You are on page 1of 259

Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

Do. Dr. Zahide MER*


zet: pek, bugne kadar yerlemi bir kanya gre, M.. 3000 yllarnda ve inliler tarafndan bulunmutur. Ancak insanlar iin harikulade bir bulu olan bu malzemenin tekstilde ilk kullanmnn hangi koza cinsinden olduu ve bunu ilk bulanlarn gerekten inliler mi olduu kesin bilinmez. Bu yzden yaplan bu alma ile amacm; ulaabildiim kaynaklar vastasyla, Orta Asyada ne zamandan itibaren bir in devleti varlnn sz konusu olduunu aratrmak ve ayet ipek M.. 3000lerde bulunmu ve retilmi ise bunun, inliler mi yoksa, o blgede yaayan dier kavimler tarafndan m bulunduunu aratrmak olmutur. Bugn elimizde savalar hakknda detayl bilgiler yoksa da, Orta Asyada yaayan kavimlerin gnmze kadar tanp gelen ortak motiflerinde de grld gibi, birbirleriyle iletiim iinde olduklar yazl belgeler ve bulgulardan anlalmaktadr. Bu almada hem bu bilgiler hem de, zellikle son yllarda in arkeologlarn da yaptklar kazlardan kardklar rneklerle ilgili bilgiler dikkate alnm, deerlendirilmitir. almada Orta Asyada yaam olan Trk kavimleri ve inliler hakknda bilgilerin yer ald giri blmnden sonra, ipek ve eitleri hakknda bilgiler verilmi, ipein yetitirildii yerlerde retimi ve ticareti ayr ayr balklarla ele alnmtr. Daha sonra ipein tarihesi ad altndaki blmde ipek hakknda efsanevi bilgiler yer alrken, ipek hakknda aratrma ve bulgular blmnde en eskiden gnmze kadar yaplan arkeolojik aratrmalar irdelenmi ve mmkn olduu kadar kronolojik bir zaman sralamas dikkate alnarak, amaca ulalmaya allmtr. Anahtar kelimeler: Orta Asya, pek, in, in pei, pekbcei, pek kozas.

G.. Gazi Eitim Fakltesi Gzel Sanatlar. Eitimi-Resim Anabilim Dal / ANKARA e-posta: zimer@gazi.edu.tr

bilig K / 2005 say 32: 1-32 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2005, say 32

Giri Tekstil malzemeleri iinde ok asil bir grnts olan ipein, bugne kadar yerlemi bir kanya gre, M.. 3000 yllarnda ve inliler tarafndan bulunduu sylenir. Ancak insanlar iin harikulade bir bulu olan bu malzemenin tekstilde ilk kullanmnn hangi koza cinsinden olduu ve bunu ilk bulanlarn gerekten inliler mi olduu kesin bilinmez. Bu sorunun yantn bulmak iin M.. Orta Asyada ipek aratrlmal ve gerekirse M.. 4000-5000 ler de sorgulanmalyd. Bu yzden yaplan bu aratrma iin, daha ok tarihi ok eskilere dayanan almalar incelendii gibi, son yllarda yaplan ve yazlan aratrmalar da dikkate alnarak konuya daha geni bir bak as sunulmaya allmtr. Daha ziyade yabanc kaynaklarda ele alnan bu konu, lkemizde de birok almada yer almtr. Ancak son yllarda yazlm olan ipekle ilgili eserlerde, Seluklu ve Osmanl dnemi ipeklileri konu edildiinden ve bu eserler aratrma konusunun dnda kaldndan, deerlendirilememitir. Elde edilen bilgiler daha ok motomot alnt yerine, yorularak, kaynaklarda bulunan ortak noktalar ve elikiler deerlendirilerek ele alnmtr. pek, ayn zamanda biyolojik bir canl olmas sebebiyle, tarihi balants gz nne alnarak ipek bcei eitlerine ve ipein elde edilmesine yer verilmitir. Miladi dnem ncesi ipek konusunu aratrmamdaki amacm; ulaabildiim kaynaklar vastasyla, Orta Asyada ne zamandan itibaren ipein varlnn sz konusu olduunu, dolaysyla ipein gerekten M.. 3000lerde mi retildiini ve ayet yle ise, bunun o blgede yaayan kimler tarafndan retilmi olabileceini ortaya koymaktr (Atasoy 2001, Erber 1993/1994, Tezcan 1993). zellikle, 20.yyn balarna kadar ipek konusuyla ilgili yazlm kaynaklardaki bilgiler bize, in efsanelerine dayal verildiinden, M.. 3000lerde inlilerin ipei bulduklar fikri, yaygn bir dnce haline gelmitir. Fakat bugn o yrelerde yaplm kazlardan karlan buluntular, inlilerin tarih kitaplarnda yer alan efsanelerinin doru olamayacan, Orta Asyada in devleti kurulmazdan nce inlilerin bugn sahip olduu geni topraklarda birok kltr medeniyetlerinin yaam olduunu ve o yrelerde de ipein kullanldn gstermitir. Bu
2

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

yzden M.. 3000 yllarnda bir in devleti varlnn sz konusu olamayacan iddia eden aratrmaclar, ayn zamanda inlilerin birok buluu bu medeniyetlerden devr aldn da bulunan rneklerle gstermeye almlardr. nk, 20. yyn ikinci yarsnda yaplan aratrma ve bulgular inin M.. 1000 ylna kadarki dnemlerine ait bilgilerde hem tarihlerinde kronolojik hatalar yapldn ve olaylarn hatal yanstldn, hem de ortaya kan kalntlarda etnolojinin de yardmyla bunlarn inlilere ait olmad sonularn ortaya koymutur (Eberhard 1933: 188). A.von Rosthorn, W. Koppers, W. Schmidt gibi aratrmaclar, eski in kltrnn meydana gelii ve geliiminde Orta Asya gebe kavimlerinin, zellikle Altay kavimlerinin etkili olduunu sylerler. Hele son zamanlarda sinoloji ve kltr tarihi konusunda yaplan aratrmalar, bu kavimlerin Trklk karakterlerini kesin olarak ortaya kardn gsterir. Bu da konuya daha bilimsel aklk getirmi, doruluk salamtr (Koppers 1941 Cilt 5: 447). Orta Asya tarihimizin aydnlanmasna, dolaysyla Trk kabile ve devletlerinin in devleti ile ilikilerinin gn yzne karlmasna, tarihi balarmzn ve ilgimizin daha da artmasna neden olan bu aratrmalar ayrca, Trklerin ve Trklerle akraba kavimlerin M.. 3000lerde ve hatta ok daha nceki devirlerde, Orta Asyann dou ksmlarnda da yaadklar gereini ortaya karmtr (Eberhard 1942: 19-20). Baz aratrmaclar eski in topraklarnda yaayan yksek bir in kltr yerine, kendi kendine gelien birok yerli kavimler ve onlarn kltrleri olduunu yle snrlandrmlardr: inin kuzey dousunda, merkezi bugnk Hopei (bugnk Pekin eyaleti) olan, Shantung ve Gney Manurya eyaletlerinde, kuzey dou kltrn tayan Tunguzlar bulunmaktayd. Tunguz kltrnn batsnda, bugnk Shansi eyaleti ile Jehol eyaleti civarnda kuzey kltrne sahip Mool kabileleri bulunmaktayd, Moollar Sar rmaa kadar yaylmlard. Moollarn batsnda aslnda bir avc kltr saylan kuzey bat kltrne sahip bugnk Trklerin atalar Hun Trkler yaamakta idi. Bunlar da, Ordosun batsnda yer alan Kansuya ve gneyinde Wei nehrine kadar yaylmlard. Ayrca inin batsnda bulunan Tibetlilerle, Trkler birlikte yaarlar, dalarda Tibetliler yaarken, ovalarda Trkler yaard (Eberhard1942: 21) (Eberhard 1995: 15-18).
3

bilig, K / 2005, say 32

Dikkat edilirse, Orta Asyann fevkalade geni arazisi iinde yaplan kazlar da genelde, in devleti kurulmazdan nce ikamet etmi, yksek kltre ve medeniyete sahip toplumlarn yaad bu alanlarda yapld grlr. pekle ilgili buluntularn da bu yrelerden karlm olmas olduka dndrcdr. nk, in efsanesinden ve tarihi kaynaklardan biliniyor ki says bir hayli ok olan kk kk kavimler, Kansudan douya doru geni bir alana yaylmlardr. Yksek bir kltre sahip olduu sylenen bu kavimlerin, M.. 3000-4000 yllarnda batdan geldii, metali ilemesini bildii ve kendi yazlar olan farkl bir soydan insanlard. Altaylara g etmi bu kavimlerin ine etkisi olduu iddia edilir. sveli Anderson ve onun sveli danmanna gre, bunlarn kulland desenlerin aynlarnn n Asyada da rastland bir gerektir (Franke 1930: 42). Kansu, inin en kuzey batsnda bulunan, inden Trkistana kadar uzanan, kuzeyi Gobi l, gneyi Tibet dalar ile evrelenmi, lle dalar arasnda kalm dar bir blge olup ziraate elverili bir alandr. Ayn zamanda Kansu, in ile Bat Asya arasndaki byk kervan yolunun (ipek yolu) balad yerdir. Bu yzden in iin daima iktisadi ve stratejik neme sahip olmutur. Shensi, Dou Kansu eyaletine bal bir ehirdir. Bunun dou snr kuzeyden gneye akan Sar rmaktr. Kansu eyaletinin kuzeyi istep Ordos blgesi dir. Ordos blgesi iin inliler ve Trkler srekli savamlardr. Kansu eyaletinin gneyi Sar rman kolu Wei nehri blgesidir ve buras inin en eski kltr merkezlerinden biri olup, ok verimli bir ovaya sahiptir (Eberhard 1995: 4). Bu blgeler, ileride ipein tarihinde de grlecei gibi, Orta Asya ipek bcei ve retiminde ok nemli roller slenmilerdir. Tunguz boyu olduu sanlan Sien piler, Manurya ve Korede oturan halklarn atalar, yani bizim Tungu olarak bildiimiz gney rkn atalardr. Buna kar Hiung nular; tm Orta Asyay kaplayan alanlardan Hazer denizine kadar olan alanlara yaylm Trklerdir. ince Ta-ta veya Ta-tszein anlam Tartar demektir ki gebe topluluklarna verilen genel bir isimlendirme olup bugn dahi in kolonisi olan Manurya ve Dou Moolistanda oturanlara (at-Tartar) ad verilmektedir (Franke 1904: 10) (Bartold 1901: 256). Hiung nularn en eski yerleim yeri, ilk kez inlilerle temas ettikleri gney yresine, Shensi-Shansiye kadar uzanmakta idi. Fakat, ShensiShansi yresine giren inlilerin Hiung nularla srekli mcadelesi sonucu, Hiung nular Shansi yresinden karlmlardr. Hatta,
4

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

inlilerin tarih kitab Shi kingde, Hiung nular yenmeleri vgyle anlatlmtr. nk ilk kez bir in (Tsin) kral tarafndan (M.. 221208) Sar rman gney ksm igal edilmitir. inlilerin o zamanlar balatt Hiung nularla olan mcadelesi, bugn oturduklar sahalara sahip oluncaya kadar devam etmitir (Franke 1904: 12). Tarihin dier dnemlerinde de gryoruz ki Hiung nular inliler tarafndan srekli rahatsz edilmiler ve hep kuzeye, Gobinin kuzey alanlarna itilmilerdir. Douda oturan Tunguzlarla, batda oturan Trkistan halk inliler tarafndan birbirlerine kar kkrtlmalar ve mcadeleleri neticesinde, glerini tamamen yitirmiler, bu da onlarn yzyllarca ortadan kaybolmalarna neden olmutur. Bir ksm M.. 6. yyda Altay dalarnda yaayan Trkler, bir dier ksm M.. 8. yyda Orhon ve Selenga yresinde yerleen Uygur Trkleri adyla yeniden ortaya km ve tekrar fetihlerle dolu bir dneme girmilerdir. Bir dier ksm halk da batya doru g etmitir (Franke 1904: 13), inlilerin blgeye yerleimi ise kendine zg bir davran biimiyle olmutur. in kyls ve taciri inanlmaz bir diren ve dayankllk sergileyerek ister yerleilmi bir alan olsun, ister olmasn, o yre halknn, belki de kuzeyden gelen kavimdi bunlar, aralarna szmlar ve oalarak veya ilikilerini zorlatrarak onlar yerlerinden kovmular, yerleim alanlarnn dna itmilerdir. nce yaylalara, sonra nehir yataklarna ve vadilere hatta dalk arazilere de girerek nce tek tek, sonra aileleriyle, hatta ormanlar yakarak (Franke 1930: 49) tarlalara el koyarak, tahkim altnda kyler ve ehirler kurarak, aynen Manurya ve Moolistann ormanlk ve step alanlarna, Sse-tschuan, Yn-nan ve Kueff-tschounun dalk arazilerine girdikleri gibi, yaylma ve yerleme politikas uygulamlardr. inlilerin yerli halkla ilikileri ticaretle balam, onlarla sulh iinde bir iliki kurarak ieri szmlardr. Bu yzden inlilere dnyann tand en iyi kolonizatrleri derler. Hemehri, yurtta ve tacir zelliklerini ayn kimlikte toplayan inlinin ok ilgin bir kiilii vard. nce sanki hibir ey istemiyormu gibi davranarak, yeni geldii yerde kendini emniyete alr, terr ok ince, akllca reddeder grnerek, arkasndan ailesini getirir, sonra akrabalarn ve bylece bir ky cemiyeti kurar, eskiden ve bugn birok rnekte de grld gibi, o kye geleneksel bir de isim verir (Franke 1930: 50). Bylece inliler, kavimlere bu ilgin yntemleriyle hakim olmular ve kltrlerini devralmlar, onlar kendi ilerinde eritmiler, kltr elementlerine ulusal bir kimlik vererek takdim etmilerdir. Aynen in ipeinde olduu gibi.
5

bilig, K / 2005, say 32

Oysa bugn; ipek gibi ilk yaratc buluun k noktasnn sadece Orta Asya topraklar olmad, M.. 2000li yllarda, Anadolunun bat yakasnda, Suriyede ve Mezopotamyada da ipein kullanlm olduu yaplan aratrmalarla bilinmektedir. pek ve eitleri pek bcei denince akla ilk, belki dut aacnn yapraklarndan beslenen ipek tr gelecektir. Oysa ipein birok eidi vardr; bunlarn rk, cinsi ve zellikleri farkl olduu gibi zerinde beslendii aa cinsleri de farkldr. Salgsndan ipek elde edilen Bombyciade ailesi ile Saturnidae ailesine mensup ipek bcei cinsleri iinde en kalitelisi, inde kltr edilmi dut aacnda yetien beyaz rk, hakiki ipek bcei denilen Bombyx Mori L cinsidir. Bombyciade ailesinden gelen birok cins ipek bcei bulunur. Rondotia menciana Moore ipek bcei Orta in, Kuzeydou in, Ussuri yresinde yaygndr. Bombyx Mandarina Moore ipek bcei Sinistanda (Sinaide), Kuzey in, Orta in, Shanghaida, Japonyada yaygndr. Beyaz dut aac ipek bcei (Bombyx Mori L) cinsi ise inde, Japonyada, talyada, Fransada yaygn olup, beyaz dut aac cinsinde yaar (Rebel 1927: 57-60). Saturniidae ailesinden gelen ipek bcei cinsleri de Atlas (Attacus Atlas) ipei, Aillanthus ipei (Philosamia cynthia Dru), (Resim 1), Tussah ipei (Antheraca perngi Guer Men), Saturnia (Triogyna) pyretorum ve Lasiocampa otus (Resim 2) isimleriyle bilinen yaban ipek bcei cinsleri olup, Gney Asyada, Kuzeydou - Gneydou inde, Japonyada, Hindistanda, Malezyada Ussuri yresinde, Amur havzasnda yaygndr, Gtterbaum denilen kokar aa zerinde, karabiber aacnda, mee, st, hibiscus gibi aa cinslerinde yaayan (Strassen 1926: 272-279) ve daha ok Hindistanda ve Bat Asyada yetitirilmekte olan bu yaban ipek bcei cinsleri, ilk kez M.. VIII.yyda, inde ortaya kt sylenen beyaz rk ipek bcei cinsinden, binlerce yl nceden beri bu yrelerde tannmaktayd (Silbermann 1897: 4).

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

Resim 1: Aillanthus - yaban ipei kelebei, kurdu ve kozau (Rehmons, s. 277)

Resim 2: Lasiocampa otus- yaban ipei, kurdu, kelebei, kozas (Keller, s 444) Kos adasnda yetimi olduu tahmin edilen ve Aristoteles ile Pliniusun; bu hayvancklar Zypressen (selvi aac), Terebinthen (fstk aacnn bir tr), Eschen (dibudak, geni yaprakl aa) ve Eichen (mee aac) gibi aa trlerinde yetiir, diye bahsettii Lasiocampa otus cinsi yaban ipek bceine bugn Anadolu, Yunanistan, talya ve Yugoslavyada da (Dalmaya kylarnda) rastland ve bu kurtuklarn bugn zmir yaknlarnda selvi aalar zerinde, Dalmayada mee aalar zerinde yaad tespit edilmitir. Bunlar da yzeyi daha tysz, boyu daha ksa olan in ipek bceklerinden (Bombyx mori L) farkldr (Keller 1913: 443- 446) (Resim 3). Bombyx Mori L cinsi ipek bcei, birok tr ipek bcei arasnda en iyi ipek reten, kultive edilmi en zel cinsidir. Bu cins ipek kozalarndan 1500 metreye kadar, hatta bazen daha fazla ipek tel ekilir. 1 kilo ipek elde etmek iin 10 kilodan fazla koza kullanlr. (Drege-Bhrer 1989: 24) (Resim 3) Bu cins ipek, her cins dut aacnda beslenmez. Bu yzden
7

bilig, K / 2005, say 32

inde yetien iki cins dut aac vardr; birisi yaban, dieri kultive edilmi olan. Morus Alba denilen kultive edilmi dut aac, kaln ve geni yaprakl olandr. Bunlar, Bombyx Mori L cinsinin beslendii aa cinsi olup ipein kalitesinde nemli rol oynar. Yaban olan dut aacnda kaliteli ipek bcei yetimez. inde verimli, salkl dut aac yetitirmek, bytmek geleneksel bir uygulama olmutur. Bugn alamak suretiyle de kultive dut aac yetitirilmekte, ekildikten 5 yl sonra ipek bcei kurdunun beslenecei aa haline getirilmektedir (Drege-Bhrer 1989: 24).

Resim 3: Beyaz dut aac (Morus Alba) pek bcei kurdu, kozas ve kelebee dnm (Drege-Bhrer 1989: 23-25). Tm in blgelerinde de yetitirilmi olan dut aac ipeinin kullanlan en eski cinsinin Morus Alba familyasndan geldii ve Mongolica denildii bilinir. Bu cins de eskiden gney Moolistann dalarnda yetiirdi. pek bceinin buz gibi souk k olan kuzey yrelerinden ok, daha scak olan gneyde, zellikle Yang-tse yresinin gneyinde yetimi olmas gerekir (Franke 1930: 54). nk lkenin dou ve gneyi olan bu sahalar, dut aacnn ve ipek bceinin yetitii en iyi iklim artna sahip alanlar olarak gsterilir (Douglas 1882: 145). Bugn de Yang-tse blgesinde ekilmeyen alan bulmak zordur. En ok eltik tarlalarn olduu bu blgede hala, ikinci nem verdikleri dut aac ve ipek bcei yetitiricilii ile pamuk retimidir (Needham 1954: 71). pein retimi ve Ticaret pek hibir elyafta olmayan zelliklere sahiptir; parlak, yumuak, en ince haliyle bile salam, boyanmaya en elverili elyaftr ve ok hassastr, grltden, kokudan, rzgardan, s deiikliinden, hatta bakclarn temizliinden ok abuk etkilenir. Tabiatn doal olanaklar iinde, doal yollarla kurd halinden koza ve kelebek haline dnerek deiiklie urayan ipek bcei, bugn de eskiden olduu gibi ayn yntemlerle retilmektedir.
8

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

eitli evrelerden geen ipek kurdu, nce bulunduu aa yapraklaryla beslenmesinden belli bir sre sonra, salglad bir madde ile kendi vcudu etrafnda sarp rd koza haline dnr. Koza iinde belli bir sre kalan ipek bcei, kozann kabuunu delerek yrtar ve kar. Bu hareketiyle kesii olmayan sarlm kozann ipei bozulur, kesik veya kesilmi hale gelir. D tabakasndaki mevcut serisin maddesinden uzaklatrlarak kolayca ile haline getirilen ipek; pamuk ve ketende olduu gibi ayni ileme tabi tutularak iplik haline dntrlr. in ipeinin elde edilmesinde en nemli ey, kozann hasarsz olmasdr. pein kalitesini bozan koza hasarn engellemek ve ipek bceinin kozaya zarar vermesini nlemek iin, nce kelebek haline dntrlecek olan kozalar ayrlr, dierleri scak suya atlr. Bylece suda serisin maddesinden uzaklatrlan kozalardan tek tek ekilen iplik ularyla istenilen incelikte teller bir araya getirilir, birletirilerek iplik haline getirilir, dokumann cinsine gre erilir, boyanr ve dokumaya hazrlanr (Drel 1982: 23-26). inlilerin yzyllarca ipee sahip kmalarnn esas nedeni olarak, baka yerlerden ok daha nce beyaz rk, hakiki ipek bceinin ilk kez kendi lkelerinde retilmesinden kaynakland sylenebilir. Oysa yaban ipeinin kozadan elde edilen lifin tekstilde kullanm, inliler dnda ve inlilerden ok nceleri gereklemitir. Nitekim, Hindistanda, Suriyede, Egedeki Kos adasnda M..2000in sonlarndan beri yaban ipeinin kozadan ekilen ipein retildii, hatta keten ve yn iplikle kombine edilerek kullanld ve bu tarz dokumalara Palmyrada da rastland sylenir (Drege-Bhrer 1989: 23, 26). Bu da pek tabii batda da Orta Asyada olduu gibi ayn dneme paralel ipekten dokumalar yapldn gsterir. Beyaz rk ipek bcei olan in ipei ile dokunan kumalar effaf ve ok ince dokumalar olmasna kar, yaban ipeinden retilen Kos adas dokumalarnn effaf, ama daha mat olduu sylenir. Bombix adyla bilinen Kos adas dokumalarnn erken ve orta ada ok sevilerek kullanld, hele Bizans dneminde inden gelen hakiki ipek dokumalarn ok pahal olduu, buna ramen in has ipeinin zamanla Dou Akdeniz yresine yava yava hakim olmaya ve Bombix ipeinin yerini almaya balad ifade edilir (Feddersen 1957: 217). Hindistanda retilen ipeinse Suriye ve Kos adasndaki ipek gibi kesik veya hatal kozalardan retilmi olabilecei ve burada bol miktarda
9

bilig, K / 2005, say 32

bulunan sar kozal yaban ipek bcei cinsinden elde edilen ipek cinsi olduu dnlr (Silbermann 1897: 9). Nitekim, M.. 12-8 yyda yaam olan yasa koruyucu Manu da ayn konuda Hindistan ve Bengalde ok eski dnemlerden beri pamuk dnda kozalardan retilen elyafla dokumalar retildiinden, kozalar meydana getiren liflerin ekilip aynen yn, keten ve pamukta olduu gibi bir ileme tabi tutulup eirildiinden ve bununla kumalarn dokunduundan bahseder. Yaban ipei olarak bilinen bu ipein Bombyx Mandarina Moore cinsi olduu, retilen ipein hafif, yumuak, salam ama mat olduu, ilenmesine gre de doal sarmtrams veya ak kahverengimsi renklerde olduu sylenir (Rebel 1927: 47). Batnn gerek in ipei ile tankl M.. 1. yya rastlar. Bu yyda Romaya gelen ipek, Seres ad verilen kiilerin oturduu gizemli bir lkeden, ran zerinden geen kara yoluyla deil, Hindistandan gelen gemilerle, deniz yolundan geliyordu. nceleri bir lx malzeme saylan ipek, pahall yznden in ipek iplii olarak ithal ediliyor ve sadece elbiselerin yakalarna pervaz, kenar ss veya yastk kenar ss olarak kullanlyordu (Drege-Bhrer 1989: 16,18). M.S. 6. yya gelindiinde, n Asya ve Roma imparatorluu, in dnda en ok ipek kullanan lke haline gelmi, dokumalarnn retimi de tamamen inden ithal edilen ipek ipliine baml olmutu (Falke 1913: 2). Aslnda in ipeinin nereden geldiini ve nasl retildiini tam bilmeyen Romallar, ini de bilmiyorlard. in onlar iin bilinmeyen, gizli, esrarengiz bir lke idi. nk in ipeini inli tccarlar getirmiyorlard, getirenlere Seres ad verilmekteydi. Sereslerin lkesinin de neresi olduu hakknda kesin bilgiler yoktu. Seresler hakknda ok ey sylenmekteydi ama, bunlarn ya skitler olduu veya Hintliler olduu sanlyordu. Bilinen bir ey vard ki Romal alclarla Seresler arasnda bir kontak kurulamyordu, nk birbirleriyle dilde anlaamadklarndan konuamyorlard da. Bu insanlar hakknda grntleri asndan da farkl grler vard. Plinye gre bu insanlar, normal boyda, krmz sal, mavi gzl, yabancyla pek konumayan, ekimser tipte idiler, 2 isimle anlrlard. Keraladaki halka Seres denirken Hindistann bat kysnda, Tamilde Cerar olarak adlandrlrlard. Bu ilgin adamlarn mrlerinin ok uzun olduu sanlmakta, Straboya gre 200 yl, Luciana gre ise 300 yl civarnda idi. Baz bilgilere gre uzun sreli bu yaamn nedeni, ya havasndan veya
10

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

suyundan veyahut da aldklar gdalardan ileri gelmekteydi (Drege- Bhrer 1989: 19). Heyde gre, Seres diye gsterilen airetlerin Sogdiyana halk olduu sylenir. nk, eskiada ticari yetenek ve becerilerini kullanarak ipek ticareti yapan en tannm airet Buhara bozkrlarnda yaayan Sogdiyana halk idi. pek onlara inden gelir, kendileri de ya rann kuzeyindeki pazar yerlerine veya Hazar denizi gneyindeki pazarlara gtrrlerdi. Bizansl Theophane ise farkl grteydi, ipek tccarlarnn yerleriyle limanlarnn ksa zamanda 3 defa efendi deitirdiini, bu yerlerin nceleri ranllarn elinde iken, Eftalit denen Hunlarn eline getiini ve nihayet buralarn Trkler tarafndan igal edildiini syler (Heyd 2000: 5-8). inlilerin kitab Schu-kingde bahsedildiine gre ise, Ta-hia veya Taha hatta Ti-ha olarak bilinen eski ticaret ve kltr halk, belki batnn Serer olarak ifade ettii Toharlard ve burada nemli rol oynadklar sylenebilirdi. Bu halk ok kark ifadelerle, hatta birok yanl anlamalara sebebiyet verecek bilgilerle tantlm olmasna ramen, in kaynaklarnda geen en eski halk olduu dnlmekteydi (Franke 1930: 47). Bir baka aratrmaya gre de Toharistan be bat Trk boyunun oturduu blge olarak bilinirdi (gel 1991 Cilt 1: 103). Bizansllar iin ipek ok nemliydi ve kalitesiyle onlar yle etkilemiti ki, Bizansllar iin in ipeine sahip olmak nemliydi, kimin nasl rettii pek nemli deildi. nk, ipek; hafiflii, yumuakl, elegant grn, okayc tutumu ve zengin grnml deseni ile aristokrasi tarafndan beenilerek kullanlan bir kumat. Lx zelliinden dolay da yn ve keten elbiseliklerin yerine daha ok tercih edilmekteydi. ok uzaklardan gelmesi fiyatn etkiledii gibi, transport esnasnda oluan tehlikeler, vergisinin yksek olmas ve arac tccarlarn bulunmas, ipei dier elyaflardan daha pahal hale getirmiti (Drege-Bhrer 1989: 22). Bu yzden, Romada halk arasnda bu ipein geni ve yaygn kullanm yoktu. Ancak daha ucuz olarak bilinen Bactriya hkmranlk alanlarnda (Hindistan, Pancap, bir ksm Afganistan, gney zbekistan ve Tacikistann katld) Kuan devleti dokumaclarnn elde ettikleri ipekten alrlard, bu da hakiki in ipei deildi ama, ucuz, kesik elyaf tarz retilmi yaban ipei idi. in ipei kadar olmasa bile bu ipekten de gzel elbiseler retiyorlard (Lyovushkina 1995/96: 144).

11

bilig, K / 2005, say 32

pein Tarihesi Elimizde, milattan nceki zamanlara ait ipek bcei yetitiricilii ile ilgili kesin bir bilgi yoktur. Kimi arkeolojik buluntular M.. 4000, 3000leri gsterirken, kimileri de M.. 800, 700leri iaret etmektedir. Orta Asyadaki ipek tarihine baktmzda, yaban ipeinden retilmi ipek paralarnn ok daha eskilere dayand, hakiki in ipeinden retilmi olanlarn yakn tarihe ait rnekler olduu anlalmaktadr. Hele inlilerin tarih iinde geliimini de dikkate alrsak, ipek tarihini belki, inlilerden nce veya inlilerden sonra diye iki zaman srecine ayrmamz gerekecektir. nk, aratrma bulgularna gre, inlilerin Orta Asyaya yaylmadan nceki zamanlarda, Orta Asyada yaban ipei bin yllar nce vard ve ileniyordu. Bu yzden M.. 3000lerde inlilerin ipei bulmalar mmkn olamayaca gibi, inlilerin muhtemelen daha nce bilinen, yaban ipeinin ilemesi ile ilgili bilgileri temel alp, hakiki ipein retimini bu bilgilere gre gelitirmi olabilecekleri dnlebilir. Bugn, Orta Asya topraklarnda pek ok aratrma yaplmakta ve orada yaam olan medeniyetlerin kalntlar karldka deerlendirilmelere dier aratrmaclar gibi, inli aratrmaclar da daha gereki yaklaarak katlmaktadrlar. zellikle Kan-su, Ho-nan ve Manuryadaki buluntulara pheyle yaklamamz gerektiini, bugn birok sinolog ve arkeolog da ifade etmektedir. Herhalde buluntularn kuzeybat ve kuzeydou zerindeki alanlardan karlm olmas da bir tesadf olmasa gerek. nk tarihte medeniyet alanlarndan geen ve kltr tayan tek yolun; Huang-ho vadisinden Ho-nana giden, Wei nehri yata zerindeki yol olduu bilinir. lk metalden malzemelerin Kan-suda bulunduu; rnein ilenmi bir Nephrit (yakut ta) tann da bugne kadar kesinlikle inde deil, Hotan ismiyle bilinen Tarm havzasnda bol miktarda bulunduu, inlilerinse daha sonralar bunlardan yararlandklar bilinmektedir. Bunun dnda gerek Kansudaki, gerekse Manuryadaki kazlardan karlanlarda genelde baz farkllklarn olmasna ramen, birok benzerlie de rastlanmas, her ikisinin de ayn kltr temsil ettiini gsterir. inliler; Trk kavimlerinin medeniyet alanlarna yaylmak suretiyle aralarnda meydana gelen yakn ilikiden dolay onlardan devr ald birok kltr zenginliine sahip olmulardr. M.. 2000 ylna ait verilen bilgilerde, kuzey inde 2 hatta 3 kltrn birlemesiyle yeni bir kltr varlnn oluumunu inliler, kendi tarihi kaynaklarnda yer almasna ramen, reddetmektedirler. Hatta bu kaynaklar tahrif edilmi olmasna ramen, bazlarnda inin batdan ve
12

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

kuzeyden gelen etkilerle bir in kltr oluturduu aka grlmektedir (Franke 1930: 45-46). inliler ipekle ilgili birok efsane yazm, konuyla ilgili aratrma yapanlar da genelde bu efsaneleri rnek vermilerdir. Efsane kitaplardan en ok inlilerin kaynak kitab olan Schu-kingin ad geer. Bu kaynaa gre; ipekten elbiselerin dokunmasna M.. 2255, ipek boyaclna da M.. 2200 yllarnda, kk bir ehir olan Shantungda balanm ve bu ehir, ipek endstrisinin vatan olmu. Ayn kitapta ipek retiminin ve ipein makaraya sarm ileminin ilk kez M.. 2698 ylnda kral Huang-tinin kars kralie Si-lung tarafndan yapld anlatlr (Rebel 1927: 49) (Douglas 1882: 145). Efsaneye gre kralie Si-lung tm bunlar, ipek bceinin kozalak haline geliini gzlemleyii esnasnda dnm, bcek kendi etrafn sararak nasl kozalak oluturdu ise, onu tersine bir ilemle ap iplik haline getirmenin de ayn ekilde mmkn olabileceini dnmtr. Bu fikir uygulanm ve ok baarl olmu ve onlara gre kralie de yapt hizmetten dolay lmnn ardndan Allah katna ykselmitir. Bylece efsaneye konu olan ipek bcei yetitiricilii, srekli bir retim alan haline gelmi, inin politikasn ve ekonomisini etkilemitir (Silbermann 1897: 5). inin bu kaynaklarn aratran ve fevkalade nemli bulgular elde ettiini ifade eden Prof. Arth. Rosthorn, inlilerin efsane kral Kaiser Fohi ile kralie Shin-nong isimlerinin efsane kitap Schu-kingde yer almadn, hatta ipek medeniyetini kurduu sanlan efsane kralie Si-lung ve onun ei Huang-tinin de bu kitapta isimlerinin gemediini ifade etmi, belki daha ileriki zamanlarda yaam olabilirler, demitir. Ayn kitabn mparator Y ile ilgili blmnde ise, ipek medeniyeti ve onun retimi ve rn hakknda bilgilerin ska yer ald sylenir. yle ki ipekten retilmi birok eyann olduu ve hatta bu yzden yerli halktan vergi topland dahi bu sylenen ksmda yer almtr. Anlalan o ki, ipein retimi inlilerin gnden yani yerleiminden ok nce biliniyor ve retiliyordu (Rebel 1927: 48). Efsanede ad getii sanlan Kral Hu-ang-tinin ei kralie Si-lungun, kozasn grd ve zerek iplik yapmak istedii ipek bcei cinsinin, Bombycien ipeinin Philosamia cynthia ve Antheraea pernyi cinsinden olabilecei ve bunun hibir zaman dut aac ipei olamayaca tahmin edilebilir. nk, hakiki ipekten halk giysisinin retilmi olamayaca, bunun ancak yaban ipei ile mmkn olabilecei dnlebilir. Bu yzden, ipein masuralara sarm ileminin de yeniden kefinin mmkn olmayaca gibi, Tussah yaban ipeini retenlerin kral ve kralieden nce bunu zaten uyguladklar da dnlebilir. inliler belki dut aacnda yetien ipek
13

bilig, K / 2005, say 32

bceinin yetitirilmesini daha younlatrm ve kozadan ipek sarm ilemini ise sadece teknik olarak gelitirmi olabilirler. nk inliler, efsanelerinde bahsi geen ipek cinsinin dut aac ipei olsayd her eyden nce yzyllarca gizli tuttuklar dut ipeinin yetitirilme ilemlerinden de bahsetmeleri gerekirdi ve biz de en erken M..2000 ylnn ortalarnda veya en az kaynaklarn verdii tarihten 1200 yl sonra renmi olurduk (Rebel 1927: 49-50). Buradan kan neticeye gre; Orta Asyada bir ipek retimi vard ve bu da en ok yaban ipek bcei retimi idi. inliler bunu kendilerine maletmek amacyla inli kral ve kralie isimlerini kullanarak, sanki bu kiiler ipein retildii zamanlarda yaamlar gibi, onlardan efsane kahramanlar reterek hikayelerini tarihe geirdiler. Fakat inliler ok sonralar dut yapra ipek bcei, Bombyx mandarina retimini kltive ederek gelitirmi olabilirler. pei ile haline dntrme ilemini inliler mi yoksa gney Asyallar m daha nce yapmtr deniliyorsa, ipek kltrnn in tarihinden ok daha eski dnemlere dayand, hatta ile yapmann M.. 3000lerden de nce olduu bilindiine gre (Feddersen 1957: 218), bunun da efsane kral Huang tie ve kars Su-ling tarafndan yaplm olmas imkansz grlmektedir. inde yazlan efsane kitap, sadece Schu-kingten ibaret deildir. M.. 2200lerde yaynlanan, inin bir nevi yasalarn ieren kitab Tscheu-li de, ipek bcei yetitiriciliinin halk tabakas arasnda yaygnlatrlmasn, dier efsane kitaplarda yer ald gibi, M.. 2022 olarak gsterir. Hatta bu kitaplarda M.. 3000lerde kral ve kralienin uygulad biimlerde ipek bcei yetitiriciliinden ve ilk kez ipek boyahanelerinden, boyal ipek kuma kullanmndan ve ok mehur krmz ve siyah ipekten de bahseder ve o zamanlar ipein sadece bir makamn sembol olan bayraklk kuman dokunmas iin kullanld ifade edilir (Silbermann 1897: 6). Nitekim, Ynnan eyaletine bal, Shizhishan ehrinde yaplan kazlarda, M.. 2000 yllarna ait, bronzdan yaplm tezgah paralarnn bulunmu olmas, ipek dokuma kumalarn retilmesinde kullanld sanlan bu tezgahlarn bayraklk kumalarn dokunmasnda kullanlan en eski sistem dokuma tezgahlar olduu kanaatine varlmtr (Drege-Bhrer 1989: 26) Acaba gelin de ifade ettii gibi Trklerde hakimiyet sembol olarak bayrak ve krmz rengin nemi byktr, onlar, bayraklarnn kuman srmal altn iplikle dokunan brokardan, rengini uurlu saydklar iin krmzdan ve malzemesini de ipekten seerlerdi, demesi (gel 1991 C.VI: 29); in efsanelerinde de ilk ipekli dokuma olarak bayraklk kumalarn dokunmasndan ve krmzdan bahsedilmesi, ipekli brokar kumalarn
14

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

inlilerden nce Orta Asyada Trk kavimleri tarafndan dokunmu olabilecei ihtimalini vermiyor mu? Efsanelerde ad geen bir baka kral da Lei-Tsudur. Bu kral, bir gn ipek bceinin ipliini kendi etrafnda rmesini gizlice gzetlerken, aklna ipein nasl retilecei fikri gelmi. Dier efsanelerde olduu gibi ipekle ilgili bir fikir gerekletiren kral, dounun en mkemmel kuman retmi ve in halk tarafndan mukaddes seviyeye ulamtr. Ondan 2 asr nce yaam, bir baka efsanevi imparator Fu-hsinin ise, yn ve ipek tellerden oluan bir mzik aletini icat ettii sylenir (Bekin 1981: 4). Buradan kan neticeye gre ipek; elbiselik kuma retimi dnda mzik aletine tel, ameliyat iplii ve balk oltas olarak da kullanlmtr. inin efsane kitab Schu-kingde de anlatld gibi, M.. 3000lerden nce ve Kaiser Fohiden sonra tahta oturan Shin-nong, ipek bceinin direk barsandan ekilen salgsndan elde ettii cam gibi saydam iplii, balk oltasnda kullanm ve bu retim alannn yaylmas iin de, dut aac yetitiricilii ile ipek bcei yetitiriciliini desteklemi, ipek kozas retimini mmkn olduu kadar geni alanlara yaymaya almtr. Kaiser Fohinin kendisi de ipei, Kin ad verilen mzik aletine tel olarak kullanm (Silbermann 1897: 5). Efsanede ayrca, bu her iki rnn de, o zaman youn bir biimde Saturnia pyretorum cinsi ipek bceinin andan elde edildii ifade edilir (Rebel 1927: 50). Dier yandan Kin adyla bilinen, 5-25 telli sazlar, ok eski dnemlerden beri Orta Asyadan Anadolu ilerine kadar kullanlmaktayd. Dou Trkistan, Krgzistan, zbekistan gibi, Trklerin kulland damburalara, dutarlara, tombraklara da ok telli sazlar denir ve bunlarn telleri ipekten, gvdeleri dut aacndan olduu gibi, ceviz, sedir, ard gibi aa trlerinden yaplrlard. Hatta bu saz tellerinin barsak kirili olduundan da bahsedilir ama, kaynaklarda hangi hayvann barsandan karldna dair kesin bir bilgi verilmemitir (gel 1991 C.IX: 89, 95, 100, 106, 130). pek kurdunun barsandan karlan ve mzik teli olarak kullanlan bu madde, ok eskilerden beri ipei bilen birok kavim tarafndan retilmi ve kullanlm olmal. Szlk anlamyla bu madde; suda braklarak ien kurtuklarn sirke iine batrlmasndan sonra ve bezelerinden 30-60 cm uzunluunda ipek iplik ekilmesiyle elde edilir. Bu iplik o kadar salamdr ki balk a veya ameliyat iplii olarak da kullanlmtr. (Anonim: XVII. Band, 1934, 246) Bugn de hala ayn cins ipek bceinden elde edilen bu rnler, her naslsa hep inlilerin bulular olmutur.
15

bilig, K / 2005, say 32

Aslnda, Orta Asyada yaam olan kavimler hakknda tarih aratrmalarnda edinilen bilgiler de dikkate alnrsa, M.. 3000lerde in halk henz daha yerleik bir toplum deildi, yani bir millet olamam, idare edenlerin bir mekanlar da yoktu, buna karlk tm komu lkelerinde bir gebe kltr mevcut ve hakimdi. Bu yzden inlilerin o zaman birinci snf byle bir buluu ve hatta bir endstri buluunu yapmas mmkn olamazd. Hele in tarihi hakknda en eski ilk kaynak olan inlilerin efsane kitab Schu-kingin, Konfiius zamannda, yani M.. 6. yyda yeniden dzenlenerek yazld dnlrse, bu tarihten nceki zamanlara ait bilgilere pheyle yaklalabilir. Zira, biliniyor ki in halknda kendilerine ait ok eski dnemlerin fevkalade mkemmel olduu temayl olsa bile. ayet bunlar modern bilim gerei salam, gvenilir, kronolojik bir bilgi kaynandan yoksunsa ve takip edilemiyorsa, inlilerin genelde vatanna olan sevgisinden dolay olaylar ok daha nce olmu gibi arptmalar, sadece kendilerine aitmi gibi olduunu gstermeleri, bizleri yanltabilir (Rebel 1927: 49). Bu yzden Rebelin ok daha ileri giderek in tarihinde M.. 6. yydan nceki zamanlarn ve olaylarn en kk bir deeri olmadn sylemesi, Chou imparatorluu zamannda, Y dneminin M.. 8. yy olduu dnlrse, Schu-kingin kitabnda yer alan mparator Y ile ilgili blmnde ipek retimi ve rn hakknda bilgilerin verilmesi, Rebelin de ifade ettii gibi, ipek retiminin inlilerin yerleiminden ok nce biliniyor ve retiliyor olduunu dorulamaktadr. te yandan, son zamanlarda ele geirilen ipekle ilgili buluntular o kadar eskilere gitmekte ki inlilerin efsane kitaplarnda yer alan tarihler dahi erken saylabilir. rnein; Lou-lang kltrne ait kazlardan karlan Orakel kemikleri zerinde incelenen yazlarda, Yang-Shou kltrnde bile (M.. 5000-4000) yabani ipek ilenmitir. Chou hanedanl dnemine ait (M.. 1122-255) yazlan iirlerde de ipek bcei adnn getii iirlerin bulunmas ve ilk kez Chou dneminde balayan bu iir rneklerinin, Sar rman orta ve kuzey dousundaki halka ait olduu ve burada ipek bcei yetitiricilii yapld anlalmaktadr. Amu-Derya havzasnda yaplan yeni arkeolojik buluntulardan yola karak Amu-Deryann dou tarafndaki halk da ipek retimi yapm ve gelitirmitir. (Svetlana V. Lyovushkina, 1995/96,143) Ayrca, Huang-ho ile Huai nehri arasnda ipek bcei kozalarndan bahseden iir rnekleri bulunmutur (Anonim 1987: 326). Baz tarihi kaytlarda ipek ilk retildiinde kral ve saray erkan iin kullanlm, bu yzden ok az sayda retilmi ve halk arasnda da pek yaygnlamamtr. M.. 12.yya gelindiinde, feodal beylik dzeni kurulmu, ipekle ura yaygnlatrlm,
16

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

yle ki ipek yetitiricilii her eve giren bir ura alan olmutur. Zamanla, M.. 8. yylarda, daha lx dokumalar, altn iplikli brokar dokumalar, damas ve polykrom (desenli saten) dokumalar retilmitir. Bu brokar dokumalarn gzellii ve dier ipekli dokumalar, inin mehur iir kitab Shi-king e konu olmutur (Silbermann 1897: 6). Oysa ipek gerekten M..12. yy.da m halk arasnda yaygnlatrld, bunun doruluu tartlabilir. Neticede kurulan bu yeni endstri dal, Konfiiusun da bahsettii gibi, M.. 551478 yllar aras, imparatorluun ald yeni nlemlerle, rnein; yeni ipek bcei yetitirme yuvalar, seralarn kurulmas, dut aac yetitiren eyalet snrlarnn belirlenmesi ve her yrede belli sayda ipek bceini yetitirme zorunluluunun getirilmesi, selden korunma nlemlerinin alnmas gibi, birok yasal zorunluluklar getirmitir. Banda ipek dokumalar bayrak ve emsiye yapmnda kullanlmtr. Ancak en emin bilgilere gre gerek ipek bcei yetitiricilii M.. 380lerde, yani 4. yyda Mencius tarafndan, gerekten halka ait bir retim dal haline gelmitir (Rebel 1927: 50). M.. 4. yyda, tezgahlarda henz hkmdarlar ve onlarn verecei hediyelikler iin kumalar dokunurken, dokumaclk zaman iinde daha da gelimitir. Atlyeler resmi devlet kuruluu haline gelmi ve Chou hanedanlarndan Chou-lieh zamanndaki yasalar rnek alnarak, yeni yasal dzenlemeler getirilmitir. pek retimi resmileince, ipekiliin her safhasn denetlemek amacyla memurlar grevlendirilmitir. Zamanla atlyeler ehirlere de kaymaya balam, hem tezgah says, hem de alanlarn says artm, retim safhalarna gre lonca tekilatlar bile kurulmutur. M.. 3. yyda, ipek tccarlar snf olumu ve ipek en iyi ticaret hammaddesi haline gelmitir (Haussig 1954: 58-61). M.. 4. yy da dokunan ipekli kuma eitleri vergi listesindeki kaytlara gemitir. lgin olan bu kaytlarda yer alan kuma isimlerinin aynlarnn 8. yydaki vergi kaytlarnda da yer alm olduudur. M.. 8.yya ait vergi listesinde yer alan desenli ipeklilere Chih-wen, bu desenlilerden midye kabuu desenli olanlarna Chi-pei denmitir. Ayrca bu listelerden, el tezgahlarnda dokunmu koyu krmz renkte, elbiselere bant eklinde kenar sslemesi olabilecek, ok basit, tek renk ipeklilerin de retildii anlalmaktadr. Vergi listelerinde ipek bcei cinslerinin de ad gemekte, daha eski zamanda retilmi yaban ipek bcei cinsine Yenssu, daha sonraki yylarda retilmi olan kultive edilmi, hakiki (dut aac) ipek bceine Hsien-kuang ad verilmitir (Haussig 1997: 58). Her iki vergi listesinde de ad geen ipekli isimlerine dikkat edilirse, Trkler arasnda kullanlan ipek szcklerindeki benzerlikler grlebilir. Trkmenler
17

bilig, K / 2005, say 32

ipee ipek derlerken, eski Msrdaki Memluk devleti ile Kpak Trkleri yipek demiler, Orta Asya Trklerinde bu sz Cipek adn alm, (ince Chi-pei), Avrupa kltrleri ise Sericum diye adlandrmlardr (gel 1991 cilt V.: 389). Bir baka anlamda bu vergi listeleri, ipei dokuyan ve ona Cipek adn veren Trkler tarafndan hazrlanm da olabilir. pek ve Bcei Hakknda Aratrma ve Bulgular Tarihte, in ipek bcei yetitiricilii hakknda neredeyse 20. yyn ortalarna kadar hep benzeri efsanevi bilgiler yer almtr. Bugn; kazlardan elde edilen bulgular bize, Orta Asyadaki ipek kltr ve gemite retilmi ipek kuma eitleri ile kimlerin hangi yrelerde ipek yetitirmi olaca hakknda daha gereki bilgiler vermektedir. Bu konuda yaplan birok aratrma, inliler tarafndan yaplanlar da dahil olmak zere, kazlardan karlan rneklerle daha kesin deerlendirilebilmektedir. Bu konuda yaplan en eski ve kapsaml aratrma, Anyang kazlarndan karlan, Shang veya Yin dnemine ( M.: 1766-1122) ait olduu tahmin edilen ipekli bir kuma zerinde olmutur. Tuntan bir balta ve bir kavanoz zerine sarlm ekilde bulunmu bu kuma, en eski ipek kuma rnei olarak, sveli aratrmac Vivi Sylwan tarafndan analiz edilmi, deerlendirilmitir. Bronzdan dklm ayakl kavanoz ile bronzdan baltann ya ve zerine sarl ipek kuma parasnn gmld tarih (M.. 18.-12.yy) gz nne alnrsa, geen ada ve hatta Han zamannda bile daha henz gelitirilemediini dndmz dimi dokumann, her iki bronz parasnn zerine sarl bu kumalarda kullanld ve dimi doku tekniinin Yin (Shang) hanedanl zamannda bile var olduudur. Yani Chou ncesi zamandan beri kumalarda dimi doku kullanlmtr. Bu gerek, bayan Sylwan arttndan, bu balta belki 1000 yldan fazla, Yin dnemi sonu Han dnemi bana kadar (M.. 2.yy) yer yznde kalm, daha sonra kumala birlikte gmlm olabilir demitir (Sylwan 1937: 119). Baltann yapld malzeme olarak bronz dkm sanatnn ine Orta Asyay boydan boya geen kuzey ipek yolundan veya hatta daha kuzeydeki Sibirya ve Mool steplerindeki yollar vastasyla, Trkler aracl ile geldii dnlrse (Sickman-Soper 1981: 27-28), (Grousset 1980: 23) bronzdan balta ve ayakl kavanozun Anyangda bulunmas, bu paralarn inliler tarafndan yaplm olduunu kantlamaz.
18

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

Eberharda gre, Anyang devleti zamannda henz bir in bile olmadna gre, Anyang kltrne de bu yzden in kltr denilemezdi. Anyangllarn hemen batsnda Shansi yaylasnda TrkMool kavimlerinin atalar oturmakta, bunlarn da Shang kltr balangcndan itibaren, yaylan ve gittike artan etkileri grlmekteydi. Hele bu gebe kltrnn M.. 14. yyda (1300 lerde) hayvan slubunu gelitirmi olduu ve ileri bir medeniyet seviyesinde olduklar dnlrse, Anyang kltrnn gelimesinde de etkili olabilecei dnlebilir (Karlgen 1944: 221) (Karlgen 1945: 101-144). Baltaya ve kavanoza sarl kuma paralar retildikleri dnem ve yer asndan nemli olduu kadar, bu paralar zerinde yaplan detayl analizler ve sonular da nemlidir. Kuma, dokunmu olduu zamana gre bize yksek bir dokuma tekniini yanstmaktadr. Verilen zg ve atk ynndeki iplik sklklar ipliklerin ok ince olmadn gstermekte, hem desenli (polychrom) hem de dimi (twill), taby, bezaya ve rips doku gibi farkl tekniklerin bu dokumada kullanlm olmas, o dnem insanlarn tekstil teknolojisinde bir hayli ileri olduklarn gstermektedir. Kuma kk kk blgelere ayrarak inceleyen Slywana gre kuman baz blgeleri ince, baz blgeleri daha sk dokunmu, bir blgesinde dz, gevek, orta kalnlkta bezaya dokumadan tretilmi (1 yukar-1 aa-3 yukar iplik hareketiyle) tabby doku tekniine rastlanrken, bir dier blgesinin bezaya ile dokunduu dikkati ekmitir. Bir ynde cmde 37, 40, 50 iplik kullanlm, dier ynde 30, 30, 35 iplik saylmtr. Ancak saylarn bu tarz farkl olmasnn, ipein anmasndan veya doku iinde kaymasndan, oraya buraya ekitirilmesinden de ileri geldii sanlmaktadr. Hibir parada kuma kenarna rastlanmam, bu yzden bazlarnda zg ve atk ynleri belirlenememitir. Kuman baz alanlarna twill doku dzenlemesi yaplm, burada, evresi dimi kl, birbiri iine yerletirilmi, ortak merkezli ekenar drtgenlerin meydana getirdii ve bir sreklilik arzeden dzenlemeyle geometrik desenler oluturulmutur (Sylwan 1937: 120-123). Kavanoz zerinde ince yivlerle dikkati eken kumata da ayn ekilde tabby doku tekniinin uyguland ve cmde 72 zg 35 atk iplii kullanld grlmtr. Daha kaba dokunmu paralarda ise cmde bazlarnda 17 zgbazlarnda 10 zg iplii kullanld, balta zerindeki kuman dokunduu dimi trnn (twill) burada da uyguland tespit edilmitir. Kavanoz ve baltaya sarl ipek kumalarda kullanlan dimi dokumas ok nem tamaktadr. Sir Aurel Stein, Loulanda yapt kazlarda dimi desenli hibir ipek kuma parasna
19

bilig, K / 2005, say 32

rastlamamtr. Fakat hem Lou landa ve dier yakn kaz alanlarndan karlan ynden retilmi dimi dokumalar, hem de ayn benzer dokumalarn Tarm havzasndan karlmas Steina gre dimi dokuma tekniinin, Han dneminde dahi inde bilinmemi olduu ve bu tekniin ancak batdan (Trklerin bulunduu yreden) gelmi olmas gerekir. Kuman desenli bir parasndan da anlalmtr ki, dokunmasnda ok ereveli tezgahlar kullanlm, dimi teknii ile retilmi bu desenler, batda dokuma tekniinin ne kadar ileri seviyede olduunu gstermektedir (Slywan 1937: 124). Sir Aurel Steinn Tun-huang ve Lou-landa yapt kazlardan da anlald gibi, eskiden ok geni alan kaplayan bu bat yrelerinde, uzun yllar byk halk kitleleri halinde ziraatla uram olan Trkler oturmaktayd (Needham 1954: 68). Ayrca balta zerindeki ipekte, birok deiik ipek kuma parasnn kk kk paralar halinde birletirilerek kullanm, Sylwana gre dekoratif amala yaplmt. Sir Aurel Steinin bulduu paralar arasnda ise kuma paralarndan birletirilerek dikilmi Altar giyimi- elbiseleri ve buna benzer amalar iin yaplm, yamal boha tabir edilen kumalarn bulunmas, bu tarz kumalar birletirme sanatnn kuzey Asya ve kuzey dou Avrupadaki gmen kabileler arasnda olduka yaygn kullanldn gstermektedir. inin ipek dokuma sanatna da olduka yabanc grlen birletirme sanat, kuzey Asya gmen kabileler arasnda doal yn ve deri rnlerinde de fevkalade gelimi olduu bilinmektedir. Tm bunlara dayanarak Slywan; in gelenei ve sanatnn perde arkasnda daha eski medeniyetlere dayanan bir kltrn var olduunu, inlilerin bu gelimi kltr gebe komularndan alp kendi zel malzemeleri olan ipee adapte ettiklerini kabul eder (Sylwan: 125-126). Birbiri iine yerletirilmi, ortak merkezli ekenar drtgenlerin meydana getirdii ve bir sreklilik arzeden dzenlemeyle geometrik desenlerin oluturulmas da Trklere mahsus bir dzenleme olarak bilinir. Shang dnemi ipein varl ve ilenmesi ile ilgili bilgiler sadece kavanoz ve balta zerine sarl kumalardan ibaret deildir. Ayn ekilde Anyang kazlarndan karlan, Orakel kemikleri zerindeki deifre edilmi yazlar da, in ipek tarihine ok nemli bilgiler kazandrmtr. Yazlanlardan o dnem tarm, ekilen tohumlar ve edinilen meslek dallar hakknda bilgiler renilmektedir. Bu meslek dallar arasnda kuma ve bayrak dokumaclnn yer almas, dokumada keten ve ipein kullanlm olmas (Kwang-chih Chang 1978: 289), Shang dneminde ipek
20

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

dokumaclnn yapldn, Orta Asyada erken dnemlerde ipein mevcut olduunu ve inin ipek bceini yetitirmede bir nceliinin olmadn gstermektedir. Baz kaz alanlarndan karlan ipek dokumalarn ipliklerinin farkl zellikte olduu, daha ok monochromik, yani yn ipliinin retildii gibi retilmi ipekle dokunmu olduu saptanmtr. Bunlar da genelde Amu Derya civarnda bulunan paralar olup, miladi dnem ncesi ve sonras zamana ait dokumalardr. Aratrmaclar bunlar ine ithal edilen kumalardan olduunu tahmin etmektedirler (Hsia Nia 1974: s 2). Orta Asyadaki aratrmalarn, son yllarda yaplm kaz almalarndan anlald kadaryla 20. yyda, gnmz tarihine yakn daha da artt sylenebilir. Yaplm olan yaynlardan anlald kadaryla; kazlardan karlan kuma bulgularnn teknik zellikleri ve dokunduklar yylar baz aratrmaclarn tahminleri ve tespitleri ile deerlendirilmi olsa da, bazlarnn Carbon deneyiyle daha yakn neticelere ulatklar grlebilmektedir. Ancak in arkeologlar kuman dokunduu yeri ve tarihi hakknda phe ile yaklarlarken, belki efsanelerinde yazdklar kendi ipek tarihlerinin inkar olacandan kesin bir ifade kullanamamaktadrlar. Nitekim: 1958 ylnda, Qianshanyangda (Zhejiang ehrine yakn) yaplan bir kazda bambustan bir sepet iinde, baz ipek kuma paralar bulunmu. Yaplan Carbon deneyiyle bu paralarn M.. 3000, tahminen M.. 2750 yllarna (Shang dnemine) ait olduu, hatta bugne kadar bulunan en eski ipekli kuma rnei olduu tahmin edilmektedir. Bu paralarn beyaz dut aac ipek bcei cinsi, Bombyx moriden elde edilen ipekle retildii saptansa da, in arkeolog Xia Nainin kuman dokunduu yer ve tarihi ile ilgili pheleri bulunduundan, yeri ve tarihi henz bir kesinlik kazanmamtr. Shanxi ehri yaknlarnda, Xiyicunda, Yangshao kltrne tarihlendirilen (M.. 2200 1700) ve paralanm halde bulunan kozalarn ise, yaban ipek bcei cinsi, Rondotia menciano Moore cinsinden olduu tespit edilmitir. Ancak tm bu kantlara ramen bu buluun da doruluu hakknda pheler olduu dnlmektedir (Drege-Bhrer 1989: 22). in Trkistan topraklar iinde dokunmu olan ipek kumalarnn bulunmas ayr bir nem tamaktadr. in arkeologlar buradan karlan kumalar Kua brokar, Kagar brokar diye snflandrmlardr. Ancak aratrmac da kumalar hakknda farkl deerlendirme yaptndan, bu
21

bilig, K / 2005, say 32

kumalar hakknda kesin olmayan deerlendirmeler ortaya kmtr. Wei shuya gre bu brokarlar Karaarda dokunmu, Xi yu ji, bunlarn Hotanda dokunan ipekliler olduundan bahseder (Yokohari 1992: 171-173). Buradan kan neticeye gre brokarlarn bazlarnn Sogdiya yresinde dokunduu tahmin edilir. Bu da bu brokarlarn Semerkant ipei olduunu tahmin eden Sui shunun ifadesini dorulamaktadr ( Yokohari 2001: 156). Pencikentte alan bir kaz alannn XIII. blokunda bulunanlar da bize ipein nasl retildii ile ilgili ok nemli ipular vermektedir. Yaplan kazdan iki ayr oda ortaya karlm ve daha nceleri byk bir iletme olarak kullanld tahmin edilen bu odalarda ipein kozalardan ekilmesi ve iplik haline getirilmesi iin kullanlan aralar bulunmutur. Ancak yine dier bulgularda olduu gibi deliller olmadndan konu hakknda kesin bir bilgi verilememektedir (Belenitski, Bentovich, Bolshakov 1973: 97-100). Amu Derya civarnda yaplan kazlardan yle paralar karlm ki, bunlarn miladi dnem ncesi ve sonras zamana ait ine ithal edilen kumalardan olduu sanlmaktadr. En nemlisi bunlarn daha ok monokromik, yani yn ipliinin retildii gibi kesik elyaf tarz retilmi iplikle dokunduu tespit edilmitir (Hsia Nia 1974: s 2). 1966 ve 1969 yllarnda yaplan, mehur Astana (bugn Kazakistann bakenti) ile Sincanda, Turfanda ve Karakuadaki kazlardan karlan ipek damas ve desenli Polycrom ipek kuma rnekleri, M.S. 5 ile 8. yya tarihlendirilmilerdir (Hsia Nia 1974: 2 ). Bize baz nemli ipular veren ve aratrmaclarn iki gruba ayrdklar bu brokar kuma rneklerinin birinde yuvarlak konturlar iindeki alanda kanatl at, yaban domuzu, ku figrlerinin yer ald grlmtr. ok mkemmel bir teknoloji ile dokunmu olan bu para, Sasani tekstili ile zdeletirilmitir. ok daha kaba ipliklerle dokunmu olan dier para ise, dili ve kaba konturlar ile, iinde zellikle geyik motifi, yaban domuzu ve ku motifinin yer ald yuvarlak alanlar ile dikkati ekmektedir. Bat Trk hanlarndan Tungyabgunun geyii ok sevdii hayvan olmas sebebiyle, geyik motifi Sogdiyada en ok tercih edilen motif olduundan tekstil uzmanlar ikinci grup, yani daha kaba dokunmu brokarlar iin Orta Asya veya Sogdiya orijinli olmas gerektiini sylerler (Kageyama 2003). Sir Derya-Sapallitepe, Kampirtepe ve Surhanderya mevkisinin kuzey batsnda yaplan kazlardan karlanlar da, yine Trk topluluklarnn yaad alanlarda ipein ok nemli bir ura olduunu kantlamaktadr. Hele 1970'lerde, zbekistan'n gneyi, Sir Derya- Sapallitepe mevkiinde
22

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

yaplan kazlarda, M.. 2. yy'a ait olduu sanlan ve bir kadnn mezarnn almas ile elde edilen grnt, bu yrede ipein ne kadar nemli bir retim dal olduunu gstermektedir. Kadn cesedi, gsnde bir dut aac dal ile bulunmu, kazy yapan Askarov bunu, eski Orta Asya topluluklarnda birbirinden bamsz ipek bcei yetitiricilii yapldn gsteren kant olarak deerlendirmitir. Yine Askarov, Sapallitepe'de bulduu bir baka ipek kuma rneinin, kaln iplikli, kaba ve dzensiz olmas nedeniyle, bu kuman bitkisel elyaftan veya bir eit Bombycin cinsi yaban ipek bcei kozasndan elde edilen iplikle dokunduunu sylemise de, baz aratrmaclar bu kuman, inliler'in ithal ettii kumalardan dnlm olabileceini ifade etmilerdir (Lyovushkina 1995/96: 143-144). zbekistann Surhanderya yresinin kuzey batsnda yer alan Khaltchayan kazlarnda bir saray odas ortaya karlm, burada, metal bir boru zerine monte edilmi, fildiinden bir insan eli bulunmutur. Bugne kadar rastlanmayan ve ok ilgin bir biimde yaplm olan bu elin ne iin kullanld bilinmese de, muhtemelen iplik eirmek iin kullanlm olduu, avu iinde avuca doru kvrlm parmaklarda iplik izlerinin olduu grlmtr. Bu elin bir baka ihtimalle nazara kar korunmak iin de kullanlm olabilecei dnlmektedir. Ancak bulunan bu el bize, kuzey bat Bakriya yresinde asil kiilerin oturduu bu sarayda atlyelerin olduunu ve bu atlyelerde ipek bcei kozalarndan ipek elde edildiini gstermektedir. Bir baka ihtimal de bu sarayda hkmdarlar ve onlarn verecei hediyelikler iin kumalarn dokunmu olabileceidir. Lyovushkina tarafndan bulunan krmz renkte bir ipek kuma parasnn yine ayn dnemlerde dokunduu, belki ine ithal edilen bir kuma olabilecei gibi, belki de Kuadaki ipek dokumaclar tarafndan da retilmi olabilecei dnlmektedir. Kua ad altnda, Bakriya olarak tanmlanan retim alanlar ise; kuzey Hindistan, Pancap, bir ksm Afganistan ve zbekistan ile Tacikistan iine alan fevkalade byk bir alan kapsamakta ve bu geni alanda da gebe kltrn tayan Hunlarn ve skitlerin gelenei devam ettirilmekteydi (Lyovushkina 1995/96: 145).

23

bilig, K / 2005, say 32

Resim4: pein kozalardan ekilip Makaraya sarm ilemi (Lyovushkina, (Lyovushkina, s. 150) Resim 5: plik eirmek iin kullanlan elin grnts, Khaltchayan s. 150)

nemli bir bulgu da aratrmac Rtveladzenin zbekistan sanatn aratrmak amacyla, yapt Kampirtepedeki kazdan karlmtr. 18 cm boyundaki bir kadn heykelinin gsnde omuzlarndan doru aprazlanm iki bantn hala izlerinin olmas ve zerinde krmz ipekten bir dokuma kuma kalntsnn bulunmas ok nem tamaktadr. Bir cm2 kadar byklkte olan bu para kuman, mikroskop altnda incelenmesinden sonra dokunmasnda ok ince ipliin kullanld, ipliinin sadan sola doru bir bkm verilerek bklm olduu saptanmtr. plik geilerinin bezaya tarznda olduu bu dokumada, atk, zg ipliinden daha kaln kullanlmtr. Kampirtepede bulunan bu ipekli kuman tm zelliklerinin, bilinen Han dnemi ipekli dokumalardan farkl olduu ifade edilir. Bu kuman hangi tr ipekten dokunduu belirtilmemekle beraber, nerede dokunmu olabilecei ile ilgili birok tahminler ileri srlmektedir. pliinin geleneksel yn ipliinin retildii gibi retilmi olduu tespit edilen bu parann inde retilmi olabilecei veya belki de Bakriyadaki yresel dokumaclar tarafndan dokunmu olabilecei dnlmtr (Lyovushkna 1995/96: 145). Bu rnekler oaltlabilir. nk kazlar devam etmekte ve birok buluntu gn yzne karlmaktadr. Bugn onun iin gerek Vivi Slywann almasndan, gerekse gn yzne karlan dier buluntulardan, ipek retiminin tarih balangcnn, gelimesinin ve yaylmasnn sadece Anyangda olmadn, geni Asya topraklarnda ayn paralel gelimelerin yaanm olduunu syleyebiliriz.

24

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

Nitekim bu aratrmay yaparken son yllarda yaplm olan arkeolojik almalara dikkat edildiinde; yzyllar nce yaam toplumlar hakknda bulgulara erimek amacyla, seilen kaz alanlar olarak, Trk toplumlarnn gemite ve bugn yaadklar medeniyet alanlarnn tercih edildii; arlkl olarak in Trkistan, Kazakistan ve zbekistan topraklar iinde yer alan; Kakar, Karaar, Hotan, Pencikent, Amu Derya civar, Astana (Kazakistann bakenti), Turfan, Karakua, zbekistann gneyi Sir Derya-Sapaltepe, Kampirtepe ve zbekistann Surhan Derya mevkisinin kuzey batsnda yer alan Bactriya yresinde bulunan Khaltchayan ve tabii Kua, bir dier ad Bakriya, yani; kuzey Hindistan, Pancap, bir ksm Afganistan ve zbekistan ile Tacikistan iine alan yerler, yrelerin seildii grlmtr. Kazlardan karlan bulgulara destek niteliinde bilgilere ulamak iinse, arkeolojik almalarn yan sra Orta Asyada, eski alarda bitki rts ve eitleri ile iklim deiikliklerini aratran Palinolojik almalar da yaplmaktadr. Bu almalardan, aratrlan yrenin bitki rts, yllk scaklk ortalamalar, hava deiimleri gibi corafi deiimler olup olmad, carbon analizleri vastasyla ortaya karlmaktadr. Yale niversitesinden Tayvanl Matsuo Tsukada, indeki buz a sonras iklimdeki optimum deimeleri carbon analizi yaparak, M.. 8000-4000 aras, meydana gelen corafi deiimleri, o zamanki yllk hava scaklklarn lerek, Tayvanda, mesela bugnk scaklktan 2-3 derece daha fazla olduunu, bunu da glde birikmi olan polen keleklerinin ierdii carbon miktarnn analizini yaparak, tespit etmitir. Liao-tung Peninsula ve Pekin yaknlarnda buna benzer almalar yaplm, buralarda siyah renkli bataklk kmr kntlerinde de carbon lm sonucu ayn neticeye ulalmtr. Amur-Ussuriden de 5 yerden kmr rnei alnm ve bu rnekte 4 tabaka tespit edilmitir. Bu tabakalara srayla; M.. 12 000-9800 arkeolojik 9800-7700 erken dnem 7700-2500 orta dnem 2500- 0 ge dnem denilmi ve aratrmamzn konusu olan ipek iin nemli olabilecek bilgilere ulalmtr. M.. 7700-2500 aras geni yaprakl bitkilerin oluturduu ormanlarn olduu tespit edilmi, bundan sonraki M..
25

bilig, K / 2005, say 32

2500-0 dnemlerinde de, tpk Tayvandaki buz a sonras oluan scaklk ve buna bal bozulmann sreci gibi, ok farkl yaprak tr olan Kore amlar daha youn grlmeye balamtr. Tarmn balangcndan sonraki dneme ait polen kntlerin analizleri ciddiye alnmaya balam. nk, iklimdeki deiimler ile kltrdeki lokal deiimler birbirini etkileyen unsurlar olduundan, bu deiimler lokal bitki rts tarihinde insanlar ve kltrleri asndan nemli saylmtr. rnein M.. 7700-2500 aras geni yaprakl bitkilerin oalmas ipek bceinin zerinde yaad mee, selvi, dut ve kokar aa gibi aalarn yetimesini de salam mdr sorusu geliyor insann aklna, nk yle ise, ipek bcei yetitiriciliinin yayld alanlar da tesbit etmek o derece kolay olurdu (Chang 1978: 34). Tarih ncesi zamanlarda kuzey inin dou topraklar sulak ve bataklk haldeyken, bu gllerin oluumundan m, yoksa orada eskiden bir deniz mi vard bilinmiyor, mesela Shantung yresi, bugnk gibi deniz kenar deilse bile, gllerle ve bataklkla evrili bir blge imi. Yksek dalarla kapl bat ise, vadiler ve ovalarla ayrlmakta, dalardan gelen, vadi ve ovalara inen sular oradaki vegetasyonu beslemekteymi. ayet bu karlatrma doruysa, elimizdeki bu yetersiz kant bizi u dnceye getirir; oluan koullar, erken buzul a sonras, kltrn ortaya kn, gelimesini, dalmasn nemli hale getirmitir (Chang 1978: 35). Neolitik dnemin yaand Sar rmak, Manurya, Kansu yrelerinin corafyas ile kltr yaamlar arasndaki ilikide de ipek bceinin nemi grlmektedir. Eskiden Sinkiangda Sir Aurel Steinn Tun-huang ve Lou-landa yapt kazlardan da anlald gibi, ok geni bir alan kaplayan bu yrelerde uzun yllar, byk halk kitleleri halinde ziraatle uram olan Trkler oturmaktayd. Fakat buralar Trklerin terk etmesinden sonra ok az, hatta hi kimsenin yaamad alanlar haline gelmitir. Bu yeil vadilerin tmnde eskiden obanlar gezerlerken, bugn buras yln 5 aynn sadece don tutmadan getii ok souk bir iklime dnmtr. Manurya dalarndaki ormanlardan, bir zamanlar dnyaya kereste ihra edilirken, ayn zamanda dou Sibiryada oturan ve gebe Manurlar iin buras avlanma yreleri olarak bilinirdi. Buralarda zellikle dut aac deil de, mee ve palamut zerinde yetien zengin yabani ipek tr yetiirdi ve aa kesmek yasakt (Needham 1954: 68).
26

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

Bugn artk gemiten gnmze meydana gelen corafi deiimler, iklimdeki deiimler ile kltrdeki lokal deiimler Carbon analizleri vastasyla ortaya karlmak suretiyle bin yllarca nce yaam insanlar ve hayat tarzlar hakknda bulgular elde edilebilmektedir. pek de bu bulgulardan biridir. Sonu Neolitik dnem, orta ve aa Sar rmak havzasndan, kuzeyde Manuryaya, batda Kansunun yksek ksmlarna kadar ok geni topraklarda yaylarak srm uzun, verimli bir dnemdir. Bu byk alanda yaayan kavimler hakknda yaplan aratrmalar gstermitir ki bunlar, ileri medeniyet seviyelerini yaamlar, ayn zamanda birbirleriyle de mcadele iinde olmulardr. Bugn elimizde savalar hakknda detayl bilgiler yoksa da, gnmze kadar tanp gelen ortak motiflerinde, dier toplumlarla iletiim iinde olduklarna dair belgeler ve bulgular bulunmaktadr. Buluntulardan yola karak elde edilen delillerle bir karlatrma yapldnda; kazlardan karlan ipek kumalarn inceleme sonular bize, o zamana gre dokuma tekniinin ok ileri seviyelerde olduunu gsterir. Renkli ipliklerle retilen dokumalarn bile ilk kez M.. 403-222 yllar aras dokunduu tahmin edilmektedir. Bu tarz kuma rneklerine de, daha ok Moolistan, Sibirya, Noin ula, Limova, Pazrk ve Olaktda rastlanm, Tun-huang, Lou-lan, inde Niya, Afganistanda Bergram, Krmda Kerch, ve Suriyede Palmyra yrelerinde yaplan kazlardan da benzer kuma rnekleri bulunmutur. En nemlisi Han dnemi kumalarndan farkl retildii sanlan (Drege-Bhrer 1989: 26) bu kumalarn buluntu yerleri de dikkate alnrsa inliler tarafndan retilmedii dnlr. Son yllarda in arkeologlar bile yaptklar aratrmalarla, in efsanelerinde ska ad geen Sar rmak imparatorluunun kars Leizunun ilk ipek bceini bulan ve makaraya ilk saran inlilerdir tezini dorulamadklar, dolaysyla bu efsanelerin bugn pek emin ve gvenilir kaynaklar olmad grndedirler. nk in arkeologlarn kazlardan kard birok rnek, ipein ok erken zamanlardan beri retildiinin kantlarn oluturmaktadr. rnein; Shanxi yresi Xiaxian ehrinin Xiyin havzasnda, neolitik sitede yaplan kazlarda, arkeologlar bir takm ipek bcei kozalarn ortaya karmlardr. Bu buluntular bize, Sar rmak vadisinde oturanlarn ok eski zamanlardan beri dut aac yetitiricilii yaptn ve ipei retip makaraya sarmay bildiklerini gsterir. Tpk Shang (Yin) imparatorluu dnemi
27

bilig, K / 2005, say 32

kazlardan karlm olan ipek bcei kurdu kalntlar ile Orakel kemikleri ve dier hayvan kemikleri zerindeki yazlardan da anlalaca gibi, Shang dnemi (M.. 17. yy 11. yy) dut aac, ipek bcei ve ipek hakknda bilgi sahibi idiler. Bunun dnda, Shang dnemine ait bronzdan yaplm balta zerine sarl ipek kumalarn incelenmesi sonucu gstermitir ki, bu dnemde dz ve kark teknikle ipek kumalar dokunmutur (Mugi 1989: 3). Neticede, ipein inlilerden ok nce Trk kavimleri tarafndan kefedilmi ve kullanlm olabilecei, ayn ekilde hem dut aac ipeinin hem de yaban ipeinin inlilerden ok nce bilinmi ve ilenmi olabileceidir. Hatta yle grnyor ki, binlerce yl nce dz ve kark teknikle ipek kumalarn yine bu kavimler tarafndan dokunmu olabilecei, inlilerinse dut aacn daha kultive edip ipee ilem aamasnda iyiletirme saladklar ve bugnk retim seviyesine getirdikleri sylenebilir Kaynaka
Anonim, Grosse Brockhaus, Handbuch des Wissens in Zwanzig Baenden, XVII. Band Anonim (1987), in Kltr Tarihi Szl. Arne, T.J. (1924), Die neuen Steinzeitfunde in China, Nach einem Vortraege im Wiener historischem Museum, Ostasiatische Zeitschrift, Atasoy, Nurhan (2001), pek, imperial Otoman silks and velvets, stanbul, TEB letiim ve Yaynclk Bartold, Wilhelm (1901), Russische Arbeiten ber Ostasien, Mitteilungen des Seminars fr Orient Sprachen, Jahrgang IV Belenitski, A.M., I.B. Bentovich, O.G. Bol'shakov (1973) Srednevekovyj gorod SrednejAzii, Leningrad. Bekin, Ahmet Riza (1981), pek Yolu, A. Dil-TarihCorafya FakltesiYaynlar, Ankara Chang, Kwang-chih(1977), The Archarlogy of Ancient China, London, Yale University Pres Conrady Ullstein, Weltgeschichte, Geschichte des Orients Chin-ting, Jang, (1987), in Kltr Tarihi Szl, Basm, Che Chiang Davis, John Francis (1936), The Chinese, London Douglas, Robert K. (1882), China, London Drel-Adebahr, Lisa (1982) Von Der Faser Zum Stoff , Hamburg Drege, Jean-Pierre Bhrer, Emil M. (1989), The Silkroad Saga, NewYork Duden (1997), Fremdwrterbuch Eberhard, Wolfram (1933) Der Begin der Chou-Zeit Sinica 8 Eberhard, Wolfram (1942), Eski in Kltr ve Trkler, A.. Dil ve TarihCorafya Fakltesi Dergisi, Say I 28

mer, Miladi Dnem ncesi Orta Asyada pek

Eberhard, Wolfram (1937), Tagungsberichte der Gesellschaft fr Vlkerkunde, (Leipzig, 1936, toplant raporu) Leipzig Eberhard, Wolfram (1932), Bericht ber die Ausgrabungen bei An-Yang (Honan), Herausgegeben von Otto Kmmel-William Cohen, Ost Asiatische Zeitschrift, Neue Folge 8.Jahrgang, Berlin und Leipzig Eberhard, Wolfram (2000) in Simgeleri Szl, stanbul Eberhard, Wolfram (1995) in Tarihi, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara, Erber, Christian (1993/1994 ?) Reich an Samt und Seide, Bremen Falke, von Otto (1913), Kunstgeschichte der Seiden Weberei, Tbingen Franke, Otto (1904) Beitraege aus chinesischen Quellen zur Kenntnisder Trkvlker und Skythen Zentralasiens Franke, Otto (1930), Geschichte des Chinesischen Reiches, I Band, Leipzig Feddersen, von Martin (1957) Chinesisches Kunstgewerbe, Braunschweig Grousset, Rene (1980), Bozkr mparatorluu, eviren, Reat Uzmen, stanbul Grosse Brockhaus (1934), Handbuch des Wissens in Zwanzig Baenden, XVII. Band, (Schra-Spu) Leipzig Haussig, Hans Wilhelm(1954-2001) Die Geschichte der Zentralasiens und der Seidenstrasse in Vorislamischer Zeit, Darmstadt Hermann, Albert (1936), Wo lag Serinda , Ostasiatische Zeitschrift 1920/22, Neunter Jahrgang, Berlin Heyd, W. (2000) Yakn_Dou Ticaret Tarihi, eviren: Ord. Prof. Enver Ziya Karal, T.T.K. Basmevi, Ankara Kageyama, Etsuko (2003) www.transoxiana.com.ar/Eran/index.html Karlgren, B. (1944) (1945), Some weapons and tools of the Yin dynasty (Museum of Far Eastern Antiquities, No. 17, 101-144, Stockholm(1945), A.. Dil ve Tarih Corafya Fakltesi Dergisi, Cilt II, Say 3, Mart-Nisan Keller, Otto (1913), Die Antike Tierwelt, II. Band, Leipzig Klein, Dorothee (1936) Die frhen Seidengewebe auf der ChinaAusstellung in London, Ost- Asiatische Zeitschrift , Neuer Folge 12. Jahrgang Berlin und Leipzig. Klein, Ludwig (1926), Nutzpflanzen der Landwirtschaft und des Gartenbaues, Heidelberg. Koppers, Wilhelm (1941), Etnolojiye Dayanan Cihan Tarihinin I Altnda lk Trklk ve lk ndo-Germenlik, Belleten, c. 5 Lyovushkina, Svetlana V (1995/1996), Silk Road Art and Archaeology (4) On the History of Sericulture in Central Asia, TheInstitute of Silk Road Studies, Kamakura, Japan Mackenzie, Finlay (1961), Chinese Art, Spring Books, London Mugi, Che (1989), The Silkroad Past and Present, Beijing Mhlmann, W. (1938), Methodik der Vlkerkunde, Stuttgard Nai, Hsia )1974), New Archaeological Findsin China, Foreign Language Pres Peking 29

bilig, K / 2005, say 32

Needham F.R.S, Joseph (1954), Science and Civilisation in China, Cambridge at the University Press gel, Bahattin (1991), slamiyetten nce Trk Kltr Tarihi, Ankara Rebel, Hans (1927), China als Ursprungsland der Edelseide, Wiener Beitraege zur Kunst und Kulturgeschichte Asiens, Bd. II Richthofen, F. V. China, Band I, Ritter, Carl (1838), Erdkunde, VIII, Berlin Rosthorn, A. von (1937) Die Archaeologische Forschung in China, Anthropos, XXXII Sickmann, Laurance/ Soper, Alexander (1981) The Art and Architecture of China,Penguin Books, King-sport Press, Tennessee Silbermann, Henri (1897), Die Geschichte der Seidenkultur, des Seidenhandels und der Seiden- webekunst von hren Anfaengen bis auf die Gegenwart, Leipzig Simonenko, Alexander (2001), Chinese and East Asian Elements in Sarmation Culture of the North Pontic Region Silkroad Art and Archaeology, Kamakura, Japan Strassen, Dr. Otto (1926) Die vierfssler, Insekten undSpinnenkerfe, Brehms Tierleben, Allgemeine Kunde des Tierreiches, Institut Leipzig Sylwan, Vivi (1937), Silk from the Yin Dynasty, The Museum of Far Eastern Antiqities (Ostasiatiska Samlingarna), Bulletin No 9, Stockholm Tezcan, Hlya (1993) Atlaslar Atlas, Yap-Kredi Koleksiyonlar 3, stanbul Yatsenko, A. Sergei (2001) The Costume of the Yuech-Chihs / Kushans and its Archaeology Kamakura, Japan Yokohari, K. (1992) On the Kucha silk and Kashgar silk encountered in the Turfan documents, BAOM 13, (with English summary) Yokohari, K (2001) Realization of Samit and its development, in K. Nagasawa and K. Yokohari, Dyeing and weaving history of Silk Road, Tokyo Walk, L. (1937) Aufdeckung ber die Religion Altchinas, Reichspost Die Quelle, Say VIII.

30

Silk in Central Asia B.C


Do. Dr. Zahide mer*
Abstract: The noble looking silk is believed to be found by the Chinese in 3000 B.C. However it is not exactly verified that this wonderful looking textile material is actually found by the Chinese and which cocoon type was the first one to be used. In this study, our aim is to research the existence of a Chinese state in the Central Asia during 3000 B.C and whether these tribes were the ones actually to have found and produced the silk. Today, although not very much detailed information on their battles are in hand, findings and documents on their communicating with other communities were obtained from their common motifs. In this study, findings concerning the samples obtained from the recent excavations by the Chinese archaeologists have been taken into consideration and have been evaluated. In the study, after the introductory part which covers information about the Chinese and the Turkish tribes who lived in middle Asia, information is given about silk and its types, while topics such as its production and trade where it was grown are treated under separate headings. Then under the section concerning the history of silk, legendary information about silk has been given and in the section, research and findings about silk, archaeological studies from the past till now have been examined and we have tried to reach our aim while taking the chronological order into account. Key words: Central Asia, Silk, Chinese, Chinese Silk Turkish tribes, China.

