You are on page 1of 264

bilig

bilig
Say-4/K '97
Sahibi Ahmet Yesevi niversitesine Yardm Vakf Adna Nam k Kemal ZEYBEK Genel Yaym Ynetmeni Himmet KAYHAN

Yaz leri Mdr lker TASLACIOLU

Grafk-Tasarm Aye ZTEKN

Teknik Koordinatr Cengiz KELE

Naci BOSTANCI Mustafa SEN

Yaz Kurulu Ayhan PALA

Cengiz KELE Aye ZTEKN

Yayn Danma Kurulu Bener CORDAN Yusuf HALACOLU Glin ANDARLIOLU Nevzat KSOLU A. Bican ERCLASUN Oktay SNANOLU Hrriyet ERSOY Uygur TAZEBAY Reat GEN Sad k TURAL Nam k Kemal ZEYBEK dare Merkezi Takent Cad., 10. Sokak., No: 30, Bahelievler/ ANKARA Tel: (0-312) 215 22 06 (3 Hat) Faks: (0-312) 215 22 09 e-mail: yesevi-e@servis.net.tr Teleks: 42027 hayy tr Abone Bedelleri Yurtii: 2.400.000TL (Yllk) Yurtd: 80 USD (Posta Gideri Eklenir) Hesap No:Vakfbank Bahelievler /ANK ubesi: 2026391 Dviz Hesap No: Vakfbank Bahelievler/ANK ubesi: 402680 bilig, Hoca Ahmet Yesevi Uluslararas Trk-Kazak niversitesi Sosyal Bilimler Enstits 'nn ibirliiyle yaynlanmaktadr.

ISSN 1301 0549

MAV OFSET Tipo Matbaaclk San Tic Ltd.. ti. Tel-' [03] 21 433 67 16 433 38 67

indekiler
Rahmankul BERDBAY kiye Blnen Ulus ........................................................................................................................... B.D. ABDIRRAHMANOV nTa.............................................................................................................................................. Nurgl MOLDIYEVA Trekul Aytmatov ............................................................................................................................. Yakup DELMEROLU uva Tarihi'nde Ufuk Turu ............................................................................................................. Tamara KABILBEKOVA Krgz Halknn Ortaya k ........................................................................................................... lhami DURMU Saka-Pers Mcadelesi ....................................................................................................................... Yavuz GRLER Dou ve Gneydou Anadolu'daki Eski Trk Yerleim Blgeleri ve Adlar Hakknda.................... A. Mehmet KOCAOLU Kavalal Mehmet Ali Paa syan (1831-1841) Sonulan ................................................................ Banu MUHYAEVA Trk Edebiyat Tarihinin Ortak Meseleleri........................................................................................ Hlya ARGUNAH Cezmi Roman ve dil Sultan Destan ............................................................................................. 9

13

17

22

32

49

54

61

70

79

Muharrem CAFEROV Muhabbet Destanlarnda Yardmc Karakterler ................................................................................... 101 Ahmet KARTAL Klsik Trk Edebiyatnda "Lle" ...................................................................................................... Tahsin AKTA-Dincay KOKSAL Tiyatro Eserlerinin evirisinde Karlalan Sorunlar ve zm nerileri ...................................... Amangl DURDUYEVA Trke Konuan Halklarn Folklorundaki Benzerlikler .................................................................... Trkan EFENDYEVA Azerbaycan Filologisinde slubiyat Problemleri ............................................................................. Diana NKOGLA Gagauzlarn Geleneksel Dn Yemekleri .......................................................................................

108

123

130

134

146

A. N. BAIROV Nahvan'da ocuklara Ad Verme detleri..................................................................................... Timur SL Atayurttan Anayurda Deve Folkloru................................................................................................. Behll ABDULLAH Bayatllarda At Tiplemesi (Temas) ................................................................................................. Hayriye SLEYMANOLU YENSOY Trk-Bulgar Dil likilerine Toplu Bir Bak ................................................................................... Elibeyi MAKSUDOV Ana Dili Derslerinde Dilleraras likiden Yararlanlmas ............................................................... Baba SARIYEV M. Seyyidov' un iirlerinde Sanat Konusu....................................................................................... Fatma BOZKURT ZKAN ehriyar ve"Sehendim" iiri............................................................................................................. Nurullah AHMEDOV Trk Halk Edebiyatnda Alier Nevai' nin Betimlemesi................................................................... Akif MANLI Bir Hoca: Yavuz . Ahundlu ............................................................................................................. Mustafa DEMREL k Paa'nn Elif-Nmesi ve Dil zellikleri ................................................................................... brahim DLEK Sazon Saymovi Surazakov (1925-1980)..........................................................................................

149

155

16.1

170

175

177

185

193

199

202

206

Cengiz ALYILMAZ Babek Osmanolu Kurbanov ............................................................................................................... 211 A. AKBASOVA Kazakistan: Ekolojik Felket Evimizde ............................................................................................... 219 rfan ALAR Trk Cumhuriyetlerindeki letmelerin Ynetim Sorunlarnn zmnde Trklerin Yeri ............... 223 Murat Sadullah EB Sebilrreat Trkiye' de slamc Muhalefetin Szcln Yapm Bir Dergi ................................... 231 Ebilfeyz Kulu MANOLU Altun Yaruk........................................................................................................................................... 247 Flora Davut K z MUSTAFAYEVA "Kitab- Dede Korkut" Destannn Almancaya Yeni Tercmesi .......................................................... 250 Ceml KURNAZ-Mustafa TATCI Ahmed-i Yesev Hakknda Bir Bibliyografya Denemesi ...................................................................... 253

KI'97 MEKTUBU Himmet KAYHAN Genel Yayn Ynetmeni

bilig'in 4. says, nceki saylarmz gibi Trk dnyasnn her tarafndan gnderilen yazlarla ykl olarak elinize ulayor. lkeler, yazarlar ve konular bakmndan farkl -hatta rengarenk- olan muhtevasyla bilig; sadece bu zenginlii deil, ayn zamanda Trk dnyasnn kltr ve dnce hayatnda gelien "harman olu" u sergiliyor. Bu saymzda, Kazakistan' l deerli bilim adam Ahmet Yesevi niversitesi retim yesi Rahmankul Berdibay, kiye Blnen Ulus adl makalesinde Karaay-Balkar Trkleri zerinde duruyor. Stalin dneminde yerinden yurdundan sklp srgn edilen, datlan bu Trk boylarn yakndan tanyan, dikkatli bir gzlemcinin hassasiyetiyle konuya eilen Berdibay hoca, emperyalizmin cierlere ileyen kanl trnaklaryla at derin yaralara dikkati ekiyor: Krgzistan'dan B. Abdurrahmanov ile N. Moldyeva' nn birbirini btnleyen ve okuyanlar rperten iki yazlar var: Birincisi n Ta, ikincisi Trekul Aytmatov... n Ta! Krgzistan' da bir yerin ad, 1991 ylnda ortaya karlan bir toplu mezarla tarihe geen ve Sovyetlerde aydnlarn kitle halinde katliamn gn na seren ac bir belge. Sovyet sisteminin hangi kanl gerekler stne bina edildiinin ve Asya Trk halklarnn yaad byk dramn kk bir paras saylabilecek bir toplu mezarn ortaya karlnn buruk hikayesi... Trekul Aytmatov, 1920' li yllarda ilk safta yryen gen komnist nderlerden, "Yeni dzen" in nc fedailerinden biri. Krgzistan'da sosyalist dzenin kurulu yllarnda, gen eiyle birlikte gece gndz didinen, keskin iradeli, alkan ve ahin karakterli gerek bir idealist. Trekul Aytmatov; dnyaca tannan, Sovyetlerin saysz dl ve vgsne mazhar olmu byk yazarmz Cengiz Aytmatov'un babasdr. Cengiz Aytmatov kk bir ocukken babas kayplara karm. Cengiz Agay, nereye gittiini, ne olduunu, l m, diri mi olduunu renememi. Anas, yllar boyunca sevgili kocasn arayp durmu. Tam 53 yl sonra, televizyon kameralarnn nnde kazlan n Ta toplu mezarlndan Cengiz Aytmatov'a yrek yakc bir haber ulam... Banu Muhyaeva, Trk Edebiyat Tarihi'nin Trk dnyasndaki halini, Sovyetlerde Trk edebiyatnn ve ortak tarihimizin emperyalizmin pergel ve cetveliyle nasl paralandn inceliyor. Azerbaycan, Kazakistan, zbekistan, Trkmenistan, Krgzistan, Trkiye ve Gagauz Yeri' +nden gelen yazlarla oluan bu saymzn da beenileceini umuyoruz.

Byk Trk-Kazak alimi, Muhtar Avezov'un 100. Doum yl oluu sebebiyle 1997, UNESCO tarafndan "Avezov'u Anma" yl olarak kabul edilmitir. Muhtar Avezov, "n Ta" tipi "temizlik" trpanlarndan ve Gulag Takmadalar'ndan hasbel kader kurtulabilmi bir aydn. Eserleri Saha Trkesinden Almanca'ya kadar tam 25 dilde yaynlanm. Fransz edebiyats L. Aragon, Avezov'un "Abay Col" roman iin "yirminciyzyln en byk eseri" diyor. Ne yazk ki, Muhtar Avezov'u biz Trkiye Trkleri -hemen hemen hi- tanmyoruz. Eserleri Trkiye Trkesine aktarlp, ktphanelerimizde yerini alamam. Bu durum Trkiye'nin bilim ve edebiyat sahasnda muazzam bir boluktur. Ahmet Yesevi niversitesine Yardm Vakf, bu incitici ve ar boluu doldurmak gayretiyle Muhtar Avezov'u ve eserlerini Trkiye'de tantmak iin bir program hazrlad. Yznc doum ylnda Avezov 'un baz eserleri bilig yaynlar tarafndan Trk okuyucusuna sunulacak. bilig in 5. Says, Muhtar Avezov'u anmak ve tantmak iin zel say olarak hazrlanacaktr. Gelecek saymzda, daha gzel ve daha zengin bir bilig'de bulumak dileiyle...

KYE BLNEN ULUS

Karaay ve balkarlarn dillerinin, adetlerinin ve hatta kaderlerinin bize yakn olduunu eskiden beri gnlnde duyanlardan biriyim. 1949-51 yllarnda, Kuzey Kazakistan'daki li (imdiki Makta-ral) ilesinde, orta okul mdrl yaptm srada, okulumuzda okuyan bir ok Karaay rencimiz vard. Bunlar arasnda ok baarl olanlar vard. Kazaka trk, ark syleyen, Kazaka okuyan ve anlaan bu rencilerin Kazaklardan hibir fark yoktu. Eer, uzun zaman bir arada yaama imkan olsayd, Kazak ve Karaay, bir halk haline gelebilirdi, diye dnyorum. O yllarda, Appayev Hanbi adnda bir dostum vard. Bu ahs, ok kabiliyetli ve marifetli biriydi. Kendisinin her eyden haberi olurdu. Yeni kan bir arky hi kimse duymadan o, rencilere retirdi. "Kafkaslardan gp geldiimde, ilk nceleri ok yabanc bir yere gelmi gibi hissettim. Fakat ksa zamanda, Kazak halkn tandm ve onlarla kaynatm. Bir gn, radyoda Kazak mzii dinlerken birden dalp ok eskilere gittim ve sanki gemii yeniden yaadm. nceden hi duymadm Kazak saz, yreime dolup iime sindi. Bylesine bir etkilenmeden sonra kendimi Kazak mziini renmeye ve retmeye adadm." Hanbi Appayev, grev yapm olduu Kirov orta okulunda, mzik grubu kurarak bir ok arkc ve kyc* yetimesine sebep oldu. rencileri, ehirler aras yarmalara katlarak pek ok dl kazandlar. Eer, baz kskan kiilerin iftiralar yznden lmeseydi, Hanbi Appayev, sahasndaki mehurlardan biri olabilirdi. Benim idarecilik yaptm li Ortaokulu da Akbayev, Batayev, Bo-luvrov, Kapayeva, zdenova gibi onlarca Karaay renci eitim grd. Onlarn daha sonraki durumlar ne oldu, bilmiyorum. 50'li yllarda, Karaaylarn yurtlarna geri gnderilmelerinden sonra bu rencilerle irtibatmz kesildi. Mslman Kafkas halklar, yurtlarndan zorla karldklarnda Karaaylar Kazakistan'a, Balkarlar Krgzistan'a yerletiler. Karaaylar ve Balkarlar, o dnemde kendilerini barndran Kazaklar ve Krgzlar hibir zaman unutmadlar, hep karde ve dost olarak bildiler, Balkarlarn nl airi Kaysn Kuliyev, bir ok iir ve destanlarnda, hatralarnda o zor dnemde, kendilerine kucak aanlara kar duyduu memnuniyeti, ok vazh bir ekilde anlatr. Karaay Balkar yazarlar, Bilal Appeyev ve Eldar Grtuyev'le sohbet ettiimizde, onlarn

Prof. Dr. Rahmankul BERDBAY Ahmet Yesevi , r. yesi _______________________________________ Kazak Trkesinden Aktaran: Salih KIZILTAN

bilig-4/K97

10

Kazak-Krgzlar hakknda sarfettikleri ok scak ve candan szler, bana, btn halkn ortak duygusu gibi geldi. Molda Musa'nn dedii gibi "Ky uzak olsa da gnl yakn." Bir zamanlar, Kazak mekteplerinde okuyan Karaayl ocuklar, ana yurtlarna dndklerinde de Kazak dilinde baslan gazete ve dergilere abone olarak, onlar okumaya devam etmilerdir. kiz Karaay-Balkar kardelerin son zamanlarda gzden uzak gnlden yad olmalarnn asl sebebi, hem yurtlarnn uzak olmas hem de aramzdaki manevi ban koparlm olmasdr. Aklamal szlklerde, siyasi haritalarda Karaay ve Balkarlar, iki ayr lkede yaayan iki ayr halk olarak gsterirler. Fakat bunun tarihi gereklere ters ve kastl bir ayrm olduu phesizdir. Dnya halklarnn dillerini inceleyen bir ok aratrmada, Karaay-Balkarlarn dillerinin ayn olduu ak olarak gsterilmitir. Byk Sovyet Ansiklopedisinde, (Moskova 1973, 11. cilt) A. K. Borakov'un, .M. Akbayev'in, M.A. Habiev'in eserlerinde bu mesele, ilmi deliller ile ispatlanmtr. Bunlarla beraber, KaraayBalkarlar, etnik ynden eski Kpaklarn atalar ile Kuzey Kafkasyadaki baka halklarn karmas sonucu ortaya kmlardr. Maalesef btn bir ulus, son asrlarda ikiye ayrlarak mr srmeye mecbur edilmilerdi. Bunun asl sebebi, kuzey komusu Rus'un smr siyasetine baldr. Rusya'nn bakalarn tahakkm altna alma, istila etme ve smrme siyasetini belirleyen 1. Petro'dur. Sonrakiler, bu siyasetten hi ayrlmadan devam etmilerdir. Rus arl sadece etrafndaki memleketleri deil, kendisine ok uzak memleketleri de istilaya girimitir. Kuzey Kafkasya'y ve Krm' almaya ok eskiden karar vermi ve bu amaca ulamak iin durmadan almtr. Sonuta bu hedeflerinin bir ouna ulamtr. Smrgeciler, Kuzey kafkasya'daki mslman halklarn arasn amann zor olduunu bildikleri iin, dilleri farkl uluslar bir araya getirerek, aralarnda birtakm huzursuzluklar karp onlar birbirlerine drmek suretiyle kendi emirleri altna almaya almlardr. Dillerine gre ayn gruba giren Adgey, erkez, Kabarlar ayr halk olarak blmlerdir. Eer bunlar bir idare altnda toplanrlarsa, nfus olarak byk bir memleket olabilirlerdi. Karaay ile erkez'e ve Kabar ile Balkar'a ayr ayr idareler kurdurmasnn asl sebe-

bi, bu halklar kendi aralarnda Rusa konuturup gemilerini ve kklerini unutturmak istemesidir. Dastan ve az nfuslu Nogaylarn arlk ve Sovyet devirlerinde, ayr bir memleket kuramamalarnn asl sebebi de budur. Gl her zaman gldr. Rusya kendine balad halklar smrerek kendini besledi. Bu kadar ak bir zulm de "gsz halklara yardm" diye gsterdi. Her halk, Allah'n verdii zenginliklerden zgrce faydalanmay, kendine gre yaamay arzular. Fakat, dnya zerinde, bakalarna hkmetmeden, onlara bask yapmadan duramayan zalim gler, gszleri emri altna almay ve onlara zulmetmeyi adet haline getirmi bulunuyorlar. Bizim szn ettiimiz karde ulus da Rusya'nn kursanda hazmedilmektedir. Eer, Yaratcmz korumaz ve yardm etmezse, bu uluslarn bamszlklarna kavumalar imdilik zor grnyor. Bakalarna boyun emenin, smrge olarak yaamann ne kadar zor olduu nu anlatmaya gerek yok. Rus idaresi altnda cefa gren halklarn ounun mslman olduunu sylemek gerekir. Bu durum Sovyet dneminde de byleydi. 1944 ylnda ana vatanlarndan srlen Krm tatarlar, Karaay ve Balkanlar, eenler ve ngular gibi halklarn tamamnn mslman olmas tesadf mdr? Faist Almanlarla yaplan savata her halktan ihanet edenler olmutur. "Maln ls dnda, insannki iindedir" diye atalarmz bouna sylememi. Sava srasnda dmana teslim olan Vlasovlar, Ruslar ve Ukraynlar yznden bu halklarn hepsine hain diyemeyiz. Her halktan er de kar hain de. Birinin suu yznden dierini cezalandrmak byk bir adaletsizliktir. Krm ve Kuzey Kafkasya'dan sadece mslman halklarn srgn edilmesi bize, farkl bir dmanl gstermektedir. Bu mesele tarihte hala akla kavuturulmamtr. Sovyet hkmetinin bir grup halk horlamasnn ve her trl kt muameleye layk grmesinin resmi olmayan ve aklanmayan asl sebebi mslmanlara kar duyduu kin ve nefrettir. O halklar, btn bu zulmlere sadece mslman olduklar iin maruz kaldlar. Bu da bir anlamda "hal seferlerinin" bir tr deil mi? Biz Kuzey Kafkasya'ya gittiimizde yerli halktan grm olduklar zulm dinledik. Kendilerine ait yerlerin, evlerin ve mallarn zorla ellerinden alnd anlattlar. Stalin'in "ast astk, kestii kestik" olduu zamanlarda Beriya adl zalim Grc kuman-

bilig-4/K97

11

dan tarafndan mslmanlar yurtlarndan, yuvalarndan srgn edilerek onlarn yerine "Byk Grcistan devlet'i kurulmak istendiini zulm bizzat yaayanlar anlattlar. Mslmanlara kar yrtlen kasti ve ehit dmanlk sadece eski dnemler iin deil, gnmz iin de sz konusudur. Bu durumun artarak devam etmesi ok korkun grnyor. Gelimilik ve adalk rnei olmay hi brakmayan, bu sahada gvde gsterisi yapan Batllar arasnda meselenin doruluunu veya yanlln dnmeden her konuyu slam'a leke srmek iin iyi bir frsat olarak deerlendirenler hi de az deil. Dnyann her tarafndan hzla yaylan terrizme slam da bulatrmaya alyorlar. Bunu anlamak iin fazla uzaa gitmee gerek yok. Bir ok dilde yayn yapan "Azatlk Radyosu'nun hergnk haberlerini bir kez dinlemek yeter. Londra, Paris, Newyork, Moskova serserilerinin iledikleri sular sradan sular olarak deerlendirip mslman lkelerdeki bozukluklar slam terrizmi diye adlandrmak doru olmaz. Byle yaplarak slamn zne leke bulatrlmaya allmaktadr. Bu arada biz de, batdan kan terristleri Hristiyan veya Yahudi diye isimlendiremeyiz. Kt yola dm kanun tanmazlarn suunu slam'a veya Hristiyanlk'a maletmek doru deildir. Herhangi bir dini hedef alarak onu durmadan karalamak dinler arasna ate atmak demektir. slam' devaml karalama alkanl Rus basnnda eskiden beri devam edegelmi bir adettir. Bunun nedeni de bellidir. nk slam dinini doru olarak yaayan toplumlarda Avrupai kltr deerleri yaylma ve gelime imkan bulamamakta, bamszlk, hak ve hrriyet kalesi ok salam olmaktadr. Bu durum bakalarn kle, kendilerini efendi olarak grmeye almlarn iine gelmemektedir. slamn batllar rahatsz eden yn ite budur. Malesef, bizim baz aydnlarmz, slamla ilgili arptlm fikirlere iman edercesine inanarak din dmanlarmzla beraber olmaktadrlar. slam dininin mkemmelliini hi dile getirmeden sadece baz ahslarn ferdi hatalarn slamiyete mal ederek srekli uygulanan karalama ve yerme kampanyasnn insanla ve adalete smadn, Birlemi Milletler'in ve Unesco'nun toplantlarnda zel olarak dile getirerek bozguncular durduracak baz kararlarn alnmas zaman oktan gelmitir. Milletleri mensup olduklar dinlere gre ayrmak insanlk adna iyi sonular vermez. Bu du-

rumda insan insan olarak deerlendirmek yerine belirli bir dinin mensubu olarak deerlendirip onu yadrgamak sz konusudur. Bunun bir hata olduunu batl fikir adamlar bilmiyorlar demek istemiyoruz. Fakat onlar slamiyet hakkndaki kalplam n yarglarn ve sabit fikirlerin dna kamyorlar. Dnyada birisine kar yaplan hakszl grp buna kar sessiz ve tarafsz kalmaktan daha kt bir ey olamaz. Bugn eenistan'a kar Rusya'nn sergiledii zulm kabul edilebilir gibi deil. Bunun byk bir hata olduunu herkes bildii halde, hi kimse "bu zulm durdur!" diye mdahale etmiyor. Bu durum adaletin ayaklar altna alndn gsteriyor. Eer byle bir zulm Rusya'nn veya Ermenistan'n bana gelseydi Bat dnyas imdi yapt gibi oturup uzaktan seyretmez annda mdahale ederdi. Bu konuda Kazak halknn tarafsz dncelerini dile getirebilen Profesr Altan Aymbetov gibi deerli insanlarmzn varlna krederken, devletimiz adna resmi bir aklamann yaplamam olmas znt vericidir. Karaay ve Balkarlarn folklor ve edebiyat miras ile Kazak medeniyeti arasnda kk ok eskilere uzanan benzerlikler ve ortaklklar vardr. Bunlar incelemek, aratrmak ve ortaya karmak sadece edebiyatlarn deil, btn aydnlarn da grevidir. Karaay ve Balkarlarn eski manevi eserleri denilince ilk akla gelen Nard destandr. Nard destan, Kuzey Kafkasya halklar (Osetin, Adgey v.b.) arasnda ok geni olarak yaylm olan bir mirastr. Bu destanda, ad geen halklarn ok eski zamanlardaki dnya grleri, sosyal yaplar ve lkleri yer almaktadr. Kabile dneminden balayarak feodalizm devrine kadar geen ok uzun dnemdeki balca olaylar bu destanda anlatlmaktadr. Bu destanda tarihimitolojik, tarihi kahramanlk olaylarnn bir demeti yer alr. Bu destann asl deeri halkn huzur ve bamszlk iin i ve d dmanlarla yapt mcadeleleri anlatmasndan gelmektedir. Bununla birlikte, Nartlarla ilgili efsanelerde halkn ok eski devirdeki trl inanlar hakknda bilgiler de verilmektedir. Kazaklarn tarihi destanlar ile Nart destan arasndaki tipolojik benzerliklerin ve farkllklarn aratrlmas bal bana bir inceleme konusudur. Kazakadaki "Narttay (Nart gibi)" sznn kkn incelemek bile ok ilgin olurdu. Nart destan, Karaay ve Balkarlarn dnya destan kltrne nemli bir hediyesidir.

bilig-4/K97

12

Karde halkn masallarnda, efsane ve menkbelerinde, halk iirlerinde Kazak Halk edebiyat rnleriyle ok ciddi yaknlklar olduu dikkati ekmektedir. Bu duruma ataszlerinden rnek vermek yeterli olacaktr. "Ata yurdu koruyan byr korumayan klr", "Yerinden ayrlan yedi yl alar yurdundan ayrlan mr boyu alar.", "Yurdunu satmaktansa lmek iyidir", "Yer dasz, lke dmansz olmaz", "Alimden eser kalr, demirden pas kalr", "Bilim akln ras", "Sz gm, iir altn", "Yazdaki ie gzden hazrlan", "Eli usta (olan), altn tabakla su ier", "Szn ksa, elin usta olsun", "Rahvan aln teri kurumaz", "Tay beslemeyen ata binemez", "Koyunu Allah yaratt, kei yolda katld", "aslandan aslan doar", "Aynn yavrusu ayya ay gibi grnr", "Kurtun yavrusu karnnda ulur", "Aslan a, tilki tok", "Karnca kaza

kaza da deler", "Suyu dayanma, dmana inanma", "Yoldan ksan da, elden (lkeden) kma", "mark kz ere yaramaz", "Akl azdrmaz, bilim geriletmez", ("Karaay Nart Szle" adl kitaptan, erkessk 1963). Biz bu ata szlerini asl ekilleriyle ele aldk. Bu ata szlerinin Kazaka'da sadece manalarnn deil kurulu kalplarnn da ayn olmas, bir kkten ktklarn gsteriyor. Edebiyatn her sahasnda grlen bu benzerlikler, halklarmzn ortak bir hazineye sahip olduklarnn isbatdr. Bilindii gibi, dil gerei hibir tarihi belgeden daha az nemli deildir. Sonu olarak, kkmzn ve lkmzn bir olduu Karaay-Balkarlarla maddi ve manevi ilikilerimizi gelitirmenin kardelik grevimiz olduunu unutmamalyz.

bilig-4/K97

13

N TA *

Bbra Abkanova 1928 ylnda Krgzistan'n Alamdin blgesinde domu ve halen bakent Bikek ehrinde yaayan bir emekli idi. Bbra Hanm bir vesileyle evresindekilere, ocukluunda grd, bildii ama halkn henz bilmedii, dikkat etmedii baz olaylar anlatmadna piman olduunu sylemi. Bunu rendiimde kendisiyle tanmak ve onun, yreini senelerdir szlattn syledii srlarn renmek iin onunla bulutum. ** Bbra Abla'nn bana anlattklarna gre babas Abkan Kdraliy (1897-1973) 1932'den 1940'a kadar, imdi "n Ta" Kayak Merkezi olarak bilinen, o zamanki GPU-MVD ***'nin misafirhanesi olarak kullanlan binada alm. Babas, yazlar misafirhane iin getirilen hayvanlara bakp, kn da bu eve bekilik yapyormu. 1937-38 senesi k aylarnda misafirhanede Kdraliyev ailesinden baka kimse olmamasna ramen, A. Kdraliyev ailesini 15-20 gnlne Kaka-Suu Kyndeki bir arkadann evine gtrm. Ailesine onlar oraya niin gtrdne dair hibir bilgi vermemi. Kdraliyev ailesi geri dndkten sonra Kk Bbra misafirhane yanndaki iki katl kerpi fabrikasnn temeline kadar ykldn, geceleri kpeklerin orada toplanarak havladklarn fark etmi. Bahar gelince oraya insan yaklaamaz duruma gelmi. nk oradan ok kt kokular ykseliyormu. Ta-Tb (Ta Tepe) kyndeki okulda dersler baladnda B. Abkonava snf arkadalarndan 15-20 gn boyunca geceleri eski kerpi fabrikasna arka arkaya kamyonlarn geldiini duymu. Kamyonlar geldiinde ky halknn evinden dar kmasnn yasaklandn ve polisler tarafndan nbet tutulduunu renmi. Bbra Ablann ailesi baba Kdraliyev'in karakterinde tuhaf deiiklikler hissetmiler. O geceleri eski kerpi fabrikasna gidip gmlen llere Kur'an okuyormu ve eve dndnde de hep alyormu Karakterindeki bu deiikliklerin sebepleri kendisine sorduklarnda "eski kerpi fabrikasnn ykntlar altnda birok ller bulunuyor" diye

B.D. ABDIRRAHMANOV Bikek Emn.. Md. B. Bakan ______________________________________ Krgz Trkesinden Aktaranlar Nurgl MOLDOLYEVA Arslan KKYILDIZ-Tuba EKC

bilig-4/K97

14

cevaplandrm. Bu llerin arasnda yakn akrabas . manaliy' in de olma ihtimalinden bahsetmi. A. Kdraliyev bu korkun olaylar ailesine anlatm ama ailesinin bu olaylar bakalarna anlatmasn yasaklam. Fakat 1973 ylnda A. Kdraliyev lm deinde yatarken, kz Bbra'ya o zamanki Stalin ynetiminin kurbanlarnn gmld yeri hi kimseye syleyemeden ve gsteremeden leceine piman olduunu sylemitir. te bu yzden btn lkede siyasi sulamalarla ldrlm insanlarn susuz ve bo yere ldrldklerini ispatlama ii, bir komite tarafndan ele alnrken Bbra Hanm KGB ile ibirlii yaparak ldrlenlerin hepsinin gmld yeri gstermeye hazr olduunu bana syledi. Hi sular yokken ldrlm baz insanlarn, n Ta kynn etrafna gmldne dair sylentiler yaylmt ama, onlarn gmld yeri tam olarak kimse gstermemiti. Zaten, bazlar ispatlanmas zor diye dnerek bununla uramay istememilerdi. Komitenin yneticileri bu ii bir kere daha gzden geirmeye karar verdiler. lk olarak dosyalarndan 1930 ylnda ldrlenlerin gmldkleri yeri aradk. Arivden bu insanlar hakkndaki evraklar bulunamad. Bununla birlikte ller ehrin dna gmld diye kaytlar vardr. Elbette bu durum bize nasl bir yol takip edeceimizi gsterdi. Bu kadar bilgiyle bu ii ylece durdurmak mmknd. llerin gmld yeri aramak benim grevim de deildi. Fakat ben insanlk grevimi stn tutarak elimden gelen hereyi yapmaya altm. Haber aldm, bilgi verdim. Sonunda Bbra Hanm ile baharn sonunda bulumaya karar verdik. Nisan aynn sonunda komitenin memurlar ile Bbra Abla'y n-Ta'a gtrdk. Oraya yaklatmzda Ablamzn ok heyecanland dikkatimizi ekti. nk bundan 53 sene nce o korkun olay yaad yere geri dnmt. Yarm asr boyunca bu ac olayn srrn ar bir yk olarak tam ve olduka zorlanmt. Bbra Abla olay bana anlattnda ben O'na inanarak elimden gelenin hepsini yapacama sz verdim ve o da bana inand.

n-Ta kayak merkezine geldik. Bbra Abla bizi ocukluk yllarnn getii yerlere gtrd. Orada zamann leri Bakanlnn misafirhanesinin yaya yolunu, amarhanesini, buz paralarndan yaplm buzhanenin yerini ve Lostmanov'un odasn gsterdi. O srada Bbra Abla'nn neler dndn kim bilebilir? Belki anne babasn hatrlad, belki de 38'li yllar hatrlad, bilinmez ama ok dnceli ve zgn olduu her halinden belli oluyordu. Bbra dadan gelincik toplayarak eski kerpi krklarnn bulunduu yere koydu. ehre dnerken kimsenin azn bak amyordu. Bbra Abla gelimelerin gidiatndan kendisini de haberdar etmemizi rica etti. Bu tespitten sonra cesetleri aramak zere yaplacak kazlar iin hazrlk yapmaya baladk. Komitede kaz ileriyle uraabilecek tecrbeli kimse yoktu. Bunun iin Krgzistan Devlet niversitesinin tannm arkeologu M.. Moskalev'e bavurmam tavsiye ettiler. Kaz yaplmasnn gerektiine baz meslektalarmn gnll olmadklarn renince yneticilerimden izinsiz Moskalev ile n-Ta'a gitmeye ve ne olduu belli olmayan yeri kazmaya mecbur oldum. Bu ilere artk alm olan arkeolog gnll alarak ksa zamanda kerpi ocann bir blmn buldu. 30 cm derinlikten insan cesedi bulundu. Kafatasnda iki kurun delii vard. Bu pheleri ortadan kaldran nemli bir delil sayld. Burada daha ok insann cesedinin bulunacan tahmin ettik. Bu gelimeler zerine ehre dnp yneticilere durumu anlattktan sonra onlarda bu olayla ilgilenmeye baladlar. Ertesi gn blm bakan ile birlikte kazlacak olan yere gittik. Sonunda bu i herkesin ilgisini ekmi ve iiler toplanmt. Elde edilen bilgilere gre Adalet Bakanlnca bulunan cesetlerin gerek sularnn soruturulmas grevi verilmesi gerekiyordu. Ama bu grevi vermek istemedik. Sovyetler Birlii'ndeki ve lkedeki siyasi durum ile KGB evresindeki dedikodulardan dolay komite tarafndan ok temiz ilerin yaplmas gerekiyordu. Bunun iin komitenin almalarnn nemini gsteren i-

bilig-4/K97

15

lerin yaplmas iin ok aba harcamamz gerekti. Komite Bakan Asankulov bunu aka anlamt. lk gnlerde kaz iinin yapld yere halkn ileri gelenler ve basn arld. Bunun birinci sebebi sonradan bizi sulamamalar iindi. kinci sebep de komitenin almalarn topluma duyurmakt. Devlet komisyonu dzenlendi. Ama komisyon cesetleri tekrar gmmek iin kurulmu gibi oldu. Kazma iinin ilk gnnde arlanlarn nnde yedi kiinin cesedi bulundu. Cesetlerin karklna bakldnda buras insann gmld bir mezar deil cesetlerin gelii gzel atld bir yere benziyordu. Ertesi gn kazma ilerini iiler yapt. On kiinin cesedi daha bulundu. Benim iin bunlarn hepsini yazmak deil, hatrlamak bile ok acdr. O gnlerde zgndm ve ok derin dncelerin kucandaydm. Geceleri kafatas grntleri gzmn nnden gitmiyordu. Sanki "niin bizi yattmz yerde huzursuz ediyorsunuz" diyorlard. Ben onlara "Sizleri saygyla, trenle, size yakr bir ekilde grmek istiyorum" diyebilmek istiyordum. Buna benzer hislere bu kazya katlanlarn hepsi kapld. Birka gn sonra komiteye yargtaydan ve NKVD'nin ( leri Bakanl) memurlar katld. Bulunan cesetlerin toplam saysn ba kemiklerini sayarak hesapladk. Cesetler gelii gzel gmld iin baka kemikler ile hesaplamak mmkn deildi. kinci gn ba kemiklerinin birinde altn diler bulundu ve bu zellikte on tane ba kemii daha bulundu. Altn dilerin cesetler stnde bulunmas cesetlerin yksek grevdeki insanlara ait olduunu ispatlyordu. nk 30'lu yllarda altn dileri herkes yaptramyordu. Bu gelimeleri duyanlar, vurulan babalarnn, akrabalarnn dilerini hatrlamaya altlar. Mesela, on-Ta'ta ceseti bulunan C. Abdrahmanov'un kzlar, babalarnn altn dileri olduunu sylediler: Kaznn yapld yer daha derin kazldka cesetler daha ok bulunmaya baland ve yanlarnda bulunan eyalar bu insanlarn 30'lu yllarda vurulanlar olduunu ispatlad. Mesela bulunan eya-

lar arasnda 201i 30'lu yllarda kullanlan 3, 15, 20 demir kurular, sigara dipleri vard. Ayrca demirden yaplm bardaklar, tencereler, kaklar, hapistekilerin vurulmaya, eyalar ile birlikte getirildiklerini ispatlyordu. Bir cesete dikkatlice balanm bir torba farkedip ok heyecanlandk. Onu yavaa atmzda iinde gri bir kerpi paras ile tahtadan yaplm bir kak kt. Kerpi parasna benzeyen eyin hapisteyken yakn bir akrabas tarafndan verilmi ekmek paras olduu anlald. Demek ki merhum ekmei yemeye frsat bulamadan ldrlmt. Siyasi ynden bakldnda o merhumlarn iinde devlet bykleri, parti yneticileri de vard. Bunu 30'lu yllarda yneticilerin giydii askeri niformalarn orada yatan baz cesetlerin stnden kmas ispatlyordu. Baz kafataslarnda kalan salar ve antropolojik iaretler ile bunlarn Mool ve Avrupa rkndan olan insanlarn cesetleri olduu anlald. Sonunda bunlar sulama belgeleri bulundu ve bu belgeler ile 137 insann soyadlar ispatland. lerinde Krgzlar, Ruslar, Almanlar, Uygurlar ve Koreliler vard. Bu insanlar farkl farkl insanlard. Ama bir kadere balanp Stalin rejiminin kanl deirmeninde ezilip bir ocan iine gmldler. Siyasi sisteme gre onlar "Halk dman" saylm ve buna gre cezalar verilmiti. Bugn NKVD'nin yneticilerinin 30'lu yllarda hapsedilen insanlara kendilerinin ortaya kardklar "kar inklap birliinin yesiyim" dedirtmek iin ikence yaptklar bizim iin bir sr deildi. Bunun iin insanlara ikencenin eitli yollar denenmitir. 53 sene sonra on-Ta'ta bulunan cesetler vard. karlan cesetler hemen orada incelendi. Moskalev vurulanlarn yaklak olarak yan, rkn, baz zelliklerini hemen tanmlamaya balad. Sradaki ceset karlrken Moskalev merhumun ayak kemiinin lmeden nce krldn farketti. Ama dier ayak kemiinin kr lmeden nce dzelmiti. Demek ki bu insan hapsedilene kadar topallyordu. Sonradan gazeteci . Camansariev

bilig-4/K97

16

kendi abisi Asanbay Camansariev'in merhumundan birisi- topalladn syledi.

-137

Bunlar Stalin rejiminin acnacak kurbanlarydlar. Bu iler yaplrken NKVD' nin kadrolar hep deitirilmi ve "gerekli-zel" elemanlar greve getirilmitir. Bylelikle yaplan ileri sessiz ve derinden yapmlardr. Amirlerinden korkan yneticiler kendi canlarn korumak iin hereyi yapmaya raz olmulard. izgiden km bu birliin amac szde "Halk dmanlarn" aramaktan baka birey deildi. rettikleri maddelerin saysn abartarak gsteren baz fabrikalar gibi NKVD de aksi inklap birliklerini, casuslar, zararllar ok gstermeye, planlarn nemli ve etkili gstererek kendilerini ne karmaya almlard. Bunlarn neticesinde ek' lerin kerpi yapmak iin kurduklar 3,5x3,5m. lsndeki ocak, vilayet komitesi sekreterlerinin, halk komiserlerinin, iilerin mezar olmutu. ki metre derinlie inildiinde artk giysilerin ular grnmeye balad. Ayrca kibrit kutular, sigara ve sigara kutular bulundu. Bulunanlar bozulmadan bugne gelebilmiti. Bu arada ocaktan alnan bir avu toprak incelemeye alnd. Bu derinlikten deiik ve ok pis kokularn geldiini farkettik. Bu durumda ie devam etmek tehlikeli idi. Arkeolog bu kokunun bir lnn bozulup rmesinden ya da bulaan herhangi bir hastalktan kaynaklandn tahmin etti. Vurulanlarn arasnda sibir lseri ve uuk gibi hastalklarn olup olmadn kimse bilemezdi. Byle hastalklarn mikroplar uygun artlarda uzun sre lmeyebilirdi. Durum byle olunca kazma iini brakp durumu yneticilerimize bildirdik. Ertesi gn tahlil merkezinden doktorlar gelerek ocan iinden

toprak rnei aldlar. Ama sonucu haftadan nce alamayacaktk. Bu ekip iin ok uzun bir sre idi. Kendi aramzda anlaarak, doktorun tavsiyelerine ve emniyetin kurallarna uyarak ie devam etme karar aldk. Kaznn bu aamasnda sulamalarn yazld ilk belge olan yazlm ve yrtlm bir kat bulduk. Bu, .Abdrrahmanov'u sulama belgesi idi. Bence bu aratrmamzdaki mhim bir olayd. nemli bir sulama belgesi bulunmu ve bu zel belge 53 sene boyunca topran altnda olmasna ramen ok iyi korunmutu. Byle bir olayla karlamay hi beklemiyorduk. nsanlarn toplu gmld yerlerde dahi mesela, Beyaz Rusya'daki Kuronat'da bile byle belgeler bulunamamt. Bu sulama belgeleri B. Abkanova'nn llerin buraya gmldne dair anlattklarn tamamen ispatlyordu. Sonradan byle sulama belgeleri bulunduundan phelenenler de oldu. Biz bulunan eyalarn ve belgelerin kant olmas ve belge olarak kalmas iin bulunan hereyi video kasete aldk. Bundan sonra bulunan ikinci belge ise Trekul Aytmatov'u sulama belgesi idi. Abdrrahma-nov'u sulama belgesi yazlm yrtlmt ama Aytmatov'u sulama belgesi tam olarak saklanm hatta birka kada birden yazlmt. Merhumu Sosyal-Turan Partisindendir ve casusluk yapmtr vb. sularla sulamlard. Bu birka sulama belgesini bulmakla iimiz kolaylat. Bu belgeleri KGB'nin arivindeki belgeler ile n-Ta'taki gmlen baka insanlarn ad-soyadn karlatrmak iin kullandk. Ocan iinden iki hafta sonra en son cesetler karld. Kazma ii uzun srd ama, sonucu tarih iin byk rol oynad.

Dipnotlar

* n-Ta: Byk, Ulu Ta (harfi nazal olarak okunacaktr.) ** Bbra Hanm bildiklerini ilk olarak kylerinin muallimine anlatm daha sonra KGB yetkilisi kp gelince ok korkmu yine de byk bir cesaretle bildiklerini anlatmtr. Kendisinin bana anlattna gre

bu kerpi fabrikasnn zerinde ge doru uzanan yemyeil, nur diye adlandrd ok gzel bir k grmlerdir. (A. Kkyldz'n notu) *** GPU -MVD (Sonraki dnemlerde NKVD): leri Bakanl **** KGB Emniyet Mdrl

bilig-4/K97

17

TREKUL AYTMATOV

Nurgul MOLDOLIYEVA Arslan KKYILDIZ Tuba EKC _______________________________________ Krgz Trkesinden Aktaranlar

"Baba, ben sana an t dikemem. Senin nereye gmldn bile bilmiyorum. Bu al mam babam Trekul Aytmatov sana armaan ediyorum. Anne, sen bizi yetitirdin. Senin uzun mr yaaman dileyerek, annem Nagima Aytmatov bu al mam sana da armaan ediyorum." Dnyaca nl yazarmz Cengiz Aytmatov'un "Ana Tarlas" adl eserini elimize alp ilk sayfasn atmzda yukardaki, ok duygulandrc szlerle karlayoruz. Yazarmz bu eserini babas ve annesine armaan etmi. 53 sene boyunca annesi, kendisi ve kardeleri babalarnn lp lmediinden habersiz olarak ac iinde yaadlar. Trekul Aytmatov 1903 sonbaharnn bir aynda Tala ilinin imdiki Kara Buura (nceki Krkr) ilesinin eker Kynde ifti bir ailenin ocuu olarak domu. Hemehrilerinin sylediklerine gre, babas almay ok seven, usta kopuzcu, diki makinasn kyne ilk getiren terzi, okuma yazma bilen biriymi. Aytmat ailesinin (Cengiz Aytmatov'un dedesinin ailesi) alt ocuu olmu. Adlarn, Aymkl, Trekul, Karagz, Glaym, Rskulbek, Toyubek koymular. Aytmat ile aabeyi Birimkul iki dost gibi geinen, birbirine sayg gsteren iki insan olmular. kisi 1913-1914 yllar arasnda Krkr nehrine, hem hayatlarnn dzelmesi iin, hem de kye hizmet olsun diye bir deirmen kurmular. Ama bu deirmen aradan uzun zaman gemeden yanm. Baka are bulamayan baba Aytmat (Cengiz'in dedesi) ailesinin geimi iin olu Trekul'u ve abisinin olu Alimkul'u alarak Maymak'taki demiryolu inaatnda ii olarak alm. imdiki Maymak istasyonunun yanndaki tnelin yanndaki tnelin antiyesine katlmlar. Demiryolunda alan Rus iileri Trekul'u ok sevmiler. Aytmat'a olunun zeki ve anlayl olduunu syleyerek O'nun Oluya-Ata'daki Rus okulunda okumasn tavsiye etmiler. Aytmat onlarn tavsiyelerine uyarak olu Trekul'u ve yeeni Alimkul'u okula verir. Okul Mdrl Aytmat'n ustaln renince O'nu da ie alrlar. Bu okulda ayrca Rskulbek ve Glaym'da okumulardr. 1917 senesinde Aytmat'n ei Aymkan kzlarn da yanna alarak kye gm. Aytmat ise alarak ve olunu okutarak Oluya-Ata'da kalm.

bilig-4/K97

18

Babas Trekul'u Rus okulundan nce 19121914 yllar arasnda mollaya, mektebe verir. Orada okuma yazmay renir. 1916 ylnda Oluya-Ata'daki Rus okuluna girip iki sene iinde rahatlkla Rusa okumay yazmay renir. 19181919 yllar arasnda Oluya-Ata'da bir senelik meslek okulunu bitirir. 1919 senesinde yksek okulda okumaya balar. 1920 ylnda babasnn lm zerine ailesine bakmak iin kye dner. Trekul Aytmatov kye dner dnmez 4 yllk eitiminden dolay nce eker Kyndeki ky urasnn sekreteri, sonradan Krkr ilesindeki mntka yrtme komitesinin sekreteri olarak alr. Trekul, eker Kynde iken balayan Sovyet iktidarnn siyasetini anlatma almalarna katlp Krgz halknn parlak hayat iin almaya balamtr. O zamanlar Krgz Yerinde (Krgzistan'da) genler Komsomol Birlii'ne katlp Sovyet iktidarnn siyasetini desteklemeye balamlard. Yeni olan her eyle ilgilenip gcn, akln halknn geleceine armaan etmek isteyen Trekul, Komsomol Birliine ye olup almalara faal bir ekilde katlr. 1921'de Takent'te dzenlenen Srdarya ilinin komsomollarnn kurultayna Talas ilinin delegesi olarak katlr. Ama baz nedenlerden dolay kurultay olmaz. Trekul Srdarya ilindeki zbek komsomol yelerinin almalarn grmek maksadyla o ilde birka hafta kalr. Ayrca Takent'teki Sovyet okulunun genlerinin almalar ilgisini eker, o okulun retmen ve rencileri ile sk ilikiler kurar. Talas'a dnecekken okulun retmenlerinin ve Krkr ilesinin istei zerine okulda okumak zere katlr. Onun kabiliyeti retmenleri takdir grr. Ayrca Rus dilinde rahat konuabilmesi ve yazabilmesi ay sonra Moskova ehrindeki dou iilerinin kominist niversitesine baarl renci olarak gnderilmesine neden olur. 1921 senesinin Ekim ayndan itibaren Trekul'un zel hayatnda byk deiiklikler balar. O Moskova'da niversitede okurken eitim seviyesinin ykselmesi iin ok alr. Ayrca Sovyet Devleti Hkmeti tarafndan yaplan ekonomi, siyaset ve milliyetilik meseleleri hakknda toprak-su reformu yaygnlatrma ilerinde, Krgzistan'da medeni ve eitim alanndaki ileri gerekletirme

konusunda dnce ve fikirlerini gelitirir. 19221924 yllar arasnda Moskova'daki niversitesinin Sovyet Genler Birliinin yesi olan Krgz Kazak, Trkmen, zbek, Tatar ve Tacik rencileri arasnda baarl almalar yaparak birka defa teekkr almtr. Bunu arivdeki belgelerden alyoruz. Trekul Aytmatov Moskova'da okulunu bitirip Krgzistan'a geri dndkten sonra Krgzistan blge komitesinin propaganda blmnde alarak, blgelerinde medeni merezleri kurmaya, nceden kurulanlar gelitirmeye, siyasi terbiye ilerini gerekletirmeye, ktphane, okul, hastahane, sinema amaya nem vermitir. 1925 ylnda Bikek'teki ilk eitim okulu Krgz Eitim Ensttsnn alna katlarak, Ensttnn Krgz kadrolarn daha ok okutmasn istemitir. 1925 ylndan itibaren onun katlmas ile Krgz dilindeki okullar iin ilk defa okul kitaplarn kartma ii gereklemitir. O sene Krgz rencileri kendi ana dillerinde 14 eit dersin 76 bin kitabn aldlar. Bu kltr alanndaki byk bir baardr. Krgzistan blge komitesinde propaganda blm bakan yardmcs olarak alrken, 12 Nisan 1926'da onun istei ile blmde toplant yaplr. Toplantnn konusu, Krgz alfabesinden Latin alfabesine geme meselesidir. Trekul Aytmatov milli basn yayn organnn dzenleyicilerinden olmutur, yine ayn sene siyasi dergiyi Krgz dilinde karma meselesi ortaya kmtr. Ama maddi problemlerden dolay i durur. Bunun zerine T. Aytmatov, K. Tnstanov, C. Trusbekov ve A. Baiyov derginin Krgz dilinde kmas iin halktan maddi destek istemiler, kendileri de bu ie nc olarak katlmlardr. Krgzistan komitesi sekreterlii 14 Ekim 1926'da "Kominist" dergisini Krgz dilinde kartma karar alr. Ekim inklabnn dokuzuncu yl trenine bu derginin ilk says karlr. T. Aytmatov bu derginin sahibi olarak kalr. Ayn zamanda T. Aytmatov "Erkin Too" gazetesinin baarl yazarlarndandr. Ekim inklabnn onuncu yl treni iin "Kzl Krgzistan" adl 1000 tane kitabn karlmasna da faal bir ekilde katlmtr. Kitapta Krgzistan'n ekonomisi, sosyal ykselii halk eitimi, komsomol, kadn hareketleri v.b. hakknda bilgiler yer almtr. Kitabn n szn K. Tnstanov yazm, Rusaya ise T. Aytmatov evirmitir.

bilig-4/K97

19

VKP (Sovyetler Birlii Kominist Partisi Boleviklerin) Krgzistan Blge komitesinin ikinci sekreterliine seildiinde, o blge parti birliini lksel rgtleme ile birlikte, eitime ve kltre nem vererek hareket etmitir. Blge komitesinin ikinci genel toplantsnda ilk ve orta dereceli okullar hakknda alnan kararlarn yaplma durumlarn bildiren raporunu aklayarak, rencilere verilen byk hatalarna, yksek eitimli retmenlerin yokluuna dikkatini younlatrmtr. Okul kitaplarna, yksek eitimli retmenlerin yokluuna dikkatini younlatrmtr. Okul kitaplarnn ve okul malzemelerinin Krgzca karlmasna, eitim seviyesinin ykselmesine de ok nem vermitir. Trekul Aytmatov'un siyasi ve idare almalarnda Krgzistan'n gneyindeki 19271928 yllar arasnda yaplan toprak-su reformu byk nem tamaktadr. 1927 senesinin Kasm aynda Krgzistan'n gneyinde toprak-su reformunu gerekletirme karar alndnda Trekul Aytmatov tecrbeli bir organizatr ve Krgz iftilerinin hayatn anlayabilen kii olarak VKP Blge komitesinin sekreterliini yaparken, toprak-su reformu komisyonunu ynetmeye balar ve iin bana kendisi geer. O zamann ar artlarna ramen, lke ekonomisini dzeltip, ykseltmeye alarak toprak-su reformunun halkn daha iyi yaamas iin yapldn halka anlatmtr. Zenginlerinin topraklarnn fakirlere datlmasnda etkili bir rol oynamtr. Ama baz kt niyetli Krgzlar Toprak-su reformu bir kandrmadr, Sovyetler Birlii btn Krgzlarn topran, maln ve silahlarn ellerinden almak iin bu reformu gerekletiriyorlar diye propaganda yapmlardr. zbeklerin yaad baz yerlerde iftiler arasnda Krgzlar zbeklerin yerini alacaklardr diye sylentiler yaylr, bu yzden zbekistan'la birlein diye dedikodular karrlar. Btn bu olaylar reformun yrmesine engel olmutur. Buna ramen Trekul Aytmatov ve arkadalar gece gndz demeden alrlar. onun ynettii Calal-Abad vilayet komitesinin memurlar, merkezde ve baka yerlerde toprak-su reformuna hazrlk yaparak reformu gerekletirme ilerinin propagandasna etkili bir ekilde katlrlar. Ve bu reforma kar aksi propaganda yapanlarn ynetici-

leri partiden atlarak cezalandrlrlar. Trekul Aytmatov vilayet komitesinin bakan olarak yaplan iler hakknda lkenin toprak merkez komisyonuna bilgi verir ve propaganda iini ustalkla yapar. Gn getike toprak-su reformuna katlan iftilerin says da artar. 1927-1929 yllar arasnda Calal-Abad komitesinin bakan olarak alm. Bu yllarda Krgzistan ve Krgzlar iin yararl ve nemli iler yapmtr. 1931-1933 yllar arasnda Aravan-Burin mntka komitesinin sorumlu sekreterliini yapar. onun arkadalar da E.Esenamanov (Krgz Muhtar Cumhuriyetinin Toprak Halk Komiseri), S. Tatlbekov (Milli Eitim Halk Komiserinin Yrd.), T. Coldoev (Milli Eitim Halk Komiseri), N.A. eblanov (Parti Blge Komitesinin Tarm Blm Bk. Kurman-Gali Karakeev (VLKSM Krgzistan Blge Komitesinin Blm Bk.), M. Tuganbaeva (Krgz Muhtar Cumhuriyetinin cra Merkez Komitesinin Bk. Yrd.) v.b. Toprak su reformunu gerekletirmede, Krgzistan'n gelimesinde de byk rol oynamlardr. Trekul Aytmatov ve arkadalar her yeri gezip halk ile konuarak, onlara yeni hayat artlarn anlatmlardr. 1933-1934 yllar arasnda Trekul Aytmatov'u STP (Sosyal-Turan Partisi) Derneinin yesi diye sulamlardr. STP Derneinin amac, Krgzistan'da Sovyet ynetimi ykarak, Krgzistan' Sovyetler Birlii'nden ayrp, ngiltere'nin yolgs-termesi ile burjuvazi-milliyeti bir devlet kurmakm. Szde, bu amac Trekul Aytmatov desteklemi. Bu sulamalarn hepsinin yalan olduu ve sorgu hakimlerinin nceden hazrlad sulamalar olduu kesindir. STP Derneinin varln ispatlayan deliller olmad iin genellikle herkes bunu NKVD'nin organlarnn kard bo eyler olduu sylemektedir. Ama arivde bulunan belgeler bunu kantlamaktadr. 30'lu yllarn banda parti yneticileri parti ynetiminin gvenilir olup olmadn dnmeye balarlar. Ayn gr paylaan A. Sdkov, T. Arabaev, A. aodanov, T. Sopayev, v.b. toplanrlar. Onlar lkenin gelimesi hakknda kendi fikirlerini sylerler ve bunun hakknda "bayanname-muhtra" yaynlarlar. Bu evraklarn hepsi onlar hapsedilmeden nce ortadan kaybolur. Demek ki 1931'den itibaren onlarn iinde bir casus vardr ve bu dernein toplanmasndan

bilig-4/K97

20

NKVD haberdar olmutur. Fikirler geliipte dernek "Parti" olarak toplanmaya baladnda onlar tutuklanr. 1934'te hepsi yarglanr ve 1938 ylnda hepsi vurulur. 1937-1938 yllar arasnda STP Derneini aka milliyetilikle sularlar. 31 Austos 1937'de "Pravda" gazetesinde "BurjuvaziMilliyetiler" diye sulayc makale yaynlanr. Bu makalede Krgzistan'n parti ve devlet yneticileri "milliyetiler" diye sulanrlar. 5 Eyll'de Krgzistan Kominist Partisi Merkez Komitesinin genel toplantsnda bu mesele incelenir ve kar devrimci milliyetileri yok etme karar alnr. Bu toplantda Halk Komiserler Birlii Bk. B. sakeev Krgzistan Blge Komitesinin ikinci sekreteri M. Cenbaev, Toprak Halk Komiseri E. Esenamanov, Krgz Muhtar Cumhuriyetinin cra Merkez Komitesi Sekreteri A. Ailinov'lar grevinden atlrlar. 13 Eyll'de "Pravda" gazetesinde B. Modakov'un "Kominist Partisi Krgzistan Merkez Komitesinin kokmu siyaseti" adl makalesini yaynlar. Bu makalede Krgzistan Merkez Komitesi "halk dmanlarn" yok etmek iin kesin acmasz sava gerekletirme hakknda Sovyetler Birlii Kominist Partisinin ve Stalin'in isteklerini yerine getirmemitir denilmektedir. Bu nedenle Krgz Muhtar Cumhuriyeti Merkez Komitesi Bk. A. Orozbekov ile Krgzistan Bolevikler Kominist Partisi Merkez Komitesinin ikinci sekreteri M. Cenbaev partiden atlrlar. Moskova'da Kzl Professure Enstitsnde okuyan T-rekul Aytmatov'un particiliinin aratrlmas iin onu Krgzistan Kominist Partisi Merkez Komitesine arrlar. Trekul Aytmatov sorguda ve mahkemede sulamalarn hepsine itiraz eder. Halk dmanlar diye suladklar birlikte alt arkadalar ve arkadalar ve Moskova'daki kar devrimci almalar hakknda bireyler anlatmas iin ne kadar zorlasalar da o kesinlikle birey anlatmam ve "Ben Moskova'da hibir zaman kar devrimci alma yapmadm" diye cevap vermitir. T. Aytmatov'a kar sulamada bulunanlar Krgzistan leri Halk Komiseri Lastmanov kendisi zel olarak sorgulamtr. Bu Krgzistan'n leri Halk Komiserliinin, Trekul Aytmatov'u sulamaya ok nem verdiini gstermektedir. Sorgulamada, zorla, baskyla alnm ifade-

lerden baka T. Aytmatov'u sulayacak baka hibir delil yoktur. 3 Kasm 1938 ylnda Trekul Aytmatov Krgzistan Cumhuriyetinin leri (KGB) Halk Komiseri Albay Lastmanov ve ba askeri savc yardmcs tecrbeli hukuku Suits tarafndan hazrlanan sulama evraklaryla tanr. Ama sulamaya kar kar. Bu sulama 4418 numaral dosyann ikinci sayfasnda saklanmtr. NKVD'nin nc blm T. Aytmatov hakknda bilgi ve sulamalar hazrlam: "O 1903 ylnda Kirov ilesinin eker Kynde, mehur, zengin bir ailenin ocuu olarak domu. Krgzistan'l ve SSCB vatanda, Sovyetler Birlii Kominist Partisi yesi, imdi Moskova'da Kzl Professure Enstitsnde okuyor. Ayrca Krgzistan'da gizlice dzenlenmi ama varl devam etmeyen milliyeti bir ulusun ulu yelerinden. Bu partinin amac da silahl g ile Sovyet ynetimini ykp, onun yerine mill bir devlet kurmakm. O yzden, T. Aytmatov milliyeti partinin vazifesi ile kendi alt i organlarnda cumhuriyetin ekonomisine zararl iler dzenleyen bir turanc imi. 5 Kasm 1938 ylnda SSCB mahkemesinin askeri heyetinin toplant davasnn kapal (gizli) celse mahkemesi yaplr. Orada Bakan, kdemli askeri hukuku Alekseyev, yeler kdemli askeri hukuku Zaytsev ve 1. derece askeri hukuku Baldrev, sekreteri 1. derece askeri hukuku Batner hazr bulunurlar. Toplant saat 23.05'de almtr. Salonda mahkeme heyetinden ve sulananlardan baka kimse yoktur. Saat 23.25'de mahkeme sonulanr. Karar olarak T.Aytmatov en ar cezay alr ve kuruna dizilir, ona ait eyalarda msadere edilmitir. te bylece T. Aytmatov hi susuz yere SSCB cra Merkez Komitesinin szde sulamalaryla 5 Kasm 1938 ylnda Frunze ehrinde ldrlmtr. Bu durum Trekul'un ailesinden ve akrabalarndan saklanmtr. Ailesinin, babalarnn kaderini bilmek iin yapt birka bavurudan sonra 22 Kasm 1938 ylnda kars Nagima Aytmatov'a "kocanz yarglanm ve mektup yazma hakkna sahip olmad uzak bir kampa gnderilmitir" diye haber bildirilir. O zaman ki ynetcilerin hibiri gerei sy-

bilig-4/K97

21

lememitir. nk hepsi kendi kaybetmekten korkmulardr.

hayatlarn

Trekul'u tutuklama karar 27 Kasm 1937'de mektup ile Moskovaya gnderilir. nk o zaman Trekul Moskova'da yaamaktadr. O zaman Cengiz 9, lgiz /, Lyutsiya 3 yanda, Roza ise/ aylk ocuktur. Trekul birgn eve erken gelmi ve kars Nagima'ya ocuklar ile birlikte Talas'a gitmesini syler. Nagima sulama olaylarn duyduu iin Talas'a hep birlikte gitmelerini tavsiye eder, ama Trekul "milliyeti" diye yaplan sulamann yalan olduunu, eer onu tutuklarlarsa Nagima'y da tutuklayacaklarn ve ocuklar da yetimler evine verirlerse, sonra bulamayacaklarn syleyerek onlar gnderir. Trekul ksa zamanda kendisinin de geleceini ve Frunze'ye uramadan doru eker'e gitmelerini syler. Nagima kocasn, ocuklarda babalarn son kez grdklerini anlayamamlardr. Trekul Aytmatov tahmin ettii gibi 1 Aralk 1937'de Moskova ehrindeki Vorovskiy sokandaki 25 numaral evin 15. dairesinde tutuklanr. Trekul Aytmatov'un kars Nagima Aytmatov 7 Aralk 1904'te Issk-Gl'de Karakol ehrinde ok zengin nl ticareti Hamza Abduvaliyev'in ailesinde domutur. Hamza'nn sekiz ocuu olmutur. simleri Zaynap, arif, abircan, Muhammedecan, Glah, Nagima, Asma, Abdulla'dr. Ailede anne babalarna sayg gstermenin yan sra, kkler byklerine, byklerde kklerine sayg gstererek byrler. Abduvaliyev'in ailesinde ocuklarn terbiyesine ok nem verilmitir. ocuklarn kz erkek ayrmadan, nce mslman okulunda okutmular, ondan sonra Rus okuluna gndermilerdir. Sovyet ynetimi geldiinde Hamza durumu deerlendirerek maln mlkn kendi istei ile devlete verir. Bulunduklar Karakol ehrinden aile dalr. Biri Takent'e, biri Fergana'ya, biri Hargalan'a gider. Nagima, 1925'te Rus okulunu bitirir. Ondan sonra tp fakltesinde okumak ister, ama zenginsin zenginin kzsn diye evraklarn almazlar.

