You are on page 1of 220

Azerbaycan'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

Do. Dr. Abdulvahap TATAN zet: Azerbaycan XIX. yzyl arlk devrinden itibaren ve Sovyet ler Birlii dneminde nemli derecede bir modernite tecrbesi ya am, ateizm retisi erevesinde sekler bir dnya grne en telektel seviyede sahne olmutur. Bu arada din, riteller boyutun dan byk lde soyutlanarak kltrel bir olgu olarak varln srdrmtr. Din ve mill deerler, zellikle defin merasimleri ve Nevruz kutlamalarnda geleneklere brnerek toplumsal hayatta varlklarn devam ettirmitir, slam ve Mslmanlk, Azerbaycan ve dier Orta Asya Trk toplumlarnda ortak tarih ve kltr bilinci nin sembol olarak alglanm ve bu lkeler arasnda kltrel bir ba olarak ilev grmtr. Bamszlk sonras dnem sosyo-kltrel deimeler iin tarihi bir balang saylr. Bu srete kazanl m deneyimler erevesinde, din deerlere yeniden dn olgusu yaanmakta, belli llerde dinsellikte bir art gzlenmektedir. Bu almada, Sovyet dnemi Azerbaycan'da dinin varln na sl koruduu problemi ele alnmakta, dinsel canlanma ise sosyo kltrel deime balamnda incelenmektedir. Anahtar Kelimeler: Seklerizm, Resmi slam-Paralel slam, Din Modernizm, Dinsel Canlanma

Giri
Son yllarda Bat toplumlar iin cazip bir aratrma konusu olan slam, denilebilir ki, bamszln yeni kazanm bulunan Trk Cumhuriyetleri iin de byk bir sosyolojik neme sahiptir. te yandan, kitlesel ateistler lkesi olarak (Gerli 1971: 15) takdim edilen Sovyetler'de, 70 yldan sonra hala milyonlarca dindar insann bulunmas, ok sayda din grupla-

* Erciyes niversitesi, lahiyat Fakltesi - KAYSER atastan@erciyes.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 1-39 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

rn gelimesini srdrmesi ve zellikle genlerin dine daha ok ilgi duy mas, komnist parti siyasetinin yanlm olduunun (Ellis 1989: 109) ia reti olarak kabul edilebilir. Her ne kadar, dinlerin ayakta kalmas Sovyet iktidar asndan "siyasi adalama"nn gecikmesi eklinde bir zaafn gstergesi olarak (D'encausse 1992: 17) ifade edilse de, Sovyetler'de di n duygunun varln srdrmesi ya da yeniden canlan, yabanc arat rclar gibi, Sovyet yetkililerin de kabul ettii sosyo-kltrel bir gereklik olmutur (D'encausse 1992: 13). Bugne kadar Sovyet otoritesinin dine kar tutumunu aamada deer lendirmek mmkndr. Birincisi, sava ncesi, dini yok etmeye ynelik fakat baarsz olan giriim; ikincisi sava sonras, bu baarszln fark na varma aamas, ki burada amalanan, dini devlet gzetiminde bir ze min zerinde tutmak bylece onun kontrolsz yaylmasn engellemekti. ncs ise, 80'li yllarda dinin gerekliinin kavranlmas aamasdr. Bu aamada dinin, ciddi ve dayankl bir olgu olduu ve partinin, onun hakknda ne yapacana karar vermesi gerektii n plana kmaktadr (El lis 1989: 109). Bu amala, Sovyet Bilimler Akademisi 1985'de SSCB dahil, dnyada di nin roln yeniden gzden geirmek iin geni kapsaml bir aratrmaya girimitir. Bu aratrma son 10 ila 15 yl arasn kapsamakta ve tahminen 2000 ylnda dnya nfusunun drtte nn bir dine aktif olarak itirak edecei varsaymna dayanmaktadr. Zira din, iddialarn aksine, modern toplumda bir d kaydetmemitir, bunun iin de acil bir deerlendirme gerekmektedir. Aratrma, dnya ve yerel dinlerin douu, kapitalist ve gelimekte olan lkelerde dinin gelimesi ve kitleleri etkileme vastas olarak, din zerinde odaklanmtr.Aratrma nerisi, dinin insanlara ne verdiinin anlalmasnn toplumlarn gelimesinin ynn nceden gr mekte yaral olaca eklindedir. Sz konusu atrmann amac, ateist dn ya grn salamlatrmak ve mistizme salksz ilgiyi nlemeye yne liktir (Ellis 1989: 110). Dinin rolnn yeniden deerlendirilmesi iki etkene dayanmaktadr. Birin cisi pragmatik olup, ama (Gorbaov dneminde) inananlarn siyasi des teini salamaktr. kincisi ise, Sovyet toplumunun kar karya geldii birok sosyal sorunlarn zmnde, dinin doasnda mevcut olan deer
2

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

ve yararlln fark edilmesidir (Ellis 1989:110). Zira son zamanlarda par tinin tek bana btn sorunlar zemeyecei anlalm bulunmaktadr. Bunun yan sra, u da ilgintir ki, Sovyet iktidarnda, tek biimliliin ha kim olduu bir toplumda, din ibadetlerin gsterebildii cazibenin yava yava farkna varlmaktadr. Ayrca, ehirleme nedeniyle sululuk orann artt bir ortamda din ahlakn, sosyalist ahlakn yannda kendine bir yol aabildii, hatta onun yerine geebildii (D'encausse 1992: 14) grl mektedir. Sadece Sovyet sosyologlar deil, pek ok yabanc aratrc iin de uzun yllardr hep dardan seyredilen kapal bir toplumda dinin, kiinin i dnyasna itilmi bir ekilde de olsa 'hala orada' duruyor olmas ve bugn onun yeniden canlanmasnn gzlenmesi, sradan bir heyecann tesinde bir eydir ve bu ayn zamanda sosyoloji tarihinde dinle ilgili determinist ve indirgemeci yaklam tarzlarnn, Bat toplumlarnn dnda, hatta si yasal adan ona zt bir yaay biiminde de az ok geerhliini yitirmi olduunun canl bir ifadesidir. Halbuki, insanlarn u ya da bu ekilde anlad bir gelenee balln bir tezahr olarak din inan, uzun yllardr iktidarn gznde bir kalntdan ibaret saylm, tm Sovyetlerde ylesine yaygn olduu grlen din olgu su, sadece eitim yetersizliinin neden olduu sylenen, ne olduu belir siz inanlarn direnmesi (D'encausse 1992: 15) olarak takdim edilmiti. Sovyetlerde ve birlie ye olan lkelerde dinin, zellikle de slam'n ten kidine ynelik olarak yaplan binlerce almaya karlk, son zamanlarda yine Sovyetlerde yaplan sosyolojik anketler, Mslman toplumun inan larna bal kaldn gstermektedir. (D'encausse 1992: 20). Bu bakm dan, Sovyetler Birlii'nde slam'n hayatta kalmas, 'yeniden canlanmas'ndan daha ilgin (Akiner 1995: 20) bir olay olarak dikkat ekmektedir. Kanaatimizce, her iki olayn anlalmas da ancak tarihi ve sosyo-kltrel artlar erevesinde mmkndr. Kald ki, sistemler teorisi asndan bir dini, iinde var olduu sosyal evre balamnn dnda inceleme konusu yapmann sosyolojik bir nemi de yoktur (King 1993: 12). Buradan hareketle diyebiliriz ki, Sovyetlerde zellikle de 70 yldr (ar devriyle birlikte yaklak 200 yldr) onun siyasal ve kltrel etki alann da kalm Azerbaycan'da 'din', 'slam' ve 'Mslmanlk' terimleri, slam
3

bilig, Bahar / 2003, say 25

dnyas ile ilgili literatrlerdeki yaygn kullanmlardan farkldr. Bu konu dikkate alnmadan, Sovyet hakimiyeti alnda kalm Mslman topluluk larn din yaam tecrbelerinin gerei gibi kavranlmas mmkn deildir. Bu durum iki problemi beraberinde getirmektedir. Birincisi, dinin "bir kimsenin Mslman olup olmad, onun nasl yaadna deil, kendisi ni dnya ile olan ilikilerinde nasl alglad" (Akiner 1995: 9)'na bah oluu erevesinde tanmlanmas ve dolaysyla ibadet boyutunun ve onun sembollerinin grnrde yok denecek kadar az oluu problemidir. Bu, ilk bakta o toplumun tamamen dinsiz olduu kanaatini uyandrabilir. kin cisi ise, Sovyetlerde dinle ilgili yaklamlarn tek tarafl oluu sebebiyle, o dneme ait anket, istatistik ve deerlendirmelerin ne derece gvenilir ol duu sorunudur. Azerbaycan'da, zellikle son yllarda dinin ok eitli form ve tekilatlar altnda (zellikle Hristiyan tekilatlar) yeniden ortaya k problemiyle ilgilenen Azerbaycanh aydnlarn "Biz hepimiz ateist toplumda eitim al mz ve buna gre de din problemleri ciddi olarak kavrayamyoruz" (Fahri 1997) eklindeki itiraflar, sorunun hem nemini ortaya koymakta, hem de ne kadar nazik, mulak ve ayn zamanda karmak olduunu gs termektedir. Bu ksa aklamadan sonra, Sovyetlerde slam kavramnn ifade ettii an lam ve bu erevede ortaya alan dindarlk tipolojilerini belirtmekte yarar vardr. Her eyden nce vurgulamak gerekir ki, Sovyetler Birhi'nde s lam'n, herhangi bir dinin ifade ettii manadan ok farkl bir anlam ve 60 milyona yakn bir kitleyi temsil etmesi nedeniyle de ayr bir nemi vardr. Daha nce de belirttiimiz gibi, Sovyetler Birlii'nde bir kimsenin Ms lman olup olmad, netice itibariyle onun nasl yaadna deil, kendi sini dnya ile olan ilikilerinde nasl tanmladna baldr. Bundan dola y Mslman topluluklarda dindarlk asndan eitli derecelerde teslimi yet mmkndr. Bu esneklik, kiilerin ve toplumlarn dindarln gster mesi asndan nemlidir (Akiner 1995: 10). kinci bir nokta, dinin bir i kabulle birlikte, daha ziyade kutsal mekanlar ziyaret ve efsanevi olana ynelmi olanda toplanmas nedeniyle ortak bilin halinde tezahr etmek te, bylece dindar olsun olmasn tm Mslmanlarda, kiisel yazglarn
4

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

aan bir gruba ait olduklar duygusunu salamak suretiyle (D'encausse 1992: 35) ortak bir kimlik olarak sunulmaktadr. Buradan hareketle, Sovyetler Birlii'nde slam ve Mslman olmak eit li sosyolojik kavramlarla tahlil edilmekte, zellikle de Azerbaycan ve Or ta Asya'daki slami yaay, rnein 'Paralel slam-Brokratik slam', 'ehir slam'-Efsanevi slam', 'Gerek slam-Sahte slam', 'KGB slam'-Popler slam', 'Kltrel slam-Geleneksel slam' gibi terimlerle kavramsal bir ereveye oturtulmaya allmaktadr. Hatta o derece ki, N. Kasmolu, Azadlk gazetesinin 'Ar-duru slam'a Doru' kesinde Azerbaycan'da dinin tarihini, gerek dinle sahte din arasndaki ekime nin tarihi olarak tasvir etmektedir. Ona gre, "gerek dinin gc, semavi kitaplarda ve kainatta hakim olan ilahi mantktadr. Bu manta kar sa va amak, anlamszla ve malubiyete mahkum olmak demektir. Materyalist-ateist Sovyet imparatorluu total mantkszlk, Stalinizm, durgun luk, yeniden kurma ve aklk politikalarnda zn yadsyan bir anlam szlk zerinde kurulduundan zaten dalmak idi" (Kasmolu 1997). phesiz ki Orta Asya'da slam'n bu ekilde eitli kategoriler altnda ele alnmasnn sebepleri arasnda, bu lkelerin kendine zg tarihi koullarn yan sra Sovyetler Birliinde kazanm olduklar yeni sosyo-kltrel ko ullar belirtmek yerinde olur. Mesela, slami kurallarn iselletirilmesi ve ehir kltrnn kurulmas Sovyet Dneminin bir eseri olarak kabul edilmekte ve bu dorultuda "ehir slam' - Efsanevi slam"(Yavuz 1995: 160) kavramna ulalmaktadr. Bilindii gibi, bu blgelerde slam'n ta savvuf yoluyla yayld ve Sovyet devrinde de ancak tasavvuf sayesinde ayakta kalabildii kanaati yaygndr. Bu dorultuda Benningsen, Orta As ya'da slam'n tarikatlar araclyla yaatldn, slam ve mill uurun bu yolla korunduunu behrterek, bu tip slami anlaya 'Paralel slam' ve bunun karsnda Sovyet adam tipi yaratmak gayesiyle oluturulan resmi slami kurululara da "brokratik slam" adn vermitir "(Benningsen 1988: 15). Stahn dneminde kurulan Orta Asya ve Kazakistan Din dare si bata olmak zere, yetkisi Avrupa Rusyas ve Sibirya Snn Mslmanlarna kadar uzanan Ufa mftl; Kuzey Kafkasya ve Dastan Snnlerine ynelik Kafkasya'daki Buynaksy mftl nihayet, hem Snn hem ilere hitabeden Baku'deki Kafkas Mslmanlar Din daresi (Aki5

bilig, Bahar / 2003, say 25

ner 1995: 17; D'encausse 1992: 22) brokratik slam' temsil eden din kurulular olarak kaydedilmektedir. Bu din idarelerin, XIX. yzyldan beri mevcut hkmetlere destek sala mak eklindeki yerlemi gelenei, Sovyetler dneminde de devam ettir dii, bu nedenle halkn kurumsal slam'a nem vermedii belli lde doru olmakla birlikte, bu kurumlarn kendi vatandalarna kar grevle rini yapmadklar itham tamamen hakl gsterilmez (Akiner 1995: 17). Zira onlarn grevi daha ok, deien toplumsal artlar erevesinde din konularda belli yorumlar getirmekten teye gemiyordu. Her ne kadar, bugn, Sovyetler Birlii'nin hakimiyetinde kalm blgeler de tasavvufun canl bir ekilde varln tespit etmek mmkn deilse de, tarihi ok eskilere giden bu din yaay eklinin, bugnk Sovyet Msl manlarnn din alglama ve yaama biimlerinde ok derin etkilerinin ol duunu gz ard etmek mmkn deildir. A. Y. Ocak'in da iaret ettii zere, kuvvetli bir evliya kltne sahip olan bu gelenek, Orta Asya, Azer baycan ve Balkanlar'da evliya klt merkezli bir Mslmanln (Ocak 1995: 37) yaanmasn, bu yolla din geleneklerin korunmasn ve bugn yeniden canlanmasn mmkn klmtr. Burada karmza kan nemli fenomen, zellikle i gelenekte olduka yaygn ve biimsel bir tarzda te zahr ettii formuyla pirlere, ocaklara, kabirlere ziyaret fenomenidir ki, bunu aa yukar btn Orta Asya Mslmanlarnn ortak karakteri ola rak takdim etmek mmkndr. Buralarda halk, dini, corafi alanlara ta m ve efsanelerle yaatmaya almtr. Baku'nun Buzovna blgesinde ki Ali Aya ziyaretgah, Fergana vadisinde Hz. Ali'nin ayak izleri, Kay seri'de Hz. Ali kayas ayn fenomenin farkl coraf alanlarda nasl ortak bir kltr oluturduunu gstermesi asndan olduka ilgintir. Aslnda, kutsaln tezahr ve yaan biimi ekhnde tanmlanan ziyaret olaynn karakteristik yn, irrasyonel ve esrarengiz olmasnda toplanmakta, sira yet edici zellii ile de halk kitlelerini ksa zamanda erevesinde topla yabilmektedir (Gnay vd. 2001). Bu bakmdan, uzun yllardr din bilgi den ve bilgilendirme aralarndan mahrum braklm, din yaay top lumsal tezahr alanlarndan uzaklatrlm halk kitleleri iin, zellikle de 'Lider klt'nn tantanal bir ekilde canl tutulduu Sovyet kltrnde ve bu kltrn merkezini oluturan dnyevi otoritenin yannda, menkbe6

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

lere dayanan bir evliya kltnn yaratlmas ve merkezinde bu kltn yer ald manevi otoritenin varln srdrmesi hi de artc bir ey deil dir. Eer, Sovyetlerde slam'n ne olduu anlalmak isteniyorsa, kanaati mizce bu yaklamn esas alnmas byk lde kanlmaz grnmekte dir. Sovyet dneminde, din ve din hayatn boyutlarn tespit asndan, o d nemde yaplm dindarlk tipolojilerine bir gz atmak gerekir. Sovyet uz manlar, Sovyet Mslmanlarn genellikle alt kategoriye ayrmaktadr: 1) Gerek mminler 2) Geleneksel mminler, 3) Mtereddidler, 4) Gelenekselci lmlar, 5) Aile ya da toplumun basks altndaki lmllar ve 6) Ate istler (Monteil 1992: 193) Bir baka aratrmada Sovyetlerdeki Msl manlar gruba ayrlmaktadr. Saylar az, ama toplumda tam anlamyla slami bir ideolojiyi srdren radikaller, sradan Mslmanlar ve kararsz lar (D'encausse 1992: 17). slam'n canlln lmek amacyla yaplan bir baka tasnife gre de, Sovyetlerdeki Mslmanlar salam mminler, geleneksel mminler ve ekimser mminler (Akiner 1995: 10) eklindeki ana grupta toplanmaktadr. Grld zere, Sovyetler Birlii'nde milyonlarca Mslman'dan ne kadarnn gerek anlamda kendini mmin olarak tanmlad ve bunlarn dinlerine ne lde bal bulunduu tam olarak bihnmemektedir. nk Sovyetler Birlii'ndeki slami hayatn en nemh bir blm ketumiyet r ts altnda srdrlmekte ve kkleri slam'n gemiine dayanan gnlk adetlerle i ie girmi bulunmaktayd. Dolaysyla, Sovyet Mslmanlar nn davran tarzlarnn, dine riayet duygularndan m yoksa gndelik ha yat ve alkanlklarndan m kaynaklandn tespit etmek g olmaktadr. Bundan baka, deiik eitim seviyeleri, ya gruplar, ehirlerde ve krsal blgelerde srdrlen farkl hayat tarz dolaysyla slama ballkta gr len farkllklar, Sovyetler Birlii'ndeki slami yaayn belirlenip tanm lanmasn gletirmektedir (Critchlow 1997: 94). Aslnda, Sovyetlerde yaanan slami bu tasnifler erevesinde mtalaa et mek yetersiz ve mulak grnmekle birlikte, belli bir zamanda din duru mun profilini vermek asndan faydaldr. Bu tipolojilerin mulak grl mesi, daha ok 'ekimser' ya da 'kararszlar' asndan ileri gelmektedir. Zira, slami bir evrede anket yapanlar, kendilerinin Mslman olmas
7

bilig, Bahar / 2003, say 25

durumunda bile, ankete cevap veren kiilerin, inanlarndan sz ederken olaanst bir ekingenlik gsterdiklerini belirtmilerdir ( D'encausse 1992: 19). 1972 ylnda zbekistan'a bal Karakalpak Cumhuriyeti'nde yaplan bir anket, erkeklerin sadece %23'nn, kadnlarn da %20'sinin, herhangi bir dine inanmadklarn gstermitir. Kalanlarn dalm (erkekler %77, ka dnlar % 80 ) yledir ( D'encausse 1992: 20): Erkekler Bilinli Mslmanlar Geleneksel Mslmanlar Kararszlar nanmayan ama ailenin etkisiyle slami ibadetleri yapanlar % 21.2 % 20.0 1974 ylnda, Kafkasya'nn kuzeyinde ise, halkn sadece %20'sinin ateist olduu ifade edilmektedir ( D'encausse 1992: 20). Buna karlk, Azerbaycan Sovyet Sosyalist Cumhuriyetinde, uzun yllar dinin ortadan kaldrlmas, insanlarn din uur ve tasavvurlardan uzakla trlmas dorultusunda yrtlen politikalar sonucunda, dindarla da ye ni bir ereve izilmeye ahlm; ateist eitiminin temel alnd, bilim sel ateizmin bir reti olarak verildii ve dnya gr seviyesine yksel tildii bu srete yeni bir 'ada dindarlk' kavram oluturulmutur. Bu dindarln esas da, insann geleneksel dinden uzaklatrlmas ilkesine dayandrlmaktadr. Buna gre, dindarn dinden uzaklamas onun sosyal hayatnda ortaya kan deiikliklerin bir ifadesidir. Bu, her eyden nce halkn hayat seviyesinin kkl bir ekilde iyilemesi, bilime, medeniyete kavumas, insann kendine zgveninin artmas (Gerli 1971: 12) de mektir. Bu anlay biimi gnmz dnyasnda paralel inanlar olarak da bilinen ve tm Sovyetlerde bilimsel ve teknolojik ilerlemeye dayal bir de iime balanan dindarl ifade etmektedir. Gerli'ye gre, bu tr din darlk balamnda, "dne kadar kendini Allah'n aciz, muti bir kulu sayan, din hayat tarznn, din ruh hallerinin zc tesiri alnda olan dindar, ar8

Kadnlar % 11 % 15 % 14.3 % 19.3

% 11.3 % 14 % 13.3

nanmayan ama slami ibadetleri yapanlar % 17.2

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

tk hakikati btn plakl iinde grr, iliine kadar ilemi olan din tasavvurlarn yanl olduunu anlar..." (Gerli 1971: 13). Bu dindarlk anlaynn referans noktasn sosyalist paradigma ve onun kurumlar oluturmaktadr. 1970*11 yllarda Azerbaycan'da dindarn grupta top landn gryoruz. Birincisi dine, Allah'a gerekten inanan; din kural lara ciddi olarak riayet edip, din ayinleri dzenli olarak yerine getiren dindarlardr. Bu tr dindarlarn dnya grne din ideoloji hakimdir. Bunlar dini, sarslmaz bir inan olarak kabul edip, hareket ve davranla rnda dine dayanr ve din prensipleri hayata geirmeye alrlar. Bu din darlar olduka az bir sayy tekil eder. kinci grup dindarlar, hala din dnya grnn etkisinde olanlardr. Bunlarn grnde din ideoloji hakim deildir. Fakat din grleri kabul eder, belirli zamanlarda din ibadetlere ve bayramlara katlrlar. Ancak onlarn din eitim hakknda derin tasavvurlar yoktur ve din grler hayatlarnda nemli rol oyna maz. nc grup dindarlar tereddt edenlerdir. Bunlar, kendilerini din dar olarak kabul etseler de, onlarn din inanlar formel bir karakter tar. Bunlar din hkmler hakknda bulank tasavvura sahip olup, ou haller de dindar olup olmadklarn kendileri de ak bir ekilde aklayamazlar. Onlarn hayatnda din grlerin etkisi yok mesabesindedir. Onlar, her hangi bir din pratii, onun mahiyetini dikkate almadan, halkn bir yaa y biimi, bir adet gibi yerine getirirler (Gerli 1971: 18). eitli sosyal tabakalardan oluan bir grup zerinde, dnya grn tes pite ynelik sosyolojik bir aratrmada da belirtildii zere, ankete kat lanlarn % 84.2'sinin ateist dnya grn benimsedii, % 7.9'unun te reddt iinde bulunduu ve %7.9'unun da din dnya grn kabul et tii (Celilov 1982: 65) ifade edilmekte; dolaysyla Azerbaycan'da dinin bir yallar ve emekliler dini durumuna geldii vurgulanmakta ise de, di nin bir ekilde varln srdrd anlalmaktadr. Daha nce de belirttiimiz gibi, Azerbaycan dahil gemi Sovyet Sosya list Cumhuriyetler Birlii'nde slam faktr tek yanl olarak Marksist-Leninist bak asndan inceleme konusu yaplm; bu da, hem aratrcla rn hakim ideoloji yannda yer almalar, hem de anketlere katlanlarn ken dilerini byk lde gizlemeleri sebebiyle, bugn iin pek de objektif ol mayan neticelere ve hatta genellemelere ulalmasna vesile olmutur.
9

bilig, Bahar / 2003, say 25

Bugn, Azerbaycan devlet niversitelerinde vaktiyle ateizm krsleri ola rak faaliyet gsteren blmlerin, felsefe ve din bilimleri blmlerine ev rilmesi; her alanda bir gei dnemini yaayan Azerbaycan'da ilk planda din alann, gerek entelektel gerekse halk seviyesinde bir canlla sahne olmas bizzat gzlemlediimiz bir olaydr. Bu, bilinaltnda potansiyel olarak mevcut bulunan din duygunun elverili koullarda, karmak bir ekilde de olsa nasl yeniden ortaya ktnn bir iaretidir. I. Azerbaycan'da Din: Tarihsel Arka Pln Azerbaycan, slamiyetin VII. yzylda kabulne kadar eitli dillerin ve dinlerin kaynat bir kltrel muhit olarak karmza kmaktadr. Ms lman Araplarn Kafkasya'y fethine kadar eitli medeniyet ve dinlerin karlkl mcadele ve rekabetine sahne olan ve bnyesinde bir ok etnik gruplar barndran Azerbaycan, ne millet ne de din bakmndan niter bir manzaraya sahipti (emsizade 1996: 12). Bu adan baklnca, Azerbay can corafyasnda tarihin en eski dnemlerinden gnmze kadar pek ok din ve mezhebin yaadna tank oluyoruz. Ateperestlik, Zerdtlk, Putperestlik, Mazdekilik, Maniheizm, amanizm, Yahudilik, Hristiyan lk ve Mslmanlk gibi dinlerin yannda; Babek talimi, smailik, Hurufi lik, Babilik (Paazade 1991: 40) gibi cereyanlar da Azerbaycan'da yaa mtr. Ayrca, Suhreverdiyye, Mceddidiyye, Halvetiyye, Rveniyye, Gleniyye, Sefeviyye gibi tarikatlarn da (Paazade 1991: 86) lkenin sosyo-kltrel hayatnda yer ald belirtilmektedir. M. . Yzyldan itibaren Hristiyanlk 'Alban Kilisesi' ad altnda devlet di ni haline gelmi, uzun mddet bu blgede btnletirici bir rol oynamtr. Fakat daha sonra monofizit ve diyofizit mezheplere ayrlarak dinsel ekime lere sahne olmutur. Monofzitler Ermeni-Gregoryen Kilisesine, diyofzitler ise Grc-Provoslav Kilisesi'ne yakn olmulard. Diyofizit retinin temsil cisi durumunda olan Nesturi Kilisesi de bu blgelerde ok sayda taraftara sahipti. Bu dinsel arkaplan, Azerbaycan'da slam'n yeni bir din gibi yayl mas srecinde gl diren alanlar oluturmutur (Ehadov 1991: 11-13). Grld zere, slam'n Azerbaycan'da yaylmas ncesinde lkenin hem kuzey hem de gney blgelerinde fikir ve inanlar olduka muhtelif idi. Daha nce de behrttiimiz gibi, burada Hristiyanln yannda Nes10

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

turilik, Manilik, Mecusilik etkili konumdayd. Bu durum, slam'n temsil ettii fikirler, urunda vurutuu gayelerin Kafkas'n bu arazisi iin hi de yabanc olmadn gstermektedir (Bnyatov 1994: 147) Buna ilave ola rak, siyasi istikrarn bulunmad bir ortamda ortaya kan fikri ve din e kimeler mill birliin oluumunu engellemekteydi. slam'n bu blgede yaylmas ve karar klmas, neticede blge halknn tamamna yaknn s lam' semesi mill birlik iin gerekli olan fikri temeli (Bnyatov 1994: 147) yaratmtr denilebilir. Miladi VII. yzylda Mslmanl kabul eden (Velikanh 1993:19) Azer baycan'da slam, o tarihten bu yana btn kurumlaryla hakim din olarak varln devam ettirmitir. Azerbaycan'da geleneksel kurumlaryla ilik hakim konumda olmutur. ilik, Snn slam'n inan ilkeleri ile tama men rtmekte, sadece imamet anlayyla Snn slam'dan ayrlmakta dr. mamet anlay, peygamber neslinden gelen, ilahi nimet ve lutfa mazhar olmu imamlara ballk etrafnda odaklanr. ia toplumu iin bu imamlar (oniki imam) karizmatik bir gce sahiptir. Buna bal olarak di n merasimler, bayram ve matem ritellerinde, ibadetlerin ayrntlarnda, bir takm farkllklar ortaya kmtr. Mesela Cuma namaz, kaybolmu imamn (onikinci imam) zuhuruna kadar, onun yeryzndeki vekilleri olan ayetullahlar, mctehidler ya da onlarn iareti ile ahundlar kldrabilir. Sovyet dnemi Azerbaycan'da bu artlar tayan din adamlar yeti medii iin, Cuma namaz klnmam, bunun yerine le namaz kln mtr (Ehadov 1991:45-49). Bir dier farkllk da din grevlileri yaplan masnda ortaya kmaktadr. Snnlikte mft, imam, vaiz ve mezzine karlk ilikte ayetullah, mctehid, eyhlislam, vaiz, ahund, rovzahan (mersiye okuyucusu) ve amalei mut'a gibi ok sayda din grevlileri hiye rarisi mevcuttur (Ehadov 1991: 49). Tarihi srete, zaman zaman ran'n ve Osmanl'nn siyasi nfuz alanna giren Azerbaycan XIX. yzyln balarnda arlk Rusyas'nn smrgesi haline geldi (Aliyev 1993: 203). Onun siyasi, fikri, sosyal ve din hayatn da bu ve daha sonraki dnemlerin etkisi ok byk olmutur. Bu bakm dan, Azerbaycan'n bugnk sosyo-kltrel ve sosyo-din yapsnn anla lmas, byk lde, gerek arlk Rusyas gerekse Sovyet hakimiyet dnemlerinin tahliline ve anlalmasna baldr.
11

bilig, Bahar / 2003, say 25

1. arlk Rusya Dnemi: Siyasi, Din ve Sosyo-Kltrel likiler arlk Rusya 1803 ve sonras yllarda aralarnda i ekimeler ve mca deleler srp giden Kafkas hanlklarn ynetimi altna ald. Balangta idare-i maslahat ederek hanhklarn i ilerine karmad. Fakat bu uzun srmedi. Kendini siyasi alanda gl hissedince, bu blgeler iin yeni po litikalar retmeye balad. Bu yeni politikann alan kltr, milliyet ve din dahil sosyal hayatn hemen her sahasn hedef alyordu. arizm, her eyden evvel ynetimi altndaki milletlerin eitim grmesin den, bilgilenmesinden, zellikle de mill ruhlu, ileri grl kimselerin ye timesinden ekiniyor ve eitli yollarla buna imkan vermemeye (Caferov 1993: 79) alyordu. Fakat, gl smrgecilik siyasetine ramen a rizm, halkn belli bir kesimine eitim vermeye zorunlu idi. Aksi taktirde kendisi iin memurlar hazrlamadan, brokrat bir kadro kurmadan siyase tini hayata geiremezdi. Bununla Azerbaycan halknn belli bir kesiminin Rus ve onun vastasyla Avrupa medeniyetine yol bulmas iin pek ok i ler yapld: Yeni okullar ald, okullarn ubeleri XIX. yzyln ikinci ya rsnda daha da geniletildi. Baku'de, ua'da ve baka ehirlerde yeni ye ni okullarn almas ok olumlu bir gelimeydi. Yeni tiph okullar Azer baycan'n medeni gehiminde, ilim ve edebiyat alanlarnda etkisini gste riyordu. Bu yolla Azerbaycan'n yetenekli insanlar ar zamannda ie gi rer ve imkanlar nispetinde halkna fayda vermeye alrd (krov 1997: 192). XIX. yzyln ikinci yarsnda maarifcilik Azerbaycan'da yeni bir ideolojik cereyan gibi yaylp gehmiti (krov 1997: 193). Bu dnemde iki tr okul vard: Dnyev ve din okullar. Dnyev okulla rn says ok deildi. Buralarda okuyan renciler de azd. Bu okullar esas itibariyle Baku ve Gence blgelerinde mevcuttu. Bu zamanlarda top lam 8 ortaokul (Gimnazya ve Reah mektepler), Tiflis'te Muallimler Ens tits ve ona bal Tatar ubesi vard (Mustafayev 1973: 26). Din okullar, mollahaneler (yahud mescid mektepleri) ve medreselerden ibaretti. Mescid mekteplerinde (aa ruhani mektepleri) esas itibariyle es ki usul zere Kur'an ezberletilir, bazen de Arap ve Fars dillerinden az bir bilgi verilirdi. Mollahanelerde dnyevi bilimler okutulmazd. Medreseler de (l ruhan mektepleri) ise molla ve ahundlar (Snnlikteki Mftnn
12

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

karl) hazrlanrd. Buralarda ilahiyat, Fars, Arap ve Rus dilleri, ana di li, hesap, slam corafyas ve tarih dersleri okutulurdu. Medreselerin say s iki idi: Gence'de "Medrese-i Ruhaniyye", Baku'de "Nicat" medresesi (Mustafayev 1973: 27). 1905-1907'nci yllarda Rus inklab sonras mill, demokratik, sosyo-kltrel hareketlerin tesiri ile mescid mekteplerinin says azalmakta idi. y le ki 1888'de Traskafkasya'da 908 mescid mektebi varken 1910'ncu yl larda bu say 427'ye inmiti (Mustafayev 1973: 27). Rus dilindeki dnyevi okullardan, mollahanelerden ve medreselerden ba ka Azerbaycan'da "Usul-i Cedid" adl okullar da faaliyet gsteriyordu. Bu okullarda retimin ana dilde yaplmas, kraatle birlikte yaz teknikleri nin uygulanmas, tebeir ve kurun kalemlerden yararlanlmas, renci lerin sralarda oturmas vs. Usul-i Cedid okullarnn stnl idi. Bura da Kur'an ve ilmihal bilgisinin yannda Arap yahut Fars dili ve Rus dili de retilir, hesap, tarih ve corafyadan da bilgi verilirdi. Bu okullarda zellikle eitimin ana dilde yaplmas, arizmi rahatsz ediyordu (Musta fayev 1973: 28). XIX. yzyln birinci yarsnda Azerbaycan'n Rusya'nn egemenlii alt na girmi olmas, lkenin ekonomik, siyasi, sosyal ve manevi hayatnda ciddi deiikliklerin ortaya kmasna sebep oldu. "Azerbaycan tedricen, Rusya'nn ekonomik geliiminden yararland ve onun yardm ile dnya pazarna girmeye balad. Bir taraftan Rus ynetimi alnda hissedilen g reli emniyet, dier taraftan da Maveray Kafkas demiryolunun kurulmas ile Baku petrol yataklarnn 'kapitalize' edilmesi, Dou Kafkasya'daki ya r feodal Trk topluluklarn da ister istemez ilerleme ve gelimeye gtr d. Bylece ehirlerde Ermeni burjuvazisi ile rekabet edecek mteebbis Trk tccar ve burjuvazisi yetimeye balad" (Resulzade 1993: 25). Btn bunlara ramen, arlk Rusya'snn temel siyasetinin, dier Trk topluluklarnda olduu gibi, Azerbaycan' asimile etmeye ynelik (Ehadov 1991:56) olduu belirtilmektedir. Bu maksatla mill uyan ve birhi zorlatracak nlemler hibir zaman ihmal edilmemi, ve zellikle de bu erevede mezhep ihtilaf krklenmeye allmtr. 'dare-i Ruhaniye' ad ile kurulan din tekilat iler iin 'eyh'l-slam', Snnler iin 'mf13

bilig, Bahar / 2003, say 25

t' unvanlarn tayan reislerin idaresi alnda resmi hkmete kurumla rna balanm; 'Ali' ve 'mer' mektepleri ad alnda her mezhep men subuna zg okullar almtr (Resulzade 1993: 24). arlk Rusya'snn slam ve Mslmanlarla olan ilikisini byk lde Pravoslav kilisesinin bak as belirtiyordu. Pravoslav Hristiyan misyo nerleri esas itibariyle, Mslmanlarn Hristiyanlarla kark yaad, s lam dininin zayf olduu blgelerde daha geni faaliyet gsteriyordu. Bu nu daha sistemli bir hale getirmek iin Kazan mparator Ruhani Akademi si kurulmutur (Mustafayev 1973: 56). Bunun yannda, arizm Msl manlar Rus medeniyetine yaknlatrmak, yabanc halklarn iinde devlet dilini bilen kk memurlar hazrlamak maksadyla, Mslman halk ie risinde Rus dilinde okullar amay, slam din adamlarn tarafna ekmek amacyla da, onlara toprak sahalar, askeri rtbeler, nianlar, emekli ma alar vermeyi (Ehadov 1991: 58) de ihmal etmiyordu. Bununla birlikte XIX. yzyln sonlar ve XX. yzyln balarnda, din bata olmak zere edebiyat ve gzel sanatlar alannda bir uyan sreci ya anyordu. Bu dnemde dikkat eken en nemli akm 'thad- slam' ya da Panislamizm formunda kendini ortaya koyan mill uyan hareketi idi (Mustafayev 1973: 116). Yayncln ve edebiyatn konusunu ncelikle hurafelere ve evhamlara kar mcadele oluturuyor; dinin bilime kart olmad, aksine onunla uygunluk ierisinde olduunu ifade eden din bil ginleri eserler vermeye alyordu. Bu dnemde ihyac, yeniliki ve re formculuu benimseyenler de vard. yle ki, din anlaylardaki Eberalizm hareketi XIX. yzyln son eyreinde kamuoyunda nemli bir tar tma zemini bulmutur (Ehadov 1995: 33). Azerbaycan'da bu uyan dneminde 'thad- slam', dnen Msl manlarn siyasi gayesi oluyor, birlemedike btn Mslmanlarn da lp gidecekleri fikri zihinlerde yer tutuyordu. Pan-slamizm 1905 inklab na kadar, hatta daha sonraki zamanlarda da yalnz Kafkasya'nn deil, b tn Rusya'daki Trklerin dn sistemini oluturuyordu. 1905'te Rus ya' daki Trklerin siyasi isteklerini belirlemek ve haklarn savunmak amacyla kurulan cemiyete "Rusya Mslmanlar ttifak" ad verilmi, bu erevede Mslman hukukundan, Mslman okulundan ve Mslman yaynclndan, hatta Mslman tiyaosu ile musikisinden sz edilmi14

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

tir. Bu devrin en nemli siyasi isteini de "dare-i Ruhaniye"lerin bam szl ve din reislerinin Mslmanlar tarafndan seilmesi (Resulzade 1993:39) tekil etmitir. Aslnda, Sovyetler dneminde olduu gibi arlk Rusyas iin de, mill uyan hareketleri ve milliyetilik, din kadar nemli bir sorun oluturuyor ve siyasetler bunu engellemeye ynelik olarak belirleniyordu. Bununla birlikte, ayn yllarda ve zellikle yayn yoluyla (Trk Yurdu, Aksz, vs.) milliyet ve Trklk fikirleri canl tutuluyor, siyasi dn klerikal sistemden uzaklatrlarak, mill kltr sistemine doru seri deiimler ya plyordu (Rezulzade 1993: 40). Bu erevede, zellikle 1914-17 yllar aras, din ve mill konularda zgrlk fikrinin yaygn olduu ve buna bal olarak milliyetilik ve Trklk anlaynn hakim olduu (Caferov 1993: 78) yllar olarak dikkat ekmektedir. 2. Sovyet Dnemi Sovyet dneminde Mslman topluluklarn din-kltrel yapsn tespit edebilmek ve bu yapnn zelliklerini anlayabilmek iin, her eyden nce Sovyet sisteminin yaratmak istedii toplum ve insan modelini iyi bilmek gerekir. Orta Asya, Kafkasya ve Rusya topraklarnda saylar 60 milyonu bulan bu insanlarn ortak karakteri, yaklak 150 sene arhk Rusya'nn egemenliinde yaam, 70 yl sosyalist eitim ve ahlak felsefesi sistemi iinde yetimi ve bu sistem iinde 'ateizm' eitimi grm, 'kolektivist' bir retim ve tketim tarzn yaam olmalarndan dolay, byk lde 'dnyevi' bir karakter eklinde olumutur. phesiz ki, bu ideolojik sistemin temeli Marksizm'e, Marksizm ise b yk lde materyalizme dayanmaktadr. Nitekim bu konuyu Lenin y le belirtmitir: "...Materyalizm olmas itibariyle Marksizm, dine XVIII. yzyln Ansiklopedistlerinin materyalizmi veya Feuerbach materyalizmi kadar amansz surette dmandr. Bunda phe yoktur. Lakin, Marks'n ve Engels'in diyalektik materyalizmi Ansiklopedistlerden ve Feuer bach'tan daha ileri giderek, materyalist felsefeyi tarih sahnesine, ilimler alanna uygular. Biz dine kar mcadele etmeliyiz. Bu, btn materyaliz min, o cmleden Marksizmin alfabesidir. Lakin Marksizm alfabe zerin de kalan bir materyalizm deildir, o daha da ileri gider: dine kar mca15

bilig, Bahar / 2003, say 25

dele etmeyi baarmak, bundan dolay da kitlelerdeki inancn ve dinin kay nan materyalistesine aklamak gerekir"(Lenin 1954: 12). Buradan hareketle gelitirilen bilimsel ateizmin iki ynyle dikkat ekti i ne srlr. Bir taraftan, bilimsel ateizm din inanlarn illzyon oldu unu iddia edip din sistemleri, dnyann din grntsn eletirir; dier taraftan, maddi alemin ve toplumun evrim sreci iinde kavranlmas ne ticesinde bir dnya gr eklinde ortaya kar (Mahmudov 1986: 8). Grld gibi, Sovyet sisteminin amac dini ve din sembolleri ortadan kaldrmak ve tamamen sekler bir toplum meydana getirmektir ki, netice itibariyle bu toplum insan da 'homo sovieticus' olacaktr. Bu bakmdan, Sovyet iktidarnn ilk i olarak dine, zellikle de uhrevi ve dnyevi alan lar bnyesinde birletiren, kendine zg kurumlaryla toplum hayatn e peevre kuatan slam'a kar mcadeleye girimesi kanlmazd. Bu uzun mcadeleler, basklar ve engellemeler neticesinde slam dini zaman la, "bir topluluun deil, tek tek fertlerin dini olmaya indirgenmi, kurum larndan yoksun braklm, dnyevi alandan karlmtr" (D'encausse 1992: 24). Bu durumda slam'n kurumsal anlamda varln srdrd sylenebilir miydi ve bu erevede Sovyetlerde 'Mslman olmak' nasl bir anlam ifade ediyordu? Sovyet hakimiyeti yllarnda btn dinler gibi slam da gemiin bir ka lnts olarak takdim edilmi; din ve din kurumlara, camilere, kiliselere, sinagoglara, kutsal mekanlara, gidilmemesi iin halka kar eitli bask lar uygulanmtr. Sosyalist program ve yasalarnda vicdan hrriyeti hak kndaki fikir ve prensipleri g yoluyla bozma yoluna gidilmitir. nsan lar uzun yllar din duygularn kalplerinde saklamak zorunda kalmlar dr. Gemi SSCB'de slam dininin hkm srd topraklarda Sovyet dev letinin, slam'n ya da herhangi baka bir dinin ekonomik ve siyasi hayat alanlarna, devlet kurumlarnn faaliyetlerine etki etmek imkan parante ze almtr. Bundan baka, Sovyet devleti hzla gelien bilimsel, sekler temel zerine kurulmu eitim faaliyetlerini dinin etkisinden uzaklatr mak suretiyle toplum bireylerine dnyevi bak alar ve 'yaratma' fik rinden soyutlanm bir dnya gr (Paazade 1991:154) alamaya y nelmiti.
16

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

Bu suretle, Sovyetler Birlii'nde g koullar alnda yaamaya alan dinler iinde slam, uzun yllar kendini kltrel bir olgu olarak ifade et meye zorland. Birlik iinde 'Mslman' ad alnda 20 ayr halk ve 60 milyon insan yayordu. Bunlar, Orta Asya'da, Kafkasya'da ve daha ok Tataristan olmak zere Volga boyunda yerlemilerdi. Bu blgelerde ya ayan tm halklar, slam ba ile sarlarak bir demet haline gelmiti. Bu ba ile balanan insanlarn, dier Mslman lkelerde olduu gibi Ms lman olmalar gerekmiyordu. Bu topluluklarda 'Mslman' din deil, ayn kltr ve tarihi paylaan insanlar tanmlayan (Karlsson 1996: 122) bir kavram olarak kullanlmaktayd. Bununla birlikte, slam tamamen bir kltrel olgu iinde hapsetmek mmkn deildi. badet boyutunun, pek ok kstlamalar ve engellemeler neticesinde zayflad doruydu. rnein arlk Rusyas'nda 1917'ye kadar 30.000'in zerinde cami ve 45.000 din grevlisi (molla) vard. 1928'de balayan mescidleri ykma ya da dinle ilgisi olmayan binalar ha line dntrme hareketin sonucunda mimari adan esiz deerdeki pek ok kltrel miras yok edildi. 1942'de geriye ibadete ak 1300 cami kalm. Peresoika hareketi baladnda ise, dnyada Mslman nfusun yaad devletler iinde beinci srada yer alan blgede, geriye resmi ola rak ibadete ak 200 cami kalm (Karlsson 1996: 122; Monteil 1992: 194). Btn bunlar, Sovyet Birliinde slam'n aamal olarak ortadan kalkp yok olaca kanaatini uyandrabilirdi. Fakat, byle olmamtr. Aksine, D'encausse'un da ifade ettii gibi, olaylar, Sovyetler'de slamn yeni ko ullarda yeniden doduunu, bunun da slami kurumlar (din idareler) ara clyla gerekletiini gstermitir (D'encausse 1992: 24). Ona gre, bu kurumlarn iki nemli fonksiyonu vard: Birincisi, slam gelenekleri mo dern hayatn gereksinimlerine uydurarak din uygulamalar kolaylatr mak; ikincisi, slam, Sovyetler Birhi'nin toplumsal ve siyasi sisteminin temeh olan Sovyet ideolojisi ile badatrarak, slama sekliler bir ierik kazandrmak (D'encausse 1992: 25). Netice itibariyle, her ne kadar Sov yet devrinde resmi din kurulularn bir eit 'KGB-slam' eklinde al tklar, bu kurulularn Komnist Partisi'nin din idareleri konol etmele rini salamak amacyla bir ara olarak kullanld (Karlsson 1996: 121)
17

bilig, Bahar / 2003, say 25

belli llerde doruysa da, yine de bu kurumlar o dnem iin, slamn grnr, yapsal unsurlar olarak kabul edip, bu kurumlarn dinin yeni artlar da yeniden douunu temsilden ziyade, ayakta kalp devam etme sini saladklar fikri kanaatimizce daha uygundur. Aksi takdirde, halknyine o devir iin yasal olmayan yollarla ilerindeki dindarl koruyup saklamalarn ve bugnn sosyal ve siyasi artlarnda onu yeniden aa vurmalarn aklamak zor olurdu. a. Sovyet Dnemi Azerbaycan'da slm 1917 Ekim ihtilali sonras sadece slm deil, btn din gelenekler olum suz ynde etkilenmi, pek ok basklara maruz kalmtr. htilalden yakla k 10 yl sonras btn direni unsurlarn ortadan kaldran Sovyet yne timi ilk i olarak, genelde 'milletlerin afyonu', 'lanetlenmi gemiin ka lnts' olarak grd dine ve zellikle de 'snfl toplumlarn dini' ek linde tanmlad slam ve onun yerleik kurumlarna kar bir mcadele ye balad. Bu mcadele yldan yla daha da iddetlendi. Zira, daha nce de ifade ettiimiz gibi, komnizm deiime kar dayankl unsur olarak grd dine zt bir sistemdi ve bu sistemde dinin yaamas demek, siste min hastal demekti. Bu anlay erevesinde din ve din tekilatlara, ca milere, kiliselere, sinagoglara, kutsal mekanlara kar resmi nlemler aln d. Bunlar genelde aamada uyguland: Birinci aamada, 1920-28 yl lar arasnda din, devletten, camiden ve okuldan ayrlmtr. kinci aama yaklak 1928-41 yllar arasdr. Bu tarihlerde eriat mahkemeleri, btn din yaptrmlar kaldrlmtr. nc aamada ise, dine ait ne varsa orta dan kaldrma yoluna gidilmitir. Bu dnemde inananlar hayli azalm ve dinden toplu kopular meydana gelmitir (Guluzade 1996: 8). Azerbaycan'da Sovyet hakimiyeti kurulduktan sonra, Azerbaycan'n eko nomik, siyasi ve sosyal hayat dorudan Rusya'nn ekonomik, siyasi ve sosyo-kltrel hayatyla birletirildi. Bu, Sovyet Rusya'nn devlet ve hk met kanunlarnn btnyle Azerbaycan'da da uygulanaca anlamna ge liyordu. Nitekim byle de oldu. Hatta zaman zaman Azerbaycan'daki ko mnist ynetimin din ve maneviyat konularnda merkezi otoriteden daha da ileri gittii pek ok uygulamada ortaya kmtr. rnein 1921 ylnda Azerbaycan Komnist Partisi siyasi brosu ve tekilat temsilcilerinin bir18

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

likte yap toplantda 'Mslmanlar ierisinde parti ii' sorunu tartl m, Temmuz 1923'te Azerbaycan Olaanst Komiserlii Moskova'nn gizli emri dorultusunda 'Azerbaycan'da slam paralama plan' hazrla mt (Guluzade 1996: 15). Bu plana gre, i ve Snn mezhepleri arasn da gerginhk yaratlacak, bylece din kendi kendine paralanacakt. Bunu takiben 1924 ylnda Baku'de 'Allahszlar Cemiyeti' kuruldu. Amac, zel likle ii snfn manevi ynden zgr klmak ve dini hurafelerden kurtar makt. Zamanla bu cemiyetin kylerde de ubeleri ald. Buralarda tart malar yaplr, kurslar dzenlenir, seminerler verilirdi. 1926'da cemiyetin Baku brosuna bal olarak Azerice aylk akam kurslar-aslnda dine kar mcadele kurslar balatld. Bir yandan din kavram ve sembolleri bilinlerden silmeye ynelik uygulamalar devam ederken, dier taraftan Komnist Parti'sinin dine kar mcadelesi pek ok yasaklar eklinde or taya kyordu. Bu balamda 1920'den itibaren hac grevinin ifas ve i ilerin ran ve Irak'taki Necef, Mehed, Kerbela gibi kutsal saylan yerleri ziyaret etmeleri yasakland. 1924'te dinsel temelli hukuk referans olmak tan karld. 1928'de btn medreseler kapatld. 1930'da btn vakflara el konuldu. 1929'da Arap alfabesi kaldrld. 1936 ylnda Azerbaycan Sovyetler Birlii'ne katldktan sonra Azerbaycan Mslmanlarnn dier Mslman lkelerle ilikisi tamamen kesildi (Bnyatov 1994: 318). Btn bunlara bal olarak, Azerbaycan'da komnist ynetiminin slam'a kar mcadelesini iki adan ele alp deerlendirmek mmkndr. Birin cisi, dinin ve eitli din tasavvurlardan oluan din uurun eletirisine y nelik materyalist teorinin oluturulmas ve bunun bilimsel ateizm ad al tnda bir reti haline getirilmesi, ikincisi ise dinin dnyevi alanla iliki sini salayan toplumsal ynnn, bu erevede din pratiklerin, ayin ve merasimlerin, din bayramlarn yasaklanmas eklindeki mcadeledir (Memmedov&Mahmudov&Cehlov 1985: 18 ). Bu mcadelenin gerek letirilmesi iin de ilk nce dinin eletirilmesine ynelik tartmalara, eserler ve aratrmalara yer verilmi, ayn zamanda yayn ve iletiim ara laryla din inan ve ibadet ilkeleri yklmaya allmtr. Aslnda bu ha reketin zellikle Azerbaycan'da ok eskilere giden bir gemii vardr. Be lirtmek gerekir ki, nfusun %70'i i olan Azerbaycan'da i gelenek ken dini byk lde merasimler yoluyla takdim etmekte, zellikle de, Ker19

bilig, Bahar / 2003, say 25

bela olaynn her yl Muharrem aynda temsil edilmesi ile ilgili gelenek sel bir ritel olan Muharremlik merasimlerinde dramatik bir tarzda ortaya kmaktadr (Tatan 2001: 104-106). Bu durum uzun yllar Azerbaycanl aydnlar zerinde olumsuz bir imaj b rakm, ar Rusya'snn son yllarnda ortaya kan maarifilik akmnn da etkisiyle slam'n kkl bir ekilde eletirisine, hatta ona kar tavr alnmasna sebep olmutur denilebilir. Nitekim, bir rnek vermek gerekir se, XVII. yzyl Fransz materyahstleri ve XIX. yzyl Rus devrimcileri nin tesirinde kalan ve Azerbaycan'da materyalist retinin en byk tem silcisi saylan Mirza Fetali Ahundov (1812-1878) 'Kemalddevle Mek tuplar' adl felsef eserinde slam'n temel prensiplerine zellikle tevhid inancna kar ou zaman saldr niteliinde olan grler ileri srm (Ahundov 1969: 74), onun fikirleri komnist dnemde nemli lde re ferans olarak kabul edilmitir. Dinin ibadet boyutunun, bu dorultuda ibadet yerlerinin yok edilmesine ynelik mcadeleler ise, kanaatimizce Sovyetlerdeki tm Mslman top luluklarda olduu gibi Azerbaycan'da da olumsuz sonulara neden ol mutur. Bunu yaparken, nce namaz, oru, hac, zekat gibi ibadetlerin eletirilmesi yoluna gidilmi; bunlar snfl, feodal toplumlarn istismar vastalar olarak takdim edilmitir (Settarov-Halilov 1973: 17). Mesela, "Abdestle birlikte her namaz insann en az bir saat vaktini alr. Bylece her gn 5 saat namaz iin ayrlm olur. Kalan vakti de yemee ve yatma ya ayrrsak almak iin ok az vaktimiz kalr. Gnde 5 vakit namaz kl mak insan iten gten alkoyar" (Ahundov 1969: 120) gibi ifadelerle ibadetlerin modern hayatla badamad fikri yaylmaya ahlm; ayn ekilde orucun organizmay gsz brakt ve sal mahvettii ne s rlerek, basn organlarnda Ramazan ay olumsuz kabul edilebilecek ifa delerle (Settarov-Halilov 1973: 33) takdim edilmitir. Sovyetler'in slam dinine kar mcadelesinin en nemli ve etkili hareket lerinden biri de camilerin kapatlmas olmutur. yle ki, Sovyet Devrimi srasnda Azerbaycan'da bir tespite gre 2000'in zerinde (Paazade 1991: 157), bir baka tespite gre de 3000 civarnda cami ve mescid faali yet gsterirken, 1927 ylnda bu say 160'e, 1944'te ise 22'ye (Ehadov 1991: 77) dmtr. 1980'li yllarda Azerbaycan'da mescid says 25 olarak (Ehadov 1991: 24) belirtilmektedir.
20

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

unu da dikkate almak gerekir ki, camiler (ya da Azerbaycan'da yaygn kullanmyla mescidler) sadece ibadet yerleri deildir. Azerbaycan din kltrnde byk rol oynam medreseler aslnda camilere bal olarak faaliyet gstermitir. Camilerde eitimle megul olan bilginler halk ara snda byk nfuza sahipti. ou zaman byle bir bilgin vefat edince say g alameti olarak, onlar umumi mezarla deil, ders verdikleri Cuma ca milerinin avlusunda defin olunmulardr. Azerbaycan'da Cuma camileri hem de devlet kurumu gibi faaliyet gsterir, pek ok nemli evrak sadece bu camilerde saklanrd (Guluzade 1996: 62). Camilerin kapatlmas, y klmas ya da amac dnda kullanlmas, bir bakma, komnist ynetimin dinin dier kurumlarna, hatta din adamlar ve din bilginlerine kar m cadelesini de kolaylatrmtr denilebilir. Dinler zerinde yukarda belirtilen basklara kar slam'n kendini koru ma mekanizmas ve bunun sosyolojik temeli esas itibariyle, XX. yzyl, zellikle de ikinci yarsnda sosyal, ekonomik ve politik, hatta bilim ve teknikte ortaya kan deiiklikler ve ilerlemelere balanarak, bu global deiim srecinde din retiler ve kurumlarn, ilahiyatlar ve dindarla rn konum ve rollerinin deitii; bu nedenle yzyllar boyu ekillenip ka rar klm geleneksel tasavvurlarn yeniden gzden geirilip deerlendiril mesi gerektii fikrine dayanmaktadr. Bu ekilde, ada sosyal ve bilim sel ve teknolojik gelime, mill bamszlk hareketlerinin kitlesel ykse lii ve buna bal olarak maddi ve manevi kymet unsurlarnn yeniden de erlendirilmesi din modernizm iin de bir sebep tekil etmitir (Ehadov 1995: 12). Aslnda, o yzylda birok slam lkesinde ortaya kan bu ih ya, tecdid ya da reformist hareketlerin, Sovyet Mslmanlar arasnda da izleyicisi bulunduunu belirtmek yerinde olur. Amac "hem Mslman kimliini korumak hem de Bat fikir ve deerlerini benimsemeyi mmkn klacak bir ideolojiyi oluturmak" (Kanhdere 1997: 89-96) eklinde zet lenen Kazan Tatarlar arasnda byle bir akmn (1809-1917) ortaya k m olduu buna rnek olarak verilebilir. Azerbaycan'da ise, din modernizmin iki biiminden sz edilmektedir. Birincisi, gemi SSCB'de sosyal adaletsizlik ve siyasi basklarn son haddine ulat dnemlerde din ve din kurumlar, din adamlar (ruhani ler) ve dindarlar sebepsiz basklara maruz kalarak onurlar zedelenmi, di21

bilig, Bahar / 2003, say 25

n kurumlarn ou kapatlmt. Bunun zerine din idare organlar ve yetkililer din ibadetleri basitletirmek, snrlamak ve din merasimleri ciddi yasaklar erevesine uygunlaabilen elastiki bir duruma evirmek suretiyle modernize ediyorlard ki, bu yapay olarak yaratlm ve insanla ra kabul ettirilmi dinin 'tenezzl devri'nin modernizmi idi (Ehadov 1995: 13). Yukarda, kurumlarn fonksiyonu ile ilgili zikredilen gr bu erevede ele alnabilir. Dinin, kurumlar araclyla dnyevi bir ierik kazanmas ise, siyasi planda slamn modernletirilmesi anlamna gelmek tedir. Bu da ikinci Dnya Savandan sonra ortaya kan sosyo-ekonomik sisteme ve bu sistemlerin yaknlamas srecine kendi ilikilerini belirgin letirmek ve uluslararas platformda bar, Sovyet halklar arasnda dost luk ve emekdalk, baka dinlerle karlkl ilikileri gelitirmek bala mnda dikkate alnmaktadr. Bugn ise sz konusu olan, dini mevcut artlara uygunlarp cazip bir hale getirmek amacyla her trl deiiklii, yenilii ihtiva eden modernizm anlaydr. Bu erevede din modernizm, hem dnyada insan haya tnn btn alanlarnn seklerlemesi, din ilgisizlik emberinin genile mesi, bilimsel, teknolojik ve medeni ilerleme koullarnda kitleler arasn da dinin saygnlnn yitirmesi imkanlarn azaltmak; hem de din dnya grn ilgin ve cazip hale getirmek; onu geleneksel yorumlarndan, pratik ve merasimlerinden arndrp ada hayan vazgeilmez bir unsu ru haline getirmek (Ehadov 1995: 17) fonksiyonlarn yerine getirebilir. ada slam'n modernizmi problematiini, sosyal ve siyasi koullarn yansra, slamn karmak ve ok boyutlu olmasna balayan Ehadov, Mslman lkelerin her birinde slam modernizminin kendine zg nite likleri olduunu belirterek, mesela ran'da slam modernizminde fundamentalist unsurlar n plana kt halde, Trkiye'de ada hayatn talep lerine uygunlamak meylinin stnlk tekil ettiini (Ehadov 1995: 20) ifade etmektedir. b.Azerbaycan'da Din Gelenein Korunmas ve Bunda Etkili Olan Faktrler Azerbaycan'da din adamlarnn dinin 'tenezzl devri' (d/k devri) dedikleri Sovyet dneminde, dine kar basklardan dolay bir mill kim lik bihncinin olumas ya da en azndan bu bilincin gelenekler halinde g22

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

nmze kadar varln srdrm olmas sz konusudur (Ehadov 1995: 13; D'encausse 1992: 27). Bu sosyolojik sre Alexandre Bennigsen tara fndan 'sufi ve komser' tiplemesi alnda analiz edilmitir. Ona gre ister kapitalist ister sosyalist sistemlerde olsun, dinin kendi gerekliinden so yutlanmas anlamndaki bir seklerizm ne kadar hzl bir art gstermi se paralel din olarak bilinen sufi tepki de belli llerde toplum katlarn da yaylma imkan bulmutur. Bu sufi reaksiyon Azerbaycan ve Orta As ya toplumlarnda daha ok din ve mill deerlerin birletirilmesi adet ve gelenekler eklinde yaatlmas suretiyle gereklemitir (Bennigsen 1988: 15). Bu gelenein olumasnda ve yaatlmasnda, 40'h yllarda Buhara Mir Arap Medresesi'nde renim grp lkelerine dnen Azerbaycanl ilahi yatlar ve din adamlarnn ok dar erevede de olsa yaptklar hizmetler; Sovyet sistemi iinde i ve alma hayatnn zorluklar ve sosyal hayatn giderek dnyevilemesi karsnda Mslman halka ibadetler alannda teklif edilen kolaylklar ve en nemlisi, ikinci Dnya Sava'ndan sonra slam'a kar belli bir mddet hogrl tutumun (Ehadov 1991: 171) et kili olduu sylenebilir. Bu devirde SSCB'de mescitlerin idaresi ve Ms lmanlarn din meseleleriyle ilgilenen din idarelerin kurulduunu bir kez daha belirtmekte yarar vardr. Bu durum slam'n kurumsal dzeyde var ln gsteren bir iaret olarak kabul edilebilir. Bu erevede ibadete ak camilerin saysnda bir art gzlenmitir. Belli gruplar iin hacca yeniden izin verilmitir. Kk oranda slami yayna izin verilmi ve nihayet Bu hara ve Takent'teki iki medrese yeniden eitim-retime almtr (Akiner 1995: 33). Sava yllarnda Azerbaycan'daki din tekilat ve din adam lar nemli grevler stlenmi ve bunu takip eden yllarda daha ok bar, dostluk ve kardelik kavramlar din muhtevalarla zenginletirilerek halka tebli edilmitir. Din gelenein korunmasnda bir baka nemh faktr, Sovyet iktidarnn etnik gruplarn karmas iin malzeme olarak kulland karma evlilikle re Orta Asya ve Kafkas halklarnn rabet etmemesiydi. Mesela, ehirle me orannn yksek, entelektel gehmenin mevcut olduu, kadnlarla er keklerin eitim dzeyinin eit bulunduu Azerbaycan'da karma evlilikler hem nadir yaplyor (%10 civarnda) hem de btn evlilikler ancak Ms23

bilig, Bahar / 2003, say 25

lman bir erkein gayri Mslim bir kadnla evlenmesi eklinde oluyordu (Akiner 1995: 102). Saylar az da olsa karma evliliklerde, babann Ms lman, annenin gayri Mslim olmas durumunda, genellikle ocuk baba snn milliyetini almaktayd. Zira Mslman topluluklarda sosyal grup ve eitim dzeyi ne olursa olsun, babann milliyeti baskn kmaktayd. Bu nunla birlikte, rnein Dastanl bir kadnn, Mslman olmayan bir er kekle evlenmesi gibi ender durumlarn %87'sinde ocuklar annelerinin milliyetini semekteydiler. Buna karlk, Ruslarla dier gayri Mslimler arasnda yaplan evliliklerde Rus milliyeti baskn gelmekteydi (D'encausse 1992: 68). Bu da gsteriyor ki, Mslman olmayanlar arasnda yaplan karma evlilikler mill bilinte deimelere yol aarken, Mslmanlarn yapt evlilik slam'n dndaki bir dnyaya almaya imkan vermiyor du. Bunun yannda, Mslmanlar arasnda din nikah da nemsenmekte ve evliliklerin byk ounluunda din nikah yaplmaktayd (Sezgin 1995: 35). Sovyetler Birlii'ndeki Mslman topluluklarda gizli de olsa snnet gele nei devam ediyordu. Gelenekleri yaatma asndan nemli bir kurulu da 'Aksakalllar' tekilatdr. Bunlar toplumun yal kesimini oluturan, kendilerine gvenilen ve sayg duyulan kimselerdir. Bunlar toplum ieri sinde bir danma merkezi gibi fonksiyon grerek sosyal hayatn pek ok problemlerine zm getirmekte, verdikleri kararlar byk lde kabul edilmektedir. Din gelenein devam ettirilmesinde defin ve cenaze merasimlerinin ok byk yeri vardr. Zira halk arasnda din duygu ve yaayn en ok teza hr ettii alanlardan biri defin merasimidir. Halk adeti ve gelenei sayla rak ou zaman dindar olmayanlar tarafndan da riayet edilen defin mera simi, onunla ilgili olan am- gariban, merhumun , yedisi, krk ve yl dnm, ayrca krkna kadar her Cuma akam yaplan toplantlar din gelenei yaatan vastalardr. Bu da gstermektedir ki, slam, gndelik ha yatn deiik alanlarna nfuz ederek, insanlarn yaay tarznda, mill adet ve geleneklerinde varln hissettirmektedir (D'encausse 1992: 53). Olduka masrafl ve yorucu olmasna karlk, cenaze merasimlerinin ka rakteristik yn, toplulua kendine zg sosyo-din gelenekler etrafnda toplanma frsat vermi olmasdr. Bu da, bu toplumlarda din olanla mil24

