You are on page 1of 220

Eski Merv evresine Kltr Felsefesi Asndan Bir Bak

Dr. Gmurat SOLTANMURADOV* zet: Tarih ierisinde "Mauru", "Margu", "Margiana", "Margiana Aleksandriyas", "Margaba", "Man" gibi isimlerle anlm olan Merv, eitli din inanlar bir arada bulunduran coraf blge olarak tannmtr. Burada ateperest, Budist, Hristyan ve Manici inanlar geni lde tutunmutur. Trklerin de klliyatl bir miktarda hayat srdrd Merv, ana damgasn vurmu bilgeleri ve ktphaneleri ile n kazanmtr. Badat'n kltr merkezi hline dnmesinde etkili olmutur. Bu coraf blgede "yeermi ve iek am bilgi" 12. yy.'daki evi ri faaliyeti ile Bat'ya intikal etmi ve modern bilimin douunda dolayl, ama faal bir rol oynamtr.

Anahtar Kelimeler: Kltr, Hikmet, Bilim, Felsefe, Dil. Giri Bugnk Trkmenistan'n topraklar ierisinde yer alan Merv ehri, tarih te en gelimi kltr merkezlerinin biri olarak tannmaktadu". Onun tarihi hakknda birok bilimsel aratrmalar yaplm olsa bile, bugn tam ola rak bilinmediini sylemek mmkn deildir. Gnmzde Merv'in kuru luunun 2500. yl kutlama hazrlklarnn srdrlmesine ramen, bu ta rih hal tartlmaktadr (Bayramshedov 1995). Merv, eitli tarih devirlerde, Ahamenitlerin, Selevkitlerin, Arakitlerin, Sasanilerin, Heftalitlerin, Araplarn, Tahinlerin, Samnlerin, Seluklula rn, Harezmahlarn, Moollarn, Timurlerin, egemenlii alnda bulun mutur. 16.-18. yzyllarda kendi devletlerini kuramadklar iin Trk* Agabat/TRKMENISTAN bilig Gz / 2003 say 27: 01-17 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

menler komu derebeylik devletleri ierisinde paralanm durumda hayat srdrmtr (Atammmedov 1978). Trkmenistan'daki teki ehirler gi bi, Merv de komu derebeylik devletleri ierisine girmitir. 1884 ylnda Merv blgesi Rusya'ya katlmtr. Merv, arlk Rusya'snn yklmasy la yerine kurulan SSCB'ye girmi, Trkmenistan Cumhuriye'nin iinde bir il olarak yer almtr. Gnmzde Merv, Saparmrat Trkmenba'nn bakanlnda, 27.10.1991 tarihinde bamszln, 12.12.1995 tarihinde tarafszln elde etmi Trkmenistan devletinin bir ilidir ve Man olarak adlandrlmaktadr. DNYA KLTR TARHNDE MERV'N YER Merv hakknda en eski bilgiler in, ran ve Arap kaynaklarna dayanmak tadr. Ayrca, Strabon'un ve Ptolomaios'un "Corafya" kitaplarnda da eski Merv'den sz edilmektedir. Ama, bu kaynaklarda konuya daha ok tarih ve coraf adan baklmaktadr. Merv zerine yaplan son aratrmalar ise genellikle tarih, arkeoloji, sanat tarihi, mimarlk tarihi, ok az sayda da olsa, kltr tarihi ynnde youn lamtr. Halbuki, eski Merv ve onun medeniyeti felsefe konusu olarak ele alnp kltr felsefesi asndan incelenmi deildir. Medeniyet kavram konumuzun ana kavramn tekil ettiinden, ilk nce, medeniyetin ne olduunu belirtehm. Acaba medeniyet nedir? Kltr ne dir? Medeniyet ve kltr ayn eyler midir? Yoksa farkl eyler midir? Genel olarak ele aldmzda medeniyet, insann kaltmyla getirmeyip, doaya sonradan katt rnlerin tmne verilen addr. Bu, medeniyetin alnda herhangi bir gizli ideoloji bulundurmayan, herkes tarafndan kabul edilen tanmdr. Medeniyet de madd ve manev olarak ikiye ayrlmakta dr. Madd medeniyet, insann madd alandaki baarlardr. Manev me deniyet ise, insann manev faaliyetleridir. Yani kltrdr. Kltrn bilim, felsefe ve teknolojinin etkisi alnda kalan kesimi ise, entellektel kltr dr. Demek ki felsefe, yani, bilgelik sevgisi, kltrn entellektel kesimi ierisinde yer almaktadr. O halde felsefe nedir? Gnmzde felsefenin yzlerce diyebileceimiz tanm yaplm olmas2

Soltanmuradov, Eski Merv evresine Kltr Felsefesi

Asndan Bir Bak

na ramen, onun herkes tarafndan kabul edilmi tanm bulunmamakta dr. Ama genel olarak onun varlk, bilgi ve deer zerine sistemli ve b tncl bilgi elde etme abas olduu bihnmektedir. O hlde kltr felse fesi nedir? Kltr felsefesi de kltr zerine yaplm felsefedir. 19. yzyl sonuna kadar baz batl bilginler Horoasan'n (Merv de bu bl ge ierisinde yer alr) ve Mvernnehr'in Seluklular ile Trkletiini ileri srmektedirler. Bu hatah bir grtr. nk, bunu kabul etmek Or taa slm dnyasna eski Trklerin katklarn ortadan kaldrmaktadr. Bu blgeden km ve Ortaa slm dnyas kltrne kalburst katk da bulunmu Farab, Beyrun, Harezm, bn Sina gibi Trk bilginleri, ba ka bir millete ml etmektir. Halbuki, Horasan ve Mvernnehr'de Sel uklulardan nceki alarda da klliyetli miktarda Trk nfusu bulun mutur. Bunlar Arap istilsndan nce buralarda bulunduu gibi, Arap is tilsndan sonra da burada yaamaya devam etmilerdir (Fiye Richard ve Sayl 1946). Merv, tarihin eitli devirlerinde, eitli isimler ile anlmtr. Avesta ve Ahemenit ta yaztlarnda "Mauru", Behistn yazsnda "Margu", sken der'in istilsndan sonra "Margiana" yahut "Margiana Aleksandriyas", Parfiya devleti zamannda "Margaba", Ortaa corafyaclarnn alma larnda "Mauru", Arap istils devrinde ise daha ok "Merv" ismi kulla nlmtr (Soltanmuradov 1997). Ortaa yazarlar Merv'i "arlar'n kalbi", "Horasan'daki tm ehirlerin anas", "Dnya'nn dayanmakta olduu ehir" olarak tarif etmilerdir. Gerekten de, eski Merv Medeniyeti a'n teki medeniyetler ile muka yese edebilen kimseyi byle bir hkm vermeye zorlamaktadr. Dnyann en zengin lkelerinden biri saylan Merv, eitli dini inanlar bir arada bulunduran coraf blge olarak da tannmaktadr. Burada Ate perest, Budist, Hristiyan ve Manici inanlar, geni lde, tutunmutur. Ateperestlik dini esasen Parfiya ve Ssn'ler devleti zamannda byk itibar kazanmtr. Ayrca, Parfiya Devleti devrinde, hkmdarn devlet ileri yannda yksek ruhban grevini de stlenmi olduu da bilinmekte dir. Tarih kaynaklarda ateperest dininin vatan olarak ran'a iaret edil mektedir. Halbuki son arkeolojik aratrmalar, bunun Margiana olabilece3

bilig, Gz / 2003, say 27

ine dair hkm vermeye imkn salamtr. Prof. V. . Sarianidi Margu'ta bulunmu Zerdt heykeline dayanarak, bu blgenin ateperestliin vatan kabul edilebilecei tezini ileri srmtr. Bugn byle bir hkmn doru olduu tam olarak ispat edilememi olsa bile, onun tamamen yan l olduu da sylenemez. nk tarih ierisinde btn kltrlerin kay nat bu Horoasan blgesi ehrinde her tr yeni inancn yahut grn vcde gelmesi iin elverili artlar mevcuttur. Gnmzde "Erk Kale", "Kfir Kale", "Sultan Kale", "ehriyr Kale", "skender Kale", "Saym Kale" gibi eski ve "Abdullah Han", "Bayramah Han" gibi yeni Merv kalelerine bakldnda, o, ister istemez insani muci zeler ile dolu tarihin derinliklerine gtrmektedir; ona ilham vermektedir. A. Ahmedov'a gre, nl Trkmen mutasavvf ve airi Magmguh da: "Seyir edelim bu cihan Cihanda neler grnr skender Cemit kurduran Byk binalar grnr." gibi msralarn, her halde, eski Merv kalelerinden ilham alarak yazm ol maldr. Gerekten de bu dev boyutlu an ziyaret edip de hayran kalma mak imknszdr. Fransz arkeologu Profesr Paul Bernard, bu dev boyut lu kaleler karsnda dehete dm olanlardan biridir. Kalenin stne kp etrafn gzlemleyen Profesr Paul Bernard slk alarak "muazzam" demekten kendini alamamtr. Tarihin eitli alarnda hkm srm devletlere, ehir merkezi hizmetini veren bu kalelere felsefi bir bak ile ynelindiinde, bu, insan zihninde, ann medeniyetini yanstan ar mlar uyandrmaktadr; insan o an medeniyetinin derinliine gtrmekt; Bat ve Dou medeniyetinden stdne bir ekilde yararlanarak ya plm sentezler ile kar karya brakmaktadr. Biz, tarihin eitli devirlerinde mevcudiyetini srdrm kltr mer kezlerinin, rnein: Mezopotamya, Yunanistan, skenderiye vs.nin par lak an yaamasnda, kltr merkezi haline dnmesinde, bir takm siyasal, sosyal, ekonomik ve kltrel artlarn etkili olduunun bilin cindeyiz. Ayn durum Merv iin de geerlidir. Merv'in kltr merkezi haline dnmesinde, zellikle, "Byk pek Yolu"etkili olmutur. Bu
4

Soltanmuradov, Eski Merv evresine Kltr Felsefesi

Asndan Bir Bak

yolun Merv zerinden gemesi, Bat kltrnn ve dier komu halk larn kltrlerinin Merv'de tannmasna imkn salamtr. Ayrca, se kizinci yz ylda, Yunan ve Hint dillerinde yazlan bilim, felsefe ve tp kitaplarnn Arapa'ya kazandrlmas da buna salam bir zemin hazr lamtr. Devletler arasnda, kltrn sk bir temas halinde bulunmas, kltrn, zellikle onun entellektel kesiminin gelimesinde mhim rol oynamtr. nsanlk tarihinin entellektel alandaki her bir katk, kendinden nceki kltr birikiminin sonucu olarak ortaya kmaktadr. Antik an en geli mi uygarl olan Eski Yunan kltrnde Msr, Mezopotamya, zellik le, Smer kltr kkne dayanarak yeermi bir kltr olduu bilinmek tedir. Bu konuda birtakm aratrmalar yaplmtr. Smerliler M. . 4000-3500 yllarnda Dicle ve Frat nehrinin Basra Kr fezine yakn tarafnda yaam ve yazy icat etmi olan halkr. Tarih, ya z ile balar; o halde Smerliler, tarihin balangcnda yer almakta ve dn ya kltrne tapnak, iir, destan, yk, atasz, kanun, okul, matematik, astronomi, ticaret, mzik, resim, heykel vs. kltr yce deerlerini kat makta muvaffak olmaktadrlar (Kramer 1990) Gnmzde Smer-Trk halklar akrabalndan da sz edilmektedir. Smerli dihnin Trke ile akrabalna ilk kez Fritz Hommel dikkat ekmi tir. O, Trke ile Smerli dilinde mterek olan 350 kadar kelime tespit etmeye muvaffak olmutur. ekoslovak bilim adam, Vedalar ncesi hi yeroglif yazs uzman B. Hrozny bu konudaki yz yllk arkeolojik ara trmalar sonulandran birer kltr aklama modeli bile gelitirmitir. Ona gre insanlk kltr, Tibet-Altay-Hazar geninden kp dnyaya yaylmtr. Altaylar'dan kopup gelen Smerliler Hazar denizinin kuze yinden veya gneyinden geip Mezopotamya'ya ulamtr. Onlarn Me zopotamya'da yakm olduu kltr ateinin klar M. 1000'de in'e, M.. 2000'de Grit'e, M. . 3000'de Msr'a ve Hind'e yaylmtr. Smerlilerin dili Trk dili ile akrabadr. Smerlilerin dili ile Trklerin dilin de mterek olan ve vurgulanmaya deer olan kelime "Dingir" kelimesi dir. "Tarih Smer'de Balar" adl nl eserin yazar S. N. Kramer de: Trk
5

bilig, Gz / 2003, say 27

dili ile Smerli dili arasndaki akrabala "mmkn deildir" diyemeyiz ifadesini kullanmtr. B. Landsberger, K. Balkan, E. Esin, S. P. Tolstov, T. A. Trofimova, V. Hatipolu, O. N. Tuna, A. Sayl, M. T. Kyel gibi bilginlerin de, kendi almalarnda Smer-Trk halklar arasndaki benzerliklere dikkat ekti i bilinmektedir. Varsaymlar, bilimsel aratrma binasnn iskeleleri olduu hlde, varsa ymlar ngrmekten biraz ekinen bir ksm dilciler ve tarihiler, Trk di lini ve Tarihini, Orhun antlar ( M. S. 8 yy) ile balatmak istemilerdir. Chicago niversitesinden M. Springling'e, Amerika'da, lisansst re timinde, Orhun antlarn incelerken, rencilerinin Bilge Tonyukuk'un yaz hakknda sormu olduklar u soru manidardr: "Bu dzeyde bir ya pta, bu sanatsal incelie, bylesine ak ve gzel ifade biimine baka bir eserde rastlam mydnz?" dendiinde bilgin dilci, "Hayr rastlamadm" eklinde cevap vermitir. Byle bir stn seviyeye ulaan dilin bu duruma gelmesi iin, yzyllarca ilenmi olmas uzman dilciler tarafndan tasdik edilmitir. Gerekten de Orhun Antlarndaki "Bilge Kaan'n:" Trk Ouz Beyleri milleti stte gk basmasa, altta yer delinmese Trk milleti ilini, treni kim bozabilecekti?" (Ergin 1995) biimindeki derin felsef d ncenin bilinli bir biimde kavranlarak dile getirilmesi iin, uzun bir tarih sre gemesinin zarureti aka ortadadr. Dil sorunu yzylmz felsefesinin en nde gelen sorunudur. Dil, bir kl tr tama aracdr. Kltr tama arac olarak dil birdir. Ama tadklar anlama gre diller farkldr. Dile yklenen anlam, uygarlk ortamna ve kltr evresine baldr. Yani, dil, bulunduu uygarlk ortam ve kltr evresinde ne tr anlamlar ve kltr deerleri varsa, ite onu tamaktadr; ona gre anlam kazanmaktadr. Gerekten de dil, bir milletin medeniyet derecesini gsteren en iyi aratr. Dil bir milletin manev gcnn eseri dir. Onun ruhunun d grndr. Dil felsefesinin kurucusu nl Alman dil bilimcisi Wilhelm von Humboldt bu gerei: "Dil bir milletin ruhu, ru hu da dilidir" (Akarsu 1995) diye aklamtr. Demek ki, bir milletin kl tr onun dilinde yaamakta ve nesilden nesile, ancak dil aracl ile aktarlabilmektedir. Dilin ifade gc de o milletin kltr seviyesi ile orant ldr. Bu durumun bilincinde olan baz Batl aratrclar yksek kltrn
6

Soltanmuradov, Eski Merv evresine Kltr Felsefesi

Asndan Bir Bak

ancak bkml dille yaratlabilecei fikrini ileri srmlerdir. Ayrca, k k Sanskrit, gvdesi Eski Yunan ve Ltin dili, dallar ise modern Avrupa dilleri, yan dal da Pehlev ve Fars dili olan bir kltr aac modelini de benimsemilerdir. Onlara gre kltr ve uygarlk yce deerleri, bu aa cn kknde, gvdesinde ve dallarnda aranmaldr. O halde eklemeli ve tek heceli dillerin durumu ne olacaktr? Bu durum karsnda Profesr N. S. Kramer'in hayat boyunca ortaya koymu olduu rn, yapm olduu katk, isterse, bir "Tevrat arkeolojisi yapmak" olsun, eklemeli dili (Trk halklarnn konutuu dil grubu) olan Smer* li kltr, ite bu aacn k knde yerletirmek olmutur (Kyel 1987). Trk dilinin menei, literatrde din bir coku ve duygu ierisinde de ol sa, Adem ile Havva'nn Cennet'ten kovuluundan daha eskilere gtrl m olduu grlmektedir. Bu duyguyu duymu, bu cokuyla comu Alattin, Gayb'dir. Gayb Yunus Emre'nin izinden yrm olan Kaygusuz Abdal'dr. Ona gre Tanr, Adem'in cennetten kmasn emretmi: Y Cebrail! Git Ademe syle! Cennetten ksn."demitir. Ama Adem cennette kalmak umuduyla biraz oyalanmr. Bu sefer Tanr, "Ya Ceb rail! Git, Adem'e 'Trk' dilince syle, durmasn Cennet'i en ksa zaman da terketsin" demi. Demek ki Kaygusuza gre Tanr, ilk insann, Adem'in Trke konutuunu, Trkeden anladn bilmektedir. Burada Trk dilinin eskilii, neredeyse yaratla kadar geri gtrlmek istenmi tir. Dilin meneini aratran bilginler, dilin Tanr ba olduu hususun daki grn varlndan haberdardrlar. Ama, Kaygusuz, bu dncenin t kklerine inmitir. Balanan dilin Trke olduu grn ileri sr mtr." (Kyel 1991a). Atalarmzn, en eski alarda Sibirya'da, Yenisey ve rti rmaklar ara snda yaad ileri srlmektedir. Kaynaklara gre, M. . 2000-1200 yl larna ait Afanasyeva ve Andronova kltr bu eski Trkler tarafndan meydana getirilmitir (Esin 1978). Bu kltrn Anau kltr ile benzerli i zerinde durulmutur. Trkmenistan'da Agabat'n yanndaki Anau ha rabelerinde yaplan arkeolojik kazlarda, burada M. . 4500, dier bir tah mine gre M.. 9000 yllarnda yaam olan bir medeniyet meydana karlmtr. Buras, o devirlerdeki n Asya'da (Smer ve Sus), Gney As ya'da (Hindistan'da Sind nehri havzasnda Mahenjo-Daro ve Harappa ha7

bilig, Gz / 2003, say 27

rabelerinde), Uzak Dou'da (in'de Yong Shao'da ve Manuri'de), eser leri kefolunan medeniyetler arasnda bir vasta yahut onlarn bir balan g merkezi olmutur (Togan 1970). Anau'un merkez olduu fikrini Pumpelli ve Toung Dekien ileri srmtr. Anau'da Trkmen el ilerinde g rlen zinetlerle, mterek hatlara malik seramikler, aas krmz yuka rs beyaz ve zerinde beyaz izgiler olan Afanasyeva ve Andronova kl trne benzer mlek ve vazolar bulunmutur. Ord. Prof. Dr. Zeki Velidi Toan Anau medeniyetini yaatan kavmin milliyetini tayin etmekte eli mizde ak bir delilin olmad grndedir. Ama o, ayn zamanda, bu medeniyeti yaatan kavmin Arler olmad kanaatindedir de. nk, Ar kavimlerin Gney ve Orta Asya'ya gelii ancak, M. . 2000-1500 yllar na rastlamaktadr (Toan 1970). Hindistan'daki Mohenjo-Daro harabele rinde Orta Asya Trkleri tipinde heykelciklerin bulunmas, bilginlerin dikkatini ekmitir. Cordenchilde'e gre, Anau-Mohenjo-Daro ve Sus kltr arasnda temas Sisan yoluyla vak olmutur. n Asya (Smer, Sus), Gney Asya (Mohenjo-Daro ve Harappa), Uzak Dou (in'de Yang Shao ve Manurya'da) medeniyetlerine merkez hizmeti grm, Afanas yeva ve Andronova medeniyetlerine benzerlik gsteren Anau medeniye tinin kendisine hemen hemen komu saylabilecek mesafede olan Merv'i de etkilemi olduu dnlebilir. nk, Merv'deki, Gney Trkmenis tan'daki ve Mezopotamya'daki (Nippur) M. . 1000-M. S. 400 yzyla ait anak mlekler zerinde bulunan yazlardaki benzerlik (Liviis 1990) Abiverd-Merv karayolunun mevcudiyeti (Babayev 1990) Merv-Nusay ekonomik ibirlii ile ilgili bilgiler (Masson 1991) byle bir hkmn ile ri srlmesini tevik etmektedir. Bylesine derin kltr gelenei, bilgi birikimine ve elverili kltrel te mas artlarna sahip olan bir milletin, Merv gibi son derece stn bir kl tr merkezi oluturmas olgusu doal karlanmaldr. M. S. 148 yllarn da, in'de, Buddist metinleri ince'ye aktaran okulu kurmu olan Parfiya'h An-i-gao'nn (V. M. Masson 1990), Mani metinlerini Parfiya diline evirmi Mar Ammo'nn, Vezir Anervan Fin, Hekim Burzoe'nin, m zisyen ve arkc Barbad'n, Batlamyus'un Almajesti'ni Arapa'ya evi ren Musev bilgini Sehl bn Rabbn et-Tabar'nin, dnya kltrne bilim, felsefe ve dinin idealde (Limes) ayn olduu gr, siyaset bilimi gibi
8

Soltanmuradov, Eski Merv evresine Kltr Felsefesi

Asndan Bir Bak

yeni teoriler getiren Frb'nin hocas Yuhanna bn Haylan'n hocasnn Merv'li olmas, Atina'dan kovulan felsefenin, Hellenistik devirde, en son, skenderiye'den Antakya'ya ulam, Antakya'da ise baka ehirlerden gelmi olanlara deil de ounlukla Merv'lilere gemi olmas, bu blge de hayat srdrm toplumda salam bir temele dayal entellektel kltr birikimin mevcudiyetini gstermektedir. Merv'li Bilgelerin Dnya Kltrne Etkisi ve Katks IX-XII yy'da Merv en parlak an yaamtr. Harun Reid'in lmn den (M. S. 813) sonra kardeini ldrerek tahta gelen Memun Merv'i Hilfet'in bakenti yapmtr. O, devrinin nde gelen bilginlerini bir araya getirerek, onlarn bilimsel almalarn desteklemitir. ran, in, Hint, es ki Yunan kitaplar ile ssl zengin ktphanelerin olumasnda katkda bulunmutur. Merv, Yahya Eb Mansur, Habe el Hsib, Harezm, Frb, mer Hav yam gibi anda n salm bilim adamlar ve filozoflarn yetimesinde byk rol oynamtr. Beyrn de bn Irak'n ktphanesi vastas ile Merv'in entellektel rnnden yararlanmtr. M. S. 818 tarihinde, tarihinde, halifeliin bakentinin Badat'a tanmas ile Merv ve Belh'teki bilginler Badat'in kltr merkezi haline dnme sinde etkili olmutur. Hatta Harezm Badat'da, Harun Reit zamannda kurulan "Beytl Hikme"nin bakanln stlenmitir. Yahya Eb Mansur ve Habe el Hsib eski Yunan (knun), Hind (Sindhint ve Erkend) ve Fars (Zc-i ah) astronomi kitaplarndaki uyumsuzlu u, Me'mun'un istei zere, Batlamyus'un Almajest'ine ve yeni gzlem lere dayanarak tashih etmilerdir. Yahya Eb Mansur ldkten sonra Ha be el Hsib "el-Dmk" adl maruf Zc'ini hazrlamtr. Ayrca, Habe el Hsib trigonometriye tanjant ve kotanjant dncelerini getiren bilgin olarak da tannmaktadr. Harezm "El Cebr v'el Mukabele" adl eseri ile bilim lemine sistemli bir biimde ilenmi yeni zm metodlu cebri (algebra) kazandrmtr. 12. yy'da bu eser, "Algebra" ad alnda Ltince'ye evrilmi ve cebir, Ba'da

bilig, Gz / 2003, say 27

ilk kez bu kitap vastas ile renilmitir. Ge Ortaalarda Hint ve Arap saylar ile yaplm "algorism=algoritma" ad ile anlan hesap yntemi de Ba dnyasnda bu kitap vastas ile "algoritma" ad ile tannmtr. Anla m "zel Hesaplama Yolu" dur. Harezm cebir alanndaki stnln ada Abdlhamit bn Trk ile paylamtr. Ayrca Harezm mer Hayvan'in da bu alan ile ilgili almalarn derinden etkilemitir. Harezm astronomi ile ilgili iki Zc hazrlamtr. Bunlardan biri Fergn tekisi ise Beyrn tarafndan eletirilmitir. Onun Fergn tarafndan eletirilmi Zc'i 700 yl sonra Adelard tarafndan Latinceye kazandrl mtr. Ord. Prof. Dr. A. Sayh'nn hocas ve tez danman, Bilim tarihi nin akademik disiplin olarak dnyada ilk kurucusu Profesr G. Sarton, "Bilim Tarihine Giri" adl kitabnda IX yy.'in birinci yarsn Harezm'ye atfetmitir. Frb felsefe, mantk, geometri, fizik, siyaset, mzik alanndaki alma lar ile "Muallim-i Sn"adna hak kazanmtr. Ayrca, mzik teorisyeni olarak da tannmaktadr. Frb'nin "Mziin Byk Kitab" adli eseri Fransz bilgini D. Erlanger 1930-1939 yllarnda yaynlad "Araplarn Mzii" adl 6 ciltlik kitabnn iki cildini oluturmutur. Muallim-i Sn'nin felsefe, bilim, sanat ve dinin, idealde bir olduu gr Ba dn yasn derinden etkilemitir. 13.yy'da Aquinas'l Thomas bu grten ya rarlanarak Aristoteles felsefesi ile hristiyan teolojisi arasnda terkip yap mtr. Bu terkip Katolik kilisesi tarafndan resmen kabul edilmitir. Frb'nin manev rencisi bn Sina'dan da sz etmek yerinde olsa ge rektir. bn Sina'nn almalar mantk, metafizik, fizik ve p zerine yo unlamtr. bn Sn Aristoteles'in "Metafizik" Kitabn Frb'nin bu kitaba yazd muhtasar okuduktan sonra anladn syler. "Dnnme" (Bilimler kitab) bn Sina'nn en nemli felsef eseridir. Kitap mantk, me tafizik ve fizik blmlerden olumaktadr. bn Sina "Ruh hakknda" adh eserini manzum ekilde yazmtr. Onun "Etik ilmi hakknda anlama" ad l kitab felsefenin etik problemleri ile ilgilidir. O "Bilimler" kitabnda mziin tanm, mzii anlamakta matematik ve fiziin rol, sz ve m zik ilikileri gibi problemlere deinmitir. Onun "el-Knnft Tp" adl ki tab 500-600 yl Avrupa niversitelerinde okul kitab olarak kullanlmr. "El Knun'ft-Tb"n birinci cildi A. . DTCF Bilim tarihi blm
10

Soltanmuradov, Eski Merv evresine Kltr Felsefesi

Asndan Bir Bak

anabilim dal bakan Prof. Dr. E. Khya tarafndan Trke'ye kazandrl m ve Atatrk Kltr Merkezi tarafndan yaynlanmtr (1995). Beyrni'de bn Irak'n ktphanesi yardmyla da olsa, eski Merv'in entellektel rnnden yararlanmtr. Beyrn (973-1048) matematik, ast ronomi, jeodezi, corafya ve tarih ile ilgilenmitir. O "Astronominin anahtar", "Kronoloji", "Mesd'un Kanunu", "Yldzlar Hakknda lim", "Hindistan Tarihi" gibi eserleri kaleme almtr. Ayrca, Ptolemeus'un "Corafya", Ebu Abdullah Ceyhn'nin "Yollarn ve Devletlerin Kitab" eserlerine dayanarak 995 ylnda temsil yer kresini yapmtr. Bu, dn yada yaplm ilk yer kresi maketidir. Avrupa'da yer kresi maketi, "Yer Elmas ad ile 1492 ylnda Nurnberg'li Martin Behaym tarafndan yapl mtr. Beyrn, mer Hayyam, Nasreddin-i Ts, Ulug Bey gibi bilgin lerin manev hocasdr. Prof. Georg Sarton, "Bilim Tarihine Giri" adl eserinde 11 .yy'n birinci yarsn Beyrn'ye atfetmitir. mer Hayyam (d. 1048), stn bir felsef, matematik ve astronomi bilgi sine sahip dnrdr. mer Hayyam "klides Kitabna Tefsir", "Fiziin Ksaca zah", "Zenginlikler Hazinesi", "Varlk ve Borluluk", "Aritmetikdeki Zorluklar", "El Cebr v'el Mukbele'nin zmnde spat" vs. gi bi kitaplarn ilim lemine kazandrmtr. mer Hayyam'n cebir ile ilgi li almalarndan, Avrupa'da, yaklak 700 yl sonra 1742 C. A. Merman'n Diferensiyel hesaplamalar hakkndaki kitabnda sz edilmektedir. O bu gnk kullandmz takvimden 1 dakika dakik takvimin kurucusu dur. mer Hayyam, ir olarak da iir aleminde tannmaktadr. Onun iir leri ksadan manl ok derin felsef dnceler iermitir. iirleri Avru pa edebiyatn derinden etkilemitir. ngiliz alimi Firtzgeralde 1859 yln da onun 100' akn iirini bir arada bulunduran "mer Hayyam Rubaile ri" adl eserini yaynlamtr. Kitap 19.yy. sonuna kadar 25 kez yeniden baslmtr. Fransz bilgini M. Nikola ise, 1867 ylnda mer Hayyam'n 464 iirinden oluan kitab yaynlamaya muvaffak olmutur. nl mutezile yazar Chz'n "Fez'il el-Etrk"nda, Trkler hakknda, "Eer (Trklerin) memleketlerinde peygamberler ve filozoflar yaayp da,bunlarn fikirleri kalplerinden gese, kulaklarna arpsa idi, sana Basrahlarn edebiyatn, Yunanllarn felsefesini, inlilerin sanatn unuttu rurlard" (Kyel, 1991b) biiminde deerlendirmede bulunmasnda da b11

bilig, Gz / 2003, say 27

yk ihtimalle bu tr faaliyetler etkili olmu olmaldr. Seluklu torunlar olarak, Sultan Sencer'in trbesi ile ilgili bilgiler bizim iin daha da ilgi ekicidir. Trbe, kk airi Aleddin Enver'in nerisi ile yaptrlr. Trbenin mimar Muhammet ibn Atsz'dr. Trbe "Ahiret Evi" diye de adlandrlr. Trbe, Trk mimarlk sanatnn esiz rneklerinden dir. Trbenin yapmnda kullanlan yntem, Ba Avrupa'snda ancak 300 yl sonra, bilinli olarak kavranlm ve uygulama alanna konulabilmitir. Yani, Sultan Sencer'in trbesinin yapmnda kullanlan yntem, 300 yl sonra Rnesans mimar Flippo Brunellesko tarafndan "Santa Maria" kulesinin yapmnda kullanlmtr. MERV KTPHANELER Bilimdeki ve mimarlk sanatndaki bu tr baarlar ancak ktphane gibi yksek seviyeden kltr deerinin mevcudiyeti ile mmkn olmaktadr. Kitap halkn kutsal dncesini antsallaran bir aratr. Modern felsefe nin kurucularndan F. Bacon (1561-1626) hakl olarak kitab: "Zaman dal gasnda seyreden ve kymetli ykn deerini kaybetmeden kuaktan ku aa aktaran gemi"ye benzetmitir (Yazberdiyev 1995). Hkmdarlarn, kitabn byle bir ilevinin farknda olmas onlarn kitap biriktirmeye, k tphane kurmaya yneli faaliyetlerini kamlamtr. Bylece, kitaba dknlk, hkmdarlar arasnda bir gelenek haline dnmtr. rne in eski Romal yazar Avel Gelley'den (2.yy) rendiklerimize gre, ran ah Kserkes, Atina'y igal ettiinde birtakm kitaplar da Pers lkesine gtrmtr. Ama sonra, skender'in ordu komutan Selevks Nikotor (M. . 338-281), bu kitaplarn Atina'ya geri gtrlmesini salamtr. Atina'dan getirilmi kitaplar, Pers'lerin Atina'y istilsndan (M. O. 480) I Selevk'in tahta gemesi (M. . 312) arasndaki 168 yl ierisinde Pers hkmdarnn sarayn sslemitir. Merv sz konusu olduunda da hemen onun ok zengin ktphanesi akla gelmektedir. "Badat tarihi" adl kitabn yazar 9.yy. bilgini Ahmet ibn Thir'in aratrmalarndan rendiklerimize gre son Ssn ah III Yezdigirt (632-651) Araplardan kap Merv'e geldiinde, Pehlev elyazmalarnn da Merv'e gtrlmesini emretmitir. A. Mes'e gre bu kitaplar, n12

Soltanmuradov, Eski Merv evresine Kltr Felsefesi

Asndan Bir Bak

l ortaa Merv Ktphanesi'nin kurulmasna temel tekil etmitir. V. V. Barthold ise bu elyazmalarnn Abbas halifesi Me'mun'un hkmdarl devrinde (M. S. 813-833) bulunduunu, fakat, Mool istilsndan daha nce mi, yoksa Mool istilasyla m yok edildii hususunun belirsiz oldu u grn savunmutur. Ayrca, Harezm'deki ktphanenin Araplar ta rafndan yakld hakknda Beyrn sarih bilgiler vermektedir. Ktpha neleri tahrip etmek olgusu da tarihte sk sk karlalan bir olaydr. n k, az nce iaret etmi olduumuz gibi, ktphane halkn tarih ve kltr bilincini birarada tutan arivdir. Bu arivin ele geirilerek tahrip edilmesi, toplumun tarih ve kltr bilincini yok etmek, mill varlna son vermek iin en iyi arar. Merv ktphanesinin son gnlerini aydnlatmak asn dan Yakut'un ifadeleri daha da ilgi ekicidir. Merv ktphanesi hakknda Arap seyyah Yakut yle bilgi vermektedir: "Ben Merv'den 1219 yln da ayrldm, o devirde Merv en parlak an yaamaktayd... Ben Merv'den ayrldmda orada on tane ok zengin ktphane bulunmak tayd. Ben camide bulunan iki ktphaneden bahsetmek istiyorum. Bun lardan birisi "Azziye" ktphanesidir. Bu, Sultan Sencer'in korumalarn dan Azz-Al-Din Ebu' Bekir Atik Al-Zincn Reyhni'nin ismi ile ilgili dir. Bu ktphanede 12.000 cilt civarnda kitap bulunmaktadr. teki k tphanenin ismi "Kemaliye" dir. Bu Nizam al-Mlk al-Hasan bn shak'n yaptrd ktphanedir. Samani'nin ismini tamakta olan iki ktphane daha vardr. Ayrca, "Amdiye" ve "meriye" kitaplklar, "Mecel Mlk"n ktphanesi de mevcut idi. "Hatniye Ktphanesinden" kitap almakta kolayhk salanyor idi. Benim evimde o ktphaneden dn al nan, kymeti 200 dinar aan kitaplarn iki yzden fazlas bulunmaktayd" (Soltanmuradov G. 1997). Ne yazk ki, bu ktphaneler de Mool ordu lar tarafndan yaklmtr. 1221 ylndaki Mool istilas Merv'in hayatn yaklak 200 sene geriye itmitir. Moollar Merv'de 1.300.000 insan ldrmtr. oluk-ocuk ile birlikte 300-400 sanat uzman esir olarak gtrlmtr. Merv ehri ta mamen yklmtr. ehir bir daha eski haddine ulaamamtr. Sonu Sonu olarak Merv son derece gelimi kltr merkezi haline dnmesi ni byk lde eski Trklere borludur. Ama bu deerlendirme asla es13

bilig, Gz / 2003, say 27

ki Yunan, Hint, in, ran ve Arap etkisini ortadan kaldrmak anlamna gelmemektedir. Merv'in kltr merkezi durumuna erimesini, phesiz ki bu halklarn da pay vardr. Ama bu pay, eski Trklerinki kadar belirgin deildir. amzn en gelimi uygarl saylan Bat Avrupa devletleri, bu gnk duruma erimelerinde byk lde, bu blgelerde kk salm, yeermi ve iek am medeniyete borludurlar. Bat'yi "Bat" yapan et ken, bu medeniyetten pay almas ve ona yaratc katkda bulunmasdr. Aslnda, uygarlk kurma faahyenin temelinde, Smerli, Nig. Si. Sa. Sz cnde ifadesini bulan hikmet kavram yatmaktadr. Hikmet, ksa ve z l ifade ile, "herhangi bir konuda doru ve yakn bilgidir ve ona gre dav rantr". Uygarlk kurmak, hikmet zerine, doru ve yakn bilgi zerine uradr; Hikmet'i, sevmek, onu elde etmeye abalamaktr. Grld gibi atalarmzn toplumu hikmet peinde komu ve onun k lavuzluunda yrm ve bylece uygarlk kurmaya hak kazanm bir toplumdur. Kanmca, herhangi bir toplum da ancak, hikmeti veya onun bu tr tezahrlerini mill seciyesinden kuvvet alarak, onlar bu seciyyede ya atarak, ondan beslendii, onun klavuzluunda yrd ve hikmet par alarnn, rnlerinin, yaratclar arasnda yer ald lde, Merv gibi s tn uygarlk kurmaya muvaffak olacaktr.

Kaynaklar ATAMMMEDOV N. V. (1978), Trkmen Sovyet Ensiklopediyas, c.8, Agabat. AKARSU Bedia (1955), "Wilhelm von Humboldt'ta Dil Kltr Balant s", . . Mtb., stanbul 1955; Dil ve Kltr. BAYRAMSHEDOV N. (1995), "Danalara Uy san...", Magarf Neirya, Agabat. BABAYEV A. (1990), " K Voprosu o Srednevekovom Puti iz Abiverda v Merv". Merv o Drevney i Srednevekovoy story Vostoka, Ilm, A gabat. ERGN M. (1995), Orhun Abideleri, Boazii yaynlar, stanbul.
14

Soltanmuradov, Eski Merv evresine Kltr Felsefesi

Asndan Bir Bak

ESN E. (1978). slmiyetten nceki Trk Kltr Tarihi ve slmiyete Gi ri, Edebiyat Fakltesi Matbaas, satanbul. FRYE, Richard N.; SAYILI A. (1946), "Seluklulardan Evvel Orta ark ta Trkler", Belleten, c. 10, TTK Mtb, Ankara. KRAMER S. N. (1990), "Tarih Smer'de Balar", TTK Mtb., Ankara. KYEL M. T. (1991a), "Dil mi? Diller mi?" Trk Yurdu/Kasm, An kara. KYEL M. T. (1987), Tarih Smer'de Balar, Erdem, c.5, say 15, TTK Mtb., Ankara. KYEL M. T. (1991b), "Trklerde Felsefe Gelenei", Trk Yurdu, An kara. LVS V. A. (1990), "Merv v Drevnosi i Srednevekovye", Merv o Drevney i Srednevekovoy story Vostoka, Ilm, Agabat. MASSON V. M. (1991), "Merv Margiana'nn Paytagt", Agabat. SOLTANMURADOV G. (1997), "Gemiin Yanks" Bilge. Yayn Tan tm, Tahlil, Eletiri Dergisi, say 12. Bahar, AKM Yayn, Ankara. TOGAN, Zeki Veld (1970), Umm Trk Tarihine Giri, Edebiyat Fa kltesi Basmevi, stanbul. YAZBERDYEV A. (1997), "Knijnoye Delo Sredney Azii v Doislmskiy Period", Ilm Agabat 1995.

15

View to Anticient Merv from Pont of Philosohpy of Culture


Dr. Gmurat SOLTANMURADOV* Abstract: Merv, wich was called in various w ay s throught history such as 'Mauru, Margush', 'Margiana', 'Alexandria of Margiana', 'Margaba' has been renovvned as a geographic region which included different religious believes at the same time. in this region Zaroastrism, Buddhism, Christianity and Maniheism attaind extensive support. Merv, where Turkish people lived in considerable numbers, became famous with its philosophers and libraries that influenced their age deeply. Merv, also played a significant role for Bahdad cultural center. The science which in this geographic region, had passed to the West with the translation activities and had indirec but in active role on the birth of the modern science.

Key Words: Culture, wisdom, science, philosophy, language.

Agabat/TRKMENSTAN bilig Gz / 2003 say 27: 01-17 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

17

18

Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar
Do. Dr. zkul OBANOLU* zet: Bu almada Kamlk ve Kaanlk kurumlar arasndaki e kimenin Trk mitolojisine yansmas problematii balamnda mevcut yaklamlar irdelenmekte ve Trk mitolojisine ait metinle rin daha iyi anlalabilmesi iin sosyal ve kltrel evrimci bir mo delin gereklilii tartlmaktadr. Bu modele gre Trk mitolojisi nin oluumunda kadn egemen ve toplayclkla geinen sadece kadnlarn kam (aman) olabildii yapdan, demirin eritilmesi ve demircilerin kam olabilmesiyle balayp hayvanlarn evcilletiril mesinden sonra erkek egemen bir yapya dnen topluluklarn bozkra klar ve bozkr hayatnn kutsal kaan soylarnn idare si altnda bir yaplan dayatmas sonucu kaanlk kurumu ile kamlk kurumlar arasnda ortaya kan ve kaanlarca dikilen Or hun Yaztlarnda kamlktan szedilmeyii ile da vurulan eki meleri gsteren Altay Trklerinden derlenmi mitolojik efsanele rin ortaya kmasyla konuya yeniden dnlmekte daha nce ifa de edilen grlerin tartlmas balamnda yntem sorunlar ele alnmaktadr. Anahtar Kelimeler: Trk Mitolojisi, Geleneksel Trk Dini, Trk Folkloru, Trk Mitolojisinde Yntem Sorunlar, Trk Ef saneleri.

Hacettepe niversitesi Edebiyat Fak, Trk Halkbilimi Anabilim Dal /ANKARA ozkul@hacettepe.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 19-49 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

Bu almann konusunu Kktrk andaki kaanlk ideolojisinin sahip olduu g ve kudret nedeniyle kamhk konusunda yaztlarn muhtemel suskunluu balamnda, geleneksel Trk dinindeki yaplanlarla ilikili olarak Hunlarn son dneminden itibaren ortaya kan ve Kktrklerin or taya k srecinde de etkili olan yerel ve erk sahibi kamlar veya kamlk kurumu ile kaanlk kurumu1 arasndaki atmalar ve bunlarn Trk mi tolojisine yansmalar problematiinde yntem sorunlar oluturmaktadr. Bu konuyu ele alanlar arasnda iki temel yaklam mevcuttur2. Bunlardan birincisi L. N. Gumilv (1999) ve J.P.Roux'un (1998) temsil ettii anla ytr. L. N. Gumilv, eski Trklerin dinlerine dair "Wey u" ve "Sui u" gibi in kroniklerinde yer alan metinlerin birbirleriyle tezat tekil eden aklamalarn kltrel etkileim ve sosyal tabakalama kavramlarna ba l olarak ele alr. Devlet erknnn ve halkn ayr ayr ibadet edilerini Aina ordasna bal olanlarn mensup olduu eski Altay dini ve halk iine karan baz farkl kabilelerin "kendi din inanlarn beraberlerinde getirme"lerine ve bu tr farkl inanlarn "eitli ekillerini muhafaza ederek birbirlerine kolay kolay karma"malarna (Gumilv 1999: 117) balar. Gumilv, devlet erknnn "dininin esasn halk dinine yabanc olan atalar klt"nn oluturduu grndedir. Geleneksel Trk dnya grne has bir fenomen olduunu vurgulad "gne klt"nn, daha ziyade Si birya'da grlen, amanist "gne klt" alglaylarndan farkh olduu nu ileri srer. Sz konusu geleneksel Trk dinine has "gne klt"ne ve buna bah "k-gk tanr"snn ruhuna tapnmayla ihkih olarak "atalar klt"nn ortaya ktn ve devlet erkannn bal bulunduu bu tr bir atalar kltnn totemizmle balantl olmad ve amanizmle ilikili bu lunmad (Gumilv 1999:115-29) kanaatindedir. Bir baka ifadeyle, Gu milv, (1994) geleneksel Trk din sistemini, kuzeyli kavimlerin Animiz mi ile daha gneydeki, Orta Asya bozkrndaki Trk boylarnn Totemiz minin karlamasnn bir sonucu olarak grmektedir. Ayn konuyu ele alan J. P. Roux (1998) ise, geleneksel Trk din sistemin de "Halk dini" ile "Devlet dini"ni birbirinden ayrmakta ve Tanr anlay nn devletin ekline bal olarak azalp oaldn; imparatorluk dne minde tanr'nn tekletiini, ancak imparatorluun paralanmas halinde Tek Tanr'nn da dalarak ok Tanrcln ortaya ktn dnmekte20

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

dir. Dahas, Gktrkleri amanlkla da ilgili grmektedir. Ona gre Gktrklerde iki eit din mevcuttur. Bunlardan biri mill, ailev veya kabilev diyebileceimiz popler "halk" dinidir. Dieri devleti, imparatorluk dini veya daha doru bir ifadeyle kaanlk dindir ve "Gk Tanr" fikri zerinde younlam bir yaplantr. Buna karlk halk dini amanizm ekseninde olumaktadr. Roux'a gre, bu iki dini anlay arasnda srekli bir ekime mevcuttur. Bu nedenle de bir lde kabile dinlerine saygl olan kaanlar yeri geldiinde kamlarla mcadeleden de geri durmamlar dr. En yksek din otoriteyi temsil eden kaanlk kurumu ile kamlar ve ya kamlk kurumu arasndaki bu ekime nedeniyle Orhun Yaztlar kam lardan ve kamlk kurumundan hi bahsetmez. Roux'a (1998) gre, Trk topluluklarnda kabile Totemizmi ve amanizmin, sz konusu iki kurum arasndaki ztlamaya ramen halkn arasnda varln srdrm ve zaman zaman samanlardan kabile reisliini ele ge irenler olmutur. O iktidar mcadelesine dayanan bu yapnn uzun zaman hatta Moollar dneminde de devam ettii kanaatindedir. Nitekim, Roux, iki kurum arasndaki mcadelenin Cengiz Han dneminde su yzne k tn ve bu nedenle de Cengiz Hann, byk aman "Beki"nin otoritesi ne son vermesini rnekleyerek fikrini desteklemektedir. Bu balamda, Roux (1998), Orhun Yaztlarnn kamlar konusundaki suskunluunu, ka bile dininin veya kamln (amanizmin) varl ve srekliliinin derili saymakta; imparatorluk dalnca onlarn yeni bir canlana getiklerinin dnmektedir. Bu konudaki ikinci temel yaklam ise, Trk dinler tarihi almalarnda arlkl olarak savunulan anlaytr. Bu anlay, yeni bir anlay ve yorumlay modeli gehtirmekten ziyade belirli modellere gre ileri srlen grleri tenkit etmek zerine kuruludur. Hakl olarak, geleneksel Trk dininin, gerek kendi orijinal yaps ve i dinamii, gerekse ilikili olduu teki din ve kltrel sistemlerle balantlar erevesinde d dinamii bakmndan, son derece kkl ve fakat ayn zamanda da karmak bir sis tem oluturduu gereinden yola karak onu basitletirerek yalnzca bir nazariye veya modelden hareketle anlamann gl bu tr bir davran n temelini oluturmaktadr. Yukarda ana fikirlerini aktardmz konu da da Gumilv ile Roux arasnda bir yol takip etmektedirler. Esas olarak,
21

bilig, Gz / 2003, say 27

"geleneksel Trk dinini, Gk Tanr merkezli ve onun etrafnda ekillen mi orijinal bir sistem" (Gnay 1998: 126) eklinde kabul etmektedirler. Ancak bu sistemi oluturan paralarla ilgili deerlendirmeler zerinde ya fazlaca allmamtr ya da mevcut deerlendirmeler bir ok bakmdan ok ak deildir. Konumuzu oluturan, Orhun Yaztlarnda "kamlardan" ve "kamlk"tan bahsedilmeyii ve daha da nemlisi zellikle Roux'un ile ri srd "kaanlk" ve "kamlk" kurumlarnn temsil ettii din anlay larn arasndaki atma noktasnda, 'Trk topluluklarnda aman-Kaan ztlamas konusunda bir bilgimiz yoktur. Kitabeler amanizm konusun da suskundur." (Gnay 1998: 124) denilerek bir bakma geitirmekte ve ileri srlen fikirler zerine "sistemin karmakl" nedeniyle gidilme mektedir. Ancak, son zamanlarda yaplan yaynlarda yer alan baz Altay efsanele rinde, Roux'un ileri srd kaanlk kurumu ile kamlk kurumlar ara sndaki ekimeleri yansttn dndmz izler mevcuttur. Sz ko nusu Altay efsanelerinden birisine gre, "Eskiden Altay'da Kaldan-eren Kaann zamannda kaann buyruuyla yz yetmi kam yaklm. ToolokKam o zaman yanmam. Yz yan am tonjoon bo yundan olan kamn ban yass taa koyarak klla kesmiler. Kam lse de, ba tata durmam, hareket edip, tekrar yerine yapm. Boynunu ka defa kesmilerse de, hibir ey deimemi. Toolok'n ba iki omzuna tekrar yaptnda ihtiyar bir kadn yle demi: 'Siz delikanllar... O insann ba n ayrmak istiyorsanz, o insann bana bir kadnn kirli elbiselerini geirip kesin. Onun ba o zaman ay rlr. ' Askerler bu kadnn Toolok'un ei olduunu bi lememiler. O da Toolok gibi yz yan at halde lmemi bir kadnm... Bu lmeyen kadn: Kk o cuk gibi beikte sallanp, tereya ve st emiyormu, iki yana sarkm, iki gz kapanm, eceli gelme mi... lmemi kadn. Bu kadnn kirli elbiselerinin ka mn bana geirmiler. Ban kesmiler. O zaman
22

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

Toolok'un ba yerinden ayrlm. Askerle Moolis tan'a gitmiler. Askerler giderken, Toolok-Kam'n ba onlarn peinden barp, ararak, tef gibi yuvar lanp, onlar takip ederek Moolistan'a gelmi. O To olok'un ba iin bir yl iinde iki defa sayg treni ya plyor. Yaplmazsa her gn Moollarn yz at, insan larndan yz lyormu." (Elin 2001: 556-559). Esasen dikkat edilirse efsanede, Toolok-Kam adl bir kamn kaan emriy le 170 kamn yakld bir olayda yanmay ve ona ait bir kltn ortaya k anlatlmaktadr. Fakat, burada nemli olan tarihi bir kiilik olup olmadna dair bilgimiz olmayan Altayl Kaldan-eren Kaann zamannda kaann buyruuyla yz yetmi kamn yaklm olmas ve kaanlk kurumuyla kamlk kurumu arasnda karlkl atma ortamnn efsanelerdeki varl ve bunun bug ne kadar yukarda zetlediimiz tartmada gzden kam olmasdr. Bu tr olaylarn sklna dair bir baka iz tam olmas ve yukardaki ola yn bir istisnay ifade etmeyii asndan deerlendirilebilecek olan bir baka Altay efsanesi de, "Bu hikyeyi ben Mundus boyundan Sagadin Arkak adl kiiden duydum. O ihtiyard, bu yaknlarda ld. Bu hikye onun atalar hakknda. Eskiden Munduslarn kam varm. Bir defasnda d manlar kamlar bir yere toplam. Yakacaz demiler. Kamlarn iinde her trl kam varm. Gl kam var, ok gl (kam var), en gl kam var, orta gl kam var, bo kam var, iyice bo kam varm. Baka baka trl kamlar. O kamlarn hepsini toplayarak, on be kam bir vadiye toplayp hepsini yalanlar. Yakarken (dmanlar yakarken) bir de bakmlar ki, evden iki kaz uuyor. Kara kaz ta ge kadar ykselmi, boz kaz arkasndan uup km. O boz kaz uarken dmann askerlerinden biri onu vurmu. O kaz dnp ahlayp, inleyerek yere derken insan sesiyle barm: "Kal23

bilig, Gz / 2003, say 27

tas Day! Dmanlar ldr, beni vurduklar iin l dr! Days Kaltas yle barm: "Seni koruyamad m iin beni affet yeenim! Bylece o boz kaz yere derken gen kz oluvermi. Gen kamn ad Altn'm. O gen l,kz dmann eline dmemek iin gsndeki kargy kararak kendini atee atm. Ate tamamen yandktan sonra dmanlar gelip bak mlar ki, orada ta duruyor. Byk kzl benekli, yu varlak ta. Sonra yle demiler: "Bu ne biim ta ? Burada byle bir ta yoktu deil mi? "Dmanlarn dan birisi tan etrafnda yryp, onu teptiinde, Todolarn kam Crgm ortaya km. Dmanlar onu klla ldrmek zereyken, o kam at sinei olup umu. Bylece on be kamn gerek gl olan ikisi belli olmu. Onlar Crgm Kam'la Kaltas Kam. Kam olan gen kz yaasaym gl kam olurmu. O ihtiyar byle anlatmt." (Elin 2001: 559-61) eklindedir. Bu efsane de ta kesilme motifi dahil Kaltas-Kam ve Crg m Kam hakkndaki bir menkbedir. Bu menkbede bizi konumuz itiba riyle asl ilgilendiren kamlara saldran dmanlarn "asker" olmalar nede niyle devleti temsil eden gler olmalardr. Devleti temsil eden glerin kamlara kar yrtt bir baka toplu katliamn izleriyle bu efsanede de karlamaktayz. O halde kaanlk kurumuyla kamlk kurumu arasnda var olduu grlen ve Orhun Yaztlarna da kamlkla ilgili bir ibarenin yansmayyla eskili i hakknda bir fikir edinilebilen bu yaplann halkbilimsel aklamasna geebiliriz. Hereyden nce halkbiliminin kadrosunda yer alan "halkdini" aratrmalarnn temel kabuln zikretmek yararl olacaktr. Halkbilimi aratrmalarna gre kltrn doas gerei mahiyeti ve zellii ne olursa olsun herhangi bir dinin bir topluluk iinde yaanmas durumunda onun resmi, kitab veya ana temsilcileri ve izleyicileri itibariyle her halkarda "resmi/yksek" ve "halkdini" (folk religion) eklinde ikili bir tabakala maya urayacadr. Bu ikili tabakalama din tarihilerinin ve sosyal ta rihilerinin, normatif yaklaml ilahiyatlardan dn alarak lkemizde
24

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

son zamanlarda pek yaygn olarak kullandklar "ortodoks" ve "heteredoks" snflamalarndan farkl bir kltrel taksonomik zelliktir3. Bir ba ka ifadeyle, "heteredoks" ve "ortodoks" nitelendirmelerine dayal tasnif ler iinde yer alan dini yaplar iin de geerlidir. Heteredoks olarak nite lendirilen bir dini yapnn da kendi yaay ortamnda "resmi" ve halkdini" tabakalamalar ierdii halkbiliminin ve antropoloji, sosyoloji gibi dier sosyal bilimlerin yaklak iki yzyldr devam eden aratrmalarnn ortaya koyduu bir sonutur. "Halk Kltr" ve "Yksek Kltr" tabakalamasyla ilgili kavramsallatrma ksaca u ekilde zetlenebilir. Kltr, nesiller boyunca birinden di erine aktarlan uygulama, deneyim, bilgi, grg, duygu birikimleri ve bunlara ait bilgi elerinden oluur, eklinde tanmlanabilir. Ancak kay naklar ve mahiyeti bakmndan nesiller boyunca aktarlan yaant ve bil gi eleri arasnda baz farkllklar vardr. Sz konusu farkllklardan do lay da, btn kltrlerde, "yksek kltr" ve "halk kltr" ad verilen iki katmanl bir tabakalama olumaktadr. Bilgi kayna ve mahiyetinden kaynaklanan bu farkllklar iki temel ka tegoriye ayrmak mmkndr. Bunlardan birincisi bilimsel yntemin kul lanlmasyla elde edilen bilgidir. Bir bilginin bilimsel olmasnn lt yntemsel olmasdr. Bilimsel bilgi ayn zamanda objektif, eletiriye ak, sistemli ve tutarl bilgidir. Herhangi bir kltrde bu tr bilginin ve ona da yal yaantlarn oluturduu kltrel tabakaya "Yksek kltr" ad veri lir. Yksek kltre ayrca, "kitab kltr", "resmi kltr" gibi adlar da ve rilir. kinci tr bilgi kategorisi ise, "halkbilimi" veya "gndelik bilgi" adlary la bilinen bilgi eididir. Bu bilgi eidi, gnlk yaamn snrlar iinde gelien ve geerli olan, ksmen bilimsel doruluu olan bir bilgidir. Gn delik bilgi veya halkbilimsel bilgi, duyum ve algya dayanan, deneme-yanlma ile elde edilen, bilen (suje)-bilinen (obje) ilikisinin sezgi yoluyla oluan sezgisel ve ampirik (deneyimsel) bir bilgidir. rnein romatizma l bir insann, yamurun yamas ile romatizma ars arasndaki nedensonu ilikisini bilmeden yamurun yaacan sylemesi ampirik bir bil gidir. Ayn ekilde yaz mevsiminde ince ve ak giysiler giyilmesi, ilkel insann suyun kaldrma kuvvetini bilmeden sal ve gemi yapmasyla, n
25

bilig, Gz / 2003, say 27

yarglar ve batl inanlar gndelik bilgiye rnek olarak verilebilir. Zaman la eskiyen bilimsel bilgiler ve onlara dayak gelitirilmi eski teknolojiler de poplerleip yaygnlaarak gndelik bilgi veya halkbilimsel bilgiye d nebilir. te, bir kltrde bu tr bilginin ve ona dayak yaantlarn olu turduu tabakaya "halk kltr" ad verilir. Halkbiliminin aratrma ala nn da "halk kltr" oluturur. Bu balamda, geleneksel Trk dinindeki yaplan veya kaanlk kurumu ile kamlk kurumu arasndaki din temsilin farklln birbirinden ayr iki din gibi grmek kanaatimizce yanltr. Daha nce bir baka akmamzda (obanolu 2001) ele aldmz vehile bu konu, geleneksel Trk dini ve mitolojisi hakkndaki farkl zamanlarda ve farkl gayelerle derlenmi bir ou tesadfn evki veya rastlantsal kazalarla bir araya getirilmi olan malzemeyi sistematik bir biimde ele almamaktan dolay bir yntem meselesi olarak karmza kmaktadr. Her eyden nce, Trk dini ve mitolojisi ile ilgik almalara mutlaka ya zk kaynak veya ampirik delillerle yaklama zorunluluu hisseden tarih ilerin yaklam, yeniden kurma ve yorumlamaya yeterli arlk vereme mektedir. Nitekim, E. H. Carr'n 'Tarihinin zihninde gemiin yeniden kuruluu ampirik tanklara baldr. Fakat olay sadece ampirik bir sre olmadndan, olaylarn anlatl ile yetinilemez. Aksine yeniden-kurma sreci olgular semeyi ve yorumlamay gerektirir." (Carr 1976: 22) ek lindeki ifadesi de bu konuyu dile getirmektedir. Dahas, yazk tank ihti yac bata olmak zere konuyu ele alanlarn Trk mitolojisi ve dini ile il gili almalara Hunlardan balayarak Gktrkler dneminde younlama alkanlklar da kanaatimizce bir baka yntem eksikliidir. Bir baka ifadeyle, bugne kadar yaplan akmalarn byk bir ounlu unda, Trk tarihinin, Orta Asya'da en erken, M.. 4. yzyllarda bala d kabul edilmitir; hal byle olunca, ta dneminden, M..4. yzyla kadar, Orta Asya tarihsiz braklmaktadr. Oysa, D.Sch. Besserat, (1987), Orta Asya'da Cilal Ta dneminde, yerleik kltrlerin varln kaydet mitir. Ayn ekilde, V. A. Rano ise, (1993), Orta Asya yerleik kltr merkezlerinin eski ta (paleotik) dneminden itibaren var olduklarn ayrntl ekilde ortaya koymu ve tarihi 850 binlerde balatmtr.4
26

