneler gibi uzaklaamadna ap kalyordu. Aytek tarafsz ve soukkanlyd. O abisinin de yengesinin de tedirginliklerini anlyor, kendisini iki yana da yakn buluyor, ansn hangisine gleceini merakla bekliyor ve ne olursa olsun, tatile geldiini, denize girmek istediini ve elenmek gerektiini aklndan karmyarak, onlara yklenmi sayd sorumluluktan habersiz grnyordu. Sevda topluluun iinden Neriman' da tanmt. Neriman, bir zamanlarn olduka nl bir dergi rprtajc-syd. Sanatlarla, ok satl bir dergi iin konumalar yapar, onlara baya da akllca ve yerli yerinde, sorular sorar, sanat dnyasnn kkl bykl btn nllerini tanrd. Ne var ki kocasnn lmnden sonra, ok gen dul kalm bir kadn olarak bu almalarn bolam, imdi yalnzln ve ak gereksinimlerini nasl yeneceini bilmeyen skntl bir dneme girmiti. Rportaj falan yazmyordu artk. Sevda sevin iinde Neriman'a el sallad uzaktan. Neriman nce onu tanyamam gibi bakt, sonra hafife glerek ayaa kalkt, Sevda'ya doru yrd. Arif de bir ahbap bulmu olmalarndan doan bir rahatlkla ve ar bir incelikle Neriman'n elini skmt. Aytek inceleyici, souk baklarn ordaki herkesin zerinde dolatryor, onlarn hepsini iinden, eitli sularla yarglyormu gibi souk souk glmsyordu. Gel bak seni Ufuk Tan'la tantraym... 259 Neriman Sevda'y elinden ekerek masaya gtrd. Masada o gazeteciden

baka hibir erkein olmadn, ondan baka hi kimsenin de mayoyla oturmadn ayrm-lad Sevda. Neriman, geri arkadann hibir konuda hibir n olmadn biliyordu ve bu ona sknt veriyordu ama Sevda'nm gzelliini o da grm ve Ufuk'un ona nasl hl ilgiyle baktn izlemiti. Hi deilse gzelliiyle ilgi eken bir arkadat Sevda ve Neriman bu yzden hem tedirgin, hem rahat, onu masaya gtrd, srayla herkese tantt. Kadnlar ilerini brakarak incelikle glmseyip selamladlar Sevda'y ve tekileri. Ufuk yerinden kalkarak sandalye getirdi, Sevda'y yanna oturttu. Bu tanma nlarndan eskiden beri sklrd Sevda. Ben kim oluyorum. Ben, kimi ilgilendirebilirim. Benimle tanmak onlara ne kazandrr diye dnrd. Oysa yle duyuyordu ki, iinden ykselen takn bir g ona yle duyuruyordu ki, kendisinde ok deerli, gizli kaynaklar vardr. Ama bunlar bilinmemektedir, bulunmamtr. Acele etmesi gerektiini dnyordu. Neden olduunu bilmiyordu, ama ona yle geliyordu ki yaamann lme doru giden hzl aknda o da ters ynde ilerlemelidir. Bu aka kendi gcn duyurabilmelidir. Bu ak yava-latmal ya da durdurabilmelidir. Oysa tam tersi oluyordu yaamann kendisinde. nsanlar, bu ak durduramyan-lar, bakalaryla ve bakalarnda yaamayanlar bir de yanlarna daha baka mutsuzlar alyorlar, pelerine, kar, koca, ocuk, yakn ad altnda bir kalabalk takyorlard. Hep birlikte gidilirken korkulmasn diye mi, grlt iinde, yuvarlann deheti azalsn diye mi... Masann konularndan biri Ay'a gidilmesiydi. imdi herkes bunu konuuyordu. Sokaklarda, i yerlerinde, okullarda, evlerde... Amerikal astronotlarla Sovyet kozmonotlarnn uzaydaki yarlarnn bu en son baars hi beklenmedik bir ekilde Trkiye'deki btn insanlar, kendi alarndan ama ok etkili bir biimde ilgilendiriyordu. Burjuva salonlarnn da, ky kahvelerinin de, aydn toplantlarnn da ba konusuydu bu. Bir de ikinci konu vard. Televizyonun artk sadece Ankara'dan deil, stanbul'dan da seyredilebilecei ve haftada gn yayn yaplabilecei. 260 Masadaki bayanlardan biri, hem elindeki plaj giysisinin eteklerini bastryor, hem arada bir kl tabana brakt filtresiz Yeni Harman sigarasndan iiyor hem de radyoya televizyona dair en yetkili kii olarak, tatl ve sakin bir sesle bildiklerini anlatyordu. Sevda, kadnn sesini tand. Arada bir masal saatlerinde duyard bu nazl, yumuak sesi ve ondan ok holand halde radyoyu hemen kapatrd. nk ocuklar radyodaki masallar dinlemiyorlar ve masaldan sonra yatlmas gerektii halde yatmyorlard. Bir piyes yazarndan boanm ve kendini zgr saymaya, mutlu duymaya alan iki ocuklu baka bir kadn daha vard. Sevimli ve neeli grnyordu. Onun bir kadn arkada, aslan bal gazetecinin uzun boylu, gzel kars... Kadnn doktor olduunu ordaki konumalardan rendi. Ayni zamanda kadnn pantolonunda, gmleinin altna gelen bir yerin skk olduunu da grd. Kadn, gazetecinin beinci karsyd, genti, gzel ve rahat davranly-d. Kocasnn gzebatc davranlarna kar, mutluluu byle, bu yoldan buluyor olmalyd. Bir de kadn ykc vard. Boyuna kznn yemesiyle, tkal itahyla urar grnen, arada bir erkeke klar yaparak sevimli ve yerinde szler syleyen, kocasna enite diye seslenen ve yazlar dnda kiilii bylece deiik bir biimde izili-veren bir kadnd. Sevda burdaki insanlarn hepsine de sayg duyuyordu, ekingenlik duymakla birlikte. Bunlar u memleketin gereklerini inceliyen, kurcalyan, deen, insan, yaamann gizlerini, elikilerini, kadn ve erkek olmann anlamn aratran, gzler nne seren insanlard. Byk ilerdi yaptklar iler. Herhalde bu yzden onlardan, hibir ey yapmyanlardan ya da yaptklar sadece kendilerini ilgilendirenlerden farklydlar. ocuklar, yanlarnda durmu, televizyonla ilgili haberleri dinliyorlard.

Birden sevindiler. Birbirlerinin kulaklarna eilip neeli neeli bir eyler sylediler. Arif de ayni konuda bireyler dnyordu. Hemen ne yapp ne edip bankada birka yldr biriken parasn ekerek bir televizyon almaya karar vermiti. ocuklar birka yl sonra her gne karlacak televizyon programlarn hi izlemiyecek 261 lerdi bkknlktan ama imdi bir televizyonu olmak, evde onun karsna geip hi zahmetsiz dnyann drt bir yanndan haberler alabilmek ve bir sinamaya, bir tiyatoroya gitmenin tel olmakszn filmler, oyunlar izliyebilmek onlara gerekletirilmesi zor bir d gibi heyacan veri yordu. Ay da byklere ayn heyacan veriyordu. Ayn inanlmazlk duygusunu, yaratyor, ayni perilerle eytanlarn eskilerde yapt korkun etkiyi yapyordu. Nasl olur da insanlar Ay'a ayak basabilirler, orada yryebilir, uzayda dolaabilir ve oralardan ta toprak getirebilirlerdi yeryzne. Bayanlardan biri eski piyes yazarnn kars: Yeryznde milyonlarca a plak, unutulmu insan varken benim bu trl fantezilere aklm ermiyor... diyordu. O yllarda Trk aydnlar memleketin yoksulluuyla, giderek dnyann yoksulluuyla ilgilenmenin, bunlar unutmamann, mutlu olmann tek yolu olduunu anlam ve bu duyguyu abucak benimsemilerdi. Ufuk Tan: Bilim bilimdir. dedi, gr, kaln kalarn atarak, Bilimin ilerlemesi ile dnyadaki yoksulluk ve sefaletin gerilmesi arasnda hibir iliki yoktur. Niye olmasn diye diretecek oldu kadn, milyarlarca lira dklyor bu ilere... Bu itiraza karlk vermeyi bile ok bulan Ufuk Tan Sevda'ya bakmadan, masann stndeki kibritle oynayarak ve kibriti Sevda'nn nne doru srerek sz ona verdi: Siz ne dersiniz bu ilere? Ben... Bilmiyorum... Ben Sovyet'lerden yanaym... dedi Sevda ve hi nedensiz gld. Hepimiz Sovyet'lerden yanayz canm... dedi tiyatro yazarnn eski kars. Bu iin ulusuluu olmaz. Bilim ulusuluktan te bir olaydr... dedi gzel sesli spiker. O da kocasndan boanm ve oluyla gelmiti kampa. Sevda bu kocalarndan ayrlp ocuklaryla kamplara giden, glen, neelenen, evresini kendi dertleriyle hi 262 uratrmadan toplumsallaan kadnlara zenmeyle, sevgiyle, hayranlkla bakyordu. Grkemli, dehet verici bir olayd bu. Kendisi iin hi gerekleemiyecekmi gibi uzak, baka bir dnyann olayyd sanki. Bu kadnlarla, bu babasz da olsa kendi ocuklarndan hibir ayrm olmadan bym grnen ocuklar... te Ay'dan, yeni ayak baslm Ay'dan inmi gibiydiler. Psikolojiler de deiiyor... diye dnd Sevda. te yeni bir dnya, ite yeni bir kadnlar ordusu, ite yeni yaama biimleri ki kendi ruhsal gereklerini kendileri yaratyorlar. Kendi ruhbilimlerini kendileri yazacaklar. ykc sevimli sevimli glerek itiraz etti: Ne biliyorsunuz benim Sovyetlerden yana olacam. Ben Amerika'dan yanaym... Bu szlere hepsi hatta gazeteci bile kahkahalarla gld. Amerika'nn o kadar korkun gereklerine kar kck bir dost toplantsnda byle glnlemesi Sevda'y dncelere salmt. Gazeteci gene kibriti ona doru srd. Bu kez kibritin yannda sigara paketini de srmt: Neden Sovyetler'den yananz? Sevda zorda kalnca ok iten olmann ve ok, gerek olan eylerin

sylendii zaman, en akllca szler kadar etkili olduunu sezgileri ve deneyimleriyle biliyordu: Bilmiyorum. dedi. Gazeteci bu karl beenmiti. nk kendine aklama frsat veriyordu bu sz. unun iin Sovyet'lerden yanayz... dedi. Kalarna gzlerine vurgun olduumuz iin deil... Ben kalarna gzlerine de vurgunum... dedi Tiyatrocunun eski kars glerek. Ne gzel adamlar... Konsoloslua her gidiimde basn ateesine hayran olurum dorusu... Kadnlar da fena deildir... Biraz iman olmakla beraber... Bunlar syleyen Gazeteci de glyordu. Btn masada tatl bir aka havas esmeye balamt. Gazeteci gene kalarn sarktarak ve Sevda'ya bakmadan aklamasna geti. Kadnlar hl katan gzden sz ederek glyorlard. unun iin ki... Onlar kapitalist dnyaya kar insanlarn zgr ve mutlu bir dnyaya kavumalarndan 263 yana bir rejimi temsil ediyorlar. Onlarn glenmesi demek, tekilerin dnya insanl iin glerini oaltama-malar, hatta azaltmalar demektir. Kadnlarn arasnda televizyon konusu yeniden balamt. ykc bayan geen yl Teknik niversitenin deneme televizyonunda katld bir ak oturumu anlatyordu. O programdan sonra ocuklarn mahalleden geerken nasl kendisini birbirlerine gsterdiklerini, yoluna kp Siz televizyona ktnz m abla? diye sorduklarn anlattktan sonra televizyonun halk zerindeki nemli etkisi zerinde durdu. Yazk ki dedi spiker dikiinden ban kaldrarak, Halkmzn tmyle bu aratan yararlanma olana ok az... Tabii televizyonun kylere girmesi, yoksul evlere girmesi iin ok yllar geecek... dedi spikerin annesi. Kocas lm bir emekli memurdu kadn. Kr salar ve yaln, keten giysisiyle kznn yannda sakin sakin oturuyordu. Bununla biter mi birader... Hadi her eve girdi diyelim, sana istediini syletirler mi televizyonda... ykc byle dedikten sonra hzla yanndan geen kk kznn ardndan frlad gitti. Nedense onun fazla komamasn istiyor, iinden de bu isteinin hi de ocuk ruhuna, sala ve eitime uygun olmadn kabul ediyordu. * ** Odalarnda soyunduktan sonra deniz kysna gittiler Sevda'lar. Arif, karsnn biraz sevdii insanlarla konuup rahatladn grd iin baya sevin duyuyordu. Gazetecinin, karsyla fazla ilgilenmesinden kskanlk ve ac duymutu ama Sevda'nn yz btn konuma srasnda hep ok cidd ve ok doald. imdi de hibir taknlk gstermeden srtst yatm dnyordu. nce srtst yatt zaman karnnn ne kadar dz ve yass grndn dnd. Ellerini karnnn stnden geirdi. Ayaa kalkt zaman karnnn biraz sarktn anlyordu. Hep iine ekerek oturabilse, dik oturabilse, ban dik tutabilse, srtn kamburlatrmadan yryebilse... Ne 264 gzel olacakt... Ruhu gibi bedeni de ezik ve gereksiz, yanl kntlarla doluydu. Belki de deil diye dnd. Belki de bizim bu ezikliimiz ve yamru yumruluu-muzdur doal, gzel ve gerek olan. Bizim... Kenar mahallelerde, tek odalarda, bozuntu giysilerle byyen bizle rin... Aslnda gzel olan, iyi olan, saf ve temiz olan... Gzlerini krptrd. Gzkapaklarnn stnden bile yakyordu gne. Yalnz iinde biraz hakszlk ettii duygusu vard. Bir tedirginlik... Gerei kadar neelenmesine, rahatlamasna, her zaman olduu gibi birdenbire bir konuma lgnlna tutulup sama sapan kendini koy vererek cvldamasna engel olan: nsanlara hakszlk m ediyorum diye dnyordu. Apollo'yla Ay'a inen

o Amerikal astronotlar beni hi heyecanlandrmad. Ay'n resimlerine uzun uzun baktm da adamlarn yzlerine bile bakmadm. Rejimlerin insanlar alaltmalar ya da yceltmelerinde insanlarnn suu ya da onur pay ne kadardr... Sonra uzay aracnn elektrik ve oksijen sisteminde kan yangn dnd bir ara. Bunun hemen ardndan o-ullarm doururken, daha dorusu douramazken, o bi-imsiz durumda, muamba kapl dar masada yatarken ve evrelerindeki hastabakclarla doktorlar, meydana gelmekte olan o yce olayn yceliinden habersizce, bkknlkla dolar gnlk ilerinden sz ederlerken yzne ko-nuveren maske... Ban dndren eter kokusu... ek... ek, iine ek... Soluk al... Daha kuvvetle... seslerini duyarkenki boulma duygusu... Havaszlk... rpn... lmden kamak ve yaamaya yeniden tutunmak iin rpman plak bacaklar, plak ve bal bacaklar ve kollar... armha gerili sa gibi... Silkindi olduu yerde... Yzkoyun dnd... Sonra uzay boluundaym gibi karanlklar iinde kald. Kollarnn stne alnn dayam ve gzlerini alabildiine amt. Kumlar ve karanlk... Hibir ey grnmyordu. Bir zamanlar, kk bir ocukken, nerde rasladn anms-yamad bir duvar haritasn dnd. Harita bir duvar boydan boya kaplamt ve salt okyanusu gsteriyordu. Nasl korkmutu bu duvar haritasnn ya da duvara aslm kocaman Okyanus'un nnde. Nasl bararak kamt odadan... 265 Uzayda bulunu da bylesine bir ey olmal. Boluk, sonsuzluk ve korkusuzluk... lm olaslnn iinde yaamay aray... Kalkt oturdu. evresine baknd. Herkes sessizce, dncelerine dalm, gneleniyordu. Amerikal olmak bir mutsuzluktur hi kukusuz... diye dnd. Biraz nceki masada oturanlar da ayr ayr yerlere uzanm gneleniyorlard. Bylece neyi gstermek istiyorlar diye dnd. Cevabn bir problem zer gibi buldu: Bylece bamsz olduklarn, kendi kendilerine de yaayabileceklerini, en deerli yaknlklarn bile bir yerde bitmesi gerektiini... kantlyorlar. Sonra dnce zincirini uzatmay srdrd: Bir mutsuzluktur. Bir su olmayabilir... Hadi kalkn denize girelim... dedi Aytek. Ar gvdesi ve kara mayosuyla sevimli bir fok bal gibi dnerek doruldu yatt yerden. Hepsi kumlarn silkeliyerek kalktlar. Sevda'nn yanndan sar mayolu esmer biri geiyordu. Yannda ince izgili, sarn, zarif ve btn bu sahip olduu erdemlerin ayrmnda olan gen bir kadn vard. Adamla Sevda el sktlar. Sevda kocasn tantt: Arif, kocam. Bu da bizim Selahattin Alp... Gazetesinden tanyacaksn. ~ Selahattin gazeteciydi ama byk sanat tutkular vard. Romanlar, ykler, iirler yazyor, sanat evrelerinden hi ayrlmyordu. Birliin seim gn Sevda onu da grmt ierde oturanlarn arasnda. Ne oldu seimler? dedi. yidir. Biz seildik... Oo! Kutlarm... Baka kimler var? Selahattin birka nl yazarn adn sayd. Bu arada Berna'nn da seilmi olduunu rendi Sevda. Tevekkeli deil orda sinirli sinirli sigara iip duruyordu... diye dnd. Selahattin ayayla kumlara izgiler ekiyordu. Sev-da'y grdne hem sevinmi, hem sevinmemiti. Sevda iyi kzd, severdi onu ama karsna tantaca yle itenlikle abi diye konuabilecei iyice nllerden biriyle karlasa daha ok sevinirdi. O anda Sevda'mn da gz 266 lerinin nne bir sre nce yaad bir dolmu yolculuu gelmiti. Selahattin'le birbirlerinden habersiz ayn dolmua binmilerdi. Selahattin nde bir arkadayla oturuyordu. Sevda nce ona merhaba diye seslenmek, istemi, sonra yollar seyretmeye dalp gitmiti. Tam Aksaray'a

yaklarlarken, Kemerler'i getikten sonra Selahat-tin'in arkadana ndn duyunca dalgnlndan uyanmt. Selahattin o gece kendilerine konuk.olarak bir sinemacnn yemee geleceini haber veriyordu arkadana. Arkadanda gze batar bir zenme bekliyerek... Sinemac onun gznde nemli bir sanatyd. Onun gibi sokakta yrrken balarn kendisine evrildiini grmek, fsldamalar duyabilmek iin Selahattin gazeteciliinin btn nn, parasn, olanaklarn, basn kartn bile vermeye hazrd. Eski ve nl bir sinemac olan arl ise artk sinemac falan deildi paral da deildi. Elindeki bir zamanlar herkesin zenmesini eken her eyini yitirmi, imdi kendini iir yazmaya vermi bir airdi. Selahattin gibi, byk bir gazetede her gn resimlerinin kmas, o kadar para alabilmek ve gazeteciler sitesinde gzel bir evle Se-lahattin'inki gibi esiz bir kadna sahip olabilmek iin u kadar yllk kral ln btn grkemiyle Selahattin'e geirmeye hazrd. Gelecek hafta ynetim kurulu toplants-var. dedi Sevda'ya. Siz de gelin de bize u dentileri toplamak iin yardm edin biraz. Sevda kendisinden istenen bu yardma kendisine birok deerli eyler vermiler gibi sevindi. Artk o salona korka korka, ezile bzle deil, bir grevlinin soukkanll, bkknl, hatta isteksizliiyle girdiini dnd. Kumlarn zerinde zplamaya balad ayaklar yanm gibi. Bir yandan da: Hay hay!... diyordu. Sesi konuur gibi deil, ark syler gibiydi. Grn bakn ben oraya gelip ie koyulaym da grn, o denti iini nasl zmlerim... Sonra her zamanki itenliiyle ve glerek ekledi: Ya da zmle-yemem. Selahattin'in kars bile, o ok ll davranlarn brakm glmt bu szlere. Arif de gld nedense. Bu 267 kez iinden kskanmak gelmemi, yrei acyla skma-mt. Kars bir bankada ie balyormu gibi duraksad yalnz. Beceriksiz bir kadn olan Sevda'nn bu ii becere-miyeceine ya da abucak bkacana inanyordu. Byle olur da belki uzaklar u evreden. imdi uzaktan her eyin kolay olduunu sanyor... diye dnd. Aytek de glmsyordu, yzne saf bir merak anlatm gelip kmt. Yengesine byle gvenilmesinden, biraz kark duygular iinde kalmasna karn, honut olmutu. Nurten de yardm edecek... dedi Selahattin. Nasl... O da seildi mi? Yok canm... O gnll alyor. Sonra herkes birbirinden ayrlm ve herkes denize komutu. Arif karsnn kzkardeinin ve ocuklarnn denizde akalarlarken fotorafn ekti o gn. 268 IX Sevda, kendisine akn akn biran baktktan sonra kapy kapayan bykl, ksa boylu adama nem vermez bir yryle Edebiyatlar Birliinin kapsndan ieriye, yar karanlk birinci blmeye girdi. Aslnda adam son derece nemsiyor ve onu honut etmek iin, kapy aar amaz sevinebilecei bir nl olmadna zlyordu. Bu yzden de adam, bir nlnn karsnda duyaca eziklikle kark honutluk yerine, dpedz kmsemeyle kark honutsuzluk duymutu. Sevda, nllerden biri olmann elinde olmadn dnp kendini, kapdaki adama kar savunmaya benzer bir dnceyle avutarak yanda oturanlara gznn ucuyla bakt. Onlar da yar flrt yar, ahbaplk, yar tartma ve ounluk susmayla geirdikleri kendi uralarna ara vererek Sevda'ya baktlar ilgisizce: Buras kabul gn m be? dedi ak szl, hep dorular sylediini sanan ve bu yzden de bandan derdin eksik olmadndan, yaknr yollu vnen biri. tekilerin ince, anlayl glmsemelerle ardndan baktklarn, birinin ona, buna benzer bir karlk verdiini duyar gibi

oldu Sevda. Kulaklar uuldyarak asl blmeye, aydnlk ve salon gibi kullanlan cadde boyundaki blmeye geti. Kapdan girince nce hi kimsenin yzn tam olarak seemedii, ve aslnda da bakmak istemedii bir kalabalk grd. Onlarn iinden Selahattin'i arad kard. Ona doru, hi de itenlikleri olmadn bile bile ok iten dostmular gibi, sevinle ilerledi. imdi artk bura 269 n ya geliinin, bu ok sevdii ama ok da korktuu sisli ve byl aydnlar, sanatlar dnyasna giriinin bir nedeni ve hakl bir zorunluluu vard. Selahattin, onu grnce, nce hibir eyi hatrlamyor, hatta onu tanmakta glk ekiyor gibi bir dura-lad. nemli bir yazarla, Mehmet Meri'le konuuyordu, nk. Sevda, bylesine nemli bir konumann stne gittii iin son derece sklmt. Bir de stelik, stnde artc bir scakl olan eyll sonuna gre, giyilmemesi gerekli kalnca bir giysi vard. i kolsuz elbise, st kollu ceket olan ve pembeyle lacivert kck ieklerin kaynat bu elbiseyi Sevda, feribotla talya'ya giderlerken kocasna zmir'den aldrmt. Herkesin talya'ya elbise almaya gittiini bilen kocas, Sevda'nn bu isteine hem am, hem kzmt. Yanlarndaki Trk paralarn byle vr zvra vermeye balamalar hi de ho bir balang deildi. Sevda'ya gre, bu ok zorunlu bir alveriti. nk giyime pek nem vermiyen Sevda Feribota girip de ok parallarn yemek, uyumak ve gezinmekten meydana gelen ok tasasz yaaylarna alnca bir de stelik ordaki kadnlarn tek kaygsnn -birbirlerine baklarndan anlyordu- stlerindeki giysiler olduunu grnce iddetle yeni bir elbise almak gereini savunmaya balamt. Oysa evinden karken yanma ald giysilerin vapurda da, talyada da hatta dndkten sonra ok uzun sre de kendisine yeteceini ve bunlarla yeteri kadar ho .grnebileceini dnmt. Oysa vapura girer girmez bu dnceleri darmadan olup silinmiler, onlarn yerini, iddetli bir yeni bir giysi alma tutkusu almt. zmir'de alnan bu elbiseyi Sevda nedense hep talya'dan alm gibi dnr ve nemli ilkbahar ve sonbahar gnlerinde hep onu giymek isterdi. Bu giysiyle ilgili bir gerek daha vard ki, onu bakalarnn giysi olarak ok beenmelerine karn Sevda, hi de kendisine yaktrmaz, zerinden dkldn sanr, giysiyi karr karmaz da onun gerekten gzel bir giysi olduunu dnmeye balard. Selahattin, Mehmet Meri'le yeni karacaklar bir derginin sanat sayfas stnde konuuyordu. Sanat say 270 fasn Mehmet Meri ynetecekti ve Selahattin'in bu sayfa iin yazd bir sr iiri vard. Masada oturan Berna, Sevda'y grnce hemen kalkt ve hogeldiniz dedi. Oysa Sevda, Berna'nn kendisini tanmadn ve u anda da tanmazsa ok hakl olacan dnyordu. Sevda'nn beklemedii bir incelikle: Bak Mehmet... dedi, sana Sevda'y tantaym. Sonra da Mehmet Meric'in adn syledi. Mehmet ar bir saygyla: ve Sevda'y nerden hatrladn unutup, yanl bir armla ok iyi tand gen bir gazetecinin karsna benzeterek: Kocanz ok iyi tanrm... dedi. Berna akn bir bakla Sevda'ya bakyordu. Bu kzn kocasnn gazeteci olduunu bilmediine amt. Sevda nce Mehmet Meric'in gerekten Arifi tandn sanarak sustu. Sonra: Kocamla tantnz sanmyorum. dedi. nk o ounlukla stanbulda deildir. Canm gazeteci kr Tan deil mi? Berna nedense rahatlam ve glmt. Sevda zld, kendi kiiliiyle bilinmeme yazgsna ama bu yanlla herkesten ok gld. Durum

anlalmt. Gazeteci kr'nn ayn Sevda'ya benzeyen bir kars vard ve Mehmet Meri kr'y ok iyi tandn ne srerken aslnda kadn dnm ve delikanly bir iki kez grdn unutmutu bile. Ne haber Selahattin? dedi Sevda. Selahattin'e nasl olup da o evrelerdeki gibi, ya ne olursa olsun sade adyla seslenebildiine amt. nk Sevda yabanclara ve biraz yallara mutlaka hanm ya da bey sfatn takarak konuma alkanlndayd ve bunu deitirmenin de gerekli olduunu sanmyordu. yilik valla!... Ben sana koanlar vereyim... Selahattin birdenbire Sevda'yla szletii konuyu hatrlam gibi ona kmseyici bir yaknlk gsterdi. Koanlar ve toplanacak para stne konumaya baladlar. Bu arada kk salon yava yava doluyor, yeni ynetim kurulu yeleri Berna'lardan uzak bir masada toplanyorlard. Bir ara Berna'nn: 271 Ben ynetim kuruluna geiyorum. Sevda gel sen buraya otur... diye Sevda'ya, Mehmet Meric'in tam karsndaki yeri verdii ve teki masaya getii grld. Mehmet, aceleyle Berna'ya taklm: Senin yerini kimse tutamaz!... demiti Sevda'ya kabalk olacan bile bile. Berna, iinden bu cmle zerinde daha sonra uzun boylu dneceinden, sevincini belli etmedi, hatta duymam gibi yaparak, Ynetim Ku-rulu'nun topland masaya doru yrd ask bir suratla. Selahattin de Mehmet'in elini, sonra da ayp olmasn diye, Mehmet'le konuurken Sevda'nn elini -Mehmet'in yzne bakarak- skm Ynetim Kurulu Masasna doru gitmiti. Sevda'yla Mehmet pencere nndeki masada yalnz kaldklar zaman nce ne konuacaklarn, hatta nasl davranacaklarn ardlar. Sevda, biraz nce Mehmet'in Berna'ya syledii cmleyi aklnda evirip eviriyor ve bu cmlenin kendisine bal olmadan, o ikisinin arasnda bir nem tadn kabul ediyordu. yleyse alnacak bir ey yok... diye kendi kendini avuttu. Tabii, ben kim oluyorum. Ben kimsenin yerini alamam... Byle dnp durumunu kabul ettikten sonra rahatlad ve ak, temiz gzlerle Mehmet Meric'i incelemeye balad. Mehmet de kzn zerindeki elbiseyi inceliyor ve Puanl bir elbise... diyordu, franszca merakna uygun bir biimde dnerek. Mehmet hibir dil bilmiyen btn Trk aydnlar gibi, yabanc bir dil bilmenin nemini ok iyi bilir ve bu eksikliinden tr tedirgin olurdu. Bu yzden de Franszca bilgisiyle deil de Franszcaya renciyken gsterdii yetenekle vnrd. Bu vnmenin ardndan mutlaka Franszcayla ilgili deiik birka ansndan birini anlatr ve Franszca birka cmle syleme isteine kaplrd. Bu cmle ya da cmleleri, elinde olmayan bir utangalkla ama alacak bir inatla sonuna dek ve kurallarna uygun olarak sylerken Franszca-s Trkeye benzer ve karsndaki tarafndan glkle anlalrd. San niye yaptrm... O zaman bir armla, geenlerde lokantada karlatklar zaman da buna dik 272 kat ettiini ve buna atn dnd. Sevda'y iyice hatrlamt imdi. Btn o geceki izlenimler yeniden canlanmaya balad. Bir kez daha ona belli etmeden ama her eyini grdn sanarak gzel bir kadn olduunu ve yumuack olduunu dnd. Birer kanyak ielim mi sizinle? diye sordu, ona yenice paketini uzatarak. Teekkr ederim. Ben kanyak iemem. Bir kahve ieyim... Pekl yleyse ben de kanyakl kahve ieyim... Deminki kapy aan ksa boylu, bykl delikanl, kendisinin varlndan habersiz gibi davranan Sevda'ya kukuyla bakt, sonra kahveleri getirmeye gitti.

Sevda gerekten u anda, nemli duygular yaamay ok isteyip de bunlara beklemedikleri bir kolaylkla uyduklarn gren btn insanlar gibi, rahat bir ilgisizlie brnmt. Sanki orada birok kez, birok kiilerle oturmu ve bu trl durumlar kendisi iin ok az nem ta-yormu gibi dnceli, biraz da skkn bir yzle sigarasn iiyordu. Mehmet de ayn havaya brnm ve yanbanda-ki antasndan kard bir kart ve fotorafla uramaya dalmt. Bir yandan da evindeymi gibi bir rahatlkla, fotoraf karta yaptrrken: Olmad... uras... Hah, oldu... diye yapt i zerinde kendi kendisiyle konuuyordu. Sevda bu kez hi de ilgilenmedii halde, btn dikkatini yaplan bu ite toplamak gereini duydu. Adamn ne yaptn izleyemeden ona bakyordu. Grnrde edebiyatlar birlii kartna yaptrlan bu fotorafn yaptrlmas kendisini ok ilgilendiriyormu gibiydi. Sevda bu sakin grnl adama bakarken sert ve krc Hakk'y dnyordu. zellikle birka gn nce aralarnda gemesine kendisinin neden olduu bir olay hatrlyor ve utantan ba dnyordu. Hakk'yla Beyolu'nun ikinci snf lokantalarndan birinde arap imiler ve ordan birlikte -ama ayr ayr zamanlarda girerek- bir resim sergisinin alna gitmilerdi. Sergi, Sevda'nn ok iyi bir insan olduu iin ayrca ok sevdii Selman Bahar'la, ok geni bir n olan 273 ozan Ferhat'n birlikte atklar bir sergiydi. Ferhat iirlerini Selman'n resimlerinin yanna, stne, altna yazmt. Sevda o kokteylden ok kark izlenimler hatrlyor. nce salona doru drst giri. Sonra birok tand grmenin verdii bir coku. Sonra iyicil ve gzel yzl Selman'n yaknl, ok nl Ferhat'la Selman tarafndan tantrl... Sonra... Sonrasn tpk karakolda: Sonra ne yaptm bilmiyorum aabey... diyen zavall bir sarhoun umutsuzluunu ve pimanln duyuyor Sevda... Bir ara film rejisr aire: Beni filimlerinizde oynatrmsnz dediini, Vietnam savalar iin ilerici bir derginin yneticisi delikanllarn imza topladklarn, bu imzay atarken Sevda'nn okbilmi bir yz anlatmyla ve' byk bir kaslla Vietnam iin diyen ocuklara apkn apkn bakarak: Yani Viet-kong iin deil mi? diye soruu... ocuklar o anda dosta gibi grnen bir glmseyile ona bakmlard. Ama sonra, kendini cezalandrrcasma, gerei, salt gerei hatrlamak istedii zaman, bu glmseyilerin ayplayc ve acyan baklarla birlikte olduunu kabul etmek zorunda kalmt. Sonra, bir sr kiiyi-masa masa dolap uzaktan yakndan btn tandklarn evine armt- evine gtr... Orda konuk kadnlarn yardmyla biftekler, pirzolalar piirip salatalar yaparak yemek yiyileri... Sonra ikiden kusanlar, ona kur yapanlar, daha bir sr samalk... Btn bunlardan da stelik salt kendisini sulu buluyor ve btn bu sre iinde ok eleniyormu gibi yapan Hakk'yla hi ilgilenmiyordu. Ynetim Kurulu masas dolmutu. yle dolmutu ki hem, iten anlayan biri, orda, Ynetim Kurulu yeleri kadar, Ynetim Kurulu'ndan olmayan ein dostun, sanatlarn toplandn hemen ayrmlyabilirdi. Konuulanlar da, Edebiyatlar Birliinin ynetiminden baka her eydi. Birbirlerini byle sk sk toplu halde grmeyen sanatlar bir araya gelmiler, eitli sanat sorunlarn tartyorlar, birbirlerine yeni yazdklar, yazmakta olduklar eserlerden sz ediyorlar, yeni kan kitaplar zerinde, mutlak eletirmenlerinkine ters dmesi iin aba harcadklar belli olan yorumler yapyorlad. 274 Sakin sakin uraarak yeni ye olduu Edebiyatlar Birlii kartn hazrlayan Mehmet tam iini bitirirken Sevda onunla birlikte ii kendisi bitiriyormu gibi bir soluk ald. Mehmet'in son oyununu, kocas ve ocuklaryla geen yaz bir bahe sinamasmda grmt. Hibir oyunun

yazarn merak etmezken bu oyunun yazarna kar, birka gn srm olan garip bir ilgi duymutu. O kadar ki, Mhendis ahabettin'in karsnn kabul gnnde, oyunu seyretmi olan btn kadnlarla ufak ve tatl bir tartma bile yapmt. Kk kentin btn orta halli kadnlar, kente gelen btn tiyatro topluluklarn izlemeyi bir dev sayarlard. Giderek bu iten tad bile almaya balamlard. Artk Tiyatro oyuncularn ve topluluklarn, biraz da sinema-magazin dergilerinin yardmyla, stanbullular kadar iyi tanyorlar, hatta onlardan soyadlarn sylemeksizin sz etme hakkn kendilerinde buluyorlard. Sz gelimi Glriz Sururi demezler Glriz derler, Mfik Kenter demezler, Mfik diye sz ederlerdi oyunculardan. Mehmet Meric'in bu oyunu nedense onlar yadrgatmt biraz. Belki de oyunda adlaryla seslenebileceklerdi yldz sanatlarn yokluundan. Mehmet'in oyunu yle gzel, yle etkileyiciydi ki seyirci oturduu yerden kendisi bile bu oyunun herhangi bir roln oynayabileceini sanyor, kendisini sahnede ya da oyuncular grr gibi oluyordu... Sevda, Mehmet Meri adnn arkasndan nedense, ac ac glmsiyen yakkl, gzel, etkili bir yz grmt. stelik tam istedii gibi, zekice akalarla ve trk lerle dolu olan ve hibir zaman boluu olmadan tkr tkr ileyen bir sahne dzeniyle oynanan bu ok gln oyunun kimi yerlerinde alamt da. Bana ilk kez geliyordu byle bir olay. Tam bir gnl rahatlyla glebilecei bir oyun bulmuken ve gzleri yaarrcasma glerken iinin acyla dolduunu ve bu acnn ona anlamn pek zemiyecei gzyalar dktrdn grmt. Yaamasnda hi bu kadar anlaml sevinli ve ac gzyalar dktn hatrlamyordu. O srada, akln birka gn kurcalayp duran bu esiz oyunun yazarn, sonralar unuttu. O kadar unuttu ki, Mehmet Meric'i ilk grd ya da onun adndan yannda ilk sz edildii zaman, bel 275 li belirsiz, bir sis iinde anmsyabildi o cokunluu. imdi, kar karya oturmu konuurlarken her ey yeniden aydnlanyordu ite. O oyun gecesi... Eilip bklerek glen, dizlerine vuran, birbirlerine dnp en gzel yerleri ve szleri yineleyen insanlar, kk kent insanlar... Yal, gen, oluk ocuk... Annelerinin nnde ayaa kalkm, kanepelerin ardna tutunarak ve glmeye hazr bekleyerek gzleri sahneye dikili, kendilerinden gemi ocuklar... Sonra glen ve alayan kendisi, o Sevda... Birden her eyden sknt duyuvermi olan, duygularn atlayacan sanan, bu gzellie dayanamyacandan korkan ve yannda oturan Arife nedense ks ks bakan Sevda... Sizin en son oyununuzu grmtm geen yl... dedi korka korka Mehmet Meric'e bakarak. Mehmet, hafif bir glmsemeyle yz aydnlandktan sonra nne bakt, hibir ey sylemeden kanyandan bir yudum iti. Sevda amt Mehmet'in oyununa kar gsterdii bu belirsiz souklua. Nerdeyse utanmt Mehmet, oyunundan sz edildii zaman. Siz benim iirlerimi hi okumadnz deil mi? diye sordu sonra onun iirlerini okumadn ok iyi biliyormu gibi. Sevda hi cevap verememiti. imdi o utanyordu, ne syliyeceini armt. Aklndan: Tiyatroyu grme olanam vard grdm. iirlerinizi okuyamamsam bu benim suum mu... Okumak isterdim... demek istedi ama bu yantn hibir tutarl yann grmediinden susmasn srdryordu. Yalnz... dedi birdenbire parlayan bir neeyle... Sizin bir romannz okudum. Hh! dedi Mehmet ve roman zerinde ^konuulmasn beklemeye balad. Mehmet nedense halkn sevdii, bayld oyunlarnn yazar olmak deil, aydnlarn beendii, sayd iirlerinin yazar olarak tannmak isterdi. O da oyunlarn ayn Sevda gibi, ii burkularak, yrei sancyarak seviyordu. Ama bu ac duygularn kknde, Sevda'nn hi bilmedii bambaka ac gerekler yatyordu. Bu kadar sevilen, bu kadar ok para getiren oyunlarn iletmeciler elinden almlar, diledikleri gibi oynuyorlar, turnelerde dolatr-

276 yorlar; bol para kazanyorlard. O kadar ok para kazanyorlard ki, stanbul'da ne kadar iflas etmi tiyatro topluluu varsa oyunu haberli, habersiz alp Anadolu'ya kt m, bir ya da iki mevsim oynad m, belini dorultuyor, stanbul'a borlarn demi olarak dnyordu. Hatta bu arada memleketin her yerinde ne olduu belirsiz tiyatro topluluklarnn kurulduu ve bu oynlarla bol para kazandktan sonra daldklar haberleri de geliyordu. Bu haberler Mehmet'e hem vn hem de ac verirdi. Oyunlarnn halk tarafndan bylesine sevilmesinden honut oluyordu, vnyordu ama artk bu oyunlarn gitgide onun elinden kmas da iin ac yanyd. Hele eline geen para, bakalarnn kazandklar paralarn yannda bir hiti. Ancak stanbul'un byk tiyatrolarnda oynayan byk topluluklardan, bir lde para alabilmiti. Bunu da denetlemek olana elinde olmadndan kimseye bu konuda hesap soramyor, eline ne verirlerse alyordu. Hem de bu paralan alrken, tpk Sevda'nn onu dnd gibi, ac bir glmseme olurdu dudaklarnda. Bu yzden iine bir korku gibi oturmutu bu sevgili oyunlar. Ne zaman onlardan sz edilse, bu ac tortusunun iinin derinliklerinde kmldadn, kendisini tedirgin ettiini duyard. Tpk kendisini, kendi sevgisini ve emeini, hakkn brakp bir erkein peine taklarak giden bir kz evladn ardndan duyulan zntyd bu. Baka evlere giden, baka insanlara kul kle olan deerli, sevgili, saf ve gzel bir kz ocuun ardndan duyulan bir zntyd. Bu yzden air olarak bilinmekten, sayg duymaktan holanyordu. Deeri bilinmemi, artk unutulmaya yz tutmu iirlerinin yannda olmak, onlar sevmek, onlar korumak daha kolay olduu iin... Romanlar bu ikisi de deildi. Ne yannda olunabilecek, ne peinden znt duyulabilecek nitelikteydiler. Herkes de, kendisi de, en ufak bir ac ve znt duymakszn bu romanlardan sz edebilir, onlar inceliyebilirdi. Sevda Mehmet'in son romanndaki dul kadm anmsad birdenbire. Romanda bir bu dul kadn, bir de gen kz vard. Yazar nedense erdemlerle dolu olduu halde dul kadnn yannda deildi de zorla erdemler yk 277 ledii gen kzn yanndayd. Nefretle dnd Sevda bunu yeniden. Romandaki o iki kadn ne gen kz olarak ne dul kadn olarak bir gereklik, bir inandrclk, bir yaknlk duygusu uyandrmyordu, Sevda'da. Yanlyor muyum acaba? diye silkelendi, Hakszlk m ediyorum acaba... nk bu durumu anlaynca roman batan sona okumak gereini duymam, hzla kapatp kitapla sokuturmutu. Son kitabnzda... Mehmet iini bitirdikten sonra gzlklerini karmay unutmutu. Yal bir adam gibi, dalgnlndan syrlarak gzlklerinin altndan bakt Sevda'ya. Bu arada ban da arkaya emi ve azn tam bir yal adam gibi, biraz amt. Yani son kitabnz okudum ben. Ha!... yi! Mehmet sevinmiti Sevda'nm onun romann okuduuna. Byle ad san belli olmayan btn kzlarn nl sanatlar ne olursa olsun vdklerini bildiinden -bu sekin toplulua hayranlk duymaya ne denli hazr olduklarn pek ok deneyimiyle yaamt- yznde tatl bir glmsemeyle onu dinlemeye koyuldu. Bu haliyle birka gece nce Nurten'in odasndayken yar uyur, yan dinlerken syledii gibi nerdeyse: H, canm. diyecei beklenebilirdi. Oyunlarmzdaki scaklk... nsana yaknlk duygusu veren, sevgi, sevin ve coku... Yani bunun gibi duygular yaratan tad... Onda yoktu gibi geliyor yani bana... Yanlabilirim tabiii... Mehmet aknlk iinde kzn yzne bakyordu. Herhalde bunlar sylemek istememiti bu kz. Aptalca bir ey olduu anlalyordu ama, ne sylemek istemiti. Belli bir korkusuzlukla sylemek istedii ey neydi, nemli

olabilirdi bu. Sevda da byle dnyordu. Bu syledikleri eyler, sylemek istedikleri eyler deildi. O daha sert, daha krc eyler sylemek istemiti. Hatta alamak, barp armak, kavga etmek istemiti yazarla. Ama neden byle anlalmaz, basmakalp eyler geveleyip duruyordu. Gene de ikisi birden, Mehmet'in romanlar ya da bu 278 son roman iin sylenecek eyleri ilerinde duyuyorlard. Bunu Sevda ekingenlik ve kendine gvensizlikten anla-tamyorsa Mehmet bambaka eylerden dolay itiraf edemiyordu. Yaamas, duyular, sezileriyle en ince sanat anlayan, bilen, tanyan b adam, romanlarna gelince btn bunlar unutur, saklar ne yazlmas gerekiyorsa, ne yazlmas doruysa, ne yazlmas memleketin gelecei iin yararl olacaksa onu yazmaya alrd. Hatta davranlarnda, yaamasn yneten kararlarnda l, incelii, gereklii ve korkusuzluu salt romanlarnda kalyordu. Bunun dna kp ne romanlarna ne yaamasna yansyordu. O romanda neden herkes iki kii davranyordu? deyiverdi en sonunda Sevda. Neden btn ktler bir yana ve btn iyiler bir yana toplanmt? Bir de arada mutlaka harcanmas gerekenler vard. O dul kadn... Neydi ad... elma... dedi Mehmet korkuyla. Ha!... Selma!... Sevda glmsiyerek, biraz da borlulukla bakt Mehmet'e. Onun bu ad hatrlaynda, kendisini utandracak bir iyilii, yumuakl sezer gibi oldu. Neden hepsinin de elleri kckt? Kadnlarn yani? Bir yandan da glyordu. Byle korkusuzluklara, binde bir itii ikinin etkisiyle ulatn bildiinden kendi kendisine ayor ve kendisini sarho eden eyin ne olduunu anlamyord. Mehmet de glmsyordu. Kadnlarn elleriyle alay eder gibi: Bunda aacak ne var? dedi, Btn kadnlarn elleri kcktr zaten. Byle derken gzleri Sevda'nn ellerine gitmiti. Sevda'yla gzgze geldiler. Sevdann irice, kemikli, uzun parmakl ellerini grnce: Siz mstesna tabi... dedi. Bu kez kendi kendiyle alay ediyordu. Hi alnmamt Sevda bundan. Rahata gld. Mehmet, roman gereiyle yaamann gereklerinin ayr eyler olduunu anlatmaya balamt bu srada. Dura dura konuuyor ama salam, gzel cmleler yapyordu. Kulana realite, naturalizm... gibi szckler deerken Sevda'nn dnceleri gene dalmt. niver 279 <**>v r. *( sitedeyken renmi olduu ya da rendiini sand bu edeb akmlar yeniden dinlemeye enmiti. Aklna yeniden o utan verici gece geldi. Ertesi gn yatandan kalktnda ba hl aryor ve dnyor, midesi hl bulanyordu. Yemekleri grnce iinden kusmak gelmiti. Hele iki ielerine gz taklnca bir daha iki iemiyeceini dnyor, bedeninde bir trl atamyacan sand bir sknt duyuyordu. Byle olduu halde daha Esma Hanm kalkmadan ba dnerek, nasl kazandna at bir gle masay toplam, yerdeki arap bulaklarn silmi, sonra gene gidip yatm, Esma Hanm'm ocuklar okula yollamasndan epey sonra uyanmt. Onlar, konuklarn geldiinden de gittiinden de haberli deillerdi. Esma Hanm kalktnda ortada fazla bir deiiklik grmemiti. Yalnz buzdolabndaki yiyeceklerin eksildiini, p tenekesinin de bir sr yemek artyla dolmu olduunu grd. Mehmet sanatta realizm ve naturalizmin ne olduuna degin aklamalarn bitirmiti. Sz bitince sustu. Sevda bir ey sylemek gerektiini duyarak ama syleyecek eyleri de seemiyerek: Yani ben... diye kekeledi. Kltrsz ama sezgisi capcanl bir kadn olarak szckleri semekte bocalyordu ama dncesinde hi aksamadan yle sylyordu: Neden onlar da benim gibi deiller? Oysa benim gibi evrelerde

yayorlar. Gene de benim .ektiim aclar, benim tandm mutluluklar, zlemlerimi, aknlkla-rm, yanlglarm... Hibir eyi grmedim onlarda. Hibir beklenmezlik, sevindiren bir artclk yoktu. Her ey yaamada olmad gibi dpedz olup bitiyordu... Mehmet bu kez Sevda'nn yanlglar zerinde durmaya balamt. Bir okur olarak fazla cokulu ve bencildi Sevda. Soukkanl olamyordu. Soukkanl olsayd, Mehmet'in bu roman yazarken tad amac anlyacakt. Sevda dncelere dalmt. Mehmet'i arada bir kulana alman szleriyle dinlemeye alyor ama Ynetim Kurulu'na kayan gzleri ve Mehmet'in gitgide sakinletiini sezdii sesiyle arada bir blnen dncelerine ve kendi sorularna kulak veriyordu elinde olmadan. Bu 280 arada Mehmet'e sorulacak iyi bir soru semeye alyordu aklna enler arasndan. Btn insanlarn mutluluu... Siz ka yl tutuklu kaldnz? Saf bir merakla sorulan bu soru Mehmet'i fkeden sapsar etmiti: Ka yl tutuklu kaldm nemli deil diye bard. Ben sokaklardan elleri kelepelerle geirilirken anladm tutukluluun ne demek olduunu... Sevda sylemek istediklerinin hibirini syleyemedii ve sormak istediklerinin hibirini soramad, sormay aklndan geirmedii her eyi de sorduu iin kendine gre tam bir mutsuzluk an yayordu. Mehmet'in kitabn yle bir kartrm, okumak istemi ama birka sayfa sonra brakmt. Sonra ok kitap okuyan ve umulmadk deerler bulup karmakta usta olan Haver ona ayn kitapla gelmiti bir gece ve: Bak iyi bir kitap bu, bunu oku... demiti, Hakk'nn yaamasna girmesiyle Sevda'nn kafas allak bullak olduundan kendini bu kitab okumaya zorlam, kitaba hakszlk ettiini sanm, ordan burdan kartrm ama kendini ilgilendiren bir yann bulamamt. Hani benim mutsuzluum nerde? Ben neden bu kitapta, bir satrnda olsun kendi skntm, tedirginliimi, mutsuzluk ya da mutluluumu, yaamamdaki deimeyi bulamyorum. Neden byle her ey bu kitapta kapal? Neden herkes birbiriyle ilikilerinde kolaylk ve rahatlk iindeler ve herkes neden bu kadar iyi ya da bu kadar kt? deyip durmutu. Mehmet yle bir roman kahraman yaratmt ki, bu aknlk vericiydi. Hi bir yanl davran olmayan, btn davranlarnn hesabn verebilen, insan ilikilerinden hibir yaknmas olmayan biri... Sevda bunu anla-myordu ite. Dzenle hibir atmas olmayan byle bir toplumcu kahraman anlyamyordu. Bu adamn btn insan ilikileri, evlilikleri, ayrlklar, ocuk sahibi olmalar, her ey, her ey byk bir kolaylk iinde olup bitiyordu. yleyse ne demek bu? diyordu Sevda Bu adam m dzene uyuyor, dzen mi bizim istediimiz gibi? 281 Mehmet'se herkesin kendisine rnek alabilecei bir roman kahraman izdiine inanyordu. Herkesin de ayrca, byle bir kahraman kendisine rnek edinmesini bekliyordu. Kadnlarla roman kahramannn ilikileri ayr bir nem tayordu Sevda'ya gre. nk romann ba kiisi olan bu gen adamla hep kadnlar arkadalk kuruyordu. Sonra kadnlar dzen bakiinin elinden alyordu. Kadnlarla iliki kurulurken dzen den hi sz edilmemesine karn, kadnlar elden giderken ya da ba-kii kadnlar terkederken bol bol sz edilen bir nem kazanyordu dzen. Mehmet bunlar byle yazarken kendisini ylesine yaznn cokusuna kaptrmt ki her eyi gerekten de byle sanmt, bu sansnda da o anda son derece itenlikliydi. Ama sonra, kitap basldktan, okunduktan sonra, btn yazarlar gibi Mehmet de arada bir kitabn hayranlkla eline alp orasndan burasndan kartrmaya koyulunca bu itenliin ona ok yabanc geldiini ayrmlamt. Birok ey neminden, deerinden, cokusundan yitip gitmiti. Olaylar yazarken araya girmi prizmalar krlmt.

Mehmet sonradan onlar kendi gzleriyle, o zeki, amaz, salkl gzleriyle grnce kitabndan kimi kez iyice souduunu bile seziyordu. Benim dnyamda yayor ama benden haberi yok... dedi Sevda kendi kendisine. Ben kimim? Neden mutsuzum? Ktysem neden ktym? Yanl yapyorsam neden yapyorum, yaptklarm doruysa, doru olmayan nedir? Sevda birden kendisini bu aydnlar dnyasna son derece yabanc duydu. zc, zehirleyici bir yabanclkt bu. Her zaman bu uzakl duyar ama. onlar sever, onlara zenir, onlarn yannda, onlarn evreninde, o byl ve ekici evrende daha mutlu olunduunu, anlaldn, rahatlanldn sanr, onun asl yerinin oras olduunu dnr ve onlar kendi ilerinde oluunu yadrgadlar m, Sevda bu alaltc duruma seve seve katlanrd. Birden Mehmet Meric'in kendisinden sz ettiini duyarak ona bakt ban kaldrarak. Adamn ezik, mutsuz bir yan vard. O grnmt imdi. nne bakarak orda olmayan birine ac ac dert yanyor gibiydi. Sevda onun 282 son oyunundaki o i ezici, tatl ve hznl ara mziini duyar gibi oldu. Tiyatronun duvarna konmu bir opar-l boyuna bu mzii alp duruyordu oyunun aralarnda. ki kez evlendim. Ama nc de olabilir... demiti Mehmet. Bunu sylerken hem utanyor hem kzyor gibiydi. Utancndan, fkeli ve mutsuz baklarn yere dikmiti. Sevda aknlkla bakt adama. Onu imdi bir yazar deil, bir insan olarak gryor ve kendisinden yaknd kadn byk bir merakla dinlemek istiyordu. Bu merakn altnda kendi kk ktlklerinin, kadnca kt niyetlerin yattn da ayrmlyordu bir yandan. Sulu sulu Mehmet'i dinlemeye koyuldu. nl bir yazar, kendisini mutsuz eden karsn anlatyordu bir yabancya. Sevda eitli ezici duygularn altnda -Mehmet de ayn ezici duygularn altndayd- bir tek kelimeyi bile karmadan Mehmet'i dinliyordu. kisi de imdi kendi mutluluklarnn peine dmlerdi. Bir kark yuma zer gibi iinden kmaya alyorlard bu iin. Mehmet konumas bitince anszn toparlanmaya balad. Sevda, btn bu anlatlanlardan sonra, kadnn belirli bir suu olmadn ama kimi zel nedenlerle bu bir zamanlar grmezlikten gelinmi, hatta sevilmi, beenilmi davranlarn imdi su olmas gerektiini anlamt. Mehmet sanki karsna kzm da onun iin kalkyormu, bylece daha korkusuzlam, her eyi yapmaya hak kazanm gibi, Sevda'ya bakmadan: Birlikte gidelim mi? dedi. Pantolon cebinden tomarla on liralklar karp kahve fincannn tabana koydu. Sevda Mehmet'in czdan tamadna, ve paralar cebine rasgele tktrdna dikkat etmiti. ini tatl bir duygu sard, hayranlkla bakt adama. Birlikte gi-dilince ne olacan bilmiyordu. Bir anda, gitmemek iin hi de nemli bir neden bulmad gibi, buna kar kor 283 sa, Mehmet'i zeceinden, utandracandan da kuku-lanmt. Aile ilikilerinden sz etmek insanlarn en holandklar bir konudur. Halk bunlar kendine gre yarglar, aydnlar, bilimsel olmasna altklar bir yanszlkla tartmak isterler. Sofular, Tanr ve Peygamber llerini gznnde bulundurmaya alrlar. Ama hangi kesimden olursa olsun aile ilikileri en kark olduu iin zmne en ok kafa yorulan, gene de zlemiyen bir konudur. Her kesim bu acy kendine gre yaar, bu acdan uzak durmak iin kendine gre umar arar. Mehmet'le Sevda'y, bu ilikiden sz aarak konumaya balam olmalar, garip bir biimde birbirine yaklatrm, gene garip bir biimde birbirlerinden uzaklatrmt. Garip bir biimde birbirleriyle ilgileniyorlar ve belli etmeden birbirlerini lp biiyorlard. Nasl isterseniz... dedi Sevda ilgisiz grnmeye alarak. Mehmet daha da ilgisiz olduunu belli etmek istercesine yava bir sesle ve ask bir suratla:

Ayr ayr kalm, darda buluuruz... dedi. Sevda, pek de bilincinde olmad bir fkeyle bu sz zerine bakaldrmak gerektiini sezivermiti. Deminden beri yaknlan aile dzeninin bozulmamas iin mi direniyordu Mehmet, yoksa hi sormad ve hi bilmedii Sevda'nn aile dzenine kar m byle bir nlem almalar gerekiyordu, o anda hibir ey karamad. Yalnz olduum gibi olmalym. sezgisiyle konutuunu anlayacak: Benim yle ince hesaplara aklm ermez. deyiverdi. Peki yleyse! Mehmet, elindeki antasn teki eline geirdi ve bir ey yapm olmak iin bir elini pantolon cebine sokarak: Peki! dedi yeniden. Kapya doru yrmeye balayan Mehmet'e karlk Sevda birdenbire neden olduunu anlayamad bir nee ve iyimserlikle Ynetim Kurulu masasna gidip hoa kaln demek istedi. Yeniden herkesle barmas gerekiyordu. Gerekte, varl, kesin olmayan bir dsel mutlulua brnmt. Berna'ya yaklat, onun elini skt. O 284 srada Ynetim Kurulunda grev alm bir air arkadayla gelmi olan ve biraz iskemlesini dar kartarak masaya yabanc olduunu belirterek oturmu olan Gl-sm'n ykc retmen arkada Naci'yle selamlat. Naci Sevda'y lafa tutuyor, ona Glsm' soruyordu. Zaten sklmt burda ereti oturup durmaktan, kendisi gibi bu kurulun dndan biriyle dereden tepeden konumak houna gitmiti. Mehmet nce, kapya yakn, duvarn dibinde dikilip, hep eli pantolonunun cebinde, ksa bir sre bekledi. Sevda Selahattin'in de elini skp ona doru dndndeyse oktan Beyolu caddesinin kalabalna karmt. Galatasaray'a doru, taksi durana gidiyordu. Sevda bir sre evresine baknd, ortada kimseyi gremeyince o da ters yne, Taksim'e doru yneldi. Kalabaln iinde kimi raslat yzlere, kimi nnden getii maazalarn camlarna bakarken, bir yandan da Mehmet'e bu yol boyunca raslayabileceini, yetiebileceini dnerek azck hzlanyordu. Mehmet taksi durana gitmi, bir sre de bu kez teki eli pantolonunun cebinde, orada beklemi, kardan gelen insan selinin iinde Sevda'nn kendisine gre Puanl, gerekte iekli giysisini grmeye alm, sonra biraz nce acd, hakszlk yaptn sand karsna daha da ok kzarak taksiye binmi: Nianta. demiti. Gerekten Nianta'a m gidiyordu, kukuluydu. Evine, son gnlerde, hep evinden baka bir yere gidiyormu gibi, geliyordu. Tatlar onu kendiliklerinden baka bir semte, baka bir eve, baka insanlarn arasna gtre-ceklermi gibi geliyordu. Ama gene de ne olduunu anlamadan evine geldiini gryor, alkanlkla merdivenleri kyor, kapy anahtaryla ap giriyor, paltosunu askya takyor ve doru evin arkasnda, yatak odasnn yanndaki kk alma odasna geiyordu. Sanki evi bu alma odasyd. Kapsn kapaynca evine girip sokan kargaasndan kurtulmu gibi olurdu. Ondan sonra da mutsuzluunu deil, bambaka eyler dnmeye balard. Son yllarda kafasna saplanan mutsuzluk, bununla birlikte duyduu fke, karamsarlk duygular bu kapnn d 285 da kalyordu. Evin koskoca bir blmn karsna brakmt. Kars bu koskocaman yerlere smayp da kapsn at m Mehmet elinde olmayan bir sinir patlamasyla parlar, mutlaka karsna krc bir ey syler ya da onu kovard. Portmantonun nnde bir sre dikildi. Merdivenleri yava kt halde -hep dnp gidecekmi gibi, dura dura kyordu merdivenleri- yorulmutu. antasn ayakkab konacak dolabn stne dayad, soyundu. Pardesy kapya en yakn olan engele taktktan sonra rahatlad ve evde birisi varm gibi yava admlarla hol, salonu geip koridora geldi. Her gn biraz daha sokaa yakn... diye dnyordu. Kendi kendine acma

duygusunun doruuna kmt. Kalar atlm, gzleri kslm, tek bana, hi yazmad ve yazamyaca bir dram oynar gibiydi. Yatak odasnn kaps nnden geerken ak duran kapdan karsn grd. Kocasn ya duymu, ya duymam gibi davranan kadn, pencereye dnk, perdenin arasndan karki evlere bakyordu. Hastaneden dnm... diye dnerek kendi odasna girdi, antasn masann zerine koydu, ayakkablarn karmak iin divana oturdu. Neye bakyordu ordan O... diye dnmeye balad. Karsnn iri kalalar geldi gznn nne, ksa, kara kvrck salar ve sutyeninin skt etleri belli olan s-veterli bedeni. Birden hzla kt odasndan. Yatak odasna girdi.-Buras da karsnnd. yle sayyordu. Kars uyuduktan sonra yataa gidiyor ve hemen uyuyor, o uyanmadan kal-kyorduKarsnn ardndan durup karki evlere bir gz att. Bunu ylesine alkn ve iini bilir bir davranl yapmt ki, hemen orda, karki evin tllerinin arasnda bir glgenin gzden yittiine kendini kolaylkla inandrd. Sonra hl kurumlu kurumlu pencerenin nnde dikilen ve ok belli ki, ona uzun bir sreden beri syleyecei nutku dnen, en etkili cmleleri hazrlayarak bekleyen ama bunlar bir trl syliyemedii iin de kendi gerginliini srdren karsna arkadan iddetli bir tokat indirdi. Tam o srda syleyecei nutku unutup arkasna ge286 len ve hi kukusuz kendisiyle baracak bir eyler sy-liyeceini sand kocasna, arkadan nasl grndn dnen kadn ne olduunu bilmeden pencereye doru kayd, perdelere tutunup kocasna bakt: <Git o herifle sevigeceksen sevi, eolu eek pencerelerden ne bakp duruyorsun? Mehmet sevime kelimesi yerine zelikle daha krc ve kltc olduunu bildii ve halkn sk sk kulland ifleme anlamna gelen bir ey sylemiti. Gzleri acaip bir kla parlyordu. Bu kez dudaklar kslmt. Hzn alamamt, bir tokat daha patlatacakm gibi... Kadn, o ok hakl ve dokunakl olduundan hi kukusu olmayan nutkunu da, arkasndan kocasna nasl grndn de unutmu, aknlkla kendisini savunuyordu: Balkondaki amarlara bakyordum... Mehmet fkesinin arasnda yeniden karki eve bir gz att. Balkonda gerekten de amarlar vard. Ama amarlar pencerenin st yann rtyor, alt yanndan frfrl tl perdeler gzkyordu. Ne var balkondaki amarlarda bakacak? Kadn alyordu ama bu alay yedii tokadn ya da kocasn kzdrm olmann ac ve zntsnden deil, bambaka bir yerden geliyordu: Onu, balkondaki amarlara baktna inandramyacam bildiinden... Btn yaamas hep kendisinden bakalarnn ne denli mutlu olduklarna dnmekle gemiti Ferda'nn. -Fikret'in bir iirini hatrlatt iin ve btn zenmelere dman olduu iin Mehmet bu addan hi holanmyordu-Bu yzden bir araba sahibi olmu, tbbiyeyi bitirmi deerli bir kocayla evlenmek istemi ve evlenmi, bu evi deerli eyalarla sslemekte kocasna cokuyla katlmt. imdi de hibir dertleri olmadn sand ailelere zeniyordu. Hi bana gelmiyeceini sand bir mutsuzlukla altst olmutu yaamas. Kocas evden kayor ve sadan soldan duyduuna gre baka kadnlarla ilgileniyordu. Oysa ailenin yklmakta oluunda kendine den bir suun olmadm dnyordu. Ailesi varlklysa, yabanc okullarda okuduysa, doktar olabildiyse, bunlarn hibirinde suu yoktu. Hele kocasyla evlenmek isteyiinde hi 287 hi, suu yoktu. Bunu kendisi kadar da kocas, hem de btn bu nitelikleri tad iin istemiti. Bunu onun benden daha iyi bilmesi gerekmez mi... O bir yazar... Balkonlardaki amarlara baklabilecei-ni... diye dnyor, alyor ve

konuamyordu. Kocasnn sakinlemeye balayp mutfaa gittiini-ay yapacak mutlaka- grnce bu kez garip bir biimde glendiini duydu ve amarlarla hi ilgisi olmayan eyler syleyerek barmaya balad. Evet... Sen niin eve geliyorsun? Bilmiyorum, herkes sylyor... Kadnlarla ilgileniyorsun... Bu ayptr, canavarlk... Bu yata, utanmyor musun... Mehmet ierde gerekten ay yapyordu ve glyordu. Sessizce gllerinin arasnda da eolueek!.. diyordu yava bir sesle. nk tam bu anda kars susmu oluyordu. Mehmet bu evlilii sresince iliki kurduu kadnlarn hibirinden holanmad iin kendisini kadnlarla ilgilenmi saymyordu. Buna da ylesine inanmt ki kars kendisini bu sula sularken gzlerindeki glmseme ac bir gle dnd. Hakszla uram birinin sabrl ve dayankl davranlaryla bardaklar hazrlamaya balad. Sonuna kadar at havagaz yanarken grltl bir ses karyor ve onu sakinletiriyordu. Mehmet ay demlemek iin pek beklemez, sonuna dek at ha-vagazmda su abucak kaynar, ay halanr ve Mehmet mutfaktan, ay koyduktan be dakika kadar sonra, elinde ak renk, dolu bir ay bardayla dikkatli dikkatli karken grlrd. Bu kez de her zaman yapt gibi nce karsmnkini koydu holdeki yemek masasnn stne, sonra gidip ken-disininkini ald ve btn olup bitenleri unutmu olarak: Gel, ayn i!... dedi. Gzlnn altndan kaps kapatlm olan yatakodasma doru bakt, -Mehmet ay yaparken de gzln takard-gitti kapnn buzlu camn tklatarak: ayn i, ayn... diye bu kez yksek sesle bardktan sonra alma odasna deil de salona doru yrd. Karsna ayrlm alma masasma-kars, btn ev onun diye dnrd. Benim, sadece alma masam va,r onunsa bir alma odas......-ayn koyup kartrd. 288 Masann stndeki telefonu ap yaknda kaca bir gezi iin cnun pasaport ileriyle uraan bir memur arkadayla grmeye balad. Ferda'nn annesi, kk torununa bakmaktan honutluktan da te, bir mutluluk duyuyordu. Evlenmeden nce Ferda'yla birlikte otururlard. Kznn o adam sevmesi, kadnn kzndan ayrlmasn gerektirmi, hi kimse byle bir ayrl belirtecek bir konuma yapmad, bir istekte bulunmad, ya da bir neri ortaya at-i madii halde, bu ayrlk kolayca ve abucak gereklemiti. Damad ve kz ona: Git! dememilerdi. O da Gideceim. dememiti ama, nn arasnda szlerle sylenmesine gerek olmayan ylesine bir gergin hava belirmiti ki Nesteren Hanm birka eski eyasn toplayp, babadan kalma eski evine, Fndkzade'ye tanmakta hi duraksamamt. Kocas, yllardr birlikte yaad metresiyle, Boaz'da, Ar-navutky taraflarnda bir yerde oturuyordu. Kznn yazgsnn da kendi yazgsna benzememesi, her eye karn mutlu olmas iin, onun hakknda kkten beri besledii her trl umudu, onu okutmak iin ektii her trl znty falan unutmu ve uzaktan korkuyla onlar seyretmeye koyulmutu. Ne olursa olsun o yazg denen eyden korkuyor ve damad olacak o adamdn gzlerinde de, yazg denen o tyler rpertici eyin korku-tuculuuna benzer bir tuhaflk gryordu. Yalnz torunu olunca, kzndan rica etmi ve onu, birka yl sonra kendisine, hi deilse haftann birka gn vermelerinin kendisini yalnzlktan, kuruntulardan ve umutsuzluktan kurtaracan, belki yeniden ufack da olsa bir mutluluk nn, artk yalln snrlarnda artc bir hzla koan yaamasn aydnlatacan dnmt. Ferda, kzn almak iin hafta sonlarnda annesine gittike onunla otururur, ay ier, dereden tepeden, ocukluunu ve renciliini geirdii bu eski semtin yeni 289 dedikodularndan, akraba ve yaknlardan sz ederlerdi. Nesteren Hanm

damadn ince ince inelemekten geri durmaz, Ferda da ii akaya dkmeye alarak kendi mutluluunun deerinden, neminden, byklnden falan sz eder, kadn hem aknlk, hem sevin, hem de onun kendisinin de ayrmlyamad bir kskanlk iinde brakr giderdi. Kzna sahip olan, onun btn erdemlerine, iyliine, gcne, yaamasna, yaamasnn her dakikasna ve saniyesine sahip olan bu adam Nesteren Hanm annece kskanyordu. Bu yzden hem onlarn mutluluu iin elinden gelen, hatta gelmeyen btn zgecileri gsterdiini, ok erdemli davrandn dnr, hem de bu kendisine srmesi olanaksz gibi grnen evliliin nasl ve ne zaman biteceini merak eder ve neredeyse, bu olay beklerdi. Kzn her zaman, btn dnce, kuruntu ve duygularnn ardnda yatan zlem ve sevgiyle karlard. Gene yle yapt. St'le ikisi, Ferda'y lklar atarak, kucaklayarak, perek karladlar. Ama Ferda, bugn bu konukluktan tad almyordu. indeki sknts, buraya gelince daha da bym, daha da younlam gibi onu tedirgin etmeye balamt. Biliyordu ki, bu yatan sonra annesiyle olan ilikileri artk bir evlat-anne ilikisinin dna kmtr, bu sevgiyi oktan amtr, yeni boyutlar kazanmtr. Hatta grece boyutlar kazanmtr. Kadn ya da erkek, kendisini mutlu duyduu, btn duygularyla birlikte yaamayla uyum durumunda olduu zaman annesini ya da babasn taknlkla sevebilirKendisi mutsuz olunca da her eyi kararm ve irkin, souk grd gibi annesi ya da babasyla olan bantsn da yle grr. Ama anne ve babalara gre bu bantnn ekli daha zor deimektedir. Onlar ne zaman ve nasl olurlarsa olsunlar ocuklarna sonsuz, bir sevgi duymaya hazrdrlar. te bugn de Ferda, annesinin dairesini karanlk, irkin ve bakmsz buldu. Yal kadn odalarn kendisine gre sslemi ve demiti ama kznn evi yannda bu ev biraz eksik, zevke de biraz kusurlu grnyordu. stelik Ferda bu evde bugn youn bir can skntsnn, bir sessizliin egemen olduunu duydu. yle ki kendi kzna acd, nasl haftann be gn byle yaamann sanki. 290 donduu yeniliini ve deiikliini yitirdii bir evde kalabiliyor diye. Kz da aksi gibi seviyordu anneannesinin evini. Or-dan kp da kendi evlerine giderken delice alar ve direnirdi gitmemek iin. Anneannesini yalnz brakmadn ne srerdi neden olarak da. Ferda'yla annesi her zaman nce bir tutukluk dnemi geiren karlamalarnda yava yava alrlar, sonra da birbirlerine kocalarndan szetmeye koyulurlard. Nesteren Hanm, kocas ve onun metresiyle ilgili, yeni duyduu haberleri iletirdi kzna. Kz da annesinin kim-bilir ne skntlar, ne aclar, ne umutsuzluklar karanlnda elde edebildii bu kaytszlk ve duygusuzluk gibi grnen sertliine aar kalr, kendisi iin bir kadnn, sevdii bir erkekten ayr yaamasnn olaand olduunu dnrd. Bu dnce, evliliinin ilk yllarnda, o imdi kt olaylarn silmi, yalnz iyi grnmleriyle hatrlayabildii ilk yllarda, onu kocasna klece tapmaya kadar gtrmt. Bir kadnn sevdii erkekten ayrlmamas iin ona klece tapmas gerektii inanc... imdilerde o inan sarslm gibiydi ama dnce yerli yerinde duruyordu. Ne var ki bu inan baka bir grnme brnmt. Bir kadn sevdii erkekten ayrlamazsa, yani kocasn seviyorsa ve ondan asla ayrlamyacaksa ayrlmaya neden olacakm gibi grnen her eyi deneyebilir, yapabilirdi. Madem ki sonunda ayrlk yoktur... Ne olursa olsun, sevgi vardr... imdi artk kocasn rahata eletiriyor, dnyor, onunla iinden ya da dndan tartyor ve artk su yzne kmak iin zorlanp duran kendi duygularn da ortaya karmaya balyordu. Ne var ne yok? dedi annesi onda olaanst bir eyler sezerek, Damat bey nasl? yi! Nasl olsun... Sevda kk kzn yannda bir ey konumak istemeyiinden, biraz da

gerekten kocasna krgn olduu, bir alrsa, onun iin ok eyler sylemesi gerektiinden ekindii iin konumuyordu Damat Bey konusunda. Anasn, dncelerinde, sezgilerinde, varsaymlarnda hakl karmak istemiyordu. Ama kurnaz kadn kzn demesini biliyordu: 291 yi iyi... dedi, Aman iyi olsun... Sen de iyi misin bari? Ferda'nn gzlerinde hznl, zavall bir anlam belirmiti, gzleri, biraz sonra slanacaklarm gibi doal olmayan bir biimde parlamaya baladlar. Kadn, kznn durumunu grm ve piman olmutu. Kalkt, dar kt, biraz sonra elinde kahve tepsisiyle grnd. Cezveyi, eski alkanlna uyarak mutfakta boaltmam, dolu ge^ tirmiti. Kznn yannda fincanlar doldurdu. Dolaptan filtreli bir sigara paketi karp nce kendisi ald, sonra kzna tuttu. Ferda bu arada alabildiine duygulanm, boalacak yer aryordu. Bir sre annesinin baka sorular sormasn, kocas iin bir eyler sylemesini beklediyse de annesi susuyor sigarasn ve kahvesini iiyor, bir yandan da torununa kardan glckler yapyordu. St, annesine yeni mutfak ocayla tencerelerini gstermi, sonra da oturup onlarla yepyeni ve kendince ilgin bir oyuna dalmt. Niin anne ocua byle oyuncaklar alyorsun? diye fkeyle sordu Ferda. Niye? Nesi var oyuncaklarn ayol? Annesi alnm gibi onun yzne sitemle bakyordu. ocuklara byle cinslerini belirtici oyuncaklar alnmasndan yana deilim. ok sakncal. Onlara daha kkten kadnca klelii, evilerine, ve mutfaa... Aman aman aman... diye dudan bkt annesi, kzgnlkla ona bakt. Oyuncaklarn ne kabahati varm? Bir kadn kendi deerlerini savunmasn, kendi zgrlnn kavgasn yapmadktan sonra? Nesteren Hanm bir retmen emeklisiydi ve btn Atatrk dnemi retmen hanmlarda grlen o zgr ve bamsz dnceye btn yaamas boyunca bal kalm, sahip kmaya almt. Kendisini kadn zgrl ve bamszl konusunda hi kukusuz bir nc, bir ileke, bir devrimci saymasna hibir ey engel olamazd. Kocasn da tpk Halide Edip Hanm'm Salih Ze-ki'ye yapt gibi, baka bir kadnla ilgisi olduunu duyar duymaz brakt. Onu hl sevdiini kendi kendinden bile saklar, bunu dnmekten korkar, ekinir ve bu yzden de kocas iin son derece sert ve kaba bir dil kullanrd. "' 292 Anne!... Rica ederim!... Rica mica etme. Ne var, gene ne oldunuz? Bir ey var belli ki... Ferda alamaya balad. Sonra da en olmadk zamanda ve hi yeri yokken alad iin kendi kendisine kzd. Bir ruhbilimci olarak imdi deil, biraz nce, kadnca klelikten ve kznn oyuncaklarndan sz ettii zaman alamas gerektiini dnyordu. Dn akam gene beni dvd... Annesinin btn o eitli duygularn yanstan karmakark ve zek yz duruldu duruldu, ta gibi kesin ve bir tek anlam yanstan bir grnm ald. Bu bir tek anlam da hibir ey deil sadece kzna kar duyduu kmsemeydi. Nasl oluyor bu, anlamyorum... diye sylendi hi kprtsz, hareketsiz yzn kzna evirerek. Nasl olur? Zamanmzda, hl... Bir kadnn dayak yemesi... stelik senin gibi deerli... Bir ii olan... Dayak yiyen kendisiymi gibi, alyor ya da hkr-yormu gibi kesik kesik ve aknlkla konuuyordu. Evet, gryorsun ki oluyor. Zamanmzda hl dayak yeniyor ve bunda benim hibir suum yok... Ferda bunlar sylerken sululuuna yzde yz inanmam olduu iin sert sert konuuyordu. Dn akamdan beri acaba bilinaltmla ilgili ve su saylabilecek bir durum var m diye dnmt. Sonra, perdenin ardndan

bir glgenin gemi gibi olduunu kendisi de sezmiti. Acaba bu bir aldanma myd bir agitasyon muydu, yoksa bir gerek miydi... Kocasnn yanlmas olasln bir trl kabul etmek istemiyor, kendisinin yanlm olmasn daha uygun bir savunma yolu sayyordu. nk o, kendisi artk bir Mehmet Meri'ti. Kendisi yanlm olursa, dorudan doruya Mehmet Meri yanlm olacakt. Zaten Mehmet Meri karsn neden seviyor ve kskanyor grnyordu? nk Mehmet Meri aslnda kendisini seviyor ve kskanyordu. Byle uslamlamalara dalacakken silkindi, gereklere dnmenin ferahlatc ayni zamanda arpc soukluunu duydu. Ne yapmtn ki? Annesi imdi dorudan doruya acma duygular __ 293 __ iinde, sokakta gecikip de eve oyundan ge dnen kk Ferda'y sorguya eker gibi sevecen bir yz anlatmyla konuuyordu. amarlara bakyordum... Bizim arka pencere vardr ya... Oradan, karki balkonda asl amarlara... Annesi susmutu. Kznn arka pencerede durup balkonda asl amarlara bakn gzlerinin nnde canlandrmaya alyordu. Bir trl kzn, amarlar ve bu arada dayak atan kocay yerli yerine yerletiremiyor-du. Eksik bir ge var gibiydi bu sahnede. Ferda aresizlikle yeniden anlatmaya koyuldu. Sende de olmaz m kimi zaman... amarlarn dzgn asllarm oturup seyretmek istemez misin... Hem ben bu arada sadece amarlara da bakmyordum. Onu da dnyordum. Kimi? Bu soruyu Nesteren Hanm merakla ve heyecanla sormutu. Kznn yaamasnda bir erkein olmasn ok doal karlyacakt. Ancak bu anlatlanlar, bu amar yksn doal karlyamyordu. Kimi olacak? Mehmet'i... Gene gecikmiti. Onunla kavga etmeye hazrlamyordum. Daha dorusu barmaya... Yani aramzdaki soukluu gidermeye, zmlemeye... Nesteren Hanm imdi kzma bir polisin bir suluya bak gibi kukulu, inanmakla inanamamak arasndaki elimeli baklaryla bakyordu: inden: Ben ruhbilimci deilim ama... dedi, O adam hi bir zaman tutmak istemem ama, burda anlayamadm eyler var. Eh, gen kadn daha ne kadar dayanabilecek bu hr hr gre... Yazk ocuklar bari olmasayd. Ben sylemitim ona... Kz ve damad konusundaki her dncesini Ben sylemitim ona diye bitirirdi. in garibi, gerekten de her eyi sylemiti Nesteren Hanm. Evlenme demiti, ocuk yapma demiti -kz birinci ocuunu aldrm ama ikinci ocuunu dourmutu. Kocas nce benim ocuumu istemeyen kadn ben de istemem diye tutturmutu ama imdi onun ocuunu istemi olan kadn gene istemiyordu. Nesteren Hanm'm akl karyordu kzyla da 294 madn dnnce- bu adama btn aile srlarmz ama demiti -bunlar bir gn sana kar kullanr sonra-paran olduu gibi ortaya koyma, bankaya biraz ayr demiti, dizginlerini onun eline tututurma, haklarn ona kabul ettir demiti... O ne dediyse kz inat iin yapar gibi tam tersini yapmt. Ben demitim... diye iini ekti. Ferda birden parlad. Gzyalar da ayni anda p diye kesiliverdi. Anne, allan akna, u ben sana demitimleri brak... Pekl pekl!... Annelerin sz imdi insana batyor. Bize yol gsteren akl reten olmamt. Biz kendi kendiciimize... Annne, rica ederim. Olan olmu, kalbimi kryorsun... Kk kz oyununu brakm annesiyle anneannesine bakarak olup bitenleri anlamaya alyordu. Kendisine o kadar gzel oyuncaklar alan anneannesine annesi ne diye byle baryordu. Anneannesi kendisini teki evde yaptklar gibi ne dvyor, ne azarlyor, ne de oyuncaksz, ikolatasz, ekirdeksiz, sakzsz

brakyordu. Kskn kskn annesine bakt, sonra anneannesine bakt. Alamaya balad: Ben seninle gelmiyeceim. Anneanneciimi brak-myacam... Anneanneyle torun kucaklamlar imdi bambaka duygularla ykl bir alama tutturmulard. Bu alamada ne amar sorunu, ne dayak, ne de buna benzer bir ey vard. ki yalnz insann birbirini anlamas ve daya-nmasyd anneanneyle torun arasndaki cokunun nedeni. * * Ferda, kzn zorla arabann arkasna atm -kz arabaya binmek istememiti- akam kalabalyla dolu caddelerden yava yava ilerliyordu. Kk kz imdi alamay brakm, kuru kuru hknyor ve camdan darsn seyrediyordu atk kalarla. Bana gelenleri kabul etmi bir ka-rayazglnm edas vard yznde. 295 Ferda birden kendisini ok mutlu duydu. Bunun nedenini de anlyamad! ocuunun yannda olmas m, o her direksiyona geite duyduu zgrlk ve kendine gven duygusu mu, yoksa annesinin sknt dolu, yaamann duraanlat evinden ayrl m... Birden bu yaamann duraanlat ev konusunda bir eyler dnmeye balad. Geri kalm lkelerin btn yallarnn hemen hemen, evleri byle yaamann duraklad izlenimini uyandran sknt ve bountu dolu evlerdir... diye bir genellemeye vard. Oysa dolat Avrupa lkelerinde yal insanlarn yalnz oturduklar evler asla byle deildir. Oralarda mutlaka okunacak bir kitap, yaamay gzelletiren bir scaklk, bir canllk, hatta yaamaya deerlilik katan bir eskilik havas egemendir... Bizimkiler... Sonra gene bu birdenbire iine doluveren, doluve-ren deil cavlan sular gibi iini kaplayan, iine yaylan bu ferahlk -o mutluluk diyordu kestirmeden giderek-duygusunun nedenini aratrmaya koyuldu. u yambamdan akp giden canllk m, kalabalk ve yaamann sesleri mi? Bir hafta sonu geirmek zere evime gidiyor oluum mu... Bir korunma igdsnn doyumu mu? ocuk, koca, ev... Aile... Birden bire aklna hastanede tant Hakk Kotar'-n yanndaki sarn kadn geldi. i, nedeni belirsiz bir nefret ve kskanlkla titredi. O kadn... Evet, soua, havann kapal oluuna, keyfinin yerinde olmayna karn... Her eye karn, evet? niin saklyaym, ok gzel bir kadnd. nce gzelce izlenimi braksn diye uratm, ama ok gzeldi ite. O ok gzel kadnn kendi kocasyla karlatn -Hakk Kotar'la deil de- Mehmet'in ona, o nl apkn ve etkileyici baklaryla baktn, onun da kocasna birdenbire stne kecek bir yumuaklkla ve sokulgan baklarla karlk verdiini... Sonra arada bir eylerin olmasndan sonra -bunlar aceleyle geiyordu- kocasyla o kadnn nasl mutlu olacaklarn, nasl her gece sevieceklerini... Kocas, evet, tpk balangta kendisiyle olduu gibi... -Burada soluu skt, kollarna bir scaklk, sonra bir uyuukluk yayld- ona nasl sarlacan, kulana -tpk kendisine bir zamanlar yapt gibi- nasl kkrtc, bayltc, serseme evirici szler fsldyacan, sonra mrlerinin sonuna dek kocasn nasl mutlu edeceini, kocasnn kendisini ve kzn nasl unutacan dnd. Sonra gene birdenbire gene ayn mlkiyet duygusunun etkisiyle ferahlad. Kocas, onun kocasyd ite. Mutlu olmalar iin daha frsatlar vard nlerinde. Ne yapp etmeli, kocasn ayni o kadnn, sarn kadnn gerekletirdiini dnd gibi mutlu etmeli ve kendine ba-lamalyd. Onsuz yaayamam. Ondan ayr yaayamam... diye dnd. Bunu her dndnde aclara gmlrd. Erge onsuz yaamas gerekecekmi gibi gelirdi ona. Bugn yle deildi. Bugn nedensiz ve anlamsz bir hafifleme, bir uarlk vard duygularnda. O sarn kadn aklnn derinliklerinden ekip atmas iin onu bir erkee

yamamas, balamas gerekiyordu. Btn evli kadnlarn yapt gibi, bekar ve dul kadnlara kar iinde bir kuku, bir gvensizlik duyard. Bunu biraz da kocas yerletirmiti onun bilincine. nk romanlarnda btn hafif, kt, gvenilmez kadn tipleri dul, btn sevilecek, aka deer, gvenilir kadn tipleri de gen kzlard. kisi de tehlikeliydi. Kendisi gibi ac eken, duygu kargaalklar iinde boulan kadnlara kocas nedense -neden olacak yetersizliinden, iyi bir romanc olmadndanromanlarnda yer vermiyordu. Hemen o sarn kadn, zer'le evlendirdi. Daha dorusu zer gibi kusursuz, kusursuz olduu iin de can skc, i kapatan bir erkein kars olarak dnd. Kadn kocasna kt ve Mehmet Meri'le karlatklarnda onun ayrmnda bile olmuyordu. Kocasnn koluna girerek nlerinden gle fsldaa yryp gidiyordu. Bu gece gene kata gelir allah bilir... Bu gece hafta sonu da... Ya meyhanede kalr, ya kumarhaneye gider... Sabahlamasa bari,.. diye dnrken kocasn ne kadar zlediini, o bu gece erken gelseydi, ya da evde olsayd ona ne gzel yemekler, mezeler hazrlyabilece-ini, sonra karlkl oturup kzlar yanlarnda, birlikte rak ieceklerini... Burada yine ii burkuldu. Hibir zaman byle sessiz, dingin, mutlu bir yemek yememi 296 297 lerdi. Kocas mutlaka kzda vuracak, baracak bir davran bulurdu. Onun tpk kendileri gibi btn yemek kurallarna uygun yemek yemesini istiyor, onun tatl ocukluklarna bile ounlukla dayanamyordu. Bu srada aklndan birka tane dayak sahnesi geldi geti, Ferda'nn. Gene de arabasyla yolunun stndeki bir mezecinin nnde durup bir eyler satn ald. Bu gece olmazsa yarn akam ona gzel bir sofra hazrlamaya karar vermiti. Daya, amarlar, annesini, her eyi unutmu olarak -sarn kadn hl unutamyarak- mezeciye girdi, en pahal, en sekin, kocasnn en ok sevdii mezelerden, salatalardan bir paket yaptrd. Paray derken kendisini bir memleketi kurtarmak iin kendinden zgecilerde bulunan bir devlet adam kadar ycelmi ve olaylarn stne km duyuyordu. Yorgun argn merdivenleri ktlar. Kzyla konuarak kapy ap girdiler. Biraz sonra ierden baka bir kap ald. Kocas gnlk giysileri -kadife kahverengi pantolon ve yeil, dik yakal kazak- ban ne eip gzlklerinin altndan bir ihtiyar gibi bakarak ve glmsi-yerek onlara doru yaklam: Vay kim gelmi, benim kk kzm, stm, dalm, aacm gelmi... Hayat aacm benim, fidanm... diye kzn kucaklayp kaldrmt. Babasna kar bilinaltyla hazrlkl olan ve bu yzden de tedirginlik ve korkuyla merdivenleri kan kk kz birden bulutlarn arasndan gnein kvermesi gibi prl prl bir sevinle babasnn boynuna sarlarak ona kendini balatmak istercesine -biraz nceki korkusu ve karanlk dnceler iin- onu pmeye balad. Adam karsna da glerek bakyor ve onun elini skyordu kzma gstermeden. Ferda, soyunurken, her eyin nasl da kolay, yaln ve ak olduunu sevinle dnyor, imdi iinden uzaklam olan kukularna glecei kyordu. te zenilen mutluluk ona bu kadar yaknd. Bu kadar onundu. Kocas, kz, meze paketi, evi, hafta sonu tatili ve her ey, her ey... Tam istedii gibi, ulalmaz sanlacak kadar tam ve kusursuz -zer'i hatrlad nefretle- orda, ayaklarnn dibinde, hayr hayr, iinde, varlnn her kk parasyla duyulabilecei kadar iinde ve yakmndayd. 298 Yatak odasna gidip soyundu. Pantolonunu giydi ayana, kt banyoya girdi, salarn fralad. -Salarn fralad. -Salarn taramak daha ok houna gidiyordu ama nedense fralyordu her zaman- dudaklarna hafif bir ruj srd -kocas kadnlarn evde deil de d-arda sslenmelerine ok ierledii iin darda makyaj yapmamaya dikkat ederdi-

Biraz koku, biraz pudra, biraz farla baya gzelletiini, i ac, garip bir ekicilii olan bir grn kazandn dnd. Karcm... Ben yemei hazrlarn. Sen u msveddeleri makineye ekiver abucak. Kocas kz brakm, elinde yirmi sayfa kadar elya-zs katla odasndan kyordu. Ferda u birka saniye nce kazandn sand o ekicilikten u anda utanyordu. Mmkn olsa imdi tekrar banyoya girecek, bir pamukla btn sslerini silecek, suyla ykayp srnd kokuyu zerinden atacakt. Donmu kalmt... Her akam, her akam... Bktm... Eve gelmekten korkar oldum... Diye dnd. Sonra bununla birlikte birok ey daha dnd. Kocasnn yazlar yznden yazmas gerekli kendi kitabn yazamadn, onun yazlarn yazarken boaldn, bir sekreter olmadn, kocasnn da pekl uraarak makinede yazmay renebileceini, meyhanede ya da kumarclar seyrederken tkettii zamanla, pekl makinede yazmay renmesinin mmkn olduunu, btn sokak ilerini ve ev ilerini kendisi grdkten sonra artk bunu da ona yaptrmann insafszlk olduunu, buna karlk kocasnn kendisini ne bir armaanla, ne kk bir iek demetiyle, ne bir yere yemee gtrerek teekkr etmeyi akl etmediini... Hayr hayr akl ettii halde amal olarak yapmadn, nk karsn kmsediini, kendi yaratcln nemsediini, kendisine hibir gelime, yaratma, yeteneklerini oaltma olanan tanmadn... Daha buna benzer bir sr eyi dnd. Yz durgunlam ve gizli bir fke dalgas bu durgunlaan yzn derinliklerinden yzeyine kar gibi onu sarsmaya, titretmeye balamt. Hi cevap vermeden yrd, katlar kocasnn elinden ald, makinenin bana olurdu ve yazmaya balad. 299 i Yazarken yzeye kan fke dalgalar btn kaslarn sarsyor, onu nerdeyse patlayacak bir yanarda gibi titretiyordu. Kocas, kadnn yzndeki bu fke dalgalanmasn grnce ieriye, odasna girdi. Yznn izgileri fke, kendi kendine acma ve nefret duygularyla derinlemiti. Birisine bir ey iin borluluk duyan btn insanlar gibi, borlu olduu eyi, -karsn- nefretle dnd. Eolueek!... dedi, bktm bu suratlarndan... Bombok etti neemi. Oysa bu gece birlikte rak imeyi, hatta onunla yatmay dnyordum... Bunu dnrken de btn utanga adamlar gibi utand ve aksi gibi ok edepsizce bir kelime kulland kendi kendine bu ii kmsediini belli etmek iin. Btn hayatm boyunca byle kkrk heriflere - karsnn kadn olduunu o anda kabul etmedii iin ona herif diyordu- muhta olmamaya altm... u beni drd duruma bak... Ulan ne olur eolueek, sonunda yarm saatlik bir i. Ben senin iin hi mi zamanm yitirmiyorum, hi mi uramyorum, hi mi zgeci gstermiyorum... -Karsnn kadnda erkeklik organnn yokluunun yaratt kompleks konulu bir kitabn nasl, bir arkadana bastrm olduunu, onun asistanla kabul iin kimlere ne ziyafetler, ne hediyeler verdiini, o holanmad doktorlar dnyasna nasl katlandn, -kimi zaman onlardan ok holanrd- nasl sayg gsterdiini... Buna benzer birok eyi dnd. Sonra uyuya-kald. abucak uyur, abucak uyanrd. Ku uykusu gibi hafifti uykusu. Ekrem'in di ars olarak balayan ve sonra dilinde olduu anlalan hastal tehlikeli bir biimde geliiyordu. nce dilden bir para almlar ve kanser olasl grmlerdi. Sonra arlar oald ve Ekrem'in ameliyat olmas gerekti. Ameliyatla dilin ve yanan kazman bir blk yeri Ekrem'e hem bir sre iin salk getirmiti, hem de, Glsm'e baklrsa Ekrem'in kiiliini etkilemiti. imdi bir yana doru hafife ekik az ve boynuna doru ukurlam yanayla, izi belli olan diki yarasy-

300 la Ekrem'e bakan tam eskisinin tersine, sert, gl, kendine gvenli bir adam gryordu. Az yapsnn altst olmasndan sonra, hi beklenmiyen bir ey yapt Ekrem. Bunca yl sigaraya hi bir eilim duymamken, tek tk sigara ien, itii bile belli olmayan bir adamken, imdi srekli sigara ien bir adam olup kmt. Yiyeceklerini yemekte bile zaman zaman glk ekiyordu ama sigarann yanma bir sre sonra da raky ekledi. K iinde ona mzik dersleri vermediler. Sadece muavinlik yapt okulunda. O da hafif, yorucu olmaktan uzak, arkadalarnn onun alnmasndan korktuklar iin rica yollu yaptrdklar belli birka hafif iten daha ou deildi. Ekrem eskiden sadece arbal, rencilerin iyi diye nitelendirdikleri cinsten, krc olmayan, iinde gcnde, gler yzl bir mdr yardmcsyd. O k artc davranlar gstermeye balad. evresinde yle bir hava estiriyordu ki okul onsuz ynetilemez sanrd yabanc biri. retmenlerin derslere giri klarn titizlikle kolluyor, okulun temizliini sk denetimlerden geiriyor, devamszlklarn peini brakmyor -hem retmen hem renciler iin- sksk sinirlenmek iin nedenler buluyor ve kendisinin drstlne, alkanlna, iyiliine ve baarl ynetimine karn neden her eyin daha da parlak olmadn dnyor ve her eyden, herkesten yaknyordu. rnein, bo derslerde rencilerin neden grlt ettiklerini bir trl anlayamaz olmutu. Kitap okumak, ders almak dururken insann nasl olup da birbirleriyle konutuunu ne akl, ne duygular anlyamyordu. Eskiden her yardmc gibi bo snflarn tepesine mmessili dikip konuanlar bana yaz derdi ve bu grlt sorunu zlrd. Ya da zlm saylrd. Ama imdi Ekrem grlt eden snflarn kaplarna gidiyor. Kapda dikiliyor, snfa ok eyler bilen birinin kmseyici baklaryla bakyordu. Bu srada ocuklara syliyecei ilk etkili kelimenin ne olacan dnyordu. Onlara yle bir cart yakc sz sylemeliydi ki onlar kurunla vurmu gibi olmal teki retmenlerden bambaka yntemlerle ocuklar susturduuna inanabilmeliydi. ok kez sze yle balyordu: 301 Yani siz imdi benimle dalga geiyorsunuz aklnz sra deil mi... Bu sz stne ocuklar gerekten susup szlerin gerisini dinlemeye hazrlanyorlard. Sonra Ekrem gizemli bir hava verdii ksk sesiyle ve duygularn belli etmeden szerdi hepsini: Sizin beyninizden neler getiini okuyamadm sanyorsunuz... ocuklar, beyinlerinden geen ve Ekrem Bey tarafndan okunan eylerin ne olduunu dnrlerken ilerinden hi umulmadk birine bir sre gzlerini dikerdi Ekrem. ocuklar yeniden arrlar, Ekrem Bey'le birlikte o yana dnerek arkadalarnn o andaki zelliini ya da iledii suun ne olduunu bulmaya alrlard. Sonra Ekrem son kozunu oynard.: Sen benimle gel... ocuk sulu sulu ve arkadalarnn yzne bakmakszn kar, Ekrem'in peine taklarak, onun ardndan bo bir snfa ya da beden eitimi salonuna, ya da o srada bosa laboratuvara girer, korku, heyecan, merak duygularnn karmakark ettii bir ruh durumuyla dnmeksizin beklerdi. Bak sen iyi bir ocua benziyorsun... diye balard Ekrem. Bu arada da sigarasn yakm, kendine de ocua da birer ay sylemi olurdu. Beni anlyacamdan hi kukum yok... Yaama o kadar yaln deildir... Yani sizin anladnz anlamda... Bunlar sylerken elleriyle kollar son aylarda byk bir ustalkla, bir oyuncunun elleri kollar gibi ince, ho, yava devinimlerle kmldar-d. ocuk bu bilgece kmldanan ellere, kollara, konuurken klanan ve her saniye binbir deiiklik gsteren yz anlatmna dalar, Ekrem'in ne sylediini izliyemez ama onun mutlaka ok nemli eyleri bilen, duyan, sekin bir kii olduunu anlar kendini bu byye kaptrrd.