1925'de stenografi kursunu bitirir ve Trekul'la evlenir. Trekul gneyde toprak-su reformunu gerekletirmede alrken Nagima da CalalAbad vilayetinde kadnlar derneini kurmaya almtr. O zaman Krgz kadnlarnn ou okuma-yazma bilmiyorlarm. Kadnlar dernei yeleri ve Nagima kyleri gezerek kadn haklar konusunda propaganda yaparlar. Nagima, Trekul nereye gitse onunla beraber gitmitir. Nagima ve ocuklar Trekul'dan habersizken sava balam. Kyde okuma yazma bilen, Rusa ve Krgzca gazeteleri okuyabilen, okuduunu anlatabilen herkese sayg ile davranan tek insan Nagima'dr. O sralarda Nagima drt ocua tek bana bakmaktadr ve sal ktlemitir. Her yere mektup yazp kocasn ne kadar aratrsa da olumlu cevap alamaz. Hasta olduu halde ocuklarn bytm, onlarn iyi bir insan olarak yetimesi iin gece gndz alm Trekul belki imdi eve dnecek diye umutla yaamtr. Bir gn Nagima, an-Kap kyne Kavkaz'dan srlp gelmi Yunanllarn arasnda falc bir kadnn olduunu duyar. Ona gider Ayvazita Nagima'ya kahve fal bakar ve ona unlar syler: "Kocan hapisteymi, drt ocuun ile baka yerde banzdan zor gnler gemi. Bu kyden on yldan evvel gidemezsin. Byk olun bydnde seni burdan gtrecek, ocuklarnn hepsi iyi insanlar olacaklar, ayrca byk olun btn dnyada tannan, halkna gerekli iyi bir insan olacak. Kocan yayor ama uzakta ksa zamanda dnmez, bu yzden ocuklarn kendin byteceksin. Ayvazita'nn syledii gibi ocuklar iyi insanlar olurlar. Cengiz ise imdi btn dnyada bilinen bir yazardr, ama Trekul hakknda syledikleri yanl kar. Belki'de Nagima'nn umudunu sndrmek istememitir. 1991 senesi Aytmatov'lar iin nemlidir. Onlar 53 sene boyunca babalarnn mezarlarn bilmeden yaamlardr. Cengiz'in "Ana Tarlas" eserindeki nsze cevap 53 sene sonra bulunur: 1991 senesinde n-Ta'da bulanan cesetlerin iinde Trekul'un da cesedi ve sulama belgesi bulunur. ..

bilig-4/K97

22

UVA TARH'NDE UFUK TURU

1. lk Dnemler
uvalarn atalar Bulgar ve Suvarlar (Sibir, Sabir) da dier Trk halklar gibi, bugn yaadklar blgeye orta Asyadan gelmilerdir. Aratrmalara gre eski Bulgarlarn kkeninde Ogur-Onogurlar yer almaktadr. Bu kabileler Tanr Dalar ve rti Nehri civarnda yayorlard. Ogur sznn daha ok "r" Trkesi kullanlan blgede yaygn olmasna dikkat ederek, Ogur ifadesini "z" Trkesi ile sylediimizde ok ilgi ekici bir durumla karlamaktayz: r Trkesindeki r sesinin, z Trkesinde z sesiyle deitiini bilerek "Ogur ifadesinin z Trkesinde Ouz" olarak bulmak mmkndr. Bulgarlar ve Suvar kabilelerinin Orta Asyadan neet ettikleri kltr ve unsurlarndan aka grlmektedir. Bu durum aynen uva diline de yansmtr. uvalarn Altay ve Gney Sibiryada yaayan Trk halklaryla olduka ortak noktalara sahiptirler. Bunlar arasnda dilde ve etnografde zellikle Hakaslar, Uygurlar, Altaylar, or ve Tuvallara benzerlikler fazladr. Ortak noktalar yaam ekillerinde yemeklerde, giyimde, kullanlan aletlerde, kadnlarn kulland nak ve stillerde, amanist inanlarda, mitolojide ve mzikte gze arpmaktadr. uvalarn dini ounlukla Sayan-Altay Trklerinin eski dinlerini ierir. Milattan nce III. asrda Hunlar, batya doru g etmeye baladlar. Bu gle beraber Hun kabilelerinden birisi olan Onogurlar da M. II. asrda Farsa konuan halklara komu lkelere geldiler. Burada ranllar at ile grdkleri bu halka Suvar adn verdiler. Bu sz Farsada atl anlamna geliyordu. Tarihi kaynaklara gre Suvarlarn yaptklar esas i hayvanclkt ve ger bir hayat yayorlard.

2. Byk Bulgarya Devleti

Yrd. Do. Dr. Yakup DELMEROLU ______________________________________ Ahmet Yesevi . r. yesi

MS. III. asrda Onogurlar, Srderya nehrini izleyerek daha batya Aral Denizi yaknlarna gmlerdir. III. Asrn sonlar ile IV. asr balarnda ise Onogur-Bulgar-Suvar kabileleri dil Nehrinin alt blgesine yerlemeye balamlardr. Burada yava yava Kafkas ve Azat Denizi civarlar Trkler tarafndan ele geiriliyordu. Aratrmalara gre V. Asrn sonlarnda dil (Volga) ve z (Dinye-per) nehirleri arasnda blge Hunlar tarafndan fet-

bilig-4/K97

23

hedildi. Hun devletinin idaresindeki Trk halklarndan Bulgar-Suvar-Onogurlarda bu fethlere paralel olarak yerlerini deitiriyorlard. Tarihilere gre Bulgar ad Kafkasyadaki bu fetihlerden sonra ortaya kmtr. Onogur ve Sabir kabileleri Kafkaslara yerletikten sonra burada Hunlara bal bir beylik kurmular ve Tamans (Fanagorii) yarm adas bunun ilk merkezi olmutur. Aratrmalara gre Kuzey Kafkasyadaki bu dnem Onogur-Bulgar-Suvar kabilelerinin ilk yerleik hayata gemelerinin de balangcn oluturdu. Bu dnemde erken feodal ilikiler gelimeye balamtr. Bu srete 630'lu yllarda Atilla'nn torunlarndan Han Kubat (Kurt Han) nderliinde blgedeki dier Trk halklaryla da birlikler tesis edilerek "Byk Bulgar Devleti" kurulmutur. Byk Bulgar Devleti ksa zamanda tm Kafkasyaya hakim olmu ancak Han Kubat'n lmnden sonra kabileler arasnda i ekimeler balad ve 6501i yllarnda Byk Bulgar Devleti dald. Han Kubat'n lmnden sonra eski Trk geleneklerine gre Kubatn oullar Asparuh (spe-rih), Kotgar ve Batbay Byk Bulgaryay kendi aralarnda paylatlar. Bulgar halk o dnemde gruba ayrlyordu: Ulu Bulgarlar (Kutrigur, Kurto-gur), Kara Bulgarlar ve Gm Bulgarlar (Utigor, Utogor). Han Kubat'n oullar tre gerei bu boylarn bana getiler. Asparuh, Ulu Bulgarlar; Kotgar, Kara Bulgarlar ve Batbay ise Gm Bulgarlarn idaresini ald. ksma ayrlan Byk Bulgarya dald. Hemen yanlarnda glenen Hazar Trk Devletinin idaresine girmeye baladlar.

Mslman Trk Devleti de saylabilirler. Hazarlar tarihte byk etki brakan Trk Devletinden oldular. Bugn onlarn yaayan en nemli hatralar, Araplarn onlardan dolay adn verdikleri Hazar Denizidir. Bu denizin adnda Byk Trk Hakanlnn hatras yaamaktadr. Yine bugn az sayda Krmda yaayan Yahudi Trkler Karayimler de Hazarlardan kalmadr. Hazarlar Musevilii Karay Mezhebindendiler ve Trke Tevratlar vard. Karayim, Trklerinin adnn terkibi de Trkmen adn terkibe benzetmektedir: "Ben Karay'm" syleniini andrmaktadr. Kafkaslardaki Karaay Trklerinin de Hazarlardan kalma olduklarn ileri srenler vardr.

4. Bulgarlar
Hazar mparatorluunun glenmesiyle Kara Bulgarlar ve Gm Bulgarlar Hazar idaresine girdiler. Ulu Bulgarlar ise Asparuh nderliinde Tuna boylarna g ederek Tuna Bulgar Devletini kurdular. Bulgarlarn bu g dnemlerinde mi yoksa daha sonraki bir dnemde mi olduu bilinmeyen kk bir grubunun g ise Anadoluya olmutur. ukurova blgesine gelen bu Trk grubu hala burada yaamaktadr ve "Bulgari" denen kk bir sazlarnn ad da onlardan Anadolu kltrne bir renk olarak kalmtr. Hazarlar byk bir medeniyet oluturmutu. slam Devleti ve Bizans mparatorluu gibi medeni devletlerde onlarn sistemlerinden yararlanmak ihtiyacn hissediyorlard. Hazar mparatorluunun bu yksek medeniyetinin Bulgarlar ve Suvarlar zerinde byk tesirleri olsa gerektir. Bulgarlar bu byk medeniyeti ve daha sonra da slm' orta dil blgesine tadlar.

3. Hazarlar
Hazar Trk Devleti Dou Avrupada kurulan Trk devletlerindendi 468-965 ylna kadar, yaklak be asr blgede hkm srdler. Balangta Gk Tanr dininde olan Hazarlar, 732-800 yllar arasnda Mslman, 800 ylndan sonra ise Yahudi oldular. Bu dnemler resmi dinler olmu ama aslnda halkta aman, Yahudi, Hristiyan ve Mslman Trkler bir arada yaamlardr. 14. ve sonuncu Hazar Hakan Yusuf 965 ylnda slm' tekrar resmi din ilan etmi ise de artk devlet dalmak zereydi. Tarihte ilk ve tek Yahudi Trk devleti olan Hazarlar, 732 ylnda slm' kabul edip 68 yl Mslman kaldklarna gre bir yandan da ilk

4.1. Tuna Bulgar Devleti veya Ulu Bulgarlar


Asparuh 659 ylnda Hazarlarn basksna dayanamayp halk "Ulu (Kutrigur, Kurtogur) Bulgarlar" alarak Balkanlara gederek Tuna Bulgar Devletini kurdu. Byk Bulgaryann dalmasnda kabilelerin i ekimeleriyle beraber komular Hazar Devletinin glenmesi de nemli rol oynad. Bu dnemde Araplarla megul olan Bizansl-

bilig-4/K97

24

lar 679 Bulgarlarn zerine yrdler ise de yenildiler. Bylelikle Balkan Dalar ile Tuna arasndaki blge Bulgar Trklerinin hakimiyetine geti. Daha sonra blgede glenen Bulgar Trkleri baz Bizans mparatorlarnn tahttan inmelerine ve kmalarna da mdahil oldular. Blgede glendike baz dnemlerde Bizansla dost yaadlar dier yandan byk savalarn yaand dnemler de oldu. 22 Temmuz 811 gn Bulgar Trk ordular Vrbi-ki Geile'de Bizans ordularn mparator da dahil olmak zere ortadan kaldrdlar. Tarihte ilk defa Bizans mparatoru dman karsnda hayatn kaybediyordu. Bundan cesaret alan Bulgar Han Kurum Han, stanbul'u kuatt ancak Hann 13 Nisan 814'de lm kuatmann yarm kalmasna sebep oldu. Tuna Bulgar Devletinin bakenti 809 ylna kadar Pliska/Presav (atalar Ky) idi; bu ylda Sofya'ya tand. Tuna Bulgarlar Balkanlara gelerek buradaki Slav halk tekilatlam ve o dneme kadar devlet nizam bilmeyen blge Slvlar daha sonra devleti ele geirmilerdir. Tuna Bulgarlarnn adlar buradaki Slav halkta kalmtr. Bugn Slav Bulgarlar arasnda yaayan eb adl bir grubun mzikleri, dil ve adetlerinin Trklere yaknl sebebiyle Slavlar arasnda eriyen Trk Bulgarlarn devam olduu dnlmektedir. Tuna Bulgarlarnn kitabelerinin birinde Tervel Han "Bulgarlar zerine Tanr tarafndan hkmdar olarak gnderilen Han" olarak anlatlmaktadr ki bu dnce tarz Orhun Abidelerindeki Gktrk dnemi dnce tarznn ayndr. Kitabelerin dili uvaaya ok yakndr. Tuna Bulgarlar ile dil Bulgarlar arasndaki ba aktr.Tuna Bulgarlar daha sonraki yllarda tebaalarnn dil ve kltrleri tesirinde kalarak Slavlamlardr. Ancak isimleri bu yeni kavmin ad olarak devam etmitir. Bugn tarih aratrmaclar Bulgar arlarnn zellikle XI. asra ait yazlarn uva dili ile zebilmektedirler. Bu yazlardaki adlar da uvalarn Hristiyan olmadan nceki adlaryla ayndr.

ile "siyah" manasna bir renk ad olan kara sz eski Trkede, byk, kalabalk anlamlarn da tayordu. Bu ikinci anlamyla bugn dahi yer yer varln gsteren kara zellikle Karadeniz, karabudun, karakol, karasevda ifadelerinde ikinci anlamn yani byk veya kalabalk manasn tar. Karabudun, halkn renginin siyahln deil kalabalk oluunu, yine Karadeniz szndeki kara denizin rengini deil bykln, karakol sznde ise tekilatn bykln ifade etmektedir. Buradan hareketle Tuna boylarna g eden Ulu Bulgarlarn, Kafkasda kalan Kara Bulgarlara gre sayca daha kk bir grup olduunu sylemek mmkndr ve nitekim tarihi bilgiler de bu yndedir. Batbayn hakimiyetindeki Bulgarlarn, daha sonraki yllarda bugn Kafkaslarda yaayan Trk halk Balkarlar oluturduklar ileri srlmektedir.

4.3. dil Bulgar Devleti veya Gm Bulgarlar


Han Kubat'n nc olu Kotgar ise halk "Gm Bulgarlar"la birlikte 670 ylnda kuzeye ge balad ve Orta dil blgesine yerleti. Gm Bulgarlar Orta dil boylarna Hazar Hakanna bal olarak gelip yerlemilerdi. dil Bulgar Devleti ilk kurulduunda Hazar mparatorluuna balyd ve Bulgarlarn Hanna "lteber" denmekteydi. Bulgar lteber'i Hazar Devletine vergi dyordu ve topraklar Hazar mparatorluunun snrlar iindeydi. uva halk arasnda anlatlan efsanelere gre uvalar dil blgesine Kafkaslardan, "Aramazi" dalarndan gelmilerdir. Bulgar ve Suvar halklarnn Kafkasda yaayan dier Trk halklaryla sk kltr, tarih ve gndelik hayata ait ortaklk ve benzerlikleri bulunmaktayd ve bu durum bugnde devam etmektedir. zellikle Balkar, Nogay ve Kumuklarn geleneksel kltrleriyle bugnk uvalarn geleneksel kltrleri arasnda dn, akrabalk ilikileri, dnyann yaps konusundaki baz inanlar, imee ve gk kuana kutsallk atfedilmesi, baz zel metal ve atee dair inanlar, efsanelerde hazine koruyan ylanlar gibi pek ok ortak zellik bulunmaktadr. Orta dil blgesi aratrmalar, blge tarihini u ekilde ayrmaktadr: 1. Bulgar ncesi dnem, VIII. Asra kadar,

4.2. Kara Bulgarlar


Han Kubatn dier olu Batbay ise halk "Kara Bulgarlarla" birlikte Hazarlara boyun edi. Burada "kara" sznn anlam zerinde de bir para durmakta yarar vard. Bugn hakim anlam

bilig-4/K97

25

2. Erken Bulgar dnemi VIII-X. asr, 3. Bulgar dnemi XI-XIII. asr 4. IV. Atn Ordu dnemi ve sonras XIII-XV. asr ortalar ve sonras

4.3.1. Orta dilde Bulgar ncesi Dnem


dil-Kama blgesinin etnik haritas Bulgar ve Suvar kabileleri buraya gelmeden nce ok karkt. M.I. bin yl ve MS. 500 yllarna kadar dilin son kylarnda Hun Trkleri ile Udmurt, Mari ve Komilerin atalar yayorlard. dilin sa kylarnda ise Mordva, eremi ve Burtaslarn atalar yerleikti. Ayrca IV-V asrlarda Bat Sibiryadan baz Ogur kabileleri de buraya g etmilerdi. dil blgesindeki ilk Trk grubu Hunlard 374 ylnda burada Balamir nderliinde dil Hun Devletini kuran Hunlarn bir ksm, devletin yklmasndan sonra da burada yaamaya devam ettiler. Kalanlardan daha byk bir kitle ise Avrupaya doru yollarna devam etti. Bat Hun mparatorluunu kuracak olan bu kitlenin Byk Han Atilla da dil boyunda dnyaya gelmiti. Eski Trklerde doan bebee doduu yere gre de ad verilirdi. Atilla'ya da dil kenarnda doduu iin "dilli" manasna gelen bu ad verdiler. dil nehrinin uvaa ad olan Atil Byk Trk Hakannn adna yansd. dil blgesinde kalan Hunlar daha sonra Bulgar Devletinin iinde yer aldlar. 961 ylma ait Hazar Trk Hakan osif in (Yusuf) dnemi vergi kaytlarnda Bulgar devletinin Hazara ball neticesi Bulgar, Suvar, eremis (Mari), Arisu, Burtas gibi Orta dil Blgesi halklarnn da adlar saylmaktadr. Bugnk dil-Ural Tatarlar ve uvalar, ksmen Hun Trkleri, Suvar (Sibir) ve dil Bulgarlar ile XIII.yy'da Trkistan'dan bu blgeye gelen Kpak (Kuman) Trklerinin torunlardr. Bir Trk boyu olan Bulgarlar VI. asr'da dil-Ural blgesine yerlemeye balam, VII. asr'da dilBlgesi tamamen bir Trk memleketi haline gelmi oldu.

4.3.2. Orta dilde Erken Bulgar Dnemi


dil blgesinde yaayan halklarn durumu, Trk Bulgar ve Suvarlarn Kuzey Kafkasyadan bu-

raya g etmeleriyle deimeye balad. Bulgarlar kendi hakimiyetlerindeki Esegel, Temtzi ve Bersula (Barsili) kabileleriyle Orta dilin iki tarafndaki blgelere yerletiler. Aa Kama boyunda merkezlerini kurdular. Bulgarlarn Bakentleri Bulgar adn tayordu. Bulgar ehri dil nehrinin 6.5 km tesinde olup ehrin mahalleleri nehre dayanyordu. Buras bugn Tataristan'n Bakenti olan Kazan'n gneyine dmektedir. Baz grlere gre de Bulgarlar blgeye geldiklerinde nce dilin sa kylarna yerletiler. Suvarlar ise dilin kollarndan Utke nehri yaknlarna yerletiler. Bulgar Trkleri, Kazan ehrinin yaknlarnda, Kama ve dil nehirlerinin birletii noktadan 100 km kadar gneyde dilin sahilinden 6.5 km kadar ieride bulunan, bugn de bnyesinde pek ok tarih kalnt bulunduran Bulgar ehrini bakent yapmlard. Bulgarlar Orta dil blgesini hakimiyetleri altna aldlar. Bulgarlarn saylarnn kalabalk olmas, gelimi bir kltrel yapya sahip olmalar blgedeki hakimiyetlerini kolaylatrd. Bulgarlar Devletinin yerleme sahas 59 kuzey paraleline kadar hatta bir dnem 65 kuzey paralelindeki Arkhangelsk ehrinin bulunduu Kuzey Buz denizine kadar geniledi. Ancak Bulgar kabilelerinin yerleim yerleri 59 paraleli gememitir. Bulgarlar burada yerleik hayata getiler ve Bulgar Devletinin her yannda ehirler belirmeye balad. Bylelikle Bulgarlar Trk tarihinin de Hazarlar gibi ilk yerleik halkndan olma zelliini kazandlar. Byk ehirler kurdular. Geri bu ehirler nfus bakmndan slam Dnyasnn dev ehirleri yannda snk iseler de Bat ve Orta Avrupann en byk merkezleri durumunda bulunuyorlard. Bulgar ehrinden sonra en nemli ehir Suvar idi. Bulgarn 40 km gneybatsnda kurulan Suvar ehrinin nfusu bir ara 200.000'i bulmutu. O dnemde stanbul hari hibir Hristiyan ehrinde bu kadar kalabalk nfus yoktu. Yine Biler (Bilyarsk) ve brahim ehirleri de nemli merkezlerdi. Bulgarlar Orta dil Boyuna geldikten sonra Hazar mparatorluuna bal idiler. Bulgar Devleti 195 yl Hazarlarn lteberi olarak burada yaadktan sonra 965 ylnda bamsz oldu. Bu tarih ayn zamanda Hazar mparatorluunun yklma tarihidir. Yani Bulgarlar 195 yl Hazar Trklerine bal kaldktan sonra bu devletin yklmasyla kendi bamsz devletlerini kurdular. 272 yl ba-

bilig-4/K97

26

msz yaayan Bulgar Trk Devleti 1237 ylnda Batt Hann buraya gelmesiyle Altn Ordu Devletine baland. dil Bulgar Devleti 63 yl da Altn Ordu'ya bal olarak varln srdrd.

4.3.2.1. dil Bulgarlar n n slm' Kabul


Bulgarlar, Hazar mparatorluunun tebaas arasnda deiik dinlerden insanlarn olmasndan etkilendiler. 732 ylndan itibaren 68 yl sren bir dnem resmen Mslman olan Hazar hanedan daha sonra Yahudi olsa da halk arasnda farkl dinlerin yaanmasna kar deillerdi. 8001 yllarda Hazarlarn bakenti Etil (Astrahan) halk arasnda 10.000 Mslman vard. Bulgar halk arasnda da slam hzla yaylyordu. Bulgar Han Almas, daha Hazar Devletine bal olduu dnemde 921 ylnda Hazar Mslmanlarndan Abdullah Bato'yu Halife Muktedire eli olarak gnderip Mslman olacan bildirdi ve Halifeden slm' yayacak tebliciler, mimarlar istemiti. Halifenin saraynda bu haber byk bir sevin uyandrmt nk o dneme kadar slam ordular en kuzeyde Kafkaslara kadar gelebilmiler daha yukarya hi klamamt. Beklenmeyen ve ok kuzeyde bir halkn slam Dinini kabul slm'n merkezinde sevinle karland. Halife'de bir heyet tekil ederek, 2 Nisan 921'de Badat'tan yola kard. lerinde bu seyahati kaleme alan bni Fadlan'n da bulunduu heyet 12 Mays 922 de Bulgar lkesine vard. Bulgar Han Almas Mslman olarak Cafer adn ald. Bylelikle halk arasnda yaygn olan slam resmen de kabul edilmi oldu. Bulgar Hannn resmen slm' kabul Trk tarihi iin nemle zerinde durulmas gereken olaylardandr. Bylelikle Almas Cafer Han, Karahanl Han Sattk Bura Han'dan 20 yl daha nce slm' resmen kabul eden Trk Han olmutur. Gere daha nce Hazar Han da 732 ylnda bu dini kabul etmise de hanedan 68 yl Mslman kaldktan sonra din deitirmitir. Dolaysyla Hazarlarn slm' kabullerinin tarihi sonular gereken nemde deildir. Almas Cafer Hann slm' Karahanllardan daha nce kabulnde ise Bulgar Devleti tam bamsz deildi, Hazarlara balyd. Bulgarlar slm' resmen kabul edilerinden 43 yl sonra bamsz olabilmilerdir. Bu nedenlerle Karahanl Sultan Sattk Bura Hann slm' kabul

bakmndan ok nemlidir. Dier yandan Almas Cafer Hann Bulgar Han olarak slm' kabul "Trklerin slm' kl zoruyla kabul ettikleri" yolundaki iddialara gzel bir cevaptr. nk slam topraklaryla hi snr olmayan, slam ordularnn gelebildii Kuzey Kafkasyadan binlerce kilometre uzakta yaayan bir devlete Mslmanlardan kaynaklanan bir askeri tehlikenin bulunmas mmkn deildir. Bu nedenle Bulgarlarn tehdit altnda Mslman olduklarn sylemek mmkn deildir. Onlar slm', dier Trk boylar gibi, kendi iradeleriyle kabul etmilerdir.

4.3.3. Bulgar Dnemi


Blgede Bulgar devletinin glenmesiyle kabileler arasndaki birlik de artyordu. Bulgar Trk kltr blgeyi hakimiyeti altna alyordu. Bylece Altn Ordu ncesi Bulgar dneminde deiik kabilelerin bir kimlikte birleme sreci tamamlanm oluyordu. dil Bulgarlar blgede bir yerleik hayat oluturmakla kalmayp Bakentleri Bulgar ehrini de nemli bir ticaret merkezi haline getirdiler. Ruslarn ve baz Avrupa kavimlerinin Trkistan ve Sibirya ile olan ticaretlerinin zellikle krk ticaretinin vazgeilmez istasyonlarndan biri Bulgar ehri idi. Bulgarlar kendileri de ticaretle youn olarak urayorlard. Bulgarlarn tccar bir halk olmalar, Mekke-Medine'den neet edip ran ve Trkistana doru yaylma eilimindeki slam diniyle erken dnemde tanmalarnda nemli rol oynad dnlmektedir. O dnemde slam topraklaryla snrlar olmamasna ramen gerek buralara giden Bulgar tccarlar ve gerekse nemli bir ticaret merkezi olan Bulgar ehrine gelen Mslman tccarlardan slam dinini renmelerinde etkili oldu. X. asrda slam dinin kabul Bulgar topraklarnda yeni hareketlenmelere sebep oldu. Kltrel olarak daha nce balayan yerleik hayat sreci iyice pekierek devam etti. slam dini zellikle ehirlerde hzla yaylrken kylerde halkn eski dini Gktanr dini veya amanizm devam ediyordu. slm' kabul etmeyen kabileler ve zellikle Suvarlarn ekseriyeti Beyleri Vrg (Varah) nderliinde Bulgar merkezinden daha kuzeye doru g etmeye baladlar.

bilig-4/K97

27

Bulgar Devletinin glenmesiyle blgedeki Bulgar hakimiyeti de kesinleti ve geniledi. Bulgar Devleti en gl olduu dnemde bugnk Samara, Ulyanovsk illeri, Tataristan, uva, Mari ve Udmurd Cumhuriyetleri ile Bakurdistann bat blgelerini hakimiyeti altna ald. Trk topluluklar arasnda yerleik hayata ilk geen ve ticareti bir geim kayna haline getirenler Bulgar Trkleri'dir. Kuzey ticaretini ellerinde bulunduran Bulgarlar, Ortadou ve Trkistan ile Avrupa arasndaki ticaretin bir blmne hakim oldular. Bulgarlarn tm bu blgelere sattklar mallarn balcalar her eit krk bata olmak zere, Slav kleleri, canl hayvan, kehribar, bal, fndk, ilenmi deri, kl, zrh, izme vb. idi. "Bulgari" denen Bulgar meinleri dnyaca mehurdu. Trkistanda makbul izmeler Bulgardan gelenlerdi. Madencilik, madeni eya retimi ve zellikle silah yapmnda gelimilerdi. Bulgar ehrinde yaplan kazlar burann medeniyet dzeyini de ortaya koymaktadr. Bulunan eserler bugn Kazan mzesinin salonlarn doldurmaktadr. Mimari eserler de ok nemlidir. ehrin harabeleri bugn Kazann 6.5 km gneyinde grlmektedir. 1722 ylnda ar Petro buray ziyaret ettiinde pekok Trk mimari eseri ayakta duruyordu. Fakat 1767'de II. Katerina'nn ziyaretinde ou yklmt. Ruslar zellikle Rus Rahipleri, bu mimari aheserleri yktrp talarndan manastr yaptrmlar ve byk bir taassupla Bulgar-Trk eserlerini imha etmilerdir. 1993 ylnda Bulgar ehrini ziyaretimizde Ulu Camiinin temelerinin yannda kurulan Manstrn dklen svalarnn altnda Bulgar-Trk mezar talar grnmekteydi. Bulgar ehrinin kuzeyinde iki byk cami ile bir muhteem hamam ortaya karlmtr. Rus bilgini Berezin "bu hamam Isfahan, Kahire hatta stanbul'a yakr gzelliktedir" diyerek bu mimari eseri vmektedir. ehirde bir ok saray harabesi de bulunmaktadr. Bunlarn nemlileri Aksaray ve Karasaray'dr. Aksarayn demeleri cilal tatan olup bu demelerin altnda stma tertibat vardr. Son derece souk geen k aylarnda bu tesisatla saray stlrd. Karasaray, Aksaraydan daha iyi korunmutur. dil Bulgarlar dnemine ait arkeoloji aratrmalardan kan sonulara gre Bulgarlar yaz kullanmasn biliyorlard. Mslman olmadan nce

eski Trk alfabesini, ilk mslmanlklar dneminde buna ilave olarak Arap alfabesini daha sonra ise yalnzca Arap alfabesini kullanyorlard. Gene Bulgar ehrinde ve baka ehirlerde Bulgar Hanlarnn bastrdklar pekok para bulunmutur. Bunlarn en eskisinin tarihi 918'dir. Bulgarlardan kalma sulama tesisatlar, su yollar sistemi de ayrca nemlidir. Ruslar pek ok ey gibi sulama sistemini de Bulgarlardan renmilerdir. Bulgarlar, tccar kavimlerin genellikle yaptklar gibi bar politikalar gdp, tm komularyla iyi geinmilerdir. Mecbur kalmadka sava yapmamlardr. Ruslarla ilk Trk ticaret anlamasn da Bulgarlar 1016 tarihinde imzalamlardr. Bu refah devresinden sonra Bulgar Trk Devleti Mool istilasna uramtr. Msr ve Hindistan dnda btn Trk lkelerini ele geiren Moollar, stn Trk kltr ile karlanca yarm asrda Trklemilerdir. Trkleen Moollar 1237 ylnda Cengiz Hann torunu ve Altn Ordu Devletinin kurcusu Batu Hann komutasnda Bulgariyi ele geirmilerdir. Bulgariyi ele geirmelerine ramen Bulgar Hann tahttan indirmemiler, tabiliini kabul edip tahtta brakmlardr. Fakat Bulgar Devleti ve ehri nemini kaybetmilerdir. Altn ehrini yapmtr. Bu Bulgar ehrinin ticari nemini kaybetmesine neden olmutur. Altn Ordu Han Ulu Mu-hammed Hann 1437'de Kazan ehrini, Bulgar ehrinin 6,5 km yaknna kurmas ve buray Bakent yapmasyla Bulgar ehri bir kat daha nemini yitirmitir.

5. Alt n Ordu Dnemi


dil Blgesinde Bulgar Trkleri araclyla gelien Trk kltr yaps 1236 ylnda Bulgar Devletinin Altn Ordu hakimiyetine girmesiyle yeni bir etkilenmeye girdi. Bu tarihten itibaren dil Bulgar Devleti Altn Orduya bal olarak yaamn srdrd. Altn Ordu mparatorluu blgeyi ele geirmekle yalnzca kltrel olarak deil ayn zamanda etnogenetik yapnn da deimesine yol at. dil Blgesine XI-XII. asrlarda da az miktarda gelmi olan Kpak Trkleri Altn Ordu mparatorluu

bilig-4/K97

28

ile youn ekilde yerlemeye baladlar. Altn Ordu ncesinde Bulgar Devletinin paral askerleri olarak hizmetine giren Kpaklar, Altn Ordu dneminde de orduyu ellerinde tutuyorlard. Altn Ordunun az saydaki Mool asll idarecilerine gre daha yksek bir kltr seviyesine sahip olan Kpaklar, ksa srede Altn Ordu Devletini bir Kpak Devleti haline dntrdler. Dillerini ve kltrlerini devlet iindeki yksek seviyelerini de kullanarak blgeye yerletirmeye baladlar. Kpaklarn kendi lehelerinin Altn Ordunun Devlet haline getirmeleri Bulgar Trk lehesinin gerilemesine ve Kpak tesiri altnda kalmasna neden oldu. Bu etkileim daha sonraki yllarda Tatar ve Bakurt lehelerinin olumasna byk etki gsterdi. Kpak ve Bulgarlarn ayn dine mensup olmalar dil ve kltr alanndaki etkileimi kolaylatryordu. Oysa eski dinlerini korumak amacyla daha kuzeye ekilen Suvar arlkl Bulgar kitleleri Altn Ordu ile ayr dinde olduklarndan bu etkileimi ok az yayorlard ki bu grup daha sonraki yllarda uvalar olarak kendini tanmlayacakt. Anayurtlar Altaylar olan Kpak Trk kabileleri VI-VII. asrlarda buradan karak rti ve Tuna Nehirleri arasnda byk fetihler yapmlard. X-XIII. asrlarda byk kabileleriyle birleerek Kpaklar, tm Trk Dnyasnda siyasi ve etnogenetik olaylarn gelimesinde nemli etkiler yaptlar. Altn Ordunun orta dil blgesine tam hakimiyetiyle Bulgar kkenli Trkler, Ural blgesine, kuzeye Kazan nehiri civarlarna g ettiler. Bylelikle Bulgar Trkleri blgedeki bugnk Tatar, Bakurt ve uva halklarn kkenlerine yerletiler. Hatta baz blgenin FinOgur halklar arasnda asimile olarak Urtmurd Mari gibi halklarn yapsna da girdiler. Altn Ordu Devletinin XV. yy'n ikinci yarsnda yklmasyla, onun kalntlar zerine kurulan Kazan (1437-1552), Sibir (1220-1598), Kasm (1445-1681), Astrahan (1466-1556), Krm (1460-1783) Hanlklar ve Nogay Ordular blgedeki Trk halklarn bugnk kimliklerinin olumas srecini hzlandrd. Orta dil Blgesinin daha sonraki yllardaki tarihine damgasn vuran Kazan Hanl oldu. dil Blgesinde Tatar, Bakurt ve uva kimlikleri bu dnemin etkileriye daha sonraki yllarda teekkl etti.

6. Kazan Hanl
Kazan Hanl'nn snrlar iinde Trk topluluklarndan uvalar, Bakurtlar, Fin kavimleri Udmurt (Ar veya Votyak), Mari (irmi) ve Modovinler (Muki) bulunuyordu. Bu halklar, ayn zamanda eski Bulgar Devleti'nin de sakinleri idi. Kazan Hanlnn XV. asrda teekklnden sonra Kazan Nehri civarndaki ve Arsk blgesindeki amanist Bulgarlar (uvalar), Ani ve Sivil Nehirleri arasndaki blgeye g ediyorlar. Kazan Nehri civarnda kalanlar ise XVII. asrda Mslman olarak Kazan Tatarlarnn oluumuna katldlar. dil Nehrinin sa blgesinin gney ucundaki amanist Bulgarlar ise XIV-XV. asrlarda bugnk uvaistan'n Kuzey Dousundaki Kubni ile Sivil nehirleri arasndaki blgeye gtler. Btn bu hareketler sonunda amanist Bulgarlarn iki esas yerleim blgesi olumu oldu. Bunlardan birincisi dilin sa tarafnda orman arlkl blgedeki Kubna ve Kira nehirleri boyunca yerleim alanlar idi. Dier blge ise Kpak ve Mslman Bulgarlarn da bulunduu Kazan nehri boylaryd. Kazan Nehri boyunca yaayan amanist Bulgarlarn (uvalar) byk ounluu sonraki yllarda Mslmanl kabul ederek bugnk Tatarlarn oluumuna katldlar. Kazan Hanl dneminde Kazann dou blgelerine "uva Vilayeti "deniyordu. Kazan vilayet blgelerine gre, XV. asr sonlarnda ve XVII. asr balarnda Kazan vilayeti snrlarnda yaklak 200 uva yerleim yeri bulunmaktayd. Daha nce de belirtildii gibi uvalarn byk ksm zellikle dilin sa tarafnda dou blgelerinde yaayanlar Mslmanl kabul ettiler. Kazan Nehri boyundaki uvalarn bir ksm ise XVI. Asrn sonlarnda bugnk uvaistan'n kuzey, kuzeydou ve merkez blgelerine yerletiler. Bu gruplarn bir ksm XVII. asrda tekrar bugnk Tataristann merkez blgelerine dndler. Bu arada Altn Ordu dneminde Bulgar halknn balayan gleri srasnda kk de olsa baz Mslman gruplar amanist halklar arasna g ederek tekrar eski dinlerine dnyorlard. uva ad ilk kez Bulgar Devleti zamannda slam kabul eden halkla eski dininde kalan halk kesimlerini ayrt etmek iin kullanlmaya baland. Bu dnemki anlamyla uva sznn "eski dinli, eski dindeki" anlamna geldii biliniyor. Kazan

bilig-4/K97

29

Hanl dneminde ise uva tabiri krsal alanda yaayanlar iin de kullanyordu. Aslnda Mslman olmayan Bulgarlarn daha ok kylerde yaayanlar olduu dnlrse Kazan Hanl dnemindeki bu ifade ile "eski dinli" anlaynn rten yanlarnn bulunduu da sylenebilir. Moskova Knezlii'nin glenmesi sonucunda uzun mcadelelerin ardndan Kazan Hanl dt (1552). Bylece Ruslarn douya doru ilerlemesine herhangi bir engel kalmam oldu.

dklar odalarn bir blmnde de atlar yaad iin uvalar odun kesme yasana uzun sre direndiler. Hristiyan misyonerleri ise daha uva topraklar Rus igaline ilk uradklar dnemden itibaren propaganda yapmaya balamlard. Moskovann ar basklar ve misyonerlerin faaliyetleri sonucunda uva Trkleri, XVIII. asr sonlarndan itibaren eski dinleri Gk Tanr inancn brakarak Hristiyan olmaya balamlard. Bu sre XIX. asrn ikinci yarsna kadar srd. Ancak eski Gk Tanr inanlar ve geleneklerini Hristiyanl kabullerine ramen srdrdler. Bugn Mslman olan kk bir uva grubu dnda uvalar Ortodoks Hristiyanlardr.

7. Rus Hakimiyeti Dnemi


Kazan Hanl'nn sktunun ardndan Mslman Tatarlar ve uvalar iki yzyl sreyle byk siyas, iktisad ve din takibatlarn kurban oldular. Yerlerini yurtlarn terk ederek, daha douya bugnk Bakurdistan'a, Urallara ve tesine g etmek zorunda kaldlar. Bir ksm ise gneyde aa dil blgesine hicret etti. Durumlar 1774'teki Pugaev isyanndan sonra bir nebze dzelmeye balad. Pugaev komutasndaki isyan ordularnn ekseriyetini Tatar, Bakurt ve uvalarn tekil etmesine ve isyann sonunda bastrlm olmasna ramen, Rus hkmetinin blge halkna bir takm din ve iktisad tavizler vermesine yol at.

8. uvaistan' n Oluumu
uvaistan ve uvalarn oluumunda Bulgarlarn slam kabul en mhim rol oynamtr. Bulgar Halkndan zellikle ehirde yaayanlar arasnda slam hzla yaylm, ancak kylerde yaayanlar eski dinlerini koruma gayretine girmilerdir. Bulgar dneminde bu ayrlk pek bir mesele karmamtr. Hazar dneminden farkl dinlerin bir arada yaamalarna alkn olan Bulgarlar bunu normal karlamlardr. Ama yine de baz eski dinli gruplar bugnk uvaistan topraklarna doru g etmilerdir. Altn ordu ve Kazan Hanl dnemlerinde Gk Tanr dinindeki Trk gruplar kuzeyde toplanmaya balamlardr. Ancak bu tam bir toparlanma deildir. Bulgar Hanlnn dier blgelerinde de yaayan amanist gruplar vard. Dier yandan bugnk uvaistan dnda kalan eski dinliler zamanla Mslmanlaarak Tatar veya Bakurtlarn arasna katldlar. Aksi de grld, deiik sebeplerle uvaistan blgesine g eden Mslmanlar burada tekrar eski dinlerine dndler. Blgedeki Trk halklar tam harman oldu. amanist Bulgarlarn esas olarak bugnk uvaistan'da toplanmalaryla uva kimlii olumaya ve uva ad yerlemeye balad. XVI. asr Rus kaynaklar artk blgeden "uvaya" olarak bahsediyorlard. Bulgar Devleti dneminde bugnk uvaistanda baz yerleim merkezleri bulunduu bilinmektedir. Mesela Sivil ehri hakknda ilk belgeler 1183 tarihine rastlamaktadr. Bu yllarda Rus

7.1. uvalar n Hristiyanl Kabul


uvalar, Trklerin eski dini Gk Tanr (amanizm) inancn terk etmedikleri iin dier Trk gruplarndan ayr bi tarihi srece girdikleri yukarda ayrntl olarak izah edilmiti ve hatta kendilerine uva adnn verilmesi de bu sebeptendi. uvalar bu hallerini uzun sre korudular. 1860'larda blge halk, tekrar devletin Hristiyanlatrma ve Ruslatrma tehdidine maruz kaldlar. uvalarn Hristiyanl kabulleri de bu dnemden sonra yaand. Bu dnemde karlan kararlarla Hristiyan olmayanlarn arazi sahibi olmamalar, onlarn topraklarnn kamulatrlmas, toplama kamplarnda yaamaya mahkum edilmeleri gibi ar yaptrmlar uygulanmaya balad. Hatta blgede ok ar geen k mevsimine ramen uvalarn ormanlardan odun kesmeleri yasakland. uva ev mimarisinde insanlarn yaa-

bilig-4/K97

30

Knezlikleri ile Bulgar devleti arasnda savalar bulunmaktayd. Blgeye gelen Rus birlikleri Sivil Nehri kenarnda "Tuhin" adyla bir ehre rastlamlardr. Bugnk Sivil ehri bu Tuhin ehrinin devam olarak gelmektedir. ubakar ehri hakknda da ilk bilgiler 1371 ylma ait Rus ordu kaytlarnda bulunmaktadr. Yine Rus ordu kaytlarna 1552 ylnda Kazan Hanlnn yklmasndan sonra blgede kendilerine ehirler kuran Ruslar, ubakar'da da 1555 ylnda bir kale ina ettirmilerdir. Bylelikle ubakar, Rus ordularnn Orta dilde yerletikleri nc ehir olmutur. Kazan Hanlnn 1552 de yklmasyla blgeyi hakimiyeti altna alan Ruslar, uva ve blgenin Mslman halklar arasndaki din ayrln da kullanarak iki grubun kendilerine kar ittifak yapmalarn engellemeye altlar. uvalarn XVIII ve XIX. asrlarda amanizmi terk ederek Hristiyanl kabul etmeleri blgedeki Trk halklarnn kimliklerinin olumasndaki etkinin ekil deitirerek devam etmesine yol at. uva ad bu Trk grubuna, Mslman olan dier Trklerce verildi. Tm dnyada milliyet rzgarlarnn estii XIX. asr sonlar ve XX. asra ayr dinlerde giren, ayn kkten gelen Trk halklar, kendilerini Tatar ve uva olarak iki ayr halk olarak tanmladlar. Blgedeki Trk halklarnn kimliklerin teekkl zerinde yaplan aratrmalar uvalarn ve Tatar larn bugnk oluumlarna XIX. asrn sonu ve XX. asrn banda vardklarn sylemektedirler. uvaistan iindeki nfus hareketlerinde Ruslarn buraya yerlemeleri etkili olmutur. XVI. asrda blgenin Ruslarn eline gemesiyle, Rus zenginleri ve Manastrlar zellikle byk ehirlerin yaknlar ve nehir boylar bata olmak zere yerli halk atarak buralar kendi adlarna kayt ettirmeye baladlar. Tarihi kaytlara gre 1557 ylndan itibaren Sviyajsk ve ubakar vilayetlerindeki uva topraklar Ruslara veriliyordu. Rusyann daha sonraki yllarda yapt toprak reformlar ve idari reformlar milletlerin milli yaplarn bozmak zere planlyordu. Bylelikle uva topraklar idare btnlkleri de bozularak XVII. asrdan itibaren Sivil, Yadrin, Kozmodemyansk, Kurmsk, Kokaysk, Alatr ve Simbir vilayetlerinin iine giriyordu. I. Petro idare reformunda ise uvalar Kazan vilayetine balandlar daha sonra 1714te bir ksm Nijegorodsk vilayetine geti. 1780-81 yllarndaki reformlarda ise uvalarn

yaadklar topraklar Kazan ile Simbir vilayetlerine verildi baz blgelerin snrlar deitirildi, bazlar kaldrld, baz yerler ise yeni kuruldu. Genelde XIX. asrn ortalarnda uvalarn ekseriyeti Kazan Vilayetine bal olarak yayorlard. Eldeki rakamlara gre Kazan vilayetinde yaayanlarn says 340 bin ve toplam uva nfusuna oran ise %72 idi. Simbir vilayetinde yaayanlar ise 131 bin kiiydi. uvalarn nfusunun 1795'de 352 bin, 1859da 522 bin, 1897'de ise 685 bin olduu sanlmaktadr. Rusya vergi kaytlarna gre XIX. asrn sonlarnda uvaistan halknn %96,5'i kylerde yaamaktayd. 1897 ylnda uvaistan halknn %51,4 500 ve daha yukar nfuslu yerleim birimlerinde bulunmaktayd. Bu tarihte uvaistan'da nfusu 500-1000 kii olun yerleim yeri 328, 1000-2000 kii olan 71 ve 2000'den daha fazla olan 12 yerleim yeri vard. Baz kaynaklara gre uvaistan'n ehirlerinin ou Rus igalinden sonra teekkl etmitir. XV. asrdan daha nce kurulduu bilinen ubakar'n dnda, 1552 ylnda Alatr, 1589'da Sivil, 1590'da Yadrinsk ve 1856'da Marinsky Posad ehirleri kurulmutur. Ruslar, douya giden nehir yollarnda bulunan bu ehirleri, askeri sleri olarak kullanlyordu. Daha sonraki yllarda da idari, polis ve ticaret merkezleri olarak kullanlan bu ehirler, Rus nfusunun blgeye yerlemesinde nemli roller stlenmilerdir. 1917 ihtilalinden nceki idari yaplanmaya gre uvalarn %64' Kazan Vilayetinde, %18'i Simbir'de, % 11'i Samar'da yayordu. 24 Haziran 1920'de uva Muhtar Blgesi kuruldu ve yz lm 11,6 km2 idi. 21 Nisan 1925'de beyl sonra ise muhtar vilayet uva Muhtar Cumhuriyetine dntrld ve Ulyanuks vilayetinin Alatr blgesinin bir blm de ilave edilerek yzlm 18,2 km2'ye karld. Bakenti ubakar'dr (bu ehrin Rusa sylenii "eboksar"dr). Bakentin nfusu 454,3 bindir. ubakar uvaa "su ba" manasna gelmektedir. Cumhuriyetin genel nfusu 1.359.000.'dir ve uvalarn %51'i bu Cumhuriyette yaamaktadr. Halen Rusya Federasyonu bnyesindeki Cumhuriyetin ynetimi bakanlk sistemiyle yaplmaktadr. uvaitan'da ilk serbest Bakanlk se-

bilig-4/K97

31

imleri 1993 ylnda yaplmtr. ki turlu seimlerde Nikolaj Vasilyevi Fedorov Bakan olarak seilmitir. 1958 doumlu uvaistan Bakan, hukuk eitimi grmtr. Fedorov'un siyasi hayat 1989 ylnda eski SSCB'nin yksek divanna seilmesiyle balamtr. Rusya Federasyonu Gvenlik Konseyi yelii ve Rusya Adalet Bakanl yneticiliklerinde bulunan Bakan Fedorov, reformlar hakkndaki kararll ile tannd. Devlet Bakan, drt yllk sre iin serbest seimlere halk tarafndan seilmektedir. uvaistan Anayasasna gre Devlet Bakan bu greve iki defadan fazla seilemez. Ayrca Cumhuriyette yasamalar iin bir de Cumhuriyet Parlementosu bulunmaktadr. Parlemento, yasama grevinin yan sra denetimle de grevlidir.

le nemli renkler kazandrmaktadrlar. uvalarn tarihi dil Ural Blgesine beraber geldikleri ve asrlarca ayn tarihi beraber oluturduklar Tatar Trklerinin tarihinden ayrlamaz. Bu iki Trk halkann uzun tarih beraberlikleri aralarndaki dostluk ve kardelii salamlatrmas gerekirken maalesef aksi olmutur. Dostluk ve kardeliin hatta ayn halk olmann mesnetleri Bulgar dnemi gibi baz unsurlar iki halkn aydnlar arasnda deerleri dierine kaptrmama eilimiyle problemler kmasna sebep olmaktadr. Burada aka sylemek gerekir ki, Bulgar Devletinin tarihinin uvalarn olmas bunun Tatarlarn olmasn engellemez veya aksi de bir mahsur yaratmaz. nk yukarda da ayrntl olarak izah edilmeye alld gibi Bulgar dneminde uva ve Tatar diye iki ayr halk yoktu, bunlar bir halkt ve Bulgar Devleti Bulgar Halknn devletiydi. uva ve Tatar tarihi ve aydnlarnn bu dnem zerinde sahiplenme tartmas yapmak yerine, bu ortakln gelecekteki birliklerin zeminini oluturacak ekilde deerlendirmelerini diliyoruz.