Gazi University, Faculty of Education / ANKARA e-mail : zimer@gazi.edu.tr

bilig Winter / 2005 Number 32: 1-32 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

elk v Sredney Azii v period do n.+. Zaxide MER, d.n., do]ent


Rezme: Kak zvestno, elk bl izobreten kitay]ami v 3000 g. do n.+. Odnako kakoy vid +togo neobnogo materiala bl vperve upotreblen v tekstile i, deystvitel#no li kitay] wvlwtsw ego pervmi izobretatelwmi, poka ne izvestno. V svwzi s +tim, ]el# +toy rabot wvlwetsw opredelenie, s pomo# istonikov, vremw osnovaniw kitayskogo gosudarstva v Sredney Azii i, esli elk bl izgotovlen v 3000 g. do n.+., to wvlwls# l kitay] ego pervmi izgotovitelwmi ili je +to bl drugie plemena, jivie v tom regione. Xotw do nas ne doli tone svedeniw o voynax mejdu sredneaziatskimi plemenami, sudw po obim motivam, doedim do segodnwnego dnw, pis#menne stonk i naxodki govorwt o vzaimootnoeniwx mejdu nimi. V toy rabote analizirutsw +ti danne i nove svedeniw, poluenne za poslednee vremw kitayskimi arxeologami v rezultate raskopok. Stat#w sostoit iz vvedeniw, gde predostavlts svedeniw o trkskix plemenax i kitay]ax, jivix v Sredney Azii; zatem rasskazvaetsw o vidax elka, pod otdel#nmi zagolovkami datsw svedeniw ob izgotovlenii elka v mestax, gde on vrabatvalsw i o ego prodaje. Dalee, v asti pod nazvaniem *storiw elka, udeleno mesto svedeniwm iz legend o elke. V asti je *ssledovaniw i naxodki o elke, soblda xronologesku posledovatel#nost#, rassmatrivatsw arxeologieskie issledovaniw s drevneyix vremen do nastoego vremen. Kleve slova: Srednww Aziw, elk, Kitay, kitayskiy elk, elkoprwd, elkoviny kokon

Universitet Gazi, Pedagogieskiy fakul#tet, Kafedra Prikladnx skusstv-ANKARA

e-mail : zimer@gazi.edu.tr

bilig zma 2005 vpusk: 32: 1-32 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar


Yard. Do. Dr. Suna BAAK*
zet: Trk sosyolojisinde yap olgusuyla ilgili aratrmalarda benimsenen kuramsal yaklamlarn neler olduu, ayet bir kuramsal yaklam benimsenmiyor ise bu aratrmalarn nereye oturtulabilecei, nicel ve nitel aratrma yntemlerinden hangisinin/hangilerinin kullanld, sosyologlarmzn yap olgusuyla ilgili kuramsal yaklamlarda yer alan ikilemlere (tartma konularna) verdikleri cevaplarn neler olduu ve olgunun inceleniinde toplumsal yap, sosyal yap, sosyo-kltrel yap ve sosyal bnye kavramlarndan hangisinin veya hangilerinin hangi sebeplerle tercih edildii bu makalede cevab aranan sorulardr. Trk sosyoloji literatrnde yap aratrmalarnn geliimini ele almas sebebiyle sosyoloji tarihi alanna, bu aratrmalarda kullanlan yntemleri tesbiti sebebiyle de metodolojik inceleme alanna girebilecek olan bu aratrma literatr taramasna dayanmaktadr. Anahtar Kelimeler: Sosyal Yap, Toplumsal Yap, Sosyo-Kltrel Yap, Kltrel Yap, Sosyal Bnye, Temel Aratrmalar, Uygulamal Aratrmalar, Marxizm, Yapsal Fonksiyonalizm

Giri Bu makalede Trk sosyolojisinde yap olgusuyla ilgili aratrmalar ana hatlaryla ele alnacaktr. Konunun ana hatlaryla ele alnmasnn sebebi incelediimiz yap olgusunun (tabakalama, kurumlar, snf, organizasyon, roller v.b gibi) bir ok alt konuyu bnyesinde tayor olmasdr. Ayrca sosyoloji literatrnde yapyla ilgili aratrmalarn tmnn ele alnmas bir makalenin hacmini aaca iin yapyla ilgili aratrmalara iki odak noktasndan hareketle baklmtr. Bu konudaki ilk ve en nemli odak noktamz ve cevabn aradmz soru Trk sosyoloji literatrnde temel aratrmalar ve uygulamal aratrmalar ayrmnda, yap almalarnda (nicel ve nitel aratrma balamnda) younlamann nerede olduu ve bu iki tip aratrmada sosyologlarmzn bak alarn belirleyen kuGazi niversitesi ktisadi dari Bilimler Fakltesi / ANKARA e-posta: subasak@gazi.edu.tr bilig K / 2005 say 32: 33-63 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
*

bilig, K / 2005, say 32

ramsal yaklamlarn ne olduudur. Yap aratrmalarnda baat kuramsal yaklamlar Marxist ve yapsal fonksiyonalist yaklamlardr. Ancak herhangi bir kuramsal yaklamdan hareket etmeksizin1, sosyo-kltrel yapnn sadece davransal ve maddi boyutunun bilgisine nicel aratrma teknikleriyle ulamaya alan aratrmalar da dier bir grubu oluturur. Cevabn aradmz dier bir soru ilk odak noktas ile balantl olup yap aratrmalarnda sosyologlarn kuramsal yaklamlarda yer alan ikilemlere (tartma konularna) verdikleri cevaplardr. Ayrca yap olgusunun incelenmesinde sosyo-kltrel yap, toplumsal yap, sosyal yap, sosyal bnye kavramlarndan hangisinin veya hangilerinin hangi sebeplerle tercih edildii ve bu tercihlerde ideolojik kayglarn olup olmad cevab aranacak dier bir sorudur. Dier bir deyile olgunun kavramsallatrlmasnda farkl veya benzer olgular veya boyutlar ifade eden kavramlar retilmi midir? sorusunun da cevab aranacaktr. Baz sosyologlarmzn yaptklar aratrmalar ayr balklar altnda ele alnmtr. Bunun sebebi sz konusu aratrmalarn yapyla ilgili ilk almalar nitelii tayor olmasdr. Ayrca zaman olarak konuyu ilk ele aln yan sra daha sonraki bir zamana rastlyor olsa bile yap olgusunun farkl bir boyutuna veya yap olgusuna farkl bir bak as ile yaklama da, bir sosyolog ve aratrmasna ayr bir balk amay gerektirmitir. Yer yer metodolojik bir inceleme nitelii tayan bu aratrma, ayn zamanda bir sosyoloji tarihi almas olarak da nitelendirilebilir. Bu aratrma sosyoloji tarihi alanna, yapya ilikin aratrmalarn ilk balatclarn ele alarak girmekte ve sosyolojimizde yap aratrmalarnn, hem dnsel temellerini hem de temel aratrmalar bakmndan bir geliimini sunmay amalamaktadr. Aratrma, yneldii konuyla ilgili olarak ortaya konmu olan kaynaklar zerine yaplan bir literatr taramasna dayanmaktadr. 2. Trkiyede Yap Aratrmalarna Genel Bir Bak Trk sosyolojisinde zel olarak yap aratrmalarna bakmadan nce Trkiyedeki sosyoloji aratrmalarna genel bir bak, bize yap aratrmalarna ilikin genel bir ereve sunacaktr. B. Akit Trkiyede sosyoloji aratrmalarn ele alrken temel kavram kullanr (Akit 1986:195-196): Blmelenmilik, farkllama ve eitlenme. Trk sosyolojisinde blmelenmiliin (compartmentalization), yaklamlar, kuaklar, blmler ve bazen ayn blmdeki kiiler arasnda olduunu belirterek; blmelenmilii almas gereken bir oluum olarak be34

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

lirtir. B. Akitin Feyerabendden hareketle kulland eitlenme (proliferation) bir aratrma alannda birden fazla kuram ve yntemin var olmas, etkilemesi, tartlmas, alternatif ve kar hipotezlerin retilebilir olmasyla ilgilidir. Farkllama ise sosyolojinin alt alanlara ayrlmasdr. B. Akit Trk sosyoloji aratrmalarn onbe alt alana ayrarak, seksen civarnda sosyolog iin bir yayn listesi oluturur. Onbe alt alann herbirinde azmsanmayacak sayda aratrma bulunduunu belirtir. Akit (1986:205) e gre Dnya Sosyoloji Derneinin sosyolojiyi krkdan fazla alt alana en az bir o kadar da komiteye ayrarak kongre yapt dnlecek olursa, Trk sosyolojisindeki bu on be alt alan kmsenemeyecek bir farkllama gstergesidir. Dnya sosyolojisinin krkdan fazla alt alana ayrlmas dondurulmu bir ayrm deildir. Bugn bu alt alanlarn saysnn giderek arttn syleyebiliriz. nk, sosyo-kltrel realitenin incelenmesi sonucu yeni oluumlar kefedilmekte ve yeni problem alanlar ortaya kmaktadr. Trk sosyolojisinde zel olarak yap olgusu aratrmalarndaki farkllamaya bakldnda konu ile ilgili uzmanlk alanlarnn bir birinden pek fazla kopuk olmad grlmektedir. Akit (1986:205)e gre Trk sosyologlarnn ounun bir ok alanda aratrma yapp yaynlamalar uzmanlamann2 ileri gitmesinin bir gstergesidir ve bu durumun olumlu yn alanlar aras ibirliine, ilikilere ve btnle imkan hazrlamasdr. B. Akitin eitleme ve farkllama kavramlarn yap almalar iin kullandmzda bu almalara ilikin daha ayrntl bilgiye ulaabilmemiz mmkndr. eitleme bir aratrma alannda birden fazla kuram ve yntemin varolmas, etkilemesi, tartlmas alternatif ve kar hipotezlerin retilebilir olmasyla ilgilidir. Yap aratrmalarnda Trk sosyolojisinde hakim olan kuramsal yaklam pozitivistik paradigma kapsam iinde yer alan Marxist ve yapsal fonksiyonalist yaklamdr. Trk sosyolojisinde pozitivistik paradigmann egemenliine ramen kendisine yava ancak olduka salam bir yer amaya alan hmanistik paradigmaya giderek artan bir ilginin duyulduu (Dikeligil 2002) gz nnde bulunduracak olunursa yap olgusunun aratrlmasnda nitel aratrma yntemini kullanarak yaplacak aratrmalarn saysnn artacan syleyebiliriz. Toplumsal yap aratrmalarnda genel olarak hakim kuramsal yaklamlar belirledikten sonra imdi de bu aratrmalarn Trkiyenin iinden getii srelerle nasl eitlendiine bakalm.

35

bilig, K / 2005, say 32

Toplumsal yap/yaam ile sosyoloji kuramlar arasnda karlkl ve birbirine bal bir iliki var olduundan toplumsal yapda meydana gelen oluumlar yeni kuramlarn domasna ve gelimesine imkan hazrlarken, bu kuramlar da toplumsal yapnn aklanmasna ve yeniden yaplanmasna katkda bulunurlar (Kzlelik 2000, 1). Toplumsal yap/yaam ve kuram ilikisi iin yaplan aklamalar toplumsal yap/yaam ve sosyolojideki yap aratrmalar iin de yaplabilir. Sosyolojik aratrmalarn (temel ya da uygulamal) ilgi oda ve geliimi zde toplumsal yap/yaam eksenlidir. Trkiyedeki yap aratrmalarn Trkiyenin artlarndan soyutlayabilmek mmkn deildir. Bu erevede kinci Dnya Savandan sonra ok partili siyasal hayata gei, ekonomik ve sanayideki gelimeler sosyal aratrmalarn konusu zerinde de etkili olmutur. Sosyal bilimcilerin iinde yaadklar dnemin zelliklerinin, onlarn aratrmalarn ve en nemlisi aratrma konularn etkilememesi dnlemez. Yap aratrmalarnda da Trkiyenin iinden getii sreler yap aratrmalarnn konusunu belirlemitir. Ayrca bu srelerle birlikte yap konusundaki almalarda farkllamalar yani uzmanlk alanlar ortaya kmtr. Bu erevede Trk sosyolojisinin baz nde gelen isimlerinin (H.Z.lken, M.Turhan, C. Tanyol), Z. Gkalpin etkisiyle 1930lardan 1950lerin sonuna kadar kltr, felsefe ve din aratrmalar zerinde younlatn syleyebiliriz. Ancak 1950ler ve 1960larda Trkiyenin iine girdii hzl deiim ve yapsal dnmler, sosyo-kltrel yapyla ilgili almalarn balamasna ve eitlenmesine sebep olmutur (Akit 1986:195). Kltr-medeniyet ikilemi esas olmak zere, kuramsal yaklamlarda yer alan ikilemler erevesinden hareket eden Trk sosyologlar yapsal ilevselci ve Marxist yaklamlardan hareketle modernleme kuramlarn veya az gelimilik ve gelime kuramlarn kullanarak ya da bu ikisinin sentezi erevesinde deiimi aklamaya alrken, sosyo-kltrel yapya ilikin de nemli bilgiler sunmulardr. Bu konuda alma yapan sosyologlarmz arasnda M. B. Kray, B. Boran, N. Berkes, . Yasa, . Mardin, B. Akit, . Ozankaya, E. Kongar, K. Boratav ilk akla gelenlerdir. Sosyo-kltrel yapya ilikin bilgi veren alanlardan birisi de tabakalama konusunda yaplan almalardr. Tabakalama, yapnn anlalmasnda byk nem tar. Ayrca nfusa ilikin demografik bilgilerle somutlatrlabilecek olan bir tabakalama profili drt hiyerarik (politik, siyasi, iktisadi, saygnlk) dizili balamndaki sosyal etkileimlerin netlemesini de salayabilir ve sosyo-kltrel yapnn aklanabilmesi iin gerekli olan baz temel bilgiler tabakalama almalarndan kazanlr (Baak Avclar
36

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

1994: 2-3). Bu konudaki almalardan bir ksm Osmanl tabakalama sisteminden Cumhuriyet dnemi tabakalama sistemine geile ilgilidir. Tabakalamaya ilikin bir baka grup aratrma eski ve yeni orta snf zerinedir. Tabakalama sistemi iinde yer alan snflarn siyasal yap ve ideolojilerle etkileimi zerine yaplan aratrmalar da Trk sosyolojisinde nemli bir yer tutmaktadr. Ayrca gelir, tketim, konut ve dier tabakalama gstergeleri meslekler ve tabakalama, gelir ve tabakalama ve iiler zerine yaplan almalar nemli yer tutar. Trk toplumunun sosyo-kltrel yapsna ilikin almalarda Dou ve Gney Dou Anadolu ile etnik gruplar zerine yaplan yap almalarnn zel bir nem arzettiini ve Trkiyenin toplumsal yapsna ilikin almalarda bu blgelerin ayrca ele alndn grmekteyiz. Kasaba ve kent aratrmalar, nfus, eitli toplumsal kurumlarn incelenmesi yap aratrmalarna rnektir. Trkiyenin toplumsal yapsna ilikin kurumsal analiz dzleminden hareketle alma yapan sosyologlar E. Kongar, O. Trdoan, B. Gke ve N. Serterdir. Sosyolojiye giri kitaplarnn tamamnda yap olgusu makro ve kurumsal dzlemde inceleme konusu yaplmtr. Trk sosyoloji literatrnde yapyla ilgili almalara dayanak noktas oluturan, en ok atf yaplan ve bu konuda ilk alma yapm olmalar sebebiyle de nemli iki isim B. Boran ve M. B. Kraydr. B.Boran ve M.B. Krayn yap almalar yaklamlarn oluturan ideolojik arka plan, tartlsa da, (bu ayn zamanda yaklamlarn oluturan bak as olmutur) metodolojik deeri olan aratrmalardr. Her iki sosyoloun almasnda makro boyutta yer alan kurumsal fonksiyonlar nem tamaktadr. Bu sebeple Boran ve Kray terimleri bu makalede sosyal, toplumsal ve sosyo-kltrel yap kavramlar arasnda izeceimiz ayrmlar esasnda kullanmamlardr. ounlukla sosyal yap zaman zaman da toplumsal yap terimini birbirinin yerine kullanmlar ancak almalarnda bizim kabul ettiimiz anlamyla toplumsal yap analizi yapmlardr. Yapsal zmlemeleri zellikle fonksiyonalist ve Marxist kuramsal yaklamlar iinde ve makro boyutlu bir dzlemdedir. B. Boran, N. Berkes ve arkadalarnn DTCFden tasfiyesiyle 1960l yllarda sosyolojide iki ana eilim olumaya balamtr. Bu oluum yapya ilikin almalar da etkilemitir. ...Dnemin egemen ideolojisi sosyalizmi benimseyen ve bu anlaya gre Trk toplum tarihinin verilerinden yararlanarak, fakat bunlar farkl biimlerde yorumlayarak temel hazrlamak
37

bilig, K / 2005, say 32

isteyen toplum tarihi arlkl almalar ya da yine tarihsel verileri yorumlama yn ar basan, ancak sosyalizme ters ynde bulunan totaliter milliyeti anlaylara temel hazrlamak isteyen, yani ideal-romantik bir dzen arayna ve bu almalarn oluturduu zengin bir fikir ortam ve aratrma faaliyeti (Kamazolu 1996: 49). Aratrmalarnn ideolojik arka planlar her ne olursa olsun tarihsel verilerden hareketle toplumsal yap analizine ynelen bu almalarn nemli bir blm makro boyutlu olmutur. Bunlar temel aratrmalara rnek tekil etmekle birlikte . Bozkurtun dndaki almalarda da yapya ilikin kavramsal tartmalara girilmemitir. En genel anlamyla 1960l yllarda Kamazolunun yukarda bahsettii bu iki ana eilimden ilki Marxist yaklam ikincisi ise yapsal-fonksiyonalist yaklam benimsemitir. Yap konusuna ilikin almalarnda ilk eilimi benimseyenler dzenin deitirilmesi, ikinci eilimi benimseyenler dzenin muhafazasn benimser bir tutum sergilemilerdir. Yapya ilikin almalarda Marxist ve yapsal fonksiyonalist yaklam olarak belirlediimiz iki ana eilimin dnda, Amerikan sosyolojisinin etkisiyle herhangi bir kuramsal yaklamdan hareket etmeksizin, sosyokltrel yapnn sadece davransal ve maddi boyutunun bilgisine ulamaya allan, dar kapsaml, nicel verilere ynelik aratrmalarn yapldn da tespit etmekteyiz. Bu aratrmada problem zmeye ynelik bir ama yoktur. Bu almalara yneltilen tm eletirilere3 ramen yine de bu almalarn sosyo-kltrel yapya ilikin belli bir zaman ve mekandaki grntlerin bir tasvirini yapmalar veya bunlar tasvir etmeseler bile tantm olmalarnn, sosyoloji literatr asndan katk olduunu syleyebiliriz. Kuramsal yaklamlar ayrmnn yan sra nicel-nitel, temel-uygulamal aratrmalar ayrmnda yap aratrmalarna bakmak mmkndr. Bilindii gibi temel ve uygulamal aratrmalar arasnda baz farkllklar vardr. Uygulamal aratrmada da problem zmek nemlidir. Ancak bu problem sosyolojik verilere ihtiyac olan kurumun tespit ettii olgusal dnyada var olan ve toplumda tkanmalara sebebiyet veren bir problemdir. Bilim adamnn zihninde var olan bir problem deildir. Burada aratrmann konusu sosyolog tarafndan deil, sosyolojik verilere ihtiyac olan kurum tarafndan tespit edilir. Temel ve uygulamal aratrma arasndaki en belli bal fark aratrmaya balatlmas veyahut aratrmann konusu38

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

nun ne olacann kararlatrlmasdr. Uygulamal aratrmalarda dier insanlar iin ihtiya duyulan aratrmalar yaplrken, temel aratrmalarda, sosyologlar kendi sosyolojik bilgilerini artrmak iin aratrmay planlarlar. Temel aratrmann teorik olarak geerli olmas gerektii sk sk sylenir... Temel aratrma belli teorilerin doru veya yanl olup olmadn aratrr ve yeni teoriler gelitirmeyi hedef edinir (Cole 1999, 87). Temel aratrmalarda bilim adamlar konuya bilmek iin bilmek amacyla yaklarken, uygulamal (ihtiya) aratrmalarda fayda iin bilmek amacyla yaklarlar (Arslantrk 2001, 20). Ancak her iki aratrmann birletikleri husus, sosyo-kltrel gerekliin bilgisine ulamaktr ve aslnda bu aratrmalar birbirlerini beslerler. ayet uygulamal aratrmalarn temelinde kuramlar bulunursa, incelenen birimin btnle balants salanabilir. Temel aratrmalarda nicel ve nitel aratrma yntemlerinin her ikisi de kullanlabilir. Bizim bu almamz temel aratrmalar zerinedir. Temel aratrmalar nicel ve nitel yntemi kullanmalar bakmndan ele alnacaklardr. Sosyologlarmzn yaptklar yap aratrmalarna genel olarak bakacak olursak, onlarn aratrmalar yukarda alntda belirtilen ve temel aratrmalar iin geerli olan llere uymaktadr. Bu konuda en nemli isimler B. Boran, M.B. Kray, . Bozkurt ve N. Nirundur. Bu almalarn bir ksmnda sosyo-kltrel yapy analiz iin kullanlan kuramlar sorgulanmaktadr. zellikle . Bozkurt almasnda Marxizmin bir versiyonu olarak kabul edilebilecek Georges Gurvitchin toplumsal yap anlayn incelemi ve ayrntl bir zmlemeden geirerek Gurvitchin yap anlaynn eletirisini yapmtr. Ayrca Gurvitchin aklamalarndan esinlenerek yeni aklamalar getirmitir. N. Nirunun aratrmasnda ise sosyal yap ve elemanlar ile sosyal bnye ve faktrleri kavramlar ayrtrlp yapsalfonksiyonalist teoriden hareketle problem somutlatrlmaktadr. B. Dikeligilin aratrmas ise atmac ve yapsal fonksiyonalist teorilerin yapya ilikin aklamalarn sorgulayan, btnc yaklam asndan bir yap analizi modeli kurma abas ieren bir aratrmadr. Bu almalar temel, nitel aratrmalar kapsam iinde yer alrlar. Bilindii gibi uygulamal aratrmalarda temel zellik, konunun bir kurum tarafndan seilmesi ve amacn problem zme (ihtiya gidermek) olmasdr. Temel aratrmalar uygulamal aratrmalar ayrmnda uygulamal aratrmalara nclk eden Babakanlk Devlet Planlama Tekila39

bilig, K / 2005, say 32

tnn SPT tarafndan yrtlen blgesel ve il lekli yap almalar sosyolojimizde nemli bir boluu dolduracak niteliktedir. zellikle 1990l yllarda uygulamal alan aratrmalarnn devlet tarafndan desteklendiini grmekteyiz. Kurumlar kendi hizmetlerini daha iyi sunabilmek amacyla aratrma birimleri oluturmulardr. Baz bakanlklarn APK (Aratrma Planlama Koordinasyon) birimleriyle DPT, TRT, AAK ve GAPn yaptrm olduu aratrmalar uygulamal aratrmalar kapsamnda olup bu aratrmalardan Trkiyenin toplumsal yapsna ilikin bilgilere ulamak mmkndr. Sosyo-kltrel yapya ilikin temel aratrmalarn nemli bir blmnde nicel aratrma yntemleri kullanlmtr. Bu aratrmalar sosyologlarn kendileri tarafndan yaplm olup, herhangi bir sosyal birime ilikin bir problemi zmeye ynelik deildir. Biz olgusal dnyadan hareketle kavramsal dnyamz olutururuz ve bir aratrmada eylemsel sre ile zihinsel sre i iedir (Yldrm 1997:31). Trk sosyolojisinde yapya ilikin aratrmalarda sosyologlar, nicel ve nitel aratrma yntemlerini birlikte kullanmakla beraber, nicel aratrma yntemlerinin kullanmnda younlama vardr. Nitel aratrma ynteminden hareketle kuram kurmaya ya da eletirmeye ynelik almalarn says snrldr. Yap olgusunun analizine ilikin nitel aratrmalara rnek olarak ele aldmz N. Nirun, . Bozkurt ve B. Dikeliilin almas tarihsel karlatrma ynteminden hareketle yaplan literatr taramasdr. N. Nirun yapsal-fonksiyonalist, . Bozkurt ise atmac yaklamn yapya ilikin grlerini ele alrlar. B. Boran ve M. Belik Kray ise tarihsel karlatrma yntemlerinin yan sra nicel aratrma yntemlerini de kullanarak daha kk inceleme birimlerine ynelmilerdir. Benimsedikleri kuram realitede snayarak dorulama (pozitivistik bilim anlay) amac onlar hem nitel hem de nicel aratrma yntemlerini birlikte kullanmaya sevk etmitir. N. Nirun ve . Bozkurtun almalar ise yap olgusuna ynelik fikirlere ilikindir ve nitel aratrma zellii gstermektedir. 3. Yap Aratrmalarndan rnekler Bu blmde yap aratrmalar ele alnrken yapsal fonksiyonalist ve Marxist yaklamn ilk ve en nemli temsilcileri ayr balklar halinde ele alnacaktr. Bu yaklamlar iine dahil etmediimiz ancak nemli grdmz aratrmalar da aratrmacnn ad ve kitap ad ile birlikte ayr balklarda ele alnacaktr. Sz konusu yaklamlarn takipileri olup bu
40

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

yaklamlardan birine dahil olan veya herhangi bir yaklam sergilemeyen aratrmalara dier aratrmalar bal altnda ksaca deinilecektir. 3.1. Behice Boran: Toplumsal Yap Aratrmalar 1940 kua Ankara ekol sosyal bilimcilerinden B.Boran ve N.Berkesin abalar sonucu uyuma dayal toplum modelinden uzaklalarak, atmaya dayal bir toplum modeline doru kayma sz konusudur. (lyasolu, tarihsiz: 2172) Bu grup evresinde yaplan aratrmalarda mikro inceleme birimi olarak kyler zerinde younlama vardr. B. Boran da ve ova kylerinin toplumsal yaplarn karlatrmal incelerken, . Yasa, tren yollarnn devreye girmesiyle birlikte toplumsal yapnn nasl deitiini aratrr. 1940-1943 yllar arasnda kylerin toplumsal yaplarnn incelenmesinde bu sosyologlar diyalektik yntemi kullanmlardr. Trkiyenin toplumsal yapsnn belirleyicilerini bulmak asndan bu almalar yol gsterici olmutur. O yllardaki yap aratrmalarnda Muzaffer erifin kk gruplar odakl almalar (Ergun, tarihsiz:2162) nemli yer tutar. Sosyal psikolog olarak M. erifin Bat literatrnde de kendisine saygn bir yer bulmu olan almalar, yapnn devamlln salayan normlarn nasl oluturulduu konusunda ayrntl bilgi verir. B. Boran ve N. Berkesin Ankara niversitesinde kurduklar sosyoloji krss, sosyoloji almalarna farkl bir soluk katmtr. Marxizmle kark, Amerikan sosyolojisinin bak asndan da etkilenen (Kamazolu, tarihsiz: 48) Ankara ekolnden zellikle B. Borann toplumsal yapya ilikin almalar sadece tasvir edici bir alma olmayp, kuramsal bir yaklamdan hareket etmesi bakmndan nemlidir. B. Boran makro boyutta bir toplumsal yap anlayna sahiptir. Sosyal yapdan anladmz mana, messeselerin birbirleri ile az ok btnleerek tekil ettii sosyal dzende messeselerin btnleme ekli ve derecesi olup bu cemiyetten cemiyete deiir (1945: 1-2). Bu tanmdan ulaabileceimiz sonu kurumlarn sosyal yapda temel olduu grnn benimsendiidir. Esas olan kurumlar ve kurumlar aras ilikilerdir. almada tabiata verilen nem dikkat ekicidir. B.Boran toplumsal yap aratrmalarnda, ele alnan topluluun tabiatla olan mnasebetleri cephesinden balayarak ilerlemenin icap ettiini savunmaktadr (1945: 6). B. Borann incelediimiz almas, Manisada sekiz ova ve be da kyndeki saha aratrmalarnn sonularn kapsamaktadr.
41

bilig, K / 2005, say 32

Ona gre toplumsal yap, iki trden ilikiler dengesinin meydana getirdii iki temel kurumlar kategorisinin btndr. Bu kurumlar ikiye ayrlr: 1) Cemiyet-tabiat erevesi mnasebetlerinin insanlar arasnda dourduu mnasebetler sistemi, 2) Dorudan doruya cemiyettabiat mnasebetinden domayan insanlararas mnasebetler sistemi... Bu mnasebetler sisteminden birincisi daha nemlidir, daha kktendir ve bu cepheden ele alnabilir: 1) Tabiat iletme iinde kullanlan vastalarn, aletler, teknikler, aletlere tatbik edilen enerji eidi ve miktar; 2) Tabiat iletme faaliyetlerinin topluluu tekil eden insanlar arasnda nasl blnd ve tekilatland istihsal organizasyonu ekilleri, i blm sistemi; 3) Kullanlan tabii kaynaklarn ve iletme vastalarnn topluluu tekil eden insanlar arasnda nasl datld mlkiyet mnasebetleri ( Boran 1945 : 2-4). Boran, doayla ilikiler sistemini ilksel messeseler, doayla ilikiler dndaki ilikiler sistemini ikincil-messeseler olarak adlandrr. B.Boran tabiatla mnasebetler sistemi ya da ilksel messeseler dedii oluumdan bir baka eserinde retim ilikileri olarak bahseder. Boran retim gleri ve retim ilikilerinin belirledii retim biiminin toplumsal yapnn temelini oluturduunu ne srer. Meseleleri toplum yaps asndan grmek demek, onlara retim gleri, ilikileri ve bu ilikilerin meydana getirdii sosyal snflar asndan bakmak demektir (Boran 1968: 4). almada, pozitivist paradigma erevesinde maddi-manevi kltr ayrm yer almaktadr. Ayrca, almann yrtld kylerle ilgili yaplan snflandrma ve deerlendirmeler, ekonomik yap temel alnarak gerekletirilmitir. Bunun yan sra, kyn corafi konumu, kyn d mnasebetleri, ehirleme sreci gibi faktrleri de deerlendirmede dikkate almtr. Aratrmada incelenen kurumlar iinde en kk birim ailedir. Analizde, en kk birim olarak ailenin alnmas daha sonra da bir gelenek halinde srecektir. B. Borann yapya ilikin aklamalar, makrososyolojik lekte, toplumun bir kurumlar topluluu olduu ve kurumlarn toplumun yapsn tekil eden fonksiyonel birimler olduu grne dayanr. 3.2. Mbeccel Belik Kray: Toplumsal Yap Analizleri in Bir ereve Trk sosyolojisi iinde ve zellikle de yap almalar iinde M. Belik Krayn ayr bir yeri vardr. N. elebi (2001: 10)ye gre M. B. Kray Trk sosyolojisinde sosyolojik kuramlarn ulalamaz ve tehlikeli, alan
42

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

aratrmasnn bir saymacadan ibaret olduu anlayn ykan kiidir. Kray alana kuramsal donanmla kmasnn yansra, olgular kavramsallatrma ve kuram ile veriyi birletirme, bulgular hem kuram iinde tartmaya ama hem de kendi toplumumuzun yap ve srelerini dikkate alarak yorumlama gibi ok nemli bir metodolojik ilkeyi hayata geiren ilk sosyoloumuz olmutur. M. B. Krayn Ereli aratrmasnda fonksiyonalist yaklam kullanarak, sosyo-kltrel gerekliin fonksiyonel ilintiler dzeni iinde ele alnmasn nerir. Bu tutum, atmac yaklam karsnda aka fonksiyonalist yaklamn tercihini gstermektedir. Krayn aratrmalarnda toplumsal yap, dengeli bir btn olarak dnlr. Erelinin toplumsal yapsnn aklanmasnda sosyal dzensizlik ve bozuk sosyal fonksiyon terimleri yerine tampon kurumlar terimini nerir. Ona gre tampon kurumlar ... her iki sosyal yapya da ait olmayan yeni messeseler, ilintiler, deerler ve fonksiyonlardr. Bu tampon mekanizmalar sayesinde, sosyal yapnn eitli ynleri birine balanr ve toplumun greli bir denge halinde kalmas mmkn olur (Kray 1967: 7). M.Kray Trk sosyolojisinde zel bir yeri olan Ereli Ar Sanayiden nce Bir Sahil Kasabas (1964) adl eserinde, kasabann Toplumsal Yap Analizleri in Bir ereve bal altnda sunduu teorik ereve iinde Ereli kasabasnda toplumsal yapnn aklanacan belirtir. Kray, yrtt almalarn bir ksmnda toplumsal yap kavramn kullanmakla beraber, genelde sosyal yap kavramn kullanmtr. Ancak, Behice Boran gibi, kurumlar odak noktas alan, makro boyutta bir toplumsal yap anlayn benimsemitir. Sosyal yap, bu yapy meydana getiren sosyal messeselerin insan ilintilerinin ve bunlarn karlkl mnasebetlerinden doan sosyal deerlerin birbirini karlkl olarak etkiledikleri bir btndr ve bu btn her zaman ayn olmayan hz ve tempoyla deiir (Kray 1982 a: 15; 1964: 6). Ona gre toplumsal yapnn eklini belirleyen deikenler drt balk altnda toplanabilir: Her toplum : (a) ekolojik bir komnite, mekanda belirli bir yeri ve biimi olan bir yerleme ekli (b) kendine has zellikleri olan nfus kompozisyonu, (c) belirli bir sosyal rgt ve (d) bunlara bal bir deerler sistemi olarak ele alnabilir. Birbirine bal olan ve tabi olan bu drt byk deikenler grubunda izlenecek farkl derecelenme ve eitlenmeler de yle zetlenebilir: (a) ekolojik ilintilerin ekil ve hacmi (b) kurumlarn farkllama, ihtisaslama ve rgtlenme derece43

bilig, K / 2005, say 32

leri (c) toplumda darya alma, dars ile balant kurma, btnleme ekli ve miktar, (d) insan ilintilerinde herkesin birbirini tand ahsi yz yze temaslardan, anonim ve gayri ahsi rollere dayanan ilintilere gei derecesi (c) mahalli ve dini olma zelliklerinin kaybolma derecesi (1982a : 16-17; 1964: 7-8). M.B.Krayn toplumsal yapy incelerken ele ald yukardaki drt deiken somut toplumun derinlemesine katlarndan en nemlileridir. Krayda toplumsal yap kavram dzen, dizge, btn, olu biimi kavramlarn artrr. almada toprak mlkiyeti konusuna nem verilmi ve zellikle aile yapsnn deiiminde toprak mlkiyetindeki deiimin temel rol oynad vurgulanmtr. Bu zmlemelere giderken, tarmsal art rn kavramndan hareket edilmitir. Kray, seklarizmi dinselliin alannn daralmas ve sonrasnda dinselliin kaybolmas eklinde deerlendirir (Kray 1982b: 76). Dinselliin deiimi ile ilgili monografi almalarna yer verilmitir. Nihayetinde, sosyo-kltrel yapdaki tm deimeler ekonomik deimelerle aklanmaya allmtr. Kray, sosyo-kltrel yap ile ilgili almalarnda kurumlar odak noktas olarak kabul etmitir. almalarda, pozitivist gelenek iinde tek ynl sebep-sonu ilikilerinin tespit edilmeye alld grnmektedir. Ayrca, din ile ilgili aklamalarda, dinin aama aama kaybolaca eklindeki pozitivist dnce ak ekilde grnmektedir. Krayn kurumlar temelli sosyokltrel yap anlay, daha sonraki pek ok sosyal bilimcimizde kendisini gstermitir. M. B. Kray yapt tm aratrmalarda fonksiyonalist yaklama sadk kalmtr. Bu, Trk sosyolojisi bakmndan zellikle kullanlan yaklamlarn geleneksellemesi asndan nemli bir aamay gsterir. Nitekim M. B. Krayn fonksiyonalist yaklam E. Kongar, S. Timur gibi aratrmaclar tarafndan benimsenmitir. M. B. Krayda denge salayan tampon kurumlar kavram toplumsal yapmzda bir ok olgunun akla kavumasnda nemli bir katk salamtr. 3.3. Nihat Nirun: Sistematik Sosyoloji Ynnden Sosyal Dinamik Bnye Analizi Trk sosyoloji literatrnde fonksiyonalist yaklamn en nemli temsilcisi N.Nirundur. N. Nirunun yapyla ilgili eserinin en nemli zellii Trk sosyoloji literatrnde sosyo-kltrel yapyla birinci dereceden ilgili bir temel aratrma olmasdr. Teoriden rkme dnemini yrtan ilk ve pr teorik
44

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

alma ki, ilk ve pr teorik olmann tm dezavantajlarn tar. N. Nirunun Sosyal Dinamik Bnye Analizidir (elebi 2001:9). alma sosyal yap ile sosyal bnye arasndaki ayrm esas zerine kuruludur. SOSYAL YAPI SOCIAL FRAMEWORK- dinamik sosyal bnyenin adeta bir iskeleti bir mahiyetidir (1991: 125). Kendi i kanuniyeti, faktrlerinin tab kudreti ile varln, oluumunu ve deiimini kazanan her tamlam btne SOSYAL DNAMK BNYE Social Dynamc Structure- adn veriyoruz (1991: 135). Sosyal yapdan sosyal bnyeye geildii zaman gevek ballktan ok sk balla; karlkl deikenlikten sistemlemeye, tamamlamaya, btnlemeye; homojenlikten heterojenlie bir gelime kaydedilmi olmaktadr (1991: 148). Sosyal yap ile sosyal dinamik bnye arasndaki bu ayrm Comtevr sosyal statik ve sosyal dinamik ayrmn artrr. Eserde yapnn anlam zerinde durulur. lk anlayta yap; toplumun, grubun, kmenin meydana getirdii birimlerin her biridir. rnein Trk toplumu bir yapdr. Bir ky, bir ehir, bir aile yapdr. Her yap belli bir tabii evre zerine temellenen sosyal evre iinde bulunur (1991: 7-28). kinci anlayta yap sosyal hayat alan ierisinde st ste ve yan yana sralanm birimler erevesinde ele alnr. Sosyal yapnn iinde bulunan alt-orta ve st tabakalar kendi ilerinde de bir takm sosyal snflara, gruplara ve mesleki zmrelere ayrlrlar, bunlar arasnda yatay ve dikey hareketler oluur (1991: 37-44). Son anlay da yapnn mikrososyolojik alandaki ifadesidir. Yap burada stat ve roller ana indirgenir (1991: 45). Her grte de ortak nitelik sosyal yapnn kendisinin yegane yaratt alan insann sosyal hayat ile varln kazanmasdr (1991: 74). Yazarda ayrntl ifadesini bulan bu anlay makro ve mikro yap anlaylarna dayanr. N. Nirunun yapya ilikin grleri fonksiyonalist yaklam erevesinde ele alnabilir. Sosyal yapda yer alan her evre bir stndeki evreye, stndeki evreler de kendi altlarndaki ve dolaysyla daha alttaki btn evrelere balanyor ve bu evrelerin hepsi birbirine aadan yukarya ya da yukardan aaya doru uyuma-correlation-hali kazanyor. Demek oluyor ki, bir blgenin sosyal yapsnn tabannda uzanan tabii evresi ile tavannda bulunan tabiat st evresi- super natural environment-ine varncaya kadar aradaki btn evreler tabii bir sistemin ahengini yaratyor... Hibir insan toplum hibir bakmdan birbirinin ayn olamayacana gre,

45

bilig, K / 2005, say 32

sosyal yaplar arasnda da benzerlik bulmak ok zor olsa gerekir. Sosyal yaplar son derece heterojendir (1991 : 81 82). Sosyal yapnn tabii bir sistemin ahengini yaratt gr, fonksiyonalist yaklamdaki uyum (ahenk) ve denge ilikisinin n plana kartlmasnn bir sonucudur. N.Nirunun aklamalarnda atma ve ereti denge adn verdiimiz iliki tiplerine rastlanmaz. Eylem yap ikileminde ise yapya ncelik verildiini grrz. Ayrca blgenin sosyal yaps denmekle, yap aratrmalarnda sosyolojinin asl inceleme birimini oluturan toplumsal birimlerden, corafi birimlere bir kaydrma sz konusudur. Ayrca tabii bir sistemin ahengi ifadesi bizi toplumda gerek toplumsal birimlerin yani zne olan bireyin belirleyiciliinin arka plana itilerek, akn olarak belirlenen bir sonun oluumuna gtrebilir. Sosyal yaplar arasnda benzerliin bulunmayaca ve bunlarn son derece heterojen olduu gr ise yap kavramnn zne aykrdr. nk yap almalarnda nemli olan farkllklarn arkasndaki benzerlikleri, farkllklar da gz nnde bulundurarak tespit etmektir. Eilim halindeki dzenlilikleri ve benzerlikleri bulmak yap almalarnda temeldir. 3.4. brahim Yasa: Trkiyenin Toplumsal Yaps ve Temel Sorunlar . Yasada Mbeccel Kray gibi, toplumsal yapy, toplumsal kurumlarn, bunlarn karlkl ilikilerinden doan toplumsal deerlerin karlkl etkiledii bir btn olarak grmektedir. Maddi ve manevi kltr ayrmn benimsemi ve toplumsal yap veya kltr deimelerinde egemen nedenin maddi olduunu belirtmitir (Yasa 1970 : 127). Trkiyenin Toplumsal Yaps ve Temel Sorunlar (1970) adl eserinde amacn ada Trkiyenin toplumsal yaps ve temel zelliklerinin saptanmas olarak belirler. . Yasaya (1970 : 2-9) gre toplumsal yap aratrmalarna toplumun doa ile ilikilerini ele alarak balamak gerekir: Toplumu evreleyen e ve gler arasndaki etki-tepki ilikilerinin bir ksmnn yaygn ve tekrarl oluundan doan bir takm genel davran kalplar ve toplumsal biimlemelerin ve kurumlarn nelerden ibaret olduunun bilinmesi gerekir. Demografik, etnik ve kltrel yap (aile, din, tarih, dil, eitim, siyasi rgt), nihayet toplumsal gruplar, tabakalar ve snflar makro toplumsal yapnn anlalmas iin bilinmesi gereken elerdir. Yasa, toplumsal yap almalarnda Behice Boran ve kendisi dnda hi kimsenin ciddi bir alma yapmadn, yaplanlarn ancak toplumsal yap tanmlamalar olduunu, yapy aratrma yollarn bir klavuzla gstererek rnek aratrma yapanlarn ise sadece kendilerinin
46

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

olduunu belirttikten sonra, aratrma sonularndan yola karak bir toplumsal yapda bulunan zellikleri u ekilde sralamtr: 1- Derecelendirilmi mevkii ve mertebelerin gerilme-yarma iinde olmas 2- Aralarnda srekli yenileme ve ayn zamanda kararsz bir dengenin bulunmas 3- Byle bir dengenin varl konusunda bir toplumsal bilinlemenin uyanmas 4- Dengeyi ayakta tutabilecek ve hemen kmeyecek salamlkta bir atnn kurulmas 5- Yap ile eylem arasndaki banty salayacak yaplama; yeniden yaplama devingenliklerinin srdrlmesi. .Yasa yap kavramn sosyolojik olarak hem toplumsallk biimlerinin mikrokozmozu olarak gruplara, hem de topluluklarn makro kozmozu olan toplumlara uygulanabilecek ilemsel bir ara olarak ele alr. Ayrca evrensel kltr eleri olarak belirledii aile, din, dil, eitim kurumlar, tarih, gelenek ve devletin toplumsal yapy etkilediini(1970 : 13) belirtmitir. Toprak mlkiyeti konusuna deinip; snflarn durumu belirlenemeden toplumsal yapnn aklanamayacan savunmutur. Kent, kr ve gecekondu aileleri ile ilgili saha almalarndan faydalanarak analiz yaplmaya allmtr. Dil, din ve eitim konular D..E.nin verilerinden faydalanlarak incelenmitir ve yazar, incelemeleri sonucu Trkiyenin toplumsal yaps ile ilgili genel zellikler kartmtr. Bu zellikler otoriteye ve birincil gruplara, topraa, dinsel ve sihirsel inanlara ballktr (1970 : 122 123). Bu zelliklerin kiiler zerindeki etkilerinin, iednklk, kukuculuk, gvensizlik ve bencillik olduunu aklamtr. Yasann sosyo-kltrel yap ile ilgili grleri, pozitivist bilim anlaynn erevesinde olduunu aka gstermektedir. zellikle dine bak as ve maddi elerin nemine vurgu, dnemin belirgin zeliidir. Dier sosyal bilimcilerimiz gibi Yasa da kurumlar odak noktas kabul etmitir. Kalknma planlarna verilen nem ve beklentiler almada aka grnmektedir. Bu durum, yazarn toplum mhendislii anlayna da uzak olmadn gstermektedir. Maddi manevi kltr ayrmna gidilmesi ve zdeksel kltrn deiiminde maddi kltrn ana rol oynadnn belirtilmesi, yapya ilikin aklamalarndaki temel ikilemlerdir.

47

bilig, K / 2005, say 32

3.5. Nevzad Yalnta: Trkiyenin Sosyal Bnyesi Nevzad Yalntan bu almasnda Trkiyenin nfus yaps ana temay oluturmutur. almada, sosyo-kltrel yapy genel olarak ifade etmek iin sosyal bnye kavram kullanlmtr. Bnye kelimesinin tercih edilmesi, daha ok yazarn siyasi grleri ile balantl bir tercih olarak grnmektedir. nk yap ile bnye arasndaki farka deinilmemitir. almada yazar, sosyal bnye tanm yapmam, sosyal bnyenin incelenmesinde nfus yapsnn nemini vurgulamtr. lke nfusunun miktar, art seyri, ya ve cinsiyet bakmndan dalm, doum-lm oranlar, ortalama hayat sresi gibi demografik zellikleri bir toplumun sosyal yapsn nemli lde belirleyen faktrlerdir. Kitabn banda, almann istatistiki bir inceleme veya demografik bir aklama (Yalnta1969 : 3), olmad belirtilmesine karn, kitabn nemli ksmn istatistiki ve demografik veriler kapsamaktadr. Kitabn genelinde bata D..E. ve D.P.T. olmak zere eitli kurulularn yrttkleri aratrmalar sonucu toplanan nicel veriler yer almtr. Kitabn banda iddia edildii gibi bir tahlil yaplmamtr. Kitabn genelinde, nicel aratrmalarn bir derlemesi grnm vardr. Kitaptan saysal veriler kartldnda, kitapta takip edilen konular daha sonraki almalarda aynen takip edilmitir. zellikle nfus ve yerleim sorunu, yrtlen yap almalarnda ana karakterler haline gelmilerdir. N.Yalntan kitabnn ad Sosyal Bnye olmasna ramen, bnye terimine ve yap ile bnye arasndaki farkn ne olduuna dair bir aklama yoktur. Bnye kavramnn Trk sosyoloji literatrndeki ayrntl tanmn N.Nirunda buluruz. 3.6. mer Bozkurt: Ayrmsal Sosyoloji ve Toplumsal Yap N.Nirundan sonra Trk sosyoloji literatrnde sosyo-kltrel yap konusuyla birinci derecede ilgili alma . Bozkurta aittir. . Bozkurtun almasnn nemli bir zellii zel bir sosyoloji kuramndan hareketle olguya zmleme getirmesidir. . Bozkurt, Georges Gurvitchin ayrmsal sosyolojisinden hareketle toplumsal yap anlayn inceler. Ayrmsal sosyolojinin iki temel nerisi yani toplumsaln farkl leklerinin birbirinden ayrlmas ve bunun yan sra toplumsaln derinlemesine katlarnn belirlenmesi yap anlay iin vazgeilmez iki arttr. Ancak bu iki temel artn varlna ramen Gurvitchin toplumsal yap anlay baz ynlerden tatmin edici olmaktan uzak bulunarak (Bozkurt1972: 4974) Gurvitchin emasndan esinlenen bir plan izimi denenir. Bu plann temel zellii, ltler ya da katlar arasnda
48

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

bir nedensellik ilikisinin izlenmi oluudur. Bu planda ynetici ilkeler unlardr (Bozkurt 1972: 113 125) : a) Toplumsal yap sadece makrososyolojik lekte, topyekn toplumlar iin uygulanabilir. Halbuki Gurvitch topyekn toplumlara olduu kadar gruplara da bu ereveyi uygulamtr. Bozkurt burada Gurvitche eletiri getirerek ayn zamanda gruplarn ve baka kolektif birimlere yap kavramnn uygulanmasn, farkl toplumsal btn trlerinin tamamlayc zelliklerinin yokumsanmas anlamna geleceini belirtir. b) Yapda ilikileri saptanan birimler bireyler olmayp, toplumsallk grnmlerinin mikrokosmoslar olan gruplamalardr. c) Deime yapnn dna tamaz, ona ilikindir. d) Yap aratrmalarnda bir toplumun sre iinde herhangi bir anda kesitinin emasyla yetinilemez. Yap aratrmalar, belli bir zamanda bir yapnn kesitini almak suretiyle balayp, bu kesitin sre iindeki deiimin koullarnn ve dinamiklerinin belirlenmesi olarak srecektir. 3.7. Beyl Dikeligil: Bir Analiz Modeli Denemesi Sosyal Yap ve Toplumsal Yap N. Nirun ve . Bozkurtun dnda yapya ilikin kuramlar tartan alternatif bir yap analiz modeli kuran ve nitel aratrma zellii gsteren aratrma B. Dikeligilin Bir Analiz Modeli Denemesi Sosyal Yap ve Toplumsal Yap adl makalesidir. Dikeligilin Trk sosyoloji literatrndeki yap almalarna katks (social) ve toplumsal (societal) kavramlar arasndaki ayrm ortaya koymutur. Dikeligilin bu kavramlara analiz aralar olarak byk nem verdii grlmektedir. Aratrmada sosyal yap ve toplumsal yap kavramlar netletirilerek saytllar ile yaklamlar ve model arasndaki balant kurulmutur. Yap analiz modeli kurulmadan nce yapnn cinse ait zellikleri tespit edilerek bunlarn sosyolojik yorumuna gidilir.
Birinci zellik:Aralarnda herhangi bir ortak zellik bulunmayan paralar veya unsurlar bir yap oluturmazlar . kinci zellik: Bir yap, paralarna gre btn; paralar da kendi unsurlarna gre bir btndr. .

49

bilig, K / 2005, say 32

nc zellik; Yap ve paralar ayn zellie, nitelie sahiptir. Yap bir etkileim rnts olduuna gre paralar da birer etkileim rntsdr. . Drdnc zellik; Yapda para btnden byk olamaz. . Beinci zellik;Yap, para-btn arasndaki (nispeten) istikrarl ilikilerden oluur (Dikeligil 1997 652-655).

Yapnn cinse ait zellikleri aklandktan sonra, yap analiz modeli kurabilmek amacyla badatrc yaklamn temel kabulleri, yani sayltlar alt balkta belirlenir.
Birinci Temel Kabul: Fert ve toplum arasnda birinin dierini belirledii tek tarafl bir iliki deil; karlkl etkileim vardr. . kinci Temel Kabul: Sosyo-kltrel olgular birbiriyle balantl, i ie gemi boyutlu bir yapya sahiptir. . nc Temel Kabul: sosyal ve kltrel olann ayrlmazl ilkesi. . Drdnc Temel Kabul: Sosyolojik bir analizde olan ve olmas gerekenin ayrtrlmas gerekir. . Beinci Temel Kabul: Sosyo-kltrel etkileim fertlerin ben merkezli olan veya olmayan, soyut veya somut nitelikte ve belirli anlamlar atfettii ihtiyalarn karlamak zere birbirleri ile alverilerde/ etki-tepkilerde bulunmalar ile balar. . Altnc Temel Kabul: Bilimsel bilginin edinilmesi iin sosyokltrel olgular dnyasn anlamak ve aklamak gerekir (Dikeligil 1997:656-659).

Yapnn gerek cinse ait zelliklerinin sosyolojik yorumu yaplrken, gerekse badatrc yaklamn temel kabulleri ele alnrken, Marxist ve yapsal fonksiyonalist yaklamn yapya ilikin grleri ve bu grlerde yer alan uyum-atma, olan-olmas gereken, birey-toplum, sosyal yap-kltrel yap gibi ikilemler de tartlr. Bu tartmada bu ikilemlerin almasna gayret gsterilir. Yapya sadece makro-sosyolojik bakmann gerek anlamda yap analizine imkan vermedii, zira makro sosyolojik yap analizlerinin yapy en fazla kurumsal dzlemde ele aldklar, bu durumun da olmas gerekeni gsterdii, nk kurumsal fonksiyonlarn birer soyutlama olduu tespit edilir. Halbuki kurumlarn ne ie yaradkla50

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

rn, hangi ihtiyalar karlamak iin var olduklarn gsteren fonksiyonlarnn niin ve nasl gereklemesi gerektiine ilikin, bilisel boyuttaki olmas gereken ile bu fonksiyonlarn gerekletii sosyo-kltrel etkileim dzlemleri olan arasndaki mesafe ancak btnc yaklamdan hareketle kurulan yap analiz modeli ile aklanabilir. 3.8. Dier Aratrmalar Yukarda aklanan almalarn dnda yapya ilikin almalarn nemli bir blm nicel verilerle desteklenmi betimleyici almalar olarak karmza kar. Bu almalar da ksaca ele almak istiyoruz. Ele alacamz bu aratrmalardan E. Kongar, O. Trkdoan, B. Gke ve N. Serterin almalar Trkiyenin toplumsal yapsna ilikin olup, bu aratrmalarda yap olgusuna ilikin kuramsal bir tartma yaplmakszn, Trkiyenin toplumsal yaps kurumsal dzlemde ele alnmtr. E. Kongarn (1999) aratrmasnda yapsal geler deimenin aralar olarak kurumsal dzlemden (zellikle siyaset, ekonomi ve aile) hareketle, Osmanly da ihtiva edecek biimde ele alnmtr. Aratrmada yapsal fonksiyonalist yaklam kullanlmakla birlikte yer yer Marxist kuramn kavramlarnn da (alt yap-st yap) kullanld grlmektedir. Trk sosyolojisinde Marxist yaklamn aksiyomlarn kabul eden bir ksm sosyologlar yap olgusunun aklanmasnda yapsal fonksiyonalist kuram kullanmlardr. Ancak deime olgusu aklanrken Marxist kuram kullanlmaktadr. E. Kongar gibi Trkiyenin toplumsal yapsn Osmanldan hareketle gnmze dek inceleyen nemli bir aratrma O. Trkdoana aittir. Osmanl ve Cumhuriyet dnemi toplumsal yaps; merkez-evre gerginlikleri, Kemalist sistemin milletleme ve ulus devlet yaplamas, zenginlikyoksulluk kltr gibi kavramlardan hareketle incelenmektedir. Aratrmann balnda toplumsal yap kavramnn tercih edilmesine ramen yer yer sosyal yap4 kavramnn da kullanld grlmektedir. Trkdoan hem Trk Toplum Yaps (2002) hem de Malakanlarn Toplumsal Yaps (1971) adl eserlerinde fonksiyonalist modele gre gelitirilen aratrmalar yaptn belirtir. Trkdoann her iki aratrmas da nitel aratrma olup Trk Toplum Yaps adl aratrmas sahaya klmadan yaplan, literatr taramasna dayal bir aratrma iken Malakanlarn Toplumsal Yaps adl aratrmasnda saha almas yaplarak gruba katlnmtr.
51

bilig, K / 2005, say 32

Bir baka alma . Ozankayaya aittir. Ozankayaya gre yap, bir dzenin ya da btnn paralar ve eleri arasnda sreklilik gsteren, duraan balar ve karlkl ilikiler btndr (1999 : 174). . Ozankayann yap tanmnda, statik bir yap anlay ortaya kmaktadr. Ayrca gelenee uyup kurumlar temelli bir yap anlayna sahip olmutur. Kltr konusunda geleneksel maddi-manevi kltr ayrmn benimsemitir. Ozankayann bir de yap ile ilgili saha almas bulunmaktadr; bu almasnda kydeki siyasal bilinci aratrma konusu yapmtr. Krsal kesim (Kuzey Anadolu kyleriyle Orta Anadolu kylerinin) toplumsal yaps aile, akrabalk, komuluk, kyller aras ilikiler (1971:58-66) iktidar yaps (1971: 69-90) alarndan incelenerek kyllerin siyasal ynelimleri tesbite allmtr. alma kyde siyasal bilincin gelitirilip bu ynde rgtlenme olup olmadnn aratrlmasdr (1971: 58). Bu alma hareket noktasndan dolay sonucu batan belli bir aratrma olarak grnmektedir. Aratrma sonucunda da kyde siyasal bilinlenmenin bulunmadnn tespit edildii grlmektedir. Kylerdeki aratrmada ekonomik altyap vurgusunun yapld grlmektedir. Pozitivistik bilim anlayn lkemizde en net Ozankaya ortaya koymutur. Saha almalarnda da kurum temelli anlaya sahip olmu, almalarnn ounda hocas brahim Yasann yolundan sapmadan ilerlemeye almtr. N.Serterin Trkiyenin Sosyal Yaps adl eserinde konular geleneksel sralamaya uygun sralanmtr. lk blmde nfus konusu yer almtr. Bu blm nicel veri arlkldr. Nfusun deiiminde nemli rol oynayan glerle ilgili iktisadi ve sosyal sebepler, konunun uzman aratrmaclarn almalarndan aktarlmtr. Blmde herhangi bir tahlil denemesi grlmemektedir. Ayrca blmde Yalntan Trkiyenin Sosyal Bnyesi (1969) isimli almas temel kabul grmtr. kinci blmde gelenee uygun olarak kentleme konusu yeralmtr. Bu blmde de nicel veriler arlktadr. nc blmn ana konusu olan aile, toplumun en kk nitesi olarak kabul edilmitir. Bu blmde kadn sorunlar ile ilgili betimlemelere de gidilmitir. Drdnc blmde ele alnan eitim konusu yazar iin ok nemlidir. Trk insanna eitimle baz zellikler alanabilir (1994: 182). Serter eitimle ilgili toplum mhendisliini artran dncelere sahiptir. Kltr ile ilgili olan beince blmde Serter, maddi ve manevi kltr birbirini etkiler. Manevi kltr insanlarn davranlar zerinde etkili olurken, maddi kltr hareket yeteneklerini snrlamada ya da geniletme de nem tar (1994: 205) ifadeleriyle iki paral geleneksel kltr analizi iindeki yerini alr.
52

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

Serter, ou sosyal bilimcimiz gibi nfus konusuyla kitaba balang yapmtr. Genelde makro boyutlarda, saysal veriler ile almasn srdrm, eitim ile topluma ekil verilmesi gerektiini savunmutur. Temel yap ta olarak aileyi alm, dier etkileim alarn dikkate almamtr. Sosyal yap tanm yapmam ancak, sosyal yapy makro boyutta alglad almasnda aka grlmektedir. Birsen Gke Trkiyenin Toplumsal Yaps ve Toplumsal Kuramlar adl almasnn banda amacnn 90l yllarda Trkiyenin toplumsal yapsna ilikin gstergeleri saysal olarak belirlemek ve toplumsal yapnn temel zelliklerini incelemek ( 1996 : 1) olduunu belirtir. Eserde kltrel yap- toplumsal yap ayrmna gidilir. Toplumsal yap toplumu oluturan balca eleri, bu elerin toplum btn iindeki yerlerini ve aralarndaki ilikileri ve ileyiindeki dzenlilikleri anlatmaldr (1996 : 4). Gke tarihsel evrim iinde deiime inanmaktadr. almada, tarihsel boyuta nem verildii grlmektedir. Gkenin ilgin bir tespiti, snfsal yapnn 1973 seimlerine yansddr. Gke, ii ve gecekondu kesiminde bilinlenmeden bahsetmektedir. Toprak mlkiyeti ve nfus art konularna da deinmitir. Nfus, kentleme ve istihdam ile ilgili pek ok tablo ve diyagramlara yer verilmitir. Gke de gelenee uygun ekilde en kk birim olarak aileyi ele almtr. Trk kadnnn adalamas ile ilgili olarak slamiyetin kabul temelli dnemlendirmelere gidilmi, din, kadnn sosyal konumuyla ilgili tek bana bir etken olarak deerlendirilmitir. Dini tanmlarken, pozitivist din anlayndan hareket edilmitir. Din: insanlarn anlayamadklar, aklayamadklar, karsnda gsz kaldklar doa ve toplum olaylarnn doast glerle aklanmasdr (Gke 1996: 193). Krt sorununu blgeleraras gelimilik farkndan ibaret grmektedir. Yasann savunduu yap zelliklerinin geerli olduunu savunan Gke, ayrca ilavelerde bulunmutur. Tespit ettii zellikler, gebe kltr, hantal brokrasi, demokrasinin renilmemesidir. Cumhuriyet dnemi Trkiyenin toplumsal yapsna ilikin almalarn yan sra Osmanl dnemi sosyo-kltrel yapsna ilikin sosyolog, tarihi siyaset bilimci ve iktisatlardan oluan bilim adamlarnca yaplan dikkate deer bir literatr mevcuttur. Osmanl toplum yaps5 aklamalarnda, K.Marx ve M.Weberin teorilerinin etkisiyle iki u nokta olumutur. Marxist teoriyi benimseyenleri kendi ilerinde e ayrabiliriz. lk olarak Osmanly aklamada feodal
53

bilig, K / 2005, say 32

toplum modelini kullananlar, Marxn beli toplum aamalarndan etkilenmiler ve Marxist yap kuramn benimsediklerini aka belirtmilerdir. kinci grupta yer alanlar Marxist teoriden kaynaklanan ama batyla farkl bir evrim izgisi neren ATT modeline itibar etmilerdir. Protofeodal, Dou Despotizmi eklindeki aklamalar da Marxist teorinin izlerini tamaktadr. Son olarak merkez-evre ilikisi ile oluturulan yar feodal nitelemesinde M.Heperde olduu gibi Weberci kavramlarn yan sra Marxn terminolojisinin de kullanld ve uzlatrc bir tutuma gelindii grlmektedir. Bata .Mardin olmak zere S.lgener, S.Akin, A.Kurtkan, O. Trkdoan, N.Vergin gibi sosyal bilimcilerimizde Weberin etkisini grebilmek mmkndr (Baak Avclar 1999 : 60). Osmanlya ilikin yap analizlerinde ister sosyal yap, ister toplumsal yap terimi kullanlm olsun, makro yap kurumsal boyutta ele alnmtr. 4. Sonu: almalarn Genel Deerlendirilmesi ncelediimiz almalarda pek ok ortak nokta vardr. Hatta, farkllklardan ok benzerlikler vardr diyebiliriz. Dikkat eken ilk nokta kuramsal yaklamlarn ve tartmalarn yapld aratrmalar N. Nirun ve . Bozkurtun almalar ile balamtr. Snrl saydaki saha aratrmas, kylerle, gecekondularla ilgilidir. Dou ve Gneydou Anadolu ile etnik gruplar zerine yaplan yap almalarnda ise bir younlama grlmektedir. Bu saha aratrmalarnda da kurumlar aras ilikiler, temel hareket noktasn oluturmutur. Sosyal bilimcilerimiz, yap aratrmalarnda en kk birim olarak aileyi ele almlardr. Yap aratrmalarnda ounlukla benimsenen yapsal fonksiyonalist yaklamdr. Sosyo-kltrel yapy oluturan iliki alarnn balatcs olan bireye odakl ve sembolik etkileimci yaklamdan hareket eden almalara rastlanmamtr. Bata Boran ve Kray, yapy kurumlar aras ilikiler a olarak kabul etmi, bu kabul sonraki sosyal bilimcilerimizce de benimsenmitir. ncelemelerimizde dikkatimizi eken bir baka nokta da, Trk sosyal bilimcilerinin saysal veri kullanmaya verdikleri nemdir. Pek ok almada saysal veriler nemli bir yer tutmutur. Bu durum, pozitivist bilim anlayndaki nicelletirme eiliminin bir yansmas olarak deerlendirilebilir. Demografik veriler sosyal bilimcilerin almalarnda nemli bir yer tutmaktadr. Btn almalarda, maddi ve manevi kltr ayrm yaplmtr. R. K. Metron (1968: 186-187)dan hareketle oluturulan toplumsal yapkltrel yap ayrm . Ozankaya (1964: 132-133), . Yasa (1970:2-9) ve B. Gkede (1996: 4) bulunmaktadr. Pek ok sosyal bilimcimiz yapnn
54

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

dnmnn temelinde maddi kltr grmektedir. Ayrca, toplum mhendislii ieren grlere ounda rastlanr. En net ekilde Serter eitim yoluyla topluma zellikler alamaktan bahsetmitir. Toplumsal yap, sosyal yap ve sosyal bnye gibi kavramlar ierik farkndan ok, bak as farkna dayal olarak yaplm farkl kavram tercihleridir. Ancak Kray sosyal yap toplumsal yap kavramlarn farkl iliki alar iin kullanmtr. Serter sosyal yap kavramn kullanmakla beraber, makro boyutta deerlendirmeler yapmtr, almalar aklama boyutundan ok, tanmlama boyutunda kalmtr. Trk sosyoloji literatrnde sosyal yap ve toplumsal yap terimlerinden hangisinin kullanlacan belirleyen genellikle sosyologlarn yabanc kelimelere kar olan tutumlar6 olmutur. z Trke kullanm konusunda hassasiyet gsterenlerin ou toplumsal yapy kullanmay tercih ederken, Trkede kk karl olmayan kelimelerin ktklar lisandan aynen alnmasn tercih eden sosyologlar sosyal yapy kullanmay tercih etmilerdir. Bir grup sosyolog ise tercihleri olmakszn bu kelimeleri birbirlerinin yerine kullanmaktadrlar. Biz yap analizlerinde hem sosyal yap hem de toplumsal yap terimlerinin farkl anlamlar yklenerek kullanlmasn neriyoruz. Trke szlklerde ise sosyal ve toplumsal terimleri e anlaml kelimelerle aklanr: toplumla ilgili, topluma ait; itimai. Ancak sosyolojik terminolojide sosyal ve toplumsal kavramlar arasndaki ayrm belirtmek zorundayz. Zira bu sosyal yap ve toplumsal yap kavramlarn da birbirinden ayrtrmada bize yardmc olacaktr. Trk sosyolojisinde bu konuya ilk dikkati eken sosyologlar K. Cangzbay, N. elebi ve B. Dikeligildir. Sosyoloji teriminin, etimolojisine ilikin sunulan bilgilerden hareketle toplumsal ve sosyal yap ayrmna ulaabilmek mmkndr. Cangzbay (1996: 2123) a gre sosyoloji teriminin kknde bulunan latince socio kelimesi; kendisiyle bireyler paylalan, ibirlii yaplan kiilerin biraraya geliini ifade eder ve arkada, emekta, ekmekda anlamna gelir. Bu biraraya gelite hayatn yeniden retilmesi, yani hayatn idame ettirilmesi yolundaki bilinli ve ortak insan abas ok nemlidir. Sociolar aras iliki rntlerinde akn bir ilke veya gcn varl szkonusu edilmez. Akrabalk, hsmlk, rkdalk, yurtdalk gibi kii asndan verili durumda bulunan biraradalk; veya imandalk, dindalk, mezhepdalk, dndalk, sevgi, dostluk gibi kiinin somut varoluu karsnda akn konuma sahip unsurlar sebebiyle biraradalk ya da mekan iindeki basit yan yanalklarn, oluturduu biraradalk ayr
55

bilig, K / 2005, say 32

biraradalk olarak karmza kar. Socioluk bu biraradal da ierebilir ve genellikle de bunlardan en azndan bir blmn ierir ancak bu zelliin herhangi birine veya toplamna indirgenemez. Franszcadan aldmz Sosyoloji teriminin kknde yer alan socio bamsz bir kelime deildir. Topluma ilikin ve toplumsal nitelikli olmaya iaret eden bir kk ilevi vardr. Socio, toplum kelimesinin kkenindeki top-, topl(-anmak-amak) gibi belirli ve ortak mekan erevesinde younlama, belirli bir noktada birikmeyi kesinlikle artrmaz. N. elebi (2001: 2)ye gre sorun, societal ve social in Trkede tek bir kavram olan toplumsal szc ile karlanmasndan kmaktadr. Social ve societal arasnda Trkede ayrm yaplmamasnn sebebi sadece Trkeden kaynaklanmamaktadr. Sebep kltrmzde toplumun bireye ncel olmasdr. Bireyin toplumu ina ettiini gsteren her szck, grmemezlikten gelindii gibi, stelik sanki tam tersini iaret ediyormu gibi alglanmaktadr. Sosyal ve toplumsal kelimelerinin etimolojilerine ilikin bu aklamalardan farkl olarak yap incelemelerinde; Sosyal (social) yap kullanldnda mikro biraraya gelilerde davransal boyuta yaplan vurgu, toplumsal (societal) yap kullanldnda ise, kognitif (bilisel) boyutta yer alan kurumsal fonksiyonlara vurgu (Dikeligil 1997: 651) n plandadr. Yap analizine ilikin almalarda, sosyal yap-toplumsal yap ve sosyokltrel yap terimlerinin birbirinden farkllatrlarak kullanlmas yap olgusuna ilikin farkl boyutlar ayrntl ifade imkan salar. Trk sosyoloji literatrnde sosyal yap ve toplumsal yap terimlerinin kullanm, yukarda akladmz ayrmlar esasnda deil de, daha ziyade dil ile ilgili tutumlarn sonucundaki bir tercih olmutur. Bu yargya varmamzn sebebi almalarnda, sosyal ya da toplumsal yap terimlerinden birini srarla tercih edenlerin hepsinin almalarnn ieriinde makro boyutlu aklamalar getirmeleridir.Sosyo-kltrel yap almalarnda Trkiyenin kendine zg gereklerini ve yapsal zelliklerini incelemeye yeterli kavramlarn retilip retilmedii ayrca cevaplanmas gereken bir sorudur. Trk sosyolojisinde yap aratrmalarnda iki temel kuram tespit etmitik. Bu konuda temel aratrmalara rnek tekil eden ve yap olgusunu kabul ettii kuramsal yaklamn iinde tartan aratrmalar N. Nirun ve . Bozkurta aittir. Ancak Trk sosyolojisinde yaklamlar, kuaklar, blmler ve bazen ayn blmdeki kiiler arasnda var olan ve bir iletiim kopukluunu ifade eden blmelenmilikten dolay bu yaklamlarn birbi56

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

riyle etkilemesi, tartlmas, alternatif ve kart hipotezlerin retilebilmesi mmkn olmamtr. Bu blmelenmilii ama gayreti iinde olan aratrma B. Dikeligilin Bir Analiz Modeli Denemesi: Sosyal Yap ve Toplumsal Yap adl makalesi olmutur. Trk sosyoloji geleneinde Marxist ve yapsal fonksiyonalist yaklamlar yapy aklamada temel alnmtr. Her iki yaklamda olanlar yapya ilikin makro veya mikro herhangi bir birimi inceleme nesnesi olarak setiklerinde bazen sonuna kadar bir yaklam iinde kalmakta, bazen de bu iki yaklamn sentezine gitmektedirler. ki yaklamn sentezine gitme daha ok alan aratrmalar iin geerlidir. Kullanlan yaklamn yapy aklamada yeterli olmad durumlarda onun kart olan kuramla bu problemler zlmeye allmaktadr. Mesela Trkiyede rgtlenmi Dinin Sosyo-Ekonomik Taban adl aratrmasnda A. Ycekk kuramlar fonksiyonalist ve atmac olarak ikiye ayrr. O (1971: 16-17)na gre bir ok ynden ayrlk gsteren iki kuramdan seilmesi gereken atmac kuramdr. Sebebi ise fonksiyonalist kuramn yapy ve zellikle deimeyi yeterince aklayamaddr. Ancak Ycekk aratrmasnn bir yerinde sorulan baz sorularn cevaplarnn fonksiyonalist yaklamn iine oturtularak verilebileceini belirtir. Bylece din kurumu incelenirken hem atmac hem de fonksiyonalist kuram birlikte kullanlr. Ayrca E. Kongar gibi baz sosyal bilimcilerimiz ise Marxist yaklamlarn aksiyomlarn kabul etmekle birlikte yapsal fonksiyonalist kuram kullanmlardr. Trkiyede yap aratrmalarnda Marxist ve yapsal fonksiyonalist yaklamn yaygn olduunu ifade etmitik. Yap aratrmalarnda sembolik etkileimci yaklamn kullanlmaynn eitli sebepleri vardr. lk sebep, yapsal fonksiyonalist kuramn uzun yllar ABDde baat sosyolojik kuram oluu ve sembolik etkileimci kuramn ortaya knn ge bir dneme rastlamasdr. ABDdeki kuramsal yaklamlardan etkilenen Trk sosyolojisinde bu etkiyi yap almalarnda da grdk. Btn bu aklamalarn yan sra sembolik etkileimci yaklamn Trk sosyolojisinde yaygnlamamasnn en nemli sebebi N. elebinin belirttii gibi kltrmzde toplumun bireye ncel olmasdr (2001: 3). Dier bir deyile sosyologlarmzn yabanc literatr karsnda seici alg mekanizmas iinde tavr almalar dolaysyla bireyi, aktr vurgulayan kavram ve kuramlar (sembolik etkileimcilik) dikkate almadklarn syleyebiliriz. Trkiyede yap aratrmalarnda Marxist ve yapsal fonksiyonalist kuramlarn yaygn olmasnn sebebi pozitivist paradigmann egemenliini srdryor olmasdr. Hmanistik paradigmann iinde yer alan sembolik
57

bilig, K / 2005, say 32

etkileimci kuramla, yukardaki sebeplerden dolay Trk sosyolojisi henz tanma aamasndadr. Bu yaklamn yap kavramn sorguluyor7 olmas da bir baka sebeptir. Aratrmalarda yapya ilikin ikilemler konusunda iki kutuplu cevaplar verilmitir. Son dnem sosyoloji kuramlar toplumsal yap zerine statikdinamik, eylem-yap eklindeki yapay ayrm ortadan kaldrmaya ynelik aklamalar getirmektedirler. Bu anlay ierisinde yap bitmeyen sretir ve eylem halindeki toplumun yaplam bir grnmdr. Sosyal bilimcilerimizin yapya ilikin almalarnda kuramsal yaklamlardan hangisini benimsedikleri, bu yaklamlarda yer alan tartma konularna nasl cevap verdikleri, sosyal yap, toplumsal yap, sosyo kltrel yap ve bnye kavramlar konusunda bir tercihlerinin olup olmad, ayet bir tercihleri var ise bu tercihleri belirleyen faktrlerin neler olduu bu makalede tartlmtr. Bat sosyolojisinde mikro sosyolojik almalarn son dnemde artmasna ve makro sosyolojinin geri plana atlmasna ramen, olan mikro ve makro sosyolojik almalarn birliktelii bize btnn bilgisini verecektir. zellikle makro sosyolojik almalarn bilimselliini salayacak temeller ve aralarn geliimi salanacak olursa, bunun sonular mikro sosyolojik almalara ve dolaysyle yap aratrmalarna da yansyacaktr. Kaynaklar
AKT, Bahattin (1986), Trkiyede Sosyoloji Aratrmalar: Blmelenmilikten Farkllama ve eitlenmeye, Trkiyede Sosyal Bilim Aratrmalarnn Geliimi (Der. Sevil Yavuz), Ankara: Olga Matbaas, ss. 195-233. AKT, Bahattin (1998), Trkiyede Ky-Kent, Snf, Din, Etnisite Farkllamalar ve Toplumsal Kltrel Bunalmdan Demokratik k Yollar, Trkiyede Bunalm ve Demokratik k Yollar (Haz. Aye Keskolan, Gken zmit), Ankara: Tbitak Matbaas, ss. 193-227. ARSLANTRK, Zeki (2001), Aratrma Metot ve Teknikleri, stanbul: amlca Yaynlar. BAAK AVCILAR, Suna (1999), Osmanl Tabakalama Sistemine likin Grler zerine Bir Deerlendirme, Yeni Trkiye Osmanl zel Says (Glen Eren (ed.) 4. Cilt, Ankara: Yeni Trkiye Yaynlar, ss. 5569. BAAK, Suna (2003), Kuramsal Yaklamlarda Yapya likin kilemler, Gazi niversitesi ktisadi ve dari Bilimler Fakltesi Dergisi, Cilt 6, Say 3, K, ss. 40-90 . BORAN, Behice (1945), Toplumsal Yap Aratrmalar, Ankara: T.T.K. Yaynlar. --------------------- (1968), Trkiye ve Sosyalizm Sorunlar, stanbul : Gn Yaynlar. 58

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

BORAN, Behice (1970), Trkiye ve Sosyalizm Sorunlar, stanbul: Gn Yaynlar. BOZKURT, mer, (1972), Ayrmsal Sosyoloji ve Toplumsal Yap, Ankara: Sevin Matbaas. CANGIZBAY, Kadir (1999), Sosyoloji mi? Toplumbilim mi?, Sosyolojiler Deil Sosyoloji, 2. Bask, Ankara: topya Yaynlar, ss.17-37. COLE, Stephan (1999), Sosyolojik Dnme Yntemi, Ankara: Vadi Yaynlar. ELEB, Nilgn (2001), Sosyoloji ve Metodoloji Yazlar, Ankara: An Yaynclk. DKELGL, Beyl (1994), Batda Deien Bilim Anlay ve Trkiyede Sosyal Aratrmalar, Sosyolojideki Son Gelimeler ve Trkiyedeki Etkileri, Ankara: UNESCO Milli Komisyonu, ss. 39-58. DKELGL, Beyl (1997 ), Bir Analiz Modeli Denemesi Sosyal Yap ve Toplumsal Yap, Yeni Trkiye, 3. Yl, 15. Say, ss.447-666. -----------------------(2002), Sosyolojide Metodolojik Farkllama ve Metodlararas birlii, Dnyada ve Trkiyede Farkllama, atma, Btnleme-II, III.Ulusal Sosyoloji Kongresi, Ankara: Sosyoloji Dernei Yaynlar, ss. 97-126. ERGUN, Doan (Tarihsiz), Trkiyede Cumhuriyet Dneminde Sosyoloji ve Gelimesi, Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisi 8. Cilt, stanbul: letiim Yaynlar. GKE, Birsen, (1996), Trkiyenin Toplumsal Yaps ve Toplumsal Kurumlar, Ankara: Sava Yaynevi.. GURVITCH, Georges (1999), Toplumsal Yaplar, Gurvtch : Sosyoloji ve Felsefe (ev: Barlas Tolon, Hazrlayan: Kadir Cangzbay), Ankara: topya Yaynevi. LYASOLU, Aynur (Tarihsiz), Sosyoloji almalar, Cumhuriyet Dnemi Trkiye Ansiklopedisi 8. Cilt, stanbul: letiim Yaynlar. INKELES, A. ve M.A. Coulsan ve Dierleri (1991), Sosyolojinin lgilendii Konular, Sosyoloji Yazlar, hsan Sezal (ed. ve ev), Bursa: Uluda niversitesi Yaynlar, ss. 3-16. KAMAZOLU, Hac Bayram (1996), 1960 Sonrasnda Trkiyede Yaplan Sosyoloji almalarna Genel Bak, 1. Ulusal Sosyoloji Kongresi Bildirileri, ss. 48-55. KAMAZOLU, Hac Bayram (1991), Trkiyede Sosyolojinin Bugnk Durumu zerine, 75. Ylnda Trkiyede Sosyoloji (Haz. smail Cokun), Ankara: Balam Yaynclk, ss. 145-151. KIRAY, Mbeccel Belik (1964), Ereli : Ar Sanayiden nce Bir Sahil Kasabas Ankara: D.P.T. Yaynlar. ------------------------------- (1982a), Toplumsal Yap Analizleri in Bir ereve Toplumbilim Yazlar, Ankara: Gazi niversitesi ..B.F. Yayn ss. 11-19. ------------------------------ (1992b), Toplum Yaps ve Laiklik. Toplumbilim Yazlar, Ankara: Gazi niversitesi ..B.F. Yayn ss. 67-87.. 59

bilig, K / 2005, say 32

-----------------------(1986), Toplum, Bilgi ve Trkiye, Trkiyede Sosyal Bilim Aratrmalarnn Geliimi (Der. Sevil Yavuz), Ankara: Olga Matbaas, ss. 187-495. KIZILELK, Sezgin (2000), Sosyoloji Yazlar, Ankara: An Yaynclk.. KONGAR, Emre (1999), 21. Yzylda Trkiye. 2000li Yllarda Trkiyenin Toplumsal Yaps, Ankara: Remzi Kitabevi. --------------------- (2003), Toplumsal Yap-rgtsel Yap likileri zerine Bir Deneme, Trkiyede Kamu Ynetimi (Der. B. Ayka, . Durgun, H. Yayman), Ankara: Yarg Yaynevi. MERTON, Robert K. (1968), Social Theory and Social Structure, New York: The Free Pres. NRUN, Nihat (1991), Sosyal Dinamik Bnye Analizi, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yayn.. OZANKAYA, zer (1971), Kyde Toplumsal Yap ve Siyasal Kltr, Ankara: Sevin Matbaas. ---------------------- (1999), Toplumbilim, stanbul. Cem Yaynlar SERTER, Nur (1994), Trkiyenin Sosyal Yaps, stanbul: Filiz Kitabevi. TRKDOAN, Orhan (1971), Malakanlarn Toplumsal Yaps (basm bilgileri yoktur) ---------------------- (1995), ada Trk Sosyolojisi, stanbul: Turan Yaynclk. ---------------------- (2002), Osmanldan Gnmze Trk Toplum Yaps, stanbul: amlca Yaynlar. TTENGL, Cavit Orhan (1983), Krsal Trkiyenin Yaps ve Sorunlar, stanbul: Gerek Yaynevi. YALINTA, Nevzad (1969), Trkiyenin Sosyal Bnyesi, stanbul: stanbul niversitesi ktisat Fakltesi Yayn. YASA, brahim (1970), Trkiyenin Toplumsal Yaps ve Temel Sorunlar, Ankara: TODAE Yaynlar. YILDIRIM, Cemal (1997), Bilimsel Dnme Yntemi, Ankara: Bilgi Yaynevi. YCEKK, Ahmet N. (1971), Trkiyede rgtlenmi Dinin Sosyo-Ekonomik Taban, Ankara: Sevin Matbaas.

60

Baak, Trk Sosyolojisinde Yap Aratrmalar

Aklamalar
Sembolik etkileimci yaklam benimseyenlerin herhangi bir kuramdan hareket etmemeleri onlarn epistemolojik aksiyomlar gereidir. Ancak Trk sosyolojisinde yap aratrmalar iin bu durum sz konusu deildir. 2 Sosyolojide nce uzman sonra sosyolog olmak ile ilgili farkl ve kar bir bak as iin bkz. (Cangzbay 1999). 3 Bu konuda eletiriler iin bkz (lyasolu Tarihsiz: 2164-2174), (Ergun Tarihsiz: 2160-2163), (Dikeliil 1994: 39-57), (Kray 1986: 187-195), (Akit 1986: 195-233), (Kamazolu 1991: 145-151), (Akit 1998 : 193-227). 4 Bkz. (Trkdoan 2002: 747-751) 5 Osmanl sosyo-kltrel yapsna ilikin sosyal bilimcilerimizin kullandklar temel terimlerin neler olduu, bu terimlerin kullanm yaygnl ve uygunluu konusunda ayrnt iin bkz (Baak Avclar 1999: 55 69). 6 Bu tutumlar sosyoloji-toplumbilim, toplum-cemiyet, sosyal-toplumsal gibi kavram ikizlerinin oluumunu hazrlamtr. Bu kavram ikizlerinin ilki konusunda en ayrntl sorgulama K. Cangzbayda ve bu makalede bulunmaktadr. kinci kavram ikizi olan toplum-cemiyet sorgulamasn . Sezalda buluyoruz. z Trke taraftarlarnn Trkeye cemiyet karl kazandrdklarn iddia ettikleri toplum kelimesi cemiyet kelimesinin yerini tutamad gibi ilmi dil btnln de bozmaktadr. Tartmalarda ve tercmelerde bu gerek ortaya kmaktadr. ngilizce (Society) kelimesi, (Cemiyet) olarak tercme edildiinde bat sosyoloji literatrndeki eitli kullanm ekillerini karlayabilmektedir. Ancak (toplum) olarak evrildiinde bu fonksiyonunu yerine getirmemektedir. .Sezal cemiyet yerine toplum kelimesinin kullanlmasnn messeselemi bir yanl olarak yerlemesinden dolay kendisi de (toplum) kelimesini kullanlacan belirtir. ngilizce (Society), Franszca (Socit) hem toplum, hem de ortaklk, irket, dernek, birlik kavramlarn belirtir. (Society) (Socit) kelimesi cemiyet olarak evrildiinde eitli kullanmlar karlar renci cemiyeti = a student society ve ngiliz Cemiyeti = English Socety). Oysa renci toplumu demek mmkn deildir. Cemiyet = Society, Cemaat = Comminity (Sezal 1983:23). Toplum kelimesinin kkndeki topl- (anmak-amak), Franszca da latince col-liqore (birarada balamak, ayn demette birlemek) kkenli collectiuustan tremi collectif, colletivit gibi kelimelere iaret eder. (Cangzbay 1996 : 23). 7 Sembolik etkileimci yaklamn sistem ve yap kavramlarn sorgulamalar ve bu kavramlar yerine tercih ettikleri dier kavramlarn ayrnts iin bkz. (Baak: 2003)
1

61

Structure Researces in Turkish Sociology


Assist. Prof. Dr. Suna BAAK*
Abstract: In this article we have tried to find answers to the questions concerning the theoretical approaches used in researches on fact of structure n Turkish sociology, if a theoretical approach is accepted on which these researches can be based, the quantitive and qualitive tesearch method used, the answer of the sociologists in response to the dilemma (discussion topics) present in teoretical approaches cocerning the structure fact, which of the concepts societal structure, social structure, socio-cultural structure and social framework are preferred and why, in examining societal structure. This research may be included in the field of sociology as it deals with the development of structural researches in the literature of sociology and it may also be included in the field of methodological analysis as it determines the methods used in these kinds of researches. Key words: Social Structure, Societal Structure, Socio-Cultural Structure, Cultural Structure, Basic Researches, Practical Researches, Marxism, Structural Functionalism.