Zaman zaman yaama zerindeki konumalarndan Ekrem'in kendisi yle bir cokuya kaplrd ki soluu iyice kslr, gzlerinden yalar akmaya balard. Bunun zerine ocuk karmakark duygularn iinde bir de utan ve acma duygularnn basksyla Ekrem Bey'i dinlemekten ok kendi kendini dinlemeye, bir tiI yatro eserini seyreden, iyi oynayan bir aktr seyreden bir seyirci gibi kendini bu havann ekiciliine brakmaya balard. ou kez ocuk kendi de alard Ekrem Bey'le birlikte. Snfa dnd zaman: Ne oldu ulan, fralad m seni Ekrem? diye soran arkadalarna ask ve bilgece bir yzle bakmak: Hadi ulan gidin bamdan diye onlar yanndan uzaklatrmak ve biraz nce etkisinde kald kiilik zenginliini kendinde kuruntu etmek bu kez ona derdi. Bu yzden Ekrem Bey o ders yl iinde mdr yardmclarnn en iyisi, en yeteneklisi, en sekin ve zengin kiilie sahip olan sayld btn okulca. ocuklar birbirlerinin ya da ilerinden bir tekinin yaylan etkisiyle ona tapma ya balamlard. Onunla konuabilmek, onunla birka saat babaa kalabilmek iin kimileri eitli bahaneler uyduruyor, dzenler kuruyor, kimileri daha drst ve aka onu grdkleri yerde evresini alyor, kimileri onun evine gidebilmek iin kendilerini arttrmak iin kitaba, ya da mzie dknlk gsteriyor, kimileri dpedz yaramazlk yapyordu. Yaramazlk yapanlar -Ekrem yaramazla gayriinsan davranlar adn takmt- Ekrem nce gcnn btn olanaklarn kullanarak dverdi. Kendini yitirirdi, kendini tanyamazd byle binde bir bana gelen dvme olaylarnda. Hem de hi kimsenin ummad, beklemedii bir davran, gayriinsan oluveriyordu. ocuklar pek iyi anlyamyorlard insan davrann nasl olduunu. Yalnz o konuurken susmak, onu dinlemek, onunla ayni dncede olmak, onunla birlikte kzmak, sevinmek, alamak Ekrem Bey'in dayak atmasna neden olmadna gre insan davranlar bunlar olsa gerekti. Ekrem bylece okulda kendine hayran bir sr kk kadn ve kk erkek yaratt. Bunlarn bir bl de yaramazlk edip -gayrinsani davranp- iyi bir dayak yedikten ve arkadalarnn nnde kepaze olduktan sonra, balanp hayranlar arasna alnanlard. Bunlara Ekrem Bey: Sizde en ufak bir -iaret parmann ucunu gsterirdi- insanca davran gremiyorum. diye barrd sesi elverdii kadar. Btn davranlarnz gayriinsan. 302 303 Bu sz ylesine yer etmiti ki ocuklarn belleinde birbirlerini ayn Ekrem Bey gibi suluyanlar olurdu aralarnda. Bunlar daha ok da edebiyata, sanata, toplum ve ruhbilime merakl ocuklard. Sen de en ufak bir -ocuk da iaret parmann ucunu gsterirdi arkadana- insanca davran gremiyorum dedi mi kendini ok sekin, ok stn ve baka, ok olgun duyard. Yalnz Ekrem Beyin neden gayriinsan deyip de insan demediini merak edenler vard ilerinde. n-san'ye gelince sz, hep insanca olarak deiiyordu. Bunlar eletiri zekas olan akac ve olgun ocuklard. Ekrem Bey'in de pek gzne almayanlardandlar. Kendi hallerinde okuyup gidiyorlar, silikliklerinden hibir yaknmada bulunmuyorlard. Glsm' adamakll uratrmaya balamt Ekrem. Eskiden onun silikliinden sklan, ama onun yumuakln, iyiliini, ezikliini seven kadn, imdi onu daha ilgi ekici buluyor ama ondan gitgide daha ok nefret ettiini sanyordu. Gnmzde her nne gelen, kzd bakalar iin nefret ediyorum ondan dedii' iin Glsm nefret duygusunun stnde kukuyla ve dikkatle duruyordu. Bu eer nefretse nefret nasl bir duygudur. Gnmz insan ve memleketimizin yaama koullan iinde nefret duygusunun yeri nedir? Deilse, nasl olumsuz bir duygudur? Salt

olumsuz mudur? Ne dereceye kadar olumlu ile karktr? nk Glsm biliyordu ki duygularn hibiri tek bana deildir. Her birinin iinde, banda, ya da sonunda tekinden vardr. Olumlu duygularn iinde olumsuzlar, olumsuzlarn iinde olumlular ayklanp bulunmaldr. Hibiri unutulmamal, geilememeli, saklanmamaldr. Yoksa bu insan aldat olur. -Glsm dncesinin burasna gelince aldat kelimesi yerine ihanet kelimesini kullanrd. Dncesinde nasl olsa bir dil semesi yapmas gerekmiyordu. O anda aklna eski kelime geliyorsa eski, yeni kelime geliyorsa yenisiyle dnyordu.Ekrem'in eve doldurduu ocuklardan da bkmaya balamt. zellikle lise son snf rencilerinden -bunlar Ekrem'in rencileri deildi hibir zaman. nk or 304 taokuldayd btn dersleri- kocaman olanlar toplar, eve plak dinlemeye, kitap okumaya, konuup tartmaya gelirdi. Ama konuup tartldn pek az duymutu Glsm. Son gnlerde Ekrem de eve gidip gelen ocuklar da rahatlamlard, herkes artc bir rahatlk iinde ne yapmak istiyorsa onu yapmaya balamt. Kimi ellerinde Buda kitaplar -Ekrem Budizm'le ilgileniyordu son gnlerde,- kimi gitarlar, votka ieleriyle salona yaylrlard. Birka kii gitar alp iki ierken birka kii Buda okur, birka kii koltuklara yatar gibi uzanr ve hibir ey yapmadan gzlerini bir noktaya dikip dnr gibi yaparlard. nceleri Glsm bu grnm hogryle karlad. ocuklara kendisini beendirmek iin hizmet etti, hatta, yiyecek kard, iki bardaklarn toplayp ykad, ocuklarn alp gezmeye ya da alverie kt onlar rahat etsinler diye... Ama bu kez Ekrem'de daha da baka deiiklikler bagsteriyordu. Glsm bunlar da bir sre ilgiyle izledi. Eskiden srekli evin yiyecek ieceini alan, eve, biraz daha para girsin diye zel mandolin, gitar dersleri veren, evde evileri yapmaktan holanan Ekrem btn bunlar artc bir biimde yaayna serpitirmeye balamt. Eve gnlerce bir ey alp gelmiyor, sonra bir gn bir taksiden, hamallarn ykledii eitli pahal sebzeler, meyveler, etler kyordu. Bunlarn hepsi de birden yenemedii iin Glsm nce bunlara yer bulamyor, sonra da yemek yapmay savsaklyor ve yiyeceklerin en az yars ziyan oluyordu. zel dersler de bitmiti. Ekrem'in kendi ocuklaryla ilikisi de yeni bir blmdeydi. ocuklarn yapt en kk bir yanl davran kimi gn iddetle cezalandryor, onlar tekme tokat dvyor, bunlar yaparken de hep anlalmaz tre kurallar, davran kurallarndan sz ederek yoldan km mritlerini cezalandran bir rahip gibi gln bir bilgelikle konuuyor ya da hibir eyi grmyordu. ocuklar birbirleriyle tehlikeli ilikilere girmilerdi. Birbirlerine bol bol svyorlar, srekli birbirlerini tekmeleyip tokatlyorlar ve evde pek az bulunmak istiyorlard. Ya sokaklarda arkadalaryla dolap saatlerce kayboluyorlar, ya da gnde bir iki kez sinemaya giderek zaman ldrmeyi 305 seviyorlard. Ders almak diye bir ey kalmamt. kisinin de annelerinin zoruyla derse oturup ders bandan kalkmalar on dakikay amyordu. ocuklar rahat brak!... diyordu byle zamanlarda Ekrem. Glsm onu kracandan korkarak hibir karlk vermiyor, yeniden ocuklara bask yapyordu ders almalar ya da kitap okumalar iin. Bu kez Ekrem evresinde bulduu kk bir eyay, sz gelimi kltaba-m ya da terlii, ya da elindeki kitab, ya Glsm'e, ya ocuklara doru frlatyordu. Bunun stne ya ikisi birden bararak birbirlerini sulamaya balyorlar ya da ortalk yatyor ve Ekrem gzyalar iinde Glsm'le ocuklar pmeye kouyordu: Hayat!... Hayat o kadar... Hayatn ne olduu her seferinde deiirdi. Hayat ya g t, ya basit ti, ya yceydi, ya aalk insanlarla ve ilikilerle dolu garip bir

aland. Beni balayn!... diye yalvarrd artk bu trl sahnelere alm karsna ve ocuklarna. Sizi ne ok sevdiimi bilirsiniz... Sizi her eyden ok sevdiimi... Sevgi ve hayat onu zellikle en ok duygulandran iki kelimeydi. Baka bir seferinde de Kimseden beni anlamasn beklemiyorum. Sizinle hibir yaknlm kalmad, defolup gidin... der ama hi duygulanm grnmezdi bunlar sylerken. Siz gitmezseniz ben gideceim... derken sesi kslr, gidecek olsa nereye gidebileceini dnmeye balar ve bylece saatlerce susard. Glsm'n ve ocuklarn nereye gidecekleri onu hi dndrmyordu. Kendisinin nereye gidebilecei, nerde, nasl, ne biimde yaamasn srdrecei ylesine byk bir dertti ki ... Bahar yaklarken Ekrem'de de bir yumuama, sessizlik ve iyilik dnemi balad. Sanki yaama buz tutmutu da imdi zlyordu, canlanyordu. imenlerin yeermesi, kupkuru aa dallarndan akl almaz iek to murcuklarmn patlamas gibi onda da yeni yeni gzel ve iyi duygular -canlanmaya balamt. Eskiden: stersen cannn ektii adamla yatabilirsin... dedii ve arkasndan da alad gnlere karlk imdi Glsm'e, kadn oluundan dolay bir sevgi ve istek duydu 306 unu gstermeye balamt. Konuk salonunda da Gl-sm' artan bir sessizlik balamt. Eskiden, daha birka ay nce Glsm' deli gibi kzdran ve sokaa atan u trl szler artk duyulmaz olmutu: -Bunlar ksk, gizemli sesi ve sk sk yorulduu iin dinlene dinlene Ekrem okurdu. Birka ocuk da kimi gitarlarn tngrdatarak, kimi votkasn yudumlyarak, kimi sigarasn ok alkn ve nem vermez davranlarla ierek dinlerdi.Bir eye srf kulaktan duyduunuz iin inanmayn. Birka kuaktan beri itibar gryorlar diye, geleneklerin de doru olduuna inanmayn... Srf hocalarnzn ya da rahiplerin otoritesine dayanyor diye hi bir eye inanmayn. Ancak bizzat hissettiiniz, denediiniz ve doru olarak kabul ettiiniz, kendinizin ve bakalarnn hayrna olan eylere inann ve tutumunuzu onlara uydurun... te ey keiler, istirap... ok yorulduu iin ya da duyguland iin Ekrem kitab bir yerinde bir renciye verir, eliyle, okumasn srdrmesini isterdi. ocuk anlaml olmasna zendii ama bu yzden de sk sk kekeledii kuru ve flrkek bir sesle okurdu: stirap hakkndaki kutsal gerek... Doum istirap-tr, yallk istiraptr, hastalk istiraptr, lm istiraptr, sevilmeyenle birlemek istiraptr. Glsm byle ilgin blmlerde kimi zaman elinde olmadan sessizleir, mutfak ya da holde bir eyle urarken okunanlar dinlemeye, anlamaya alrd. Sevilenden ayrlmak istiraptr, arzunun gereklememesi istiraptr, bizi kendilerine balayan btn nesneler istiraptr. Istrap kelimesi kimi zaman izdirap kimi zaman daha baka biimlerde okunurdu. ocuklarn kelime bilgisi ve edebiyat kltr her eyi doru okumaya, hele anlamaya ounlukla yetmezdi. Bir gn Glsm dayanamam . fkeyle salona girerek Buda kitabn ocuun elinden alp karya frlatmt. Utanmyor musun? diye barmt kocasna. amzda Marksizm diye bir retinin varlndan habersiz misin yoksa? Istrapm... Marksizm btn bu strap larm nedenini zmtr, biraz akll olamaz msn, namuslu olamaz msn sen? 307 Bunlar syledikten sonra da derin bir znt ve pimanlk duymutu. Ekrem ona beklediinin tam tersine ne kzm, ne kk drc szler sylemi, sadece yle bakmt strap duygusunu yznden okumasn ister gibi...

Biliyorum... demiti. Ama hanginiz mutlu olabildiniz? Marks' bilince insanlarn mutlu olduunu hi grmedim. Ah, batan anlatmak gerek. Sana her eyi batan anlatmak gerek... Neler samalayp duruyorsun... Bu ocuklar da yanltyorsun... aresizlik iinde bakmt Glsm ocuklara. Hepsi de doal olmayan davranlarn korkuyla deitirmiler, snftaki renciler gibi merakla olup biteni izliyorlard. Kiisel mutluluumuz deildir nemli olan. Toplumsal mutluluk olmaynca insanlarn mutluluklar ansa, raslantya ya da namussuzluklara balanr... Kiisel mutluluk nemlidir, demiti Ekrem. Az ameliyat dikiine doru ekiliyordu. Yz simetrisi bozuk bir oyuncak bebek yz gibi donuk ve beyazd. Seyrek sar salaryla yeil gzleri ve ufak tefek bedeniyle annesine direnen mutsuz bir ocua benziyordu. lm var mdr yok mudur, bunu syle? dedi sorguya eker gibi karsn. Bunun nasl nleneceini, bundan nasl kurtulunabileceini bilmek istiyorum ve aratryorum. Sana ne oluyor, karma bana. Glsm verilecek uygun bir karlk bulamaynca aresizlik ve kmsemeyle szd kocasn. Onu bu yzden kmserse aclarndan belki kurtulabileceini hatrlatmt ona bilinalt: Ayp ayp!... dedi. Bir sr gen ocuk niin ldklerini bile bile lme korkusuzca giderlerken senin kendi nemsiz yaaman iin bunca dnmen ayp. O yllarda kimin ldrd belli olmayan cinayetler balamt rencilere kar. rencilerin biri sokakta yrrken ldrlm ve onu ldren bulunmamt. Glsm ocuun annesi ve babasyla karlamt bir kitab-evinde, Bir subay olan babadan daha fkeli, daha salam ve dayankl grnen anne olunun yerine onun savan srdreceini sylemiti Glsm'e. Artk bu tr sama kavgalara giriecek bir ortam 308 yoktu evin iinde ama bu kez de Glsm'n aklna taklmt kiisel mutluluk kavram. Bu deiim srecinde kiilerin kendi mutluluklar nasl gerekletirilmeliydi... nk herkes silah alp daa kmyordu -Neden kmyordu? Glsm buna oktan hazrd ama kiminle nasl, neyle daa klacan bilemiyordu- Sonra milyonlarca insandlar. Gereklerden habersiz de olsa, haberli de olsa, yaamak iin rpman, ezilen, ypranan, hrpalanan, kendilerine gre mutluluklar peinde olan... Bunlar bir canlnn istiyecei her eyi istemek zorundaydlar eer canlysalar. Yemek, imek, uyumak, almak, baarmak, remek, sevimek... Zorundaydlar. Bu olaylar neye gre dzenliyecek, hangi kurallara ve hangi toplum yapsna gre dzenliyeceklerdi ki hem insan olarak gven verici olsunlar hem mutlu olabilsinler. Hi deilse mutsuzluk saan bencil, ite yaramaz, hastalkl insanlar olmaktan kurtulsunlar? Toplum dzeni deimeden ahlk, treler, yaama biimi deimiyecekti ama buna hazrlanan, bunu hazrlayan insanlarn nasl davranmalar gerekiyordu ki bilinsiz ynlar kendilerine gvenir hale getirsinler, onlar yanlarna ekebilsinler? yleyse imdiden kiisel bir sorumluluk tamak gerekiyordu. zellikle toplumcu dncenin bayran tamakta olanlara. Nasl sanatlar, aydnlar lke dncesini etkileyici eserler ve dnceler yaymak zorundaysalar toplumcu savalar da toplumcu ahlkn tohumlarn atmak zorundaydlar. Glsm, dncelerinin kartn sezdii yerden ii . yeniden alp dnmeye balyordu: Marksizm insana nem verir. Birey de toplumun bir paras olarak nemlidir. O halde bireysel olarak da biz kendi normlarmz -burda Glsm dncesini llerimizi kelimesini koyarak srdrd- saptamalyz ki bireyin ne denli nemli bir ekirdek olduunu, btn toplumsal geliimin ve deiimin bireylerin kurtuluu ve her eyi iin... -Burda durdu. Neyi? diye sordu kendi kendine... -Baarlar, hastal, lm,

yall, evlilii, aklar, ocuk, yetitirmesi, sorumluluklar, aclar, grevleri... iin gerekli olduunu onlara- Kimlere? diye sordu gene kendikendine- ynlara anlatmalyz. yleyse nce kendimizin Marksist kurallara gre ya 309 saymz biimlendirmemiz gerekiyor. Bencillikten, smrden, sorumsuzluktan, insanlar kk drc, mutsuz edici btn davranlardan kanmamz gerekiyor. Kendisiyle konumas, yeni sorularla sryordu. yi ama bozuk bir toplum dzeninde davranlar-* mz bu dzenin alkanlklar, lleri, deer yarglaryla -Bu kez kendi kendine svd Glsm-: Ulan! dedi, Kolay i mi devrimciyim demek? Devrimci olmak hangi arala olursa olsun bozuk toplum dzenini ykmaya almaktr. Bu yerine gre silah olur, yerine gre bir seimdeki oy olur, yerine gre bir kitap olur, davranlar olur, rnek davranlar... Kendi kendini doyurmamt aklamas. Gzlerini yumdu, avularyla yzn kapad. Yani diye dnd, ben bir akn burjuva gibi davranrsam, sorumsuzca davranlar gsterirsem... gene olmuyordu. Cesaret!... dedi kendi kendine... Kocan ve ocuklarn dn... Evet yani, bir burjuva gibi btn abam kendi mutluluum ve kurtuluum iin kullanrsam... Yani szgelimi Ekrem'i brakr gidersem, iimi brakrsam, ocuklarm brakr ya da onlara kar yklendiim sorumluluklardan kaarsam... Umutsuzlukla ekti avularn yznden... Gzleri yala dolmutu. Ekrem'in son gnlerdeki ekilmez davranlaryla yorulan bedeni ve duyg.ular ona: Brak Ekrem'i ka, zaten sevmiyorsun da... Seviyor musun yani... Dn!... yice dn!... diyorlard. Hayr kat olmalym kendime kar... dedi, bu kez grltyle alamaya balad. O ac ekiyorsa ve bunda onun bir suu yoksa ben de ac ekmeliyim. O mutsuzluktan kurtulamamsa ben de tek bama mutluluu aramaya kamam. Mutluluu ve kurtuluu birlikte aramaya armalym onu... Umutsuzca, bu ary nasl yapacan dnd. Ekrem alm ban Buda'nn o Glsm'n bilmedii dnyasna doru gidiyordu. * Ekrem yatakta her gece yapt gibi gene Glsm'e 310 sokulmu onu okuyordu: Benim My'm... Gzelim My'm... irkin My'm... Byle dedikten sonra yavaa gld. Glsm'n kendisine irkin denilmekten korkmadn bilirdi. Glsm de gld karanlkta ama bunu Ekrem grmedi. Mya ad houna gitmiti Glsm'n. Uyumlu ve airce buldu bu sz. Ne demek Mya? diye sordu hogrl bir sesle. Ekrem'in gsnn stne koyduu ban okamak iin elini uzatt, salarna dedirecei eli, yznn ameliyat yerine geldi. Acyla kard ban Ekrem. Glsm hastalk konusunu hi amamaya dikkat ediyordu, onun iin ne olduunu sormad. Biraz daha dikkatle salarn buldu adamn, yava yava okamaya balad: Mya... Hayal ve Serap demektir. Buda My'dan domutur. Gne nasl karanlklardan kmsa... Glsm kendisinin imdi ne demek olduunu zmlemeye alt. Biraz kark geldi ona Ekrem'in aklamas. Yani ben hayal ve serap mym, yoksa karanlk mym? Karanlk olur musun? Hayal ve serapsn... Benim iin yle deil misin? Seni nasl olsa yitirecek deil miyim? Sesi titredi Ekrem'in. Ban karanla, bolua evirdi Glsm'deri karmak ister gibi. Glsm kocaman elleriyle -nedense elleri ok bykt. retmen okulunday-ken viyolonsel alard. -Ekrem'in gzlerini bulup

sildi. Bunu yaparken Ekrem'in daha da duygusallaacan ve alayp duracan biliyordu ama karanlkta ne ksk ve yetersiz bir ses, ne de yaral, dikili, eri bir yzn etkisi vard. Sadece birlikte gzelletirdikleri, tatl bir ac vard. Ac bizi birletiriyor. diye anlamsz bir cmle kurdu Glsm aklndan. Sonra Buda'nn ac hakkndaki dncelerini hatrlamaya alt. Siliklemiti belleinde Buda'nn dnceleri. Hatrlayamad. Zprlklar yapmasa da keke bana sadece ac verse... Ac bizi birletirebilirdi.... Bunun nasl olaca 311 m kesin olarak bilemiyordu ama bu dncenin doruluunu seziyordu. Marksla karsn da aclar birletirmiti. ocuklar ld... -Ne zaman Marks'n bu len ocuunu hatrlasa korkuyla, acyla kark bir duygu onu titretir, bana gelse acaba Marks ya da kars kadar dayankl olabilir mi diye dnrd.- Ama onlar ak da birletiriyordu. Bizim aramzda ak yok... dedi ve iini ekti. Tam o srada Ekrem ban ona doru ykselterek dudaklarndan pmeye balamt. Glsm hareketsiz duruyor ve dnmesini srdryordu. Bizim aramzdaki... Kollarn nce Ekrem'in omuzlarna doru kaldrd. Bir arkadalktr. ok eski bir arkadalk... Ekrem'in srtnda kavuturdu ellerini. ki eli hr hr atlak -lar ve nasrlarla doluydu. Ellerime krem sreceim... diye dnd bir ara, avularn kremliymi gibi birbirinin iinde ovuturdu. Ekrem terini ve scakln Gl-sm'n ile bezinden, eski geceliinin stne yaptrmt -geceliin islemeleri ykanmaktan yer yer dklmt. Mavi ve pembe iplikler... -Ne gzel koku bu, ter kokusu... nsan kokusu... Kendi teri de Ekrem'in terlerine ve scaklna karmt. Ayaklar birbirine dedi bir ara. Ayaklar da scakt. Glsm'n yanan ayaklar arafn serin yerlerini arayp buldu. Ayaklarmn altnda yazn atlaklar beliriyor, neden acaba... Bir hastalk belirtisi mi yoksa annemin dedii gibi bir trl hanm olamaymzdan m -annem hanmla nasl da zenir- Yarn ponza tayla ...Sonra vazelin srmeli ki yumuasnlar... Birden btn bedeninde bir kprt oldu. Ekrem'e smsk sarld elleri ve ayaklaryla. Kocam... dedi. Birok kez daha kocam dedi durdu baka uygun bir sz bulamadndan. * ** Ekrem karanlkta artc bir cokuyla konuup duruyordu. Aralkl aralkl... iir okuyor gibi. Glsm'n gzleri bir kapanyor, bir alyordu. Bir ara dalyor, sonra kulana u szler alnyordu: ___ "31O ___ ... Nefret ettiiniz nesneden nasibiniz var, sevdiiniz nesneden nasibiniz yok diye alayp inlerken dktnz bu gzyalarn... Bir oulun lm... Bir kzn lm... Maln mlkn kaybolmas... Uzun alar boyunca bu aclara uradnz siz... Ve siz alar boyunca bu snavlardan geerken drt byk okyanusu dolduracak kadar gzya dktnz... Kim? dedi bir ara uyanp Glsm. Sonra gene dald. Ekrem'in yorgun ve hasta sesi glkle srdryordu kendini: Evrensel strap varlklarn, nesnelerin, duygularn devaml olmayndan ileri gelmektedir. Her ey geer, insann balanabilecei hibir ey yoktur... Ekrem falta gibi alm yal gzlerini karanla dikerek uykunun gelmesini bekledi. Sesi bitmiti, artk konuamyor, fsldyordu. imdi onlar grdm artk: Varolmann seli durdu. Bundan sonra, yeniden dou yok artk... * ** Ekrem bahar gneine srtn vermi, balkondaki tahta sandalyede tembel tembel oturuyor ve hibir ey dnmyordu. Artk hastaneye sk sk gitmeye balamlard. Yara gittike byyordu ve bir gece Ekrem'in soluu kesilmiti. Sigaray artk iemiyor, hi de aramyordu. Arada bir acsn

dindirmek iin morfin yapyordu Glsm ona. Balkona kadar ykselmi olan erik aacna takld gzleri. Niye bunun iekleri bu kadar az... diye dnd. Aaca yllardr bakamamlard. Bir zamanlar ptrak gibi iri, yeil, kokulu bardak erikleri veren aata her geen yl biraz daha azalmt iekler ve yapraklar. Erik aacnn yapraklar zerine arszca eilmi, -eilmi deil saldrm diyordu Ekrem bu aaca- deli bir aa, adsz meyvesiz, gr yeillikli bir aa onu rtyor, bastryordu. Ekrem bu aaca ok kzyordu. Kesmek gerekti bu aac ki bahe biraz alsn, erik kendisine gelsin. 313 Bir zamanlar bahede iekler de vard. Bu erik aacnn olduu yer kvr kvr toprakl, kazlm, tertemiz bir baheydi. Her yaz deiik iekler grlrd bahede. Hercailer, smbller, idemler, laleler, gller -sar, krmz ve beyaz- zambaklar olurdu. Bir keresinde marul, soan ve sarmsak bile olmutu. O zaman tek katl geni, sevimli bir evdi buras. Belediye snrlar iinde bile deildi. Ssl, geni balkonunun altndaki sarnca yamur sular toplanrd ve Glsm -daha ok Ekrem- duvara taklm bir tulumbayla musluklara su ekerlerdi. -Glsm kimi zaman tulumbayla su ekmeyi skc bulur abucak kovalar sarnca daldrr, bylece daha kolay su kardn ne srerdi.- Sonralar Ekrem'in rahmetli babas -her eyi ilk nce yaptn ve ok akll olduunu ileri sren babas- btn bu tek katl evlerin ortasnda bir apartman yapmaya zendi ve buuk katl, uydurma bir ev yapabildi ancak acelesinden. Yap ileri srasnda bahenin kvr kvr topra yassla yassla betona dnd. Kalabalklaan evler ve daha kimbilir ne sorunlar yznden eve denmi olan su borularndan sular akmyordu. Ancak bahedeki emeye kadar geliyor ve kn, ok az yukar katlara kyordu. Evin entarili, alt pijama ya da pantolonlu kirac kadnlar bidonlarn, kovalarn bu emenin altna koyar, dolsun diye brakrlar sonra da her geyi unutur ie dalarlard. Sular kovalardan ve bidonlardan taa taa oralar pis bir bataklk haline getirmiti. Ayn eyleri Ekrem'ler de yapyorlard. ocuklar kovalan emenin altna brakp oynamaya gidiyorlard ve baheden rasgele gelip geen birinin dikkatini ekip de musluk kapatlm-caya dek sular akyor, biraz ilerdeki gl aacna dek uzanyordu. Bir tek gl kalmt ite bahede kurumam. Nisanda balar, austosa dek ptrak gibi aar dururdu, ocuklar kopara kopara bitiremezlerdi. En ok da Gl-sm'n ocuklar koparrd glleri. Kiraclar, ev sahipleri bir ey der diye dokunmazlar, onu aacndan seyretmekle yetinirlerdi. Nedense Glsm'n ocuklarnda iek zevki ok gelimiti. Sk sk annelerine nerden bulup buluturur gzel gller getirir, bunu da ok belli olan bir sevinle yapar ve annelerinden cokun bir karlk beklerlerdi. 314 Glsm balkona kt, Ekrem'e bir gz attktan sonra eildi, emeye bakt. Keratalar gene unuttular suyu... dedi. Sonra balkondan her yne rasgele seslenmeye balad: Ufuuuk!... Mehmet!... Bu sesi duyan ocuklar nerdeyseler biraz gecikerek ortaya kar, anneleri ne istiyorsa alr getirirlerdi. Aadan Mehmet'in sesi geldi: Efendilim... Suya baksana!... Tam!... ocuk koa koa gidip musluu kapatt. Kovay alp yukar karaca yerde gene oyuna kat. u pis aac kesmeli... dedi Glsm... Baksana erii mahvetti... Bunlar sz olsun diye sylyordu. Erii mahveden o aa deildi. Ama can skntsn datmak iin bir eye saldrmak gereini duymutu. ocuklara barp aracak olsa, balkon ve sokak arasnda bu i iin olduka elverisiz bir uzaklk vard.

Ekrem de hi dnmeden, Glsm'e kar koydu: Brak u aac... Tutturdun bir kere... Brak! Ne zarar var sana, brak yaasn... Faydas da yok!... ok sinirliydi son gnlerde Glsm. Salkl bir insann bir hastayla, hastabakc grevi tayarak ne dereceye kadar ilgilenip ilgilenmemesi gerektiini zmeye alyordu. Btn dayankll, sabr, kendi kendine koyduu kat kurallar uygulamakta gsterdii titizlik bile kimi zaman yetmiyordu ona Ekrem'le yeterince il-gilenebilmesi iin. Kendi kendiyle savam halindeydi. inden geldii gibi mi davransn, Ekrem'i honut edecek gibi mi. inden geldii gibi davranmasa kendisi, Ekrem'in istedii gibi davranmasa Ekrem fkeleniyordu. Bunu Ekrem de ayn byle seziyordu. Bunu zebilmek iin bavuraca hibir reti de kalmamt. Ekrem'in Buda's, aclar azken ona yol gsterici olabiliyordu. Ama imdi, her eyin bitmekte olduunu anlad u gnlerde etkisi hi denecek kadar azd. Acaba ninemle dedem gibi mi yapsak... diye dnyordu. Dedesi yirmi yl yatalak kalmt. Ninesiyle de 315 desi, aralarndaki ilikiler byk bir aklk ve zgrle dayal olarak bir yirmi yl tutsak geirmilerdi. Nine dedeye her trl hakareti yadrr, ondan bktn, ona artk bakamyacan, lmesi gerektiini syler, gene de ona kimsenin bakamyaca bir zgeciyle bakar, onunla hi kesiksiz bir dostlukla konuurdu. Dede de karsna yatt yerden her trl svmeyi, en krc szleri yadrdktan sonra: Npn acazm, lemiyom ite. Gavur allah beni ldrmedi... diye dert yanard. Byk bir sevecenlik ve dosta bir sesle Nine de onunla bir olup Tanrdan yaknrd: Ya, ldremedi seni Ermeni Allah!... Allah kimi zaman ermeni, kimi zaman gzel olurdu. Bu, Allah'n varlndan ok yokluunu gsteriyordu onlar iin. Allah mademki tartlabiliyordu... yle ak bir bantya girmek en iyi zm yoluydu Ekrem'e gre. stedii zaman avaz avaz barabilmeli, alayabilme-li, evi krp dkebilmeli, istedii zaman sakin sakin Gl-sm'le istedii konudan konuabilmeliydi. Artk kendini tutamyacakt. Glsm de yle yapard o zaman. Barp arp hakaretler edebilirdi kendisine yeter ki dostluunu, sevgisini esirgemesin... Hibir ey inanmamak inanamamak... Bundan ac ekiyorum ite. diyordu dnceleri sakinletii, duygular durulduu zaman. Glsm olsa... Glsm olsa ne yapard... Glsm'n dncelerini hatrlamaya alt. Marksist dnceyi Glsm'den duyduuna, dinlediine gre Marks'n dnceleri onun gznde Glsm'n dnceleriydi. Glsm neden yanadr... Umutlu, aydnlk, mutlu insanlarla dolu bir dnyadan yana ...Peki bu insanlar yalanmazlar m, lmezler mi, sakat domazlar m? O zaman yaplacak en doru ey nedir? Tam o srada Mehmet koarak balkona kt. Sarn, ince bir ocuktu. Gzel denemezdi ama byynce yakkl olaca belliydi. Sylediklerinden ou zaman hibir ey anlalmazd. Ne kelimeleri doru drst konuur, ne de doru drst cmle kurard. Bununla birlikte ok anlaml kompozisyonlar yazyordu. Gene kovay getirmemiti 316 Anne bir lira versene!... dedi. Ekrem glkle anlad ocuun ne dediini. yle hzl konumutu ki. Ne yapacaksn bir liray? Glsm kocasna gsteremedii fkeyi ocuktan karmak ister gibi kalarn atmt. Saklamba oynyacam... Ne demek saklamba oynyacam? Saklamba oynarken bir liray ne yapacaksn? ey... te...

ocuk bunlar sylerken sokaktan geen tatlara dalm gibiydi. Saklamba oynarken biskit iin... Yani saklamba oynamak iin... Glsm: Git al antamdan... dedi, sonra yavaa glmsedi. ocuk karken annesinin yanandan sert bir ekilde, glmeden pm ve anlalmaz bir eyler sylemiti. Sonra: Gle gle... dedi. Ne demek istiyor bu? Ekrem amt en son duyabildii glegle ye. Allahasmarladk demek istedi. Sonra aklna geldii iin birden balkondan sarkt, aadan geeeek olan ocuu yakalayabilerek sesini duyurmak iin: Kovay getir kovay!... dedi. Peki anneciim. Salak! dedi Glsm yerine otururken. Glms-yordu arsz aaca bakarak. Sonra Ekrem'le gzgze geldiler. Glsm'n baklar, yz, aznda bir ey varm gibi kk n dileri yznden zor birletirdii dudaklar yumuaklk ve scaklk doluydu. Syler misin bana lm nedir? diye sordu Ekrem. Glsm bir sre dnd. Sonra yumuak, hogrr baklarn Ekrem'e evirdi. Ekrem: Yanlyor muydum acaba? Beni seviyor muydu? Hep sevdi mi? anlam tayan umutla biraz parlam gzlerini karsna dikmiti. Glsm bir dizini yukarya kaldrd, teki elini ember gibi birletirerek bedenini bu dayanan stnde sallamaya balad. Masal anlatan birine benziyordu. Kaf Da'ndan ya da Anka kuundan 317 sz edecekmi gibi ban evirdi Ekrem'den, caddeye bakt: lm... dedi, lmn ok onurlu ve yaln olmas gerekir. Tpk yaamaya balarkenki gibi... Yaamann kendisi gibi. Bir de g olmas gerekir... Herhalde. Bilmiyorum. Yaama da gtr nk, dou da gtr. Ama kanlmazdr. Btn canllar gibi insan da yeryzndeki ilevini bitirince kendiliinden lebilmelidir... Birden korktu szlerinden. Szlerinin etkisini anlamak ister gibi kocasna bakt. Bunlar sylemek istememiti. Yani ona kendini ldr demek mi istedim imdi ben... Hayr byle bir ey sylenemez. Sylenmesi doru olabilir ama sylenemez... nsan duygular nk... gdler... Dnceleri kart. nsann ilevi nedir sence? dedi Ekrem. Glsm'n bal olduu retiydi sence derken kastettii ey? Bilmiyorum, iyice bilemiyorum... Glsm byk bir zntye kaplmt. Ne yapyorum ben? Ac sayorum oturduum yerden. Ne hakkm var? diye kendini yarglamaya girimiti. Biliyor musun, bir gn hani seninle kavga ediyorduk. Senin nemsiz hayatn... demitin bana. Hani ocuklar da vard, kitab kaldrp yzme almtn... Glsm o sahneyi hatrlyordu da syledii szleri hatrlamyordu. Bala beni... dedi. Nasl olabilir, yle bir ey sylememi olmam gerek. Kocas susuyordu. Gene gzleri yalarla dolmutu ama bu kez lm korkusunun getirdii yalar deil, nemsiz bir hayata sahip olmann verdii kendi kendine acma duygusuydu, gzlerini yaartan. Hayr. Bala beni byle bir ey syledimse. Yoksa aka m ediyorsun? Ekrem'in gzlerindeki yalar aka etmediini anlatyordu. Hi kimsenin yaamas nemsiz deildir. Senin gibi iyi bir insan, iyi bir retmen, sevilen bir retmen...t -Burda yl iinde Ekrem'in ocuklarla srdrd olaan d bantlar hatrlad. Bunlardan ok iyi eylermi gibi sz ediyordu elinde olmadan. 318 Bir ivi akmak, yani ii bu olmak, fabrikada bir dmeye basmak, sokan plerini temizlemek bile nemli bir itir. Yeter ki smrye

dayanmasn. cHayr hayr, yapamyacann. Olduum gibi davra^ namyacaun diyordu iinden de. Bir insann bu kadar ac ektiini grdkten sonra, ona katlanmalym. Onunla birlikte ac ekmeliyim. Ona sevgimi gstermeliyim. Onu sevmeliyim... Ne kadar yorulursam yorulaym, ne kadar g olursa olsun bu. te lecek yaknda... Bir grev bu, bundan kaamam... Alamaya balad. Ekrem'den de ok alyordu. Ekrem deil de hasta olan oymu gibi, aresizlik ve umutsuzluk iinde boulan oymu gibi, nereye sarlacan ve tutunacan bilemiyen oymu gibi... Seninle birlikte ac ekiyorum ve bundan yaknmamam gerektiine inanyorum dedi kocasnn parmaklarn tutarak. Ellerin ne kadar anlaml. Ekrem, ellerindeki anlam grmek iin dikkatle ellerine bakmaya koyuldu. . Senden hibir ayrmm yok. Senin gibiyim. Senden hibir stnlm de yok. Hepsi raslant... Salkl oluum... Her ey, her ey... Bu da belli olamaz. Bakarsn yarn... Her ey deiebilir. Ben lebilirim. Sen iyileebilirsin... Ekrem sesini ykseltmeye alarak: Yarn seninle kp gidelim mi... dedi. Nereye? Tpk eski gnlerdeki gibi, havadan sudan konuuyorlarm gibi bakyorlard birbirlerine. Bizim oralara... yle zledim ki... Gidelim... dedi Glsm. Gndelik yaamann mutluluklarna susam gibiydi. ki salkl ve yaln insan olarak, toplumun iinde hi dikkati ekmeyen iki insan olarak birtakm eyler yapmann zlemini duydu: Alalm ocuklar... Gidelim. kmal snavlarna kadar... Ne iyi olur... Denize de gireriz. Ekrem'in yz mutlulukla parlyordu. Aaya, bataklk olmu emeye doru bakt. Her ey ne kadar iyi ve anlamlyd. emenin suyu gl aacn bytyordu. Olunun demin istedii bir liray dnd, glmsedi. 319 Saklamba oynarken biski yemek zere bir lira almak... diye uzun bir cmle kurdu iinden. Sonra eski gnlerdeki gibi tpk, konuacak hibir sey bulamayp da birbirlerinden skldklar gnlerdeki mutluluu hatrlamak istercesine, sz olsun diye aalar hakknda bir dnce ileri srme isteine kapld: Gelecek yl u arsz aac kestirelim, dedi. Erik kendine gelsin biraz, iek asn... 320 X ... Selatin tncina... velafat... ve takdire... vel hayrat... Fahamettin'in kars Leyla duay dinlemekten ok dua eden kadnlarn yzlerine bakyordu. Biraz nce Kuran okunmas bitmi, imdi duas yaplyordu. Duay yapan, Sevda'nm annesiydi. Gzlerinde yalarla ellerini ge doru kaldrm, ok deiik, dolgun, hemen hemen aydn bir sesle btn insanla, btn Trk ulusuna, btn orduya, dua ediyordu. Bunlar aceleyle sralyor ama bu belli olmuyordu. Duasna arada bir kzndan duyduu yeni kelimeleri katmakla birlikte kulaktan kapma bir dil kullanyordu. Bu dil halkn diliyle kark Kuran dili ve biraz da aydn diliydi. Sevda'nn annesi namuslu bir ulusuydu. Ne olursa olsun, 27 Mays devriminde aralarna kararak bayrak tad orduyu dualarnda unutmaz, bir de arkadalarnn kiminin kzd, kiminin hibir anlam veremedii, kiminin de hogrd Atatrk unutmaz, okunan Kuran ve edilen dualardan onun da nasipdr edilmesi iin Tanr'ya yakarrd. Ordu ve Atatrk onun bildikleri ve inandklar kadaryla yeniliin, doruluun, insanca yaamann ve drstln simgesiydiler. Fahamettin'in kars, Fmdkzade'deki zemin kat dairesinde oturduu apartmann sahibi kadnla gelmiti. ehremini'ndeki bu toplantya. O

blgelerdeki kadnlar her cuma ve her sal toplanp bylece eit eit din toplantlar yaparlard. Yarabbi sen evlatlarmza baar ve muvaffakiyetler ver... 321 Sevda'nn annesi bu iki kelimeyi ayni anlamda olduunu bilmeden kullanyor, ikisinin de baka bir dilee hizmet ettiini sanyordu. Fahamettin'in kars Leyla dikkatle duay dinlemeye koyuldu. Bu kadnn duasnda deiik bir yan grmt: Yarabbi, sen onlar grnr grnmez kazalardan koru. Dman errinden, kar errinden, her trl ktlkten zt kl!... Fahamettin'in kars iini ekerek: Amin! dedi. Dua eden kadnn yeil gzleri alamaktan kzarmt ve bir zamanlar gzel olan yznde saysz krklar, gzlerinin altnda torbalar ve morluklar vard. Gzyalar bu krklklardan akyor ve sonra siliniyordu. Ama sesi, alacak derecede, tazeliini ve anlamn saklyor, en kk bir titreyile bile bozulmuyordu. Dua ederken alamasn... Alarken dua etmesini kimbilir ne zamanlardan beri iyi biliyor... diye dnd Leyla. Salarn ordaki kadnlar gibi iyice bartsnn altna sokmad ve barty bana pek ereti takt iin kadnlar arada bir knyarak ona gz atyorlar ya da hi ondan yana bakmyorlard. Sadece dua eden kadm ona hogryle bakm ve onu uzaktan incelemiti. Borlulara ed... Dertlilere deva... hastalara if... Nerdeyse bir ark gibi bir sesle syledii bu blmde, onun her duraklayndan sonra kadnlar koro halinde: Amin!... diye baryorlard. Leyla bu ge kaldrlm ellere bakt. Yumru yumru olmu ihtiyar eller, ev-ilerinden bozulmu, bym, artc, tek banaym gibi bedenden ayr bir yap alm eller, gen, ypranma-m eller, bilezikli, gmten hac yz taklm eller, prlanta evlilik yz tayan eller, iportadan alnm modaya uygun beer liralk tal yzkler, yzksz parmaklar... Sen arma yarabbi!... Leyla arma fiilini artma olarak dzeltti ve candan, gnlden: Amin! diye bard. Sen yoldan karma Tanrm!... Erkeklerimizi... ocuklarmz... 322 ranamettn us iki yk kitabyla yapt o artc nn koruyordu ama Leyla'ya gre artk haketmiyor-du. nceleri salt gereklere ve kendi sanat yaratlyla doup byd dou illerinin onun kiiliine katt doal sanat yetisini yuurarak okurlar, aydnlar, sanatlar, eletirmenleri artacak kadar gzel ykler yazmt. Sonra sanat evrelerine girmi, bir gazetede dzeltici olarak almaya balam ve eletirmenlerin onda eksik gibi grdkleri ve tekrarlayp durduklar sanatn ne olduunu anlyamadndan yklerinde ne yapacan armt. Yutar gibi kitap okumaya, bilimsel kitaplar pek iyi anlayamadndan roman, yk, iir, gazete ve dergilerle bu eksiini gidermeye, ykclk gcn beslemeye, kendini deitirmeye koyulmutu. Eletirmenler ona dmdz ykler yazdn ve insann elikilerini belirtemediini sylyorlard. Her ey hareket halindedir. Her ey deiir. Her ey iinde zddm tar... imdi Faham bu gerekleri aramaya balamt yaamada. Bunlarn ne denli doru olduunu ve yadsnmaz olduklarn da renmiti. Bakalarn incelerken kendisini de inceliyor ve kendi yaamasnda imdiye dek mutsuzluk, ktlk, eksik, yanl sayd her eyin salt yaamann ve insann elikilerinden doduunu anlyordu. Fahamettin yalnz bu elikileri elden geldiince ya-ama'dan temizlemek ve insan olabildiince mutlulua, arla, yalnla gtrecek toplumsal koullar inceliye-cek yerde onlarn stne stne gitmeye balam, yaamasn salt elikiler stne kurmaya, zaten var olan elikileri de derinletirmeye, oaltmaya balamt.

Dua bitmi, kadnlar kme kme toplanmlard. Kimileri kendi aralarnda fsltyla syleiye dalmlard, kimileri ilhi sylyorlard. Bir bl de ay iiyordu. Ev sahiplii gren kadn ve kzlar mutfaktan aylar, bis-kiler, kekler, brekler tamaya balamlard. Titrek seslerle sylenen ilhinin ezgisi hi anlalmyordu. Herkes ayni ezgiyi karmak amacyla baryordu ama herkesin tutturduu ezgi bakayd. Leyla ilhinin szlerini izlemeye koyuldu. * Onu kskanyor muydu, ona kzyor muydu, yoksa Jcendine mi acyordu, bilemiyordu ama mutsuz olduu 323 besbelliydi. Kocas onun bu mutsuzluuna kar da aldrsz davranyordu. Hatta o kadar kaytsz ve kyc bir durum almt ki: Hastalktandr... Dinlen biraz... Kendini yorma... Besleyici eyler ye!... diyerek onun bu olup bitenlerden etkileniini, hastalnn onda yeretmi belirtilerine balyordu. Leyla da ona anszn patlamalar, ne zaman ba-lyaca belli olmayan fkeler, nedenini o anda iyi anlayamad kzgnlklarla saldryor, sonra birdenbire gene duruluyor, inanlmaz bir yumuaklk, incelik ve duygululuk kazanyordu. Gze grnr bir hastalk belirtisi yoktu. Artk basil de karmyordu ama bu sinirlilik, bu bitkinlik, bu nabzn dmesi, ikide bir beden ssnn 37.2 yi bulmas -ok normal grnen bu ate veremliler iin ok kritik saylyordu- Leyla'y bir de yaamasnn yeniden tehlikeye gireceinden kukuya ve kaygya gtryordu. Selime Hanm'nd toplant. Arkadalarn, birlikte oturduu olunun evine deil de, ayr oturduu kznn bu kaloriferli evine armaktan byk bir vn duyuyordu Selime Hanm. Damadn balangta isiz gsz, tiyatroya merakl -oyunculua- ok para kazanamyor diye pek tutmayan ama artacak bir ekilde herkese ven Selime Hanm, Saray Meydannda bir konfeksiyon dkkn aan ve iki yl nce orada kurulan bir tiyatroda ikinci derecede rollere kan gen adam birden parlaynca onu sevmeye balam gene tam tersine, ondan bu kez de honutsuz grnmeye balamt. Sevda'nn annesine: Sevda nasl? dedi bir ara ayn ierken. Yz kk bir ocuun yz kadar sevimli ve beyazd. yi! dedi Sevda'nn annesi ii ezilerek. ocuklar getiler mi? Selime Hanm'n da torunlar vard. Bekledi ki o da kendisine kz ve torunlar nasl diye sorsun, ama Sevda'nn annesi yanndaki kadnn d yorumlamasna ok am gibi glmsiyerek onu dinler grnyordu. Kadn dnde bir evliya grm, evliya ona bir Kuran, -burada bir eyler mrldanp hepsi ellerini gslerine koydular.-bir tebih, bir de gl vermi. Bu gln anlamn yorum-luyordu yal, iman ve ok serbest davranl kadn. Drt be yl nce hibir din bilgisi olmad halde imdi iman kadna hoca hanm diyorlard. Biraz Kuran okumay renmi, mevlitten bir iki blm ezberlemi, byk bir tutkuyla kendini evresine kabul ettirmeye alyor, bu arada da zellikle Sevda'nn annesiyle saygnlk sava veriyordu. Selime Hanm'la savaa girilemezdi. O bir tekti. Oysa Sevda'nn annesinin hibir ar sav olmadndan onunla savalabilirdi. Sevda'nn annesi sadece gzel bir sesle Kuran okumay iyi bilen, dine bir kurtulu gibi sarlan sanat yapl bir kadnd. Hocalkta ilerlemek istiyenler nedense ilk nce onu gemeye alrlar, sureleri okurken azndan kapar, onu ve herkesi artarak kendi biimlerinde okumaya koyularak kendilerini toplulua tantrlard. Sevda'nn annesi bir yandan, yar alayc yar inanan bir glmsemeyle d yorumunu dinliyor, bir yandan da Sevda'ya fkelenip duruyordu. Onun kznn rahat ve mutluluu burdakilerin hibiriyle llemiyecek kadar tamd, hatta fazlayd ama sallanyordu bu mutluluk. Sevda birka gn nce annesine alm: Ayrlacaktk ama araya bu yaralanma olay girdi... demiti. Sevda annesini ok sever ve onun her eyi, insan yapsyla ilgili her eyi

anlayacana inanrd. Tam o srada Leyla'nn kulana baka bir gruptan bir konuma alnd: Uan pilotuyla Arabistan'da kydrm nikahn. Faal kadn canm, faal kadn!... Bunu Selime Hanm sylemiti. Yznde olaylar kendisinden baka hi kimsenin doru yorumlyamyaca-ma inanm bir kendini beenmilik vard. Leyla biraz daha dikkatle dinledi olay anlamak iin. Kendisi de bugnlerde sk sk Fahamettin'i brakmay dnyordu. Ama brakp da ne yapacakt. Sonra kime gidecek, kimin yanna snacak, sevebilecek baka hangi erkei bulacakt. Bu saplant halinde, kafasnda ilenip duran gizli bir konuydu. 324 325 Delil Fatma Hanm... szleri duydu bir ara. Yannda oturan kendi evsahibine delil in ne demek olduunu sordu: Haclar gtrenler... dedi kadn biraz da kukuyla. O da pek iyi bilmiyordu. Ne olmu kadna? Bilmem ki, dur bakalm anlayalm Bada kurmu iman evsahibi -btn kadnlar bada kurup oturmulard imdi. Selime Hanm gibi ufak tefek ve zayf olan ok az ve genlerden bir ikisi dizlerinin stndeydiler. Bir tek Leyla iki bacan yandan altna kvrm, bir eliyle yere destek yaparak ok rahatsz bir biimde oturuyor, arada bir oturuunu dzeltiyordu.- bedeninin st ksmn konuanlara doru yaklatrp elindeki tebihi ekmeyi srdrerek konuyu anlamaya alt. Bundan ocuu olmu, l domu... O kadar syledik ona anam, bu kadar urama diye... Faal kadn!... Faal kadn!... Bunu gene Selime Hanm sylemiti. Deme veren bir parti ncsne benziyordu ciddlii ve kendine gveniyle. Allahndan bulsun... diye bir ses ykseldi baka bir gruptan. Allah'a brakacaksn. Ah yerde kalmaz, ok iiyormu... dediler bir ka kadn. Hadi o ok iiyormu, ikincinin kusuru neymi? Selime Hanm'm sesi duyuldu: Abdlkadir Geylani Efendi Hazretleri der ki... Selime Hanm Kadiri tarikatindendi ve her cuma toplanp Kasmpaa'daki Kadiri Tekkesine giderlerdi ayin dinlemek iin. Selime Hanm Tekke'nin eyhi olan emekli subayla tant ve onunla baz din sorunlarn tartt gn, lmll yenmi bir sanatnn byk bir eser yaratt ya da bir politikacnn seimi kazand gn duyabilecei trden yce bir mutluluk duygusuna kaplmt. Kadn... dedi Leyla'nn evsahibi renmiti yky. Delilmi. Kocas lm. Hacca gidip gelirken bu arap pilotuyla tanm, onunla nikahlanmlar. -Leyla bu nikahtan kuku duydu- Pilot ona senin altn gibi yrein 326 var demi. imdi birlikte darya mal ihra ediyorlarm. Deri ceketler, ite bunun gibi eyler. Geenlerde Rize'ye ay almaya gitmi de... Leyla gene iinden kaaklk diye geirdi. Sonra da kendi kendine kzd. Faham ona ne kadar kukucusun, ne kadar fesatsn... diye sylenirdi. aziye nasl? dedi Sevda'nn annesi, yal bir kadna. Hep eleniyormu, akalayormu gibi hogrl bir glmseyi vard yznde. Npsn, ie gelip gidiyor ite... yi mi? yi iyi... ocuklarn birini fabrikaya verdi. Biri... Kadn drt be tane ocuun nerelere verildiini anlatt. aziye'nin imdiki kocasndan memnun olup olmadn sordu Sevda'nn annesi: Valla bilmem. yi diyelim de iyi olsunlar. yi diyorsun bakyorsun, iyi

kmyor... dedi kadn. aziye, beinci kocasyla evliydi. Bir zamanlar ev hizmet ilerine bile giderdi. imdi orap fabrikasna girmi yeni kocasyla birlikte. Ben de iyiyim, ben de iyiyim... Bizim hac beni el stnde tutuyor... ki kadn karlkl glyorlard. Hac'ya m yoksa baka bir eye mi gldklerini anlayamad Leyla. Sevda'nn annesinin: Hadi hadi, Allah son grl verdi... dediini iitti yalnz. Bu yeni girdii evre artmt Leyla'y. Yklmaz sanlan ilikilerin oktan yklm olduunu, kurulmaz sanlan yeni ilikilerin oktan kurulmu olduunu bu en akla gelmez, en ters evrede grmt. Houna gitti orada bulunmak. u kadn tanyor musun? dedi Leyla, hac sini anlatan kadn gstererek, yanndaki ev sahibi kadna. Tanrm. Kulana eildi Leyla'nn, evsahibi: Gnen taraflarndandr bu kadn... Hi okumak falan bilmezdi, biraz Kuran bilirdi aramza geldiinde. ok akll kadndr. Sonra Kuran' rendi de kendisi de hoca oldu stelik. ocuklara Kuran dersi vermeye balad. Dnyann parasn kazanyordu. te imdi zengin bir ih 327 tiyar bulup evlendi. Rahat pek iyiymi. Adam bir evinin tapusunu onun stne yapm... Leyla kocasnn szlerine uyarak, biraz almak, sinirlerini dinlendirmek iin kendini sk sk evden dar atacak gezmeler icat etmeye balamt. Kimi kez kocasnn yeni tant evreden birileri gelirdi evlerine. Kimi kez onlar giderlerdi sanat, eletirmen evlerine. Ama hibirinde burdaki kadar oyalanmamt. Batan sklmt biraz, herkes ban nne eip de bir saat kadar fsr fsr Kuran okurken. Ama sonra ok ilgin eyler grmt. Canlanm, Faham'la ilgili btn kuruntularn unutmu gibiydi. Tam o srada Sevda'nn annesinin kendisine doru eilip ayni elenen, hogrl glmsemeyle: Sen nerelisin kzm, seni hi grmemitim... demesiyle dncelerinden syrld. O da glmsiyerek -kadnn stnde iyi bir izlenim brakmak istiyorduKars'lym teyze... dedi. Tam kadnlar konumaya balyacaklard ki ilhi syleyenlerin: Allah! Allah!... diye haykrmaya baladklar duyuldu. Herkes onlara bakmaya koyulmutu. Selime Hanm bu cokuyu ok iyi tandn belli eden ve bakalm nasl iin iinden kacaklar- nk hykrenlerin arasnda kendisi yoktu, bu bir eksiklikti- diyen bir glmsemeyle onlar izliyordu. Kadnlar hem hykryorlar, hem de balarn sert sert iki yana sallyorlard. Bir ksm da dizst durumunda yerinden hoplamaya balamt. Bu hoplayanlar-dan biri sonunda ii ylesine ileriye gtrd ki dp bayld. Herkes bu bayl dinsel cokuya balayarak ama elenir gibi bir glmsemeyle bakyorlard. Oysa kadn baylnca koumaya baladlar. Selime Hanm: Su getirin! Su getirin!... diye baryordu. 328 XI Glsm'le Ekrem Edremit yolu stndeki bir kasabada, bir haftadr glklerle ama artc bir sakinlikle dolu gnler geiriyorlard. Ekrem'in babasnn kk bir bahe evi vard. imdi orda amcasyla yengesi kalyordu. Bu kck iki odal, uydurma ev usuz bucaksz on dnmlk bir bahenin bir kesindeydi. Amcas yatalakt ve yaland halde gzel bir kadn olan iri yar, sarn yengesi bu yatalak adama bakmay, bir evii yapar gibi olaan ve yksnmeden yaplacak bir grev sayyordu. Her sabah yengesi, kendileri alkn olmadklar halde Ekrem'ler iin ay yapyordu. O kendisi biraz kei peyniriyle ekmek yer, kocasna, kaynatasndan kalma bir alkanlkla kahve piirirdi. Ykanm ve sprlm kap nne nce kaln bir hasr, sonra da ev dokumas bir sofra bezi yayan yenge, hamur tahtas zerine kendilerinin

yemee kyamadklar bir kahvalt sofras kuruyordu her sabah. Sk sk kasabaya gelmeyen bu okumu yaknlar kadna vn verdikleri gibi, o, ie alkanl ve doymazlyla, bu yeni urann ktna seviniyor da sanlabilirdi. Evin yanndaki korkun, delikli, tahta helay da her zamankinden daha ok temizleyip suyunu hazr tutarak konuklarn honut etmeye alyordu. -Gene de Glsm bu helaya giderken byk bir kayg iinde oluyor ve nedense hela yznden hi kimseye deil de bu helay silip spren ve tertemiz tutmaya alan yengeye kzyordu.Ekrem her sabah yatandan btn bunalmlarn ve korkularn atm gibi sevinle gerinerek kalkyordu. 329 Bunda belki sanclarnn hafiflemi, hastalnn bir sre iin durmu olmasnn da pay vard. Kahvaltdan sonra ocuklar arya gazete ve gnlk teberi almaya giderler, o da Glsm'le bahede dolamaya kard. Yanlarnda bu srada bir yere oturduklar zaman okuyacaklar kitaplar oluyordu ama ounlukla kitaplar yle pek fazla okunmaz, ikisi de bahenin bu yllardr zledikleri yeillii ve yabani ortam iinde dakikalarca susar, evrelerine bakmrlard. Ekrem o zor anlalmaya balayan konumasyla ona ocukluunda buralarda geirdii, bo, tasasz, mutlu saylabilecek gnleri anlatrd. Dedemler saken... diye balar ve imdi tavuk beslenen kmeslerdeki tavanlar, hindi ve tavus kularn, evin damnda ve ahrnda amcasnn yetitirdii gvercinleri, baheye kara erik, sebze, yumurta almaya gelen hatta gezmeye gelen kasaballar -o zaman daha belediye park yaplmamt- anlatmaya balard. Glsm onda korkun bir topraa ballk duygusu seziyordu, istanbuldayken pek belli olmayan ve aa kmayan bu tutku, buraya, kasabaya yaklarken, hatta stanbul snrlarn geride braktklarnda kendini gstermeye balamt. Ekrem doduu, byd, kklerinin hl orda durduu topraklara yaklatka garip ve artc bir unutkanlkla neelenmeye balam ve kasabaya girip de ar-navut kaldrmlaryla, kk dkkanlaryla, kasabay, dkknlarnn nne sandalyelerini atm, karlkl yarenlik eden o kendilerine zg yayvan bir Ege azyla konuan kasaballar grnce, yznde Glsm'n anlayamad ocuka bir sevin bagstermiti. Bu gitgide deerlenen geni topran yars da onundu. Amcasndan, bu topraklardaki hakk iin hibir para ya da armaan istemek aklna gelmedii ya da bunu ayp sayd iin yengesinin kendilerine gsterdii konukseverlii de olaan karlyordu. Dikkat ediyor musun amcamn evi bostan ve kuru yemi kokuyor... diyordu. Bizim btn evlerimiz byle kokar. Ninem -rahmetli- arada bir stanbul'a bize konuk gelirdi dedem ldkten sonra. stanbul'daki ev onun gel 330 mesiyle birlikte bostan ve kuru yemi kokmaya balard. Bu koku dalmaya, yok olmaya yz tuttu mu ninemde bir tedirginlik balard ve ondan sonra ne yaparsak yapalm onu tutamazdk, evine, bahesine dnerdi... Glsm onun bu ocukluk anlaryla balangta incelik olsun diye biraz ilgileniyor grnmt ama gitgide bunlar dinlemekten bkt. nce sadece glmsiyerek dinler gibi -grnd. Daha sonra glmsemek de elinden gelmemeye balaynca skldn aka belli etmeye, en sonra da fkelenmeye ve surat asmaya balad. Glsm ocukken retmen okuluna diye kt ada-na'y hi de yle byk bir duygusallkla anmsamyordu. Dokuma iisi olan anasn babasn da pek tanmamt. Onlar da pek anmsamazd. Yalnz arada bir dnde Adana'y, ocukluk izlenimlerinin belki yanlttn sand evlerini, anas sand bir kadn dlerinde grd oluyordu. Bir de dikkat etmiti. Hibir salksz inanc olmad halde ne zaman dnde Adana'y, evlerini, grse, gerek yaamada sevinli bir olayla karlayordu. Bunu bir trl bilimsel olarak aklyamamaktan her zaman rahatsz olmutu. Glsm buraya gelince Ekrem'in tutulduu bu doduu yere ballk

sevgisinden iyice rahatsz olmaya baladn seziyordu. Bir ey daha seziyordu ki bu daha da rahatsz ediciydi. Artk Ekrem'in kars olmak yazgsndan baka hi bir yaama olanann kalmadn... Toprak insanlarnn bu banazca topraa ve birbirlerine balln, umutsuzca kabullenmiti. Bundan kurtulu yoktu. Bundan kalamazd. Ekrem'den, Ekrem'le kurduu aile birliinden, Ekrem'in ocuklarndan, Ekrem'in toprandan, evinden kurtulmann olana kalmadn kesin bir biimde anlyordu imdi. Bu kskaca girmi olmann bunalm zellikle Ekrem'in hastalk belirtileriyle birlikte oalmt. Ondan nce her eye karn sessiz, dzenli, kkrtmayan bir yaama biimi ilikilerini be-lirliyor, bir retmen kar koca olarak btn retmen kar kocalarn yaptklar gibi kendi yaamalarnn dar sorunlar iinde yalanacaklarn sanyorlard. Ama imdi her ey deimiti. Ekrem'in geirdii lm, yaama sarsntlar onlarn ailesinde, derinlerde 331 kalm birok gerei gn yzne karmt. Ekrem topra seviyordu. Oraya kara dut aacnn altna oturup da bacaklarn uzatarak kardaki ovay seyre daldlar m, Ekrem elindeki kitab kucana ters kapatyor, gzlerini yumuyor ve bir eliyle yanbamdaki al rp, yaprakla, otla rtl topra okar gibi elliyor, mncklamaya balyordu. Yenge de akrabalaryd. 14 yandayken bu eve gelin gelmi, belki de hi sevmedii kocasna -amcas iman, irkin, serseri huylu, dnek biriydi genliinde- krk yldr bal, sessiz ve iyi bir kar olarak balanmt. Glsm bu dncelerle dolarken skldn ve terlediini duydu. Birden kalkt dibine oturduklar kara dutun altndan. Eve doru yrmeye balad. Yar deli, anlalmaz konumasyla bahede ocuklarn candan bir arkada olan bahvan Mustafa sebzelerin iine girmi, pantolonlar dizlerine kadar sval, topra suluyordu. Bir motorun altrd, bahenin dip taraflarndaki bir kuyudan gelen suyu kimi zaman kapatyor, baka bir arkn yolunu ayor, arada bir eilip patlcanlar, domatesleri, biberleri okar gibi, yapraklarn aarak elliyordu. Glsm yldz, kadife iekleriyle, tek tk am ka-smpatlarla ssl dar ara yoldan ilerlerken yere dm yaz elmalarndan birini ald, eteiyle silip kemirmeye balad. Bu eki, kk, sert, bir taraflar mutlaka kurtlu ve bereli yaz elmalarn ocuklar da kendisi de ok seviyorlard. Ekrem, karsnn arkasndan gzlerini hafife aralayarak bakt, sonra gene gzlerini yumdu ve topra ellemeye balad. stanbul'dayken iine dt kuku, gvensizlik, aknlk imdi ona ok yabanc kalm, ok uzaklarda kalm bir duygu gibiydi. Artk karsnn arkasndan bakarken iinin szlamadn, onu yitirecekmi gibi korkmadn seziyordu. Yalnz ona biraz krgnlk duyuyordu. Yengesinin hasta, yatalak amcaya nasl incelikle, sabrla baktn grdke kendisi byle olsa Gl-sm'n kimbilir ona nasl sert ve acmasz davranacan dnerek karsna iinden fkeleniyor ve krlyordu. Glsm eve doru yolu dnerken ocuklarn evredeki yoksul kyl, renber evlerinden arkada olduklar 332 kendi yalarndaki olanlarla kapnn nnde oynadklarn grd. Vastalara dikkat edin! diye bard i olsun diye. Kapnn nnde stanbul -zmir karayolu geiyordu. Her dakika kocaman bir otobsn, kamyonun, jipin ya da zel bir arabann tozu dumana katarak Edremit'e ya da anakkale'ye doru utuunu grrlerdi. ocuklar, kapnn nnde Ekrem'in annesinin lmeden yaptrm olduu emenin sularyla oynuyorlard. Sular ziyan etmeyin diyecekti ki cayd. emenin sularn yoldan pazara gelip geen evrelerdeki kyller obalardaki yrkler, trkmenler, btn yolcular bol bol harcadklar iin byle bir uyarmann gereksiz olduunu dnd.

Akla gelince yolun tesinde uzanan geni ovadan doru tatl bir rzgrn esintisini duymutu. Birden durdu. Bu kasabann hibir eyini sevmiyordu belki -Ekrem bu kasabaya sahip karcasna baland iin- ama u rzgrn ve usuz bucaksz ovasn seviyordu. Garip bir biimde ot kokan bir rzgrd bu. Ot, bitki, aa, yeillik... Ksacas doa kokan insann iinde garip bir biimde en gzel duygular uyandrveren ho, bulunmaz bir rzgrd. Sevgi, zgrlk, umut, yaamadan tad al... Bu rzgr duyduu srece Glsm btn bu duygular, kapaklar alm da ortaya dklm iek kokular gibi somutlukla duyabiliyordu. Rzgrn etkisiyle canlandn duyarak ieri girdi. re hastalna yakalanm olduu birka ay nce verilmi bir doktor raporuyla saptanm olan amca, tekerlekli koltuunda, pencereye doru evrilmi, oturuyordu. Yerde kk bir leenin iinde sabunlu su vard. Gel!... dedi Yenge Glsm'e bakarak, belli belirsiz, skntl bir glmsemeyle, Tra ettik, imdi de sa-bunlaym dedim... Bir hafta da byle gesin de big uraya tala bir leen kor ykayveririm... Amcann bedenini sabunlamt, Glsm ieri girince biraz elini abuk tutarak fanilasn gmleini giydirdi. Sonra yn oraplarn kard ayaklarndan, gitti bir ponza ta getirdi, leenin suyunu deitirdi. Adamn ayaklarnn altn ovup ykamaya balad. 333 Glsm bu aileden en ok yengeyi sevdiini dnrd her zaman. Bunun da neden byle olduunu bir trl aklyamazd. Kadnn btn uygarlk gereklerine, hibir yapmacklk gstermeden uymasndan m, gzel, sevimli yznden mi, sk sk glnden mi, insana anlar gibi bakan baklarndan m... Bunlarn hepsi birden mi, bilemiyordu. Yenge hasta oldu mu hocaya deil doktora gider, illar da btn salk kurallarna uyarak uygulard. Evinin temizlii iin grlmemi bir titizlik gsterir -tarat bezlerini bile tler- mikropun ne olduunu bilir, bulac hastalklara kar alacak, uygarca bir bakm yntemi uygulard. imdi bu ponza tan nerden bulmu, bu elektrikli tra makinesini, bu tekerlekli iskemleyi nasl akl etmi, Glsm her zaman yenilenen bir aknlkla seyrediyordu kadn. Sen byle yenge grdn m Glsm?... dedi Amca inanlmaz ilikteki yzn gler gibi krtrarak, ondan sonra da kendini, zorlayarak m, doal olarak m belli olmayan sessiz ve ksa sren bir alamaya kaptrd. Ekrem'in babas da ayni biimde ve yatalak olduktan sonra lmt. Glsm: Ne kadar benziyor abisine... diye dnd. Amcann nerdeyse abisini taklit eder gibi bir durumu vard. Hatta bu yatalaklktan honut gibi, kendini yatalak gsterir gibi bir durum... diye dnd Glsm. yidir yengem, iyidir... dedi isteksiz isteksiz glerek. Yenge hi oral olmuyor, dikkat ve titizlikle temizliini srdryordu. Ayaklarn da ykanp kurulanmas bitince onlar tertemiz, eski havlulara sildi ve zenle katlanm, konlarna naylon orap paralar dikili -amcann bacaklar uyuuk olduundan yordu- yn oraplar giydirdi. Bak bu oraplar hep yengen rd. dedi Amca gene anlalmaz sesiyle ve gene gzleri yaland. Bu evin erkekleri hep byle anlalmaz sesleriyle ve konumalaryla ne kadar birbirlerine benziyorlar diye dnd Glsm. Bahvandan tut da amcann bytp 334 nfusuna geirdii Kmil'e kadar. Kmil imdi babasyla yani amcalarla ks. Kaynpederinin kynde oturuyor, renberlik yapyor. O zamanlar Kmil'i, mirasn Ekrem'den karmak iin nfuslarna geirmilerdi. Kendilerine bakar diye de hesaplar yapmlard ayrca. Ama nedense bu melek gibi yenge Kmil evlendikten sonra gelinine rahat vermediinden abucak aralar ald, Kmil'leri be parasz sokaa attlar. Glsm!... dedi Amca gene o anlalmaz konumasyla. Bize bi akl ver

bakam. Biz imdi bu bahedeki hisseyi Kamil'e kaptrmamak iin bir are dnyoruz. Benim iim tamam. Benim mrm iki aylk... Yok canm amca, o kadar umutsuz olma. Perhiz yaparsan, kendine iyi bakarsan gemeyen hastalk yoktur... dedi Glsm yalan sylediini bile bile. Amcann baklarnda hafif bir umut duraklamas oldu ama Yenge korkusuzlukla ve her zamanki doallyla: Doktor iki ay ya yaar ya yaamaz dedi Glsm, sen ne diyon... dedi. Sesi, eski gnlerde olduu gibi yksek, ince ve kaba kmt. Btn ky kkenli kadnlarda grlen o ortama gre sesinin yksekliini leme-me alkanl yengede de vard. Glsm' her zaman Ekrem'den daha akll, daha gvenilir, toprak, mal, para ilerinde daha gereki grdklerinden, tasarlarn Ekrem'e deil de ona amak istiyorlard. imdi sen onu bunu brak da... dedi, sol elini zorlukla gzne doru gtrerek, bir bebeinkine benzeyen artc ve zoraki bir el davranyla gzn sildi. Ekrem'e imdilik bir bor senedi yapsak da, benim hisseyi size satm grnsek... Vaktiyle Ekrem'den karmak istedikleri miras imdi Kmil'den karmak istiyorlard. lm korkusu varken bunlar nasl dnlebilir... diye at kald Glsm. Yenge kalarn atm, dikkatle ve anlamak ister, inanmak ister gibi hazrlanm, Gl-sm'e bakyordu. Glsm utanarak: Vallahi bilmem ki!... dedi, Doru olur mu bu... lm hak, miras hell demiler ama... __ 335 __ ilesini ben ekiyorum ama Glsm... dedi Yenge gene tiz bir sesle. Amcan lnce miras diye koar gelirler. imdi bak bir yoklamaya bile gelmediler. Duymadlar m hastaln... Valla bilmem, bir avukata danmak gerekir. Ben pek anlamam bu ilerden derken Glsm bu ilerden anlamam olduu iin zlm gibi durgundu. Yenge ayaa kalkt, leenleri toplad, gtrd. Sonra ieri girdi. Basma entarisinin arkas bir pantolon gibi kna skmt, alkn bir el davran ve aldrszlkla entarisini ekip kartt, dzeltti. Artk epeydir alvar giymiyordu bahede. Kendi diktii, baya da yaktrd hafif basma entariler giyiyor, nne de nlk takyordu. Ban bile rtmezdi evin iine bir yabanc geldii zaman. Kvrck kumral salarn sk sk tarayp ensesine kck bir topuz yapmt. Yenge dardayken nasl olduysa oldu, amca tekerlekli iskemlesinden kayarak yuvarland, bedeninin yans, Glsm'n oturduu divann altna kamt. Grltye koan yenge Glsm'le birlikte bu kocaman iman gvdeyi eke eke srklerken Glsm' ok artan ama bekledii bir ey yapt. Kocasn tokatlayp dvmeye balad. Amca hi sesini karmyor yalnz gzlerini smsk yummu alamaya benzer incecik bir ses karyordu ksk dudaklarnn arasndan. Glsm Yengeyi severdi de onun nasl olup bu kadar dayankl, insan yapsna bu kadar ters den bir sabr-llk gstererek dayankl olduunu anlyamazd. Bu kadar doal, bu kadar iten, bu kadar kendi kendisi olan bir kadn nasl kendi kendini yadsyor, insan yapsn, insan dayanklln yadsyor, diye ap kalrd. ok eskiden, genken her ikisi de, Amca yengeyi sk sk ve hi yoktan nedenlerle dvmtr -sonradan da gnln almtr-, anasndan, babasndan kalan zeytinliklerini, tarlalarn satp yemitir, yal anasn, babasn ona baktrmtr, onu kadnlarla en baya biimlerde aldatmtr. Yenge bunlara hep doal tepkiler gsterirdi. Dvlecek mi, dvrd. Svlecek mi, o kocasndan daha l svmesini biliyordu, bundan da hi ekinmez 336 di. Anaya babaya m baklacak, tertemiz bakard yallara ama istedii gibi de sylenir, onlar diliyle dver, koluna bilezik, boynuna altn

alnmas gerektii zaman da kei gibi direnirdi. Kadnlar m var, kocas onu aldatyor mu, dnyann en doal anlatyla en iten baklarla, hi glmeden, alay etmeden kavga eder gibi kocasnn cinsel gcnn azln en ak seik kelimelerle -onun aznda ayp olmazd bunlar duymak- hatta kocasnn cinsel organn tanmlyarak -bir doktor titizlii ve ciddiliiyle- anlatr ve bu ii salkl bir biimde aa kavutururdu. imdi kocasna da bakyordu ama Glsm geldi geleli bu ite yengenin doallna, itenliine drstlne ters den bir yan bulunduunu sezmiti. Yenge kocasn bir gzel dvp stn ban bir ocua zenir gibi dzelterek yatana yatrnca Glsm hem bu olaydan ac duymu olduunu hem de garip bir biimde rahatladn ayrmlad. te bu byle olacakt. Baka trl olmak, insan olmay, doay, varl ve buna bal her eyi yadsmak demek olurdu. Yenge insan varln, toplumun btn elikilerini yanstan insan duygularn, doay drstlkle kullanyor, gsteriyor, eletiriyordu imdi. Glsm kadna bir kez daha hayran kald. Kocas da daya yedikten sonra rahatlam sakin sakin yatyordu yerinde. Yengenin yz de Glsm'n ve Amca'nn yzndeki gibi belirsiz bir glmsemeyle temizlenmi ve aydnlanm gibiydi. Bana bak yenge... dedi Glsm kadnn boynuna sarlarak, Sen yoruluyorsun yengeciim, iin ar. Brakn da miras karmay... Hibir ktl olmad K-mil'in de karsnn da size... Bir mektup yazalm, aralm gelsinler. Gelin sana yardm etsin. Kmil de baheye baksn gene. Yazk oluk ocuklar da rgatlktan kurtulur. Yenge Glsm'e hi karlk vermeden, duraksaya-rak dnceye dald. Sonra kapdan giren Ekrem'in solgun, hastalkl yzne bir gz atarak: Bakalm!... dedi, Dnelim!... * Fahamettin'in kars Leyla diz kerek oturduu yer 337 de, evresine bakyordu merakla. Bask tavanl, karanlk ve kk, balkon gibi bir yerdeydiler. nlerinde kafesli bir yarm tahta perde vard. Erken gelen kadnlar en ne geip oturmular, hatta biraz daha rahat oturabilmek ve hareket edebilmek iin bada kurmular ellerinde tebihlerle zaman zaman aadaki gsteriye bakarak dalp gidiyorlard. Leyla ortadayd ev sahibi kadnla ve aada olup bitenleri grebilmek iin zaman zaman dizlerinin stnde dorulup boynunu uzatmak zorunda kalyordu. Aas hallarla denmi, orta byklkte ahap bir evin byk odalarndan birine benzeyen bir salondu. ok eski olan ahap tavann rm tahtalarnn dklmemesi iin yer yer psteki paralar ivilenmiti. Duvarlarda ney, tef gibi tekke alglarndan birka tane aslyd. Ortada kolkola girmi erkekler ilhi okuyarak dnyorlard. ou da genti bu erkeklerin. Tekkenin eyhi olduunu biraz nce Teyze'den rendii yal, din grnl uzun boylu bir adam -emekli albaym- halkann ortasnda dolayor, bir yandan ellerini rparken bir yandan da sray ynetiyor ve diziden kanlar yerlerine doru itiyordu. Leyla bu gsteriye kendini kaptrm kafasndan geen trl trl dnceleri sraya koymaya urayordu. Bu adamlarn byle ilhi syleyip dnmelerinde coku verici bir ey vard ama ayn zamanda kk drc de bir ey var gibiydi. nsan onlara glmemek iin kendini g tutuyordu. Ama seslerin, dnlerin, nerdeyse 'cezbe' ye gelecekmi gibi gerili yzlerin ve ksk gzlerin grn, ister istemez seyredenleri garip bir coku havasnn iine sokuyordu. Zaman zaman tylerinin rperdiini duyuyordu Leyla. lahiden sonra erkekler emberi Allah! Allah! diye dnmeye baladlar. Gzler gitgide daha da kapanm, sanki gerekleri grmek istemezlermi gibi skca yumulmutu. Allah! Allah! sesleri aada dnen ve gitgide hzlanan erkeklerin cokusunu yukarya kadar getiriyor ve kafesli tahta perdenin arkasnda seyreden kadnlar da ayn iddetle etkisine alyordu. Gzlerini kapam alayanlar, erkeklerin yapt gibi iki yanma hzl

hzl sal 338 lanarak Allaha seslenenler, sessizce tebihini ekerek bu bulunmaz grnm izliyenler vard. Leyla bunlarn hibirinden deildi. O kafasnda zmlemelere ulamak iin soluunu tutmu olup biteni izliyen ve kendi yaamasyla bu duygu ve cokular arasnda balar kurmaya alan tek kadnd. Kocasnn kendine kar ilgisizlii, gitgide kendinden uzaklamas, hastal, duygular... O btn iddetiyle tand duygular. Sevgi, kskanlk, nefret, bakaldrma, balama... duygular. Kocasnn kendinden nasl yava yava koptuunu, araya giren yaama, bilgi, gllk ayrmlaryla, onu nasl gerilerde ve tek bana braktn unutamayan Leyla bu gerekle, bu ac, ldrtc ve ldrc ' gerekle nasl savaacan bilemiyor, bununla birlikte sevgisinin, kskanlnn, nefretinin btn bu duygularnn hepsinin ayn zamanda ve ayn hzla oaldn duyuyordu. Tek banayd ve evdeydi. Sevgisi, Fahamettin'in ondan uzaklamasyla nerdeyse hastalk durumunu alm, ona kar duyduu bedensel istekler her zamankinden ve evliliklerinin her dneminde olduundan daha da artmt. Adamn geceleri, nasl onun sevgisine karlk vermek zorunda kalmamak iin ge geldiini gryordu. Hi bu kadar zeksnn ve sezgilerinin younlat, keskin-letii olmamt Leyla'nn. Fahamettin onunla sevimek zorunda kald zaman da elinde olmakszn sertleiyor, sinirleniyor kabalayor ve kocasnn btn sevgiye ve balamaya hazr duygularn kryordu. Nasl kurtulabilirim bu tutkudan, onu nasl unutabilirim? Leyla'nn gece gndz aklnda olan soru buydu imdi. Baka bir erkei sevmek, baka ilgiler kurmak, baka sevgilerin ateini duyabilmek onu bu umarsz durumdan kurtaracakt, biliyordu ama buna olanak yoktu. Gezmeye giderken, alverilerde, sokakta yrrken erkeklerin gzlerinin iine bakyor, onlarn ilgisini ekebilmek iin elinden geleni yapyordu. Hatta gzgze geldiinde glmse-dikleri, dikkatle bakarak ilgisini ektii erkekler oluyordu. Hafif bir rpermeyle ve byk bir servene atlm gibi bir korkuyla giriiyordu bu ilere. Ne var ki erkekler 339 ona karlk vermeye kalktlar m birdenbire sertleiyor, ilgisizleiyor ve kaarak uzaklayordu ordan ve o adamdan. Kendisine bakmayanlar, aknlkla bakp ban evirenler, ona kmsiyerek bakanlar olursa tam tersine kzyor, utanyor ve umutsuzluk iinde yeniden ayn tepkileri gsteriyordu. Sertlemek ve kamak... Kendini dinsel cokulara kaptrd gnlerde sevinli ve durulmu olurdu. Bu gece de yleydi. Ona yle geliyordu ki her zaman, bu trenlerden, cokulardan, dualardan sonra her ey dzelecek ve anszn, nerden gelecei belirsiz bir kurtulu umudu belirecek. Camilere gittii zaman ayn ey olmuyordu. Oralara artk yalnz gitmeye balamt. Tutucu, banaz, duygusuz kadnlara ve erkeklere dayanamyordu camilerde. Tmyle evresine uzak kalyor ve onlardan kayordu. ok az, kimi zamanlar iyi ve gler yzl, hogrl ve balayc davranlar aka gsteren kadnlar ya da erkekler grd m seviniyordu. Onlarn iyiliklerinden, hogrlerinden ve yaknlklarndan gleniyor gibi oluyordu. Ama byle bir kalabala camilerde bile ylesine az ras-lanyordu ki... Ne Migroslarda, ne byk maazalarn alclar arasnda, ne sokaklarda, ne aralarda... Herkes kurumlu, okbilmi, sinirli ve birbirine uzakt. Evet herkes birbirine uzakt. Herkes bir eylerin ardnda kouyordu. Paralarn, kazanlarn, mutluluklarn, rahatlklarn, herkes herkes... Btn kent halk... Camileri dolduranlar da yleydi. Tanr onlara, yalnz onlara her eyi verecekmi, veriyormu gibi kurumlu ve yalnzdlar. Tan-r'yla aralarnda, tekilerin duymamas gereken bir i, mutluluk, ticaret anlamas var gibi birbirlerine, insanlara, kendileri gibilerine, sert, dmanca, duygusuzca bakyorlard.

Camiler ne gzeldi!... Buras gibi eski psk ahap evler deildi oralar... Koskoca kubbeleriyle, gzkamat-rc avizeleriyle, iek gibi ssl yazlar, inileri ve sesleriyle, loluu ve pencereleriyle, avlular ve adrvanla-ryla, mezar talaryla... Ne gzeldi!... Orada diz ker, hayranlk ve mutlulukla dolup taarak evresine bakard Leyla. Dua etmeyi ve dualar okumay bile unuturdu. Zaten bir kulhuvallahi yi bir de 340 elham suresini biliyordu ezbere. Btn namaz boyunca boyuna bunlar okur, yatar kalkar, iyi ki kimse ne okuduunu bilmiyor ve duymuyor diye iten ie glmserdi. Sonra zorunlulukmu gibi, sanki grev yapyormu gibi isteksizlikle ve kusursuz bir srayla, Tanr'ya dileklerini sralard: Ya rabbim!... Fahamettin Kuluna sen doru yolu gster. Onun iini merhametle doldur. Beni sevsin. Bana dnsn. Kar errinden, eytan errinden -bunlar Sev-da'nm annesinden duymutu- uzak dursun. Sen onu bana iyi davranmaya evket. Bu cmlenin hi de duaya yakr bir oturakllkta olmadn ayrmlar ve Tanr'dan utanrd. Duyduu kalplam dua cmleleriyle kendi gnlk yaayndan ve ac gereklerinden ald cmlelerini karmakark sunuyordu Tanr'ya. in garibi bu arada Fahamettin'in etkisi de grlyor, onun kelimeleri ve cmleleri de ona kar yaplan bu dualara katlyordu. Sen memleketimi, btn yoksullar ve ezilenleri... Bu cmleyi sylerken kendine degin cmlelerden daha ok duygulanr ve gzlerinden yalar boanrd. Hi kukusuz Fahamettin'in ve arkadalarnn azlarndan dmeyen ve davranlarn, dncelerini, yaamalarn etkileyen bu szler ok iirli, gzel ve iyiydi ama neden bunlar onun ac ekmesini nleyemiyor, Fahamettin'in ona ac ektirmesine engel olamyordu. Sonra srasyla salk, ilerinde baarlar ve yaamak iin dileklerde bulunuyordu. Bu arada iinden gelmese de Tanr'ya kar ikiyzllk ve hakszlk etmemek iin Fahamettin'e de ayn eyleri istiyordu. Tanr nnde ne kadar haksever, eitlik sever, iyi yrekli ve drst olduunun kantlanmasn istiyordu. Bunu kantlyacak kimsesi yoktu nk. Herkes Fahamettin'in arkadayd, herkes onun gibi dnyordu, herkes onu seviyordu. Gece yarsna doru yin bitmiti. Gen erkekler, balarnda takkeleriyle, ellerindeki byk tepsilerin iinde tadklar aylar datyorlard konuklara. Leyla ak bir bardak ay iti. Cierlerinin yetersizlii kalbini de etkilediinden rahat ay jemiyordu. kinci bardak ay imeye kalksa mutlaka yarm brakrd. 341 aydan sonra kadnlar isteksiz isteksiz yerlerinden kalktlar. Evlerine gitmek istemiyorlarm gibi oyalanyorlar, birbirleriyle syleilere dalyorlard. Evsahibi Teyze de, mahalledeki arkadalaryla bir cuma gn yeniden gelip eyh efendiyle konumay tasarladklar bir konumaya dalmt. Leyla ordan ktklarnda biraz nceki rahatln yerini anlalmaz bir sinirliliin aldn duymutu. Kadnlardan uzakta durmu, Teyze'nin yaklamasn bekliyordu. Kadn iman bedenini, kara mantosunun iinde iki yana sallayarak soluk solua Leyla'nn yanna geldi, koluna girdi. Oh! dedi durup bir elini belinin arkasna dayad, doruldu, gkyzne bakt. Gkte incecik bir ay vard. Onu grnce saygyla durdu, gzleri ayn zerinde, onun btn biimini belleine kazmak ister gibi dikkatle bakarak: Ay grdm Allah Ament billah Ay mbarek olsun Elhamdlillah! dedi.

Leyla da ayn biimde gzlerini aya dikerek iinden duraklaya duraklaya ayn mniye, trkye benzeyen bu szleri tekrarlad. Ardndan dudaklarn bile kprdat-makszn her zamanki isteklerinden, en nemli birka cmle seerek Tanrya yalvard. Ar ar yokuu kmaya balamlard. Bu yokutan sonra Kasmpaa bitiyor ve Tepeba balyordu. stanbul'un en yoksul semtlerinden biri, salt bu yokula birlikte sona eriyor ve stanbul'un en prltl, gz kamatrc baka bir blmne giden yol balyordu. Beyolu surdan be dakika ekecek bir uzaklktayd. Beyolu'nda, daha telerde, ayn bunalmlarn, skntlarn yoksulluklarn iinde olan, ayn memleketin baka bir blk halk, dertlerine, baka biimlerde umar aramaktaydlar. Ama bu kara bartl, kara mantolu, silik ve gsterisiz kadnlara, kara kuru, yoksul grnl, sert bakl ve ezik erkeklere hi benzemeyen baka grnmler, ve davranlar iindeydiler. * Leyla ertesi sabah kocas gittikten sonra isteksiz is 342 teksiz ev ilerine koyuldu. Gece o geldiinde Fahamettin oktan uyumutu. Sabahleyin de ondan nce kalkm, ay yapm, sigarayla iki demli bardak ay itikten sonra ssl, naylon sabahlnn iinde dolap duran Leyla'yla hi ilgilenmeden cebinden bir 100 lira karp uzatm: Yeter mi?... demiti. Ne bileyim ben, yeter herhalde. Leyla bol, kollar frfrlarla ssl ak mavi sabahlnn nn elleriyle kapam, onun karsnda duruyordu. Bu sabahlnn iinde kendini gzel ve ekici bulduu halde, kocas ona dolaan bir glgeymi gibi hi bakmaz, ask bir suratla ayn sigarasn itikten sonra -kahvalt etmeden- yarm azla bir: Hoa kal! deyip giderdi. i kfteyi bolca yap! dedi Fahamettin kapdan karken: Ka kii olacak? Canm ka kii olacana ne bakyorsun sen? Belki iki kii, belki on kii olur. Bolca yap da yensin. Raklar, salatalar da bol tut... Yetmez!... dedi Leyla korkusuzlukla. Raklar sen gelirken alsan... Fahamettin sabrl olmaya alarak: Pekala! Raklar ben alrm. dedi, kapy vurup kt. Leyla nce biraz durdu kurulu sofrann nnde. Sonra hibir ey yiyemiyeceini anlayarak sofray toplamaya balad. Buzdolabyla masa arasnda gidip gelirken yrynn ritmine kaplarak hzl hzl solumaya balad. Kalbinin at da hzlanmt. akaklar zonkluyor-du. Kendiliinden, azndan bir kelimenin dkldn duydu. Ayni, kadnlarn: Allah! Allah! derken ve tebih ekerken kendilerini kaptrdklar hzl uyumla: Srn! Srn! Srn!... demeye balamt. Bir yandan masay topluyor, mutfaa gidip geliyor, bir yandan Fahamettin'e duyduu fkeyi oaltacak eyler kuruyordu. Ne olur eskisi gibi bana yumuak davran-sa, tasarlarn, baarlarn, baarszlklarn sylese, kyn, ailesini, okuyabilmek iin ektii skntlar o 343 dolgun, kaln, renkli sesiyle ve bir destan anlatcs gibi cokudan rpererek anlatsa... Fahamettin liseyi bitirmiti ve imdi bir gazetede dizgicilik yapyordu. Gndz matbaada alp yaayarak, grdklerini, gece ge vakitlere kadar oturup birbiri stne ucuz sigaralar ierek, kahve ierek anlatmas, yazmas gerekiyordu. imdi yazabildii btn bu eyleri artk Leyla'ya anlatacak ne zaman, ne istei, kalmt. Bir kez yazlnca her ey Fahamettin'den kp gidiyor, yenileri birikmeye balyordu. Yeni birikenler iin de sessizce durup beklemek, onu bir sre yaamasnn her nnda yeniden yayarak bytmek, olgunlatrmak, doacak, dklecek kvama getirmek gerekiyordu. Karsnn bu suskunluklardan nasl

alndn, onu daktilo banda grnce nasl sinirlendiini, onunla nasl yerli yersiz konutuunu gryordu Fahamettin. Ama buna katlanmak zorundayd, katlanmak zorundaydlar. Bunu anlatam-yordu Leyla'ya. Kadn onun iini kskanyor ve bu kskanlna hedef olarak bile bile baka kadnlar dnyor, kukulanyor, uyduruyordu. Artk bu iliki iinden klmaz bir hal almt. Fahamettin, olaylar kendi aklarna brakt ve Leyla'y mutlu etmekten umudunu kesti. Bana benim gibi dnen, yazan, konuan, susan, yaayan bir kadn gerek diyor bunu kimi zaman iddetle istiyor, gerekletirmek iin tasarmlar yapmaya koyuluyor ama Leyla'ya hakszlk ettiini dnnce eski suskunluuna, sessizliine brnyor ve Leyla'ya, bu kocaman insan engeline kzyordu. Ama ne olursa olsun, onu brakmaya, ondan kamaya, ayrlmaya kalkamazd. Bu hakszl yapacak denli gl deildi. Bylesine bir gll de istemiyordu. Benim derdim Leyla deil. Beni ve onu, hepimize en insanlkd yaamalar reva gren bu yklas, pis ilikiler... diyordu. Ve yaz makinesine kapanyor, tulara aceleyle, fkeyle, sabrla, istemini ve dayanklln zorlayarak vuruyordu. Vitrin deitirince ne olacak, mal ayni mal olduktan sonra... diye dnyordu. Kurtulular iin, kurtulu iin savarken kendi duygular, salklar, kafa rahatlar iin boyuna kadn deitiren evresindeki erkekleri,, 344 arkadalarn anlyamyordu. Her zaman da hakl ktn grrd. Bu boyuna yeni kadn ilikileri kuran, boyuna sevgili ve kar deitiren, oluk ocuklarn darmadank brakarak, onlar ezik, duygular bozulmu insanlar olarak bymeye iten, ezilenlerin safnda boyuna kopukluklar yaratan bu aydn erkekleri hatta kendine gre ayplar ve kmserdi. Zaman gelince grrd ki bu arkadalar yeni ilikilerinde de aradklar mutluluu, amac, rahatl bulamamlardr. Gene her eye yeniden balamak, gene yeniden mutluluklar uruna mutsuzluklar yaratmak, gene saflardan kadn ve ocuklar eksilten, karan olaylara konu olmakt onlarn yazglar. Vitrin deiti ama mal duruyor... derdi Fahamettin bu olaylara tank olunca. Ak ilikileri deimeden kadn erkek ilikilerinin mutluluk verici, zgr, temiz ve insanca ilikiler olarak korunabileceini akl almyordu bir trl. Ak ilikileri de yle kendiliinden, insanlarn abalaryla deimiyordu kolay kolay. Ne kadar deimi grnseler de, insanlar birbirlerini ne denli iten ve doallkla sevseler de bu ak erge retim ilikilerinin etkiledii, ynlendirdii, kendi ynlerinden saptrd, gene yaralayp rseledii ve birer ac kayna, mutsuzluk ve znt kayna haline getirdii grlyordu. nceleri Leyla'nn dinsel meraklar, hevesler edinmesine kzmt Fahamettin. Bu ii ok ad, ok ilkel ve zararl bulmutu. Ama imdi imdi sesini karamyor-du. Bunu kabullenmi, hatta biraz almalarnda ve duygularnda zgr kalabildii iin, susarak bu hevesi desteklemeye bile balamt. Benim dncelerimi anlyor, bana katlyor, benden yana oluyor ama bu neyi deitiriyor onda? Hibir eyi. Bu onu, gene bana, bu kez daha smsk balarla balamaktan baka bir ie yaramyor. Hatta o kadar ki Leyla kendi kiiliini ve zgrln iyice yitirip benim yansm durumuna geliyor ve benden daha da vazgeemez oluyor. diyordu. Fahamettin'in yaamasnn anlam olan, cokusu olan, zerine titredii toplumsal retiyi Leyla kendi kendine, bamsz ve zgr bir insan olarak benimsiyemezdi. Binlerce yln kleliini zerinden atp 345 bu retiye, araya Fahamettin'e duyduu ak koymadan sahip kamyordu. ou zaman onu sulamak iin dncelere dalard ama sonra bakard ki onu sulamay brakm, ondan yana olmu, onu savunuyor:

Bir ev kadn. Okumu yazm deil. Bir ev kadn olarak katlabilecei bir dernek, bir kurulu, bir rgt yok... Kendini nasl, bir insan olarak kantlasn bu kadn. Fahamettin onu bir partinin, bir rgtn, bir dernein yeleri arasna sokmak iin ok dnm ama bunu bir trl gerekletirememiti. Ar sorumluluk ve yorgunluklar ykleyen ii bir yana, yaz yazmas, eserlerini pazarlamaya almas, dostluklar, ilikiler kurmak iin darda zamann geirmek zorunda oluu, onu Leyla'yla ciddi bir biimde ilgilenmekten, onun elinden tutup topluma karmasn salamaya almaktan alkoyuyordu. te byle evlerine gelip giden e dostlarla bindebir gr-ebilen, ama onlardan sklan, utanan, kaan kadnn toplumla btn ballklarnn kesik olduunu gryor, iin neresinden tutacan aryor, o zaman da tmyle Leyla'ya ve onun skntlarna ilgisiz, kaytsz kalmaya balyordu. Leyla'nn dinle biraz avunup kafasn dini eletirmeye, dnmeye zorladn grdke biraz sevinir gibi olmutu. yi iyi... diyordu kendi kendine. Dini tansn, onu nce benimsesin, sonra onunla hibir toplumsal kurtulua gidilemiyeceini anlasn. Eletiriye ve dnmeye gesin. Kendi gereklerinden kalkarak yapsn kendi aamalarn. Kendi yaamasndan yola ksn... Tepeden inme olmazd elbette... Bu sonuca varnca kendini ok hakl ve rahat duydu. Hatta bu rahatlk ve hakllk onu biraz ferahlatmt bile. Darda hi glmeyen ask surat imdi biraz glmser olmutu. Arkadalaryla daha rahat konuabiliyor, onlara sevgisini daha rahat gsterebiliyordu, daha yumuak ve hogrr davranlar bagstermiti bir sredir kendisinde. Bu hogr ve yumuamay sezen ve ayn gazetenin dzeltici kadrosunda alan Nurten'le bir 346 iki kez le yemei iin ueoapya oue gmera. *uzn da birini, bir eyi unutmak ister, toparlanmak ister gibi aceleci ve boulur gibi bir durumu vard. Bu arada Fa-lam'a gene o eski ulanl, beli konumalar, arkadaa yaknl dnda; elinde olmadan yapyormu gibi kadnca bir yumuaklk ve cilve gsteriyor gibiydi. Faham aknlkla ve merakla bakyordu Nurten'e. Onun hi karsndakine sra vermeyen ve bir makineli tfein takrtlarn andran konumalarn merakla, aknlkla, hatta garip bir tad alarak dinliyordu. Bu okumasn yarm brakm, yetenekli kzn bu alacak konuma gcn nasl kazandn, bu bir silah gibi kulland bilgileri kafasna ne zaman ve nasl doldurduunu dnyor ve ona elinde olmadan bir hayranlk duyuyordu. Arada bir onunla ortalarda grnen kardei Nursen daha gzel ve sevilmeye hazr bir grnmdeydi ama Nurten'in savam gc, pikinlii, yetenekleri, tutkular ve bencilliinden hibir iz tamad iin Nursen daha az dikkati ekiyordu. Bu gece Nurten'le kardeinin de geleceini dnerek sevindi. Toplant neeli ve renkli geecekti hi kukusuz. nk Nurten nereye giderse gitsin, o esiz konuma ve sylei yeteneiyle btn stanbul'u, btn stanbul aydnlar evresini yannda gtryor gibi gelirdi insana. Bir rpda be on tane aydnn ad, kiilii, yaamas, eserleri, dnceleri ve eylemi masaya gelir, aralarna girer, ahbaplklarna karrd. Sonra Hakk Kotar gelecekti. Bu adam nl olduu iin armt. Fahamettin'in de btn burjuva toplumu yazarlar gibi, ne, nlye tannm ve efsanelemi kiilere, adlara bir dknl, eilimi vard. Kendi kendini bu konuda eletiriyor ama: Dn akam Hakk Kotar bizdeydi... diyebilmekteki tad da kmsiyemiyordu. Elinde olmayan bir eydi sanki bu. Srekli bu yanyla savam iindeydi. nsanlara nl, nsz ayn saygy, sevecenlii, yaknl gsterebilmek; onlar, ezilenlerin safnda arpan, kendi kk uralar iinde ve daha sonra rgtleri iinde, ortak mutluluklarn gelecekteki dnyas iin arpan adsz kahramanlar olarak konuk

edebilecei, bundan vn 347 mvounc^cg, uiur uuyaoeceg Dir dnemin de geleceini biliyordu. imdilik kendi duygularnn, benciliinin, kk, yaln tutkularnn doyurulmas iin Hakk Ko-tar' evine armaktaki hesabn kendi adna balyordu. Sonra... Sonra Glsm'le kocas gelecekti. Glsm' hatrlaynca ii sevinle doldu Faham'm. Onu her zaman gvenebilecei, snabilecei, dayanabilecei bir kaya parasn dnr gibi dnrd. Bir kaya parasn ya da gkyzn, ya da Toprak Ana'y. ya da rzgr... Glsm bu dndklerinin hepsiyle birlikte dnlebilecek, bunlar olmakszn tek bana, yalnz bir kadn olarak da, kalabalklarn ortasnda, kalabalklardan bir kii olarak da dnlebilecek garip bir varlk gibi duruyordu belleinde. Glsm her eydir... dedi sessizce coarak, rak almak iin evlerine giden yoku caddenin bandaki byk bakkal dkknna girdi. Allah seni srndrsn! Allah seni srndrsn! Allah seni srndrsn! Leyla Fahamettin gittikten sonra iini yaparken srekli tempo tutar gibi kendi kendine yksek sesle konuuyordu. Bu arada elindeki ekerlii buzdolabna koymu, demlikle aydanl, mutfaa alan kk balkona, p tenekesinin yanna karmt. pe ataca kahvalt ar-tklarysa faran iinde, havagaz ocann stnde duruyordu. Bu yanllklarn grnce alamaya balad. Delirtecek beni bu herif... diye dnd. Alamas daha da artt bunu dnnce, gzlerinden akan yalar, sabahlnn koluna sildi ve bunu yaparken kendi kendine, bir ocua acr gibi acd. nk burnunu koluyla silen bir ocua benziyordu bu davranyla. Sonra aydanlklar ieri alp ocan stne koydu. Fara p tenekesine dkerek duvara dayad. Sabunlu bezle sildii masann muambas zerine kollarn dayayp, ban kollarnn stne koydu. Burada rahata ve sessizce bir sre daha alad. 348 Hastalansn, bana muhta olsun. lrken son bir yudum suyu azna ben vereyim. diye dnd. Ama Fahamettin'in gze grnr bir hastal yoktu. Ona uygun bir hastalk dnd. Kendi hastaln ona ykledi bir sre. Kendisi salamm da o hastaym gibi dnd ama bunun olana yoktu. Epeydir tberklozu basil samayan durgun ve tehlikesiz bir dneme girmiti. Ne var ki sol cierindeki kavern, cieri ilemez duruma getirmiti. Arada bir kan tkryordu ama, korkulacak bir kanamas da yoktu. Mendiline tkrd bir lokmack kan Fahamettin grnce ona acyla, sevgiyle bakard birka yl nce. imdi ilgisizlikle bakyordu. Bu ilgisizlii geri, onun hastalndan korkmadn, onu salam bir insan saydn ve bu yolla aklndan verem korkusunu kardn gsteriyordu ama kocasna ok kzd zamanlar onun bu doal tutumunu kzlacak bir davran olarak dnr, ona kzmak iin bir neden sayard: Artk benim kan tkrmem onu ilgilendirmiyor. Benim hastalma kaytsz. diye kzgnlk anlarnda verdii yarglar, Fahamettin'in yumuak, ince, sevgi dolu eski gnlerinde yle yarglar olarak belirirdi: Benim hastalm onu korkutmuyor. Benim kan tkrmem onu korkutmuyor. Beni salam ve salkl bir kadn gibi seviyor. Ne kadar olgun. Beni heyecanlandrmak, tela drmemek iin nasl da soukkanl ve doal... Bunlar aklna gelince alamay ve tebih ekme temposunda syledii beddualar brakarak yatak odasna gitti. Soyundu, gnlk giysisini giydi. Yataklar dzelterek dar kt. Yemek yapacak olmak, onu skm, korkutmu ve heyecanlandrmt. Yemekleri iyi yapamamak, yetitirememek, ssliyememek, beendirememek korkusuyla doluydu. stelik evi de sslemek, temizlemek, st-ban deitirmek, san berberde yaptrmak, yzn boyamak gerekiyordu. Bu ilerin iinden nasl kacan dnerek hole geldi. Holn duvarna asl, zerinde fra, ekecek ve kk ssl bir

nazarlk bulunan aynaya bakt. Salarn kaldrp bann zerinde bir topuz gibi toplad, sonra salverdi. Yzn ok beenmiti bu arkaya toplanm salarla. Yanaklarnn zerindeki k 349 kendine bir sre hayranlkla bakt. Sonra yatak odasndan, tuvalet masasnn stndeki bir il kutusuna doldurduu tokalar ald. Salarn topuz yapp tokalad. Kocas onun berbere gitmesine kesinlikle kars koyar, salarn kestirmesini ve birayla sertletirip kabarttrmasn istemezdi. yle salarn okadm m, yumuak yumuak olmal... derdi yzne anlaml bir glle bakarak. Aynadaki topuzlu yze, ayn Fahamettin'in anlaml glyle bakt. Fahamettin berbere gitmesini ho karlamad halde, sk sk berbere giderdi Leyla. Onlarn yaptklar topuzu daha ok beenir, bir hafta dayandndan sz eder, taranmyan, ancak fralanabilen bu ktk gibi salarn arasna kepek dolmasndan da rahatsz olmam grnrd. O evrede oturan btn ev kadnlarnn yapt gibi, o da salarn yaptrmak, alverie gitmek, giyinip kuanarak ve ssl yemekler, tatllar yaparak mutlulua ve evlilie tad katmay denemiti. Btn yollar tanyordu. Evlilie tad, nee, yumuaklk, sreklilik getirebileceini sand btn yollar el yordamyla denemeye almt. Ama baaramamt. teki kadnlarn, hl berbere, terziye, alverie giderek, resimli dergiler okuyarak bu baarya ulam gibi grnen btn teki kadnlarn kurumlu, okbilmi, kendine gvenli baklarndan nefret ediyordu. Epeydir, bu baklar grmemek, onlarn bu gven verici gibi grnen yolda srdrdkleri yaamalara tank olmamak iin sokaa kmyor ve bylece kurumlu yzler ve yryler grmekten de kurtulmu oluyordu. Ama ayn hava, dinsever kadnlarn arasnda da esiyordu. imdi de bunu ayrmlamt. Onlar da kendilerine gre giyim kuam, ev demesi, para kazanma yollarnda gvenilir admlar atmaya, gnaha girmeden birbirleriyle yarlara girmeye, birbirlerinin ellerinden hocal, hafzl, ermilii, ncl almaya alyorlard. Bunlarn iinde, yalan syliyemi-yecek kadar saf ya da aclarla dolu olan yal kadnlar seviyordu Leyla. Yalnzlktan, yallktan, ie yaramamak-tan, paraszlktan, oul, gelin, kz, damat eline bakmaktan, hastalklardan, gvencesizliklerden yaknan ve bun 350 lan aka ortaya koyan iten, dindar kadnlar seviyordu. Bunlarn tekiler gibi nclk, hafzlk, hocalk tutku ve yarlar da yoktu stelik. Dine sadece smyorlar ve ondan umar bekliyorlard. * ** Fahamettin kapdan girip de karsn tertemiz giyinmi, salarn gzelce toplayp yzn birazck boyam grnce neeyle elindekileri onun eline tututurdu. Leyla yorgun yorgun glmsyordu: Git ieriye, masaya bak. dedi mutfaa doru giderken: Fahamettin terliklerini giyerken: Yahu Leyla, dedi, ayakkaplarmla gireyim mi, ayp olacak terliklerle gezinmek. Leyla banyoya girip elinde tahta beziyle kt, kocasnn ayakkaplarnn altn, sk sk, ovar gibi sildi. Nasl olsa herkes ayayla girecek be! Ben de giri-vereydim... Leyla, nce bu mantkl soruya verecek yant bulamad ama iinde bir ey, kocasyla konuklarnn ayak-kaplaryla dolamalar arasnda bir ayrm olduunu sylyordu. Dnrken bunu buldu, sevinle: Onlar doru ieriye gidecekler, gezinmeden oturacaklar. Nerelere basacaklar belli. Yarn oralar sabunlu suyla silerim. Sense imdi her yan dolaacak, yatak odasna kadar gireceksin. Btn evi temizleteceksin yni bana... Fahamettin glerek karma bakyordu: Kafas almaya balad. dedi iinden: Zek kar zaten ama dnmekten ok duygularn kullanmaya alm...