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

l olann birbirine kartn, dolaysyla Sovyetler'de slamn gcnn burada yattn gstermektedir. Bu, ayn zamanda uzun yllar basklar ve engellemeler neticesinde zayflayan din bilincin, mill geleneklerle telafi edilmesinden baka bir ey deildi. SSCB'de yllarca din ierikli bayramlar ve gelenekler, hatta dinle ilikisi olmayan birtakm gelenekler de din bir renk verilerek sistemli bir biim de yasaklanmtr (Guluzade 1996). zel haya yakndan ilgilendiren olaylar ayrtrlm; balk paras, cenaze yemekleri ve tm sosyal ierik li trenler 'feodal geleneklere' balln iaretleri olarak (D'encausse 1992: 79) kabul edilip yasaklar erevesine alnmtr. Buna bal olarak, toplumda varln srdren adet ve geleneklerin, zamanla toplumsal ge liim neticesinde folklorik bir mahiyet alaca varsaylmaktayd. Oysa ki, 60'l yllarn bandan itibaren yaplan sosyolojik aratrmalar, Sovyet ik tidarnn "kalntlar" olarak adlandrd eylerin, aslnda toplumu kayna tran davranlar ve ballklar btn olduunu gstermiti (D'encausse 1992: 79). Bunun zerine, geleneksel bayramlarla mcadelede iki usule bavurulmutur. Birincisi, Sovyet kutlamalarn daha gsterili hale getir mek, ikincisi ise bu kutlamalar geleneksel bayramlara alayarak, bunla rn din, mill muhtevasn yok edip, Sovyetler'e zg bir renk vermeye almak (D'encausse 1992: 80). Aslnda, geleneklerle mcadelede Sovyetler'in siyaseti pek de tutarh bir karakter tamyordu. Mesela, bir tarafta slam' dman ilan ediyor, onun bir unsuru olmayan Nevruza din bir muhteva vererek yasaklyor, daha sonra esas ieriini tahrif ederek, onu sosyal faaliyetler alanna sokmak amacyla "ilkbahar ve kyl bayram" haline getirmeye alyordu (Gu luzade 1996: 96). Ksacas, uzun yllar Sovyet hakimiyetinde kalmasna ramen, din inan, norm ve sembollerin Azerbaycan'n geleneksel kltrnde nemli derece de yerini koruduunu sylemek mmkndr. Her ne kadar, merasime da yal bir dindarlk eklinde tezahr etse de, "gruplarn ve milletlerin kim liklerini muhafaza ederken sembolik deeri olan merasimlere byk ehemmiyet atfettikleri" (Wach 1995: 72) eklindeki sosyolojik gereklii dikkate alrsak, bunun mill ve din kimlii korumada temel bir fonksiyo na sahip olduunu syleyebiliriz.
25

bilig, Bahar / 2003, say 25

II. Bamszlktan Sonra Azerbaycan'da slm: Deiim ve Dinsellik Gnay'n da ifade ettii zere, geleneksel yapdan modern yapya doru ynelen ve bu erevede hzl bir deiime maruz kalan tm toplumlarda yeni ve modern deerlerin, belli alanlarda sekler dnya grnn gide rek din norm ve deerlerin yerini almas, dinin toplumun sosyo-kltrel hayatndaki hakimiyetini zamanla kaybetmesi ve kendi alanna ekilerek orada derinlemesi eklinde beliren sre (Gnay 1997: 86), Sovyet dne mi Azerbaycan'n toplumsal hayatnda da ortaya km, sistemin ideolo jik yaps gerei, dinin toplumsal alanlardaki etkisi nemli derecede bir gerileme kaydetmitir. Azerbaycan toplumunda uzun yllar bir st yap kurumu olarak alglanan din, modernleme, dnyevileme ve bilimsel gelime kavramlarna zt bir olgu olarak kabul edilmitir. Toplumdaki ekonomik, siyasi ve sosyo-kl trel deime esas alnm, din ve din pratikler bunlara bal olarak za man zaman yeniden yorumlanmtr. Bu erevede 1917 Ekim Dev rim'ine kadar Rusya'da yaayan Mslmanlar arasnda slam modernize etmeye, hatta onun sosyalizm anlay ile yaknln ispata alan ila hiyatlar ve siyasetiler az olmamtr. Mesela, Tatar Pan-slamisti Abdurreid brahimov, "sosyalizm slam zerine kararlar" (Ehadov 1995: 31) szleriyle, slam'n bilimsel sosyalizmin ncs olduunu gsterme ye almtr. Aslnda din deime srelerinin, a) dindarln zayflamas sebebiyle dinden uzaklamay hazrlayan deiiklikler, b) seklerlemeye hizmet eden din modernizm, c) din unsurlarn yeniletirilmesi ve bu yolla salamlatrlmasn hedef alan modernizm, d) dindarln geleneksel ynle rinin ada koullar dorultusunda yeniden yorumlanmas, e) dindarln geleneksel yaplarnn sabitletirilmesi, f) din ve dind grler arasn da badarc-panteist ve deist karakterli yaklamlarn oluturulmas, g) kutsal mekanlara ziyaret fenomeninin aktellemesi ve dinle ilgisi olma yan mistik faaliyetlerin (falclk, rya yorumculuu vs.) yaygnlk kazan mas... (Ehadov 1995) gibi ok boyutlu olmasna karlk, Azerbaycan'da din deime olgusunun temelinde sosyalist dnya gr ve modernizm esas alnmtr.
26

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

Bugn ise sz konusu olan, yine bir deiim neticesinde din inan ve yaay alanlarnda ortaya kan yeniden canlanma ve gitgide artan dinsellik olgusudur. Bunu aklamak iin psikanalitik teoriden yararlanla bilir. Bu teoriye gre, bilinaltna itilmi fikirler sper-ego olarak grev yapan sosyal engellemeler zayflad ya da kaybolduu zaman daha gl bir ekilde yeniden ortaya kar. Nitekim Marksist ideolojinin knden sonra Sovyetlerde din, bask altnda kalm insanlar iin bir umut olarak ortaya kmtr (Kuat 2001: 363). Dinin bu toplumlarda Sovyet otoritesinin kaybolmasyla oluan boluu dolduran bir meka nizma olarak ilev grd de sylenebilir. Fakat temel olarak, dinin bu insanlarda aidiyet duygusunu glendiren bir anlam sistemi olarak alg land grlmektedir. Bu erevede, halkn z dinine dn, slamn sosyal hayat alanlarnda yeniden ortaya k herhangi bir olaydan da ha grnr ve dikkat ekici olmaktadr. Bamszlktan sonra halk ilk defa olarak din ve mill bayramlarn serbest bir ekilde kutlam, ehir, kasaba ve kylerde camiler yaplm ve minarelerden ezan sesleri iiti lir olmutur. Yllardr yolu, izi kaybolmu ocaklar, pirler, ziyaretgahlar faaliyete gemi, gnden gne ziyaretilerle dolup tamaya balamtr. Azerbaycan'da ziyaret fenomeni ve Muharremlik ritueli halk arasnda din canlanmann en tipik tezahrlerden biri olarak dikkat ekmektedir. 1991 ylnda 161 kii hac ibadetini yerine getirmek iin Mekke'ye git mitir. Bu say 1997'de 700' gemitir. 20 yldan beri btn Transkafkasya'dahacca gidenlerin says 1991'deki hac saysndan olduka az d (Guluzade 1996: 130). Btn bunlar son 70 yllk Azerbaycan tarihin de grlmemi olaylard. Bamszlktan sonra din deerlere sayg ve ballk duygular olduka artmtr. Dine kar bu duygusal deiim, sosyal hadiselere de olumlu et kilerde bulunmutur. rnein, hac ziyareti her yl iletiim aralaryla hal ka duyurulmakta, haclarn ziyaretten dnleri geni ekilde kutlanmak tadr. Bylece toplumda, dinin birletirici ve kaynatrc rol yeniden bir kez daha idrak edilmektedir. Mill ve din bayram gnlerinde hem devlet yetkilileri hem de din Eder ler basn, televizyon ve radyo araclyla halkn bayramn tebrik etmek te, o gnlerde ilgili konumalar, tartmalar yaplmakta, elenceler dzen27

bilig, Bahar / 2003, say 25

lenmektedir. Kurban ve Ramazan bayramlar, Nevruz bayram ve aure gn resmi tatil ilan edilmitir. phesiz ki btn bunlar, gerek halk ka tnda gerekse devlet kurumlar seviyesinde, insanlarn i dnyasna itilmi potansiyel dindarln ve kurumsal slam'n yeni artlardaki tezahrleri dir. nemle belirtmek gerekir ki Sovyet dneminde dine kar basklar bir ta raftan dinler arasnda bir yaknlamaya neden olmu, dier taraftan mez hep bilincinin her zaman canlln koruduu Azerbaycan'da i ve Sn n topluluklar arasnda bir kaynama imkan da yaratmt. mamet anla yna dayal bir gelenei temsil eden i slam, ibadet biimi ve ibadet yerleri itibariyle kendine zg bir farkllk gstermekteydi. Yukarda sz konusu ettiimiz yaknlama erevesinde i mescitlerde Snnlerin iba det etmeleri doal karlanmaya balanm, altml ve yetmili yllarda byk din bayramlarda iler ve Snnler birlikte ibadet etmilerdir (Albayrak 1998: 135). Bu gn de bu kaynama canl bir ekilde yaanmakta dr. Mesela Hz. peygamberin doum gn i ve Snnlerce birlikte kutlanlmakta, ilere ait nemli kutlamalara Snnlerin de youn bir ekilde katld gzlenmektedir. Bylece slam'n mezhep kayglarnn tesinde bir emsiye grevi yapt grlmektedir. Azerbaycan'da dinin eitli toplumsal alanlardaki tezahrleri ve bu alan larla olan ilikilerini rnein, din-devlet ilikisi, din retimi, din kurum lar ve din yaynlar erevesinde ele almak, kanaatimizce, bu ksa bam szlk sresinde dinsel canlanma olaynn boyutlarn gstermek asndan olduka nemlidir. 1. Azerbaycan'da Din-Devlet likisi 1995 tarihli Azerbaycan Anayasas'nda devletin "dnyevilii" esasr ve 18. maddesine gre de din, devletten ayrdr. Btn din itikatlar kanun karsnda eittir. Bu prensip, devletin dinle olan mnasebetlerinde esas kabul edilmektedir. Bununla birlikte devlet, dinle ilgili konulara, vatan dalarn din taleplerine ilgi duymakta, ilgili kurumlar vastasyla din so runlar zme yoluna gitmektedir. Uzun yllar eitli etnik gruplarn, fark l inan ve dillerin birlikte varolduu Azerbaycan'da din ve vicdan hrri yetinin ayr bir nemi vardr.
28

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

Azerbaycan'da devlet iki kurumla vatandalarn din konulardaki gereksi nimlerini temin yoluna gitmektedir. Birincisi, Nazirler Kabineti Yannda Din ler daresidir. Bu kurum, byk lde devletin din konusundaki resmi tutumunu temsil etmekte, din faaliyet gsteren kurum ve ahslarn faaliyetlerini takip ederek, devletin dinle ilgili politikasnn olumasna yardmc olmaktadr. kincisi ise, Kafkas Mslmanlar Din daresidir. Sovyet dneminde kurulan drt byk din idareden biri olan bu kurum, Azerbaycan'daki i ve Snn Mslmanlarn din gereksinimlerini yeri ne getiren hatta grev alan lke dna taan yetkili tek kurumdur (Akiner 1995: 108). Bu idarenin banda eyhlislam vardr. Gelenee gre ey hlislam i, yardmcs olan mft ise Snndir. Kafkas Mslmanlar Din daresinin tzne gre, eyhlislam, din topluluklarn temsilcileri olan Kadlar urasnn yeleri tarafndan seilir. Din dare mali bakmdan devletten bamszdr. Gelirin byk bir bl m camiler ve ziyaretgahlarn giriinde bulunan "nezir kutular"na atlan paralarla karlanr. Bunun yannda eitli balar ve hayr kurumlarnn katklaryla din idare kendi kendini finanse eder. Din kurumlarn, cami grevhlerinin mali konulardaki harcamalar, din idarenin tefti heyeti ta rafndan denetlenir (Kafkas Mslmanlar Ruhani daresi Nizamnamesi, Madde 7). Btn camiler, pirler ve ziyaretgahlardaki grevliler (imam ve mollalar) din idareye baldrlar, ibadet ve merasimlerin icrasnda bunlar nderlik eder. Nikah, talak, ad koyma gibi merasimler kadlar, ahund ve imamlar tarafndan yaplr, defin merasimleri de yine din adamlar rehberliinde yerine getirilir (Nizamname, Madde 9-10). Din dare, din eitimi ve retimi alannda da yetkili bir kurumdur. Medreseler, Kuran kurslar ve yksek din eitimi ile ilgili kurumlar ama; yetenekli rencileri Msl man lkelerin eitli niversitelerinde okutma hakkna sahiptir (Nizamna me Madde 22). 2. Din retimi ve Eitimi Eitim-retim kurumlar bir toplumun en temel kurumlarndan biridir. Din retimi de bu kurumun bir parasdr. Ne var ki, Azerbaycan'da ei tim alannda dnyeviliin esas alnmas, hatta bu kurumlar vastasyla sis29

bilig, Bahar / 2003, say 25

temli bir ekilde ateizmin retilmesi, uzun yllar resmi din eitimi im kanlarnn olmadn gstermektedir. Bundan dolay, son zamanlarda ya plan seminer ve sempozyumlarda, verilen konferanslarda ocuklarn ve genlerin eitimi ve bunda dinin yeri ve rol konular sk sk dile getiril mekte, bu yolla devletin din eitimi ve retimi ile ilgili siyasetinin er evesi izilmeye allmaktadr. Bu erevede i-Snn ayrmnn yeni den yaratlmasna frsat vermeyecek bir eitimin nemi zerinde durul makta hatta, bu bakmdan sosyalist ynetimin dinle birlikte mezhep at malarn ortadan kaldrm olmas bir imkan olarak deerlendirilmektedir. te yandan bu boluu doldurmak amacyla eitli slam lkelerinden, hatta Ba Dnyasndan pek ok kurulu Azerbaycan'da faaliyet gster meye balamtr. Bu bile konunun nemini ortaya koymakta, yetkilileri acil nlemler almaya sevk etmektedir. Bunun iareti olarak, bugn ilk ve orta retim kurumlarnda din derslerinin okutulmas aamasna gelinmi tir. Konuyla ilgili program almalar devam etmektedir. 5 Nisan 1993 tarihli bir kararla Eitim Bakanl, btn niversitelerde "Dinunashk" (Din Bilimleri) dersinin okutulmasn uygulamaya geir mitir. Bu ders, imdilik Baku Devlet niversitesi'nin Felsefe Tarihi ve Din bilimleri blmnde okutulmaya balanmtr. Bunun iin dersin ie riini belirleyen programlar yaplmtr. Bu programlarda dersin amac, evrensel bir olgu olarak din fenomeninin tarihi, sosyolojik, psikolojik ve fenomonolojik alardan objektif ve bilimsel yntemlerle ele alnp ince lenmesi; dinin insan ve toplum hayatndaki yerinin tarihi verilerle tespiti ve Azerbaycan'da hakim din konumunda olan slam dininin eitli boyut lar iinde analiz edilmesi olmutur. Buna bal olarak, dinin bir takm a rlklardan, fanatizmden, hurafe ve bo inanlardan arndrlmas ve ayn zamanda siyasallamasnn nlenmesi iin kavramsal bir ereve izil mektedir. in ilgin yan, dinunaslkla ilgili program taslaklar komnist dnemde ateizm dersleri vermi olan retim elemanlar tarafndan hazr lanmakta, bu bakmdan, dersin okutulmas meselesi de imdilik bir belir sizlik karakteri tamaktadr. Bununla birlikte hazrlanm bulunan mfre dat programlarnn zelliklerini belirtmekte yarar vardr. lk nce din bi limlerinin mahiyeti, din ve toplum, dinlerin tarihi tipleri zerinde durul makta, sonra genel dinler tarihinin konular ilenmektedir. Daha sonraki blmlerde 'Azerbaycan'n toplum, fikir ve felsefe tarihinde slam' konu30

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

su altnda slamn douundan itibaren tarihi ve sosyolojik yn inceleme konusu yaplmaktadr (Gurbanov 1994: 4). Din alannda yksek renim vermekte olan kurumlardan bir dieri Kaf kas Mslmanlar Din daresine bal olarak retim faaliyetini srdren slam niversitesi'dir Din idarenin mali destei ile faaliyet gsteren ni versite ilk planda din grevlisi yetitirmek amacyla hareket etmekte olup, bu maksatla rencilerinin bir ksmn eitli slam lkelerine gndererek oralarda yetitirmeye almaktadr. Ayrca, Trkiye Diyanet Vakf ile Baku Devlet niversitesi arasnda bir anlamayla kurulan lahiyat Fakl tesi mevcuttur. Diller blmnn Azerbaycanl, ilahiyat blmnn ise Trkiye'den gelen retim elemanlar tarafndan okutulduu Faklte 1997'de ilk mezunlarn vermitir. a retim Grubu tarafndan kurulan Kafkas niversitesi bnyesinde de bir lahiyat Fakltesi almtr. Bunun yan sra, yeni ekonomik ve toplumsal artlara uyum sorunu bata olmak zere, gei dneminin pek ok olumsuzluklarna maruz kalan Azerbaycan'da d lkelerden gelen eitli kurulularn din eitim ve retim alanndaki faaliyetleri dikkat ekmektedir. yle ki, bu faaliyetlerin sahas ve boyutlar slami kurululardan balayarak Kirinaclar, Bahailer ve birok gnll Hristiyan tekilatlara kadar uzanmaktadr. slami teblie ynelik faaliyetler Trkiye, ran, Suudi Arabistan, Libya, Katar, Birleik Arap Emirlikleri ve rdn gibi Mslman lkelerden ge len ahslar ve gnll kurulular tarafndan yrtlmektedir. Gerek slam gerekse Ba lkelerinden gelen bu kurulularn alma amalarn ilk planda toplumun sosyal problemlerini hafifletmeye ynelik insani (humaniter) yardm konusu tekil etmektedir. Bu maksatla hastaneler, okullar, huzurevleri, ocuk yuvalar, kimsesiz ve zrllerin barnd yerler ziya ret edilerek buralara gerekli hizmet ve yardmlar yaplmaktadr. zellikle bu kurulularn muhatab, Ermeniler tarafndan evlerinden barklarndan edilen ve bugn elverisiz koullar alnda hayatlarn srdrmeye alan gmenler (kaknlar) olmaktadr. Ehl-i Beyt, Nicat, mdat ve ktisadi Yardm Tekilat adlar altnda faaliyet gsteren bu kurulular ayn za manda Kur'an kurslar amak, halk din konularda bilgilendirmek gibi fa aliyetlerde bulunmaktadr. Hatta giderek, din ama bu tekilatlarn belir leyici nitelii haline geldii grlmektedir.
31

bilig, Bahar / 2003, say 25

Trkiye'den de eitli vakf ve kurulularn Azerbaycan'da hem insani yardm hem de din retimini amalayan almalar mevcuttur. Baku'de Trkiye Diyanet Vakf'nn yukarda zikrettiimiz lahiyat Fakltesinin yannda, Baku Trk Lisesi retime devam etmektedir. Ayrca Aziz Mahmud Hdayi Vakf'na bal genlie yardm fonu, bu lkede, insani yar dmdan eitli eitim-retim faaliyetlerine kadar uzanan geni bir al ma program uygulanmaktadr. Trkiye Cumhuriyeti Diyanet leri Bakanl tarafndan Azerbaycan'da imam-hatip ve Kur'an reticilii grevlerini yapmak iin imamlar g revlendirilmektedir. Trkiye Diyanet Vakf'nn Azerbaycan'da yaptrd ve hala yaptrmakta olduu camiler din canlln sembolleri olarak dik kat ekmektedir. Buna karlk, Azerbaycan'da din inan zgrl ve daha nemlisi son zamanlarda dine kar artan ilgi nedeniyle misyoner faahyetlerinin artt grlmektedir. Her ne kadar bu faaliyetler, balangta lkedeki gayri Mslim halk hedef alm olsa da, "Hayat Verici Ltuf Cemiyeti", "Baku ncil Cemiyeti" gibi adlar altnda, eitli yntemler ve amalarla youn bir Hristiyanlk propagandas yaplmaktadr (Askerov 1997). yle ki, bu faaliyetlerle mcadele etmek maksadyla, Kafkas Mslmanlar Din da resine bal olarak 23 kiiden oluan ilmi-din ura kurulmutur. 3. Din Yaynlar Azerbaycan'da karmak da olsa din alanda meydana gelen deiiklikler, en azndan toplumda din ilginin uyanmas, daha dne kadar "mevhumat" olarak adlandrlan din inan, norm ve deerlerin yeniden bir kymet ifa de etmesi ve saygnlk kazanmas sradan bir olay deildir, bu ayn za manda komnist sistemden yeni ayrlm bir toplumda din gerekliin ve bunun ald yeni ekillerin dier toplumlarla karlatrlmas iin de nemlidir. Bu bakmdan, bu lkelerde din canlanmay derinliine analiz iin uzun bir zamana ve pek ok tarihi, sosyolojik almalara gereksinim duyulacaktr. phesiz ki, okuma-yazma orannn ok yksek olduu ve entelektel fa aliyetlerin yaygnlk kazand Azerbaycan'da din canlanma olgusu ken dini daha ok din yaynlar aracl ile hissettirmektedir. Yasakl bir d32

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

nemden sonra din yaynlarn saysnda ortaya kan art, hem entelekt el hem de halk katnda din konularn renilmesi, tartma konusu yapl mas ve bilgi kaynaklarnn yaplan tercmelerle zenginletirilmesi sre cini de beraberinde getirmitir. Aslnda Sovyet dneminde din yaynlarn says az olmamtr. Fakat bu, btnyle dinin eletirisine, ateist reti nin temellendirilmesine ynelik olmutu. Bu eserlerde Azerbaycan'n n de gelen air, filozof ve ilim adamlar materyalist bak asndan ele aln m ve yle takdim edilmiti. Bamszlktan sonra ilk defa 1991 ylnda Kur'an- Kerim'in Azerbaycan diline tercmesi ve yaynlanmas Azerbaycan'n kltrel tarihinde ok nemli bir olay olarak (Guluzade 1996: 135) kaydedilmektedir. Ziya Bnyatov ve Vasim Memmedaliyev tarafndan yaplan Kur'an tercmesi l kede olduka rabet grmektedir. 90'lardan nce yaymlanan "slam-Ksa Malumat Kitab (1985)" ksa srede birka kez baslmtr. eyhlis lam Allahkr Paazadenin "Kafkas'ta slam (1991)", Ahund Abdusselam Ahundzade'nin "Mukaddes Peygamberler Tarihi (1993)", Abdullah Ehadov'un "Azerbaycan'da Din ve Din Tesisatlar (1991)" ve "Azerbay can'da slamn Modernletirilmesi (1995)" adl eserleri; Kasm Kerimov'un "eriat ve Onun Sosyal Mahiyeti (1987)", Murtaza Mutahhari'nin "Muhammed Peygamberin Hayat", Musa Guluzade'nin "DinimizDnen ve Bugn (1996)", Garda Hseyinov'un "Allah Mevcuttur ve Her eye Kadirdir (1996)"... gibi eserler ksa srede, dinin yaynlar vastasy la kendi gerekliini nasl ifade gcne sahip olduunu gstermektedir. Ayrca, sosyolojik bir olgu olarak belirtmekte yarar vardr ki, "Her eyi Beyan Eden Kitap", "Yasin", "Kelime-i ahadet", "Hz. Ali'nin Kelamla r", "Namaz" adlar alnda baslp yaymlanan kk el kitaplar halk ara snda geni bir okuyucu kitlesine hitap etmektedir. Bu kitaplar, halk iin daha ok din duygularn aa vurulmas ve yaatlmas iin temel bilgi lerin yan sra menkbevi unsurlara da geni yer vermektedir.

33

bilig, Bahar / 2003, say 25

Sonu
Dinin, balan biimi ve derecesi ne olursa olsun, toplumlarn vicdannda mahrem ve dayankl bir alan olarak gereklik kazanmasnn belli ller de Azerbaycan rneinde ifadesini bulmu olduu sylenebilir. Azerbay can'da din geleneksellik, gelenekselliin eletirisi ve nihayet sosyalist sis tem erevesinde sembol ve tezahr alanlarnn yava yava kayboluu s relerinde belli bir sre karmak bir fenomen olarak varln devam ettir mitir. Modern bir din sosyolojisi problemi olarak karmza kan, dinin sosyal ve siyasal oluumlarla olan balants, yine Azerbaycan rneinde nemli bir derecede bir tecrbe zemini bulmutur. Bu srete din ve din kurumlar Sovyet sisteminin istekleri dorultusunda modernize edilme yo luna gidilmitir. Bunun yan sra din, geleneklere brnerek, zellikle de defin merasimlerinde ritel boyutuyla n plana karak topluluu ortak bir duygu etrafnda btnletirmi ve bu ynyle Sovyetlerdeki btn Msl man topluluklar iin uzun yllar ortak bir kimlii temsil etmitir. Azerbaycan, tarih boyunca bir ok din, kltr ve medeniyetlerin yan yana birlikte yaad bir lke olmutur. Ayn zamanda i nfusun youn oldu u tek Trk lkesidir. Sovyet dneminde kazanm olduu modernite ve dnyevi bak alar onlar dini, entelektel bakmdan daha rasyonel bir balamda dikkate almaya yneltmi gzkmektedir. Buna bal olarak, i liin ran versiyonu Azerbaycan'da pek kabul grmemi, buna karlk din anlaylarnda Trkiye modeli rnek alnma yoluna gidilmitir. Riteller asndan ise geleneksel uygulamalar hakim konumdadr. Geleneksel uygu lamalarn baz ynleriyle menkbevi bir biimde ortaya kmasn ksaca iki nedenle aklayabiliriz. Birincisi, bilinen srete oluan derin din bilgi bo luu; ikincisi ise, Watt'n da nemle vurgulad zere ilerdeki karizmatik lider inanc (Watt 2001: 103-104 )ve bu inanca ballk eihmidir. Sovyet dnemi dier Mslman topluluklarda olduu gibi Azerbaycan'da da din, Ruslarla Mslmanlar arasndaki farklln bir sembol olarak ka bul grm ve bu anlamda kltrel kimlik fonksiyonunu yerine getirmi tir. Bu gn ise sosyo-kltrel deime balamnda Azerbaycan'da nem li derecede bir dinsel canlanma gzlenmektedir. Bundan da nemlisi, s lam, bireysel aidiyetlerin yan sra mezhep farkllklarn bnyesinde top layan ortak bir kimlik olarak alglanmaktadr.
34

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

Kaynaka Ahundov, M.Fetali (1969), Kemalddevle Mektuplar, Baku. Akiner, Shirin (1995), Sovyet Mslmanlar, (ev.Tufan Buzpnar), Ah met Mutu, nsan Yaynlar, stanbul. Albayrak, Halis (1998), "Azerbaycan'da Din", Trk Dnyasnn Din Me seleleri, Yay. Haz. mer Turan, TDV Yay., Ankara. Aliyev, krar (1993), Azerbaycan Tarihi, lim Neriyat, Baku. Askerov, Eyin (1997), Redaktr: Hristiyan Tarikat Misyoner Tekilat lar Azerbaycan'da: Siyasi, Manevi ve ideolojik Tahribat, Baku. Benningsen, A.-C.L. Quelquejay (1988), Sufi ve Komiser-Rusya'da slam Tarikatlar, ev., Osman Trer, Aka Yay., Ankara. Bnyatov, Ziya (1994), slam: Tarih, Felsefe, badetler, Redaktr: Ziya Bnyatov, "rad", slam Aratrmalar Merkezi Yayn, Baku. Caferov, Nazm (1993), Mill-timai Fikri Tarihimizden, Azerbaycan Devlet Neriyat, Baku. Celilov, Maksut (1982), lmi-Tekniki Inklab ve Ateist Dnya Gr, Azerbaycan Devlet Neriyat, Baku. Critchlow, James (1997), "Minareler ve Marx" k ncesi Sovyetler Birliinde slamiyet ve Mslmanlar, .Orhan Trkz, TDV Yay,. Ankara. D'encausse Helene Carrere (1992), Sovyetlerde Mslmanlar, Aa Ya ynclk, stanbul. Ehadov, Abdullah (1991), Azerbaycan'da Din ve Din Tesisatlar, Baku. Ehadov, Abdullah (1995), Azerbaycan'da slamn Modernletirilmesi,

Baku.
Ellis, Jane (1989), "New Soviet Thinking On Religion", Religion in Communist Lands, Vol 17, No 2 Fahri, E., (1997), Ayna, 15 ubat (Baku'de kan haftalk gazete). Gerli, F.G. (1971), Muasr Dindarn Manevi Alemi, Azerbaycan Dev let Neriyat, Baku. Guluzde, Musa (1996), Dinimiz-Dnen ve Bugn, Baku.

35

bilig, Bahar / 2003, say 25

Gurbanov, C, (1994) Nazari Dinunasla Giri, Baku. Gnay, nver (1997), "Trkiye'de Toplumsal Deime ve Din", Trk Yurdu, Say 116-117, Nisan-Mays. Gnay, nver , H. Gngr, A. Tatan, H. Saym (2001), Ziyaret Fenome ni zerine Bir Din Bilimi Aratrmas - Kayseri rnei, Erciyes niversitesi Yay., Kayseri. Kanldere, Ahmet (1997), "Kazan tatarlar Arasnda Tecdit ve Cedit Ha reketleri", Trkiye Gnl, Say 46. Karlsson, Ingmar (1996), slam ve Avrupa, ev. Glseren Ergn, Cem Yay., stanbul. Kasmolu, Neriman (1997), "Dindarlmza Ksa Tarihi Bak", Azadhk, 30 Mays 1997. King, Michael (1993), "Muslims in EuroperA New Identity for slam", Working Paper, ECS, No 93/1. Kuat, Ah (2001), "The Influence of Minority Feehngs on the Formation of Religious Concept and Individual Identity: The Case of Bulgarian Muslims", Journal of Mslim Minority Affairs, Yol. 21, No. 2,. Lenin, V.. (1954), Sosyalizm ve Din-i Partisinin Dine Mnasebeti, Azer Ner, Baku. Memmedov, M., Mahmudov, P., Celilov, M. (1985), Cemiyet, Din ve Ate izm, Azer Ner, Baku. Mahmudov, Penah (1993), Dinsunaslk Fenninin Program, Baku Devlet niversitesi Gazetesi. Mahmudov, Penah (1986), (Tertip eden) timi Ateizm zere htisasa Gi ri, Baku 1986 Mustafayev, Gadim (1973), XX. Asrn Evvellerinde Azerbaycan'da slam deolojisi ve Onun Tenkidi, Maarif Neriyat, Baku. Monteil, Vincent (1992), Sovyet Mslmanlar, ev.Mete amdereli, P nar Yaynlar, stanbul. Ocak, Ahmet Yaar (1995), "Trk Mslmanl: zm Bekleyen Ta rihsel ve Aktel Bir Kimlik Problemi", Trkiye Gnl, Say 33. Paazade, Allahkr (1991), Kafkas'ta slam, Baku.
36

Tatan, Azerbaycan 'da Sosyo-Kltrel Deime, Din ve Dinsel Canlanma

Resulzade, M. Emin (1993), Kafkasya Trkleri, Trk Dnyas Aratrma lar Vakf Yay., stanbul. Settarov, M., Halilov G., (1973), eraitin Mahiyeti ve Kalklar, Baku. Sezgin, Abdlkadir (1995), Eski Sovyetler Birliinde ve Azerbaycan'da Din Hayat, /. Din uras Tebli ve Mzakeleri DB Yay. Ank. emsizade, Nizameddin (1996), Azerbaycan deolojisi, Baku. krov, A. (1997) Felsefe, Baku. Tatan, Abdulvahap (2001), "Azarbeycan'da Din Yaayn Geleneksel Tezahr: Muharremlik Merasimleri", E. Sosyal bilimler Enstit s Dergisi, 11/, s. 104-110 Velikanh, Naile (1993), Arap Hilafeti ve Azerbaycan, Baku. Yavuz, M.Hakan (1995), "Orta Asya'daki Kimlik Oluumu: Yeni Kolonizatr Derviler-Nurcular", Trkiye Gnl, Say 33. Wach, Joachim (1995), Din Sosyolojisi, ev. nver Gnay, stanbul. Watt, W. Montgomery (2002), Dinlerde Hakikat -Sosyolojik ve Psikolo jik Bir Yaklam, ev. Abdulvahap Tatan- Ah Kuat, z Yaync lk, stanbul.

37

Socio-cultural Change, Religion and Religious Revival in Azerbajan


Assoc. Prof. Dr. Abdulvahap TATAN Abstract: Azerbajan experienced an mportant modernity process from 19* century during Czarism and Soviet Union, and became an arena for secular world view on the intellectual level in the frame of atheism. During this period, religion continued its existence as a cultural phenomenon by being abstracted from its ritual orientations. Religious and national values especially merged in burying ceremonies and Newruz festi vals, influenced social and cultural life as a national tradition. islam was conceived as a symbol of the collective conscious of history and culture in Azerbajan and other Central Asian Turkic societies, and therefore, it functioned as a cultural bond among them. The period after independency from Soviet Union can be considered as the beginning of social and cultural change. in this process, in the frame of achieved experiences, religious revival has become as an important social phenomenon. This study examines how religion has maintained its existence in Azerbajan during Soviet period. Besides religious revival was taken into consideration in the frame of social and cultural change. Key words: Secularism, Official Islam-Parallel islam, Religious Modernity, Religious Revival

* Erciyes University Faculty of Theology - KAYSER atastan @ erciyes .edu .tr bilig Bahar / 2003 say 25: 1-39 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi Dr. Bekir DEMR


zet: Bu almada, dnyada uygulanm ve uygulanmaya devam eden farkl federalizm anlay ve federasyon modelleriyle (anla mal, anayasal, birlik esasl, zerklik esasl federasyonlar, vs.) yet mi yl hkm sren Sovyet federalizmi karlatrlmaktadr. Karlarmann esasn, hem federalizmin genel kabul grm pren sipleri, hem de Sovyet federalizminin hukuki altyaps ile uygula ma arasndaki elikiler oluturmaktadr. Anahtar Kelimeler : SSCB, RSFSC, Federalizm, Sovyet Federa lizmi, Federasyon, kma Hakk, Egemenlik

Giri
Uygarlk gelitike, srekli ihtilaflar, savalar, atmalar douran devlet ler aras ve devlet ii kartlklar yerini, iktidarn paylamnda ve toplum sal ilikilerde uzlama araylarna brakmaya balad. Bu balamda, dev let rgtlenmesi ve kamusal iktidarn tm kademelerinde insanlarn bar ve uyumlu ierisinde birleme yolu olarak deerlendirilen federalizm bugn toplumsal, devlet ii ve devletler aras ilikilerdeki gelimenin ei lim ve perspektiflerinin analizinde anahtar bir ideal olarak ne kmakta dr. Dnya tarihinde federalizmin ortaya k, bir taraftan halklarn (millet lerin) tek bir topluluk eklinde rgtlenme arzular, dier taraftan da muk tedir devletlerin baka milletleri (halk) ve devletleri - nispeten bamsz lklarn koruyarak - kendilerine dahil etme istekleriyle balantldr. An cak federalizmin prensiplerinin hukuki ekillenme sreci ikiyz yldan bi raz fazla gemie sahiptir.

* Anafartalar Sosyal Bilimler Aratrma Merkezi, Rusya Aratrmalar Uzman /ANKARA bdemir @ anafartalar. org big Bahar / 2003 say 25: 41-71 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

FEDERALZM VE FEDERASYON
Federasyon denilince, genellikle belirli (ksmi) siyasi ve hukuki bamsz lk ya da zerklie sahip devlet benzeri kurumlardan (cumhuriyet, eyalet, kanton ve benzeri birimler) oluan "birleik" devlet anlalmaktadr1. Devletten farkl olarak devlet benzeri kurumlar egemenlie - i ve di lerinde tam bamszla sahip deildirler. Federasyon, bir devlet rgtlenme biimi olup federasyonu oluturan dev letlerin ya da birimlerin her birine "federe devlet / birim", ortak devlete de "federal devlet" ad verilmektedir. "Federal devlet" kavram (federasyon Latince federatio - birleme, birlik) "federalizm" kavramndan tretilmi tir ve bilimsel literatrde "birleik devlet", "federal anlama temelinde devletlerin bir birlik devleti ierisinde gnll birlemeleri", "niterizmden daha demokratik bir devlet rgtlenme biimi", vs. manalarnda taay yn etmektedir (Federalizm 1997.; Umnova 1998: 12; Baglay vd. 1999: 290 - 292; Kozlova vd. 1995: 108; Konstitutsionnoye Pravozarubejnh Stran 1995: 352, 364, 365; Konstitutsionnoye Pravo 1996: 201 - 202; Strekozov vd. 1995: 150). Bir federasyonun en nemli zellikleri unlardr: Yazl bir anayasann bulunmas, merkeziyeti olmayan bir siyasal yap, birliin korunmasn ve devamn salayacak askeri, siyasi ve kurumsal elerin gelitirilmi ve yerletirilmi olmas. Kendi yelerinin (federe birimlerin) nemli lde bamszlklarn ko ruyarak siyasi ve sosyo-ekonomik btnle ulamalar federasyonun n kouludur. Bu adan bakldnda federasyon, federal iktidar yardmyla ortak hedeflere ulamak iin birka devletin, devlet benzeri kurumlarn belli oranda bamszlklarn koruyarak birlemeleridir (Problemi Suvereniteta v Rossiyskoy Federatsii 1994: 106). Federalizm bir prensip olarak ele alndnda anlamazlklarn giderilme si, insanlarn birlemeleri ve bunlarn devlet leinde tekilatlanma tarz eklinde karmza karken, rejim ve devlet yaplanma ekli olarak alg landnda, devlet iktidarnn farkl federe birimler arasnda dikey payla mn ifade etmektedir. ktidarn yasama, yrtme ve yarg eklinde "ya tay" paylald niterizmden farkl olarak federalizmde yatay paylam
42

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

"dikey" paylamla tamamlanmaktadr. Bu u demektir: devlet iktidar hem yasama, yrtme ve yarg organlar arasnda yatay, hem de federal merkezle federe birimler arasnda dikey olarak paylalmakta, bylece ya tay planda gerekletirilen "fren" ve "denge" sistemi dikey planda da ha yata geirilmektedir. te burada devletin verimli ileyebilmesi iin gerek li olan ktidarda - paylalarak - birliin salanmasnda federalizmin or ganize edici rol ortaya kmaktadr. Federasyonu oluturan siyasi birimler kendi varlklarn koruyarak ege menliklerinin nemli bir ksmn merkezi hkmete devretmektedirler. Federal devletle federe birimlerin egemenlik alanlar, yeler arasndaki grmeler ve anlamalarla behrlenir. Federasyonun tmnde geerli fe deral anayasann yannda her federe birimin kendi i ilikilerini dzenle yen anayasalar ve bu anayasalarn uygulann gsteren kanunlar ka racak organlar bulunmaktadr. Fakat federal anayasa federe birimlerin tm anayasa ve yasalarnn stnde bir deere sahiptir. Devletin rgtlenme biimi federasyon olan devletlerde en nemli mese le egemenliin ve yetkilerin federal hkmetle federe hkmetler arasn da paylalmas konusudur. Genellikle d siyaset, d ticaret, para basma, sava ilan gibi temel konular federal hkmete braklrken, yerel nitelik li iler federe hkmetlere braklmaktadr. Bir federasyonun kurulmasnda birok faktr (corafi, etnik, kltrel art lar...) rol oynamaktadr. Bu nedenle her tarafta geerh tek bir federasyon biimi yoktur. Daha nce birbirinden ayr ve bamsz birer siyasal kii lik olarak yaayan egemen devletlerin eitli nedenlerle yaknlamalar sonucunda bir federasyon kurulabilir. ABD ve svire bu ekilde kurul mutur. Bamsz ve egemen olan devletleri baz yetkilerini stn federal hkmete veya organa brakmaya mecbur eden eitli nedenler olabilir; askeri tehdit, geni bir ekonomik pazar oluturma, ortak bir kltr ve me deniyet etrafnda toplanma gibi. Federasyonlarn douunda merkezi tek yapl devletlerin k ve bu devletlerin snrlar ierisinde bulunan etnik ve kltrel bakmdan fark l baz birimlerin zerklik kazanarak ayrlmalar da etkili olmaktadr. SSCB'nin kuruluu merkezi nitelikli arlk Rusya'nn kmesi, farkl
43

bilig, Bahar / 2003, say 25

etnik ve kltre sahip birimlerin zerklik kazanmalar ve bunlarn onbe ayr cumhuriyet olarak federal bir yapda rgtlenmeleriyle kurulmu tur. Ayn eyleri bugnk Rusya Federasyonu iin de sylemek mm kndr. Sovyetler Birlii'ni oluturan cumhuriyetlerin 1990'larda bir likten ayrlmalaryla SSCB tarih sahnesinden silinmi, yerine yeni bir anayasa ve yeni bir federasyon anlamas ile Rusya Federasyonu kurul mutur. Yukarda da behrttiimiz gibi her federal devlet, onu dier federal devlet lerden ayran kendine zg bir ksm zelliklere sahiptir. rnein, Alman ya, Rusya, Amerika ve Kanada federal devlet modelleri karlatrldn da, Rusya Federasyonu'nun idari blmlenmesinde etnik kimlie "lisans veren" (Kagedan 1990: 163-176) etnik/milli' ve topra (corafyay) re ferans alan idari-blgese tabanda blnme prensiplerinin ayr ayr belir leyici olduu, buna karlk Amerikan ve Alman federal sistemlerinde et nik faktrn dikkate alnmad, Kanada federahzminin (Melkumov 1998: 4) ise bu iki tip arasnda ara bir yerde olduu grlr. Baz bilim adamlarna gre, kendi tarihleri ve corafyalar byk top raklara sahip devletlerin federalizm prensipleri zerine rgtlenmeleri ni zorunlu klmaktadr. Bu balamda da una dikkat ekmektedirler: dnyada halen var olan-alan itibariyle- byk alt devletten, in hari be tanesi (ABD, Avustralya, Kanada, Rusya, Brezilya) federal anaya saya sahiptir. Bununla birlikte tarih ve gnmz tecrbeleri, devletin siyasi rgtlenme sinde toprak lsnn her zaman ve mutlaka balca behrleyici faktr ol madn gstermektedir. Gemite ve gnmzde varolan kk fakat ol duka baarl ileyen birok federal devletin mevcudiyeti, dier taraftan byk topra ve farkl iklim artlaryla niter yapsn koruyan devletle rin varl bunun birer ispatdr. Bu nedenle uygun devlet yapsnn belir lenmesinde toprak faktr dnda, Rusya ve Hindistan rneklerinde oldu u gibi ok milletlilik, ok dinhlik, blgecilik, milli mentalite, hakim si yasal kltr, vs. eklindeki bir dizi kompleks parametreler de dikkate aln maldr. Tm bu faktrler birlikte ele ahndgnda devletin federal sisteme gre rgtlenmesi iin yeterli esas tekil edebilirler.
44

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

Anlamal ve Anayasal Federasyonlar Federasyonun karakteri, yaratlma tarzna baldr. Dnya pratiinde fe derasyonlar ortaya kma yollar itibariyle iki guruba ayrlmaktadrlar: an lamal federasyonlar ve anayasal veya "yukardan" yaratlan federas yonlar. Bamsz devletler veya devlet benzeri organizasyonlarn aralarnda yap lan bir antlama, anlama, kurucu pakt temelinde birleerek kurduklar fe derasyon anlamal federasyondur (ABD4, svire, SSCB). Anlama sade ce uzlamaya varma sreci deil, ayn zamanda hukuk bir belgedir. Ol duka yaygn olan bu modelde birleme ilelmerkez, yani "aadan yuka rya doru" devam eden bir sreci kapsamaktadr. Bu tip federasyonlar daha ok adem-i merkeziyetidirler. Federal devletlerin oluum tarihlerine bakldnda ilk federasyonlarn uz lamaya varma prensibine bal kalmaya zen gsterdikleri dikkat ek mektedir. Zaten byle bir uzlamann yokluu istikrarl ve verimli bir devletin yaratlmas hedefine ulalmasna izin vermeyecektir5. Ancak, uygulamada federal merkezle federe birimler arasnda mutlak uzlama salanmasnn reel olmadn da kabul etmek gerekir. Federal bir devlette iki seviyedeki konsenss zel nem ifade etmektedir. Birincisi, devletle vatandalar arasndakidir. Bu seviyedeki uzlama, hem devletlemenin temeli, hem de ister federal, ister niter olsun devletin is tikrar kaynadr. kinci uzlama seviyesi ise federal devlet ile onun bile enleri - federe birimler arasndaki mutabakattr ki, bu federal yaplanma eklini seen devletin istikrarnn olmazsa olmaz artdr. Bir dier model anayasal veya "yukardan", yani - idari birimlere belirh yetkiler veren - merkezi iktidar kararyla kurulan federasyon modelidir. darenin byk oranda merkeziyeti olmas itibariyle dierlerinden ayrt edilen bu tip federasyonlarn en nemli zellii federal merkezin, son tah lilde, federe birimleri yaratma, ortadan kaldrma ve snrlarn deitirme hakkn elinde bulundurmasdr. Bu federasyonlar genellikle yeni bir anayasa kabul ile veya mevcut ana yasada yaplan deiiklerle kurulmaktadrlar. XIX.yy.'da smrge sonra s Latin Amerika lkelerinde (Meksika, Bolivya, Venezella, Kolombiya,
45

bilig, Bahar / 2003, say 25

Arjantin) olduu gibi niter yapdaki bir devlet, ierisindeki idari birime federe birim stats vermekle federasyona dnebilir. rnein Hindistan 1956 ylnda Anayasasnda yapt deiiklikle, Pakistan ise 1973'de ka bul ettii Anayasa ile federal devlet halini ald. 1993 ylnda Anayasasn da yapt deiikle niter Belika federe birimden oluan federasyona dnt. 1917 Ekim Devrimi'nden sonra merkezi iktidarn kararlar ve 1918 Anayasas ile Rusya Federasyonu kuruldu. Ancak belirtmek gerekir ki, "aadan" ya da "yukanclan" yaratldndan bamsz olarak federasyonlarn yaratlmasndaki en nemli etken, kuku suz ilgili devlet halknn ortaya koyduu irade ve fikirlerdir. Hangi yol tercih edilirse edilsin kamuoyunun (halkn) dncesi hesaba katlmadan, stelik zor kullanarak kurulan federasyonlar, gerek manada federasyon olmaktan uzaktrlar (Karapetyan 1999: 5). Dier bir ifadeyle federasyonun kurulmasndaki baat prensip, federasyona giren elerin -resmi ve sivil plan da- gnll mutabakatlarnn olmasdr. "Birlik" Esasl ve "zerklik" Esasl Federasyonlar yeleriyle olan ilikileri asndan federasyonlar ikiye ayrlmaktadrlar: "birlik" esasna ve "zerklik" esasna dayal federasyonlar. ABD, svire, Tanzanya, Birleik Arap Emirlikleri "birlik" esas zerine kurulmulardr. "Birhk" terimi halen bu federasyonlarn resmi belgelerinde bu birlemeyi nitelemek iin kullanlmaktadr. SSCB, eski Yugoslavya ve ekoslovak ya (1 Ocak 1993'teki paralanmaya kadar) "birlik" esasl federasyonlara birer tarihi rnektirler. "Birhk" esasl federasyonlarn karakteristik zellikleri: 1- Bir anlama erevesinde ve birleen devlet ya da devlet benzeri kurumlarn irade be yanlar ile ortaya kmaktadrlar; 2- Balangta egemenlik haklarn ko ruyan federe birimler, federal organlarca gerekletirilmesini dndkle ri yetki ve sorumluluk konularn birlie devretmektedirler; 3- Federe bi rimlerin gnll katldklar birlikten kma haklarnn sakl tutulmas n grlmtr. Bu durum, "birlik" federasyonlarnn ounun federal ana yasalarnda yer almamasna ramen baz federe birimlerin federasyondan ayrlma denemelerinde (1847 svire'de, 1861 ABD'de) kendini gster mitir (irkin 1997: 15; Melkumov 1998: 12-31; Umnova 1998: 11-16).
46

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

"zerklik" esasna dayak federasyonlar, ya niter (ya da szde federal) devletin, merkezi iktidarn bir eylemi (kanun, kararname) ile federasyona dntrlmesi yoluyla (Hindistan, Nijerya, Belika, Avusturya, Kanada, Pakistan - 1973 anayasasyla, RSFSC), ya da, yeni Rusya Federasyo nunda olduu gibi, federe birimlerle federal merkez arasnda iktidarn fe deralizm prensipleriyle adem-i merkeziletirilmesi hakknda anlama6 yapma yoluyla yaratlmaktadrlar. Burada unu hemen belirtmek gerekir ki, anlamak ve anayasal fede rasyonlar ister "birlik", ister "zerklik" esas zerine kurulsun, aralarn da kesin bir snr yoktur. "Saf halde gnll birlik eklinde kurulmu federasyon gnmzde mevcut deildir. Aksine ada federasyonlar, ounlukla "birlik" ve "zerklik" izgilerini kendilerinde birletirmek tedirler. SSCB ve RSFSC7 rnekleri Sovyet Federal Devleti kuruluu, gekmesi ve federe birimleri itibariyle farkkkklar gstermektedir. Balangta iki tip Sovyet federasyonu kurul du: "zerkkk" temelli federasyon (RSFSC) ve birlik cumhuriyetlerini bir anlamayla birletiren SSCB (Abdulatipov vd. 1994: 5-17; Zlatopolskiy 1967: 167-172). "Birkk" esask ve anlama ile kurulan federasyonlara en gzel rnek SSCB'dir. 30 Arakk 1922 tarihli "SSCB Kurulmas Hakknda Anlama"8, cumhuriyetlerin (RSFSC, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kafkas tesi Fede rasyonu9) tek bir "birkk devletf'nde birletiklerini gsteren hukuki ve si yasi bir mutabakattr. Anlama ile temek alan federasyon ii ikkiler, da ha sonra kabul edilen Sovyet anayasalar (1924,1936,1977) ile dzenlen mitir. SSCB'nin federe birimleri hususunda aratrmaclar, siyaset bikmciler ve kamu hukukular arasnda fikir birlii bulunmamaktadr. Bunlardan bir ksmna gre SSCB'nin federe birimleri sadece birkk cumhuriyetle ridir (saylar 1989 itibariyle 15'tir). Dier bir ksmna gre ise birlik cumhuriyetleri ve zerk cumhuriyetlerdir (1989 itibariyle 31 tane). Bir dier gurup ise milli (etnik) temele bal olarak kurulmu btn idari bi47

bilig, Bahar / 2003, say 25

rimlerdir (birlik cumhuriyetleri, zerk cumhuriyetler, zerk oblastlar1 ve zerk okruglar11) demektedirler. Sovyet anayasalarnn tmnde Fe derasyon (SSCB) ile birlik cumhuriyetleri arasndaki ilikilerin dzen lenmi olmas nedeniyle birincilerin gr kabul edilebilecek bir g rtr. Sovyet Anayasalaryla birlik cumhuriyetlerine gerekli resmi-hukuki ku rumlar verilmitir. Birlik cumhuriyetlerini zerk cumhuriyetlerden ayran nemli bir iaret, devlet egemenlii vasflarnn olmasdr. Yine bu cum huriyetler bamsz devlet organlar sistemine sahiptiler ve yap, yetki ve karlkl ilikiler balamndaki sorunlarn kendi kanuni mevzuatlarna gre zebiliyorlard. Her cumhuriyetin kendine zg zellii hesaba ka tlarak bakanlklar, mdrlkler ve temsil organlarnda temsilcilikleri be lirlenmiti. "zerklik" esasyla kurulan Sovyet federasyonu RSFSC dir. SSCB'den farkl olarak RSFSC "yukardan", III. ve V. Tm Rusya Sovyetleri (ura lar) Kongreleri kararyla alnan "Emeki ve Smrlen Halklar Bildirge si" ("Deklaratsiya Prav Trudyaegosa i Ekspluatiruyemogo Naroda": 1918, Sbornik normativ. Aktov po sov.gos.pravu 1984: 24-26) ve RSFSC Anayasas'yla (1918) kurulmutur. Milli-devletler (zerk cumhu riyetler) ve milli idari birimler (zerk oblast ve zerk okruglar) ekhnde tannan RSFSC federe birimleri merkezi iktidar organlarnn kararyla etnik zellikleri dikkate alnarak - oluturulmulardr. Ekonomik ve sos yal glerine ramen - Ruslarn arlkta olduu - dier idari birimlere (kray, oblast ve federal manadaki federal ehirler) federe birim stats ve rilmemi, bilakis bunlarla niter ilikiler kurulmutur. Bundan dolay RSFSC federalizm ve niterizme ait unsurlar zerinde birletiren bir fe derasyon olarak adlandrlmaktadr (Kim 1960: 32). Burada, zerk birimlerin dil ve milli kltr alanndaki zel haklarn bir kenara brakrsak, kalan alanlar itibariyle RSFSCnin niter bir devlet ol duunun altn izmek gerekir. Blgesel zelliklerin hesaba katld adem-i merkeziyeti eilim (Komnist) parti-idare ynetiminin kat hiye rarisini aamamtr, zira devlet ayg hem birlik cumhuriyetlerinde ve hem de zerk cumhuriyetlerde yrtme ve yasama ilerinde kesin rol oy namaktayd.
48

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

Federalizmin temel prensipleri Teorik planda federalizmin de temel prensipleri, ilkeleri vardr. Federa lizm zerine aratrma ve analiz yapanlar bir ok farkl prensipten sz et mektedirler. (Federalizm 1997; vanov vd. 2000; irkin 1997; Arinin vd. 1999: 21-51; Konstitutsiya Burjuaznh Gosudarstv 1982; Umnova 1998; Karapetyan 1996; Abdulatipov vd. 1992; Yaenko 1996) Bunlar dan bize gre en nemlileri srasyla unlardr : Federe birimler federasyonda gnll birlemilerdir; Tm federe birimler eit hakka sahiptirler; Federe birimlerin egemenlikleri yoktur; Tm lkede tek devlet organlar sistemi geerlidir; lke ii (bamsz devlet snr gibi) i snrlar yoktur; Federal merkez ile federe birimler arasnda yetkiler ve sorumluluk lar kanunlarla dzenlenir; Federal hukuk (kanunlarn vs.) federe hukukun stndedir; Federasyonun inasnda toprak esasna bal {territorial) taksimat yaklam esastr; Federe birimin rzasna dayanmayan snr deiiklii mmkn de ildir; Federe birimin federasyondan kma hakk yoktur; Federe birimin stats tek tarafl olarak deitirilemez; Federe birimlerin birbirleriyle ayrlk ilikilere girmeleri yasaktr. Federalizmin bu temel prensipleri objektif ve ftri karakter tamakta drlar. Geri kalan tm prensipler, bunlardan tretilmilerdir. Sralanan prensiplerin bir zellii, etkilerinin annda hissedilememesi, fark edilememesidir. Federalizmin geliim tarihinin de gsterdii gibi, devletler bu objektif prensipleri grmezden gelerek bir sre ayakta kalabilmek tedirler.
49

bilig, Bahar / 2003, say 25

FEDERALZMN TEMEL PRENSPLER VE SSCB RNE Yukarda da belirttiimiz gibi, mparatorluun yklmasyla, ok geni bir alanda ortaya kan otorite boluunu frsat bilen Rusya'nn Rus olmayan halklar, kendi devletlerini kurmaya balamlard12. Bu durum karsnda halklarn zgrlklerini ve kendi kaderlerini tayin haklarn ilan eden Bol evik idaresi ikna, propaganda ve silahl g kullanma yoluyla mparator luktan artakalan bu topraklarda tekrar Rus hakimiyeti salamaya ve mpa ratorluu yeniden toparlamaya giriti. Hem dalan yapy bir araya getirme ve hem de arlk dneminden beri varln srdren "milliyetler meselesi"ni zme arac olarak federalizm ve federal devlet modeli tercih edildi13. Ekim Devrimi'nin hemen ardndan ilk nce federe birimlere zerklik tanyan RSFSC, ardndan da (be yl sonra) 1922'de RSFSC, Ukrayna, Beyaz Rusya ve Kafkas tesi Federas yonu birlikte Sovyetler Birlii kuruldu. Aslnda o yllarda ilan edilen federasyon Rusya'nn gayri Rus halklar iin dnlmtr. Ancak, hzla glenen Bolevik idaresi iin federasyon bir aratan ok, milliyetler meselesini perdeleyen bir rt haline gelmitir (Kuravili 2000: 10-42). Bylece biimsel olarak birer federasyon olan RSFSC ve Sovyetler Birlii, pratikte -merkezi-brokratik yapsyla- fede rasyon olamamtr. SSCB kurulu prensipleri, z ve gerekleme ekli itibariyle eski/yeni bir ok federal devletten farkllk gstermektedir. Birkan arz edelim: Birincisi, yasaklar konusu. Dier federal devletlerin anayasalarnda fe dere birimlerin federasyondan kmalarnn ve tek tarafl stat ve snr deiiklilerinin yasak olduu aka behrlenmitir. Sovyetler Birhi'nde ise, Anayasa'da federe birimlerin toprak btnlk ve stnlkleri14 ak a tespit edildii halde snrlarn ve statlerin tek tarafl deitirilemezlii ilkesi ihlal edilmitir. arlk ynetimi tarafndan balatlan mevcut b tnlerin blnmesi ve yeni milli varlklarn yapay olarak yaratlmas ek lindeki iki yeniden yaplandrma biimi Sovyetler Birlii dneminde de uygulanmtr: Cumhuriyetlerin snrlar ve statleri siyasi kayglarla ve keyfi olarak srekli deitirilmi (Orta Asya 1924-1925)15, yeni zerk idari birimler oluturulmu16, hatta baz cumhuriyetler, tarihi gemileri
50

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

ve etnik zellikleri hesaba katlmadan birinden alnp dierine hediye edilmitir (Krm, Karaba)17. Bunlarn yan sra RSFSC ierisindeki ba z halklar, II. Dnya Sava srasnda Alman ordularyla ibirlii yaptk lar sulamasna bal olarak tamamen siyasi nedenlerle zorla tarihi ya am yerlerinden kopartlp baka yerlere srldler ve sahip olduklar idari birimler ortadan kaldrld (Volga Almanlar, Kalmuklar, Kuzey Kafkasya halklar - Balkarlar, ngular, Karaaylar, eenler, Krm Ta tarlar). Bu olaylarn oluumunda, yani snrlarn belirlenmesinde ve et nik guruplarn ayrtrlmasnda, baz zorlama ve yapaylklarla tarihin seyrinin, "liderler" (Stalin ve Hruev gibi) tarafndan belirlendii grl mektedir. Komnist Parti eliti hukuki planda (SSCB anayasalar Komnist Parti'nin iradesine tabidir), ada dnyada uygulanann aksine (1994 tarihli Eti yopya Anayasas hari) SSCB federe birimlerine, konfederasyon yeleri ne tannan federasyondan kma hakkn tanmtr. Esasnda, gelecein niter-merkeziyeti sosyalist devletini kurma planla r yapan Bolevikler "federasyondan kma hakk"n ekici bir slogan ola rak kullanmlardr. 1922 tarihli "SSCB'nin Kurulmas Hakknda Anla ma" ve 1924, 1936, 1977 SSCB anayasalarna gre birlik cumhuriyetleri "egemenlik" ve "federasyondan kma haklarn" muhafaza etmiler, hat ta iki tanesi (Beyaz Rusya ve Ukrayna Birlemi Milletlere ye olmular dr (irkin 1997: 15). Ortaya kt gnden beri Komnist Parti Ederleri tarafndan "milliyetler politikas"nn zn oluturan kendi kaderini tayin hakk zerine devaml vurgu yaplmas ve bundan hareketle "kma hakk"nn da SSCB anayasa larnda yer almas olaylarn gelimesinde yle bir ihtimali dndrtm olabilir: "Yaayalm - grelim, houmuza gitmezse federasyondan (SSCB'den) ayrlrz". Ancak bu anayasal hkmn pratie dntrlmesi dnld kadar kolay deildi. nk aslnda cumhuriyetlere telkin edi len ve denetlenen politika "birlie" sadakatti18. Daha 1936'da, 1924 Anayasas'n deitiren yeni Anayasa'nn kabul srasnda .V. Stalin sunduu raporda yle demektedir: Elbette hibir cumhuriyet SSCB'den ayrlmay "istememektedir"19. Gerektende bu "isteksizlik", lkedeki i/d siyasi ve sosyal ilikiler ilkesel deiiklie urayana kadar devam etti.
51

bilig, Bahar / 2003, say 25

Bu uyumazl (Anayasa-pratik) ortadan kaldrmak iin 1977 Anayasas'nn 72.maddesine uygun olarak 3 Nisan 1990 tarihli "Birlik Cumhuri yetlerinin SSCB'den Ayrlmalaryla lgili Sorunlarn zm Dzeni Hak knda Kanun" (Vedomosti Syezda Nar. Deputatov SSSR i Verhov. Sovyeta SSSR 1990: 252) kabul edildi. Bu kanuna gre SSCB'den k ma karar referandum yoluyla alnacaktr. Eer, ilgili cumhuriyette srek li yaayan SSCB vatandalarndan en az 2/3'si kabul oyu verirse SSCB'den kma karar alnm olur. Her cumhuriyetin SSCB'den zgrce kabilme hakknn bulunmas, cumhuriyetlerin mutabakatlar olmadan snrlarnn deitirilememesi kurallarnn pratikte farkl da olsa anayasal erevede saland syle nebilir. kincisi, federasyonun inasnda toprak esasna gre {teritoryal) taksimat yaklamnn benimsenmesi hususudur. Esasnda bu ilke federalizmin ta biatnn gereidir. En bandan beri federahzmin kurucular bu ilkeyi, kendi kendini yneten medeni toplumun meruluk temeli olarak grm lerdir. Bu ilke, belirli oranda merkezileme yoluyla devletin salamlama sna yardm etmekte, sivil toplumun btnlnn salanmasnda enteg rasyon srecini zendirmektedir. Dnyadaki uygulamalar incelendiinde baz federasyonlarn ina sre cinde etnik-milli faktrn veya toprak (corafi) faktrnn ya da ikisinin birlikte kullanld grlmektedir (Kanada, Hindistan, Belika, Rusya). Ancak gerek federalizm teorisinde, gerekse uygulamada yaygn olan g r, etnik-milli iaretlerin federasyonun temeli olarak kabul edilemez ol duudur. R. Galisso'ya gre, "etnik temel zerine bina edilmi federas yonlarn pratikte yaama gc yoktur: Mikro devletler tek vcut milliyet-militan organizasyonlara dnmekte, iktidar elde etmek yolunda, s rekli etnik sorunlarn zmyle uramaktadr" (Galisso 1993:7). Ger ekten de teritoryal taksimat yaklamna gre kurulmu federasyonlar, etnik temelli federasyonlara (ki bunlar zaman ierisinde ya dalm ya da lke ii ayrlklk sorunlaryla kar karyadr) gre daha salam ve istikrarldrlar.
52