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

Aka grlyor ki, Trk mitolojisinin ve dolaysyla geleneksel Trk di ninin asl teekkl zaman, paleotik dnemden Hunlara kadar olan dnem dir. Bylesine eski bir yerleim merkezi olduu arkeolojik verilerle kant lanm bu blgeden tarih sahnesine birdenbire cihanlumul bir impara torluk kurarak kan bir toplumun paleotik ve neolotik devirlerdeki oluu mu gz ard edilmektedir. Bu konudaki arkeolojik buluntularn yansra Trk mitolojisinin verdii delillerde sz konusu dnemi aydnlatacak ma hiyettedir. Ancak Trk mitolojisine ait materyalin tarihi dnemlerde eklenen yeni unsurlar tamas bir yana tarih ncesine ait malzemelerin de deiik d nemlere ve farkl hayat tarzlarna ait olanlarn bir arada bulundurduu ve bunun da yukarda aktardmz grlerde yer alan tenakuzlar ortaya karan anokranizmlere yol at dikkat ekmektedir. Mevcut verilerden hareketle Trk mitolojisini ortaya karan sosyo-kltrel toplumsal yaplan; Toplayc-Avc, Toplayc-Bahvan, Avc-oban ve oban-Tarmc dnemlerinden gemitir. Bir baka ifadeyle, Ta devrinin anaerkil ka rakterli bahe tarm ve yerleiklik yaantsnn ortaya kmasndan sonra Tun devrinde ataerkillie boy veya klan dzenine yneli olmu ve bu nu demir ayla birlikte ataerkil askeri bir demokrasi ve gerevli hayat tarznn tesisi izlemitir.5 Trklerin anayurdu olan, Orta Asya'da, S. V. Kiselev ve S. S. ernikov ile dier bilim adamlar tarafndan yaplan arkeolojik aratrmalar M.. ki binden daha nceki zamanlara ulaan, Trk kltrnn tecelli zemin lerinden olan, Minusinsk blgesindeki Afanasyevo kltr (M.. 25001700) ile zellikle ayn blgedeki Adronovo kltrnn (M.. 17001200) ortaya kt bilinmektedir. Ancak, bu kltrel odaklarn oluumundan da nceki yapnn Emel Esin'in (1985:1), A.D. Gra'tan aktard "evrenin dousu hakknda aratrmalar unu gstermektedir: Aslen ana etrafnda teekkl eden k k apta ekinci toplumlar6, Milattan nce ikinci bin yln sonunda, hayat tarzlarn deitirmilerdi. Geimlerini obanlk ve av ile salamaa ba lamlard." eklindeki bilgilerin gsterdii gibi "anaerkil" ve kk bah elerde apalarla yaplan bahvanla veya "kk apta tarm"a dayal bir yapya sahiptir7. Bu yaplar ve onlarn aksettirdii ekonomiye bal
27

bilig, Gz / 2003, say 27

olarak, kltr ve toplumsal rgtlenme farkllklarnn sonucunda ortaya kan deney fark ve tek kelimeyle tarih fark kmaktadr. "Ancak, ge be avclarla yerleik tarmclar arasnda, bize farkhhklardan nihayetsiz de recede daha nemli olarak gzken u benzerlik srmektedir: bu toplum cinslerinin her ikisi de kutsallatrlm bir evren iinde yaamakta, hay van dnyas kadar, bitki dnyasnda da tezahr eden kozmik bir kutsall a katlmaktadr." (Eliade 1991: XV).8 Sz konusu kozmik kutsallk he nz tabiatn ileyi mekanizmasn aklc bir biimde kavrayamam insa nn belki de ilk kavrama temrinlerinden birisi olarak kabul edilebilecek olan bireylerin mensup olduklar klann toplu veya kollektif kimlii etra fnda "kendi"ni idraki ve buna bal olarak d dnyay bir baka btn eklindeki alglay halidir. D dnyaya kar "biz" teekkl etmitir ve bireyler "biz" ve topyekn d dnyay temsil eden "onlar" arasndaki dalist bir alglay yaamaktadrlar. "Onlar" olarak alglanan d dnyada ki gerek ve gerekst herey de kutsalla sahiptir ve kendi iinde "iyi" ve "kt" olarak alt gruplara ayrlmaktadr. Balangcnda uygarlatrc kahraman olarak kadn kamlarn yer ald ve gece-gndz kartl iinde "rya" olgusunun son derece nemli bir rol oynad bu oluum zemini iinde anaerkil yapnn ataerkile dnmesi ve toplayclktan, maaralara yakn orman iindeki adacklarda iptidai "bah e" veya "apa" tarmna geen ve avclkla desteklenen toplum yapsnn, hayvanlar evcilletiren avclarn hayvancla ve avc-obanla geme leri Trk kltr ekolojisi ve mitolojisi iin son derece nemli bir kltrel dnemeci oluturur. Ancak hemen ekleyelim ve tekrar vurgulayalm ki, bu bir anda gerekleen bir kopu ve ani bir oludan ziyade, kendi iinde sreklilikler tayan ve bunlar zerinde katlanarak geliip dnen bir evrilitir. Trk kozmolojisiyle ilgili tarihsel dneme ait yukarda verdiimiz tespitler hi phesiz tarih ncesi ve Ta devri dnemini btn blgeleriy le birebir yanstmamaktadr. Ta devri ve daha sonraki erken dnemle ilgili olarak, daha nce de, ifa de ettiimiz gibi, toplayc doann ortasnda pasif bir rol oynamaktadr. Toplayclktan iptidai bahe tarmna dayal bitki yetitiricilie gei ve atele birlikte maaralara yerlemenin ve kanda bir topluluk olarak orta ya kan iblmnn yaratt gven duygusuna ve greceli aktiflie
28

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

ramen kadn etkinlii ve erk kullanmnn dnya grn oluturmada ve erkei ikincil planda tutmadan kaynaklanan bu yapdaki gerilim unsur larn oluturmutur. Toplaycdan, ilkel bahe tarmna geite ve bitkileri evcilletirmede, onlar doa karsnda greceli olarak aktif hale getiren ve gl klan tek nik ve aletlerdir. Bu balamda en gl teknoloji kaynaklar olan ta, ate ve demiri kutsamaya gtrr. Yukarda da iaret edildii gibi maaralar stma, ay bata olmak zere yabani hayvanlara kar korumada atee bal ocak ve onun etrafnda ekillenen kanda ailenin ve anaerkil yapnn Trk mitolojisindeki izlerini grmek kolaydr9. Kadn egemenliinden erkek egemenliine gei srecinde meydana ge len deiimlerse, genel olarak orman klt, zamanla eski nemini kaybet mi; "orman tanrlar" "kt ruh"lara dnmtr. Zamanla, avclk ve toplaycln nemini kaybetmesi, avcln obanla ek bir geim yolu na ve giderek sadece idman-spor'a dnmesi; geimin geni bozkrlarn obanlyla ve sava-iiyle sonralar da tarmla salanr olmas, orman kltnn erimesine yol am (Hassan 1986:110) olmas eklinde belirle nebilir. Bu deiim ve dnm srecinde daha nce de iaret ettiimiz gibi ana erkil toplumda birincil konumda "yaratc tanra" olarak bulunan "Umay", "Gk Tanr" karsnda ikincil konuma derken, anaerkilliin g kaynaklarndan olan "ate"in ie koulup tretildii meturulijik demir ve benzeri madenlerin ilenmesiyle erkek egemenliini pekitiren "de mir" ve "demirci" kltlerini ortaya karmtr. Demircilere atfedilen sihirlilik veya olaanst gce sahip olma da, o gne kadar kadnlarn teke linde olan, "kam"ln erkekler tarafndan da yaplabilir hale gelmesini salam olmaldr. Albast bu balamda, avc-oban toplum yaplanmasna direnen ormanii blgelerin anaerkil kanda soy topluluklarnn kadn kamlaryla zdele en10 ve onlar, ataerkil avc-oban kanda boy topluluklarnda yaayan ve douran kadnlarn dman olarak gsteren bir dnmn sonucu olma ldr. Bir baka ifadeyle, kadnn bu kt kadn ruhlara kar gszl nn veya erkekten korkan bu kadn ruhlara kar erkek stnlnn me29

bilig, Gz / 2003, say 27

ruiyet zeminin felsef kkenlerinden birisinin belki dnemi itibariyle en nemlisinin oluturulmasndan baka bir ey deildir. Nitekim, Abdlkadir nan'n (1986: 170) verdii bilgiye gre, "albast"nn zellikle demir cilerden ve ocakllardan korkmas ve demirci ustalarnn ve ocakllarn bir mendil veya klah "albast"y korkutmak iin kfi gelmesi ki, banda o cuk bile olsa bir erkein beklemesi durumunda emin olunan, yahut bak ve benzeri bir demir parasyla korumay salayan lousalk ritlerinin al tnda da bu deiim ve dnmm uzantlarn grmek mmkndr11. Bu bir anlamda daha nce de iaret edildii gibi, kadn egemenliinin balan gc olan ve kadn olaanst bir konuma getiren "doum" ve "dourma" konusunda bile, erkek kontroln geleneksel toplumsal yaplar dnl dnde gnmzde dahi "mutlak" hale getiren bir dnce zemininin or taya kmasdr. Trk mitolojisini ve ona ait metinleri sz konusu yapsal dnm anlamadan onun neden olduu tematik deiim ve dnmle ri, kolayca ve doru bir biimde okuyarak, izah edip anlamak mmkn deildir. Bu balamda, da klt ise, toplayclk ve ilkel bahe tarm dnemin de oluan anaerkillik karsnda toplayc-avclkla geinen erkeklerin, maara da ekillenen "ana oca" ve "kadn kamp"na kar, "ata oca" ve "erkekler kamp"n12 tesis ettikleri alternatif mekan olarak km ol maldr. Kadnlarn "bitki kltne" kar burada bir yandan "hayvan kl t" oluurken dier yandan da "da klt" etrafnda ekillenen erkek derneinin "atalar kltn" ve "alplk derneinin" ilk teekkl zeminini oluturmutur. Trk mitolojisinde Kuzey Sibirya ve Altay blgelerinde yakn zamanlara kadar yaayan "ku ata" (gel 1989: 37-39) kam elbi selerinin ve zellikle kartalla ilgili kltn, maaralar evresinde ilkel bahe tarm ve toplayclkla geinen kadn kamplarnn nce "aaana" ve daha sonra da "ay-ata/ana" kltne karlk bir anlamda erkek lerin ilk ba kaldrlanm da vurumu olarak tekevvn zemininin da kltyle birlikte balad ve bunun da kular zellikle avclkta kulla nlan avc kular evcilletirip kullanmaa balama etkinliine bal ol duu sylenilebilir. Bir baka ifadeyle, paleotik ve neolitik dnemlerin kadn hakimiyetini devam ettiren ve hatta "ate-ocak" kltyle pekitiren yaln "ate" tek30

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

nolojisine karlk daha sonraki dnemlerde oluan ve bir anlamda ate in de katk ve kark olduu "demire" bal kutsamannsa erkek et kinlii olarak ar basan avclk kltrel geliim izgisinin ortaya kar d ve onun da, hayvansal kaynaklarn kontrol altna alnmas demek olan "obanhk"la, buna dayal "gerevlilik" yaantsnn bozkra k safhasnn n hazrl mahiyetinde olduu rahatlkla ve aka grle bilir. Usuz bucaksz ormanlar iinde acmasz bir doayla kar karya olan avc duadan da nce pratik nedenlerle byye ihtiya duyar. Ancak bu alan onun uzan zamanlar boyunca varlk gsteremedii son derece gl olan kadna tabi olduu bir alandr. Bu yaplantan kta da bir lde yine kadn taklit ettiini sylemek mmkndr. Kendi geliim izgisi iinde nasl kadn bitki toplayclktan onlar evcilletirip bitki yetitirici lie ynelmise, erkek de hayvan avclndan onlar evcilletirerek yeti tiriciliine, "obanla" ynelmitir. Bir baka ifadeyle, avclk, doada olan toplayp devirme ve zamanla evcilletirme pratiinin bitkisel k kenlilerin yan sra hayvansal olan da kapsamas srecinden baka bir ey deildir. Cilal ta devrinin sonlarna doru balayan hayvan evcilletir meleri ve hayvanlarn ynnden, stnden, etinden ve kemiinden yarar lanma yollarn renip eitli teknikler gelitirmesi uzun bir zaman dili minde gelimi olmaldr. Dahas, hayvanlarn bakm, yk tamada, bi nek olarak ve hatta ift srmede kullanlmas da yine bu srete renilen ve gelitirilen teknikler (Gryaznov 1969: 67) arasndadr. Ayn ekilde, kadnlarn "atei" kltr unsuru haline getirmeleri veya ev cilletirip maaralar onun sayesinde "ana oca"na evirmesine karlk, atete bakr ve demiri ileyerek yaplan silahlar vastasyla vahi hayvan lara karlk kazanlan bir baka kalc zafer de, "demirci"nin ahsnda kutsanm ve erkeklerde "kam" olabilme hakkn elde etmi oluyordu. Er keklerin kam olmaa balamalaryla birlikte daha nceki "ay-ata"13 ve "ku-ata" cbbelerinin yansra "geyik-ata" cbbeleri ve buna bal kltn olutuunu dnyoruz. Bu fikrimizi destekleyen unsurlar arasnda "ge yik-ata" kltne bal kam cbbelerinde ve bilhassa balklarnda demirin youn olarak kullanlmas ve ok daha sonralar tarih sahnesine kld nda ve slm dininin kabul edilmesinden sonra bile "geyik-ata" klt31

bilig, Gz / 2003, say 27

nn izlerinin de dier kltlerle birlikte Trk kltr ekolojisinde devam et mesidir. Bu balamda, R. Grousset'in (1999) O. Lattimore'den aktard "Sibirya ormanlarnn ren geyiinin yerine bozkr atnn gelmesi veya gemesi du rumu ki, Pazrk mezarlarnda kurban atlarn 'ren geyii' eklinde tebdil edilmesi (Tannu Tuva, Sibirya Altay, M.. 100 yllar) orman avcln dan hayvan yetitirici gebelie gemekte olan bir aireti gzler nne sermektedir." (Lattimore 1938: 8) eklindeki tespit de, kadn egemen (anaerkil) yapdan erkek egemen (ataerkil) yapya ve yerleiklikten ge belie, ormandan bozkra k eklindeki oluumu son derece arpc bir biimde ortaya koyar mahiyettedir. Bu deiim ve dnmn yaanmasnda sz konusu olan kltlerle ilgili evrensel davranlarn da, "Atee sz geirebilmesi" ve zellikle maden ler zerindeki sihirli gleri yznden, demirciler her yerde korkulan ve ekinilen bycler olarak tannmlardr." (Eliade 1999: 514) tespitinde grld gibi demircileri srad veya olaanst zelliklere sahip in sanlar konumuna ykseltmitir. Trk mitolojisindeki durumun da farkl olmad grlmektedir. Nitekim Yakutlar arasnda yaplan bir alma sonucu ortaya kan, demircilik ura nem bakmndan samanlk meslek ve grevinden hemen sonra gelir, eklindeki tespit son derece anlamldr. Bu durumun muhtemelen bir baka nedeni de, Trk kltr ekolojisinde son derece geni kullanm alanna ve gelenek evresine sahip olarak yaa makta olan "kurun dkme" ile ilgili kadn derneinin veya ocann k kenlerinin, erkeklerin bakr ve demiri eritmeyi baarmalarndan ok daha nce, kadn kamlar tarafndan bir by ve fal yntemi olarak ortaya k m olmas ihtimalini dndrmektedir14. Bu ilk rnekten hareket eden erkeklerin zaman iinde demir ve demirci kltnn oluumunu gerekle tirdiklerini dnyoruz. Konuyu bu balamda ele aldmzda, bir Yakut atasz "Demirciler ve amanlar ayn yuvadan kar" (Us da oyun bir uyalah) der. Bir bakas da 'amann karsnn saygya, demircininki ise taplmaya lyk olduunu" syler. Demircilerde de hastalklar iyiletirme, hatta gelecei bilme gc vardr. ... Demirciler de kt ruhlarn srekli tehdidi altnda ve dman ruhlar uzaklatrmak iin srekli olarak almak, atele oynamak, grl32

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

t yapmak zorundadrlar." (Eliade 1999: 511-512) eklindeki tespitler, de mircilikle, erkeklerin anaerkil yap ve onun idare ve idamecisi kadn kam lar karsnda, erkeklerin nce eitlii ve daha sonra da stnl elde edecekleri srecin nasl baladn ortaya koyar niteliktedir15. Esasen her iki sre de birbirinden z itibariyle ayrlmaz ve byk l de e zamanl olarak gelitii dnlebilir. Ancak bata fiziki ve ruhsal olanlar olmak zere eitli nedenlerle avcln dominanth ki byk l de erkek faaliyeti biiminde gelitii dnlebilir. Bununla birlikte kanda toplumsal yapnn mevzubahis ettiimiz anaerkil karakterinin bas ks altnda olan erkein kendisini ifade edebilmek bata olmak zere av cl ayn zamanda bir hrriyet ortam olarak da dnmek mmkndr. Abdlkadir nan bata olmak zere kaynaklarn naklettii ve "orman klt"yle ilgili en nemli hususlardan birisi olan, orman ruhuna her avcnn kurban sunabilmesi de bu balamda deerlendirilebihr. Orman'da kam'n araclna ihtiya yoktur. Bu bir cephesiyle, "orman klt en eski devrin, iblmnn amanlar dahi yaratmad dnemin kalnts" (Hassan 1986: 111) olarak dnlebilir. Ancak dier yandan da, erkeklerin kan z kurban sunabilmelerine bile imkan salayan ve bitki yetitirici yapya hakim olan kadn kamlarn, kamhk yapma (kamlama) tekelinin krl iz gisinin balang noktas olarak da yorumlanabilir. Nitekim yakn yzyllarda derlenmi olmakla beraber konuyu aydnlatc ipular bulunan bir belge saylabilecek olan, A. nan'n naklettii (1986: 63) or Trkleriyle ilgili bir rnek kanaatimizce son derece anlamldr. Son zamanlara kadar avclkla geinen or Trkleri, orman ruhlarna ok nem verirler. Bu ruhlar, avclar avdan dnnceye kadar obada oyun, a kalama, elence yaplmasn istemezler; ancak ilgintir ki, bakalarnn akalamalarndan hazzetmemekle beraber, kendilerine hikayeler, masal lar anlatlmasnda pek holanrlar. "Hele mstehcen hikayeler pek hola rna gider." Bundan tr, avclar yanlarnda bir usta hikayeci bulundu rurlar. Bu hikayeci avdan avclar kadar hisse alr. Bu uygulamann or Trklerinden baka Kuzey Altay Trkleri ve Hakaslar arasnda da, kaylar (destanclar) ava gtrmek ve orada kaynn dua edip destan sylemesi ve bu yolla avn daha bereketli olaca inancy la gnmzde de devam etmekte olduu grlmektedir. Kaynn destan
33

bilig, Gz / 2003, say 27

okumas ve duasn duyan da iyesinin (tayga eezi) bundan memmun ka laca ve av hayvanlarn avclarn olduu yere sreceine (Ergun 1998:26) gnmzde de inanlmaktadr. Bu ilemlerdeki destancnn (kay) stlendii ritelistik ilevler bir yan dan erken dnemin kadn kamlarndan erkek kamlarn ortaya k sre cinde oynad rol gstermesi dier yandan da gnmz destanclarnn dahi, kamhkla olan iliki ve ilintilerini aa vurmas bakmndan son de rece nemli olduunu dnyoruz. Bu sre ayn zamanda bize, erkek kltr kahramanlarnn veya uygarlatrc kahramanlarn -ki Dede Korkut bunlarn en tipik ve byk olandr- (brayev 2000; Nisanbayev 2000) Trk mitolojisinde ortaya k zeminin ip ularn da vermektedir16. Trk kltrnn henz bir cenin halindeki bu erken dneminde avclarn hayvanlar evcilletirmee balamasyla toplum yapsnda meydana gelen deiikliin mitlere ve onlara kaynaklk eden dnya grn etkileme mesi dnlemez. Avclarn, kular ve kpekle balayan evcilletirmele ri, bu nedenle olsa gerek Trk mitolojisinde ve komu Mool mitolojisin de olduka geni ve etkili ku ve kpek kltlerinin olumasna neden ol mutur17. Kpei takip eden evcilletirmeler iinde yer alan kei ve koyun gibi k kba hayvanlar ve nihayet atn evcilletirilmesiyle yeni oluum nere deyse tamamlanr ve ormandan bozkra ynelinir. retim aralarnda meydana gelen bu deime kadnn egemenliine son veren veya daha doru bir ifadeyle erkein nce eitliini daha sonra da meydana gelen baka toplumsal deimeler neticesinde stnln veya egemenliini tesis edecei bir sreci de balatr. Bu sreci hzlandran katalizr unsur larn banda demir ile sembolize ettiimiz metarulijik keiflerin zel bir yeri olmaldr. Bu keifler bir yandan onlara kendilerine korumalar iin daha mkemmel silahlar yapmalarn salarken dier yandan da, kadn egemenlii dneminin adeta sembol olan maaralara da baml olmak tan kurtaryordu. Bu dnemde nce yeraltnda ina edilen evler ortaya kar ve daha sonra ki dnemlerde toprak stne yaplan toprak ve aa ktklerinden ina edilen ve hayvan besleme nedeniyle genilii 200 metrekare kadar olabi34

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

len evler takip eder. Besin stoku bakmndan da bahe tarmna dayal bit ki reticiliine nazaran daha geni imkanlara sahip olan hayvanclk die rine tercih edilir. te yandan, hayvancln bozkr tipi retim veya gerevli kltr iinde de uygun yerlerde iptidai bahe tarm yakn zamanla ra kadar sregelmesi dnlrse bunun hibir zaman ciddi bir kayp ola rak toplumsal yapya yansmad grlr. Bu husus da sz konusu dei imin gereklemesini kolaylatran unsurlardan birisi olarak dnlebilirse de yerleiklerle gebeler arasnda balayan yer-yurt ekimelerine dayal mcadeleler, ata soyuna bal boy btnlnde rgtlenmeye ba layan silahl gebelerin zaferiyle (Gryaznov 1969) son bulur. Bir baka ifadeyle, demirle bir yandan silahlanan dier yandan zrhlanan ve son de rece dayankl ara ve gerece kavuan "kutsal" olduuna inanlan bir ka ann nderliinde soy esasna gre rgtlenip ortaya kan evcillemi ata, deveye ve kkba hayvan srlerine sahip topluluk veya "devlef'lerin ormanda barnabilmeleri yapsal olarak gittike glemitir ve bozkrn usuz bucaksz otlaklar pek ok aratrmacnn da ittifak ettii gibi dnyann hayvanclk yapmak iin en ideal blgesidir ve srnn pe inde gebilen mkemmel "y" veya "adr" biimindeki gerevlerden mteekkil gen ehir hatta devlet, bozkr tipi devletle birlikte Hunlar bata olmak zere Trkler tarih sahnesine kacaklar sreci bu artlar al tnda balatm olmaldrlar18. Bitki yetitiricihinden hayvancla gei oluumunun, Ortadou kaynak l tarmn gelimesine ynelik bir tespitini yapan J. Campbell'e (1992:149) gre geliip yaylmas, "ok daha yetersiz beslenen avc toplayc kltr lerin yerini alan hayvanclk ve tarmclk, geni alanlar halinde dou ve batya yaylarak, . 2500 civarnda Asya'da Pasifik kysna, Avrupa ve Afrika'da Atlantik kysna ulam" olarak kabul edilmektedir. Ancak, baka bir tartma konusu olmakla birlikte, pekala bu konuda da ok mer kezli bir yaratma (polygenesis) sz konusu olabilir ve Orta Dou kaynakl bu oluum ve yaylmn Orta Asya veya Gney Sibirya merkezli bir yarat mayla da rtmesi mmkndr. Orta Asya'y da etkileyen son buzul d neminden sonra meydana gelen bu gelimeler esnasnda Kuzey'den G ney'e ynelen glerin veya ormandan bozkra yneliin altnda avc-toplayc-bitki yetitiricilikten, avc-obanla gei yer almaktadr.

35

bilig, Gz / 2003, say 27

Toplumsal yapy bitki yetitiricilikten hayvancla doru deitiren av clarn da bu sre iinde say, zihniyet veya dnya gr bakmndan deimesi kanlmazdr. J. Campbell'in (1992: 259) tespitlerine gre, "Paleotik avc dnyasnda gruplar grece kk -krk elli kiiden pek faz la deil"diler ve dolaysyla da "toplumsal bask olarak, daha sonraki da ha byk, farkllam, sistematik olarak rgtlenmi ky ve ehirlerinkine gre ok daha azd." Dahas, grubun karlar drtlerin bastrlmasn dan ok onu desteklemesindeydi. Bu balamda, Orta Asya'da Altay da lar ve Baykal gl civarlarndaki ormanlarda toplayc-avclktan hay vancla geen avc-obanlarn toplumsal yaps iinde artk bir yanda zor avclk maceralar dier yandan beslenme ve dllenme kaynaklarnda artan dzenliliin getirdii nfus artnn yansra yeterli otlak iin boz kra ynelen ailelerin kanda soy esasndan daha da genileyen bir biim de soy/slale birlikleri eklinde rgtlenen boy esasna gre yeniden d zenlenmitir. Bu da beraberinde "kut bulma"yla, kutsanan "kutsal kaan"lar ortaya karm ve kaanlar dorudan iletime getikleri gkteki "Gk Tanr"nn yeryzndeki temsilcileri olarak kabul edilip alglanma ya balanmlardr. Zaman iinde ve bozkrda teekkl eden Gk Tanr'ya ulaan kutsal geit "tken orman" (tken Y) ve da ise kimin kont rolnde ise ancak o, Gk Tanr'yla olan iletiim geidini elinde tutmas dolaysyla muzaffer olabiliyordu.19 Yukarda iaret edilen, demirin kullanlmas ve kutsanmasyla meydana gelen gelimeler iinde, erkek kamlarn ortaya knn da bir lde kut sal demircilik mesleiyle ilikilidir. Toplumsal iblmnde kadnlarn yan sra erkek kamlarn ortaya kmas ve bunun inan sistemi iinde meruiyet zeminine sahip olmasnn bir aklamas bu olabilir. te yan dan, bitki merkezli ve "toprak ana" anlayna sahip "aalar kutsayan" ve hatta "aa ana"lar olan anaerkil yapnn yannda daha nce iaret edildii gibi hayvan merkezli "hayvan ata" kltlerinin ortaya k da "ku, ay" ve "geyik" bata olmak zere yine bu dnemin rnleri olarak grlmelidir. Bu dii olan yer unsuruna kar eril olan gk unsurunun y celtilmesi srecidir ve hayvanlar da byk lde yer meneli deil gk kkenli olarak dnlm gibidir. Nitekim daha nce ksmen de olsa de indiimiz gibi Trk kozmolojisindeki hayvan ad tayan yldzlar tpk

36

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

bitki adn tayan yldzlar gibi bu deiim ve dnmlerin bir sonucu olarak ortaya kmlardr. Dahas, yukarda iaret edildii gibi, uzun za mandan beri Trk mitolojisindeki baz olgular aklamada kullanlan, "totem" veya "ongun" gibi dnce kalplar ve bunlarn davurumlarn oluturan anlatlar da kken bakmndan yine bu dnemin eseridir ve sz konusu deiim nedeniyle yaanan ekimelerin sonucunda eitlenmele re uramtr. Baz kaynaklarda bir bitki adyla yer alan bir yldzn baka kaynaklarda hayvan adn tamakta oluu szn ettiimiz deiimi son derece net bir biimde aklar mahiyettedir.20 Bitki ve aa kltnden hay van kltlerine doru ynelen ve ekillenen hayvan kltlerinin ortaya k hayat tarz ve yaanan fiziki evrenin ormandan bozkra dnmesi s recinde de kanlmaz bir biimde yeniden ekillenmitir. Bunlarn banda da, daha nceki dnemde yaadklar ormanda ve bilhas sa maara ve bahelere verdii zararlar itibariyle kutsanan ve kltleen or mann en gl ve yrtc hayvan "ay"nn yerini, bozkra ynelen ve ye ni bir yaplanla bozkr hayat sahas olarak seen avc-oban kltrnde bozkrn "bozkurt'u kutsanr ve zaman iinde de yaratltaki "hayvan ata" veya "ana" yahut kken miti olmadan, yol gsteren ve klavuz kabul edilen kutsal mitolojik kimliine brnr. te yandan, anaerkil yapdan ataerkil yapya dnen toplumsal hayat iinde "ana oca"nn21, "ataoca" etrafnda toplan srecinin birden bire gerekletii dnlmemeli dir22. Bu balamda, avc-obanha geenlerin oluturduklar ve gittike genileyen bu yzden de ortaya kan otlak kavgalar ve snr atmalar nn zorunlu kld soy esasna bal boy btnlemelerinin idarecisi sta ts yahut kaanlk zellikle erken dnemlerinde anaerkil yapnn henz tamamen gcn ve nemini yitirmedii bir dneminde ana soyunu sra dan bir kadna balamak yerine olaanst ve kozmik bir biimde yeni to teme bozkurt'a balayarak izah etmek zorundayd. Bu zorlamalar da be raberinde, "bozkurt-ana" yahut yaygn olarak bilinen adyla "asena" veya "kurtarc" yahut "douran" dii bozkurt-ana mitlerinin oluup bozkurt kltnn kaanlarn geldii hanedann kutsalln, yani otoritenin meru iyetinin kaynan oluturmulardr23. Bu balamda, Trk mitolojisindeki bozkurttan remeyle ilgili mitler gz den geirildiinde24, soyu nedeniyle Aina (Asena) oullarnn dierlerine
37

bilig, Gz / 2003, say 27

olan stnl dolaysyla tarih boyunca grld gibi tipik ecerecilik hatta ecerenin temel ilevi25 olan hanedan yceltme ile karlamaktayz. Kaanlk dneminde kaan soyunun diisinin gizlenmesi26 veya daha do ru bir ifadeyle kozmik bir bozkurtla rtlmesi ve yceltilmesi kanaatimiz ce, ataerkil yapya geiin bir gstergesi olmann da tesinde, yeni sosyal ve kltrel yaplansn bir gerei olarak teekkl etmi olmaldr. Bu balamda, B. gel'in "Kurt-ata" cppesinin bulunmay ve "Kurtata"ya sahip kamlarn Kuzey Sibirya'da pek soylu saylmamalarn "kurtata" inancnn ok eskiliine balamakta (1989: 37) ve bunun zamanla sihnmi olabileceini dnmektedir. Kanaatimizce, gerek bunun tam ter sidir. "Kurt-ata" veya "Bozkurt'tan yaratl yahut kken mitleri ancak or mandan bozkra ktan sonra olumutur ve oban-avclk dneminin zellikleri gerei kaanlarn yannda ikincil hatta ok daha gerilerde kalan kamlarn bu tr bir klt yeterince gehtirememi hatta gelimemesi iin dman bile olduklarn dnyoruz. nk bu klt dorudan doruya kaanlarn eceresine hasredilmi ve yukarda ifade edildii gibi "Asena hanedan"na dnmtr. Kaanlar kan ve soy ynn tekellerine aldk lar "kurt-ata/ana" kltnn kamlara gemesine scak bakmadklar gibi kaanlar karsnda gerek anlamda ruhani liderliklerini dahi kaybederek toplumsal tabakalama da fiziki tabiphklerinin yansra psiko-sosyal ve kltrel tabiplii ieren ikincil bir konuma drlmlerdir27. Zaman iin de meydana gelen kltr deimeleri gerei bu konumlar da meydana ge lecek "otac" ve "ozan" gibi uzmanlamalarla iyice sarslacaktr. Bu neden lerle olsa gerek kamlar da aralarndan "kurt ata/ana" inancyla ortaya kanlar hakl olarak pek iyi bilmi olmalar gereken ve tadklar szl ge lenekten hareketle "soylu saymamaa" ve onlar kmsemee devam et tiklerini dnyoruz. Ayrca, bu dnemde kaanlar tarafndan meydana getirilen bir soyutlamayla ulusun simgesi veya ortak st totemi olarak or taya kan "kurt bal" tu ve bayrak kltlerinin de sz konusu "kurt ata/ana" kltn gehtirememenin ve buna ait cppeler meydana getireme me balamnda kar ilev durumunda olduu kanaatindeyiz. Avc-obanln ortaya kyla ve yukarda iaret edilen boy esasna daya l yaplansn bozkrda belli bir sistematik zerinde hayvanclk yapmann, kendilerini, hayvanlarn ve otlaklarn korumaya dayal bir dayatmann ve38

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

ya zorunluluun sonucu olarak ortaya k aktr. Ancak bu balamda en nemli husus, tre esasl olarak boylarn barna ve birleikliine dayanan "devlef'in ortaya kdr. Tarihte, birden bire cihanluml bir imparator luk olarak ortaya kan Hunlarn28, bizim basite indirgeyerek birka izgiy le ana hatlarn zetlediimiz yz binlerce yllk gemilerinde yatan arka plan bu ekilde bir yapya sahip olmaldr. Trk mitolojisi de hi phesiz byle bir paleolitik, neolitik ile sonu demire varan metalurjik gemiin ve tarihsel dnemlerde yer alan yaplanlarn rn olarak grlmehdir. Sonu olarak, Trk mitolojisinin balangcnda yer alan anaerkil ve aa tan yaratlma esasl kken mitinin ve zamanla bitkileri evcilletirerek il kel bahe tarmna dnen, ate vastasyla maaralarda "ana ocan" te ekkl ettiren "ay ata kltne" sahip yapnn en st dzey soyutlamas ya ratc tanra Umay'da sonlandn; bu yapya alternatif olarak gelien ataerkil yapnn, hayvanlar evcilletirerek ve demiri kefedip ileyerek ortaya kan demircilerin, kamlaabilmesi neticesi oluan, "da klt"nden balayan "ata ocann" oluup kutsan ve zamanla "atalarklt"nn oluumu, sava oban avclara dnen ve bozkra kmasyla boy birlikleri ve kaanlk kurumunun ve ideolojisinin en st dzey soyut lamas olan "Gk Tanr"y hakim kldn dnyoruz. Ancak, hi phesiz balangcndan itibaren bu yaplarn oluup gelimesi srecinin her aamasnda urad sonsuz sayda varyantlamalar; hemen her zaman bir sonraki aamaya geerken toplumun bir ksmnn buna iti razlar ve daha nceden kabul edilende srarlar ve corafi olarak ortaya kan farkllklar neticesinde muhafaza edilen ve buna bal olarak farkl ge liim izgilerinin var olmasn salad aktr. Dahas bu yaplarn her bi rinin kendi iinde urad "resmi" ve "halk dini" tabakalamalar konuyu daha da karmak bir hale getirmitir. Bu nedenle Trk mitolojisi ve gele neksel dinine ait farkl zamanl ve ezamanl metinlerde bir ksm Trkle rin neredeyse "haniflie" yakn lde bir "Gk Tanr" inancna sahip iken dier bir ksm Trk topluluunun totemist veya animist uygulamalar iin de olduunun grlmesi sz konusu ok merkezli inan geliim izgileri nin ve szl kltrn doasnn gerei olduu unutulmamaldr. Bu tr ezamanl geliim izgisine ait olmayan topluluklarn ele geen bulgularndan hareketle farkl dinlerden bahsetmenin de yukarda ana hat39

bilig, Gz / 2003, say 27

larn izmee altmz sosyokltrel ve fiziki evreye bal tekaml izgilerini btncl bir biimde anlamamz zorlatraca ve bizi Trk uygarln daha bir iyi anlaya ve yorumlaya gtrmeyecei gzden uzak tutulmamaldr. Aklamalar 1 Gktrkler anda kaanlk kurumu ve ideolojisi iin bkz. (Yldrm 1991; 1992). 2 Aslnda bir de, bu konularda hi bir fikri olmayp Trk mitolojisine ait olarak ortaya kan metinleri tematik olarak bir araya getirip bunun ne denli iinden klmaz bir bilgi yuma (!) olduunu zikredip duranlar vardr. Ele aldmz konuyla da ilgili bir fikirleri olmad iin zerlerinde durmadmz bu gru bun sadece durular dikkat ekicidir. Saylar itibariyle ounluu oluturan bu grubun en tipik olanlarndan biri iin bkz. (Cichocki 1985). 3 Bu terimlerin bir baka adan benzeri olan Redfeld'in (1956) "byk" ve "kk gelenek" kavramsallatrmalar dorultusunda evrensel dinlere dair de erlendirmelerin yer ald tartmalar iin bkz. slmiyet (Asad 1986) Muse vlik ve Hristiyanlkla karlatrmak olarak (Gellner 1981). Konunun genel bir deerlendirmesi ve daha fazla bibliyografya iinse (Lukens-Bull 2003) ba klabilir. 4 V. A. Rano (1993) ve Besserat (1987) aktaran (Tarcan 1998: 22). 5 Bu konuda daha fazla bilgi iin bkz. (Gryaznov 1969). 6 Bu topluluklarn bir blgede birka aileden oluan kk topluluklar olduu yaplan mezarlk kazlarndan anlalmtr. Sonraki dnemlerde hayvanchktan tekrar topraa yerleen topluluklarnda yine on-onbe haneden oluan ky le kurduu grlr. Daha fazla bilgi iin bkz. ( Gryazkov 1969: 48, 67). 7 Anaerkillik konusuyla bitki yetitiricilii arasndaki evrensel ilikiye dikkati eken bir aratrmac bu hususu, "Anaerkillik ad altnda bilinen toplumsal ol gu, gda maddesi niteliindeki bitkilerin kadn tarafndan kefedilmesine ba lanmaktadr." (Eliade 1991:123) eklinde ifade etmektedir. 8 Eliade'nin iaret ettii sz konusu kltrel seviye anlamndaki "tarih farkll"n u tespitler son derece ak bir biimde ortaya koyar; "Ormanlk yerler40

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

deki yalnzlklarnn ve baka ilenecek topraklarn varolduu kavramnn yer lemesine engel olduu kapal topluluklar olan kara ve gl avcl ile yetinen XII. asr Crcet'leri, Cengiz Han'a kadar "orman Moollar" gibi Bay kal ve Amur civarndaki ormanlk blgeye akl kalan Trk-Mool airetlerinin ip tidai kalmas bulunduklar evrenin dna kamamalarndan ileri gelmekte dir. Fakat hayvanclkla megul olmalarndan mecburen gebe olan ve ot ara yan srnn peindeki adam durumundaki bozkr Trk-Moollar iin durum byle olmamtr." (Grausset 1999: 15). 9 Orman, aa, maara, ta, da ve demir kltlerine dair rnekler iin bkz. (gel 1989; 1995). 10 Heredot'un mehur Amazonlar benzer bir dnemi yaamakta olan skit top luluklarnn hikyesine dayanm olmaldr. 11 Albast inancnn ve bununla ilgili benzer veya ayn pratiklerin Trk dnya sndaki yaygnl konusunda A. nan'in "Krgz-Kazaklar demirden kt ruhlarn katklarna inanrlard. Lousa kadnlara musallat olduuna inan lan kt ruh "al kars", yahut "albast"nn elikten korktuuna dair Anado lu kylerinde bir inan bulunduu Dr. kr Elin tarafndan tespit edilmi tir. Kazaklarn inancna gre al ruhu demirciden korkarm, lousann yann da bir erkein demirciyi temsil ederek ekile bir demire vurduunu bu sa trlar yazan, kazaklarn Argn ve Tungay-Kpak boylarnda mahede et mitir. Bakurtlar lnn gsne bak, makas, eki gibi bir ey korlar." (nan 1989: 231) eklindeki tespitleri son derece dikkat ekicidir. 12 Sz konusu "kadn" veya "erkek" kamplarn tek cinsiyetten teekkl etmi topluluklardan ziyade iki cinsiyetten birinin ve ona ait deerlerle kinat te lkkilerinin hakimiyeti eklinde ve esas itibariyle kadn-erkek kark yap lar olarak dnyoruz. 13 Trk mitolojisinde yer alan ay kltne dair motiflerde "erkek" olularnn dominantl nedeniyle maaralar ate vastasyla ele geiren ve yurt edinen kadn egemen yapnn buralara hakimiyetini merulatrc bir unsur olarak "ay totem" ve "ay ata" kltn ilk olarak teekkl ettirdii ve dahas bunu remeyle ilikilendirerek erkek unsurunu tamamen devre d veya kincil konumda brakan aklamalarla destekledii dnlebilir. Aada ele al nacak olan erkek egemen ve bozkrda kaanla yry srecinde ortaya 41

bilig, Gz / 2003, say 27

kan "kurt ata" krtndeki "diilik" dominantlryla ortaya kan kontrast biz ce sz konusu toplumsal dnm niteliini gstermesi bakmndan son de rece anlamldr. Trk mitolojisinde "ay" ve "kurt" motifleriyle ilgili mater yal iin bkz. (gel 1989; 1995). 14 Trk kadn folklorunda son derece nemli yere sahip olan "ocaklar" ve "ocakllk hali"nin Feminist Folklor Kuramna gre incelenmemi olmas bu konulardaki cinse zel ve belki de gizli bilgilerden habersiz olmamz kanaatimize gre byk bir eksikliktir. 15 Trklerin tarih sahnesine Altay'n efsanevi demircileri olarak kmas da bu balamda son derece anlamldr. 16 Benzer bir yaplan izgisinde daha sonraki dnemlerde kaanlar veya han larla ozanlar arasndaki ilikinin paralellii epik destancln dou ve ekilleniini aydnlatmas bakmndan dikkat ekicidir. Bu konuda daha fazla bil gi iin bkz. (obanolu 2001b). 17 Bu konuda bkz. (Tryjarski 1979). 18 Hi phesiz btn bu olaylarda birden bire olmam belki de defalarca or mandan bozkra kp geri dnmeyi ieren ve bu srete adm adm ekille nen uzun bir evrim izgisi sz konusudur. Dahas belki de Ergenekon Des tan bu dnemin bir yansmasdr. 19 Bu balamda, Gktrkler dneminde "Tanr ve Kaanlk ilikisi" sebebiyle "Kutlu Geit" kabul edilen tken'in (Yldrm 1992: 354) Gk Tanr inan c dneminde otoritenin kayna olma balamnda Trk kaanlarnn haki miyetlerini tesisteki rol ve fonksiyonu aktr. tken'i veya dier bir ifa deyle, Gk Tanr'ya giden yolu, gn kapsn elinde tutan, bir anlamda Gk Tanr'yla mnasebet kurmay da tekeline alm oluyordu. Bu ayn za manda "kut bulmu" olmann ve hakimiyetin kaynann Gk tanr tarafn dan tasdikiyle de e anlaml olmalyd. Nitekim, bu balamda tken'in nemi Gktrk Bengtalarnda "Devlet kurulacak, ba ehir kurulacak yer" olarak aka vurgulanmtr. tken'in Gk Tanr'ya alan "gk kaps" olarak tarih boyunca "bir siyas din odak" eklindeki dn, S. Divitiolu'nun, L.W. Moses'dan yapt, "Herhangi bir budun bakan btn gc n toplayarak Moolistan Yaylalarn denetlemek isterse, tken'i denetle-

42

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

melidir. Hl bilemediimiz sebeplerden tr, tarih alardan beri Orhun yle bir siyas ve din odak olmutur ki, onu ele geiren budunun merulu undan hi kuku duyulmaz. Kkenleri Asya olan Hunlardan, Moollara kadar ardk gelen imparatorluklarn istisnasz hepsi Orhun'da merkezlemitir." (Divitiolu 1987: 214) eklindeki ifadede yer alan "bilinmeyen se bepleri" izah edecek bir aklamann niha sonucu deilse de en azndan ba langcdr. 20 Konuyla ilgili kaynaka ve daha fazla bilgi iin bkz. (obanolu 1997a). 21 Bu balamda da Anadolu'da son derece yaygn olan ve ancak "anadan kza geebilen" dolaysyla da erkei dlayan kadn ocaklar zerlerinde aratr malar younlarsa bize syleyecek pek ok ey olan ilgin bir fenomen ola rak karmza kmaktadr. 22 Kadnlarn sosyal olarak kabul edilmi son hakimiyet unsurlarn da kaybe dileri srecinde yaanan u olay bize gre son derece anlamaldr. M.S. 336 ylnda Hun Kaan Cheu-hon'un kadnlardan kurulu bir birlie sahip olma s dolaysyla balarna gelenleri yle yorumlar: "Gk, uygunsuz hareketle re gcendi. Byk kuraklk lkeyi mahvetti." (Schmidt 1964: 82). 23 Klavuz Bozkurt mitinin kltrel sreklilii iin bkz. (obanolu 1997b). 24 Bozkurttan reme efsaneleri iin bkz. (gel 1989: 22-28). 25 ecereciliin veya "Sanraclk" Trkistan'da Sovyet sistemine ramen ev lenmeyle ilgili ak ilevleri nedeniyle gnmzde de son derece yaygn bir sosyo-kltrel kurumdur. 26 Osmanl Devleti'nde de belli bir dnemden sonra Trk soylu kzlarla evlen memenin aa yukar ayn esaslara dayanmas meydana gelen din ve mede niyet deimelerine ramen zihniyetteki sreklilii gstermesi bakmndan son derece dikkat ekicidir. 27 Bu tr bir tabakalama bir bakma Trk kltr tarihini olduka erken dnemin de yaanm bir eit kltre zel "aydnlanma" veya "rasyonelleme" abas olarak da okunabilir. Nitekim ok daha sonraki dnemlerde Tonyukuk'un Bu dizm'in kabul ve ehirlemeye getirdii felsef eletirileri de kaanlk kuru muyla devrine gre rasyonel dnce arasndaki ilikiyi gsteren ve bir ok benzerlerinin yaanm olabileceini hatra getiren gzel bir rnektir.
43

bilig, Gz / 2003, say 27

28 Muhtemelen kaanlk kurumunu sarsmak isteyen kamlarn meydana getirdi i veya halk dininde kendiliinden teekkl eden bir olay ve kaann onu yo rumlayp ynlendiriine dair aklayc olduunu dndmz, M.S.343 ylnda, efsanev bir rivayet olarak, Pinlig ehrinin Kuzey-batsnda tatan bir kaplan heykelinin harekete geerek, ardnda 1000 kurttan ve tilkiden oluan bir alay olduu halde ehrin Gney-dousuna gelmekte olduu duyulunca, Hun Devletinin kaan Sou-hou yle haykrr: "Bu ta kaplan benim! Kuzey-batdan Gne-douya hareketi ise, Tanr 'nn emri ile benim Gney-douya kacam gsteriyor. Herkes milis kuvvetlerini versin. Gk'e itaat iin, gelecek yl birliklerimi kendim kumanda edeceim." (Schmidt 1964:82) eklindeki ifadeler de kaanlarn halk dini ve kamlarla mcadele veya yorumlama yntemlerine bir rnek olarak yorumlanabilir.

Kaynaklar Arat, R. Rahmeti (1987), "Ouz Kaan Destan", Makaleler I, (ed. O.F. Sertkaya) C I, Ankara: TKAE Yaynlar, s. 605-72. Asad, Talal (1989), The Idea of an Antropology of islam, Washington D.C.: Georgetown University Center for Contemporary Arab Studies. Carr, E. H. (1979), What is History?, London: Pelican. Champbell, Joseph (1992), (ev. K. Emirolu) lkel Mitoloji: Tanrnn Maskeleri, Ankara: mge Kitabevi. Champbell, Joseph (1994), (ev. K. Emirolu) Yaratc Mitoloji. Ankara: mge Kitabevi. Cichocki, Dariusz (1985), "Trk Mitolojisinde Kurt Ana Sembolne Da ir." Trk Dnyas Aratrmalar, S.37, s. 117-130. obanolu, zkul (1997a). "Trk Kozmolojisinde Deime ve Srekli lik Dinamikleri zerine Tespitler", Bir: Trk Dnyas ncelemeleri Der gisi, S.8, s. 33-63. obanolu, zkul (1997b), "Klavuz Bozkurt Motifinin Tarihsel Balam larda ve Gnmz Alevi Bektai Tarikatlerindeki Yapsal ve levsel S reklilii zerine Tespitler." Kadri Eroan: Hac Bektas Veli Armaan,
44

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

Ankara: G Trk Kltr ve Hac Bekta Veli Aratrma Merkezi, s. 165173. obanolu, zkul (2001a), "Trk Mitolojisi", Trk Dnyas Ortak Ede biyat Tarihi, Ankara: AKM Yay., C.l, s. 1-85. obanolu, zkul (2001b), "Trk Mitolojisinde Kutsal Sabit Mekan Fik rinin Yaratl Tipolojisi zerine Tespitler", Uluslararas Trkistan Halk Kltr Sempozyumu Bildirileri, Mula: Mula niversitesi Yay., s.4962. obanolu, zkul (2001c), "Trk Destanlar," Trk Dnyas Ortak Ede biyat Tarihi, Ankara: AKM Yay., C.l, s.85-506. Divitiolu, Sencer (1987), Kk Trkler: Kut, K ve lg, stanbul: Ada Yaynlar. Elin, kr (2001), "kan Cl: Fare Yl," Trk Dnyas Edebiyat Me tinleri Antolojisi, Ankara: AKM Yaynlar, s.568, 569. Eliade, Mircea (1991), (ev. M.Klbay) Kutsal ve Dind. Ankara: Ge ce Yaynlar. Eliade, Mircea (1999), (ev. . Berkan) amanizm. Ankara: mge Kitb. Esin, Emel (1985), Trk Kltr Tarihi Asya'daki Erken Safhalar, Ankara: AKM Yaynlar. Ergun, Metin (1998), Altay Trklerinin Kahramanlk Destan: Alp Ma nas, Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar. Gellner, Ernest (1981), Mslim Society, Cambridge: Cambridge University Press. Grousset, Rene (1999), (ev. R. zmen) Bozkr mparatorluu: AttilaCengiz Han-Timur, stanbul: tken Yaynlar. Gryaznov, L. Mikhail (1969), (ev.J. Hogarth), The Ancient Civilization of South Siberia, London: Barrie&Rockliff. Gumilv, L.N. (1999), (ev. A. Batur) Eski Trkler, stanbul: Birleik Yay.

45

bilig, Gz / 2003, say 27

Gnay, . ve H. Gngr. (1998), Trk Din Tarihi, Kayseri: Lain Yaynlar. Hassan, mit (1986), Eski Trk Toplumu zerine ncelemeler, Ankara: V Yaynlar. brayev, kir (2000), "aman Korkut." Uluslararas Dede Korkut Bilgi leni Bildirileri, Ankara: AKM Yaynlar, s. 215-219. nan, Abdlkadir (1986), Tarihte ve Bugn amanizm: Materyaller ve Aratrmalar, Ankara: TTK Yaynlar. nan, Abdlkadir (1991), Makaleler ve incelemeler II. Ankara: TTK Yay. Lattimore, Owen (1938), 'The Geographical Factor in Mongol History." The Geographical Journal, C. XCI, S.l, s. Lukens-Bull, A. Ronald (2003), (ev. M. Arslan) "Metin ve Uygulama Arasnda: slamn Antropolojik ncelenmesi zerine Dnceler", Folk lor ve Edebiyat, S. 33, s. 63-86. Nisanbayev, Addimalik (2000), "Trk Halklarnn Byk Dnr Kor kut Ata." Kazakistan'da Dede Korkut (ed. A. Nisanbayev), Ankara: AKM Yay., s.1-13 gel, Bahaeddin (1989), Trk Mitolojisi I, Ankara: TTK Yaynlar. gel, Baheddin (1995), Trk Mitolojisi II, Ankara: TTK Yaynlar. Redfield, Robert (1956), Peasant Society and Culture, Chicago: University of Chicago Press. Roux, Jean-Paul (1998), (ev. A. Kazancgil) Trklerin ve Moollarn Es ki Dini, stanbul: aret Yaynlar. Schmidt, P. Wilhelm (1964), "Eski Trklerin Dini", I. Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, C.XIII, s.75-90. Tarcan, Halk. (1998), n-Trk Tarihi. stanbul: Kaynak Yaynlar. Tryjarski, Edward. (1979), 'The Dog in the Turkic Area: An Ethnolingusitic Study", Central Asiatic Journal, C. XXIII, s. 297-319. Turan, Osman. (1976), Trk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi I-II, s tanbul: Naklar Yaynevi.
46

obanolu, Kaanlk ve Kamlk Kurumlar Arasndaki ekimenin Trk Mitolojisine Yansmas Problematiinde Yntem Sorunlar

Yamayeva, E.E. ve .B. incin (1994), Altay Kep-Kuuundar, GornoAltaysk. Yldrm, Dursun (1991), "Kktrklerde Kaanlk Sreci; Kaldrma, Ktrme ve Oturma". XI. Trk Tarih Kongresi Bildirileri. Ankara: TTK s.519-530. Yldrm, Dursun (1992), "Kktrk anda Tanr M Tanrlar M Vard", TV. Milletleraras Trk Halk Kltr Kongresi Bildirileri, C.II, Ankara: Kltr Bak. Yay., s.351-361.

47

The Methodical Problems of the Reflection of the Conflicts Between the Institutions of Kamlk and Kaanlk in the Turkish Mythology
Do. Dr. zkul OBANOLU* Abstract: This study concerns the methodical problems of the reflection of the conflicts between the institutions of Kamlk and Kaanlk in the Turkish mythology. Pre-Islamic national Turkish religion which is known "Traditional Turkish Religion" or "Old Turkish Religion" was a product of a long evaluation process. Early time of this religion The Turks were a female dominated forest people. Religious and political leaders of the people were women shamans which were called kam. They were pickers and primitive farmers, later in the process of societal evaluation men turn to be hunters. Through process of melting iron the society turn to be a men dominated one and their life style based on flock keeping. This life style forced them to move the Eurasian steppes. The seasonal nomadic life style caused the tribal unity under a sacred leader which is called "kaan". Political and ideological conflicts occurred between the traditional religious and political leading institution of kamlk and the kaanlk. This could be one reason that the Orhun monuments which were erected by kaans are silence about the institution of kamlk. Moreover there are folk legends that were collected from the Altay Turks are shown the conflicts between two institutions. in this context, different scholarly approaches are taken to consideration and the necessity of a social and cultural evolutionist model is shown for a better understanding of Turkish mythology. Key Words: Turkish mythology, Traditional Turkish Religion, Turkish Folklor e, Methodical Problems of Turkish Mythology, Turkish Folk Legends.

* Hacettepe niversity, Faculty of Letters / ANKARA ozkul@hacettepe.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 19-49 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

49

Halepli Edb Dvn'na Gre XVIII. Yzyl Trkesinin Baz Fonolojik zellikleri
Ar. Gr. Cafer MUM* zet: Klsik Osmanl Trkesi dnemine ait metinlerin nasl oku naca, aratrmaclarn zerinde ihtilfa dt bir konudur. Bu ihtilfn nedeni, klieleen imlnn, dilde meydana gelen deiimi gstermemesidir. Daha nce, Ltin harfli baz yabanc yaymlardan ve kalplam imlya aykr kimi istisna yazllardan hareketle, dnemin fonolojik zelliklerinin tespit edilmesine yarayan birta km almalar yaplmtr. Bu makalede ise, Halepli Edb Dv n 'ndaki cinasl kullanmlardan hareketle, XVIII. yzyl Trkesi nin baz fonolojik zellikleri tespit edilmeye allmtr. Anahtar Kelimeler: Divan edebiyat, Halepli Edb, Cinas, XVIII. yzyl Osmanl Trkesi, Fonoloji

Giri
Klsik Osmanl Trkesi olarak adlandrlan dneme (XVI.-XIX. yzyl ortas) ait metinlerin nasl okunaca, teden beri aratrmaclar arasnda tartma konusu olmutur. Baz aratrmaclar, bu dneme ait metinleri, Eski Anadolu Trkesinin fonolojik zelliklerine bal kalarak okumay tercih etmilerdir (Tarlan 1945: XXIV; Tarlan 1967: IX; Kaplan 1996; Bilkan 1997: XLII; Kk 1999: 19). Baz almalarda ise, konuma di lindeki deiikliklerin XVII. yzyldan sonraki metinlerde yaz dilini de etkilemi olduu dncesiyle, zellikle eklerin seslendirilmesinde nor malletirme yoluna gidilmitir (Horata 1998: 157). Bunlarn yan sra, ori jinal imlya bal kalmakla birlikte, baz eklerde normalletirmeyi tercih eden almalar da grlmektedir (Doan 1997: 8). Eski metinlerin okun* Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi / ANKARA cafermum@yahoo.com bilig Gz / 2003 say 27: 51-70 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

masnda karlalan glklerin almas ve yaanan sorunlarn zme kavuturulmas, sz konusu dneme ait fonolojik zelliklerin bilimsel ve rilere dayandrlarak ortaya konmasn gerekli klmaktadr (Develi 1998 a: 28; avuolu 1978: XI). Bu konuda yaanan sorunlarn zme kavuturulmasnda, bir yandan Ba tl aratrmaclarn Ltin harfleriyle baslm almalarndan (Meninski szl; Viguier ve Carbognano gramerleri gibi), bir yandan da kalpla m iml snrlarn zorlayan, bilhassa halk diliyle yazlan veya eitim d zeyi dk mstensihlerce istinsah edilmi olan baz eserlerden (Saat-nme, Nasihat-nme-i Dil-dde, Risle-i Garibe ve Seyahat-nme gibi) ya rarlanlarak, XVII-XVIII. yzyl Osmanl Trkesi hakknda birtakm tes pitlerde bulunulmu ve Trk dili tarihi asndan nemli sonulara ulal mtr (Develi 1998 a; Develi 1998 b; Duman 1995; Duman 1998). Divan ve mesnevi gibi eserler ise, konuma diliyle ilgisi bulunmayan ve kalp lam imlya sahip eserler olmalar sebebiyle, bu konuya katk salaya cak veriler sunmamaktadr. Fakat, Halepli Edb Dvn, eski harfli metin lerin doru okunmas konusunda bize yol gsterecek kaynaklarn, yukar da anlan trde eserlerle snrh olmadn gstermektedir. Ayn maksatla incelenecek olsa, baka eserlerde de sorunun zmlenmesine yardmc olabilecek bilgilere rastlanabilir. HALEPL EDB DVNI VE XVIII. YZYIL OSMANLI TRKES Doktora tezi olarak hazrlamakta olduumuz Halepli Edb Dvn'na bu adan bakldnda, XVIII. yzyl Osmanl Trkesinin fonolojik zellik lerinin belirlenmesine yardmc olacak nemli verilerle karlalmakta dr. Bu verilerin, bir divan metninde bulunmas, onun nemini bir kat da ha arttrmaktadr. nk, Divan edebiyatnn bir gelenek edebiyat olma s dncesinden hareketle, dilde de bir gelenein olutuu; dolaysyla konuma dilindeki deiimin, edebi dili etkilemedii ileri srlebilmektedir. Sz konusu verileri nemli klan dier bir zellik ise; onun, kalpla m imlya aykr istisna yazllardan deil, cinaslardan elde edilmesidir. Halepli Edb Efendi (l. 1161/1748), olduka hacimli divannda, daha n ce hi bir airde karlamadmz bir younlukta cinas sanatna bavur52

Mum, Halepli Edb Dvn'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

maktadr. Gazellerinin neredeyse tamamna yakn bir blmnde, ruba ve kt'alarnn ise byk bir ekseriyetinde cinas yapmaktadr. Gazellerin ilk beytinde, bazen ikinci ve hatta nc beyitlerinde cinasa bavuran a ir, divann banda yer alan ksa mukaddimede, kendisinin bu cinas yap ma zelliini, bir yenilik ve ayrt edici bir zellik olarak gstermektedir: Men be-rh m-revem k'anca kadem n-mahremest Ve'z makam harf m-gyem ki dem n-mahremest (eviri: Ben kimsenin yrmedii bir yolda yryor ve kimsenin syle medii bir makamda iir sylyorum.) airin yapt cinaslar, belagatta cins- mtesbih, cins- mefrk ve cins- merfu olarak adlandrlan tam cinas eitleridir (Tahir'l-Mevlev 1994: 31-32; Dilcin 1995: 467-481). Dolaysyla, nszlerin yan sra n llerde de, en azndan hareke dzeyinde paralellikler salanmaktadr. Bu rada, eskilerin cins- muharref dedikleri gz cinas akla gelebilir (Bilgegil 1989: 319; Dilcin 1995: 473). Ancak, unu hemen belirtelim ki; airi mizin yapt cinaslar, belagat kitaplarnda sz edilen gz cinas kapsa mnda deerlendirilebilecek trden cinaslar deildir. Halepli Edb, cinas yaparken yazya deil sese, gze deil kulaa ncelik vermektedir. Bunu anlayabilmek iin, divanndaki herhangi bir cinasl rnee bakmak yeter li olacaktr: cretle satar nushunu halka o mry Takvada hemn nsh uprin o mu ryi (U. 212 b)** Dikkat edilirse; air, ilk dizenin sonunda yer alan o mry kehmelerinin ikincisini, dier dizede iki anlaml eye ayrarak cinas yapmaktadr. kinci dizedeki soru ekinin nls, kalplam imlya uygun olarak y har fiyle yazlmtr. Halbuki, bu y harfine paralellik gsterecek herhangi bir harf, mry kelimesinde bulunmamaktadr. Ayrca, iml gerei y ile gs terilen nlnn, veya i olmad da aikrdr. nk sz konusu nlnn yukardaki karl, mry kelimesinin ilk hecesinde grlecei zere, uyuma bal olarak u veya olmaldr. Burada iml, kalplam biime
** Makalemizde Halepli Edb Dvn'nn varak numaralar verilirken, stanbul niversitesi Ktphanesi 124 numaral nsha , S ley maniye Ktphanesi Es'ad Efendi 2602 numaral nsha ise S ksaltmasyla gs terilecektir.