Peki peki... dedi, Haklsn. Senin dediin olsun, kabul. Sen berbere mi gittin gene? Leyla'nn bann arkasndaki dzgn topuza bakyor, yanndan gelip geerken karsndan, sprey kokusunun saldn duyuyordu. Leyla cilveli cilveli dnd, bir manken gibi san elledi, stn dzeltti. Kendim yaptm. dedi. Beendin mi? = 351. Berber byle gzel yapamazd ulan. Ne gzel taramsn bak. Sana sylyorum da inanmyorsun... Byle syleyerek ieriye girdi. Leyla onun kendisine syleyip de inandramad eyin ne olduunu anlayamamt. Kafas ona takld, dnmeye balad. Konuk gelmeden nce evsahibi durumunda olan btn ortahalli insanlarn duyduu kk mutluluklarla dolmutu Faha-mettin. Ev gzel ve temizdi. Kadn cokulu ve ekici, insann kendisi cokulu bir bekleyi iinde oluyordu byle konuk gnlerinde. Yemek masasnn kl ve renklilii karsnda aalam gibi duraklad. Tek tek her eyi incelemeye, ayr ayr grmeye koyuldu: ikfteler uzun, byk bir tabakta ortada duruyordu. Kenarnda marul yapraklar vard. Onun yannda yeil soan, maydanoz, yeil ince biber, domatesler dolu kk tabaklar, zeytinyal yaprak dolmas, fasulya pilakisi, beyaz peynir, salam, pastrma tabaklar sralanmt. Izgara kfteleri sonra piireceim... dedi arkasndan utku dolu bir sesle Leyla. Ulan kar, bu ne gzel sofra, ulan! Baylacaklar konuklar. Kskanacaklar beni. Bunu sylerken keke kskanlacak bir mutluluum olsa diye dnd. Sonra bunu, unutmak iin belleinin gerilerine itti. Kskanlacak bir mutluluun olamayacana kendisini epeydir altrmaya, duygularn, dncelerini, bir toplumcuya yakr, dengeli bir disipline koymaya alyordu. Karsna sarlp salarndan pt. Onun bana skt o sert suyun kokusunu ekti iine tutkuyla. Kadnlar insan deil de salt ekici ve tatl varlklar olduklar zaman onlar seviyor ve dllendiriyoruz diye dnd. Yoksa onlara sonsuz hakszlklar yapyoruz. Onlar da bunlar bildiklerinden kendilerini hakszlklarmzdan korumak iin berberlere, terzilere, dkkanlara kapatyorlar. Sevecenlikle kadnn zayf bedenini skt. Arkasna skntyla birka kez vurdu yava yava. Hadi, artk git! der gibiydi bu vurularla. Cokusu 352 durulmu gibiydi. Leyla bunu sezdi. Krlarak uzaklat ondan, dar kt. * I Glsm tkabasa i kfte yedii iin, gerilmi uyumu gibi oturduu yerden evresinde konuulanlar dinliyordu. Bir yandan da gz Nurten'deydi. Ne yapyor bu kz? diye soruyordu kendi kendine. Nurten'in her davran, her konumas, her gl hesapl bir sra iinde, uygulamaya konulmu bir tasary anmsatyordu insana. Kendi evi gibi mutfaa girip kyor, Leyla'ya yardm ediyor, onun yapt servisi, ii incelikle eletiriyor, kadnn elinden tabaklar, kaklar kapyor, kendisi servis yapmaya, konuklan arlamaya kalkyordu. Bunlar da ustalkla becerdiinden hi kuku yoktu. Glsm'n de kzd buydu ite. Nurten becerikli olmasa, gln olsa, yapt ilerle kmsenmeye elverili yanllar yapsa Glsm ona kzmyacakt. Ama tam tersine, kz sofrada bulunan herkesi kendine hayran brakarak konuuyor, glyor, saa sola satayor, ev kadnl oynuyor, bunlarn hepsini de daha nce defalarca denemi, hazrlam olduu iin byk bir doallk iinde

yapyor ve bu yetenekler onun yaratlnda varm gibi kendisine sekin bir hava veriyordu. Leyla beceriksizlemi, klm, ezilmi, konuklara rkek rkek bakarak sofraya gelip gidiyor ve kendini tmyle Nurten'in ynetimine brakm grnyordu. Fa-hamettin de bu durumun ayrmmdayd ama, Nurten biraz konuu olduu iin, biraz da itenlikle kotuu, kendini karsna yardma adad iin, kza, elinde olmadan ok ince ve yakn davranyordu. Hatta bir ara: Nurtenciim, ok yoruldun yahu! Otur biraz Leyla yapar bunlar dedi. Leyla bu Nurtenciim szn bin kez aklnda evirip eviriyor, stelik Leyla yapar bunu sznde de ar kt niyetler aryordu. Ona kyamad. Beni hizmeti gibi gryor. stelik de beceriksiz, sevimsiz bir hizmeti gibi gryor. diye 353 dnyordu. Krgnlk, utan, aknlk ve eziklik dolu rkek baklarla konuklara bakyor, sesleri dinliyor, konumalara kulak veriyor ama kimseyi ne tek tek gryor ne de tek tek duyuyordu. imdi ona gre bu kalabalk tek bir sesti ve tek bir grnmd. Ona kar olan, onun yabancs ve uzanda olan, apayr bir canllkta bir canl btnlk ve baka bir dildenmi, baka memleketler-denmi gibi anlalmaz sesler topluluu... Nurten, yannda kzkardeini de getirmiti. Sarn, kvrck salarn ksack kestirmi olan yeil gzl, gzel Nursen, Hakk Kotar'n yannda sessizce oturmu sylenenleri dinliyor ve beceriksizce ama birbirine ekli-yerek srekli sigara iiyordu. Arada bir Hakk'yla fsl-datklar, sonra ikisinin de, konutuklar konuda bir eyler dnerek sustuklar ve konumalar dinliyor gibi konuklarn yzlerine durgun durgun, ask suratlarla baktklar grlyordu. Bunlardan baka peltek konumas ve bitkin grnyle Ekrem, bykl, ufak tefek, ekingen yzl esmer bir gen ve eletirmen Yakup vard. Onun Hasan'sz gezmediini bilenler yalnz oturmu rak itiini, arada bir azna isteksizce bir dilim beyaz peynir ya da bir sap maydanoz atarak yemeini tek banaym gibi yediini grnce gln bir ey gryormular gibi birbirlerine bakyorlard. Yakup nerdeyse bir eli, bir gz ya da bir kula yokmu gibi ac ekiyor, yalnzlk ekiyor sanlabilirdi. Sanki masada eksik olan Hasan deil, Yakup'un kula, midesi, ya da bir bacayd. Sofradaki herkes, ayrmsz, yaynclardan yaknyordu. Herkesin yaynclarla ilgili anlatacak bir eyi vard. Nurten mutfaa gelir gider ve arada raksn iip elindeki sigaradan ektii soluklar arasnda dikilirken kendi iir kitabnn neden baslamadn anlatyordu. Szn ettii, byk bir yayneviydi ve herkesin yaknd aa yukar bu yayneviydi. Datm olanaklar ok byk canm Umut'un... dedi Fahamettin. Umut, yayncnn ve yaynevinin adyd. Fahamettin'in bir yk kitabn basacakt bu yaynevi. Onun iin Fahamettin arkadalarn destekliyor, onlar iin zlyor, onlarn umutsuzluk ve umarszlklarn 354 paylayor ama aktan aa yaynevi sahibine atp tutamyordu. Adamla baya arkada olmutu ve aralarnda dosta ilikiler balamt. Kendi kendine: Elbette benim grnme k olmad. yklerimden ok para kazanacak. Bunu biliyor. diye soukkanl olmaya, duygusalla kaplmamaya alrd ama yaynevi sahibi olan gen adam arkadaa sevdiini de kendi kendinden gizliyemiyordu. Drst ve mert bir yan vard Umut'un, Fahamettin'e gre. Drst ve merttir bir yerde, ocuklar. dedi bu dndklerinin hemen ardndan. Yaynlarnda en kk bir ihanet yoktur. Para kazanacam diye deersiz ya da -bunu syleyince arkadalar alnacak diye korktu-faist kitaplar basmaya kalkmaz. Tutarldr. Elbette yahu! diye bard Hakk, Nasl basabilir faist kitap. lericiyim diye km ortaya bugn. Tarih insan yarglar be!...

Hakk'y birok ses -en ok Nurten'in sesi- destekledi. Herkes bu konuda bir ey syledi. Faham'a biraz kzyorlard bir yaynevi'ni tuttuu iin. Faham da piman olmutu sze kartna ama yaydan kan oku bir daha geri getirmeye olanak olmadndan itenlikle, bu konudaki kendi drstln, Umut'a duyduu arkadaa yaknl anlatmaya alyor ama gitgide konumasnn mantk dzeyini datyordu. Patron oldun mu ister istemez namussuz olacaksn. dedi Hakk. Bunun baka yolu yok arkada. Yazarn smreceksin, iini smreceksin, satcn, ran, s-mreceksin... Yoksa topu atarsn. Neden byle sylyorsun Hakk? dedi Glsm. Bir sredir, bir aile gibi fsldap duran, birbirlerini davranlaryla, baklar ve konumalaryla, hatta sesleriyle -Hakk baryorsa Nurten de baryor. Hakk yavaa konuuyorsa o da yavaa konumaya alyordu- l bir dayanma kurmu gibi grnen Nurten, Nursen ve Hakk'ya kzp duruyordu. Biraz da bu kzgnln etkisiyle istemedii halde, syleyecek sz olmad halde, salt bir eyler sezinleyip bunu evire evire dnmedii halde, onlarla tartma isteinden konumaya katlyordu: 355 Ne sylyorum? dedi Hakk ona sert sert bakarak. Sen snf elikilerini bilmez gibi grnyorsun yahu! dedi Glsm. Birden konuyu, konuda yatan gerei yakalam gibi bulduu bu noktadan konumay yrtmeye balad: Hangimiz smr arkna taklmadan yaayabiliyoruz ki. Byle bir smr dzeninde hangimiz birini ya da birok kiiyi smrmekten kurtulabiliyoruz. Bir de btn toplumun iliini kemiini smrenler var ki biz onlarla savayoruz. Savamak zorunda kalyoruz. Ama sen bile... Szgelii sen karn smrmediini, ben ocuklarmn en doal haklarn elimde olmadan smrme-dlimi, sevdiklerimizin duygularn smrmediimizi nasl ne srebiliriz. En smrden uzakm gibi yaayanlar bile bu dzenin bir kk ivisi olmaktan kurtulabilirler mi? Szgelii bir fabrikada, bir byk iletmede aylkla altn dn... O smr dzeninin ilemesi senin almanla mmkndr... Burada gene herkes hep birden konumaya balad. Glsm'e iddetle kar koyuyorlard. Hele Nurten: Siz ne demek istiyorsunuz yani... diye baryordu bu yeni tant sert bakl kadna. iler de mi smrcdrler? Glsm Nurten'e ters ters bakarak ortaya dnd. Ona deil de Hakk'ya yant veriyordu. nk Hakk da biraz nce: Ben kimseyi smrmyorum. nk iim yok... diye glmt. i snf, smrmeyen tek snftr. dedi Glsm. Ama ii snf kendi siyasal egemenliini kurmadka ve retim ilikilerini deitirmedike toplum dzeninin, stne kurulduu smr ark durdurulamaz. Herkes susmu imdi Glsm'e ullanmak iin srasn bekliyordu. Glsm'n mutlaka bir ak vereceini dnyorlard. nk bu konular daha kesinlik kazanm, aklk kazanm bir teorik dzeye oturmamt henz. Glsm de kendi kendinden kukulanmaya balam ve korkmutu. Yznn sarardn duyuyor ve kendini yitirir gibi cmlelerin artk kendi denetimi olmakszn, bir sezgiye dayanarak azndan dkldn anlyordu. Gl 356 sm okuduu kitaplara gveniyordu bu konuda. Ama daha da ok gvendii, gerekler ve insanlard. Ayn smr dzeninde, ii de evinde bir smrcdr. ster istemez karsnn emeini, kars almyorsa ii olarak, onun duygularn smrmek zorunda kalacaktr. Ama bunu bilinli olarak yapmaz. inin bilinlendirilmesinin nemi burdadr ite. i bilinlendi-rildike kendi emeinin ve buna bal olarak snfnn nemini anlar. nsanln smrden kurtuluunun kendi kurtuluuna bal olduunu bilir. Dnyann her yannda bunun iin kan dklyor, oyun oynanmyor dedi vs fkeyle bir sigara yakt. Oysa sigara imezdi. Smr iinin byle kolay

kahramanlklarla zlecekmi gibi tartma konusu yaplmasna sinirlenmiti. Deminden beri Nurten'in Leyla'nn heyecanlarn, sevgisini, itenliini smrmeye altn, Hakk'nn Nursenle skfk olarak, belki kendi karsn aldatarak, istemeden de olsa bir smr iine giritiini, kendisinin kkten beri uygulamak zorunda kald sert disiplinle ocuklarnn bir daha geri gelmiyecek olan tatl ocukluk yllarn, oyun, nee ve zgrce geirmeleri gerekli ocukluk yllarn istemeden smrmeye itildiini -baka trl olamaz, yoksa ben hem retmen, hem anne, hem e, hem aydn olamam. lerim yle ok, sorumluluklarm yle ar ki-dnmt. imdi bu yaynevi sahibi Nurten'in ya da Hakk'nn kitabn bassa ve onlara iyi paralar verse, smrc olmaktan kurtulacakt Allah bilir. teki yazarlara ne yapld, ne Hakk'y, ne de Nurten'i ilgilendirecekti. Leyla Glsm'e byk bir sevgi ve yaknlk duygusuyla bakyordu. Onun konumalarndan pek bir ey anlamamt ama onun kendinden yana olduunu, onun bir tek kiinin deil kalabalklarn yannda olduunu anlamt. Kendisinin de Faham tarafndan, imdi de Nurten tarafndan ezilmi olduuna kesinlikle inand iin Gl-sm' kendi yannda ve kocasnn karsnda gryor ona bu yzden zel bir hayranlkla bakyordu. Leyla da kalabalklarn iinde olanlardand nk. Yayn iinin nasl olup da patronlarn elinden alnabilecei konusunu tartmaya balamt imdi Fahamet357 I tinle Hakk. Bu bir kooperatiflemeyle belki gerekletirilebilirdi ama o zaman da datm ii vard. Datm byk bir rgtlenme ve para, yatrm istiyordu. Yzbinler-ce lira istiyordu. Yoksa baslacak kitaplar depolarda kalacak ve halka ulaamyacak, bu yzden de ilevlerini yapamyacaklard. Patronlara, sermayeye satlmak zorunda myz yani imdi? dedi Nurten, alayl alayl glerek. Glsm hi ondan yana bakmyordu. Ksm gibiydi kza. Nurten de Glsm'e ne yaptn, onun neden byle kzdn anlayamamt bir trl. Rahat olmadndan boyuna konuuyor, rahatlayc bir sonu alncaya dek de konumaya karar vermi grnyordu. Glsm bunu anladndan sigaray yarm brakarak tabaa bastrp sndrd ve dorudan doruya ona bakarak: Biz ezilmek zorundayz arkada. dedi, Satlmak zorunda deiliz. nk ezilenler bakaldrr. Kahramanlklar yapmamz bu yzden hem gereksiz geliyor bana, hem de olanaksz grnyor. Kahramanlklar yapmamz demiyeyim de kahraman grnmemiz. Kahraman btn bir halk, btn bir emeki snf olabilir. Fabrikada bir dmeye basmak, bir viday takmak ya da alteri ekmek de kahramanca bir itir. Yeri gelince bunlar da belirtilir ama zoraki ve yapmack kahramanlklar erge gnn birinde devrimin gl selleri nnde srklenerek yok olur gider. Eer bir yaynevi bir demokratik g olarak iliyor ve dzenin deimesi dorultusunda yaynlar yapyorsa, iyi kitaplar okutabiliyorsa kalabalklara, datm olanaklarn zorluyor ve yaratabiliyorsa, ardndan ne denli sylenti yaplrsa yaplsn, bu adam, bu kurum toplumsal ilevini gerekletiriyor demektir. Zaman gelince o da btn yanllar ve dorularyla yerini bir baka kuruma, egemen snfn smrye dayanmadan iliyecek kurumuna yerini brakp gider.Hem toplumun btn retim elikilerinden, ekonomik elikilerinden syrlacaksn, hem bu dzende canlln ve yaaman srdreceksin. Bu olanakszdr. Bildiiniz gibi, bir toplumda egemen snf, btn altyap ve styap kurumlarna kendi ilerlik damgasn basar. Bundan yapay dzeltmelerle kurtulma olana yoktur. Ne var ki elikiler azaltlabilir, en insanca, en topluma yarayl biime sokulabilir. ___ QEO Glsm btn glerini tketmi gibi zayf bir sesle konumasn kesti. kmt sanki birdenbire. Kendisine kukulu kukulu bakan yzler karsnda kendi sylediklerinden kukuya dm gibi, doru eyler

sylemiyor-mu gibi sesi zayflam ve sararm, yzne bir utan krmzl kmt. Nurten ve Hakk da imdi eskisi gibi kendilerine gvenli ve atak deillerdi. Glsm'deki bitkinlik, tkenmilik onlara da bulam gibiydi. Partili delikanl kollarn masann zerinde kavuturmu dikkatle tartmay dinliyordu. Teknik niversite rencisi olan bu gen adam sanat zerinde pek dnmedii ve sanatlar yakndan tanmad iin konumalara katlmam ama byk bir dikkatle dinlemiti. imdi dinledikleri zerinde dnyor gibiydi. Yakup ne dinlemi, ne de konuulanlar beenmiti. O kendisini her eyin, zellikle sanatn sanatlarn ve devrim dncelerinin stnde grdnden, son doru kendisin-deymi, kimsenin bilmedii en doru eyi, konunun can-alc noktasn kendisi biliyormu gibi raksn ierek, pek az yemek yiyerek ve ounlukla tavana bakarak sessizce oturuyordu. Partili delikanl birdenbire sanki uykudaym da uya-nyormu gibi, duyduu yerden konuya yant veriyormu gibi, derinden gelen bir ses ve dalgnlkla: Soldaki blnmeler de bu geree dayanyordu... dedi. Partinin tutmay, zayflamas, beklenilen gc ve etkinlii gsteremeyii... Sen neye balyorsun bunu? dedi Fahamettin szn baka bir konuya getiine sevinerek ve kanlmaz bir evsahibi uzlatrclma brnerek: Vallahi dedi partili gen adam, btn bu, arkadan syledikleri -Glsm'e saygl bir bak att- sylenebilir bu konuda. Yazk ki eylem kuramsz olmuyor. Kuram da kitaplar retiyor. Bu yzden... Devrim dnceleri ister istemez aydnlarla balyor. Bilinlendirme yani... Bilinlenme de sen buna. dedi anszn oturduu yerden Yakup. yle diyelim, peki. Burjuva, kk burjuva aydnlar ister istemez snflarnn belirledii davranlar gs 359 teriyorlar. Bu bir... Yni... Sen ben ekimeleri balyor... dedi gene Yakup atalna bir pastrma takm, zenle pastrmann koyu krmz, saydam rengine bakyordu. Evet! Bu byle. Sonra biliyorsunuz eskiler - yeniler kavgas... Parti bunda yanlt canm dedi Hakk, 141-142 den sabkas olanlar almadlar. Ne demek yani. Sol, bir aktr. Bunu kesemez, blemezsiniz. Evet ama, onlar da... Yakup raksndan bir yudum ald: Onlar da nclk kavgasna dtler. dedi ilgisizce. Fahamettin gene iin ekitirmeye dneceini sezdiinden ii bir baka yanndan yakalamak istedi: Canm dedi, Sol ok hazrlkszd. 60'tan sonra, okuyabildik ancak pek ok eyi, renebildik. Kuramlar yle kolay kolay yerine oturamyor. Nurten gene ayaktayd. Mutfaktan yeni dnmt. Izgara kokular t salona kadar geldiine gre Leyla'nn zgara kfteleri mangala koymu olduunu dnd Fahamettin, kalkp ona bakmaya gitti. Nurten: yi ama sol 1910 dan beri etkindir Trkiye'de dedi. Biliyorsunuz ilk parti o zaman kurulmutu. Nedense eskileri de kazanmak istiyordu. Kendisi nasl olsa ok gen olduu iin doallkla yeniydi, genti, ileriydi. Eskileri tutmakla, evresinde uyandraca yaknlk halkasnn bylece byyeceini dnyordu belki de. Konuma burdan tekrar ii snfnn bilincine kayd. i snf var myd yok muydu, ilk grev ne zaman balad, ilk sendika ne zaman kuruldu... Bunlar pek bilen yoktu ama incelemek, bilmek iin hepsi de merak ve renme istei duyuyorlard. imdi Zekeriya olsa da onlara Doktor'un kitaplarndan verse, ilk grevleri, ilk ii eylemlerini, ilk grev yasan hangi sadrazamn hangi yabanc mli danmanla ibirlii yaparak yasalatrdn anlatsa, yabanc sermayenin ortaklklar, bankalar, borlar, faizler ve imtiyazlarla nasl Trkiye'ye yerletiini ve derebeyi devletinde ibirliki yerlilerce nasl honut 360

lukla karlandn, rbarlara basldn anlatsa, yutar gibi dinliyeceklerdi. Buniar bilen olmadndan konuma yeniden dalmaya yz tuttu. Yakup iyice sklmt. Bir tane zgara kfte yiyerek Leyla'ya uzun uzun teekkr etti ve ayaa kalkt. Leyla'nn elini nedense iki eliyle tutmu, ona iten, canl baklarla bakyordu izin isterken. Kendini soylu evlerde yaplm bir ziyafetten ayrlan bir soylu gibi gryor ve evresine bir soylunun kmseyici inceliini gsteriyordu. eitli akalamalar arasnda, yanndan hi ayrmad antasn alarak ayrld. Leyla bu gzlkl, tombul yzl, sevimli delikanly pek beenmiti. Onun kendisine yle iten, scak baklarla baktn, elini soylu bir incelikle sktn dakikalarca unutamad ardndan. Yeniden kendinde bir neelenme, bir hafiflik duydu. imdi Nurten de yerine oturmu, alan Leyla'ya brakmt. Leyla uar gibi zgara kfte tamaya balad konuklarna. i Partili'yle Fahamettin yeniden konumay srdrmeye altlar ama ilgi dalm gibiydi. Fahamettin zoraki yeni dnceler atmaya alyordu ortaya: Parti'nin iindeki dayanmann eksiklii Trk solu iin byk bir ykm oldu. dedi. Nurten kzgnlkla. Ondan sonra genler parti dnda rgtlenmeye baladlar tabi... diye srdrd szn. Bl ve yok et... Bu rnein hi de uygun kamadn anlayarak da utand, sustu. i partili gen: Daha dedi, Sosyalist devrim mi, Ulusal Halk devrimi mi, bunda bile anlaamadk... Anlarz inallah... dedi Nurten hafif bir sesle ve glmsemesine bir aclk katmaya alarak. Hakk Kotar'la Nursen yeniden fsldamaya balamlard. Hakk'nn sulu sulu kz dinledii ve sapsar bir yzle dnd grlyordu. Kz, szlm yz, km gzaltlaryla hasta m, zgn m, zayflam m, yoksa bunlarn hepsi birden mi onu bitkinletirmi, an-lalamyacak bir kark ruh durumundayd. Nerdeyse alayacak gibi gzleri prl prl parlamaya balamt: Ben onu ldremem... dedi bir ara Hakk'ya. Sen benden bir insan ldrmemi istiyorsun. 361 Bytmesene! dedi Hakk dudaklarn uzatarak fsltyla. Her zaman ehvetle, istekle ien dudaklar simdi suratn ast iin imi, sarkm grnyordu. Bu grnyle fkeli ve yakkl bir melezi andryordu. Nurten uzaktan iaret etti susmalar iin. Sonra yanlarna gidip eildi biraz: Uzatmayn be! dedi, Ben zmliyeceim diyorum size. Sonra da Yakup'un arkada Hasan'm bir yaynevi kuraca haberini att ortaya. Nursen'le Hakk'nn arasnda, sonsuz bir tartmaya ackm gibi grnen nemli bir sorunun olduunu Glsm anlamt ama ne olduunu karamyordu. Dikkatle onlar dinlemeye altysa da kopuk kopuk bir iki kelimeden baka bir ey duyamad: ldrmek, saklamak, korkusuzluk, smr, para, doktor... kelimelerinden hi bir sonu karamam, biraz kendisini bu gizi renmek iin gsterdii abada" ayplad iin, biraz da kulak kabartmaktan bktndan onlar dinlemekten caymt. Ekrem sama soluna uykudan kapanan gzlerle bakyor, bir ey yemiyor ve imiyordu. Bir ara Leyla onlarn yanma oturdu. Ekrem'le rahat bir syleiye daldlar. Ekrem: Sert yiyecekleri yiyemiyorum. Yumuak ve sulu eyler daha kolay oluyor. demi ve ban sa yanma doru eerek ameliyat yerini rtmeye almt. Ona baktka Glsm kocasn ameliyat etmeleri iin nasl izin verdiine ap kalyordu. Ameliyat olmasayd belki adam bu kadar ac ekmiyecekti, nasl olsa her iki durumda da sonu belliydi. Ekrem imdi

akamlar kendisine yaplan bir morfinle rahatlyor ve hafifliyordu. Hastalnn ve yaamann ac gereklerinden syrlmak, d gibi bir uuculuun iinde yaamak, bununla birlikte salam bir adam gibi arsz szz olmak onu bir sre iin yaamasndan honut eder olmutu. Ama Glsm bundan sonra ne olacan dnyor ve gelecek gnleri korkuyla, rkntyle bekliyordu. Sertlii ve sinirlilii biraz da ondan geliyordu. Leyla, Glsm ve Ekrem yava sesle hastalktan, acdan, buna benzer eylerden sz ederken tekiler kendi aralarnda Hasan'm yaynevini konumaya 362 dalmlard. Hasan zaten byk bir ila firmasnn dergisini karyordu bir sredir. Bu firmann, sanat etkinlikleri ad altnda Trk sanatnn eitli blmlerinden rnekler veren yazlar, resimler, fotoraflar ve haberler yaynlayarak reklamn yapt bir dergiydi Hasan'm kard dergi. imdi de ayni firmann finanse ettii bir yaynevinin bana geiyormu Hasan. Hakk ban ac ac sallayarak ve ikiden kzarm yzn gzelletiren bir glmsemeyle: Trk edebiyat kulamparalarn eline kald desenize... dedi ve tiz bir sesle ondan hi duymadklar bir kahkaha att. Hakk genellikle pek glmez ya da glmserdi. Byle grltyle gld zamanlar ok azd. Byle sylemekle birlikte, Hasan bir yaynevi kurarsa, kendisinden de bir kitap basabileceini dnd ama sonra hemen cayd bu dncesinden. Onuruna dokunmutu byle bir umut beslemek. Nurten de ayni eyleri dnm, ayn acy duymutu. Hasan' pek sevmez ve eletirirlerdi sk sk. Hasan, da tam tersine herkesi sever, kimseyi eletirmezdi. Aydnlar, yazarlar Hasan'm ruhsal ya da bedensel bir bozukluu varsa bize ne. Yklacak bir toplumda her trl arplma, sapma olaandr. diye dnrler, konuurlar, gene de Hasan'dan uzak dururlard hepsi de. Hasan onlarn hepsi iin iyi yazlar yazacak, hepsine dostluk ve yaknlk gsterecek bir frsat bulmutu. Hi kimse Hasan'dan bir zarar, bir ktlk grdn ne sremezdi. Hasan btn bu sevdii insanlardan, eletirmen olduu srece hibir insanca yaknlk grmediini dnd iin belki de imdi de bir yaynevine balanmt. Fahamettin hepsinin iinden geen eyi okumu gibi ve tpk onlar gibi Hasan' dnd susarak: Bekledii sadece onurlandrlmak, baka bir ey deil. Niin ona istedii yaknl gsteremiyoruz... diye dnd. Sonra biraz daha soukkanl olmak gereini duydu: Biz aradmz yaknl, onuru, alma ortamn bulabiliyor muyuz... diye dnd. Sonra akl karmakark oldu. Sulad bu aydnlar topluluu hi de yle kapal, banaz, tutucu deildi. Onlar, btn kusurlary 363 la, yanllaryla seviyordu. Onlarn byle karncalar gibi didierek, ordan oraya koarak, kimi zaman kavga grltyle blnp birbirlerinden uzaklamalar, kimi zaman sarma dola birbirlerine sevgi ve yaknlkla balanmalar gln ve sevimliydi. Fahamettin kendi kendine glmsedi. Kendisi, neydi o? Gzlkleriyle ve konuklaryla, kitaplar ve ykleriyle bir aydn, ikfteye dknlyle bir Mara kyls, sabahtan akama banda oturduu prova katlaryla bir ii, koca olarak tam bir kk burjuva... Glmsemesi yayld yayld... Ne glyorsun be Faham?... Halimize mi? Glsm'le Ekrem kalkm gidiyorlard. Glsm Fa-hamettin'in neye gldn anlam gibi gzlerinin iine bakarak ve ayn onun gibi glerek elini skyordu. Hi valla, Glsm Abla. Neye gleyim... Aklna bir fkra gelmi... dedi Hakk oturduu yerden. Glsm ona ters ters bakt: Hadi hoa kal Hakk! dedi, Neler yapyorsun, nelerle urayorsun bilmiyorum ama senin iin kayglandm saklamamalym. Biraz havailetin. Otur yaz yaz artk. Karmak bana dmez ya...

Haklsn arkada! Bak ben de oturup yaz yazmay dnyorum ama ah, ah, sen benim skntm bilmiyorsun... Hakk sevimli sevimli glyordu Glsm'n elini skarken. Biliyorum. dedi Glsm. Epey eskidir senin skntn. Ama sen onunla baetmenin yollarn sanrm yanl yerlerde aryorsun... Hakk kadnn elini avularnn iine alm sallayp duruyordu: Geleceim, bir gn size geleceim. Oturup rahat rahat konuuruz. dedi. Ekrem ban boynuna doru emi, kimsenin yzne bakmadan srayla herkesin elini skyordu. Yznde acl ve utanga bir glmseme vard. Glsm Hakk'mn sylediklerini nce ciddiye almamt ama kapdan karken iinde nleyemedii bir honutsuzluk duydu. Hakk nereye gitse orda bir olay brakan adamlardand. Kendisi ordan geip gider ardndan kalan olay byr, byr, acl ve korkulu bir hal alrd. Glsm kendi bann 364 bunca dert ve skntyla dolu olduu gnlerde Hakk'mn dertleriyle uramaktan ok uzak bir sinirlilikte olduunu biliyordu. i itenlie dkerek yavaa: Bu gnlerde ok aclyz Hakk... dedi, stemedii halde, anlamlarla ykl bir bakla Hakk'ya uzun uzun bakt, gelme der gibi. Hakk kendine gre bir eyler anlamt. Her anlama ekilecek bir yant vererek Glsm'n arkasna vurdu dosta: Merak etme! diye fsldad. Glsm'ler gittikten sonra Hakk, Nurten ve Nursen bir sre daha oturdular. Partili gen de kalkp gitseydi Nurten, Nursen ve Hakk arasnda konuulan Faham'la Leyla'nn da dikkatini eken ve merak konusu olan olay renilecekti. Ne var ki delikanl byk bir itenlik ve saygl bir hayranlkla ordakileri dinliyor, dncelere dalyor, arada bir konuuyor ve durumdan honut grnyordu. Bu yzden o merak ekici konu anlatlamad. Sadece Faham'la Hakk'mn birleerek bir yaynevi kurmalarnn ok iyi olaca dncesi atld ortaya Nurten tarafndan. yle ya, ikisi de ok okunan, ok satan iki yazard. rgtlenebilir, bankalardan kredi alacak dostlar bulabilirlerse bu ii pekala yrtebilirlerdi. Bir sr rnekler buldular kendi kendilerine. Bu yaynevi rnekleri insan hem umuda hem umutsuzlua drecek nitelikteydi. Kimileri yirmi otuz yl dayanmt yaynevlerini tutturabilmek iin. Kimileri evlerini, apartmanlarn satp bu ie yatrmt, kimileri zengin ortak bulmutu... Oluyordu, olmaz deildi ama koullar, koullar... Ge vakitlere kadar inanmaya inanmaya bu ii konutular. yle iyiydi ki insann smrlmeden, korkmadan, ar sayg ve incelik gstermek zorunda kalmadan bir yaynevine gitmesi, kitabn bastrmas, satmas, okunmas... Bunun dncesi, d, tasars ve imgesi bile yle iyiydi ki, ocuklar gibi saf ve temiz bir imgecilikle karmakark olmu gzelim sofrann banda konuup durdular... * ** Nurten, kardeinin ilerlemi gebeliini doumsuz zp atmann salt bir para ii olduunu dnyordu. 365 Nursen, tam tersine, bunu bir onur, bir sevgi ii yapmt: Ben onu ldrecek miyim imdi? Ben onu daha domadan m ldreceim. Bunu yapamam. Ben insan ld-remem... diye alyordu. Bu tr sahneler, ablasnn. Hakk Kotar'n, ablasyla ikisinin, Hakk'yla ikisinin arasnda birok kez yinelendi. in garibi, Nursen olay bu adan dndke, gerein de byle olduuna ylesine inanmt ki, yalnz kaldnda da sk sk alyor ve bu alaynn, iki aylk domam bebei ldrecek olmaktan ileri geldiine inanyordu. Oysa bunun altnda tmyle bambaka duygular vard ve bu umarsz, tehlikeli, ldrc ve iinden klmaz duygular rtmenin baka yolu yoktu. Nursen Hakk'y sevmi, onunla bantsnn, btn kadnlarla erkeklerde grld gibi srmesini, srebilmesini istemiti. Hi deilse Hakk ona ilgi gstermeli, ona para bulmal -bu arada birok

skntya katlanmal- onunla birlikte bir bebek olaynn domu olmasna sevinmeli ve bu olay kolayca zmliyemedik-leri iin zlmeliydi. Oysa Hakk byle yapmam, Nur-sen'tn elindeki gebelik testi kadna aknlkla baktktan sonra hi konumam, bir sre sonra da ilgisiz ve-kaytszlnn btn hafifliini tayan neeli bir yzle baka konulardan konumaya balamt. Konuurken kza kar sevecendi, utangat, sulu sulu bakyordu ama bir daha da o konuya gelinmemesine alyordu. Onun parasz olduunu Nursen biliyordu ama neden aka bunu sylemiyor, buna zlmyor, bundan kzn bekledii gibi ilgiyle sz etmiyordu. imdi Nursen'in gznde Hakk btn erkekliiyle, erkekliini simgeleyen her eyle irenti, nefrete, fkeye, aalanmaya, bar-lp arlmaya deerdi ama i bununla da bitmiyordu. Btn bu duygularn gsterebilse, ona barp arp fkesini belli edebilse biraz rahatlyacakt ama bundan da korkuyordu. Ya onu yitirirse, ya onu elinden tmyle karrsa, ya .onsuz kalrsa... Bu garip ve tutku dolu ballk, onun duygularn itenlikle, istedii gibi gstermesini de engelliyordu. Sonunda korktuu oldu. Nursen, barmad, ondan hesap sormad, onu karacak en kk bir davranta bile bulunmad halde Hakk grnmez oldu, ortadan I silindi. Nurten onu evinde de birka kez aram bulamamt. Geri ortadan yiten biri daha vard ama Nurten ona tmyle gveniyor, hatta Hakk'yla Nursen arasndaki bu canskc olayn, onu hi ilgilendirmedii halde, gene onun yardmyla zleceine inanyordu. Bu yzden, Mehmet Meric'e bir mektup yazarak, ondan krtaj iin gerekli paray vermesinin mmkn olup olmadn sordu. Eer bu olana varsa alt gazeteye telefon etmesini rica ederek, gelip onun istedii bir yerden pa^ ray alabileceini bildirdi. Mehmet Meric'in parasnn olduunu kesin olarak biliyordu. nk Mehmet Meri Se-lahattin'le birlikte kardklar haftalk dergiye de, bu dergi yoluyla, yeni kurulan devrimci renci rgtlerine de para yardm yapyordu. Nurten, tmyle iyiliklerle dolup taan bir kiilik gelitirmeye, kendi kendinden, bilimsel gereklere de dayanarak honut kalmaya alan bir kzd. Bunun bilinciyle, grnte bu saf iyiliini srdrmeye alrken, gerekte bu iyilii kazanabilmek iin giritii ve katlanmak zorunda kald btn gereklerin ldrc alaryla sarsntlar geiren, bunalmlara den bir kiilik oluturuyordu. Erkek-kadm ekimesinin bir snfsal sorun olduunu renmiti ve buna gre erkeklere kin duymamak, fkelenmemek, sitem etmemek, hesap sormamak gerekiyordu onca. Bu yzden erkeklere iyi davranmak, onlara hibir kar gtmeksizin btn varln amak, hi sa-knmakszn, bir erkek ya da kadnln kullanmayan bir kadn gibi onlarn arasna girmek gerekirdi. Btn arkada olduu erkeklerle ilikiler kurmas bu nedene dayanyordu. Hibir tutkuya, balanmaya, kara ve hesaba, hibir gelenee ve toplumsal gre kaplmadan salt insan olarak toplumda yaayabilmeye, tutunabil-meye alyordu. Ama bu kez olmamt ite. tenlikle sevdii, (sonra baka ilikiler kurarak kolayca unuttuu) erkeklerden biri ve belki balcas olmutu imdi Mehmet Meri. Onu tmyle yitirmekten korkuyor, onun gibi namuslu, drst davranl, grn ve kiilii ekici, toplumsal ilevlerinde baarl, bununla birlikte paral bir erkei kendine srekli arkada ya da koca olarak 366 367 balayamamanm zntsn ekiyordu. Bu para ii belki onlar yeniden birbirlerine yaklatracakt. Yoksa para bulmak pek o kadar zor deildi. Paral olan ve kendisine yardm edebilecek baka arkadalar da vard. Mektubu, Mehmet Meric'in ona, ba darda kalrsa kendisini aramas iin adn verdii bir dostun yazhane adresi yerine de dorudan doruya adamn evine postalad.

Kt bir ey yapmyorum ya... diyordu. Hem kt bir ey de olsa, kt de yorumlansa, ikiyzllk edip mektubumu gizlice yollayamam. Madem ki o bana: 'Ban sklnca beni ara, dedi. te aryorum. Bam skld ve onu aryorum. Gerein bu yalnln bozmak elinden gelmiyordu. O nasl btn ilikilerinde aksa, herkes de ak olmalyd. Madem ki Mehmet'le kendisi arasnda bir iliki kurulmutu, Mehmet bu ilikinin sorumluluklarna katlanmalyd. Kendi yaamas da gllk glistanlk deildi Nur-ten'in. Erkeklerden grd o kmseyici baklara. O alay eder gibi bir itenlikle kendisiyle konumalarna, ya da kendisini hi ciddye almyorlarm gibi onu grmezlikten, tanmazlktan gelmelerine, hi kimseye bunlardan yakmmamaya alarak, katlanyordu. Ama bu arada takn neeler gsteriyor, yersiz cokulara kaplyor, bunlarn sonraki etkilerine de kendine gre kahramanca gs geriyordu. Hatta Nursen ona Hakk'dan duyduu birtakm eyler anlatmaya almt. Pek her eyi anlatamamt ama Nurten anlamt. Erkekler birbirlerine Nurten'in zelliklerinden, kusurlarndan uluorta sz ediyorlar, bunda da kendilerini hakl gryorlarm. Madem ki o kendini byle sakmmaszca ortaya koyuyor... Nurten'in ii acyla dolard bunlar duyunca, ilk zamanlar. Yava yava ac duymamaya, ya da ac duyduu zaman bunu azaltacak eyler dnmeye, aldrsz olmaya da almt. Hem kendisini bu ilerde yalnz da grmyordu. Dergilerde yazlar yazan Aye'nin gazeteci Ayhan'la olan ilikileri, bakalarnn ie karmalaryla bittiinde, bu iliki btn aydn evrelerde konuulan tek olay olmutu. O kadar ki Hasan'la Yakup bu ilikiyle ilgili ses bant 368 1 larm dostlarna ak sak filmler seyrettirir gibi zel toplantlarda dinletmeye balamlard. imdi Aye nerelerdedir... diye dnd. Aylardr ne yazsna raslan-yor, ne ad duyuluyor. Nerde alyor, ne yiyip iiyor, nasl yayor, zntsn ve utan gibi gsterilen acsn kimlerle paylayor... Ne iyi, ne drst, ne iten ve yaln kzd! Aye'nin dncesi aklndan bir hikaye blm gibi geldi geti. Zarf kapatrken onu da, kendisini de, hatta Nursen'i de unutmutu, iine anlayamad, at bir sevin ve hafiflik dolmutu. Bunu btn varlyla duydu. * ** Ferda, elinde Nurten'in mektubuyla alma masasnn yanma oturmu, btn dncesi donmu gibi gzlerini bir noktaya dikmiti. Kocasyla, birbirlerinin mektuplarn hi amazlard ama saklyacak bir eyleri olmad iin. imdi Ferda, kocasnn saklyacak bir eyleri olduunu biliyordu. Eve artk kacasna her zaman geldii gibi ok mektup gelmediinden de bu belliydi. Tanr bilir kocas ilikileri iin -yeni ilikiler- baka adresler bulmutu ya da mektup yazmaya ve almaya zaman olmayacak denli tutkulu bir ura iindeydi. Onun iin, bu stnde gzel, zenli bir kadn yazsnn, sevinir gibi, inat eder gibi, kendisine nisbet yapar gibi, onun duygularyla oynar gibi bylesine korkusuzca ldad bu yolunu arm mektup onu kukuya drmt. Hi zenmeden, bir yanndan kabaca yrtp -bu arada mektubun bir paras da zarfla yrtlmt.- at bu mektupta pek fazla bir ey yoktu ama bu olmayan eyler daha actc, daha kukulandrc, daha soluk kesici bir gerei saklyorlard. Epeydir gremedik., Size gvendiim iin beni balayn., Nursen'i bir sre hastaneye yatrmamz gerekiyor. Size nedenlerini sonra anlatmaya alrm. gibi cmleler ineler gibi kk, actc, kanatlaydlar. Sonra bataki sesleni: Sevgili dostum... Kocasnn kendisinden bakas iin, bakalar iin sevgili dost olmas Ferda'nn almad, alamyaca]

369 bir dnceydi. Mehmet, Ferda iin, btn deerli eylere duyulan bir sevgiyle sevilmi, korunmu, benimsenmi deerli bir eydi. Ferda kocasn kimsenin yadrgam-yaca bir biimde, btn namus, drstlk, ahlk, tre duygularna, insanca ilikilere uygun bir biimde sevdiinden hi kukulanmyordu. Ne yapm olduunu dnyordu imdi, byle ac ekmek ve byle kukular iinde, kltc bir davrana srklenmek iin. Hibir ey yapmamt. Kendine gre, btn kadnlarn yapt gibi, bir erkekle evlenmi, bu evliliin srekliliine inanm ve bu inancn salad, biraz da ruhbilimci oluun salad bir rahatlk, zgrlk havas iinde onunla ilikilerini dzenlemeye almt. Onu fazla skmam, ona hesap sormam, frsat dtke onun kskanlk, mlkiyet duygularn taze tutmaya alm, onu onsuz da yaayabilecei, btn yaamasnn onun varlna bal olmadna inandrmt. Okumu, gelimi bir aydn kadnn gsterecei davranlarn en iyisini, en tutarlsn, en uygarcasm gsterdiinden hi kukusu yoktu. Kalkt, uzun Amerikan sigaralarndan bir tane yakp imeye balad. Bir yandan da bir daha okumaya da-yanamyacan sand mektubu, belki onuncu kez, yeniden okumaya balamt. Nedense en ac veren, en i-tenlikli, en kuku uyandrc cmlelere gidiyordu gzleri. Sanki actlmaktan holanan biraz hasta bir dii vard, sanki ayak baparmann ortasndaki kck nasrn geip gemediini renmek iin, sk sk yapt gibi baparman yere bastrarak yoklamak istiyordu. Sanki bunlar ne kadar ok okursa altndan o kadar baka bir gerek kacakm gibi geliyordu ona. Daha sevindirici, belki hi kukulanmaya gerek olmadn anlatan gerekler. Ya da ne kadar ok okursa o ac gerein acs biraz hafifliyecekti. Belki ona alacakt, belki onlar okumaktan bkacakt. Duygularn, duygulanma gcnn iki keskin noktasyla, iki ucuyla dengelemeye alyordu. ok ac ve abuk unutu, ok ilgi ve bkknlk, ok merak, sonra kaytszlk... Ama hibirini u bir saattir baarabilmi deildi. Kalkt, sigaras elinde pencereye doru yrd. Tl__ 370 __ lerin ardndan darack caddeye bakt. Sirkeci'den, Emin-n'nden gelen dolmularn, zel arabalarn geip durduu bu caddeyi hi bu denli anlamsz grmediini dnd. Kocasyla kavga ettii, onun kendisini sverek, kltc sulamalarda bulunarak tokatlad gnler bile. O zaman, bu imdiki umutsuzluk duygusunun ok stnde, bir ezilmilik, bir fke ve bakaldrma duygularyla dolu olurdu. imdi, nerdeyse her ey bitmi gibi kendisini bolua devirmesine az kalm bir yitiklik duygusu iindeydi. Karki dmdz apartmann tl perdelerle rtl kprtsz pencerelerine bakt. Birbirine benzeyen bu apartmanlar, bu tl perdeler, bu pencereler, bu ierden kristal avize glgelerinin grnd pencereler hi bugne dek, yalnzln bylesine gllkle duyurmam-lard. Kap nlerinde dolaan kapc kadnlarna, kapclara, gelip geen k insanlara zenerek bakyordu. imdiye dek hi kimsenin yerinde olmak istememiti. Ne olmak istemise onu olmutu. Kocasna bir kez: Bir arabam olmasayd dolmua binerken zlrdm. demiti de kocas nedense bu szlerini ok sevimli bulmu, uzun uzun glmt. imdi btn bu aada dertleri yokmuasna dolanp duran, yryp giden insanlara tek tek zeniyordu. Kapc kadnlara bile zendiini anlaynca kapc kadnlara kzd. Kocasn yreinin atlar hzlanarak beklemeye balad. O gelse, ona bir eyler sorabilse, kavga edebilse-ler, tartsalar, sonra her zamanki gibi hi ksmeden gidip ay yapsa, ekingen bir sesle ona: Gel ayn i... dese... Btn varlyla istiyordu imdi bunu. Kocasnn gelmesini ve artk bu acl bekleyiin bitmesini. Btn varlyla kocasn, kocasnn sesini, hatta tokatlarn, svmelerini ve sonra onu aya aran biraz krgn, biraz piman ve ekingen sesini... imdiye dek hep byle olmutu. Sk .sk

ya da arayla. Bu korkun patlamalar, nefret, fke patlamalar geince yaama, yoluna giriyordu. Bir akarsuyun tap ykselmesinden sonra yoluna, yatana girii gibi. Ondan sonra yaanyordu. Bir hafta, iki hafta, bir ay, kimi zaman birka ay... Yayorum demeye yetiyordu. Yeni bir patlamaya kadar. 371 Yrd, i taraflara doru gitti, kocasnn gnlerdir amad, iine girmedii alma odasnn kapsn at. Oda, alacak susuzluk ve tandklyla ite orda, her zamanki gibi, her zamanki danklyla grnyordu. zerindeki Smerbank rts, duvara dayanm kk kitaplk, kk, tahta masa ve duvardaki bir fotorafla. Bu fotorafta, bir gece kulbnn resimler izili duvarnn yanna yerletirilmi bir masa vard. Masada karlkl oturmu glen ve yemek yiyen bir kadnla erkek. Kocas daha gen, kendisi biraz gzel. Byle iman bedenli ve zayf yzl deil. z-srinde kocasnn ok sevdii ve vgyle karlad sade bir sokak giysisi. Kocasnn bu vglerinden sonra sokak giysileri daha ok sadelemi, yzne arada bir srd boyalar hi srmez olmu ve teybindeki btn alaturka arklarla hafif mzik bantlarn silmiti. Yaamas belki temizlenmiti, bir yola girmiti kocasyla ama, kendisinin olmaktan km, eski nee ve hafifliini yitirmiti. Yatan zerinde pijamalar, gmlekler, kazaklar atlmt karmakark. O kadar dzeni seven bir adam nasl byle dzensizlik iinde yayor diye dnd. Kocasnn dankl akl almaz bir biimde odann her yanna yaylmt. Masann zeri, kitaplk, yerlerdeki oraplar ve pis mendiller... Kocasnn ne zamandr unuttuu, yabancs kald dnyasyla yeniden ili dl olmu gibi coku duydu iinde. Sol kolunun stnden omuzuna doru ykselen bir szyla bu coku kendisine sevin ya da baka bir olumlu duygu deil, tam tersine sknt veriyordu. Artk kocasnn onun olmamasndan, bakalarnn olmasndan, paylalmasndan gelen bir sknt... Odadan karken kapnn usulca aldn duydu. Kocasnn an tand. Usulca kap alr, ieriye az duyulan ayak sesleri girer ve kap gene usulca kapanrd. Sonra kapdan rkek bir ocuk yzne benzeyen erkein sululuk, rknt dolu ve bundan dolay kzgn yz grnrd. Palto ya da yamurluk orada yava yava karlr, engele aslr, anta ounlukla ayakkabln stnde unutulurdu. nk Mehmet elinde bir sr gazete 372 ve dergilerle gelmi olur, btn akl, dncesi bunlarda, olduu iin cebinden dklen, elinde tutula tutula b-knt yerleri ypranm gazete ve dergilerle koar gibi odasna gider ve ceketi, pantolonu, ayakkaplaryla yatana uzanr, sabrszlkla bekledii bu tedirgin okuma saatlerini yaamaya balard. Acaba gazetelerde, dergilerde benden sz ediliyor mu. Bir inceleme, aratrma yazsnda eserlerimden bir cmlecik de olsun, alntlar var m. Fkra yazarlar adm her gn sraladklar nl adlarn iine koymular m... Mehmet sk sk bu tedirginlii ve cokuyu yaamak zere byle koar gibi odasna girer, kapy kapadktan sonra duygular, znt ve krgnlklar ya da sevinleri -bir yaznn bir yerinde anszn adna rastlamtr- yaamak isterdi. Yoksa ne gazetelerin, ne dergilerin hibir anlam kalmyordu. Bugn gazetelerde hi okunacak bir ey yok... dedii zaman kars onun szlerinin: Bugn gazetelerde benden, admdan, ilerimden, eserlerimden sz yok... anlamna geldiini anlard. Kocasnn bu kck sevimli tutkularna sayg gsteriyordu. Onu anlamaya alyor, ona gre davranmaya dikkat ediyordu. Onu kracak, fkelendirecek, anlamszca avutan konumalar ve davranlardan kanrd. Kocasn bu dertten, bu saplantlardan kurtarmay hi denememiti ama. Belki de yle yapsa Mehmet daha sevinecekti. Derdin stne bassa, szn

etse, kocasn o dertten kurtarmak iin rahatlatsa, onun baka nemli bekleyiler, eylemler, uralar bulmasna yardm etse. Yatakta da byle yapard. Kocasnn, o uyuduktan sonra yatmaya geliine, sevimelerinde herhangi bir nedenle baarszlk ya da uyumsuzluk olduunda utanp ekiliine gz yummasa, bunlar anlyormu ve olaan karlyormu gibi yansz davranmasa belki daha iyi yapacakt. Belki kocasna fazla anlay gstermiti imdiye dek. O kadar ki ona aldrszlk ettii, onu ciddye almad, nemsemedii izlenimini verecek kadar. Kocas da belki, imdi kendisinin onunla tartmak istedii gibi, kendi buluu olan dsel kavgalar, kskanlklar, kukular y 373 znden tartmak yerine daha canl, yaayan olaylar zerinde konumak, tartmak istiyordu. Kimbilir... * ** Mehmet, Baso'nun resim sergisinin al kokteylinden geliyordu. Yllarca nce tant, arkada olduu, toplumcu gelimenin birok skntlarn -al, paraszl, baarszl- paylat Baso'yu en ok sevdii birka ad arasna koymutu her zaman. Duvarnda da onun kadn ellerini konu edinmi tane tablosu aslyd. Biri salonda, biri karsnn alma masasnn yanndaki duvarda, biri de salonun bir duvarn boydan boya kaplayan kitapln blmelerinden birine dayal... Ne dedim ben o kadna... diye dnyordu. Kokteylde, bir yl nce Edebiyatlar Birlii salonunda karlkl oturup kahve itii -Mehmet'in kahvesinde kanyak vard,- piyedepul giysili -iekli- sarn kadnla rasla-mt. Adn hi sevmemiti kadnn. Ona servetifnn iirlerini ya da mahalle kzlarn hatrlatyordu: Sevda... Gln bir add bu. Kadnn adn ne zaman hatrlamak iin urasa ve ne zaman hatrlasa, glyordu Mehmet Ama bugn krmzlar giymiti. Salarn da berbere kabarttrmam, arkasna bir tokayla toplayp atkuyruu gibi brakmt. Aklnda kald kadar gzel deildi. Ama aklnda kaldndan daha taze, daha canl, neeli ve zgr grnlyd. O, Edebiyatlar Birliinde konutuklar gnk gibi sknt dolu, tedirginlik dolu, bir ey dnyormu da ondan kurtulmak istiyormu gibi dalgn-ve sinirli deildi. Be alt kii toplanmlar ayakta votka ierek konuuyorlard. Kimsenin Baso'nun resimlerine bakt yoktu. Herkes birbirine bakyor, bir tandk grebilecek mi diye herkesin gzleri, aka ya da belli etmeden evreyi taryordu. nl bir tandk grnce, yzlerde bir sevin ldyor, eller onun elini skmak iin uzanyor ve yksek sesle akalamalar, gller, sesleniler duyuluyordu. Tandk eer sradan, sessiz, silik, utanga glmseyili bir dostsa glmsemelerde o dostun niteliklerine benzer biimde silikleiyor, azalyor, yzlerde karlamadan dola 374 yi bir sevin deil, bir sknt dalgasnn dolat grlyordu. ncelikle sklan ellerden sonra konuulacak bir ey bulunmadndan ya da o sradan dostla konumak uygun kamadndan karlkl evreye baknlarak ya bir sigara yaklyor, ya te beri yiyilip iilmeye balanyordu. lk frsatta da bu nsz dost cezalandrlyor ve oralarda grnen ilk nl dostla aldatlyordu. Eller hemen, tekini silkelercesine, kovarcasma nlye uzatlyor, ayaklar o yana doru gidiyor, balar o yana dnyordu. Bu yzden resimleri seyredenler ounlukla bu nsz ve aldatlm, braklm dostlar oluyordu. Utan-laryla ve siliklikleriyle ezilerek ve hibir ey anlamadan eserlerin koruyucu ve aldatmayan dostluuna snyorlar, onlarn nnde tedirginlikle ve dakikalarca duruyor bir sergide kalma sresini dolduruyorlard. Sonra sessizce, gene geldikleri gibi saygyla ressamn elini skp onu candan ve iten kutlayarak uzaklayorlar, bu cvl cvl, ekici sanatlar topluluunu kendi sesleri ve yaknlklaryla salonda brakp sokan o iyiletirici yaknlna ve kalabalna smyorlard. te Baso da inadna en eski, en modas gemi giysileriyle ve yontularn izgilerine benzer derinlemi yz izgileriyle anlaml ve herkese benzer

yzn kalabala evirmi, inadna, ne nl ne nsz, kimseye fazla yaknlk gstermeden bir sr el skp duruyordu. Hatta Mehmet'in elini de ayn kzgn ve durgun, kendini beenmi gibi grnen souk anlatmyla skt. Mehmet Baso'yu tanrd. Onun kendi kendine bir gldr oynadn grmt, bunun iin glerek onun yanndan ayrld ve Selahattin'le konumaya balad. Ondan sonra, btn teki kalabala egemen davranlar iinde, bu nl yazarn evresi, bir anda doluverdi. Berna, Ayhan, Halil Frat. Selahattin, Sair mer, Hasan'dan olumu bir grup btn salonun gptayla bakt canl, nl, anlaml bir grup oluvermilerdi. Sevda ieri girdiinde bir iki kiinin elini skp, ikinci kez grt Baso'yu ve karsn ekingenlikle selmladktan sonra Halil Frat' grd gruba yaklat ve herkese ll bir dostluk gsteren bu iten, yal adamn elini saygyla skt. Sonra Selahattin'e, geerek pek az 375 nem veriyormu gibi bakmadan, Berna'ya belli bir sevin ve saygyla -Berna'nn Edebiyatlar Birliinde kendisine gsterdii yaknl unutmuyordu- air mer'e korkuyla sokuldu, elini skt. Mehmet'i tanmamt. Bir yerden gz sryordu bu yz ama, stnde durmad. nk bir kokteyl salonuna girmi olan sradan bir kiinin eziklii ve bunu rtmek iin gsterdii anlamsz ve lsz cokuyla doluydu. Bir iki kelime konutuktan sonra kendini hzla resimlere atacakt ki birinin ona: Ben sizi tanyorum. dediini duydu. Dikkatle o demin tanr gibi olduu adama bakt. Birden sevinle ve yksek sesle : Siz Mehmet Meri'siniz... Edebiyatlar Birliinde grmtk... dedi. Braksalar orda bu grmeye bal btn ayrntlar sayp dkmeye balayacakt. ly ylesine karmt. Yz kpkrmzyd. Mehmet bu kzarty giysisinin rengine verdi ve beendi. zerinizde piyedepul elbise vard. dedi. Piyedepul deil, iekli. Onlar byle kendi aralarnda konumaya balaynca, tekiler de evrelerine baknmaya ve.birbirleriyle tek tk szler etmeye koyuldular. Mehmet gruptan ayrlmt. Topluluk dalmak zereydi. Yeni adlar eklenmeliydi toplulua. Sonra Mehmet ona bir yldr nerelerde olduunu anlatt. Yurt dna gitmiti. Onun nerelerde olduunu sordu. Bu arada Sevda'nn sigara iin evresine bakndn sezerek cebinden pek seyrek itii Yenice paketini karp ona sigara sundu. Sevda bir Yenice iimlik kadar ksa bir sre sonra bu karlamann anlamn bozmamak ve yeniden yaayabilmek iin oradan ayrld. Gitti duvarlarn nnde anlamsz ve lsz bir sreyle, kimi ok durarak, kimi hzla geerek resimlere bakmaya koyuldu. Bir yandan da terliyor ve terini siliyordu avucuyla. D-arda dondurucu bir k souu ve pis bir yamurlu hava vard. Salar slanm, inmi -iki gn nce berbere yaptrmt- kafasna yapmt. Sabahleyin kendisini hi de gzel ve ekici bulmad halde akamst resim kokteyline gideceini biliyordu. Sevda imdi Haver'in alt bankada, kk bir ite alyordu. Resim sergisinin davetiyesini de Haver vermiti. Soluk solua kalarak resimlere bakmay bitirdi. Artk anlamsz yere durup da tandk gzlemek istemiyordu. Sanki ok ii varmasna hzl hzl yryerek kalabal yarp dar kmaya hazrland. Mehmet'lerin topluluundan geerken Hasan'n fldr fldr bakan gzleriyle karlat. Hasan her zamanki gleryzllyle onu selamlyordu. Topluluk daha da kalabalklamt. Mehmet, tanmad bykl, ksa boylu bir genle konuuyordu. Halil Frat da, iyi yumuak yzl, kr sal, utanga, yal bir ressamn omuzunu eliyle tutarak onunla konuuyor, Berna, skntyla evresine bakmyordu. Sevda Hasan'n sasz ban grd. Birden, hi gerei yokken. Ne abuk yalanm bu ocuk. Ne byk bir hzla kyor... diye dnd,

ona kendini ok yakn duyuver-di apansz. Hasan'n kvrck salarnn tam orta yeri bombotu. Otuzundaki bir adamda grlen bu korkun yalanma Sevda'ya bir anda zntye benzer bir yaknlk duygusu vermiti. Hasan' anlyor gibi itenlikle yzne bakp glmsedi. Onun u gen yan tedirginliklerden, skntlardan, duygusal atma ve zorlanmalardan uzak, dengeli bir toplumda geirseydi hi de byle bir knt iine dmiyeceini dnyordu. Kimbilir ocuk ne denli zor ve youn bir kiisel savam iindeydi. Kimbilir kendini topluma kabul ettirebilmek iin, kendini de aan, duygularn ve bedenini ypratan ne zor bir engeller dnyasn yenmeye alyordu. Kimbilir yaamasnda -tpk kendisininki gibi- sonradan piman olaca ve tedirginlik duyaca ne ok olay, ne ok an vard. Byk bir itenlikle nce Hasan'n elini skt. Hasan ona kardan glmsedii anki kadar yakn ve iten deildi elini skarken. Souk ve llyd. nceleyici ve eletiriciydi. ki eli arkasnda balyken, bir elini uzatmt, bir eli hl arkasmdayd. Bu bile hesaplyd ve bir gerginliin iaretini tayordu. Sevda aralarnda, nerden temellendiini bilemedii bir yaknlk buldu bu ocukla. Onunla, arasndaki bu soukluk, bu hesapllk ama gene de bu itenlik ve yaknln daha da sonraki gnlere uzayacana dair 377 iinde anlamsz bir sezgi belirdi. Bir daha bakt Hasan'a, onu anlamaya almak ister gibi. Sonra kendini saklamaya alarak: Ben ayrlyorum. Hoa kaln... gibi bir eyler mrldand. Bu arada Hasan'n yannda duran Mehmet Meri arkasn toplulua dnerek Sevda'nn eline bir ey sktrm ve utanga bir fsltyla: Sizi bir daha kaybetmek istemiyorum. demiti. Sevda eline sktrlan eye bakt. Mehmet Meric'in ssl bir yazyla ama deiik harflerle yazlm ad, telefon numaras, adresi olan bir kart. leden nce evde olurum. diye ekledi Mehmet. Sesinde acele, tel, utangalk ve pikinlik ve birok duygular gizliydi. yeriniz mi bu? dedi Sevda ararak. Oysa kartta i yeri olmad ok belli olan bir ev adresi vard: yeri, oturma yeri, hepsi ite... dedi Mehmet. Durulmu ve kendine gelmi gibi, gzleri ve sesi akacyd. Peki ararm. Sevda, kendinden hi beklemedii bir soukkanllk ve ask suratllkla kart antasna koydu, tekilerin elini skp salondan kaar gibi kt. Mehmet eve geldiinde bu karlamann etkisindey-di hl. Elindeki gazete ve dergileri bile okumak iin eski itihasn duymuyordu. alma odasnda yatacak ve bu aceleci, utanga kadn dnecekti. Kars karsna elinde mektupla knca ona yorgun bir sesle: Merhaba! dedi, yanndan gemek zere yrd. Sana bir mektup gelmi. Ferda'nn sesi saldrgan ve kkrtcyd. Mehmet durup karsnn sesini dinledi ve mektuba bakt. Sonra merakla ve aknlkla mektubu ald, zarfndan karp arkas n incecik bir yazyla doldurulmu iki sayfaya bakt. El yazlarn pek okuyamyordu ama gzlklerini karp takt, mektubu yle bir inceledi. Sevgili dostum baln, bir de mektubun sonuna sktrlm ad okuyabildi ancak. Ondan sonra mektubu, ya karsnn banda sulayc ve kavga kartmaya hazr bekleyiinden, ya da yazlarn fazla ssl ve zenli yazlm olmasndan, t-kezleye tkezleye okumaya alt. Birok yerini okuya 378 madan geti. Yalnz bir yerde, yazlarn arasndan hemen seilen bir sayya gz iliti. Nurten, kendisinden para istiyordu kzkardei iin. Gerisini okumad. Mektubu tam katlayp zarfna koyacakken zarfn hem de biimsiz olarak, kabaca yrtlna dikkat etti. Mektup her zaman yaptklar gibi kat keseceiyle alp okunmu olsayd belki hibir eye kzmyacakt. nk yle bir uyuukluk ve dalgnlk iindeydi bu akam. Biraz da duygularnda aylarca nce balam olan o anlamsz gerginliin

yumuamasndan doma bir zlme vard. Kendini toplayp da kavga edecek gc bulacandan kukuluydu. Ama mektubun byle zalimce yrtlm, alm olmas ona zamannda polislerin evinin kapsn an, kitaplarn, resimlerini toplayn, onu gnlerce tutuklu brakp ka-kafasmdaki dncelere, duygularna, cokularna el koymak isteyilerini getirdi aklna. Mlkiyet duygular iinde ama mlkiyete saygs yok. diye dnd. Karsnn hi yzne bakmadan, kslm dudaklar ve gzleriyle yanndan geerken mektubu kaldrp alma masasnn stne att. Sonra palto-suyla kendi odasna girdi. Ferda kap yzne yavaa kapannca artk tartma ve dolaysyla barma, bu yk zerinden atma umudunu da yitirmiti. Sinirli sinirli mektuba bakt, sigarasn baparmayla tak tak vurarak kltabana silkeledi. Sonra da can imek istemedii iin bastrp sndrd. Bir sre ortada akn ve pimanlk duygularyla dolap durdu. yi ama o neden piman oluyordu. Piman olmak gerekiyorsa, (piman olunacak bir i yaplmsa) bu i tekine dyordu. Mehmet'i teki diye dnyordu imdi. Ya gidip kapy amak ve dp baylana kadar, bir olay karana kadar barmak; sylemek istediklerini, kendisine yaplan hakszl sayp dkmek ya da evden kp gitmek gerekecekti. Yoksa sakinleecei, durulaca, unutaca yoktu bunu. Biliyordu ki kocas byle sessiz sedasz durdu mu artk barma olana yoktur yeni bir olaya, ya da aradan uzun bir zaman geene dek. Barma o korkun ve delice patlamalarn ardndan gelir. Bu sessizlie dayanamyacam, dayanamyaca 379 m... diye dnd. Ban elleriyle tutarken kollaryla kulaklarn kapatmt. Sanki sessizlii, bu byk grltlerden beter, etkili ve kkrtc sessizlii duymamak ister gibi. kp gitmeli, evden bir sre uzaklamal, insanlar grmeli, konumal, yakmmal, kendisini savunmal, onu sulaman. Onu bakalarna da sulatmal. Kendini bakalarna da savundurmal. Bir ortaklaaclk meydana getirmeli. Yoksa bu sessizlii, bu sessiz sulamay e-kemiyecek. Annesine mi gitmeli. Hayr, annesine gidemez. Orada ocuk var. Ona iyi davranmak, onu sevip okamak, onunla sakin sakin konumak gerekecek. Bunlarn hibirini yapamaz. ocukla uraacak durumda deil imdi. stelik annesi de stne stne gelecek. Kocasn sulayacak. Kendisini dinlemiyerek o adamla evlendii iin kzn sulayacak. Acsn oaltacak, azaltacak deil. yle birileri gerek ki imdi ona, yansz ve akllca tartsn, sorununu zebilsin. Kendisini anlasnlar. Onu balasn ve sevsinler. Evet imdi bir tek buna gerek duyuyor. Sevilmek ve anlalmak. Kendini yanl grnen sonuca karn gene de suluyamyor. Bir kadn nasl davranrsa byle durumlarda, bir insan nasl davranrsa, yle davrand. Baka insanlardan baka bir yan yok onun. Toplumd bir varlk deil. Bir canavar, bir katil, bir hrsz deil, kimseye ac vermedi, kimsenin ac ekmesine neden olmad. te bunlar anlasnlar. Aklna Berna'lar geldi. Berna snf arkadadr kol-lejden. Mektubu kapt gibi dar kt. antasz, parasz, hazrlksz... Yalnz geerken askdan deri ceketini ald, koa koa aaya indi, arabaya atlayp hzla ana caddeye doru srd. * Sevda, Baso'nun sergisine giderken belki Hakk'y orda greceini umuyordu. Artk kendisine gelmedii gibi, Hakk evinde de bulunmuyordu. Sevda, onun bir zamanlar kendisini yalvara yakara ard evine birok kez umut ve umutsuzluk karm cokularla tkanarak gitmi, onu evde bulamamt. Kapnn altndan ktlar atm, onu arm, grmek istediini bildirmi, bunlara karn hi 380 bir belirti grlmemiti Hakk'nn varlna, yaadna dair. Hatta bir kez kk olunu elinden tutarak, onunla birlikte frlayp

kmt sokaa. Bunun ayp m olduu, irkin mi olduu, yanl m olduu zerinde hi dnmeden, ocuu kucanda, dolmulardan inip dolmulara binerek Beyolu caddesinde koarcasna yrm, apartman kapcsna hi aldrmadan karanlk, pis merdivenleri trmanm, kapy almyacan bile bile uzun bir sre tklatp durmutu. Eskiden mutlulukla kark mutsuzluk, utan, pimanlk, sevin, znt duygularnn karmakark doduu bir kaynak olan bu ev, imdi gzne yaklalmas olanaksz bir mutluluk tapna grnyordu. Her geliinde kapdan alelacele yazlm ktlar kt paralan atyor, kimi zaman gnde iki kez evin nnden geiyor, yukarya ban kaldrarak tozdan g-nnmez olmu pis, dar pencere camlarna bakyor, sonra nedense bu evin zerinde yaratt yattrc bir etki ve umutsuz bir sevinle evine dnyordu. Bankada almaya baladktan sonra zaman biraz daha doldu. Her gnk ev ziyaret leri aralanr oldu. Bunun yerine Sirkeci'deki bankaya yakn olan ve Hakk'-nn kitaplarn basan bir kitabevine gidip Hakk'y sormaya balad. Uzun boylu, kaln, kara bykl bir adam olan kitabevinin sahibi orta yal adam aknlkla bakard Sevda'ya her zaman. Onu Hakk'nn sk sk bantlar kurduu kz ve kadnlardan ayr, baka gsteren bir havas vard. Utanga, zgn, ekingen, hatta korkak grnn kadn bir trl zerinden atamyor, hatta her geliinde bu korkaklk daha oalyor gibiydi. Hakk onu kendisini kim ararsa arasn, bilmediini sylemesi iin daha nce uyardndan, kadna kimi zaman acyarak, kimi zaman ondan tiksinerek, kimi zaman ilgisiz ve kaytsz grnerek, kimi zaman gzelliine alc gzyle bakarak hep ayn yant veriyordu: Bilmiyorum. Uramyor. Sonunda bir gn gerei syledi sevinerek: Burda yokmu. Ankara'ya dnm. Sevda o sabah dolmuta Sirkeci'ye gelirken, yannda oturan ve srcden izin aldktan sonra bir sigara yakan 381 dmdz giyimli, ksa sal anlalmaz ama sevimli ve kederli bir kadn dnd. Kadn: Dertler yle ok ki, yaamak ylesine gllk istiyor ki, sabahleyin sigara imeden bu ie -yaamaya- ba-lyamyorum. demi ve glmt. Sevda da antasndan bir sigara karp yakmak istemi ama kadnn biraz tuhaf kaan durumuna dmemek iin sadece glmse-mekle yetinmiti. nce kitabevine urayp Hakk'y soracakt. Belirsiz bir umudun hafif ve tedirgin canll vard stnde. Kadnn derdini -hi kuku yok ki kendisinin-kine benzeyen- merak etmi ama soramamt. Kadnn zerindeki dengesiz hava ve yaratt artc izlenim', onu kadna soru sormaktan alkoymu, korkutmutu. Ben de byle mi olacam acaba? Yava yava dengesiz, topluma aldrsz, delilie yatkn biri mi olacam. O zaman m glebileceim, rahatlyabileceim bu kadn gibi? diye dnmt. Kitapdan bu yant aldktan sonra iine gitmi ve bugn nasl geireceini dnmt. Akama dek para alm, para vermi, daktiloda iki parmayla yaz yazmaya alm, bir ara Haver'e: Burda yokmu. Ankara'ya gitmi. diyebilmi, Ha-ver'in akn, acyan, kararsz baklarn grm ve elini kolunu, bacaklarn ve btn gvdesini glkle kprdatarak akam etmiti. ten kma saati yaklatka Hakk'mn evine gitme istei azalyordu. Artk byle sonusuz aratrmalarla, bo ve sonusuz umutlanmalarla elde edebilecei hibir ey kalmadn anlyordu. Ama Hakk sk sk Ankara'ya giderdi. Bu kez de tekrar dnmek zere gitmi olabilirdi. Ya artk hi dnmiyecekse? Ya oraya yerlemeye karar verdiyse? Ya karsyla bart ve boanmaktan vazgetiyse? Bu olaslklar onun iin, kaldramyaca kadar ar ve dnemiyecei kadar korkuntu. aknl, Hakk'-nn o kadar istedii, kendisini o

kadar karar vermek iin zorlad iin gerekletii u gnlerde Hakk'mn ortadan yitmesine balanyordu. Arifle yar aka, yar cidd, bir yldr olgunlatrmaya alt boanma sorunu sonulanmt. Bir yldr eitli yollardan ve eitli yntemler kullanarak Arifi bo 382 sanmaya raz etmiti Sevda. Hatta onu kendisine su orta etmiti. Ailelere haber vermeden boanacaklar ama birbirlerini grmeyi srdreceklerdi. Kimi zaman akayla: Arif ne zaman boanyoruz? szn bir ark dizesi gibi tad korkunluktan syrarak, syler kimi zaman: Arif'ciim, kzlarn nasl? Onlarla geziyor, eleniyor musun? Kimbilir seni ne kadar beeniyorlar, ne kadar se-viyorlardr szleriyle kocasn baka kadnlara iterdi. Kimi zaman da: Ne olacak yani, ocuklar ocuklar... Onlar byyp evlenince bizim anlamazlklarmzla, sorunlarmzla ilgilenecekler mi? Birer kz bulup bizi unutacaklar. Biz kendimizi harcamakla kalacaz. imdiden baka yaamalar denemeli, en iyisini ve mutlusunu aramalyz. Bulamazsak gene birbirimize dneriz. korkutmalaryla Arifi yava yava altrmt dva amak iin. Arif nceleri, koyun gzne benzer iri, kara, slak gzlerini ona dikerek zavall duygularn anlatmak istemiti: Sevda, bu szleri brakrsan sana bir yazlk ev alacam. Yapma ne olur szleriyle onu kazanmak istemiti. ounlukla eski kz, kadn ilgilerini brakp zmit'ten haftada iki, kez geceleri gelmeye balam; ocuklara, eve ball daha da artmt. Ama imdi o da almt duruma. Kyc bir kaytszlkla stanbul'a hafta sonlar geliyor, surat ediyor, ilgisiz ve duygusuz grnyor, hatta ocuklara hi beklenmedii kadar sert ve acmasz davranyordu. Bir hafta da gelmemiti. Sevda geliini skntyla, sinirlilikle bekledii adamn gelme saati geince tellanm, pencere nnde dikilip kalmt. lk dnd ey de buzdolabnda etin bittii, kasabn nerde olduunu bile bilmedii, hatta et fiyatlarnn ne olduundan habersiz olduuydu. Tel ve korkuyla ne yaptn bilmeden sokaa frlam ve sora sora bir kasap bularak ondan yarm kilo kyma alp eve dnerken Haver'lerin kapsnn nnde Arifin arabasn grmt. Elindeki yarm kilo kymann verdii aknlk ve kendine acma duygusuyla koarak Haver'lere gitti. Kapya kan Haver ona byk bir fel 383 kete uram insanlara bakld gibi korkulu gzle bakarak: Ben de sana geliyordum. Arif imdi bize geldi. Artk eve gelmiyecekmi. dedi. Neden? nceki gn mahkeme varm. Sen gitmemisin. Oysa gideceine dair sz vermisin. Mahkemeyi uzatacakms-nz. Sevda nasl olup da sevinle, zlemle bekledii mahkeme gnn unuttuuna ap kald. Gideceinden deil de artk kendisi iin bir yk olan bu evliliin belki o gn biteceini dnmekten dolay sevin duymutu. Ama imdi bir lm haberi dinlemi gibi sersemlemiti: Her ey bitmi mi yani? Evet! Sevda, paldr kldr ieri girdi. Arif bir koltukta oturmu sigara iiyordu. Ancak alam insanlarda grlen bir sinirli durgunluk vard zerinde. Krgnlk dolu baklarla bakarak: Merhaba! dedi Sevda'ya. Merhaba! Vallahi tmyle unutmuum gelmeyi. Haver'in annesi skntl bir yzle Arifin karsnda oturuyordu. Sevda ieri girince surat asarak kalkt, dar kt. Haver'in kardei yansz ve ince davranmaya alyordu ama o da Sevda'ya ayn Arif gibi krgn baklarla bakyordu. Sevda'ya eski dostluu gstermeye alan, bir tek Haver'di orda. Sevda

birden bu arkada evinin kocas iin kendi evinden daha rahat ve deerli, kendisinin bu yabanclardan daha deersiz ve gvenilmez olmaya baladn anlam ve ii burkulmutu. Hibir ey deil ama, bunca yl birlikte olduu, pek ok eylerini paylap yanyana yaad adamn birdenbire hi umulmadk bir deer kazanarak yaamasndan kp gittiini dnd. Alt bir eyann, yaknd kullansz bir evin insann elinden kp gittii n duyulacak yitirme korkusuna benzer bir korkuydu bu. Arifle birlikteyken duygularnn ucunu kapp koyveriyor ve egemenliin, stn oluun, istiyen ve seen oluun baszlm, kesinliini, sertliini duyuyordu. Yalnz kalnca btn bunlarn hibir nemi kalmam gibi yeni duygularla 384 dolmaya balad. imdi yalnzca gvensizlik duygulan iindeydi. O glln kycl, sertlii acmaszl gitmiti. Yerini korku, gvensizlik almt. Bu duygunun etkisiyle Arife sitemler yadrmaya, onu sulamaya koyuldu. Haver'in kardei de kmt odadan. Yalnz Haver oturuyordu. nceleyici, canl ve yarglayc baklarla bir birine, bir tekine cidd cidd bakarak sessizce konumalar dinliyordu: Tank da gtrdn m? Evet. Kimleri? Arif sylemek istemiyordu kimleri gtrdn ama yalan sylemekte zorluk eken insanlardand. Ezilerek: Neriman halalar. dedi, sonra da Sevda'ya eski gnlerdeki gibi hesap vermek gereini duyarak: Hep kaplarda bekledik seni. Mahkemeyi geciktirdik bile. Skntmdan baylyordum... diye ekledi. Sevda birok eyi birden dnyordu. yi gnlerinde sk sk gelip gittikleri Hereke'li halalarn denize bakan tertemiz ve yoksulca evlerini, bir fabrika iisi olan Niyazi Eniteyi, lisede okutmaya alp da okutamadk-lar ocuklarn, evlerinde okunan bol renkli magazin gazetelerini, hi kapatlmayan kk el radyosunu, enitenin apkn ve anlayl baklarn... Halann tutuk, sert, saduyulu konumalaryla bu aile gzlerinin nnden gelip geiyordu. Nasl eziklikten sulaycla getiini de anlyam-yordu. imdi Arif duygularn, kayglarn, acsn ve zntsn nasl Sevda'ya aklyacan armt. Deminki krgnlktan ok imdi kendi savunmasn yapmak zorunda olan ayn zamanda hakl olan bir sulunun duygularn yanstyordu yz. Sen niye gelmedin? Seni bekledik. Ben fenalk geirdim kapda... diye yeni batan ald anlattklarn. ok zgndler onlar da, bilmiyorsun. Hala hi ieri girmedi, hep seni bekledi bahede. Sevda o gn, o saatte, yani kendisini herkesin byle bir tella bekledii saatte ne yaptn ayrntlarla hatrlamaya alt. Hatrlyamad bir trl. Geri dnlemez mi? dedi, Dva yeniden grlemez mi? 385 Arif de Haver de aknlkla ona bakyorlard. Haver kendini tutamad, glerek dar kt. lm almadk daha. Yani, ilm almamak ne demek? Bilmiyorum. Yeniden evlenmek istiyenlere galiba ilm alnmaynca kolaylk gsteriyorlarm. Sevda biraz rahatlamt. Hi naz etmeden, dpedz duygularn belirtti: Hemen evlenelim yleyse. O srada Arifin parmaklarna iliti gzleri. Arif nian yzn karmt. (O kadar glnlklerle taklan yzk... Arifle babas ve Sevda'nn okul arkada olan byk kz kardei ellerinde bir demet karanfil, bir kutu iporta ekeri, bir ie de ucuz kolonyayla evdeki nian trenine gelmilerdi de Sevda konuklara, komulara tutabilmek iin

koup yaknlardaki bir ekerciden jle almt. Sonra Arifin babas nian yzklerini takarken Anne gelsene!... diye darlarda gezinen annesini yksek sesle armt ve btn komu kadnlar glmlerdi Sevda'nn bu ocuka sesleniine) Arif belli belirsiz ve krgn bir glmsemeyle: Dur bakalm. dedi, Acele etme. ocuklar hi dnmyorsun ama... imdi ocuklar Sevda iin derin bir acma kayna olarak grnyorlard. Onlar hatrlaynca, onlardan gizli evrilen bu boanma iinden, hi gereklemiyecek, tatl bir d bekler gibi bekledii bu korkutucu gerekten nefret etmeye balamt. Arif karlk vermiyordu. ok gln ve ac buluyordu bu sulamay. Skntyla tl perdeye ilitirilmi yapma kelebee bakt, yznde alayc bir anlam belirdi, ayn alayc baklar Sevda'nn zerinde ksa bir sre tuttuktan sonra ban nne edi. Kalk hadi eve gidelim. ocuklar yalnz, merak ederler. Ben o eve gidemem. Neden gidemezmisin, senin evin o. Arif Sevda'nn her konuda kendisine kar ne kadar inandrc olduunu dnyordu. Boanmak isterken de kendisine byle yalan ve inandrc szler syler ve ona 386 kar koyacak en kk akla uygunsuz bir nokta brakmazd. imdi de Arif direniyordu. Direnirken de sulu oluyor ve ocuklarn grmek istemiyen bir babann kycln duyuyordu iinde. Haver de gelmi Sevda'dan yana davran gstermeye balamt bu kez: yi ya Arif bey, Sevda madem ki byle bir pimanlk duymaktadr, duygular deimitir ve sizi istiyor, direnmeniz anlamsz. dedi ve Arife kzdn belli ederek Sevda'yla sakin sakin baka eylerden sz etmeye balad. Arif, sessiz, inat, ezik mahalle ocuklar gibi direniyordu. Sonunda Sevda alamaya balad ve kp gitti. Etini orda brakmt. Haver elinde et kadyla odaya girip de, yar alar gibi Arife baknca, ikisinin de yznde akn bir glmseme ve gzlerinde yalar belirdi. Bunu gtrn bari Arif Bey. Haver'in annesiyle kardei de mutfaktan kmlar Haver'in elindeki kk et paketine bakyorlard. Arif paketi ald ve gzyalar akmadan, ama gz yalarndan dolay akan burnunu eliyle, belli etmemeye alarak sildikten sonra kp gitti. Haver Arifin ardndan bakarken glmsyordu ve iki ocua benzeyen bu kar kocann aclarnn tamamyacak kadar ar ve ilgisiz kalmam-yacak kadar gerek olduunu dnyordu. Sevda ite byle rahatlam ve tekrar Arifle evlenmeye hazr bir yrekle, ezikliini, gszln, yenilgisini kabul etmi insanlara vergi bir pikinlikle gitmiti Baso'nun sergisine. Onun iin Hakk'y bulamad zaman o kadar sarslmamt. Hele imdi Mehmet Meric'in: Sizi kaybetmek istemiyorum bir daha. diyerek gzlerinin iine bakn hatrladka edepsizce bir sevin, nerdeyse bir gvenlilik ortamnda yayormu gibi bir glenme duyuyordu kendinde. Arifle, Hakk'yla ve Mehmet'le onun arasnda rlm bu ok zayf, bu gze grnmez, bu koptu kopacak balar bir kadnn bir erkekle arasnda rlm ok salam grnl tek bir badan daha sevin vericiydi, daha gvenilirdi. Sevda bunu duyuyor ve yava yava, bu gvencede oluun etkisiyle kendisine geliyor, bozulan duygusal yaamasn bu kez daha az dsel, daha ok akllca kurmaya alyordu. 387 Yapayalnz kald zaman evresinde kimse yoktu, kimseyi bulamamt. imdi de o Sevda yoktu ite. Olmayacakt. Hibirisinden yana olmayacakt. Olabilirse kendi kendisinden yana olacakt. Olamazsa... Bu olaslk rpertiyordu Sevda'y ...Kendisinden yana olamazsa... Hibir ey dnemiyordu.

Yrei bu bantlarn iinde en fazla, Mehmet Meri'ten yanayd. Bu hi yokmu gibi grnen, bu balamayan, ama bir sr gzel gereklerin balangc olabilecek, belki en gzeli olabilecek, ok gzel bir olayd. Yalnz, yreiyle hl Hakk'ya, aklyla Arife bal olduu iin Mehmet ancak silik bir izlenimdi. Dnd, dnd, kokteylden dndkten sonra, Mehmet'le ilgili pek az ayrnt hatrlyabildi. Yzn, salarn, bedeninin zelliklerini deil de giysilerinin niteliini buldu sonunda. Lacivert takm giysinin iine mavili lacivertli bir kravat takmt Mehmet. Peki bu giysiler neden ona yakmt. Evet belleini zorladka yeni zellikler bulup karyordu. Mehmet'e giysileri yakmt. Bu zellikten yola karak baka bir ayrnty hatrlad. Kravatnn izgisiyle yznn renkleri arasnda bir btnlk varm gibi bir izlenime kaplmt Sevda. O neydi? Sonunda o btnlk verici zellii de buldu. Mehmet'in gzleri maviydi. Kara sal, esmer mavi gzl bir adam. Bu, ancak yeni domu bebeklerde raslanacak gibi, az raslamr bir zellikti. imdi Mehmet'in gz rengini bulduu iin, onun kendisine glmsiyerek bakarken syledii szleri bir kez daha yeni batan yaamak istedi. Gzlerini kapatt ve Mehmet'in fsltl sesini duydu: Sizi yeniden kaybetmek istemiyorum. XII Esmer, bykl, ufak tefek sevimli gen adamla Hakk Kotar gazetenin mdr odasnda oturmular, neeli bir konumaya dalmlard. Ankara'nn bu kk gazetesi salt resm ilnlar ve zel ilnlarla yayordu. Daha dorusu yaamaya alyordu. Ufak tefek, esmer, bykl gen adam Sabri, bir yandan zel dertleri, bir yandan gazetesini kurtarma ve yaatma abalar, bir yandan bir yl kadar nce gazetesine sekin yazarlar toplayarak yapt atlmn -atlm bir ay srmt ancak- borlarn demek amacyla rpnp duruyordu. Bu arada arkadalarnn ve toplumun kendisine yklediine inand birtakm sorumluluklarn da iinden kmaya alyordu. stanbul'dan Ankara'ya gelen btn aydnlar arlamak, yemee gtrmek, otel bulmak, gezdirmek iini hi yorulduunu belli etmeden, seve seve yerine getirmeye alr hatta para ve zel ilikileri ynnden en bunalml anlarnda bile yemeklerde konuklarna kendi yazd iirleri okumaktan kanmazd. Bu sofralarda toplum iin, insan iin, Trkiye iin, btn dnyann ezilen halklar iin en gzel dilekler, tasarmlar, abalar konuulurdu ama konuanlarn kendileri bu dileklerden ok uzaklarda olurlard. Toplumsal ykmllklerle yorgun, fkeli, sinirli, kmazda olurlard her zaman. Kendi yaamalarn bile daha doru drst insanca dzeye oturtamadklarndan, konumalara eninde sonunda, bir aclk, bir fke, kzgnlk havasnn egemen olmasn n-liyemiyorlard. Sabri de biraz nce Baso'nun sergisinden ald ve odasnn duvarna ast bir resmi Hakk'ya gsterdikten sonra, Hakk'nn sorduu: 389 Senin iler ne alemde? sorusuna: Hi! Mahkemedeyiz ite... diye yant vermi ve iinin birden anlayamad bir armla burkulduunu duyarak susmutu. Gazetesinde alan bir kzla seviiyordu ve iki ocuuyla kars kentin baka bir blmnde kendisinden bir yldr ayr yayorlard. Kza bir kat alp demiti ve kars kendini avutabilmek, kocasn unutabilmek, kocasndan ald tedbir nafakasna ald paray ekliyerek daha rahat yaayabilmek iin bir maazada satc olarak almaya balamt. Sabri krgnl--m Hakk'ya da aklayabilmek iin, onunla konuup dertleebilmek iin duyduu zorlamay yenemiyerek birden bire kzaran gzlerini ona dikti: Selami'yi kovdum... dedi. t, bizim hatunun evine gidip onunla evlenmek istediini sylemi. Hakk incecik sesiyle grltl bir biimde gld: Yenge de kabul etmi mi? Sabri de gld ama isteksizdi glnde. Hakk Sabri'nin bu krgnln neye balayacan bilmedi. Karsna m, arkadana m? Kendisine ya da sevdii kza m?