Gazi University Faculty of Economics Administrative Sciences e-mail: subasak@gazi.edu.tr bilig Winter / 2005 Number 32: 33-63 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Strukturne issledovaniw v Ture]koy So]iologii


Suna BA>AK, k.n. do]ent
Rezme: V +toy stat#e rassmatrivatsw sleduie vopros: teoretieskie podxod k issledovani ture]koy so]iologii, kaestvenne i koliestvenne metod, prmeneme pri +tom, otvet so]iologov na polemieskie vopros v teoretieskix podxodax, svzanne so strukturoy, priina (ili priin) predpoteniw takix ponwtiy kak obestvennaw struktura, so]ial#naw struktura, so]ial#nokul#turnaw struktura ili so]ial#ny organizm. Ito issledovanie mojno otnesti k oblast istorii so]iologii, tak kak ono zatragivaet problem strukturnogo issledovaniw; a takje k metodologieskim issledovaniwm potomu, to ono opredelwet metod, primenweme v +tix issledovaniwx. Kleve slova: so]ial#naw struktura, struktura obestva, so]ial#no-kul#turnaw struktura, kul#turnaw struktura, osnovne issledovaniw, praktieskie issledovaniw, marksizm, strukturny funk]ializm

Universitet Gazi, Fakul#tet +konomieskix i upravleneskix nauk-ANKARA

e-mail: subasak@gazi.edu.tr

bilig zma 2005 vpusk: 32: 33-63 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi


Do. Dr. Mge ELDEN
*

zet:Kresellemeyle beraber nem kazanan global reklam kavram gnmzde uluslar aras alanda faaliyet gsteren iletmeler iin tek ve geerli reklam eidi olma zelliini yitirmektedir. nk ne kadar global dnlse ve genel mesajlar verilmeye allsa da aktarlmak istenen mesaj lkeden lkeye deiiklik gsterebilmekte ve anlalmasnda baz farkllklar olmaktadr. Bunun sonucunda reklam eitleri iine glokal reklam kavram girmitir. Glokal reklamla, global anlamda genel bir konsept ve hedeften ayrlmadan reklamn yapld lkeye zg lokal zellikleri de iinde barndran reklamdan bahsedilmektedir. Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi isimli bu almada da glokal reklam kavram, glokal reklam almalarnda dikkat edilecek noktalar aklanm ve bunlarn en nemlisi olan yaratclk ve glokal reklam anlay ilikisi zerinde durulmutur. Anahtar Kelimeler: Reklam, Global Reklam, Yaratclk, Glokal Reklamclk, Kltrel eler.

GR Gnmzde kreselleme ve gelien teknolojiden en ok etkilenen alanlardan birisi de pazar yaps ve buna bal olarak yaplan pazarlama almalardr. Byk firmalarn rettii rnleri dnya zerinde baka pazarlara ynelerek satmak istemesi, gelien teknolojiyle beraber bu rn, hizmet ya da marka hakknda dnya zerinde bir ok kiinin bilgi sahibi olmas ve yine her iki nedenle de bu pazarlara ynelik almalarn yaplabilmesi global pazarlama kavramn dourmutur. Bu noktada pazarlamann tutundurma elemanlarndan biri olan reklamda da global reklamclk kavram ortaya kmtr. Reklam, gerek sat amacyla gerekse iletiim amacyla global kampanya hazrlamak isteyen firmalar iin vazgeilmez bir olgu olarak kendisini gstermektedir.
Ege niversitesi letiim Fakltesi / Bornova - ZMR e-posta: elden@iletisim.ege.edu.tr bilig K / 2005 say 32: 65-82 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
*

bilig, K / 2005, say 32

Yeni pazarlara girerken sz konusu pazar yapsn bilmenin yannda, o lkenin kltrel deerlerini, dil ve aile yapsn da ok iyi zmlemek gerekmektedir. Ancak sadece bunlar analiz etmek yeterli olmayacak hazrlanan almalarda bunlara uygun, anlalr bir yaratclk kullanmak gerekmektedir. te bu noktada global reklam kampanyalar iinde yer alan glokal almalara da nem verilmeli ve bu almalar hazrlanrken reklam yaplan markann temel stratejilerinden ayrlmayacak ve o lkeye uygun bir yaratclkla hazrlanacak reklamlar yaplmas gerekmektedir. Global reklamlarn yerellemesiyle ortaya kan glokal reklam almalarnda en nemli unsur etkili bir analiz ve bu analiz zerinden hazrlanan reklamda gerekten baarl bir yaratclk kullanm olmaktadr. A) Glokal Reklam Glokal reklam, gnmzde global markalarn belli lkeler iin hazrladklar ve sadece o lkeye zg motiflerin, zelliklerin kullanld ve bu sayede reklam yaplan rnn sz konusu pazarlarda konumlandrlmaya alld reklamlardr. Global reklam kampanyalarnda, tm dnya benzer zelliklere sahip tek bir pazarm gibi ele alnr ve rn, hizmet ya da markaya ait zellikler tm pazarlarda ayn ekilde ortaya konur. Ancak lkeden lkeye farkllklarn olmas, hedef kitlelerin beklenti ve anlaylarnn farkllamas nedeniyle global kampanyalarda younlukla marka imajna ynelik almalarn yapld grlmektedir. Ancak zaman zaman tm dnya pazarlar iin hazrlanan tek konsept, tek mesaj yeterli ve tatmin edici olmayabilir. Zira rnle ilgili sylediiniz bir zellik o lkede geerli olmayabilir ya da A.B.Dde ok iyi sat yapan ve belirli bir imaj olan bir rn farkl bir lkede ayn imaj ile pazarlanmaya kalkldnda o lkedeki hedef kitle tarafndan hazrlanan imaj beenilmeyip kabul edilmeyebilir. Buna benzer olarak reklam yaplan rnn ismiyle ya da rnn yaps, imajyla ilgili olarak sorunlar doabilir. Bu da yine global reklam almalarnda karlalabilecek en nemli sorunlardandr. Bu sorunlar aabilmek iin glokal almalara ihtiya duyulacaktr. Glokal reklam almalarnda bu problemleri aabilmek iin 2 temel yaklamdan bahsetmek mmkndr. Bunlardan ilki; sz konusu rnn sadece o lkeye zg yeni bir trnn hazrlanmas ve bunun reklamlarnn yaplmasdr. Buna rnek olarak
66

Elden, Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi

McDonaldsn KfteBurger ya da Doritosun Alaturka Cips reklamlarn verebiliriz. Bu reklamlarda sadece Trkiyeye zg hazrlanan 2 rnde global bir markann lokal bir almas yaplmaktadr. Dier yntem ise o lkeye ynelik farkl bir rn hazrlanmas deil, rnn o lkede yaynlanacak reklamlarna ait bir tema, imaj oluturulmasdr. rn ayn rndr ama sunumu dier lkelerdeki sunumundan farkl olarak sadece o lkeye zg motiflerle lokal zelliklerle tantlr. Bu tarz reklamlar iinse Lays Cips reklam rnek verilebilir. Lays cipsleri iin sadece Trkiyeye zg motif ve temalarn kullanld bu reklamlarda glokal reklam iin iyi bir rnek olmaktadr. Keza Coca Cola reklam almalarnda son zamanlarda yine ayn ekilde yerel motifler ve Trk insann etkileyecek temalar ile Trkiye pazarna seslenmektedir. Glokal reklam kampanyalar ister istemez global kampanyalardan ayr olarak dnlemez. Hazrlanlarnda birbirleriyle bal bir yap tamaktadrlar. Yine benzer olarak rn, hizmet ya da markann temel felsefesinden farkl ve uyumsuz zelliklerin kullanlmas da sz konusu olamaz. nk ne kadar lokal anlamda baz temalarn kullanm gerekliyse de; o rnn, hizmetin ya da markann temel felsefesinin dnyann her yerinde birbirini tamamlayan bir yapda sunulmas gerekmektedir. Glokal reklam kampanyalar hazrlanrken u konseptin uygulandn syleyebiliriz:
Global Local

Globalizasyon Konsept

Lokalizasyon Uygulama

67

bilig, K / 2005, say 32

ncelikle analiz yaplm olarak: 1. Globalizasyon 2. Lokalizasyon 3. Birka firma arasnda Pazar paynn toplanmas 4. in zellemesi corafya ile kategori ile datm kanallaryla 5. Global kampanya ile uyumlu hale getirilmesi rn izgisiyle simle
Formlyle Fiyatyla

6. Uyumlatrlm markann adapte edilmesi Lokal tatlarla Lokal mteriyle Lokal boy ve kaplarla 7. Merkeziletirme Ynetimle retimle 8. Uygulama iin tanmlanm otoritenin yetkisi 9. Planlarn, btenin ve stratejilerin koordinasyonu 10. Yenilikler Lokal ihtiyalar, gelenekler, ya da pazardaki niler. ekil 1: Global ve Glokal Kampanya Basamaklar Steps of Global and Glocal Campaigns Kaynak: William Wells, John Burnett, Sandra Moriarty, Advertising, Principles and Practice, 3rd Edition, Prentice Hall, Englewoods Cliffs, New Jersey, 1995, s.761. ekilde de grld gibi lokal almalarn global almalardan ayrlmas daha dorusu global hedeflerden ayrlmas sz konusu olamaz. Glokal almalarn temelinde de bu anlay yer almaktadr. Hazrlanan kampanyalarda global anlamda hedefler belirlenmekte ancak lokal anlamda uygulamaya gelindiinde lokal baz deerlerin, zelliklerin, tatlarn ya da rn yapsndaki baz deiikliklerin uygulanmas etkili olmaktadr. Global hedeflerin belirlenmesinde her zaman rne ait tek bir ses, tek bir grnt ve ar olmaldr. Lokal almalar bunun zerine kurulmaldr. rnein Nike, grnte tek logo, tek slogan ve rnle ilgili tek bir temay n plana karmaktadr. Yine benzer ekilde Volkswagen reklamlarnda da hala eskiden gelen ana temaya sadk kalnmakta ve reklamlarda ilevsellik, dier otomobillerden farkllk vurgulanarak hazrlanan reklamlar ayn ekilde logo grntsyle kapatlmaktadr.
68

Elden, Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi

Yine bu noktada Pantenede rnek olarak verilebilir. Procter&Gamble, Pantene ampuan iin Tayvan ve Latin Amerikada hazrlanan kampanyalarda ncelikle vitaminli olmas zelliini n plana karm ardnda da blgesel sa ekilleri, sat zellikleriyle zaten datm yaplan rn o pazarla badatrmtr (Wells vd. 1995: 761). Glokalizasyon konseptinde, blgenin sosyal yapsnda baz makro ve mikro cepheler yer almaktadr. Glokalizasyonla temel olarak kastedilen, verilmek istenen mesajn sadece global olmamas, her lkenin dolaysyla her pazarn kendisine zg kural ve yaplaryla ekillenmesidir. Glokalizasyon, ayn anda hem genel hem de lokal almalar kapsamaktadr. Ksaca globalizasyon merkeziletirmeyken, glokalizasyon merkeziletirmemedir (Maynard 2003: 57) Glokal reklam almalarnda ayn global kampanyalarn hazrlnda olduu gibi benzer zelliklere dikkat edilmesi gerekmektedir. Bunlar dil, kltr, aile yaps gibi temel zelliklerdir. Yan sra global reklamlardan farkl olarak yaratclk kavramnn nemi daha artmaktadr. nk iyi bir analiz ile dier alanlardaki hata pay azaltlabilir. Fakat etkili bir yaratcln olmad ortamda hazrlanan reklam ve verilmek istenen mesaj baarl olamayacaktr. B) Glokal Reklam almalarnda Dikkat Edilecek eler Glokal reklam almalarnda dikkat edilecek noktalar dil, kltrel eler ve yaratclk olarak ana balk altnda toplayabiliriz. 1) Dil Dil, reklamlarda etkili bir iletiim salanmasnn nndeki en nemli setlerden birisidir. Bu problem, farkl lkelerdeki farkl dillerden, bir lkedeki farkl dil yaplar ve diyalektiklerden ve en az fark edileni de dilbilimsel nanslardan olumaktadr (Cateora 1996: 507). Dil yapsyla ilgili hatalar en sk rastlanan ve aslnda dikkatli bir aratrma ile ortadan kaldrlabilecek hatalardan olumaktadr. Global reklam almalarnda dil yapsndan kaynaklanan hatalarla ilgili birok rnek bulunmaktadr. rnein Rolls Roycen Silver Mistde (Mist Almanca da gbre anlamna gelmektedir), yine Ford Focusda burada iyi bir rnek ola69

bilig, K / 2005, say 32

caktr (Franszca da bu szck faux cul diye telafuz edilmekte ve kat anlamna gelmektedir) benzer dil hatalar vardr (Anholt 2003: 33). Kelimelerle ilgili bu sorunun altnda bir de kelimelerin ya da kavramlarn lkeden lkeye deiiklik gstermesi ele alnabilir. Bunu yine Anholtun aktard bir rnekle aklayabiliriz. Bir fincan kahve. Tabii ki bunun bir dilden dierine kolayca evrilebileceini dnrsnz. Sonuta ustaca bir yaratclk gerektirmeyen bir sz. Szlkte bir fincan kahvenin bu dnyadaki herhangi bir dilde tam bir edeerinin olduu yazacaktr. rnein talyancada una tazza di caffedir. Daha basit ne olabilir? Bu aslnda hi de ayn eyi ifade etmiyor. Bir fincan kahve ngiliz iseniz, size byk bir bardak dolusu hazr kahve tanecikleri, eker ve lk suyu anmsatacaktr. Una tazza di caffe ise tamamen baka bir eydir: Kk bir fincan dolusu iki kak espresso. Deiik zamanlarda, farkl nedenlerle alnr; tad, kokusu deiiktir ve pazarlanma yntemi farkldr (Anholt 2003: 17). Buna benzer olarak lkemizden de rnekler verebiliriz. Trkiyede kahve denilince ilk akla gelen Trk Kahvesi olmaktadr. Oysa hazr kahve anlamda dilimize yerlemi Nescafe kelimesi bulunmaktadr. Trk hazr kahve pazarna ilk giren marka olmasnn avantajn fazlasyla kullanan Nescafe, Trkiyede bir marka adndan ok bir rn grubunu tamamen temsil eden ve dier markalar da kapsayan bir isim durumundadr. Dil iinde ele alnacak bir dier sorun ise birebir eviri yaplmasdr. Yukarda bahsedilen nedenlerden tr birebir eviri yaplmas bazen yanl anlamlara ya da anlatlmak istenenin eksik anlatlmasna neden olmaktadr. Baz firmalar, eviri problemini o lkede yaayan yabanc kiileri kullanarak amaya almaktadrlar fakat bu tatmin edici olmayacaktr. Zira zaman iinde hem dil hem de evirmen deiecektir. Ayrca farkl kltrlerde kelimelerin farkl anlamalar vardr ve farkl ekillerde telaffuz edilebilir. rnein, Wrigleyin Spearmint sakz Almanyada satlrken sorun yayordu ancak hecelemeyi Speermint yaptklarnda bu sorunu atlatm oldular (Cateora 1996: 509). Bu balamda ele alnabilecek bir dier nokta da dilin baka lkelerde de kullanlyor olmasdr. Ayn dili kullanan birden ok lke, dolaysyla da pazarda reklam almas yaparken bir pazara seslenildii halde sz konusu dier pazarlara da hitap etme olaslnz bulunmaktadr. Bu da reklamverene ek bir avantaj olarak gndeme gelebilir. rnein Almanca, Avusturya ve svirenin byk ksmnda kullanlmaktadr. Yine Belika,
70

Elden, Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi

svire, Lksemburg ve Monakonun belli blgelerinde Franszca kullanlmaktadr. Bu hazrlanan reklamlarn sz konusu lkelere transferinde baarl olunabileceini gsterir. zellikle benzer medyalarn kullanlmasnda baar ans artacaktr. Ama yine de dikkatli olunmas gerekir. rnein Unileverin rettii Radion deterjanlar Almanyada gl bir reklam kampanyas ile yer almaktadr. Avusturyal tketiciler bu reklamlar grdkten ve reklamdaki mesaj anladktan sonra rn aratrmlar ancak bulamamlardr. nk Radion deterjanlar Avusturyada daha tantlmamtr. Bunun sonucunda Unilever reklamn bedava baka bir lkeye transferi frsatn karmtr (Terpstra vd. 1993: 467). Dille ilgili son nokta ise baz firmalarn sloganlarnda ngilizceyi kullanmalardr. ngilizce gerek dnya zerinde en ok kullanlan dillerden biri olmas gerekse retici firmalarn ounun Amerikan kkenli olmas nedeniyle kullanlmaktadr. Glokal almalarda da bazen bu slogan deitirilmez ve rn ile o lke de zdeletirilmeye allr. Bu konuda Anholt yle bir rnek veriyor; Nokiann dnyadaki tm pazarlarnda son zamanlarda kulland slogana bir bakn: Connecting People. Bu szn kulaa ho gelmesi ve ngilizcede tutmas iki ekilde okunmasndan trdr: Nokia insanlar balant salama iinde alyorlar (connecting sfat olarak kullanld iin people cmlenin znesi olmu oluyor). Nokia dier insanlar birletiriyor (connecting fiil olarak kullanlyor, bylelikle people cmlenin nesnesi olmu oluyor). Bu ift anlam ifadeye belli bir derinlik ve tn katyor. Eminim ngilizce konuulan pazarlarn dndaki Nokia tketicilerinin %1den az bu slogan her iki ekilde de okuyabilecek seviyededir. Sonu olarak sradan okuluslu irketlerden, zekilii, genlik enerjisi ve yaratcl ile farkl olan Nokia markas, tketicilerin byk ksmna kendisini ifade etme frsatn kard (Anholt 2003: 49-50). Glokal almalarda ne kadar global konseptten ayrlmamak gerekse de dil konusunda yresel uygulamalar dikkatle kullanlmaldr. Mc Donaldsn KfteBurger rneindeki gibi McDonalds markasnn temel deerlerinden ve iletiim stratejisinden dn vermeden o lkeye uygun bir rn ad, reklam metni ya da slogan yazm dikkatli biimde hazrlanrsa baarl olacaktr.
71

bilig, K / 2005, say 32

2) Kltrel Farkllklar Bir lkede reklam kampanyas yrtrken karlalan en nemli sorunlardan birisi hedef kitlenin birbirinden ok farkl ve deiik zelliklere sahip alt gruplardan olumasdr. Bu farkl gruplara tek bir mesajla seslenmek ve onlarda istenen davran gerekletirebilmek ok zordur. Bu zorluk glokal reklam kampanyalarnda daha da artmaktadr. Zira bu sefer reklamveren farkl bir lkede rnn pazarlamaya almaktadr. Bunu yapmaya alrken de global kampanya hedeflerinden uzaklamamaldr. Dil byk bir sorun olarak glokal almalarn karsna ksa da kltrel farkllklar ve yap daha byk bir problem ve almas daha zor bir engeldir. Genellikle ajanslar yabanclar hedef kitle olarak setiklerinde, reklam metni iine yerli referanslar sokuturarak, kiminle konutuklarn bildiklerine dair iyi piirilmemi bir giriimle problemi zeceklerine inanrlar. Amerikan ajanslarndan, Avrupa iin bir kampanya yaratmalar istendiinde, onlar Avrupa ehir, dil ve yaam tarzlarna grsel ya da szel gndermeler ekliyorlar. Ancak bu ok anlamszdr. Sonuta o lkedeki insanlar kim olduklarn, nerede yaadklarn biliyorlar. Bunun bilincinde olduunu vurgulayarak reklamc, yalnzca yabanc olduunun altn izmektedir(Anholt, 2003: 69). Glokal almalar yaplrken reklamcnn kltrler arasndaki farkllklar hakknda detayl biimde bilgilenmesi gerekmektedir. rnein bat lkelerinde yas rengi siyahken baz Asya lkelerinde beyaz olduunun bilinmesi gibi. Belki renk bu anlamda kk ancak arpc bir rnek olmaktadr, yan sra gelenekler, aile yaps ve toplumsal deerlerde gz nne alnmaldr. rgt kltr zerine almalaryla tannan Hofstede, kltrleri birbirinden ayrmak iin be temel faktrden sz eder. Bu zellikler otoriter olup olmamak yani gcn statden kaynaklanmas, erkeksilik ya da kadnslk yani baarya ya da birbirine gz kulak olmaya dayanma, bireyci ya da toplumcu olma, riskten kanma ya da kanmama, uzun dnemli planlamaya eilimli olmadr, reklamlarn iinde retildii kltrlerin bir yansmas olduunu da gz nnde bulundurduumuz da ncelikle sesleneceimiz pazarda ki temel kltrel karakteristikleri belirlememiz ve hazrlanacak reklam almasnda buna ters dmeyecek ekilde mesajlar ekillendirmemiz gerekecektir (MediaCat, Eyll 2003: 12-13).
72

Elden, Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi

Bu noktadan Trk reklamlarna baktmzda reklamlarn daha otoriter ve toplumsal bir yaps olduunu sylemek mmkndr. Bireylerden ok toplum ve gruplar n planda olmaktadr. Bu da geleneksel deerlere nem verilmesiyle aklanabilir. Ramazan aynda yaynlanan Coca Cola reklamn bu noktada ele alabiliriz. ncelikle glokal anlamda baarl olan bu reklamda Trkiyenin farkl yerlerinden birbirinden ok farkl alt kltr gruplarna ve kltrel deerlere sahip kiilerin iftar hazrl grntleri yer almaktadr. Reklamda gerek masa banda bekleyen aile gerekse maden ocanda saati bekleyen iiler olsun hep bir birliktelik iinde gsterilmektedir. Her biri orucunu aarken Coca Cola hepsinin ortak paydas olarak ekrandadr. Bu reklamda bir kii bile yalnz bana oru aarken Coca Cola ierek gsterilmez nk bireyden ok grup anlay n plandadr. Kltr kavram ierisinde din de ele alnabilecek bir e olmaktadr. Glokal bir kampanya yaparken reklamn yaplaca lkenin dini ve dinin kurallarnn da iyi biimde analizi gerekmektedir. Bu noktada Coca Cola reklam yine baarl olacaktr. Mslmanlar iin kutsal ay olan Ramazan iinde birlik, btnlk ve paylam deerleri n planda olmaktadr. te burada Coca Cola reklamnda herkes bir arada (gerek aile, gerek iiler, gerekse vapurdaki alanlar ve yolcular) yer almakta ve orularn hep beraber amaktadr. Coca Cola global bir marka iken ve global bir imaja sahipken bu reklamla oru alrken aileniz ya da dostlarnzla yannzda mesaj vererek Trkiye ve Trk kltrne zg lokal bir uygulama yapmaktadr. Kltrel deerler altnda yine aile yaps da dikkatle analiz edilmelidir. rnein bat lkelerinde ekirdek aileler daha n planda, boanma daha rahat kabullenilir ve gelerin ayr evde yaamas sorun yaratmazken. Daha geleneksel lkelerde bunun tersi anlaylar sz konusu olacaktr. Geleneksel aile deerlerinin nemsendii pazarda buna uygun olmayan bir reklam hazrlanmas durumunda baarl olma ihtimali daha az olacaktr. C) Reklamda Yaratc Strateji ve Glokal Reklamlarda Yaratclk Reklam almalarnn belki de en nemli aamas yaratc almalardr. Zira baarl bir hedef kitle analizi ve medya planna ramen eer vermek istediiniz mesaj ak ve mesajn sunu biimi etkili deilse hazrlanan kampanya baarszlkla sonulanacaktr.
73

bilig, K / 2005, say 32

Reklamda yaratclk konusu ile ilgili iki farkl grten sz etmek mmkndr. Bunlardan ilki reklamda yaratcln, ne sylenmesi gerektii sorusunun yantlanmas sreci olduunu iddia etmektedir ki bu grubun en byk savunucusu David Ogilvy ile Rosser Reevestir. kinci gr ise reklamda yaratcln nasl sylenmesi gerektiinin aratrlmas ve bulunmas olduunu vurgular ki bu grubun temsilcilerinin en bilinen isimleri William Bernbach ve Leo Burnetttur (Burton 1990: 392-395). Glokal reklam kampanyalar asndan baktmzda ise nasl sylenecei ne syleneceinden biraz daha nem kazanmaktadr. Zira zaten daha nce de belirtildii gibi genel bir imaj ve ana tema bulunmakta, yalnz bu lokal bir ekilde sylenmektedir. te bu lokal sylemin gerekleebilmesi iin rn, hizmet ya da marka reklamnda aktarlmak istenen mesajn nasl aktarlacann dikkatle belirlenmesi nem kazanmaktadr. Reklamda yaratc strateji denildiine 3 temel stratejiden bahsedilmektedir. Temel sat vaadi olarak adlandrlan ve Rosser Reeves tarafndan ortaya atlan yaratc stratejiye gre ama rakip rn ya da hizmetlerde olmayan bir zelliin n plana karlmas ve reklamlarda bu vaadin kullanlmas nemli olmaktadr. zetle bu stratejinin kullanld reklam almalarnda, reklama konu olan rn ya da hizmetin rakiplerinde bulunmayan, sadece kendisinde bulunan bir zellii veya rakiplerinden farkl olarak tketiciye sunduu bir vaat belirlenerek reklam bu zellik vaat zerine kurulmaktadr (Elden 2003: 63). Reklam kampanyalarnda kullanlan ikinci strateji ise marka imaj stratejisidir. David Ogilvy tarafndan gelitirilen bu stratejiye gre pazarda benzer rn ve hizmetler bulunmaktadr ve genellikle hepsi benzer vaadler sunmaya balamtr. Ogilvye gre tketiciler bir rn satn alrken sadece rasyonel yararlara bakmamaktadr, onlar bir imaj ve duygusal yarar da satn almaktadr. te bu ortamda reklam yaplan rn ya da hizmete ait oluturulan bir marka imaj ile kampanya baarl olacaktr. Gnmzde en sk kullanlan ve etkili olan yaratc strateji ise konumlandrma olmaktadr. letmeler rn, hizmet ya da markalar iin tketici zihninde yer edecek bir boluk bulup oraya yerlemeye almaktadr. Glokal reklam kampanyalarnda da konumlandrma en etkili strateji olmaktadr. Burada zellikle tketici zihninin daha bo ve benzer rnlerin daha girmedii pazarlarda sz konusu rn, hizmet ya da marka istenilen yere konumlandrlabilir. Ancak burada unutulmamas gereken en nemli
74

Elden, Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi

nokta genel hedeflerden uzaklamamak ve o rnn genel marka imajna aykr decek bir konuma yerlememek gerekliliidir. Yine gnmzde etkili ve arpc reklamlarn dierlerine gre ans daha fazla olacaktr. Zira ok fazla rn, ok fazla reklam ortam ve ok fazla reklam mesaj bulunmaktadr. Tketici durup da verilmek istenen reklam mesaj ile ilgilenmeyecektir. Bundan dolay ilgi ekici ve arpc reklamlarn baarl olma ans daha fazladr. Glokal reklam almalarnda dil ve kltrel farkllklarla ilgili sorunlar etkili bir aratrma ile alabilir. Ancak iyi bir yaratclk olmadan hi tannmayan hedef kitle zerinde etkili olunmas beklenemez. Glokal reklam kampanyalarnda bu sorunu gidermenin en etkili yollarndan birisi reklam yaplan rn, hizmet ya da markay o lke snrlar iinde o lkeye has temalarla tantmak olacaktr. rnein eski BPnin Az Olan Konuuyor reklam bu anlamda baarl bir yaratc reklam rneidir. Global bir marka olan BPnin Trkiyede kamyon ofrleri tarafndan tercih edilmesini salamak iin hazrlanan bu reklamda hedef kitle analizi iyi yaplm ve hedef kitlenin anlayaca bir metin hazrlanarak sunulmutur. Bu reklamn baars bununla kalmam gnlk konuma diline bu cmleyi yerletirerek dneminin en aklda kalc reklamlarndan birisi olmutur. BPnin global anlamda hibir zaman kullanamayaca ancak lokal anlamda baarl olmasn salayan bir reklamdr. Yine benzer olarak McDonalds Trkiye Pazarlama Direktr zlem calan yle sylemektedir: McDonalds, reklamlarnda alt lkelere geni zgrlk tanyor. Amerikada retilen bir reklamn aynsn burada oynatmak zorunda deiliz. rnein kfte gibi Trkiyeye zg ama McDonalds markasyla uyumlu rnleri nasl gerekletirebiliyorsak,Trk tketicisinin dokusuna uygun yerel reklamlar da burada yaratabiliyoruz. Tabii bize izilen McDonalds markasnn kimliine uygun snrlar iinde bunlar yapyoruz. Reklam mziini Trkletiriyoruz, reklama Trkiyeye zg eitli unsurlar katabiliyoruz. Nitekim gemite aba temal reklamlarmzda bunu yaptk (MediaCat, 2003: 13-14). Glokal reklamlarda baz durumlarda ne sylediimiz nemli olacaktr ancak yaratc strateji iinde vermek istediimiz mesaj nasl verebileceimiz sorusu bizim iin ok nemli olmaktadr. Anholt bunun bilgilen75

bilig, K / 2005, say 32

dirme, duygusal yaklam ve elence ile bunun salanacan belirtmektedir. 1) Bilgilendirme Reklamlarda sadece bilgilendirme yaplmas o irket iin bir hata olacaktr. nk reklamverenler, rnleriyle mterilerinden ok daha fazla ilgilenmektedir ve bir rn hakknda ayrntl biimde aktarlm bir sr bilgi sadece o rn zerinde uzun sre alan kiileri etkilemektedir (Anholt 2003: 134-135). Yukarda da belirtildii gibi tketici reklamda ar bir bilgilenmeyle karlatnda reklam yaplan rn ya da hizmeti fazla nemsemeyecektir. Bu elbette zellikle aratrlan ve o kitle tarafndan nemli olan rnler iin geerli deildir. Fakat ar bilgilendirme genelde tketicinin ilgisini ekmek yerine onu boan bir enformasyon bombardman eklinde grlmektedir. Bu husus zellikle glokal almalarda daha da nem kazanmaktadr nk rn zaten pazara yeni girmitir, tketici rne ve belki de retici iletmeye yabancdr ve ilk etapta dikkatinin reklama ve rne ekilmesi daha nemlidir. Bu noktada rn zelliklerini bir bir anlatmak deil ncelikle dikkat ekilerek ardndan da tketicinin rn kullanmasyla elde edecei yararlarn aktarlmas yoluyla baarl sonular elde etmek mmkndr. 2) Duygusal Yaklam Bu teknikte, rn ya da rnn kullanmyla ilgili yaratc olarak badatrlacak gl ve olaand bir duyguyla zdeletirir ve olduka sradan bile olabilecek rn yerine buna younlamak gerekir. rnein ngiliz boya markas Dulux reklamlarnda bunu kullanm ve boya hakknda en nemli eyin boya bittikten sonra hissedilen duygu ve baar hissi olduunu saptayp buna gre reklamlar hazrlamtr (Anholt 2003: 137). Bu noktada yine lkeden lkeye farkllklar kendisini gsterebilir. Bu da lokal anlamda nemli duygularn doru saptanp ona uygun reklamlarn hazrlanmasn gerektirecektir. rnein, batda yaynlanan bir ok ampuan reklamnda kadnlarn dolgun salara sahip olmas ve bu sayede daha mutlu olmas temas yer alrken, belki daha fakir ve geri kalm lkelerde bu duygusal yaklam yerine salk ve hijyen gibi temalarla bilgilendirici bir yaklam uygulanabilir.
76

Elden, Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi

Yine Coca Colann Ramazan aynda yaynlad reklam bu ynden duygusal yaklamn baarl bir uygulamasdr. Coca Colann tketildii lkelerden sadece Trkiyede etkili olabilecek bu reklamda aile, paylam, dostluk vb. baz deerler duygusal bir anlatm iinde sunulmu ve global hedeflere ters dmeden lokal alanda baarl olunmutur. Duygularn rn ya da hizmetin pazarland deiik lkelerde nasl verildii nemlidir. Burada 4 temel noktadan bahsedebiliriz (Anholt 2003: 137-138): Tasvir edilen duygunun, her yeni piyasada tketici tarafndan tam olarak deifre edilip edilmedii. Duyguyu eksiksiz olarak okuyorlarsa, rnle olan balantsn inandrc bulup bulmadklar. Duyguyu alglayp, rnle balantsn da inandrc buluyorlarsa reklamn aklc yararlardan ok, duygusal olanlara younlamasndan memnun olup olmadklar. Duyguyu doru alglayp, rnle balantsn kabul edip, duygusal yararlarndan da memnunlarsa, bu yaklamn her lkede markay gelitirmek ya da rn satmak iin etkin, farkl ve rekabete dayal bir yol olduunu kantlayp kantlamad. Bu duygusal yaklam baz blgelerde deiiklik gsterebilir. rnein Alman reklamclnda kalite, tasarm ve teknoloji n plandadr. Mizah yok denecek kadar az kullanlr ve bilgiler dorudan, gereki biimde aktarlr. Teknik ayrntlar nemlidir. Kahve ve bira gibi rnlerde tarih ve geleneksel ekicilikler n plandadr. Buna karlk Fransz reklamcl daha farkldr. Dorudan ders verilen reklamlarn says snrldr. Elence ve haz ynelimi, duyguyu gsterme, drama televizyon reklamlarna yansr. Az metin, ok sembol kullanlr. Popler ekicilikler; gzellik, ehvet ve erotizmdir (MediaCat, 2003: 15). 3) Elence Mizahi anlatm bir ok kere reklamlarda kullanlmaktadr. zellikle global reklamlara baktmzda hafif nkteli, ince esprilerin yer ald reklamlar olduunu grmekteyiz. Ancak bu noktada da yine reklamn yaplaca lkenin ve o lkeye ait mizah anlaynn ok iyi analiz edilmesi gerekmektedir.
77

bilig, K / 2005, say 32

Glokal reklam almalarnda elendirici bir anlatmn kullanlmas arttr. Zira tketicinin reklama dikkatinin ekilmesi iin komiklie ihtiya vardr. Reklam insanlara, paralarn bizimle paylap paylamayacaklarn sormaktr. O zaman burada grev, dikkati iin tketiciyi dllendirecek olan reklamcya dyor. Bu dl olmadan reklamla kimse ilgilenme, mizah ve yaratclk olmadan da dzenli giden sat reklammz baarl olamaz (Anholt 2003: 140). Gnmz reklam anlaynda metin elerinin azalmas ve daha ok grsel anlatmlarn n planda olmas ve gerek global gerekse local reklam almalarnda yanl anlalmalarn daha fazla olabilmesi nedeniyle hazrlanacak reklamlarda o lkeye uygun ve anlalr mizahi elerin kullanlmas yararl olacaktr. Yine glokal reklam almalarnda yaratclk asndan nemli ve mesajn sunumunda yararl olan bir dier nokta da reklamda kullanlan mzik olmaktadr. zellikle duygusal ve elenceli yaklamlarla hazrlanm reklamlarda gerek duyguyu gerekse mizah destekleyecek bir mzik kampanya baarsn arttracaktr. almann bandan beri deindiimiz Coca Cola reklamnda hibir metin ya da sz esi bulunmamaktadr. Batan sona Trk mzii motifleriyle hazrlanm reklamda grntlere uygun ve yerinde efektler kullanlmtr. Sanki mzik reklamn sz gibi devam ederken kolann bardaa dklme sesi de reklamn sonunda bir slogan gibi yer almaktadr. Bu reklamn radyo versiyonunda da ayn ekilde sadece mzik kullanlm baka hibir sz ya da slogan yer almamtr. Bu alma baarl bir glokal reklam rneidir. Coca Colann genel global hedeflerinden ayrlmadan olabilecek olumsuzluklar en aza indirerek (sz kullanlmam) ve kltrel deerleri baarl bir yaratclk ve mzikle destekleyerek sunmutur. Uluslararas almalarda amalanan yaratclk tarz, uygulamaya deil dnceye bal olmaldr. Dnsel yaratclk ok nadirdir. Bu onu ifade edi biimimizin neredeyse ikincil derecede nemli olaca gl bir fikir olmaldr. Byle dnceler, daha nce belirtilen kltrel ve dilbilimsel farkllklardan bile stndr (Anholt 2003: 146).

78

Elden, Glokal Reklam Kampanyalarnda Yaratcln nemi

Sonu Global reklamlarn hazrlanmasndaki zorluklar, dnyann her geen gn daha byk bir pazar haline gelmesi gibi nedenlerle gnmzde yeni yeni tannan ve nem kazanan glokal reklamclk her geen gn daha sk kullanlmaya ve global pazarlanan rn, hizmet ya da markalar iin daha nemli olmaya balamtr. Glokal reklam almalar ierisinde karlalan en nemli sorunlar reklamn yaynland lkenin kltr yaps, dil problemi ve reklamn anlalamamas olduunu grmekteyiz. Kltr ve dille ilgili sorunlar reklamn hazrlanmasndan nce yaplacak etkili bir aratrma ve analiz ile bir lde alabilir fakat yaratclk konusu reklamclar asndan ulusal reklam almalarna nazaran daha zorlayc ve karmak bir unsur olarak gze arpmaktadr. Glokal kampanyalarda baarl olabilmek ve hedef kitle zerinde istenilen davran rn, hizmet ya da markann global hedeflerinden ve ana konseptinden ayrmadan yapabilmek iin hazrlanan reklamlarn hedef kitlenin dikkatini ekici ve ilgi alanlarna uygun yaratclkta hazrlanmas gerekmektedir.

79

bilig, K / 2005, say 32

Kaynaklar
ANHOLT, Simon (2003), Global Markalarn Yerel uvallamalar, (ev:Gonca Canan), stanbul: MediaCat Yaynlar. -------------------- (Eyll 2003), Trk Tipi Reklam Olur mu?, Media Cat Aylk Pazarlama letiimi Dergisi, Yl:11, Say:104. BURTON, Philip Ward (1990), Advertising Copywriting, Sixth Edition, Lincolnwood, Illinois U.S.A.: NTC Business Books, NTC Publishing Group. CATEORA, Philip R. (1996), International Marketing, 8th Edition, U.S.A.: Irwin Inc. ELDEN, Mge (2003), Reklam Yazarl, stanbul: letiim Yaynlar. MAYNARD, Michael L. (2003), From Global to Local: How Gillettes Sensor Excel Accommodates to Japan, Keio Communication Review No:25. RUTHERFORD, Paul (1996), Yeni konalar, Televizyonda Reklam Sanat, (ev. Mustafa K. Gereker), stanbul: Yap Kredi Yaynlar RING, Jim (1996), Reklam Dnyasnn Yz, (ev: efika Komez), stanbul: Milliyet Yaynlar. TERPSTRA Vern, SARATHY Ravi (1993), International Marketing, 6th Edition, Dryden Press. WELLS William, BURNETT John, MORIARTY Sandra (1995), Advertising, Principles and Practice, 3rd Edition, New Jersey: Prentice Hall, Englewoods Cliffs.

80

The Importance of Creativity in Global Advertising Campaigns


Assoc. Prof. Dr. Mge ELDEN
*

Abstract: Global advertising, which has gained popularity during the last years with globalism, is no longer the only type of advertising for the firms with international operations. However much globally thought and the same general message conveyed, the perception and interpretion of that message cahnge across the countries. Therfore, the concept of glocal advertisinghas been discovered. Glocal advertising means tailoring an advertising according to the local specifications of the country without distracting the global caocept and devaiting from the target. In The Importance of Creavitiy in Glocal Advertising Campaigns paper, the concept of glocal advertising, the critical issues in glocal advertising and the relationship between creavitiy and glocal advertising are discussed. Key Words: Advertising, Global Advertising, Creativity, Glocal Advertising, Cultural Issues

Ege niversity , Faculty of Comminication / ZMR e-mail: elden@iletisim.ege.edu.tr bilig Winter / 2005 Number 32: 65-82 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Znaenie tvorestva v global#nx reklamnx kampaniwx


Mge ILDEN, d.n., do]ent
Rezme: Ponwtie global#noy reklam, znaenie kotoroy uveliilos s usileniem globaliza]ii, stalo tert v poslednee vremw svo osobennost# edinstvennogo i deystvitel#nogo vida reklam dlw firm na mejdunarodnoy arene. Tak kak, xotw presledutsw global#ne idei i peredatsw obie dlw vsex tem, peredavaeme znaki i ix znaeniw terpt zmemen v raznx stranax. V rezul#tate, v islo raznovidnostey reklam dobavilos# i ponwtie global#noy reklam. Pod global#noy reklamoy podrazumevaets takaw reklama, kotoraw narwdu s global#noy kon]ep]iey i ]elwmi, soderjit i mestne osobennosti, prisuie toy strane, v kotoroy provoditsw dannaw reklama. V +toy stat#e rasskrvatsw ponwtiw global#noy reklam i osobennosti, kotore doljn uitvat#sw pri proizvodstve global#noy reklam, a takje poderkvaets vajnost# tvorestva vzaimosvwz# tvorestva s ponwtiem global#noy reklam. Kleve slova: reklama, global#naw reklama, tvorestvo, proizvodstvo global#noy reklam, +lement kul#tur.

Igeyskiy Universitet, fakul#tet kommunka - ZMR

e-mail: elden@iletisim.ege.edu.tr

bilig zma 2005 vpusk: 32: 65-82 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri ve Sapm Davranlar: Ankara rneklemi


Yrd. Do. Dr. Nilfer zcan DEMR* Do. Dr. Aylin Grgn BARAN Do. Dr. Demet ULUSOY
zet: almamz Trkiyede genlerin arkada-akran grubu ve flrtleriyle yaadklar ilikilerin onlarn depresyon belirtileri gstermesindeki ve intihar da dahil sapm davranlar iine girmelerindeki roln ortaya koymay amalamaktadr. rneklem grubunu Ankaradaki lise son snf rencileri oluturduu 726 gen ile yaplan survey almasnn neticesinde, gencin arkadalarna gvenmesi, sorunlarn ve srlarn paylamas, bo zamanlarn birlikte geirmesi ile ebeveyni tarafndan sevilen bir ocuk olmas, ebeveyninin kulland pekitireler, aile ii iddet, ebeveyninin kendisini anlamadn dnmesi, depresyon belirtileri gstermesi ve intihar dncesi arasnda anlaml ve gl ilikiler bulunmutur. Sonu olarak sorunlu aile atmosferi yaayan genlerin, arkada-akranlar ve flrtleriyle de olumsuz etkileimleri olduu ve intihar dncesi dahil pek ok sapm davran iinde olduklar saptanmtr. Anahtar kelimeler: Ergen, arkada-akran gruplar, sapm davran.

Giri Ergenlikte Arkada ve Akran Gruplar Ergen davranlarnn odakland temel alanlardan biri arkada ve akranlaryla ilikileridir. Aratrmaclara gre ocuun varlk merkezi olan aile, deerlerin retilmesinde ve kiisel gvenin kazandrlmasnda akran grubunun baarsna ulaamaz. Ergenin arkada ilikileri kategoriye ayrlmaktadr. Birincisi geni kalabalklar, ikincisi daha kk yakn klikler, ncs bireysel dostluk*

Hacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Sosyoloji Blm / ANKARA e-posta: nildemir@hacettepe.edu.tr, abaran@hacettepe.edu.tr, demet@hacettepe.edu.tr bilig K / 2005 say 32: 83-108 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2005, say 32

lardr. Ergenlik dneminde tek cinsiyetli arkada gruplar derece derece kar cinsten gruplarn etkilerine girerler ve geni bir ergen kalabal oluur. Ancak daha sonraki aamada heteroseksel arkada gruplar olumaya balar. Bylelikle gevek rntl ergen iftler grubu oluur. Bu gruplarda ayn cinslerden oluan dostluklar da kurulabilir ve ok daha yakn, daha youn, ak ilikiler yaanabilir. Bu tr dostluklar ergene kendinin ve bakalarnn duygularn renmesine katkda bulunur Ancak bu dnemde yaanan arkadalklar daha nceden oluan psikolojik yaralar tedavi edici de olabilir, zararl da olabilir, genci pimanlk duyaca davranlara da itebilir (Conger ve Galambos 1997). Yaplan aratrmalarda ergenin, grup ortamnda g, aidiyet ve gven kazandn gstermektedir. Tek bana yapamayacan dnd ileri akranlaryla birlikte karar vererek ortaklaa yapmaya alr. Ebeveynler bu konuda ocuklarnn faaliyetlerini kstlamaya alr. Ancak bu tr abalar ounlukla baar deil, baarszlkla sonulanr. Prestij edinme ve serbeste hareket ve benzeri davranlar gruplarda kazanlr. Bu nedenle akran grubunun etkisi ebeveynlerin rettikleriyle veya yasaklamalaryla eliir. Dolays ile akran dnyas ou ergen iin tutum ve davranlarnn onaylanmasnn ve reddedilmesinin kayna olur (Horroks 1965: 21). Ergenlik dneminde, tavsiyede bulunma, birlikte olma, davran modeli oluturma, destek ve geri bildirim sunma, kiisel zellik ve beceri konularnda bilgi kayna olma bakmndan akranlara byk nem verilir. te yandan ergenlerin ebeveynleri ile olan ilikileri eitim ve meslek gibi gelecek merkezli alanlarda ve gei dnemlerinde nemini korurken, arkada ve akranlar gndelik olaylarda, modada, serbest zaman etkinliklerinde daha etkili grnmektedir. Ancak ergenlerin yaama ilikin nemli deerleri ebeveynlerinden ald, sosyal ilikilerinde yaad kiisel problemleri konusunda hem ebeveynlerine hem de arkadalarna dant belirtilmektedir. Bu balamda ok sayda ergen ailesini deil, akranlarnn birlikteliini tercih ettiini ifade etmitir. Ebeveynlere oranla arkadalarnn baskc olmasn eletirmesi, olaylardan dersler karmas daha az olas grnmektedir. Genler arkadalarnn birbirlerine sosyal stat kazandrma ve ilgilerini paylama konusunda daha isteklidir. Ayrca akran ilikileri yetikin-ocuk ilikilerine gre daha eitliki ve esnektir, daha anlayl ve gven vericidir. Ebeveynler ergenlik dneminde ocuklarnn arkada seimi ile ou zaman ilgilenirler. Bunun nedeni olarak hayatla yeni tanan, deneyimsiz bir gencin karlaaca problemlerin neler olabilecei endiesini tamalar gsterilebilir. nk ergen-genler benzeri ilgi, zellik ve davran84

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

lar temelinde arkadalarn seerler ve genellikle ergenlikte arkada ve akranlara ev dndaki ortamlarda karlalr. Dolays ile ebeveynler ocuklarnn baz arkadalarn tanmayabilirler. Bylelikle, gencin arkada seimi byk nem kazanr. Nitekim madde bamll, vcuda zarar verme gibi sapm davranlar akran etkisinden ok arkada seimine dayanmaktadr (Coleman ve Hendry 1999: 147-148). Akran grubunun ilevini bilemeyen ebeveynler ve yetikinler ounlukla akran grubunu atipik ya da istenmedik bir oluum olarak grebilirler. Dolays ile akran grubu baz yetikinlerin kriterlerine uygun olmayabilir. Ergenlik dnemlerinde akranlarn etkisi genelde olumlu ve yapc olsa da, akran basks, yetikinler tarafndan anti-sosyal davranlarn nedeni olarak grlr. Ancak erken ergenlik dneminde ou ebeveynler grubun basklarn onaylamaktadr. Byle davranan ebeveynler gencin cinsel davrana ilikin bilgiler edinmesini, sigara imesini, alkol kullanmasn asi genlik davranlar olarak deil, bunlarn yetikin deer ve normlarna uyma abas olduunu kabul ederler (Coleman ve Hendry 1999: 143, Horroks 1965: 24). Ancak bu noktada gen ebeveyni tarafndan anlalmadn dnrse ve atma yaanrsa genellikle seimini arkada grubu lehine kullanr. Dier taraftan genel olarak ebeveyn ve akran etkileri birbirini tamamlar ve ergenleri gelecek yaantlarndaki olgun ilikilere hazrlar. ocukluktaki aile ilikileri ergenlikteki akran ilikileri iin gl duygusal bir temel oluturur. Genellikle akranlar, ebeveynlerinden rendikleri davran ve deerlerde birbirlerine model olur ve bunlar pekitirir. Dubin ve arkadalarnn yapm olduu bir aratrmada ebeveynlerini otoriter olarak karakterize eden genlerin, gerek yetikin gerekse akranlarca desteklenen normlar dllendiren akran grubuna yneldii bulunmutur. Ebeveynlerini ilgisiz olarak karakterize eden kzlar yetikin deerlerini onaylamayan akran gruplarna eilim gstermektedir. Ebeveynlerinin ho grl olduunu belirten erkekler elence kltr oryantasyonuna sahip topluluklara girdikleri tespit edilmitir (Coleman ve Hendry 1999: 148). Bylelikle ebeveynin ocuk bakm tarz ile (Kulland otorite tipi, etiketleme vb.) gencin arkada seimi ve arkadalk kurabilmesi arasnda korelatif ilikiler saptanmtr (Bkz. hipotez 1). Akran grubu ergene kiinin kendisini test etmesini, denemesini ve bakalaryla baa kmasn retir, kendini kantlama zemini olarak ilev grr ve sosyal hareketlerini balatma frsat da sunar. Bu ekilde ergen ileriki
85

bilig, K / 2005, say 32

yaamnda sosyal uyum ve katlma daha emin ve daha kolay bir biimde yaklar. Bylelikle akran grubu gencin sosyal renme deneyimlerini artrr. Bu deneyimin yaanamas pek ok sosyal probleminde kaynan oluturur. (Bkz. hipotez 3, 4 ve17) Troyn, akran grubuna ilikin yapm olduu almasnda ergenlerin toplumda kltrn sosyal srelerini yaparak rendii sonucuna ular. Ergenler eylemde bulunarak cinsiyet rollerini renmeyi, birlikte yaam paylamay, rekabeti, ortakl, sosyal becerileri, deerleri ve amalar rendiklerinden sz eder (Horroks 1965: 21). Akran grubu tarafndan ergenin kabul edilmesi ve akranlarnn kendisi hakknda iyi dnceler tamas, onun iin her eyden nemlidir. ou yetikine oranla ergen akranlarnn grleriyle ve grup uygulamalaryla ynetilmeye, davranlarn inanlarn ve deerlerini dzeltmeye ve dzenlemeye hazrdr. Kk eyler yetikinlere oranla ergenlerde daha fazla anlam ifade eder. Dolays ile akran grubu, ergen iin gven yaratr ve birincil deneyim kaynadr. Akran grubu ergene neyi yapp neyi yapmayacan, neyi kabul edip, neyi kabul etmeyeceini retir. Ergen akran grubuna kabul edilir ise gencin en rahat ettii yer olur. Grubun konumu gencin konumu haline gelirken, grubun jargonu gencin jargonu olur. Bu ekilde gen grupta stat kazanr. Ayrca gen ebeveynlerin otorite ve kontrolnden uzak olmak iin zgrlemek adna yapt mcadelesine burada destek bulur. Bylece akran grubu, gence dnyasn anlama ve yorumlama frsat verir, kendini ve evreni anlamlandrmasna yardmc olur. Artk arkadalarm benim hayatmdr demeye balar (Horroks 1965: 22). Bu balamda akran gruplaryla uyum gsteremeyen ya da onlarla yeterince vakit geiremeyen genlerin yaadklar sosyal izolasyon sreci sonunda sapm davran gsterme, depresyona girme ve hatta intihar dncesi tama risklerinin dier genlere gre art kaydettii grlmektedir (Bkz. hipotez 3, 4, 5, 6). Tm ergenlerin akran grubuna eit oranda duyarl olduklar ifade edilemeyecei gibi tek tip olduklarndan da sz edilemez. Ergenlerin ou, akran grubu merkezli olmamakla birlikte, ancak belli koullar altnda farkl dnemlerde belli akran etkilerine kar bir lde duyarldr. Tm ergenler akran grubunu kendini gstermek ve deneyim edinmek iin en baarl ve en uygun ara olarak grmeyebilir. Bu balamda akran gruplar formal, informal, saysal olarak byk, kk eklinde snflandrlmakta ve bu gruplar klik, ete vb. gibi terimlerle tanmlanmaktadr. Baz
86

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

akran gruplarnn baskc olduu, grubun norm ve deerlerinden sapmaya izin vermeyen, kat davran kurallar gelitiren, sadakat ve uyum isteyen bir yap sergiledikleri gzlenmektedir (Coleman ve Hendry 1999: 144, Horroks 1965: 23). Bu adan gencin kolay arkadalk kurabilmesi ve iine girdii arkada gruplarnn tr byk nem arzeder (Bkz. Hipotez 9). Arkada ve akran kltrne -norm ve deerlerine- uyum motivasyonu, erken ergenlik dneminde artar, orta ve ge ergenlik dnemine doru ise der. Ancak bu uyum ihtiyac cinsiyete*, sosyo-ekonomik statye, ebeveyn ile olan ilikiye ve kiilik faktrlerine gre farkllk gstermekle birlikte, bu durumun gencin romantik ilgilerinin artmasndan ileri geldii belirtilir. Bu ilgiler nedeniyle gen, grup dna ynelir. Ergenin ya ilerledike kimliini, sosyal roln ve sosyal statsn aa karr ve akranlarnn kabulne ve desteine daha az baml hale gelir (*Bkz. hipotez 7) (Conger ve Galambos 1997, Coleman ve Hendry 1999: 144). Dunphye gre arkada grubunu en temel ilevi iki cins arasndaki ilikiyi kolaylatrmaktr. Bu ekilde heteroseksel davranlar renilir ve uygulanr. (Coleman ve Hendry 1999: 149). Bu konuda kar cinsle arkadalk kuramayan ergenin sapm davran gsterme olasl ykselir. (Bkz. hipotezler; 11-16) Nitekim yaplan bir aratrmada intihar eilimli genlerin ou ya kz ya da erkek arkadandan ayrlmas nedeniyle intihar giriiminde bulunduunu belirtmitir (Chiles 1986: 52). Akran gruplarnn bir baka boyutu da bo zamanlar deerlendirme yndr. Bu bilgilerin nda almamz Trkiyede genlerin arkada-akran grubu ve flrtleriyle yaadklar ilikilerin onlarn depresyon belirtileri gstermesindeki ve intihar da dahil sapm davranlar iine girmelerindeki roln ortaya koymay amalamaktadr ve hipotezlerimiz bu erevede oluturulmutur. Hipotezler 1. Ebeveynin ocuk bakm tarz ile gencin arkada seimi arasnda pozitif bir iliki vardr. 2. Aile bireylerindeki mental salk sorunlar gencin arkadalk kurabilme eilimini azaltr. 3. Gencin arkadalarna gvenmesi ile depresyon belirtileri gstermesi arasnda negatif bir iliki vardr.
87

bilig, K / 2005, say 32

4. Gencin sorunlarn ve srlarn paylaacak arkada olmas ile depresyon belirtileri gstermesi arasnda negatif bir iliki vardr. 5. Gencin bo zamanlarn arkadalar ile birlikte geirmesi ile sorun ve srlarn paylamas ve gvenmesi arasnda pozitif iliki vardr. 6. Gencin bo zamanlarn arkadalaryla geirmesi ile depresyon belirtileri gstermesi arasnda negatif bir iliki vardr. 7. Gencin okul dnda bir gruba ye olmas cinsiyete gre farkllamaktadr. 8. Aile ii dezorganizasyon gencin okul d gruplara girme eilimini arttrr. 9. Gencin kolay arkadalk kurmas ile okul d gruplara girmesi arasnda pozitif bir iliki vardr. 10. Okul dnda ye olunan dinsel grup ile kolay arkadalk kurabilme arasnda negatif bir iliki vardr. 11. Flrtn varl genlerin depresyona girme eilimlerini azaltmaktadr. 12. Genlerin kar cinsle kolay arkadalk kurabilme yetenei bir flrte sahip olma olasln arttrmaktadr. 13. Genlerin flrt olmas ile sapm davran gstermesi arasnda korelatif bir iliki vardr. 14. Ayn anda birden fazla flrtn olmas gencin sapm davran iine girmesini artrmaktadr. 15. Gencin birden fazla flrtnn olmas ile aile iinde etiketlemenin arasnda pozitif bir iliki vardr. 16. Gencin sk flrt deitirmesi ile ebeveynin birbirleriyle iyi anlamas arasnda negatif bir iliki vardr. 17. Gvenilecek ve srlarn paylaacak arkadalar olmayan genlerde intihar dncesine sahip olma oran yksektir. rneklem: Aratrmamzn rneklem grubunu Ankaradaki lise son snf rencileri oluturmaktadr. Bu balamda Tuzluayr Lisesi (141 kii), Abidinpaa Lisesi (17 kii), ankaya Lisesi (366 kii), Tevfik Fikret Lisesi (79 Kii), Fatoabla Koleji (15 kii), Aykan Koleji (30 kii), Bilim Koleji (50 kii) ve Kksal Toptan Lisesi (28 kii) olmak zere toplam 726 renciye
88

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

ulalmtr. Veri toplama teknikleri olarak anket, gzlem ve mlakat kullanlmtr. Veriler SPSS program ile analiz edilmitir. statistiki analizlerde ki-kare ve oklu analiz tekniine bavurulmutur. Aratrma Verilerinin Analizi: Ebeveynin ocuk Bakm Tarz: Gencin arkadalarna gvenmesi ile ebeveynlerin gencin arkadalarn tanmas arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarna gvenmeyen genlerin en dk oranla (% 8. 40) ebeveyninin de arkadalarn tanmad grlrken, arkadalarna gvenen genlerin ok yksek bir oranla (% 91. 60) ebeveyninin, arkadalarn tand tespit edilmitir (Chi-square: 9. 520 df 1 p<0. 05). Ebeveynin gencin arkadalarn tanmas onun arkadalarna gvenmesini artrmaktadr. Gencin arkadalarna gvenmesi ile ailesinin kendisine olan tavr arasndaki ilikiye bakldnda, ebeveyni tarafndan vlen, gurur duyulan genlerin en yksek oranla (% 79. 20) arkadalarna gvendii, ikinci olarak ebeveyni tarafndan sk sk eletirilen, kusur bulunan genlerin % 70. 80inin arkadalarna gvendii ve yaptnn hi nemi olmayan ve ebeveyni tarafndan kendisine ntr davranlan genlerin ise % 64. 1inin arkadalarna gvendii saptanmtr (Chi-square: 8. 067 df 2 p<0. 05). Gence ntr kalan, iyi-kt bir gr bildirmeyen ebeveyni olan genlerin arkadalarna gvenme oran dmektedir. Gencin arkadalarna gvenmesi ile arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anlamas arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnen genlerin en yksek oranda (% 79. 00) genel olarak arkadalarna gvendii grlmektedir. Arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmeyenlerde bu oran % 65. 00e dmektedir (Chi-square: 14. 117 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile ebeveynin ocuk bakm tarz arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalaryla sorunlarn paylaanlarn nemli bir ksmnn yetkin-tatl sert ebeveyn (% 46. 20) ile izin verici-hogrl ebeveyn (% 43. 70) ocuklar olduu grlmektedir. Sorunlarn arkadalaryla paylaanlarn ancak % 7. 50sinin baskc-otoriter ebeveyn, % 2. 70inin ise ilgisiz Ebeveyn ocuklar olduklar tespit edilmitir (Chi-square: 15. 481 df 3 p<0. 05). Ebeveynin kulland otorite tipi gencin arkadalaryla ilikisinde belirleyici olmaktadr.
89

bilig, K / 2005, say 32

Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile ailesinde kendisine fikir sorulmas arasndaki ilikiye bakldnda; ailesinde kendisine fikir danlan genlerin % 86. 30luk oranla, danlmayanlara gre (% 74. 40) arkadalar ile sorunlarn paylamaya daha eilimli olduklar grlmektedir (Chi-square: 7. 688 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile ailenin gence sorumluluk vermesi arasndaki ilikiye bakldnda; ailesi tarafndan sorumluluk verilen genlerin % 85. 50lik oranla, ailesi tarafndan sorumluluk verilmeyenlere gre (% 76. 80) daha fazla sorunlarn arkadalaryla paylama eiliminde olduklar grlmektedir (Chi-square: 3. 077 df 1 p<0. 05). Gencin sorunlarn arkadalaryla paylamas ile gencin kendisini annesi tarafndan sevilen ve istenen biri olarak grmesi arasndaki ilikiye bakldnda; kendisini annesi tarafndan sevilen ve istenen bir ocuk olarak grmeyenlerin % 25. 80lik oranla, grenlere (% 14. 20) gre daha fazla arkadalaryla sorunlarn paylaamadklar grlmektedir (Chi-square: 5. 935 df 1 p<0. 05). Benzer bir ekilde gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile gencin kendisini babas tarafndan sevilen ve istenen biri olarak grmesi arasndaki ilikiye bakldnda; % 23. 40lik oranla, kendisini babas tarafndan sevilen ve istenen bir ocuk olarak grmeyenlerin, babas tarafndan sevildiine inanlara (% 13. 50) gre arkadalaryla sorunlarn paylamada zorluk ektii grlmektedir (Chi-square: 5. 297 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile aile bireyleri tarafndan gence fazlalk olduunun hissettirilmesi arasndaki ilikiye bakldnda; bu hissi olan ocuklarn % 23. 30luk oranla, ailesi tarafndan fazlalk olduu hissettirilmeyenlere gre (% 14. 40) arkadalaryla sorunlarn daha fazla oranda paylamama eilimi olduu saptanmtr (Chi-square: 5. 213 df 2 p<0. 05). ebeveyn tarafndan sevilmeme ve istenilmeme, ailede fazlalk olarak grlme ksaca sorunlu aile atmosferi gen zerinde olumsuz etki brakmaktadr. Bu durumun onun arkadalaryla olan etkileimine de yansd grlmektedir. Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile ebeveyninin kulland pekitire tipi arasndaki ilikiye bakldnda; herhangi bir uyarc almayan genler ile (% 22. 50), sklkla eletirilip, barlan, kusur bulunan genlerin (% 19. 00), vlen, gurur duyulan, beenilen genlere gre (% 12. 60) daha fazla oranda arkadalaryla sorunlarn paylaamadklar tespit edilmitir (Chi-square: 5. 991 df 2 p<0. 05).
90

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile ocuklarn kimin tarafndan bytld arasndaki ilikiye bakldnda; bakc ile bytlenlerin % 25. 00lik oranla, kree gidenlere (% 8. 80) ve aile bykleri tarafndan bytlenlere (% 12. 50) gre, arkadalaryla sorunlarn daha fazla oranda paylaamad grlmektedir. Sorunlarn paylaamayanlarn ikinci derecede younlat gen kategorisi ise anneleri (% 18. 50) tarafndan bytlenlerdir. Bu veriler bize, ocukluunda ev iinde zamannn nemli bir ksmn tek kiiyle geiren genlerin, arkadalaryla sorunlarn paylamada daha byk zorluk ektiklerini gstermektedir (Chisquare: 9. 537 df 4 p<0. 05). Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile aile iinde bir lakabnn olmas arasndaki ilikiye bakldnda; okul ve aile iinde sevmedikleri bir lakab olan rencilerin % 19. 90lk oranla, lakab olmayanlara gre (% 13. 80) arkadalaryla sorunlarn paylamamaya daha eilimli olduklar grlmektedir (Chi-square: 3. 359 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalar olmas ile ebeveyninin gencin arkadalarn tanmas arasndaki ilikiye bakldnda; ebeveyni tarafndan arkadalar tannmayan genlerin % 64. 90nn okulda srlarn paylat arkadalar bulunmaktadr. Ebeveyni tarafndan arkadalar tannan genlerde bu orann % 84. 40a ykseldii grlmektedir (Chisquare: 17. 367 df 1 p<0. 05). Ksaca ebeveynin gencin arkadalarna tanmas oran ykseldike gencin arkadalarna daha ok gvendii grlmektedir. Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile ebeveyni ile nemli sorunlarn paylamas arasndaki ilikiye bakldnda; nemli sorunlarn ebeveyni ile paylamayan genlerin ok byk bir ksmnn (% 74. 50) arkadalaryla srlarn paylat grlmektedir (Chi-square: 12. 931 df 2 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi arasndaki ilikiye bakldnda; srlarn paylat arkadalar olan genlerin (% 79. 10), srlarn paylamayanlara gre ( % 48. 80) arkadalarnn kendilerini anne-babalarndan daha fazla anladna inandklar saptanmtr (Chisquare: 47. 866 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile cinsiyet arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarnn ken91

bilig, K / 2005, say 32

disini ebeveyninden daha fazla anladn dnen kzlarn orannn (% 61. 60) erkeklere (% 38. 40) oranla daha yksek olduu grlmektedir (Chi-square: 14. 132 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile retmenleri tarafndan okuldaki dersleri hakknda bilgi almas arasndaki ilikiye bakldnda; ebeveynin retmenlerinden okuldaki durumu hakknda bilgi almayan genlerin ok byk bir ksm (% 84. 00) arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmektedir. Ebeveyni hocalarndan okuldaki durumu hakknda bilgi alan genlerde ise bu orann % 71. 10a dt grlmektedir (Chisquare: 10. 214 df 1 p<0. 05). lgisiz ebeveynlere sahip genlerin daha fazla oranda arkadalarna balandklar ve kendilerinin arkadalar tarafndan daha iyi anlaldklarn dndkleri grlmektedir. Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile ebeveynin kardeini kendisinden daha fazla sevdiini dnmesi arasndaki ilikiye bakldnda; kardeinin kendisinden daha fazla sevildiini dnen genlerin ok byk younlukla (% 86. 20) arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnd tespit edilmitir. Oysa kardeinin daha fazla sevildiini dnmeyen genlerde bu oran % 71. 90a dmektedir (Chi-square: 11. 194 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile aile bireyleriyle sk sk kavga etmesi arasndaki ilikiye bakldnda; aile bireyleriyle sklkla kavga eden genler, en yksek oranla (% 82. 80) arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmektedir. Ancak aile bireyleriyle kavga etmeyen genlerde bu oran % 66. 20ye dmektedir (Chi-square: 25. 196 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile ailesinin kendisine kar olan tavr arasndaki ilikiye bakldnda; ailesi tarafndan sklkla eletirilen, kusur bulunan genlerin ok byk bir ounluu (% 81. 80), ebeveyni kendisini ven, gurur duyan genlerin % 71. 10u, ebeveyni tarafndan nemsenmeyen genlerin % 64. 10u arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmektedir. Ebeveyni tarafndan eletirilen ve kusur bulunan genlerin yine ebeveyni tarafndan anlalmadn dnd grlmektedir (Chi-square: 11. 466 df 2 p<0. 05).
92

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmesi arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarnn kendisini ebeveyninde daha fazla anladn dnen genlerin ok yksek bir oranda (% 86. 40) bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirdii tespit edilmitir (Chi-square: 18. 559 df 1 p<0. 05). Arkada grubunun genci anlamas onun iin her eyden ok daha nemlidir. Bu durum gen iin bir gven kaynadr. Gencin kendi dnyasn anlama ve yorumlama frsat arkada grubuyla gerekletii iin bo zamanlar da ok byk bir oranda bir arada geirilmektedir. Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile arkadalaryla sorunlarn paylamas arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnen genlerin hemen hemen tamamna yakn (% 90. 60) arkadalaryla sorunlarn paylamaktadr (Chi-square: 45. 224 df 1 p<0. 05). Genlerin ebeveynleriyle atma alanlar ile arkadalaryla srlarn paylamas arasndaki ilikiye bakldnda; ebeveynleriyle arkadalarnn beenilmemesi yznden atanlarn en yksek oranla (% 91. 10) arkadalaryla srlarn paylatklar, ikinci olarak ebeveynleriyle gencin fazla para harcamas yznden atan genlerin (% 87. 30) arkadalaryla srlarn paylatklar tespit edilmitir. Ebeveyn ile atma arttka genlerin daha ok arkadalarna ynelerek srlarn paylatklar grlmektedir. Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile ailesi ve okul yneticilerinin bilgisi dnda devamszlk yapmas arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnen genlerin ok byk bir ksmnn (% 61. 70) ailesi ve okul yneticilerinin bilgisi dnda devamszlk yapt tespit edilmitir. Oysa ailesi ve okul yneticilerinin bilgisi dnda devamszlk yapmayan genlerde bu oran % 38. 30a dmektedir (Chisquare: 6. 013 df 1 p<0. 05). Mental Salk Sorunlar Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile gencin annesinin intihar etmesi ya da intihara teebbs etmesi arasndaki ilikiye bakldnda; annesi intihar edenlerin nemli bir ksmnn (% 71. 40) ve intihara teebbs edenlerin % 30. 40nn, okulda srlarn paylat ar93

bilig, K / 2005, say 32

kadalarnn olmad saptanmtr. Oysa annesi intihar ya da intihara teebbs etmeyenlerde okulda arkadalaryla srlarn paylaamayan genlerin orannn % 10. 20ye dt grlmektedir (Chi-square: 15. 864 df 2 p<0. 05). Benzer bir durum babalar iin de geerlidir. Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile gencin babasnn intihar ya da intihara teebbs etmesi arasndaki ilikiye bakldnda; babalar intihara teebbs eden (% 42. 90) ve babalar intihar eden genlerin (% 40. 00), babalar intihar ya da intihara teebbs etmeyen genlere oranla (% 17. 50) daha yksek dzeyde, srlarn arkadalaryla paylaamama eiliminde olduklar grlmektedir (Chi-square: 10. 118 df 2 p<0. 05). Ayn ey kardeler iin de geerlidir. Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile gencin kardeinin intihar ya da intihara teebbs etmesi arasndaki ilikiye bakldnda; kardei intihar (% 50. 00) ya da intihara teebbs (% 30. 40) eden genlerin, kardei intihar ya da intihara teebbs etmeyen genlere (% 17. 70) gre daha fazla oranda srlarn paylamama eiliminde olduu anlalmaktadr (Chi-square: 6. 297 df 2 p<0. 05). Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile babasnn alkol bamls olmas arasndaki ilikiye bakldnda; babas alkol bamls olan genlerin ok byk bir ksmnn (% 85. 50) arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnd grlmektedir (Chi-square: 6. 425 df 1 p<0. 05). Gencin Arkadalarna Gvenmesi Gencin arkadalarna gvenmesi ile okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas arasndaki ilikiye bakldnda; okulda srlarn paylat arkadalar olmayan genlerin yarsnn (% 50. 00) genel olarak arkadalarna da gvenmedii saptanmtr (Chi-square: 51. 823 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalarna gvenmesi ile insanlarla kolaylkla arkadalk kurmas arasndaki ilikiye bakldnda, her iki cinsle kolaylkla arkadalk kurmayan genlerin en yksek oranda (% 43. 90) genel olarak arkadalarna da gvenmedii tespit edilmitir. Her iki cinstekilerle de kolaylkla arkadalk kurarm diyen genlerde bu oran % 20. 50ye dmektedir (Chi-square: 22. 581 df 3 p<0. 05). Gencin arkadalarna gvenmesi ile depresyon belirtilerinden hayat siyah-beyaz olarak alglama arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarna
94

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

gvenen genlerin ok byk bir ksmnn (% 78. 70) hayat siyah-beyaz olarak iki uta grmedii saptanmtr. Ancak bu oran arkadalarna gvenmeyen genlerde % 21. 30a dmektedir. Gencin arkadalarna gven duygusu arttka yaama dair kat dncelerinde azalma grlmektedir (Chi-square: 14. 136 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalarna gvenmesi ile bakalarndan kolaylkla yardm istemesi arasndaki ilikiye bakldnda; bakalarndan kolaylkla yardm isteyemeyen genlerin % 31. 10unun genel olarak arkadalarna da gvenmedii tespit edilmitir. Bakalarndan kolaylkla yardm isteyen genlerde ise bu oran % 19. 40a dmektedir (Chi-square: 12. 611 df 1 p<0. 05). Gencin Arkadalar ile Sorunlarn ve Srlarn Paylamas Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile gencin arkadalarna gvenmesi arasndaki ilikiye bakldnda, gven ile sorunlar paylama arasnda pozitif bir iliki olduu grlmektedir. Arkadalaryla sorunlarn paylaan genlerin ok byk bir farkla (% 82. 10) sorunlarn paylamayanlara gre ( % 38. 50) ok daha yksek dzeyde arkadalarna gvendii grlmektedir (Chi-square: 92. 181 df 1 p<0. 05). Gencin sorunlarn arkadalaryla paylamas ile gencin kolaylkla arkadalk kurmas arasndaki ilikiye bakldnda; sorunlarn paylaanlarn ok nemli bir ksmnn her iki cinsiyetle de (% 73. 20) kolaylkla arkadalk kurduu, buna karn sorunlarn arkadalaryla paylaamayanlarda bu orann % 54. 20ye dt ve kolay arkadalk kurmakta zorlandklar grlmektedir (Chi-square: 22. 636 df 3 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile bo zamanlarn arkadalaryla geirmesi arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmeyen genlerin en yksek oranla (% 34. 40) arkadalaryla srlarn da paylamadklar grlmektedir. Bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geiren genlerde ise bu oran % 14. 10a dmektedir (Chi-square: 28. 733 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalar olmas ile arkadalaryla sorunlarn paylamas arsndaki ilikiye bakldnda; arkadalaryla sorunlarn paylamayan genlerin ounluunun (% 59. 60) arkadalaryla srlarn da paylamad grlmektedir. Oysa arkadalaryla sorunlarn paylaan genlerde bu oran % 10. 10a dmektedir (Chi-square: 151. 543 df 1 p<0. 05).
95

bilig, K / 2005, say 32

Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile arkadalarna gvenmesi arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalarna gvenmeyen genlerin % 35. 30unun srlarn da paylamadklar, arkadalarna gvenen genlerin sadece % 11. 40nn arkadalaryla srlarn paylamad grlmektedir. Ksaca arkadalara gven arttka srlar paylama davran da artmaktadr (Chi-square: 51. 823 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile insanlarla kolay arkadalk kurmas arasndaki ilikiye bakldnda; srlarn paylaan genlerin (% 74. 00), srlarn paylamayanlara gre (% 53. 60), her iki cinstekilerle de daha kolay arkadalk kurduklar saptanmtr (Chisquare: 27. 028 df 3 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylaacak arkadalar olmas ile gencin evden kamas arasndaki ilikiye bakldnda; okulda srlarn paylaacak arkadalar olmayan genlerin (% 27. 00), srlarn paylaacak arkadalar olanlara gre (% 14. 60) evden kamaya daha meyilli olduklar grlmektedir (Chi-square: 11. 275 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olmas ile gelecek ile ilgili planlarnn olmas arasndaki ilikiye bakldnda; okulda srlarn paylaaca arkadalar olan genlerin (% 91. 30), srlarn paylaacak arkadalar olmayanlara (% 84. 00) gre gelecek ile ilgili plan yapmaya daha eilimli olduklar grlmektedir (Chi-square: 6. 206 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylaacak arkadalar olmas ile depresyon belirtilerinden sklkla sinirlenme arasndaki ilikiye bakldnda; son gnlerde sinirli olan genlerin (% 85. 00), sinirli olmayanlara gre (% 78. 50), okulda arkadalaryla srlarn paylama eilimlerinin daha yksek olduu saptanmtr (Chi-square: 4. 255 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalar olmas ile gencin insanlar beni anlamyor duygusuna kaplmas arasndaki ilikiye bakldnda; srlarn paylaacak arkadalar olan genlerin (% 46. 80) srlarn paylaacak arkadalar olmayanlara gre (% 56. 40) insanlar beni anlamyor duygusuna daha az kapldklar saptanmtr (Chi-square: 3. 608 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylaacak arkadalar olmas ile gencin hayat sadece siyah-beyaz olarak alglamas arasndaki ilikiye bakldnda; srlarn paylat arkadalar olan genlerin (% 22. 20), olmayanlara gre (% 36. 40) hayat siyah-beyaz olarak alglama eilimlerinin daha dk olduu saptanmtr (Chi-square: 10. 752 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylat arkadalar olmas ile bakalarndan kolaylkla yardm isteyebilmesi arasndaki ilikiye bakldnda; srlarn
96

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

paylaaca arkadalar olan genlerin (% 59. 30) srlarn paylaacak arkadalar olmayanlara gre (% 40. 70) bakalarndan daha kolaylkla yardm isteyebildikleri grlmektedir (Chi-square: 13. 795 df 1 p<0. 05). Gencin okulda srlarn paylaacak arkadalarnn olmas ile gencin kendisiyle bark olmas arasndaki ilikiye bakldnda; srlarn paylaacak arkadalar olan genlerin (% 85. 40), olmayanlara gre (% 75. 00) kendi kendileriyle bark olma eilimlerinin daha yksek olduu tespit edilmitir (Chi-square: 7. 668 df 1 p<0. 05). Tm bu sonulardan srlarn paylaacak arkadalar olan genlerin depresyon belirtileri gsterme orannn daha dk olduu grlmektedir. Bu balamda arkada-akran grubunun ilevinin olumlu olduu sylenebilir. Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile depresyonun belirtilerinden, gencin gnlk bakmn her gn dzenli olarak yapmas arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalaryla sorunlarn paylaan genlerin % 72. 00lik oranla, sorunlarn paylamayanlara gre (% 58. 80) gnlk bakmlarn her gn dzenli olarak yapmaya daha fazla zen gsterdikleri anlalmaktadr (Chi-square: 7. 198 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalaryla sorunlarn paylamas ile depresyon belirtilerinden olan bakalarndan kolaylkla yardm istemesi arasndaki ilikiye bakldnda, sorunlarn arkadalaryla paylaan genlerin % 59. 70lik oranla, arkadalaryla sorunlarn paylaamayanlara gre ( % 37. 70) daha rahatlkla bakalarndan yardm isteyebildikleri grlmektedir (Chisquare: 17. 559 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalar ile sorunlarn paylamas ile depresyon belirtilerinden, gencin kendisi ile bark olmas arasndaki ilikiye bakldnda; arkadalaryla sorunlarn paylaabilen genlerin % 84. 80lik oranla, sorunlarn paylaamayanlara gre (% 76. 90) kendilerinden memnun olma dzeylerinin daha yksek olduu anlalmaktadr (Chi-square: 3. 973 df 1 p<0. 05). Gvenilecek Arkadan Olmamas ve ntihar Dncesi Gencin arkadalarna gvenmesi ile hayat anlaml ve yaamaya deer bulmas arasndaki ilikiye bakldnda; hayat anlaml ve yaamaya deer bulmayan genlerin yksek bir oranla (% 37. 10) genel olarak arkadalarna da gvenmedii tespit edilmitir (Chi-square: 18. 456 df 1 p<0. 05). Gencin intihar dncesi iinde olmas arttka sosyal izolasyon yaama ve evresindekilere gvenmemesi younlamaktadr.
97

bilig, K / 2005, say 32

Gencin arkadalarna gvenmesi ile herhangi bir nedenden dolay yaama arzusunu kaybetmesi arasndaki ilikiye bakldnda; yaama arzusunu tmyle kaybeden genlerin % 26. 50sinin genel olarak arkadalarna da gvenmedii grlmektedir. Oysa bu oran yaama arzusunu kaybetmeyen genlerde % 21. 40a dmektedir (Chi-square: 2. 347 df 1 p<0. 05). Gencin arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnmesi ile herhangi bir nedenden dolay yaama arzusunu kaybetmesi arasndaki ilikiye bakldnda; yaama arzusunu kaybeden genlerin en yksek oranla (% 79. 40) arkadalarnn kendisini ebeveyninden daha fazla anladn dnd grlmektedir. Ebeveynin genci anlamamas, onun yaama arzusunu kaybetmesine neden olmaktadr (Chi-square: 16. 685 df 1 p<0. 05). Gencin Bo zamanlarn Arkadalar ile Birlikte Geirmesi Gencin bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmesi ile arkadalaryla sorunlarn paylamas arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamann arkadalaryla geirenlerin % 89unun arkadalar ile sorunlarn paylat tespit edilmitir. Bo zamanlarn arkadalaryla geirmeyenlerde bu oran % 64. 20ye dmektedir (Chi-square: 48. 037 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmesi ile okulda srlarn paylat arkadalar olmas arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerin % 85. 90nn arkadalaryla srlarn paylat grlmektedir. Oysa bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmeyenlerde bu oran % 65. 60a dmektedir (Chi-square: 28. 733 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmesi ile arkadalarna gvenmesi arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerin % 79. 90 arkadalarna gvenmektedir. Bo zamanlarn arkadalaryla geirmeyenlerde bu oran % 54. 10a dmektedir (Chisquare: 36. 163 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmesi ile kolay arkadalk kurmas arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirenlerin % 73. 30u her iki cinstekilerle de kolaylkla arkadalk kurduunu belirtirken, bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmeyenlerde bu orann % 54. 90a dt grlmektedir (Chisquare: 32. 774 df 3 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalaryla geirmesi ve depresyon belirtileri Gencin bo zamanlarn arkadalaryla geirmesi ile depresyon belirtilerinden, hayat anlaml ve yaamaya deer bulmas arasndaki ilikiye bakldnda; bo
98

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

vakitlerini arkadalaryla birlikte geirmeyenlerin hayat anlaml ve yaamaya deer bulmama oran ykselmektedir(%38. 70). Oysa bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerde hayat anlaml bulmama orannn % 20. 40a dt grlmektedir (Chi-square: 19. 026 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalaryla geirmesi ile depresyon belirtilerinden gnlk bakmn dzenli yapmas arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerin yksek bir oranla (% 72. 20) gnlk bakmlarn dzenli olarak yaptklar tespit edilmitir. Ancak bo zamanlarn arkadalaryla geirmeyenlerde dzenli bakm yapanlarn orannn % 58. 70e dt grlmektedir (Chi-square: 7. 405 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalaryla birlikte geirmesi ile depresyon belirtilerinden unutkan olmas arasndaki ilikiye bakldnda % 54. 00lk oranla bo vakitlerini arkadalaryla birlikte geirenlerin, birlikte geirmeyenlere gre (% 63. 39) daha az unutkan olduklar saptanmtr (Chi-square: 3. 497 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalar ile birlikte geirmesi ile depresyon belirtilerinden, insanlar tarafndan anlalamama duygusuna kaplmas arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerin % 45. 70lik oranla, bo zamanlarn arkadalaryla geirmeyenlere gre (% 59. 50) daha dk dzeyde insanlar tarafndan anlalamama duygusuna kapldklar grlmektedir (Chi-square: 7. 587 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalar ile birlikte geirmesi ile depresyon belirtilerinden, hayat siyah-beyaz olarak grmesi arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerin % 21. 60lk oranla, bo zamanlarn arkadalaryla geirmeyenlere gre (% 40. 00) daha dk dzeyde hayat sadece siyah ve beyaz olarak grdkleri saptanmtr (Chi-square: 18. 117 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalar ile birlikte geirmesi ile depresyon belirtilerinden, bakalarndan kolaylkla yardm isteyememesi arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerin % 59. 20lik oranla bo zamanlarn arkadalaryla geirmeyenlere gre (% 40. 50) daha fazla oranda arkadalarndan daha kolay yardm isteyebildikleri grlmektedir (Chisquare: 14. 196 df 1 p<0. 05). Gencin bo zamanlarn arkadalar ile birlikte geirmesi ile gencin kendisi ile bark olmas arasndaki ilikiye bakldnda; bo zamanlarn arkadalaryla geirenlerin % 86. 00lk oranla bo zamanlarn arkadalaryla geirmeyenlere gre (% 72. 90) kendilerinden daha ok memnun olduklar anlalmaktadr. (Chi-square: 12. 375 df 1 p<0. 05).