9. Sonu
uva Trkleri yaadklar tarihleriyle Trk dnyasnn ayrlmaz bir parasdrlar. Bu tarihi sreten bugne tadklar kullandklar leheleri bata olmak zere pekok kltrel zenginlikleriy-

KAYNAKLAR
DEVLET N 1993 DMTREVV.D. 1993 VANOV E.. 1994 KSN V.. 1995 KSOLU N 1990

Byk slam Tarihi, stanbul. uvaskye ustoruiskye priganuya, eboksar. Starie eboksar, eboksar. Chuvashia, Moskova. Trk Dnyas Tarihi ve Medeniyeti zerine Dnceler, stanbul. Dou Avrupa Trk Kavim ve Devletleri, Trk Dnyas El Kitab, Ankara,. Rusya Tarihi.

L1GET1 L. (Ter. KARAT AY S.) 1986 Bilinmeyen Asya, Ankara. MUHAMETN D.G., HAKMZYANOV F.S. 1987 pigrafeskie Pamyathiki Goroda Bulgara, Kazan,. ZTUNA Y. 1983 Byk Trkiye Tarihi, stanbul. SKVOROV M.. 1994 (Red) Kultura uvaskogo Kray, eboksar. 1992 Anabiritanika Ans. ilgili madde balklar stanbul, 1992. 1996 Anon. uvaskaya Respublika, eboksar, 1996.

KURATA.N. 1992

1993

bilig-4/K97

32

KIRGIZ HALKININ ORTAYA IKII

1. K rg z Halk n n Ortaya k n n Historigrafsi


Her halk karmakark tarihe sahiptir. Halklarn etnik tarihini sarih bir ekilde aratrmak, zellikle de onun ilk aamasna ulamak hayli zordur. Halklarn, ilk aamadaki deiik unsurlardan teekklne etnogenez deniyor. Etnogenez tam manasyla halkn ortaya k demektir. Deiik halklarn oluum srecinin incelenmesi sz konusu olduunda, halkn yaad topra, dili, ekonomisi, kltr, ruh yaps dikkate alnacaktr. Tm bunlar belli kronolojik erevede meydana gelir ve geliir (BAKTIGULOV). Merkezi Asya'nn eski halklarndan birisi olan Krgzlar'n da ortaya k meselesi; tarihi, etnografyac, arkeolog, antropolog ve dilcilerin dikkatlerini ekmitir. Bu meselenin kark olmasnn esas sebebi, tarihi kaynaklarda "Krgz" adnda iki halkn yaamasdr. Bilimadamlar tarihi kaynaklarda "Krgz" adnda iki halkn yaam srdrdn kabul ediyorlar. Mesela, 1) in kaynaklarnda Krgzlar ilk defa M.. 201. ylda anlyor ve yaadklar yerler olarak Yenisey (Gney Sibirya) gsteriliyor. 2) IX.-X. asrlarda Krgzlar'n mekan Moolistan, Sayan-Altay, Tanr Dalar olarak gsteriliyor. te bu sebeplerle Krgz halknn oluma zaman ve yollar hakknda 200 yldr tartmalar devam etmektedir. Rus ve Krgz bilim adamlar tarafndan bu meseleye ait farkl dnceler ortaya atlmtr. Bunlarn nemlilerini gr altnda toplayabiliriz. I. Krgzlar kadim zamanlardan balayarak XVIII. asrn bana kadar Yenisey ve rti nehirle rinden imdi oturduklar Krgzistan topraklarna g ettiler. II. Bugnk Krgzistan topraklar, Krgzlar'n ata yurdudur. Krgzlar baka yerden g edip gelmediler. III. Krgz halk yerli ve Merkezi Asya'dan gelen etnik ksmlarn karm neticesinde Tanr Dalarnda ortaya kmtr (STORYA KRGZSKOY SSR.). imdi ksa ksa bu gr inceleyelim. Daha XVIII. yzyl Rus historigrafisinde Ye-

Tamara KABILBEKOVA ______________________________________ Ankara . DTCF Tarih B. Y, Lisans rencisi

bilig-4/K97

33

nisey Krgzlar'nn Tanr Dalar'na Cungar Hanl'nn zamannda g ettii hipotezi ifade edilmitir. Bu hipotezi ortaya koyanlar arasnda Akademi yesi E.. Fier (1697-1771 yy.) ve G. F. Miller (1705-1783 yy.) bulunmaktadr. Akademi yesi ve Trkolog V.V. Radlov bu fikri destekliyor ve Yenisey Krgzlar'nn Tanr Dalar'na getmesinin daha erken, Yenisey Krgz Devleti'nin ykseli dnemi olan IX-X. yzylda balad fikrini savunuyor. Sonra Krgzlar Sayan ve Altay Dalarna yerletiriyor ve Kidanlar'n basks altnda kalanlarn bir ksmnn XIII. yzylda Cengiz Han zamannda imdi yaadklar topraklara gettiklerini tahmin ediyor (TABIALEV 1993:17). Tarihi ve arkiyat N. A. Aristov, Yenisey Krgzlar'nn Tanr-Dalarna X.-XII ve XIII. yzyllarda gettikleri hipotezine karyd. O, Usun Krgzlar, Yenisey Krgzlar'nn bir ksm diye kabul ediyordu. "Usunlarn gerek ad her zaman Krgzd" (ARSTOV 1896: 17) ve daha M.. Yenisey Krgzlar ve Gney Sibirya'da yaayan halklar Bat Moolistan'a ve Cungarya'ya, sonra Bat Tanr Dalarna gelmilerdi. N. A. Aristov, "Krgz boy-gruplarnn adlar zerine yapt aratrma sonucunda, daha M. . Altay boylar ve Gney Sibirya'nn dier etnik gruplar ile Krgzlar'n etnogenetik balantlarnn olduunu yazmtr. Krgz gruplarnn M.S. I. bin ylda Tanr Dana gemesiyle ilgili malumat ve delilleri V.V. Bartold'un ve A. N. Berntam'n eserlerinden renebiliriz. "Krgzlar" adl tarih kitabnda arkiyat V. V. Bartold, Yenisey Krgzlar'nn Tanr Dana getmesi hakknda bir ok grlerinden bahseder. Bartold, "Krgzlar byk devlet kuvvetini kaybettikten sonra gneybatda hi Krgz kalmasa gerektir. Bu yerlerde slam dininin kabul edildii dnemde Krgzlar'n Orta Asyal Moollar olmas ihtimali azdr (pheli). Belki, Krgzlar'n baz boylar Kalmuklar hareketine katlm ve bu Krgzlar Kalmuklar gittikten sonra batda, Tanr Dalar'nda kalm olabilirler. Geri bunlar hakknda kaynaklarda hibir ey anlatlmyor" (BARTOLD, 1991: 145) diye yazyor. Corafya eseri olan "Hudud-al-alam" (Dnyann Snrlar) adl, yazar belli olmayan kitabn bilgilerine dayanarak V.V. Bartold yle yazyor: "Galiba, Krgzlar Toguz-Ouzlara kar, Kartuklarla ittifak yaparak kar ktlar ve imdiki vatan-

lar olan Yedisu'nun bir ksmn fethettiler. Herhalde, Krgzlarn ounluu Yedisu'ya ok sonra yerletiler" (BARTOLD, 1943, 24-25). Onun dncesine gre, Krgz boylarna ait gruplar, imdi hakim olduklar topraklara (Krgzistan) byk devlet kurduklar zaman geldiler ve X. asrn banda dndler. Bartold, Yenisey ve Tanr Da Krgzlar'nn etnogenetik balantlarnn olduu konusunda hi bir zaman phe duymadn da belirtir. G.E. Grum-Grjimaylo, Yenisey Krgzlar'nn Mool dneminde Tanr Dalara gettii hipotezine kar kmtr. Bununla ilgili kaynaklarda malumat gemedii iin hipotezin tarihi temelinin olmadm iddia ediyordu. Tannm uzman, arkeolog A.N. Berntam'n, Krgz halknn meydana gelme meselesi zerine ok almalar olmutur. Onun eserleri arkeoloji ve dou yazarlarnn bilgileriyle doludur. Berntam, Krgzlar'n Yenisey'den Tanr Dalarna g etmesini drt dneme ayryor: I. dnem M.. 47. yllar, II. dnem VIII.-IX. yy, III. dnem Kidan ve Moollar'n akn zaman XII.-XIII.yy, IV. dnem XVI.-XVIII. yzyllara denk geliyor (BERNTAM, 1941: 51). Bylece A. N. Berntam u sonulara varyor: Bu g etme M.. I. asrdan balam ve bininci yllara kadar devam etmitir. X. asrda Krgzlar'n byk ounluu Krgzistan'n imdiki topraklarnda bulunuyorlard. Burada, Krgzlar gelinceye kadar yaayan boylarn ve Tanr Dalarna gelen etnik gruplarn birbirini etkilemesi ve kaynamas sonucunda Krgz halk olutu. Krgz boylarndan Krgz halkna dnm sreci XVI. yzylda sona erdi. Krgzlar'n Krgzistan'a erken yerletii grn kantlamaya alan Berntam; "Krgz halknn esas ounluu (imdiki Krgzlar'n atalar) evvelden beri Tanr Dalar'nda yaamlarn srdrmlerdir. Krgzlar, ikibininci yllar ierisinde yava yava bir araya gelmiler ve Tanr Dalar civarnda yer alan byk uygarl benimsemilerdir"(BERNTAM, 1942: 22) diye yazyor. Tarihi O. K, Karaev, Berntam'n, Tanr Dal Krgzlar'n imdiki topraklarna erken yerlemesi grn destekliyor ve dorulamak iin bir ok kaynaktan rnekler gsteriyor. Radlov'un

bilig-4/K97

34

ardndan Karaev, IX. asrda Tanr Dalarna g eden Yenisey Krgzlar'nn Krgz halknn ortaya kmasna temel olduu grn benimsiyor. Bu getmenin Karahtaylar ve Moollar zamannda da devam ettii fikrini ortaya atyor. Ve bu Yenisey Krgzlar'nn, Krgz halknn zn tekil ettiini sylyor. Bu sre, tahminen XI. yzylda balayp XV.-XVI. yzyllarda sona ermitir. Tarihiler A. A. Arzmatov, A. Abdkalkov ve Y. S. Hudyakov Yenisey Krgzlar'nn tarihi ile ilgili bir ka eser yaynladlar.* Hudyakov, eski Yenisey Krgzlar'nn bir ok halkn etnik paras olduunu ve onlarla beraber Tanr Dalar Krgzlar'nn da etnik paralarn oluturduunu iddia ediyor. A.A. Arzmatov, "imdiki Hakas Muhtar Cumhuriyeti'nin halk, phesiz eski Yenisey Krgzlar' nn neslidir" (ARZIMATOV, 1964: 198) sonucuna vard. Hakas tarihisi L. R. Kzlasov, VI. asrda Yenisey'de Krgzlar'n asilzade boylarnn hakimiyeti altnda eski Hakas Devleti kurulduunu iddia ediyor. Fakat bu sonu, yazl kaynaklar ve arkeolojik bilgilere, malzemelere hi uymuyor. Krgzlar' n meydana geliiyle ilgili milli historigrafsinin ikinci tezi; Krgz halknn z Tanr Dalar'nda ve Alay-Pamir Dalarnda teekkl etmitir. Krgzlar'n teekkl ettii yerler Gney Sibirya ve Yenisey'de deil, bugnk topraklardr. Yani Krgzlar, bugn yaadklar topraklarn yerli halkdrlar. Sovyet dneminden nce (1917 ylna kadar) N. Y. Biurin, . . Valihanov ve Sovyet dneminde (1917. yldan sonra) A. H. Margulan, A. H. Hasanov ve dierleri bu dnceyi srdrmler ve ifade etmilerdir. XIX. asrn balarnda Sinolog . Y. Biurin, in kaynaklarndaki bilgilere bakarak Rus historigrafsinde ilk kez Krgzlar'n M. S. dneminde Tanr Dalar'nda Usunlarla beraber yaad ihtimalini ortaya att. Onun dncesine gre, "Krgz" ad, Moolca bir szcktr. Ve Kalmuklarn kk bir daldr. Burutlar ise Trke "Kergz" sz ile adlandrlm ve Hotan Dalar'nn gney tarafnda gebe hayatlarn srdrmlerdir. M. S. IV. asrda, imdiki hakim olduu topraklarda inliler'in verdii "Bolu, bulu, bolyuy" adlaryla ortaya kmlardr (Bolu, bulu, buluy terimleri burut anlamna geliyor; burut ise Krgz demektir) (TABIALEV, 1993:8).

Bilim adam . . Valihanov, N. Y. Biurin'in dncelerini srdrm ve Krgzlar'n eskiden beri imdiki yaadklar yerlerde yaadklarn iddia etmitir. Baz aratrmaclarn, "Krgzlar Tanr Dalarna XVIII. asrda Oyratlar tarafndan gettirildi" fikrine karyd (VALHANOV, 1904: 67). Yenisey Krgzlar ok eskiden beri Yenisey'den Tanr Dalar'na kadar gebe hayatlarn srdrmlerdir. Tanr Da Krgzlar'nn, Yenisey Krgzlar'ndan ayrlmas Cengiz Han'n zamannda ya da daha nce Uygur Kaanl zamannda olabilirdi. Yenisey ve Tanr Da Krgzlar, ayr deil ayn halktr. "Onlarn ayn Krgz adn tamas, vazgeilemez delildir"(TABIALEV, 1993: 8) diye yazyor Valihanov. Kagar Tarihi (Tarihi Raidi) kaynana dayanan Valihanov, Krgzlar'n XV. asrn sonlarnda Andican ve XVI. yzylda Isk Gl'e kadar gebe hayatlarn srdrdklerini belirtiyor. Sovyet dneminde Valihanov'un grn Kazak bilim adam A.H. Margulan ilerletti. Margulan almalarnda yle bir sonuca varyor: "IX.-X. yzyldaki Krgz siyasi birliinin merkezi, Turfan'n kuzeyindeki Urumi ehri tarafndayd."(MARGULAN, 1959: 175) Bu blgelerden Krgz gebe ve yar gebe boylar nceden belli ve adet olmu yollar takip edip eitli taraflara giderek gebelik hayatlarn srdryorlard. Tanr Dalar tarafna gebelik yapan baz gl gruplar bu topraklarda kalm ve burda meydana gelen halka Krgz ad verilmitir. . . Valihanov ve A. H. Margulan'n sylediklerini ve baz rivayet, folklor malzemelerini inceleyen A. H. Hasanov, "Krgzlar'n z eski ve orta a dneminden itibaren imdiki Krgzistan topraklarnda bulunuyor" (MARGULAN, 1959: 132) sonucuna varyor. Onun fikrine gre Yenisey' den Krgzlar' n bir ksmnn Tanr Dalarna g etmesi, Krgz halknn meydana gelmesinde hayati faktr olmamtr. Baka boylarn, halklarn Krgzlarla karmasn inkar etmiyor. Demek ki saf bir millet yoktur. Krgzlar'n ortaya k meselesiyle ilgili ikinci tezin sonularn S. M. Abramzon'un u szleri ile sonulayalm: "Krgzlar'n yerli ya da onlarn Krgz halknn zn oluturduu teorisi kantlanmamtr. Ya da yeterince inandrc deildir.

bilig-4/K97

35

Krgzlar'n imdi yaad topraklarla nceden balants olduu kantlanmamtr. Ama ilmi ynden yeni bilgi olmad halde bile, bu Krgzlar'n eski yerli halktan meydana geldii teorisi ayakta duruyor ve destekleniyor. Bu teori, Krgzistan'n baz tarihilerinin grlerinde etkili oluyor." nc tez, K. . Petrov'un yaymlanm eserleriyle sunulmutur. Petrov, 60. yllardan itibaren Krgz etnogenezi meselesi zerine alt. Onun bu konudaki grleri, Krgz SSC Tarihi kitabnn I. cildinin ikinci ve nc basklarnda (1963, 1968) geni olarak anlatlyor. Ona gre, Krgz halk byk boydan olutu: Birincisi, Krgzistan'n Mool istilasna kadar yaayan yerli halkndan (ounluu Uygur ve Karluk); kincisi, Tanr Dalar'na XIII. yzylda yerlemi Mool dilli boylardan; ncs (esas), Yenisey ve rti yresinde oturan Kpak-Krgz boylarndan meydana geldi. te bu ncs, nce bahsettiimiz iki boyu kendisiyle kaynatrarak XVI. yzylda Krgz halkn meydana getirdi. Kpak-Krgz boylar Tanr Da Krgzlar'nn halk olarak genel fiziki grnn, dil ve medeniyetini belirlemitir. K. . Petrov'un Krgzlar'n XIII.-XV. yzyllarda Tanr Dalarna gettiini savunan hipotezinin temelsizliine O. K. Karaev, "Krgzlar'n XIII.-XV. yzyllarda Tanr Dalarna Hareketleri ve Onlarn Yerli Halk zmsemesi Meselesi" adl makalesinde detayl tepki vermitir (KARAEV 1966, 100-107). Petrov'un baz grleri S. M. Abramzon' un nemli eseri "Krgzlar"da ve onun dier byk eseri "Krgzlar ve Onlarn Etnogenetik ve Tarihi Kltr Balantlar"nda deerlendirilmitir (ABRAMZON, 1963: 113). K. . Petrov, S. G. Klyatorny, A. M. Mokeev, V. P. Mokrmin' in grlerine gre; Altay' da ve rti 'te Kimaklar tarafndan Krgzlar benimsenmi, Krgz adn almlar ve onlar zamanla Tanr Dalarna getmilerdi. Krgz dilinde "el" (halk) sz geni anlamnda kullanlr. "El" soy, hanedan, boylar birlii, halk manasna gelmektedir. Akademisyen S. Tabaliev, bunlardan her birinin farkl anlama gelmesi dolaysyla yaynda

karklklar olduunu sylyor. Mesela; "el"in soy, uruk manasna aktarld oluyor. Yani makale ve yaz yazanlar, farkl tarihi halk birlikleri iin ayn terimi kullanyorlar (TABIALEV, 1989: 53). Tannm etnograf S. M. Abramzon, son gnlere kadar yazlan baz eserlerde "Krgz" ad ve onu tayanlarn hem zaman hem saha kavramnda deimez bir surette nitelendiine dikkat ekiyor. VII.-VIII. asrlarda yaayan Krgzlara ve XVIII-XIX. asrlarda yaayan Krgzlara ayn etnik kollektif, ayn etnik topluluk olarak yaklayorlar. Yenisey Krgzlar' ndan ve Tanr Dalar Krgzlar'ndan bahsedildii zaman yeterince istihsal kuvvetleri seviyesi, deiik siyasi artlar, baka corafi ortam, baka istihsal mnasebetleri, farkl etnik evre tespit edilmiyordu... Acaba, diyor S. M. Abramzon, "Krgz" ad her zaman millete eittir dediimizde hata yapmyor muyuz? (ABRAMZON, 1971: 2021) S. M. Abramzon, gelecekteki Krgz (imdiki Krgzlar'n) boylarnn "etnik ortam"nn genellikle Altay Trkleri, ksmen Karluklar, Uygurlar, bir de Trk dilli boylardan tekil edildiini sylyor. Onlarn tarihi hayat, imdiki Krgzistan topraklarna yakn yerlerde, Merkezi Asya sahasnda devam etmitir. S. M. Abramzon, Krgz halknn ortaya knda etnik grubun katlmn ayryor. O etnik grublarn birincisi, M. S. VI.-XI. yzyllarda (bu dnemin sonuna doru kesin olarak feodal ilikiler meydana geldiinde) kmaktadr. Bu gruba eski Trk ve orta an balarndaki boylarn yresine yakn balantlarda bulunan etnik gruplar aittir. kinci grubun dnemi, XII.-XIV. yzyllar olarak tespit ediliyor. ki byk tarihi olayla ayrc vasf olduu ifade ediliyor. Baz Trk dilli boylarn oturduu yerlere Kidan ve Moollar'n saldrsnn ardndan, geen zaman iinde bu halklar Krgz halkyla karmlardr. Bu gruba hem Mool asll halklar, hem baz baka gruplar dahildir. nc grup, Krgz etnik tarihinin son aamas olan XV.-XVIII. yzyllara aittir. Bu dnemde Krgzlar'n imdiki etnik yaps tamamen ekillenmitir. (ABRAMZON, 1971: 38,47-48) S. M. Abramzon, Krgz boylarnn balca Dou Tanr Dalar, Tanr Dalar civar, Pamir-

bilig-4/K97

36

Alay ve buralara bitiik olan dal blgelerde (Altay, rti yresi, Dou Trkistan) tekil olduu fikrini n plana srmtr. Eski Krgzlar ve onlarn etno-siyasi tarihi ile ilgili haberler veren yaynlanm eserler ilgi gryor. Manas Destan'nda, Manas' n babas Cakp' n topraklarnn Altay' da olduu anlatlyor. Destan kahraman olan Manas Altay' da domu, ocukluunu ve genliini orada geirmitir. Yetikin ana geldiinde o, halkyla beraber imdiki Krgzistan topraklarna g ediyor. Manas, merkezi karargahn Talas nehrinin kylarna tayor. C. S. Baktgulov ve V. Y. Galistkiy, Krgz halknn oluma seyrine yerli (Trklemi ran dilliler de) ve Sayan-Altay (Yenisey) ve merkezi Asya'dan getmi etnik gruplarn katldn sayyorlar. Son aamada dualist etno-siyasi kurulu olarak Sa (ong) ve Sol (sol) kanat ile beraber kilik grubu katlarak Krgz halk oluuyor. XVI. yzyla doru Krgz halk imdiki topraklarnda meydana geliyor (SK-KUL. NARIN, 1991: 73). Krgz halknn etnogenezini incelemekte Frunze'de (imdiki Bikek ehrinde) Ekim 1956'da yaplan SSCB limler Akademisi ve Krgz SSC limler Akademisinin ortak ilmi toplantsnn yaynlanm eserleri ve tavsiyeleri byk rol oynad (BAKTIGULOV, 1994: 165). Bu alanda meseleyi incelemek iin toplanan ilmi toplantda arkeolog, etnograf, tarihi ve dilciler aratrma sonularn deerlendirdiler ve uzmanlara yeni grevler verildi. Toplantda u sonular ortaya kt: Krgz halk ve onun kltr en az iki etnik grubun mterek hareketiyle, Merkezi Asya ve yerli Orta Asyallar'dan meydana gelmitir. Krgz halknn etnogenezinin en nemli noktalan M. S. II. yzyln birinci yarsndaki olaylarla balantldr. Bu dnemde Krgzistan toprana doudan Krgz dilinde konuan imdiki Krgzlar'n atalarnn ounluu gelmilerdir... Krgzlar bu tarihlerden sonra, Krgzistan topraklarnda yaayan halklar arasnda say olarak stnlk salamlardr. nceki asrlar iin bunu syleyemeyiz (TRUD PO ARHEOLOGESKOYETNOGRAFESKOYSS-LEDOVAN KRGZOV, 1959: 233). Ancak, net olarak bilinmeyen bu tarihin ileride tespit edilmesi gerekecektir. Krgz SSC Tarihinin bu konuda geree

yakn olan drdnc basksnda, "Krgz" halknn meydana gelmesinin ada zm olarak unlar gsteriliyor: Krgz halknn etno-siyasi toplum olarak tekil sreci, esas Krgz halknn imdiki topraklarnda gemektedir. Bu sre, II.-III. yzyllardan balayarak XVI. yzylda sona ermitir. Krgz halknn temelini, Merkezi Asya ve Gney Sibirya halklarnn bileimini sindiren yerli Trk dilli boylar oluturmutur. Ortaada geni etno-siyasi anlam tayan kadim "Krgz" ad, Tanr Dalar'nn yerli halknda netlemi ve halkn uurunda ve Krgz milletinde korunmutur. Yenisey Krgzlar, Krgz halknn dorudan doruya ata-babalar deildir; Yenisey Krgzlar'nn etnik temelinden Hakas halk meydana gelmitir. "(STORYA KRGZSKOY SSR, 1984: 50) Tm bu sylenen fikirleri kabul edemiyoruz. Bizim grmze gre, Krgz soylar geni topraklarda (sadece imdiki Krgzistan'da deil) Altay, Yenisey-rti nehirleri arasnda, Pamir-Alay ve Tanr Dalar ile Dou Trkistan'da tekil edilmitir. Krgz halknn temelini Altay ve Yenisey-rti nehirleri arasndaki Kimak-Kpak, Krgz boylar ile bunlara katlan boylar tekil etmitir. nc olarak, Yenisey Krgzlar imdiki Krgzlar'n ata-babalar deildir, fikri yanltr. Krgz halknn meydana gelmesinin temelinde Yenisey Krgzlar vardr. Bu yanl kavray dolaysyla, Krgz SSC Tarihini yazanlar, Yenisey Krgzla-r'na zel bir blm ayrmadlar. ster istemez kitabn yazarlar, Krgz halknn tarihini fakirletirdiler. Edebiyatta, Krgz halknn teekkl etmesinin kronolojik snr hakknda byk mnakaa ortaya kt. Aratrmaclarn bir ksm, IX.-X. asrlarda "Krgz" uurunda halk tamamyla meydana gelmi ve yayordu, diye iddia ediyorlar. Baka aratrmaclar ise, uzun sren tarihi sre sonucunda, feodalizmin olgun, gelimi artlarnda, XV.-XVI. yzyllarda Orta Asya ve Kazakistan'n tm esas halklar meydana gelmi ve Krgz halk da ortaya kmt diyorlar (TOLSTOV, JDANKO, 1962: 91). Bir ksm aratrmaclar ise, Krgz halknn teekkl etmesinin XIII.XV. yzyllarda olduunu

bilig-4/K97

37

sylyorlar (PETROV, 1963: 130). Aratrmaclarn bazlar, bu tarihin XI. ve XVI. asrlar arasnda olduunu iddia ediyorlar (KARAEV, 1968: 13-15, 30, 60-61). Bir grup aratrmac, XV.-XVIII. yzyllarda Krgz halknn teekkl ettiini belirtiyor (HASANOV, 1967: 23). S.M. Abramzon, "Bu zor srecin (Krgz halknn ortaya kmas) balangcn tahminen XIV.-XV. yzyllar diyebiliriz. Fakat en iddetli getii tarih XVI.-XVII. yzyllardr. Krgz halknn meydana gelmesinin tm belirtileri XVIII. asrda gemitir. Buna ramen baz blgelerde bu sre ksmen sonra da srmtr" diye yazyor (ABRAMZON, 1971:23). M. B. Dcamgerinov, "XVI. yzylda feodalite halk olarak esas etnik belirtileri ile Krgz halk meydana gelmiti" diyor (DJAMGERNOV, 1972: 7). Tarihiler V. P. Mokrmin ve V. M. Ploskih, bilimin bugnk aamasnda Krgz halknn ortaya kmas hakkndaki verilerin unlardan ibaret olduunu sylyorlar: (KRGZI H PREDK, 1994:62-63) - Krgz halknn ortaya knn kkleri 2000 yllk kadim zamanlara uzayp gitmektedir ve Merkezi Asya'nn topra ile baldr. - M. S. I. yzyln birinci yarsnda Yenisey'de (Mimisin vadisinde) yerli (Dinlin) ve yabanc (Krgz) boylarn karmas sonucunda, yeni etnik topluluk Yenisey Krgzlar teekkl etmitir. - Byk devlet dneminde (IX.-X. asrlar) Yenisey Krgzlar; Baykal'dan rti'e kadar (doudan batya kadar), tayga orman sahasndan Dou Trkistan'a kadar (Kuzeyden gneye kadar) uzanan topraklarda yerlemiler. Yerli halkn ve Krgzlar'n karmas sonucunda yeni etnik gruplar (arkeolojik bilgilere gre alt etnik grup) olutu. Bylece "Krgz" adnn manas deiti: "Krgz" sadece ad olarak deil etnopolitonim olarak kullanlyordu; yani asl Krgz olmayan boylar da (Yenisey Krgzlar'na siyasi bamll olan) kendilerini "Krgz" diye tantmaya balamlard. - IX.-X. asrlarda byle bir Krgz etnik grubu Altay ve Cungarya'da meydana gelmiti. Yenisey Krgzlar saysal adan daha ok olan Kimak-Kpak birlemesine giren yerli halk ile

uzun sren mnasebetler sonucunda yeni etnik ehreye (dili dahil) sahip oldular. Ama "Krgz" adn koruyabildiler. - XV. asrda Moolistan Devletine giren Altay Krgzlar Tanr Dalar ve Tanr Dalar civarndaki yerleri igal etmilerdi. Onlar yerli Trk-Mool boylarn kendi ilerinde erittiler ve yeni etnik oluumun, yani Tanr Dalar Krgz halknn esas ekirdei oldular. Krgz halknn etnogenez meselesini zerken bizim grmze gre u faktrlere dikkat etmek gerekir: 1) Krgzistan'n imdiki topraklarnda ve snr tesindeki lkelerde; kadim zamanlardan, Trk Kaanl'nn ortaya kmasna kadar bu topraklarda oturanlarn varl; 2) VI.-XII. asrlarda Krgzistan topraklarnda Trk Kaanlar'nn egemenlikleri dneminde feodalite mnasebetleri srecinin ortaya kmas ve bu fonksiyonun sona ermesi, burdaki boy ve halklarn o dnemdeki gelimesi; 3) Trk dilinde konuanlarn Altay dil birliinden ayrl ve Krgz dilinde genel Trk vasflarnn olumas (Bu sre IX.-XV. asrlar arasnda gemitir). XVI. asrda Krgz diline zg vasflar ve onun lehelerini tekil eden zellikler olumutur. 4) XIII. yzylda Krgzistan topraklarna ok sayda Mool dilli boylarn getmesi ve yerli halk ile karmas. 5) Krgzistan topraklarnda ikibinli yllarn ilk yarsnda iki etnik unsurun, Merkezi Asya ve yerli Orta Asyallar'n birbirine tesir etmesi, birbiriyle kaynamas; bu dnemde Krgzistan topraklarna doudan teekkl etmi Krgz dilinde konuan imdiki Krgzlar'n atalar gelmilerdi. Bugnk bilimsel veriler nda Krgz halknn historigrafsi bu ekildedir. Ancak, bu konuda ortaya karlmas gereken, karanlkta kalm bir ok noktalar aydnlatmak zere bilimsel toplantlar, aratrmalar yaplmaldr.

2. Eski ve Orta alarda Merkezi Asya ve Tanr Dalar'daki Etnik Sreler


Malum olduu gibi her halkn etnogenezi zor

bilig-4/K97

38

sre olarak saylmaktadr. Etnogenez, her hangi bir vakumda rastgele deil; yar etnik ortamlarda yeni etnik ksmlarn srekli akmnda ve onlarn karmnda gelimektedir. amzdaki ilim, etnogenezi donup kalm sistem olarak deil, her zaman ilerlemekte olan dinamik sistem olarak anlamaktadr. Milletin kklemesinin snr kendi milli adn ifade eden toplumun uurunda, dilinde, kltrnde, yaam tarznda, ideolojisinde, dini grlerinde, genel ortak ekonomisinde ve toprandadr. Krgz halknn olumasnn eski ve orta alarda Dou Trkistan ve Tanr Dalar ile Yenisey'den Moolistan'a kadar olan blgelerdeki etnik sreler ile sk balar olmutur. Tarihi adan ise 1500 yldan fazla srerek ancak XV.XVI. yzyllarda sona ermitir. Bu sre ayn zamanda Orta Asya'nn tm Trk dilli halklar zbekler, Kazaklar, Trkmenler, Karakalpaklar ile hemen hemen ayn tempoda srmtr. Genellikle bir boy, hemen hemen tm Orta Asya halklarnn (mesela; Kpak, Krgz ve dierleri) etnik paras olmutur. Gney Sibirya'daki, Kazakistan'daki, Orta Asya'daki Kazak, Trkmen ve dier hayvanclkla geinen halklar gibi Krgz halk da, zamanla belirlesek X.-XV. yzyllarda feodal toplumun gelimi safhasnda teekkl edebilmitir. Airet ve hanedan kurulularn feodaliteletirme, sava ve siyasi adan daha gl olan boylarn, ikinci bir boya boyun edirmesi neticesinde olmutur. Onlar zorlamann temelinde birleme olmu ve devlet kurulmutur. Gmen devletlerinin zelliklerinden biri, onlarn dayankszl, -drt nesil getikten sonra dalan ve tekrar birleerek baka hanedanlarn ortaya k ile sren devamszl idi. Bu sre, egemen hanedanlarn kendi adlarn baml olan boylara ok kez aktarmasyla beraber srmtr. rnein Merkezi Asya'nn kk boylarndan birisi VI.-VII. asrlarda Trk adn Karadeniz'in kylarna kadar zaptettii bir ok boya aktarm ve Anadolu Trkleri'nde bu ad salamlap kalmtr (Ouz boylarnn nceden bu ad yoktu). Asparuha Han'n ordusu yer deitirdiinde, "Bulgar" diye adlandrlan Trk ad sadece Trk

boylarna deil, Balkan yarmadasndaki kltr farkl olan boylara, hatta Slavyanlara da yaylmt. Daha M. . bininci yln ikinci yarsnda Merkezi Asya'da ortaya kan "Krgz" ad, IX.-X. asrlarda Yenisey'den balayp Baykal ile Altay'a kadar geni bir sahaya yaylmtr. Sonralar Tanr Dalar'na da nakledilip burda "Krgz" ad, XVI. asrda oluan halkn adna dnmtr. Merkezi Asya'y XIII. asrda zapteden Moollar'n ad nce Tam Da ve Yedisu halkna nakledilmitir. Ondan sonra Kuzey Hindistan halkna Moullar denilerek Trkeletirilip aktarlmtr. Bu yerlerde ngiliz smrgesine kadar bu ad devam etmitir. Halkn adnn ok basamakl nakledilmesinin ikinci bir rnei "Tatar" addr. nce bu ad, Baykal Vadisinde egemen olan ok saydaki boylara aitti. Onlar Cengiz Han'n banda olduu Moollar grubu katletmi, fakat Avrupallar ile inliler tarafndan Moollara "Tatar-Moollar" diye ad verilmitir. Ondan sonra Moollar ile bu ad, Volga nehrinin kysndaki ve Krm'daki hi alakas olmayan yerli Trk dilli halklara aktarlmtr. imdi Krgzlara bakalm. imdiki zamanda in kaynaklarnda belli olan farkl adlar; gegun, gyangun, kigu, tsigu, gegu, hegus, hagas ve dierleri "Krgz" adnn farkl zamanlarda kullanlan fonetik varyantlardr (BARTOLD, 1991: 128). inli Sun Yan (M.. 1381-1310) tarafndan yazlan "Yan Tarihi" adl kitapta "Krgz" sz, "Krk-Uuz" ve "Krk Ouz" szlerinin deimesinden ortaya kmtr, deniliyor (TABIALEV, 1993: 13). "Krgz" terimi, halkn kendine verdii ad olarak saylmaktadr. nk in, eski Trk, Bizans, Arap, Fars dillerindeki kaynaklarda gsterilen varyantlardan fonetik seslerde pek farkl deildir. Halk, terimi seslerine gre "kr"-bozkr ve "krk"-krk szleri ile balant kuruyor ve "bozkr halk", "bozkrda yaayanlar" veya krk kzdan yaylan halk anlamn veriyor (TABIALEV, 1993: 14). imdi Krgz halknn ortaya k sreci nasl olmu, ona gz atalm. imdiki zamanda "Krgz" ad, malum olduu gibi Trk halklarnn en eskisi olarak saylmaktadr. Krgz ad, Merkezi Asya'da Krgzistan'n

bilig-4/K97

39

imdiki topraklarndan uzakta ayr bir boyun veya bir hanedan grubunun ad olarak meydana gelmitir. Krgz ad ilk kez M. . in kaynaklarnda anlmaktadr. Krgz halknn ortaya k meselesi, yazl kaynaklarn ok az olmasndan ve tam olmamasndan, arkeoloji, antropoloji, etnografya malzemelerinin, Krgz destannn ve dilinin hala yetersiz ve zayf incelenmesinden dolay zor bir problem olarak kalmaktadr. Bu sebepler nedeniyle bilim adamlarnn arasnda, "Krgz halk nasl ve ne zaman ortaya kt?" sorusuna verilen cevaplarda fikir birlii salanamyor. Bu konuda ilim dnyasnda 10'dan fazla cevap var. Bunlarn hepsi farkldr. Eer baz detaylarn saymazsak ou sonular aadaki hipotezde toplayabiliriz: 1. Krgz halk, eski zamanlarda Yenisey'in Minusa vadisinde yaayan atalarnn yerlerinden getmenin neticesinde Tanr Dalar'nda teekkl etmitir. Bu fikri Akademi yesi Miller G. F. (1705-1783), "Sibirya'nn Tarihi" adl eserinde ilk kez ifade etmitir (MLLER, 1937). Bu fikri V. V. Radlov ile A. N. Berntam gelitirmi ve devam ettirmilerdir. Bu hipotezin imdi de taraftarlar vardr. 2. Krgz halk yerli halktr, eski zamanlardan beri imdiki Krgzistan topraklarnda yaamlarn srdrmlerdir. Bu fikri XIX. asrn ortalarnda Kazak bilimadam . Valihanov ve sinolog N. Y. Biurin birbirleriyle balantsz sylemilerdir. 3. Krgz halk Tanr Dal yerli halklarn ve Merkezi Asya'dan gelen etnik topluluklarn birlemesinin sonucunda Tanr Dalar'da ortaya kmtr (STORYA KRGZSKOY SSR 1956, 1963,1968, 1984). Son hipotez imdiki ilimde geni taraftar bulmutur. Bu hipotez 1956 ylnda Bikek ehrinde dzenlenen "Krgz Halknn Ortaya k" adl ilmi toplantda dile getirilmiti. SSCB limler Akademisi'nin, Krgz SSC limler Akademisi'nin ve karde cumhuriyetlerin ilmi kurulularnn her trl ihtisaslardaki byk bilimadamlarnn arasnda geni fikir alverilerinin neticesinde yle sonulanmtr: "Krgz halk ve onun kltr en az iki etnik parann; Merkezi Asyal ve Tanr Dal yerli Orta a'daki etnik ksmlarn mterek hareketleri neticesinde teekkl etmitir. Krgz hal-

knn ortaya knn en nemli noktalarndan biri, zaman olarak en yakn M. S. bininci yln birinci yarsndaki olaylar ile balantldr. Bu dnemde Krgzistan blgesine kuzey doudan teekkl etmi, Krgz dilinde konuan imdiki Krgzlar'n atalar gedip gelmilerdir." (TABIALEV, 1993: 16) Toplantya katlanlar, Krgz halknn esas znn veya en azndan onun etnik parasnn Merkezi Asya kkenli olduu sonucuna vardklarn; Krgzlar'n Merkezi Asyal etnik esas tam lokalize etmesindeki meseleye, bir de Krgz dilinin olumas ve dier meselelerin hala yeterince incelenmemesine ayrca iaret etmilerdir. Onun iin, ifade edilen bu hipotez net olarak zlm diyemeyiz, bu konuda tartmalar devam edecektir. Birbirine zt, farkl fikirlerini gelitiren bilim adamlar ilimi bir hayli ileri srklemilerdir. Bilim adamlarnn bundan sonraki abalar, bu problemi corafi adan belirlemeye ynlenmiti. Bu konu zerine alan bilim adamlar arasnda u isimler saylabilir: L. P. Popov, K. . Petrov, O. K. Karaev, Y. S. Hudyakov, A. M. Mokeev, S. G. Klyatomy, M. B. Camgrinov, V. P. Mokrmin, . B. Moldobaev ve bakalar. Krgz halknn ortaya kyla ilgili ok tarafl srece aamal olarak bakarsak; eski zamanlarda Yenisey'deki etnik sreler nasl olmutur? Krgz adnn kendisine bakarak dnrsek, Krgzlar daha M.. III. asrn sonlarnda Trk dilli olmu, baka boylar ile beraber Merkezi ve Gney Sibirya'nn Trk atalarnn etnik ve medeni dayanaklarn tekil etmilerdir. nceleri onlar kuzeybat Moolistan blgesinde, tahminen Kzl-Nor gl evresinde yayorlard. Ondan sonra Yenisey rmana ve Minusa vadisine g etmilerdi. Bu yerlerde Krgzlar, Avrupal tipteki Dinlinleri fethetmiler ve benimsemilerdi. Minusa vadisindeki kark etno-kltr sreleri, arkeolojik malzemelerden farkedilmitir. Tatk Kltr diye adlandrlan kltrn son aamalarnda (III.-V. asrlarda), geleneksel unsurlarla beraber Krgzlar'n buralara g ettii ile ilgili unsurlar da grlmektedir. III.-V. asrlarda yerli ve dardan gelen ksmlar bir kltr tabakasnda birleerek Yeniseyli Krgzlar'n kltrnn temelini kurmulardr.

bilig-4/K97

40

Yeni kantlar gerektiren baka gr de var. Bir gre gre M. . bininci yln sonunda Dou Trkistan'da boy hanedan birlemesi olmu ve M. S. bininci yln ortalarnda Yenisey'e yer deitirerek gelmilerdir. Bylece yaz ve arkeolojik kaynaklara uygun kendi tarihinin daha ilk etaplarnda "Krgz" adn tayan boylar kark, zor etni-kltr balantlarna girmilerdir. Dinlinlerle karma ve benimsenme Krgzlar'n temelini oluturmutur. Yeni etnik toplumun teekkl etmesinde Krgzlar'n arkasndan Yenisey'e Tuva'dan geden ve onlara baemi Hun kkenli baz boylar da katldlar. Yazl kaynaklarda VI.-VIII. yzyllardaki Yenisey Krgzlar'nn etnik tarihi ok az yanstlmtr. Krgzlar'n Devleti kark etnokltr toplum olarak saylmaktadr. Bu toplum etnik bir elitten ibaretti. Onu Krgzlar'n kendileri ve onlara baml bir ok boylar oluturmutur. O zamandaki Krgzlar'n d grnn ayrt eden belirtileri sar sa, renkli gz ve krmz yz idi. l ile ilgili geleneklerinde, ly yakma uzun zamanlara kadar kullanlm, tahminen X. asra kadar srmtr. Bu tarihten sonra Krgzlar cenaze merasimlerinde yeni ekillere gemilerdir. Dil, kltr ve bir ok merasimler asndan Ktmlar, dier bir deyimle kleler veya Yenisey Krgzlarna baml olup yasak (hara) deyen boylar Krgzlar'dan farkllard. Arkeolojik malzemelere gre VI.-VIII. asrlarda Krgz kltr geleneksel Tatk kltrnn esasnda gelimi, eitli deiikliklere az uramtr. Bunlardan dolay, Krgzlar o zamanlardaki kltr ve etnik yaplaryla dier eski Trk Dnyas'ndan uzak dmler diyebiliriz. VIII. asrn balarndan itibaren durum deimitir. Bu tarihle beraber Altayteles Trkleri'nin kltrnn gl tesiri farkedilmektedir. Bunlar cenaze merasimlerinin ayrcalndan ve l ile beraber gmlen eyalardan aka grlmektedir. Yenisey'de Krgzlar'n arasna Sayan-Altay Trkleri'nin bir ksm yerlemitir. Bu deimeler Krgzlar'n Trkler, Trgeler, Karluklar, ikler ve baka eski Trk halklar ile olan aktif bar ve sava esnasndaki temaslarn dorulayan yazl kaynaklarda grlmektedir. Yeniseyli Krgz asilzadeleri, Trk ve Trge asilzadeleri ile slalece devam eden kz almaverme

balantlar kurmulardr. Trkler ve Krgzlar arasndaki evlenmeler II. Gktrk Kaanl'na Krgzlar'n baml olduu dnemde (611. yldan 630'lu yllara kadar) artk normal bir grn haline gelmitir. Krgzlar'n tm geleneksel kltrn Trkletirmenin aktif sreci balamt. Daha sonralar Minusin Trkleri Krgzlar tarafndan benimsendiler. Krgzlar Moolistan' zaptedip Merkezi Asya'nn usuz bucaksz geni sahasnda egemenliini kurduklar "Byk Krgz Devleti" dneminde (IX.-X. asrlarda), Krgzlar'n etnik balantlar aktif ve yksek seviyede idi. Bu zaferin sayesinde Yenisey Krgz Devleti Orta Asya'nn Dou ksm, Trkistan ve Moolistan'da hakim olan byk gebe devleti haline geldi. V. V. Bartold'un sylediine gre, Krgzlar'n Moolistan' fethetmesi Merkezi Asya'da batdan douya doru ynlenmi bir istila hareketi nadir bir rnekti. nk ou gebe boylarn hareketleri tam ters ynde olurdu (TABIALEV, 1993: 18). Tan Slalesi'nin iktidarda bulunduu in ile dostluk mnasebetlerinin kuruluu, Krgz Devleti'nin tarihinde iz brakmt. O zamanlarda bu blgelerde yaayan Ouzlar, daha sonra Uygurlar in ile anlaamam ve bu kuvvetli komuya sk sk saldrlar dzenlemilerdir. Krgzlar'n in ile iyi ilikilerinin sebebi ise, Krgz Kaan'nn inli Li Lin'le olan akrabalna balanabilir. Yine de iki devletin arasndaki dostluk mnasebetleri uzun sreli olamad. Bu dostluk ilikilerinin kurulduu dnemde, aralarndaki ticaret canlanmt. Yksek kaliteli Krgz silahlar uluslararas pazara girmi ve in ordusunun eline gemiti. 840. ylda Uygur Kaanl'nn yenilmesi ve o blgede Krgzlar'n devletinin kuruluu etnik gruplar salamlatrmakta ve birletirmekte byk rol oynamtr. Zaman getike Krgzlar'n askerleri kuzeye, douya, batya ve gneye atlmlard. Krgzlar'n bir ksm fethedilen yerlere yerleip etnik temaslara girmi ve yerli halkla karmlardr. Bu ise bir sr etnik gruplarn teekkl etmesine neden oldu. Bunlara arkeolojik malzemelerde rastlayabiliriz. Bu blgeler komu halklara Krgzlar'n tesirinin yayld esas noktalard. Byk devlet dneminden itibaren ve sonralar da Krgz adn tayan boylar Baykal'daki Yakut-

bilig-4/K97

41

lar'dan balayp Ural'daki Bakurtlara kadar ok sayda Trk dilli halklarn iinde kmtr. IX.-X. asrlardaki gte Krgzlar'n iine Ktm (Ktfgzlara bal) boylarnn bir ksm girmitir. Krgzlar'n bir ok ksm Yenisey'den gneye Tuva'ya, Moolistan'a, Altay'a, Dou Tanr Dalarna ve Yedisu'ya getmilerdir.

3. Yedisu ve Tanr Dalar 'uda Etnik Sreler Nas l Geiyordu?


M.. bininci ylda burdaki etnik sre, eitli ran dilli Sak (skitler) boylarnn ge Tun dnemi nesillerinin birlemesi aamasndayd. M. . II. asrdan balayan etnik gruplarn birleme sreleri Usun Devleti'nin etrafnda geiyordu. Usunlar'n dil asndan hangi dil grubuna ait olduu henz ortaya karlamamtr. Bilim adamlarnn ounluu ran dilli olduu zerinde duruyorlar; fakat onlarn Trk dilli olduunu iddia edenler de var. Usunlar'n d grn asndan Orta Asya'nn dier halklarndan farkl olduunu syleyen bu bilim adamlar, Usunlar'n nesillerini sar sakall ve mavi gzl Trkler diye sayyorlard. Usun Devleti'nde say asndan Dou ran dilli Saklar ve Yeiler (Toharlar) ounluktayd. Usun dneminde Mool says oalmt. Genellikle M. S. bininci ylda Yedisu ve Tanr Da etnik tarihi, Hun boylarnn buraya saldrmasna bal olarak ran dilli halkn Trkletirilmesi ynnde gelimitir. Trkletirme sreci, Trk Kaanl'nn kurulmasnn ardndan oalmtr. VI.-VIII. asrlarda Tanr Dalar'nda sosyal ve siyasi adan haklar eit olmayan etnik grup; 1) Yakn gemii Merkezi Asya ile bal olan Trk boylar, 2) Trkler kadar hayvanclkla uraan yerli halk (Sak-Usun boylarnn nesilleri) Hunlar tarafndan ksmen Trkletirilmiti, 3) Orta Asya blgesinden Yedisu'ya gedip gelen Sod (Dou ranl) halkn devaml olarak birbirine tesiri olmutur. VI.-VII. asrlardaki etnik temaslar ve birbirine etkileri hayvanclkla uraan yerli halk ve bir dereceye kadar yerleik hayata geen ifti Sod halkn Trkletirme ynnn umumi olmasna ramen, yava tempoyla srmtr. Normal halka gre asilzadeler daha ok tesirli olmutur.