Etmi Allahszolu Allahsz!... dedi Sabri gln genileterek. Hakk'nn gl bu kez daha grltl olmutu. ok sevimli bulmutu bu olay. Erkek kadndr yengem zaten. dedi. Ne yapsn yani, bekle bekle... Baa kar m... Kendi kars da, kocas stanbul'dayken gelen boanma arsn alnca kocasna acl, tell bir mektup yazmt. Duygularn hi saklamadan. Hakk karsnn kendisine hi byle yakn, iten ve boyun emi gibi davrandn anmsamyordu. Genellikle ocuklar ve kars, onun genliimi yayorum gerekesine bal olarak yapt saysz lgnl balyamaz olmular, gitgide onunla evde selm sabah kesmilerdi. Ama boanma arsn alnca kadn: Her ey bitti mi? diye balayan bir mektupla kagelmiti karsna. Hakk, karsnn byle almam, ince duygularla, korku ve rkntyle dolu olarak ona yaklatn son yllarda pek az anmsyordu. lk yllar... lk yllar oktan unutmutu Hakk. Btn i, ev ocuk ve 390 memleket sorunlarn birlikte paylatklar ilk yllar... Son yllarn lgn ve karmakark ak iinde ilk yllarn bu gzel ve ince anlar, izlenimleri, kendilerinden beklenmeyen bir hafiflikle silinip gitmiti Hakk'nn belleinden. Ayn kargaa imdi Sabri'nin de yaamasn altst etmiti. lk yllarn -yirmi yl ncelerin- ikisinin de daha ocuk olarak raslatklar, sevitikleri, yaamann btn glklerine birlikte kar koymaya altklar o ac, tatl, neeli, korkun kederli ilk yllarn anlar hatrlanmaz olmutu. Ama kars o gnleri tek tek hatrlyordu. Bir tekini bile unutmamt. Unutmak iin ne baka erkeklerle karlam, ne toplumda salam ve gvenilir bir yer iin kocas gibi ansl ve gl olabilmiti. Hibirini unutmuyordu, unutamyordu. Sevgisini, yirmi yldr bitmeyen eskimeyen, deimediini sand sevgisini, imdi mahkeme yollaryla, kavgayla, dvle, kocasna raslad zaman nleyemedii fke patlamalaryla savunmaya alyordu. Bir yldr glmeyen, yumuamayan, rahat uyku uyuyamayan kadn salksz ve her saati diken stnde gibi geen g gnler geiriyordu. Kocasnn gazetesinde alan bu gen, yakkl erkek beklemedii bir gn karsna, uzun zamandr grmeyi unuttuu bir sevecenlik, bir yaknlk, bir sevgi ve sayg havasyla ka-gelince arm, irkilmi, hi sevinmemi ama bu neriyi kabul eder grnmt. Sonra da bu haberi ocuklarna syleyerek, kocasna duyurmutu. Bir yl adamla nianl kalacaklard. Bu bir yl kendisine, hibir ey bilmedii gelecek iin, yeni olanaklar hazrlyacak bir deime sresi, bir umutlanma, umutla bekleme sresi sayyordu. Sabri bu haberi alnca vurulmu gibi bir anda btn yaamann durduunu sanm ve sonra ince bir yrek s-zsyla kendine gelebilmiti. Hi nem vermedii, artk yeniden sevmesine olanak kalmadn sand bu sevimli, yaman kadn yeniden kendisi iin bir konu oluyordu. ocuklarnn anas, yirmi ylnn yakn, belki elinde olan btn zenginliklerin, olanaklarn yarsmda emei olan bir varlk, somut bir varlk olarak ortaya kyordu. Hakk kendi boanma durumundan sz etmiyordu kimseye. Bir sre unutulmutu imdi bu durum. Kars ve 391 ocuklar ilk karlamann dikkatli ve ince davranlarla dolu ilk gnleri geince, babalarn gene hi deimemi olan o eski sorunlar, dertleri, bunalmlar eve getiren adam olarak yeniden tanmlard. Hafif srtmeler gene balamt ve kadn yeniden kendisine dnm olan kocay insanca ve toplumsal llere gre yarglamaya balamt. Hakk her zaman karsn her ynyle, kendisinden gelimi bulurdu. Kadnda eski zgr ve kendine gvenli, erkei yarglayan davranlar bagstermiti ama Hakk'nn umurunda deildi bunlar. Bu ev onundu, onun kitap paralaryla satn alnmt ve orada istedii kadar, istedii biimde oturabilir, yaayabilirdi. Yalnz adam olarak da, nl adam olarak da, halkn ve toplumun benimsedii adam olarak da, bunlarn hibiri olmayarak, Hakk'nn

yeniden yaratmaya balad genliini yaayan adam olarak da bu evde kalmas onun yasal ve toplumsal hakkyd. Karsna aldrmyor ve can nasl yapmak istiyorsa, gnlerini yle geiriyordu. Yazyor, geziyor, yatana uzanp Sevda'y ve pek az olarak da Nur-sen'i dnyor, cannn istedii kitaplar okuyor ve bu arada kendisine, i olsun diye srekli alabilecei bir i soruturuyordu. Kitaplaryla geinmenin zorluuna artk dayanacak ya gemekte olduunu dnyordu. Sabri'ye bu isteini aarak kendisini gazetenin kadrosunda gstermesinin olanak iinde olup olmadn sormutu telefonla. Eer isterse gazetede aralklarla yaz da yazabilirdi, roman, yk de. Hi deilse, iki yl sonra bir yerden emeklilik hakk salanm olacakt. Bugn lsek cenazemiz akta kalacak... dedi Sabri'ye sitemli, gl olmasna alt bir ses tonuyla. Sab-ri demin Hakk'nn gld gibi grltl bir glle: Yenge kaldrr abi, zlme sen cenaze iin... dedi. yi kadndr yengemiz, bakma sen. Biz kadnlarmzn deerini bilemedik. Bu byle. Saklamak yakmaz. Bu bok dzen bizi kendi kendimizle, dncelerimizle, toplum anlaymzla bile ters davranlara srkledi. Kadnlarmz, ocuklarmz darmadank etti. Hakk kendi yaamasn dnerek Sabri'ye hak verir gibi ban sallyordu. nsanca yaamalardan uzak kaldk... dedi. Ne pa 392 raca, ne baka bir yandan gvencemiz olabildi, ne istediimiz gibi sevebildik, ne kendimizi aldatmadan istediimiz gibi yaayabildik... Sabri: Ne var ki dedi, Biz kimin nasl yklacan bildiimiz halde bakalarn ykmaya altk. Bile bile deil elbet... Buna bal olarak... Nedendi bu anlyamyorum i kadn - erkek kavgas durumuna getirdik. Bizim saflarmzda bizimle ile eken kadnlarmz, mutsuzluumuzun tek nedeni saydk. Paylamay bilmedik abi biz bilmedik... dedi, ayaa kalkp, pantolonunun kayn biraz aa indirerek gbeini rahatlatt. Ac ekilecekse hep birlikte ekmeye katlanamadk. Aclar onlarn stne ykleyip... Telefon ald o srada. Sabri duvardaki yeni tablosuna bakarak konuuyordu. Konutuu kadn, avukatyd. Ona gn yaklaan boanma durumas iin bir eyler soruyordu kadn. Sabri glerek ve akalaarak ona gereken bilgiyi verdi. Kendisini ne kadar alaya alrsa, eletirirse, karsnn, iine bir yara gibi girmi olan kskanl o kadar hafifliyecekti sanki. Kars imdi, sevdii kzn imgesini bastran yeni bir imge olarak belleine yeniden yerleiyordu. Ufak tefek, gzel kara gzleri ve alacak drstl ve direnciyle ona sevimli sevimli glyordu. Ulan kar elden gidiyor diye telaa dtk abi, olacak ey mi... dedi Hakk'ya dnp. Sonra da garip bir neeyle ekledi: Gel seni bir yemee gtreyim. Hem ier hem konuuruz. Kalkarlarken Hakk, u kendilerini kskvrak balam olan mlkiyet, sahip olma, mal elden karrken duyulan ac ve pimanlk duygusunu dnp duruyordu. Kendisinin Sevda'ya yapt hakszlk da buna benzer bir eydi. Kendisi bir sr kadnla ilgilenirken kadna Kocanla btn ilgini kes. Onu artk hi grme. diye tutturmutu. Oysa o gnlerde kendisi sk sk Ankara'ya geliyor, stanbul yorgunluklarnn acsn karmak iin, stanbul'daki yoksul evinden biraz daha konforlu ve rahat olan evinin kitaplkl, banyolu, buzdolapl, alma odal yalnzlna kendini brakarak birka gnlk bir tatilin mutluluunu yayordu. 393 I Kimler vard sergide tandklardan? diye sordu Sabri'ye. Herkes! diye ksa kesti Sabri yaz ilerinden birini aryordu bir haber brakmak iin. Bir sre ayrld Hak-k'nn yanndan. Sonra dnerken aklna

bir ey gelmi gibi glerek: En akllmz Mehmet Abi... dedi. Hakk Mehmet Abi'nin adn duyunca glmeye balad. Mehmet Abi demek glmek demekti. Onun romanlarn, oyunlarn okuyarak byyordu Hakk'nn ocuklar. Hele kz Mehmet Meric'in kendi ocukluunu anlatt son oyununa takm bir hayranlk gsteriyordu. Kokteylde o da vard. diye ayn akac baklarla bakarak anlatmaya balad Sabri. Asansre doru yryorlard. Karsna ok kzgn. Svp sayp duruyordu. Hemen orda, ayak stnde bir kadn ayarlad. Nasl yapt yahu! Bu... mr adamdr vallahi. Sabri arada yksek sesle glerek olay anlatmaya balad. Mehmet'in kadna sylediklerini duymamt ama kartn verdiini grmt. Sonra kadnn arkasndan nasl sessizletiini, mutlaka onu dnmeye balad iin -burasn Sabri byle yorumluyordu- konumalara eski istekle katlamadm, bir sre sonra da kp gittiini, oysa o gece birlikte Pasaj'a gitmeyi dndklerini anlatt. Nasl bir kadnd? Hakk, glen, rahat bir yzle Sabri'ye bakyordu, kadn anlatsn, diye. Mutlaka gln bir portre ve tablo izecek olan Sabri'yi neeyle dinlemeye hazrlanyordu: Nasl bir kadnd? Sabri'nin arabasna bindiler. Gazete binasnn nnden geri geri kp caddeye ynelirlerken Sabri vites deitirdi. Yz ciddilemiti. Gzel bir kadnd yahu. Hi imdiye dek onu byle yerlerde grmemitim. Soracaktm Mehmet'e, frsat vermedi ki. Toz oldu, ben toparlanamadan kerata. Gen miydi? Hakk'nn zerine imdi bir durgunluk kmt. Gzel bir kadnla servene balayan Mehmet Meric'in y394 ksn kendi yksym gibi, bu ykden kendine yarayacak gerekler, ipular karabilecekmi gibi dikkatle dinlemeye koyuldu. Eh, genti... Genti, genti!... Sarn, ocuk gibi bir eydi. Hzla geldi kokteyle, hzla gitti. Ben, giderken yanlarndaydm. Daha iyi bakabildim yzne. Gelirken baka birileriyle konuuyordum. ok ekingendi ve te-^ dirgin, acaip bir hali vard. Hakk durgunlamt. Arabann iine dolan k gneini rahatsz edici buldu, geriye doru ekildi, bzld. Bir eyden kayor gibi ya da bir eyi yakalamak istiyor gibi dikkatle bakt yollar hi ayrmlyamadan, "hibir ayrnty grmeden Sabri'yi dinlemeye alyordu. Ona hem daha ok eyler sormak istiyor, hem hibir ey sormamak ve Mehmet Meric'in yksnden bana ne diyerek konumay bambaka konulara getirmek istiyordu. Sabri iirlerinden birini okur gibi, derinden gelen, dalgn bir sesle: Yamurda slanm bir kedi gibiydi... dedi. Hakk ona bakt yan gzle. Sabri belli belirsiz glmsyordu. Bu glmsemeyi yzne arpan gneten dolay yz izgilerinin deimesine balamak istedi Hakk. Krmz bir kedi... gibi dedi Sabri, sonra sesle gld. Krmz bir kedi mi? Hakk da glyordu imdi. Krmz bir giysisi vard. Uzun salar, kedi kuyruu gibi slanmt ularndan... Sabri btn kadnlar yumuak, sokulgan kediler olarak dnrd. Kendi sevgilisi de mavi gzl, beyaz bir kediydi. Kars bir kedi olmad iin, basbaya, dpedz, kavga eden, alan, uraan, didinen mutluluu kendi gcyle yakalamak isteyen ve yakalad mutluluun savan tek bana, kendi gcne dayanarak yapmaya alan ve sokulganla, yumuakla zaman ve gerek bulamyan gerek bir insan olduu iin, ona kzyordu. Biri onu kovalyor gibi, hzl hzl dolaan, rkek rkek bakman bir kedi. Nerdeyse aaca trmanacak ya da belini kamburlatrarak rkek rkek

tslayacak sanrsn. 395 Hakk, Sabri'nin anlatm o kadar baarl buldu ki, arkadana kzmaya balad. inde nerden doduunu kesin olarak bilemedii ama varln da yokumsyamya-ca bir tedirginlik bagstermiti. Yemekte boyuna emeklilik iinden konutuklar halde, Sabri'nin her ay kendisine ne kadar prim yatraca hakknda gr alverileri yaptklar ve kendisinin nasl yazlar yazaca, bunlar ne kadar aralklarla yazaca konular zerinde durduklar halde, akl o tslyan, trmalyacak gibi bakan ve hzl hzl, slak tyleriyle gezinen krmz kedideydi. S:* Sevda Beyolu caddesinde, ilkbaharn ilk gzel ve gneli gnlerinin tadn ilk kez duyuyormu gibi geziniyordu. Uyuuk ve dalgnd. Tpk Sabri'nin anlatt gibi, sersem bir sokak kedisine benziyordu. Sersem, soluk ve dalgn... zerindeki asker kaputu renkli yeni ald par-des, arkasna balanm salar ve kahverengi askl antasyla, elleri ceplerinde, yaamasnda ilk kez rahatlkla maazalarn cameknlarna bakyor, giysi fiyatlarn okuyor, bir eyler satn almay kuruyor, sonra bundan cayyordu. imdi ocuklarn sorumluluu yklenmiti stne. Arif artk ok seyrek geliyordu, gelirken de eskisi gibi dolu gelmiyordu. Bir iki para yiyecek artk evin yeme ime gereklerini karlamaktan ok uzakt. Sonra Sev-da'ya sert ve actc bir sesle, aldrsz, soruyordu: Paraya ihtiyacn var m? Hayr! Sevda Ariften para almann gln tanmt imdi. Eskiden Arifin antasna haberi olmadan brakt yzlkleri harcamak gereini bile duymazd. imdi ocuklarn ayakkaplar arpld ve ayaklarn bu yzden sryerek dolamaya baladklar halde, beslenmek iin -Sevda hl alveri ilerini dzene koyamamt. Yiyecek almay ve yemek yapmay sk sk unutuyordu- pek bol gere bulamadklar halde, gerekli paray ondan istemeye dili varmyordu. Gene de Arif eskisine gre ok az saylacak bir paray karp masann stne koyard gitmeden nce. Artk yalnzla da almlard. ocuklar 396 imdi, gnl rahatlyla kapcnn ocuklaryla oynaya-biliyorlardeskiden sokakta oynamaya pek zamanlar ve byklerin izni olmazd -Pazar gnleri de birlikte Sev-da'nm anne babasna gidiyorlard. Hi de korkulacak bir ey yokmu yalnzlkta diye dnyordu Sevda.imdi ev sessizlemiti. ocuklar ellerine kovboy kitaplarn aldlar m, dalp gidiyorlard. Eski taknlklar, acaip ve tedirgin edici yaramazlklar unutulmutu. Kk, byn kitaplarndan, okula gitmedii iin resimlere bakarak inceliyordu kovboy servenlerini. kisi de kendilerini bu gl adamlarn yerine koyuyorlar, gnn birinde onlar gibi gl adamlar olarak her eyi bir yumrukta dzeltebileceklerine inanyorlard. O gnleri bekledikleri sanlabilirdi. yle sessizle-miler, yle dalgnlamalard. Ne annelerine, ne anneannelerine, ne de baba ve dedelerine bu konuda tek bir soru bile sormamlard. Babalar eve neden ok az gelmeye balam ve neden kendilerine artk yabanc ocuk-larm gibi bakmaya balamt, bunu hi merak etmiyorlar, harl harl, balarn bir dakika bile kaldrmadan kovboy kitab okuyorlard. Sonra, kimi zaman arka odalardan, banyodan, sandk ya da hizmeti odasndan: Davranma!... Fyit!... Fyit!... gibi emirler ve kurun sesleri gelirdi. Anneleri aldrmyordu btn bunlara. Herkes ne isterse onu yapsn, nasl mutlu oluyorsa yle mutlu olmaya alsn, diye dnyordu. Esma Hanm'n ikinci ve son kez memleketine dnnden sonra eve gelen Pembe Hanm da kmt iten. Kocas, ortayla birlikte ona baka bir ev tutmu ve metresinden doan ocuu da alarak aileyi bir at altnda

yaamaya zorlamt. Bylece emekler ve para da birleecek, belki birbirini zlemek acsndan ve derdinden kurtulacak ocuklar, baba, ana, babann sevgilisinden de zgeci istemeden mutlu olacaklard. Sevda hem Pembe Hanm', hem metres olan kadn, hem erkei hakl buluyordu imdi. nn de duygular, istekleri, mutluluk anlaylar ayryd ama de birbirini istiyor, ayr derlerse bir sr olumsuz durumun 397 \h\ meydana gelmesine ellerinde olmadan neden oluyorlard. Bylece herkesten ayn zgeci, ayn katlanma, anlay istenecek, herkes, acy da, mutluluu da paylamasn renecekti. yi eydi dorusu Pembe'nin kocasnn bu Sivasl, Suehri'nden kalkm stanbul'a srclk yapmaya gelmi adamn buluu. Yani ona imdi Hakk karsyla, ocuklaryla birlikte yaamalarn nerse kabul etmi-yecek miydi... Bu dncenin verdii hazla yrei tkanr gibi oluyordu. Ulalmayacak bir mutluluktu bu. O kadar gzel ve o yzden ulalmaz. Sevda iinde o kadna, o ocuklara en kk bir kskanlk bile duymuyordu. Onlar kendi ocuklarndan bile daha ok sevebileceini dnyordu. Niye ayrlklar vardr? Niye kskanlklar vardr? Niye birinin mutluluu, mutlaka tekinin mutsuzluuna balanr? diye yan tutmadan dnmeye alyordu. yle itendi ki bu dncelerinde, Hakk neden bunlar anlayamadan kp gitti, onu byle aresiz ve gln bir durumda brakt diye ona nlemeye alt bir krgnlk ve fke duyuyordu. Hatta Arifi byle krmann ne anlam vard? diye dnyordu. Onu yaamamdan karp atmam gerekli miydi? O benim yaamamn baka bir mutluluuydu, Hakk baka baka bir yan... Onu byle kt, bencil, duygusuz bir hale getirmeye ne hakkmz vard? Sonra Arif, ocuklar, Hakk, Hakk'nn kars, ocuklar ve ortaklaa dostlarla kurulmu bir topluluun iinde yaadn dnyordu. Ne gzel ve esiz bir mutluluk, alma, gven, gllk kayna olabilirdi byle bir yaama biimi. Sonra da kendi kendine glyordu: Artk bende ahlk, namus, drstlk adna hibir ey kalmad. diyordu ac ac. Bir zamanlar okullarn, snflarn, mahallelerin, kasabalarn en namuslu, en esiz, en alkan -kimi zaman en baarsz- en sevilen ve saylan kk kz... imdi bu duruma gelsin, byle ahlk d eyler dnsn, stelik byle bir yaamay benimsesin... Hakk'y aldatr gibi ii szlyarak, birka gn nce Mehmet'e telefon etmiti. Mehmet ona kendisini sabahlar bu numaradan aramasn sylemiti. O da yle yapt. 398 Mehmet ok doal ve sakin bir sesle: Buluup bir yerde yemek yiyelim mi? dedi. Siz bilirsiniz. Pasaja gelir misiniz? Pasaja hi gitmedim, bilmiyorum. Mehmet aknln belli edercesine bir sre susmutu telefonda. Sonra: Peki yleyse, Parmakkap'da bir lokanta vardr, orda bulualm. demi ve ne olur ne olmaz, bu acayip bilgisizlikleri olan kadna lokantay uzun uzun tanmlamt. Sevda, ona Beyolu'nun ve btn bu k yerlerin yabancs bir taral kz gibi grnmemek iin sk sk pek de iyi bilmedii Sraselviler adn kullanarak sorular sordu. Mehmet de lokantay Sraselviler'e gre anlatmaya balad o zaman. Sonra da ii salama balamak iin: Ben sizi lokantann kapsnda beklerim. dedi. Sevda hi inanmyordu bu lokantann kapsnda grecei adamn kendisini, o artk umudunu kestii ak cokularna srkliyecek bir etki yaratabileceine. Bunu istemiyordu da akas. Yeni bir arkadalk... Hibir ey beklemeden, hibir ey kurmadan, hibir tasarma gre davranmak zorunda kalmadan, yeni, deerli ve iten bir arkadalk aryordu. Arada

bir dnebilecei, arada bir koup snabilecei, derdini anlatabilecei -hatta Arifi ve Hakk'y anlatp onlardan yaknabilecei- bir yerlere gidip gezebilecei, deerli konular zerinde konuup tartabilecei bir yaknlk, bir dostluk... te btn bekledikleri buydu. Daha dorusu bunlar bile beklemiyordu. Belki bir igdyle, adnn harflerinde bunlara benzer umutlarn ldad o adama doru yaklayordu. Saatine bakt: Daha erken. Cumartesi leden sonrayd. Beyolu, yazlklara akmaya hazrlanan neeli ve kendi tellarna gmlm insanlarn kaynat bir pazar yerini andryordu. ocuklar annesindeydi. Sevda iinden, hi beklemedii denli byk ve rahat, tedirgin etmeyen bir mutluluun ykseldiini duydu birden. Hibir beklemeyisin, hibir tutkuyla snrl olmadan davranabilmenin verdii, bu yepyeni ve ferahlatc mutluluk dalgalarnn btn varln sardn duydu. Erken, mer-ken, gidip lokantaya oturmak ve tek bana bekleyerek 399 artk gecikmemesi gereken bu yaknl balatmak gerekiyordu. Ar ar, elleri ceplerinde, bir i kovalyormu gibi dnceli ve ba boynunun iine gmlm, baklar kendi admlarn izliyerek lokantann bulunduu sokaa girdi. Bir sre sonra ban kaldrd, lokanta adlarn okuyabilmek iin. te orda duruyordu. Gri giysiler iinde; kara, boyunlu bir kazakla; ince, esmer yz, kara salar ve mavi ocuk gzleriyle, tknazca bedeniyle... Orda, lokantann merdivenlerinin alt basamana inmi, kendisine bakyordu. at kald Sevda. Bu adamn hi bu kadar gzel olduunu grmemiti. Bir yldr orda burda karlap durduu, bu hibir etkileyici zellik tamayan adamn, imdi neden bu sokakta, sevilecek ve balanlacak tek varlk -m gibi, bir gzellik ve iyilik etkisi brakarak dikilip durduuna at. Neeyle glmsedi elini ona uzatrken: Ben de erken geliyorum diye ekiniyordum... dedi, Siz benden erken gelmisiniz. Adam ondan daha akn baklarla gzlerini ona dikmi, ieriye girmeyi unutmu, temkinli bir neeyle ona bakyordu. Mehmet amt bu itenlie. Hi bekletmeden bir erkekle bulumaya gelen ve bir de stelik erkenden geldiini belirterek bundan zr diliyen bir kadn... Ben mi kadnlar yanl tanyorum, yoksa bu mu baka bir kadn? diye dnd. Onu kolundan yavaa tutarak yukar kard, lokantada yarm saattir oturup yava yava itii iki kiilik masann bana gtrd. Masada beyaz peynir, kavun ve lakerda vard. Lakerdann yannda krmz soan dilimleri duruyordu. Siz ne istersiniz, syliyelim... Hibir ey istemem. Bunlar iyi... Sevda, mezeden, ikiden ve iki masalarnn tadn karmaktan anlayan kadnlar gibi bu konuda yanlsz, doal ve yaln olmak istiyordu. Birden ramazanda olduklarn hatrlad. Annesinin istei gereklesin diye. sigaray az imek iin, zayflamak iin ya da sadece bir iin, bir durumun iinde olmak, bakalaryla bu durumu yaam olmak iin ya da buna benzer ve bundan apay40 r nedenlerle ramazan bandan beri oru tutup duruyordu. Geceleri yemek yemeye kalkmyor bakalm yarn canm oru tutmak istiyecek mi diye niyetlenmiyor, oru tutmann hi bir kuralna bakalm yarn tutmak istiyecek miyim dncesine bal olarak uymuyor ama yarn olunca kendiliinden orucun iinde olduunu gryordu. Sonra hava erkenden kararyor, iftar zaman erkenden geliyor, yemekler erkenden yenip sigaralar yaklyor ve sabahtan beri beklenen mutluluk gerekleiyordu. Sevda ok holanyordu bu mutluluk oyunundan. Bir lkenin milyonlarca insannn oynamakta olduu bu saf oyuna katlyor ve ayn onlar gibi, akam olunca ocuka bir gevin duyuyordu.

Mehmet bardan doldurmu, onun nne koymutu. Kendi bardan Sevda'nmkine dedirerek: Hadi hogeldiniz!... dedi. Ve ierken kadnn gzlerine bakmamaya alt. Bayatlam ak numaralarndan hi holanmadn belirtmek istiyordu bylece. Sevda orulu olduunu hatrlad halde, byk bir soukkanllkla bardan kaldrp, hibir ey sylemeden -o srada ne syliyeceini armt, Hobulduk dese olmaz- rakdan birka yudum iti. Sonra biraz beyaz peynir yedi ve sevinle bir sigara karp yakt. Mehmet'e gizli bir minnet duyuyordu imdi. Orucu bozmasna neden olup sigara iebilmesine olanak hazrladndan. Bir ara Mehmet bir eylerden kukuland iin: Evli misiniz? diye sordu. Sevda utanarak ama bunu belli etmemek iin ksaca ve yznde hibir anlam belirtisi olmadan: Boandm. dedi. Sonra Sevda edebiyattaki hayranlklarn, hayran olduu adlar sayp dkmeye balad. Bunlar tabi en nl, en ok konuulan ve hayran olmakta hibir saknca bulunmayan adlard. nsan byle nl adlara hayranlk ve yaknlk duyduunu belirtir, onlarn adlarndan kendi konumalar iinde sz ederse, onlarn yceliklerine ve byklklerine yaklam, onlar paylam gibi duyar kendini. Sevda'nn bu duygularn Mehmet teker teker rtt. Hayran olduu nl adlarn herbirini eserleri ya 401 da kiilikleri asndan eletirdi. Eksik, yanl, rtl noktalar belirtti. Arada bir kzn masann zerine uzatt elini: Canm benim... diye dosta okuyordu. Bu okamalar genellikle Sevda'nm saf saf glnecek bir ey sylemesinden sonra ya da yarglarnda bir yanllk yaptnn Mehmet tarafndan saptanmasndan sonra oluyordu. Sevda kendisine yeni dorular, yeni gerekler gsteren. dncelerine yeni boyutlar getireceini belli eden bu adamdan holandn anlyordu. Gzlerinde, hi saklamadan bu holanmay belirtti. Mehmet'in gzlerinde de ayn belirtileri tayan glmsemeler vard. Bir ara i, evliliklerin skclklarma gelip dayand. Sevda ayn saflkla ve bu safl bu kez kullanmaya balayan bir sinsilikle Mehmet'e karsnn adn sordu. Mehmet bir ara duraklad: Yahu neydi onun ad? diye dnd. Sevda glmekten kendini alamamt. Sonra Mehmet karsnn adn hatrlad ve Sevda'nm: Onu sevmiyor musunuz? diye sorduu soruya, inat iin: Sevmiyorum karln verdi. Sevda'y bir sre sonra, gene karlatklar merdivenlerin alt basamana kadar gtrrken Mehmet zntl zntl kza sormutu: Bana kzmadnz ya? Neden? Kendimi ok vdm de... Sevda adamn elini skarken ona: Hayr kzmadm. Tam tersine senden ok holandm. diyen gzlerle ve iten bir glle bakmt. O gece Beyolu caddesini biraz nce vitrinlerin nnde dolat duygulardan hibirini tamadan yrmeye balad. Biraz nce, rahatlk, baboluk, zgrlk ve ba-szhk ve buna bal olarak stnden akan dalgnlk ve uyuuklukla geziniyordu bu caddede. imdiyse uuyor gibiydi. Balanacana inanm bir nee ve dikkatsizlik 402 le ona buna arpyor, admlarn uzun uzun atyor, yryne ve duruuna aldrmadan havay yeni domu gibi geni soluklarla iine ekiyordu. Mehmet ona rak ierken: Yahu siz rak imesini bilmiyorsunuz. demiti. nce yemek yenmez, nce rak iilir. Sonra zerine yemek yenir. Yoksa lokmalarnz zehir olacak. Sevda, nce yemek yiyip sonra onu yutmak ister gibi rak itiini anlaynca kpkrmz olmutu. Bu adamn kendisi gibi saf bir taral ve akn evkadnyla uraacak daha ne kadar zaman olacakt acaba. iek

Pa-saj'n bilmeylini, rak imeyi bilmeyiine ekliyor ve utancndan, pardessnn cebine soktuu eliyle cebin kumamdaki delii geniletip duruyordu. Eve geldii zaman annesiyle babasnn oktan oru bozduklarn ve ocuklarla, bir gn nceden Sevda'nm yapp hazrlad yemeklerden yemeye baladklarn grd. Sevinle annesini perken ban yana evirmeyi akl edebilmiti. Aznn rak kokusunu bylece saklam oluyordu. Sonra epeydir ilgilenmedii ve kovboy kitaplaryla kovboy oyunlarna brakt ocuklarna, bir anne gibi deil de, tpk onlarn birbirlerine yapt gibi arkadan hafif yumruklar atmaya balad. ocuklar annelerinde ok seyrek Tasladklar bu neeyi karmamlar hemen onunla itiip kakmaya balamlard. Anneyle baba da kzlarnda uzun sredir grmedikleri bu needen, hibir nedeni olmakszn etkilenmiler, glp duruyorlard. nceleri yallardan habersiz olarak sren boanma konuma ve ilemleri, boanma konusu gerekleip de Arif eve gelmeye nazlannca artk saklanamaz olmutu. in garibi, yallar boanmay istedii ve Arifi buna zorlad iin kzlarna kzacak yerde, -Sevda hep yle sanmt- kzlarna hi kzmam, Arife atp tutmaya balamlard. Kzlar imdi tmyle onlarnd. Belki bundan ileri geliyordu honutluklar. Belki zerlerine den grevleri gerekletirirken kendilerine gre bir nem kazanyorlard da bundan holanyorlard. Ama tmyle, iyi iki ana baba gibi kzlarn ho tutmaya, avutmaya ve ona yardmc olmaya alyorlard. Yalnz imdi yeni bir erkein karlarna kmasn anlamyacaklard. Bunu is. 403 temiyeceklerdi belki. Sevda bu yzden her eyini sylemeyi alkanlk ettii, sylemeden duramad annesinden bile bu ilikiyi saklamaya alyordu. Bu ilikiyle birlikte Sevda'mn hayatnda yepyeni mutluluklarla dolu parlak bir blm almt. ocuklarna, o ilk akamn neesini hi yitirmeden iyi davranyor, arkadaa onlarn oyunlarna katlyor, onlara sevgisini imdi dolu dizgin gsterme frsatn bulmu sayyordu kendisini. Bu arada Mehmet, gnde iki kez bankay aramaya balamt. Her araynda onu bir yere aryor, havann gzel gnlerinde Boaz'a, -taksiyi kapnn nnde bek- letiyor ve bylesinin daha ucuza geleceini Sevda'ya anlatmaya alyordu-, kitap dkknlarna, edebiyatlarn toplantlarna gtryor ve sk sk sokakta durup gkyzne bakarak: Mutluluk bu kadar kolay mym yahu? diye bilin-miyen birine doru kafa tutar gibi, ya da kukuya dm gibi baryordu. Byle zamanlarda Sevda onun kolunda olur ve onu nasl edip taksiye deil de dolmua binmeye raz edebileceini dnmeye balard. Mutluluun kolay olmadn Sevda kesinlikle bildii iin, bunu kimseye sormaya gerek grmyor, sadece bu mutluluu uzatmak iin elinden gelen her eyi yapyordu. Tmyle ince-nazik, anlayl, uysal, iten ve doal -nk Mehmet yle seviyorduolmutu. Ne onunla evlenmek istiyor, ne ondan herhangi bir konuda yardm istiyordu. Bir gn Mehmet tiyatro iletmesinden ald bonolardan be yz liralk bir bonoyu onun nne koyarak: Bunu sen al. demiti. Sevda kzgnlnda ve utancndan kpkrmz olmu: Ben ne babamdan, ne kocamdan para almmdr imdiye dek. Ne yapaym bu paray... diye sormutu. Sonra da yaaran gzlerini Mehmet'e gstermemeye alm ve sylediklerine kendisi de inanmt. Bir ara, kocasndan da babasndan da para ald gereini dnd ama stnde durmad. Haver, bu ilikiyi haber aldnda kukuyla dinledi. Artk Sevda'mn duygularna da, istemine de, kararlarna da, yapp ettiklerine de gvenmiyordu. Kendisi salam terbiye alm, bandan beri daha zgr ve daha tutarl bir ortamda yetimi bir burjuva kz olarak -ben bir burjuvaym derdi her zaman korkusuzca ve burjuvaziyi ykmak istiyenlerin yanndayd- onun bu tutarszlklarla dolu saf ve ocuka yklerini glmekle alamak

aras bir inanmazlk anlatmyla izliyordu. Ne var ki bankadaki almas deimiti Sevda'mn. ok dzgn ve kendini vererek almaya balam, makinede yazmay baya hzlandrm, artk Sirkeci ya da Beyolu'ndaki ev seferlerini bitirmiti. Bu arada bayramda gelmedii iin Arife sitemli bir mektup yazd ve ocuklar dnmediini bildirerek onu sulad. O gnlerde Hakk'dan gelen bir mektuba da son derece ksa ve kesin, stelik ok terbiyeli, temiz ve dzgn yazlma bir mektupla karlk verdi. Bu mektubunda Hakk ona Ariften boanp boan-madm soruyor, boandysa kendisine bildirmesini, ok acele olarak rica ediyordu. Hakk'nn gittii o bunalm dolu gnlerde her gece ynlar dolusu kt kirleterek ve bir trl istedii anlam veremediini grerek yazp yazp yrtt mektuplar dnd Sevda. Bu kez ne kadar ksa, ne kadar kolay olmutu her ey. Sayn Hakk Kotar, lginize teekkr ederim. Bu konunun sizi ilgilendirdiini bilmiyordum. lgilendirmesinin de doru olmadn dnyorum. Einize ve ocuklarnza sayglarm sunarm. Mektubu bir kez deitirdi yalnz. kinci bir mektup yazarak einden ve ocuklarndan sz eden cmleleri kard. Bu hi grmedii ve hi kukusuz gremiyecei kadndan sz etmeye hakk olmadn dnmt. Ferda, Berna'larn kapsnda otomobilinden indi, koarak merdivenleri kp zile bast. imdi Berna'lar evde yoksa ne olacakt. Bu olasl tam bir felket gibi dnyordu. Mutlaka Berna'lar evde olmalyd. nk Ferda btn yaamasnn, btn sorunlarnn zlebilmesi iin Berna'larn evde olmas gerektiine inanyordu. Arabada daha etraflca dnmt olay. Berna'lar kocas404 405 nn yeni ilikilerinden mutlaka haberliydiler. Ac da olsa, her eyi, her eyi renecekti. yi/olmak iin ya da iyi olmak umudunu tayabilmek iin ac illardan imek zorunda olduunu bilen bir ocuk gibi kabul etmiti aresizliini. Her eyi renmesi gerekiyordu. Berna'lar evde olmak zorundaydlar. Eer evde yoklarsa onlar btn stanbul'da arayp bulacakt. Berna'lar arayp bulmak, Berna'lar dinlemek, her eyi renmek dnceleri, iinde bulunduu kmazn dmn zecek tek umarm gibi bu umuda sarlmt. Otomatiin sesini duyunca ksa bir an ama ok az raslanan, delice bir rahatlama duyarak merdivenlere kotu. Berna kapy am, kan bekliyordu elinde siga-rasyla. Berna'nn edebiyat baarlar ve olaylaryla ilgili dertlerini, tedirginliklerini, uykusuzluklarn, aresizlik ve hakszlklardan dolay sk sk dt eli kolu bal durumlar yakndan biliyordu. Ama imdi u elinde sigarayla kapda sakin sakin kendini bekler grnce ona byk bir zenme, hatta kskanlkla bakt. te bu kadn, kocasnn ksemedii, aldatamad, kzp nefret edemedii bir yerdeydi. Ona hem uzak, hem yaknd. Onun arkadayd ama kars deildi. Onun yarataca tehlikelerden uzak, onun dostluklarna her zaman ak... i da-ralyordu Ferda'nm, sknts gzlerinden ve dudaklarndan tayordu. Berna'nn akn baklar nnde hzla yryerek ieri girdi. erde tanmad gen bir adam oturuyor, merakl, sevimli baklarla kendisine bakyordu. Berna tantrd: Hasan... Ferda Meri. Berna, arkadann nemli bir sorunu olduunu anlamt ama hemen soramad. Rak ier misin Ferda? dedi. Ferda'nn raky sevmediini bildii halde. Sehpalarn zerinde rak bardaklar, mezemsi bir eyler, brekler, kuru yemiler vard. Sonra kalkt bir bardak rak getirerek Ferda'nn nne koydu. stemem. Bilirsin, emem... gibi bir eyler dediyse de Ferda barda alp bir yudum imiti. Sonra hemen

406 sigara yakt bir tane. Gen adam saygyla yerinden dorulup akman uzatmt. Sigarasn yakarken Ferda gen adamn kvrck kara salarnn kafasnn ortasnda nasl bombo parlak bir alan yarattna bakt elinde olmadan. Yz byle tombul, taze ve gen, ba byle yal bir adam ilk kez gryormu gibi armt. Berna'larda olmann hibir zaman bu kadar rahat, bu kadar insan dertlerden, sorunlardan uzaklatran bir etkisi olduunu hatrlamyordu. Berna'y hep kocasndan kskanm, bu duygusunu belli etmemeye alm, bu yzden Berna'larla olmaktan her zaman uzak durmutu. Gene de sk sk gryorlard. Erkekler birbirini seviyordu. Mehmet'le lk, kadnlarn snf arkada olarak, birbirlerine duyduklar ilgiden, gvenden, sevgiden ve saygdan daha ounu duymulard birbirlerine. Mehmet lk'y her zaman iyi bir avukat, lk de Mehmet'i her zaman iyi bir yazar saym, ilere duyulan bu saygdan sonra, beklenen sevgi domutu. lk yok mu? diye sordu Ferda. Yok! Ge geliyor o yazhaneden. Hasan' tanr msn? Yeni Sanat dergisini karyor. Ferda Hasan'dan bana ne der gibi isteksizce glmsedi. Hasan ban eip incelikle selmlad Ferda'y ve bylece dergi kardn da onaylam oldu. Hasan yabanc deil Ferda, rahat olabilirsin... dedi Berna arkadann aklamak iin zaman kollad derdine ilgi duyarak. Ferda sert ve kzgn bir bakla Berna'ya: Mehmet'le bugn beraber miydiniz? dedi, Baso'-lann kokteyline gidecekti. Evet beraberdik. Sen neden gelmedin? Ferda o zaman istemedii, yapmay aklndan bile geirmedii bir ey yapt. antasndan Nurten'in mektubunu karp uzatt Berna'ya. Bunu okuyordum. dedi, Nasl gelebilirdim... Berna mektubu alm, incelemeye balamt. Okumak istemiyordu. Sonra dayanamad: Bu mektup Mehmet'e mi geldi? diye sordu Ferda'-ya sulayc baklarla bakarak. Evet! Ferda daha fazla suskunluunu srdreme407 mi, yksek sesle kendisini savunmaya gemiti. Ne dnyorsa onu sylyordu imdi. Artk bu kadar hakszl da yklenmiyecekti stne. Hep ben miyim sulu yani? dedi. Onun byle bir mektubu almas ayp deil de benim mektubu amam m ayp? Hep onu syleyip duruyorsunuz... Yooo!... dedi Berna, akn akn arkadana bakyordu; Ben byle bir ey sylemedim. Sylemiyecektin ama sylemek istiyorsun. Dnyorsun. Aslna bakarsan pek doru deil. diye krldn belli etmeden olaya girmeye balamt Berna, Ne olursa olsun, kiinin kendi evinde de olsa, birtakm haklan vardr. Ben bu haklar kullanamyorum ama. Kullaaan! Ferda akn ve krgn, arkadana bakyordu. Gen adam hibir ey sylemeden dikkatle, bu iki insann ve zellikle bu ailenin zntsn anlyormu gibi zntl ve acyan bir yz anlatmyla kadnlara bakyor ve dinliyordu. Berna... Nasl byle konuabilirsin... Baryordu imdi Ferda. Baka erkeklerle iliki kurmuyorum diye beni mi suluyorsun imdi? Yooo!... Kimseyi suladm yok. Yani Mehmet kzar byle eylere. Keke amasaydn. Kendin zlmsn bak. Seni hi byle grmemitim. Berna imdi arkadana kar daha sevecen olmak gayretiyle yumuak yumuak konuuyordu. Ne yazyor mektupta? Kimden gelmi?

Oku da ren. Berna mektubu alp orasna burasna gz gezdirmeye balamt. Ne kadar gzel bir yaz, ama okunaksz! Berna da Mehmet gibi yazy okumakta glk ekti ama Mehmet gibi okumaktan caymad. Mektubu batan sona okudu. Ben bu olay bilmiyordum dorusu... dedi. Gene de anlayamadm. Sen biliyormusun Hasan? Nedir efendim? Hasan merakl grnmemeye alarak sandalyesin 408 de doruldu, mektubu almak istedi. Berna mektubu Ha-san'a deil de Ferda'ya verdi. Nurten'in bugnlerdeki ilikilerini biliyor musun? Hayr! Hasan'da saf bir ocuk grn, saf davranlar vard. yle ki, bu davranlar insan Hasan'a hemen balar ve yaklatrrd. Ferda kmsiyerek: Kim allahakma bu kz? dedi. Kzn adn sylemekten amal olarak kanmt. Onun adn azna almaya deer bulmuyordu. Kocasna da biraz bu yzden kzmt, kskanlk bir yana. Byle, ne olduu belirsiz kzlar ona muhatap yapyor, onu byle gln durumlara dryordu. Niin benim duygularmla bu kadar oynuyor, ben ne yaptm ona? diye geirdi iinden gene. Hasan, alayla kark ustalkl bir portresini izdi Nurten'in. O kadar ustaca davranmt ki bu ii yaparken, Ferda, btn zntsne ve sinirliliine karn kendini glmekten alamad. Rahatlamt biraz. Onu byle bir kzla aldatt iin kocasna kzarken, imdi onun gln olmasndan byk ve ezici bir honutluk duyuyordu. Berna, bu olay dinler ve yaarken, bir yandan da bu olayla birlikte ac ve znt verici bir yknn gelitiini gryordu. Kendisi birka ay nce Mehmet'e kendi akrabalarndan orta yal ve mutsuz bir kadnn telefon numarasn vermiti? Mehmet'te belki bir ya bunalmndan, belki duygularnn itenliine kaplarak, belki yaanlan gnlerin ve toplumun aydn insanda yaatt tedirginliin etkisiyle bir deiim gereinin ba-gsterdimi anlamt. Mehmet'in evinden uzaklamak zere olduunu, gitmek, bitmek, silinmek zere olduunu da anlamt. Eskiden beri Mehmet'le arasnda her ikisinin de saklayamadklar bir holanma duygusu srp gidiyordu. Mehmet arada bir Berna'nn elini tutar, gzlerine bakar, ona gzel ve ince szler syler, onu ver ama ona yaklaamazd. Arada bir buluurlar, cokun bir arkadal yaayarak rak ierler, yemek yerlerdi. Yaklaa-myaca, birleemiyecei bir erkekten holanan btn kadnlar gibi Mehmet'i akrabalarndan orta yal bir kadnla bulutururken onu yitirmemek iin bunu yaptn 409 kendinden saklyordu Berna. Ba kaygsnn, Mehmet'in cidd bir iliki kurarak evinden, ocuundan uzaklamasn nlemek olduunu sanyordu. Kadn seerken de zellikle can skc ve irkin olmasna dikkat etmiti. Mehmet kadnla bir lokantada buluup yemek yedikten sonra bir daha onu aramad. Berna'ya da bunun nedenini yle aklad: Boyuna kocasyla neden yatamadn anlatp duruyordu... Berna krlacak diye kadnn iman, kzl sal ve irkin olduunun kendisi iin byk bir kusur saylabileceinden sz etmemiti. Bunlar dnrken aklna bugn Sevda'yla Mehmet'in fsl fsl bir eyler konuup bir eyler alp verdikleri gelmiti. Hasan'a bakarak, yalnz ikisinin anlyabile-cei bir eyden sz ediyorlarm gibi gizemli bir davranla : Sevda'y tanr msn? diye sordu. Hasan glmsedi nne bakarak. O da biraz nce bunu dnmt. u kadna anlatabilseler Nurten'in deil, gerek tehlikenin bambaka, hi beklenmedik bir yerde olduunu. Tanrm biraz dedi. Hakk Kotar'la geziyormu. Berna aknlkla Hasan'a bakyordu. O ekingen, utanga, saf grnl

eyda'nn yaamasndaki bu beklenmedik gizlere ap kald Nerden duydun? dedi. Vallahi benim duymama gerek yok. Herkes biliyor bunu. Hakk Kotar bilinen bir adamdr. evresi de geni... Bu yuvarlak szlerden Berna istedii anlam karsn diye bekledi. Bylece kendisi de bir ey sylememi, bir kuku belirtmemi oluyordu. Berna Mehmet'i ve Sevda'y dnmeye balamt Bu yaplanlar salam bir ahlk izgisine oturtmaya alyordu : nsan deiir. Duygular da, sevgileri de deiir elbet. Bunu herkes kendi yaamasndan da bilir. Bu gerek! yi ama gereklere uygun, duygularnn dorultusunda yaayan adamlar da suluyoruz. Peki ne yapmal. Yoksa yaamann, yaamaktan tad almann, almann, saln koruyabilmenin olana yok mu? Ak bir potansiyel 410 gtr, insan yaamaya ve almaya balar, iter. Ama biz onu en pis, en baya, en olumsuz bir duygu olarak tanmz. Biz ondan kanyoruz. Duygularmz boyuna onu kovalyor. Mehmet ite... Doay yadsyamyan bir adam. kiyzlce yaayamayan bir adam. yi imdi onun kurduu bu ilikiler iki yzllk olmuyor mu... Berna dnyor ve yava yava sonuca yaklayordu. Ferda'yla Hasan simdi Nurten'in konu edildii canl ve neeli bir syleiye dalmlard. Ferda zntsnn gitgide azaldn duyuyordu. Nurten alaldka Ferda ykseliyor ve bu haksz ykseliin btn insanlarda var olan saf sevincini duyuyordu. Toplumun ilerisinde yaayan bir adam... diye dnd Berna. Sonra Mehmet geldi gzlerinin nne. Arkada toplum, bir sr stste ylm kafalar... Hani gazetelerin karikatrlerinde olduu gibi. Bunun da ad halktr ounlukla. Ve nde de yryen Mehmet. Gld dncesinin burasnda. Hasan, kendisinin Nurten hakknda anlatt ykye gldn sanarak neelendi, kaln bir glle gld. Ferda glmyor ve belirsiz bir glmsemeyle Hasan' dinlerken, gene kocasn dnmeye ve sinirlenmeye baladn ayrmlyordu. imdi ne olacakt. Bu yknn sonu nasl geliecekti, ne yapmak gerekiyordu. Bunlar birbirine kartrarak bir zme varmaya alyordu. Bu yzden de Hasan' dinlemez olmu, kendi dncelerine dalmt. * K iinde Ekrem'in durumu iyice ktlemi, hem onun iin, hem Glsm iin ekilmez bir durum almt. Glsm, kocasnn ameliyat olmas iin nasl yapp da izin verdiine imdi kendisi de ayordu. Kanserin ilerlemi olduunu anlayan doktorlar, kafann arkasn boydan boya amlar ve dilin kkndeki kanserli hcreleri kazyarak yaray kapatmlard. Ama hastaln zerinden bir yl kadar bir zaman geince, kanserli hcrelerin temizlenmedii ve btn vcuda yayld, omurilie bile getii anlalmt. imdi adam belarsmdan rpnyor, morfinlerin ls her gn biraz daha arttrlmasa, 411 ardan uyuyamyordu. Btn gsn nce sivilceler gibi kaplam olan kzartlar, gitgide yara biimini almg ve sonra da yaralar almt. imdi ameliyat yerindeki yaralar da ak ve clk bir grnmdeydi. Boyunda alan boluk gitgide byyordu ve Ekrem'in yedii ya-mekler bu yaradan darya kyordu. Dakika gemiyordu ki yaray kapatmak iin yeniden pansuman yaplmasn. Ekrem bu inelerin, bu bakmn artk tedavi iin deil, salt yaklaan lm kolaylatrmak ve acy azaltmak iin yapldn anlyordu. Artk lm yadrgamyor bekliyordu. Hastalnn byle ilerlememi olduu ilk gnlerdeki lgnlklarn, yeniden domak, yeniden her eye balamak ve dnyay yeniden yorumlamak iin yapt delilikleri, kendi skntsna ara ederek yoldan kard rencileri dndke uzun bir sre utanmt. imdi bu utan duygusunu da hatrlamyordu. Gnn birinde herkesin de lm olmas ve herkesin de lecek olmas, duyduu en nemli

savunmayd. Yoksa, birtakm insanlar kurayla ekilir gibi lse, tekiler lmszl yakalayabilmi olsalar buna dayanlamazd ite ama er-ge, acl ya da acsz, nasl olursa olsun bu sondan madem ki kimse kamamyacakt, yleyse bu son katlanlabilir bir sondu. Ekrem imdi basit adamn dncelerinden yaln adamn dncelerine geiyordu. lmeden bir iz brakmaya almak, bir eser brakmak, adn lmszletirmek gibi sorunlar da kendine gre zmt. Ben ldkten sonra iz brakp brakmamak beni neden ilgilendirsin diyordu. Madem ki ben bunun bilincinde olmayacam... Glsm onu, toplumsal alanda, stne den devi yapm olduuna da inandrmt. Sadece nemli adamlar deil, btn alanlar yaratcdrlar. Bir insanln, bir uygarln, bir an yaratlmasnda kk bir ivi akmak da nemli bir itir. diyordu. Dn fabrika iisini, tarla iisini, kk memuru... Bunlar topluluk olarak ileri braktklar zaman, makineleri durdurduklar, okullar boalttklar, tarlalar ekip bimeye ara verdikleri zaman yaama nasl duracak, dn... Uygarlk nasl tkezliyecek, geliim nasl yavalyacak, sanat eser 412 leri baslmaz, sanatlar eser veremez olacaklar. Her eyden nce yaama olana bulunmyacak. yleyse bu adamlarn, bu ii tulumu giymi, makinelerin banda duran, vidalar eviren, alterleri eken, iplikleri dm-leyen, demiri ve elii yontan, kmr karan, doay canl tutan, kafalara bilginin yaratc yamurunu serpen btn bu adsz ve nsz adamlar dn. Uygarlk onlarn elindedir. Yaama onlarn elindedir. Yaratc onlardr. Onlarn lm iin hi korku geirdiklerini, varlklar ve yokluklar iin kayglandklarn duydun mu, grdn m? Nasl sessizlikle, arballkla, doallkla karlarlar lm. nk kendi nemlerinin farkndadrlar. Sana bu eliik gibi geliyor ama deil. Senin benim, ya da daha nemli grnen bakalarnn gznde onlar nemsizdirler. Silik ve bilinmeyendirler. Ama bunun gerek nemlilik olduunu onlar anlarlar. Sakinlikleri, doallklar ve yalnlklar onlarn kendi nemlerini bildiklerini anlatan en gzel iarettir. Ekrem, btn bunlar kabul etmiti. Ama bu korkun lm biimine katlanamyordu. te bu bambaka bir eydi ve kurayla kar gibi kyordu insana. nsann bunun kmasnda hibir suu olmadan, hibir yanl olmadan da gelip organizmann yakasna yapyordu. Bunun hesabn kimden sormak gerekiyor, kimi sulamak gerekiyordu. Bunu bilemiyordu ite Ekrem. Glsm'e baklrsa bunun da toplumsal nedenleri vard. yi beslenmemek, zntler, yanl besinler almak, bedene gereken bakm gsterememek... Ama artk Glsm bunlardan sz etmiyordu. O kadar yorgundu ki, sadece kocasnn temizliine, arlarna, ilalarna dikkat edebiliyor, bu arada davranlar her zaman denetimli oluyor, onu zcek, kracak bir ey yapmaktan korkuyor ama yeteri kadar da yaknlk gsteremiyordu kocasn. Her ikisi de bunun ayrmndaydlar. Her ikisi de bunu kanlmaz buluyor ve konu etmiyorlard. O gnlerde TS bakannn yapt bir aryla retmenler boykota girdiler. TS bakan btn retmenlerin boykota katlmasn ve bu arada okula yaklamamalarn, girmemelerini, aksi durumda derslere girmeye zorlanabileceklerini bildirmiti. Okulunda bu karara 413 uyan birka retmenden biri olduu iin Glsm de boykota katlan teki arkadalaryla birlikte stanbul'un kendisi iin baka bir ucu saylacak uzak bir semtine srlmt. Evinden ancak bir saate yakn bir yolculukla okuluna gidebiliyor, eskiden okula gitmek iin bir tek dolmu paras verirken imdi drt tane dolmu deitirmesi gerekiyordu. Paraca da sarslmasna neden olmutu bu. stelik evde yatan Ekrem'in bakm iin de ok zaman ayrmas gerektiinden yorgunluu, tedirginlii, sinirlilii patlama derecesine gelmiti ama o her zaman kullanabilmekle vnd iste -mini kullanp dayankl olmaya, kocasnn aclarn, kayglarn paylamaya alyor, bu yapt iten de sinirlenmekle birlikte gurur

duyduunu kendi kendisinden sak-lyamyordu. Ayni yl, Sevda'nn artk gitmeyi savsatt Dernek kapatlm, Selahattin'le Mehmet Meric'in emeiyle kan ve Sevdalarn derneinin bir organ durumunda olan dergi de kapanmt. Arif gazetede, zamannda kurucu ye olarak Sevda'nn zorlamasyla girdii dernein kapatldn ve dernein organ olan derginin de toplatlp sorumlular hakknda kovuturma aldn okuyunca elini terlemi olan ensesinden geirdi. Sevda'ya olan kzgnl byle durumlarda iki kat oluyordu. 414 XIII Okul geni bir yapm alan halinde caddeden ierlere doru uzanyordu. Toprak ynlar, imento torbalar, barakalar, yarm yaplar, klay andran souk yzl eski yaplar, amurlu, inili, yokulu yollarla birbirine balanyordu. Glsm amurlu yollardan geerek yeni yaplardan birine girdi. Hava gneliydi. Birka ii vard almakta olan. iler Glsm'n ardndan bir sre bakarak anlaml ksrkler ve glmsemelerle birbirlerine dndler: Ah! Of! Hava da ok souk. Ben seni strm. Glsm bu hem anlaml, hem anlamsz szckleri iitmezlikten geliyor, kzsm m kzmasn m bilemiyordu. En iyisi, bu durumu, dncesinde birka saniye iinde zmlemeliydi. O zaman kurtulabilirdi duygusallktan: Pek ileri gitmiyorlar. diye dnd. Ama beni rahatsz ediyorlar. Onlar ve ben, ayr snflardan myz... Onlar hi bir ey bilmiyorlar. Ben ne dnyorum? Yoksa bu lkenin erkeklerinin geleneksel, ve gl ilgisi midir bu korkusuzca gsterdikleri? iler onun getii yollarda sessizleiyorlar, zaten pek istekle yapmadklar ilerini brakp birbirleriyle f-sldayorlard. Okula girmek iin baka bir yol daha vard. Orada zaten be tane olan iilerden hibiri yoktu. retmenlerin getikleri asl yol orasyd. Bu yzden^ Glsm yolunu dada arm bir kyl kz gibi bu yoldan ilk geen retmen oluyordu belki. Asl yolu bulana 415 dek birok kez geti iilerin arasndan. Hepsinde de ayn eyler oldu. Adamlar hep ayn rahatsz edici yaknl gsterdiler, Glsm sert yznn gerisinden ve gcenerek hep ayn eyleri dnd. Birok kez iilere gzn krpmadan bakt, onlarla konumay, onlara dosta bu yaptklar iin yanl olduunu sylemeyi istedi. Hepsinde de sessizleti, sertleti, aralarndan kamburu km, elleri ceplerinde, yryen bir heykel sessizliiyle geerek bu ilgiyi yenmeye alt. Alabildiine kuru ve souk bir stanbul k balamt. stanbul'un yeni oluan semtlerinin ak ve rzgrl havas souun etkisini artryor, souk src bir keskinlie brnyordu. Glsm paltosunun yakalar iine gmlm, aznn yarsn rtp scak soluunu yanstarak yzn stan atksnn, ayandaki izmelerin scaklna snarak yrd, kapdan girdi, retmen odas olarak kullanlan ve varilden bozma bir sa sobayla stlan kck odann kapsn aarak, kendisine hem glmseyerek, hem merakla bakp gnaydn diyen arkadalarna toptan bir bak atarak glmsemeye alt. Pis, amurlu, geni bir alan tutan baheyi dzeltmek iin makineler ve kamyonlar gelmiti. Grltden snflarda ders yaplamyordu. Hava gneli olduu halde, souk gitgide keskinleiyordu. Bu arada kamyon srclerinden biri srtarak snf penceresinin karsnda durdu bir arkadayla konuup konuup ieriye bakmaya balad. Arkada da onun gibi yzszce srtyordu. Glsm deli olmutu. Hastalklarla, yorgunlukla bozulan sinirleri olaya daha ok dayanamamt. Dersi brakarak darya

doru barmaya balad: Ne istiyorsunuz? Niin bakyorsunuz? ocuklar rahat braksanza! erde glnecek seyredilecek ne var? Yapmcnn srcsyle arkada srtmalarn arttrdlar. Hatta ne syledikleri anlalmyordu ama karlk da verdiler Glsm'e yzszce. Glsm zil alnca doru mdrn odasna gitti: Grltden ders yapamadmz, ocuklarn ilgisinin dald bir yana bir de snfa kar durup pis pis srtyorlar. dedi. Bu fkeli szler, odadakilerin ilgisini ekmiti. ret 416 menler de mdr de olayla ilgilendiler. Hatta mdr o srada ieri giren yapmcya durumu anlatt. Yapmc ksa boylu, kara, uzun eski bir paltonun iine girmi, kendini saklam gibi sinsi durulu, yalca bir adamd. Hi zlmeden ve tedirgin olmadan Glsm'e dnd: Siz geende de ikyet ettiydiniz. Sizden baka ikyet eden yok. dedi. yleyse ben bunlar uyduruyorum. Bunu mu demek istiyorsunuz? Hayr ama yani hep siz ikyet ediyorsunuz. Glsm birden aresiz kaldn dnd bu karlkla. Evet, neden sadece o tedirgin oluyordu bu durumdan? Neden tekilerin sesi kmyordu? Hepsinin gzeli, almls, ekicisi o deildi ya? Gzel, gen, ssl bir sr kadn retmen vard okulda. stelik Glsm, hibir zaman da gzel olduuna inanm biri deildi. renciliinden sonraki yllarda, kadnlarn arasnda geirdii ister istemez gzel olmaya zorland yllarda biraz eki dzen vermiti geri kendine. Tara kentinde berbere gitmenin, giyim kuam almann, yz boyamann tadna varm, buna artlandrlmt. Bunlar birok kez can skntsndan, aknlktan, yozlamay ac bir yenilgiyle kabul ettiinin bilincine vara vara da yapmt, zayflamt, gzel giysiler edinmiti, salarn boyamt ama gene de dnya gzeli deildi ve buram buram tara kokuyordu. yleyse neden bu okulun yapmcsnn ilerinde onun yama gibi alan bu srtkan erkeklerin bu denli ilgisini ekmiti. Yok yok, tekiler de ekmilerdi, buras belliydi ama onlar bu ilginin ayrmnda deil gibi grnmlerdi birok dncelerin bilinalt, bilinst etkileriyle. Glsm, tedirginliini saklyamyordu: Pekl! dedi fkesinin nne geemiyerek, kan beynine kmt ve syliyeceklerinden baka hibir ey dnmyor, hibir ey hesaplyamyordu o anda, Ben gazetelere bavurarak soracam yleyse. Bakalm bu yapm ii iki yldr neden uzam bu okulda. Ortada alan bir iki iiden baka hi kimse yok. Neden bitirilmiyor bakalm bu inaat. ocuklar soukta, amurda, grlt, patrtnn iinde ve bir sr yabanc adamn isiz gsz gezindii bu alan iinde okumaya zorlayan kimlerdir. Ba 417 kalm, bu yapmn denetleyicileri falan vardr herhalde,, bir sorup renelim... Milli Eitim Mdrlne de gidip soralm hatta, bizim durumumuzu biliyorlar m, gryorlar m... Barakalarmz, paltolarla bile oturamadmz bu ta retmen odalarn, snflar... Bu szler odadakileri artt. Mdr de, nce bir kadn retmenin namusluca yaknn dinliyen hogrl ve babacan bir erkek olarak grnyorken Glsm'n bu szlerinden sonra tedirginliini ve honutsuzluunu yznde belli edivermiti. Susuyordu, akn ve aresiz grnyordu. Hatta rahat kamt. Son kerte drst ama kendi halinde bir insand, stelik korkakt, ok almaktan, boyuna azck bir ayl ay sonuna kadar yetirmeye uramaktan bkm, kiilii gl bir kars olduundan da korku, eziklik, kayg, iliklerine sinmi, ruhuna ilemiti. Glsm, onu biraz yattrmak ister gibi, szlerinin sonuna doru, akac bir biimde, yapmcya gstermeden gzn krpmt mdre: Dur bakalm ne yapacak, biraz korkutalm unu... gibilerden. Birka erkek retmen ve yardmc glmsediler, hi seslerini karmadan ilerini ya da dinlemelerini srdrdler. Sessizlik, suya sabuna dokunmama,

ha-nmhanmcklk ve sevimlilik yarndaki birka kadn retmen hibir ey dnmyorlarm gibi 'ly izliyorlard. Yapmcnn yznde ani ve kk bir deime oldu. Sert, duygusuz, iten pazarlkl, irkin yznden korkulu bir glmseyi geldi geti ve kuyruunu sktrp kaan bir kpek gibi odadan hzla kt. Glsm, o gn snflarnda dersten ayr bir iki dakikay rencilerini sorguya ekmekle geirdi. Hepsi de Anadolu'dan yaknlarda stanbul'a g etmi ve da gibi apartmanlarn yld sekin bir semtin ucundaki gecekondu mahallesine yerlemi ailelerin ocuklaryd. Sevimli, dayankl, ile ekmeye, soua, az besine, elverisiz evlerde yaamaya alkn, ezik, ou ekingen ocuklard. myor musunuz ocuklar? yoruz retmenim. Peki bu amurdan, bu grltden, bu souktan, bu darack yerde sk sk oturmaktan ok mu holanyorsunuz? 418 Hayr retmenim. Akam eve gidince analarnz, babalarnz size sormuyorlar m okulunuzu? Burda ne yapp ettiinizi, gnnz nasl geirdiinizi? Birka ses: Soruyorlar retmenim. Peki bu iin bir aresini dnmyorlar m? Bu okulun neden byle yllardr yaplamadn aratrmyorlar m? Gidip bunu gerekli yerlerden renmiyorlar, gerekli yerlere bildirmiyorlar m? Ses yoktu snflarda. Bu topluluun birinci derdinin bu olduunu Glsm biliyordu. Ses karmamak, hesap soramamak, hibir konuda, hi kimseye... Yoksa horlanrlard, kovulurlard, bekletilirlerdi, belki de haksz bulunurlard... imdi hele, byle yeni bir kente gelmiken, stanbul'a gelmi ve snmken ve buna yneticiler ve kentlilerce ses karlmamken, izin verilmiken... Yapmc onun iin holanmamt onun hesap sormaya kalkmasndan... Onu bir kadn olarak kk drmek istemiti topluluunun iinde. Alngan, dengesiz bir kadn izlenimi verdirmek istemiti. retmenim, bunu nereye ikyet edebiliriz? Bu okulun, btn okullarn bal olduu bir mdre lk var bu kentte. Yurttalk bilgisi okumuyor musunuz siz? Ayrca gazeteler var. Gazete de okumuyor musunuz? ocuklarn ellerinde ounlukla ilanlarla dolu ok sayfal deersiz gazeteler ya da resimli roman dolu, yanl haberler ve yorumlar tayan ok tirajl gazeteler bulunurdu. Okuyoruz retmenim. dediler. Ve kt, kiiliksiz gazetelerden birkann adn saydlar. Glsm, bunlarn iinden birini seti. Bu gazete pek gze grnr ve youn olarak zararl yayn yapmazd. Sadece elendirirdi, vakit geirtirdi, bu nitelikleriyle de saptrcyd, belki zarar topluma daha oktu ama Glsm'n fazla kurcalamasna zaman ve durum elverisizdi. Hi deilse bu gazete, bir okur stunu ayrarak halka iini dkme olanaklar tanyordu. Glsm, denize dm ve ylana sarlm biri gibi bu gazetenin okur stununu 419 salk verdi ocuklara. Bir de sol eilimli, Solcu fkra yazarlarnn topland ve korkusuzca veryansn eden baka bir gazetenin adn verdi bunun yannda. Onun da byle bir okuyucu mektuplar stunu vard. imdi yazalm retmenim... dediler ocuklar birden doan bir cokunlua kaplarak. Babalarnza syleyin akama, onlar yazsnlar. Biz de yazalm retmenim. Siz bilemezsiniz. Biliriz retmenim.

Hele imdilik babalarnz yazsn da, ilerde siz yazarsnz. retmenim biz yazalm. Glsm, bu istein ocuklarda younlamasn salamak istiyordu. Younlamasn ve eylemin onlardan gelmesini. Bunu baarmt. ocuklar: imdi yazalm... imdi yazalm... diye barmaya balamlard. Aralarnda hi beklenmedik bir sevgi bann domakta oluunu gryordu. Yllardr geirdii amasz, skntl ve iinde yzlerce birikim yapan bir yaamann doygunluuyla arlklar yapmaktan korkuyor, ekiniyorsa da garip ve nedensiz bir korkusuzluun da kendini ittiini duyuyordu. retmenim, sizden baka bizi hi kimse dnmyor. Bunu syleyen, en arka srada oturmu dersi sessizce izlemekte olan gelikin bir ocuktu. Bylelerini retmenler her zaman snf iin bir mikrop bir tedirginlik kayna sayarlar. Bunlar tembeldir, arszdr, baarszdr, saygszdr, aptaldr... ocuun yznde en insanca belirtilerin domakta olduunu grd Glsm. Snfn belki iki paltolusundan biriydi bu ocuk. Ama gene de paltolular, paltosuzlara uymular, ceketleriyle oturuyorlard. Oysa Glsm'n stnde paltosu, ayaklarnda ii tyl, izmeleri vard. Bulunduklar barakann bin yerinden dars grnyor, yaan karlar snfa doluyor ve olduklar yerde birikiyordu. Sonra bunlar basla basla amur oluyor ve barakann tabann grlmemi bir pislik, bakmsz bir sokak grnmyle dolduruyordu. 420 Glsm, sobann demirini am, nndeki klleri temizliyordu. Soba da bir biimsizlik, pislik, irkinlik rneiydi. yi yanmaz, yand zaman da evresinin yarm metreden tesini stmazd. Bir iki ocuk yardma kotular. Yere dklen kk ve kzgn kmr paralarn elleriyle tutup sobann iine atmaya kalktlar. Elleri her trl duyarl unutmu aralar gibi duygusuz ve becerikliydi. Glsm onlarn ellerine titizlikle vurdu: Yanacaksnz!... dedi. Sonra antasndan taran kararak onunla kartrd bir trl yanmayan, s vermeyen sobann iini. ocuklar onun bu duyarlna amlar, glyorlard. imdiye dek onlarn ellerini, bedenlerini, kafalarn byle dosta kollayan biriyle karlamadklarndan akndlar. Ama bunu mademki bir retmen yapyordu yleyse retmene uymak gerekirdi. ekilip kenardan bakmaya baladlar. Barakann iki yanndaki pencerelere taklm karton kanatlar rzgrla kalkm sallanp duruyordu. Tam pencere boluklarnn nnde oturan ocuklarn bana, defterlerine, sralarn zerine kar yayordu. ocuklarn yzleri sapsar, burunlar kpkrmzyd ve dudaklar kendi kylerinde olduu gibi gene atlakt. Hadi bakalm, sobann yanmdakilerle arka taraftakiler biraz yer deitirsin. Paltosu olanlar, paltolarn giysin... Paltosu olanlar ikiyi gemiyordu. Bazlarnn da klk giyecek olarak, elbiselerinden tek fazla eyalar, bo-yunlarndaki atklaryd. Onunla snp snamadklarn dnrd Glsm. Kimileri atklarn kavuturup ceketlerinin iine sokarlar, bazlar da atklar boyunlarna dolarlard. Paltolular ounlukla kaln giysiliydi. Bunlar paltolarn ince giysili, paalar nerdeyse dizlerine dek ksalm, ceket kollar bileklerinden yukarda kalm, ilerinde bir kazak bile olmayan ve souktan korunmak iin sadece ellerini ceplerine sokabilen arkadalarna giydirmek istediler. Bunlarn pabular da eskiydi elbiseleri gibi, daha dorusu mevsimleri belli deildi stlerindeki eyann. ncecik tabanl ya da naylondu bir ksmnmki 421 ler. Glsm bu pabularn iindeki ayaklarn ounun slak ve buz gibi olduunu ok iyi biliyordu. Glsm, srtnda paltosu, ayanda izmeleri, -utan-masa ellerine eldiven, bana balk giyecek,- barakann iinde snmak iin boyuna dolayor, ocuka bir drtyle gidip gidip en souk kelerdeki sralara, orda

oturanlarn yanlarna ilierek konumasn srdryor, dersini iliyordu. Aklnda bu semtin hemen bitiiindeki eski ve byk stanbul semtinin yeni yaplan ve gecekondularla burunburuna birleen ucundaki apartnanlar vard. Konforu, scak sular, kaloriferleri, yeni deli eyalar, hizmetileri ve okula yaknlyla... Bakn, dedi ocuklara, kapnn altndan ok souk geliyor. Bir dahaki derse, bu aralklar, ak yerleri tkyacaksmz, tamam m? u pencereye bir tahta uydurup iviliyeceksiniz, ben de gidip idareye syliyeceim, camnz taktrmaya uraacam. daredeki arkadalarnn ocuklara can ve gnlden acdklarn biliyordu ama bugn yarn, yeni okula tanma umuduyla bu ie yaramaz konutlara cam taktrmay belki gereksiz masraf buluyorlar, belki camn bu soua hi bir fayda salyamyacan, nk barakalarn her yannn onarlsa bile gene oturmaya en elverisiz konutlar olduklarn biliyorlard. Tamam retmenim, biz btn ak yerleri tkarz. Hepsine, sevgisini gzlerinde toplayarak bakyor, onlarla ne kadar ayn, ne kadar bir yanlar olduunu dnyor, onlara bir retmenin deil de, kan ba olan bir yaknlarnn sevgisini duyduunu kendinden saklya-myordu Glsm. ocuklar da yleydi. Sapsar yzleri, kpkrmz burunlar, souktan atlam dudaklar ve azlarndan duman gibi tten soluklaryla barakann ldrc souunda derse dikkat kesiliyorlar, defterlerini kollaryla, tepeden yaan kardan koruyarak not alyorlard. Snfn ok snk bir iki rencisi dnda hepsi, zellikle kendilerine birtakm iler verdii snfn bykleri, abiler, ablalar, derslerini kusursuzca hazrlyarak geliyorlar, ne yapp ne edip onun dersinden nce sobay yakyorlar, hademeden bazan yoluyla, bazan zorla aldklar yedek odunlar sobann kenarna yp snfta sessizlii salamaya alyorlard. Pis barakann iinde bir avu an gibi didien kouan ocuklar, snf bakanlar daha nce dverek snfa sokuyorlard, zorbalkla sessizlii salamaya alyorlar, tekiler de ayn babalarnn yapt gibi, bunu ok olaan karlyor ve kendilerini snf bakanlarna brakyorlard her eyleriyle. Glsm, okullardaki birok alkanlklar ve tedbirler gibi yaramazlk edenlerin adlarn kada yazp retmene verme alkanln da ok gereksiz bulduunu anlatt onlara. ^ retmen zili almadan kendi kendilerine yerlerine oturup retmen ve ders iin son hazrlklar yapmaya koyulur-larsa grlt kmasna da neden kalmyacan anlatt. Bakanlara da yle olur olmaz nedenlerle arkadalarn dvmemelerini, itip kakmamalarn syledi. ocuklarda nce, birbirlerine kar bile yok olmaya balayan onurlulu-u yaratmak istiyordu. Dalm bakaym sobann bandan. stste ylm olan ocuklar o ieri girince yerlerine kouurlard. retmenim ak yerlere tahta iviledik. retmenim aralk yerleri tkadk. Efendim Osman'la Ahmet teneffste sobay devirdiler. retmenim dilekeyi yazdk. Birka gndr yazmak iin uratklar dilekeyi byk bir vnle gsteriyorlard retmene. Glsm bu ii fazla cokuyla karlamaz grnyor, cokunun onlardan gelmesini ve srmesini bekliyordu. Dilekeyi eline ald, gidip devrildii sylenilen sobaya bakt. Zaten sobann evresini stt falan yoktu. Ancak zerine elini koyanlar bir scaklk duyarlard. Teneffste de evresine toplanan ocuklar, ellerini sobann demiri stne koyup stmaktan baka bir yarar grmyorlard ondan. Bir sre sonra: Hadi bakalm, sobann yanndakiler yer deitirsin. dedi. Sobann yanndaki lkl her ocuun duymasn istiyordu. Bir bl istiyerek, bir bl istemeden kalkp yerlerini barakann diplerinde donanlara verdiler. En arkada oturup kendini bir zamanlar haylazlk

422 423 iin birebir sayan Koksal artk deimi, yeni kiiliiyle kendini retmene en yakn duyanlardand: retmenim dilekeyi ne yapacaz? diye sordu. Glsm dilekeyi inceledi, yanllarn dzeltti. Bunu aranzda dolatrp imzalayn imdi. dedi. Bir blm yaptklar iten sevinli ve vnerek imzaladlar. Kimileri de o kolay kolay ykamyacaklan korku ve ekingenliklerini belli ediyorlar, dilekeyi imzalamadan yanlarndakine verirken, retmenin kendisini izlediini gryor ve isteksizce imza atyorlard. Kat, acemice atlm bir sr ocuk imzasyla dolmutu. retmenim siz de imzalayn. Verin. Glsm en baa kendi imzasn atp dilekeyi postalamak iin yanma almak istedi. Ama Koksal, onu kendisinin atacan bildirerek hazrlad bir zarfa yerletirmi ve zarf da zenle antasna koymutu. Koksal snfn paltolularndand. Glsm'n gittii snflardan gazetelere, Milli Eitim Mdrlne mektuplar gidiyordu. Kimi veliler kendileri yazyorlard ocuklarnn yazdklarna inanmayp, kimileri souktan ocuklar hastalananlar ya da teneffste sobann yanar bir anma raslayp birinin itmesiyle zerine derek bir yerini yakanlarn ana babalar okula geliyorlar, mdr odasna kadar kyorlar, bir gn barakalarn yanp iindeki ocuklarla kl olacan sylemeye kadar vardryorlard ii. Glsm seviniyordu bu kprdamlar grdke, ocuklara olan sevgisi bir kat daha oalyordu. En ok sknt eken snflarda en ok sevgi vard. En ok yen ocuklarda bir kprdan, bir aray vard. Sesler o yandan gelirdi hep snflarda: retmenim bizi sizden baka dnen yok. Olmaz olur mu, hepimiz dnyoruz sizi. Ama ben galiba herkesten ok yorum da ondan bu sobalara, barakalara kzyorum. ten gllerle glerlerdi hepsi. Glsm en iten bu snflarda glebiliyordu. Ders anlatrken ya da ocuklar bir eye cevap hazrlarken yanlarna gider, aralarnda dolar, en arkada, souun en iddetli kesiminde oturan 424 larn yakalarn kaldrr, atklarm dzeltir, kendi sandalyesini, en bitkin ve hasta grnen birine vererek onu lk sobann yanma alr, hatta ocuklara belli etmeden rzgrn, btn nlemlere karn gene de frd ak yerlerin nnde durarak bu dman souu kendi paltosu ve iine giydii ynlerle nlemeye alrd. retmenim, geen gn ngilizceci dedi ki... Hangi ngilizceci? Hani albay... Evet... Ne olur rseniz dedi, Snrdaki Mehmetik ne yapsn... dedi. Snrdaki Mehmetiin mesi, sizin de menizi gerektirmez. stelik, sizin bu menizle Trkiye hibir ey kazanacak deil. Gerekirse, hep birden rz. Ama bir mteahhit devletin kesesinden apartmanlar yapacak ve zengin olacak diye sizin menize hibir bynzn gz yummamas gerekir... ocuklar souu daha yiite karlyorlard byle anlarda. Kafalarnn bir eye takld, bir eyin yarglamasn yaptklar belli olan anlarda... Dikkatlice ona bakarlar, dinlerler ve dalarak dnrlerdi. O da glerdi onlarn bu haline: retmeninize bir dahaki sefere sorun: Mehmetii hangi mteahhit tyor efendim? Bizimki belli. Bizi ten Ali Osman Erdem'dir deyin... diyordu. Hep birlikte glyorlard. Barakann camlarndan dars olduu gibi grnyordu. Burdan her dakika

birileri geerdi. evredeki okullardan byk erkek ocuklar, srtkan baklaryla ierdeki kz rencileri taramaya alr, retmenler, mdrler, paltolarnn eteklerini savura savura bir barakadan bir barakaya, bir yarm yapdan teki yarm yapya, derse giderler, yapmclar, yapmcnn adamlar, kk ocuklar evredeki gecekondu semtinden, oynamaya gelirler gneli havalarda, tek tk veliler... Kimsenin gemedii zaman yapm alannn iilerine taklrd Glsm'n gzleri. Hele bir tanesi vard iilerde... ri bir ocuk. stba sarkard yrtklarndan. Ksal uzunlu kat kat giysileri kard stndeki lime lime ceketten. nsan 425 barakann inde kaskat kesen soukta, o bo, rzgrl alanda, btn gn aralksz alrd. Elinde el arabasyla gider gelir, gider gelir, briket, tula, kum tar. Snftaki kabaca olanlar gibidir en ok. Alp insan unu giydirse diye dnr Glsm. stndekiler artk pantolon ve cekete benzemiyor. Ayana salam ayakkaplar alnsa. En stne, bu yatakilerin ok sevdikleri krk yakal bir parka... Bahedeki teki iiler... Koskoca yapm alanna serpilmi birka iiden biri, u byklar ta kardan seileni, ceketinin altna bezden potur giymi. Baka bir kk ocuk, arada ullarnn zerine kumlu, eskiciden ald belli olan bolca bir ceket giyiyor. Glsm, koskoca yap alanndaki u iiye bakarken iine bir acnn aktn, ruhunun daraldn, yaamasnn bombo ve anlamsz kaldn duyuyordu. O anda her ey yaplabilirdi. Dve girilebilir, lnebilir, her ey braklabilir, her ey deiebilirdi. fke gzlerinden kyordu. te ocuklar dedi, gzleri camn dndaki kk ii ocuklarda ve poturluda, Duyarsnz ya grev grev... diye. ilerin toplu bir ekilde ynetimdeki bir aksakla bakaldrmasna grev denir... dedi. ocuklar bu da nerden kt... gibilerden dikkatli dikkatli dinliyorlard, yazlarn brakm, kalemlerini kdn zerinde durdurmulard. Belki bu verilen bilginin de dersle ilgili bir ey olduunu dnyorlard. Glsm glmsedi kendi kendine, sustu. Gene iilere bakt. Kendi kendine ikence eder gibi bir hali vard. Hani, nasl soukta durursa ocuklarn meleri azalacak gibi geliyorsa ona, imdi de iilere ne kadar bakarsa, onlar ne kadar dnrse, yreinin szs azalacakt sanki. yi ama bu bencil bir duygu... diye dnyordu. Onlar iin deil, kendim iin kayglanyorum ben. Onlar yle grmekle rahatm kayor, zlyorum, utanyorum, tedirgin oluyorum. Peki ne yapmalym... Hep bu soru, stanbul'a geldiinden beri. Gelmeden nce de bu soruydu ya... imdi artk daha da bir somutlam. O zaman belki yaamasnda bir aama daha vard. Acele etmemesi gerekiyordu. stanbul'a gidecekti. Dnyay stanbul'dan ynetecekti. Peki imdi? te stanbul... 426 I Btn yoksulluu, sefaleti, acmaszlyla. Beri yandan, zenginlikleri, rahatlklar, gzellikleriyle... Bu elikilerden kurtulmas gerek, artk kendine bir yn vermesi gerek... Yaamasna bir anlam katmas gerek... Evet evet, daha bu da var... Yaamasnn anlam nerde? O ne zaman gerekleecek, neyin ardndan, neyle birlikte? ocuklar tekrar defter ve kitaplarnn stne eildiler. Hele Hasan'n eilii. Simsiyah sal, iri, boynunda atks, sert grnl bir Karadenizli... Hep arkada, soukta oturur, devlerini grnne ters den bir ocuk cokusuyla yapar. Sonra Koksal, giyimli kuaml ama sobann yan ondan soruluyor Glsm'n derslerinde. Snfn bakm, temizlii, scakl ondan soruluyor. Giyimine kuamna bakmadan, Koksal bir marangoz gibi alyor barakann evresinde. Tertemiz ceketine, slak, pis odunlar dayayarak koa koa geliyor barakaya. Hademeyle arasnda gemi olan ekimeleri anlatyor kimi zaman. nsan ona gvenebilir, ondan en zor lmcl devleri isteyebilir. Arkada Ahmet'le

Mehmet. Biri zayf, solgun, ucuz bir yamurluu var ama her zaman giymez. Akll ve tutkulu, snfn birincisi olmak iin didiniyor. Ahmet ar suskun, cokusuz ama sr saklar, sorumluluk bilir, her zorlua katlanr da belli etmez, vnmez, gsteriten uzaktr... Mehmet'le ar ve suskun, yaryor. Arkada, souun en yaknnda oturanlardan bir Osman var. Gmleinin yakas her zaman ak durur. Glsm de her zaman syler, iliklettirir dmesini. Bir keresinde Osman kendiliinden kravat bile taktyd. yeceksin Osman, yakan ilikle. retmenim zaten yorum." Kapnn altndan ok souk geliyor. Biliyorum. Arada bir kapnn nnde duruyor retmen izmeleriyle. Osman'la souun arasnda. Ama ok dayanamayp ekiliyor ordan. Osman'n ve yanndaki iki elimsiz ocuun -daha hepsinin adlarn renemedi- her gn be saat dayanmak zorunda olduu soua bir dakikadan ok kar koyamad. Sobann bana gitti. Bu snmak iin deil, souktan uzaklamak iindi. Sonra gene kenarlardaki sralara, gene ortaya, gene kenarlara... Kz427 lar, btn Anadolu kadnlar gibi, suskun ve dnceliydiler. Zil almas bir dinlenmeden ok ders saatlerinin bir tanesinin daha bittiini gstermesi bakmndan sevindiriyordu Glsm'. Karlarn, amurlarn iinden retmenler odasna koarken dnyor, gnlerin bitmesinde insanlar sevindiren nedir? Neden her gnn sonunda daha iyi bir eylere yaklatmz sanrz. Bir gnmzn tkeniine zlmek yerine neden bir gnn daha bittiine byle bilinsizce seviniriz? ok yal bir kadn retmen de baka bir barakadan retmenler odasna gidiyor be dakikalk soluklanma iin. Yolda karlat Glsm'e tatl tatl yaknarak, m yzyle: Ky yollar kadar uzak... diyor. Kimbilir o anda genliinin hangi kyn, hangi kasabasn anm oluyor bu yapayalnz cmleyle. retmenler hep bir eyler bulurlar koridorlarda, yollarda birbirlerine syliyecek. Ah ne souk! Ya, ok! Dersiniz bitti mi? Evet! Dars sizin banza. Amin! Gle gle! Bu kural bozamamak gerek. Konuurken alabildiine glmsemek gerek. Trk toplumunda iyilikin lsdr bu. Gler yzl olmak, sabrl olmak, ok konumamak, ok yaknmamak... renciler koumalarn brakp ellerini yanlarna yaptrarak ve iyice bklerek selmlyorlar Glsm'. Hibir okulda byle sayg, selm merakls ocuk yoktur. Glsm hepsine selm vererek kendini retmenler odasna, sobann bana att. Ufff... Dondum. Hseyin Bey, ok rica ederim u I-A nn camn taktrverin. ocuklar souktan donacaklar. Hay hay hocanm, syleyelim. Derhal taksnlar. Kanc kezdir byle sz veriyorlar Glsm'e. Barakann cam bir trl taklmyor. Nasl olsa bir sre sonra yeni yapya geilecek. Upuzun koridorlar, koskoca mdr odas, ynlarla musluu, koridorlara taklacak yzlerce 428 para camyla yeni lisenin bitmesi bekleniyor ka yldr. Yahu u yapmcy soyacaksn bir gn don gmlek, brakacaksn u barakalardan birine. Kerata zatrre olsun gebersin. iman, boyuna sigara ien orta yal aydn grnl bir erkek retmenin sakin sakin syledii bu szlere btn retmenler gld. Tabii yahu. ki dev apartman yapm ili'de okulun parasyla, herif seni beni mi dnecek yani? ki yldr bitmek bilmedi u okul be!... Neyse arkadalar, bize ne! Her koyun kendi bacandan aslr. Yahu herif iilerin parasn da vermemi. Dn dvyorlard az daha ben

girdim aralarna. i Kars'tan gelmi birka kuru kazanmak iin. Ramazan'dan nce dnecek, vermiyormu parasn. Onun da kabahati yok canm. Para yok diyor. Kim demi ona altndan kalkamyaca ii al diye... Yok yahu, bunlarn parasz kaldna inanlr m. Serseri olu yiyor btn paralar. Yapmc iin btn bu konumalar konuulduu yerde kalyordu. Yapmcnn ileri, yolunda yryordu. ili'de, okulun parasyla yaplan iki apartman oktan bitmi ve daire daire satlmt. Yapmcnn eline bu apartmandan ka milyonun girdiini kimse hesaplamyordu. Okulun bir cadde gibi upuzun koridorlarnda her gn en ok drt, bir mahalle kadar geni alannda da ii alrd ar ar. Bayan retmenlerden uyanka bir kadn yanndakine usul usul anlatyordu. Bu retmen okulun en k giyimli, en hali vakti yerinde, en aydn saylabilecek olanlarndan, bir resim retmeniydi. Akademi klyd ve bir mhendisle evliydi: Surda kaynak bir ocuk var ya, ta Beykoz'dan geliyormu. Gndelii on lira. Beini yollarda harcyormu. Beini de burda yemek paras yapyormu, ite bu. Dinliyen kadn retmen zntyle ban sallyordu. Kocas biraz nce yapmcy don gmlek brakp zatrre etmeyi neren iman, aydn grnl retmendi. Karsnn gzlerinin bir dereceye kadar almasnda baarya ulam grnyordu. 429 Glsm iinden bir utan ve pimanlk dalgasnn ykselip boazn tkadn duyuyordu. Gidip bu iilerle konumak, onlarn dertlerini duyuracak yollar aramak yerine onlara kzdm, o pis, hayvan yzl herifle, onlar yznden tarttm. Hem de o onlardan yana, ben onlarn karsnda oldum... Nasl i bu byle. Niye bizim insanlar ayr byle birbirlerinden. lerinden ayn eyleri syleyen insanlar, ben ve onlar, grnte niye uzakz byle birbirimize... Bunalts artyor, tayor, onu yerinde duramaz, kabna samaz yapyor. Bir eyler yapmal, bir eyler yapmal... diye haykryor sessizce... Zil ald. retmenler birer ikier dakika gecikerek scak darack odadan koridorlarn ve sonra bahenin pis, slak, souk yollarna ktlar. retmen odasnda gerici, tutucu ne kadar gazete varsa hepsi bulunuyordu. Kimi, okula postayla, parasz yollanyor, kimini retmenler getiriyorlard. Glsm evden her sabah gazetesini alp geliyordu bo derslerde okumak iin. Sonra, retmenler odasna yabanc olan, yenilik olan, artc olan, allmn ok dnda olan bu gazeteleri brakyordu evine giderken. Gazeteler krmz yazlaryla, deiik grnleriyle odadaki dolaplarn stnde birikmeye balamlard. Fakat oraya, dolaba kaldrlmadan nce mutlaka odaya giren herkes ellerine alp manetlere bir gz atm olurdu. lk gnlerde kimileri birbirlerine soracak oldu o gazeteyi nereden bulduunu, niin okuduunu, kzacak oldular biraz. Alkanlklardan, dncelerindeki, inanla-rndaki yenilenmemi olmann verdii tutuculuktan, rahattan tr homurdanacak oldular. O anda gazeteye bakmakta olan, eer o iman, aydn grnl Osman Bey, kars ya da akedemili resim retmeni deilse rker kendini savunmaya geerdi: Vallahi benim deil. Ben burda buldum... Glsm o zaman yenmek istedii bir fkeyle kalkar, ok terbiyeli ve sakin olmaya alarak: Gazete benim efendim... der, gazeteyi alr ve okumaya balard. Artk alm sanyordu kendini Trkiye'deki siyasal 430 tartmalara. Savunmalarn ne biimde yaplacan, hangi cmlelerin kullanlacan ve nerde kullanlacan deneye deneye renmiti. Kendi de karsndakine kar neyin etkili olacan, neyi sylerse karsndakini kmaza srkliyeceini bilir, ona gre durum alrd. Eskiden kzard, azna geleni sylemek isterdi. Bunu ya yapar, yapamazsa neden yapamadna akl taklr kalr, gnlerce kendini yerdi. Yava yava

o yanl politika anlayn yumuattn, kime kzacan, kime kzmyaca-n yava yava bulmakta olduunu dnyordu. Kimileri halka kzarlard sz gelimi. Halk eekti, hayvand, Laz'd, Krt't, Ege'li, Antalya'l, Svas'lyd. Btn bunlar, oralarda domu olmak, nedense bir su nedeniydi. Okuldaki mdr yardmcs Selami'ye gre Almanlara benzemeyen herkese kzlrd. Ercment Bey'e gre Amerikallara benzemeyen herkesle alay edilirdi. Neveser Ha-nm'a gre batl olmayan herkese dudak bklrd... Karsndaki retmen arkadayla yar aka, yar cidd konuuyor, onunla uramak gerek, onu biraz uyarmak gerek. Glsm kendine byle kk kk iler, devler, grevler yklyor. Yaayabilmesi, dayanabilmesi iin bunlar gerekli... Yoksa lecek boulacak bu anlamszlk ukurunda. Bakn, siz namuslu bir adamsnz Hseyin Bey... diye balyor konumaya. Yugoslav gmeni olan adam gerekten namuslu. Ramazanda gitgide zayflayan, sararan tral yz, ince, eski elbiseleri, buna kar bitirdii niversitelerin diplomalaryla gerekten ilgin! Glsm bir gn onun alm gmlek dmesinden iine giydii eski bir kaza grd. Bakamad bir daha. Adamn bu grnyle yle eski, yle tozlanm, siliklemi, i actan bir durumu vard ki... Nerdeyse buram buram kf kokacak gibiydi. Adamcaz tam o srada kaln gzlklerinin ardndaki ukura kam gzleriyle nceki akam frndan bir pide almak iin nasl beklediini ve hatrl, zengin kiilerin nasl kuyruktaki halk hie sayarak frncdan pideyi alp gittiklerini anlatyor ve efkar- umumi-yeden yaknyordu. Kimse ses karmamt buna. Bu lkede efkar- umumiye zayft. Glsm: 431 Siz de mi sosyalist oldunuz yoksa Hseyin Bey? dedi glmsiyerek. Hocanm ben zaten sosyalistim ama bu adamlarn anlad sosyalistlerden deil. O srada Glsm'n elindeki gazetelerden bykl bir fkra yazarnn resmini gsteriyordu. Ya nasl sosyalistsiniz? Ben islam sosyalistiyim. Nerde din iman yok, orda var felket. Pide alrken din de iman da varm ite. Neden orada iler tkrnda deildi? Hseyin Bey ellerini iki yana aarak sevimli sevimli gld: Ben anlamyorum hocanm, ben anlamyorum... dedi ve ardndan latince bir zdeyi syledi. Glsm'n de vaktiyle niversitede biraz latince okumu olduunu biliyor ve mkemmel latince bilgisini, bu tozun dumann iinde deerlendirebilecei bir arkada bulduu iin seviniyor, hibir frsat da karmyordu bu konuda. Durmakszn dinden sz edilmesinden holanmyordu Glsm. Halkn din sevgisini nereye dek hogrmeli. hatta desteklemeli, nerede eletirmeli? Hatta eletirmeli mi? diye dnyordu. Hseyin Bey sonsuz derecede iyiydi. Sabahlan geldiinde herkesin teker teker elini skard, akam giderken de yle. Eitim dergilerine ocuk eitimi hakknda yazlar yazard. Yugoslavya'dan gmen olarak gelmi ve sosyalizme orda dman olmutu. Bunu iki ulusun tarihsel bir sorunu olarak deil de sosyalizm -liberalizm sorunu olarak yorumlar. Memleketinde Srp komnistlerinden kurun yemitir. Hep onu anlatr. Sosyalizmi sevmedii iin kapitalizmi sevmek zorunda kalmtr belki de. Kk kk olaylar, davranlar, kesik kesik akp giden bir gn, btn hayatdr. Fkralar anlatr, akalar yapar, herkesi gldrr. Latince, Slovence paralar okur ezberinden. Sonra, btn bu bilimleri okumam kk bir brokrat gibi masann banda bir takm zarflar ve renci dosya-laryla mrn tketir. Hseyin Bey, yazk oluyor sizin bildiiniz bu drt dile, yaptnz felsefe tahsiline. Niin geldiinizde niversitelere asistan falan olmay denemediniz? - 432

Hocanm, zor bulduk bu retmenlii. lyorduk alktan. Dediler sen bilmiyorsun Trke, ne yaparsnz? Dedim ben niversiteyi bitirdim, Trk hkmetine, ne derler, yk olmadm on paralk, verin bana bir yllk bir burs, gideyim niversiteye, reneyim Trke, bakmadlar bile yzme. Neden geldin memleketinden yleyse be adam? di-yemiyordu bir trl. Bu ocuka bir saflkla dolu olan zavall adam gcendirmekten, hatta kzdrmaktan korkuyordu. Onunla btn bantlar el skmaktan, akalarna glmek, fkralarn dinlemekten teye gememeliydi. Geniliyecek, byyecek, oalacak hibir yan yoktu Hseyin Bey'in. Glsm bazan ayordu kendi kendine. Ne iim var benim burda. Bu adamlarn iinde? diye dnyordu. Okulun kadnlar daha renkli, daha katlanlr trdendi. Ama erkekler... ou hl Amerika'ya hayran, hl kurtuluu ordan bekleyen, ya da bir yerden, birinden bekleyen bu adamlar... Orutan solmu yzyle gzlkl ve sasz Mdr: Amerika'y istemiyoruz, Rusya'ya m balanalm yani? diyenlerdendi hl. Anadolu'nun sadece ucuzluunu, ordu evlerindeki elenceleri, evlerdeki kabul gnlerini anan, bunun dnda Anadolu'yu unutmu olan bu yar yoksul, uyandrlmam ama bunu savunan, bundan yana olan bu hilesiz, hurda-sz, kendi hallerinde insanlar... Glsm bunlar hl se-vebildiine ayordu. Bu sevgi muhakkak ki onun geni gnlllnden gelmiyordu. tekilerde vard bir ey. Onlar sevilecek ok eylere sahiptiler. Yoksa Glsm sevmemeyi iyi biliyordu. Nefret etmeyi de. mrlerinde bir kiiye bile zararlar dokunmam-tr bunlarn. stelik ellerinden geldiince iyilik etmeye almlardr. Ylda drt kez yaplan retmen toplantlarnda -bu toplantlara zellikle kadnlar en yeni, en ssl giyimlerini giyerek gelirler ve birbirlerini merakl baklarla szerler- baarsz rencilerin snf gemelerini salamak iin kafalarn nasl yormular, en olmadk areleri dnm, aramlardr. Szgelimi evinde sobas olmayan renciler iin sabahlan ya da akam433 lan snflarda sobalar yaktrp kurslar amay dnmlerdir. Her kez bir retmen bu ocuklarn banda dursun diye bir neride bulunup bunu oya koymulardr ama bu neri ounlukla kabul edilmemitir. retmenlerin ou burda gereki olup bu iin srmiyeceini bilirler, bir de stelik kendi durumlarnn rencilerden pek de ayrm olmadn da bilirler. Yardmn, deiikliin arenin baka yerden gelmesi gerekmektedir. te bunu bilemezler. Her eye karn, birka kiinin katlmasyla ek dersler balar ama bu iin sonu gelmez. Ek dersler kendi kendilerine baladklar gibi sessizce biterler. Sonra aralarnda zavall aylklardan paralar toplayp hademelere bayramlk nlkler, entarilikler almlar, erkek hademelere evlerinden eski ceketler pabular getirmilerdir. ay paralarndan artan almamlar, yoksul ocuklara, birbirlerine de duyurarak kalem defter yardm ara gere yardm yapmlardr. ocuklarn baarl olmalarn salamak iin sk sk yazl yoklama yapmay da ileri srmlerdir toplantlarda. Ana babalara gnler verip okula armay denemilerdir. Onlara bu gnlerde ocuklarnn iyi ya da kt notlarndan sz ederek birka saat iinde yzlerce ana babayla konumulardr. Bylece bir eitim derdini zdklerini sanmlar, ocuklarn notlarn renince ana babalarn gereken nlemleri aldklarna, alacaklarna inanmlar ve evlerine yorgun argn ama mutluluk iinde dnmlerdir. Nazi subaylarn andran az sal, gzlkl ve yuvarlak yzl, ince kal, ince dudakl, zayf yapl okul mdr: Hocanm der Glsm'e Nato'nun yardm olmazsa biz ne yaparz. Viet-nam harbini bellemiler bir, bozuk plak gibi bunu sylyorlar. Hay allan belanz versin sizin. Rusya'daki Trklere eza cefa yaplrken nerdeydiniz ha? Macar mezaliminde niye sesiniz kmad da imdi de boru gibi tyorsunuz? Ne kadar konukseverdir oysa, ne kadar iyilikseverdir. ocuklara kurs ama iini toplantda o ne srmt. retmenler eitli nedenlerle kar

koydular, o baka. Havalar erken kararyor, dendi. retmen arkadalar uzaktan gelemezler, dendi, ocuklar zaten almyorlar, snfta Wle verilen dersi yapmyorlar, bouna olur, dendi... 434 Bir tanesi de kp: Arkadalar bu aldnz nlemlere pek bel balamayn bunlar derde derman olmaz. Bunlarla eitimin hangi bozuunu dzelteceksiniz, bir deil iki, deil. Siz nce u okulunuzun bitirilmesine gz kulak olsanz... diyemedi. Kadn retmenler pek konumazlar. yi konuama-maktan, dncelerinin nemsenmemesinden ve kk dmekten korkarlar. Erkek retmenlerden konuan birka kii vardr her zaman. Bunlar da ya renciden yaknrlar ya da renciye daha ok anlay gsterilmesinden yanadrlar. Bu iin asln kimse kurcalamaz. Bu geici nlemlerle, bu gereksiz zaman yitirmekle, g harcamakla bozukluun srmesini saladklarn da bilemezler. Hallarla denmi ve gece lambalaryla her yan birden hafife aydnlatlm byk bir dairenin salonunda oturuyorlard. Salonun her yan, kitaplklarn masalarn st, duvarlar saysz tabloyla kaplanmt. O kadar ki, kimi tablolar stste konulmutu, grnmyorlard. Ba-so, kars, Sevda, Neriman, ufak tefek, yeil gzl aktr Nurullah, -Nuri derlerdi arkadalar- kars, kk taburelere, koltuklara, yerlere oturmular tablolara bakyorlard. Yeni gelenler, tablolara daha dikkatle bakyordu. Bunlar Sevda ve Nerimand. Nurullah ve Baso'lar ev sahibinin eski konuklar olduklar iin evsahibi ve kadnn emekli bir profesr olan kocasyla konuuyorlard. Sevda bu eve arldktan sonra tam bir hafta zerine giyecek, takacak eyalarla uram ve hem ucuz, hem gzel, hem de kendini ok gzel gsterecek bir giyim alabilmek iin paralar birok kez hesaplamt. Sonunda Beyolu'ndaki ucuzluklardan beli tal bir tokayla ssl, kara kadife bir eteklikle ingene pembesi ipekli bir bluz ve uzun kara boncuklar alm, salarn topuz yaptrp yzn ilk kez dikkatlice boyamt. Artk dikkati eken bir kadn olmann, gzelliiyle evresindekileri ilgilendirdiinin ayrmmdayd ve bu durumdan yararlanyordu. imdi tm duygular ve dnceleriyle gzel ve ekici bir kadn olma zerinde younlatrmt abalarn. 435 Evsahibi kadn evirileriyle n yapm yal ve ok sevimli bir kadnd. Yeni tandklar bulmak, evine eitli ilgiler ve yeteneklerle dolu gen, yal, en ilgin insanlar toplama iindeki becerikliliiyle nlyd. Bu evde sk sk sanatlarn, aydnlarn, bilim adamlarnn sazl szl toplantlar yaptklar, cokulu, insanca yaknlklarla dolu saatler geirdikleri, hi sklmadan, ekinmeden birbirlerine kaynatklar bilinirdi. Buraya gele.n insanlar, bir tekkeye gelmi mritler gibi yalnzlklardan, arkadasz-lktan. ilgisizlikten, bunalmlardan korunur, yaamaya bu evin pencerelerinden korunduklarn, yalnz olmadklarn bilen gvenli, en gzlerle bakmaya balarlard. Sevda'y buraya. Neriman armt. Neriman Ban-ka'ya yakn bir reklam irketinde, irket adna Sanatlarla rportaj yapan, ses alan, program hazrlyan yorucu ama elenceli bir i yaparak ve iyi para kazanarak yaayan mutlu bir aydn kadm grnmnde, o duvardan o duvara gidiyor, tablolara bakyor, hi ekinmesiz, tiz kahkahalar atyor ve saa sola taklyordu. O gn ok dolu, tam istedii gibi geirmiti Sevda. nce Edebiyatlar Birliinde, sekin bir yazarlar topluluunun iinde oturup saa sola baknarak onlar dinlemi, bol bol Mehmet'i seyretmi -Mehmet ona hi bakmam, ksk ve ekinen gzlerle hep nne bakarak oturmu- bol bol sigara imi ve kendi gzelliini dnmt. lk kez bu durumdan kuku duymuyor, bu duruma inanyor ve bu durumun tadn karyordu.