99

bilig, K / 2005, say 32

Gencin Okulun Dnda Herhangi Bir Gruba ye Olmas Gencin okulun dnda herhangi bir gruba ye olmas ile cinsiyet arasndaki ilikiye bakldnda; okulun dnda herhangi bir gruba ye olan erkeklerin oran (% 53. 30), kzlara gre (% 46. 70) daha fazladr (Chi-square: 12. 047 df 1 p<0. 05). Gencin okulun dnda herhangi bir gruba ye olmas ile ebeveyninin iddetine maruz kalmas arasndaki ilikiye bakldnda; ebeveyninin iddetine maruz kalan genlerin en yksek oranda (% 46. 80) okulun dnda bir gruba ye olduu grlmektedir. Ebeveyninin iddetine maruz kalmayanlarda ise bu oran % 27. 50ye dmektedir (Chi-square: 10. 102 df 1 p<0. 05). Gencin okulun dnda herhangi bir gruba ye olmas ile insanlarla kolaylkla arkadalk kurabilmesi arasndaki ilikiye bakldnda her iki cinsle kolaylkla arkadalk kuramayanlarn ok byk bir ounluunun (% 75. 00) okulun dnda herhangi bir gruba da ye olmad grlmektedir. Bu sonulardan, okul dnda herhangi bir gruba ye olmayanlarn arkadalk kurmakta da zorlandklar anlalmaktadr (Chi-square: 14. 109 df 3 p<0. 05). Gencin okul dnda yesi olduu grubun tr ile kolaylkla arkadalk kurabilmesi arasndaki ilikiye bakldnda; herhangi bir dinsel gruba ye olan genlerin yarsnn (% 50. 00) her iki cinsle de kolaylkla arkadalk kuramad grlmektedir. Bu oran, politik gruba ye olanlarda % 10. 60a, sanatta % 6. 70e, sporda % 5. 10a dmektedir (Chi-square: 22. 694 df 9 p<0. 05). Gencin okul dnda yesi olduu grubun tr ile cinsel tacize uramas arasndaki ilikiye bakldnda; herhangi bir dinsel gruba ye olan genlerin ok yksek bir oranda (% 83. 30) cinsel tacize urad tespit edilmitir. Bu oran, politik bir gruba ye olan genlerde % 26. 70e, sanatta % 25. 60a, sporda % 24. 30a dmektedir. Bu sonulara gre dinsel gruplara ye olmann, genlerin cinsel tacize uramalarnda bir risk faktr olarak ele alnabilecei sylenebilir (Chi-square: 10. 323 df 3 p<0. 05). Flrt Gencin flrtyle ilk kt ya ile insanlarla kolay arkadalk kurmas arasndaki ilikiye bakldnda; ya ilerledike, kar cinsle arkadalk kurmann zorlat grlmektedir. Flrtyle ilk kez 7-11 yanda kan genlerin % 19. 70inin kar cinstekilerle kolaylkla arkadalk kurduu grlrken, bu orann 12-14 ya kategorisinde % 9. 20ye 17 ve zeri ya kategorisinde ise % 2. 60a dt grlmektedir (Chi-square: 27. 820 df 6 p<0. 05).
100

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

Gencin flrtnn olmas ile insanlarla kolay arkadalk kurmas arasndaki ilikiye bakldnda; kar cinsle kolay arkadalk kuranlarn % 56. 30unun bir flrtnn olduu grlmektedir. Her iki cinsle kolaylkla arkadalk kuramadn belirten genlerde ise bu oran % 25. 00e dmektedir (Chi-square: 28. 696 df 3 p<0. 05). Gencin flrtnn olmas ile kendisiyle bark olmas arasndaki ilikiye bakldnda; kendisinden memnun olmayanlarn ok byk bir ksmnn (% 69. 60) bir flrtnn de olmad saptanmtr. Gencin bir flrtnn olmas kendisinden memnun olmas duygusunu arttrmaktadr (Chisquare: 7. 223 df 1 p<0. 05). Gencin flrtnn olmas ile herhangi bir sorunu iin psikoloa/psikiyatriste gitmesi arasndaki ilikiye bakldnda; flrt olan genlerin ok byk bir ksmnn (% 72. 10) psikoloa gitmedii grlmektedir. Oysa bu oran psikoloa gidenlerde % 27. 90a dmektedir. Gencin duygusal anlamda yaad arkadalk, sorunlarnn zmnde profesyonel yardm almaya ihtiya duymasn azaltmaktadr (Chi-square: 12. 793 df 1 p<0. 05). Gencin flrtnn olmas ile sakinletirici ila kullanmas arasndaki ilikiye bakldnda; flrt olan genlerin ok byk bir ksmnn (% 79. 30) sakinletirici ila kullanmad tespit edilmitir. Sakinletirici ila kullananlarn oran bu kategoride yalnzca % 20. 70tir (Chi-square: 15. 487 df 1 p<0. 05). Flrt ve Sapm Davran Gencin flrtnn olmas ile ka kez evden kat arasndaki ilikiye bakldnda evden kaan genlerin % 50. 90nn bir flrt olduu grlmektedir. Evden kamayan genlerde bu oran % 39. 50ye dmektedir (Chi-square: 5. 134 df 1 p<0. 05). Gencin flrtnn olmas ile hayatnn herhangi bir dneminde vcuduna zarar verilmesi arasndaki ilikiye bakldnda; flrt olan genlerin % 35. 90nn vcuduna zarar verdii, % 64. 10unun ise vcuduna zarar vermedii tespit edilmitir. Bu oranlardan, genlerin flrtlerinin olmasnn herhangi bir nedenle vcuduna zarar verme eilimini azaltt anlalmaktadr (Chi-square: 21. 343 df 1 p<0. 05). Gencin ilk kez bir flrtnn olma ya ile vcuduna zarar vermesi arasndaki ilikiye bakldnda; gencin ya ilerledike vcuduna zarar verme davran azalmaktadr. lk flrt 7-11 yalar arasnda olan genlerin en yksek oranla (% 43. 50) vcuduna zarar verdii grlmektedir. Oysa bu
101

bilig, K / 2005, say 32

oran 17 ve zeri yataki genlerde % 21. 60a dmektedir (Chi-square: 17. 135 df 1 p<0. 05). Sk Flrt Deitirme Gencin ayn anda birden fazla kiiyle flrt etmesi ile cinsiyet arasndaki ilikiye bakldnda; ayn anda birden fazla flrt olan erkeklerin orannn (% 53. 40), kzlarn oranna (% 46. 60) gre yksek olduu grlmektedir (Chi-square: 9. 752 df 1 p<0. 05). Gencin imdiye kadar ka kiiyle flrt ettii ile evresinde flrtlerini sklkla deitirenleri nasl karland arasndaki ilikiye bakldnda, imdiye kadar drt ve zeri sayda flrt olan genlerin ok yksek bir oranla (% 74. 00) evresinde, flrtlerini sklkla deitirenleri normal karladklar saptanmtr. Flrtlerini sklkla deitirenleri anormal karlayan genlerde bu oran % 46. 90a dmektedir. Ksaca gencin duygusal arkadalk yaama skl arttka, flrtlerini sklkla deitiren kiileri normal karlama dncesi de artmaktadr (Chi-square: 39. 438 df 3 p<0. 05). Gencin ayn anda birden fazla flrtnn olmas ile evresinde flrtlerini sklkla deitirenleri nasl karlad arasndaki ilikiye bakldnda; evresinde flrtlerini sklkla deitirenleri normal karlayan genlerin ounluunun (% 50. 70) ayn anda birden fazla flrtnn olduu grlmektedir. Sk flrt deitirmeyi anormal karlayan genlerde bu oran % 20. 40a dmektedir (Chi-square: 55. 672 df 1 p<0. 05). Gencin ayn anda birden fazla flrtnn olmas ile herhangi bir sorunu iin psikoloa/psikiyatriste gitmesi arasndaki ilikiye bakldnda; psikiyatrist/psikoloa gidenlerin nemli bir ksmnn (% 44. 50) ayn anda birden fazla flrtnn olduu grlmektedir. Psikiyatrist/psikoloa gitmeyen genlerde bu orann % 27. 60a dt tespit edilmitir. Bu oranlara gre ayn anda birden fazla kiiyle flrt etmenin gen zerinde ciddi bir ruhsal problem yarattndan dolay psikoloa gitme ihtiyacnda olduu sylenebilir (Chi-square: 13. 821 df 1 p<0. 05). Sk Flrt Deitirme ve Sapm Davran Gencin imdiye kadar ka kiiyle flrt ettii ile vcuduna zarar vermesi arasndaki ilikiye bakldnda; vcuduna zarar veren genlerin ounluunun (% 69. 80) imdiye kadar drt ve zeri sayda flrtnn olduu tespit edilmitir. Vcuduna zarar vermeyen genlerde bu oran % 51. 70e dmektedir (Chi-square: 18. 302 df 3 p<0. 05).
102

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

Gencin ayn anda birden fazla kiiyle flrt etmesi ile vcuduna zarar vermesi arasndaki ilikiye bakldnda; vcuduna zarar veren genlerin % 48. 50sinin ayn anda birden fazla flrtnn olduu grlmektedir. Oysa vcuduna zarar vermeyen genlerde bu oran % 24. 20ye dmektedir (Chi-square: 32. 632 df 1 p<0. 05). Gencin ayn anda birden fazla flrtnn olmas ile bu flrtlerden biri ya da hepsi tarafndan terk edilmesi halinde kendine yada flrtne zarar vermesi arasndaki ilikiye bakldnda; flrt tarafndan terk edildiinde kendisine ya da flrtne zarar vereceini dnenlerin % 53. 80inin, ayn anda birden fazla flrtnn olduu grlmektedir. (Chi-square: 25. 389 df 3 p<0. 05). Genellikle bu tr ocuklarda terk edilme, sevilmeme ve yalnz kalma korkusunun olduu tespit edilmitir. Sk Flrt Deitirme ve Aile i Etiketleme Gencin ayn anda birden fazla kiiyle flrt etmesi ile annesi-babas tarafndan sevilmesi ve istenmesi arasndaki ilikiye bakldnda; annesi tarafndan sevilmeyen ve istenmeyen genlerin ounluunun (% 52. 80) ayn anda birden fazla kiiyle flrt ettii tespit edilmitir. Oysa annesi tarafndan sevilen genlerde bu oran % 29. 60a dmektedir (Chi-square: 11. 922 df 1 p<0. 05). Ayn ekilde babas tarafndan sevilmeyen/istenmeyen genlerin % 50. 80inin ayn anda birden fazla kiiyle flrt ettii grlmektedir. Bu oran babas tarafndan sevilen genlerde % 29. 70e dmektedir (Chi-square: 11. 651 df 1 p<0. 05). Sk Flrt Deitirme ve Ebeveynin Birbirleriyle Anlamas Gencin imdiye kadar ka kiiyle flrt ettii ile ebeveyninin birbiriyle anlamas arasndaki ilikiye bakldnda; ebeveyni birbiri ile anlaamayan genlerin yksek bir oranla (% 68. 60) imdiye kadar drt ve zeri sayda flrtnn olduu saptanmtr. Oysa bu oran ebeveyni birbiriyle anlaanlarda % 54. 50ye dmektedir. Aile ii anlamazlk gencin ok sayda duygusal arkadalk kurma eilimini arttrmaktadr (Chi-square: 11. 058 df 3 p<0. 05). Sonu Gencin arkada-akran gruplaryla ilikisinde sosyal evre faktrlerinden aile nemli bir rol oynamaktadr. Bu balamda sorunlu aile atmosferi iinde olan genlerin arkadalar ile olan etkileimleri de sorunlu olmaktadr. Bu noktada, ebeveyni tarafndan sevilip istenilmeyen, ebeveyni
103

bilig, K / 2005, say 32

baskc-otoriter olan ve olumsuz pekitireler kullanan genler arkadalaryla da etkileim ve iletiim iine girememektedirler. Ayn ekilde ocuklukta yaanlan sosyal izolasyon gencin arkadalar ile olan etkileimini olumsuz olarak etkilemektedir. Buna karn arkadalarnn kendisine ebeveynlerinden daha ok anladn dnen genlerin aile iinde ounlukla kavga ettii saptanmtr. Ebeveyni tarafndan eletirilen ve kusur bulunan genler kendilerinin arkadalar tarafndan daha ok anlaldn dnmektedirler. Sonu olarak bu genler arkadalar ile daha ok vakit geirmekte, srlarn onlarla paylamakta, onlara daha ok gvenmektedirler. Bunun yan sra ebeveyni tarafndan anlalmamann gencin intihar dncesi dahil olmak zere pek ok sapm davrana ynelmesinde ok etkili olduu grlmektedir. Aratrma bulgularmzn dikkat ekici bir sonucuna gre arkada akran grubunun genci anlamas gen iin her eyden ok daha nemlidir. Arkadalar tarafndan anlalma gen iin bir gven, kendi dnyasn anlama ve yorumlama iin bir kaynak olduundan bo zamanlarn ou bir arada geirilmektedir. Bu durum ayn zamanda gencin depresyon iine girmesini ve onda intihar dncesinin olumasn da engellemektedir. Buna paralel olarak srlarn paylaacak ve gvenilecek arkadalar olmayanlarn intihar dncesi tamalar ok da artc bulunmayabilir. Gencin okul d bir gruplara ye olanlarn iki nemli kategoriye ayrld grlmektedir. Bunlardan birinci kategoriyi genellikle ebeveyni ile sorunu olmayan rahat sosyal iliki iine giren genler dier kategoriyi ise ebeveyni ile sorun yaayan (rnein, iddete maruz kalan) genler oluturmaktadr. Ayrca gencin okul dnda ye olduu grubun tr ile kolay arkadalk kurabilmesi arasndaki iliki de olduka dikkat ekicidir. Dinsel gruplara ye olan genlerin sanat ve spor gruplarna ye olan genlere gre arkadalk kurmakta zorlandklar grlmektedir. Literatre gre arkada gruplarnn temel ilevlerinden biri de kar cinsler arasndaki ilikiyi kolaylatrmasdr. Gencin bu gruplara girmesi ile flrt ilikileri yaamas da kolaylamaktadr. almamzn bulgular da bu sonucu desteklemektedir. Bunun yan sra, flrtnn olmamas, flrtnden ayrlmas ya da flrtnn terk etmesi de gencin depresyon srecine girmesine ve sapm davranlara ynelmesine yol amaktadr. Flrt ile ilikileri belirleyen bir dier nemli faktr sorunlu aile atmosferidir. Nitekim ayn anda birden fazla flrt olan genlerin aile iinde ounlukla dezorganizasyon (ebeveynin birbiriyle anlaamamas ya da anne-baba tarafndan etiketlenme gibi) yaadklar tespit edilmitir. Ayrca ayn anda
104

Ulusoy, Baran, Demir, Trkiyede Ergenlerin Arkada-Akran Gruplar le likileri

birden fazla kiiyle flrt etmenin gencin sapm davranlara ynelme riskini artrd saptanmtr. Sorunlu aile atmosferi gencin srekli ve gvenilir bir duygusal iliki yaamasn engellemektedir. Dolays ile flrtle de istikrarl bir iliki yaanmad iin (ayn anda birden fazla flrt, ok sayda flrt vb. gibi) gencin depresyona girme riski artmaktadr. Ek1. oklu Analiz Ergenlerin Akran Gruplar le likileri Ve Sapm Davranlar
Multivarible analysis Gencin arkadalarna gvenip gvenmemesi
Cinsiyet Erkek (1) Kz (0) Gencin okulda srlarn paylat arkadalarnn olup olmamas Hayr (1) Evet (0) Arkadalarnn genci ebeveyninden daha fazla anlayp anlamad Hayr (1) Evet (0) Gence gre hayatn anlaml olup olmad ve yaamaya deip demeyecei Hayr (1) Evet (0) Gencin yaama arzusunu kaybedip kaybetmedii Evet kaybettim (1) Hayr kaybetmedim (0) Gence gre hayatn siyah ve beyazdan ibaret olup olmad Hayr (1) Evet (0) Anne ve babann gencin arkadalarn tanyp tanmamalar Hayr (1) Evet (0) B -0, 0001 -1, 096 -0, 535 -0, 589 -0, 175 0, 353 -0, 515 OR 0, 999 0, 334 0, 585 0, 555 0, 840 1, 423 0, 598 P value 0, 996 < 0, 000 0, 17 0, 12 0, 434 0, 121 0, 082

0, 05 anlamllk snrlar ierisinde okulda srlarn paylaacak arkadalarn olmamas, genel olarak arkadalara gvenme riskini, srlarn paylaacak arkadalar olanlara gre %33 orannda azaltmaktadr (OR =0, 334 P= 0, 000). Arkadalarn baz konularda anne ve babalardan daha anlayl olduu dncesine sahip olunmamas, arkadalara gvenme riskini, sahip olunmasna gre %58 orannda azaltmaktadr (OR=0, 585 P=0, 017). Hayatn anlaml ve yaamaya deer bulunmamas dncesi, arkadalara gvenme riskini, anlaml ve yaamaya deer bulma dncesine gre %55 orannda azaltmaktadr (OR=0, 555 P=0, 012).

105

bilig, K / 2005, say 32

Erkeklerin, okulda srlarn paylaacak arkadalar olmayanlarn, arkadalarn anne ve babalarndan daha anlayl bulmayanlarn, yaam yaamaya deer bulmayanlarn, yaama arzusunu kaybettii anlar olanlarn, anne ve babalar arkadalarn tanmayanlarn, arkadalarna gvenmeye daha az eilimli olduklar bulunmutur. Buna karn hayat sadece siyah ve beyazdan ibaret olarak grmeyen genler, arkadalarna daha fazla gvenme eilimi Kaynaka
1. Berman, A. L. & Jobes, D. A. (1997), Adolescent Suicide Assessment and Intervention, Washington D. C. : American Psychological Association. 2 Coleman, J. C. & Henry, L. B. (1999), The Nature of Adolescence. London: Routledge. 3. Conger, J. J. & Galambos, N. L. (1997), Adolescence and Youth. U. S. A. : Longman. 4. Douglas, J. (1967), The Social Meaning of Suicide. New Jersey: Princeton Uni. Press. 5. Durkheim, E. (1992), ntihar. (ev: . Ozankaya). Ankara: mge Kitabevi. 6. Eki, A. (1985), Genlik Dneminde Uyum ve Davran Sorunlar. (Genlik Yl Konferanslar). stanbul: Hilal Matbaas, 25-38. 7. Ergin, N. (1993), ntihar Giriimi Olan ve Olmayan Ergenlerin Kendini Kabul ve Depresyon Dzeylerinin Karlatrlmas. (Unpublished Master Thesis) Ankara: A. . Salk Bil. Ens. Adli Psi. Blm. 8. Gibbs, J. & Martin, W. (1967), Status Integration and Suicide. A Saciological Study. Oregon: Oregon Books. 9. Gl, F. (2001), ntihar Umutsuzluun Trman. Ankara: Sabev. 10. Gler, H. (1996), Adolesan ntihar Giriimlerinin ncelenmesi le lgili Bir Aratrma. (Unpublished Master Thesis) stanbul: ist. ni. Adli Tp Enstits, Sosyal Bilimler Anabilim Dal. 11. Hawton, K. (1986). Suicide and Attempted Suicide Among Children and Adolescents, Newbury Park: Sage Publications. 12. Horroks, J. (1965), Adolescent Attitudes and Goals. Chicago: Aldine Pub. Com.,15-27 13. Kaya, N. (2002), Neden ntihar Ediyorlar. Karizma Dergisi, 12, 75-80. 14. Kolb, L. C. (1973), Modern Clinical Psychiatry. U. S. A. : W-B Sounders Company, 98105. 15. Preffer, C. R. (1985), Self Destructive Behavior In Children and Adolescents in Roy A. Psychiatric Clinics of North Amerika. Vol. 8. Nb. 7. June. 215-225. 16. Tarhan, N. (2002), Neden ntihar. Karizma Dergisi, 12, 41-46. 17. Yavuzer, H. (1985), ocuk Psikolojisi. stanbul: Altn Kitaplar Matbaas, 180-325. 18. Yrkolu, A. (1980), ocuk Ruh Sal, Ankara: Trk Tarih Kurumu, 276-300. 19. Ziyalar, A. (1985), Genlik anda Ruhsal Hastalklar, (Genlik Yl Konferanslar). stanbul: Hilal

106

Relations of Adolescents With Their Peer Groups-Friends in Ankara and Deviated Behaviors
Assist Prof. Do. Dr. Nilfer zcan DEMR* Assoc. Prof. Dr. Aylin Grgn BARAN Assoc. Prof. Dr. Demet ULUSOY
Abstract: The aim of this study is to determine the role of adolescents relations with their peer groups-friends and dates in revealing depression symptoms and having deviated behaviours including suicide. The sampling group consists of 726 final year high school students in Ankara. As a result of the survey study carried out with this group, significant relations are found among the adolescents trust in his friends, sharing his problems and secrets with them, spending sparetime with them, being a desired child for his parents, reinforcements used by his parents, in-family violence, the idea of not being understood by his parents, showing symptoms of depression, and the idea of suicide. In conclusion, the adolescents having problems in the family have also negative interactions with friends-peer groups and dates and reveal many deviated behaviours including the idea of suicide. Key words: Adolescent, friends-peer groups, deviated behaviours

Hacettepe Universty, Faculty of Letters / ANKARA e-mail: nildemir@hacettepe.edu.tr, abaran@hacettepe.edu.tr, demet@hacettepe.edu.tr bilig Winter / 2005 Number 32: 83-108 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Otnoeniw v podrostkovx gruppax v Tur]ii i otkloneniw v ix povedenii


Nilfer Ozdjan DEM*R, k.n., do]ent* Aylin Gcrgn BARAN, d.n., do]ent Demet ULUSOY, d.n., do]ent
Rezme: [el# +toy stat#i vlets opredelene vln
otnoeniy v podrostkovx gruppax na priznaki dipressii i drugie otkloneni v povedenii molodeji, vkla samoubiystvo. Blo oproeno 726 podrostkov uaixsw starix klassov v Ankare. V rezul#tate, blo ustanovleno, to v doverii podrostka druz#wm, delenii s nimi tayn i provojdenii s nimi svobodnogo vremeni znaitel#nu rol# igrat sleduie faktor: polojenie podrostka v sem#e v kaestve lbim]a roditeley, agressiw v sem#e, strax bt# neponwtm so storon roditeley, priznaki dipressii i idew samoubiystva. Blo takje vvleno, to problemnaw semeynaw obstanovka otri]atel#no skazvaetsw na otnoeniwx v podrostkovx gruppax i ix povedenii, zaastu prvoda k samoubiystvu.

Kleve

slova: podrostok, otkloneniw v povedenii

molodejne

grupp,

*Unverstet Xadjettepe, Fakultet literatur ANKARA E-mail: nildemir@hacettepe.edu.tr, abaran@hacettepe.edu.tr, demet@hacettepe.edu.tr

bilig zma 2005 vpusk: 32: 83-108 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Do Family Lose Their Political Efficacy or Not? Revisiting Intergenerational Transmission of Party Identification
Assoc. Do. Dr. Mehtap YELORMAN
Abstract: Family is accepted to be one of the most influential institutions of political socialization. Even, it is claimed that family forms the base of individuals political attitudes and behaviours. In the literature of the science of policy, family is specified to play a determinative role, particularly, in childs political party preference. With this assumption, in this study, the effect of familys authority structure, political participation level and voting will on children political behaviours were investigated. At the same time, some comparisons were given between parents who are influential on childs political behaviours. Key Words: political socialisation, political effect of family, political party preference.

1. Introduction In scientific literature, family, which is the first social environment for a child, is accepted to have a highly significant role in politicisation of child. As Verba stated, political science literature on family education calls it national character school (Verba 1961: 32). The family is accepted as the first step in an individuals education, being the first social group and the one having social norms and values. In this respect the family is considered as a learning environment in which child learns values, believes and attitudes in two ways; both directly and indirectly (Glass-Bengtson 1986: 685). In other words, this learning period for individual begins consciously and subconsciously in the family from birth. The reason why the family is accepted more effective in development of subconscious actions is that learning in very early years is mainly the subject of subconscious processes. Therefore, the importance of the family in politicisation is due to the fact that, it is considered to be the first step in developing political attitudes and behaviours in the future.

Faculty of Arts and Seince Department of Sociology / ELAZI e-mail: myesilorman@yahoo.com bilig Winter/ 2005 Number 32: 109-124 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

bilig, K / 2005, say 32

It is also accepted that the type of discipline in the family is determinative for individuals relations with political system. In another word, the interaction between the family structure and governmental attitude is one of the factors feeding present regime. For example, there is some research showing that the disciplinary family structure supported the development of the Nazi regime in Germany (Klal 1992: 86). Similarly, in his work named Psychopathology and Politics Lasswell also stressed that the family plays a vital role in individuals becoming anarchist, socialist, fundamentalist or conspirator (Alkan 1989: 56). In his study in which he compared two-parent families, Langton determined that authoritarianism is predominant in matriarchal families and that sentiment of political interest and effectiveness is low (Davies 1970: 111). These studies reveal that the attitudes and behaviours in family ruling are determinative in childs future life, especially in his/her relations with political authority. Another important factor supporting the effectiveness of the family during the process of political socialization of the family is parents. It is generally assumed that children gained political behaviours by imitating their parents whom they accept more experienced. As mentioned before, children learn behaviours by imitating the behaviours of the people who are at a relatively better position than they are. Educating children according to parents political tendency is another reason for the similarity between parents and childrens political attitudes (Hyman 1959: 112). This similarity, at the same time, is seen as the natural result of shared social characteristic and experiences they have (Hyman 1959: 112). Social factors such as ethnicity, religion, social class, education, career, and income define social heritage to a child from a family, in a sense (Gamble vd. 1992: 97). Because, the child socialized by the values of the mentioned groups is grown up as a new member of the socio-economical and cultural environment family belongs to. There is some thought pointing out that mother is more effective in childs political socialization. For example, according to a research by Lane, in responding the question who made a decision in the family? 12 out of 15 children said their mother were the boss at home (Lane 1970: 122). Thus, the research performed in America, Jamaica and Japan shows that mothers are more effective on children. The influence of mothers on children explained with the emotional bond between mother and her child (Alkan 1989: 62-63). In the research on the children between 2 to 7 year-old by Epstein and Evans, an interaction between mother and child was dealt with in childs learning for both age groups (EpsteinEvans 1980: 575). Lifton, who made comparative observation in Japan after the Second World War, explains mother dependence of Japan Youth, with fathers insufficiency in man110

Yeilorman, Do Family Lose Their Political Efficacy or Not? Revisiting Intergenerational

aging their stresses during a cultural transition period from a semi-feudal and authoritarian family structure. Consequently, since mother in this society remained as a fundamental and satisfactory source of compassion (Davies 1970: 110) without cultural and ideological content, it is still influential. In addition, mother having a bigger part in early ages of child, spending time more with them and consequently being the most influential one in childs socialization could be shown among the reasons that mother are much more effective on child. Contrary to this, there is some view-emphasizing fathers role as the representative of the authority usage. Because, according to Alkan, in the beginning an assumption based on patriarchal family structure was developed in which in politicisation the leader of family or father would be dominant (Alkan 1989: 6263). Due to the fact that he is a bridge between general authority in society and the family, obedience fathers authority was assumed to reflect to the field of the political authority as a reaction advised and used (Schochet 1975: 66, 73). Based on this assumption, the opinion that father authority is relatively stronger on child has been generally accepted. For example, in a research on the gulf countries by Dhaher, It was seen that father as a figure had an important role in the society whilst leadership and heroism were accepted as indefinite concepts (Dhaher 1987b: 72). In addition, developing a belief in child that father has more information about the external world strengthens fathers effectiveness. Although family is accepted one of the most influential elements of political socialization, some claims that its influence in this process is not so strong as thought. One of the researchers accepting familys influence limited is Hyman who put forward that familys influence is limited on child except preferring the political party (Alkan 1989: 57). But, Jennings and Niemi showed a doubtful attitude on the familys influence on political party preference of child. Because they put forward that families have different political opinions from their children and that the political similarities between parents and children are exaggerated (Kavanagh 1983: 42). Therefore, it can be said that the influence of family on political socialization period should be considered together with the other social and cultural factors. Mentioned assessments can be done only with practical research. 2. Method 2.1. Sample and Techniques: This study, dealing with the politicisation process of the pupils in elementary schools is a field survey. Considering this, the pupils in the city of Elazig, an important center in the eastern Turkey were chosen as the envi111

bilig, K / 2005, say 32

ronment of the survey. In determining the sampling, cluster and stratified sampling techniques were used. Therefore, the schools in the city center were categorized into three clusters as low, middle and high with respect to the socio-economical situation in their location. Because, there are socio-economic differences among the schools which is located in different parts of the city. Three different schools were chosen randomly to represent the sub-economical clusters. 10 percent of the students in the schools chosen were included in sampling and in order to give equal chances to the sub-clusters, they were classified into a few categories such as gender, the class he or she attended. A standard questionnaire was used in the survey to collect data. In addition, the data collecting techniques such as observation and interviewing were also made use. 3. Results 3.1. Sample details: In order to provide equality in sampling, by considering the school population, 106 (50,5 %) female, 104 (49,5 %) male students from Dumlupnar Elementary School, 99 (49,5 %) female and 101 (50,5 %) male from Ycel Elementary School, and 100 (50,0 %) female, 100 (50,0 %) male students from Yakup Sevki Elementary School were involved inside the sampling. As mentioned before, in order to get data from all classes and consequently age groups, the students from all the classes between the 1st year to the 8th were represented in a rate of 12,5 % in the study. The careers, incomes and education level of the families of the students in Dumlupnar Elementary School, representative of the school with high socio-economic level, were determined to be relatively higher than those of Yakup Sevki Elementary School and it was made sure that all the levels and groups were represented. 3.2. The Ways of Decision Making in Family It is generally accepted that like political attitudes of a family, non-political attitudes are also influential on the childs political behaviours and relations with the political system. For example, from Alkan, it is claimed that there are relations between childrens participation to decision making in family and childrens political tendencies and democratic practices at the national level (Alkan 1989: 68). As Almond and Verba stated, civic competence is gained by some experiences increasing individuals self-confidence such as participation to decision making or collaboration in family, defending the truth in family and school (Pinner 1970: 204). So, family is accepted a means of citizen creation by carrying authority approach of regime to individual and a representative of regime in micro scale.
112

Yeilorman, Do Family Lose Their Political Efficacy or Not? Revisiting Intergenerational

Table 1. Decisionmaking Ways in Family


Schools Dumlupnar ES Ycel ES. Yakup evki ES. Total The way of decisionmaking
N % N % N % N %

Fathers decision
51 24,3 53 26,5 61 30,5 165 27,0

Mothers decision
5 2,4 8 4,0 4 2,0 17 2,8

Parents shared decision


100 47,6 96 48,0 77 38,5 273 44,8

Everybody has the right


54 25,7 43 21,5 58 29,0 155 25,4

Total
210 100,0 200 100,0 200 100,0 610 100,0

According to Table 1 showing decision-making ways in a family, it is seen that the tendency of sharing authority by parents is the highest in every school. It is fairly interesting to determine that the highest rate for this answer is in Yucel Elementary School, which represents the middle socio-economical group. It is also seen that patriarchal family structure in which fathers make decisions, increases from the school at higher socio-economical level to the lowest one. Another interesting result is that in the families studied, mothers are not significantly influential in decision-making. The lowest percentage of the democratic family structure, in which everybody can join the decisions, was determined to be in Yucel Elementary School and the highest one was in Yakup Sevki Elementary School with the lowest socio-economical level. This infers that there is no a right proportion between democratic family structure and socio-economical status. 3.3. Political Participation Level of Family
Table 2. Political Participation Level of Family
Schools Dumlupnar ES. Ycel ES. Yakup evki ES. Total Participa tion Level
N % N % N % N %

Party/Uni on membership
14 6,7 10 5,0 7 3,5 31 5,1

Taking active role in politics


5 2,4 4 2,0 3 1,5 12 2,0

Following news/eve nts


62 29,5 62 31,0 55 27,5 179 29,3

Voting
76 36,2 89 44,5 89 44,5 254 41,6

Not interested in politics


53 25,2 35 17,5 46 23,0 134 22,0

Total
210 100,0 200 100,0 200 100,0 610 100,0

113

bilig, K / 2005, say 32

Familys environment affects not only gaining political attitude and values, but also participation level to decision making. It is assumed that political interest and participation level directly influences childs participation behaviour. Table 2 prepared considering this, more than 90 % of the families studied stated different preference different from their actual behaviours. The highest political participation behaviour is voting. The percentage of the ones not interested in politics are highest (25.2) in Dumlupnar Elementary School, which is close that of Yucel Elementary School (23). This reminds the well-known result that the higher socioeconomical level the less interest in politics.

Table 3. Comparison of Childrens Behavior with Their Families in Elections Schools 1. Dumlupnar ES. Voting level of family in elections Almost always Occasionally voting Never voting Total 2. Ycel ES. Almost always Occasionally voting Never voting Total 3. Yakup evki ES. Almost always Occasionally voting Never voting Total Voting will of the child N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % Almost always 120 86,3 23 63,9 25 71,4 168 80,0 64 83,1 12 44,4 35 36,5 111 55,5 84 85,7 16 48,5 35 50,7 135 67,5 Occasionally voting 13 9,4 8 22,2 6 17,1 27 12,9 7 9,1 12 44,4 32 33,3 51 25,5 5 5,1 7 21,2 18 26,1 30 15,0 Never voting 6 4,3 5 13,9 4 11,4 15 7,1 6 7,8 3 11,1 29 30,2 38 19,0 9 9,2 10 30,3 16 23,2 35 17,5 Total 139 100,0 36 100,0 35 100,0 210 100,0 77 100,0 27 100,0 96 100,0 200 100,0 98 100,0 33 100,0 69 100,0 200 100,0

Childs voting behaviour is claimed to affect by families attitudes. For example, according to a research by Avcan, it was determined that there was a positive relation between childs voting behaviour and families voting (Alkan 1989: 68).
114

Yeilorman, Do Family Lose Their Political Efficacy or Not? Revisiting Intergenerational

Since voting seems higher in table 2, Table 3 was formed to show the relation between the rates of families voting and willingness of children. According to this, the percentage of the childrens willingness for voting in the families voting in elections is very high with a percentage such as 85 %. The children of the families voting not regularly are willing for voting but at least, a quarter of them have the same attitude as their families. Similarly, the children of the families not voting are highly willing for voting. However, the rate of the ones completely unwilling or partly willing for voting among them is relatively high. 3.4. The People-Affecting Political Party Preference Of Children It is claimed that families are influential mostly on childs party choice among his/her other choices. In a study performed by Dennis and McCrone in Federal Republic of Germany, Italy, Belgium and Denmark between 1966 and 1969, it was determined that there was a big similarity between parents and childrens political party choice (Kalaycolu-Sarbay 2000: 418). There is some opinion that beside intertransferring of the political opinions between parents and child causes child to prefer a political party in their early ages, it also increase the possibility that the party chosen by child would the same as his/her parents (Alkan 1989: 49). This opinion shows that child, at least in the beginning, identfies the political party through his/her family. In addition, that political party identification has been found to be a connection set up by the significant others (Kalaycolu-Sarbay 2000: 415) is accepted as a condition explaining the similarities between child and family. Therefore, the people affecting childs political attitude should be shown in a table, see Table 4.
Table 4. Distribution of The People-Affecting Childs Political Preference The PeopleFather Mother Brothers/ Teacher Himself/ affecting childs sisters and herself preferences relatives N 149 18 9 10 24 % 71,0 8,6 4,3 4,8 11,4 N % N % N % 128 64,0 140 70,0 417 68,4 22 11,0 17 8,5 57 9,3 21 10,5 15 7,5 45 7,4 12 6,0 12 6,0 34 5,6 17 8,5 16 8,0 57 9,3

Schools Dumlupnar ES. Ycel ES. Yakup evki ES. Total

Total 210 100,0 200 100,0 200 100,0 610 100,0

115

bilig, K / 2005, say 32

According to Table 4 showing the people-affecting childs political behaviour, it was determined that father is the most influential one in determining childs political behaviour and this is the case for all the schools. Mothers influence is seen to be the highest at Yucel Elementary School with a percentage of 11. The number of the students who decide about the political choice by themselves can be said not be determinative with a highest rate of 11.4 % even at Dumlupnar Elementary School.
Table 5. The Gender OfThe People-Affecting Childrens Preference
Schools Gender The Peopleaffecting childs preferences Father Mother Brothers/ sisters and relatives Teache r Himself/ herself Total

Girls 1.Dumlup nar ES. Boys Total Girls 2. Ycel ES. Boys Total Girls 3. Yakup evki ES. Boys Total

N % N % N % N % N % N % N % N % N %

76 71,7 73 70,2 149 71,0 61 61,6 67 66,3 128 64,0 66 66,0 74 74,0 140 70,0

12 11,3 6 5,8 18 8,6 9 9,1 13 12,9 22 11,0 11 11,0 6 6,0 17 8,5

6 5,7 3 2,9 9 4,3 11 11,1 10 9,9 21 10,5 7 7,0 8 8,0 15 7,5

10 9,6 10 4,8 7 7,1 5 5,0 12 6,0 5 5,0 7 7,0 12 6,0

12 11,3 12 11,5 24 11,4 11 11,1 6 5,9 17 8,5 11 11,0 5 5,0 16 8,0

106 100,0 104 100,0 210 100,0 99 100,0 101 100,0 200 100,0 100 100,0 100 100,0 200 100,0

When Table 5 is generally assessed, there is no big difference between the people influencing childrens political preference in gender. Because, it is seen that fathers are dominant in the political choices of both girls and boys. But, except Yucel ES, in the other schools it was determined that mostly mothers were more influential on girls while fathers are more on boys. In Yucel ES it was found that mothers were slightly more influential on boys (12.9 %) than on girls (9.1 %). It was mentioned before that there was a great deal of research determining a strong relation between families voting character and childrens political behaviour (Trkkahraman 2000: 31; Alkan 1989: 68). From the results of this research, it was seen that children approved the political choices of their families. Political socialization literature also shows that
116

Yeilorman, Do Family Lose Their Political Efficacy or Not? Revisiting Intergenerational

even the young have the same political choice as their families. Similarly, Levins determinations, which states that the children of Democrat Party fans prefer Democrat Party and those of the Republicans prefer Republicans (Levin 1970: 353), is likely to support mentioned opinion. In addition, the direction of the choices can be said to effect the change in political party choice from generation to generation. To reach a certain result, it is useful to determine the direction of parents political attitude.
Table 6. Comparison of Fathers Political Choices with Mothers Schools Fathers Mothers DYP,ANAP, DSP SP,BBP, political political MHP ** AKP choice choice * *** DYP, ANAP, N 83 17 MHP % 82,2 16,8 DSP N 1 % 33,3 1. DumlupSP, BBP, N 6 15 nar ES. AKP % 28,6 71,4 Uninforms N 4 2 % 4,7 2,4 Toplam N 93 3 32 % 44,3 1,4 15,2 DYP,ANAP, N 36 1 19 MHP % 61,0 1,7 32,2 DSP 2. ES. Ycel SP,BBP, AKP Uninforms Toplam DYP,ANAP, MHP DSP 3.Yakup evki ES. SP,BBP, AKP Uninforms Toplam N % N % N % N % N % N % N % N % N % 2 66,7 5 10,4 4 4,4 45 22,5 58 78,4 39 81,3 5 5,6 63 31,5 11 14,9 Uninforms 1 1,0 2 66,7 Total 101 100,0 3 100,0 21 100,0 85 100,0 210 100,0 59 100,0 3 100,0 48 100,0 90 100,0 200 100,0 74 100,0 6 100,0 36 100,0 84 100,0 200 100,0

79 92,9 82 39,0 3 5,1 1 33,3 4 8,3 81 90,0 89 44,5 4 5,4

3 1,5 1 1,4 6 100,0

1 2,8 1 1,2 60 30,0 7 3,5

33 91,7 5 6,0 49 24,5

2 5,6 78 92,9 84 42,0

* Central Liberal Rightist Parties ** Dewmoctaric Leftist Party *** Conservative Parties

117

bilig, K / 2005, say 32

The most significant result from Table 6 showing the similarities or differences in political choice between children and parents is the similarity in choice of the couples, which can be inferred that it is due to mainly, father being influential by considering data from table 4 and 5. Additionally, the choice difference between parents is the highest (28.6 %) in Dumlupnar Elementary School. It can be concluded that the couples can decide independently in the families with higher socio-economical class.
Table 7. The Effects of Fathers Political Choices on Childrens Preference Schools Fathers political choices DYP, ANA, MHP DSP SP, BBP, AKP Uninforms Total DYP, ANA, MHP DSP 2. Ycel ES. SP, BBP, AKP Uninforms Total DYP, ANAP, MHP 3. Yakup evki ES. DSP SP,BBP, AKP Uninforms Total Childrens political preference N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % N % DYP,ANAP, MHP 65 64,4 DSP 2 2,0 2 66,7 SP,BB, AKP 24 23,8 1 33,3 16 76,2 9 10,6 50 23,8 25 42,4 Still dont decide 10 9,9 Total 101 100,0 3 100,0 21 100,0 85 100,0 210 100,0 59 100,0 3 100,0 48 100,0 90 100,0 200 100,0 74 100,0 6 100,0 36 100,0 84 100,0 200 100,0

1.Duml upnar ES.

2 9,5 10 11,8 77 36,7 30 50,8

3 3,5 7 3,3

3 14,3 63 74,1 76 36,2 4 6,8

3 100,0 3 6,3 18 20,0 51 25,5 53 71,6 1 1,1 4 2,0 1 1,4 5 83,3 5 13,9 12 14,3 70 35,0 28 77,8 19 22,6 62 31,0 42 87,5 30 33,3 97 48,5 15 20,3 3 6,3 41 45,6 48 24,0 5 6,8 1 16,7 3 8,3 51 60,7 60 30,0

2 2,4 8 4,0

* Central Liberal Rightist Parties ** Dewmoctaric Leftist Party *** Conservative Parties

118

Yeilorman, Do Family Lose Their Political Efficacy or Not? Revisiting Intergenerational

As can be seen from Table 4, it was determined that father was the most influential person in determining childrens political preference. Table 6 arranged to show the degree of the similarity between father and childrens preference gives some results supporting the ones from the literature. In another word, Table 6 proves that children adopt fathers choice. The percentages of the children who have different preference from their fathers are 50 % at Dumlupnar and Yakup Sevki Elementary Schools and 42.4 % at Yucel ES. However, the rate of the students who did not show political choice is considerably high, nearly one third, in each school studied. On the other hand, the number of the students who do not know which party their fathers vote for is nearly the half of the population. The percentages of the children who do not know their fathers political choice are 74.1 %, 45.6 %, 60.7 % at Dumlupnar, Ycel and Yakup Sevki E. Schools, respectively. They are also the ones who did not show their political attitude. This result can be thought as an important indication for that the child does not accept the political attitude of his father and prefer a specific party. 4. Discussion Family, generally, has been an important institution whose determinative effect on individual and his/her behaviour has been accepted. So, it is also accepted to play an important role on childs political attitude and behaviours beside other fields. In improving political attitude, it is seen that family has a very big influence on decision making as a living environment, the ways of authority usage, general political trends of the transfer of the values of regime. It shows the same influence on political interest and determination of political preferences as well. Firstly, the effect of participation to decision making in family and discipline practices attracts attention. Middleton and Putney determined similar to Maccoby, Mathews and Mortons determination that deviation from familys political attitude is directly related to the type of the discipline (Middleton-Putney 1970: 139). In another word, it can be said that the democratic or authoritarian structure of family directly causes individuals political behaviour to approach to or divert from the family. Thus, according to the findings, the reasons for non-alienation or divergence form the familys political attitude are relatively democratic, authority sharing and lose discipline, character of the families involved in the sampling.
119

bilig, K / 2005, say 32

Another political result of family environment is the reflection of political interest and participation level of the family on childs behaviour. It is expected the children grown in the families with high political interest and participation to have the same character. It was observed that most of the families in the study focused on the passive participation manners such as voting and watching news. Therefore, it is estimated that the active participation level of the families under the cover of the study is low. It is also expected that their children also exhibit the same manner. However, when families voting in elections was compared with that of their children, it was found that the voting would of the children of the families not voting was higher contrary to their families, even if the families voting in every election increase their childrens will for voting. In another word, the results of the study revealed that their families do not affect the participation level of the children of the families with low participation level. Research literature shows that family has also an important effect on the direction of childs political preference. The results of the research supporting this literature indicate that children generally approve their parents political preference. In fact, it is possible to say that the effect of the family on political choice first begins between father and mother. Also, the parallelism between the political choices of parents can be assessed to be due to the dominant character of fathers choice. Fathers influence on political choices covers the child as well. To put it more simply, the results of this survey shows that the opinions stating that fathers are much more effective on childrens political preference are correct. This determination indicates that fathers influential authority is alive on political life as well, contrary to the results from the issue of families decision making. Since childs making decision mainly depends on his/her relations with his/her father, and mothers education and knowledge level are accepted low, it is thought that mothers influence on child decreases. Nevertheless, The observation showing that the children who do not know their fathers political choice cannot prefer their political party either, supports the results of the study by Kalaycoglu and Sarbay on the fifth-year students, which state that the children knowing their fathers political choice are much more prone to support a political party (Kalaycolu-Sarbay 2000: 418). In another word, the children not being able to prefer his/her political choice attracts attention since it shows that childs identification with fathers political choice is functional. In addition, there is no big difference in fathers influence on political preferences with respect to gender but children are influenced relatively more
120

Yeilorman, Do Family Lose Their Political Efficacy or Not? Revisiting Intergenerational

by the either of the parents with the same gender as them. This can be said to be the result of identification of the children with the ones having the same gender. To sum up, the results show that families are still influential on childrens political attitudes and behaviours, or data indicates that children has not alienated politically or detached the political values. Even they adopt parents political choice. This shows the situation in Turkey, or particularly in the region the survey carried out. Because the family in special sense, has the responsibility for being one of the most important institutions of the country As Alkan stated, since loyalty to the first groups is essential, family functions as an important politicisation factor in this kind of societies (Alkan 1979: 157). Similarly, Farah and Al-Salem, in their study obtained findings showing that families were dominant in political and social life in Kuwait having this kind of organization (FarahAl-Salem 1987: 29). This unabdicatable role of the family in the society helps keeping up its effect on individuals and their behaviours. Therefore, it seems reasonable childrens are influenced by all the decisions of family and following them strictly in a conventional structure. In addition, when the role of the family in childs growth and socialization is concerned, there occurs a similarity between child and family because of family transferring its knowledge and experience to child. Additionally, as mentioned before, cultural, economical and social values and conditions shared with family can be accepted among the factors causing the child to exhibit the same behaviour examples. Therefore, it can be said that family are keeping up its influence and power on individual at least now and be predicted that its influence will go on in the future. References
Alkan, Trker (1979), Siyasal Toplumsallama, Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar. ____________(1989), Siyasal Bilin Ve Toplumsal Deiim, Ankara: Gndoan Yaynlar. Davies, James C. (1970), The Familys Role in Political Socialization in Learning About Politics, A Reader in Political Socialization, (Ed.) Roberta S. Sigel, New York: Random House Inc.: 108-118. Dhaher, Ahmad J. (1987), Culture and Politics in the Arab Gulf States in Political Socialization in the Arab States, (Eds.) Tawfic E. Farah and Yasumasa Kuroda, Boulder & Colorado: Lynne Rienner Publishers Inc.: 65-76. Epstein, A.S. & Evans J. (1980), Parent-Child Interaction and Childrens Learning High/Scope Psychological Abstracts, 64 (3): 570-590. 121

bilig, K / 2005, say 32

Farah, Tawfic E. & Al-Salem, Faisal, S.A. (1987), Political Efficacy, Political Trust and the Action Orientations of University Students in Kuwait, in Political Socialization in the Arab States, (Eds.) Tawfic E. Farah and Yasumasa Kuroda, Boulder & Colorado: Lynne Rienner Publishers Inc.: 21-33. Gamble, John K., Irwin, Zachary T., Redenius, Charles M., Weber, James (1992), Introduction to Political Science, New Jersey: Prentice Hall, Glass, Jennifer & Bengtson, Vern L. (1986), Attitude Similarity In ThreeGeneration Families: Socialization, Status Inheritance or Reciprocal Influence, American Sociological Review, 51: 685-698. Hyman, Herbert (1959), Political Socialization, A Study in The Psychology of Political Behavior, USA: The Free Press. Kalaycolu, Ersin ve Sarbay, A. Yaar (2000), lkokul ocuklarnn Parti Tutmasn Belirleyen Etkenler, in Trkiyede Politik Deiim ve Modernleme (Eds.) E. Kalaycolu-A.Y. Sarbay, stanbul: Alfa Yaynlar: 413423. Kavanagh, Dennish (1983), Political Science and Political Behaviour, London: George Allen & Unwin Ltd. Klal, A. Taner (1992), Siyaset Bilimi (Giri), Ankara: mge Yaynlar Lane, Robert E. (1970), Father and Sons: Foundations of Political Belief in Learning About Politics, A Reader in Political Socialization, (Ed.) Roberta S. Sigel, New York: Random House Inc.: 119-131. Levin, Martin L. (1970), Social Climates and Political Socialization in Learning About Politics, A Reader in Political Socialization, (Ed.) Roberta S. Sigel, New York: Random House Inc.: 353-362. Middleton, Russell & Putney, Snell (1970), Political Expression of Adolescent Rebellion in Learning About Politics, A Reader in Political Socialization, (Ed.) Roberta S. Sigel, New York: Random House Inc.: 132-141. Pinner, Frank A. (1970), Parental Overprotection and Political Distrust, in Learning About Politics, A Reader in Political Socialization, (Ed.) Roberta S. Sigel, New York: Random House Inc.: pp. 204-216. Schochet, Gordon J. (1975), The Authoritian Family and Political Attitudes in 17th Century England Patriarchalism in Political Thought, London: Oxford Press. Trkkahraman, Mimar (2000), Trkiyede Siyasal Sosyalleme ve Siyasal Sembolizm, stanbul: Birey Yaynlar. Verba, Sidney (1961), Small Groups and Political Behaviour, A Study of Leadership, New Jersey: Princeton University Press.

122

Aile Siyasi Etkisini Kaybetmekte midir? Siyasi Parti Tercihinde Nesiller Aras Deiim
Yard. Do. Mehtap YELORMAN
zet: Aile, siyasal sosyalizasyon srecinin en etkili kurumlardan biri olarak kabul edilmektedir. Hatta, bireyin siyasal tutum ve davranlarnn temelinin nemli lde aile tarafndan atld ne srlmektedir. Siyasal bilim literatrnde ocuun zellikle siyasal parti tercihlerinin belirlenmesinde ailenin belirleyici rol oynad belirtilmektedir. Sz konusu varsaymlardan hareketle, ailenin otorite yapsnn yan sra, siyasal katlma dzeyi ve seimlere katlma isteinin ocuun siyasal davranlar zerindeki etkisi aratrlmtr. Ayn zamanda ocuun siyasal tercihi zerinde etkili ebeveynler arasnda birtakm karlatrmalara da yer verilmitir. Anahtar Kelimeler: Siyasal sosyalizasyon, ailenin siyasal etkisi, siyasal parti tercihi

Frat niversitesi Fen-Edebiyat Fakltesi Sosyoloji Blm / ELAZI e-posta: myesilorman@yahoo.com bilig K / 2005 say 32: 109-124 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

Terwet li sem#w svoe politieskoe vliwne_ zmeneni mejdu pokolenm, vzvanne vborom polteskoy part
Mextap ELORMAN, k.n., do]ent
Rezme: Sem#w wvlwetsw odnoy iz samx vliwtel#nx
organiza]iy v pro]esse politieskoy so]ializa]ii. Bolee togo, osnovu politieskoy priverjennosti i povedeniw linosti v znaitel#noy stepeni opredelwet sem#w. V politologeskoy literature ukazvaetsw na suestvennu rol# sem#i v vbore linost# politieskoy parti. Sleduw dannm gipotezam, narwdu s avtoritetnoy strukturoy sem#i, issleduetsw vliwnie sem#i na politieskoe povedenie linosti, stepen politieskogo uastiw i jelaniw uastiw v vborax. Krome togo, v stat#e udelwetsw mesto nekotorm sravneniwm roditeley, vliwix na politieskiy vbor linosti.

Kleve
politieskoe partii

slova:
vliwnie

politieskaw sem#i, vbor

so]ializa]iw, politieskoy

Fratskiy Universitet, Fakul#tet estestvennx i gumanitarnx nauk, kafedra so]ialogii - ILWZK


e-mail: myesilorman@yahoo.com

bilig zma 2005 vpusk: 32: 109-124 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Trklerde Tabiat st Varlklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar


Yard. Do. Dr. Aye DUVARCI*
zet: Trk Halkbilimindeki szl anlatmlar iinde, olaanst zellikler tayan, gizli glere sahip olduklar dnlen fakat ne olduu bilinmeyen varlklarla ilgili pek ok inan ve uygulama vardr. Bunlara genel olarak cin, peri, cad denirse de; bir ksm karakoncolos, Congolos, Kara-kura, Karakorak, Kamos, Kay Ayak, At Binen Cin, aramba Kars, Arlk, Albast gibi zel isimler tarlar. Bu makalede sz edilen esrarengiz varlklarn kimlikleri, yaadklar ortamlar, birbirleriyle ve insanlarla olan ilikileri ve zararlarndan korunmak iin alnmas gereken tedbirler zerinde durulmutur. Ayrca slam ncesi Trk kltrnn eitli dnemlerinde de yer-su ruhlar olarak adlandrlan bu varlklarn, islm dnem iinde yer allar, Kurn- Kerimde cin adyla anllar ve insanlarda yarattklar etki ile psikolojiye konu edilileri zerinde durulmutur. Sonuta konu halkbilimi asndan deerlendirilmi, bu tr varlklarla ilgili anlatmlarn dou ve bat kltrlerinde e inan kalplar eklinde karmza kt belirtilmitir. Anahtar kelimeler: Tabiatst varlklar, Anadolu, Tabiatst varlklarla ilgili inanlar.

Giri Trk halkbilimindeki szl gelenekler iinde insanlarn hayatn etkileyen, inanlarla yakndan balantl, olaanst nitelikler tayan, gizli glere sahip olduklar kabul edilen, ancak ne olduklar pek bilinmeyen varlklarla ilgili pek ok anlat vardr. Bu anlatlarn deerlendirilmesi, insanmz anlamaya, onun hangi dnce ortamnda yaadn bilmeye, tanmaya hizmet eder. Hem dou hem bat kltrlerinde grlen ve inan alannn ortak tasarlad kimlikler diyebileceimiz bu varlklar, atasz ve deyimlerimizde;
*

Bakent niversitesi, Fen Edebiyat Fakltesi TDE Blm / ANKARA e-posta: ayduvarci@mynet.com bilig K / 2005 say 32: 125-144 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2005, say 32

cin fikirli, cin gibi akl olmak, cin arpmak, cini tepesine kmak, cinleri bana toplanmak, cinlerin cirit oynamas, cin baka eytan baka, cin tutana bir muska kafidir, cad kazan, cad suya batmaz, perisi alak gibi ifadelerle yer alrken masallara da konu olmulardr. Ancak bu almada cin peri masallar ele alnmam, onlarn ayr bir inceleme konusu yaplmas dnlmtr. Bu varlklara Anadoluda yerine gre; cin, ecinni, cad, peri, eytan, harfli, iyi saatte olsunlar, pir (evin piri), sahip (evin, koyunlarn sahibi), beki (evin, koyunlarn bekisi), mekir, ferite, feritah, Rk Hanm, brik Kalfa (Bayr 1972: 199) gibi isimler verilirse de bunlar kimlikleri birbirine karm, i ie gemi ekilde karmza karlar. Deiik adlarla anlan bu sylence yaratklarnn zel kimlik tayanlar ise bizim aratrmalarmza gre yledir. Karakoncolos: Yurdumuzun farkl blgelerindeki yaygn bir inana gre, kn en souk gnlerinde insanlara zarar veren bir varlktr. Kendine has zellikler tar. Zemherinin (kn en souk zaman, ocak) ilk on iki gnnde sokaklarda dolar, rastladna Nereden geliyorsun, Nereye gidiyorsun? Adn ne? diye sorarm. Verilecek cevaplarn iinde mutlaka kara kelimesi olmalym (Kara Kyden geliyorum, Karasuya gidiyorum, Adm Kara Hasan v.b) Aksi takdirde Karakoncolos elindeki kocaman tarakla vurarak karsndakini ldrrm. Bu durumdan korunmak iin k gnleri evlerdeki taraklar ortada braklmaz, saklanrm. Bu yaratk k yarsnn cini diye de adlandrlr (Boratav 1976: 99). Szl kaynak verilerine gre bu cin zellikle yurdumuzun dou Karadeniz blgesinde Karakonculu, Karakoncilo, Koncolos, Yaban Adam gibi adlarla nitelendirilir ve kn ormandan sahil kylerine frtnayla geldiine veya denizden ktna inanlr. nsan taklit eden ve maymuna benzeyen bu cin zellikle kk ocuklar ve yeni domu buzalar yemektedir. Bu durumu engellemek iin ev sahibi kapya yrede kuymak ad verilen bir yemek koyar (Srmene Gneara Ky) . Congolos: Yozgat civarnda karakoncolosun ad congolostur. Evlere kn ortasnda, souklarn en fazla artt zamanlarda (10 ocak- 17 ocak) urad iin Yozgatta bu gnlere congolos ay denir. Mevsim tarifleri congolos girdi, congolostan sonra eklinde yaplr. Bu yaratk, akta duran yiyecek kplerine tkrr, idrarn yapar, bylece hastalklara sebep olurmu. Bu yolla hastala yakalanan insanlara ise marazl denmektedir. Congolos bazen de uyuyan insan, yaknlarndan birinin sesini
126

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

taklit ederek arr, uyanmazsa alp gtrr, darda souktan donmaya terk edermi. Pancar olan evlere gelmeyeceine inanlan congolosun evlere uramamas iin pancar piirilip, eiklere gmlr veya lohusalara, dnrlere, sevilen kimselere verilirmi (zba 1967: 12). Bu varla yurdumuzun deiik blgelerinde koncolos, karakoncolos gibi adlar da verilmektedir. Kara-kura: Erzurum ve Erzincan yresindeki inanlara gre bu tabiat st g, albast gibi lohusalara musallat olan, onlar korkutarak, cierlerini skp gtren bir varlktr (nan 1987: 262). Konya civarnda anlatldna gre, bu cin, keiye benzeyen fakat kedi byklnde olan, insanlarn stne kerek onlar bomaya alan bir yaratk eklinde dnlr. Gn ndan korkar, gne dounca kmldayamaz, ancak o zaman yakalanabilir. Ona yemin ettirdikten sonra kle gibi kullanmak mmkn olurmu (Boratav 1984: 74-79). Kara-kura yatanda ekmek krnts olan insanlar da ok severmi. Byle yataklarda uyuyanlar kara-kura tarafndan bastrlr, kabus grr sknt ekerlermi (Kalafat 2000: 93). Kara korak: Erbilde Trkmenlerin eek, kpek, domuz, kei klna girdiine inandklar bir cindir. Gece kaplar alp, ev sahibinin tand bir ses ve klkla onu kandrarak arp karrm. Bu cinden korunmak iin pantolonun dmelerini amak gerektiine inanlr (Kalafat 2000: 69). Kamos: Harput civarnda grlen bir kt yaratktr. Tek bana uyuyan insanlarn zerine btn arl ile ker, onlarn arplmalarna bazen de lmelerine sebep olabilirmi. Geceleri dolaan bu cin anlatmlara gre bazen iriyar, bazen de cce grnldr. Banda daima bir brk tar. Bir insan bu brk kapmay baarrsa elinde brk byklnde altn kalacana inanlr. Zaman zaman kara kedi eklinde de grlebilen kamosun bast kii, kannn ekilip damarlarnn kuruduunu sanr. Kamos szcnn kabus kelimesinin anlam ile benzemesi dikkat ekicidir (Kalafat 1999: 26). Kay Ayak: Romanya Dobruca Trkleri arasnda tesbit edilen, lohusalara musallat olan, hava karardktan sonra ortaya kp, afak vaktine kadar dolaan bir cindir. Eri bacakl, korkun grnl bir yaratktr. Lohusann omuzlarna ayaklar nden sarkacak ekilde smsk yerleir ve onu istedii gibi dolatrp, dilediini yaptrr (nal 1998: 52). Ayn adla anlan cin, Tirede yaptmz derlemelerde de tespit edilmitir.
127

bilig, K / 2005, say 32

At binen cin: Caferi Trklerin inanlarnda gece atlara binerek dolaan bu adla tannan bir cin vardr. At sabahleyin terli ve yorgun bulunursa durum anlalr. Cin ata binince onun yelesini rermi. Bu cini yakalamak iin atn yelesine zift srlr, onun buraya yapmas salanrm. Bu ekilde yakalanan cinler yakasna bir ine taklarak esir edilir, her ite kullanlrm. Fakat esir cin bir gn elindeki ekmei bir ocua verir, onu kandrp, ineyi karttrr, kaarm (Kalafat 2000: 271). aramba Kars: (aramba cads) aramba gnleri ortaya kan, dii, korkun grnl bir varlktr. Dolama hakk bir gnle snrl olduundan her yeri abucak gezer. Bu yzden amasz, hibir i yapmadan ortalkta dolaan insanlara aramba kars gibi gezip durma denir (Tire, demi, Bayndr). Arlk: Yurdumuzun hemen her yresinde yaygn olarak bilinen, derin uykuda olan insanlarn zerine ken, btn gcyle bastrarak onlarn uyanmalarn engelleyen, korkutup, boulmalarna sebep olan kt bir tabiat st varlktr. zerine arlk ken insanlar uyuduklar yeri btn ayrntlar ile grdklerini, barmak istediklerini, fakat seslerinin kmadn, zerlerindeki gl kuvvetli biriyle mcadele ettiklerini, haykrarak uyandklarn sylerler. Ayn skntlar yaatan bir dier kt cinin ad karabasan dr. Bu farkl anlatlara gre Trkiyenin baz blgelerinde canl bir varlk olarak tasavvur edilirken (Ankara) bazen de korkun bir rya olarak adlandrlr (Konya, Anamur, stanbul). Albast: Al, alkars, alanas, alkz, albasmas, alarvad, alacama, albs, alm gibi adlarla anlan, hemen hemen btn Trk dnyasnda grlen olaanst varlklardan biridir (Acpayaml 1974: 80, nan 1972: 169). Bu yaratk amanizmdeki Al ruhunun gnmzdeki temsilcisi saylabilir. (Gen 1999: 18). Elazda buna Elkars da denmektedir (Ylmaz 1967: 215) Kei, tilki, kedi, kpek, buza, rmcek, ku, gelin, kefenli l gibi eitli klklarda grnrse de daha ok, uzun boylu, uzun parmak ve trnakl, dank sal, yal vcutlu, el ve ayaklar kk, dilek, bir bir duda yerde, bir duda gkte, plak gezen, gslerinden birini geriye atm, tepesinde gz olan ok irkin, al gmlek giyen bu yaratk (Acpayaml 1974: 75). Mulada denizden kan ve yalnz braklan ocuklar alarak dalgalarn dibindeki evine gtren bir kadn olarak tasarlanmaktadr (Boratav 1976: 99). Dobruca Trkleri onu sarn ve iman bir kadn (nal 1998: 52), Fergana zbekleri pejmrde klkl, dank sal bir kocakar, (nan 1987: 261) Gagavuzlar bir dev olarak tasvir ederler (Gngr 1991: 43).
128

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

Krgz-Kazak Trklerinin inanlarna gre kara albast ve sar albast olmak zere iki ruh vardr. Kara albast ciddi ve arbal bir ruh olup sadece ocakl insanlardan korkar. Sar albast ise hoppa ve arlatandr nsanlara dokunmama sz verebilir, fakat frsatn bulunca mutlaka zarar verir (nan 1972: 166-173). Albastnn en ok lohusalara ve bebeklere dman olduuna, lohusann cierini skerek suya attna veya yediine, bu yzden elinde cier bulunan bir kadn grlrse hemen yakalanmas ve zerine ine, uvaldz gibi bir metal paras taklmas veya zift dklmesi gerektiine inanlr (akir 1939: 32). Onu yakalayan kii ocakl olur ve alc adn alr. Al kars, alcnn soyundan gelen kadnlara zarar veremez. Alkarsndan korunmak iin doum yapan kadn krk gn krk gece dar kmaz. Ayrca evde de yalnz braklmaz. Ayn zamanda ba ucuna Kuran aslr. Yastnn altna bak, makas, demir para, ine, uvaldz, maa gibi metal eyalardan biri veya rek otu, soan, sarmsak kabuu, sprge konur. Bu ruhu kandrp, artmak iin orta yere erkek elbiseleri de braklr (Acpayaml 1974: 83). ayet anneyi deil ocuu al basarsa bu ocuk ayya olaca yani kendinden geip baylaca iin ayya a piirilip datlr. Bu a sokaktan geenlerin yaklan atee bir odun atmasyla piirilmektedir (Gkbel 1998: 95). Alkars krmz renkten korktuundan lohusann bana al tlbent rtlp, yakasna krmz kurdela taklr. Ziyarete gelenlere krmz renkli ekerden (nbet ekeri)yaplan erbet ikram edilir. Gagavuzlar ise doumdan gn nce ve gn sonra lohusaya su yerine rak iirirler (Gngr 1991: 43). Alnan btn bu tedbirlere ramen lohusann ok ars varsa, moraryor, sayklyor, baylyorsa al bastna karar verilerek bir hoca veya ocakl arlr. Tfek atlp, tencere kapaklar vurularak, grlt yaplp bu ruhu kovmak iin uralr. Enkebit: Anadoluda grlen bir varlktr. Anlatlara gre banda altn bir fesi vardr. Sa elinin ortas deliktir. Uyuyan insanlarn boazlarn skarak onlar bomaya alr. Bandan fesini kapan kiiye dokunmaz (obanolu 2003: 137). Hnkr Munkur: Yakalad insanlar nce boarak ldren sonra da yiyen bir yaratktr (obanolu 2003: 137). nsana benzer, fakat gbeinde bulunan bulunan bir torbann iinde yavrusunu tar. En korktuu ey zerine idrar yaplmasdr. Byle tehdit edilirse ortadan kaybolur.
129

bilig, K / 2005, say 32

Demirkynak: Bigadi dalarnda yaayan, her kla girebilen, korkun sesler kararak insanlarn delirmelerine sebep olan, ok pis kokulu bir yaratktr (obanolu 2003: 138). Sudan ok korkar. O grnd anda dere veya gle giren insanlara bir zarar veremez. Cad: Trk inanndaki cad kavram hem olaanst varlklarn genel adlarndan biri hem de kaynan daha ok batl efsanelerden alan zel bir varln ad olarak kullanlmaktadr. Rumelideki Trk yerleim birimlerinde cad kabul, geceleri mezarndan kalkp dolaan, sa, ba dank, trnaklar uzam, pis grnml, rastladklarn ldren bir kadn eklindedir. Cad gibi szleri de bu inan dile getirmektedir. Efsanelere gre lnn gmlmeden ksz bir odada braklmas, zerinden bir kedinin atlamas ly hortlatr. Bu durumdan kurtulmak iin mezarn stnde ate yakmak gerekir (Trk Dili ve Edebiyat Ansiklopedisi II-2). Trk masallarnda ise;by yapan, kp stnde uan, bin yllk yolu bir anda alan, sihirli bir hrkas olan, irkin yal kadn motifi cad olarak adlandrlr (Tezel, 1968: 553). 1833 ylnda o zamanlar Trk idaresinde bulunan Bulgaristann Trnava kasabas kads Ahmet kr Efendi, bu kasabada yaanan bir olay Trnovada cad tredi, gn battktan sonra ortaya kyor, un, ya, bal gibi eyleri birbirine katyor, yastk, yorgan ve bohalar ap datyor, insanlara saldrp tecavz ediyor. . . . . Bunu nlemek iin Nikola adl bir cadcyla pazarlk ettik. . . . . . Mezarlkta cadlarn yerini buldu. Kalplerinin zerine kazk akp, kaynar su dkerek ldrdk diyerek hkmete resmi bir mektup yazm, bu yaz devletin o zamanlar resmi gazetesi olan Takvim-i Vekayinin 19 Rebilevvel 1249 tarih ve 68 numaral nshasnda yaynlanmtr (Kou 1962: 310). u anda Romanya snrlar iinde olan Sargln or ve Krmah kylerinde topraktan ve mezardan korkun bir sesle kalkan cadlardan, bunlarn evlere, hayvanlara zarar verdiinden, ocuklar tabanlarndan emerek ldrdnden, ancak yreklerinden yere aklp, zerlerine kire dklerek yaklrsa yok olacaklarndan bahseden anlatlar vardr (Sayg 1962: 150). Gagavuz Trklerinde ise lm saan kambur bir yal kadn eklinde dnlen taun (meikli), gnahkar insanlarn mezarlarda hayvan ekline girerek oluturduu, her eyi yiyip yutan, salgn hastalklar yapan obur (hobur), uzun gmlek giyerek, viranelerde eme balarnda oturan ve insandan korkan tlsm adl cinler vardr (Gngr 1991: 39-43).

130

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

eytan: slamiyetten nceki Arap inanlarnda ktlk yapan cin olarak dile getirilen eytan kavram, Yahudi, Hristiyan ve slam geleneinde Allahn yaratt ilk insan olan Hz. Ademe secde etmedii iin cennetten kovulan, ba kaldran melek anlamnda kullanlmtr (Hanerliolu 1994: 582). Kuran- Kerimde ad blis olarak da geen eytandan (Bilmen tarihsiz: Ayet 7-11) eitli ayetlerde bahsedilir (Bakara-34, Ali imran-36, Nisa-117, Araf-11, Hicr-17-18, Nahl 98-100, sra 26-27-53 vb.). eytan kurnaz ve hilekar olarak dnlr. nsanlar doru yoldan karmak onun en nemli iidir. Trkede; eytan azapta gerek, eytan diyor ki, eytan drtmek, yzn eytan grmek, eytan kulana kurun, eytann bacan krmak, eytana pabucunu ters giydirmek (Aksoy 1984: 893) gibi pek ok deyimde ad geen bu eytan, yaptmz olumsuz ve hatal davranlarmzn sorumlusu ilan ettiimiz bir olaanst yaratktr. eytan resim ve karikatrlerde insan gvdeli, boynuzlu, sivri kulakl, atal ayakl, kuyruklu, elinde mzrak tayan korkun bir varlk olarak tasarlanr. Peri: Cinlerin diileri peri adyla anlrlar (Doan 1981: 811). Gzellik ve yardmseverlik sembol olarak kabul edilen periler, problemleri zme ve becerikli olma zellikleriyle de tanndklar iin daha ok masal kahramanlar arasnda yer alrlar. Bunlardan baka yaptmz aratrmada tarlaguzan, kalfa, keru, keruere, frit, ferit, albz gibi olaanst varlklarn isimlerine rastladysak da haklarnda bilgi edinemedik (Taner 1983: 13). Baz anlatlarda hrtik, tlk kuu, kul, yol azdran, gelincik (obanolu2003: 140) gibi isimlerle de karlatk. Umac, c, dev, gulyabani, dunganga, kuyu kz gibi isim tayan yaratklar ise yaramazlk yapan, alayan, uyumayan ocuklar korkutmak amacyla uydurulan, her ocuun kendi hayalinde korkun bir ekilde canlandrd, var olduunu ve kendisine zarar vereceini dnd varlklardr. Bu olaanst yaratklarn zellikleri ve yaadklar yerlere gelince; inanmalara gre, aslnda aynen insanlar gibi fakat insanlara grnmeden topluluk halinde, padiahlar ve beyler tarafndan ynetilerek yaarlar. Erkek ve kadn cinsleri vardr. Evlenip oluk ocua karrlar. ocuklarn da kendilerinden olan varlklar dourtur. Hatta baz g doumlar da insan ebeleri kandrp, kararak yaptrrlar (Taner 1983: 12). Mslmanlar ve kafirleri vardr. Elenceyi zellikle topluluk halinde def, darbuka,
131

bilig, K / 2005, say 32

zurna alp, arklar syleyerek elenmeyi ok severler. Bazen bu enliklerine insanlar da kararak zorla itirak ettirirler. Metamorfoz en bilinen zellikleridir. Her an klk deitirip, kedi, kpek (zellikle siyah ve beneksiz), ylan, horoz, tavuk, deve, kei, tavan, tay, tilki, rmcek gibi hayvan, hayvanla insan aras bir yaratk, kefenli l, arap, gelin, uzun sal beyaz sakall bir yal evliya ekillerine girebilirler. Bazen ayaklar ve kollar geriye doru ters olup, anormal derecede byk ve irkin yaratklar olarak grnrlerse de (Karadeniz 1986: 5) genellikle kck, minik insanlar olarak kendilerini belli ederler. Tabiat st varlklarn iyileri, ktleri, hayrllar, hayrszlar, dindarlar hatta evliyalar vardr. Hayrsz olanlar evlerin daha ok eik, ocak ba, merdiven alt gibi yerlerini mesken edinirler. Bazen kendilerini yukarda saydmz klklarda gsterirlerken bazen de varlklarn kilitli kaplar amak, eyalarn yerlerini deitirmek gibi eitli ekillerde belli ederler. Halk bu gibi yerlere tekin deil der. Burada yaayan gze grnmeyen varlklarn insan arpacana, azn, yzn eeceine inanr (Balcolu 1952: 555). Tekin olmayan evlerin kira veya sat fiyatlar ok dktr. yi saatte olsunlar n nemli zelliklerinden birisi de bir anda ortaya kp, aniden kaybolmalardr. Evlere anahtar deliinden, bacadan, kap altlarndan szlp girebilirler. Hemen hepsi bilgilidir. lerinde cahil olanlar pek azdr. Hastalanp, sakat kalabilirler, lmleri daha ok bir kaza sonunda olur. llerini plklere, tuvalet kenarlarna, pis yerlere gmerler. Onlarn mezarlklar buralardr. Grnmeyen bu varlklarn yaadklar yerler arasnda aktaki tuvaletler, plkler, ulu aalarn dipleri, ormanlar, saak altlar, bulak sularnn birikintileri, izbe, rktc, korkun yerler, mezarlklar, ssz dere yataklar, terkedilmi deirmenler, kllkler, kuyu balar, pnar kenarlar, nehir yataklar, denizlerin kirli blgeleri (Sabri 1933: 143), gl kenarlar, bataklklar, eme nleri (lktar 1933: 84), maaralar, byk terkedilmi evler, kkler, kale ve saray harabeleri, hamamlar, samanlklar, ahrlar, evlerin eikleri, ekmek krntlarnn dkldkleri yerler, oturulmayan, kimsenin olmad blgeler saylabilir (Boratav 1976: 89). n-cin top atyor deyimi buralar anlatmaktadr. Cinler insanlarla bazen iyi bazen kt ilikiler kurabilirler. Ellerinden herey geldii iin yapamayacaklar hibir ey yoktur. Kzdrlmazlarsa veya kendilerine bir ktlk yaplmazsa genellikle kaytsz kalrlar. Bazen bir yolcuyu yanl ynlendirmek, olmadk bir yere tuvalet ihtiyacn
132

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

yaptrmak gibi akalar yaparlar. Bazen de durmadan bir insann adn seslenirler. Buna nem verilmezse bir ey yapmazlar. ayet kt kelimelerle tepki verilirse o insan karrlar. Bylece o kii ecinnilere karr. Zaman zaman kadn veya erkekler cinlerle evlendiklerini syleyerek normal hayatlarndan uzaklarlar. Bunlara da karm insanlar denir. Bu varlklar kendilerine yardm ve mutlu edenleri dllendirirler. En byk dlleri sevdikleri kiiye soan, sarmsak kabuu hediye etmektir. Bunlar eve gtrldnde veya gn d zaman altn olurlar. Bazen tersini de yaparlar, altn, gm, diye verdikleri sabahleyin soan kabuuna dnebilir. Bu durum insanlarn yaadklarn bir bakasna anlatmas halinde ortaya kar. Bunlar insanlar kandrp kle haline getirebilir, btn ilerini yaptrabilirler. Cin ve peri padiahlar adaletlidir. ehir dndaki ulu aalarn altna mahkeme kurup, onlarn zarar verdii insanlarn ikayetlerini dinlerler. Cin muhafz tarafndan mahkemeye getirilen cin, yarglanr. ayet sulu bulunursa lme bile mahkum edilebilir (Bayr 1972: 199). Ecinniler insana tek banayken grnrler. ki kii bir aradayken ortaya kmazlar. Gn n sevmezler. Akam karanl iyice ktkten sonra gezmeye kp, gn yncaya ve horoz sesleri duyuluncaya kadar dolarlar. Gece herkesin uyuduu saatte Kuran okunursa onlarn rahata gezmelerine engel olunaca iin bunu istemezler. Okuyan kiinin yanna yaklamazlar fakat eitli ekillerde korkutarak yatmasn salarlar. Tabiat st varlklarn insana verdii zararlar; arplmak, uramak, erimek, karmak, dokunmak, ilimek gibi kelimelerle adlandrlr. Eskiden baz Trk boylar cin arpmasna kovu veya kovuz diyorlard (Kagarl 1986: III, 163). Bu adlarla anlan hastalklarn sebep olduu belirtiler olarak, insann aznn arplmas, erilmesi, dilinin tutulmas, kolunun olak olmas, kendini kaybedip rpnmas, sayklamas, yrrken dengesini kaybetmesi, ayaklarnn aniden tutmamas, ykanmak istememesi, kirli, pis, sal sakall dolamas, mevsime uymayan kyafetler giymesi (Hulusi Ahmet 1972: 94) ayet sz konusu bir ocuksa srekli ve sebepsiz yere alamas saylabilir. nana gre dii cinlerin arpmas daha tehlikelidir. nk bunlar etraflarna erkek cinleri toplayp grup halinde gezerler, (Taner 1983: 12) saldrgandrlar. Bilinmez varlklarn verdiklerine inanlan zararlar bu kadar byk olunca elbette baz nlemler de gelitirilmitir. ncelikle bu varlklarn adlar sylenmez. Bahsetmek gerekince iyi saatte olsunlar, bizden uzak olsun133

bilig, K / 2005, say 32

lar denir. Onlar rktecek, kzdrp korkutacak hareketlerden kanlr. Bu varlklarn yaad dnlen yerleri kirletmemeli, bulak sularn veya scak suyu akam saatlerinde aa ya da kap nlerine dkmemeli, ak yerlerde tuvalet ihtiyacn gidermemeli, karanlk ve pis yerlere girerken, Bismillah, destur, tu tu tu demelidir. Bu szlerle orann sahiplerinden izin istenmi, gnlleri ho edilmi olur (Kalafat 1993: 50, 57). zellikle ocuklar bunlar sylemeye ok dikkat etmelidir. Bazen sokaa kirli su dkmek gerekirse destur ya ahd-i Sleyman denir. Cinler Sleyman Peygambere senin adn anan kiiye dokunmayacaz dedikleri iin, bu szlerle o szleme hatrlatlm olur (Boratav 1984: 87). Kplere veya dolaplara yiyecekler konurken, yeni kyafetler alnnca, kzlarn eyalar eyiz sandna konurken Besmele ekilmezse, bunlarn bir ksmn cinlerin gtreceine veya zarar vereceine inanlr. Sandklarda uzun zaman bekleyen beyaz kumalarda sar bir leke olumusa burada, eytan dourmu, Besmelesiz koymuuz denir. Kpeklere ekmek vermek, yedi mahalledeki cinleri karmak iin ak horoz beslemek de yaplan uygulamalardandr (Tanyu 1967: 93). Cinlerden korunmadaki yntemlerden birisi dua etmek ve eitli ayetler okumaktr. En etkili dualar, hlas, Ayet el-krsi (Gkbel 1998: 24) ve Cin sureleridir. Halk dua olarak baz szleri de tekrarlar. Mesela Bursada gece yalnz yrrken insann karsna aniden kan kara kedi ve kpekten korunmak iin es, es neuzibillah, uzak dur benden, korkmadm senden denir (Bursa). Ayrca imanl olmak, Allaha ve Peygambere itaat etmek ok nemlidir. Byle insanlar cinlerin rahatsz etmeyecei sylenir. Tedbirlerin en yaygnlarndan bir dieri insann eitli dualarn yazlmasndan meydana gelmi bir muska tamasdr. Cinler zerinde koruyucu g bulunan bu kiiye iliemezler. Ayrca ecinni taifesi cami, trbe, Kuran okunan kutsal mekanlar ve koyun allarna giremezler. nana gre koyun peygamber hayvandr. Bu yzden onlara yaklaamazlar. Ayrca yeni srlm tarlalara da girmeleri yasaktr. Eer bir insan gece yalnz bana kalmsa, zerinde bir arlk, vcudunda bir titreme, korku varsa etrafn cinler sarm demektir. Bu kii hemen yeni srlm bir tarlaya girerse cinler dalr (Taner 1983: 14). Cin ve perilerin errinden korunmak veya onlarn sebep olduu hastalklar engellemek iin erbet dkmek de uygulanan yntemlerden biridir. erbet, ekerli suyla hazrlanr. stanbulda uygulamas yledir. Dorudan hastann kendisi veya ailesinden biri tarafndan hazrlanan erbetin stne hlas, bir Fatiha okunup, flenir. Gece yarsnda bir drtyol azna Bes134

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

mele ile dklrken al derdimi, ver salm, biz sizin aznzn tadn veriyoruz, siz de bizim azmzn tadn verin denir (Bayr 1972: 103). Ayrca yeni tanlan evlerin cinlerini memnun etmek iin mutfak, merdiven alt, kiler, bodrum, bahe gibi yerlere erbet dklr. Bylece kazann def edildii dnlr. Karakeili Trkmenlerinde bu erbet yedi cins yiyecekle hazrlanr (Kalafat 1999: 49). Bu iyelerin hemen hepsi ine bak, makas, orak gibi metalden yaplm aralardan, duadan, Kurandan, grltden korkarlar. Cinlerin geldii dnlnce davul, kazan, teneke, tencere kapa alnp, silahlar atlr, ceviz krlr. Bu yzden cinlere kar korunaksz olduu dnlen ve hayatn nemli gei dnemlerini yaayan yeni gelinler, lohusalar ve bebeklerin zerlerinde, yastklarnn altnda veya odalarnda bu malzemeler bulundurulur. Cinler saydmz bu insanlarda younlaarak byk zararlar verebilirler nk yeni hayat daima bilinmezlerle doludur. kinci defa evlenen insanlar bu tehlikelerle karlamazlar (Westermarck 1962: 17). Zira evlilik yeni deildir ve srlarn kaybetmitir Cin arptna inanlan insanlar ise nce halk arasnda nefesi keskin hoca tabir edilen insanlara gtrlp, okutulur. Bu cinlerin gayri mslim olduu dnlrse kiliselere gidilip hastalarn keilere okutulduu da bilinmektedir (Tanyu 1967: 287). Ayrca arplan kiiler bakclara gtrlr. Aynann ve durgun suyun cinleri topladna inanld iin bakclarn malzemesi bunlardr. Cindar veya hddam onlarn padiah ile temasa geip, o insan serbest brakmalarn ister. Anlatlanlara gre bazen baarr, bazen baaramaz. Ayrca tpk nazar inancnda olduu gibi izinli ve ocakl birisine kurun dktrlr. Eski Trkler cinlerin urad kiiye d aac ile tts yaparken, bir taraftan yzne souk su serper, bir taraftan da kovu, kovu (ka, ka) diye barrlarm (Kagarl 1986: III, 163). Gze grnmeyen ve adlarna genel olarak cin-peri denen varlklarla ilgili inan ve uygulamalar bu ekilde belirttikten sonra bu kabullerin eski Mezopoyamya kltrleri (Tanyu 1967: 327), Orta Asya (Kagarl: 1986 III, 163), Amerika yerlileri (Hanerliolu, 1975: 125), skandinav kltrleri (Campbel, 2000: 84) de dahil olmak zere gnmze kadar sregeldiini, Hristiyanlk, Mslmanlk gibi byk dinlerde kabul grdn syleyebiliriz. Dou ve bat lkelerinde e kltr kalplar halinde kendini gsteren bu inanlar, skandinav mitolojisinde yolcular denizin dibine eken su perileri, len savalarn ruhlarn derin denizlere gtren valkiryalar, geceleri insanlar alp karan ayr cinleri eklinde tannmaktadr (Hanerliolu 1975: 125). Kuzey Avrupa, zellikle zlanda
135

bilig, K / 2005, say 32

kltrnde, dalarda yaayan ccelerin varlna, bunlarn gze grnmeyen yaratklar olduuna, belirli alanlarda hkm srdklerine ve refah getirme ya da yok etme glerinin olduuna inanlmaktadr. (Hjorleifur 1990: 57) Burada Gryla adn tayan, yaramaz ocuklar antasna alp dalara karan dii ccenin yannda Yule kedisi denilen ve iileri tehdit eden bir olaanst varlktan da bahsedilmektedir. (Hjorleifur 1990: 58-59) Norve folklorunda ise kurt ve ay, perilere ait evcil hayvanlar kabul edilmektedir. Eer bir avc onlara zarar verirse sahipleriyle yzlemek durumunda kalr (Vinger 1964-65: 33). Ayrca Norve inancnda periler balk bakmndan en zengin glleri bilirler ve buralar sahiplenirler. Bu gllerde deniz kzlar gibi baka doa st varlklarda yaamaktadr (Vinger 1964-65: 39). Trk inan sisteminde var olan iyi ve kt ruh (yir-sub)lar gnmzdeki konuyla ilgili inan ve uygulamalarn en eski kalntlardr. slam ncesi Trk topluluklar kendilerinin dnda kalan varlklar ve olaylar tamamen ruhsuz ve l varlklar olarak grmyorlard. Bunlara kutsallk imaj yklyorlar, korkuyla kark bir sayg da besliyorlard. Bu varlklarn banda gne, ay, yldz, gl, rmak, pnar, da, kaya, aa, orman, ate, ocak gibi yer ve su kltleri gelmekteydi (Koca 2000: 170). Buralarn asl sahipleri iye/ ruh ad verilen bu bilinmeyen glerdi ve onlar rahatsz etmemek, gcendirmemek gerekirdi. Taciz edilen kt ruhlar insann vcuduna da girerek onu hasta edebilirlerdi. Trkede hafif rzgar anlamna kullanlan yel sz ayn zamanda cin veya kt ruh manasnda da kullanlmtr. Anadoluda vcudun eitli yerlerindeki ar ve szlara yel denir. nanca gre vcudumuza giren kt ruhlar bu arlar yapmaktayd (gel 1971: 309). amanlarn grevlerinden biri de bu ruhlar ya da cinleri hastann vcudundan uzaklatrmakt. Trkler, tabiat varlklarnn canl birer ruh tadn dndkleri gibi btn insanlarn da birer e ruhunun bulunduuna inanyorlard. Yakutlar buna ija kl (e ruh) adn vermilerdi (nan 1972: 81). KrgzKazaklarn inanlarndaki e-arva (e ruh) da ayn eydir. Bazen bu e ruh tilki, kartal gibi hayvan ekline de dnebilirdi (nan 1972: 82). Kagarlnn bildirdiine gre sadece insanlarn deil, Trk topluluklarnn veya yerleim blgelerinin de w ad verilen koruyucu cinleri vard. ki blgenin halk birbiriyle savarsa, onlarn cinleri de kendi halkn korumak iin aralarnda arprlar, cinlerden hangi taraf galip gelirse, onlarn koruduu halk da zafer kazanm olurdu (Kagarl 1986: III, 225). Anadoludaki inana gre de her yerin belli cinleri vardr. Yabanc
136

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

cinler baka yerlerde barnamazlar (Taner 1983: 14). Bunlar da tpk insanlar gibi savap birbirini ldrrler slamiyetin Trkler arasnda yaygnlamasndan sonra Kuran- Kerimdeki cinlerle ilgili eitli ayetler, gelenekteki bu kabullerin dini bir dayanak bulmasn salamtr. Kurana gre cinler, k ile ate karmndan yaratlm, insann derisinden bile geebilen, lml, iman etmekle ykml, insana sayg gstermesi gereken istedikleri zaman grnme zelliine sahip varlklardr. Dinsiz ya da Mslman olabilirler. syanc olanlar kt cinlerdir ki bunlara eytan da denir. eytanlarn en kts ise blistir. Bunlar insanlarn yakn gemiini ve geleceini bilebilirler (Bilmen tarihsiz: Ayet: 55-15, 15-27, 46-29, 30-31, 72) Grld gibi slamiyetin onaylad cin inanc, daha nce ok eitlilie ve ilevsellie sahip olaanst varlklarn yerini alm, onlar asimile etmi, ya da onlar kendi bnyesine katarak erevesini geniletmitir. (obanolu 2003: 131). Szl gelenekteki cin-peri anlatlarndaki pek ok motif, Kuranda verilen bilgilerle rtrken, baz efsane motifleri de bunlarla karm ortaya yeni bir inanlar dizisi kmtr. Konuya tp bilimi asndan ksaca bakarsak, grnmeyen varlklarn gerekliini reddeden psikoloji, bunlarla karlatn ileri sren insanlarn hasta olduunu sylemektedir. llisiyon veya halucination terimleriyle ifade edilen bu tr anlatlar objelerden gelen enerjinin, duyu organlarn etkileyerek bir drt yaratmas, ancak oluan hayallerin herhangi bir nedenle hatal olarak alglanmas (illusion), ortada bir nesne bulunmad halde, sensoniyel bir alg olarak dar vuran mental bir hayali alglama (hallucination)eklinde tarif edilmektedir (Adasal 1977: 73). Yine psikiyatriye gre tabiat st varlklarla evlendiini dnme bir akl ve ruh hastal belirtisi, yani fonksiyonel ya da organik psikozlarn semptomlardr. Bu psikozlarn iinde izofreni ve paranoya saylabilir. ayet bu duruma bakalar da inanyorsa bu psikiyatride yarglama bozukluu olarak adlandrlr (Adasal 1977: 427-432). Halk bilimi asndan konu deerlendirildiinde, inan alanndaki verilerin pozitif bilimlerdeki yntemlerle incelenemeyecei grlr. Toplumlarn kltrel evresi dediimiz dil, din, bilgi, inan sistemleri gibi kavramlarn kendilerine ait zel aratrma, snflandrma, analiz, sentez yntemleriyle ortaya konmas gerekmektedir. Bu yazda tabiat st varlklar inanlar erevesi iinde ele alndndan konu bu balamda irdelenecektir.