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

Klasik federalizm anlayna gre teritoryal taksimat yaklam blcl e/ayrlkla nemli lde engel olmaktadr; nk byle bir yakla mla kurulan federasyonun yeleri arasnda etnik federe birimler (zerk cumhuriyet, eyalet vb.) bulunmamaktadr. Herhalde bu nedenden tr federasyon kurulmasnda ya da yeniden yaplanmasnda teritoryal yakla m daha tercihe ayan kabul edilmektedir. Ancak bu, federal devlet inasnda etnik faktrn hi dikkate alnmayaca manasna gelmez. Nesnel bir ksm artlar etnik faktrn de hesaba ka tlmasn gerektirebilir. Bu nedenle teritoryal taksimat yaklam uygular ken sadece bir faktre (rnein, blgedeki nfus says) bal kalmamal, bilakis birok faktr gz nnde tutulmaldr: Ekonomik, tarihi, etnik, corafik vs. Dier bir ifadeyle, verimlilii en st seviyeye karacak kompleks bir yaklam olmaldr. ABD'de uygulanan kompleks yaklam ve kltrel-milh zerklik politi kas, Amerikan federal yapsnda, hem etnik faktre bavurmadan onlar ca millete ait etnik sorunlarn etkili bir biimde zlmesine, hem de Amerikan toplumunun birlemesi ve pekimesine imkan vermitir. An cak, hemen belirtmek gerekir ki, hem kurulu dnemi, hem de var olduu sre ierisinde SSCB'de Amerika benzeri medeni toplum olumas mmkn deildi. nk Sovyetler Birlii'nde gmenler deil milletler birlemitir. zerinde yaadklar topraklar Sovyet milletlerinin tarihi va tanlardr. Byle bir devlet varln ancak ok milletli devlet olarak de vam ettirebilir. Bu durum Rusya'da teritoryal ve etnik yap prensiplerinin hayata geirilmesini tarihsel olarak hakl klyordu. Esas itibariyle federasyon inasnda toprak esasna bal taksimat prensi bi (her ne kadar belirli bir toprak zerinde birlikte yaayan toplulua, et nik aidiyetten bamsz federe birim yaratma imkan veriyor olsa da), n fusun etnik zelliklerini grmezden geldii (Kukin vd. 1987: 53), bur juva tarz ve Sovyet devletine yabanc olduu gerekeleriyle Sovyet siya set ve hukuk biliminde taraftar bulamamtr (Dorogin 1948: 111). Tari hi adan bakldnda federalizmin k gerekesi, var olan ya da olma s muhtemel etnik sorunlarn zm deil, idarenin adem-i merkeziletirilmesi, yani devlet sisteminin demokratiklemesidir. Bu anlayn bir so nucudur ki, uygulamada olduu hibir batl lkede federalizme, etnik so53

bilig, Bahar / 2003, say 25

runlarn zm yolu olarak baklmamr (ABD, Federal Almanya, Bre zilya, Avustralya...). Klasik Ba konseptinden farkl olarak Marksist-Leninist yaklam federaliz mi etnik-milli sorunlarn zmyle ilikilendirmitir. Bu nedenle Sovyet hu kuk hteratrnde Sovyetler Birlii, "milliyet sorunu"nu zm ekli ve meto du, SSCB halklarnn gelime ve yaknlama modeli ekhnde tasarlanmtr. Yukarda da belirttiimiz gibi milliyet meselesini devlet eliyle zme niye tinde olan Bolevikler etno-lingistik temelde ayr federe birimlerden olu an ok milletli bir devlet (Sovyetler Birlii) kurarlar. Etnik faktr bilinli olarak politize edilerek yaratlan farkl idari birimler sayesinde hem etnik kimlikler tescil ediliyor ve ayn zamanda etnik/milli klar da kontrol alt na alnm olunuyor, hem de Rus Devleti yeniden canlandrlm oluyordu. Federasyonu burjuva niterizminden sosyalist niterizme gei yolu (Stalin:73) olarak gren Sovyet mh politika ideologlar, nce RSFSC sonra da SSCB'de birbirine zt iki eilimi birletirmeyi denediler - birletirici {integratsiya) ve ayrlk/blc (seperaizm). Birletirici eilim srekli dikkate alnan stratejik, gelecee ynelik bir eilimdi; ayrlk eilim ise eski Rus mparatorluu topraklar zerinde devletler hiyerarisi (yani fark l statdeki birlik cumhuriyetleri, zerk cumhuriyetler ve blgeler) yaratl masnda ifadesini bulmutur20. Ancak, pratik gstermitir ki, bu ekilde ku rulan bir federasyon, stelik totaliter rejim artlarnda, etniler-milletler ara s ilikileri dzenleyemez. nk halklarn mmkn olabilecek her ekil de (yapay ya da tabii) blnmesine nemli lde nclk etmektedir. Bylelikle etnik/milli tabanda blnme prensibinin Sovyet federalizmine zg ve onun ayrt edici nemli bir iareti olduunu sylemek mmkn dr. Bu prensip belli bir toprak paras zerinde (Rusya mparatorluu topraklarnda), etnik/milh iaretlere gre federal bir devlet yaratmada (RSFSC ve SSCB) uygulanmtr. Burada, esasnda ncelikle zerklik esasyla kurulan federasyonda mh aznlklarn taleplerinin, onlara mh zerklik verilerek karlanmas, ardndan da dalan mparatorluun "bir lik" eklinde tekrar birletirilmesi hedeflenmitir. Dier bir ifadeyle, ihti lalin ilk yllarndan itibaren Bolevikler federasyonu, gelecekteki "birli e" gei formu olarak dnmlerdir21.
54

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

Etnik/milli tabanda blnme prensibinin Sovyet federalizmindeki bir di er gstergesi, her idari birimin deil, sadece yerli halkn youn olarak yaad blgelerin federe birim kabul edilmesidir. Yani Sovyet federas yonlarnn (SSCB ve RSFSC) federe birimleri ya sadece milli cumhuri yetler (birlik ve zerk) ya da bunlarla birlikte dier milli oluumlardr (zerk oblastlar ve okruglar). Marksizm'in formle ettii ve sosyalist lkelerde hayat geirilen et nik/milli tabanl federasyon kurma dncesi ve pratiinden baz lkeler de belirli oranda etMlenmilerdir. lk olarak Hindistan, 1956'da federal yapsn etnik-lengistik ilkelere gre yeniden dzenlemitir: Eski ok dil li 28 eyalet yerine, - 10 tanesi ok dillilik, 4 tanesi de iki dillilik prensi biyle - 14 yeni eyalet kurulmutur {nostrannoye Konstitutsionnoye Pravo 1996: 302). Doksanl yllarda sosyalist federasyon modeli Etiyop ya'da ve Bosna-Hersek'te kullanld. SSCB'nin dalmasnn ardndan da bu model ada Rusya Federasyonu tarafndan tevars edildi. Sonularna gre, yaplanmalarnda etaik/rnilli faktrn kullanld fede rasyonlar en az guruba ayrlabilir: Birinci gurup, dalan ve varlklar sona eren ya da baka bir devlete dnen federasyonlar (SSCB, Yugos lavya, ekoslovakya, Nijerya); ikincisi, btnlklerini koruyan, fakat lo kal milli atmalar, ayrlk hareketler eklinde i krlmalar (kataklizma) yaayan federasyonlar (Hindistan, Kanada, Rusya Federasyonu); ncs, istikrarl ve grece sakin federasyonlar (Belika, svire). Son gurubun varl, federasyon yaplanmasnda corafi ve etnik iaretle rin birlemesinin mmkn olduunu gstermektedir. Ancak bu uygulama, devleti tahrip, insan ve vatanda hak ve zgrlklerini, halklarn eit hak lln ve onlarn kendi kendilerini ynetim haklarn ihlal etmemeli, mil liyetiliin gelimesine sebep olmamaldr. Devleti bu tr olumsuz sonu lardan korumann artlarndan biri, milli ya da teritoryal prensiplerine g re kurulmalarndan bamsz olarak federe birimlerin "eit hakllk" ilke siyle enlendirilmeleridir. ncs, federahzmin temel ilkesi federasyon yelerinin egemenlikle rinin olmamasdr. Federe birimin federasyondan kma hakk ve d siya si faaliyetlerde bulunma hakknn olmamasn ngren bu ilke teori ve
55

bilig, Bahar / 2003, say 25

pratikte gelime imkan bulmutur. rnein, federasyona katlan devletler iktidarlarn belirli oranda muhafaza etseler de egemenliklerini yitirirler fikri, siyaset biliminde yerlemi bir fikirdir. Ancak Sovyetler Birlii ye ni bir federasyon olarak federe birimlerinin egemenlii zerine kurulmu ve ierisinde hem niter, hem de federal devletleri (RSFSC ve Kafkas tesi Federasyonu) birletirmitir. Devletle ilgili, farkl zaman ve lkelerde ortaya kan teorilerdeki tm f arkhhklara ramen, egemenliin devlet iktidarnn bir vasf olduu kabul edilir. Dier bir ifadeyle, demokratik bir toplumda devlet egemenlie devlet egemenliine - sahip olmaldr. Egemenlik kavram iileri ve mil letleraras ilikilerde devlet iktidarnn stnlk ve bamszl anlamna gelmektedir. "ilerinde stnlk ve dilerinde bamszlk" kavram, sadece bamszlk hakkn ve d ve i mdahalelerden zgrl deil, ayn zamanda ynetme, karar alma, zorlama da dahil iktidarn tm fonk siyonlarn gerekletirmeyi de ifade etmektedir. Siyasi, ekonomik ve hu kuki ynleri ieren bu tr egemenlik, hukuki normlarla tespit edilmi dev let ilevlerinde uygulanmaktadr (Federalizm 1997: 234). Federal devlette egemenlik kavram yeni ierikle zenginlemektedir, zira burada federal merkezle federe birimler arasnda iktidar yetkilerinin pay lam sorunu ortaya kmaktadr. Federalizm devlet egemenlii konusu na yeni bir bak asyla yaklamaktadr. yle ki, egemenliin sadece yatay planda, yani yasama, yrtme ve yarg arasnda deil, dikey olarak da - federal merkez ile federe birimler arasnda - blnebilirlii ngrl mtr. Federe birimler, taraflarn karlkl mutabakat esasyla kendi haklarnn bir ksmn federal devlete devrederler. Federal organlar tara fndan hayata geirilen bu yetkiler, esasnda federe birimler adna, onlarn grevlendirmeleriyle ve onlarn karlar iin kullanlmaktadr. Bylelik le egemenliklerini yitirmi gibi grnse de federe birimler, kendi yetki erevelerinde federal merkezin dokunamayaca haklara sahiptirler. Egemenliin blnebilirlii konulu teoriler (A. Hamilton, A. Tocqueville, M. Medison, H. Baints gibi teorisyenlerin teorileri) ABD'nin kuruluuyla ilgilidir. Bu teorilerde federal devlete egemenliin zel blnme ekli na zaryla baklmtr. Bu blm sorununun zmne bal olarak federa lizm konseptleri yaratlmtr22. Federal devletlerde egemenlik anlay ko56

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

nusunda "dualist doktrin"23 gr as ar basmaktadr. Bu doktrine g re federasyon yeleri devletin egemen iktidarnn oluumuna itirak eder ler. Baka bir deyile federe birimler ve federal merkez tek balarna tam devlet egemenliine sahip deildirler, fakat birlikte "ortak egemenliin" oluumuna katlrlar. Rusya'da dualist doktrinin taraftar olan A. Yaenko'ya gre federal iktidar ve federe birimlerin iktidarlar "birbirleriyle ve birbirlerinde" varolmakta/yaamaktadr. "Federe birimler federal devlete katldklarnda kendi egemenliklerini kaybederler ki, buradan onlarn dev let olmadan ktklar anlalr, nk devletin tanmna gre egemenlik devletin zsel bir alametidir. Egemenliin olduu yerde devletten sz edi lebilir. u halde sadece, merkezi ve yerel iktidarn birleiminden oluan federal devlet devlet niteliine sahiptir" (Yaenko 1912: 328). Federe birimin egemenliinin olmamas ilkesi dnya federahzmin tecrbe sinde hayata geirilmitir. Hemen hemen btn federal devletler yeleri (state, kanton, eyalet vb.) arasnda - iilerinde nispeten geni zgrlklere sahip olsalar da - mnferit egemen devlet bulundurmamaktadrlar24. Bu dev letlerde, federe birimlerin her birine kendi gelimeleriyle ilgili sorunlarn devletin tmnn karlaryla uyuarak - zgrce zebilmeleri iin gerek li hak ve imkanlar tannarak devletin btnl salanmaya ahlmaktadr. Devlet de federe birimin hak ve zgrlklerini korumakla ykmldr. Federe birimlerde egemenhinin bulunmamasnn bir gstergesi, milletle raras hukukun birer esi olamamalardr. Federal devletlerin anayasala rna gre, dileriyle ilgili btn konular federal organlarn tekelindedir. Her ne kadar klasik federalizm anlay federe birimlerin egemenliine olumsuz baksa da, SSCB'nin federe birimleri olan birlik cumhuriyetlerinin nemli bir zellii, devlet egemenlii vasflarnn olmasdr (Lepekin, 1977: 281-282; Binder 1980: 48-51; Ravin 1961: 20-70; Zlatopolskiy 1967: 207-212). Her birlik cumhuriyetinin, eklen, kendi snrlar, yksek sovyeti (parlamentosu), devlet bakan, hkmeti, bayra, mar, kendi anayasa ve dier kanunlarn zgrce kabul etme hakk ve hatta savunma ve dileri bakanlklar vard (evtsov 1972: 28-39; Jeleznov 1989: 1836). Ayn zamanda cumhuriyetlerin egemenhklerinin yeniden tesisi iin, her birlik cumhuriyetinin zgrce Sovyetler Birlii'nden kma hakk 1924 ve 1977 SSCB anayasalarnda mevcuttu. Buna gre her birlik cum57

bilig, Bahar / 2003, say 25

huriyeti gerekten egemen bir devletmi gibi grnm arz ediyor. Ancak uygulamada Moskova'ya sormadan ve onun iznini almadan i/dilerine dair bir karar alma hakkna sahip olmadklar gerei dikkate alnrsa bu cumhuriyetlerin ne kadar egemen olduklar grlr. Bununla beraber 1924, 1936 ve 1977 anayasalarnda birlik cumhuriyetle rinin egemenhklerinin snrlandrlmas fikri de yer almtr. "Snrl egemenhk" teorisi, Stalin'in Nisan 1924'te Komnist Parti'nin XII. Kongre sinde ileri srd "potansiyel egemenlik" fikriyle dorudan balantldr. Stalin'e gre cumhuriyetlerin egemenlikleri, onlarn birhkten kma hak larnda sakldr {Stalin: 243). Potansiyel egemenlik, birlik cumhuriyetinin SSCB'den kma hakkn kullanmasyla gerekleir. Stalin bu sreci yle aklamaktadr: SSCB'ne birleme esnasnda "her cumhuriyetin bamszlk eleri sakl kalr, zira her cumhuriyet tek tarafl olarak Birlik'ten kma hakkna sa hiptir. te bamszlk eleri, ite potansiyel maksimum bamszlk. Cumhuriyetlerden her birinde kalan bu bamszlk her an gerekletirile bilir" (Stalin, 1937:115). Stalin'in birlik cumhuriyetlerinin egemenlik so runlarn, srf "federasyondan kma hakk" yaklamyla ele almaktadr. Egemenlik sadece bu hakkn kullanlmasyla elde edilmektedir. Potansiyel egemenlik teorisi D.A. Magerovski tarafndan da kullanlm tr. Ona gre SSCB ierisinde olduu mddete birlik cumhuriyeti ege men devlet deildir. Birhk cumhuriyeti SSCB'ye katlana kadar ve ondan ktktan sonra egemenlie sahiptir. Bylece cumhuriyetin potansiyel egemenhi gerek ve geerli olmaktadr (Magerovskiy 1923: 38). te zellikle byle bir teorik ve hukuki egemenlik yorumu, SSCB'nin son yllarnda birlik cumhuriyetlerinin egemenlik ve bamszlk yolunda meru mcadeleleri iin nemh lde teorik temel oluturdu. Birlik cumhuriyetle rine gre, kendilerine ait olan SSCB'den kma hakk, ancak devlet egemen liine sahip olmakla gerekletirilebilir. Sonuta tm birlik cumhuriyetleri tam egemenlik ve bamszlklarn kazandlar, SSCB ise tarihe kar. Birlik cumhuriyetlerinin snrl egemenlikleri konusundaki anayasa mad deleri, "Sovyet Federasyonu'nda birhk cumhuriyetlerinin egemenlikleri deil, yetkileri snrlanmtr" eklinde yorumlanmtr. Yetkilerin snr58

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

landrlmas ise cumhuriyetlerin gnll irade beyanlar ve eit hakllkla r ilkeleri zerinde gerekleir. Eer cumhuriyetler kendi haklarndan bir ksmn belirli snrlar ierisinde federal organlara devrediyorlarsa, ege menlikleri snrlanmyor demektir. nk bu organlar hem tek tek cum huriyetler ve hem de bir btn olarak federasyon hesabna/yararna al maktadrlar. Dier bir ifadeyle birlik cumhuriyetlerinin gnll olarak kendi haklarn snrlamalar sz konusudur, egemenliklerini deil. Bize gre bir federal devlette, ieride ve darda devletin stnlk ve ba mszlnn ifadesi olan egemenliin taycs sadece federal merkezdir. Federasyon ilan edildii andan itibaren ye niteliindeki bamsz devlet kendi egemenliini ve bamszln yitirmekte, ancak zel karlar, di li, kltr vs. ile ilgili sorunlar zgrce zme hakkn korumaktadr. Bu nunla beraber federal merkez ve federe birimlerin yetkilerin anayasalarda dzenlenmesi zorunludur. Bu konuda aratrma yapanlarn ortak kanaati, federal sistemin, ancak kesin anayasal ve yasal snrlar ierisinde verimh bir ekilde iledii, yenilendii ve olgunlatdr (Abdulatipov vd. 1992: 105-120; Uvarov 1992: 18-20; Lepekin 1977: 290-310; Pustogarov 1992: 43-54; Topornin 1990: 3-14). Yukarda sralanan ilkeler dnda Sovyetler Birlii'nin dayand bir dizi ilke daha vardr: federe birimlerin gnll birlemeleri; federe birimlerin eit hakl olmalar; demokratik merkeziyetilik (Halilov 1967: 43; Zlatopolskiy 1998: 26-42.; Lepekin 1977: 158-160). Gnll birleme ilkesinin temelinde, Komnist Parti'nin tm prog ram belgelerinde yer alan her milletin kendi kaderini tayin hakknn ta nnmas yatmaktadr. Ayn zamanda bu ilke SSCB'nin Kurulu Anla mas ve Bildirgesi'nde ve tm Sovyet anayasalarnda da kayt altna alnmtr. Sovyetler Birlii'ni oluturan her milletin szde egemen ve eit hakl ol mas, birlik cumhuriyetlerinin szde "szde" birlemelerini salamtr. nk tek bir devlet etrafnda zgrce ve gnll birleme sadece eit
59

bilig, Bahar / 2003, say 25

hakllk esasyla mmkndr. Sovyet anayasalaryla da pekitirilen eit hakllk ilkesi, birlik cumhuriyetlerinin toprak bykl, nfus ve eko nomik gelimilik dzeylerinden bamsz olarak devlet inas ile ilgili btn konularda eit hakka sahip olduklarn ifade etmektedir. Bu ilkeye gre, her cumhuriyetin dieriyle eit yetki alan ve Cumhuriyet Yksek uras (Sovyeti) tarafndan kabul edilen ve deitirilebilen kendi anayasas mevcuttur. Her cumhuriyetin SSCB'den zgrce kabilme hakknn bulunmas, cumhuriyetlerin mutabakatlar olmadan snrlarnn deitirilememesi (en azndan anayasal dzeyde byledir), her cumhuri yetin cumhuriyet vatandal ve vatandala kabul hakknn olmas, top rak bykl, nfus saysna bal olmayan Milliyetler Sovyeti'ne25 eit sayda milletvekili seebilmeleri eit haklln birer gstergesidir. Bir dier gsterge de cumhuriyetlerin SSCB yksek devlet organlarnda kendi temsilcilerinin bulunmasdr: Birlik cumhuriyeti Yksek Sovyeti Prezidyumu Bakan SSCB Yksek Sovyeti Prezidyumu'nun; birlik cum huriyeti Bakanlar Kurulu Bakan SSCB Bakanlar Kurulu'nun; birlik cumhuriyeti Yksek Mahkeme Bakan SSCB Yksek Mahkemesi'nin yesidirler (Zlatopolskiy 1998: 29). Ancak sralanan bu ilkeler sadece (hukuki) ilke dzeyinde kalmlar, ger ekte ise Moskova'nn (merkeziyeti-brokratik yap ve Komnist Parti) iradesi belirleyici ve dzenleyici olmutur. Federal merkez ile federe birimler arasndaki karlkl ilikilerin ierii ni ve biimlerini demokratik merkeziyetilik behrlemitir. Milletlerin ve kendi kaderlerini tayin isteklerini dengelemeye ynelik dnlen bu prensip, yetmibe yl boyunca federal iliki alanlarnn tmnde, fiilen merkezi niter ynetim uygulanmasn salad. Devlet ve toplum hayat na ait dzenlemelerde ba ilke kabul edilen demokratik merkeziyetilik Stalin ve Brejnev dnemi anayasalarnda da yer almtr. Ancak, demok ratik merkeziyetilik ilkesinin byk ve kk halklar arasndaki ilikile ri, kkler zarar grmeden, adalet ve eitlik esaslaryla dzenleyebilme sinin mmkn olmad gayet aktr. Ayn ekilde, gerekte reel bir SSCB'den kma hakkyla demokratik merkeziyetiliin birlikte var ol mas dnlemez.
60

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

Sonu
Sonu olarak, konunun tm gz nne alndnda Sovyet federalizmi hakknda unlar sylenebilir: lk olarak, ok milletli yaps Rusya'da federal devlet modeli seimini zo runlu klmtr. Bu zorunluluun sonucunda, nce RSFSC, sonra da SSCB, en azndan hukuki olarak, federal devlet eklinde kurulmulardr26. Burada dikkat eken bir husus, aslnda niter bir devlet olan RSFSCnin federasyon adn tamasna karlk SSCB'nin federasyon olarak adlandrlmamasdr. ngiliz bilim adam E. Carr'n da belirttii gibi Sovyetler Birlii'nin adnda "federasyon" kelimesinin kullanlmamas bir rastlant deildir (Carr 1990: 48). nk, mevcut bamsz cumhuriyetleri klasik federalizm modeli erevesinde bir arada tutmak o zaman iin mmkn grnmyordu (istyakov,1966: 22-23; Levin 1948: 311-312; Zlatopolskiy 1967: -4; Halilov 1967: 15-18). kinci olarak, Sovyet modelinde federalizme, her eyden nce, kkleri mparatorluk dnemine varan "milliyetler meselesi"ni zme, SSCB halklarn gelitirme ve kaynatrma arac gzyle baklmtr. Sovyet federahzminin iln edilen ama ve hedefleri, Sovyet tipine gre rgtlenen devletlerden geip tam birlii salayarak milli egoizmi yenmek ve halk larn tam eitliini salamakt. Bunu yaparken de sadece Sovyet halkla rnn eit hakka sahip olmalarn deil, ayn zamanda tek tek milletler d zeyinde ve devletin btnnde ekonomik, sosyal, siyasi ve dier prob lemlere de cevap vermeyi hedeflemiti. Ancak bunlar sadece slogan ve ideal olarak kald. nc olarak, Sovyetler Birlii'nin federe birimleri olan milli rgtlen meler, kendi kaderini tayin hakknn gerekletirilmesi temelinde farkl biimlerde yaratlmlardr: Birlik cumhuriyeti, zerk cumhuriyet gibi. Sovyet federahzminde de-jure ilan edilen federalizm prensipleriyle Ko mnist Parti'nin fiili hedefi olan siyasi niterizm ve tarada kendiliinden balayan "regionalizm" (adem-i merkeziyetilik) artc biimde birle mitir. E. Carr bu durumu nitelerken unun altn izmektedir: "birbiri ar dna kan SSCB ve RSFSC anayasalaryla artan iktidarn younluu, fe deral modeli niter devlet gerekliine evirme eilimi ve anayasal kont61

bilig, Bahar / 2003, say 25

roln verimsizlii, belli anlamda lkede uzayan olaanst hallere verilen bir dnd. Sonucu hep belirsiz olan varolma mcadelesi, hibir zaman iktidarn adem-i merkeziyetlemesi ya da sertliinin yumuamas iin elverili atmosfer yaratmamaktadr" (Carr 1990: 323). Ve nihayet, SSCB sosyal ve siyasi yetkinlie ulamak iin birlik devleti biiminde rgtlenmitir. Ancak toprann bykl ve ok milletli ya psyla SSCB ve onun iinde RSFSC klasik federahzmin snrlar dna kmtr. Bir baka ifadeyle, tarihi geliim seyri ierisinde ne Sovyetler Birlii ve ne de RSFSC, reel federal ilikiler erevesinde gerek bir fe deral devlet olamamlardr. Sovyet federahzminin bu farkl vasf, SSCB'nin 90'h yllarda belirli artlarla (birlik cumhuriyetlerinin egemen liklerini ilanlar ve Bamsz Devletler Topluluu Anlamas'nn imzalan masyla) dalmasna sebep olmutur. AIKLAMALAR
1 Federasyonu oluturan birimlerin adlandrlmalar lkelere gre farkllk arz et mektedir: ABD, Meksika, Hindistan, Avustralya, Brezilya... gibi federasyonlarda state (eyalet); Almanya ve Avusturya'da eyalet; Kanada ve Arjantin'de province (eyalet); svire'de kanton; eski SSCB, Yugoslavya ve ekoslovakya'da cumhu riyet; ada Rusya Federasyonu'nda ise cumhuriyet, kray, oblast ve okrug. 2 Etnik/milli tabanda blnme prensibi {nationalno-territorialny prinsip): Fede rasyon yelerinin stat, rgtlenme ve snrlarnn etnik-lengistk zelliklere (bir etni-bir toprak) gre belirlenmesidir. Bu prensibe gre federe birim milli-devlet, zerk eyalet, zerk blge eklinde rgtlenebilir. SSCB ierisindeki birlik cumhuriyetleri(milli-devletler), zerk milli cumhuriyetler ve zerk milli eyalet ve blge ler (oblastlar ve okruglar) etnik blge prensibiyle kurulmulardr. 3 dari-blgesel tabanda blnme prensibi {administrativno-territorialny prin sip): corafi-blgesel-idari faktrlere gre federe birimlerin stat, rgtlenme ve snrlarnn belirlenmesini ifade etmektedir. ada Rusya Federasyonu'nda bu prensibe gre kurulmu, Ruslarn ounlukta olduu 57 federe birim (6 kray, 49 oblast ve 2 federal nemde ehir- Moskova ve S.Petersburg) vardr. 4 Her ne kadar Amerikan federahzminin esaslar 1787 tarihli ABD Anayasas'yla konulmu da olsa, ilk 13 koloni arasndaki anlama (ki buna daha sonra yeni kolo niler de eklenmitir) federal anlama niteliindedir.
62

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

5 rnein, eski Yugoslavya sava bitiren Hrvatistan, Bosna-Hersek ve Srbistan Bakanlar arasnda 21 Kasm 1995 tarihinde imzalanan Dayton Anlamas yeni bir federasyon yaratlmas srercine son noktay kayamam ve anlamazlk konulan hala dzenlenememitir. 6 Dogovor o Razgranienii Predmetov Vedeniya i Polnomoiy Mejdu Organami Gosudarstvennoy Vlasti Rassiyskoy Federatsii i Organami Vlasti v Sosta ve Rassiyskoy Federatsii, 31 Mart 1992. Bu Federal Anlama belgeden oluur: 1-Rus ya Federasyonu ile "Egemen" Cumhuriyetlerin iktidar Organlar Arasndaki Yetki leri Belirleyen Anlama; 2-Rusya Federasyonu ile Oblastlar, Kraylar, Moskova ve S.Petersburg ehirlerinin iktidar Organlar Arasndaki Yetkileri Belirleyen Anla ma; 3-Rusya Federasyonu ile zerk Oblast ve zerk Okruglarn iktidar Organlar Arasndaki ilikileri Dzenleyen Anlama. Anlamann maddeleri 1993 tarihli Rusya Anayasas'na eklenmitir. 7 RSFSC: Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti (1917 - 1993). 1918 Anaya sas ile Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti (RSFSC) adn ald. 12 Haziran 1990'da RSFSC "Bamszlk Deklarasyonu" ile SSCB'den ayrlarak bamszln ilan etti. 12 Aralk 1993 ylnda kabul edilen yeni Anayasa ile Rusya Federasyonu / Rusya adn ald. 8 30 Aralk 1922 "Deklaratsiya i Dogovor ob Obrazovanii Soyuza Sovyetskih Sotsiologieskil Respublik". 9 Zakavkazskaya SFCR-Kafkastesi SFSC;12 Mart 1922'de Azerbaycan, Ermenis tan ve Grcistan'n bir araya gelmesiyle kuruldu. Daha sonra bu cumhuriyetler 30 Aralk 1922'de SSCB'ne katldlar. 10 Oblast: blge, vilayet demektir. 11 Okrug; Blge, evre manalarna gelmektedir. Daha ok kuzeyde yaayan az n fuslu aznlk etnik guruplar iin kurulmutur. 12 Finlandiya, Ukrayna, Beyaz Rusya, Estonya, Litvanya, Letonya, Kafkas tesi (Azerbaycan, Ermenistan, Grcistan), Bakurdistan. 13 Seilecek devlet modeli (niter, federal) ve devletin idari birimlerin belirlenmesi (birlik cumhuriyeti, zerk cumhuriyet, oblast ve okruglar), bu birimler arasnda ki snrlarn izilmesi hususunda Bolevikler, zellikle de Lenin ile Stalin arasn da nemli gr ayrlklar vard. Stalin imparatorluktan devralnan ok milletli yap ierisinde merkeze kar harekete geebilecek milliyeti akmlar byk bir
63

bilig, Bahar / 2003, say 25

tehlike olarak grrken, Lenin merkezde "Byk Rus"ovenizminin milletler zerinde hegemonya kurmasndan korkmaktayd. Bu nedenle Lenin, S talin'in sa vunduu zerklik temelli (avtonomizatsiya) byk bir Rusya yerine, federal so vyet cumhuriyetler birlii kurulmas taraftar oldu. Ashnda Lenin de Stalin gibi te melde federalizme ve milli blnmelere karyd. Ancak i sava srasnda gerek Sovyet ynetimlerinin gerekse de Boleviklerin karlatklar milyeti-aynhk hareketler federal modeli tercihten ziyade zorunlu kld {Karapetyan 1999: 22; Elazar 1991: 131; Zlatopolskiy 1998: 26; istyakov 1966: 22-23; Zlatopolskiy 1967: 3-4; Levin 1948: 311-312; Halilov 1967:15-18). 14 1977 SSCB Anayasas'na gre Sovyetler Birlii'nin federe birimleri territorial yaplanma, yani topran idari birimlere blnmesi ile ilgili sorunlar bamszca zme hakkna sahiptir (m .79). {Konstitutsiya (Osnovny Zakon) SSSR. (1977), Sbornik normativ. Aktov po sov.gos.pravu. _.,1984. s. 111). 15 Orta Asya'da snrlarn izilmesinde etnik farkllklar kadar siyasi hesaplar da belirleyici olmutur. Her ne kadar karmak etnik nfusa sahip yerlerde snrlar trde topluluklara gre belirlemek imkansz da olsa Orta Asya'da (Trkis tan'da) yapay bir ayrtrma/taksim (razmejevanine) yaplmtr. Oliver Roy'un da belirttii gibi, dnya zerinde ispanyol Gney Amerikas veya Fransz Afrikas'ndaki gibi daha nce var olmayan devletlerin doumuna neden olan smr ge tarz idari blnme rnekleri vardr. Ama bir smrgeci gcn yalnzca lke leri deil, dilleri ve milli tarihleri, hatta folklor ve edebiyat ekillendirdii tek rnek Orta Asya'daki milli blnmedir. Daha nce var olan tm idari varlklar feshedilip, "bir etni-bir toprak" ilkesiyle Orta Asya haritas yeniden izildi (Roy, 2000: 87-121). 1924-1925'e kadar Orta Asya'da 1920'de kurulan Harezm ve Buhara Halk Sovyet cumhuriyetleri ve 1918'de RSFSC'ye bal olarak kurulan Trkistan zerk Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti bulunmaktayd, ki bunlar Orta Asya'da yaayan halklarn yerleme yerlerinin hesaba katlmad eski idari b lnme erevesinde olumulard. Eyll 1924'te Trkistan SSC Merkezi Y rtme Komitesi, Buhara ve Harezm Sovyetleri kurultaylar Orta Asya halklar nn birlemesi kararn alr, ancak Moskova bu blgede keyfi bir ayrtrma ile mine balar. SSCB'ye bal birlik cumhuriyeti statsnde zbekistan ve Trk menistan cumhuriyetleri, zbekistan'a bal Tacik zerk Cumhuriyeti ve ayr ca iki zerk oblast kurulur: Krgz (Kazak) zerk SSC'ye bah Karakalpak ve RSFSC'ye bah Karakrgz oblastlar. 1929'da Tacikistan zbekistan'dan ayr larak birlik cumhuriyeti oldu.
64

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

16 rnein, O s etlerin RSFSC'ye bal Kuzey Osetya zerk Oblast (1936) ve Grcistan'a bal Gney Osetya zerk Oblast (1922) arasnda paylatrlma s, Azerbaycan'da Nahvan zerk Cumhuriyeti'yle Dalk-Karaba zerk Blgesi'nin yaratlmas tamamen Sovyetlerdeki siyasi kayglarn birer sonu cudur. 17 rnein 18 Mays 1944'te srgne gnderilen Krm Tatarlar'nn Krm zerk Cumhuriyeti Haziran 1945'te daha alt statdeki Krm Oblast'na d ntrld. On yl sonra, yani 1954'te, aynen 1944'te Stalin'in yapt gibi K rm Tatarlar ve dier halklarn kaderiyle tekrar oynand; Prezidyum kararyla Krm Oblast RSFSC'den alnarak (Hruev'in bir hediyesi olarak) Ukray na'ya verildi. 18 Belki de bu yzden Birlikten ayrlma usul SSCB'nin hi bir anayasasnda kay dedilmemiti. 19 Stalin'in milletler politikasnda kendi kaderini tayin prensibi yerine "Birlik" ie risinde milletlerin eitlii ve gelimesi nem kazand. 20 SSCB II. Dnya Sava'nda ilhak edilen Baltk lkeleri ve Moldavya da da hil olmak zere, hiyerarik bir yap iinde dizilen ve byk ounluu asln da ayr etnik guruplara tekabl eden 15 birlik cumhuriyeti, 20 zerk cumhu riyet, 8 zerk oblast ve kuzeyde ve douda yaayan az nfuslu etnik aznlk lar iin oluturulmu 10 milli okrugdan oluan federal bir idari-corafi yap ya sahipti. 21 Stalin bir taraftan federasyonun geici olduunu ileri srerken deer taraftan da milli kurumlar (birlik cumhuriyetleri, zerk cumhuriyetler, milli okruglar, reyon lar/blgeler ve ky uralar/s elsovyetler) ina etmekle meguld. Stalin ayn za manda milli kurumlar arasndaki birlik cumhuriyeti stats kazanma mcadelesi nin de balatcsyd. 22 XIX.yy.da zerinde tartlmaya balanan egemenliin blnebilirlii konsepti (P.Laband, H. Yellinec), bugn hala gncelliini korumaktadr. 23 "Dualist federalizm" modelinin z iktidarn iki seviyeli yapsdr. Bunlardan her biri kendi yetki snrlar ierisinde dierinden bamszdr. Bu tr federasyonla rn, farkl isimlerdeki (eyalet, kanton, cumhuriyet vb.) federe bmmlerinin tek bir lik ierisinde mutlak birlemelerini ngrmedii kabul edilmektedir (Karapetyan 1999: 6).

65

bilig, Bahar / 2003, say 25

24 Yirmiden fazla federal lkenin anayasasnda federasyon yelerinin egemenliin den bahsedilmemektedir. Sadece isvire ve Meksika anayasalarnda federe birim lerin egemenlii formel olarak tannmtr (Federatsiya v zarubejnh Stran 1993: 13-15). 25 SSCB Yksek Sovyeti'inde birlik cumhuriyetlerini temsil eden meclis. 26 Burada dikkati eken bir husus, ada Rusya Federasyonu'nda siyaset adamla r, hukukular, felsefeciler ve tarihilerin Rus federalizminin geliimi konulu ko numa ve yaynlarnda ou kez niter devlet yapsna kar konjoktrel yakla mlar gze arpmaktadr. Bunlardan bir ksmna gre niter devlet yaps Rus ya'nn geliimi iin en bata gelen felakettir. "Federalizm" kelimesine en batan olumlu manalar yklenirken, "niterizm" kelimesine ise olumsuz anlam veril mektedir. rnein, "federalizm" kelimesi "demokrasi", "hukuk devleti", "hma nizm" kavramalanyla ayn srada mtalaa edilirken, "niterizm" "totaliter dev let", "zorlama" kavramlaryla ilikilendirilmektedir. Bununla balantl olarak federalizm, ounlukla demokratik geliimi ifade eden adem-i merkeziyetilik le, niterizm ise totalitarizm ve otoriterizme zg merkeziyetilikle zdeletirilmektedir.

66

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

Kaynaka ABDULATIPOV R.G., BOLTENKOVA L.F. (1994), Opt Federalizma. Moskova. ABDULATIPOV R.G., BOLTENKOVA L.F., YAROV Y.F. (1992), Federalizm v storii Rossii Kitap I. Moskova. BAGLAY M.V., GARBIIDZE B.N. (1999), Konsiusionnoye Pravo Rossiyskoy Federaisii, Moskova. BINDER M.A. (1980), Novaya Konsiiiuisiya i Nekotorye Vopros teorii Sovyetskogo Federalizma, Konstitutsionnrye Osnov Gosudarstva v Razvith Sots. Ob-ah. Alma-ata. CARR E. (1990), storiya Sovyetskoy Rossii. Cilt: 1,2. Moskova. CARR E. (1990), Russkaya Revalutsiya otLenina do Stalina: 1917-1929. Moskova. RKN V.Y. (1997), Sovremennoye Federativnoye Gosudarstvo. Uebnoye Posobiye. Moskova.: izd. MNMP,. ISTYAKOV O.. (1966), Sanovleniye Rossiyskoy Federatsii (19171922). Moskova. DOROGIN V. (1948), Suverenitet v Sovyetskom Gosudarstvennom Prave. Moskova. ELAZAR D. (1991), Exploring Federalism. The University of Alabama Press in the United States of America. Federalizm: Ensiklopedieskiy Slovar, (1997), Moskova: DMFRA-M,. Federatsiya v zarubejnh Stran. red. Kovaeva D.A. (1993), Moskova. GALISSO R. (1993), Odoleye Nasionalizm ili nasionalizm Odoleye Nas: Speisializirovannaya nformaisiya. Referat. Moskova: RAN NON. HALILOV A.M. (1967), RSFSR - Soisialisiieskoye Federativnoye Gosudarsivo. Kazan. nostrannoye Konstitutsionnoye Pravo. (1996), Moskova: Yrist,. JELEZNOV B.L. (1989), Sovyetskoye Avtonomnoye Gosudarstvo. Avtoref. Dis. Yr.nauk. Moskova.

67

bilig, Bahar / 2003, say 25

KAGEDAN A. (1990) "Territorial Unis and Nationality Policy", Huttenbach H.R. (der.) Soviet Nationality Policies, Londra. Mansell. KARAPETYAN L.M. (1999), Federalizm i Prava Narodov: Kurs Lektsiy. Moskova: "zd. PROR". KM A.. (1960), "K Voprosu o Gosudarstvenno-pravovoy prirode RSFSR", Pravovedeniye..No\. KOZLOVA D.Y. (1996), Konstitutsionnoye Pravo/Uebnik. red. Moskova. Konstitutsionnoye Pravo zarubejnh Stran/Uebmk. Red. STRAUNA B.A. (1995), Moskova. KOZLOVA E.., KUFTANIN O.Y. (1995), Konstitutsionnoye Pravo Rossii/Uebmk. KURAVILI K.T. Federativnaya Organizatsiya Rossiyskogo Gosudarstva, Moskova: Kompaniya Sputnik 2000, KUKN Y.S., istyakov O.. (1987), Oerkstorii Sovyetskoy Konstitutsii. Moskova: Polizdat. LEPEKIN A.. (1977), Sovyetskiy Federalizm: (Teoriya i Praktika). Moskova. LEVIN .D. (1948), Suverenitet. Moskova. MAGEROVSKIY D.A. (1923), Soyuz Sovyetskih Sotsialistieskih Respublik. Moskova. MELKUMOV A.A. (1998), Kanadskiy Federalizm: Teoriya i praktika. Moskova: "Ekonomika". Problemi Suvereniteta v Rossiyskoy Federatsii, (1994), Moskova. PUSTOGAROV V.V. (1992), "len federatsii kak Subyekt Mejdunarodnogo Prava", Sov. Gosudarstvo i Pravo.. Nol. RAVIN S.M. (1961), Prinsipi federalizma v Sovyetskom Gosudarstvennom prave. L. ROY O. (2000), Yeni Orta Asya ya da Millilarn mal Edilii. Metis Yaynlar, stanbul. STALN V.. Soineniya, C.4. STALIN V.. (1937), Marksizim i Natsionalny Vopros, Moskova.

68

Demir, Dnya Federalizm Tecrbesi ve Sovyet Federalizmi

STREKOZOV V.G., (1995), Kazantsev Y.A. Gosudarsvennoye (Konstitutsionnoye) Pravo Rossiyskoy Federatsii I Uebnik. Moskova. EVTSOV V.S. (1972), Suvereniet sovyetskogo Gosudarstva. Moskova. TOPORNIN B.N. (1990), "Konstitutsionnoye Reforma - Put k Pravovomu Gosudarstvu", Sov. Gosudarstvo i Pravo.. No 4. UMNOVA .A. (1998), Konstitusionnye Osnov Sovremennogo Rossiyskogo Federalizme. Moskova. UVAROV A.A. (1992), "Novoye Ustroystva Rossiyskoy Federatsii", Gosudarstvo i Pravo.. No 8. Vedomosti Syezda Nar. Deputatov SSSR i Verhov. Sovyeta SSSR. (1990). No: 15. YAENKO A.S. (1912), Teoriya federalizma. Opt Sintetieskoy teorii Prava i Gosudarstva. Yryev. YAENKO No.S. (1996), "Russkiy Federalizm", Federalizm, No 1. ZLATOPOLSKIY D.L. (1998), "Federatsiya i Natsionalny Vopros (storieskiy opt Sovyetskogo Soyuza)", Vestnik MGU. Seri.ll, PRAVO.. No 5. ZLATOPOLSKIY D.L. (1967), SSSR - Federativnoye Gosudarstvo, Moskova.

69

World Experience of Federalism and the Soviet Federalism Dr. Bekir DEMR
Abstrac: in this essay, different kinds of federation models existing in the world (the contractual federation, the constitutional federation, the federation created "from above", federation on the basis of the union, federation on the basis of an autonomy ete) are considered. The Soviet model of federalism is compared to main principles of federalism. Framevvork of this analysis is composed of the main principles of fed eralism and contradietions betvveen praetice and legal basis of the Soviet federalism. Key words: USSR, RSFSR, Soviet Federalism, Federation, Right to Withdraw, Sovereignty

Social Sciences Research Center, Russian Studies/ANKARA bdemi @ anafartalar. org bilig Bahar / 2003 say 25: 41-71 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri


Do. Dr. Erdoan PAZARBAI zet: Trkler, Mslman olularn izleyen erken dnemlerde inan dklar dinin temel kayna olan Kur'an- Kerim'i kendi dillerine ter cme etmeye balamlar ve Azerbaycanl limler de bu almalarn iinde yerlerini almlardr. Azerbaycan, Sovyet Rusya ats altna girdirilmeden nce Kur'an'n tercme ve tefsir edilmesi konusunda Azer din bilginleri, Osmanl mfessirlerinin oluturduu tefsir gele neini izlemilerdir. Bamszlklarn yitirdikten sonra ise, baml bulunduklar devletin din ve kltrel basklarnn doruk noktasna kt yllarda ok kstl ve zor koullar altnda kalmlar ve gn y zne kabilecek bir alma ortaya koyamamlardr. Bu sreler iin de din bilgilenmeler, islam hakknda objektifliini yitirmi olan ol duka zengin Rusa yazlm tslam literatr kanalyla olmutur. Bu dnemdeki Kur'an tercmelerinin ounluu da, orijinal metne hi baklmadan Bat dillerindeki, zellikle de Franszca evirilerden Rus a'ya aktarlarak yaplan yanllarla dolu tercmelerdir. Rusa terc meler iinde Kur'an'n Arapa metninin asl olarak alnd, nceki lere gre daha baarl sayabileceimiz iki tercme Azebaycan'da yaygndr. Bunlardan birisi tannm Rus oryantalist G. S. Sablukov'un, ikincisi de t. Y. Krakovski'nin Kur'an tercmeleridir. Rus istilas ncesinde Azerbaycanl iki Kur'an mfessirinin kendi dilinde hazrlad tefsirler dikkati ekmektedir. Bunlardan biri Mir Muhammed Kerim Aa'nn Kefu'1-Hakyk an Nketi'l-Ayti ve'd-Dekyk, dieri ise Muhammed Hasan Mevlzde ekev'nin, Kitbu'lBeyn f Tefsiri'1-Kur'an adl eserleridir. Bamszlk sonrasnda Azerbaycan'da Kur'an' Azerbaycan Trkesine tercme giriimleri younlamtr. Bunlar arasnda Ziya Bnyadov ve Vasim Memmedaliyev'in birlikte hazrladklar, 1992 ylnda Baku'de ve 1997'de Ankara'da yaymlanan Kur'an tercmesi, nemli bir boluu baary la doldurmutur. Bu konudaki almalar artarak devam etmektedir. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, Kur'an, Tefsir, Tercme.
* Erciyes niversitesi, lahiyat Fakltesi - KAYSER erdogap erciyes.edu.tr big Bahar / 2003 say 25: 73-97 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

Giri
Kur'an'n Azerbaycan Trkesine tercme ediliine ilikin tarihin, Trk lerin Mslman olu tarihleriyle birlikte balayan sre iinde deerlen dirilmesi gerektii dncesindeyiz. ahmamzda bu erevede bir du rum tespiti yaplmayacak, Kur'an'n tefsir ve tercmesi tarihinin Azer baycan'daki mevcut durumunu, bamszlk ncesi ve sonrasyla ilikilendirilmi bir biimde ele alacaz. Baka bir deyile, Sovyetler Birlii y netimi ve snrlar iinde kalnan dnemler ve bamszlk sonras yllarla yazmz snrl kalacak ve ierik de buna gre oluturulacaktr. Bilindii gibi, bamllk yllarnda din ve kltrel basklar sz konusudur. Bu yz den uzun yllar din konulardaki almalar biraz zayf kalmtr. Yaplan baz almalar da uzunca bir sre yaymlanma imkann elde edememi tir. Byle bir durum karsnda Azerbaycan halk, Rusa mealler kanaly la Kur'an' anlamak durumunda kalmtr. Onlar mensubu bulunduklar slam dini hakkndaki bilgileri de Rus dilinde yazlm olan eserlerden renmek zorunda braklmtr. Yaanan bask dnemleri dikkate alndn da, slam Dinine ilikin sz konusu eserlerin de ierii kendiliinden or taya kacaktr. n yargl ve bilimsel gerekleri yanstmaktan ok uzak olan, deta Mslman topluluklara dayatlan ve zorunlu tek kaynak ola rak gsterilen bu eserlerin, btn olumsuzluklarna ramen halk nezdinde byk bir ilgi grdne de tank olunmaktadr. Bu konuda salkl de erlendirmelere imkan verebilmesi iin nce Azerbaycan'da yaygn olan Kur'an'n Rusa tercmeleri, daha sonra da Azerbaycan dilindeki terc me ve tefsirlerini inceleyeceiz. A. Azerbaycan'da Yaygn Olan Rus Dilindeki Kur'an Tercmeleri Avrupal oryantalistler Kur'an- Kerim'in tercmesine XII. yzyldan iti baren balamlar ve gnmze gelinceye kadar da birok Kur'an terc mesi yaymlamlardr. Onlarn eviri konusundaki baar oranlar ise, s re iinde her yeni alma ile birlikte ykselme gstermitir. Roberus Retinensis'm 1143 ylnda gerekletirdii Kur'an'n Latince evirisi, Ba t dillerinde yaplan ilk eviri olarak gsterilir. kincisi ise, sz konusu La tince eviriden Andre Arrivabane,mn 1543'te talyanca'ya, yap eviri dir. Bu talyanca eviri, nce Solomen Schwigger tarafndan 1616' da Al74

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan 'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

manca'ya., Almanca'dan da 1641 ylnda Felemenke'ye evrilmitir. Kur'an'n Franszca tercmesi, Arapa metninden 1647'de Andre Du Ryer tarafndan yaplmtr. Ryer, Kur'an' Arapa metninden Fransz ca'ya eviren ilk kiidir. Onun bu tercmesinin ilk basks, 1647 ylnda Paris'te yaplm ve ok ksa bir srede birka basks daha kmtr (Dorul 1927:81). Onun birok Kur'an tercmesine kaynaklk eden, alCoran de Mahomet adl evirisinin genelinde eksiklikler, unutulan yerler, baz yer deitirmeler ve eklemeler bulunmaktadr. Bu tercme, 1698'de Felemenke ve Almanca'ya da evrilmitir. Kur'an'n ilk ngilizce eviri si de 1648'de Alexander Ross tarafndan yine Du Ryer'in Franszca evi risinden yaplmtr (Blachere 1977: 266-274). Sovyet Rusya'da Kur'an- Kerim'in Arapa ilk neri, //. Katerina'nm em ri ile 1787 ylnda gereklemi ve 1798'e kadar da be defa basks yapl mtr. Katerina, siys bir kvraklkla Rus topraklarnda yaayan Msl manlar Osmanllara kar kendi safna ekmek iin kendi adna, zerine adn da yazdrd Kur'an nshalar bastrp datmn yaptrmtr. By lece Mslmanlarn inan, kltr ve etnik ynden ok yakn balarnn bulunduu Osmanl ile balar kesilecek ve artk onlar unutarak Rusya iin problem oluturmayacaklardr (Keskiolu 1989: 149). Rusya'da Kur'an'n tercmesine XVIII. asrda Byk Pyotr 'un giriimi ile balanmtr. Dnemin byk ilim ve kltr adam olarak tannan P. Posnikov, 1647 ylnda Andre Du Ryer'in yap Franszca eviriden ya rarlanarak Kur'an' Rusa'ya evirmi ve 1716 ylnda da onu Petersburg'ta yaymlamtr. Bu eviri asl Kur'an metninden deil, Ryer'in Franszca evirisinden Rus diline aktarlmtr (Aydar 1996: 153, 162). Burada hem Fransz mtercimin, hem de kendisinin eviri yanllklar birlemi, bunun sonucu ortaya kan tercme, Kur'an'n kastettii mana lar karlamaktan olduka uzak dm ve bu nedenle de Posnikov'un tercmesine pek gven duyulmamtr (Erahin 1996: 232). XVIII. asrn ikinci yarsnda yaam olan byk Rus edebiyats M. i. Veryovkin de ayn Franszca tercmeye dayanarak, 1790 ylnda Kur'an' Rusa'ya evirmitir. Tannm Rus airi A. S. Pukin de, kendisinin kale me ald Kur'an'a Nazire adl iir silsilesini, Veryovkin'in tercmesine dayanarak oluturmutur. Bu tercmeden iki yl sonra, 1792'de Peters75

bilig, Bahar / 2003, say 25

burg'ta A. V. Kolmakov'ua Kur'an tercmesi yaymlanmtr. Bu da, Kur'an'n asl metninden deil, George Sale tarafndan dorudan Arapa metinden yaplm olan ngilizce tercmeden yararlanlarak Rusa'ya evrilmitir. Bunun, dierine gre biraz daha iyi olduu sylenebilir, an cak bu da ngiliz mtercimin slam ve Kur'an'a nyargl yaklamlarn dan kaynaklanan yanllklar ister istemez aksettirme durumunda olmu tur (Krakovski 1991:1-II). G. Sale, F. Louis Maracci'nin Latince Kur'an evirisiyle birlikte sunduu, Kur'an'n gerekliini yalanlayp rtmeyi amalad yazsndan olduka etkilenmi ve evirisinin n sznde ayn dorultuda szler sarf etmitir. XIX. asrn ikinci yarsnda K. Nikolayev de, asl metni dikkate alma gereini duymadan A. B. Biberstein ve KazimirskVmn Franszca Kur'an tercmesini Rusa'ya evirmitir. Nikola yev'in bu evirisi olduka ilgi grm ve 1864-1901 yllar arasnda top lam be kez Moskova'da yaymlanmtr (Blachere 1977: 269). Kur'an, Arapa aslndan Rusa'ya ilknce, uzun yllar stanbul'da Rus konsolosu olarak grev yapan ve bu dnemi slam' renme yolunda ok iyi deerlendiren General D. N. Boguslavski tarafndan 1871 ylnda ter cme edilmi, ancak Rus Ortodoks Kilisesinin kar k zerine basm na izin verilmemi ve bir sre elyazmas olarak kalmtr. Boguslavski bu tercmesini, XIX. asrda Osmanl dnemindeki mevcut tefsirlere bavura rak yapmtr. Bu, onu dier evirilerden ayr klan nemli bir zelliktir. G. S. Sablukov da Kur'an' orijinal metninden Rusa'ya evirmitir. Belyayev ve Gryaznevi, Krakovski'nin Rusa'ya yapt bu evirisinin 1963 ylnda Moskova'da yaplan birinci basksna yazdklar nszde, yukardaki evirilerden her birinin hususiyetlerini gstermi ve bilimsel deerlerini ortaya koymulardr (Krakovski 1991:1-III; Memmedaliyev, 1992: XXVI-XXVn). Btn bu eviriler, Kur'an'n gerek anlamlarna inmekten ok, olaylarn iine girmeyerek dardan bir gzlemcinin bilgilendirmesi biiminde olup, hibir bilimsel deere sahip deillerdir. nk Rus dilindeki bu e virilerin ou, konunun uzmanlar tarafndan ve Kur'an'n Arapa asln dan deil, Avrupa dillerindeki tercmelerinden ve ok da tannmayan m tercimler tarafndan yaplmtr. Btn bu olumsuzluklara ramen bu e viriler, Rus okuyucularn Mslmanlarn temel dn kitab ile tanmala76

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan 'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

rnda nemli ve etkili bir rol oynamtr. Bunlar, o dnemlerde Kur'an hakkndaki yanl dncelerin ortadan kalkmasn salam ve bunun ya nnda da ark Mslman toplumlarnn yaants, dnya gr, kltr ve medeniyetleri hakknda da olumlu dncelerini okuyucularna ulatr mlardr. Kur'an'n Rusa tercmeleri hakknda verdiimiz bu genel bilgilerden sonra imdi de Azerbaycan'da halkn ve ilim evresinin elinde yaygn ola rak grdmz, Sablukov ve KrakovskVmn Rusa Kur'an tercmeleri zerinde durmak istiyoruz. nk dierlerine gre daha ok kabul gr m bu iki tercmenin, toplumda Kur'an kltrnn olumasnda nemli bir katk saladn dnyoruz. 1. G. S. Sablukov, KORAN Tannm Rus arkiyats ve misyoneri Sablukov, Kur'an'n Arapa met nini asl alarak Rusa'ya evirmi ve 1878 ylnda Kazan ehrinde basm n yaprmtr. Bu eviri, Kur'an'n Arapa metni ile birlikte 1894 ve 1907 yllarnda iki defa yaymlanm ve ksa bir sre iinde de Kafkasya Mslmanlar arasnda yaygn bir ekilde okunmaya balanmtr. Sablukov'un bu almas, Kur'an'n Rusa en iyi tercmeleri arasnda sayl maktadr. Ahmed Rif, Sablukov'un evirisine yazd n szde, bir za manlar komnistlerin bu tercmeyi toplattrp yaktrd ve evinde bu ns hadan bulunan kimseleri de mr boyu hapis cezasna arptrdklarndan sz etmektedir (Sablukov 1993: II). Kahire'de bulunan slm Aratrmalar Merkezi, 1986 ylnda ilerinde Rus dili uzmanlarnn da bulunduu ilim adamlarn bir araya getirerek bu tercmeyi incelettirmitir. Bu komisyon, basmdan kaynaklanan yanllk lar dzeltmek iin alt aydan uzun bir sre almtr. Onlar, bu nsha daki Arapa metnin ilk incelenmesinde otuzdan fazla yanl tespit etmi ler, daha sonraki tetkiklerinde ise, bu yanllklarn saysnn hayli art n grmlerdir. Komisyonun bu nshada tespit ettikleri yanllar ylece sralayabiliriz: a. Arapa metnin yazmnda esas alnmas gereken Resm-i Osmn yeri ne genelde sradan Rus imlsna uyulmutur.
77

bilig, Bahar / 2003, say 25

b. Baz durumlarda Resm-i Osmn gzetilse de, bu konuda gereken titiz lik gsterilmedii iin, yine de baz yazm yanllklar gze arpmakta dr. rnein "srail" szc, "srail" biiminde yazlmtr. Bunun ben zeri daha baka yanllklar da mevcuttur. c. Nshada kraatle ilgili bilinen birtakm iaretler bulunmamaktadr. d. Ayet numaralarnda da kartrmalar yaplmtr. e. Fihrist olduka kark ve yanllarla doludur. Burada bir dzeltilme i lemi yaplm ve srelerin de adlar yazlmtr. Ahmed Rif, Sablukov'un Kur'an'n Rusa tercmesi zerine yazd n szde zetle u bilgileri vermektedir: Komisyon, Sablukov'un terc mesinde, Arapa metne uygun olmakszn yetlerin numaralandrlmas ve gruplara ayrlmasn bir kusur olarak grmektedir. rnein, Nisa s resinin yet says 176 iken, Rusa metinde 175, Tevbe sresinin yet says 129 iken, Rusa metinde 130 olarak gsterilmitir. Mtercim Y nus sresinin yedinci yetini tercme etmeyi de unutmutur (Sablukov 1993:1-IV). Anlan komisyonunun bu kadar mesai harcayp da tercmede tespit ettik leri yanllklar giderme yolunu aramadan, yalnzca yanllklar tespitle yetinmesi de ilgintir. Azerbaycan'da Sablukov'un tercmesinin basm ve cretsiz datmn slenen Asya Mslmanlar Komitesi de bu konu ya duyarsz kalmtr. Btn bunlara ramen bu tercme, eski Sovyetler Birlii lkelerindeki mslman topluluklarn Kur'an' tanmas, okumas ve anlamas bakmndan byk bir eksiklii gidermitir. Belyayev ve Gryaznevi, Krakovski'nin Rusa Kur'an tercmesinin 1963 ylnda Moskova'da yaplan birinci basmna yazdklar n szde, bu tercmenin zellikleri hakknda bilgi vermi, Sablukov'un tercmesini ayrntl bir biimde tenkit etmi ve bilimsel deerini ortaya koymaya a lmlardr. Onlar bu konuda zetle unlar sylemektedir: Rusya'da zamanla arkiyatln gelimesiyle, Sablukov'un tercmesindeki anlam uyumazlklar da ak bir biimde grlmeye balanmtr. zellikle de bir Arap dili uzman iin bu tercmenin pek ok yanllkla r rahatlkla grlebilir. Arap dilini bilmeyen bir kii iin de bu, anlal78

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan 'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

mas ok zor bir tercme durumundadr. Sablukov'un, Boguslavski'nin ve ayn ekilde XIX. ve XX. asrlarn balarnda Avrupa'da yaplan tercme lerin en nemli sorunu, mtercimlerin sistematik olarak Mslman mfessirlerin eserlerinden yararlanmaya ska mracaat etmeleridir. Bu yz den ayn yaklam sergileyen Sablukov'un tercmesi de, Kur'an'n asl manasn yanstmaktan ok uzakr. nk o, Tatar Mslmanlar arasn da olduka yaylm fikirlerden bu tercmesinde istifade etmitir. Bundan baka, onun tercmesinde Hristiyan edebiyatna mahsus Kitab- Mukad des'ler ve nciller'in Rus dilindeki tercmelerinden semeler de bulun maktadr (Krako vski 1991: III). 2. tgnatiy Yulionovi Krakovski, KORAN Kur'an'n Rusa evirilerinin en mkemmeli, tannm ark aratrmac s Krakovsfcfmn. tercmesi saylr. Onun Kur'an hakkndaki almalar 1915 ve 1916 yllarnda olmutur. O, Avrupal mtercimler tarafndan ou vakit doru bir ekilde anlalmayan "en-Necm" kelimesinin mana s hakknda bir makale de yazmtr. Krakovski, Sablukov'un bu terc mesinin yerine yeni ve dorusunun geirilmesini nceden beri dn mtr. O, bu ie 1921 ylnda Leningrad niversitesi'nin rencilerine Kur'an'la ilgili zel dersler verirken balam ve bu almasn da 1930 ylnda tamamlamtr. Krakovski, herhalde sonralar zerinde yeniden alrm dncesiyle salnda bu tercmeyi bastrmamtr. Fakat salnda bu ii gerekletirememi, ayn tercme onun ei ve renci leri tarafndan basma hazrlanp, 1963 ylnda Moskova'da bastrlm tr. Bolevik ihtilalinden sonra uzunca bir sre Rusa Kur'an tercmesi yaplamam, bu dnemde ilk yaymlanan tercme de onunki olmu ve grd ilgi nedeniyle ikinci basks da Moskova'da yaplmtr (Kra kovski 1991:1-III). Krakovski, Kur'an' Rusa'ya tercme ederken, harfi tercme yntemi ni benimsemi ve bunu byk lde de gerekletirmitir. Ancak zn tyle belirtmek gerekir ki, o, ar lde harfi tercmeye meyletmi ve bunun sonucu da birok yetin manas, okuyucu iin karanlk kalm ve maksadn neden ibaret olduu anlalmaz olmutur (Memmedaliyev 1992: XXVII).
79

bilig, Bahar / 2003, say 25

Kur'an- Kerim'in Krakovski tarafndan yaplan tercmesi, ncekilere gre yeni esaslar zerine kurulmaktadr. Avrupal mtercimler gibi Rus lar da Mslman Kur'an yorumcularnn geleneksel anlaylarna ok bal kalmlardr. Buna F. Louis MaraccVmn 1698 ylnda yaymlanan Latince tercmesi, daha sonralar da Avrupal mtercimlerin ve Sablu&ov'un tercmeleri gzel bir rnek oluturur (Blachere 1977: 268). Krakovski'nin evirisinin balca zellii, onun Kur'an'a yaklam tar znda odaklanmaktadr. O, Kur'an' Arap edebiyatnn en byk yazl bidesi olarak grm ve bu dilin edeb inceliklerine nem vererek terc mesini oluturmaya almtr. Onun nne koyduu hedef, Kur'an'n en uygun edeb tercmesini hazrlamak, metnin Hz. Muhammed dneminde mevcut olan anlamn vermek, slm ilimlerin ortaya koyduu ve gelitir dii nemli sonulardan yararlanarak, onu geleneksel anlaylardan kur tarmaktr. Kur'an'n byle bir tercmesi, o dneme gre bir yenilik olup, onu Rus ve Bat Avrupa tercmelerinden ayran, gerekletirdii bu b yk ilm baars olmutur. Krakovski'nin bu evirisi, her ne kadar tam, yetkin ve bitmi eviri ol masa da, belirli bir ilm neme sahiptir ve Sablukov'un tercmesinden da ha mkemmeldir. Tercme nere hazrlanrken, Arapa asl ile karlat rlm ve tercmedeki kk yanllklar dzeltilmitir. Genellikle terc menin metni, mellifin hazrlad gibi kalmtr. eviride kolayca anla labilen ksmlar olduu gibi braklm, mellif tarafndan ksaltlmak ola rak verilen szler tamamlanarak verilmitir. ncil'de gsterilen adlarn Arap diline evirisi, kitabn dzenleyicisi ve redaktrnce aynen korun mutur. nk Krakovski, bu adlar iki ekilde de kullanmtr. rnein, Moisey'in yerine Ms, Aaron'un yerine Harun v.b gibi. evirinin sonun da indeks de bulunmaktadr. Tercmeye ek olarak verilen bilgiler ise unlardr: a. Kur'an tercmelerinden elyazmas biiminde olanlarnn 1921'den 1930 ylna kadarki kronolojik sralamas. b. Tercmede kullanlan materyallerin neler olduu. c. 1915'ten 1949 ylna kadar Krakovski'nin verdii kurslar.