Sonra Halil Frat, air mer, Mehmet Meri, Sela-hattin'e konuklua gittii iin Selahattin'in ok sevindii sinemac Murat ve Selahattin'le birlikte air mer'in evine gitmi, mer'in karsnn abucak hazrlad iki ve mezelerle demlenirken birka saat toplumcu iir -bireyci iir tartmas yapmlard. Sevda, air mer'in karsna yardm etmek iin ayaa kalktnda sallanyordu. Hatta mer bir ara mutfaa giderken raslad Sevda'y: Deceksin yahu!... diye omuzlarndan yakalamak zorunda kalmt. Sevda bu iir tartmalarn hi dinlememi ve kulana arpan szlerden de hibir ey anlamamt. O sadece kendi durumunu yayordu. 436 Benim ne iim var burda? Nasl beni aralarna aldlar? Ben kimim ki? diye dnyor, kendisine sayg gsteren, kendisini ilerine alan btn bu deerli ve nl insanlara minnetle kark bir ksknlkle bakyordu. Sonra boynundaki sra boncuklarla oynamaya balyordu. Bir ara ne olduunu anlamadan boncuklarn kopup eteine indiini grd. Soukkanllk ve sevinle boncuklar toplayp onarmaya koyuldu. imdi daha rahatladn duyuyordu. Ordaki herkes arada bir konuurlarken ya da konutuklar sre iinde cidd cidd bu boncuk onarmna bakyorlard. Bu i bittikten sonra baka cidd bir i buldu kendine, Sevda. Bir yere telefon edebilir miyim? Perhunde Hanm'-lara yemee arlydm. Sanrm biraz geciktim... diyerek, mer'in karsnn ok dosta ve gleryzl yardmyla telefonun bana gidip Ferhunde'leri arad. Hatta o kadar kendine gvendi ki bir ara, herkesin duyabilecei bir biimde bir yemee arl olduunu ve geciktii iin kalkmak zorunda olduunu bile syledi. Geceden beri ilk kez, herkesin dinliyebilecei bir sz etmiti. Coku ve tedirginlik iindeydi. Sanki kuramsal bir sz etmi de eletiri bekliyormu gibi yrei atarak verilecek yantlar bekledi ve herkesin yzne teker teker bakmak korkusuzluunu gsterdi. Evet yanl yapmamt ite. Hi yanlsz ve ok anlaml bir cmle sylemiti ve cmle yznden kmsenmesine, kendisine kuku ve aknlkla baklmasna hi gerek yoktu. Herkes de yle yapt. Ciddi ciddi ve nem vererek Sevda'ya baktlar. Halil Frat: Ben de ge kalyorum. Yolum uzak... diye ayaa kalkmt. tekiler de istemiye istemiye doruldular. merin incelikle biraz daha oturmalar nerisini, gene incelik ve itenlikle karlayarak Sevda'nm peinden giyinmek iin girie doru yrmeye baladlar. Sinemac Murat, Sevda'nm beyaz mantosunu tutarken Sevda sevinten kpkrmz olmu ve soluu kesilerek ve birok glklerden sonra mantosunu giyebilmiti. Sevda kapdan karlarken iyice aldn duydu ve mer'in karsnn ezik baklarna, glmseyilerine, g 437 ler yzne, ayn onun eziklii, mutluluu ve inceliiyle bakmaktan, kadnla aralarnda kendiliinden bir dostluun kurulduunu belirtmekten kendisini alamad. ili'ye gidecek olanlar; Murat Mehmet ve Sevda bir taksiye bindiler. Selahattin'le Halil Frat, kentin teki ucuna gidiyorlard. Taksim'den, Sirkeci dolmularnn getii kede onlardan ayrlmlard. Murat' braktktan sonra Mehmet, Sevda'y Ferhun-de'lerin evinin nne kadar gtrp brakt. Sevda: Siz de gelsenize... demi ve Mehmet'in annesine ks ocuklar gibi inat bir bakla, bir cinayetten bir iki cmleyle sz ediini dinlemiti. Mehmet: Onlar, Ferhunde'ler benim arkadamn lmne neden olanlardr... dedi sakin bir sesle ve bir toplumcu ozann adn syledi. Sevda Mehmet'in szlerini saygyla dinledikten sonra sulu sulu glmsiyerek bir haftadr hazrland bu konukluktan ne olursa olsun vazgeemi-yeceini dnerek kapdan girdi. Ama merdivenleri karken ii korkuyla dolmutu. Oraya ldrlmeye gidiyor gibiydi. Ya bu akam orada kimse yoksa, ya Sevda da o toplumcu ozan gibi ardnda lmn gizlendii

bir oyunun iine girmise... Kendi kendine, korkusunun gerek olmadn, kendisi tarafndan uydurulduunu dnd son basamaklar karken. Onu neden ldrsnler, o kadar az nemli, yle uydurma, yle erelti bir insan ki u yeryznde! Yaamasyla lmnn arasnda yle kaln izgiler, artc ve kabul edilmiyecek kadar byk ayrmlar yok. O zaten yaamyor. Kimsenin onun yaamasndan pek etkilenmemesi de, onun varlnn annesi, babas ve ocuklarndan baka kimseyi ilgilendirmedii de bunu gsteriyor. Eer oluverse, onun o kk evresinde, bu drt kiilik anne, baba, ocuklar evresinde ne kadar byk bir ac, dayanlrmyacak bir ac yaratacan dnnce biraz ferahlad. Oysa -kskanlkla dnd- toplumun saylan bu nl ve nemli kiileri lse, arkalarndan, kendisine dklecek kadar acl ve lgn gzyalar dklmez. Arbal ve saygl bir anma treni dzenlenir ya da yazlar kar, o kadar. Birden drt kii tarafndan da olsa bu denli gllkle sevildiini dnnce nee 438 lendi ve btn lm dnceleriyle lm korkularn alacak bir hafiflikle unutarak kapnn zilini ald. * * * Ferhunde Hanm, yeni konuklarna evinin her yann gsteriyordu. Tablolar, gzel ve ar eyalar, gece lambalarndan dklen hafif klar apartmana garip bir byklk ve uzaklk zellii katyordu. Sevda ne denli do-lalrsa dolalsn, bitmiyecek denli byk bir yerde sanyordu kendisini. Upuzun koridorlar, geni bir yatak odas -orda da tablolar varseslerin bouklat ve fsltlar halinde duyulduu salon, nlerinden getikleri, saysz kaplar, blmeler, kntlar, dev kitaplklar, saysz kk deerli masa, dolap, duvar ssleri, kaln ve kesintisiz denmi yer hallar... Siz sarhosunuz... dedi Ferhunde Sevda'mn kolunu skarak. Buraya gelirken insan hi ier mi... Sonra ieriye gidip Baso'lar ve Nuri'leri ard yemee. Sevda utancndan, aylm gibiydi. imdi girdikleri yemek odasn ok kk buluyordu bu yzden. Odann eyalar byk, kendisi kkt. Zor sabiliyorlarmg gibi itie kaka yerletiler. Sandalye says herkese denk gelmiti. Bir tek bo sandalye kalmt Ferhunde'nin yannda. Ona da biraz sonra yal bir yontucu bayan gelip oturdu. Bu ok yal kadnn korkusuz sslerine ve bir gen kz gibi canl, prltl renklerle dolu giysilerine ap kald Sevda. Onun yannda, kara giysisi ve kocaman topuzuyla silikletiini, zevksiz ve kaba, hatta gln olduunu sand ve kadna, elinde olmadan, inceleyici ve kmseyici baklarn sk sk dikmeye, sadece onunla ilgilenmeye balad. Sofrada, her sofradakinin tersine tmyle hafif, elendirici, neelendirici gnlk konumalar duyuluyordu. O kadar ki, Sevda her eyi dinledi ve anlad. Hatta bir ara kendisinin konuma konusu olduunu ayrmlayp onur bile duydu. Ferhunde, onlarn bir topluluk olarak air mer'lere gittiklerini duyunca, kimseye zellikle bakmamaya alarak, ama son derece ince bir anlam tayan sesiyle: mer gzel kadnlara hi dayanamaz. demiti. Sevda imdi kendisiyle mer arasnda bir gizli olayn 439 dndnden kukulandklarn anlyor ve sevincinden, kesmesi iin nne verdikleri pastrmay nasl aileceini aryordu. Pastrmay gen grnl yal ressam bayan getirmiti. Bir ara herkesin kendisine glerek baktn sezdi, o da gld. Sonra da utand ve kzd. O kadar gzel, iten, sevimli olan kendisine nasl byle, pastrmay kesemediini bahane ederek gldklerini anlyam-yordu. Kendi gznde o gece son derece byk bir nem kazanmt. O grgsz myd yani, bir pastrma kesmeyi bile bilemiyecek kadar beceriksiz ve yabani miydi. Bu arada Ferhunde'nin yal ve ince davranlaryla dikkati eken profesr kocasna gz

takld. Bir paazade olduu sylenen adam, kendisine bir sevecenlik ve anlay glmseyiiyle bakyordu. Kalkp adam pmek istedi. Hizmetinin getirdii yemeklerden, sadece spanak breini ayrmlyabildi. nk boyuna iiyor ve ne yediini bilmeden, tabana bir eyler alp duruyordu. Sonra Baso'nun karsna dair bir ykye kulak verdi. yk houna gitmiti. Hatta yknn sonunda herkesten ok gld. Baso'nun kars, Baso'ya kzm ve ondan ayrlmaya, memleketine dnmeye karar vermi. Baso: Eyalarn toplayan bir kadn, nce bfedeki kahve fincanlarn toplayarak balamaz ie deil mi? diye sormu ve korkun bir kahkaha patlatmt. Kadn da sklmakla birlikte glyordu. Aktr'n karsn ve aktr hi deimemi buldu. Ayn iki yl nceki gibi aktr yeil gzleriyle Sevda'ya anlaml anlaml bakyordu ve kars her dnceyi hakl bulduu iin gene, herkesi ban sallya-rak dinliyordu. ' Bir ara yeil gzl aktrn oka konutuu ve herkesin onu dinledii bir konuma alnd kulana. Dikkatle dinlemeye koyuldu. nk aktr Mehmet'ten sz ediyordu. Benim verdiim paray ona hi kimse vermemitir dedi, oluna verdii harlklardan sz eden baba sertli-iyle Ama o para harcamay bilmez, orda burda yer... Sevda ne olursa olsun, Mehmet'ten sz ettii iin aktr o anda masann en nemli adam sayarak ve kendi sarholuunun etkisini azaltmaya alarak dikkatle s 440 zyordu. Mehmet de sz etmiti bu para iinden kendisine. Ama olay bu kez bambakayd. Ben o turnede en az 100.000 lira alacaktm bana 10.000 lira verdi demiti Mehmet. Benim oyunlarmdan kazand paralar ve baarlar, sanat yapacam diye kt kt oyunlarda oynayarak harcar, sonra gene bang gelir. Gelmese de habersizce oyunlarm alr, turneye kar... Sonra da bu iletmecilerin, bu yaymclarn na) yazarlar smrdn kzgn ve kederli gzlerle ona ba~ karak anlatmt. Sevda o srada btn yaymclara ve tiyatro iletmecilerine kar Mehmet'le kendini o denli birlikte duymutu ki fke, ac ve aresizlik duygularndan gzleri yaarmt. imdi masann evresindeki birok ses birden konuuyor, bu konudaki dncelerini anlatyorlard aktre ya da birbirlerine. Bu arada aktrn O oyunun kreasyonu Mehmet'ten ok benimdir. dediini duydu. Adama, sarholuunun iinden alabildiine akn ve dalgn gzlerle bakmaya alt. Acaba bu sz Mehmet'i onurlandryor muydu, kltlyor muydu... Bir oyunun kreasyonuna btnyle sahip olamamak kltc bir durumdu belki ama kreasyonu paylalacak denli byk ve nemli bir oyun yazmak da onur vericiydi. Bu sonuca vardktan sonra rahatlad. Dikkati dalmaya balamt. Bunda Sevda'nm rahatlamasyla birlikte konunun dalmasnn da pay vard. imdi konuma baka oyunlar ve oyun yazarlarna doru kayyordu. Sevda apkn ve neeli baklarla k giyimli yontucu bayan szmeye koyuldu. Neriman da bu arada birinin kahve falna bakmaya balamt. O fal baka bir fal izledi ve herkesin gznde, Neriman'a dikilmi, ho grc, glmsemeli baklar belirmiti. Ferhunde Hanm, Neriman' bu durumdan kurtarmak iin, incelikle, el fallarna bakabileceini syledi ve Sev-da'nn eline bakarak: Bugnlerde yaamanzda byk bir deiiklik olacak. Dikkatli olun. dedi. Neriman beyaz eteklii ve kahverengi ipekli bluzuy-la, bluzunun dkk yakasna takt kocaman altn ineyle ok k ve ok gzeldi. Boyuna kahkahalar atyordu 441 ve her seferinde Sevda ona bakarak Neriman'n ne yaptndan haberi olmadn dnyordu. Neriman da Sevda'dan rahatsz olmutu. Gzelliinden ve saflndan baka hibir nemi olmayan bu kz neden

Ferhunde Hanmlara ardn dndke kendi kendisine kzyordu. Bu yzden kendisini de nemsiz sayacaklard. Rahatszl ve kahkahalarnn lszl burdan geliyordu. Gene de Ferhunde'lerden ktklar zaman, herkes birbirine iyi geceler dileyerek ayrldktan sonra Sevda'yla Neriman kolkola girmiler, konua konua ili Alannda, evlerine gitmek zere yrmee balamlard. Neriman evinin nnden ayrlnca Sevda ellerini beyaz mantosunun cebine soktu ve koluna takl antasn neeyle sallaya sallaya evine giden soka dnd. O srada eskice bir taksi yanndan hzla gemi ve nnde durmutu. Arkada oturan ve karanlk arabann iinde kim olduu seilmeyen bir adam: Sevda Hanm, binmez misiniz diye, oturduu yerden kapy ap Sevda'y arabaya ard. Sevda ne olduunu bilmeden, Mehmet'in at kapdan girmi, onun yanma oturmu, neeli neeli, gndz dolmua binmi de evine gidiyormu gibi rahatlkla konumaya balamt: Hayrola ne aryorsunuz siz burada? Sizi. Nasl buldunuz beni? alacak adamsnz dorusu. Mehmet bir sre sustu ve Sevda'ya kendisini nasl bulduunu anlatmad. evresinde servenlerin dnd nemli bir kadn olarak Sevda Mehmet'le rahata konuuyor ve yzne rahata bakyordu. evresinde geliip duran ve onu da yutmak zere bulunan servenler Sevda'ya ayn zamanda rknt, tiksinme, utan ve pimanlk da veriyordu. Ama btn bu duygularn stnde ykselen ve bir daha bu servenler rgsnden onun kmasn engelleyecek olan bir duygu daha vard ki, Sevda ona yakalandn sanyordu. Artk kendini ve btn yaamasn, onunla ilgili herkesle birlikte, bu gl ve yce duygunun ellerine brakmakta hi duraksamamt: Mutluluk... Mutluluun da imdi bir tek simgesi vard: Mehmet. 442 Mehmet'in olduu, olaca her yerde bu yakalanmas ok g duygu da olacak ve onun olmad hibir yerde bu duyguya raslanamyacakt. Artk yaamas bu tek ve dnlmez izginin zerinde gelimeye balyordu. ofr bey, Boaz'a ltfen... Ben ge kalmayaym ama... Kalmazsnz. Hi inmeden dolap geleceiz. Sevda hi inmiyecek olmalarna zld bir ara. Ge kalmaktan korktuunu sylemesine karn, yolculuun abuk bitmesini de istemiyordu. Sonra belki inebileceklerini dnerek avundu! Mehmet ona, hi raslamad gizemli ve anlaml baklarla bakyor, sokuluyor ve ondan bir ey istediini belli ediyordu. imdiki yolculua kadar, onunla pek ok taksi yolculuu yapmt. Hepsinde de Mehmet tarafndan eli smsk tutulmu, bacaklar okanmt. Bir gn Mehmet ona, Berna'm elini bir taksiyle, onu evine gtrrken nasl tuttuunu, Berna'nn da ona syledii ok gln bir sz anlatm ve glmt. Bir gn de karsnn hastalklarndan sz etmi ve bu hastalklardan bktn belirtmiti. Baka bir gn Sevda ona: Sizden hibir ey istemiyorum, yalnz beni zmeyin, bana ac vermeyin. dedii zaman kzm ve bu iin pazarla gelmiyeceini bildirmi, bu dzende hibir eyin gvende ve salam zmler iinde olamyacam belirtmiti. Sonra da: Mademki bu kadar hesaplsnz, neden evlendiniz, neden iki ocuk yaptnz? diye terslemiti Sevda'y. Buna karlk Sevda ondan, syledii gibi hibir ey istemiyor, hibir ey sormuyordu. Ne neden iki kez evlendiini, neden ocuk yaptn, ne, neden karsn aldattn!.. Hibir ey... Btn bunlar Mehmet kendiliinden anlatr ve Sevda'y gldrrd. Szgelimi, bir sevgilisinin dkkn camn nasl indirip ordan ktn, damad olacak delikanlnn, kzn istemek iin evine geldiinde onu nasl kapnn yanma oturttuunu, olunun kendisinden nasl unutup da iki kez elektrik paras istemeye geldiini, oluna nasl, okuyabilmesi iin Avrupa'ya para gnderdiini -eski kars telefon etmi, bu paray o istemiti-... imdi yeni doum yapan ve ks olduu kzna na-

443 sil src arkada Ercment'le para yolladn ama kzn grmeye gitmediini... Btn bunlar Sevda, Mehmet'in bandan gemi gerek insanca olaylar olarak saygyla, nerdeyse o olaylarn kahraman kendisiymi gibi olaylar yaayarak dinlerdi. Hepsinde de glen, konuan, kzan, bakaldran, gl olmaya, ezilmemeye alan, mutluluun peinde koan, onu yakalayan, onu elinden karan, her eyiyle Mehmet'i grr, bu Mehmet'i yreinin btn sevgiye su-samlyla severdi. Ama onun yaamasnn tek olay olan evlilii ve iki ocuu bir hesapllk saylyordu Mehmet, tarafndan. Sevda bu hakszlk hatrladka iinin derinliklerinde ince bir sz ve bakaldrma istei duyar sonra bu duyguyu unuturdu. oktan Mehmet'in ve herkesin Hasan'n tatl anlatmyla renklendirdii yklerden dinliyerek rendikleri Hakk Kotar ii de dpedz bir alaklk olmutu. Alaklktan da te, aptallk, dklk ya da buna benzer bir ey. Aslnda Mehmet: Bu kadar hesaplsnz da neden o herifi yaamanza soktunuz? demek istemi ama diyememiti. nk bu gece btn teki taksili gecelerden ayrmlyd. Bu gece Mehmet Sevda'nm elini tutmuyor ama gzlerine bakyordu. Neden gecikmekten korkuyorsunuz? Nasl olsa yemekte olduunuzu biliyorlardr? Anneniz mi var ocuklarn yannda? diye sordu. Evet annem var. Ama onlara en ge onikiye kadar gelirim demitim. Mehmet bu sz zerine hesapllkla sulad kadna, hesapl olarak u soruyu sordu ve sevgililerini bir taksiyle Boaz'a gtren byk, paral iadamlar gibi onun gzlerine anlaml, keyifli, istiyen baklarla bakt: Canm onlar alkndrlar herhalde... Sevda btn sarholuuna karn aylm ve karsndaki adama aknlkla bakmt. Bak yemi, bir yerine kurun sklm gibiydi. Yarasn tutar gibi geri ekildi, taksinin bir kesine yasland. Mehmet bunun zerine cebinden Yenice paketini kararak kadna tuttu. Sevda ilk kez yaralanm bir kpek gibi aknd. Ge 444 riye ekilmi, kendisini yaralayan sevgili sahibine bakan bir kpein akn baklaryla adama bakyordu. Bir yandan da iinden sessizce inliyor gibiydi. Sigaray ald, onu Mehmet'in yakmasna izin verdi ve imeye koyuldu. Mehmet imdi yapt yanl anlam ve ona sevecenlikle kark bir yaknlk gstermeye balamt. Kendini balamyordu Mehmet. yi bir hovarda deildi u anda. Onlarn memlekette, balamalarn alnd, oturak alemlerinin yaplp zeybeklerin oynand, oyna kadnlarn, kendi efeleriyle bantda olduklar srece onlara kesin bir namuslulukla bal kaldklar memlekette, kadnlara byle yanl szler sylenmezdi. yi bir hovarda olduuna inanm olan Mehmet, bu akamki beklenmeyen yanlln dzeltmek iin ne yapacan bilemiyordu. Sessizle-miti ve pimanln her davranyla ortaya koyuyordu. Sevda onun bu pimanln sevgiye, bir insan krmaktan gelen insanca duygulara, onun kendisine verdii neme balayarak yava yava kendine geldi ve ald. Btn bu olumsuz duygular iinde, alacak bir istekle bu adam istediini, ona yaklamak, onun kollarna snmak, onun etine demek istediini duyuyordu. Kafas karmakark, yrei kapkaranlkt. Akn olumsuzluklarnn yeniden baladn ayrmlyor ve ii acyla, korkuyla eziliyordu. Src, insan utandran bir susu ve duymaz gibi grnen bir dinleyile Boaz yollarn am yeniden i-li'ye dnmt. Sevda srcden o kadar utanyordu ki, olumsuz duygulara bir de bunun eklendiini anlyor ve ona kendini temize kartabilecek bir eyler sylemeyi, istiyordu. Nianta'a... dedi Mehmet ve evinin adresini verdi ona. Sonra da

Sevda'ya, kendisi iin ne byk bir zgecide bulunduunu anlatmak gereini duydu: Sizi iki saattir Ferhunde'lerin evinin nnde, bu taksinin iinde bekledim. ktnz grr grmez peinize takldm. Eer ordan biriyle ksaydnz, bir daha sizi grmiyecektim. dedi. Biriyle ktm, ama. Neriman'la ktm. dedi Sevda kendine duyduu gvenle. Evet! Bir erkekle ksaydnz, bir erkekle bir arabaya binip gitseydiniz... 445 Sevda aknlktan aknla dyordu. Demek ki bir erkekle kmak, bir erkein arabasna binip gitmek bu kadar kolay... diyordu. yleyse ya Mehmet yanlyor ve kadnlar hakknda, bizim gibi kadnlar hakknda hibir ey bilmiyor, ya benim yaamamda bir doal olmayan yan var... Bir sulu gibi, yaamasnn en hesapsz gereklerinden, en doal gereklerinden biri olan bu olaya sevindi. Kapdan bir erkekle deil de bir kadnla km olmasna... Mehmet'lerin alma masasnn zerinde bir kt duruyordu. Karsnn el yazsyla yazlm olan bu kda Sevda bir gz att ama doktor yazsn okumakta glk ekti. Kk kz hastaym galiba. Kars annesine gitmi. Bu gece belki gelemiyecekmi. Sevda merakla bu kd incelerken Mehmet glmsyor ve Sevda'ya bira ikram ediyordu. Buzdolabnda her ey var. Git istediini al... dedi sonra. Sevda yalpalayarak buzdolabna gitti. Bir sr ieden, birde kk bir sahanda kuruyup kalm bir para domatesli pilavdan baka bir ey gremedi. Gerekten buzdolabnda her ey varm. dedi eli bo dnerken. Mehmet Sevda'nn ne demek istediini anlaynca sulu sulu glmsedi: Biz pek evde yemek yemeyiz. dedi. Ben meyhanede, hanm hastanede... Onun resmini grebilir miyim? Grebilirsin. Mehmet alma masasnn gzlerini arad. Ferda'nn pasaportunu bulup gsterdi. Sevda hemen doum tarihice bakt kadnn. ok yal deil. dedi, Benden ya bykm. Ya konusunda bana kimse srpriz yapamaz. dedi Mehmet tatl tatl glerek. Biralarn itikten sonra yar karanlkta bir yerlere doru gittiler. alma masasnn stndeki lamba yanyordu yalnzca. Sevda salona doru gittiklerini ve bir kanepenin zerine uzandklarn sand. evrede de kitap 446 lklar, tl perdeler, tablolar grr gibi oldu ama Mehmet: Benim odama geldik demiti. Buras benim odam ve benim memleketimdir. Evin geri kalan her yeri onundur. Burada ben kendi krallmda gibi zgrce yaarm. Sizi de seviyorum ve ancak benim odamda sizin, benim olduunuza inanabiliyorum.. Bir yandan da ingene pembesi bluzu, tal tokas olan kemeri ve kara kadife eteklii karyordu. Sonra Sevda Mehmet'in yeni alnm kazandan gelen slak bir yn kokusu duydu ve ellerini bu ynn zerinde okar gibi, onu benimsiyerek, severek, kabul ederek gezdirdi. Mehmet aralarnda balayan senli benlilie gvenerek Sevda'ya evin kaplarn gsteriyordu. Hanm imdi geliverirse, sen bu servis kapsndan karsn.... Sevda ikinci kez yaralanm ama yaralara alm bir kpek gibi hrlamak gereksinimi iinde slak gzlerini adama dikerek -ve lo kta onun bu gzlerdeki slakl grmediine sevinerek-: Neden ordan kacakmm? Hangi kapdan girdiy-sem o kapdan karm. dedi. Bu dncesiyle tpk Nur-ten'di. Erkei sorumluluk altna sokmak istiyen, erkein kadna yklemek istedii sorumluluu ne pahasna olursa olsun, erkekle paylamaa alan bir kadnn hrnl ve krgnl

vard stnde. Mehmet gene yanl yaptn anlamt. Kendinden utand bir ara, sonra stnl gene ele alarak ve her eyi kabullenmi kaderci ve korkusuz bir davranla: Pekala. dedi. n kapdan kacaz. Hem de birlikte. Bunu sylerken, ikisi de karsnn eve bu gece gelmi-yeceinden nedense tmyle inanlydlar ve ikisinin de drstlklerinin altnda bu gvenden bir eyler vard. Sonra giyinip birlikte girdikleri kapdan ktlar ve kol kola girip yeni bir taksi aramaya baladlar. # ** Hasan, tatl ve sevimli anlat ve ustaca kurduu szl yklerle, nce Sevda ve Hakk Kotar arasndaki 447 banty duyurarak sanatlar evresindeki bir blk insan neelendirmi ve bir blnn de ilgisini ekmiti. Neelenenler kendilerini kovalayp duran meslek, i, para, aile mutsuzluklarnda yalnz olmadklarn grerek ok insanca bir gereksinimle ve geici bir sre neelenmiler, sonra bunu unutmulard. Toplumun paylamak istemedii aclar ve felketleri, olaylar insana ister istemez ve bugn banaysa yarn sana halk mantn do-rularcasma zorla kabul ettiriyorlard. kinci bl ise ilgilenmiti. Bunlar insan aclarnda, bantlarnda, ayrlmalarnda ak ve lmlerinde, hastalklarda, ister istemez ilgi ekecek bir insan gereinin yattn bilen, gereklere daha yakn ve daha korkusuz olanlard. lgileniyor ama ayplamyor, sulamyor, sadece olan biteni anlamaya, olaylar anlamaya, insanlar anlamaya alyorlrd. Bunlar anlamaya almak memleketin siyasal dzenini, tutumsal dzenini, toplumsal dzenini anlamakla ayn deerdeydi. Bunlar anla-makszm insan kendi memleketinin gereklerini bilemez, bu gereklere kar savamay bilemez, bu gereklerin pisliinden, korkunluundan, insana kar olularndan etkilenemezdi. Hasann ikinci olarak ve birincisinden ksa bir sre sonra piyasaya srd haber, Nurten'in Mehmet Meric'e yazd mektuptu. Bir anda, bir blk sanat arasnda gnn en nemli konusu ve haberi oldu bu mektup. Bunlardan kimisi Mehmet'in, kimisi Nurten'in, kimisi de Ferda'nn tandklar olduu iin herkes bu olayn iinde yatan insan gereini yakalamaya alt. Bu olay, bu olayn ba kiilerini ister istemez eletirmeye alyorlard. nk bu olayla birlikte birtakm insanlarn mutsuzluu sz konusu olmutu. Ama eletirirken neye, hangi deere ve yarglara yaslanacaklarn bilemiyorlard. Kimi bunu namus asndan, kimi kadm-erkek ilikileri asndan, kimi dorudan doruya ba kiilere yani Nurten'e, Mehmet'e ve Ferda'ya yklenerek, kendi ya-amalarndaki tatszlklarn, aclarn, mutsuzluklarn eletirilmesine de bu olay yoluyla geebildikleri iin seviniyorlard. Herkesin derdiydi bir bakma bu. Ama burda birbirine girmi kii vard. imdi kim kimin yann tutacakt. 448 Olay iinde yaanlan tam topluma uygun bir olay olduu iin, eletirilmesi de tam topluma uygun bir eletiri oldu. Yani suu ileyen insanlar toplumun namus yarglar, toplumun aile anlay, bantlar ve ilikileri asndan szkonusu edildikleri iin ister istemez yalnzla, ayplanmaya, sululua srklendiler. Mehmet'le, Sevda alma odasnda yaadklar ve birbirlerine iyice kenetlenmelerine neden olan ak olayndan sonra birlemi ve btn topluma kar kendi glerini, bilmek iin bantlarn sklatrmlard. O gnlerde Hakk Kotar bir kez Sevda'nn kapsn ald. Palaspandras Ankara'dan gece otobsyle gelmiti. Sevda bir zamanlar dnyann en byk ve tek olayn bekler gibi bekledii Hakk'nm geliinden bu kez hi etkilenmemiti. Onunla dalgn ve zgn bir yzle konutu. Hakk'nm boyuna Baso'nun kokteylinden, Mehmet Meric'in kitaplarndan sz ederek kendisini szne ilgisiz kalyor:

Evet ordayd... Bilmiyorum. Tabi yledir. gibi kendisinin de anlamad yantlar veriyordu. Hakk kp giderken kukusunu belli etmemeye alyordu ama her zaman neeli ve dnyay umursamayan bencil yznde bu kez kaygl bir anlatmn, bir gvensizliin yeretmesini nliyememiti. Gene o gnlerde uzun zamandr unutulan Ariften bir telgraf aldlar. O gece Mehmet, Sevda'dayd. Sevda'nn geni ve rahat yatanda, birbirlerine kenetlenmi, birbirlerine snm, dnyann btn ktlklerinden, aclarndan, mutsuzluklarndan korunmu gibi, sonuna dek korunmu gibi, tatl, rahat, saatlerce uzayan bir syleiye dalmlard. Arifin bayramda geliyorum. diye ektii telgrafa Sevda: Gelme, ben ocuklarla geziye kyorum. diye karlk verdi. Ona Gelme ben bakasyla beraber kalyorum. demek katln ve korkusuzluunu gsterememiti. Mehmet bir gece src arkada Ercment'le ge vakit eve dnmt. Kapda arabadan inmek istemedi. __ 449 _ Ercment be dedi, Beni bir yere gtr bu gece, canm eve girmek istemiyor. Bu salt bir isteksizlik deil, kendi kurallaryla hazrlad bir evden ka oyununun denemesiydi. Bir gece nce paltosunu askdaki en u engele asmt. Bu artk, Mehmet'in evden gideceini bildiren kesin bir iaretti. Ama bu iaretin anlamn kendisinden baka kimse bilmedii iin, kars onunla kslk oyununu srdrp duruyordu. Mehmet'in artk Sevda'ya baland iin karsndan ve onunla ilgili btn kayglardan kopmu olan duygular kolayca onu evin dna, kendi kendine kalmaya, karsndan uzaklamaya itiyordu. Ercment: Peki abi! dedi. Yalnz, kimlik kdm yanmda deil. kp alamam da imdi. yle bir yere gtr ki kimlik kd sormasnlar. dedi Mehmet. Ercment de onu, bir arkadann servis memuru olarak alt yaknlardaki lks ve eski otellerden birine gtrd. Ferda, kocas evdeyken sululuunu kabul etmiyor ve onunla tartp bu olayda kocasna sularn kabul ettirecei zaman kolluyordu. Ama kocasnn evden gidisinden sonra bu istein yerinde baka istekler belirmeye balad. Pimanlk, korku, uzaklk ve onu yitirme kaygs, ocukla yapayalnz kalmann sorumluluklar... Btn korkusunu ve fkesini yitirmi gibiydi. Tam bir dalma durumundayd. Zaman zaman tmyle kocasn sulu buluyordu bu ayrlkta. Kendisine hakszlk edildiine yzde yz inanyor ve: Ona gitmeliyim. Onunla konumalym. Bana daha fazla hakszlk etmesini nlemeliyim. diye kvranyordu. Kimi kez kendi suunu tmyle kabul ediyor: Gidip ona yalvarmalym. Onu zorla getirmeliyim. ocuun babasz kalmasnda ben suluyum. Tam onun ruhsal yapsnn emosyonel yaamasnn biimlendii bir yata onu ezik ve arpk duygularla bymesini nlemeliyim. diye rpnyordu. Ama kovulma korkusu, orada baka bir kadna raslama korkusu korkularn bytyor ve onu geriye ekiyor, kskvrak bulunduu yere balyordu. 450 imdi Mehmet kzlan erkek olmaktan km, sevilen koca kimliine brnmt Ferda iin. Ferda, davranlarn, hem ona hem kendisine gre lp bimek zorunda kald iin sk sk ne yapacan aryor, tellanyor ve kendisiyle eliiyordu. Ona gitsem, diyor, gitmeye karar veriyor, ona gitmeyi istiyordu. Sonra bunu bir de, Mehmet ona gitmemden holanr m holanmaz m diye dnyor ve Mehmet'in ona gitmesinden holanm-yacan dnerek gitmekten cayyordu. Onu herkese anlatmak, arkadalarna, ortak dostlarna ondan yaknmak istiyor, sonra bunlarn

Mehmet'in kulana giderse, onu tmyle yitireceinden korkuyor ve cayyordu. Sus* mak istiyor, bir sre, birka gn susarak, bu olay unutmaya alarak yayor, sonra bu susuun onun aklna birok eyler getirebilecek bir davran olduunu dnyor, onun yaamasnda baka erkeklerin varlndan, baka sevgi ve ilgilerden kukulanacan dnerek skntsn belli etmenin daha doru olacan sanyordu. Artk doktor, aydn kadn, okumu kadn, modern kadn falan deildi Ferda. Sadece korkutulmu bir kadnd. Korkunun iindeki duygulardan hepsi, korkuyla birlikte iinde reklenmiti ve bu duygulard davranlarn yneten: Kuku, gvensizlik, nefret, fke. Ve iin en ac yan btn bu duygularn karsnda, gitgide, btn grkemiyle ykselmekte olan, bir zamanlar derinlere gmlm sevgi, ballk duygular... imdi kocas yoktu. lk gnler Ferda bu zgrln acsn ekmekle birlikte ferahln da duymadan edememiti. Btn yaamasnn, btn gn ve gecelerinin, btn davranlarnn kendi sahibi olmak, onlar istedii gibi kullanmak olana, ona garip ve beklenmedik bir sevin vermiti. Ama bu sevin gene kocasnn anlar, etkileri, kocas hakknda duyduu her kelime ve szle zehirlenmeye balamt. Tam yazmaya oturuyordu. Biraz alyor ve almann iyi gittiini dnmeye balyordu ki, kocasnn kendisine ve kzna yapt kyclk ve hakszlk anlaryla akl doluveriyordu. O zaman skntyla makinenin bandan kalkyor, evin iinde dolamaya balyordu. Ne yaparsa yapsn bu etkilerden syrlami-yordu. 451 Eskiden eve getirmekte glk ektii kz imdi boyuna eve gelmek istiyor ve babasnn nereye gittiini soruyordu. nce onu: Ankara'ya, Sabri Amcalara gitti. diye avuttu Ferda. nk kocas sk sk Ankara'ya giderdi. Ama artk ocuk onun Ankara'dan gelmesi gerektiini sanyordu. ok uzamt bu Ankara gezisi. Hi bu kadar uzamazd. Babasndan hi bu kadar ayr kalmamt. imdi babasndan grd sert davranlarn yansra, ondan grd sevgiyi ve sevecenlii de anyor ve bu eskikliini duyduu baba buyurganln beklenmedik bir istekle belirtiyordu. Babam artk gelsin. Ben ok dikkat ederim. Onu kzdrmam. Ben onunla kalmak istiyorum. Anneannemle kalmak istemiyorum. diyordu. Ferda o zaman kocasnn bu yaptnda insanca davranlara uymayan bir yan aramaya balard. Orada somut bir hakszlk ve ac eken bir ocuk varsa -kendi acsn zaman zaman saklamak istiyordu- bu ite mutlaka eletirilecek bir yan, bir yanl davran ve dnme biiminin varl sz konusuydu. O zaman Ferda aratrmaya balyordu: te diyordu, onun kendisinin de acsn ektii, btn yaamasn altst eden bir dnce dzeninden douyor bu davranlar: iddettir bu. Polis yntemidir. Fa-izm'dir. Kocasndan sk sk duyduu iin faizmi rahata kullanmaya balamt konumalarnda. ocuu bekleteceksin. zleteceksin. Ona bile bile, tersini yapmak mmknken, ac vereceksin. zletecek ve bu zleyii, sevgiyi kullanacaksn. Artk o sana kar koyamaz hale gelecek. Sen onun iin taplacak, boyun eilecek tutsak olunacak tek g olacaksn. Neden sevgilerimizde zgr ve rahat deiliz. Neden yanllarn dzeltilmesi iin bize izin verilmiyor? Neden hayat yeniden btn canll ve sevgisiyle balamyor? Neden herkes bir eye tutuklanyor ve neden bu ii kocam somutlatryor benim hayatmda? Hi yapmamas gereken hatta en yapmamas gereken adam. Vaktiyle arkadalarma kusursuz diye vdm, verken de itenlikli olduum adam... St, sarlk olunca annesi onu hemen hastaneye I kaldrmt. Hibir ey yiyemiyen ve gn getike bu itahszlk ve sk perhizlerle kilo yitiren ve alacak derecede bitkinleen ocua serum verilmiti. Bu gnlerin aknl iinde Ferda kocasn unutmu gibiydi.

Onun da bu hastalk srasnda ocuun yannda olmas gerektiini, onun da bu hastaln acsn ve zntsn ekmesi gerektiini duyuyor ama onu bu ie armak iin hibir giriimde bulunamyordu. ocuuna kar duyduu kayg ve acma duygular kocasyla ilgili duygularn bastrmt. Ama ocuk hastaneden kp da annesinin evinde dinlenmeye, hastaln verdii bitkinlii kendi abasyla yenmek zere insana acma ve alama duygular veren sessiz bir hastalk sonras dnemini yaamaya balaynca kocasyla ilgili dnceler gene kafasnda, hafiflemi bir cesedin suyun stne k gibi, irileerek belirmeye balad. Hastaneden ya da annesinden eve gelince dorudan doruya bu saplantnn iine dyordu. Yalnzl onu honut etmekten uzakt artk. Yalnzln, zgrlk olmadn yava yava, acyla anlyordu Ferda. Kzma bebekler alyor, eskimi giysilerini, -ne zamandr kzma bir eyler almay akl etmeyecek kadar kendisiyle urat iin- yeniletirmek iin annesine para brakyor, sonra bu yaptklarndan kocasnn hi ilgisiz ve habersiz olarak kimbilir, nasl salt, kendisi iin sereserpe yaadn dnerek ondan hesap sorma isteklerine kaplyordu. O orda otellerde baka kadnlarla ve yalnz kendisi iin para yesin. Ben burda tek bama bir ocuu paramla, duygularmla, emeimle mutlu etmeye, iyi etmeye, yetitirmeye alaym... diye dndke nne geemedii bir fke duygusuyla doluyordu. Kocasyla ilgili olan her duygu, ister olumlu duygular -pimanlk, sevgi, sululuk-, ister olumsuz duygular -fke, sulama ,onun hakszlk ettiini dnme- hepsi byk bir duygu yuma halinde her zaman kendisinden kopup kocasna doru yuvarlanan bir a benzerdi. Ve bu duygular gn getike, tpk bir n yuvarlanrken bymesi gibi byr, ldrc, bir hal, Ferda iin tehlikeli bir hal alrd. 453 Mehmet btn bunlar biliyor ve bir gn kars tarafndan otelde sorguya ekilmek, kavga konusu olmak, korkularyla yayordu. Onu en ok korkutan da hibir ey deil, nnn byle bir olayla yklmas ya da ypra-tlmasyd. imdiye dek, yaamas ve btn insanca mutluluklardan yoksun braklmas karlnda kazand n, byle bir olayla ve kendisini sevmeyen birok kiinin elinde iyi bir ara olabilirdi. Mehmet kimi zaman herkesin kendisini ok sevdiini dnrd. Kimi zaman da kendisini pek az insann anladn ve sevdiini ne srerdi. Kitaplarnn baars yznden kavga ettii eletirmenler, kitaplarnn parasn hakkyla kendisine vermeyen yaynclar, n yar iinde rakabet halinde bulunuyor gibi grnd sanat arkadalar... Yahu ben kimseyle didimek istemiyorum... derdi kendisini herkese anlatabilmek iin. Benim deerimi kabul etsinler, benim hak ettiim paray bana versinler, benim edebiyatta bir yerim olduunu namusluca ortaya koysunlar, ben benim saflarmdaki herkesle iyi geinmeye hazrm. Yahu ben dnyann en geimli, en sessiz ada-mymdr. Ferda bunun byle olduuna btn evlilik yaamas boyunca inanmt. Gerekten de bir zamanlar kocas dnyann en iyi adamyd. Ama Preud yoluyla ocukluunu inceleyince onda ezilmi ve yoksulluk iinde geirilmi bir ocuklukla ar ve zayf bir ocuun kaldra-myaca kadar skntl bir okul yaamasndan baka bir ey bulamamt. Sonra memleketteki birbiri peisra gelen siyasal basklar, onu bu kez bir aydn olarak, bir sanat olarak yakalam ve kimi zaman bir tutukevine kapam, kimi zaman tutukevine kapamadan da kendi yarglar, lleri ve toplum anlayyla tutuklanmt, Onda varolan ve biriken birok istek bir patlama halinde ite imdi, genliini geride brakt bu son yllarda ortaya kyordu ve yle iddetle ortaya kyordu ki, btn iddetli patlamalar gibi evrede ne varsa, bilinsizce silip spryordu. Onu anlamaya alt ve anlad byle akamlarda Ferda ona gitmek istekleriyle yanar tutuurdu. Ona gitmek, onunla eski gnlerdeki gibi gzgze bakarak yemek yemek, elele

tutuarak yrmek, yatakta onun koluna yatarak ve onun mrl mrl anlatt eyleri dinliyerek, bu mrltnn etkisiyle uyuyakalmak... Bir gece sarl atlatt gnlerde, ama son derece zayflam, sessizlemi, kendisine daha da ok balanm kznn kucanda oturup ban kendisine dayamasn seyretmi, adamakll duygulanm olarak evine dnmt. Olduka dengeli duyuyordu kendisini. Bu, zellikle evde rahata kitap okuyabileceini, belki birka sayfa kitabna alabileceini ve birka bardak ay iebileceini dnmekten doan kk bir rahatlama duygusuydu. Soyunup biraz ufak tefek evii yaptktan sonra ayn hazrlam ve divana uzanarak kitap okumaya almt. Kafasnn iinde, kendisinin de ayrmnda olmad tedirginlikler, dnceler kaynap durduu iin bu gece evini uzun zamandr hi sevmedii kadar sevdiini anlyordu. Evin yalnzl ve sessizlii, kitap okumakta, ay imekte oluu, kznn iyilemeye balamas, annesinin ona kar gsterdii anlayl yaknlk ve onu hem rahatlatan, hem tedirgin eden acmalar, hepsi hepsi imdi anlalmaz bir uyuukluk vererek onu eve balyordu. Sanki birisi kolundan ekip onu sokaa karmak istiye-cekmi korkusuyla kalkp soyundu, pijamalarn giydi, kalorifer scaklnn daha iyi duyulduu n salondaki uzun kanepeye yeniden uzand. Fakat elindeki kitab okuyamadn ayrmlad birden. Okuduklarn cmle olarak anlyor ama benimsiyemiyor ve sindiremiyordu. Oysa daha ok ksa bir sre nce, yakc bir susuzlukla bu bilimsel kitaplara nasl sarlm, her eyi insan yeniden tanyabilmek iin nasl yutarcasna okumaya balamt. Birden elindeki kitab kapatmadan yere, halnn zerine brakarak doruldu. Sonra ayaa kalkt ve bir sre kanepede akn akn stndeki pijamalara bakarak bekledi. ki ey arasnda seme yapyor gibi duraksam-t. Bu seme de pijamalaryla, bilemedii baka bir ey arasndayd. Sonra kalkp hole doru yrd. Biraz daha duraklad. Bir sigara yakp bekledi. Sigaray yaktktan sonra sigara yerine kibriti bir sigara gibi parmaklarnn 454 455 arasna aldn grd. Dalgnlna glerek kibriti kl-tabama att. Sonra bu bir tek kibrit iin kltaban alp mutfaa gitti ve kibriti pkutusuna silkeledi. Sonra gene holdeki masann basma gelip dikildi ve elindeki sigaray tabaa basp sndrd. Koarak yatak odasna gidip elbise dolabnn kapan at ve elbiselerini ellemeye balad. Son gnlerde ald bir eteklikle bluzu seti bilincinde olmadan. Yzn zenerek boyamak istedi ama acelesi buna engel oluyordu. Salarna bakt. Son gnlerde kendiliinden o kadar gzel duran ksa kesilmi kara, dalgal salarnn bugn bir tuhafl vard. Onlar ne kadar ellediyse de istedii gzellii veremedi. Sonra ksa krk mantosunu tunik gibi zerine giyerek dar frlad. Kocasnn oteline gelirken iinde garip bir sevinle, elini ayan buz gibi soutan, onu yanndan hzla geen insanlara, tatlara, aalara grmeyen ve anlamayan gzlerle bakmaya iten bir korku vard. Sevin, yeniden ve yenilemi duygularla her eye balanabileceine kocasn inandrma umudundan geliyordu. Korkusu, kocasn otelde bulamamak, baka biriyle bulmak ya da onun tarafndan sertlikle karlanmak, ikisi yabanc insanmlar gibi, kovulmak, kovdurulmak olaslklarn dnmesinden douyordu. Otelin nnde arabadan inince -kendisine kur yapmaya kalkan taksi srcsyle be liralk bir fark yznden tartt iin zlmt. " Srcnn yumuak yz bir anda aknlk ve umutsuzlukla sertlemi, kendisine yabanc ve fkeli bir durum almt. Ferda, o yumuak ve sevgi dolu anlatm bile bile, namus kayglaryla yok ettii iin zlmtkoa koa merdivenleri kt ve bir yandan da otelde kalanlarn henz restorana indiklerini, masalara yerlemek zere olduklarn grd. Dardan, byk caml duvarn ardndaki restoran btn kprtsyla ve

loluuyla seiliyordu. Kendi acsndan ve telndan habersiz bir sr kadn ve erkek, sakin glmseyilerle masalara doru ilerliyor, garsonlarn ektikleri sandalyelere yumuak davranlarla oturuyor, yemek listelerini kaygszca incelemeye koyuluyorlard. Kendisiyle arasndaki bu camdan duvara aknlkla bakt. 456 Ferda. Bu cam duvar yalnz u anda ayrmyordu onu ve ierdekileri. Btn yaaylaryla, yaadklaryla da ayryordu. inden karanlk bir zen duydu bu camn iinde akvaryumdaki balklar gibi kprdananlara. Bir zamanlar kendisinin de kocasyla byle yerlerde, byle kprdandklarn ve kimbilir gzlerine arpmayan baka insanlarn da ayn kendisi gibi onlara byle camn arkasndan baktklarn dnd. O srada tam camn yanndaki masaya doru iki erkek ilerlemeye balamt. Bunlardan birisi orta yal, birisi genti. kisi de birbirlerine benziyorlard. Birbirlerine, hi krlmam, hi dman olmam, birbirlerinden hi ayrlmam, aralarnda hibir duygu atmas olmadan dostluklarn srdrebilmi iki garip varla bakar gibi bakt Ferda onlara: Mehmet'le oluna. Mehmet de, olu da -mhendis, evli iki ocuklu- o srada onu grmlerdi. Olu masaya otururken nce ir-kildi, sonra babasna bakt. Sonra da dnp bu pencereden bakan kadna bakt. Baba nce kadna bakt, sonra bir daha bakt ve ban evirdi. Kadm, bu bir zamanlar rpnarak yemek hazrlad, evinde konuk ettii, kendi evlerine kadar arabasyla gtrd gen adama dosta ve aldrszca bakt. Onun gzlerindeki uzakl ilk anda anlamt. Sonra kocasna, bir barma isteiyle, hatta yle bile deil, arada hibir ey olmam gibi, bir geziden dnm de ona kavuuyormu, gibi sevinle, korkak bir sevinle bakarak glmsedi, elini sallad. Mehmet kadna: Ne istiyorsun? gibilerden sert bir yz anlatmyla ve soru sorar gibi bir iaret yaparak bakt. Bu ancak, insan rahatsz eden ve byk dkknlara girerek dkknn havasyla ters den tandk dilencilere, byk dkkn sahibi kibar, ince ve sadaka ya kar olan dkkn sahibi beylerin yapabilecei, kullanabilecei bir yz anlatmyd. Sonra ban evirerek boynunun iine gmd ve oluna bakmaya balad. Ona: Bakma, brak, ilgilenme... der gibiydi. Ferda camn nnde bir sre donmu gibi durdu. Yenilgiyi kabul etmiyordu. Kendisini onlara anlatmak iin, onlardan hak ettii ve herkesten grmeye alt dost 457 luu ve saygy zorla almak iin direndi. Ama kimse ona bakmyordu imdi. Gen mhendis de ban evirmiti ve Ferda orda, kocasnn alay ettii kuzu derisi, ksa paltoyla alabildiine glnlemi, bekliyordu. Sonra yrd, kotu, camlar eliyle yoklad. Otele girecek bir kap aryordu. Ya da kapatld bir odadan, rnein, bir gaz odasndan kurtulabilmek iin, igdsyle duvarlara saldran bir tutukluya benziyordu. eriye girecek, onunla konuacak ve bu aalk durumdan kurtulacakt. erdeki garsonlar ve komiler de ayn kocas ve vey olu gibi: Ne istiyorsun? der gibi ilgisiz, souk, hatta ona yle geliyordu ki, alay ederek bakyorlard. Ferda birden son gnlerdeki sinirliliini ve gitgide sertleen davranlarn hatrlatan bir iaretle garsonun birini ararak ve sesini kimsenin duymadn bile bile: Nerde bunun kaps be? diye bard. Sonra, saldrgan ve kskn bir yzle, kendisine gsterilen kapdan ieriye girdi. Biraz nceki kavuma sevincinin, barma umutlarnn hepsi bitmiti. Ferda tarafndan bitirilmi ve unutulmutu. O duygular ite, kendini bu kadar kltm ve zavalllatrmt. O duygular dmanca bir unutula unuttu. nne kan tell bir komiye: Mehmet Meri'le grmek istiyorum. erde yemek yiyor. Ltfen buraya arr msnz? dedi. Sesine olabildiince bir emir verme havas eklemeye almt. Bu havann etkisi byk oldu. Garson, zavallca

otelin nnde rpman biraz nceki kadndan ald soukkanl emirle hemen ieriye kotu. Ferda oralarda dolaarak bekliyordu. imdi artk hazrlad btn insanca konumalar ve tasarlad yaknlamalar glnlemiti. Bunlarn yerine, akla uygun, duruma uygun, sert, gerek, amansz ve onu hakl karabilecek ne bulup da syliyecekti! Hibir karara varamyor ve zamann saniyelerle lldn biliyordu. Ne syliyeceine karar vermeden koridorun bir ucunda yakkl ve btn kendisini kaplayan olumsuz duygulara uzak, sakin, nazik yryyle vey olu belirdi. Ferda ikinci kez sersemlemiti. Demek kendisi gelmiyor, onu, ayana gelinmeye deer bulmuyordu artk. Btn souk 458 luu ve krgnlyla, gzlerine deil de onun dnda bir yere, bann stnde bir noktaya bakarak: Kendisiyle grmek istiyorum. dedi, St'le ilgili bir ey iin... Sizi ieriye aryor. Buyurun. Hayr, teekkr ederim. Hemen gideceim. Gen adam dnp gitmiti. Ferda da arkasn dnd ve camn nndeki Trk ii bir kanepeye oturdu. Kimbilir bu adam da ka kez benim gibi, birilerine babasn grmek istediini sylemi ve beklemitir. Kimbilir ayn eziklii, utanc ve dmanca duygular ka kez duymutur... diye dnyordu. Artk kocasna ne syli-yeceini dnmyordu. Bu adamla kocasnn karsnda ayn izgide olduklar halde, imdi onun nasl olup da kocasnn yannda yer aldna ayordu. Sonra biraz yatr gibi oldu. Bir zamanlar da istemeden kendisinin kocasyla birlik olup bu adamn ve onun annesinin karsnda olduklarn dnd. Ama hibir zaman onlara dmanca duygular duymamt. Hibir zaman kocas eski karsn sularken kocasndan yana olmamt. Tersine hep bu babasz bym ocuu ve o eitli yanllaryla ama temeldeki emek sahibi oluundan gelen hakllkla kendine daha yakn bulduu kadn savunmutu. Param olduu zaman bana yaklat. Parasz kaldm, tutukevlerine dtm, nm yitirdiim zaman hep benden uzaklat... diye anlatrd eski karsn. Mehmet. Her gn bir tula her gn bir tula... Yava yava btn tulalar dt ve her ey ykld. derdi. Sonra da asl gerek nedeni syler gibi akaclkla: Sevgi olmadan hibir ey olmaz. Ben senin tenine dokunduum zaman duyduum tad, ona dokunduum zaman duyamaz olmutum artk. der ve gzlerindeki ak duygularn belli edip fazla duygusalla dm grnmekten utanarak ban Ferda'dan baka yana evirir ve elini yavaa onun eline srerdi. Mehmet, yeni diktirdii gri elbiseleri iinde korido459 run banda grnmt. Ferda onun kardan geldiini grnce, onu acaba niin zlyorum, niin istiyorum? diye dnd. Kardan gelen ar ve sallantl, rkek yryl, rkek ve sulu bakl adamda o grmiyeli beri bagsteren bir almszl kknl ayrmlad. Ferda kocasnn grnne her zaman sevgi duyduunu dnmtr. Mehmet de ondaki bu izlenimleri glendirmek iin sk sk kendisinin ok yakkl bir adam olduuna, arkadalar ve kadnlar tarafndan nasl bee-nildiine dayanan ykler, izlenimler anlatr, bunlar anlatrken de alakgnll olmaya, utandn belli etmeye dikkat eder, bu szlere, inanlmaz derecede gereklik kazandran bir akaclk katar. Ferda bu, d grnyle ve davranlaryla u anda beenmedii adama rahata, hi hazrlamad halde u szleri syledi soukkanllkla: St hasta. Seni aryor. Bu yzden seni aradm. ok bunalyordum. Bu cmlenin ba, dorulardan geliyordu ama tmyle bir doruluk tamyordu. Uydurma ve gerek d gibi grnen son cmle ise gerein ta kendisiydi. Mehmet yannda getirdii oluyla birlikte kanepenin bir ucuna kt. nne bakarak ve hznlenmi gibi:

Hastal nedir? diye sordu.' Sarlk. Ka gn oldu balyal? ki gn. ok ar geiriyor... Bu gerekle, yar gerekle kark anlatm tarz Fer-da'ya utan vermiti. an yanyormu gibi bir sknt duydu iinde. Mehmet gene nne bakyordu. Rahatlamt. kinci kez rahatlamt. nce karsn camn ardnda grnce yannda iyi ki Sevda deil de olu bulunduu iin rahatlam ve bu raslantya sevinmiti. Oysa karsnn orda olay karmaya gelebileceini dnyordu uzun zamandr. Byle durumlarda kadnlarn bir tek yapaca ey olabilirdi Mehmet'e gre: Olay karmak. Yemden aknla dyordu. Sevda da, kars da, artk btn kadnlar da onu aknla drmeye balamlard. Onun romanlarnda anlatt, oyunlarnda canlandrd kadn kahramanlardan ok baka davranlar gsteriyor 460 du bu kadnlar. O mu kadnlar tanmyordu, kadnlar m deiiyorlard, yoksa yaamasna giren bu iki kadn m dengesiz ve doallktan uzakt. Kadn o, yiit kadn, orospu kadn, ocuklarna ve kocasna bal kadn olarak blmde toplamt. Yiit kadnlar tm olumluluklarla donatrd kitaplarnda. Orospu kadnlar gerekte sevdii iin, kitabnda tam tersine onlara ok acmaszca davranr, btn toplumsal yanllklar ve ktlkleri onlara yaptrrd. Ana ve e olan kadnlara kar kaytsz ve ilgisizdi. Onlar kitaplarnda silik ve l grnmek zorundaydlar. Ama uras kesindi ki bu blmde toplanan kadnlar daha genel iki izgiye ayrlrlarsa: aldatan ve aldatmayanlar olarak iki grupta gsterilebilirlerdi. Aldatanlar, kocalarn da vatanlarn da aldatanlar, aldatmayanlar, kocalarna da vatanlarna da kesinlikle, amanszca ve kolaylkla bal kalanlard. imdi ne oluyordu da bu kadn, olay karmas gereken bir yerde, itenlikle, bunalmndan sz edebiliyor ve sakin sakin, nne bakarak konuabiliyordu. Ben de hastaym iki gndr. Hibir yere kmyorum. tmm. dedi. Birden karsnn gznde temize kma istekleri uyand iinde. Ferda ona aknlkla ve onu anlamak ister gibi, gzlerini bir an ona dikerek, bakt. Nasl olup da bir ocuun hastal konuulurken, onu aylardr grmemi bir babann kendi soukalgml-mdan sz edebileceini anlamaya alyor, biraz da kocasnn bu szlerine seviniyordu. te insanlkd bir davran daha... diyordu. Onu sulamak iin, bu konumalar zerinde sonradan dnrken, rahatlkla hatrlyabilecei bir cmleydi bu. ocuk nerde? diye sordu Mehmet. Annemin evinde. O kadnn evine gidemem. diye dnd Mehmet. Bunca olaydan sonra onun yzne bakamam. Olay karr imdi. Oysa kaynanasnn bir kez bile olay kardn grmemiti. Zaten pek az grrler, sadece birbirleriyle an-laamyacaklarm belirten ak ve souk davranlarla bantlarn srdrrlerdi. Son gnlerde kaynanas, damad hakkndaki btn nyarglarn deitirmi, onun 461 eve dnerse ne kadar iyi olacan dnerek hi yapmad bir ey yapm, krk yasin adamt. Kendisi oku-myacakt bunu, okumamas gerekirdi. Parayla hoca tutup okutacakt. Oysa eski yazy bilir, yetitii aile orta-' mnda din duygular gelitirilmitir. Ama Atatrk'le birlikte balayan toplumsal patlama onun dine balanmasn artk olanak d brakmtr. Mehmet istemeden araba lfn ediyormu gibi Ferda'ya bir gz atarak: Arabayla m geldin? diye sordu. Hayr. Araba... Arabay kullanmyorum bir sredir. Taksiyle geldim. Bir elini dizine koyup, alnn kayarak dnd Mehmet. Sonra oluna

bakarak: Demir dedi, Bir doktor gtr eve. imdi araban uraya ek... Bu davranyla Ferda'ya: ^ Sade senin araban olmaz ya... Bak benim baka yaknlarmn da arabas var. demek ister gibi grnd. Ferda rkt bu grnten. Demir ayaa kalkt btn incelii ve merakl, inceleyen haliyle. imdi evdekilere anlatlacak ne ok sz ktn dnyordu. Kzkardeleri, annesi, kars, karsnn akrabalar onu nasl ilgiyle ve dikkatle dinliyecek-ler, ne yorumlar yapacaklard. Hi kukusuz kadnlarn hepsi, annesi de bata olmak zere Ferda'dan yana olacaklar, erkekler birazck babasn tutmak istiyeceklerdi. Ya kendisi kimden yanayd? Babasz gemi, para skntlar, retim zorluklar, yaamann ar koullar altnda ezilerek kendilerini bytm olan annelerinin umutsuz ve zntl abalaryla dolu olan ocukluunu dnd. Babas bu ocukluun hepsini bilmiyordu kukusuz. Arada bir grnp kaybolan ocuu arada bir gryor, ellerine paras varsa veriyor, yoksa onlara durumunu anlatmaya, onlarla belli bir zaman iin arkadalk etmeye alyordu. Yaama, btn girdi ktlar, btn saniyeleriyle ok uzun, ok uzun bir yol gibi grnd imdi gzne. Mutsuzluklarn dzenin bozukluuyla, insafszlyla, acmaszlyla aklayan babalarn kendisi her zaman balamt ama kk kz kardei ba 462 lamyordu. Bu bozuk dzende insanlara hi mi sorumluluk dmez... diyor ve babasn akllca sulamaya alyordu. Byk kzkardei, son derece yumuak bir kzd. Olan biteni unutmu gibiydi. oktan, herkese gsterdii yaknl, itenlii, sevgiyi, hi yarglamadan babasna da gstermiti. Demir'in ardndan Ferda da ayaa kalkt: ocua doktor gtrmekten baka bir ey yapam-yacak m? Demir'in ocuu mu bu ocuk? diye dnd kalkarken ve: Teekkr ederim. Demir Bey zahmet etmesin. dedi, Ben kendim giderim. yle anlalyor ki yaplacak bir ey yok... alacak kadar soukkanl, kocasna uzak ve geree yaknd o anda. kisinin de ellerini \ skp koar gibi kt. Kapy bu kez kolaylkla bularak ve nne kan ilk taksiye atlyarak, anlamakta glk ektii bir rahatlamayla bir sigara yakt. Oluyla lokantaya dnerken Mehmet kendisini savunmak gereini duymutu: Doktor gndermekten baka bir ey yapamazdm. dedi, O eve dnemem artk. Demir susuyordu. yi ki o korkun ocukluk gnleri bitmi, iyi ki imdi yetikin ve iki ocuu, gzel ve uysal bir kars olan bir adamdr, iyi ki annesi u kadnn yerinde deil, iyi ki o artk St denen u kk kardeini anlamak zorunda deil. Elinde olmadan, kadna ve o kk kza kar, hatta gerekirse babasna kar sert ve acmasz davranacan duyuyordu. O kk kzkardei gibi koulsuz iyi ve byk kzkardei gibi yumuak olamazd. inde hem bir rahatlama hem bir tedirginlik duyuyordu. yi ki yanmda sen vardn. dedi Mehmet. Yoksa olay karacakt. Dikkat ettin mi, St'n hastal bahaneydi. Baka bir ey konumaya gelmi olacak. Demir hi konumuyordu. Masaya oturdu, peetesini nne at ve bardaklarn yerini deitirdi. Ben artk bu otelde kalamam. dedi Mehmet, Yerimi buldu. Mutlaka gene gelecektir. Nasl da duyulur ya 463 hu, ben sakladm sanyordum bu otelde kaldm. Kimden duydu acaba? Bir sr adam gelip gidiyor buraya baba. dedi olan sert sert. Bir sr adamn arasnda hi kukusuz bir sr kadn da vard. Buna kesinlikle inanyordu. Duyulmaz m?... Herhalde yle bir eyler... dedi Mehmet rak doldururken bardana. Biraz sustuktan sonra Demir hi syliyemiyecein sand bir eyi

syledi. Yumuak huylu kzkardei bir sredir babasnn karsndan ayr yaadn duymu ve birka gn buna zldkten sonra: Ayrlacaklarsa buraya gelse bari. demiti. Annesi babalarndan sonra bir daha evlenmemiti. Bunu kimileri kadnn kocasna kar duyduu ve yenemedii, sevgisine veriyor, kimileri ocuklarn vey baba elinde bytmekten ekindii iin byle davrandn sylyor, daha aydn ve demokrat olan kimileri de yle olmasn btn kadnlk adna bir kurtulu yolu saydklarndan, kadnn hakl olarak evlilik d ilikiler kurduunu ne sryorlard. Byle yaptysa eer kadn yerden ge dek haklyd. Ruhsal denge baka trl korunamazd nk. Bize gelsen... dedi. Sonra da byle yaparsa her eyin ne denli iyi olacan anlatmaya alt. Mehmet de tam bir gereki gibi dnyor ve oluna hak veriyordu. Analar benim tutuklu kallarmdan ve paraszlmdan ylmt. imdi ne tutuklu kalma olaslm var ne de paraszm. yleyse, bu iki saknca ortadan kalkarsa bana ondan daha iyi e olamaz. diye dnyordu. Birdenbire eski gnler geldi aklna. Karsnn genliindeki gzellii geldi. Ferda'ya szn ettii yallk, sevgisizlik, tenine deme istemeyi gibi sakncalar bir anlk bir duygulanmayla unutmu gibiydi. Olunu: Hh! Hh! diyerek dinliyordu. Biliyor musun baba dedi olu gzleri yabanc bir kla parlayarak, Sen gittikten sonra bizim evde sanata ve ilericilie uzun bir sre herkes dman kesilmiti. Mehmet akrak bir kahkaha atmaya alt ama kahkahadan hemen sonra hznl bir bakla gzlerini rak 464 bardana dikerek sessizleti. Olunun gzlerinden o ac lt eksilmemi, yznde dmanca bir gl belirmiti. Annem... diye anlatmasn srdrd, Uzun bir sre, senin adna raslarm korkusuyla gazete okuyamad, oyun seyredemedi, kitap vitrinlerine bakamad. Sen o inanlmaz gllnle, senin kadar gl olmak elinde olmayan bizleri ezip geiyordun. Mehmet kzmaya balyordu ama bunu saklamak iin bardann iindeki raky, barda iki yana evirerek sallamakla yetiniyordu; Olu raksndan birka yudum ierek bir sigara yakt. Sen bizden uzaklarken toplumun seni barna basacan dnyordun. Barna basmak deyimini kullanrken sesinin anlamna biraz alayclk katmaya almt. Biz kime snacaktk ya? Annem kime snacakt? nce kendi annesine, sonra bize... Annesi ld, biz evlendik, ktk evden. imdi... Birden neelendi. Tam tersi oldu her ey. O uzun zamandr toplumdan kopmu gibi yaayan annem ancak imdi gazeteleri okuyabiliyor, oyunlara korkusuzca gidiyor. Senin adn duymak korkusu olmadan. Sana raslamaktan korkmadan. Hatta annem koyu bir bireyci kesilmiti. Kendinden ve bizden baka kimseye nem vermiyordu uzun zamandr. Yani kime smabilecekse, onlardan yanayd. imdi toplumculuu da anlamaya alyor. Hatta enitemle ok iyi ahbaptrlar. Mehmet bunlar sulu sulu dinlemiti. Olunun gznde bir kahraman niteliine brnm olan annesini ktleyemezdi. Bir gn tutukevine gelip, annesinin basksyla : Ben senden ayrlmak istiyorum. dediini anlatamazd. Ayrldktan sonra da biriyle evlenecekleri dedikodusunun kulana geldiini hi anlatamazd. Nasl iyi mi o hergele? diye sordu, kk damadn amalyarak. Eh ite, iyiler. dedi olan. Sonra kk kzkardei-nin evliliiyle ilgili ayrntlar anlatmaya balad. Kk damad renci rgtlerinden birinin rc 465

suydu. Mehmet renci rgtlerine parasyla da, kard dergiyle de destek olduu halde, bu genci istememi, sevmemiti. Kzn daha renciyken ayartan, onunla evlenmeden nce iliki kuran -ve bylece Mehmet'e gre onu evlenmeye zorlayan- bu adam sevemiyordu. O kadar yeteneklerle dolu kzn alelade bir ev kadn yapp kmt iin iinden bu ocuk. Oysa kz birok alanda kendini gsterecek yeteneklerle doluydu. Annesi ona bale dersi aldrtm, bir kolejde birok skntlarna karn, okutabilmi, onu elinden geldiince iyi yetitirmeye almt. imdi kz silik ve ksr kafal bir ev kadnndan baka bir ey deildi. Bir de stelik geenlerde dourmutu. Lousa yatanda ders vererek para kazanmak zorunda kalm, krk pencere camn bile deitirmekten ciz kocasnn paraca yardmna almt. Bunlar dnnce Mehmet'in gzleri doluyordu. Oysa romanlarnda byle smsk birbirine balanm zge-ili iftleri ver ve bir yazar olarak hep onlardan yana olurdu. Byk damadn seviyordu. O, kzma son derece iyi ve incelikle davranan, tutumsal durumu gnden gne gelien, iyi huylu, yakkl bir ocuktu. Birden teki geldi gene aklna: Bir adamn hibir eyi olmaz ama hi deilse kafasnda sa olur. dedi fkeyle. Olu sinirli bir biimde gld. Sa bile dklm keratann. Sonra, btn kadnlar kendisini nasl artyorlarsa kz da kendisini o kadar ballkla dorulyacakm gibi kznn gelecei hakknda bir kehanette bulundu: Biliyor musun dedi, Onlar erge ayrlacaklardr. nat iin srdryor kardein o evlilii. Benim gibi inatdr o. Bana da yle geliyor. dedi olu bu konu stnde fazla dnmeden. Rak birden ok ar gelmeye balamt. Kusmak istiyor, mide bulantsndan, bir hastala yakalanm gibi rahatsz oluyordu. Baba ben artk imiyeceim. Fazla kardm galiba. dedi. zninle gideyim. Ama araba sremezsin bu durumda. Bunu sylerken Mehmet honutsuzlukla biraz nce 466 Ferda'yla arasnda geen sahneyi hatrlad. Kalarn att. Sana bir taksi aracam. dedi. Bakar msnz? Beceriksizce garsona seslendi. Garsonlara seslenirken hep utanrd. Onlarla konumaya, ahbaplk etmeye alknd daha ok. Bu uydurma beyefendi havasndan nefret ediyordu ama bu havann dna da kamyordu. Saygyla yanna yaklaan garsona -ok bahi verirdi garsonlara kendisine saygl davransnlar diyeBir taksi arn! dedi. Olunun btn kar koymalarna karn onu kolundan tutarak ar bir zen ve sevecenlikle lokantadan kard. Kapnn nnde garsonun evirdii bir taksiye bindirdi: Yarn gelir alrsn araban. Burda bir ey olmaz, merak etme. dedi. Hibir ey olmaz beyim, merak etmeyin. diye an bir konukanlkla sze karan garsona: Tabi canm, ne olacak. Gayet gvenli bir yer. dedi arkadaa. Sonra taksinin penceresinden eilerek, Selam syle! dedi. Bu selmn kime syleneceini kendisi de bilmiyordu, nem de vermiyordu. Bu skntl havadan kurtulduu, zellikle arkadaa laf edebilecei bir garson da bulduu iin sevine sevine merdivenlerden yukarya kt; garsona, hi gerei yokken teekkr etti ve bununla da yetinmiyerek ona bol bahi vereceini dnd. Garson kendisini kuru bir dostlukla, teekkrle atlattn sanmasn diye, ona her zamankinden daha da ok vereceini biliyordu bahii. Odasna kp bir sre yatana ayakkaplar ve elbiseleriyle uzanarak gzlerini kapatt. u anda, btn kadnlardan, kadn dncelerinden, kadn kargaalndan ve anlalmazlmdan uzak, kendi kendisine, yapayalnz kalmak istiyordu. Bir de belki o aada konutuu garsona

dayanabilirdi. Sonra btn teki insanlarla nce salam gibi grnen, sonra kendisini ne denli yaralayan bantlar kurmu olduunu dnd. Garsona da belki bahii az verirse, ya da hi vermezse, onun da yaknln yitirecekti. Bu belliydi, baka trl olamazd. Bu 'sevgi eksiklii' bu bantlardaki tutarszlk, gvenilmez 467 lik, anlalmazlk, dmanlk nedir diye dnd. evresinin bu trl zincirlerle ya da dikenli tellerle evrildiini duydu bir anda. Kurtulu nerede olabilirdi. Nasl olaca belliydi, Marks bu yolu gstermiti ama u andaki kurtulu, u andaki umutsuzluu yeni nasl gerekleebilirdi? Bu gerekleebilir miydi? Bir ara aklna lm dnceleri geldi. Hi kukusuz lm her eyi temizliye-cekti. ldkten sonra herkes ona dost kesilecek, herkes onu vmekte ve balamakta yar edecek, hatta kimse bireysel yanllarndan toplumculuk adna sz bile et-miyeceklerdi. Biz faizme kar savam veriyoruz. diye dnd. Birbirimize kar deil. Byle gnlerde smsk kenetlenmeli ve onlarn karsna alabildiine gl surlar gibi kmalyz. Saflarmz salamlamal, kalabalk-lamal. Ama neden byle deil? Neden boyuna blnyoruz. Sonra kendi kendisine itiraz etti. Hayr, blnmyoruz. Gitgide gleniyoruz. Gitgide bilinleniyor ve uyanyoruz. lm dnmek bir toplumcu iin ayptr. lm gszlktr. lm hem kendisini, hem toplumunu aldatmasdr insann. Direnmektir esas olan. lm dnceleri oktan dalmt. Kalkp eyalarn toplamaya balad. Artk bu otelde kalamyacama dair verdii karar gelmiti aklna. Oysa bu otelde kalmay ne kadar istiyordu. Yava yava, yeniden yerleecek -mi gibi eyalarn isteksizlikle toplamaya balad. Gazete ve dergileri toplarken gzne ilien ilgin yazlar yeniden okumak iin duruyor ve zamann getiini hi an-lamyordu. Telefonun sesiyle kendine geldi, elindeki gazeteyi brakmadan ve gzlkleriyle telefona gitti: Grn efendim. diyen resepsiyon memuru aradan ekilmiti. Sevda'nm ekingen, tatl sesini duydu her zamanki balang cmlesiyle: Merhaba. Naslsnz? yiyim sen naslsn? dedi isteksiz isteksiz. Biraz nce Perda'nm otele gelmi olmas, olunun annesine tekrar dnmesi iin yapt neriler onu Sevda'nn telefonuna her zamanki duyduu sevinci duymaktan alkoyuyordu. nnde seenek vard imdi. Birine yzdeyz bir 468 gven duymadan teki iki seenei kabul etmek istemiyordu. Sizinle konumam gerek. Vaila ok yorgunum yavrum imdi. Telefonu kapyacak gibi yapt. Sonra kz kracandan korkarak: Ben seni yarn ararm, e m. dedi Hadi imdi git uyu. Sen bu saatte nerden telefon ediyorsun? Bakkaldan. Sevda glyordu byle sylerken. Mehmet kzd. Bantlarn byle geceyars herkese duyurmann ne anlam var diye dnd. Sizi hemen grmek isterdim. ok zledim. dedi Sevda. Sesi adamakll duygulu ve sevgi doluydu. Mehmet kzd birden: Seninle mi urap duracam be! dedi telefonu kapatt. Sonra iinden imdi gene aryacak beni. dedi ve beklemeye balad. Sonra da son gnlerde kadnlar hakknda nasl yanldn dnd. Etmeyebilir de. dedi kendi kendini avutarak. Ben kadnlar artk tanyamaz oldum. Tam bu srada telefon yeniden ald. Sevda'nm alacak derecede korkmu, tell sesi: Sizi mutlaka grmem gerekiyor. diyordu. yi ya! dedi, Mehmet kzgnln saklyarak Yarn gece sana gelirim. Geleyim mi? Evet evet gelin. Birden yaamayla btn balarnn yeniden kurulduunu duydu Mehmet. Yavaa telefonu kapatt ve Sev-da'ya gitmek dncesinin kendisini nasl

byle alacak kadar genletirdiini, istek ve akla doldurduunu dnd. alacak bir deime olmutu bedeninde, kaslarnda. Onu dnnce dipdiri oluyordu. zsuyla ve istekle doluyordu. Gzlerini kapatt, Sevda'y dnmeye balad. Arif, Sevda'nn annesinde olduu bir pazar gn, He-reke'li halalarn da yanma alarak fabrikann bir kam-yonetiyle kapya dayand. Anahtaryla kapy ap girdi. 489 Sevda'nn kapnn kilidini deitireceinden ok korkutmulard onu : Deitirmemi... dedi enitesine bakarak. erisi tertemiz, derlitopluydu. Bir zamanlar o karklk dneminde karsnn evin temizliini nasl savsadn dnyordu Arif evresine baknrken. Yata tahtakurular sarmt, her yer toz iinde, lekeli, pis ve karmakarkt o gnlerde. Bir erkekle bu evde, benim evimde yaad doru demek ki... diye dnd. Gzleri kzard, alt duda titredi. Enitesi kapcy armaya gitmiti. Ona evden tanacaklarn, Hanm'n da Arifin yanma geleceini, evi kiraya vereceklerini sylemeyi kararlatrmlard. Yoksa adam korkabilir, kar koyabilirdi onlara. Enitesi kapcyla birlikte gelmi, eyalar tamaya balamt bile. Arif evreyi dolayordu. Bu son defa grecei ve ok gzel, ok da korkun gnlerinin getii evi son bir kez ve ar bir duygululukla gzden geirdi. Karsnn kapnn giriine koskoca harflerle bir kartona yazp bir tablo gibi ast nazm'm iiri kaldrlmt. Bu iirde Sevda kendisini bulduunu syledii halk tanmn ok severdi. Onlar ki uyup hainin ivasna Sancaklarn yere drrler... Bu dizeleri dnnce rperdiini duydu. Sonra bir yldr duvarda gre gre ezberledii iirden baka dizeler geldi aklna: Kahreden ve yaratan ki onlardr Destanmzda yalnz onlarn maceralar vardr. iirin kaldrlm olduuna birdenbire sevindi. Kendi inanlmaz yaamasn ve servenini de o bu iirlere, bu kitaplara balyordu: Sevda bu iirleri okuyunca, kitaplara ve sanata -sanatlara- o delice yaknlklar duymaya balaynca bir tuhaf olmu, pusulay arm gibi geliyordu Arife. iirleri ve btn sanat eserlerini dmanca aklndan itti. Sonra ayakkaplaryla tertemiz parkeler zerinde yryerek yatak odasna girdi. ocuklarnn da giysilerinin durduu ifoniyerden ie balad. Sevda'nn amarlar da iinde, ocuklarn btn amarlarn silkeleyip yatan zerine atarak eski ifoniyeri boaltt. Yalnz amarlarn iinden dairenin tapu senedini ve onun yannda duran birtakm kiisel evrakn almt. 470 Enitesi kk kamyonet ne kadar alabilirse o kadar eya almay neriyordu. O kadar ki, kamyonete sokama-dklan yemek takmnn bfesi yerine Sevda'nn annesinin stanbul'a geliinden sonra verdii kk sparta halsn da Arifin diretmesine karn toplayp kamyonete koymutu. Yemek tabaklarndan masa rtlerine kadar ddkl tencereden duvar saatine kadar ne varsa topladlar. Yalnz bfeyle koltuklar kalmt. Arif evdeki kk deiikliklerden baka bu evde baka bir erkein yaadna dair hibir iz bulamamt. Ne bir giysi, ne kravat, ne yabanc bir kitap! Kitapl zaten ilgisizce gemiti. Yalnz bfenin zerindeki Sevda'nn resmine gzel bir karton ereve yapldn ve onun zenle, zevkle boyandn ayrmlad. Bir de bfenin zerinde duvara dayanm bir dosya kad duruyordu. Burada acemi ama yetenekli bir sanat elinden kma benzeyen, bayramlk giyimleriyle ky kadnlarnn resimleri vard. Arif btn bu kk izleri, derin bir ac duygusuyla seyrettikten sonra daha da kyc ve sert bir biim alm c duygusuyla toplad eyalara, ev armaan olarak gelmi ve kullanlmam iki pikeden, payna den bir tekini de ekledi. Ev boalmt ama irkinlememiti. Dnp bakt. Neden

evde bekledii ve umduu deiiklii yaratamadn dnd. Herhalde yar kapal Jaluzilerden olacakt bu. Aralklardan dolan gne oday tatl ve dsel bir lolua brmt. Daha fazla bakamadan dar kt. Kapcyla enitesi, stanbul'a geldikten sonra Sevda'nn babas tarafndan yaptrlp armaan edilmi formika palto asacan gtryorlard. Onlara: Brakn, bu kalsn, benim deildir. demek istedi ama enitesinin ya da halasnn kendisini azarlyacam-dan, yalnz brakacaklarndan korktu. Bu olaylar knca acsn ve fkesini istedii lde, hatta istemediinden de fazla paylaanlar, halasyla enitesi olmutu. Halasyla enitesinin eskiden aile iinde Sevda'y en ok sevenlerden olduunu dnnce buna ayordu. Kamyonette giderlerken halas: Ne zlyorsun, dedi, ocuklar da alrsn, evi de satarsn, bylece onunla ilgili hibir ey kalmaz yaamanda. Onu daha kolay unutmu olursun. 471 Ne kadar kolaylkla syleniyordu her ey. Dardaki-ler iin, btn bu sevgileri, ksknlkleri, aclar, kopular yaamam olanlar iin her ey nasl da kolayd. ocuklar nasl alacam, niin alacam... diyordu. Sonra ocuklar yannda olurlarsa belki daha kolay katlanabileceim dnmeye balyordu bu yalnzla. Bu kez de ocuklara nasl bakaca, onlar annelerini aratmadan nasl mutlu edecei konusu karsna kyordu. u birka ay iinde salar daha da dklm, krlam, bedeni daha zayflam gibiydi. Kendisini aynaya baktka son derece irkin gryor ve zaman zaman Sevda'-ya hak vererek kendi yaratlna ksp her eyi unutmaya alyordu. Mahkeme masraflarn da ona deteceim. dedi birden. Enitesi onun byle glendiini ve onda hi ras-lanmayan c, kzgnlk, fke duygularnn artk onda da olumaya baladn grnce seviniyordu: Tabi det. dedi. Nerde bu bolluk! stediin zaman evlen, istediin zaman ayrl, istediin zaman ocuk yap, evin, eyalarn, paran olsun, tut bakalarn sev, kocan aldat... Hala kzgnlkla Sevda'y dnrken bu kez kocas geen yl fabrikann plajnda bir kadna fazlaca bakt iin kadnn kocas tarafndan karlm olay dnd. Olaylar neye gre yarglayacan ard ve sustu. Ama kocas susmuyor, boyuna Sevda'ya atp tutuyordu. * ** Mehmet ertesi gece geldiinde ev ite byle tamtakrd. Sevda annesinden dnp de -ocuklar annesinde brakmt- evi byle boaltlm grnce hibir eye deil de, parkeleri pislettiklerine kzd. Sonra sevinle baknd evresine. Yk, duyduu sululuk yava yava her gn biraz daha azalyordu. Mutfan tezghna dizilmi, kk kk tabaklarda, kurumu yiyeceklere bakarken biraz zld yalnz. Mehmet'le onlar ok tatl bir dostluk gecesinde yemilerdi. Artanlar Sevda dolaba kk tabaklara aktara-ak koymutu. Kurumu barbunya fasulyesi, yaprak dolmas, 472 bir para beyaz peynir, kahvaltlklar ve sulanm bir dilim kavun... Onlar temizleyip bulaklar ykad, yerleri sildi ve ocuklarn giysilerini yata gtrlm bo divann zerine, bir sanda yar gibi stste yarak, zerlerini bir bezle rtt. Kendi giysilerini de yar yarya boalm olan giysi dolabna ve tuvalet masasnn gzlerine gzelce yerletirdi. Her eyi yeniden ve kendi paralaryla alacaklard. Tertemiz, sevgiyle aralarnda yaanacak eyalar... Mehmet'i sevinle bekliyordu. Onun da bu durumdan holanacandan hi kukusu yoktu. Bu arada pazar gn annesiyle ve ocuklarla vapura binip Telli Baba'ya gittiklerini Mehmet'ten saklamaya karar verdi. Mehmet'in onu kmsemesinden, hatta byle garip ve aptalca inanlar olan bir kadn

brakp gitmesinden korkuyordu. Mehmet'in yaratlndaki inatl sezmiti. Hibir ey iin olmasa, kendisini elde edebilmek iin byle yapmack giriimlerde bulunduu iin gidebilirdi. Srf Telli Baba yoluyla tutsak olmu grnmemek iin. Telli Ba-ba'dan ald bir yumak gelin telini tuvalet masasndaki amarlarn iine saklad. ti kak vapurlarda Sevda alacak bir gleryzl-lk ve yumuaklkla bilet, yer peinde koup durur, kalabaln arasnda oluk ocuk terler ve sklrlarken, annesi kzna fazla ac vermemek iin ve kocasyla arasndaki btn balarn koptuundan habersiz: Ya!... demiti sitem ve alayla; Arifin arabasnda Boaz'a kolaycack geliveriyorduk. Sevda pikinlie vurup glmsemiti ve bu balardan kolay kolay kurtulamyacam ac bir biimde anlayarak yzndeki neeye ac bir anlamn katlmasna engel olamamt. ocuklar tam tersine, arabasz yaplan bu trl bir geziyi aknlkla ama neeyle karlamlard. Her zamanki gibi annelerine hibir ey sormadan, aknlatk-a sessizleen davranlarla elenmiler, msr, ekirdek, kozhelva aldrmlard annelerine. Anneanne, ocuklarnn sorumluluunu eskisine gre daha dayankl ve sevgiyle kabullenmi olan kzn fazla hrpalamaktan kanm ve zntsn belli etmemiti. Bir de u vard: Es 473 kiden byle yatrlara falan glp geen kz imdi kendine daha yaklam, kendi beenilerine ve inanlarna daha fazla bir gven gstermeye balam gibiydi. Onun byle ilk kez bir yatra gelmek istemesinden duyduu vnc de yabana atmak istemiyordu. Akam bozuk ve ok eski bir dolmua tklm tklm binmiler ve dnyann parasn harcayarak, tere batm olarak eve dnmlerdi. Anne gelir gelmez divana uzanm ve yorgunluu ertesi sabaha kadar gemek bilme-miti. Mehmet kapdan girip de salondaki boluu grnce sevinci yznde dondu. Bir evreye, bir Sevda'nn nee iindeki, utku kazanm gibi prldyan yzne bakt. Ne oldu? dedi. Hi! Dn gelmi alm eyalar. Ben ok sevindim ama; sen sevinmedin mi? Mehmet hi konumadan bir sre baknd. Sonra sert ve kuku dolu baklarn kadna evirerek: Doru syle. dedi, Sen de hurdaydn deil mi? Sevda aknlkla bakyordu Mehmet'in yzne. O, kendisi burda nasl olabilir, olsa bile bunda ne gibi bir ktlk vardr, bunu anlyamyordu. Eer kendisi burda olsayd ne yapard diye dnd. Kyya ekilir ve eyalarn toplann seyrederdi. Hatta onlara yardm ederdi bu i iin. ocuklarmn stne yemin ederim ki... diye balad. Son gnlerdeki kskanlk atmalarnda Mehmet'i hibir eyle doruluuna, drstlne, ballna inandramad m kestirme yoldan gidiyor ve ocuklar zerine yemin ediyordu. Sevda'ya gre bu yaplamyacak kadar zor bir davrant. Onun iin buna inanmak zorundayd Mehmet. Bir kez yemin etmesi anlamsz ve aypt. Sonra yemin etmesi doru deildi. Ya ocuklara bir ey olursa... Dinsel inanlarnn, kalntlaryla, yokolup gitmi olan fazlalklar bylece atyordu. Kendi drstlne inand iin rahata ocuklarnn stne yemin ediyor ama bu yaptnn okumu yazm, hele Mehmet Meric'in sevgisini kazanm bir kadna yakmyacan da anlyordu. 474 Mehmet, Sevda'ya glkle ve birok yeminlerden sonra inand. Bu kez Arifin bu davrann eletirmeye balad. nsan ocuklarnn oturduu bir evde, ocuklarnn altndan yata, yemek yiyecei taba, yemeinin piecei frn, yemeklerinin saklanaca buzdolabn nasl alabilirdi. Bu olumsuz davran eletirmekle kalmad, alaka, haince bir davran olarak Sevda'ya gzelce anlatt. Sevda imdi kendisinin bu olaydan duymay akl edemedii duygularla dolmak zorunda kalmt. fke, nefret... gibi. Dndke Mehmet'in ne kadar hakl olduunu anlyor ve Arife hak ettii dmanlktan daha fazlasn duymaya

alyordu. Oysa Mehmet onu kendi halinde braksa, bu olaydan duyduu sevinci bara bara gidip annesine mutulamak isterdi. Mehmet bylece Sevda'nn evine yerleti ve ilk ii gidip taksitle bir frn almak oldu. Hem de Arifin gtrd frnn markasndan, onun en yeni ve en k modelini. Sonra da karsna telefon ederek kendisini mahkemeye vermesini, yoksa at mektubu konu ederek ve bir sr tank gstererek dava aacan bildirdi. Sevda'nn ve Mehmet'in yoksulluklar da bylece bir araya gelmeleriyle iki kere oalm oluyordu. Sevda, amar makinesi de gtrld iin artk ocuklarn ve btn evin amarn elinde ykamaya balamt. Yerlere annesinden uydurma, eski psk, alt plastik hallar alarak yayd. Evi, eyayla dolu olduu grkemli zamanlarndan daha temiz ve gzel tutmaya alt. Elinden boyuna bir eyler eksildike Mehmet'le aralarndaki ba daha da keskinleiyor, daha kopmaz bir salamlk kazanyordu. Arifin evi sata kardn haber aldklarnda bu kenetlenme doruuna kt. Artk Sevda ba nnde, sululuklarla evrilmi, kendi kendini savunmak iin boyuna susan, ban een, alayan ve alan bir varlk olmutu. Haver onun ellerine baktka: Ellerine bir eldiven giysene. Ne oldu bunlar byle? diyordu. Sevda Haver'e kar ellerini vnle ve onurla savunuyordu ama bu kabalam ellerin hrtsndan ve deterjanla btn gn har neir olmalarndan doan ka 475 ntlardan da rahatsz olduunu, gece yatarken duyma-mazlk edemiyordu. Eyalar ald iin Arifin sululuunu da zerine almt. Hakk'y bir zamanlar sevdii iin utanla ve pimanlkla dolu baka bir sululuu da yklenmiti. Ariften boand iin annesine, babasna kar suluydu. ocuklar babasz ettii iin herkese, Haver'e kar bile sululuktan kurtulamyor, hele Haver'lerin evine hi gidemiyordu. Annesi dpedz surat ediyordu Sevda'ya. Arif bir yandan babasna mektuplar yazyor ve kznn bir adamla nikahsz oturduunu bildirerek babay can evinden vuran kltc szlerle yaralyordu. Ama Sev-da'y ykan en byk sululuk, Mehmet'i sevmi olmas sululuuydu. Hi kimse, hatta Mehmet'in kendisi bile Sevda'nn Mehmet'i sevdiine inanmyordu. nanmamas iin de ynla kant vard. Sevda eer Mehmet'i sev-seydi, nce Hakk'y sevmezdi. O kadar iyi bir adam olan Ariften boanmazd. ki ocuk yapmazd. Belki yeniden evine dnecek olan Mehmet'le yaamaya koyulmazd. Sevda Mehmet'i ne kadar sevdiini dostlarna ve Mehmet'in kendisine nasl anlatacan bilemiyordu. Yalnz unu biliyordu ki, sevgi en gzel eydir. Savunulman, korunmal ve gsterilmelidir. Sevgisini savunmak, korumak ve gstermek iin insanst bir rpn iindeydi. Mehmet'e ynelen sevgisiyle birlikte gelimeye balayan ocuklarna kar olan sevgi de sululuunun baka bir yzyd. Sevda bunu da anlatamyordu kimseye. Hele Mehmet'e: Ben onlar seni severken daha gerek bir sevgiyle seviyorum. Onlarn seninle, sana kar olan sevgi ve ballmla anlam var. Onlarn senin yannda, ikimizin yannda en iyi bir biimde ve imdiye dek susadklar sevgiyi bularak yetimelerini istiyorum. diyordu. Mehmet: ocuklarnla birlikte bana ykleniyorsun. Hakk'yla evlenmediin iin beni sevmi grndn. demek istiyor, bunu belli ediyor ve sadece kendi sevgisinin gerekliine inanyordu. Sevda'nn hakk deildi tpk Mehmet gibi, kar cinsten bir canlya tutkuyla balanmak. Etiyle, yreiyle, btn varlyla balanmak. Bir gn bankadan telefona istendiini syledi Haver. Telefonda Hakk'nn sesi: 476 Sevda hanm, sizinle grmek istiyorum. ok nemlidir. diyordu. Sevda bir zamanlar zlemle bekledii bu sesin kendisi iin ne kadar anlamsz,

hatta irkin ve tiz bir ses olduunu dnd onu dinlerken. Sonra da bir zamanlar ocuklarn kzd zaman azarlamak iin kurduu tumturakl cmlelerden kurarak szde haddini bildirdi Hakk'ya: Rica ederim Hakk Bey, konuulacak bir ey yok. Beni bir daha rahatsz etmeyin. dedi. Sonra da yreinin arpntsn bastrmak iin bir sre kendi kendine iyi ettiini, Mehmet asndan baklrsa, Hakk'ya kar yiite davrandn dnd. Mehmet'in houna gitmek ve onu sevgisine inandrmak iin eski yumuak ve akn halinden syrlmakla kalmam, bir de stelik sert ve ask suratl olmak gereini duymutu. imdi onu eski tandklar grnce tanmakta glk ekiyorlard. zellikle erkeklere kar sert baklarna bir de dmanca bir anlam eklemiti. nk Mehmet'ten baka btn erkekler, Mehmet olmadklar ve eitli ktlklerin kayna olduklar iin dmandlar. Hakk o gn eer telefon etmeyip bankaya gelseydi mutlaka Sevda onun bana bir ey atar, avaz avaz barr, tam Mehmet'in istedii gibi olay karr ve onu ze-' rine saldrarak kovard. Ama yanlyorsunuz. Size anlatacaklarm var. Benim boanma ilemim bitiyor. Konumamz gerek... diyordu Hakk boyuna aceleci ve tedirgin bir sesle. Sevda telefonu kapattnda kime fkelendiini bilmeden fkeyle dolu olduunu duymutu. Mehmet onu kavga ettii zaman daha ok sevecekmi gibi geliyordu. Kimse onu sevmedii zaman Mehmet onu sevecekti. Benim kavgac karm... diyordu ona ve byle namussuzluklarla dolu bir dzende insann yaayabilmesi, kendini ve gcn kabul ettirebilmesi iin kavgadan baka kar yol olmadm sylyordu. Ben nceleri ok sakin, boyuna ezilen bir adamdm. Herkesin yardmna koardm, herkesi severdim. Ama d manlktan, oyundan, arkamdan evrilen pis dolaplardan baka hibir ey grmedim. Ondan sonra kavgaya bala__ 477 __ dim ve kendimi kabul ettirebildim. diyordu. imdi Sevda hem kendi adna, hem Mehmet adna kavga ediyordu. Ama Mehmet'le kavga edemiyordu. Mehmet'e sadece boyun eiyor, onun karsnda susuyor, onu seviyor, ona zen gsteriyor, onu kendi gcnn snrlar iinde koruyor ve buna karlk o byk eyi, sevilen erkein duygusal ve bedensel yaknln almaya hak kazanyordu. * Leyla ramazann son gn, Teyze'yle birlikte Merkez Efendi'yi ziyarete gitti. Smblefendi'den aldklar kadnlar dolmular doru Merkez Efendi'ye gtryorlard. Ordan da kapnn nnde: Hrkaierif!... Eypsultan!... diye baran bir sr dolmu srcs vard. Merkez Efendi'nin nndeki dolmulardan namaz bartleri ya da sokakta kullanlan cins bartlerle inen kadnlar, byk kapdan Merkez Efendi mezarlnn bahesine doluuyorlard. Bu bahe kk bir park andran, selvi kokularyla dolu, sevimli ve iac bir yerdi. Girite bir parka girmi izlenimine kapld Leyla. Ortada banklar vard, birka gen adam, birka kadn oturmu dinleniyorlard. Mezarln yolundan, teki kadnlarla birlikte yrmeye baladlar. Mermer mezartalarndaki yazlar okuya okuya yryordu Leyla. Kimi mezarlarn zerinde renk renk gller amt. Bir ara durdu. Sol tarafnda, yol stnde drt ii bir mezar kazmak iin urayorlard. Yola briketler, kum ve imento ylmt. Mezarn iinde birikmi olan topra bir ii dar atyordu. tekiler de briket tayor ya da har yapyorlard. Teyze: Biri daha iini tamamlam, gidiyor. dedi akac bir sesle. Leyla, teyzenin bu grnmden etkilenmeyiine am kalmt. Durdu, kolundaki Teyze de durdu ve beline elini dayayarak gkyzne bakt: Ne gzel yerler, ne gzel yerler!... dedi hayranlkla. Sonra iinden okumaya balad. Dudaklar kpr k-prd, arada bir fsltyla sylenen bir Arapa kelime yakalyordu Leyla: 478