53

bilig, Gz / 2003, say 27

uygunluk salamaktadr; ancak cinas, okunuun farkl olduunu gster mektedir. rnekler, gze hitap eden yaz dzeyindeki birtakm paralellik lerin tesinde, bizzat kulaa hitap eden ses dzeyindeki paralelliklerin ne karldn ortaya koymaktadr. airin cinas bu kadar dikkatli kullanma s; ses bakmndan paralellii, iml bakmndan paralellie stn tutmas, ayn zamanda, nasl okunacaklar teden beri tartma konusu olan baz eklerin durumunu netletirmektedir. Metnimizdeki verilerden birinin bu rada verilmesi, sz konusu verileri nasl kullandmz gstermesi bak mndan yararl olacaktr: Olursa rinde n- sgar- mn demi ndir Ana tih-kerde b- gneden sgar da mndr (U. 57 b) Her iki dize arasnda ses asndan paralellik gsteren, yani cinas olutu ran ksm yledir: demindir / damndr. air, dizelerdeki durak yerle rini deitirmek suretiyle, farkl anlamlar yaratmaktadr. Cinasl ksmn sonunda yer alan (dlr); ilk dizede ndir kehmesinin asli bir cz iken, ikinci dizede mn kelimesine getirilmi teklik 3. kii bildirme ekidir. Bu, Eski Anadolu Trkesinde daima yuvarlak biimde gelen ek nlsnn (Timurta 1997: 255), burada uyuma girerek dzletiini gstermektedir. stanbul niversitesi Ktphanesi ve Sleymaniye Ktphanesi nshala rndan setiimiz XVIII. yzyl Osmanl Trkesinin fonolojisi bakmn dan zellik gsteren rneklerden hareketle ulatmz sonular, ayn d neme ait metinleri hazrlayan aratrmaclara yardmc olaca dnce siyle, burada ortaya koymaya alacaz. Ancak, konuya girmeden nce Arap harfli Trk yazsnda ses ve iml ilikisi hakknda ksa bir bilgi ver mek yerinde olacaktr. Anadolu sahasnda Arap harfli Trk yazsn, ses ve iml ilikisi bakmndan, XIII. yzyldan XVI. yzyla kadar olan d nem ve sonras olmak zere iki dnem hlinde ele almak gerekir. Balan gta Arapann iml kurallar etkili olmu; bir sre nllerin hareke ile gsterildii grlm; daha sonra, Trke kelime ve eklerin yazlmasnda belli kurallar yerlemi ve XV. yzyln sonlarndan itibaren imlda belli bir kalplama meydana gelmitir. Bu kalplama ile birlikte, zaten ban dan beri Trkenin fonolojik zelliklerini tam olarak yanstamayan bu im l sistemi, dildeki deiime paralel bir deiime uramamtr. Dildeki de imenin imlya yanstlamam olmas, gnmz aratrmaclar asn54

Mum, Halepli Edb Dvn'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

dan, belli bir dneme ait herhangi bir metnin okunmasnda sorunlara yol amaktadr. Bu sorunlarn en banda, nl ve nsz fonemlerde yaanan deimeler gelmektedir (Canpolat 1982: 250; Horata 1992). XVI. yzylda artk kalplam olan iml, Ltin harfli yeni yaznn kabul edilmesine kadar olan sre zarfnda, nemli bir deiiklie uramadan varln srdrmtr. Harf devriminin hemen ncesinde yaymlanm olan eserler, birka yzyl ncesine ait herhangi bir metin ile karlatrl dnda, iml bakmndan aralarnda kayda deer bir farkllk bulunmad ve kalplam imlnn varln srdrd grlr. mldaki bu kalp lamaya ramen dil, yzyllar iinde kendi tabi seyrini srdrm ve nemli deiikliklere uramtr. Bu durum, iml ile okumann birbirin den ayr olarak deerlendirilmesini gerektirmektedir. Elimizdeki eserde de, iml ile okuma arasndaki farkll gsteren bir ok rnek yer almak tadr. rnek olarak; gitsn, yesn, yudar ve etdi olarak yazlan ekimli fi illerin srasyla gitsin, yesin, yutar ve etti biiminde okunmas gerektiini aka ortaya koyan u cinasl yaplar verebiliriz: Zhid ele almazsa meyin niyesin Sevmezse eer duhter-i rez ganiye sin Fi'l-hl hemn tersine dnsn gitsin Halvetgehine her ne bulur an yesin (U. 265 a) Zahidin hrsn bil sofra-i turacndan Bu erehle sanrm ta yutar acndan (. 129 b) bn-i Edhem ki tard-i emel etti can Kmmeden sen de n'olur b-emel et tcn (U. 219 b). Halepli Edb'in divanndan karm olduumuz verilerin tasnif ve deer lendirmesine gemeden nce, unlarn da binilmesinin ve gz nnde bu lundurulmasnn yararl olacan dnyoruz: Elimizdeki eserde yer alan cinaslarda nller, sadece hareke dzeyinde paralellik salamaktadr; a ile e, ile i arasnda paralellik kurulabilmekte, yani kalnlk-incelik asndan bir paralellik aranmamaktadr. Yuvarlak nllerde ise, durum daha farkldr; btn yuvarlak nller (u, , o, ) bir biriyle eleebilmektedir.
55

bilig, Gz / 2003, say 27

Tespit edebildiimiz veriler, daha ok iyelik ve bildirme ekleriyle snrl dr. Dier konulardaki rneklere de, makalenin sonunda yer verilecektir. rnekler verilirken dizenin cinasl ksmnn veya anlam ortaya koyacak kadarnn verilmesi yerine, beytin btnn gsterilmesi tercih edildi. Ge rekli grlen yerlerde, cinasn yan sra, ayn iirin dier kafiyeli yaplar da gsterildi. A. YELK EKLER A . l . Teklik 1. Kii yelik Eki: Eski Anadolu Trkesinde daima yuvar lak (+Um) biimde gelen (Timurta 1997: 109) bu ekle ilgili olarak eli mizde bulunan rneklerin tamamnda (+Im) biimiyle karlayoruz. Bu durum, sz konusu ek nlsnn dzletiini gstermektedir. Hatta uyumdan dolay, yuvarlak olarak gelmesi gereken yerlerde bile ekin, dz olarak (+Im) kullanld grlmektedir. Fakat bu ikinci gruptaki rnekle rin dikkat eken ortak zellii, ek alan kelimelerin hepsinin yabanc k kenli olmas ve son hecelerinde uzun nl () bulunmasdr. rnekler: Nedm-i bikr-i sahb bezm-i iretde erkimdir Cihann gayr bilmem mazhar- hayr u seri kimdir (U. 65 b) Zll-i la Hine gayrn deil dehn memer Ki la 'l-i dil-beri ancak benim dehnm emer (U. 66 b) Nasibim zahm- har olduka bildim bum yazmdr Hemn gy ki senden ey gl-i ter bu niyztmdr Bana zra ki mihmn- gam- lem mlzmdr (U. 69 b) M er dana muhabbetle bakan merdmeldmdir Ben olmaycak efkat eden merdme kimdir (U. 70 a) Fark- adya tg-i beldr dilim dilim Kim hinduvne-i serin eyler dilim dilim (U. 116 b) stvr eyler idi cey-i muradm dad Bana etseydi eer cey-i murd imdad (U. 229 a) Bulmadm sde h azardan bir salimi Alemin yokmu meer ekdrdan bir salimi (U. 228 b)
56

Mum, Halepli Edb Dvn 'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

Eger ahrr- cihan lutfile memlkim ise Hande etsin gz her ek ile meml kim ise (U. 195 a) Mukaddem gevher-i gftr- iven zb-i gimdi Hads-i nzn aya kimledir ey fitne-g imdi (U. 234 b) Neva etdike mehcr etme sk gimi nye Kerem kl penbe-i ihml koyma g-i mnya (U. 166 b) Gamn ki erh-i kitab elime dmdr Dil iltizz- azb- elime dmdr (U. 37 b) Tennra dnd sne-i pr-tabm hdan m- midim olmad pr tb- mhdan (S. 50 b) Bikr-i sahby bilirken semer-i tkimdir Yine grsem bakarm bilmek in t kimdir (S. 128 b) Lnegh derk ederken tynet-i hkimledir Ben nice bilmem o tt-i eker-h kimledir (S. 129 b) Demi zhid ki tb- satvetim p- ar akimdir Bana mnend olur irhb- a'dada ara kimdir (S. 10 b) 'Aceb takbih eden std- cerhin hyini kimdir Ki etvr benim sr- kr- hy- nkimdir (S. 119 b) Eden tu'm- saf-bah derk fhimdir Ki hep havas m la'l-i yr fhimdir (S. 29 a) Selb-i hakikat eylemei sanma czimiz Kim reh-ber-i hakikat olur san mecazmz (S. 34 a) A.2. Teklik 3. Kii yelik Eki: Eski Anadolu Trkesinde bu ek daima dzdr (+1) ve y harfiyle yazlmaktadr (Timurta 1997: 255). Halepli Edb'in eserinden bulabildiimiz sekiz rnein altsnda ekin dz, dier ikisinde ise yuvarlak olarak kullanldn gryoruz. Dz nlde uyum suzluk, yuvarlak nlde ise uyumluluk vardr. Uyumsuz rnekler: Mrd-i hnkah ise etmesin zin dn Makarr- ehl-i safa bilmesin o zindan (U. 225 b)
57

bilig, Gz / 2003, say 27

Grp tcn- ah etme ilk can o tcne Grzn ol perestiden olursa can o cne (U. 189 a) Fehm eyle merd-i pk-i gar min zi nedir Mihrb- kblegh- behite o ziftedir (S. 13 a) Ser-mest-i nz eder nice peymne-ddeler O ddeler ki gamze-i uhu di deler (S. 48) 'Aceb takbih eden std- cerhin hyini kimdir Ki etvr benim sr- kr- hy- nkimdir (S. 119 b) Hbdur sanma bana etvr her dzenin Gbtagh- hlle-i 'Adn olsa her di zenin (S. 40 b) Uyumluluk gsteren rnekler: Berehmenn ki belin hasr ede o znnra Ribt- kfr ile ilk eder zn nra (U. 194 a) Matlbu selb-i zhd ile eyhin n gunyedir Sen ana zehr-i mr- haramn oun yedir (U. 12 a) Teklik 3. kii iyelik ekinin kendisinden sonra bir ekim eki geldii durum larda uyuma girdii rneklere XVII. yzyl metinlerinde de rastlanmakta dr. Kimi yer adlarnda (Budakz gibi) ekin uyumlu olduu tespit edilmidir (Develi 1995, 65-68). te yandan XVIII. yzyla ait baka metinlerde de, uyumlu rneklere rast lanmakla birlikte, genelde sz konusu ekin uyuma girmede zorlanland grlmtr. Bu balamda Risle-i Garibe'de, ekin uyum gerei yuvar laklamas ile ilgili olarak sadece bir rnek (boynu) tespit edilebilmitir. Eser zerinde yaplan almada; bu ekte karlalan sorun, yazdaki tek biimlilie balanm ve teklik 3. iyelik kii ekinin dudak uyumuna en ge balanan eklerden olduu ifade edilmitir (Develi 1998 b, 66-67). Benzer bir sorun, ileride grlecei zere, fiillere getirilen kii eklerinde ve ismin ykleme hlinde de yaanmaktadr. A.3. okluk 1. Kii yelik Eki: Eski Anadolu Trkesinde bu ek yuvar lak vokal tamaktadr (Timurta 1997: 110). Elimizdeki eserden tespit edebildiimiz rneklerin tamamnda uyuma uygun olarak ekin dz vokalli (+[I])mIz) biimiyle karlayoruz. Uyuma uygun olarak ekin yuvarlak
58

Mum, Halepl Edb Dvn'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

(+[U]mUz) biimde gelip gelmediini renmemize yardmc olabilecek herhangi bir rnee ise rastlamyoruz. rnekler: Bahr- vasl-i yr olsa erise destimiz rga Dilin de rezm-i ayara yeti s e desti mzraa (U. 179 a) Ne lyk dmen-i hara bahristnmz rg K'odur kr- talebde zahm- hristn- mzra (U. 210 b) Zb-i her ruhsre-i ferbih deildir busemiz Lgar- pr-ermden ferbih deildir bu semiz (S. 34 b) Aada tamamn verdiimiz gazelin kafiye rgs iinde yer alan farkl kelimenin ald iyelik eklerinin durumu da ayn zelliktedir: Ksb- gsb- devrn ne alr ensemizi Gsfendn- gamn lagar iken en semizi iktifadan ne bulur isrime erh-i kec-rev Basar u hu ile n-mdrik iken ahsam izi Bize etvr- vcd ile 'adem yeksandr Setliden fark edemez em-i felek gurremizi Mereb-i diere biz vye-dih-i perhiziz Sanma telkin-i etbba iledir himyemizi Bize edn- riya etsin Edb takdim Zahidin kasd bulandrmak ise mi'demizi (U. 208 a) A.4. okluk 2. Kii yelik Eki: Elimizdeki eserde, bu ek ile ilgili olarak sadece bir rnek tespit edebildik: Bu kr- a 'cebi zannmda ancak bendeniz yapdm Ki reh-i mg-i em-i hn-fen ben deniz yapdm (U. 116 a) Bu da ekin dz nl tayan kelimeler asndan uyuma girdiini ve dz letiini ok ak olarak ortaya koymaktadr. Fakat yuvarlak nl tayan kelimelerdeki durumu tespit etmemize yardmc olacak herhangi bir rne e rastlamadk.
59

bilig, Gz / 2003, say 27

B. BLDRME EKLER B.l. Teklik 1. Kii Bildirme Eki: Eski Anadolu Trkesinde (+Am) bi iminde gelen bu ekin, elimizdeki drt rnein sadece birinde ayn yap y koruduu, dier rneklerde ise (+Im) biiminde deitii grlmekte dir: Cidr- sinemi pr-rahne kld fr- gam imdi 'Abes termm-i kh- cism tenden frigam imdi (U. 229 b) (Gazelin dier beyitlerinde ise kafiye olarak hadem, b-kesem, elem ve Acem kelimeleri kullanlmtr; dikkat edilirse, b-kesemdeki +em eki de ayn zelliktedir.) Hamiyyet bulmadm bn-y cerhin ben dimanda Abes zannetme ey chil esr-i bendim anda (U. 151 b) Der-g etmede ruhsat-nm olmam ben imhle O mh- smn- behcete zf benim hle (U. 153 a) Gzel grdm dilin iskn- gafletde ben imsakin Ki ol bhbha- dr- teyakkuzda benim sakin (U. 137 a). B.2. Teklik 3. Kii Bildirme Eki: Eski Anadolu Trkesinde her zaman (+dUr) biiminde olan (Timurta 1997: 257) ekin, elimizdeki eserden tes pit edebildiimiz btn rneklerde uyuma girdiini gryoruz. Ekin (+dlr) biimine ait ok sayda rnek var. Bunlardan birkan rnek ola rak buraya alyoruz: Semhatden le'mn b-nevdr Olursa kn- enva '- nevdir (U. 40 a) (Ayn gazelin dier beyitlerinde kafiye olarak indr ve kadir kelimele rinin kullanlm olmas ekteki deiimi daha ak bir biimde ortaya koy maktadr.) Olursa rinde n- sgar- mn demi ndir Ana tih-kerde b- gneden sgar da mndr (U. 57 b) Gnl bd eder merdn grdm im ki ben ndir 'yn bildim ki bu viraneler hep sun'- benndr (U. 61 a)
60

Mum, Halepi Edb Dvn 'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

Yok sende fikr-i cem 'i ne ml ne dirhemin Bilmem bu izz-i nefs ile k nedir hemin (U. 108 a) Hayli cmlenin emr-i cenb- Hakk ilgadr Ki mnkejf olmad yek-dgere olmakdan il gadir (S. 135b) Geri sahr-y emel gayet ile pehndr hk olur buk'alarmda denecekpeh ndir (S. 103 a) Sayd- neheng-i ye 'se o da bir ebkedir Etme hayl-i hb- ferahla ebi kedir (S. 123 b) Her kavl-i belagat kifehr- blegdr yeste mi tezyifine fiirsat bula gadir (S. 24 b) Dirg etmez nevl-i lutfunu olduka er kadir Meknetde annn cmlelerden arkadr (S. 27 b) Bilir kem-yb-i d'- garm ol ki danadr K'olur ecsm- halkn tynetinde yle d ndir (S. 10 b) Ayn ekin yuvarlak, yani (+dUr) biimindeki kullanmna sadece bir r nek tespit edebildik: Bize n behcet-i seyr tem znet-i gldr Aceb mi olsa ikll-i nigha jle-i gl dr (U. 69 b) Bu ikinci dizedeki dr, metinde tre harekeli olup inci anlamnda kulla nlmtr. Gsterdiimiz rnekler teklik 3. kii bildirme ekinin her bakm dan uyuma girdiini ortaya koymaktadr. B.3. okluk 1. Kii Bildirme Eki: Bu ekle ilgili olarak, elimizdeki eser den tespit edebildiimiz rneklerde ekin dz (+Iz) biimiyle karlayo ruz. Bunun tek istisnasna, yz- fiilinin emir biimi olan yz kelimesi ile yaplan bir cinas uygulamasnda rastland: Biz ki c- seyl-i ek-i emle derydayuz Shib imdengir enhr ko deryada yz (S. 34 a) Yukardaki istisna rnein cinastan kaynaklandn dnyoruz. n k airimiz, zaman zaman cinasn gerekli kld hllerde, kendisinin ya61

bilig, Gz / 2003, say 27

ad aa ve blgeye uygunluk gstermeyen kelime ve yaplara da ba vurmaktadr. Teklik 1. kii zamiri olarak ben yerine Azer Trkesindeki meni kullanabilmesini buna rnek olarak verebiliriz: Lutfu sitem-i hayr u seri men ki men etdim Ger nk eer bed hele bak men kime n'etdim (S. 45 a) Uyumlu rnekler: Cn u dilden t ki der-kr- nid-y y Kabz Reh-ber-i evk ile reh-yb- vsl- yre biz (U. 87 a) Sanma vm- can dil-bendiz edada matla biz Kim bu devr-i kecde me 'ys- husul-i matlabz (U. 83 a) Olmazz hwhigeh-i meksebde rgb mekse biz Kim gn-y kalb ile gencne-yb- meksebiz (. 83 a) stitra neyleriz zulmet-sary- gar biz Kim nazarlardan hafi gy ki necm-i garibiz (U. 83 a) n karn-i ictiyz etdik sedd- rh biz Reh-zen-i erbb- minhc- dall- rahibiz (U. 83 a) Krih olduk rz-y seyr-i bg u rg biz Sanmasnlar syegh- bg u rga rgbz (U. 88 a) C. DER SES OLAYLARI C.l. Teklik 3. Kii Zamirinin Ek Alm Durumu: Eski Anadolu Trkesinde teklik 3. kii zamiri olan o/ol ek ald durumlarda deiime u ramakta idi (Timurta 1997: 256). Ayn yap metnimizdeki rneklerde de varln srdrmektedir. Zamir gerek ilgi hl eki ve gerekse iyelik eki al dnda deiime uramaktadr. rnekler: Olurdu zlime yeste rahmi rahmann Olayd nm sez-y nid-y rahm ann (U. 107 b) Zhid ele almazsa meyin niyesin Sevmezse eer duhter-i rez ganiye sin

Mum, Halepl Edb Dvn'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

Fi'l-hl hemn tersine dnsn gitsin Halvetgehine her ne bulur an yesin (U. 265 a) Gavg ile bir hem-zede grdm bu zaman Islh ile yeste budur ki bozam an (U. 218 a) Allme ki irdfa mr etdi benn yeste-i tevkr ederim sanma ben an (U. 214 b) C.2. Kapal e veya i/e Ses Deimesi Sorunu: Trkede kapak e sesinin bulunup bulunmad Trkologlar arasnda tartmak bir konudur (Ceylan 1988; Ceylan 1991; Timurta 1997: 69). Adna ister kapak e ister i/e ses deimesi densin, zerinde tartma yrtlen bir nlnn var olduu in kr edilemez. Eski Anadolu Trkesinde y harfi ile yazlan ve i olarak ses lendirilen bu nl, sonraki dnemlerde, i>e ynnde gelime gstermitir. Evkya elebi Seyahat-nmesine gre XVII. yzyldaki ses deimelerini inceleyen bir alma, ayn nlyle srd hlde kk nlnn hem Vk hem e'k olduu yazklarn mevcut olduunu, bunun da her iki biimin kullanlmakta olduuna iaret ettiini ortaya koymaktadr (Duman 1995: 174-175). Bir XVIII. yzyl metni olan elimizdeki eserde de, bu ikilik var ln korumaktadr. Sz konusu nlnn e olarak yer aldn gsteren r neklerimiz unlardr: Hsn ile f 'ik olan her bte ser-ver mi denir Yoluna ser vereyim derse de ser ver mi denir (U. 3 1 b ) Hk-i amel-i zitine tohm- nedem ekdir Sy-i ameli b-nedem etmek ne demekdir (U. 51 a) Dye-i ebr-i baharn hele gr perveriin Gn ey e bee-i blblcesine per veriin (U. 123 a) Alayd semtini allme rveti yemenin Y ard tuhfelerin Hind kiver-i Yemenin (U. 102 b) Cerh istilda 'cizse n'ola ser-myeme Keyd-i te'sr-i cmd etsin nice serm yeme (U. 163 b) Ayn nlnn i'li kullanmna rneklerimiz ise yledir: Bint-i ineb ki hnkahnda nedimedir Ehl-i riya demek eyhe ne dimedir (U. 41 a)
63

bilig, Gz / 2003, say 27

Bu derd-i dil ki sipihrin devyirindedir Te'ellm eyleme andan deva yirindedir (U. 53 b) Cana hitb- lutfunu agyr iitmeye Uka rek-i hsid-i bed-kr i itmeye (U. 160 b) Zamanenin nigeh-i ibret et devyirine ereng-dde-i bmrdr deva yirine (U. 142 b) Verdiimiz rneklerde, ver-, ye- fiillerinin e'li; et- fiilinin ve yer kelime sinin i'li; de- fiilinin ise hem i'li hem de e'li kullanmlar ile karlamak tayz. Dildeki gehmenin i>e ynnde olmas (Duman 1995:174; Duman 1999), i'li kullanmlarda cinasn etkili olmu olabilecei ihtimalini dn drmektedir. Fakat bu durum, bizi, airin cinas yaparken keyfi davrand sonucuna gtrmemelidir. nk burada her iki kullanma da ak bir nl bulunmaktadr. C.3. Soru Eki: Tek rnek olmasna ramen, fonolojik bakmdan zellik gsterdii iin, (m) soru ekindeki dz nlnn uyuma girerek yuvarlaklatn gsteren bir cinas rneini vermek istiyoruz: cretle satar nushunu halka o mry Takvada hemn nsh u prin o mu ray i (U. 212 b) C.4. Fiil ekimlerinde Kii Ekleri: Elimizdeki rneklerden biri, grlen gemi zaman teklik 1. kii eki ile ilgilidir: Halkdan nak- huls oldu ser--ser mn 'adim Cmlenin ma 'mre-i ihls- kalbi mnhedim Tavr- ziti tam u pek bildim im 'n eyledim Dehrde yek-dgere yokdur dev-yi mltezim (U. 243 a) Bilindii zere, Eski Anadolu Trkesinde sz konusu ekteki vokal daima yuvarlaktr (Timurta 1997: 154). iirdeki dier dizelerin kafiyelerine dikkatle baklacak olsa, eyle- fiilinin alaca teklik 1. kii ekinin dz ol mas gerektii kolaylkla grlr. Divann Sleymaniye nshasnda emfiihnin emdim biiminde harekelenmi olmas da dikkat ekicidir: Edb r-i sedy-i mder-i tevfki emdim ben Rid'm sanmasnlar zar'- ehb-y Halebdendir (S. 133 a)
64

Mum, Halepli Edb Dvn'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

Bu nshann bizzat air tarafndan grlen, kontrol edilen, deiiklikler ya plan ve ok sayda iirin ilavesiyle zenginletirilen bir nsha olmas; sz konusu harekeli kehmenin de airin kendi yazsyla yazd bir iirde ve cinas zorunluluu olmayan bir konumda bulunmas, bu verinin nemini bir kat daha arttrmaktadr. Vereceimiz dier bir rnek ise, ayn zamann teklik 3. kii eki ile ilgilidir: Yre dedike kuhl- haylin ko ddeme Reh-i sirik-i hn ile ddem kod deme (U. 152 b) Eski Anadolu Trkesinde daima dz olarak gelen ek, burada uyum gere i yuvarlaklamam ve dzln korumutur. Teklik 3. iyelik kii ekin de de grld gibi, bu ek uyuma girmekte zorlanmaktadr. Bu sorun, ayn biimde ismin ykleme hlinde de yaanmaktadr: Nasibim zchm- har olduka bildim bum yazmdr Hemn gy ki senden ey gl-i ter bu niyzmdr (U. 69 b) Neva etdike mehcr etme sk gimi nye Kerem kl penbe-i ihml koyma g-i mnya (U. 166 b) Verdiimiz rnekler, iyelik eklerindeki gibi bir deiimin fiillere getirilen kii eklerinde de yaand sonucunu dourmaktadr. Eklerin uyuma gir medii rneklerde ise, cinas yapma kaygsnn etkili olmu olabilecei ih timali gz nnde bulundurulmaldr. nk, eklerin genelinde gelien uyuma paralel olarak, bu eklerde de bir deimenin meydana gelmi ol mas gerekir.

bilig, Gz / 2003, say 27

Sonu
Eski Anadolu Trkesinin fonolojik bakmdan gsterdii en nemli zel lik, yuvarlaklk-dzlk ynnden vokal uyumunun zayf olmas ve vokal lerde genellikle bir yuvarlaklama temaylnn bulunmasdr (Timurta 1997: 255). XVIII. yzyl eserlerinden biri olan Halepli Edb Dvn'nda ise, yuvarlaklk-dzlk ynnden vokal uyumunun gelitii ve byk oranda tamamland grlmektedir. Metnimizdeki uyuma girmeyen rneklerin cinas gerei kullanlm olabi lecei dnldnde, vokal uyumu tayan dier rneklerin deeri da ha da artmaktadr. nk airimiz cinas yaparken her trl dil malzeme sini, bu arada kendi dnemi iin eski ve kendi yresi iin yabanc sayla bilecek yaplar da kullanmaktadr. Dilde henz ortaya kmam yaplar kullanm olmas gibi bir ihtimal dnlemeyeceine gre, vokal uyumu bakmndan zellik gsteren rneklerin, dilde yaanan deiimin XVIII. yzyldaki durumunu aka ortaya koyduu kolaylkla sylenebilir. Yukarda yapm olduumuz tespit ve deerlendirmeler, ayn dnemin dil zellikleri zerine yaplm dier almalarla paralellik gsterdii gibi (Develi 1998 a; Develi 1998 b; Duman 1995; Duman 1998), XVIII. yz yla ait metinlerin okunmasnda, kalplam imlya bal kalma yerine, bu dnemin fonolojik zelliklerini esas alan bir transkripsiyon sistemi uy gulamann gerekliliini de ortaya koymaktadr.

66

Mum, Halepli Edb Dvn'na Gre Xv. Yzyl Trkesinin Baz Fonetik zellikleri

Kaynaklar BLGEGL, M. Kaya (1989), Edebiyat Bilgi ve Teorileri (Belagat), 2. bask, stanbul; Enderun Kitabevi Yaynlar. BLKAN, Ali Fuat (1997), Nb Dvn, C. 1, stanbul; MEB Yaynlar. CANPOLAT, Mustafa (1982), Mecm'at'n-Nez'ir, Ankara; TDK Ya ynlar. CEYLAN, Emine (1988), Ana Trkede Kapal e nls, Hacettepe ni versitesi Sosyal Bilimler Enstits Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi. CEYLAN, Emine (1991), "Ana Trkede Kapal e nls", Trk Dilleri Aratrmalar 1991, Ankara, s. 151-165. AVUOLU, Mehmet (1978), Yahya Bey Dvn, stanbul.
DEVEL, Hayati (1995), Evliya elebi Seyahatnamesine Gre 17. Yzyl Osman l Trkesinde Ses Benzemeleri ve Uyumlar, Ankara; TDK Yaynlar.

DEVEL, Hayati (1998 a), "18. Yzyl Trkiye Trkesi zerine", Dou Akdeniz, S. I, s. 27-36. DEVEL, Hayati (1998 b), XVIII. Yzyl stanbul Hayatna Dair 'Rislei Garbe', stanbul; Kitabevi Yaynlar. DLCN, Cem (1995), rneklerle Trk iir Bilgisi, 3. bask, Ankara; TDK Yaynlar. DOAN, Muhammed Nur (1997), eyhlislm Es'ad ve Dvn, stanbul; MEB Yaynlar. DUMAN, Musa (1995), Evliya elebi Seyahatnamesine Gre 17. Yzyl da Ses Deimeleri, Ankara; TDK Yaynlar. DUMAN, Musa (1998), "Damak nszlerinin Klsik Osmanl Trkesi Dnemindeki Gelimelerine Dair", Dou Akdeniz, S. I, s. 1-25. DUMAN, Musa (1999), "Klsik Osmanl Trkesi Dneminde i/e Mese lesine Dair", lm Aratrmalar, S. 7, stanbul, s. 65-103. EDB, Dvn- Edb, Sleymaniye Ktphanesi Es'ad Efendi, Kayt No: 2602.
67

bilig, Gz / 2003, say 27

HALEPL EDB, Dvn, stanbul niversitesi Ktphanesi, Kayt No: T. 124. HORATA, Osman (1992), "Klsik Edebiyatmza Ait Metinlerin Nerin de Karlalan ml ile lgili Baz Problemler", lesam I. Eski Trk Ede biyat Kollogyumu, Ankara, 17-18 Ocak 1992. HORATA, Osman (1998), Esrar Dede Hayat - Eserleri iir Dnyas ve Dvn, Ankara; Kltr Bakanl Yaynlar. KAPLAN, Mahmut (1996), Ne t Divan, zmir; Akademi Kitabevi. KK, Sabahattin (1999), Antakyal Mnf Dvn, Ankara; Kltr Ba kanl Yaynlar. TAHR'L-MEVLEV (1994), Edebiyat Lgati, stanbul; Enderun Ya ynlar. TARLAN, Ah Nihad (1945), Hayal Bey Dvn, stanbul; Yaynlar. TARLAN, Ah Nihad (1967), Zat Dvn, C. 1, stanbul; Yaynlar. TMURTA, Faruk Kadri (1997), Makaleler (Dil ve Edebiyat nceleme leri), (Haz. Mustafa zkan), Ankara; TDK Yaynlar, s. 242-263. YCEL, Bilal (1997), "Adn Receb Dede'nin Tasavvuf Manzumesinde XVII. Yzyl Trkesi zellikleri", Trklk Bilimi Aratrmalar, S. 4, Sivas, s. 57-98.

68

Some Phonologic Features of the 18th (Eighteenth) Century Turkish According to Halepli Edb Dvn
Ar. Gr. Cafer MUM* Abstract: The pronunciation of classical Ottoman Turkish texts is a controversial issue since the cliched spelling did not reflect the changes that took place in language. A number of stdies based on foreign publications in Latin script and some exceptional cliched misspellings have been conducted to account for the phonetic fe atures of the period. The study is an attempt to characterise some 18th century phonetic features, based on the of use of cinas (= homophonic ryming) in Halepli Edb Dvn. Key Words: Divan Literatre, Halepli Edb, Cinas (= homophonic ryming), 18th Ottoman Turkish, phonetic features.

* Hacettepe niversity Faculty Of Letters /ANKARA caferimum@yahoo.com bilig Gz / 2003 say 27: 51-70 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

70

Ouz Yurdu Romannda Toplumsal Bilindnn Grnt Dzeyleri


Prof.Dr. Ramazan KORKMAZ* zet: Trkmenistanl yazar Annaguli Nurmemmet'in ilk roman olan Ouz Yurdu (1999), Ouz soyunun tarihsel varolu mcade lesini anlatr. Tarihsel dokusu, toplumsal bilindnn arketip deerleri zerine kurulan Ouz Yurdu, genel itibariyle simgesel anlamda yrnen bir yol romandr. Eser, yatay boyutta d dnyaya, dikey boyutta ise, insann kendi iine yapt yolculuu konu edinir. Toplumsal bilin d (collective unconscious)na ait yaatc deer leri arketip olarak temsil eden Ouz Han, imdi de, Seluk Bey aracl ile grnr hle gelir. Ouz soyuna ait toplumsal bilind, kavramsal dzeyde 'ad alma', 'sefer klma', 'dnyaya dzen verme' ile, simgesel dzeyde ise "aan', ' altn yay' ve 'gm oklar' gibi nesnel deerlerle ortaya kar. Romann ba kiisi Seluk Bey, toplumsal bilindnn mitik sim geleriyle imdiki zaman bilincinin bulumasn salar. Yazar Annaguli Nurmemmet, bu romanla farkl zaman ve mekan lardaki Ouz soyunu, aydnlk bir kimlik bilinci etrafnda birle tirmek ister. Anahtar Kelimeler: Ouz arketipi, tagan, toplumsal bilind, ad verme, mit, tarihsellik

* Frat niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi / ELAZI rkorkmaz@firat.edu.tr

bilig Gz / 2003 say 27: 71-83 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

A- Toplumsal Bindnn Grnt Dzeyleri ve Ouz Arketipi Romanda sembolik karakterli isel yolculuun kii olarak temsilcisi Sel uk Bey'dir. Ouz Yurdu'nda iice gemi farkl zaman biriminden "imdiki zaman" temsil eden Seluk Bey, mitik zamanla (Ouz Han), reel zaman (ar ve Turul Beyler) ayn dzlemde buluturan bir ilevle karmza kar. Bylece grnrde, yetim kalm torunlarn koruyan, onlara gemii an latan Seluk Dede, gerekte, atalar ruhuna ait deerlerin nesiller arasnda ki geiini salayan problematik bir bilin kimliine dnr. Bu aydn bilin, mitik gemi ile gelecei imdi'de buluturarak, gelecek nesillere mit motoriinin dinamik enerjisini aktarr; Ouz Han'n "altn yay", "g m oklar", "tagan", torunlarna verdii damgalar, ongunlar, dnyaya bak, Seluk Bey'in yorumuyla gelecekle (ar ve Turul) bulumak tadr. levsel balaycl ile Seluk Bey, Korzbiski'nin syledii "time binders" bir karakterdir. Yaltk ve skk zamanlar, onun varlnda biribirine eklenir ve bylece insan, zaman kendine dntrm olur, tarihselleir. Tarihsellemek, farkndaln kavrayan insann dnyadaki en etkin ve en soylu eylemidir. Drt bir yan tehlikelerle evrili olarak dnyaya alan insan, atalarn, gemiini anarak kendi iinde oturmay renir. Kendi iinde oturmay renemeyen bireyler ve toplumlar, dnyaya tutunmay ve oturmay da beceremezler. Ruhsal anlamda kendi iine oturma, tarihselleen insann drt farkl bellek mekanna birden alarak, yzlerce yllk dnya deneyi mini iselletirmesidir. Bu iselletirme, bireyi yerin ktlklerinden ve gn gazabndan korur, yitip gitmesini nler. Seluk Bey, torunlarna Ouz Ata'y ve onun etrafnda oluan mitik dn yay anlatarak, ar ve Turul'un salkl bir ekilde kendi ilerine otur may renmelerini salar. Bu anlat ekseni, sradan bir ykleme (fction) deil, bilinli bir aydnlatma srecidir. ar ve Turul'un kendilik deerleri ile kuraca ruhsal iliki, onlarn dnyaya tutunmalarn daha da kolaylatracak ve yitip gitmelerini nleyecektir.
72

Korkmaz, Ouz Yurdu Romannda Toplumsal Bilindnn Grnt Dzeyleri

Ouz Yurdu roman dikkatle okunduunda, Ouz Han'n gerek bir ka rakter olmaktan ziyade bir topluma ait bilin ve bilind deerlerin kiilemi biimi olduu grlr. Jung, arketipleri, ortak bilindn olutu ran yapsal eler, diye tanmlar ve insann fizyolojik anlamda nasl geli me ve byme potansiyeli ile douyor ise ruhsal anlamda da belli bir ge lime ve yetkinleme potansiyelini iinde tadn, beraber getirdiini syler (Jung 1997: 30). Bu noktada ocuk beyni, bir "tabula rasa" deil dir. Onun, bireysel deneyimleri ile ekillenirken ontogenek geliimi, as lnda iinde doduu, daha dorusu iine doduu ve insan rknn varl ndan beri geirdii aamalar ieren filogenetik birikim zerine kurulur. Jung, bireysel bilinle ilintili olan benlik bihncinin, denizde yzen bir ge miyi anmsatrcasna rksal bilindnn engin sahas zerinde yzdn syler (Jung 1997: 42). Kkensel/flogenetik bilind, bireysel bilinleri epeevre sarmtr ve bireysel bilind kkensel bilindnn minyatr ve ok zel bir grnmdr. Filogenetik birikim ise, ruhsal yapnn karanlk ve bilinmeyen blmne ait olduu iin kendisini daima "simgeler"le amlayan arketipler dze yinde karmza kar. Buradan hareketle Ouz Yurdu romannn ana arketipinin Ouz Han ol duunu syleyebiliriz. Ouz Han, somut bir kiilik deil de daha ok; ad veren, ongun datan, lkye ynlendiren biimlendirici enerjidir. Bu enerji ile temasa geen nesiller, tarihsellik kazandklar gibi, daima kendi lerini yeniden kurma ansna da sahip olurlar. Seluk Bey ise, mitik gndergeli Ouz arketipinin stilize bir figrdr. Seluk bahadr, mitle gerei buluturarak zamanla tm deimeler iin deki deimez(ler)'e iaret etmek ister. ar ve Turul kardeler ise, fi logenetik deneyimlerin daha kiisel bazda somutlat tiplerdir. Bu iki karde, bir bakma miti geree dntrerek salamasn yapan kiilik lerdir. O hlde Seluk Bey'in aktard ve ar ve Turul Beylerin gereklik kazandrdklar tarihsellii salayan deerler dizgesi, bellek meknlar ve arketipsel simgeler nelerdir?
73

bilig, Gz / 2003, say 27

B- Varolu Kesinliimiz: Admz/ Admz Dnyamzdr Ouz arkepinin kavramsal dzeyde amlanmasn salayan en nemli et kinliklerden birisi 'ad verme' geleneidir. Ad verme gelenei, deneyimsel ve kltrel bellei ayn anda birletiren youn bir kimliklendirme ve bi linlendirme etkinliidir. Kiinin kendini yaad topluma kabullendirme si iin, grnr bir baar kazanarak adn hak etmesi/almas zorunludur. Kii, kendi adn bulmas/almas ile dnyadaki varln kesinler, dnya yznde kendine bir 'yer" edinir. Sembolik anlamdaki bu 'yer edinme' ynelimi, ruhsal olarak bir yeniden dou saylabilir. Mitik gndergeli bu yeniden dou klt, bireyi, ona tarihselliini salayan kltrel bellein aydnlk ve gizemli zenginliine tar. Romann arketip karekteri Ouz Han, bu yzden tarihsellie ok nem verir. O, torunlarnn zaman seli iinde yitip gitmemeleri iin onlara yap tklar ilere gre (Akevli, Karaevli, Kala, Karluk vb.) adlar verir, dam galarn ve ongunlarn semelerini salar. "Her yedi gbekte bir nesil ba nn ad tekrarlansn!" (OY, s.89) der. Bylece ad, kiinin dnyadaki ye rini ve netelini belirten bir kimlik dosyas biimine dnr. Ne var ki, Ouz Han'n yalnzca onad bu dosyay, bireyin kendisi oluturmak zo rundadr. Zira adsz kalmak, varln/yaadn kantlayamam kiinin toplum iinde "yersizlii"ni de gsterir. nsann dnyadaki en nemli tu tunma noktalarndan birisi olan ad(lar); hazr, tketilecek birer fenomen deil, kiinin varln kantlayacak bir eylemle kazanaca, hak edecei bir deerdir. Bu durum, fizyolojik olmasa da ruhsal adan bir yeniden doutur. Kii "ad almak" iin yapt eylemle kendini yeniden dourur ve sosyal kabul grr. Kimlii onanmam birisi, kaostan kozmosa geememi yar l bir varlktr, ekilsizdir. Birey, kaostan kopan ynyle, bir bakma sosyal orta ma kendini yeniden dourmu olur. Tinsel anlamda yeniden doan bireye trenle ad verilir ve bu kii, onanm kimlii ile dnya yznde 'bir yer'e sahip olur. Ouz Han'n yani mitin deimez bir gerek olarak ne srd bu gelenek, kiiyi kkensel bilindnn yaatclna tar. Tek tek lml olan insan, mitik deerlerle her balantya geite, toprakla temasa getiinde yeniden dirilen mitik kahraman Antheus gibi lmszleir.
74

Korkmaz, Ouz Yurdu Romannda Toplumsal Bilindnn Grnt Dzeyleri

Bu balamda 'ad verme' veya 'ad alma'y, bireyin bir hak ediler manzu mesi etrafnda ve sosyo-psiik anlamda kendini yeniden dourmas ve kendilik deerlerini ieren bir kimlik/benlik dosyas hazrlamas ii olarak deerlendirebiliriz. lk yazl metinlere dikkat edilirse, Trk toplumunda hi kimsenin kendi ni hazr bir adn altnda tanmlamad grlr. Orhun yaztlarnda Bilge Kaan kendini; "Tengri teg Tengride bolm Trk Bilge Kaan bu dke olurtum" (Tekin 1995: 35). diye tanmlarken, dier kiileri de Kl Tigin, Tadk or, Ibara Yamtar (Tekin 1995: 47) eklinde yaln adlar (veya ni teliklerini belirten sfatlaryla) anar. Dede Korkut anlatlarnda ise, yk balangcnda zaman zaman "Kanl Koca-olu Kan Tural", "Uun-Kocaolu Seyrek" vb. ekillerde bir ka defa "-olu" tanmlamas kullanlsa da, anlatnn esas blmnde kiiler, daha ok Ouz gelenei dorultu sunda "Kyan Seluk, Baat, Deli Dumrul, By kanl Bgdz Emen, Konur Koca Sar oban, Uruz Koca, Bey Beyrek" gibi sfat-adlar ile be lirtilir. Kiinin baba ve soy ad silsilesi ile anlmas, zannediyorum Arap gelene inin IX. X. Yzyllardan itibaren Trk kltrne yap bir etkinin r n olmaldr. Bunun ilk rneklerini de Dede Korkut yklerinde grmek teyiz. Fakat romanda Ouz Han, gerekli frsat bulamad iin adsz kalan genleri/yiitleri de iterek, dlayarak toplumsal bir yaraya dntrmez. Onlar bilgece bir yntemle rgtleyerek "vahi ve karanlklar diyar"na sefer dzenler (OY, s.418-428); Nitekim daha nce frsatn bulamayan genler, bu bilgece tasarrufla yaadklarn kantlamann frsatn yakalar ve gsterdikleri aba ve hnerleri dorultusunda ad alrlar; "Olan yerin de zplyordu. En gzel ad kendi gc ile almt." (OY, s.427) Ouz'un, ad alamad iin bir bakma psiik tkanma yaayan genleri bir tr 'oryente etme' ynndeki bu bilgece tavr, ok ynl bir saaltm amac tad gibi kiiyi kendisi hakknda bilinlendirerek onun sosyopsiik adan yeniden doumuna da refakat eder. Zira Ouz Han, "Neslin adsz kalrsa, cihana sahip olsan da ne fark eder?" (OY, s.442) diye d nmektedir ve biyolojik doumun insann tamamlanmlna hi bir za75

bilig, Gz / 2003, say 27

man gnderme yaptna kani deildir. Psiik doum iin ise, bireyin mut laka kendi olarak dnyaya atlmas, kayg duymas ve ac ekmesi gerek lidir. Bu durum, gerek anlamda bireyin, 'kendini kurma', 'zn geli tirme' gibi ontolojik sorunlarna gnderme yapar. Ouz Yurdu'nda geen 'karanlklar lkesi' de yine simgesel anlamda, ki inin kendisiyle dnya arasndaki engellere gnderme yapmaktadr. Kii, bu engelleri yok saymak veya onlardan kamak yerine, zerine gidip on lar aarak, adna erimekle ykmldr. Dnyaya braklan kiiyi ad, vahi ve karanlk bir diyarda (bihnmezlikte) beklemektedir. Kii, eylem ak ile bilgi akni birletirerek karanlklar aydnlatmak, kaosu kozmosa dntrmek zorundadr. Bilinmezlik 'bili nir' klndnda, kii, dnyann dzensizliinden kopard parada ken dini gerekletirmi olacaktr. Bu tutunma noktas bireyin addr. Ad, dn yaya kar alnan tavrn niteliini ve ynn de belirler. Ad alma, bylece bir alan ama bir yer edinme eylemi olduu kadar, ev reyi dnyalatrma abasna da dnr. evre dnyalaka kiiolu da insanlar. Eylem ve bilgi aktlerini birletirerek ulalan ad, bireyin dnya s olur. Adszhk ise, karanlklar iinde kalm, hi bir yaratc potansiyeli nin farknda olmayan ham nitelikli kiilik deerlerine gnderme yapar. Ouz soyunun ad alma abas, evreyi dnyaya, lm lmszle d ntrme abasnn metaforik bir grndr. C- Mit Motorii ve Arketipel Simgeler Arketipsel simgelerin banda Ouz'un "Altn yay" ve" gm ok"unu sayabiliriz. Altn yay: Ortak bilindna ait gelime, yaylma ve dnyaya hakim ol ma arzusunu simgeler; "eksen dnya gibi geni(leyen)" (OY, s.85) altn yay, merkezi tagann bulunduu yer'den tm dnyay kapsayan bir varo lu lksne gnderme yapar. Oku hedefe gnderen yaydr. Okun kt yerin salaml hedefin gereklemesiyle dorudan balantldr. ar ve Turul Beyler, Ouz Han geleneini onlara aktaran Seluk ocandan dnyaya karlar. Roman karakterleri, en zor zamanlarda yine atalar ruhu76

Korkmaz, Ouz Yurdu Romannda Toplumsal Bilindnn Grnt Dzeyleri

nun barna ocaa dner ve oradan g aldktan sonra yeniden gm ok lar gibi dosdoru hedefe uarlar. Gm oklar, hedefe yneliteki kararl l ve durdurulamazl simgeler. Bu yzden tagann bulunduu Takkale adl yerleim birimi, Altn Yay'n bulunduuna iaret eden bir ocak klt nitelii kazanr. Yce dalarla sonsuz ln bulutuu bir yer olan Takkale'ye snan ar ve Turul kardeler, varlklarnn ilk ciddi snavn burada Sultan'n kendilerinden kat kat stn ordusuna kar verirler ve ilk zaferlerini kazanm olurlar. Takkale, Altn Yay'n yani mit motoriinin bulunduu yerdir. Bu kutlu ocakta atalar klt ile temasa geerek mitik enerji depolayan roman ka rakterleri, Takkale zaferinden sonra gm oklar gibi yeni ve kutlu hedef lere uacaklardr. Tagan ise, romandaki en nemli mesaj ykl objelerden birisidir. Tagan, gemi zamanlar yeniden canlandran yarac bir simgedir; nesilleri biribirine balar ve ders verir. Aktard anlam ile, zamann ypranmln ortadan kaldrr ve Ouz soyu, Tagan eafnda yeniden toplarken asln da Ouz Ata'nn manevi miras eafnda btnlemi ve lk kutsal kal k' ile 'imdi' arasndaki ypranm zaman ilga etmi olur. Bylece, sem bolik anlamda 'yeniden dou' hazrlanr.. Ouz soyu, en zor zamanlarda 'Tagan' eafnda toplaarak mitik rol ve g dnlemesinde bulunur. Tagan, mitik enejinin imdi'ye tanmasn da en nemli anlam aktarclardan birisidir. Ouzlar Tagan'n yklenmi anlamn bir mani ile okurlar; "Tagan aya olur Birbirine g olur Eer biri yklsa kisi de hi olur." (OY, s. 91) Ouz Han, temel deer zerine ina ettii dnya grn simgeleyen Tagan'n ierdii rtk anlam yle ifade eder; "Bunun bir aya sizsiniz, diye oban gsterdi. Bir aya ise, zerinde durduumuz topramzdr. teki aya kurduumuz devleti ykseltecek dncelerimi zin ba tacdr." (OY, s.79)
77

bilig, Gz / 2003, say 27

Ouz soyunun varl bu temel zerine kurulur; halk, yurt ve dev let/devlet kuran zgr bilin. Ouz Ata'dan kalan simge dir(i)lii, birlii ve dayanmay iaret etmek tedir. Atein yanmas, an olmas ve ocan ttmesi iin Tagan'a sahip klmas gereklidir. Tagan, Ouz Ata'nn egemenliini, yer ve gk arasn daki uyumu da temsil etmektedir. Bu kutsal deere sayg gsterilmeli ve anlam gelecek nesillere aktarlmaldr. Bu yzden Seluk Bey, torunlar na son olarak Ouz Ata'nn taganna birlikte sahip kmalarn tavsiye eder (OY, s.321). Bu vasiyet rtk anlamda, Seluk Bey'in kendisinden sonra ynetimi kimin alacana ve Ouz Ata'nn ocan kimin tttrece ine de iaret etmektedir. Trkmenler, Tagan' Seluk Bey'den alan a r ve Turul'un etrafnda toplanrlar. Bylece Tagan'n 'temsil yetkisi be lirleme' gibi anlam aktarc gizli bir ilevi de ortaya kar. Tagan, bu ileviyle atalar ruhunun barna bir ocak'r. Yere ve ge ait itenlik deerleri bu ocak etrafnda toplarlar. Ocak kartlklarn uyumu, farkl dnyalarn ibirlii iinde bulunduklar yerdir. Mit ve gerek de bu ocakta buluur ve zaman iinde deimez olan insani hakikatleri ortaya karrlar. Atalar ruhu bu ocakta oturmaktadr. Bu ocak (Tagan), gerek an lamda lmsz Antheus'un topra ilevini stlenir. Ouz Yurdu romannda dramatik atmay salayan deerler dnyasn KORA emas ile yle grntleyebiliriz;
lkdeerler Kiisel grnm Ouz Han, Seluk Bey, ar ve Turul Beyler, Arlar Bey, Gayl Aa vd. Kendisi olma, ad alma, bir Adsz kalma, ikiyzllk ihanet, lik olma, cihana yn verme, namertlik, lksz olma atalar ruhuna sayg, lk Altn Yay, Gm Ok Tagan, Gk Boz A, Gk Tanr, Ouz Han Karanlklar lkesi, zindan, Kardeerler

Kavramsal grnm Simgesel grnm

Romanda toplumsal bilindn temsil eden en nemli kavramsal deer lerden birisi de atalar klt'dr. Tagan, yani ocak, atalar ruhunun toplan d ve gelecee uzand bir bir deerdir.
78

Korkmaz, Ouz Yurdu Romannda Toplumsal Bilindnn Grnt Dzeyleri

Ocakta barnan atalar klt, yalk ve skk zamanlar biribirine balayan ynyle tam bir zaman kurucu (time binders) nitelik arzeden Seluk Bey, aracl ile imdide grnr. Eyaya saklanm olan atalar ruhu, kendisiy le temasa geirmedike aa kmayan tinsel gndergeli deerler dizgesidir. Bu yzden Seluk Bey, ldkten sonra da sze dnm biimiyle olu ve torunlarnn ruhlarnda yaar, onlara yol gsterir. Szgelimi, Sel uk Bey'in cenaze treninde olu Arslan Han, kafasn istila eden dnya karmaasndan iinde tad babasnn szleri ile kurtulur; "Olum dev let ykd diye tahtna koma. (..) Devlet dediin z ocuun gibi olmal dr. Her eyiyle kendin gibi olmaldr. Onu kendin dourup bytmeli sin!" (OY, s.349) Aslnda Seluk Bey, atalar kltnn yaayan bir rneidir. Bu silsile y le devam eder;

Gk Tanr > Ouz Ata > Boz Atl >Korkut Ata > Seluk Bey > ar ve Turul Bu silsilevi dnmn tanrsal nitelii, Gayl'nn dnnde beklenen Bozatl'y temsil eden Seluk Bey'e sylenen "Boz Atl day sen gkten geldin deil mi?" (OY, s.214) ifadesinde aka ortaya konmaktadr. Gk ten gelme, ycelik alglarnn mekn olarak kabul edilen "tanr" dnce sine yaplan bir atftr.

79

bilig, Gz / 2003, say 27

Ouz Han, Gk Tanr'nn yeryzndeki temsilcisi olarak temel yaatc il keleri kendinden sonrakilere iletir. Ouz Han, mitin tayc ve yaatc enerjisidir ve yerle g, yaamla lm, sonlu ile sonsuzu varlnda bir letirir. ldkten veya zaman tesine ekildiinde ise, sze/treye/ritele dnen varlyla yaamaya devam eder. Nitekim Ouz arketipi, soyunun dikkat etmesi gereken yedi ana ilkeyi de u ekilde belirler; 1: Ad, 2: Yer-yurt, ocak, 3: damga, 4: Ku/ongun (v gn s.87)., 5: At rengi, 6:Et, 7:Oturu ekli (onolu 2001: 357) Toplumsal tahayyl gstergeleri olarak karmza kan mit, kimliklendirici bir bilinle etrafn ekillendirmektedir. Fakat bu yedi vasiyet, dondu rulmu bir belirleyii deil, bilindnn her zaman yeni anlamlara ve okumalara ak retken yapsna iaret etmektedir. Bilin her zaman beli trden "temsilciler'le balantldr. Bilincin aksine bilind srekli hareket halindeki bir enerji alan, bir kuvvet alandr. O igdlerin, drtlerin enerji alandr (Leledakis 2000: 163). gd deil, onu temsil eden fikir bilincin nesnesi olabilir. Bilind bir enerji olmakla birlikte her zaman "temsilciler"le kurduu bir iliki araclyla i grr. Jung, kiisel bilindnn temelinde, insan rknn gemi deneyimlerinin "depolad" bir "kollektif bilind" nosyonunun gndeme getirir. Kollektif bilind (collective unconscious), sezgi, alg ve idrakin doutan gelen biimleri olan "ilk rnekler"in kayna, btn psiik srelerin zo runlu belirleyicisidir (Jung 1919: 157). Annagulu Nurmemmet, Ouz Yurdu romannda, Ouz arketipini konu turarak, Trk ulusunun varolu dinamiklerini amlamaya alr. Gemi zamanla aydnlk bir bir ruh hli ile iliki kuran yazar, bylece onun ier dii deerlerle birlikte yeniden ortaya kmasna zemin hazrlar. Tarihsellik, bireylerin ve toplumlarn kimlik nosyonlarndaki en vazgeil mez unsuru oluturmaktadr. Yazar bu romanla, farkl zaman ve mekan larda biribirinden ayrlm, uzak dm kii, topluluk ve boylar, ortak bilindnn yaratc mitik enerjisi etrafnda toplamaya alr.

80

Korkmaz, Ouz Yurdu Romannda Toplumsal Bilindnn Grnt Dzeyleri

Aklamalar
* Bu makale, 28 Nisan 2002'de Ankara'da dzenlenen "Avrasya Sanat-Edebiyat Yldzlar Uluslararas Sempozyumu"na tebli olarak sunulmutur.

Kaynaklar onolu, Salim (2001), Annagul Nurmemmet'in Romanlar, Ankara: Devran Yaynlar. Jung, C.G. (1919), Instinct and he Unconscious, London: Collected Works. Jung, C.G. (1997), Bilin ve Bilinaltnn levi, (ev. Engin Bykinal), stanbul: Say Yaynlar. Leledakis, Kanakis (2000), Toplum ve Bilind. (ev. Abdullah Ylmaz), stanbul: Ayrnt Yaynlar. Nurmemmet, Annaguli (2001), Ouz Yurdu, Ankara: Devran Matbaaclk. Tekin, Talat (1995), Orhon Yaztlar, stanbul: Simurg Yaynlar.