Hayvanclkla uraan Trkdilli Kartuklar'n yeni grubun Tanr Dalara ve Yedisu'ya gedip gelmesi, Kartuk Devleti'nin teekkl etmesi (766940) etnik srelerin esas ynn deitirmese bile Trkletirme akmn ok hzlandrmtr. Karluklar, iiller ve Yamalar yerli halklar Yedisu'nun snrlarndan karp dier boylar sktrarak, onlarn gzel yaylalarn ele geirdiler. Bu ise onlarn toprak asndan abuk bymesine, genilemesine neden olmutur. IX.-X. yzyllarda Yedisu'da ve Tanr Dalar'da ok eskilerden beri gebe hayat srdren halk Trkletirme sreci tamamen sona ermiti. iftilikle uraan yerleik halk Trkletirme sreci 150-200 yldan sonra tamamlanmt. Karahanllarn zamannda Yedisu ile Tanr Da tamamen, Orta Asya ve Kagar iftilik iinin gl tesiri altnda kalmtr. Yeni din, slam dini salamlam ve bunun neticesinde bu blge byk mslman dnyasnn bir paras olmutu. Mahmut Kagari'nin kantlarna gre; XI. asrn ortalarnda yerleik kltrn esas yayclar Trkler olmular. Kuzey Tanr Da civarndaki Sodlar sindirme srecinin sona ermesinin grg ahidi olmu ve "Balasagun'un sakinleri Soda ve Trke konuurlar. Taraz'n ve A ehrinin sakinleri de ayn ekilde konuurlar. Sodlarn arasnda srf Soda konuanlar yoktur. Onlar Trklere benziyorlard ve onlarn rf adetlerini kabul etmilerdi."(VOLN, 1960) diye tespit etmitir Mahmut Kagari. XII. asrda imdiki Krgzistan'n toprana doudan Karaktaylar, XIII. asrn balarnda ise Naymanlar saldrmlard. Bildiimize gre, XIII. yzyla kadar imdiki Krgzistan blgesinde sonralar Krgz halknn iine giren yerli Trk dilli gruplar gelimitir. imdiki zamanda tarihi edebiyatta zt iki kavrayn, yani Tanr Dal Krgzlar'n Altay ve Yenisey ile olan etnogenetik balantlaryla ilgili tartma devam etmektedir. Aada onlara ksaca deinilecektir. Uygur Kaanl'nn yklmas Krgzlar'n byk devletinin balangc olmutur. Krgz Kaanl gney Sibirya, Moolistan, Baykal tesi, Dou Kazakistan ve Dou Trkistan topraklarn kapsamt. ou zaman yabanclar, "Krgzlar" adyla sadece Krgzlar deil, onlarn egemenlii

bilig-4/K97

42

altndaki boylar da kastetmilerdir. X. asrda Fars dilindeki yazlan "Hudud al-alam" adl eserde, Krgzlar'n bat tarafnda yerleen Ktm boylarndan bahsedilip, yle belirtiliyor: "Kesip (Ktm), baka halkn adnn yan sra bir de Hrhzlar'n ad olarak geiyor. Onlar da yamalarnda, adrlarda yerleirler; hayvanlarn derisini, misk kokusunu, hutu boynuzunu ve baka eyleri tedarik ederler. Bu Hrhz halklarnn birinin dili Halluh (Karluk) diline yakndr, kyafet asndan onlar Kimaklara benzerler." (VOLN, 1973: 40) Bu eserde Baykal boyunda yaayan Kurkanlara kadar Krgzlar'n baka eitleri de beyan edilmitir. Onlar da Krgzlar'dan idi, fakat "Baka Hrhzlar ile karmazlar... Onlarn dilini baka Hrhzlar anlayamazlar"(VOLN, 1973:40). Krgzlara bal olan ve Krgz kltrnn tesirinde yaayan Ktm boylar da, IX. asrda Krgzlarla beraber Altay steplerine, rti boyuna gitmilerdir. Kayna analiz etmek, Krgzlar'n etnik tarihi iin nemli iki sonuca varmaya imkan vermektedir. Birincisi, X. asrda Krgz ad sadece etnik anlama deil, siyasi anlama da sahip olmutur. Krgz ad sadece kkeni Krgz olan boylar deil, Krgzlar'n Devletine giren baka Trk dilli boylar da kapsamaya balamtr. Hunlar'n zamanndan beri Merkezi Asya'da kabul edildii gibi, bir halkn ad siyasi ad olmutu. kincisi, rti'in ve Dou Tanr Da'nn halk sadece Krgzlar'nn deil, Kimaklar'n da kltr unsurlarn kabul etmiti. Krgzlar ile Kimaklar'n etnik kltr tesirleri Altay'a yaylmt. "Hudud alalam"da zikredildii gibi Kimaklar'n Devleti ykldnda Krgzlara daha ok benzeyen Krkrhan blgesi ayrlmt. Bununla ilgili XV. yzyldaki "Madc-mu at-tavarih" kaynanda kaydedilen efsane dikkatimizi ekmektedir. Bu kaynaa gre, Krgz blgelerinin biri "Krgn" (Karakar) diye adlandrlyor. lgin taraf da Manas Destan'nda Krgzlar, Kkty Hann cenaze yemeini Karkra adl yerde dzenlerler (MANAS DESTANI, 1994: 115). Krgz halknn etnik tarihini incelemek iin Altay halklarnn folklorunu aratrmak gereklidir. nk Krgzlar'n szl eserlerinin baz tarzlar, manas Tuvallar'n, Altayllar'n, Hakaslar'n, orlar'n ve Merkezi Asya'nn baka halklarnn eserleri ile kout tararlar tar. Baz makaleleri saymazsak, bu etnografik benzerlikleri zellikle k-

yaslayarak aratran eserler daha pek yaplmad. Bahsettiimiz halklarla ilgili kyaslamal etnografik aratrmalar, Krgz halknn ortaya k meselesini zmekte nemli destek olurdu. Altay'dan balayp Dou Tanr Dalar'na kadar Yeniseyli Krgz gruplarnn yerlemesi, arkeolojik aratrmalarla belirlenmektedir. Altay ve rti boyu blgesindeki Krgzlar mezarlarnn yerli boylarn mezarlarna nazaran ok az sayda olduu ortaya kmaktadr. Yerli boylarn Krgzlara tesirinin daha ok olduunu belirlemek gerektir. Krgzlar'n yerli Trkler ile sinme sreci balamt. Marvazi'nin kantlamasna gre, bu sre XII. asra doru ok ilerlemitir. Yenisey'in dnda mslmanlar ile komu yaayan Krgzlar "l yakma merasimlerinden vazgeip ly yere gmmeye baladlar." (TABIALEV, 1993: 23) Moolistan'n batsna doru Kidanlar'n ilerlemesi, Krgzlar'n etnik byk birliini iki boy grubuna ayrmt. Ondan sonra bamsz olarak Krgzlar'n biri Altay ve Dou Trkistan'da, ikincisi Yenisey'de gelimiler ve XVIII. asrn bana kadar yaamlardr. Moolistan'n istilas Gney Sibirya ve Orta Asya'nn etnik srecini oka etkilemitir. Krgzistan blgesine Moollar ve onlara baml Dou Sibirya kkenli Trk boylar gedip gelmilerdir. Onlar ksmen yerli Trkleri yerinden etmiler, ksmen de kendilerini asimile etmilerdir. Yerleik hayatta iftilik yapan halklar, yklm ehirleri brakp gitmilerdir. Geri XIII.-XIV. yzyllardaki Krgzlar hakknda bilgiler ok azdr. 1260 ylnda, Krgz lkesinde Moollar'n byk ham ile dman olan Mool Han'nn olu Ark Buka, kendi karargahn kurmutu. Ondan sonra Yenisey ve Altay blgeleri, idare merkezi y vadisinde bulunan Haydu Devleti'nin iine girmiti. XIII. asrn sonu Krgzlar iin ok zor bir dnem oldu. Mool feodallar ok saydaki Krgz ailelerini kendi topraklarndan Manurya'ya, Moolistan'a ve in'e gettirdiler. Yuan Mool Slale (1265) tarihinde, Altay ile Tuva topraklarna egemen olan Krgzlarn da bir blmnn andun vilayetine gettirildii belirtilmitir. rti boyu ve Altay yerlerini Haydu elinde tutuyordu. Sonralar bu yerler Moolistan Devletinin kuzey dou blgeleri olmutur. Moolistanl Krgzlar'n etnik tarihini takip

bilig-4/K97

43

etmek olduka zordur. nk XIV.-XV. asrlardaki mslman dnrler ou zaman bu Krgzlar "aatay", "ete" ve "Moollar" gibi genel terimlerle belirtmilerdir. Moolistan'n ortaya k ile ilgili uzman Muhammed Haydar yle yazyor: "Krgzlar da Mool boylarndan teekkl etmitir." Ayn uzman, Krgzlar'n baz ayrt edilen etnik kltr belirtilerinden bahsetmitir. Krgzlar Mool boylarndan ayr olarak yaarlard. slam dinini daha kabul etmemilerdi ve eskisi gibi inansz olarak grnyorlard (STORYA KR-GZSKOY SSR, 432). X.-XVI. asrlarda Moolistan'n zaten salam olmayan devlet kuruluu, srekli i savalardan ve komularn ykp geirici aknlarndan dolay dmeye balamt. Yedisu ve Tanr Da blgelerinde yaayan halk byk lde azalmt. Bu durumdan yararlanan Altay'n Krgzlar, blgeye egemen olmaya balamlard. 1510 ylna doru Krgzlar'n yznden bir tek Mool Moolistan'da kalmam, diye yazyor Muhammed Haydar. Krgzlar'n birlemesi Moollar'n uruk, boy ve gruplarn yerinden etmi veya onlar sindirip almlardr. Krgzlar'n benimsedii Mool boylarnn arasnda Doglatlar (Duglatlar), Kungaratlar, Varlatlar, Barlaslar, Baarinler, Barkiler (Bargut-lar), Baraklar, Ciraslar (oraslar), Sulduzlar, Tatarlar, Markitler, Kurlagutlar (Kurlautlar) gruplar ve baz baka boylar vard. Krgzlarn iine bir zamanlardaki gl Karahanid devletinin etnik miraslar olan yerli Trk boylar da karmlard. Onlarn arasndan iiller'in, Kangllar'n, Karluklar'n, Karaktaylar'n, Argular'n ve baka gruplarn adn syleyebiliriz. Gemi zamanmz renmekte, ecere ve soy tarihini aratran gen biliminin byk rol vardr. Bu, dnyada tm lkelerin yardmc tarihi ilmidir. Fakat eceresini yazp alan lkelerle, yazs olmayan halklarn boy tarihini renmede farkllk vardr. Onlarda gen bilimi szl tarih olarak ortaya kar. Halkn her yesinin kendisinden nceki yedi atasn bilmesi arttr. Yeni blgeleri zaptetmekte ve korumakta byk siyasi hareket, etnik birlemeyi ve siyasi istikrar gerektiriyordu. Bu eski zamanlardan miras kalm sa ve sol kanadn dalist etnik siyasi sistem, Krgzlar'n ortaya kna neden olmutur. Buna "ikilik" boy gruplar katlmlard. Krgzlar'n etnik tarihinin bu nemli grn XVI. yzyln banda olup, Tanr Da'da Krgz halk-

nn teekkl etmesinin nemli bir aamasn gstermiti. "Madcmu at-tavarih" eserine gre, XVI. asrda sa kanada Solto, Cediger, Bugu, Sarba, Sayak boylar ve Karaoro "aksakal" (reisi) olan boylar grubu girmiti. Krgz rivayetlerine gre bahsettiimiz boylarn efsanevi babas Tagay'dur. Sa kanattaki esas boylara Tagay'n akrabalarnn nesilleri Adgine, Moollar, Minku ve Kara Ba boylar girmitir. Ayn ksma erik, belki Azk boylar da girmitir. XIX. asrdaki kaynaklara gre, Karaoro grubunu Ba, Suumurun, Keldike ve Baarn oluturmutur. Sa kanattaki tm Krgz uruk-boy birlemeleri Ak-Uuldan yaylmtr. XVI. yzyldaki Krgz birlemesinin sol kanadn Basma, Munduz, on Ba, Saruu, Ktay, Kuu (Kutu) kurmulardr. XIX. asrdaki kaynaklara gre bunlara Cetigen boyu da girmitir. Sol kanattaki birleme Kuu-Uul'dan yaylmtr. XVI. yzyln banda "kilik" boy gruplarna Boston, Teyit, Cookesek, Dls, Kdri, Kand (Kangd) giriyordu. XIX. asrdaki kaynaklara gre bunlara Kese, Azat, Orgu, Noygut ve Kpak boylar da girmitir. Rivayetlere gre tm icilikler Salavasbiy Bulga'dan yaylmtr. Son zamanlarda yaynlarda halkn ecereleriyle ilgili bir ok bilgiler yer ald. Birincisi, bunlarn hepsi de ilmi karaktere sahip olamaz. kincisi, baz makalelerdeki bilgiler doru deildir. Yazanlarn, kendi boylarn n plana karmak istedikleri farkedilmektedir. Onun iin boylarn tarihini bundan sonra daha derin analiz etmek, aratrmann nemli hedefidir. Etnografya, dil bilimi ve antropoloji bilgilerine gre imdiki Krgzlar'n geleneksel maddi kltr, dili ve d grn, tipi Altayllara, Hakaslara, Tuvallara, Kazaklara ve Karakalpaklara daha ok yakndr. Yukarda saydmz esas halklarn z, Yenisey'den balayp rti ve Dou Trkistan'a kadarki blgede yaayan akraba (bazen bir halk) etnik kurulularn esasnda teekkl etmesi ile anlatlmaktadr. Buna ramen, bilim adamlar Krgzlar ile Altayllar'n esas itibari ile kkeninin ayn olduunu belirtiyorlar. Bu geleneksel maddi ve manevi kltrn, etnik paralarn ve dilin zellikle yakn olmasndan grlmektedir. Krgzlar ile Altayl-

bilig-4/K97

44

lar'n iine Munduz, Dls, Kuu, Tr, Kokor-Munduz, Kara Tumat, Ak-Tumat, Br, Saruu, Kuba, Kubat, Kuma, Al, Algan, Alakn ve benzer etnik gruplar da girmektedir. Ad benzer etnik gruplar Krgzlar ile Hakaslar'n, Krgzlar ile Tuvallar'n, Krgzlar ile Kazaklar'n iinde de vardr, ama ok azdr. Fakat 1956 ylndaki konferansta belirtildii gibi baka halklara gre Krgzlar'da Mool tipi ounluktadr. Krgz dil ilmiyle ilgili bilim adamlar B. M. Yunusaliev, . A. Batmanov (BATMANOV, 1959, YUNUSALEV, 1956) Bu konudaki bir ok tahminlerden olan; Krgz halknn etnik tarihi ile ilgili uzman S. M. Abramzon'un ve Karahanllar aratran O. Karayev'in fikirlerinden rnek gstermeyi doru buluyoruz. S. M. Abramzon'un Krgzistan tarihi ile ilgili yazd "Krgzlar ve Onlarn Etnik ve Tarihi Kltr Balantlar" (LENNGRAD, 1971) adl ok kymetli eseri haksz olarak tenkit edilmiti. Yazar, yle bir sonuca gelmiti: 1. Krgz halkn teekkl eden boylar zellikle Tam Da ve civarlarnda, ayrca PamirAltay ve onlara bitiik olan dalk blgelerde (Altay, rti boyu, Dou Trkistan'da) meydana gelmitir. 2. XIV.-XVII. yzyllarda ortaya kan Krgz halknn esasn aadakiler kurmulardr: a) Yerli, yakn zamanlarda bu yerlerde yaayan Trk dilli boylar; b) Yabanc, genellikle Gney Sibirya ve Merkezi Asya asll Trk dilli boylar grubu; c) Mool ve Kazak-Nogay boylar (ABRAMZON, 1971:80). Gsterilen mevzular, yerli ve Merkezi Asyal ksmlarn esas tutumunu korumakla beraber, sadece baz detaylarda ayrldn grmekteyiz. Bylece Krgzlar aratran Abramzon, Yeniseyli ksmn imdiki Krgz halknn iinde olduuna ihtimal vermektedir. Gerekten de Yeniseyli Krgzlar Tam Da'da Krgz halknn oluma srecine katlmlardr. Fakat, bu ok tarafl sreci baya bir tarzda yorumlamak ve teekkl etmi Krgz halknn Yenisey'den Tanr Da'na kendi kendine mekanik olarak yer deitirmesinden bahsetmek, her Krgz'n kalbine yakn olan Tanr Da blgesini unutup, Yenisey Krgz ata yurduymu diye nostaljiye girmek gereksizdir.

O. Karaev'in dncesine gre, 840 ylnda, Yeniseyli Krgzlar Ordu Balk' zaptettikten sonra Uygurlar'n bir blm Dou Tanr Da'nn bat blgelerine katlar. Yeniseyli Krgzlar Uygurlar'n peinden Dou Tanr Dalar'na girdiler. "Hudud al-alam" eserinin yazar, Dou Trkistan'daki Yeniseyli Krgzlar'n sava hareketleriyle ilgili yle yazmtr: "Penul (imdiki -Turfan), Halluh lkesinde yer almaktadr. Fakat nce oras Toguz Ouzlar tarafndan ynetiliyordu. imdi ise Krgzlar igal etmitir (HUDUD AL-ALAM, 1973: 41). IX.-X. asrlarda Yeniseyli Krgzlar'n siyasi ykselme dneminde, onlarn Tam Da'na gemesi hakknda yazl kaynaklarn bilgilerini arkeolojik buluntular da dorulamaktadr. En yakn benzerliklere Dou Kazakistan'daki ve Kuzey Krgzistan'daki ile Gney Sibirya'daki Kimak mezarlarnda ve Minusa vadisindeki Yeniseyli Krgzlar'n mezarlarnda rastlanmaktadr. S. Karaev, Kuzey Krgz boylar evresinin oluma srecinin, Dou Tanr Da boyu ve IX.X. asrlarda imdiki Sinkiang topraklarnda Krgzlar'n ortaya k ile balamakta olduunu belirtmekte ve bylece S. M. Abramzon'un fikrini dorulamaktadr (KARAEV, 15). IX.-X. yzyllarda Dou Tam Da boyuna ve Yedisu'ya gedip gelen ve yerleen Yeniseyli Krgzlar'IN bir blm, Krgz halknn zn oluturmutur. Tam Dal Krgzlar'n etno-genetik adan Altay'a gre Yenisey'le daha ok balantlar vard. ki byk Krgz etnik grubu Merkezi Asyal, Gney Sibiryal ve yerli Orta Asyal gruplarn temelinde teekkl etmitir. O. Karaev, "Krgz halknn etnik kuruluunda Merkezi Asyal ve Gney Sibiryal ksmlarn ounlukta olduu aka bellidir" diyor (KARAEV, 16). Karaev'e gre, Krgz halknn oluma sreci tahminen XI. asrda Yeniseyli Krgzlar'n Dou Tam Da boyuna yerleip Karahan Kaanl ile komu olmasnn ardndan, bu lkenin halk iitler, Kartuklar, Tuhsiler, Yamalar ve dierleri ile her trl mnasebetleri, balantlar kurduu zaman balamtr. Karahtaylar'n (XII. asr) ve Naymanlar'n (XIII. asr) Orta Asya'ya ve Kazakistan'a yer deitirerek gelmeleri, Krgz halknn olumasnda belli rol oynamtr.

bilig-4/K97

45

XIII.-XIV. yzyllarda Krgzistan'daki ve Yedisu'daki etnik deimeleri takip etmek ok zordur. Fakat Moollar'n istilas ve Cengiz slalesinin ortaya k, Haydu Devleti'nin teekkl etmesi ile beraber g edip gelen Merkezi Asyal boylarn Krgz halknn olumasna byk etkisi dokunmutur. Bu srete Moolistan (XIV.-XVI. yzyllar ortas) Devleti byk rol oynamtr. Moolistan Devleti'nin iine Sr Derya'dan ve Ferga-na'nn dou blmnden balayp batdaki Turfan'a kadar, doudaki Balka, Kara rti'ten balayp kuzeydeki KuenLun'a kadar gneydeki topraklar girmitir. XV.-XVI. yzyllardaki Krgz Devleti'nin teekkl etmesi bu sreci hzlandran faktrlerden biri olmutur. Meydana gelen Krgz halkn belirlemek iin esas belirtiler ise; toplumun etnik uuru, bu zamanlarda oluan tm halkn dili, mterek etnik topraktr. Tahminen bakarsak, Manas-Talas nehirlerindeki vadi ile onlara yakn gney blgelerin ortasndaki topraklar, Krgz halknn teekkl ettii etnik blge idi. Burada Krgzlar Kazaklar, zbekler, Kalmuklar ve dier paralarla tamamlanmtr. Bu uzun sren zor sre, imdi de tam zmlenmi deildir. Onun iin bu konuya tek tarafl ve basit yaklamak olmaz. Vazifemiz meseleyi zmek iin tm gcmz kullanmay ve ok planl yaklamay gerektirmektedir (yani bu meseleyi aratrmak iin her trl alandaki uzmanlar; arkeologlar, arkiyat tarihileri, antropologlar, etnograflar, dilbilimcileri, filozoflar, folklorcular ve dier bilim adamlarm yeni yksek vasfl seviyede aratrmaya ekmek gerekiyor). "Krgz SSC Tarihinin" (1984) birinci kitabnda, Krgzlar'n etnogenezi ile ilgili meseleleri aratran ve anlatan bilim adamlarnn grlerini yayn mensuplarnn eletirmesi yanlt. Krgzlar'n etnogenezi ile ilgili olarak alan B. M. Camgrinov, S. K. Karaev, A. M. Mo-keev, V. P. Mokrnin, K. . Petrov, B. O. Orzbae-va, E. R. Teniev gibi bilim adamlar, genellikle S. M. Abramzon'un "Krgz halk Merkezi Asyal ve Gney Sibiryal boylar ile yerli boylar ve boylar birlemesinin temelinde ortaya kmtr" (AB-RAMZON, 1971: 41) fikriyle birleiyorlar. "Krgz Halknn Etnik Tarihinin Meseleleri" (FRUNZE, 1989) adl kitapta yer alan bu konuyla ilgili blm-

de, son aratrmalar ve grlerin Krgz halknn etnogenezi ile ilgili toplantdaki (1956) sonucu reddetmemi; sadece Merk z Asyal ve Gney Sibiryal ksmlarn yerleme sahasn geniletmitir (Sayan Altay'a ve Trkistan'a mesafe blgesi adn veriyor). Bizim fikrimize gre, gerekten de "Krgz SSC Tarihi" kitabnda (1984), Krgz halknn ortaya knn uzun sren zor srelerinde Yeni-seyli ksma yeterli (tamamen onu reddetmemekle beraber) dikkat edilmemitir. Onun zayf taraf Yeniseyli Krgzlar'n "Byk Devlet" dneminde (IX. asr), onlarn devlet tarihine zel bir blm ayrlmamasdr. Bu Krgz halknn siyasi tarihini fakirletirmitir. Bylece, buna itiraz edenlerin hakl ve esasl tenkidine uramtr ve uramaktadr.

4. Sonu
Krgz halknn ortaya kn aratrma meselesinin imdiki zamandaki durumuyla ilgili ksaca sonular yledir: Krgz halknn teekkl etmesinin kaynaklar ikibin yldan daha eski zamanlara kadar uzanmaktadr ve Merkezi Asya blgesi ile balantldr. M. S. bininci yln birinci yarsnda Yenisey'de (Minusa vadisi) yerli (Dinlin) ve yabanc (Krgz) boylarn karm ile yeni etnik birlik, Yeniseyli Krgzlar olumutur. "Byk Devlet" dneminde (IX.-X. asrlar), Yeniseyli Krgzlar Baykal'dan balayp rti'e kadar doudan batya doru, tayga blgesinden balayp Dou Trkistan'a kadar, kuzeyden gneye doru uzanan blgede yerlemilerdir. "Krgz" teriminin manas deimitir. O sadece ad deil, etnik-siyasi ad da olmutur; yani Yeniseyli Krgzlara siyasi adan baml olan kk Krgz olmayan boylar da kendilerini Krgz diye adlandrmlardr (TABIALEV, 1993: 30-31). Krgzlar'n maddi ve manevi kltrnn ortaya k meseleleri, komu lkeler ve halklar ile olan balantlar, toplumun sosyal yaps, halkn siyasi, sava ve etnik tarihinin meselelerinin byk nemi vardr. Krgzlar imdiki zamandaki bir ok Trk ve Mool dilli halklarn, Orta Asyal (Tanr Dal) Krgzlar'n, Fuyuy Krgzlar'nn (in), Yakutlar'n, Tuvalar'n, Hakaslar'n, Bakurtlar'n, Nogaylar'n, Karmuklar'n iine etnik

bilig-4/K97

46

ksm olarak girdikleri herkese malumdur. Krgz toplumunun salamlamasnda ve onun ayr kltrnn olumasnda komu halklarn; Ruslar'n (Krgzlar'n Yenisey dneminde), Moollar'n, Cungarlar'n, Kpaklar'n, Kimaklar'n, Uygurlar'n ve baka etnik gruplarn etkisi de byk olmutur. Krgz halknn kuruluunda iki karay balayan ktalararas pek Yolu'nun etkisi byktr. Krgzistan'n topra, pek Yolu'nun esas noktalarndan birisine dnmtr. Tam bu dnemde Krgzlar'n lkesi, Avrasya'nn hemen hemen tm kltrleriyle dinlerinin yayld yer olmutur. Krgzlar da uluslararas ticarette etkili olmulardr. Hatta herkes tarafndan bilinen Yeniseyli Krgzlar'n ticari yolunu iletmilerdir. Bu trl temaslar Krgzlar'n zgn kltrn zenginletirmitir. 80 yldan fazla yaayan Krgz Byk Devleti ykldktan sonra, Krgzlar Yenisey'de egemenlii ve gcyle ayrtedilen kendi devlet kurulularn bir sre daha korumulard. Cengiz Han'n cezalandrc mfrezeleri kanlmaz bir ekilde Krgzlara darbe indirmitir. Fakat onlar iki yldan fazla mcadele etmitir. Yenildikten sonra bile korkun dman olarak kalmlar ve Cengiz Han'n ordusuna katlmamlardr. Bundan sonraki dnemlerde de Krgzlar kendi egemenlikleri iin direnmilerdir. XVII. yzylda Krgz yeri, gneye doru ilerleyen Ruslar (Tomski'den, Kuznetski'den ve Krasnoyarski'den kan) ile kuzey tarafta kendi tesirini srdren Moollar arasnda tartma nedeni olmutur. Bu sebeple Krgzlar iki cephede savamak ve bazen kendilerini koruyabilmek iin manevra yapma siyasetini yrtmek zorunda kalmlardr. XVII. yzyln sonunda ve XVIII. yzyln banda d dmanlarn hcumu altnda Ye-

nisey Krgz toplumu tamamen yklmtr. Krgzlar dalmlar ve Cungarya Devleti'nin iinde olan boylarn arasna yerlemilerdir. kinci bir blm ise Rus uyruuna gemitir. nc bir ksm ise imdiki Krgzistan topraklarna gelmi ve hemehrilerine katlmtr. imdiki Krgzlar tanma ilminde, Krgz etnogenezinin en zor ve kark meselesi bylece anlatlmaktadr. Anlattklarmz tarihi ilmi bilgilere dayanmakta ve Krgz halknn ortaya k ile ilgili ilmi toplantnn sonularna ters dmemektedir. Fakat tamamen zlmesi iin daha uzun sre tartlmas gerekmektedir. Krgz halknn gelime srecinin tmn daha derin aratrmak amacyla Krgzistan Cumhuriyeti limler Akademisi Tarih Enstits, sadece Krgzistan'da deil Dou Trkistan'da, Sayan-Altay'da ve Minusa Vadisinde, bir de Moolistan'da tarih, arkeoloji, etnografya almalarnn genel programn incelemitir. Krgz halk etnik gelimenin uzun ve zor yolunu geti. Bu yol hi de kolay deildi. Srekli savalar, dmanlarn saldrlarn pskrtme, amansz dmanlar arasnda sa kalmak iin srekli denge politikasnn gdlmesi de, Merkezi Asya'da Krgzlar'n tesirinin azalmasna ve hatta kltrnn durgunlamasna neden olmutur. rnein, Krgzlar, devlet yapsn ve eski Trk yazsn kaybettiler. XIII. ve XIX. yzyllardaki feodallarn, iktidar ve kar savalar ilerlemeye engel olmutur. Halkn ortaya kn bilmenin ok byk nemi vardr. Gelenekleri korumak ve tarihi uurunu gelitirmek ancak bu ekilde mmkndr.

bilig-4/K97

47

KAYNAKLAR
ABDIKALIKOV.A. 1968 ABRAMZON.S.M 1971 Kirgiz i ih etnogenetieskie i istoriko-kulturne svyazi. Leningrad 1971 K voprosu o formirovanii hakasskoy narodnosti. Frunze 1964 z istorii politieskih otnoeniy eniseyskih krgzov s Rossiey v XVII - pervoy polovine XVIII vv. Frunze 1966 Zametki ob etnieskom sostave tyrkskih piemen i narodnostey i svedeniya ob ih islennosti. Spb 1896. Krgzstan s drevneyih vremen do nastoyaego vremeni. Bikek 1994. Eniseyskie krgz v XVII veke. Frunze 1968 BURN N.Y. 1829 Opisanie cungarii i Vostonogo Turkestana v drevnem i nnenem sostoyanii. Spb, 1829 1834 storieskoe obozrenie Oyratov ili Kalmkov s XV stoletiya do nastoyaego vremeni. -Spb, 1834 DJAMGERNOV,M. ,B. 1972 z istorii kirgizskoy narodnosti XVI- pervoy polovin XVIII vv. Frunze 1972 Manas Destan, Naskali. Ankara 1994. Nekotore svedeniya ob obrazovanii kirgizskoy narodnosti. Frunze 1967 perevod s persidskogo Z. N. Vorojeykina, istoriya kirgizii i danme o kirgizstane. Vp, 1 Moskva 1973. storiya Kirgizskoy SSR. Frunze 1956,1963,1968, 1984. Voorucenie yeniseyskih krgzov VI-XII vv. Novosibirsk 1980 Krgz na Tabate. Novosibirsk 1982 Kirgiz na Eniseye. Novosibirsk 1986 Arapskie i persidskie istoniki. IX-XII vv. o kirgizah i Kirgizii. Frunze1968. storiya Yucnoy Sibiri v srednie veka. Moskva 1984 Eski Krgzlar. Krgzlar Orta Asya'da. Bikek 1993

ARZIMATOV,A.A. 1964 1966

GURSOY.EMINE 1994 HASANOV,A.H. 1967

ARSTOVjN.A. 1896

BAKTIGULOVD.S. 1994

HUDUD AL-ALAM/ 1973

BATMANOV,.A. 1959 Nekotore lingvistieskie dannei k etnogenezu kirgizskogo naroHUDYAKOVY.S. da.-TKAEE, T. 3. 1959 1980 Kirgiz. Bikek 1991. 1982 Oerk istorii Semireya. Frunze 1943 Krgz tarihinin leksiyalar. Bikek 1992 Arheologieskiy oerk severnoy Kirgizii. Frunze 1941 probleme o proishocdenii kirgizskoy narodnosti . Sovyetskay Etnografya. 1955, No: 2 storieskoe proloe kirgizskogo naroda. Frunze 1942. 1986 KARAEV.O.K. 1968

BARTOLD y.V. 1991 BARTOLD ,V.V. 1943 BAYTUR.ANVAR 1992 BERNTAM4A.N. 1941 1955

KIZLASOV.L.R. 1984 KILI.ESEN UULU 1993

1942

bilig-4/K97

48

KSELEV.S.V. 1951 KYUNER,N.V. 1951 Nove kitayskie material po etnograf i krgzov (hakasov) VII-VIII vv. V sb: Hakasskiy nau-no-issledovatelskiy institut yazi-ka, literatur i istorii. 1951 Vistuplenie na sessii po etnogenezu krgzskogo naroda. Tr. Kirg. arheol.-etnogr. ekspeditsii. MLLER/J.F. 1937 istoriya Sibiri. T. I, MoskvaLeningrad 1937 Novy istonik po geneologii krgzskogo naroda.-v kn: tonikovedeniye i tekstologiya srednevekovogo Blicnego i Srednego Vostoka. Moskva 1984 T. III. Frunze 1959 Etap etnieskoy istorii i sosiyalnoy organizatsii krgzskogo naroda na Tyan-ane v XVl-ser. XVIII vv.-zv. AN Respubliki Krgzstan. 1991. No4 Vopros etnieskoy krgzskogo naroda. 1989 istorii Frunze Drevnya istoriya Yucnoy Sibiri. Moskva 1951

RADLOV.V.V. 1885

Obrazts narodnoy literatur severnh trkskih piemen, cast V. Nareie dikokamennh kirgizov. Spb, 1885

SUPRUNENKO,G.P. 1974 Nekotore istoniki po drevney istorii krgzov. -V kn: istoriya i kultura Kitaya. Moskva 1974 TABIALEV.S.M. 1989 Voprosu o proishocdenii krgzskogo naroda. Frunze 1989. Krgz elinin tegi. Bikek 1993

MARGULANAtf1959

1993 1962

1962 TOLSTOY. S.P.TOLSTOV, JDANKO T.A. Osnovne etap etnieskoy istorii narodov Sredney Azii i Kazahstana. T. I,Moskval962 VALHANOV... 1904 1958 1961 Zapiski RGO po otdeleniyu etnografii. T. 29. Spb, 1904 zbranne proizvodeniya. AlmaAta 1958. Sobranie soineniy. V 5-ti tomah. Alma-Ata 1961-68

MOKEEV,ANVAR
1984

VOLN, S. 1960

1991

1989 NARN,SK-KUL. 1991

Svedeniya arabskih istonikov IX-XVI vekov o doline reki Tala i smecnh rayonah. V kn: Nove material po drevney i srednevekovoy istorii Kazahstana. Alma-Ata 1960 Drevneyiye upominaniya etnonima "Krgz".- Sovyetskaya Etnografya, 1970. No:2.

YAHONTOVS.E. 1970

Ensiklopediya. Frunze 1991 Trud po arheologieskoyetnografeskoy issledovanii kirgizov. T. III. Frunze 1959 K istorii dviceniya kirgizov na Tyan-an i ih vzaimootnoeniy s oyratami v XIII-XVvv. Frunze. 1963 Oerk proishocdeniya kirgizov. Frunze 1963.

PETROV,K.. r 1961/'

YUNUSALEV.B.M. K voprosu o formirovanii obe1956 narodnogo kirgizskogo yazika. Tr. YL AN Kirg. SSR, vip. 6 Frunze 1956. K voprosu oformirovanii obe1956 narodnogo kirgizskogo yazika. Tr. YAL AN Kirg. SSR, 1956 Kirgizskaya leksikologiya. 1, 1959 Frunze 1959

bilig-4/K97

49

SAKA-PERS MCADELES

Yrd. Do. Dr. lhami DURMU ______________________________________ Gaz'.. Fen-Ed. Fak.TarihB. r.yesi

Sakalar Asya ilerinden Avrupa ilerine kadar bozkr corafyas zerinde ok geni sahaya yaylmlardr. Bu geni sahada arkeolojik kazlar sonucunda ele geirilen madd kltr unsurlar onlarn yaylma sahasnn geniliini belirlemede nemli rol oynamaktadr. Kurganlardan karlan buluntular Sakalar'n "Kurgan Kltrlerinin en kayda deer temsilcileri olduunu gstermektedir. Ancak, Sakalar n Asya'ya da yaylm olup, ele geirilen arkeolojik buluntular buras iin ilgi ihtiyacn karlayacak derecede deildir. Onlarn ad geen corafyada yaylmalar ve eitli topluluklarla mcadeleleri yazl kaynaklarla aydnlatlabilmektedir. Sakalar'n mcadele ettii topluluklar arasnda Kimmerler, Urartulular, Asuiular ve Persler'le Sakalar'n mcadelesi, dnemin gl imparatorluuna sahip olan Persler'i uzun sre uratrmalar bakmndan nemlidir. Kaynaklarda belirtildii zere, Sakalar'n Pers lkesinin kuzey snrlarna saldrlar bu mcadelenin balamasna ve Pers krallarnn onlara kar sefer dzenlemelerine neden olmutur, Pers kaynaklarnda Saka tigrakhauda, Saka tiay para daray, Saka haumavarga olmak zere giyimleri, yaadklar corafya ve tabi olduklar hkmdarlarna gre isimlendirilen Sakalar'n (HERRMANN 1933:158) Grek kaynaklarnda geen skitlerle ayn olduu kabul edilmektedir (HERODOTOS VIII: 64). Hatta, Massagetler'in de byk Saka grubuna dahil olduu, onlarn Saka tigrakhauda ile aynl kaynaklarda belirtilmektedir (JUNGE 1939: 70). Pers ve Grek kaynaklarnda, zellikle n Asya dnyasnn byk devlet kurmu topluluklarn uratran Sakalar'n siyas tarihlerini aydnlatacak nemli bilgiler bulunmaktadr. Sakalar balangta Asya'da yaamlar ve Massagetlerle yaptklar sava sonucunda batya doru hareket ederek, Kimmerleri'in yanna gmlerdir (HERODOTOS IV: 11), Karadenizin kuzeyinde Kimmerler'le karlaan Sakalar onlar yurtlarndan ederek bu, bozkrlardan g etmelerine sebep olmulardr. Kimmerler Kafkas geitlerini amlar (LEHMANN-HAUPT 1921: 398) ve Urartu toprak-

bilig-4/K97

50

rna kadar yaylarak Anadolu'yu istilaya balamlardr (TARHAN 1984: 110). Sakalar onlar takip ederek kovalamlardr. (TARHAN 1970: 22). Bu srada Urartulular devletlerini kurduklar corafyann konumundan dolay, nce Kimmerler'in, hemen ondan sonra da Sakalar'n saldrlarna maruz kalmtr. Balangta Sakalarla antlama yaparak, tehlikeyi savuturan Urartulular (TAR-HAN 1984: 113) daha sonra bu saldrlarn nne geememilerdir. Urartu yerleim merkezlerine saldrlar dzenleyen Sakalar onlara ait baz merkezleri yakp ykmlardr (SCHMKEL 1961: 6), Urartulular byk lde onlarn M. . VII. yzyln sonlarnda gerekletirdikleri saldrlara kar koyamayarak, devletleri yaklak olarak M. . 585 yllarnda yklmtr (BELL 1982: 178). Urartu sahasnda gneye doru inen Sakalar, Asur snrna kadar ulamlardr. Asarhaddon zamamnda Asur devletinin kuzey ve kuzeydou snrlar Sakalar'n istilasna uramtr. Asarhaddon Saka hkmdar Bartatua ile anlaarak, kzn ona vermitir (STRECK 197 CCCLXXIV). Bu dostluk antlamas sonucunda Asurlular byk bir tehlikeyi atlatabilmilerdir. Sakalar M. . VII, yzyln sonlarma kadar gerek Urartulular, gerekse Asurlular zerinde etkilerini hissettirmilerdir.M. . VI. yzylda zellikle bu yzyln ikinci yarsnda Sakalar'n en ok urat kavim Persler olmutur. Hem Pers kaynaklarnda, hem de Grek kaynaklarnda SakaPers mcadelesi hakknda nemli bilgiler bulunmaktadr. Sakalar'n Perslerle yapt mcadeleye yazl kaynaklarn dnda kabartmalar ve damgalar zerindeki Saka tasvirleri ak bir ekilde gstermektedir. Darius'un Nak-i Rstem'den mezar yaztnda lkeler listesinde Saka haumavarga, Saka tigrakhauda ve Saka tiay para daray isimleri gemektedir (JUNGE 1939: 6061). Buradan Persler'in Saka grubuyla mcadele ettikleri anlalmakdr. Persler'in Sakalar'la mcadelesi Kyros (M. . 555-528) zamanna kadar gitmektedir. Kral Kyros balagta Amorges hkmdar adndan da anlalaca zere, Saka haumavarga ile mcadele etmitir. Byk Kyros Saka haumavarga'y imparatorlua tabi klmtr (JUNGE 1939: 61). Kyros

imparatorluunun snrlarn geniletmek ve dier Saka zmrelerini de hakimiyetine almak iin kuzeydou tarafa ynelmitir. Kyros ynetiminin sonlarma doru Saka tigrakhuada ile aynlna yukarda iaret ettiimiz Massagetler'in zerine bir sefer dzenleyerek, onlarn bamszlklarn tehlikeye drmtr, Kyros baarl savalar sonoda Sogdlular' ve Harezmliler'i hakimiyetine aldktan sonra, Hazar denizi tarafna doru imparatorluunun snrlarn geniletmek iin ilerleme zorunluluunu duyurmutur (HERRMANN 1930: 2127). O, Byk Saka birliine dahil olan Massagetler (TARN 1968: 72) zerine bir sefer dzenlenmitir. Bu srada hkmdarlarnn lmnden dolay, Massagetler'in banda Tomris bulunuyordu, Kyros yapm olduu plan ve stratejisinin bir gerei olarak, bu durumdan faydalanmak iin Massagetler zerine bir sefer dzenleme ihtiyac duymutur (TOGAN 1937: 32), Balangta Kyros Tomris'e bir eli gndererek, onunla evlenmek istediini bildirmitir. Kyros'un asl amacnn e deil, toprak talebi olduunu sezen Tomris, bu istei kabul etmemitir. Sonuta kurnazlkla amacna eriemeyeceini anlayan Kyros, Massagetler zerine kuvvet kullanmaya karar vermitir (FLERODOTOS 1: 205). Kyros sefer hazrlklarn srdrrken, Tomris bu dnceden vazgemesi iin Kyros'u uyararak, savamay arzuluyorsa, kendilerinin de onlara kar hazr olduklarn belirtmitir (HERODOTOS I. 206). Tomris'in tutumu zerine harekete geen Kyros, nci nehrini getikten sonra Massaget lkesine doru ilerlemitir. Kyros'un bir hileyle Tomris'in olu Sporgapises'i ve ok sayda Massaget askerini esir almas zerine ok sinirlenen Tomris, onun Massaget lkesini terketmesini istemitir. Bu teklife Kyros'un aldrmamas zerine Tomris'in komutasndaki Massaget ordusuyla Kyros'un komutasndaki Pers ordusu, iddetli bir ekilde savamaya balamtr. Bu mcadele sonucunda Pers ordusu ar bir yenilgiye uratlarak, krallar Kyros ldrlmtr (HERODOTOS 1: 212-213). Mcadele Kyros rma getikten sonra dar bir boazda yaplmtr. Massagetler Pers Ordusunun nn kesmi ve Byk Balhan Dalk arazisinin boaznda onlar sktrarak ar bir yenilgiye uratmlardr (HERRMANN 1930: 2128).

bilig-4/K97

51

Persler'in yenilgisiyle sonulanan bu sava son aratrmalara gre M. . 528 ylnda yaplmtr (TOGAN 1987: 33). Bu yenilginin acsn unutmayan Persler, Kyros'un lmnden sonra da Sakalar zerine sefer yapmaya devam etmilerdir. Darius Pers kral olunca, isyan eden lkelerdeki ayaklanmalar bastrmak ve snrlarn gven altna almak iin harekete gemitir. Darius, Kyros'un intikamn almak iin Sakalar zerine sefer dzenlemitir. Kaynaklarda Darius'un blme ayrlm olan Sakalar'a kar sava at, Saka hkmdarlar Sakesphares, Homarges ve Thamyris (Tomris)'in bir araya gelerek, durum deerlendirmesi yaptklar belirtilmektedir (JUNGE 1939: 65). Buradan Kyros'un mcadele ettii Homarges'in Saka haumavarga'nn lideri ve Thamyris'in ise Kyros'un lmne neden olan Saka tigrakhauda'nn lideri olduu anlalmaktadr. Ayrca, hem Homargea'in hem de Thamyris'in Darius zamannda da var olduklar ve ortak dmana kar bir araya gelebildikleri sonucunu kartabilmekteyiz. Buradan Darius'un birden ok Saka topluluuna kar savaa girdii de anlalmaktadr. Darius ilk olarak Saka tirakhauda zerine sefer dzenlemitir. Behistun kitabesinde Kral Darius yle demektedir: "Saka ordusunun snr d edilmesiyle, Saka lkesine sivri balk tayan Sakalar'a kar hareket ettim. Amu Derya (gz)'ya yryle vardktan sonra, orda ordumla nehirleri getim. Orada ok olan Sakalar yendim. Bir ksmn tutukladm. Esirleri zincire vurdurttum ve ldrttm. Sakunkha adl liderlerini yakalayarak bana getirdiler. Orada baka ileri gelenlerini de tutukladm." (Hinz 1939: 365 Harmatta 1976: 23). Buradan Darius'un baa getii zaman Sakalar'n Pers snrn zorladklar anlalmaktadr. Kyros'un intikamn almak ve Sakalar kesin bir yenilgiye uratmak iin Darius'un seferinin 22. satrdaki tigram (sivri) ve hauda (balk) ifadelerinden "sivri balkl Sakalar (Saka tigrahauda)" zerine gerekletirildii sonucu ak bir ekilde karlabilmektedir (HNZ 1939: 366). Gerekten Behistun kabartmas zerindeki Saka lideri Sakunkha sivri balk tamaktadr (HNZ 1969: 98).

Buradan hem kabartma, hem de ivi yazl metinden Darius'un seferinin Saka tigrakhauda'ya ar dzenlendiini anlamaktayz. Behistun yaztndan rendiiniz ve kabartma zerindeki tasvirle de bu bilgiyi kuvvetlendirdiimiz Darius'un Saka tirakhauda zerine seferi, kendi ifadesiyle "kral olduktan be yl sonra" gerekletirilmitir. Buradan Darius'un Saka tigrakhauda'ya yapt seferde kendi askerlerine Saka askeri elbisesi giydirdii, hileyle hareket ederek baarl olduu ve Saka liderlerinin geri ekildikleri hesaba katlrsa, onlarn lkelerini tam esarete dmekten kurtarabildikleri dnlebilir (TOGAN 1987:33). Darius'un Saka topluluklar zerine seferi daha sonraki yllarda da devam etmitir. Darius'un Karadeniz Sakalar (skitler)'na kar seferi M. . 513 ylnda gereklemitir. Bu sefer Sakalar'n Kafkas yoluyla Pers lkesine akn yapmalarna kar bir nlem olarak genellikle onlar doudan olduu gibi, batdan da kuatmak fikriyle yaplm olabilir (TOGAN 1987: 33). Bundan baka Yunanistan' fethetmek isteyen Darius, onun hayati ihtiyalarn karlayan lke (Karadenizin kuzeyi) ile balantsn kesmeyi amalyordu. Yunanistan'n zellikle kereste ve buday gibi hayati ihtiyalar skit lkesinden karlanmaktayd (MEM 1987: 28). Dolaysyla Darius siyasi, askeri ve ekonomik sebeplerden dolay skit lkesine, mezar yaztnda bildirdiine gre "Denizin tesindeki Sakalar"n zerine yrmtr (MANSEL 1971: 255). Bu sefer iin btn hazrlklarn tamamlayan Darius, Anadolu zerinden hareketle, doudan batya doru yoluna devam ederek, Samoslu Mandrosle tarafndan ina edilen kprden stanbul boazn geerek, Trakya ilerine doru ynelmitir (HERODOTOS IV: 87). Tuna nehrini getikten sonra Karadenizin kuzeyinde douya doru ilerleyen Persler'in karsnda skitler geri ekilmeye karar vermitir (RCE 1958: 47). Bylece onlar bir meydan muharebesine girmeyerek geri ekilecek, yollar zerindeki kuyular dolduracak, emeleri tkayacak, otlar bieceklerdi (HERODOTOS VI: 120). Bu ekilde Persler'in rahat ilerleyebilmelerine engel olacak, onlar oyalayarak lkelerinden uzak bir corafyada ypranmalarna sebep olacak-

bilig-4/K97

52

lard. artlar uygun olursa ani saldrlarla onlara kayp verdireceklerdi, Bu dnceler dorultusunda hareket eden skitler, Darius'a kar harekete gemiler ve en iyi atllarn onlara kar harekete gemiler ve en iyi atllarn onlara kar keif iin ileriye gndermilerdir. ocuklarnn ve kadnlarnn ilerinde yaad arabalar ve bunlarla birlikte srler de ayrlm, nceden yola karlmtr. Kendi ihtiyalar kadarn yanlarnda brakmlard. Kuzeye doru durmadan ekilmeyi planlamlardr (HERODO-TOS IV. 121). Gerekten Karadenizin kuzeyindeki bu geni bozkrlar skit sava taktik ve stratejisi bakmndan ok uygundu. Bu oyalama taktii karsnda zaman kaybeden Pers ordusu ypranmaya balamtr. Darius, bozkra knca Tuna'y getikten sonra Oaros (Dinyeper)'a gelmi ve o evrede kalmtr. Bu srada daha kuzeye doru hareket ederek, izlerini kaybettiren skitler tekrar yurtlarna geri dnmeye balamlardr. Batya doru hareket eden Persler, iskit lkesine ulatklarnda skitler ile tekrar karlamlardr. skitler ise, Persler'in nnden ekilmeye balamlardr. Darius dorudan savaa girmeyen skit hkmdar danth-yrsos'a eli olarak bir atl gndermitir. Kendisine kar koyabilecek gc varsa, skit hkmdarn karsna karak savamasn istemitir. skit hkmdar ise, hi kimseden korkmadn, hibir kentleri ve dikili aalarnn olmasndan dolay savaa girmediini belirtmitir. Ancak, Persler atalarnn mezarlarn bulup onlara zarar verirlerse, o zaman savaacaklarn eli vastasyla bildirmitir (HERODOTOS IV: 124-127).

Persler'in ii gn getike zorlamaya balamtr. skitler Persler'in perianlklarn grdke onlar skit lkesinde daha uzun sre tutabilmeyi ve skntya drmeyi amalamlardr. Darius sonra ktlk iine dtgn anlamtr. Bu srada skit hkmdarlar Darius'a eli vastasyla "bir ku, bir fare, bir kurbaa ve be tane de ok" gndermilerdir. Persler tarafndan yaplan istiareler sonucunda bu armaanlarn anlam yle yorumlanmtr: "ranllar, eer ku olup umazsanz, fare olup yerin altna girmezseniz ve kurbaa olup batakla atlamazsanz, yurdunuza dnemeyeceksiniz; oklarla vurulup leceksiniz" (HERODOTOS IV: 131-132). Gerekten de Persler'in gn getike durumlar ktleiyordu. Hibir destek alamayan, nlerinden hareket eden skitler tarafndan su kaynaklar ve otlaklar tahrip edilen, ani skit saldrlar ve ekilmeleri karsnda kayplar veren Persler ypranmlard. skitler'le dorudan savaamayan Darius, geri ekilmeye karar vermi ve askerlerini kprye kadar getirerek, onlar Tuna nehrinden geirmeyi baarabilmitir (RCE 1958: 48). Darius skitler'in oyalama taktii karsnda gn getike daha da g durumda kalarak, geri ekilmesinin kendisi ve ordusu iin daha aklc olacan dnmtr (DURMU 1993: 72). Bylece, Darius skitler'e kar yapm olduu seferde herhangi bir baar salayamamtr. phesiz, Darius'un bu ekilde baarsz olmasnda bir bozkr topluluu olan Karadeniz Sakalar'nn sava taktik ve stratejilerini byk lde etkisi olmutur. Byk bir g olarak Sakalar gerek Kyros, gerekse Darius zamannda Persleri yukarda da akland zereuzun zaman uratrmlardr.

bilig-4/K97

53

KAYNAKLAR
BELL, Oktay 1982 DURMU, lhami 1993 skitler (Sakalar). Ankara: Trk Kltrn Aratrma Enstits Yayn. "Urartular", AU, 1, 140-208. LEHMANN-HAUPT, C. F. von 1921 MANSEL,Arif Mfd 1971 MEM, Ekrem 1987 "Darius Expedition Against thi Saka Tigraxauda", AAASH, 24, 1-4,15-24. RCE, Tamara Talbot 1958 The Scythians. London: Thames and Hudson. Heredot Tarihi (ev. Mntekim kmen), stanbul:Remzi KitabeSCHMKEL, Hartmut 1961 Kulturgeschichte des alien Orient. Stuttgart: Alfred Krner Verlag. Assurbanipal und die letzten Assyrischen Knige bis zum Untergange Niniveh's. I. Leippzig: Nationales Druckhaus. "Bozkir Medeniyetlerinin Ksa Kronolojisi", TD, 24, 17-32. "Eski Anadolu Tarihinde Kimmerler",AST, I, 109-120. Alexander der Grosse. Darmstadt: Wissenschaftliche Buchgesellschaft. "Sakalar (VI)", BTTD, 23, 3034. Ege ve Yunan Tarihi. Ankara: Trk Tarih Kurumu Basmevi. Iskitler'in tarihi. Konya: Seluk niversitesi Yayn. "Kimmerier", RE, XI, 1, 39-434.

HARMATTA, John 1976

HERODOTOS 1973

HERRMANN, Albert 1930 1933 "Massagetai", RE, XIV, 2, 21232129. "Die Saken und der Skythenzug des Dareios", Beiflefts zur AfO, 1,157-170. TARHAN, Taner "Zur rahischen Altertumskunde",ZDM, 93, 363-380. "Altiranische Funde und Forschungen. Berlin: Walter de Gruyter. Saka-Studien. Der Ferne Nordosten im Weltbild der Antike. Leipzig: Dieterische verlagbuchhandlung. 1970 1984 STRECK, Maximilian 1975

HNZ Walter 1939 1969

TARN, William Woodhorpe 1968

JUNGE, Julius 1939

TOGAN, A. Zeki Velidi 1987

KISALTMALAR AAASH: AfO: AST: AU: BTTD: Acta Antiqua Academiae Scientiarum Hungaricae. Archiv fr Orientforscqhung. Aratrma Sonular Toplants. Anadolu Uygarlklar. Belgelerle Trk Tarihi Dergisi. TD: ZDMG: RE: Paulys Real Encsyclopadie der Classischen Altertumswissenschaft. Tarih Dergisi (..E.F) Zeitschrift der Deutschen Morgenlandischen Gesellschaft

bilig-4/K97

54

DOU VE GNEYDOU ANADOLU'DAK ESK TRK YERLEM BLGELER VE ADLARI HAKKINDA

Yavuz GRLER ______________________________________ Ankara . DTCF Doktora rencisi

Trkiye Trkleri hakknda yaygn bir gr vardr. Bu, Trkler'in Anadolu'yu 1071 Malazgirt Sava'ndan sonra yurt edinmi olduklar yolundaki grtr. Tarihi belgeler bunun aksini sylemektedir. Bu lke sz konusu tarihten ok nceleri Trkler'in yurdu olmutur. Asrlar ncesinden Anadolu'ya gelerek yerleen nce Trk topluluklar bu lkenin dana tana damgalarn vurmulardr. Bir ok dan, ovann, rman, kasaba ve kyn ad milattan yzyllarca nce Anadolu'ya gelip yerlemi bulunan Trk topluluklarnn izlerini tamaktadr. Anadolu'daki en eski Trk izleri kaya st resimlerinde grlr. Geni bir alana yaylm olan bu vesikalar Anadolu'nun en eski sakinleri hakknda bilgiler vermektedir. Aratrmac Muvaffak Uyank, Hakkari blgelerinin batsnda yer alan "Gevaruk" ve "Tirin" yaylalarnda kayalar zerine kaznarak izilmi binlerce kaya resmi kefetmitir. Adeta ak hava mzesi niteliinde olan ve ok geni bir alana yayl bulunan bu zengin resimlerin benzerlerine douda Azerbaycan ve Kobistan blgesinde kayalar zerine izilen yaklak 4000 adet resimde rastladmz gibi gneyde de Filistin blgesinde kayalar zerine izilen yzlerce kaya st resminde rastlarz. Gevaruk ve Tirin yaylalarndaki kaya st resimleri gnmzden yaklak olarak 60001000 yllarna tarihlendirilmektedir. (...) Resimlerin ok byk bir ksmn da keileri, bizon, eitli av hayvanlar, avda kullanlan tuzak sahneleri, sihirle ilgili motifler, sitilize edilmi ekiller ve eski yan gebe Trk boylarnn kullanm olduklar amblemler meydana getirmektedir. (...) Grld zere ok geni bir corafi blgeye yaylm olmasna ramen ekil ve muhteva ynnden birbirinin benzeri olan bu resimlerin eskiden gebe ve yar gebe Trk boylar tarafndan yaplm olduklar bugn artk yerli ve yabanc bilim adamlarnca kesinlikle kabul edilmitir. (...) (ERZEN, 1996) Anadolu'dan gelip gemi bulunan bir ok kavim Trk kltrnn izlerini tamaktadr. Milattan nceki yzyllarda Smerler, Kutlar/Gutiler, Urartular, Hititler, Hurriler, yonlar, Etrskler, Frigler, Lidyallar, Kimmerler, Medler, Presler vb.

bilig-4/K97

55

eitli rklardan kavimler Anadolu ve yakn evresini yurt tutmulardr. (AY, 1994: 50) Bu kavimlerden Smerler'in Trklkle olan mnasebeti Trk ve Avrupal bilim adamlarnca ortaya konmutur. Batl tarihilerden Benno Lansberger ile Smercedeki Trke kelimeler zerine almalar yapan Osman Nedin Tuna, Smerce ile Trkenin alakasn ortaya koymulardr. A. Zeki Velidi Togan da Umumi Trk Tarihi'ne Giri adl eserinde Smerler'in, Elamlar'n, Hurriler'in Trklkle ilgileri hakknda bilgiler aktarmaktadr. (AY: 53) Umumi Trk tarihi'nin en yetkili bilgini Ord. Prof. Dr. A. Zeki Velidi Togan, nasya eski tarihinin en byk alimi Fr. Hommel'in yeryznde ilk defa Aa Mezopotamya'da yazy icat ederek Tarih a'n aan Smerler'i tamamyla bir Trk kavmi saymtr. 1928'de Viyana'da baslan Almanca kitabnda da 350 kelimeyi Trke ile izah etmi ve Smerce diye bir Trke cmle bile tertip eylemitir. Bundan baka Smerler'in, eski Skitler/ Sakalar'n ve bir ok tarihi Trk kavimlerinin defin merasimlerinin bir olmas, tespit edilen defin adetleri (gneybat ran'daki) Elam dilindeki Trke ile mterek kelimeler, bunlardaki at terbiyesi; Hurriler'in dillerinin Trke ile akrabalk derecesini arz eden hususiyetlerin olmas; bu Hurriler'de Trkistan'daki Khuttal Trkleri'nin (ki en iyi binek at beslerlerdi) ve nasya Seluklular devrinin at terbiyesini andran ylkclklar hep nasya'da tarihten nceki Trk izlerini tekil eder. (KIRZIOLU, 1992: 190-191) M.. 2350-2150 yllar arasnda Mezopotamya'da hkm srm olan Akad hkmdar Naram-Sin'e ait "artambari" metni olarak bilinen yazl kaynak Anadolu'daki Trk varl hakknda nemli bilgileri ortaya koymaktadr. Bu belgenin nc kopyas Hattua (Boazky) ta ortaya karlmtr. Naram-Sin'e kar birleen 17 Anadolu kralndan birisinin ad Turki kral lu Nail'dir.. Dier taraftan Frat kysnda Mari blgesinde (Telle-Hariri) karlan ve M.. 4000-2000 yllarndaki Smer ve Babil nfuzunun blgede hakim olduu dnemden kalan tabletlerin 13 tanesinde Turukku adl bir kavimden bahsedilmektedir. (AY, 57-58)