... Errahmanrrahim... inya kenahbud inya kenas-tain... Topra atan ii iini brakarak apkn apkn Leyla'ya bakt. Leyla gzleri arada bir iinin baklaryla karlaarak onun kazd ukura bakyordu. te buraya gireceiz. Sonra stmz rtecekler... diye dnd. Son gnlerde kendisinde, nedenini anlya-mad bir dinlik, bir yaamaya ballk duyuyordu. Gc yerine gelmi gibi, ev ilerini yaparken garip bir canllk bagstermiti davranlarnda. Bedeninin ok zayflam olmasna karn bedenini yneten bir g fazlal egemendi btn davranlarna. Yolu geerek mezarlktan yava yava ktlar. Leyla bu yemyeil, gzel baheden knca ii daralm gibi oldu. imdi iinde caminin ve trbenin olduu ve arada bakmsz kk bir sokak parasnn bulunduu baka bir baheye gelmilerdi. Trbenin pencerelerindeki parmaklklara tutunarak bir eyler okuyan, ierdeki sandukalar grmeye alan ya da dua eden bir sr kadn ve tek tk erkek grdler. Herkes ramazann bitiinde gururlu ve hznl bir sevin duyuyor gibiydi. Burdaki herkes, bir aydr nemli bir iin iindeydiler. Ama ramazann ykn de ekmilerdi. imdi bu bir ay bitmi ve nemli bir ii baarm herkesin duyaca mutluluklar yaamak kalmt geriye. Bu yzden davranlara takn bir sevin, hatta ocuka bir kendini beenmilik egemendi. Sadaki camiye, ellerine pabularn alarak giriyorlar, hemen orackta namazlarn klyor ve dualarn ettikten sonra kyorlard. Herkes bu nemli ayn neminden koparabildii kadar yarar salamaya alyordu kendisine. iman ve yal bir kadnn hemen giriteki bir yere oturduunu grd Leyla. Kadn, kendisine bir an nce namazn klmasn neren kzna: Aman, klm kadar oldum. Giremem imdi o kalabala... diye ask bir suratla sylendi. Kadnlar genellikle sessiz ve tellydlar. Her yere birden komak ve nlerine serilmi bu frsattan sonuna dek yararlanmak iin ordan oraya srklenip duruyorlard. Bir iki tane k giyimli kadnn ve kzn yannda 479 geri kalan herkes yoksul ya da orta halli grnmde mantolar, giysiler giyinmilerdi. Hele gen erkek ocuklara hi Taslanmyordu kalabaln iinde. Leyla bir tane son moda giyinmi, onbe onalt yalarnda sarn bir ocuk grd niyet kuyusunun banda. Olan akn, alayc ve utanga, glmseyip duruyordu annesinin arkasndan srklenirken. Srekli evresine baknp duruyordu, acaba onu grenler ne diyorlar, hakknda ne dnyorlar gibilerden: Beni balayn, beni anlayn... der gibi bakyordu gzgze geldiklerine. Merkez Efendi nin ilehanesi olduu yazl olan oir yeralt hcresi vard dip tarafta. Kapsnda kocaman bir kilit, ta duvarl, evresindeki yeilliklerin, ieklerin, sularn sessiz gzelliine ters den korkutucu, kck bir yer... Leyla, acaba insan byle bir yerde oturup, yalnzl tanmaya alsa, mutluluu, huzuru yaratabilir mi, yakalayabilir mi, diye dnd. Hele sabah, alacakaranlkta bu bahe ne gzeldir! Yalnzlk, insan bantlarndan syrlma bir kurtulu yolu mudur? Buna inanan kimse bu zor ve uzun sren ileye ekildiinde bir daha darya kmak, insanlarn arasna karmak olasl biter mi... Duygular lr ve dnce susar m? Bir zamanlar, Kars'talarken, babas bakkallk yapard. Annesiyle ramazanlarda oru tutar ve teravihe giderlerdi. Sonra birlikte sahura kadar oturur ya da i yaparlard. Kaplarn nn slatp sprrlerdi, cam silerlerdi. Leyla slak bacaklaryla evin iindeki emeden sular kovalara doldurup kapnn talarna serptii, sonra pl pl sulara basarak talar ve merdivenleri s-prd o gzel sabah karanln

hatrlad. Komular camiden akn akn gelirlerken onlara urarlar, bu, annesiyle kadnlarn arasna karan, ramazann ve ramazanda alp serpilen kadn duygularnn tadn karan kk kz sevgiyle seyrederlerdi. Yeniden yle bir toplumsallamann, birbirine yaknlamann, alacakaranlkta bir i grmenin, eski, uzak mutluluunu hatrlad. Sonra birden bire annesiyle kendisini ve lm aa 480 beyini evin bahesinde kire sndrrken grd. Evlerinin srekli bir yap durumunda oluunu hatrlad. nce bir koyun damna benzeyen tek katl mahalle evi, sonra bahesine kk kk gecekondular kurulup kiraya verilen bir avluya dnmt. Gecekondularn kontrplak duvarlar evleri, kn, sokaktan farksz bir soukla doldururlard. Kiraclarn mangal ateleri bu kontrplak gecekondular stamaz, sadece ieriye neeli bir scaklk getirirlerdi. Sonra azar azar bir kat, iki kat, kat daha eklenmiti evlerine. Annesi her akam ustalar gittikten sonra tahta silen, ta ykayan, avlu spren sinirli bir kadn olmutu. Evde yemek yapmaya, yemeklerle uramaya pek az zaman vard. Zaman sadece her yl birer kat ykselen evindi. Leyla bu kargaa iinde ta ykamann ocuka sevincini ve alacakaranlkta uyanmann taze neesini unutmu, yatann scaklnda olabildiince kalmaktan baka bir ey dnmeyen ve iten kaan bir bencillie snmt. Dnte ayn yeillikli yollardan yeniden getiler. Mezar iisi yeniden grd Leyla'ya, iini brakarak ve gzleriyle kimbilir hangi bantlar kurmay dnerek yeniden bakt. Leyla mezara hi bakmadan geti ve orta yerdeki banklara oturmu kadn ve erkekleri grd, insanlarn yeillie ve gzellie duyduklar sevginin utanga belirtileri gizleniyordu bu yzlerde. Kapnn nndeki, kurban iin dardan getirilmi koyunlarn slak ty kokusu ve ok yoksul giyimli koyun src ya da sahiplerinin sesleri baheden duyuluyordu. * ** Hakk, Sevda'yla o unutamyacam sand telefon konumasn yaptktan sonra postaneden dar kt. Sevda'ya kzamyordu bile. Sadece utanm ve dndklerinin tam tersi bir davranla karlat iin armt. O, Sevda'nm, kendisini kskandrmak iin Mehmet Meri'le zararsz bir gnl oyununa girdiini sanyordu. Oysa Mehmet Meric'i kars mahkemeye vermiti. Boa 481 nacaklard. Bunu Hakk, Mehmet Meric'in avukat bir airden duymutu. O anda, kurduu bir sr tasarm, bir sr aile ve alma, arkadalk d paralanm, Sevda, belki bir daha eline gememek zere kendinden kopmutu. Onu tmyle yitirmi olmann actc gereklii bir kez daha iini szlatt bu dnce aklna gelince. evresinde dnp duran, gelen geen insanlarn iinden akn yzyle geip Taksim alanna geldi. Hangi dolmua bineceini, hangi durakta dikilmesi gerektiini bir trl bilemiyordu. Birka kez uzun otobs kuyruklarna girdi kt. u anda, sevilen bir kadna duyulan tutku btn teki duygularn bastrrcasma varln kaplyordu. Oysa bundan birka ay nce, bu ilikinin kendisine yk olmaya baladn dnmt. Sevda'y, kendisini alt eitli servenlerden, duygulanmalardan, savamlardan, btn dlerden ve tasarmlardan ekip koparacak bir tuzak gibi gryordu. Onunla evlenirse, tpk onunla evlenmek iin kendisini zorlayan dncelerde belirdii gibi, bir eve kapanmak ve almak gerekecekti. Oysa Hakk uzun, bo gnler geirmeye ve alamamaktan yaknmaya almt. Bu yakm, almann kendisi kadar dolduruyordu onu, uratryordu. stelik almaktan daha kolay ve elenceliydi. imdiyse gene alma olaslklarnn elinden kam olduunu dnmeye

balamt. u anda, almak iin kendisini hibir zaman olmad kadar dolu duyuyordu. Bu kez de alma ortam dalmt. Gene ayn kovalamacalara m balayacam? Gene yeniden duygusal yaknlklar kurabileceim kusursuz kadnlar aramaya m balayacam, bu ne kadar zor, yle kadnlar ne kadar az!... diye dnyordu. Birka ay nce, stanbul'dan giderken kadnlar iin dndkleri bambakayd. Btn kadnlar o zaman Hakk'ya kolayca gelen, kolayca onu seven, kolayca balanan ve Hakk nasl istiyorsa yle olmak iin hazr bekleyen varlklard. Birden Mehmet Meric'i hatrlad Hakk. imdiye dek, kendinde bir kskanln bagstermemesi iin sayg duy 482 duunu, sevdiini, ocuklarnn onun kitaplarn ne kadar zevkle okuduunu, hatta kznn ona hayran olduunu anlatmaktan zevk duyduu adam imdi onun yaamasna karm, sonsuza kadar elinde sand ve diledii gibi onunla oynamak gcnn ellerinde olduunu sand bir mutluluu elinden almt. Onu yreini daraltan bir skntyla dnd. Bunu yapmaya hakk yok... Benim onun hakkndaki iyi dncelerimle oynamaya hakk yok... diye dnd. imdiye dek Mehmet Meri onun gznde her trl vgye deer bir nemsizlikteydi. imdi nem kazanyordu ve onun dmanyd. Bununla birlikte Mehmet'e zen duymaktan da geri kalmyordu. Mehmet, Sevda'nn deerini anlama saduyusunu ve itenliini gstermi, akllca ve gereki davranlaryla, pekl kendisinin olabilecek bir mutlulua konmutu. O neydi ya Mehmet'in yannda imdi? Dnek, aldatan, kaan ve korkan, sonra da btn bunlar yapmam gibi, geri gelen ve her eye yeniden balamak isteyen biri... yi ama diye dnd, Bizim kylerde bu tr davranlar olaandr. Bir ey kopuk kopuk deildir, baldr. Sonra kylerindeki bir olay hatrlad. Bir adam, karsn brakp kamt. Kadn da baka biriyle evlenmiti. Bir sre sonra koca dnm ve kadn yeniden istemiti. Kadn da sevdii eski kocasyla kamt bu kez. inde ksa sren, yeni bir umut parlad. Acaba Sevda'ya tekrar gitse miydi. Ama Sevda'yla karlamak, onun kendisine artk yabanc olan kzgn ve sert, en kts kaytsz yzn grmekti onu korkutan dnce. Yoksa Sevda'nn ona hakaret edecei, onu kovaca, onu kk drecei korkusu deil. Gzlerinin nnde anlar, eitli tablolar halinde ve alacak bir durulukta, karmakark dolap duruyordu. Birlikte o kadar iyi ve unutulmaz gnler geirdikleri bir kadn kendisini, sevdii erkei nasl unutabilirdi. Bunu akl almyordu bir trl. Sevgiden kuku edilebilirdi ama sevginin bittiine nasl inanlabilirdi. imdi o, kendisinin. Sevda'y btn varlyla sevdiine inanyordu. Bari iyi bir izlenim brakabilseydim stnde... diye dnd. Bir daha utanla telefonda yakaran kendi se 483 sini duydu. Bunlarn hepsini artk unutulmaya mahkm eder gibi, baka bir karar verdi: Zeki'yi yollayacakt Sev-da'ya. Onu Zeki'nin belli bir yere getirmesini salayacak* onunla Zeki'nin yannda konuacakt. * Zeki'nin kapsn anca kk asistan odasnda Gl-sm' grd nce Hakk. Krk, tutuk bir sesle: O merhaba!... dedi. Daha fazla konuamamt. Glsm Hakk'y grmekten duyduu sevinci belli ederek ayaa kalkt, biraz ilerleyip Hakk'nn elini skt: Hogeldin! Nerelerdesin gene? Yokoldun birden. diye yarm bir glle bakt Hakk'ya. Alt duda iyic& ksalm gibiydi. Zeki de kalkm ksk ksk glerek, -Glsm'n szleri ok gln ya da ok akacym gibi- Hakk'nn elini skmt. Oysa biraz nce Hakk ieriye girdiinde ikisi ok cidd yz anlatmlaryla konuuyorlard. Ankara'daydm. dedi Hakk kzararak. Ankara'dan hi bu kadar nefret

ettii olmamt. Btn su Ankara'-daym gibi irenerek sylemiti bu kelimeyi. Zeki tella sigara tututurdu Hakk'nn eline: Yahu ben sigara imem. Aldma bakma. dedi Hakk sigaray kitap dolu masann zerine koyarken. Ne o? Skntlsn? dedi Glsm anlaml anlaml Hakk'nn gzlerine bakarak. Hakk susuyordu. Konumaya hi gc yokmu gibi ya da konuursa azndan istemedii szler kacakm gibi kendini, glkle konumaktan alkoymutu. Zeki nne, Glsm de Hakk'nn yzne bakarak bir sre beklediler. Sonra isteksiz isteksiz konumalarn srdrdler. Zeki bir yl nce Sevda'ya da anlatt Nermin ve yakkl Ahmet iftiyle aralarndaki anlamazl tekrarlyordu Glsm'e. Hakk'ya bakarak: Bir arkadalar var, onlardan sz ediyorduk... dedi. Sonra Glsm'e dnd: Dediim gibi ite yahu dedi, btn bedeniyle masasna aband elindeki kalemle kada bir eyler izmeye balad: 484 Teoride anlaamyoruz. Sonra biraz nce Hakk'nn ieri giriinde gld gibi glerek, Bana kk burjuva diyorlar dedi. Deil misin yani? .Glsm glerek Hakk'ya bakmt. Hakk'y da biraz yumuatmak istiyordu. Hakk Glsm'n hatr iin biraz glmsedi, sonra: Ekrem nasl? dedi Glsm'e, Ekrem'in ok fena olduunu bile bile. yi deil dedi Glsm. Birden burda oturmu glerek konumasndan utanm gibi sustu. Zeki de susmutu. Morfinle yayor. Yoksa dayanamayacak. Kim var imdi yannda? ocuklar... Glsm'n utanc bir kat daha artmt. O burada gnl elendirir gibi oturmu glyor, sylyor, oysa kocas yatakta, lm derecesinde. Ama o ne denli lme yaklarsa Glsm'n yaamaya ball o derece artyordu. Bundan utanmas gerektii dncesi aklna taklnca kzd ve Zeki'ye bakarak: imdi nerde Ahmet'ler? dedi. Biliyorsun dernek kapatld... Zaten pek taban da yoktu. Ahmet Doktor'un yaynevinde alyor. Nermin hep o handa, muhasebeci. Zeki sonra ikisine de bakp sulu sulu glerek : Sen onu bunu brak da bana bir garsoniyer bul Glsm. dedi, Hakk'nn bu konuyla ilgileneceinden hi kukusu yoktu. Ne demek o? Glsm'n rengi atm ve kalar atlmt. Yahu kz arkadamla gidecek ev bulamyoruz. Kendi evine gtr. Olmuyor. Oraya da istemiyorlar. Biliyorsun kk bir semt. Herkesin gz stnde. Glsm bu holanmad konuyu deitirmek iin rasgele sordu: Nasl dost olabildin mi ordaki insanlarla? Zeki dudan bkt: Pek olamadk. Kahveye gidiyorum, onlar bana bakyorlar, ben onlara bakyorum, herifler beni hafiye sanyorlar herhalde, yanma yaklamyorlar. 485 Zeki bunlar syledikten sonra, kendi szlerine uzun uzun gld. Glsm nedense onu incitmek istekleri duyuyordu. Biraz nceki garsoniyer teklifinden alnm ve krlmt. Zeki'nin gzlerine cidd cidd bakarak: Sen eylem adam deilsin. dedi. Ben eylem adam olabilirim yahu Verin elime tfei ne yaplacaksa yapalm. Bunu sylemek kolay. rgtlenmeden ne haber? Bir eyler yapacaz. Bu byle srp gidecek deil ya. Sen onu brak da, evini bana verebilir misin baz gnler? Glsm bu sorunun altnda bir sr artniyet sakl olduunu sand bir anda.

Yz iyice aslmt. Yani ona kocasn takmayan bir kadn gzyle mi bakyorlard, kocas hastayken o bir arkadan arayp bir iki kelime laf ediyorsa, kocasnn hastalyla alay edecek buna izin verecek kadar da yozlam myd. Ne demek istiyorsun Zeki? dedi. Seni benimle byle konumaktan menederim. Sen beni... Ne derler... ey mi sanyorsun? aa derler, aa. Yavu, amma tutucusun Glsm be! Bundan ne ktlk var? Yani benim bir kz arkadam var... Kim? Glsm'n byle birdenbire konuyla ters ynden ilgilenmesi Zeki'nin de Hakk'nn da houna gitmiti. Zeki sesle gld. Hakk zorla glmsedi. Oras nemli deil. Onunla yalnz kalabilmek iin bir dost evi aryorum hepsi bu. Geen gn Matilde evini verdi ama her gn, olur mu... Ayp oluyor kza. Affedersin Zeki. Seni krdm galiba. stemeden oldu... Hakk kzgn kzgn sze kart: Sen evlensene be!... Ne bu!... Ald para yetmez. dedi Glsm. Zeki dnceli dnceli: O da var ya... dedi, Ama asl u askerlik... Bakalm ne yapacaz. ki yl almalarmdan ayr kalmak hi iime gelmiyor. Beni yaka paa gtrmezlerse gitmi-yeceim. 486 Hakk kendini konumann tekdze akn dinlemeye kaptrmt. Hem onlara kulak veriyor hem de Sevda'y-la aralarnda gemi olan en dokunakl, en duygulu anlar yeniden dnyordu. Sen baka duvarlarn ivisisin, o baka duvarlarn. demiti bir gn Sevda'ya. Sk at o iviyi yaamandan. Sen nerden ktn kargma? diyip duruyordu. Sevda. Bunca kadnn kzn arasndan beni neden setin? Bu gibi eylerin pek aklamas yaplmaz. Biz birbirimize benziyoruz. kimiz de 'halk ocuuyuz.' Biraz gl olmalsn. demiti Hakk onun hemen gl oluverece ini sanarak. Gl deilim, gl deilim... diye alyordu Sevda. Bu sylediin eksiklii ben de duyuyorum ama yanll dzeltmem iin artk ok ge. ocuklarm var. Kocam severek evlendim. Sonra onun bunda hibir suu yok. Ona nasl bunu sylerim... ocuklarn aresine bakarz. Yaza Anadolu'ya kp dolarz seninle, unutursun. Yoksa bu burjuva yaay iinde ryp gideceksin. Bak artk ok gen deiliz... demiti. Sevda onun szleri arasndan en ok bu iki cmleden etkilenmiti: Artk ok gen deiliz... Burjuva yaay iinde ryp gideceksin... imdi ayni iki cmle kendisini korkutuyordu ite: ok gen deilsin... ok gen deilsin... Burjuva yaamas iinde ryp gideceksin... ryp gideceksin... Hakk Glsm'e dmanca bakmaya balad. Kocas orda lrken bu neye byle ukalalk edip duruyor? diye dnd. Skntsn belli etmek iin yksek sesle iini ekti, tavana bakt. Abi senin bir skntn var. dedi Zeki. Seninle biraz zel konumak istiyordum... Byle dedikten sonra, kadnlara yapt gibi elini Zeki'yle kendisi arasnda sallamt. Glsm alnd ama belli etmedi nce. Sonra kendisi, hibir ey olmam da zaten kalkyormu gibi izin istedi Zeki'den. Zeki, Glsm' kapya kadar geirdi. Nedense bu sre iinde nne bakarak glmseyip duruyordu. 487 Hakk Zeki'ye hem Sevda'yla gidip konumas ve kendisini de konuturmas iin yalvaryor, hm de kadn kendi kendinin bile inanmyaca kadar serte suluyordu. imdi bu anlattklarna kendisi de inanmaya balamt ve duymaya balad fke bu yzden ok gerekti. Benim karmdan boanmama neden oluyordu az daha... diyordu Zeki'ye Bana

bir sr mektup yazd... (Bunlar dnrken Sevda'nn kapnn altndan att kt paralarn ne yaptn dnd. Gerekirse bunlar Zeki'ye gsterecekti. Akl kart, masann ekmecelerinde mi, kitaplarnn arasnda m, yoksa teki kadnlarn mektuplarnn iinde mi... Hakk kadnlardan ald mek tuplar, gnn birinde kendini savunabilmek iin dzenli bir biimde biriktiriyordu) Byle kadnlara inanmak insan zor durumlara sokuyor. Sununla bir kez daha grmek isterim. Mehmet Meri herhalde onunla ilgisinde cidd deildir. Zeki zntyle Sevda'y getiriyordu gzlerinin nne. Sevda'ya boyuna glerdi ama onun ok rahatlatc br yumuakl, safl olduunu anlamt. Ne zaman onu grse elinde olmakszn neelenir, kafasn saran bin trl yaama ve kuram kargaasndan syrlm gibi olurdu. Sevda yaamann ta kendisiymi gibi btn elikileri, umutlar, umutsuzluklar, utanlar ve sevinleriyle kagelirdi insann karsna. Baarszlklaryla, zlem ve istekleriyle, tutkularyla insan kendisine balayan yapmacksz itenliiyle ona kzar, gler, sevgiyle bakar, anlattklarn anlamaya alr, ona yantlar vermek iin dnr durur ve sonra tekrar geleceini syleyerek kar giderdi. Kendi kendine ve yaamaya kar garip bir gveni vard Sevda'nn. nsanlara kar da ayni gveni besliyordu. te bu zellikleri onun bu dnyada ve bu dzende yaamasn zorlatracak yeter nedenlerdi. Sevda'nn er-ge bir gn bu saf ve tutku dolu gveni yznden yaama ve en sevdii insanlar eliyle cezalandrlacan biliyordu ama bu kadar abuk beklemiyordu bunu. Hakk' mn isteini gerekletirmek iin deil, srf onu bir kez daha grebilmek, gerekirse yardm edebilmek iin sz verdi 488 Hakk'ya. Ama Hakk'yla konuurken krgn ve dnceliydi ve onun gzlerine bakmakta glk ekiyordu. * ** Hakk Zeki'ye anlatt eylerin benzerini, bir iki kelime dnda ya da bir iki cmle ayrmyla yava yava en yakn dostlarndan balyarak en uzak dostlarna kadar anlatmaya balamt. Sevda'nn Zeki'yi bankada surat ederek karlamas, onunla hi konumamas, nerdeyse onu kovar gibi ilgisiz ve kaba davran Hakk'y byle davranmakta zgr olmaya itiyordu. Zeki, de Banka'ya gittii zaman nerisini olumlu karlamadna deil de, Sevda'nn kendisine surat assna kzmt. Bu hi bozulmyacan sand arkadaln byle nerdeyse hibir neden olmadan, onlara bal bir neden olmadan, yok ^yere bozulmasn anlyamyordu bir trl. Sessizce, anlayla karlad Sevda'nn davrann, bir daha da ondan sz etmemeye alt. Hakk nce en yakn arkadalarna: Aramzda kalsn ama... diye balyordu yky anlatmaya. Sonra yky kimlere anlattn, kimlere anlatmadn unutuyor ve hi anlatmad birine yarsn ya da bir bln anlatmaya balyordu. Adamn bundan bir ey anlamadn grnce de acele acele yknn btn ana hatlarn iziyor, daha da zaman olursa ayrntlara iniyordu. Btn bunlar yaparken amac hi de Sevda'ya ktlk etmek deildi. Bir amac bile yoktu. Sadece kendisini artk arlyla ok aan bu olayn biraz da bakalarnca tanmasn, paylalmasn istiyor gibiydi. Onu en ar sulamalarla sulad, kltt, k-msedii gnler, onun zlemini en ok duyduu, pimanlklarla en dolu olduu, bu ayrla en inanmad gnlerdi. O yksn anlatp da gzleri fke saarak, elini masaya vura vura kendini susuz, onu sulu iln ettii dakikalarda meyhanenin kapsndan Sevda giriverse, koarak boynuna sarlsa, onu alacak, upuzak, kimsenin bilmedii yerlere karacakt. Ama gelmiyeceini biliyordu. Hi deilse imdi gelmiyecekti. Belki bir gn karlaacaklard. Konuacak ve yeniden her eye balamak istiye-ceklerdi ama ok, ok uzun zaman dayanmak, dayanabilmek gerekiyordu.

489 Byle bir toplumda insanlar ou kez, en sevdiklerinin ayrln unutabilmek iin, buna dayanabilmek iin, ona kar ve onun iin glenebilmek isteiyle onu aldatrlar. Hakk da yeniden servenlere baladnda Sevda' dan baka hi bir ey dnmyordu. Mehmet Meric'in meyhanelerde Hakk'nn Sevda iin anlattklarn duyarak kzd, kld, Sevda'ya olan sevgisinin souduunu sand ve onanlmaz biimde yaraland, mutsuz olduu gnlerde Hakk skdar tarafnda bir ev tutmu, yeniden, btn hzyla kendisini burjuva yaamasnn kt etkilerinden koruyacak bir sevgi peine dmt. * 16 Haziran ii yrynde Sevda ve Mehmet evde iilerimizin onuruna kadeh kaldrdlar. Sevda artk rakdan nce mi yoksa sonra m yemek yenileceini renmiti. Haziran sonlarnda Mehmet Meric'in boanma ilamn aldlar ve evlenmek zere Ankara'ya gitmeye karar verdiler. Bununla birlikte artk darda birlikte grnmeye balamlar ve herkese evlendiklerini bildirmilerdi. Sevda'ya kalsa onunla evlenmeden yaamak istiyordu. nk evlenince ocuklarnn, tmyle elden gideceini, artk onlar yaknnda grmenin hi olasl kalmayacan anlamt. Annesiyle ve babasyla da kst. Bir gn annesine telefon edip ocuklar sormaya kalkmt. Annesi onu ilk kez ar bir biimde ve kk drc szlerle paylayp telefonu yzne kapatt: Bktm senden... demiti kadn. nce sivilcelerim diye tutturdun, sonra burnunu ameliyat ettirdin, sonra evliliini dzeltmeye kalktn... Bu ocuklar ben mi dourdum. Ne olacak imdi bunlar? Ben bakamyorum artk, hastaym, sen aldrmazsan babalarna yollyacam. Mehmet'e kalrsa ocuklar kedi yavrusu sever gibi sevmek doru deildi. Onlarn yiyecei, giyecei, tahsili iin para kazanmak ocuklar sevmenin en salam belirtisiydi. imdi tiyatrolarda oyunlar durmutu. Gelir kaynak 490 lan, kuruyan clz bir dere gibi azalmt ama oyunlarn gizlice turneye karan tiyatro topluluunun peine deceklerdi. Orada onu yakalayacak ve iki bin lira tedbir parasn mahkemeye yatrdktan sonra oyunu afiten indirte-ceklerdi. O zaman ocuklar iyi bir yatl okuja verecek kadar, hatta bu evden kp baka bir ev tutacak, onu dayayp deyecek kadar da paralar olacakt. Sevda anlamyordu btn bunlar. ocuklarn ok-ayp pmenin ne zarar olacan deil de onlar okayp pmemenin nasl mmkn olacan bilemiyordu. Sonra daha ilk bulumalarndan balyarak: imdi nasl boanmal... Ben seninle evlenmem. Artk evlenmeliyiz. Evlenelim, nasl olsa bana sonra ayrlacaz gibi geliyor... eidinden cmlelerle ve Sevda'nn akn baklar karsnda btn ilikilerine evlilik prizmasnn arptc camlarndan bakmaya kalkann da Mehmet Meri olmasn anlyamyordu. Herhalde onun bildii bir ey var. Bu en uygun bir davran olmal... diyor, yaamaya hi de uygun dmeyen bu dnceleri ve davran biimlerini kavramakta glk ekiyordu. Mehmet, gelecek -belki uzakta, belki yaknda gelecek-mutlu toplumsal dzeni tek bana imdiden yaamak is-tiyen bir adamd. Bu yzden toplumun bugnk btn canl duyarlna ters dyordu. Bu yzden kendisi gibi dnmeyen ve kendisine balanan herkes onu hem seviyor, hem ona yetiemiyor ve onun yaamay koarcasna geen gl varl altnda eziliyor, arplyor, siliniyor ve yokoluyordu. Birbiri peisra tekeli evlilik, ocuklarn yandan sonra topluma, anne babadan daha fazla ocuk yetitirmeyi bilen retmen ve eiticilere braklmasna dayanan ocuk sevgisi, ilikilerin kolayca kesilmesi,

kolayca balamas... gibi gelecek toplumun kurumlarn o tek bana ve yanyana geldii insanlara da pek fazla yardm edemeden yaamaya alyordu. Bu yzden gnlk yaamann canllndan kopuyor, gerek duygularla 491 ona balanan insanlar, toplumun yapsna bakmadan harcyordu. * Yazn ocuklar bir sre ya ikisi ya da zaman zaman zaman tek tek Sevda'yla Mehmet'in yannda kaldlar. Sevda arkada, baheden cameknla ayrlm balkonumsu bir blmede, kk ders masasna onlarn yemeklerini koyar ve kendisi o esiz dostluk saatlerini yaamak zere salona Mehmet'in masasna koard. Bylece annelerini ve annelerinin tazelenen, oalan, yakalanmazm, kaacakm gibi uucu ve hafif bir nitelik kazanan sevgisini tekrar bulan ocuklar, keyiflerinden arkada amata etmeye balarlard. Annelerinin sevdii bu yeni babay btn varlklaryla sevmeye hazrdlar ama annelerinin her an kopacak bir frtnay nlemek ister gibi gergin ve rkek yz, ayni gerginlii ve rkeklii onlara da bulatryordu. Neelerinde ve sevgilerinde dengeli olamyorlard. Annelerini imdi her zamankinden daha ok seviyorlard ama bu sevgiye yaklaamyorlard. Yeni giysiler alan, her gn ssne ve grnne, yalnz buna zenen, dikkat eden ve btn grnen, grnmeyen gzelliklerini Mehmet Meric'in ellerine brakan Sevda bu iki utaki sevgiler arasnda zaman zaman mutluluun, zaman zaman mutsuzluun doruklarna kyor ve birinden tekine ykseli ya da d her zaman varlnda ayni sarsntlar yaratyordu. Bir kez Mehmet evden gece kp gitti ve sabahleyin dnd. Mehmet'in krgnlnn nedeni kesin olarak belli deildi. Sevda'nn sonradan anladna gre Mehmet'in uykusu kam ve kalkarak bir eylerle uramaya balamt. Sevda onun yokluunu anlaynca uykulu gzlerle salona gelip onun sessiz sessiz, bir salatalk ve beyaz peyniri sehpann zerine yerletirmi olarak rak iiini seyretti. Sonra da ok doal bir ey seyretmi gibi glmsi-yerek onu pt ve yenidej tatl, rahat uykusuna gmlmek zere yatana kotu. Mehmet ite buna kzmt. Onun gelip yanma oturmayna, neden can skldn sormayna, hatta birazck rak imek istemeyiine kz 492 mt. Ne yapacan aran adam fkeyle kp gitti evden. Rak iilmiti ama salatalkla beyaz peynire dokunulmamt. Sevda ikinci kalknda bu znt ve tel verici grnmle karlanca onu aramak gereini bile duymad, yalnz anlad ki Mehmet kzm ve gitmitir ve imdilik yaplacak hibir ey yoktur. Sevda'ya, dnrken ok korkun gibi gelen olaylar, gerekle yzyze gelince korkunluunu zamanla da olsa, acyla da olsa yi-tiriyordu. Gene byle oldu. Bir korku ve ac duygusuyla yrei daraldysa da gidip yeniden yatmaktan baka yaplacak bir ey bulamad. Geni yata yorgun bacaklar ve kollaryla kucaklyarak derin, ar bir uykuya dald. Bir padiah gzdesi ya da cariyesi gibi geirdii son aylar, bedeninde iyilemiyecek bir hastalk gibi yapp kalacaa benzer somut bir yorgunluk yaratmt. Artk sabahlar bankaya giderken troleybste tatl tatl uyukluyordu. Mehmet btn gece yrm ve Tnel'e gelip yrme snr sona erince geri dnmt. Sevda, onun, alacakaranlkta, pencere camn tklatmasn, t ierki odadan, duyarak uyand, koarak, sevinle kapy ap boynuna sarld. Mehmet'in boynuna sarlmay nedense ok seviyordu. Bu sarlta zr diliyen, balanmak istiyen, sitem eden, zleyen, piman olan, sevinen, balayan, unutan, unutmaya hazr olduunu gsteren insann btn duygulan vard. Bir sevgiliye, bir kardee, bir ocua, bir arkadaa da insan tpk byle sarlabilirdi. Mehmet de ylesine almt ki bu boynuna sarlan kollarn ve bedenine deen bedenin anlatmak istedii duygularn scaklna, bir gn de, Sevda onu boynuna sarlmadan yolcu

etti -gece meyhanede sabahlam ve eve ge vakit dnm olduundan ertesi gn Sevda krgn ve dargnd- diye kp gitti evden. Eve her dnnde Sevda'nm birden neelenen ve birka saniye nceki kederli bulutlarn varln gizliyen, kendiliinden gizliyen neeli yzyle karlard ve gnn hangi saati olursa olsun, Sevda onun boynuna sarldktan sonra mutfaa ay kaynatmaya koard, uarak. Bu sabah dnlerinde, srtnda verev etekli soluk pembe gecelii, kestirdii ksa, sar salaryla top oynayan bir ocuu benzetiyordu Mehmet 493 onu. Topunun ardndan koar gibi ev ilerinin, ocuklarnn ve Mehmet'in ardndan kouyor, zaman zaman onlarn nne geiyor, uzaa katklarnda gidip onlar yakalyor, ya da melip ellerini yanaklarna dayayarak topunun geri gelmesini bekliyordu. Sevda, Mehmet'in ii Tnel'e kadar yryp dnmek, ya da bir gece arkadanda yatp dnmek, ya da meyhanede sabahlayp dnmekmi gibi bunlardan hi sz etmiyor ve bunda, olaylar gelip getikten sonra zlecek bir yan da bulmuyordu. Yalnz Mehmet'in ok uyuduuna dokundurup surat ast zamanlar, ona: Sen benim ok uyuyuuma kzyorsun ama, bunlar sen yokken ektiim uykusuzluklardandr. diye aklamak gereini duyuyordu. Uyku ilalaryla arayp glkle bulduum uykulardr. Mehmet'in o yaz gidip de gelmedii gecelerden birinde, Sevda sabahleyin de onun gelmediini grnce iinde gerek korkunun kprdanlarn duydu. Geni ve serin yatakta dinlendirdii uykusuzluu imdi ona zlme srasnn geldiini haber veriyordu. Artk bilinmiyen bir sre iin zlmeye balamas gerekiyordu, bundan ka-mlamazd. zlmenin snrlarndan sonra da ac nii usuz bucaksz alan balard. nsan o zaman ya bu snrlar iine kendisini kapatr ya da onlardan kurtulmann yollarn arard. Sevda'nn artk ac ekmeye dayankll kalmamt. O sanmt ki frtnalar zleyen duygular, o uursuz alkanmalardan sonuna dek tad alacak. Huzurun ve sessizliin onu kzdrd, fkelendirdii Arifle evli olduu yllarda Sevda byle dnyor ve boyuna duygularnn arpaca engelli, inili yokulu, ukurlar ve yksekliklerle dolu bir yaamay zlyordu. Duygularn kemirecek kskanlklar, balyaca nankrlkler, katlanlacak byk zgeciler aryordu. Yaamas bylece savalar, tehlikeler iinde geen bir utkudan baka bir ey olmyacakt. Bunlarn bir bln Hakk'y sevdii ksa sre iinde, ama en ounu ve ldrcsn Mehmet'le yaad u korkun ve gzel yaz gnlerinde denemiti. Artk yorgun bir yal kadn gibi kendisini salar aarm, beli bklm gryor, btn bu yorgunluk ve yallk belirtileri de ona alacak bir rahatlk ve honutluk veriyordu. 494 O sabah, ge vakte dek Mehmet ne pencerede, ne kapda sesini duyurdu. eyda'nn gznde imdi Mehmet'in yokluu dnda kalan btn olaylar, btn yeryz yeniden anlamszlamt. ine bir iki saat ge gitti ve nedense bu gecikmede kendisini de hakl buldu. Ona sorulacak en kk bir soruda patlamaya hazr duyuyov-du kendisini. Bununla birlikte ge geliini belirten bir mazeret uydurmakta da alacak bir ustalk, pikinlik gsterdi. Biraz hasta olduu iin gelemediini, hatta hi gelemiyeceinden korktuunu syledi efe. Btn gn alad iin yz, gzleri kpkrmz olmutu ve iyerindeki btn arkadalar, Haver de iinde, Sevda'nn bu hastalndan kendilerini sulu tutarcasma ekingen ve saygl davrandlar. Ama Haver, artk Sevda'nn duygularn kendisininkiler gibi iyi tandndan, bu gzyalarnn hastalk yalar olmadn anlamt. le tatilinde onun yanna gelerek, hibir balangca gerek grmeden, kendisiyle efi arasndaki kmaz durumun son aamalarn anlatt. Sonra, Bak dedi. Bana byle bir resim izdi. Byle diyerek elindeki takvim kadnn arkasna bir yrek resmi izmiti. Ne demek istiyor? dedi Sevda merakl ve ask bir yzle. imdi efe, srf Mehmet'e kzd iin ar bir kzgnlk duyuyor, bundan da rahatsz

oluyordu. nk birka saat nce adam kendisine byk bir incelik gstermi: Gemi olsun! demiti. Kpkrmz gzlerine ve solgun yzne bakarak. Kalp hastasym, yeniden evlenemezmi. Haver'in iri, kahverengi gzlerinde yalar vard bunlar anlatrken ama yznn btn izgileri umutsuzca glmsyordu. Sevda btn gn efin yanma girip ktka adama dmanca bakt ve bunu belli etmemeye alt. nk, onu da anlamak gerektiini dnyordu Haver'den gizli gizli. stelik Mehmet'i de anlamak gerektiini dnyordu ve en ok acy da bundan duyuyordu. nk Mehmet'i anlamaya altka ve anladka ona olan sevgisi bitmek bilmiyordu, soumak bilmiyordu. 495 Akam ne yapacana karar verememi bir durumda, btn yetileri donmu gibiydi eve geldiinde. Ne var ki daha kapda, ierden pilli radyonun clz sesini aknlkla duydu. Mehmet, salondaki kanapeye uzanm, pilli radyoyu da sonuna dek am, keyifle, nee iinde radyo dinliyordu. Sevda bu sevincini, aknlndan dolay pek iyi tanyamamt. Yalnz tatl akam gneinin, zaman zaman o kadar korkutucu ve rktc olan bu yaz gneinin salonu neeli bir aydnla boduunu ayrmlad. Hi-bir yazdan aklnda o gnk o kk zaman paras kadar canl ve neeli bir an kalmamt. Buzdolabndan yemekleri karrken davranlarna egemen olan sakin ve belirsiz kvrakln bile ayrmnda deildi. Gidiyor, geliyor, eilip bklyor, bu sofra hazrlama ve yemek stma iini dnyann en gzel ve anlaml bir iiymi gibi yapyordu. Mehmet de yatt yerden ona bakyordu. Sevda'nn zerinde zellikle o sabahki duygularna uygun, eski ve soluk bir lacivert etekle pembe eski bir buluz vard. Evde giyerdi bu etekle bluzu, Mehmet'in de enok grd klk olmas gerekirdi. Oysa Mehmet gerek bir merakla bakyordu Sevda'nn giysilerine. lk kez gryordu onlar. Bu izlenimlerini belirtmeden de rahat edemedi. en ve ekingen bir gevezelik iinde utanga utanga glmsiyerek: Giysilerin ok yakm... dedi. Bu olayla birlikte aralarndaki krgnlklar, gerek bir krgnlk niteliine dnmeye balamt. Artk Sevda tokat yedikten sonra kalkp Mehmet'in salarn okayarak ban gsne bastrd gnlerden ok farkl duygular kazanmaya balamt. Bir keresinde Sevda sarho, son derece duygulu ve yorgun olduu bir gece ona, ikiden ald ve artk Hak-k'nm kendi duygularyla hibir ilgisi kalmadna inanmaktan doan garip bir korkusuzlukla: ocuklarm ve sevgilimi hi balamyacaksm. demiti gzlerinin iine dmanca bakarak. Sevgili szn duyan Mehmet lgn gibi Sevda'nn stne atl 496 m ve dakikalarca onun bana vurmutu. Sonra da ba korkun bir titremeyle ve bedeni kuru, bitmez, sarsc hkrklarla sarslan kadn pembe geceliinin iinde bir taksiye bindirerek Ferda'nn alt hastanenin nroloji kliniine gtrm, ok bakm yaptrmt. Sevda oktan sonra, upuzun masann stnde yatarken Mehmet'in doktorla neeli ve ksk bir sesle kitaplarndan sz atn duyarak uyand. Giderlerken Mehmet byk olan kaldrm ve kardeine dikkat etmesini sylemiti. Ertesi gn, Sevda ak bir yazlk giysiyle yz, kollar ve boynu rkler, iler iinde yatarken -bir yanda mutfakta vine reeli kaynyordu- Mehmet de onun dizine yatm ve dediine baklrsa yaamasnda ilk kez gzya dkmt. O gzya dkerken Sevda da usul usul onun salarn okuyordu. ocuklar gene darda kapc ocuklaryla ve lgn bir sevin iinde, grltl bir oyuna dalmlard. Pencereden sesleri geliyordu. Mehmet bir sre aladktan sonra hiddetle dorulmu ve: Senin beni alatmaya ne hakkn var? diye barmt Sevda'ya, Bu kadar iyi olmaya ne hakkn var... Senin kadar iyi insan grmedim ben... Bu sulama, Senin kadar kt insan grmedim ben... der gibiydi. Ayn Zeki'nin duygularyla doluydu Mehmet de Sevda'ya kar ama bunlar

Zeki'den ok baka bir biimde anlatyordu. Sen mutlu olmak iin yeteri kadar bencil deilsin...* diye baryordu ona. Sevda Mehmet'in gznde olumlu ya da olumsuz ama hi kukusuz byk bir nem kazanan bu iyilik kavramna gitgide daha sk, daha sofuca ve onu eletirmeden balanmaya balamt. yilik imdi onun gznde acdan kamak demekti. Acdan kamak iin Sevda iyiliin btn boyutlarn denemeye balad. yilii arttka krgnlklar oalyordu. Eskiden beri hi yaralanmam olan, tertemiz, prl prl korunmu olan gururu -gururunu yaralam olan tek kiiyi, Hakk'-y tmyle unutmu ve belleinden silmiti- iyiliini yaratan, besleyen, biimlendiren bu adam tarafndan, Mehmet tarafndan hrpalanmaya yaralanmaya balaynca ona iyilik adna bakaldrmaya balad. nk 497 Mehmet'i Hakk gibi unutmas, yaamasndan silmesi karmas artk szkonusu deildi. Bu onun iin varln yok saymak gibi bir ey olacakt. Sevda evden ilk kanda kendilerinden bira1? uzakta, eski bir apartmanda oturan Baso'lara gitti. Yannda kk olu vard. Byk olu Ankara'ya babasna yollanmt. Arif k istememi: Anne bakmna muhtatr. diye haber yollam. Baso'lar, Baso'nun karsnn akrabas olan ok yumuak huylu, sevimli ve yal Nuri ve karsyla yal bir aktris bayann ortaklaa kirasn deyerek yaadklar bu apartman Sevda Mehmet'le beraberliklerinden sonra tanmt. Bir odada kalan Dev-Gen'e bal renci genlerden kimileri arada bir oraya gelip gidiyorlar, gerekirse yatyorlar ve eyalarn burada saklyorlard. Sevda oraya giderken eve bir daha dnmiyeceini, dnemiyeceini dnyordu. ocuun o evde o koullar iinde mutlu olamyacam dnyordu. ocuun yanna gelmesi, annesini pmesi, ikisi konuurken ona bir ey sylemek istemesi Mehmet'i sinirlendiren ve o gzel yzn -Sevda'ya gre- irkinletiren -gene Sevda'ya gre-fke patlamalarna, hakaretlere, arkasndan uzun uzun ocuk sevgisi konusunda anlatlan ve gelecein toplumunda ya da sosyalist toplumlarda uygulanabilecek pedagojik aklamalara neden oluyordu. ocukla birlikte nereye dnebilir, nerde, hangi yalnzlkta mutlu olabilirdi! Buna bir trl gereklere uygun bir yant bulamyordu. Yalnz Baso'larn evinde ufak bir umut vard. Oras kalabalkt. Orada dl-yordu. Orada yaama ve lm btn canll ve yalnl ile vard ve elle tutulabilecek yaknlktayd. " Gene de bu ka Mehmet'in evden gidii kadar tehlike ve umutsuzluklar douracak bir olay deildi Sevda'ya gre. nk dnmek olasl vard elinde. Mehmet'e kar duyduu zlem kar konulmaz bir arlk alnca dnecekti. Mehmet onu arayp bulursa, gene dnecekti. En ok ac veren bu ayrlk olayn kimseye kar kullanmak istemiyordu, yalnz deniyordu. Kendi gcn, insanlarn yaknln, sevgileri, duygular, yaamay, yaamann yeni ve zgr yollarn, baka mutluluk olanaklarm deneyecekti. 498 Baso'yla kars Malatya'da ldrlen bir renci gencin cenazesinde bulunmak iin otobsle oraya gitmiler. Yanlarnda devrimci genlerden birinin kzkardei -o evde kalyor, genlere yemek piiriyor- ve aktris bayann renci kz da varm. Sevda evde sadece aktris Necla Hamm' bulabilmiti. Sevda nce kadna Mehmet Ankara'ya gittii iin iki gece kalmak zere geldiini syledi. Sonra kendisinin imdilik kalaca Necla'nn odasn girip inceledi. Yal kadn oday epeydir temizlememiti. Sevda nce ellerini, kollarn, doal ve ilenmemi gcn ortaya koyarak almak istiyordu bu eve. Koskoca boyutlaryla, yksek tavanlaryla, bin eit anlalmaz eski zaman eyalaryla dolu olan oday temizlemek o gn akama del" rd. Ertesi gn pazard. bittikten sonra bir salCsTi kadar geni mutfakta Necla Hamm'la

ay kaynatp ililer. Arada bir kapnn zili alyor, Necla kalkp kapy ayor, ayak sesleri mutfan nndeki koridordan dipteki odaya doru gidiyor, kaplar alp kapanyor, sessizlik yeniden balyordu. Kk Fzl bu eve eskiden de birka kez gelip gittii iin, kimseyi artmayan bir sevin gsteriyordu. Annesini, bu artk elinden km sand kadn burada yeniden kazanm gibiydi. Mehmet'in evde kurmak istedii sert disipline karlk burada ak sal, kck yzl sessiz bir teyze vard. Annesi evdeki gibi boyuna kendisine: Sus!... iaretleri yapmyor ve btn dndklerini, duygularn tek bana rahata belirtiyordu. Bir ara ay ierlerken Necla'yla aralarnda kurulan itenliin scaklna kaplarak Sevda ona geliinin asl nedenini aklad. Necla aknlkla iinde ban sallyordu: Allah Allah!... Nasl olur! O kadar ince, efendi, terbiyeli... Nasl ocua byle davranabilir... Necla Mehmet'i itenlikle vyordu ve Sevda bu vglerden kk kk yaralar alyordu. Mehmet gzlerinde yeniden douyordu. nce, terbiyeli, efendi... Bu kez belleinden tam bu tanmlar doruluyacak grntler beliriyordu. Mehmet'in utanga baklar, sk sk kzaran esmer yz, alacak belirtileri olan ince beenisi, giyinii... Sevda'nm yakalamak istedii bamszlk duy 499 gusu bu ekici tanmla azar azar yklyordu. Sonra Sevda n odalardan birine girdi Fzl'da Pencerenin nne dikilip sokan uultusunu dinlediler. Kar-ki pencerelerden grnen grkemli salonlar incelediler. Pencere nlerinden gelip geen erkekler, ocuklar ve kadnlar Sevda'nn iinde yeni ev zlemleri yaratyordu. Bir evi yokmu gibi, evde gezinen bir erkek yokmu gibi, yrei sevgisiz souyor, kuruyor gibi bir alkla karki apartmanlardaki yaama belirtilerini izlediler bir sre. Sonra arkasndan gelmi kendisini seyreden Necla Ha.-nm'a Sevda: Burada ok mutlu olacam galiba... dedi. Burada gerekten mutlu olunabilirdi ve Sevda kendini buna zorluyordu. Necla sessizce glmsiyerek ona bakyordu. Oyun oynayan bir ocuu seyreden hogrl bir anne gibiydi. Gece buzdolabndaki zeytinyal mercimei kuru soanla ve alacak bir itahla yedikten sonra Necla Ha-nm'n odasna getiler. Necla ona ocukluunu, tiyatroya nasl baladn, bir zamanlar tiyatrodaki kk baarlaryla renklenmi olan yaamasn anlatt, birok fotoraf gsterdi. Bu fotoraflar arasnda Hakk Kotar'a raslad Sevda. Bir tiyatrocu grubu arasnda, renkli gzlkleri ve upuzun kara paltosuyla onun tek bana, ask suratl grnmnn karsnda Sevda ona olan ilgilerinin tmyle bitmi olduunu grd. Resme fazla bakmak bile istememiti. Necla onun Hakk'y tanmadm sanarak: Bu Hakk Kotar'dr bak!... dedi, sonra tannm teki oyuncular gsterdi fotoraftan. Tannmam olanlarn zerinde durmam, onlarn adlarn bile sylememiti. Birok sigara itiler o gece iki kadn karlkl. Sonra Sevda oluyla Necla'nn kznn yatanda yatt. Btn gecesi rahatsz bir uykuya defalarca yeniden dalma abalaryla geti. Kk ocuk, annesiyle bu kadar yakn olmaktan ve ertesi sabah gene ayn derecede yakn olarak -araya baka birinin girmesi olana ortadan kalktna gre- yatandan kalkacak olmann honutluuy-la rahat ve sessizdi. Sevda, byle rahat soluklarla uyu 500 yan ocuun evde, kendi odasndaki divanda yatarken her gece annesine: Kapy ak brakn. Konuun, ne olur konuun... diye yakarn hatrlyordu. Sevda, Mehmet'in kollarnda olmann verdii ve kendisine ok alaka gelen bencil bir gvenle ocua: yi iyi, konuuyoruz ite... Sen uyu bakalm hadi... diye duygusuzlatrmaya alt, soukkanl gstermeye alt sesiyle

seslenir ve bylece, utancm saklam olurdu. Mehmet de duyuyordu ayni utanc. ocuklar evdeyken, kendilerinin ayn odaya girip kapy kapamalar ve ayn odadan kmalar onu utantan pespembe yapar ve nne bakarak ksk bir sesle, yapmack bir serbestlikle konumaya alrd. Byk olann eve ilk geldii gece hi uyumadn sonradan anladlar. Sabahleyin kalkm, yatann zerine oturmu bir halde ve tmyle giyinmi olarak dalgn dalgn nne bakarken bulmulard onu. ocuk bu ilk karlamada eskiden evlerine gelip giderken grd Mehmet Meric'e, eski bir dost gibi sevgiyle ve glerek bakmt. aknln ve tedirginliini bu gln ve sevincin ardnda gizlemesi gerektiini kendi kendine bulmu, annesine duygularyla hi yk olmamt. Bir akam okul dn, mutfaktan annesinin tella km olduunu grmt. Saklamba oynayan bir ocuun cokuyla mutfaa dalm ve kapnn arkasnda yakalad Mehmet'e: Ho geldiniz! Merhaba! der gibi, sevimli sevimli glmt. Mehmet, ocuun okul saatinde gitmek zere ikinci kez geldii bu evden, nedense zamannda kalka-mam ve ocuun servis arabasnn geldiini grnce de mutfaa kamt tella. Ordan servis kaps yoluyla kacakt. ocuk tarafndan yakalannca neeli ve her eyi kabul eden bir kahkaha atm ve ocuk mutfaktan knca da: Geldiinize ok sevindim, ama artk gidin... diyen ciddilemi anneyi ilk kez tutup pmt. Sevda, o kadar nem verdii bu byk adamn bana nasl olup da byle bir olayn geldiini anlamyordu. stelik onun olay 501 byle olaan karlamasn hi anlamyordu. Korkmu, kzm, zlm ve onu bu tr olaylardan korumak isteyen bir anne gibi sertlemiti. Mehmet, kp gidecei yerde, tam tersine gidip salona yeniden oturmu ve ilk kez o gece: Ne gzel bir dzen... Ah!... Her eyi deitirmek yle zor ki... diye ve prl prl, cokunun etkisiyle kzarm gzlerini Sevda ile ocuklarn zerine dikerek: Bu kadar mutlu olmak mmkn m... demi durmutu. n, para, salk, her ey her ey varken mutsuzluum ne kadar derin... diye sylenmi ve ancak oraya yemekten sonra oturmaya gelmi olan Haver'le birlikte ge vakit gidebilmiti. Bununla birlikte Fzl'n ana okulundan dnmesi onu eskisi kadar mutlulua zen duymaktan alkoymutu. Nedense abisine gre daha canl, tutkulu ve neeli olan bu ocuk ilk kez o gece Mehmet'in mutluluuna glge drm gibiydi. Hele onun, annesine duyduu ve belli ettii ar sevgi Mehmet'in gznden kamamt. Sevda ertesi sabah kahvalt, sigara, kahvaltnn toplanmas ve bir sre daha oturup konumakla geen birka saatten sonra tedirginlik duydu. Biraz yoksulca ve eksik denmi de olsa, evinin prl prl, tertemiz, aydnlk -perdeleri yoktu daha, aydnln o kadar ok olmasnn nedeni biraz da buydu- salonunu, odalarn zlediini duyuyordu. Bu duygusunu bastrmak iin bir daha o eve dnmemesini gerektiren her eyi dnyordu. Ama kt izlenimlerin yannda ve iinde kk kk, kimi zaman da hatirlanmasiyla yrei daraltacak kadar byk mutluluk izlenimlerinin ard arkas kesilmiyordu. Ne kadar da ok olay vard yaamalarnda. Her gn deil, her an; duygularnn bir deiimini, bir iddetini, bir anlalmaz-lm ya da anlatlmasnda ortaya kan zorluu tayan bir olayd. Bitmek tkenmek bilmiyorlard ve unutulmalarnn olana yoktu. Evlendiklerine inandrdklar annesiyle Sevda'nm aras biraz dzelir gibi olmutu ama babas kesinlikle onunla konumuyordu. Bir kez Sevda 502 bir yeni gelin gibi -Haver'in annesi de onunla yeni gelin diye alay ediyordu- ocuunu elinden tutarak yepyeni sevinlerle annesine gitmiti oturmak iin. Babas o evde olduu sre iinde eve girmemiti. Sevda iin bunlarn hibirinin nemi yoktu artk. Mehmet demek milyonlarca insan, milyonlarca insann sevgisi, yaknl, iyilii ve gvenci demekti.

Babasnn, annesinin, yaknlarnn duygular bu snrsz mutluluk duygular yannda pek snk ve nemsiz kalyordu. O akam evden karken Sevda bir an, annesine gitmeyi ve snmay dnmt. Ama annesine gitmek demek, yeniden buraya dnmek demekti. Annesi ve babas onun dnn ne kadar olumlu karlyacaklard bunu biliyordu ama bu karlama onun yaamas iin yet-miyecekti. Birka gn sonra, hatta o gn dnp eve gelecekti. Btn ocukluk ve genliinin getii bu ev, ona her zaman eski yalnzlk ve sknt duygularn hatrlatacak bir duraanlktayd. ocukluundan beri Sevda bu evde pek az eyin deimi olduunu dnyordu. Bu evde o yeniden ve boyuna annesini ve babasn honut etmek iin, onlarn istedii gibi davranan bir tek evlat oluyordu. Her zaman byle yapm ve onlar snrsz bir vnce, sevince bomutu. Artk bu oyunu oynayamaz olduu, kendi duygularnn ar bast son iki yldr ise anne ve babasna acdan, zntden, kzgnlktan baka hibir ey vermemiti. Kendi kendisi olmann bu kadar zor olduunu, bu kadar yanllklar ve eskikliklerle birlikte gerekletiini, yaamay hi tanmayan bu kz ok gen ve apansz renmiti. Oysa, burda, bu kocaman evde daha baka, ok baka bir yaamaya balanlabilirdi. Yepyeni ve ilgin denemelerle dolu olabilecek bir yaamaya... Konuklar, yepyeni insanlar, belki yepyeni ilgiler, onu Mehmet'i sevmek denen o zor iten belki kurtaracakt. Sevda, varlnn bylece korunmas gerektiini, belki korunabileceini sezmi, acemice bir denemeye girimiti. Bir de Baso gibi Mehmet'in sevdii bir adamn salam yaknlnda olmann gveni olacakt stelik. Tek bana bu mutluluk denen karmak duyguda utku kazanamazsa, Baso, Mehmet'i yardma arabilirdi. Sev 503 da bunu da dnyor ve gvende olmann, korunabilecek olmann zgrletirici gcn bulur gibi oluyordu. leye doru bir gn nceki temizlik iinin stne bana sindirdii tozlardan, ter kokusundan rahatsz olmaya balamt. Evin ok byk ama hibir yan almayan, kullansz, sevimsiz bir banyosu vard. Sevda kendi evinin ofbenli, tertemiz, inilerle deli banyosunu hatrlamadan edemedi banyoya girince, Elini ayan ykad ama, sanki tek mutluluk buymu gibi sadece banyo yapmay istiyordu imdi. Sonra buzdolabnda yiyecek kalmadn dnd ve ocukla birlikte alverie kt. Kapdaki piyangocunun polis olduunu sylemelerine karn hi aldrmadan adamn nnden geti. Yalnz alveriten dnerken kendi evine giden yolu uzun uzun inceledi. Ordan Mehmet'in gemesini bekliyordu. Mehmet'in kendisi deil, Mehmet'e benzeyen bir tek kii bile gemedi. Sevda soukkanl ve neeli olmaya alarak -Fzl neeyle yolda kouyor ve bu yeni evi ok sevdiini syleyip duruyordu.- Necla'larn evine doru yrd. Yolda belli etmemeye alt bir sinirlilikle, Mehmet'e Taslayabileceim dnerek iki yanna bak-np duruyordu. Ne olursa olsun, Baso'lar gelene kadar bekliyecek, gitmiyecekti. Bu gece de bekliyecekti. Birok gece de bek-liyecekti. ocuklar belki oday boaltacaklar. Sen oraya geersin. demiti Necla ona sabahleyin genlerin kaldklar oday gstererek. Ne kadar yoksul grnml, ne kadar krk dkk eyal, zensiz bir odayd bu! Burada insann nasl byle srekli kalp o kadar nemli ileri yapabilecek gc bulduunu Sevda anlayamam ve utand iin odaya fazla bakamamt. Demek ki byle rahatsz bir evde ve byle souk, eyasz, zavall bir odada da insanlar stelik k falan olmadan, bir erkein, bir kadnn mutluluuna gereksinmeden yaayabiliyorlard. Sevda, bir ara, gerekletiremiyeceine inanarak, onlarn arasna katlmay dnd. Onlarn o ok kapalj gibi grnen ama herhalde ok grkemli ve namuslu yaaylarna, birok koullar da bu yaaya ekleyerek zendi. Szgelii ev biraz daha rahat olmalyd, ekici ol504

malyd, lm korkusu ve yakalanma tehlikesi, ikence olaslklar olmamalyd ve mutlaka aralarnda Mehmet olmalyd. ocuk... ocuk da gvende olmalyd. Sonra koullardan kimilerini kard, temizledi aradan. lm, yakalanma ve ikence korkusundan balad nce. Onun u andaki umutsuz durumunda bu korkularn o kadar korkulacak yanlar yoktu. Sonra da Mehmet'i kard aradan. Sevecek baka insan bulunabilirdi. Byle bir olaslk -Mehmet'in yokluu- ona hibir zaman cidd grnmemiti ama bir zamanlar Arifi, sonra Hakk'y severken de ayn eyleri dnmt. Her birinden sonra da sevilecek yeni bir adamn yaadn grm, denemiti. Mehmet'i aradan karrken, iinin lm korkusunun verdiinden daha fazla bir inanmazlkla dolduunu duydu. te sokaktayd ve bir tek kii bile Mehmet kadar yakn, sevilecek nitelikte, hatta baklacak nitelikte grnmyordu ona. Temizlik, evin rahatl ve ekicilii konusu bu durumda daha kolaylam grnd. Mehmet'siz yaamann bir umar yoktu belki ama Mehmet'le birlikte yaarsa btn bu madd skntlara katlanabilirdi insan. ocua gelince. Onu da babasna verecekti. Byle dnrken ocuun elini sevgiyle skt. Acttn be!... dedi ocuk annesini gcendirmekten korkarak, neeli bir sesle. Eve gelip de ald yiyecekleri buzdolabna yerletirirken neesi biraz azalmt. Necla onu sessiz, rahat bir bir glmsemeyle karlayarak: ocuklar geldi... diye fsldad. Arka taraftaki oday gsterdi. Sonra kn elinden tutarak: Gel seni abilerin yanma gtreyim... dedi. ocuu gtrp braktktan sonra gene glmsiye-rek dnd: Mehmet Meric'in kars konuumuz dedim. Sevindi ocuklar, dedi. O srada olu takn bir tel iinde koarak yanlarna gelmi, annesinin ald kuru yemi katlarn ieriye gtrmek istiyordu: Abilerin tfekleri var... dedi, sevinle. erden tek tk konumalar duyuluyordu. Sevda korktuunu ve Necla'yla eskisi gibi rahat konuamadn ayrmlad. imdi akl ierdeydi. Bu korkunun nasl bir 505 korku olduunu anlayamyordu. Eer gerekten korksa bu evde bulunmaz, polis olduu belli piyangocunun nnden yle rahatlkla, hatta doal bir aldrszlkla geemezdi. Korkusunun nerden geldiini aratran zihni birden aydnland. Bu korkunun teki ucunda da, btn duygularnn teki ucunda olduu gibi Mehmet vard. Mehmet'in kendisine atk kalarla, bakmadan, anlattklarn dinlediini. Hh!.. Hh!.. dediini dnd. Sonra dudaklarn bir izgi gibi ksacak ve onu azarlyacak, ya da hakaret edecekti. Oraya gittiine, tehlikeli bir eve deil de erkeklerin bulunduu bir eve gittiine kzacak. Sevda'ya olan gveni sarslm olarak susacak, onu sessizce yarg-lyacakt. Hatta... Sevda durdu, yeni bir gerek bulmutu korkusu iin. Evet, bu yeni bulduu, en gerek olanyd. Hatta hibir eye deil de, Sevda neden kendisini kskanmak zorunda brakyor, neden gereklere uygun davranmyor, neden sonuna dek gtremiyecei bir ie giriiyor diye kzacakt. Sevda'nn ortam baka, onlarnki bakayd. Ayn amaca dnkt, ayn inanc, tayordu ama onlara gre bir i deildi bu. Yrdkleri yol ayryd. Yrdkleri yol ayn bile olsa, yalar, cokular, duygular bambakayd. Bunlar anlamad, geree uzak kald iin kzacakt ona. Sevda birden her eyi unuttu ve yalnzca Mehmet'in kzgnlna neden oluundan baka hibir eyi dnemez oldu. Yreini dolduran bu korkudan kurtulamyordu. ocuk ierden neeyle frlam: Abiler bana silahlarn verdiler, oynadm... diye bara ara annesine gelip onu ptkten sonra yeniden ieriye komutu. Necla sulu sulu glmsedi ve: Evet bu byle. Bizim gereimiz bu. Sen de artk bizim gereimizi yaamaya balyorsun... Yeteri kadar gl msn? der gibi bakt. Sevda, kayglarnn kkn bulup kardktan sonra rahatlamt. Yalnz, Necla'y, Mehmet'in yllardr arkada olan bu sevimli kadn, onun

vekiliymi gibi gryordu artk. Tpk karsnda Mehmet varm gibi ciddi, drst, arbal bir kadn davranlar gsterebilmekten baka bir eye dikkat etmiyordu. Bu kaygsyla da surat aslyor ve Necla'y artan bir durgunlua brnyordu. Necla bu durgunluu baka bir biimde yorumlayarak: 506 Senin kocann bana ok iler gelmitir. Bana yeniden bir tehlike gelmesin... dedi. Ben seninle oturmaktan ok sevin duyacam. Hepimiz yle... Baso'lar da seni severler. Ama evine dnsen iyi edersin... Sevda byle bir uyary bekliyormu gibi yerinden frlad. antasn ve ceketini ald. Giyindi. imdi eve gidebilmesi iin, Mehmet'le yeniden barabilmesi iin bekledii neden ite domutu. Bunu karmamak iin acele ediyordu. Birden btn kayglarnn azaldn, neelendiini duydu. Yz sevimli bir glmsemeyle aydnlanmt. Necla iki kskn bartran becerikli bir kadn gibi rahatlyarak ocuklarn odasna girdi. Fzl' getirdi. O srada genler de dar kmlar, Mehmet Meric'in karsyla tanmak ve onu uurlamak, kk arkadalaryla son bir kez akalaabilmek iin hole toplanmlard. Drt gentiler. Sevda hibirinin yzne teker teker bakamad geri -Mehmet'e vekil olarak atad Necla btn davranlarn inceliyor gibi geliyordu ona-ama hepsinin de gen, gzel ve aydnlk yzlerini ayrmlad. Bunlar, sanki o korku ve tehlikelerle dolu yaamay rahat yaamalar gibi sevinle srdren destan adamlar deildi. Utanga yzleri, onlarn da teki insanlardan hibir ayrlklar olmadn gsteriyordu. Hatta Sevda at bu ie. Onlarn kendi elini skmalar ok byk bir alak g-nllkm gibi, sevinten kzard. Ama sevinirken bile rahatszd. Bu sevincin bir ya da birka erkekten domu olmas, ona balanmyacak bir su ilemi duygusunu veriyordu. Karanlk, dik merdivenleri dikkatini datan bir neeyle inmeye balad. Kapnn yannda her zaman bulunmayan, arada bir birka demet iekle oturan karanfilci-ye raslad. Piyangocu kapanmt. Kapnn hol, yaldzl iek katlar, karanfil saplar ve karanfillerin arasna konacak sert, diken gibi kukonmaza benzeyen yeilliklerin artklaryla doluydu. Karanfilcinin nnden geerken korku deil de can skntsna benzer bir duyguyla doldu. Can sknts kendisi ve yukarda kalanlar iindi. O bencil korku duygusundan tmyle syrlmt. Kapnn nnde, kendisini ve eve geliini, hatta evden gidiini nemsemeye baladn ayrmlad. Biraz n 507 ce drt genci grm olmann, onlarn elini skm olmann verdii yaknlk duygusu, onun kendi kendisini nemsemesine neden olmutu. evresine sezdirmeden bakmaya alt. Gzleri, imgesel bir sivil polisi aryordu imdi. Bir yandan da: Anne be, kalsaydk burda be!... Eve gitmiyelim. Ben ahilerin tfekleriyle oynayacam... diye hem koarak kendisine yetimeye alan hem de kendisini gitmekten alkoyacana dair zayf bir umut tayan ocuu, anlamsz ve pek de ne olduklarn ayrmlyamad szcklerle srklyordu. zlendii mutlakt. Sezdirmeden evresine bakt. Kendisini izliyebilecek gibi tam kii buldu. Bir tanesi, iman, bej rengi elbiseli sarn bir adam, izliyenlerin hepsine gre, polis olmaya en elverili bulduuydu. Bu adam atlatmak iin neeli ve korkulu bir cokuya kaplarak nce hzl hzl yrd. Sonra hzn kesti, yavalad. Sonra o srada tam yanndan geen ve biraz ilerde duran bir dolmua biniverdi. Szde dolmua binmesi onun polisi atlatmasn kolaylatracakt. Oysa biraz dnnce, izlenmek iin bunun daha kolay bir yol olduunu dnd. ili'de dolmutan inince hemen eve giden yola girmedi. Maaza cameknlarnn nnde durdu, camdan arkadaki kalabal incelemeye balad. Bej renkli adam grnmyordu ortada ama mutlaka o kendisinden daha kurnazd ve gizlendii bir yerden kendisini seyrediyordu. Birka cameknn nnde durduktan sonra evine giden yolun tam tersi bir

yola girdi. Hzl hzl yrmeye balamt yeniden. Haver'lerin evinin nnden geerken pencereden sarkm dary seyreden Haver'in kzkarde-ine raslad. Kz: Gelsenize, evde kimse yok. Biraz oturalm. dedi. Sevda'nn iinde akl almaz bir istek belirdi o srada. Haver'lerin evine girmek ve kendisini izliyen polisi artmak. Sonra bu yaptnn dpedz yanl bir i olduunu dnd. Kendi evinin yerine Haver'lerin evi gzaltna alnabilir, kendi balarna gelecek her ey, kadnn oturduu bu evi tatsz olaylara bulatrabilirdi. Bir sre Haver'lere girip girmemekte duraksad. Sonra, Haver'in kardeiyle oturmak isteinin mi, yoksa baka bir duygunun mu kendisini ittiini bilemeden Haver'lere girdi. 508 Evde oturup Haver'in kzkardeiyle ay ve sigara ierek konutuu sre iinde polis korkusundan syrlamadn anlamt. Ne olduunu pek anlyamad bir aceleyle evden kp evresine baknd. Sokaklar her zamanki gibi sessiz ve klyd. nsan kalabal deil de artc bir araba kalabal grlrd bu mahallede. Herkes elencede ve yazlkta olduu iin, bugn arabalar da insanlar gibi azd. Sevda, aknlndan ve belirsiz rkekliinden syrlamadan ama evine yaklat iin onlarn yerine iinde ykselen bir sevinle, gecekondulardan gelen serinletici rzgra yzn vererek, koar gibi evine yryordu. 509 XIV Ferda, yllardr kocasnn ve kendisinin evresinde;: gelerek oalan dostlarnn yava yava, birer ikier evresinden ekildiini grmekle korkuya kaplmt ilk gnler. Mehmet'in evden gidii ve arkasndan bu gidi nedenleri zerinde karlan doru, yanl, doruya yakp, yanla yakn bir sr sylentiler, dostlar nce ca yak-latrdysa da, yava yava her birinin kendinden uzaklatn grmekte gecikmedi. Bunlardan bir ksm Fer-da'nn yakmlarndan, ya da kocasn sulamalarndan bkmlard. Bir bl Ferda'ya kar edindikleri acma duygusundan sklm ve bundan kamlard. Bir bl iin ise olay ekiciliini yitirmiti. Hepsi iin doru olan bir baka neden de, her birinin tpk Ferda'mnkine benzemese de ona yakn belirtilerle boyuna ortaya kan kendi skntlarn zmek zorunda olularyd. Hibirinin yaamas dmdz ve salt mutluluk verici deildi. stelik hibirinin yaamasnda kendini bir dostun bir trl bitmiye-cekmi gibi grnen acsna ayracak zaman yoktu. Bu yzden, yaz iin nce bir tatil tasarm yapt Ferda. ocuuyla bir ky kentine gidecek ve orda denize girecek, yanacak, ev ilerinden ve eskimi dertlerinden kurtularak duygularnn ar, ac ykn hafifletecekti. Sonra, bir trl balayamad ama balamak zorunda kald yeni kitabnn almalar iin hazrlk yapacakt. Ne var ki her ey tam dnd gibi olmad. Yannda ocuu olan bir kadnn hibir zaman gerektii gibi dinlenemiyeceini, eski duygularndan arnamyaca-n bu tatil gnlerinde iyice anlad. Kz daha ok annesinde kald iin gnleri, kendi dert, sknt ve kaygla 510 ryla dolu gemiti bu gne dek. Tatile kzyla birlikte knca onun, imdiye dek sandndan ok daha byk bir evrenin iinde olduunu ve bu evrenin hi de kmsen-miyecek skntlarla dolu olduunu grd. ocuk nce, ramazan bayram gnlerinde, onu cidd bir biimde dndrd ve uratrd. Bayramlarn glnl ve yetersizliini imdiye dek kocasyla ok konumulard ama ilk kez o bayramda, bayram kavramnn zararl olduunu anlad Ferda. Her yerde, her yerde: ocuklar, anne, baba, elence, armaan, gezmek stne kurulu duygusallktan geilmiyordu. ok zeki ve olaylar eliyle zamanndan nce olgunlaan bir kz olan St, evresinde olan biten her eyin acsn, herkesin bekledii gibi, duymakta glk ekmedi. Bayramda anneannesine, ya da kendilerine gelen konuk erkeklerin dizine, hi de byle yapacakm gibi grnmedii halde kyor, onlara pek fazla

azndan bir ey karmasa da, elinde olmadan, iinde yaad ac geree dayanan saf, iten szler syleyiveriyordu. Szgelimi yalca, ak sal, iman bir erkek olan Halil Frat karsyla evlerine geldiinde -Ferda'y yalnz brakmayan dostlardan biri ya da balcasyd Halil Frat ve ailesi-onun kucana km ve: Benim babam yok. Sen benim babam olur musun?* demiti. Kzndan hi byle ocuka bir duygulanma beklemeyen Ferda, nce ocua kzd, sonra utand, sonra da kocasna kzd. Halil Frat da ok skntlar grm olmasna, bu skntlarn onu ve duygularn sertletirmi olmas gereine karn gerein tam tersine, bu szlerden duygulanm ama duygularn belli etmemeye alarak glmt. ocuklarmz sknt ekerek byyecekler elbet. Hayat acdr, zordur... derdi Mehmet. Ferda, hayatn ne kadar ac ve zor olduunu ilk kez, elinde hayat dzeltecek, deitirecek olana olmayan bir ocuun gzyle gryordu. stelik kendisi de ocuuna bu konuda yardm edebilmekten uzakt genellikle. Kendi dertleri ve skntlar yznden sinirli davranlar ve sabrszlyla kza eski yaknl ve sevecenlii gsteremiyordu. Doktor arkadalarnn kucana kp onlar kendi 511 sine masal anlatmaya zorlayan, onlarn yannda oturan, onlarn elinden tutmakla byk mutluluk duyuyora benzeyen ocua Ferda zaman zaman ar bir fke ve kzgnlk bile duyuyordu. Ne var ki, imdiye dek kmsedi-i, hep Mehmet'le karlatrarak, deersizliklerine inand, onlara zor dayanyormu gibi davranlar gstermekten de kanmad bu kendi halinde erkekler Fer-da'y artmlard. St'e kendisinin de beklemedii dengeli bir yaknlk ve sevecenlik gstermiler, ona uzun uzun masal anlatmaktan, elini tutmaktan, ya da onun anlattklarn cidd cidd dinlemekten geri kalmamlard. Ferda o zaman bu kmsedii insanlara kar, lsz bir yaknlk ve borluluk duydu, onlar yeniden tanmaya alarak eski davranlarn hatrlamaktan utand. Kampta da ayn ey olmutu. stelik ocuk doyum-suzluun ve acnn verdii bir hareketlilik ve canllkla yaramaz bir ocuk grnmne de yaklayordu gitgide. evredekilerin ou bu, yaamasndaki dram sezmeye baladklar ocua gereken yaknlklar gsteriyorlard ama kimileri de ona dmanca bakyorlar ve onu aslnda ok doal bir tepkiyle ama Ferda'ya duygusuzca gelen bir sertlikle paylyorlar, uslu olmas iin uyaryor-lard. Bunlar olgunlukla karlyordu Ferda. Hatta zaman zaman kalander leiyordu. Sinirli, huysuz, dengesiz bir kadn izlenimi yaratmaktan, kendisinin de ayrmnda olmad bir drtyle kanyordu. Bunda baar da salad. Onu ok seven, onunla arkadalk etmekten holanan, onu enerjik bulan, anlayl ve iten bulan bir sr kadn arkada edindi kampta. Aile mutluluklar karsnda kskanlk duygularna kaplmamak gerektii zaman, kollarn, bacaklarn artrcasma ping-gong ya da voleybol oynuyor, yzyor ve enerjik niteliini kazanyordu. Bakalarnn dertleri konusunda, kendi sknt ve davranlarn gznnde tutarak gsterdii soukkanllk ona anlayl olma stnln salyordu. Dertlerden, skntlardan sz ederek, kocas evdeymi de ii olduu iin tatile katlamam izlenimini vererek ve ufak ufak kocasndan yaknarak yaratt izlenim de itenlikti. 512 Ama bu darda ve kalabalkta byleydi. Motel odasna dnp de St'n hi bitmiyen yaknlk ve sevgi duygularndan kendisini, izleme sinden yakasn kurtaramadn anlaynca sertleiyor, ocua hakaretler ediyor, onu kendinin de anlayamad bir elabukluu ve bir sinir patlayyla dvyor ya da korkutuyordu. ocuk yava yava bu olaylarn iinde pimeye balam gibiydi. nceleri annesine: Git babam getir... diye uslu uslu ricalar ederken daha sonra kt paralarna resimler izip:

Bunu babama yolla. Bu mektubu ben ona yazdm... demeye balad. Tam byle dengeli belirtiler gsterip annesinin sevecenlik dolu, hayranlk ve teekkr dolu sevgisini kazanmken bir gn anszn: O beni brakp kat. Ben onu sevmiyorum. gibi artc szler ediyordu. Uyumadan nce yatanda uzun uzun ve gzlerini bir noktaya dikip eliyle yumuak yorgann eller ve dudaklarn meme emer gibi srekli oynatarak dalgn dalgn dnrd. Ferda nne geemedii actc bir merakla: St, ne dnyorsun? dedii zaman hep ayn yant alyordu: Mehmet'i dnyorum. Ona baba dememeye gayret ediyor, ama zaman zaman da bu kutsallk kazanm imdi de gizemli grnen kelimeyi sylemekten kanyordu. Bir gn gene uykuya yatmt. Gene uyumadan nce yapt gibi stndeki rty elliyerek ve meme emer gibi dudaklarn oynatarak dnceye dalmt: Ne dnyorsun St? diye sormaktan kendini alamad Ferda. Onun ne dndn biliyordu ve garip bir drtnn etkisinde kalarak, kzyla kocasndan sz etmek houna gidiyordu. Kzn konumalar dayana-myaca kadar ac bir durum alnca ii akaya vurmay ve St' gldrmeyi renmiti artk. St: Mehmet'e mektup yazacam. Gelip seninle evlensin. dedi. Ferda Mehmet'le henz evli olmaktan gelen bir rahatlamayla : Ama ben Mehmet'le evliyim. dedi. 513 nsan evlenince ocuk doar deil mi? Ayp bu! ocuun domas ayp deil ki. diye dzeltmek gereini duymutu Ferda. Kz, biraz daha dndkten sonra: Evlenmek ayp. ocuk domas ayp deil deil mi? dedi ve ok akllca bir ey sylemi olmann verdii gvenle ve annesinin kendi dncelerine katlmasn bek-liyerek ona bakt. Evlenmek de ayp deil. dedi Ferda artk bu konumadan znt duyarak. Kz bir sre daha dnd ve aklndan neleri geirdii anlalmakszn baka bir neride bulundu annesine: Sen yleyse bakasyla evlen. Bir ocuk dour. Her-kesinki gibi bizim de bir bebeimiz olsun. Ferda artk ok fazla ac duymaya ve bu yzden de sinirlenmeye balamt. Kza, bir bykle konuur gibi: Artk sen evlenirsin de senin bir ocuun olur. dedi Ben yalandm. ve konumay kesmek istiyerek ayaa kalkt. Byle gnlerde Mehmet'e kzgnlk falan deil, sadece krgnlk duyuyordu. Onun szleriyle yaanan hayatn gereklerinin ne denli baka olduunu gryor ve onun hakknda insafsz yarglara varyordu: O, hayat ve insanlar tanmyor. Sonra kocasnn yerine gre, hibir erkekte grlmeyen bir incelikle hayat ve insanlar ne kadar iyi tandn anlatan anlar gelirdi aklna. Bunlar unutmak ve saklamak zorunda olduu iin, kendisini byle bir yap-mackla drd iin kocasna bu kez de kendisi adna krgnlk duyard. Keke lseydi... diye dnrd o zamanlar kyc bir yrekle. Ya da keke tutuklansayd... Onun elinde olmayan nedenlerle aramzdan ayrldn bilseydim, onunla ovunurdum. ocuu hayatn zorluklarna ve gereklerine daha kolay hazrlardm. O da daha mutlu olurdu. Arada bir babasn grebilme olana ya da babasnn kendisini brakp kama dan, severek ayrld dncesi onu rahatlatrd. imdi ben ne yapaym... diye kendinden beklemedii bir zayflk ve aresizlikle susar kalr, olaylar yeni batan dnmeye ve zmlemeye balard. 514 Ferda'nm kabul edemedii baka bir gerek daha vard. O kadar salam ilkelerle kendisini ve kiiliini donatm grnen bu adam nasl byle, bu bal olduu ve kendisini de inandrd ilkeleri aldatyordu.