81

Level of Collective Unconscious in Novel "Oghuz Yurdu"

Abstract: Annaguli Nurmemmet, the novelist of Trkmenistan, telis the struggle of historical existence of Oghuz tribe in his first novel Oghuz Yurdu (Oghuz Homeland). Oghuz Yurdu is a novel based on the values of collective uncons cious. The novel telis both the outher world in horizontal dimension and a journey to explore the inner world of the human beings. Oghuz Khan having the archetypel character represents the collec tive unconsciousness and at the present he is seen as Seljuk beg in this novel. The collective unconsciousness of Oghuz tribe exist at conceptual framevvork as "giving name", " giving order to the world" and at symbolic level as trivet (tagan), "golden bow" and "silver arrows" Seljuk Beg the protoganist character of the novel connects mytical symbols of collective unconsciousness with the consciousness of the present time. The novelist Annaguli Nurmemmet, wants to connect Oghuz tribe at different time and place around the consciousness of identity. Keywords: Oghuz's archetype, mytical thought, trivet (tagan), gol den bow, sil ver arraovvs, collective unconsciousness

* Frat University Of Letters / ELAZI rkorkmaz@ irat.edu .tr

bilig Gz / 2003 say 27: 71-83 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet Akif Ersoy'un "anakkale ehitleri"


Yard. Do. Dr. S. Dilek YALIN-ELK* zet: Bu makalede, Mehmet Akif Ersoy'un anakkale ehitleri isimli iiri tahlil edilmitir. Bu tahlil denemesinde, airin tarihsel gerekleri nasl epik bir anlatma dntrd aratrlmr. i ire iten yaklalm, konu snflamas yaplm, metindeki grsel nitelikler, ses ve grnmler tek tek kartlarak bunlarn sonucun da sinemaya has unsurlar ve epik iir arasnda bir ba kurulmaya allmtr. iir, tasvir ve tahliller asndan baarldr ve gl bir grsel malzemeyi iinde barndrmaktadr. Anahtar Kelimeler: Mehmet Akif Ersoy, anakkale, anakkale ehitleri, Trk iiri, Sinema-edebiyat ilikisi. -ehit Rfat elik'in ans nnde, tm ehitlerimize... anakkale Geilemez... Osmanl mparatorluu, I. Dnya Sava sresince bir ok cephede fiilen savayordu. Bu cephelerden birisi olan anakkale, belki de mparatorlu un kaderini belirleme konusunda, en nemli blgeyi oluturuyordu (Ergder, 1939). nk, tilf Devletlerinin, Osmanl mparatorluunu saf d brakmak iin dzenlemi olduklar bu harekt, I. Dnya Sava'nn stratejik asker faaliyetlerinden biriydi. Osmanl mparatorluunun Al manya yannda savaa girmesiyle zor durumda kalan ngiltere ve Fransa, bu harekt zorunlu grmlerdi. Osmanl mparatorluu yenildii takdir de nce Boaz'lar ve stanbul, sonra btn Anadolu dman kuvvetleri nin eline geecekti (Bakiler 1986: 7).
* Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / ANKARA sdilek@hacettepe.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 85-106 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

Erturul ve Seddlbahir tabyalarna ngilizler, Kumkale ve Orhaniye tab yalarna da Franszlar, 3 Kasm 1914 tarihinde henz Osmanl Devletine resmen sava iln etmeden saldrdlar. 17 Mart 1915 gnne kadar belirli aralklarla saldrda bulunan tilf Devletleri, Erturul ve Orhaniye tabya larn yok etmelerine ramen kesin bir sonu alamadlar. Asl kan, 18 Mart 1915 tarihinden sonra dklmeye balad. Sadece deniz kuvvetleriyle sonu alnamayacan anlayan tilf Devlet leri, karada arpmak amacyla bir donanma kurdular. Grnte Fransz ve Almanlardan oluan donanma, gerekte tam bir rklar, renkler ve din ler curcunas olmutur. lerinde yabanc lejyonerler, Afrika'dan Zovaveler, Hindistan'dan Gurkalar ve Sihler, Rum ve Doulu Yahudilerden i ta burlar, Fransz ve ngiliz denizcileri, sko, ngiliz, rlanda birlikleri, Ye ni Zelanda ve Avusturyallar (Anzaklar), Orta Dou ve Kuzey Afrika Araplar yer almtr. tilf Devletleri, Avustralya ve Yeni Zelanda askerlerinden oluan kolor duyu Arburnu'na, ngiliz ve Fransz kuvvetlerinden oluan orduyu da Seddlbahir'e karttlar. Beinci Ordu htiyat Tmeni Kumandan Mus tafa Kemal, 57. Alay ve 27. Alayn nemli bir ksm ile Arburnu, Ece abat, Kanhsrt, Ykseksrt, Seddlbahir, Zndere-Eski Hisarlk, Sivritepe ve Merkeztepe'de bu ordulara kar taarruzda bulundu. anakkale'nin geilemez olduunu anlayan dman birlikleri, 259 gnlk bir arpma dan sonra, 19-20 Aralk gecesi Anafartalar ve Arburnu cephesinden, 8-9 Ocak 1916 tarihinde de Seddlbahir'den bir daha gelmemek zere ekil mek zorunda kaldlar (Steel ve Hart 1997). Boaz'da her iki taraf da, ok byk kayplar vermitir. anakkale Sa valarna katlan Trk kuvvetlerinin 700.000 kiiden olutuu ve ksm ksm kullanld dnldnde, Trk ehit saysnn kesin olarak be lirlenmesi zorlamaktadr. Buna gre ehit saysn kimi kaynaklar 190.000 kimi kaynaklar da 350.000 kii olarak vermektedir. ngilizler 213.980, Franszlar ise 47.000 askerini, bu toprakta brakmlardr (Kur un 1993: 205-208). Bu ac kayplar sonucu anlalmtr ki: "anakkale geilemez !".
86

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

anakkale'de Yazlan Destan... mparatorluun savat cepheler arasnda yer alan anakkale, Trk tari hinde unutulmaz derin yaralar brakmtr. airler hatta devlet adamlar bile bu konuda iirler, destanlar yazmlardr1. rnekleyecek olursak; d nemin padiah Sultan V. Mehmet Reat, anakkale Sava iin be beyitlik bir gazel kaleme almtr. air Saf Efendi tarafndan Arapaya man zum olarak evrilen bu iire, dneminde birok tahmis ve nazire yazlr. Yahya Kemal'in "Tahms-i Gazel-i Hmyn" adl iiri de, bu konuda ka leme alnan iirler arasnda en tannm olandr. Abdlhak Hamid'in, "lhm- Nusret" adyla yazd yetmi beyitlik bir i irle, Rauf Yekta Bey tarafndan bestelenen "Mill Tekbir" isimli iiri, a nakkale Savalarn anlatr. Ziya Gkalp, hece vezniyle on be ktahk "a nakkale" adl hamas bir iir yazar. Ahmet Nedim'in "anakkale'nin l mez Hatralarndan" st bal ile yaynlad "Namaz" adl iiri, Kanlsrt'ta nbetine koan bir askerin macerasn anlatmaktadr. dris Sabih'in, anakkale'de len kardei iin kaleme ald "Kardeime" adl iir, hece vezniyle yazlmtr ve dramatik bir yapya sahiptir. Sleyman Nesib, "a nakkale Sahne-i Harbi"; Necmettin Halil Onan, "Bir Yolcuya"; Enis Behi, "Ordunun Duas", "anakkale ehitlii'nde"; Cell Sahir, "Ordunun Duas"; Hakk Sha Gezgin, "Siperlerde", "Nbeti ve Yldz", "Siperden Mektup"; Hfz Tevfk, "anakkale'ye Giderken"; brahim Aleddin Gvsa, "anakkale zleri"; Mehmet Emin, "Ordunun Destan", "Orduya Se lam"; Faik Ali Ozansoy, "Kal'a-i Sultniyye Mdflerine" iirleri2 bu ko nuda yazlm, hemen akla gelenler arasnda yer almaktadr. anakkale Savalar hakknda yazlan iirler arasnda, belki de en trajik olanlar, estetik deer asndan zayf olmakla birlikte, savata ehit olan genlerin zerlerinden kan manzumeler 3, hatra defterlerinde tuttuklar notlar ve anlardr. Boyabatl mer olu Mustafa adl bir ehidin stnden kan, "anakkale Destan" adl iir, bu tarz yazlm iirler arasnda en fazla bilinenidir. anakkale Savalarnn zerinden yllar gemesine ramen, Cumhuriyet yllarnda da, bu konuyu ileyen iirler yazlmaya devam edilmitir. Son yllarda bu iirlerin topland, antolojilerin4 yaynlandn grmekteyiz.
87

bilig, Gz / 2003, say 27

Yukardaki verilen aklamalar, anakkale Savalarnn Trk aydnn ne derece derinden etkilediini, acsnn yllar gese de unutulmadn kant lamaktadr. Dkmn vermeye altmz iirler arasnda, en gzel ve en gl iir kukusuz Mehmet Akif Ersoy5 tarafndan yazlmtr. Yaratlma Sancs: Bir Destan Douyor ... Mehmet Akif, anakkale Savann balad gnlerde, Harbiye Nezare tine bah Tekilt- Mahssa tarafndan grevlendirilerek Almanya'nn Berlin kentine gnderilmitir. Ardndan yine ayn grevle Arabistan'a gemitir. Mehmet Akif, Berlin'de grevli olarak bulunduu dnemlerde, anak kale Savalar henz balamt. Ayn gnlerde Binba mer Ltfi Bey de (anakkale ehitleri adl iiri ithaf ettii kii) asker mhimmat ile ri iin Berlin'de bulunmaktayd. Mehmet Akif ve Binba mer Ltfi Bey sk sk bir araya gelmiler ve anakkale Savalar hakknda konu mulardr: "Bu zat, anakkale Savalar 'nn ilk gnlerinde, Akif ile her karlatnda, onun byk bir heyecan, endi e, mit ve korku iinde "mer Bey, bu anakkale ne olacak?" diye sorduunu, kendisinin de "Allah bilir ama vaziyet tehlikelidir. Askerlik noktasndan dn lnce mit yok. Ancak fen kaidelerinin haricinde, fev kalbeer bir ey olmal ki dayanabilsin" diye cevap verdiini anlatmtr. mer Ltf Bey hatralarna, unlar da ilve eder: "Ben byle dedike 'Eyvah, son istinadghmz da yklrsa ne olur?' diyerek gzlerin den yalar dklmeye balard. anakkale iin ala mad gn yoktu. Ben kavaid-i harbiyyeden bahsettik e can sklrd. Onun byle eylere tahamml yok tu. "(Okay 1990: 170), Gnnn deerlendirmelerini lkesinden uzakta da olsa dikkatle izleyen Mehmet Akif, anakkale konusundaki ilk izlenimlerini, henz sava de vam ederken Safahaf da. yer alan Asm adl kitabn son ksmlarnda yazar.
88

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

Duyduu tm ac haberlere ramen anakkale'de dven Mehmetikle re dayanmalarn telkin eden Mehmet Akif, iirinin sonunda yle haykr maktadr: "Cihan yklsa emin ol bu cephe sarslmaz!". Bir belirsizlik ve karamsarlk iinde olan air, anakkale Savann kazanlacana emin ol may ve zafer kazanmay istemektedir. Bu inanla iirini, zafer nidas ile kaleme almtr. Mehmet Akif, iiri yazdktan sonra anakkale zaferinin haberi kendisine ulamtr. "Zaferden sonra, Bakumandan vekili Enver Paa, mparatorluun btn yakn ve uzak kelerine, a nakkale zaferini mjdelemeye balad. Enver Paa, "Tekilt- Mahsusa Reisi" Kuuba Eref Bey'i de arad. Kuuba Eref Bey, Anadolu-Badat demir yolunun en son istasyonu olan El Muazzam'da bulu nuyordu. (...) Haber Hicaz yolunda, El Muazzam istasyonunda bir bomba gibi patlad. Orada bulunanlardan biri, Kuu ba Eref Bey'in boynuna atlarak, hkra hkra alamaya balad. (...) Bu olayn devamn Kuuba Eref Bey yle anlat yor: 'Ay bedir halindeydi. l gecelerinin parlak yldzl semasn, zaferimizin erefine aydnlatan ayn bu efsa nev klar altnda, Mehmet Akif bu gnei unuttura cak kadar parlak l gecesinde sabahlad. stasyon bi nasnn arkasndaki hurmaln iine ekildi. Sadece hkrklar duyuyorduk. li, derin hkrklar... (...)' Sabahleyin, vazifesini tamamlam fanilerin az kula nasip olan rahatlyla yzme derin derin bakt: Ar tk lebilirim Erefi dedi. Gzlerim ak gitmez." (Ba kiler 1986: 8-9).
89

bilig, Gz / 2003, say 27

anakkale zaferi zgrle giden yolda ilk adm olmutur. Mehmet Akif, bu zaferden sonra, Mill Mcadele zaferini de yaamtr. Bu heyecan ona, bu kez bir baka destan olan stikll Mar'n yazdrmtr. anakkale ehitleri Bir sava destan olan anakkale ehitleri bamsz, tek bir iir deildir. Bu metin Saf aha? m. alnc kitab olan Asm'da, herhangi bir blmleme ye gidilmeden yer almaktadr. Her ne kadar anakkale ehitleri kendi iinde bir kompozisyon ve anlam birliine sahip bir iir ise de, aslnda Asm''m iinde ve kitabn btnlne de baldr. lk olarak, 10 Tem muz 1924 tarihinde, Sebl'r-red dergisinde (no: 608, XXIV, 145), "Asm'dan Bir Para" adyla yaynlanr. iir, ayn zamanda anakkale ehit ve gazilerine hitap ettii iin "anakkale ehitleri" adyla anlm tr. Asm, diyaloglardan oluan uzun bir metindir. Kendi iinde konu btn l bulunmaktadr. zetle, eser, Kse mam'n, Hocazde'yi ziyaretiy le balamaktadr. Olay, I. Dnya Sava iinde, Fatih yangnndan nce, Hocazde'nin (Akif in kendisini imleyen kiidir) Sargzel'deki evinde gemektedir. Temelde Hocazde nesli ile onlardan sonraki neslin dnya ya bak asn irdelemek amacyla yazlan eserde drt kii bulunmakta dr: Hocazde, Kse mam, mamn olu Asm ve Hocazde'nin olu Emin. ie gemi birok hikyeden oluan metin, 78 sayfadr ve 18 Eyll 1919'da tamamlanmtr. iir, derin bir buhran ve gelecek hakknda endi elerin hkim olduu bir dnemde kaleme ahnmtr ve bu dnemin deer yarglar konu olarak anlatlmaktadr. Akif in yaanan hayan gerekle rinden duyduu endie, mparatorluun durumunun gittike ktlemesi, lkenin zor artlar alnda bulunmas eserin zne sinen temel dnceler dir. Bu bedbinlik srasnda kazanlan anakkale Zaferi, Akif in iinde bir midin yeermesine neden olmu, kendisinden sonra gelen nesli temsil eden "Asm", neredeyse ideal bir kahraman durumuna ykseltmitir. l kenin ve milletin kurtuluunu, dinin devamn salayacak ve sonsuza ta yacak bu nesli, Akif gklere karr:
90

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

"Sarlr, indirilir mevki-i mstahkemler, Beerin azmini tevkif edemez sun'-u beer; Bu gslerse Huda'nn ebed serhaddi; "O benim sun'-u bediim, onu inetme!" dedi. Asm'in nesli... diyordum ya... ne silmi gerek: te inetmedi namusunu, inetmeyecek." (Ersoy 1985: 426) Mehmet Akif, anakkale ehitleri adl blm yazarken her ne kadar re alist bir tablo iziyor grnyorsa da aslnda irin, tasvir ettii manzara ve tahlil ettii nesil karsnda heyecanl bir tavr iinde olduu bellidir. nk iirde arpan iki medeniyet anlatlmaktadr. Madd kuvvete da yanan ve irin "Bu: bir Avrupal" dedii gl ba medeniyeti ile mane viyata dayanan Mslman Trk medeniyetinin Boaz'da atmas sz konusudur. Safahat incelendiinde grlr ki: Akif in iirlerinde, Birinci Dnya Sa va cephe ile anlatlr: anakkale, Kafkasya ve Sina. "Kara dersen daha dehetli: Ne yol var ne de iz. Harektn gryorsun ya, Hocam, en kolay, Yalnayak Kafkas' tutmak, ba ak Sina'y! Yaplr zannediyorsan, bakalm, sen de soyun... Kt'a kapmak ke kapmak deil artk bu oyun." (Ersoy 1985: 424) Yalnayak Kafkas ve ba ak Sn'y geen Trk askerini ven ir iin Kafkasya ve Sn nemli olmakla birlikte, anakkale, onun iirlerinde zellikle zerinde durduu bir konu olmutur. anakkale ehitleri adl i irinde, neredeyse bir istihkm cephesi tm ayrntlar ile anlatlmaktadr. Bununla birlikte iir, didaktik bir yapda kaleme ahrmamr. iirdeki epik anlatm ve edeb deerin yannda, metinde, anakkale Sa valarna dair gerek tarih bilgileri de yer almaktadr. Bunlardan birincisi, Boazlarn kuatlmas gereidir. "u Boaz Harbi nedir? Var m ki dnyada ei? En kesif ordularn ykleniyor drd bei, -Tepeden yol bularak gemek iin Marmara'yaKa donanmayla sarlm ufack bir karaya." (Ersoy 1985: 425)
91

bilig, Gz / 2003, say 27

kincisi, tilf Devletlerine ait eitli milletlerden oluan donanmalarn (bu konuda makalenin giri blmnde bilgi verilmitir) bir kuatma ile saldrya gemesidir. iirde Eski Dnya, Yeni Dnya'dan sz edilmekle anakkale'de arpan yabanc milletlerin ne kadar ok olduklarna dik kat ekilmektedir. "Eski Dnya, Yeni Dnya, btn akvam-1 beer, Kaynyor kum gibi, tufan gibi, maher maher. Yedi iklimi cihann duruyor karnda, Ostralya'yla beraber bakyorsun: Kanada! ehreler baka, lisanlar, deriler rengrenk; Sde bir hdise var ortada: Vahetler denk. Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bel ..." (Ersoy 1985: 425) iirde anlatlan son tarih gerek savan uzun srmesi ve etin gemesi dir. Her iki taraf binlerce l vermitir. "Hani tna da zldr bu rezl istila! Ah o yirminci asr yok mu, o mahlk- asil, Ne kadar gzdesi mevcd ise hakkyla sefil, Kustu Mehmetiin aylarca durup karsna; Dkt karnndaki esrar hayszcasna." (Ersoy 1985: 425) Destanda gsterilen ve anlatlan dier tarih olaylarn, sava sahneleri nin ise Akif'in yaratc hayal gcnden kt bir gerektir. iirde anla tlan hayal rn olan scak arpma anlar, kuvvetli bir grnt ve ses unsurlar ile zenginletirilerek sinematografik bir aksiyon salanmtr. anakkale Savalar hakknda yazlm dier sava ve kahramanlk iir lerinden / destanlarndan bu iirin ayrld, sivrildii ve adeta tek rnek haline geldii nokta, Akif in ideallerini byk bir cokuyla dile getirme sidir. iirde herhangi bir blmleme olmamasna ramen biz okumay kolayla trmak amacyla metni, konu olarak kabaca blme ayrabiliriz: 1. Birinci blmde, Boaz'da bir dman saldrs sz konusudur. Bura da bir yandan dmanlarn kimler olduu, hangi milletlerden gelerek sa92

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

vaa katldklar, bir yandan da onlarn glerinin neler olduu zerinde durulmaktadr. Dmana "Avrupal" olarak bir kimlik verildikten sonra, kafesinden kam, yrtc, his yoksulu bir srtlan kmesine benzetilmi tir. "Nerde -gsterdii vahetle "bu: bir Avrupal" Dedirir -yrtc, his yoksulu, srtlan kmesi, Varsa gelmi, alp maphesi, yahd kafesi!." (Ersoy 1985: 425) Sava balamasa, Trk milletinin, "Avrupal"y hl tanyamayacana dikkati eken Mehmet Akif, "Medeniyyet denilen kahpe, hakikat, yzsz"n (Ersoy 1985: 425) nasl karlar uruna tahripkr bir hale geldii ni dile getirir. 2. kinci blmde, atma annda bir sava sahnesi yer almaktadr. Scak arpma an, tm akl ile anlahrken, bu cehennem meydannda Mehmetiklerin dmana kar kovular ve sergiledikleri mcadele anla tlr. air, birinci sahnede, tilf Ordularnn Boazlar'da toplanp saldrya gemesinden balayarak bir genel giri yaptktan sonra bu blmde sava adm adm anlatr. "teden saikalar paralyor fk, Beriden zelzeleler kaldryor a'mk; Bomba imekleri beyninden inip her siperin; Snyor gsnn stnde her neferin. Yerin altnda cehennem gibi binlerce laam; Atlan her laamn yakt: yzlerce adam. lm indirmede gkler, l pskrmede yer; O ne mthi tipidir: savrulur enkaaz- beer... Kafa, gz, gvde, bacak, kol, ene, parmak, el, ayak, Boanr srtlara vadilere, sanak sanak. Sayor zrha brnm de o nmerd eller, Yldrm yaylm tufanlar, alevden seller." (Ersoy 1985: 425 -426) Vebadan da daha kt olan istil, tilf Devletlerinde yer alan askerlerin hapisten kaan insanlar gibi saldrya gemesi, Avrupallarn kullandkla r ileri teknii medeniyet kavramnn arkasna saklayp vahete dntr93

bilig, Gz / 2003, say 27

melerini ve arpmann o scak saatlerini an an tasvir eder. Bu vahete su sam insanlarn karsna Mehmetii karan Mehmet Akif, onun can pahasna tm saldrlara gs germesini, beden ve iman kuvvetini deta grntleyerek aktarr. anakkale'de yaplan sava, meden ve modern milletlerin son teknoloji leri gelitirerek ve kullanarak yaptklar bir savatr. Bu nedenle de ok hzl yaanm ve ok kayp verilmitir. iirde teknolojinin insan kann nasl aktt, tpk bir aksiyon filmindeki grntlerin hzna denk bir s lpla anlatlmtr. "Sr halinde gezerken saysz teyyre. Top tfekten daha sk, glle yaan mermiler.. Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide gler" (Akif 1985: 426) Tayyare, bombalarn imek gibi akmas, glle ve tfeklerden kan mer milerin hz, yayhm atei, savata len insanlarn kannn hzna denk bir sylem iinde yer almaktadr. Teknolojinin gc ve hz tam bir vahet yaratmtr. Modern an hzllnn bir sembol olan uak ve bombalar, metinde amacndan saptrlm olarak olumsuz bir bak as ile anlatl maktadr. air kutupluluk ilkesi ile hareket ederek bu olumsuzluu mane viyatn sembol olarak insan kan ile karlar. 3. nc blmde, savata ehit denler anlatlmaktadr. anakkale'de savap bir ideal urunda lenler ylesine deerlidirler ki Mehmet Akif onlar iin muhteem bir ant trbe-mezar hazrlar. "Sonra gkkubbeyi alsam da, rid namiyle, Kanayan lhdine eksem btn ecrmiyle; Mor bulutlarla ak trbene at sam da tavan, Yedi kandilli Sreyya'y uzatsam oradan; Sen bu avizenin altnda, brnm kanna, Uzanrken, gece mehtab getirsem yanna, Trbe darn gibi t fecre kadar beklet sem; Gndzn fecr ile avizeni lebrz etsem; Tllenen maribi, akamlar sarsam yarana... Yine bir ey yapabildim diyemem htran." (Ersoy 1985: 427)
94

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

Burada dier sahnedeki aksiyonun yerini tam zdd bir durum alr. Bu kez topran st deil topran alnda yatan ehitler anlatlmaktadr. Mill birlik duygusu ile Trk topraklarn zalime vermeyen bu ehitler iin ya plabilecek her ey yetersiz kalmaktadr. Toprak altna, bidelere, kabre, tarihe ve gklere smayan bu ehitlerin yeri, insanlarn manev dnyala r olabilmektedir ancak. iir hakknda verdiimiz ierik bilgisine dayanarak diyebiliriz ki, Akif'in yaamnda anakkale Savalarn grmemi olmas gerei, iirinde Akif in izdii ideal kahramana ya da kahramanlara, sava sahnelerinin anlatmna glge drmez. anakkale ehitleri okunduu zaman grlr ki, iirde gerek tarih bilgisinin aktarmndan ok bir lknn destans an latm bulunmaktadr. iir, bir sava destandr. iirdeki anlatm gcn ve yaratma biimini zmek iin, anakkale e hitleri adl iire bu kez dtan yaklarken; Mehmet Kaplan'in bir zm leme modeli rnek alnmtr. Mehmet Kaplan, iire, dnyada yedinci sa nat olarak kabul edilen sinema teknikleri (Kaplan, 1988) asndan da yaklalabileceini aklamtr. Bu durumda metni, sinemaya ait kav ram ile aklayabilmek, metne bu bak asyla yaklaabilmek de mm kndr: Sahne, grnt, ses. iirde, anakkale Sava, bir tablo halinde duraan bir biimde resim di li ile anlatlmaktan ok bir film dilinin hareketlilii ile kaleme ahnmtr (Kaplan, 1988). Grld gibi Mehmet Akif, alglad realiteyi daha iyi ifade edebilmek iin dier bilgi trlerinin kulland kelime ve semboller den baka ses, renk ve maddenin farkl formlarn mzik ve hareketi de metnin dokusuna yerletirmitir. iirdeki filme ait zellik olarak sraladmz hareketlilik kavram, metnin slp zelliklerinde aranmaldr. Msralarn arka arkaya sralanndaki dzen, aliterasyon ve asonanslarn kullanmndaki zen, iirde anlatlan sahnelerin arka arkaya sralan ve srekli bir deiim iinde olmalar, ayrn zenginlikleri ve bu ayrntlarn "zoom" (bytme) teknii ile veril mesi, ztlklarn kullanm iirdeki hareket kavramn aklamamza yar dmc olan birka zelliktir. Tm bu mzik ve hareket unsurlar iirde, do al bir sahne / tablo ortam yaratmtr. Kelime seimi, dil kullanm, ede95

bilig, Gz / 2003, say 27

b sanatlar6 kusursuzdur. Mesnevi tarznda bir kafiye emas bulunmakta dr. Genellikle zengin ve tam kafiye kullanlmtr. iir aruz vezninin feiltn / feiltn / feiltn / fln (feiln) kalb ile yazlmtr. Tanrsal bir anlatcnn varlndan sz etmek mmkndr. Tasvir ve tahlil blmleri, bu anlatc tarafndan yaplmaktadr. zl bir ksalkla anlatlan, aslnda ok geni bir konu olan sava sahnelerinde air, tam bir slp ustasdr. Her eyi bilen hakim anlatc konumundadr. Bir dnya grn kuvvetle savunmakta ve iiri yoluyla da bunu aktar maktadr. Sava gereklii ustalkla anlatlarak okurun tm beklentileri ni karlamakta, onda sava gerekliinin hayalini grme yeteneini yaattrmaktadr. iirde grnt esi, canl tasvirlerle dile getirilmektedir. Neredeyse g ren bir gz bu iiri anlatmaz da, grnty saklayp sunan bir kamera gs terir. Sahne iinde, deyim yerinde ise birbirine eklenmi para para fo toraf kareleri yer almaktadr. Bu fotoraf kareleri oktur, youndur ve srekli yer deitirir. Sahneler arka arkaya hzla yerini alrken ayrntlar bytme (zoom) teknii ile sergilenir. anakkale ehitleri isimli iirde szden yola karak grsel imge yaratma sz konusudur. Mehmet Akif in iirinde kulland kelime ve kelime gruplar, sfatlar ve yklemler, dil kullanmndaki zen gl bir grsellik yaratmaktadr. Tasvir, herhangi bir metinde anlam glendiren bir yap iermekle birlikte, Mehmet Akif iirde, sadece anlatmaz ayn zamanda canlandrma yolu ile gsterir. Gsterimin de modern edebiyatn anlatm biimlerinden biri olduu dnldnde, iirin estetik gc, bir kat da ha deer kazanmaktadr. rnein atlan mermi ve bombalar karsnda insann paralann uzun uzun anlatmayan Mehmet Akif, insan uzuvlarn kelime olarak tek tek b rakp herhangi bir tamlama ya da sfat ile kullanmayarak (O ne mthi ti pidir: savrulur enkaaz- beer.../ Kafa, gz, gvde, bacak, kol, ene, par mak, el, ayak, /Boanr srtlara vadilere, sanak sanak: (Ersoy 1985:425) okura, alg yoluyla savata bomba ve mermiler araclyla insann para lanma srecini gsterir.
96

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

Mehmet Akif bu ve buna benzer grntleri aktarrken pk bir sinema filminde olduu gibi gsterimi yavalatp hzlandrmay baarr. Metinde ki hzllk iirin konusunu pekitiren bir unsur olabildii gibi i ritmi art tran, duygulanmay ve eletirel dnceyi hzlandran bir etken olarak da grlr. Mehmet Akif, savan anlalamazln, bir milletin nasl bir sistem iin de bu vahete srklendiini, sorgularken iirdeki sylemini hep daha uzak ufuklar ele alacak ekilde geniletmektedir. anakkale ehitleri isimli iirde her ey birbirine bah olarak yaylp bymektedir. Bylece ok ynl bir bak asna ulalmaktadr. Tpk bir kamerann herhangi bir grntye uzaklap yaknlamas gibi grnt yaklar ya da uzakla r. air, iirde dar bir dnyay, kk bir kara parasn oaltr, geniletir. Tek bir kahraman, tek bir dman tipi zerinde durmaz. Anlatmda etki okluk ilkesiyle artar. rnein iirde mekn anakkale Boaz olarak se ilmitir. Sava bu evrede gereklemektedir. Ancak, Mehmet Akif, Trk askerlerinin baarlarn yceltmek, onlarn arpmalarn destanlarmak iin iirde okluk ilkesini kullanr. anakkale Boaz gibi dar bir mekn oalarak geniler. Eski Dnya-Yeni Dnya zetle tm Dnya'y kapsar. Kanada'dan Avustralya'ya kadar uzanan bir genileme ve oal ma sz konusudur. iirde zeli genel hle getirme ve geniletme sreci insanlar iin de geer lidir. Metinde tek bir insan anlatlmaz. Mehmet Akif, "ehreler baka, li sanlar, deriler rengrenk" derken Trk askeri ile savaan milletlerin fark lln ve okluuna dikkati ekmektedir. Dier taraftan bir eitlilik de sz konusudur. "Kimi Hindu, kimi yamyam, kimi bilmem ne bel..." sz leriyle savaa katlan insanlarn kiilikleri anlatlr. Bylece iirde yer alan sahneler srekli deiir. anakkale'de savaanlar sadece anakkale Boaz'n ve Osmanl mpa ratorluunu kurtarmamlardr. Onlar Tevhid'i, Allah Birlii inancn do laysyla tm slm dnyasn da kurtarmlardr. Bu nedenle birer kahra mandrlar ite bu dnceyi vermek isteyen Mehmet Akif, anakkale Sa van, Bedir Sava ile karlatrr (Okay 1989: 114-115).
97

bilig, Gz / 2003, say 27

"Ey, bu topraklar iin topraa dm, asker! Gkten ecdd inerek pse o pak aln deer. Ne byksn ki kann kurtaryor Tevhd'i... Bedr'in arslanlar ancak, bu kadar anl idi..." (Ersoy 1985: 426) I. Dnya Sava sonunda Osmanl mparatorluu iindeki tek Mslman millet Trkler kalmtr. Bu nedenle anakkale Sava, Mehmet Akif e g re Trkln kurtuluu ile birlikte slmiyetin yeniden glenmesi ve kur tulmas anlamna gelmektedir. Nasl ki Bedir Sava, slmiyetin yaylma s aamasnda bir dnm noktas olmusa, anakkale Sava da Trklk ve slmn kurtuluu iin bir dnm noktas olmutur. iirdeki oalma bu noktada, kinat, Trkl ve slmiyeti birletirerek son bulur. Burada da air bir kartlk ilkesinden yararlanr. Daha nceki blmlerde Trk'n karsna Avrupal'yi kartrken Mslman'n karsna da H ristiyan' karr. "Sen ki, son ehl-i salibin krarak savletini, arkn en sevgili sultan Salhaddn'i, Klarslan gibi iclline ettin hayran..." (Ersoy 1985: 426) Bu rneklerden yola karak diyebiliriz ki iirde, tam bir kartlk yer al maktadr. Yukarda iiri konu olarak blmlediimizde ilk iki blm grnt ve sahneleme asndan sava sahneleri dolaysyla aksiyonun yer ald ge nilemenin ve oalmann sz konusu olduu blmdr. Oysa ehitleri miz iin hazrlanan ant trbenin ayrntlarnn verildii nc blmde hzla deien grntlerin yerini duraanlk alr. Artk sz konusu olan birbiri ardna eklenen hzla yer deitiren grntler deil, bir resimdir. Dikkatli bir gz bu resmi tamamladktan sonra, ayrntlar tek tek bytme teknii (zoom) ile anlatlr. " 'Bu, tandr' diyerek Kabe'yi diksem bana; Ruhumun vahyini duysam da geirsem tana; Sonra gkkubbeyi alsam da, rid namiyla, Kanayan lhdine eksem btn ecrmiyle;
98

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

Mor bulutlarla ak trbene atsam da tavan, Yedi kandilli Sreyya'y uzatsam oradan; Sen bu avizenin altnda, brnm kanna, Uzanrken, gece mehtab getirsem yanna, Trbe darn gibi ta fecre kadar beklet sem: Gndzn fecr ile avizeni lebrz etsem; Tllenen maribi, akamlar sarsam yarana.... Yine bir ey yapabildim diyemem htrana." (Ersoy 1985: 427) nce bir mezarlk grnts karmza kar. Mezar ta tasvir edilir. Me zarn stn kapatan toprak deildir. Gkkubbedir. air sonra da bu me zar srekli aydnlk iinde brakacak detaylar verir. Mehmet Akif, bura da k ve renk dokusunu grntde kullanmaktadr. Yldz, mehtab, fecr, avize, akam, mor bulutlarla ile yar n hakm olduu iirde, ehitlii ve kan sembolize eden krmz renk n plna kar. anakkale ehitleri iirinde, bedenin arlndan sz edilmektedir. Mad d bir gereklik olan insan bedeni, ruh kavram ile hafifletilir ve tm bun lara bir de ehitlik kavram eklenerek ona kuts bir anlam yklenir. Bede ninden syrlarak hafifleyen ve ehitlik mertebesine ulaan askerin ruhu bir deer kazanr. Gkkubbe, mor bulutlar, tavan, Sreyya, vze, mehtap, fecr imgeleri, hafiflik ilkesine uymakta ve ehitlerimizin lmlerini ideal bir lkye dntrmektedir. Hafifliin ztt arlk ise iirde, kabir kavramna karlk gelmektedir. Ka bir ancak len insanlarn yattklar, zerinde arl sembolize eden top rak ve eitli talarn bulunduu bir mekndr. Mehmet Akif, ehitlerimi zin l bedeni iin yaplmas dnlebilecek, arl sembolize eden ka birlerin ne kadar mkemmel olursa olsun eksik kalabileceini dile getir mektedir. Sonuta air, madd ve nesnel arl olan hibir eyi, ehitle rimize ina edilecek kabirlerde kullanmaz. Hafiflii simgeleyen gkkubbeyi, mor bulutlar, yldzlar arasnda lker yldzn (Sreyya), mehtab, fecri bir kabir olarak ehitlerimize hediye eder. Btn gkyz, gece, gndz artk anakkale'de savaan ve len ehitlerimizindir. Ancak air, her eye ramen tm madde lemine ait deerleri onlar iin yeterli bul maz. Onlarn vatan uruna yaptklar ie karlk getirmez.
99

bilig, Gz / 2003, say 27

"Sen ki, a'sara gmlsen taacaksn... Heyhat Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu ciht.. Ey ehd olu ehd, isteme benden makber, Sana gunu am duruyor Peygamber" (Ersoy 1985: 427) Bir filmin finalinde olduu gibi, iir dondurulmu bir grnt ile biter. Tabloda, Hz. Peygamber oturmakta ve kucan aarak ehitlerimizi sar mak iin beklemektedir. Ses, iirde anlatm gcn arttran ve iirdeki anlatm duygusunu pekiti ren en nemli edir. Bu kavramn anlatmnda da bir kartlktan yarar lanlmtr. nce iirde, kulaklar trmalayan, sar edecek derecede yk sek ses ve grlt yer ahr. Sonra tam tersi, sessizlik ve sknet. Sava grnt olarak anlatld gibi ses olarak da kulaklar doldurmakta dr. Yldrm (saika), zelzele, imek kelimeleri grnt olarak alglanabi lecei gibi yksek dzeydeki ses frekanslar karmalar ile ses olarak da okuyucunun algsnda tamamlanmaktadr. Saikalar fk paralar, zelzeleler a'mk kaldrr, bomba imekleri as kerlerin beyninde patlar, yldrm yaylm tufanlar kar, top tfekten ya an mermilerin sesleri ortal doldurur, sr halinde saysz tayyareler ses verir. iirde tasvir edilen ve sesi yanstan bu sylemler tpk bir film deki yksek frekansl ses efektlerine karlk gelmektedir. ehitlik mertebesinin anlatld blmde ses yerini sessizlie brakr. lm, ehitlik, slmiyet, Peygamber, Kabe, ant mezar, trbe sessizlik iinde hissedilebilir bir manev deer olarak karmza kar. Ruhu yldz larla gezen ehitlerimiz bir siluet olarak karmza kar. Grnt, sahne ve ses gibi sinemaya has unsurlarn da i ie getii iir de, dramatik, manev deeri olan, soyut, ideal, arpc ve vurucu blm i sonlar bulunmaktadr. Okur, tanrsal anlatcnn ynlendirmesi ile et ki altnda kalmtr. iir kurgusunun mkemmellii, dil ve slbun g zellii karsnda comu, airle bir duygu birlii (katarsizm) ierisine girmitir.

100

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

Sonu
Mehmet Akif'in iiri, bu balamda ele alndnda iyi tanmlanm ve kur gulanm bir kompozisyon yapsna sahiptir. Mehmet Akif in anakkale ehitleri isimli iiri, yukarda anlatlan zel likleri dnda da destans anlatmyla nesre yaklamakta ve nesir trnn kimi zelliklerini (belirli bir konusunun olmas, olaylar zincirinin varl, abartl anlam, idealler ve lksel gereklerin varl) tamaktadr. i irin edeb deer tamas, kendine zg zellikleri snflandrmamza ola nak tanmaktadr. anakkale ehitlerinde yer alan imgelerin ve anlatmn zenginlii, okura hoa vakit geirme, yeni eyler renme, deneyimini arttrma, arnma, kendini iirde anlatlan kahramanlarn yerine koyma, ta rihsel gerekler hakknda bilgi sahibi olma, dnsel ve estetik adan ol gunlama gibi iletiler sunmakta; onu mill ve stn deerlerle aynletirmektedir. Metin, gemi yzylda yazlmtr ve gelecek yzyla da dee rinden bir ey kaybetmeden gidecektir inancndayz. Bir iire birok yntemle yaklalp incelenebilir, o iir hakknda deiik okuma biimleri gehtirilebilir. Biz bu almada bir tek okuma biimi ge litirerek, sahne- grnt-ses okuma biimi ile Mehmet Akif in iirini tah lil etmeye altk. Uygulanan yntem, Akif in iirinin mkemmelliini, bir kez daha desteklemitir. iir yeni bin yl iin nerilen okuma tekniine uygundur. Bu metnin, edeb deerinin bir baka bak as ile yeniden yo rumlanmasdr. Gelecee de ayn deer ile yol almasnn bir gstergesidir. Sonu olarak unu sylemeliyiz: iir, yksek idealler, mill duygular ha rekete geirme gcnn anlatm, yeni nesle duyulan gven, milletin ve dinin paralanamayacana olan inan, medeniyet kavram arkasna gizle nen Avrupa'nn vaheti, teknik gcn iman gc karsndaki gszl, tarih bilgi ve bilincinin yeni nesillere aktarlmas gibi temel dnceleri verdii iin anlam asndan deerlidir. Dorudan anlam biimi ile veri len bu dnceler airin anlatmndaki gsterme, duyurma, algy tamam lama, sinemaya ait anlatm biimleri ve unsurlar ile pekitirilince, yeni okuma biimleri ve yntemleri uygulannca da grlmtr ki, anakka le ehitleri bu konuda yazlan yzlerce iirden biri olmaktan syrlmakta ve tek iir olmaktadr.
101

bilig, Gz / 2003, say 27

Aklamalar 1 anakkale Zaferinin hemen ardndan hazrlanan dergilerin zel saylarnda da u anda isimlerini belir ley emediimiz birok airin iirleri yer almaktadr. Ye ni Mecmua 28 Mart 1334, Donanma Mecmuas, Harb Mecmuas da ayn yl larda anakkale Muharebeleri ile ilgili kahramanlk iirleri yaynlar. 2 Gazi niversitesi'nde mer AKIR, anakkale Savalarn konu edinen bir Yksek Lisans Tezi hazrlamtr. anakkale Savalar konusunda yazlm ve yaynlanm malzeme bu almada bulunmaktadr. Baklabilir: (1997) Nazm mzda anakkale Muharebeleri, Ankara: Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. (Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi) 3 Halk kltr ierisinde, eitli saz airlerinin yaanan savalar sonucunda e itli destanlar ve trkler syledikleri bilinen bir gerektir. Scak atma sra snda saz airleri dnda, ordu ierisinde kimi ordu airleri savan izlerini i irlerine yanstmlardr. Elimizde saz airleri ya da ordu airleri tarafndan XVII. yzylda Badat, Girit, Budin, Iran ve Avusturya Savalar; XVIII. yz ylda, Moskof, Avusturya (Neme) ve Cezayir Savalar (Marip); XIX. yz ylda Rus, Krm, Sivastapol ve Silistre Savalar; XX. yzylda da Trablusgarp, I. Dnya Sava ve istikll Sava zerinde yazlm yzlerce destan ve iir bulunmaktadr. 4 Antolojiler iin bir rnek vermek gerekirse: Bekir ztrk, iirimizde anak kale Savalar. (1995), Konya, Mimoza Yaynlar. 5 Mehmet Akif'in Birinci Dnya Sava ile ilgili iirleri Hatralar ve Asm adl kitaplarnda bulunmaktadr. Ayrca Fatih Krss adl kitabnda, savan akis leri gzkmektedir. 6 Bu konuda detayl bir inceleme bir baka makale konusu olabilecek kadar ge nitir.

102

YALIN-ELIK, Ay Bedir Halindeydi, Zafer Kazanld... Mehmet kif Ersoy'un "anakkale ehitleri"

Kaynaklar AKYZ, Kenan (1976), "Mehmet Akif Ersoy", Trk Kltr, 170, 65-78. AYTA, Grsel (1999), Genel Edebiyat Bilimi, stanbul, Papirs Yayn lar. BAKLER, Yavuz Blent (27 Aralk 1986), lmnn 50. Yldnmn de Mehmet Akif Ersoy, Ankara, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 748. BAARAN, Bekir Ouz (1992), "Edebiyatmzda anakkale". Trk Ede biyat, Mart-Nisan, 221-222. AKIR, mer (1997), Nazmmzda anakkale Muharebeleri, Ankara: Gazi niversitesi Sosyal Bilimler Enstits. (Yaynlanmam Yksek Li sans Tezi) ENGNN, nci (1987), "anakkale Zaferinin Edebiyata Aksi". Trklk Aratrmalar Dergisi, S: 2. ERGDER, Orhan (1939), Harp Tarihi. Ankara, Harp Okulu Basmevi. ERGL, Emin (1986), lmnn 50. Ylnda slamc Bir irin Roma n, Ankara, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar. ERSOY, Mehmet Akif (1985), Safahat, stanbul, nklp Kitabevi. KAPLAN, Mehmet (1988), "Mehmet Akif ve anakkale Sava", Meh met Kaplan'dan Semeler, (Haz. nci Enginn-Zeynep Kerman), Ankara, Kltr ve Turizm Bakanl Yaynlar, 301-310. KURUN Zekeriya (1993), "anakkale Muharebeleri", Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, cilt: 8, stanbul, Gzel Sanatlar Matbaas, 205208. MORAN, Berna (1983), Edebiyat Kuramlar ve Eletiri. stanbul, Cem Yaynlar. OKAY, Orhan (1989), Mehmet Akif Bir Karakter Heykelinin Anatomisi, Ankara, Aka Yaynlar. (1990), "ehitlikte Bir ir: Mehmet Akif ", Sa103

bilig, Gz / 2003, say 27

nat ve Edebiyat Yazlar, stanbul, Dergah Yaynlar, 159-175. (1992), "XX. Yzyln Bandan Cumhuriyete Yeni Trk iiri (1900-1923)", Trk Dili, 481-482, Ocak-ubat, 286-312. ZTRK, Bekir (1995), iirimizde anakkale Savalar, Konya, Mimo za Yaynlar. STEEL, Nigel ve Peter HART (1997), Gelibolu Yenilginin Destan, stan bul, Sabah Kitaplar. TMURTA, Faruk Kadri (1975), "anakkale ehitleri ve Mehmet Akif'. anakkale Zaferi ve 60. Yl Genlik ve Hamle Dergisi zel Say, Mart. TOPU, Nurettin (1970), Mehmet Akif stanbul, Hareket Yaynlar. UURCAN, Sema (1986), "Mehmet Akif in iirlerinde Sava", lm nn 50. Ylnda Mehmet Akif Ersoy, stanbul, Edebiyat Fakltesi Yaynla r, 135-166. UZUN, Mustafa (1993), "anakkale -Edebiyat-", Trkiye Diyanet Vakf slam Ansiklopedisi, cilt: 8. stanbul, Gzel Sanatlar Matbaas, 208-209.

104

Mehmet Akif Ersoy's Poem: "anakkale ehitleri"


Assist. Prof. Dr. S. Dilek YALIN-ELK* Abstract: In this article, anakkale ehitleri, the poem of Mehmet Akif's is analysed and explained. Characteristics of the poem have been determined. Furthermore, the article has been compared with the historical realities to epopes. A thematic analysis is performed by poem's visual qualities, effect and displays. in addition to we try to show one by one the relation of cinema and poem. As a result of the poem is successful in description and analysing manner. Rey words: Mehmet Akif Ersoy, anakkale, anakkale ehitleri, Turkish poem, relationship of literatre and cinema.

* Hacettepe University, Faculty ofLetters, Department of Turkish Language and Literatre /ANKARA sdilek@hacettepe.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 85-106 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

106

Kagar Devleti ve Atalg Gaz Hakknda ki Yazma Eser


Do. Dr. Ali Fuat BLKAN* zet: XIX. yzyln ortalarna doru inlilerin esareti altnda yaa yan bir ksm Trkler, bamszlk mcadelesini kazanarak in'in batsnda Kagar'da yeniden hkimiyet kurmaya muvaffak olmu tur. 1866'da Kagar tahtna kan Yakup Bey, bu blgede gl bir devlet kurmay baarm ve on bir yl Kagar han olarak hkm srmtr. Yakup Bey, zellikle Osmanl Devletiyle kurduu siya s ve asker ilikilerle nemli bir baar kazanmtr. in, Rusya ve Hindistan'daki ingiliz ynetimi tarafndan da tannan Kagar Dev leti, blgede varln kabul ettirerek komularyla ticar anlama lar yapmtr. Blgedeki istikrarszla ramen, Kagar Devleti'ni baaryla yneten Yakup Bey, kendisinden nceki beylerden ol duka farkl bir d politika anlay sergilemitir. Hindistan ktp hanelerinde yaptmz aratrmalar srasnda tespit ettiimiz Ka gar Devletinin tarihini ve bu dnemde gerekletirilen anlamala rn belgelerini ihtiva eden iki el yazmas eser, Yakup Bey hakkn da yaplacak aratrmalara k tutacak mahiyettedir. Anahtar Kelimeler: Kagar Devleti, Atalk Gazi, Yakup Bey, Do u Trkistan

Giri
Ondokuzuncu yzyl, Anadolu Trklnn "en uzun yzyl" olduu gibi, Ortaasya ve Uzakdoudaki Mslman milletlerin de byk mca delelere giritikleri bir dnem olmutur. Bu dnemde, zellikle Uzak As ya'da bir taraftan Rusya ve in, bir taraftan da yeni smrgeler peinde *
Fatih niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi / STANBUL abilkan@fatihedu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 107-115 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

olan ve blgeyi kontrol altna almaya alan ngiltere, istiklllerini ka zanm ve ayakta durma mcadelesi veren devletleri tehdit etmekteydi. te bu tehdit altnda ayakta kalmaya alan devletlerden biri de Kagar Devleti idi. XVIII. asrn ikinci yarsnda Dou Trkistan'daki aatay hakimiyetinin zayflamas zerine iktidar ele alan Hoca Hanlar, taht ehri Kagar olan bir devlet kurmulardr. Ancak inlilerin saldrlar karsnda sk sk da lma tehlikesi yaayan bu devletin bana 1865 ylnda Bzrg Han ge mitir. 1866'da iktidar Bzrg Han'dan alan Yakup Han, kaynaklarn be lirttiine gre, on bir yl boyunca Dou Trkistan Devletinin tahtna otur mutur. inlilerle giritikleri uzun mcadeleler neticesinde bamszln iln eden Kagar Devleti, ok stratejik bir blgede kurulmutu. Ondokuzuncu yzyldan itibaren Kagar zerinde younlaan in basks, zaman zaman Kagar ktasnn istikllini tehdit etmi ve in istils neticesinde pek ok kez Kagar, yama ve talan edilmitir. Ancak gerek Kagar blgesinde bulunan boylarn isyan gerekse Krgz ve Kpaklarn ani basknlar neti cesinde, yer yer inlilere kar kk apl baarlar elde edilmitir. Mehmet Atf, "Kagar Tarihi" adl eserinde Kagar devletinin snrlarn yle behrtmektedir: "Kagar kt'as imlen Sibirya ve Ruslarn inlilerden zapt eyledii Kul ca -ki 1883'te tekrar inlilere gemitir- ve bir mikdar Hokand ve cenben Hindistan ve Afganistan ve bir mikdar in ve arken yine in ve garben Trkistan, (Rusya eyletinin sonradan tekil eyledii Trkistan eyale ti deil) yani Harezm ve Maverannehr ile mahduddur." (Mehmed Atf 1998: 8) Mehmed Atf'n verdii bilgilere gre, halk umumen mslmanlardan oluan Kagar devleti bnyesinde, hanef aatayllar ve af Durganiler dnda, dier rk ve boylardan Dolan, Krgz, Kpak, Karmuk, Lop gol l ve inli de bulunmaktayd. Kagar'n Yakup Han'n saltanat srasn daki nfusu 4.799.700 civarndadr.
108

BLKAN, Kagar Devleti ve Atalg Gaz Hakknda ki Yazma Eser

Yakup Bey 1820 ylnda Fergana'da Hokand yaknlarndaki Piskent'te doan Yakup Bey, kaynaklarda Atalg Gazi, Badevlet, Yakup Han ve Emir Yakup isim ve nvanlaryla zikredilmektedir. Kad Pr Muhammed Mirza'nn olu olan Yakup Bey, Bzrg Han'n baarl komutan olarak ksa srede ta nnd. "1866'da Kagar'da tahta kan Yakup Bey, nce Fergana'da Sipehsalarhk etmi, orann Ruslar tarafndan igali zerine Kagar'a gel mi ve Bzrg Han'n yerine tahta gemitir.(...) Yakup Bey, Dou Tr kistan'da gayet salam bir hkmet kurmu, Buhara, Rusya ve ngiltere hkmetleri onunla mnasebete girimiler ve Buhara emiri ona "Atalk Gazi" unvann vermitir. (...) Atalk Gazi'nin Hindistan'la yapt kar lkl ticar anlamalar vardr. Denilebilir ki Dou Trkistan'n en karma k dneminde lkeyi ok baarl bir ekilde savunmutur." (Bayur 1987: 403) Yakup Bey'in baarl icraatlar netice vermi ve Hindistan'daki ngiliz ynetimi 1870 ylnda grmeler yapmak iin bir heyet grevlendirmi tir. Ancak heyet, Yakup Bey'in o sralarda savamakta olmas sebebiyle grmeyi gerekletirememitir. 1872'de Ruslarla bir ticaret ve serbest dolam anlamas yapan Yakup Bey, Ruslarn bu anlama bahanesiyle Kagar' igal edebilecekleri endiesiyle temkinli davranm ve Rus tc carlar kontrol altnda tutmutur. Yakup Bey'in Osmanl padiahyla ilikiler kurma stratejisi, kendi dne minin artlarna gre nemli bir uluslar aras baar saylmaktadr. Onun 1874'te Hindistan hkmetiyle yapt ticaret anlamas, ngilizlere tan nan baz haklar ihtiva etmekle beraber, nemli bir baar saylr. 1876'da Hindistan genel vahi tarafndan da tasdik edilen bu anlama, esasen Ya kup Han'n baarl bir d siyaset anlayyla komularyla iyi ilikiler ge litirme abasnn sonucudur. "Yakup Bey'in Osmanl mparatorluu ile olan ilikileri, 1868-1869'da Yakup Bey'in yeeni ve elisi olan Yakup Tre Han'n stanbul seyaha tiyle balad. Aslnda Yakup Tre Han'n ilk ziyareti 1865'te olmutu, fa kat 1868'de yapt ziyaret, stanbul ile Orta Asyal ynetici arasndaki ilk resm ilikiydi." (Karpat 2003 :157) Bu ziyaret, bir yandan Osmanl padi109

bilig, Gz / 2003, say 27

ahnn halife sfatyla, btn mslman devletlere ve topluluklara kar olan sorumluluunu bir kez daha gndeme tarken, bir yandan da Yakup Bey'in saltanatna daha kuvvetli bir dayanak salamt. stanbul'la iyi ilikiler kurmay baaran Yakup Bey'e, bu ziyaret srasn da Sultan Abdlaziz tarafndan "Emir'' nvn verilmi ve Atalg Gazi, bundan sonra Emir Yakup Han olarak anlmtr. Bu ziyaret neticesinde Osmanl Devleti, Kagar'a drt harbiyeli subay, alt byk Krupp top, iki bin tfek ve barut yapm iin malzemeler gndermitir. Ayrca padiah tarafndan Yakup Bey'e "zerinde Fetih Suresi yazl sancak, padiah tural bir saat, srma yakal bir hil'at, 500 adet mushaf- erif, padiah fer man ile ok miktarda silah ve mhimmat" (Mehmet Atf 1998:301) gn derdii de bilinmektedir. Padiaha 1875 ylnda bir teekkr mektubu yazan Emir Yakup Bey, mek tubunda istanbul'dan gnderilen yardmlarn Ortadou'daki mslmanlara yeni bir hayat aladn ve Kagar'da Osmanl bayra ekip Halife Abdlaziz adna hutbe okutup sikke bastrdn da belirtmektedir. Bu mektupta, "Orta Asya'nn btn Halife ile ilikiler gerekletirecek ve bylece Islm birlii salayacaktr" eklinde bir arzu da ifade edilmektedir.(Saray, 1984: 105) Ancak blge asndan ok nemli olan bu ilikiler 1875'te tahta geen V. Murat ve 1876'da Osmanl tahtna kan II. Abdlhamit tarafndan ayn heyecanla srdrlemedi. Ne yazk ki inlilerin bu blgeyi tekrar ele geirme niyetiyle halk k krtmalar ve byk bir kuvvetle saldrmalar neticesinde Kagar Devleti, inlilerce igal edilmitir. Yakup Bey'in etrafndaki baz beylerin inli lerle birlikte hareket etmesi zerine, 1877'de intihar etmi olabilecei ri vayetler arasndadr. Baz kaynaklar da bu kargaa srasnda Yakup Bey'in ldrldn kaydetmektedir (Bayur 1987:404). ki Yazma Eser Hindistan Ktphanelerinde yaptmz aratrmalar neticesinde tespit etti imiz iki nemli yazma eser, Kagar tarihi ve Yakup Bey'le ilgili yeni bil giler ihtiva etmektedir. Bu yazmalardan "Atalk Gz'nn Tezkiyesi", 1295 (mild 1878) tarihinde istinsah edilmitir. Yakup Bey'in 1877 tarihinde ve110

BLKAN, Kagar Devleti ve Atalg Gaz Hakknda ki Yazma Eser

ft ettii dnlrse, szkonusu eserin deeri de anlalm olur. Ayn k tphanede kaytl olan "Trih-i Atalk Gz"adl yazmada da Yakup Bey'in gazalar ve baarlar anlalmaktadr. Her iki eser de Hakan Trkesiyle kaleme ahnmtr. Eserlerin Kagar'da yazlm olmas muhtemeldir. Trih-i Atalg Gazi Bulunduu Ktp.: National Library, Kalkta Kayt no: 930 247 varaklk eserin her sayfasnda 14 satr vardr. Ta'lk hatla aharl ka da yazlmtr. Eser, "Atalg Gazi" lakapl Yakup Beg'in Kagar'da kur duu devletin tarihidir. Karton cilt. Ebad: 27 x 17; 22 x 13. Eserin Ba: Fergana-zemn Hokand ehrige kurgan( Atalk Gz'nin klgan guzztlarnng beyndurlar. Eserin Sonu: Askerge kavi grn birp kondurdlar. Emr Cenb- Atahk Gz kege kurap atlandlar. Atalg Gaznn Tezkiyesi Bulunduu Ktp.: National Library,Kalkta Kayt no: Numarasz 45 varaklk eserin her sayfasnda 12 satr vardr. Eser, ta'lk hatla aharh kada yazlmtr. Ciltsiz ve yapraklar dalm durumda. Eserde, istin sah tarihi, "1295, Zilhiccenin dokuzu" olarak kaydedilmitir. Ebad: 24 x 20; 19 x 15.
111

) Muhammed

Yakub Beg'in mansb bar on trt yl trt ay tokuz gn fadh bolgan

bilig, Gz / 2003, say 27

Eserin Ba: Bismillahirahmanirrahim. Amma rviyn nkiln fermann sencin andag rivayet klubdurlar kim.... Eserin Sonu: Trih bir ming iki yz toksan be Zilhiccening tokuz denbe gicesi slm kuluyn gitdi hats. Vallahu'l-a'lem.

Sonu
Rusya, Trkiye, Buhara, ngiltere gibi pek ok devlet tarafndan tannan Kagar Devleti, tarihin en etin dneminde ve riskli bir corafyada kurul mutu. Osmanl sultanlar adna hutbe okutan ve sikke kestiren Yakup Bey, bu uzak corafyada Trk birlii fikrinin gereklemesi idealini m ahhas hle getiren ilk ve tek sultand. Bu blgede baarl bir devlet ada m sfatyla tahta kan ve on bir yl lkeyi ynetme baars gsteren Ya kup Bey, 1877 ylnda vefat ettii srada henz elli yedi yalarndayd. in istilsna kar mcadele eden ve babasnn vrisi olarak tahta kan Yakup Bey'in olu Bey-Kulu Bey, Kagar, Yrkent, Aksu ve Hotan' bir sre elinde tutma baars gstermitir. Bey-Kulu Bey, "1881 ylnda s tanbul'a gelerek Osmanl hkmetinden yardm istemise de 93 harbinin ar darbesiyle sarslm olan Osmanl devletinden yeterli yardm alamamtr."(ztuna, 1989:681) Osmanl-Rus harbinin balamasn frsat bilen inliler, Kagar Devleti'nin geri kalan topraklarn da igal ederek devletin varln fiilen orta dan kaldrmlardr. Yukarda knyesi verilen ve bugne kadar Kagar Devleti ile Atalg Gazi hakknda yaplan almalarda bahsi gemeyen her iki yazma eserin de sa hann uzmanlarnn istifadesine sunulmas, nemli bir takm tarih bilgile rin de gn na kmasn salayacaktr.

112

BLKAN, Kagar Devleti ve Atalg Gaz Hakknda ki Yazma Eser

Kaynaklar ALPTEKN, sa Yusuf (1981), Dou Trkistan Davas, Marifet Yaynla r, stanbul. BAYUR, Y. Hikmet (1987), Hindistan Tarihi, C.III, TTK. Yay., Ankara. BLKAN, Ali Fuat (1998), Hindistan'da Gelien Trk Edebiyat, Kltr Bak. Yay. Ankara. FORBES, Andrew D. W. (1991), Dou Trkistan Harb Beyleri, ev.: En ver Can, Bayrak Yaynclk, stanbul. HAYT, Baymirza(1975), Trkistan, Rusya ile in Arasnda, Ota Yay., st. LKUL, Ahmet Kemal (1997), in-Trkistan Hatralar, Hazrlayan: Dr. Yusuf Gedikli, tken Yay., st. KARPAT, Kemal H. (2003), "Yakup Bey'in Osmanl Padiahlaryla li kilerinin Yeniden Yorumlanmas", Trkiye ve Orta Asya, ev.: Hakan Gr, mge Kitabevi, Ankara, s. 151-178 KURBAN, Dr. klil (1992), ark Trkistan Cumhuriyeti (1944-1949), TTK. Yay., Ankara. MEHMET ATIF (1999), Ka gar Tarihi, Hazrlayanlar: smail Aka, Veh bi Gnay, Cahit Telci, Krkkale. ZTUNA,Ylmaz (1989), slm Devletleri, c. I, Kltr Bak. Yay., Ankara. SARAY, Mehmet (1984), Rus gali Devrinde Osmanl Devleti ile Tr kistan Hanlklar Arasndaki Siyasi Mnasebetler 1775-1875, stanbul. EYH SLEYMAN Efendi-yi Buhar (1298), Lugat- aatay ve Trkyi Osmn, stanbul. TOGAN, A. Zeki (1981), Umm Trk Tarihine Giri, Enderun Kitabevi, stanbul.