137

bilig, K / 2005, say 32

nanlar doruluu snanabilen kavramlar olmayp sadece bir doru sunma durumu ve bir tasarmdr. Onlarn mutlaka bir geree uygun olmas gerekmez. Bu yzden masallardan metafizie kadar btn hayal rnlerini kapsarlar. nan bilginin bittii yerde balar. nsanlar bilmediklerini hayal gcyle tanmlamaya alrlar. Pratikte denetlenen inan inan olmaktan kar, bilgi olur (Hanerliolu 1975: 269). Diyebiliriz ki bilgi yetersizlii insanlarn inanlara ynelmesi iin bir itici gtr. Ayrca insandaki hayal gc de snrsz ve sonsuz bir zgrle sahiptir. Bu durum bilinmeyenin eidini arttrarak inan tablosunu zenginletirir. nan mekanizmasnn yapsnda bilinmeyene bilinenin zelliklerini yaktrma yani bir arptma ve yanstma ilemi de vardr. Olaanst varlklarn ekillerini bilemediimiz iin, onlar tandmz modeller olan insan veya hayvan eklinde tasvir etmemizin temelinde bu yanstma ileminin olduunu syleyebiliriz. Bilinmeyen bir zaman iinde, bilinmeyen bir olayn ortaya kmasndan sonra doan bir inan gesi belli bir zaman sonra toplumun genelinde kabul grerek ortak inan unsuru haline gelir (elik 1995: 21). Her hangi bir konuya, duruma inanan birey bu inancn sebeplerini bilmez, bilmeye gerek de duymaz. Onun iin nemli olan iinde yaad toplumun bireylerinin neye inandklardr. Yani inan bir duygu ve dnce hareketi halinde insann i dnyasna hakim olmaktadr (Tatlolu 2000: 152). Ayrca inanlarn alt yapsnda onu ekillendiren, sosyolojik, psikolojik, tarihi ve kltrel dinamikler vardr. Her inan bunlarn bir bilekesidir. Zaman zaman toplumlarda grlen psikolojik basklar, ekonomik kmazlar, dini sapmalar, eitim yetersizlikleri inanlarn eklini deitirip, derecelerini arttrarak hayatmzn hemen her alannda karmza kmalarna sebep olurlar. nsanlarn grdklerini, duyduklarn eksik ve yanl yorumlamalar sonunda kapldklar birtakm vehimler, bir uyarcy hatal olarak alglamak, eitli engellerden dolay yerine getirilemeyen istekleri tatmin arzusu, manevi bir gvence arama ihtiyac, dini bilgi eksiklii, bireyin bakalarnn gznde farkl grnme istei, aklanmasndan utan duyulan olaylarn topluma bildirilmesi zorunluluu, bilinmeyeni hayal gcyle tanmlama ve merak cin-peri anlatlarn krklemektedir. zellikle cinlerin hayvan eklinde dnlmesinin sebebi bunlarn faal kuvveti temsil etmelerinden (Westermarck 1962: 17) ve canl eyler arasnda hayvanlarn en esrarl yaratklar olmalarndandr
138

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

Gnmzde konuyla ilgili bir an-tecrbe yaayp yaamadn sorduumuz kiiler; bunlar grmediklerini artk insanlarn kendilerinin cin olduunu syledikten sonra annemden, ninemden, dedemden duyduuma gre diye balayarak konuyu pekitirip, dorulayc yeni rnek olaylar anlattlar. Tespitimize gre tabiat st varlklarla ilgili anlatmlar, bu varlklarn kendi mitolojisini rettiklerinin gstergesidir. nk olaylardaki olaanst zellikler mucizesiz inan yoktur(Malinovski, 1990-73) ilkesini bize hatrlatmaktadr. Ayrca konuyla ilgili szl aktarmlarda olaanst varlklar, yerel yaayn zellikleri iine yerletirilmitir. Deniz kenarnda, ormanlk blgede, bozkrda, dalk yrelerde yaayanlar tank olduklarn iddia ettikleri olaylar blgesel zellikleri yanstarak anlatmaktadrlar. Bu aktarmlarda yrenin corafyas, dil zellikleri, yeme ime alkanlklar, yaay ve dnyay alglay tavrlar dikkat ekici biimde farkllar. Mesela Karadeniz blgesindeki cin- peri hikayelerinin arka plan ile Gney blgelerimizdeki anlatmalarn arka plan farkldr. Fakat btn hikayeleri birletirici zellik ise hepsinde gerilim, korku, merak unsurlarnn ok youn olmasdr. Hatta tema bunlar zerine kuruludur. Bu yzden cin - peri hikayesi dinleyen ocuklar olduka etkilenir. Bu anlatlarn mesajlar da vardr. Temiz olmak, temizlik kurallarna uymak, bebeklerin ve lohusalarn salna dikkat etmek, bilinip tannmayan insanlarn arlarna kulak vermemek, kk ocuklar koruyup, kollamak, ge saatlerde her trl tehlikeye ak, ssz yerlerde dolamamak, ba bo dolaan hayvanlara dikkat etmek, din ve ahlak kurallarna uymak, bunlarn balcalardr. Sonu olarak; cin-peri-cad inanmalar halk kltr aratrmalarnn nemli konularndan biridir. Bu gn szn ettiimiz olaanst yaratklarla ilgili inan ve uygulamalar magazin aratrmalarnda, zel televizyon kanallarnn proramlarnda ele alnarak, zellikle gen kuan ilgi alan iine dahil edilmektedir. Bu varlklarla temasta olduklarn syleyen, onlar davet edebildiklerini iddia eden, onlardan nasl yararlanlacan bildiini ifade eden insanlar vardr. Hayatmzn akndaki aksaklklarda bu varlklarn sulu olduu dncesi yaygnlamaktadr. nsanlar arpp hasta eden, aldatan, kar-kocay ayran, deerli eyalarmz alp, saklayan onlardr. Gnmzde popler hale gelen bu glerin her eidi bilinmezlik, gizlilik dnyasnn vazgeilmez varlklar olarak yaamaya devam etmektedir. Bylece onlarn gemi zamanlarn l varlklar ol139

bilig, K / 2005, say 32

madklarn, gnmzde yeni fenomenler yaratan, yaayan folklorik dinamikler olduunu syleyebiliriz Kaynaka
ACIPAYAMLI, Orhan (1974), Trkiyede Doumla lgili nanmalarn Etimolojik Etd, Ankara. ADASAL, Rasim (1977), Medikal Psikoloji, stanbul: Minnetolu Yayn, AKSOY, mer Asm (1984), Deyimler Szl II, , Ankara: Trk Dil Kurumu Yay. BALCIOLU, Neriman Refik (1952), Anadoluda Cinler, Periler ve Devlere dair nanlar, Trk Folklor Aratrmalar, II, 35. BAYRI, Mehmet Halit (1972), stanbul Folkloru, stanbul: Eser Yay. BLMEN, mer Nasuhi (tarihsiz) Kuran- Kerim ve Trke Meli lisi, Ankara: Aka Yaynlar, 88. BOLAY, Sleyman Hayri (1977), Felsefi Doktrinler ve Terimler Szl, Ankara: Aka Yayn . BORATAV, Pertev Naili (1984), 100 Soruda Trk Folkloru, stanbul: Gerek Yaynevi. BORATAV, Pertev Naili (1976), Les Maitres de lespace sauvage, Pratiques et representations de lespace dans les communautes mediterraneennes, Paris: Editions du Sentre National de la Recherche Scientifique CAMPBEEL, Joseph (2000), Kahramann Sonsuz Yolculuu, stanbul: Kabalc yaynevi ELK, Ali (1995), slamn Kabul veya Reddettii slam nanlar, stanbul: Beyaz Yayn OBANOLU, zkul (2003) Trk Halk Kltrnde Memoratlar ve Halk nanlar, Ankara, Aka Yaynevi. GEN, Reat (1999), Trk nanlar ile Milli Geleneklerinde Renkler, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yayn. GKBEL, Ahmet (1998), Anadolu Varsaklarnda nan ve Adetler, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi Yayn. GNGR, Harun - ARGUNAH Mustafa (1991), Gagavuz Trkleri, Tarih-DilFolklor ve Halk Edebiyat Ankara: Kltr Bakanl Yaynlar / 1300. HANERLOLU, Orhan (1975), nan Szl, stanbul: Remzi Kitabevi HANERLOLU, Orhan (1994) slam nanlar Szl, Remzi Kitabevi, stanbul. HJORLEFOR, Rafn Jonson (1990), Ttolls Chifs and Children, Nort Nytt41, Forestillingsverden, Oslo HULUS, Ahmet (1972), Ruh-nsan-Cin, Ankara: Yksel Matbaas, NAN, Abdlkadir (1987), Makaleler ve ncelemeler, Ankara: Trk Tarih Kurumu Yaynlar. 140

Duvarc, Trklerde Tabiat st Varliklar ve Bunlarla lgili Kabuller, nanmalar, Uygulamalar

NAN, Abdlkadir (1933), Al ruhu hakknda, Trk, Tarih, Arkeologya ve Etnorafya Dergisi, I-1, Ankara. KARADENZ, Fikret (1986), Giresun Yresinde Cin, Peri, By, Cadnn nan ve Masallara Katlm, Trk Folklor Aratrmalar, VII, 80-81 KALAFAT, Yaar (1993), Gk Tanr nancndan Gnmze Kadar Efsunlama tu, tu, tu Uygulamalar, ukurova niversitesi Halk Kltr Sempozyumu Bildirileri, Adana. KALAFAT, Yaar (1999), Dou Anadoluda Eski Trk nanlarnn zleri, Ankara: Atatrk Kltr Merkezi yayn. KAGARLI, Mahmut (1986), Divan Lgat-it Trk Tercmesi, (Hazrlayan: B. Atalay), III, Ankara: Trk Tarih Kurumu Basmevi. KOCA, Salim (2000), Trk Kltrnn Temelleri II, Karadeniz Teknik niversitesi, Trabzon: Fen-Edebiyat Fakltesi Yayn KOU, Reat Ekrem (1962), Trnova Cadlar, Trk Folklor Aratrmalar, Say 154 MALNOWSK (1990), By, Bilim ve Din, Ankara: Kabalc Yayn GEL, Bahattin (1975), Trk Mitolojisi II, Ankara: Trk Tarih Kurumu Yayn NAL, Mehmet Naci (1998), Romanya Dobruca Trkleri, Ankara: Kltr Bakanl Yayn ZBA, Hasan (1967), Yozgatta Congoloz, Trk Folklor Aratrmalar, Say 12 SABR, Melhat (1933), Cinler, Halk Bilgisi Haberleri, Yl 3, Say 29 SAYGI, Osman (1962), Cadlar ve Cadclar, Trk Folklor Aratrmalar, VII, 150 AKR, Sabri (1939), Muhtelif Ruhlar Hakknda, Halk Bilgisi Haberleri, Say 98 TANER, Nuri (1983), Halk nanmalarnda Cin ve Cin Tutma, Trk Folkloru, IV, 43 TANYU, Hikmet (1967), Ankara ve evresinde Adak ve Adak Yerleri, Ankara: lahiyat Fak. Yayn, TATLIOLU, Durmu (2000), Trkmen Irmlar (Halk nanlar) Cumhuriyet niversitesi . lahiyat Fakltesi Dergisi, Sivas, Say 4, TEZEL, Naki (1968), Trk Halk Edebiyatnda Masal, Trk Dili, Halk Edebiyat zel Says, Ankara: Trk Dil Kurumu Yayn, Say 207 TRK DL VE EDEBYATI ANSKLOPEDS(1977), Cin Maddesi, stanbul: Dergh Yayn, II. LKTAIR, M. akir (1933), Cinler ve Periler, Halk Bilgisi Haberleri, Yl 3, Say 28 VNGER; Ronald Grambo, (1964-65) The Lord Forest and Mountain Game in the Recent Folk Traditions of Norway, Fabula, 7 . Band, Berlin YILMAZ, Mithat (1967), Elazda El Kars nanmas, Trk Folklor Aratrmalar, Say 215 WESTERMARCK (1962), slam Medeniyetinde Puta Tapnma Devrinden Artakalan tikatlar, Cin, Ankara: Yeni Matbaa

141

bilig, K / 2005, say 32

Kaynak Kiiler
BLEN, mmhan (1926 demi, Zeytinova doumlu, Okur yazar deil, ev hanm, derleme tarihi 1989). DUVARCI, Yksel (1945 Beyehir, Bayndr Ky doumlu, ortaokul mezunu, ifti, derleme tarihi 2001). FAKIOLU;Binnaz, (1928 Tire doumlu, lkokul mezunu, ev hanm, derleme tarihi, 1989). FARSAK, Mustafa (1935 Anamur, Bozyaz doumlu, ilkokul mezunu, serac, derleme tarihi 2000). GRLER, Ltfiye, (1955 Ankara, Elmada doumlu, ilkokul mezunu, temizliki, derleme tarihi 2002). SANCAK, Safinaz, (Doum tarihi bilinmiyor, Srmene Gneara ky doumlu, ev hanm, derleme tarihi 1993). NL, Ahmet, (1950 Bursa doumlu, ortaokul mezunu, berber, derleme tarihi, 1990). ZAYIF, Hamdi, (stanbul, Tuzla doumlu, ii, okur yazar, derleme tarihi 1999) KAPILIOLU, Aye (Tire doumlu, lkokul mezunu, ev hanm, derleme tarihi 2000).

142

Supernatural Beings and Beliefs Concerning Them


Assist. Prof. Dr. Aye Duvarc*
Abstract: There are many beliefs in and applications of beings that are not defined but believed to have supernatural, secret powers in the oral narratives of Turkish folk tales. Even though these beings are generally known as genies, fairies and witches some of them have names such as Kara Koncolos, Congolos, Karakura, Kara-Korak, Kamos, Kay Ayak, At Binen Cin, aramba Kars, Arlk and Albast. This article talks about the identities of these mysterious beings, the environment they live in, their relationship with each other humans and avoiding the harms they can get from each other. At the same time this article also studies how these beings were identified as earth-water spirits, their position in the Islamic era, their identification as genie in the Koran and how they were studied through psychology with the influence they had on the human mind. Finally the topic has been evaluated through folk studies and it has been concluded that beings of this kind have been seen in Eastern and Western cultures through frames of similar beliefs. Key words: Supernatural beings, Anatolia, beliefs concerning supernatural beings.

Bakent niversity, Fac. of Letters, Department of the Turkish Language and Litterature / ANKARA e-mail: ayduvarci@mynet.com bilig Winter / 2005 Number 32: 125-144 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Sverxestestvenne suestva i svwzanne s nimi ponwtiw, verovaniw i deystviw u trkov


Aye DUVARDJ, k.n., do]ent
Rezme: Sredi ustnx rasskazov v trkskoy narodnoy
folkloristike est# mnojestvo verovaniy i deystviy, svwzannx s neizvestnmi suestvami, imeix sverxestestvenne osobennost i tayne sil. Oni izvestn pod obim nazvaniem djin, peril je ved#ma. No est# i otdel#ne imena, takie kak karakonsolos, karakura, karakorak, kamos, kaym awk, at binen djin, aramba kars, agrlk i albast. V +toy stat#e rasskazvaetsw ob +tix tainstvennx suestvax, ix srede, vzaimootnoeniwx mejdu soboy i s ld#mi i tom, kak zaitit#sw ot nx. V dannoy rabote opredelets mesto +tix suestv, imenuemx v doislamskiy period zemnm i vodwnm duxam, ukazvaets na upominanie ix v Korane pod nazvaniem djin i rasskazvaetsw o x psixologieskom vliwnii na ldey. Tema rassmatrivaetsw s toki zreniw folkloristiki. Avtor ukazvaet na to, to skazaniw ob +tix suestvax v vostonx i zapadnx kul#turax predstat pered nami v sxojix formax verovaniy.

Kleve slova: sverxestestvenne suestva, Anatoliw,


verovaniw, svwzanne s sverxestestvennmi suestvami

Unverstet Bakent - ANKARA e-mail: ayduvarci@mynet.com bilig zma 2005 vpusk: 32: 125-144 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatnda Meyve ve zm Sembolleri1


Dr. R. Bahar AKARPINAR*
zet: Sfilie yn veren duygu, dnce ve kabulleri, ruh hallerini, inan motiflerini yanstan din-tasavvuf edebiyat metinleri, sfi psikolojisinin da vurum yollarndan biridir. Sfi kltrnn bir boyutunu meydana getiren bu edeb gelenek, tasavvuf anlaylarnn oluum, geliim, yaylma ve farkl evrelerde farkl etkileimler altnda yeniden yaplanma sreci hakknda da nemli verilere sahiptir. Dnemlere, akmlara, retilip kullanldklar kltr evrelerine, farkl sfi evrelerinde yetiip rn veren mutasavvf air ve yazarlara gre incelenmesi gereken metinler semboller bakmndan son derece zengindir. Bu almada, XIII. yzyl Anadolu sahasnda hkm sren ok ynl tasavvuf anlayyla beslenen evrensel yaklam nedeniyle inan nderi vasfn kazanan Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatnda meyve ve zm szcklerine yklenen tasavvuf anlamlar zerinde durulacaktr. Anahtar Kelimeler: Tasavvuf Edebiyat, Mevlna Celleddin Rmi, Mesnevi, Rubiyyat, Sembol, Meyve, zm.
Bam koyduum her yerde secde edilen Odur, Alt ynde ve tesinde, ibadet edilen Odur, Ba, bahe, gl, blbl, sem, sevgili hep birer bahanedir, Maksut olan hep Odur! Divan- Kebirden

Giri Sfi kltrnde bilginin, zhir (d/ak) ve btn (i/gizli/kapal/rtl) boyutlaryla ele alnd bilinmektedir. Sfinin ura, btn bilgiyi kefederek srra ulamak; ideali varlktan gemektir. Btn bilginin kefi Kuran- Kerim yetlerinin rtl anlamlarn ortaya karmak iin yaplan znel yorumlarla gerekleir. Sfi, bilgiyi anlalabilir ve uygulanaHacettepe niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Trk Dili ve Edebiyat Blm / ANKARA e-posta: rbahar@hacettepe.edu.tr bilig K / 2005 say 32: 145-164 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
*

bilig, K / 2005, say 32

bilir hle getirmek iin yoruma bavurur. Bylece btn anlam, zhir anlama dntrlr, rtl olan aa kar. Sfi geleneklerinde grlen sembol kullanmn bu anlamlandrma eylemine dayandrmak mmkndr. Semboller, duyularla alglanamayacak varlk, yaradl, ilh z, bu dnya, te dnya, sonsuzluk, yok olmak, lmszlk vb. kavramn aklanmasn salar. Sfiler sembollerden, teorik ve pratik bilgi arasnda ba kurmak; maddeden mnya, zhirden btna, somuttan soyuta, kutsal olmayandan kutsala geii salamak; ortak duygu, dnce, davran modeli oluturmak ve bunlar ifade etmek; sfi kimliini paylamak vb. amalarla yararlanr ve zellikle bilgi aktarma arac olarak kullanrlar (Shaalan 2000: 158). retinin aktarmnda kullanlabilecek her szck, szlk anlamndan syrlarak tasavvufun temel dnce ve kabulleri dorultusunda yeniden anlamlandrlp sembolletirilir. Semboller, hem inancn soyut ksm olan imn, hem de inan evresinde gelien duygular, dnceler ve davranlar btnn temsil eder. Sfinin varlktan geme ideali de bu yolla anlam kazanr. Sfiler, ou zaman yanl anlalmak tehlikesine kar, gizli tutmak istedikleri srlar saklamak iin sembolleri kullanmlar ve tasavvuf tecrbeyi yorumlamak iin uygun bir yol olarak grlen sembolik uslbu benimsemilerdir (Nicholsan 1978: 88). Sfi kltrnn bir boyutunu oluturan din-tasavvuf edebiyatta sembol, eitimi kolaylatrmak, anlatm glendirmek, estetik etkiyi pekitirmek ilevlerini stlenmitir. Bir semboller sistemi olan sfilik temelinde gelien edeb gelenek de, mutasavvflarn konuyla ilgili duygu ve dncelerini daha ok tebih ve temsillerle dile getirmelerinden dolay, bir mecaz ve rumuz/remiz/sembol edebiyat olarak gelimitir. Din-tasavvuf Trk Edebiyatnda sembol, genellikle tebih, tehis, intak, istiare, mecaz sz sanatlar araclyla anlamlandrlm; youn kullanml semboller mazmunlamtr. slam limi ve sfi-air kimliiyle Trk kltrnn zellikle XIII. yzyl Anadolu sahasnda gl bir sesi olan Mevlna Celleddin Rm de eserlerinde pek ok sembol kullanarak cokun Allah sevdasn ve vuslat isteini dile getirmi; evresindekilere erdemli insan olma yolunda tler vermitir. almada, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatnda meyve szcne yklenmi tasavvuf anlamlar ve zellikle zm sembol ele alnacak; zmle ilintili ba, arap, meyhane, ski, sarho sembollerine deinilecek; Mevlnann manev eitiminde bu sembollerin ilevleri incelenecektir.
146

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

Mevlnann Eitim Yntemi ve Sembol Kullanmna Ksa Bir Bak Glpnarlya gre, Mevlnann tasavvuf anlay, bilme-anlama yoluyla ortaya kan hakikatin ak ve cezbe leminde olgunlamasndan ibarettir. Bu anlay, bireysel ve toplumsal yaama, birlik-beraberlik duygusunun gelimesini salayacak bir hogr ve ktlkleri ktlklerin iinde eriten bir ahlk sistemi eklinde yansmtr (Glpnarl 1952: 167). Nicholson, 1914te kaleme ald The Mystics of Islam adl eserinde Mevlna iin unlar syler: .. iyimserlikte karar klm biri olmasna ve bu dnyann btn mmkn lemlerin en iyisi olduunu Gazzal ile birlikte kabul etmesine ramen, ktlk meselesini hakikatin dnda bir ey olarak hemen bir tarafa atmayp, ktln veya bize ktlk olarak grnen bir eyin, ilh nizam ve ahengin bir paras olduunu gstermeye alr (Nicholson 1978: 81). Din tasavvuf anlayna (Nicholson 2004: 164) sahip Mevlnann felsefesi, insann Allah ile birlikte hareket etmesi dncesi evresinde ekillenir. Ona gre insan dilediini yapabilme zgrlne sahiptir; yeter ki, iaretleri iyi grp, sebepleri fark etsin (Akn 2003: 19). Bu nedenle Mevlna, dnce sisteminin merkezine nce ak, hemen ardndan insan alr ve onu bilinlendirmeye gayret gsterir. Yaad devrin sosyal ve siyasal hareketlilii dikkate alndnda Mevlnann bu tutumunun sebebi aka ortaya kar. Ona gre, buhran, bunalm, karmaa dnemlerinin asl sorumlusu insandr ve ancak insan olma bilincine ulald zaman tm sorunlar kendiliinden zmlenecektir. Mevlna, grleri dorultusunda insanlar, varln zn aramaya, sret ile asl arasndaki ba kurmaya, msiv ve mn lemi kartln anlamaya, oklukta teklii bulmaya, mn leminde varl tamamlayp sonsuzlua ulamaya, ayn kaynaktan gelmi olmalar nedeniyle birbirlerine daima sayg, hogr ve sevgiyle balanmaya, ksaca, mnen olgunlamaya davet eder. Dncelerini aklarken derin mantk tahlillere ve felsef zmlemelere ba vurmaz. Pek ok mutasavvfn youn biimde kulland tasavvuf terimleri neredeyse hi kullanmaz. Mevlnann temel amac geni halk kitlelerine ulamak olduundan eserlerinde ortaya koyduu varlk birlii inancn, tasavvuf dncelerini Fars dilini kullanm olmakla birliktehalk dili ve psikolojisine uygun hikyeler, ataszleri vastasyla gerekleti147

bilig, K / 2005, say 32

rir (Glpnarl 1952: 167). Keklikin ifadesiyle (1986: 44-45), Mevlnann amac, ounluk tarafndan anlalmak ve geni halk kitlelerine hitb edebilmektir. O, dncelerini benzetmeler vastasyla dile getirmi ve bunlar hikye paketleri iinde sunmutur. Halkn, hikye olarak grd bu zarflar iinde Mevlna, dncelerini semboller halinde ifade etmitir. Ona gre, nemli olan teoriden ziyade pratiktir; bilmek deil olmaktr. Tahkiye yolu ile kurgulanan; tehis ve intak sanatlaryla estetik zenginlie ve gl anlatma kavuan eserlerinde bilgi, teorik erevenin snrlarn am, pratik deneyime dntrlerek aktarlmtr. Kuran- Kerim kssalar, siyer bilgisi ve hadis rivayetleri, veliler evresinde oluan menkbeler, halk arasnda iman ve kerametleriyle sayg gren sahsiyetlerin yaam yklerinden alntlar, gerekmi gibi anlatlan hayal olaylar, cahil halkn ilgisini ekecek glmeceli ve kimi ak sak ykler, masal motifleri gibi eler, edinilmesi ngrlen ahlk hasletlerin ve mnen olgunlama dncesinin alanmasn salar. Mevlna, hikye ve masallarnn amacn yle aklamaktadr: Maksat kssadan hisse almaktr, Yoksa sana hikye anlatmak deil (elebiolu 1969: 108). ocuk, gen, yetikin, yal, erkek, kadn, kentli, kyl, dilenci, hrsz, cariye, berber, papaan terbiyecisi, kervanc, padiah, vezir, lim, mderris, fakih, dervi, papaz, yahudi, hristiyan, mslman, mecsi vb. toplumun btn kesimlerinden, farkl evrelerden seilen tipler, aktarlan bilginin herkese ak olduunun gstergesidir. Halkn dindarlk veya mslmanlk anlaynda manev dnyann temsilcileri sfatyla iman sisteminin dayanaklar olarak sayg gsterilen; kutsal anlaynn oluumunda etkin paylar bulunan peygamber, veli, sfi gibi karakterler herkese ak olan bilginin uygulanabilirliini ifade eder. Mevlnann tm eserleri din-tasavvuf ierikli olmakla birlikte btn ynleriyle toplum yaamn gereki bir bak asyla yanstr. Evrende bulunan canl cansz pek ok varlk lim ve sfi Mevlnann dilinde ak ve vuslat anlatmak; gnl terbiyesini gerekletirmek iin sembollere ve sembol gruplarna dntrlmtr. elebiolu, Mesnevi erhlerinden bahsederken eserin i anlamna u szlerle deinmitir: Mesnevinin geri zahiren hikyeleri ve mnlar aydndr. Lkin, hakikatte gizli srlar ve ilhi ilhamlar kinyedir. O, eriat hkmlerinin cmidir. Tarikat srlar, hakikat nurlar ondan zhir olur, parlar (1998: 538). elebiolunun deerlendirmesinin Mevlnann tm eserleri iin geerli olduunu sy148

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

lemek mmkndr. Onun uslbunda zhir-btn arasndaki geililiin sembollerle salanmas belirgin bir zelliktir. Din ve mistik geleneklerde ilhi varlk ve ilhi srr dorudan tanmlamak imknszdr. Semboller, insanolunun zihninde bu iki tanmlanamaz kavramla ilgili imgelerin olumasn salar. mgeler, kiinin edinilmi kltrel deneyimi, bilgi birikimi, alglama dzeyi ve mnev eilimleri lsnde kavramlarn hissedilmesine, sfi terminolojisinde kefedilmesine yol aar. Semboln etkinlii, uygun balamda kullanmyla doru orantldr. Mevlnada sembol ve balam birlikteliinin daima amaca hizmet ettii, yani, ilahi varlk ve ilhi srr hissettirdii grlr. Mevlnann sembolizmi, kendinden sonra eser veren pek ok sfi air tarafndan rnek alnmtr. Mesnevi ve Rubiyyatda Meyve Mesnevi, Mevlnann babas Bahaeddin Veled, hocas Seyyid Burhaneddin, mridi ems, fikri ve mnevi geliiminde etkileri bulunan Feridddn Attar ve Senyden rendiklerini kendi duyu, gr ve kabiliyeti ile zmledii eseridir (Glpnarl 1990). Nicholson, Feridddin Attar ve Mevlna Celleddin Rminin sembolik uslp ve mbalad hayallerinin (1964:47) Sfiyane nazmn kurucusu olarak gsterdii ranl air Ebu Saidin rubailerinden kaynaklandn belirtir. Rubiyyat ise, onun akn/cokun Allah sevdasn, varlk birlii dncesini, manev olgunluunu zl szlerle dile getirdii rubailerinin toplamdr. Gerek Mesnevi, gerek Rubiyyat, Mevlnann sembollerini ayrntlaryla rneklendirebilecek veriyi iermektedir. Sembol kullanmnda sfi geleneklerini izleyen Mevlna, bir nceki blmde de ifade edildii gibi, evrende bulunan canl-cansz pek ok varl nitelikleri bakmndan sembol ve sembol gruplar halinde didaktik amala kullanmtr. Semboller arasnda ceviz, nar, elma, incir, hurma, kavun, karpuz, zm, badem, fstk vb. trleriyle rneklendirilen veya herhangi bir bitkinin rn anlamnda kullanlan meyvenin/yemiin ayrcalkl bir yeri olduu grlmektedir. Meyve; Meyve, bolluk, bereket, verimlilik, Allah tarafndan kalbe verilen ilim-irfan karlnda feyz; yiyecek,iecek, Allahn herkese verdii nimet karlnda rzk anlamlarn karlamakta; irde-i kll (Allahn snrsz gc) ve hikmet (ancak Allahn bilecei srlar)e iaret etmektedir.
149

bilig, K / 2005, say 32

Rahmet Meyvesi; Mesnevide Bir eyi misl ve taklitle bilmekle o eyin hakikatini bilmek arasndaki fark baln tayan blmde (M.III/36353657)2, akl ermeyen bir ocuun, gerei kendi bilgi dzeyine uygun rneklerle ancak ksmen anlayabilecei; ocua, gerein akll, bilgili, yetkin bir kii tarafndan rneklerle izah edilebilecei anlatlmaktadr. Bu hikyenin z, Allahn iradesi karsnda, cahil ocuk gibi olan insann, Onun gerekliini ve gcn ancak Onun insanoluna balad eserleri, meydanda olan, grlen rahmet meyveleriyle ksmen alglayabilecei, ama gerein Allahtan baka hibir varlk tarafndan tam anlamyla bilinemeyecei vurgulanr. Bu balamda rahmet meyvas (M. III/3635) Allahn akl sr erdirilemeyen sonsuz gc, ltfu, ihsndr. Yokluk Meyvesi; Uzun bir ayrla dm, ok maceralar geirmi bir skn hikyesi (M.III/4749-4779)nde ise, bir kza delicesine k olan ancak, vusluta ulaamayp ak yznden trl eziyetler eken gencin aresizlii dile getirilir. Hikyenin amac, ilhi ak acs eken ve vuslat endiesi ile bunalan Allah nn ruh halinin anlatlmas; vahdet ile kesret, varlk ile yokluk lemleri arasnda kaybolmuluunun ifade edilmesidir. Aa gh varl galebe eder, bir eyler yapmaya niyetlenir; gh yoklua der, yokluktan meyvalar yer, gdalanr (M.III/4759). k, bin bir renge boyanm, ekle brnm tecelli arasnda, doru yolu bulabilmek iin gayret, sabr ve kararllk gstermeli, yeteneklerini gelitirmelidir. Bu hikyede sz edilen yokluk meyvas (M. III/4759) madde ve gayb lemleri arasnda akna dnen n vecd halinde, Allah katnda ulat srlar ve sonsuz saadettir. rifler ve Sfiler Arasndaki Fark; Meyvenin zhiri ilimle uraan limler-zhidler ve btn sr ile donanm rifler-sfiler arasndaki fark vurgulamak; akl ve ilmin gerei/hikmeti kefetmekte sezgi, duygu ve gnl gzne oranla yetersiz kalacan ifade etmek amacyla da kullanld grlmektedir. ekmeden nce meyve devirmek bu kartl hatrlatr. Mevlna, limin az ve sermeyasi, kalemden meydana gelen eserlerdir. Sofinin az ve sermayesi nedir? Ayak izleri! (M.II/160) der ve av peine den sfinin, yolunu nce ceylnn ayak izlerine gre belirlediini, ancak, bir mddet sonra hudaki misk kokusunu hissederek muradna ulatn ifade eder. rifler, gnl kaplar ak, srra vkf kimselerdir: lime duvar olan, sfiye kap, ta olan incidir. Bir tene dmeden nce nice mrler geirdiler, ekmeden nce meyvalar devirdiler (M. II/165-166) sz ise, riflerin ezelden beri Allah ile bir arada bulundukla150

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

rn, Levh-i Mahfzda Onun srlarn paylatklarn, gayb lemi erleri olarak lmszlklerini vurgular. Meyvenin Kabuu ve i; Meyvenin kabuu ve ii srasyla akl (akl- cz) ve akln akl (akl- kll) ile ten (madde) ve ilhi ak gcyle paklanan, parlayan gnl(mn) karlamaktadr. Meyve kabuu hayvan yemidir. Hayvan hep kabuk arar. arayan kabuu sevmez, ondan usanr. Her meyvenin ii kabuundan iyidir. Sevgiliyi arayan onu tende/vcutta/maddede deil, gnlde/ite/mnda aramaldr (M.III/3417). Mesnevide bu bilgiler, dourduu yirmi erkek evld yaamayp len kadnn kederini konu eden hikyede (M.III/3399-3418) verilir. Alayp inleyen kadn, ocuklarnn lmnden ikyetidir. Bir gece, kadna, ryasnda, cennet bahesi gsterilir ve Allaha snmakta tembellik ettii iin ilhi bir ceza olarak bana bu musibetin verildii sylenir. Kadn, tm kalbiyle Allahtan gelene rza gsterdiini aklar. Bu sz zerine cennet bahesinde, ocuklaryla karlar ve gerek dnyann/yaamn, gayb leminde/Allah katnda olduunu fark eder. Mevlnaya gre insan, gayb gren gze mlik olmadka, insan olamaz (M.III/3415). nsan olmak, meyvenin d ile deil, ii ile doymak; ruhu, gnl Allahn nuruyla aydnlatmaktr. Zira, insan pek ltif bir ie sahiptir, insan olmay bilen iini aydnlatr ve Allah iinde arar. temiz kiilere helldir. Akln akl (akl- kll) evreni aydnlatr (M. III/2526-2529). Aa ve Meyve; Aa ve meyve, sfilerin ska kullandklar sembollerdir. Gazzal, aa ve meyveyi, akl ve bilgi arasndaki ba aklamak iin kullanmken (Keklik 1986: 48), Mevlnada ayn sembollerin varl aklarken kullanld grlmektedir. Tasavvuf dncesinde insan, lem-i sair (kk lem); evren, lem-i kebir (byk lem)dir. slm limleri ve sfiler, eref-i mahlkt olan insann varlk anlayndaki yeri zerinde durmulardr. Mevlna bu konuya deinirken dal ve meyve sembol grubunu kullanr. Meyve daln ucunda, dal meyvenin iindedir. Her ne kadar meyve grnte aatan domusa da gerekte, aa meyvede vcut bulmutur. nsan evrende, evren insann iindedir. Daln varlk sebebi meyve vermesi (hakikati ortaya karmas), evrenin varlk sebebi Allahn tm zelliklerine ksmen sahip olan insan barndrmasdr (M. IV/521-525). Meyva elde etmeye bir meyli, meyva elde etmeye bir midi olmasayd hi bahvan aa diker miydi? (M. IV/523) sorusu dal-meyve sembolnn ilevini aka belirtmektedir.
151

bilig, K / 2005, say 32

Meyvenin Olgunlamas; nsan, hayvan, nebat, cemat...her ey, birbirine ktr (M. III/4444), nk; her nesne/her tecelli ortak bir z tamaktadr. Tasavvufta esas olan bu ba/ortak kayna hissedebilmektir. Varln srrn kefetmek iin mnen olgunlamak gerekir. nsann olgunlamas da meyveninki gibi sabr ve sebatla olur. Mevlnaya gre Yaratc, meyveyi ve insan bir anda olgunlatrmaya elbette muktedirdir ancak; her ikisi de ar ar olgunlarken tat, lezzet, rayih kazanr (M. III/35013514). Her insann ve her meyvenin tad baka bakadr, ama hepsinin asl Allahtadr (M. III/3515). Yukarda da grld gibi, meyve sembol ounlukla vahdet-kesret kartln vurgulamakta; meyvenin kabuu ve eti ilm-i kl, zsu ve ekirdek hikmet, sr, ilhi ak, ilm-i hl karlnda kullanlmaktadr. Sfi geleneinde zellikle ceviz, nar, incir, zm bu balamda ska anlan meyvelerdir. Mesnevi ve Rubiyyatda zm zm, bacln gelitii corafyalarda, zellikle Ege, Akdeniz, Orta Dou ve Anadolu uygarlklarnda mitolojik devirlerden beri bollua, berekete, verimlilie iaret eden kutsal bir meyve olarak kabul edilmi; mistik ve din sistemler ile edeb geleneklerde gl bir sembol olarak yerini almtr. Mevlnann dilinde, zm, kuru zm, salkm, zm salkm, zm tanesi, zm ubuu, zm yapra, asma, asma dal, asma yapra, koruk, zm suyu, zm arab, arap, ba, bac szlerine ska rastlamak mmkndr. Mevlna, din-tasavvuf grlerini aktarrken zm ve zmle ilgili pek ok sembole yer vermitir. Onun bu alkanln/seimini, Dou ve Batda yetien mistikleri, eserleri ve dolaysyla sembolleri tanmas; Fars dili, edebiyat ve kltrne duyduu yakn ilgiyle aklamak mmkndr. Dier taraftar, Anadoluda yaygn olan baclk ve yzyllardan beri Konya ili ile zdeleen ba ve bahelerin sfinin semboller dnyasna katkda bulunmu olabilecei de unutulmamaldr. zm ubuu; Mevlnann gznde Mesnevi, bir zm ubuudur. Mesnevinin, elebi Hsameddinin istei ve sraryla kaleme alnd, eserin tamamlanmasnda elebinin nemli pay olduu bilinir. Mevlna, eserin pek ok yerinde olduu gibi, zellikle drdnc cildin banda Ey Hak Ziyas Husameddin, sen yle bir ersin ki Mesnevi, senin nurunla ay bile geti, aydan bile parlak hale geldi (M.IV/1) ve Husameddin, sen
152

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

bir gnesin, onun iin sana ziya dedim... (M.IV/16), ifadeleriyle elebiyi vm ve onurlandrmtr. Mevlna, Mesnevinin, gnein scayla byyen, uzayan zm ubuu gibi zindelemesini, uzayp ekillenmesini (M.IV/12), elebinin Allaha tam teslimiyetinin ve takvasnn bir dl olarak gstermitir. Nasl ki zm ubuu, gnein altnda balanp ekilerek uzarsa, elebi ve Mevlna arasndaki dostluk, yaknlk ve sohbetler de Mevlnann dncelerini pekitirmi, olgunlatrm, Mesneviyi meydana getirmi ve her biri olgun zm lezzetinde, hikmet dolu szlerin ortaya kmasn salamtr. Belki de bu nedenle, zellikle Mesnevide, zm sembollerinin younlukla kullanld dnlmelidir. zm ubuunun verimi, sudan ziyade gnee ve scaa baldr. Yaz mevsiminde olgunlaan meyve, sonbahara doru toplanr. Mevlna bu deneyimden yararlanarak elebi Hsameddin ile arasndaki gnl dostluunu zm ubuunu rnek gstererek aklar: zm ubuu yazdan nasl holanrsa, onunla nasl badamsa biz de seninle yle badamz, senden yle holanmaktayz... istiyorsan emret, ek de ekip gtrelim! (M. IV/13). Koruk; Mevlnann dilinde koruk, zm ve arap, srasyla bilmek, bulmak ve olmak hllerini karlamaktadr. Koruk hamlk, zm pimilik, arap yanmlk semboldr. Sfinin vuslata ermek, varlktan gemek bir baka deyile lemleri yaratan Allah ebediyyen gnlde yaatmak ve ebediyyen Onun yannda yaamak istei, sabr ve cesaret gerektiren bir yolda ar admlarla ilerlemek demek. Mevlna: Ey can, eker kamndan bir yolunu bulurlar, eker karrlar, Dut aacnn yaprandan da ipek kuma dokurlar, Yava ol, acele etme, sabrl ol, Zamanla, koruktan helva yaparlar (R.743). Akta, evvel, cz nameye balar, sonra kl, Bada nce koruk olur, sonra araplk zm, Ey gnl, bahar mevsiminde kural budur: nce kedi miyavlar, sonra blbl ter (R.1226). szleriyle, derviin seyr- slkta acele etmemesini, her eyin bir zaman olduunu ve sabrla kemle ereceini hatrlatr. Sfi kltrnde, bir mride balanmak ve onun aydnlatt yoldan ilerlemek, seyr- slkun esaslarndandr. Rubiyyatda, gnln Allah sevdasna aan a, mridinin ve Hak klarnn eteklerine tutunmas, onlardan ayrlmamas tlenir. Zira;
153

bilig, K / 2005, say 32

Ey gnln kaptrm k, klarn eteklerini tut, onlardan ayrlma, Grmez misin? Meyve kendi aacnda salkm haline gelir. Rum lkesi halk, Rum lkesi halkyla uzlar. Zenci de zenci ile anlar. zm zme baka baka kararr (R.l206). zm Olmak; zm olmak; kendini bilmek, zn kavramak, hakikate ulamaktr.Ben zmm, tekmeler altnda dnp duruyorum. Ak, beni nereye ekerse, oraya gidiyorum. Bana ne diye benim evremde dnyorsun?- dedin. Ben, senin evrende deil, kendi evremde dnyorum (R. 1289). zm olan dervi, varln srrn kefetmi; Allah dta/maddede deil, ide/mnda bulmutur. zm olmak, yokluu tadp asla dnmektir. Asl olana yzn dnen arnr, temizlenir ve daima temiz kalr: pi, ol da bozulmadan kurtul, kendinden kurtuldun mu Burhan olursun, kul yol oldu mu sultan kesilirsin (M. II/1318-1320). Hibir meyve tekrar turfanda hle dnemeyecei gibi hibir zm de tekrar koruk olmaz (M. II/1318). Cevizin asl tad ve gdas yanda, zmnki suyundadr. Varln Allaha adayan/varln Hak ile tamamlayan insann deeri gnlnde gizlidir. Hak erinin cismi ceviz ve zmdr (M. II/200). arap; Her ne kadar zm pimilii gstermekte ise de araba gre hl hamdr. Meyvenin asl, tad, kokusu, gdas arapta etkisini gsterir. Ham zm suyu yllar iinde olgunlar. arabn iinde zm tanesi grnmese bile asl zmdr. zmn arapta erimesi gibi k da ilhi ak ateinde yanp kl olur; varlktan geip yoklua ular. The Mystics of Islam-slam Sufileri(1914)nin, lah Ak bahsinde, O, ya uykuda ya da uyank, gkyznde benzeri olmayan bir ay gibi gelir, Hibir tufann yattramayaca edeb bir alevle bezenmitir. Ey Allahm! Senin aknn testisinden nefsim ykanyor, Ve balktan olan btn bedenim, harabeye dnm, Yalnz kalbim, nce zmn Sahibi ile sahbete dalnca, arap sinemi yakt, damarlarm doldurdu. Ama btn gzm, Onun hayaliyle dolunca, bir ses geldi: Aferin, ey kudretli arap ve esiz kadeh!

154

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

beyitlerini rnek alan Ncholson (1978: 91), Mevlnann dilindeki ak, herhangi bir karlk beklemeksizin, Mauk uruna nefsin terk ve fed edilmesi, insann deer verdii zenginlik, eref, hayat ve irade gibi sahip olunan her trl eyden vazgeilmesidir der. Sineyi yakan ve damarlar dolduran arap, artk zm suyu olmaktan te, gayb lemine tayan bir ilh rayih, koku ve yoldur. zm ve arap; Sadece somut-soyut geililiiyle aklanabilecek varlkyokluk anlay, tasavvufun dayanak noktalarndan biridir. Mevlna, bu konuda zm ve arap ikilisinden yararlanr: Ruh, zmden arab, yoktan var grr (M. II/178). Ona gre varlk-yokluk geililiini yaayanlar zme bakp arab, yoka bakp var grrler (M. II/4540). Mkaefe ve mahedeyi tadanlar fnide, ezel ve ebedyi; surette/tecellide tek gerek varl/asl bulurlar. air, Tanr, lemi, ve demi yaratma hususunda meleklerle mavere ederken, canlar boazlarna kadar kudret denizine dalm bulunan (M.II/171) pirler, yaratlacak her eyin suretini biliyorlard (M.II/173) ve zm yaratlmadan araplar imiler, muhabbet sarhou olmulardr...zmn gnlnde arab, tamam yoklukta btn varl mahede ederler (M. II/180, 182) diyerek pirlerin dier insanlara olan stnlklerini ve Allah katndaki ayrcalklarn dile getirir. Ak arab-zm arab; Mevlnann dilinde arap, ender de olsa iilen nesneyi karlamakla birlikte ounlukla gayb leminin kokusuyla sarho eden ak arabn iaret etmektedir. zm arab ise iilen nesneyi gsterir. kisi arasndaki fark tekrar tekrar vurgulanmtr: Telsiz yanmza gelme. nk biz dndeyiz. Sen kalk davul al leme duyur k,i Biz Mansruz. Ak iklimini ele geirmiiz. Sarhouz ama zm arabnda sarho deiliz. Senin dncenden, hayl ettiklerinden ok uzaklardayz (R. 1428). Korukken sabrla zm olamayan, zme bakp arab gremeyen, zm arabyla sarho olan, ocuk gibi ceviz-zm yiyerek oyalanr. Tasavvuf bir hl ilmidir. Sfilikte edinilen bilgi ve deneyimin dnya yaamn ekillendirmesi, manev olgunluun sz, hl ve davrana yanstlmas beklenir. Bu nedenle tasavvuf, bir dnce sistemi ve bir yaam ekli olarak tanmlanmtr. lm-i hle ulaamayan, kll kl/gll g (bo sz, dedikodu) ile vaktini harcar; varlk birliini farkedip hikmetten
155

bilig, K / 2005, say 32

nasibini alamaz. ocuun oyuncak ile avunmas gibi masiv ile yetinir. Can hikmete, bilgiye; ten baa, baheye zme meyleder (M. III/4437). Mevlna, sretten ileriye geemeyen ekilcileri, kuru zm ile mutlu olabilen ocua benzetir: Ey aziz, sfiyi sret sfisi sanma, Ne vakte kadar ocuklar gibi cevize zme dp kalacaksn? (M. II/199-200). ocuklarn dncesi ya daddr, ya st, ya kuru zmdr, ya ceviz ya da barp alama! O mukallit de illetli ocua benzer. nce bahislere giriir, deliller getirir ama aldrma. Delil bulmadaki, mskl ileri halletmekteki o derinleme, onu basiretten al koyar (M. V/1288-1290). Engr-nep-zm-stafil Hikyesi; Mesnevde Birbirlerinin dediini anlamayan drt kiinin zm iin kavgaya tutumalar balyla aktarlan hikyede (M. II/3681-3742), farkl milletten drt kiiye bir dirhem verilir. Her biri parann kendine ait olduunu iddia eder ve Fars engr, Arap inep, Trk zm, Rum istafil satn almak ister. Birbirlerinin dilini bilmedikleri iin kavgaya balarlar. Oysa, hepsi zm istemektedir; ancak, bilgisiz ve hogrsz olduklar iin uzlaamazlar. Hi biri isteine kavuamaz. Mevlnann zm zerine kurgulad bu anlatda; cahil-bilge, ahmak-akll, sava-bar, madde-mn, kesret-vahdet ztl ele alnmtr. nsanlar arasnda birlik ruhunun Hz. Sleyman gibi manev dilleri bilen, hikmet sahibi gnl erleri tarafndan kurulaca dncesi vurgulanmtr. Mevlna, Ruh, ilimle aklla dosttur. Ruhun Arapayla, Trkeyle ne ii var? (M. II/56) sorusuyla, hikmete ulamann din, dil, millet, rk ayrm ile ilikisi bulunmadn; tek yaratc gcn var ettii btn insanlarn ortak ama uruna aba sarfetmeleri ve bar benimsemeleri gerektiini vurgular. Keklike gre (1986: 55,68-71), bu hikye, Mevlnann devlet ve toplum felsefesiyle yakndan ilgilidir ve onun kltr milliyetiliinin bir ifadesidir. Mesnev ve Rubiyyatda Ba-arap-Meyhane-Ski-Sarho3 Eserlerde ba, dnyann ekiciliini; dnyaya aldanan gafilin hatasn; sret ile asl, kesret ile vahdet kartln verir. Ak ba; Allahn gzelliinden oluan, meyvelerinin gnl eli ile toplanaca, snr bulunmayan lmszlk/sonsuzluk badr.
156

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

Bada bahede grlen selviler gller aslnda o sevgilinin, o gzelin boynunun yanann aksidir (R. 220). lem yeilliklerle dolu, her taraf ba ve bahelerle sslenmi. Her ey ezel gzelliin aksi ile glmsyor. Her yan, her zerre ilhi madenden karlm cevherler gibi k samakta. Her tarafta, ayn ruhu tayan birlemi canlar var (R. 2051). Sen baa baheye ayrla sahip olmak istersin. Bizler ise tevhid leminin yanklaryz (M. III/466). ...yemyeil ak bann sonu, ucu, buca yoktur. Orada gamdan ve needen baka meyvalar var! (M. I/1793). Din-Tasavvuf Trk Edebiyatnda ve bu edeb gelenein gerek konu, gerek sylem asndan nemli lde etkiledii Divan ve Halk Edebiyat rnlerinde arap, meyhane, ski, sarho ve maukun srasyla ilhi ak, dergh-tekke, mrid, Allah /Allah akyla kendinden geen kii ve Allah karlayan mazmunlar olduklar bilinmektedir. Din-Tasavvuf Trk Edebiyatnn bir temsilcisi olarak Mevlna da grlerini aktarrken ayn mazmunlardan yararlanmtr. zellikle onun Hakkal-yakn mertebesinde, cokusunu ve hlini dile getirdii Rubaiyyt bu mazmunlar evresinde olumutur. Kalplam ifadelere tat ve renk veren onun engin sylem eitliliidir. Sonu Her inan sisteminin zgn iletiim dilini/kendini ifade edi yolunu olutururken tannan grntlerden/nesnelerden ve var olan formellerden/sz kalplarndan yararland bilinmektedir. Grnt, madd sembol; formel, szl sembol znelerini meydana getirir. Sembol, arasnda doal bir iliki bulunmayan farkl bir nesneyi temsil eder. Dnceyi, sz, davran, eyay sembolletiren, kaynan toplumun kltr elerinden alan ve seilen sembole yklenen anlamdr. Sembol znesine yklenen anlam, semboln nesnesini artrr. Nesnenin kavranmas bilgi ve deneyim gerektirir. Bununla birlikte sembol, teorik bilginin basit-sade rneklerle aktarmn dolaysyla, nesnenin pratik yoldan anlalmasn da salar. Bu bakmdan slm dininin iman ve ibadet esaslar zerinde ekillenen sfi kltrnde sembol, ncelikle eitim amal kullanlmtr. Sfilik bir semboller sistemidir. Sistem, sfi ve sfi airlerin rettikleri metinlerin dikkatle incelenmesi ve zenle zmlenmesi yoluyla tannabilir. Farkl mill kimliklere sahip, farkl kltrlere mensup sfiler, yetitikleri ve etkilen157

bilig, K / 2005, say 32

dikleri evrelerden edindikleri geleneksel bilgiyi kendi yetenekleri, beenileri ve seimleri ile harmanlayarak hedef kitlelerine aktarrlar. Kitlenin sosyalkltrel-psikolojik gelimilik dzeyi ve manev ihtiyalar aktarmn eitli anlatm yollaryla ekillenmesini salar. Semboller, sfinin yaratc kudretAllah kabul, varlk ve yaratl tasarmlar, dnya-insan anlay ve edep/manev terbiye dncelerini somutlatrr. Mevlna Celleddin Rm, tahkiyeye/hikyeletirmeye dayanan bilgi aktarmnda, setii yolun doas gerei, zengin-renkli bir semboller dnyas oluturmu; pek ok canl-cansz varl sembolletirmitir. Eserlerinde, hayvanlar, bitkiler ve meyveler, deerli ta ve madenler; da, ova, rmak, pnar vb. corafi eler; ay, gne, yldz vb. gk cisimleri; insan eliyle yaplan ba, bahe, kuyu, ev, saray vb. meknlar; gndelik yaamda yararlanlan ara gere farkl balamlarda yeniden anlamlandrlm ve gnl terbiyesini dile getirmilerdir. Doum, ocukluk, yetikinlik, lm gibi gei dnemleri; mutluluk, nee, keder, hzn, bilgelik, cehalet, gaflet gibi soyut kavramlar; gelmek, gitmek, dnmek, bulmak gibi eylemler; gzel-irkin, iyi-kt, az-ok gibi zt anlaml sfatlar da manev olgunlama aamalarn ve varlk birlii dncesini iaret eden szler olarak kullanlmtr. Mevlnann dilinde, hem zne-nesne seimi ve ilikisinin mazmunlat/kalplat geleneksel; hem de onun uslbunda ortaya kan yeni zne-nesne seimi ve ilikisini rneklendiren zgn/orijinal sembolleri grmek mmkndr. Gerek geleneksel, gerek zgn semboller, Mevlnann evrensel dncelerinin; dnyev ve tasavvuf bilgi birikiminin; derin i dnyasnn; gl estetik alg, dil hkimiyeti ve hitp yeteneine dayanan sanat kimliinin da vurumu olarak deerlendirilmelidir. Mesnevde hikyeler, semboller ve almlar evresinde kurgulanmtr. Her hikyenin ardndan semboller tantlp, tasavvuf anlamlar ayrntlaryla verilerek kssadan karlacak hisse/t zerinde durulmutur. Bu, hikye ii hermnotik almn yan sra, ortak veya benzer konulu farkl hikyelerde semboller, ayn veya farkl balamlarda tekrarlanp hatrlatlarak metin btnl salanm dolaysyla Mesnevdeki semboller sisteminin oluum ve kullanm ilkeleri aydnlatlmtr. Rubiyyatda da sembol-nesne tekrarlar dikkate alndnda ayn mantn geerli olduu sylenebilir. Szl ortamda retilip yazl ortama aktarlan Mesnev ve Rubiyyatda konu tekrarlar kimi zaman teknik danklk hissi uyandrmakta ise de sembol kullanmndaki eitlilik, renkli158

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

lik ve sreklilik estetik ilginin canl tutulmasn salamaktadr. Konu tekrarlarnn, eitim srecinde bilgiyi pekitirdii de ifade edilmelidir. Mevlna sembolizminde, bolluk, bereket, verimlilik, ilim, irfan, feyz, rzk, sonsuz saadet, akl vb. karlnda kullanlm olmakla birlikte meyve, ilh sistemin daima hareket halinde olduunu; her an yeni oluumlarn meydana geldiini; takdir-i ilhi ile yaamn daima canl ve srekli tutulduunu gstermektedir. Tasavvuf dncesine gre, evrende hi bir nesne nedensiz varolmamtr, her birinin ilevi vardr. Her nesne Allahn sonsuz yaratma gcnn bir gstergesidir. Her nesne, bir dieri ile anlam kazanr. Her ey birbirinin iinde gizlidir, nk, her biri ayn zden gelir. ekirdek-aa-dal-meyvenin birbirine bal olmas, birbiriyle anlam kazanmas ve birbirine dnmesi gibi her doal nesne bir dierine ya hayat verir ya da ondan hayat kayna alr. Mesnev ve Rubaiyytda zm, genellikle koruk-zm-arap sembol grubu iinde yer alan ve pek ok hikyede tekrarlanan bir semboldr. Tasavvufta yakn, kukudan uzak kesin ve ak bilgidir. lmel-yakn, bir ey hakknda habere dayanan; Aynel-yakn, bir ey hakknda grme yoluyla elde edilen; Hakkal-yakn, o eyi yaayarak, onunla i ie olarak elde edilen kesin bilgidir (Uluda 200l: 378). Manev olgunlama srecinin aamalar kabul edilen bu yakni Mevlna, bili, bulu, olu ifadeleriyle tanmlamtr. Koruk-zm-arap lsnde zm sembolnn nesnesi, ilhi srr kefetmek/hikmete ermekten ibaret olan bulu aamasdr. zm, Allah armaan olan bilgeliktir. Koruktan helva yaplmas, zm gibi pimek, zm olmak, Hak erinin cisminin zm olmas, zmn zme bakarak kararmas seyr- slkta nefsin terbiye edilmesi, kesretten syrlp vahdete dn ve ilhi akn gnlde hissedilmesidir. zmden arab grmek, zme bakp arab grmek olu aamasdr. ocuun kuru zm yemesi, zm peinde komak, ham sofulukla uramak, dnyann ekiciliine kaplp maddenin verdii geici mutlulukla yetinmek, sreti asl sanmak, nedeni fark edilemeyen kesretin iinde erimektir. Mevlna sembolizmini inceleyen Schimmel, onun sembollerinin tek anlaml olmadn, ayn semboln farkl balamlarda farkl anlamlara iaret ettiini ve yine balama gre ayn semboln olumlu ve olumsuz anlam yklenebileceini ifade ederek kalpleri arndran ak atei ve cehennem atei rneini vermitir (Schimmel 1955: 24). zm sembolnde de Schimmelin ate sembolyle rneklendirdii ift ynl anlamlandrmay grmek mmkndr. zm, hikmeti ve bilgelii temsil ederken
159

bilig, K / 2005, say 32

olumlu; kll u kl, msiv, hamlk ve cehaleti temsil ederken olumsuz anlam yklenmitir. Mesnevde de bulunmakla birlikte asl ilevleri Rubaiyytda kesin izgilerle beliren ba, arap, meyhane, ski ve sarho; bir mridin nderliinde srdrlen eitim ve sabrla kazanlan deneyim sayesinde mnen olgunlamak, msivnn varln esas olmadn anlamak, varlk birliini kesfetmek, ilhi ak arabnn verdii sarholuk sayesinde ebediyen tek gerek varlkla bir arada yaamaktr. Mevlna bakt her ynde sadece yaratan grr ve Ona besledii akn verdii g ile yaar. Ona gre btn adlar, sfatlar, szler, semboller yalnz bir tek amaca hizmet eder: tek yaratcnn doyumsuz gzelliini ve ancak akla kavranabilecek yceliini vurgulamak. Bir rubaisinde yle der: Ona bazen arab lkabn verdim, bazen kadeh dedim, Bazen sf altn, bazen de ham gm diye ad taktm, Bazen yem, bazen tuzak, bazen av diye onu ardm, Btn bu adlarn taklmasnn sebebi nedir? Adn sylememek iin (R. 1143). Adn sylememek arzusu, Mevlnann tarifi zor sayg, sevgi ve ball ile isel/gizemci-cezbeci yaklamndan kaynaklanm olsa gerek Aklamalar 1 Bu makale, Marmara niversitesi, Trkiyat Aratrma Merkezi tarafndan 7-8 Nisan 2004 tarihlerinde stanbulda dzenlenen Trk Kltrnde Meyve konulu sempozyumda sunulan Mevlna Celleddin Rmnin Dilinde zm ve Ba-arap-Meyhane-Ski-Sarho adl bildirinin gelitirilmi ve yeniden dzenlenmi hlidir. 2 Metin iinde, Mesnevi ve Rubiyyatdan aktarlan alntlar (M. cilt numaras/beyt numaras); (R. Rubai numaras) eklinde belirtilmitir. Mesnevi alntlar iin, Mevlna-Mesnev, (1990), (eviren: Veled zbudak; Gzden Geiren: Abdlbki Glpnarl), stanbul: Milli Eitim Basmevi, I-II (1990), III-IV-V-VI (1991); Rubai alntlar iin, Mevlna Celleddin-i Rmi Hz. Mevlnann Rubaileri, (2001), (Hazrlayan: efik Can), Ankara: Kltr Bakanl knyeli kaynaklar kullanlmtr. 3 Bu almann ana konusu, Mesnev ve Rubiyyatda grlen meyve ve zm sembolleridir. zm sembollerinin anlam btnln salamak
160

Akarpnar, Mevlna Celleddin Rmnin Mesnevi ve Rubiyyatinda Meyve ve zm Sembolleri

amacyla metinlerde geen ba, arap, meyhane, ski ve sarho sembollerine de ksaca deinilmitir. Birbirleriyle balantl olarak kullanlan bu sembol ve sembol gruplarnn farkl bir almada incelenmesi uygun grlmtr. Kaynaka
AKARPINAR, R. Bahar (2004), Sfi Kltrnde Sembollerin Yeri ve nemi Hakknda Bir Deneme, Trkbilig, 7: 3-19. AKIN, P.; . Yar (2003), Dou-Bat kiisel Geliim Bulumas, Kiisel Geliim, 10: 10-13. BOLAY, Sleyman Hayri (1987), Mevlnann Akl Anlay, Seluk niversitesi II. Mill Mevlna Kongresi (Tebliler) (3-5 Mays 1986, Konya), Konya: Seluk niversitesi Basmevi, 165-170. CIRLOT, J.E. (1971), A Dictionary of Symbols, London: Routledge&Kegan Paul. ELEB, Asf Hlet (1944), Mevlnann Rubaileri, stanbul: Kanaat Kitabevi. ELEBOLU, mil (1969), Mesnevi-i erif, Asl ve Sadeletirilmiiyle Manzum Nahif Tercmesi, stanbul: Snmez Neriyat, I (1967), II (1969), III (1972). ELEBOLU, mil (1998), Muhtelif erhlere Gre Mesnevinin lk Beytiyle lgili Dnceler, Eski Trk Edebiyat Aratrmalar, stanbul: Milli Eitim Basmevi, 525-545. GRAY, Martin (1999), A Dictionary of Lterary Terms, London: Longman York Press. GLPINARLI, Abdlbki (1952), Mevlna Celleddin-Hayat, Felsefesi, Eserleri, stanbul: nklb Kitabevi. GLPINARLI, Abdlbki (1990), nsz, Mevlna-Mesnev, (eviren: V. zbudak; Gzden Geiren: A. Glpnarl), stanbul: Milli Eitim Basmevi, I: XIII-XXVII. KABAKLI, Ahmet (1987), Mevlnann Sanat, Seluk niversitesi II. Mill Mevlna Kongresi (Tebliler) (3-5 Mays 1986, Konya), Konya: Seluk niversitesi Basmevi, 9-18. KEKLK, Nihat (1986), Mevlnada Metafor Yoluyla Felsefe, Seluk niversitesi I. Mill Mevlna Kongresi (Tebliler) (3-5 Mays 1985, Konya), Konya: Seluk niversitesi Basmevi, 39-73. Mevlna Celleddin, Rubaler (1964), (Hazrlayan: A. Glpnarl), stanbul: Remzi Kitabevi. Mevlna Celleddin-i Rmi Hz. Mevlnann Rubaileri (2001), (Hazrlayan: . Can), Ankara: Kltr Bakanl. Mevlna-Mesnev (1990), (eviren: V.zbudak; Gzden Geiren: A. Glpnarl), stanbul: Milli Eitim Basmevi, I-II (1990), III-IV-V-VI (1991). MUTLU, Erol (1995), letiim Szl, stanbul: Ark Yaynlar.

161

bilig, K / 2005, say 32

NICHOLSON, R (1964), Ebu Said slam Ansiklobedisi, stanbul: Milli Eitim Basmevi, N: 46-49 NICHOLSON, Reynold (1973), Mevlna Celleddin Rmi, (eviren: A. Lermiolu), stanbul: Kervan Yaynclk. NICHOLSON, Reynold (1978), slam Sufileri, (eviren: M. Da vd.), stanbul: Milli Eitim Basmevi. NICHOLSAN, R. A. (2004), Tasavvufun Menei Problemi, (eviren: A. Kartal), stanbul: z Yaynclk. OCAK, Ahmet Yaar (2002), Bir 13. Yzyl Mutasavvf ve Sfisi Olarak Mevlna Celleddin-i Rmi, Trk Sufiliine Baklar, stanbul: letiim Yaynlar iinde, 137-147. PEKOLCAY, Necl (1989), Mevlannn Mesnevisinde Mna Dilinin Hususiyetleri, Seluk niversitesi III. Mill Mevlna Kongresi (Tebliler) (1214 Aralk 1988, Konya), Konya: Seluk niversitesi Basmevi, 205-211. SCHMMEL, Annemarie (1955), A Glimpse of Mevlana Celaluddin Rumis mmortal Symbolism, Turing ve Otomobil Kurumu Belleteni, 162: 24. SCHMMEL, Annemarie (2001), slamn Mistik Boyutlar, (eviren: E. Kocabyk), stanbul: Kabalc Yaynevi. SHAALAN, Muhammed (2000), Sfi Uygulamalar ve Bireyleme Yolu Arasndaki Baz Paralellikler, Sfi Psikolojisi, (Hazrlayan: K.Sayar), stanbul: nsan Yaynlar, 145-172. TOPU, Nurettin (1998), Mevlna ve Tasavvuf, stanbul: Dergh Yaynlar. ULUDA, Sleyman (200l), Tasavvuf Terimleri Szl, stanbul: Kabalc Yaynevi.

162

Fruit and Grape Symbols in The Works of Mevlna Celleddin Rm


Dr. R. Bahar AKARPINAR*
Abstract: Religious-mystic literature texts reflecting the emotions, thoughts, assumptions, moods and patterns of belief and guiding sufsm are the ways of expression of sufi psychology. This literary tradition which comprises one dimension of sufi culture provides significant data on the process of formation, development, expansion and reconstruction of sufi notions in different settings through various interactions. The texts are very rich in symbols, whiche require a detailed analysis in terms of the period, approach, cultural setting in which they are produced and used, and the poets or authors who have matured and generated works in various sufi settings. In this study, fruit and grape sembols in the Mesnev and Rubaiyyt of Mevlna Celleddin Rm, who has been granted with the attribute of leader of faith in the XIII. century Anatolia due to his universal approach stemming from his multi-faceted suf understanding wll be analysed. Key worlds: Mystic Literature, Mevlna Celleddin Rmi, Mesnevi, Rubaiyyt, Symbol, Fruit, Grape.

Hacettepe Univ., Fac. of Letters, Department of the Turkish Language and Litterature / ANKARA e-mail: rbahar@hacettepe.edu.tr bilig Winter / 2005 Number 32: 145-164 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Pont frukta i vinograda v Mesnevi i Sbornike Rubayi Mevlwn Djelwleddina Rumi

Baxar AKARPNAR, Dr.

Rezme: Religiozno-sufistskie literaturne tekst, otrajaie uvstva, idei, ponwtiw, duevnoe sostownie i religiozne motiv, wvlwtsw odnim iz sposobov vwvleniw sufistskoy psixologii. ta literaturnaw tradi]iw, osveaaw odnu z storon sufistskoy kul#tur, soderjit vajne svedeniw o pro]esse vidoizmeneniw sufistskix ponwtiy v svwzi so stanovleniem, razvitiem, rasprostraneniem i naxojdeniem pod vliwniem razlinx sred. Tekst, kotore doljn rassmatrivat#sw s t. zr. perioda, teeniw, kul#turnoy sred po+tov i pisateleyvxod]ev iz razlinx sufistskix sred, soderjat v sebe bol#oe koliestvo simvolov. V +toy stat#e rassmatrivaetsw sufistskiy smsl slov frukt i vinograd, mex mesto v Mesnevi i Rubaywt Mevlwn Djelwleddina Rumi, kotory izvesten kak religiozny lider v Anatolii. Kleve slova: sufistskaw literatura, Mevlwna Djelwleddin Rumi, Mesnevi, Rubaywt, simvol, frukt, vinograd

Universitet Xadjettepe, Fakul#tet literatur, Kafedra ture]kogo zka i literatur - ANKARA


e-mail: rbahar@hacettepe.edu.tr

bilig zma 2005 vpusk: 32: 145-164 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Trk Kltrnde At Arabas (At Arabalarnn Dili)


Yard. Do. Dr. ayan ULUSAN AHN*
zet: Trkler tarih sahnesinde atlara olan ilgileri ve at yetitirici zellikleriyle tannrlar. Trkler, koum takmlarn, zengi, eer ve dizgini kefederek ata binmek ve ona hakim olmak sayesinde hzl bir nakil ve muharebe arac elde etmilerdir. Dolaysyla, Trklerin bu at sevgisi, atl araba kltrn de beraberinde getirmitir. At ile birlikte araba da Trklerde kullanlmaya balanmtr. M..IV.yzylda Trkler arabay kesinlikle kullanmlardr. Ouz Destannda kannn kullanlmasndan deil, bizzat icadndan bahsedilmektedir. Araba, Trk kltr iinde eitli gelimeler gstermitir. Araba, kan, fayton isimleri zaman ierisinde atl araba iin kullanlmtr. Ancak gnmzde artk teknoloji karsnda at arabalar sadece, ss arac olarak kullanlmaktadr. Faytonlar, turistik meknlarda kullanlmakla beraber, at arabas ve kanlarn artk minyatrleri yaplmaktadr. Gnmzdeki at arabas ustalar da, gelien teknoloji karsnda kaybolmakta olan sanatlarn, minyatrlerini yaparak devam ettirme gayretindedirler. Anahtar kelimeler: At, araba, at arabas, kan, fayton, Trk kltr.