Yukarda bahsi geen kavimlerden biri de Urartular'dr. Baz filologlar Hurriler'in Orta Asya steplerinden ve yksek yaylalarndan g ederek ran zerinden Dou Anadolu'ya geldiklerini ileri srmektedir. Ayn kkenden gelen Urartular'm M.. 3. binin ortasnda Hurrer'den ayrldklar tahmin edilmektedir...Hurri dili gibi bitiken karakterinden dolay Urartu dili de genel bir deyimle Asyanik Diller Gurubu'na sokulmaktadr. (...) Sabit kklere deiik ekler ilavesiyle kelime tekili bakmndan Urartu dili Trkenin dahil bulunduu Ural-Altay dilleri ile benzerlik gstermektedir. (KIRZIOLU, KIPAKLAR, 188189) Milattan nceki yllarda yaam olan Urartular'n Trklkle olan mnasebeti aka grlmektedir. Erci ilemiz bu kltrn izini tamakta olup babas Menua ile ortaklaa krallk yapan Urartu kral I. Argiti'nin ad bugn bu ilemizde yaamaktadr. (KIRZIOLU, 189) Yine en eski yerleim yerleri ile ilgili dier bir ehir ise Gmr/Gmr'dr. Bu ehrin ad de M.. 720714 yllar arasnda Kr ve Aras boylarna gelmi olan Kazar Trkleri'nin atas Kimmerler'den kalmadr. (KIRZIOLU, 189-191) Dou Anadolu'da M.. 4. binde ok kuvvetli bir kltr birlii grlmektedir. Bu kltr birliine ilim adamlar Erken Hurri Kltr adn vermilerdir. Kafkasya'dan Urmiye'ye, oradan da Kuzey Suriye'ye kadar uzanan bu kltr birlii iin tarihilerce Erken Bronz a Kltr, Erken Hurri Kltr, Kura-Ara Kltr, YAnk Kltr gibi adlar kullanlmtr. Ancak bu kltr yaratan halkn ise Asyanik bir millet olan ve dilleri Trkenin de dahil olduu Ural-Altay Dilleri'ne benzeyen Huniler olmasndan dolay Erken Hum Kltr adnn verilmesi, gerek yeterli ve gerekse yabanc bilim adamlarnca uygun grlmtr. (KIRZIOLU, 186) Yine Hurri kkenli kavimlerin M.. 3. binin balarnda Transkafkasya'dan Dou Anadolu'ya gettikleri grlr. Kuzey Suriye'deki Habur vadisinde bulunmu ivi yazl tabletler de Hurriler'in Akatlar (M.. 2350-2050) zamannda buralarda yaadklarn isbatlamaktadr. (KIRZIOLU, 187) Hurri kltrnn en nemli zellii geni yerleim alan olan Kafkasya, Malat-

bilig-4/K97

56

ya, Urmiye Gl ve Kuzey Suriye blgesinde elegeen keramik eitlerinin eklidir. Hemen hemen benzer ssleme zellii gsteren keramik eitleri, ana hatlar itibaryla yerli Anadolu karakterini yanstmaktadr. (KIRZIOGLU, 186) Kars ilimizin ad, 1064 ylndaki Seluklu fethinden nceki tarihi kaynaklarda Vanand olarak anlmaktadr. Merhum A. Zeki Velidi Togan, Kars Vanandlar iin yle demektedir: "nasya'ya vaki eski Trk glerinden biri de M.. 149-127 seneleri arasnda- Edil havzasndan kalkp Derbend yoluyla Azerbaycan'a geerek imdiki Kars ve Pasin ovalarna gelip yerleen Bulgar ve Vanandlar'd r ki Ermeni mverrihi Khorenli Moses'in eserinde yazlan bu kaydn tarihe uygun olduunu, ben bn Fadlan'a ait eserimde (Mukaddime, S.XXVIII) izah etmiimdir." (Kpak Trkleri kolundan) Bulgarlar'a akraba olan Vand/ Vanandlar'n Dostan'da kalan ksmlar, Arap kaynaklarnda Vlndr yahut Vnndr-Vanandar, yani Vanandlarismi altnda zikredilmektedir. Kars Sanca'na (1064'teki fetihle) Seluklular'n geliine kadar hep Vanand denilmitir. (KIRZIOGLU, 37) Kazar ve Bars l adl Trk boylar ise Anadolu'nun dou ksmlarna kadar ilerlemilerdir. Bu boylar iki defa Valar (194216) ve iki defa da Byk Tridat (287-323) anda olmak zere drt kez Kr ve Aras boylarna ve daha gneye akn etmi ve akabinde buralara yerlemilerdir. Erzurum'a kadar gelen bu Trk aknlar Malazgirt ile Mu-Bulan k blgelerine kadar ulamtr. 310 ylndan az nceki aknlarnda "Karlar Ovas" (Kunan Dz) ile Gence'nin dousundaki "Barda" (Berdaa) blgelerinde tutunmulardrr. (KIRZIOGLU, 46) Kpak Trkleri'nin bir oymann ad olan Tortum, Erzurum'un Tortum ilesi ile Tortum kalesinde adn hala yaatmaktadr. (KIRZIOGLU, 151) Yine Erzurum'un Oltu ilesi de Kpak kolundan bir boyun addr. Latince kaynaklarda "Oltis/Oldis" olarak grlen Oltu, ldr-Karsak arasnda kayalk bir yer olup anlam "Oltu/ Oldu kayas" dr. Byk bir Kpak boyudur. Eflak'ta soldan Tuna nehrine karan ay zerindeki kasabada Oltu adn tar. Eski Romanya Dev-

let Bakan avuesku, 1918'de oradaki "Oltu" kasabasnda domutur. (24 Mart 1969 tarihli Hrriyet Gazetesi) (KIRZIOGLU, 163) 73-74 Kuzeyli istilasna katlan "Paanig" adl bir Trk boyundan bir kol Gkegl'den kp Revan'dan geerek soldan Aras'a karan Zengi suyu/Hurazdan ay bandaki "Nig" (Gzeldere) sancana yerlemi ve burann merkezi olan "Peni/Beeni" kalesine adlarn vermilerdir. Burann ad, ilk olarak Ermeni kronikisi Parpl Lazar'n 485'te bitirdii eserinde aziz papas Penili Atik'ten dolay gemektedir. Kalenin bulunduu vadi ise Ermeni metinlerinde "Tara iek" ve Trklerce "Dere-(i) iek" diye anlmaktadr. (KIRZIOGLU, 39) . Kazar Birlii'ne mensup Kpak kolundan Sabir ve Suvarlar' n bir kolu Kafkaslar' aarak Sasanllar ve 515'te de Anadolu'ya girerek Bizans ile savamtr. (KIRZIOGLU: 193) Bunlarn XIV. yzylda "Bat Sibirya'da yaayan kolundan Sibir/Sibirya lkesinin ad kalmtr. Bu Sabir/ Suvar/Sibir/Siber adl Trk boyunun ad Erzurum'un "ispir" ilesinde adn yaatmaktadr. Van ilimizin Bakale ilesi snrlar iinde bulunan "spir(is)"dann ad da ayn Trk boyuna aittir. Grld gibi Anadolu'ya 1071 tarihinden sonraki youn Ouz gnden ok nceleri de Trk akn vard ve halen devam etmektedir. Kala/Khalalar'dan iki daln, Seluklulardan ok evvel Anadolu'nun dou kesiminde yerletii anlalmaktadr. Van Gl'nn dou ve gneyindeki Ardzeruniler'in tarihini 907'de bitiren Ermeni yazar Ardzerunili Tomas, 902 ylnda imdiki Malazgirt blgesinde " Khala-Ovit" (Khala-Vadisi) adl bir yerden bahseder. II. Sultan Hamid'in bu blge airetinden "Hamidiye Alay"na aldrd birlik "Kalacan/Khalalar adyla anlyordu. (KIRZIOGLU, 203) nl Arap yazar Mesudi, 943'te yazd "Muruc" adl kitabnda Cudi da yaknndaki "Curukan" (oruklar) ve "Tenbih"inde "Kikan"(Kikler) adl Krtler'in teden beri 24 oymak halinde yaadklarn bildirir. Bu iki boyun kuruluu grld zere kardeleri Ouzlar'n 24'l boy tekilat ile ayndr. (KIRZIOGLU, 203) 887 ylnda Van Gl'nn

bilig-4/K97

57

dousunda "Kark n yan"(=Kark nlar) adl bir yerden bahsedilir. Bilindii zere Kark n 24 Ouz boyundan birinin addr. (KIRZIOLU, 206) Bitlis'in K zan ilesinin Azgur ky, Bozok/Ta Ouz kolundan Ay Han'n olu" Yazg r" boyunun eski sylenili adndan ibarettir. (KIRZIOLU,. 205) Maalesef bu kymzn ad bilgisiz yetkililerce "Y nkaya" olarak deitirilmitir. Kars' n 40 km dousunda, zerinden devlet hududu geen Arpaay' n sa nda Ortaa' n mstahkem ehri An Kalesi'nin ad, Kpak kolundan Kamak-An diye tannan ikiz boydan gelmedir. Bunu, dillerinde "" sesi bulunmayan yabanclar gibi "Ani" yazp sylemek bizler iin yanltr. Kktrk ve Uygur yaztlarnda "Krkz" lkesi yolunda "An suyu" ve "An " blgesinden bahsedilir. W. Radloff (Sibirya'dan), Altaylar'dan doan aya "Anuy" ve "Ak Anuy" denildiini (Rus syleniiyle "y" sesi eklenmi) belirtir. (KIRZIOLU, 1987) Erzincan ilimizin batsndaki blgenin ve ilesi Kemah' n ad , Kamak-An adl ikiz boyun Kamak kolunun adndan gelmektedir. O blgedeki sarp kalenin ad olan An , Azerbaycan'n bakenti Baku'nun bir ky olan An ve Diyarbak r' n ilesi olan Han / Hani ad Kpaklarn Kamak-An adl ikiz boyunun hatrasn talarlar. (KIRZIOLU) Strabon, ana kolu Amuderya (Seyhun) ve Sirderya (Ceyhun) boylarnda, dank kollar ran ve Armenya'da bulunan "Mard/Amard" adl gebe bir urugdan bahseder. Bizdeki Mardin Kalesi'nin ad bu uruk ile ilgilidir. Bunlarn bir dalnn vaktiyle Karadeniz kysnda "D z-Mard Kal'as "na yerleip adlarn verdii; Ksenephon'dan rendiimiz ok sava "Dreller"in daha nce burada hakim olduunu Dede Korkut Kitab 'ndaki VII. boy(destan)dan anlayabiliyoruz. (KIRZIOLU, KIPAKLAR: 200) 1125'te Kiyef Knezi Viladimir Monomakh'n lmn mteakip (1118'de) Grcistan'a giden Kuman Bei Atrak tekrar yurduna dnmtr. Onunla birlikte Grcistan'a giden Kumanlar'dan byk bir ksm dnmeyip orada kalm ve trl ovalara (An ve Erzurum emirliklerinden alnan Yukar Kr ile oruk boylarna) yerletiril-

milerdir. Dou Anadolu'da ld r Gl evresindeki K paklar ite bunlarn halefleridir. (KIRZIOLU, 112) III. asrda Armenya'ya gen ve 217 ylnda "Mam k ve Konak Kardeler" idaresinde siyasi mlteci olarak kalabalk uruklaryla Taron/MuAhlat kelimesine yerleen ve "Mam konyan" Satrap hanedann oluturan enestan'dan gelme enler, hi de asl inliler deildir. Grc kaynaklar ok zaman Trkler'den en diye bahseder. Gney Kafkasya'da Trk kknden gelenlerin Ortaa balarndaki Azerbaycan dilli kavimlere, bu arada Ermeniler ile Grcler'in dillerine de tesir etmitir. (KIRZIOLU, 219) Ouz Trkleri'nin ok/ Ouz kolundan olan Paanigler(Peenekler)'in Sibirya'dan Dou Anadolu'ya kadar yaylm bulunan urukdalar mevcuttur. Gney Sibir/Altay-Sayan, Bat Sibir/ Irt-Ob, Bat Trkistan/Horasan-Afgan, Dastan-Tunaboyu (Macaristan), Kr-Aras/GenceKaraba blgelerinde tannan, e anlam "Karluk" olan ve Sakalar ile birlikte M.. 680 gleriyle gelen "Krtler"in Dicle kolu, Kurma/Kurman diye anlrlar ve "Afrasyab" ile "Ouz" tresini yaatagelmilerdir. Bitlis-H n s evresindeki Roeki adl 24 oymakl boyun bey ailesinden eref Han'n, Bitlik Ocakl -Sancakbeyi iken 20 yl sren aratrma ve anketler sonunda 1597'de bitirdii Farsa "erefname" adl kitabnda Krtler'in (komular Mam k-Konak Kardeler uruu Ma-m konyan/Mam konlular gibi in/enasdan/ Trkistan'dan gelme), baz bilginlere gre Cin (in/en) Taifesi'nden sayldklar; hem de btn Krt taifelerinin Baan(Peen'ek) ve Bokht (Bokhtan/Bogduz) adl iki kardeten tremi olduu, Bokht kolunun dou Cezire (Mardin-Cizre)de ve batda Hasankeyf (Hsnkeyfa) kesiminde Baan kolunun yerlemi bulunduu ananesi anlatlyor. Bu sonki boy "Baan" n asl, "Paan/Peen"(Peen'ek adnn tekili) olduundan, 885 ylndan beri ARapa kaynaklarda bunlara "EkradBeeneviyye" (PeeneKrtleri) denildii (bn'l-Esir'in kayna) biliniyor. (KIRZIOLU, 207-208) Dolaysyla en az 2500 yldan beri Trk yurdu olan Dou ve Gneydou

bilig-4/K97

58

Anadolumuzdaki Dicle Krtleri/Kurmanlar, "Milan" (Dallar) ve "Zilan (Ovallar) diye iki ana kola ayrlnca, eski "Paan/Becen" kolunun da Siliv/Zilan diye anld grlr. (KIRZIOLU, 208) Dou Karadeniz blgemiz de Dou ve Gneydou Anadolu gibi en eski Trk yurdudur. Kaynaklarda Terek'k/Trel'k olarak geen Terel Trkleri, bugnk Grcistan'n bakenti Tiflis'in gneybatsnda, "Tryalet" (Tralyurdu) blgesine adlarn vermilerdir. Burada (Kazar Trkleri'nin atas olan Kimmerler'le Sakalar'dan kalma kurganlardan, Kuruk-Ta'taki kaz dan alt n ve gmten ayakl iki kadehi km t r. zerinde Trkler'e mahsus hayat aac ve av sahneleri ekilleri vard r. Dede Korkut Kitab 'nda sarak dinelin bu ayakl iki kadehi M.. 11. binin ortalar na tarihlendirilmektedir. (KIRZIOLU, 199-200) Ad geen Sakalar hakknda tarihi Strabon ayrntl bilgiler vermitir. Buna gre Sakalar imdiki Kazakh, Borkal ve (eskiden Yukar-Kr boylar ile Artvin ilini iine alan ve ldr Eyaleti de denilen) Akhal k (Ahskal) Gogaren ismiyle; Gkegl'n kuzeyinden doup sadan Kr'e kanan ayn boyunda ve ona adn veren amkhur'dan aas, imdiki Gence, Cavanir ve ua vilayetleri/Karaba-Aran'n bir ksm ise Sakasen ismiyle birbirine komu iki Saka lkesi adn almtr. Bu Gogaren vilayeti sonradan Ermeni kaynaklarnda Gogar'k yani Gagarlar olarak anlmtr. (KIRZIOLU, 193-194) "Kazarlar"n atalar Kimmerler'in Kr ve Aras boylarna gelii M.. 720-714 yllarna rastlar. Eski Kartel destanclarnn bahsettii Nemrut olu (Nemrud nesli soyundan Persan (ranl) sandklar topluluk da Urartular'd r. Kartel kaynanda Trkler ve Makedonyal skender'in ordularna kar oruk ve Kr boylarn erlikle korumaya girien, M.. 587 ylnda Kuds'ten kovulan Yahu-diler'den nce Kartli'de yerlemi bulunan K p-aklar' n, Kimmerler ve "Bun" (= Otokton/yerli) Turkiler'in de Ouz/Trkmen atas Sakalar olduu apak belirtiliyor. Destan Orbelyanlar Tarihi'nde "enesdanl lar" denilen "Orbelyanlar' n merkez kalesine, Ouzlar'a mahsus ok kolunun

adyla "amoylde" ( Ok) denilmesi Dede Korkut Kitab'na da yansmtr. (KIRZIOLU, 191) M.. 400 ylnda Yukar-Aras boyu, Erzurum Ovas, Tortum ay boyu, spir kesimi, Bayburt Ovas zerinden Trabzon'a varan "Onbirler" ordusu art kumandan Ksenophon u urug ve boylar grp tantmtr: Kaynaklarndan Kars Arpaay'na kavuuncaya kadar btn Yukar-Aras boyunda bulunan ve adlar Pasnlar'da yaayan Ouz boyu Paan/Peenek'in o zamanki adyla Phasianlar Erzurum Ovas'nda, demircilikleriyle nl ve Karadeniz kysndaki kollarnn Yunanllar'a elik yapmn reten Saka boyundan Khalybler, Tortum-Yusufeli kesiminde, sonralar "Tav" ve "Tay'k=Taylar diye tannan Akkoyunlu ve Osmanl belgelerinde "DavEli" denen blgede bulunan ve kadnlar da savaan Taoklar, hakim boyu spir evresinde bulunan Saspir kolundan Hesperitler, Harpasus (oruk) rman anca Bayburt Ovas'nn kuzeyindeki dalara kadar Saka kolundan Skythenler, bunlarn kuzeyinde ve Kemer Da'nn deniz tarafnda Makronlar. (KIRZIOLU, 193) Grc vakanvisler, M.. 4. yzylda Kr rma boylarna gelip yerleen Trk topluluklarndan haber vermektedir. Bunlar Banturki ve K pak adnda iki Trk kavmidir. Buradaki Bunturki'nin anlam "ibtidai Trk" demektir. Prof. Dr. N. Marr'a gre ise "Bun" sz "otokton/ yerli" anlamna gelmektedir. Sakalar'la birlikte yahut onlardan sonra Trk adn tayan bir kavim Kr boyuna gelmi olduu ihtimali vardr. Kpak-lar'n da o kadar eski zamanda mevcudiyeti imkan dahilindedir. (KIRZIOLU, 33-50) M.S. 87 ylnda Dou Karadeniz'de Trk boylar grlr, imdiki Apkazya blgesi ve kuzeyindeki kylarda "Paanigler ve Cikler" diye anlan iki Trk uruundan birincisi "Paanak/ Peenk" adndaki Uoklar'n Ouz kolundan Gk Han olu saylan Ouz boyudur. kincisi de Kktrk Yaztlar'nda "ik" olarak anlan, Karahanl Devleti birliindeki gzelleriyle nl "igil"(ik-li) uruunun koludur. Aslnda Karadeniz'in kuzeyindeki yan kolonileri, ilkin Saka-layr'n ncleri "ik-it"(=ik,ler)i tan d klar n-

bilig-4/K97

59

dan, hepsine "Skyt" adn verdikleri anlalmaktadr. Apkazeli'nin kuzey kylarnda Strabon'Dan balanarak "Zigler/Zigoy" denilenler de ik-ler'dir. Yine Strabon, "Trapezus" (Trabzon) ile "Kolk" arasnda "Zygopolis" (k ehri) diye bir beldeden bahseder. (KIRZIOLU, 207) Van-Bakale'nin dousundaki Yiit Da yaknnda Zap suyuna dklen bir ayn ad da iil Suyu'dur. Dou Anadolumuzdaki iil Trkleri'nin hatrasn hala yaatmaktadr. Dastan-irvan arasndaki nl DemirkapDerbent'e, Plinius'un belirttiine gre buralara yerlemi bulunan Kuman Trkleri'inden dolay "Kuman Kap s " denilmitir. M.S. 197 ylnda Kazarlar ile Barallar, Venaseb ve Surhab adl krallar ile gneye akna giderlerken "or Kapsndan gemilerdi. Yunanistanl PRokopius, Yunancada "" sesi olmadnda bu geide "Zur" demitir. Albanlar Tarihi'ni 660'larda yazan Gence evresinde yetien Moses bu geide "olay/olay Kap s " demitir. Bu da slam kaynaklarnda buraya "Bab's-sul" (Sol Kaps) deniliinin sebebini gsteriyor. slamlktan nce Hazar denizi gneyinde Gurgan'Da ve Bat Trkistan'da kalabalk bulunan ve 450'de Sasanllar ile savaan ol Trklerinin bir kolunun M..leri Dastan ve Yukar Kr boyunda "ok Deresi" Sanca'ndaki varlnn delilidir. Ayrca eskiden "Harpasus" sonra "Saper Gl" ve "Akampsis" denilen rmaa "oruk" (= orlar) denilmesi, buralarda bu addaki Kpak kolunun yerlemesi sebebiyledir. (KIRZIOLU, 199) Yaklak 2060 yl nce Kr rma boylarna yerleen Trk boylarndan baz kiilerin adlarn da burada belirtmek yerinde olacaktr. Sakasenler'in torunlar Albanlar' n hkmdar hanedan, Dede Korkut Kitab'nda Ta Ouz/ Boz Ok kolundan "Han" unvanl Oruz Koca slalesinden olup Arakllar'n btn hkmdarlar kendi adlarndan baka hep "Arak" nvanyla anlyor. Paralarnda bunu kullandklar gibi "Orus/Oruz" adn da tayorlard. Bu ise Trke bir kelime olup demircinin ba aleti olan "rs"ten ibarettir. Bizim "rs " dediimiz nesnenin adn Kpak kolundan gelen Trkler iki heceli olarak "Orus/rs" (Urus) bii-

minde kullanmlardr. Bu "Orus/Oruz" ad 2060 yl nce Kr boylarnda grlmtr. Dier bir Trke ad ise "Ko'is" eklinde verilmitir. Yunanca ve Latincede "" sesi olmadndan asl "Ko" olan bu kelime anlan kaynaklarca "Kos" yani "Ko" ortaya kmaktadr. nc ad da 6. ber (Kartel) kiral Arakl "Artok'es" yani "Artuk"tur. Trk geleneince 9ay 10 gn ana kanmdan kaldktan sonra ge/artk gnl olarak doanlara "artuk" denilmektedir. Bu "artuk" Seluklu anda Ekskolu Artuk Gazi'nin en eski arkadadr. Dokuz aydan erken doan erkek ocua ise "eksk" veya "abuk" denilmektedir. Sz konusu adlar, bugn bile yaayan aile geleneinin gnmzden 2060 yl nceki halini gzler nne sermektedir. (KIRZIOLU, 211) Tarihi Plinius Pont Denizi'ne (Karadeniz'e) karan Absarus ay'ndan bahseder. 131 ylnda Rize-Batum arasmdaki kylar da gren Arrianos, Rize'ye 4 mil mesafedeki "Askurus ay ve Arkhansi'den 8 mil doudaki "Apsarus ay'ndan haber verir. (KIRZIOLU, 1987) Buradaki "Askurus" ad, Ouz Trkleri'nin Yazgur/Yaz r boyunun hatrasn tamaktadr. "Apsarus" ad da yine Ouzlar'n Afar/Avar" boyundan yadigardr. Yunan ve Latin dillerinde c, , sesleri bulunmadndan onlarn kaynaklarna bylece gemitir. Sondaki "-us" eki atldnda "Absar" kelimesi kalr. Bunun da "Abar" yani "Avar" olduu aka grlr. Azerbaycan'n bakenti Bak'deki yarmadasnn ad a "Aperon"dur. Bu da ayn Ouz boyunun o yredeki en eski izidir. (SMER, 1996) Artvin ilimizin evresi ise Yunanca kaynaklarda "Klarsen" veya "Kalar" olarak anlmaktadr. oruk aalar ile Artvin, BorkaArdanu, avat kesimindeki blgenin adn ilk olarak Ptolemeus "Kalarzen"diye anar. Arakl Byk Tiri-dat'n (286-330) katibi ve kronikisi Agathange-los, onun lkesinde 301 ylnda Hristiyanln yayld yerleri anarken buraya Yunanca metinde "Kalarsen", Latincesinde "Kalarsarum" ve 450 yllarndaki Ermenice tercmesinde "Kalar" diyor. Artvin kesiminden Karadeniz'e doru esen kuru ve sert rzgara, Rize'den Batum'a kadarki k-

bilig-4/K97

60

ylarda eskiden beri "Kala/Kala yeli" denilmektedir. Gnmzde yaygn olarak kullanlan yel ad Kala/ Kala, eski Kalar/Klaret blgesinin hatrasn tayan ve arslan/aslan, kurak/kurak, varak/vaak gibi Trke kelimelerde yutulmadan sylenen "r" sesinde olduu gibi Trk uruu "Kala" adnn eskiden "Kalar" olduunu gstermektedir (KIRZIOLU, 202). Bu "Kala" uruunun ad Ardanu'un bir kynde varln srdryordu. "K laret" olan bu kyn ad 1925 ylnda il meclisinin kararyla "Bereket" olarak deitirilmitir. Trkln Trkiye'deki tapusu olan bunun gibi isimler maalesef uyduruk adlarla deitirilerek bu tapu zerinde tereddtlerin domasna yol almtr. Yine Ardanu ilesinin bir baka ky olan "Camandar"m ad da bilgisizlik yznden "Camedanl " olarak deitirilmitir. "a-mandar", "Kazar Trleri'nin bir boyudur. a-mandar Ky, Dastan'n bakendi Samandar'n adadr. Bir ulu Trk velisinin de yatr bulunan bu kyn ad Farsa bir kelime olan

Camedanl'ya evrilmitir (KIRZIOLU, 206) Makedonyal skender anda (M.. IV. yy.) Artvin'de oruk boylarndaki mstahkem kaleye Tokhar kalesi ve yre halkna da "Tukhar'k" (=Tukarlar) denildii grlmektedir. Kagarl'da "Tker" olarak geen bu Trk boyunun ad Orta Amuderya'daki Tokharistan'a da adn vermitir (KIRZIOLU, 206) Bu adlara bir de "Trkiye kelimesini eklemek gerekir. Anadolu ve evresi iin kullanlan bu kelimeye ilk defa VI. yzylda Bizans kaynaklarnda rastlanr. IX ve X yzyllarda dil/Volga nehrinden Orta Avrupa'ya kadar uzanan saha iin kullanlmtr. Bu kullanm Kafkasya blgesindeki Hazar Kaanl iin Dou Trkiyesi, Arpat hanedannn kurduu Macar Devleti iin de Bat Trkiyesi eklinde idi (AY, 1996). Grld gibi Trklkle ilgili kelimelerin Anadolu topraklarnda kullanm milattan nceki yzyllara dayanmaktadr. Bu da Trkler'in Trkiye'nin en eski sahipleri olduklarnn delilidir.

KAYNAKLAR ERZEN, Prof. Dr. Arif. 1996 . Dou Anadolu'nun Genel ve Corafi Durumu, Tarih Toplum Kltr Gezileri, Van ve evresi Kltr Gezisi. Her Ynyle Krt Dosyas, stanbul. Trkiye (Trk lkesi) Turkomana (Trkmen lkesi)-2 adl yaz Trkeli Gazetesi. KIRZIOLU, Prf. Dr. M. Fahrettin. 1987 Trkiye'de En Eski Seluklu Camisi, Kars-Anda Manuahr Camisi ve Minaresi, stanbul. Yukar Kur ve oruk Boylarnda KIPAKLAR, Ankara. YAMUR, rt. Gr. Memduh 1996 Prof. Dr. Faruk Smer'in Gzyle Avarlar. TDT Dergisi.

1992

AY, Prof. Dr. Abdlhaluk. 1994 1996

bilig-4/K97

61

KAVALALI MEHMET AL PAA SYANI (1831-1841) VE SONULARI

Giri
Osmanl mparatorluu, uzun yzyllar boyunca eitli rk, din, dil ve kltrlerden oluan bir toplum olarak yaamtr. mparatorluun bu zelliinden dolay, 18. yzyln sonlarndan itibaren gelien "Milliyetilik" ve "Bamszlk" akm, Osmanl lkesinde hzla yaylmtr. Bu siyasal akmlar 19. yzyln bandan itibaren, imparatorlukta birok isyann kmasna ve uluslararas birok sorunun yaanmasna neden oldu. Bu dnemde, stratejik ve ekonomik deeri yksek geni toprak paralar hala imparatorluun elinde bulunmaktadr. Ancak, Avrupa'daki Aydnlanma a gelimelerini izleyemeyen, Endstri Devrimi'ni gerekletiremeyen Osmanl imparatorluu, siyasi, ekonomik ve askeri sorunlar 19. yzyln banda daha ar hissetmektedir. Bu nedenle, Osmanl mparatorluu zerinde emelleri olan baz devletler, Milliyetilik ve Bamszlk fikirlerini hzla imparatorluk iine yaymlardr. Amac, Msr'a kmak ve Dou Akdeniz'i ele geirmek olan byk devletler, Balkanlar ve Mora'da isyanlar karmay tevik etmilerdir. Osmanl imparatorluu'na kar Balkanlar'daki ilk isyan hareketi 1804'deki Sup isyandr. Bu olaydan ksa bir sre sonra da, 1806-1812 Osmanl-Rus Sava balamtr. Ruslar, bir yandan savarken, dier yandan Balkanlar'daki btn Hristiyanlar Osmanl'ya kar ayaklandrmaya almlardr (KARAL, 1983: 105). 19. yzyln ilk eyreinde Osmanl topraklar zerinde bu gelimeler olurken, Avrupa ktasnda ok byk siyasal deiimler yaanmtr. Fransz htilali ve Napolyon savalar sonucunda Avrupa siyasi haritas ve gler dengesi alt-st olmutur. Btn bu sorunlar zmlemek ve Avrupa'ya yeniden bir siyasi dzen ve ekil vermek zere "Viyana Kongresi" toplanmtr. 9 Haziran 1815'te imzalanan "Viyana Kongresi Kararlar" ile Avrupa'da yeni bir stat ortaya kmt (UAROL, 1982: 39). ngiltere, Rusya, Avusturya-Macaristan ve Prusya Avrupa gler dengesini, kendi karlar dorultusunda yeniden dzenlemilerdi. Viyana Kongresi Kararlar'n alan byk Avrupa devletleri, kendi karlar dorultusunda aldklar bu kararlan, bata Fransa olmak zere, dier devletlere de kabul ettirdiler. Bu karalar alnrken hak ve hukuk tannmad, Milliyetilik ve

Prof. Dr. Mehmet KOCAOLU ______________________________________ Krkkale . BF Kamu Ynetimi B. r. yesi

bilig-4/K97

62

Bamszlk gibi dnce akmlar dikkate alnmad iin izilen snrlar doal olmaktan uzak kalmtr. Bu nedenle 1830'da Avrapa'daki bu yeni dzene kar ayaklanmalar balamtr (UAROL, 1982:86). Viyana Kongresi Kararlar'nn alnmasndan ksa bir sre sonra, bata Fransa ve Rusya'nn siyasi etkisi ve destei ile Rumlar arasnda Milliyetilik akm hzla yayld. Bamszlk iin her trl kltrel ve ekonomik destei salayan Rumlar, 1821 ylnda Mora'da isyan balattlar (MR, 1976, (UAROL, 1982: 112). Ksa srede gelien ve Ege adalarna kadar yaylan Rum isyan bastrmak iin Osmanl Hkmeti byk aba harcamtr. Ancak, her trl abaya ramen, 1824'e gelindiinde, arpmalar btn iddetiyle devam ediyordu. syan bu ekilde bastramayacan anlayan Osmanl Hkmeti, 1824'te Msr Valisi Kavalal Mehmet Ali Paa'dan yardm istedi. Avrupal uzmanlarca yetitirilmi bir dzenli ordusu ve gl bir donanmas olan Mehmet Ali Paa, Girit ve Mora Valiliklerinin de kendisine verilmesi kouluyla, isyan bastrmay kabul etmitir (UAROL, 110). 1825'ten itibaren, Mora isyann bastrmak iin Osmanl ordusu ile birlikte hareket eden Msr ordusu, ksa srede byk baarlar elde etti. Beklemedikleri bir biimde, Osmanl-Msr ortak kuvvetlerinin isyan bastrmas zerine ngiltere, Rusya ve Fransa, Osmanl Devletine kar bir protokol imzaladlar. mzalanan Londra Protokol ile devlet; isyanclarla Osmanl Hkmeti arasnda bir atekes antlamas imzalanmasn istediler. Ayrca, atekesin hemen ardndan Yunanistan devletinin kurulacan bildirdiler. Osmanl Hkmeti bu kararlar tanmaynca, 20 Kasm 1827'de Nava-rin'deki Osmanl-Msr ortak donanmas, ngiliz-Fransz-Rus ortak donanmas tarafndan bir basknla yakld. Navarin baskn diplomatik bir sorun haline gelince ngiltere, Fransa ve Rusya elileri stanbul'u terkettiler. ngiltere, brahim Paa kuvvetlerini Mora'dan Msr'a gtrmek zere gemiler gnderdi. Fransa da 30.000 kiilik bir kuvvetle geici olarak Mora'y igal etti. Rusya ise, Nisan 1828'de Osmanl mparatorluu'na sava at. 1828-1829 Osmanl-Rus Sava, Osmanl Devleti'nin yenilgisiyle sona erdi ve 14 Eyll

1829'da Edirne Bar Antlamas imzaland. Bu antlama ile Osmanl Devleti, Londra protokoln kabul etmi ve bamsz Yunanistan devleti kurulmutur (KARAL, 118-121).

Kavalal Mehmet Ali Paa ve M s r Valilii


Mehmet Ali Paa, 1769 ylnda Kavala'da domutur. Her hangi bir eitim almamasna ramen, zeki, cesur oluundan tr, kendisini ksa srede kabul ettirebilen bir yaps vard. 18 yana kadar eitli i kollarnda altktan sonra, askerlik mesleine girmitir. Msr' Napolyon Bonapart'n igal kuvvetlerinden kurtarmak iin, 1799 ylnda Kavala'dan gnderilen seme askerlerin banda Kahire'ye geldi. Franszlar'n Kahire'yi boaltmasndan sonra, ksa srede buradaki ba bozuk askerleri ynetimi altna alm ve komutanlar olmutur (ALTUNDA, 567). Napolyon'un seferi sonucunda bozulan Msr'n idari yapsn, blgede giderek zayflayan Osmanl'nn ynetim boluklarn iyi deerlendirmitir. Osmanl ynetiminin Msr'daki en byk problemi olan Klemenleri kulland. Klemenleri Osmanllar'a, Arnavutlar Klemenlere kar kkrtarak, ortaya kan kargaalklar kendi lehine kulland ve halkn gvenini kazand. Zeks ve askerler zerindeki komuta gcn kullanarak, ynetimi ele geirmek iin eitli entrikalara bavurmutur. Bu sayede Vali Husrev Paa'y lkeden kartm ve halkn desteiyle idareyi eline almtr. Bu oldu-bitti karsnda Osmanl ynetimi, dzenli vergisini vermesi ve Hicaz' ellerine geiren Vahabileri etkisiz klmas kouluyla O'nu 1805'te Msr Valisi olarak atamtr (ALTUNDA, 567, KARAL, 126, UAROL, 125). Mehmet Ali Paa, vali olduktan sonra ilk i olarak, i huzursuzluklar ve siyasal kargaalklar ortadan kaldrmtr. Osmanl topra olmasna ramen Msr zerinde sz sahibi olan Klemen beylerinin etkisini ortadan kaldrd. 1807 ylnda Msr' igal etmek isteyen ngilizleri yenilgiye uratm, 18ll'de ise Klemen beylerinin byk bir blmn ldrtp Msr'n tek hakimi haline geldi. Mehmet Ali Paa'nn Msr'da giderek glenmesinden endielenen Osmanl Ynetimi, O'nu Selnik ve Kavala Valiliklerine tayin ettiyse de, Msr'dan uzaklatramad.

bilig-4/K97

63

Mehmet Ali Paa, 1818'de Hicaz'daki Vahab ayaklanmasn bastrdktan sonra g ve kudretini iyice arttrd. slm dnyasnda da giderek saygnlk kazanmtr. Bu gelime zerine, Osmanl Devleti'nce kendisine Hicaz ve Habe valilikleri de verilmitir. 1822'de Sudan' tamamen ele geiren Mehmet Ali Paa, hzla gl bir msr devleti kurmaya balad (ALTUNDA, 570). Gl bir Msr kurarak blgesine egemen olabilmek ve stanbul'dan bamsz hareket edebilmek iin, ok gl bir devlet kurmaya balayan Mehmet Ali Paa, byk reformlar yapmtr. Msr'da ekonomik, askeri ve idari reform hareketlerine girien Mehmet Ali Paa, ilk i olarak Msr'daki tm topraklar milliletirdi. Nil nehrinden skenderiye'ye alan kanal ile sulama ileri dzenlendi. Nil deltasnda pamuk retimi n plana karld. Afyon, prin, eker pancar ve hububat gibi endstriyel rnler yetitirilmeye balanmtr. Fransa ile srdrlen yakn ilikilerden yararlanlarak iplik, bez, eker, zeytinya ve alkol fabrikalar ile Msr ekonomisine yeni bir ehre verilmitir (ALTUNDA, 570, SANDER, 119). Bu almalar sonunda Msr'n yllk geliri on bin keseden, drt yl iinde drtyz bin keseye kt. Bu parann bir blmyle, Fransz subay ve teknisyenlerinin denetiminde modern bir ordu ve donanma kurmutu. Dier blm ile de, her alanda bilgi sahibi olmak ve Avrupa endstrilerini tanmak iin ok sayda genci, Avrupa'ya eitime yollad. Bylece, Mehmet Ali Paa'nn ynetimi altndaki Msr, Dou Akdeniz'de nemli roller oynayabilecek bir g merkezi haline geldi.

kndan tamd. Bu olaylardan sonra Mehmet Ali Paa ve Padiah II. Mahmut arasnda gerginlii trmandracak bir dizi olay meydana geldi. nce, 1828-1829 Osmanl-Rus Sava srasnda gerginlik oldu. II. Mahmut, savata Osmanl ordusuna destek olmas iin, Mehmet Ali Paa'dan yardm istedi. Mehmet Ali Paa, yolun uzakln, donanmasnn byk hasar grmesini, Suriye'de salgn hastalklar bulunmasn bahane ederek, istenilen yardm yapmad. Mora isyan esnasnda, Mehmet Ali Paa'nm kendisine sormadan askerlerini geri ekmesine ierleyen II. Mahmut, bu olay sonrasnda aka tavr almtr. OsmanlRus sava arkasndan imzalanan Edirne antlamasndan sonra Mehmet Ali Paa, padiahtan kendisine vaad edilen Girit ve Suriye valiliklerini istedi (UAROL 127, KARAL 129). II. Mahmut, Girit ve Suriye valiliklerini Mehmet Ali Paa'ya vermedii gibi, onu Msr valiliinden almak iin areler aramaya balad. II. Mahmut, evresindeki paalarn da etkisiyle, Mehmet Ali Paa'ya kar bir komplo dzenleyerek onu ortadan kaldrmak istedi. Plna gre Msr'da kacak bir olay bahane edilerek, Suriye valisi, Mehmet Ali Paa zerine gnderilecek ve ortadan kaldrlacakt. Ancak, pln yrrle girmeden renen Mehmet Ali Paa, Suriye valiliini kuvvet yoluyla ele geirmek, kendi zerindeki hesaplar bozmak iin frsat kollamaya balamtr. Kavalal Mehmet Ali Paa'nn, Suriye valiliini ele geirmekte dahil olmak zere Ayaklanmasnn nedenlerini yle sralayabiliriz: (i) Msr', komular olan Sudan ve tm Arabistan'da en stn g haline getirmek; (ii) stanbul'dan bamsz hareket edebilmek; (iii) msr valiliini bir hanedanlk biiminde babadan oula geirmek; (iv) Suriye'yi Anadolu'ya ve belkide tm Osmanl devletini ele geirmek (SANDER 119). Suriye'yi ele geirmek iin ok uzun zamandan beri plnlar yapan Mehmet Ali Paa, 1831 ylnda Suriye'yi igal etmeye karar vermitir. Mehmet Ali Paa, aslnda Suriye'yi igal iin en uygun zaman semiti. Osmanl mparatorluu ykc bir savatan henz km, Mora ve Cezayir gibi iki deerli topran kaybetmiti. te ise lkenin her tarafnda, Suriye'de dahil, isyanlar kmt. Byk Avrupa devletleri ise, 1830 ihtilalleri ve etkileri yznden Avrupa sorunlar ile urayordu.

syan n Balamas ve Geliimi


Navarin baskn sonrasnda Mehmet Ali Paa, Mora'nn elden gideceini ve Yunanistan'n bamszln kazanacan anlamt. Bu nedenle, 6 Austos 1828'de ngilizler ile anlaarak ordusunu Msr'a geri ekmeyi kabul etti. Mehmet Ali Paa'nn pek ok can kaybna, byk masraflara ve donanmasna ml olan Mora seferinden, Girit adasndan baka bir kazanc olmad. Ancak, Msr'daki itibar glendi. Bamsz bir hkmdar gibi, Avrupa devletleriyle kendi adna antlamalar imzalad. Ayrca, bu savata hem modern Msr ordusu yeni sava, taktikleri ve aralarn denedi, hem de Osmanl ordusunu ya-

bilig-4/K97

64

Mehmet Ali Paa, bylesine uygun bir ortamda, olu brahim Paa komutasndaki 24.000 kiilik bir orduyu Akka Valisi Abdullah Paa'nn zerine yollad. Harekt denizden de desteklenince, Mehmet Ali Paa kuvvetleri, 1832 ortalarna kadar btn Suriye'yi igal etti (SANDER 120, KARAL 130). Bu durum karsnda II. Mahmut, Mehmet Ali Paa'y asi iln etti. Yerine Msr valisi olarak atadn iln ettii Hseyin Paa komutasndaki Osmanl ordusunu, Mehmet Ali Paa zerine gnderdi. Ancak, Mehmet Ali Paa'nn olu brahim Paa, 29 Temmuz 1832'de Osmanl ordusunu Bey-lan'da yenilgiye uratt. Arkasndan da Toroslar geerek Anadolu'ya girdi. Mehmet Ali Paa, bu zaferleri sonunda yeniden stanbul'a bavurdu. Suriye kendisine verilmek kouluyla sava durdurmay teklif etti. II. Mahmut bu neriyi reddetti ve brahim Paa'ya kar bu defa Reit Paa komutasnda yeni bir ordu gnderdi. Reit Paa, Konya'da bulunan brahim Paa kuvvetlerini kuatt ve II. Mahmut'un emri zerine saldrya geti. Reit Paa komutasndaki dzensiz Osmanl birlikleri, Avrupa teknii ile yetitirilmi, dzenli ve modern Msr ordusu karsnda perian oldu. Savata 30.000 kii ld ve 21 Aralk 1832'de Reit Paa esir dt. Bylece Mehmet Ali Paa'nn nndeki son engel de ortadan kalkarak stanbul yolu alm oldu (ALTUN-DA, 64, KARAL, 131). Olaylarn bu ekilde umulmadk bir biimde gelimesi ve Osmanl Devleti'nin, bir valisinin ayaklanmasn bastramayacan anlamas zerine Avrupa devletlerinin yardm istenmitir. Aslnda, stanbul'un ve belki de imparatorluun Mehmet Ali Paa'nn gl ynetimi altna girme ihtimali, blgede kar olan Avrupa devletlerini zaten harekete geirmiti. Bu gelimeyle birlikte, olay, padiah ve valisi arasndaki bir i sorun olmaktan karak, uluslararas byk bir sorun haline geldi. Bu ani gelime karsnda ksa bir terddtten sonra, Avrupa devletleri kararlarn verdiler. yice gten dm olmasna ramen, Osmanl mparatorluu'nun toprak btnl, Avrupa dengesi ve statkosu iin nemli bir etkendi. Bu bakmdan ortaya kacak byk bir deiiklie kar grnyorlard. Bununla birlikte balangta, Mehmet Ali Paa'ya kar II. Mahmut'un yardm isteine Avru-

pa devletlerinin tepkisi, karlarna gre deiik ekillerde olmutur. Rusya, Mehmet Ali Paa isyan ile en yakndan ilgilenen devlet olmutur. Rusya, olayn gelimelerinden telalanm ve Osmanl Devleti'ne yardm etmekte acele etmitir. ar I. Petro'dan beri, Karadeniz'i bir Rus gl haline getirmek, stanbul ve Boazlar ele geirmek, Akdeniz'e inmek isteyen Rusya, epeyce mesafe katetmiti. Oysa, zayf bir Osmanl mparatorluu yerine, gl bir Mehmet Ali Paa ynetimi i bana geerse, bu emel gereklemeyebilirdi. Hatta, Rusya iin tehdit oluturabilecek yeni bir komu edinebilirdi. Bu nedenlerle Rusya, zayf Osmanl ynetimini Mehmet Ali Paa kuvvetlerine kar destekleyerek, hem kendisine hem de gelecekteki emellerini garanti altna almak istedi (KARAL, 133, UAROL, 128). Avusturya, genel politikas nedeniyle i isyanlara kesin olarak kar idi. 1830 Avrupa ihtilalleri esnasnda, impatorluk iindeki topluluklarn genel bir hareketinden ekinmekteydi. Bu yzden Avusturya, Mehmet Ali Paa isyan esnasnda Osmanl mparatorluu'nu desteklemitir. Bu konuda Rusya ile ortak hareket ediyordu. Fakat ayn zamanda da Rusya'nn Balkanlar zerine eilmesinden ve etkili olmasndan ekiniyordu (UAROL, 129). Fransa, 18. yzyln sonlarndan beri, burann nemini grerek, Msr ile ilgisini kesmemiti. Mehmet Ali Paa, Msr valisi olduktan sonra, buray Fransz bilim ve teknik adamlarnn yardmyla ksa srede gelitirmiti. Modern Msr ordu ve donanmas da Fransz subay ve askeri uzmanlar sayesinde kurulmutu. Bu da, Msr'da Fransa'ya dier devletlere gre stnlk ve ayrcalk salamt. Mehmet Ali Paa, ayn zamanda Akdeniz'de ngiliz emellerini snrlandrmak bakmndan da Fransa'nn deerli bir dostu idi. Bu bakmdan genel politika olarak, Osmanl mparatorluu'nun toprak btnl ilkesine bal kalmakla beraber, isyan boyunca Mehmet Ali Paa'y desteklemitir (UAROL, 129). ngiltere, Dou Akdeniz'de ve Osmanl mparatorluu topraklarnda byk karlar olan bir devletti. Mehmet Ali Paa ve Fransa arasndaki ok yakn ekonomik ve askeri ilikilerden olduka rahatszd. Bu ilikilerin Akdeniz'deki ngiliz deniz stnln ve karlarn zedeleyeceini

bilig-4/K97

65

biliyordu. Bu nedenle isyan iyi karlamamt. Mehmet Ali Paa'nn gl ynetiminin Msr ve Suriye'ye egemen olmas, ngiltere'nin Hindistan'a giden deniz ve kara yolunu tehlikeye sokabilirdi (KARAL, 132). Osmanl mparatorluu, Mehmet Ali Paa kuvvetleri Anadolu ilerinde ilerledii srada nce ngiltere'den yardm istemiti. Ancak, Belika ve Hollanda sorunu yznden Avrupa sorunlaryla ilgilenen ngiltere, bu yardm isteini geri evirdi. Bu srada Fransa Msr' desteklediinden, son are olarak Rusya yardma arld (KURAT, 59). Yukarda belirtilen nedenlerden tr Mehmet Ali Paa isyannda Osmanl mparatorluu'nu destekleyen Rusya, yardm teklifini memnunlukla kabul etti. 1833 ylnda istanbul'a bir donanma ile 5.000 kiilik bir ordu gnderdi. Bylece Rusya, Osmanl Devleti zerinde etkili bir duruma gemiti. Bu oldu bitti, Dou Akdeniz'de karlar olan ngiltere ve Fransa'y derhal harekete geirdi. Byk bir diplomatik ataa kalkan ngiltere ve Fransa Mehmet Ali Paa zerinde diplomatik bask uyguladlar ve Osmanl ile anlama yaparak ilerleyiini durdurmas konusunda zorladlar. Bu basklar sonucunda Mehmet Ali Paa, Osmanl Devleti ile 5 Mays 1833'de Ktahya Antlamas'n imzalar (ALTUNDAG, 65, KARAL, 136). Antlama ile Mehmet Ali Paa'ya, Msr ve Girit valiliklerinin yannda Suriye valilii, olu brahim Paa'ya da Cidde valiliinin yannda Adana'nn vergi toplama hakk verildi. Bu antlamadan sonra, Mehihet Ali Paa, kuvvetlerine geri ekilme emri verdi ve Msr kuvvetleri Toroslarn gneyine geri ekildi. Bylece Mehmet Ali Paa isyannn birinci blm sona erdi. Ancak antlama her iki taraf da memnun etmedi ve karlkl gvensizlik srd. Bu gvensizlik zerine, Osmanl mparatorluu Rusya ile bir ittifak antlamas imzalad. Bu antlamayla, II. Mahmut Osmanl mpatorluu'nun geleceini gvence altna almak istiyordu. Rusya ise Boazlar ve genel olarak Osmanl Devleti zerinde elde ettii stn durumun devamn istiyordu. 8 Temmuz 1833 tarihinde imzalanan Hnkr skelesi Antlamasnn ak maddeleri ile klsik bir savunma ittifakyd (SNAS ALTUNDAG 145, RFAT UAROL 131). Sekiz yl sreli olarak imzalanan bu antlama ile, Osmanl Devletine bir saldr olursa, Rusya,

karadan ve denizden yardm gndermeyi garanti ediyordu. Ancak, antlamann gizli maddesi ile Rusya, Boazlar zerinde byk bir avantaj elde etti. Bu gizli maddeye gre, Rusya'ya bir saldr , olursa, Osmanl Devleti Rusya'ya parasal ve askeri bir yardmda bulunmayacak, yalnzca anakkale Boaz'n kapatacak, yabanc sava gemilerinin geiine izin vermeyecekti. Hnkr skelesi Antlamas'nn gizli maddeleri, Fransa ve ngiltere tarafndan hemen renilmi ve byk tepki yaratmtr. Bu iki devlet, antlamann gizli maddesinden dolay, Osmanl Devleti ve Rusya'y protesto ettiler ve bunu tanmayacaklarn bildirdiler. Ktahya Antlamas, gerek ierii gerekse sonular asndan her iki taraf da memnun etmemiti. stelik, II. Mahmut, isyan ve sonularn bir trl iine sindiremiyor, verdi dnleri geri almaya alyordu. Bylece, Mehmet Ali Paa'ya iyi bir ders vermek ve devletin erefini kurtarmak mmkn olabilecekti. Mehmet Ali Paa da daha ok yerlere ve olanaklara sahip olmak istiyordu. Bu nedenle her iki taraf da yeni bir sava iin hazrlklar yapyor ve birbirlerini kolluyordu. Mehmet Ali Paa, Ktahya Antlamas'nn imzalanmasndan sonra, adeta stanbul'dan bamsz bir hkmdar gibi davranmaya balamt. Bir yandan ordu ve donanmasn glendiriyor, te yandan da Irak'a doru genilemek istiyordu. Bamszlk isteklerini ve Irak zerindeki emellerini desteklemesi iin ngiltere'ye yaknlama abalarn srdryordu. Ayrca, kazandklar zaferden dolay kendilerini Osmanl Devleti'nden daha gl grmeye balayan brahim Paa, halifeliin stanbul'dan Kahire'ye getirlimesi gerektiini sylyordu. Bu durum da, zellikle Suriye ve Lbnan'da Mehmet Ali Paa'ya kar sert bir tepki yaratyordu (ALTUNDAG, 151). Osmanl mparatorluu da, muhtemel bir sava iin ordusunu yeni batan dzenlemeye balad. 1838 ylna gelindiinde Mehmet Ali Paa'nn bamszln iln edecei sylentileri dolamaya balad. ngitere, muhtemel bir ikinci savata Rusya'nn Osmanl Devleti'ne daha fazla dn koparmasndan endieleniyordu. Bu yzden 1838 sonras Osmanl Devleti ile ilikilerini yaknlatrma abasna girdi. ki devlet arasnda 16 Austos 1838'de bir ticaret antlamas yapld (UAROL, 134).

bilig-4/K97

66

Osmanl ngiliz ticareti antlamasnda balangcnda sert tepki veren Fransa, daha sonra antlamay tanm ve kendisi de bir ticaret antlamas imzalamtr. Bylece, Osmanl Devleti, ngiltere'nin ardndan Fransa'nn da siyasi desteini salam oldu.

Mehmet Ali Paa syan n n ikinci Blm: Nizip Sava


Mehmet Ali Paa syannn ikinci blm 1839 ylnda balamtr. Osmanl devletinin askeri hazrlklar ve diplomatik giriimleri sonucunda durumun aleyhine dnmeye baladm gren Mehmet Ali Paa, stanbul'dan baz isteklerde bulundu. Bunlarn zerine de bamszln ilen etti. Bu gelime zerini, uzun zamandr hazrlklar yapan II. Mahmut, Hafz Paa komutasndaki Osmanl ordularn 1839'da bir bahane ile Suriye'ye sokarak sava balatt. Osmanl ordusu ile brahim Paa komutasndaki Msr ordusu, 24 Haziran 1839'da Nizifte karlatlar. Say bakmndan aa yukar iki ordu birbirine eit idi, Osmanl ordusu 30.000 yaya, 5.000 svari ve 3.000 topcudan oluuyordu. Msr ordusu ise 40.000 kiiden oluuyordu. Her iki orduda da top says 160'ar idi (KARAL, 141, ALTUNDA, 572). Nizip alannda her iki ordu da sava kurallarna uygun olarak yerlemi ve taarruz iin uygun zaman beklemeye koyulmulard. Osmanl ordusunda damman olarak bulunan Prusyal kurmay subaylar, Osmanl ordusu Msr ordusunu yenebilecek bir durumda olduundan, hemen taaruza giriilmesini tavsiye ettiler. Fakat ordu ierisinde bulunan ulema Cuma gn taarruz edilmesinin dine uygun olmadn bildirerek, saldrya engel oldular. Ertesi gn Prusyal subaylar bir gece baskn yaplmasn tavsiye ettiler. Ulema bu sefer de gece anszn baskn yaplmasnn padiahn anna yakk almayacan sylediler. Bu arada Msr ordusu, Osmanl ordusunun kanatlarm kuatacak bir gelime gsterdi. Prusyal subaylardan Helmut von Moltke, Hafz Paa'ya Birecik zerinden geri ekilip kuatmadan kurtulmasn tavsiye etti. Hafz Paa, geri ekilmeyi bir erefsizlik saydndan teklifi reddetti ve yerinden kmldamad. Osmanl ordusu, taaruz etmek veya geri ekilmek konusunda uzun sre tereddt edip vakit

kaybedince, Msr ordusu 29 Haziran'da saldrya geti. Hafz Paa ordusu 4 saat iinde, Msr ordusu karsnda perian oldu. Sava alannda binlerce l, onbinlerce esir ve 160 para top brakld (KARAL, 142). Bu arada Padiah II. Mahmut 1 Temmuz 1839 'da ld. Yerine 16 yanda olan en byk olu Abdlmecid padiah oldu. Birka gn sonra da anakkale nlerinde bulunan Osmanl donanmas, Msr'a gtrlerek Mehmet Ali Paa'ya teslim edildi. Blece Osmanl Devleti, ordusuz ve donanmasz, yani savunmasz bir duruma gelmiti. Osmanl Devleti, beklenmeyen bir ekilde yenilgi uraynca, yalnzca Msr valiliinin babadan oula gemesi kouluyla, Mehmet Ali Paa'dan bar istedi. Fakat Mehmet Ali Paa, ancak Msr', Suriye'yi, Adana ve Mara' Osmanl devleti kendisine vermeyi kabul ederse bar kabul edeceini bildirdi. Bu gelimeler karsnda, Rusya'nn Hnkr skelesi antlamasndan yararlanarak stanbul zerinde etkili olmasndan ekinen ngiltere ve Fransa, sorunu bir Avrupa sorunu haline getirmeye karar verdi. Bu sralarda ngiltere ile bir atmay gze alamayan Rusya, bu karara katlmak zorunda kald. Bu devletlere Avusturya Prusya da katld. Avrupa devletleri, Osmanl mparatorluu'na bir ortak nota gndererek, aralarnda yapacaklar grmelerin sonucu belli olmadan, Msr ile bir antlama yapmamasn bildirdiler. Avrupa devletleri, aralarnda yaptklar grmelerden sonra, Suriye'nin tekrar Osmanl Devleti'ne balanmasn kararlatrdlar. Bunun gereklemesi iin de Mehmet Ali Paa'ya bir ltimatom verilmesini, bunu reddederse, kuvvete ba vurulmasn istediler. Ancak Fransa bu karara kar kt ve yeniden Mehmet Ali Paa'nn yannda yer ald. Hatta sava hazrlklarna balad. Bu ise, Fransa ve ngiltere'nin arasn at (UAROL, 136, KARAL, 199). Fransa'nn kabul etmemesine ramen, ngiltere, Rusya, Avusturya ve Prusya arasnda 15 Temmuz 1840'da Londra'da bir antlama imzaland. Bu antlamay Osmanl Devleti de kabul ederek, 4 devletle sonradan bir antlama yapt (KARAL, 199). Msr sorununa bir zm getirmek zere yaplan Londra antlamasna gre; (I) Padiah Msr

bilig-4/K97

67

valiliinin babadan oula gemesinin kabul ediyordu ve Gney Suriye ve Akka valilikleri de Mehmet Ali Paa'ya veriliyordu; (II) Mehmet Ali Paa bu neriyi on gn iinde kabul etmek zorundayd. Eer on gn iinde kabul etmezse Akka valilii, yirmi gn iinde kabul etmezse Msr valilii zorla elinden alnacakt; (III) Mehmet Ali Paa en ge yirmi gn iinde, Msr'da bulunan Osmanl donanmasn geri verecekti. Bu antlama ile, 4 Avrupa devleti, Osmanl Devleti'nin toprak btnln savunacaklarn gstermi ve garanti etmi oldular. Mehmet Ali Paa, Fransa'nn karar tanmamasndan gvence alarak, alnan kararlarn hi birisini tanmad. Bunun zerine, Osmanl mparatorluu, Mehmet Ali Paa'nn zerindeki btn grevleri geri ald ve onu asi ilan etti. Bu gelimenin hemen ardndan da Osmanl, ngiliz, Avusturya ortak donanmas Suriye kylarn kuatt ve Lbnan'a asker kartt. Dier taraftan, Kuzey'den ilerleyen bir Osmanl ordusu, brahim Paa kuvvetlerini yenerek Suriye'den ekilmeye mecbur etti. Askeri alanda bu gelimeler olurken, Osmanl Devleti, 3 Kasm 1839'da "Tanzimat Ferman" n iln etti (UAROL, 136). Fransa, Osmanl ordularnn bu kadar abuk harakete geeceini, Mehmet Ali Paa kuvvetlerinin bozulacan tahmin edemediinden harakete geememiti. Bu gelimelerden sonra da ngiltere ile bir atmay gze alamadndan, Msr sorununda taraf deitirmitir. Mehmet Ali Paa bu gelimeler karsnda Fransa'nn de desteini kaybetmi oldu. stelik bu gilmeler olurken, 27 Kasm 1840'da, bir ingiliz filosu skenderiye nlerine gelmiti. ngiltere'nin basks zerine Mehmet Ali Paa, Msr valiliinin babadan oula gemesi karlnda Osmanl donanmasn geri vermeyi kabul etti. Osmanl hkmeti her ne kadar sava devam ettirmek istiyordu ise de ngiltere'nin basksyla, anlamay kabul etmek zorunda kald (SANDER, 121, UAROL, 136), Bylece sava sona ermi oldu. Sava halinin sona ermesinden sonra Osmanl Devleti, kendi topra olan Msr'n yeni statsn belirlemek iin 13 ubat 1841 "Msr Valilii mtiyaz Ferman"n yaynlad. Padiahn bu fermanna gre; (I) Msr valii Mehmet Ali Paa ve soyuna, babadan oula gemek zere veriliyordu;

(II) Msr valileri, Padiah tarafndan Mehmet Ali Paa soyundan kiiler arasndan seilip atanacak tr; (III) Osmanl Devletinin kanunlar Msr'da da uygulanacak, vergiler padiah adna toplanacakt. Vergilerin bir ksm her yl stanbul'a gnderilecekti; (IV) Msr ordusu 18.000 kiiye geemeyecek, st dzey subaylar Osmanl Devleti tarafndan atanacakt; (V) Osmanl Devleti'nin yapt atlamalar ve Glhane Hatti-i Hmyunu Msr iin de geerli olacakt; (VI) Bu koullara sayg gsterilmedii takdirde, Msr'a verilen bu ayrcalklar geersiz saylacakt (KARAL, 201-202). Bu ferman ile Msr, Osmanl Devleti'ne bal, ancak zel stats olan bir eyalet haline gelmitir. Msr'n bu statsnn taraflarca kabul edilmesi ile de, 1831 ylndan beri srmekte olan sorun, resmen sona erdi.