113

bilig, Gz / 2003, say 27

Two Manuscripts About the Kashgar Nation and Atalg Gazi


Assoc. Prof. AH Fuat BLKAN* Abstract: In the middle of the 19th century, the Turks under Chinese occupation won their battle for independence and reestablished sovereignty in Kasghar, in western China. Yakup Bey, who ascended the Kashgaria throne in 1866, succeeded in ? founding a strong state in this region. An important figre for fifteen years, Yakup Bey w as especially successful in the political and military relations he established with the Ottoman State. Recognized by the Chinese and Russian governments, as well as by the English administration in India, the Kashgar nation realized trade agreements with its neighbors. Despite the instability of this region, two manuscripts containing the Kasghar nation's history and documentation of its trade agreements have been found. These works, which are located in India's National Library in Calcutta, will truly shed light on and further research related to Kashgarian history and the life of Yakup Bey. Key words: Kashgar State, Atalig Ghazi Yakup Bey, East Trkistan

* Fatih University, Faculty of Arts and Sciences / STANBUL abilkanfatih.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 107-116 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

115

Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi


Yrd. Do.Dr. Hayrunnisa ALAN AKBIYIK* zet: Bu yazmzda ilk olarak Timur'un Toktam zerine yap seferlere gz atacaz, ikinci olarak bu seferlerin ardndan Altn Orda'nn durumu ile Ankara savandan sonra Osmanl Devleti'nin durumunu kyaslayacaz. Altn Orda Hanl'n Timur'un ykt na dair yaygn grn gerei tam yanstp yanstmad zerinde duracaz. Sonu olarak Altn Orda devletindeki hakimiyet anlay ve hanlar ile emirlerin durumlarna temas ederek Altn Orda'nn ykl ile ilgili bir deerlendirme yapmaya alacaz. Anahtar Kelimeler: Timur, Toktam, Altn Orda, Det-i Kpak, Han, Kabile

Timur'un Toktam zerine seferlerine gemeden nce konunun daha iyi anlalabilmesi iin ksaca Timur'un ortaya k ve faaliyetlerine bak makta fayda var. Emr Timur Gregen aatay Hanl'nn bakiyeleri zerinde gcn hissettirmi ve devletini kurmutur. Timur'un resmi ta rihisi Nizamddin am, eserinin banda durumu ana hatlaryla zetle mitir. O eserinde: aatay Han'n babas Cengiz Han tarafndan Trkis tan hkmdarlna tayin edildiini ve onun yasaya olan balln belirt tikten sonra aatay soyundan gelen baz hanlar zikretmi ve 747 (13721374) senesinde Danimendce Bayan Kuli padiahlk unvann ald va kit Emr Kazagan'n da memleket ilerini idare etmeye baladn belir terek emirlerin devlet idaresinde ne gemelerine iaret etmitir. Bu d nemde artk hanlarn gc kalmam g boy beylerinin eline gemiti. Ke ve civar Timur ve Hac Barlas'n elinde idi. Hocend memleketi Emr Bayezid'in, Belh ve baz yerler Emr Hseyin'in idaresindeydi. Olcay BaAbani izzet Baysal niversitesi, Eitim Fakltesi, Glky /BOLU hayrun2001@yahoo.com bilig Gz / 2003 say 27: 117-156 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

ga-i Sulduz baz yerlere sahipti, upurgan Muhammed Hace-i Apardinin eline gemiti. Emr Hzr btn Yasavurlar elde etmiti. Azck kuvvete sahip olanlar ba kaldrmlard. Sami'nin verdii bu ifadelerdeki nisbelerden anlalaca zere ad geen emirlerin her biri baka bir kabileden idi. Barlas, Sulduz, Apard vs. Bunlarn dnda Mellif aka memleke tin gidiinde perianln, karkln ve yolsuzluun ok olduunu ifade etmektedir. te Emr Timur, bu ekilde aatay Hanl tahtnda gl bir han'n olmad ve idarenin boy beylerinin yani emirlerin eline geti i bir dnemde bu mcadelelerde yer alm ve devletini kurma serveni byle balamtr (am 1987:14-18). Timur hem Maverannehirdeki emirler aras mcadelede hem de bu emir ler ile Dou Trkistan hakimleri arasndaki mcadelede bazen bir tarafn bazen br tarafn yannda yer ald. Onun bu ilk faaliyetleri iinde, Tu luk Timur'un Maverannehr'e gelii ve ona balanmas nemli bir olay dr. O dnemde Timur'un da mensubu bulunduu Barlas kabilesinin lide ri Emr Hac Barlas nce Tuluk Timur'a balanmay dnmse de Tuluk Timur'un, Emr Bayezid'i yakalatmas zerine ayn akbete ura maktan endie ettii iin Ke vilayetine gitti. Buradan kendine bal olan ahaliyle birlikte Ceyhun'u geerek Horasan vilayetine ilerledi. Timur da Barlas kabilesinden olmasna ramen, onlardan farkl bir yol izleyerek, Kerait Kabilesinden Emr Hamid ile grt. Emr Hamid, Tuluk Ti mur'un nemli adamlarndan biriydi. Timur, onun vastasyla Tuluk Ti mur'un huzuruna kt. Tuluk Timur, ona Ke vilayetinin tmenini ve or du oluturmas iin yarlk (zyetkin: 1996;73-74) verdi. Bylece Ti mur'un emrinde onbin kii oldu. Tuluk Timur Maverannehir'in idaresi ni olu lyas Hoca'ya brakt. Emr Timur da ehzadenin maiyyetinde g rev ald. Ancak lyas Hocann yanndaki emirlerin faaliyetlerinden rahat sz oldu ve onlarla birlikte hareket etmek yerine o dnemde Maverannehrin en gl emirlerinden biri olan Emr Hseyin'in yanna gitti. Ti mur ile Emr Hseyin bir sre birlikte hareket ettiler. Fakat sonunda haki miyet mcadelesi yznden bu iki emr bir birine rakip oldu. Emr Hse yin'in kz kardei Olcay Terken Aa ile evli olan Timur bir sre sonra Emr Hseyin'le kar karya geldi1.
118

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

Emr Davut, Emr Sarbuga, Ernr Cak, Emr Meyyed, Emr Hseyin Bahadr, Emr Seyfeddin, Abbas Bahadr, Emr Akbuga, Emr Eli Baha dr, eyh Ah Bahadr, Devletah Bahi-i Uygur hepsi beraber Emr Hse yin'e kar tavr aldlar2. Bu mcadele Timur'un kariyerinde bir dnm noktasdr. Zira Emr Timur, emirlerle meveret yaparak Suyurgatm Han' padiahlk tahtna oturttu (am:69). Kaynamz bu hadiseden son ra Timur hakknda "yosun ve yasak kaidelerinin ve usulnn yeniden konmasn emretti ve tekrar ordu tehiz ederek azametle Emr Hseyin'e kar yrd", demektedir. Neticede Emr Hseyin, yakaland ve Emr Keyhsrev Huttelani'nin kardeini ldrmek suundan ksas uyguland3. Timur, Emr Hseyin'i ortadan kaldrarak btn Maverannehr'e hakim olmu oldu. Bu baars sonunda ayrca Emr Hseyin'in hareminde bulu nan Kazan Sultan Han'n kz Saray Mlk Hanm ile evlendi. Bylece Cengiz slalesine damat olmutur. Bunlardan baka Ulus Aa bt. Sulduz, slam Aa bt. Yasavuri, Tugay Terken Hatun ile de evlendi4. Timur bu mcadele esnasnda ele geirilen Belh kalesinin hisarn yktrd. Galibi yetten sonra Ceyhun nehri zerinde bir kpr kurdurdu ve Ke'den gee rek Semerkand'a geldi. Semerkand'a ulatnda burann imar iin kale, hisar ve saraylar yaplmasn emretti. Artk Emr Timur Maveran nehr'deki en gl kiiydi ve Semerkand onun merkezi oldu (1370). Maverannehr'de hakimiyetini kurduktan sonra Emr Timur'un 1371 de Moollar zerine sefere ktn gryoruz (am:76). Bunun arkasndan kendisine muhalefet eden Zinde Haem, Emr Musa gibi baz emirlerle uram ve onlar bertaraf etmitir (Yezd: 142b-145b). Harezm blgesi phesiz Maverannehr'e hakim olan bir liderin kaytsz kalamayaca bir blgedir. Nitekim Timur da han bazn (han oyunu: emirlerin kukla han ta yin ederek idareyi ele almalar) oynayan bir emr olarak Suyurgatm Han' tahta kardktan sonra aatay hanedan adna hareket etme imka n bulmutu. Yezd'nin ifadesine gre, Timur memleketi muhaliflerden temizledikten sonra aatay Ulusu'nun tertip ve dzeniyle uramt. Be-al yldr Kongurat Oymandan Tengdey'in oullarnn elinde (Yezd: 146a) olan Harezm blgesinin nemli ehirleri Kat ve Hive ile il gilendi. Buralar kontrol eden Hseyin Sof'ye eli gndererek bu iki memleketin aatay Han'a ait olduunu belirtti ve bu yzden buray "pa119

bilig, Gz / 2003, say 27

diahn divannn tasarrufuna" brakmasn istedi. Hseyin Sofi vilayeti klla aldn ve elinden yine klla alnabileceini bildirdi. Bunun ze rine Timur blgeye asker sevk etti. Kat' ele geirdi ve etraf yamalad. Harezm'i de kuatt. Bu arada Hseyin Sofi'nin kuatma altnda ld ve yerine kardei Yusuf Sofi'nin getii haberi gelince bar saland. z bek Han soyundan olan ve Hanzade diye mehur olan Syn Bek Hanm ile Timur'un byk olu Cihangir'in evlendirilmeleri kararlatrld (Yezd:148b). Timur 774 /13735 ylnda tekrar Harezm zerine yrd. Seferin sebebi Yusuf Sofi'nin sznde durmamas ve Kat vilayetine asker sevk et mesiydi. Timur'un Harezm'e yrdn renince telalanan Yusuf So fi bar yollar aram ve neticede Hanzade'nin bir an nce gnderilmesi ni kabul ederek dn hazrlklarna balamt. Gelin adaynn eyizi ola rak her trden o kadar zarif eya, kymetli mallar, trl trl cinsten altn ve gm ve murassa cevahir vesaire hazrlanmt ki Yezd'ye gre akl almayacak lde idi. Seferin ertesi yl Timur'un gnderdii bir grup emir gelini Harezm'de alm ve Kat'a kadar kendilerini karlamaya kanlarla birlikte Semerkand'a gelmilerdi. Memleketin ekbir ve ayanndan oluan bir mecliste, mbarek bir saatte nikah kylm ve byk bir dn yapl mt (am:81-82). Bu evlilik ile Timur kendisinden sonra olunu da Cengiz soyundan bir hanmla evlendirmek suretiyle hanedana damat et mi oldu. Bu grkemli dnden sonra Timur'un Moollar ya da Yezd'nin ifadesiyle, ete zerine bir sefere ktn ve Dulat oyma Ede ri Kamerddn zerine asker sevk ettiini gryoruz6. 778/ 1376 ylnda Timur nc kez Harezm'e yrd ancak o Harezm'e ynelince Kame rddn zerine gnderdii emirler; Sar Boa, Adilah, Htay Bahadr ve Eli Boa arasnda problem kt. Adilah, Sar Boa ile anlat ve Htay Bahadr ile Eli Boa'y yakaladktan, Kpak ve Celayir kavmi askerle rini toplayarak Semerkand kalesini kuatt (Yezd:154b). Bu haber Ti mur'a ulanca olu Cihangir'i gnderdi. Cihangir Buhara'ya ula. Neti cede Timur'a isyan eden emirler zbek vilayetine kap Urus Han'a sndlarsa da Emir Adilah, Urus Han'a kar hareket edince orada da tutunamayarak Kamerddn'e sndlar. Kamerddn Endican' yamalad. Emrzade mer eyh durumu Timur'a bildirdi. Timur, Kamerddn ze rine asker sevk etti isede, bu Dulat kabilesi Ederini ele geiremedi. Ti mur, Semerkand'a dndkten sonra ertesi yl Timur'un askerleri Issk
120

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

Gl'e kadar ilerleyip Kamerddn ile savap dndler (Yezd :157b; am: 86-88). Toktam'n Timur'a snmas ve Han olmas Timur, Kokar mevkiinde iken, Toktam Olan'n Urus Handan korka rak kendisine snmak istediini rendi. Emir Tuman Timur zbek'i onu karlamas iin gnderdi. Kendisi de Uynagu yolundan zkend'e geldi. Buradan Semerkand'a ula. Emr Tuman Timur, Toktam' getir di. Emirler ve erkn- devlet onu Timur'a ulatrdlar. Timur, Toktam' gayet iyi karlad, " Bir padiahn padiahzadeye nasl davranmas gere kirse" yle davrand7. Toktam iin enlikler tertip etmi ona aln, mal, kuma, at, kar, adr, ota, ks ve alem, hizmetiler ve uaklar vermiti (Yezd: 157b). Bunlar aslnda saltanat mcadelesine atlabilmesi iin Tok tam'a gereken malzemeler idi. Otrar ve Savran vilayetlerini de Tokta m'a verdi. Ancak buralarda hakimiyet Urus Han'da idi (am:89). By lece Toktam Olan, Emr Timur'un yardm ile Altn Orda Hanh'na geebilmek iin mcadeleye balad. O, Aln Orda'ya bu ilk dnnde Urus Han'n olu Kutluk Boa'nn idaresindeki bir ordu ile mcadele et mek zorunda kald. Kutluk Boa ise bu sava esnasnda ald bir ok ya ras yznden ld. Bunun zerine Kutluk Boa'nn adamlar galeyana geldiler ve Toktam'in ilini yamaladlar. Mcadeleyi kaybeden Tokta m yine Timur'a snd. Timur onu yine iyi karlam ve ihtiyalarn gidermiti. Timur'dan salad yeni destek sayesinde Aln Orda'ya ikin ci kez dnen Toktam bu kez Urus Han'n bir dier olu Toktakya ve Cuci soyundan birka ehzade ve muteber emirlerden oluan bir ordu ile savat ve yine yenildi (Yezd : 158 a). Bu defa Toktam bin bir zahmet le kaabildi. Toktam savata yenilince kaarken Sirderya'y yzerek gemek zorunda kalm, onu takip eden Toktakya'nn adamlarndan Kazani Bahadr'n at bir ok ile yaralanm. Timur, Emr dg Barlas', Toktam'a nasihat etmesi ve saltanat davasndan vazgememesi konu sunda cesaretlendirmesi iin gndermiti. Bu Emr, Toktam' bitkin ve yaral bir halde buldu, Buhara'ya Timur'un yanna getirdi. Timur bu nc snmasnda da Toktam'a iyi davranm, Yezd'nin ifadesine gre padiahlara yaraan merhametini tekrarlamt. Timur bir kere daha
121

bilig, Gz / 2003, say 27

ona gereken eyleri verdi. Bu esnada Cuci Ulusu emirlerinden ve Mangt oymandan Edie, Urus Han'dan kap Timur'a snd. te yandan Urus Han'n asker toplayp Timur'a kar harekete getii haberi ve arka sndan Urus Han'n elileri Timur'a ula. Elilerin getirdii mesaj zet le "Toktam olumu ldrd ve ka sizin vilayetinize geldi. Bizim d manmz veriniz, yoksa cenk yerini tayin edin" eklinde idi. Timur'un ce vab; kendisine snan birini geri veremeyecei, gerekirse savaa hazr olduu eklinde oldu. Urus Han'n elileri olan Tovlu Can ve Kpek Mangut'u gnderdikten sonra Timur ordusunu toplad (Yezdl58a-b; Sa m: 90). Semerkand'n korunmasn Emr Cak'ye braktktan sonra hare kete geti, Otrar'a geldi, burada konaklad. Urus Han'da ayn ekilde Sunak'a gelip burada kondu. Bu esnada hava birden bire soumu, kar ve so uk yznden taraflar hareket edemedi. ay iki ordu karlkl bekleye rek geirdi. Bir, iki nc ve istihbarat amal alan gruplarn karlama larndan sonra taraflar memleketlerine dndler. Timurlu kaynaklar bu olayn hemen arkasndan Urus Han'n vefat haberinin ulamasndan sz ederler. Ancak ordularn memleketlerine dnnde bu olayn etkili oldu unu dnmemizi gerektirecek bir bilgi yok. Yezd, Timur'un Urus Han zerine yrmeyi kararlatrd ve Toktam Olan' gaeri/ klavuz (Aka: 1994; 189) olarak gnderdiini, on be gn yol aldktan sonra d manla karlatn, deve, koyun ve esir ele geirdiklerini belirtir. Urus Han'n lm (779/ 1377-1378) haberinin gelmesi zerine, Timur bu yeni durumu Toktam Olan' tekrar Altn Orda'ya gndermek iin iyi bir fr sat olarak grm olmal ki onu drdnc defa Det-i kpak ve Cuci ulusu'nun tamamna hakim olmas iin gnderdi. Kendisi ise Semerkand'a dnd. Urus Han'n yerine olu Toktakya geti8. Toktakya'dan sonra, hanlk tahtna oturan Timur Mehk, Toktam ile mcadele etti. Toktam bir kez daha yenildi. Timur'un kendisine hediye ettii cins bir at sayesin de cann kurtard ve tekrar Timur'un yanna geldi. Timur yine onu iyi karlad ve ihtiyalarn giderdi. Timur, Urus Han'n olu Timur Melik Olan'n elence ve meclis ile vakit geirdiini, memlekette honutsuzluk olduunu rendi. (Bu haberi getiren rk Timur adnda bir ahs. O ilk snd srada Toktam'n yanndayd, daha sonra bir muharebede Urus Han'a esir dt ve kaarak tekrar Timur'un yanna geldi). Bu son bilgi zerine Emr Timur, Toktam'a beinci kez gerekli malzemeyi salad.
122

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

Ayrca, Tuman Timur zbek, Bahti Hocaolu, rk Timur, Gyaseddin Tarhan, Yenki Kavin gibi byk emirleri Toktam'a destek olmak ze re Sunak'a gnderdi. Bu emirler, Toktam' Sunak'ta tahta kardlar9. Timur Melik bu arada Karatal'da klakta idi. Toktam, Timur Melik ile yapt muharebeyi kazanarak Altn Orda taht iin gereken ilk baary nihayet elde etmi oldu. Bu galibiyetini elisi Urus Hoca vastasyla Ti mur'a bildirdi. Timur, bu eliye zel hediyeler vermi, ayrca hil'at, ke mer vererek tekrar gndermiti. Toktam k Sunak'ta geirmi ve as ker toplayarak Altn Orda'nn tamamna hakim olmak iin harekete ge miti (Yezd :161b; am: 92-93). Toktam, Sunak'ta hanln ilan ve para darp ettirdi (1379). Ertesi yl hazrlklar yaparak geirdi. Urus Han'n oullar karsnda nihayet baa r kazand ve Dou Det-i Kpak'a hakim oldu. Btn Cuci Ulusuna ha kim olabilmesi iin Ba Det-i Kpak'a da hakim olmas gerekiyordu. Bunun iinde han kadar kuvvetli Emir Kyat10 Mamay ile mcadele etmek zorunda idi. Emir Kyat Mamay, Berdi Bek Han (1357-1359) zamannda Sa Kol beylerinin babuu idi ve Ba Det-i Kpak'taki en gl emir idi. Cani Bek Han'n (1340-1357) kz Sulu-Hani Hatun ile evli olan Emir Mamay 1359 dan itibaren Cuci ulusu'nun ba kanadnda tam olarak hakimdi. Rus kaynaklarnda sahip olduu kudret dolaysyla han olmad halde Han Mamay olarak anlan bu emri yenmek Toktam iin kolay grnmyordu. Ancak Toktam'a talihi glmt. Zira Mamay, Tokta m ile kar karya gelmeden bir sre nce, Rus knezleri ile her iki tara fa byk kayplar verdirten bir mcadelede yenildi. Don Irmann yuka r havzasnda Kulikova mevkiinde Moskova Byk knezi Dimii vanovi (1359-1389)'in bakanlnda birleen Rus kuvvetlerine Mamay'in yenilmi olmas hem Toktam hem de Ruslar iin nemli idi. Bu sava ile Ruslar Aln Orda karsnda yz elli yldr ilk kez bir baar elde etmi oluyorlard. Ruslar, Dimirtri vanovi'e bu baars nedeniyle Donskoy la kabn verdiler (Kafal 1976: 102-103). Muharebeden sonra Krm'a d nen Mamay Ruslar zerine yeni bir sefer dzenlemek amacyla asker top lad. Ancak Toktam'n kendi zerine gelmekte olduunu rendi. Altn Orda'nn iki ordusu; biri han'n dieri emr'in komutasnda olmak zere 1380 de Don nehrine dklen Kalka rma boyunda karlatlar. Tokta123

bilig, Gz / 2003, say 27

m galip geldi. Mamay, Krm'da Kefe ehrindeki Ceneviz kolonisine s nmt; ancak yanndaki hazinesini ele geirmek iin Cenevizliler Ma may' kati ettiler11. Kalka galibiyeti hem Toktam hem de Aln Orda iin gerekten nemli oldu. Zira bu olayla Toktam, Altn Orda'nn tamam na hakim oldu. Bylece Toktam'n ahsnda Cuci Ulusunda 20 yldr de vam eden karmaa sona ermi olduu gibi, bir emr karsnda Cengiz nes linden bir Han galip gelmi oluyordu. Toktam bu olaydan sonra Saray, Sarayck, Hac Tarhan (Astarhan) ve Krm'da hakimiyetini gsteren 782 (1380) tarihli paralar darp ettirmiti (Kafal 1976 :104). Toktam Han bu zaferden sonra Litvanya knezi Yageloya, Moskova knezi Dimitri ve dier knezlere Mamay' yendiine dair haber gnderdi. Knezler Toktam'n yanna gelmediler, ancak hediyeler ve eli gnderdi ler. Ruslar ballklarn ifade ettilerse de Aln Orda'ya kar eski grev lerini yerine getireceklerine dair Toktam Han'da bir phe uyanmt. Moskova'ya gnderdii elinin Nijniy-Novgorod'a kadar gidebilmesi ve elilik misyonunu yapamamas zerine Moskova'ya hakimiyetini kabul ettirmek iin bir sefer dzenlemesi gerektiini anlad. Sefer hazrlklarn dan sonra hafif svari ile Bulgar' ele geirdi. Sefer haberi Moskova'ya ulamasn diye btn gemilere el koyup, tccarlar esir etti (Vernadsky :169). Riezan Knezi Oleg ve Suzdal-Nije-gorod knezi Dimitri, Toktam ile ibirlii yap. Suzdal knezi iki olunu gnderdi, Oleg de rehberlik et meyi kabul etti. Moskova knezi Dimitri Donskoy, ehrin ileri gelenlerinin teslim olma fikrini reddetti, Moskova ehrinin surlarna ve sahip oldukla r silahlara gveniyordu. Bu avantajlar nedeniyle, daha nce Moskova'y kuatan Litvanya knezi de kenti alamamt. Dimitri ehrin imdi de al namayacan dnyordu. Dimitri asker toplama bahanesiyle Kostroma'ya gitti. Onun ehirden ayrlmasyla ehirde karklk balad. Kent teki alt tabaka zenginlere saldrd ve ehrin idaresini ele geirdi. ehirde idareyi ele geirenler Dimitri'nin eini ve metropoliti serbest brakp sa vunmaya getiler. Toktam'n ordusu 23 Austos 1382 de Moskova'ya yaklat ve ehri kuat. Rus kaynaklarna gre bu srada ehirde iki grup insan vard. Bir grup dua edip lme hazrlanrken dierleri de zenginle rin mallarn yamalayp iki iiyordu (Vernadsky:271). 26 Austos'ta gnlk bir kuatmadan sonra Toktam'n askerleri ehre girdi. ehirler124

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

deki devlet hazinesi yamaland. Yamadan sonra Aln Orda ekilmi, ehre dnen Dimitri 80 cesede bir ruble demek suretiyle yirmidrtbin ce set gmdrmt. Moskova'nn Toktam tarafndan yamalanma haberi Tver knezine ulanca knez Toktam'a eli ve kymetli hediyeler gnder di. 1383'te btn knezler Toktam'a gelip yarlk aldlar. Moskova knezi Dimitri olu Vasili'yi gndermiti. Toktam Han, knezler arasnda den ge politikas gtm ve gl bir knezliin ortaya kmasna engel olmu tu. Knezler aras mcadelede Tver yerine Moskova'y destekledi. Vladimir ehrini Moskova'ya verdi (Vernadsky: 272-273). Timur- Toktam Mcadelesi Toktam Han bylece hem Aln Orda'ya hakim olmu, hem de Aln Orda'nn nfuz sahasnda olan knezliklere stnln kabul ettirmiti. Ge riye Altn Orda'nn ilgi sahasnda olan Azerbaycan ile Harezm blgeleri kalyordu. Bunlardan Azerbaycan iin Toktam Han'dan ok nceleri l hanllar ile Altn Orda Hanlar mcadele etmilerdi. Altn Orda Han' Canibek Han (. 1357), lhanllar'in yklndan sonra ortaya kan tevaif-i mlkdan obanoullarndan Melik Eref (1344-1356)'i yenerek Azer baycan' Aln Orda'ya balad. Berdi Bek Han (1357-1360) zamannda ise yine lhanl bakiyesi olan Celayirliler (1358-1411)12, Azerbaycan'da hakimiyeti ele geirmilerdi. te yandan zaman iinde ran'da durum de imi aatay ve lhanhlar'n yerini Timur alm. O da bu blge ile il gilenerek 1384'te Azerbaycan'a yneldi. Bu esnada Sultaniye'de bulunan Sultan Ahmed Celayir, Timur karsnda duramayacan anlayarak Ba dat'a ekildi. Emr Timur, Sultaniye'ye gelerek ehri ve kaleyi ele geir di. iraz'dan getirdii San Adil'e suyurgaller ve inamlarda bulundu. Bu arada Sultaniye ve Tebriz'i ona verdi. Bylece buralar Timur'un eline gemi oldu. Timur bu seferinin sonunda Semerkand'a dnm, yaz Semerkand'da k da Aksaray'da geirmiti (am: 117). Bu arada Toktam Han, Sami'nin ifadesiyle ekserisi kafir olmak zere dokuz tmen'e yakn asker toplam, Tebriz'e gz dikerek k mevsimin de gelip memleketin etrafn ele geirmiti. ehirdekiler ehrin eafn tahkim ettilerse de ancak bir hafta dayanabildiler. Toktam'n askerleri ehre girdi ve on gnde memlekette toplanm, mal, kymetli eya ve za125

bilig, Gz / 2003, say 27

hireden ne buldularsa yama ettiler. am, Timur'un bundan znt duy duunu belirterek "ileride zikr edilecei gibi Emr Timur bunlarn yaptk lar fenalklarn cezasn vermitir, bu zulm ve hakszlklarn eametiyle onlarn saltanat ve memleketi sarslm ve paidar olmamtr" demektedir. Bu ifade ile mverrih Timur'un, Toktam zerine seferlerinin nedenine iaret etmektedir. Tebriz bir mddet harap kaldktan sonra Timur'un hi mayesiyle yine tamir edilmi ve halk yerlerine kavumutu (am: 118). Altn Orda Hanlar'nn nfuz mcadelesi iinde olduklar dier blge ise Harezm blgesiydi. Daha nceleri Altn Orda Hanlar ile aatay Hanla r arasnda da mesele olan Harezm blgesi imdi Toktam Han ile Emr Timur arasndaki ikinci mcadele alan durumundayd. Bu dnemde, Ha rezm'de etkili olan boy Kongrat'lar idi. Bunlar Aln Orda'ya yakn bir boy idi ve Altn Orda Hanedan'nn dnr kabilesiydiler. Toktam Han'n annesi de bu kabiledendi (Abdlgaffar Krm :65). Bu boyun ida resinde olan Harezm blgesine Timur birincisi 1371 ve sonuncusu 1379 ylnda olmak zere drt sefer dzenledi ve nihayet Sofi ailesine boyun edirdiyse de kendine balam olmad. Yusuf Sof'nin lmnden sonra yerine geen Sleyman Sofi de Timur'dan ziyade Toktam'n yannda yer ald. Timur'un blgeye ynelmesi zerine kap Toktam'a snd. Toktam'n byk emirlerinden olan Ah Bey de yine bu Kongrat kabile sine mensuptu. Anlalan Toktam'n Altn Orda'da baarl olmasndan hemen sonra bu boy ve liderleri Sofi ailesi yine Altn Orda'ya meyi etmi lerdi. Timur'un ran'da megul olmasndan faydalanan Toktam 783 (1381-1382) tarihinde para bastrd. Timur'dan tepki gelmemesi ve Mos kova galibiyetinin de verdii cesaretle 785 (1383-1384) de Harezm'de ikinci kez para bastrd (Kafal 1976:105). Toktam 788 (1386) da yine Harezm'de para darp ettirmiti13. Timur ile Toktam arasnda hakimiyet mcadelesine sahne olan bu bl geler yani Azerbaycan ve Harezm blgeleri ashnda tarih boyunca Det-i Kpak'a hakim olan gler ile ran ve Maverannehr'e hakim olan dev letler arasnda her zaman ihtilafl blgeler olmulardr. Zira bu iki blge kuzey lkelerinin gney lkeleri ile veya scak iklim kua ile balant snn yapld yerler idi. Asya'nn rnleri Harezm zerinden kuzeye pazarlanrken Akdeniz ve ran blgeleri ile Kuzey lkelerinin balans ise
126

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

kara yolundan Kafkaslar'dan deniz yoluyla ise Karadeniz limanlarndan salanyordu14. Hazar Kaanl'nn Kafkaslar'da Mslmanlarla yaptk lar mcadeleyi15, Anadolu Seluklu hkmdar Alaaddin Keykubad'n Sudak seferini (Uyumaz 2003;34-38) Altn Orda Hanl ile lhanllar ve aatay Hanl arasndaki ekimeyi, Osmanl Hkmdar Fatih Sultan Mehmet'in stanbul'u fethini takiben Krm'la ilgilenmesini16, Ruslar'in Kazan' ele geirdikten sonra sratle Hazar'a inmeleri ve bir taraftan Ha zar havzasna bir taraftan Krm'a nfuz etmeye almalarn17 bu jeopo litik durumun birer uzants olarak yorumlamak mmkndr. Timur ve Toktam' bu jeopolitik yapdan soyutlamak ve bunun dnda hareket et melerini beklemek pek salkl olmasa gerektir. Toktam'in Timur'un lkesine aknlarda bulunmas, daha nce kendisine yaplan yardmlar unutmas, Timur iin yazlan Zafernmeler'e anlatl makta ve Toktam'n tavr ihanet olarak nitelenmektedir. Buna neden olarak da Toktam'n etrafndaki beylerin yanl ynlendirmesi gsteril mektedir. Ah Bey Kongrat, Arung Timur, Akbuka-i Beririn gibi Cuci Ulusu'nun nde gelen emirleri Toktam'n yannda idiler ve onun zerinde tesirleri vard. Bunlar Toktam'a,Timur'a kar hareket etmemesi konu sunda tavsiyelerde bulunuyorlard. Ancak bu emirlerden Akbuka ile Arung Timur'un lmnden sonra durum deiti. Ali Bek Kongrat, Ka zanc ve Mangt kabilesinden Tulbe gibi emirler Toktam'n yakn idi. Yezd'ye gre, Toktam bunlarn telkiniyle doru yoldan ayrlm ve is yan etmi, Timur'a dman olmutu. Toktam'n etrafndakiler onun Cu ci Ulusu'nun han' olduunu Timur'un ise devlete kl gc ile ulat n sylyorlard18. Bu durumda devrin geerli hakimiyet anlayna gre Toktam, Cengiz neslinden geldii iin han olma hakkna sahipti ve bu yn ile Timur'dan stn idi. Yukarda ifade etmeye altmz blgele rin jeopolitik durumuna, o dnemdeki politik anlay da ilave edersek, Ti mur ile Toktam'n kar karya gelmesi aslnda kanlmazd. Ksaca ifade edersek, bu mcadelenin nedenlerini sadece Toktam'n ihaneti di ye grmek, tam olarak durumu aklamaya yetmez. Timur ise hakimiyeti bileinin gc ile elde etmi, fiili hakim idi. Toktam' hanzade olduu nu ve Timur'dan stn olduunu syleyerek kkrtanlar olduu gibi Ti mur'u da Det-i Kpak' ele geirmesi iin tevik edenler olduu anla127

bilig, Gz / 2003, say 27

lyor. bn-i Arabah'n (61) verdii bilgiye gre Emr Edie, Toktam'n sol kol emr'l- mersyd. Ancak Toktam'la aras bozulmu, bir mec liste Toktam'n kendisine iyi niyet beslemediini anlayarak, kam ve Timur'a snmt. Timur'a Det-i Kpak'ta engel tekil edecek kaleler ve askerlerine kar koyacak gcn olmadn, hazine ve davarn bol ol duunu belirterek, buray ele geirmesi iin tevik ediyordu. Yine Arapah, Timur'un Toktam zerine Edig'nn ynlendirmesi ile gittiini vurgulamaktadr (Arapah, 65). Grld gibi taraflar kar karya ge tiren eitli nedenler olumu durumdayd. tik Karlama 789 (1387) ylnda Timur, Berda'ya yneldii srada Toktam'n askerle rini Derbend yolundan gnderdiini rendi (Yezd 183a). Toktam'n askerleri Kr nehri tarafnda grnnce, Timur bunlara kar eyh Ah Ba hadr, Eyg Timur ve Osman Abbas idaresinde bir grup askeri Kr Irma n geip, durumu incelemeleri, ancak savaa girmemelerini emrederek gnderdi. Bu grubun arkasndan da Mirza Miranah ve Emr Hac Seyfeddn idaresinde bir miktar asker gnderdi. nden gidenler Kr nehrini ge ince Toktam'n askerleri ile karlatlar ve savamayp geri dndler. Toktam'n askerleri onlarn arkasndan gelince taraflar arasnda sava balad ve Miranah'in idaresindeki grubun yetimesiyle Toktam'n as kerleri yenilerek ekilmek zorunda kald. Miranah idaresindeki askerler, Toktam'n askerlerini Derbend yaknna kadar takip ettiler ve ounu esir ettiler. Miranah ele geirilen esirleri Timur'un yanna gnderdi. Ti mur bar isteinin gstergesi olarak bu esirleri serbest brakt. Timurlu ta rihisi Yezd, Timur ile Toktam arasnda baba- oul hukuku olduunu ifade ile Timur'un nasihat yollu mesaj gnderdiini yazar. Timur bu me sajnda Toktam'a aralarnda baba-oul hakk olduunudan bahisle ne den byle yakksz bir harekette bulunduunu, niin askerini gndererek gereksiz yere mslmanlar telef ettiini sorar ve bundan sonra bu tr uy gunsuz eylerden ekinmesini, szne sadk kalmasn istediini belirtir (Yezd: 184a-b). Anlalan Timur bu mesaj ile istedii sonucu elde ede medi. Zira bu defa Maverannehir'de benzer bir durum yaand. Timur, iraz ve Fars memleketlerini ele geirmekle megulken, 789 (1387) yln128

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

da Toktam byk miktarda askeri Maverannehir'e gnderdi. Barak Olan, Ilgam Olan, sa Bek ve Satkn Bahadr bata olmak zere dier baz emrler Sunak'tan geip Sabran'a ulatlar ve buray kuattlar. Sabran'n muhafazasndan sorumlu olan Timur Hoca-i Akbuka baarl ekil de onlara kar koydu. Toktam'n askerleri buray ele geiremeyeceklerini anlaynca kuatmadan vazgeip baka bir yere yneldiler. Timur'un olu Emrzade mer eyh bu esnada Endicanda idi. O toplad askerler le Seyhun'u geerek Toktam'in askerlerine kar koymaya al. Otrar'a be fersah mesafede Toktam'n askerleri ile mer eyh'in askerle ri karlat ancak mer eyh yenildi. Dalan askeri toplayarak Endican'a yneldi (Yezd:192a). Bu arada Moollarn isyan ettikleri, Takent ve Sayram'a gelip etraf yamaladklar haberi geldi. Emr Hac Bey-i rkinut'un kardei nkatura idaresindeki bu aknlara kar koymak iin Emrzade mer eyh harekete geti. Ahsiket'te bunlarla karlatktan sonra Endican hisarna girdi. Bu arada Toktam'n askerleri Maverannehr'e girdiler. Emr Sleymanah, Emr Abbas ve koun emirlerinden Timurta, Berat Hoca ve Sevin Timur ve dierleri Toktam'n askerle rine kar koyamad ve Semerkand'a ekilip ehrin muhafazas ile megul oldular. Harezm yolundan gelen Toktam'n askerlerinden bir grupta Bu hara'ya ulat ve ehri kuattlar. Tugay Buga-i Barlas ile tilmi Kavin Buhara kalesini tahkim ederek mdafaa ettiler ve bunda baarl oldular. Kaleleri ele geiremedilerse de Toktam'n askerleri btn Maverannehr'i yamaladlar. Bu haber Timur iraz'da iken kendisine ulat. O he men Emr Osman Abbas' Semerkand'a gnderdi. Kendiside iraz, sfehan, Kirman'in idaresine adamlar tayin ettikten sonra 790 Muharreminde (Ocak 1388) Semerkand'a yneldi (Yezd 193a). Timur'un Maverannehr'e gelii zerine Toktam'n adamlarnn bir ksm Harezm'e gittiler ve bir ksm da Det-i Kpak'a yneldi. Timur, Semerkand'a geldi. Hudadad Hseyn, eyh Ah Bahadr, mer Taban ve dier baz emrleri, Toktam'n adamlarnn arkasndan gnderdi. te yandan Toktam'n askerleri karsnda baarsz olanlar hakknda soruturma yap (Yezd 193b). Btn bu gelimeler artk taraflarn savamalarn adeta kanlmaz hale getirdi. Ancak her iki taraf bir birinin gc hakknda bilgi sahibi idi. Do129

bilig, Gz / 2003, say 27

laysyla byle bir mcadeleden nce durumlarn kuvvetlendirmek ve en uygun zaman belirlemek gerekiyordu. Bunun iin Timur, Toktam ze rine yrmeden nce Harezm'e yrd. 790 (1388) de beinci kez Ha rezm'e girmi oluyordu (Yezd 194a). Yukarda Harezm ve burada hkim olan Kongratlar zerinde durmutuk. Dolaysyla Timur buraya giriiyle Toktam'in en nemli destekileri olan bu Kongratlar'a bir darbe vurdu u gibi nemli bir muhalifini de ortadan kaldrm oldu. rgen'i ele ge irerek ahalisini Semerkand tarafna grd gibi ehri de yktrm, yerine arpa ekilmesini buyurmutu (ehir 793 (1391) senesinde Timur'un Kpak'a yryne kadar yl harap kalm ve bu Kpak seferi esna snda Harezm'in imarn emretmiti) (Yezd: 191b-194a). Ayn yln yani 790 ylnn sonlarnda (1388 sonu) kn Toktam, Rus, erke, Bulgar, Kpak, Kefe,Krm, Alan, Azak ve Taman'dan toplad ok sayda asker ile Timur zerine yrd. Toktam'n ordusunun ncs lgam Olan kalabalk bir grupla Ab- Hocend'den geti. Timur onlar zerine Mirza mer eyh idaresinde asker gnderdi. Bu srada Timur'un yannda bulu nan Cuci neslinden Kne Olan ve Timur Kutluk Olan ile Emir eyh Ah Bahadr' bir grup askerle ileri gnderdi. Yaplan muharebeyi Ti mur'un askerleri kazand. 791 yl Safer aynda (1389 Ocak) da g edip Akar'da kondu, Sultan Gl'e ula ve bu diyar ele geirdi. Bu arada Belh, Kunduz, Beglan, Bedehan, Hutlan, Hisar ve dier vilayetlerden as kerler Timur'a katld. Timur'un emri ile Mirza mer eyh, Emr Hac Seyfeddin ve Eyg Timur Ab- Hocend zerine birka yerde kpr kur dular. Ordu buradan nehri geti. Toktam'n askerleri Sabran' kuatm lard ancak buray alamaynca Yesi'yi yamalayp ekildiler (Yezd: 198a199a) Timur onlarn arkasndan asker gnderdi ve ufak apl baz at malar oldu. Timur, Serbedar mlknden Hac Bek Covan Kurbani'nin Kelat ve Tus vilayetinin askerleri ile isyan ettiini rendi ve Olu Miranah' bu isyan bastrmas iin gnderdi (Yezd: 200a). Timur, Det-i Kp ak'a yrmeden nce tekrar Moollar zerine yrd19. Bu son iki sefer, kaca Dest seferinde arkadan problem kmamasn salad iin nemliydi. 79220 (1390) ylnda Semerkand'dan Det-i Kpak'a gitmek zere hare kete geti. Kpr kurarak Hocend suyunu getiler. Timur Takent'te ko-

130

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

naklad. Bu arada Taban Ferhat eyh'in mezarn ziyaret etti. Hocend ken tine gitti. On bin dinar kepek paray burann muhtalarna dat, Ta kent'e dnd. Timur burada rahatszland ve krk gn kadar konaklad. Devlet ileri gelenleri onun rahatszlndan endielendi ama nihayet o iyi leti, bu arada Mirza Miranah Horasan blgesinin askeri ile gelip babas na katld. Burada orduda gerekli dzenleme yapld, askerin ihtiyac kar land. Timur Kutluk Olan, Knce Olan ve Edig zbek21 klavuz ola rak grevlendirildi. Emrzade Pir Muhammed ve Mirza ahruh memleke ti korumak zere geride brakldlar. olpan Melik Aa bt. Hac Bek e te dnda btn hanmlar geri gnderildi. Bu hanm seferde Timur'la bir likte bulundu. Timur'un ordusu harekete geti. Otrar yaknlarnda Kara asman (Kafal 1979:417) mevzisine ulatklarnda Toktam Han'n elileri geldi. Emir ler ve noyinler elileri gerektii gibi arladlar ve gelilerini Timur'a bil dirdiler. iddetli kar ve yamur nedeniyle birka gn konakladktan son ra eliyi Timur'un huzuruna kardlar. Eli hediye olarak dokuz at ile bir av kuu (onkar) getirmiti22. Timur onkar' eline ald, ancak ok ilgi gs termedi. Grmede eliler Toktam'n af dileyen mesajn ilettiler. Tok tam, Timur'a pederi ve velinimeti konumunda olduunu, hatalarnn ba z kt niyetli kimselerin fesatlklar yznden meydana geldiini, pi manln, bundan sonra itaat dairesinden dar kmayacan, edebin gereklerini yerine getireceini bildiriyordu. Timur bu mesaja karlk el iye: Toktam'n kendisine sndnda ona olu gibi davrandn, Urus Han'a kar koymas iin asker at verdiini, bu yzden askerin o souk memlekette krldn telef olduunu syledi. Timur devamla "Ben yar dm ettim, onun ulusu'nu Urus Han'dan ayrp ona verdim23. Onu eitli eylerle destekledim. Bylece Cuci Ulusu zerinde hanlk kurabildi. Dev let Allah'n lutfudur ama sebep olan benim. Srekli ona efkat ve atfetle davrandm ve bana baba dedi. Devlete kavuunca ve kendinde kuvvet ve evket grnce ihsan ve nimet hakkn unuttu. Oulluk grevini yerine ge tirmedi, biz Fars ve Irak' ele geirmekle megulken isyan yoluna girdi. Asker gndererek bizim lkemizi harap etti" dedi. Timur yine elilere Toktam'tan iyi bir davran grmediini, ona gvenmediini belirtir. Onun asker dizip, kalabalk bir grubu mongulay (nc) yaparak Timur'un

131

bilig, Gz / 2003, say 27

lkesine gnderdiini, onun zerine gidince de katn, bu yzden su ilediini belirtti. Toktam'n gerekten istedii bar ise Ali Bek'i yan na gndermesini ve kendilerinin de gerekeni yapacan syledi24. Timur eliyi kabul etmi, toy tertip ederek toydan sonra eliye altn ilemeli h'atler vermise de onlar salvermemi ve tutuklatm (Yezd:208a210b). Yezd'nin eserinde uzun uzadya Timur'un eliye syledikleri ola rak zikr ettii ifadeler Timurlu zaviyesinden Toktam zerine seferin ne denlerini yanstmaktadr. Kaynakta anlatlanlar hadiselerin cereyan ile birletirdiimizde bizece biraz farkl bir durum arzetmekte: Toktam'n mesaj olarak Yezd'nin belirttiklerinde bir abart yoksa, yani gerekten Toktam bu kadar yumuak bir slup kullanmsa bunu her halde zaman kazanmak iin yapm olmaldr. Timur da, Toktam'n ulu beyi olan Ah Bek Kongrat' istemekle aslnda imkansz istiyor ve savan kanl maz olduunu her iki tarafta biliyordu. Timur gvenlik gerei eliyi tutuklattktan sonra 16 Rebilevvel 793 (22 ubat 1391) de harekete geti. Yesi, Karauk ve Sabran'dan geip iki hafta yol kat ettiler. Bu yolculukta susuzluk nedeniyle ok sayda hayvan ld. Rebi'l-ahir'in ilk gn (8 Mart 1391) Sark Uzun25 mevzisine ula tlar. Burada su buldular ve rahatladlar. ok yamur yad iin burada birka gn kaldlar, su seviyesi normale dnnce geit aradlar ve buradan getiler. Burada suyu geerken, Edig Bek'in iki adam kap Toktam Han tarafna gittiler. Timur bunlarn arkasndan iki adamn gnderdi ve kaaklar takip ederek yollar renmeleri iin tenbihledi. 21 Rebi'lahirde (28 Mart 1391) Kk Tak adyla mehur daa ulatlar. Daha son ra Ulu Da'a ulatlar. Timur bu dan tepesinden usuz bucaksz bozk ra bakm ve burada askere ta toplatarak seferin ansna bir abide dikil mesini emretmiti. Buradan g edip Bilancuk26 suyunu getiler. Al gn sonra Anakarguy27 mevzisine ulatlar. Timur'un hareketinin balangcn dan drt ay geince orduda erzak sknts balad. Getikleri blgelerde hi yerleim yeri yoktu. Orduda karklk ve skn balad. O kadar ki bir koyun yz dinar kebek ve bir men buday yz dinar kebek'ye ula mt. Timur orduda ekmek, kuma, bura, tumac, rite, oma ve bunun benzeri yiyeceklerin yaplmamas ve piirilmi olarak sadece bulmak ile yetinilmesini emretti. Bu emir btn tmen, hezarcat, sadat ve dehcat 'a

132

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

(on bin, bin, yz ve onbalara ) ulatrld ve bu emre uyacaklarna dair bir nevi senet: melka28 dzenlendi. Bu srede asker bana gnde bir ka se bulmak datlyordu ve askerler bununla yetinmek durumundayd. K sacas Timur'un ordusunda ciddi bir iae problemi vard. Bu sknty et rafta yerleim birimi olmadndan yama veya satn alma yollaryla da giderme imkn yoktu. Bu skntdan srek av sayesinde kurtulup yola devam edebildiler (Yezd :210a-211b). Timur, ordusuyla Tobol nehrini geti. Burada alt yerde ate grdler, ancak etrafta Toktam'n ordusun dan kimseyi gremediler. Nehri geince grdkleri ate says artt, ancak yine hi asker grmediler (Yezd:213b; am:145). Yayk nehrine ulat ve burada Toktam Han ile ilgili haber alabilmek iin etrafa adamlar gn derdi. Karavullar (istihbarat) iki kiiyi yakaladlar ve Toktam hakkn da bilgi aldlar. Buna gre Edige'nin adamlarndan olup, bir sre nce Ti mur'un ordusundan kaan iki adam Toktam'a ulam ve Timur'un ok byk bir ordu ile onun zerine geldii haberini vermilerdi. Toktam'ta bunu renince sa kol ve sol kol'u toplam ve Krk Gl'de konarak et raftan asker toplamt. Timur Yayk nehrini geerken, Toktam'n muh temel bir taarruzundan endie ettii iin bilinen geit yerini de kullan mad ve nehri daha st ksmndan geti (Yezd: 214b-215a). Yayk' ge tikten sonra Timur'un karavullar Toktam'n askerleriyle karlamaya baladlar. amar rman getikten sonra Kundura (Kunduzca) rma boyunda nihayet iki ordu karlat. ok yamur yad iin ordunun ha reket kabiliyeti kstl idi. Alt gn sonra hava at. 15 Recep 793 (20 Ha ziran 1391) de ordular karlat. Timur ordusunu allm l sistemden (merkez, sa, sol) farkl olarak yedi kol dzenine gre tanzim etti. Ti mur'un ordusunda Sultan Mahmud Han, ehzade Muhammed Sultan, Emrzade Miranah, Emrzade mer eyh, Emr Hac Seyfeddin, Berdi Bek, Sar Buga, Hudadad Hseyn gibi ahsiyetler komuta kademesindeydiler. Toktam'n ordusunda ise Ta Timur Olan, Bek-Yaruk Olan, l Ym Olan, Bek Pulat Olan, Ah Olan, Cantay Olan gibi Cuci nes linden gelen ahslar ile Ah Yasavuri, Sleyman Suf Kongrat, Nevruz Kongrat, Aktav, Akbuka, Uruscuk Kyat, sa bek (Edig'nn kardei), Hasan Bek, Saray Bey, Kk Buga, Yn Pay Barn, Kongur Pay gibi emirler ve noyanlar komuta kademesinde idiler29. ok etin geen muha rebenin sonunda Toktam'n ordusu bozulmu, yenilen Toktam kama133

bilig, Gz / 2003, say 27

yi baarmt 30. Bylece Toktam Han'n, Timur'u Det-i Kpak derin liklerinde ordusuyla birlikte yok etme taktii tutmamt. Timur ok b yk bir mesafeyi katetmi, bu arada ordusunda kan ciddi boyutlu alk ve susuzluk problemlerini am, nihayet Toktam'n ordusu ile karla may baarm ve sava meydannda galip gelmiti. Ancak Toktam' ya kalayamamt. Cuci Ulusu'nun ordusu dalm ve Timur'un askerleri til kenarna kadar Toktam'n ordusundan kalanlar takip etmilerdi. til kenarnda yaplan ar pmadan sonra Timur'un askerleri byk ganimetler ele geirdiler. Btn til boyu gibi Saray ve Hac Tarhan ehirleri de bu yamadan nasibini ald. Daha nceden Toktam ile aras alp Timur'un yanna gelen ve seferin banda klavuz olarak Timur'un ordusunda bulunan Kne Olan, Timur Kutluk Olan ve Emr Edie zaferden sonra Timur'un huzuruna gelerek, kendi uluslarnn bana gitmek, onlar toplayp Timur'a katlmak zere izin istediler. Bunlardan Kne Olan, Timur'un meclisinde bulunur onunla satran ve nerd oynard ve Timur'un sohbet arkada idi. Timur hi kimsenin bunlarn hsm, akraba ve maiyetlerine tecavz etmemesi husu sunda emir yaynlad. Onlarn illerine gitmelerine izin verdi. Ancak bun lar kendi illerine ulanca tekrar Timur'un yanna dnmediler. Bunlardan Timur Kutluk Olan hanln ilan etti31. Kne Olan bir ara Timur'un yanna geldi ise de Aln Orda'da ki gelimeler zerine tekrar yurduna dnd32. Bunlarn kendi uluslar arasna gittikten sonra tekrar Timur'un yanna gelmemelerini, Timurlu tarihleri sznde durmamak olarak gster se de daha muahhar bir kaynak olan Eblgazi Bahadr Han eserinde bu olay biraz farkl zikr ediyor. Ona gre; Toktam Han'dan kaarak Ti mur'un yanna gelmi olan Timur Kutluk, Timur'a "Toktam Han benim mevrus halkm almt. Onlar dank haldedir, onlar toplayp sizin hiz metinize alp getireyim" dedi. Timur ona izin verdi.Timur Kutluk da ilini til suyu boyunda toplad. Timur Kutluk ilini til suyu boyunda toplayp Timur tarafna ynelmiti. Ancak Emr Edie, Timur Kutluk Han' uyara rak, Timur'un onlar alp Semerkand'a gtrp her birini bir tarafa da tacan, nde gelenlerin de Timur'a nker olacan syledi. Timur Kut luk, Edie Mangt'n bu szlerini dikkate ald ve ak sakallarla konuarak Timur'un yanna gitmeyip baka yere ekildiler (Eblgazi: 163-164). Ti134

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

mur'un bunlarn gidiine izin vermesini, her halde Altn Orda iinde bir karklk kmasn, bir taht mcadelesi olmasn istemesinin bir sonucu olarak da yorumlayabiliriz. Nitekim bunlardan Emir Edige'nin destan ko nusu da olan Toktam ile mcadeleleri bilinmektedir33. Timur byk zaferden sonra koyun, inek, at, esir vs. ok byk ganimetler elde etmi olarak Semerkand'a dne geti. 793 Zilkadesinde (Ekim 1391) Sabran'a, oradan Otrar'a ula ve Semerkand'a girdi. Muharrem 794 (Aralk 1391)'de Emir Hac Seyfeddin ordunun tamam ve uruk ile Takent'ten gelip Semerkand'a ulat. Bylece Toktam zerine birinci sefer sona ermi oldu. Timur ve ordusu on bir ay boyunca seferde kalm ve byk ganimetle bu seferden dnm oldu. Dnte memleketin eraf ve ayanna, btn hatun ve ehzadelere bu seferde elde edilen gulamlar, kzlar, koyun vs. hediye olarak verildi (Yezd:223a-b). kinci Karlama Toktam Han, Timur karsnda yenilmiti ancak yakalanamamt, gc n toplamak iin harekete geti. Toktam bu yenilgiden sonra Altn Or da'da hakimiyetini korudu, ancak devletin dou ksmn kaybetti. Knezlikler arasnda denge politikas takip etti ve Moskova'y kendi tarafnda tutmak iin Nije-Gorod'u Moskova knezine verdi. Vasili buna ok sevin di, onun karargahna giderek hediyeler sundu ve Toktam' han olarak kabul edeceine sz verdi (Vernadsky:280). Moskova'dan sonra Litvanya ve Polonya tarafnda da durumunu kuvvetlendirmeye alt. 1393 y lnda Lehistan kral Yagaylo'ya gnderdii bir yarlnda Moskova ile bunlar arasnda anlamazlk konusu olan topraklar ona vereceini, ancak kendisinin hakimiyetinin tannmasn ve vergi verilmesini istiyordu. Bu durum Slav prenslikleri zerinde Toktam'n gcnn devam ettiini gstermesi bakmndan dikkat ekicidir. Toktam'n yapt bir baka ey de Msr Memluklular ile temasa gemek oldu. Burada amac Msr ve Altn Orda iin ortak tehlike olan Timur'a kar bir mttefik bulmak idi34. Toktam 1393 ve 1395'de Msr'a iki elilik heyeti gnderdi. Msr Sul tan Berkuk bu mesajlara scak bakm, hatta bu ittifaka Osmanl Sultan Yldrm Bayezid'i de dahil etmek iin aba harcamt (Kafal 1976:111). Toktam bylece kendini toparladktan sonra tekrar Kafkaslara yneldi.
135

bilig, Gz / 2003, say 27

1391 seferinden sonra Toktam, Altn Orda da ksaca temas ettiimiz i lerle megul olurken Timur da yeni bir sefere kt. Mazenderan'dan ba layarak Badat'a kadar ilerledi. Mardin, Avnik zerinden Grcistan'a gir di. Aslnda bu seferi bir anlamda 1402 Ankara sava ile sonulanacak se ferin de ilk aamas gibidir. Timur Tiflis'e oradan da eki'ye geldi. Bura da iken Toktam'in askerlerinin Ali Olan, lyas Olan, Ali Bek, Yalpay Barn ve dier emirlerin idaresinde Derbend'i getikleri irvan vila yetinin bir ksmn yamaladklar haberi ula. Toktam'n askerlerine kar gnderilen nc birlikler onlarn ekilmesini salad. Timur kla mak iin yurtiyan'n (Doerfer, IV, 216-217) uygun bir klak tesbit etme sini istedi. Yurtiyan Mahmudabad'n35 uygun olduuna karar verdi ve Ti mur da buraya geldi. Fahrabad ky yaknnda Kalin Knbed'e indi. Sa ve Sol kol askeride tmen tmen burada topland. Klamak zere buras seilince, Timur Sultaniye'de bulunan arlklar ve hanmlarnda buraya gelmelerini istedi. Saray Mlk, Tuman Aa, olpan Melik Aa ve dier hatunlar ve ocuklar arlklarla birlikte Mahmudabad'a geldiler ve k burada geirdiler. K sonunda Timur, Toktam Han'a kar yrmek zere hazrlklara balad. Askeri dzenledi ve glka (hediye,tansuk) (Doerfer,1,140-141) verdi. Hanmlar Sultaniye'ye gnderdi. Saray Mlk Hanm ve Tuman Aa kendi oullar ile Semerkand'a gittiler. olpan Melik Aa ve baz ha tunlar Sultaniye'de kaldlar (Yezd:270b-271a). Timur, 7 Cemazielevvel 797 (1 Mart 1395) Toktam'a emeddin Almahkiyi36 eli olarak bir mektupla birlikte gnderdi. Eli Derbend'i getikten sonra Det-i Kpak'ta Toktam Han'a ula ve Timur'un mektubunu ve szlerini Toktam'a iletti. Toktam elinin szlerinden etkilenmi ve ba ra yanam ancak mersnn etkisiyle fikir deitirerek ok kaba bir slup ile hain bir mektup yazm. emeddin Almahk, Toktam'n ce vab mektubuyla birlikte geri dnd ve Samur rma kysnda mektubu Timur'a sundu. Timur mektuba ok kzd ve orduya hazrlk emri verdi. Timur'un ordusunun bykln ifade iin tarihi Yezd eserinde "Elburz Da eteinde bulunan Samur rmandan Hazar denizine kadar be fersahlk (yaklak 30 km) bir alann tamamen Timur'un askerleri ile do lu" olduunu kaydetmektedir. Yine tarihinin ifadesine gre bu byklk136

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

te bir ordu Cengiz Han zamanndan beri grlmedii gibi byle byk bir ordu tertibi, Acem mlknde grlmek bir yana, ne okunmu ne de iitilmidi. Timur askerlerini kendine balamak zere eitli hediyeler verdi. Ordu peyder pey Derbent'ten gemeye balad. Elburz da eteinde bu lunan ve Toktam Han'a yakn olan Kta (Kbta) denilen bir kavim var d, Timur nce bunlarn bertaraf edilmesini emretti (Yezd:272b). Toktam muhtemelen durum hakknda bilgi almak amacyla Ortak adl bir eliyi Timur nezdine gnderdi. Bu ahs Timur'un ordugahna yakla t ve ordunun bykln grnce ard, korkuya kapld ve acele geri dnd. Timur dzenlenmi ok byk bir ordu ile hemen geliyor diye du rumu Toktam Han'a bildirdi. Toktam bu habere ard ve nemli bey lerinden biri olan Kazani'yi mongulay yaparak kalabalk bir ordu ile n den gnderdi. Timur bu ncleri yenerek Ab- Sevine kenarna geldi. Toktam Han'n ordusu da Terek suyu kenarnda topland. 22 Cumadielsani 797 (14 Mays 1395) da iki ordu kar karya geldi. Ertesi gn iki or du savaa balad. Timur ordusunu yedi kol dzenine gre tanzim etmi ti. Emrzade Muhammed Sultan' byk kol'a tayin etmiti. Bu arada d mann sol kolundan bir ahs haber getirdi. Muhaliflerin sa kolunda Kne Olan, Bekyaruk Olan, Aktav ve Davud Sofi ile trk'nn hep bir likte Timur'un ordusunun sol koluna saldracaklarn bildirdi. Bu haber zerine Timur sr'atle techizatl kounlarla harekete geti ve hamle yap t. Bunun zerine Toktam'n ordusu bozuldu ve geri ekilmeye balad. Timur'un idaresinde 27 koundan bir ksm kaanlar takip ettiler kol'a (merkez) ulap geri Timur'un yanna dndler. Bu arada Toktam'n or dusundan, dorudan Timur'un zerine bir hamle gerekleti. Bu saldr Emr Allahdad Hseyin, eyh Nureddn ve Cak gibi Timur'un emirleri nin fedakarca mcadelesiyle bertaraf edilebildi. Toktam'n ordusunda bozulma balaynca bunlara yardm etmeye alan askerlerin teebbs n Timur'un askerleri ok atlaryla engellediler. Neticede Toktam'n ordusu bozuldu. Savan kaybedildii anlalnca, Toktam Han ve Cuci neslinden gelen olanlar, emirler ve noyanlar geri ekildiler. Toktam'n ordusunda Knce Olan, sa Bey, Yahya Hoca gibi byk emirler bir hay li aba sarf etmilerdi. ok etin getii anlalan sava sonunda zafer Emr Timur tarafnda kalm ve Toktam Han ikinci kez yenilmi oldu (Yezd:272b-274b).
137

bilig, Gz / 2003, say 27

Savatan sonra Timur bir taraftan Toktam' takip etmek zere asker sevk ederken bir taraftan savata byk yararlk gsteren askerlerine klika (dller) verdi. Emr eyh Nureddn'e alnl elbise, murassa kemer ve yzbin dinar kebek para vermiti. Elde edilen ganimetleri arlklarla bir likte Mirza Miranah idaresinde, Emr Yadigar Barlas ve Emr Hac Seyfeddin'in arkasndan gnderdi. Bylece savatan hemen sonra elde edilen ganimetleri emniyete ald. Emrzade Pir Muhammed b. (mer eyh)'i be bin svari ile iraz'a gnderdi. Emr emseddn Abbas ve Gyaseddn Tarhan' Semerkand'a gnderdi37. Timur kendi yannda olan Urus Han'n olu Kayrcak Olan' yine Ti mur'un yanndaki zbek bahadrlaryla beraber saltanata gemesi iin destekledi. Altnl hil'at ve kemer verdi. Kayrcak Olan til nehrini gee rek dou tarafnda dank olan askeri ve ulusu toplayp orada dzeni sa lamaya al (Yezd:276b). Bylece Cuci Ulusu'nun Sol Kolunu yani til nehrinden douda kalan ksm ona havale etmi oldu. Bu ksm zaten bi rinci Det-i Kpak seferinde yamalamt. imdi ise Cuci Ulusu'nun Sa Kolunu ve Rus vilayetlerini yamalayp burann gcn krarak kont rol altna almak istiyordu. Toktam Han savatan sonra yannda ok az bir adam ile Bulgar tarafna ekilmi cann kurtarm ama btn ordusu dalmt. Bekyaruk Olan, Aktav38 ve Ta Timur Olan da kap z su yunu gemilerdi. Timur, zi, Ten ve til nehirleri boyunu yamalatt. Bekyaruk Olan' takip etti, hatta Ten nehri kenarnda tekrar bir arpma meydana gelmi ve Bekyaruk burada da yenildi. Ailesini Bulgar tarafnda ormanlk blgede brakarak onlar kurtarmaya alt. Ancak bunlar Ti mur'un adamlarnn eline geti, Timur bunlara iyi davrand, eitli gzel hediyeler vererek serbest brakt. Timur Dinyeper'de Bekyaruk'u yendik ten sonra glerini iki ana kola ayrd. Ana grubun banda bizzat kendisi vard. Emr Seyfeddn Nkz ve Mirza Muhammed Sultan da onunla bir likteydiler. Bu grup yukar Dinyeper ve Don blgelerinde Bekyaruk'dan kalan kuvvetleri takip ettiler (Togan 1958:1362). Timur'un askerleri Bek yaruk Olan' takip ederken Rus ehirlerinden biri olan Karasuk'a ulat lar ehrin iini ve dn tamamen yamaladlar. Moskova tarafna kadar ilerlediler ve ehrin dn yama ettiler (Yezd:277b). kinci grup Azer baycan valisi olan Miranah'in ve onun atabeki Emr Cihanah Bahadr'in

138

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

idaresindeydi. Bunlarda "sa kol zbekleri" (Togan 1958:1362) zerine gitmilerdi. Krm, Karadeniz ve Azak denizi tarafna yneldiler. Urus ve Uruscuk ehirleri ve Azak ve Krm taraf da yamaya maruz kald39. By lece Timur, Toktam Han' ele geirememi fakat onun gcnn kayna olan Altn Orda'nn sa ve sol kolunu, ticaret merkezi olan ehirleri tahrip etmiti. Bir sre iin buradaki ticaret hayatna sekte vurmu oldu (Baysun :89). Altn Orda'nn Yklmas Meselesi Timur'un, Toktam zerine seferleri genellikle Aln Orda'nn yklma nedeni olarak gsterilir. Bu gr hem yerli eserlerde hem de yabanc a lmalarda grmek mmkndr. (Yegorof: 61; Vernadsky: 286; Yakubovsk:182; Gumilov:597) Hatta Akdes N. Kurat "Timur bu suretle Trk Tarihinde en byk Trk devletlerinden birisi olan Altn Ordu'nun ykc s olarak maalesef ok kt bir ad brakmtr" (Kurat 1992:140) eklinde duygusal bir deerlendirme de yapmtr. Tarih olaylarda hadiselerin ge nellikle tek bir nedeni olmaz. Sosyal, ekonomik, din, coraf eitli et kenlerin deiik oranlarda olabilen etkileriyle tarih olaylar meydana ge lir. Burada bizim konumuz olan Altn Orda'nn knde tek bir neden yani Timur'un seferi etkili olsa, ayn ahsn Aln Orda'dan daha ar dar be indirdii Osmanl Devleti'nde de bir k olmas gerekirdi. Ancak farkl sonular ortaya kt. Bunun nedeni zerinde dnmek gerekiyor. Burada iki hususu sorgulamak istiyorum: Birincisi gerekten Altn Orda Timur'un seferinden (1395) hemen sonra ykld ve Timur farkna varmadan Rusya'ya yardm etmi mi oldu?, ararma eserlerin byk ksmnda byle olduuna dair deerlendirme ne ka dar doru? kinci problem aa yukar ayn tarihlerde ayn hkmdarn ar darbe vurduu iki devlette zamanla nasl farkl sonular ortaya kt? nce birinci husus zerinde duralm. Aln Orda'da Timur'dan sonra ya ananlara ksaca temas edelim ve zellikle Moskova ile Aln Orda iliki lerinde kkl bir deiiklik (toprak kayb, rehin alma, vergi muafiyeti vs gibi) olup olmadn anlamaya alalm.
139

bilig, Gz / 2003, say 27

Burada amacmz Altn Orda'nn ykl srecinin tamamn anlatmak de ildir. Altn Orda'nn son hannn 1505 ldrld (Kurat 1992:145) d nlrse 1395-1505 yaklak yz yln olaylarn anlatmak bu almann hacmini aar. Ancak ana hatlaryla bu dneme bakma gerekmektedir. Timur bu iki Det-i Kpak seferinde de Cuci soyundan birer hanzadeyi destekleyerek saltanat mcadelesine atlmasn salamt. Bylece ele geremedii Toktam'a kar baz adaylar devreye sokmu oldu. Altn Or da Hanl'ndaki sosyal yap ve hakimiyet anlay da buna fevkalade uy gun idi. Toktam Han, Timur'un byk ganimetlerle Derbend zerinden dnmesinden sonra tekrar toparlanmaya al. Ancak daha nce Ti mur'un yannda yer alan ve onun destei ile hanln ilan eden ve Emir Edige'nin de destekledii Timur Kutluk ile mcadele etmek zorunda kal d. 1397 de Timur Kutluk ve Edie karsnda yenildi ve Livanya Prensi Vitovt'un yanna kat. Timur Kutluk Han, Vitovt'tan Toktam Han' kendisine teslim etmesini istedi. Ancak kudretini artrmak ve lkesinin n fuz sahasn Toktam' kullanarak geniletmek dncesinde olan Vitovt bunu reddetti. Timur Kutluk Han'a kar ordu toplad. Baltk Alman valyelerinin de katld byk bir kuvvet toplad. Vitovt'un ordusunda ateli silahlarda vard. Toktam da yannda bine yakn maiyetiyle bu orduya katld. 12 Austos 1399'da z rmana katlan Vorskla rma boyunda Timur Kutluk bu mttefikleri bozguna urat ve byk bir zafer kazand (Kafal 1988:418). Savan iddetini gstermesi bakmndan letopisde (rus yllklar) geen " ve bugn len Litvanya, Rus, Polonya, Al man knezlerinin says inanlmazd.." ifadesi dikkat ekicidir (Vernadsky: 289). Timur Kutluk dman takip ederek Kiev'e kadar vard. Kiev bin ruble demeyi kabul etti. Bylece daha 1363 de Karadeniz'e k elde et mi olan Litvanya bu malubiyetten sonra bundan mahrum oldu (Ver nadsky: 289). Bu savatan sonra hanlk ansn kaybeden Toktam, Det-i Kpak'n uzak diyarlarnda kaarak hayatn geirdi. Emir Edig onu ya kalayabilmek iin ok uramt. Nihayet 807 (1405) knda kendisini takip eden Emr Edig'nn adamlar tarafndan Bat Sibirya'da Tmen ci varnda ldrld40. Altn Orda Hanl'nda idare, destekledii hanlar va stasyla bir sre Emr Edige'nin kontrolnde kald. Edie, Timur Kutluk Han'dan sonra Sadi Bek'i han yapt, onun bamsz hareket etmek isteme-