Giri Trklerin atlara olan ilgisi bilinmektedir. Trkler gebe Orta Asya halklar soyundan gelirler ve tarih sahnesinde at yetitirici zellikleriyle yer almaktadrlar. inliler Trklerden bahsederken, Hayatlar atlarna baldr derler. Eski Trke metinlerde ve in ve Arap kaynaklarnda, Trklerin antik alarda at yetitiricilii ile uratklar ve yetitirdikleri atlar komu lkelere satarak geimlerini kazandklar anlatlmaktadr (Esin 2002: 125). Kagarl Mahmud, Dvn Lgatit-Trkde At Trkn kanaddr demektedir (Smer 1983: 1). Batl yazarlardan Sidoniusa gre, at, baka bir kavmi sadece srtnda tar, fakat Hun kavmi at srtnda ikamet eder (Nmeth 1962: 91). Avrupallar Hunlar ata yapk kavimler diye adlandrmlardr (gel 1988: 80). Hatta Trklerin atlara
*

Celal Bayar niversitesi, Fen-Edebiyat Fakltesi / MANSA bilig K / 2005 say 32: 165-178 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2005, say 32

olan sevgisi, at-insan ilikisini ve insann ata balln gstermesi bakmndan defin trenlerinde kendini gstermektedir. Trklerde len kiiler atyla birlikte gmlmtr (nar 1993: 29). 7-10.yzyl Bizans kaynaklar da, Trkler sanki at stnde domulardr, yerde yrmesini bilmezler demektedir (Kafesolu 1986: 209). Bu sebepledir ki Orta Asyada yaayan Trkler, baz aratrmaclarn at kltr diye adlandrdklar bir yaam biimi srdrmlerdir (.Turan 2000: 238). Araba ise, inli ve batl arkeologlara gre M..2000- 800 yllar arasndaki Bronz Devrinde retilmeye balanmtr. in kaynaklarnda araba ile ilgili kaytlarn ortaya k da ok erkendir. Fal kemikleri zerinde kaydedilen kaytlar zerinde araba anlamna gelen (che) szcnn bulunmas Shang devrinde (M.. 16.-11.yzyl) inde arabann varln ortaya koymaktadr. phesiz eski arabalarn sadece inde imal edildii sylenemez. Amerikal Mc Govern, eski devirlerde Mezopotamyallarn tekerlei icat ettiklerini, ok gemeden de arabay icat ettiklerini belirtmektedir. O devirlerde Mezopotamyallar at ok az biliyorlard ve bu gibi arabalarda sr yada eei kullanyorlard. Mezopotamyallarn arabay kullandklar devir, inde Shang devri ile ayni paraleldedir (Beihai 1994: 523-524). Trklerde Atl Araba Kltrnn Ortaya kmas, Kullanlmas ve Gelimesi Arabay bir hayvan koma kltr (gel 1978: 395) olarak da aklayabiliriz. Ancak, arabann kullanlmasndan nce, hayvanlar ehliletirilmi olmaldr. Hayvanlarn evcilletirilmeye balanmas ilk olarak Asyada balamtr. Bu sebepledir ki, araba, Asyada yani hem tekerlek hem de evcil hayvanlarn grld bir yerde icat edilmi olmaldr (Trk Ansiklopedisi 1949: 3/194). in kaynaklarna gre atl araba M.. 2000 ylnda Trkler tarafndan kullanlmtr. Ayrca Trklerde oturma arabas vardr. Bu araba in kaynaklarnda kee arabas olarak gemektedir. Bir Trk kabilesi olan Tobalar da da, ilahi bir arabadan bahsedilmektedir. Buna gre baz Trk kabilelerinde arabann dini bir nemi olmaldr. in kaynaklarnda geen, Hunlarda araba yapan ustalar yoktur, nk orada herkes araba yapabilir kayd, arabann Trklerde kullanldn gstermektedir (Trk Ansiklopedisi 1949: 3/195). Hunlar at retmiler, kzleri ehliletirmiler, hatta M..III.yzylda ahinle avlanmay bile renmilerdir. Kulbeler (tekerlekli arabalar) kurmulardr. Bu kulbeleri (tekerlekli adrlar) kullanma olduka elveriliydi. Dondurucu toprak ve ta duvarlara oranla bu adrlar rzgar ve soua kar koruyucu durumundayd. Ayrca ota skerek daha scak bir yere tama imkan vard. Bunun yannda tekerlekli kulbe, mevcut mal varln
166

ahin, Trk Kltrnde At Arabas

dmana kaptrmamak iin daha gvenliydi (Gumilv, 2002: 112). Hun gebe hayvancl olduka gelimi olduundan, bu hayvanlar yklerini de tamaktaydlar. Nitekim kayalar zerinde izilmi olan resimlerde Hunlarn atalarnn zerinde kum denizini getikleri gemi ye benzer bir suret tasvir edilmitir. Bu atlar tarafndan ekilen tekerlekli, kapal bir araba resmidir. Burada beygir suretinin yaplmas byle bir arabann binek atlar iin olduka ar olduunu gstermektedir. Bu yeterli olmamakla birlikte, inandrc bir tasvirdir (Gumilv, 2002: 46-47). Kaynaklara ve arkeolojik kalntlara bakldnda araba Hunlarn askeri ve gnlk yaamlarnda ok nemli bir yer tutmaktadr. Hunlar arabay gnlk hayatta ve askeri amal olarak da nakliye ve ulamda ska kullanmlardr. Sadece araba yapmakla kalmamlar, ok, yay, adr ev, tahta it ve tabut yapma ilerinde de usta idiler. Moolistandaki Daqing Da ile Hexi koridoru ve evresi, o devirde Hunlarn aa eya yapm iin ok nemlidir (Jiang Yingliang 1990: 1/118). in Yllklarnda da Hunlarn araba yapp kullandklar ok ak bir ekilde belirtilmektedir. Mesela, M..8 ylnda in hkmdar, Hun anysnden bir yeri istemitir. any, bu istek karsnda Hunlarn bat kesiminde yaayan ahalinin adr ve araba yaptklarn, stelik blge halknn buradaki daa sayg gsterdiklerini, ayrca bu blgenin atalarn mal olduunu, hepsinden nemlisinin de ev ve araba yapmak iin halkn aa ihtiyacn bu dalk araziden karladklarn belirterek in imparatorunun bu isteinin kabul etmemitir (Ban, 1992: XI/3810). M.S. 109 ylnda in ordular Hunlara saldrdnda kee adrlar ve 1000den fazla araba ele geirilmitir. Hun arabalar her ne kadar savata kullanlsa da, daha ok otlak blgelere doru gerken bir ulam arac olarak kullanlmtr. Bu kaytlar Hunlarn kesinlikle araba kullandklarn gstermektedir ( Ban, 1992: XI/3562). Araba, inde ve Orta Asyada ok eski alardan beri bilinmekteydi. Bazlarna gre inliler, arabay Mezopotamya ile nasyadan renmiti. sadan nceki 1450-1050 yllarnda inde hkm sren ang slalesi zamannda, sava arabalar moda olmu ve in derebeyliklerinde de ok yaygnlamt (gel 1978: 391). inlilere at besleme kltr muhtemelen kuzeyden, Trk kavimlerinden gelmi olmaldr. At besleme ile beraber sava arabas eklindeki araba da inliler tarafndan kullanlmaya balanmtr. Bu sebeple araba bir in icad deildir. Bylece inlilerin kulland arabann kkeninin kuzey, yani Trk kavimleri olduu sylenebilir (Eberhard 1995: 31). Ayrca in kaynaklar byk trler olan svari ve araba atlarnn llerini vermektedir. Bu da araba iin kullanlan atlarn daha byk ve gl atlardan seildiini gstermektedir. Eski dnem Orta
167

bilig, K / 2005, say 32

Asya atlarnn uzun, byk gvdeleri ve dz srtlaryla, araba atlarna benzedii grlmektedir. Hun araba atlar nldr (Esin, 2002: 140). Nitekim, bir in kaynanda, Metenin bir mektubunda inlilere dostluk sembol olarak bir adet deve, iki adet binek at ile birlikte sekiz tane de araba at gnderdii belirtilmektedir (S 1992: 2896). Demek ki, araba atlar binek atlarndan farkldr. Bu da arabann Trklerde kullanldn gstermektedir. inlilerin kullandklar sava arabalar zamanla deerini kaybetmiti. nk Trk ve Mool kavimlerinin sratli atl birliklerinin sava taktikleri karsnda inliler bu taktikleri benimsemitir. Sava arabalar ile balayan bu araba kullanma sevgisi, kyl ve iftilerce de benimsenmi olmaldr. Ancak araba kyl ve iftilerden nce, ger evliler iin daha ok gerekliydi. Byk Hun mparatorluundan itibaren Ev-araba dzeni ile karlamaktayz. Bu dzen araba zerine oturtulmu kee bir adrdr. Bylece, istedikleri yere, evce gme mmkn olmaktayd. Bu sebeple in kaynaklar, Gktrklerin ev yerine kullanlan kee arabalarndan bahsetmektedir (gel 1978: 391-393). Ayrca Gktrk Kitabelerinde ad geen bir Trk kavmi olan Kurkan Kavminde de iki tekerlekli, zerleri kapal ve atlar tarafndan ekilen arabalarn kullanld bilinmektedir. Bu iki tekerlekli arabalar, Uygurlarn atalar olan Kao-chelar, yani yksek tekerlekli arabalar olan kavmi hatrlatmaktadr. Ayrca Kurkan resimlerinde atlar ve kpeklere ekilen kzak kafileleri de grlmektedir. Kzaklarn zeride aynen arabalarda olduu gibi keelerle rtlmtr (gel 1988: 202,204). Uygurlarn kullandklar yksek tekerlekli arabalarndan dolay, inliler tarafndan kendilerine Kao-che (yksek araballar) denilmitir. G veya sava srasnda bu arabalarna ok gvenmiler ve bar zamannda da bu arabalarn ev olarak kullanmlardr (zgi 1989: 14; gel 1988: 6/38, 174). Kao-chelar, Dou Trkistandaki Tanr Dalar ile Altay Dalar gibi nemli blgelerde yayorlard. Dolaysyla, bu blge snrlar iinde yer alan kaya resimlerinde mutlaka kendilerine ait araba ile ilgili izler brakmlardr. inli arkeologlar ve tarihiler Tanr Dalarnn gneyi ile kuzeyi, Moolistan ve Ningxia eyaletlerinde ok sayda araba ile ilgili kaya resimleri bulmulardr. Dou Trkistan, Moolistandaki Yinshan Dalar, Ningxiadaki Helan Dalar, Moolistan Cumhuriyetindeki Hangai Dalar, Altay Dalar ve Kazakistan Cumhuriyeti snrlarnda arabalarla ilgili kaya resimleri bulunmutur. Fakat bunlar Kao-chelarn yapt arabalardan farkldr. inli tarihi Sui Beihai bu tr arabalarn Hun tarz olduuna inanmaktadr. Ayrca Dou Trkistann bir ok yerinde bulunan atlarn ektii arabalar tasvir eden kaya resimlerinin belli ballar Hun tarzndadr. Bu nedenle Altay, Balin ve Kuluk dalar civarndaki atla ekilen arabalarn tasvir edildii kaya resimleri Hun tarzndadr. Bu kaya resimleri168

ahin, Trk Kltrnde At Arabas

nin bir tarafnda da koyun, ylan, kei, geyik, sr ve kurt resimlerine de rastlanmaktadr Birer ift halinde tasvir edilen bu hayvanlar Hun kltrnn karakteristik zelliklerini tamaktadrlar. (Beihai 1994: 524,530,531). inliler at sadece sava arabasnda kullanmay bildiklerinden, balangta kendilerine bir kasrga hzyla arpan ve kaybolan Hun atllarna kar ne yapacaklarn armlar, daha sonra bu dman ancak kendi sava vastalaryla ve usulleriyle yenebileceklerini anlamlardr. Dolaysyla inliler de tpk rakibi olan Hunlar gibi ata binmitir (Lgeti 1986: 41-43). in vesikalarna gre, Hunlardan nceki inin kuzey kavimleri atl muharebe yntemlerini bilmiyorlard ve inliler de sadece at sava arabasnda kullanyorlard. M..IV.asra kadar inde Hun atl kltr bilinmiyordu. Asya Hunlarnn sava hayatnn ana unsuru ise at idi. Bylece Uzakdounun ilk byk atl gebe kavmini Hunlar oluturmulardr (Nmeth 1962: 37-38; Kafesolu 1986: 209). Trkler (Hunlar) koum takmlarn, zengi, eer ve dizgini kefederek ata binmek ve ona hakim olmak sayesinde hzl bir nakil ve muharebe arac elde etmilerdir. inliler ise at sadece sava arabasna komay biliyor, Trkler karsnda baar salayamyorlard (O.Turan 1979: 189). Orta Asyada eskiden beri kullanlmakta olan iki trl arabann bulunduu bilinmektedir. Biri srcnn arkaya oturup dizginle idare ettii Hrizm ve Kagar arabas, dieri ise srcnn at zerine binip ksa gem ile idare ettii Trkistan ve Hokand arabasdr. bn Battta Krmda halkn drt tekerlikli at, kz ve deve ile ekilen bir araba kullandn bildirmektedir. bn ys ise arabann Osmanl Trkesinden Arapaya getiini , deve, at, kz gibi hayvanlar tarafndan ekilen tahtadan yaplm tekerlikli bir vasta olduunu yazmaktadr. Ayn yazar ayrca Yavuz Sultan Selime kar savaan Memlkl ordusunda darpzen tayan ve kzlerle ekilen yz kadar tahta arabann bulunduundan bahsetmektedir (pirli 1991: 242-243). Ayrca nemli bir konu da araba kelimesinin Trkeden dier dillere gemi olmasdr. Mesela, Ruslar arba demilerdir (Azerbaycan-Sovyet Ansk. 1976: 378). Osmanllarda araba ise, zellikle Lale Devrinde stanbulda ok ssl arabalarn yaplmas ve yaygn bir ekilde kullanlmas ile ortaya km ve nem kazanmtr. Fransz asilzadeleri taklit edilerek zarif binek arabalar yaplmtr. Mesela, III.Ahmetin oullarnn snnet dnnde ehzadeleri snnet yerine gtren araba alt at ile ekilen bir saray kousu olup ierisi mkemmel bir ekilde deli ve altn yaldzlyd. Ayrca XVIII.yzyln tannm mellifi dOhsson Osmanl toplumunda arabann kullanl hakknda bilgi vermektedir. Ona gre, XVIII.yzyl
169

bilig, K / 2005, say 32

sonlarnda btn imparatorlukta arabann kadnl-erkekli binildii tek eyalet Eflk-Bodan idi. Dier blgelerde ise arabaya sadece kadnlarn bindiini, erkeklerin ise arabay bir rehavet sembol saydklarn, erkein binecei tek vastann at olduuna inandklarn kaydeder (pirli 1991: 243-244). Osmanl dneminin stanbulunun hayvan koulu ilk arabas, iki kzn ektii kou idi. 18.yzylda Avrupa ile beraber Osmanl Devletinde de genel bir aydnlanma ve ykselme olmutur. Bunun sonucunda tama aralarnda izgileri daha rafine, renkleri ve sslemeleri daha zengin bir araba tipi olan Katipodas toplumda kullanlmaya balanmtr. 19.yzyln son eyreinde de Avrupadan ithal, iki yan ak, st arkadan krkl iki kiilik faytonlar; onlarn drt kiilik, karlkl iki kanepeli ve n ile arkadan iki krkl, st kapanan tipi olanlar landonlar ve her yan ahap yapm, kapal, yan pencereleri caml, kutu biiminde dik, iki kiilik atl arabalar olan kupalar sosyal hayata girmitir. Ayrca, kouya gre daha ksa boylu ve daha alak, perdeli bir araba tipi olan talikalar, Avrupallam beylerin kendilerinin kullandklar, Viyanadan, Paristen ithal, parlak metalik renkli, karoserli, tek at koulu, yan yana iki kii alabilen kabriyoleler de dier at arabas trleri olarak kullanlmlardr (Glersoy 1993: 289-290). stanbulda ehir ii ulamnda binek arabas kullanlmas olduka yakn dnemde balamtr. Araba kullanmnn artmas zerine arabaclarnda artmas doal bir sonu olduundan, II.Mahmud dneminde karlan 1826 tarihli bir htisap Aal Nizamnamesi ile yolcu tamacl yapan arabaclar bir esnaf topluluu olarak dnlmtr. Arabaclar iin bu nizamname ile bir dzenleme yaplmtr. Ancak 20.yzyln ilk yarsnda otomobilin yaygnlamas atl binek arabalarnn nemini kaybetmesine sebep olmutur. Dolaysyla arabaclar da esnaf olma niteliklerini kaybetmilerdir. Yk arabacl 1950li yllarn sonuna kadar varln korumu, ancak onlarda artan motorlu ara trafii karsnda ehir iinde yk tamalar yasaklannca tarihe karmlardr (stanbul Ansk 1993: 287-288). Avrupadan gelen ve 1825e kadar sadece hkmdarlar tarafndan kullanlmasna izin verilen faytonlar ise, bu tarihten sonra saray ileri gelenlerinin ve devlet erkannn da kullanmasna izin verilmitir. II.Mahmut arabaya binmeyi adet haline getiren ilk Osmanl Padiah olmutur (pirli1991: 244). Faytonlar Sultan Abdlmecid devrinde konak ve saray arabas olarak kullanlmtr. Sultan Abdlaziz dneminde ise kira faytonlar kullanlmtr. Abdlazizden sonra Osmanl Padiahlar, sadrazamlar, nazrlar trenlere zel faytonlarla katlmlardr. Padiahn drt atla koulan arabas en muhteem faytondu ve buna saltanat arabas denilmekteydi. Faytonlar dnemin kltrn, sanatn etkilemi, edebiyata bile konu olmutur1.
170

ahin, Trk Kltrnde At Arabas

Asl Franszcadan, Phaeton ve krkl ak araba (emseddin Sami 1989: 980) anlamnda olan faytonlara II.Abdlhamid zamannda kadnlarn binmesi yasaklanmtr. stanbul faytonlar ilk zamanlarda olduka ssl, prl prl arabalar, fayton srcleri de ehresi gzel, ssl kyafetler giyen kiilerdi. Ancak zaman iinde bu durum deimi ve faytonlarn ou eski, srcleri de pejmrde bir hale gelmilerdir2. ki atla ekilen, st krkl ve karlkl iki kiiden drt kiinin oturabildii binek arabas olan faytonlar, ehirlerde otomobil ve belediye otobslerinin yaygnlat 1960l yllara kadar kullanlmtr (pirli 1991: 245). Trklerin araba kltr ierisinde kannn da ayr bir yeri vardr. Trk Mitolojisinde, atein, tuzun, kannn Trkler tarafndan bulunduuna dair belgeler mevcuttur. Kan iki tekerlekli bir arabadr. Nitekim Uygur kitaplarnda, bir tama vastas olarak araba iin, kangl klk kullanlmtr. Yine at arabas iin de kangl kullanlmtr. Bundan, bu ada kannn bir at arabas olarak kullanld anlalmaktadr. Kany sren arabac ise kangl idi. Bu arabalarn yk hayvanlarnn gittii yolu kullanmas zor olduundan, arabalar iin bir araba yolu gerekliydi. Eski Uygur belgelerinde ise bu yol kangl yolu olarak gemektedir. Sava arabalar ise eski Trklerde grlmemitir. nk bunlar ar ve hantal idi. Oysa Trklerin sava teknii, esnek ve dinamikti. Sadece ordunun az ile dier ihtiyalarn tamak iin byk arabalar kullanlmtr. Osmanl Trkleri zamannda da bu kelime kan ekline dnmtr (gel 1978: 410-411) ve kan kelimesi Anadoluda at arabalarndan farkl olarak sadece aa tekerlekli kz arabalar iin kullanlmtr3. Kan, Asyada miladdan nceki yllarda hatta IV.yzylda bile bilinmektedir. Bir ok Asya mezarlarnda tekerlekli arabalar dikkati ekmektedir. Bazlarndaki at iskeletlerinin durumlarndan, bunlarn Trk defin geleneine ait olduu sonucuna varlmaktadr. M..IV.yzylda Trkler arabay kesinlikle kullanmlardr. Ouz Destannda da kannn kullanlmasndan deil, bizzat icadndan bahsedilmektedir. Destanda kannn icadnn belirtilmesi, Trklerin at ok eski alardan beri bilmelerinin yannda arabay da tandklarn gstermektedir. Ouzun Kankl diye ad verdii kavim, Trk tarihinde nemli bir yer tutar. in kaynaklarnda da Semerkant civarnda oturan kavmin ad Kangc olarak gemektedir. Bu kelimenin anlam araballar dr. Daha sonralar da gebelikten yar gebelie geite artk arabalar daha ok kullanlmaya balanmtr (Baykara 1997: 248). Destanda arabann icad ile ilgili u bilgilere ulalmaktadr: ret Kaanla yaplan savata o kadar fazla ganimet ele geirilir ki, onlar tamak iin at, katr ve kz az gelir. Bunun zerine Ouzun askerleri arasnda bulunan tecrbeli ve akll bir er, Barmakl osun
171

bilig, K / 2005, say 32

Billig bir araba yapar. Cansz ganimetleri arabaya koyarlar. n tarafa canl ganimetleri koyarlar. Bylece ele geirilen canl ve cansz ganimet tanm olur. Ouz bu arabay icat eden ere de iltifat eder, bey yapar ve Kangalu (Kanl) adn verir ( Kaplan 1979: 36-37). Artk antikaclarda ve turistik mekanlarda yada dinlenme tesisleri gibi yerlerde grebildiimiz kanlarn Trk kltr iinde ayr bir yeri vardr. Fazl Hsn Dalarcann, Elif ve kansnn hikayesini anlatt Mustafa Kemalin Kans adl iiri Milli Mcadele dneminin simgesi olmutur. Gnmzde At Arabalar Gnmzde ise iftiliin ar bast kylerin ok aznda grebildiimiz at arabalar, teknoloji karsnda varlklarn srdrememilerdir. Baz iftiler yada seyyar satclar tarafndan az da olsa kullanlmakta olan at arabalar da teknolojiden nasibini almtr. zellikle eski otomobil lastii taklarak onlar da zamana uyduklarn gstermilerdir. At arabalarnda tahta tekerlekleri dnda artk kullanlmayan bir baka zellik de zerlerindeki resimlerdir. Bu resimler pek ok duygu ve dnceyi ifade etmektedir. Kullanlan resimler, figrler, motifler Trk kltrnn bir parasdr. Buna en gzel rnek, araba ressam olan Bursal Enver Ertabandr. Enver Ustann tuvali arabann tahtalardr. Tuvalinin konular ise, doann bin bir gzellii, iekler, bcekler, kular, dalar, ovalar ve denizlerdir. Enver Usta iin boyamada en zevkli an resimlemektir. Ona gre, yollar asfalt olal ne at arabas kald ne de onlarn tkrdlar... Asfalt icat olmu, Enver Ustann ileri bozulmu (Yazc, 1993: 32-33). Arnavut Kaldrmlar skleli beri, tahta tekerlekler ve nal sesleri yitti gitti topran derinliklerinde, Ama hereye ramen, sevdalar, umutlar, zlemler dile geliyor Araba ressamnn tuvalinde...4. Yine Kuadas, Davutlar, Deirmen mevkiinde evre dzenlemesi olarak kullanlan bir arabada deniz, gemi, tekne resimlerini tuvaline konu olarak ileyen bir baka araba ressam da eserine boyac Hasan imek imzasn atmtr. Kuadasnda ssledii bir at arabas kullanlan Manisa-Akhisarl Hasan imek, at arabalarna uyguladklar resimlerin ssleme sanat olarak nitelendirildiini, kendisinin bildii kadaryla en az yz yldr ayni yntemin kullanldn, sadece bu at arabas ssleme sanatnn yresel baz farkllklar gsterdiini ve ayrca Akhisarn yayl at arabalarnn (Akhisar Yayls) ok nl olduunu ifade etmektedir (imek 31.05.2003). Akhisarl ustalarn kendi blgeleriyle ilgili nemle zerinde durduklar bir baka konu da, en eski ustalar olan Enver Krkkolu ismidir. Enver
172

ahin, Trk Kltrnde At Arabas

Usta, sava zamannda cepheye giderek top, yk arabalarnn tamir ileriyle uramtr (Gler imek: 31.05.2003). Artk ss arac olarak kullanlan arabalar dnda kullanlanlarda bu uygulama kalkmtr. nk at arabalarnda resimlerin yaplabilecei yan tahta blmler kullanlmamaktadr. Yan tahtalar bulunmayan, sadece bir tahta parasna eski drt tane otomobil lastii taklm bir at arabas gnmzdeki kltr-medeniyet (!) etkileiminin bir gstergesidir. At arabalarnn teknoloji karsnda kaybolmaya balamas ile birlikte araba ustalarnn da ileri kaybolmutur. Konyann Akehir lesinin tek at araba ustas olan Hseyin Doanc ve Afyonlu Ylmaz Baytrk buna en iyi rnektir. Ylmaz Usta Afyonda at arabas yapan kii kaldn, Hseyin Usta ise at arabalarn sadece turistik oteller ve evlerin ark keleri ve parklar iin minyatr at arabalar yaptn biraz da sitemle ifade etmektedirler5. Yine, Manisann Akhisar lesinde at arabas ustalarndan Hseyin Akar, Akhisarda da artk bu ii yapan 3-4 tane usta kaldn, kendisinin 1953den beri bu ii yaptn ifade etmektedir. Hseyin Ustaya gre, 45 sene iinde artk bu meslek de yok olacaktr. nk orijinal at arabalarnn says gittike azalmaktadr. iftilerden, kyllerden toplanan at arabalar tkenince, bu arabalar restore etme ii de bitecektir. Ayrca Hseyin Usta, talyaya at arabas, spanyaya da at arabas tekerleklerinden yaplan oturma banklar gnderdiklerini belirtmektedir. Hatta spanyaya gnderilen oturma banklar iin orijinal tekerleklerin bulunamadndan, marangozlarnn artk burada devreye girdiinden bahsetmektedir. Hseyin Ustaya gre, bundan sonraki nesiller at arabas ve kany kendi lkemizde deil, yurtdnda grp tanyacaklardr (Akar, 31.05.2003). At arabas ustalarnn bu sitemine tatmin edici bir cevap vermek belki gtr. Ancak Bursada alan Tofa Anadolu Arabalar Mzesi ile, Asyada binlerce yl nce dnmeye balayan ok basit bir ahap tekerlein Anadoludaki yks aktarlarak, yeni ustalarn eski ustalara teekkr eklinde kendini gstermesi ustalarmz bir nebze de olsa memnun edebilir6. Ad geen mzede Balkesir kz arabas, Tokat kans, Bursa kz arabas, Akhisar kz arabas, Konya arkls, Sivas at arabas, Eskiehir Tatar arabas, stanbul arkls, fayton, top arabas gibi Anadoluya ait araba eitlilii grlebilmektedir7. Gnmzde ise at arabalar ounlukla benzin istasyonlar, dinlenme tesisleri, lokanta ve turistik yerlerde geceleri de klandrlarak bir ss arac olarak kullanlmaktadr. Yine, tekerlekleri kullanlarak oturma banklar yaplmaktadr ve antikaclardaki yerini almtr. Ayrca at araba173

bilig, K / 2005, say 32

larnn tekerlekleri bile artk tek bana ss arac olarak kullanlr olmutur. Bu tekerlekler avize olarak da kullanlmaktadr. Ayrca minyatr at arabalarnn yannda minyatr kanlarnda ok fazla yapldn grmekteyiz. Orijinal kanlar da ss arac olarak kullanlmakta ve at arabalar gibi antikaclarda satlmaktadrlar. Faytonlarn minyatrlerini ss arac olarak henz grmemekle birlikte, faytonlar turistik mekanlarda bir gezi arac olarak kullanlmaktadr. Sonu Atn ehliletirilmesi, at ile birlikte arabann da kullanlmasn salamtr. Yani atn ehliletirilmesi arabay uygarlk tarihine kazandrmtr. Bu gelime de dnya zerindeki toplumlarn birbirlerini tanmalarna ve kltr alverilerinin artmasna sebep olmutur. Kukusuz bunda, at uygarlk tarihine hediye eden Trklerin pay ve nemi byktr. At ve araba kullanlmasn, ve bunlar kullanan milletleri, evrensel, tarihi bir grup olarak telakki etmek gerekmektedir. At ve araba kullanan kavimler ve onlarla birlikte hareket edenler, ilk ortaya klarndan gnmze kadar cihan tarihini meydana getirmilerdir. At ve araba ile hareketin bir baka nemli taraf da, uzak gibi grnse de kltr sahalar zerinde bile etkili olmasdr. Bylece eski Trk kavimlerinin at ehliletirmek suretiyle baardklar bu byk tarihi olay, felsefenin, dinin, metafiziin en yksek sahalarn etkilemitir (Rstow 1943: 858-859). nk Trklerin tarih sahnesinde dnya nizam ve cihan hakimiyeti davas ile klarnda da ilk etkenin manevi deil, gebe hayat artlarnn ve askeri gcn rol oynad, bunun sonucunun da maddi gc gelitirdii kukusuzdur. Bu maddi sahada da ilk gze arpan unsur at olmutur (O. Turan, 1979, 188). Ayrca, Trklerin oluturduu kltr ve medeniyetin ilk dneminde at, merkezi bir rol oynamtr. Atn binek hayvan olarak ehliletirilmesi, sratli ve pratik oluu geni ufuklara hkmetme fikrini glendirmitir. Atn ehliletirilmesi insanlara hareket zgrl salam, birbirinden habersiz yaayan insan topluluklarnn iliki kurmalarna vesile olmu, bylece kltr alverilerinin yaygnlamasna, medeniyetlerin gelimesine etki eden bir varlk olarak tarihteki yerini almtr (nar, 1996, 203205). Trkler tarafndan yetitirilen at, btn kltre yn veren nemli bir etken olmutur. Eer at ehliletirilmemi olsayd eskia ve erken ortaan byk ldeki kavimler g meydana gelemeyecekti (Rsonyi 1971: 51). nl kltr tarihisi W. Kopperse gre, atn ehliletirilmesi ile elde edilen baar, kavimlerin ve dier kltrlerin gelimesinde olaanst sonular dourmutur. Dolaysyla, byk devlet esas iin
174

ahin, Trk Kltrnde At Arabas

gerekli artlar ancak bu sayede ortaya kabilmitir (Trk Dnyas El Kitab 1992: 189-190; Kafesolu, 1986, 208). Yine Rstowa gre, atn ehliletirilmesi de biniciliin kefinden en had siyasi ve itima meseleye kadar giden had, cihan tarihine ait inkiaf izgilerinin en ehemmiyetlisidir. Bu hattn tarihten nceki balangcnda at ehliletiren ve ilk biniciler olan Trkler bulunuyor. Hattn zamanmzdaki ucunda ecdatlarnn bu erefli mirasndan doan ve istikbali tayin eden problemi pek iyi kavram olan yeni Trkiye bulunuyor (Rstow 1943: 863). Aklamalar
1

Arif Can Gngr, Eski stanbulun Sevda Arabas Fayton , http:// mitglied. lycos.de/ arifoktay/ekler/skylife/sklife_2/ fayton.htm. 2 Read Ekrem Kou, Fayton, http://ariv.hrriyetim.com.tr/istanbul/turk/99/04/23/isthab/23ist.htm. 3 Tlin Dizdarolu, Solan Renkler: Son Kanlar, http:///www.fotografya.gen.tr/issue-13/s_renkler/t_dizdarolu.html. 4 Erdal Yazc, Bir Yaprak Dkm yks (Kaybolan Zanaatler), http: // www.fotografya.gen.tr/issue-14/E_yazciindex.htm. 5 http://www.aku.edu.tr/duyuru/gazete30/S4.html.; http://www.merhabagazetesi.com.tr/ariv/2002/09/09/g11.htm. 6 Yorgun Tekerlekler, http:// www.milliyet.com.tr/2002/07/21/sanat/san02.html. 7 Memduh Talcal, Bursada ARABAnn Tarihine Yolculuk, http://www.ekolife.net/sayfalar/araba.htm.

Kaynaklar
AKAR, Hseyin; GLER, Faik; MEK, Hasan, 31.05.2003 tarihli grmeden. Araba, (1949), M.E.B. Trk Ansiklopedisi, c.3, Ankara. Araba, (1976), Azerbaycan-Sovyet Ansiklopedisi, c.1,Bak. Arabaclar, (1993), Dnden Bugne stanbul Ansiklopedisi, c.1, stanbul. BAN, Gu, (1992), Han Shu (Han Hanedan Kitab), c.XI, blm.94-c.XI, blm.87-B, Zhonghua Yaynevi, Pekin. ( ince kaynaklarn evrilmesinde yardmn esirgemeyen, Ege niversitesi, Edebiyat Fakltesi, Tarih Blmnde Aratrma Grevlisi Eyp Sartaa teekkr ederim). BAYKARA, (1997), Tuncer, Trk Kltr Aratrmalar, Akademi Kitabevi, zmir. BEHA, Su, (1994), Xinjiang Yanhua (Dou Trkistan Kaya Resimleri), Dou Trkistan Gzel Sanatlar ve Fotoraflk Yaynevi, Urumi. INAR, Ali Abbas, (1993), Trklerde At ve Atlk, Kltr Bakanl yay., Ankara. INAR, Ali Abbas, (1996), Trk Dnyas Halk Kltr zerine Aratrma ve ncelemeler, Mula niversitesi Matbaas, Mula. 175

bilig, K / 2005, say 32

EBERHARD, Wolfram, (1995), in Tarihi, Trk Tarih Kurumu Yay., 3.bask, Ankara. ESN, Emel, Trk Sanatnda At, (2002), Trkler, c.4, Yeni Trkiye Yay., Ankara. GUMLV, Lev Nikolayevi, ( 2002), Hunlar, (ev.D.Ahsen Batur) , Selenge yaynlar, stanbul. GLERSOY, elik, Arabalar, (1993), Dnden Bugne stanbul Ansiklopedisi, c.1, stanbul. PRL, Mehmet, Araba, (1991), T.D.V. slam Ansiklopedisi, c.3, stanbul. ZG, zkan, (1989), in Elisi Wang Yen-Tenin Uygur Seyahatnamesi, Trk Tarih Kurumu Yay., Ankara. JANG YNGLANG , (1990), Zhongguo Minzu Sh (in Milletler Tarihi), c.1, Millet Yaynlar, Pekin. KAFESOLU, brahim, (1986), Trk Milli Kltr, Boazii yay., 4.bask, stanbul. KAPLAN, Mehmet, (1979), Ouz Kaan Destan, Dergah Yay., stanbul. LGET, L., (1986), Bilinmeyen Asya, (ev.Sadrettin Karatay), Trk Dil Kurumu Yay., Ankara. NMETH, Gyula, (1962), Attila ve Hunlar, (ev: erif Batav), (bk:Peter Vaczy, Hunlar Avrupada; Lajos Ligeti, Asya Hunlar blmleri ), A.. Dil ve TarihCorafya Fak.Yay., stanbul.
GEL, Bahaeddin, (1978), Trk Kltr Tarihine Giri, c.1, Kltr Bakanl yay., Ankara.

GEL, Bahaeddin, (1988), slamiyetten nce Trk Kltr Tarihi ( Orta Asya Kaynak ve Buluntularna Gre), Trk Tarih Kurumu yay., 3.bask, Ankara. GEL, Bahaeddin, (1988), Trk Kltrnn Gelime alar, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf yaynlar, 3.bask, stanbul. RSONYI, Lszl, (1971), Tarihte Trklk, Trk Kltrn Aratrma Enstits Yay., Ankara. RSTOW, A., At ve Araba Kullanmann Tarih ve Sosyoloji Bakmndan Ehemmiyeti, (1943), II.Trk Tarih Kongresi, (stanbul, 20-25 Eyll 1937), stanbul. SI, Maqian, (1992), Sh Ji (Tarih Kaytlar), c.IX, blm.110, Zhonghua Yaynevi, Pekin. SMER, Faruk, (1983), Trklerde Atlk ve Binicilik, Trk Dnyas Aratrmalar Vakf yay., b.y.y. EMSEDDN SAM, (1989), Kms- Trk, Enderun Kitabevi, stanbul. TURAN, Osman, (1979), Trk Cihan Hakimiyeti Mefkuresi Tarihi, c.I-II, Naklar Yaynevi, stanbul. TURAN, erafettin, (2000), Trk Kltr Tarihi, Bilgi Yaynevi, 3.bask, Ankara. (1992), Trk Dnyas El kitab c.1, (Corafya-Tarih), kinci Bask, Trk Kltrn Aratrma Enstits Yay., Ankara. YAZICI, Erdal, Bursann Araba Ressam , (1993), Yaz, lgi, say.74, stanbul.

176

Horse Carts in Turkish Culture (Language Of Horse Carts)


Assist. Prof. Dr. ayan ULUSAN AHN*
Abstract: Turks are known for their interest and ability in horse riding. Turks found harness, stirrup, saddle and rein used horse as a means of transportation and fig. Turks, together with horse, began to use carts. In the fourth century B.C. , Turks certainly used carts. Ouz Destan mentions not the use of , but discovery of horse carts. Carts developed in time in Turkish culture. Cart, (ox-cart with two solid wooden wheels), phaeton were all used exchangeably for cart. However, due to technologies developments, horse carts are used for decoration purposes. Phaetons are used in touristic places. While carts turned into miniature objects that artists produce and sell people who use them for decaration purposes. Key words: Horse, cart, phaeton, Turkish, culture.

Celal Bayar University, Faculty of Arts and Sciences / MANSA bilig Winter / 2005 Number 32: 165-178 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Telegi v trkskoy kul#ture (Wzk teleg)


awn ULUSAN AXN, k.n., do]ent
Rezme: Trki izvestn v istorii svoey lbov k
loadwm i konevodstvom. zobretw uprwj#, vsadnieskie dospexi, stremw, uzdeku, trki priobreli bstroe sredstvo peredvijeniw i voennoe sredstvo. Takim obrazom, +ta privwzannost# k loadi u trkov, sposobstvovala sozdani teleg. Narwdu s load#, stali ispol#zovat#sw i telegi. V Skazanii ob Oguze rasskazvaetsw ob izobretenii telegi-kagn. Telega zanimaet osoboe mesto v trkskoy kul#ture. Nazvaniw telega, kagn, faton v razline vremena ispol#zovalis# v kaestve nazvaniy loadinoy telegi. Odnako segodnw, v svwzi s razvitiem texnologii, telega ispol#zuetsw li# kak sredstvo dekora. Narwdu s tem, to faton ispol#zutsw v turistieskix mestax, telegi i kagn zanimat mesto v miniatrax. Sovremenne mastera teleg ptatsw prodoljit# svoe iskusstvo, sozdavaw miniatr.

Kleve slova: load#, telega, loadinaw telega, kagn,


faton, trki, kul#tura

Universitet Djelwl# Bawra, Fakul#tet estestvennx gumanitarnx nauk - MANSA bilig zma 2005 vpusk: 32: 165-178 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas


Dr. Deniz KARAMAN*
zet: Osmanl maliyesinde mukataalarn mr boyu kaydyla gerek kiilere sat olarak tanmlanabilecek malikne uygulamasna 1695 (1106-1107) ylnda balanmtr. Ankara Damga Mukataas 17. yzyl sonlarna kadar havass- hmayuna ait olup bilahare sadaret haslarna dahil edilmi ve nihayet 1717-1718 (1130) ylnda malikneye dntrlmtr. 18. yzyl sonuna doru ksmen rad- Cedid Hazinesi, bir mddet sonra da tamamen Darbhane-i mire tarafndan zabt edilmeye balanmtr. Bu yllarda mukataann hissesi halen malikne olmakla beraber idaresi artk malikne mutasarrflar tarafndan yaplmamaktadr. Damga Mukataas hassha-i tamga-i Ankara ve simsariye ve zarar- kassabiye ve boyahane ve cenderehane ve tevabiini kapsamaktadr. eriye sicillerinden mukataann malikne olarak sahipleri ve mal/muaccele meblalar yansra mukataaya mteallik hususlarn ileyii ile ilgili bilgiler de salanmaktadr. Buna gre her eyden evvel sof dokumada kullanlan ham tiftik ihrac yasaktr. Bylece hammaddelerin Ankara dna karlarak iplik ve sof fiyatlarnn artmas engellenmek istenmitir. Sof dokumada kullanlan ipliklerin sat reticileri tarafndan mahalle ve sokak aralarnda yaplmakta, buradan artanlar ipliki esnafna satlmaktadr. Sof sat ise yalnz bedestanda ve ilgili esnaf tarafndan yaplmakta, dokuyucular soflarn esnafa aracsz olarak vermektedir. Simsarlk yalnz yabanclar iin sz konusudur. Sofla ilgili btn iler emin gzetim ve iznine tbi olarak yaplmaktadr. Bu balamda boyahane, eminin tekelinde olup zel kiilerin veya esnafn oluturduu her trl ittihad, inhisar olarak adlandrlarak yasaklanmtr. Anahtar Kelimeler: malikne, damga mukataas, Ankara, kar bac, sof, iplik, tiftik, boyahane

Babakanlk Maviri / ANKARA e-posta: dkaraman@baskent.edu.tr bilig K / 2005 say 32: 179-222 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2005, say 32

Giri Osmanl maliyesinde malikne uygulamas, esas itibaryla mukataalarn kayd- hayat artyla satlmasdr1. 1695 ylnda uygulanmaya balanan bu usule, Osmanl Devletinin iinde bulunduu mal darlk sebebiyle ba vurulmutur. Bylece devlet mukataalarn satndan hem muaccele adyla bir pein bedel hem de mal adyla taksitler halinde bir yllk gelir elde etme imkn bulmutur. Balangta bir mukataann en fazla iki hisseye blnerek sat ngrlmse de zaman iinde zellikle byk mukataalarda daha fazla sayda hisse ortaya kmtr. Dier taraftan devlet elde ettii geliri artrmak iin baz ek dentiler ihdas etmitir. Bunlar hisse devri sebebiyle muaccelenin belli bir orannda alnan resimler, culs resmi, cebeli bedeliyesi ve ilgili memurlara verilen harlar olarak saylabilir2. Bunun dnda defterdar, sadrazam gibi yksek devlet adamlarna tahsis edilen kalemiyeler sz konusudur. Kalemiyeler normal artlarda dnem sonunda malikne mutasarrflarnn hesaplar grlrken ayrca denmekle beraber mal skntlar sebebiyle pein olarak da tahsil edilmitir3. Mukataa mallarnn da belli miktarnn bazen pein olarak alnd grlmektedir ancak bu uygulamann ne kadar srd imdilik belli deildir (99/785:567). Malikne konusu olanlar yalnz mr mukataalar olmayp, devlet adamlarnn haslarna dahil mukataalar da zaman zaman malikneye dntrlmtr. Byle durumlarda has mutasarrflarnn da malikne sahibinden yllk sabit bir denti aldklar grlmektedir4. Kalemiye uygulamasnn bu tr haslarn kaybndan doan gelir azaln telafi amacyla yapld dnlebilir. Malikne olarak satlan mukataalarn kayd, bal olduklar maliye kalemine gre tutulmaktadr5. eitli mukataalarn kaydedildii maliye kalemleri Bamuhasebe, Haslar Mukataas, Bursa Mukataas, Kefe Mukataas, Haremeyn Mukataas, stanbul Mukataas, Agriboz ve Avlonya Mukataas olarak saylabilir. Bu sonuncusu bilahare Bursa Mukataas ile birletirilmi, Kefe Mukataas da stanbul Mukataasna katlmtr. Bu makalede Bursa kalemine bal Ankara sanca Damga mukataasnn malikne dnemindeki serencm incelenmektedir. Ankara sancanda malikne uygulamasna konu olan ilk mukataa Karakeil mukataasdr. 1106 (1694-1695) ylnda 1300 esed guru muaccele ve 51714 aka mal ile Matbah- mire Emini Elhac Mehmed maliknenin ilk mutasarrfdr6. kinci olarak 1108 (1696-1697) ylnda Kasaba nahiyesi 515 esed guru muaccele ve 60000 aka mal ile malikne olarak satlmtr. Malikne mutasarrf eski sadrazamlardan smail
180

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

Paann yeeni mtekaid mteferrika Elhac Sleymandr (zvar, 2003: 278). Ankara sancann malikneye dntrlen mukataalarn tesbit etmek iin eitli mukataa kalemlerinin icmallerine baklabilecei gibi, eriye sicillerinden de istifade edilebilir. Burada temel kaynak olarak siciller kullanlm, yaklak yz yllk bir dnemin sicilleri taranmtr. Ankarada Bursa kalemine bal malikne-mukataa bulunmaktadr. Bunlar mukataa-i hasha-i tamga-y Ankara ve simsariye ve zarar- kassabiye ve boyahane ve cenderehane ve tevabii, mukataa-i hasha-i bac- bazar- ub ve ihtisab- Ankara ve beytlmal-i amme ve hassa ve tahmis-i kahve ve tevabii, mukataa-i hasha-i resm-i tamga-i kirpas ve tnab- penbe der liva-i Ankara ve tevabii olarak saylabilir7. I-Malikne Sahipleri ve Mltezimler Damga mukataas, mlhakatyla beraber 1130 (1717-1718) ylnda malikneye dnmtr. 16. yzylda havass- hmayuna kaytl olan mukataa, daha sonra sadaret haslarna dahil edilmitir. Ancak 1093 (1682) senesinde saray iin yaplan sof sipari bedelinin Ankara Damga mukataasndan denecek olmas 17. yzyl sonlarnda mukataann hl havass- hmayunda olduunu gstermektedir (64/750:382). 18. yzyl balarnda henz malikne olmadan evvel tesbit edilebilen mukataa mutasarrf, mltezim ve iltizam artlarna gelince; 1111 (1699-1700) senesinde Sadrazam Hseyin Paann hass olup mart bandan sene sonuna kadar eski sadrazamlardan Sleyman Paann adam Mahmud Aaya iltizama verilmitir. ltizam bedeli 27800 guru olup 500 guruu pein alnm, kalan 22800 guruun 6000 guruu vadesi geldiinde, bakiyesi ise sene sonuna kadar denecek; btn demeler tamamlandnda Mahmud Aaya kat- alaka temessk verilecektir (79/765:724). 1113 (17011702), 1114 (1702-1703) ve 1115 (1703-1704) yllarnda da Hseyin Paann hassna dahil olan Ankara Damgas ve tevabii mukataas 1113 (1701-1702) martndan itibaren sene sonuna kadar Solak Mehmede iltizam edilmitir. ltizam bedeli vazifeler ile beraber maktuan 27800 gurutur. Yine 5000 guru pein olarak alnm; kalan 22800 guruun hesab gerek nakit gerekse vazife olarak, sene sonuna kadar grlp teslim edildiinde kendisine teslim temessk verilecei belirtilmitir (80/766:854). 1114 (1702-1703) senesinde ayn art ve mebla ile Mahmud Aaya temessk verilmitir (81/767:588). 1115 (1703-1704) ylnda Damga mukataas Ali Aaya iltizam edilmitir. 1115 (17031704) mart bandan itibaren Ankara Damga mukataas iin Ali Aaya
181

bilig, K / 2005, say 32

verilen temesskten iltizam bedeli hakknda bilgi alnamamakla beraber (82/768:111), Ali Aann, Damga mukataas mlhakatndan olan Ankara nefsine ait bac- bazar ve bad- hevay pare mukataas olarak 700 gurua Ahmed Aaya iltizam ettii grlmekte (82/768:112), bylece aada bahsedilecek olan bac- bazar ve bad-i hevadan kaynaklanan sorunun henz mukataann malikne olmad dnemde dahi var olduu anlalmaktadr. Karklk, mukataann has olarak sadrazama verilmesi srasnda domu olmaldr. 1116 (1704-1705) ylnda Mehmed Paaya has olarak tevcih edilen mukataa vazifelerle birlikte 27800 gurua Mehmed Aaya iltizam edilmitir (83/769:498). Mukataa 1117 (1705-1706) senesinde bu sefer Ali Paann hass olup, yine 27800 gurua iltizam edildiine dair Ali Aaya verilen temesskten artlarn deimedii anlalmaktadr (84/770:808). Ali Aa, kendisi gelinceye kadar Elhac smail Aay vekil nasb ve tayin etmi; bunun iin verdii temesskte, elindeki ferman mucebince eski voyvodann muhasebesinin grlmesini ve kendi dnemine ait damga tahsil edilmi ise smail Aaya teslim edilmesini istemitir (84/770:808). Damga mukataas 1123 (1711-1712) mart bandan itibaren Hseyin Aaya rey fukarasna hilaf- er-i erif zulm ve teaddi etmemek artyla ve 5000 guruu pein olmak zere maktuen 27800 gurua (86/772:435), 1124 (1712-1713) ylnda Yusuf Paa tarafndan vazifeler dnda 5000 guruu pein olmak zere 19800 gurua yine Hseyin Aaya iltizam edilmitir. Hseyin Aa zimmetinde kalan 14800 guruu sene iinde teslim ettiinde kat- alka temessk verilecektir (87/773:719). 1125 (1713-1714) ylnda da yine vazifeler dnda 19800 gurua ve drt taksitte denmek artyla Hseyin Aa iltizama almtr (88/774:538). 1127de (1715) mukataann Ali Paaya ait olduu grlmektedir. 1127 (1715) senesinde hem mltezim deierek Bosnavi Hasan Aa olmu hem de iltizam bedeli 30 bin gurua ykselmitir. Hasan Aa 7500 guruu pein demi, kalan 22500 guruu senesi iinde teslim etmek zere temessk almtr (89/775:574). Ali Paa hassna dahil Ankara Damga hass 1128 (1715-1716) senesi mart bandan sene sonuna kadar Sipahiler Aas Ahmede 31 bin gurua iltizam olunmutur. Bu meblan 7500 guruu pein alnm, kalemiyesi olan 6200 guru da teslim alnm ve temessk verilmitir. Kalan 23 bin 500 guru senesi iinde tamamen dendiinde kat- alaka temessk verilecektir (90/776: 592).
182

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

Tablo:I
Yl

Malikne Sahipleri ve Mal Bedelleri


Malikaneci
Mehmed ve Mustafa Darbhane-i Amire Nazr Ahmed Ali Mir Alem-i ehriyar Elhac Meh med (1/2 hisse) Tophane-i Amire Nazr Sleyman, smail, Mehmed Mltezim

1130 (1717-18) 1136 (1723-24) 1143 (1730-31) 1146 (1733-34) 1147 (1734-35)

Muaccele (guru) 10500

Mal (guru) 30000 30003

Mustafa Aa

Mustafa Aa 1147(1734-35) Muhsin Mehmed Aa-emanet 1148(1735-36) Mustafa Efendi-emanet 1151(1738-39) Mustafa Aaemanet 1155(1742-43) Hasan Aa ve Elhac Hseyin itirakeniltizam

1150(17 37-38) 27272

1158 (1745-46) 1166 (1752-53)

1172 (1758-59) 1176 (1762-63) 1189 (1775-76) 1196 (1782-83)

1197 (1783)

1199 (1784-85) 1200 (1785-86) 1202 (1787-88) 1204 (1789-90) 1206 (1791-92) 1208 (1793-94) 1222 (1807)

Sipahiler Aas Abdullah (1/3 hisse) Babakkulu Abdi, Katib-i Yenieriyan- Esbak Elhac Mehmed, Dergah- Mualla Kapucubalarndan Osman, Halil, Mustafa brahim, Mehmed, Ali Mehmed, Abdi, Feyzi brahim Necib, Mustafa, Abdlaziz, Abdlmecid, Mehmed Emin, Abdurrahman, brahim, Ali, Hafz Mehmed Sadk, Mehmed Emin Hasan Bey, Ahmed Bey, Abdlaziz Efendi, Abdlhamid Aa, brahim Bey, Mustafa Aa, Sar Selim Elhac Mehmed, Feyzullah Bey, Abdullah Aa Vezir Sar Selim Paa, Silahor Mehmed, Mehmed Mehmed Emin, Mustafa, Necib Ali (3/7 hisse) Hafz Osman, Abdlhamid (Ksmen rad- Cedid Hazinesince zabt) Mustafa Asm, Esseyid Mehmed (Darbhanece zabt)

28195

28195

27820 1 yk 19214,5gu ru 27573 28931

29200 64500

183

bilig, K / 2005, say 32

Ankara Damga mukataas iin ilk olarak 1130 (1717-1718) senesinden itibaren zabt edilmek zere 10500 guru muaccele ile Mehmed ve Mustafa adl kiilere malikne berat verilmitir. Muaccelenin hazineye nakden yatrlm olmas gerekmekle beraber, denip denmedii tesbit edilememitir. Bu sebeple kaddan, eer muaccele Asitane-i Saadet hazinesine denmi ise buna ait senedin Rikab- Hmayuna irsalinin salanmas; eer teslim edilmemise derhal Hazine-i mireye tesliminin salanmas; ayet denmemi ve demede problem karlyor ise mukataaya vaz- yed ettirilmemeleri ve bir emin tayini emredilmitir (93/779:355; 93/779:356). Mukataa mal otuz bin gurutur (96/782:418). 1136 (1723-1724) yl mart bandan itibaren Damga mukataasn emaneten zabt etmek zere Mustafa Aaya verilen temesskten, malikne sahibinin artk Darphane-i mire Nazr Ahmed olduunu reniyoruz (100/786:134). 1143 (1730-1731) ylnda ise adn renemediimiz bir mltezime verilen temesskte, 30003 gurua iltizama verilen Damga mukataasnn malikne mutasarrfnn Ali adl biri olduunu gryoruz (109/795:286). 1146 (1733-1734) senesinde mir alem-i ehriyari Elhac Mehmed Damga mukataasnn yar hissesine malikne olarak mutasarrf olup, yar hissesini de iltizamen uhdesine almtr. 1146 (1733-1734) senesi iin mukataann tamamn Mustafa Aaya iltizama vermitir. Mltezim mart bandan itibaren resimleri toplayp, sene sonunda mukataadan vazife (cret) alanlarn vazifelerini deyecek ancak bu demeyi vazifelilerin cedid beratlarna gre yapacaktr (113/799:251). Maliknenin en ge 1147 (1734-1735) ylnda tekrar el deitirdii anlalmaktadr. Malikneciler Tophane- mire Nazr Sleyman ile smail ve Mehmed adl kiilerdir. Mukataa 1147 (1734-1735) ylnda emaneten Muhsin Mehmed Aaya verilmi; 1148 (1735-1736) yl mart bandan itibaren de Mustafa Efendiye emaneten verilerek vekil tayin edilmitir. Ancak Mehmed Muhsin Aann emaneti srasnda salad gelirleri teslim etmedii anlalmaktadr. Mustafa Efendiden kad marifetiyle Mehmed Muhsinin muhasebesini grmesi ve maliknecilere ait btn alaca tahsil etmesi istenmektedir (116/802:411). 1150 (1737-1738) ylnda mukataa mal 27272 gurutur (118/804:646). Mehmed, smail ve Sleyman tarafndan 1151 (1738-1739) ylnda emaneten Mustafa Aaya verilen malikne8, 1155 (1742-1743) ylnda itiraken Hasan Aa

184

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

ve Elhac Hseyin Aaya iltizam edilmitir9. Mal ve kalemiyesi drt taksitte denecektir. 1155 (1742-1743) ylndan itibaren malikne mutasarrflarn takip etmek glemektedir. Zr bu tarihten sonra hissedar saysnda art olduu gibi, zellikle 1172den (1758-1759) itibaren hissedarlarn kendi aralarnda devir yaptklar anlalmaktadr. 1158 (1745-1746) ylnda Sipahiler Aas Abdullahn Damga mukataasnn 1/3 hissedar olduu grlmekte, dier hissedarlar hakknda bilgi bulunmamaktadr (124/810:196). Malikne 1166 (1752-1753) ylnda Babakkulu Abdi, Katib-i Yenieriyan- Esbak Elhac Mehmed, Dergah- Mualla Kapucubalarndan Osman ile Halil ve Mustafa adl kiilerin zerindedir (136/822:369). 1172 (17581759) senesinde brahim, Mehmed ve Ali (144/830:205); 1176da (17621763) Mehmed, Abdi ve Feyzinin uhdesindedir (147/833:557). 1189da (1775-1776) itirakilerden yalnz brahimin adn biliyoruz (163/849:216). 1196 (1782-1783) ylnda itirakiler Necib, Mustafa, Abdlaziz, Abdlmecid, Mehmed Emin, Abdurrahman, brahim, Ali, Hafz Mehmed Sadk, ve Mehmed Emin olarak saylmaktadr; ayn yl mukataa mal 28195 gurutur (171/857:146). 1197de (1783) mutasarrflardan bir ksmnn deitii anlalmaktadr. Mukataa mal yine 28195 guru olup itirakiler Hasan Bey, Ahmed Bey, Abdlaziz Efendi, Abdlhamid Aa, brahim Bey, Mustafa Aa ve Sar Selimdir (BOA. KK.1197/5274). 1199da (1784-1785) mukataa mal bir miktar dp 27820 guru olurken ilgili kaytta malikne mutasarrflar Elhac Mehmed, Feyzullah Bey ve Abdullah Aa olarak zikredilmektedir. 1200 (17851786) ylnda mukataa mal 27573 guru olup muaccelenin bir yk 19214,5 guru; mutasarrflarn da Vezir Sar Selim Paa, Silahtar Mehmed ve Mehmed olarak sayld grlmektedir (175/861:149). Ayn kiiler bazen farkl belgelerde farkl nvanla zikredildii iin isimleri takip temek gtr. Vezir Sar Selim Paann daha evvel zikredilen Sar Selim olduu aktr; Elhac Mehmed, bazen Silahdar Elhac Mehmed olarak zikredildii iin yine ayn kii olduu tahmin edilebilir. Bazen mutasarrflardan bir veya bir kann ad verilerek dierleri ve mterekleri gibi bir ifade ile geitirilmektedir (177/863:372). Dier taraftan Divana hangi ortaklar tarafndan mracaat edilmi ise belgede yalnz onlarn adnn yer ald da grlmektedir. Mesela 1202de (1787-1788) Mehmed Emin ve Mustafa adl mutasarrflar yan sra nc kii olarak saylan Necibin ad (177/863:372) daha evvel 1196 (1782-1783) ylnda da zikredilmi ancak arada geen srede hibir kaytta kendisine rastlan185

bilig, K / 2005, say 32

mamtr, muhtemelen bu arada ortaklktan ayrlmayp mutasarrfl devam etmektedir. 1202 (1787-1788) ylnda mukataa malnda bir miktar art grlmektedir, bu ylda mal 28931 gurutur. Maliknenin mterek tasarruf edildii yllarda, hissedarlarn ne oranda tasarrufu olduu aka belirtilmedii taktirde kestirilememektedir. Ancak arada ayrlan mutasarrflarn hisselerini birbirlerine veya yeni birine devrettii anlalmakta ve bu vesile ile hisse oranlarndan bahsedilmektedir. Bu balamda 1204 (1789-1790) ylnda Alinin hissesi mukataann 3/7si yani yaklak %43dr (180/866:214). Dier ortaklarn tam olarak ka kii olduu belli deilse de paylar toplam olarak %57 nisbetindedir. Ancak Damga mukataasnn malikne olarak satlan ksmnn mukataann tamamna olan orann bilemiyoruz. Fakat mukataann belli bir ksm devlete rcu ettiinde bu durum kaytlarda belirtildiinden; aksine bir hkm yoksa, mukataann tamamnn malikneye dahil olduu sylenebilir. 1205 (1790-1791) ylnda defalarca ihtar edilmesine ramen mkellefiyetlerini yerine getirmedii iin Alinin hissedarl ref olunmutur (182/268:253). 1206 (1791-1792) ylnda hissedarlar Hafz Osman, Abdlhamid ve sairler olarak zikredilmektedir. Ve nihayet 1208de (1793-1794) maliknenin, Alinin hissesi de dahil olmak zere %25i rad- Cedid-i Hmayun; %75i dier kiiler tarafndan tasarruf edilmektedir (185/871:283). Mukataa mal yine bir miktar artarak 29200 guru olmutur. Bu artn, boyama ileminden alnan cretin artmasndan dolay gerekletiini biliyoruz fakat bundan evvelki deiikliklerin hangi sebepten kaynakland imdilik malmumuz deildir. 1215 (1800-1801) ve 1218 (1803-1804) tarihli iki kaytta artk maliknecilerden bahis yoktur. Mukataann rad- Cedid-i Hmayun hazinesi tarafndan zabt ve idare edildii (195/881:113;199/885:219); 1224 (1809-1810) tarihli bir kaytta ise Ankara Damga mukataasnn Darbhane-i Amireden zabt ve idare olunan mukataat- miriyyeden olduu belirtilmekte (202/888:229); ancak 1225 (1810-1811) tarihli bir kayttan kk bir ksmn malikneciler elinde olduu anlalmaktadr (205/891:119). Dier taraftan bu belgelerden mukataann rad- Cedid ve Darbhane tarafndan kesin olarak hangi tarihler itibaryla zabt edilmeye baland anlalamamaktadr. Mukataann byk ksm Darbhanece zabt edildikten sonra 1223 (1808-1809) ylnda eski Ankara mtesellimi hacegan- divan- hmayundan Abdlkadir Efendiye emaneten verilmi olup (202/888:344), 1224 (1809-1810) ylnda iltizamna talip bulunamamtr. Bunun zerine mukataann zabt, ilerinin yrtlmesi ve gelir186

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

lerinin toplanmas iin Ali Aa memur edilmi, O da ber vech-i emanet mer Aay tayin ve mahkemede bilirkiiler huzurunda elindeki defter ve hesaplar mer Aaya devretmitir (202/888:229). zmirde tahsil edilen rite-i sof rsumu da Ankara Damga mukataas mlhakatndandr. Rite-i sof rsumu 1222 (1807-1808) senesinde Ankara mtesellimi dergah- mualla kapucubalarndan Mesuda der uhde ve iltizam edilmitir. Ancak mukataann emaneten idaresi gerektii iin iltizam kayd terkin edilmi ve yeniden ayr ayr iki emir verilmitir. Buna gre mukataaya bal iki kyn mahsul ve rsumunu toplamak, boyahanede boyanan alilerden yeni tanzim olunan fiyatlardan rsum- sbgiye ve mutad zere damgalarn, dier muayyen gelirlerini ve gerek Ankarada gerekse zmirde alnan resimlerini ahz ve mukataa-i mezburu yed-i vahidden zabt-u rabt eylemek artyla Mesuda yaplan damga-y Ankara ve boyahane ve tevabii iltizam iin Ankara kadsna; zmirde alnan rite-i sof rsumunun tahsili iin zmir kadsna verilen emr-i erif terkin edilmi ve mtesellimin emaneten zabt iin 1222 rebilevvelinde (mays-haziran 1807) kadya emir verilmi, salanan haslatn her ay rad- Cedid hazinesine gnderilmesi istenmitir. Ayn yl cumadelevvelinde Abdlkadir Hilmi, Ankara mtesellimi olarak tayin edilmi ve Damga-y Ankara ve mlhakatndan olup zmirde tahsil edilen rite-i sof rsumu mukataas emaneten uhdesine verilmitir. Daha evvel ayn yl mart ba itibaryla 64500 guru bedelle Mesuda verilmi olduu iin halef selefin hesap grmesi istenmektedir. Bu balamda mukataa varidatndan yaplan tahsilat, makbuzat, bakaya ve zimmet her ne ise devir teslim yaplarak ilgili defter der saadete gnderilecektir (207/893:154). Ayn hususta Ankara kadsndan baka zmir kadsna da emr-i erif verilmitir (207/893:160). Damga mukataasnn ekseriyeti mr kontrolne geip Darbhane tarafndan idare edilmeye balandktan sonra sicillere akseden belgelerden malikne mutasarrflar ve onlarla ilgili hususlara dair nadiren bilgi bulunmaktadr. Mukataann hissesinin malikne olduu bilinmektedir. Bu ksm Mustafa Asm ve Esseyid brahim ile ortaklarnn uhdesindedir. Malikne mutasarrflar 1222 (1807-1808) senesinde almalar gereken paylar elde edemedikleri iin ayn yl cebeli bedeli olarak yapmalar gereken demeyi gerekletirememilerdir. Ankara kads, mtesellimi ve bu konuda mbair tayin edilen Yusufa gnderilen hkmde mukataa-i mezburenin varidat icab idenlerden cem ve tahsil ve der saadetime tesyar ve cebellerine mahsuben hazine-i amireme teslim ile tazyikden tahlisleri ifadesi yer almaktadr (208/894:244). Hazine-i mire kaytlar187

bilig, K / 2005, say 32

na gre Damga mukataas, rite-i sof ile birlikte 1222 (1807-1808) ylnda 64500 gurua ayn yl Ankara mtesellimi olan Mesuda iltizam edilmi; bilahare zerinden alnarak emaneten yeni mtesellim Abdlkadir Hilmiye verilmitir. Halef selef mtesellimler arasnda hesap grlerek haslatn, defteriyle birlikte stanbula gnderilmesi istenmise de 1223 (1808-1809) ylnn drdnc ayna kadar bir deme yaplmamtr. Sz konusu Mesudun 1222 (1807-1808) ylndan 101303,5 guru zimmeti bulunmaktadr ki bunun 46816 guruu Damga mukataasna aittir. Yeni mtesellim ise bu zimmeti tedarik edip hazineye gndermedii gibi maliknecilerin hissesine den pay da veremedii iin, malikneciler cebeli bedellerini deyememitir. Bu durumda mtesellimden maliknecilerin zimmetine mahsuben cebeli bedelini hazineye, kalan miktar da kendilerine yollamas istenmektedir (208/894:244). Esasen Ankara ve civar ile ilgili btn gelirlerin toplanmas Ankara mtesellimi Abdlkadirin uhdesindedir. Bunlarn arasnda 1223 (1808-1809) senesi iin mal, kalemiyye, faiz olarak adlandrlanlarla iltizam geliri dahil 22797 guruluk Haymanateyn mukataas ile 15000 guruluk iltizam bedeliyle Yabanabad mukataas ve Ankara cizyesi de bulunmaktadr. Mtesellim bu gelirlerin akbeti ilgili sorular cevapsz brakt iin durumu tahkik etmek zere Darbhaneden Ali adl biri mbair olarak gnderilmitir. Mtesellim Abdlkadirin tahsil ettii gelirleri kendi ilerine harcad tesbit edilmi olup ref edilmesi gerekmekle beraber, Ankara sanca ihtilal zere olduundan bunun yaplmad anlalmaktadr. Dergah- mualla kapucubalarndan mir ahur- evvel payesiyle Bozok sanca mutasarrf olan Sleyman Bey, Ankara kads ve mezkur Ali marifetiyle 1223 (1808-1809) ylnda mtesellimin hesaplar grlerek; mukataalarla ilgili tahsilat, makbuzat ve zimmetinin belirlenmesi, memleket umuruna sarf ettii mebla varsa tevzi defterine alnmas ve kendisinden tahsil edilmesi gereken meblan daha evvel Damga mukataas gelirlerinden polie ile alnan 5000 guru hari, emval ve eyasndan salanmas istenmitir (208/894:255). 1224 (1809-1810) ylnda Ankara mtesellimi olarak atanan hassa silahorlarndan Osmann Ankara Damgasn yed-i vahid olarak emaneten idaresi ve hizmetleri beenildii iin 1225 (1810-1811) ylnda da bu grevi devam etmitir10. zmir ve Ankara kadlarna ayr ayr gnderilen emirle mukataaya dahil iki kyn haslatn, boyahane gelirlerini, damga rsumu ve sair gelirlerle zmire gnderilen sof ipliinden gerek Ankarada gerekse zmirde alnan resimleri toplayarak her ay Darbhane-i mire hazinesine yollatmalar istenmitir (208/894:529530). Osman Aann fazla kr almak sevdasyla hareket ettii ynn188

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

deki bir ikayet belli srede mukataa geliri hakknda bilgi vermektedir. Osman Aann zabt mart ba itibaryla olmasna ramen 1225 (18101811) martndan krk gn evvel mahallinde esnaf tenbihleyerek iki bin top ali ve 280 katr yk sof ipliinin kantara getirilmesini nleyip kendi dnemine tehir ettii ve 1224 (1809-1810) yl vergi haslatna 8000 guruluk zarar verdii ynndeki iddiann gerek olmad anlalmtr11. Damga mukataasnn ekser hissesi Darbhane tarafndan zabt edilerek emaneten idare edilmeye balandktan sonra, ehl-i rfn mdahalesinin artt anlalmaktadr. Ankara mutasarrf, kads ve damga eminine gnderilen hatt- hmayun ile mukataalarn malikne olarak satna yol aan sre uzun uzun izah edilerek; bir ekilde malikne balants olan mukataalarn elan serbestiyetle idare edilmesi ve dolaysyla umur- mukataa ve reayasna ehl-i rf taifesi tarafndan dahl taarruz ve rencide ve teaddi olunmamas emredilmi; kad tarafndan ilgililere duyurulduktan sonra sicile kaydedilmitir (210/896:147;202/888:341). Damga mukataas 1227 (1812-1813) senesinde yed-i vahidden zabt ve idare olunmak zere dergah- mualla kapucubalarndan Cabbarzade Mir Sleyman uhdesine ve Onun tarafndan da hassa silahorlarndan Osmana verilmitir. Bylece Ankara damga ve boyahane resimleri ile mukataaya bal sof ipliinden gerek Ankara gerekse zmirde alnmas gereken resimlerin Osman tarafndan zabt iin ferman gnderilmitir (212/898:198). 1229 (1813-1814) ylnda ise Damga emaneti mukataasnn iltizamen Ankara ve Kangr (ankr) mutasarrfnn uhdesinde olduu grlmektedir. Mutasarrf mukataay Dergah- li gediklilerinden brahim Aaya iltizam etmi, kanun hilafna resim ihdas etmemesini istemitir (213/899:276). 1229 (1813-1814) tarihli bir ilamda Ankarada ali ve sofcu kalfalar ile boyac esnafnn illet bahanesiyle ilerini terk ettikleri iin mukataa konusu ilerin durma noktasna geldii bildirilmektedir. Sz konusu esnafn Ankara civarndaki ba ve bahelerine ekilmeleri zerine Ankara mutasarrf, hepsinin ilerin bana nakledilmesi iin buyruldu vermitir. Esnaf, kad tarafndan arlarak buyruldu okunmu ve savunmalar istenmitir. Beldede ortaya kan veba ve taun illetinden ou esnafn helk, kalann da perian olduu bildirilerek; ileri terk etme sebebi olarak ba bozumu mevsimi olmas ileri srlm; ilam tarihi itibaryla otuz bir gn izin istenerek akabinde ilerin bana dnlecei sylenmitir (215/901:19).
189

bilig, K / 2005, say 32

Damga mukataas 1230 (1814-1815) senesi iin 60240 gurua Ankara ve Kangr sabk mutasarrf Abdurrahman Paaya iltizam olunmu; Paann mtesellimi Elhac Ali Aa, Dergah- li gediklilerinden eski mltezim Esseyid brahim Aay damgahane aas olarak tayin etmitir. brahim mukataay sekiz ay zabt etmi bu srede salanan 40587,5 guru iraddan masraflar ve zimmeti karldnda 15032 guruluk bir teslimat olmutur. brahimden sonra damgahaneyi ay mbair Mustafa idare etmi, masraflar knca 9500 guru gelir salamtr. Bir yllk srenin son ayn damga yazcs idare etmi ve 1690 guru safi gelir elde etmitir. Bylece bir yllk iltizam dneminde 40470 guru gelire mukabil 19770 guruluk zarar sz konusu olmutur (215/901:69). Bu manzaradan sonra 1232 ylnda mukataay iltizama alacak kimse bulunamad iin kad tarafndan bir emin ve bir sarraf tayin edilmi; bunlarn sekiz aylk tasarruf srelerinde salanan 31085,5 guruluk haslattan kira, iri ve dier giderler knca 12524 guruluk safi gelir kalmtr (215/901:112). Bu sreler zarfnda mukataadan her hangi bir ksmn ifraz edilip ayrca iltizam veya emanete verildiini gsteren bir unsur olmad iin yed-i vahidin srd ve sz konusu gelirlerin damga, boyahane ve sof ipliine mteallik resimleri kapsadn dnmek durumundayz. Byle bir toptan gelir, bu dnemde retilen sof, ali ve iplik miktarn tahmine imkn vermemekte ancak mukataa gelirlerinde dramatik bir d grlmektedir. Yaklak yz yllk malikne dneminde mukataa mal senede 28-30 bin guru raddesinde seyretmi, Darbhane tarafndan zabt edildikten sonra iltizam bedeli 60-64 bin gurua ykselmitir. Ancak mukataay iltizama alanlarn bu bedelin tamamn elde edemedikleri ve dramatik dlerle karlatklar anlalmaktadr. Bu durum nasl izah edilebilir? Mukataann Darbhanece zabtndan sonra mal miktarnn iki misli artrlmas dikkat ekici olmakla beraber byle bir iltizam bedeli istenmeden nce bir sre emaneten ynetildii iin bu artn mesnetsiz olmamas gerekir, yine de devletin artlar zorlad dnlebilir. Dier taraftan ehl-i rfn sanat erbabn bezdirecek kadar bask yapt anlalmaktadr Son darbeyi ise salgn hastalklarn vurduu grlmektedir. Bunlar dahili sebepler olup bir mddet sonra Balta Liman anlamasna gtrecek d basklarn da younlat hatrda tutulmaldr12. Damga malikne-mukataasnn ileyii ve bu kapsamda karlalan meseleler tiftik, iplik, sof ve aliye mteallik olmak zere bunlarn retim, iml ve satn yapan tezgah sahipleri ve esnaf; ehl-i rf, yabanc tccarlar, muhtekirler, mltezimler, esnaf eyhleri ve nihayet devlet ve malik190

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

ne sahipleriyle ilgili olarak ortaya kmaktadr. Aadaki blmlerde eriye sicillerinin elverdii lde bu konular izah edilecektir. Burada esas itibaryla malikne dnemi ele alnd iin, bundan sonraki durumun takibi baka bir aratrmaya braklacaktr. II- Damga Mukataasnn leyii Sicil kaytlarna dayanarak Ankarada damga mukataasnn ileyiini kabaca da olsa resmetmek mmkndr. Buna gre sof dokumasnda kullanlan ipliklerin reticileri tarafndan evvela mahalle ve sokak aralarnda satlmas, ancak artan miktarn ipliki esnafna satlmas ynndeki dzenleme; dokuyucularn iplik almnda ncelii olmasn, aracsz ve dolaysyla ucuz mal almasn salayarak retimi tevik eden bir unsur olmutur. u halde ipliki esnafnn elindeki ipliklerin belli bir ksmnn d ticaret konusu olup, yabanclara satld sylenebilir. Kaytlarda belirtildii zere sof retimi yalnz Ankaraya mahsus olmad iin civardaki retim blgelerine de buradan sevkiyt yapld dnlebilir. Soflarn ykanma, perdahtlanma, boyanma ve nihayet sat ilemleri belli yerlere mahsus klnmtr. Dokuma ameliyesi bu tr kaytlardan azadedir zr fazla miktarda dokuma yaplmas istenmektedir. Yine de kimlerin dokuma yapaca eminin iznine baldr. Dokuma dndaki ameliyelerin belli mahallere tahsis edilmesi damga eminlerinin ykama, perdahtlama, boyama ilemlerine nezaretini ve dolaysyla resim almasn kolaylatrmaktadr. Bu ilerin eminden icazet almak suretiyle yaplmas retim miktarn tesbit ile vergi karmay gletirmitir. Satlarn yalnz bedestandaki sofcu esnafna hasredilmesi de damgasz sof satn nlemeye matuf olmaldr. Dier taraftan dokuyucularn, dokuduklar soflar bu esnafa aracsz olarak verdii grlmektedir. Vergilere gelince, inceleme srasnda grlen sicil kaytlarndan damga akasnn meblana dair bir bilgi alnamamtr; belgelerde damga akasndan gayr alnacak kar bac miktarlar bulunmaktadr13. Yine belgelerde perdaht ve ykama ameliyesine dnk bir resme rastlanmamtr ancak bu, vergi olmad anlamna gelmiyor. Mesela cendere ile ilgili hibir kayda rastlanmamas cenderehanenin bir vakf bnyesinde bulunduunu dndrmektedir; gerekten byle ise, bu sebeple cendere konusu sicile aksetmemi olabilir. Dier taraftan boyama ileminden resim alnd kesindir. Bunun dnda sof, ali ve iplikten damga resmi dnda Ankaradan gtrlrken kar bac; zmir, stanbul gibi vard yerde de ayr bir resim alnmaktadr. Ankara dna gtrmek zere mal alan yabanclarn bunu simsar
191

bilig, K / 2005, say 32

aracl ile yapmas gerekmektedir. Bylece simsariye vergisi alma imkn doduu gibi, maln gidecei yer de belirlenerek vergi karlmas nlenmitir. Simsariyeden baka zarar- kassabiye alnd bilinmektedir. Her trl ihtikr ve tekelciliin nlenmesi iin tedbir alnmtr. Bunlar sof ve ali esnafnn kulland hammaddelerin ktln nleyecek dzenlemeleri de iermektedir. Mesela retimde kullanlacak malzemeleri evveliyetle reticiler satn alabilir. Burada kastedilen zel tekellerin nlenmesidir. Baz kiilerin ortaya karak ehre getirilen iplii toplamas veya iri gibi maddeleri satn alp, bunlarn dokuyucu ya da imlatlara satnda araclk yapmak ynndeki istekleri, ara- hammaddeler zerinde ihtikr faaliyeti olarak deerlendirilmitir. Yine boyaclarn zellikle krmz renk iin fazla fiyat isteme ynndeki faaliyetleri tekelcilik olarak deerlendirilerek yasaklanmtr. Devletin vergilerini fire vermeden toplayabilmesi iin yukarda belirtildii gibi baz faaliyetleri belli yerlere mahsus klmas ise, devlet tarafndan uygulanan bir tekel olarak deil, duruma nizam vermek eklinde adlandrlmtr. Kamu tekeli olarak kabul edilebilecek yed-i vahid lafz ancak 1222 (1807-1808) ylnda grlmektedir. Mukataa malndan vazife demeleri dnda ocaklk ve mevacib karl tahsisler yapld anlalmaktadr. Bu balamda Istabl- mire masraf, am- erife bahi ve ulufe demeleri ile Tersane-i mire mevacibleri zikredilebilir. Sicile kaytl belgelerde divana hangi sebeple mracaat yaplmsa mukataa gelirinin ekseriyetini o kalemin oluturduu ifade edilmitir. Mesela iplikten kaynaklanan bir sebeple divana mracaat edildiyse mukataa hasl yalnz damga olup tiftik ipliine mnhasrdr denmi (96/782:418), boyadan kaynaklanan bir sebeple mracaat edildiyse Ankarada dokunan ve boyahanede boyanan ali ve soflardan olutuu (85/771:433) belirtilmitir. Yine baz belgelerde gelirin ounluunun iplik tccar ve bezirganlardan (171/857:146), sof ve aliden ((175/861:149), boya ve cenderehaneden (124/810:196)) saland belirtilmitir. Yukarda belirtildii zere Damga mukataasnn ilk olarak 1208 (17931794) ylnda rad- Cedid tarafndan zabt edilmi ve en ge 1215 (1800-1801) ylnda malikne olarak kalmakla beraber, malikne mutasarrflar tarafndan serbestiyet zere idare edilme vasf sona ererek darbhane-i mire kontrolne gemitir. Bu esnada baka dzenlemeler de sz konusu olmu yapa, tiftik, maz (vukiyyeden bir para), kkboya (vukiyyeden iki aka) ve koyun ve keiye ynelik yeni resimler ihdas edilmitir(185/871:351,379). 1208 (1793-1794) senesi mart ba
192

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

itibaryla lkenin her yerinde satlan yapann her vukiyyesinden bir aka resim alnmas kararlatrlmtr. Yapa ile ilgili olarak eskiden beri alnan gmrk ve dier resimlerin dnda ve onlar kaldrmayacak ekilde ihdas edilen bu yeni vergi satclardan alnacaktr. Vergi geliri rad- Cedid tarafndan emaneten zabt edilecek, resimin dendiine dair tezkere alnmadka yk balanmayacak veya gemilere ykleme yaplmayacaktr; kaak olarak alp satmak isteyenler tesbit edilirse iki kat vergi alnacaktr (185/871:285). Yeni-il voyvodas Sleyman, paye-i mir ahur- evvel olarak yapa rsumat emini tayin edilmitir (185/871:286). Bilahare yeni bir dzenleme yaplarak Ankara sanca ve kazalarndan koyun ve kei bana birer para, yapa ve kl resmi bedeli olarak tahsil edilmeye balanmtr. Yapa resmini henz dememi yapa sahipleri bunlar tccara sattktan sonra, tccar eminle karlatnda eda tezkeresi ibraz edemedii iin resmin tahsiline yeni bir nizam verme ihtiyac hasl olmutur. Buna gre 1208 (1793-1794) mart ibtidasyla koyun ve keiden adet-i anam resmi tahsil edilirken koyun ve kei sahibi herkesin ismi, ekali ve sahip olduu kk ba hayvan adedi tesbit edilecek; koyun ve keinin her biri iin birer para resm-i yapa ve kl tahsil edilerek ellerine eda tezkeresi verilecektir. Uygulama selatin vakflar dahil tm vakflar, eraf, yan, ahali, rey, askeri, gayri askeri, oban, mandrac, celeb, Trkmen, Ekrad, yrkn taifesi, Haremeyn mukataas dahil herkesi kapsayacak; hilafna hareket edenlerden iki kat resim alnacaktr. Dier taraftan kimseden bu resim dnda bir denti talep edilmeyecek, sene sonunda imzal ve mhrl defterleriyle birlikte haslat rad- Cedid hazinesine teslim edilecektir. Kuzu ve olaklarn vergiden muaf olmas baz anlamazlklara yol at iin l, her yln mart ve sonraki aylarnda doan kuzu ve olaklarn kapsam d olmas eklinde tasrih edilmitir (185/871:408,411). III- Sof Ve ali mlat Al, tavan kan, ak arab, ak benef, ak yeil, fstk yeil, ak neft, siyah, glgn, ak turuncu, koyu benef, ak drn, msr moru gibi renklere boyanan soflarn her biri standart olarak otuz zir' uzunlukta olup, bu uzunluktaki paralar top olarak adlandrlmaktadr (750/332). aliler 20 ileden dokunmak zorundadr14. Ham tiftiin Ankara dna karlmas yasaktr (118/804:646). Kadm bir uygulama olarak Ankaradaki sofcu esnaf dokuduklar soflar bizzat satmaktadrlar; bunu reticinin esnaf veya tccara aracsz olarak sat eklinde anlamak gerekir.
193

bilig, K / 2005, say 32

Ancak zaman zaman kendilerini simsar olarak adlandran kiiler treyerek sof ticaretinin kendilerine ait olduu iddiasyla sof satn stlenerek top bana bir iki guru zam yaptklar ve piyasada fiyatlarn ykselmesine yol atklar grlmektedir (118/804:646). Ankara'dan baka Rumeli, Anadolu veya stanbulda her kimde resmi denmeyen tiftik iplii ve damgasz sof ve muhayyer bulunursa mr iin el konmas art malikne bertlarnda yer almaktadr. Ayrca yuyucular, perdahtclar, boyaclar eminden icazet almadan soflar ykayamaz, perdaht ve boya yapamaz. Bylece vergisi denmeyen soflarn piyasaya kmas nlenmeye allmtr. Damga akasndan baka Ankarada iplik yk bana 1 guru kar bac alnmaktadr. Ayrca tiftik ipliinden gnderildii mahalle gre deien resimler alnmaktadr. Vukiyye bana stanbula giden iplikten 10; zmir, Halep ve sair yerlere giden iplikten 9 aka alnacaktr; bunlarn maln vard yerde alnaca anlalmaktadr. Beypazarnda alnan bac miktarnn ise daha yksek olduu grlmektedir, tiftik ipliinden yk bana 4 guru kar bac alnmaktadr. Beypazarnda soflardan alnan kar bac ise yledir: Yamurluk sof 24 aka, cendereli sof 8 aka, beyaz sof 16 aka, yamurluk nevresi? 8 aka, kuak 2 aka. Bunlarn dnda sicil kaytlarnda Ankaradan kar bac yk bana 125 aka, stanbula gidenden 81, Halep ve sair yerlere gidenden 160 aka alnaca eklinde bir ifade bulunmakla beraber, neyi kast ettii ak deildir15. plik iin teden beri alnagelen resimlerin aynen tahsil edilmesi, zmir ipliinin ilenmeden gtrlmemesi gerekmektedir. Eer bu durum mukataa artlarnda yer almyor ancak mukataann dzeni asndan uyulmas gerekiyorsa, mukataa artlarndan saylmas gerekmektedir16. zmir iplii olarak tabir edilen ipliin Ankarada retilen, bir cins ince iplik olduu anlalmaktadr; zmir taraflarnda reva bulduu iin bu ad alm olmas, yabanc tccarlar tarafndan yurt dna gtrmek zere talep edildiini gstermektedir. Mukataa eminleri Aya ve stanos kasabalarnda esnaftan olmayan baz ecnebilerin tezgah peyda ederek ilesi noksan ve yaln kat kalb aliler dokuyarak hem halka zarar verdiklerini hem de mukataa dzeninin bozulduunu bildirerek bunun nlenmesi iin defalarca emr-i erif almlardr. Buna gre kalb ve noksan ile ile dokunan alilerin Ankara bedestannda satlmamas, damgalanmam aliler ele geirildiinde sahiplerinin cezalandrlmalar ve mr adna bunlara el konulmas gerekmektedir. Ankaradaki mr boyahanelerden baka yerde boya yaplmas
194

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

da yasaktr. Buna ramen bu tr alilerin dokunmas da bedestanda satlmas da nlenememitir. Sicillerde kalb olarak nitelenen standart d mamullerin, simsarlar eliyle damgaland, dolaysyla gerekte resimlerinin denmedii belirtilmektedir. Damgasz sof sat yasak olduuna gre bu durum bazen damgann da sahte olduunu gstermektedir. Bylece kalb ve ilesi noksan ve yalnkat sof ve ali imlinin nlenmesi ve her kimin elinde bulunursa mr iin el konulmas, sahiplerinin cezalandrlmas ve Ankara bedestan dnda sof ve ali satnn nlenmesine dair gemite verilen fermana aykr hareketlerin nlenmesi iin yeni bir ferman istenmitir. Yine Aya, stanos, Beypazar, Kohisar ve dier yerlerde baz kiiler retim artlarna aykr olarak 20 ileden noksan kalb ali retmi ve damgasz olarak gizlice satmaya kalkmann yan sra hem kadimden beri sofcu esnafna mahsus bedestana17 getirmeyip baka yerlerde, hem de sof satmaya yetkisi olmayan (hrfet-i mezbureden olmayan) kiilere satmlardr. Bunun nlenmesi ve damga eminine damga iin getirilen 20 ileden noksan ve kalb boya ile boyanm ali kimin elinde bulunursa damga darb olunmayp el konulmas iin 1172 senesi cemaziyelahiri 7. gn (5.2.1759) ferman verildii anlalmaktadr. 10 safer 1176da (31.8.1762) tekrar ayn konuda emir verilerek bu hususta daha evvel verilen btn emirlere uyulmas istenmitir18. Uzun bir sre sonra, 1218 (1803-1804) ylnda sof ve ali imalatnda usulszlkler yeniden ortaya kmtr. Sof ve aliler standartlara yani kadime uygun llerde dokunmad iin boyandktan sonra en ve boylar ekilerek her bir topun boylarndan ikier er zir ve enlerinden birer rub noksan zuhur edib boyaclar dahi ihtimam etmediklerinden ekser sof ve ali lekeli kb hem esnafa hem de halka zarar aikar olduu iin alici esnaf bu durumun nlenmesini istemitir (199/885:219). Mukataa eminlerinin bu tr olaylara daima nezaret ve dikkat etmeleri hususu da mukataann artlar cmlesinden olduu iin, sof ve ali iml edenlerin, boyaclarn ve simsarlarn isimleri belirlenerek mahkemeye arlmas ve bu durumun devam halinde uygulanacak tedbirlerin kendilerine okunmas ve kaidelere uyacaklarna dair taahhd alnmas istenmitir. Bylece taahhdlere uymayanlarn zabitler tarafndan hakkndan gelinecektir. Bu vesile ile bizim amzdan sof ve alinin standart lleri iyice belirginlemektedir. Kadm llere gre ham ali topunun uzunluu 30 zir ve eni 6 rub olmal, kat olarak dokunmaldr. kat, ali dokumasnda kullanlan ipliin zellii olmak gerekir. Zr yukarda belirtildii zere ali iin en byk ikayetlerden biri yaln kat dokunma195

bilig, K / 2005, say 32

sdr. Ham sof topu ise 32 zir uzunluunda ve 6 rub bir gireh (kirah?) olarak dokunmaldr. Ayrca boyanrken renklerine dikkat edilmelidir. Bundan sonra eksik ebad ve kalb boya ile sof ve ali zuhur ederse yalnz imalatta bulunanlarn cezalandrlmalaryla yetinilmeyip damga emininin de hem azledilecei hem de baka trl cezalandrlaca bildirilmitir (199/885:219-220) . Dier bir nemli husus ali imalinde kullanlan iri maddesinin temininde glk ekilmesidir. Ankarann ncesu kynden temin edilen kavrulmu iri maddesi alici esnafna mahsus bir madde olup, tccar tarafndan ehre getirildiinde alici esnafna satlmaktadr. Ancak baz muhtekirler treyerek, sz konusu maddeyi tccardan dk fiyatla alp, alici esnafna yksek fiyatla satmaya balamtr. Damga mukataas rad- Cedid tarafndan zabt olunduu, mukataann geliri de aliden ibaret olduu iin iri bulunamadnda retim yaplamamakta dolaysyla vergi alnamamaktadr. Gerek Bursa kalemi gerekse malikne kaytlar incelendiinde iri hususuna dair bir madde bulunmam olmakla beraber; bu hususa daha evvel, ncesudan tccar tarafndan getirilen iriin alici esnafna satlmas eklinde mahkemece nizam verilmi olduu iin iriin muhtekirlerce alnmas kadime mugayir bir durumdur. Bylece kadime uyulmas iin 1225 cemaziyelahirinde (temmuz-austos 1810) emr-i erif verilmitir (205/891:119). IV- Sof Boyacl ve Esnafl Sof boyayclarnn zaman zaman tekelci eilimler gsterdikleri anlalmaktadr. Bu balamda 1150 (1737-1738) ylnda al renk sof boyaclar kendi aralarnda anlaarak fiyatlar artrmlar; bu yksek fiyatlar demeyi kabul etmeyen sofcularn soflarn ak renklerle boyamaya balamlardr. Malikne sahiplerinden birinin mracaat zerine simsarlarn sof satna mdahaleleri nlenip yine sofcu esnaf tarafndan satlmas; al renk boyaclarnn birleerek fiyat artrmalarnn nlenmesi ve soflarn tamamnn l boya ile boyanmas hususunda emr-i erif verilmi ve kaytlardan anlaldna gre 1141 (1728-1729) ylnda da ayn konu gndeme gelmitir19. 1166 (1752-1753) ylnda Damga mukataasn itiraken malikne olarak uhdelerinde bulunduran Babakkulu Abdi, Katib-i Yenieriyan- Esbak Elhac Mehmed, Dergah- Mualla Kapucubalarndan Osman ve Halil ve Mustafa Divan- Hmayuna mracaat ederek mukataann klliyetli mal ve kalemiyesinin denebilmesinin, rsumatn muntazam toplanmas ve
196