80

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan 'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

d. niversitede Kur'an- Kerim hakknda verilen kurslarn ksa tedris program. e. Kur'an srelerini Krakovski'nin ileyi sras. Ek olarak verilen btn materyaller, Krakovski'nin Kur'an' edeb bir eser olarak deerlendirdiini gsteren bilgileri iermektedir. Tercme ve aklamalarn metni Krakovski ve Gryaznevi tarafndan hazrlanmtr (Krakovski 1991: V). B. Azerbaycan Dilindeki Kur'an Tercmeleri Kur'an- Kerim'in Trk dillerine tercmesinin tarihi olduka eskidir. Trk tarih aratrmalar, Trklerin ilk dnemlerden itibaren girdikleri dinlerin kutsal kitaplarn kendi dillerine tercme ettiklerini veya ettirdiklerini gstermektedir. Onlar, Kur'an' kendi diliyle okumann yannda anlam ve ierik ynyle de renme gereini duymular ve bu dnceyle de Kur'an' kendi dillerine evirme giriiminde bulunmulardr (bkz.Toan 1971: 20; Kprl 1981: 38-39; Akdemir, 33-34; Memmedaliyev 1992: XXV). Kur'an'n Trk dillerine evrilmesine ilikin tarih ve gelenein bir uzants olarak Azerbaycan'h limler de zellikle bamszlk sonrasnda bu iin iine daha da youn bir ekilde girmiler ve Kur'an' orijinal di linden Azerbaycan Trkesine evirmilerdir. Biz burada bunlardan en yaygn olan ikisinin tanm ve deerlendirmesini yapacaz. 1. Ziya Bnyadov, Vasim Memmedaliyev, KUR'AN ada Azerbaycan diline yaplm olan bu eviride kiril alfabesi kulla nlmtr. Mtercimler, Kur'an yetlerini imkanlar lsnde en gzel bir biimde evirmeye byk zen gsterdiklerini ve edeb eviri yntemini uyguladklarn belirtmektedirler. evirideki n sz Memmedaliyev'e, kayt ve erhler de Bnyadov'a aittir. Bu evirinin ilk basks, Arapa me tin olmakszn 1992 ylnda Baku'de, ikinci basks ise, Kur'an metni ile birlikte 1997 ylnda Ankara'da yaplmtr. Her iki bask da Kafkas Ms lmanlar daresi tarafndan, eyhlislam Hac Allahkr Paazade'nin redaktrlnde gerekletirilmitir.

81

bilig, Bahar / 2003, say 25

Memmedaliyev, tercmede izledii yolu da anlatt; Kur'an Tarihi, tef sir, tercme, meal konularna da deindii ve uzunca tuttuu n szde u bilgileri vermektedir: Kur'an'n dili ok anlamllk, tebih, mecaz, kinaye ve remizlerle o kadar zengin, slubu o kadar iirsel ve gzeldir ki, herhangi bir dile tercmesin de onun hem mana inceliini, hem de anlatm gzelliini korumak asla mmkn deildir. rnein Kur'an' iirsel ynyle tercme etmek isteyen kimse, ya Allah kelamnn znde olan kfiye sistemini gzetmeli, ya da tercme ettii dilde uygun bir kfiye dzeni kurarak, onun hem mana in celiini, hem de slup gzelliini, iirselliini koruyup saklamaldr. Bu iki ana zelliin her ikisinde de ayn lde baarl olmak, bunlar btn tercme boyunca korumak imkan haricindedir. Bunu gerekletirmenin mmkn olduunu varsaysak, bu defa da biim gzellii ne karlm ve Arap dilini bilmeyen okuyucu iin en gerekli manalar arka plana itil mi olur. Arap dilini bilmedikleri iin Kur'an'n asl gzelliini alglamayanlara grnte ok okunakl gelebilen, sz gzelliinin ne kartld byle bir tercme, Allah szn zelliinden yoksun brakr ve okuyu cuyu esas maksattan uzaklatrr. Harfi tercmeye ar ballk ise, Kur'an' anlalmaz klp, mtercimini gzden drebilmekte ve onun emeini boa kartabilmektedir. Gn mzde aklamal edeb tercme, Arap dilini bilmeyen okuyuculara Kur'an'n manasn imkan dahilinde anlatabilmek iin en elverili metot olarak grnmektedir. Bunun iin Kur'an' Trk diline tercme eden uz manlar, "tercme"den ok "meal" szcn kullanmaktadrlar. Meal, yani anlam; yetin genel mazmununun mtercim tarafndan anlald gi bi verilmesi, sonra parantez aras veya zel aklamada onun manasnn aklanmasdr ki, bu Kur'an tercmesi iin daha uygun grnmektedir. Memmedaliyev, n szde, evride izledii metotlar u ekilde anlatmak tadr: Okuyuculara sunduumuz bu eviride, geni aklamalara imkan olmad iin yetlerin tercmesiyle birlikte gerekli grlen yerlerde parantez iinde ksa aklamalar verilmektedir. Bu, tercmenin okunuunu gr nte belli lde arlatrsa da, bir taraftan maksadn anlalmasn hay82

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

li kolaylatrmakta, dier taraftan da yetin manasnn daha dakik, daha etrafl bir biimde anlalmasna hizmet etmektedir. Kur'an- Kerim'in Azerbaycan diline tercmesinde aada belirtilen yn ler dikkate alnm ve gerekletirilmeye allmtr: a. Kur'an'n t/vaaz, mev'iza yn de bulunduu iin, bazen metin iinde ayn bir sz; isim veya fiil birka defa tekrarlanmaktadr. Bu, her eyden nce dinleyicinin dikkatini belirli bir fikre ynlendirmek, onu her hangi bir ii yapmaya sevk etmek yahut ondan ekindirmek iindir. Ter cmede, Kur'an'in bu slubu gzetilmi, tekrar edilen szler aynen mu hafaza edilmitir. rnein: "De ki: Siz bizim ettiimiz gnahlar hresinde sorgu-sual olunmayacak snz, biz de sizin ettiiniz gnahlar hresinde sorgu-sual olunmayacaz! "Sebe', 34/25 (Memmedaliyev 1992: 425). b. Bazen Kur'an'in kendi metninde cmle tam verilmedii iin yetin tam olarak anlalamad durumlarda, bu blm parantez iinde tamamlan maktadr. Mtercimler, muteber Arapa tefsirleri esas alm, bunlarn yar dm ile fikrin tamamlanmasna almlardr. rnein: "Allah, mnafk kiileri ve kadnlar, mrik kiileri ve kadnlar azaba uratsn, mmin kiilerin ve kadnlarn da tvbelerini kabul buyursun di ye (emaneti Adem evladna taprd). Allah (mminleri) balayan ve rahm edendir!" Ahzb, 33/73 (Memmedaliyev 1992: 421). c. Kur'an'n herhangi bir dile ve zellikle de fiili, mastar ve sfat terkipleri ok kullanlan Azerbaycan diline tercmesinde karlalan zorluklardan bi ri de, yetlerin sra numaralarnn korunmasdr. Baz tercmelerde sk sk birka yetin birletirihp bir yerde verildii grlr. Byle bir durum m tercimin iini, tercmenin okunuunu kolaylatirsa da, orijinalin keyfiyeti ne halel getirir. Bu, bir taraftan yetlerin ardclhgnn bozulmasna, dier taraftan da her bir yetin ayr olduunda, bamsz bir biimde ifade ettii manann tahrif olunmasna neden olmakta, bunda veya dier yette aka ne dendii anlalmamaktadr. Mtercimler, Kur'an yetlerinin sra numa ralarnn korunmasna olduka zen gstermiler ve bu zor meselenin ste sinden gelmilerdir. Bunun iin de yine muteber Arap tefsirlerine bavurul83

bilig, Bahar / 2003, say 25

mu, yetleri birbiriyle alakalandrmak ve birbirine balamak maksadyla gerekli olan aklayc sz, ifade ve cmleler parantez iinde verilmitir. d. Bir grup yetler, sz ve ifadeler tannm Arap limleri tarafndan eit li ekillerde tefsir ve izah olunduu iin, tercmenin metni dahilinde nce onlarn ilk manas verilmi, sonra parantez iinde dier varyantlar tercme edilmitir. Bunda da ounlukla "yahut", "veya" szckleri kullanlm tr. Bu duruma rnek olarak Sd sresinin 32-34. yetlerine baklabilir. e. Tercme metnini tekdzelikten kurtarmak ve okuyucuyu yormamak amacyla, Kur'an'daki bir szcn Azerbaycan dilindeki anlam, ean laml szckler de kullanlarak verilmitir. Herhangi bir yette eanlam l bir szcn kullanlmasnda, yetin balam etkin olmu ve bunun hangi yerde kullanmnn daha iyi olaca noktasna nem verilmitir. f. Tercmenin Azerbaycan dilinde daha gzel ifade edilebilmesi iin met nin orijinalinden farkl olarak, ayn haberler arasnda "ve" balac kulla nlmtr. rnein: "Allah iiten ve bilendir!" (Bakara 2/224, 256; Al-i mrn, 3/34; Memmedaliyev 1992: 32, 38, 47). g. Kur'an'da ou kere "Muhammed (a.s)" ad aka sylenmedii hal de onun kastedildii, yetin hitap eklinden anlalr. Bunun iin, Hz. Pey gamber'e Allah tarafndan arda bulunulduunda, Arapa tefsirlerde grlen; "Y Muhammed", "Y Peygamber", "Y Resulm" hitaplarna eviride de yer verilmitir. Onun kastedildii dier durumlarda ise, "Mu hammed (a.s)", "Peygamber (a.s)" ifadeleri kullanlmtr. h. Tercmenin metni ierisinde verilmi parantezlerdeki sz, ifade ve cmleler aadaki maksatlar iin kullanlmtr: ha. ahs ve iaret zamirlerinin kime ve neye it olduunun gsterilmesi. hb. Elipk/eksiltili, yarm cmlelerin tamamlanmas. hc. Ayetlerin birbiriyle alakalandrlmas. i. Ksa aklamalar, bu veya dier parantezlerin hangi amalar iin kulla nld, metinler dikkatle okunduunda kendiliinden anlalr.
84

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

k. Baz sz ve ifadelerin tarih-corf adlar, ahs adlarnn ksa aklama s, okuyucuyu zorlamamak iin metnin dahilindeki parantezlerde, ayrntl aklamalar ise, tercmenin sonundaki erhlerde ve kaytlarda verilmitir. 1. Srelerin adlar, nce Arap dilinde olduu gibi verilmi, sonra da Azer baycan diline evirisi yaplmtr. rnein: el-Ftiha/ Kitab Aan, el-Bakara/nek, Al-i Imrn/mrn Ailesi, en-Nasr/Kmek, Eb Leheb/Alev Atas, el-hls/Yalnz Allah'a Mahsus Olan Sfatlar, el-Felak/Subh, enNs/nsanlar Sresi gibi. m. Tercme, asln yerini tutmad ve Kur'an makamnda kullanlamad iin, czlere ve hizblere blnmemitir. n. Kur'an- Kerim'in bu evirisi Azerbaycan diline asl Arapa metninden yaplmtr. eviride, u tefsir ve tercmelerden yararlanlmtr: Taber, Eb Hayyn, Rz, bn Kesir, Beydv, Zemaher ve Celleyn'den, Tabres'ninMecmau'l-Beyn, M. Ali Sbn'nin Safvetu' t-Tefsr adl tefsirlerinden, Eb Tlib Mekk'nin Mkil 'rbi'l-Kur'an adl eserinden, bunlarn yannda smail Ferrh Efendi'nin Trke el-Mevkb, mer Nasuhi Bilmen'in Kur'an- Kerim'in Trke Mel-i Alsi, smail Hakk zmirli'nin Meni'l-Kur'an, Mir Muhammed Kerim Aa'nn Kefu'l-Hakyk an Nketi'l-Ayti ve'd-Dekik, Muhammed Hasan Mevlzde'nin Kitbu'l-Beynfi Tefsiri'l-Kur'an adl eserlerinden, ayrca son d nemlerde Arap lkelerinde Kur'an'n mkil yetlerinin izahna hasrolun mu, bir dizi huss aratrmalardan yararlanlmtr. o. Cennet, cehennem szleri zel isim olarak kullanldnda byk harf le, belirleme amacyla sylendiinde ise, kk harfle verilmitir. Bnyadov'un tercmeye ilave olarak yazd erhler ve kaytlarda Tev rat'tan, ncil'den, Kur'an'n muhtelif dillerdeki tefsirlerinden bir dizi Arap kaynaklarndan, Avrupal limlerin eserlerinden, zellikle Krakovski'mn. Kur'an'n Rusa tercmesine yazd erhlerden yararlanlmtr. Merhum Azer edebiyats; Kur'an'n, klasik Azerbaycan edebiyatnn ve aruzun gzel bilicisi Ali Fehmi Elekberov'un unutulmaz hatrasna hrmet alameti olarak, onun 1969-1970 yllarnda Vasim Memmedaliyev'in re85

bilig, Bahar / 2003, say 25

daktesi ile tercme ettii Bakara, Al-i Imrn sreleri ve Nisa sresinin ilk dokuz yeti yeniden ilenerek Memmedaliyev tarafndan metne dahil edilmitir. 1968 ylnda Komnist partisinin Merkez Komitesinde Kur'an'n Azer diline tercme edilmesi konusunda bir karar kabul edil mi ve bu grev de Ali Fehmi'ye verilmiti. O da ancak Kur'an'n yuka rda belirtilen blmlerini tercme etmi ve bu ii yarm kalmt. (Mem medaliyev 1992: XXVIII-XXXII). 2. Memmedhasan Ganiolu, Tariyel Rilalolu, KUR'AN-I KERM (Azerbaycan Diline Tercmesi le) Memmedhasan Ganiolu ve Tariyel Bilalolu'nun birlikte gerekletir dikleri, Latin alfabesiyle yazl bu eviri, Kur'an'n Arapa metni ile bir likte Trkiye Diyanet Vakf tarafndan 2000 ylnda Baku'deki Gytrk Matbaasnda baslmtr. Mtercimler yaptklar bu eviriyi, Azerbay can'n bamszlna ithaf etmilerdir. Ganiolu ve Bilalolu evirilerine yazdklar n szde, Kur'an'n orijinalinden evirisine birbirinden haber siz baladklarn ve birinin eviriyi 1984, dierinin de 1989 ylnda bitir diklerini sylemektedirler. Birbirinden haberdar olduklarnda, her iki e viriyi de birletirip birlikte bu ii gerekletirmeye karar vermilerdir. Bylelikle onlar, 1990-1991 yllarnda evirilerini ortak bir eviriye d ntrmek amacyla yeniden klasik ve ada tefsirlere bavurmular, e itli zaman aralklarnda birok dillere yaplan evirilerle kendilerininkini karlatrarak bu ortak eviriyi ortaya koymulardr. Mtercimlerin eviride uyguladklar yntem aadaki ekilde zetlene bilir: a. Ayetlerin anlamlarnn bir btnlk iinde verilmesine zen gsterilmi uzun aklayc bilgilere yer verilmemi, ancak gerekli grlen durumlar da manann anlalmasna yardmc olabilecek kk ilaveler yaplm ve bunlar eviri metnine dahil edilmemitir. b. Sreler, indii yeri belirtmek zere "Mekke suresi" veya "Medine su resi" diye adlandrlm ve bu bilgi sre adnn altnda verilmitir. c. eviride cmle iinde byk harfle yazl "Men, Biz, Sen, O " gibi za mirler Allah'a aittir. Cmlenin banda byk harfle yazlan zamirlere ge86

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

line, bunlarla Allah'n kastedilip edilmedii de cmlenin akndan ko laylkla anlalabilmektedir. d. Allah'n "sen" diye hitap ettii ahs genelde Hz. Muhammed'dir. r nek: "Sen haradan bileen, helke de o, pak olacaktr" (Abese, 80/3). An cak baz durumlarda baka peygamberlere, ister mmin ister kafir olsun, insana da "sen" diye seslenildii olmutur. Bu ise, metninden kartlabilmektedir. e. Baz srelerin balarnda bulunan mukattaa harflerinin anlamlar veril memi, gelenee uygun olarak sadece harflerin adlarnn yazlmas yeter li grlmtr. f. Mtercimler ounlukla, gerekli grdkleri yerlerde, anlam bir btn olarak verebilmek iin birbirini izleyen yetleri birletirip tek cmle ha linde vermilerdir. eviride bu yol benimsenmeyip, her bir yetin ayr ay r evirisi yaplmaya zen gsterilse de zaman zaman bu ilkenin dna kld da olmutur (evirisi birletirilen yetler iin bkz. Tur, 52/2-3, Necm, 53/36-37, Meric, 70/36-37, Nzit, 79/18-19, Abese, 80/ 8-9-10). g. eviri metninde herhangi bir sz veya ifadeden sonra byk parantez iinde bunlardan kastedilen anlam verilmitir. rnek: "Bu evin [Ka'benin] Rabbine ibadet etsinler" (Kurey 106/3). Kk parantez iinde ise, Kur'an ile eviri dilinin slubundan kaynaklanan farkllk nedeniyle, e viri cmleyi tamamlayc szler verilmitir. rnek: "Onlar her yandan (kaplar) bal od ierisinde (olacaklar)!" (Beled, 90/20). Bunlar, bir ta raftan manann ak olarak anlalmasna yardm ederken, bir taraftan da cmleyi eviri dilin kurallarna uygun hle getirmektedir. h. "Mnafk, mtteki, mrik v.b kavramlar eviride aynen korunmakta ve bunlarn, "Tercme Metninde Getmi Baz Arap Szleri" bal altn da ksa aklamalar verilmektedir (s. 14-16). i. Baz zel isimlerin yazl, Azerbaycan yazm kurallarna uygun olarak yazlmtr. rnein: Muhammed-Mehemmed, Lokman-Loman, Firavun-Fir'on gibi. rnek; "Fir'on dedi: 'Nece ola biler ki, men size icaze vermezden evvel ona inandnz?" (Th 20/71). "Biz Lomana hikmet bahs ettik" (Loman, 31/12).
87

bilig, Bahar / 2003, say 25

j. "Sure adlar" bal altnda srasyla srelerin isimleri ve her biriyle il gili ksa aklamalar verilmektedir (s. 7-13). Azerbaycan'da bunlarn dndaki Kur'an tercmelerine gelince, Memmedaliyev'in daha ok katk salad sz konusu tercmeden yaklak bir yl sonra 1993 ylnda Neriman Kasmzde4" nin hazrlad Kur'an ter cmesi yaynlanmtr. Mtercimin asl meslei ilahiyatlk veya arki yatlk olmad iin, o bu almasn eitli evirilerden istifade ederek hazrlamtr. Bu nedenle Kasmzde'nin evirisi istenilen izgiyi tutturamad iin gerek bilim evrelerinde ve gerekse halk nezdinde tutuna mamtr. Bunun dnda ranllarn hazrlatt kiril alfabesiyle Azer baycan dilinde bir Kur'an tercmesi de bulunmaktadr, fakat bu halk ara snda pek yaygn deildir. ncelediimiz kadaryla sz konusu Kur'an tercmeleri arasnda yeterli, ilm llere en uygun olan ve en ok kabul greni, Memmedaliyev'in Bnyadov'la gerekletirdii tercmedir. Memmedhasan Ganiolu ve Tariyel Bilalolu'nun evirisinin de byk bir titizhkle hazrland anlalmaktadr. Azerbaycan'da Latin alfabesi nin benimsenip yaygn hle gelmesiyle bu eviriye kar ilginin artmas beklenmektedir. C. Azerbaycan Dilindeki Kur'an Tefsirleri Mir Muhammed Kerim Aa, Kefu'l-Hakyk an Nketi'l-Ayti ve'd-Dekyk Kur'an'n Azerbaycan dilinde Kefu'l-Hakyk an Nketi'l-Ayti ve'dDekk ad altnda baslm ilk tercme ve tefsiri, Baku Kads Mir Mu hammed Kerim Aa (1853-1939) tarafndan yaplmtr. Corci Zeydan'n birok eserini Azerbaycan diline eviren Mir Muhammed Kerim Aa'nn bu tercme-tefsiri, Arap alfabesiyle yazlm olup ciltten meydana gel mektedir. Eser, Kaspi gazetesinin Buhriye matbaasnda baslmtr. Bi rinci ve ikinci cilt 1904, nc cilt ise, 1906 ylnda yaymlanmtr (Memmedaliyev 1992: XXVII; Aliyev vd. 1994: 53-54). Eserin bu nshas, Azerbaycan limler Akademisi Elyazmalar Enstitsnde bulunmaktadr. Ayrca, bu eserin Trk Tarih Kurumu Ktphanesinde de bir nshasnn bulunduu belirtilmektedir. (Dolunay 2000:1, xix). Kefu'l-Hakyk, olduka deerli bir alma olmasnn yannda, o dne min ilk basl Kur'an tercme ve tefsiri olmas nedeniyle hayli ilgi gr88

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

m ve mellifinin de Trk Dnyasnda tannmasn salamtr. Bu eser, Sovyet Rusya'snda yaayan Mslmanlar bata olmak zere zbekis tan, Grcistan ve Trkiye'de de sevinle karlanm ve gayet olumlu tepkiler almtr. O, bu tefsiri yazma gerekesini belirtirken, bir kiinin kendi dilinde yazlm bir tefsirden Kur'an' anlamasnn daha kolay ol duunu ve bunu da ok nemli grdn behrtmitir (Dolunay 2000:1, vii-vi). Mir Muhammed Kerim, eserinde u kaynaklardan yararlanmtr: Zemaher (538/1143), Keaf; Tabres (548/1153), Mecmau'l-Beyn; Fahreddin Rz (606/1209), et-Tefsru'l-Kebr; Beydv (685/1286), Envru't-TenZil; Nesef (710/1310), Medrik; Hzin (741/1341), Lbb't-Te'v; Ebussuud (982/1574), rd'l-Akli's-Selm; Bursev (1137/1724), Ru hu'l-Beyn. Eserinin tefsir kaynaklarnda da grld gibi, Mir Muhammed Kerim, Tabres'ma Mecmau'l-Beyn' hri, Osmanl mfessirlerinin temel tefsir kaynaklar olarak grd eserlerden yararlanmtr. Mellif, mensubu bulunduu i mezhebini zgn klan grleri eserine yanstrken son de recede titiz davranm ve uzlamac bir izgide yer almtr. Bu yaklam tarznda, onun Osmanl tefsir gelenei iinde kalmasnn ve ounlukla da Snn izgide yer alan limlerin eserlerinden yararlanmasnn byk etki si olduunu dnyoruz. Mir Muhammed Kerim Aa'nn Arap alfabesini kullanarak Azerbaycan Trke'siyle yazm olduu Kefu'l-Hakyk an Nketi'l-Ayti ve'd-Dekk adl tefsiri, Ahmet Dolunay tarafndan Trke'ye sadeletirilerek ak tarlm ve Gerein Douu, Alev Kur'an Tefsiri, adyla iki cilt halinde 2000 ylnda stanbul'da yaymlanmtr. Eserin orijinal isminde bulun mayan ve bu almay yapan tarafndan sonradan eklenen ^Alev Kur'an Tefsiri" deyiminin, sosyolojik bir deerlendirme yanllna gtrmemesini mit ediyoruz. Mir Muhammed Kerim Aa'nn bu tercme-tefsiri ok kymetli bir eser olup, hem de szn gerek anlamnda nemli ve gzel bir incelemedir. Bu eserde, Kur'an'n klasik tefsir tarihinin nemli tefsirleri arasnda yer alan eserlerden ustalkl bir biimde istifade edilmi ve onlardan yaplan aln89

bilig, Bahar / 2003, say 25

tlar Azerbaycan diline en isabetli karlklaryla aktarlmtr. Fakat kul lanlan dili anlamada Arapa-Farsa kelime ve terkiplerin ok, ayrca al fabesinin de Arapa olmas nedeniyle, gnmz Azerbaycan okuyucusu bu tefsiri anlamada zorlanmaktadr. Bunun yannda yalnzca kiril alfabe sini okuyabilenler de bu kymetli eserden istifade edememektedirler (Memmedaliyev 1992: XXVII). 1. Muhammed Hasan Mevlzde ekev, Kitbu'l-Beyn fi Tefsi ri'1-Kur'an Zakafkasya; Azerbaycan, Grcistan ve Ermenistan Mslmanlar eyh lislam Muhammed Hasan Mevlzde ekev* nin Kitbu'l-Beyn fi Tefsi ri'l-Kur'an adl eseri ilknce 1908 ylnda Tiflis'teki Gayret matbaasnda Arap alfabesiyle iki cilt halinde baslmtr. Kur'an'n bu tercme ve tef siri de, ilm arl ve yeterlilii ile dikkatlerimizi ekmektedir. O, oriji nal bir yol izleyerek Kur'an yetlerinin asl tercmesini trnak iinde, tef sirini ise trnaklarn dnda vermektedir. ekev'nin bu tercme-tefsiri yalnzca Zakafkasya Mslmanlarnn de il, ayn zamanda Cenub Azerbaycan halk arasnda da ok okunan ve beenilen eserlerden biridir. Bu tefsirin 1978 ylnda ofset usl ile ran' da bastrlmas da, sylenenlere canl bir delil tekil etmektedir. Sevindi rici bir durumdur ki bu deerli eser, Kafkas Mslmanlar daresinin giri imiyle 1990 ylnda Baku'de yeniden neredilip, Azerbaycan halkna ulatrlmtr. Mellif, bu tefsirinde ktphanesinde bulunan aadaki tefsir ve fkh ki taplarndan yararlandn belirtmektedir: "Kur'an- erifin tercmesinde nazar- ciznemizde olubdur mu'teber tefsirler ve fkh kitablarn ba'zs: Mecmau'l-Beyn, Saf, Fahr- Rz, Kd Beydv, Celleyn, Ebussuud ve bakalar" (ekev 1989:1, 1). ekev, tefsirine yazd mukaddimede, Kur'an'n btn tlerin en de erlisi ve kssalarn en stn olduunu belirttikten sonra, Kur'an Arapa olduu iin Trk kardelerim, onun zahir manalarn anlamaktan ciz, on da bulunan dn hkmleri ve Allah'n baka buyruklarnn manasndan habersiz, her ne kadar yetlerin metnini okusalar da, manalarn anlamak90

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

tan yoksundur, demektedir. O, mslman olmayan limlerin yap Kur'an tercmelerini de yetersiz grmekte ve din kardelerine Kur'an'n kolayca anlalmas ve buyruklarnn yerine getirilmesi konusunda yar dmc olmak iin bu eserini kaleme aldn ifade etmektedir (ekev 1989:1,2). Mevlzde ekev, teknik adan eserinde aadaki yolu izlemekte dir: a. Srenin ismi ve numaras sayfann st tarafnda verilmektedir. b. Besmeleden sonra, tefsiri yaplan srede ka yetin bulunduu rakam la belirtilmektedir. c. Bir sayfann iinde ka yetin tercme ve tefsiri yaplacaksa; sayfann st tarafnda ereve iinde yetler yazlmakta, numaralar verilmekte ve yetler kendilerine ait sralar ile tercme edilmektedir. d. Ayetlerin asl tercmesi trnak iinde verilmekte ve tefsirleri de zet olarak bu trnaklarn dnda yaplmaktadr. Bylece yazar, yetin terc mesi ile tefsirini birbirinden ayrm olmaktadr. e. Srelerin bitiminde, o srenin fazileti ile ilgili hadislerin yalnzca me alini vermektedir. Mellif, birtakm srelerin balarnda bulunan hurf- mukattaalara da bazen mana vermektedir. rnein, Bakara sresinin bandaki "elif-lmmm" harflerini "Menim o Allah ki, bilrem grrem" (ekev 1989: I, 5). Ysn'i de: "Evvelin ve hirinin seyyidi olan Peygamber" (ekev 1989:11,23). Kf sresindeki "kfi: "AndolsunKf dana ki, yeryzn de olan byk dalardandr" eklinde yorumlamaktadr (ekev 1989: II, 368). Mir Muhammed Kerim Aa ve Muhammed Hasan Mevlzde ekev'nin Arapa tefsirlere dayanarak yazdklar bu iki nemli eserin dili biraz ar olduu iin, bunlar okuyup anlayabilmek Arap ve Fars dillerini bilmeyen gnmz Azerbaycan okuyucusu iin olduka zor olmaktadr (Memmedaliyev 1992; XXVIII).
91

bilig, Bahar / 2003, say 25

Azerbaycanl ilahiyatlar tarafndan yaplan bu Kur'an tercmeleri, uzun yllar gndemde olmayan slam aratrmalar iin bir k olmu ve bu ko nuya ilgi duyanlar da cesaretlendirmitir. Biz burada, gn getike arta rak devam eden bu yndeki eserlerin her birinden konumuzu dorudan il gilendirmedii iin sz edecek deiliz. Bu arada incelememizin ana muh tevasna uygun saylabilecek konulu bir Kur'an almasna da deinmek istiyoruz. Bu alma, Ahmedaa Ahmedov tarafndan hazrlanan, Nkt'l-Kur'an adn tayan ve iki kitap olarak 1994 ylnda Baku'de yayn lanan bir eserdir. Burada edeb, terbiye, ahkm, ahlk ve ibret yetleri blm halinde yorumlanmaktadr. Birinci blm; insanlarn grg kural larna uygun davranlar sergilemesinin nemine, ikinci blm; ahlk, ah km, nasihat, ibret vs.ye, nc blm ise; Kur'an'da yer alan ilm ko nulara ilikin yetlerin yorumlarna tahsis edilmitir. Mellif, birinci ve ikinci blmde ele ald yetleri birinci kitapta topla makta ve ona Nkt'l-Kur'an, Kur'an'in ince meseleleri adn vermekte dir. nc blmde inceledii yetleri ise, ikinci kitapta toplamakta ve bunu da Esrru'l-Kur'an, Kur'an'in Srlar diye isimlendirmektedir. Eser de Kur'an yetlerinin Arapa metni verilmemekte, yalnzca bunlarn do ru ve dzgn manalar, bunlarla ilgili konular ve aklamalara yer veril mektedir. Ahmedov, eserinde insan hayatnn eitli boyutlarn ortaya koyan yet ler zerinde durduunu, Kur'an'da insann hayatn kuatan ynlerin her birine deinildiini ve Kur'an'n bunlar hakknda konutuunu belirt mektedir. O, temiz ve saf bir toplum kurmak iin Allah ve ahiret inanc nn gnllere yerletirilmesinin art olduunu ve maneviyattan uzak, ada tabiat bilimlerinden habersiz olan inkarclara da bu konulardan sz etmenin bo olduunu sylemektedir. Yine de o bu kitabnda, inat lara gereken karlklarn verilmesini hedef aldn da aka belirtmek tedir. Ahmedov, kitabn tertip ederken ilim, db, ahlk, terbiye, temiz lik ve insan toplumunun safln salayan yetleri alp, onlarn tercme ve erhlerini vermeyi ve bylece kendini lim sananlara da, Kur'an'n asl ilm kitap olduunu gstermeyi amaladn belirtmektedir (Ahme dov 1994: l, 3-5).
92

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

Ahmedov, bu eserinde ksa ve zl bir biimde ele ald, Kur'an'n ter biye, ahlak, db ve ilim yetlerinin hepsinin bu kadarla snrl olmad n, ancak kitabnda ele ald yetlerin dorudan ve ak bir ekilde insa nn terbiyesiyle ilgili olduunu, aslna baklrsa Kur'an'n bandan sonu na kadar insan eitip yetitirmek maksadn gttn belirtmektedir (Ahmedov 1994:1, 182).

Sonu
Kur'an tercme ve tefsirinin tarih seyri iinde Azerbaycan'n yerinin tes pit edilebilmesi, ancak mevcut materyallerin incelenmesiyle mmkndr. Bunlar ise, bamszlk ncesi ve sonrasnda ortaya kan eserlerdir. Sov yetler Birlii ynetimi ve snrlar iinde kalnan dnemlerde din ve kl trel basklar bu yndeki giriimleri zayflatm, yaplan az saydaki al malar da uzun sre yaymlanma imkan bulamamtr. Bu srete Azer baycan halk, Rus mtercimlerin ou kez orijinal metni dikkate almadan bata Franszca olmak zere eitli Bat dillerindeki eviri metinlerine da yanarak yapt Rusa eviriler kanalyla Kur'an' renmek zorunda b raklmlardr. Bu evirilerin ou yetersizdir ve yanllarla doludur. Bu olumsuzluklar da Kur'an'n Arapa aslndan deil de Bat dillerindeki evirilerden yapl masnn byk bir etkisi vardr. Burada her iki mtercimin yapt yanl lardan ortaya bir yanllar yuma kmtr. Bunun yannda Rus mter cimler, lkelerinin izledikleri siyaset dorultusunda Kur'an ve Msl manlara kar ou kez nyargl olmular ve gerek durumu yanstmak tan da olduka uzak kalmlardr. Mslman Trk topluluklarna deta dayatlyormu grnm veren bu eviriler ve tek ynl olarak telif edilmi olan slam ve Mslmanlarla ilgili eserler, btn olumsuzluklarna ramen onlar tarafndan byk bir ilgiyle karland gibi, onlarn, birlikte yaadklar toplum iinde de olumlu ynde tannmalarna katkda bulunmutur. nk bu eserleri okuyan farkl din mensuplar, bu inanlar benimseyip davranlarna yanstabilenlerin kt bir insan olamayacan satr aralarndan kar mlar ve onlar hakkndaki olumsuz dncelerini yeniden gzden ge irmilerdir.
93

bilig, Bahar / 2003, say 25

Kur'an'n Rusa evirileriyle ilgili byle bir olumsuz sreten sonra, ye ni bir dnem balam ve Rus mtercimler, Kur'an' artk Arapa met ninden evirme giriiminde bulunmulardr. Sablukov ve Krakovski bu giriimin ncln yaparak Kur'an' orijinal metninden Rusa'ya e virmilerdir. Birtakm kusur ve eksiklikleri bulunmasna ramen bu e viriler, bamszlk sonrasna kadar bu alanda byk bir boluu doldur mu ve Azerbaycan'da yaygn ve en ok okunan Kur'an evirileri hline gelmitir. Kur'an tercmesine ynelik almalar, bamszlk sonrasnda byk bir hz kazanm ve ksa srede de bunlarn says artmtr. Bunlar arasnda Vasim Memmedaliyev ve Ziya Bnyadov'un Azerbaycan diline yaptkla r Kur'an evirisi hayli ilgi grm ve en ok okunan Kur'an meali olmu tur. Bu eviriden sonra bir yl sonra Azerbaycan dilinde Neriman Kasmzde'mn. hazrlad Kur'an evirisi yaymlanmtr. Mtercimin yetersiz lii nedeniyle bu eviri fazla ilgi grmemitir. Azerbaycan dilinde kiril al fabesiyle ranllarn hazrlatt bir Kur'an evirisi de pek tutulmamtr. Elimizdeki mevcut en yeni eviri ise, Memmedhasan Ganiolu ve Tariyel Bilalolu'nun byk bir emek ve zenle hazrlam olduu ve Latin alfa besinin kullanld Kur'an evirisidir. Azerbaycan'l limlerce kaleme alnan Kur'an tefsirleri olduka muhta sar tutulmu olan tercme-tefsir biimindeki almalardr. Mir Muhammed Kerim Aa ve Muhammed Hasan Mevlzde ekev'nin eserleri tercme-tefsir yntemiyle hazrlanmtr. Azerbaycan'n yetitirdii iki byk mfessir, byk oranda Osmanl tefsir gelenei iinde kalmlar, bilimsel dzeyi yksek ve Kur'an'n ieriini zl olarak yanstabilen bi rer eser ortaya koyabilmilerdir. Bu eserlerin ilk basklar, Azerbaycan'n bamszln yitirmesinden nce yaplmtr. Bamllk dneminde ge irilen yllar, pek ok alanda olduu gibi Kur'an'n tefsiri ve tercmesi ne ynehk almalar asndan da kayp yllar olarak tarihte yerini al mtr.

94

Pazarba, Kur'an'n Azerbaycan'da Yaygn Tefsir ve Tercmeleri

Kaynaka AHMEDOV, Ahmedaa (1994), Nkt'l-Kur'an, I-IL Baku. AKDEMR, Salih, (1989), Cumhuriyet Dnemi Kur'an Tercmeleri, Ankara. ALYEV, Rafk ve BNYADOV, Ziya (1994), slam Tarih, Felsefe, ba detler, Baku. AYDAR, Hidayet (1996), Kur'an- Kerim'in Tercmesi Meselesi, stanbul. BLACHERE, Regis (1977), Introduction Au Coran, Paris. BNYADOV, Ziya ve MEMMEDALYEV, Vasim (1992), Kur'an- Ke rim, Baku. DORUL, mer Rza (1927), Kur'an Nedir, stanbul. DOLUNAY, Ahmet (2000), Gerein Douu Alev Kur'an Tefsiri, I-II, stanbul. ERAHN, Seyfettin (1996), "Sovyetler Birliinde Kur'an'a Yaklam lar", slm Aratrmalar, c. 9, say 1-2-3-4, s. 231-232, Ankara. GANOLU, Memmedhasan ve BLALOLU, Tariyel (2000), Kur'an- Kerim (Azerbaycan Diline Tercmesi le), Baku. NAN, Abdlkadir (1961), Kur'an- Kerim'in Trke Tercmeleri zeri ne Bir nceleme, Ankara. KERM AA, Mir Muhammed (1904-1906), Kefu'l-Hakyk an Nketi'l-Ayti ve'd-Dekyk, Baku. KESKOLU, Osman (1989), Nzulnden Gnmze Kur'an- Kerim Bilgileri, Ankara. KPRL, M. Fuad (1981), Trk Edebiyat Tarihi, stanbul. KRAKOVSK, gnatiy Yulionovi (1991), Koran, Moskova. SABLUKOV, G. S. (1993), Koran, Kahire. EKEV, Muhammed Hasan Mollazde (1990), Kitbu'l-Beynf Tefsi ri'l-Kur'an, Baku. TOAN, Z. Velidi (1971), Kur'an ve Trkler, stanbul.

95

Popular Commentaries and Translations of the Qur'an in Azerbaijan


Assoc. Prof. Dr. Erdoan PAZARBAI Abstrac: Turks, follovving the first period of their conversion to islam, Turks began to translate the source of their religion, the Quran into their native language and Azerbaijani scholars participated in this effort. Before the Russian conquest of Azerbaijan, Azerbaijani scholars used to follow Ottoman commentators' style in their translations and commentaries. After Russian invasion, because of difficult living conditions and oppression, they were not able to produce any valuable work. Meantime, rich Russian sources, which cannot be described as objective, were the only sources from which to learn their religion. As a result of this, one can find only translations of the Quran into Russian from western languages, especially French, bearing no reference to the original text. They were not reliable translations. Among the Russian translations only two were made directly from the Quran in its Arabic form and can be considered as trustvvorthy. One of them w as the translation of the famous Russian orientalist G. S. Sablukov, and the second was that of I. Y. Krackovvski. Two commentaries of two Azerbaijani authors vvritten in their native languages before the invasion of Russia exist. These two works w ere published and are important in shovving the degree of progress in their times. They are: Mir Muhammed Kerim Aga's Kesfu'l-Hakyik an Nuketi'l-Ayati ve'd-Dekayik, and Muhammed Hasan Mevlzde Sekev's, Kitabu'l-Beyan fi Tefsiri'1-Kur'an. After Azerbaijan's independence, some efforts were made to translate the Quran into Azerbaijani language. We can mention Ziya Bunyadovv and Vasim Memmedaliyev's joint work as an example. This was published in 1992 in Baku and in 1997 in Ankara and filled a gap in the field. More works are expected. Key words: Azerbaijan, Qur'an, Tafsir, Translation, Commentary
* Erciyes University Faculty of Theology - KAYSER erdoganp @ erciyes .edu .tr bitig Bahar / 2003 say 25: 73-97 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar


Yard. Do Dr. Mehmet Naci NAL zet: Da klt ile ilgili inanlar dnyann pek ok yerinde gr lr. Mula'da da klt ile ilgili gelenek devam etmektedir. Da klt, yerini pek ok blgede eren kltne brakmtr, islm nce si inan ve riteller islm sonrasna tanmta. Bu erenlerin me zarlar dalarn doruklarndadr. Mula'da Sandraz Dann zirve sinde yer alan iek Baba mezar etrafndaki gelenek canlln srdrmektedir. Dalarn doruklarnda yaplan eren enlikleri bay ram havasndadr. Trenler belirli zamanlarda yaplr. Bu zaman dilimleri blgelere gre deimektedir. Eski trenleri, yazn ve g zn yaplan trenlerden, ylda sekiz ayr zamanda yaplan trenle re kadar gtrmek mmkndr. Gnmzde de yaplmaya devam eden enlikler, eski Trk dininin birer kalnsdr. Anahtar Kelimeler: Azerbaycan, Kur'an, Tefsir, Tercme.

Giri
Dnyann ve Trkiye'nin deiik blgelerinde dalarla ilgili inanlar ve bunlara bal riteller grlr. Dalar kutsal kabul edilir ve yre halk iin dnyann merkezi olarak grlr. Bu inanlar erevesinde halk kltrnn zengin, zengin olduu kadar gelenee dayal yaps ile kar larz. Mula'da da kltne bal inanlar, eren klt ile i ie girerek varl n srdrmtr. Da klt ve eren erevesinde oluturulmu gelenek lerden Mula merkezine bal Meke ky yaknndaki Sn Da ve zir vesindeki Koca Eren ile ilgili trenler unutulurken Kyceiz snrlarnda yer alan Sandraz Da ve Ala ky ereni ile iek Baba doruundaki iek Baba ziyareti etrafndakiler gnmze kadar btn canll ile de* Mula niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm/MUGLA onaci@mu.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 99-124 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

vam ettirilmitir. Benzer gelenekler Trkiye'nin farkl blgelerinde g rlmektedir. Bunlardan bir ksm Mula'daki kaderi paylam ve unu tulmutur. Mulal kaynak kiiler kutsal saydklar mezarlarda veya trbelerde yatan zatlara eren, ermi, yaran, baba, dede, evliya veya veli demektedirler. Bunlar arasnda "eren" kelimesi daha sk sylendii iin, biz de "eren" ta nmlamasn kullandk. Dalar niin kutsaldr, erenlerin mezarlar niin dalarn doruunda yer alr, niin belirli zamanlarda dalara klr, hangi inanlar ve rteller grlr, Mula'da ve Mula'nn dnda dalarda yaplan enliklerin tari hi ve kltrel dokusu nedir, gibi sorularn cevaplarnn aranmas bu al man konusunu oluturmaktadr. DA ZERNE NANILAR nan tarihi iinde, eitli milletlerin kutsal sayd dalar olmutur. Kut sal da inanlar inlilerde (Eberhard 2000), ranllarda, Msrllarda, Finlerde, Japonlarda da grlr (Eliade 1994). Mitolojik dalardan olan Kaf Da'nn dnyay evrelediine, teki dalarn Kaf Da'nn dallar ve damarlar olduuna, Kaf Da'nn yeryzndeki btn dalarn anas olduuna inanlrd (Gkyay 1997). Semav dinlerde de dalar, nemli bir yere sahiptir. Tur-i Seyn da, Mu sa Peygamberin Medyen ile Eyle yaknlarnda Allah'la konutuu yerdir (Gkyay 1997). Hristiyanlar iin Golgotha (sa'nn armha gerildii yer) dnyann merkezi saylr; ayn zamanda Adem'in yaratld ve gmld yer olarak bilinir (Eliade 1999). Hira Da Hz. Muhammed'e peygam berliin geldii dadr. Musa peygamberin Allah ile konumasn hatrlatan Tur Da'nda ate grmesine benzer bir olay, Trklerin ulu atas Yafes'in olu Trk'te de grlr. Trk douya gider. Ik Kl denen yere gelir (Ebulgazi Bahadr Han 1996). tken Dann tepesinde ate grr. Oraya trmanr (Esin 1976). Eski Trk inancna gre, evrendeki ruhlar veya iyeler e ayrlrlar. Bun lar gkyznde, yeryznde ve yer altndadrlar. Gkyznn yani k
100

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

leminin byk tanrs "Han lgen" veya "Kayra Han"dr. En byk ruh veya tanr, Kayra Han'dr. Gk Tanr inan Trklerde ortaktr (nan 1995). Yer altnn sahibi "Erlik Han"dr. Yeryznn iyeleri "yer-su" ilhlardr. Btn bu ruhlara veya iyelere eitli dualar edilir ve kurbanlar sunulur. Altay kavimleri, evrelerindeki daa, kayaya, nehre, gle iyele rin adlarn vermilerdir (nan 1968). Proto-Trkler dneminden balayarak devam eden doa ile ilgili inan lar, doa glerine ve atalara ibadet etme eklinde izah edilebilir. "Gk" ve "yer" ikili sistem iinde evrensellik ve evrenselcilik anlay grlr (Esin 2001). Yeryz ruhlarnn tamamen mstakil olduklar dnlr. Bunlarn ne Erlik' le ne de lgen'le ilgisi vardr. Yeryz ruhlar da ruhlarna bal dr. Da ruhlarnn insanlara iyilik yaptklarna, onlara saadet dattklar na, hayvanlarnn oalmalarna yardmc olduklarna, salk ve emniyet verdiklerine, btn avclara av verdiklerine ve onlarn srlerini ktlk lerden koruduklarna inanlr (Alekseyev 1980). ayet bu ruhlara bir say gszlk yaplrsa, da ruhlar kzabilir ve saygszlk yapan cezalandrabi lir. O kii veya kiilere hastalk gnderebilir. Altaylarda dalar birer canl varlk olarak dnlr. Dalar da evlenebi lir ve oluk ocua karabilir. Dalar, insanlarn dualarna cevap verebi lir. Her da ruhu kendi blgesine hkimdir. Dier blgelerdeki dalarla il gileri yoktur. Altay kavimleri gllerin, rmaklarn, kayalarn ve dalarn kendi soylarnn koruyucular olduklarna inanrlar. Da ruhuna tapnma, ona dua etme, ondan yardm dileme, kurban sunma gelenei ok eski bir gelenektir (nan 1968). Dalara trmanp orada ibadet etmek, tanrya daha yakn olmak anlamna gelir. Dalarda dua edildii zaman, tanrnn duala r daha iyi iiteceine inanlr (Roux 1994). Ural-Altay halknn inancna gre, Altn Da (Sumeni) dnyann merke zidir. Abakan Tatarlar ise, bu daa "Demir Da" demektedirler (Eliade 1994; el 1994). Kutsal olarak addedilen dalar, yerle gk arasndaki balanty kurarlar. Da iyesi en byk iye olan Gk-Tanr ile ba kurar (nan 1995). Dalar, gn kaps saylr (Esin 1978). Dalarn ekilleri de farkl birer anlam tarlar (Esin 1976).
101

bilig, Bahar / 2003, say 25

Eski in kaynaklarnda, Trk hanedanlarnn kendilerine ait birer da ol duu belirtilir (Eberhard 1996). Dalar hem tanrya ayrlm olan mekn lardr, hem de g ve hkimiyetin birer nianesi olarak hkmdarlarn sal tanat srdkleri yerlerdir (gel 1994). Gktrklerde dua, t, ses anla mna gelen tken ad, ormanl bir dan addr (Roux 1994; Bonnefoy 2000). Orhun yaztlarnda, devletin ynetildii yerin tken Da olduu belirtilir. Hakan tken Da'nda oturur. Yaztlarda: "Kutsal tken da lar.." denir (Tekin 1988). Eski Trk inanlarnn hatralarn tayan da adlarndan biri de, Tanr dalardr (nan 1976). lay Da, Gk Da, A anp Duran Gk Da, Dokuz Da, Karada, Boz Da (el 1995) di er kutlu dalardan bazlardr. Dalar hakknda eitli efsaneler oluturulmutur. Trklerin bir boyunun dalardan trediklerine inanlr (Eberhard 1996). Uygur Trklerinin des tanlarnda Buku Kaan Akda'a kar ve orada bulutuu kzdan dnya y fethedeceini renir (Cveyn 1998). Uygur G destannda ise, kut lu dan paralanmas zerine, ktlk ve yoksulluun balad grlr (Banarl 1987). Moolistan'daki Erdene-Ula (Mutluluk Da) iin de ben zer efsaneler anlatlr (nan 1995). Ahmet Yesevf nin ocukluk dnemin de gsterdii olaanstlklerden biri de Kara-cuk da ile ilgilidir. H kmdarn avlanamad da, Ahmet Yesev'nin keramet gstermesi sonu cu ortadan kalkar (Kprl 1981). Dede Korkut Hikyelerinde, Kazlk Da hem hayatn, hem de yeniden douun kaynadr. Kazhk Da'nn ykl, dnyann sonu anlamna gelir. Dede Korkut hikyelerinde, da larla konuulur (Ergin 1989). Kutsal dalara ve talara yakn olmak, onlarn oluumunu salayan tanrya yakn olmak anlamna gelir. Dalarn kutsal kabul edilmeleri yannda, yk sekliklerinden dolay da her zaman sayg gsterilmitir (Seyidolu 1995). DALARDAK RTELLER slmiyet'ten nce Trkler, yln beinci ve sekizinci aynda kurbanlar ke ser, atalarn anar, dini ayinler dzenlerlerdi. Gz bayramna "Saan Sa ra" (ak ay) bayram da denirdi. 28 Austosta gz bayram yaplrd (nan 1995). Ecdat makamnda ta oyar ve imalden cenuba doru g ederler di (nan 1976).
102

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

M.. 1000'li yllarda, bir Trk boyu olan u dneminde tren gnleri se kiz ayr tarihte yaplyordu. Bunlar: K dnm (22 aralk), ilkbahar ba (5 ubat), ilkbahar ekinoksu (22 mart), yaz ba (6 mays), yaz gndnm (22 haziran), sonbahar ba (8 austos), sonbahar ekinoksu (24 ey ll), k ba (8 kasm) idi. u ayinlerinde atee stnlk veriliyordu. Yer ve gk tanrlarna, yaz ve k gndnmlerinde ylda birer kez; insan ruh larna ve yer-su ruhlarna drt mevsim banda trenler dzenlerlerdi (Esin 2001). Hsiung-nu ayinleri, devlet treni niteliinde idi. Hkmdara bal beyler hkmdar etrafnda toplanr, len yapar, sadakat and ierlerdi. Hsiungnular birinci, beinci ve dokuzuncu aylarda olmak zere ylda kez t renler yaparlard. Hsuing-nu ve Tabga ayinleri, tepesinde "gk gl" olan kutsal dalarda yaplrd. Buna "gk ayini" denirdi (Esin 2001). Hunlar eski vatanlar olan an-din-an sradalarndaki Han-yoan danda, her yl Gk-Tanr'ya kurbanlar keserlerdi (nan 1976). in kaynaklarnda, Kanl boyunun "gk ayini" dzenlendikleri kayde dilmitir (Esin 2001). Gktrkler yln beinci ve dokuzuncu aylarnda ruhlara kurban sunarak "gk ayini" yapar, bylece gk tanrya tapnrlard (Esin 2001; nan 1976; Tekin 1988). Uygurlar yaz dneminde topraa kurban sunarlard. (zgi 1989) XI. yzylda Tlge, iil Trkleri yakn larndaki dalar tanrnn makamlar olarak sayar ve onun zerine ant ier lerdi (nan 1976). Abakan kylarnda yaayan Beltirler, mukaddes dalar da, bayram arifesinde veya bayram sabah kurbanlar sunarlard (nan 1995). Kamlar ayinlerini dalarda yaparlar, buralarda dua ederlerdi. Ayin sonun da dalarda kurban kesilirdi. "zlmeyelim tanr var, tasalanmayalm Altay var! Alfaym!.." diye tapnrlard. in kaynaklarnda hakana bal olan babularn her yl kutlu dalarda ayin yaptklar ve kurban kestikleri be lirtilir (nan 1976). aman Trkler, her yl nce at zerinde dan etrafn da dner, sonra daa kp ge kurban sunarlard (Roux 1994). aman kayn aacna on dokuz para beyaz, mavi, kzl, bezler asar; kayn aa larn birbirine iplerle balar; kurban etini kayn aalarndan birinin alt na koyup doudan batya dnerek dolard (nan 1995).
103

bilig, Bahar / 2003, say 25

Kagarl Mahmut, Trklerin byk dalara dier ulu grnen her eye ta pndklarn syler (Atalay 1986). Kutlu dalarn koruyuculuuna inanl d iin, Trkler llerini yksek yerlere gmerlerdi (Moollarn Gizli Tarihi 1995). Buras ebediyete kadar uyumak iin, en uygun yerdi (Roux 1999). Kt ruhun dnda, atalara kurban sunulmas eski bir gelenekti. lenin adna bir yl sonra, hayvan kesilir ve ziyafet verilirdi. Dualarla yal varmalarla bir anma gn oluturulur, bu llere taplmas anlamna ge lirdi (Roux 1999). MULA'DA EREN ENLKLER Sn Da ve Koca Eren Unutulan enliklerden biri Mula merkezine bal Meke kyne yakn olan Maral Da ile ilgilidir. Halk arasnda dan ad Sn Da'dr. Da n doruunda bir erenin mezar vardr. Bu erene Sn Dede veya Koca Eren denilmektedir ve hakknda menkbeler anlatlmaktadr. Askerlere seslenerek onlarn kendisine snmasn isteyen dan askerleri koruduu iin, "Sn" adn aldna dair bir efsane anlatlr (nal 2002). Erenin gnlk yaama mdahale edebilecek olaanstlkler gsterdiine inan lr. Eren, mezarnn yaknnda yatanlar, iki ienleri uzaklara frlattna dair efsaneler anlatlmaktadr. Dan kutsall, dan doruundaki mezar da yattna inanlan erenin kutsallna dnmtr. Meke kynn yallar, ocukluk yllarnda var olup ve gnmzde unu tulmu olan gelenei anlatrlarken erene gidiin haziran veya temmuz ay larnda olduunu behrtmilerdir. Eskiden her yl dzenli yaplan toplu zi yaretler, yerini dzensiz ziyaretlere brakmtr. Ala Ky Ereni ve Mahya enlikleri Gnmzde btn canll ile devam eden eren enlikleri, Mula'nn Kyceiz ilesi snrlarnda yer alan Glgeli Dalarnn devam olan Sandraz Da'nda yaplmaktadr. Eren enlikleri hem dan batsnda yer alan Ala kynde, hem de Sandraz dann zirvesinde yaplr. Ala k ynde yaplan enliklere "Mahya" (halk arasnda maya) ve bu gne "eren gn" denir. Mahya iin her yl austos aynn ikinci perembesi Ala (di er ad Yayla) kyne gidilir.
104

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

Ylladr sregelen bir alkanlkla evre ky, kasaba ve ehirlerde oturan herkes bu zel gne hazrlk yapar. enlik iin yre halkndan yzlerce in san, nceden szlemi gibi erene gider. Burada adak kurbanlar kesilir. Kurban eti, kesenler tarafnda yenir. Ziyaretiler eitli dileklerde bulunur ve dua ederler. enlik akama dek srer (Karaaa 1977). Ala'daki tr beye "eren kavak" da denir. Aslnda burada bir erene ait mezar olmayp kutlu bir aa vardr. iek Baba adl eren hakknda anlatlan menkbede bu aa nemli bir yere sahiptir. Erenin duas sonunda aa eilir ve gl ge yapar. Ky adn efsanede geen olaydan sonra alr. iek Baba asas n yere vurur "ala" der ve yerden su kar. Bunu zerine kyn ad "A la" kalr (Balaran 1999; Belgrat 1999). Sandraz Da ve iek Baba enlikleri Mula'daki en canl ve en geni katlml eren ziyaretleri, Bat Toroslarn son uzants olan Glgeli Dalarnn Sandraz doruunda yaplr. Kyce iz ilesi ile Denizli'ye bal Tavas ilesinin Bey a a beldesi arasnda ka lan Sandraz dann zirvesinde iek Baba olarak bilinen erenin mezar bulunmaktadr. Mezarn boyu otuz drt metre yirmi santim uzunluunda dr. Eni ise, metre on santim geniliinde olup ba tarafnda bulunan ta n ykseklii seksen be santim, ayak ucu tarafndaki tan ykseklii alt m be santimdir. Mezarn ba taraf kbleye dorudur. Mezarn kenarla rnda ayrca byke talar yer almaktadr. Bu talarn says dokuzdur. Gsleri hizasndan kbleye doru yneldikleri gz nne alndnda dokuz mezarn olma ihtimali dnlebilir. Aksi halde bir erenin otuz metreden daha uzun olan ve kbleye uymayan grnm ile karlalr. iek Baba ziyaretleri yzyllardr sren bir gelenektir. Kimse bu ziyaret lerin ve enliklerin ne zamandan beri yapldn bilmemektedir. enlie gelenler, babalarnn ve dedelerinin de bu enlikle katldklarn, kendile rinin ise ocukluklarndan beri gelenein iinde olduklarn belirtmiler dir. Yakn zamanlara kadar yol olmad iin, halk ziyaret mahalline atla, eekle veya yaya olarak karlarm. Son yllarda deiik noktalardan yol larn yaplmas sonucu, ziyaretiler eitli vastalarla gelebilmektedirler.
105

bilig, Bahar / 2003, say 25

iek Baba iin yaplan enlikler her yl austos aynn son perembesin de gerekletirilir. Bu gne "Eren Gn" denilir. Ziyaretiler, birbirleriy le haberlemeksizin gelirler. O gn erene klaca bilinir ve ona gre ha zrlklar yaplr. 1994 ylndan beri Denizli'nin Beyaa Belediyesi ile Kaymakaml "Geleneksel Eren Gn, Kartal Gl Yrk enlikleri" ad altnda enlik ler dzenlemektedir. Denizli ili, Tavas ilesi ve Beyaa beldesi civarn dan gelen ziyaretilerin kimi bir hafta, kimi gn, kimi bir gn ncesin den Sandraz Da'na karlar. Erene yaya yaklak olarak bir saatlik me safede bulunan Kartal Gl'ne gelirler. adr ve yatak yerleri hazrlanr. Kyceiz tarafndan gelen ziyaretilerin bir ksm aramba gn, yani enliklerin dzenlendii gnden bir gn nce daa karlar. Gece erenin etrafnda geirilir. aramba akam dier adrlara ve obalara ziyaretler yaplr. Akam elenilir. Her ey austos aynn son perembesinde yap lan enliklere gre ayarlanr. Perembe gn Beyaa tarafndan gelenler, afak vakti Kartal Gl'nden hep birlikte erenin bulunduu zirveye yrr ler. Bu yrye "eren yry" denir. iek Baha'nn mezar etrafnda hem Denizli tarafndan, hem Kyceiz tarafndan, hem de dier yerlerden gelenler buluurlar. iek Baba mezarnn etrafnda veya yedi kez d nlr. Kimi ziyaretiler adaklarla (kurban edilecek olak ve keilerle) bir likte, kimi ziyaretiler kucaklarndaki bebeklerle dnerler. Dnlrken bi rer dilek tutulur. Bu dilein kabul olacana inanlr. iek Baba ziyaretleri eitli yerlerden gelenlerle bir enlie dnr. Kartal Gl'nden gelenler adak kurbanlarn da beraberlerinde getirirler. Kurban yedi kez iek Baba mezarnn etrafnda dolatrmadan kesmez ler. Yaklak drt metre geniliinde ocaklar kurulur ve ateler yaklr. Adaklar kesilir, kan topraa aktlr. Daha sonra kesilen kurban srklara geirilir ve ocaklarda evrilerek piirilir. Etin kokusu ile duman havaya savrulur. Adak olan bu kurbanlar, ziyaretiler tarafndan afiyetle yenir. Tandk tanmadk herkes sofralara davet edilir. Ziyarete gelemeyenlere adak etinden ayrlr. Erenin etrafnda isteyenler gn boyunca tek veya toplu olarak kere dnmeye devam ederler. Dileklerde bulunurlar. Gen yal, kadn erkek, oluk ocuk herkes bu ziyaretlere katlrlar. Erenin mezarndan avu avu
106

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

toprak alnr. Toprak evin bir kesine, ambara, tarlaya veya arabann bir kesine, hayr bereket getirmesi iin konur. Alnan toprak paras, aske re gidecek genlerin boyunlarna astklar muskalara da konur. Sebebi "toprak eker" eklinde aklanr. Askere giden gencin erenin de himme tiyle salimen geri dneceine inanlr. Kimi ziyaretiler ocuk orab, mendil veya herhangi bir eyasn mezarn iinde bulunan kk talarn altna dua ve dileklerle brakrlar. iek Babann mezar tana ba rtle ri sarlp dmler atlrken dilekler tutulur. Sandraz Da'na iek Baba Da da denir. Kimilerine gre, iek Ba ba Da, tanrlarn etraf gzetledii yerdir. Bu inan, eski Trk dini ina nnn devam ettii anlamna gelir. Kimi ziyaretilere gre, eren iek hastalna yakaland iin, iek Ba ba adn almtr; kimilerine gre ise, erenin iekleri ok sevmesi sebe biyle kendisine bu ad verilmitir. Ziyaretilerin anlattklarna gre, yzlerce yl nce, Horasan'da bir med resede okuyan yetmi iki eren ellerindeki asalar frlatrlar. Bunlardan be inin ss Kyceiz yresindeki dalara der. Bu derviler asalarn Sandraz, lemez, Aygr, Atkuyruksallamaz ve imir dalarnda bulur lar ve buralara yerleirler. Erenler dalarn ululuu ile ayniletirihr. G nmzde erenlerin ad geen dalarn doruklarnda birer mezar olduuna inanlr. Bunlarn en mehuru, adna enlikler dzenlenen iek Baba'dr. iek Baba hakknda pek ok efsane anlatlr. Bunlardan biri Dalarn kiiletirilmesi ve dan adnn oluumu ile ilgilidir. Efsaneye gre, i ek Baba Da ile karsndaki Atkuyruksallamaz Da kavgaya tutuur lar. Birbirlerine top atarlar. Atkuyruksallamaz Da topu Sandraz Da na ulatramaz. Oysa Sandraz da at toplarla Atkuyruksallamaz Da nn tepesini uurur. Bunun zerine Atkuyruksallamaz Da sen byk sn anlamnda, "Sen drazsn!"der. Daha sonra dan ad "Sandraz" ola rak kalr. iek Baba hakknda anlatlan bir dier menkbe dini motiflerle sslen mitir. Menkbe zetle yledir: iek Baba hanmna evindeki yiyecein nasl geldiini kimselere sylememesini ister. Aksi halde leceini bildi rir. iek Babann evine her gn sofra hazr gelir. Bir gn hanm komu107

bilig, Bahar / 2003, say 25

su ekmek piirirken evinin srrn syleyiverir. Akam iek Baba eve geldiinde yiyecek bulamaz. Hanm srlarn aklad iin, bir rivayete gre, duvarda asl olan ok ve yay kendiliinden kurulur ve hanmn vu rur. Dier rivayetler iin veya ban kendiliinden gidip hanmnn kal bine sapland eklindedir. Ksa bir zaman sonra zaptiyeler iek Baba'yi yakalarlar. Giderlerken, yol zerindeki Ala kyne gelirler. Zaptiyeler: "Madem ki ermisin bize gster marifetini," derler. nce aac emesini, sonra sofra getirtmesini, daha sonra da su karmasn isterler. iek Baba srasyla nce aac e dirip austos scanda glgelik yapar. Daha sonra hazr sofra gelir ve zaptiyeler karnlarn doyururlar. Eren en sonunda da su karr. Kyn ad eren "ala" dedii ve su kard iin "Ala" kalr. Btn bunlardan sonra, srr aa kan iek Baba zaptiyelere dner, benim mezarm sm bulduunuz yere yapn der ve asasn frlatr. O an iek Baba kay bolur (Bilgi 1999). Blgede, dalarn birbirleriyle akraba olduklar inanc vardr. Glgeli Dalarnn Dalaman ilesindeki uzantsnda al Da'nn zirvesinde, al Baba adl bir erenin olduuna inanlr. Dalamanhlar al Baha'nn iek Baha'dan daha stn bir eren olduu grndedirler. al Baba ile iek Baba dalarnn karde olduklarna inanlr. Dalar arasndaki mcadele iek Baba ve al Da arasnda da anlatlr (nal 2002). Trkiye'nin pek ok yerinde anlatlan dadaki dervi ile ehirdeki dervi in birbirlerini ziyaretleri hakkndaki menkbe (nal 2002). iek Baba ve Ula'daki Sara Molla (Hsameddin Efendi) hakknda da anlatlr. Menkbeyi anlatan Ulahlar Sara Molla'y stn grme gayretindedirler. Dadan mendiliyle buz getiren iek Baha'dr. Mendiline kar koyup asan ve mendilindeki kar damlamayan iek Baha'dr. Bir hanmn topuunu grp niyetini bozunca, iek Baha'nn getirdii kar damlar. Sara Mol la: "Dada dervilik kolaydr," der. Erenler arasndaki stnlk anlay, yre insannn bak asn ortaya koyar. Herkes kendi blgesindeki erenin daha stn vasflara sahip oldu unu dnr.
108