140

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

si zerine onu ve taraftarlarn yenerek Pulat' han yapt, onun 1410'da lmnden sonra Timur Kutluk'un olu Timur Han' hanlk tahtna kar d. Hatta ona kzn da verdi. Timur Han, kayn pederi ve tahta kmasndaki destekisi Edie ile anlaamad ve onunla mcadeleye girerek Edige'yi, Harezm'e kamaya mecbur etti (Vernadsky: 293; 295). Timur Han ise Toktam'in oullarndan Celaleddn ile mcadele etti. 1419 yhnda Ulu Muhammed'i saltanat iin mcadele ederken gryoruz. Yaklak ayn dnemde Aln Orda tahtn ele geirmeye alan Barak Olan'n bu mcadeleye dahil olduunu gryoruz (Vernadsky: 299-300). Barak Han 831/1427-1428 de emirler tarafndan dzenlenen bir komploda ldrld. Devletberdi'nin Krm tarafna gmesi, Ulu Muhammed'in Kazan tara fna ekilmesi Altn Orda tarihinde nemli olaylara neden oldu. 1430da Krm, 1436da Kazan ve 1466 da Astarhan, Altn Orda'dan kendilerini ayrdlar (Riasanovsky :102). Bu hanlklarn resmi kurulu tarihleri bun dan biraz daha sonra oldu. Bu arada Aln Orda Hanl devam ediyordu. Altn Orda Han olarak Ahmet Han Moskova zerine 1451,1455,1461'de seferler dzenledi. Bu arada Altn Orda hanlar ile bundan blnen yeni hanlklar arasnda da mcadeleler devam ediyordu. Altn Orda'nn ykl srecinde her halde bu mcadeleler daha belirleyici olmutur. Bu manada Ahmed Han'n 1480 yaznda Rusya zerine yrmesi rnei arpcdr. Ahmet Han Lehistan-Litvanya kral IV. Kazimir ile Rusya'ya kar birlik te bir sefer yapmak konusunda anlamt. Oka nehri'nin bir kolu olan U ra rma boyunda Leh kuvvetlerinin gelmesini bekliyordu. Ancak Krm Han Mengli Giray'n Lehistan snrna asker sevk etmesi nedeniyle Leh ler Altn Orda'yla birlikte sefere gitmek yerine snrlarn korumak zorun da kaldlar. Ahmet Han da tek bana Ruslara kar yrmekten ekinmi ti. III. van Rus bykleri-boyarlar ve ruhanilerin basks alnda Ahmet Han'a kar hareket etmek zorunda kalm, Ura boyuna geldiinde o da hcuma gemeye cesaret edememiti. Neticede havalarn soumas ve Taht li'nin Mengli Giray tarafndan tahrip edildii haberi zerine Ahmet Han ekildi. III. van Moskova'ya dnd. Bu olaydan sonra Moskova knezi, Aln Orda'ya vergi demekten kurtuldu (Yakubovsky: 217; Kurat 1992:143). Ancak Moskova, Krm ve Kazan karsnda bir sre daha bas k altnda kalmaya devam etti. 1480 ylndaki bu olay Mool boyunduru unun sonu olarak bilinmektedir (Medieval Russia:191).
141

bilig, Gz / 2003, say 27

Bu i olaylarn dnda Timur'un seferinden sonra Altn Orda ile Mosko va'nn durumuna da ksaca temas edelim. nce Timur'un seferinden son ra Rus knezleri ile Al Orda hanlarnn birbirlerine kar durumlarnda bir deiiklik var m? buna dair bir iki rnek verelim. 1399 da Timur Kutluk Han'n Vitovt'u yenerek onlarn Karadeniz'e inme imkanlarna son verdiine yukarda deinmitik. 1408 de Edie Mosko va'ya yrm ve knezliin byk bir ksmnda tahribat yapm, Nijegorod'u Moskova'nn hakimiyetinden kurtarmt. Moskova kuatmasn 3000 ruble karl kaldrmt (Ryzanovsky 101; Vernadsky 294). 1432 yhnda Moskova'da II. Vasiliy ile Yuri arasnda ortaya kan krizi zmek iin taraflar Aln Orda'ya ba vurmay kabul ettiler ve han'n verdii karara uydular. Han kararn Vasiliy'den yana vermi ve Yuriy'e ise kendi topraklarna ilave olarak Dmitrov ehrini vermiti. Vasiliy, Mos kova'ya Han'n elisi ile birlikte dnm ve eskiden Vladimir ehrinde yaplan taht merasimi ilk kez Moskova'da yaplmtr (Vernadsky 306). Rus tarihi Yakubovski'nin ifadesiyle, "Ulu Muhammed'in Moskova yaknlarnda yaad ve bu sralarda Moskova'ya byk ktlkler yap t muhakkaktr. rnek olarak 1439'da Moskova varolarn atee ver miti ve ehir surlarnda on gn kalmt" (Yakubovsky, 210). Kazan Hanl'nn kurucusu Ulu Muhammed Han, 7 Temmuz 1445 y lnda Suzdal ehri yaknnda Ruslar'la savat, onlar mthi bir yenilgiye uratt gibi Byk Knez Vasili Vasilyevi'i esir ald. Yaplan anlama da byk bir fidye kararlatrld gibi Moskova knezi bundan byle Al tn Orda yerine Kazan'a vergi gnderecek, han'n oullarna Moskova arazisinde yurt verecekti. Ulu Muhammed de Vasili Vasiliyevi'e d manlarna kar yardm edecekti (Kurat 1987, 101). Rusya ve Lehistan'dan dzenli olarak alnan vergi (ty) Krm Hanl nn nemli gelir kalemlerinden biri idi (rekli 85). Bu rnekleri daha da artrmak mmkndr. zellikle yukarda anlatt mz Altn Orda'nn ykl ile ilgili 1480 ylndaki Ahmet Han'n seferini bu rneklere ilave edebiliriz. Btn bunlar bize 1395'te Timur'un ikinci Dest seferinden sonra Aln Orda ile Moskova'nn konumunda byk de-

142

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

iiklik olmadn gstermektedir. Yine vergi vermeye, ihtilaflarda han' hakem olarak grmeye devam etmilerdi. Bu durumda 1395'deki seferi Rusya'nn gelimesinin ve Aln Orda'nn yklnn nedeni olarak gr mek pek salkl grnmyor. Yani Timur'un seferinden sonra Mosko va'nn fetret iindeki Altn Orda ve hatta yaklak elli yl sonra bundan koparak birer hanlk hahne gelen Kazan ve Krm karsnda konumunda bir deiiklik olduunu hemen tespit edemiyoruz. Moskova etrafnda Rusya'nn gelimesi farkl bir aratrma meselesidir. Timur'un seferi so nucu Altn Orda'da geici bir mal kaybndan sz etmek mmkndr. Bu sefer dengeleri alt st eden, toplumsal yapy deitiren, insanlarn dn ce tarznda farkllk yaratan bir olay deildir. Yani bu seferden nce Altn Orda'da mevcut hakimiyet anlay ne ise o devam etmitir. Tahrib olan ticaret merkezleri, buna Krm'daki koloniler dahil, tekrar toparlanmay baarmtr (Baysun: 87). Zeki Velidi Togan, Saray, Astarhan ehirlerinin yerle bir edildii grne kalmamakta, Balaman, Hac Tarhan, kek adh ehirlerde yazlan eserlerin Trkiye ktphanelerinde var olduunu belirterek, Timur'un sadece ticaret yolunu tahrip ettii grn ifade eder (Togan 1965: 20-21). Timur Karadezin'in kuzeyindeki bu seferden yedi yl sonra 1402'de bu kez Karadeniz'in gneyinde n Asya ve Anadolu'ya byk bir sefer d zenleyerek Ankara savanda Osmanl devletine ar bir darbe vurdu. Bu rada sefer zerinde durmayacaz ancak sonularna ksaca temas edece iz. Ankara savandan sonra Osmanl Devletinin durumuna bakmz zaman Altn Orda'dan daha ar artlara maruz kaldklarn grrz. Her eyden evvel Osmanl devleti padiahn sava meydannda esir verdi. Sa vatan sonra Osmanl devleti, Bayezid'in oullar Sleyman, sa, Musa ve Mehmed arasnda taksim edilmi her biri bir blgede hkm srmek iin Timur'dan berat almlard. Timur'un Anadolu'dan kmasndan sonra aralarnda kyasya bir mcadele balam ve bu Fetret Devri on yl sr mtr (Altn Orda'da da feet yaanm ve Emr Edie etkili olmutu, ancak bu sadece Timur'un seferleri sonucu ortaya kan bir manzara de ildir. Timur'un seferlerinden ok nce iki kez uzun sreli fetret yaan mt. Bunu aada Emir- Han ekimesi meselesinde anlatacaz.) Os manl'da Ankara savandan hemen nce Yldrm Bayazid stanbul'un

143

bilig, Gz / 2003, say 27

muhasaras ile meguld. Ankara savandan sonra ise Osmanllar, kuat tklar ve hara aldklar devlete toprak kaptrmak durumunda kaldlar. Sa vatan sonra Osmanl Devleti iinde oluan fetret ortamnda Emr Sley man elebi, Bizans ile yapt anlama gerei Anadolu'da Kartal, Gebze, Pendik ile baz adalar ve Misivri'ye kadar Karadeniz sahilini; Rumeli'de Selanik ve Teselya'y kaybetti. Bu yerlere ilaveten Bizans, Osmanl hane danndan iki kiiyi, ehzade Kasm ve Fatma'y da rehin olarak almlar d41. Timur, Osmanl Devleti idaresi altna alnan beylikleri tekrar ve daha geni topraklara sahip olarak canlandrd. O Ankara Savandan sonra Bursa'da hapiste olan Karamanolu Mehmed Bey ve Ali Beyleri iltifatla kabul ederek Mehmet Bey'i Karaman Beyliine tayin etti. Antalya ve Alaiye bata olmak zere topraklarna yeni ilavelerde yapt. sfendiyar Bey'e kendi beyliinin topraklarna ilaveten Kastamonu ve ankr'y verdi. Hristiyanlardan ald zmir kalesini Aydnolu Musa Bey'e tevcih etti (Yinan A:388). Bylece Yldrm Bayezid dneminde aa yukar tamamlanan Anadolu siyas birlii dalm oldu. elebi Mehmed, Os manl Devletini adeta yeniden kurmu, Anadolu ve Rumeli'nden oluan btn bir Osmanl Devleti mantn yerletirmiti. Devleti toparlamakla birlikte o Anadolu'da Karaman, Hamid, sfendiyar, Turgut ve Dulkadiroullar'nn, Msr ile birleerek hasislik yapmalarndan ve her birinin ga za faaliyetlerini baltalamasndan ve akallar gibi davranmasndan yakn makta idi. elebi Mehmed'den sonra yerine geen olu Murad da salta natnn balangcnda Ankara Sava'nn uzants olan ciddi bir mesele ile karlat. Ankara Sava'ndan sonra ortadan kaybolan Yldrm Bayezid'in olu Mustafa saltanat iddiasyla ortaya kmt. II. Murad saltana tnn ilk iki yln bu problemle uraarak geirdi. Osmanl devletinin An kara Sava'nn izlerini tamamen silmesi yaklak elli yl srmtr. Ana dolu siyasi birliinin tam anlamyla salanmas Fatih Sultan Mehmed za mannda mmkn olmutur42. Bu ok ksa baktan da anlalaca zere Ankara Savandan sonra Os manllar liderlerini yitirdikleri gibi, toprak kaybna uramlar, lkeleri yamaya maruz kalm ve en ciddi rakipleri karsnda hara almay bra kn onlara toprak kaptrdklar gibi rehin vermek durumda kalmlardr. Ayn ekilde Timur'un seferlerinden sonra Altn Orda'ya bakarsak bu ka-

144

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

dar vahim bir manzara ile karlamyoruz. Altn Orda'ya ikinci seferden sonra Toktam yakalanamamt. Yine devletin bir toprak kaybna ura dna yada Altn Orda'ya bal unsurlarn zellikler Ruslar'n durumla rnda bir deiiklik olduuna dair bir bilgiye rastlayamadk. Altn Orda devletinin paralanma ve tarih sahnesinden silinme srecine bakldnda bunun nemli sebeplerinden birinin idar anlaytan kaynaklandn d nmek mmkn. Altn Orda'da han olma hakk Cengiz neslinden gelen lere ait idi. Bu hanlarn gl olabilmeleri boylar ve boy beylerinin onla r desteklemeleriyle mmknd. Daha erken tarihlerden itibaren hanlarn tahta geiinde bu boy beylerinin etkili ve belirleyici olduunu grebili riz. Nogay (Kurat 1992:129-130) herhalde Altn Orda tarihinde hanlar'n oto ritesinin krlmas hususunda ilk ve nemli bir rnektir. Berke Han (12561266) zamannda Tmenba olarak kendinden sz ettirmeye balayan Nogay, Mngg-Timur Han (1266-1281) zamannda devlet iindeki etkisi iyice kuvvetlenmiti. Hatta onun hkmdar gibi Memluk Sultan Baybars'a mektup gnderdiini biliyoruz (Tiesenhausen :232; Kafal 1976: 61). Tuda Mnnge Han (1282-1287)'n zayf mizal bir han olmas nede niyle onun dneminde Nogay iyice glendi. Onun Tula-Buka lehine taht tan feragati ile Altn Orda tahtna geen bu han dneminde (1287-1291) hadiseleri belirleyici kii olarak yine Nogay' gryoruz. Handan daha gl bir durumda olan Nogay'a kar han bir komplo dzenlemek iste mi ve bu teebbsn Nogay'n fark etmesi sonucu hayatyla demiti. Nogay, Tula-Buka Han ile birlikte hareket eden hanzade Alguy, Turulca, Malagan, Kadan ve Kutugan' da yakalayp Tokta'ya teslim etmi ve ona " Bu adam babann hanln ele geirip seni ondan mahrum etti. Bu olanlar da seni tutup ldrmek hususunda onunla anlatlar. te ben sa na hepsini teslim ediyorum, dilediin gibi ldr" dedi (Tiesenhausen:267268). Bunun zerine balar rtld ve omurgalar krlarak katledildiler (Kafal 1976: 65). Tokta Han'n saltanatnda da etkili olmaya devam eden Nogay kendisine kar cephe alan beyleri de Tokta Han vastasyla katlet tirdi. Hanlarn tahta knda birinci derecede belirleyici olan ve gcnn zirvesinde olan Nogay, hanlk otoritesini de dikkate almyor ve han'n ya nndan kaan emirleri himaye ediyordu. Bu son hadise Tokta Han ile No-

145

bilig, Gz / 2003, say 27

gay'n arasn am, nihayet 1298-99da z rma boyunda Emr Nogay, Tokta Han ile savam ve onu yenmiti. Ertesi yl Nogay'n ve oul larnn basklarndan bkan emirler Tokta Han'n yannda yer almlar, 699'da (1299-1300) Nogay yenilmi ve Tokta Han'n ordusunda bulunan bir Rus asker tarafndan ldrlmtr (Kafal 1976: 68-69). Tokta Han muhtemelen yaadklarnn da etkisiyle kendi olu lbasar' rakipsiz veliahd yapabilmek iin han olabilecek kim varsa hepsini atal Uygur ilin den Bacrtk-Boga'nn telkiniyle ldrtmt. Fakat olu lbasar da ken disinden nce lnce han slalesinin sona erme tehlikesi ortaya k. temi Hac'ya gre Tokta Han, olu lbasar'n vefatndan sonra byk zntye dm, bu esnada ldrtt kardei Turulca'nn bir olunun kendisinden saklandn, hayatta olduunu renmi, bu ocuu getirme leri iin Kyat Astay ve Secut Atalay beyleri grevlendirmiti. Bu beyler sz konusu ocuu (zbek)'i alp dndklerinde Tokta Han'n vefat etti ini ve onun atal Uygur Bacrtk Buga'nn ilinin kalabalk oluuna g venerek kendini han ilan ettiini ve Tokta Han'n ei olan Gelin Beyalun'u da nikahladn rendiler. zbek'i getiren beyler Bacrtk Buga'y hile ile ldrp zbek'i Han ilan etmilerdi (Kafal 1976: 72). Cengiz neslinden olmayan birinin kendini han ilan etmeye cesaret etmesi her hal de bu devletin tarihinde ilk kez oluyordu. Saltanat ilerinde beylerin etki si ile ilgili olarak herhalde Tmen beyi Tulubay' da anmak gerekir. Can Bek Han (1340-1357) Azerbaycan seferinden dnerken rahatszlanm, Saray'a geldiklerinde ise hastal artnca emirlerinden Kangl Tulubay, Tebriz'de bulunan Berdi-Bek'e haber gnderip babasnn lmek zere ol duunu, biran nce gelip tahta kmasn bildirdi. Berdi Bek babasnn iz ni ve haberi olmakszn, babasnn bulunduu yere gelmi ve Berdi Bek ile anlaan Emir Tulubay'n adamlar Can-Bek Han'n otana giderek onu ldrmlerdi. Berdi Bek, Tulubay tarafndan tahta oturtulmu ve ka rarghta hazr bulunan beyler derhal getirtilerek sadkat yemini ettirilmi, etmeyenler veya gecikenler ldrlmt. Emr Kangl Tulubay'n telkin leriyle Berdi Bek kardelerini katletmeye balad ve sadece kendi olunu hayatta brakt. Ancak o da vefat edince kendini ikiye verdi ve yllk saltanattan (1357-1360) sonra ld. Berdi Bek Han ile beraber Altn Or da'da Bulkak (karklk) devri balayacaktr. Daha Berdi Bek hayatta iken ayn anda sekiz kiinin hanlk ilan edip para darp ettirdiklerini gr146

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

yoruz. Bu karmaadan Ulus'un ileri gelen emirleri de etkilendi. til boyun da bulunan Kyat emirlerden Mamay kendine bal olan Sa Kol illerini alarak Krm'n ilerisinde z Irmana katlan Erel, amar ve Ylk su larndan Turla rmana kadar uzanan yerlere grmt (Kafal 1976: 86). Bu fetret dneminde Mamay' Altn Orda'nn ba kesiminde etkili bir emir olarak grmekteyiz. Kildi Bek, Abdullah Han ve Muhammed Blek Han, Mamay'in destei ile han ilan edilmilerdi43. Altn Orda'da b yk nfuz sahibi olan Mamay Mirza, Moskova'ya gnderdii baz talep lerine red cevab ile karlanca Moskova knezini itaat altna almak ge rektiini dnd. Litvanya beyi ile de anlaarak Moskova'ya kar hare ket etmek zere Don nehrine yakn bir yerde bulumay kararlatrdlar. Mamay'n hareketinden haberdar olan Moskova Knezi Dimitri vanovi, sava iin 150 bin kiilik bir ordu toplad. Moskova yaknnda kurulan Troitsk-Sergeevsk manastrnn ba rahibi Sergius bu seferi manevi olarak desteklemi ve knez Dimitri'yi takdis ederek ok kan dklmesi pahasna zaferi ona mjdelemiti. Dimitri ordusuyla Oka nehrini geip Don'un ba larna yaklat. Mamay Mirza da ayn blgeye yneldi. Litvanya beyi Yagayla'nn ordusu ile gelmesini bekliyordu ancak Yagayla sznde durma d. 8 Eyll 1380 tarihinde Kulikovo ovasnda Ruslar'la savaan Mamay Mirza yenildi. Bu galibiyetleri Ruslar'n moralini fevkalade ykseltti. Di mitri vanovi'e Donskoy (Don muzafferi) ad verildi44. Yenilen Altn Or da Han' yada hanln tamamn temsil eden bir bey deildi. Ancak yine de bu tarihe kadar Altn Orda karsnda hibir baar elde edememiken imdi, kendileri de fevkalade kayplar vermek bahasna, Altn Orda'ya ait bir ordunun yenilebilecei ilk kez grdler. Ksaca anlattmz bu olay larn hepsi Timur'un Det-i Kpak'a ynelmesinden ok nce meydana gelmiti. 1360'tan 1380 ylna kadar yani Toktam'n Altn Orda'ya ge liine kadar burada birbiriyle savaan 25'ten ok han gryoruz. Bu han lar ve han adaylar, hakim olduklar alanlar Cuci Ulusu'nun ufak bir ks mn tekil etmesine ramen, kendi adlaryla para bastryorlard. Altn Orda'nn dou ksmnda otoritesini salayan Urus Han, hanln bat ks mna da hakim olmaya alm ancak baarl olamamt. Timur'un se ferlerinden sonra Altn Orda'da Edie'nin zuhuru ve hanlar zerindeki nfuzu yukarda rneklerini verdiimiz emirlerin varlndan farkl bir durum yani yeni bir durum deildi.
147

bilig, Gz / 2003, say 27

Sonu
Altn Orda'nn yklndaki temel nedenin Timur'un seferleri deil hanl n kendi i yapsnn olduunu dnmek mmkndr. Timur'un sefer leri phesiz ar kayplara yol am. Ancak Emir Edige'nin iki yz bin atldan oluan ordu toplayabildiine baklrsa bu tahribat bir noktaya ka dar telafi edilmiti. Ancak Altn Orda'da beyler gl han istemiyorlard. Kendi kontrolleri alnda olan Cengiz evladn "han ktermek" (han yapmak)suretiyle kendileri gc ellerinde tutuyorlard (Akbyk 2002:290291). Altn Orda iin Rus knezlikleri birinci derecede kendilerini koruma lar gereken bir rakip yada dman deillerdi. Bu durum ancak daha ge tarihlerde sz konusu olacaktr. te yandan Timur'un darbesine maruz kalan Osmanl toplumu iin hudutlarda yaplan gaza nemli bir konu idi zira gelime ve genilemede birinci derecede nemli blge idi. Sistemde ki bir zayflk bu nemli faaliyeti atl brakyor ve toplumu btnyle et kileyen sonular douruyordu. Devletin her kesimi (hanedan, aydnlar, or du) gl ve istikrarl bir devletin gereine inanyordu. Bu ihtiya nede niyle Osmanl'da merkezi devlet mant gelimi ve uygulanmt. Ancak Altn Orda'da byle bir ihtiya yoktu. Cengiz Han'n onlu sistemi kulla narak nispeten krd kabile asabiyeti zaman iinde tekrar ortaya k ve boylar sahip olduklar gc kaybetmek istemediler (. Togan 1999:72; 1998:93-102). Sonu olarak boy beyleri birbirleri ve hanlar ile mcadele ederken, Rus prensliklerinin merkeziyeti bir devlet halinde gelimesi, Altn Orda'nn kaderinin belirlenmesinde Timur'un seferlerinden daha et kili olmutur. Aklamalar 1 Taraflar arasndaki mcadele iin bk. am, a.g. e., 24-70. 2 Yezd;135 a. am; 67. Emirlerin isimleri Sami'de Yezd'ye gre eksiktir. 3 Yezd;138b,;am71. 4 Yezd, 139 a. Kaynakta Sulduz kz anlamna bt (binti) ve Yasavuri kz ifade siyle adlar belirtilen hanmlar her halde kabile liderlerinin kz olsa gerek. Zira Sulduz ve Yasavuri bu dnemin nemli boylarnn addr ve ahs ad deildir.

148

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda'nn Yklmas Meselesi

5 Yezd 149a; am775 yln veriyor, s.81. 6 Yezd, 151a; am: 83-84. Yezd 776 gurre-i aban, am ise Tavan yl 777 aban ba tarihini veriyor. 7 am'ye gre Toktam'la yan yana zengi zengiye Semerkand'a gelmiler di s.89. 8 Yezd, 159b; am :90; Kafal 1976:98. 9 Yezd, 160a. Burada Toktam'n tahta k tarihi olarak 778 (1376-1377) ta rihi verilmektedir. am ise 780 1378 tarihini vermektedir s.93. 10 Bu Ky at kabilesi Altn Orda hanlnn en kuvvetli kabilelerinden idi ve Sa ray ili ve evresinin korunmas bunlara ait idi. Mamay bunlarn lideri idi. 11 Kafal, s. 103. 12 Bunlar hakknda bk. M.Halil Ynan, Celayir A,III. 13 Seldi 2002: 97. 14 Bu blgenin Ortaada zellikle Hazar Kaanl dnemindeki Ticaret duru mu iin bk, Golden 1980 :107-109.; Altn Orda Hanlnda bu transit ticaret iin bk. Halpern 1985: 28. 15 Bu mcadele iin bk. Yldz 1980: 25-32; Uydu 2002; 445-463. 16 Bu konu iin bk.nalck 1944, 185-229. 17. Kurat 1992; zellikle Kazan Hanl bahsi ve eserin deiik yerleri. 18 Yezd, 183a. 19 Bu seferler iin bk. Yezd, 200b.; am, s. 142. 20 Yezd 792 diyor (208a) ancak am 793 yln vermektedir. Yezd eserini Sa mi'den sonra yazmakla beraber daha ayrntl bilgi vermektedir. Dolaysyla onun verdii tarihi kabul ediyoruz. 21 Toktam'a kar Timur'un yannda yer alan Kne Olan daha sonra Ti mur'un yanndan ayrlacak ve II. karlamada Toktam'n ordusunda Ti mur'a kar savaacaktr (Kafal, Altn Orda 112; Gumiliev, 595). Timur Kut luk, Timur'un II. seferinden sonra Altn Orda Han' oldu. Eblgazi'nin verdi i bilgiye gre babas Timur Bek olan, annesi ise Ak Mangtlardan Kutluk Kaba Tikan'n kz idi. Edie Mangt da ayn ahsn oludur, dolays ile Ti mur Kutluk Olan (daha sonra Han) Edie'nin kzkardeinin oludur. Timur Kutluk'un gnlnde padiahlk istei olduundan Toktam onu tutup ldr149

bilig, Gz / 2003, say 27

mek istemi Timur Kutluk da ondan kap Emir Timur'a snmt (Eblgazi,1994: 162). 22 Sami'de bu hediyeleri Timur vermi gibi evrilmi (s. 143) Yezd ise yer p me merasiminden sonra elinin bunlar sunduunu belirtir. Karlatr 209a. 23 Altn Orda hanedann bayr il ,yani mevrus topluluklar vard. Toktam'n bayr ili olarak irin, Barn, Argun, Kpak boylar belirtilir (temihac 1992 :55b). Herhalde Yezd de buna iaret ediyor (Yezd 209b). 24 Burada sz geen Ali Bek daha nce de Toktam'n nde gelen emirlerin den olduunu belirttiimiz Ali Bek Kongrattr. Kendisi Altn Orda'nn en gl emirlerinden biri ve Toktam'n ulu bey'i idi. Bk. Kafal 1988: 417. 25 Yezd'de byle, am'de ise Sar Uzun s. 143. 26 Karlatrnz : Yezd :210 a; amde tlancok s. 144. 27 Yezd :210a; amde Anakrkoyun s. 144. 28 Terim iin bk. Doerfer 1963: I;502-505. 29 Yezd: 217a-218b; Kafal :110. 30 Sava'in tasviri, iin bk. Yezd .218b-219a; Toktam'n yenilmesi ve kama s: 220a. 31 Altn Ordada 1395-1401 arasnda faaliyet gsteren bu han'n Uygur harfli 1398 de Dinyeper nehrinin sa tarafnda iken verdii bir yarl iin bk. Grigoev 1987: 85-105. 32 Yezd,:221a-221b; am : 152-153. am bu ahslarn geliini zaferden sonra yaplan bir katlma gibi gstermi ancak Yezd'de daha seferin banda bun larn Timur'un ordusunda nc birlikte bulunduklar belirtilmitir. 33 Bu destan iin bk.Sulti:1998. 34 Timur'a kar n Asya devletleri arasnda yaplmaya allan ittifak abalar iin bk Ycel 1989: 14-20. 35 Mahmudabad, Gazan Han tarafndan Hazar Denizi yaknlarnda Gavbari ova snda kurulan bir yerdir (Strange:176). 36 Kaynamz emseddin Almalki iin ok akll ve bilge bir kii olduunu, be cerikli, her mertebe ve makam'a kar nasl hareket edileceini bilen, hitabe ti kuvvetli,yol yordam bilen bir ahsiyet olarak tarif etmektedir bk. 272a.

150

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda 'nn Yklmas Meselesi

37 Yezd: 277 a. Timur anlalan Iran ve Maverannehrde olas bir isyan yada karklktan endie ediyordu. Bu mirza ve emirleri buralara gnderdi. Nite kim bunlar Derbend'i geip Erdebil'e ulatklarnda Kara Yusuf Trkmeni'in kalabalk bir grup Trkmenle, Hoy'a gneldiini rendiler. Gyaseddin Tarhan ile Emr emseddin Semerkand'a gittiler. Emrzade Pir Muhammed, Teb riz'e gitti ve burada bulunan Miranah'a bal emirler ve blgenin askerini toplayp Kara Yusuf zerine yrd. Kara Yusuf'u kamaya mecbur etti ve onu bir sre takip ettikten sonra nce Tebriz'e arkasndan Sultaniye'ye gitti. Burada Hanzade ona toy verdi ve Hil'at giydirdi. Emrzade Pir Muhammed buradan iraz'a geti. 38 Bu bey'e bal olarak Rumeliye gen gruplar daha sonrada bu beyin ad ile anlmlar ve Osmanl Tahrir belgelerinde bu adla kaydedilmilerdi. Bunlar 16.yy. ortalarna kadar Aktav tatarlar olarak anldlar.bk. Gkbilgin: 86. 39 Yezd: 278a.; Togan 1958: 1362. 40 temi Hac ve Krm elhac Abdlgaffar'in nakline gre ise, Toktam Han Edig ve adamlar tarafndan takip edilirken, Karaton Irma boyunda atyla birlikte uuruma yuvarlanarak lmt. Toktam, hayatnn sonuna doru sa dk adamlarndan Kara Hac'yi Timur'a eli olarak gnderdi. Bu eli 'nin ver dii bilgiye gre Toktam'in yaknlarnn hepsi onu terk etmiti. Timur eli ye teselli edici ve vaatkr szler sylemiti. Timur bu srada in'e sefer yap mak zere Otrar'da bulunuyordu. Nitekim Timur bu seferin balangsnda burda lmt. Kafal 1988:419. 41 Emr Sleyman'n yapt bu anlama iin bk. Dennis 1971-1978:153-166. 42 Ankara sava ve savatan sonraki durum iin bk. Alan 1992. 43 Bu fetret dnemi ve bu dnemde ad geen hanlar hk. Bak Kafal 1976: 8999. 44 Mamay ve faaliyetleri iin bk. Yakubovsky, 116-130; Kurat 1987: 95-96.

151

bilig, Gz / 2003, say 27

Kaynaklar AKA, smail, (1994), Mirza ahruh ve Zaman (1405-1447), Ankara. AKBIYIK ALAN, Hayrunnisa (2002), "Cengiz Han Sonras Asya'snda Politik Gelenee Dair", Trkler (8), Ankara. ALAN, Hayrunnisa (1996), Osmanl-Timurlu Mnasebetleri, MS. Sos yal Bilimler Enst. Yksek Lisans Tezi. ARKADJ, P. Grigoev (1987), "Grants ofPrivileges in the Edicts ofToqtamis and Timur Qutlu", Between the Danube and The Caucasus, ed. Gyorgy Kara, Budapet BAYSUN, Cavid, "Azak", A, II DENNS, G. T.(1971- 1978), "1403 Tarihli Bizans-Trk Antlamas", (ev. M. Delilba), DTCFD, XXIX (1-4), Ankara. DOERFER, G (1963-1975), Trkisch und Mongolische Elemente im Neupersiche, Weisbaden. GOLDEN, Peter B (1980), Khazar Studies, I, Budapet. GKBLGN, Tayyib (1957), Rumeli de Yrkler, Tatarlar ve Evld- Fatihan, stanbul. GUMLOV (2001), Drevneya Russ i Velikaya Step, (Eski Rusya ve Byk Bozkr), Petersburg. HALPERLN, J.Charles (1985),Russia and The Golden Horde, London. Histoire des Mool et des Tatares par Aboul Ghazi Behadour Khan (1871), Le Baron Desmuisons, St. Petersbourg, ed. Faut Sezgin (1994), slamic Geography 225,Frankfurt. BN- ARABAH (1288) Tarih-i Timurlenk Terceme-i Acaib'l-makdur, (ev. Nazmizade Murtaza), stanbul. NALCIK, Halil (1944), "Yeni vesikalara Gre Krm Hanlnn Osman l Tabiliine Girmesi ve Ahidname Meselesi" Belleten, VIII/30, 185-229. KAFALI, Mustafa (1976), Altn Orda Hanl, stanbul.
152

ALAN AKBIYIK, Timur'un Toktam zerine Seferleri ve Altn Orda 'nn Yklmas Meselesi

KAFALI, Mustafa (1988), "Toktam", A, 12/1, s 418. KIRIMI, Abdlgaffar (1343 ), Umdet't-tevarih,TEEM,stzab\L KURAT, Akdes Nimet (1987), Rusya Tarihi, Ankara. KURAT, Akdes N. (1992), IV-XVIII,yy,da Karadeniz'in Kuzeyindeki Trk Kavimleri ve Devletleri, Ankara. Medieval Russia A source Book 900-1700, (ed. Basil Dmytryshyn) 1973, USA. NZAMDDN AM (1987), Zafernme, (ev. N. Lugal), Ankara. TEMHACI, Muhammed Dosti (1992), Cengizname, (nr.V.P. Yudin) Almaat. Z YETKN, A.Melek (1996), Altn Ordu, Krm ve Kazan Sahasna Ait ve Bitiklerin Dil ve slp ncelemesi, Ankara. RASANOVSKY, Nicholas (1993), A History of Russia, Newyork-Oxford. STRANGE, Guy Le (1993), The Lands of Eastern Caliphate, (ed. Fuat Sezgin) Frankfurth.. SULT, Rstem (1998), Edigey, Ankara. SELD, N. M (2002)., Bulgaro-Tatar skiye Moneti XIII-XV Vekov (XIIIXV. Yzyla Ait Bulgar-Tatar Paralar), Kazan . ERAFEDDN AL YEZD (1972), Zafernme, (nr: A. Urunbayev) Ta kent. TEKNDA, ehabeddin (1961), Berkuk Devrinde Memluk Sultanl, s tanbul. TESENHAUSEN, W (tarihsiz), Alnordu Devleti Tarihine Ait Metinler (ev. . H. zmirli) stanbul. TOGAN, senbike (1999), "Trklerde Devlet Oluum Modelleri:Osman llarda ve Timurlularda", Prof. Dr. smail Aka Armaan, zmir.

153

bilig, Gz / 2003, say 27

TOGAN, senbike (1998), "Onikinci Yzylda Hakimiyet Mcadele si: in, Orta Asya ve Yakn Dou'da", Prof. Dr. Dursun Yldrm Armaan, Ankara. TOGAN Zeki V (1958)., 'Timur's Campaign of 1395 in the Ukraine and North Caucasus", Annals of the Ukrainian Academy of Sciences in The USA, IV, Newyork. TOGAN Zeki V (1965), XV. Yzyl Ba Umumi Trk Tarihi Ders Notla r, Teksir. UYDU Mualla (2002), "Hazar Hakanl", Trkler,II, Ankara . UYUMAZ Emine (2003), Sultan I. Alaadin Keykubat Devri Trkiye Sel uklu Devleti Tarihi (1220-1237), Ankara. REKL, Muzaffer (1989), Krm Hanl'nn Kuruluu ve Osmanl Hima yesinde Ykselii, (1441-1569), Ankara. VERNADSKY, Georgie Vladimiravi (2001), Mongoli i Russ (Moollar ve Rusya), Moskova. YAKUBOVSY, A, Yu (1992), Altn Ordu ve k, (ev. H. Eren), An kara. YEGOROF, V.L. (1990), Zlotaya Orda, Moskova. YILDIZ, Hakk Dursun (1980), Trkler ve slamiyet, stanbul. YINAN M. Halil (1979 A), "Bayezid I",.A, II, stanbul YINAN M. Halil (1979 B), "Celayir", A,III, stanbul. YCEL, Yaar (1989), Timur'un Orta Dou- Anadolu Seferleri ve So nular (1393-1402), Ankara.

154

Timur's Campaigns Against Tokhtamysh and the Fail of the Golden Horde
Yrd. Do.Dr. Hayrunnisa ALAN AKBIYIK* Abstract: During this study, three points will be examined. At first, Timur's campaigns againts Toktam will be analyzed. Secondly, a comparison will be made betvveen the circumstances of the Golden Horde after Tamerlane's campaigns and the circumstances of the Ottoman Empire after the Ankara War. Finally, the concept of sovereignty in Golden Horde will be dealt with and after dealing with conditions of khans and emirs, the causes of Golden Horde's fail down will be evaluated. Key words: Tamerlane, Tokhtamysh, Golden Horde, Desht-i Kipchak, Khan, Tribe,

* Abant zzet Baysal niversitesi, Eitim Fakltesi, Glky Bolu, hayrun2001@yahoo.com bilig Gz / 2003 say 27: 117-156 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

156

Yldrm, Yldz, Alev, Alaz / Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?


Do. Dr. Fatma ZKAN* zet: Trkede varl farz edilen ve yldzla gsterilen ortak fiil kklerinden tretilmi, kken ve anlam bakmndan birbiriyle ilgi li pek ok kelime bulunmaktadr. Bunlardan birisi olan yldz sz zerinde Armin Vambery, Besim Atalay, Talat Tekin, V. G. Egorov, E. V. Sevortyan, A. T. Kaydarov ve T. Januzakov gibi arat rclar tespit ve deerlendirmelerde bulunmulardr. zellikle inasi Tekin yalna- fiili ile yldrm szleri arasnda bir ba olabilece ini belirtmitir. Biz, ad geen bilim adamlarnn grlerine ilve olarak bugnk Trkiye Trkesinde varln srdren yldz, yl drm, k, n, alev, yalm, yaln, alaz/yalaz kelimelerinin ortak *ya- fiil kknden tredii fikrini ortaya koymaktayz. Bu fikrimi zi Trkenin tarih lehelerinde geen yaruk, yauk, yalangu/yalagu, yaltrak/y aldr ak, yoktu, alaz/yalaz, yalm, yalman szleri ile ada Trk lehelerinde yaayan yan/y ein/can,cltz/cldz/yltz/yldz/ulduz/yultuz yahrm eklindeki rneklerle ispat et meye altk. Birbirine akraba kelimelerden meydana gelen bu t revlerin tamam kanaatimizce *ya- kknden tremi "k samak, parlamak, aydnlatmak", temel anlamlarna gelen szlerdir. Ayrca "yldrm" ve "yldz" kelimelerindeki -dr/-diz unsurundan hare ketle r/z ses denkliine dikkati ekmeye ve Altay dillerinin akraba l konusuna da bir baka cepheden k tutmaya gayret ettik. Anahtar Kelimeler: *ya- fiil kk, yldz, k, n, alev, alaz/ya laz kelimelerinin etimolojisi, r/z ses denklii.

* Gazi niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi /ANKARA fozkan@gazi.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 157-178 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

Sondan eklemeli bir dil olan Trke, kelime tretme bakmndan geni imknlara sahiptir. Trkede, temel olarak isim ve fiil kk veya tabanla rna yapm ekleri getirilmek suretiyle kelime tretmek mmkndr. Bu yolla yeni tretmeler yaplrken, bir kke pek ok ek st ste getirilmek tedir. Bu zellikten hareket eden baz dil bilginleri, Trkede kklerin, 'bir nl', 'bir nsz-bir nl' veya 'bir nsz-bir nl-bir nsz'den tredii fikrini ileri srmektedir. Trkoloji tarihinde byk hreti olan Malov ve Baskakov gibi bilginler, bu konuda kayda deer grler ortaya koymulardr (Malov 1951:367-418-423; Baskakov 1979: s. 141-148). Fi il kk ve tabanlaryla ilgili farkl grler olmakla birlikte Trkede yl dzl (farazi, hipotetik) ortak fiil kklerinden tremi; kken ve anlam bi limi asndan birbiriyle ilgili pek ok kelimenin varl bilinmektedir (Haceminolu 1991: 17). Bu konuda, . V. Kormuin Leksiko-Semantieskoye razvitiye kornya *qa v Altayskih yazikah (Altay Dillerindeki *qa Kknn Leksik-Semantik Bakmdan Gelimesi) balkl yazsnda, eti molojik aratrmalarn yardmyla, morfolojik tahlilinin yaplmasnda zor luklar bulunan ok heceli kelimelerin, iki sesten oluan tek heceli ortak kklerden trediini belirterek *qa- eki zerinde durur (1971: 9-29). Kor muin, *qa- ortak kknden treyen kelimelere, Trkenin eserlerle takip edilen tarih dnemlerinden, ada Trk leheleriyle Mool, ManuTunguz dillerinden rnekler vererek bu konudaki ortakl ispatlamaya alr (1971: 9-29)1. Ortak *qa- kknden, -/, -t, -r, -p, - yapm ekleriy le tretilen kelimelerin hemen tamamnda, yeni anlamlarn yan sra, sa yca ok olma, oalmak, artmak temel anlamnn izlerini grmek mm kndr. Biz bu almamzda, 'nsz+nl'den meydana gelen *ya- ortak kkn den tremi kelimeler zerinde durmak istiyoruz. Trkede byle ortak kkten treyen, anlamca birbirine yakn kelimelerin varl bihnmektedir. lk yazl Trke rnlerin kayda getii tarihten gnmze kadarki Trk dihnin tarih seyri ierisinde, birbirinden ses, ekil ve anlam bakmndan deiiklie uramakla birlikte ortak semantik kkten gelen bu kelimeler, "k ve ate samak", "ldamak", "parldamak", "aydnlatmak" temel anlamna gelen *ya- kknden tremitir.
158

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

Trkenin tarih dnemlerine ait eserlerden yaptmz taramalarda *yakknden, temel anlam, k samak, parlamak, aydnlatmak olan -k-, -l-, -p- -r- ve -- ile tretilmi aadaki kelimeleri tespit ettik: -k- ile tretilenler: yagdu/yaxdu: aydnlk; nur; ziya, ruenlik (Zaja, czkowski 1961:64) Sevortyan-Levitskaya 1989: 82; eyh Sleyman 1298: 295); yaktu: nur, zi ya, aydnlk, ruenay, yaxt (eyh Sleyman 1298: 296). -/- ile tretilenler: yaln: alev, parlt, pertev (DLT 1941: 85; Sevortyan-Levitskaya 1989: 94), u'le, te, efruhte; rica, iltimas, tazarru, yalvarmak, temellk germi ve iddet-i nar; (eyh Sleyman 1298: 298); yaln-: yanmak (KB 1979: 29-121); yaln, oynar, alev, u'le, leheb, elenge, pertev; yalvarmak, sa okamak, rica etmek, temellk etmek (eyh Sleyman 1298: 298)2; yal na-: alevlenmek, yanmak (. Tekin 1976: 318); yalnlamak: alevlenmek, parlamak, efruhte olmak, erarelenmek; (Yce 1993: 57; eyh Sleyman 1298: 298); yalnlg: alevli, parlak; (Kaya 1994:43) yaltr-: parlamak, k samak (. Tekin 1976: 318); yaldr: ydray, parlama, parl (TS VI 1972: 4234); parlay, parl yaltrm: yldrm (Sevortyan-Levitskaya 1989: 94); yldrm: yldrm (Toparl 1992: 219); yaltra-: parlamak (R snen 1969: 181); yaltrak: parlaklk, ziya, k (Clauson 1972: 923); yaltr-: parlamak, ziya neretmek, k vermek (. Tekin 1976: 318); yaltrr-: aydnlatmak (DLT 1941: 97); yaltrt-: parlatmak, aydnlatmak (Clauson 1972: 932); yalab-: parlamak, ldamak, l l yanmak. (Ergin 1958: 199); yalabdak: imek gibi, birden bire (Ergin 1958: 28); yalap yalap: parl parl, l l. (Ergin 1958: 199; TS VI 1972: 4230); yaltrak/yaldrak:k, ssl (DLT 1941: 432); yaldrak: ak, parlak, kl (TS VI1972: 4234); sitare, sheyl, ruenay, parlak, a'a'a (eyh Sleyman 1298: 298); yaldramak parlamak, drahan, leme'n itmek, uzakdan a'a'al ve mutall grnmek; evkli, cill (Ergin 1958: 251; eyh Sleyman 1298: 298); yaldray: parlay, berrak, ruen, leme'n, pertev (eyh Sleyman 1298: 298); yalduz: yaldz, yaldrak, parlak ey, hilali (Rsnen 1969: 183, eyh Sleyman 1298: 298); yalduzlamak: tezhb, tezyin itmek, ziy net virmek (eyh Sleyman 1298: 298); yulduz: yldz, (Rsnen 1969: 210); kevkeb, necm, ahter, sitare, yldz resminde eyler, seyyare (eyh
159

bilig, Gz / 2003, say 27

Sleyman 1298: 308); rnek: misal-Nevayi: Yrek kan sirikim birle kzdin kt gam am/Gice deryada rehbarlk klur sahil sar yulduz. yl dz: kevkeb, necm, sitare, ahter, yulduz (eyh Sleyman 1298: 314). -p- ile tretilenler: yapur-: parlatmak (DLT 1941: 67). -r- ile tretilenler: yaru-: parlamak, mak, klanmak, aydnlanmak-(Sevortyan-Levitskaya 1989: 134); yaruk: k, aydnlk, parlak (DLT 1939: 96; 23); yarok: k, parlak (Gabain 1988:309); yaruksz: ksz, karanlk (Yce 1993: 50); ya ran-: parlamak, aydnlanmak (KB 1979: 229; Yce 1993: 75); yorun: a fak, gn aarmas, tan aarmas(. Tekin 1976: 319); yarut-: parlatmak, aydnlatmak (KB 1979: 30; Nehc'l-Feradis 1995: 177); yart+la-<*yamt+): parldamak(. Tekin 1976: 319); yarukluk nur, k, aydnlk (Yce 1993: 208); yapyaruk: ok aydnlk (DLT 1939: 15); yarp: salamlk; in san sevinince yzne gelen parlaklk (KB 1979: 342); yarutgan her zaman aydnlatan (DLT 1941: 52); Burada sraladmz rneklerin yan sra, Uy gur dnemi eserlerinden yi ve Kt Prens yks'nde, bugnk Trkiye Trkesinde de gz aydn olmak deyimiyle paralellik arz eden, kznz yaruzun/kzi yarud/kn tanri yaruk kzn kalsa gibi kullanlara rastla maktayz (Hamilton 1998: 57) yarug "ruen, ikf, aydn; k (eyh Sley man 1298: 292); yaruglg aydnlk, ruenlik, ziya (eyh Sleyman 1298: 292); yarumak: mcell olmak, ruen, aydn olmak, yarutmak, klandr mak, uTe, ziyadar eylemek (eyh Sleyman 1298: 292). -- ile tretilenler: yauk: ziya, k, parl (. Tekin 1976: 318); yak: gne (KB 1979: 2466); yau-: parlamak, mak (. Tekin 1976: 318); yaut- aydnlatmak, klandrmak (. Tekin 1976: 54); yan: imek; berk, sa'ika, yldrm, akmak (DLT 1940: 356; KB 1979: 25-86; Yce 1993: 39; eyh Sley man 1298: 295); yanl imekli (DLT 1941: 50); yana- imek ak mak, parlamak (KB 1979: 25-86; Yce 1993: 39); yanat- imek aktr mak, parlatmak (DLT 1940: 356); yau-: parlamak, mak, keyiflenmek (DLT 1941: 89); yaruk-yauk: k, parl (. Tekin 1976: 318); yn: imek, yldrm (Yce 1993: 39).
160

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

ALEV Trkenin tarih devirlerine ait eserlerde farkl ses hadiseleriyle karm za kan trevleri, alev sznn hem kkenini izah edecek, hem de fone tik geliim seyrine k tutacak niteliktedir. Eldeki verilerden hareketle alev kehmesinin morfolojik tahlilini u ekilde ortaya koymak mmkn dr: *ya- fiilinden -/+ ile isim, -va- ile isimden fiil ve -gu+ ile de tekrar isim yaplmtr. *ya-l+a-gu > *yalawu > *yalavu> *yalau> *yalav> alav>alev. Burada yalagu/yalangu kelimesinde yer alan -agu/-eg ses grubunun Kuzey Trk lehelerinde -agu/-eg>-av/-ev eklinde gelime gsterdiinin pek ok rnei bulunmaktadr. Mesel>, buzagu>buzav, kragu>krav, snagu>snav, bireg>birev, eg>ev gibi. Trkede +av/+ev eklinde mstakil bir isimden isim yapm eki olmad halde, alev''deki -ev- ses grubu da +agu/+eg ses grubunun fonetik deiimi so nucunda ortaya kmtr. Alev kelimesi yalagu/yalangu''dan fonetik deiime urayarak bugnk hline gelirken, nemli bir deiim de kelime banda olmutur: Kelime bandaki y- dmtr. Sz bandaki y-'nin dmesiyle ilgili Trkede saysz rnek bulunmaktadr: Yigrenmek 'irenmek', yigrenek, yilik l 'ilik' yinke, 'ince', yink 'incik kemii', yip 'ip', yipek 'ipek' vb. (Nehc'l-Ferdis 1995: 175, 272,48,165, 87, 13, 169) gibi. Ayrca, Azerbay can Trkesi azlarndan Karapapak-Terekeme aznda alev kelimesinin, yaloy eklinde olmas da, Trkiye Trkesindeki alev kehmesinin *yakknden trediini ortaya koymas bakmndan kayda deerdir. Ortak *ya- kknden treyen kelimelerden, alev, alaz, k ve n gibi rnekle rin nl ile balamas, kelime bandaki y- sesinin dm olmasndandr. Kelime ba y-'leri Trkenin btn leheleri dikkate alnrsa, Azerbaycan Trkesinde dt, Kuzey-dou ve Kuzey-bat lehelerinde, c- (TatarKtrgz),7*- (Kazak, Karakalpak) ve - (Hakas, Tuva) gibi daha belirgin n szlere dnt bilinmektedir. Trkiye Trkesindeki alev, alaz, k ve n kelimelerinde y-'nin dt ak ekilde grlmektedir. Bunun ba ka bir delili ise, Anadolu azlarnda alaz kehmesinin hem y-'li (Derleme Szl XI1993: 4141), hem de y-'siz (Derleme Szl 11993:205), e killerinin yayor olmasdr.
161

bilig, Gz / 2003, say 27

Bugnk Trkiye Trkesinde yaayan alev kelimesi karlnda tarih lehelerde u fonetik varyantlar kullanlmtr: yaln/yalan (DLT 1941: 85); yal- /yalnla- alevlenmek (DLT 1941: 437); yaltur-: atei alevlendir mek (DLT 1941: 97-11); yalng: alev (Nehc'l-Ferdis 1995: 305)3; ya lnl alevli (Nehc'l-Ferdis 1995: 13); yaln /yaln: yalm: alev (Kp ak T.); yaln: alev (eyh Sleyman 1298: 292); yaln: pertev, u'le, te, alev, efruhte; rica, iltimas, tazarru, yalvarmak, temellk germi ve iddet-i nar (eyh Sleyman 1298: 298); yalnlamak: efruhte olmak, parlamak, alevlenmek, erarelemek (eyh Sleyman 1298: 298) yalnmak: yaln, oy nar, alev, u'le, leheb, elenge, pertev; yalvarmak, sa okamak, rica et mek, temellk etmek (eyh Sleyman 1298: 298). Anadolu azlarnda da *ya- kknden tretilmi akraba kelimelerden ba zlar yaamaya devam etmektedir. Bunlardan bahcalar yalm, yaln ve yalaz kelimeleridir: Hatay'da (Antakya) yalm /yaln sz "yalaz, ate ve scaklk" anlamnda tespit edilmitir (Derleme Szl XI 1993: 4145). el-Silifke'de de, "dzgn, parlak ve yass ta" a. yalman ad verilmekte dir. Kkteki "parlamak, parlaklk, kl olma" temel anlamn zaman ie risinde farkllaarak, ancak asl anlamdan izler tamak suretiyle yakn za manlara kadar yaadn, syleyebiliriz. Yalman kelimesini de *ya- k kne gtrmek mmkndr (Rsnen 1969: 181). Isparta-Gelendost, Karamanl-Tefenni, Honaz, Acpayam, Eymir vb. gibi pek ok Anadolu a znda (Derleme Szl XI1993: 4131-4133) *ya- ortak kknden tre yen; sz konusu kkn temel anlamn, yan anlamlarla zenginletirerek devam ettiren dier rnekleri de ylece sralayabiliriz: "Cill", "parlak", "ldak", "dzgn" anlamnda yalabk /yalabr/yalabuk/ yalamk/ yalamuk/ yalyalabuk (Derleme Szl XI 1993: 4131) ve "imek" anlamnda yalabk/yalabuk /yalamuk /yaldrayk /yalm (Der leme Szl XI1993: 4132) sz yukarda belirtilen Anadolu azlarn da yaamaktadr, yalabk, yalamk ve yalamuk kelimeleri, Anadolu az larnda "parlamak" temel anlamndan hareketle yeni mecaz anlamlar ka zanmtr. Bu kelime, zmir, Mula ve sparta azlarnda, "iki yzl, y ze glc, kaypak" ve "giriken" anlamlarnn yan sra, "gzel, yakk l, sevimli"; "tysz (delikanl)"; "evik, atik" ve "kavgada stn gelen" manalarnda kullanlmaktadr (Derleme Szl XI1993: 4132). Trk ar162

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

gosunda da yalabk sz "yac, kaypak, iki yzl, yalanc" anlamlarnda gnlk konuma dilinde ska iletilen bir addr. Ayrca, Bolu-Mudurnu'da, "tatl dilli, konumasyla insan byleyen" anlamnda, yalabk dil li deyimi bulunmaktadr (Derleme Szl XI 1993: 4133). yalabmak / yalabumak /yalbramak /yalbrdamak / yaldramak/ yaldr damak / yalm atmak, yalpmak / yalprdamak / yalprmak / yalpr y alp ir etmek szleri "k yansmak, parlak bir nesne; parlayp snmek; imek akmak"; "dzgn, parlak duruma gelmek, gzellemek" anlamlarnda *ya- kkn den treyen fillerdir, yalabtmak /yalabutmak ise "k saarak aydnlat mak"; "parlatmak"; "cilalamak"; "tra ederek parlatp gzelletirmek"; "abucak ii bitirmek" "fkeyle, hzla vurmak, dvmek" karlnda ay n kkten yaplm, ancak asl anlamndan hareketle sonradan mecaz an lamlar kazanm kelimelerdendir (Derleme Szl XI1993:4132-4133). Bunlardan baka, Manisa Alaehir'de yalabuk atmak, "imek akmak" anlamnda kullanlmaktadr (Derleme Szl XI 1993: 4133). Muhtelif Anadolu azlarnda yalang /yala /yalan /yalank /yalavu /yalaz /ya laza/yalaz szleri "alev"; "tututurucu, tala, ince, kuru odun" anlamna gelmektedir (Derleme Szl XI1993: 4139). Kars'n ldr ve Arpaay kazalarnda "frnda ikinci kez ekmek piirmek iin yaklan ate"e yalangu; Bilecik St'te ise "byk yangn alevine" "ylav" denilmektedir (Derleme Szl XI 1993: 4139-4266). Ayn kkten gelen yalanlamak fiili, Keskin'de "alevlenmek" anlamnda iletilmektedir (Derleme Szl XI1993: 4140). Ayrca, yalap kelimesi "parlt"; "ivedi"; "ekmek pi irirken frna atlan odun"; "sar renkli bir ku" (Derleme Szl XI 1993: 4140) karlnda; yalap yalap szleri "parl parl, l l", "hzl hzl"; "dalga dalga, blk blk" manalarnda; yalap yalap yalabmak / yalap yalap etmek deyimi ise "parl parl parlamak" anlamnda tarih me tinlerde olduu gibi azlarda da yaamaktadr. (TS VI1972: 4230; Der leme Szl XI1993: 4142). Anadolu azlarnda *ya- kknden tretilen dier rnekleri de yle s ralayabiliriz: yalbr/yaldrak: parlak {Derleme Szl XI 1993: 4142); yalbrdak: parlak; yalbrt: parlaklk; yalbrt yalbrt /yalbr yalbr /yaldr yaldr: parl parl; yalbr yalbr yanmak/yaldr yaldr yaldramak /yaldr yaldr yanmak: parl parl parlamak (Derleme Szl XI 1993: 4142)
163

bilig, Gz / 2003, say 27

yaldratmak: cilalamak; yaldrayk: parlak; elektrik; yaldrdamak/yalabmak: parldamak; yaldrk: Merih; yaldrk atmak: imek akmak {Derleme Szl XI 1993: 4143); yalm/yaln/yalaz: ate, scaklk {Derleme Szl XI1993: 4142-4143); ylbr: parl {Derleme Szl XI 1993: 4266); ylpr: parlt {Derleme Szl XI 1993: 4272); ylbrdak: yanstan yzey {Derleme Szl XI1993 4266); ylmrt: parl parl {Derleme Szl XI 1993: 4272); yldrt: parl {Derleme Szl XI 1993: 4267); yldr yldr: parl parl {Derleme Szl XI 1993: 4267); yldr/yldz: ine delii, ine gz {Derleme Szl XI 1993: 4267); yldrak: ok parlak parlaklk {Derleme Szl XI 1993: 4267); yldramak: parldamak, ldamak, k oynamak {Derleme Szl XI 1993: 4267); ylp ylp: prl prl {Derleme Szl XI 1993: 4272); ylprmak: parlamak {Derleme Szl XI1993: 4272). Grld zere, hepsi de "parlamak, aydnlanmak, aydnlatmak" temel anlamyla yakndan ilikili olan yaruk, yauk4, yldrm, yldz, yaldz, k ve alev kelimeleri, ortak kkten gelen, anlam birbirine yakn akraba ke limelerdir. Baka bir ifadeyle, yldz, yldrm, k, alev, yaln ve yalm ke limeleri parlamak, aydnlatmak, k samak gibi temel anlam olan bir *ya- kknden tremitir. Bu kelimelerin tredii, *ya- kkndeki v- se sinin etkisiyle ilk hecede daralmann meydana gelmesi, yldz ve yldrm rneklerinde, ilk hecedeki -a-sesinin -z-'ya dnmesine sebep olmutur. Alev ve alaz rneklerinde ise ilk hecedeki -a- sesi olduu gibi kalmtr. Bu rneklerde ise bataki y- sesi dmtr.5 Yaldz rneinde ise, v- se siyle beraber -a- sesi de varln srdrmtr. Yldz kelimesinin ortak *ya~ kknden geldiinin bir delili de Trkiye Trkesi ve dier Trk leh elerinde yldz'm yan sra yaldz kehmesinin var olmasdr (SevortyanLevitskaya 1989: 94). Aslnda yaldz ile yldz ayn kelimenin iki deiik varyantdr (Zaja,,czkowski 1958: 24). Fonetik olarak deien bu iki keli me, anlamca da birbirinden az ok farkllarken, parlak, k saan, pa rltl gibi ortak anlamlar devam ettirmitir. Trkiye Trkesindeki yl drm kelimesinin ada Trk lehelerindeki yaltrav, yaltravk, yaltrm eklindeki varyant da k samak, parlamakla, ilgili kelimelerin *ya- k kne gittiinin gstergesidir (Toparl 1992: 219; Tatar Szligi 1981: 637). Yldz ve yldrm kelimelerindeki temel ses deimesi, esasen z/r denkli164