Mehmet Ali Paa syan n n Sonular


Osmanl mparatorluu'nu 1831-1841 yllar arasnda byk skntlara sokan Mehmet Ali Paa isyan, balangta bir i isyan inteliinde grnmesine ramen, sonradan nemli bir Avrupa sorunu haline gelmitir. Bunlar da Osmanl Devleti'nin bana yeni problemler karmtr. Mehmet Ali Paa, isyanla birlikte gelien isteklerini tam olarak gerekletiremedi. Fakat neticede Msr' ailesine kazandrd. Mehmet Ali Paa isyannn sonularn u sekile srlayabiliriz; (I) syann balangcnda Suriye ve Adana'y da kontrol altna alan Mehmet Ali Paa, isyann sonunda buralardan vazgemek zorunda kald. Ancak Msr zerinde ve Osmanl Devleti'ne bal bir eyalet olarak kalmak kouluyla bir hakimiyet kazanmt; (II) Rusya, isyann balarnda Osmanl Devleti'ne yardm ederek ve Hnkr skelesi Antlamasn imzalayarak, Osmanl Devleti ve Boazlar zerine avantaj elde etti. Ancak, sorunun ikinci aamasnda ngiltere ve Fransa'nn mdahaleleriyle bu durumunu kaybetti; (III) ngiltere, Mehmet Ali Paa'nn glenmesin de nleyerek Hindistan ve Dou Akdeniz'deki gvenliliini ve karlarn korudu. Bu arada Osman l Devleti ile yapt ticaret antlamas ile, mparatorluk zerindeki karlarn arttrd. Msr'n ngiliz yksek karlar asndan ne kadar

bilig-4/K97

68

nemli olduunu grd; (IV) Fransa, Msr'da yeniden gelien nfuzunu srdrmek iin, Msr sorununun nemli bir blmnde Mehmet Ali Paa'nn yannda yer ald. Ancak, bunu Osmanl devleti'nin toprak btnlnn korunmas ilkesinde srdrmek istedi. Fransa'nn bu iki ynl politikas, zaman zaman kendisini dier Avrupa devletleri karsnda yalnz brakt. Bu bakmdan Fransa kesin olarak bir kar salayamad (V) Avusturya ise, Msr sorunundan dorudan bir kar beklemiyordu. Genel olarak, Avrupa gler dengesi asndan bu isyann bastrlm olmas, bu devletin potitikas asndan baar saylmaktayd; (VI) Osmanl Devleti, bu isyann sonucunda, ne kadar gsz olduunu bir kez daha anlad. Bir valisinin isyan karsnda bile, toprak btnln salamak iin yabanc devletlerin yardmna bavurmak zorunda kald; (VII) Bu isyan ve geliimi sonrasnda, Osmanl Devleti'nin i ve d politikasnda Avrupa byk devletlerinin arl daha fazla duyulmaya balad; (VIII) Osmanl Devleti, hukuk ynnden Msr' yeniden kendine balanmakla beraber, gerekte bu zengin ve stratejik nemi olan eyaletini kaybetti. Bunun arakasmdan-da Boazlar gibi nemli bir zorunla kar karya kald; (IX) Osmanl Devleti, i ve d nedenlerin etkisiyle mparatorluun tarihi aknda nemli bir yeri olan "Tanzimat" iln etti. Bu tarihten sonra ngiltere, Fransa, Rusya ve Avusturya, bata Balkanlar olmak zere srekli Osmanl Devleti blgesinde g dengesi mcadelesi yapmlardr. rnek olarak, 1856 Krm Sava, Fransa, ngiltere ve Osmanl Devleti'nin Balkanlardaki g dengesini Rusya'ya kar korumak amacyla giritikleri bir savat (KOCAOGLU, 429). lkesini ve birliini korumann yolunun Ba-

tllamaktan getiini dnen Osmanl, 1839 Tanzimat Ferman'ndan sonra Batllarn basksyla 1856 Islahat Ferman'n aydnlarn basksyla 1876 Anayasas'n iln etmitir. Ancak, Batidaki bilimsel, teknik, ekonamik ve siyasal gelimelere ayak uyduramad. Bu nedenle de, sadece Mehmet Ali Paa'nn isyan kard topraklar deil, topraklarnn ounu kaybetti. Birinci Dnya Sava'ndan sonra da d glerin etkisiyle tamamen ykld. Sonuta, i isyanlar Osmanl Devletini ykan etkenlerin en nemlilerinden bir olmutur. Trk Ulusu, Atatrk'n nderliinde Kurtulu Sava'n kazanarak gen Trkiye Cumhuriyetini kurdu (KINROSS). Bunu da Lozan Bar Antlamas ile herkese tescil ettirdi. Bu nedenle, Lozan Bar Andlamas Trkiye Cumhuruyeti'nin kuruluunun, mevcudiyetinin ve uluslararas ilikilerek kabulnn uluslararas hukuk tarafndan resmi tescilin belgesidir (KOCAOGLU, 244). Kuruluundan beri Osmanl ve Trkiye Cumhuriyeti aleyhine toprak genilemesi yapan ve srekli olarak Trkiye aleyhine faaliyette bulnan komumuz Yunanistan, Lozan'da tescil edilen T.C'nin taposunu her frsatta delmeye almaktadr. Adalar silahlandrmakta, Kbrs' almak istemekte, Bat Trakyadaki Trk aznl asimile etmekte, Karadeniz'de szde Rum Pontus devletini canlandrmaya almaktadr. Ksacas, Helenizmin megali ideas kesintisiz srdrmektedir. Ancak, Mehmet Ali isyannda grld gibi Trk'e ve Trkl en byk ihaneti hep, Trk'n ekmeini yiyenler yapmlardr/yapmaktadrlar. Bu sebeple, d dmanlar kadar byk tahribat yapmlardr.

bilig-4/K97

69

KAYNAKLAR
ALTUNDAG, inasi "Mehmet Ali Paa", slm Ansiklopedisi, 7, Milli Eitim Basmevi, stanbul, s, 567 1988 Kavalal Mehmet Ali Paa syan Msr Meselesi. 1831-1841, I. Ksm, TTK Basmevi, Ankara, s. 64;

KOCAOGLU Mehmet 1993 KURAT, Akdes Nimet 1970 SANDER, Oral 1987 Ankara'nn Ykselii ve D. Osmanl Diplomasi Tarihi zerine Bir Deneme, SBF Basmevi, Ankara, s.l 19. Siyasi Tarih. lkalardan I. Dnya Sava Sonuna Kadar., mge Yaynevi, Ankara s.; Ege sorunu-Belgeler, c.l, Ankara s. XIII; mevi, Ankara, S. 105; UAROL, Rfat 1982 Atatrk, the Debirth of A Nation, Wiedeneld and Nicolson, London. Siyasi Tarih, Harp Akademileri Basimevi, stanbul, s. 101. Trkiye ve Rusya, Ankara, s. 59. Uluslararas likiler, Ankara, s. 429.

GNLBOL, Mehmen 1968 KARAL, Enver Ziya 1983 BasKINROSS, Lord 1965 Osmanl Tarihi, V, TTK Milletleraras Siyasi tekilatlanma, Ankara s. 37-43. MR, Bill 1976 1989

bilig-4/K97

70

TRK EDEBYAT TARHNN ORTAK MESELELER

Eski SSCB snrlar ierisindeki Trk halklar edebiyat tarihlerinin kendilerine zg zellikleri vardr. Bu zellikler Sovyet sisteminden kaynaklanmaktadr. Edebiyat da dier sosyal ilimler gibi ideolojik ara niteliinde sisteme hizmet etmitir. Sosyalist sistem edebiyatn fonksiyonel roln stn tuttu. SSCB snrlar ierisindeki Trk Halklar edebiyat tarihleri materyalist tarih telakkisinde yazld. Materyalist tarih telakkisine gre dnyay idare eden kuvvet ilahi ve tabiat st deil zellikle dnyann idaresi tabiat kanunlarnn insan toplumlarna etkisinin tespit edildii lde ilmidir. Bu grn temsilcileri ya Darvin'in teorisini esas alarak toplumlar ve devletler tarihinde tabii biyolojik unsurlarn etkisini tespit etmeye alrlar veya Marks'n ileri srd ekonomik unsurlarn etkisini tespit etmek isterler. Bu anlaya gre insaniyetin bilindii tarihi dnemler: lk kavimler dnemi, feodal dnem, kapitalist dnem, emperyalist dnem olarak tasnif edildi. Edebiyat tarihi uygarlk tarihinin bir koludur. Kayna da tarih ilmi dayana ise edebi eserler ve onlar yaratan ahslardr. Edebi eserler toplumun hayatyla ilgili olduu kltrn izlerini tad iin hem sanat eseri, hem de yazldklar dnemi canlandran belge mahiyetindedir. Bu sebeple edebiyat tarihi dnemleri materyalist sistem anlayna gre, edebi eserler ise konularna gre sosyolojik bir snflandrmaya tabi tutuldu. Trk halklar edebiyat tarihi almalar devrimden sonra 1920-1930'lu yllarda ele alnd. Bu yllarda yazlan edebiyat tarihleri tarih, edebiyat ilimlerini ynlendirmede, SSCB Merkez Komitesinin kararlarna gre byk ideolojik yanllklara uradklarndan dolay uyarlmlardr. 1950-1960'h yllarda edebiyat tarihleri yeni artlarla ele alnd. Akademik edebiyat tarihleri bu yllarda yazld. 1928 ylnda Profesr Ftrat'n zbek Edebiyat Tarihi, 1925 ylnda Feridunbey Ker'li tarafndan yazlan Azerbaycan Edebiyat Tarihi bu sahadaki ilk almalar idi. 1959-1960'l yllarda yazlan zbek Edebiyat tarihi be ciltten oluup eski zaman dnemlerin-

Banu MUHYAEVA _______________________________________ Ahmet Yesevi . Sos. Bil. Enst. Yksek Lisans O.

bilig-4/K97

71

den bu gne kadar ki edebiyat tarihini kapsamaktadr. Kazak Edebiyat Tarihinde de bu yllarda akademik almalar yapld. Edebiyatn eski dnemleri ile ilgili meseleleri gndeme getirildi. Kazak Edebiyatnn gelime dnemleri ciddi aratrmalara konu oldu. Kazak Edebiyat Tarihinin balang dnemlerini eski dnemlere kadar gtren nemli almalar yapld. Bu eserlerin dayandklar temel prensipler unlardr: Edebiyat; 1. Devrimci 2. Snf 3. Halk 4. Konusu sosyalist, tr milli olmaldr. Buradaki konudan kast edebi eserin muhtevas, ierii, estetik anlay, dnya gr vb. Trk Halklar Kullanlan yntemler: edebiyat Tarihlerinde

celerine gre ehemmiyet kazand. Edebi eserlerin sanat ynnden ziyade dnce ynne arlk verildi. Sanat esrinin nasl yazld deil, neyi yazdn eletiren estetik anlay stn oldu. Eski dnemlerdeki tarihi eserler ise sanat eseri olarak yazldklar zaman canlandran belge olmasna ramen yaadklar an koullar, artlar, toplum zellikleri bugnk amza gre eletirildi. Eski tarihi eserleri bile suni yaplan kalplara sokmaya altlar. Edebiyattaki aklamalar ve kavramlar bu grler ve hkmlere dayanarak yazld. Gnmzde eitli Trk Lehelerine dayal edebi dilleri oluan Trk halklarnn okul kitaplarnda grlen ve ou gerek olmaktan uzak bulunan, teden beri tekrarlana gelmekte olan basmakalp edebiyat tarihleri bunlarn birer birer rnekleridir. Yukarda belirtilen edebiyat tarihlerinde snflandrma edebi eserleri deerlendirme meseleleri rneklerini sunalm. Bu konuyu bir btnlk iinde gstermek iin Trk Halklar Edebiyatlarnn ayr dnemlerinden rnek vermek istiyorum. 1. Kazak Edebiyat tarihinde devirlere ayrma meselesi (H. Synaliev 8-17. asr Kazak edebiyat tarihine gre) 2. zbek Edebiyat dneminin ahslar deerlendirilmesi) Tarihi ve (Orta asr eserlerinin

1. Belli bal devirler, ahslar ve eserler Rus edebiyat vesikalarna tabi tutuldu; 2. Edebi eser sosyalist realizm metodunu esas ald; 3. Milli zellik teferruatl aratrld; Milli zelliin gstergesi olarak edebi dil alnd. Ortak konuyu ileyen eserin fark dilinde idi. Dil ayrt edici faktr olarak kullanld. V.. Lenin'in ne srd "kltr ideolojik kategori" fikri, edebiyat ideolojik ynden aratrmann esasn oluturdu. Edebiyat tarihinde esas alnan kategorilerden biri de edebiyatn belli bir sosyal smfa aitlii kategorisidir. "Sanat sanat iin" gr eski yanl gr olarak yerildi ve sanat halk iin gr stn tutuldu. Her milletin kltrnde iki tr kltr mevcuttur denildi. Bunlar; sosyal snf edebiyat anlay, okullar, basn yaynlar da dahil olmak zere ortak konulu ilim okutuldu. Ayrca her bir millet okullarnda farkll tekil eden dil faktr oldu. Edebi farkll edebi diller oluturdu. Konusu sosyalist, tr milli olan edebiyat anlay buradan kaynaklanmaktadr. Edebi eserler konularna, yaplarna, nazm ekillerine, byklklerine, heyecanlandrma dere-

3. Trkmen Edebiyat Tarihi (18. yy'a gre eserlerin sralanmas 4. Edebi dili bat Trkesi olan Azeri Trkesi Edebiyat Tarihi Dnemleri 5. Kltr, dil, tarihi zellikleri olan bat edebiyat tarihi nasl snflandrlmakta (rnek olarak ngiliz Edebiyat tarihi)

Kazak Edebiyat Tarihi Dnemleri


XIX. asrn ikinci yarsnda Kazak edebiyat tarihi sahasnda ilk fikri (V. Radlov, P. M. Melioranski, N.. lminski, Y. yuts, G. Potanin, A. Alektorov, V. Vasilev) syledi. Trklerin ortak eserleri olan "Orhon", "Yenisey", "Divan Lgat-it Trk", "Kutadgu Bilig", "Kodeks Komanikus" edebiyat tarihine girmedi. Bunlarn edebiyat tarihinde-

bilig-4/K97

72

ki yeri hakknda ilk fikri A. Margulan ve V. Kenjebaev syledi. Eski devir edebiyat ancak 19601 yllardan sonra aratrlmaya balad. - VIII-XIV edebiyat: asr Trk Halklarnn ortak

- "Kutadgu Bilig" (XII. asr) - A. Yesevi Hikmetleri (XII. asr) Ahmet Yesevi, Nazr, Rabguzi, Sleyman Bakrgani yazl edebiyat dini mistik ideolojiyi yaymak amac ile kulland diye deerlendirilmekte. - "Hibat-ul Hakay k" (XII. asr) - "Hakim Ata eserleri" (XII. asr) - "Muhabbetname", R. Harezmi - XV-XVII as r edebiyat (halk ozonlar manzumlar) Bu Kazak Milli Edebiyatnn balangc saylr. - Nogy-Kazak Devri (Asan Kayg, Kastugan, Margaska) - XVIII. as r airleri manzum eserleri - XIX. edebiyat as r n ikinci yar s ndaki yeni

- XV-XVII asr Kazak Edebiyatnn balang dnemi olarak belirlendi. Ortak edebiyat deerlendirilmesine ramen eserlerin nitelikleri, doduu lkeye gre Trk Halkalrnn birine ait olarak aratrma eilimi yaygndr. rnein, S.E. Malov "Yenisey Yazlar ada Kazak kelimelerinin eski kkenini renmeye yardm edebilir." (NOSLOV, 1960) S. Amancolov "imdiki Dulatlar V-VIII asr eski Orhon Yenisey Trklerinin devam" S. Amancolov'un fikrine gre Kazaklarn ordu ve czlere (kk, orta, byk) bln, kavim birlemeleri, ok eskiden balayp uzun srm. Bu birlemelerin, kendilerine has edebi dil yazs olmu olabilir, diyor. Kazak Edebiyat Tarihi eski dnemlerinde yer alan tarihi eserler: - "Korkut Ata Kitab " (Dede Korkut Kita b) Kazaklar arasnda en yaygn olan Korkut'un lm hakkndaki efsanedir. - "Ouz name" Bu eseri aratran H. Synaliev XI. Asr metni ile ada Kazak lehesini mukayese ediyor. Byle karlatrma yanltr. Yanl metotla doru neticeli bir ilmi sonu kmaz. - Al Farabi (870-950) Edebiyat olarak ve Edebiyat meseleleri ile ilgili eserleri edebiyat tarihinde yer almaktadr. - "Divan-i Lgat-it-Trk" (XI. asr) lk karlatrmal szlk, ilk edebi mecmua olarak nitelendirilir. Orada bulunan halk edebiyat rnlerinden bahsedilir. - "Kodeks Kumanikus" (XII-XIV. asr) Eserdeki efsaneler t, ataszleri, edebiyat rn olarak alnyor.

- Realizm Edebiyat - Romantizmin meydana gelmesi - Eitimci Demokrat Edebiyat Yazar, bu edebiyat okul kitabnda, eski devir edebiyatn sralandrmada Kazak kavim kitlelerinin tarihi gelime dnemlerine gre sraladn belirtiyor. Bu sralandrmada uyulacak metod, bavuracak tutarl bir prensip bulamayz. Snflandrmann esas aklanmamaktadr. Bu tarihi eserlerin gelimesi, tarihi leheler, kltr tarihi kavramlar dikkate alnmamaktadr ve edebi yaz dili kavram bilinmemektedir. Yzyllarn bilinen ahslarn belli bir kavime tabi tutarak o kavimin temsilcisi olarak grmektedir. Edebiyattaki belli bal air ve ediplerin hayatlar ile tannm eserlerini sralamaktadr. Burada belli kronolojik sra izlendiini de syleyemeyiz.

zbek Edebiyat nda Devirlere Ay rma


VI. asrdan XX. asra kadar ki sreyi Orta Asya'da Feodal devri olarak deerlendiriyor. Bu devri aaki dnemlere ayryorlar:

bilig-4/K97

73

- Feodal devrenin balang c , - Gelimesi, - Kriz dnemi, - Durgunluk dnemi, - Yeniden gelimesi dnemi, - Feodal devrin sonu XX. asra kadarki dnem, edebiyat tarihinde "Eski Devir" olarak alnmtr. (Orhun, Yenisey Yaztlar, tarihilerin bu dneme ait olan kssa efsaneleri, XI. asrdaki Kagarl Mahmut'un Divan- Lgat'it Trk adl eserinde bulunan edebi iirleri, paralar iine almaktadr. - X-XI. Asr Arapa Edebiyat -XI-XIII. Asr Trk Halklar Arasnda Yazl Edebiyatn Meydana Gelmesi - XII. Asr Farsa-Tacike Edebiyat (Pehli van Mahmut) Bu devir zbek, Trkmen gibi dier halklarn teekkl etme dnemi olarak deerlendiriliyor. Bu devirde Mool istilas, Orta Asya halklar tarihi ykseliini, etkisi bakmndan ele alyor. -XIV-XV. Asr zbek Edebi Dili Teekkl olarak belirtiliyor. Bu devirde dnyevi edebiyat ortaya kt. Bu edebiyattan XV. Asrn 2. yarsnda Aliir Nevai'nin "Hmanizm" edebiyat meydana geldi. zbek Edebiyat tarihinde Nevai zbek edebiyat ve edebi dilinin esas sfatnda yer alyor. -XV. Asrda demokrat ve halk akm ortaya kmaya balad. XIX. asrn 2. yarsna kadar devam etti, denilmektedir. -XX. asr balar "Marifetperver Realizm Dnemi" Orta asr dneminin deerlendirilmesini ele alalm: Bu edebiyat tarihinde orta asr dnemi Aristokrat Feodal edebiyatn meydana getirdi, gr yaygndr. Bu devir edebiyatn Feodal Aristokratlar vmeye hizmet etti diye yeriyor. "Bununla birlikte orta asr edebiyat dini grlerle kart. Dinle kir-

lenen edebiyat kendi arasnda ikiye ayrld: Biri dini edebiyat, ikincisi de mistik edebiyattr. Dini edebiyat din ve onun esas kitab olan Kur'ana bal olarak yazld. Mistik edebiyat ise kendi iinde her trl yneliler bulup arkta feodal sisteme kar olan sfatyla ortaya kt. Feodal aristokratlarn acmaszlklarn, dindeki i karklklara kar ktlar. Onun ileri gelenleri ou zaman Panteistik (dini) taraftan ziyade insani hayat ve cemiyet hakknda fikirler rettiler. Felsefi dnceler ileri srdler ama mistik edebiyat halktan uzaklaarak son asrlarda dini edebiyatla birletiler." (1) Bylece edebiyat tarihinde ileri gelen progresiv edebiyat fakirleri meselesini dile getiren edebiyat sayld. Edebiyat rnleri buna gre ehemmiyet kazand. XVIII. ASIR TRKMEN EDEBYATI ESERLERNN SINIFLANDIRILMASI 1. lke, halk, yurt, vatanserverlik konulu eserler 2. Kahramanlk, yiitlik konulu eserler 3. Beraberlik, dostluk konulu eserler 4. Adaletsizlik, sosyal dengesizlik konulu eserler 5. nsani deerler hakknda didaktik t konusunu ileyen eserler 6. Sevgi, sevgili, kz konulu eserler 7. airlerin seyahatleri, gittii lkeler konusu 8. Dnya, dnyann yaratl konusu 9. Halk rivayetleri esasnda yazlan trl meseleler 10. Dini rivayetlerle karan eserler 11. Dnya kuruluu, halk rivayetleri, dini rivayetler tarihi vakalarla ilgili soru cevap eklinde yazlm eserler. 12. Yaam konusundaki eserler 13. Yaamdaki eksiklikleri tenkit eden eserler 14. Tarihi vakalar, tarihi ahslar konusundaki eserler 15. airlerin kendileri ile ilgili biyografik eserler.

bilig-4/K97

74

ngiliz Edebiyat Tarihi Dnemlerinin S n fland r lmas


ngiliz Edebiyatnn ilk rnekleri bugn konuulan ngilizce'nin kayna olan ama baka bir dil saylmas gereken Anglo-Saksonca ile yazlmtr. Eski ngilizce'nin yalnz szckleri ve dilbilgisi kurallar deil baz harfler de Latin alfabesinin harflerinden farkl german alfabesinden gelir. ngilizce'nin ilk metinleri ada ngilizceden farkldr. Onlar okumak iin zel eitim gerekiyor. Bu zelliklerine ramen ngiliz Edebiyat tarihinin balangc olarak saylmaktadr. ngiliz Edebiyat Tarihi genetik prensibine gre snflandrlmaktadr. Edebi trler iir, dzyaz, tiyatro ana zg bir btnlk iinde ele alnr. Yaadklar alar aan ahslar bir dnem edebiyatnn temsil eder. O ada meydana gelen akmlar tarihi gelimesine gre sralanr. I. Eski ngilizce dnemi (szl edebiyatn yazl edebiyata gemesi ile birlikte aa yukar yedinci yzylda balar ve ngiliz tarihinde bir dnm noktas olan Norman istilas ile (1066) XI. Yzyln ortalarna doru biter. II. Orta ngilizce Dnemi tm orta a kapsayarak XV. yy'a kadar srer. III. Rnesans yada Elizabeth a, 1558 ile 1603'de hkm sren kralie Elizabeth'den adn alr. IV. Commonwealth dnemi, 1642 ile 1660'l yllar kapsar V. Restorasyon dnemi, cumhuriyetilerin idam ettikleri birinci Charles'in olu kinci Charles'in tahta oturmas ile yani monarinin restorasyonu ile balar ve XVIII; yy'n balangcna kadar srer. 1. Balangtan 1642'ye kadar Elizabethan ve Jacobean alar 2. 1642'den 1660'a kadar Commonwealth dnemi 3. 1660'dan restorasyon a yzyln sonuna dein de

4. Neo-Klasik a XVIII: yy'n balangcndan 1770 yllarna kadar srer Kralie Arna 1702 ile 1714 yllar arasnda hkm srd iin bu dnemin balangcn kralie Arna a da denilir. 5. XVIII: yy'n son otuz yln ve romantik akm hazrlayan pre romantik a romantizmle birlikte ele alnr. 6. Romantik a XVIII: yy'in ikinci yarsnda XIX: yy'n ortalarna kadar srer. 7. Viktorya a. Adn yeni bir kralieden alr. 8. XX. yy. Edebiyat XVII-XVIII: yy batda edebi trleri ciddiye alan yzyllarydr. Bu yzyllarda tenkitiler trlerin gerek olarak varln kabul ederler. Bat edebiyat ve Rus edebiyatnda bu akmlarn ortaya kmasyla nitelendirilen dnem rnek olarak alnarak Trk edebiyat tabiatna uymamasna ramen bu kalplara gre tasnif etme yaygndr. Mesela Trkmen edebiyatnda XVIII: asr klasizm, romantizm akm dnemi olarak nitelendirilmektedir. Bu durum yukarda rnek verildii gibi dier Trk halklar edebiyatnda da grlmektedir. XVII asrda eser veren ahslar Mahtumkulu, Andalp, Marupi, abende, Gayibi, Seydayi eserlerinde dini etkinin olmasndan onlar savunmaya alrlar, Onlar Dou Edebiyat etkisinden uzaklatrarak Bat Edebiyat izlerini aramaktadr. Klasizm akm aristokrat yaamn tasvir etti ise, Trkmen destanlar demokrat unsurlar ele ald. Yorumlarndan tarihi geree uymayan akmlar etkisini edebiyatta arama abalar grlmektedir. Edebi dil, edebiyat tarihinin kaynadr. Edebiyat tarihinde edebi dil genetik ynden ele alnmaldr. Edebiyat tarihi dnemleri izah edilirken, edebi dil meselesi ile bir btnlk ierisinde aratrmaldr. Trk edebiyatnn dayana, tarih boyunca bize ulalabilen yazl vesikalardr. Bu vesikalar Trk tarihi, edebiyat, dili, kltrnn birer birer

bilig-4/K97

75

kaynadr. Bu vesikalar, ilim dnyasnda bilinen ilmi bilgilerle izah edilmelidir. Trk Edebiyat tarihi, dier milletler tarihi gibi ayn vatanlarda, belirli bir zaman iinde yaayp son bulmu edebiyat deildir. O, Trk edebiyatnn aydnlatlmad dnemlerden balayarak, ok geni corafi sahaya yaylan ve ayn zamanda bir ok blgelerde ayr devletler kurmu Trklerin deiik lkelerinde ilenmitir. Bunlarn edebiyat tarihinde bir btnlk iinde aratrlmas gerekir. Elimizdeki ilmi belgelere gre yazl edebiyat vesikalar VIII. yy'dan balayp bir ka dnemden oluur. Bunlar Trk tarihi iveleri olarak ada Trk lehelerinin kaynadr. Tarihi Trk ivelerinin Gktrk, Uygur, Karahanl, Harezm yaz dilinden olutuu fikri en yaygn grtr. Tarihi Trk iveleri Trk tarihinin eitli dnemlerinde kullanld. Trk edebiyat tarihi bunlardan yaz dilleri olarak sz etmelidir. Bu tarihi yaz dilleri corafi evresi, siyasi hayat, tarihi gelimesiyle birlikte ele alnmaldr. Trke'nin gelimesinde Trkoloji sahasnda aadaki dnemler bilinmektedir. Gktrk VIII. yzyl. Uygur IX-X. yzyl. Karahanl X-XI yzyl Harezm XIV. Yzyl XIII. Yzyl BatTrkesi - DouTrkesi Anadolu Trkesi - Kpak Trkesi Osmanl Trkesi - aatay Trkesi (XVXIX) Trk edebiyat, bu bilgilerden yararlanarak Trk dilinin tarihi lehelerini tarihi gelimesine gre ele almaldr "gerekte bir Trkiye Trkesi, bir Azeri Trkesi, bir aatay Trkesi ve edebiyat vardr. Bunlarn hepsi birden geni anlam ile Trk dilini ve edebiyatn meydana getirmektedir" (LEVEND A. S., 1973, S. XV) Trk edebiyat, trl leheleri ile bir btndr. Trk Edebiyat tarihi, Trk dili ile beraber aratrldnda bir btnlk oluturur. Edebiyat ta-

rihinin dayanaca ilk kaynak Trk tarihi ile Trk dili tarihi olmaldr. Trk edebiyat tarihinin eski dnemleri tarihi Trk leheleri ile aydnlatlmaldr. Gnmzde devlet dili ve ayr ayr edebi dil oluan Trk lehelerinin tarihi kkeni, tarihi objektif yn ile izah edilmelidir. Edebiyat tarihinin ilk olarak akla kavuturulmas gereken meselelerinden biri edebi dil, yaz dili, yazl edebiyat kavramlardr.Trk edebiyat tarihinde edebi dil kavram aklanmas tutarszlk gstermektedir. Yukarda belirttiimiz edebiyat tarihlerinde Trk yazl edebiyatnn meydana geldii dnem olarak XI. Asr gsterilmektedir. Bu edebi diller mahalli lehelere, konuma dilindeki farkllklara dayanarak oluturulmutur. Bylece tarihteki edebi diller yadsnld, onlar kabul edilmedi. Edebiyat tarihinde bunlara yer verilmedi. Sovyetler Birlii dneminde kavim edebi dilleri olutu. Onlara gz yummamalyz. Bu dillerin oluumundaki faktrler doru tespit edilmelidir. Zamannda Trk topluluklar arasndaki ayrc faktrler ok byk titizlikle aratrlp tespit edildii bellidir. Onlar edebi dil oluumunda hizmet ettiler. Bugn de Trk dnyasnn ortak Trke oluturma meselesinde Trkoloji, tarih, edebiyat, dil ilimlerinin elde ettii bilgiler kullanlmaldr. Dou Trk edebiyat ve dilinin kayna olan aatay edebiyat st zmre, halktan uzak kk bir aydn topluluun anlayabildii bir edebiyat, dili Arap Farsi diliyle bozulmu, konusu mistisizm, iir ls de Trk edebiyatna aykr aruz lsdr, diye deerlendirilip karaland. aatay Edebiyatna Dou Trkesi edebiyat tarihinde yer verilmedi, ilmi izah edilmedi. Halbuki, bugnk edebi dillerde ayn nitelii tamaktadr. Milli dillere ekirdeini blgedeki farkllklar oluturuyor. Trk leheleri yaz dilinin olumasnda lminski, Ostroumov, gibi Rus misyonerlerin planl faaliyetleri bilinmektedir. Mesela, lminski Kazanda Tatarca, Osrtoumov ise Kazak yaz dilini oluturmakta hizmet ettiler. lk arlk dnemde meydana getirilen yaz dilleri Tatarca, (Kazan blgesi, Trkistan Blgesi, Kafkasya da) bunlar da yine de konuma dili ile rtmyordu, yine de bir st dil gibiydi.

bilig-4/K97

76

Edebi dil meselesinde temeli oluturan objekt ve subjekt faktrler gz ardna itilmemelidir. Trk edebi dil oluumunu btnl ile aratrmaldr. Bunlar edebiyattaki tarihlerinde dikkate alnmam ve dikkati ekmemi sorulardr. lk alardan beri Gk Trkeden balayarak Uygurca ve yaz dili olarak Hakaniye Trkesi ile Harezm, Altnordu Trkesi rnlerinden tarihi gelimesiyle sz edilip ondan sonra birer edebi lehe olarak gelien Azerice ile aataycadan sz edilmelidir. Edebiyat tarihinin birok noktalar henz karanlktadr. Bunlardan birisi Dou Trkesi edebi dili olan, aatay Trkesinin edebiyattaki yerinin belirlenmesidir. Prof. F. Kprl, aatay dilini yle Aklamaktadr: "11-12. asrlarda btn Orta Asya Trklerini edebi dilinin, Mool istilasndan sonra, ouz Kpak unsurlarnn karmasndan vcuda gelen, bu sebeple birtakm ayrlklar gsteren bir edebi dil, lehe olarak, ilk aatay devri diye adlandrmaktadr. Horasan, ran sahalarnda, Harezm'de ve sonrada Altmorduda meydana gelen bu inkiaf XIV. asrn sonralarndan balayarak, XV Timuriler devrinde Horasan Maverannehir'in Herat ve Semerkant gibi medeni ve siyasi merkezlerinde klasik bir edebi dil mahiyetini ald. Klasik aatay balangc XV. Asrn ikinci yarsdr. Ali ir Nevai klasik aatay devridir. Azeri ve Osmanl sahalar dnda kalan hemen btn Trk lkelerinde Kansu'dan dil boylarna ve Krma, Horasan ve Hindistan'a kadar asrlarca umumi bir kltr dili olarak kullanlan aatayca da Azeri ve Osmanl sahalarnda bile edebi muhitler kymet kazanm kltr ve resmi dil olarak kullanlmtr. aatayca, yedi asra yakn uzun hayatnda muhtelif tekaml safhalar geirdikten sonra, Horasan, dil boylar, Krm, Trkistan ve Trk kabileleri arasnda yerini yava yava mahalli leheler ile kurulmaya balayan edebiyata brakm, gittike daralarak XX. Asrn yenileme hareketleri neticesinde zbek ismi kullanlmaya balamtr" (KPRL F., 1045: 270-323) Burada belirtildii gibi dou Trkesi edebiyat tarihinde, tarihi ehemmiyeti olan edebiyattan ne tarih ne de edebiyat tarihi bahseder. Tarihin

bunun gibi karanla itilmi dnemlerinin aydnlanmas Trk Halklar edebiyat tarihlerine ok eyler kazandracaktr.

Edebiyatta Estetik anlay Meselesi


Sanatn birinci grevi gzeli anlatmaktr. Medeniyet toplumun uurudur. Bir dou, bir bat medeniyeti vardr. Bunlar estetik anlaylarnda farkllklar oluturmaktadr. Sanattaki estetii ayrdetmede farkl ller sunar. Trk Medeniyetinin temeli, slamdr. slam medeniyeti estetik anlay "Taklit deil nazire, cevaptr". airler ayn konuyu ele aldklar zaman bile, ona ayr bir zellik verebiliyordur. Esastan slam dinin meydana getirdii bilim, felsefe, hukuk, ahlak, sanat, tek bir dnce ve inana dayanr. Mslmanlara gre Tanr birdir, ezeli ve ebedidir, ei ve benzeri yoktur, btn g ve yetki onda toplanmtr, yaratlan her ey onun eseridir. slam dnyasnda daha geni dnceye yer veren tasavvufta "varlkta birlik" esasna dayanr, ikilii red eder. "Yaratan ile yaratlan bir olunca insan aslna kavumak isteyecek, yani Tanrdan baka her eyden elini ekerek "fena fllah" mertebesine eriecek, yani Tanrnn varlnda yok olacaktr." Ayn dnce sisteminde yetien sanat da, elbet esrini bu erevede ele alr. slam edebiyatnda bir klasik, bir romantik, bir realist akm yoktur. Kendine zg sanat anlay vardr ve btn bir devri kapsamaktadr. Bu devir eserlerini aratrmada kendine zg estetik anlayla yaklamaldr. Burada materyalistik anlay ve realist yntem eser niteliini izah edemez ve ilmilik d kalr. Bu islam edebiyat dneminin aratrlmasnda dikkate alnmas gereken nemli bir husustur. Edebiyat tarihi aratrmalarnda hep gz ard edilen noktalardan biri budur.

Edebi Alakalar Meselesi

bilig-4/K97

77

Bugne kadar Trk Halklar Edebiyatlar alakas meselesinin bir tek bat ve Rus edebi etkisi yn aratrld. Tarihe bakarsak Trk Tarihinde slam medeniyetinin rol byktr. Trk Milletinin fikri, edebi, ideolojik hayat zerinde byk deiiklikler yapmtr. slam medeniyeti bu milletin ilim, fikir ve edebiyat tarihinde hakiki bir dnm noktas, yeni bir merhale oluturmutur. Trkler slamiyet'ten nce de eitli medeniyetlerle temaslarda bulunmu, baka diller konuulan, baka milletlerin yaad topraklarda hkm srmtr. Byle milletlerde dil, din ve medeniyet al verileri olmutur. Ayn asrlarda Trk diline inceden, Hinteden, Moolca, Sodca ve Farisiden Kelimeler girmitir." (BANARLI, 1970: 90)

rilmektedir. Bu bat ve Rus edebiyatna gre, batda meydana gelen klasizm ve romantizm gibi akmlarn Trk edebiyatlarnda yeni ekil kazandn savundular. Batdaki romantizm yerini ileri romantizme, klasizm yerini demokrat edebiyat ekline brakt fikri olutu. Bu akmlar kendi edebiyat rnlerine uygulamaya altlar. Avrupa, Rus estetik anlayna gre yaplm kalp vard. Dier edebiyatlar da kesilip biilip zorla bu kalba uyma mecburiyetinde kald. Bu gibi akmlar ve dnce hareketleri edebiyatn tabiatndan kaynaklanmaldr. Belli bir dnemin tarihi gerekleri, ortaya kard artlar izah edilmelidir. Mesela Trk Halklar edebiyat tarihlerinde demokratizm, romantizm diye nitelendirdii XVIII. asrn ikinci yars ile XX. asr Trk halklarnn Rusya basks altna girdii dnemlerdir. Bu tarihi gerek edebiyat dnemlerinde belirtilmelidir. O artlarn oluturduu cereyanlar objektif bir ekilde aklanarak, tarihi ynden deerlendirilmelidir. Edebiyat tarihisi bu tesirler ve hadiselere gz yummamaldr. Bunlar tespit edilip objektif olarak deerlendirildii zaman edebiyat

Edebiyattaki Ak mlar Meselesi


Edebiyat tarihi ayn zamanda kltr tarihidir. Edebiyat akmlar ile birlikte dnce hareketleri de eserde yer almaldr. Trk halklar edebiyat tarilerinde XVIII. asrn ikinci yars XX. asr balar demokrat eitimci akm dnemi olarak nitelendi-

bilig-4/K97

78 KAYNAKLAR
Trk Edebiyat Tarihi, stanbul.

tarihisi grevini yapm saylr. AUEZOV M, 1969 BANARLI N. S. 1987 CAFEROLU A, 1964 ECKMAN J 1858 FAZILOV E. 1966 Starouzbekskoy Yazk, III, Horezmskiye Pamyatniki, XIV, Takent. GNGR E. 1996 KAFESOLU . 1946 KPRL F. 1945 aatay Edebiyat, .A. III. Harezmahlar Devletler Tarihi, Ankara. Tarihte Trkler, stanbul. aatay Dili Hakknda Notlar, TDAU, Belleten, Ankara. Trk Dili Tarihi, stanbul. Resimli Trk Edebiyat Tarihi, stanbul, Edebiyat Tarihi Meseleleri, Almat.

1980 MARGULAN A. 1985 MENG M. 1994

Eski Destan Efsaneler, Almat.

Eski

Trk

Edebiyat

Tarihi,

Ankara. SYNALEV H. 1985 TMURTA F 1993 URGAN M. 1994 1970-1981 ngiliz Edebiyat Tarihi, Ankara. Tarih inde Trk Edebiyat, stanbul. VIII-XVIII. Asr Kazak Edebiyat, Almat.

Trkmen Edebiyat TArihi V. cilt Akabat.

1997

Trkiye Dndaki Trk Edebiyat Antolojisi, Ankara 1997 zbek Edebiyat Tarihi I.cilt, Takent.

1978

bilig-4/K97

79

CEZM ROMANI VE DL SULTAN DESTANI

Bu almann birinci blmnde Namk Kemal'in Cezmi isimli roman ile bu romanla benzerlik gsteren Krm'n mehur "dil Sultan" destannn Dobruca varyant arasnda bir mukayese yaplacak, ikinci blmnde ise destan Trkiye Trkesiyle verilecektir.

Adil Sultan Destan


Adil Sultan destannn Krm rivayetleri daha nce derlenmi, Radloffun Probetimm yedinci cildinde (215-223) ve Molla Mehmet Osmanofun Mntehabatnda (71-79) neredilmitir. Bu destann Kazak-Krgz rivayeti ise Zarif Takendi tarafndan derlenerek Edebiyat- Kazakiye adl eserinde (Kazan, 1909, 9-18) yer almtr. Abdlkadir nan bu destann Kazak-Krgz rivayeti ile Molla Mehmet Efendi'nin nerettii Nogay rivayetini Emel Mecmuas'nda. [5 (29), 1 Mart 1931 ve 11 (35), 1 Haziran 1931] tantm ve bu yazlar Makaleler ve ncelemeler adl kitabnn 1. cildine alnmtr (NAN, 1987: 86-92; 93-98). almamza konu ettiimiz dil Sultan destan, Nedret Mahmut ve Enver Mahmut'un 1958'den itibaren Dobruca Tatarlar arasndan derledikleri masal ve destanlarn topland Bozcigit isimli kitapta yer almaktadr. (MAHMUT-MAHMUT, 1988:106-120). Romanya'nn Dobruca blgesi, birok Trk boylarnn olduu gibi Krm Tatarlarnn da eitli sebeplerle gelip yerletikleri bir corafyadr. Buraya yerleen Trkler, hem kendilerine ait sosyal hayatla ilgili alkanlklarn devam ettirmiler hemde edeb mahsullerini nesilden nesile anlatarak aktarmlardr. Bozcigit' te yer alan destan ve masallarda, bu blgede yaayan Trk topluluklarnn 14-17. asrlar arasnda AltnOrdu Devletinin kmeye balamasndan sonra, nce Byk ve Kk Nogay Devletlerinin, ardndan Astrahan, Kazan, Kasm, Krm Hanlklarnn kurulup bunlarn ykllarna kadar Tuna ile rti rmaklar arasnda yaadklar hdiseler anlatlmaktadr. Bu geni corafyada yer alan Trklerin buralarda kurduklar itima sistemlerini, devlet dzenlerini, aile anlaylarn, gelenek ve greneklerini, hukuk ve ahlk tavrlarn Bozcigit' te yer alan destan ve masallardan tespit etmek mmkndr. Yrd. Do. Dr, Hlya ARGUNAH Erciyes . Fen-Edebiyat Fak. r. yesi Bozcigit 'te yer alan "destans masallar, dier

bilig-4/K97

80

halklarn destanlar gibi, kahramann epik biyografisini canlandrp, doumundan trajik ekilde lmne kadar yaptklar yiitlikleri ya da ak yolunda bandan geenleri dile getirmektedir." (MAHMUT-MAHMUT, 1988: 10) Bozcigif te yer alan bu "destans masallar"n kahramanlarnn bir ksmnn halk tabakasndan olmalarna ramen Edege Batr ve dil Sultan destanlarnn ana kahramanlar soylu tabakadandr. Her ikisine ait destanda da tarih kiilikleri gereklere yakn olarak anlatld halde ocukluk zamanlar tabilikten uzak ve destan atmosferindedir (MAHMUT-MAHMUT, 1988:12). dil Sultan destannda, "16. asrda III. Murat'n fermanyla Krm Kalgay' dil Giray'n ran'a kar muharebelere katlmas ve bu muharebeler srasnda gsterdii yiitlikleri anlatlr." (MAHMUT-MAHMUT, 1988:12). Eserde ayrca, dil Sultan'n ordusunun bakumandan olan Karaay'n irlii, batrl, cesurluu, dil'i kurtarmak iin ran'a gelmesi, onun lmnden sonra da falc kyafetine girip Krm'a dnmesi de yer alr. Manzum ve mensur kark olan destan, fazla uzun ve ayrntl deildir. Tabi, sz konusu olan tr destan olunca uzunluk ve ayrntnn anlatcya bal hususlar olduunu kabul etmek gerekmektedir. Bir Krm destan olan ve Dobruca blgesine yerleen Tatarlardan derlenen dil Sultan destan, tarih hadiseler zerine teekkl etmi destanlardandr. Abdlkadir nan, bu tarih hdise ve destan hakknda u deerlendirmeyi yapmaktadr: "Bu destan 30.XI.1578 senesinde 'amahi' gneyinde 'Molla Hasan' adl mevkide vki olan Trk-ran muharebesinde esir edilen ve ran'n 'Kahkaha' kalesinde ldrlen Krm ehzadesi dilgiray ve arkadalar olan KrmNogay mirzalarna aittir ki Safev ve Osmanl tarihlerinde tafsiltl yazlm ve ir Namk Kemal Bey'in bir romanna (Cezmi) mevzu olmutur. Zamannda btn Trkistan ve Trkiye'yi heyecana getirmi olan bu vaka orta Trkler iin de bir destan mevzuu olup, Krm'dan uzak olan Sirderya havzalar Kazak-Krgzlarnda bile bu gne kadar terennm edilmektedir." (NAN, 1987:86) nan'a gre bu destanlar, esas itibariyle eski Trklerin mill destanlarnn son tarih vak'alarn iine alan yeni ekillerdir. Bu destanlarda, tarih hadiseler ayrldnda eski Trk destanlarna ait unsurlarn devam ettii grlebilmektedir.

dil Sultan Destan n n Olay rgs


Bir zamanlar dil Sultan isimli bir gen sultan varm. Kahraman yaratll ve bilgin karakterli olan sultan; "On dokuz yana geldiinde, Tap duran Krm ', Bir adam gibi dinletmi." Adil Sultan yirmi yana geldiinde, Kaska apar atla beraber Altn suyu ile yazlm Genilii bir arn, Uzunluu iki arn, stanbul denen ehirden Sert yazl mektup gelmi." (NAN: 106-107) Knm'n efendisi, hocas, sofusu, mfts, kads, talebesi oturup bu mektupta ne yazdn anlamaya alrlar, ama anlayamazlar. Akllarna, "atr dann karsnda, Balkl suyun banda, Byn burup byten, Salarn kaztp kestiren, Sarn bana koyduran, mrn zevk ile geiren; Pabularnn kesini, Yryverip tozduran" (NAN: 107) Abdulgazi elebi gelir. Onu arp bu mektubu okutmak isterler. Abdulgazi elebi bunun bir mektup deil, ferman olduunu syler. Bu fermanda Osmanl ordusunun Kzlbaa kar savamak iin Tatarlardan yardm istedii yazmaktadr: "Balyemez gibi toplar al! der Dobruca'dan atlar al! der Edirne 'den yaylar al! der Babada'dan oklar al! der Krm'dan ok ok kul al! der Bozkrndan mal al! der Orak olu Karaay' Askerine ba yap! der." (NAN: 108) dil Sultan bu haberi iitince bir ka gnde Krm' hazr eder ve alt gn iinde de ordusunu ran snrna getirir. Alt binbasn toplar ve onlara dman iinden bilgi almak iin bir tutsak getirmelerini syler. Ancak hepsi de susarlar. Bunun zerine dil Sultan kahrlanp Karaay'a sorar. Karaay, "Ba stne Sultanm!" deyip atna biner, Kzlban iine girer ve bir dman askeri alp gelir. dil Sultan ona;

bilig-4/K97

81

"Burda ylan ok askerim Yenecek mi Acemi" (s. 110) diye sorar. Tutsak asker; "Adil Sultan, efendim! Balyemez gibi topun yok, Dobruca'dan atn yok, Edirne 'den yayn yok, Babada'dan okun yok, Bir avu kol asker ile Acemi bellyacak iin yok!" (NAN: 110) diyerek ran ordusunu yenemeyeceini syler. dil Sultan bunu duyunca ok hiddetlenir ve klcn karp Acemin ban vurur. Sonra Karaay'a dnp "Kzlba yenip nam salar myz?" diye sorar. Karaay, Kzlba ordusunu ve sarayn yle anlatr: "Kzlban gz yaman, Topran yz yaman, Bastn yer akl ta akl ta gibi Kzlba. Klasnda krk bin asker, Hi saylacak gibi grmedim; Saraynda yz bin asker Hi saylacak gibi grmedim, Balarna giydikleri Parlayp duran bakr kalpak Bellerinde kl kalkan Bindikleri cins at Kzlba denen memleketin Ba kalesi dolu zenginlik; Toprann etrafn Dnmesi alt aylk. Kalesinin kapsndan Ylan ilerleyip geemez; Saraynn tepesine Kular uup yetemez. Kzlban kumlu l Girip yaanr diyar deil; Kl vurup, kan dkp, Nam kazanmak kr deil." (NAN: 111) dedikten sonra Krm'a geri ekilmeyi teklif eder. Ancak dil Giray, "Korkaklar eve dner, yiitler savata seilir" diyerek savamaya karar verir. Pek ok da ta ap Arpaay' arkalarnda brakp Tebriz'e gelirler. Karaay, yedinci gnn afanda ran ordusu henz uykudayken baskn yapar ve ran askerini dorayp brakr. Karaay bu muharebeden dnp gelirken gzel bir kza rastlar. Onu

da getirerek "ganimettir sultanm" deyip dil'in nne brakr. Laz Tuwma adl bu kz, kap giden ran ordusu tarafndan yem olarak braklmtr. Hakikaten dil Sultan bu kza k olur. Laz Tuwma da cilve yaparak dil Sultan'a gece birlikte olmay teklif eder: "Sultanm! Bu askerlerin hepsini suyun kar yakasna geirip bir gece suyun bu yakasnda sadece ikimiz kalsak daha iyi olmaz m?"(NAN: 113) der. dil Sultan kzn szlerini Karaay'a emir olarak bildirir ve Karaay'n kar gelmesine ramen kzla yalnz kalr. Karaay gece sultann yatt tarafta at sesleri duyunca suyu hzla geip sultann adrna gider, dmann geldiini haber vermek ister ve ieriye seslenir. Ancak bu srada sultan uyumakta olduundan Laz Tuwma ona haber vermeden kendi sesini kalnlatrp "kyorum, Karaay!" diye karlk verir. Karanlkta kz dil Sultan zanneden Karaay, onu suyun karsna geirir ve atn sultan sand Laz Tuwma'ya verir. Laz Tuwma ata binip geldii yne, Kura suyuna doru geri giderken; "Ben sultan deilim, ben Laz Tuwma'ym. dil Sultan'n adrda uyuyup yatmakta! der ve kahkaha ile glp Kura suyunu geip geri kap gider." (NAN: 114). Karaay atma atlayp giderse de dil Sultan'n adrnn etrafn sarlm, onu esir edilmi ve yedi kat zincirle balanm olarak bulur. Geri dner, uyuyan orduyu uyandrarak kamakta olan Kzlba ordusuyla iddetli bir savaa girer. dil Sultan bunu grnce Karaay'a barr: "Aman Karaay'm! Benim iin kendine yazk etme! Bu kanl savata Krm'n anl askerlerini krdrma! Kabahat bende. Al askerini de geri dn, benim esir halimi de gidip anama syle! der." (NAN: 114). Karaay dil'i dinleyip geri dnerken yolda dil Sultan'm annesine mektup yazarak durumu haber verir. Bir ay sonra Bahesaray'a vardnda da kendisi bandan geenleri anlatr. "Ana yrei deil mi? Olunun esir dtne yana yana geceleri gzne uyku girmez. Laz Tuwma denen kz lnetleyip, gnden gne sararp solmaya balar." Onun bu haline dayanamayan Karaay bir gn yanma gidip dervi klna girerek dil Sultan'n yanna gideceini, bir yolunu bulursa da dil'i alp Krm'a dneceini syler. Karaay dervi klna girip, atna atlayarak

bilig-4/K97

82

Kzlban memleketine varr. Laz Tuwma'yi bulup kendi salaryla boup ldrr. dil Sultan'n ise zindana kapatldn renir. ok gen ve yiit olan dil Sultan'a "...iki gz kr olan Acem ahnn Perihan adl kzkardei ile ehriyar adl kars ikisi birden k olurlar. kisi de geceleri sra ile birbirlerinden habersizce zindana gidip, dil Sultan'a kendilerini sevdirecek olup..." (NAN: 116) yaayp giderler. Aslnda dil Sultan gen ve gzel bulduu Perihan'a k olmutur. Bunu renen ehriyar, Perihan' saraydan uzaklatrmaya alr. Perihan da ondan kurtulmak iin dervi klnda yaayan Karaay ile birlikte bir gece zindandan dil Sultan' kurtarmaya, birlikte Krm'a kamaya karar verirler. ehriyar bunu duyunca vezirine "zindann kapsna benim askerimi koyup, Perihan geldiinde onu ldrt!" (NAN: 116) der. Vezir olan biteni gidip anlatr. ah, dil Giray'n kimse ile grtrlmemesini, zindana kimsenin girip kmamasn emreder. Bu defa dayanamayan ehriyar, dil Giray'n yanna giderek "sakn Perihan ile kaaym! diye dnme, ah zindandan kim karsa ban kesin! diye emir verdi..." (NAN: 116) haberini verir. Ama zindandan karken vezirin askerleri aldklar emir gerei ehriyar' kllaryla paralayp ldrrler. Tam bu srada Perihan ile Karaay dil Sultan' kurtarmak iin zindann kapsna gelmilerdir. Vezirin askerleri ile dvp onlar krarak dil'i zindandan kurtarmaya muvaffak olurlar. Atlarna atlayp sarayn kapsna vardklarnda vezir onlar grr ve askerlerine onlar yakalamalar iin emir verir. Her taraftan su gibi akp gelen askerlerle savarlarken; "...Perihan yreinden yaralanp cann teslim eder; dil Sultan da her yeri yaral, kan iinde kaldnda, onu tutup ayaklarn, kollarn keserler, gzlerini de mil ile karp, vcudunu para para edip kesip brakrlar. Aralarndan yaral olsa da Karaay kap kurtulur."(NAN: 116117) Yaralarn sarp yine dervi klna giren Karaay, "dil Sultan ile Perihan'n mevtalarn bir mezara getirip gmer. Sonra, kendisi Krm'a dnp gelir." (NAN: 117) Fakat kendisini kimseye tantmaz ve falc olarak hayatn devam ettirir. dil Sultan'n annesi ise olu ldnde bir rya grm, ama ryasn kime sorduysa tabir et-

tirememitir. Ancak Karaay'n falc olarak yaadn duyunca adamlarn yollayp onu yanna artr. Saraya getirilen Karaay kendini hi tantmaz. dil Sultan'n annesi onu arladktan sonra ryasn anlatr: "Azmda kzl dilim ekilmi gibi grnd. Alt atn ektii faytonum Parlam gibi grnd. Yele eken yedek arabam, Yel dibinde grnd. Buluta varan boz sicim Sabitlemi gibi grnd. Adilimin bindii ak kr at Yabanc altnda grnd. Er murad iki aya ekilmi gibi grnd. Er murad iki kolu Bklm gibi grnd. Er ras iki gz, Yumulmu gibi grnd. Biyeden doan kulunun Kuyruu gdk grnd. Tok biyeler yzlp, Ar kazanlar asld. Kar gibi beyaz bezlerden Kolsuz gmlekler biildi." (NAN: 117-118) Falc Karaay, dil Sultan'n annesine acd iin bu ryay yorumlayamaz. Hatta onu daha fazla zmemek maksadyla da ryay tersine yorar. Fakat, dil Sultan'n annesi falc gidince "o, benim hatrm krmamak iin ters yordu galiba!" (NAN: 119) diyerek yle dnr: "dilimin bindii kr at Bakasnn altnda grnd Ak kr atn Kzlbalar ekip alp gitmiler. Er murad iki ayann ekilmi gibi grnd Dizlerinden Adilciimin ki ayan kesmiler. Er hneri iki kolunun Bklm gibi grnd Adilciimin iki kolunu Dirseinden kesmiler. Er ras iki gznn Yumulmu gibi grnd Adilciimin iki gzn Mil ile demiler." (NAN: 119)

bilig-4/K97

83

te bundan sonra dil Sultan'n ld haberi Krm'da duyulur. Halk toplanp ar kazanlar aslp dil Sultan'n cenaze duas yaplr. dil Sultan'n annesi kalabala bakp alar, birok atlar syler. Byle alaya alaya da cann teslim eder. kinci olu Gazi Giray, anasnn gz yalarn dkt yere "Bahesaray Gz Yalar emesi" diye anlan bir eme yaptrr.