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

iek Baba hakknda anlatlan dier rivayetler yledir. Mezarna yakn bir yerde iki ien biri olursa, onu kardrr ve bir zarar vermeden aa in dirir. Savalarda erenin harbe gitmesi gerektiinde, erenin mezar etrafn da top sesleri duyulur (Erolu 1937). Halka gre, eren sava olduu iin, silah ok sever. Bu yzden eren enliklerinde bol bol sk (silah) atlr."(Tilki 2001). TRKYE'DE DA KLT VE EREN ENLKLER Orta Asya'da her boyun, her oyman kendine ait kutlu bir dann olma s inanc, Anadolu'ya glerle birlikte getirilen bir inantr. Trkler Tr kiye'ye g ettikten sonra, Orta Asya'da kullandklar adlar yerletikleri yerlere tekrar vermiler ve oralarda birer klt oluturmulardr. Pek ok tepede ermilerin kutsal mezar bulunur. Bu evhyalarn veya erenlerin o u mehuldr. Dalar kiiletirmi, eski Trk inanlarn, slm dini ii ne nfuz ettirme gayretleriyle, inanlar dnme uratlm ve gncel letirmilerdir (Bonnefoy 2000). Anadolu'da evliya veya ermilerin adlarn tayan pek ok da vardr. Mula'da da dalar hakknda anlatlan efsaneler, zamanla dada yattna inanlan eren veya erenlerle ayniletmlmitir. Da adlar ilgin olmalar yannda, mitolojik dnemin hatrasn da yaatrlar. Yrkler Toroslarn sivri tepelerini kutsal saymlardr. Her bir tepeye birer eren ad vermi lerdir (Yalman 1993) Mula'da Yrkler dalardan, ehirlere inip bir tr be grdklerinde arrlar: "Yrk'n ereni da banda olur," derler. Trkiye'nin pek ok yerinde dalar ya da dalardaki erenler, belli zaman larda ziyaret edilmitir veya edilmektedir. Bunlardan yazya gemi olan lar doudan batya doru yle sralanabilir: 1- Byk Ar Da: Dan barnda Yakup Peygamberin trbesi vardr. Her yl temmuz-austos aylarnda ziyaretler yaplr, kurbanlar kesilir, adak adanr. Namaz klnp ibadet edilir (Onk 1972). 2- Erzurum'un enkaya ilesi Bardz yaylas: Bardz kynn yaylasna her yl temmuz aynn ikinci haftas klr. k zaman ayrlarn biil me zamandr. Yaylada akr Baba adl bir erenin mezar vardr. Yatrdan himmet dilenir. rnlere bereket istenir. Ocaklar yaklr, semaverler kay109

bilig, Bahar / 2003, say 25

natlr. Gre ve at yarlar yaplr. Kur'n okunur, namaz klnr. Gen yal, oluk ocuk ziyaretlere katlr. akr Baba'ya kmadan ayr biil mez (Din 1997). 3- Erzurum'un Narman ilesinde Tecirek Da: 1930'lu yllarda, Tecirek Dana her ilkbaharda, erkek ve kadnlar karlar. Dada herhangi bir ziyaretgh yoktur. Da ziyaret edenler, byklerinden byle grdkleri sylerler (nan 1930). 4- Erzurum'da Dumlu beldesindeki Dumlu Da: Dumlu Da'nn zirve sinde Dumlu Baha'nn mezar her yl ziyaret edilir. Allah rzas iin kur ban kesilir. St kayma ile un karmndan yaplan yreye ait yemekler den kuymakla beraber kurban eti yenir (Seyidolu 1985). 5- Diyarbakr'da mamakil ziyareti: Batkarako kyndeki ehitler, ilk baharda ilk perembeleri st ste ziyaret edilir. Dileklerde bulunulur, kurban kesilir, piirilip orada datlr (Yavuz 1993). 6- Frat Havzasndaki Akda: Birer efsane kahraman olan ark ile ivan adl iki oban vardr. Mekn aarak (tayy- mekanla) daa koyunlarla bir likte karlar. Onlarn kt Akda'a yaza gelen dini bayramlarda klr. badet edilir ve elenilir (Alptekin 1993). 7- Malatya-Elaz arasnda Frat nehrinin dousundaki tepenin zirvesinde Tmentepe ziyareti: Herhangi bir mezar olmamasna ramen, ziyarete cu ma ve cumartesi gn klr. Yamur duas yaplr. Tepede enlikler ya plr. Yemekler yenir (Alptekin 1993). 8- Sivas Suehri'nde Kseda zirvesi: Kseda Sava'nda (1246) ehit denler yatmaktadr. Yma talardan bir mezar vardr. Her yl temmu zun nc cumartesi Kse Baba trbesi ziyaret edilir. Ta konur, dilek lerde bulunulur (zen 2001). 9- Bolu'da Akemseddin'i anma gn: Mays aynn nc haftasnda kutlanr (Ttnc 1998). 10- Bolu Mengen'de Baba Hzr anma gn: Mengen'de haziran aynn son pazar gn yaplr. Baba Hzr'n trbesi cami avlusundadr (Ttnc (1998).
110

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

11- Bolu'da ehriman (eyh'l Imrn) yatr: Tepede mezar vardr. Her yl temmuz aynn ilk pazar kalabalklar halinde kutlanr. Pilav, gzleme yenir. Mevlit okutulur, vaazlar verilir (Ttnc 1998). 12- Bolu'da Elmalk ky: Ky snrlar iinde trbesi olan eren iin tem muz aynn ilk cumartesi anma gn yaplr (Ttnc 1998). 13- Sakarya Hendek eyhler ky: Kyde eyh zzettin smail trbesi bu lunmaktadr. Ky halk her yl 6 Austosta eyhi ziyarete gidilir. Pilav ye nir, ayran iilir. Kutlama yaplr. Eer 6 Austosta uygulama yaplmazsa, o yl ktlk olacana inanlr (Trkbay 1997). 14- Yalova: Deniz ermii ile da ermiinin austos aynn ikinci haftasn da bulutuuna inanlr. Dadan gelen cebinden kar topunu karr, kaya nn zerine koyar. Denizden gelen cebinden bir balk karr kayann ze rine koyar. Yedi gn sohbet eder, yedinci gnn sonunda, ayrlrlar. Ay rlrken dadan gelen kar topunu tekrar cebine koyar; denizden gelen ba l alr suya atar. Balk yzp gider. Eer ermiler bir sene bulumazlar sa kn ar, yazn kurak geeceine inanlr (Taner 1995). 15- Balkesir'de bulunan Kaz Da: Balkesir'in Gkeren kynn te pesinde Sarkz adl bir ermiin bulunduuna inanlr (Akyaln 1998). Sarkz efsanelerinin muhtelif varyantlar vardr. Her austos aynn ortasn da Sarkz ziyaret edilir. Trbe, st ak bir odack eklindedir (Karada 1996). Kaz dana eitli dilekler iin gidilir (Burdurlu 1966). 16- stanbul Bykada: Bykada'da bulunan Aya Yorgi Kilisesi'ne ada nn tepesindeki ayazmasna, her yl 23 Nisan ve 24 Eyll tarihlerinde, her dine mensup insanlar ziyarete karlar. Bu tarihlerde dileklerin gerekle eceine inanlr. Tepeye kmadan nce, yol kenarnda bulunan bodur aalara bezler balanr. Bu k srasnda bir makara iplik dolaya dola ya tepeye klr. Yol kenarlarnda tatan yaplm evlere ve bebeklere rastlanr. Kimileri dileklerini ktlara yazp aalarn zerlerine asarlar. Kiliseye varnca hangi dinden olursa olsun herkes, Hristiyan inanlarna gre hareket eder. Mum yaklr ve paralar yaptrlr. Ayazmann suyu nun ifal olduuna inanlr. Bu su iilir ve el yz ykanr. Adaklar kabul olanlar ertesi yl, ayn gn bir ie sv ya getirirler. Kiliseye yakn bir ye re bu yalar brakrlar (Bulut 2002).
111

bilig, Bahar / 2003, say 25

Sonu
Her yksek da, glgesinde yaayan insanlarca idolletirilir. nsanlar da lar yenmeden nce, dalar insanlar yenilgiye uratmlardr (Boorstin 1996). Eski alarda dalar eriilmezliin sembol olarak alglanr. Da larda ancak stn kiiler barnabilir. te yandan insanlarda, her eyi ken disi gibi grme, yakndan tand ve bildii zellikleri her nesneye kay drma eilimi grlr (Freud 1998). Bu yzden dalar insanlar gibi kiiletirilmitir. Dalar hakkndaki efsanelerde, dalarn birer ruh tad ve canl birer varlk olduklar grlr. Dier dalarn Kaf Da'nn kollar ve bacaklar olma inan ile Sn Da'nn uzanarak askerlerin kendisine s nmasn salamas arasndaki anlay uzak gemiten, gnmze ta nan kltrel dokudur. Bu bak, arnnisk dnce yapsnn devam etti rildiini gsterir. Orta Asya'daki gelenekler ve inanlar Anadolu'ya tanr. Trklerin s lm ncesi gnlk yaamlarnda, bayramlarnda ve ayinlerinde dalarn nemli bir yeri vardr. Hep birlikte dalara klr ve bayramlar bu kutlu meknlarda kutlanr. Asya Hunlar, Tabgalar, Kk-Trkler, Uygurlar, lhanllar dneminde, mevsim bayramlarnn yapld biliniyor. Bu bayramlar, yln birinci, be inci ve dokuzuncu aylarnda yaplmaktayd (ay 1993). Mevsimlere da yal bayramlar, "Nevruz", "Hdrellez" ve "Ak Ay" yani sonbahar bay ramlardr. Dede Korkut hikyelerinde, Bayndr Han'n bir yazn bir de gzn boayla deveyi savatrd anlatlr (Ergin 1989). Bir yazn bir de gzn olarak anlan bu gnler muhtemelen bayram gnleridir. Mula'da dalarn doruklarnda yaplm ve yaplmakta olan ziyaret tarih leri biri dnda bellidir. Ziyaret zamanlarn hatrlayanlar, Sn Dede zi yaretlerinin temmuz veya austos aylarnda yapldndan sz etmilerdir. Ala kyndeki ziyaretler austos aynn ikinci perembesinde, iek Ba ba ziyaretleri ise, austos aynn son perembesinde gerekletirilir. Tr kiye'nin on be ayr yresinde benzer geleneklerle karlalr. Bu gnler genellikle ilkbahara veya sonbahara denk gelir. Coraf konum ve iklim artlar bu enliklerin yaplma zamann etkiler. Es ki bayram veya ayinlerin Anadolu corafyasna tanma zaman yledir:
112

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

A- lkbaharda: 1- ilkbahar (Erzurum) 2- lkbaharda, ilk perembe (Diyarbakr) 3- Mays aynn nc haftas (Bolu) B- Yazn: 1- Haziran a- Son pazar (Bolu) 2- Temmuz a- kinci hafta (Erzurum) b- lk pazar (Bolu) c- lk cumartesi (Bolu) - nc cumartesi (Sivas) C- Sonbaharda: 1- Austos a -Ortasnda (Balkesir) b- Altsnda (Sakarya) c- kinci perembe (Mula / Yalova) - Son Perembe (Mula) 2- Temmuz-Austos (Ar) - Dini bayramlarda: (Frat Havzas) D- Tarihi kesin bilinmeyenler: 1- Her yl (Erzurum) 2- Cuma-cumartesi (Elaz-Malatya) Geleneklerin yaph gnler: Perembe Mula dahil 4 yerde, cuma 1 yer de, cumartesi 3 yerde, pazar 2 yerde gemektedir. Dier yerlerde gn ad verilmemitir. Perembe ve cuma gn geleneklerin gerekletirilmesi, slm'n kabulnden sonra, din kutsal bir gn olarak dnlebilir. Cu martesi ve pazar gn ise, hafta sonu tatilinde topluca klabilecek gn ler olarak deerlendirilebilir.
113

bilig, Bahar / 2003, say 25

Trkiye'de deiik zamanlarda yaplan trenler, Hsiung-nu, u, Hun d neminden itibaren devam edegelen trenlerdir. Gemii en az yirmi bin yla dayanan enliklerdir. Trklerin slan, len veya toy adn verdikleri kurban trenleridir (Kprl 1981) Bu trenler en eski Trk dininin kaln tlardr. Bir dnemin mevsim bayramlarndandr. Kutsal da inanlar, mitolojik dnemden balar. Animistik dnce ya ps, semav dinler dneminde yerini dini dnce yapsna brakrken ar kaik dneme ait trenler de devam ettirilmitir. Yaadmz yzylda bi limsel dnce sisteminin yaygn olmasnn yan sra, hem din, hem de animistik dnce yaps "eren klt" etrafnda yaatlmaktadr. slm n cesi din veya dinlerinden slm sonrasna tanan birtakm inanlar ve ge lenekler, da ve eren klt erevesinde devam ettirilmektedir. Erzurum'un Narman ilesinde ve Malatya Elaz arasnda grlen enlik lerde da klt aka grlr. Da balarnda eren yoktur. Gelenek, a manizm inancnn atalardan kalan yalnl ile yaatlr. Dier yrelerde yaplm aratrmalarda da banda birer erenin olduu grlr. Gelene in srdrlmesinde har saylr bir din adam arac konumundadr. Balkesir'deki Kaz Da'nn nceki ad da Da'dr. Antik dneme ait ge leneklerin zerine aman inanc ve "eren klt" yerletirilerek gelenek bir anlamda el deitirmitir. Antik dnemden Hristiyan azizlerine, oradan Sarkz veya Fatma ad ile Hz. Peygamberin kz Fatma'ya telmihler yaplarak slam bir hatrlatma yaplmtr (Roux 1994) Anadolu'nun Trklemesin den nceki da klt ile Orta Asya'dan getirilen da klt rtrken bu inanlara bir de slam renk kartrlarak srdrld sylenebilir. Bykada'da yaplan kutlamalarn tarihleri belirEdir. Hristiyan gelenek leri erevesinde sren kutlamalara ve ritellere Hristiyan olmayanlar da katlrlar. Burada da tm insanl ilgilendiren gelecekten iyi eyler bek leme gayretleri grlr. Bu anlay din dncenin de tesinde bir gr nm arz eder. Kilise merkezli olan bu gnler, Hristiyanlk ncesi ok tan rl bayramlarn, Hristiyanlk sonras azizlere balanan kutsal gnlere d nmnden baka bir ey deildir (Eliade 1993; Boswell 1962) Sandraz Da'nn doruklarnda "Kartal Gl" bulunmaktadr. Eren yr y glden mezarla doru yaplr. Da banda gln bulunmas, eski
114

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

Trk inanlarnda grlen kutsal da ve "gk gl" anlayyla rtmektedir. Arkaik-mitolojik dnemlerde kahramanlarn olaanstlkleri olaanst vcut lleri ile vurgulanrd.Ouz Kaan (Kprl 1981), Dede Korkut (Gkyay 2000) bu tr kahramanlardandr. Din edebiyatta da benzer etki ler grlr. Sar Saltuk (EbuT-Hayr- Rm 1988), Hac Bekt- Veli (Glpnarl 1990) gibi evliyalarn olaanst fizik zellilikleri ve yete nekleri zerinde olumu anlatlar, gnmze olaanst byk mezarlar biiminde ulamtr. Modern veya yaln mitoloji dneminde ise, kahra manlarn olaanstlkleri manev g biiminde vurgulanmtr. Mitolo jik anlatlarn bu tr zellikleri mezar uzunluklarnda grlr. Trkiye'nin pek ok yerinde olduu gibi, Mula'daki iek Baba ve Koca Eren me zarlarnn uzunluklar inananlar iin, byk evliya veya eren kavramnn nasl tahayyl edildiini ortaya koymaktadr. iek Baba ad ayrca iek hastaln artrmaktadr. 1968 ylnda Orta Asya'da yaplan bir aratrmada, Koray blgesinde yaayanlar i ek hastalndan oka sz ederler. Aralarnda gzkmeden dolaan ve ek hastaln datan bir adamn varlna inanrlar. Bu hastal an cak akll bir amann durdurabileceini dnrler (Erden 1998) iek Baba bir dnemde iek hastaln iyi eden bir ermi olarak dnle bilir. Prof. Dr. Ahmet Yaar OCAK'in bir almasnda, genellikle da balarn daki mezarlarn hayal veli veya eren olabileceklerini belirtilir. Bu tr eren lerin daha ok Buday Dede, itlenbik Dede, nar Dede gibi yiyecek, madde, aa vb. isimlerle anld grlr. Mula'da da iek Baba ad bu anlaya uygun bir isimlendirmedir. Bu gibi veliler da klt ile ilikilidir. Dalarda ve yksek tepelerde var olduuna inanlan birtakm tabiatst ruhlar ve gler slmi devirde kimlii mehul vehlere dntrlmtr (Ocak 1992) Erzurum'un enkaya ilesinde akr Baba'ya klmadan ekin biilmez inan, eski Trk dini inanlarnn bir kahnsdr. Da ba ndaki riteller bir erene dayandrlr. Bylece kltler yaatlr. Da bana veya erene kma, buralarda ibadet etme, dilekte bulunma, kurban kesme gelenei slm inan zeminine tanr. badetler arasna na115

bilig, Bahar / 2003, say 25

maz klma ve adak kurban sunma yer alr. slm ncesi var olan "idik" veya "dhuk" gelenei (Atalay 1986; nan 1968) slm sonrasnda "adak"a dnr. Bu dnm sadece isimlendirmeyle ilgilidir. Zira Mula'da kurbann etinden kurban sahipleri de yerler. slmiyet'te adak kurbannn etinden kurban sahibi ve yaknlar ancak bedelini bir fakire deyerek yiyebilir, aksi halde kendine ait kurbann etinden yiyemez (lmi hal 1999) Mezar etrafnda dnme, eksi Trk inanlarndaki tapnmalarn srdn ortaya koymaktadr. Sandraz Danda yaplan enliklere, Alev-Snni ayrm yaplmakszn herkes katlr. Bu manzara slm ncesi inanlar ve ritelleri hatrlatr; slmiyet'in kabul edilmesinden yaklak bin yl gemesine ramen, eski inan ve davranlarn geleneksel olarak srdrld anlamna gelir. Kaynaka AKYALIN, Necmi (1998), Balkesir Yresinde Yatr Efsaneleri zeri ne Bir Aratrma, Balkesir. ALEKSEYEV, N.A. (1980), Trklerin Eski nan ekilleri, Novosibirsk. ALPTEKN, Ah Berat (1993), Frat Havzas Efsaneleri (Metinler), An takya. ATALAY, Besim (1986), Divan Lgat-it Trk Tercmesi, TDK Yay., I. ATSIZ (1992), k Paaolu Tarihi, MEB Yay. stanbul. BANARLI, Nihad Sami (1987), Resimli Trk Edebiyat Trihi, Mill Ei tim Bakanl Yay., stanbul. BONNEFOY, Yves, (2000), Antik Dnya ve Geleneksel Toplumlarda Dinler ve Mitolojiler Szl, (hzl. Levent Ylmaz) Dost Kitapevi Yay., Ankara, 2. Cilt. BOORSTIN J. Daniel (1996), Keifler ve Bulular nsann Kendini ve Dnyay Aratrmasnn yks, (ev. Fato Dilber) Trkiye Bankas Yay., Ankara. BOSWELL, W. George ve J. Russell Reaver (1962), Fundamenals of Folk Literatre, Anthropological Publications, Oosterhout. BURDURLU, brahim Zeki (1966), lkemin Efsaneleri, zmir.
116

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

CVEYN, Alaaddin Ata Melik (1998), Tarih-i Cihanga, (ev. Mrsel ztrk), KB Yay., Ankara. AY, Abdulhalk (1993), Trk Ergenekon Bayram Nevruz, 5.bs., Trk Kltrn Aratrma Enstits Yay., Ankara. DN, Abdulkerim (1997), "Bardz Yaylas'nda akr Baba'ya kma Trenleri," V. Milletleraras Trk Halk Kltr Kongresi Gelenek Grenek nanlar Seksiyon Bildirileri, KB Yay., Ankara, 125-134. EBERHARD, Wolfram, 2000, in Simgeler Szl, (ev. Prof. Dr. Ay kut Kazancgil- Aye Bereket), Kabalc Yay. stanbul. EBERHARD, Wolfram (1996), in'in imal Komular, (ev. Nimet Ulutu), 2.bs, TTK Yay, Ankara. EBULGAZ BAHADIR HAN (1996), ecere-i Terakime, Trkmenlerin Soy Kt, (hzl. Zuhal Karg lmez), Simurg Yay., Ankara. EBU'L-HAYR-I RM (1998) Saltuk-nme, (hzl. kr Halk Akaln), Kltr ve Turizm Bakanl Yay., Ankara. ELADE, Mircea (1994), Edebi Dn Mitosu, (ev. mit Altu) mge Yay., Ankara. ELADE, Mircea (1993), Mitlerin zellikleri, (ev. Sema Rifat), Semavi Yay., stanbul. ELADE, Mircea (1999), amanizm lkel Esrime Teknikleri, (ev. smet Birkan), mge Kitapevi, Yay., Ankara. ERDEN, Resmiye (1998), Trk Kltrnde amanizm ve aman Efsane leri, (Lisans Tezi) Mula. ERGN, Muharrem (1989), Dede Korkut Kitab I Giri-Metin-Faksimile, TDK Yay., Ankara. EROLU, Zekai (1937), Mula Tarihi, zmir. ESN, Emel (1978) slmiyet'ten nce Trk Kltr Tarihi ve slm'a Gi ri, stanbul. ESN, Emel (1976), "tken Y, (Trk Sananda Aal Da Hakknda Notlar)" Atsz Armaan, stanbul.
117

bilig, Bahar / 2003, say 25

ESN, Emel (2001), Trk Kozmolojisine Giri Toplu Eserler 1, Kabalc Yay., stanbul. FREUD, Sigmund (1998), Totem ve Tabu, Dnya Klasikleri, (ev. Niya zi Berkes) Cumhuriyet Yay., (Bask yeri yok), 2. Cilt. GK YAY, Orhan Saik, (2000), Dedem Korkut Kitab, Mill Eitim Ba kanl Yay., stanbul. GKYAY, Orhan Saik (1997), Ktip elebi'den Semeler, Mill Eitim Bakanl Yay., stanbul, 3. Cilt. GLPINARLI, Abdulbaki (1990), Menakb- Hac Bekt- Vel "Vilyet-nme", nklp Kitapevi Yay., stanbul. lmihal (1999), Trkiye Diyanet leri Vakf Yay., stanbul, 2 Cilt. NAN, Abdulkadir (1976), Eski Trk Dini Tarihi, Kltr Bakanl Yay., stanbul. NAN, Abdulkadir (1930), Birinci lm Seyahate Dair Rapor, stanbul. NAN, Abdulkadir (1968), Makaleler ve ncelemeler, TTK Yay., Ankara. NAN, Abdulkadir (1995), Tarihte ve Bugn amanizm Materyaller ve Aratrmalar, 4.bs., TTK Yay., Ankara. ZG, zkan (1989), in Elisi Wang Yen-Te'nin Uygur Seyahatnamesi, TTK Yay., Ankara. KARAAA, Gnr (1977), Kyceiz, stanbul. KARADA, Metin (1996), "Sarkz Efsanesi Varyantlar ve Karlatr mas," /. Trk Halk Kltr Aratrmalar Sonular Sempozyumu Bildirileri II, Kltr Bakanl Yay. (1996) 16-24. KPRL, M. Fuad (1981), Trk Edebiyat Tarihi, 3. bs., tken yay., stanbul. Moollarn Gizli Tarihi (1995), (ev. Ahmet Temir) 3.bs., TTK Yay., An kara. OCAK, Ahmet Yaar (1983), Bektai Menakbnmelerinde slm ncesi nan Motifleri, Enderun Kitapevi, stanbul. OCAK, Ahmet Yaar (1992), Kltr Tarihi Kayna Olarak Menkbnmeler (Metodolojik Bir Yaklam, TTK Yay., Ankara.
118

nal, Da Klt, Eren Klt ve enliklerinin Mula'daki Yansmalar

ONK, Nizamettin (1972), "Ar Da Efsaneleri" Trk Kltr, (Ocak1972) S.lll, 179-185. GEL, Bahaeddin (1995), Trk Mitolojisi (Kaynaklar ve Aklamalar ile Destanlar), 2.bs., TTK Yay., 2 Cilt, Ankara. GEL, Bahaeddin (1994), Trk Mitolojisi II, Mill Eitim Bakanl Yay., stanbul. NAL, Mehmet Naci (2002), Mula Efsaneleri (Aratrma-nceleme), Mula, (Yaymlanmam alma) ZEN, Kutlu (2001), Sivas Efsaneleri, Sivas. TANER, Nuri (1995), Yalova Folkloru, stanbul. TEKN, Talat (1988), Orhun Yaztlar, TDK Yay., Ankara. TRKBAY, Nilgn (1997), Hendek Efsaneleri, Elaz, (Yaymlanmam Yksek Lisans Semineri) TTNC, Zekiye (1998), "Bolu linde Bayramlar Anma Gnleri, Fes tivaller," II. Trk Halk Kltr Aratrma Sonular Sempozyum Bildirileri, KB Yay., Ankara, 363-378. ROUX, Jean-Poul (1994), Trklerin ve Moollarn Eski Dini, (ev. Aykut Kazancgil) 2.bs., aret Yay., stanbul. ROUX, Jean-Poul (1999), Eskia ve Ortaa Altay Trklerinde lm, (ev. Prof. Dr. Aykut Kazancgil), Kabalc Yay., stanbul. SEYDOLU, Bilge (1985), Erzurum Efsaneleri (Erzurum'da Belli Yer lere Bal Olarak Derlenmi Efsaneler zerinde Bir nceleme) Kl tr Bakanl Yay., (2.bs., Erzurum Efsaneleri, Dergh Yay., stan bul (1997) Ankara. SEYDOLU, Bilge (1995), Mitoloji zerine Aratrmalar Metinler ve Tahliller, Kayseri. YALMAN (Yalgn), Ali Rza (1993), Cenupta Trkmen Oymaklar I, (hzl. Sebahat Emir) Kltr Bakanl Yay., Ankara. YAVUZ, Muhsine Hahme (1993), Diyarbakr Efsaneleri Derleme-Aratrma-nceleme, 2.bs., Doruk Yay., Ankara.

119

big, Bahar / 2003, say 25

Kaynak Kiiler BALARAN, Murat (1952 Kyceiz doumlu, niversite mezunu, muha sebeci, derleme tarihi 1999). BELGRAT, Nebi (1936 Beyobas beldesi/Kyceiz doumlu, k okul mezunu, ifti, derleme tarihi 1999). BlLGl, Mehmet Nuri (1931 ayhisay ky /Kyceiz doumlu, okur-yazar deil, konar-ger yaamndan sonra 1936 ylnda yerleik ha yata gemiler imdi iftilik yapmaktadr, derleme tarihi 1999). BULUT, Glcan (1980 istanbul doumlu, renci, derleme tarihi 2002). TlLKt, Mustafa (1930 Beyobas beldesi/Kyceiz doumlu, ifti, derle me tarihi 1999).

iek Baba enliklerinin Yapld Sandraz Da'nn Yer Ald Harita


120

nal, Da Kll Bren KviLA ve enliklerinin Mula'deki Yansnt&cm

Resim 1: iek Baba yatn ve namaz sonras dua eden ziyaretiler.

Resim 2: iek Baba mezardan toprak alan bir ziyareti.

121

bili, Bahar/ 2003, say 25

Resim 3: iek Baba enliklerine katlan bir gmp ziyareti.

Resim 4: iek Baba'da kesilen kurban ocaklarda eviren ziyaretiler.

122

Reflections of the Mountain Cult, Cult and Festival of Saints in Mula


Assis. Prof. Dr. Mehmet Naci NAL Abstrac: Believes around the mountain cult are seen in many areas in the world. in Mula the traditions related to the mountain cult are stili alive. Believes and rituals from the pre-Islamic period continued after islam. The cult of saints replaced the mountain cult in many areas. The tombs of these saints are on mountain summits. The traditions around the tomb of iek Baba on the Sandraz Mo untain in Mula are stili alive. The time of the ceremonies changes from one region to another. in some regions these ceremonies are performed during summer and autumn; in other regions they are carried out up to eight times a year. These festivals ha ve the remnants of the old Turkish religion. Key words: The mountain cult, cult of saint, festival of saints, transformation of tradition.

* Mula University Faculty of Science cmdArs - MULA onaci@mu.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 99-124 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Ztlk Kavram ve Divan iirinde Zerre-Gne Sembolizmi


Yrd. Do. Dr. Ali YILDIRIM zet: Youn bir zihin faaliyetinin rn olan iir, duygu ve d ncelerin birer tecrbe alandr. Bu duygu ve dnceler, airin dimanda yeni yeni anlamlar kazanr ve deiik bilekeler olu tururlar. D ve i dnyaya ait karmak yapy anladmz ve zebildiimiz lde metinlere yaklammz da farkl olacak tr. Divan iirinin dayand temel kaynaklardan birisi de, ayn zamanda, varl (varoluu) veya yokluu deiik boyutlaryla irdeleyen tasav vuftur. Vahdet-i vcut anlay balamnda deerlendirilen "vahdetkesret" kartl, varlk leminde de bir takm paralel kurgularla rneklendirilmitir. Divan iirinde sk sk rastladmz zerre-gne kartl (veya aynilii) da ite byle bir yap arz etmektedir. Anahtar Kelimeler: Ztlk, varolu, zerre, gne, vahdet-i vcut, Divan iiri. Yaratln temel(z)'inde ztlarn bir araya gelmesi, birbirlerini ikmal et mesi sz konusudur. Tasavvuf inancna gre btn kainat gerekte Al lah'n isimlerinin tezahr veya tecellisi olmaktan baka bir ey deildir. Bu balamda "Allah lemi yaratt" demek, lem izaf ve snrh varoluunu Allah'n mutlak ve sonsuz varlndan alr ve lemde gzlemlediimiz zellikler O'nun sfatlarnn donuk bir yansmasndan baka bir ey deil dir, demektir (Chittick 1997: 170). Allah'n celal ve cemal sfatlar nokta sndan deerlendirilen gazap-rza, ceza-af, kahtr-ltuf, zhir-btn, evvelhir, kbz-bst vb. sfatlar, ztlarn bir araya gelmesi eklinde ortaya k maktadr. Bu itibarla, btn ztlar Allah'ta birletii iin O'na "Mecma'lezdd" denilmitir. "ey"ler veya kavramlar ancak zddyla bilinebilirler.
Frat niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm - ELAZI bittg Baha / 2003 say 25: 125-138 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

Ac-tatl, gzellik-irkinlk, siyah-beyaz, gndz-gece, er-hayr, fayda-zarar vs. Bunda insanlar dnmeye sevk eden ilah bir hikmetin varl p hesizdir. Dolaysyla btn eyann varl "esma'l-hsna"ya dayanmak tadr. Bu noktada Harraz: Allah' iki zdd badatrarak tandm" demek tedir (Uluda 1995: 586). Yine William Chittick, bu itibarla yle der: "Genel olarak slam dncesi asndan korelasyon ve tezatlarn nemi Kur'an ' dikkatle okumu olan herkes iin aka ortaadr,i' (1997: 264). Dier felsef akmlarda deiik alglama ve anlaylarn ortaya kmasna sebep olan varlk ve yaratl, tasavvuf dnce ve irfanda da teden be ri bir takm farkllklar ve benzerlikler iinde tartlagelmitir. Btn bun larda bir lah hikmetin olduu ortadadr. "Hikmet" sz ile tasavvufta "lah srlarn ve gereklerin bilgisi, varlklarn var olu amalarnn kav ranmas, sebeplerle bunlarn sonular arasndaki ilikilerde lah iradenin rolnn kefedilmesi" kasdedilmitir. Yine bn Arabi'nin tasavvuf anla yna ball ile tannan Abdrrezzak- Kaan, "hikmet"i, asllarna uy gun olarak eyann mahiyeti, nitelikleri, zellikleri, hkmleri, sebep-sonu balants; varlklarn arasndaki sk dzenin srr hakknda bilgi sa hibi olmak, bu bilginin gereine gre hareket etmek, olarak deerlendir mektedir (Kara 2000: 519). Bu noktada Hz. Peygamberdin "Allah'm, ba na eyann hakikatlerini olduklar gibi gster" hadisi de sk sk vurgulan maktadr (Aziz-i Nesef 1997: 14). Vcud- Mutlak olan Allah'n dndaki mevcudatn varl (veya yokluu) deiik boyutlarda ortaya konulmaya ahlmtr. Tasavvufun temel d ncelerinden olan vahdet-i vcut, Allah'n dnda bir varl esasnda var kabul etmeme anlay olarak grlebilir. Allah, byk, kudretli, celal ve azamet sahibi olduu hlde, lemde bulunan her ey, kk, clz, zayf ve gszdr. Allah akn (mnezzeh, mteal)'dr; buna karlk lem ikin (immanent, tecrb)'dir. Hakiki anlamda yalnz Allah gerektir; dolaysy la Allah'n dndaki her ey geici ve gerekddr. Buna gre "Her ey O'dur" dncesinin yannda "Hibir ey O deildir" anlay da vardr. Ol ki hrd-i ceml-i yrden mahrum olur Zulmet-i gamda vcdu zerreve ma'dm olur (G LXXXII/1) (Fehm-i Kadim)
126

Yldrm, Ztlk Kavram ve Divan iirinde Zerre-Gne Sembolizmi

(Yarin cemalinin gneinden(cemal-i lah) mahrum olann varl, zerre gibi gam karanlnda(kesret) yok olur) Shya lutfu eer klsa zerre-perverlik Yeter makam-1 msvt- fitba Sha (K.I / 59) (Fuzul) (O'nun lutfu eer Sha gibi kk ve snk bir yldza zerre leri koruyuculuk ve besleyicilik verse, Sha'nn makam g nele ayn olurdu) Vcud- mutlak ve ayn zamanda Hsn-i mutlak olan Allah, varlnn bi linmesi gzelliinin sevilmesi iin mevcudat yaratt. Bu yaratksn teme linde "Ak- Zat" olarak adlandrlan gerek ak vardr. Tasavvuf erbab, Allah'n "Ben gizli bir hazine idim, bilineyim, tannaym diye mevcudat yarattm" hadis-i kudssini her zaman iin bir dayanak olarak ifade etmi lerdir. Bu hadiseye bal olarak, tasavvuf erbab "ayna" semboln sk sk kullanmtr. Mevcudat, zellikle de insan, Allah' grmeye, bilmeye, ta nmaya ve sevmeye sebep olan ayna mesabesinde grlmtr. Buna g re, genel anlamda vahdet-kesret ikilemi veya ztl gibi bir durum ortaya kmaktadr; ancak bu durum, ztlk (eliki, kaos)'tan te bir mkemmel lii ortaya koymaktadr. nk Allah tek olduu iin btn ztlar O'nda birleir ve tek olur. Burada akn (mteal, mnezzeh) mutlakl ierisin de Mutlak'n vcut (varlk) ve adem (yokluk) ztlnn tesinde bulundu u anlay yatar. Sem'a girse n'ola cm- meyden zhid-i hyr Ki raks- zerreye hrd-i lem-tb olur b'is (G 29/2) (Bak) (Akll (aktan uzak) zahit, iki (lah ak) ierek sema'a girip dnmeye balasa buna alr m? Zira zerrenin dans etmesine(ortaya kmak) lemi aydnlatan gne sebep olmaktadr.) Afitbm sen bizi reddetmek etme zerreler Bir gn olmaz kim ola ol mihr-i rahndan cda (G 2/6) (Enver) (Gneim! (Ey Allah'n) bizi reddetme. nk zerreler o parlak gneten (lah nur) bir an bile ayr olamazlar; -n k varlklar O'na baldr.)

127

bilig, Bahar / 2003, say 25

Fizik kanunlarna gre ayn kutuplar (zt olmayanlar) birbirlerini iterek uzaklatrrlar; ancak zt kutuplar birbirlerini ekerler. Yani bir araya gel me zellii ile bir "btnleme" ve "tamamlama" iindedirler. Onun iin tamamlaycln bir ztlk gibi anlalmamas gerekir. Bu balamda baz karklara yol aan durum, bazen ayn eylerin bak asna gre, kimi kez tamamlayc, kimi kez de zt olarak alglanabilmeleridir. Bu durumda ztln en aa ya da en yzeysel bak asna ve tamamlaycln ise daha yksek ya da daha derin bir bak asna karlk geldii her zaman iin sylenebilir. ki e arasnda grnte var olan ve belirli bir varolu dzeyinde greli bir gereklie sahip olan ztln sentez ya da tmleme ile yksek bir dzeye geerek, uyum iinde zlmesi ya da yok olmas gerekir (Guenon 2001;s.47). Her kartln, farkll ortadan kaldracak metaforik bir yn vardr. Zulmeden ile ifa veren arasndaki, haz ile ac arasndaki, nihayet k ile mauk arasndaki farkllklar ortadan kalknca, ben ile teki kavramlar geerliliini yitirir, her ey akn (trancendental, mteal) bir birliin iinde eritilir (Andrews 2000: 93) Birbirlerini btnleyici zelliklerden yoksun olarak alglanan ztlklarda bir eliki vardr. Bu eliki varl kaosa ve zmszle gtrmekte dir. lk balangta veya balangtan nce- buna yaratltan nce de di yebiliriz- ztlklar yoktu. Bunlarn hepsi varlklarn yaratlarak eitlenme sinden ve bu eitli varlklarn evrensel ekim kurallarnca birbirleriyle te maslar sonucunda ortaya kmtr. Biz bu okluk ve eitlilii "kesret" terimiyle ifade ediyoruz. Eer eitlilik ve hareket sona ererse, ztlklar da ortadan kalkar. Kendi varln ve hareketlerini bir nevi "hi"e indirgeyen varl ztlklar artk etkileyemez. Dolaysyla bu varlk dier hibir varlk ile atma ve elime hline girmez; nk o artk sonsuzlua ynehr ve tabiri caizse hibir ekime kaplmaz bir durumda ntrleir. Bu ntrleme noktas tm ztlklarn uyum hline girdikleri ve zmlendikleri nokta dr. Bu merkez nokta, slm maneviyatnn, tm kartlklar ve ztlklar birletiren "lah makam" adlandrmasna karlk gelmektedir. Merkez noktada zahir bak alar iin sz konusu olan tm farkllklar (ayrm lar) almtr. Tm ztlklar ortadan kalkm ve mkemmel bir dengenin iinde zmlenmitir (Guenon 2001;s.51).
128

Yldrm, Ztlk Kavram ve Divan iirinde Zerre-Gne Sembolizmi

Zerrenin iindeki hrd-i lem-tb gr Katreye kendyi teslim eyleyen deryaya bak (G 250/5) (Ha yal Be) (Zerrenin iindeki lemi aydnlatan gnei gr; kendisini bir damlaya teslim eden denize bak) lem-i hsnnde ruhsr u dehnn kl hayl Zerresi hrd-i lem-tb gelsin emine (G 336/4) (Nail) (Onun gzellik leminde yzn (yanak) ve azn hayal et; senin gzne zerresi lemi aydnlatan gne gibi gelsin.) Mihr ile raks iderdi tozum zerreve benm Grbl ile bu hk-i vcdum elenmedin (G 397/5) (Bak) (Bu vcut (varlm)topram kalbur ile elenmeden (yaratl madan); tozum zerre gibi ak ile dans ederdi.) Bilindii gibi Divan iirinin beslendii ana kaynaklardan birisi de tasav vuftur. Tasavvuf remiz ve kurgular, varln tefekkr noktasnda Divan iirinde her zaman iin karmza kmaktadr. "Mikrokozmos" ve "Makrokozmos" olarak adlandrlan i lem ve d lemi tanmak veya onlarda ki hikmet dolu, akllara halel getirici, artc hlleri mahede ile tefek kr etmek insann asl grevlerinden saylmtr. Divan iirinde gne ve zerre tasavvurlar ile sk sk karlamaktayz. Bu ve benzeri kurgular, "Mutlak Varhk" esas itibaryla tecrbe etme veya kavrayabilmenin do rudan veya dolayl ifade edi ekilleridir. Tasavvuf erbab, Hakikatin me tafizik yapsnn bir takm karmak, zor ve girift ynlerini aa karmak veya izah edebilmek iin baz mecazlar kullanmlardr. Etmeziz pe eye biz plden eksk nazar Zerreyi mihr grr katreyi derya biliriz (G 208/2) (Hayal) (Biz sivrisinee filden aa (kmseyici) bir nazarla bak mayz; zira biz zerreyi gne, damlay deniz gibi grrz)
129

bilig, Bahar / 2003, say 25

Muhyiddin-i bn Arab ztlarn badatrlmas noktasnda unlar syler: "Ruhu bir nurdur n tabiat bir karanlk Evet ikisi de insan varlnda iki zt zellik" Bu iki zt zellik birbirine ters der. Birbirine ters denler ise birbiriyle atrlar. Her biri dierine sahip olmak ister. Onun zerinde mlkiyet kurmak ister. Buna gre k bilir ki, kart da olsalar, her ikisi de, gece de gndz de, karanlk da nur da birbirine bitiiktir. Ak gene bilir ki, bi rinin dierinin iine girmesi mmkndr. yleyse iki zt eyin ucunu (arasn) birletirmem iin Hakk' halkta sevmi olmam da bana hibir za rar vermez (M. bn Arab 1998: 132). Zerreyi hrd-i enver katreyi umman eder Akdr bu etdirir mru Sleyman ile bahs (Pervane Bey Mec muas) (em') (Ak yle bir eydir ki, zerreyi en parlak gne, damlay deniz eder; karncay da Sleyman'la konuturur, bahse tututurur) Vcud- Mutlak olan "vahdet" ile "kesret" arasndaki iliki balamnda fenomensel (grntsel) lemden "ikizleme"ler yaplmtr. Deniz-dalga (veya damla), mrekkep-yaz, ayna-grnt, k (nur)-karanhk (zulmet), damla-yamur (izgi veya ip gibi grnmesine bal olarak), k (kor)zgi veya dairev ekil (srekli dz veya dairev hareketle birlikte), gne-zerre vs. gibi tebih ve mecazlar, "vahdet" ve "kesret" anlayn ifa de etmede sk sk ba vurulan sembolik rneklerdir. Mslman filozoflar metafizikte ve zellikle vahdet-kesret ya da Mut lak Hakikat ile zahir varlklar arasndaki eliik gibi grnen ilikiyi aklamada mecaz ve tebihler kullanmaya mtemayildirler. Metafizik mecazlarn sk kullanlmas slam felsefesinin ve aslnda Dou felsefe sinin temel zelliklerinden biridir. Fakat bu iirsel bir ss olarak d nlmemelidir. Tm bu mecazlarn bilisel bir ilevi vardr (Izutsu 2001;s.30). Gne-zerre ztl, ikilemi veya aynilii varlk lemine aitlik ynyle vahdet ve kesret ztlklarnn birlii sonucunu karacaktr. Bu durum
130

Yldrm, Ztlk Kavram ve Divan iirinde Zerre-Gne Sembolizmi

"Mutlak Varlk" ile varl "Mutlak Varlk"a bal olan "fenomensel var lklar" arasnda ayrm karakteri tayan bir zdelik haline dnr. G ne, yani nuru sembolize etmektedir. Bu da "Mutlak Varlk" veya Mutlak nur ile ayn ey demektir. Buna karlk zerre, yokluu, hilii ve karanl (zulmet) sembolize etmektedir. Dolaysyla gne "te"yi ifade ederken, zerrenin timsalinde btn fenomensel (grntsel) varlklar ka ranla indirgenmektedir. Olsa dillerden aceb mi zulmet-i gam ber-taraf Zerre-perver fitb- lem-rdr gelen (K 4/2) (Neat) (Gnllerden gam karanl giderilse yeri deil mi; zira ge len zerrelerin varlna sebep olan parlak gnetir) Fenomensel kesret dnyas, z itibaryla, salt zulmettir. Fakat ayn za manda, bu asl zulmetin grnrde nura dnt bir yn de vardr. Dn ya bir nurdur. Dier bir deyile, zulmet, fenomensel olarak nur eklinde grnr. Bu bizim varlk dnyas ile olgusal karlamamzla yz yze geldiimiz ilk paradoks (zthk)'tur (Izutsu 2001: 62). Zerre kkl, acziyeti, grnmezlii veya grnr olmasnn sebebi nin baka bir varla bal olmas ynlerinden tamamyla kesret lemini sembolize etmektedir. Kendisinde yeterli varolu nedenine sahip olmayan varlk "mmkin" varlk diye tanmlanabilir. Buna gre byle bir varlk kendi kendisiyle hibir ey deildir; kendisinin hibir eyi de, kendi mal olarak kendine ait deildir. Birey olarak insan tekinin durumu da byle dir. Ayn ekilde, hangi durumda olursa olsun yaratlm btn varlklarn durumu da ayndr; nk klli varln dereceleri arasndaki fark ne olur sa olsun, Mutlak Varhk'n karsnda bu fark her zaman bir hitir (Guenon 1989: 49). Gne ise zerreye nispetle varl ayan beyan ortada olmasna ramen, parlakl ve youn nlar ile grnmeyi engellemektedir. Bura da gne Tek'in (Allahu Ahad) mkemmel sembol olarak kendini gste rir. Bu lke zorunlu varlktr; yani "Vacib'l-vcut"tur (Guenon 1989: 47).
131

bilig, Bahar / 2003, say 25

Cr'a-ifeyz dke arza in- hrid Cmle zerrt girip raksa ola mest-i lika ( G 9/4) (Hayl) (Gne kab yeryzne feyiz yudumlar dksn ki zerrelerin hepsi dans edip, "yz"n sarhou olsunlar.) Bana vcd veren zerre gibi mihrindir Kimin zcmri yo ise zuhuru olmaz imi (G 29/2) (Yahya Be) (Bana zerre gibi varlk veren senin gne (ak, efkat veya var lk)'indir; herkimin arkas, destei olmazsaykselemezmi). Zerreler bilindii gibi havada direkt olarak grnmezler; ancak k bir huzme hlinde (nur) aksettiinde belirgin olurlar ve grlebilirler. Bu pa ralellik ve mantksal ileyite tm kesret lemi Mutlak Varhk'n nuru ile grnr hle gelmektedir. Bu nur ve buna bal "grnrlk", kesretin kendi nuru deildir; ancak, ayn zamanda zulmet olarak deerlendirilen bu lem mutlak nurun bir sonucu veya rndr. Bu dnyada grlen va rolu, "Mutlak"n kendisi olan varolu nurunun bir trevi ve tecellisinden baka bir ey deildir. Kendi bana ele alndnda bir hi ve zulmet olan her fenomensel varlk, ite bu anlamda bir gereklik ve bir nurdur. Dola ysyla zulmetin ortaya kmas hadd-i zatnda nurun ortaya kmasna iaret eder. Fenomensel nurun fiziksel gze nur olarak grnmesi nedeni, sadece ve sadece onun son derece zayf bir nur olmasdr; nk bu nur, saf bir nur olmak yerine salt bir yansma (tecelli) ve yansm bir grn tden ibarettir. Mutlak saf haldeki nur, grlemeyecek kadar parlak ve gz kamatrcdr. O, gzleri kamatrr; o, zulmettir (Izutsu 2001: 64). Tasavvuf erbabnn zaman zaman dile getirdii nur- siyah (siyah nur) bu hldir. Siyah nur sufinin fenann bekaya dnmesinden hemen nce girdi i hassas ve zarif bir ruh durumudur. Bu durum sufinin Mutlak'a ar dere cede yakn olmasndan ortaya kan bir zulmettir. Gne-zerre, deniz-damla benzetmeleri ile sz konusu eylerin ztl veya aynilii fena ve bekay u ekilde sembolize etmektedir: Dnyadaki tm zerrelerin, lah vahdet nlar arasnda silinip yok olmas, tpk su damlalarnn denizde yok olma s gibi fenaya iarettir; bekaya yaplan atfta ise, buradaki tm zerrelerin, vahdet deryasnda eriyip yok olmasndan sonra-yani balangtaki yokluk
132

Yldrm, Ztlk Kavram ve Divan iirinde Zerre-Gne Sembolizmi

durumuna geri dndrldkten sonra- bir tek Gereklik'in ok saydaki te cellileri olarak tekrar hayat bulmalardr (Izutsu 2001: 76). Mevlana Celaleddin-i Rum, 13. Yzylda, eer bir atomu keserseniz orada ok kltl m (minyatr halinde) bir gne sisteminin grlebileceini sylyordu: " inde her atom(zerre) bir gne saklar; Derken, atom azn yle bir aar, Bu gne ayet bir karsa o pusudan, Gkler ve yer tuz buz olur ltsndan" Mevlana, ak ak sylyor ki, her bir zerrede dnyay kl edecek bir g gizlidir (Meyerovitch 2001: 22). Nr grmez tlib-i ddr- cnn olmayan evk bulmaz zerre-i mihr-i dr ahan olmayan (G-190/1) (Enver) (Sevgilinin yznn talibi olmayanlar nuru(vahdet) gre mezler; parlak gnein zerresi olmayanlar ak veya k bu lamazlar.) Beyitlerde geen zerrelerin, ortaya k veya yok olu sebepleri gnee balanmaktadr. Bu anlamda zerreler, yokluu ifade etmek ynyle "srlar"a karlk gelmektedir. Srlar (esrar) ile klar (envar) birbirlerini ta mamlarlar; nk srlar insann ya da kozmosun gizli eilimlerini yans trken, klar, derinliklerinde yatan eylere boyun emeyen potansiyelle rini gerekletirerek, srlar yanstan Varlk'tan fkran eyler veya parl tlardr. Bu, bizim arketiplere denk den "srlar" ile varoluun kaynanda bulu nan lah sfatlara denk den "klar" arasndaki ilikiyi ele almamz salar. Olaylarn bir ynne gre"klar" varoluu "srlar"a atfeder. Yal nz srlar hibir zaman ortaya kmazlar; "klar" srlar ortaya kararak ayn zamanda onlarn stn rterler. ncekini tamamlayan baka bir y ne gre ise, srlar Varhk'n tek n farkllatrarak "klar" kutuplatrrlar (Burckhard 1997: 204).
133

bilig, Bahar / 2003, say 25

SrrT-esrarMan madd nesnelere kadar tm varlk lemi, metafizik adan niha olarak birdir. Bu yaklam genellikle varln akn (mteal) birlii yani vahdet-i vcut olarak bilinen retidir. Tm mevcudat ayn anda hem kesrettir hem vahdet ve hem vahdettir hem de kesret (Izutsul998: 80). Zerremdedir meme-i ferzend-i fitb Katremdedir yetme-i sad-end-i fitb (G 3/1) (Mnif) (Gne ocuunun dfyata (dou yeri) zerremdedir; gnein birka yz paras veya yetimlii (esizlii) bir damlamdadr.) Zerre-i pr-sz- hrd-i ruh- cnneyiz Dg-sz- sne-i sad-fitb- maheriz (G 161/3) (N'il) (Sevgilinin yanak gneinin yakclklarla dolu zerresiyiz; Maherin yzlerce gneinin s ine s inde ki yaralar yakarz.) Sonu olarak, farkl kaynak ve dnrlerin de deiik ynleriyle ifade et tikleri gibi, gne-zerre ikilisini var olmann "vahdet-kesret" boyutuyla rttrmek her zaman iin mmkn gzkmektedir. Tasavvuf ve tefekkr leminde varlna vkf olunan ancak mahede edilemeyen eyler ve kavramlar iin bilinen ve grnen lemden birtakm benzetme ve mecaz lar kullanlagelmitir. Gne-zerre ztl veya aynilii de byle bir benzet menin uzantsdr. Gne ve zerre ile sembolize edilen varlk-yokluk veya nur-zulmet birbirinin iine yle girmitir ki bunun neticesi olarak ortaya mkemmellik kmtr. Ancak rnekler d lemden seilmekle birlikte burada kasdedilen niha hedefin "mikrokozmos" veya "alem-i sair" deni len kk lem yani insan olduu aktr. nk kk lem byk lemin aynas hkmndedir. "Allah" ismi d lemde dank ve ok tezahr etme sine karlk, insanda topluca ve tek olarak tezahr etmektedir. Hz. Pey gamber onun iin bir hadis-i erifinde "Allah, Ademi kendi suretinde ya ratt", bir dierinde ise "Kendini bilen Rabbini bilir" demitir. Zerre-gne ztl veya aynilii, ayn zamanda insan olmann ne anlama geldiini ortaya koyan tasavvuf anlayn bir paras veya iirdeki bir uzants olarak karmza kmaktadr.
134

Yldrm, Ztlk Kavram ve Divan iirinde Zerre-Gne Sembolizmi

Kaynaka ANDREWS, Walter (2000), iirin Sesi Toplumun arks, (ev. Tansel Gney), st. Antakyal Mnif Divan (1999), (haz. Sabahattin Kk), Ankara. ARMAAN, Mustafa (1999), slam'da Bilgi ve Felsefe, stanbul. Aziz-i Nesef (1997), Hakikatlerin z, (Haz.M.Murat Tamar), stanbul. Bak Divan (1994), (haz. Sabahattin Kk), Ankara. BURCKHARD, Titus (1997), Akln Aynas, (ev. Volkan Ersoy), stanbul. CHITTICK, William (1997), Varolmann Boyutlar, (ev. Turan Ko), stanbul. GUENON, Rene; (1989), slam Maneviyat ve Taoculua Toplubak, (evJVI. Kank), st. (2001), Yatay ve Dikey Boyutlarn Sembolizmi, (ev. Fevzi Topaolu), st. Fehim-i Kadim (1991), Hayat, Sanat, Divan' ve Metnin Bugnk Trke si (haz, Tahir zgr), Ankara. Fuzul Divan (1992) (haz. Kenan Akyz vd.), Ankara. Hayal Divan (1992) (haz. Ali Nihat Tarlan), Ankara. IZUTSU, Toshihiko (2001), slam Mistik Dncesi zerine, (ev. Ramazan Ertrk), st. ; (1998), slam'da Varlk Dncesi, (ev. brahim Kaln), stanbul. KARA, Mustafa (2000), slam Ansiklopedisi "Hikmet" md. C.17, Ankara. MEYEROVTCH, Eva de Vitray; (2001), Gnein arks, (ev. Cemal Aydn), stanbul. MUHYDDN- bn Arab; (1998), lah Ak, (ev. Mahmut Kank), stanbul. Nail Divan (1990), (Haz. Haluk pekten), Ankara. Neat (1986), (Semeler) (Haz. smail nver), Ankara. Pervane Be Mecmuas; Topkap, Badad Ktp., No: 406(2629). ULUDA, Sleyman; (1995), Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul.
135

bilig, Bahar / 2003, say 25

mm Divan airleri ve Enver Divan (2000), (haz. C. Kurnaz-M. Tat), Ankara. Yahya Bey ve Divanndan rnekler (1983), (haz. Mehmed avuolu), Ankara. YILDIRIM, Ah (1999), "16. Yzyl mm airlerinden Enver ve iir leri", Trk Dnyas Aratrmalar, S. 118, stanbul, ss. 185-216.

136

The Concept of Contrarness and Atom-Sun Symbol izm in Divan Poetry


Assis. Prof. Dr. Ali YILDIRIM Abstrac: Poetry, which is the product of an intellectual activity, is a field where feelings and thoughts are reflected. These feeling and thoughts gain new meanings in poet's mind and form new meanings. The way we comment the literary texts will be different as long as we understand and solve the complex structure of both worlds. One of the main sources Divan poetry based on is Sufism which discusses (examines) existence and non-exsistence from different sides. The contrarines of polytheism which is thought in the sense of monotheism has been told in detail in phenomenic world. Atom sun contrarines which we often meet in Divan poetry shows such a structure. Key words: Contrariness, existence, atom, sun, monotheism, Divan poetry.

* Frat niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm - ELAZI bittg Baha / 2003 say 25: 125-138 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Ulu Bey Zci'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi


Yard. Do. Dr. Salim AYDZ zet: islm astronomi tarihinin en ok tannan isimlerinden birisi olan Ulu Bey'in bilimsel faaliyetleri ve onun Semerkand Rasadhnesi'nde mehur astronomlarla birlikte hazrlam olduu Ulu Bey Zci, astronomi tarihinin en mhim almalarndandr. Bu a lmada Zic'i hazrlayan Ulu Bey'in hayatna ksaca deinildikten sonra Zic'in nemine iaret edilmi ve Osmanl corafyasna girii anlatlmta. Daha sonra Zc'in Arapa ve Trke evirileri zerin de durulmutur. Zic zerine islm dnyasnda yaplan eitli al malarn ele alnd son ksmda yazma halinde bulunan nshalarn bulunduklar ktphaneler de gsterilmitir. alma Ulu Bey Zici'nin nemini, yaygnln ve farkl lkelerde zerine yaplan e itli almalarn zenginliine dikkat ekmektedir. Anahtar Kelimeler: Ulu Bey, Ali Kuu, zc, takvim, mneccim, Rasathane, Semerkand Rasathanesi.