Olamaz, olamaz!... Bu gerek deil. Bu bizim bamza gelen olay gerek deil... diye yreinin atlarn dinler ve karmakark cokusunu bastrmaya alrd o zaman. Kocasn gereklere ekmek, srklemek isteklerine kaplrd. Beni sevdii de bir gerek. Kzn sevdii de bir gerek... O halde, gereklerden neden kayor, neden gerekler bu denli gsz... Yeniden onu kendisine hakszlk yapmaktan alkoymak iin areler dnmeye balyordu bu kez. Gidip onu bulmak, eve getirmek, onunla yeniden ve bambaka, onarlm, deitirilmi, dzeltilmi duygularla ortak yaamalarn srdrmek... Neden bana dzelme olana vermiyor, neden elimde olmadan yaptm bir yanllk iin beni byle sonsuza kadar bu olayn acsn ekmeye yarglyor. diye dnyordu. O zaman toplumun yasalarna bakaldran bir tutuklu gibi, bir mebbed hapse yarglanm aresiz bir insan gibi Mehmet'e, dorudan doruya ona bakaldrmak gereksinimleri duyuyordu. Topluma bakaldrmak bundan kolaydr. Sevilen ya da arada baka trl canl ballklar -ocuk- bulunan bir adama bakaldrmak... En g olan budur. diye dnyordu. Boanma nerisini ald gnlerde bu ruhsal durum iindeydi. nce ne olduunu ne konuulduunu ve kendisine ne nerildiini anlayncaya kadar saatler gemesi gerekmiti. Sonra bir dten uyanr gibi uyand ve gerei kabul etmek zorunda kald. Dar frlasa, onu arasa, onu tanyanlar arasa, onunla yeniden grse... Kapld ikinci duygu bu oldu ama herkes ona souk ve zntl gzlerle bakyordu. Artk Mehmet'le aralarna almaz bir duvar girdiini, onun duygularnn hi nemli olmadn, olmayacan anlatan umarsz ve bencil baklar grmt herkesin gzlerinde. Ona: Gidemezsin. Artk bitti. Bu onarlmaz bir durumdur... der gibiydiler. Gene de baka kuru ve souk -ken 515 di gerekleriyle ilgili olmad iin- cansz ve ksr avutmalarla onu avutmaya kalktlar. Bunun bir yarar olmadn grnce de evresinden yeniden daldlar. Kamptan dndkten sonra, niversitenin alna kadar hi ummad ve kendisini artan bir etkinliin iine girdi Ferda. Boanma olayn ve onun yaamasna getirdii boluk, sonsuzluk, sevileni artk tmyle yitirmi olma duygularn yenebilmek ya da bunlar olabildiince az hatrlyabilmek, kafasnda bunlara olabildiince az yer vererek bunlar unutmaya almak, onu kitabna, kendisini artan bir verimlilikle balad. Duygularna yle gl basklar yapmt ki, onu unutmak iin belleine ve ruhuna yle acmaszca yklenmi ve bu unutma duygusunun kurtarclna yle can havliyle sarlmt ki, bask altna ald btn duygular baka bir patlayla onu kitabn yazmaya srk-lyordu. Kendisini ve kocasn, davranlar asndan zmleyen bu konu, artc bir verimlilikle ama onu yeni aclara, skntlara sokarak tap dklmeye balamt. Bu, insan davranlarn soukkanllkla ilemeyi ama edindii konu, onu rahatlatm, ona gereksindii ruhsal dengeyi salar gibi olmutu. imdi olaylara salt bir kadn gibi deil, serinkanl ve nesnel bir bilim adam gzyle bakmaya alyordu. O zaman yava yava kin, kskanlk, fke, sulama, pimanlk gibi duygulardan yava yava kurtulmaya baladn grd. Duygularn-daki ykler azalyordu. ocuu da kendi haline brakmt. Tatilde anneannesinin yanna gitmek istemedii iin ona kzdysa da, ac szler sylemek zorunda kaldysa da (Beni altrmamak iin elinden geleni yapyorsun. Hep beni uratrmak deil mi amacn, seni anneannene gndereceim, beni rahat brakrsan gndermem...) ocuk annesinin yannda duyduu ve yetinmek zorunda kald gvence duygusunu yitirmemek iin Ferda'y artan ve alama isteklerine boan olgunluklar gstermek zorunda kalmt. Szgelii eve pek uram-yor, ounluk zamann kapclarda ya da teki kat komularnda onlarn ocuklaryla

oynayarak geiriyordu. Evin dnda konumalar, sorular, yardm duygusu ve becerik 516 li davranlaryla kendi ocuklarndan baka bir izlenim brakan bu kk kz, biraz da aile durumlarnda meydana gelen ve artk herkese bilinen karklk yznden seviyorlard komular. Ferda'da bamszlk duygusu alacak bir hzla geliiyordu. imdi gene evlenmeden nceki zgr ve dengeli davranlara kavumaya balamt. Kocasnn alma odasnn dzenini hi bozmadan, ocuun yatan o-raya koydu ve o oday ona verdiini syledi. Salonda, kocasnn Baso tarafndan yaplm portresini bile indirmemi-ti. Dolapta onun kalm elbise ve amarlarn da atmak, vermek, yok etmek isteklerine kaplmad. Yalnz daha der-li toplu bir ekilde daha derinlere itti onlar. Yalnzln bir gndeliki kadnn bile bozmasna da-yanamyacakm gibi geliyordu ona. Eve ii kadn armak iin kimi zaman kanlmaz bir gereksinim duyuyordu. nk imdi tpk eskiden evilerine duyduu eilim gibi youn bir sevgiyle kitabn yazmaktayd. Eskiden belli bir sayfa yaz yazmak ister ve g bela o sayfay doldurmaya gayret eder, kimi zaman da dolduramazd. imdi sayfalar eski anlamn yitirmilerdi. Artk blm blm yazyordu. Bir blm bitmeyince makinenin bandan kalkamyor ve onun alma temposunu yavalatan her eye, zellikle evilerine kin duyuyordu. Eskiden de bilimsel almalara byle kin duyard kendisini evilerinin tadndan ayryorlar diye. Yalnz saklad bir baka duygusu vard ki onu yenemiyordu. Hizmeti, erkei ve dzeni bulunan bir eve gereklidir. Benim evimin dzeni ok daha baka bir temel stnde imdi... derken evde bir erkein yokluunu duymadan edemiyordu. Bununla birlikte tutumsal kayglar da onu garip bir biimde deitirmiti. imdi kazand paradan baka paraca gvencesi olmayan bir kadnn hesaplln da kazanmaya balamt. nk hesapl olmas iin neden vard. Giyimine kuamna, ocuunun giyim, kuam oyuncak ve yiyeceklerine yle ok para vermeye balamt ki, bir yerden bu parann karlmas gerekiyordu. Eskiden Freud'a sarslmaz bir gven ve ballk duyard. Kocasn da bu gvene ortak etmeye alrd. Karlkl oturduklar, ay kahve itikleri, rak masas ban 517 da duygulanp neelendikleri birok zaman birbirlerine ocukluklarn anlatm ve bugnk davranlarnda ocukluklarnn izlerini aratrmay nerdeyse elenceli ve tatl bir i haline getirmilerdi. Ama ne kadar aratrrlarsa aratrsnlar, ocukluklarnda, zorlama birtakm aclardan, bask ve etkilerden baka bir ey bulamaz, kendileri de kendilerine yapmack bir duygusallkla acdklarn anlarlard. Ferda imdi gene davran psikolojisi zerinde alyordu ama bu Freud'dan olduka uzakt ve yeni psikiyatri anlaynn ada aklamalarndan kaynaklanyordu. Bunda Ferda kendisini ok hakl gryordu. Kendilerini dnnce, an dramn btn acl ve kor-kunluuyla yaayan kendisi, kz ve kocasn dnnce, kendilerinin hi de psikopatolojik rnekler olmadn grmt. Oysa Mehmet gitmeden nce, onda ve kendisinde durmadan bu tr ruhsal dengesizlikler arar dururdu. Seksel aktivite nin de pek yle, sanld kadar youn bir biimde etkili olmadn, ite kendi yaamasndan rnek alarak saptamt. Aylardr bedeni kurumu gibiydi ve ilk gnlerden sonra ektii ak eksiklii, imdi onu rahatsz etmekten ok uzakt. Duygularnda hi ummad ve beklemedii bir dengeliliin gelitiini gryordu. Bir ara Freud'dan Adler'e gemi, ruhsal drt olarak stn olma ve aalk duygusu nun ileyiini incelemiti ama bunu da yetersiz grd ok gemeden. imdiki ruhsal durumuyla Ferda kendisini daha ok Hor-ney'e yakn gryordu. Nrotik atmalarn altnda yatan en salam nedenlerin hi kukusuz toplumsal ve kltrel gereksinimlere dayandna inanmaya

balamt. Buradan sibernetiin incelemesine geecek, imdiye dek zerinde hi de merakla ve ciddlikle durmad bu yeni gelimenin amz ve yurdumuzun insanlar iin tad nemi aratracakt. * Bu srada kendisim ok etkiliyen bir olay oldu. Kamp dn raslad arkadalarndan ikisi, klinikte nbeti 518 . olduklar gece Mehmet Meric'in, yeni karsn- taksiyle ve tel iinde klinie getirdiini, dt iin bir kafa travmasndan korktuunu -Mehmet Ferda'yla evliliinden, ruh doktorluuna ait birok terimi yerli yerinde kullanmasn renmiti ve bunlar hl kullanmakta garip bir usteleyi gsteriyordu- bildirdiini, kadna ok bakm uyguladklarn anlattlar. ocuklarn ikisi de pek sevinmemi grnyorlarsa da elendirici bir olay anlatanlara zg bir nee ve coku havasna girmilerdi. Bir ara kadna ne olduunu sordum fsltyla dedi birisi. O srada Mehmet Meri Sadi'yle kitaplar hakknda konuuyordu, durumu renmek istemitim. Dmesi gerek olamazd. nk kadn srekli hkryordu ve yz imiti. Yni bir arpma ya da dme sonucu gsterilecek semptomlar gstermiyordu. Dtm... dedi kuru hkrklar arasnda. Ferda iini utandrc bir sevincin kaplamasn nleyemedi. Boanma olaynn verdii skntdan bir an kurtulmu gibi oldu. Hatta o kadar ki, Mehmet gznde bir sevgili, bir koca ve en tuhaf bir baba olarak son derece nemsizleiverdi. Ama arkadalarn dingin bir yz anlatmyla dinlemeye devam ediyordu. yleyse bilinci yerindeydi... dedi, nne geemedii bir c alma duygusuyla. Bunu sylerken O kadnn hastal gibi duygularnn hepsi de yapmacktr, uydurmadr, Mehmet'e kar gsterdii sevgi de gereklikten uzaktr... demek istemiti. Evet yerinde grnyordu. Bir anksiyete hi kukusuz... dedi arkada. Travmatik olmayabilir... Sonra Sevda'nn bunalmnn kayna zerinde tartmaya baladlar. Bu anlatlanlar Ferda'y uzun zaman dndrd. Sevinmek, dinlenmek, neelenmek ve durumundan honut olmak isteklerine kaplnca ve bunlar iin baka nedenler de bulamaynca -almalar istedii gibi gitmeyince, yazdklarnn bilimsellikten uzak, zaman zaman gereklerden uzak olularn sandka, ya da kz haksz yere azarlad zamanlar ya da evreden kendisine acyan, kukulu, inceleyici baklar grd zaman- bu ola 519 yi dnr rahatlard. O zaman iine baka bir kukunun arl dyordu. Bu incelemelerinin, bu almalarnn ve o kadar bel balyarak, gvenerek, severek, tutkuyla zerine kapand kitabnn yeterli lde byk, yararl, doyurucu ve zengin bir alma olmadn dnyordu. Kendisine bile bir duygusal denge, bir tresel disiplin salayamayan bir bilimin ciddiliinden kukuya dyordu o zaman. Bal olduu, yaamasnn byk bir* blmn kaplayan, rten, yaamasnn artk amac durumuna gelmeye balayan bu bilim dalnda ne gibi bir eksiklik vard ki ona btn insanlar iin ok daha insanca dnceler esinlendirmiyordu. Ya da kendindeki eksiklik neydi? Neydi ki, o, kendine en gvendii u gnlerde bile baka bir insann acsyla sevinebiliyor, rahat-lyabiliyordu. Bunda da duygular iten olduuna gre, hakszlk, yanllk ya da eksiklik nerdeydi... ncelemelerinin gelimesiyle bu sorulara da doyurucu aklklarn gelmeye baladn gryordu. O zaman kendi bilimine ve btn bilimlere saygl bir gven duygusuyla doluyor, bir zamanlar srtndaki saysz yklerden biriymi gibi, kendisi iin yorgunluk kaynandan baka bir ey deilmi gibi grnen doktorluuna daha byk bir gereksinimle balanyordu. Kendisini, kzn, Mehmet'i ve o kadn byle birbirleriyle atmalar

iine sokan ve atmalar iinde tutan kltrel ve toplumsal gerekleri didik didik etmeye balad o zaman. Masasnn st, yatann yanndaki komodinin st, kanepelerin, koltuklarn yanndaki sehpalarn st imdi eitli toplumbilimsel ve ruhbilimsel kitaplarla dolmutu. Ekonomik kitaplar her zaman en altta duruyordu. Onlara olan ilgisi tekilere duyduu gereksinim ve ilgiyle boy lemiyordu ama onlara bakmadan, onlar kartrmadan, daha sonra da onlar zmsemeden olaylarn iinden kamyacama inanmt. nsan yapsn inceleyen btn bilim dallarnn yabancs olmamak zorunluluu artk belli bir gerek olarak belirmiti. T * niversiteler ald gnlerde St gene anneannesinde bu kez kendisini eskisi kadar avutamyan hatta s 520 kan ve mutsuz eden yaamasna bara ara, alaya te-pine balad. Ama artk elinden bir ey gelmediini anlaynca her eyi kabul etti ve anneannesiyle birlikte onun yal kadn tandklarna eski konukluklar yapmaya balad. Ferda ilk gn tatildeyken aklna zaman zaman taklan ama kolaylkla unuttuu, kendisini unutmaya zorlad zer'i grnce iinin cokun bir sevinle dolduunu ne kendisinden ne zerden saklayabilmiti. zer de o kadar kalabaln arasndan kendisine doru, insanlara arpa arpa ve koar admlarla gelip iki eliyle elini skarak: Sayn Ferda Hanm, naslsnz? demiti. zer yazn kimbilir nerelerde alabildiine yanm, koyu kumral salar sarya yakn bir renkle alm ve byklaryla sakallarnn arasndan grnen yuvarlak, gzel yz bir ocuk pembeliiyle renklenmi olarak yle karsnda duruyor, kendisine Ferda'nn hangi anlam vereceini bilemedii, glen gzleriyle bakyordu. Sizi baya zlemiim zer Bey... dedi ve sesinin kskln yenemedii iin kpkrmz oldu. Bu szleri hi hazrlamam ama dnmt. Ona byle bir ey syli-yemiyeceini ama gerekte onu zlediini dnmt. K iinde, Ferda'nm youn bir bunalm geirdii ve davranlarnn da bu bunalmn ona yaklap uzaklamasna gre biimlendii gnlerde, zerle aralarndaki bant da zikzaklar izerek geliiyordu. nce zer ona baklaryla ve davranlaryla yaknlk gstermiti. Ama zer'in ilgisini ilk eken de, ne yaptnn pek ayrmnda olmayan Ferda'nm bir sorusu olmutu. zer'in ok dalgn ve megul grnerek antasn kartrd bir gn, onun yanndan geerken: Sizin soyadnz ke deil mi, diye sormutu. Hayr, ge... diye soyadn dzelten ve kendisine bir an ilgi dolu bir bak frlatmak zorunluluunu duyan zer'e kar, bu soruyu aklamak gerekmiti. Gazetede bu sabah, gzme bir yaz iliti de... Yazarn soyad... Akrabanz m acaba? diyecektim. zer byle bir akrabasnn olmadn syliyerek, akrabasndan ok, bu davrana bir anlam vermek iin uzun 521 uzun dnd. Ferda, utanla ve bu soyadnn pek de nemli bir sorun olmad izlenimini yaratarak abucak zer'in yanndan ayrlmt. Ondan sonra ikisi de rkek rkek ve gizli gizli birbirlerine bakmaya balamlar ve nceleri iki doktorun bilimsellie ve ilerine ballna dayanyor gibi grnen arkadalklar, gzlerde baka anlamlar kazanarak, iin hi de yle olmadn kantlamaya balamt. Ferda, kocasna kzd ya da ondan kt bir haber ald gnler, souk, dalgn ve ilgisiz oluyordu zer'e kar. Tam tersine, umut verici, bir yeniden yaklamann habercisi gibi grnen olaylarn kulana gelmesiyle neeleniyor ve hemen zer'le akalamaya balyordu. Dengeli bir yaamas olduu anlalan zer kendini tmyle Ferda'nn davranlarna brakm

gibiydi. Onun sinirli ve souk olduu gnlerde ondan uzak durur, yumuak, rahat ve huzursuzluklar unutmu grnd gnlerde ona yaklard. Gitgide teki gzel, gen ve bakml doktor kzlarn akn baklar altnda yanyana yemee inmeye, masada yanyana oturmaya, birlikte kalkmaya baladlar. Bu itenlik bylece ve gerektii gibi srebilir ve erken bir sonuca balanabilirdi ama Ferda hl kocasnn eve dnecei, kendisine yeniden balanaca umutlarn zerinden atamad iin ve kendisini kocasnn denetimi altnda grmekten kurtulamad iin zer'e acemice soukluklar gstermeye balamt. Bir kez zer yemekten kalktktan sonra: Siz yukar kyorsunuz galiba. Ben kahveleri sy-liyeyim geliyorum... diye onu merdiven banda brakm ve kendilerine kahve yapan hastabakcnn odasna doru yrmt. Dnnde Ferda'nn kendisini asistanlar odasnda, kalabalktan uzak, iki kiilik bir yerde bekliyeceini sanyordu. Oysa Ferda davranlarna egemen olamadan ve bunu da aknlkla ayrmlyarak, gidip kz asistanlarn ortasna oturmu, biraz sonra kapdan sevinle ve tella giren zer'i artmt. zer bu olay hatrlatan hibir davranta bulunmad Ferda'ya kar. Hatta souk davranmaya bile gerek grmedi. Yalnz bylece arkadalklar yemek boyunca srmek, ve sonra bitmek zorunda kalyordu. 522 lk gnler yemekte birbirlerinin zevklerini incelerler, birbirlerine yeni kan romanlar ya da filmleri haber verirlerdi. Ferda o bunalm iinde sinemaya gitmeyi ok sama bulduundan, ancak okuduu eletirileri anlatyordu zer'e. zer tam tersine, sinema, tiyatro, konser, gsteri, hibirini karmadan dopdolu ve kendine gre son derece anlaml, uygarca, yaanlan gnlerin kargaasna uygun ve insan, aydn insan bu kargaaya yaban-clatrmayan bir yaama sryordu. Bu gece Timur Seluk'un bir konserine gittim. Yer yerinden oynad. Kzlar hep alyordu... diye anlatrd. Nzm'm iirlerini besteleyenler oald. ok gzel eyler bunlar... diye hayranln belirtir. Sonra: Siz neden gelmiyorsunuz byle yerlere? diye sorard. Ferda gerei yanstmaya alyordu cevaplarnda. Sezgileri, zer'in ancak iyi belirtilen gereklerle etki altnda braklabileceini sezdirmiti ona. Ben o kadar cokuya dayanamam... diyordu. zer byle bir cevap karsnda ilkin durmu ve sonra: Haklsnz. Ben de soluumun kesildiini duyuyorum. Kalbimde mthi bir arpnt balyor. Gerekten dayanmas g... demiti. kisinin de karakteri belirleniyordu bylece birbirleri iin. Cokulardan kaan ama cokusuz da yaayamayan, boyuna kendi kendini ve evresini anlamaya, varlklarnn anlamn bilmeye uraan iki tutkulu insan. Snflar gereince ve ilerinin engellemesiyle devrimden ve rgtlerden uzaa dmek zorundaydlar. Ama bu yeniden glenen devrim havasna da yabanclaamyacak kadar olaylarn cokusuna yakalanmlard. Bu yzden zer yapabileceklerinin en uygununu yapyordu. Paral insanlar iin, kent aydnlar iin dzenlenen btn devrimci gsterilere zevkle, cokuyla kouyordu. Ferda byle yapamad iin sknt duyuyor, iine kapanyor ve kendini nemsiz, silik, korkak bir kiilikte gryordu. Kocasnn evi brakmdan sonra bu duygular ona tmyle egemen oldular. Ferda'nn, kiiliine duyduu gven, bu yzden iyice sarsld. zer'e kar iyice souk ve ilgisiz davranmaya balad o gnlerde. O kadar ki artk onunla 523 yanyana yemee oturmak iin bir istek duymuyormu gibi yapyordu. Yava yava yanyana deil de karlkl oturmaya baladlar. Daha sonra da birbirlerinden uzakta oturmakta hi bir saknca grmediler. Yalnz, bu en uzaa oturduklar gn, birbirlerine gizlice bakarken gz-gze gelmiler ve akac bir neeyle glmsemilerdi. Bu glmsemede u anlamla birlikte hafif bir ayrl znts de vard:

Bu raslant deil. Birbirimizden bile bile uzaa oturuyoruz ve bu uzaklamann mutlaka bir anlam vardr. Ya bizi iyice yaknlatracak ya da bu balamam bile saylan bu zavall ilgiyi iyice bitirecektir. Ferda'y zer'e hem yaklatran hem ondan uzaklatran ynla neden vard. Onu ok ince ve iyi eitilmi bir gen olarak gryor ve bundan hem holanyor, hem kendisi onun kadar ince olamad iin ondan uzaklama isteklerine kaplyordu. Onun Genlii de byle bir etki brakyordu Ferda'da. Bu genlik hem ekici bir gzellikteydi, hem karc bir rkeklik yaratyordu. Onun gzel ve salkl oluu da duraksama nedeniydi. Kendisini pek gzel bulmayan, hele bu yl yzndeki izgilerin derinletiini klinik efinin dalgn gzlerinden bile saklayamayan Ferda bu salksz ve yal grnmyle onun iin yeterli olamayan biri olduu gereini kabul etmiti. Klinik efi bir gn Yznde yorgunluk ve ac okunuyor. Ne oldun Ferda? demiti ona. Yanlarnda zer de vard o srada ve hi etkilenmemi gibi dost baklarla biraz da utanarak ona bakmt. Ferda, son gnlerde huyunda daha da belirginleen zek grnme isteklerine tutularak bu soruya zekce bir cevap aram ve tam tersine tatsz bir cevap vererek kendi kendisini kzdrm ve klinik efini de yapmack bir glmsemeye zorlamt. Artk yalandk hocam, Hayat krkndan sonra bitermi, biliyorsunuz. Klinik efi, bu cmlenin gln bir cmle gibi karlanmas gerektiini sesercesine incslik gstermi ve glmsemeye almt. zer hi glmsememi ve sadece Ferda'ya ait bir gerein deilmesini bekleyerek merakla ikisine bakmt. Ferda ise hayatn neden krkndan son\ 524 ra bitmesi gerektiini ve bunu nerden karp byle cidd cidd syliyebildiini dnm ve olumlu bir aklama yapamaymca bu aptalca cevabndan utanmt. Ona ne demeliydim yani... Byle byle, zor gnler geiriyorum. Yattrc almadan uyuyamyorum. Sigaray oalttm. Bronitim azd. Kzma zlyorum, kendime zlyorum. Kocam suluyorum... mu demeliydim! Sonra byle deseydi her eyin daha iyi olacan dnd birdenbire. Kendisi gln olmayacak, ef de sorusunun byle anlamsz bir yanta kurban gittiini grerek onu kmsemiyecekti. Belki zer zerinde de daha arpc, daha deerli bir etki brakacakt. O zaman, gerein yannda gerek olmayan her eyin ne kadar gln, kltc ve zavall olduunu anlad. Uzun zaman birbirlerinden ayr kalm i arkadalarnn yaptklar gibi, ilk gn doktorlar da cokun bir konuma tutkusu gsteriyorlard. Birbirlerine greme-dikleri bu sre iinde ne yaptklarn, nasl olduklarn, ksaca ama btn kendilerince nemli ayrntlar da anlatmak isteinden gelen bir abukluk ve tella, karmakark anlatmaktaydlar. Bu gibi cokulu anlar ok ksadr. Nasl baladklar anlalmad gibi nasl bittii de anlalmaz. Ne olduklarn anlamadan herkes alk olduklar durgunlua ve lle kavuurlar. Ferda kk bir arkada topluluunun iinde sana soluna bak-narak onlar dinliyor ve herkesin davranlarn inceliye-rek eleniyordu. zer, skntszca gruplara karp anlatacak ey bulan rahat, ince ve beenilen adamlardand. Konuurken arada bir Ferda'ya bakyor ve gzleriyle dncelerinin en ok onun tarafndan anlaldna inandn belirtmak istiyordu. lk karlamann bu grltl cokusu yatnca gen doktarlar ellerinde olmakszn gazatelerin, radyo ve televizyonlarn o gnlerde en ok konu ettii olaylardan sz etmeye baladlar. Genler her yanda kovalanyor, banka soyanlar yakalanyor bu arada kimvurduya gidenlerin lm haberleri almyordu. Herkes, bu ite en yetkili olan kendisiymi gibi bir rahatlk ve kendine gvenle olaylar ve genlerin davra525

nlarn yorumlamaktayd. Yalnz burada terimler daha; deiikti. Provokasyon, ajan, fraksiyon, sa sapma, sol sapma, revizyon, oportnist gibi terimler yerine baka bir konuma biimi kullanlyordu. Ferda'nn kulana arpan cmleler, kendisinin zer'le ilgili coku ve sevincinin yanlarndan gelip geen kck kelebekler, pervaneler gibi dikkatine arpp arpp dalyordu. Burjuva dnyasnn yapmacklna bir tepki... Ama neden banka soyuyorlar? Hrszlk halkmzn gznde balanamaz. Bir genlik patlamas... Kiisel bunalmlarna bir zm... gibi yorumlayc cmleler, cmle paralar topluluun arasnda uuup duruyordu. Buraya gelinince zer'in de susarak, ban konuanlardan yana evirerek, kimi zaman da buna ye-tiemiyerek, alayc bir yz anlatmyla dinlediini grd. Ferda iinden hrszlk zerine bir zmlemeye girimiti. Hrszln toplumsal anlamn aratryordu kendi kendine. Sonra, genlerin zellikle bankalara ve belli bir bankaya girerek ve insan yaamasna deer verdiklerini vurgulayan belirtilerle -kimseyi, zor durumda kalsalar da, yakalanmak bahasna da olsa ldrmyorlar- kendilerine gereken paray aldklarn dnyor bunda da onlar son derece hakl buluyordu. Bunu sonra zer'le konumay tasarlyarak ve alayl olmasn nleyemedii bir bakla arkadalarn dinler grnyordu. Aslnda dnd sadece zer'le imdi yeniden baliyo-ra benzeyen bantlarnn alaca ynd. Ona kendisi mi yn vermeliydi, bu yn vermede zer'i etkilemeli miydi, yoksa her eyi kendi akna m brakmalyd. Bu arada kulana halk szleri alnd. Arkadalar halkn bu olaylara gsterdii tepkiyi anlatyorlard. Kendisi de grmt bu tepkiyi. Hem de en ac ve somut biimleriyle. Kocasnn halk halk dedii ve her zaman en gvenilecek g olarak grd bu milyonlarca insan topluluu nce kaytszl, hatta korkakl ve aldr-szlyla onda derin bir kuku uyandrmt. Ama bu olaylarn ardndan lmler skn edince halk bir an durdu ve dinledi. Bu dinleyi darsn deil, kendi iini dinleyiiydi onun. Halk denen g, bir sre, kendini tartar gibi, tanr gibi, anlamak ve renmek ister gibi susmutu. 526 lme kzmak, banka soymaya kzmakla ayn anlama gelmiyordu. Halk denen analar babalar, karde ve evlatlar topluluu imdi her gn ilerinden birinin, yaknlarndan birinin, kylerinden ve okullarndan birinin ldrldn, ldrleceini bile bile aralarndan kopup, lme korkusuzca gidenlerin arasna katldn gryordu. Bu yzden halk susuyordu. Byk kaynamalarn skn edeceini belirten tehlikeli bir sessizlik ve susutu bu. Ferda arkadalarnn, banka soymak konusunda ne kadar kukulu davranmak isteseler de lmler sz konusu olduu zaman zntlerini belirtici birer sz sylediklerini, yzlerinde izgilerin deitiini, gryordu. O, kimsenin varlndan ve tehlikesinden haberi yokmu gibi ilerini gizli gizli yrtyor sanlan lm imdi aralarnda ve yaknlarndayd. Artk Trkiye'de lmn yallara, hastalara ve yoksullara yapm yabanc bir g olduunu dnmeye yer kalmamt. lm herkesin iinde geziyordu ve en uzak olmas gerekenlerin yak-nmdayd. Kimse bunu grmezlikten gelemezdi. Ferda'y geen yla gre zer'e kar daha atak ve korkusuz davranmaya iten duygu sadece bu bir yl iinde yava yava ama byk aclar yaayarak geirdii duygusal aamayd. imdi o bir evde erkeksiz ve yalnz kalabilmeyi de, fazla duygulanmadan babasz kalm bir ocua nasl davranacan ve bir erkein sevgisi yerine konabilecek baka sevgi ve ilgileri de tanmt. Bununla birlikte, zer'e kocasna davrandndan daha incelikle davranacan da biliyordu. Buna karlk ondan da kendisine daha incelikle davranmasn bekliyebilecekti. Gelmesi nlenemeyen bir ac apansz kageldiinde dayankl olacakt. Ama bu acnn gelii de yle erken ve kolay olmayacakt. nk duygularnn

kazand bamszlk ona byle umutlu olmas hakkn da veriyordu. Akl hep bu duygularla arkadalarnn konuup durduu genel sorunlar arasnda gidip geldiinden ikisi de onda kopuk kopuk gelimi ve u anda bir sonuca vara-myaca kadar hazrlksz olduunu yeniden anlamt. Beklemek gerekiyordu. Halkla birlikte beklemek... Olaylarn olgunlamasn beklemek ve sonra korkusuzca, ataka yerinden frlamak, mutluluk denen o ey ne ise, ona doru komak... 527 XV Sevda, ban omuzlarnn arasna gmm, salar rzgrda dalarak yryordu. Nerelerden getiinin, nereye doru gittiinin ayrmnda deildi. Yenimahallede'ki eski evlerinden tanmakta olan Sabri'yle kars, Ankara'ya evlenmeye gelmi olan Mehmet'le Sevda'y evlerine armlard o gece. Hem bu iki b}r birini seven insann kuracaklar yeni evlilik ban kutlam oluyorlard, bylece, hem de kendi evliliklerinin birok zntl ve umutsuz gnlerden sonra, yeniden, bambaka koullar ve deiimlerle balamasn... Sabri bir sredir karsn, tpk Mehmet'in Sevda'y] grd gibi gryor, Mehmet'in Sevda'y sevdii gibi seviyordu. Birok deiimlerden ve ac deneyimlerden gemi olan duygular onlar imdi birbirlerine yepyeni bir ruhsallkla balyordu. Birbirleriyle ilk kez byle mutlu ve sevinli bir ortamda karlaan Sevda'yla Aysel birbirlerini ilk grte sevmi ve beenmilerdi. Aysel, Sevda'nn sar salar, gzel yz ve dolgun ama sevimli bedeninin etkisine kaplmt onu grr grmez. Kocasn ya da birlikte olduu erkei klece seven kadnlarda grlen saflk ve dalgnlk vard Sevda'nn yznde. En ok da onu beenmiti Aysel. Epeyden beri rasla-d her kadna, kendisinin dnda kalan ve bu yzden mutlaka kocasnn etki alanna girdiini sand her kadna kukuyla, yrei titriyerek bakmaktan ylm, usan-mt. Sevda'y rahatlkla seyredip beenmesi biraz da Sevda'nn ona verdii bu rahatlktand. Sevda da Aysel'i beenmiti ilk grte. Mehmet'in 528 kendisine duyduu tutku ve sevgiden son derece inanl olduu iin aslnda hibir kadna dmanca bakmyordu ama Aysel'e duyduu yaknlkta gene Mehmet'le ilikilerinden doan baka bir etki vard. Mehmet ona sevgiyi ve mutluluu tattrd kadar ve ayn o lde, acy, katlanmay ve mutsuzluu da yaatmt. imdi Sevda, ayn kendisi gibi, kadnca umutsuzluklar, aclar, umarszlklar ve mutsuzluu, belki kendisinden daha ok yaun yaam olan ve gene de glebilen, sevinebilen, mutluluk duyabilen bu kadna, tpk kendisine duyduu sevgi acma ve yaknl duyuyordu. te bu evdeki bu drt insan arasnda abucak kuru-luvermi cokun mutluluk havas yarm saat nce, birden, ne olduunu kimse anlayamadan ayn cokunlukla paralanm, dalmt. Gnlerdir tedirginlikler iinde, korkular iinde, Mehmet'i kzdrmak ya da karmak heyecan iinde davranlaryla bir kukladan ayrmsz yaamaya alan Sevda, ne olduunu kendisinin de anlayamad bir bakaldrmayla yerinden frlam ve alayarak, asalardr iinde tuttuu duygusal birikimlerin etkisiyle mantosunu giymi, dar frlamt. Ne Aysel, ne de Sabri engel olabilmilerdi onun evden koarak kp karanlkta kaybolmasna. Pardessnn yakalarn iyice kaldrp bzld Sevda. Elleri cebinde ve antas kolunda sallanarak hzl hzl yrd. Bir kprden geti. Yanndan geen bir kentler aras otobsn snk klarna zenle, kskanlkla bakt. Bu arabann iindekilerin nasl olup da yaamann aclarndan byle uzak kalabildiklerine, otobslerin koltuklarna yaslanp korkusuzlukla uyuya-bildiklerine at. Kendisi neden ocukluundan beri, zellikle gen kzlndan beri byle, duygularnn peinde srklenip duruyordu. Neden erkei sevebiliyor ve bu sevgilerden sonra ve sevgilerle birlikte mutsuzlua yuvarlanyordu. Hem sevebilip hem de mutlu olmak insan yaayna neden byle ters geliyordu.

Konya-Ankara diye bir levha okudu kprnn banda. Hibir ey anlamadan ve bu levhann gerekten Konya'ya giden yolu gsterdiine inanmadan yrmesini srdrd. Biraz sonra bir levhayla daha karlat: Konya-Adana 529 Adana kentinden birden nefret etti. Kendi duygularnn dnda bir kentin btn gerekliiyle var olabilmesi inanlacak gibi deildi. Ne hakla insanlara Adana yolu gsteriliyordu! Mutsuzluk Adana'da yok muydu? Adana'ya gitsem... diye dnd. Tek bana ve baka bir adla, yeniden her eye balasa btn bu yaamasn dolduran karklk ve mutsuzluktan kurtulabilir miydi? ocuklarn zlemekten, Mehmet'i zlemekten, pimanlktan, sevgiden, geriye dnme zlemlerinden kurtulabilir miydi... Birden iini youn bir skntnn, korkunun doldurduunu sezdi. Adana'daym da orada yapayalnz kalm, bir eyler bekliyerek gnlerin geiini sayyormu gibi, Adana'da olma olaslndan rkmt. Hayr, ite burda olacakt. Ankara'da ve yaamn iinde. imdi otele gidecek, bir sigara yakacak ve ay istiye-cekti. Otelin nc snf, kt bir otel olmasna hi aldrmyordu. Mehmet'le otele indiklerinde her eyi ve herkesi seven bir gnl geniliiyle oteli de sevmiti. Yalnz, sokaklarda ocuklarnn yannda grd anneleri ve anneli ocuklar sevmiyordu.. Her ikisinde de kendi acsyla alay eden, onu hi anlamayan ve ona uzak kalan bir kyclk sezdiinden, ayn kyc ve hznl baklarla, kskan baklarla bu anneli ocuklar ya da ocuklu anneleri gzlyordu. Rzgra yzn vermi byle nereye gittiini bilmeden, tek bana pssz yolda yrrken arkasndan bir arabann geldiini ve yolu, farlaryla aydnlattn grerek dnd, bakt. Evden karken Sabri'lerin onu arkasndan izlemelerini, tutup geri armalarn, kendi direnmesine karn gene de srkliyerek eve gtrmelerini ummutu ama gelen giden olmadn grnce umudunu keserek yryn srdrmt. Arabadan Sabri ve Aysel inerek onu ardlar, zntl, tell yzleriyle. Artk bu trl kadm-erkek tatszlklarndan ylm, korkmu insanlarn rknts ve korkusu vard ikisinin de davranlarnda. Sevda, onlarn bu itenliine karn rahata direnebileceini sezerek kendisini fkesinin yakclna kaptrd, direnmeye balad. Kolunu iddetle, Aysel'in elinden kurtarmak istiyor, arabadan uzaklamaya alyordu. 530 Arabada biri daha vard: Mehmet. Adam, krgn ve sapsar bir yzle oturmu onlar seyrediyordu iinden Hh!... Hh!... diyerek. Nerdeyse bu hhlar patlayacak, birer haykr olacak ve Sevda'nn yzne biraz nceki hakaretler gibi btn yakclklar, actclklary-la arpacaklard. Sevda bu biraz sonra duyaca kukusuz olan haykrlar duymu gibi oldu, irkildi, korktu ve kendisini daha bir fkeyle savunmaya balad: Bu adam... diye arabada oturan Mehmet'i gsteriyordu Sabri'ye. Bu adam beni hastanelik etmitir Sabri Bey. Beni dvmtr, bana akla gelmedik aclar vermitir, szler sylemitir... Artk onunla nasl yzyze bakabiliriz... Onunla yzyze bakabilmeleri eskiden olan bitenlerle deil de daha ok u anda sylenilen ve yaplanlarla ilgiliydi. Bunu da biliyor ve bilerek durumun gerginliini zorluyor, kopacak ipin zerine abanyordu. Ama Aysel yle gl ve saduyusu zengin bir kadnd ki onun bu iddetli direniinin aslnda en direnisiz, en gsz ve en korkulu bir direni olduunu, hemen snvereceini, hemen bitivereceini sezmi, onu boyuna yakalad kolundan tutup arabaya srklemeye alyordu. Bu kez iin daha da gln olduunu gren Sevda, barmalarm sulamalarn daha da arttrd. nk o anda hem direniyor, hem arabaya doru gidiyordu: Beni kuklaya evirdi, ben kendim olmaktan ktm.. Gene de yaranamyorum. Daha ne yapmalym, ne yapmalym... Sylesenize... Nasl kendimi, yaamam, ocuklarm, duygularm ona balataym... O anda gerekten de artk yzyze bakamyacaklar-m gibi birbirlerine en

souk, en dmanca duygularla dolmulard. Arabann arkasna Aysel'le birlikte yerleen Sevda artk rahatlyarak alamaya balad. imdi kendisini bu iki gvenilir dostun koruyuculuu altnda ok rahat, ok gl, ok zgr duyuyordu. Hkrklarnn arasnda, alacak bir korkusuzlukla anlatmaya balad. Btn birlikte olduklar srece yaayp da anlatamad, dnd, kzd, bir yaray kapatr gibi rtt olaylarn hepsini sayp dkmeye balamt arabada. Mehmet hibir ey demiyor, arada bir ksk bir ses ve ac bir glmsemeyle, yky noktalar gibi svyordu yalnz. 531 Eolueek!... Deli!... Anormal!... Dinini... min!... Sevda o zaman olaylar anlatmay kesiyor ve lgnca bir bartyla ona yant yetitirmeye koyuluyordu: Sensin eolu eek, anormal, deli... Sabri'yle kars derin bir merak iinde ve rpererek dinliyorlard bu acaip kavgay. Sabri, Sevda'yla Mehmet'in sevitiklerine dayanan dedikodular duyunca ok sevinmiti. Kendisini Mehmet gibi lgnlklar yapan ve bunu hak eden bir erkek, Sevda'y da sevgilisi gibi sevilmeye hazr ei bulunmaz bir kadn olarak dnmt. imdi, yldrm nikahyla evlenmek zere Ankara'ya gelmi olan bu ifti, tpk on gn nce bartklar karsyla kendisine .benzetmeye balad bu kez de. Mehmet kendisi, Sevda da karsna benzemiti imdi. Erkek ve kadn ilikilerinin neden bu denli birbirine benzediine ap kald. Sonra bu ilikilerin diyalektik adan eletirisini yapp gereklere ulamaya alt. Bir yandan da Sevda'yla Mehmet'in kavgalarn dinliyordu. alacak kadar kendisiyle kars arasnda bir yl nce, ayrlacaklar gnlerde yaplan kavgalara benziyordu bu kavga. Otele gelince Sevda koarak yukarya kt ve kapy kilitledi. Sonra sndrerek elbiseleriyle yataa uzand ve Sabri'lerin evinde geen kavgay dnmeye balad. Ne olduunu anlayamadan Mehmet kendisini tokatlamaya balamt. lk kez Mehmet'e bakaldran Sevda derin bir pimanlkla birlikte derin bir nefret de duyuyordu Mehmet'e kar. Galiba birtakm sanatlardan sz edilirken Mehmet, Sevda'nm: Ha, onu ben iyi tanrm... demesiyle birlikte kzgnln saklayamadan: Birtakm ilikileri vardr bunun. Kimler olduunu, neler olduunu bilmiyorum... diye fsldamt. Sesi kskanlk ve nefret duygularndan, ksk ve korkutucuydu. Sevda ona birtakm ilikileri olmadn nasl anlatacan bilememiti o anda. Bunu Mehmet'e anlatmak ve onu inandrmak kadar zor hibir ey yoktu yeryznde. Ancak baralabilir, ayaa kalklr ve kzgnlkla alabildiine haykrlrd. Dehet ve aresizlik iindeydi Sevda, delirmi gibiydi. Birtakm ilikilerin nasl yle ok ve zahmetsizce kurulabildiini anlamyordu. Kurduu bir 532 tek ilikinin derin acsn ve sarsntsn daha yeni yeni unutabilmiti. Kendisini rahata savunamyacam bilen bir hayvan gibi hrlamaktan ve dmana saldrmaktan baka yaplacak bir ey yoktu. Ama dmann gcyle ba-edebilmek iin hibir eyi de yoktu. Biraz sonra kapya vuruldu hafife. Bu Mehmet'ti. Sabri'lerin zoruyla yukarya km ve kendisine sarlmaktan, kendisini okamaktan, etine demekten byk, mthi, doast bir tad ald bu kadna yeniden ve her eye karn yakn olmak, onunla beraber olmak istemiti. Sevda kendinde ayaa kalkacak bir g ve kapy aacak bir sakinlik grmyordu. Kendisini aalayan ve bunca acya boan bu adamn sabrsz ve cokun sevgisini bu gece ekemiyecekti. Bu sevgiye karlk verebilecek duru ve iten duygular silinmi gibiydi. Bir sre daha bekledi kapnn alnmasn ama kap bir daha alnmad. Ertesi gn ve daha birok gn kapnn yeniden alnmasn bekledi. Nefret ve fke duygular yava yava yatmt. Bunlarn yerine nce bir rahatlama, bedenim dinlendirmekten doan bir rahatlama duymutu. Bol bol uyumu ve bu sre iinde kimseye kzmamak, kimseyle kavga etmemek, kimseye

hesap vermemekle yaad durgun mutluluu dinlemiti. Bu arada ne Gazete'den bir telefon geldi, ne de kimse1 ^grnd. Yalnz bir kez perdenin ardndan, Mehmet'i grd. Mehmet ar ar ve seyredildiini bilir gibi bir yapmack yryle, surat ask, karki caddeden geiyordu. Evli olmadklar iin baka otele gidememilerdi. Bu oteli onlara Sabri bulmutu ve bu iftin evlenmek zere buraya geldiklerini, evlenme ilemlerini yrttklerini anlatarak otelciyi inandrmt. Otele genellikle kimsenin bilmedii ve dinlemedii sansn veren arkc, kzlar geliyordu. Bu yalnzlk sresi iinde Sevda bu bo ve kederli anlar tayan otel odasndan, odalar temizliyen ingene kadndan, otele gelip giden arkc kzlarn seslerinden grlmemi bir nefretle rkmeye balad. Bir tutukevine kapatlm gibiydi. Ne olursa olsun bir gr 533 umuyor ve bir yerlerden bir eyleri aydnlatacak, bitirecek ya da balatacak haberler gelmesini bekliyordu. Sonunda dayanamyarak, hi yapmyacan sand bir eyi yapt. Gazete'ye telefon etti. Sabri'nin sesi kaygl ve zgnd. Mehmet'in ona birtakm buyruklar verdii, birtakm aklamalar yapt, birtakm sorumluluklar ykledii anlalyordu. Mehmet bir oyun yazmaya balam ve bu oyunu bir tiyatro topluluu satn alm, imdi onlarla alyormu. Sevda korkuyla titredi bu haber stne. O gene kurtulmutu her eyden. Kendisi gibi yalnz kalmaktan, salt ac ekmekten, durumunu deitirecek hibir ey yapamamaktan kurtulmutu. Sevda bu gcn, bu bamszln ve stnln arl altnda ezildiini duydu o zaman. Kendisinin neden duygularndan byle kolayca syrlamadn dnd. Dorusu hibir ey dnemedi. nk kafasnda bir uultuyla birlikte Mehmet'i artk tmyle yitirdii korkusu belirmiti. Sevda anne oluunu, ocuklarn seviini ve onlarla birlikte olmak isteyiini, sevgisiz bir evlilie katlanamayp, birini sevdii zaman da neden teki sevdii eylerden uzaklamak zorunda kaln anlyamyordu. Btn bunlar neden o kadar doald da gene o kadar doallkla su saylyordu. Kendisi u anda imdi nasl Mehmet gibi olabilirdi. Nasl diledii gibi sevmek, ocuk yapmak, ocuklarn brakabilmek, gene de onlar tarafndan balanmak, istedii zaman istedii kadna dnebilmek ya da istedii kadnla iliki kurabilmek olaslklarna sahip olabilirdi: Nasl baarl, nasl toplumun iinde, nasl yalnzlndan korkmadan yaayabilirdi. Mehmet'in btn bu olaslklar kullanabildii srece duygular hzla deiiyor ve acdan mutlulua ya da unutua kolaylkla geebiliyordu. Mehmet'e imdi hem zlem hem kin duyuyordu. Onun yeniden kendisiyle ilgilenmesini, yeniden kskanlklarla, cokun sevimelerle, hesap verme ve hesap almayla, nefret ve tutkuyla dolu yaamalarna dnmelerini istiyordu. Bir daha Gazeteye hi telefon edemiyeceini sanmt ilk konumadan sonra. Ona her ey bitmi gibi gelmiti. Oysa imdi hibir eyin bitmediini ve biten eylerle 534 birlikte yeniden olumaya balayan eyler olduunu seziyordu. Yeniden telefon etti Sabri'ye. Sabri'den zntl, soukkanl olmaya alan, Mehmet'in davranlarndaki sertlii ve katl ok iyi yanstan szler duydu: Mehmet Bey artk sizin sorumluluunuzu tamadn sylyor. Eyalar varm, imdi ben bir ocuk yoll-yacam. Onlar verirsiniz... dedi. Sevda sakin bir sesle: Olur!... diyerek telefonu kapatt. Sakin sakin Mehmet'in eyalarn hazrlad. Bavula gzelce yerletirdi. Bu yapt iin bile onun tarafndan beenilmesini istiyor ve bu ileri yaparken korkun bir ac duyuyordu. Bavul gittikten sonra da beklemeye balad. Neyi beklediini bilmiyor ama

bekliyordu. Birka gnn, hi bit-miyecek gibi uzunlukta birka gnn gemesinden sonra bekledii ve dnd bir ey olduunu anlad. Bu acnn bitmesini bekliyor ve artk Mehmet'in geri dnmesinin olanaksz olduunu dnyordu. Bu elikili durum onu dipsiz bir bunalma srklyordu. Bekliyecek bir ey olmadan beklemek... Umutlanaca bir ey olmadan umutlanmak. Umutsuzluk duyaca yerde olaylar ve gemii birok kez yeniden anmsyarak umutlar bulmak... lk kez sokaa ktnda otelin nnden yukarya doru yrd. Tara kentlerinden ve yakn ilelerden akn akm gelmi kyllerin arasnda ucuz eya sergileriyle dolu sokaklar dolat. aknl daha da artyordu. Burda da kendisine benzeyen ve onu anlayabilecek kadar akn ve acl olan, bir tek kii gremedi. Kyl kadnlarn da yanlarnda sevdikleri ya da sevmedikleri erkekler vard. imdi Sevda'nn duygular salt sevgiye deil salt yaknla ynelmiti. Bu kadnlarn iinde kendisi gibi, bir zamanlar kendisinin olduu gibi, sevmedii bir erkekle gezen mutsuz tek bir kadm bile grmediini sand. Onlar arlamyordu. Hepsinin de kendilerine gre salkl ruhsal durumlar, salkl evlilik ilikileri var sanyordu. Onlar fazla eyler istemeyen ve beklemiyen, bu yzden de kolayca mutlu oluveren imrenilecek insanlar gibi gryordu. 535 Bir eczaneye girip bir tp uyku ilac ald. nk artk otelde geen yar uyku, yar uyanklk arasndaki bu? nalml gecelere dayanamyacan sanyordu. Dar kt. Biraz yrd. Sonra tekrar dnd, bir tp daha ald ayn ilatan. Cebindeki bu iki kutu ilacn kendisine birden beklenmedik bir umut ve sevin verdiini duydu. Kendimi ldremem ben. Sadece iki tane librium yutup deliksiz bir uykuya dalacam. Aclarla da dolu olsa, kendi kendime ve kendi isteimle ekip gidemem bu dnyadan, ona bile gcm yoktur diye dnd. Sevinle ve korkun bir glmsemeyle ilalar cebinde sk sk) tutarak ban dikti ve hzl hzl otele doru yrd. Sonra otelin nnden geti, ayn sradaki Gazete'nin harap, karanlk grnl merdivenlerini kmaya balad. eriye girdiinde Sabri holde bavulu getiren delikanlya bir eyler sylyordu. Sevda'y elinden gelen incelikle ve zntl bir yz anlatmyla karlad. Sevda, daha on gn nce kendileriyle dosta gller ve konumalarla, hi bitmiyecekmi gibi grnen bir itenlikle konuan adam tanmakta glk ekmiti. Utanga utanga glmsedi. Mehmet'i grmek istiyordum. dedi. Adam bir sre kmldamakta glk ekermi gibi durdu, sonra yznde beliren kayg anlamn saklyama-dan kk bir odaya girdi. Biraz sonra ayn yz anlatmyla dar kt: Sizinle grmek istemiyormu. dedi. Sonra dosta bir yaknlk gstermeye alarak biraz da kzgnlkla: Sizin yapacanz en doru ey kocanza dnmektir. dedi. Sevda korkuyla irkilmiti bu neriden. G dayanabildii gnleri ve yllar, birok kez duraksayp deneyerek kabul etmeye alt Arifle evliliini dnmt. Olanakszd artk yeniden Arifle o sevgisiz, cokusuz, kuru, akn ve anlamsz yaamay srdrmek. Arife dnse dnse yeniden Ariften kamak iin dnecekti. Arifle evliliinin son ylnda, ocuklarnn bile irkin ve sevimsiz grnd gnleri hatrlad, sonra abucak silkelendi. Ama ben onu seviyorum. dedi, btn itenlii ve zavalllyla. 536 Sabri biraz durduktan sonra yeniden kk odann kapsn aarak ieriye girdi, kapy iyice kapamamt. Yeniden ve abucak kacan biliyordu nk. Seni seviyormu... dedi Mehmet'e. Mehmet parde-ssyle bir masann banda ksk gzleri ve sapsar yzyle oturuyordu. Sevda onu grnce hzla ieriye dald. Sabri onun girmesiyle birlikte dar frlamt. Sevda onun yokluundan yararlanarak Mehmet'e sarlmak istedi. Mehmet onu itiyor ve kurtulmak iin silkiniyordu. Sev da yava yava alt bir

alal kabul ederek ona sarlmak isteinde steliyordu. inden de: Ben ne oldum, ne oluyorum. Nasl byle eyler yapabiliyorum. Nasl katlanabiliyorum bunlara? diye dnyordu. Neyi korumak istiyorum byle yaparak? hi kukusuz bir mutluluu ama ok zor gerekleecek, bana ok pahalya mal olacak bir mutluluu... Olsun gene de olsun. Mutluluk iek asn ve dnya gzellesin. Ben herkese sevgiyle bakabileyim. Yeniden insanlara balanabileyim, yeniden eyalara, giysilere, ev ilerine ve bir kadn iin yaama denecek her eye. Evime, evimin temizliine... Para yeniden gzmde nem kazansn ve nemini yitirsin, ev ileri yeniden btn arlklaryla omuzlarma ksn ve btn zamanm alsn. Yeniden onun ok-aylaryla yorgun deyim ve uykuyu zliyeyim. Yeniden ocuklarm delice istiyeyim ve onlardan ayr kalmdan delice aclar duyaym... Mehmet, o byle dnr ve ona sarlrken, Sevda'nn kollarndan kurtuldu ve onu srtndan ite ite darya kard. Sevda darda belli belirsiz grebildii -gzlerine bir ey olmu gibiydi, varlklar artk gzleriyle seemi-yordu- iki gazetecinin ve fotorafnn arasndan geerek dar kt. Nerede yrdn, yrrken yanndan birilerinin geip gemediini ve otele ne zaman geldiini bilmiyordu. Yalnz, utanla glmsyordu. Merdivenleri kt. Odasna girdi ve kapy kilitledi. Aaya telefon ederek kendisine olunun okulunu bulmasn istedi otel sahibinden. Adam otelin her iini yapyor ve, bir ingene kadnn da yardmyla oteli eviriyordu. Sevda okuldan, ocuklarn derste olduunu ve telefo- 537 na aramyacaklarn bildiren birinin konumasn keserek telefonu kapad. Sonra kk olunu arad. Konumak istemiyormu efendim. dediler anaokulu retmenleri. Telefona getiremiyoruz ocuu. te hi kimsesi yoktu. Ne ocuklar, ne anne babas, ne evi, hatta ne ii... Ankara'ya gelirken, bu k tiyatroda bir oyunlar oynyacak diye her zaman yaptklar gibi ani ve hesapsz karar vermilerdi. Sevda Banka'dan, pek de sevmedii bu iten ayrlmt ve ayrld gn tam lene kadar Mehmet'in dizi dibinde oturmu, rahat rahat sigara imi, gelecekteki i ve para baarlarndan sz eden adam sevinle, cokuyla dinlemiti. Haver de kzgnd kendisine iini brakt iin. Arkada, ardnda ok sorumsuz bir izlenim brakarak, kolayca kendisinin arac olduu bu ii brakp gidivermiti evine. Evim bile yok artk... diyordu. Arif dairenin satlmas iin mahkemeye bavurup izale'-i yu davas amt. Sonra stanbul'a dnsem, evimde yalnz bama oturmay srdrsem... Komular, apartman halk ne diyecekler... Hani evlenmitiniz... Nerde bu adam? demi-yecekler mi? Oysa evlenemedikleri halde, evlendiklerini iln edip de gnyzne ktklar gnden beri apartmanda Tasladklar btn tandk ve tanmadklar kendilerine garip iki hayvana bakar gibi bakyorlard. Bu byk akn ve olayn kahraman bu iki kiiyi anlamaya, zmlemeye, yarglamaya alyorlar ve bunu da baklarnda belli ediyorlard. imdi de o neden yok? diye dedikodu edecekler. nce Bu neden var? diye dedikodu ediyorlard. Ya babas ne diyecek. Kslnde ve fkesinde, kukularnda hakl olmyacak m? ocuklar? Onlar yeniden, bir kez daha yitirmi olmayacak m? nce tane hap iti suyla. Sonra tpn hepsini iti. Ardndan acele ederek teki tp de iti ve elbiseleriyle yatana uzanp ellerini lm gibi gsnn stnde kilitledi. Bana ktlk ettiler!... dedi yksek sesle. Sonra ellerini kaldrp bakt. imi, kabarm, kabalami eller. amar ykamaktan, bulak ve ev temizliinden abucak etkilenmi olan vaktiyle ince, beyaz ve gzel 538 olan eller... Sonra doruldu. Masann stndeki dolma kalemle bir kda: Haver'e bin lira borcum var. diye yazd.

Yeniden yatt. Gzlerinden yalar akmaya balad. Kendisine acyor ama bunu da anlyordu. Ben lmem. diye dnd. Bu olsa olsa bir oyundur. imdi birisi gelip beni kurtarr ve onu haberdar ederler. Gzlerindeki yalar akmas iin brakyordu. Bylesi ona daha ok rahatlama verdii iin... Sanki akan gzyalar deildi de varln kaplayan bildii bilmedii her eydi. Elleri gsnn zerinde bal, bir aya karyolann yanndan sarkm, gzleri tavann ortasndan sarkan ampule dikili, beklemeye balad. O zaman lmeliydim ki... dedi birden aklna ge- len bir anyla. O genlerin evine gittiim zaman... Orda kalmal ve onlarla birlikte lmeliydim. Ya da tutuklan -malydm. O zaman lmekten katm iin, imdi lmek istiyorum. Kapnn nnden gelip geen ayak sesleri duydu. Biri kapsm alsn diye bekledi. Gene sessizlik balaynca bu kez dardan gelen tat grltlerine kulak kabartt ve sevindi. Darda tatlar vard. Hem de en ou kamyon olan tatlar. Bu gazete ve dergi matbaalarnn, ynetim yerlerinin topland tozlu, pis, kargack burgack sokaktan dolmular gemiyordu. Kat kamyonlar ya da gazetecilerin zel arabalar ounluktayd. Kamyon seslerinin uultusuna sevindi ama kk zel arabalarn, vzlt izlenimi veren souk, yabanc ve kuru seslerinden rkt, gzlerini yumdu bu kez. Gzkapaklarn taya-mamt belki de. Ayaa da kalkamyordu artk, kapnn nnden geenlere kapy aabilmek iin. Birden kesik kesik hkrmaya balad. imdiye dek kendisine ancak znt vermi olan bir an canland belleinde. Mehmet, nerden duymusa duymu, Hakk'nm o eve gittiini renmi. O evde szde Hakk bir kzla buluuyor ve onu... Dnmemek iin bu her zaman rkt kelimeye gelince kendini zorlad. O any unutmak istedi. Ama an peini brakmyordu. An canlanmt ve kendisini temize karmak iin onu zorluyor, ona saldryordu. 539 O eve zellikle gittin deil mi, Hakk'nn o eve gittiini bildiin iin... O evde... Hakk'nn o kz... O evde oturanlar iin mi, o evden kp lenler iin mi, evden gelip polis zoruyla almanlar iin mi, kendisi iin mi, gerekte bu szlerden ok uzak bir adam olan Mehmet iin mi, Mehmet'le aralarnda doan ve imdi lmek zere olan sevgi iin mi, bilmeden hkryordu. Her ey temizlensin... diye dnd. Yaamamz-daki btn kirler... Yaamamzda hangi kir var... Kir yok... Kir yok... Her ey yeniden balasn yleyse, abuk ve hemen... Yaama hibir eyin bitmediini bilenlerindir. Alakgnll ve yaln olanlarndr. Balayc ve anlayan... Sonra byle bir adam dnmeye balad. Alakg-nl, yaln hibir eyin bitmiyeceini bilen ve bu i bur-da biter demekten kaman, bunu dese de sonra buna glen... Glmek istedi, yz kaslarn kmldatamyordu. Kalkmak istedi, kalkamad. Bir eye tutunmak istedi, eline zerine yatt pikenin ucundan baka bir ey gelmedi. Bedeni arlam ve uyumutu. ok yorgun bir insann, hibir engel tanmadan uyuyakalmas gibi, uykuya gmldn duyuyordu: Nerde onlar... Gelsinler... Yeniden yeniden balayacam. Sz veriyorum. Her eye... diye dnmek istedi ama btn beyin yetilerinde, nne geilmez bir katlama duyuyordu. Nasl olsa gelecekler. Biri gelecek... Bana vurulmu gibi bir sarsnt duydu. Beyninin iinde, gzkamatrc bir aydnlk belirdi ve snd. Hl pikenin ucunu kavram, tutmaya alan eli gevedi ve parmaklar doallktan uzak bir biimde zld. 1 XVI Kn gelii ne gzel oldu. Erken balad bu yl k. Odalara girmek,

battaniyelerin altna snmak gerek artk. Glsm, birdenbire, yok, birdenbire gibi gelen yava, sakin bir mutlulukla odalara girmeye balad. Kocasnn lmyle sessizleen, yalnzlaan evin odalarna. Onun, kapda paltosunun asl olduu ve kap kapalyken buzlu camdan glgesinin grnd yatak odasna. Ssl psl, grkemden ve zenginlikten uzak konuk odasna, yalnzln yenebilmek iin badana yapmt bir ay nce evin kimi yerlerine. Sonra da btn kaplar, ereveleri kendi eliyle boyam, mutfak dolaplarnn kapaklarna kartma katlaryla sebze, meyve resimleri yaptrmt. Artk eskiden Ekrem'in yazl okuduu ve st damal bir rtyle rtl, alr kapanr masaya el srebiliyor. Hi girmek istemedii, girmekten korktuu konuk odasnn kanepesine uzanyor, kitabn okuyabiliyor... Yava yava gelen, geldiini mutuluyan sessiz bir mutluluk... Sessiz ve yalnz. Masann zerinde, yeni alnan kk yeil televizyon duruyor. Bonolarn daha yeni imzalad. Ayda 500 lira taksit diyecek. Konuk odasnn deerli Bnyan'n kaldrd. Yerine yazn zene bezene ykad eski hallardan birini yayd. Yava yava eve de, duygularna uygun bir yalnlk, bir rahatlk kyor, eyalara da... Ekrem saken onun varlna gvenirdi ayrmnda olmakszn; hasta da olsa, bir erkein, allm bir erkein varlna. Ve bu gveniin camlar ardndan bakard dnyaya. Biraz skntl biraz 540 541 kendini beenmie... imdi yaay da, dnyaya bak da aradan kalkan camlarn verdii bir ferahlkla kendi zlerini bulma yolundalar. Yava yava kendi biimlerine giriyorlar, kendi renklerini alyorlar. Yalnzl nce ona skc ve rkn geliyordu. imdi yceleiyor. Snrlarn ykarak byyor ve derinleiyor. O ld leli ilk kez odalardaki eyalarn tozlarn ald. Bir kez de badanadan sonra almt ama o bir zorunluluktu. imdiki gereklilik... Yaamak iin eyalarn tozunu almal, evi yaanlacak kadar -daha fazla deil- temiz ve bakml tutmal. Sakslarn yerini, evresini temizledi, ieklere su verdi. Kede byk gaz sobas duruyor. Yazn tozlu bir unutulmutuk iinde bir canskn-ts simgesi olan soba imdi anlam kazanyor. K gelince ne gzel yanacak bu soba. zerindeki aydanlk trk aracak. Darda amansz bir frtna ve nem olacak. Lodos estii gnler, Glsm yatt yerden rzgrn uultusunu dinliyecek ve rzgar sevecek. te bu sevgi, en deimiyeni. Rzgr har zaman sevdi Glsm. Rzgr ona genilikleri, zgrl ve ovalarn tatl dzlklerini hatrlatyor. Bu kez daha da sevecek rzgr. nk snd bir evi var artk. Kamak istedii, bkt, usand, ssledii deil... zgr olduu... Sisli sabahlarda hep birlikte okula dalacak olanlarn yorgunluu kecek stlerine, tatl bir uyku gelecek... Okuldaki dersler kimi zaman ylgnlk veriyor. Yllardr okuttuu kitaplar ve okutma yntemleriyle gemekte olan saatlerine acyor. Ama sonra toparlyor kendisini. antasn sevinle omuzuna savurup erkek admlaryla snflara kouyor. Yazk ki iinden tad alabilme duygusunu, ancak emekliliinin yaklat bu orta yallk alarnda kazanabildi. Daha nce okullarda geen yllarna l yllar gzyle bakyor. Ben de derslerimde bu bkknl nlerim. Neden bkknlk duyuyorsam, duymak zorunda braklyorsam onunla arprm. Okuma kitaplarndaki yazarlarn syleyemediklerini anlatrm. Neden syleyemediklerini de anlatrm. ullanrm onlara. ullanrm bu eitim dzeninin bizi iine soktuu bkknla, tembellie, yozlua... Ne gzel dinliyorlar... t kmyor snfta. Yeni ey 542 ler renenlerin korkun ve artc dikkatiyle byleniyorlar. Sonra retmeni seviyorlar. teki retmenleri sevmeden ayrml bir sevme bu. Eski llere dayanmyor. retmenle birlikte konuuyorlar, ondan yana oluyorlar, yenileiycrlar, deiiyorlar, canlanyorlar... Oh, ne gzel

kalabalklar iinde olmak, ama ne yetersiz!... Artk okulun yapm biteli ok oldu. Yeni okul imdi salt bir uzak gecekondu semtinin unutulmu, boz renkli beton ortaokulu deil. Lise oldu. Glsm de lisede dersler ald. Okulun mdr de deiti, ou retmenleri de. Aydnlk yzl, zaman zaman fkeli, ok konuan, boyuna teneffslerde birbirlerine memleketin durumu zerine aklamalar yapan, tartan bilgili, korkusuz, atlgan gen insanlar... Okul da bu uzak stanbul semtinin bir dzlne konmu, boz renkli, dev bir uaa benziyor. Saa sola uzanan blmeleri kanatlar gibi, geni arazide iki yana alm. Koridorlarn iki yana dizili pencereleri uak pencereleri gibi. Hemen havalanverecek gibi canl, kpr kpr, sesi ve rengi olan bir varlk, bu okul. Glsm, Ekrem ldkten sonra alacak bir ekingenlik ve isteksizlikle erkek arkadalarn savsar oldu. Ne niversiteye gidiyor, ne edebiyat evrelerine girip kyor, ne lokantalar ve meyhanelerdeki sanat topluluklarndan haberi var. Acaba sryor mu gene o arkadalklar... Sanki her ey, Glsm'n yaamas ve duygular gibi deimi. Sanki her ey, onun dnda olan her ey dalm ve yok olmu. imdi bambaka bir gereksinimle dolu. Kadn arkadalar edinmeyi istiyor. Nedense yenile-en duygularna en uygun topluluklar kadn toplulukla-rym gibi geliyor ona. Bilinmiyen hazineleri bulacak gibi coku duyuyor kadn arkadalklar oaldka. En yeni, en gzel, en bilinmiyen ve gerek eylerin onlarn, kadnlarn arasnda olacan seziyor. Btn ezilmiler gibi en hzl gelienlerin, en doru gelienlerin, en iten gelime duygusu ve abas iinde olanlarn kadnlar olduunu sanyor. Okulundaki kadn arkadalaryla imdiye dek gerek bulmad hatta kmsedii arkadaa ilikiler kurmay denedi. alacak, ilgin sonular ald bunlardan. Kadnlarn, zellikle alan kadnn gizli ve zengin dnyasnn ipularn yakalar gibi oldu. 543 -np auuazn ^titresin jbjbo iauaS 'gBABA* -nq cJiAbjb ubumos 9A uniBunq 'rmjiis fuap bujbuoos 'buxbt:juj[s ipuaj "ap uiaq niuiBiBq un^ng -aSi nSioiBiSBq uapraaj^ bpuisbjb uubj -ubsui npjoAnjnp diA"BJB luisipuas ipusji -npAniop -JPU93[ TPU3J[ 'ipUITg npjoJiiiB uB^BUun^ JB^nnsop ua;5i 5[o nuo 3A ipp3 UBIO tllOp BfAUBIUrUOS 3A UBIIOB UlSlIUBSUI 3[BJ -bio lauaS uapijfsa JoA'nio tuiubzbj[ uapiuaA* -jpgos lsa umnq ba aoA"ip ifajag Jtaumaznp ajpg -oa' nq tA'BAunp ipuitg jniuiuBiuiruoA' 3[i;aB BAuna : dUipU3I3}IU JIBJBIO JBJ5[ICBUl5BS 3p mis uuBiunq sa JOA'njnun uBiuiiiBunq nq uapauraS >io5 ui5i 3i8uiin9nazn3 dins Ab.ubbA Siuibuiio unuo tsbuijo unuo 'ui5t nunq ubutbz -UBUiBz UBuiBZ n piubs ssjnio 'iqiS nfnpjo bpjbubsu un-jnq iiu -3UI3ZI5 nunioA sa uaAss Abubba "jbjoASb ububz 'apuifiiuaq aBiJo^unSigsp j 8A 3iv JOA'uasoS Bq ubuibz apuuai3gg[ 'aputiaiaaA iiq uu^b aua tsuuBidBS uintg UBA^BiBq aA"aui;a jsA Bp Bpuo uaq ubpuSjbsb ui.uiaJ -5fH -"Jininnnui aA mni;o 'npjnio Jininnnui Jiq -I9q ubujbz o 'jBjBifBp nuo jibobAihoa" Bp BA" uijh jiifens nq buo 5[aoaj3A uii>i -jo^nsS iqiS -BI5IBS IglTI3Zn O -IBZB IH 9?gl UBUIBZ O au 'aizps -SI BUIJII5 BgBp O aiA'nun bub a'bubSba' 'ui5i iqiS iui5tao9Sanazn3 3U '31np IUI5iaO3A'lUIlg9p 5lll glUI5IB0BIO I3ZI)g Jiq 5taJ3g BUIB iiq ^aSjgg '^aAg

3PUII3 UBUIBZ 2fOJiq 3A UBUIBZ 3JIIBqBIB3f I>tBpUISBpO J9I uapjiq 'JOA'UBZB 9PUTI suiuapaq -jiuis 'uajfjnapA' Bpio^ -JBiu 5IO JO^ITdBJl 9J9I3[3^SI B5>inOO5 UBUIBZ UBUIBZ ai^i^aS J3ii 'jbjbo ^nuios ipuiig -BUIBgBA' 3fIS5[9 nong T0IJ9A UBO U3 O A 5UA3S 'Bp njfgoo 'y[os. Bp 3jB ssAai^o 'zbubo ng 'uapj3i3ounnp sjsp v% 5 '5uag -3IS5I9 -nq 'ut5i -A*np s Bpunsnuo>[ BIBd 3A UBUIT3Z SU UIIA1 nong ap 9U 'jba tububz u j{b Jiq raaA* aN nq jba bub jzb aiigain^ un^nq B[gB Jiq iU3^ "ioiji^jb ngnizns;nui sp uiaq I0IJ3A jjninnnui uish ">[3Uiiiq iuiU3Jio>[ sa imuspsu uu '5{3uinq usjAag 2jo5jiq 'dnp jngzp 3A ipm -uipB2{ jiq gnuuBi^mni bhiiziuibA nq su mspsq U35iJig3iJi;gzp 3Ui3ipnqBiB UB^nSAnp 3A -np apui5i inaonA uuzubA sp uiaH 'i Jiq zsuia^si ja^si 'iigsp 3l^p ipraig -ipjisiiB bAbu nunuinzp uuBiunq 'jnunSnp 'jsisoui ubjiob boubs -ui jbiubuibz o uinsin-o 'RgiuiauusA tob JiqSiq 35ij3JiJ9 a.uinsino 'nq npJ0A*n9g pan ubpuisbuibuiio Jia>iJ9 Jiq uaua^st 5[Braunto diiiBs 'uaiiAgs 'usjngnp 'uajn>ia5 iob ui,uiaJ5ia Bp zBJia -ipzaraunjpg -3{ip9uiiag uaA 5{9d ubpuSjba ununjos Jiq aAip nunjos 5t35{Ja-UipB5I ZBUIUBlgOtf UB^5[BUII0 BpuISlgJBJI UnUO 'UBP -ui ipABs nuo fBJBio ubsui u92{ bs uiaj5ia 'uinsjno -nun -zpS iziuiaipiiJiBJiq Bpunjoz j[BUnnun 'nz gn^nun uajgu Bunjn buus 'Buiunjoii 'j ninnnui [iD3J3ii Jig juiAsiAp iziuj3nSmnza 'iziuuBiifniznsuinXop 'zuubsj 'iziuiJBiJ[ntzns;num 'iziuubihui^is 'uiAaiAps ipBH JBiunq 'nSap JBiunq ziuuBigBjgn uizis -znu 3A JOAlI5tBS BOZISJBSUI 'UIZISJIBUIIDB '3Jpg 3Jp3 ignaonA i^jBpznungnio ubsu 3A i^BpziuigimBJBA -znu zis 'ziuisiiap si^oq s^aoJaS zis -ziuisnap 'BurpB3[ jia5 ^igs uagui[35 'HUIIA3S 'zisgijsispg 'znssns 'tszng 'nisns nq jn uspuu zps apni^s&isg jiq iasgnp aA hb? \%v% uap.iai>i3>Ja 'UBpjBiiinoo5 lu3pjai>iaui3A dnsg bbjb jig -uinsino joA"n>[ -jn UBpuuBHiigiuiuBnngoJt I5t3intmjpg gip uubiuo 'upi JiauinqBdoJi '[auinqB5[i5 UBpjBi3tn[Bzn aA uapjapniuu -ap 'ui5i ^BuiiigBiuBA" joAnsi Jaigiuajip 'jbsb 'j nijoz jJBiBAunp o i^ jBiBAunp giuimB BJBi^Bzn aA -ap aiAg i JBiunq i>i Jaidi gnuimuipg ajaiuuap ai^p buiv nce yrten sert ve keskin kimliinden yava yava syrlyor ve yumuuyordu. nsanlara tek tek yaklamaktan tad duymaya balyordu. nsanlar tek tek tanmaktan... Btn insanlar iin ve kendisi iin yrei yumuuyordu gitgide, sonra gene btn insanlar iin ve kendisi iin bu yumuam yrein en olgun ve yetkin bii^ miyle sertleeceini de biliyordu. Tek tek insanlar ve insanl tanyan ve onlar demir bir klf iinde ktlklerden ve ktlerden koruyan salam bir yree sahip olmann yollarn aratryordu. nce, doum yapamam ve bu yzden uzun sre hasta yatm bir arkadan karsna gitti konuk olarak^ Kadnn yle drst ve iten bir fkeyle parlayan kara gzleri vard ki, bu kadn kendisine arkada semeye karar verdi. Kadn stanbul'un kylerinden birinde retmendi ve yeni kalkmt

hastalktan. Sapsar yz ve zayf bedenine bakmadan pazardan fileler dolusu sebze meyve tayordu okula giden iki ocuu ve kocas iin. O hastanedeyken zatrreye yakalanm olunu iyiletirmeye alyordu. Bir yandan ev ilerinin kendisini nasl bilgisizlie, yetersizlie srklediini anlatyor ve kara gzlerinden znt fkrrken boazna dek gelmi bir hkr tutarak: Hele iyileeyim bir, kendime geleyim... diyordu^ Eliyle -konuamad iin- kitaplkta kendisini bekleyen okunmam kitaplar gsteriyordu. Okunmas gerekli kitaplar. Kocas 12 mart dneminde bir yl tutuklu kaldnda ocuklara tek bana bakmt da gene ok sevdii kocas bir arkada topluluunda ona: Senin bu sorunu anlayabilmen iin krk frn ekmek yemen gerek... demiti. Eskiden byle bir szn byle bir kadn zmemesi gerekirdi. Gerek, belki geree yakm ve her kadnn duymaya alkn olduu szlerdi bunlar. Ama Glsm artk bir kadnn byle bir szden en byk kmsemeyi duy-muasna alndn, gcendiini gryordu ite. alacak deimeler oluyordu insanlarda ve toplumda. nsanlar onurlandran, mutsuz eden ama mutlulua kaplar aan deimeler oluyordu. Evden ktnda acl bir sevincin iini sardn 546 duymutu Glsm. Bir insann bakaldrdn grm olmann, bir kadnn, sevgisine karn gene de bakald-rabildiini grm olmann mutluluu ve umudu sarmt benliini. kadndlar evden konukluk etmi, dnmekte olan. Ayn tatl ve belirsiz sevincin hepsinin yreini nasl sarm olduunu duyuyorlard. Eer bir lkenin kadn bu denli onurlanmaya doru deiebiliyorsa o lkede yaamak da onur verici bir olaydr... gibilerden bir eyler dnd yolda. Ama ya ak ne olacakt! Hepsinin yreinde de, varl ya da yoklu -uyla kpr kpr devinen, bir hastalk gibi kemirgen, uyuturucu ama aslnda iyiletiren, gzelletiren, glendiren ak ne olacakt!... Kadnlar ekonomik zgrlklerini elde bulundur-salar bile sevgi sorunu zlmemi bir ba olarak kalyor... dedi yanndaki arkadana. Yanyana yryorlard. Tombul, gzel yzl, sar sal, ksa boylu iman bir kadn olan arkada her zamanki ince ve yumuak gl-yle durdu, glmsedi: ok doru sylyorsunuz. dedi. Bizim bir tandmz var. Siz de bilirsiniz belki. Avukat smail ztrk... Okumu, yazm, gvenilir bir adam sanrsnz... -Burada sustu arkada, hl avukat smail ztrk'n gvenilir mi gvenilmez mi bir adam olduunda kararsz gibi susmutu.Karsndan ayrld geen yl... Kadn grseniz, perian... Tanyordu Glsm adam. Gazetelerde yazlarn okurdu, bir kez de retmen Derneinde karlamlard. zlerek dinledi bu ayrlk yksn. Perian kadnla birlikte perian oldu, zld, sorunun iine girdi, iki yana da anlay gstermek istedi, adam ve kadn, ocuklar ayr ayr anlamaya alt, baard, baaramad. Sonunda arkadann glerek yapt: sterseniz sizi gtreyim Semiha'ya, benim okuldan arkadamdr. nerisini cokuyla benimsedi. Arkada bir yandan da anlaml bir biimde glm-syordu. Bir gazeteciyi ky evlerine ya da ifilerin oturduu kahvelere gtrmeye kalkan uyank ky delikanls gibi duyuyordu kendisini o anda, buna glmsyordu. 547 Glsm de birden kendisini bir gazetecinin kar peinde olan merakyla dolu bulmu ve o eve gitmek isteyiinden utanmt ama sonra bunun bir merak deil bir istek olduunu ayrmlaymca sakinleti. Oraya yalnz bir kadnn yalnzln paylamaya gitmek istiyordu. Kendi yalnzln da o kadn paylasn diye gidiyordu. Toplumsallama gdsyle, oalma cokusuyle dolu olarak gidiyordu. Ertesi gn o eve gittiler. Glsm bu konukluun her eyi zemiyeceini biliyordu ama bir balang olduu-, nu da biliyordu. Onu bir yere

gtrecek, salam bir yere gtrecek yol burda balyacakt. Bir seziyle biliyordu bunu. Birlikte olmak, G vermek, G almak gibi en insanca gereksinimlere dayanan bu yaln konukluun, konukluktan telere taacan, uzayacan ve btn insanlar ilgilendiren bir nehir yatana gireceini biliyordu ama bunun nasl, ne biimde olacan bilmiyordu. Apartmanlarla dolu, bombo sokaklarda, rzgr g-sliyerek, sonbaharn bu ilk souunu giysilerinin stnde ve tenlerinin iinde duyarak gittiler, gittiler... Souun, beklenen yaln ev mutluluklarn verecei gnlerde deillerdi daha. Glsm souu bir yenilik olarak karlyor ve kendine bir ceketin, birka hrkann gerektiini dnyordu. Evsahibi kadn, onlar bir sevin ve honutluk gidi, gelileri iinde karlad. Gerek bir alan kadn rneiydi. Sssz, bunlara gereksinim duymayacak denli bu tr kayglardan arnm, yaln ve iten... Ama nasl iten! Evde bu birliktelikten doma, geici de olsa gerek ve etkileyici bir sevin rzgr esmeye balamt. Ev eyalaryla, eyalarn dzeni ve bakmyla, zamannda ok sknt ekmi, gitgide, aylklar arttka, yalar ilerledike biraz rahata ermi aydn insanlarn, karkoca alan insanlarn nice yllar sonra deyebildikleri tipik bir aydn eviydi. Kitaplklar, yeni koltuklar, orta masalar, yenilene-memi, uzaa konmu eski yemek masas, televizyon, telefon, eski eyalarn yannda yeni, yeni eyalarn yannda eski eyalar... Duvarda kyl bir ressamn byk bir tablosu, yerde ypranm, temiz hallar... teki odalarda Anadolu evlerinin yeniliklerle kark temiz denmili 548 i... Hemen tutulan sigaralar, hemen ocaa konulan aydanlk... Semiha, hemen o saklayamad, son aylarda da o byk olayla birlikte artm olan konukanl ve i-tenliiyle derdini anlatmaya balad konuklara. Kocasndan gelen yeni haberleri, ocuklarnn durumunu, eskiden grp geirdii skntlar... Boanmalarn anlatrken gzleri doldu bir ara: Onu balamyacam. dedi. Benim en deer verdiim niteliimle, dnsel yapmla oynad. Nasl? dedi Glsm. Mahkemede fikren uyuamyoruz, demi yargca. Kadnla kocas ayn ilerici grlerin savunucusu olmulard okul yllarndaki arkadalklarndan beri. kisL-de ayr ayr, gene ayn grlerin savunuculuunu yapyorlard. Dil srmesidir. dedi teki arkadalar. Glsm de, yalan sylediini bile bile: Bu szn kapsamn ok dar sayn. dedi, O genel dnsel yapnz deil, bunun evlilikle ilgili olann sylemek istemitir. Semiha direniyordu: Benim dnsel yapmla oynatt efendim, hayr... Glsm gene iinden teki kara gzl arkadan dinlerken duyduu cokunun ykseldiini duyuyordu, gzleri doluyordu bu cokuyla birlikte: Ne gzel bir direni!... Kadn hem anlatyor, hem mutfaa gidip gelip aya bakyor, masaya ay rekleriyle dolu tabaklar tayor, arada srada gzlerini siliyor ve glmsyordu. Bu konukluun ve konuklarn verdii sevinle glmsyordu. Yamurlu ve sisli bir havada, bir an, beklenmeyen gne nlarnn grnvermesi gibi tatl, stcyd glmsemeleri. Kitapln tahtasna, Nzm'n bir iirinden kesilmi ve Dman baln tayan bir gazete paras inele-miti kadn. Bu dman odur. diyordu. Bu dman o mudur, o deil midir? Konuklar buna karar veremiyorlard. imizden biri, bizden biri nasl bi 549 w zim dmanmz olabilirdi. Ama gerek buydu ite. O, dmand. Ama bir gn bu acl ve fkeli kadnn, bu ok ekmi ve imdi bu ektiklerinin

hesabn kimseye soramyan kadnn, o yazy ordan karaca umula-bilirdi. te o zaman Semiha mutlu olacakt. Glmsemeleri srekli olacakt, gzyalar ac vermiyecekti. nk bakalar iin glmesi ve ac ekmesi, gerekiyorsa alamas, mutlu olmas ve savamas gerekiyordu bu kadnn. Bunun iin de bakalarnn onunla ve onun gibiler iin ac ektiini, mutsuzluunu ve alaylarn paylatn, savatn grmesi gerekiyordu. Siz onu deil, ona verdiiniz emei seviyorsunuz. dedi Glsm bu cmlenin tmyle doru olmadn bile bile. Ama ouyla da doru olduunu dnerek. Emek ne kutsal eydir... Sevilir, korunur, kavgas yaplr, hesab sorulur. Yazk ki karnzda hesap soracanz adam bir zamanlar kocanz olmu biri. Belki de hl sevdiiniz ve zlediiniz adam... Hayr! diyordu Semiha. Onu sevmiyorum ve z-lemiyorum. Bunu sylerken alyordu. Glsm yeni yeni bileimlere varyordu. Kesin ayrlklarn olmas gerekmez. Kocam baka bir kadnla evlen-se de onu seviyorsam, onunla beraber olmaktan mutluluk duyuyorsam, onu gene isterdim. Byle dnrken aklna nedense Mehmet Meri geliverdi. nk dgc o anda sevebilecei bir erkek imgesi arayp duruyordu. Mehmet Meric'e benzer ince yzl, ak renk gzl esmer bir adamn ellerine sarldm grd Glsm. zntyle, gzya dkerek, ya da dkmeden. ncelikle ve onun yzne bakamadan, bir eyler anlattn grr gibi oldu. Szde Mehmet Meri'le Glsm evlilermi. Mehmet Meri bu srada baka bir kadn sevmi... Bu sevdii kadnn yerine de arkada Sevda'y koydu Glsm. Nasl olsa Sevda lmt, ondan bir tehlike artk gelemezdi. Bunu dnrken de hafif bir zntye kaplmadan edemedi. Sevda'nn btn ocuka davranlar, utanga, sessiz, rkek davranlar gelmiti gzlerinin nne, iindeki hafif znt duygusu derin bir 550 acmaya, hatta acya dnmek zereyken o kadn deitirdi. Sevda yerine daha baka, daha irkince ama daha gen, alkan, bilgili ve aydn bir kadn koydu. Bu kadn imgesiyle de sonra iin iin alay etti. nfc Mehmet'in byle bir kadn uzun sre sevemiyeceini ve yeniden kendisine dneceini hesaplamt. Mehmet ite bu kadn sevdii iin kendisinden zr diliyor ve ayrlmalar gerektiinden sz ediyordu sulu sulu. Sevda biraz krlmak ve kskanmakla birlikte bu duygularn trpliyerek Mehmet'e boanacan ve o kzla evlenebileceini belirtti. Sonra, ksa bir sre sonra da Mehmet yeniden Gl-sm'e gelip gitmeye balamt. Glsm bu yeni sevgi biiminden de holand. nk acsyla tatlsyla, tam kendine gre bulmutu bunu ve Mehmet'e istedii kadar dar-/ lyor, krlyordu. Mehmet de sulu olduu iin Glsm*e daha ok dknlk gsteriyor, ona gitgide daha ok balanyordu. Davranlarnda hi beklenmedik bir incelik bagstermiti Glsm'n de Mehmet'in de... Bu srada kulaklarna Semiha'nn anlattklar alnd. Semiha kocasnn mahkemeye yazd dilekede ne yalanlar uydurduunu anlatyordu. Son dakikaya dek birlikte oturduklar halde yargca: aydr ayr oturuyoruz. demi. Bir de stelik sar sendikaclardan falan da yalanc tank toplam. Gitmeden nce onlar nasl krdn, ocuklara davranlarnn nasl kyc ve katlanlmaz bir durum aldn da anlatt. Sonra da adamn yeni ald kadn zerinde kulana alnanlara geti. Glsm, bylesine evresindeki insanlar krarak, kmsiyerek, kk drerek ayrlan bir kocayla arkadalk edilemiyeceini dnmeye balad bu kez. Kimbilir, belki de edilebilirdi? Belki de byle bir adam bile sevilebilirdi. Kadn olma yolunda yeni bileimlere varyordu Glsm. Ama bunlarn kimi yeni kadn olma kuralna girebilecek denli yeni gl admlard, kimileri de eski kadmn saklad niteliklerdi. Gene de salam ve doru bir gidiin, artk geri dnd-lemiyecek, durdurulamyacak bir gidiin baladn gryordu. Yanll dorulu da olsa, kalabalk bir kadnlar ordusu hzl bir

gelimenin iindeydiler. yi demlenmi aylardan tam drt bardak iti. Ay 551 reklerinden birini yedi. Aylardr sren itahszl birden almt. Birini daha yiyecekti reklerin ama utand. teki arkada reklerin ikisini de yememiti. Bu kez, reklerin yanndaki tuzlu, ince bastonlardan yedi, itahn tkamak iin de bir sigara yakt. Semiha bu kez zmler, elmalar ykam getiriyordu. Emekli olacam gelecek yl. dedi, Partiye gireceim. Bakn, ite burda, btn sol partilerin tzkleri, inceliyorum. Glsm'n ii mutlulukla dolup tat birden. Yepyeni bir ey, hi duymad gzellikte bir ey duymu gibi sevinle doldu. Partiye girmek. Toplumun iinde olmak, Toplum iin uramak, yorulmak, okumak, yazmak, ko^ numak, kzmak, fkelenmek sevinmek, mutlu olmak... Kendini birden, bir gece duvarlara afi asarken grd. Bir parti toplantsnda arkadalaryla tartrken grd, bildiri datrken grd... Evet evet tutuklanrken, bir odaya kapatlrken, sorguya ekilirken, dvlrken... grd. in burasna gelince hi dnmek istemedi. Nedense bu insanlkd grnmlerin bir insann tasarlar, dleri, imgesi iinde yer alamyacan dnmt. Bunlar dnlmezdi, bunlar olur, baa gelir, ya da gerekleir gibi fiillerle ancak yanyana bulunabilecek durumlard. O zaman da insan bunlara kar davran alr, gerei gerekle karlard. Biraz dalgnlatktan sonra silkelenir gibi evsahibine doru dnd. Kendi kendine oktan evet demiti. Rica edebilir miyim tzkleri... Hay hay buyurun... Eline ald tzklerde okuduu eylerden hibir ey anlamyordu. Akl grntler, tasarmlar, tedirginlikler, sevinler, kukular, kararszlklar, kesin kararlarla doluydu. Hava kararyordu. Sonbaharn ksa gn bitiyordu. Serin ve karanlk sokaa ktklarnda gndzk scakta ok elverili giyecekler olan ama akamlar ten bluzlar iindeydiler Glsm'le arkada. Semiha, ceketini giymi, onlarla birlikte kmt yola. kadn, otobs durana doru hzl hzl yrmeye baladlar. Glsm, otobs grnd zaman Semiha'mn elini skt. Aceleyle: 552 Parti'den tandklarnz var m? diye sordu. Somi-ha ona aknlk ve merakla bakyordu. Karanlktaki baklar acl, zgn baklar sorularla doluydu. Benim de emekliliim yaklat. Belki birlikte gireriz gelecek yl... Bombo caddede otobsn farlar bir akp snd. Onlar arabaya atlarken Semiha arkalarndan baryordu. Beklerim, gelin... 553 XVII Semiha/yla Glsm kolkola girmiler, caddenin kalabal ve grltsne karm, saa sola arpa arpa yryorlard. stasyonun karsndaki CHP ile binasndan Ecevit'in Konya Mitinginde alman bantm sesi duyuluyordu. Minibs kuyruklarmdakiler gzleri nlerinde ya da evrede hem tatlarn bekliyor, hem de duyabildikleri kadar, Ecevit'i dinliyorlard. Semiha'yla Glsm caddenin karsna getiler. Biraz yrdkten sonra Parti le merkezinin bulunduu hana geldiler. Soluk solua, bo ve rktc merdivenleri ktlar. Kap kapalyd. aldlar ses yok, ittiler almad. Kimse yok! dedi Semiha. Merdivenleri indiler. Caddede bir sre durdular, ne yapacaklarn, nereye gideceklerini ayr ayr dndler. Bize gelin, gidelim. dedi Glsm. Evi biraz uzak-ayd. Baka zaman geleceim, imdi olmaz. Evde bir lokma yemeim yok. dedi Semiha.

stasyonun kysnda, yeillikler iinde bir ay bahesi grnyordu. Semiha sevinle: Hah, ite uraya girip oturalm. dedi. Gerekten de ne gzel! Koarak getiler caddeyi, caddenin biraz altnda kalan baheye girip bir masaya oturdular. Tepelerine dikilen garsona ay smarladlar. Semiha sigara paketini kard. Az kalm ama, birer tane yakalm. dedi. Glsm pek alamad sigaradan bir arkadala, bir 554 likte ierse holanyordu. Sigarasn Semiha'nm kibritiy-le yakarken kar masalardan birinde oturan yakkl, iyi giyimli ve ok gen bir adamn kendisine anlaml baklarla baktn grd. Birden ii sevinle doldu. Emekli olmu, pek de gzel saylmayan bir kadna hele by^ le sekin grnl bir gencin bakmas Glsm'e hi de doal gelmiyordu. Bu yzden biraz zntyle ve krgnlkla yeniden bakt adama. Her baknda ya-nlmadn gsteren ayn anlaml baklar gryordu. En doru davrann bir daha o yana bakmamak olduunu dnd Glsm. nk ii baka taptaze bir sevin ve baka taptaze bir zntyle doluydu. Bunlar, o gen adamn yaratt ya da yarataca duygulardan daha gl ve anlamlydlar imdi: nemli bir iin eiinde olmak. Bir saat kadar bekliydim, belki alr. dedi Semiha. Glsm bu durumdan, yani kaplar ak bulamamalarndan duyduklar krgnl nemsemezmi gibi doal olmayan bir nee iindeydi. Gidip kardan poaa alacam. dedi, birer ay daha ieriz. Sonra antasn kapt gibi frlad, caddenin karsna geerek pastaneden rekler, poaalar alp dnd. Semiha ona uzaktan el sallyordu neeyle, masada aydn yzl iman bir adamla, ufak tefek gzel yzl bir kadn oturuyor, merakla ona bakyorlard uzaktan. Hatta teki masadaki gen, yakkl adam bile merakla ban evirip Glsm'e bakmaya balad. Sonra de yanlarna yaklamakta olan Glsm'e bakarak ve gltim-siyerek bir eyler konutular. Glsm, elindeki paketle pastanenin btn scak gzel kokularn getirmiti masaya. Paketini brakrken masalarnda oturan yal ifte bakyordu. Daha dorusu ikisi de olduka yah grnmekle birlikte beden yaplar bakmndan hi de <ifte benzemeyen bu gler yzl konuklar inceliyordu. Yakkl, gen adam da, bir yandan arkadayla konuup bir yandan yeni gelen iftle Glsm'n tantrlmasn dinlemeye koyuldu. Yal adam solculuktan ilk yatanlardan-m: Semihanmm arkadaymsnz. diye ayaa kalkarak Glsm'n elini skt. Biz Partiye tavsiyeyle alyo555 ruz. Provokatrler ok nk... ok sevindik tantmza. Ufak tefek, pantolonlu, srekli glmsiyen kadn da elini skt Glsm'n. Semiha cokunlukla konuuyor, tandklarn birbirlerine daha iyi anlatabilmek iin vc szler bulup sylyor, zellikle kendisi gibi yalnz olduundan, kendisi gibi yaamasna yeni bir yn vermeye altndan Glsm'e ok yaknlk duyduu iin, onu anlatp duruyordu teki ifte. Bir sre partiden, aydnlardan, iilerden, genlerden sz ettiler. Sonra konu ortak bir yazara kayd. Bir sre tarttlar bu yazar. Bu srada Glsm artk yakkl gen adama bakmay unutmu, kendisini iyice tartmann hzna kapp koyvermi-ti. Szn ettikleri yazar hepsinin dostuydu. Gemii brakalm artk. diyordu yeni arkadalar. Gncel olaylardr nemli olan. Bugn yaadmz olaylardr. Onlar yazabiliyor musunuz, nemli olan budur. unu da syliyeyim ki genler bizi oktan getiler. Ben buna ok tank oldum. Olaylar daha salkl karlayan ve deerlendiren genlerdir. Bize genler gerek, genler... Glsm konumuyordu ama iinden boyuna laf yetitiriyordu yeni arkadana. Hi kimsenin baka bir kimseyle karlatrlmasndan yana deildi Glsm. Gen, yal, herkesi kendi koullar iinde deerlendirmek gerekiyordu.

urasyla yerdiimiz biri bir de bakyordunuz gnn birinde baka bir yanyla bizi geecek erdemli bir davranta bulunmu. Bu yzden ne genleri, ne yallar birbirleriyle, ne adna olursa olsun karlatramyaca-mdan tartmaya katlmad. Bir ara sz hep ben diyen yazarlara dkld. Bunlar Parti asndan, eletirildiler. Oysa baka bir yazar uzun yllar yatt halde hi bunlar sz konusu yapmamt. Glsm gene dncelere dalyordu. Kimbilir birinin hep ben demesinde tekinin de hi ben dememesinde ne artc gerekler gizliydi. Ne gizli kalm erdemler, ne erdem gibi grnm yanllklar... Ancak unu syliyebildi bu dnceleri adna: Bu sol birikim onlarla olutu. Eski kuakla, orta kuakla... Onlar yatmasalard, bildiri datmasalard, yaz 556 masalar, toplanmasalar, rgtlerin temelini atmasalard bugnk bu uyank ve salam genlik kolay kolay yetiebilecek miydi! x Tabi yle... dediler de Glsm'u dorulj^arak. Glsm, ,bu kez de kendi szlerindeki yanl paylarn aratrmaya koyuldu. i snfmzn Trkiye'deki aydn eylemlerinden daha eski olduunu acaba aydnlarn kimi zaman iyi niyetlerle de olsa, kimi yanlglarla bu eylemi geciktirip geciktirmediklerini... Byle bir tartma amak istedi ama Semiha'nm anlattklarn dinlemeye koyuldu. Semiha bir ara kocasndan sz ettikleri iin arkadalaryla bu acs yeni yeni kapanmaya yz tutmu olay konuuyordu. Ama geen yla gre daha sakin ve rahatt. O kadar ki kimi yerde ac ac glmsyordu, akalayor, alay ediyordu eski evliliinden: Otuz ylm ona vereceime keke byle bir rgte verseymiim... dedi bir ara ve avucunu masaya vurarak, biraz yksek sesle ekledi: nann ki yeni kuak bizlerden daha namuslu, daha salam. Hem aile hayatlarnda, hem toplumsal grevlerinde. Glsm, kalkarlarken Semiha'nm aile hayatlarnda szn kendi kendine insan ilikileri olarak, yeni kuak! da yeni toplum olarak dzeltmiti. Perembeye Partinin ile binasnda toplant vard. Parti, faizme kar byk muhalefet partisini destekleme kararn almt. Biraz nce de hep birlikte CHP le merkezine gitmiler ve yeni tantklar Fato Hanm CHP den aldklar ban makbuzunu vermiti oradaki ahbap partililere. Glsm'u de kendi partilerinin yeni yesi olarak tanttlar ordaki CHP'li arkadalarna. ster misiniz imdi bize gidelim dedi Fato, birer kahve ielim. Orda siz giri fiini doldurursunuz. Bu akam toplant var. Sizin durumunuz grlr. Durum l'e bildirilir ve size isterseniz, bir grev de verilir. Glsm birden iinde kck bir sevincin parlad-m duydu. Bir grev almak. Hem de hi yapamyaca-n sand bir iin iinde, bir siyasal partide ve bylece kck bir katkyla memleketin siyasasnda emeinin bulunduunu dnmek... Deminki sevinten daha byk bir onur duygusuyla ciddileti, biraz utanarak: 557 Ben retmenim. dedi, ama biraz yazp izmem de vardr. Yayn ilerinde alabilirim. Gzel, bu gece bunlar bizde grrz. Semiha : Bir lokma yemeim yok. Migrosa uryacam. diye filesini karm, neeyle onlardan ayrlmt. Glsm'-n partiye giriini nemli bir olay sayyor ve bu ide kendi katksnn bulunduunu dnmek ona kendi adna vn ve rahatlama veriyordu. Birde stelik bu akamki rastlant... Bahede otururken Fato'larn kagelmeleri ve Glsmle tanmalar... Kendi kendine glmseyip ban sallad, bir yandan da koar admlarla kalabala arpa arpa Migrosa doru gidiyordu. Yaln demesiyle, temizliiyle scak ve insanca dostluuyla ne iinde

kalmas bir evdi bu... Gsm son gnlerde, son aylarda hep byle dost evler arayp bulmutu. Kimilerine gitmi, kimilerine gidememiti. O, doum yapamad iin, zamannda sezaryen olamad iin lmlerden dnen kara gzleri fkeli, konumalaryla, insana insanca yaklam olana veren gen kadnn evine gitmekle balamt insanlara yaklama serveni. Andka glesi geliyordu. Kadn, dokuz ay, bir ky okuluna gidip gelerek karnnda tad ocuunu unun iin douramamt: Kocas: Benim anam tariada doururdu. uncack bir ary bytme... dedii iin. Acele etmemek, tel gstermemek, kocasna, onun anas kadar gl olduunu gstermek, kmsenmemek iin arlarn sonu gelene dek evde, kk kzyla yalnz bana beklemiti. Sonra, kocasndan ayrlan ve kocas iin kitapln tahtasna Dman* iirini ineleyen Semiha. Sonra bu aile... Ayanda yn pantolonuyla hemen mutfaa giren ufak tefek partili kadn abucak kahveleri yapp getirmiti, o partiye giri fiini yazp doldurur ve imzalarken. Ama o gece Glsm evde televizyon seyrederken kat bir cisme arpm da yaralanm gibi duydu kendini. Te-ievizyonda bir anma program vard. lm bir sanatnn, bir oyuncunun lm anlyordu. Bir ak hava tiyatrosunda binlerce insan toplanm, dizdize, omuz omuza oturmu. Birleince ne denli byk bir g olaca kuku gtrmeyen bir kalabalk, bir dev yn... Halk... 558 Ne yapyor bu dev yn, burjuvazinin dzenledii ve l l giysiler iinde krlp dklen bilinsiz, bilgisiz, kafasz, ssl ve gzel kadnlarn ark, trk syledii bu gecede, szde elenmeye alyor, eleniyor da... Mzie katlyor, alklyor, oynuyor, rpnyor... Byk film sermayesinin yeni halk sanatlar iin yatrm yapt gecede halkmz bilinsizce kmldanyor, dev bir ya- \ ratk gibi, eli kolu tutmayan salksz dev bir yaratk gibi... atlak, bozuk kadn sesleri anlamsz teekkr ya da selmlama szleri sylyorlar azlarn bzp aarak, syledikleriyle az devinimleri bile birbirini tutmuyor. O kadar itenlikten uzaklar... Szmona halk selmlyorlar. Deil, birbirlerinin araclyla daha iyi soyabilmek iin halk bylyorlar. Glsm byle bir evrede nasl mutlu olunabileceini dnyor. Byle bir ortamda... Okulda bu evre, sokakta da, arda da, her yerde, her yerde... Bu insanlar deitirmek gerek, bu kadnlarn azna zevk, elence szlerinden arptlm ak szlerinden ve yklerinden nce alma ya da buna benzer saygdeer szler vermeli, arklarna katmal, giysilerinin n azaltmal, yzlerinin parlakln silip yerine daha insanca, daha doal bir renk getirmeli... evredeki insanlarn hepsini deitirmeli, her eyi deitirmeli... O zaman almak da, yalnz kalmak da, buna benzer btn insanca zorluklar da daha az zor olurlar... Ama gene kendini toplamaya alyor. Hakszlk m ediyorum acaba? diyor. En korktuu ey insanlara hakszlk etmek imdi. O dev kalabala da, o dev kalabal coturan sanatlara da hakszlk edip etmediini dnyor. Onlar anlamak, onlar tek tek insanlar olarak, iyiye, gzele, mutlu olana ve mutluluk getirene en insanca eilimlerle ak, hazrlkl olan herkese de hakszlk etmekten kanmak istiyor. Bu dev kalabaln gnn birinde sokaklara dkldn grmedi mi, gr-miyecek mi? Bu ssl arkc kadnlar kalabalklar mutluluk gerek sevgiler ve zgrlk adna insanlar cotururken grmedi mi, grmiyecek mi... Deiim birden bi 559 re olmuyor. Beklemeli mi, daha ne kadar, daha ne kadar... * ** Glsm'n Parti'ye ilk geliiydi. Merdivenleri korka korka km ve bir btan gaz uultusunun duyulduu ak kapdan nce ieriyi seyretmiti. Onun ayak seslerini duyan partililer bir kez dnp baktlar. Sonra gene konumalarna ya da bekleyilerine dndler. Btan tpnn sesiyle birlikte daktilo sesi de geliyordu ierden. Bir de hafif bir uultu...

Konuma sesleri... Partililer sandalyelere oturmu sessizce konumalarn balamasn bekliyorlar ya da aralarnda alak seslerle konuuyorlard. Btan tpnde konuklara verilecek -partili genler stlenmilerdi bu iiay kaynyordu. Bayla ii ve renci olan yeni arkadalarna selm vererek bir sandalyeye oturdu. O anda, bu evresindeki insanlarn ne denli rahatlatc olduklarn da dnd. Ne o sanatlarn takn grltleri, ne ev kadnlarnn merakl baklar, ne meyhanelerin akn uultusu ve sesleri vard. Temiz ama eski stbalaryla zentisiz salaryla, ellerindeki kitap ve gazetelerle, cidd ve dnceli yzleriyle, hatta utangalklaryla ne kadar iyi ve gven vericiydiler. Gndemdeki konumalar balaynca Glsm de genelgeleri gzn krpmadan dinlemeye balad. imdi kendi dikkatini lyordu bu deiik, yeni ortam iinde. Eskiden ne konferanslar, ne konumalar, ne de hatta ilgisini ekmeyen dosta konumalar dikkatle, rahatlkla dinliyebilirdi. Hatta okullarda dersleri bile dinliye -mezdi srekli olarak, renciyken. Omu dikkatsizdi, yoksa evrede olup biten her ey mi dikkati ekmekten, insan ilgilendirmekten uzakt... Bunu lyordu. Bu arada yarglama, sonu karma, karlatrma yetileri de boyuna iliyordu. alma ekipleri, kurulmas neriliyordu l'den gelen genelgede. Herkes bulunduu i yerinde iki arkadayla birlikte bir ekip kuracak ve almalarn ekip olarak srdrecekti. Glsm kendi durumunu dnd, alma ekiplerinde kendisi yararl olabilecek miydi? teki iki ar 560 kada kimler olacakt. Kendisine nerde i verilecekti. Bir anda umutsuzlua kapld. Her zaman raslad ve btn yaamas boyunca uygulad ya da uygulayanlarn iinde olduu bu tr tasarmlar grm, denemi, yaamt. ou da bunlarn ya hi gerekleemez, ya da bir sre sonra sona ererdi. / alma ekipleri hakkndaki geni bilgileri vji sonraki tartmalar hi dikkati dalmakszm dinleyebilmesi-ni iyi bir balang saymt. Demek ki eksiklik onun yetilerinde deildi, onun yetilerini krelten, ilemez hale getiren, gelimesini nleyen eitli kurumlarda ve bunlarn ileyilerindeydi. Glsm, gitgide alarak, keyiflenerek, bulunduu ortama uyarak dinlemeye balamt konumalar. Gitgide yabanclndan ve rkekliinden syrlyor, konunun iine iine giriyordu. niversiteler almt o gnlerde. lk gnden beri balayan ve yarallarla, llerle, boykotla sren bu yeni savam dneminin bir hesaplamasn yapyorlard imdi. Toplanty yneten gen, Galip: Arkadalar demiti, Bu planl ve amalar ortada olan atmalarn nedenleri bellidir. Byk sermaye, diktasn getirmek iin kk burjuvann kaypaklndan ve bu gibi dnemlerde duyduu otorite zleminden yararlanmak istiyerek amacna ulamaya almaktadr. Kk burjuva, kendi kk karlarnn korunmasndan baka bir ey dnmiyecek ve bu kan atmalara her zaman olduu gibi kardei kardee krdrma damgas basldndan yaplacak tek eyin bu atmay nliyecek bir faist diktann gelmesi olduunu dnecektir. Glsm, yavaa yannda oturan ile bakanna ei-' lerek: Bu provakasyonlar iin nlem alnmad m partice? diye sordu. Henz ekingenliini tam yenemiyor, ii ve rencilerin rahata konutuklar, tarttklar kuramsal gerekleri, dikkatle dinlemekle yetiniyordu. Bu soruyu da bir yanl yapmaktan korkarak, yavaa ve istemeden sormutu. Evet. dedi le Bakan, fsltyla, Arkadalar fakltelere daldlar. Genleri uyarmaya alyorlar. 561 I Bir bildiri falan yaymlanmyacak m? Glsm bu soruyu sorarken kendisini daha serbestle-mi duyuyordu. Byle bir nlem dnlyor.