Destan ve Roman n Vak'a rglerinin Mukayesesi


Cezmi, 16. yzyl Trk-ran savalarnda geen bir vak'aya dayanlarak yazlm tarih romandr. dil Sultan destannda ve Cezmi romannda ayn tarih zaman anlatlmtr. Her ikisinde de zaman 1577-1639 tarihleri arasnda devam eden Trk-ran savalardr. Her iki eserde de Peev ve Nima tarihlerinde yer alan bu vak'a hemen hemen aynyla anlatlr. Bilindii gibi destan, yaanm tarih hadiselerin halk arasnda anlatla anlatla ald ekildir. "Konusunu tarih olmu bir zamann olaylarndan alan, teferruattan arndrlm, tarih olan ile katma olan (gereimsi olan)n birbirine fazlasyla kart anonim mahsuller vardr. Gerek konusu, olaylar, gerekse zaman, mekn ve figrleri (insan, hayvan, bitki, eya) gerek hayattan alnmakla beraber, tecrid, tdil, tahvil ve remizletirme ilemlerinin younlat anonim eserler, masallar, efsaneler, destanlar, menkabeler ve fkralardr." (TURAL (I), 1993:86). Cezmi gibi tarih romanlar ise modern a ierisinde destanlarn ald ekildir. Tarih romanlarn, fonksiyon olarak zaman ierisinde destann toplumlarda grd ileri yklendiini syleyebiliriz. Konusunu tarihten alan romanlar yazan yazar, "...zemininde tarih bakmndan gerek bulunan olaylar, yeni bir fiction (kurgu) hline " (TURAL (I), 1993:32) getirir. Yeni unsurlar ilve edebildii gibi, abart ve deitirmelere de yer verebilir. Bunlarn nda tarih roman iin yle bir tanma ulalabilir: "Tarih roman, temelleri mzye dayanan, yani balangc ve sonucu gemi zaman iinde gereklemi olan hdiselerin, devirlerin ve bu devirlerde yaam kahramanlarn hayat hikyelerinin edeb ller ierisinde yeniden in edilmesidir." (ARGUNAH, 1990:7) Buna gre destan ve roman, tarih karsnda "tarih gerein edebletirilmesi" fonksiyonunu tamaktadrlar.

Ancak romanda, roman dnyasnn birok teferruata ihtiya hissetmesi, zellikle de tarih romann tarihle ilgili teferruat kullanyor olmas bu trde tarih bilginin fazlaca yer almas sonucunu getirmitir. Buna karlk destan, halk arasnda kullanlan anonim bir anlatm trdr. Halk, tarih kitaplarnda yer alabilecek tarih bilgiyi gz ard eder. Onu asl ilgilendiren hadiselerin rivayet ksm ile romantizmidir. Bunun iin de dil Sultan destannda zaman belirten hibir ayrnt yoktur. Sadece, anlatlan vak'alardan ve isimlerden yola karak zaman tespit edilebilir. Destan, bir destan veya masal girii gibi tekerlemeyi andran u ifadelerle balar: "Masal anlat diye brakmazsnz Anlattma doymazsnz; Anlatsam fikrim uyanr, Masalm pek uzanr. Uzun laf ksaltp, Kendi fikrime dneyim! Adil Sultan masaln Ben size anlataym!" (NAN: 106) Bundan sonra da yine destan zellikler ierisinde dil Sultan'n kiiliine geilir ve destan devam eder. Cezmi deerlendirildiinde ise bunun, tarihin hemen hemen takibi denilebilecek ekilde yazlm bir roman olduu grlr. Eserin ilk sayfalarnda tarih bilgiye geni yer ayrlmtr. Tanpnar, Cezmi 'nin tarihe olan yaknl konusunda u tespiti yapmaktadr: "Romann kahraman Mehmet III devrinin hadiseleri arasnda en ayan dikkati olan Sipahi isyannn tenkilinde, tabut iinde skdar'a kaarken yolda parasna tamah eden uaklar tarafndan ldrlen Sipahi ktibi Cezmi Bey'dir. Nima Tarihi'nde (c.l, s.311) teferruat anlatlan bu isyann hazrlayclarndan olan Cezmi'nin hayatn Namk Kemal bandan itibaren anlatmtr." (TANPINAR, 1976:407) Bu cmleler de gsteriyor ki roman, Cezmi isimli bir tarih ahsiyetin mcerlarn anlatmak iin yazlmaya balanm ama romann elimizde bulunan cildinde daha ziyde devrin tarih hadiselerinde kalmtr. Sadk Tural ise Cezmi romann deerlendirirken u yorumlar yapar: "...talihi biraz deitirilmek ve mrnn sona

bilig-4/K97

84

ermesi ikinci cildde nasl olaca kesinlikle bilinmemekle beraber, tarih bir kii olan Sipahi Ktibi Cezmi Bey'in tercme-i hli karsndayz. Naima'nn ve nice halk menakbnn tamamlayamayaca unsuru, romanc Namk Kemal, ayn tarih gereklere dayanarak, fakat baz ayklamalar, semeler ve gelitirmeler yaparak Cezmi adl iki ciltlik roman yazmak istemitir..." (TURAL (II), 1993:75) nder Ggn ise "... mmkn olduu kadar tarih gereklere bal kalnarak kaleme alman Cezmi..." (GGN, 1987:59) deerlendirmesini yapar. Namk Kemal'in bu roman yazmakla vermek istedii mesaj bir tarafa braklrsa o, tarih hadiselerin akna tamamen uyan bir roman yazmak istemitir. Hatta Osmanl Tarihi yazar oluunun tesiriyle bu amacn ok daha ileriye gtrmtr. Cezmi roman, ilgili olduu tarih dnemle ve ncesiyle alkal uzun tarih bilgilerle doludur. "Mukaddime-i Cell"de "Bendeniz Cell'de vakann cereyan- siyassi itibariyle, tarihten hi ayrlmadm." (YET, 1989:364) diyen Namk Kemal, bu eserinde de tarihten hi ayrlmaz. Hatta tarih uurunu uyandrmak isteiyle tarih dersi vermeye de kalkr. Tarih roman yazarnn sorumluluklar arasnda dnlebilecek olan bu husus, Namk Kemal'de en u noktaya ykselir ve yazar Naima'ya, Peevi'ye, Hammer'e dipnotlaryla ba vurarak bu asrda Osmanllarn, Osmanl snrlar dndaki Trklerin, slm dnyasnn, Avrupann ve Hristiyan dnyasnn durumu hakknda bilgi vermekten kanmaz. Bu tr bilgilerin, asl amac gerek lemden hareketle ve gerek leme yakn kurgu bir dnyay anlatmak olan romann dnyasnda baz sakatlklara yol aaca, en azndan mcernn ritmini drebilecei bilinen bir gerektir. Cezmi' de de tarih teferruat sayfalar boyunca srer ve bunun byk bir ksm eserin banda yer alr. Bundan baka romann asl bnyesinde yer alan tarih bilgisi asl m mcernn zellikle de Perihan-dil Giray-ehriyar geninde yer alan entrikann akn -Namk Kemal'in romanc dnyas ve slbu dikkate alndnda- fazla aksatmaz. dil Sultan destannda ise tarih bilgiler yoktur. Her ne kadar anlatlan hadiseler tarih hadiselerle bir aynlk gsteriyorsa da bu ran saraynda

yaanlanlarla ilgili bir beraberliktir. Daha ziyade mceryla megul olan halk muhayyilesi ve anlatma dayal destan tr dil Giray'n mcersnda tarih teferruatn bulunmamasna sebep olmutur. Destann son zamanlara kadar szl, romann ise balangtan itibaren yazl olmas eserlerde teferruatn bulunup bulunmamas konusunda ayr bir sebeptir. Balangta szl olan destanlarda asrlarca btn hafzalarn hibir yanlgya yer vermeden ayrnty aktarabilmesi zor bir ihtimaldir. Fakat roman, basl olma zelliinden dolay yazar dndaki anlatcy aradan karmtr. Sayfalar arasnda sadece tarih olana deil btn teferruatlara yer vardr. stelik romanlar, insan hafzasnn zaman ierisinde oynayaca oyunlara da ak deillerdir. Bu sebeple, biri destan, dieri roman trnde olan iki edeb eser tarih kitaplarnda da yer alan bir hadiseyi, ayn tarih dilimi aktarmak eklinde bir benzerlii, fakat tarih teferruata yer vermek konusunda bir ayrl getirirler. Bu da trlerin amalar, ihtiyalar ve durumlar ile ilgili bir sonutur. Cezmi 'de vak'a arlkl olarak ran saraynda geer. Yazar, romann ran sarayna balanncaya kadar olan blmlerinde daha ziyade tarih bilgiyi aktarrken ayr ayr dil Giray ve Cezmi'nin kiiliklerinin olgunlamasna ve tannmalarna sebep olan olaylar zerinde durur. Romann ancak 91. sayfasnda iki kahraman karlarlar. Bu, ayn zamanda destandaki tarih zamann akmaya balad zamandr. dil Giray'n, destann asl vakasnn getii ran sarayna balanmasna sebep olacak hdise, Osmanl sarayndan alnan ve Krm ordusunu ran'la yaplacak savaa aran fermann geliidir. Romanda ise Eri Han amahi'ye saldrr, bu mcadele ancak Krm Hannn dil Giray komutasnda gnderdii kuvvetlerin yardmyla kazanlr. Bu savata dil Giray'n kardeleri Gazi Giray ve Saadet Giray ile Hann olu Mbrek Giray da yer alrlar. te bu savata dil Giray ve Cezmi tanrlar ve anlarlar. Her ikisi de mstesna saylabilecek zelliklere sahip olmalarna ramen birbirlerinin zelliklerine hayran olurlar. Asl nemlisi birbirlerinin gvenini kazanrlar. dil Sultan destannda da vak'a arlkl olarak ran saraynda geer. Ancak romanla destan arasndaki en byk farkllk romanda vak'ann Osmanl cephesinin, destanda ise Krm cephesinin anlatlmasdr. Roman her ne kadar teferruat

bilig-4/K97

85

sanat olmasnn verdii serbestlikle Krm tarihine ve zellikle de dil Giray'n yetimesi ve kiilii gibi hususlara yer verse de bunlar daha ziyade mukayeselerin getirdii unsurlar olarak kalrlar. Ayrca bu vesileyle Cezmi'nin kiilii daha da belirginleir. Roman, mekn olarak stanbul'dan Anadolu'ya, oradan da ran'a uzanr. Destanda ise mekan Krm'dan ran'a geer, oradan tekrar Krm'a dner. Adeta destan ve roman ayn tarih hadiselerin iki ayr mekndaki uzantlarn verirler. ran saraynda yaananlar her iki eserde de hemen hemen ayndr. Sonra destanla tekrar Krm'a dnlr. dil Giray'n katlinin Krm'daki yanklarndan sz edilir. Roman ise ran sarayndaki bu talihsiz vak'adan sonra biter. dil Giray'n Krm Hanlnn mensubu olmas ve destann, halkn yaanan hadiseler sonrasnda duygularn da katarak syledii bir tr olmas byle bir ilave ksm tabi olarak hazrlam olmaldr. dil Sultan destannda, Osmanl tarafndan yardma arlan Krm ordusunun Karaay'n kumandanlnda ran'la yapt ve zafer kazand ilk muharebede ganimet olarak getirilen Laz Tuwma, destan romandan ayran bir entrik unsuru da beraberinde tar. Laz Tuwma ran tarafndan bilinerek braklm bir casustur. Grevi dil Giray' gzelliiyle byleyerek dnmeden davranmasna sebep olmak, bylece de ran'a esir dmesini salamaktr. Laz Tuwma'nn gzelliiyle bylenen ve ona k olan dil Sultan, kzn yalnz kalma teklifini kabul ettii gece ran ordusu tarafndan adr kuatlarak esir alnr. Halbuki romanda bu hadise anlatlmaz. Sava, zdemirolu Osman Paa'nn merkez yapt amah ehrine ran ordusunun saldrsyla balar. Ancak Osman Paa bu sava Krm Hannn gnderdii dil Giray komutasndaki ordunun yardmyla kazanr. Bu hadise, destanda Karaay'n komutasnda ran ordusu henz uyurken yaplan ve Laz Tuwma'ya rastlanlan baskn olmaldr. Osmanlnn bu baars, ran ordusunda intikam duygularn alevlendirir. Hamza Mirza ve Mirza Sleyman komutasnda byk bir ordu ile mukabele ederler. Osman Paa'nn dil Giray'dan yardm istedii mektubu tayan asker de ranllarn eline geince btn pln kar tarafa mlum olur. Tarihe gre k geirmek iin Krm'a dnen

Saadet ve Mbarek Giraylar dil ve Gazi Giray'n yalnz kalmasna yol amlardr. Bylece zayf durumda bulunan iki karde yakalanp esir alnrlar. Destanda da romanda da dil Giray esir alnd anda yalnzdr. Ancak birinde bu bir gaflet andr, dierinde ise tamamen asker bir durumdur. Cezmi 'de dil Giray'dan nce kardei Gazi Giray Han'n da esir alndn reniyoruz. Ancak ehriyar'n dil Giray'a ilk bakta k olmas zerine sarayda alkonulmasna karlk Gazi Giray Han Kahkaha kalesine zindana gnderilecektir. dil Giray nce ehriyar'n kurduu uydurma plnda, sonra Perihan'n da itirkiyle yaplan toplantlarda kurulan plnlarda kardeini daima plnn ierisine ekmeye alr. Eer dil Giray Krm'a dnecekse yannda kardei Gazi Giray da olmaldr. Hatta Perihan, dil Giray'n bu tavrlarndan yola karak onun, ehriyar'n sylediklerinin aksine, Krm zerinde ran hakimiyetinin kurulmasna yardmc olmak gibi herhangi bir maksad olmadn, stelik bu yolla hem kendisini hem de kardeini esaretten kurtarmay dndn anlar. Roman, bu kk bahislerin dnda Gazi Giray Han'la fazla ilgilenmez. Hatta romann son sayfalarnda yazar Cezmi'nin arkada Abbas'a u cmleleri syleterek onun hikyesinin yeni bir roman olabilecei mesajm da verir: "...bir vasta-i telef olmakla bir maksattan el ekip de hemen lvermek, insan kr mdr?...Yarn frsat drrsek Gazi Giray'la bir i grrz.(...) Kar tarafa geer, mezhebimizin il-y nna alrz..." (s.335) Cezmi 'de Gazi Giray Han aktif olarak yer almaz, fakat varl daima hissedilir. Halbuki destanda Gazi Giray Han'dan hi bahis yoktur. O ancak destann sonunda ortaya karak yaananlarn ansna Bahesaray'da bir eme in ettirir. ran saraynda geen hadiselerde de baz farkllklar sz konusudur. Mesela, ran saraynda yaanan zl ak destanda byk yer tutmaz: "dil Sultan pek gzel gen yiit olduu iin, ona iki gz kr olan Acem ahnn Perihan adl kzkardei ile ehriyar adl kars ikisi birden k olurlar. kisi de geceleri sra ile birbirlerinden sakl zindana gidip, dil Sultan'a kendilerini sevdirecek olup, yemek getirip, ne edeceini bilmez talk olup yaarlar. dil Sultan, Perihan hem gen hem de gzel olduu iin onu sever. Bunu duyan

bilig-4/K97

86

ehriyar ne edip edip, Perihan' saraydan uzaklatrp, kendi dil Sultanla kalacak olur." Destanda bu ekliyle yer alan ak entrikas, doal olarak romann dnyas ierisinde daha ayrntl ve karmak bir yapya brnr. Ancak yine destandan farkl olarak bu entrika romanda, asker bir takm plnlarla da zenginletirilir. Halbuki destanda ayrntl olmamakla birlikte sadece akla ilgili boyutu kullanlmtr. Bu kullann romanda entrikann balang noktasyla bir benzerlik tad dnlebilir. Ancak bunun asl sebebini, halk muhayyilesinin ileyi tarznda aramaldr. Romantizme meyyl olan halkn muhayyilesi, aslnda tarih ve stratejik nitelikleri de bulunan bir vak'ann romantik ynn tercih etmektedir. Buna karlk Namk Kemal'in dnyaya ve edebiyata bak as buna msaade etmez. Yazdklaryla cemiyetin ncs olabilecek rnek tipler izmeyi isteyen yazar, bir ok bakmdan nemli olan bu vak'ay tamamen ferd arzularn eline b rakmaz. dil Giray, ran'n krkledii mezhep ayrmcln ortadan kaldracak bir konumdadr ve romanda bir ak kahraman olmaktansa yazar nn mesajn btn boyutlaryla tayan bir halk kahraman olmay seer. \ Romanda ve destanda entrikann zlme noktas benzerlik gstermektedir. Destanda buraya kadar Krm ordusunun kumandan olarak grlen Karaay, burada Krm'dan dil Sultan' kurtarmak iin gelmi bir casus kimliiyle yer alr. Aslna baklrsa Karaay'n kiilii burada Cezmi ile birlemektedir. Namk Kemal Cezmi'yi roman dnyasnn btn genilii ierisinde uzun uzun dolatrp, plnlar kurdurup, dil Giray'la Perihan'a gvenmek konusunda tarttrrken, Karaay bir destan kahraman olarak hi bu tereddt ve muhakeme anlarn yaamaz. Dorudan doruya ehriyar'n kurduu plnlar bertaraf etmek ve dil Giray' kurtarmak isteyen Perihan'la i birliine giriir: "Perihan da kendi yakasn kurtarmak iin, dervi klna girip yaayan Karaay ile bir olup, bir gece dil Sultan' zindandan karp, bir olup Krm'a kap gitmeye niyetlenirler." Bu pln romanda, dil Giray ve Cezmi'nin yardmyla ordunun bulunduu yere karlan Perihan'n saltanatnn iln edilmesi, meydana gelen karklk ve boluktan faydalanan Osmanl ordusunun Kazvin ehrine doru yryerek ran' ele

geirmesi eklinde yer almaktadr. Yani, tamamen Namk Kemal'in snnlerin hkimiyetini arzulayan grleri dorultusundadr. Halbuki destan iki n, ahn karsndan kap kurtulduktan sonra mesut yaayacaklar Krm'a gidileri gibi romantik bir sona sahiptir. Her iki eserin zm blmleri de hemen hemen ayn kurguya sahiptir. Hem destanda hem de romanda kanl son, ehriyar'n kskanlk krizlerine kaplmasyla balar. Cezmi 'de ehriyar, dil Giray ve Perihan'n birbirlerini sevdiklerini renince vezir Mirza Sleyman'la i birlii yaparak onlar ortadan kaldrmak ister. Perihan, dil Giray'n kkne geldiinde ehriyar'n korucularndan biri silahyla iaret verecek ve kk eviren adamlar tarafndan katledileceklerdir. Muhteris vezir bu plna ehriyar'n da ldrlmesini salayacak bir blm daha ilave eder. Destanda ise yine Perihan'la dil Sultan'n birbirlerini sevdiklerini renen ehriyar, vezirine dil Sultan'n bulunduu zindana Perihan geldiinde kendi askerleri tarafndan ldrlmesi emrini verir. Vezir, bunlar h'a anlatarak emri onaylatr. Ancak destanda pimanlk duyan, romanda ise dil Giray' bir kez daha aalayarak intikam duygularn tatmin etmek isteyen ehriyar, dil Giray'n yanna Perihan'n gitmesi gereken gece kendisi gidince, kurulmu pln ilemeye balar. Destanda ehriyar, dil Sultan'n bulunduu zindana girip ona "Sakn Perihan ile kaaym! diye dnme, ah zindandan kim ksa ban kesin! diye emir verdi" deyip karken "vezirin askerleri emir gerei kzp, kllar ile ehriyar' parampara edip dorayp brakrlar." Bundan sonra Perihan ve Karaay dil Sultan' karmak iin zindann kapsna gelirler, oradaki askerlerle bouup onlar ldrrler. dil Sultan' alp sarayn kapsna vardklarnda vezir tarafndan grlrler. Vezirin emri zerine askerleri dil Sultan, Perihan ve Karaay'n etrafm sarp dvmeye balarlar: "Perihan yreinden yaralanp cann teslim eder; dil Sultan da her yeri yaral, kan iinde kaldnda, onu tutup ayaklarn, kollarn keserler, gzlerini de mil ile karp, tenini para para edip kesip brakrlar. Aralarnda yaral olsa da Karaay kap kurtulur." Romanda ise son bir defa aalamak zere dil Giray'n kkne giden ehriyar, kke Peri-

bilig-4/K97

87

han'n geliini bekleyen korucu tarafndan grlr ve Perihan zannedilerek plnn balamasn salayacak olan iaret atei verilir. Ancak i korucu iaret atn yaparken plnlarn bildii Cezmi'ye nian almtr. Bylece romann zm blmnde destandaki Karaay'la benzeen Cezmi, daha kargaann banda yaralanarak saf d braklr. ehriyar, Peev Tarihi 'ndeki anektoda da uygun olarak snd ahn odasndan alnr, paralanarak ldrlr. ki sevgili ise, Perihan'n dil Giray'n hayatn kurtarmak iin byk aba sarfetmesine ramen yine galeyana gelmi korucular tarafndan ehit edilirler. Bundan sonra destanda Karaay, romanda Cezmi Perihan'la dil Giray' ayn mezara gmerler. Bu son destanda daha ziyade bir ak hikyesiymi gibi ilerleyen vak'aya gre tabi bir sondur. Romann sonunu deerlendirirsek burada Namk Kemal'in kahraman yaratma metodu ve yaratt kahramanlarna ykledii karakter zelliklerinde baz ortak noktalara tesadf ederiz. Eser boyunca iyileri daima iyi, ktleri ise daima kt izen yazar eserlerinin sonunda ktleri cezalandrmak, iyileri ise mkfatlandrmak eilimindedir. Cezmi 'nin sonuna bu noktadan bakldnda Namk Kemal'in dil Giray ve Perihan' sevdiini ve onlar bu sonla mkfatlandrdm dnebiliriz. Destanla benzerlik gsteren bu sonun ayrca okuyucunun muhayyilesini okayacak bir son olduunu da unutmamak gerekir. Bir ideolog olan ve btn eserleriyle okuyucusuna mesajlar iletmeyi, dersler vermeyi dnen yazar, romann edeb bir tr olduunu ve byle unsurlara ok fazla ak olmadn dnm olmaldr. nk, okuyucu roman ve hikye gibi o yllar iin henz yeni olan Avrupai trlerden elendirmeyi de beklemektedir. Destanda ve romanda tercih edilen bu ortak romantik sona ramen mesela Peev Tarihi 'nde bu hadise anlatlrken seilen balk udur: "Kr ah Hudabende'nin talihsiz ei ile yzsz kzkardeinin ve dil Giray Han'n ldrlmeleri haberi zerine". (BAYKAL, 1982:53) Peev Tarihi, hadiseyi Namk Kemal'den farkl olarak verir. Buna gre ah, dil Giray' damat olarak istemektedir. Kars ve kardeinin Hanolu'na k olmalar ve bunun saray tarafndan renilmesi askerlerde bir namus tutkusunu dourur. Bunun zerine de eh-

riyar romanda yer ald ekliyle kap snd ahn odasnda, Perihan ve dil Giray ise ayr ayr odalarnda ldrlrler. Buraya kadar belirtilenler Krmllarn dil Sultan destan ile Namk Kemal'in Cezmi roman arasnda tarih kaynaklardan daha ziyade bir benzerlik olduunu gsteriyor. Ancak destanda, ro mandan farkl olarak bir efsane boyutu da yer alr Destann en sonunda yer alan "Bahesaray Gz Yalar emesi", dil Sultan'n lm haberi zerine alaya alaya len annesinin ansna yaplmtr. Romann yazlabilmi olan ksmnda kbetinden haberdar olamadmz Gazi Giray Han, destann sonunda Bahesaray'da bu emeyi in ettirir.

II. ah slar Dnyas a. dil Sultan Destan n n ah slar


Destanda ana kahraman, dil Sultan ile Karaay'dr. Destan, bandan itibaren dil Sultan'n destan olarak balar, onun bandan geenler ve onun sonu anlatlr. Ancak Karaay sezgileri, dikkatleri, askerlii, cesareti hatta falcl ile destanlardaki "bilge" tipinin fonksiyonlarn yklenir. Onu ou zaman dil Sultan'dan daha n plnda grrz. Destanda dil Sultan on bir yandan itibaren anlatlmaya balanr:
"On bir yana geldiinde, Fildiinden ok yontmu; On iki yana geldiinde, At stne o konmu. On yana geldiinde, Uan ku gibi rpnm On drt yana geldiinde, Bay, treler, hanlarn, Szn blp konumu. On be yana geldiinde, Belini boup balam Yular dememi hergeleden Bir ak kr at semi On dokuz yana geldiinde, Tap duran Krm ' Bir adam gibi dinletmi." (NAN: 106-107)

Bu zellikleriyle dil Sultan, Trk destanlarnn kahraman tiplerinden hi de farkl grnmez. Hzla ve srekli kahramanlklar gstererek byr.

bilig-4/K97

88

Daha kk yatayken okla, atla tanr. On drt yandayken byklerin szn blp kendisini dinletir. Henz on alt yandayken "batr olup" ortaya kar. Yirmi yana gelen dil Sultan, kargaalar yaamakta olan Krm'a szn dinletecek bir olgunlua ulam, szn dinletir olmutur. Grld gibi o, hem bilge, hem asker yaratll, hem de devlet idare edebilecek kahraman kiiliine sahiptir. Cesurdur, ran ordusunun kalabalk olduunu bile bile onlarla savaa girmitir. Romantiktir, Karaay'n ganimet getirdii Laz Tuwma'ya bir bakta "lesiye k" olur. ehriyar ve Perihan'n ikisinin birden k olabilecei kadar da gsterilidir. dil Sultan, kendi ad etrafnda sylenmi bir destan olmasna ramen, baka zellikleriyle anlmaz. Destann Ouz Kaan ya da Manas gibi ok hacimli bir destan olmamas da onun zelliklerinin snrl anlatlmasna sebep olarak dnlebilir. Ancak anlatlan ksm bile dil Sultan'n destan kahramanlarna has zelliklere ksmen sahip olduunu gsterir. Fakat dil Sultan buna ramen, allm destan kahramanlarna ve onlarn zelliklerine gre daha insandir. Bu onun ayn zamanda tarih bir ehre olmasyla izah edilebilir. Destanda yer alan dier ana kahraman Karaay'dr. Karaay, Krm Hanlnda ordu kumandandr. "Altn suyu ile yazlm, genilii bir arn, uzunluu iki arn" (s. 107) stanbul denilen ehirden gelen "sert yazl mektup"ta dil Sultan'a, "Orak Olu Karaay' Askerine ba yap!" (s. 108) denmektedir. Karaay cesurdur, btn hadiseler onun cesaretini ortaya koymaktadr. "Kzlba denen dmann snrna" varldnda dil Sultan'n alt binbasndan hi biri gidip Kzlba iinden bir asker almaya cesaret edemez. O zaman dil Sultan Karaay'n gitmesini ister: "Karaaym, Karaay Sen gitmezsen, hi olmaz , Dmdz Krm iinde, Birlemi halk gibi Nogay'dan , Orak olu Karaay, Her delinin yavrusu ay, Dmann arkasndan es yel gib i i kapakl, krmz gzl yleyse, imdi sen gidip, Dman askeri getir! deyisylenmi."(NAN: 109-110)

dil Sultan'n bu szlerinde Karaay'n kiiliiyle ilgili zellikler yer almaktadr. "Dmann arkasndan esen yel gibi" syleyii onun hzl ata biniini, "i kapakl, krmz gzl" (NAN: 110) syleyii ise onun fiziksel zelliklerini vermektedir. Karaay, dil Sultan'n akl dant kiidir. Sultan'n gen ve tecrbesizliine karlk o tecrbeli ve aklldr, heyecanlarna hakimdir. ran ordusunun say ve mhimmat bakmndan stn olduunu sezince; "Kl vurup, kan dkp Nam kazanmak kr deil" ve; "Dneni kayp grmezsen Gel dnelim Krm'a der." Fakat Adil Sultan 'n; "Korkarsan, burda kalrsn, Kalrsn da konarsn; Korkmazsan benle bir olup, Bana yolda olursun Korkaklar eve dner, Yiitler savata seilir!" (NAN: 111) eklindeki szleri zerine hi dnmeden askerini ekip sultann yanna katlr. Savata kahramanlklar gsterir. Gece gndz durmadan yol gider, yedinci gnn sabahnda Kzlba henz uyurken Karaay gidip dman basar ve kayba uratr. Destanda bu sahne yle anlatlmaktadr: "Bir dnp geldiinde, At trnanaca kan eder; ki dnp geldiinde At dizinece kan eder; dnp geldiinde At gbeinece kan edip Kzlban askerini Dorayp brakr Karaay. Kzlban iki ordusunu Krp brakr Karaay." (NAN: 112) dil Sultan'n esir dmesinden sonra Karaay Krm'a dner. Ama sultan anasnn aclarna dayanamayarak bir gn onun yanna kar ve dervi klna girerek ran sarayna gitmeyi, bunlara sebep olan Laz Tuwma'yi ldrdkten sonra dil Sultan' zindandan kurtarmay plnladn anlatr. Dedii gibi yapar. Sarayda Perihan ile ibirlii yapp dil Sultan' kurtarp birlikte Krm'a kamaya karar verirler. Fakat gelien hadiseler Perihan ve dil Sultan'n lmn getirir. Bu srada

bilig-4/K97

89

yaralanan Karaay yaralarn "bezlerle sarar, gene dervi kyafetine girip dil Sultan ile Perihan'n cenazelerini bir mezara getirip gmer. Sonra kendisi Krm'a dner. O kendisinin Karaay olduunu kimseye tantmaz, dervi kyafetine girip falc olup yaar." Ancak kulaktan kulaa onun falc olarak yaad yaylmtr. dil Sultan'n yal annesi ryasn yordurmak iin onu artr. Rya dil Sultan'n ldn haber vermektedir. Karaay, kadn zmek istemez, ryay tersine yorar. Destanda Karaay'n hikyesi burada biter. Bunlardan karlabilecei gibi Karaay fedakr ve duyguludur. Destan kahraman olmasna ramen, tek boyutlu olmaktan da kurtulmutur. Birlikte yola kt dil Sultan' sonuna kadar kurtarmak ister, kurtaramaynca adeta kendini mahkum eder. Bu, onun onuruna ne kadar dkn olduunu gstermektedir. Destann kadn kahramanlar ehriyar, Perihan, Laz Tuwma ve dil Sultan'n annesidir. Ancak bunlarn zerinde fazla durulmaz. Yetimeleri, fiziksel veya karakter zellikleri anlatlmaz. Laz Tuwma, dil Sultan'n akln bandan alacak kadar gzel, kendisini yem olarak kullandracak kadar da iten pazarlkl ve sinsidir. Perihan gen ve gzeldir, bunun iin dil Sultan kendisini seven iki kadn iinden onu seer. stelik, askerle dvecek kadar kahraman ve cesurdur. ahn kars ehriyar ise kskan ve muhteristir. dil'i Perihan'n elinden alamaynca kin dolar. htiraslar, plnlarnn kurban olmasna sebep olur.

bendini dil Giray'n sylemitir. Gya ki;

dyesi

lisanndan

"Doduum gnden beri gityanm" msra bercestesi sahibinin hayaline dil Giray pi-i nazarndan getii zaman sdr olmutur." (s. 13-14) dil Giray hayale dkn ve ir yaratlldr. Alamalar, emeklemeye balad zaman "lemin mihnetinden bir kre yaplm da ayana rabt olunmu" zannn verii ve bymeye baladnda ise dier ocuklarn oyunlarndan farkl oynay onun bu karakterini ispatlamaktadr. dil Giray'n farkll tahsil zaman gelince de kendini gsterir. Kendisine gsterilen ilimleri daha nceden biliyormu gibi ksa zamanda renir: "Vakta ki tahsil zaman eriti, kendine talim olunan kitaplar gya dnyaya gelmeden evvel okumu gibi, grdn bir bakta anlard. Bir halde idi ki daha yirmi yanda iken zamann ulemasndan ma'dud olunmutu." ( s. 15) Ayn zamanda asker yaratll olan dil Giray'n bu zellii, karakterindeki dier zelliklerle birleince onu "meslek-i diyanet ve hamiyete" (s. 16) sevkeder. "Merkez-i hilafeti slamn nokta-i istinad" olarak bilen kahraman bunun iin de "saltanat- Osmaniye'nin devam- satvetini kendi bek-y hayatna" (s. 16) stn tutar. dil Giray, Krm saltanatnda nemli bir mevki olan Kalgay'lk makamndadr. Hanlarn azledilmesi ya da lmesi gibi durumlarda Kalgaylar, Hanlk makamna gelmektedirler. O zamanlar Krm Han olarak Devlet Giray'dan sonra yerine gelen Semiz Mehmet Giray "Cengizi ayinenin tecdidini slamn ittihadna, kendi istibdadn hilafet-i slamiyenin bekasna" (s. 13) tercih etmektedir. Fakat Mehmet Giray'n dil Giray gibi gl ve salam karakterli bir kalgaynn bulunmas kt dncelerini gizlemek zorunda brakr. dil Giray ve Gazi Giray, Krm ordusunun banda Osmanlya ran'a kar yapt savata yardm ederler, fakat esir derler. Gazi Giray Han, Kahkaha kalesine gnderilirken dil Giray kendisini beenen ehriyar tarafndan binbir oyun ile ran saraynda alkonur. Yine oyunlarla dil Giray'a sahip olmak isteyen ehriyar, etrafa Krm'la ilgili siyas bir plnn yapld izlenimini vermek isterse de vatanperver olan dil Giray bu plnlara "...hem Halife-i slama hem kardeime hyanet

b. Cezmi Roman n n ah slar

Romann ana kahramanlar Cezmi ile dil Giray'dr. dil Giray, romann dier ana kahraman olan Cezmi'den bir ka ay nce bir bahar sabahnda dnyaya gelmitir. Yazar onun doumundan sz ederken unlar sylyor: "Daha doar domaz, lemin fenasna, ben ademin ibtilasna vakf imi gibi alamay itiyat etmi idi. Gya ki eyh Galib "Hsn Ak"ma ziynet veren ninnisinin; "Ey mah uyu bu az zamandr, arhn sana maksad yamandr, Zira kat tnd b-amandr, Lutf etmesi de eer gmandr. Zannm bu ki pek harab olursun."

bilig-4/K97

90

edeyim de dnyada bulunan erazilin en ala ben mi olaym? Krm Hanl deil saltanat- lem iin yle bir deneti irtikab edemem." (s. 125) szleriyle karlk verir. dil Giray'n asl beendii ve k olduu ahn kzkardei Perihan'dr. ehriyar'n plnlarna karlk dil Giray snn olan Perihan ile birleerek, onu destekleyen days emhal'in temsil ettii snn gc de arkasna almak, ran'daki i hakimiyetine son vermek ister. Romann dier ana kahraman olan Cezmi, bir sipahinin oludur. ki yanda annesini kaybeden Cezmi, babasnn ihtimamyla byr. Derslerini, babas gibi sipahi olan amcasndan okur. Btn ilimler hakknda malmat sahibi olurken sipahilik talimleri de yapar ve askerlii sever. Babasn ve amcasn da gen yata kaybeden Cezmi, kendisine olan gveni sayesinde kiiliini ispatlar ve himaye grr. Kendi sraryla savaa girer, birok kahramanlklar gsterir, hayat kurtarr. Osmanl-ran savalar srasnda yine kahramanlklar dolaysyla tand ve tabiatna hayran olduu dil Giray tarafndan ran sarayna arlr. Birok engelden sonra dil Giray'la grmek ve pln yapmak frsatn elde eden Cezmi, kargaa esnasnda plnlarn bilen korucu tarafndan yaralanr. Korucunun kimlii romann sonunda mphem kalmtr. Bir dervi kyafetinde grnen bu kii Cezmi'nin boulmak zereyken kurtard ve i olan Pertev midir? Yoksa Cezmi'nin dil Giray'n yardmna giderken Pertev'den baka yanma ald Sf isimli kii midir? Ayn kii romann zm blmnde Cezmi-dil Giray-Perihan lsnn yaptklar pln vezir Mirza Sleyman'a ve ehriyar'a haber vererek zellikle ehriyar'dan bol altn koparmtr. Romanda gerilimi salamak iin yazarn byle bir entrik unsura ba vurduu dnlebilir. nk yazarlar, eserde okuyucunun ilgisinin srekliliini salamak iin bu tr unsurlar bulundurmak zorundadrlar. Ancak Namk Kemal'in, eserinin sonunda bu mphemiyeti zmesi gerekirdi. Bu, romann bir kompozisyon hatas olarak grnmektedir. Dier yandan "dervi" klyla bu devirde rahata dolaabilme imtiyaz olmaldr. nk romann sonunda dil Giray'la Perihan', sevgilileri ayrmamak iin ayn mezara gmen Cezmi ile Abbas'n da dervi kyafetiyle oradan ayrldklar renilmektedir.

Cezmi de dil Giray gibi ir yaratlldr. Romann balarnda yazar onun irliini gstermek iin bir kaside ile ir Nev'i'ye intisab ettiini anlatr. Romann sonunda onun yine irlii ile karlalr, kanyla iki sevgilinin mezarna manzum bir kitabe yazar. Cezmi, romanda ferd mcers zerinde durulmayan bir kahramandr. Hatta romana ismi verilmi olduu halde asl entrikann cereyan ettii ran sarayndaki hadiseler ierisinde de Cezmi'yi gremeyiz. Cezmi, romann bandan itibaren gerek dil Giray'la mukayeseleri gerekse kahramanlk, cesaret gibi zelliklerini belirginletirecek hadiselerin ierisinde anlatlrken, okuyucu romann gelien blmlerinde onun daha aktif bir kahraman olaca zannyla bekler. Fakat Cezmi, ancak eserin son sahnelerinde ortaya kar. Ondan beklenen hadiselerin akn deitirmesidir. Halbuki o daha kargaann balarnda yaralanarak yine hadiselerin dnda kalr. Romann son szlerini onun sylemesine ramen okuyucuyu tatmin etmeyen bir noktada kalmtr. Ahmet Hamdi Tan-pnar bir deerlendirmesinde Cezmi'yi esere adnn verilmesini lzumsuz klacak kadar silik bularak, romann yazlmam olan ikinci cildinde bir romanc olarak Cezmi iin muhtemel mcerlar plnlar. (TANPNAR, 1977:217). Romanda son blmn kompozisyonunu stlenen ak geni, ehriyar-dil Giray-Perihan arasndadr. Perihan'la dil Giray, genin sevgi alveriini temsil ederler. Perihan, ran ah Mehmet Hudabende'nin kardeidir. 18-19 yalarnda gzel ve zeki bir kzdr. Yazar, Perihan' anlatrken unlar sylyor: "Perihan tabiatn fevvare-i bedyiinden sram da incimat etmi bir amd- nuran vasfna lyk olacak kadar gzel bir vcut olarak, cephesinde mehtba kar tutulmu gm levhalar gibi saf bir pertev, ehresinde gnee doru alm gller gibi peMbe bir nur ceveln ederdi. Mahmur gzleri, perian salar sevda gibi, hayal-i kane gibi hazin idi." (s. 17-18) Ancak Perihan, bu gzel vcudunun iinde ateli bir fikri tamaktadr. Bu fikir devlet idaresine tam anlamyla hkim olarak snn iktidarn salamaktr. Bu vak'alar esnasnda devletin idaresinde tek bana sz sahibi olmayan Perihan, ehriyar'n yardmcs durumundadr. Ancak halk tara-

bilig-4/K97

91

fndan ve askerlerin bir ksm zellikle de days emhal'in komuta ettii erkesler tarafndan sevilmektedir. Daha nce iki defa ran'n i politikasnda nemli bir rol oynam ve babas Tahmasb'n lmnden sonra ideolojilerini devam ettirecek, kendi isteklerini yerine getirecek bir ahn seiminde tesirli olmutur. nceleri hlim selim iken ah olunca tabiat deierek adeta cni ruhlu bir insan olan smail'in ah olmasn salamtr. smail'in bir gn aniden lm zerine Perihan sorumlu durumda kalr. Bunu reddeden Perihan, sonunda smail'in gzlerine mil ekerek kr ettii aabeyi Muhammed Hudbende'nin ah olmasn temin eder. Hem gzel hem de cesur olan Perihan'n dil Giray'la giritii pln da cesareti gerektirmektedir. Ne yazk ki btn zellikleriyle birbirlerine tezat tekil ettikleri ehriyar'n intikam duygusuyla karlar. Sevdiiyle birlikte idealleri urunda lr. ehriyar, krkna yaklat halde gzellik ve tazeliini muhafaza etmektedir. Namk Kemal onu srekli olarak Perihan'la mukayese ederek vermektedir. Tam anlamyla birbirine zt iki kutbu temsil eden iki kadndan Perihan gzellii, iyilii, sevgiyi temsil ederken ehriyar kini, intikam temsil etmektedir. "Perihan'a nisbet gzellii gle nisbet zakkum iei; ahlk, rhniyta nisbet sfliyt- maddiye, arzusu hayalt- liye nisbet agraz- nefsniye; elencesi, ml-i msumneye nisbet mtehiyt- menfaat-perestne kabilinden idi." (s. 18) ehriyar' tantrken daima kt sfatlar kullanan yazar, onu ylana da benzetmektedir: "Ylan gibi zahirde zayf ve fakat hakikatte kuvvetli bir bnyeye malik olmu ylan gibi aciz kald zaman yerlerde srnr; ylan gibi veche-i maksuduna vusul iin izini setrederek eri br yollara salk" (s. 18) olabilecek karaktere sahiptir. dil Giray'a sahip olabilmek iin bir yn pln hazrlayan ehriyar, btn bunlar ran'n yararna yapyormu gibi gsterir. Fakat ehveti iin her trl fenal ve rezaleti gze alabilecek bir kadndr. Yazar onun dil Giray'a tek bana sahip olabilmek iin ran'daki btn iktidarndan vazgeebileceini de syler. ehriyar, aslnda dil Giray'la Perihan'n birbirlerini sevdiklerini ve birlikte kaarak snn hakimiyetini salayacaklarn renince vezir Mirza Sleyman'la ibirlii yapmak ister. Ancak Mirza Sleyman'n pln iler ve o da paralanarak ldrlr.

Roman ve Destan n ah slar

Dnyas n n Mukayesesi

Grld gibi destann ve romann ortak bir ahs kadrosu vardr. Bu kadroda dil Giray, ehriyar ve Perihan her iki eserde de yer alrlar. Romanda Cezmi, destanda ise Karaay isimli kahramanlar ou zaman ayn fonksiyonu yklenmi, karakterlerindeki birok zellik bakmndan da benzeen kahramanlardr. Destanda bu kadroya Laz Tuwma ile dil Giray'n annesi ilave edilebilir. Buna karlk romanda, bu ana kadroya ek olarak zellikle gerek tarihten alnm birok isim saylabilir. Gerek ran ve gerekse Osmanl tarihinin Trk-ran savalarnn yaand bu yllardaki tarih ahsiyetleri de romanna kahraman olarak yerletiren Namk Kemal Osmanl, Krm ve ran'n tarihinden de geni bahisler aar. Roman bu cephesiyle dnldnde tarihten seilmi gerek kiilerin yer ald bir eserdir. Cezmi' de yer alan geni ahs kadrosu ve onlarla birlikte gelen tarih bilgi destanda yoktur. Romann ayrnt sanat olmas, vak'ann yannda baka unsurlarn da esere yerlemesine yol amtr. Fakat destan, belki de zaman ierisinde uram olduu insan hafzasnn azizliiyle alabildiine sde ve ayrnt-szdr, sadece vak'aya dayaldr. Bu vak'ann ana kahraman olarak grlen dil Sultan, romann dil Giray' ile birleirken onun ayrntsn tamaz. Belirtilen karakteristik zellikleriyle dil Sultan, tam olarak bir destan kahraman deildir. Yaad hadiseler, onunla birlikte anlan mekanlarn ve insanlarn da mphem olmay, tarihin bir takm delillerle tespit edebildii bir kiilik oluu, dil Sultan' destan bir kahraman olarak anlatlmaktan karp tarih bir ehre haline getirmitir. Buna bal olarak dil Sultan Destan'nda karakterlerin ya da vak'ann izilmesinde, destanlarda allagelmi olan hibir olaanstlk yoktur. Fakat yine de halk muhayyilesi beslendii kaynaklar, alt destan tavr ve idealize etme anlay ierisinde tarih bir ehreyi, ksmen destan bir ehreye evirir. Bu halk muhayyilesinin ideal kahraman arayyla ilgilidir. Mehmet Kaplan'a gre bunlar, Ouz Kaan'dan itibaren toplumun iinde yaad tarih ve sosyal artlarla birlikte yeni zellikler kazanarak veya baz zelliklerini tasfiye ederek gelien "archetypal imajlar"dr ve devamllklar sz konusudur. (KAPLAN, 1985:29)

bilig-4/K97

92

Bir tarih sima olarak dil Giray her iki eserde de ilimlere vukufu, cesareti ve asker yaratl ile yer alr. Romanda buna ilave olarak dil Giray'n gzelliinden ve irliinden de vgyle bahsedilmektedir. Bu vesileyle Cezmi'nin irliiyle mukayese yapmak imkn da doar. Fakat romanda bu gzellik ve irliin zerinde srar ediin asl sebebi siyas bir tercihten ziyde bir ak kmaznn sebep olduu hdiselere zemin hazrlamaktr.dil Giray gzeldir, nk ehriyar ve Perihan bir grte ona k olurlar ve btn tac ve tahtlarn ayaklarna sererler. Yazar bu fizik zellie vak'asnn bir tarafn dayar. Dier yandan vak'ann bir taraf da dil Giray'n irliine dayandrlmtr. Romantik kiilii sayesinde Perihan'la duygulu bir ak yaayacak olan dil Giray sevdii kadna olan akn da ilk olarak bir iirle anlatr. ehriyar'la ve Perihan'la konumalar, bu konumalarn dil Giray'n i dnyasndaki yanklar, pheler ve kararlar hep roman dnyasnn ve romanc muhayyilesinin dil Giray'a kazandrdklardr. zellikle romann son blmnde btn entrikay zerinde tayan ak mcers destanda bir cmleyle yer alrken dil Giray'n gzellii, irlii ve romantik kiiliini de gereksiz hale getirir. Halbuki romann byle bir ayrntya ihtiyac vardr. Tarih roman yazar, okuyucusunun romantizm ve mcer arzusunu da sayfalar arasnda tatmin etmek zorundadr. dil Giray'n romanda yklendii ancak destanda zerinde durulmayan bir zellii de slma ve Osmanlya balldr. Osmanlnn gerekletirmeye alt "ittihad- slm lks" dil'in de amac olmutur. dil, Cezmi ile yapt bir konumada u cmleleri sarfeder: "Sultan Selim'in ve Sokullu'nun biri karalar zabt ederek biri deryalar birletirerek hsl etmek istedikleri ittihad- slm maksadn iler elinde esir iken snn bir kzn yardmyla vcuda getirebilirsem (gerekten sylyorum) irne bir hayl deil midir?" (s.210) Bu cmleler aslnda Namk Kemal'in de dncelerini anlatmaktadr. Cezmi 'nin yaynland yllarda Osmanl Devletinin ierisinde bulunduu durum ve bu durumdan kurtulabilmek iin ortaya karlan ideolojilerden biri de ittihad- slmdr. Namk Kemal bu yllarda ittihad- slmn savunmasn yapmaktadr. Cezmi 'de dil Giray, Cezmi hatta Perihan'n yklendii fonksiyon, eserin hitab ettii devir iin nemlidir. Burada tek itiraz edilecek nokta, dil

Giray'n Osmanly ilgilendiren bir siyas konuda ranl, stelik de hanedandan bir kadnla ibirlii yapmasdr. Yazar okuyucusunun bu konudaki phelerini gidermek iin nce dil Girayla Perihan' sonra da dil Giray'la Cezmi'yi uzun uzun tarttrr. dil Giray ve Perihan tartmasnda, Perihan'n kiilii, gemii ve ran devletiyle ilgili birok ip ucuna rastlarz: "...hanedann bekasndan emin deilim. Hatta ne yalan syleyeyim, bekasn da istemem" (s. 170) diyen Perihan; ehriyar, Hamza Mirza ve ah Hudbende hakknda da konutuktan sonra daha ileriye giderek unlar syler: "...bir kimseye bir ktlk etmedim. Herkesin bir dereceye kadar tevecchne nilim. Daym emhal'in taraftarlar daima emrime muntazr duruyor. Mahrem birok adamlarm var. Fakat hem mahrem hem kr-gzar kimseye mlik deilim. Eer yle bir vastam olsa imdi bu devleti takallbe muktedirim. Safev evldnn ummunu tutar canlarna kasd olunmamak artyla ya istanbul'a ya Krm'a gndeririz. Sizin ahlnz da ilan ederiz. Hem Hnedn- Osman ile aradaki ihtilaf kalkar, hem halk bunlarn errinden emin olur." (s. 170-171) Perihan'n bu szleri Osmanlnn ittihad- slm salayacak tek hanedan olduuna olan inanc dile getirir. Bunun tarih bir gerekesi de vardr. dil Giray'n "...aradaki mezhep ihtilafna ne yapalm." (s. 171) demesi zerine kzn szleri ittihad- slm zleyen bir yazarn dncelerini dile getirmesi bakmndan mnldr: "ran'a imdiye kadar hkmeden ahlarda snn yok muydu?...Bu saltanata asrlarca hanedannzn zs mlik olmulard. lerinde hangisi i idi? Hangisine ranllar itaat etmedi? Emin olunuz ki saltanat bir slleye mnhasr olmak saadeti yalnz Osmanllara mahsustur. ran zerinde Safevlerin hakk- hkmeti ne kadar ise sizin de o kadardr. Belki sizin hakknz bizden ziyadedir. nk saltanatnz hem daha kadim hem daha mediddir." (s. 171-172) Perihan'n bu szleri dil Giray' ikn etmitir. Cezmi'nin pheleri ise dil Giray'n syledii Namk Kemal'in yksek hitabet cmleleriyle ortadan kaldrlacaktr: "...bir msme bana mezhebim namna ittihad- slma bir hizmet teklifinde bulunursa teebbsn muhtaras midine velev ki bin kat glip olsun tereddt gstermekliimin ihtimali var mdr? Muharebe meydanlarnda her dakika gzmn nnde dolarken kirpiklerimi krpacak

bilig-4/K97

93

kadar bir heyecan verememi olan lmden mi kaacam da yirmi yanda bir kzn ilerin elinde kalm iken benden ziyde kendi mezhebinin il-y nn dnen bir melein yannda rezil mi olacam." (s.211) Bu ifadeler, romann bu uurda verilen mcadeleleriyle birleince Namk Kemal'in Cezmi 'yi yazmaktaki maksad daha belirgin bir ekilde ortaya kar. Hatta romana bu noktadan bakldnda Peev Tarihi 'ne gre sadece ehvet duygusunun esiri olarak gsterilen Perihan'n slmdan, snn akideden, gzellikten, iyilikten yana olan btn tavrlar ehriyar gibi tam tezadn temsil eden bir karakterle daha da belirginletirilmektedir. Halbuki destanda bu karakterlerin hi bir zellii zerinde durulmad gibi ideolojileri de tespit edilmez. Destann tr olarak sadece harekete dayanan bir mcerya ihtiya duymas bu unsurlarn deerlendirilmemesine sebep olmutur. Halbuki tarih roman yazar bulduu btn ipularn kullanmak, boluklar hayal gcyle ve Namk Kemal'de ok belirgin bir ekilde olduu gibi mesajlaryla doldurmak zorundadr. Buna ramen Namk Kemal'in tiplerini yaratmada ok baarl olduunu sylemek zordur. Roman sanatnn, birok ayrnt, mukayese ve ilemeyi beraberinde getiriyor olmasna ramen, Namk Kemal'in ahslarnn, onun istediklerini sylemek iin seildikleri ok bellidir. Roman boyunca yklendikleri yazarn szcs olmak ve onun fikirlerini dil Giray ve Perihan gibi savunarak, ehriyar gibi de kart olarak tamak dnda yaamazlar. Kalemini ferd meselelerden ok cemiyetle ilgili meselelerin hizmetinde grmek isterken dil Giray'la Perihan'n sevimelerine bile raz olmaz. Namk Kemal'e gre onlarn byle ferd heyecanlarn yaamaya haklar yoktur. Bunun aksini yaayan ehriyar, kendinin ve dierlerinin kt sonlarn hazrlamtr. nder Ggn Cezmi 'yle ilgili bir deerlendirmesinde bu fikri dorulayan u tespitleri yapmaktadr: "Kiiler, eser boyunca karakterleri deiiklik gstermeyen "flat-dz" tiplerdir. Sadece yazarn direktifleri dorultusunda hareket eden kimseler gibi grnrler. zerinde, dikkat ve itina ile durulan Cezmi; sistemli bir terbiyenin sekin simas, eklinde sunulur. ntibah 'taki Mehpeyker ile Dilaub ztl, burada ehriyar ile Perihan arasndaki mcadelelerle devam eder gibidir." (GGN, 1987:59)

Cezmi'nin destandaki karl Karaay'dr. dil Giray'n yannda sadakatiyle yer alan tip aynen Cezmi gibi gven duygusunu uyandrmtr. Karaay da Cezmi gibi sadece dil Giray'a lzm olduu zaman ortaya kar, sonra yine kaybolur. stelik her ikisinin de dervi kyafetiyle kaybolmalar olduka nemli bir benzerliktir. Destanda Karaay'n falc olarak yaamaya devam ettiini bildiren cmleyle sonsuzlua alan hikyesine karlk romanda da Cezmi'nin hikyesi, Dede Korkut gibi yeni bir kahramanlk sahnesinde ihtiya duyulduu takdirde tekrar ortaya kmak zere sonsuzlua alr. Belki roman devam edebilseydi, asl Cezmi'nin roman yazlacakt. Namk Kemal Karaay'n dz tipliine karn romandaki karl Cezmi'yi yuvarlaklatrmak iin ona ferd mcerlar da ekler. Mesel, kzn babasnn istei zerine Aye ile nianlanmtr. irdir, zellikle Perihan'la dil Giray'n cesetlerini seyrederken son derece romantiktir.