Giri
slm dnyasnda astronomi almalarnn dier ilimlere gre daha erken bir dnemde balamasnn ve ksa zamanda dier ilimlerin fevkinde bir ilerleme gstermesinin arkasnda, hi phesiz ibadet vakitlerinin hassas bir tarzda tanzim edilme ihtiyacnn bulunduu bilinmektedir. Ancak bu nun tesinde, Mslman bilim adamlarnn doudan Hint ve in, batdan da Yunan bilimsel birikimlerinden iyi bir miras devralmalar ve bunu ye rinde deerlendirerek ileriye gtrmeleri de ciddi bir etken olmutur. Bu medeniyetlerden intikal eden astronomi eserlerinin mhim bir ksm, pek ok problemin zm iin ihtiya duyulan altyapy belirli bir seviyeye getirmi bulunmaktayd. Mslman astronomlar dn ihtiyalardan doan
* Fatih niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi, Tarih Blm, STANBUL sa@fatih.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 139-172 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

ilm almalarndan ortaya kan altyap avantajyla, dier medeniyetler den intikal eden miras bir arada deerlendirerek astronomi ilminin prob lemlerini byk lde zmeye almlar ve bunda da byk baar el de etmilerdir. Zamann gemesiyle Mslman astronomlar, daha iyi ve dakik neticelerin elde edilmesinin ancak uzun sreli ve doru rasadlar so nucunda elde edilebilecei gereinin farkna varmlardr1. Badat ve am gibi merkezlerde baz rasadhnelerin var olmasna ramen ciddi ve dakik gzlemlerin ancak iyi donanml rasadhneler vastasyla mmkn olacan zamann hkmdarlarna ifade eden astronomi limleri, istedik lerini ancak Hkmdar Hlagu (1253-1265) zamannda elde ettiler. Nasiruddin Ts'nin (. 1274) gayretleriyle alan ve Zc-i lhan?mn hazrlan masyla almalarn tamamlayan Meraga Rasadhnesi'ni Semerkand'ta alan Ulu Bey Rasadhnesi takip etti. Bu rasadhne aada da ifade edilecei zere Meraga'da hazrlanan zcin tashihi gayesini gtmekteydi. Ulu Bey (1394-1449) ve etrafndaki sekin astronomlar tarafndan bu rasadhnede hazrlanan Zc, ksa zamanda slm dnyas ve Avrupa astro nomlar arasnda kullanlmaya baland. Bu almada ele alnacak esas konu, Ulu Bey Zcz'nin Osmanl coraf yasnda yaayan astronom, muvakkit ve limlerin almalarna etkisi ve tesiri yannda bu kimselerin zc zerine yaptklar tercme, erh, haiye, teshl ve tashih ahmalar hakkndadr. almada ncelikle Ulu Bey ve arkadalaryla birlikte hazrladklar Zc hakknda ksa bilgi verilmekte, daha sonra Farsa olarak telif edilen zcin Trk-slm medeniyetinin dier dilleri olan Arapa ve Trke'ye tercmesi ele alnmaktadr. Bundan son ra zcten faydalanlarak yaplan almalarla, teshl ve tashih ahmalar deerlendirilmektedir. Bahsedilen konularda tesbit edilen btn eser isim leri ve yazarlar tesbit edilebildii lde verilmeye ahlmr2. I. ULU BEY ve ZC A. Ulu Bey Asl ad Muhammed Turagay Ulu Bek b. hruh b. Emr Timur olup 1394 ylnda Gney Azerbaycan'n Sultaniye ehrinde domutur. Baba s Emir Timur'un olu ahruh, annesi Gevher ad'tr. yi bir eitimden getikten sonra 1407'de nce Horasan, Mzenderan, Trkistan, bir sre
140

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

sonra da Maverannehr'i de iine alan geni bir blgenin valisi oldu. Ha yatnn son iki senesinde babasnn yerine hkmdar oldu. Ancak se neye yakn sren bir hkmdarlktan sonra, olu Abdllatif tarafndan ter tip edilen bir suikast sonucu ldrld (1449).3 Ulu Bey, Semerkand' idar merkez olarak seti ve buray byk bir ilim, kltr ve sanat merkezi haline getirmek iin ciddi gayret sarfetti. Kendisi de bir edip, sanatkar ve lim olan Ulu Bey, ksa zamanda ann kymet li ilim adamlarn ve airlerini etrafnda toplad, onlara deer verdi ve a lmalarn takdir etti. Kendisi de bizzat ilm almalara katlarak, bilhas sa matematik ve astronomide ciddi almalar yapt. Genliinde ziyaret ettii Meraga rasadhnesinin kalntlarndan etkilenerek Semerkand'a b yk bir rasadhne ina ettirdi (1420-1). ann byk astronom ve mate matikilerini buraya toplayarak yeni bir zc hazrlama projesini yrtt. 1437 ylna kadar aralksz devam eden zc almalar, aralarnda Gyaseddin Cemid el-Ki (. 1429), Kadzde Rm (1337-1430) ve Ah Kuu (. 1474) gibi kymetli limlerin de bulunduu bir heyetin gayret leriyle tamamland. Nasiruddin Ts ve ekibi tarafndan Meraga Rasadhnesinde hazrlanan Zc-i lhn'mn hatalarn tashih eden bu Zc, ksa za manda hem slm dnyas, hem de gayr-i mslim topraklarda yaayan ast ronomi ve astroloji limlerince yaygn bir ekilde kullanlmaya baland. alma, zcin Osmanl dnyasndaki etkisi ve yaygnl konusunda ol duundan dolay, gerek Avrupa'da gerekse dnyann dier blgelerinde kullanlmas konusuna burada deinilmeyecektir. B. Ulu Bey Zci Bata bahsedildii zere slm dnyasnda ibadet vakitleri ve ziraat al malar dolaysyla byk nem arzeden astronomi almalar zamanla ra sadhne yapmn ve dolaysyla hassas zclerin hazrlanmasn netice ver mitir. Mslman astronomlar tarafndan hazrlanan zcler gerek slm dnyasnda gerekse dier lkelerde uzun yllar astronom, astrolog ve muvakktlar tarafndan kullanlmtr. slm dnyasnda hazrlanan pek ok zc arasnda en ok tutulan ve kullanlanlar Eb'1-Vef el-Bzcn4 (. 998), el-Bettn5 (858-929), bn Ynus6 (Zc'l-Hakim) (. 1009), Nasruddin Ts ve bn'-tir'n7 (Zc bni'-tir) (1304-1376) Dmak'ta
141

bilig, Bahar / 2003, say 25

(am) hazrlad zclerlerdir. Bu zcler arasnda en yaygn, hkmleri en mulls ve derli-tophsu Nasruddn et-Ts'nin hazrlad Zc-i lhn'dir. Bunlardan baka slm dnyasnda ve dier alanlarda en uzun s re kullanlan zc olma zellii Ulu Bey'in hazrlad Zc-i Grgan ady la bilinen mehur zce aittir8. "Zc-i Grgm", "Zc-i Hkn", "Zc-i Ulu Bey", "Zc-i Cedd-i Sulta n'' gibi isimlerle tannan Ulu Bey Zcz'nin hazrlanmas almalar rasadhnenin ina edildii yldan hemen sonra balamtr. almaya yu karda isimleri zikredilen kiilerin yan sra yz kadar sekin rsd ve ast ronom katlmtr. Rasadlar 1437 ylna kadar devam ederken, zcin ta mamlanmas bir sre daha srm ve ancak 1449 ylnda son halini al mtr. Ulu Bey almalar bizzat takip etmi, gzlemleri ve zcin yazl masn yakndan izlemitir. Zce yazd nszde, kendisinin ve arkada larnn bu zci niin ve nasl hazrladklar konularnda bilgi verdikten sonra katkda bulunan limlerin isimlerini ayr ayr zikretmitir. Rasadhnede bir taraftan gzlemler yaplm dier yandan da yeni rasad aletle ri gelitirilmitir. Yaplan rasadlar sonucunda alnan sonular dakika, saniye, salise ve rbia cinsinden yani sittn hesabna gre verilmitir. Buna gre hazrlanan Zc bir nsz ve drt blmden meydana gelir. Birinci Blm kronoloji ve za man hesaplamalarnda farkl sistemlerin tanm, evre lkelerde kullanlan takvimlerle bunlarn birbirlerine evrilmeleri, bu takvimlerin mhim gn leri; kinci Blm trigonometrik fonksiyonlar, ekliptikel ve ekvatoral ko ordinatlar, meridyen dorultusu, enlem ve boylam tayini, iki yldzn ve gezegenin uzaklklarnn tayini gibi astronomik tanmlarla pratik astrono mi almalar (gzlemlerin nasl yapld ve kullanld); nc B lm Gne'in Ay'n ve gezegenlerin grnen hareketleriyle hareket teori leri, Ay ve Gne tutulmalar, kinatn geosentrik sistemi kaidesi; Dr dnc Blm ise astrolojiden bahseder. Tamam 42 bbtan oluan eserde bu blmlerden baka gezegenlerin, Ay'n ve Gne'in hareket cetveli, ekliptikel koordinatlar ve 1018 yldzn ismi, konumu ve katalogu yer al maktadr. Semerkand enlemine gre tertip edilmi olan zcin, daha sonra eitli limler tarafndan Msr, Tunus ve stanbul enlem ve boylamlarna gre adaptasyonu yaplmtr.
142

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

C. Meraga ve Semerkand Astronomi Ekolleri slm dnyasnda astronomi almalarn etkileyen iki byk ekol bulun maktadr. Her ikisi de iki byk rasadhane etrafnda ekillenen bu ekoller asrlarca slm dnyasnda etkisini srdrmtr. Bu ekollerden ilki olan Meraga matematik-astronomi ekolu lhanl hkmdar Hlagu (12531265) tarafndan Azerbaycan-Meraga'da kurulmutur9. Bu ekoln nde gelen bilim adamlarndan birisi olan Nasiruddin Ts, sultana slm dn yasnn en byk rasadhnesini ina etrtmi ve burada mehur zcini ha zrlamtr. Bu zc, Ulu Bey Zcinin. hazrlanmasna kadar slm dnya snda etkili olmutur. Ts'nin banda bulunduu bu ekolden sonra slm dnyasndaki tek ekol, Ulu Bey'in rehberhinde kurulan Semerkand Ekol olmutur. Bu ekoln messesesi Semerkand Rasadhnesi olup, bi lim heyetini ve fikir platformunu tekil eden bellibal temsilcileriyse Giysuddn Cemd el-K, Kadzde Rum ve Al Kuu'dur. Bu ekol Kadzde'nin ileri gelen rencilerinden Al Kuu ile Fethullh irvan10 (1417-1486) vastasyla Osmanl bilim dnyasna tanm ve yaygnlk kazanmtr. Sz konusu ekoln balca eseri de tabiatyla Ulu Bey'in Zc-i Cedd-i Sultan'si olmutur. Ulu Bey'in Zic'i, et-Ts'nin Zcinin otoritesini bsbtn ykmasa bile en azndan glgelemitir11. Ulu Bey Z ci zerine yaplan almalar ekoln yerlemesi ve Osmanl dnyasnda kabul edilmesi konusunda etkin bir rol oynamtr. II. ZC'N OSMANLI DNYASINA GR Osmanllar'da zc denildiinde, zellikle on altnc yzyln balarndan iti baren mutlak olarak Ulu Bey Zci akla gelmektedir. Bu zc Osmanllarda Zc-i Ulu Bey adyla yaygnlk kazanmtr12. Zc muhtemelen ilk defa Ah Kuu tarafndan stanbul'a getirilmi ve yine onun vastasyla yaygnlk kazanmtr. Dier yandan Semerkand ekolnn bir dier taycs olan Fethullh irvan'nin de bu zcin ve ekoln yaylmasnda nemli katks vardr13. Osmanllar'da mneccim ve muvakktlar hemen btn almala rnda, hususiyle takvimlerin hazrlanmasnda Cassini Zci'nin, Halifezde inr smail Efendi (. 1790) tarafndan Trke'ye tercme edilmesine kadar hep bu zc kullanlmtr. Zcin gerek medreselerde gerekse hususi astronomi derslerinde kullanldna dair pek ok kayt bulunmaktadr.
143

bilig, Bahar / 2003, say 25

A. Zc'in Okutulmas ve Kullanlmasna Dir Kaytlar Osmanl bilim hayatnda ok kullanlan Ulu Bey Zci gerek merdeselerde gerekse hususi derslerde okutulan bir eserdi. Zcin eitli yerlerde, pek ok astronom veya hoca tarafndan okutulduuna dair kaytlar bulunmak tadr. Farkl dnemlere dair baz kaytlar zikretmek, Zc'in yaygnl hakknda fikir vermek asndan faydal olacaktr. Mesel, hayatn Edir ne ve stanbul'da geiren ve usturlab konusundaki almalarndan dolay el-Usturlb nisbesiyle tannan mer el-Hseyn ed-Dmak (. 1473'ten sonra) Ulu Bey Zci'ni cedvelleriyle birlikte istinsah etmi ve daha son ra Dru'r-Rasadi'l-Ceddi's-Sultn'de (Semerkand Rasadhnesi) yazl m nshayla karlatrp tashihini gerekletirmitir14. Ali Kuu, Zfc'i, Usturlab'ye stanbul'da tahkik ve itkn kraayla okutmutur (Ekim 1474)15. Bu arada Nebi Efendizde16 (. 1786) diye mehur olan ve Uak'ta Cmii Kebir Medresesi'nde mderrislik yapan Al b. 'Abdullah el-'Uk, Ulu Bey ve Mirim elebi17 (. 1525) tarafndan hazrlanan zcleri, iyi bir limin mutlaka okumas gereken kitaplar arasnda zikretmilerdir18. te yandan mehur melliflerden Ktip elebi (. 1657) de, Osmanl Medreseleri mfredat program erevesinde hey'et konusunda okutulan kitaplar arasnda Ulu Bey Zci'nin dstur ve takvim karma kaideleri ko nularnn da bulunduunu ifade eder. Kendisi de Ulu Be Zci'nden tak vim yapma usln A'rec Mustafa Efendi'den (. 1774) ders alarak rendiini belirtir (1638-9 yllarnda)19. Katip elebi bu konular bata Muhammed b. Ahmed er-Rm el-Akhisar (. 1647'den sonra) olmak zere baz rencilerine 1647 ylnda kendi evinde retmitir. Ayrca Zc'ten (yani Ulu Bey Zci'nden) dstur ve takvim karma kaidesini gstermi tir20. Ulu Bey Zci, bir yandan medreselerde ders kitab olarak kullanlrken dier yandan hoca-talebe mnasebetleri erevesinde ayr olarak tedris edilmitir. Mesel, Kad Hasan diye tannan Hasan b. Muhammed el-Fash el-Mekk (. 1606'dan sonra), 1606 ylnda Mekke'de Makam- fi' mam Muhyiddn 'Abdlkdir b. Muhammed el-Hseyn et-Taber (. 1624) ile ihbuddin Ahmed b. el-Fazl b. Eb Kesir Muhammed el144

Aydz, Ulu Bey Tici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

Hazram el-Mekk e-fi''ye Ulu Bey Zci'ni okutmutur. Bu limler ondan Zc'in "mu'mert' ksmndan "esm'u'l-cedvil"e kadar olan ks mnda bulunan Farsa kelimelerin Arapa e anlamlarn koymasn iste milerdir. Kendisi ayrca bu ilmin talebelere daha faydal olabilmesi iin zcin birinci makalesinin mu'mert adl ikinci babn Arapa'ya evirmi ve ayrca Ulu Bey'in vermeyi ihml ettii Kpt takvimini Rm takvim le birlikte ilve etmitir21. eyhlislm Feyzullah Efendi (. 1761) de Muhammed b. Bism el-Vn'den (. 1685) Zc bilgileriyle bununla ilgili baz hususlar okumutur22. Cb-zade Faiz Halil b. Mustaf b. 's elKostantin el-Yedikulev (. 1721), Fezleket'l-Hisb'mm nsznde ba z talebelerle birlikte zci mzakere ettiklerini ifade etmitir23. Ulu Bey Zci'nin, on sekizinci asrda bile tannd ve yaygn olarak kul lanldna dair bir misal Abdurrahman el-Cebert (. 1822) tarafndan nakledilmektedir. Bu yzyln sekin limlerinden olan ez-Zemzem eit li ilimlere dir kymetli kitaplara sahip biriydi. Oullar onun lmnden sonra kitaplarn hayli ucuz fiyatlarla sattlar. Kitaplar arasnda Ulu Bey Zci'nin talik yazyla, gayet gzel, doru ve salam, kymetli bir nshas da bulunmaktayd. el-Cebert, babasna istinadla bu nshann ok deerh bir nsha olduunu ifade ederek ez-Zemzem'nin nshasyla babasnnki hakknda unlar belirtmektedir: "Babamn nshas zerinde, Rstem-ah'n hattyla, "Bu kitab bakent Herat'ta 12 bin dinara satn aldk' diye yazlyd. Bu kaydn altnda da isim ve mhr yeralmaktayd. 1196/1782 senesinde Cezayir'e bir hac ya nmza geldi. Bana, babamn satn ald kitaplardan mezkr nshay sor du. San almak iin fazla fiyat verip beni rabetlendirdiyse de gnlm bu na rz gstermedi. Sonra hacca gitti. Dndnde yine bana geldi. Ya nndaki hizmetisinin elinde byk bir paket vard. Bu paketi nmze koyup at. inden mezkr zcin bir nshasn kard. yice gstererek, 'Hangisi gzel; senin cimrilik ettiin nsha m, yoksa bu mu?' Daha n ce bylesini grmemitim. Bu, babamnkinin benzeriydi. Hatta, gzelli iyle, inceliiyle, hmilerindeki kaytlarnn okluuyla, 'tesyrt', 'inti ha't' ve 'nmdrt' ve baka g meselelerde ondan stnd. Tamam gzel bir hatla idi. Ona, 'Bu inciyi nasl ele geirdin? Ona ne verdin?' di ye sordum. Bana, ez-Zemzem'nin olundan 20 riyale aldn syledi"24.
145

bilig, Bahar / 2003, say 25

B. Cassini Zci9 nin Tercme Edilmesi ve Ulu Bey Zci9 nin Terkedilmesi Osmanl Devleti'nde resm olarak astronomi ilenin yrten mneccimbalar, asrlar boyunca btn takvim ve imsakiye hesaplarnda Ulu Bey Zcz'ni kullanmlardr25. Ancak Halifezde ya da nar diye tannan s mail b. Mustafa (. 1204/1790)26 tarafndan Fransz astronomlarndan Jacques Cassini (. 1756)'nin Tables asironomiaues du soleil, de la lune, des planees, des eoiles fbces ei des Saellies de Jupier ei de Saiurne (Paris 1740) adl eserinin 1772'de Tuhfe-i Behc-i Rasn Terceme-i Zc-i Kassini adyla yaplan tercmesinin ardndan Ulu Bey Zci yava yava terkedilmeye balanmtr, ilk olarak 1213-4 (1798-9) yhna ait takvimin27 ya pmnda Ulu Bey Zci yerine Cassini Zci esas alnm ve bundan sonra bu uygulama srdrlmtr. Zira zamann artlarna gre iyi bir ekilde hazrlanm olan Ulu Bey Zci artk yeterli olamamaya balam ve ast ronomlar arasnda mehur olan "zcin miyr- sahihi hsf ve ksfun he sab ile belli olur28" szne gre, zcin yeterince dakik olmamasndan do lay terk edilmitir. Ulu Bey Zciyle yaplan hesaplara gre, tutulmala rn gerek vaktiyle nceden hesaplanan vakti, arasnda bir saate kadar va ran bir inhirafn gzlenmesi Zc'in terkedilmesinde mhim ve yeterli sebeb olmutur29. Esasen Ulu Bey Zci'ndeki baz hatalar Mneccimba Takiyddin-i Rsd (. 1585) tarafndan farkedilerek dzeltilmek istenmi ancak stanbul'da alan rasadhnenin baz siyasi sebebler neticesinde y klmasyla bu i yarm kalmtr. Dolaysyla Ulu Bey Zcinin tashihi uzun yllar sonra -bir bakma- Cassini tarafndan yaplmtr. Cassini Z cinin Osmanllara gelmesiyle her ne kadar bu zc kullanlmaya balanmsa da Ulu Bey Zci tamamen terkedilmemi ve baz mneccimler ta rafndan kullanlmaya devam etmitir30. Cassini Zci'ma tercme edilmesinden otuz sene sonra Osmanl Devleti'nde Ulu Bey Zci'ne gre yaplan takvimler bu tarihten sonra Cassini Zci'ne gre tertip edilmeye balanmtr31. Avrupa'daki rasadhnelerde yaplan modern gzlemlerden sonra her ne kadar Ulu Bey Zci gibi zcler byk lde kullanmdan kalkmaya ba lamsa da Ulu Bey'in eseri halen baz aratrmalarda kullanlmaktadr. Mesel, Rus aratrmac Shcheglov 1977 senesinde ktalarn kaymasn in146

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

celemek iin Ulu Bey'in rasadhnesinde, Zci'ndeki bilgilerle modern bil gileri karlatrarak gzlemler yapmtr. Ayrca Kandilli Rasadhnesi'nde Fatin Gkmen (1877-1955) ve olu tarafndan yakn zamanlara ka dar kameri Ay balarnn hesaplanmasnda da Ulu Bey Zci kullanlmtr. Osmanl dnyasnda Avrupa'nn kk grlmesi hemen hemen her alan da sz konusu bir davrant. zellikle asker alanda ortaya konulan zafer lerin tabii bir sonucu olan bu zihniyet on yedinci asrn sonlaryla on seki zinci asrn balarndan itibaren yerini yava yava kaybetmeye balam tr. Yeni zihniyetin, yani baz konularda Avrupa'nn stnlnn kabul edilmeye balanmas tedricen sz konusu olmutur. Avrupa'daki bilimsel faaliyetlerden haberdar olan Osmanl limleri, zaman zaman bu alma lar Arapa ya da Trke'ye tercme ederek kendi literatrlerine kazan drmaktaydlar. Bu konularda mhim almalar yapanlardan birisi olan Tezkireci diye mehur Kse brahim Efendi ez-Zigetvar, Fransz astro nomlarndan Noel Duret'in (. 1650'ye doru) Zcini Secencel'l-Eflk fi Gayeti'l-drk adyla Trke'ye evirmitir. Tercmeyi zamann mneccimbas Mneccimek ekib Muhammed Efendi'ye (. 1668) takdim et mi ve onun tercmeyi epey inceledikten ve bir ey anlamadktan sonra "Frenkler'in buna benzer fodulluklar oktur" dediini nakletmitir. Fakat Tezkireci, tercmedeki cetvellerin kullanln gsterince, Mneccimek, Duret Zci Tercmesi'ma takvimini (verilerini) Ulu Bey Zci'ne ve ba ka zclere uygulayp doruluunu anlaynca ok beenip kendisi iin bir nsha istinsah ettirmitir32. III. ZC- ULU BEY ZERNE YAPILAN ALIMALAR A. TERCMELER slm dnyasnda Meraga astronomi ekolnn etkisiyle yerleen Farsa Zc hazrlama gelenei Semerkand ekolnde de devam etmitir. Semerkand ekolnde Farsann etkin olmasnn bir dier sebebi de Ulu Bey'in genliinde Meraga Rasadhnesini ziyaret etmesi ve burada hazrlanan z ci inceleyerek etkisinde kalmas ve ayrca Gyaseddin Cemid'in burada hazrlanan zce Farsa bir erh yazmasdr. Bir dier sebep de blgenin Farsann etkin olduu bir kltr havzasnda bulunmasdr. Ancak Zc, za manla tm slm dnyasna yaylmasyla Farsa bilmeyen toplumlar ara147

bilig, Bahar / 2003, say 25

snda da kullanlmak istenmitir. Bu durumda zcin ihtiya duyulan dile tercmesi sz konusu olmu ve bylece slm dnyasnn ortak kltr nn dier dilleri olan Arapa'ya ve Trke'ye evrilmitir. Bu arada dik kat ekici bir konu da Trke'nin bilim dili olarak kullanmyla ilgilidir. Nitekim on yedinci asrda Ulu Bey'in Farsa yazlm olan bu zci Kahi re'de Trke'ye tercme olunmutur. Zcin gerek Arapa gerekse Trk e'ye tam tercmeleri yannda ksm tercmeleri de bulunmaktadr. Me sel, Kad Hasan diye tannan Hasan b. Muhammed el-Fash el-Mekk z cin sadece birinci makalesinin altnc bbndaki "Trih-i Hit ve Uygur" bahsine kadar olan ksmn Arapa'ya tercme etmitir33. a. Arapa Tercmeleri 1. Ta'rbu Zci Ulu Bey. Bu tercme Muhammed b. EbiT-Feth es-Suf'nin rencilerinden Yahya b. Al er-Rif' el-Acem (XVI. asr ortala r) tarafndan hocasnn tevikiyle yaplmtr. Eser bir mukaddime, drt makale ve muhtelif astronomi cetvellerinden meydana gelmektedir. M tercim almasnda yer yer hocas EbiT-Feth es-Sf'nin hesaplarndan yararlanmtr34. Vajda, bu tercmenin Abdurrahman es-Slih ed-Dimek'nin (. 1517, Kahire) de itirakiyle yapldna iaret eder35. Tesbit edi lebildii kadaryla 23 nshas bulunan eserin en eski nshas on altnc asrda, en yeni nshas da 1839'da istinsah edilmitir36. 2. Zcu Sancakdar/Muhtasaru'l-Zc'l-Ceddli's-Sultan Ulu Bey/Cedvilu Evst'l-kevkib's-seyyra mahsban li-tli Tunis. Sancaktar ismiyle tannan Tunus Tu lim Eb Abdullah Muhammed b. Muhammed (. 1688 civar) tarafndan yaplan bu alma, Ulu Bey Zci'mn Arapa'ya yaplan evirilerinden birisidir. alma zcin Tunus enlemine gre yeniden dzen lenmi halidir. Bu yzden bu tercme Tunus limleri tarafndan rabet gr mtr. Sancaktar'n almas biri 'Ali b. Mm el-Hanef et-Tnis (. 1708'den sonra), dieri Ahmed b. Muhammed Eb Ddac el-Kadd elKayrevan (XVIII. asr) olmak zere iki lim tarafndan erhedilmitir37. 3. Ta'rbu Bbu's-Sdis min Zc-i Ulu Bey fi'l-Hita ve'l-Uygur, Melli fi mehul olan bu tercmenin tesbit edilebilen tek nshas Kahire, Kavala-Mikat, nr. 1/2'de 32b-37a varaklar arasnda bulunmaktadr. Zcin sa dece birinci makalesinin altnc babnn tercmesini ihtiva eder38.
148

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

4. Tercmet-i Zc-i Ulu Bey. Mtercimi mehul olan bu tercme on al tnc asrda yaplm olup drt makaleden meydana gelmektedir. Birinci makale 5, ikinci makale 22, nc makale 13, drdnc makale ise 12 bb zere dzenlemitir39. 5. Tezkiret't-tefhm fi ileli't-takvm. Salih Zeki tarafndan zikredilen ve mtercimi belirtilmeyen bu eserin nshas tesbit edilememitir40. b. Trke Tercmeleri 1. Tercemet Zcu Ulu Bey. Msr'da yaayan astronomlardan ve mder rislerden birisi olan Abdurrahman b. Osman (XVII. asr), Kahire Azaplar Oca Aas Hasan Aa'nn emriyle eseri Trke'ye tercme etmitir41. 2. Nehc'l-Bul fi erhi Zci Ulu. Ulu Bey ZcVmn Abbas Vesim Efendi b. Abdurrahman b. Abdullah42 (. 1760) tarafndan yaplan Trke tercmesi ve erhidir. Tercmeyi devrin padiah Sultan I. Mahmud'a tak dim etti. Abbas Vesim, tercmedeki btn tatbikata dair misalleri stanbul enlem ve boylamna gre hesaplad. Ayrca eski Trk takvimini inceleye rek metinde olmayan bran ve Rm takvimleri ilave etti. Bir derecenin ceybini (sinsn) bulmakta Ulu Bey'in muhtasarnn tarif ettii Gyasddin Cemid'e ait usl ok gzel izah etti; tatbikatn birer birer tarif ve takip ederek alt derecenin kiriine kadar yrtt ve geri kalann sade ce ifade etti. Tercmenin tesbit edilebilen en eski nshas 1766 tarihli43, en yenisi ise 1800 tarihli olan nshadr44. 3. Ulu Bey Zci Tercmesi. Muhtemelen Mneccimba Mehmed elebi b. Ali er-Rm'ye45 (. 1631) ait olan bu tercmenin zerinde mtercimle ilgili olarak "ehzade Camii muvakkt Reslmneccimin" ibaresi bulun maktadr. Tesbit edilebildii kadaryla tercmeye ait istinsahlarnn tm on yedinci asrda yaplmtr46. B. ERH VE HAYELER 1. erh-i Zc-i Ulu Bey (F): Ali Kuu (. 1474) tarafndan telif edilen bu erh Salih Zeki'ye gre, onun astronomi eserlerinin en mhimidir47. Ah Kuu erhte, Zc-i Grgninin mukaddimesinde zikredilen teorem ve problemlerin ispatlarn vermitir. Eserde esas metinde yer alan cetveller
149

bilig, Bahar / 2003, say 25

bulunmaz. Ayrca Ali Kuu erhinde, Ulu Bey'e nispet ettii Zc'te mevcut olan yanllar da tashih etmektedir48. erhin tesbit edilebildii ka daryla on iki adet nshas mevcuttur49. 2. Dstru'l-'Amel li-Tashhi'l-Cedvel (erh-i Zc-i Ulu Bey) (F): Mirim elebi'nin50 (. 1525) Ulu Bey Zci'ne yapt bu erh 24 ubat 1499 Cu martesi gn tamamlanmtr51. Astronom ve muvakktlar arasnda hayli itibar gren bu erh Sultan II. Byezid'in isteiyle yaplm ve mellif ta rafndan yine ona sunulmutur. Mirim elebi eserin hazrlanmasnda de desi Ali Kuu'nun erhinden yararlanm ve mukaddimesinde kendisi ve eceresi hakknda hayli kymetli bilgiler vermitir. Mirim elebi, bu ese rinde didaktik bir yol takip etmi, mesel bir derecelik yayn sinsn he saplamak iin gayet ak misallerle be zm yolu gstermitir52. erhin ok sayda nshas bulunmaktadr53. Dstru'l-Amel'in otuz nshasndan en eskisi, 920/1514 ylnda Seheri di ye mehur Muhammed b. Mahmd Edirnev tarafndan istinsah edilmi tir54. Eser, 979 yl Muharrem'inin (Mays 1571) banda Cuma gn, Eb Bekr b. Dvd el-Mderris tarafndan istinsah edilmitir. Ayn zat, 980 y l Zilhicce'sinin yirmi nc (26 Nisan 1573) pazar gecesi nshay m ellif nshasyla mukabele etmitir. Nshann ilk sayfasnda Edirne erefeli Medresesi'nde mderris olan Abdurraf b. Muhammed b. mer el'Arab'ye ait temellk kayd vardr55. Eserin bir dier nshas, Muham med b. Musaf el-Fezy el-Ktib bi-Reislmneccimn-i Drssa'ade tarafndan 1085 yl aban'inin (Ekim 1674) balarnda gerekletirilmi tir56. Son nshalar XII./XVIII. asrda istinsah edilen erhin Hafid Efendi, nr. 188/1, yap. lb-138a'daki nshas nar smail b. Mustafa Halife (. 1790) tarafndan h. 1170/1756 ylnda istinsah edilmitir. 3. erh-i Zc-i Cedd-i Sultn (F). erh-i Zc-i Ulu Bey ismiyle de tan nr. On altnc asrda yaayan mehur astronomlardan Nizmeddin 'Abdl'al b. Muhammed b. Hseyin el-Hanef el-Bircend'nindir57 (. 1528'den sonra). Eser, Osmanl astronomi tarihinde, Ali Kuu ile Mirim elebi'den sonra kaleme alnan nc nemli erhtir. erhte ayrca on iki hayvanl Trk takvimi hakknda geni bilgi verilmektedir. Otuza yakn nshas bilinen erh 1523 ylnda tamamlanmtr. erhin en eski nshas 1561 tarihlidir. Mellif hattyla olan nshas Kandilli Rasadhnesi, nr.
150

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

253'te bulunmaktadr. Nshada bulunan temellk kaytlar unlardr. 1. Mszde Muhammed 'Ubeydullah, 2. 'Al b. el-Hcc er-Rd, 3. esSeyyid Mustafa Mes'd el-Mderris 'an oda-i hassa sene 1213/1798, 4. eyh Hakk Efendizde Ahmed Tevhid, 5. Nu'man Molla Efendi el-Merhum, 6. es-Seyyid Ahmed Thir Reislmneccimn sene 1287/1870. Ka ytlara bakldnda ikisinin mneccimba olduu anlalmakta ve bu se beple nshann hayli mhim kimseler tarafndan kullanld grlmekte dir58. 4. el-Mirrh'l-'An f'l-Amel bi'z-Zci'l-Hkan (A): bn'l-KeyyT indir (. 950/1543). Chester-Beatty, nr. 4677'de X./XVI asrda istinsah edilmi 218 yaprakhk bir nshas gsterilmektedir59. 5. Haiye al Zc-i Ulu Bey (A). Mes'ud- Rm adyla tannan Kemleddin Mes'ud b. Hseyin e-irvn (. 1500) tarafndan yaplan bu er hin bir nshas bulunmaktadr60. 6. Haiye al erh-i Ulu Bey al Adbi'l-bahs li's-Semerkand (A). Ulu Bey Zci zerine yaplan bir erhe ah Hseyin el-Acem (. 1524) tara fndan yaplm bir haiyedir61. 7. ed-Drr'l-ferd ale'r-rasadi'l-cedd (A). On sekizinci asr Osmanl dnyasnn Msr'da yetien en byk astronomlarndan birisi olan Rd van b. Abdullah er-Rezzz el-Felek62 (. 1711) tarafndan telif edilen bu erh muhtemelen Ulu Bey Zci'ma erhi olup bir mukaddime, on iki bb ve bir hatimeden meydana gelir63. 8. ez-Zc'l-mftd al Usli Rasadi'l-ceddi's-Semerkand (A). Zc-i Rd van Felek adyla da bilinen bu zc Ulu Bey Zcinin Msr meridyenine adaptasyonu olup az nce bahsedilen astronomlardan Rdvan el-Felek ta rafndan yaplmtr64. 9. erh-i Zc-i Ulu Bey (T). Ulu Bey Zci'nden takvim istihra etmenin usullerinden bahseden eserin mellifi bilinmemektedir. Mellif Bircend'nin erhinden yararlanmtr. erhin zerinde 1064-1112 (1654-1700) tarihlerine ait birtakm kaytlar bulunmaktadr65. 10. erh-i Zc-i Ulu Bey (T). Mellifi bilinmeyen bu erhin iki nshas tesbit edilmitir66.
151

bilig, Bahar / 2003, say 25

C. TERTPLER Zcin tesbit edilebilen tertibi bulunmaktadr. Bunlarn tm Semerkand boylamna gre hazrlanm olan cedvellerin Kahire boylamna gre yap lan yeni tertipleridir. 1. Teshl Zci Ulu Bey (A): Ebi'1-Feth es-Sf'nindir. Semerkand boy lamna gre hazrlanm olan cedveller Msr/Kahire boylamna gre ye niden tertip edilmitir67. 2. Esne'l-mevhib fi takvimi'l-kevkib (A) (. 1711). Ulu Bey Zci'nin Kahire boylamna gre yaplm bu ikinci tertip daha nce bahsedilen ast ronomlardan Rdvan el-Felekf nindir68. 3. ez-Zcu'l-Mufid 'al Usli'r-Rasadi'l-Ceddi's-Semerkand (A): Rd van el-Felek'nin zcidir. Ulu Bey Zci'nin Msr boylamna gre tertib edilmi bir eklidir. Bir nshas, Kprl, III. Ksm, nr. 336'da mevcut olup istinsah on sekizinci asrdadr69. D. ZCDEN YARARLANILARAK YAPILAN BAZI ALIMALAR Ulu Bey Zci asrlar boyunca pek ok ilim adam ve astronom iin temel eser olmutur. Bata Osmanl limleri olmak zere dnyann pek ok ye rinde bulunan limler tarafndan Ulu Bey Zici'nden yararlanlarak tak vimler, eserler ve cedveller hazrlanmtr. Burada tesbit edilebilen baz mhim almalar ele alnarak zcten istifadeyle ne tr almalarn yapl dna dikkat ekilecektir. 1. Risle-i Usturlb- Selm (T). Usturlabn eitleri ve bunlarn kullanl mas hakknda olan bu eser Mustafa b. Ali el-Muvakkt70 (. 1571) tara fndan Ulu Bey Zci esas alnarak bir mukaddime ve krk be bb zere 951/1544-5 ylnda telif edilmitir71. 2. Ref'z-Zll f Ma'rifeti stihrci Kavsi Meksi'l-Hill bi-Tarikayi'lHisb ve'l-cedvel (A). Ulu Bey Zci esas alnarak Ramazan b. Salih b. mer es-Safet el-Felek el-Hanaki (. 1745) tarafndan hazrlanan bu eser 4 Mays 1726 gn tamamlanmtr72. Hanaknin zcten istifadeyle hazr lad dier almalar unlardr. Cedvil mahlli''s-sihem al usli Ulu Bey (A)73; Cedvil'l-meyli's-sni hesab dekiku Ulu Bey (A)74; Cedvel
152

Aydz, Ulu Bey TZici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

t'dil Utarid al usli Ulu Bey (A) 7 ; Mumart a'mli'r-resm fi'lmunharif bi-usli Ulu Bey (A)'6; Cedvil-i hisas m beyne'l-merkez, li'd-da'ir ve ihtilf'l-manzar al usli Ulu Bey (A)77; (Esm'l) Cedvil'l-kevkib's-sbitet'l-mersde bi'r-rasadi'l-cedd li evvel-i sene 1139 (A). Ramazan el-HanaM tarafndan hazrlanan bu eser 1726 yk banda, Ulu Bey'in yeni rasad usulyle gzlenmi 336 sabit yldzn konumlar n gsteren cetvelleri ihtiva etmektedir78. 3. Hall-iAkd-i Ncm (F). On alnc asrda yetien mehur Osmanl lim lerinden Kutbuddin b. Abdlhay el-Hseyn el-Lr el-Acemi (. 1568) tarafndan telif edilen bu eser Ulu Bey Zcmden yararlanlarak ah Abbas devrinde 18 Temmuz 1608 tarihinde meydana konulmutur. Eser bir mukaddime, iki makale ve bir hatime zerine tertip edilmitir79. 4. Cedvil Takvimu'-ems li-Tli Nedene min Sahili'l-bahri'l-Garb al Rasadi'l-Cedd li-Ulu Bey (A). Ulu Bey Zci esas alnarak hazrlanm bu cetveller Gne'in hareketlerini gstermekte olup on altnc asr Os manl astronomlarndan olan emseddin Muhammed b. Muhammed .elLazik (XVI. asr) tarafndan hazrlanmtr80. 5. Ruznme-i Cedd (T). Hazrlayan mehul olan bu eser Cezayir enlemi zere tertip edilmi asronomi cetvellerinden ibarettir. Eser bir mukaddime ve drt bbdan meydana gelir. Mellif mukaddimede eyh Vefa ve Ayn Ali Efendi'nin ruznmelerinin vaktinin getiinden bahisle, kendisinin Ulu Bey Zci'nden, Ebu Ah el-Marib, bnl-Benn ve el-Rdn'nin eserlerinden faydalanarak bu eseri telif ettiini ifade eder. Ayn zamanda pek ok denizcilik terimini de ihtiva eden eser denizciler iin de mhim bir kymete haizdir81. 6. Risle-i Takvim be-Sene 990 (T). Ulu Bey Zici'nin stanbul meridye nine gre tatbik edilmi hicr 990 yl (M. 1582) takvimi olup Takiyddin Rasd tarafndan hazrlanmtr. Eserin banda bir fihrist bulunur82. 7. Unvnu'l-Mhimmt fi Tahrri'l-Evkt (A). Muhammed b. Nasiruddin el-Menf8 (. 1573'ten sonra) tarafndan Ulu Bey Zici'nden istifadeyle (lam) 30. paraleli iin dzenlenmi cetvellerdir. Hicr 1268 (1851) yln dan itibaren tertip edilmitir84.
153

bilig, Bahar / 2003, say 25

8. Cedvilu htilafu't-l ve'l-Arz ve't-Ta'dl ala Re'yi Ulu Bey (A) Abdlkadir el-Menf tarafndan hazrlanm olup sadece cetvellerden mey dana gelmektedir85. Abdlkdir el-Menf tarafndan hazrlanan ve cetvel lerden oluan bir dier eser de Cedvilu Mahllu'l-Metlu'l-felekiyye min Evveli'l-Cedyi bi-tefzuli dakika dakika ala rasadi'l-ceddi's-Semerkand 'dir (A)86. 9. Risale fi Keyfiyyeti stihrci't-Takvm (A), Ulu Bey Zcz'nden takvim yapma usl hakknda bir eser olup mellifi, el-Evf diye mehur Mahmd b. Ahmed el-Hicaz el-Kfidir (. 1635). Eser bir mukaddime ve bir maka leden meydana gelir. Mukaddime bahse; birinci bahis on fasla, ikinci bahis be fasla ve nc bahis drt baba ayrhr. Makale de on bahse ayrlr. Bunlardan birinci ve ikinci bahis ikier fasldan oluur. Ayrca eser takvimlerle ilgili esas konular incelerken tarih-i hicr, tarih-i rm gibi e itli tarihleme usullerini de vermektedir. Kitapta ayrca pek ok cetvel bu lunur. el-Evf, eserinin nsznde telif sebebini u cmleyle aklar: "... Ba'z arkadalar, benden takvim istihracnn keyfyyetini aklamam ve onlara misal vermemi istediler..."87. Eserin tesbit edilebilen otuz be nsha sndan en eskisi, Osman b. Mustafa el-Belgrad tarafndan istinsah edilen nshadr. En yeni nshas ise h. 1277/1860'ta istinsah edilmitir88. 10. Cedvilu mrettebe al Zc-i bn-i atr ve Ulu Bey (A). On yedinci asrda Msr'da yaayan mehur Osmanl astronomlarndan olan Abdlmun'im el-Hseyn el-Hanef en-Nebtt (. 1673 civar) tarafndan hazr lanm bir eser olup, hicr 1041 ylnn son ayyla 1042 ylnn ilk iki aynda (Austos-Kasm 1632) hac esnasnda yaplacak ibadetlerin vakit lerinden bahseder89. Adndan da anlalaca zere eser Zc-i bn-i atr ve Ulu Bey Zelerinden istifadeyle hazrlanmtr. 11. Takvim li-Sene 992 (T). Mneccimba Tabib Muhammed bn el-Bakkal90 (. 1595) tarafndan Sultan III. Murad'n isteiyle hazrlanan bu tak vim stanbul matlana gre Ulu Bey Zci hesaplar esas alnarak meyda na konulmutur91. 12. Seyyaratn Vazifeleri Hesab (T). Mneccimba Fethiyeli Halil Efen di92 (. 1773) tarafndan hazrlanan eser, gezegenlerin Ulu Bey Zcz'nden tl ve arzlarnn hesabna dairdir. Cedvellerden meydana gelir93. Halil
154

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

Efendi tarafndan hazrlanan ve yine batan sonra cedvellerden meydana gelen bir dier eser de Ulu Bey Zcinden Takvim stihrac (T) adn ta maktadr. Eser Ulu Bey Zci'nden istifadeyle takvim hazrlanmasn gs terir94. 13. stihrc- Dstr, Mneccimba Abdullah Efendi95 (. 1780) tarafn dan hazrlanan bu eser cedvellerden meydana gelmekte olup Ulu Bey Z ci esas alnarak meydana konulmutur96. 14. Cedvel'l-Kevkib's-Sbite ve'l-Menzil'l-Kameriyye al Rasadi'l-Cedd li-Sene 1176 (A). Hseyin b. Ah el-Kebbn (XVIII. asr) tara fndan hazrlanan eser adndan da anlalaca zere Ulu Bey Zcine G re 1176/1762 ylnda sabit yldzlarn ve Ay'n hareketleri hakknda bilgi veren bir cedveldir97. 15. Hisab nhiraf- Kibleti Msr bi-Tarik-i Ulu Bey (A). Ebu'l-tkan Mustafa el-Vefa el-Hayyt (. 1789) tarafndan hazrlanan bu eser Ulu Bey'in metoduna gre Msr'n kble sapmasndan bahseder98. 16. Takvim-i Sl 1254 (T). Mderriszde Sadullah Efendi'nin" (. 1850) hazrlad bu takvim hem Ulu Bey Zci hem de Cassini Zci 'nden yarar lanlarak tertip edilmi 1838 ylna ait zayireli bir takvimdir100. Sadullah Efendi'nin Ulu Bey Zfcz'ne ve stanbul ufkuna gre hazrlad bir dier takvim de Takvim-i Sl 1257-1258 'dir (T)101. 17. Cedvel-i btida-i Dstr-i Neyyireyn li Tl-i Kostantniyye (T). M neccimba Ahmet Tahir'in102 (. 1880) Ulu Bey Zcine gre hazrlad bu eser 2 Safer 1292 (12 Mart 1875) tarihinde stanbul meridyenine gre Gne ve Ay'n hareketlerini gsteren cetvelleri ihtiva etmektedir103. 18. Cedvel 'l-Kevkib 's-sabit ev e 'l-menzil 'l-kameriyye al rasadi 'lcedd li sene 1176 (A). On altnc asrda Msr'da yaayan Osmanl muvakktlarndan Hseyin el-Kebban tarafndan hazrlanan bu cetvel, adn dan anlald gibi Ulu Bey Zici'ne gre 1176/1762 ylnda sabit yldz larn ve Ayn hareketlerini veren cetveldir104. 19. Ruznme-i Cedd Siniy 1206-1289 (T). Ulu Bey Zci yannda el-Marib, Ebu Mikra el-frik ve bn'l-Benn zclerinden de yararlanlarak ha zrlanmtr. Drt baba ayrlr105.
155

bilig, Bahar / 2003, say 25

20. Cedvel Mukavvim'l-Cevzehr li-Tl-i Nedene ala Rasadi'l-Cedd liUlu Bey (A). On altnc asrda Msr'da yaayan byk astronomlardan Eb'1-Feth Muhammed b. Ahmed es-Suf (. 1543) tarafndan hazrlanan bir eserdir106. Yukarda zikredilen eserlerin yansra Ulu Bey Zci'nden istifadeyle ha zrlanm ve mellifi belli olmayan pek ok alma bulunmaktadr. Bun lardan tesbit edilebilenlerinden bazlar unlardr. Cedvil etval'l-buldan (A). Ulu Bey Zci ile Ali b. el-Benn'nn hesaplarndan ve Ebu'l-Fid'nn Takvimu'l-buldri'ndan yararlanlarak hesaplanmtr107; Cedvilu Evsatu'n-neyyireyn (A). Ulu Bey Zcinden 1173 (1759) yl iin istihra edilmi cetvellerden meydana gelir108; Cedvel'l-ceyb. Ulu Bey Zci'nden yararlanlarak hazrlanm cedvellerdir109; Cedvel-i sittn. Ulu Bey Z ci'nden yararlanlarak hazrlanm olup zerinde "Logaritma el-Mahll bi'1-sittn yani Ceyb-i Ulu Bey=Zc-i Ulu Bey Ceybi" kayd bulun maktadr110; Hicr 1162 Ylna ait Zc Cedve ileri (A). (1162/1749). Ulu Bey Zci'nden istihra edilmitir111; Takvim-i Sl-i 1221 (T-F). Ulu Bey Zci'nden istifadeyle hazrlanm 1806-1807 yl takvimidir112; Takvim Mecmuas (T) Ulu Bey Zci'nden yararlanlarak hazrlanm olan bu eser takvim stihrac konularyla ilgili bir erhtir113; Cedvil-i Ulu Bey (T)114; Cedvil-i Zc-i Ulu Bey11; Cedvili Hisb R'yet'l-hill ba'duha min hisbi Mustafa el-Hayyt ala usl-i Ulu Bey (A)11; Cedvil-i it al Usl-i Ulu Bey Ba'duh li-arz- m (A)117; Cedvel Ta'dili'l-kamer" . E. ULU BEY Zici'nin TASHHYLE LGL ESERLER Ulu Bey ve arkadalarnn, Nasiruddin Ts ve ekibi tarafndan Meraga Rasadhnesinde hazrlanan Zc-i lhn'nin hatalarn tashih etmek zere hazrlad zcin zamanla birtakm hatalarnn tesbit edilmesi zerine baz astronomlar, bunlar dzeltmek zere almalar yapmlardr. Tesbit edi lebildii kadaryla Ulu Bey Zci'nin hatalarn tesbit eden ve bunlarn d zeltmek zere harekete geen ilk astronom Muhammed b. Ebi'1-Feth esSuf'dir. es-Sf Msr'da konuyla ilgili iki eser telif etmitir. Ancak onun zcin dzeltilmesiyle ilgili esas almas Takiyddin Rasd' bu konuda bilgilendirmi olmasdr. Nitekim Takiyddin Msr'da iken balad tas hih almalarna stanbul'a geldikten sonra yeni bir rasadhne ina ede156

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

rek devam etmeye almtr. Bu adan bakldnda Takiyddin Ra sd'n astronomi almalarnn nemli bir blm bu zcin tashihi maksa dn takip etmekteydi. Takiyddin Rasd'n daha nce zikredilen eserleri bu yn itibariyle deerlendirildiinde bu blmde de deerlendirilebilir. 1. Zci Muhammed b. Ebi'l-Feth es-Suf (A). Takiyddin Rasd'n Sidret'l-mnteh adl zcinde bahsettii gibi es-Sufi (. 1494) bu eseriyle Ulu Bey Zci'nde bulunan hatalar dzelterek zci tashih etmek istemi tir119. 2. Ulu Bey Zci'nin 54-55 enlemine nakil ve Tashihi. es-Sufi tarafndan hazrlanmtr120. 3. Sidret'l-mnteh el-efkr f melekuti'l-feleki'd-devvar (A). ez-Zc'ehinah adyla da bilinir121. Ulu Bey Zci'nin tashih ve ikmali iin ya zlm ve Takiyddin Rasd'n stanbul Rasadhnesi'nde ve Msr'da yap t rasadlarn neticelerini ihtiva eden en nemli eseridir. Eser Takiyddin Rasd'n takririyle muhtemelen talebeleri ya da rasadhne alanlar tara fndan kaleme alnmtr. Eserin ilk krk sayfasnda trigonometrik izgiler tarif edilir ve onlarn kesimelerinden meydana gelen alarn hesaplar aklanr122. 4. Zcu Muhammed b. Ebi'l-Feth es-Sf (A): Takiyyuddn er-Rsid'in Sidret Mneha'l-Efkr'nda belirttiine gre, bu zcte Ulu Bey Zci s lh edilmek istenmitir123. F. TESHLLER Ulu Bey Zci'nin herkes tarafndan kolayca anlalabilmesi ve kullanl mas maksadyla birtakm teshilleri de yaplmtr. Tesbit edilebildii ka daryla on adet teshil bulunmaktadr. Bunlar u ekildedir. 1. (el-'ikd) ed-Drr'n-Nazm fi Teshili't-Takvm (A). Mevcut nshalar nn pek ounda Emevi Camii muvakk Abdurrahman es-Salih'ye nisbet edilen bu eser Takiyddin Rasd tarafndan hazrlanm olup Ulu Bey Zcz'nden takvim karma konusundaki usulleri gsterir. Eser Takiyd din'in takvim karma sanatna giri olarak tertip ettii muhtasar bir zctir124. Tesbit edilebilen on bir nshasndan en eskisi, 1562 yl civarnda is tinsah edilmitir125. En yeni nshas ise 1737 ylna aittir126.
157

bilig, Bahar / 2003, say 25

2. Teshil-i Zc-i Ulu Bey (A). Mneccimba Abdullah Efendi (. 1780) tarafndan hazrlanan bu teshil Ulu Bey Zci 'nden istihrala oluturulan cetvellerden meydana gelir. Gnmze sadece mellif hattyla olan bir nshas ulamtr. (Sleymaniye Ktp., Esad Efendi, nr. 1973, 15 vr). 3. Teshil-i Zc-i Ulu Bey (A). Muhtasaru'l-Zc'l-Cedd's-sultn is miyle de bilinir. Selimiye, nr. 630/2,12 vr. emseddin Muhammed es-Sufi tarafndan hazrlanan bu teshil Ulu Bey'in Semerkand meridyenine gre hazrlad cetvellerin Msr meridyenine gre tertip edilmi ekli dir127. 4. Behet'l-Fiker fi Hallu'-ems ve'l-Kamer (A). emseddin Muham med es-Suf'nin az nce bahsedilen konuda hazrlad bir dier eserdir128. 5. Gunyetu't-tlib fi Takvimi'l-Kevkib (A). Tunuslu lim Hseyin Ka'a b. Muhammed el-Hanefi (. 1680 civar) tarafndan hazrlanan bu eser her ne kadar Ulu Bey Zcz'nin muhtasar ise de zcten yararlanmay kolayla trmak iin kaleme alnm bir teshildir129. 6. Teshil-i Zc-i Ulu Bey (T). Mrekkepizde Muhammed erif (XVIII. yy) tarafndan yaplan bir dier Trke teshil ise zcin cedveller ksmna aittir. Zcin cetveller ksm zetlenmi ve kolay kullanlr hale getirilmi tir130. Eserin sadece bir nshas gnmze intikal etmitir. 7. Teshil-i Zc-i Ulu Bey ve Kassini (T). Mneccimba Durakpaazde Mr brahim b. Sad el-slmbul'nin131 (. 1832) talebelerinden birisi tara fndan hazrlanmtr (1236 yl civar). alma Ulu Bey ve Kassini Zcleri'mn teshili ve stanbul meridyenine gre hazrlanmalar suretiyle mey dana konulmutur. On dokuzunu asrn ortalarnda yaplan bu teshil, Ulu Bey Zci'nin, Cassini Zci'nin Osmanl Devleti'nde resmen kullanlmaya balamasndan sonra bile kullanldn gstermesi bakmndan dikkat e kicidir132. 8. Fezleket'l-Hisb (T). Cabi-zade Hahl F'iz diye tannan Eb'1-Fazl Halil F'iz b. Cabizde Mustafa b. s el-Yedikulev'nindir133 (. 1722). Mellif bu eseri, nsznde akladna gre, Ulu Bey Zci'nden takvim yapmak ve gezegenlerin hareketlerini izah etmekle ilgili bir mzkere es nasnda, konu hakknda Arapa ve Farsa kitaplardan tercme ve iktibas yoluyla Trke bir risale cem ve tertip etmek istei geldiini, bunun ze158

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

rine bu eseri kaleme aldn sylemektedir (29 Mays 1721)134. Cabizde'nin bu almas Ulu Bey Zc/'nden takvim yapmak, gezegenlerin ha reketlerini hesaplama gibi konulardan bahseden sittn hesabyla ilgili edeb bir eserdir135. Eseri Arapa ve Farsa kitaplardan tercme ve iktibas yoluyla hazrlamtr. 9. Teshil-i Tadilt- Ulu Bey (T). Mellifi mehul olan bu eserin bir ns has bulunmaktadr136. 10. Teshil-i Zc-i Ulu Bey (F) Mellifi mehuldr137. G. HTSARLARI Feth'r-Rakmn bi-htisri Zci's-Sultn (A): el-Muhallelt (. 1792) ta rafndan yaplm bir ihtisardr138. SONU Onbeinci yzyln ilk yars boyunca Semerkand rasathanesinde pek ok bilim adam ve astronomun birlikte almas sonunda ortaya konulan Ulu Bey Zci ksa srede pek geni bir corafyada tannm ve itibar gr mtr. Bata Osmanh dnyas olmak zere dier slm lkeleri yannda Avrupa lkelerinde yaayan astronomlar tarafndan da kabul gren zc, f arkl zamanlarda hem slm medeniyetinin dier iki lisan olan Arapa ve Trke'ye hem de baz Avrupa dillerine tercme edilmitir. te yandan, zcin herkes tarafndan daha iyi anlalmas ve kolay kullanlabilmesi iin erh ve haiyelerinin de yapld grlmektedir. Bunlar arasnda dikkat eken en mhim hususun banda ilk iki erhin, zcin hazrlanmasnda rasadhnede alm olan Ali Kuu ve onun torunu Mirim elebi tarafn dan yazlm olmasdr. nc nemli erh de Semerkand okulunun tem silcilerinden birisi olan el-Bircend tarafndan telif edilmesidir. erh ve haiyelerin yannda ayrca zcin tmnn ya da baz blmlerinin teshil leri yaplarak zcin hemen herkesim tarafndan kolayca kullanlmas he deflenmitir. Zcin zamanla tesbit edilen baz eksik ve hatal ynlerinin gi derilmesi ve tashihi iin deiik zamanlarda baz astronomlar tarafndan tashih almalar yaplmtr. Zcin eksik ve hatal ynlerine ilk iaret eden kii Msr'h astronom es-Suf olmutur. Onunla gren ve onu ta kip eden, zcin tam bir tashihi yapmak zere stanbul'da rasathane kuran
159

bilig, Bahar / 2003, say 25

Takiyddin Rasd'n almalar ise tashih almalarnn tamamlanama mas sebebiyle yarm kalmtr. Dier yandan zcin sadece gerekli olan k smlarnn alnmasyla ya da zetlenmesiyle meydana getirilmi baz ihti sarlar da bulunmaktadr. phesiz zcin en youn olarak kullanld corafya Osmanl dnyasdr. Bu sebeple zcle ilgili almalarn pek ou Osmanl limleri tarafndan meydana konulmutur. Ayrca zcin mneccimbalar tarafndan takvim hazrlamakta kullanlmas onun resmi bir hviyet kazanmasna sebep ol mutur. Zcin bu durumu on sekizinci yzyln ikinci yarsndan itibaren Avrupa'da yaplan yeni zclerin Osmanl dnyasnda tercme edilip tann maya balamasyla birlikte yava yava deimeye balam ve nihayet Cassini Zci'na tercmesiyle bsbtn ortadan kalkmaya yz tutmutur. Bununla birlikte 1800 ylndan itibaren her ne kadar zc resmi olarak kul lanmdan kalkm olsa bile mneccimler ve muvakktlar bu zci kullanl maya devam etmilerdir. Hatta bunlar arasnda Ahmed Tahir Efendi gibi mneccimbalar dahi bulunmaktadr. yle anlalamaktadr ki, yeni zc lerin yaplmas Ulu Bey Zcine olan itimad ve gveni sarsmam ve kul lanmdan kalkmasna sebep olamamtr. Zc ve onunla ilgili yzlerce ese rin Osmanl corafyasndaki ktphanelerde bulunmas bu esere olan il giye iaret etmesi bakmndan mhimdir. Ulu Bey Zci bugn dahi baz yldzlarn konumlarnn tesbiti gibi mhim konularda kullanlmaktadr. Ulu Bey Zci'nin Osmanl dnyasndaki kullanm ve onunla ilgili btn eserlerin bir araya toplanmaya alld bu almada sonu olarak unu sylemek mmkndr. Zc, gerek Osmanl dnyas dndaki slm co rafyas ile Avrupa'da gerekse Osmanl imparatorluunun hayli geni olan corafyasnn hemen her yerinde kullanlm ve asrlar boyunca mnec cim ve muvakktlarn elinden dmemitir. Zcin daha iyi anlalmas iin baz astronomlarca esere erh ve haiyeler yazlm ayrca teshilleri yapl mtr. Bu arada zcten yararlanlarak ok sayda eser ortaya konulmutur. Ulu Bey Zci'nin Osmanl dnyasndaki etkisinin daha iyi anlalabilme si iin zcin ve onunla ilgili olarak yazlan tm eserlerin iyi bir ekilde in celenmesi gerekmektedir.

160

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

AIKLAMALAR
1 slm dnyasnda hazrlanan zcler ve konuyla ilgili dier astronomi cetvelleri, tab lolar hakknda daha geni bilgi iin bk. E. S. Kennedy, "A Survey of Islamic Astronomical Tables", Transactions of tke American Philosophical Society, N. S., cilt. 46/2, Philadelphia 1956. 2 Bu almada zikredilen yazma eserler iin temel kaynak Osmanl Astronomi Lite ratr Tarihi (OALT), (haz. E. hsanolu, R. een, C. Izgi, C. Akpnar, I. Fazlo lu, stanbul 1997) adl eserdir. Burada bahsedilen eserlerin dnya ktphanelerin de bulunan btn nshalar, OALT'ta ayrntl verildiinden tekrar edilmeyip ilgili sayfalarna iaret edilmekle yetinilecektir. 3 Ulu Bey'in hayat hakknda daha fazla bilgi iin bk. A. Advar, Osmanl Trkle rinde lim, stanbul 1982, s. 62; Wilhelm Barthold, Ulu Be ve Zaman (ev. 1. Aka), Ankara 1990; Saffet Bilhan, Orta Asya Bilgin Trk Hkmdarlar Devletinde Eitim-Bilim-Sanat, Ankara 1988, s. 44-55; Yuri Bregel, "Ulugh-Beg", Seph R. Strayer, Dictionary ofthe Middle Ages, New York 1989, XII, s. 259-257; Kari-Niazov, T. N., "Ulugh Beg", Dictionary ofScientific Biography, Ne w York 1981, VII, s. 535-537;, O. F. Kprl, "Ulu Bey", A, XIII, s. 29; G. Sarton, Introduction to The History of Science, New York 1975, III (v. II), s. 1120; L. Bouvat, "Ulu Bey", slm Ansiklopedisi, XIII, 27-29; A. Sayl, The Observatory in islam, Ankara 1988, s. 260-289; S. Aydz, "15. Asrn En Byk Astronomu Ulu Bey ve Zci", Yeni mit, 7J6, 1994, s. 4 3 ^ 5 . 4 C. Aydn, "Eb'1-Vef el-Buzcn", DA, X, s. 348-349. 5 Salih Zeki, Asr- Bakiye, I, s. 29, 93, 151, 161; Kef'z-znn, II, s. 970. 6 M. Dizer, "bn Ynus, Eb'l-Hasan", DA, XX, s. 450^52. 7 Salih Zeki, Kamus-1 Riyziyyt, I, s. 125; Kef'z-znn, I, s. 147. 8 "Bu zc, zcler arasnda doruya en yakn ve bu sahada, beerin g yetirebildii en son mertebedir. Zamanmzda iklimlerin ve lkelerin ounda, bu zc esas alnr ve ona gvenilir. Bu zcle Semerkand'ta nce Gysddn Cemd ilgilendi, fakat a lmann balarnda vefat etti. Ondan sonra bu zcle Kadzde-i Bursev urat. O da zc tamamlanmadan vefat edince zci A l b. Muhammed el-Kuu tamamlad" (Takprlzde, Mifthu's-Sa'de ve Misbhu's-Siyde, Haydarbd 1328, I, 316-317). 9 hsan Fazlolu, "Osmanl Corafyasnda lm Hayatn Teekkl ve Davud-el161

bilig, Bahar / 2003, say 25

Kayseri (656-660/1258-1261 -751/1350)", Uluslararas Davud el-Kayser Sempoz yumu, Ankara 1998, s. 28-30. 10 Fethullah irvan hakknda daha fazla bilgi iin bk. bk. Salim Aydz, "Fethullah irvan", Yaamlar ve Yaptlaryla Osmanllar Ansiklopedisi (OA), stanbul 1999,1, s. 455-6. 11 Ulu Bey Zci'ne. nazaran az da olsa Zc-i lhan'ye de alaka gsterildii, bu zce, Ulu Bey Zci'nden bir asr sonra Ibn'n-Nakb diye mehur olan brahim b. Ahmed el-Haleb (. 1563) (bk. S. Aydz, "Ibn'n-Nakib", OA, I, s. 611-2) tarafn dan el-'kdu'l-Yemnfi Halli Zci lhan (A) adyla bir erhin yazlm olmasn dan anlalmaktadr (erhin nshas, Sleymaniye Ktp. Hafid Efendi, nr. 181/1). 12 Zc-i Grgn'nin Trkiye ktphanelerinde tesbit edilebilen otuz sekiz nshas bulunmaktadr, bunlarn en eskisi, Ayasofya, nr. 2692'deki nshadr. Nuruosmaniye, nr. 4992/3 'teki nsha Hasan el-Cebert tarafndan h. 1143/1731 ylnda, Nr Efendi, nr. 150'deki nsha ise, es-Seyyid Muhammed Nr Mhendis tarafn dan 5 Receb 1276/28 Ocak 1860'da istinsah edilmitir. 13 Cevat zgi, Osmanl Medreselerinde lim, stanbul 1997,1, s. 362,413-414. 14 Kandilli Rasathanesi, nr. 262/1, yap. lb-151. Bk. Izgi, I, s. 414. 15 OALT,I, s. 39. 16 S. Aydz, "Nebi Efendizade", OA, I, s. 355. 17 OALT,l, s. 90-101. 18 Kprl Ktp., Muhammed Asm Bey bl., nr. 720. Bk. zgi, I, s. 414. 19 zgi, I, s. 100-101. 20 Katip elebi, Mznu 'l-Hakk fi htiyari 'l-Ehakk, (sadeletirerek nr. Orhan ik Gkyay), istanbul 1980, s. 119. 21 O ALT, I, 249. Ayrca bk. Kandilli Rasathanesi, nr. 215, mukaddime. 22 eyhlislm Feyzullah Efendi'nin Kendi Kalemiyle Haltercmesi, Sleymaniye Ktp., Yahya Tevfik Efendi, nr. 287. 23 "Ba'z mehdm-i kiram ve ihvn- huls-irtisam ile Zc-i Grgn''den istihrc- dstr ve istinbt- harekt- kevakib mzkeresi esnasnda...", Kandilli Rasathanesi, nr. 68. 24 zgi, I, s. 415-416. 25 Salim Aydz, "Osmanl Devleti'nde Mneccimbalk", Osmanl Bilimi Aratr malar I, stanbul 1996, s. 159-207.
162

Aydz, Ulu Bey Tici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

26 Ekmeleddin hsanolu, "Introduction of Western Science to the Ottoman World: A Case Study of Modern Astronomy (1660-1860)", Transfer of Modern Science & Technology to the Mslim World, stanbul 1992, s. 96-98. 27 Takvim-i 1213-1214, Kandilli Rasathanesi Ktp., Takvim, nr. 137. 28 Takvim-i Vekayi, 6 Receb 1248, (29 Kasm 1832), nr. 46, s. 3, st. 2. 29 Takvim-i Vekayi, gs. yer. 30 Mesel, Mneccimba Ahmed Tahir Efendi, Cedvel-i btida-i Dstur-1 Neyyireyn li-Tl-i Kostantiniyye Muvafk 4 Safer sene 1292 (12 Mart 1875) adl eserini Ulu Bey Zci'ne gre yapmtr. Eserin nshas. Kandilli Rasadhnesi Ktp., nr 535. 31 Kandilli Rasathanesi, Takvimler, nr. 140'ta yer alan Takvim li-Sene 1214-1215'n 13b yapranda u not vardr: "ibu slden sonraki takvim in b-emr-i hmayun Zc-i Kassini'den yani Fransa Zci'nden his ab olunmasna uru' olundu". 32 hsanolu, a. g. m., s. 72. 33 OALT, I, s. 249. 34 Selim Aa Ktp., nr. 728m, vr. 11b, 21a, 22b, 37b. 35 OALT, I, s. 117, 225; Salih Zeki, Kms- Riyziyyat, stanbul 1315, s. 966; G. Vajda, Index General des Manuscrits Ar abes Musulmans de la Bibliothegue Nationale de Paris, Paris 1953, s. 132 36 Selim Aa Ktp., nr. 728m'deki nsha (112 vr.) mtercim hattndan naklen 1659'te istinsah edilmitir. 37 kincisinin, Hasan Hsn Abdlvehhab, nr. 18104'teki nshas 1301'de istinsah edilmitir. 38 OALT, II, s. 787-8. 39 OALT, II, s. 808-809. 40 Salih Zeki, sr- Bakiye, I, s. 194. 41 Yusuf Aa, nr. 9887/14, 11 vr.; I. . Ktp., TY, nr. 6551, 148 vr. Ayrca bk. Advar, s. 188; OALT, I, s. 345-. 42 S. Aydz, "Abbas Vesim Efendi", OA, I, s. 3-4. 43 zmir Milli Ktp. Dolap 21, sra 672, depo 17089; Byezid Umum, nr. 4646. 44 Kandilli Rasathanesi, nr. 240, 225 vr.. Ayrca Kandilli Rasathanesi, nr. 247/1 ve
163

bilig, Bahar / 2003, say 25

nr. 258'de de nshalar vardr. OALT, I, s. 445-6. 45 S. Aydz, "Mehmed elebi", OA, I, s. 119. 46 Yedi nshasndan biri Arkeoloji, nr. 546'da kayth olup h. XII. asrda istinsah edilmitir. OALT, II, s. 940. 47 Ktip elebi, Kef"z-znn 'an Esmi'l-Ktb ve'l-Fnn (nr. M. erefeddin Yaltkaya-Kilisfi Rifat Bilge), istanbul 1941-1943, s. 966; sr- Bakiye, I, 198. 48 Salih Zeki, Kms- Riyziyyat, s. 966, sr- Bakiye, I, 198; S. Aydz, " Sul tan Bir Bilim Adam: Ulu Bey, Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmed, Ali Kuu", Sanat Dnyamz, 73 (1999), s. 171-176; hsan Fazlolu, "Ali Kuu", OA, I, s.217. 49 879 sonlarnda stanbul'da istinsah edilen eserin bir nshas Kandilli Rasathane si, nr. 262/2'dedir. Sleymaniye Ktp. Hasan Hsn, nr. 1284'deki nsha Takiyyddh'in tashihinden gemitir. Ayrca bk. OALT, I, s. 37. 50 S. Aydz, "Mirim elebi", OA, I, s. 215-216. 51 Beyazt Devlet Ktp., Veliyddin Efendi, nr. 2276, 107 vr. 52 Takprzde, e-eka' iku 'n-Nu 'mniyye f ' Ulem 'i'd-Devleti'l-' Osmniyye (nr. A. Subhi Frat), stanbul 1985, s. 327-328; Kefz-Znun, s. 966; sr- Ba kiye, I, 200; Bursal Mehmed Tahir, Osmanl Mellifleri, stanbul 1343, III, 298299; Advar, s. 62-63; Izgi, I, s. 145. 53 OALT, I, s. 90-93. 54 Veliyyddin, nr. 2276, 107 vr. 55 Arkeoloji, nr. 545. 56 I.. Ktp, FY, nr. 1387. 57 hsan Fazlolu, "Abdlali Bircend", O A, I, s. 33. 58 OALT, 1, s. 109-110. 59 ez-Zirikli, el-A'lm (5. bas.), I-VIH, Beyrut 1980, IV, 58. 60 OALT, I, s. 66. 61 Kprl Ktp., Mehmed Asm Bey, nr. 537; Ragp Paa, nr. 743. 62 S. Aydz, "Rdvan Felek", OA, II, s. 459-460. 63 Nuruosmaniye, nr. 2912, 255 v. OALT, I, s. 380. 64 OALT, I, s. 383-4. 164

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

65 Nshas zmir nr. 499, 70 vr. OALT, II, s. 807. 66 Kahire, Tal'at, Mecm, Trk nr. 35, 66 vr. istinsah 29 Safer 1200/25 Ekim 1785; Tal'at Mikat, Trk, nr. 4, 239 vr. Bk. OALT, H, s. 807-8. 67 Kegfz-Znn, s. 966-967. 68 Mevcut yedi nshasndan biri de Veliyyddin Efendi, nr. 2263'te olup 434 yap raktr. Ayrca bk. OALT, I, s. 377-8. 69 Kandilli Rasathanesi, nr. 224/1, yap. lb-49a'daki nsha, Molla Ahmed b. Anter Al tarafndan h. 1231'de istinsah edilmitir. 70 S. Aydz, "Mustafa b. Ali Muvakkit", OA, II, s. 289-290. 71 Nshas Veliyddin Efendi, nr. 2268, 62 vr. Bk. OALT, I, s. 170. 72 OALT, I, s. 424. 73 Nshas Nuruosmaniye, nr. 2904. Bk. OALT, I, s. 419. 74 OALT, I, s. 420. 75 OALT, I, s. 420-1. 76 Nshas Nuruosmaniye, nr. 2904. Bk. OALT, I, s. 421. 77 OALT, I, s. 418-9. 78 OALT, I, s. 419. 79 Nshas Mikat, nr. 1092, 94 vr. Bk. OALT, I, 154. 80 Nshas Hac Beir Aa, nr. 674/2. Bk. OALT, I, s. 231. 81 Nshalar Kandilli Rasathanesi, nr. 138/2; British Museum. add. nr. 9703, 43 vr. Bk. OALT, II, s. 881. 82 OALT, I, s. 215. 83 S. Aydz, "Abdlkadir Menf", OA, I, s. 57-58. 84 Nshas. Nuruosmaniye Ktp., nr. 2929/5, 2v. Bk. OALT, I, s. 187-8; 85 OALT, I, s. 217. 86 OALT, I, S. 218. 87 Kandilli Rasathanesi, nr. 144/9. 88 Gotha, nr. 1430. Tal'at-Mikat, nr. 250. Eserin bir nshas Osman b. Ahmed tara fndan 1156/1743'te istanbul'da Zekeriyy Medresesi'nde (Hamidiye, nr. 843/1); bir dier bir nshas da Hasan b. mer b. Muhammed el-Amid tarafndan h. 1172/1758'de istinsah edilmitir (KRK, nr. 144/9, yap. 51b-115b). Bk. OALT, I, 165

bilig, Bahar / 2003, say 25

s. 277-8. 89 Gotha, nr. 1412. Bk. OALT, I, s. 309. 90 S. Aydz, "Mehmed Efendi (Bakkalzade), O A, II, s. 123. 91 Nshas Badat Kk, nr. 322, 12 vr. Bk. OALT, I, s. 241-2. 92 S. Aydz, "Halil Efendi (Fethiyeli)", O A, I, s. 514. 93 Nshas Kandilli Rasathanesi Ktp. nr. 204.17 vr. istinsah 1180. Bk. OALT, II, s. 470. 94 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. 339/2, 17 vr. Bk. OALT, II, s. 470. 95 S. Aydz, "Abdullah Efendi", O A, I, s. 13-14. 96 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. 427,16 vr. (Mellif hattyla) Bk. OALT, II, s. 485. 97 Nshas Daru'l-ktb, Felek-riyaza, nr. 4034, 6 vr. Bk. OALT, II, s. 509. 98 Nshas M. Fazl, Mikat, nr. 213/3, 2 vr. Bk. OALT, II, s. 527. 99 S. Aydz, "Sadullah Efendi (Mderriszade)", O A, II, s. 480-481. 100 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. 525, 18 vr. Bk. OALT, II, s. 595. 101 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. T. 222, 16 vr. Bk. OALT, II, s. 595-6. 102 S. Aydz, "Ahmed Tahir Efendi", O A, I, s. 162-163. 103 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. 535, 10 vr. Bk. OALT, II, s. 618. 104 Nshas Darul Kutub Felek-riyaza, nr. 4034. Bk. OALT, II, s. 509. 105 Nshas Talat Felek Ncum, Trk, nr. 9, 54 vr. ; Talat, Mecami, Trk, nr. 109, 45 vr. Bk. OALT, II, s. 882. 106 Nshas Nuruosmaniye, nr. 2929. Bk. OALT, I, s. 118. 107 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. 236, 17 vr. Bk. OALT, II, s. 792. 108 Nshas Koyunolu, 12732, 11 vr. Bk. OALT, II, s. 792. 109 Nshas Mustafa Fazl, mikat, nr. 74, 16 vr. Bk. OALT, II, s. 801. 110 Nshas Arkeoloji Mz. Ktp. nr. 1098, 24 vr. Bk. OALT, II, s. 805. 111 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. 571/5, 5 vr. Bk. OALT, II, s. 807. 112 OALT, H, s. 913-4. 113 Nshas Milli Ktp., nr. 939, 148 vr. Bk. OALT, II, s. 938. 114 Nshas Zahiriyye, IlmT-hey'e, nr. 3096,73 vr. Bk. OALT, II, s. 800. 115 Nshas Kavala-Mikat, nr. 1/3. Bk. OALT, II, s. 800. 116 Nshas. Mustafa Fazl, Mikat 99/1, 4 vr. Bk. OALT, II, s. 794.
166

Aydz, Ulu Bey Zici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

117 Halil Aa, Mikat, Trk, nr. 2/2. Bk. OALT, II, s. 798. 118 Nshas Kandilli Rasathanesi, nr. 366/1, 6 vr. 119 OALT, I, s. 126. 120 Kandilli Rasathanesi, nr. 398, 55 vr. 121 Kandilli Rasadhnesi Ktp., nr. 208/1; Sevim Tekeli'nin bu eser zerindeki baz almalar iin bk. "Trigonometry in Two Sixteenth Century Works; The De Revolutionious Orbium Coelestium and the Sidra al-Muntaha", History ofOriental Astronomy, IAU Colloquium 91, Cambridge U. Press, Cambridge 1987, s. 209214. 122 OALT, I, s. 212-213; S. Aydz, 'Takiyddin Rasd", O A, II, s. 603-605. 123 Kefz-Znn, s. 970. 124 OALT, I, s. 204-5. 125 Darlktb-Mikat, nr. 140. 126 Darlktb-Mikat, nr. 20. 127 OALT, 1, s. 125. 128 Salih Zeki, Kamus-t Riyziyyt, s. 966-967. 129 OALT, 1, s. 314. 130 Nuruosmaniye, nr. 2790,44 vr. Bk. OALT, II, s. 520. 131 S. Aydz, "brahim (Durakpaazade, Mir)", O A, I, s. 616-617. 132 Tek nshas Sleymaniye Ktp., Badath Vehbi, nr. 900/1, 113 vr. Bk. OALT, II, s. 810. 133 S. Aydz, "Halil Faiz (Cabizde)", O A, I, s. 515. 134 Bilinen on nshasndan en eskisi 1133 ylnda, en yeni nshas h. XIII. asrda is tinsah edilmitir. Sleymaniye Ktp., Veliyddin Efendi, nr. 2332/4, 26 v. Bk. OALT, I, s. 393. 135 Cevat zgi, Osmanl Medreselerinde lim, I, s. 235; OALT, I, s. 392-394. 136 Kandilli Rasathanesi, nr. 212, 31 vr. Bk. OALT, II, s. 810. 137 Kandilli Rasathanesi, nr. 245, 55 vr. 138 Nshas Zahiriye, nr. 8875, lOv. Bk. OALT, II, s. 544.