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

mukataa nizamnn bozulmamasna bal olduunu bildirmilerdir. Bu cmleden olarak emin izni olmadan boyaclarn sof boyamamas, perdahtlarn perdaht yapmamas malikne berat artlarndandr. Ankaradaki btn boyahane ve cenderehaneler emin tarafndan kiralanmak, boya kazan ve dier alet edevat eminlerin mal olmak; iek-ivid ve dier boya ve malzemeyi eminler tedarik etmek; dardan boya ve baka ey alnmamak gerekir. Dolaysyla boyaclarn bu malzemeleri eminlerden satn almas ve dardan bu iletmelere bir dirhem boya ve baka malzeme sokmamas icab eder20. Ezcmle mukataaya tbi esnaf ve sanatkarn dzeni, meslekten ihra veya meslee katlmalar; iml etme ya da etmeme hususlar tamamen eminlere baldr. Hl byle iken yan- mtegallibeden Mderrisolu Ahmed adl bir kii mukataa ilerine kararak boyahane ve cenderehaneler ihdas etmi, emin izni olmadan sof boyam ve mukataa gelirlerinin azalmasna yol amtr. Bu hareketin men edilmesi, engellenemez ise mahkum edilmesi iin 1154 (1741-1742) senesinde Divana mracaat edilmitir. Daha sonra boyahane ve cenderehanede kendisi imle kalkmamak ve icare-i marufe ile eminden kiralanmak artyla 1155 (1742-1743) ylnda bir kta emr-i erif verilmi ve uzun sre eminden kiralamak suretiyle mukataa artlarna uygun olarak imlatta bulunmutur. Derken tekrar bamsz hareket etmeye balayarak boyahane ve cenderehaneyi Ankarada Hayreddin Hankh adl bir yere vakfettiine dair hayali bir vakfnameyi nce Haremeyn Muhasebesine kayd ettirmi, gasp ettii mr rsumdan Haremeyn ahalisine surre olarak senede 100 guru ve dolab- Haremeyne 50 guru tayin etmi; daha sonra zam yaparak bunlar 250 gurua karmtr. Neticede Mderrisolunun boya ve cenderehanesi iptal edilmi, maliknecilerin yllk 250 guruluk surreyi stlenmelerine karlk kendi mallar ile boya ve cenderehane bina ederek bunlar mr mukataa kaydettirmeleri mukabili 250 guru muaccele ve 30 bin aka mal demelerine karar verilmitir. Vakfn ve vakfiyenin hayali olduu anlaldktan sonra kaydnn silinmesine ve maliknecilerin dedii 250 guru muaccele karl baka bir malikne tevcih edilmesine 2 cumadelevvel 1166 (7.3.1753) tarihinde karar verilmitir (136/822:369). Bu durum, izin verilen boya ve cenderehanenin henz yaplmam olduunu gstermektedir. Dier taraftan 1197 (1783) ylna ait bir kayttan am- erife yaplan bahi ve ulfe gibi demelerin devam ettii anlalmaktadr (BOA,KK:1197/5274). Resm-i tamga-y Ankara ve boyahane-i Ankara mukataas tahmin edilecei gibi mr mukataalarn en byklerinden olup 1208 (1793-1794)
197

bilig, K / 2005, say 32

ylna gelindiinde mukataann miriye (rad- Cedid-i Hmayuna) ait, maliknedir. Mukataa gelirinin ounluu Ankarada dokunan ve boyahanede boyanan (sbg olunan) ali ve soflardan alnan damga ve sbgiye resminden olumaktadr. Boyahanenin temel hammadde ve malzemesinden olan (lazime-i sbgiye) maz, odun ve benzeri girdilerin fiyat 3-5 kat arttndan salanan gelir masrafa gitmekte ve mukataa malnn denmesine yetmemektedir. Hatta byle giderse boyahanenin terk ve tatil olaca anlalmtr. Boyahane masrafnn karlanmas iin mukataann ne sahip malikne mutasarrflar sbgiye olarak alnan bedelde art yaplmasn istemilerdir. Bunun zerine sof ve alilerin boya resmi top bana otuzar para artrlmtr. Tablo II: 1208 (1793-1794) Ylnda Tespit Edilen Boya Resimleri
Maln cinsi Elvan- ali Sof ve siyah ali Portakal ali Miktar 1 top 1 top 1 top Sbgiye Resmi 50 para 60 para 90 para Yaplan zam 30 para 30 para 30 para Yeni Resim 80 para 90 para 120 para

rad- cedid defterdar Mustafa Reid fiyatlarda yaplan bu dzenlemeden sonra 29038,5 guru 22 aka tutarndaki mukataa malna 161 guru 38 aka zam yaplarak tanzim olunmasn uygun bulmutur. Dier taraftan her topu 30 zir veya biraz daha fazla uzunlukta olan ali ve sofun her topundan alnmas istenen sbgiye zammnn 30 para olduu dikkate alnrsa, her zir iin 1 para veya daha az bir art isabet edecei iin bu miktar vergi artnn esnafa ve halka zarar olmayacan ancak resimlerde sz konusu dzenleme yaplmad takdirde mukataa malnn denemeyeceini bildirmitir. Ba defterdar brahimin telhisiyle mukataa malna yaplmas sz konusu olan zam onaylanarak 29200 gurua ykseltilmi ve kadm alnan rsum- sbgiyesine 30 para zam alnmasna hkmedilmitir21. Damga mukataas tevabiiyle birlikte Darbhane-i mire tarafndan zabt olunduktan sonra byk bir tamirat geirmitir. Darbhane Emini Ahmed akir Paann emri ve damga emini marifetiyle 1223 (1808-1809) ylnda gerekleen tamirat 1305 guru 15 paraya malolmutur (202/888:174). Dier taraftan 1222 (1807-1808) ylnda boya dolaysyla alnan resimde bir art olduu belirtilmekle beraber miktar hakknda bilgi bulunmamaktadr (207/893:122); bu artla yukarda kast edilen dzenleme anlalmaldr.
198

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

V- Tiftik plii ve Yabanc Tccarlar Tiftik iplii ile ilgili meseleler de eitlilik arz etmektedir. Bunlar ipliklerin tartlmas, yabanc tccarlarn ham tiftik karmas veya ihrac yasak olmayan iplikleri dahi vergisiz olarak almak istemeleri ve nihayet esnaftan kaynaklanan sorunlar olarak tasnif edilebilir. Tccar kesimi ve dier kiilerin ellerinde olan iplikler Damga mukataas tarafndan vezn olunmak gerekirken, 1131 (1718-1719) ylnda kolculuk ve aalk namyla iplikleri kendi kantarlar ile vezn edip gizlice satan kiiler tremi; elinde tiftik iplii bulunanlar iplikleri damga mukataasnn vezn ettii mahalle getirmemeye balamlar ve mukataa bundan byk zarar grmtr. Oysa eskiden beri Damga mukataas dnda kantar ile tiftik iplii vezn olunmayp, kimin elinde tiftik iplii olursa resm-i vezzaniye mukabili damga tarafndan tartlmas gerekirdi. Malikne sahibi durumu stanbula bildirip emr- erif rica etmitir22. Ankarada mustakil kantar ihdas yasaktr. Bu yasan, isteyenin istedii yerde kantar resmi almasn ve dolaysyla mukataa gelirinin azalmasn nlemek iin vaz edildii anlalmaktadr. Damga mukataas kapsamnda yabanclarla karlalan sorunlar ise balkta toplanabilir. Bunlardan ilki, yabanclarn ikametlerine izin verilen mahallerden ayrlarak memleket iine gelmeleri ve bunun uzants olan dierleri ise ihrac yasak hammaddeleri satn alarak nakletmeleri ve ihrac yasak olmayanlar dahi kaaklk mahiyetinde gtrerek vergi vermemeleridir23. Bylece sebep olduklar mazarrat da yerli tccarn devreden kmas, hammaddenin piyasadan ekilerek hem retimin hem vergi gelirlerinin azalmas buna mukabil fiyatlarn artmas olarak saylabilir. Nitekim sicil kaytlar bu safahat gz nne sermektedir. Sz konusu skntlarn bertaraf edilmesi iin yabanclarn simsar aracl ile al veri yapmas gerekmektedir (171/857:146). Ankara ve Beypazarnda retilen sof iplii eskiden beri yerli tccar tarafndan zmir iskelesine getirilip, Frenk tccarna zmirde satlarak tayin olunan yerde damgaclara rsumlarn derlerken; mstemin tccarlar eskiden beri oturduklar iskelelerden kalkp Ankara ve Beypazarnda ikamete balamlar ve gizli ya da ak, tiftik ipliklerini gtrmeye balamlardr. Bylece bir yandan damga resminden salanan haslat azalrken dier taraftan piyasada mal ktl olduu iin sof iplii ticaretiyle uraan tccarlar Ankaraya gelmez olmu ve haliyle mukataa bundan zarar grmtr. Bu sorunlarn giderilmesi iin verilen bir emr-i erif ile msteminlerin tekrar zmirde oturmalar; Ankaradan ayrlan tccarlarn ise geri dnerek ticarete balamalar ve dolaysyla mukataann nizam bulmas salanmtr. 1020 (1611-1612) tarihli bir sicil kaydndan ren199

bilig, K / 2005, say 32

diimize gre baz mstemin tccarlar kendilerine ait tiftik iplikleri ve baz eyalar kald ve yine Ankarallarla kapanmam hesaplar bulunduu gerekesiyle ilerini grp alt aya kadar tekrar zmire dnmek zere emr-i erif almlardr. Ancak Ankaraya gelmek iin ileri srdkleri mazeretlerin gerek olmad anlalm olduundan bahsedilen emr-i erife itibar edilmeyip tccarlarn zmire geri gnderilmesi iin yeni bir emir gnderilmitir24. Bu esnada henz mukataa, malikneye dnmemitir. Malikne uygulamas baladnda ihra mallarnn iskele mahalline naklinde yabanc tccarn bizzat rol almas ho grlmese de olaan bir durum olmutur (96/782:419). Malikne mutasarrflar Divan- Hmayuna ba vurarak, Ankarada ilenen tiftik ipliinin Frengistan ve dier yerlere tccar tarafndan nakledildiini ancak ilenmemi ham tiftiin kati surette ihra edilmediini, buna ramen Efrenc taifesi ve sair tccar makulelerinin henz ilenmemi tiftii gizlice naklederek Ankarada ilenecek sof ve ipliin azalmasna yol aarak mukataa gelirlerinin dtn bildirmiler; bundan sonra her hangi bir yere gizli ya da ak, nakledilmek zere ham tiftik bulunursa mr adna el konmas iin emr-i erif istemilerdir. Grld gibi artk yasak olan yabanc tccarn devreye girmesi deil, hammadde ihracdr. Bursa mukataas defterlerinde maliknenin vazifeleri ile birlikte senelik 30 bin guru mal olduu Rumeli, stanbul ve Anadoluda resim verilmemi tiftik iplii ve damgasz sof bulunursa mr adna el konaca kaytldr. Divan- Hmayun defterlerine bakldnda ise Franelye ita olunan ahidname-i hmayunda tiftik ipliine mteallik bir nesne bulunmad derkenr edilmitir25. Damga mukataas byk bir mukataa olup gelirinin ounluunu tiftik iplii resmi oluturduu iin henz ilenmemi tiftik iplii nakletmeye kalkanlarn malna mr adna el konulmas iin arz edilen telhis gereince 1132 (1719-1720) ylnda emr-i erif verilmitir26. Anlaldna gre yabanclara verilen ahidnamelerde izin verilen hususlarn belirtilmesi yan sra nelerin yaplmamas gerektii de tasrih edilmeliydi. Zr ahidnamede tiftik konusundan bahsedilmemesi hususunu Osmanl taraf doal olarak tiftik gtrlemeyecei, yabanclar ise yasaktan bahsedilmediine gre gtrlebilecei eklinde yorumlamlardr27. Ankara'da yerleik Frenklerin setii ve simsar nasb ettii zimmler beyaz tiftik, ince iplik ve beyaz tiftik postu satn alarak hediye bahnesiyle "Frane canibine" yollamaya kalkm; ayrca simsarlar marifetiyle gizlice yzer, iki yzer beyaz post tedarik ederek hediye addettikleri ile beraber "Frane canibine" gndermelerine eminler engel
200

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

olunca yasak emrinin eski olduunu, kendilerinin simsarlk belgelerini ibrazla bu alverie mezn olduklarn iddia etmilerdir (171/857:146). 1196 (1782-1783) ylnda sz konusu yasaklara ramen bu mallar alarak baka lkelere yollamalaryla ali ve sofun her topuna % 50 (ona onbe guru) zam yaplmasna, daha sonra da ali ve sofun piyasadan ekilmesine ve bylece "hem mukataann izmihlline ve krhnesinin ibtline" yol am hem de mrye zarar vermilerdir. Daha nceki tarihlerde benzer bir ikayet zerine, mukataaya bal ky ve nahiyelerde ali ve sof hammaddesinin yabanclara ve onlarn simsarlarna verilmeyecei, aksine davranan simsarlarn mr boyu srgnle cezalandrlacaklarnn kendilerine bildirilmesi istendii derkenr olunmutur28. zmir iplii olarak tabir edilen iplik, Ankara Damga mukataas emini marifetiyle ilenerek dier mahallere gnderilmektedir. Burada ipliin ilenmesi, tiftikten iplik imlini ifade ederken; zmir iplii olarak tabir edilen husus, yabanclarn talep ettii ve Ankarada retilen bir cins ince ipliktir. 1206 evvalinde (mays-haziran 1792) bir Fransz bezirgnn 20 ykten fazla iplii ilenmeden stanbula gndermek zere olduu tesbit olununca Damga emini Seyyid Mustafa izin ve ruhsat vermemitir. Ayrca Beypazar, Sifrihisar, Aya, Kangr, Kalack ve dier kasabalardan da ilenmemi iplik gnderildii tesbit edilmi ve mukataa gelirinin azalmas nlenememitir (184/870:130). Bir Fransz bezirgnn, zimmlerden alaca dolaysyla sicile yaplan kayt, yabanclarn yalnz iplik deil klliyetli miktarda uka ve boya maddesi de aldklarn gstermektedir. Sz konusu alacak 2999 guru 67 para mukabili uka, 603 guru 30 para mukabili krmz ve 2128 guru mukabili ividdir (161/847:134). VI- Sofu eyhlerin Mdahaleleri Esnaf zmresinin kendi iindeki sorunlar da mukataann ileyiine zarar vermektedir. Ankaradaki sofcu esnaf kad huzurunda ve Damga emini nnde, imalatta kullanmak iin Ankarada iplik pazarnda kadimden beri alnp satlan iplikten har yada aidat adyla bir denti olmad halde sofcular eyhi denilen iplik pazar kethdas Hac Sleymann kolcu akas talebiyle esnaf taciz ettiini bildirmiler; eyh de bu dentinin olaan olmadn yani yeni ihdas ettiini itiraf etmitir. Mahkeme tarafndan byle bir denti talep edilemeyeceine dair alnan hccete gre esnafn emri erif istei naib tarafndan iplik pazarnda ince iplik alp satan sofculardan kolcu akas yada baka bahanelerle aka talep edilmemesi eklinde divana arz edilmitir. Bursa Mukataas kaleminden kolcu akas olmadna dair
201

bilig, K / 2005, say 32

derkenr ve Anadolu Muhasebesinden Sleyman bin brahimin sofcular eyhi olduu teyid edildikten sonra Badefterdar Dervi Mehmedin telhisi mucebince 13 ramazan 1188 (7.11.1774) tarihinde ferman gnderilmitir (162/848:392). 18 zilhicce 1202 (19.9.1788) tarihli bir emirden rendiimize gre (177/863/372) Ankara iplik pazarnda bu sefer brahim adl biri sofcularn eyhi olduu iddiasyla esnaftan kolcu akas istemitir. Halbuki iplik pazarnda alnp satlan iplikten har ya da aidat alnmas gibi bir uygulama bulunmad bilinmektedir. 1210 (1795-1796) tarihli bir sicil kayd mnasebetiyle iplik ticaretinin nasl cereyan ettii akla kavutuu gibi, meihatlk uygulamasnn da nasl sona erdii anlalmaktadr. Buna gre Ankarada sofcu esnafnn "nesc ve iml" ettikleri sof ve ali iin kullandklar tiftik ipliini eskiden beri Ankara ehri ve kylerinde sakin reayalar ehre getirerek diledikleri sokak ve mahalle aralarnda sattktan sonra geriye kalanlar Ankara tiftik pazarna getirip bu sefer tiftiki esnafna satmaktadr. Ancak tiftik pazar eyhi ve tiftik iplii esnafndan birka kii hileye ba vurarak, reayann getirdii iplii, tiftik pazarndan baka yerde satmamas iin emr-i erif temin etmiler ve buna dayanarak mahalle arasnda tiftik satn nlemi ve ehre gelen tiftii tekellerine alarak hem esnafa hem de reayaya zarar vermeye balamlardr. Bunun zerine sofcu esnaf Divana mracaatla sz konusu emrin kaldrlmasn ve bundan byle reayann getirdii iplii istedii yerde satmasna kimsenin mdahale etmemesini istemilerdir. Askeri Ruznameden tiftiki esnaf eyhinin Esseyid Feyzullah olduu belirlenip Bursa kaleminden karlan mukataa artlar, rad- Cedid Defterdar Mustafa Reid'e sorulduunda tiftik alm satmnda inhisar oluturmann yasak olduunu, binaenaleyh herkesin diledii yerde alm satm yapabileceini; tiftikiler eyhinin zarardan baka ie yaramadn dolaysyla meihatlk kaydnn kaldrlmas ve reayann istedii kii ve dokuyucuya maln satmas iin emr-i erif verilmesini ilam etmi, Badefterdar brahimin telhisiyle de emr-i erif verilmitir. Buna gre, sof ve ali imali Ankaraya mahsusu olmayp havali kazalarnda da iml olduundan her trl inhisar yasakland gibi 1210 aban (ubat-mart 1796) itibaryla sofular iin meihatlk messesesi de ortadan kalkmtr (189/875:153). VII- Mahall darecilerin Mdahaleleri Ankara Damga mukataas devletin en byk mukataalarndan biri olup emr-i li mucebince teden beri mukataa reylarnn ahz u habs ve vaki olan umur u hususlar mukataa eminleri marifetiyle r'yet ve
202

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

serbestiyet zere zabt olunageldii iin bata sancak mutasarrf olmak zere kimsenin mdhale etmeye hakk yoktur. Ancak yukarda belirtildii zere eyhlik iddiasnda olanlar dnda, zaman zaman mutasarrf veya patriklerin mevkilerini kullanarak mukataalar zerinden kazan salamaya altklar grlmektedir. Mesela Ankara mutasarrf taradan gelen iplik bezirgnlarn cezalandrmakta, mallarna el koyup kendilerini hapsetmekte hatta kale zindanna koymakta bylece mukataa reysnn dalmasna ve dolaysyla mukataa dzeninin bozulmasna yol amaktadr. Durum Divna arz edilerek "emr-i erif suduru istd" edilmitir. Bu sebeple Hazne-i mirede mahfuz Bursa Mukataas defterlerine baklarak iltizamn artlar tesbit edilmitir. Kaytlara gre Ankara'dan zmir, Halep ve dier memleketlere giden tiftik ipliinden kyye bana 9 aka, simsariye ve zarar- kassabiye ile birlikte 12 aka alnp simsariyesiz tiftik iplii satlmayacaktr; mukataa gelirinin byk ksm iplik tccr ve bezirgnlardan salanmaktadr; mukataa serbestlik zere idre edilip, ilerine kad ve eminden bakas karmayacaktr. lgili davalarn konusu 10 bin akay aarsa, Ankara'da grlmeyip stanbul'a havle edilecektir. Gerek d iddialarla resim istenmesini nlemek iin 1154 (1741-1742) ve 1165 (1751-1752) senelerinde emr-i erif verilmi ve mukataa kaytlarna derkenar olunmutur. 1196 (1782-1783) ylnda da "tayin ve tasrih olunan urut ve kuydun tenfiz ve icrsna" ihtimm gsterilerek, hilfna izin verilmemesi emredilmitir (171/857:146). 1204 (1789-1790) ylnda Ankara sanca mutasarrf mrmrn- kirmdan peklizade Mustafa, Ankara sakinlerinden Salih adl birini mtesellim tayin etmi ancak Salih ahali ile anlaamad gibi tayyarat tahsile dahi liykat olmadndan azledilerek onun yerine Damgac Mustafa Aa mtesellim tayin edilmitir. Bylece damga mltezimlii ve sancak mtesellimlii ayn ahs zerinde toplannca sz konusu sorun da Ankara asndan ge de olsa bertaraf edilmi olmaldr (180/866:168). zmir kadsna 10 zilkade 1197'de (7.10.1783) gnderilen bir hkmden rendiimize gre tccar taifesine zmirde de glk karlmaktadr (172/858:343). Ankara Damgas ve tevbi mukataas gelirlerinin en byk ksmn oluturan tiftik iplii ykleri zmir'e vardnda, bunlarla ilgili ilerin eminler vastasyla grlp yn, ehl-i rf ve voyvodann karmamas gerektii ve zmir'e tiftik iplii gtren tccr zmir'deki hanlarda mukim olup; tasarruflarnda avarz hnesine bal bir vergi gerektiren emlak ve arz olmamasna ramen zmir voyvodas ve dier ehl-i rf mensuplar tarafndan vergi istenmekte; ceza, hapis veya mallarna el konmas sz konu203

bilig, K / 2005, say 32

su olmaktadr. Byle olduu iin tccrlar baka memleketlere gitmekte, mukataa bozulmakta ve geliri nemli lde azalmaktadr. Evamir-i liyye ve mugayir-i urut, paa kapusuna ve mahkemeye ihzar ve davas sbut olunmakszn resim namyla nesne mtalebesiyle rencide olunmayub taife-i mezkrenin iktiza iden hususlar marifet-i er' ve mukataa menas marifetiyle grlb mdhaleleri men' ve ref' olunmak babnda 1171 senesi saferinin dokuzuncu (23.10.1757) ve 1175 senesi zilhiccesinin onyedinci (9.7.1762) gn ve nihayet 10 zilkade 1197'de (7.10.1783) bu hususlara uyulmas iin emr-i erif verilmitir (172/858:343). Mukataa ilerine mdahale eden dier bir taraf cemaat sorumlular olarak belirmektedir. Ankarada Ermeni sofcu esnafnn rsumat esnaf eyh ve ustalar marifetiyle mena tarafndan zabt edilmektedir. Zimm veya mslman esnafn davalar emin marifetiyle grlp ehl-i rfn karmamas, hapsetmemesi iin ferman mevcut olduu da bilinmektedir. Ancak Ermeni patrik, tayin ettii zimm mtesellim vastasyla bunlardan yksek meblada aka aldrdndan, esnaf bu rahibden kurtulmak iin al veri yapmamaya balamtr. Mukataann maln deyebilmesi iin her gn 128 gurua muhtaken bu sebeple 10-15 guruluk irad dahi hasl olmamaktadr. Rahibin iftiras ile mukataa reayas ve tccar taifesi mtesellim tarafndan hapsedilerek emre aykr davranlmakta ve miriye ve mukataaya zarar verilmektedir. Engel olunmas iin 1158 muharreminde (3.2.1745-28.2.1745) ferman alnmtr (124/810:196). VIII- Damga ve htisab Mukataalar Arasndaki Meseleler Zaman zaman ayn dnemde farkl mukataa eminleri arasnda ayn vergi kaleminin tahsil edilmek istenmesi sebebiyle sorunlar kt grlmektedir. Bunlarn en nemlilerinden biri Damga ve htisab mukataalar arasnda cereyan eden bac- keyl konusundaki anlamazlktr. Ankara Damga mukataas emini Elhac Ali 1119 (1707-1708) ylnda Divan- Hmayuna ba vurarak Ankara nefsindeki bac- bazar, bad- heva ve inikin eskiden beri damga mukataas ile birlikte zabt olunduunu ancak htisab emini Alinin bunlara mdahale ederek Damga gelirlerinin azalmasna yol atn bildirerek; bac- bazar, bad- heva ve inikin Damga tarafndan zabt olunmas iin emr-i erif istemitir. Defterhane-i mireye bakldnda bac- keylin Damga ya da htisaba ait olmad, kadimden kim tarafndan toplanageldi ise yine ayn ekilde toplanmas iin emir verildiine dair derkenr bulunduu grlmtr. Durum Elhac Aliden nce Damga emini olan Aliye sorulduunda; 1117 (1705-1706)
204

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

senesinde Damga emini iken bac- keyli Damga ile birlikte zabt ettiini bildirmi; o mahaldeki kiiler de bu ynde ehadet etmiler; 1100 (16981699)-1117 (1705-1706) yllar arasnda ihtisab emini olan Bayram dahi keylin Damga tarafndan alndn ifade edince bundan sonra da Damga eminlerince zabt edilmesi iin telhis verilmitir. Telhis mucebince bac- keylin Damga tarafndan toplanmas ve kadime mugayir i yaplmamas emredilmitir (84/770:902). Ankara Damgas eminleri de bac- bazar, bad- heva ve inikin uzun zamandan beri damga mukataas mlhakatndan olduunu; htisab mukataas mutasarrfnn kadime mugayir olarak bunlara mdahale ile rsumat topladn ve htisabn mdahalesinin nlenmesi iin emr-i erif alndn dolaysyla mukataalarnn zarar grdn stanbula arz ederek, sz konusu kalemlerin kadimden beri kim tarafndan toplandnn kad mahkemesi tarafndan tesbit edilerek gereksiz mdahalelerin nlenmesi iin emr-i erif istemilerdir. Bunun iin tekrar Bursa Mukataas defterlerine bakldnda bac- bazar, bad- heva ve inikin Damga mlhakatndan olup onunla birlikte topland ve buna ynelik daha evvel bir emr-i erifle anlamazln giderildii ve bylece krk yldr bad- heva, bac- bazar ve inikin Damga tarafndan zabtolunduu tesbit edilmitir. Ancak htisab mukataasna malikne mutasarrf olan brahim Nazif de ayn konuda ald emri mahalline kaydettirdii iin kaytlar tekrar incelenmi ve Ankara kadsna, Defterhane-i mirede zikr olunan bac- keylin htisab ya da Damgaya hasl kayd olunmadnn tesbit edildii bildirilmitir. Bylece kadimden kim tarafndan zabt edildiyse yine yle zabt edilmesi ve bir kayda dayanmadan (bil sened) kimsenin mdahale etmemesinin salanmas iin 1174 (17601761) tarihli telhise binaen emr-i erif verildii grlm; iki mukataann da (Damga ve htisab) ayr ayr beratlar olduu bac- bazar, bad- heva ve inikin kadimden kim tarafndan ve nasl zabt edildiinin tesbiti ve buna uyulmas iin 14 aban 1175 (10.3.1762) tarihinde kadya tekrar emir verilmitir (147/833:446). Sonunda nefs-i Ankara htisb mukataas mutasarrflarnn her sene mart ayna girildiinde Damga mutasarrflarna maktu' olarak yzer guru vermelerinin kararlatrlarak meselenin zld anlalmaktadr. Ancak htisab mutasarrflar 1197 (1783) senesinden beri deme yapmadklarndan htisb mukataas mltezimlerinden sz konusu maktu'ann tamamen tahsil edilebilmesi iin damga mliknecileri bir emr-i erif istemilerdir (174/860/208). Bu mesele gemite iki tarafn rzas ile zlerek maktu bedel denmesi ynnde
205

bilig, K / 2005, say 32

karar alnd iin tekrar kaytlar incelenmemi ve htisab tarafnn sz konusu demeyi yapmas emredilmitir (186/872:233). IX- Dier Meseleler Damga mukataasnn 3/7 hissesine malikne olarak mutasarrf olan Ali, mukataa malndan zimmetinde olan mebla mevacib karl olarak Tersane-yi mireye gndermesi gerekirken ve Tersane tarafndan defalarca kendisinden istenmesine ramen bu demeden kand iin 1204 (1789-1790) senesi itibaryla malikne hissesi ref ve mr tarafndan zabt olunmutur. Buna ramen mltezim, Alinin hissesine isabet eden geliri Hazine-i mireye teslim etmek yerine, maliknenin artk eski mutasarrf olan Aliye gndermeye devam etmi; son olarak iltizam bedeline mahsuben bir polie yollad tesbit edilmitir. Bu durumun nlenmesi iin 5 ramazan 1204 (1789-1790) tarihinde damga eminine ferman gnderilmi ve her ay Alinin hissesine isabet eden mebla hazineye gndermesi aksi takdirde kendisinden tazmin olunaca bildirilmitir (180/866:214). Ancak Dergah- Mualla kapucubalarndan Alinin, uhdesindeki Damga maliknesinin hissesine dair miriye olan borlarn dememekte srar etmesiyle ibret iin mukataa zerinden ref ve mr tarafndan zabt olunmutur. Ayrca 1205 (1790-1791) senesinden itibaren mltezimin, malikne sahibi Aliye ait gelirleri Hazine-i mireye irsali iin Rikab- Hmayun Kaimmakam ukadar Hac Mahmud ile ferman gnderilmitir. 1205 (1790-1791) senesi martndan itibaren biriken aylklarn, emir ular ulamaz tedarik edilerek sratle gnderilmesi ve ayet tekrar Aliye yollarsa kendisinden tazmin edilecei 1206 rebilevvelinde (ekim-kasm 1791)mltezime tekrar bildirilmitir (182/868:253). Mukataa ile ilgili olarak sicillere akseden meseleler yukarda belirtildii gibi yalnz mukataann malikneye dnmesinden sonra malikne sahipleri ve devlet canibi veya zellikle mstemin olmak zere tccarlarla eminler arasnda deil, henz malikneye dnmeden nce de mltezim ve kefiller veya halef-selef eminler arasnda da ortaya kmtr. Mesela mart ayndan evvel Ankaradan ihra edilerek zmir, Halep veya stanbul taraflarna gnderilen sof, iplik ve muhayyer yklerinin kar bac Ankara damgasnn eski eminleri tarafndan alnmaktadr. Mukataalarn mart veya muharrem olarak adlandrlarak iltizam mart ay olanlarn 1 mart itibaryla, muharrem ay olanlarn 15 muharrem itibaryla mltezimlerin tahvil dnemine girdikleri bilinmektedir. Damga mukataas da mart mukataa olmak hasebiyle mart ayndan nceki gelirlerin eski emine ait
206

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

olmas tabiidir. 1115 (1703-1704) ylnda mukataa emini olan Ali, 1114 (1702-1703) yl emini Mahmud Aay dava ederek Ankarada ikamet eden bir mstemin tccarn stanbula gnderdii 11 yk ipliin stanbulda alnmas gereken vergilerini de aldn; yine bir zimm tccarn stanbula yollad 2 yk ipliin hem kar bacn hem de stanbulda demesi gereken vergilerini alarak ellerine eda temessk verdiini; sz konusu yklerin resimleri 1115 martnn ikinci gn (1703-1704) Ankara Damgas mlhakatndan Beypazar aklmndan Nalluhanda alndn bildirmi ve 1115 (1703-1704) martnn ikinci gn kendi tahviline girdii iin bedelini Mahmud Aadan istediini belirtmitir. Mahmud Aa ise sz konusu iplik yklerinden rsum aldn kabul etmekle beraber bunun kendi dneminde gerekletiini sylemi ve ayrca Nalluhann Beypazar aklmndan olmadn iddia etmitir. Sz konusu rsumun 1115 (1703-1704) martnn ikinci gn Mahmud Aa tarafndan alnd, iplik tccarlarnn da ehadetleriyle sicile kaydedilmekle beraber sonucun ne olduunu bilemiyoruz29. Dier bir rnek olmak zere 1117 (1705-1706) ylnda Damga mukataasn iltizama alan mltezim Ali ile kefili olan Mizan- Harir emini Ali arasndaki dava zikredilebilir. Mukataa malnn denme dneminde, makbuzu iltizam bedelini at gerekesi ile mltezim, iltizam bedelini dememi ve bu bedel, kefaleti sebebiyle Mizan- Harir emininden alnmtr. Mizan- Harir emini Ali, mltezim Aliye rcu edip iltizam bedelini istediinde mltezim yine zarar iddiasyla deme yapmamtr. Bunun zerine emin Ali durumu Dersaadete arz ederek tefti yaplmasn ve mltezim Alinin zimmetinde kalan mal varsa alnmas iin hkm istemitir. Bylece gnderilen hkmde durumun derhal tefti edilerek ayn konuda bir daha emr-i erife ihtiya braklmamas bildirilmitir (84/770:892). Sonucun ne olduunu bilmesek de, en azndan malikne uygulamasna geite, bu tr sorunlarn rol aldn biliyoruz. Ancak anlalan odur ki zm olarak grlen yntem de ksa srede kendi sorunlarn dourmutur. X- Genel Deerlendirme Mukataann serbestiyetle idare edilmesi sof ve alinin dokuma ve boyama ameliyesinin, ham tiftik satlmamas hususunun, dokumann temel unsuru olan iplik satnn dzenlenmesinin mukataa eminleri uhdesinde olmas demektir. u halde esnaf eyhleri kendi sanatlarnn icrasna mteallik hususlardan sorumlu olmakla beraber mukataann genel olarak ileyiini denetleyen kii, emindir. Byle olduu iin hammadde ve ara mal ka207

bilig, K / 2005, say 32

akl ve dolaysyla bunlarn ktl nlenerek srmn aksamamas, fiyatlarn ykselmemesi salanabilmektedir. Dier bir ifade ile eminler bir yandan retim organizasyonunda rol almakta dier yandan vergi toplama ve denetimini yapm olmaktadr. Genel olarak Osmanl idarecilerinin piyasada darlk olmamas ynndeki zihniyetle hareket ettikleri bilinmektedir. Bunun uzants olarak Damga mukataas kapsamndaki konularda da kararlar merkez olarak alnmakta, emin uygulamaktadr. rnek vermek gerekirse ham tiftik ihracnn yasak olmas iradesi emine deil, merkeze baldr. Araclar mmkn mertebe bertaraf edilmitir. Mesel bedestan dnda sof sat yasak olup, dokuyucular mallarn sofcu esnafna aracsz olarak bizzat satmaktadr. Keza boya maddelerini piyasadan toplayp boyac esnafna satma giriimleri de yasaklanmaktadr. Yabanclarn simsar aracl ile iplik ve dokuma ald anlalmakla beraber yerli tccarn Osmanl memleketi dahilinde satmak zere toptan mal aldnda bunun nasl cereyan ettii tespit edilememitir. Byle olduu iin, her hangi bir kayt olmad dnlebilir. Sof dokumasnda kullanlan ipliklerin yurt dna karlmasna izin verilmemektedir. Bu anlamda ihracna izin verilen yalnz zmir iplii olarak tabir edilen bir cins ince ipliktir ve bundan sof dokunamad anlalmaktadr. u halde yerli retimin bir anlamda korunduu sylenebilir. ncelediimiz belgelerde dokuyucular ve boyaclar iin eyhlik messesesine rastlanmamtr. Dokuma ve boyama ameliyesini bizzat emin organize etmektedir. Belgelerde sofcular eyhi olarak zikredilen kiinin genellikle iplikilerle ilgili olduu grlmektedir. Yine de bu aamada eyhlik messesesinin yalnz iplikilere mnhasr olduu eklinde bir iddia ortaya koyma durumunda deiliz. Dier dikkat ekici bir husus mahalli mahkemelere getirilen snrlamadr. Hatrlanaca zere dava konusu 10 bin akay at taktirde davann mahallinde grlmeyip, stanbula sevki istenmitir. Netice olarak bir takm aksaklklar grlse de malikne uygulamas Osmanl maliyesine en azndan 18. yzyln sonlarna kadar ksm bir rahatlk salam olmaldr. Bu yntemin devlet maliyesine olan katklarn yalnz muaccele ve mal bedeli olarak dnmek yanltc olur. Culs, cebeli bedeli, kasr- yed resmi ve kalemiye harlar gibi dentiler mtevaz rakamlar olmakla beraber lke apnda malikne says dikkate alndnda ciddi bir yekna ulam olmaldr30. Sicillerden mukataa mallarn yllar itibaryla nisbeten dzenli olarak tesbit etmekle beraber muaccele miktarlar iin ayn eyi syleyemiyoruz. Zaman iinde para deerinde meydana gelen deimeler ve mal bedelindeki kk azalmalar
208

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

dikkate alndnda bu olumsuzluun muaccele artlaryla telafi edildii grlyor. Elimizdeki iki muaccele rakam bu kanaati teyid eder mahiyettedir. 1130 (1717-18) ylndan 1200 (1785-86) ylna kadar mal bedelinde zaman zaman grlen 2500 guru civarndaki azalmaya mukabil muaccelenin 10500 gurutan 1 yk 19214,5 gurua ykselmesi bu cmledendir. Dolaysyla u an iin bu bilgilere dayanarak yorum yapma imknndan mahrumuz. Dier taraftan mukataa yalnz damga resimlerini deil simsariye, zarar- kassabiye gibi daha mtevaz eklere sahip olduundan bunlarn paylarn da hesaba katmak gerekiyor. Bu eksikleri gidermek iin Babakanlk Osmanl Arivleri ile Tapu Kadastro Kuyud- Kadime Arivi belgelerine mracaat zarureti grlmektedir. Hatta 17. yzyl mukataa bilgilerini de gzden geirmek gerekmektedir, ancak bu saylanlar mezkr makalenin kapsam ve amacn aar mahiyettedir. Damga mukataas 1208 (1793-94) ylnda ksmen rad- Cedid ; 1222 (1807-1808) ylnda da tamamen Darbhane kontrolne girmitir. Bu son tarihten itibaren mukataann bir ksmnn malikne vasfn koruduu ancak malikneyi serbestiyet zere idare etme yetkisinin maliknecilerden Darbhaneye ve onun tarafndan atanan emine getii anlalmaktadr. Dier taraftan Gen (2000;195), genel olarak malikneciler hayatta olduu srece onlara yaplan demelerin devam ettiini belirtiyor. Malikne dneminde mukataay tasarruf edenler deitike, devlet muaccele miktarn revize etme imknna sahip olmutur. Mal bedelleri ise anlaldna gre mukataa konusu vergilere bal olarak her yl yeniden gzden geirilebiliyor. Mesel boya resimlerinde art meydana geldike bunun mal demelerine yanstld grlyor. Ancak resimlerde yaplan artlarn ounlukla maliknecilerin tekliflerinden dk miktarda gerekletii dikkat ekmektedir. Devlet bu konuda itidali elden brakmyor. Damga resmi ve kar bacnn ise dnem boyunca sabit bir miktar olduu anlalyor. Dier belirtilmesi gereken husus rite-i sof rsumu olarak adlandrlan verginin durumudur. Yukarda belirtildii zere sof-aliden alnan damga ve sair vergiler ile bu mallarn Ankaradan knda alnan i gmrk mahiyetindeki kar bac Ankarada tahsil edilmektedir. Sof iplii yurt dna ihra edilecei zaman ise gmrk mahallinde ayr bir resim alnmaktadr ki ite rite-i sof rsumu budur. Bu ekilde zmir ve stanbulda iplikten alnan resimlerin daha sonra Ankara Damgasna denip denmedii konusu ak deildir. Fakat 1222 (1807-1808) tarihinde ilk defa yed-i vahid lafznn kullanlmas rite-i sof rsumunun bu tarih itibaryla Damga mukataasna ilhak edildii intiban vermektedir. Ayrca
209

bilig, K / 2005, say 32

yine bu tarihte mukataann emanete alnd grlmektedir. Bu tarihte yaplp sonra iptal edilen bir iltizam ilemi mukataa malnn 64500 guru raddesine ykseldiini gstermektedir. Bu rakam malikne dneminde alnan miktarn iki mislidir. Kanaatimce bu art bir yandan yllar itibaryla kk oynamalar dnda sabit saylabilecek olan mal miktarnn gncelletirilmesine balanabilecei gibi daha da nemli olarak, artk rite-i sof resimlerinin ayn mukataaya dahil edilmesinden kaynaklanmaktadr. 19. yzyln yalnz Osmanl Devleti iin deil belki btn dnya iin kritik bir dnem olduu malmdur. Bir yandan sanayi devriminin tezahrleri devirilirken dier yandan ite isyan dta harp gibi siyas olaylar ve salgn hastalklar, ktlklar gibi tab saylabilecek amillere bir de devrevi krizler gibi iktisad unsurlar eklenmitir. Ortaya kan manzaradan Damga mukataas ve ona mteallik hususlarn etkilenmemesi dnlemez. ncelikle Ankarada ba gsteren salgn hastalklar Damga mukataas kapsamndaki ileri durma noktasna getirmitir. Dolaysyla tezgh saysndaki azalmay yalnz serbest ticaretin etkisiyle aklamak yetersiz kalmaktadr. Elimizdeki belgeler 1229 (1813-1814) tarihinde grlen bu salgnda sof ve ali retimiyle uraan kitlenin neredeyse imha olduunu ifade etmektedir. Bundan sonra da deyim yerindeyse sektr, bu tab krizin etkisini telafi edememitir. retimdeki bu azal ikame imkn ve ortam dourmu, yabanc mallarn istilas ikinci darbeyi vurmutur. Bylece sof ve aliye i ve d talepteki azalma da eklenince retim ve ticaret bir daha eski parlak devrine dnememitir. Yine de btn bunlar sof retim ve ticaretinin tamamen bittii anlamn tamyor. Bylece bu ve bundan evvel yaynlanan (Karaman,2004) benzer mahiyetteki inceleme ile Damga mukataasnn genel olarak ileyii ve malikne dneminde karlalan sorunlar elden geldiince aklanm olmaktadr. Daha ileri tarihli belgeler, bir mddetten beri ilerin iraze-i nizamdan ktn ve devlet umurunun yeteri kadar gzetilemediini en yetkili elden duyurmaktadr. Tanzimata yaklarken ekilen bu sanclar ayr bir inceleme olarak takdim edilecektir. imdilik burada, mukataalarn tekrar devlet kontrolne getii bu yeni dnemde, uzun zamandan beri softan damga resmi alnmadnn Osmanl makamlarnca tesbit edildiini belirtmekle yetinelim. Bylece 18. yzyl boyunca incelediimiz belgelerde damga resminin miktarn belirleyemememizin altndaki sebep de ortaya km olacaktr.

210

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

Kaynaka
Ankara eriye Sicilleri Mikrofilm Arivi Defter No: 64/750, 79/765, 80/766, 81/767, 82/768, 83/769, 84/770, 85/771, 86/772, 87/773, 88/774, 89/775, 90/776, 93/779, 96/782, 100/786, 109/795, 113/799, 116/802, 118/804, 119/805, 121/807, 124/810, 136/822, 144/830, 147/833, 161/847, 162/848, 163/849, 171/857, 174/860, 175/861,176/862, 177/863, 179/885, 180/866, 182/868, 184/870, 185/871, 186/872, 189/875, 195/881, 202/888, 205/891, 202/888, 205/895, 207/893, 208/894, 210/896, 212/898, 213/899, 215/901. Bursa Kalemi Mukataa cmali, Babakanlk Osmanl Arivleri, Kamil Kepeci Tasnifi, No.1197/5274. BAI, Ali hsan (1985), III. George Dneminde ngilterenin Osmanl mparatorluundaki Ekonomi Siyaseti 1760-1815, Trk-ngiliz likileri 1583-1984 (400. Yldnm), ss. 43-52, Ankara. BAKIRER, mer; MADRAN, Emre (2000), Ankara Kent Merkezinde zellikle Hanlar ve Bedestenin Ortaya k ve Geliimi, Tarih inde Ankara, ss.105-127, Ankara. BAYKARA, Tuncer (1992), Osmanllarda Medeniyet Kavram ve 19. Yzyla Dair Aratrmalar, zmir. CERASI, Maurice M, (2001), Osmanl Kenti, stanbul. CEZAR, Yavuz (1986), Osmanl Maliyesinde Bunalm ve Deiim Dnemi (XVIII. yy dan Tanzimata Mali Tarih), Alan Yaynclk. DALI,Ycel-er, Cumhure (1997), Tarih evirme Klavuzu, Ankara. ERGEN, zer (1995), Osmanl Klasik dnemi Kent Tarihiliine Katk XVI. Yzylda Ankara ve Konya, Ankara. GEN, Mehmet (2000), Osmanl Maliyesinde Malikane Sistemi, Osmanl mparatorluunda Devlet ve Ekonomi, ss. 99-152, stanbul. KARAMAN, Deniz (2004), XVIII. Yzyln kinci Yarsnda Ankara Sancandaki Malikane-Mukataalara Dair Baz Bilgiler, bilig, Say 29, ss.139-176. KTKOLU, Mbahat (1974), Osmanl ngiliz ktisadi Mnasebetleri I (1580-1838), Ankara. ____________ (1985), 1838 Osmanl-ngiliz Ticaret Muahedesi, Trk-ngiliz likileri 1583-1984 (400. Yldnm), ss. 53-59, Ankara. ____________ (1994), Osmanl ktisadi Yaps, Osmanl Devleti ve Medeniyeti Tarihi, Ed. Ekmeleddin hsanolu, ss.513-650, stanbul. MANTRAN, Robert (1990), XVII. Yzyln kinci Yarsnda stanbul, ev. Mehmet Ali Klbay-Enver zcan, Ankara. MATUZ, Joseph (1991), Contributions to the Ottoman Institution of the Iltizam Osmanl Aratrmalar/The Journal Of Ottoman Studies XI, ss.237-249, stanbul. ZDEMR, Rifat (1998), XIX. Yzyln lk Yarsnda Ankara, Ankara. 211

bilig, K / 2005, say 32

ZKAYA Ycel (1985), XVIII. Yzylda Osmanl Kurumlar ve Osmanl Toplum Yaants, Ankara. ZVAR, Erol (1999), XVIII. Yzylda Osmanl Tara Maliyesinde Deiim:Rum Hazine Defterdarlndan Tokat Voyvodalna Gei, XIII. Trk Tarih Kongresi, III. Cilt, III. Ksm, Ankara. ____________ (2003), Osmanl Maliyesinde Malikane Uygulamas, stanbul. TABAKOLU, Ahmet (1994), Trk ktisat Tarihi, stanbul.

Aklamalar
1

Feketenin, Osmanl iltizam sisteminin ittifakla vergi toplama yntemi olarak telakki edilmekle beraber; mukataalarn bir vergi alan olmann yansra devlete denetlenen bir kamu mal veya bir kamu malndan faydalanma, onu kullanma hakk, bir iletme ve ynetim tarz da olduuna dair mlahazalar zerine konunun tartld bir kaynak olarak bkz.(Matuz,237 vd). 2 (Gen:106-114). Gen (2000:114) culs resminin 1703-1754 yllar arasnda alndn belirtmektedir. 3 (119/805:291). Milli Ktphanede bulunan eriye sicillerinin her biri, eski ve yeni olmak zere iki numara tamaktadr. Bunlardan biri sicillerin Milli Ktphaneye tanmadan evvelki numaras, dieri Milli Ktphanede mikrofilme alnrken verilen numaradr. Belgelerin aslna mracaat etmek isteyenlere kolaylk salamak iin bu almada her iki numara da verilmitir. Buna gre ilk numara sicillerin Etnorafya Mzesi veya mahalli ktphanelerde bulunduu dnemde verilen numaralardr. Kesme (/) iaretinden sonra mikrofilm ariv numaras bulunmaktadr. ki noktadan sonraki numara ise sz konusu sicildeki hkm/kayt numarasdr. Bylece bu notta yer alan 119 eriye sicilinin eski, 805 ise yeni numarasdr; hkm ya da kayt numaras ise deimeyip her halkrda 291dir. Ayrca AS (Ankara eriye Sicili) veya MFA (Mikro Film Arivi) gibi rumuzlar kullanlmamtr. 4 Bu konuda 1128 ylnda malikne olan hasha-i mrliv-i Ankara ve beytlmal ve bac- hamr- nefs-i Ankara mukataas rnek gsterilebilir. Mukataann 3 yk 8602 akalk malndan 2 yk 36602 akas has mutasarrfna denmekte, 1000 aka irsaliye olarak hazineye gnderilmektedir (129/815:374). 5 Mesela genellikle hassha-i mir liva olarak zikredilen mensuh has, bac- hamr- Ankara ve beytlmaldan oluan malikne-mukataa ba muhasebeye kaytldr ve buradan takip edilmektedir (176/862:338). Ayrca bkz. (zvar,2003). 6 Geni bilgi iin bkz. (zvar,2003:214) ve (zvar,1999:1627). Malikne konusu ile ilgili yaynlanm geni kapsaml balca kaynaklar (Gen,2000), (Cezar,1986) ve (zvar,2003) olarak saylabilir. 7 Babakanlk Osmanl Arivleri Kamil Kepeci Tasnifinde 5274 numarada 1197 ylna ait bir Bursa kalemi mukataa icmali bulunmaktadr. 212

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

... Ankara ve tevabii mukataasnn ibu bin yz elli bir senesi mart ibtidasndan sene-i kamile zabt alet-tarikl-emanet kendi adammz olan Mustafa Aaya tefviz ve der uhde ol dahi tefviz itmekle yedine ibu temessk virildi imdi mukataa-i merkumeyi sene-i mezbure mart ibtidasndan sene-i kamile tamamna dein emaneten zabt ve tarafmza aid ve raci olan mahsulat ve rsumat czi ve klli her ne ise olugeld zere ahz u kabz idb taraf- aherden bir drl mdahale olunmya ... MFA 119/805:283. 9 ... Ankara tamga mukataasnn ibu bin yz elli be senesi mart ibtidasndan bir sene tamamna dein zabt sene-i sabk zere gayr-i ez pein mal ve kalemiyyesin drt taksit ile tarafmza eda ve teslim eylemek artyla izzetli Hasan Aa ile Elhac Hseyin Aaya ber vech-i itirak der uhde ve iltizam anlar dahi kabul ve iltizam itmeleriyle yedlerine zabt iin ibu temessk virildi imdi mmaleyhma mukataa-i merkumeyi maa tevabiiha sene-i merkume ibtidasndan bir sene-i kamile tamamna dein mustakilen serbestiyet zere zabt ve tarafmza aid ve raci olan mahsulat ve rusumat- miriye her ne ise tamamen ahz u kabz idb taraf- aherden bir drl mdahale olunmya... MFA 121/807:643. 10 (207/893:122). Baz mahsllerin devlet tarafndan toplanp yabanc tccara satlmas halinde al ve sat fiyatlar arasndaki farkn hazineye kalaca mlahazasyla uygulanan yed-i vahid usulnn 1826 sonrasnda uyguland belirtilmekte (Ktkolu, 1985:54), ancak elimizdeki 1224 tarihli belge uygulamann daha erken tarihte baladn gstermektedir: ... darbhane-i amirem tarafndan zabt ve idare olunan mukataat- miriyeden resm-i tamga-y Ankara ve tevabii mukataasnn rub hissesi darbhane-i amiremde ve dier rub hissesi mterekleri uhdesinde olub teden beri yed-i vahidden zabt ve idare olunagelmekle... (208/894:529). 11 (202/888:345). Bu kaytta zikredilen mallar arasnda softan bahis olmad dikkat ekmektedir. Ancak zdemir (1998,236-237) bunu takip eden belgelerden 1817 ylnn ilk sekiz aynda 5896 top ali ve 1137,5 top sof retildiini tesbit etmitir. 12 Osmanl memleketinde retilen ve d ticaret konusu olan mallar yerli tccar tarafndan iskele mahalline gtrlerek i gmrkler bunlar tarafndan denmekte, yabanclar yalnz iskele/liman mahallinde %3 gmrk resmi deyerek mal memleketlerine gtrmekte iken 18. yzyl sonlarna doru yabanclar bizzat retim blgesine gelip mal alarak yurt dna gtrmeye balam ve d ticaret yaptklar iin i gmrkleri deyecek bir sebep olmadn iddia etmilerdir (Ktkolu,1974:64). gmrkler maln vard mahalde alnan amediye, maln mahrecinde alnan reftiye, yurt dndan getirilen maln her hangi bir Osmanl ehrinde satlrken alnan masdariye ve son olarak transit resimlerini ifade eden mruriye olarak sralanabilir. Ktkolu (1974:62-63), dahili gmrklerin sancaklara gre farkl olabilmekle beraber genellikle ya kymet zerinden %3-5 ya 213

bilig, K / 2005, say 32

da yk bana 1-10 guru olduunu belirtmektedir. Dier taraftan zkaya (1985:127), 1740 ylnda Akdenizde 10 ngiliz ticaret gemisine karlk Franszlarn 700 gemisi bulunduunu bildirmektedir. Tabakolu (1994:225) da 18. yzyln ikinci yarsnda, yzyln ilk yarsnn tam aksine iktisadi daralma ve gerileme grldn; btn sektrlerde 1760-70lerden itibaren giderek belirginleen bir retim azal olduunu ve vergi gelirlerindeki dn bu tesbiti desteklediini bildirmektedir. Ba (1985:44) 1768-1774 Trk-Rus harbinin Osmanl ticaretini olumsuz ynde etkileyerek durgunlua yol atn; 1770lerde Osmanl donanmasnn Ruslar tarafndan tahrip edildiini ve blgede bir ticaret ortamnn olmadn belirtmektedir. 1787 ylnda yeni bir Osmanl-Rus harbi patlak vermi; 1798de Napolyonun Msr seferinden sonra 1799 ylnda ngiltere ile Osmanl Devleti arasnda 1802 ylndan balamak zere ngilizlere Karadenizde ticaret imkan tanyan bir anlama yaplm; Fransann Msr igaliyle OsmanlFransz ticareti sekteye urad gibi deniz ticaret yollar da deiiklie urayarak, ngilizler lehine bir durum ortaya kmtr (Ba,1985:48). yle ki ayn kaynak 1812 ylnda ngilterenin Osmanl Devletine yapt ihracatn yz yln en yksek seviyesine ulatn ve yerli mamullerin bu mallarla rekabet edemediini bildirmektedir (Ba,1985:50). Baykara (1992:119) 19. yzylda Trabzon limannda zmir ve stanbuldan daha fazla ihracat-ithalat yapldn ve Trabzonun Trk d ticaretinde birinci sray aldn belirterek bunu Trabzonun msait corafyasna balamakta ancak Svey kanalnn almasyla bu ticaretin mecra deitirdiini ve sonuta Erzurumu batya balayan yolun ilemez hale gelerek yalnz Tokad ve Ankarann deil, zmir yaknlarndaki Alaehirin de kldn ifade etmektedir. Yine Ktkolu (1985:54-56) 19. yzyl balarnda ngiltere, Avusturya ve Rusya ile yaplan anlamalarla yabanc tccarn yerli tccar statsne tabi tutulmasyla kat zerinde i gmrkleri demelerinin salandn; nihayet 1838 anlamasyla ihra mallarndan dahili resim alnmasndan vazgeilerek yalnz %9 amediyye alnmas kararlatrldn ve bunu da mal retim blgesinden iskeleye getiren yerli veya yabanc tccar tarafndan denmesinin kabul edildiini belirtmektedir. 13 Ergen (1995:101,118) damgalama ileminin soflar cendereye ekildikten sonra yapldn, 1590 ylnda tezgah resmi alndn belirtmektedir. Mantran (1990:295-296)17. yzylda stanbulda arnda bir aka damga resmi alndn ifade etmekle beraber, bunun sofla ilgili olup olmad belli deildir. zkayada (1984) okka bana yedi akalk damga resminden bahsetmektedir. 14 ile olarak tabir edilen unsurun, dokumalarn enleri ile ilgili olduu anlalmaktadr. Ktkolu (1994,628), uka ile ilgili olarak kam taraklardan oluan tezgahn her krk diinin bir ile addedildiini ve atk ipliklerinin krk ile olmas gerektiini belirtmektedir. Bylece ilesi noksan olan dokumann eni, satandart lden daha dar olmaldr. 214

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

15

64/750:383 ve 184/870:130 numaral kaytlarda vergi konu ve miktarlar hemen hemen aynen tekrarlanmaktadr. Bunlardan ilkinde ...Ankarada (...)dan kar bac yk bana yz yirmier aka ve stanbula gidenden seksener aka ve Haleb ve sair diyarlara gidenden yz altmar aka alna... ifadesinde parantez iinde gsterilen ve okuyamadm kelime, ikinci kaytta bulunmamaktadr. Bu ksm aadaki notta italik yazyla gsterilmitir. Kanaatimce 64/750:383 numaral kayd yazan katip de bu kelimeyi okuyamayp resmetmi, 184/870:130 numaral kaytta ise kelimeye yer verilmemitir. Bu kelimenin epey zorlama ile ipek olarak okunabileceini dnyorum bkz. (Karaman,2004). Dier taraftan bu belgede yamuluk nevresi? eklinde gsterilen kelime baka kaytlarda bresi veya yrs gibi de okunabilmektedir. 16 ...bu defa der aliyyeme gelen tahriratn sui mefhumunda zmir iplii tabir olunan iplik teden beru kaza-i mezburede vaki tamga mukataas emini marifetiyle ilenb ... kar bac Ankarada yk bana bir guru olmak zere ve tamga akasndan gayr tiftik ipliinden stanbulda vukiyye bana onar aka ve zmir ve Haleb ve sair diyarlara gidenden vukiyye bana dokuz aka sene-i sabkalarda olduu minval zere alna ve Beypazarnda tiftik ipliinden kar bac yk bana sene-i sabkada olduu minval zere drder guru alna ve yamurluk sofundan yirmi drt aka cenderel sofdan sekiz aka ve beyaz sofdan on altar aka ve yamurluk nevresinden sekizer aka ve kuakdan ikier aka mena-y sabkn ald minval zere ve Ankarada kar bac yk bana yz yirmi beer aka ve stanbula gidenden seksenbir aka ve Haleb ve sair diyarlara gidenden yz altm aka alna ve resmi verilmedik tiftik ipliinden ve kuak karanlar bulundukca miriyn girift olunmak urutundan idig ... ve zmir ipliinin ilenmeden tara gitmesi eeri urut- mukataada musarrah olmayub lakin iplik mezbur ilenmeksizin tara gtrlmemesi nizam- mukataadan ise nizam- mukataa mukteza-y urut misill olduu malikneden der kenar olunmala ve iplik mezbur ilenmeden tara gitmesi nizam- mukataaya muhal ve ve emval-i miriyyenin kesri tertibini muceb olaca ... iplik mezburun ilenmeden tara gtrlmesi ber vech-i meruh nizam- mukataadan ise fimabad hfzl nizam ol makule ilenmedik ipliin aher diyara nakline ruhsat verilmemek zere emr-i erifim verilmek babnda ... bilfiil ba defterdarm erif Mehmed dame uluvvuhu telhis itmegin imdi telhis mucebince amel olunmak babnda fermanm sadr olmudur buyurdum ki .. 1206 (184/870:130); ... urut- iltizam mahallinde tiftik ipliinden zmir ve Haleb ve sair diyarlara gidenden kyye bana dokuz aka sene-i sabkalarda alnd zere alnb simsariye ve zarar- kassabiyesiyle maan on ikier aka alna deyu simsariyesiz tiftik iplii fruht olunmayub kadimden olageldii zere alnb .. 1196 (171/857:146) 17 ehir plancs Ceras (2001:120) bedestan, Osmanl arlarnn kalbi olarak tanmlamaktadr. Buna gre bedestan evresine yerleen dkkanlarn belirgin bir 215

bilig, K / 2005, say 32

sras vardr. Sattklar maln deeri ne kadar yksek ise dkkanlarn yeri bedestana o kadar yakn olur. Bu ekirdein evresindeki ilk ember hanlardan oluur; bir sonrakinde deeri daha az olan mallarn satld dkkanlar ve zenaat blgeleri bulunur. Son olarak en d blgede deri atlyeleri ve pazarlar yer alr. 18 ... mukataa-i merkume mlhakatndan olan Aya ve stanos kasabalarnda esnafdan olmayan baz ecanib makulesi kimesneler destgahlar peyda ve ilesi noksan yalnkat kalb aliler nesc ve ibadullah zrardan hali olmadklarndan maada intizam- mukataann ihtilaline bais olduklarndan bundan mukaddemce evamir-i aliyye-i mteaddide ile men ve ref ve Ankara bedestannda ol makule kalb ve ilesi noksan ali fruht olunmayub ve tamgalanmayub bir takrible ele geirdiklerinde ashab tedib ve alileri miriyn girift olunmak zere urut- mukataa mucebince tekrar evamir-i aliyye sdar olunmuiken yine memnu ve mtenebbih olmayub zikr olunan kasabalarda ve sair mahallerde esnafdan haric ecanib makulesi kimesneler destgahlar peyda ve kalb ve ilesi noksan aliler nesc ve bir takrib ile Ankara bedestannda fruht ve simsar yediyle damgaladub bu vechile nizam- mukataann ihtilaline badi olduklarn bildirb ... Ankara bedestanndan gayri bir mahalde sof ve ali fruht olunmayub hilaf- urut ve mukaddema sadr olan emr-i aliyyeme mugayir bir ferde vaz- hareket itdirilmemek iin emr-i erifim sudurunu mmaileyhma istida-y inayet itmeleriyle ... fimabad zikr olunan mahallerde ve kezalik nefs-i Ankarada vaki mr boyahanelerden gayri mahalde boyatmayub men-i klli birle men ve ref ve suk hariclerde fruht itmeyb bedestanda mzayede birle hrfet-i merkumeden gayri bir ferde fruht olunmayub tamga eminine tamga in getrdkleri yirmi ileden noksan ve kalb boya ile boyanm ali her kimin yedinde bulunur ise tamga darb olunmayub ... ashab gerei gibi tedib olunmak ve bu urut dsturlamel tutulub hilaf bir ferde vaz u hareket itdirilmemek iin bin yz yetmi iki senesi cemaziyelahirinin yirmi yedinci gnnde ba telhis feman- ali emr-i erif-i alian verildii der kenar olunmala imdi der kenar mucebince amel olunmak ferman olunmudur buyurdum ki... (147/833:557). 19 ...Sleyman zide mecduhu ordyu hmayunuma arzuhal idb ... teden ber Ankarada nesc olunan soflar destgah ashablar kendleri fruht idegelmi iken bir az mddetden ber simsar namyla baz kimesneler peyda ve sofun bey iras kendlere mahsus idb ... sofun beher topuna birer ikier guru zam iderek soflarn ziyade bahaya kmasna sebeb olduklarndan gayri kalb soflar zuhur ... ve al boyaclar dahi birbirleriyle ittihad ve sof sahiblerinden mutaddan ziyade aka virenlerin soflar eslah boya ile ve mutaddan ziyade aka virmeyenlerin soflarn ak boya ile boyayub ve dahi nice drl cevr ve eziyet eyledklerinden bu hususda mukataann nizam ihtilaline mal- mirinin kesr noksanna bais bir halde olmala muhaddes olan sof simsarlar min bad sofun bey irasna mdahale etmeyb kadimden olugeldi zere destgah ashab iledkleri soflar kendleri fruht itmek zere ve tiftik boyaclar dahi kalb boya istimal eylememek ve al 216

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

boyaclarn ittihad ve irketleri fesh ve sof sahiblerinin teden ber olan bahadan ziyade aka taleb itmeyb soflarn cmlesin l boya ile boyayub kata kimesneye gadr ve himaye olmamak zere ahvallerine gerei gibi nizam virlb suret-i mezkureye ifra olundukdan sonra bir tarik ile hilafna harekete rza ve cevaz gsterilmemek babnda bundan akdem emr-i erifim verilmekle mukataa-i mezburun nizam ve zabt voyvodalarna mnhasr olmala simsar taifesinin mdahalesi ve boyac esnafnn kalb boya ileyenleri dahi men ve def in mukaddema virilen ferman- alianm mucebince emr-i erifim verilmek ricasna istiday inayet eyled ecilden ... 1141 senesi receb-i erifinin yirmi beinci gn telhis mucebince emr-i erifim virild der kenar olundukda imdi der kenar mucebince amel olunmak fermanm olmudur buyurdum ki...26 muharremlharam 1150 (118/804:646). 20 ... emin izni olmadka boyaclar sof boyamamak ve perdahtlar perdaht itmemek yedlerinde olan malikne berevatnda masruh ve urut olunduuna binaen medine-i Ankarada vaki bilcmle boyahane ve cenderehaneler ez kadim karar- maruf icareleriyle mena taraflarndan isticar ve iml olunugelb derunlarnda mevcud olan boya kazganlar vesair bilcmle alat ve edevatlar eminlerin kend mal olmak hatta iek ve ivid makulesi enva- boya ve levazm- saireyi dahi mena kendleri tedarik ve vaz ve mevcud idb ve ilerinde ileyen boyacyan taifesi ledel iktiza boya ve sair mbayaas icab iden lazmeyi eminlerden itira eyleyb haricden krhanelere bir dirhem boya ve sair malzeme girmemek ve mukataaya tabi mecmu- esnaf ve ehl-i hrefin zabt u rabt ve ihrac ve idhal ve iml ve adem-i imalleri hususlar dahi eminlere maruz olmak... (136/822:369). Faroqhi (2000:182) Ankara boyahanesinin tek bir binada alan ustalarn kendi kazan ve aralarnn bulunduu, bir tr kooperatifi andrd anlalyor demektedir. 21 ... mukataat- cesime-i miriyyeden olub rub hissesi irad- cedid-i hmayunum hazinesi tarafndan zabt ve idare olunan resm-i tamga-y Ankara ve boyahane-i Ankara mukataasnn ekser haslat medine-i Ankarada nesc ve boyahanede sbg olunan ali ve soflardan ber mutad alngelen tamga ve sbgyeden ibaret iken boyahane-i mezkurenin lazime-i sbgyesinden olan mazu ve sair ecza-y mtenevvia ve ecnas- boya ve hutub er ve beer kat baha ile tedarik olunduundan masraf mal- mirisine vefa itmeyb bundan byle boyahane-i mezkurenin terk ve tatil olaca zahir olmala siyanetl mr ber vech-i muharrer mtezayid olan boyahane masrafna medar in teden beri beher topundan ellier para sbgye alngelen elvan- aliye otuz para zam ile seksener paraya ve altmar para alngelen sof ve siyah aliye dahi otuzar para zam ile doksanar paraya ve doksanar para alnan portakal renginde aliye kezalik otuz para zam ile yz yirmier paraya ibla ve fimabad bu vechile sbgye alnmak zere emr-i erifim sudurunu mukataa-i mezkurenin rubuna mutasarrf olan ashab- malikne 217

bilig, K / 2005, say 32

ba arzuhal istida ve sayetl mr mal- mukayyedi yirmi dokuz bin otuz sekiz buuk guru yirmi iki akaya yz altm bir guru ve otuz sekiz aka zam ile tanzim olunmasn irad- cedid-i hmayunum defterdar iftiharl mera vel ekabir Mustafa Reid dame uluvvuhu ba ilam inha itmekle ancak alici ve sofcu esnaf fil asl bir zira krk paraya fruht olunan aliyi imdi altm para ve altm paraya satlan l aliyi diledikleri gibi yz paraya ve dahi ziyadeye fruht itmeleriyle otuz zir ve daha ziyade gelen ali ve sofun beher topuna sbgiye olarak bu defa zamm istida olunan otuz paradan beher zirana birer para ve belki dahi noksan isabet eylednden ali ve sofun bahasna terfiyi mstelzim olmamak mlasebesiyle esnafa ve ibadullaha mazarrat olmayacan bu vechile tanzim olunmad takdirce refte refte mal- mukataa tedenni bulub encamnda hasarat canib-i miriye raci olaca ... babnda ... bilfiil ba defterdarm Elhac brahim dame uluvvuhu telhis itmekle imdi telhisi mucebince amel olunmak babnda ferman- alianm sadr olmudur buyurdum ki ... 1208 safer (185/871:283) 22 ... tccar taifesi ve sairlerinin yedlerinde olan tiftik iplii bu ana dein vezn olunugelb aher kimesne yediyle vezn olunugelmi deil iken bu sene-i mbarekede tccar taifesi ve sairlerin tiftik ipliklerin vezn olunduklar mahalle getrmeyb hafiyyeten alub diledikleri kimesnelere fruht idb kendi taraflarndan kantar ile vezn itmeleriyle kolculuk ve aalk namyla aldk deyu mal- miriye gadr eyledklerin bildirb aher yerde kantar ile tiftik iplii vezn olmayub her kimin yedinde bulunur ise kadimden alnageldii zere rsum- vezzaniyeleri alnub tccar taifesi ve sairlerine inad ve muhalefet itdirlmeyb kolculuk ve aalk namyla cevablarna dahi amel olunmayub rsum- mr tahsil olunmak babnda emr-i erif reca eyledii ecilden... (96/782:418). 23 17. yzylda Ankara blgesinin ynleri stanbula ve Galataya Ankara-Boluskdar-stanbul yolundan nihai biimleriyle gelip sonra da Fransz, Hollanda, ngiliz veya Venedik gemilerine yklendii (Mantran,198); 19. yzyl ortalarnda ise Barkleye dayanarak Ankarada moher ticareti yapan ancak iki ngiliz acentenin kald ve hemen tm ynlerin ilenmek zere ngiltereye gtrld belirtilmektedir (Bakrer, Madran,111). 24 ...medine-i Ankara ve Beypazarnda hasl olan sof ipliini kadiml eyyamdan ber yerl tccar zmir iskelesine gtrb ve zmirde frenk tccarna bey idb ve tayin olan mahalde rsumlar tamgac olanlara eda idegelmiler iken birka seneden ber mstemin taifesinden memalik-i mahrusede ... vaki iskelelerde olan efrenc taifesi kadimden oturduklar iskelelerden kalkub hilaf- mutad Ankara ve Beypazarnda sakin olub itira eyledkleri tiftik iplii yklerinden bazlarn hafiyyeten ve aikare gtrdklerinin... diyar- aherden gelen tccar- sairenin dahi inktana ve Ankara tamgas mukataasna kesr-i azim tertibine bais olmalaryla ... taife-yi mezbureden elyevm Ankara ve Beypazarnda sakin olanlarn ikametleri mahdud olmala kadm zere varub zmirde sakin olmalarn bundan akdem emr-i erifim virilmekle Ankaradan etrafa mnharif olan tccar- saire yi218

Karaman, eriye Sicillerine Gre XVIII. Yzylda Ankara Damga Mukataas

ne medine-i mezbureye gelb ticaret melufelerine itibar itmekle ... ahvali nizama mbeddel olmak zere iken taife i mezbureden bazlar Ankarada tiftik ipliklerimiz ve sair eyamz ve Ankara ahalisinden nice kimesneler ile hesabmz vardr deyu alt aya dein hesablar grb eyalarn zmire nakl itmek zere emr-i erif sdar idb ... senki mimiran mmaileyh ve Ankara naibi mevlana mezkursun ... cmlesin varub zmirde sakin olmak zere irsal mukataa-i mezbureyi bir gn evvel bu ihtilalden tahlise ziyadesiyle takyid ve ihtimam eylemek babnda ferman- alianm sadr olmudur buyurdum ki ... 1020 (85/771:433). 25 Osmanl Devletinde her padiah tahta ktnda ahidnamelerin yenilendii bilinmektedir. ngilizlere yasak olmayan mallarn gtrlmesi izni verilmitir. Ktkolu (1974:31-32), IV. Mehmed zamannda evast- cemayiyelahir 1086 (1675 eyll balar) tarihli ahidnameye gre ngilizlerden Ankara ve Beypazarndan sof ve tiftik iplii aldklarnda %3 gmrn dedikten sonra bac- ihraciye namyla baka bir ey istenmeyeceini belirtmekte; bundan sonraki ahidnamelerin teyid mahiyetini tayarak yeni madde eklenmediini bildirmektedir. Bu durumda ya Franszlara verilen ahidname farkl olmaldr ya da tercmeden kaynaklanan bir yanl anlalma olmaldr. Kald ki aadaki notta grlecei zere ham tiftik ihra yasa kapsamndadr. 26 ... Ankarada ilenen tiftik iplii frengistana ve sair mahallere tccar taifesi nakl idegelb ancak ilenmemi sof tiftii kata nakl olmu deil iken hala efrenc taifesi ve sair tccar makuleleri henz ilenmemi tiftii hafiyyeten nakl idb Ankarada ilenecek sof ve iplie min kllil vcuh noksan tertib eylednden nai mal- mukataaya kesr noksan olmala fimabad gerek Frengistana ve gerek sair mahallere tccar taifesi henz ilenmemei tiftik iplii nakl idb gizli ve aikare yedlerinde bulunur ise mr iin girift olunmak babnda emr-i erifim reca eyledkleri ecilden hazine-i amiremde mahfuz Burusa mukataas defterlerine nazar olundukda ... Rumelinde ve stanbulda ve Anadoluda resm virilmedik tiftik iplii ve tamgasz sof bulunursa miriyn girift olunmak zere mastur olub divan- hmayunum defterlerine dahi nazar olundukda Frenelye ita olunan ahidname-i hmayunumda tiftik ipliine mteallik bir nesne bulunmad der kenar olundukda ... henz ilenmemi tiftik nakl iderler ise ele geirdikde miriyn girift olunmak zere emr-i erif verilmek babnda arz u telhis olundukda imdi telhis mucebince amel olunmak babnda ferman- alianm sadr olmuur buyurdum ki ... 1132 (96/782:419). 27 Ktkolu (1985:54), ngilizlere verilen ahidnamelerde ihrac memnu olmayan metalardan gayr her eyin ticaretinin yaplabileceini belirtmektedir. Ayn hususun Franszlar iin geerli olup olmadna dair bir bilgi bulunmuyor. 28 ... mukataa-i mezburun azim haslat efrenc taifesinin Anakaradan cem ve ihrac eylediklri tiftik yklerinden alngelen kar bac tabir olunan rsumdan ibaret olduuna binaen azl olunmam tiftiin diyar- ahere nakli memnuattan olub ve 219

bilig, K / 2005, say 32

resmi verilmeden tiftik ve rite-i tiftik her ne mahalde ve kimin yedinde bulunursa miriyn girift olundukdan sonra ashab dahi muhkem tedib ve gml olunmak urutundan idi der kenar ve der kenar urutu zere yz doksan alt senesi rebilahirinin onbeinci gn tarihinde emr-i erifim verildii Bursa mukataasndan der kenar ve istidalar mucebince amel olunmak fermanm olmudur buyurdum ki... 175/861:149 29 ...115 senesinde medine-i Ankarada tamga mukataas emini olan ... Ali Aa... 1114 senesinde mukata-i mezbure emini olan ... Mahmud Aa mahzarnda zerine takrir-i deavi idb mart duhulnden evvel medine-i mezbureden ihrac olunub zmir ve Haleb ve stanbul caniblerine giden iplik ve sof ve muhayyer yklerinin mutad- kadim zere kar bacn medine-i mezburede emin-i sabk olanlar ahz idegelb ve zmir ve Haleb ve stanbul rsum- mutadesin emin lahak olanlar ahz idegelmiler iken mezbur Mahmud Aa ibu sene-i mbareke mart duhulnden gn mukaddem Frane tccarndan olub medine-i mezburede mtemekkin ... nam mstemin medine-i mezbureden ihrac ve mahmiyye-i stanbula irsal eyledi onbir yk ipliin mahmiyye-i merkumede eda idecek rsumun ve yine medine-i mezburede mtemekkin Akolanolu nam yahudinin mahmiyye-i mezbureye irsal eyledii ipliinin kar bacn ahz eylediinden maada mahmiyye-i mezburede eda idecek rsum- mutadeyi dahi ahz ve yedlerine eda tezkeresi verdikden sonra zikr olunan ykleri mahmiyye-i mezbureye gtrlmein sene-i mezbure mart ikinci gn mukataa-i mezbure mlhakatndan Beypazar aklamndan Nalluhan dimekle maruf ... ahz olunub mahmiyye-i mezburede eda idecak rsum- mutade benim zamanma dmekle hala mezbur Mahmud Aadan taleb eylediimde edadan imtina ider... (82/768:517). 30 Kalemiye harlar esasen devlete deil, devlet grevlilerine yaplan bir deme olmakla beraber; ayet bu deme yaplmasayd sz konusu kiilere yine devlet kaynaklarndan aktarma yaplacak olmas her halde bu harlarn da salanan toplam gelire dahil edilmesini gerektirir. Her ne kadar Damga mukataas iin kalemiye rakamlarn belirleyemesek de htisab mukataas iin elde ettiklerimiz genel olarak fikir vermektedir. 1160 (1747-1748) senesinde Ankaradaki htisab mukataasndan badefterdarn hissesine 36,5 guru kalemiye akas dmektedir (129/815:276). Bu ifade, htisab mukataasndan bakalarnn da kalemiye hissesi ald gibi badefterdarn da baka mukataalardan ayrca hisse ald intiban vermektedir. Dier taraftan htisab mukataas ile ilgili geni bilgi Osmanl Maliyesinde Malikne Uygulamasna Bir rnek: Ankara htisab Mukataasnn 150 Yl bal ile hazrlanm olmakla beraber henz yaynlanmamtr.

220

The Ankara Damga Mukataas (Stamp Tax) in the 18th Century


Ph. Deniz KARAMAN*
Abstact: The practice of malikne (state lands held by a private owner) that could be defined as mukataa (state-owned source of revenue) sold the real persons and held for life in Ottoman finance began in 1695 (1106-1107 AH). The Ankara damga (sales tax) mukataas belonged to the Sultan untill the latter part of the 17th century, later it was converted to a malikne. Around 1800-18001 it began to be administered by the rad- Cedid Treasury and around 1809-1810 by the Darbhane-i Amire (Imperial Mint). In these years, although a share of the mukataa was a malikne, it was no longer administered by the owners of the malikne. The sales tax mukataa included the hassha-i tamga-i Ankara ve simsariye ve zarar- kassabiye ve boyahane ve cenderehane ve tevabii (Ankaras sales tax domains, brokers comissions, the tax for the Janissariers meat rations, dyers shops, mohair cloth presses and their dependents). Information relating to the owners of mukataa regarded as malikne, the yearly payments (mal), cash value (muaccele) and the discussion of the particulars is obtained from the eriye sicilleri (registers kept by the qads). Above all, according to these records, the export of the unprocessed fine wool used in the weaving of mohair was forbidden. By taking these row materials out of Ankara it was hoped to prevent an increase in the price of yarn and mohair. The sale of yarns used in the weaving of mohair was carried out by the manufacturers in the neighborhoods and streets; from here the remaining amount was sold to the yarn sellers guild. Brokers fees were only applicable to foreigners. All activities connected with mohair were conducted under the supervision and with the permission of an emin/mltezim (one responsible for the mukataa or its administrator, but not its ownwer). In this context a dyers shop was in the monopoly of an emin and calling any kind of union (ittihad) formed by private citizens or guild a monopoly (inhisar) was forbidden. The eriye sicilleri provide us with information on both the subject of malikne and conflicts among them. Again, we can learn from the eriye sicilleri about orders of mohair made for the palace; the collection of the exit tax (kar bac) on mohair yarn leaving Ankara; the requirement for mohair yarn whose tax was unpaid or mohair tax without sales tax to be seized in the name of the state; factors that lead to the dispersal of a mukataas subjects; the problems that arose when more than one mukataa owner in the same area appeared; the price increases that occured through goods secretly collected from the market smuggled abroad and how state revenue was effected by this. Key Words: malikane, damga mukataas, Ankara, mohair, yarn, fine wool, dyers shop

Consultant of Prime Ministry / ANKARA e-mail: dkaraman2000@yahoo.com bilig Winter / 2005 Number 32: 179-222 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Ankarska Damga Mukataas (Nalogova peat) 18. v. soglasno reestram eri (eri)
Deniz KARAMAN, Dr.
V Osmanskoy +konomike malikane (mene) prodaja mukataatov astnm li]am naalas v 1695 g. Ankarskaw damga mukataas do kon]a 17. v. prinadlejala dvor]ovoy +lite i v 1717-1718 gg. bla pereobrazovana v malikane. K kon]u 18 v. ona vola v astinoe rasporwjenie irad- djedid xazine (novoy kazn), a erez nekotoroe vremw v polnoe rasporwjenie Darbxane-i Amire. V +ti god 1-4 ast# mukataat vse ee bla malikane, e rasporwjalis# malikane mutassarf. V Reestrax er imetsw svedeniw o vladel#]ax i osobennostwx vladeniw mukataa. V svwzi s +tim, prejde vsego bl zapreen vvoz za predel Ankar sr#w, t.e. koz#ego puxa, upotreblwemogo v prwje tonkoy angorskoy ersti. Takim obrazom ptals# predotvratit# rost ]en na prwju i erst#. Prodaja prwji, upotreblwemoy v izgotovlenii angorskoy ersti, provodilas# izgotovitelwmi na uli]ax, a ostavawsw ast# prodavalas# prodav]am ersti. Prodaja ersti osuestvlwlas# prodav]ami, prwdil#iki je ersti otdavali svo produk]i prodav]am bez posrednikov. Posrednestvo blo prisue tol#ko inostran]am. Vse deystviw, svzanne s erst, provodilis# pod strogim kontrolem i tol#ko s osobogo razreeni.

Rezme:

Kleve slova: malikane, damga mukataas, Ankara,


pribl#ny nalog, erst#, prwja, koziy pux, krasil#n

Sovetnik Prem#er-Ministra- ANKARA bilig zma 2005 vpusk: 32: 179-222 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

e-mail: dkaraman2000 yahoo.com

Eski Zaral Bir Divan iri: Hand ve Divanesi


Ara. Gr. mer ZKAN
*

zet: Bu alma, Osmanl kltr merkezlerinden olan Eski Zarada dnyaya gelmi, 19. yzyl ortalarnda yaam bir sanatkrn, Handnin hayat, edeb yn ve divanesi zerine kaleme alnmtr. Bylelikle, edebiyat tarihlerinde ve baz temel kaynaklarda adndan dahi sz edilmeyen bir ir ve onun deiik vesilelerle bulunduu corafyalar hakknda baz yeni bilgiler ilim lemine sunulmutur. Bu vesileyle irin hayat ve sanat ile ilgili incelemelere gemeden, doduu mekan olan Eski Zara ehri ile ilgili aklayc baz ksa bilgilere yer verilmitir. Anahtar kelimeler: Eski Zara, Hand, divane, divan iiri

Giri Bu alma, Osmanl kltr merkezlerinden olan Eski Zarada dnyaya gelmi, 19. yzyl ortalarnda yaam bir sanatkrn, Handnin hayat, edeb yn ve divanesi zerine kaleme alnmtr. Bylelikle, edebiyat tarihlerinde ve baz temel kaynaklarda adndan dahi sz edilmeyen bir ir ve onun deiik vesilelerle bulunduu corafyalar hakknda baz yeni bilgiler ilim lemine sunulmutur. Bu vesileyle, irin hayat ve sanat ile ilgili incelemelere gemeden nce, doduu mekan olan Eski Zara ehri ile ilgili aklayc baz ksa bilgilere yer vermeyi uygun grdk. Gnmzde Bulgaristan snrlar ierisinde bulunan Eski Zara ehri, Bulgaristann dier nemli yerleim merkezlerinden olan Filibe, Nibolu ve Sofya gibi, zellikle Osmanl dneminde onlarca airin yetimesine zemin hazrlam kltr ve sanat merkezlerindendir. Osmanl topraklarna Murad Hdavendigr (1362-1389) devrinde dahil edilen bu ehir (aatay 1992: C.I.6; Acarolu 1988: 159) Dou Rumeli Vilayetinin ortalarnda yer almaktadr. Uzun yllar sancak merkezi olmu, 1935 ylnda bir vilayet merkezi hline getirilmitir. Kuzey Trakya (Dou
*

Gazi niversitesi, SBE, TDE Blm / ANKARA e-posta: ozkan@gazi.edu.tr bilig K / 2005 say 32: 223-234 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2005, say 32

Rumeli/ark Rumeli)nn ikinci byk ehri olan Eski Zara, 1877-1878 sava srasnda tamamen yanm ve daha sonra yeniden ina ve imar edilmitir (Dzda; Balkanl 1986:165-167). Tarihi nemine binaen ehrin etraf surlarla evrilmi durumdadr. Tabi gzellii yannda iklmi, topraklarnn verimlilii, kaplcalar ve gl baheleri ile mehurdur (Ouz1986:79-80). Balar ve araplyla da nl olan ehrin ticaret itibariyle de blgenin en hareketli merkezi durumunda olduu ifade edilmektedir. 1864-1874 Devlet Salnameleri ile 1870, 1877 Edirne Salnamelerine gre 100, 1876 Edirne Salnamelerine gre ise 102 kye sahiptir. Nfusu bata Bulgarlar, Trkler, Yunanlar, ingeneler, Yahudiler ve dier aznlklardan meydana gelir (Ouz 1986:81). Evliya elebi, Seyahatnmesinde Eski Zara ile alakal, mbalaal olduu sylense de, olduka geni ve tasvirli bir anlatma yer verir. Bu satrlardan bir ksm, nl seyyahn kendine mahsus slbuyla yledir: ehr-i Eski Zara ensesi iml cnibi dadr, m-fevki sf badr. Kble taraf t taht- sn Edirne ehrine varnca yigirmi drd sat yer lgar ile sf kurlar ile mzeyyen kat-ender-kat mamr [u] bdn kur-y bldnlar ile rste ve ravza-i Rdvn-misl b- remlerle prste bir sahr-y sebzezr- lle-izrn imline vk olmu bir ehr-i mzeyyendir. Cmle hnelerinin revzenleri kble cnibine nzr tahtn ve fevkn sary- llerdir, kim cmle bin aded kiremitli hne-i ziblardr kim Filibe ehrine sehel yan ba gelir ehr-i mamrdur. Ve cmle yedi yz altm aded blme h-rhlar gyet pk tark-i mlardr. Ve cmle on drd aded mahalltdr. Mehru bunlardr. (Kahraman vd. 2002:214) Rumelide, sanat erbab yetitiren kltr ocaklarndan biri olan Eski Zara, Evliya elebinin de dile getirdii gibi fizik artlar itibariyle, balar ve bahelerle mzeyyen bir ehir grnmndedir. almamza konu olan Hand Efendinin iirlerine gre de suhan ehlinin meclisler tertip edip sanatlarn icra ettii bir edeb muhit zellii tar. Kaynaklarda Zara meneli olan veya bir grev icab orada bulunan airlerden sz edilir. Tespit ettiimiz Zaral airler unlardr: Ak Ahmed (Tuman:2872), Neb Dedezade Ubeyd (Tuman:2754), Hafz efkat (Tuman:2067; Sreyya:C 5:1571), Mehmed Tarz (Tuman:2491) ve Uyn elebi (Tuman:3046). Bunlarn dnda Handnin iirlerinde adn zikrettii Zaral airler vardr. Bunlar ise: Remz, Emn, Hicb, Ulv ve Fevzdir. Tarih ve edeb kaynaklarda Handnin, Arap ve Acemde dahi tanndklarn beyan ettii bu airlerin isimleri yer almamaktadr.
224

zkan, Eski Zaral Bir Divan iri: Hand ve Divanesi

Hand Efendi ve Hayat Tezkireler ve belli bal edebiyat tarihleri Hand mahlasl bir airden bahsederler. 18. yzylda yaam bir Mevlev eyhi olan bu air Lefkoaldr (Gen 2000; Slim; Kurnaz vd. 2001; zcan 1989: C.5; Sreyya: C.2; Levend 1998). almamza konu olan Hand ise ad geen ahsiyetten farkl bir sanatkr olup hakknda hibir kaynakta bilgi bulunmamaktadr. Bu bakmdan, onun hayatna ait baz temel izgiler, eserlerindeki deiik ibareleri dikkate alnarak elde edilmitir. Handnin asl adyla ilgili bir kayda rastlanmasa da dvanede mstensih, iki gazelin altna dt bir dipnotta1 Hand Efendi adlandrmasn kullanmtr. Dolaysyla airden, Hand Efendi biiminde bahsetmenin yanl olmayaca kanaatindeyiz. Rumelili airlerden olan Hand Efendinin doum tarihi belli deildir, ancak Edirne Katibi Mustafa Rz Efendi2 (Canm 1995:363) ve Eski Zara kadsnn olu Mehmed Kmil Efendi3 (Sreyya:C.3:860)ye takdim ettii iirler; yakn arkadalarndan olduu tahmin edilen Remz Efendinin divaneye dt 1277 (M.1860) tarihi; Anadoluda zellikle de stanbulda 19. yzylda yaygn biimde kullanlmaya balanan fes ile ilgili, tasvir edici beyitlerin hem divanede hem de mrettep divanda (Fedai 1993) mevcut olmas; mrettep divandaki iirlerde yer yer Sultan Abdlmecid (1839-1861)in adnn zikredilmesi, ayrca burada, bir tekyenin tamiri iin (H.1261) (Fedai 1993) tarihinin drlm olmas onun 19. yzyln ortalarnda hayatta olduunu gsterir. Yine iirlerinden hareketle elde edilen bilgilere gre, doum yeri Bulgaristan topraklarnda yer alan Eski Zara ehridir. Bu bilgiyle ilgili hem divanede hem mrettep divanda olduka ak ifadeler yer alr4 . iirler arasnda bulunan mersiyelerden, airin Mehmed Rauf adnda bir olu olduu ve bu ocuunu gen yata kaybettii bilgisine ulayoruz (Fedai 1993). Bunun dnda hanmnn ismi veya baka ocuu olup olmadyla ilgili bir malumata rastlayamadk. Hayatnn tamamn Zarada geirmedii anlalan Hand Efendi, bir mddet Kbrs ve Edirnede bulunmutur. Bu ikametlerin, bir devlet grevi gerei olmas muhtemeldir. Ancak Handnin Zara ile ilgili zengin ifadelerine bakacak olursak onun uzun bir mddet burada kalm olduu, daha sonra gurbete kt sonucuna ularz.