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

i ile aklanabilir. *Ya- kkne birbirinin paraleli olan /l ve z/r deime sinin sonucunda, yaruk-yauk; yaltz-yaltr gibi rnekler ortaya km ve bu rnekler de zamanla deierek gnmze, Trkiye Trkesi iin ifade edecek olursak, yldz, yldrm, alev ve k ekillerinde ulatrmtr, di yebiliriz. Trkiye Trkesinde k kelimesinin geliim seyrinin, yauk>yuuk>yk>k; yldz/yaldz kelimesinin fonetik geliim seyrini, yaltz>yultuz>yldz\ yaltz>yaldz ve yldrm kelimesinin ise yaltrm>yaldrm>yldrm eklinde olabilecei muhtemeldir (. Tekin 2001: 25-31). Nitekim tarih Trk lehelerinde bu geliim izgisine k tutan u rnekleri zikredebiliriz: yaldra-: az mak, az parlamak (DLT 1941:437); yaldr(-u): cill, parlak, ssl (DLT 1941: 85); yalrat-yalrt-: parlatmak, yalabtmak (DLT 1940: 353); yaldr yaldr, parl parl (TS 1972: 4234) yaldrak: ak, parlak, kl (TS 1972: 4234) yaldr: ydray, parlama, parlt (TS 1972: 4234). Lambdaizm ve rotasizm teorisine gre, /l ses denklii bakmndan Trkede ; Moolcada ise / sesi bulunmaktadr. Ayn ekilde, r/z seslerinden Trke z; Moolca ise r sesi tarafndadr. Ortak bir *ya- kknden trediini dndmz, bugnk Trkiye Trkesindeki yldz, yldrm, k, alev ve alaz/yalaz kelimeleri, fiil tabanna -/-, --ve -z- seslerinin getiril mesiyle tretilmitir. Yaltr ile yaltz ekilleri, r ve z sesleri dnda ortak tr. Eer z ve r'yi de birbirinin yerine geip ayn grevi stlenen bir ge olarak kabul edersek bu iki eklin, birbirinin yerine geen r ve z seslerin den dolay farkl gzkmekle birlikte, iki ayr kelime deil, ortak bir kk ten tremi tek bir kelime olduunu iddia etmek bile mmkndr. Ayn ekilde, Eski ve Orta Trke devri metinlerde sinonim tekrarlar ek linde geen yaruk ve yauk kelimelerinde de, farkl olan sadece i sesteki -r- ve -- sesleridir. Altay dillerinin fonetik ayrc vasflarndan r/z ve /l denkliinin yan sra, yaruk-yauk; yarumak-yaumak rneklerinde ve r seslerinin belirleyici olduu grlmektedir (. Tekin 2001: 25-31).6 zbek Trkesinde "a/ev, ate, kor" anlamna gelen yal ile tarih Trk lehelerinde "imek" anlamndaki ya kelimesi de /l denkliini dn drmektedir. Cesur karlnda kullanlan "yuragide yal bar" eklindeki zbeke bir deyimde geen kelime, Uzbeksko-Russkiy Slovar'da "yele" anlamyla verilmitir. Oysa ayn deyimin ayn lehedeki yuragida oi bar
165

bilig, Gz / 2003, say 27

eanlaml leksik varyant da bu anlamn yanlln gstermektedir. An cak yal kelimesi arkaik ekliyle deyimlerde yaamaya devam ettii iin, yaayan dilde asl anlamnn tespitinde hataya dlmtr. Nitekim, alev anlamna gelen Anadolu azlarndaki yaln, Kumukadaki yaln (Kumksko-Russkiy Slovar 1969: 390); Hakasadaki aln (Russko-Hakasskiy Slovar, Moskva, 1961: 587) ekilleri de bu konuya aklk getirmek tedir. Burada belirtmek istediimiz bir baka konu, ayn kelimenin ate anlamyla Divan Lga't-Trk'te, ot yald "ate tututu" biiminde fiil olarak gemesidir (DLT1941: 70) Buradan hareketle, Trkiye Trkesindeki yldz, yldrm, alev ve alaz/yalaz kelimelerinin ortak kk olduu nu dndmz, *ya- kknden -/+ ile isim tretilmesinin yan sra, fi ilden fiil yapan edilgenlik eki -/- ile de fiil tretilmi olduunu belirtmeli yiz. nk Divan'daki yal rnei fiil, zbeke deyimdeki ekil, sonuna iyelik eki getirildii iin isimdir. r/z ve /l denkliine gre, z ve tarafnda olan Trkede z'li kelimelerin yerine, nadir de olsa r'li rneklere rastlamaktayz. Bu rnekler bir yandan Altay dillerinin akrabaln kuvvetlendirirken, dier taraftan, baz keli melerin etimolojisini aklamaktadr. Mesel, Trkiye Trkesinde geni zaman ekiminin olumsuz nc teklik ahs, -maz/-mez ekiyle kurulur. Buna karlk, Azerbaycan Trkesinde bu ekim, -marAmer ekiyle yapl maktadr. Trkiye Trkesinde alr/almaz eklinde olan bu ekim, Azer baycan Trkesinde alr/almr biiminde tekil edilmektedir. Ayrca, boz kelimesiyle br kelimesinin ayn kkten geldii kuvvetle muhtemeldir. Bury volk eklinde Rusaya da gemi olan br kelimesi (Vasmer I 1986: 248) boz, gri anlamna gelmektedir.7 r/z denkliinin bir dier rnei, porsuk/borsmuk kelimesidir. Burada da kelimenin bor ksm renk itibariyle boz anlamna gelmektedir (Yakutsko-Russkiy Slovar 1972: 94).8 Yani boz kelimesinin dier ekli Bor'dur. Bu kelimelerde de z/r denkliini grmek mmkndr. zel isim olarak kullanageldiimiz Orhan kelimesindeki or ksmnn eti molojisini aklamak da zor grnmekle beraber, r/z denkliini dikkate alarak mantkl bir sonuca ulamak mmkndr. Bu isimdeki or, aslnda uz ile ilgili olmas muhtemeldir. Orhan ismindeki ilk birim olan or/wr'un "yer" anlam da olmakla birlikte, mahir, becerikli anlamna gelen uz ke166

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

limesinin r'li ekli olmas da dnlebilir. Buradaki r sesinin yerine z'yi getirdiimizde, kelimenin anlam da ortaya kmaktadr. Trke kelime yapm ekleriyle baz tekrarl kullanlarda da tpk yarukyauk rneklerinde olduu gibi z ve r seslerinin ayn kklere gelerek bir biriyle dnml ekilde kullanldn grmekteyiz. Mesel, emizir-, doyur-/doyuzdur; yedir/yedizdir- (Azerbaycan Trkesi azlarnda); yetkr- /yetkz- (Eski Anadolu Trkesinde) rneklerinde olduu gibi. Trke yapm eklerinden, z/r denkliini dndrecek rneklerden baka, ayn fiil tabanndan tretilen yeni kelimelerdeki z ve r yapm eklerinin varl tesadfi olmasa gerektir. Semir- fiil taban, semiz, ayn kkten t retilmi isimdir. Yine, k- kknden kr ve kz kelimelerinde de r ve z seslerinin varl dikkate deer bir paralellik arz eder. Ayn fiil kk veya tabanndan tredii muhtemel kelimelerden biri de Trkiye Trkesindeki diz ile dire-/diren- fiilleridir. *ti- kknden z ile isim, r ile fiil tretil mitir. Yine, r/z denkliinin ayn dilde bulunan iki ayr fonetik varyant eklinde paralel yaadnn delillerinden biri de yra-hra- fiili ile uz veya uzak isimleri dikkat ekicidir. Burada, her iki kelime de esasnda ortak bir kk ten, ayn ilevi stlenen z ve r sesleriyle tekil edilmi iki tipik rnek gibi grnmektedir. Ira-lyra- ile uza- ayn yapda, ayn anlam ifade eden iki fiil arasndaki tek fark ise, birinin z, dierinin r ile tretilmi olmasdr. Azerbaycan Trkesinde yor- ve yoz- fiillerinin her ikisi de tabir etmek, bireyi yorumlamak anlamna gelmektedir. Bu bakmlardan, z ile r bir birinin yerini tutan, birbirine dnebilen iki sestir. Altay dilleri arasnda z'li rneklerin olmas beklenen Trkede, nadir de olsa r'li rneklere de rastlanmaktadr. A. M. erbak, (1989) Talat Tekin ve A. Rona Ta'tan da naklen, z/r denkhinin rneklerini gstermitir. Biz burada fikir vermek zere bunlardan bazlarn alyoruz: (uv.) vagar (E. T.) kz, (Tox.) okso kz; (uv.) pir (E.T.) bz (Tox.) bz bez; (uv.>Mord. sere) ser (E. T.) jez "sar bakr" (Tox.) jasa "aln"; (Alt.) boro, (Tuva) bora; Orta a Moolcasnda boro/bora(<E. T.. boz); (E. T.) ez- "ezmek" ve erkle- "ez mek, basmak"; (E.T.) izda-, (Alt.) iste-, (Azb. T.)izle- "iz srmek, ara167

bilig, Gz / 2003, say 27

mak", (Sahacada) irde- "hayvan srmek"; (E. T.) qanraq "damak", (Trk. T.) geniz; (E. T. *zeng (Ouz, Kpak, zbek ve Uygur Trk eleri), (Barabin, Saha, Sar Uygur) *izenge (T. T.) zengi, (Eski uv., Eski Bulgarca) *irana, (uv.) yarana; (E. T.) toz ve topraq vs. (erbak 1987:3-9, T. Tekin 1975:22, R. Tas 1982:14). Btn bu rnekler, *ya- ortak kknden tremi yaltr ile yaltz kelimele rinde de, bir z ve r deiiklii olduunun delili saylabilir. O bakmdan bu gn Trkiye Trkesinde yldrm eklinde olan kelime, tpk Anadolu azlarnda olduu gibi yaltramak fiilinden tretilmi bir isimdir. Kazan Tatar Trkesinde sz konusu kelime, yaltrayv eklindedir. Ayrca, ayn lehede, "ldamak, yanp yanp snmek" anlamnda kullanlan yalt-yult eklindeki ikileme de ayn kkten tremitir. Grld zere hem Ana dolu azlarndaki, hem de ada Trk lehelerindeki fonetik varyantlar, bizi hep bir *ya- kkne gtrmektedir. Gene bata Kazan Tatar Trkesinde olmak zere dier Kuzey Trkele rinde bulunan yein/yan<ya kelimeleri de ortak *ya- kknden tre mi rneklerdendir. Bugnk Trkiye Trkesinde n eklinde deii me uram kelimenin en yakn dier trevi ise, k kelimesidir. Yauk>yk>k eklinde bir geliim seyri takip eden kelime, yau-/yarutabanlarndan, biri -n-, dieri -k- yapm ekiyle tretilmi trevlerdir. Bu bakmdan Dede Korkut Kitabndaki bir ibarede geen sla- fiili yauk'tan k/n/la- kelimelerine geerken ortaya kan bir ara merha leyi gstermesi bakmndan ilgi ekicidir: Toz yarld; gn kibi lad, deniz kibi yay kand, mee gibi karard... kuzgun dilli kfir ka geldi. (Ergin, 1958: 157). Ayrca, "kl, aydnlk" anlamnda lak; "parlat mak, ldamak" karlnda lamak szleri de ayn kkten km ve Anadolu azlarndan tespit edilen dier rneklerdendir (Derleme Szl 1993: 3767). YILDIZ ada Trk lehelerinden Kazaka ve Karakalpakada, juldz', Krgzcada cildiz; Trkmencede, Gagauzcada ve Karaimcede ylds; Azerbaycan Trkesinde uldz', Nogayca'da yuldz', Tatarcada yuldz', Bakurtada
168

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

yunduz; Altay Trkesinde clds; Hakasada lts; Tuvaca ve Tofacada slts; Sahacada suls', uvaada da saltar eklinde yaayan yldz kelime sinin etimolojisi konusunda eitli grler ileri srlmtr (SevortyanLevitskaya: 1989, 279). Yldz ile yldrm kelimelerinin ayn kkten tredii varsaym zerinde de duran G. Doerfer, Trk lehelerindeki en eski ekil olarak *yulduz'u gsterir (Bkz. TDES 1989, 280). Vambery ise, yolduz ve yaldz ekillerini yal, yl, yol ve yul gibi parlamak anlamndaki fiil kknden tremi kelimeler olduunu belirtir. Besim Atalay, yldz kelimesini yl ve diz eklinde iki unsura ayrarak, bu unsurun Trkiye Trkesindeki yldrm kelimesiyle ayn kkten geldiini, -diz unsurunun ise, ek olduunu iddia eder. Talat Tekin ise, yultuz "yldz" ismiyle uldra"parlamak" fiilinin ayn kkten geldii grndedir (bkz. 1989, 280). Talat Tekin'in grne benzer bir gr de Egerov ortaya atmaktadr. Egerov, uvaadaki saltar eklinin etimolojisinden hareketle, sz konu su kelimenin yal- "yanmak" fiilinden geldiini ileri srerek, bu kelimeyi Trkmencedeki yaldra- fiiliyle karlatrr (Egerov, 1964, 206). Egerov'un bu grne katlan Z. B. Muhammedova ise, r/z denkliini dikka te alarak yldz kelimesinin "parlayan, k saan" anlamndaki ortak kk ten trediini ifade eder. Yukarda zetlediimiz grlerden farkl olarak Sevortyan ve Kazak bi lim adam A. T. Kaydarov ise, yldz kelimesinin ses taklidi bir kelime ol duunu ileri srerler. Sevortyan, yultuz kelimesini yult-u-z eklinde ayra rak, yulfun ses taklidi bir kelime olduunu, -u- ve -z 'nin ek olduunu be lirtir (Sevortyan 1974: 179-180). Bu grn delili olarak da Tatarcadaki "parlamak, k samak, imek akmak" gibi anlamlara gelen yalt-yult, yatkn ve yaltraw ile Trkiye Trkesindeki yldrm kelimeleri gsteril mitir. Tatarcadaki yulduz kelimesinin yul (d) ksm, ses taklidi bir unsur olarak kabul edilmitir, (bkz. Yazikovaya Nominatsya, 1977, 163). Kay darov da Kazakadaki juldz kelimesinin bilinen eski eklinin *yul eklin de olduunu ve sz konusu kelimenin jl>jlt ses taklidi bir kelimeden t rediini behterek juldz kelimesini, juldz<jul-t-z eklinde unsurlara ay rarak inceler (Kaydarov 1986: 216). Januzakov ise juld ve iz eklinde iki morfeme ayrd Kazakadaki juldz kelimesinin "parlayan" anlamnda ki jt eklinden gelimi olduunu ileri srer. Kelimenin gelime seyrini
169

bilig, Gz / 2003, say 27

jult>jlt>jld>yld eklinde gsterir. Januzakov, juldz'n "parlayan, parla yan cisimler" anlamna gelen bir kelime olduu sonucuna varr. Kelime deki j-y; d-t; -u ses deimelerini Trk lehelerinde gerekleebilecek olaan bir hadise olarak kabul eder. Yldz kelimesinin etimolojisi konusunda grlerin tamamn deerlen diren Aranov Kuspan Gumarul ise ikinci gr doru kabul etmekte ve juldz kelimesindeki juld unsurunun, ses deiimi sonucunda jlt eklin de gelimediini, zaten Kazakada tek bana kullanlmayan jalt-jult gi bi bir kullanmdan domu olabilecei fikrini ne srer (Aranov 1992: 63-65). leri srlen bu grleri, iki grupta deerlendirmek mmkndr. Vambery, Besim Atalay, Talat Tekin ve V. G. Egerov gibi aratrmaclar, yl dz kelimesinin ilk unsurunun fiil olduunda birlemekte, Sevortyan, A. T. Kaydarov ve T. Januzakov gibi bilim adamlar ise, bu unsurun ses tak lidi bir kelime olduunda ortak gr ileri srmektedirler. Bu deerlendir melerden yldz ve yldrm kelimelerinin ortak bir kkten tredii gr, bizim iddiamz desteklemesi bakmndan nem arz etmektedir. Ancak, yldz kelimesi, ister ses taklidi olsun, ister yal ve diz eklinde iki unsur h linde incelensin, burada nemli olan, sadece yldz ve yldrm kelimeleri nin deil, ayn zamanda alev, k, alaz/yalaz ile Anadolu azlarnda ge en yalman, yaltrk vs. gibi temel olarak "k samak, aydnlatmak, ate ve alev saarak aydnlatmak" anlamndaki pek ok kelimeyle ada Trk lehelerindeki yalt-yult, yesin, yaln ve yaltraw gibi kelimelerin ta mam, bize gre ortak *ya kknden tremitir.

170

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

Sonu: Btn bu bilgilerin nda, yldz, yldrm, k, n, alev, alaz veya ya laz kelimeleri ve bunlarn dier trevlerinin ortak bir kkten tredii ak bir ekilde grlmektedir. Bu kelimeler, Trkenin tarih seyri boyunca, baz fonetik deimeler sonucunda birbirinden farkllarken, parlamak, aydnlatmak, k samak eklindeki ilk ve temel anlamn devam ettir mitir. Ortak bir *ya- kknden, baz rneklerde kelime bandaki y- se sinin dmesiyle, baz rneklerde ise, ilk hecedeki -a- sesinin y- nsz nn etkisiyle daralarak -z-'ya dnmesiyle farkllamtr. Ortak kkten yeni kelimeler tretilirken, -z-, -r-, -l, --, -p- ve -t- nszlerinin belirleyi ci rol oynadklar da dikkat ekici bir durumdur. Ayrca, tarih metinlerde, yaru-lyau- gibi rneklerin bulunmas, *ya- ortak kk konusunda bize kuvvetli delil oluturmaktadr. KB'teki yaruk yaz tabirinde yer alan, yaz kehmesinin de yaru- kelimesiyle ilgili olabilecei fikrini uyandrmakta dr. nk hem yaz hem de yarn kelimeleri, parlaklkla, gnein dou suyla, balayan zaman dilimini ifade ettii iin ayn kkle irtibatlandrmak mmkndr. Tarih metinlerde geen yaru- fiilinin, zamanla, mesut olmak, talihli ol mak, baht sahibi olmak gibi mecaz anlamyla kullanldn grmekte yiz. Dede Korkut metinlerinde yaru- fiili sz konusu anlamyla, yarumakyarumak eklinde tekrarl ekilde kullanlmaktadr. Ayrca, Azerbaycan Trkesi azlarnda da tpk Dede Korkut metinlerinde olduu gibi "Al lah seni yarlmasn eklinde beddua/ilenme ifadesi olarak gemektedir. Ayn ilenme ifadesi, bugnk Trk lehelerinin bir ksmnda da yaamak tadr (Ergin 1958: 83).

Aklamalar: 1 Kormuin'nin, tespit ettii ortak *ka- kknden treyen akraba kelimeleri y le zetleyebliriz: -p ile, kap-; - ile, ka-; -1 ile, kal- (Trkiye Trkesi), gal(Trkmencede "oalmak, artmak; muhafaza edilmek, saklanmak; birisiyle veya bireyle beraber olmak"); -t ile; kat- (Orhun Yaztlarnda ve ada Trk lehelerinde), (Krgzcada, "eklemek, katmak, saklamak, gizlemek", "ekleme, katmak". 'Koynuma katp aldm (Koynuma sakladm)', (Saha, Bakurt, Kazak
171

bilig, Gz / 2003, say 27

ve Telet lehelerinde, "sarmak, yumak yapmak, iplerin bir araya gelerek btn meydana getirmesi"), (Bakurt ve Nogay lehelerinde "yumak yapmak; yeme e birey ekleyerek kartrmak, baharat katmak". 'Aka kurut kotu (orbaya yourt katmak)', (Trkiye Trkesinde katk "ekmee ilve edilerek yenilen ey, katk"); -r ile, kar-, (DLTte, kar-, kat- fiiliyle eanlaml olduu kaytldr). zbek Trkesiyle Trkiye Trkesinde yaayan kelime, "kartrmak 'yemek iin', yourmak, karmak, kartrmak; sokmak; girmesini salamak; dkmek; yourmak, suyla kartrmak" anlamlarnda kullanlmaktadr. "Sayca okluk, ok saydaki" anlamna gelen kara kelimesi de *ka- kknden tremi, "ok luk" temel ve ilk anlamyla yakndan ilikili ancak, "sade halk, topluluk" anla mnda kullanlmaya balanan bir dier kelimedir: "Kara Turgas bodun kop icikdi (Btn Trge kavmi itaat etti 'Kltigin Abidesi')". Yine yaztlarda geen kaln kelimesi de ayn kkten treyen, yakn anlaml bir baka kelimedir. Sz konusu eserde "ok sayda olan, okluk" anlamna gelen kaln, daha sonraki Trk yaz dillerinde, "kaln, enli, gr; kaba, cahil, aptal; scak tutan elbise" gibi anlamlar kazanmtr. Kapa- "kapamak, rtmek, iini doldurmak, tkamak; faaliyetini durdurmak" anlamlarndadr. Ayrca ayn kkten gelen Trkiye Trkesindeki kap ve ka pak (< Uyg.kapg/kapag) kelimelerini de bu grupta deerlendirmek mmkn dr. Burada kapamak fiilinin anlam, -t- ile tretilmi, kat-, kat ve katmer ke limelerinin anlamn hatrlatr. Birbirinden farkl ses ve anlam zellikleri bu lunmakla birlikte, kal-, kat-, kar- ve kap- fiillerinde, *ka- kk unsurunun sahip olduu "ok olma, okluk, toplama, bir araya getirme" eklindeki ortak anla mn izlerini tamaktadr. Ayrca, "kurutulmu meyve" anlamndaki kak keli mesini de, kurutularak younlatrlp kat hale getirilen ey anlamlaryla *kafiil tabanyla irtibatlandrmak mmkndr 2 Trkiye Trkesindeki yaltaklanmak fiilinin yalnmak ile ilgisi dnlebilir. 3 Nehc'l-Ferdis'te, geen bu kelimelerle ilgili cmle rnekleri, alev ve k ke limelerinin fonetik varyantlarn aydnlatc nitelik tamaktadr. Aaya ala camz cmle rneklerindeki yalng ekli, bugn Trkiye Trkesindeki alev biimini; y- fiili ise, bugn yine ayn lehedeki k kelimesini izah etmekte dir: Kara tonlug agzdn yalng ot kar (Nehc'l-Ferdis 1995: 14) /yzleri yarukyldz tekygay (Nehc'l-Ferdis 1995: 166);

172

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

4 Eski Trke metinlerde geen arg kelimesinin, yar- kknden tremi, "te miz, aydn prl prl, lekesiz, saf, temiz" ilk anlamndan, "gzel, saf, iyi" anla mna doru bir gelime seyri gstermi olabileceini, syleyebiliriz. 5 inasi Tekin, Maytrsimit adl kitabnda geen 'yalnayu turur" ibaresinin akla masnda, "yldrm da bu trevden km olmal" eklinde not dmtr ki, bu da bizim grmz destekleyen nemli bir husustur. Ayn bilim adam, sz ko nusu eserde ayrca, ya-l- "alevlenmek", yaln+a- "parldamak", yahn+lg "par lak", *ya-l+ "alev", yal+tr (tr-/ra-) "parlamak", yaltra-k "parlak" rneklerine de yer vermitir (. Tekin 1976: 318). 6 Burada yeri gelmiken bir konuya da temas etmeliyiz. inasi Tekin, kk keli mesinin Farsa deil de Trke kkenli bir kelime olduunu izah ederken, Trkenin tarih dnemlerine ait pek ok delil ileri srmekte ve iddiasna kuv vet kazandrmaktadr. Ancak, kk kelimesinin Farsa olmadnn en ak de lillerinden biri de, kik ve klige kelimelerinden birinin -- ile, dierinin ise 1- ile tremesidir ki, bu da kk kelimesinin Altay dil grubuna dahil dillerden birine ait olduunu ispatlar. Kik ve klige kelimeleri ayn zamanda, /l denk liinin ayn dilde karmza kan bir baka rnei saylabilir. 7 "Bury volk" kelimesinin bury ksm, Trkede boz anlamndaki bor'dan ge len ve kurt karlnda kullanlmakta olan bir kelimedir. 8 Eski Trkede bur/bor kk, "gri, boz" anlamndadr. Bugn Saha Trkesinde, br kelimesi,"batak, bataklk" anlamna gelmektedir. Eski tarihlerden beri kullanlmakta olan kelime zaman ierisinde Saha Trkesinde, renginden hare ketle batakl boz anlamna gelen biri kelimesiyle karlam olmas muhtemel dir (Yokutsko-Russkiy Slovar 1972: 94).

173

bilig, Gz / 2003, say 27

Kaynaklar Aranov Kuspan Gumarul (1992), Qazak Tilindegi Halqtq Kosmonimderdin Etnolingvistikalq Tabiat (Kazakadaki Halk Kozmonimlerinin Etnolengistik Tabiati), Alma, (Baslmam doktora tezi Kazak Bilimler Akademisi Ktphanesi, Tez. Nu. 3870) s. 63-65. Baskakov, N. A. (1979), storiko-Tipologieskaya Morfologiya Tyurkskih Yazkov (Trk Lehelerinin Tarih-Tipolojik Morfolojisi) Moskva. Caferolu, Ahmet (1991), Eski Uygur Trkesi Szl, stanbul. Clauson, Sir Gerard (1972), An Etymological Dictionary of Pre-Thirteenth-Century Turkish, Oxford: Derleme Szl X, XI (1993), 2. basm, Ankara: TDK Yay. Egorov, V. G. (1964), Etimologiceskij slovar' Cuvaskogo jazyka. eboksar. Ergin, Muharrem (1958), Dede Korkut Kitab, Ankara: TDK Yay. Gabain, A.Von (1988), Alttrkische Grammatik/Eski Trkenin Grameri/ (eviren Mehmet Akaln), Ankara: TDK Yayn. Gadjiyeva, N. Z.- Serebrennikov, B. A. (1974), "Trkede Kelime Ba jlk ekil miydi?", Sovetskaya Tyurkologya, No.: 3, s.75-82. Haceminolu, Necmettin (1991), Trk Dilinde Fiiller, Ankara:Kltr Ba kanl Yay. Hamilton, James Russel (1998), yi ve Kt Prens yks, Ankara: TDK Yay. Kagarl Mahmud (1939), Divan Lgati't-Trk I, (Hazrlayan: Besim Atalay), Ankara: TDK Yay. Kagarl Mahmud (1940), Divan Lgati't-Trk III, (Hazrlayan: Besim Atalay), Ankara: TDK Yay. 143, 353 Kagarl Mahmud (1941), Divan Lgati't-Trk III, (Hazrlayan: Besim Atalay), Ankara: TDK Yay. 143, 353.
174

ZKAN, Yldrm, Yldz, Alev, Alaz/Yalaz, In ve Ik Kelimeleri Nereden Geliyor?

Kaya, Ceval (1994), Uygurca Ahun Yaruk, Ankara: TDK Yay. Kormuin, . V., (1971), Leksiko-semantieskoye razvitiye kornya *qa v Altayskih yazikah, Tyurskaya Leksikologiya i leksikografiya, Moskva: Nauka. 9-29. Kumksko-russkiy slovar (1969), Moskva. Malov, S .E. (1951), Pamyatniki Drevnetyurkskoy Pismennosti, MoskvaLeningrad, s. 367-418-423. Nehc'l Feradis (1995), (Haz. J. Eckmann, S. Tezcan, H. Zlfkar), Ankara:TDK Yay. Rsanen, Martti (1969), Versuch Eines Tymologischen Wrterbuchs der Trksprachen, Helsinki. Russko-Hakasskiy Slovar (1961), Moskva. Rona-Tas, A. (1982), "The periodization and sources of Chuvash lingustic history", Chuvash Studies. Budapest: Akademiai Kad, s. 113170. Sevortyan, E.V.-Levitskaya, L. S. (1989), Etimologieskiy Slovar' Tyurskih Yazkov, Obettyurskie i Mejtyurkskie osnov na bukv C, J, Y. Moskva. erbak A. M. (1987), "Problema Rotasizma i Perspektivy Dal'neyego izueniya Tyurksko-Mongorskih yazikovih svyazey (Rotasizm Problemi ve Gelecekteki Trk-Mool Dil likilerini nceleme Pers pektifleri", Sovetskaya Tyurkologya, Moskva: No. 3, s. 3-9. (1). eyh Sleyman Efendi-yi Buhari (1298), Lugat-i aatay ve Trk-i Osman (Cild-i evvel), stanbul s. 292-308. Tarama Szl VI (1972), Ankara: TDK Yay. Tatar Tilinin, Anlatmal Szligi III (1981), Kazan, Tatarstan Kitap Neri yat. Tekin, inasi (1976), Uygurca Metinler II: Maytrsmit, Burkanclarn Mehdisi, Maitreya ile Buluma, ptidai Bir Dram, Ankara: Atatrk niversitesi Yay.
175

bilig, Gz / 2003, say 27

Tekin, inasi (2001), "Kk Kelimesi Farsa Deil Trkedir", tikaknn Kesi, Trk Dilinde Kelimelerin ve Eklerin Hayat zerine Denemeler, stanbul: Simurg Yaynlar, s. 25-31. Tekin, Talat (1975), "Further evidence for 'zetacism' and 'sigmatism'", Research in Altaic Languages. BudapestrAkademiai Kad s. 275284. Toparl, Recep (1992), rsd'l-Mlk ve's-Seltn, Ankara: TDK Yay. Toparl, Recep (1998) Hrezmli Hafz'in Divn, Ankara: TDK Yay. Von Max Vasmer (1950-1958) Eimologieskiy Slovar Russkogo Yazka, Moskva: Progress, Russisches Tymologishes Wrterbuch I; 1986, Heygelberg. Yusuf Has Hacip (1979), Kutadgu Bilig (Haz. Reid Rahmeti Arat), An kara: TDK Yay. Yakutsko-Russkiy Slovar (1972), Moskva: Sovetskaya Entsiklopediya zd. Zaja, czkowski, Ananiasz (1958), Vocabulaire Arabe-Kptchak, Bulgat alMustak fi Lgat at Trk Ve'l-Kfak Warzsawa: Panystwowe Wydawnctwo Naukowe. Zaja, czkowski, Ananiasz (1961), Najstarsza Wersja Turecka Husrav u irin Qutba III Slownik, Warzsawa: Patiystwowe Wydawnictwo Naukowe.

176

Where Do Words Yldz (Star), Alev (Flame), Alaz / Yalaz (Blaze), In (Ray) and Ik (Ligth) Come From?
Assoc. Prof. Dr. Fatma ZKAN* Abstract: There are a lot of words in Turkish which come from assumed verb stems that are related etymologically and semantically. One of these word is yldz, on which the researches such as Armin Vambery, Besim Atalay, Talat Tekin, V.G. Egorov, E. V. Sevortyan, A. T. Kaydarov and T. Januzakov, ha ve made some evaluations. Especially inasi Tekin has stated that there migt be a connection betvveen the word yaln and yldrm, in addition to the comments of the above researchers, we suggest that the words yldz, yldrm, k, n, alev, yalm, yaln, alaz/yalaz stili existing in Turkey-Turkish also come from the same verb root -*ya. We tried to prove our claim by giving examples such as yaruk, yauk, yalangu/yalagu, yaltrak/y aldr ak, yoktu, alaz/yalaz, yalm, yalman which are mentioned in historic dialects of Turkish and yan, ye sin, can/cltz/yltz/ulduz/yultuz, yaltrm, which exist in contemporary Turkish dialects. Ali of this derivatives, coming from the words related to each other, mean 'k samak, parlamak, aydn latmak' which derived from the root ya-. Furthermore, in our article, considering the components -dr/-diz in the words 'yldrm' and yldz, we tried to attract attention to r/z voice equality and con sidering the above words, we tried to shed light from another aspect on to the relationship of Altaic languages. Key Words: the root of the verb *ya-; The etymological analysis of the words yldz (star), k (light), n (ray), alev (flame), alaz/ya

* Gazi University, Faculty of Science and Letters /ANKARA fozkan@gazi.edu.tr

bilig Gz / 2003 say 27: 155-178 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

178

Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei Yrd. Do. Dr. brahim GRENER*
zet: Bugne kadar usl bal altnda birtakm eserler yazlmtr. Bu trden yazlm Trke eserlerin birer metot kitab olduu fikri yaygn dr. Oysa eserlerin ierikleri bu fikri desteklememektedir. Bir metotta aranan temel eler, kaynak ve yaklamdr. Balnda usl kelimesi ge en kitaplarn da birer kaynak olduu dorudur, ancak her zaman iin bir yaklam vermedikleri ve belki de veremedikleri grlmektedir. Konu ya bir rnek olmas ynyle tefsir usln ele alabiliriz. Tefsir usl ki taplar, nce Kur'an tarihi, ardndan Kur'an ilimleri ve Tefsir tarihi gibi konular iermektedir. Bu ierii alglama-anlama-anlatma ablonu al tnda tasnif edebiliriz. Ad geen ablon, tefsirin oluum srecini anlata bilmek amacyla zikredilmitir ve aslnda ablondaki safhalarn aras da kesin izgilerle ayrlmamtr. Ayrca bu trden bir tasnif sayesinde tef sir usl kitaplarnn hangi ynden bir kaynak ve hangi adan da bir me tot olabileceini tespit edebiliriz. Kur'an tarihi bir bakma alan belirleme ve tanmlama almasdr. Kur'an'in inceleme konusu olan metninin hangi zellikte olduu ve bize kadar geliinde ne gibi safhalardan geti i nemlidir. Btnsel olarak tefsir usln kavrayabilmek iin bu saf haya alglama safhas denebilir, nk Kur'an' anlamak isteyen kiinin ilk olarak karlaaca obje mushaftr. Ardndan ikinci safha anlama ge lecektir. Bu safhada anlama metodunun verilmesi beklenirdi, ancak tef sir usllerinde daha ziyade anlama kaynaklar, yani Kur'an ilimleri ve rilmitir. Son olarak da anlatma safhas, yani tefsir gelir. Tefsir eylemi elbette ierisinde alglama ve anlama safhalarn da ierir, ancak Kur'an'n gerek tefsirini ancak Allah ve Resulnn yapabilecei d ncesinin de arka plannda yatt gibi bu ifadede asl vurgu, anlalan manann bakalarna anlatlmasnadr. Tefsir usl kitaplarnda bu ko nuyla ilgili bilgi, tefsirlerin tarih sre ierisindeki tasnifiyle snrldr. Tefsir usl ierisinde zikredilmemekle birlikte Kur'an'a yaklamlar ele alan mstakil almalar da mevcuttur. Bu trden almalar ya tek bir mfessiri ve eserini ele almakta, ya da ayn gruptan saylabilecek tef sir yntemlerini bir araya getirerek genellemeler yapmaktadr. Anahtar Kelimeler: Usl, Yntem, Metot, Tefsir usl, Hermentik.
Erciyes niversitesi, lahiyat Fakltesi /KAYSER gorener@erciyes.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 179-199 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

Giri
Trkemizde usl kavramn genelde yntem anlamnda kullanrz. Bu kavramn asl Arapa'dr ve "asllar, kkler" anlamndadr. Oysa bir yn tem ierisindeki unsurlardan birisi olan kaynaklara, iaret edebilecek bu kelimeyi kullanmzda bu temel anlam kaybolmutur. Dahas Trke'de usln metot anlamnda kullanlmas baz karklklara neden olmutur. Bir rnek kullanm olarak tefsir usl baln ele alalm. Bu bal ta yan eserlerde Kur'an tarihi, Kur'an ilimleri, tefsir usl ve tefsir tarihi gi bi temel konular ele alnmaktadr. Oysa almann balnda tefsir us l (veya benzeri) bir kavram zikredilmekte ve bu da okuyucuda anlatlan larn hepsinin tefsir metoduyla ilgili olduu zannn uyandrmaktadr. Bu noktada Kur'an tarihi, Tefsir tarihi ve Kur'an ilimleriyle usul (ya da ge nelde anlald anlamyla metodoloji) kavramlar arasnda nasl bir ili ki olduu konusu tamamen okuyucunun insafna braklmaktadr. Aikar dr ki tefsir uslne dair eserlerde ad geen konular arasnda, sadece us le dair bilgiler kitabn bal ile uyum halindedir. Dier konularn, keli menin Trke'deki kullanm itibaryla, usl ile dorudan ilgisi yoktur. ayet bu trden eserlerin balklarn, asl anlamnda dnrsek, o takdir de bir problem kalmamaktadr. Trke'de yntem kelimesiyle de ifade edilen metot kelimesinin Arap a'daki karlklar uslb, tarka, nizm ve minhc'tr (Karrn 1995: "method"). bn Manzr'a gre: Uslub: tutulan yol (bn Manzr 1968: i, 473); usl: bir eyin kk, dayana (bn Manzr 1968: XI, 16); tarik ve tarika: yol, gidiat, mezhep (bn Manzr 1968: X, 220-221); nizam: inci dizilen iplik, gidiatn doru olmas (bn Manzr 1968: XII, 578); minhc: ak yol (bn Manzr 1968: //, 383) demektir. Oysa bu kelime Trkemizde hep usl szc ile karlanmtr. Acaba bu kelimenin kayna durumunda olan Arapa'da kelimenin ilk anlam bu mudur? Eer ya kn ve uzak tarihlerde yazlm eserlerin isimlerine bakarsak, bu konuda ipular bulabiliriz. ncelikle gemite ve gnmzde kelimenin (Arap a aslnda da bulunmayan) metot manasnda ele alnmadna rnekler bulabilmekteyiz. rnein 7. Hicri asrn balarnda len (606/1209) Cezer'nin Cami'u'l-Usl li-Ehadisi'r-Resl adl eserinin, veya ada yazar lardan Mansr Ali Nsf'n Tc el- Cami' li'l-Usl Fi Ehadisi'r- Rasl
180

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

adl eserinin metodik bilgiler iermediini grrz. Belki buradaki usl kelimesini temel manasnda alp evirisini de temel hadisler tarzna ben zer ekilde yaparsak, bu rnekle neyi kastettiimiz daha iyi anlalacak tr. Bu makalenin amac, usl kelimesinin bizdeki kullanmyla asl anla m arasndaki bu farkllktan doan karkla iaret etmek ve bunu tef sir usl bal ile rneklendirmektir. Makalede alglama-anlama-tefsir ablonu, sadece tefsir uslnn nerede bulunduunun daha iyi kavrana bilmesi amacyla zetlice zikredilmi, olduka nemli ve o oranda da ge ni olan bu konularn detayna girmek baka bir almaya braklmtr. ncelikle yntem/metot dediimizde neyi anladmz ortaya koymamz gerekir. Kelimenin birok tanmlar yaplmtr, ama bu tanmlarn arala rnda ok ciddi farklar bulunmamaktadr. Metot konusundaki fikir ayrlk lar, hangi bilim dalnda hangi metodun kullanlmas gerektii ile ilgili tartmalarda ortaya kmaktadr. Bu itibarla, anlatm ynyle daha basite indirgenmi olarak grdmz, Randall tarafndan yaplan tanm bu makalede kullanacaz. Yntem dediimizde en belirleyici olan elemann yaklam olduunu grmekteyiz. Randall'n tanmyla yntem, "bir kanaate ulama, bir bil gi edinme veya tatmadmz bir deneyime ulama yolu, bir inan kayna n bilinli olarak kabul edip onunla alkal olarak belirli yaklamlara sahip olmaktr (Randall 1971:45). Burada kanaat kayna denilen eyler, gnlk deneyimler, sylentiler, gelenek, laboratuar vs. olabilir. Bu kay naklara da belirli yaklamlar mevcuttur. rnein kr krne inan, phecilik, bamsz ve srarc denemeler vs (Randall, 1971: 45). Gr lyor ki bu tanmdaki iki temel unsur, kaynaklar ve ona olan yaklam lardr. Bunlarn ncesinde ise, bu kaynaklara belirli yaklamlar sergile mek iin sevk edici unsur olarak bir problemin varlndan, yani bilgiye ulama amacnn bulunduundan sz edebiliriz. Aratrmaclarn n fikir ve nbilgilerinin farkllndan dolay ayn kaynaa farkl yaklamlarda bulunabileceimiz gibi, farkl kaynaklara da ayn yaklam sergileyebi liriz. Her bir ayr kombinasyon, deiik bir metodu gsterir (Randall 1971:45).
181

bilig, Gz / 2003, say 27

USL KAVRAMININ KULLANILII Usl kavramn temel slam bilimler ierisinde ncelikle fkhla ilgili li teratrde grmekteyiz. Ancak bu tr kaynaklarda geen usl kavramnn da metot anlamna geldiini sylemek zordur. Metot belki usl kitaplar nn ierisinde sadece bir blm olabilir. Bunu biraz daha aacak olursak, Gazali fkh uslnn tm konularn, doal bir rnn kullanlabilir hale gelene kadar geirdii aamalarla eletirerek drt ana blm altnda top lamaktadr: Hkm (semere, elde edilen rn), kaynak {msmir, kitap, snnet ve icm), hkm karma metodu {stismar metodu, yaklam) ve hkm karan {mstesmr, mctehd) (Gazali 1994: I, 7-8). RandaTn yntemle ilgili tanmdan elde edebileceimiz ema ve Gazali'nin tasnifi birlerilirse, metodolojide bulunan kaynaklar ve yaklamlarn fkh uslndeki karlnn deliller ve itihat olduu anlalr. Buna gre fkh usl sz, hem kaynaklar ve hem de yaklamlar (yntemleri) bnye sinde toplayan kapsaml bir ifadedir. Tefsir usl deyince de bunlarn an lalmasnda hibir yanllk olmasa gerektir. Yani hem kaynaklar ve hem de yaklamlar. Kaynaklarn genelde ortak bulunmas ve asl dikkat eken zelliin yaklamlar olmas sebebiyle fkh usl, fkh metodu eklinde alglanabilir. Ama tefsir usl, fkh uslnde olduu gibi evvelemirde metodoloji anlamnda kullanlmamtr. Bu trl eserlerde genellikle tef sir kaynaklarndan bahsedilmi, bu kaynaklara olan yaklamlara fazla deinilmemitir. Bu adan Tefsir usl veya Kur'an limleri'ne dair yazlan eserler, yaklamlar ne olursa olsun, her kesimden ve her yaklamdan mfessirlerin kullanabilecei kaynaklar olarak vazife grmtr. Tefsir usl bal altna giren konular yeniden ele aldmzda unlar syleyebiliriz: Tarihsel bir metin zerinde alyor olmas ynyle tefsir ilmi, tarih tespit metotlarndan yararlanmaldr. Kur'an'in bugn elimiz de deimemi bir tarzda bulunduu iddias, bu metotlar sayesinde g kazanmaktadr. Metin yorumu bir anlama problemini bnyesinde tar. Metnin anlalmasnda ise kiinin sbjektif zellikleri ve yaad sosyal evresinin kendi yorumunu etkileyeceini gz ard edemeyiz. Bu adan objektif bir yntemin oluturulabilmesi olduka zordur. Metni elimize al dmzda ise en temel problem, anlamadr. Anlama konusunda dnsel olarak olduka zengin bir kaynak sunan filozoflarn destei bu konuda ii182

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

mize yaramaktadr. Metnin nasl anlalmas gerektii konusunda bir so nuca ulatktan sonra, bu anlamn dier insanlara ulatrlmas sorunu ile karlamaktayz. Bu noktada da bize yardmc olan metot, iletiim ve ge nel eitim metotlardr. Grlyor ki tefsir dediimiz olay, aslnda tek ba na ve genel geer metodu olan bir disiplin olmayp, mfessirlerin yakla mlarndan ve ilgili bilimlerin metotlarndan etkilenerek meydana gelen bir sretir. Sosyal bilimlerde znellikten tamamen kurtulmak imkansz dr (Rickman Ankara: 1992, 80). Bu adan mfessirlerin yaklamlarna ayrca vurgu yapmak gerekir. Bunlardan sonuncusunu tefsir usllerinde fazlaca gremiyoruz. Ancak, Kur'an'a Yaklamlar bal altndaki eser lerde farkl tefsir metotlarna dair zengin bilgiye rastlayabiliriz.1 Bu trden eserlerde belirli ekole bal mfessirler bir grup halinde toplanmakta, fi kirlerinin ortak ynleri genel hatlaryla belirtilmektedir. Ayrca tek bir mfessir hakknda da mstakil almalarn yapldn da burada zikret meliyiz.2 te yandan, zellikle Hristiyan dnyada reva bulup bizde de telaffuz edilmeye balanan anlama ve yorumlamaya dair baz terimlerin slam dnyasnda u ana kadar Kur'an almalarn srdrmede bavurulan kla sik metodoloji ierisinde -eer bu terimleri biz de kullanacaksak- nasl bir yere oturtulmas gerektiine karar vermeliyiz. Burada kastedilen terimle rin banda metin tenkidi ve hermentik gelmektedir. Bu kavramlarn hep sinin de bir terim olarak din bilimleri sahasnda kullanm, nce Hristiyan leminde balam ve daha sonra da onlardan bize gelmitir. Ancak ura s gzden uzak tutulmamaldr ki, bu kavramlarn domasna sebep olan arka plan, ayn zamanda bu metotlarn ekillenmesinde de etkin olmutur. Buna gre, eer bu terimleri douran sebepler bizde yoksa, metotlar yo rumlamadan veya uyarlamadan bize aktarmann ok da faydal ve amaca uygun olacan dnmek olduka zor gzkmektedir. Yakn zamana ka dar Kur'an almalar sahasnda ok telaffuz edilmeyen bir kavram olan metin tenkidinin, daha arlkl olarak kullanld alanlar olaran dil, ede biyat, tarih ve hadis bilim dallar gibi artk bu alanda da kullanlmaya ba landn grmekteyiz. Bunun yannda, hermentik kavram da gnmz de artk pek ok sosyal bilimde olduu gibi ilahiyatta ve dolaysyla da tefsirde ska kullanlmaya balanmtr. Bu rg ierisinde metin tenkidi
183

bilig, Gz / 2003, say 27

ve hermentie tefsir usl erevesinde nasl bir yer bulunaca da ayr bir problemdir. zetle sylemek gerekirse, tefsir usllerindeki konular, Kur'an'la insan arasndaki trl ilikiyi ele almaktadr. Buradaki ilikide zikredecei miz eylemler hep insana aittir ve Kur'an, bir metin olarak burada pasif du rumdadr. Aklamaya altmz saflalar: Alglama (Kur'an'n aratr ma sahas olarak tespit edildii bu safhada yardmc olan almalar: me tin tenkidi, Kur'an tarihi); anlama (dier bir ifadeyle tefsir formasyonu nun oluma dneminde yararlanlabilecek alanlar: hermentik, dil al malar, Kur'an ilimleri ve modern ilimler); ve anlatma (bu safhada dik kat edilecek hususlar: tefsir eylemi ile onun muhatapla ve mfessirle ilgi li yn, tefsir tarihi)'dr. TEFSR USL RNE Bu blmde tefsir usl ierisinde geen konular yukarda belirttiimiz tarzda gruplandrlarak sunulacaktr. Bylece tefsir usl kavramnn yn temsel boyutuna dair bir fikir vermek amalanmaktadr. 1. Alglama Bal Altna Girebilecek Konular Alglamann ne demek olduu ve nasl gerekletii konusu felsefe ve psi koloji sahasnda genie ele alnmaktadr. Konunun bu yn, almann sahas ve hacmi itibaryla mevzu dnda braklmtr.3 Bizi ilgilendiren konu, alglanan eyi bir nesne olarak almakla, onu tarihsel btnl ie risinde almak arasndaki fark belirtmektir.4 Alglanlan ey hakkndaki bilgi eksikliinin nasl yanl anlaylara gtreceine dair mehur, krn fil tarifi hikayesi bir rnektir. Yine ayn konuyla ilgili bir rnek olarak mumdan bir elmann yapldn ve bunun da gerek elmaya ok benzedi ini dnelim. Eer bu elmann imal edili srecinden habersiz olursak, uzaktan bakarak bu nesnenin bir elma olduu sonucuna varabiliriz. Sade ce grme duyusuyla yaplan bir alg, bizi yanl anlamaya gtrmektedir. Ayrca kullandmz duyu organlarnn zelliklerinden baka olarak alg lanan eyin gemi serveninden haberdar olmamamz, algladmz e yin bize yanl tanmlanmas demektir.
184

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

Dnyada potansiyel olarak ilgimize konu olabilecek pek ok ey vardr. lgimizi bir konuya yneltmediimiz takdirde bu potansiyel unsurlardan hibirisi ile bir alka kuramayz. lgi duyduumuz bir eye ise bilinli ola rak ynelir ve onu alglarz. Kutsal metin almalar erevesinde dnya da birok kitabn olduunu biliyoruz. Ancak, bunlardan birisini semek, bizim alglama alanmz ona hasretmek ve alglanann nesnel boyutu ile ilgili olarak doabilecek sorunlar sadece o eser erevesinde cevaplamak anlamna gelmektedir. Yukardaki mantkla hareket edersek, Kur'an' sadece bir kitap olarak grmek ve tarih gemiini gzard etmek, onu doru algladmz dn cesini pheli bir konuma drr. Alglanan eylerin tanmn zihnimiz yapamaz. Onu tanmlayan dil, tarih sre ve fiziki artlar gibi unsurlar dr. Kur'an' alglarken onun tm unsurlar ile birlikte alglanmas gerek tii burada ortaya kmaktadr. Buna gre Kur'an' "belirli bir tarih ieri sinde vahy akabinde Hz. Peygamber'in azndan kan szlerin Kur'an ta rihi ierisinde belirlenen artlarda yazya geirilerek gnmze kadar gel mi bir kitap" olarak alglamamz gerekmektedir. Bu tarzdaki zihn faali yet, eldeki kitabn maddi ynne bir anlam verme iidir ve eserin ierii zerinde henz hibir dnsel faaliyete geilmemitir. Kur'an' bu tarz da alglayan ve onu anlamaya ynelen kii ayn zamanda alglama safha snda aratrma alann da tespit etmi demektir. Anlama yntemini belir leyecei, bu amala dier branlardan da istifade edecei alan, bylece Kur'an'in metni ile snrlanm demektir. Tefsir yapabilmek iin gerekli olan formasyon anlama safhasnda gerek leirken, anlamann olumas da bir algya baldr. Peygamber dndaki bir ferdin Kur'an'la karlamas, onu anlamas, kendi bana anlayamad takdirde ise tefsirden yararlanmas srecidir bu. Bir iletiimin balama s iin elde incelemeye konu olabilecek bir eyin olmas gerekir. Bu, sz, yaz veya sanat eseri trnden bir ey de olabilirdi. Kur'an almalarn da bu obje, iki kapak arasndaki Kur'an'in kendisidir. Bu ilk sunu, ferdin Kur'an'la ilk kar karya geldii, bir dier deyile onu alglad andr.5 Bu alglanan Kur'an' yazlm bir kitap halinde bize sunan, Kur'an tari hidir ve Kur'an tarihinden beklenen, Kur'an' eksiksiz bir ekilde gn mz insannn algsna sunmasdr. Kur'an' anlamaya geilebilmesi iin
185

bilig, Gz / 2003, say 27

Kur'an tarihinin nemi burada da ortaya kmaktadr. Bu nem sebebiyle tefsir usllerinin ilk konusu da Kur'an tarihi olmaktadr. Bu safhada alg lamay gerekletirecek olan ferdin anlama gayreti yoktur ama alglama iradesi vardr. Bir olay bilinli olarak alglamamak, gzmz ve kula mz kapamak suretiyle bizim elimizdedir. Bunun gibi bir ahs, bilinli olarak Kur'an' alglamaya ynelmedii takdirde hibir suretle yukarda ki sre balamayacaktr. Algya kendisini tamamen kapam inat kiiyi Kur'an tasvir ederken, sar, dilsiz ve kr vasflaryla zikretmekte (2. Ba kara, 18), gren ile krn denk olmayacan bildirmektedir (6. En'om, 50). Bu ayetlerde zikredilen krlk, bedensel bir zr anlatmayp, kiinin iradesi ile grmemesi, dinlememesi anlamndadr. Nitekim Ra'd suresi 19. ayette "Rabbinden sana indirilenin hak olduunu bilen kimse, kr kimse gibi olur mu?" ifadesi bu durumu ortaya koymaktadr. O halde ken disine bir alglama engeli koymayan ferdin tek istei, eline geen bu Kur'an metninin gerekten de Hz. Peygamber'e vahyedilen Kitap olup ol madn renmektir. Bu anlamda Kur'an tarihi, ferde bir garanti verme ye alr. Buna gre, Kur'an' anlama ve anlatma faaliyetleri ierisinde ilk karm za kan olgu metnin kitaplmza kadar nasl geldii hususudur. Ancak burada unu tekrar dile getirmemiz gerekiyor: Bu faaliyet Kur'an'n anla myla dorudan ilgili deildir. Yani Kur'an'n cem' edilmi olmas veya istinsah olay, Kur'an' bizim daha iyi anlamamz salamaz. Ama Kur'an' anlama ve anlatma gayretleri iin bu metnin otantikliinin ispa t zorunludur. Yani Kur'an'n bir haber olarak deil bir malum yaz ola rak, ksacas bir vesika eklinde geldiinin bilinmesi gerekir. Haberin yo rumlanmas genellikle dnlmez. Bir haber olaynda muhataplar haber veren kiiye kadar gelir ve orada kalrlar. rnein, bizim malum snfna sokamayacamz pek ok eyi Hz. Peygamber bize haber vermitir: cen net ve cehennemin zellikleri, ahirete dair haller, melekler vs. Biz, Hz. Muhammed'e gvencimizden dolay, onun haber verdii eylere inanrz. Ama bu haber verilenler hakknda yorum yapamayz, nk bunlara dair bir idrakimiz sz konusu olamaz. Zaten Hz. Muhammed tarafndan da, gayb dediimiz lem hakknda yorum yapmamz yasaklanmtr.6 Ama bunlardan herhangi birisini idrak etmi olsaydk, o zaman bizim de bir sz
186

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

syleme hakkmz doard. te Kur'an hakknda aratrma yapabilmemiz iin ncelikle onun metninde sz edilebilecek bir phenin kalmamas ge rekecektir. Bu grevi bizim geleneimizde Kur'an tarihi stlenmitir. 2. Kur'an Anlamaya Doru Tefsir uslnde zikredilen ikinci aama, eline Kur'an' alm olan bir ah sn anlama gayretiyle ilikili konulardr. Kii, anlama esnasnda baz zor luklarla karlaacaktr. Bunlarn en banda dil problemleri gelmektedir. Arapa bilmeden Kur'an anlalmayacaktr. Ardndan dil ile ilgili dier incelikler, Kur'an ilimleri denilen yardmc almalar ve gelmektedir. Bunlar, ferd bir fiil olan anlama olay esnasnda karlaabileceimiz kavramlardr. Bu aamada kii baarl olur da Kur'an' anladn hisse der ve bu his kendisini tatmin ederse baka bir mesele kalmamtr. Bu se viyeye ulamay ayn zamanda tefsir ilmi formasyonu olarak nitelendir mekteyiz. Burada ifade etmemiz gerekir ki tefsir ilmi ile tefsir inlini bir birinden ayrmaktayz. Tefsir ilmi, tefsir eylemi gereklemese de bir fert te oluabilecek formasyondur. Ancak bu ahs, Kur'an'n bir ksmn ve ya tamamn anlayamazsa, o takdirde bildiini zannettii bir bakasna so racaktr. Bu soruya alaca cevap ise tefsir fiilini yanstr ve bu konu nc aama olarak ele alnacaktr. Bir metnin anlamna nasl ularz sorusu erevesinde her bir filozof fark l bir yaklam ierisindedir. Konumuz anlama problemini derinlemesine incelemek olmadndan sadece bir rnek sunmak amacyla bunlarn n clerinden Schleiermacher'in yaklamna deinelim. Ona gre bir metnin ne kastettiini anlamak dorudan metne bakarak mmkn deildir. Bunun iin konuann ve konuulann ayn anda bulunmas gerekir. Tabi ki bu anlay kutsal metne uygulamak ok da kolay deildir. Schleiermacher metne nfuz olaynda hem gramer ve hem de psikolojik unsurdan bahse der. Sadece alet ilimleriyle metnin anlamna nfuz edebilmenin imkansz l zerinde durur (Palmer 1969: 86). Ona gre dil sahas ile dnce sa halar birbirinden ayrdr. Dil sahas gramatik yorumla, dnce sahas ise psikolojik yorumla anlalabilir. Gramer yorumu, ifadeyi objektif ve ge nel kurallara gre incelerken, psikolojik yorum, yazarn ahsiyeti ve zel likleriyle ilgilenir (Palmer 1969: 89). Burada anlamann gereklemesi
187

bilig, Gz / 2003, say 27

iin kii kendisini ilk muhataplarn arasna psikolojik olarak da olsa g trmelidir. Schleiermacher'in ifadesi ile, "bir konumay anlamak iki n birletirir. Dil balam ierisinde syleneni anlamak ve bunu konumac nn dncesinde bir olay olarak anlamak" (Corliss 1993: 370). Burada o, muhatabn o anda hazr bulunduunu varsayyor. Yani bir konumac, bir konuma ve bir de kendisine konuulan vardr. Anlamada en temel un sur budur. Konuan konumasn birinci elden dinleyen kiiye gre ayar lar. Dinleyen ise o konumaya ve konuulana ainadr. Yani konumada kullanlan dil kurallarn asgar olarak bilmektedir ve konuan hakknda da derli toplu bir bilgiye sahiptir. Schleiermacher'in bu yaklamnda en byk ak, kiiyi ntr bir vaziyette olmaya zorlamasdr. Oysa bu mm kn deildir. Her insan bir sosyal evre ierisinde doar. Bu evrenin eko nomik, psikolojik, politik ve ahlak unsurlar o kiinin zne tesir eder. Bunlar vastasyla o ahs kendi kavramlarn oluturur ve bu kavramlar ona bir dnya gr kazandrr. Bunlardan soyutlanmas demek, dne memesi demektir. O takdirde de anlama olay bulunmaz. Akas, daha nceki anlay ve kanaatlerini o kii metne getirmektedir. Yorumcu ile metnin konusu arasnda bir "canl iliki" bulunmaldr. Bir ahs l ve iaretleri bilmeden matematik konularn anlayamayaca gibi, bir metni nasl okuyacan bilemeyen bir kii de onun anlamn kavrayamaz. Bu nyarg ve n-bilgi olgusu "hermentik dairesi"nin bir boyutu olarak ka bul edilmitir (Rahman 2001: XI, 224). Bir Kur'an yorumcusunun n-bilgisi demek kendisinin Arapa dilini, iiri, "Kur'an metni ierisindeki ili ki ve balam" ve Kur'an ve dier metinler arasndaki ilikileri bilmesi anlamna gelebilir. Bizim amzdan nemli olan bir dier boyut, konuma esnasnda hazr bulunmayp, her naslsa konumacnn szlerinin eline yazl olarak geti i ahslarn anlaydr. Elde metin olduuna gre, dilsel almalar ka nlmazdr. Konuan hakkndaki bilgiden ise asla vazgeilemez. imdi baka bir unsur gndeme geliyor. Bu nemli unsur da orijinal dinleyicile rin durumlardr. Bir konumac hibir zaman kendisini dinleyenler onu anlamasnlar diye sz sylemez. Buradan hareketle sylenebilir ki ilk mu hataplarn anlay seviyeleri ve sosyal yaantlar da metni ekillendir mektedir (Corliss 1993: 370).
188

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

Anlama problemi ile ilgili bu grler, tefsirlerimizde grdmz fark ll da izah eder. Her bir mfessirin, Kur'an' nasl anlayabilirim soru su, yine onlar tarafndan baz ortak hususlarla birlikte farkl ekillerde ce vaplanmtr. Bunun sonucu olarak bu farkl anlaylar, deiik trden tef sirlerin olumasna sebebiyet vermitir. Bir mfessirin yaklamn tespit etmek olduka gtr. Ama en azndan tahsil ettii ilimler bilinebilirse, mfessirin hangi konulara nem verip kendisini yetitirdii belirlenebilir.7 Anlama problemini ele alan filozoflarn hepsinin yaklamnda da ortak bir yan vardr: Metnin oluumunda konuann sadece dil bilmesi iletiim iin yeterli deildir. Yani bir kii sadece dili ile mana aktarm gerekle tiremez. Her bir kelimenin bir cmle ierisinde, her bir cmlenin bir pa ragraf ve sayfada zel bir yeri olduu gibi, tm metnin de bir sosyal arka plan vardr. Bu sosyal evrenin aktrleri ise konuan ve kendisine konu ulan ahslardr. Anlatma ve anlamay, dier bir deyile, ifade ve istifadeyi birbirinden ay r unsurlar olarak dnmemiz mmkn deildir. Anlatan ve anlayan iki kii, ayn zamanda birbiri ile etkileim halindedir. Eer anlama olay ger eklemedi ise, bu her zaman dinleyenin suu deildir. Ayn sua anlatan da itirak eder. Denilebilir ki hermentiin amac, yazarn zihn srecini yeniden kurmaktr (Palmer 1969: 93). Bu zihn sre, mekanik bir olay deildir. Dolaysyla sadece dil kurallar, anlatann aktarmaya alt manalara ulatrmakta yeterli deildir. Bir rnek zerinde dnelim: Bir fert olarak bizler, farkl ortamlarda bulunuyoruz. Resm bir dairede, aile ierisinde, arkada evresinde veya samimi dostlar arasnda iken kullan dmz ifadeler birbirinden farkldr. Bu farkllk kelime seiminde olabi lecei gibi, ayn kelimenin farkl anlamlar yklenmesiyle de olabilir. Yu karda bahsedilen zihn sreten maksat da, o anda yazarn kimi muhatap alarak ifadede bulunduunu tespittir. Anlama safhasnda zikredebileceimiz konulardan birisi de, bir mfessirde bulunmas gerekli grlen hususlardr. Bunlar tefsirin deil mfessirin zellikleridir. Uslcler bunlar eserlerinde zikretmiler ve ortak bir nok taya varmaya ahmlardr.8 Bu gayretler, mfessir yetitirmeye, daha akas kiilere ynelik olup ferd zelliklerdir. Bu zelliklere sahip bir kiinin Kur'an' anlayaca varsaylmtr. Kur'an ilimleri dediimiz eser189

bilig, Gz / 2003, say 27

ler de mfessirin anlayn artrmaya ynelik almalardr. Bu trl eser lerde Mekke ve Medine'de nazil olan ayetlerin belirlenmesi, ayetlerin ini sebeplerinin tespiti, muhkem, mtebih, nsih, mensh, i'caz, garp ve mkil kelimeler, kssalar, sure balanglar ve benzeri konular ilenir. Modern bilimin verilerini de burada sayabiliriz. rnein sosyoloji, astro nomi, p vb. gibi bilim dallarnn verilerinden istifade ile birtakm ayetle re farkl almlar getirilebilmektedir.9 Tefsir usllerinde de Kur'an ilim leri nemli bir yer tutmaktadr. Ancak onlarn birer yntem olmasn en gelleyen ey, ounlukla Kur'an ilimlerine dair birebir yaklamlarn be lirtilmemi olmasdr. rnein bir surenin Mekke'de mi yoksa Medine'de mi nazil olduu anlatlr ama nesih konusuyla balants dnda fazlaca bir aklama yaplmaz. Bu hazr bilgiler daha ziyade mfessirin nasl kul lanacana braklmtr. Eylemsel olarak anlama tefsir deildir ama tefsirin arka plannda anlama fiili mutlaka vardr. Bugne kadar uygulan dikkate alndnda grle cei gibi tefsir bir kiinin kendisi iin deil anlamay gerekletiremeyen dier insanlar iin anlatma gayretidir. Kur'an'in en iyi ekilde Hz. Pey gamber tarafndan tefsir edilebilecei ifadesinde Kur'an' en doru anla yann Hz. Muhammed olduu dncesi yannda onu en iyi anlatacak ki inin de o olduu inanc -belki de biraz vurgulu bir ekilde- mevcuttur. Tefsir usl konularn tasnif ederken zetle belirtmeye altmz saf halardan anlama aamas, tefsir edebilme zelliinin, yani tefsir formas yonunun kazanld bir dnemdir. Kur'an bir metin olarak alglandktan sonra ona sorulacak en temel soru, onun manasna nasl ularm olacak tr. Bu soruyu sormayan mfessir yoktur. Bu soruya verilen cevaplar, temel konu -ifade eden, istifade eden, dil- hepsinde ortak olmak zere, bir mfessirden dierine farkl olmutur. Benzer yaklamda olanlar ise tefsir tarihlerinde genie yer bulan tefsir ekollerini oluturmulardr. 3. Tefsir Usl ve Sonras: Teoriden Pratie Kur'an'la ilgili almalarda var olduunu sylediimiz nc aama, bir anlamda gerek veya sanal bir soru akabinde balamaktadr. Yani ger ekten de bir ahs, Kur'an'da anlayamad yerleri birisine sorar, sorulan kii de buna cevap olarak ilgili ayetleri tefsir eder, veya bir soru olmasa da kendi dnemindeki insanlarn anlayamayacaklarn tahmin ettii yerle190