167

bilig, Bahar / 2003, say 25

Kaynaka ADIVAR, A, (1982) Osmanl Trklerinde lim, stanbul. AYDIN, C, (1994) "Eb'1-Vef el-Bzcn", DA, X, s. 348-349. stanbul AYDZ, S., "Abbas Vesim Efendi", OA, I, s. 3-4. AYDZ, S., "Abdullah Efendi", OA, I, s. 13-14. AYDZ, S., "Abdlkadir Menf", OA, I, s. 57-58. AYDZ, S., "Ahmed Tahir Efendi", OA, I, s. 162-163. AYDZ, S., (1991) "Fethullah irvan", Yaamlar ve Yaptlaryla Osmanllar Ansiklopedisi (OA), stanbul, I, s. 455-6. AYDZ, S., "Halil Efendi (Fethiyeli)", OA, I, s. 514. AYDZ, S., "Halil Faiz (Cabizde)", OA, I, s. 515. AYDZ, S., "bn'n-Nakib", OA, I, s. 611-2. AYDZ, S., "brahim (Durakpaazade, Mir)", OA, I, s. 616-617. AYDZ, S., "Mehmed elebi", OA, I, s. 119. AYDZ, S., "Mehmed Efendi (Bakkalzade), OA, II, s. 123. AYDZ, S., "Mirim elebi", OA, I, s. 215-216. AYDZ, S., "Mustafa b. Ah Muvakkit", OA, II, s. 289-290. AYDZ, S., "Nebi Efendizde", OA, I, s. 355. AYDZ, S., "Rdvan Felek", OA, II, s. 459-460. AYDZ, S., "Sadullah Efendi (Mderriszade)", OA, II, s. 480-481. AYDZ, S., "Takiyddin Rasd", OA, II, s. 603-605. AYDZ, S., (1999), " Sultan Bir Bilim Adam: Ulu Bey, Uzun Hasan, Fatih Sultan Mehmed, Ali Kuu", Sanat Dnyamz, 73 s. 171-176; AYDZ, S., 1994, "15. Asrn En Byk Astronomu Ulu Bey ve Zci", Yeni mit, 26, s. 43-45. AYDZ, S., (1996), "Osmanl Devleti'nde Mneccimbalk", Osmanl Bilimi Aratrmalar I, s. 159-207. BARTHOLD, Wilhelm (1990), Ulu Be ve Zaman (ev. . Aka), Ankara.
168

Aydz, Ulu Bey Tici'nin Osmanl Astronomi almalarndaki Yeri ve nemi

BLHAN, Saffet (1998), Orta Asya Bilgin Trk Hkmdarlar Devletinde Eitim-Bilim-Sanat, Ankara. BOUVAT, L., (1997), "Ulu Bey", slm Ansiklopedisi, XIII, 27-29. Eskiehir BREGEL, Yuri (1989), "Ulugh-Beg", Seph R. Strayer, Dictionary ofthe MiddleAges, New York XII, s. 259-257. BURSALI Mehmed Tahir (1343), Osmanl Mellifleri, stanbul. DZER, MUAMMER (1999), "bn Ynus, Eb'l-Hasan", DA, XX, s. 450-452. stanbul FAZLIOLU, . (1998), "Osmanl Corafyasnda lm Hayatn Teekk l ve Davud-el-Kayser (656-660/1258-1261-751/1350)", Uluslararas Davud el-Kayser Sempozyumu, Ankara s. 28-30. FAZLIOLU, hsan, "Abdlali Bircend", OA, I, s. 33. FAZLIOLU, hsan, "Ali Kuu", OA, I, s.217. HSANOLU, Ekmeleddin (1192), "Introduction of Western Science to the Ottoman World: A Case Study of Modern Astronomy (16601860)", Transfer of Modern Science & Technology to the Mslim World, stanbul. ZG, Cevat (1997), Osmanl Medreselerinde lim, stanbul. KARI NIAZOV, T. N. (1981), "Ulugh Beg", Dictionary of Scientific Biography, New York, VII, s. 535-537. KATP ELEB (1941-1943), Kef'z-znn 'an Esmi'l-Ktb ve'lFnn (nr. M. erefeddin Yaltkaya-Kilisfi Rifat Bilge), stanbul. KATP ELEB (1980), Mznu'l-Hakk fi htiyari'l-Ehakk, (sadeletirerek nr. Orhan ik Gkyay), stanbul. KENNEDY, E. S. (1956), "A Survey of Islamic Astronomical Tables", Transactions of the American Philosophical Society, N. S., cilt. 46/2, Philadelphia. KPRL, O. F. (1997), "Ulu Bey", A, XIII, s. 29. Eskiehir Osmanl Astronomi Literatr Tarihi {OALT), (haz. E. nsanolu, R. een, C. zgi, C. Akpnar, . Fazlolu, stanbul 1997. SALH ZEK (1315), Kms- Riyziyyat, stanbul.
169

bilig, Bahar / 2003, say 25

SARTON, G. (1975), Introduction to The History of Science, New York. SAYILI, A. (1988), The Observatory in islam, Ankara. eyhlislm Feyzullah Efendi'nin Kendi Kalemiyle Haltercmesi, Sleymaniye Ktp., Yahya Tevfk Efendi, nr. 287. Takvim-i 1213-1214, Kandilli Rasathanesi Ktp., Takvim, nr. 137. Takvim-i Vekayi, 6 Receb 1248, (29 Kasm 1832), nr. 46, s. 3, st. 2. TAKPRLZADE, A. . (1985), e-eka'iku'n-Nu'mniyye f 'Ule m' i'd-Devleti'l-'Osmniyye (nr. A. Subhi Frat), stanbul. TAKPRLZADE, A. . (1328), Mifthu's-Sa'de ve Misbhu's-Siyde, Haydarbd. TEKEL, Sevim, (1987), "Trigonometry in Two Sixteenth Century Works; The De Revolutionious Orbium Coelestium and the Sidra al-Muntaha", History of Oriental Astronomy, IAU Colloquium 91, Cambridge U. Press, Cambridge s. 209-214. VAJDA, G. (1953), Index General des Manuscrits Arabes Musulmans de la Bibliotheque Nationale de Paris, Paris. ZRKL, el-A'lm (5. bas.) (1980), I-VIII, Beyrut.

170

The Place and Signifcance of Ulug Bey Zici in the Studies of Ottoman Astronomy
Assis. Prof. Dr. Salim AYDZ Abstract: Ulu Bey Zici, prepared by Sultan Ulu Bey and famous astronomers in Semerkand observatory, is one of the significant works of the history of Islamic astronomy. in this paper, after touching on the life of Ulu Bey in brief, the importance of Zic and its entering to Ottoman territory is mentioned. Then, it is emphasized on its Arabic and Turkish translations. in the last part that undertakes various works on Zic in Islamic world, it is indicated the libraries having the editions of Zic in the form of handvvritten manuscript. This paper draws attention to the signifcance of Ulu Bey Zi ci, its prevalence and the abundance of various works on this book produced in different countries. Key words: Ulugh Beg, Ali Kushcu, Zc, calender, astronomer, ob servatory, Samarkand Observatory.

* Fatih University Faculty of Science and Arts / istanbul sa@fatih.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 139-172 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler
Yard. Do. Dr. Ahmet ARI
zet: Trk edebiyatnn en uzun dnemini oluturan klsik Trk edebi yatnn snrlar, ierii, tanmlanmas ve isimlendirilmesi hakknda prob lemler vardr. Bu problemlerin temel olarak, yaz dilini esas alan snflan drmadan kaynakland anlalmaktadr. slmiyet dairesine giren milletlerin el birlii ile hemen her alanda gerek letirdikleri byk gelimelere paralel olarak, Islmiyetten sonra 10. asr dan itibaren Horasan ve Mvernnehir merkezli ortak bir edebiyat olu mutur, islm kltr ve medeniyetinin balangcnda oluturulan ve klsik Trk edebiyatnn da kkenini tekil ettiini dndmz bu ortak ede biyatn dili, tarih zaruretler gerei Farsa olmutur. Bu edebiyat/iir gele neinin, daha sonra Anadolu'da yeni bir yaz dili (Bat Trkesi) ile devam ettirildiini ve 20. yzyla Trkler tarafndan tandn sylemek mm kndr. Fakat iir geleneini gz ard eden, buna karlk dil farklln ne karan tasnifler sonucunda klsik Trk edebiyatnn gemii karanlk ta kalm ve bu edebiyat bir taklit olarak deerlendirilmitir. Yeterli biri kim ve malzemeden yoksun bir ekilde, daha ok Batl kaynaklarda orta ya konan ve bize de fazlaca incelemeden adapte edilen bu deerlendirme ler, edebiyat eitim ve retiminde kalplam bir ekilde varln devam ettirmekte ve byk bir ksr dngye sebep olmaktadr. Bu yzden konu nun 20. asrn ortalarndan bu yana yaplan almalarn altnda tekrar ele alnmaya ihtiyac vardr. Bu yazda, ortak slm edebiyatn tarih seyri; Trklerin bu ortak edebi yattaki yeri ve klsik Trk edebiyatnn kkeni ortaya konulmaya all m ve sonu olarak yaz dilini esas alan tasnif ynteminin Trk edebiya tnn snflandrlmasnda tek bana yeterli olamayaca kanaatine varl mtr. Anahtar Kelimeler: Trk iiri, Erken slm Dnem, Ortak Edebiyat, Fars iiri, Farsa iir, Edebiyat Tarihi, Mill Edebiyat.

* Sleyman Demirel niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi - ISPARTA ahmetari @fef.sdu.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 173-205 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

Trk edebiyat, Trklerin tarih boyunca iinde yer aldklar deiik kltr evreleri dikkate alnarak Fuad Kprl tarafndan slmiyetten evvel Trk edebiyat, slm Medeniyeti tesiri alnda Trk edebiyat ve Avrupa Medeniyeti tesiri alnda Trk edebiya olmak zere ana dneme ay rlm ve bu ayrm, daha sonraki edebiyat tarihi aratrmaclar tarafndan da byk lde benimsenerek edebiyat tarihlerinde yer almr (Kpr l 1981:5; Mengi 1995:10). Bununla birlikte bilhassa Trk edebiyatnn en uzun dnemini oluturan slm medeniyeti tesiri altndaki Trk edebi yatnn snrlar, ierii, tanmlanmas ve isimlendirilmesi hakknda tam bir gr birliine varlamamtr. 'Divan edebiyat' veya 'klsik edebi yat' yahut 'eski edebiyat' kavramlarndan herhangi birinin terimletirilememesinin sebebi de bu olsa gerektir.1 Dier taraftan bu dnem Trk ede biyann bir ihtisas sahas haline gelmesinden bu yana yaplan ve bilhas sa klsik Trk edebiyat hakknda daha nce stnkr verilen hkmle ri deitirebilecek mahiyetteki pek ok deerli aratrma ve incelemeden elde edilen verilerin, edebiyat eitim ve retimine gerektii gibi yansd da sylenemez. Edebiyat eitim ve retimi, edebiyat biliminde de vamll salayan asl unsurlardandr denilebilir. Yaplan almalar, e zamanl ve oranl olmasa bile gncel denilebilecek bir ekilde edebiyat eitim ve retimine yanstlamyorsa, kopukluun ve ksr dngnn de vam etmesi kanlmazdr. slm medeniyeti tesiri altndaki Trk edebiya t sahasnda alan hemen herkesin gzlemlediini dndmz mev cut tabloda eski kalplam yanllarn devam ediyor olmas, edebiyat ararmalarnn edebiyat eitim ve retimine gerektii lde yansma dn gstermektedir. 19. yzyln ikinci yarsndan balayarak 20. yzyln ortalarna kadar s lm medeniyeti tesiri altndaki Trk edebiyat hakknda verilen 'Trk ru huna yabanc', 'gayr- mill', 'halktan kopuk' vb. hkmler, gnmzde byk lde geerliliini yitirmi olmakla beraber, Arap-Fars kltr kaynakl bir edebiyat olduu veya 13. yzyl sonlarnda Anadolu'da ba lad eklindeki, ikna edici ve gerei yanstc olmadn dnd mz grler -en azndan edebiyat eitim ve retiminde- varln de vam ettirmektedir. 20. yzyln ikinci yarsndan itibaren yaplan pek ok yayna yansyan farkl gre ramen gnmzde yaplan slm medeni174

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

yeti tesiri altndaki Trk edebiyat tanmlamalarnda u veya bu ekilde Fars edebiyat etkisi vurgulanmaktadr. Ne yazk ki bu etki, ayn medeni yet dairesi ierisinde yer almann getirdii tabi bir etki olarak deil de, bir taklit eklinde anlalmakta; bu da Trk edebiyatna kar olumsuz bir ba k asnn domasna sebep olurken dier taraftan Farsa kaynaklarda, 'ran'n kltrel zaferi', 'ran ruhunun zaferi' gibi haksz yorumlara yol amaktadr (Karaismailolu 2001:19). slm'n getirdii tevhit ilkesi dorultusunda, dnyann bugn ulamak iin byk gayret sarf ettii evrensellie, -kendi artlarnda ve boyutlarn da- yaklak on asr nce ulaan Dou dnyasnn, bu evrensel yap ieri sinde rk ve dil ayrm olmakszn, nitelikli olann kabul ve teviki pren sibi dorultusunda meydana getirdii eserler, 19. asrn ortalarnda bala yan almalarla yaz dili esas alnarak bltrlmtr. Buna bal ola rak slmiyet sonrasnda oluan ve yaz dili olarak Farsa (Yeni Fars a)'nn kullanld ortak edebiyatta/ iirde Trklere hemen hi yer veril memitir. A. Hamdi Tanpnar'n ifadesiyle "Kuruluuna byk kitleler ve yaratc hamleler halinde itirak ettikleri bir medeniyetin" (1976:1) ieri sinde Trkler, ortaklaa oluturulan bir edebiyatn taklitisi olarak nitelen dirilmiler; mucizev bir ekilde meydana getirdikleri Bat Trkesi yaz diliyle verdikleri edeb rnlerin kendilerine ait bir gemiinin olmad, taklide dayand iddialaryla kar karya kalmlardr. Saha ve dneme ait nemli Trk dili eserlerinin ilim alemine sunulmad , tarih bilgilerin yetersiz olduu ve konuya aklk getirebilecek Arap a ve Farsa kaynaklarn yeterince elde bulunmad hatta bazlarnn var l dahi bilinmedii dnemlerde, oryantalist bak alaryla ortaya konan bu grler, bizde de eskiyi reddeden politikalarla rterek yerlemitir. Neticede Trk edebiyatnn en uzun dnemini Fars mukallitlii ile zdeletiren bir gr hkim olmutur. Bazlarmzca artk geerlilii olmayan eskimi bir gr olarak deerlendirilen bu konunun, Mine Mengi'nin de belirttii gibi, eskimi bir gr olarak bir kenara atlma zaman henz gelmemitir (2000: 166). Nitekim bizce en nemlisi edebiyat eitim ve retiminde varln devam ettirmektedir. Bu yzden konunun, 20. asrn ortalarndan bu yana yaplan ve Trk kltr ve edebiyat asndan nem li bilgiler ieren yerli yabanc almalarn altnda tekrar deerlendi175

bilig, Bahar / 2003, say 25

rilmesi; verilerin de bir an nce edebiyat eitim ve retimine yanstlma s zorunluluk arz etmektedir. Bu balamda nce sz konusu grlerin or taya kna ksaca temas edecek sonra da yeni bilgilerin altnda bir deerlendirme yapacaz. Edebiyatmzda edebiyat tarihi adn tayan ilk rnek, Abdlhalim Memduh'un 19. asrn sonlarnda yazd Tarih-i Edebiyat- Osmaniyye (st. 1306)'sidir. Batda ise Trk edebiyat ile ilgili almalarn tarihi 17. as rn sonlarna kadar uzanr ve 20. asrn balarnda oryantalizm almalar na paralel olarak hz kazanr.3 Bada Trk edebiyat tarihi almalarnn nclerinden olan bu eserlerde genellikle Trk edebiyat Osmanllarla balatlr ve yukarda dile getirdiimiz dnceler vurgulanr. Mesela Hammer, Krmskiy gibi aratrmaclar, slm medeniyeti tesiri altndaki Trk edebiyatnn zelliini ancak iirin motif ve ifadelerinde grerek, bu dnem Trk edebiyatn Fars edebiyat taklidi bir edebiyat olarak vasf landrrlar. Smirnov ve Gibb bu hususta kesindirler. Ancak 17. asrdan sonra Fars taklidinden() syrld lde bu edebiyat orijinal sayarlar. Batda Trk edebiyat tarihi hakknda yaplan almalar ierisinde Trk edebiyat tarihiliinin gerek anlamda ilk nemli ve kapsaml almas saylan Osmanl iir Tarihinin yazar E.J.W. Gibb'in konuyla ilgili g rlerine ksaca bir gz atalm: "Osmanllar kendilerine bir edebiyat yaratmaya, karar ver meden ok evvel, ranllarn dehas, Arap istilas ile urad husuftan kurtulmu ve ranllarn iir tarz tamamen te kemml etmi ve salam bir ekilde teesss etmi bulunuyor du... Trkler bu iir ve srr felsefe sistemini bylece, tama men tekaml etmi bir halde buldular ve bunlar olduklar gi bi aldlar." (Gibb 1943:13) "Trkler, ranllardan yalnzca dncelerini nasl ifade edeceklerini renmekle kalmamlar, ne dneceklerini ve ne ekilde dneceklerini renmek iin de onlara mraca at etmilerdir... lim, felsefe ve edebiyat alannda yetersizlik lerini kabul etmiler ve yalnzca metodlarn elde etmek iin deil, ayn zamanda onlarn ruhlarna, dncelerine ve his lerine brnmek iin de ranllarla ayn okula gitmilerdir."
176

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

"Trklerin ranllardan rendikleri tasavvuf felsefesi..." "Eski airlerin hedefi, ran iirini taklit etmek ve bunu mm kn olduu kadar Farsa kelimelerle yapmakt." (Gibb 1999:1-II, 33, 38, 96). Yirmi iki yllk bir emein mahsul olan ve alt yzyllk Osmanl dne mi Trk edebiyatn, tarih perspektif iinde ele alan ilk ve tek batl kay nak durumundaki bu deerh eserde, buraya almay gereksiz grdmz benzer dnceler ne yazk ki daha pek oktur. Hatta bu ifadelerin Halide Edip'in bakanlndaki eviriye nazaran Ali avuolu'nun evirisinde yumuatldn ve Gibb'in Trk'e duyduu sempati ve ilginin de abartl dn dnyoruz. Nitekim gnmzde Osmanl iiri sahasnda nemli almalara imza atan bir baka Batl Walter G. Andrews, eserle ilgili u tespitlerde bulunmaktadr: "Trklerin, Avrupallardan renmeden nce kendilerini ve kltrlerini edebiyatla ifade etmekten aciz olduklar trnden bir inancnz yoksa, yukardakiler de dahil olmak zere Gibb 'in syledii pek ok eyin, rk samalklardan teye gemedii ni grrz. Ne yazk ki, Gibb'in 'History of Ottoman Poetry' (Osmanl iiri Tarihi) adl eserinde, yararl bilgilerden oluan o zengin daar, bu tr bir renk tayan ve rklkla lekelenmi eletirel ifadelerle i ie gemitir ve olgusal malzemenin ge erlilii, ok sayda temelsiz varsayma da inandrclk kazan drmak gibi bir ilev grmtr." (2001: 30). Andrews'nun bu tespitlerine, 'oryantalizm' kelimesinin Edward Said'in kitabnn5 yaymlanndan sonra neredeyse sadece kt (Bat'nn stnl ile ark'n aal) anlamyla kullanlr hle geldiini belirten Holbrook'un, eserdeki oryantalist bak alarna ynelttii eletirileri de ilave edebiliriz (Holbrook 1998: 29 vd.). Konumuz bu eserin eletirisi deil. Eserle ilgili olarak ok nefis bir tenkid yazs kaleme alan Mine Mengi'nin, "Gibb'in Osmanl iir Tarihi'nin takdir, sayg, hayranlk uyandran bir bilgi birikiminin, disiplinin ve bunlarn gere i olan azmin, sabrn, zverinin rn olduu ortadadr." eklindeki gr ne de katlyoruz (2000:172). Ancak Gibb, Trk edebiyatn Osmanlyla
177

bilig, Bahar / 2003, say 25

balatmakla ve Osmanlnn gemile olan ilikisini dikkate almamakla, nemli bir yanlla dmtr. Bu iir sisteminin meneini dikkate almad n, bu duruma nasl gelindii zerinde durmadn kendisi de belirtir: "Biri Osmanl iirinin vcudu biri de ruhu olan bu iki iir sisteminin meneini aratrmak olduka ilgin olacaktr. Fa kat byle bir aratrma bizi konumuzun dna karacan dan, Trklerin bizzat verdikleri rneklerle snrl kalmamz ve her ikisini de hazr malzeme olarak kabul edip dikkatimi zi tarihimizin balangcnda bu duruma nasl gelindiine de il de sadece ne olduklarna younlatrmamz daha uygun olacaktr." (1999:34). Kprl'nn eletirilerine; hatta eseri nemsememesine neden olan bu nemli eksiklik neticesinde, slmiyet sonrasnda oluan edeb anlay ve kltr ierisinde Trklere hemen hi yer verilmemi, Horasan-Anadolu balants gz ard edilmitir. Gibb, slmiyet ncesini hi dikkate almaz; kaba saba bulur. Osmanlya kadarki edeb oluumda Trkler yoktur. Os manl dneminde oluturulan edebiyat da tamamyla ran taklididir ve an cak inasi'den sonra tabi ve ahs olabilmitir (Gibb 1999:1-11, 33,97). Bu durumda inasi'ye kadar bir Trk edebiyatndan bahsetmek zordur. Divan iiri eletirisini ran etkisini ktleme zerine kuran Namk Kemal (1840-1888) ile balayan ve Gen Osmanllar'la onlarn rencisi Gibb tarafndan devam ettirilen Osmanl iirinin taklide dayand eklindeki yorumlama yanltr ve titiz edeb analizlerden ok, politik ve psikolojik fantezilere dayanmaktadr (Holbrook 1998:143; Andrews 2001:31). Bu yanl yorumlamalarn, temel olarak slmiyet ncesi ve sonras Trkran ilikilerinin iyi tetkik edilememesinden; yaklak olarak yz yl s ren slmlama srecinin dikkate alnmayp, Trklerin slmiyet dairesine onuncu asrn ortalarnda girdikleri eklindeki yanl deerlendirmelerden ve slm medeniyetinin zn tekil eden tevhid ilkesine Trklerin ba langtan itibaren tamamyla bal kalmalarnn gz ard edilmesinden kaynakland akr. Buna bal olarak iirde kullanlan dilin Farsa (Yeni Farsa) olmas da yanltc olmutur. slm medeniyetinin balangcn tekil eden ve Batllarn byk ran rnesans diye adlandrdklar; bize gre ise, slmiyet dairesine giren milletle178

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

rin ortaklaa oluturduklar 10. asrdan itibaren ilimde, sanatta, felsefe ve edebiyattaki byk gelime, eski hl ve artlarn Farslnn, Fars ve Azer baycan gibi ananevi merkezlerinde deil, daha ziyade yeni ekillerin kolay ca meydana kabilecei Horasan ve Mvernnehir blgelerinde gerek lemitir (Kramers 1993:1018-19; Grabar 1998:51 vd.). Bu tespitin konu muz asndan ok byk bir nemi vardr. nk bu gelime ve ilerleme nin beiinin Orta Asya veya geni anlamyla Trkistan olduu sarahatle grlmektedir. Orta Asya ise bir Trk yurdudur; Trklerin anayurdudur. slmiyetten nce daha ok Ssnler dneminde (226-650) younlaan Trk-ran ilikilerine sahne olan corafya Horasan ve Mvernnehir bl gesidir. Trke konuan topluluklarn tarihte bu blgede ne zaman ve ne ekilde bulunduu gnmzde teferruatyla bilinmektedir (Barthold 1981: 83 vd.; Turan 1979: 247-48 vd.). Etnografk bakmdan gerekte Arlerin yerleim alan iken zamanla Trkleerek Trkistan diye adlandrlan bu blgeye Trkler 5. yzyln balarndan itibaren Ak Hunlar (Eftalitler) ile yaylmaya balamlardr. Ak Hunlar'dan sonra ve ilk slm dnemde Gk Trkler (552-745) blgenin hakimi durumundadrlar. Gk Trkler dneminde bu yaylma hzlanm; daha aadaki sahalara, Horasan ve Sstan ilerine kadar uzanmtr (Kprl 1989:1,347). Bu dnem ayn zamanda Mslman Arap ordularnn ran' ele geirdik leri ve Ssn imparatorluunun ykld (650) dnemdir. Mslman Araplarn 637'deki Kadisiye savandan sonra Ssnler'in merkezi Med'in'i zapt ile balayan bu hareket, Mukrn ve Kabil hari Belh'e kadar btn blgelerin ele geirilmesiyle, halife Osman devri bitmeden (656) ta mamlanmtr. Bununla birlikte Mslman-Arap hakimiyetinin Horasan blgesinde tam anlamyla messir olmas ancak 8. asrn ilk eyreinde (710-716) gereklemitir. Bu gecikmede, Mslman-Araplarn Eftalitlerle ve Trklerin yardmc kollaryla uramak zorunda kalmalar da et kili olmutur (Barthold 1981: 238-245; Kramers 1993: 1016). Mslman Araplar Merv'de oluturduklar gl garnizon sayesinde bl geyi kontrol altnda tutmular ve bu asker g sebebiyle daha sonra y netimi ele alacak olan Abbasler de Emevler aleyhinde balattklar pro paganday yayma sahas olarak bu blgeyi semilerdir. Balangtan 9. asrn ilk eyreine kadar valilerle idare edilen blgede hzl bir slmla179

bilig, Bahar / 2003, say 25

trma hareketi balar. Ziyad b. Ebu Sfyan zamannda (666'dan itibaren) 50.000 Arap, aileleri ile birlikte Horasan'a yerletirilir (Kramers, 1993: 1016). Blgede Mslman-Arap nfusun toplanmasyla birlikte camiler kurulmu, Hz. Peygamberin szlerini ve dine ait bir ok bilgiyi reten kimseler yetimitir. ktisad artlarn iyiletirilmesiyle de bu blgede ilim ve kltr haya canlanmaya balamtr. slm dininin insan ve toplum hayatnda meydana getirdii inklab dorul tusunda Arap dili ran'da, zellikle bu blgede ikinci bir anadili itibar ka zanm; ksa srede bir ilim dili, felsefe dili ve Yeni Farsa (Fars-i Taze)'nn oluumuna kadar da edebiyat dili olmutur. O kadar ki, bir ok ranl air ve lim Arapa yazmaya balam ve Arapa daha 9. asrdan iti baren yalnz ran'da deil, Horasan ve Maverannehir'de de yksek snf larn edeb dili haline gelmitir (Huart, tarihsiz: 74; Berthels 1993: 1042). Hatta Farsa (Pehlevce), eski Zerdtlik hatralarn uyandrd iin Ta hinler zamannda takibe uram, ran, Horasan ve Maverannehir'de Arap Usan ve edebiyat fevkalade yaylmt (Kprl 1981:152). Nitekim bu dnemle ilgili ok nemli bilgiler ihtiva eden Se'lib (.429/1037)'nin Yetmet'd-dehr (Kahire, 1934, 4 cilt) isimli eserinde Smnler dnemin de sadece Horasan ve Maverannehir'de Arapa sylemi 119 aire yer ve rilmitir (Berthels 1993: 1042; Karaismailolu 2001: 25). Emev ynetimindeki Arap valiler zamannda balayan bu hareket, Abba sler dnemindeki (750'den itibaren) yerli hakimler Tahinler (821-873) ve Saffrler (867-911) zamannda hzlanacak; Smnler (875-1005) d neminden itibaren batllarn byk ran rnesans diye adlandrdklar oluumu meydana getirecektir. Smnler ise, hkmdar ailesinin bir Trk ailesi olduunu sandracak kadar Horasan'da, Maverannehir'de Trklerle ibirlii yapm, ordusunu Trklerden kurmutur. Daha nce sinde Abbslerin Emevlere stnlk salamasnda ve hakimiyeti ele germesindeki en byk milin asker g olduunu ve bunun banda da Horasanl bir Trk olan Ebu Mslim (719-755)'in bulunduunu dne cek olursak bu dnemde Horasan ve Maverannehir'de Trk varlnn ne derece nemli olduu anlalr. Zaten Smnlerden sonra da Karahanh (840-1212; Buhara'nn zapt 992), Gazneli (963-1186) ve Byk Seluk lu (1038-1194) Trk devletleri bazen birbirleriyle atarak da olsa bu bl180

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

gelerde ve ran'da uzun sre hkm srmlerdir. Dou dnyasnda s lm'dan sonra gelien edeb faaliyetlerde iktidardaki hanedan ve evresi nin ok nemli bir yere sahip olduu da bilinen bir gerektir. Ana hatlaryla ele alnan bu tarih kronoloji bile bize Trklerin, slmiyeti kabul eden milletlerin el birlii ile kurulmu byk ve ortak bir medeniyet olan slm medeniyetine daha balangta katldklarn gstermektedir. Fakat ne yazk ki, Trklerin slmiyet dairesine giri tarihi iin, -yaklak asrlk sreci gz ard eden bir bakla- resmi devlet dini olarak kabul edilme tarihi (945) esas alndndan, Trklerin bu uygarla sonradan ka tldklar eklinde bir anlay domutur. Halbuki o zamann Dou dnya snda en yksek bilim dal olan felsefede ba eken byk Trk limi Frb (870-950) bu tarihten ok nce yetimitir. Felsefenin yannda tp ve matematik alanlarndaki gr ve bulularyla daha salnda ne kavuan ve tp alanndaki eserleri 17. yzyla kadar Avrupa'daki tp fakltelerinde ders kitab olarak okutulan bni Sina (980-1037); rasat aletleri yapma ko nusunda Batlamyus (85-165)'u geen ve kendisinden sonra gelenlere ast ronomi ile ilgili pek ok bilgi hazinesi brakan Beyrn (973-1052) gibi isimler sayesindedir ki, Trkler, ortaa slm dnyas tefekkr tarihinde erefli bir yer igal etmi, evrensel llerde nemli bir aamay olutur mulardr. Keza matematikteki gelimelere Abdlhamid bn Trk (847'de sa olduu bildirilir) ve Harezmli Muhammed (. 232/847'den sonra) adl iki Trk bilgininin nclk ettii; cebirin Avrupa'ya Muhammed'in kita bnn Ltince'ye evrilmesi ile getii de artk bihnmektedir. Hastane ku ruculuunun, ktphaneciliin ve medrese sisteminin Trklerin eseri oldu u net bir ekilde ortaya konmutur. Bu konudaki ok deerli almalary la ortaa bilim ve tefekkrnde Trklerin nemli bir yere sahip olduunu ortaya koyan Aydn Sayl, Orta a slm dnyas uygarlnn ve ente lektel kltrn oluturulmasnda Trklerin balang aamalarndan itiba ren yer aldn belirtmektedir (Sayl 1997: 14). Bu kltr ve uygarln yaratclar arasnda yer alan Trklerin edeb sa hada bundan uzak kalmalar dnlemez. Nitekim, kaynaklarda Trk lerin bu tarih seyir ierisindeki edeb faaliyetlerine k tutacak bilgiler tatmin edici seviyededir. Ahmed Ate, Tercumn'l-belga (telif tari hi: 1088-1114) nerinde, Trk-i Ke-i Ilk isimli air hakknda bilgi
181

bilig, Bahar / 2003, say 25

verirken, "lk, Mvernnehir'de bir yer olduundan orada Trklerin bulunmas, yani Huseyn-i Ilk'nin Trk olmas gayet tabidir. Byle bir Trkn her hangi bir hkmdara intisab ettikten sonra emirlik mevkiine kmas ve iir yazacak kadar Farsa'ya vakf olmas da ran tarihinde her zaman tesadf edilen hadiselerdendir." eklinde tespitte bulunmak tadr (Ate 1949: 155-156). Erken slm dnemdeki Trk airlerine r nek olarak Pr-i Tigin ve Emir Ali b. lyas el-Agc rnek olarak veril mekte, bunlara Rdek (.941)'den sonra yetien nl airlerden Ferruh (.1038) de ilave edilmektedir (Kprl 1989: 11-351; Turan, 1979: 229). Bu dnemde sz konusu corafyada bulunan Trk edipler tarafn dan Trke iirler de sylenmi olaca aktr. Nitekim Gazneliler d neminin nl airlerinden Minihr (.1040), lim bir kii olduu anla lan vd kiiye, "Galiba Trke daha gzel sylersin/Sen bana Trke iir Ouzca iir okut'/Konutuun her dilde iir syleyebilir sin/Zira sen her dilin asl iin ebced ve hevvezsin" eklinde seslenerek bu gerei ortaya koymaktadr (Karaismailolu 2001: 29). Ayrca ilk dnemlere ait iirlerde kahramanlk ve gzellik konular etrafnda sk sk Trk'e yer verilmitir. Klsik Trk edebiyat ile ran edebiyatnn er ken slm dnemdeki mnasebetlerine dair ok nemli bilgiler ihtiva eden son dnemdeki almalaryla dikkat eken Adnan Karaismailo lu, Trklerin ve Trk kltrnn Yeni Farsa ile sylenmi ilk iirlerde bile nemli bir yere sahip olduunu rnek beyitlerle ortaya koymutur (Karaismailolu 2001: 35-59). Ksaca, Trk edebiyatnn Horasan-Anadolu balantsnda nemli bir ye re sahip olan Hoca Ahmed Yesev (. 1166)'nin yaad dneme gelindi inde Trkler, yaklak olarak drt asrdan fazla bir sredir, giderek artan bir oranda tandklar slmiyetle tamamen kaynam durumdadrlar. Ni tekim bu durumun tabi bir sonucu olarak da nceleri Abbas snrlar ie risinde grlen Tolunoullar (868-905), Scoullar (890-929) ve hidler (935-969) gibi yar bamsz diye niteleyebileceimiz siyas teekkl leri takiben, til (Volga) Bulgar Hanl (VII-XV. yzyl, slm kabul 922), Karahanhlar (840-1212, slm kabul 944-945), Gazneliler (9631186) ve Seluklular (1038-1194) gibi ilk ve nemli Trk-slm devletle ri ortaya kmtr. Bunun neticesinde de Trk-slm kltr ve medeniye tinin ortaya kmas sz konusudur (Yazc 2000: 61).
182

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

imdi de Trk edebiyatna hocalk yapt sylenen Fars edebiyatnn ta rih seyrine ksaca bir gz atalm. Milattan nceki asrlara kadar gittii sylenen fakat gnmze bu dnem leri deerlendirmek iin yeterince belge brakmayan ran edebiyat, genel likle slmlktan nce ve sonra olmak zere iki ana blme ayrlr. Eski dinlerin, tabiata bah ok tanrc inanlarn etkisi altnda gelien slmlk tan nceki ran edebiyat, ran'n geirdii tarih devirleri bakmndan ara dneme ayrlr. slmlktan nceki edebiyatn birinci dneminden (es ki alardan 331'e kadar) bugne kalan eserler birka yazt parasn (fragmentum) gemez. ok sonralar yazya geirilen ve edebiyattan ok dil ve inan bakmndan nem arz eden Zerdt'n Gatalar ile Avesta, bu dneme ait bahca rnlerdir. Ekniyan ann (M.. 250-M.S. 226) bir ksmn da iine alan slmlktan nceki ran edebiyatnn ikinci dnemin de skender'in ran' fethi gereklemi, ran dili, dini ve edebiyat ar lde Eski Anadolu ve Yunan etkisi altnda kalmtr. Ekniyan an da devletin resmi dilinin bir ara Yunanca olduu paralar zerindeki yaz lardan ve kral adlarndan anlalmaktadr. Ssnler devri (M.S. 226-650), slmlktan nceki ran edebiyatnn nc dnemini oluturur ki, slm ran edebiyatnn da bir bakma balangc kabul edilir. Hind, in, Trk, Yunan ve Sm kavimleriyle temasta bulunan Ssnler devrinde ilim ve kltrde bir ilerleme gze arpar. Zerdtlgn ana kitabnn toplanp bir btn olarak yazya geirilmesi; Yunanca'dan baz felsef eserlerin ve Sanskrite'den Kelile ve Dinine gibi Hind medeniyeti mahsullerinin terc meleri bu devirde olmutur. Versb-nme gibi din; Hdy-nme gibi ran mill tarihine ynelik eserler de bu devre aittir (Kprl 1981: 110118; Tarlan 1944: lvd.; Atalay 1996: 43 vd.). Bununla beraber, ran edebiyatnda slmiyete kadar braknz eski devir leri, son Ssnler zamanndan bile iire numune olabilecek kalntlar yok denecek kadar azdr. Ssnlerin sonlarnda veya ilk slmi dnemde ma hall Farsa lehelerde sylendii kabul edilen hece vezinli ve kafiyeli ve ya eksik kafiyeli yahut kafiyesiz birka iire kaynaklarda yer verilir. Bun lar arasnda en ok dikkat ekeni, Surd-i Aekede-i Kerky (Kerky Atekedesi'nin lhsi) diye anlan al heceli ve kafiyeli on msradr. lk tezkirelerde slmiyetten nce Farsa iir syleyen ilk ve tek kii olarak Behrm- Gr (.438) gsterilir. Ona nispet edilen iir yedi heceli ve ka183

bilig, Bahar / 2003, say 25

fiyeli drt msradr. Ssn ahlarndan olan Behrm- Gr, Arap muhitin de yetimi ve Arapa iirleri bulunan bir kiidir. Ssnler dneminde i irin varlna dair birok Farsa ve Arapa kaynaktan alntlar yaparak izahta bulunan Celleddn-i Hum, Hcbd Nianta kitabesindeki I. hpr (241-272)'a ait sekiz heceh yedi msralk manzumeyi ilk rnek olarak vermektedir. ibl-i Nu'mn de Ssnler dnemine kadar uzatlan Fars iirinin bu derecede eski olduu grn pek ikna edici bulmaz. nk verilen rneklerin belirtilen asrlara ait zellikler tamad, tesa dfen vezinli olmu ifadeler olabilecei dncesindedir. Ayrca Pehlevce ile yazlm birok mensur eserin sonraki asrlara intikal etmesine ra men bunlarn arasnda iirin bulunmay; ilk slm dneme ait iirlerin, kendilerine rneklik tekil edecek bir gemilerinin olmadn gsterircesine olduka basit ve sade oluu ve bunlarda Arapa iirlerin rnek aln dnn bilinmesi gibi hususlar, Fars iirinin mazisini 9. asrdan nceye gtrmemizi engellemektedir (Karaismailolu 2001: 3-4). Elbette ran'n daha nceki kltrel birikiminin slmiyetten sonraki olu uma byk katks vardr. Bilhassa ran'da pek eski zamanlardan beri et kili olan Hind kltr ve medeniyetine ait unsurlar veya daha ok Ssnler dneminde byk bir nem kazanan 'Nev-Eflltuniye'ye ait esaslar ranl lar vastasyla ortak oluuma dahil olmutur. Fakat bu durum slmiyet da iresine giren dier milletler iin de geerlidir. ekil, lafz, vezin, edeb sa natlar vb. bakmdan esas rnek alnan, 5. asra kadar uzanan gemiiyle s lmiyetten nce bir gelenek oluturacak dzeye ulam olan Arap iiridir. Yazl olarak elimize ulaan rnekleriyle Trk iirinin mazisinin de 8. asra kadar ulaabildiini (Arat 1986: X) gz nne aldmzda, slmiyetten nceki Fars edebiyatnn slmiyet sonrasndaki iirin gehimine konu malzemesi dnda pek katk salamad anlalmaktadr. Nitekim ran edebiyatndan bahseden kaynaklar, ran edebiyat ad alnda genellikle Yeni ran edebiyatn, yani slmiyetten sonraki ran edebiyatn ele alrlar ve balangta bunun ortak bir edebiyat olduunu vurgularlar. Mesela Berthels, Yeni ran edebiyatn tarif ederken yle demektedir: "Bu edebiyat, ancak bir noktaya kadar, bir btn olarak te lakki edilebilir. n Asya'nn tarih mukadderat icab, yeniran dili bununla arasnda hibir mnasebeti bulunmayan
184

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

milletlerin edeb dili olmutur. XVIII. asrda Franszca bir ok Avrupa milletleri iin nasl yksek snflarn dili olmu ise, yeni-ran dili de yukarda bahsedilen milletlerin yksek snflarnn dili olmutur. Bunun neticesi olarak, yeni-ran edebiyat yalnz kelimenin en geni manas ile ran edebiya tn ihtiva etmekle kalmam, Orta Asya, ksmen Trkiye, Hindistan ve Efganistan edebiyatlarn da iine almtr. Geri XVI.-XVII. asrlara kadar, bu edebiyatlar arasnda, pek az bir fark mevcut olmu idi ise de, son asrlarda ayrlk lar o derece kuvvetle belirmitir ki, meydana gelen farklla madan dolay, artk bunlar bir btn iinde birletirmee imkan kalmamtr (1993:1041). Grlyor ki balangta dier milletlerin edebiyatlarnn da ran edebiya t ierisinde telakki edilmesi ve sonrasnda bilhassa Trk edebiyatnn Os manl dnemine mukallit yaftasnn vurulmas, iirde kullanlan dilin Farsa (Yeni Farsa) olmas sebebiyledir. Halbuki slmhktan sonra olu an ve Yeni Farsa diye adlandrlan bu yaz dili, bir bakma ranllar iin de yeni bir dildir. Yukarda da temas ettiimiz gibi Yeni Farsa, slmiyetle birlikte inanlarda, dbda, kabullerde ve yaaytaki yenilemenin; ranllarn Araplar ve dier milletlerle karmasnn ve dilin deimesine sebep olan dier amillerin etkisiyle olumu, gerek alfabe gerek sz ve ge rekse ses bakmndan eskisinden ok farkl yeni bir yaz dilidir (Banarl 1997: 131; Karaismailolu 2001: 24). Eski ran dili, ilk nce Avesta dili ile resm dil olan kadm Fars dili u belerine ayrlm; zamanla deien kadm Fars dili, Ekniyan ve Ssn dnemlerinde Pehlev dili (Orta Farsa) adn almtr (Tarlan 1944: 1). slmiyetle birlikte din, sosyal ve siyas sebeplerle Arap dili, Pehlevce zerinde byk oranda etkili olmaya balamtr. Arapa kelime ve bile iklerin, hatta sarf ve itikak kaidelerinin Farsa'ya girmesine sebep olan din ve sosyal ihtiyalarn yannda; defter ve divanlarn Pehlevce'den Arapa'ya aktarlmas (Abdlmelik b. Mervan zamanndan 685-705 iti baren); idar ilerde Arapa'nn kullanlmaya balamas ve nihayet 124/741 ylnda alnan bir kararla idar ilerde mriklerin (Mecus) a ltrlmamas ve Farsa kullanlmamas gibi siyas uygulama ve yapt185

bilig, Bahar / 2003, say 25

rmlar neticesinde Pehlev lehesi ve yazs giderek yerini Arap dili ve yazsna brakmtr (Karaismailolu 2001: 24-25). Buna bal olarak Arapa, yukarda da izah ettiimiz gibi daha 9. asrdan itibaren yalnz ran'da deil, Horasan ve Mvernnehir'de de yksek snflarn edeb dili haline gelmitir. Fakat ayn dnemde aksi istikamette cereyanlar da ayn derecede kendini hissettirmee balar. Snrlar ok genileyen Abbas hilafetinde merkez den uzak Dou ran, Horasan ve Mvernnehir gibi blgeler, tayin edi len valiler veya sonrasnda halifeye bal yerli hakimler tarafndan yar mstakil bir tarzda idare ediliyordu. Bu idareciler, frsat bulduka mer kezle resm balarn tamamen koparmaktan da geri kalmyorlard. Bu sa halarda siyas istikll hareketlerini balatanlarn ihtiya duyduu en nemli ey, hakimiyet haklarnn tescili idi. Yani kl gc dnda ondan daha etkili dayanaklara ihtiya vard. Bu yzden genellikle sahte bir takm ecerelerle kendilerini, slmiyetten nce ran tahtnn son hakimi Ssn hanedannn veya Ssnler devrinin byk aile kahramanlarnn soyun dan gstermeye alyorlar; kendi isimlerinin yanna eski efsanev ran hkmdarlarnn isim ve sfatlarn alyorlar veya ocuklarna bu isimleri veriyorlard. Buna bal olarak Fars dili ve edebiyat tevik edilmeye; ran'n tarih gelenek ve grenekleri, destanlar derlenmeye balad. Ayr ca bu iddialarn halka anlalabilmesi iin de bu dorultuda yazlan eser lerin onlarn dilinde olmas gerekliydi (Berthels 1993: 1042; avuolu 1986: 18). Bylece 'saraya mensup dil' manasnda deri denilen yeni bir dil olutu ve yava yava edeb bir dil halini ald. slmiyetten sonra daha ok bir konuma dili haline gelen Pehlevce'nin devam kabul edilen ve ilk olarak Horasan ve Mvernnehir blgesinde kullanlan der Farsa, zamanla deime, gelime ve Arapa ile karma neticesinde, hicr n c ve drdnc asrlardaki eserlerde grdmz ekle girdi (Karaisma ilolu 2001: 26). Yeni Farsa (Fars-i Taze) veya slm Farsa (Fars-i slm) ad verilen bu yeni edeb dil, Ssn Pehlevcesi'nden bariz bir e kilde farkldr (Berthels 1993: 1042). Grld gibi bu yeni edeb dil bir bakma ranllar iin de yenidir ve oluumuna sebep olan yukarda zikrettiimiz nemli mil, benimsenip srdrlmesinde de en nde gelen sebeplerden biri olmutur. Dier bir
186

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

syleyile ran'da hkm sren Trklerin bu yaz dilini benimseyip sr drmelerinde de nfuz ve kudretin arttrlmas veya siyas otoritenin tes cili iin gerekli olan kadm Ssn tahtna varislik nemli rol oynamtr Aralarnda Hakan, Katran, Felek, Nizam, Zahir, Husrev, Sib gibi deha larn da bulunduu pek ok Trk asll airlerin bu edebiyat doruklara karma hamlesine nclk yapmalarnn balangc ve ynlendirici sebebi de budur. Ayrca bu deiim ve geliim srecinde Farsa'nn aruz vezni nin yapsna uygun bir hle gelmesi de, iirde bu yaz dilinin kullanlma snn nemli sebeplerindendir. Kasidenin gehimine de nemli lde etki eden bu durum neticesinde kasde, Smnoullar ve Gazneli saraylarnda sz konusu ilevi yerine getiren nemli bir unsur olmu ve Saray Edebiyat denilen bir edebiyat, bir iir tr domutur. Smnoullar saraynda Rdek, Gazneli sarayn da ise Unsur (.1030) bu manada ne kan isimlerdir. Unsur, Sultan Mahmud'un savalarnn ann yceltmek ve onun eski ran taht zerin deki kadim haklarnn varln ispat etmek iin yazd kasidelerle saray iirinin en beenilen rneklerini vermitir (avuolu 1986: 18). ran'da Arapa'nn hakimiyetinden sonra Deri Farsa'nn ve buna bal yeni bir yaz dilinin olumasnda yukarda bahsettiimiz siyas istikll ha reketlerinin yannda ayn dnemdeki kuvvetli bir milliyet ve mill dile d n cereyanndan da bahsetmek gerekir. Bu dnemde, slm lkelerinde 19. asrdan bu yana mevcut olan milliyetilik ile de bir nev akrabal olan u'biye hareketinin baladn grrz. Farslarn Arap stnl ne kar oluturduklar bu hareket, eitli zaman ve blgelerde muhtelif ekillerde tezahr etmekle beraber balangta, edebiyat dili olarak Fars a'nn canlandrlmas ve Arapa'nn sadece din te'lifata inhisar ettiril mesi manasna geliyordu (Macdonald 1979: 585). Bu ama, ran'da haki miyet kurmak isteyenlerin amalaryla rtt ve slm medeniyetinin zn tekil eden tevhid ilkesine ters dmedii iin gereklemi; fakat daha sonra bu hareketin hariclik ve ilik ile balants, muayyen bir ha nedan ve siyaset frkas fikrini dourarak ranllarn bu ortak oluuma yz evirmelerine sebep olmutur. Nitekim nitelikli olann muteber olmasn ngren bu ortak oluuma bal kalan Ferruh, Cm, Urf-i iraz, Feyz-i Hind, Sib-i Tebriz ve evket-i Buhar gibi airler ran'n mill ru187

bilig, Bahar / 2003, say 25

hunu yanstmad gerekesiyle ran'da pek alaka grmemilerdir (Karaismailolu 2001: 29-32; Milan 1961: 33). ran iirinin Crn (. 1492)'den sonra yani Osmanl iirinin tam teekkl ettii sralarda "asla kurtulama yaca bir ksrla maruz kalmas"nn (Gibb 1999: 1-11,43) veya slm edebiyatta nemE bir yere sahip olan Sebk-i Hindi slubunun meydana gelmesindeki en nemh sebeplerden biri de bu olsa gerektir. Trkler ise, kuruluunda yer aldklar bu ortak oluuma hem din hem ede b manada batan itibaren sadk kalmlar ve bu slm/Dou klsisizmini 20. yzyla tayan millet olmulardr. Bu byk baary da slm mede niyetinin zn tekil eden tevhid ilkesine sk skya bal kalmakla sa lamlardr. Dier bir deyile cihan hakimiyeti ile medeniyet fenomeninin mnasebetini iyi kavrayp bunu salayacak olan tevhid ilkesinin aada ki yorumunu hibir zaman dikkatten uzak tutmamlardr: "slm kimliini kazandran, btn unsurlarn bir araya ge tiren ve bylece onlar, medeniyet adn verdiimiz birleik ve organik bir gvde haline getiren ey tevhiddir. Medeniye tin z yani tevhid, farkl unsurlar birbirine balarken onla r kendi kalbyla etkiler. Onlar birbirleriyle ahenkli hle getirir ve dier elemanlar karlkl olarak destekler. Tabi atlarn deitirmek zorunda kalmakszn bu z, unsurlar, medeniyeti kuracak ekle dntrr; onlara o medeniyetin paralar olabilecek yeni karakterlerini verir. Bu dnmn derecesi, zn deiik unsurlarla ve onlarn fonksiyonlaryla ne kadar alakal olduuna gre ok azdan, kkl bir deii me kadar eitlenebilir (Faruk, 1999:89). Daha balangta Gazne ve Seluklu Trk devletlerinin ortaya k ve hakim oluuyla u'biyye hareketinin etkisiz hle gelmesinden balaya rak, Yeniehirli Avn'nin Farsa divanesine kadar etkili olan bu bak asdr. Osmanl dneminde ksmen suiistimale de urad iin, ''''Yr var gel Araptan ya Acemden" gibi beyitlerin sylenmesine de vesile olan Araba, Arapa'ya veya Farsa, Farsa'ya rabetin sebebi budur. Kald ki, tezkirecilerin Acem kelimesiyle bir etnik yapy belirlemeden ok bir coraf blgeyi kastettikleri de malumdur (sen 1997: 307). Os188

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

manl/Divan airleri, bu ortak oluuma, bu klasisizme sayg duymular; buna sahip kmlar ve bunu rnek almlardr. Aksi takdirde, "cihan ftuhat ideolojisiyle yzyllar boyu siyas ve asker ekime yaam ve bu ekimenin Osmanl lehine srdrld bilinen Osmanl Fars ili kisinde kltrel stnln ran lehine olmasnn yorumu mmkn de ildir" (Mengi,2000:167). Bu bak as sebebiyle Gazzl ve Cm, il m ve edeb adan Osmanlda mmtaz bir yere sahip olmu; Ahmet Pa a'nn bir beytini duyunca evke gelip raks eden Cm, Nev' ve Baykara ile ayn edeb meclisi oluturmutur (Tarlan 1992: 17). Bu bak as, Trk airleri tarafndan gnmzde de srdrlmektedir. Ahmet Bican Ercilasun'un yaayan en byk Trk airlerinden ehriyar ile g rmesinde geen u konuma bunu aka ortaya koymaktadr: "Bir ara Farsa bilip bilmediimizi sordu. 'Bilmiyoruz' diye cevap verdik. 'Bilirsiz, neden mahrumsunuz? Hafz'dan, Sad'den mahrumsuz' dedi." (Ercilasun 1997: 267). Divan airine veya Osmanl aydnna gre iir bir sanat faaliyetidir ve nemli olan, stn tutulan ey iiriyet, yani iiri oluturan lafz, mana ve ahenk gzelliidir. Bunu salayan air nereden gelirse gelsin ve kim olur sa olsun stn tutulmu ve rnek alnmtr. Byk Mevln hayran ve takipisi eyh Glib (.1799)'in aradan asrlar gemesine ramen Zerdtle temayll diye takdim edilebilen Firdevs'yi (.1020) anmasnn sebebi budur. Buna benzer pek ok rnek verilebilir. Bugnk modern dnyann ilimde, sanatta sahip olduu bak as ile de yzde yz kesien bu tavr ve anlayta ller, olumu olan iir diline gredir ve evrensel dir. Bu anlamda Aristo'nun veya skender'in anlmasyla Nuirevan'n veya ehname'deki dier kahramanlarn anlmas ve ilenmesi arasnda fark yoktur. Divan airinin bu konudaki ls, Goethe'nin u szleriyle zetlenebilir: "air bir kartala benzer, zgr bakla lkeler zerinde uar. Vurup indirecei tavann Prusya'da m, Saksonya'da m kotuu nemli deildir." (1982: 493). Ksaca Divan airinin yapt ey Nietzsche'nin deyimiyle, "a yaayabilmek iin, gemii hayat iin kullanmak ve olmu olanlardan yeniden tarih yapmak" olmutur. (Turan 1994: 9). Bu ller sayesinde cihan hakimi bir toplumda yaklak alt yzyl itibar gren bir iiri kk grmek, taklit saymak ne derece doru ve bilimsel189

bilig, Bahar / 2003, say 25

dir? Kald ki, Osmanl iirinin ran iiriyle olan mnasebetinde ne kan mitolojik altyapnn belli bir millete aidiyeti phelidir. Yzeysel bir ba kla Osmanl iirinin ran mitolojisinden etkilendii sylenebilir. Fakat derin bir incelemeye tabi tutulduunda ran mitolojisinden alnd syle nen baz figrlerin Hind'e, in'e uzand grlmektedir. Mesela, Os manl iirinde ok kullanlan Cem'in ran'a deil, Hind'e ait olduu sy lenmektedir (Tarlan 1935: 14). Divan iirinin mitoloji ile ilikisi konusun da nemli bir esere imza atan Dursun Ali Tkel de, Divan iirinde oka kullanlan 'b- hayat' konusunda Msr'dan in'e, skoya'dan Orta As ya kavimlerine kadar hemen btn milletlerde ortak bir kanaatin bulundu unu belirtmektedir. Yine Divan iirinde oka ilenen 'ylanlarn hazine yi beklemesi' motifi, en geni ekilde in mitolojisinde ve civar lke mi tolojilerinde ilenmekte; pek ok imaja konu olan 'el almak' deyiminin Hind mitolojisinde bir yansmas bulunmaktadr (Tkel, 2000: 98). Os manl'nn son dnemlerinde stanbul'a gelerek Divan iiri zerinde ince lemeler yapan Fransz aratrmac Dora D'istria, Divan iirinin mitolojik altyaps ile ilgili ok nemli bilgiler ihtiva eden eserinde, bu konuda ulu orta laf edenleri utandracak tespitlerde bulunmu; Divan iirinin mitolo jik ynlenmelerinin iddia edildii gibi basit bir taklit ile aklanamayaca n gzler nne sermitir. D'istria'ya gre Osmanlnn yazgs, tarih sahnesine ondan nce km olanlarn hayallerini gerekletirmekti. Bu yzden destans dehaya, dier Turan kavimlerinden daha az sahip olma yan Osmanl airi, kendinden ncekileri titizhkle incelemi; gemiteki hkmdarlarn yarm braktklarn tamamlayarak cihan hakimi olmasn istedii sultana bu hedefi srekli hatrlatmt. D'istria, gemie olan bu yneliin byle bir zaruretten kaynaklandn ifade ederek Osmanl air lerinin, Divan iirinin ana kaynaklarndan biri olarak gsterilen ehna me'yi srekli taklit abasnda olmadklarn belirtir (1982: 18). Nitekim Tkel de ehname'nin Divan iirine kaynakl konusunda u tespitte bu lunmaktadr: "Divan airlerinin, ehnme'yi esas kaynak olarak kullan mas meselesi ise ayr bir inceleme konusudur. Zira almamz incelen diinde de grlecei gibi, baz mazmun, telmih vb. atflarda kaynak ola rak ehname gsterilmesine ramen, bu atflarn ounu ehname'de bulmak mmkn olmamakta, bu durumda daha farkl kaynaklara mraca at sz konusu olmaktadr." (2000:99).
190