Galip konumay srdryor, duvar kenarndaki sandalyelere dizilmi partililer, dikkatle ve atkn yzlerle onu dinliyorlar, tartmaya kendilerini hazrlyorlard. Arkadalar emperyalizmle sava ve faizmle sava ayni anlamdadr. Bu kisini birbirinden ayramayz... Toplant bylece ge saatlere kadar srd. Glsm evinin uzakl ve tatlarn yokluu nedeniyle ile bakanndan zr diliyerek biraz erken ayrlmt. karken herkesi birden selmlamak istemi, ama bayla pek az kiiye selm verebilmiti. imdiden iinde arkadalk, kardelik, dostluk duygularnn glenmeye baladn, btn duygularna sindiini ayrmhyordu. Gece otobsten inince evine doru rzgr ve yalnzln rpertisini duyarak yrrken kendine kar gven ve sayg duygularyla doluydu. Ayandaki kara izmeleri, stndeki kara etek ve ceketiyle kendisini karanlklar iinde korkusuzca kurtulua doru koan bir sava gibi grmeden edemedi. Rzgrn savurduu salar, tad sorumluluklarla, ektii ve ekmekte olduu tm kadnca ve insanca aclarla, bozuk bir toplum dzeninde, yaamak zorunda olan kk bir savann zgr yrynn bir simgesi gibi uuuyordu. * * * ki aydr gidemedii partinin toplantsna gitti perembe akam. ki aydr boynunda balam olan kire lenme nin yaratt arlar yznden evden pek darya kamyordu. nce partiye girmesine yardm eden Semiha'ya gitmek istemi, sonra evleri daha yakn olduu iin Pato'lara uram, orda bir kahve itikten sonra Halil Frat'lara gitmi, nc durak olarak Semiha'lara gelmiti. Semiha ve kzyla yemek yedikten sonra Semiha'yla birlikte partiye gitmek iin yola ktlar. Semiha'nm da ayaklarnda vard kirelenme. Birinin boynu, birinin bacaklar kireli olan bu iki yalnz kadm 562 kolkoia girmiler, aal ve tenha yolda aclatacaklarn pepee sralayarak partiye kouyorlard. Partiye geldikleri zaman kapal kapnn ardndan bir kadn sesinin sylev verdiini duydular. ki odann duvar evresine oturmu olan partililer, balar nlerinde dikkatle teypten gelen gen sesi dinliyorlard. Kadm sesi mi, gen kz sesi mi, gen erkek sesi mi, belli olmayan, belirgin zellii genlii olan bu ses onu bylemi gibiydi. Kapnn dnda oturmu olan iki delikanl ayaa kalkarak iskemlelerini onlara vermek istediler ama ierdeki bog sandalyeleri gren Semiha ile Glsm kalabaln iine girerken, delikanllara teekkr etmiler ve iki bo sandalyeyi ekerek oturmulard. Pato ve kocas daha nce gelmilerdi. Onlarla selamlatlar. Duvarlarn nnde oturan erkekler ve bir kadn yeden kimisini tand Glsm, kimileri yeni yzlerdi. Burjuva, partilerinin dnda halka en yakn olan, taban en salam olan, vaktiyle baarl bir siyasal snav vermi olan partinin gc gn getike artyordu. yeleri oalyor, nemli durumlarda korkusuzca sesi duyuluyordu. Bakann her konumasn dinliyen, her bildirisini okuyan gen partililer: Vallahi... Bakan bizden gen... diyorlard. Altm yalarnda kadar bir kadnd bakan, bir bilim adamyd. Yal gnlerinde bile tutuklu kalmaktan ylmam bir savam iindeydi yaamas. Sandalyenin zerine konmu teypten onun sylevini dinlerken Glsm rperdiini duyuyordu. Acemi bir kz sanyordu onu bir ara. Sonra deneyimi bol bir siyaset adamn - dinledii izlenimleriyle doluyordu. Bir ara bir ak hava alannda kitlelere iir okuyan gen bir airi dinler gibi cokular iinde kalyor, bir ara yeniden sakinleiyor ve bakann sanayi yerine senayi demesini ok sevimli, halkvar bir yanllk olarak yorumluyor ve glmsyordu. Arkadalarm diyordu teypteki gen ses, bizim sanayilememizi eletirenler var. Sovyet Rusya'nn fabrikalar amamz iin yapt

yatrmlar yanl yorumlu-yanlar var. Onlar diyorlar ki, sanayileen burjuva iktidar glenecektir. Yanlyorlar. Biz Trkiye'nin deimesini sefil, ezik, paryalam insanlardan deil, sanayinin yetitirdii ii snfndan umuyoruz. 563 yanndaki Semiha ban sallyor ve ona bakyordu. yeler nlerine bakarak balarn sallyorlard. Bakan, o iir okuyan gen kz sesiyle Ortak Pazar anlatyordu. Ortak Pazar lkemizde destekleyen i adamlarnn adlarn sayyor, buna tek kar koyan byk bir tekstilci i adamnn da hangi hesaplarla buna kar koyduunu anlatyordu. Yeni yeni yeler gelip bo iskemleleri dolduruyorlar-d. Bir kadn geldi drt yalarndaki bir olan ocukla. Glsm merakla olana bakyordu ne yapacak diye. Toplumcular ve ocuk... diye dnd. Ne kadar birbirine yakn iki ad... ocuk paltosu, apkas ve atksyla sessizce ortadaki masaya yaklat ve katlar, bularak kendi kendine oynamaya balad. Glsm, burjuva toplantlarn, kokteyllerini, konukluklarn dnd. Ortada bir ocuk grseler dman grm gibi bakan burjuva insanlarn, rahatlarna, keyiflerine dkn burjuva erkek ve kadnlarn dnd. Olann gelecekte nasl salkl bir ruha ve kafaya sahip olacan kestirmekte hi de glk ekmiyordu. Partililerin kulaklar bakann geni bir alanda ynlara iir okuyan bir gen kza benzeyen sesinde ve gzleri ortada kendi kendine oynayan olan ocuktayd. Glsm, kendi oullarn da getirmek istemiti ka kez partiye. zellikle kk olu partiye ok gitmek istiyor, partinin sa m sol mu, ne derece sol olduunu annesine sorup duruyordu. By, hi duraksamadan partiye annesiyle gitmeyi kabul etmiti. En cokun ve en takn delikanllk gnlerini, yalarn yayordu. 12 martn yldnmnde kaplarnn nnden pankartlarla ve sloganlarla geen elli kadar gencin sesini duyar duymaz iki ocuk da darya frlamlar anne gzyalaryla pencereden bakp, gnlyle genlerin yannda duyarken kendini, onlar genlerin arasna karmlard. Gen kuak yetiiyordu. Koar admlarla, dev admlarla, salam admlarla... Drt yanda, on yanda, on-yedi yanda... Proleter ruhlu, sert annelerin, cokulu annelerin, skntlarn ve bunalmlarn iinde pimi, sertlemi annelerin yannda... Bir ara Semiha Glsm'e saatini gsterdi. Ona geli 564 yordu. Sekizden sonra Glsm'lerin evine^ giden yollar sszlayordu. Aralar bitiyor, sessizlik yalnzlk balyordu. Glsm, ierde bir eyle megul olan yeni bakana doru gitti. Fsltyla kendini tantt. Eski bakan ilde sekreter olmu, ileye yeni bir bakan atanmt. Gelen kadnlardan biri de bakann karsym. Onu da ard kocas, Glsm'le tantrd. Kar koca, Glsm'n ok sevdii bir okul arkadann eski arkadalarydlar. Birka cmleyle eski arkadalarndan sz ettiler. Glsm asl sorunlarn sayd sonra, gelemeyiinin nedenlerini anlatt. Glsm, Hayrettin Bulvar'ndan yukarya doru kyordu. Bulvarn grnen st yamalarna kadar insan doluydu. nsan balarnn zerinden kkl bykl pankartlar, flamalar gze arpyordu. Bunlarn kimilerini okuya okuya kendi sendikasnn yerini aramaya balad. iler ocuka bir sevin ve coku iinde ii marlar ve arklar sylyorlard. Bir yerden bir marn ezgisi ve szleri ykselirken, te yandan baka bir marn ezgisi duyulmaya balanyordu. Glsm gzlerinin yaarmasn nleyemedi. Marlarn szlerine kulak veriyordu. Ancak bu byle gitmez Smr devam etmez... szlerini duydu bir ara. Ama ezgi!... Bu nasl ezgiydi byle; at kald ezginin gzelliine. Ona bu ezgi bir usta bestecinin besteleri kadar sanatl grnmt. Hi szleri duymasam da salt bu ezgiyi dinlesem gene coardm ve sevinirdim. dedi. Belli etmeden gzlerini silmek istedi. nk iilerin

arasnda kendisi gibi duygulanan ve gzleri yaaran bir tek kii bile yoktu. Onlarn yznde baka anlamlar yakalad: Sevin, merak, coku ve kendileri gibi insanlarn iinde bulunmaktan gelen saf bir ocuk gveni... imdi ne olacan merak ediyorlar... diye dnd. Bu gn, bu buluma ve yryn ardmdan ne olacan. Kendilerini deniyorlar. Kendi glerini merak ediyorlar. 565 W 1 Mays 1 Mays... diye uzaktan ayn mar yrei sarsan ezgisiyle yeniden balad. Eitim grm bir koro tarafndan sylenir gibi marn ilk iki dizesi tiz seslerle, kadn seslerinin inceliine yakr tiz seslerle ykseliyordu. Ondan sonraki iki dizede erkek sesleri yerini buluyor, sesler kalmlayor ve grleiyordu. Devrimin anl yolunda lerleyen halkn bayram Tb-Der nerede duruyor biliyor musunuz? diye sordu rasgele bir iiye. Birka kii birden Tb-Der'in yerini gsterdiler. Glsm geri dnd. Ama bu kez yry yavalamt. Burada iyiydim. diye dnyordu. ilerin arasnda olmak onu rahatlatmt. Ama bu rahatlamann geici bir rahatlama olduunu dnerek rgtne doru yrmesini srdrd. Sonra bunun bencillikten doup domadn dnmeye balad. Partide ona ylesine sayg gsteriyorlard onu yle kolay benimsemilerdi ki, srekli bu rahatl ve gveni arad da bir gerek olabilirdi. Aaya doru yrrken yol kenarndaki demirlerin stne km gen bir ocuk: Glsm Hanm!... Glsm Hanm!... diye seslendi. Glsm aknlkla -bu kadar kalabaln iinde birinin onu tanmas apansz bir gururla doldurmutu Gl-Em'- gence doru yrd. ocuk demirlerin zerinden inerek yanna yaklat: Sizi ileden aryorlard. dedi. l merkezine bir iir yollamsnz. Bu gece onu kendiniz okuyacakmsnz. l'e bir gidin isterseniz. Glsm deminki gurur duygusunun btn varln doldurmas gibi apansz bir neenin cokunluuyla ve kulaklar uulduyarak: Yahu nasl olur, ben bu sesimle nasl iir okurum. dedi ocua. Sonra birok ayrnty birden anlatmaya balad. ocuk glmsiyerek onu dinliyordu. Havann soukluu, nemi, karanl birden zerinde kendisinin de at olumlu deiiklikler yaratmt. Oysa buraya gelirken salt yaln bir sevin ve grev duygusuyla doluydu. Biraz da rkntyle. Bu kadar kalabaln iinde kara 566 i can, yiteceini, rgtnn yerini bulamayacan, yalnz kalacan dnerek tedirgin olmutu. Oysa imdi btn bu kalabalklarla ve bu eylemle kendisini ili dl sayyor, dahas, bu eylemi ve kalabal kendisi yaratm gibi bir sevince kaplyordu. O andan balyarak rahatladn anlad. imdi btn kukularndan ve rkntsnden kurtulmu olarak yryordu. gn nce, partiden geldii bir akam, partinin duygularnda yaratt deiiklik, partide raslad insanlara duyduu sevinle bir iir yazm ve bunu partinin bakanna yollayarak ii bayramnda yaplacak byk toplantda bir arkadaa-uygun bulunursa-okutulmas dileinde bulunmutu. O geceden sonra da bu olay unutmu gitmiti. Zaman zaman aklna taklyordu ama bunun okunmasnn ya da okunmamasnn kendisince fazla bir nemi olmadndan, gene unutuyordu. Kendisince nemli olan byle bir eyi yazm ve yollam olmasyd. Yazmam ya da yollamam olsa tedirgin olacak ve bu bayrama kskan bir uzaklk duyacakt belki de. iirde Karanlk, kk evlerimizden ktk, yryoruz. diyordu. Kendisinin evi de gerekten karanlk ve kkt. Susuzdu, banyosu olmad iin rahatszd. Gaz sobasyla iyi snmyordu ve toprak olan bahe, kn

emeden su dolduran kiraclarn su kaplarn musluun altnda unutup gitmelerinden dolay amur iindeydi. Ekrem ldkten sonra bir ara kasabadaki byk baheyi, payna den paray almak iin satmalarn nerdiyse de Ekrem'in amcas ve yengesi buna raz olmamlard. Ordan alaca parayla Glsm eve su motoru almay, kat kaloriferi yaptrmay, termosifon koymay dnmt ama bahenin satlmas iin de fazla steliyememiti. Bu tutumuyla paraya dkn izlenimi yaratmak istemiyordu yal kar kocada. Ekrem nasl bir mal sahibi gibi rahata yaayamadysa, yaamay bilmeden lp gittiyse Glsm de ayni rahatszlklar ve yapmack yoksulluu mrnn sona kadar ekeceini biliyor ve alt bu yapma yoksulluk altnda ezilmekten nerdeyse ezik bir mutluluk duyuyor ve vnme duygularna kaplyordu. Kadnlarmz kle deil artk Erkeklerimiz dost sevgili ii diye yazmt sonra. 567 Kadnlarn kle olmad kendi asndan bir para doruydu. Ekrem leli beri evilerini daha az zaman vermeye balamt. Yemeklerini ocuklarla okulda yiyorlar, akamlar da ounlukla ayla kahvalt ediyorlard. Bylece kazand zaman kuramsal kitaplar ve nn duyduu ya da eline geen romanlar byk bir alkla okuyarak geiriyordu. Ama okuduu kitaplarda onu en ok ilgilendiren blmler st yapyla ilgili olanlard. i snfnn siyasal egemenlii gerekleince st yap kurumlarnn alaca deiiklikleri sabrszlkla, neelenerek ve coarak okuyor, sonra da yaama ve olaylar hakknda kendisinde garip ve ar bir gvenin belirdiini gryordu. Erkeklerin dost, ii ve sevgili olular hakkndaki kans bira-zyla bu bilgilerden geliyorsa, bir blmyle de partide tand, tanmaya alt ii, aydn, rencilerden olu mu yelerin onda brakt izlenimlerdi. ilerin kendi aralarnda insan ilikilerini yeni bir gzle ve insana en az ac verecek, en ok da mutluluk verecek bir biimde dzenlemeye altklarn gryordu. Gerek yaamada bu kadar belirgin olmayan ve insanlar gene zntlere, aclara boan ilikiler partinin iinde bambaka bir grnmdeydiler. Bu yzden de Glsm iirin bir yerinde: Ruhumuzu yeni batan onaryoruz demiti. Kaba saba ellerimiz ve zentisiz st balarmzla Glsm'n kendi elleri de kaba sabayd ve artk st-ba zentisizdi. Kendini byk bir itenlikle ii'nin yazgsn paylaan bir aydn gibi grd iin, iirini yazarken de ayni itenlikle gven ve sevin duymutu. Sonra: Bamz boynumuza gmlm Omuzlarmzda sorumluluklar Ama hayr te yeni batan douyoruz. diye yazmt. Bunlarn her biri de kendi asndan gerekti ve bir iirin tamas gereken cokuyu tayordu. Glsm, yapayalnz, ba omuzlarnn iine gmlm olarak ve ocuklarnn, evinin sorumluluklaryla, sonra da devama balad parti almalarnn sorunlaryla hem aynen byle yorulduunu, hem de bu yorgunluktan silkinme, dorulma olana bulunduunu sanyordu. iirin en sonunda da ii ocuk_ 568 ' ' larnn oalmas gerektiini belirterek: Karncalar gibiyiz Dnyay yeni batan kuruyoruz. diye yazmt ve en ok bu son iki dizeyi belirterek iiri yksek sesle birok kez okumu, hepsinde de cokulu gzyalar dkmt. Sonra da ocuklarna okutmutu. Onlar anneleri ne yaparsa yapsn her zaman en iyi eyi yapacana inandklarndan mutlu bir glmsemeyle dolu olarak: ok gzel anne!.. demiler ve bir daha da iin ucunu aratrmamlard. Genel bakan iiri il ynetim kuruluna vermi, onlar da bunu o gece Glsm'n okumasn kararlatrm ve ileye bildirmiler. Glsm'n

evinde telefon olmad iin o gece bunu haber alamamt. Tb-Der'i ararken yazarlar sendikasnn bulunduu yere doru giden Halil Frat'la karlat. Yannda kars da vard airin. Onun elini her zamankinden ar bir saygyla skarak hemen kendisiyle ilgili bu yeni haberi bildirdi. Halil Frat: ok sevindim! dedi. Sizin iir yazdnz bilmiyor dum. ok yeni, birka gnlk bir gemiim var. dedi Glsm utanarak. Hi ummuyordum onun benimseneceini. yidir iyidir. Srdrn bu ii... diye yreklendirdi Halil Frat onu. Ben sizde her zaman bir air sezgisi ve duyarll grmmdr. Krkndan sonra iir yazlr m efendim... Glsm bunlar sylerken utanyor gibi glmsemi-ti ama aslnda bu ani baarnn etkisiyle ba dnyordu. Kendisini Halil Frat'a her zamankinden daha yakn ve dost hissetti. Onlara eski ekingenliini yenmi rahat bir yzle bakyor ve ark syler gibi uyumlu ve kendisinin de houna giden bir ksk, dolgun sesle konuuyordu. Yazlr yazlr... Sizde o birikim vard. Bir parti militan olarak bunu deerlendirdiniz. Sosyalizmin bir amac da budur. nsann gizli kalm yeteneklerini ortaya karmasna olanak verir ve salam kiilikler yaratlmasn hazrlar. Glsm Halil Frat', hi de kendi yeteneklerine inan 569 myarak ama inanm grnerek dinliyordu. Balangta politikaya kar duyduu ekingenlik de bugn kendisinin bir sanat olabilecei konusunda duyduu ekingenlie denkti. Bununla beraber... dedi Halil Frat, Bugn sizi bu yryte grmekle ok sevindim. Bugn burada greceim her aydn yreimde saklayacam. Halil Frat hogrs, dayanma yetenei gl, yal, bir adamd ama btn aydn ve ii eylemlerini yazlaryla, ya da aralarna katlarak destekliyordu. Bu yzden onu hemen herkes kendisine yakn bulur, onda ne zaman olursa olsun aradklar sevgiyi bulacaklarn bilir ve ok kii kiisel kmazlarnda ona koar snrd. Yanndaki kars onlar byle konuurken srekli glmsyor ve kendine gre saf ve yapmacksz bir dostluk gsteriyordu Glsm'e. nsan bu karkocanm hi mi aile sorunu, kiisel derdi ya da kmaz yok diye dnmeden edemiyordu. yle anlayl ve neeli bir grnmleri vard. Glsm onlardan ayrldktan sonra kendi derneini buldu ve okulundan birka arkadann el sallamas, armasyla onlarn arasna girerek yerini ald. Kalabaln bir ucu Yldz'a kadar uzanyordu. teki ucunun Taksim'e dayand syleniyordu. Biraz yryorlar, bir ara hzlanyorlar, ndeki dernek ya da sendikayla aray kapatyorlar, ya da ok sknca durup saatlerce sren bir bekleyie koyuluyorlard. iler gvenlik nlemi olarak ellerine kk bayraklar almlard. Bu bayrak ve flamalarn ksa kaln saplar vard. Gerektii zaman kullanlabilecek salamlkta olduu grlyordu bu sopalarn. Bu bekleyiler srasnda iiler yer yer davul zurna alarak eleniyorlard. Yanlarndan geen meslek derneklerini alklyorlar, yazarlar birliine el sallyorlar, bu eylemde onlarn da pay olduunu, onlarn da kendi yanlarnda olduunu grmekle gven ve sevin duyduk-^ larn belirtici cokular gsteriyorlard. Bir ara yeniden durdular. Saflar kimi zaman dalyor, azalyor, oalyor, yeniden diziliyor ve koar adm ya da ar ar yrnerek Dolmabahe'ye doru akyordu. Durduklar bir srada Parti ile bakan, retmen derne 570 ginin kalabal iinde Glsm' buldu. Yakasnda krmz karanfil vard bakann. Bayrammz kutlu olsun diye elini sktktan sonra: Sizin evden geliyorum. dedi. Oullarnz sizin yryte olduunuzu sylediler. iiri kendiniz okuyacak-msmz. Size iki de davetiye braktm. Gece erken

orda bulunmaya aln. Biz kapda ya da oralarda bulunacaz. Beni gremezseniz, bizim ocuklardan birine sylersiniz, sizi gsteride grevli sanatlarn oturduu yere gtrrler. Sonra gene bayrammz kutlu olsun. diye belirgin bir cokuyla dinlemi, ordan uzaklat. Kendisi mhendisti, kars da avukat. Mhendisler birliini aramak zere o uzaklarken kars da avukatlarn bulunduu blgeyi bulmaya alyordu. Bu arada sendika tarafndan baslm katlar ulamt ellerine. Bu katlarda sylenecek marlarn szleri ve kullanlacak sloganlar yazlyd. Btn retmenler ellerindeki katlara baka baka 1 Mays marn ya da teki lkelerin ii marlarn sylemeye alyorlard. lerinden birisi bir ara akalaarak kendi durumlarn eletirdi: Yahu biz ne biim adamlarz. Yryte bile ellerimizde katlar var. Kmelerin iindeki gen kzlar, gen erkekler ve iiler ne zaman rendikleri anlalmayan marlar alacak bir dzenlilikte sylyorlar, sloganlar haykrmaktan yorulmuyorlard. Taksim'e ulatklarnda yry balayal drt saat olmutu. Mikrofonda grevli biri alana ulaan btn dernekleri birbirlerine tantyor ve alandaki yerlerine yerletiriyordu. Yol boyunca sralanm eli flamal iiler burda da alann evresini kuatmlard. nsana gven veren ve dostluk balarn glendiren bir insandan duvar dlar. Glsm, Opera binasnn nne aslm dev boyutlu ii kadn ve erkek resmini grnce gene gzlerinin yaarmasn nleyemedi. Acaba diye dnyordu, nsanlarn aclarndan kurtulular iin daha ka yl gerekecek. Kadnlar ve erkekler ne zaman byle kollarn gkyzne uzatarak dik 571 balar ve gl, gzel bedenleriyle yanyana ve omuz omuza dikilecekler... Sonra, birtakm dler peinde olup olmadn dnmeye koyuldu. Mutluluk hi kukusuz bu kadar kolay deil. diye dnd. Bu snfn kendi ahlk beliriyor, kendi lleri ve yarglar beliriyor ama onun dnda kalanlar, kalm ve kalacak olanlar gene harcanacak, ezilecek, yalnzla decekler. Belki onlarn arasnda da her ey yolunda gitmiyecek. Onlarn -iilerin- yaamalar da birden gllk glstanlk olmayacak. Ama hi kukusuz mutlulua doru giden yol budur. Alana btn dernek ve sendikalar yerleince saflar dald ve kart. imdi kalabalk birbirinin iinde ve birbirinin yanndayd. Glsm bu arada tand yazarlarn birounu yaknnda grmekten kk bir aknlk duydu. Sonra bu olaya alt. Eskiden yazarlar ve airleri grebilmek ve alkl-yabilmek iin edebiyat matinelerine koardk. imdi onlar iimizde grebiliyoruz. diye dnd ve bu dncesiyle birlikte kendi hesabna bencil bir sevin duydu. mer'i, Berna'y, Fahamettin'i, karsnn lmnden sonra Fahamettin'le evlenmi olan Nurten'i -Nurten'in alana girerken, iilere sevimli sevimli el salladn- grmt. Sonra daha eve gitmek, iirinin bir kopyasn almak ve ocuklarla gece ne yapacaklarn konumak zorunda olduunu hatrlad. Yavaa kalabalktan syrld, Taksim parknn nne kt. Halil Frat'la kars orda durmu bir eyi tartyorlard. Bu geceki gsteriye katlyor musunuz? dedi Glsm her ikisine de bakarak. Tabi. dedi kars Halil Frat'n. Kocasndan ok gen olduu iin hi yorulmam gibi grnyordu ama Halil Frat'ta yorgunluun izlerini grd Glsm. Bir tuvalet aryorduk. dedi Halil Frat can skkn skkn evresine bakarak. Kars, kaygszca: Gideriz bir yerde karnmz doyururuz. Orda tuvalet de vardr. Sonra gsteriye gideriz. dedi. Hi eve dnmiyecek misiniz? Ge olur eve gidip dnmek, yollar da tkaldr imdi.

572 Burdan doru salona gidip iyi bir yer buluruz. dedi Halil Frat. Yz bir ara canlanm gibi oldu, glmsedi: Sizi de dinliyeceiz bu akam ha? Glsm birden iinden ykselen korkuyu saklaya-mad. Yz karmt: Vallahi ben... Korkuyorum. Alarm orda ben mutlaka... Zarar yok canm, alayn. Bunlar insan yaratl iin doaldr. Halil Frat'n yz gene ciddilemiti ve Glsm'e gven vermek istiyordu. Kars: Hadi hadi alklyacaz seni... diye kolunu skt Glsm'n. Sen eve mi gidiyorsun imdi? Glsm neden eve gitmek zorunda olduunu anlatt onlara ve koarak ayrld, yan sokaktan gelecek bir Aksaray dolmuu kollamaya balad. Polis panzerleri ve arabalar yan sokaklarda sessizce bekliyordu. Glsm onlar bu kez deil korkun, ilgi ekici bile bulmad. Onlarn olduu yne ban evirmiti ama onlara bakmyor ili'den doru gelen dolmular kolluyordu. Uzun sre bekledikten sonra orda birikmi olan drt kadnla birlikte taksi tutmaya karar verdiler. Burdan dolmua binmenin olana kalmam gibiydi. Dolmuta yanna den bir kadn nce kalabalktan yaknmaya koyuldu. Glsm o zaman, hi de konumaya gnl olmad halde ok doal bir ses ve davranla kalabaln anlamn anlatmak gereini duymutu. Kadna alanda toplanan yzelli bin iiden ve bu olayn neminden sz etti. Src ve teki yolcular ilgisizce dinliyorlard. Sonra sz dnp dolap ldrlen genler zerine geldi. Kadn, iilerin nemini pek anlayamamt ama Glsm'e katlr gibi yavalamt. ldrlen genlerden sz alnca, coku ve ilgiyle : Ne kadar yazk oluyor, ne kadar... dedi. Evlatlarmz gvende deil. Nerde nasl okuyacaklar. Okuyabilse-ler bile eksik okumu olmayacaklar m? Glsm o zaman kadna, ldrlen genlerin resimlerini tayan ve yrye katlm olan genlerden sz etti. Yryen bir mezarlk gibiydiler... dedi ve bu arada 573 sesinin titremesini nleyemedi. Bu ufack coku kprda-n kadna da bulamt. Kadn konuyla daha ok ilgilenmeye ve daha korkusuzca konumaya balamt. Srcden ve teki yolculardan gene ses kmyordu. Dikkatle konumay dinliyorlard. * ** Glsm o geceyi karmakark duygular iinde hatrlyordu. Kimi zaman derin bir utan duyuyordu. Kimi zaman iini ocuka bir sevin kaplyor, kalkp iir okurken ekilmi resmine bakyordu. Bir k ve kalabalk geliyordu gzlerinin nne. Sonra sesler, sesler... Alk, slogan ve mzik sesleri. Trkler, halk oyunlar, devrimci marlar, konumalar, iirler.. Sonra ok etkili bir konuma yapm olan genel bakan ayakta alklyan binlerce sosyalist. Elinde mikrofon, ou zaman gzleri kapal ve bir oyundaki rolnden dana fazla kvraklkla dnerek, eilerek, eilip dorularak N-zm'm iirlerini okuyan nl bir aktr... Bu ikisi karsnda yabanclk duygusuna ve utanca kaplmt Glsm. Bir Nzm, bir de o artc dereceds baarl ve etkileyici aktr karsnda. O ikisinin yannda kendi iirlerinin ve kendi okuyuunun ne kadar zavall, ne kadar zayf ve etkisiz olduunu dnmt. Nzm'-da ayaa kalkan, dakikalarca aktr ve byk airi ayakta alklyan salon onun nsz ad ve iiri karsnda kuku gstermiti. Bir de stelik bir yanl yaptn anlaynca yz kzaryordu. Utan ve teltan, sras geldii zaman antasndan yanma ald baka bir iiri karm ve bundan habersiz olarak mikrofona gitmiti. Herkesin susup bekledii srada bu yanl grd ama tekrar yerine gelip antasndan teki kad almasnn olana kalmamt artk. Tren balamadan nce Halil Frat'n yanma giderek her iki iiri de

okumutu ona. Halil Frat ikisini de beenmekle ya da beenir grnmekle birlikte lin beendii ve okunmasn istedii iiri okumasn enerdi, Glsm'e. 574 Glsm, uzun zaman iir kadn elinde hazr tut-tuysa da programn ilerlemesi ve kalabaln yava yava dalmas karsnda kapld umutsuzluk ve korkuyla kad antasna koyup beklemeye daha dorusu artk beklememeye balamt. Onu sraya almay unuc-mu olacaklard. Ya da programn ok ykl olduunu grerek karmlard. Bylece rahatlam olarak beklemeye balad srada yanna tanmad bir partili gelerek: Bundan sonra sra sizin dedi. Glsm iine gmld rahatlama duygusundan kurtulamyordu artk. Yapaca i gznde nemsizle-mi, kolay ve sradan bir i dzeyine inivermiti. O gece oullarn da gtrmt gsteriye. ocuklar kapda kendi okullarndan -Glsm'n eski okulundan- be alt ocukla karlamlard. Arkadalaryla salonun en st kat balkonuna kp vakit geirmeden sloganlar haykrmaya ve yanlarnda kme-lemi olan partili ve sendikal genlerden renmeye altklar 1 Mays marna katlmaya almlard. Glsm iirini okuduktan sonra salonun o yanm^ dan Sosyalist Trkiye sloganlar nlad bir sre. ocuklarn kimileriyle derslerde tartm olduunu hatr -lyarak bundan da utan duyuyordu Glsm. ocuklar orda retmenleriyle vndklerini belli etmeye almlard. Bir sre nce partiye ye olduunu rendikleri retmenlerinin peinden ve ona haber bile vermeden ile merkezine gitmiler ve kendilerinin eitilmesi iin il-deki partili genlerden yardm istemilerdi. Kendi oullar da bu ocuklar arasndayd ve kendiliklerinden, annelerine sormadan katlmlard partiye gidenlerin iine. O gece nasl salondan ktn, nasl ocuklaryla buluup, belediyenin hazrlad otobslerden birine bindiklerini hatrlamyor, hatrlamak istemiyordu. Otobste, bu kendisini tanyan herkesten kamak, saklanmak istemi, kendi kendine surat asm ve uyumay denemiti. Yannda oturan bir gen kz uyukluyordu rahat rahat. Onun gibi n sz ve rahat olmay bu gecenin cokusunu yaln ve sessiz bir adam olarak karlam olmay 575 ne kadar isterdi. Pimanlklar, iinde younlayordu. O gece eve dndkten sonra nasl uyuyabildiine, kendisine ok doal ve sakin baklarla bakan oullarnn bu kendisine kukulu grnen sakinliklerine nasl katlabildiine, hl a/ordu. Gene de birka gn sonra bu utan hafiflemeye balam ve yerini yava yava bir rahatlama, sonra da hafif bir gurur duygusu almaya balamt. Daha sonra, resmini gecenin teki sanatlaryla birlikte bir dergide gsterdikleri zaman dpedz sevindi. Kendisine dergiyi gsteren arkadalarnda da bir olaanstlk yoktu. Hatta iiri beenmi grnyorlard ve Glsm'e saygyla kark bir merakla bakmaya baladlar o gnden sonra. Glsm herkesin yznde bir alay, bir kuku, bir kmseme duygusu aramaya o kadar almt ki, bu tutum onu aknla dryordu-, Nerdeyse: Hadi beni eletirin. Kklm yzme vurun, benimle alay edin... diyecei geliyor ve ok karmak duygularn iine gmld akamlarda hemen gidip dergideki fotorafna bakyordu. Glsm nceleri partiye gelilerini seyrekletir-mi ve oraya gelmekten duyduu utanc, bu ac gerei kabul etmi olmasna karn, yava yava yeniden partiye gitmeye ve yeniden iir yazmaya koyulmutu. iirleri pepee dergilerde kmaya balaynca uzun zamandr yaamann hibir blmnde duymad ocuka sevinler duydu. Hopluyor, zplyor, baryor ve dergisinden iirleri kesip evin duvarlarna asyordu. Topuyla oynayan bir ocuk gibiydi byle anlarda. ocuk nasl topuyla oynarken dnyay anlamaya alyor ve bundan mutluluk duyuyorsa, o da iirlerini duvarlara inelerle tuttururken evresini ve evresinde deimeye balayan

yaamay anlamaya alyor ve bundan mutluluk duyuyordu. Bununla da yeni deiikliklerin baladn seziyordu kendisinde. ocuun tam ve kesin mutluluuna karlk kendisinde kukuyla yanyana bir mutluluk filizleniyordu. iirlerinin nce ona artc ve delice mutluluklar veren tepkileri oldu. Komular olan ok yal bir muhasebe memuru vard. Hi kimseyle konumayan bir adamd 576 muhasebeci. stelik Glsm'e her zaman kukuyla kark korkulu ve kaamak bir bak atar ve acele acele yanndan yryp giderdi. Adam herkese byle davranyordu ama Glsm onu sadece kendisine yle yapyor sanmt. Bir gn yolda karlamlard. Adam, Glsm'n onda ilk kez grd bir glmseyile: Glsm Hanm bir iirinizi okudum gazetede. Belki on kez okudum, bir kez deil. Sonra da kesip sakladm. Sizin air olduunuzu bilmiyordum. demiti. Glsm: Zaten deilim... diye yantlamt utanga utanga. Ama sonradan adamn szlerini ne bir ey ekliye-rek, ne de onlardan bir ey kararak, belki aylarca belleinde saklam ve o karlamay belleinde binlerce kez canlandrmt. Tand bir iki yal erkek ve kadn retmen, radyoda alan ve kendisini ok sonra tanyan gen bir kz da ayn eyleri sylediler. Kz da kesip saklam bir tanesini. Sonra o yl Tepeba'ndaki Tb-Der toplantsnda tantrld kadn retmenler, onlarn kocalar, onu tanmakla aknlk ve sevin belirtileri gsterdiler. iirlerini vdler. Glsm bunlar duyduu an delice bir sevince kaplyordu. Sonra sevinci duruluyor ve yerleiyordu. Bu durum bylece uzun bir sre etkisini srdryordu stnde. Glsm onlar dinlerken nasl aryor, sevincinden samalyor ilk tand bu insanlara acaip bir itenlikle hi gerei olmayan ayrntlar anlatmaya balyorsa, bu sevin biterken de buna benzer bir ac ve arpc bir mutsuzluk duyuyordu. Bu mutsuzluu da, iirlerini beendiklerini syleyen bu bilinmiyen, bilinmiyecek yaln insanlara duyduu gvensizlikten geliyordu. Bu gvensizlik iin kendisini suluyor, kmsyor ama bu duygudan bir trl kurtulamyordu. Onlara iinden, her ansnda sevgiler yadryor, onlara sarldn, onlara en gizli dertlerini anlattn, onlarn dostluklarna snmak istediini tasarlyor, bunu bir sahne oyunu gibi imgesinde dzenliyordu. Gene de byle insanlarla karlamalar, bu trl szleri duyular oaldka iirlerine kar duyduu gvensizlik de oalyordu. Bu kez, kendisinde bir sr sanat eksiklikleri, yetersizlikleri bularak durumunun ne denli gln olduunu dnmeye bal' 577 yordu. Hatta bir kez, Parti'ye giderken yolda Halil Frat'a raslamt. Onunla bir sre yolda birlikte yryp: Benim iirleri okuyor musunuz hocam? Nasl buluyorsunuz? diye sorduunda Frat: Okuyorum. yi iyi... Bir canllk var... demiti. Bu szle iyice pekiti kendisine kar gvensizlii. Oysa ilk iirlerinden birisini okuduu gn Halil Frat ayaa kalkm, elini skm ve onu yanaklarndan pmt. Halil Frat'n evinde konuktular Glsm iin esiz deerdeki bu olayn getii gn. Bu duygusunu zmlemeye giriti bir sre sonra. iir yazma ii kendiliinden gerilemi, yavalam ve bitmiti. Acaba n tutkusu mu balyor bende? diye dnd zamanlar geride kalmt. imdi, eskiden hi okumad iir dergilerini merakla ve alc gzle okuyordu. Kendi ksack iir serveninin hi kimseye bir yaran olmadysa bile ona yarar olmutu. Onu amaz ilgili ve tutkulu bir iir okuyucusu yapmt. n tutku suna yakalandn sand gnlerde kendi kendini yle savunuyordu:

n tutkusu... Kt bir tutku mudur yani? Kimseye zararm yok. stelik lkeme yararm var. Kt bir i peinde komuyorum ya, urada oturmu eek gibi alyorum... Elbette bunun mutluluunu da yaamak istiye-ceim... Sonra kendi kendisine, yapmadn syledii kt ilerin ne olduunu soruyordu. Kimseyi smrmyorum. Smrye ara olmuyorum. Kimseyi mutsuz etmiyorum, almyorum, erkek peinde komuyorum... Bunlarn hepsinin de yerli yerinde sylendiinden kuku duyuyordu gene de. Erkek peinde komamak bir erdem miydi? almamak elimizde olan bir drstlk myd? Kimseyi mutsuz etmemi miydi? Ekrem'in onun son gnlerdeki souk ve dmanca baklar altnda l geliyordu gzlerinin nne o zaman. Sanki Ekrem kanserden deil de Glsm'n, bu tek sevdii ve boyuna elinden kaacak, kendisine olan sevgisi bitecek diye korktuu kadnn souk baklar ve fkesini belli eden dav 578 cuuu a.>iLi\a, uniuu. OU1UUIUJC itlity yum? Hi mi kimseyimi duygusal bakmdan smrmyor-muyum? Ya ocuklarma gsterdiim sert davranlar, apansz fkeler, onlarn onurunu krc boallar, haykrlar... Ona yle geliyordu ki artk n korkulacak bir eydir, rahatsz edici bir eydir, ruhu sakatlayan, duygular yaralayan bir eydir. nn ardnda mutlaka byk hakszlklar, bencillikler, itenliksizlikler... yatyordur. Sonra ne kar hakszlk etmekten kanmaya alyor ve silkiniyordu. Gene de devrimi asl hazrlyanlar olarak bu baranlar, fedakr ve kahraman olduklar bilinenler dnda, sessiz ve silik, kiisel rpnlarna gmlm ynlarn varln gryordu. Sosyalist bir devrimde herkes yer kapmaca oynarken onlarn, bu hi dikkati ekmeyen ve kmsenen bartl kadnlarn, kendi halinde yumuak ve iyi erkeklerin dmelere basacan, alterleri ekeceini dnyordu. Bu hibir ey yapmam gibi grnenlerin... zel yaamalar, kahramanlklar, zgecileri gazetelere, kitaplara, dergilere gemi-yenlerin... Onlar yaamann akn kitlelerin ruhunda yatan doal yaratclkm itisiyle dzenlemek isterler. Dzenleyemeseler bile en iten rpnlar iindedirler. rpnlar gerektir, acldr, kimi zaman yenilgiyle biter, kimi zaman delice mutluluklar vardr bu rpnlarda. Glsm, byle dnrken hep Sevda'y, Mehmet Meric'in eski karsn ve onlar gibi bir sre herkesi ilgilendirip sonra unutulanlar da dnyordu. Bunlar yaamann yenilmileriydiler belki, gszleri ve unutulanlarydlar. Ama devrimin gen duygular onlarn yenilgileri ve gszlklerinden hz alarak yeeriyordu. Her yenilenden, her ezilenden sonra bu yenilgi ve ezilie kar nce kk kk balayan, hi balamam grnen bir canlanma, bir yenilenme oluyordu. Bu, yaamann gerek olgular, belki romanlardan, yklerden, iir ve teki rnlerden de etkiliydi. nk milyonlarca insan ilgilendiriyordu, yaamann kendisini ve en kk nn ilgilendiriyordu. Yaama gcyle ortaya kyor ve istekleriyle, drtleriyle besleniyordu. En nemlisi de bunlar 579 * Partide eitim almas vard. Glsm ary ald zaman hep partiye gitmiyecekmi gibi uyuuk duyard kendisini. Ama gn ilerleyip de akam olunca kendir-liginden bir tela kaplr, ocuklara yemek hazrlamak, giyinmek, bu arada yokluunda kabilecek bir sorun iin ocuklara uyarda bulunmak zere odadan odaya koumaya balard. ocuklar nce, kendileri de partinin genlik koluna gidip geldikleri halde: Yaaa!... Gene mi parti!... diye honutsuz honutsuz sylenirler, sonra: Anne ge kalacaksn... diye kendileri daha byk bir tela kaplrlar, en sonunda da annelerini perek uurlarlard. Artk sokaa knca gidi kolaylayor ve Glsm evin kapal ve kk dnyasndan kp topluma alan bamsz bir insann tatl zgrlk duygularn yaamaya

balyordu. ounluk, zellikle k gnlerinde ne gidi iin, ne geli iin, stanbul'un en u semtlerinden biri olan bu blgeden kolay kolay tat bulabiliyordu. Ama bir kez sokaa zgrce setii bir i iin km bulunuyordu ya, kendini son derece yaln ve dengeli bir mutluluk cokusuna usul usul kaptrdn sezerdi. Hele partiden dn daha da keyifli ve sevinli oluyordu. inde ge kalm olmaktan, ocuklar merak etmekten, o saatte kendisini sokakta grecek komulardan birinin hakknda neler dndn hesaplamaktan ve bunlarla savamaktan gelen bir tedirginlikle kark olurdu bu sevin. Gene de bu eski koullanmalardan dncelerini ve duygularn syrmaya alyordu. Her yan saran faistlerden, yalnz oturan bir kadn olarak belli belirsiz bir ekingenlik de duymuyor deildi. Gece yarsna yakn, evine dnerken karanlkta kstrlabileceini, evine ktlk yaplabileceini de arada bir dnyordu. Bu yzden, belki de baka nedenlerle Partiye gidip geldiini evresine daha sylememiti. Onlar tarafndan ne kadar sevilse de anlalmyacandan, kukuyla karlanmaktan, ya da tam tersine vnm olmaktan ekiniyordu. Hani 580 mauaymarm gogsune takarak kahveleri dolaan ve taklmalarla, hogrlerle ama sempati duygularyla karlanan sava gazileri vardr, onlarnki gibi yadrg bir etki yaratmak da istemiyordu. Oysa altlarndaki bakkaln olu devrimciydi. Yanlarndaki tamirhanede ortak-lamac olduunu syleyen bir ii vard. Alttaki kirac Ecevitci bir yourt yapmcsyd. Ama gene ayn tamirhanede, ok sessiz, iyi yzl, kendi halinde bir ustann da zorunlulukla MHP'ye kayt olduunu renmiti. Partiye gidilerini nasl doallkla sylemek gereini duymamsa, ayn. doallkla sylemek gereini duydu bugn. Bir akam kapda raslad Ecevitci yourtunun kars ahbapa nereye gittiini sorunca: Partide toplant var. Oraya gidiyorum. dedi. Kadm yar anlam, yar anlamaya alr, glmsiyerek onu uurlad: Hadi gle gle... Sonra da bu olay unuttu. Kocasna bile sylemedi. nk kocas bu alkan, sessiz, zgeili karsn, giyi-: niinden, okumamlmdan tr pek beenmediinden biraz da bunu ilerini tek bana evirme zorunluuna ve zorluuna balayarak ge gelirdi eve. Eskiden partinin kapsndan ieriye girer girmez, her eyin deitii izlenimlerini yaamaya balard: Partinin bulunduu hann karanlk merdivenlerini karken yrei yorgunluktan arpar, skr, biraz ekingenlikle, ounlukla ak duran kapdan ieriye bakar, bir yandan selm verirken herkese, bir yandan davranlarn arr, antasn nereye koyacan bilemezken stndeki paltoyu ya da ceketi karmaya, ayn zamanda bir yer bulup oturmaya kalkrd. Bu yzden de btn bu davranlarn sras karr, birbirine girer, onu kendinin de ayrmlad ve utand bir acemiye evirirdi. Ama ordakilerin ou kendisi gibiydi. Duvarlarn nndeki iskemlelere dizilerek sessizce, utanga utanga oturur, dergilerini, gazetelerini okur, masann zerinde duran kitaplar kartrr ya da i odada bakanla, sekreterle, teki grevlilerle yava yava bir eyler konuur, denti yatrrlard. Bir sre sonra bu ekingen grnl, silik grnl adamlarn nasl kuramlar salamca rendikle 581 , Kavrau&.ar cuicu. A.uu.cca ve ucuuaaaiclarda bu gen ya da orta yal iilerin nasl korkusuzca ve alkanlkla konutuklarna, tartmalara katldklarna bakar bakar aard Glsm. Kendisini bilgili bir aydn sanp ne kadar sayg gsterdiklerini hatrlar, kendi bilgi ve konuma yeteneinin onlarnki yannda acnacak kadar az ve akcklktan uzak olduunu grr, ezilirdi oturduu yerde. Sonra sonra bu saygnn bilgili bir aydna gsterilmekle birlikte, ilerinden ktn sandklar bir sanatya, bir kadna, ya da salt bir arkadaa gsterildiini anlad. Bir tanesi bir gn yanma oturmu, iirden sz am

ve Glsm'e, bir dergide yaynlanan son iirini ok beendiini sylemiti. Kendisi de iir yazyormu. Adama o gece hayranlkla bakmt Glsm ve ayn gece onun pekl yakkl ve ekici bir erkek olduunu ayrmlamt. Birka dakika yanyana oturmaktan mutluluk duydular. Ayn gen, bir gece de neriler arasnda: Edebiyat saatleri ve eitimi yapmalyz arkadalar demiti. Bizi sanata ve kltre yabanc, isteksiz, kuru ve bo adamlar sanmasnlar. Bizim de bu tr ilgi ve gereksinimlerimiz var. Belki aramzda pek ok yetenek var ki byle bir eitim ya da olanak bekliyorlar... Ne var ki Parti'nin kuruluu daha ok yeni olduundan ve bir sr ii en ksa zamanda yapmak zorunluluundan bu edebiyat, sanat almalar daha rgtlenememiti. Glsm gitgide Partiye girerken daha alkn, daha soukkanl, daha rahat olduunu anlamaya balamt. Parti hakkndaki o takn bir cokuyla bulanm grleri zamanla durulmu ve yerlemiti. O zamanlar bu kapdan ieriye girdiinde insanlarn ve dnyann deitiini sanrd. Sanki btn dedikodular, btn pis ve korkun olaylar, btn insana kar davranlar, alkanlklar bu kapnn ve insanlarn dndaym gibi kendisini bir dler dnyasnda sanyordu. Oysa deiikliin yava yava kendi duygularnda balam olduunu ayrm-lad sonralar. Olaylar, yarglar, sorunlar deimiyordu, kendi duygular, burdaki herkesin duygu ve dnceleri deiiyordu. Gene olaylarn iinde, gene sorunlarn iinde, aclarn ve bu smsk balarn ortasndaydlar ama 582 onlar am gibiydiler. Onlar iin onlar am gibiydiler. Ne 16 haziran ii olaylarn anma gn, ne Kbrs ve Ege sorunu, ne M.C'ye kar tutunulacak politikann grlmesi geri braklm deildi. niversitelerin almasndan da lmlerin yeniden en kanl biimde srdrlmeye balanmasnda da, Beyrut savalar ve Tel Zaatar olaylarnda da her eyin iindeydiler. Bir gn Partiye bir konuk gelmiti. ocuk Dou Ana-dolu'luydu. stanbul azna uzak bir konumas vard ama toplumcu bilgileri ylesine benimsemiti ki sz alp da konumaya balaynca onu izlemekte glk ektiler. O kadar hzl konuuyordu. Bana kalrsa bizim sorunumuz yabanc ittifaklardr... diyordu. Henz anti-emperyalist sava bitmemitir. zmit'ten birka yl nce gm olan eski iilerden Musa ona: Bizim elikimiz ii snf ve sermaye arasndadr. dedi. Biz anti-emperyalist sava baaral ok oldu. Tmyle deilse de yeteri kadar demokratik zgrlklerimizi aldk. Uzun boylu, esmer, yakkl genci buna inandrmak g oluyordu. iler onu yadrgam grnyorlard. Konumalar uzadka birbirlerine bakp byk altndan glmeye hazrland birka ama ou genci dinlerken alabildiine dikkatli ve ciddydi. Hele genler ona iten bir sayg gsteriyorlar ve anlalmayan bir yeri varsa, konu-* masn amaya alyorlard. le bakan biraz sert ve can sklm gibi kesti gencin szlerini. Artk bu konunun kapatlmasn istiyordu. Zaten konularyla da bir ilgisi yoktu. O gece Ege sorunu hakknda bir arkada aklama yapm, tekiler de sorular sorarak, tartarak konumay geniletmilerdi. le bakan: Halklara zgrlk yanl bir slogandr. diyordu. Halklarn zgrl, Yurdumuzun ve halkmzn kurtuluuna bal bir sorundur. Onlardan soyutlanarak dnlmemelidir. yleyse bize, bunun yerine kullanacamz baka bir slogan verin... diye tutturdu gen. Konuma uzayp du 583 ruyordu. Glsm de ocuu yznde baka anlama ekilecek en kk bir kprt olmamasna dikkat ederek dinliyordu. Bu toplumcularn byk bir say-* sini meydana getiren genlerin gerekten partiye katlmasn r.stiyor, bunun bir yolunun olmasn diliyor ve ner-deyse hemen orda bir

zme ulalabileceini umuyordu. Ama bir anlamaya yarlamadan konuma bitti. Hatta bir ara genci hafif yollu azarlad birka partili. nk gen Partinin boa krek ektiine dair bir eyler syleyivermiti hi tedirginlik duymadan. Partiye hakaret etmeyin. dedi gen bir partili. Bakan da ayn uyary yapt biraz krgn bir davranla. Herkes sokaa ktnda genler doulu genle tarta tarta yrmeye balamlard. Glsm koar admlarla onlarn yanndan geip trene doru giderken daha kapanmam bir tatlcya dalarak ocuklara bir eyler almak istedi. imdi onlar uyumamlardr: Bize ne getirdin? diyeceklerdir anneleri gcrdyan hantal kapy aarken ve koarak boynuna sarlacaklardr. DGM nin yasalamasn nlemek iin iilerin bir haftalk direnie girmelerinden nceydi. 1 Eylln dnya bar gn iln edilmesiyle birlikte birok demokratik dernekle birlikte parti de bu gne etkinlikle katlma karar almt. O gnn gecesi, 1 eyll bar gn afilerini duvarlara yaptrmak iin iki kee iinde apansz bir rgtleme karar alan Parti, pazar gecesi youn bir afi-leme kampanyasna girmiti. Glsm'n evinde telefon olmad iin bu kampanya kendisine haber verilememiti. ledeki grevli arkadalar gece hi uyumadan ve eitli gln ve skc tepkilere kar gelerek afilemeyi baaryla srdrmlerdi. ili Devrimi ve Allende'nin ldrlme nedenleri konulu eitim almas iin ar alnca hemen Partiye kotu Glsm. Biraz erken gittii iin arkadalarn, konumadan nce gene duvar dibine dizili sandalyelere oturmu, yava seslerle syleirken bulmutu. Bu gece partide drt tane de kadn vard. Bu kadn 584 says kimi zaman ikiye, bire iner, kimi zaman bee altya kard. Birisi, bir retmenin karsyd. Boyasz yzl, yaln giyinili, pantolonlu bir gen kadn. Evde kk bir ocuu varm. Birisi yal, zayf, sevimli ve ok etkin, eski bir ye, Fato... Bu yal kar koca partinin ilk kuruluundan beri almalarn aksatmadan srdren ok inanl, yaamalarn da ona gre dzenlemeye alm yaln yaayl, birbirlerine alacak bir ballkla dayanm bir kar kocaydlar. Birisi de eski yelerden ve hl etkinliini srdren bir doktorun karsyd. Gzel ve alml bir kadnd ve btn konumalar dikkatle dinlemeye alrd. Kocasnn inancna, kocasna duyduu aka yakn bir inanla balanm gibiydi ve partiye gelen bir kadnn kesinlikle yaln ve kadnca sslerden uzak olmasnn hi de kesin bir kural ya da zorunluluk olmadn gsteriyordu giyiniiyle. Bana balad oyal kreplerin iri, mor ieklerinden gzn alamazd Glsm. O kadar gzeldi bu iekler ve kadnn pembe beyaz yzne de o kadar yakrlard. k sk ile bakannn avukat olan kars da geliyordu. Bir sendikann ve Partinin de avukatln yapan bu kadn da Glsm'n eski bir tand olurdu. Klyla, davranlaryla te'mizpak giyimli bir alan kadn havasn yanstr, zerinde arla kaan, yadrgatan hibir zellie raslanmazd. ki gece nce yaplan afilemeyle ilgili konumalar, gller arasnda Glsm geip yerine oturdu. En etkin yelerden biri olan Ali'ye taklyordu herkes. Ali polislerin afilerini alp, kova ve fralaryla birlikte onu nasl karakola gtrp bir sre alkoyduktan sonra salverdiklerini anlatyordu. Salverildikten sonra Ali afi aralarn almaya yeniden karakola gitmi, yeniden alkonulmu. Bu olaya Ali'nin kendisiyle birlikte, herkes glyordu. Yal, partili kadn: Bir kere ordan ktn m bir daha gidilmez Ali... diyordu. Birini yollayp aldracaksn. Burada genellikle yle bir hava olurdu ki, faizmden korkulmaz, yerine gre faizmle alay edilir genellikle faizm incelenir... te bu gece de faizmle eylenmek gerekmiti. Kimi yeler ve konuklar glmsiyerek

dinliyorlar, daha eski ve Parti havasna alkn olanlar hem ko585 nuuyor hem polislerle elenerek yksek sesle glyorlard. Ali saf saf bam iki yana sallyor ve utanga utanga glyordu olay anlatrken. En gen, en cokulu, inanl ve bilgili yelerden biri, Seluk yerinde bir sorun att ortaya: Byle almalar srasnda bir faist saldrs karsnda nasl bir nlem almalar, nasl rgtl ve bilinli bir biimde kendilerini korumalar gerekiyordu. Bu konuda, partinin yallar ve deneyimi bol olanlar, genleri konuturarak alnabilecek nlemleri saptadlar. Sonra bakan: Bu elbette nlemler dnlmesini gerektiren nem li bir konu arkadalar dedi, Yalnz biraz da yrek iidir. Yreinizle alacaksnz byle durumlarda. Yreinizdeki gce ve inanca gveneceksiniz... Bunu sylerken, bir siyasal Parti toplantsnda pek raslanlmyaca sanlan bir cokuyla sesi titremiti. Or-daki gen yal btn yelerin yrei de ayni cokulu yrek titreimleriyle doldu. Biraz nce Doktor da buna benzer cokulu bir konuma yapm, Parti'nin Ege konusundaki bir bildirisini eletiren gen, atak ve bilgili bir yeye, Osman'a karlk verirken onu nce biraz krar gibi olmu, sonra durumu kavrayarak bundan znt duymu, en sonunda da sevecenlikle Osman'n gnln alarak zr dilemiti. Glsm bu konumalar srasnda sakin kalmaya alt ama, kendini btn yreiyle, krlm gibi grnen Osman'n yannda bulmutu. Elinden gelse, cesaret edebilse, gidip Osman' avutacak, neelendirmek iin uraacak, ona elinden gelen btn sevgiyi ve yaknl gstermek istiyecekti. Kendisi krlm gibiydi sanki. Osman, yorgun, gen ve ocuksu yzn yere emi, bu bunaltc durumdan duygularn kurtarabilmek iin elindeki kd bkp duruyor ama ne kzyor, ne de baka bir tepki gsteriyordu. Bu srada Doktor o kadar gzel ve akc bir biimde konuuyordu ki herkes Osman' unutmu, onun anlattklarn dinlemeye koyulmutu. Doktor, biraz da kendi konumasnn gzelliine, gerekliine ve bilgilerinin oturmuluuna gvenen biri olarak bu konumann bysne kendisini kaptrm anlatyordu. Osman imdi Doktor'a sevgi ve hayranlkla bakyordu. Sonra, toplant dalacana yakn Gl586 sm iin ok nemli saylabilecek bir ey oldu. zmit'ten birka yl nce stanbul'a gm olan ortayal iilerden Musa, elini kaldrarak sz istedi. Ben dedi, Bir eyi aklamak zorunluluunu duyuyorum. Hibir afi almasn karmamtm imdiye dek. lk kez katlamadm bu pazar gn. Bunun da nedeni vard. O kadar hzl konuuyordu ki Glsm onu dinliyor ama anlamakta glk ekiyordu. Onun hem yz anlatmn inceliyor, hem konumasn dinliyor, hem de bu konumann ardnda yatan bir yky kavramaya alyor ve ancak bu yknn en nemli, can alacak szcklerini kavnyabiliyordu. Karm, benim Parti almalarma engel olmak ister. Bu yzden hastaland bile olur. O gece de engel olmak istedi ve bir bunalm geirdi. Onu brakp gelemezdim. Hastayd... dedi. Yznde sadece bu konumay bitirmi olmaktan duyduu rahatlk ve neden gelemediini aklam olmaktan gelen bir utanl gurur vard. Konumasn bitirdikten sonra hi konumam gibi durgun, nne bakmaya balad. O zaman Doktor nne geemedii bir duygulanmayla Musa'ya teekkr etti: Buras geri aile dertlerinin akland bir platform deildir ama bu aklamayla sen bize buray bir ocak gibi, bir aile oca gibi grdn anlattn. Bu, sevgiye dayanan bir gvenden geliyor. Sana bunun iin teekkr ederiz. Senin imdiye dek nasl inanarak ve hi aksamadan altn biliyoruz. Bu kez de haber verebilsen iyi olurdu ama bu mmkn deilmi. Seni anlyoruz. Karn da anlyoruz. O da, bilin dzeyi henz yeteri kadar yk-selememi bir arkadamzdr. Byle durumlarla karlamak her birimiz iin olaan saylmaldr. Tekrar teekkr ederiz.

dedi. Doktor'un btn orda olanlar coku ortaklna srkliyecek gl bir duygusal yaps ve bilgisi vard. Toplant dalrken zellikle anlad bunu Glsm. Yeniden kendisini oradaki herkese, en temel en ince ayrntlarla, yaamann en temel ayrntlaryla balanm duydu. Hibir eyden kopuk olmamann, yaamann iinde olmann verdii gven de vard duygularnn arasnda. Yaamadan ne aclar, ne holuklar, ne zorluklar iin kalabiliyordu. Tam tersine onlara yaklalyordu burdu.. 587 Musa'nn anlatt bu ksack ykde Glsm ne byk bir insan acsnn yattn grmt. Ama bu ac' ykc ve yok edici deildi. Musa kendisine elinde olmakszn aclar veren, ama kendisi daha da byk aclar eken kadn brakamyordu, silkip, ineyip geemiyordu. Onun acsn paylayordu. Bu ok zor, belki biroklar iin olanaksz olan eyi baarmaya alyordu. Burada bir insann yaamas, sal, duygularyd sz konusu olan. Toplumun basklar, yarglar ve lleriyle artlandrlm bir kadnn kurtulmaya alt, kurtulmak iin rpnd duygulard. Musa'nn kiilii ite bu aclarla olgunlayor ve byyordu. Belki hrpalanyor, yaralanyor ama mutlaka byyordu. Musa'nn btn yreiyle, kars ve kendisi iin, sevgiyle, duygu rahatlklaryla, cinsel doyumla ve btn bunlarla beslenen, toplumsal etkinliklerle dolu bir dnyann zlemini ektii belli oluyordu. Ama bunun iin ne tek bana mutluluklar peinde komaya hak tanyordu kendisine ne de karsn aclar iinde yalnz brakp uzaklamaya... Bu yeni bir ahlkn douu mudur, eski ahlkn can ekimesi midir? diye soruyordu Glsm kendi kendine. Bizde kadn duygulan, kadn dncesi feminist aamay gemeden boulmu ve imdi de gelip devrim alkantlarna dayanmtr. Burjuvazi kadnla erkei kar-karya getiriyor, diyorsunuz, doru ama ayn Burjuvazi erkei kadnn karsna karmyor mu? Feminist aamalar yapmayan, duygu ve dncelerinde hl klelii ve bamll tayan, kendini yalnz ve gvencesiz duyan kadnlar nasl devrimde erkeklerin yanma ekeceksiniz? Onlar alabildiine ekonomik zgrlklere de sahip olsalar paray ne iin, kimin iin harcayacaklarn bilmek istiyorlar. Yaamalarnda sevilen bir erkein bulunmasn, onun dostluunu, arkadaln yaknln aryorlar, cinsel doyum aryorlar. Bunlar toplumsal basklar ancak evlilik kurumu iinde gerekletirebilme olana veriyor kadnlara. Bu snr ineyen, bu yasalara bakaldranlar snrsz aclar ekmek, gl olmak, tpk kendisini basklar altna alan dzenin silahlaryla ayni silahlarla silahlanarak gl olmak zorunda 588 kalyorlar. O zaman duygular yaralanyor, saflk ve itenliklerini yani asl doal glerini yitiriyorlar. Glsm ite Musa gibilerin elinde eski ahlkn ldn ve yeni insann mutluluuna doru kap aan yeni ahlkn douunu gryordu. Kadnlar hrpalya-rak, ezerek, kar saflara frlatarak, bilimsel sosyalizme inanlarn sarsarak deil, yava yava, kadn ve erkek arasndaki sevgiye benzemese de bir insan sevgisiyle okayarak yeni ahlk hazrlyorlar sosyalistler, kadnlar bamszla hazrlyorlar. Her zaman bir rgte bal olduklarn, biliyorlar. rgte her davranlar iin hesap vermek zorunluluunu duyuyorlar. Kendileri iin insanca sevme lsn gzden karmayarak, bilinle, bu toplum dzeninin btn acmaszln kendi saflarnda olan herkesle paylayorlar. Sevda bir kez, Mehmet'i gz kapalca, delice, byk ve korkun bir tutkuyla sevdii, ona baland, btn dnceleri ve duygularyla onu yanstt gnlerde Gl-sm'e yle demiti: Bir sosyalist iin merhamet gstermek ayptr... Glsm nce bu sz ok grkemli ve cesurca sylenmi, yeni bir duygunun anlatm sanm ve susarak Sev-da'ya bakmt. Sevda'nm yznde, o gzel ve yumuak izgilerine hi yakmyan bir sertlik vard o gnlerde. Kim syledi sana bunu? diye kukuyla sormutu sonra Glsm.

Hiii... Bu byledir. Merhamet ayptr. Ancak savamak gerekir. nsanlar acnacak durumlardan kurtarmak iin. Bunu syleyen Sevda acnacak insanlar iin hibir savaa girmemiti gene de. Kiisel mutluluunun doruklarna trmanmt. En acs, da ayn acmaszlk ukuru iinde, hi de fazla zaman gemeden, olaylar kendisini bomulard. Gene ayni gn Sevda kendi ocuklarm bir otobse bindirerek babalarna yolladn sylemi grltl bir kahkaha atarak Glsm'e ocuklarn otobse binilerini anlatmt. Yalnz, kk olann koltuunun altna sktrd bez ayyla otobse biniini ve annesine akn akn, sessiz sessiz bakn anlatrken sesi titremi ve gzleri dolmutu. Sonra bu duyguluun 589 dan alr gibi ocuk sevgisi konusunda gene Glsm' artan bilgilikler yapmt: ocuklar kedi yavrusu deildirler. Onlar okamak deil, onlara yiyecek bulmak, okutmak, onlar eitmek zorundayz. demiti. Bunu sylerken gzel yznde en ufak bir sevgi bile akp snmyordu. Youn bir tutkunun derinletir-diini izgiler vard yalnzca. Ve olaylarla gerekler bu ieriksiz, bo, yaamaya uzak, yaamaya ters szleri ve davranlar yznden ve ayni kendi acmaszl ve ky-clyla onu cezalandrmt. Sevda, bir okayc elin dokunuundan uzak, bir sevgi dolu bakn scaklndan yoksun, yapayalnz bir lmle uzaklamt bu kmsedi-i gerekler dnyasndan. Sylediklerine gre Mehmet, Sevda'nn lmnden sonra onun lmyle ilgili, bir insann bitmi olan yaamasyla ilgili bir tek sz sylememi. Yalnzca: nm... demi dudaklarn incelterek ve gzleri yaararak, Benim nmle oynad... Benim bunca yl, acyla, yoklukla, yalnz, tek bama yreimden kan szarak kurduum, yarattm 'n" mle oynad. Mehmet'in korktuu gibi olmad oysa. Bu lmn stnden bir yl gemeden yazd yeni bir roman, umulmadk bir n kazand. Beklenmedik bir n... Eski nn de geen bir n... Hasan, yeni kurduu yaynevi iin geni bir reklam kampanyasna gemi ve ilk bast kitap da Mehmet Meric'in roman olmutu. Yaynevinin bal olduu ila firmas bu arada bir de magazin gazetesi satn alarak ona yeni bir biim vermeye alyordu. Bu dergide, zenginlikle yoksulluk, ileriyle geri yanyanayd. Elenceye, modjaya, ev hayatna, milyonerlerin yaamalarnn konu edildii dedikodu sayfalarna blnm ok satl bir dergiydi bu. Sayfalarnda dm kadnlarn, ocuunu terkeden analarn, metresiyle, yakalanlan erkeklerin tehir edildii, byk boyutlu fotoraflarla, renkli, gzel ekilmi fotoraflarla sergilendii ok ilgin bir dergiydi. Bu dergi, kitaplarn reklam iin de kullanlyordu. Halk kendi yaamasnn eitli blmlerini ve olaylarn kendisine olduu ' gibi yanstan bu dergiyi alp okuyordu. nl arkclarn, iadamlarnn, oyuncu 590 larn, kendisine yabanc olan herkesin de kendisi gibi ayrldn, evlendiini, hastalandn, ldn, ocuklarn yitirdiini, yeni ocuklarn doduunu haber alyordu ama gene bu dergiye bir kzgnlk duyuyor ve dergiyi okur okumaz orada olup bitenleri unutuyordu. Orada, dertliler stunlarnda, mektup yazp kendi derdi iin bir umar soranlara birtakm kadnlarn ya da erkeklerin tek tek cevap verdiklerini gryor, yol gsterdiklerine tank oluyordu ama dertler bitmiyordu. Kendi dertleri hi * eksilmiyor ve ounlukla halk gene kendi umarn kendi deneyimlerine, kendi gcne, kendi yaratlna uyarak ya da kendisi gibi yapanlardan rnekler alarak bulmaya alnyordu. . Bu yzden Mehmet'in kitab da ilk aylarda yaratt byk ilgiyi bir sre sonra yitirdi. Onda kendisini grmek ve tanmak istiyen insanlar, kitleler, sadece her acnn stesinden gelmi, her gln altnda kalkm gl bir adam tanm buldular ve rktler. nsanlar artk yllardr ara verdikleri zledikleri mutlulua yaklamak istiyorlard. nk sevgisiz ve mutlu olma umutlarn yitirmi olarak

savalmyordu bile. Savata da insanlar mutlu olabilmek istiyorlard. Savan ieriinde vard bu. nsanlar canlandran, glendiren, kor-kusuzlatran ve geree yaklatran ey... Sevgi... Mutluluk gereksinimi... Artk insanlar nl, nsz, birbirlerine yaklamak, birbirleriyle kenetlenmek, birbirleri tarafndan anlalmak istiyorlard. Kat kurallarn, kat yreklerin, kat duygularn iinde tutuklanp kalmaktan usanm, ylm^-lardj.. Sava kendi yoluna giriyordu. Tpk bir sre yatandan taarak evresini sular altnda silip spren byk bir nehir gibi, kendi salam yatana dnyordu. Artk insanlar, iyilik iin savamak istiyen insanlar, devrime inanan insanlar zayf olmaktan, sevecen olmaktan, sevmekte-n, korkmuyorlard. Bunlar olmakszn savalar yarm kalyor, eksik kalyor, etkisiz kalyordu. nk insansz kalyordu. Kendilerini ve kendileriyle birlikte her eyi, herkesi, insan olmann, insan kalabilmenin de 591 gerini bilen herkesi, kendi yanlarna, kendi saflarna aryorlar, oalyor ve kalabalklayorlard. Glsm'n Ekrem ld leli kuruyan, suyu ekilmi bir aa gibi kuruyan ve canlanmak iin topra kazlsn diye, yamur yasn diye, kkne su verilsin diye, dallar budansn diye bekleyen bedeni kprdanmaya balamt. O kuru sert acmasz yarglarla hzl bir deiimle, hzl olaylarla geen aknlk yllarndan sonra insanlar yreklerinde de bedenlerinde sevgi kprdanlarn, ak belirtilerini her zamankinden ok ve her zamankinden daha hakl olarak duymaya balamlard. stelik bu yaa kadar duygusal sevgiyi, yreini mutlulukla doldurup tarabilecek bir erkek sevgisini de tanmam bir kadn olarak bu olay hem cokuyla, hem merakla, hem de tutkuyla bekliyordu. Duygular gelien yaamann belirsizlik ve glkleriyle savarken, bu savan yaratt canllkla iekleniyordu. Kimi zaman her eyi ok kolay yanndan grr, cokularn kapp koyverir-di. Bir deil birok sevgi birden bekliyordu, sanki. Yaamaya kar ylesine doyumsuz ve tutkuluydu. Zaman zaman evresinin, evresindeki herkesin yaamalarndan edindii izlenimlerle eitli isteklere kapld olmuyor deildi. Ama bunlar yaamasnn ancak drtte bir gibi az bir blmn alyordu. Tpk okuldaki retmen kadnlar gibi, bir erkei dnerek, bir erkee bal olduu iin, bir erkek-tarafndan beenilmek isteiyle yemekler yapmak, alverilere kmak, sslenmek, giyinmek ince ve ekici olmak-gzel olamyacam biliyordu-istekle-riyle dolup tayordu. Bir erkek yaknlnn scakln kimi zaman sade bedeninde deil, yaamasnn her dakikasnda buluyordu. Mutfann frfrl perdelerinde, konuk odasnn ii gl dolu vazosunda, yatak odasnn hafif kolonya kokan havasnda, hele temizlik yapt, yemek yapt, sonra o anda yapmas gerekli hibir iin bulunmad nadir anlarda evde her eyin varln gene de bir eyin yokluunu duyard. Kimi zaman da bu yoklua ve bolua sevinirdi. Bu daha ok, ilerinin bandan 592 akn olduu zamanlarda oluyordu. Parti arkadalaryla birlikte bir greve gidecei zamanlar, grevde kadn iilerle konuurken baarl bir sonu salyabilmise,.. Byle anlarda, ilk greve gidii geliyordu aklna. Topkap taraflarnda bir temizlik tozu fabrikasmdaki grevin yznc gn trenine gitmilerdi. Scak gne altnda halay eken ii kalabaln evreleyen baka bir kalabalk vard. Bunlar baka fabrikalardan otobslere dolarak gelmi olan kadnl erkekli iiler, yaknlardaki halktan be on kii ve Partililerdi. Yol boyunca iki sraya dizilmi olan grevli iiler, onlar ellerini skp ho geldiniz... diyerek ve sevinli, glen gzlerle, hatta borlu gzlerle karlamlard. Glsm, gene o andan balyarak sulugzl oluuna ierleyip durmutu. nk gzlerinin yaarmas iin sonsuz frsatlar km, ama evrede ondan baka

bu kadar duyarllk gsteren baka bir kii olmamt. nce Partiden bir kadn retmenle grev adrna girmiler, tahta sralara oturmular, bir sre arada bir birbirleriyle fsldaarak ama ounlukla susup evrelerine bakmarak beklemilerdi. Grev sahibi ii kzlar adra giriyor, gler yzle onlara hogeldiniz diyor sonra, sigaralarn yakarak, serbest ve neeli tavrlarla birbirleriyle konumaya balyorlard. Kzlarn ellerinde bol ve renkli resimler basm, magazin gazeteleri vard. Oy^a kendi ellerinde ciddi tannan birka gazete duruyordu. Bir ara yanlarnda oturan ok kk ve zayf bir gen kzla ve yal, iman bir erkek iiyle konumay denediler. nk onlar da Glsm'ler gibi yabancyd, grevdeki baka fabrikalardan gelmi konuk iilerdi. kisi de oka-dar utanga, o kadar rahatsz, o kadar durgundular ki Glsm'ler onlarla konuabilmek iin hayli zorlandlar. Onlarn fabrikalar hakknda bilgi edinip kz kadn iilerimin sorunlar zerinde bilinlendirmeye altlar. Kre sorununu anlattlar szgelii. Kz, bu sorunla hi yaknlamamt. Bunun gereini bile bilmiyordu ama dikkatle dinledi kendisine anlatlanlar. Yal ii de kulak misafiri oluyordu. Darda bir balamann eliinde ii marlar sylenecei haber verildii zaman yal iinin eline ellerindeki ii sorunlarn dan sz eden gazetelei tututurarak dar ktlar. 593 Partili ve sendikal kz ve erkek iilerin alacak b:r dzenle syledikleri ii marlarn dinlerken Glsm gene utanarak ve gzyalarn saklayarak alad. Hepsi de pantolonlu ve incecik bedenli gen kzlar yaln bir ciddilik ve ll bir cokuyla marlarm sylediler. Avusturya iilerinin mar sylenirken: Fabrikalarda biz, tarlalarda biz varz, biziz hayat yaratan... dizelerinde Glsm cokunun doruuna kyordu. Bunu da szleriyle birlikte marn zellikle bu blmnde ezginin ok ustalkl ve sanatl oluuna balyordu. Bu marlardan sonra bir halkevi topluluunun tiyatro blmndeki genler ortada bir oyun gsterdiler. Tmyle pandomim olan bu oyun, iileri ok heyacanlandrm-t. Glsm, zellikle o eline gazete tututurduklar yal iinin, bu oyun oynanrken, ierdeki rkekliinden ve yanlzlndan syrlarak, neeli neeli gldn, kendisini btn dikkatiyle oyuna kaptrdn ve iilerin savam kazandklar yerlerde tekiler gibi cokunca alkladn gryordu. Glsm'n bu grev'e iir okumaya armlard ama bu cokular arasnda Glsm byk bir rahatlamayla unutulduunu anlamt. Kendisini gecelerce uykusuz brakan, tedirgin eden bu tr grevden hem kamak istiyor, hem de -kendisine byle bir grev verildii an evreni yaratyormucasna geni bir mutluluk duyuyordu. Ama ilk kez bu gsteride unutulduu zaman yaln bir insan olmann, kalabalklardan biri olmann, bir grevi herkesle ayni lde ve kiisel amalar tamakszn paylamann rahatln duymutu. Minibs durana kadar yolu scakta iki partili arkadala birlikte yrdler. Biri orta yal bir ii, gen bir aydm... Yol stndeki kk bir demir atelyesinin toprak dzeyindeki ak penceresinin nnde melerek ierde yaplan ii seyrettiler. Koyu gri renk giysileriyle, isten kararm yzleriyle bkkn ve sert yzl iki ii kor halindeki atein banda alyorlard. Gri ve krmz renklarin bu ztl, gnlk gnelik bir sokaa alan pencere nnde durmu ieriye bakan bu kiide masals bir izlenim brakmt. Son derece grkemli ve seyri ok ho bir grnmd bu. Ama iilere bir eyler sormak istedikleri zaman onlardan, kendilerine uygun, kendi duygularna uygun __ 594 __ cokulu yantlar almamlard. iler sadece yorgun ve terliydiler. Yaptklar iin iirsellii onlar hi ilgilendirmiyordu. Glsm ve arkadalar pencereden ekilerek yollarna devam ettiler ve aralarda bu kk i yerinin ekonomik aklamasn yapmaya koyuldular. Sonra kendi aydnca cokularnn neden iilerde bulunmadn ya da hemen o anda canlanp belirmediini tartmaya baladlar. Gene de o grkemli grnm

unutamyorlard ve yaamann en byk deerlerinin belli ki bu kk grkemli grnmde yattn anliyorlard. Glsm yannda her zaman tamaya dikkat ettii pazar filelerini el antasnn iinden kararak, Topkap'-daki arabal satclardan al veri etmeye baladnda arkadalar da aknlkla yannda durmu onu bekliyorlard. Glsm birden sklganlk duyarak, burdaki yiyeceklerin ucuzluundan sz am, teki iki arkada da orda dikilmelerinin salt sklganla dayandn anlamlard. Grevde pekien arkadalk duygular bu sklganlk ortaya knca birden zayflam gibiydi. Oraya kadar nasl bir bynn onlar birlikte getirdiinin bilincinde olmakla birlikte apansz ortaya kan utanma duygusunun oalmasna meydan vermemek iin ordan daldlar. i arkada evine gidiyordu. Aydn arkada Caal-olunda bir salonda yaplacak ve ilerici bir kadn derneinin hazrlad kadnlarla ilgili bir toplantya gidecekti. Akam da Parti'de bir eitim almas vard. Glsm o gnk yorgunluunu, kendisi, kendi bencillii konusunda deien duygularn ve iileri ilk kez ilerinin banda, bilinlerinin canllnda grmenin cokusunu hi unutamad. Byle anlarda evde bir erkek olmad iin, iten sevin duygularna kaplyordu. Rahata soyunuyor, dk-nyor, yemek yapyor, bulak ykyor, acele etmeden ve vakit de yitirmeye meydan vermeden dzgn bir yol izli-yerek biraz ev ii yapyor, sonra dergilerin, kitaplarn, gazetelerin dnyasna dalyordu. Her kitapla yeni bir insan tanyor, her gazeteden, iinde yaad toplumun en yeni ve ilgin haberlerini alyor ve dergilerden tartmalar, yorumlar, reniyor, izliyordu. Byle zengin bir yaamann iinde bir erkein verecei mutluluk ona pek 595 clz, pek zoraki ve katlanlmaz gelirdi. Kendi dnyas iinde, bir erkek tarafndan denetlenmeden, bir erkee hesap vermeden, bir erkee zgeciler gstermek zorunda olmadan, ya da bir erkein kabalklarn incelikle karlama zorunda olmadan zgr ve kendi egemenliinde bir lke gibiydi evi. Zaman zaman temizlik yapmak iin frsat bulamad m, yemek yapamad m, st bana zen gstermeden ilerine, kitaplarna ya da uykusuna gmld m, bir erkein yokluu her zaman gerekliymi gibi grnr, onu yaama zerine sert' ve bencil yarglar vermeye itelerdi. Ama ite byle, ounlukla duygulan ayn bamszlkta, sertlikte, dengede ve kurulukta olmuyordu. Byle, tam u anda olduu gibi, scak kumlara tek bana uzand ve gnele denizin yaratt o artc tazelii, yznde, bedeninde ve duygularnda sezdii samanlar yakc bir istek kaynayordu varlnda. Bir erkekle birlikte olmak... Zaman zaman byle anlarda Ekrem'in varln aryordu. Herkes gibi olmann, herkes gibi ve btn insanlar gibi ayn gereksinimleri ayn biimlerde doyurmann gcne boyun eiyordu. Ama korkuyordu da. Akn o btn ruhlar saran ve akn kerdiini bir tutukevi haline getiren elikilerinden korkuyordu. Gnn birinde en cokulu duygularn bile durulacan, en sevgili varlklarn bile fazla geleceini, sonra bunlarn yeniden deieceini, yeniden zlemlerin, isteklerin, tutkularn kabaracan biliyordu. Bu yzden de mutsuzluktan korkuyor ve mutluluu istiyordu. Kimi zaman Hibir erkek beni mutsuz edemez, o kadar zgrm ki... diyordu. Kimi zaman da hibir erkek beni mutlu etmiyor, ylesine yalnzm ki... diyordu. Btn bu deien duygularn ayn zamanda gelitiini ve kendisinde ilerlemi ve deimi halde yeniden doduklarn ayrmlyordu. Zamanla, bu korkusunun akn zne deil, ak bir tutsaklk haline getiren Evlilik kurumuna kar olduunu grnce rahatlad. Bir gn nce austosun bu en scak olmas gereken gnnde yamur yam, hava birden soumutu. Ona yle gelmiti ki artk denize girilemez, mayo giyilemez, bu slak, amur gibi kumlarda artk yatlp gnelenilemez. Oysa ite kumlar kurumutu, yeniden beyaz ve scaktlar, deniz frtnal ve yamurlu bir gnden sonra alacak 596 bir berraklk kazanm, temizlenmi ve durulmutu. Sularn iinde yrrken

dipteki akltalarn, deniz bceklerini ya da yosunlar, yer yer temiz, prl prl kumlar grmek -suyun serinliine karn- insana dnk yamura teekkr edecek kadar apansz bir mutluluk veriyordu. Ka gndr dalgal, bulank bir yeile alan ama scak olan deniz suyundan daha gzeldi bu yamurdan ve frtnadan sonraki serin ve berrak su. Glsm, her deiikliin hi kukusuz byle biraz daha dnyay gzelletirdi-ini, her eyi biraz daha yenilediini dnerek bir sre yzd kendi kendine. Sonra birden skldn sezdi. ster kalabalkta olsun, ister yalnz bana olsun, nedense uzun sre yzmekten sklyordu. Ekrem glerdi onun bu itirafma. Hi kimseden byle bir ey duymadm, hi yzmekten sklan bir adam grmediini syleyerek karsnn neden byle acaip deiiklikleri olduunu dnr, bundan da biraz utan ve sknt duyard. Herkes gibi olabilmek daha erdemlice gelirdi Ekrem'e. Ama Gl-sm'n davranlarndan ve kendisinin kars, yakn olmasndan duyduu tad da onun herkes gibi olmamasndan geliyordu, bunu da anlamt. inde yaad aydnlar dnyasndan herhangi biri gibi grnmek ama as-lmda tam aksi olmak, sezgilerini zgrce duyabilen halk kitlelerine benzemek, Gsm' byle ikili garip grnm iine sokuyordu. O belki, ak duygularn zgrce uygulamak istiyen Mehmet Meri'ti, ya da akta kendi kyl sezgilerinden saflkla yola kan Hakk Kotar'-d, belki de aka duyduu sevgi ve inanla Sevda'yd ama gerekte bunlarn birisi gibi olmaktan ekinen bir Glsm'd. Glsm denizde kendi kendine hoplayp zplamaya, uydurma bale hareketleri yapmaya balad. Kollarn geriyor, bacaklarn uyumlu bir biimde ayor, parmaklarnn zerinde ykseliyor ve upuzun, srm gibi, duru, mavi sular yaran biimli bedeninden delice honut grnyordu. Sonra bir ara suya batp kyor, suyun altnda birka saniye yzyor ve dengesini bulmaya alarak ayaa kalkyor, bu kez srtst yatarak sularn stnde, hangi duygular belirttii belli olmakszn dmdz uzanan kendi bedenine hayran kalyor ve bir sre byle, soluksuz duruyordu. 597 Bu arada kendisini birilerinin grmesini, birilerinin bu uyumlu gzel devinimlere hayran kalmasn ve bu devinimlerin tad anlamdan etkilenmesini bekliyordu. Sonra kendi kendisinden baka kimsenin anlamad bir boyun ei ve krklkla sularn stnde doruluyor v& kendi kendisiyle yapayalnz olduunu anlyordu. Denizden kp havlusuna sarnarak ve teberisini alarak yukarya, motele doru yrrken akln kurcalayan dncelerden ve bedenini bir eye doru iteleyen isteklerden ksa bir sre kurtulmu gibi oldu. Odasnda giyinirken, birden ocuklarn buraya niin getirmediini dnp zld. Onlar bir ocuk kampna yollam ve ilk kez yalnz tatil yapmann ekici dncesine kaplmt. Bunun kendisi gibi kapal, kat dncelerin ve basklarn iinde yetimi bir kadn iin ne ie yaramaz bir atlm olduunu dnyordu imdi. Hi deilse ocuklarnn o hibir zaman yitirmedikleri takn needen, kendisine kar duyduklar sarslmaz sevgiden uzak olmayacak, yalnzl byle umutsuzca duymyacakt. ocuklarm son yllarda, her geen gn biraz daha bilinlenen bir sevgiyle seviyordu. Ekrem varken, onlarn kendisine bylesine artc bir nee, eve byle umulmadk bir canllk getireceklerini dnemezdi. Onlardan skld, onlar yk sayd, onlardan bir sre uzaklama isteklerine bile kapld olurdu. Ama imdi onlarn eve giriini her seferinde bir bayram neesiyle karlyor, bu kafalar da bedenleri de zgrce gelien ocuklardan kendi ruh sal iin, yararlandn bile dnyordu. Onlara, kendisinin ok acsn ektii ak eksikliini duyurmamak iin elinden geldiince dnp tanarak elde ettii bir eitim vermeye almt. Onlara duygularn, zellikle ak duygularnn nemini, hi arla gitmeden belirtmeye, anlatmaya alm, onlar kzlarla diledikleri gibi arkadalk etmeye itmi, cinsel sululuk duygularndan korumaya almt. Bu yzden ocuklarn devrim savana duyduklar gsteriten uzak eilimi vnle izliyordu. Ak duygularn ve bunun

yannda ge 598 liecek btn insanca duygular nemle kavrayarak devrimci bilinci zmlemeye alyordu oullar. Onlarn herhangi bir ak krgnl karsnda, ne yapacan, ne yapmalar gerektiini de dnyordu Glsm. Onlara evrelerine mutsuzluk samadan mutlu edici, almaya ve ie balayc, devrim inanlarna balayc ak, byle sarsntlar geiren bir toplum dzeninde nasl uygulayacaklarn hatrlatmaya almt hep. Gzleri kapal yrmelerinden korkuyordu ocuklarnn, ak dpedz youn bir mutsuzluk haline getirmelerinden -hem bakalar iin, hem kendileri iin- korkuyordu. Byle durumlar her zaman gznnde tutarak aka kendi nemini vermelerini bekliyordu. Yaamann aclarndan, umutsuzluk ve sarsntlarndan kamlamyacan anlatmak istiyordu onlara. Ama onlara unu da anlatmak istiyordu ki, yaamn ayrlmaz bir paras olan kavgay, acy ve mutluluu yeri geldii zaman akllaryla denetleyebilsinler, dzene koyabilsinler. zgrce ve insanca... Onlara kafaca ve duyguca insan kle likten kurtaracak bir zgrce seme yetkisini kazandrmak istiyordu. Bunun da pek kolay olmyacan, pek abuk da olmyacan biliyor ama bu dncenin salam ve bozulmam ekirdeklerinin kendi ocuklarnda -bir aile etkisinden kurtulmu olduklar iin- var olduunu vnle seziyordu. ocuklarna duyduu zlemin bylece btn varln kapladn sanarak odasna kt, giyindi. Bir sr belirsiz olaslklarn varl duygularn kuatm gibiydi. Rzgrn, deniz suyunun ve kum gneinin yznde meydana getirdii salkl, prl prl pembelie bakarken hem hafif bir sevin hem de hafif bir znt duymutu. Kendisinin ok gerek olarak grd bu salkl ve gen yz bakalarnn da grmesini, bakmasn, kendisiyle ayn beenme duygularn paylamasn istiyordu. Salarn tarayp bir earpla baladktan sonra beyaz pantolonu ve turuncu ile bezinden bluzuyla kendini ok hafif ve her eye karn neeli duyarak aceleyle aaya, yemee indi. Huzursuz ve tek bana oturduu masasnda ok rahatm, ok mutluymu, aslnda yalnz deilmi de bir sre yalnzl arad iin buraya komu gibi aldatc davranlar gsteriyor ve ruhundaki sknty hem ken599 diinden, hem evresine yava yava gelip yerleen insanlardan saklamaya alyordu. Yalnz erkekler, sevgililer, kar kocalar, daha kalabalk olan ahbaplarla dolmutu masalar. Herkes, sz birlii etmiesine, bu yalnz ve kendine gvenli oturuuyla yalnzlndan honut grnen kadna nce merakla bir gz atyorlar, sonra onunla ilgilenmemek iin kendilerini zorlayarak, birbirleriyle konumaya dalyorlard. Ama Glsm ne zaman gzucuy-la kalabalktan birine baksa, onun kendisine baktn gryor ve utanla gzlerini baka bir yana eviriyordu. Davranlarmdaki tedirginlii saklamak istediinden kendisinde sadece bir kendini beenmilik ve soukluk gze arpyordu. Kalabalklar, yava yava kendi yaknlklarna gmlerek bu yalnz kadnla ilgilenmekten caydlar ve onu unutmu grndler. Glsm de yava yava kendi durumunu unutmaya ve denizin verdii rahatln etkisinde kalarak sakinlemeye balamt. Ar ar, dncelerini srdrerek yemeini yiyordu. Birden yanndan bir erkein getiini ve uzakta boalan bir masaya yerletiini grd. Arkasndan onu tanr gibi olmu ama kendisine bir yanlma pay brakmt. Adam masaya oturup da evresine acele bir gz atp elindeki listeyi incelemeye balaynca Glsm bunun Mehmet Meri olduunu anlad. Mehmet iyice yalanm grnyordu ve nedense kalabalktan uta-nyormu gibi ya hep elindeki listeye, ya da terasn nnde uzanan ltl le gneine bulanm denize bakyordu. Bir ara Glsm'le gzgze geldiler. Mehmet onu tanyamad ve abucak gzlerini kard. Ar ar nndeki votkay imeye balamt. Glsm onu grnce elinde olmadan iddetli bir irkilme duydu nce. Adamn

ar ve etki altna alc bir varl vard, bunu o yanndan geerken iyice duymutu. Hatta bir anda, aceleyle karar vererek onu tanmam gibi davranmay, gzgze gelirlerse, selm vermekten kanmay bile dnd. Ona kabalk yapacak ve onun kendine gvenli davranlarn etkisiz brakacak, hi de kendisinin sand gibi ciddiye alnacak biri olmadn ona duyuracakt. Ama adamn yle rkek ve sklgan bir grn vard ki, Glsm ilgiyle ve kaamak baklarla onu seyretmeye balad. 600 Mehmet de ayn kendisi gibi ikircikli duygular, zlemler, pimanlklar ya da olanakszlklar iindeymi gibi skntdayd. Bunu yenebilmek iin de, bir kurtarc gibi grd hi kuku gtrmeyen votkaya sarlm ve yava yava skc duygularndan kurtulmaya balamt. Biraz sonra evresine o da kaamak baklar atmaya balad. Yz yumuam gibiydi. Oturuunda deminki katlk ve tedirginlik yerine, imdi gzle grlr bir geveme bagstermiti. Glsm bir ara ona zendi. Votkay byle sevebildii, benimsiyebildii, iebildii iin. Votka itikten sonra deiebildii iin. Sonra da ona kzd. Onun yapamad, yapmaktan kand deimeyi bylesine kolay yoldan baarmak, Glsm' fkelendirmeye yetmiti. ki onda btn insanca duygular krletiyor. diye dnd kmsemeyle. kiye smamasayd, bu alkanla gvenemeseydi sevgiyi, sevileni ve kendi doal yapsn daha iyi tanyacakt. Daha zavall ve zayf olacakt hi kukusuz ama her eyi daha iyi tanyacakt. Gszl bilecek, zayfl bilecek, pimanl, zlemi, hakszl, smry kendi duygularnda tanyabilecekti. imdi bu ikiyle btn bu insan zayflklarnn stne bir snger ekmek ve yapmack bir glle snmak istiyordu. Mehmet de Glsm' grm ve onu nce nerden tandn anmsyamamt. Sonra, yemein ortasna doru, ikinin yardmyla bir an parlayan zihni, Glsm'le ilgili bir iki arm kazandrarak onu hatrlamasn salad. Bir kez lokantada grmt onu. Sevda'yla birlikte sessiz sessiz oturuyorlar, arada bir fsldaarak evrelerini inceliyorlar, konuulanlar dinliyorlard. Sevda'-nn merakl, rkek baklarna karlk Glsm'n son derece zeki ve alayclkla dolu, insan tedirgin eden inceleyici baklar vard. O gece Yahya Kemal hakkndaki dncelerini biraz Sevda iin ama daha ok bu alayc bakl irkince kadn iin belirtmek gereini duymutu. teki gzeldi, bu korkutucuydu. Sonra bir gn Sevda'nm evinde oturmaya baladklar srada, kapda raslamt onunla. Kendisi ieriye girerken, Glsm konukluunu bitirmi, evine gidiyordu. Sevda onlar takn bir nee 601 iinde ve bir sr gereksiz ayrnty belirterek tantrmt. Bu takn neede hem Mehmet'e duyduu ak, hem Glsm'e duyduu sevgi belirmi ve arpmt. Glsm'-n baklarndaki ekingenlik kapdan karken dalm bulunuyordu. Arkadann cokusu ona da bulam, onu da Mehmet'e sevgi duymaya srklemi gibiydi. Bir kez de Glsm'le Mehmet Caalolu yokuunda karlamlard. Mehmet kitabn Hasan'a teslim etmek zere ar ar ve hemen geri dnecekmi gibi pimanlk duygularyla kyordu yokuu. Caalolu yokuunun o eski tandklndan korkar gibi, herkesten saklanyor gibiydi. Kimseyle selmlamamak iin ban emiti, srtnda kilolarca kitap ykyle yokuu trmanan sessiz bir Babali yk taycsna benziyordu. Glsm'e raslantyla bir gz atm, onu nce tanmam ama verdii selam ar bir incelikle karlamt. Caddenin iki yakasndaki karanlk hanlarn, yeni yaplan beton binalarn arasnda alacak bir zayfl ve dalgnl vard o gn Mehmet'in. Elindeki kitap el yazmasndan hem utanyor hem belirsiz bir umutla her eyi ondan bekliyor gibiydi. Sonra o da geldi geti... diye dnd Mehmet votkasn hzla ierek. n ve kk baar duygular da geldi geti. Oysa Sevda'yla birliktelerken bu kk baar duygular nasl coturucu ve sevindirici olurdu. Bunlar

Sevda'ya anlatabilmek iin nasl koarak eve dner, boynuna daha kapdayken sarlan Sevda'ya mjdeyi verir, bir ksmn rak masasnda anlatlmak zere saklar, davranlarna kendisini de sevindiren bir kvraklk, bir genlik egemen olurdu. Ayn duygularla coan Sevda onun nnden ardndan koarak hem ona sorular sorar, hem masay hazrlar, hem de ona gzlerinden taan sevgiyi gsterebilmek iin hayranlkla, istekle bakard. Bu takn sevgi dolu gnlerin yava yava anlamn yitirdii, yerini baka zlemlerin, baka kayglarn ald, kaplad sonraki gnleri hatrlad. teki tutkularnn da bu sevgi duygular kadar doyurucu ve byk olmasn istemi ve kiisel zgrln ve bamszlm gn getike daha byk bir tutkuyla arar olmutu. Bu yzden de aktan baka hibir ey dnmez grnen ve akla o kadar kolay mutlu oluveren bu kle ruhlu kadna 602 OA.1J.U1HH1 uc uttan uuguugunu ayrmyamad bir dmanlk duymaya balamt. Bu dmanlk duygularn besleyecek hibir neden bulamaynca onun eski sevgisini, kocasn, ocuklarn, kendisine balln ona kar kullanmaya balad. Ona nce sabrl ve buyurgan bir retmen gibi sadakat duygusu alam, sadakats-in gerekliliini, nemini, saygnln anlatm, sonra da onu kendisine sdk olduu iin kmsemi ve hrpalamt. Dncesinin burasnda zlemlerin, pimanlklarn ve kendi hakszlklarnn dayanlmaz basksn duyarak yeniden iki bardana sarld. Bir yandan da saln gzeterek votkann yannda bol domates suyu iiyor ve ta-bamdaki zgara kftelerden yiyordu. Bu arada Glsm'le gzgze gelmekten kaamam ve ona elinde olmayan bir sevinle selm vermiti. Bu selmdan sonra rahatladn ve dncelerinin artk eski dzenini yitirdiini, eski basklarn duygular zerinde kuramadn ayrmla-d. Bir ara aklna taklan kz St iin bile iyimser duygularla doldu. Ben onu hrpalyordum. Bu elimde deildi. imdi daha dengeli bir yaamaya kavutu ocuk. Belki onu dvmeyen bir vey babadr karmn kocas... diye dnmek istedi. Ferda'yla evlendiini duyduu zer iin. Bu dnce zerinde fazla durmamaya alyordu, nk yaamasnn en ac veren, kendi kendisini sulamaya en ok neden olan bir yanyd bu kk kz sorunu. Glsm yemeini bitirmi ve hi de alkanl olmad halde bir sigara yakmt. Sigarasn ar ar, dnceli dnceli iiyor ve bir eyler olmasn bekliyor ya da tasarlyor gibi grnyordu. Glsm imdi Mehmet'i balatc bir gerein varln sezmi, onu aratryordu. Bu adamlar... diyordu Mehmet'i bir zamanlar tand ve kolayca unuttuu Hakk'y dnerek, insann en salam ,en yaamaya bal yann sezen ve korkusuzca kendi yntemleriyle onu uygulamaya alan adamlardr. Akn ile ve yaamayla olan kopmaz ban gren adamlardr. Ama ak mutsuzluk kayna olmaktan kurtaramayan, onu akl ve sorumluluk duygusuyla denetime alamayan adamlardr. Ne olursa olsun... Bu ok nemli... 603 or lupumua, aK. iin... Ama uaanszicii... vus" k... dncesini bitiremeden Mehmet'in masasndan kalkp kendisine doru yrdn grd. Birden u anda, yaamasnn hibir blmnde olmad kadar akll, gzpek ve korkusuz olmak gerektiini sezdi. Kendi dncelerine, eylemine, hakllna, insanlarn mutlulua ve aka duyduklar eilimin hakllna inanarak korkusuz olmak gerektiini duydu. Gzlerindeki kukuyu, sevinci ve krgnl saklamadan glmsedi, hafife yerinde k-prdyarak, Mehmet'in kendisine uzatt eli skt ve neeli bir tella konumaya balad. BTT Email To A Friend Your Email:

Your Friend's Email: Format: HTMLPDFDOCSXWODTRTFTXT Send As: Inline Attachment Image Text:Enter the code as seen in the picture below

Name or E-mail (required) Comment orHide Comments 0 Comments

You might also like