225

bilig, K / 2005, say 32

airin, Arapa ve Farsa kalplam ibarelerden iirlerinde ska yararlanmas, cahillik mrekkebini yalam insanlar ile vezinsiz sz syleyen mteairleri tenkid etmesi ve kaleme ald iirlerden anlald zere, devlet grevlilerine yakn bir konumda bulunmas onun devrin klasik ilimlerini tahsil etmi olmas ihtimalini kuvvetlendirir. Divane mstensihinin kaytlarndan anlaldna gre air lmeden iki hafta evvel iki gazel kaleme alm ve bunlarn dostlarna duyurulmasn istemitir. Bu gazellerdeki ifadeleri lm bekleyen bir hastann psikolojisiyle yazlm gibidir5. Geldi ol demler ki gerdn barm kan eyleye kbet mlk-i vcdum hke yeksn eyleye (D.31)** Matla beytiyle balayan gazelin tamamnda ve dier gazelde, dnyadan feragat etmi, artk son nefesini de verip ruhunu teslim etmeyi bekleyen bir insan manzaras izilir. Bu durum, lm tarihi belli olmayan airin, bir hastalk nedeniyle hayata gzlerini yummu olabilecei ihtimalini de dndrmektedir. Edeb Yn Hand Efendi, iirlerinde Hand mahlasn kullanmtr. Fakat, ele aldmz manzumeler arasnda, hi mahlas kullanmadan kaleme ald bir gazeli ve Hz. Aliye olan muhabbetinden kaynaklandn tahmin ettiimiz Ali mahlasyla yazd bir gazeli bulunmaktadr6. Ayrca airin, manzumelerinde Kerbeldan (D.28), evld- Aliden (D.30/31) ve Haydar namyla Hz. Aliden ve onun klcndan bahsetmesi (D.21), yine bir gazelde lem hankahna Hac Bekt Velye ikrar eylemek iin geldiini dile getirmesi (D.30/31); Balkanlarda yaygn olan Bektliin, az da olsa tesirinde kaldn gsterir. Hand, devrindeki pek ok air gibi, tasavvuf sembolleri iirlerinde ilemi ve mehur mutasavvf airlerden Erefolu Rmnin nl bir gazelini, ayn edyla tahmis etmitir7. Ne var ki bu bilgilerden hareketle Handnin, tasavvuf terminolojiyi iirlerinde youn olarak kullanan ve bunu propaganda amacyla gerekletiren mutasavvf bir air olduunu sylemek yanl olur. Hand, kendi sanat anlay ve konumuyla ilgili fahriyeli ifadeler sarfetmi, kendisini bir ir-i fyik ve fesahatiyle emrl-lem olarak tavsif etmitir (D.2/3, 13/14). Ayrca, Rhnin bir iirine nazire ola226

zkan, Eski Zaral Bir Divan iri: Hand ve Divanesi

rak yazd terkb-bendde ise bir sz ustas olarak grd Rhnin takipisi olduunu dile getirmitir (D.9/10/11/12). Mevcut bilgilere gre Hand Efendinin mrettep bir divan, divanesi ve bir iir mecmuas arasnda divn- Hand bal altndaki iirleri vardr. Handnin hayat ve ahsiyeti ile ilgili bilgileri de ilk kez ortaya karan mrettep divann varl yakn zamanda tespit edilmitir. Divan ilim lemine tantan Harid Fedai ilgili yazsnda, divan tespit etme ve inceleme almalarn dile getirmektedir. Buna gre mevcut divan, Kbrsta tertip edilmitir. 204 sayfadan olumakta ve Mukaddime-i Divan- Hand baln mteakiben baz kasideler, natlar, medhiyeler, mersiyeler, terkb-bendler, tahmisler, muhammesler, msemmenler, terc-bendler, murabbalar, mseddesler, miraciyeler, mstezatlar ve gazeller ve bir tarih manzumesi iermektedir (Fedai 1993). Eserdeki gazellerin 329 adet olduu kaydedilmitir. Handnin bir dier eseri ise almamza esas tekil eden divanedir. Bu eser Gazi niversitesi Trk Kltr ve Hac Bekt Vel Aratrma Merkezi Bakanl ktphanesinde 413 numaral kaytta bulunmaktadr. Yazma, cildsizdir ve yazlarn bir ksm, su tesiriyle olsa gerek ypranm ve bozulmutur. Ayrca, 240x165 (185x120) mm lsnde, 33 varak, kad harsz ve filigranszdr. Mstensihi, airin birlikte mterek gazel kaleme ald Mehmed erif Remz Efendididir. stinsah yeri Eski Zara ve istinsah tarihi ise 1277(M.1860)dir. airin baz ifadelerinden anlaldna gre buradaki iirler, mrettep divandan daha sonra, airin lmne yakn bir zamanda kaleme alnmtr. Divanede 57 gazel, 3 mstezat, 1 kaside, 2 terkb-bend, 1 murabba, 15 muhammes, 5 mseddes, 2 msemmen ve 5 tahmis bulunmaktadr. Eserde yer alan manzumelerden bir ksmnn balklar mstensih tarafndan yanl yazlmtr. Nitekim bu iirlerin nazm ekilleriyle, mstensih tarafndan onlarn zerlerine yazlm adlandrma uyumamaktadr. rnein bir mtekerrir murabba gazel olarak gsterilmi ve bir mtekerrir mseddes terc-bend olarak adlandrlmtr. Ayrca, Sleymaniye Ktphanesinde, Hac Mahmut 3452/2 (v.69-110), Hz Dvn- Hand Efendi Der-Zara-i Atk8 bal altnda 162 iir yer alr. iirlerin sonunda H.1265 tarihi bulunmaktadr. Bu iirler 128 gazel, 14 tesdis, 8 tahmis, 4 kaside, 2 muhammes, 1 mesnevi, 1 tair, 1 msemmen, 1 mseddes, 1 terkb-bend, ve 1 kta nazm ekilleriyle kaleme alnmtr. 128 gazelden birisinde mahlas kullanlmam; 81inde
227

bilig, K / 2005, say 32

Ali, dier 46snda ise Hand mahlas kullanlmtr. Gazeller dndaki iirlerin de ikisi dnda hepsinde Hand mahlas tercih edilmitir. Bunlara ek olarak, Diyanet leri Bakanl Ktphanesinde, 5239 numaral iir Mecmuasnda Gazel-i Hand adyla kaytl bir iir yer almaktadr. Mrettep divanda ve Sleymaniyedeki mecmuada da bulunmayan bu gazelin, slbundan hareketle, incelememize konu olan Handye ait olmas muhtemeldir. Be beyitten meydana gelen gazel aadaki gibidir: Bg- dehr ire geh gl gibi handnz biz Gh olur bir gl iin blbl-i nlnz biz Pyml-i ser-i gs-y pernn olup Rzgr ile gider hk ile yeksnz biz Gnlmz yakma bizim cevr ile ey dehr-i den Bir iki gn bu fen tekyede mihmnz biz Yakarz ule-i h ile sakn dmenini Bizi incitme felek te-i sznz biz Handiy bakma sakn em-i hakaretle bize Mlik-i hayl haem shib-i divnz biz Her ne kadar ilgili kaynaklarda Hand Efendiye dair, onun varln ve hayat hikyesini ortaya koyacak bilgileri tespit edememi olsak da yazd iirler; varl, sanat kiilii ve yaad dnem hakknda tek kaynak olma zellii tamtr. Elbette, ilave yeni bilgilerin gn yzne kmasyla, yaptmz bu almadaki eksik kalan ynler de tamamlanacaktr. Biz bu almann, Hand Efendiyle ve onun yaad corafyayla ilgili yaplan ve yaplacak olan daha baka almalara yeni bilgiler sunacan; deiik tarih ve mekanlarda kaleme alnm ok saydaki iirlerini tespit ettiimiz bu veld irin iirlerinin tamamnn mrettep bir ekilde yaymlanmasna da katklar salayacan dnyoruz.

228

zkan, Eski Zaral Bir Divan iri: Hand ve Divanesi

Aklamalar:
1

Divanede 53. gazelin altnda bulunan bu dipnot u ekildedir: "Hand Efendi merhm fevt olmazdan on be gn mukaddem Zagrav Muhammed erif erRemz Efendiye vermi ve ehibbya ner i'ln eyle diye tebyn buyurmu olduu d kt'a". Edirneli Mehmed Efendinin oludur. Edirne Katiplii yapmtr. Sultan Abdlmecid devri (1839-1861) sonlarnda 1857 ylnda vefat etmitir. bk.(Canm 1995:363) Zara ileri gelenlerinden olup Kapcba olmutur. II. Mahmut devri (18081839) sonlarnda vefat etti. bk. (Sreyya:C. 3:860 ) Zagrada eger olmasa efvc- ekbir Erbb- nket eylemez arz- makdir* Sir varasan cmlesi b-behre v dndur Erbb- himem cevher-i hlis gibi zhir Hep beldemizin eref-i a'z-y kirm Her biri Feltun-revi-i hayy- mu'sr Erbb- suhandan nicesi fenn-i nketde Dery-y feshat u belgatda mehir Fevz v Hicb v Emn dahi Ulv Ma'rf heme Rm u Acem'de nice 'ir Kms- ma'n v gher-p- belgat Envr- snht- lh ile bhir Hi byle karardan cihn olmaya asl* Tetahhur- nihdla bel tayyib thir Err- zamne bigi habbl nidelim biz B-kide mechl- meli nidelim biz Terkb-bend.1/12 Ben gibi sana aceb bende-i sdk var m k istersen eger ben gibi k var m Seni medh eyleyecek ir-i f'ik var m Aceb Zagra'da erbb- dakyk var m Mahzen-i gevher-i esrr- hakyk var m Ben gibi tab'- erfine muvfk var m Pes simurg gibi bana ceveln ederim h edersem seni ben hk ile yeksn ederim Msemmen4/3 Eski Zagra Rm ili gl det-i sahr-y bahr Andran er-i pkime hev v bdr Mrettep Divan s.109 229

bilig, K / 2005, say 32

Ben fehm-i cn- akm ite geldim zhire Eski Zagrada tevelldde karrm vardr Mrettep Divan s.114 Filtn Filtn Filtn Filn Geldi ol demler ki gerdn bagrm kan eyleye kbet mlk-i vcdum hke yeksn eyleye Ne Sleymnlar brakd taht u tc- devletin Dost cevri kbet bu mlk vrn eyleye Yrdan mmkn degil gnlm fergat eylesin Yr ise ryuna karu gzlerim kan eyleye yle grdm ki cihnn b-sebt syiin k- sdklara bin drl elvn eyleye Fikrimi ende-i zlf-i hevdr eyledi Giderek bu fikr-i gam aklm pern eyleye k- sdk odur kim cevr-i yra sabr ede Cevr-i yr ol kn derdine dermn eyleye D.31

Filtn Filtn Filtn Filn


Devlet ol devlet ki hsn sabr ile insn ola demiyyet zre bunda Rstem-i devrn ola Bana tc- kermet giydigin fark eyleye Oynadp rah- kermet evsvr- n ola Her belya hayr ede Hakdan bile her cilveyi Kiver-i mlk-i cihnda kul iken sultn ola Bir melek-sm ki mahbb- zamndr anlaya Kullugun bilip cihnda Ysuf- Ken'n ola k oldur ki firka sabr ede Eyyb gibi Dde-i Ya'kbve hep gzleri giryn ola Hsnne irfnna smnna magrr olan Hakk btl nidgn fark etmeyen eytan ola Serpilip meydn- aka hk-i py-i yr olup Son nefesde ol dahi Hand gibi handn ola D.30/31 ** D:Divane
airin Ali mahlasn kullanarak kaleme ald kimi iirler mrettep divandaki gazeller arasnda da mevcuttur. Bu bilgi iin bk. (Fedai 1993).

230

zkan, Eski Zaral Bir Divan iri: Hand ve Divanesi

Gazel-i Erefoglu Rm Tahms-i Hand Efendi Mefln Mefln Mefln Mefln u yzde varlgn hid gerekdir dde-i insn Ve lkin her bir insana degildir behre bu seyrn Cemlin pertevinden aks alp yine-i devrn Tecell evki ddrn beni mest eyledi hayrn Ene'l-Hak srrn candan annn klmazam pinhn Rumzt- lhdir benim her nutk u gftrm Hezrn vahyden srdr enfs- srm Makm- ardan r'yet getirdi seyr-i izhrm Semda seyr eder srrm cihn tutdu envrm Mukaddesler cemsi benm srrmda ser-gerdn Benim ilm-i nihnmdan makm- menzilim ma'lm Tenekkrden mberrdr kamu ma'lme-i mektm Emir geldim benim emrim komaz bir kimseyi mahrm rm tenlere bir kez eger dersem bi-izn kum Yaln ayak ba ak duralar kamusu uryn Hicb- riyyetden kef olur bana kamu yzler Behit-i r'yetinden mstevdir peler dzler Degil mahrm seyirimle bu sffda gren gzler Bu ay gn bu yldzlar bu geceler bu gndzler Bu yazlar klar gzler benim emrimdedir yeksn Keml-i zt- tevhde bek billh mahremdi Olur kim hakk btldan seen zn- ekremdi Ben ol kutbum kamu vriyyetim ma'lm ola imdi Cihn tlsmnn bendi benm elmdedir imdi Benim bugn bu meydanda benimdir top ile evgn Bilenler ilm irfn tecellye olur hiz Vel sretde bi'l-cmle olur derece-i nz Hayt-efz-y cndr her szm fehim eden nkz Benim ilm-i lednnmde hezrn Hzr olur ciz Benim her bir tecellmde nice bin Msiler hayrn Adm Hand vel amm suverde belli tahkki Sakn hem-sret-i Rahmndan gel klma tefrki

231

bilig, K / 2005, say 32

Beyn etdim ceml-i mutlak ya sret-i Hakk Sanrsn Erefogluyam ne Rmyem ne znk Benim ol dim bk grndm sret insn D.30 8 almamza konu olan Hand Efendiye ait olmas kuvvetle muhtemel bulunan bu iirler zerindeki aratrmamz hlen devam etmektedir. Mevcut tespitlerimize gre bu nshada yer alan hibir iir; ne divanedekilerle ne de mrettep divandakilerle ayn deildir. Ancak, nshada iirlerin sonunda bulunan H.1265 tarihi, iirlerde bazen Hand bazen de Ali mahlasnn kullanlm olmas, en bata yer alan Der-Zara-i Atk ibaresi ve irin Hazreti Ali, Hasan-Hseyin ve Hac Bekta Vel ile ilgili kaleme ald iirler bunlarn, bahsi geen Hand Efendiye ait olmas ihtimalini glendirmektedir.

Kaynaka
ACAROLU, M. Trker (1988), Bulgaristanda Trke Yer Adlar Klavuzu, Ankara. AGH SIRRI LEVEND(1988), Trk Edebiyat Tarihi, Ankara. BALKANLI, A. Kemal (1986), ark Rumeli ve Buradaki Trkler, Ankara. CANIM, Rdvan(1995), Edirne airleri, Ankara. ESRAR DEDE(2000), Tezkire-i uar-y Mevleviyye, (hzl.lhan Gen),Ankara. EVLYA ELEB (2002), Seyahatnme, (hzl. Seyit Ali Kahraman-Ycel Dal), stanbul. FEDA, Harid (1993), Kbrstan Divan Sahibi Bir air: Handi Uluslar aras nc Trk Kltr Kongresi Bildirileri, 25-29 Eyll 1993 Ankara, C.2, AKM. FINDIKLILI SMET EFEND(1989), Tekmilet-akik, akik-i Numaniye ve Zeyilleri, (hzl. Abdlkadir zcan), stanbul. HSEYN RC EFEND, Zara Mftsnn Hatralar Tarihe-i Vaka-i Zara (hzl. E.Dzda). KAZASKER SALM EFEND(1315), Tezkire-i Salim, stanbul. MEHMET NAL TUMAN(2001), Tuhfe-i Nil, Divan airlerinin Muhtasar Biyografileri, I-II (hzl.C.Kurnaz-M.Tatc), Ankara. MEHMED SREYYA(1996), Sicill-i Osman, stanbul. MUSTAFA NUR PAA(1992), Netyicl-Vukut, (hzl. N.aatay), Ankara. M.Trker Acarolu, OUZ, Sleyman (1986), Osmanl Vilayet daresi ve Dou Rumeli Vilayeti (1878-1885), Ankara.

232

A Divan Poet From Eski Zara: Hand and His Divane


Research Assist. mer ZKAN
*

Abstrac: This essay is written about artistic aspect, collected poems and life of an artist, Hand, who lived in the middle of 19 th. Century and was born in Eski Zara, one of the cultral centrum of Ottoman Empire. So, some new information about a poet, whose name was not mentioned in literature history and in some bibliographies, and also the places in which he was located with different couses, were presented to the science world. Thus, some explanatory information were given before passing, to investigations related to poets life and art. Key words: Eski Zara, Hand, divane, divan poenty

Gazi University Department of Turkish Language and Literature / ANKARA e-mail: ozkan@gazi.edu.tr bilig Winter / 2005 Number 32: 223-234 Ahmet Yesevi University Board of Trustees

Po+t-dvanst iz Staroy Zagr : Xandi i ego Divan


Omer OZKAN, nauny sotrudnik
stat#w posvwena jizni, tvorestvu i divane Xandi - po+ta, rodivegosw v odnom iz kul#turnx ]entrov Osmanskoy mperii - Staroy Zagre i jivego v seredine 19-go veka. V state predostavlen nove svedeniw o po+te, imw kotorogo ne upominaetsw v literaturnx i drugix istonikax i o mestax, v kotorx on pobval. Prejde em prestupt k issledovani jizni i tvorestva po+ta, avtor daet kratkoe opsane rodin po+ta - Staroy Zagr.

Rezme: Danna

Kleve slova: Staraw Zagra, Xandi, divane

Universitet Gazi, Fakul#tet estestvennx nauk i literatur, kafedra Ture]kogo

zka i literatur- ANKARA e-mail: ozkan@gazi.edu.tr

bilig zma 2005 vpusk: 32: 223-234 Polnomony Sovet Universiteta m. Axmeta Wsavi

Yayn Deerlendirme / Review Hlya ARGUNAH, Bir Cumhuriyet Kadn kfe Nihal, Aka Yaynevi, Ankara 2002, 382 s.
Yrd. Do. Dr. Yunus AYATA
*

"Nereden geldiniz, bilen var m ki? Nasl yaarsnz, sorarlar m ki? Yolunuz, yoludur kn ve yazn, Gh bir sam yelinin, gh bir poyrazn... Mezarnz da kendiniz kazn..." (s.119)

ile Yollar (1935) iir kitabnda "Unuttuklarmz" balkl uzun iirinin bir blmnde sokak ocuklarna yukardaki gibi seslenen kfe Nihal (stanbul 1896-stanbul 24 Eyll 1973), adeta kendini ifade etmektedir. iirin bu blmnde ayn sokak ocuklar gibi, o da kendisini yalnz hisseder; hayatnn son dnemi, lm ve lm sonras ise tam anlamyla bir yalnzlktr. Selim leri'nin Mavi Kanatlarnla Yalnz Benim Olsaydn (stanbul 1991) adl eserindeki "V. Deniz Kp Tller" blmnde anlatlanlar dikkatimi daha nce kfe Nihal'e ekmiti. Selim leri gerekten kfe Nihal'le duygusal bir ba kurabilmi ve okuyucuya da bunu yanstabilmiti. Duygusal zellie sahip bu yazar hakknda bugne kadar ciddi bir inceleme yaplmam olmas yazarn hakkn teslim etmemekten te, Trk edebiyat, tarihi iin bir eksiklikti. kfe Nihal, lmnn zerinden uzun bir zaman gememesine ramen abuk unutulmutur. Geri o, henz hayatta iken Yahya Kemalin Mkl budur ki lmeden evvel lr kii msrasyla Dnce balkl iirinde belirttii korkuya uram ve -biraz da anlalmaz bir ekilde kendisinin sebep olduu- unutulmann acsn tatmtr. Hlya Argunah'n Bir
*

Cumhuriyet niversitesi Fen Edebiyat Fak. Trk Dili ve Edebiyat Bl. / Sivas e-posta: ayata@cumhuriyet.edu.tr, ayata38@hotmail.com bilig K / 2005 say 32: 235-240 Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl

bilig, K / 2005, say 32

Cumhuriyet Kadn kfe Nihal adl almas bu sebeple akademik bir almann tesinde hem bir vefa rnei olarak hem de imparatorluktan mill devlete geii ve Cumhuriyetin ilk elli yln yaam olan kfe Nihal'i zellikle bir yazar olarak ortaya koymak zere hazrlanmtr. Bilakis bu duyarln hissedilebilmesi kfe Nihalin daha ak bir ekilde ortaya konulabilmesini getirmitir. Aksi halde kfe Nihal kendi sylemlerinin iine gmlp kalm bir yazar-air olarak kalabilirdi. Bugne kadar olduu gibi... Belki de ilk kez kfe Nihale eserden gidilerek onun edebiyat tarihindeki yeri tespit edilmi ve zel hayatnn glgesinde deerlendirilen eseri ve edeb deeri uh kadn imajndan kurtarlmaya allmtr. Yazar da eserin sunuunda ona yeniden hayat vermek istediini syler zaten. Bir Cumhuriyet Kadn kfe Nihal adl almann ilgi ekici bir yn de aratrmacnn 1980'lerden itibaren says artan kadn yazarlardan dolay oka gndeme getirilen "kadn edebiyat" kavramn tartmaya amasdr. Kitapta sunulan bir teklifle "kadn edebiyat" kavram etrafnda oluturulan kavram kargaasna alm getirilmeye allmaktadr. Burada aratrmacnn da zihnini megul eden "Edebiyatta bir 'kadn edebiyat' var mdr ya da olmal mdr?" sorusu, dikkat noktas edebiyat olan herkesi ilgilendirebilecek trden bir sorudur. Edebiyat byle "kadn edebiyat", "ocuk edebiyat" ve "genlik edebiyat" tarznda paralamak doru mudur? Paralamalar, edebiyatn btnlne zarar verebilir mi? Bu sorular zihinlerde henz ak bir ekilde cevaplanmamtr. Bu gibi isimlendirmeler, kulaa ho gelmekten te, aratrmaclarn dar alanda younlamasn salamaktadr. Ancak mantkl isimlendirmelerin arkasndan u an iin ok mantkl grnmeyen "ilk genlik edebiyat", "yallk edebiyat" ve "erkek edebiyat" gibi isimlendirmelerin de ortaya kabilecei aktr. Biz, bu kavramlar etrafnda dnen ve "kadn edebiyat" kavram yerine imdilik "edebiyatta kadn duyarl" kavramn kullanmann daha doru bir tercih olacan ifade eden Argunah'n u szlerine dikkat ekmek istiyoruz:
"Edebiyatn genel btnl ierisinde kadn edebiyat ya da edebiyatta kadn duyarlnn zerinde durulmas gereken bir konu olduunu dnyorum. Burada itiraz edilecek nokta, edebiyatn btnln sarsabilecek olan birtakm ller etrafnda baz snflandrmalara gidilmesinin yanl olabileceidir. Bir 'kadn edebiyat' kavram var mdr ve bu, neleri ihtiva etmektedir? Yoksa 'kadn edebiyat' kavram kadn yazarlara zg tabi hassasiyetin 236

Ayata, Hlya Argunah, Bir Cumhuriyet Kadn kfe

oluturduu bir yanlg mdr? Bu ok daha geni kapsaml ve dorudan bu sorunun cevaplarn aramaya ynelik almalarn sonucunda ortaya kabilecektir. (...) Edebiyatta kadnn yeri ve kadn yazar olgusu etrafnda dnme faaliyetlerinin edebiyat bilimine yeni boyutlar katacana inanyorum. Burada vurgulamak istediim husus, kadn yazarlarn eserlerinde kendi cinsiyetlerine zg duygu dnyasnn hassas rglerinin, ince duyarlklarnn grntlerinin bulunduudur. Belki buna imdilik 'edebiyatta kadn duyarl' demek daha doru ve ihtiyatl bir yaklam olacaktr." (s. 12-13)

Btn inceleme ve deerlendirme yazlarnn bir merak sonucunda ortaya kt sylenebilir. En azndan alma ilerledike aratrmac byle bir duyguyu tatmin iin abalar. Hele hele unutulmu bir air ya da yazar sz konusu ise bu merak daha da artacaktr. Argunah' da byle bir merak, kfe Nihal hakknda bir inceleme yapmaya srklemitir. Yazar bunu "kfe Nihal hakknda bir alma yapma isteimin en nde gelen sebebi, bu unutuluun etrafnda biriken merakt. Neden insansz yapamayan sanatnn insanla yapamaz hle geldii, neden kendini bilerek unutturmak ister gibi bir tavr benimsedii zihnimi megul etti." (s. 11) diye zetlemektedir Akademik almalarda allagelmi bilimsel yaz usul ve ciddi olmak kaygs sebebiyle incelemelerin slbunda bir soukluun olutuu, bu soukluun da akcl bozduu ve okunmay zorlatrd bilinen bir gerektir. Bu ise, okuyucunun esere uzak durmasna yol amaktadr. Hlya Argunah, Bir Cumhuriyet Kadn kfe Nihal adl almasnda, bilimsel bir alma yaptn unutmadan, akc bir dil kullanarak akademik almalar hakknda getirilen bu eletirilerden uzak kalmtr. Bir Cumhuriyet Kadn kfe Nihal adyla yaymlanan eser, "n Sz", "kfe Nihal'in Hayat", "kfe Nihal'in iiri", "kfe Nihal'in Romancl", "kfe Nihal'in Seyahat Kitaplar", "Son Sz", "Kaynaka" ve "kfe Nihal Albm" blmlerinden olumaktadr. kfe Nihal hakknda bugne kadar yazlanlar onu btnyle tanmaya ve tantmaya ynelik deildir. Argunah'n almas bu boluu doldurmaktadr. ncelemenin ilk blmnde "kfe Nihal'in Hayat" ve hayatndaki nemli olaylar ayrntl olarak incelenmitir. Eserin ikinci blm "kfe Nihal'in iiri"ne ayrlmtr. iirleri Yldzlar ve Glgeler (1919), Hazan Rzgrlar (1927), Gayy (1930), Su
237

bilig, K / 2005, say 32

(1935), ile Yollar (1935), Sabah Kular (1943), Yerden Ge (1960) ve iirler (1975) adl kitaplarda toplanan kfe Nihal, iiri "bir iini dkme yolu" (s. 79) olarak grr. O, roman ve hikye yazm olsa da airlii ok daha fazla nemser. "Hayatnn son gnlerinde hatta huzur evindeki odasnda rahatszl yznden mahkm olduu yatanda bile onu tek teselli eden meguliyeti iirdir." (s. 79). Kuvvetli bir air olmayan kfe Nihal'in iirinin en temel izgisi samimiyettir. O, byk ve insan sarsan konularn airi deildir. Onun en iyi iirleri kk hisleri ifade ettii iirleridir. airin kendisi de bunun farknda olmal ki zaman zaman iirlerinde dzeltmelere ve ayklamalara gitmitir. Bu, Trk edebiyatnda sklkla rastlanmayan bir durum olduu iin dikkate deerdir. Bu sebeple Hlya Argunah'n "kfe Nihal'in iir kitaplarnn baslmas sz konusu olduunda airin zaman ierisinde deitirmelerini gsteren bir tenkitli metni hazrlanmas doru olacaktr." (s. 80) teklifi yerinde bir tekliftir. Kitapta kfe Nihal'in iiri ferd romantizm, mill romantizmin etkisiyle balayan sosyal realizm ve tekrar ferd romantizm olmak zere dnem halinde incelenmitir. kfe Nihal, ilk iir devresinde Servet-i Fnun edebiyat etkisinde kalarak ferd romantizmi yanstan iirler kaleme almtr. iirinin ikinci dneminde airin mill edebiyat etkisinde kaldn gryoruz. air, ferd romantizmden yaanmakta olan mill romantizm devresinin etkisiyle sosyal realizme getii bu dnemde yalnzca muhteva bakmndan deil, ayn zamanda iirlerinde kulland vezin bakmndan da bir deiiklik yaar. O zamana kadar aruz vezni ile iirlerini kaleme alan airin bu dnemde teknik bir deiiklik yaparak aruzdan heceye getii grlmektedir. Argunah, airin bu dnemini "Yaanan dnemin hdiseleri btn ruhlarda mill bir hassasiyet uyandrmtr. ocukluundan itibaren aydn bir babann tevikiyle sosyal hdiselere duyarl olmak eklinde bir karakter kazanm olan airin, sonu olarak yaananlara duyarsz kalmas beklenemezdi. kfe Nihal de bu dnemde mill heyecanlar dile getirdii gibi, iirde l konusunda mill vezin taraftar oldu." (s. 100) eklinde zetlemektedir. kfe Nihal'in nc iir dnemi yine ferd romantizmi benimsedii dnemdir. airin hayat boyunca hep iirinde bir damar olarak mevcut olan ferd romantizm bu dneminde yeniden arlk kazanacaktr. Hlya Argunah, incelemesinin nc blmn "kfe Nihal'in Roman ve Hikyecilii"ne ayrmtr. O, biri kitaplamam alt roman ve bir
238

Ayata, Hlya Argunah, Bir Cumhuriyet Kadn kfe

hikye kitab kaleme almtr. lk romann Renksiz Istrap adyla 1926 ylnda yaymlayan yazar, son roman Vatanm in'i ise, stanbul gazetesinde 1 Ocak-28 ubat 1955 tarihleri arasnda tefrika etmitir. Yazarn bu roman henz kitaplamamtr. Dier romanlar ise srasyla Yakut Kayalar (1931), l Gnei (1933), Yalnz Dnyorum (1938), lde Sabah Oluyor (1951) adl eserleridir. Argunah, "kadn duyarl" etrafnda romanlar kaleme aldn belirttii yazarn romanlarn konular bakmndan iki ayr dneme ayrmaktadr. "Birinci dnemde Renksiz Istrap, Yakut Kayalar ve l Yldz gibi ferd muhteval romanlar, ikinci dnemde ise Yalnz dnyorum, lde Sabah Oluyor ve tefrika halinde kalm olan Vatanm in isimli sosyal muhteval romanlar yer alr." (s. 191). kfe Nihal'in stikll Savan anlatt birer Anadolu roman olan lde Sabah Oluyor ve Vatanm in dnda kalan romanlar kadn romanlardr. O, dier romanlarnda kadn kahramanlarn hep karlksz kalm ve sonu hsranla bitmi aklarn anlatr. Hikye, kfe Nihal'in ok az tercih ettii bir trdr. lk genlik yllarnda yazd hikyelerini Tevekkln Cezas adyla 1928 ylnda toplamtr. Bu tarihten sonra yazd hikyeleri ise yazar bir kitap haline getirmemitir. Popler mahiyette romanlar kaleme alan yazarn romanda ve hikyede ciddi bir varlk gsteremedii aktr. Hlya Argunah'n da belirttii gibi, "kfe Nihal'in romanlar teknik olarak ok gelimi romanlar deildir. Birer tez iin yazlm bu romanlarda yazarn varl hemen hissedilir. (...) Onun romanlar hazr hikyeden hareketle yazlm romanlardr." (s. 198). Eserin drdnc blm "kfe Nihal'in Seyahat Kitaplar"na ayrlmtr. Yazarn ilk seyahat kitab, Grigori Petrofun Beyaz Zambaklar Memleketinde adl eserinin okunmas zerine kaleme alnmtr. Yazarn Finlandiya gezisi ve bu lke ile ilgili izlenimlerinin aktarld Finlandiya (1935) adl eserde bir lke insannn alarak memleketini nasl gzelletirdii anlatlmtr. kinci seyahat kitab ise Domani Dalarnn Yolcusu (1946) adn tamaktadr. "Bir Yurt Gezisi" ibaresi ile yaymlanan eser, ayn zamanda, Argunah'n belirttii zere roman karakteri de tamaktadr. 1946 ylnda ynetmen . Srmal tarafndan Domani Yolcusu adyla filme de alnan bu eser, bir kadn yazarn yine kadn merkezli eseridir. Eserde Finlandiya ile Anadolu arasnda benzerlikler kurulmakta ve Anadolu insanna Finlandiya ve Finliler rnek olarak gsterilmektedir.
239

bilig, K / 2005, say 32

Eserde zengin bir kfe Nihal kaynakas ile eserin sonunda yazarn hayatnn deiik safhalarna ait fotoraflarn bulunduu bir de albm yer almtr. Bir Cumhuriyet Kadn kfe Nihal adl almada Argunah ksaltmalardan faydalanmtr. Ksaltmalarn almann hacmini drd ve tekrarlar nledii bir gerektir. Aratrmac yapt ksaltmalar, ksaltmann ilk getii yerde gstermitir. Bu ise eserden faydalanacaklar iin bir zorluk meydana getirmektedir. almann banda bir "Ksaltmalar Cetveli"nin verilmesi, eserden faydalanacaklar iin bir kolaylk olacakt. Faaliyetleri ve ortaya koyduu eserler dnldnde kfe Nihal'in edebiyat tarihinin nisyan kesinde kalmas kabul edilemez. Hlya Argunah'n Bir Cumhuriyet Kadn kfe Nihal adl almas bilimsel bir alma olmann tesinde unutulmaya yz tutmu bir edeb kymeti yeniden gndeme tamas bakmndan nemlidir.

240

bilig 2004 YAZAR ADI DZN KI-BAHAR-YAZ-GZ (SAYILAR: 28-29-30-31) bilig 2004 INDEX OF AUTHORS WINTER-SPRING-SUMMER-AUTUMN (VOLUMES: 28-29-30-31) ADAK, Nuren...................................................................../Yaz, s.30; sh. 27-38 Bir Sosyalizasyon Arac Olarak Televizyon ve iddet, The Effect of Television as a Socialization Tool on Violence,..................................................... /Summer, Vol:30; pp. 27-38 AKBIYIK, A. Hayrunnisa ............................................../Yaz, s.30; sh. 151-171 Timurlularn Bilim ve Sanata yaklamlar ve Baz Son Dnem Sanatkrlar, Attitudes of Timurids to Science and Art and Some Artists of the Last Period .............................................../ Summer, Vol:30; pp. 151-171 AKHMETOVA, Sharzada- SAKHANOVA, Ardak......../Gz, s.31; sh. 37-50 Manevi Faktrlerin retime Etkisi, The Role of Non-Material Factors in Increasing Labor Productivity, ............................................................. /Autumn,Vol:31; pp. 37-50 ANAFARTA, Nilgn KURUZM, Aye ...................../Yaz, s.30; sh. 09-26 Trk otomotiv Yan Sanayinde Kalite Eitiminin Etkinliinin llmesi, Measuring the Efficiency of Quality Training in Turkish Automotive Suppliers,................................................................. /Summer, Vol:30; pp. 09-26 ASLAN, Sema (Yayn Deerlendirme/ Review),............/K, s.28; sh. 175-179 rpd Berta, Trke Kkenli Macar Kavim Adlar AYDAR, Hidayet ............................................................ /K, s.28; sh. 137-171 Uygurlarda Kuran almalar, Quranic Studies in Uygurs,................................. /Winter, Vol:28; pp. 137-171, BA, Eyp (Yayn Deerlendirme/ Review),............ /Bahar, s:29; sh. 226-227 Nesimi YAZICI, lk Trk slam Devletleri Tarihi ........Spring, Vol:29; pp. 226-227 BATMAZ, Nihat ........................................................... /Bahar, s.29; sh. 82-104 Trkiye-Kazakistan Arasndaki Ticari-Ekonomik likiler, Trk Mteebbislerinin Bu lkelerde Yaptklar Yatrmlarn Boyutu ve Karlatklar Sorunlar,
241

bilig, K / 2005, say 32

The Scope of Economic Relation Between Turkey and Kazakstan, Turkish Entrepeneurs Investment in Kazakhstan and Major Problems they Face, .................................................................. /Spring, Vol:29; pp. 83-104 BZBRLK, Alpay............................................................ /Gz, s.31; sh. 51-69 Kroniklerde Osmanl Devleti Yneticilerine Yaplan Eletiriler zerine (Balangtan XVI. Yzyln Sonuna Kadar), On Criticisms About the Administrators of Ottoman State in Chronicles From the Beginning to the End of the Sixteenth Century, . /Autumn, Vol:31; pp. 51-69 BURCU, Ebru ............................................................... /Yaz, s.30; sh. 141-149 mer Seyfettinden Milli Benlie Dn ars: Primo Trk ocuu, Return to National Counscious in mer Seyfettins Primo Trk ocuu (A Turk Child Primo), ........................................ /Summer, Vol:30; pp. 141-149 CHO, Han Woo ................................................................../Yaz, s.30; sh. 85-93 Eski Korecede Trke dn Kelimeler, Turkish Loan Words in Ancient Korean, .............. /Summer, Vol:30; pp. 85-93 DEMR, Bekir..................................................................... /Yaz, s.30; sh. 39-49 Bakurdistan Cumhuriyetinde Mill Dil ve Devlet Dili Problemi, Problem of the National and State Language in Republic of Bashkortostan, ..................................................../Summer, Vol:30; pp. 39-49 DEMR, Nurettin (Yayn Deerlendirme/ Review), . Bahar, s.29; sh. 223-225 Hamdi MERT, Yeniden Doan Kpak, stvan Mandoky Kongur, Kpak/Trk Asll Macar Trkolog, .........................................../Spring, Vol:29; pp. 223-225 DEMRCOLU, smail H. .............................................../Gz, s.31; sh. 71-84 Tarih ve Corafya retmenlerinin Sosyal Bilimler retiminin Amalarna Ynelik Grleri (Dou Karadeniz Blgesi rnei) 2000s, History and Geography Teachers Perceptons of The Objectves of Socal Scence Teachng (Example of East Black Sea Regon) 2000s, ............................................... /Autumn, Vol:31; pp. 71-84 DEMREL, ener .........................................................../Gz, s.31; sh. 161-177 Divan iirinde Redd-i Matla, Return Redd-i Matla in Divan Poetry , .............. /Autumn, Vol:31; pp. 161-177 DEVEC, Mutlu (Yayn Deerlendirme/ Review), ........Yaz, s.30; sh. 240-243 Ramazan Korkmaz, Hlya Argunah, Ali hsan Kolcu, Ayenur Klahlolu slam, Cafer Gariper, Osman Gndz, Tark zcan, Yeni Trk Edebiyat El Kitab (1839-2000), ............................................../Summer,Vol:30; pp. 240-243

242

ndex

DOAN, Abide GKELK, Sdka ......................./Gz, s.31; sh. 127-160 Trk Tiyatrosunda ki Kiilik Oyunlar zerine Bir Deerlendirme (1980-2000), An Evalication of Two Persons Plays in Turkish Theatre ............................................................... /Autumn, Vol:31; pp. 127-160 DOAN YILDIZ, Alpay............................................ /Bahar, s.29; sh. 201-222 Eski Bir Bahenin Yeniden Dzenlenii ya da Fuzulinin Hikye-i Leyl ve Mecnunu Sunuu, The Arrangement of an Old Garden, or Introduction of Leyla and Mecnun by Fuzuli,...................................................................... /Spring, Vol:29; pp. 201-222 EKER, Ser (Yayn Deerlendirme/ Review), ........... /Bahar, s.29; sh. 228-235 Talat TEKN, Makaleler 1, Altayistik 1, ................ /Spring, Vol:29; pp. 228-235 ELDEN, Mge-FIRLAR, Belma Gneri ................. /Bahar, s.29; sh. 105-137 Politik Arenada Siyasal Reklam 1950den 2000e Trkiyeye likin Siyasal Tarihsel Bir Analiz, The Political Promotion in the Politic Arena A Historical Analysis On Turkey from 1950s till 2000s, ..................................... /Spring, Vol: 29; pp. 105-137 GKDA A. Bilgehan HEYET, M.Rza....................... /Yaz, s.30; sh. 51-84 ran Trklerinde Kimlik Meselesi, Iranian Turks Identity Problem 2000s, .........../Summer, Vol:30; pp. 51-84 GNER-DLEK, Figen .................................................... /K, s.28; sh. 83-100 Altay Trkesinde kilemeler, Hendiadyoins in Altay Turkish, ........................... /Winter, Vol:28; pp. 83-100 JOHANSON, Lars ............................................................/Bahar, s.29; sh. 1-27 Gney Sibirya Trkesinde Adlar ve Sfatlar Nouns and Adjectives in South Siberian Turkic, ......./Spring, Vol:29; pp. 1-27 KALENDEROLU, hsan (Yayn Deerlendirme/ Review), ..................................../Yaz, s.30; sh. 235-239
Mehmetkuluzde, Hamide, Azerbaycanda Yeniliki Bir nc: Celil Mehmetkuluzde: Hatralar/Hamide Mehmetkuluzde, .......................... /Summer, Vol:30; pp. 235-239

KARADOAN, Ahmet ................................................../Gz, s.31; sh. 207-218 -Ip ile Kurulan Zarf-Fiilli Paralarn Trkmen Trkesinden Trkiye Trkesine Aktarm zerine, On the Translation of the Adverbial Complement Formed by -Ip from Turkmen to Turkish, ........................................................... /Autumn, Vol:31; pp. 207-218

243

bilig, K / 2005, say 32

KARAMAN, Deniz ....................................................../Bahar, s.29; sh. 139-176 XVIII. Yzyln kinci Yarsnda Ankara Sancandaki Mlikne-Mukataalara Dair Baz Bilgiler, Some Data on Mlikne-Mukataa in the District of Ankara in the Second Half of the 18th Century, .............................................../Spring, Vol:29; pp. 139-176 KARASOY, Yakup - YAVUZ, Orhan .........................../K, s.28; sh. 101-115 Dede Korkutta ayt- / eyit- ; eyit- / yit- / it- ve at / iit Kelimeleri zerine, On the Words ayt- / eyit-; eyit- / yit- / it- and at / iit in Dede Korkut ...................................................... /Winter, Vol: 28; pp. 101-115 KASAPOLU ENGEL, Hlya (Yayn Deerlendirme/ Review), ...................................../K, s.28; sh. 180-187 Oleksandr GARKAVETS, Urumskiy Slovnik ....... /Winter, Vol:28; pp. 180-187 KIM, Hyo-Joung ............................................................... /K, s. 28; sh. 43-57 Baraba Trklerinin Jestey Mngk Masalndaki Mitolojik Motifler zerine On Mythological Motifs in the Folktale of the Baraba Turkic People Jestey Mngk, ............................................/Winter, Vol:28; pp. 43-57 KLL, Glsm ................................................................/K, s.28; sh. 117-136 lk Hakas Yazarlarndan V. A. Kobyakov ve Vaftiz Hikyesi One of the First Writer and Poets of Khakas V. A. Kobyakov and His Story Baptism, .............................................../Winter, Vol:28; pp. 117-136 KKSOY, Mmin .............................................................. /Yaz, s.30; sh. 01-08 Yksek renimde rgn Eitimle E-Eitiminin Karlatrlmas Comparision Between Class Room Education and E-Education ............................................................/Summer, Vol:30; pp. 01-08 KURU, Emin ..................................................................../Yaz, s.30; sh. 203-233 Trkiye ve Kazakistanl Spora Katlmc Erkek niversite rencilerinin Psikolojik htiyalarnn Karlatrlmas, The Comparison of the Psychological Needs of Turkish and Kazakh University Male Students Participated in Sports, ............... /Summer, Vol:30; pp. 203-233 KUTALMI, Mehmet ........................................................./Gz,s.31; sh. 01-21 Tarihte ve Gnmzde Kazakistann Alfabe Meselesi, Alphabet Problem of Kazakstan in Hstory and Today,. /Autumn, Vol:31; pp. 01-21 KK, Salim .................................................................... /K, s.28; sh. 31-42 Trk Atasz ve Deyimlerinde Halk ve Topluluk simleri

244

ndex

The Names of Collective Nouns at Turkish Proverbs and Idioms, .................................................................... /Winter, Vol: 28; pp. 31-42 KLAHLIOLU, Ayenur slam............................. /Bahar, s.29; sh. 177-200 Esir ehrin Mahpusundan Hareketle Dar Yerde nsan Human Being in The Prisoner of the Captivated, .........................................................../Spring, Vol: 29; pp. 177-200 MRZAOLU, Glay .................................................. /Gz, s.31; sh. 195-206 Aydn-Karpuzlu Yresinde Nian iei Gelenei ve levsel Yaps The Engagement Flower Tradition in Karpuzlu County of Functional Structure, ............................................................. /Autumn, Vol:31; pp. 195-206 MURTAZAOLU, Fahrettin ....................................... /Bahar, s.29; sh. 41-82 Acarallarn Siyasi zerklik Hakknn Sjesi Haline Gelmeleri ve Trkiyenin Bu Srece Etkisi, The Development of Becoming The Subjects of The Right of Political Autonomy of Adzharians and Turkeys Influence on It, ............. /Spring, Vol:29; pp. 41-82 Z, Mehmet (Yayn Deerlendirme/ Review), ............. /K, s.28; sh. 173-174 Feridun M. Emecen, stanbulun Fethi Olay ve Meseleleri, Review, Feridun M. Emecen, stanbulun Fethi Olay ve Meseleleri, ................................................................................. /Winter, Vol: 28; pp. 173-174 ZKAN, Fatma MUSA, Badagl .............................. /Yaz, s.30; sh. 95-139 Yabanc Dillerin Trkenin Sz Dizimi zerindeki Etkisi, Influence of Foreign Languages on Syntax of Turkish, ................................................................./Summer, Vol:30; pp. 95-139 SOY, H. Bayram ............................................................./Yaz, s.30; sh. 173-202 Arap Milliyetilii: Ortaya kndan 1918e kadar, Arab Nationalsm from Its Emergence until 1918,............................................................/Summer, Vol:30; pp. 173-202 ADYEVA, Glmira......................................................./Gz,s.31; sh.219-242 Beyin Hasar Geiren Trk Hastalarn Dil Bozukluklarnn Dilbilim Asndan ncelenmesi, Linguistic Analysis of Language Disorders of Turk Patients Suffering from Brain Damages, ................................................... /Autumn, Vol:31; pp. 219-242 TALIOVA, Mete (Yayn Deerlendirme/ Review), ....Gz, s.31; sh.248-252 Trk Halk Kltrnde Memoratlar ve Halk nanlar ................................................................................/Autumn, Vol:31; pp.248-252

245

bilig, K / 2005, say 32

TEMR, Nezir ............................................................... /Gz, s.31; sh. 179-193 Krgz Trklerinde Snlk Gelenei ve Tolubay Sn, Snch Tradition and Tolubay Snch, ............... /Autumn, Vol:31; pp. 179-193 TIDIKOVA, N.N................................................................. /Gz, s.31; sh. 23-35 Altay Kahramanlk Destanndaki Kadn simlerinin Dil Bakmndan Tahlili, A Linguistic Analysis of Womens Names in Altai Heroism, ................................................................../Autumn, Vol:31; pp. 23-35 UURLU, Mustafa.......................................................... /Bahar, s.29; sh.29-40 Trk Leheleri Arasnda Kelime E Deerlilii, Lexical Equivalence Between the Turkic Languages, .............................................................. /Spring, Vol: 29; pp. 29-40 NC, Kemal ................................................................... K, s.28; sh. 1-29 Szl Kltr / Tarih Balamnda Edeb Bir Metin Olarak Otman Baba Vilyetnmesi, Vilyetnme of Otman Baba as a Literature Text Belonging to Oral Culture/History .........................................................../Winter, Vol.28; pp. 1-29 YALINELK, S.Dilek (Yayn Deerlendirme/ Review), .........................................................................................../Gz, s.31; sh.243-247 Trk Romannda Postmodernist Almlar........ /Autumn, Vol:31; pp.243-247 YILDIRIM, Neide .............................................................. /K, s.28; sh. 59-81 Trkiyede Boanma ve Sebepleri, Divorces and ts Causes in Turkiye, ......................./Winter, Vol:28; pp. 59-81 YKSEL, Musa amil ....................................................../Gz,s.31; sh. 85-126 Arap Kaynaklarnda Timur, Tamerlanes Description According to Arab Historians, ............................................................./Autumn, Vol:31; pp. 85-126

246

bilig 2004 MAKALE ADI DZN KI-BAHAR-YAZ-GZ (SAYILAR: 28-29-30-31) bilig 2004 INDEX OF ARTICLES WINTER-SPRING-SUMMER-AUTUMN (VOLUMES: 28-29-30-31) Acarallarn Siyasi zerklik Hakknn Sjesi Haline Gelmeleri ve Trkiyenin Bu Srece Etkisi, ..................................... /Bahar, s.29; sh. 41-82 / Fahrettin MURTAZAOLU The Development of Becoming The Subjects of The Right of Political Autonomy of Adzharians and Turkeys Influence on It, ....................................../Spring, Vol:29; pp. 41-82 / Fahrettin MURTAZAOLU
Aleksandr GARKAVETS, Urumskiy Slovnik, (Yayn Deerlendirme/ Review),

................................./K, s.28; sh. 180-187 / Hlya KASAPOLU ENGEL Altay Kahramanlk Destanndaki Kadn simlerinin Dil Bakmndan Tahlili, ....................................................................../Gz, s.31; sh. 23-35 / N.N.TIDIKOVA A Linguistic Analysis of Womens Names in Altai Heroism, ..................................................... /Autumn, Vol:31; pp. 23-35 / N.N. TIDIKOVA
Altay Trkesinde kilemeler, ... /K, s.28; sh. 83-100 / Figen GNER DLEK Hendiadyoins in Altay Turkish, ............................................/Winter, Vol:28; pp. 83-100 / Figen GNER DLEK

Arap Kaynaklarnda Timur, .. /Gz,s.31; sh. 85-126 / Musa amil YKSEL Tamerlanes Description According to Arab Historians, .........................................../Autumn, Vol:31; pp. 85-126 / Musa amil YKSEL Arap Milliyetilii: Ortaya kndan 1918e kadar, ............................................................/Yaz, s.30; sh. 173-202 / H. Bayram SOY Arab Nationalsm from Its Emergence until 1918, ................................................... /Summer, Vol:30; pp. 173-202 / H. Bayram SOY rpd Berta, Trke Kkenli Macar Kavim Adlar, (Yayn Deerlendirme/ Review), ...................................................K, s.28; sh. 175-179 / Sema ASLAN Aydn-Karpuzlu Yresinde Nian iei Gelenei ve levsel Yaps, ................................................. /Gz, s.31; sh. 195-206 / Glay MRZAOLU The Engagement Flower Tradition in Karpuzlu County of Functional Structure, .........................................../Autumn, Vol:31; pp. 195-206 / Glay MRZAOLU
247

bilig, K / 2005, say 32

Azerbaycanda Yeniliki Bir nc: Celil Mehmetkuluzde: Hatralar /Hamide Mehmetkuluzde, (Yayn Deerlendirme/ Review), ............................................/Yaz, s.30; sh. 235-239 / hsan KALENDEROLU Baraba Trklerinin Jestey Mngk Masalndaki Mitolojik Motifler zerine, ............................................................/K, s. 28; sh. 43-57 / Hyo Joung KM On Mythological Motifs in the Folktale of the Baraba Turkic People Jestey Mngk, ......................................... /Winter, Vol:28; pp. 43-57 / Hyo Joung KM Bakurdistan Cumhuriyetinde Mill Dil ve Devlet Dili Problemi, .................................................................. /Yaz, s.30; sh. 39-49 / Bekir DEMR Problem of the National and State Language in Republic of Bashkortostan, ........................................................... /Summer, Vol:30; pp. 39-49/ Bekir DEMR Beyin Hasar Geiren Trk Hastalarn Dil Bozukluklarnn Dilbilim Asndan ncelenmesi,........................./Gz,s.31; sh.219-242 / Glmira ADYEVA Linguistic Analysis of Language Disorders of Turk Patients Suffering from Brain Damages, ................ /Autumn, Vol:31; pp. 219-242/ Glmira ADYEVA Bir Sosyalizasyon Arac Olarak Televizyon ve iddet .................................................................. /Yaz, s.30; sh. 27-38 / Nuren ADAK The Effect of Television as a Socialization Tool on Violence ........................................................ /Summer, Vol:30; pp. 27-38 / Nuren ADAK Dede Korkutta ayt- / eyit- ; eyit- / yit- / it- ve at / iit Kelimeleri zerine, ......................... /K, s.28; sh. 101-115 / Yakup KARASOY Orhan YAVUZ On the Words ayt- / eyit-; eyit- / yit- / it- and at / iit in Dede Korkut, ....................../Winter, Vol: 28; pp. 101-115 / Yakup KARASOY Orhan YAVUZ Divan iirinde Redd-i Matla, ....... /Gz, s.31; sh. 161-177 / ener DEMREL
Return Redd-i Matla in Divan Poetry,......../Autumn, Vol:31; pp. 161-177 / ener DEMREL

Esir ehrin Mahpusundan Hareketle Dar Yerde nsan, .......................... /Bahar, s.29; sh. 177-200 / Ayenur slam KLAHLIOLU Human Being in The Prisoner of the Captivated, ......................... /Spring, Vol: 29; pp. 177-200 / Ayenur slam KLAHLIOLU Eski Bir Bahenin Yeniden Dzenlenii ya da Fuzulinin Hikye-i Leyl ve Mecnunu Sunuu, ........... /Bahar, s.29; sh. 201-222 / Alpay DOANYILDIZ The Arrangement of an Old Garden, or Introduction of Leyla and Mecnun by Fuzuli,.............................../Spring, Vol:29; pp. 201-222 / Alpay DOANYILDIZ

248

ndex

Eski Korecede Trke dn Kelimeler, .. /Yaz, s.30; sh. 85-93 / Han Woo CHO Turkish Loan Words in Ancient Korean, ...................................................... /Summer, Vol:30; pp. 85-93 / Han Woo CHO Gney Sibirya Trkesinde Adlar ve Sfatlar, .......................................................... /Bahar, s.29; sh. 1-27 / Lars JOHANSON Nouns and Adjectives in South Siberian Turkic, ........................................................ /Spring, Vol:29; pp. 1-27 / Lars JOHANSON Ip ile Kurulan Zarf-Fiilli Paralarn Trkmen Trkesinden Trkiye Trkesine Aktarm zerine, ................................................. Gz, s.31; sh. 207-218 / Ahmet KARADOAN On the Translation of the Adverbial Complement Formed by -Ip from Turkmen to Turkish,......................... /Autumn, Vol:31; pp. 207-218 / Ahmet KARADOAN lk Hakas Yazarlarndan V. A. Kobyakov ve Vaftiz Hikyesi, .............................................................. /K, s.28; sh. 117-136 / Glsm KLL One of the First Writer and Poets of Khakas V. A. Kobyakov and His Story Baptism,......................................../Winter, Vol:28; pp. 117-136 / Glsm KLL lk Trk slam Devletleri Tarihi, (Yayn Deerlendirme/ Review), ................................................................. Bahar, s:29; sh. 226-227 / Eyp BA ran Trklerinde Kimlik Meselesi, ..................... Yaz, s.30; sh. 51-84 / Bilgehan A. GKDA M. Rza HEYET Iranian Turks Identity Problem 2000s, ............./Summer, Vol:30; pp. 51-84 / Bilgehan A. GKDA M. Rza HEYET stanbulun Fethi Olay ve Meseleleri, (Yayn Deerlendirme/Review), ....................................................................K, s.28; sh. 173-174 / Mehmet Z Krgz Trklerinde Snlk Gelenei ve Tolubay Sn, .............................................................. /Gz, s.31; sh. 179-193 / Nezir TEMR Snch Tradition and Tolubay Snch, ...................................................... /Autumn, Vol:31; pp. 179-193 / Nezir TEMR Kroniklerde Osmanl Devleti Yneticilerine Yaplan Eletiriler zerine (Balangtan XVI. Yzyln Sonuna Kadar .............................................................. /Gz, s.31; sh. 51-69 / Alpay BZBRLK On Criticisms About the Administrators of Ottoman State in Chronicles From the Beginning to the End of the Sixteenth Century, ......................................................../Autumn, Vol:31; pp. 51-69 / Nihat BATMAZ Makaleler 1, Altayistik 1, (Yayn Deerlendirme/ Review), ................................................................Bahar, s.29; sh. 228-235 / Ser EKER

249

bilig, K / 2005, say 32

Manevi Faktrlerin retime Etkisi, ................/Gz, s.31; sh. 37-50 / Sharzada AKHMETOVA, Ardak SAKHANOVA The Role of Non-Material Factors in Increasing Labor Productivity, ....../Autumn, Vol:31; pp. 37-50 / Sharzada AKHMETOVA, Ardak SAKHANOVA mer Seyfettinden Milli Benlie Dn ars: Primo Trk ocuu, ............................................................../Yaz, s.30; sh. 141-149 / Ebru BURCU Return to National Counscious in mer Seyfettins Primo Trk ocuu (A Turk Child Primo), ...................... /Summer, Vol:30; pp. 141-149 / Ebru BURCU Politik Arenada Siyasal Reklam 1950den 2000e Trkiyeye likin Siyasal Tarihsel Bir Analiz, .............. /Bahar, s.29; sh. 105-137 / Mge ELDEN Belma Gneri FIRLAR The Political Promotion in the Politic Arena A Historical Analysis On Turkey from 1950s till 2000s, .............. /Spring, Vol: 29; pp. 105-137 / Mge ELDEN Belma Gneri FIRLAR Szl Kltr / Tarih Balamnda Edeb Bir Metin Olarak Otman Baba Vilyetnmesi, ....................................../K, s.28; sh. 1-29 / Kemal NC Vilyetnme of Otman Baba as a Literature Text Belonging to Oral Culture/History, ..................................../Winter, Vol.28; pp. 1-29 / Kemal NC Tarih ve Corafya retmenlerinin Sosyal Bilimler retiminin Amalarna Ynelik Grleri (Dou Karadeniz Blgesi rnei) 2000s, Gz, s.31; sh. 71-84 / smail H. DEMRCOLU History and Geography Teachers Perceptons of The Objectves of Socal Scence Teachng (Example of East Black Sea Regon) 2000s, ...................................... /Autumn, Vol:31; pp. 71-84/ smail H. DEMRCOLU Tarihte ve Gnmzde Kazakistann Alfabe Meselesi, ....................................................... /Gz,s.31; sh. 01-21 / Mehmet KUTALMI Alphabet Problem of Kazakstan in Hstory and Today, ................................................/Autumn, Vol:31; pp. 01-21 / Mehmet KUTALMI Timurlularn Bilim ve Sanata yaklamlar ve Baz Son Dnem Sanatkrlar ...................................... /Yaz, s.30; sh. 151-171 / Hayrunniya A. AKBIYIK Attitudes of Timurids to Science and Art and Some Artists of the Last Period, ..................................... /Summer, Vol:30; pp. 151-171 / Hayrunniya A. AKBIYIK Trk Atasz ve Deyimlerinde Halk ve Topluluk simleri, .................................................................. /K, s.28; sh. 31-42 / Salim KK The Names of Collective Nouns at Turkish Proverbs and Idioms, ........................................................../Winter, Vol: 28; pp. 31-42 / Salim KK

250

ndex

Trk Halk Kltrnde Memoratlar ve Halk nanlar, (Yayn Deerlendirme/ Review), ................................/Gz, s.31; sh.248-252 / Mete TALIOVA Trk Leheleri Arasnda Kelime E Deerlilii, ....................................................... /Bahar, s.29; sh.29-40 / Mustafa UURLU Lexical Equivalence Between the Turkic Languages, ..................................................../Spring, Vol: 29; pp. 29-40 / Mustafa UURLU Trk Otomotiv Yan Sanayinde Kalite Eitiminin Etkinliinin llmesi, .................. /Yaz, s.30; sh. 09-26 / Nilgn ANAFARTA Aye KURUZM Measuring the Efficiency of Quality Training in Turkish Automotive Suppliers, .............. /Summer, Vol:30; pp. 09-26 / Nilgn ANAFARTA Aye KURUZM Trk Romannda Postmodernist Almlar, (Yayn Deerlendirme/ Review), ............................................ /Gz, s.31; sh.243-247 / S. Dilek YALINELK
Trk Tiyatrosunda ki Kiilik Oyunlar zerine Bir Deerlendirme (1980-2000), ...... /Gz, s.31; sh. 127-160 / Abide DOAN Sdka GKELK

An Evalication of Two Persons Plays in Turkish Theatre, ................./Autumn, Vol:31; pp. 127-160 / Abide DOAN Sdka GKELK Trkiye ve Kazakistanl Spora Katlmc Erkek niversite rencilerinin Psikolojik htiyalarnn Karlatrlmas, ................................................................. /Yaz, s.30; sh. 203-233 / Emin KURU The Comparison of the Psychological Needs of Turkish and Kazakh University Male Students Participated in Sports, ...................................................... /Summer, Vol:30; pp. 203-233 / Emin KURU Trkiyede Boanma ve Sebepleri,.. /K, s.28; sh. 59-81 / Neide YILDIRIM Divorces and ts Causes in Turkiye, ..................................................... /Winter, Vol:28; pp. 59-81 / Neide YILDIRIM Trkiye-Kazakistan Arasndaki Ticari-Ekonomik likiler, Trk Mteebbislerinin Bu lkelerde Yaptklar Yatrmlarn Boyutu ve Karlatklar Sorunlar,....................................... /Bahar, s.29; sh. 82-104 / Nihat BATMAZ The Scope of Economic Relation Between Turkey and Kazakstan, Turkish Entrepeneurs Investment in Kazakhstan and Major Problems they Face, ....................................................... /Spring, Vol:29; pp. 83-104 / Nihat BATMAZ Uygurlarda Kuran almalar, .. /K, s.28; sh. 137-171 / Hidayet AYDAR Quranic Studies in Uygurs, ......./Winter, Vol:28; pp. 137-171 / Hidayet AYDAR

251

bilig, K / 2005, say 32

XVIII. Yzyln kinci Yarsnda Ankara Sancandaki Mlikne-Mukataalara Dair Baz Bilgiler,....................... /Bahar, s.29; sh. 139-176 / Deniz KARAMAN Some Data on Mlikne-Mukataa in the District of Ankara in the Second Half of the 18th Century, ...................... /Spring, Vol:29; pp. 139-176 / Deniz KARAMAN Yabanc Dillerin Trkenin Sz Dizimi zerindeki Etkisi, .............................. /Yaz, s.30; sh. 95-139 / Fatma ZKAN Badagl MUSA Influence of Foreign Languages on Syntax of Turkish, ....................... /Summer, Vol:30; pp. 95-139/ Fatma ZKAN Badagl MUSA Yeni Trk Edebiyat El Kitab (1839-2000), (Yayn Deerlendirme/ Review), ............................................................. Yaz, s.30; sh. 240-243 / Mutlu DEVEC Yeniden Doan Kpak, stvan Mandoky Kongur, Kpak/Trk Asll Macar Trkolog, (Yayn Deerlendirme/ Review), ..................................................... /Bahar, s.29; sh. 223-225 / Nurettin DEMR Yksek renimde rgn Eitimle E-Eitiminin Karlatrlmas, ............................................................/Yaz, s.30; sh. 01-08 / Mmin KKSOY Comparision Between Class Room Education and E-Education ...................................................../Summer, Vol:30; pp. 01-08 / Mmin KKSOY

252

bilig
Trk Dnyas Sosyal Bilimler Dergisi Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanl
Yayn lkeleri bilig, K/Ocak, Bahar/Nisan, Yaz/Temmuz ve Gz/Ekim olmak zere ylda drt say yaymlanr. Her yln sonunda derginin yllk dizini hazrlanr ve K saysnda yaymlanr. Dergi, yayn kurulu tarafndan belirlenecek ktphanelere, uluslararas endeks kurumlarna ve abonelere yaymland tarihten itibaren bir ay ierisinde gnderilir. bilig, Trk dnyasnn kltrel zenginliklerini, tarih ve gncel gereklerini bilimsel ller ierisinde ortaya koymak; Trk dnyasyla ilgili olarak, uluslar aras dzeyde yaplan bilimsel almalar kamuoyuna duyurmak amacyla yaymlanmaktadr. biligde, sosyal bilimlerle ilgili konular bata olmak zere, Trk dnyasnn tarih ve gncel problemlerini bilimsel bir bak asyla ele alan, bu konuda zm nerileri getiren yazlara yer verilir. bilige gnderilecek yazlarda, alannda bir boluu dolduracak zgn bir makale veya daha nce yaymlanm almalar deerlendiren, bu konuda yeni ve dikkate deer grler ortaya koyan bir inceleme olma art aranr. Trk dnyasyla ilgili eser ve ahsiyetleri tantan, yeni etkinlikleri duyuran yazlara da yer verilir. Makalelerin biligde yaymlanabilmesi iin, daha nce bir baka yerde yaymlanmam veya yaymlanmak zere kabul edilmemi olmas gerekir. Daha nce bilimsel bir toplantda sunulmu bildiriler, bu durum belirtilmek artyla kabul edilebilir. Yazlarn Deerlendirilmesi bilige gnderilen yazlar, nce yaym kurulunca dergi ilkelerine uygunluk asndan incelenir ve uygun bulunanlar, o alandaki almalaryla tannm iki hakeme gnderilir. Hakemlerin isimleri gizli tutulur ve raporlar be yl sreyle saklanr. Hakem raporlarndan biri olumlu, dieri olumsuz olduu takdirde, yaz nc bir hakeme gnderilebilir. Yazarlar, hakem ve yayn kurulunun eletiri ve nerilerini dikkate alrlar. Katlmadklar hususlar varsa, gerekeleriyle birlikte itiraz etme hakkna sahiptirler. Yayma kabul edilmeyen yazlarn, istek hlinde bir nshas yazarlarna iade edilir. biligde yaymlanmas kabul edilen yazlarn telif hakk Ahmet Yesevi niversitesi Mtevelli Heyet Bakanlna devredilmi saylr. Yaymlanan yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir. Yaz ve fotoraflardan, kaynak gsterilerek alnt yaplabilir. Yayma kabul edilen yazlar iin, yazar ve hakemlerine yayn tarihinden itibaren bir ay iinde telif / inceleme creti denir. cret miktar, her yl banda yayn kurulunun nerisi zerine ynetim kurulunca belirlenir. Yazm Dili biligin yazm dili Trkiye Trkesidir. Ancak her sayda derginin te bir orann gemeyecek ekilde ngilizce ve dier Trk leheleri ile yazlm yazlara da yer verilebilir. Trk lehelerinde hazrlanm yazlar, gerektii takdirde yayn kurulunun kararyla Trkiye Trkesine aktarldktan sonra yaymlanabilir.

253

Yazm Kurallar Makalelerin, aada belirtilen ekilde sunulmasna zen gsterilmelidir: 1. Balk: erikle uyumlu, onu en iyi ifade eden bir balk olmal ve koyu karakterli harflerle yazlmaldr. 2. Yazar ad(lar) ve adresi: Yazarn ad, soyad byk olmak zere koyu, adresler ise normal ve eik karakterde harflerle yazlmal; yazarn grev yapt kurum, haberleme ve elmek (e-mail) adresi belirtilmelidir. 3. zet: Makalenin banda, konuyu ksa ve z biimde ifade eden ve en fazla 150 kelimeden oluan Trke zet bulunmaldr. zet iinde, yararlanlan kaynaklara, ekil ve izelge numaralarna deinilmemelidir. zetin altnda bir satr boluk braklarak, en az 3, en ok 8 szckten oluan anahtar kelimeler verilmelidir. Makalenin sonunda, yaz bal, zet ve anahtar kelimelerin ngilizce ve Rusalar bulunmaldr. Rusa zetler, gnderilemedii takdirde dergi tarafndan ilave edilir. 4. Ana Metin: A4 boyutunda (29.7x21 cm. ) ktlara, MS Word programnda, Times New Roman veya benzeri bir yaz karakteri ile, 10 punto, 1.5 satr aralyla yazlmaldr. Sayfa kenarlarnda 3er cm boluk braklmal ve sayfalar numaralandrlmaldr. Yazlar 10.000 kelimeyi gememelidir. Metin iinde vurgulanmas gereken ksmlar, koyu deil eik harflerle yazlmaldr. Alntlar eik harflerle ve trnak iinde verilmeli; be satrdan az alntlar satr arasnda, be satrdan uzun alntlar ise satrn sandan ve solundan 1.5 cm ieride, blok hlinde ve 1 satr aralyla yazlmaldr. 5. Blm Balklar: Makalede, dzenli bir bilgi aktarm salamak zere ana, ara ve alt balklar kullanlabilir ve gerektii takdirde balklar numaralandrlabilir. Ana balklar (ana blmler, kaynaklar ve ekler) byk harflerle; ara ve alt balklar, yalnz ilk harfleri byk, koyu karakterde yazlmal; alt balklarn sonunda iki nokta st ste konularak ayn satrdan devam edilmelidir. 6. ekiller ve izelgeler: ekiller, kltmede ve basmda sorun yaratmamak iin siyah mrekkep ile dzgn ve yeterli izgi kalnlnda aydinger veya beyaz kada izilmelidir. Her ekil ayr bir sayfada olmaldr. ekiller numaralandrlmal ve her eklin altna balyla birlikte nce Trke, sonra ngilizce olarak yazlmaldr. izelgeler de ekiller gibi, numaralandrlmal ve her izelgenin stne balyla birlikte nce Trke, sonra ngilizce olarak yazlmaldr. ekil ve izelgelerin balklar, ksa ve z olarak seilmeli ve her kelimenin ilk harfi byk, dierleri kk harflerle yazlmaldr. Gerekli durumlarda aklayc dipnot veya ksaltmalara ekil ve izelgelerin hemen altnda yer verilmelidir. 7. Resimler: Parlak, sert (yksek kontrastl) fotoraf kdna baslmaldr. Ayrca ekiller iin verilen kurallara uyulmaldr. zel koullarda renkli resim basks yaplabilir. ekil, izelge ve resimler toplam 10 sayfay amamaldr. Teknik imkna sahip yazarlar, ekil, izelge ve resimleri aynen baslabilecek nitelikte olmak art ile metin iindeki yerlerine yerletirebilirler. Bu imkna sahip olmayanlar, bunlar iin metin iinde ayn boyutta boluk brakarak iine ekil, izelge veya resim numaralarn yazabilirler. 8. Kaynak Verme: Dipnotlar, sadece aklama iin kullanlmal ve aklamalar da metnin sonunda verilmelidir. Metin iinde gndermeler, parantez iinde aadaki ekilde yazlmaldr: (Kksoy 2000); (Kksoy 2000: 15)

254

Birden fazla yazarl yaynlarda, metin iinde sadece ilk yazarn ad vd. yazlmaldr: (sen vd. 2002) Kaynaklar ksmnda ise dier yazarlar da belirtilmelidir. Metin iinde, gnderme yaplan yazarn ad veriliyorsa kaynan sadece yayn tarihi yazlmaldr: Tanpnar (1976:131), bu konuda . Yaym tarihi olmayan eserlerde ve yazmalarda sadece yazarlarn ad; yazar belirtilmeyen ansiklopedi vb. eserlerde ise eserin ismi yazlmaldr. kinci kaynaktan yaplan alntlarda, asl kaynak da belirtilmelidir: Kprl (1926) ..... (elik 1998den). Kiisel grmeler, metin iinde soyad ve tarih belirtilerek gsterilmeli, ayrca kaynaklarda belirtilmelidir. nternet adreslerinde ise mutlaka tarih belirtilmeli ve bu adresler kaynaklar arasnda da verilmelidir: http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. Kaynaklar: Metnin sonunda, yazarlarn soyadna gre alfabetik olarak aadaki ekilde yazlmaldr. Kaynaklar, bir yazarn birden fazla yayn olduu takdirde yaymlan tarihine gre sralanacak; bir yazara ait ayn ylda baslm yaynlar ise (1980a, 1980b) eklinde gsterilecektir: KKSOY, Mmin (2000), Trk Yksekretiminde Yabanc Dille Eitim, Bilimlik Dergiler ve Trkemiz, Ankara: Bilig Yay. TMURTA, F.Kadri (1951), Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri, , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV (3) : 189-213. SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), stanbul: Sermet Matb. Yazlarn Gnderilmesi Yukarda belirtilen ilkelere uygun olarak hazrlanm yazlar, biri orijinal, dier ikisi fotokopi olmak zere nsha olarak, disketiyle birlikte bilig adresine gnderilir. Yazarlarna raporlar dorultusunda dzeltilmek zere gnderilen yazlar, gerekli dzeltmeler yaplarak disketi ve orijinal ktsyla en ge bir ay iinde tekrar dergiye ulatrlr. Yayn kurulu, esasa ynelik olmayan kk dzeltmeler yaplabilir. Yazma Adresi bilig Dergisi Editrl Takent Cad. 10. Sok. No: 30 06430 Bahelievler/ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax: (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

255

bilig
Journal of Social Sciences of the Turkish World Ahmet Yesevi University Board of Trustees
Editorial Principles is published quarterly: Winter/January, Spring/April, Summer/July and Autumn/October. At the end of each year, an annual index is prepared and published in Winter issue. Each issue is forwarded to the subscribers, libraries and international indexing institutions within one month after its publication. bilig is published to bring forth the cultural riches, historical and actual realities of the Turkish World in a scholarly manner; to inform the public opinion about the scientific studies on the international level concerning Turkish World. The articles firstly related to social sciences subjects and dealing with the historical and current issues and problems and suggesting solutions for the Turkish World are published in bilig. An article sent to bilig should be an original article which contribute knowledge and scientific information to its field or a study that bring forth new views and perspectives on previously written scholarly works. Articles introducing works and personalities, announcing new activities related to the Turkish world can also be published in bilig. In order for any article to be published in bilig, it should not have been previously published or accepted to be published elsewhere. Papers presented at a conference or symposium may be accepted for publication if stated so beforehand. bilig Evaluation of Articles The articles forwarded to bilig are first studied by the Editorial Board in terms of the journals principles those found acceptable are sent to two referees who are wellknown for their works in that field. Names of the referees are confidential and referee reports are safe-kept for five years. In case one referee report is negative and the other is favorable, the article may be sent to a third referee for re-evaluation. The authors of the articles are to consider the criticisms, suggestions and corrections of the referees and editorial board. If they disagree, they are entitled to counterpresent their views and justifications. Only the original copy of the unaccepted articles may be returned upon request. The royalty rights of the accepted articles are considered transferred to Ahmet Yesevi University Board of Trustees. However the overall responsibility for the published articles belongs to the author of the article. Quotations from articles including pictures are permitted during full reference to the articles. Payments to the authors and referees for their contributions are made within one month after publication. The amounts of payments are determined by the Editorial Board subject to the approval by the Board of Trustees. The Language of the Journal Turkiye Turkish is the Language of the journal. Articles presented in English or other Turkish dialects may be published not exceeding one third of an issue. Articles

256

submitted in Turkish dialects may be published after they are translated into Turkiye Turkish upon the decision of the Editorial Board if necessary. Writing Rules In general the following are to be observed in writing the articles for bilig: 1 . Title of the Article: Title should be in suitable for the content and the one that expresses it best, and should be bold letters. 2. Name(s) and address(es) of the author(s): Names and surnames are in capital letters and bold, addresses in normal italic letters; institution the author works at, contact and e-mail addresses should be specified. 3. Abstract: In the beginning of the article there should be an abstract in Turkish, briefly and laconically expressing the subject in maximum 150 words. There should be no reference to used sources, figure and chart numbers. Leaving one line empty after the abstract body there should be key words, minimum 3 and maximum 8 words. At the end of the article there should titles, abstracts and key words in English and Russian. In case Russian abstract is not submitted it will be attached by the journal. 4. Main Text: Should be typed in MS Word program in Times New Roman or similar font type, 10 type size and 1,5 line on A4 format (29/7x21cm) paper. There should 3 cm free space on the margins and pages should be numbered. Articles should not exceed 10.000 words. Passages that need emphasizing should not be bold but in italic. Quotations should be in italic and with quotation marks; in quotations less than 5 lines between lines and those longer than 5 lines should be typed with indent of 1,5 cm in block and with 1 line space. 5. Section Headings: Main, interval and sub-headings can be used in order to obtain the well-arranged narration of information in the article and these headings can be numbered if necessary. Main headings (main sections, references and appendixes) should be in capital letters; interval and sub-headings should be bold and their first letters in capital letters; at the end of the sub-headings writing should continue on the same line after a colon (:). 6. Figures and Tables: Figures should be drawn on tracing or white paper in ink so as not to cause problems in printing or reducing in size. Each figure should be on a separate page. Figures should be numbered with a caption of the title in Turkish first and English below it. Tables should also be numbered and have the title in Turkish first and English below it. The titles of the figures and tables should be clear and concise, and the first letters of each word should be capitalized. When necessary footnotes and acronyms should be below the captions. 7. Pictures: Should be on highly contrasted photo papers. Rules for figures and tables are applied for pictures as well. In special cases color pictures may be printed. The number of pages for figures, tables and pictures should not exceed 10 pages. Authors having the necessary technical facilities may themselves insert the related figures, drawings and pictures into text. Those without any technical facilities will leave the proportional sizes of empty space for pictures within the text numbering them. 8. Stating the Source: Endnotes should be only for explanation and explanations should be at the end of the text. References within the text should be given in parentheses as follows:

257

(Kksoy 2000); (Kksoy 2000: 15) When sources with several authors are mentioned, the name of first author is written and for others (et. al) is added. (sen et al. 2002) Full reference including all the names of authors should be given in the list of references. If there is name of the referred authors within the text then only the publication date should be written: Tanpnar (1976:131) on this issue . In the sources and manuscripts with no publication date only the name of author; in encyclopedias and other sources without authors only the name of the source should be written In the secondary sources quoted original source should also be pointed: Kprl (1926) ..... (in elik 1998). Personal interviews can be indicated by giving the last name(s), the date(s) and moreover should be stated in the references. http://www.tdk.gov.tr/bilterim (15.12.2002) 9. References: Should be at the end of the text in the alphabetic order as shown in the example below. If there are more than one source of an author then they will be listed according to their publication date; sources of the same author published in the same year will shown as (1980a, 1980b): KKSOY, Mmin (2000), Trk Yksekretiminde Yabanc Dille Eitim, Bilimlik Dergiler ve Trkemiz, Ankara: Bilig Yay. TMURTA, F.Kadri (1951), Fatih Devri airlerinden Cemal ve Eserleri, , Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, IV (3) : 189-213. SHAW, S. (1982), Osmanl mparatorluu, (ev. M.Harmanc), stanbul: Sermet Matb. How to Forward the Articles The articles duly prepared in accordance with the principles set forth are to be sent in three copies, one original and two photocopied forms with a floppy disk to bilig to the address given below. The last corrected fair copies in diskettes and original figures are to reach bilig within not later than one month. Minor editing may be done by the editorial board. Correspondence Address bilig Dergisi Takent Caddesi, 10. Sok. Nu: 30 06430 Bahelievler - ANKARA / TRKYE Tel: (0312) 215 22 06 Fax: (0312) 215 22 09 www.yesevi.edu.tr/bilig bilig@yesevi.edu.tr

258

Sosyal Bilimlerde Sreli Yaynlar ve Bilgi Teknolojileri Sempozyum


lkeler arasnda bilim ve teknoloji anlaylarn ve alt yaplarn gelitirme konusunda kresel bir yarn yaand amzda; saylar her geen gn daha da artan sreli yaynlarmzn, bilgi teknolojilerinden yararlanma ve evrensel akademik standartlar yakalama konusunda nemli eksikliklerinin olduu bilinen bir gerektir. Hzla artan bilgi retimi ve srekli gelien bilgi teknolojileri, bilgi kadar bilgiye eriimi de gndeme getirmekte; sosyal bilimler alanndaki hizmetlerin, daha verimli, evrensel standartlarda verilebilmesi, bilgiyi reten bilim adamlar ile bilginin sunumunda grev alan uzmanlarn bir araya gelerek bilgi stratejilerini belirlemesini zorunlu klmaktadr. Akademik hayatmzda balca hedef hline gelen, lkemizin Atf Dizinlerinde birka basamak ykselmesi ne yazk ki bu sorunlara bir zm getirmemektedir. bilig, Kltr ve Turizm Bakanl ile birlikte, Trk bilim hayatndaki birikimin bilim dnyasnn ve gelecek kuaklarn hizmetine evrensel standartlarda sunulmasna; sosyal ve beeri bilimlerin kendilerine zg sorunlarn ortaya koyarak bilgi stratejilerinin belirlenmesine, ulusal bir dizin ve atf sisteminin kurulmasna katkda bulunabilmek amacyla bir sempozyum dzenleyecektir. Dergimizin bu seviyeye gelmesinde, hakem ve yazar olarak katkda bulunan bilim adamlarmz da sempozyumumuzda grmekten onur duyacaz. Dzenleme Kurulu Tuncel ACAR Feyzullah BUDAK Do.Dr. Nurettin Demir Prof.Dr. Osman HORATA (Bakan) Prof. Dr. Mmin KKSOY Prof.Dr.Mehmet Z Dr.Murat YILMAZ Selim YCEORAL Sempozyum Sekreterleri Mustafa YELYURT Gaye AKYILDIZ REK Sempozyum Tarihi: 02.04.2005 Sempozyum Yeri: Mill Ktphane Konferans Salonu Bahelievler/ANKARA

259

You might also like