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

ri aklama gayretine giriir. Bu faaliyete anlatma (tefsir eylemi) diyebili riz. Grld zere anlama ferd bir olay iken tefsir fiili, sosyal bir olay dr. Tefsirin ekillenmesi, hem mfessir ve hem de o dnemdeki halk sa yesinde olmaktadr. Bu balamda deiik tefsir ekollerinin incelendii tefsir tarihi de nc safhada incelenmektedir. Anlatma (tefsir, yorum) bir eylem olarak sosyal bir olay olduuna gre ve en az iki kii arasnda gerekleecektir. Bunlardan birisi soru soran, die ri ise cevaplayan konumundadr. Bu sorunun da her zaman ikinci bir a hs tarafndan sorulma zorunluluu bulunmamaktadr. Bazen de cevapla yacak ahs, varsaylan muhataplarn olabilecek sorularn takdir ederek bunlar cevaplayabilir. Baz rnek almalarda olduu gibi sorular tefsir metnine dahil edilebilecei gibi, genellikle sadece cevaplar zikredilmek tedir. Sorunun metnin ierisine dahil edildiine mehur bir rnek, Fahret tin Razi'nin tefsiridir. Mfessir bu eserinde muarzlarnn veya sradan halkn aklna gelebilecek sorular "burada bir mesele vardr", "burada bir ok problem vardr" gibi ifadelerle zikretmekte ve cevaplandrmaktadr. Bu sorularn olumasnda mfessirin yaad dnemdeki problemler ve karlat insanlar nemli rol oynamtr. Bu tr sorulu-cevapl olanlarn dnda tefsirlerin genelinde sorular gizlenmitir. Bununla birlikte ince bir okuyu, mfessirin cevaplamaya alt soruyu kefedebilir. nceki blmlerde de izah ettiimiz zere hermenk, anlama safhasnn ierisindedir. Dolaysyla hermentiin tefsirle alkas dorudan deil, dolayldr. Bunu biraz daha amak gerekirse: Eline Kur'an metni geen bir ahs bunu anlamak ister. Bunun iin gerekli olan eyleri tespit eder. Eer bunun altndan kalkabileceine inanrsa ie koyulur. Aksi halde, Kur'an' anlayan ve anlatan limlerin kendilerine veya eserlerine mraca at eder. Bu konuda gerekli olan eylerden en nemlisi dildir. rneimizi dil faktr etrafnda gelitirelim. Dil deyince bunun ierisine sarf (kelime kk bilgisi), nahiv (dil bilgisi), belagat (edebiyat), lgat (szlk) gibi un surlar dahil olur. Bu ahs dili renmeye balar, isim ve fiili birbirinden ayrmasn, fiil ve isim cmlelerinin zelliklerini ve ayrca bu konuyla il gili pek ok ayrnty renir. Bu gayretleri hep Kur'an' anlamak iindir. Anlatma (tefsir) safhasnda ise rendiklerinin ounu zikretme gerei duymaz. nk tefsir, muhatap alnan kiinin ihtiyacna gre ekil alr.
191

bilig, Gz / 2003, say 27

Diyelim ki bahsettiimiz bu kii, Kur'an' anlasn ve tefsir yazmaya ba lasn. Byk bir ihtimalle Fatiha Suresi tefsirinde isim ve fiilleri, cerr harflerini ayr ayr aklamayacaktr. Halbuki kendisi bunlar byk bir nem vererek renmiti. MFESSRLERN METOTLARININ TESPT Bu izahattan da anlalaca gibi anlama ve anlatma safhalarnda hedef a hs farkl olduu iin metodolojiler de, birbirine zt olmasa bile, farkl ola bilecektir. Yani kiinin gelitirecei anlama metodu ile anlatma metodu birebir rtmez. Anlama metodunun yazarn bakna gre deiebilece ini ve bunu tespit etmenin zorluunu daha nceki blmde belirtmitik. Anlatma metodunu tespit ise nispeten daha kolaydr. Tefsirlerin giri b lmleri bu konuda bize en byk rehberdir. Mfessirler genellikle bu tef siri neden yazdn tefsirin giri blmnde zikrederler.10 Mfessirlerin tefsir metodunu renmede bir dier yol, mfessir hakknda bilgi edinmektir. Mfessirin zellikle eitim durumu, hangi konularda ken disinin bir sz syleme istei olabileceini bize bildirir. rnek olarak, Ha san Basri antay ile Elmall Hamdi Yazr' mukayese edersek, her iki tef sirde de11 ne ile karlaabileceimizi tahmin edebiliriz. antay'n edeb ko nularda eitimi, onu byle bir eser yazmaya sevk etmitir. Yazr'n ise dn bilimlerde ald kuvvetli tahsil, onun eserini srf Trke bir tefsir olmaktan ziyade birok konuya deinen kapsaml bir tefsir haline getirmitir. Tefsir metodolojisini tespitte nc ve belki de en nemli unsur, tefsirin yazlm olduu sosyal evreyi tespittir. Bir szn sylenebilmesi iin, onu syleyenin gayesi olmaldr. Bu gaye de muhatap olarak grlen ke simi bir konuda aydnlatmaktr. Bahsi geen konuyu, hedef alnan muha taplarn ounun bilmedii varsaylr. Yoksa bilinen eyleri tekrar dile ge tirmek -edebi zevk ve dn ayinler mstesna- ok da kabul gren bir tavr olmasa gerektir. Buna gre, mfessirin yaad zaman ve zemindeki sos yal yapy tanmak, mfessirin kime ve neyi anlatmak istedii konusunda bir ipucu verecektir. Sonuta ortaya kan tablo ise mfessirin tefsir me todudur. Bu son yaklam erevesinde mfessirlerin metotlarn tespit amacyla mstakil almalar da yaplmaktadr.12

192

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

Sonu
Usl kavram Arapa'da "asllar, temeller" anlamnda iken bu kelime Trke'de yntemin karl olarak kullanlmaktadr. "Vuslszlmz uslszlmzdendir" tarznda deyimlemi szlerde de bu trden kul lanmlarla karlamaktayz. Usl hakknda oluan bu n bilgimiz ile tef sir usl ismi verilmi eserlere baktmzda bir metot kitab beklentimiz sebebiyle o eserlere gereken deeri verememekteyiz. Bu makalede, usl kelimesinin Trke'de yaygnca kullanld manasyla asl kkenindeki anlam arasndaki farkll vurguladk ve usl bal verilmi eserlerin ounda da bu ayrmn yanl sonular verebileceine iaret ettik. Metot kavramnn bir tarifini vererek, bir yntemde bulunmas gereken unsurla r belirttik ve tefsir uslndeki konulara bu adan baknca grdk ki bu tr almalar, bir metot vermekten ziyade kaynaklarn tespit ve takdimi ne ynelmitir. Mfessirlerin metotlarnn nasl tespit edileceine dair d ncelerimizi ise ayr bir balk altnda verdik. Ayrca bu almada, yeni bir tefsir yntemi gelitirmekten ziyade, imdi ye kadar yaplagelen ahmalar bugnn terimleriyle ifade ederek orga nize etmeye altk. Buna gre Kur'an erevesinde yaplan ahmalar bahk alnda topladk: Alglama, anlama ve tefsir. Alglama safhas, saha tespitini salayan blmdr. Burada vurgulamak istediimiz ey, kutsal metinlerin hepsinin ayn ekilde alglanmasnn im kanszldr. Bu metinleri tanmlayan birok zel durum vardr. Kur'an'in da kendisine has artlar mevcuttur. Bu yzden daha iin ban da Kur'an tefsirine giden yol, dier kutsal metin yorumlaryla ilgili olanlarnkinden ayrlmaktadr. Ayrca bu blmde Kur'an tarihinin bize sun duu verilerden ve bu artlar altnda Kur'an erevesinde metin tenkidi nin imkanlarndan bahsedilmitir. Anlama safhas, bu metnin anlamna nasl ularm sorusu ile balamakta dr. Bu blm anlatrken nce bu soruya cevap verilmesi gerektiini vur guladk. Bu amala felsefenin tanmlarndan istifade edilebileceine ia ret ettik ve verilecek cevabn, kiinin anlama metodunu belirlerken tefsir formasyonunun da en nemli aamasn oluturacan belirttik. Kur'an ilimleri, dil ahmalar ve dier yardmc ilimler bu safhada gerekh olan alt yap ve arka plan belirlemektedir.
193

bilig, Gz / 2003, say 27

Tefsir sahas aslnda tefsir eylemi safhasn anlatmaktadr. Bu safhada ih tiya duyulan donanm, anlama safhasnda elde edilen formasyonun ya nnda szn bakalarna en etkili ve verimli ekilde aktarlmasn sala mada yardmc retim ve iletiimle ilgili almalardr. Bu blmde vur guladmz bir husus da tefsiri oluturann, sadece mfessirin kendisi ol mayp, ayn zamanda toplum olduu hususudur. Sonu olarak sylemek gerekirse, tefsir usl almalarna bir metodolo ji almas olarak bakmak doru deildir. Bu eserler, organize ve kaynak tespiti asndan ok nemli olmakla birlikte, kiinin mfessir olmas iin gereken metodu verememektedir. Tefsir usln, Kur'an' alglama, anla ma ve anlatma safhalarn birbirinden ayrarak tasnif etmek, Kur'an'la il gili metodolojik almalarn hedeflerini daha iyi anlamamza sebep ola caktr. Bylece bir yorum esnasnda mfessirin katks ile metinden elde edilmesi gerekli olan ksm daha kolay tespit edilecektir. Aklamalar 1 Bu konuda rnekler iin bkz: (Krca 1993; Jansen, 1993). 2 rnek olarak bkz: (Cerraholu 1970; Aydemir 1993; Gngr 1989). 3 Alglamann felsef boyutu iin bkz: (Hackadirolu 1985: 46-86). 4 Algladmz bir eyin bizi yanltp yanltmadnn tespitini alglanann z ne gitmekle aklayan Husserl fenomenolojisi, bu konuda bize yardmc ola bilir. Bu konuda ayrntl bilgi iin bkz: (Husserl 1995: 33-80; tnam 1995, 3237; Randall 1971, 104-109). 5 Kur'an' alglama sz konusu olunca, onunla karlamadan bile ona kutsal bir kitap olarak inanan bir kiinin alglamas ile inanmayan bir kiinin algla mas birbirinden farkl olabilir. Ruhsal ve fiziksel evremizin bizim alglar mz etkiledii bilinen bir gerektir. Bu makalede konunun bu boyutuna giril meyecektir, inanl veya inansz herhangi bir ferdin Kur'an'la karlamas varsaylarak herkesin ortak tecrbesi olabilecek yn ile konu incelenecektir. Alglama eyleminin unsurlar ve farkllklar konusunda fazla bilgi iin bkz: (Ccelolu 2000, 78-81).

194

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

6 Allah'n zat ve sfatlar hakknda dnmeyi engelleyen hadis buna bir misal dir. Bu konunun izah iin bkz: (Bilmen, ts.: 111-112). 1 Metni anlamada doan bu farkllk biraz da yaznn doasndan kaynaklan maktadr. Yaz bizatihi manann anlalmasn garanti edemez. Metin, arka snda barndrd konumann temsillerinden ibarettir. Bu konumaya ula lamad srece metin ierisindeki kelimeler kuru iaretlerden ibaret kalr. Bu szl-yazl iletiim konusu makalemizde irdelenmeyecektir, nk bu bizi "metinden sze nasl ularm?" sorusuna sevk edecektir. Oysa bizim ele al dmz yn, "metinden manaya nasl ularm?" sorusudur. Bu iki soru bir biri ile ilikili de olsa, her iki problemi ayn makalede ele almak olduka g tr. Szl ve yazl iletiim ile ilgili olarak aha geni bilgi iin bkz. (Ong 1995: 94-96). 8 Bir mfessirin bilmesi gereken eyler konusunda bir rnek iin bkz: (ls 1994: /, 14-15). 9 Bu konuda aklama ve rneklemeler iin bkz: Celal Krca, Kur'an ve Fen Bilimleri, Marifet Yaynlar, istanbul, 1997. 10 rnek olarak bkz: (Ate ts., /, 51-60). 11 antay'in eserini tefsiri bir tercme olmas bakmndan bir dier tefsirle mu kayese ettik. Yoksa klasik anlamda bir tefsir olup olmayaca tartlabilir. 12 rnek almalar iin bkz: Abdullah Aydemir, Byk Trk Bilgini eyhlis lam Ebuussuud Efendi ve Tefsirdeki Metodu, Diyanet ileri Bakanl Yay., Ankara, 1997; Mevlt Gngr, Cassas ve Ahkamu'l-Kur'an', Elif Matbaas, Ankara, 1989; Sleyman Mollaibrahimolu, Celal'd-Din es-Suyt ve Su relerin Ba ile Sonu Arasndaki Mnasebetle lgili: Merasidu'l-Metalif Tenasubi'l-Mekati ve'l-Metal simli Eseri (Tahkik ve Tercmesi), y.y., stanbul, 1994.

195

bilig, Gz / 2003, say 27

Kaynaklar ls, Seyid Mahmud (1994), Rhu'l-Men, Daru'1-Fikr, Beyrut, IXVI. Ate, Sleyman (1997), Yce Kur'an'n ada Tefsiri, Yeni Ufuklar Neriyat, stanbul, I-XII. Aydemir, Abdullah (1993), Byk Trk Bilgini eyhlislam Ebussud Efendi ve Tefsirdeki Metodu, Diyanet leri Bakanl, Ankara, 272 s. Bilmen, mer Nashi (1959), Muvazzah lm-i Kelam, Yeni Matbaa, s tanbul, 288 s. Cerraholu, smail (1970), Yahya ibn Selam ve Tefsirdeki Metodu, An kara niversitesi lahiyat Fakltesi Matbaas, Ankara, 224 s. Corliss, Richard L. (1993), "Schleiermacher's Hermeneutic and its Critics," Religious Studies 29 (3), 363-379. Ccelolu, Doan (2000), Yeniden nsan nsana, Remzi Kitabevi, stan bul, 368 s. Gazali (1994), slam Hukukunda Deliller ve Yorum Metodolojisi, ev: Yunus Apaydn, Rey Yaynlar, stanbul, I-II. Gngr, Mevlt (1989), Cassas ve Ahkmu'l-Kur'an', Elif Matbaas, Ankara, 240 s. Hackadirolu, Vehbi (1985), Bilgi Felsefesi, Metris Yaynlar, stanbul, 251 s. Husserl, Edmund (1995), Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe, ev: Tomris Mengolu, Yap Kredi Yaynlar, stanbul, 82 s. bn Manzr (1968), Lisnu'l-Arab, Daru's-Sadr, Beyrut, I-XV. nam, Ahmet (1995), Edmund Husserl Felsefesinde Mantk, Vadi Yayn lar, Ankara, 123 s. Jansen, J. J. G. (1993), Kur'an'aBilimsel-Filolojik-Pratik Yaklamlar, ev: Halilrahman Aar, Fecr Yaynevi, Ankara, 222 s.
196

Grener, Trke'de Usl Kelimesinin Kullanm Hakknda Bir Deerlendirme: Tefsir Usl rnei

Karmi, Hasan S. (1995), al-Mughni al-Kabr, Librairie du Liban, Lb nan, 18+1350 s. Kavak, Yusuf Ziya (1991), slam Aratrmalarnda Usl, Diyanet le ri Bakanl, Ankara, 216 s. Krca, Celal (1993), limler ve Yorumlar Asndan Kur'an'a Yneliler, Tura Neriyat, stanbul, 324 s. (1997), Kur'an ve Fen Bilimleri, Marifet Yaynlar, stanbul, 335 s. Ong, Walter J. (1995), Szl ve Yazl Kltr, ev: Sema Postacolu Banon, Metris Yaynlar, stanbul, 230 s. Palmer, Richard E. (1969), Hermeneutics: Interpretation Theory in Schleiermacher, Dilthey, Heidegger, and Gadamer, Northwestern University Press, Evanston, 283 s. Randall Jr., J. Herman, Justus Buchler (1971), Philosopy: An Introduction, Barnes and Noble Books, New York, 322 s. Rickman, H. P. (1992), Anlama ve nsan Bilimleri, ev: Mehmet Da, Ankara niversitesi Matbaas, Ankara, 166 s. Yusuf Rahman (2001), "Envaru't-Tenzil ve Esraru't-Te'virinde Beyzavi'nin Hermenotii," ev. Yrd. Do. Dr. brahim Grener, E. . lahiyat Fakltesi Dergisi, XI, Kayseri, 221-228.

197

An Evaluation About the Usage of the Term Usl in Turkish: Example of 'Tafsir Uslu' (Basis of Exegesis) Yrd. Do. Dr. brahim GRENER*
Abstract: The books vvritten under the title of usl are well-known in Turkey. When one looks at those kinds of books, one might think that they are methodological books. But, the contents of tho se books do not support this conclusion. in a method, two things' existence is crucial: sources and attitudes. it is true that the books that carry the word usl in their titles are considered as sources, but it is not common to see any attitudes in them. As an example, one can take the title tafsr usl. The books titled as tafsr usl includes such topics as history of the Qur'an, Qur'anic sciences (Ulm al Qur'an) and history of exegesis. it is possible to organize those topics under the perception-understanding-commentary schema. in this w ay it will be easier to determine vvhether the books of tafsr usl are sources or methods. By the history of the Qur'an one defines the field of study. it is important to know what the qualities of the scripture are and how it reached us. it is reasonable to defi ne this as perception level, because the scripture is the immediate object for one who is eager to understand Qur'an. Then comes the second level: understanding. in this level, one expects to find understanding methods in the tafsr usl, but generally it contains only the sources for under standing. The last level is explanation and commentary. in the tafsr usl books, one can find only historical process and classification. Attitudes toward Qur'anic scien ces and other sources may be found in particular works separated from tafsr usl. Such books may focus only on one commentator or on grouped exegesis tendencies. Key words: Method, exegesis, hermeneutics, usl
Erciyes University, Faculity of Teology /KAYSER gorener@erciyes.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 179-199 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

199

200

Yayn Tantm
Prof. Dr. Ramazan KORKMAZ, karos'un Yeni Yz, Cahit Stk Taranc, Aka Yaynlar, Ankara 2002,388 sayfa. Ar. Gr. brahim TZER* Yaamdan kopma veya yaama sevincini kaybetme, bir ok insann iin de var olan ve bymesi engellenemeyen bir korkudur. Bu korkunun ver mi olduu ktmserlik duygusu ise, ou zaman insan lmle ve onun meydana getirdii ruh haliyle ba baa brakr. Ktmserlik ve lm airi olarak bilinen ve Trk edebiyatndaki en etkili lm iirlerinin sahibi olan Cahit Stk Taranc, yaam olduu hayat ile de bu duygunun en byk temsilcisi konumundadr. Prof. Dr. Ramazan Korkmaz tarafndan hazrlanan karos'un Yeni Yz Cahit Stk Taranc isimli almada, airin aslnda, "yaamaya sonsuz bir akla bal, adeta yaama delisi bir insan olduu ve ktmserliinin bu byk aktan, basit, adi, ve ani bir ayrlla kopma korkusundan kaynak land" (s.328) tespitinde bulunulmakta ve imdiye kadar lm ve k tmserlik airi olarak bilinen Cahit Stk'nn, yaama sevgisini iledii i irlerine dikkat ekilmektedir. alma n sz, drt mstakil blm, sonu, kaynaklar, belgeler ve kii adlar dizininden meydana gelmektedir. Birinci Blm "Hayat, Edeb Kiilii ve Eserleri", kinci Blm "iirlerinin Tema/Konu ve Yap Bak mndan ncelenmesi", nc Blm "Cahit Stk'nn Sembol ve mge Dnyas", Drdnc Blm ise "iirlerinde Dil ve slup" genel balk larn tamaktadr. Ramazan Korkmaz, eserinin n sznde "Sanat iin grnr dnya, zmlenmesi mutlak gerekli bir ifreler, remizler dizgesidir. O, tanrsal bir duyarllkla eyann yzne sinen gizli anlam okurken; nesneler alemin deki her eyin (fenomen) bir baka eyi determine ettiini, aratrdn ve artrdn dnr. "(s.IX) demekte ve her eserin "kendisini ortaya
Krkkale niv. Fen-Edebiyat Fakltesi ibrahim_tuzer@hotmail.com bilig Gz / 2003 say 27: 201-205 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, Gz / 2003, say 27

koyan varln tematik bir imgesini de iinde tadn" dnmektedir. Sanatnn ve ortaya koymu olduu eserinin, ifade edilen dikkatle deer lendirildii eserde, her dnemim kendine ait problemleri ve zmleri ol duu belirtilmektedir. Yine almann n sznde, "Herhangi bir siyasi angajmana girmeden, Trke'nin duru ve temiz rmanda, devrinin bu 'kendi olu' problematiine tanklk etmeye alan"(s.IX) Cahit Stk'daki lm dncesinin, hak edilmeyen cezalandrlmay ve hayalleri gcn aan kiilerin hazin sonunu temsil eden, insanlarn iindeki sonsuzluk zleminin bir ifadesi olan "karos mitosu"na olan benzerliine dikkat ekilmektedir. Birinci Blm'de, iire bir ihtiras hlinde balanan Cahit Stk Taranc'nn, hayat, edeb kiilii ve eserlerinin, en kk ayrntlara varncaya kadar deerlendirilmesi yaplmaktadr. airin aile evresi, doumu ve o cukluk dnemi, ilk retim, orta retim ve stanbul yllar, Mlkiye Mektebi ve Yksek Ticaret Okulu'ndaki yksek retimi, ilk memuriye ti, Paris yolculuu, sava yllar ve yurda dn, askerlik dnemi, bohem yaants ve yeniden memuriyete dn, Cavidan Hanmla tanmas ve evlilii, hastal ve lm kronolojik bir sra takip edilerek dikkatlere su nulmaktadr. Cahit Stk'nn olduka karmak olan bu hayat hikyesi, Ni hal (Taranc) Erkmenolu ve Cavidan (Taranc) Ykselen Hanmefendi lerin zel arivlerinin dikkatle incelenmesi ve baka kaynaklarn deer lendirilmesi sonucu ortaya kmtr. Edeb kiiliinin de ayrntl bir biimde ele alnd Birinci Blm'de, Cahit Stk'nn edebiyatla tanmas ve ilk etki kaynaklar, edeb evreler le tanmas ve ilk iir denemeleri, bir mrn iire adan ve kitaplaan i irleri deerlendirilmekte, bunun yan sra sanatnn air ve iir hakknda ki dnceleri de irdelenmektedir. nsan olmay "air olmak" olarak alg layan Taranc'nn, Birinci Blm'n son ksmnda iir kitaplar, hikyele ri, roman denemesi, muhtelif dergi ve gazetelerde kan makale, sylei, eviri gibi dz yazlarndan oluan eserleri tantlmakta ve tm kalem tec rbelerinin ayrntl bir listesi verilmektedir. almann kinci Blm'n, Taranc'nn iirlerinin incelenmesi olutur maktadr. ki ksma ayrlan bu blmde iirler, ncelikle tema/konu bak202

Tzer, Yayn Tantm

mndan ele alnmaktadr. airin tm iirleri, yaama sevgisi, ak temi, ka dn, insan sevgisi, tabiat, yalnzlk, gemie zlem, telerin ars ve ka , ktmserlik, bohem, sknt ve bunalm, lm temalar etrafnda top lanarak incelenmektedir. Taranc'nn, Atatrk ve Mehmetik konulu iir leri, "ulusal deerler ve duygulanmalar", sosyal ierikli iirleri de "sosyal konular" balkl ksmlarda deerlendirilmektedir. Cahit Stk'nn iirlerini kaleme alrken kullanm olduu kelimelerin, dz ve yan anlam deerlerinin zmlendii bu blmn ikinci ksmnda, sa natnn iirleri yap bakmndan incelenmektedir. iirler, nazm birimi, uyum ve ahenk unsurlar bakmndan iki farkl ekilde ele alnr. Drtl, ikili, l, beli (vd.) msra terkibinden kurulu iirlerin, serbest nazmla kaleme alnan iirlerin ve sonelerin incelendii bu ksmda ayrca, iirler, d ve i uyumu salayan unsurlar, msra rgs ve ses dzeni bakmn dan da incelenmektedir. Eserin nc Blm'nde, airin sembol ve imge dnyas ele alnmtr. zel bir gayretle hazrland, dikkatlerden kamayan bu blmde, Cahit Stk'nn iir dnyasna nfuz edebilmek ve onun iiri zerine kesin yar glarda bulunabilmek iin, iirlerinde kullanlan sembol ve imajlar deer lendirilmeye allmtr. ki ksmdan oluan bu blmde, ncelikle, a irin iirindeki sembolik anlatm dikkatlere sunulmutur. Cahit Stk'daki zel/kiisel sembolizm, geleneksel sembolizm, yerli kaynakl geleneksel sembolizm ve yabanc kaynakl sembolizm ayr ayr belirtilmitir. Bu blmn ikinci ksmnda ise Taranc'nn iirlerindeki imgeler(imaj) incelenmitir. mgenin geni bir tanm yaplarak, sanatnn kulland imgeler ve nitelikleri, yaylgan/gelegen imgeler, batk imgeler, radikal im geler, youn imgeler, ssleyici, cokun ve bayat imgeler olmak zere be grupta toplanarak deerlendirilmitir. Bu deerlendirmeler gre; "iirle rinde ska rastlanan ve ok makbul saylan yaylgan imgeler, onun ger ek iir kudretinin bir gstergesidir. Ayrca radikal ve batk imgeleri sk a kullanmas, Cahit Stk'y metafizik karakterli airlere yaklatrrsa da; tabi ve ak syleyi itibariyle onlardan ayrlr, "(s.328) Cahit Stk'nn iirlerindeki semboller dnyasnda; deniz, blbl, turna, pencere, lamba, deirmen, rzgar, kar ve gkyz gibi daha bir ok keli203

bilig, Gz / 2003, say 27

menin ayr ayr deerleri olduuna dikkat eken Ramazan Korkmaz, onun iirlerinde ''lmn yol vermeyen bir ejder"(s. 173) olarak ifade edilme sini, "Baudelaire ve Paul Verlaine kaynakl sembolik bir sylem" olduu tespitinde bulunmaktadr. almann Drdnc ve son blmnde, Cahit Stk Taranc'nn iirlerindeki dil ve slp zellikleri deerlendirilmektedir. airin, iir dilini kavray biimi ile dil kullanm biimi ve msra/cmle yaps, detayl ola rak ele alnmaktadr. Sanatnn tm iirleri gz nnde bulundurularak, msra rgs ve cmle yaps, dildeki yaznsal, sesbilimsel sapmalar ve ta rihsel dnem sapmalar, ses, kelime, ibare ve blok yinelemeleri incelen mektedir. Bu blmde ayrca, Taranc'nn baz iirlerindeki, bizzat kendisi tarafn dan yaplan, deiikliklere dikkat ekilmekte, deitirilen iirlerin "nce"ki ve "sonra"ki hlleri gsterilmektedir. Bununla beraber, airin zel likle iir dilindeki deiiklikler ve bunlarn sebepleri, Taranc'nn btn eserlerini kapsayacak tarzda geni bir aratrmay bekledii de belirtil mektedir. Bahsi geen dil ve slp almalarnn sonunda, "Cahit St k'nn tabi ve salam bir dil anlayna, msra ve cmle yapsna sahip ol duu ve konuma dilinin canl, dinamik, renkli slbunu iir diline ta maya gayret ettii ve bunu baard "(s. 328) ifade edilmektedir. almann genel bir deerlendirilmesinin yapld Sonu ksmnda, s rekli dar kalbndan ikayet eden, ie kapal, ekingen ve hassa bir miza ca sahip olan Cahit Stk Taranc'nn, iiri hayatnn mihveri yaparak sun'i imgelere ve arpc olmak iin dili anlalmaz klmaya asla itibar et medii vurgulanmaktadr. Prof. Dr. Ramazan Korkmaz, yapm olduu tm bu almalar, "mrn Trke'nin ses varlnn imkanlarn yokla maya adayan Cahit Stk'nn ansna bir vefa borcu saylmasnn"(s. 329) kendisi iin bir bahtiyarlk vesilesi olacan ifade etmektedir. Eserin Kaynaklar blm, genel kaynaklar ve Cahit Stk Taranc ile ilgi li kaynaklar olmak zere iki blmde ele ahnmtr. airin hakknda yaz lan ve ondan bahseden kitaplar, tezler, dergi ve gazete yazlar byk bir titizlilikle bir araya getirilmi ve bu ksma bibliyografik bir deneme zel lii verilmitir.
204

Tzer, Yayn Tantm

Belgeler, airin yaynlanmam iir, Nihal Hanma ve Cavidan Hanma yazm olduu mektuplar ve kendi el yazs rnekleriyle; okuduu, al t kurumlarn arivlerinden temin edilen resm yazlar, bilgi formlar ve hizmet cetvellerinden olumaktadr. almann sonuna bir de kii adlar dizini eklenmitir. Gerekli grlen her ayrnt zerine srarla gidilerek hazrlanan, derleme, aratrma, inceleme ve deerlendirme safhalarndan geirilerek ortaya karlan bu ahma, Cahit Stk Taranc'nn karanlkta kalm olan ynle rine k tutmaktadr. airin iirleri, Cumhuriyet dnemi Trk iiri'nn zellikleri gz nnde bulundurularak, bilimsel ve estetik kriterlerden ge irilmi, tahlil ve tenkit edilmitir. Bu almann, edebiyata, iire ve iir incelemesine merak duyan herkese yararl olaca dncesindeyiz.

205

bilig, Gz / 2003, say 27

Ylmaz, Emine, uvaa ok Zamanl Morfoloji-Bir Deneme, Grafiker Yaynlar, I. bs., Ankara 2002, X+146 s. Ara. Gr. Galip GNER* Trk dili, gerek gemite gerekse gnmzde batda Avrupa ilerinden, Douda in Seddi'ne, kuzeyde Kuzey Buz Denizi'nden, gneyde Basra Krfezi ve Akdeniz kylarna kadar yaylan ok geni bir corafyada, e itli Trk boylar tarafndan konuulmu ve konuulmaktadr. Corafya nn bu kadar geni olmasndan dolay Trk dil ve leheleri arasnda birta km farkllklarn olmas doaldr. Ancak bu farkllklar, zellikle bir Trk iin, iletiimi tamamen engellemeyen, daha ok fonoloji alannda ortaya kan, ksmen de morfolojide grlen ve yabanc bir dilin renilmesi ka dar zor olmayan farkllklardr. Elimizde Trklerin ok eski devirlerine ait metinler bulunmadndan Trkenin ilk durumu hakknda grler ortaya koyabilmek olduka zor dur. Bu devir hakknda bilgi edinebilmek ve fikir belirtebilmek ya daha eski metinlerin ortaya kmas, ya da Trkedeki baz nemli seslerin ve eklerin, karde veya akraba dillerin eski ekilleri ile karlatrlmasyla mmkn olabilir. Eski metinlerin ortaya kmas, ikinci seenee oranla daha zor olduundan karlatrma yolunun tutulmas daha gereki ve geerli bir yol olarak grnmektedir. Trke zerinde yaplan almalar sonucunda ilk Trkenin (n Trke/Pre Turkic) bir r- ve /- dili olduu ortaya konulmutur. Trke bu d nemde Moolca ve Manu-Tunguzcadan ayrlarak bamsz bir dil hline gelmitir. Bu dnem iin 'Trk-uva dil birlii' tabiri de kullanlmakta dr. Daha sonra uvaa bu birlikten ayrlmtr. lk (n) Trkedeki r/l fonemleri uvaada korunmu, Yakuta dahil dier Trk dillerinde zj fonemlerine dnmtr (bk. Ser Eker, ada Trk Dili, Grafker Yay., Ankara 2002, s. 94).

Erciyes niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi / KAYSER guner@erciyes.edu.tr bilig Gz / 2003 say 27: 206-209 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Gner, Yayn Tantm

te uvaa, bir z- ve - dili olarak grlen Ana Trkenin kardei, Ana Bulgarcann devam ve gnmzdeki tek temsilcisidir. Eski Volga Bul garlarnn torunlar olan uvalar bugn oklukla Volga nehrinin orta mecrasnda uva zerk Cumhuriyeti'nde yaamaktadrlar. uvaann balca iki diyalekti vardr: 1. Viryal 2. Anatri. Yaz dili oklukla Anatri diyalektine dayanmaktadr, (bk. T. Tekin, M. lmez, Trk Dilleri-Giri, Simurg Yay., stanbul 1999, s. 58-63). Bu balamda uvaa, bir karde dil olarak en Eski Trkenin akla kavuturulmasnda veya metinlerle takip edemediimiz dnemlerinin aydnlatlmas aamasnda nemli bir yerde durmaktadr. Trkenin tasnifi konusunda gnmze kadar yaplan almalarda daha ok fonetik zelliklerin esas alnd grlmektedir. Bu yaklam dilin esasnn ses olmas asndan dorudur. Ancak bir dilin un surlarnn daha iyi anlalmasnda ve tek bir ana dil anlayna ulalma snda morfolojik, semantik ve sentaktik mukayeselerin de yaplmas zo runludur. Bu da ancak dilin bu alanlaryla ilgili mstakil almalarn ya plmasyla mmkn olabilir. uvaann ses bilgisini uvaa ok Zamanl Ses Bilgisi (Ankara 1997) adl almasyla inceleyen Emine Ylmaz, uvaa ok Zamanl Morfoloji-Bir Deneme adl kitabyla da uvaann morfolojisini ortaya koy mutur. Morfolojik bir incelemede ele alnmas gereken btn konular in celemeye almtr. Eser, Sz Blkleri (s. 1-113) ve Sz Yapm (s. 114-142) olmak zere iki ana blmden olumaktadr. Sonda metin hazrlanrken kullanlan verile ri ortaya koyan Metin Kaynakas (s. 143) ile genel bir Kaynaka (s. 143146) bulunmaktadr. alma yaplrken L. S. Levitskaya'nn Istorieskaya Morfologiya uvaskogo Yazka adl kitabndan byk lde yararlanlmtr; ancak zellikle yntem bakmndan Levitskaya'dan farkl bir yol takip edilmi tir. uvaann sz morfolojisini incelerken yapm ve ekim eklerinin k kenlerini ve tarihsel gehimlerini ortaya koymay amalayan, buradan ha reketle elde ettii malzemeyi Trk dilleri ve uvaann iliki iinde ol duu Fin-Ugor dilleriyle karlatrma yolunu tutan Levitskaya'ya ek ola rak Ylmaz, almasnda modern uvaann bugnk eklini de gzler nne sermek istemitir. uvaa ile Ouz grubu Trk dilleri arasnda
207

bilig, Gz / 2003, say 27

gerekleme zamann tespit edemediimiz ilikileri ortaya koyarak konu yu farkl bir boyuta tamtr. almada istifade edilmi bir dier temel kaynak da Chuvash ManuaVdir (Krueger, John, R., Chuvash Manual, Indiana University Publications, Uralic and Altaic Series, vol. 7, Bloomington, 1961). Kitabn Sz Blkleri ksmnda adlar, zamirler, sfat ilevli kelimeler, sa ylar, belirte ilevli kelimeler, son taklar, neden gsteren son taklar, balalar, ilgeler, nlemler, eylemler, eylemsiler ve ulalar kurulular ve kullanllar bakmndan tm ynleriyle ele alnmtr. zellikle u vaada kullanlan ekim eklerinin ayrntl olarak incelendii bu blm de, ekim eklerinin szck trleriyle olan ilikileri, kullanllar ve bu es nada ortaya kan ses olaylar da ortaya konulmutur. Ancak, eklerdeki kurall gelimeler sonucu oluan fonetik deimeler zerinde ayrntl ola rak durulmam, uvaa ok Zamanl Ses Bilgisi adl almaya gnder melerde bulunulmutur. Eserin ok zamanl bir alma olmas itibaryla eklerin uvaadaki kul lanmnn yan sra gerekli yerlerde tarih ve ada Trkeyle de balan tlar kurularak okuyucuya karlatrma yapma imkn salanmtr. Ekle rin sz blkleriyle olan kullanmlar, ekimlere ve cmle ii rneklere yer verilerek desteklenmitir. kinci blm yukarda da belirttiimiz gibi Sz, Yapmadr. Bu blm, Bir letirme Yoluyla Sz Yapm ve Ekleme Yoluyla Sz Yapm olmak zere iki balk altnda ele alnmtr. Birinci ksmda birletirme yoluyla olu turulan tretme kelimelerin uvaadaki birleme yollar zerinde durul mu, birleme esnasnda meydana gelen iml zellikleri ortaya konulmu tur: E, yakn ve zt anlaml kelimelerle oluan ikilemelerin uvaada birleik kelime saylmas ve imlda aralarnda bir izgi bulunmas (ateanne "baba-anne", kimi -sul "gemi-sal", tuta-Svar "dudak-az" vb.), bi tiik yazlan birleik kelimelerin bir tamlama ilikisi iinde (sfat veya isim tamlamas) bir araya getirilmesi gibi (akks "kuu" < ak "ak, beyaz" + ks "ku" vb.). Ekleme Yoluyla Sz Yapm ksmnda addan ad yapm, addan eylem ya pm, eylemden ad yapm ve eylemden eylem yapm konular incelen208

Gner, Yayn Tantm

mistir. uvaadaki yapm ekleri etimolojilerine de atflarda bulunularak ele alnmtr. Bu balamda uvaada kullanlan pek ok ekin Genel Trkeden alnm biimlerinin bulunmas morfolojik bir incelemenin ne denli nemli olduunu da ortaya koymaktadr. Dier Trk dillerinden farkl olarak uvaann nemli belirleyici zel liklerinden biri de morfofonemik deimelerin saysnn fazla olmasdr. Bu bakmdan eserde, ad ve eylem ekimlerinin rneklendii durumlarda kk-gvde ve ekler ayr ayr gsterilmeye allm, morfofonemik de imelerin youn bir biimde gerekletii ve kaynamalarn ileri bir d zeye eritii durumlarda bitiik yazma yolu tutulmutur: svv-m "ar km", svv-mr "arkmz", ancak svv "onun arks, onlarn arks" gi bi. almann son ksm kaynakaya ayrlmtr. Metin Kaynakas'nz ya zarn faydaland ve kulland ek, kelime ve cmlelerin yer ald u eserler bulunmaktadr: 1. Ceylan, Emine: "Biler ehrinin Fethi, uva Halk Destan", Trk Dilleri Aratrmalar: 5, 1995, s. 211-255. 2. Ceylan, Emine: uva Ataszleri ve Deyimleri, uvaa, Trke/Trke uvaa Szlk, Trk Dilleri Aratrmalar Dizisi 10, Ankara 1996. 3. Ylmaz, Emine, Nurettin Demir: "Asker Kars", Trkbilig 2002^, s. 29-47, An kara. 4. Ylmaz, Emine: Narspi, TDK., Ankara 2003 (baskda) kinci kay naka ise genel niteliklidir. Her ne kadar aratrmac, eserini balang dzeyinde ve daha pek ok ay rntl almay gerektirir nitelikte gryorsa da alma uvaann mor folojisini zellikle ok zamanl bir yntemle ele alp incelemesi bakmn dan bir bavuru kitab olma niteliini kazanm durumdadr.

209

Menderes Cokun, Manzum ve Mensur Osmanl Hac Seyahatnamele ri ve Nb'nin Tuhfet'l- Harameyn'i, Kltr Bakanl Yaynlan, Ankara 2002, XVI+360 sayfa. Ara. Gr. Adnan MEK* Klsik Trk Edebiyat, divanlardan baka bir ok manzum ve mensur ede b tr de bnyesinde barndran bir edebiyattr. Fakat gazavat-nme, hilye, kss- enbiy, kyfet-nme, sefret-nme, seyhat-nme, sr-nme, gibi mensur trler, uara tezkireleri bir kenara braklrsa Osmanl dne minde olduu gibi gnmz aratrmaclar tarafndan da gz ard edilmi, ikinci plna itilmitir. Daha nce yaymlanan Manzum Bir airler Tezkiresi: Hasb'in Silk'lLe'l-i Al-i' Osman'ndaki air Biyografileri adl eseri ile tandmz K rkkale niversitesi Fen Edebiyat Fakltesi retim yesi Do. Dr. Men deres Cokun'un; hemen btn hac seyahatnamelerini ve Tuhfet'l - Ha rameyn'i ele alan bu almas, genel olarak hac seyahatnamelerinin ve Nbfnin Tuhfet'l- Harameyh'inin incelendii blmler ile Tuhfet'lHarameyn'in karlatrmal metninin verildii blm olmak zere k smdan olumaktadr. Cokun, eserin nsznde, neden byle bir almaya yneldiini akla dktan sonra almasn hazrlama esnasnda izledii yolu ve almann ieriine dair ksa bilgiler sunmutur (XI-XIV s.). Eserin Birinci Blm'nde "Eski Trk Edebiyatndaki Manzum ve Men sur Hac Seyahatnameleri" sistematik olarak incelenmitir. Seyahatname trnn ve hac seyahatnameleri zerine yaplm almalarn ksaca tan tld giriten sonra tasnife geilmitir. Tasnif, "Hac El Kitaplar", "Reh ber Nitelikli Hac Seyahatnameleri", "Hatra veya Rapor Nitelikli Hac Se yahatnameleri" ve "Edeb Hac Seyahatnameleri" olmak zere drt balk tan olumaktadr (1-52 s.) Cokun, almann be blm ve bibliyografyadan oluan "kinci Ki" . . .

Krkkale niversitesi Fen-Edebiyai Fakltesi Trk Dili ve Edebiyat Blm adnan_simsek@hotmail.com bilig Gz / 2003 say 27: 210-212 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

imek, Yayn Tantm

sm"nda, Tuhfet'l Harameyn hakknda detayl bir inceleme sunmutur (53-146 s.). Bu ksmn ilk bal olan "Nbi'nin Tuhfet'l- Hara meyn* inin eriinin Analitik Bir Yaklamla ncelenmesi" altnda, N bfnin neden byle bir seyahatname yazma gereksinimi duymu olduu nun sebepleri zerinde durulmu ve bu, Nbi'nin edeb ve ahs kiilii nin gerei olarak aklanmtr. Daha sonra Tuhfet'l- Harameyn'in ieri i ve Nbi'nin hac yolculuu detayl bir ekilde incelenerek eserin bitirili yl zerinde dnlm ve bu tarihin 1679 olabilecei belirtilmitir. Bu blmde en dikkat ekici nokta, birok Klsik Trk Edebiyat rn gibi kesin hkmler iermeyen Nbi'nin Tuhfet'l- Harameyn'inin baa rl bir analitik zmlemeyle ieriinin ve ieriine ait tarih verilerin tes pit edilmesidir (55-71 s.). "Tuhfet'l- Harameyn Adl Seyahatnamesini Yazarken Nbi'nin Yararland Edeb Kaynaklar" bal altnda, N bi'nin eserini yazarken hangi edeb kaynaklara bavurduu aratrlmtr. Bu aratrmalar neticesinde Nbi'nin byk lde 15. yzyl Fars airi Muhyi'nin Fthu'l- Harameyn adl eserinden etkilenmi olduu tespiti yaplmtr. Bununla birlikte Mevln, Molla Cm, Bak, Fuzl, Nef , N'il gibi airlerin iirlerinden yapm olduu alntlar karlatrmal olarak sunulmutur (72-84 s.). "kinci Ksm"n bir dier bal olan "N bi'nin Tuhfet'l- Harameyn Adl Seyahatnamesinde Kulland Nesir Di li ve slbu"nda, ncelikle Nbi'nin eserlerinde kulland iki farkl dil ve slp zelliinden bahsedilmitir. Tuhfet'l- Harameyn'i okuyanlarda hacca gitme arzusu oluturmay amalad sylenen Nbi'nin, eserini ssl slpla yazmasndaki nedenin de bu olduunu behrtilmitir. Daha sonra Tuhfet'l- Harameyn'in ssl ve sanatl diline ait rnekler verilmi tir (85-98 s.). "Nbi'nin Tuhfet'l- Harameyn'inin Kendi Tr indeki Dier Eserlerle Olan likisi" bal altnda, eserin kendisinden nce ve sonra yazlm rnekleriyle olan ilikisi zerinde durulmutur. Tuhfet'lHarameyn'den nce yazlan Evliya elebi'nin Seyahatname'si, Bahti'nin Manzume f-Mensiki'l- Hacc', Muhyi'nin Fthu'l- Harameyn'i ve Kadri'nin Manzil't- Tark il Beyti'ilhi'l- 'Atk'i ile Tuhfet'l- Hara meyn'den sonra yazlan Mehmed Edb'in Nehcet'l- Menzil'i gibi eser lerle Tuhfet'l- Harameyn arasndaki benzer kullanmlar karlatrlarak aralarndaki iliki somutlatrlmtr (99-109 s.). ncelemenin "Rf'in Tuhfet'l- Harameyni'l- Fris Adl Farsa Bir Seyahatnamesi: Nbi'den
211

bilig, Gz / 2003, say 27

eviri mi ntihal mi?" bal altnda, kim olduu bilinmeyen Rafi' mahlasl bir airin Tuhfet'l- Harameyni'l- Fris adl eseri ile Nb'nin Tuhfet'l- Harameyn'i karlatrlmtr. Bu karlatrma neticesinde, Rafi' mahlasl airin, Nb'nin Tuhfet'l- Harameyn'inin baz blmlerini Farsaya tercme ederek kendine ml ettii tespitinde bulunulmutur (110120 s.). ncelemenin sonunda, konunun aratrmaclarna bundan sonraki alma lar iin byk lde yol gsterecek nitelikte kapsaml bir bibliyografya sunularak karlatrmal metnin verildii "nc Ksm"a geilmitir (121-146 s.). almann "nc Ksm"nda nce eserin yazma nshalar tantlmtr. Daha sonra metnin hazrlanmasnda kullanlan Sleymaniye Ktphane si, Lala smail Nshas; British Library, Add. 7853 Nolu Nsha; Kprl Ktphanesi, Hac Ahmed Paa Nshas ve Basma Nshasna (1265/1848'de stanbul'da baslmtr) ait bilgiler sunularak "Karlatr mal Metin" verilmitir (147-356 s.). Tuhfet'l-Harameyn'in "Karlatr mal Metin"ini hazrlanrken eserin yukarda sraladmz yazma ns has temel alnm ve oluturulan metin ile eserin 1848'de baslan basma nshas karlatrlmtr. Bylece eserin gvenilir bir tenkitli metninin hazrlanmas hedeflenmitir. Klsik Trk Edebiyatnda yazlm hemen btn hac seyahatnamelerini ve Nb'nin Tuhfet'l Harameyn'ini sistematik olarak inceleyen ve gn mze kadar ihml edilmi bir alan dolduran byle bir almay hazrla yan Menderes Cokun'a teekkr ederiz.

212

bilig
Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl Y a y n lkeleri bilig, K/Ocak, Bahar/Nisan, Yaz/Temmuz ve Gz/Ekim olmak zere ylda drt sa y yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini hazrlanr ve K say snda yaymlanr. Dergi, yayn kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere, uluslararas endeks kurumlarna ve abonelere yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir. bilig, Trk dnyasnn kltrel zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymak; Trk dnyasyla ilgili olarak, uluslar aras dzeyde yaplan bilimsel almalar kamuoyuna duyurmak amacyla yaym lanmaktadr. bitig'de, sosyal bilimlerle ilgili konular bata olmak zere, Trk dnyasnn tarih ve gncel problemlerini bilimsel bir bak asyla ele alan, bu konuda zm ne rileri getiren yazlara yer verilir. bilig'e gnderilecek yazlarda, alannda bir boluu dolduracak zgn bir makale veya daha nce yaymlanm almalar deerlendiren, bu konuda yeni ve dikkate de er grler ortaya koyan bir inceleme olma art aranr. Trk dnyasyla ilgili eser ve ahsiyetleri tantan, yeni etkinlikleri duyuran yazlara da yer verilir. Makalelerin bilig'de yaymlanabilmesi iin, daha nce bir baka yerde yaym lanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha n ce bilimsel bir toplantda sunulmu bildiriler, bu durum belirtilmek artyla ka bul edilebilir.

Yazlarn Deerlendirilmesi
bitig'e gnderilen yazlar, nce yaym kurulunca dergi ilkelerine uygunluk asndan incelenir ve uygun bulunanlar, o alandaki almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar be yl sreyle sakla nr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz nc bir hakeme gnderilebilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun eleti ri ve nerilerini dikkate alrlar. Katlmadklar hususlar varsa, gerekeleriyle birlikte itiraz etme hakkna sahiptirler. Yayma kabul edilmeyen yazlarn, is tek hlinde bir nshas yazarlarna iade edilir. 213

bilig'de yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanlna devredilmi saylr. Yaymlanan yazlardaki g rlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflardan, kaynak gsteri lerek alnt yaplabilir. Yayma kabul edilen yazlar iin, yazar ve hakemlerine yayn tarihinden itiba ren bir ay iinde telif / inceleme creti denir. cret miktar, her yl banda yayn kurulunun nerisi zerine ynetim kurulunca belirlenir. Yazm Dili bilig'in yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ingilizce ve dier Trk leheleri ile yazlm yazlara da yer verilebilir. Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde yayn kurulunun kararyla Trkiye Trkesine aktarldktan sonra yaymlanabilir. Yazm Kurallar Makalelerin, aada belirtilen ekilde sunulmasna zen gsterilmelidir: 1. Balk: erikle uyumlu, onu en iyi ifade eden bir balk olmah ve koyu karakter li harflerle yazlmaldr. 2. Yazar ad(lar) ve adresi: Yazarn ad, soyad byk olmak zere koyu, adresler ise normal ve eik karakterde harflerle yazlmal; yazarn grev yapt kurum, haber leme ve elmek (e-mail) adresi belirtilmelidir. 3. zeti Makalenin banda, konuyu ksa ve z biimde ifade eden ve en fazla 150 ke limeden oluan Trke zet bulunmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, e kil ve izelge numaralarna deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk brak larak, en az 3, en ok 8 szckten oluan anahtar kelimeler verilmelidir. Makalenin sonunda, yaz bah, zet ve anahtar kelimelerin ngilizce ve Rusalar bulunma ldr. Rusa zetler, gnderilemedii takdirde dergi tarafndan ilave edilir. 4. Ana Metini A4 boyutunda (29.7x21 cm.) ktlara, MS Word programnda, Ti mes New Roman veya benzeri bir yaz karakteri ile, 10 punto, 1.5 satr aralyla yazlmaldr. Sayfa kenarlarnda 3 'er cm boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Yazlar 10.000 kelimeyi gememelidir. Metin iinde vurgulanmas gereken ksmlar, koyu deil eik harflerle yazlmaldr. Alntlar eik harflerle ve trnak iinde verilmeli; be satrdan az alntlar satr arasnda, be satrdan uzun alntlar ise satrn sandan ve solundan 1.5 cm ieride, blok hlinde ve 1 satr ara lyla yazlmaldr. 214

5. Blm Balklar: Makalede, dzenli bir bilgi aktarm salamak zere ana, ara ve alt balklar kullanlabilir ve gerektii takdirde balklar numaralandrlabilir. Ana balklar (ana blmler, kaynaklar ve ekler) byk harflerle; ara ve alt balklar, yalnz ilk harfleri byk, koyu karakterde yazlmal; alt balklarn sonunda iki nokta st ste konularak ayn satrdan devam edilmelidir. 6. ekiller ve izelgeler: ekiller, kltmede ve basmda sorun yaratmamak iin si yah mrekkep ile dzgn ve yeterli izgi kalnlnda aydnger veya beyaz kada izilmelidir. Her ekil ayr bir sayfada olmaldr. ekiller numaralandrlmal ve her eklin altna balyla birlikte nce Trke, sonra ngilizce olarak yazlmaldr. izelgeler de ekiller gibi, numaralandrlmal ve her izelgenin stne balyla birlikte nce Trke, sonra ngilizce olarak yazlmaldr. ekil ve izelgelerin ba lklar, ksa ve z olarak seilmeli ve her kelimenin ilk harfi byk, dierleri k k harflerle yazlmaldr. Gerekli durumlarda aklayc dipnot veya ksaltmalara ekil ve izelgelerin hemen altnda yer verilmelidir. 7. Resimler: Parlak, sert (yksek kontrastl) fotoraf kdna baslmaldr. Ayrca e killer iin verilen kurallara uyulmaldr. zel koullarda renkli resim basks yap labilir. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip ya zarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art ile me tin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numa ralarn yazabilirler. 8. Kaynak Verme: Dipnotlar, sadece aklama iin kullanlmal ve aklamalar da metnin sonunda verilmelidir. Metin iinde gndermeler, parantez iinde aadaki ekilde yazlmaldr: (Kksoy 2000); (Kksoy 2000: 15) Birden fazla yazarl yaynlarda, metin iinde sadece ilk yazarn ad vd. yazlmal dr: (sen vd. 2002) Kaynaklar ksmnda ise dier yazarlar da belirtilmelidir. Metin iinde, gnderme yaplan yazarn ad veriliyorsa kaynan sadece yayn tarihi yazlmaldr: "Tanpnar (1976:131), bu konuda ...,," Yaym tarihi olmayan eserlerde ve yazmalarda sadece yazarlarn ad; yazar belir tilmeyen ansiklopedi vb. eserlerde ise eserin ismi yazlmaldr. 215

ikinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da belirtilmelidir: "Kprl (1926) " (elik 1998'den).

Kiisel grmeler, metin iinde soyad ve tarih belirtilerek gsterilmeli, ayrca kaynaklarda belirtilmelidir. Internet adreslerinde ise mutlaka tarih belirtilmeli ve bu adresler kaynaklar arasnda da verilmelidir: http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. Kaynaklar: Metnin sonunda, yazarlarn soyadna gre alfabetik olarak aadaki ekilde yazlmaldr. Kaynaklar, bir yazarn birden fazla yayn olduu takdirde yaymlan tarihine gre sralanacak; bir yazara ait ayn ylda baslm yaynlar ise (1980a, 1980b) eklinde gsterilecektir: KKSOY, Mmin (2000), Trk Yksekretiminde Yabanc Dille Eitim, Bilimlik Dergiler ve Trkemiz, Ankara: Bilig Yay. TlMRTA, F.Kadri (1951), "Fatih Devri airlerinden Cemali ve Eserleri", , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV ( 3 ) : 189-213. SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), istanbul: Sermet Matb.

Yazlarn Gnderilmesi
Yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere nsha olarak, disketiyle birlikte bilig adresine gnderilir. Ya zarlarna raporlar dorultusunda dzeltilmek zere gnderilen yazlar, gerekli dzelt meler yaplarak disketi ve orijinal ktsyla en ge bir ay iinde tekrar dergiye ula trlr. Yayn kurulu, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir.

Yazma Adresi
bilig Dergisi Editrl Takent Cad. 10. Sok. No: 30 06430 Bahelievler/ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax:(0312)215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

216

bilig
Journal of Social Sciences of the Turkish World Ahmet Yesevi University Board of Trustees Editorial Principles bilig is published quarterly: Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/October. At the end of each year, an annual index is prepared and published in Winter issue. Each issue is forwarded to the subscribers, Hbraries and international indexing institutions within one month after its pubcation. bilig is published to bring forth the cultural riches, historical and actual reaties of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the pubc opinion about the scientific studies on the international level concerning Turkish World. The articles firstly related to social sciences subjects and dealing with the historical and current issues and problems and suggesting solutions for the Turkish World are published in bilig. An article sent to bilig should be an original article which contribute knowledge and scientific information to its field or a study that bring forth new views and perspectives on previously written scholarly works. Articles introducing works and personalities, announcing new activities related to the Turkish world can also be published in bilig. In order for any article to be published in bilig, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for pubcation if stated so beforehand. Evaluation of Articles The articles forwarded to bilig are first studied by the Editorial Board in terms of the journal's principles those found acceptable are sent to two referees who are well-known for their works in that field. Names of the referees are confidential and referee reports are safe-kept for five years. In case one referee report is negative and the other is favorable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The authors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the referees and editorial board. If they disagree, they are entitled to counterpresent their views and justifications. Only the original copy of the unaccepted articles may be returned upon request. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to Ahmet Yesevi University Board of Trustees. However the overall responsibility for the published 217

articles belongs to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted during full reference to the articles. Payments to the authors and referees for their contributions are made within one month after publication. The amounts of payments are determined by the Editorial Board subject to the approval by the Board of Trustees. The Laguage of the Journal Turkiye Turkish is the Language of the journal. Articles presented in English or other Turkish dialects may be published not exceeding one third of an issue. Articles submitted in Turkish dialects may be published after they are translated into Trkiye Turkish upon the decision of the Editorial Board if necessary. Writing Rules In general the following are to be observed in writing the articles for bittg: 1 . Title of the Article: Title should be in suitable for the content and the one that expresses it best, and should be bold letters. 2. Name(s) and address(es) of the author(s): Names and surnames are in capital letters and bold, addresses in normal italic letters; institution the author works at, contact and e-mail addresses should be specified. 3. Abstract: In the beginning of the article there should be an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in maximum 150 words. There should be no ref erence to used sources, figre and chart numbers. Leaving one ne empty after the abstract body there should be key words, minimum 3 and maximum 8 words. At the end of the article there should titles, abstracts and key words in English and Russian. in case Russian abstract is not submitted it will be attached by the journal. 4. Main Text: Should be typed in MS Word program in Times New Roman or similar font type, 10 type size and 1,5 line on A4 format (29/7x21 cm) paper. There should 3 cm free space on the margins and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 nes should be typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 ne space. 5. Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the well-arranged narration of information in the article and these headings can be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendixes) should be in capital letters; interval and sub-headings should be bold and their first
218

letters in capital letters; at the end of the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:). 6. Figures and Tables: Figures should be drawn on tracing or white paper in ink so as not to cause problems in printing or reducing in size. Each figre should be on a separate page. Figures should be numbered with a caption of the title in Turkish first and English below it. Tables should also be numbered and ha ve the title in Turkish first and English below it. The titles of the figures and tables should be clear and concise, and the first letters of each word should be capitalized. When necessary footnotes and acronyms should be below the captions. 7. Pictures: Should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables are applied for pictures as well. in special cases color pictures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. Authors having the necessary technical facilities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into text. Those without any technical facihties will leave the proportional sizes of empty space for pictures within the text numbering them. 8. Stating the Source: Endnotes should be only for explanation and explanations should be at the end of the text. References within the text should be given in parentheses as follows: (Kksoy 2000); (Kksoy 2000: 15) When sources with several authors are mentioned, the name of first author is written and for others (et. al) is added. (sen et al. 2002) Full reference including ali the names of authors should be given in the list of references. If there is name of the referred authors within the text then only the publication date should be written: "Tanpnar (1976:131) onthis issue ...." In the sources and manuscripts with no publication date only the name of author; in encyclopedias and other sources without authors only the name of the source should be written In the secondary sources quoted original source should also be pointed: "Kprl (1926) " (in elik 1998). Personal interviews can be indicated by giving the last name(s), the date(s) and moreover should be stated in the references. http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002)
219

9. References: Should be at the end of the text in the alphabetic order as shown in the example below. If there are more than one source of an author then they will be listed according to their publication date; sources of the same author published in the same year will shown as (1980a, 1980b): KKSOY, Mmin (2000), Trk Yksekretiminde Yabanc Dille Eitim, Bilimlik Dergiler ve Trkemiz, Ankara: Bilig Yay. TlMURTA, F.Kadri (1951), "Fatih Devri airlerinden Cemali ve Eserleri", , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV ( 3 ) : 189-213. SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), istanbul: Sermet Matb. How to Forward the Articles The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three copies, one original and two photocopied forms with a floppy disk to bilig to the address given below. The last corrected fair copies in diskettes and original figures are to reach bilig within not later than one month. Minr editing may be done by the editorial board.

Correspondence Address bilig Dergisi Takent Caddesi, 10. Sok. Nu: 30 06430 Bahelievler - ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax:(0312)215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

220

You might also like