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

Bilindii gibi, slmiyet sonrasnda meydana gelen ve Trk edebiyatna hocalk yap sylenen ran edebiyat, Gibb'in de belirttii gibi Cm (. 1492)'den sonra asla kurtulamayaca bir ksrla maruz kalr ve 15. asrda ran iiri ne ise 20. asrda da odur (Gibb 1999:1-11,43). Halbuki Ana dolu'da durum tam tersidir ve iir, srekli ykselen bir geliim izgisine sahiptir. ran iirinin bu ksrlnn en byk sebebi, Trklerin edeb rn lerini yeni bir corafyada ve yeni bir yaz dili ile vermeye balamalar ol sa gerektir. Bilindii gibi Bat Trkesinin balangcnda Trke yazmann zorluundan ikyet vardr (YavuzJ983:9-57). Bu ikyeti iyi anlamak la zm. air yeni bir ey meydana getiriyorsa neden ikyet etsin? Bu ikyet, bilinen ve gelimi olan bir iir geleneini yeni bir yaz diline intibak ettir menin zorluundandr. Trkler, yaklak drt asrdan beri bir taraftan Hkaniye Trkesi, bir taraftan Farsa ile ortaya koyduklar edeb rnleri ar tk yeni bir yaz dili ile, Bat Trkesi ile de yazacaklardr ve bunun iin de bu yaz dilinin gelimesi, edeb bir dil haline gelmesi gerekmektedir. Nite kim eyholu Mustafa'nn Hurdnme,de, Trke'nin anlatmada ve erh te yeterli olmad yaknmalar, ondan yirmi yl sonra yazd Kenz'l-Kber'da. artk yer almamaktadr (Yavuz 1991:29). Trkler, mucizev bir e kilde meydana getirdikleri Bat Trkesi yaz dilini ksa srede bir edeb dil haline getirmiler ve sz konusu iir geleneini 20. yzyla tayan mil let olmulardr. Fakat ne yazk ki, iir geleneini gz ard eden, buna kar lk dil farklln ne karan bir anlayla Osmanl iiri, bir taklit olarak deerlendirilmitir. Bu dncede oryantalistlerin, "metinler ile bileenle rinin szck, sz sanatlar ya da konu dzeyinde tarihsel kkenlerini belir lemeye''' almalar etkili olmutur. Bu oryantalist ve filolojik teknikte, "Trke ya da Farsa bir szck Arap kkenli olarak deerlendirilmise, o szck Trke ya da Farsa olarak deil Arapa olarak kabul ediliyordu. Eer Osmanl edeb slup ya da eretileme kuram Arapa'dan yola klarak olutu rulmu sa, Arap retoriinden apartm olarak deerlendirili yordu. Eer Osmanlca bir romansn (mesnevinin) olay r gsnde, daha nce yazlm Farsa bir romansta yer alan benzer karakterler ve olaylar bulunuyorsa (yazarn anadili Trke de olsa), Osmanlca eserin Farsa eseri taklit ettii syleniyordu." (Holbrook 1998: 40).
191

bilig, Bahar / 2003, say 25

Grlyor ki, yaz dili veya dil farkll esas alnarak yaplan snrlandr malardan/ snflandrmalardan Trk edebiyat byk zarar grmekte; Tarlan'n ifadesiyle "meden leme iftiharla sunabileceimiz bir edebiyat", if tihar vesilesi olmaktan uzak kalmaktadr (1981:82). yleyse yaplmas ge reken nedir? Osmanl iirinin bir taklit olduu dncesinin yerlemesine sebep olan bu filolojik bak asna gre, "nsan ngiliz dili ve edebiyatn Yunan, Ltin, Fransz bileenlerine indirgeyebilir ve ngilizlerin 'hibir edeb meselede kendilerini buluu bir halk olarak gstermediklerini' sy leyebilir. Ama bu gr yaygnlk kazanmaz, nk ngilizler buna izin ver mez" (Holbrook 1998: 41). Peki biz niye izin veriyoruz? Trk edebiyat nn sahasn byk lde daraltan ve deerini dren bu bak alarnn devamndan yana olmaktan vazgeemez miyiz? Yaplmas gereken, "Bu filolojik indirgemecilik uygulayclarna ok normal g rnm olabilir. Belki o zamanlar mevcut olan en uygun yn tem buydu -sadece Oryantalistler iin deil, Osmanl hikem yetkesinin yerine bilimsel bir seenek ararken bunu bularak ithal eden Trk bilim adamlarna da-. Fakat doal olarak, hibir yntem standart deildir; sylemsel uygulamalar ta rihsel adan zgldrler ve belirli ihtiya ve amalar kar lamak iin gelitirilirler." (Holbrook 1998:41) eklindeki tespit ve grlerden hareketle yeni bak alarna sahip olup Trk edebiyatnn snrlandrma ve snflandrmasnda yeni yntemler ge litirmektir. Mill edebiyatlarn snrlandrlmas, edebiyat tarihi aratrmalarnda kar lalan en zor problemlerdendir. nk hibir edebiyat kendi kaynan dan kt gibi ar kalmamtr. Hatta baz zaman ortaya k itibariyle de bir arlk sz konusu deildir. Tarih boyunca ayn corafyalarda birbiriy le i ie yaam, ortak bir medeniyet kurmu, zaman zaman ayn yaz di lini kullanm pek ok millet vardr. Bu durumda, bir milletin edebiyat ta rihini yazacak olan kii, tarihine alaca kiilerle eserlerin kadrosunu be lirlerken, coraf topluluu mu/kltr birliini mi yoksa rk ya da dil bir liini mi esas alacaktr? A. S. Levend; "Corafi topluluklarda her zaman dil birlii bulunmayabilir. Hele rk birlii ile dil birlii ok kez birbirine
192

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

uymaz" diyerek sorunun trl uluslardaki hayli kark durumuna dikkat eker (1988:37-38). Bununla birlikte, "Ulusal edebiyatlar snrlandrr ken dil birliini esas olarak kabul etmek ve bir airi, hangi ulusun klt rn benimsemi, eserlerini hangi dille yazmsa, o ulusun edebiyat tari hine mal etmek en doru yol grnyor" eklindeki ihtiyatl yaklamla olsa da, ulusal edebiyatlarn snrlandrlmasnda dil birliini esas almay benimsemektedir (1988: 39). Edebiyatn bir dil meselesi olduunu gz nnde bulundurduumuzda di le dayah bir snrlandrma yaplmas zorunludur. Fakat, airlerin hazr bir dil kullanma eilimlerini/zorunluluklarn veya iire/sanata evrenin etkisi ni gz nne aldmzda ise baka bak alarna sahip olmamz gerekti i ortaya kmaktadr. Hele slmiyetin, mensuplar zerinde ne denli etki li olduunu; bu din inklabn, edeb bir inklab da beraberinde getirdiini; ksaca, slmiyetle birlikte devlet, millet, siyaset, idare, askerlik, iktisat ve edebiyat kavramna bal her trl oluumu dinin belirlediini dnecek olursak, bak alarmz daha geni tutmamz gerektii ortaya kar. "Mevln'nn Farsa yazd Mesnevi'de alamaa alt dnce ve temsil ettii ruh ylesine Trk'tr ki, bu esere geni bir yer ayrmadan Trk kltr hayat aklanamaz" (Levend 1988: 42-43) diyorsak, Mevln'y hangi ulusun kltrn benimsemi olarak kabul edeceiz? Mevln ve Yunus Emre ile aa yukar ayn devirde yaayan ve o zamanki Mslman-Trk toplumunun birliini ve manevi btnln temin eden l zirvenin birini tekil eden Hac Bekta Veli'nin, ahsiyetini tanmak ve fikirlerini renmek bakmndan en mhim ve hacimce en byk ese ri Maklt, Arapa'dr (Coan 1996: XI). Peki Hac Bekta Veli'yi hangi ulusun kltrn benimsemi olarak kabul edeceiz? Eserlerinin byk bir ksm Farsa olmakla beraber Hinte (Hindu : Urduca'nn asln te kil eden dil) de yazan ve Trk asll, Fars diliyle akyan 'Hint Blbl' diye vasflandrlan; Trkl ile hemen her eserinde iftihar eden Emir Hsrev-i Dihlev'yi nereye dahil edeceiz? (Trkmen 1989, VII ve 47). Nizam'yi, Trk edebiyat ile, sadece mesnevi tarznn gelimesine yapt byk katk dolaysyla m ilikilendirmek durumundayz? Hele byk Trke savunucusu Ah r Neva'nin eserlerini dillerine gre ayracak myz? Fuzul'nin, Nef''nin Farsa divanlarn; Fuzul'nin Shhat Ma193

bilig, Bahar / 2003, say 25

raz'n, Sk-nme''sini; hl nemli kaynak olma durumunu koruyan Kef'z-Znn'u, akyku'n-Nu'mniyye'yi; bir ok eserini Arapa yazan Kemal Paa-zde'yi nasl deerlendireceiz? Mstakil eser ortaya koymasalar da Divan airlerinin Farsa ve Arapa iir yazma eilimlerini; Meh met avuolu'nun ifadesiyle "Divan iirinin her bakmdan son temsilci si" Yeniehirh Avn'nin Farsa divanesini taklitle mi aklayacaz? (1987:89). Braknz dn, bugn bizim Trke iirleriyle tandmz ve ran'da 'Sd-i zaman' olarak tannan ehriyar'; eserlerini Rusa veren Cengiz Aytmatov'u nereye dahil edeceiz? Bu sorular oaltabiliriz. Benzer sorular Bat edebiyatlar iin de geerlidir. Bugn Avrupa'da hatta daha fazla dilin konuulduu lkeler vardr. G nmzn biraz da eskiye benzer ekliyle klen dnyasnda anadili farkl olup da bulunduu lkenin yaz dili ile yazan pek ok air ve yazar vardr. Bunlarn hangi milletin edebiyatna dahil edilecei hususunda byk zor luklar ve tercihlerde elikiler vardr. Mesela ngilizler, ngilizce yazan ba ka uluslardan -daha ok Amerikal- yazarlar artk edebiyatlarna almyor lar. Ama skoyah air Robert Burns'a edebiyatlarnda byk yer veriyor lar (Levend 1988: 39). Grlyor ki, mill edebiyatlarn snrlandrlmas Bat edebiyatlarnda olduu gibi Dou edebiyatlarnda da teden beri bir ta km problemlerle kar karyadr. Bu yzden 20. asrn ortalarndan itibaren genel, mukayeseli ve mill edebiyat kavramlar zerinde yeni grler orta ya atlm; evrensel edebiyat tarihinden sz edilmeye balanmtr. "Evrensel edebiyat tarihi kavram hangi glklerle kar karya gelirse gelsin, edebiyat bir btn olarak dnmek ve edebiyatn gelimesini ve yaylmasn, dil farklarn dikka te almadan incelemek gerekir. Mukayeseli ve genel edebiyat lar veya sadece edebiyat hakknda ileri srlecek nemli bir iddia, kendi iine kapank bir mill edebiyat fikrinin tamamen yanl olduudur." "Edebiyat tarihi bir btn olarak, milliyetilik lsnn tesinde tekrar yazlmaldr." "Sanat ve insanlk nasl bir btnse edebiyat da yledir. te bu fikirde edebiyat tarihi aratrmalarnn gelecei gizli dir." (Wellek-Warren 1983: 60-61)
194

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

Bu grlerin ortaya konduu ve Prof. Dr. Ahmet Edip Uysal tarafndan Trke'ye evrilip Edebiyat Biliminin Temelleri (1983) adyla yaymla nan Theory of Literatre (1949)6 adl eserlerinde Rene Wellek ve Austin Warren, genel ve mill edebiyatlara bak asnn nasl olmas gerektii hususundaki dncelerini izah ederken u sorular sorarlar: "Amerika ve Kuzey rlanda edebiyatlar gibi ayn dilde yazl m edeb eserlerin farkl birer mill edebiyat olduklarna karar vermek zorunda kalrsak, ite o zaman milliyetilik meseleleri kark bir hal alr. Neden, Yeats ve Joyce rlanda edebiyatna ait oluyor da, Goldsmith, Stern ve Sheridan gibi rlanda soyun dan gelen dier yazarlar rlanda edebiyatna girmiyor? Bu so ruya bir cevap vermek gerekir. Bamsz bir Belika, sve ve Avusturya edebiyat mevcut mudur? Amerika'da yazlan edebi yatn hangi noktada bir ngiliz Mstemleke Edebiyat olmaktan kurtulup bamsz bir mill edebiyat haline geldiine karar ver mek hi de kolay deildir. Bu sadece politik bir bamszlk me selesi midir? Yoksa belirli bir mill edebiyat tarznn ortaya k mas mdr?" (Wellek-Warren 1983: 64) Bu sorulara verilen cevaplar ve varlan sonular da yledir: te ancak bu meseleler hakknda karara vardmz zcnan, sadece corafya veya dil zelliklerine gre kategorilere ay rlm olmayan mill edebiyat tarihleri yazabileceiz; ite o zaman her hangi bir mill edebiyatn ne gibi yollarla Avrupa geleneklerine katldn tahlil edebileceiz. Genel ve mill edebiyatlar birbirleriyle kaynamtr. Yaygn halde olan bir Avrupa gelenei her lkede deiik bir ekle brnmtr." (Wellek-Warren 1983: 64) Rene Wellek ve Austin Warren'in verdikleri rnekler ve getirdikleri delil ler daha ok Bat edebiyatndan olmakla beraber, vardklar sonular ve ortaya koyduklar grler edebiyat tarihi metodolojisi asndan Dou edebiyatlar iin de geerlidir; geerli olmaldr. nk nasl Ba edebi yat bir btn meydana getiriyorsa; Yunan ve Roma edebiyatlar, Bat or195

bilig, Bahar / 2003, say 25

taa dnyas ile nemli modern Avrupa edebiyatlar arasnda bir devam llk sz konusuysa, slm'n getirdii tevhid ilkesi dorultusunda, rk ve dil ayrm yaplmakszn, ortaklaa meydana getirilen ve bilhassa Arap, Fars ve Trk edebiyatlarn iine alan tam bir birliin varl kabul edil melidir. nk ayn veya benzer sorular Dou edebiyatlar asndan sor duumuzda vardmz sonular, Wellek ve Warren'in vard sonularla byk paralellik arz etmektedir. Ortaya koyduumuz bilgiler bizi u sonulara ulatrmaktadr: Trkler, Orta a slm dnyas uygarlnn ve entelektel kltrnn oluturulmasnda, balang aamalarndan itibaren yer almlardr. slm kltr ve medeniyetinin balangcnda oluturulan ve tarih artlar gerei Farsa (Yeni Farsa)'nn kullanld ortak iire Fars iiri deil, Farsa iir demek daha dorudur Klsik Trk iirinin gelenei, slmiyetle birlikte 10. asrdan itibaren ilim de, sanatta, felsefe ve edebiyatta yaanan byk gelimeyle e zamanl olumaa balamtr. Fakat iir geleneini gz ard eden, buna karlk dil farklln ne karan filolojik yntemle yaplan tasnifler sonucunda, klsik Trk iirinin gemii karanlkta kalm ve bu iirin erevesi bil hassa edebiyat rencisinin kafasnda bir trl netleememitir. Trk ede biyat tarihindeki kopukluk giderilmedike edebiyat eitim ve retimindeki ksr dng devam edecektir. Baka yaynlarda da dile getirildii gibi (Karaismailolu 2001: VIII), ya z dili esas alnarak yaplan snflandrmalardan Trk edebiyatnn byk zarar grd anlalmaktadr. Yirminci asrn ortalarndan bu yana genel, mukayeseli ve mill edebiyat kavramlar zerinde ortaya konan grler dorultusunda, iir geleneini ne alan yeni snflandrmalara ve terimlemeye ihtiya vardr. Bunun iin de Trkoloji sahasnda yaplan alma lar, mevcut problemleri zmeye ynelik ekilde koordine edilmeli; Trk dili ve edebiyatnn aratrlmas ve aydnlatlmas amacyla kurulan fakat bu amatan olduka uzaklaan dier filolojiler -zellikle Arap-Fars filolo jileri- tekrar bu amaca ynelik almalara ynlendirilmelidir.

196

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

AIKLAMALAR
1- Bu konuda terimlemeye gidilememi olmas, yeni aray ve teklifleri gndeme getirmitir. 'Trk edebiyat aratrmalar dnyasnda yakn zamanlara kadar da ha ok 'Divan Edebiyat' adyla tannan, son zamanlarda ise 'Klasik Trk Edebi yat ' veya yaygn olarak bilhassa niversitelerimizde 'Eski Trk Edebiyat' diye tanmlanan ve kendisine 'mmet a Edebiyat', slm Trk Edebiyat', 'Yksek Zmre Edebiyat' gibi baka isimlerde taklm olan edeb faaliyetlerimizin bugn hl tatminkr bulunup kendisini tam anlamyla kabul ettirdii ileri srlebilecek bir ad bile bulunmamaktadr. Asl aranrsa eitli edeb faaliyetlerimizi adlandr ma meselesinin gemiteki aratrmaclarn koyduklar ipoteklerin dna kla rak bambaka bir zihniyetle ele alnp uzun uzun tartlmas gerekmektedir." (Kortantamer, 1993:IV). Avrupa Medeniyeti tesiri altnda Trk edebiyatnn ieri i, isimlendirilmesi vb. iin de benzer bir durum sz konusudur. Yeni aray ve teklifler bu devir Trk edebiyat hakknda da mevcuttur. "Tanzimat edebiyat ve ya Cumhuriyet Devri edebiyat kavramlar doru kurulmu mudur? Bu yaygn yanllarn terimlememelerine ramen devamndan yana olmaktan vazgeemez miyiz? (Tural, 1993:17). 2- Bu yanl ve ilm olmaktan uzak bak alar tarih sahasnda da karmza kmak tadr. Mesela mer Ltfi Barkan, bir u beyliinin ksa srede tarihin seyrini asr larca deitirecek bir imparatorlua dnmesi hadisesini Batllarn nasl tahrif ettiini yle aklar: "Trkler hakknda tetkik edilmeden kabul edilmi baz itikat lar kafalarna koymu olmalarndan ve meseleyi muhtelif cephelerden ve daha geni kadrolar iinde mtalea etmee hazrlklar ve ellerinde mevcut malzeme kfi gelmediinden, iinden klmaz faraziyelerle tarih hakikati tahrif etmee mecbur kalmlardr. Aikrdr ki, ilm olmak ve izah etmek iddiasnda bulunma larna ramen, esasl tetkiklere istinat ettirilmeyerek ortaya atlan bu nevi farazi yeler, sadece gebe olduu zannedilen Anadolu Trklerinin yalnz bana bir im paratorluk kurmadklarna ve kuramayacaklarna ait olan batl, fakat dne kadar umum bir itikada istinad etmekte ve herhangi bir tenkide dayanamayacak kadar esassz b ulunmaktad rlar'' (1974:279). 3- Trk edebiyat tarihi ile ilgili Batda yaplan almalar iin bkz. (Levend 1988: 506-509). 4- isko oryantalist Elias John Wilkinson Gibb tarafndan yazlan ve orijinal ad A History of Ottoman Poetry olan alt ciltlik bu eserin ilk cildi 1900 ylnda, dier be cildi Gibb'in lm zerine ilgi alan Fars dili ve edebiyat olan arkada Ed197

bilig, Bahar / 2003, say 25

ward G. Browne tarafndan 1902-1909 yllar arasnda ngiltere'de yaymlanm tr. Trk edebiyat tarihiliinin gerek anlamda ilk nemli ve kapsaml almas saylan bu eser, ne yazk ki ancak 1943 ylnda, Halide Edip Ad var bakanln da bir heyet tarafndan Trke'ye evrilmeye balanr. Birinci cildin ilk formasn ihtiva eden bu eviri yaymlanr (bkz. Kaynaklar), fakat arkas gelmez. Aradan yaklak bir yarm asr daha getikten sonra eser, Ah avuolu tarafndan Trk e'ye evrilerek iki cilt halinde neredilmitir (bkz. Kaynaklar). Eser ve eviriler le ilgili Mine Mengi'nin bir eletirisi yaymlanmtr (bkz. Kaynaklar). 5- Burada sz edilen eser Edward Said'in orijinal ad Orientalism (New York, 1979) olan ve Trkiye'de arkiyatlk [Bat 'nn ark Anlaylar], (Metis Yay. ist. 1999) adyla yaymlanan eseridir. Bu eseriyle arkiyatln dier yzn ortaya koyan Said, arkiyatl u ekilde tarif etmektedir: arkiyatlk, ark'la -ark hakkn da saptamalar yaparak, onu betimleyerek, onu yneterek- uraan ortak kurum olarak, ksacas ark'a egemen olmakta, ark' yeniden yaplandrmakta, ark ze rinde yetke kurmakta kullanlan bir Bat biemi olarak incelenebilir, zmlenebi lir (1999:13). Bu tariften anlalana gre Oryantalistler, arka egemen olma ve onu istedikleri gibi yeniden yaplandrma dncesine sahip olduklar iin, hibir za man Bat kadar arkn da kendisine gereklik ve mevcudiyet kazandran bir tarih ile dnme geleneine, bir ortak imge ve szck daarc geleneine sahip bir fi kir (Said, 1999:14) dnyalarnn olduunu kabul etmemilerdir. nk arkiyatl n esas, Batnn stnl ile arkn aal (Said, 1999:51) fikrine dayanmak tadr. arkiyatlara gre, Bat her zaman -hkmeden konumunda olmasa bile- g l konumda olmalyd (Said, 1999:49). Ksaca, arkiyatnn ark', ark'in kendi si deil, arklatrlm bir arktr (Said, 1999:114). Bir baka yazsnda ("islam, the Philological Vocation, and French Culture: Renan and Massignon", Islamic Studies: A Tradition and Its Problems, haz. Malcolm H. Kerr, Malibu, 1980) filo lojik teknikle Oryantalizmin nasl birletiini de ortaya koyan Said, meselenin po litik ynne de dikkat eker: Kesintisiz bir bilgi ve iktidar kemeri Avrupal ya da Batl devlet adam ile Batl arkiyatlar birbirine balar; arkn iinde bulun duu sahneyi evreleyen de bu kemerdir (1999:114). arka ait olmalarna ramen, arkiyatlarn Trk kltr ve edebiyatna nazaran Arap veya Fars kltr ve edebi yatlarna gsterdikleri ilgi ise, -meselenin politik yn dorultusunda- karlarnda hakim g olarak Trkleri grmeleri eklinde aklanabilir. 6- Ayn eser mer Faruk Huyugzel tarafndan da Trke'ye evrilerek (Edebiyat Teorisi, Akademi Kitabevi, izmir, 1993) yaymlanmtr.

198

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

Kaynaka AKN, mer Faruk (1990), "Bir Trk Edebiyat Tarihi Yazmak Mm kn mdr?", Dergh, C. 1, S. 1, ss.12-13 ve 18-19. ANDREWS, Walter G. (2001), iirin Sesi,Toplumun arks, eviren: Tansel Gney, letiim Yaynlar, stanbul, 245 s. ARAT, Reit Rahmeti (1991), Eski Trk iiri, Trk Tarih Kurumu Yay n, Ankara, XXIII+506 s. ATALAY, Mehmet (1996), Balangcndan Gaznelilere Kadar ran Ede biyat, Erzurum. BANARLI, Nihad Sami (1997), Resimli Trk Edebiyat Tarihi I-II, Mill Eitim Yayn, stanbul. BARKAN, mer Ltfi (1974), "Osmanl mparatorluunda Bir skn ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakflar ve Temlikler I: stil Devir lerinin Kolonizatr Trk Dervileri ve Zaviyeler", Vakflar Dergi si, C. 2, ss. 279-386. BARTHOLD, V.V. (1981), Mool stilasna Kadar Trkistan, Hazrla yan: Hakk Dursun Yldz, Kervan Yaynlar, stanbul, XXIV+744s. BERTHELS, E (1993), "Yeni ran Edebiyat", slam Ansiklopedisi, c. 5/II, ss. 1013-53. BLGN, Orhan (1996), "Fuzlfnin Farsa'ya Gsterdii Rabetin Se bepleri", Fuzl Kitab, stanbul Bykehir Belediyesi Kltr le ri Daire Bakanl Yaynlar No:37, stanbul, ss. 163-165. COAN, Esad (1996), Hac Bekta Veli Maklt, Sadeletiren: Hseyin zbay, Kltr Bakanl Yaynlar, Ankara, XIX+202 s. AVUOLU, Mehmed (1986), "Kasde", Trk Dili-Trk iiri zel Sa ys II (Divan iiri), S. 415-16-17, ss. 17-77. AVUOLU, Mehmed (1987), "Kaside airi Nef", lmnn yzellinci Ylnda Nef, Atatrk Kltr Merkezi Yayn, Ankara, ss. 79-89. ETN, Nihad M. (1973), Eski Arap iiri, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi ark Enstits Yaynlar No: 1727, stanbul, XXII+106s.
199

bilig, Bahar / 2003, say 25

D'STRA, Dora (1982), Osmanllarda iir, eviren: Semay Taneri, Havass Yaynlar, stanbul. DOAN, D. Mehmet (1996), Trkistan-Trkiye Gergefinde ran, z Ya ynclk, stanbul, 143s. ERCLASUN, Ahmet Bican (1997), "ran'da Sekiz Gn", Trk Dnyas zerine ncelemeler, Aka Yaynlar, Ankara, ss. 245-68. ERCLASUN, Ahmet Bican (1997a), "Trk Dilinin Dn Bugn Gele cei", Trk Dnyas zerine ncelemeler, Aka Yaynlar, Anka ra, ss. 30-47. FARUKI, smail Rci ve Luis Lmia (1999), slm Kltr Atlas, nklb Yaynlar, stanbul, 542 s. GIBB, E. J. W. (1943), Osmanl iir Tarihi, eviren: Halide Edib Advar n clnde Heyet, stanbul niversitesi Yaynlar No: 207, stanbul. GIBB, E. J. W. (1999), Osmanl iir Tarihi, I-II, III-V, Tercme Ah avuolu, Aka Yaynevi, Ankara. GOETHE, J. W. (1982), Goethe Der Ki, eviren: Grsel Ayta, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, Ankara, 538s. GKER, Ltfi (1995), Trk-slm Astronomi Bilginleri ve Gkyz Bil gileri, Mh Eitim Bakanl Yaynlar, stanbul, 306 s. GRABAR, Oleg (1998), slam Sanatnn Oluumu, eviren: Nuran Ya vuz, Yap Kredi Yaynlar, stanbul, 322 s. HOLBROOK, Victoria R. (1998), Akn Okunmaz Kylar, evirenler: Erol Krolu-Engin Kl, letiim Yaynlar, stanbul, 290 s. HUART, Clement (Tarihsiz), Arab ve slm Edebiyat, eviren: Cemal Sezgin, Tisa Yaynclk, Ankara, 439 s. SEN, Mustafa (1997), "Yr Var Gel Arapdan Ya Acemden", telerden Bir Ses, Aka Yaynlar, Ankara, ss. 305-15. SEN, Mustafa (1997a), "Orta Asya Trk Edeb Dilinin Anadolu Trk Edeb Diline Etkisi ve Ahmet Yesev", telerden Bir Ses, Aka Yaynlar, Ankara, ss. 294-304. KAFESOLU, . (1988), 'Trkler", slm Ansiklopedisi, C. XII/2, ss. 142-280.
200

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

KARASMALOLU, Adnan (2001), Klasik Dnem Trk iiri nceleme leri, Aka Yaynevi, Ankara, IX+182 s. KARASMALOLU, Adnan (2001), "Seluklu Devletinin Edeb Faali yetlerdeki Etkinlii", /. Uluslar Aras Seluklu Kltr ve Medeniye ti Kongresi Bildirileri, C. I-II, Konya, ss. I, 451-460. KARTAL, Ahmet (1999), "Klsik Trk Edebiyatnn ran Edebiyat le Mnasebeti zerine Dnceler", Trk Yurdu, C. 19-20, S. 148149, ss. 246-266. KORTANTAMER, Tunca (1993), Eski Trk Edebiyat Makaleler, Aka Yaynevi, Ankara, XII+435 s. KPRL, M. Fuad (1989), Edebiyat Aratrmalar I-II, tken Yayn lar, stanbul, XVI+470 ve 692 s. KPRL, M.Fuad (1981), Trk Edebiyat Tarihi, tken Yaynevi, is tanbul, XXIV+437s. KRAMERS, J. H. (1993), "ran-Tarih ve Etnografk Bak", slam Ansik lopedisi, c. 5/11, ss. 1012-1030. LEVEND, Agh Srr (1988), Trk Edebiyat Tarihi I-Giri, Trk Tarih Kurumu, Ankara, XXIV+666 s. MACDONALD, D.B. (1979), "u'biye", slm Ansiklopedisi, C. 11, ss. 585-86. MENG, Mine (1995), Eski Trk Edebiyat Tarihi, Aka Yaynevi, An kara, 261+153s. MENG, Mine (2000), "Yz Yllk Bir Ba Kayna: Gibb'in Osmanl iiri Tarihi", Divan iiri Yazlar, Aka Yaynevi, Ankara, ss. 141-172. MLANI, Ali (1961), evket-i Buhar ve Onun slubunun Trk Edebiyat na Tesiri, stanbul niversitesi Yaynlanmam Doktora Tezi, 79 s. OKUYUCU, Cihan (1996), "Fuzl'yi Yetitiren Kltr", Fuzl Kitab, stanbul Bykehir Belediyesi Kltr leri Daire Bakanl Ya ynlar No:37, stanbul, ss. 305-12. OZAKPINAR, Ylmaz (1999), slm Medeniyeti ve Trk Kltr, tken Yaynlar, stanbul, 146 s.

201

bilig, Bahar / 2003, say 25

RDYN, Muammed b. Omar ar-Rdyn (1949), Kitb Tarcumn al-Balga, Mukaddime, Haiye ve zahlarla Nereden: Ahmed Ate, stanbul niversitesi Edebiyat Fakltesi ark Enstits Ya ynlar No: 395, stanbul, XVI+159, 263 s. SAD, Edward W. (1999), arkiyatlk [Bat'nn ark Anlaylar], e viren: Berna lger, Metis Yaynlar, stanbul, 412s. SAYILI, Aydn (1997), Ortaa Bilim ve Tefekkrnde Trklerin Yeri, Atatrk Kltr Merkezi Yaynlar, Ankara, 58 s. SMER, Faruk (1960), "Anadolu'ya Yalnz Gebe Trkler mi Geldi?", Trk Tarih Kurumu Belleten, C. XXIV, S. 93-96, ss. 567-594. SMER, Faruk (1980), Ouzlar(Trkmenler): Tarihleri, Boy Tekilat, Destanlar, Ana Yaynlar, stanbul, XXVI+701 s. TANPINAR, Ahmet Hamdi (1976), 19 uncu Asr Trk Edebiyat Tarihi, alayan Kitabevi, stanbul, XIV+637s. TARLAN, Ali Nihat (1935), Zerdt'n Gatalar-Zerdt'n z iirleri, Suhulet Matbaas, stanbul. TARLAN, Ali Nihat (1944), ran Edebiyat,Remzi Kitabevi, stanbul, 168 s. TARLAN, Ali Nihat (1981), "Dvn Edebiyat", Edebiyat Meseleleri, tken Yaynlar, stanbul, ss.82-117. TARLAN, Ali Nihat (1992), Ahmet Paa Divan, Aka Yaynlar, Anka ra, 312 s. TEKN, inasi (2001), "Eski Trk Yaz Dillerinin zellikleri zerine Dnceler Ve Bunlarn Teekkl le Trk Siyasi Birhkleri Ara sndaki likiler", tikaknn Kesi, Simurg Yaynlar, stanbul, ss. 121-149. TEKN, Talat (1986), "Karahanh Dnemi Trk iiri", Trk Dili Trk i iri zel Says I (Eski Trk iiri), S. 409, ss. 81-157. TKEL, Dursun Ali (2000), Divan iirinde Mitolojik Unsurlar-ahslar Mitolojisi, Aka Yaynlar, Ankara, 484 s. TURAL, Sadk (1993), Edebiyat Bilimine Katklar, Ecdd Yaynlar, An kara, 248s.

202

An, Fars iiri mi? Farsa iir mi? Klsik Trk iir Geleneinin Oluumu ve Snrlar Hakknda Dnceler

TURAN, Osman (1979), Trk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, Nak lar Yaynevi, stanbul, 646s. TURAN, erafettin (1994), Trk Kltr Tarihi, Bilgi Yaynevi, Ankara, 358 s. TRKMEN, Erkan (1989), Emir Hsrev-i Dihlev'nin Hayat, Eserleri ve Edeb ahsiyeti, Atatrk Kltr Merkezi Yayn, Ankara, XXXI+85. WELLEK, R. - WARREN, A. (1983), Edebiyat Biliminin Temelleri, e viren: Ahmet Edip Uysal, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, Ankara, 480 s. YAVUZ, Kemal (1983), "Xni-XVI. Asr Dil Yadigarlarnn Anadolu Sa hasnda Trke Yazl Sebepleri ve Bu Devir Melhflerinin Trke Hakkndaki Grleri", Trk Dnyas Aratrmalar, S. 27, ss. 9-57. YAVUZ, Kemal (1991), eyholu Kenz'l-Kber Ve Mehekk'l-Ulem nceleme-Metin-ndeks, Atatrk Kltr Merkezi Yayn, Ankara, VII+501 s. YAZICI, Nesimi (2000), "Hoca Ahmed Yesev Dneminde Trk-slm Kltrnn Oluum ve Geliimi zerine Baz Dnceler", Yesevlik Bilgisi, Hazrlayan: Ceml Kurnaz-Mustafa Tat, Mill Eitim Yayn, Ankara, ss. 61-81. YILDIZ, Hakk Dursun (1988), "Abbasler", Trkiye Diyanet Vakf slm Ansiklopedisi, C. 1, ss. 31-48. YILDIZ, Hakk Dursun (1976), slmiyet ve Trkler, stanbul niversite si Edebiyat Fakltesi Yayn No: 2154, stanbul, 203 S.PERSIAN POETRY OR POETRY N PERSIAN?

203

bilig, Bahar / 2003, say 25

Persian Poetry or Poetry in Persian? Thoughts About Formation and Boundaries of Classical Turkish Poetry Custom
Assis. Prof. Dr. Ahmet ARI Abstract: There are problems about the boundaries, content, definition and naming of the classical Turkish literatre forming the longest time period within Turkish literatre, it is known that these problems originated basically from the classification based on the literary language. in parallel with the great achievements in almost every field, a common literatre was also established by the cooperation of nations residing within the Islamic circle after the advent of islam. The language of this common literatre, which had been established in the beginning of Islamic culture and civilization and which formed the origin of the classical Turkish literatre, became Persian due to historical necessities. it is possible to say that the Turks, later on, continued this literature/poetry custom in Anatolia using a novel language referred as Western Turkish, and they were the only nation who carried on such poetry custom up to the 20 century. Hovvever, as a result of the classifications not dealing with the poetry custom but based solely on the language difference, past of the classical Turkish literatre remained obscure and it was evaluated as an imitation literatre. The adaptation of these evaluations made by the Western sources vvithout having sufficient materials and knovvledge results in a vicious circle in our literatre education. Therefore, this subject needs to be taken up nce more in the light of studies conducted since the middle of the 20" 1 century. This paper brings up the matters of historical progress of the common Islamic literatre, the role of Turks in the development of this literatre and the origin of the classical Turkish literatre. As a conclusion, the use of a classification method based solely on the literary language would be insufficient to classify the Turkish literatre. Key words: Turkish Poetry, Early Islamic period, Common Literatre, Persian Poetry, Poetry in Persian, History of Literatre, National Literatre.
* Sleyman Demirel University, Faculty of Science and Art / ISPARTA ahmetari@fef.sdu.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 173-205 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Yayn Tantm

Trk Dnyasnn Kltrel Ufuklar: Trk Dnyas Ortak Edebiyat


Dr. Osman HORATA Temelinde estetik kayg yatan dile dayal kompozisyonlarn ufku, edeblikten ebedlie/kalcla ulaarak, ait olduu kltrn ortak paydalarn dan biri hline gelmektir. Kltr ncelikle dil ve dile dayal eserler ze rinde ykselir. Edeb eserler zerinde yaplan yzlerce aratrma, incele me ve tenkidin, ksacas edebiyat biliminin niha ufku, edebiyat tarihinin yazlmasdr. Her edebiyatta, bu ad tayan yzlerce esere rastlanabilir. Fakat edebiyat biliminin ufku olmaya lyk eserler, parmakla saylacak kadar azdr. Edebiyat tarihinin yannda, bir de onu btnleyen eserler var dr: Edebiyatn temsil edici rneklerinden seilmi metinlerden oluan an tolojiler, ruh ve fikir dnyasnn kapsn aralamaya yarayan kavram ve te rim szlkleri, dil servetine eserleriyle katkda bulunan ahsiyetlerle ilgi li biyografik eserler. Siyas ve asker baarlarnn yannda, matematikten astronomiye, edebi yattan mimariye kadar birok bilim ve sanat dalnda, insanln kltr uf kuna evrensel nitelikte katkda bulunacak eserler ortaya koyan Trk mil letinin de yukardaki niteliklere sahip edebiyat tarihinin olmad bilinen bir gerektir. Dnyann en kkl milletlerinden biri olan, iki bin yllk ta rihleri boyunca farkl corafya ve lehelerde binlerce eser veren bir mil letin, dil servetinin btnn kuatacak bir tarihini yazmak zorluklarla do lu, ancak ekiplerin baarabilecei bir itir. Souk sava yllarnn sona erdii, bamsz Trkiye Cumhuriyeti'nin ya nna yeni soyda cumhuriyetlerin katld 1990'l yllarda; Anadolu saha s dndaki dil servetimiz de gndemde daha fazla yer bulmaya balad. Tarihe kar sorumluluk duygusuna sahip insanlar, Trk topluluklar ara snda siyas, ticar ve kltrel ilikileri gelitirecek kprler kurarlarken;
* Hacettepe niversitesi Edebiyat Fakltesi / ANKARA horata@hacettepe.edu.tr bilig Bahar / 2003 say 25: 207-211 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Bahar / 2003, say 25

bir taraftan da Trk dnyasnn kltrel zenginliklerine, onlarda deien artlara ramen deimeyen veya az ok deien ynleri bulmaya ynel diler. Bu yneli, bilim ve kltr hayatmza birok kahc eserler kazan drd. Ayn dncelerden hareketle, 1996 ylnda o sradaki Atatrk Kltr Merkezi bakan Prof.Dr. Sadk Tural'n gayretleriyle; "Trk atann o cuklarnn edebiyat adna meydana getirdii dil servetini ortaya koymak?' amacyla Trk Dnyas Edebiyat Tarihi ve onun tamamlayc nitelikteki Trk Dnyas Kavram ve Terimler Szl ve Trk Dnyas Edebiyat lar Ansiklopedisi'nden oluan son derece kapsaml projelere start verildi. Bunlar hepsi Trk Dnyas Ortak Edebiyat adyla anld. lkemizde or tak almalarla eserler ortaya koymann glkleri herkese bilinmektedir. Bir taraftan deiik corafyalara dalm Trk topluklarndan bilim adamlarn bir araya toplamann ve onlar ortak bir ama etrafnda birle tirmenin zorluklar; bir taraftan da niversitelerde geceli gndzl eiti min ilm aratrmalar ikinci plna itmesi, bu projelerin hedeflenen sre iinde tamamlanmasn engelledi. Btn bu zorluklara ramen, deerli bilim adamlarmzn fedakrlklaryla, Trk Dnyas Ortak Edebiyat'nn 12 cildi okuyucusunun eline ula may baard. Bunlardan 7'si getiimiz aylarda yaymland. Her alma da olduu gibi, bu eserlerde de elde olmayan sebeplerle, gzden kaan hu suslar, eksiklikler bulunmakla birlikte; bu eserlerin Trk bilim hayatnn birikimlerini aksettiren, bu alandaki en nemli almalar olduu gz ard edilmemelidir. Bu drt proje iinde, en fazla aba isteyen phesiz edebiyat tarihidir. Bakanln Prof.Dr. nder Ggn, yardmclklarn Do.Dr. Osman HORATA, Prof.Dr. cal OUZ, Yrd.Do.Dr. Kayahan ZGL'n y rtt, her biri byk hacimli ciltlerden oluan bu projenin u ana kadar 3 cildi yaymlanmtr (Trk Dnyas Edebiyat Tarihi, AKM Yay., c.l, Ank. 2001, 504 s.; c.2. Ank.2002; 721 s.: c.3, 760 s.). Bu ciltlerle, szl edebiyatla ilgili dil servetimizin tarihi tamamlanm bulunmaktadr. lk cildin banda, proje yrtcs Prof.Dr. Sadk Tural'n kaleme ald, edebiyat tarihiliimizi zl bir ekilde deerlendiren ve eserin amacn anlatan "Ortak Edebiyat Tarihimiz" balkl takdim yazs yer almaktadr.
208

Horata, Yayn Tantm

Bunu, Prof.Dr. nder Ggn'n yazd "nsz" ve "Trk Dilinin Dn ya Dilleri Arasndaki Yeri ve Tarih Geliimi" (Yard.Do.Dr.Gzin Tural) balkl blmler takip etmektedir. Trk Dnyas Edebiyat Tarihi incelendiinde, pln, yntem ve terminolo ji bakmndan farkl bir eser olduu grlecektir. Eser, szl edebiyata ait rnlerle balamaktadr. Bu blm, kendi iinde Anonim Szl Edebiyat ve Ferd Szl Edebiyat olmak zere ikiye ayrlmaktadr. Eserde, farkl Trk topluluklarndan gelen bilgiler, Anadolu sahasna ait bilgilerle bir terkip iinde, karlatrmal olarak verilmitir. lk cilt, sadece "Trk Mi tolojisi" ve "Trk Destanlar"na ayrlmtr. Her iki blm de Do.Dr. zkul obanolu tarafndan kaleme alnmtr. 2. cilt ise, "Efsane" (Prof.Dr. Bilge Seyidolu), "Trk Dnyasnda Efsane" (Do.Dr. Metin Ergun); "Menkabeler" (Do.Dr. Naciye Yldz), "Masallar" (Prof.Dr. Saim Sakaolu), "Halk Hikyeleri" (Prof.Dr. Ali Berat Alptekin) blmlerinden olumaktadr. 3. ciltte ise, "Trk Halk Tiyatrosu" (Do.Dr. Nebi zdemir), "Fkralar" (Do.Dr. Glin Eker), "Alk ve Karglar" (Do.Dr. Do an Kaya), "Ataszleri" (Do.Dr. zkul obanolu), "Tekerlemeler" (Prof.Dr. Ali Duymaz), "Bilmeceler" (Do.Dr. Esma imek), "Maniler" (Prof.Dr. L.Sami Akaln-Do.Dr. Esma imek), "Ninniler" (Do.Dr. Na ciye Yldz); "Trkler" (Do.Dr. Pakize Ayta), "Atlar" (Do.Dr. s mail Grkem) ile Ferd Szl Edebiyat ksm yer almaktadr. Ferd Sz l edebiyatn Bat Ouz sahasyla ilgili ksm Prof.Dr. cal Ouz; Trkis tan sahasyla ilgili ksm ise Do.Dr. Ali Abbas nar tarafndan kaleme alnmtr. Trk Dnyas Edebiyat Tarihi'nin bundan sonraki ciltlerinde, yazl edebiyatla ilgili ksmlar yer alacaktr. Trk edebiyatnn temsil edici rneklerini ihtiva eden Trk Dnyas Ede biyat Metinleri Antolojisi (c.l, Ank.2001, 671 s.; c.2. Ank.2003, 715 s; c.3, Ank.2003, 552 s.; c.4, Ank.2003, 545 s.) de, edebiyat tarihiyle benzer bir yntemle hazrlanmtr. Her tre ait metinler, Trkiye, Balkanlar ve Dier Komu Alanlar; Azerbaycan, Karadeniz ve Kuzey Kafkasya Alan; dil-Ural Alan; Gney ve Kuzey-Dou Sibirya Alan bal altnda alt al ta verilmitir. Eser, bu ynyle benzer almalardan ayrlmakta ve oku yucuya Trk dnyasna ait rnekleri bir arada grme imkn vermektedir. Projenin sorumluluunu Prof.Dr. kr Elin, yardmclklarn Do.Dr.
209

bilig, Bahar / 2003, say 25

Naciye Yldz ve Yard.Do.Dr. Gzin Tural, yrtmektedir. u ana kadar 4 cildi yaymlanm olan eserin ilk cildi; Trk dnyasna ait mit, efsane ve menkabe; 2,3 ve 4. ciltler ise destan metinlerinden olumaktadr. Antolo jide, metinler nce ortak Trk alfabesine, daha sonra da Trkiye Trkesine aktarlmtr. Azerbaycan ve Gagavuz Trklerine ait metinlerde ise, sadece kelimelerin Trke karlklar verilmitir. Bunlarn byk bir emek ve titizlik isteyen almalar olduu erbabnca bilinmektedir. Trk Dnyas Edebiyat Kavramlar ve Terimleri Ansiklopedik Szl (c.l, Ank.2001, 574 s.; c.2, Ank.,2003, 520 s.) adl eserde ise; Trk dn yasyla ilgili, nazm ekilleri, vezin ve kafiye, edeb trler, estetik teknik ler, edeb akmlar, gruplar, ekoller, mazmunlar, motifler, mitolojik ahsi yetler, eyalar, bitkiler, hayvanlar, tipler, slplar, yaz ve kitaplarla ilgili unsurlar, din-tasavvuf kavramlar, edeb metinlerde geen tarih-efsanevi kiiler, yer adlar, inanlar ve adetlerle ilgili terimler, edebiyat hayatyla ilgisi orannda deerlendirilmitir. Projenin bakanln Prof.Dr. Mustafa sen, yardmclklarn Do.Dr. Nurettin Demir, Yard.Do.Dr.Erturul Yaman, Yard.Do.Dr. Ahmet ARI yrtmektedir. Trkiye dndaki Trklerle ilgili kavramlar o lkelere ait bilim adamlarnca yazlmtr. Bu alanda daha nce yazlm ansiklopedik szlklere rastlanmakla birlikte; bu eser btn Trk dnyasn iine alacak ekilde yazlm ilk eserdir. Her maddenin Azer, Bakrt, Kazak, Krgz, zbek, Tatar, Trkmen, Uygur sahalarndaki karlklar parantez iinde gsterilmitir. Eser, gerek ha cim, gerekse nitelik itibariyle de dierlerinden olduka farkl, orijinal bir almadr. lk ciltte, "b" ve "cz'iyyt- mselsele"; 2. ciltte ise "clg" ve "ftvvetnme" arasndaki kavram ve terimler yer almaktadr. Trk Dnyas Edebiyatlar Ansiklopedisi (c.l, Ank.2000, 578 s.; c.2, Ank.2001, 498 s.; c.3, Ank.2003, 464 s.), yazarlarn hayat hikayeleriyle, eserleri hakknda ksa bilgileri ieren bir almadr. Eserde, balangtan 1970'lere kadar uzanan bir srede dilimizle ilgili eser veren edebiyatlar, yine onun ayrlmaz paralar saylan dilciler, tarihiler ve bu alanlarla il gili retim yeleri yer almaktadr. Maddeler, o alandaki almalaryla tannm bilim adamlarnca kaleme alnmtr. Projenin bakanln Dr. Mjgan Cunbur, yardmclklarn ise Prof.Dr. Belks Grsoy ve Do.Dr. Naciye Yldz yrtmektedir.
210

Horata, Yayn Tantm

Gerek antoloji, gerekse kavram ve terim szl ve edebiyatlar ansiklo pedisi, yurt ii ve yurt dndan ok sayda bilim adamnn katlmyla ha zrlanmtr. Bunlarn redaksiyonu, tashihi ve dardan gelen malzemele rin aktarlmasnda, isimlerini veremediimiz, ok sayda uzman grev yapmtr. Projenin genel sekreterliini ise Dr. Hseyin Aca yrtmekte dir. Bu projeler tamamlandnda, hepsinin CD'lere tanmas; Trk kltr bi rikiminin ve Trk soylu halklar arasndaki mterek kabullerin btn Trk dnyasna gsterilebilmesi amacyla da, zel bilgisayar programla ryla Azerbaycan, Kazakistan, Krgzistan, zbekistan ve Trkmenistan lehelerine aktarlmas dnlmektedir. Bunlarn yannda, Trk Dnyas Edebiyat Tarihi'nin ngilizce'ye evrilerek, Trk kltr ve edebiyat zen ginliklerinin btn dnyaya gsterilmesi planlamaktadr. Trk topluluklar arasndaki siyasi ve ekonomik ilikilerin geleceini, n celikle kltrel almalarn belirleyecei unutulmamaldr. Bu sebeple, yukardaki hedeflerin gerekletirilmesinin Trklk bilimine gnl ver mi bilim adamlarnn zerine den bir bor olduunu dnyor; bu eserlerin bilim hayatna kazandrlmasnda emei geenlere ve tarihe kar sorumluluk ve tanklk grevini yerine getiren bilim adamlarna, Ata trk Yksek Kurumu ve proje yrtcs Prof.Dr.Sadk Tural'n ahsn da tebrik ve teekkrlerimizi sunuyoruz.

211

bilig
Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl Y a y n lkeleri bilig, K/Ocak, Bahar/Nisan, Yaz/Temmuz ve Gz/Ekim olmak zere ylda drt sa y yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini hazrlanr ve K say snda yaymlanr. Dergi, yayn kumlu tarafndan belirlenecek ktphanelere, uluslararas endeks kurumlarna ve abonelere yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir. bitig, Trk dnyasnn kltrel zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymak; Trk dnyasyla ilgili olarak, uluslar aras dzeyde yaplan bilimsel almalar kamuoyuna duyurmak amacyla yaym lanmaktadr. bilig'de, sosyal bilimlerle ilgili konular bata olmak zere, Trk dnyasnn tarih ve gncel problemlerini bilimsel bir bak asyla ele alan, bu konuda zm ne rileri getiren yazlara yer verilir. bilig'e gnderilecek yazlarda, alannda bir boluu dolduracak zgn bir makale veya daha nce yaymlanm almalar deerlendiren, bu konuda yeni ve dikkate de er grler ortaya koyan bir inceleme olma art aranr. Trk dnyasyla ilgili eser ve ahsiyetleri tantan, yeni etkinlikleri duyuran yazlara da yer verilir. Makalelerin bitig'de yaymlanabilmesi iin, daha nce bir baka yerde yaym lanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha n ce bilimsel bir toplantda sunulmu bildiriler, bu durum belirtilmek artyla ka bul edilebilir.

Yazlarn Deerlendirilmesi
bilig'e gnderilen yazlar, nce yaym kurulunca dergi ilkelerine uygunluk asndan incelenir ve uygun bulunanlar, o alandaki almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar be yl sreyle sakla nr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz nc bir hakeme gnderilebilir. Yazarlar, hakem ve yayn kumlunun eleti ri ve nerilerini dikkate alrlar. Katlmadklar hususlar varsa, gerekeleriyle birlikte itiraz etme hakkna sahiptirler. Yayma kabul edilmeyen yazlarn, is tek hlinde bir nshas yazarlarna iade edilir.
213

bittg'de yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanlna devredilmi saylr. Yaymlanan yazlardaki g rlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflardan, kaynak gsteri lerek alnt yaplabilir. Yayma kabul edilen yazlar iin, yazar ve hakemlerine yayn tarihinden itiba ren bir ay iinde telif creti denir. cret miktar, her yl banda yayn kuru lunun nerisi zerine ynetim kurulunca belirlenir. Yazm Dili bilig'm yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ngilizce ve dier Trk leheleri ile yazlm yazlara da yer verilebilir. Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde yayn kumlunun kararyla Trkiye Trkesine aktarldktan sonra yaymlanabilir. Yazm Kurallar Makalelerin, aada belirtilen ekilde sunulmasna zen gsterilmelidir: 1. Balk: erikle uyumlu, onu en iyi ifade eden bir bahk olmah ve koyu karakter li harflerle yazlmaldr. 2. Yazar ad(lar) ve adresi: Yazarn ad, soyad byk olmak zere koyu, adresler ise normal ve eik karakterde harflerle yazlmal; yazarn grev yapt kurum, haber leme ve elmek (e-mail) adresi belirtilmelidir. 3. zeti Makalenin banda, konuyu ksa ve z biimde ifade eden ve en fazla 150 ke limeden oluan Trke zet bulunmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, e kil ve izelge numaralarna deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk brak larak, en az 3, en ok 8 szckten oluan anahtar kelimeler verilmelidir. Makalenin sonunda, yaz bah, zet ve anahtar kelimelerin ngilizce ve Rusalar bulunma ldr. Rusa zetler, gnderilemedii takdirde dergi tarafndan ilave edilir. 4. Ana Metim A4 boyutunda (29.7x21 cm. ) ktlara, MS Word programnda, Ti mes New Roman veya benzeri bir yaz karakteri ile, 10 punto, 1.5 satr aralyla yazlmaldr. Sayfa kenarlarnda 3'er cm boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmahdr. Yazlar 10.000 kelimeyi gememelidir. Metin iinde vurgulanmas gereken ksmlar, koyu deil eik harflerle yazlmaldr. Alntlar eik harflerle ve trnak iinde verilmeli; be satrdan az alntlar satr arasnda, be satrdan uzun alntlar ise satrn sandan ve solundan 1.5 cm ieride, blok hlinde ve 1 satr ara lyla yazlmaldr.
214

5. Blm Balklar: Makalede, dzenli bir bilgi aktarm salamak zere ana, ara ve alt balklar kullanlabilir ve gerektii takdirde balklar numaralandrlabilir. Ana baliklar (ana blmler, kaynaklar ve ekler) byk harflerle; ara ve alt balklar, yalnz ilk harfleri byk, koyu karakterde yazlmal; alt baliklarn sonunda iki nokta st ste konularak ayn satrdan devam edilmelidir. 6. ekiller ve izelgeler: ekiller, kltmede ve basmda sorun yaratmamak iin si yah mrekkep ile dzgn ve yeterli izgi kalnlnda aydnger veya beyaz kada izilmelidir. Her ekil ayr bir sayfada olmaldr. ekiller numaralandnlmah ve her eklin altna balyla birlikte nce Trke, sonra ingilizce olarak yazlmaldr. izelgeler de ekiller gibi, numaralandnlmah ve her izelgenin stne balyla birlikte nce Trke, sonra ngilizce olarak yazlmaldr. ekil ve izelgelerin ba lklar, ksa ve z olarak seilmeli ve her kelimenin ilk harfi byk, dierleri k k harflerle yazlmaldr. Gerekli durumlarda aklayc dipnot veya ksaltmalara ekil ve izelgelerin hemen altnda yer verilmelidir. 7. Resimler: Parlak, sert (yksek kontrastl) fotoraf kdna baslmaldr. Ayrca e killer iin verilen kurallara uyulmaldr. zel koullarda renkli resim basks yap labilir. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip ya zarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art ile me tin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numa ralarn yazabilirler. 8. Kaynak Verme: Dipnotlar, sadece aklama iin kullanlmal ve aklamalar da metnin sonunda verilmelidir. Metin iinde gndermeler, parantez iinde aadaki ekilde yazlmaldr: (Kksoy 2000); (Kksoy 2000: 15) Birden fazla yazarl yaynlarda, metin iinde sadece ilk yazarn ad vd. yazlmal dr: (isen vd. 2002) Kaynaklar ksmnda ise dier yazarlar da belirtilmelidir. Metin iinde, gnderme yaplan yazarn ad veriliyorsa kaynan sadece yayn tarihi yazlmaldr: "Tanpnar (1976:131), bu konuda ...." Yaym tarihi olmayan eserlerde ve yazmalarda sadece yazarlarn ad; yazar belir tilmeyen ansiklopedi vb. eserlerde ise eserin ismi yazlmaldr. 215

ikinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da belirtilmelidir: "Kprl (1926) " (elik 1998'den).

Kiisel grmeler, metin iinde soyad ve tarih belirtilerek gsterilmeli, ayrca kaynaklarda belirtilmelidir. Internet adreslerinde ise mutlaka tarih belirtilmeli ve bu adresler kaynaklar arasnda da verilmelidir: http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. Kaynaklar Metnin sonunda, yazarlarn soyadna gre alfabetik olarak aadaki ekilde yazlmaldr. Kaynaklar, bir yazarn birden fazla yayn olduu takdirde yaymlan tarihine gre sralanacak; bir yazara ait ayn ylda baslm yaynlar ise (1980a, 1980b) eklinde gsterilecektir: KKSOY, Mmin (2000), Trk Yksekretiminde Yabanc Dille Eitim, Bilimlik Dergiler ve Trkemiz, Ankara: Bilig Yay. TlMURTA, F.Kadri (1951), "Fatih Devri airlerinden Cemali ve Eserleri", , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV ( 3 ) : 189-213. SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), istanbul: Sermet Matb.

Yazlarn Gnderilmesi
Yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere nsha olarak, disketiyle birlikte bilig adresine gnderilir. Ya zarlarna raporlar dorultusunda dzeltilmek zere gnderilen yazlar, gerekli dzelt meler yaplarak disketi ve orijinal ktsyla en ge bir ay iinde tekrar dergiye ula trlr. Yayn kurulu, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir.

Yazma Adresi
bilig Dergisi Editrl Takent Cad. 10. Sok. No: 30 06430 Bahelievler/ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax:(0312)215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bihg bili g @ y es evi. e du .tr

216

bilig
Journal of Social Sciences of the Turkish World Ahmet Yesevi University Board of Trustees Editorial Principles bilig is published quarterly: Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/October. At the end of each year, an annual index is prepared and pubhshed in Winter issue. Each issue is forwarded to the subscribers, libraries and international indexing institutions within one month after its pubhcation. bilig is pubhshed to bring forth the cultural riches, historical and actual reahties of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the public opinion about the scientific studies on the international level concerning Turkish World. The articles firstly related to social sciences subjects and dealing with the historical and current issues and problems and suggesting solutions for the Turkish World are published in bitig. An article sent to bitig should be an original article which contribute knowledge and scientific information to its field or a study that bring forth new views and perspectives on previously written scholarly works. Articles introducing works and personahties, announcing ne w activities related to the Turkish world can also be pubhshed in bilig. in order for any article to be published in bilig, it should not have been previously pubhshed or accepted to be pubhshed elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for pubhcation if stated s o beforehand. Evaluation of Articles The articles fonvarded to bilig are first studied by the Editorial Board in terms of the journal's principles those found acceptable are sent to two referees who are well-known for their works in that field. Names of the referees are confidential and referee reports are safe-kept for fi ve years. in case one referee report is negative and the other is favorable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The authors of the articles are to considerthe criticisms, suggestions and corrections of the referees and editorial board. If they disagree, they are entitled to counterpresent their views and justifications. Only the original copy of the unaccepted articles may be returned upon request. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to Ahmet Yesevi University Board of Trustees. However the overall responsibility for the pubhshed
217

articles belongs to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted during full reference to the articles. Payments to the authors and referees for their contributions are made within one month after publication. The amounts of payments are determined by the Editorial Board subject to the approval by the Board of Trustees. The Language of the Journal Trkiye Turkish is the Language of the journal. Articles presented in English or other Turkish dialects may be published not exceeding one third of an issue. Articles submitted in Turkish dialects may be published after they are translated into Trkiye Turkish upon the decision of the Editorial Board if necessary. Writing Rules in general the following are to be observed in writing the articles for biig: 1 . Title of the Article: Title should be in suitable for the content and the one that expresses it best, and should be bold letters. 2. Name(s) and address(es) of the author(s): Names and surnames are in capital letters and bold, addresses in normal italic letters; institution the author works at, contact and e-mail addresses should be specified. 3. Abstract: in the beginning of the article there should be an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in maximum 150 words. There should be no ref erence to used sources, figre and chart numbers. Leaving one ne empty after the abstract body there should be key words, minimum 3 and maximum 8 words. At the end of the article there should titles, abstracts and key words in English and Russian. in case Russian abstract is not submitted it will be attached by the journal. 4. Main Text: Should be typed in MS Word program in Times Ne w Roman or similar font type, 10 type size and 1,5 line on A4 format (29/7x21 cm) paper. There should 3 cm free space on the margins and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 lines should be typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 line space. 5. Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the well-arranged narration of information in the article and these headings can be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendixes) should be in capital letters; interval and sub-headings should be bold and their first
218

letters in capital letters; at the end of the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:). 6. Figures and Tables: Figures should be drawn on tracing or white paper in ink so as not to cause problems in printing or reducing in size. Each figre should be on a separate page. Figures should be numbered with a caption of the title in Turkish first and Engsh below it. Tables should also be numbered and have the title in Turkish first and Engsh below it. The titles of the figures and tables should be clear and concise, and the first letters of each word should be capitalized. When necessary footnotes and acronyms should be below the captions. 7. Pictures: Should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables are applied for pictures as well. in special cases color pictures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. Authors having the necessary technical facities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into text. Those without any technical facities will leave the proportional sizes of empty space for pictures within the text numbering them. 8. Stating the Source: Endnotes should be only for explanation and explanations should be at the end of the text. References within the text should be given in parentheses as follows: (Kksoy 2000); (Kksoy 2000: 15) When sources with several authors are mentioned, the name of first author is written and for others (et. al) is added. (isen et al. 2002) Full reference including ali the names of authors should be given in the list of references. If there is name of the referred authors within the text then only the pubcation date should be written: "Tanpnar (1976:131) on this issue ...." in the sources and manuscripts with no pubcation date only the name of author; in encyclopedias and other sources without authors only the name of the source should be written in the secondary sources quoted original source should also be pointed: "Kprl (1926) " (in elik 1998). Personal interviews can be indicated by giving the last name(s), the date(s) and moreover should be stated in the references. http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002)
219

9. References: Should be at the end of the text in the alphabetic order as shown in the example below. If there are more than one source of an author then they will be listed according to their pubcation date; sources of the same author published in the same year will shown as (1980a, 1980b): KKSOY, Mmin (2000), Trk Yksekretiminde Yabanc Dille Eitim, Bilimlik Dergiler ve Trkemiz, Ankara: Bilig Yay. TlMURTA, F.Kadri (1951), "Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri", , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV ( 3 ) : 189-213. SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), istanbul: Sermet Matb. How to Forward the Articles The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three copies, one original and two photocopied forms with a floppy disk to bilig to the address given below. The last corrected fair copies in diskettes and original figures are to reach bilig within not later than one month. Minr editing may be done by the editorial board.

Correspondence Address bilig Dergisi Takent Caddesi, 10. Sok. Nu: 30 06430 Bahelievler - ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax:(0312)215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bihg bili g @ y es evi. e du .tr

220

You might also like