Sonu
Krm'n "dil Sultan" destan ile Namk Kemal'in Cezmi roman arasnda byk bir yaknlk olduu grlmektedir. Namk Kemal'in eser boyunca kulland tarih kaynaklara ve dil Sultan destanna bakldnda mcernn romann bittii noktada sona erdii grlmektedir. Bu yzden, Cezmi'nin yarm kalm bir roman olduu sylenmesine ramen en azndan dil Giray noktasndan deerlendirildiinde eserin kompozisyonunun tamamlanm olduu dnlebilir. Cezmi 'de yaanm hadiselerin halk arasndaki deerlendirmesi olan destanla ve tarih bilimini temsil eden eserlerle bir paralellik sz konusudur. Fakat yazar bu eseriyle, baka kaynaklarca da anlatlan vak'a ve insanlarla devrine, o gnler iin kurtarc bir ideoloji olarak grlen "slm birlii ryasn bir romanla da tespit etmek" (ZN, 1941:204) ve mesaj vermek istemitir. Yani yazar tarihi, tezini vermek iin bir zemin olarak kullanmtr. Bunun iin de tarihi ve ahsiyetlerini yeni bir ilemeye tbi tutmu, ynlendirmi, direktifleri dorultusunda davranmalarm, onun istediklerini sylemelerini istemitir. Bu maksatla Osmanl Tarihi isimli almasnda da olduu gibi kendisine zg deerlendirmeler yapmtr.

bilig-4/K97

94

Adil Sultan
"Masal anlat" diye koymazsnz Anlattma doymazsnz; Anlatsam fikrim uyanr, Masalm pek uzanr. Uzun laf ksaltp, Kendi fikrime dneyim! Adil Sultan masaln Ben size anlataym! Bir zamanda var imi Adil adl gen sultan. On bir yana gelince, Fil diinden ok yontmu; On iki yana gelince, At stne o konmu, On yana gelince, Uan ku gibi rpnm; On drt yana gelince, Bay, treler, hanlarn, Szn blp konumu. On be yana gelince, Belini boup balam. Yular dememi hergeleden Bir ak-kr at semi. On alt yana gelince Ak baldr drlm, Kk az brlm, Batr olup grlm. On yedi yana gelince Yetmi asker edirmi; On sekiz yana gelince, Seben sevmen edirmi. On dokuz yana gelince, Tap duran Krm', Bir kii gibi dinletmi. Yirmi yana gelince, pek entari giyimli Yzleri ay gibi sevimli Kollar altn bilezikli ki nazl kz gelmi. ki nazl kzla beraber Kaska koar atla beraber Altn suyu ile yazlm Genilii bir arn, Uzunluu iki arn, stanbul denen ehirden Sert yazl kt gelmi. Bunu grp Adil Stan Haber salar Krm 'a: -Gelsin benim karma Efendisi, mollas, Medresede talebesi Kadsyla mfts,

Camideki sofisi,
Hepsi koyun gibi toplamlar, Gelen kda bakmlar; Okuyamayp iindekini "Ne diyelim?!" diye durmular. "A kim kald, kim kald? " Diye, soruup, otururken, Almaz dan karsnda, Balkl suyun banda, Byn burup byten, Salarn kaztp kestiren, Sarn bana koyan, mrn zevkle geiren; Pabularnn kesini, Yryverip tozduran, Abdulgazi elebi "Awraman!" diye, o kalm. Arkasndan at koturup, Omzuna krk rttrp, Eyer stndeki ku mindere Oturtup, alp gelmiler; Gelir gelmez, gelen kd Okutmaya vermiler. Kd alp gz atm, Gz attktan sonra, o demi: -Ay, sultanm diyemem Diyemeden de dnemem. Kt dediin ferman imi Pek sert szl ferman imi. Syler idim, dilim varmaz Sylemezdim, gnln dinmez. te ne yazlmsa, deyip, Alp kd okumu. "Balyemez gibi toplar al! der Dobruca 'dan atlar al! der Edirne'den yaylar al! der Babada'dan oklar al! der Krm 'dan ok ok kul al! der Bozkrndan mal al! der Orak olu Karaay' Askerine ba sal! der Askerini karadan gnder!der Erzakn denizden gnder! der Kzlba denen dman Kltan geirip nam al! der. Bu haberi iitince, Adilciim gen sultan, Kabarm da kzarm, Kzardka bozarm Tap duran Krm ' Birka gnn iinde Gen bayla savaa Hazr edip baarm.

bilig-4/K97

95

Askerini karadan yollam, Erzakn denizden yollam. Orak olu Karaay' Askerine ba yapm. O gidile kp gitmi Alt gnn iinde Kzlba denen dmann Snrna varp yetmi. Alt blk askerini Su boyuna durdurup, Binbalarn toplatp, yle emir vermi, der: -irin soylu Devlet beyim, Bugn imdi sen gidip Dman askeri getir!"demi. Devlet beyi sustuktan sonra: "Scvat'n Mambet beyi Bugn imdi sen gidip, Dman askeri getir?"demi. Mambet bey de sustuktan sonra "Uzun Haydar Kbek olu Bugn imdi sen gidip. Dman askeri getir!" demi. Kbek olu da sustuktan sonra, Kara Koca'nn Hasan'a "Bugn imdi sen gidip, Dman askeri getir!" demi. Hasan da sustuktan sonra "Salgr elinin Kblay beyi Bugn imdi sen gidip, Dman askeri getir!" demi. Kblay bey de sustuktan sonra, "Msftaf denen pehlivanm, Bugn imdi sen gidip, Dman askeri getir!" demi. Msftaf da sustuktan sonra, Alt beyin alts da Karaay' kskanmlar: "Bizden byk adamn var, O getirsin!" demiler. O vakit Adil kahrlanp Karaay'a baknp: Karaay'm, Karaay Sen gitmesen, hi olmaz, Dm dz Krm iinde, Balanm halk gibi Nogay'dan, Orak olu Karaay, Er delinin balas ay, Yamur nnden esen yel gibi i kapakl, yumuk gzl yleyse, imdi sen gidip, Dman askeri getir! demi.

Bunu iiten Karaay: -Ba stne, Sultanm! Sylediini yaparm, Ku gibi uar giderim Muradma ererim! deyip, Eyer ban pek ekip, Kolann ksaltp, Ukur an kaldrp, Atna srayp binmi, der Kzlba'a gitmi, der Askerinin yolunu kesip, Bir asker alp gelmi, der. Askeri grp Adil Sultan Ondan yle sormu, der: Burda toplanan ok askerim Yenecek mi Acem'i? der. O vakit Acem demi, der: -Adil Sultan, efendim! Balyemez gibi topun yok, Dobruca'dan atn yok, Edirne 'den yayn yok, Babada'dan okun yok, Bir avu asker ile Acem 'i horlar iin yok! Bunu iiten Adil Sultan Sabrn ok tarm; Klcn knndan karp Acem'in ban uurmu. Sonra "Tevbe!" diye, dnp, Karaay'dan sormu: -Sen ne dersin, Karaay'm Yener miyiz Kzlba'? Nam kazanp dndkten sonra er miyiz aldama? der. Karaay Adil'e bakm, der Bakp ona demi, der: -Adilciim, gen Sultanm, Hepimize ba Sultanm! Kzlba'n gz yaman, Toprann yz yaman Bast yer akl ta akl ta gibi Kzlba. Klasnda krk bin asker, Hi saylr gibi grmedim; Saraynda yz bin asker, Hi saylr gibi grmedim. Balarna giydikleri Parlayp duran kurun kalpak; Bellerinde kl kalkan Bindikleri hep cins at. Kzlba denen memleketin Ba kalesi dolu servet; Toprann etrafn Dolanmas alt aylk.

bilig-4/K97

96

Kalesinin kapsndan Ylan srnp geemez; Saraynn tepesine Kular uup yetemez. Kzlba'n kumlu l Girip yrnr diyar deil; Kl vurup, kan dkp, Nam kazanmak kr deil. Karanlk ken dalar Kii batar yer deil; akl ta gbi yollar At oynatr yer deil. Sylediimi ayp grmezsen Gel ekelim treye Dneni kayp grmezsen Gel dnelim Krm 'a! der. Orda Adil kzm, der Kzp yle demi, der: -Korkarsan, burda kalrsn, Kalrsn da konarsn; Korkmazsan benimle bir olup, Bana yolda olursun! Korkaklar eve dner, Batrlar savata seilir! le demez, tan demez, Dman boazna balanr! Savata dkt kan teri Kzl altna dner! Dman yenip dnse eer, Halk tarafndan ikramlamr der. Bunu deyip, Adil Sultan Kr atna atlanr; Karaay dizip askeri Katna varp katlr. Bu gidile giderler, Pek ok da ta geerler Arpaay' arkada brakp, Tebriz'i geip giderler. Gece gndz uyumadan, Karaay gider durmadan. Yedinci gnn tannda, Kzlba uyuyup yatnca, Varp basar Karaay; Bir dnp gelince, At trnana kadar kan eder; ki dnp gelince At dizine kadar kan eder; dnp gelince, At gbeine kadar kan edip, Kzlba'n askerini Dorayp brakr Karaay. Kzlba'n iki ordusunu

Krp brakr Karaay. Kap giden bir ordusuna Yetiemez Karaay. Tam dneyim deyince, Karsnda bir dilber Glp durur, yldz gibi. Kara ka kaytan gibi, Dudaklar kiraz gibi ki yz iki gl ki gz iki nur, Kz grp Karaay, ap kalp, hi durmaz, Koyun krkne sarp alp, Atnn stne ekip salp, -Ganimettir, Sultanm, diye Adil'in nne brakr. Karaay'n Adil Sultan'a getirdii kzn ad Laz Tuwma imi. Bu kz ok gzel olduu iin, onu kap giden Kzlba ordusu, Adil Sultan'a yem olur diye, mahsus brakp gitmilermi. Hakikatte de, Adil Sultan bu kza lesiye k olur. Adil Sultan askerleri ile geri dner. Dnp snr boyundaki Kura rmana varrlar. Tam suyu gemeye hazrlanrlarken Laz Tuwma denilen kz cilvelenip, Adil Sultan'a glmseyip, kan gzn oynatr ve: - Sultanm! Sen askerlerin hepsini suyun kar tarafna karp, bir gece suyun bu yannda sadece ikimiz kalsak daha iyi olmaz m? der. Bunu iiten Adil Sultan Karaay'a askerlerini alp Kura rmann kar tarafna gemesini emreder ve kendisinin de bu gece Laz Tuwma adl kz ile rman bu tarafnda kalacan syler. Karaay onun bu niyetine kar gelse de Adil Sultan onu dinlemez. Karaay askerlerini rman kar tarafna geirir. Adil Sultan da Laz Tuwma ile beraber rman bu tarafnda kurulan adrda kalrlar. Gece yar olup amaa balar. Karaay kula stne yatt yerde, uzaktan, rman Adil Sultan'n kald tarafnda bir takm at ayaklarnn taprtlarn iitir. Yatt yerden frlayp kalkar ve atna binip, Kura rman yzp geer. Adil Sultan'n adrnn nne varp: - Aman, Sultanm, kalk dman geliyor! Diye atnn stnden inmeden barr. Karaay, bardnda, Adil Sultan derin uykuya dalmtr. Laz Tuwma uyank olmasna ramen Adil Sultan' uyandrmadan, kendi karanlkta Karaay'a sesini kalnlatrp:

bilig-4/K97

97

- Hemen ktm, Karaay! Der Karaay kz Adil Sultan belleyip: - Tez, sultanm, atmn kuyruundan tutun! Dmanlar yetiiyorlar! der. Laz Tuwma Karaay'n atnn kuyruundan tutunur. At koup Kura rmana girer ve kap onun kar tarafna karlar. Karaay atndan inip: - Aman, Sultanm! Bin atma! der. Laz Tuwma karanlkta ata biner ve gerisi gerisine Kura suyuna girip, kamaya balar. Bunu grp, Karaay onun gene kz olduunun farkna varmaz: - Sultanm! O tarafa deil, bu tarafa! diye barr. O vakit Laz Tuwma: - Ben Sultan deilim, ben Laz Tuwma'yim. Adil Sultan'n adrda uyuyup yatyor! der ve ka... ka... ka... ile glp, Kura suyunu geip, geri kap gider. Karaay ok piman olup koarak baka bir ata atlanp kz ardndan kovalayp, Kuru suyunu geip knca, ne grsn! Kzlba askerleri gelip, Adil Sultan'n adrn sarp almlar. Adil Sultan' da tutup, yedi kat zincir ile balayp, bir top arabasna takp alp gitmekteler. Laz Tuwma da Karaay'n atnn stne oturup, Kzlba askerlerinin nnde gidiyor. Bunu grp, Karaay gerisi gerisine dnp, uyuyup yatan ordularn alp, Adil Sultan' kurtarmak iin Kzlba askerlerinin ardndan gider. Kzarp, tan atp aydnlanmaya baladnda, Kzlba'n kap giden ordusu ile kar karya gelir. Bir taraftan Karaay'n gelmekte olan ordusu, ikinci taraftan ard kesilmeyen, su gibi akp gelen Kzlba ordular arasnda iki ordu kucak kucaa, bak baa gelip, kanl sava balar. Karaay Kzlba ordusunun en koyu olan yerine girip cenk eder. Pek ok Kzlba askerini krp brakr. Kzarp domakta olan gnein klar at dizine kadar ykselip akan kzl kann stne dp, onu daha ok allandrr, kokusu ile beraber havaya uup gk yzn al kan renkler ile boyar. Bu kanl savata, Karaay kendi canna acmadan savap, sekiz yerinden yaralanr. Uzaktan bakp durup, bunu gren Adil Sultan Karaay'a yle barr: - Aman, Karaay'm! Benim iin kendine yazk etme! Bu kanl savata Krm'n anl askerini krdrma! Kabahat bende. Al askerini de geri dn, benim esir halimi de varp anama syle! der.

Bundan sonra, Karaay, ordusunu alp Krm'a dner. ok yaral olup, yolda yava gittii iin, Karaay bir atl ile Adil Sultan'n anasna mektup gnderip, olunun Kzlbalar'a esir dtn anlatp haber verir. Aras bir ay gemeden, Karaay'n kendi de ordusu ile Bahesaray'a dnp gelir, olup bitenleri Adil'in anasna anlatr. Ana yrei deil mi? Olunun esir dtne yamp, geceleri gzlerine uyku girmez. Laz Tuwma denen kza beddua edip, gnden gne sararp solmaa balar. Onun bu hale geldiini gren Karaay dayanamaz, bir gn yanna varp, yle der: Kura'y kurt gibi atlaym, Bama sark saraym, Kzlba'n sarayna Dervi olup varaym. A dilciin gen Sultann Hatrn varp soraym! Ete biten kurun trnam Boyal gzl Laz Tuwma'nn Ay gibi yzne alaym. elik makas ele alp Kara san hep kesip, Boynuna sarp boaym! Kl gibi ulu iimle Yreinin ban deeyim. Akp duran al kann Akan su gibi ieyim. Sonra, Adil'e varaym.. Bir aresini bulaym. Nbetilerini ldrp, Krm'a alp dneyim! Eer are bulmasam, Adil'i alp dnmesem Ta l gibi yreimi, Taa sokup leyim! deyip, atna atlayp, Kzlba memleketine dervi olup kp gider. Trl hile yollar bulup, Laz Tuwma'yi dedii gibi edip, kendi salar ile boup, ldrp brakr. Adil Sultan' Kzlbalar'n zindana kapadn iitir. Adil Sultan pek gzel gen bir yiit olduu iin, ona iki gz kr olan Acem ahnn Perihan adl kz kardei ile ehriyar adl kars, ikisi birden k olurlar. kisi de geceleri sra ile birbirlerinden sakl zindana gidip, Adil Sultan'a kendilerini sevdirmek iin yemekler getirip, ne olacan bilmeden talk (?) olup yaarlar. Adil Sultan, gen ve gzel olduu iin Perihan' sever. Bunu duyan ehriyar ne edip edip, Perihan' saraydan uzaklatrp, kendi Adil Sultan ile kalmak

bilig-4/K97

98

ister. Perihan da kendisinin yakasn kurtarmak iin, dervi klna girip yaayan Karaay ile bir olup, bir gece Adil Sultan' zindandan karp, birlikte Krm'a kap gitmee niyetlenirler. Bunu duyan ahn kars, ehriyar vezirine: -Zindann kapsna benim nbetilerimi koyup, Perihan gelince onu ldrt! der. Bunu iiten vezir, sarayda olup biten her eyi aha varp anlatr. ah da vezirine: - Zindandaki Adil Sultan'n yanma kimseyi sokma ve kimseyi de dar kartma! diye emir verir. Bunu iiten kars koup Adil Sultan'a gider ve: - "Sakn Perihan ile kaaym!" diye dnme, ah, zindandan kim karsa ban kesiniz! diye emir verdi, der. ehriyar, bunu syleyip hzla zindandan karken, vezirin askerleri emir gereince kllar ile ehriyar' param para edip dorayp brakrlar. Tam o anda Perihan ile Karaay, Adil Sultan' zindandan karmaya gelmilerdir. Perihan da Karaay gibi olup, bir delikanl gibi vezirin nbeti askerleri ile savap, onlar krp brakr. Adil Sultan' zindandan karp sarayn kaps tarafna koup hazr duran eyerli atlara giderken, onlar vezir grr. O saraydaki btn nbeti askerlerine: - Tutun onlar! diye barr. Sarayn her tarafndan su gibi akp gelen nbeti askerler, Adil Sultan, Perihan ve karaay' sararlar. Bunlar kendilerine atlara doru yol amak iin, gelen nbeti askerlerle batrlar gibi savarken, Perihan yreinden yaralanp cann teslim eder; Adil Sultan da her yeri yaral, kan iinde kalnca, onu tutup, ayaklarn, ellerini keserler, gzlerini de mil ile karp, vcudunu para para kesip atarlar. Aralarndan ok yaral olmasna ramen Karaay kap kurtulur. Kendi yaralarn bezlerle sarp, gene dervi kyafetine girip, Adil Sultan ile Perihan'n cenazelerini bir mezara getirip gmer. Sonra, Krm'a dnp gelir. O kendisinin Karaay olduunu kimseye sylemez, dervi klna girip, tabirci (rya tabircisi) olup yaar. Adil Sultan lnce, onun anas gece bir d grr. Grd d kimden sorsa da, kimse yorumlayamaz. Azdan aza, kulaktan kulaa Ka-

raay'n tabirci olup yaad Adil Sultan'n anasnn kulana da gelip alnr. Kendi adamlarn gnderip: - Kasabamza gelen u ihtiyar tabirciyi bana alp gelin! diye emir verir. Bunun zerine, saray adamlar gidip, ihtiyar tabirciyi, dervi kyafetiyle yaayan Karaay' alp saraya gelirler. Karaay hi kendisini tantmaz. Sarayda gzelce arladktan sonra, Adil Sultan'n anas ona bakp yle der: Ay tabirci, tabirci Yorup sen bir bakver. Ben bir gece d grdm, Pek bir kt i grdm. Kt olsa, tabirci, Dmanlara yoruver yi olsa, tabirci, Adil'ime yoruver! Omzumu rten sar sa, Dalm gibi grnd. Azmdaki kzl dilim ekilmi gibi grnd. Alt at eken faytonum Parlam gibi grnd. Yele benzer yedek arabam, Yel dibinde grnd. Buluta yetien boz sicim Sabitlemi gibi grnd. Adil'im in bindii ak-kr at Yabanc altnda grnd. Er murad iki aya ekilmi gibi grnd. Er murad iki kolu Bklm gibi grnd. Er ra iki gz Yumulmu gibi grnd. Ksraktan doan tayn, Kuyruu gdk grnd. Tok ksraklar yzlp, Ar kazanlar asld. Kar gibi beyaz bezlerden Kolsuz gmlekler biildi. Saraymn etrafn Kara hendekler kaplad. i su ile dolduktan sonra, Kaz rdekler ykand. Tabirci Adil Sultan'n anasna acyp, onu incitmemek iin, dn tersine yorup, yle der: Omuzunu rten sar sa Dalm gibi grnse, Tarayp yatm olmaz m ?

bilig-4/K97

99

Azndaki kzl dil ekilmi gibi grnse, Susup durmu olmaz m? Alt at eken faytonun Parlam gibi grnse, Toplayp salm olmaz m? Yele benzer yedek araban Yel dibinde grnse, Yeller esmez olmaz m? Buluta yetien boz sicim Sabitlemi gibi grnse, Havas yaar olmaz m? Er murad iki ayak ekilmi gibi grnse, ekilip yatm olmaz m? Er hneri iki kolu Bklm gibi grnse Bklp yatm olmaz m? Er ra iki gz Yumulmu gibi grnse, Uyuyup yatm olmaz m? Ksraktan doan tayn Kuyruu gdk grnse, Yamur ya ok yap, Kuyruunu dmlemis olmaz m? Tok ksraklar yzlse, Kzlba'n askerleri Yzlp yatm olmaz m? Ar kazanlar aslsa, Kzlba askerlerinin balar Aslp durmu olmaz m? Kar gibi beyaz bezlerden Kolsuz gmlekler biilse, Onlara kefen olmaz m? Adilin senin pek yiit Kzlba'n askerini Krp salm olmaz m? O galibiyete sevinip, Bekleyip duran anas enlik ediyor olmaz m? Saraynn etrafn Kara hendek kaplasa, Kzlba' yenip dnp Kale kurar olmaz m? i suyla dolmas eme, havuz olmaz m? Kaz papiyler yzverse, Akranlar, denkleri Kazpapiy gibi barp Toylar ediyor olmaz m? Adil Sultan'n anas tabirci gittikten sonra, o "benim hatrm krmamak iin ters yordu galiba!" diye phelenip, yle der:

Adilim'in bindii kr at Yabanc altnda grnmesi Ak kr at Kzlbalar ekip alp gitmiler. Er murad iki ayan ekilmi gibi grnmesi Dizlerinden, Adilciimin ki ayan kesmiler. Er hneri iki kolun Bklm gibi grnmesi Adilciimin iki elini Dirseinden kesmiler. Er ra iki gzn Yumulmu gibi grnmesi Adilciimin iki gzn Mil ile gzn demiler. Tabirci gittikten sonra, Adil Sultan'n ld haberi de iitilir. Halk toplanp, semiz ksraklar kesilip, ar kazanlar aslp, Adil Sultan'n cenaze duas edilir. Anas dua bittikten sonra, toplanan cemaate bakp yle deyi syleyip alar: Adilciim, can barm, Sen Krm'n Sultan; . Kime brakp gittin bizi Tanrmn arslan? Candan sevdiim, can balam, Seni nerede grrm; Sen aklma dnce, Kimi sen diye severim? Boalp kalan sarayn Saltanatn halktan fazla saldrdm emesini dadan burup aldrdm. u zengin Bahesaray', balam Niye sahipsiz braktn? Azizlerin yatt Krm'n Toplanp gelen btn halkn, Kara kaz gibi bartrp, Niye alar braktn? Gz nmde var olsan, Glmez miydim can balam!? ldn yerde var olsam, lmez miydim can balam? Yar yar diyen yarlarm, Sa kalnz dostlarm Bize geer gn oldu Size gider gn doldu, deyip, ok gemeden, yle alaya alaya cann teslim eder. Ondan kalan ikinci olu Gazi Giray anasnn gz yalarn dkt yere bir eme yaptrr. te, o emenin ad da halkn hatrnda Bahesaray Gz Yalar emesi diye adlanp kalr.

bilig-4/K97

100

KAYNAKLAR
ARGUNAH, Hlya 1990 Trk Edebiyat nda Tarih Roman, Marmara niv. Sosyal Bilimler Enst., baslmam doktora tezi, stanbul. ZN, Mustafa Nihat 1941 Son As r Trk Edebiyat Tarihi, Maarif Matbaas, stanbul. 19 uncu As r Trk Edebiyat Tarihi, alayan Kitabevi, stanbul. 1977 TURAL, Sadk 1993 Nam k Kemal, KTB. Yay., Ankara. "Tarih Gerein Edebletirilmesine Dir Notlar", Edebiyat Bilimine Katk lar, Ecdd Yay., Ankara, 69-77. "Tarihinin Edebiyat Dnyasndan Almas Gerekenler veya Metoda it Dnceler", Edebiyat Bilimine Katk lar, Ecdd Yay., Ankara, 27-45. 1993 "Tarih Roman Gelenei veya Cezmi", Doumunun Yzellinci Y l nda Nam k Kemal, Atatrk Kltr Merkezi Yay., Ankara, 67-91. lmnn 100. Y ldnm MnasebetiyleNam k Kemal'in Trk Dili ve Edebiyat zerine Grleri ve Yaz lar , Edebiyat Fak. Basmevi, stanbul. Edebiyat zerine Makalaler, Dergh Yay., stanbul.

TANPINAR, Ahmet Hamdi 1976

BAYKAL, Bekir Stk 1982 GGN, nder 1987 NAN, Abdlkadir 1987 "Orta Trk Destanlar ve Krm 11 dil Sultan", Makaleler ve ncelemeler, TTK., Ankara, 8692; "Orta Trk Destanlar ve Krm dil Sultan", Makaleler ve ncelemeler, TTK., Ankara, 93-98. Peevi Tarihi II, KTB. Yay., Ankara.

KAPLAN, Mehmet 1985 Trk Edebiyat zerinde Arat rmalar 3 Tip Tahlilleri, Dergh Yay., stanbul. YET, Kzm 1989

MAHMUT, Nedret-MAHMUT, Enver 1988 Bozcigit (Dobruca Tatar Masallar ), Kriterion Kitabyi, Bu-cureti, 106-120.

bilig-4/K97

101

MUHABBET DESTANLARINDA YARDIMCI KARAKTERLER

Btn milletlerin edeb eserleri iki ayr koldan geliir. Yazl ve szl edebiyat, ait olduklar milletin estetik zevkini, dnce tarzn, dnya grn, manev ve ahlak mnasebetlerini ekillendirir. Btn bu geliim ierisinde ise folklor, daima nemli bir yere sahip olmutur. Bu bakmdan szl halk edebiyatnn folklor ve slup meselesine veya dier problemlerine her defasnda yeniden dnmek, onlar yeniden gzden geirip iyisini ktsn semek son derece gereklidir. Bu bak asndan Azerbaycan halk ve muhabbet destanlar cidd estetik zellikleri ile daima halk bilimcilerin dikkatini ekmitir. unu da belirtmek gerekir ki, muhabbet destanlarnn poetika bakmndan aratrlmas, hemen hemen btn destanlardaki bir sr meselenin irdelenmesi anlamna gelmektedir. Bu makalede ise sadece bir problem zerinde durulacaktr. Bu da yardmc karakterler meselesidir. Bilindii gibi muhabbet destanlarnda nde gelen iki nemli karakter vardr. Bunlar da, ak ve maukdur, "Asl ve Kerem" destannda Asl ve Kerem, "Tahir ve Zhre" destannda Tahir ve Zhre, "Abbas ve Glgez" destannda Abbas ve Glgez, "Valeh ve Zernigar" destannda Valeh ve Zernigar ba kahramanlardr. Her hangi bir muhabbet destannn estetik ve fikir zelliklerinin poetikasn aratrrken ba kahramanlarn psikolojilerini, i-d atmalarn ve destann ierisinde tuttuu yeri tahlil etmek gerekir. Ayn zamanda, unutulmamaldr ki, muhabbet destanlarnda bir grnp, bir kaybolan veya sistematik karakter tamayan, ekilde katlan yle kahramanlar vardr ki, bunlar da destandaki fikrin ortaya kmasnda hususi rol oynarlar. Belki de muhabbet destanlarn kahramanlarsz dnmek mmkn deildir. phesiz, burada zerinde durulacak asl mesele yardmc karakterlerdir. Yardmc karakterler, bazen ba kahraman gsterir; bazen bir ok kark meselelerin zlmesinde etkili rol oynar; bazen de ba kahramann gcnn yetmedii yerlerde ona yardmc olur. Yani muhabbet destanlarndaki yardmc kahramanlar, geni manada halk dncesinin yaratc dorultusunda tabii olarak ortaya kan karakterlerdir.

Prof. Dr. Muharrem CAFEROV Azerbaycan Devlet . r. yesi _____________________________________ Azeri TrkcesindenAktaran: Aysun SUNGURHAN

bilig-4/K97

102

phesiz, unu da belirtmek gerekir ki, muhabbet destanlarndaki btn yardmc kahramanlar ve bunlarn btn zelliklerini bir makalede ifade etmek olduka zordur. Bu bakmdan makalede, baz yardmc kahramanlardan ve onlarn nde gelen en nemli zelliklerinden bahsedilecektir. Herkesin bildii gibi muhabbet destanlarndan ve genellikle destanlardan sz edildiinde, ilk olarak an sanatna dikkat edilir. Yani hi bir destan aksz dnmek mmkn deildir. nk ak ile destan arasnda ok fazla yaknlk ve ilgi vardr. Hatta baz destanlar, hayatta yaayp yaratan aklarn ad ile anlr. Mesela, "Gurbani" destan Ak Gurbani'den, "Abbas ve Glgez" destan Ak Abbas Tufarganl'dan ayr dnlmez. Muhabbet destanlarnda ciddi yardmc karakterler gibi yer alan unsurlardan ilk akla gelen sazdr. Bu konuyla ilgili olarak Prof. M.H. Tahmasb, "Muhabbet destanlarndaki mcadele vastas, yani silah, sazdan, szden, sesden, almak, okumak, irticalen iir syleyebilmek maharetinden ibaretdir" (5/177) eklinde ok doru bir sz sylemitir. Muhabbet destanlarnn bir ok yerinde kahramanlarn, fikir ve duygularn sazla sylemeleri tesadfi deildir. Saz, onlarn szle diyemediklerini sylemelerini salar. phesiz ki, destanda o kadar da hissedilmeyen havalar, yani sz havalar nemli rol oynar. "Gurbani" destannda Gurbani, arzu ve isteini bildirmek iin saz ister. "Hemen getirdiler, Gurbani'ye bir daha saz verdiler. Gurbani, eline saz ald, pp gznn stne koydu. Saznn tellerini ayarlad, sinesine basd. Bakalm ne dedi" (1.177) Destanlarda tekrar tekrar ilenen bu gibi fikirler, bir taraftan destanlarn aktarlmasnn sazsz mmkn olmadn ifade etmesiyle birlikte sazn destan kahramanlar iin ayrlmaz yardmc vasta olduunu da tasdiklemektedir. Hatta saz, muhabbet destanlarnn muhtevasna yle dahil olmutur ki, kadn kahramanlar saz olmadnda salarndan bir ka sa teli alp sinelerine basp saz gibi alarlar. Bylelikle, yreklerinin ateini sndrrler ve aklarna onlarn dedii tarzda cevap verirler.

Muhabbet destanlarnda sazn kutsall, onlarn zorlukla getirilmesi neticesinde de kendisini gsterir. Yani sevgilisinin ardnca giden kahramanlar, saz almak, saza sahip olmak imtihannda da baarl olurlar. Bylece kahraman, saznn gc ile sevgilisine ulamak iin bir adm daha ilerlemi olur. Mesela, "Gurbani" destannda kahraman saz almakla imtihanna ekilir: "Usta Bedel saz alp sinirli sinirli Gurbaniye verip dedi: - Al, eer bu saz alabilirsen parasz sana veririm, alamazsan vay senin haline" (I, 192). Tabii ki, btn bunlarn bir gereklii vardr. Yani destan syleyen ak destan kahraman ile bir tutulur; sazn gcne inanlr ve onun mucizesi ile belirli bir iin grlebileceine phe edilmez. Destanlardaki hadise ve olaylar da, bunu tamamiyle desteklemektedir. "Asl ve Kerem" destannda grdmz gibi: "Aslnn arkasndan giderken bir da amak istiyorlard. Etrafa tipi, sis yle kmt ki yollarn kaybettiler, nereye gideceklerini bilemediler. Kerem anlad ki tipi, sis bunlar ldrecek, dedi: - Aman, Sofi karde, benim sazm ver. Sa zmla da, ta merhamete getimezsem, burada lp kurda kua yem olacaz" (I, 498). Saz dile gelir. Sis, duman gider, yol alr ve onlar yollarna devam ederler. Ayn zamanda, Sofi de merakldr ki, Sofi yolda hastalanp halsizlediinde, Kerem onun ba stnde saz alp, sylediinde "Saz ve sz kurtarr gibi, Sofi ayaa kalkt, dizlerine takat geldi" (I, 139) Muhabbet destanlarnda ise saz ve sz sanat insan hayatyla bir tutulur. Sazn gcn bundan daha iyi bir ekilde gstermek mmkn deildir. Dier tarafdan sazn insan hayatyla bir tutulmas, hem insan hayatnn manalln, hem de sanatn byleyiciliini gsterir. "Gurbani dedi: - Canm sa olun, emr et, syle kabri asn lar. Bak orada defn edilen kimdir. Eer Peri Hanm ise, benim sazm alp, beni onun yanna gmersin. Yok, eer Peri Hanm deilse, o zaman

bilig-4/K97

103

grrsn ki, ben ya doru sylyorum ya da yalan" (1,231). Aka grnyor ki, Gurbani saznn elinden alnmasn lmle e tutuyor. Bunlardan da anlald gibi saza ve sanata dknlk aka grlmektedir. Saz ve szn elinde g bulan insan hayat kurmak istei ise kutsal sanata sonsuz bir inanla baldr. Belki bu inancn neticesidir ki, muhabbet destanlarnn kahramanlar birok engeleleri phesiz sazla birlikte aarlar. Onlarn elindeki saz dalara, talara, aylara, kulara tesir eder, en zalim, amansz ahlar merhamete getirir, ou zamanda da iki sevgiliyi birbirine kavuturur. Muhabbet destanlarndaki amata, fikrin ortaya konmasndan saz da ba kahraman kadar sessiz rol oynar. Yani muhabbet destanlarn, bir an bile sazsz dnmek mmkn deildir. Muhabbet destanlarnda at da yardmc bir unsurdur. Bu atlar genellikle sihirli bir gce sahip atlar olarak grnrler. Mesela, "Ak Garib" destannda byle bir yer vardr: "Sz bitti. Garib, kalkp yryerek gitmeye balad. Biraz yrdkten sonra ak atl birisi onun nne kp selam verdikten sonra, dedi: - Gel bin arkama. Garib, bu ak atlnn arkasna binip, biraz yol gittikden sonra ak atl dedi: - Ey civan yum gzlerini. Garib gzn yumdu, bir dakika gemiti ki, atl seslendi: - A gzn Garib gzn ap grd ki, Tiflice'ye gelmitir. Atdan inip Tiflice'ye biraz baktktan sonra atl ile vedalamak iin arkasna dndnde atlnn kaybolduunu grr ve o zaman anlar ki, bu erenlerdendir. ok zlr" (I, 476). Yahud "Abbas-Glgez" destannda da ayn hadiseye benzer durumlar ba gsterir. Her iki destanda verilen rneklerde sihir, belirli miktarda nemli olsa da, her iki. durumda da at yardmc roln oynamaktadr. Yani kahramann yerine ulamas iin gereken durumu yaratr.

Azerbaycan muhabbet destanlarnda, kadn kahramanlar ile de sk sk karlalr. Kadn kahramanlarn karakteristik zelliklerini belirtmeden nce bir eye dikkat etmek gerekir. Bu da, destanlardaki btn kadn karakterlerini bir tutup onlarn hepsini gzle deerlendirmemektir. Yani onlarn hepsi ayn ekilde haysiyetli deillerdir. Baz kadnlar hayrl ilerle urarken bazlar kt ilerle urarlar. Bu durum, destanlarda ok ak bir ekilde okuyucularn dikkatine sunulur. Kadn kahramanlarn birbirlerinden ciddi ekildeki farkl zellikler tadklarn aka gsteren yine an kendisidir. Mesela, "Gurbani" destannda byle bir yer vardr: "Mirzali Han ok bilgili, dnya grm geirmi insanlar arp dedi: - Siz bilirsiniz, benim olumun derdi nedir, bu niye uykudan uyanmyor? Dediler: - Senin olunun derdini kadnlar bilir. Onlar ar. Mirzali Han gidip, pek kadn da, Kpek kadn da, Napak (ahlaksz) kadn da ard" (I, 176). Yahut "Alihan-Peri" destannda sylenir: "Kadnlar her eit olur: Percehan, Hrcahan, Zorcahan, Napak kadn, pek kadn, Kpek kadn" (I, 430). Tamamiyle aka grlmektedir ki, muhabbet destanlarndaki kadnlarn ayr ayr gruplara blnmesinde aratrclar iin yle bir grev kalmyor. Yani destan syleyen aklar, bu ii kendi zerlerine almlar ve sanki folklor aratrclar ile mterek i yapmlardr. "Asl ve Kerem" destannda iki kadn ile karlarz. Bunlardan biri destann banda, dieri ise sonunda ortaya kar. Destann banda hadise yle nakl olunur: " ehirde doktor kalmad gelmemi ola, ama hi kimse Kerem'in derdinden bir ey anlayamad. Bir kadn duydu ki, Ziyad Han'n olu bir hotu, hi kimse de onun derdinin ne olduunu bilmedi.

bilig-4/K97

104

.. .Kadn Ziyad Han'n bana gitti, grd ki, Kerem ok gaml oturup, yol gzlyor. Dedi: - Oul, derdin nedir, niye sararp soluyor sun? Kerem dedi: - Kadn nene brak derdimi saz ile sylyeyim, szle sylesem, dilim yanar" (I, 470). Bir sre sonra kadn iin gereini anlar: "Kadn ii baa dd, bildi ki, Kerem Meryem'e akt, eteini toplayp, iyad Han'a gider" (I, 472). Destann sonunda ise Halep paasnn memuru Glhan ile kadnn sohbeti verilir: "Glhan dedi: - Bak bu olan ki, gryorsun, o kzn adr. Babas, kz buna vermek istememi, kap buraya gelmitir, bu da kz araya araya kp buraya gelmitir. imdi sen bunun geldiini kza haber vermelisin. Kadn paray ald. "Ba ste" diyerek yola dt. Bu kadn imanl pek kadn idi. Yolda dnd ki, belli bu ite bir hile mile var. En gzeli budur ki, brak, aka reneyim, kz gerekten de olan seviyor mu, sevmiyor mu?" (I, 559). Her iki yerde de birbirini grmeyen ve tanmayan kadnlarn karakterleri aka grlmektedir. Bu kadnlar iyilik yapmakta sanki birbirleriyle yarrlar. Onlarn istei hayrl bir i grmekten ibarettir. "Asl ve Kerem" destannda grld gibi baz kadnlar, kahramanlarn bir eit yreklerini okuyorlar. Onlarn hangi duygu ve dnce ile yaadklarn seziyorlar. Hatta onlar kahramanlara hangi kzn verilmesinin gerektiini de kolayca bilirler. rnek iin "Abbas-Glgez" destanna bavuralm: "- Hi bir ey olmadan o, ak uykusunda iken Tebrizli Batman Glnc Mehemmed Bey'in bacs Peri Hanm' ona verirler" (2, 263). Kadnlar bir ok durumlarda destan kahramanlarnn yrek yoldana evrilirler. Ya onlara gzel haberler getirirler, ya onlara baz iler verir-

ler, ya da yardmc olurlar. Bu durumlarda kadnlar asl yardmc kahramanlara evrilirler. rnek iin "Tahir-Zhre" destannda obann anas kadn elbiseni giyip Tahir ile Zhre'nin grebilmesi iin uygun ortam yaratmaya alr: "Kadn, -dady arp dedi: - Bu benim kzmdr. Kendisi ok becerikli dir, her iin altndan kalkar. Allah bilir. Zhre Hanm'a syle, bunu hizmeti kz saklya bilir mi?" (2, 50). Kadnn byle bir cesaretli adm destandaki hadiselerin gidiini, kahramanlar asndan olumlu ekilde deitirir. Neredeyse, tamamiyle birbirinden ayrlm olan Tahir ve Zhre, bylelikle yeniden grrler. Bu grme Tahir'in bir daha gerek ak olduunu gstermekte ve onlar kavuturmaktadr. Yahud "Abbas-Glgez" destannda Glgez Peri'nin en yakn dostu, srrn syleyip blt ve sohbet ettii yine kadndr. Yukarda belirttiimiz gibi, muhabbet destanlarndaki kadnlarn bazlarnn psikolojisinde ktlk kendisini gsterir. Onlarn yreklerinde ktlk beslemeleri ve yapmalar bu kadnlar, okuyucularn, destan dinleyicilerin gznden drr. mansz, kt kadnlar okuyucularn, dinleyicilerin kalbinde nefret uyandrr." Ak Garib" destannda ahveled ahlaksz, imansz kadn buldurup, kendi kt niyetlerini onun vastasyla gerekletirmek ister: "Kadn dedi: - bu yaknlarda ahsenem, amcasnn olu ahveled'e nianland, bu gn sabah da dn olacak, bir daha sen 'ahsenem adn anmayasn1 diye kendisi sana sylemem iin beni gnderdi." (I, 297-398). Yahud "Abbas-Glgez" destanna baktmzda: "Kara Vezir, Peri Hanm' kendi oluna almak istiyordu. i byle rendiin de gezip dolat, bir kadn buldu, dedi: - O, benim gzm ste. Ondan kolay ne var

bilig-4/K97

105

ki, istiyorsan bu sabah onlarn arasn yaparm (2, 276). Btn bu olaylar gsteriyor ki, muhabbet destanlarndaki kahramanlar, tam bir karakter gibi takdim edilir. Yani aklar, insanlarn yaratlnda kt ve iyi ynlerin bulunduunu yalnz kendi muasrlarna deil, gelecek nesillere de bazen sylerler. Yani kadn kahramanlarn iinde birbirine ztt iki duygunun yaamas hayatn kendisinden ileri gelir. Grnyor ki, folklorun baka konular gibi, muhabbet destanlarnn da uzun mrll hayat hadiselerini doru, dzgn yanstmas ile alakadardr. Muhabbet destanlarndaki oban tipi de dikkat eker. ster istemez "Kitab- Dede Korkut" destanlarndaki Garaca oban hatrlarsak onun mertlii, sadakati, vefas okuyucularn tabiatnda byk rol oynam ve oynamaktadr. Yalnz, sadece muhabbet destanlarnda deil, ifahi halk yaratclnn bir ounda ayn kahramanlarla karlamak mmkndr. Buna gre de, folklor belemcisi II. Efendiyev, ok doru sylemitir: "oban ifahi edebiyatmzda en sevimli tiplerden birisidir" (4, 307). Azerbaycan muhabbet destanlarndaki obanlar, mert ve mcadelecidir, destan kahramanlarnn sadk yardmclardrlar. Onlar hainlik, hile ve ri-yakarln ne olduunu bilmeyen kahramanlardr. "Abbas-Glgez" destannda oban, Abbas'a verdii sz yerine getirir. Sonuna kadar Abbas'n yannda olur ve ona daima yardmc olur. Kahramanlara srekli arka kmak, korumak fikrini sanki Garaca oban'dan renen dier obanlardan biri ile de "Valeh-Zernigar" destannda karlarz. Ama burada yardm etmeyi, sadece oban Valeh'e teklif etmektedir: "Valeh szn bitirmi gibi zenbur ay ikiye ayrld. ayn ortasndan bir byk yol ald. oban Valeh'e dedi: - Ak ben senin ile karde oldum, nerede dara dp beni arrsan, imdadna yetiirim" (2, 372). "Alihan-Peri" destannda da obann temiz, gzel duygulara sahip olmas, her zaman hayrl ilere almas ak seik kendisini gsterir:

"- Peri Hanm, dedi: oban karde gel and ielim, bac karde olalm. oban dedi: - Olalm. Her ikisi and iip, bac karde oldular. Peri Hanm dedi: - Eski kyafetlerin varsa, bana ver, giyeyim. Benim de kyafetlerimi hurcuna koyalm; anan baban varsa, beni onlarn yanma gtr. oban raz oldu. Getirip kyafetlerinden verdi" (2, 396). ona eski

Bu karakterlerden bahsederken V. Veliyev, bir yazsnda "Yardmc oban adalet, gayret ve mertlik remzidir" (3, 392) eklinde belirtmitir. Aslnda bu fikri muhabbet destanlarndaki bir ok karakterler iin de demek gerekir. Muhabbet destanlar iin karakteristik olan baka bir yardmc karaterde keeldir. Herkesin bildii gibi keel, Azerbaycan folklorunda sk sk grlen tiplerden biridir. Onun ifahi halk edebiyatna, bu edebiyatn ayr ayr kollarna ne zaman dahil olduunu belirlemek olduka zor bir meseledir. Lakin keele daha ok masallarda ve destanlarda karlalr. Bu yerde "Krolu" destanndaki keel Hamza karakterini hatrlatmaktadr. Ama bir taraftan da, "Krolu" kahramanlk destanndan farkl olarak, muhabbet destanlarnda keel, sk sk grnr ama her zaman karakteristik ynleri ile kendisini gsteren karakterler seviyesine kamaz. Yani muhabbet destanlarnda keel, yardmc karakter gibi de kalr. Yalnz bir destanda "Tahir-Zhre" destannda keel haber tayc karakter seviyesine kmak istiyorsa da, bu da mmkn olmamtr. Bu destann bir yerinde belirtilmektedir: "Size kimden syleyeyim keelden. Syleme o gizlice Tahir ile Zhre'yi kuytu bir yerden izlemi. Odur ki, yreinde syler: "Ok gzel, kuytu bir yerdi. Brak molla gelsin, haber gnderip, bunlar babalarna cezalandracam" (2, 27). Bu destanda keelin kendisinin de syledii gibi, "fitne kartmas, laf tamas" okuyucuda

bilig-4/K97

106

tiksinti, nefret duygusu uyandrmaktadr. Dier taraftan keelin bu haber gtrmesindeki amac, Tahir ile Zhre'yi birbirinden ayrmak ve Zhre ile evlenmektir. Eer, o, bu isteine ulam olabilseydi, o zaman ba kahraman seviyesine km olurdu. Muhabbet destanlarnn bazlarnda ise, keel muayyen malumatn verilmesinde rol oynar. Ayrca, bu bilgileri insanlara gtren keeli yardmc kahraman gibi kabul edebiliriz. "Gurbani" destann hatrlayalm: "Mirzali Han ekmek, ay gtrp Gurbani'nin ardnca gitti. Oraya, buraya bakt ama Gurbani'yi bulamad. Bakt ki, lde bir keel oturuyor. Mirzali Han onun yanna gidip Gurbani'yi, kzleri ondan sordu. Keel dedi: - Amcann olu o maarann iine girdi. kzlerden birini canavar yedi, biri de batakla saplanarak ld. Olun da buna ok zlm, ma arada kalm" (I, 176). Baka bir bilgi "Ak Garip" destannda da keel tarafndan verilir: -Lotuba (dzenbazlara nderlik eden) sen kavunu ver, ben sana bir hayrl yer syleyeyim. Lotuba dedi: - O nasl yerdir. Keel dedi: - Tebriz ehrinde Mehmet Sydeer deyilen biri var. O, bu gnlerde vefat edilmitir. Olu Resul babasnn varn younu datp fakirfukaraya paylatryor" (I, 424). Bunlar gsteriyor ki, muhabbet destanlarnda keelin fonksiyonu o kadar da geni deildir. Lakin her halde destanlarn iinde belirli bir yer tutmaktadr. Muhabbet destanlarnda yardmc kahraman gibi hadiselerin bandan sonuna kadar itirak eden karaterler de vardr. "Asl ve Kerem" destanndaki lala Sofi karakterini bu manada ayrmak gerekir. Saz, at, kar, oban, keel suretleri ile mukayese edildiinde Sofi, ba kahraman destann bandan sonuna kadar takip etmektedir. Bu karak-

terin merakl olduunu dikkate alr, onun zerinde etrafl durmak amaca daha uygundur. Bir taraftan folklor bilimcilerinden II. Efendiyev'in Keremi'in i heyecanlarn, ztrablarn, kalp rpntlarn Asl'dan sonra yalnz Sofi his eder. Sofi yoldalk, dostluk remzi gibi verilmidir" (4, 284) eklindeki ifadesini hatrlamak yerinde olacaktr. Bilindii gibi Kerem, ocukluundan beri lalas Sofi ile birlikte olmutur. Bu da destanda aka belirtilir: "Ay geti, yl geti. Mahmud'la Meryem on be yana ulatlar, ama bu on be yl ierisinde ne kz olan grmtr, ne de olan kz. Mahmud gnn lalas Sofi ile geirirdi" (I, 466). yle en zor durumlarda da Sofi Kerem'in yardmcs olur. Kerem, Asl'nn peinden gittiinde Sofi de hi bir tereddt etmeden onunla birlikte yola der. Yani Sofi yrekden bu ie karr. Kerem'in Asl ile kavumasna btn gcyle alr. Destann baz yerlerinde ise Sofi, Kerem'e nisbeten daha azimli, kararl hareket eder. Kerem'in amacna ulamas iin nemli admlar atar. Mesala, Kerem yorulup elden ayaktan dp ikayet etmeye balad zaman Sofi yle der: "- Kerem, ikayet etmekle bir ey elde edemezsin. Hadi hurclarmz alalm, keiin peinden gidelim" (I, 494). Baka bir yerde Sofi tereddt ediyorsa da, bir sre sonra yine fikrini deitirip yine kararl davranr: "Baladlar dan eteinden yukar kmaa. Frtna, sis daha da etkisini gstermeye balam idi. Sofi alamaa balad. Kerem ondan haber ald. - Lala ne iin alyorsun. Sofi dedi: - Alamaym ne yapaym. lp bu dada kalacaz, kurda kua yem olacaz. Gel geri dne lim. Kerem dedi: - Lala, lmek var, dnmek yok. stiyorsan

bilig-4/K97

107

sen geri dn, ben yalnz gideceim. lrsem lrm, kalrsam kalrm. Sofi dedi: - Ben seni yalnz nasl brakrm. Bu seferlik byle olsun. Yr gidelim, grelim bamza ne gelir" (I, 538). Bunlar Sof'nin kararlln, azimliliini gsteren olaylardr. Yani Sofi, Kerem'i bu zorlu yolda hi bir zaman yalnz brakmamtr. Destanda Sof'nin baka bir yardmc fonksiyonu da vardr. O, Kerem'in sazla dediklerini kardaki insanlara szle aktarr. Baka szle, anlalmasn salar. Mesela, Kerem yreindekileri kervanbana sazla dile getirdikten sonra: "Sofi, balarndan geeni aktarr" (I, 486). Yahut onlar bir obaya ulatlar ve Kerem obadakilere sazla syledikten sonra Sofi'nin sras gelir: "Sofi, grd ki, Kerem'in okumasndan bir ey anlamadlar, kendisi tekrar sordu: - Karde bu taraflarda ailesiyle birlikte gp giden bir kei grdnz m?" (I, 487). Baka bir yerde: Sofi adamlardan keii haber ald. Civanlar keiin Kars'a gittiini haber verdiler" (I, 510). Destanda bazen yle durumlarla karlalr ki, Sofi Kerem ile sohbet ettii kii arasndaki anlamazln aradan kalkmasna hizmet eder: "Evet, ordan buraya biraz alp okuduktan sonra yle ki, akam oldu, meclis dald. ayc Kerem'den haber ald: -Ak tayfas gezginci olur. Syleyinde bilelim, neden gelip nereye gitmek istiyorsunuz. Kerem dedi: - Biz senin bildiin aklardan deiliz.

Sofi grd ki, aycnn byle haber almas Kerem'in cann skt, hemen sohbete karp dedi: - Bu ak Ziyan Han'n oludur. Babasnn veziri Kara Kei'in kzna szl idi. Kei de kzn kap gitti. imdi biz diyar diyar dolap onlar aryoruz" (I, 492). Grnd gibi, Sofi gerek manada Kerem'e yardm edip meselenin bymesi engel olmutur. Her halde bunun kendisi de yardmc kahraman Sof'nin karakterinin belirlenmesinde nemli rol oynamaktadr. Dier tarafdan lala Sofi destannda her zaman glgede kalmamakla ve Kerem'in arkasnda silik bir karakter olarak belirmemektedir. Yani destanda Sof'nin ok nemli rol oynad yerler de vardr. Bu makamlar, onun saz alp Kerem gibi okuduu zamanlardr. Mesela, dada frtnaya, sise yakalandklarnda Sofi, dilden dile dolaan aadaki msra ile balayan komay syler: Erzurum 'un gediyine varanda, Onda grdm burum burum kar gelir. Dedim: Kerem, gel bu yoldan gaydak, Grdm han oldu, ona ar gelir (l, 538) (Erzurum'un dana varanda, orda grdm bek bek kar gelir. Dedim, Kerem gel bu yoldan dnelim, grdm han oludur ona bu ar gelir.) Baka bir yerde Sofi, Kerem'in durumunu vezire yine sazla bildirir (I, 552). Lala Sof'nin karakterindeki btnlk destann sonunda daha daha ak, net bir ekilde grnr: "Kerem ile Asl'nn kln sanda koydular. Her ikisini birlikde defn etdiler. stnede bir knbet diktirdiler. Sofi de lnce bu knbetin civarna yerleti" (I, 567). Btn bunlar gsteriyor ki, muhabbet destanlarnn yardmc karakterleri metne aklar tarafndan tesadfen dahil edilmemitir. Bu karakterler "yardmc" olarak adlandrlsalar da, destanlarn muhtevasnda, olaylarn geliiminde olduka nemli rol oynar.

bilig-4/K97

108

KLASK TRK EDEBYATINDA 'LLE'

A. Llenin K sa Tarihesi
Lle zambakgiller familyasndan gzel grnl bir iektir. (MEYDAN LAROUSSE, 1987: 783) Soanl ve otsu bir ss bitkisi olan llenin yapraklan tam kenarl, oval ve mzraksdr. ieklerin parlak renkli, hemen hemen birbirine eit olan alt ta yapra vardr. (GELM, C.7: 2420) Ayrca ok tohumlu bir bitki olap kapsl yapsnda meyveleri vardr. (ANABRTANNCA, 1990 C.14: 249). Bat dillerinde lle (tulip) adn, sark mnsna gelen Farsa "tlbend" kelimesinden alm (MACKAY, 1989: 35) olup Latince tulipa gerneirana, Almanca tulpe, Franszca tulipe, ngilizce tulip, talyanca tulipano, Rusa tul'pan kelimesiyle karlanmaktadr. Avrupal yazarlar ilk dnemlerde lleyi tanmadklarndan, bu iei bir eit zambak (Lilium) olarak kabul etmi ve bu dne gre isimlendirme yapmlardr. P. Belon "Lils rouges" (Krmz zambak), C. Clusius "Lilionar-cissus" (Nergis zamba), P. de Tournefort "Lis de Byzance" (Bizans zamba), A. Toderini ise "Lys sanguins" (Kan renkli zambak) ismini kullanmlardr. (BAYTOP, 1992: 1) Tulip kelimesinin kullanm hakknda Turhan Baytop yle demektedir: "Bugn Avrupa lkelerinde lle iin kullanlan Tulip veya Tulipe kelimesinin aslnn O. G. Bus-becq'in hatratna dayanmaktadr. O. G. Busbecq hatratnda Trklerin bu bitkiye "Tulipan" ismini verdiini yazmtr. S.W. Murray bu ismin Trklerin balarna sardklar "Tlbent" ile ilgili olduunu, O.G. Busbecq ile tercman arasnda meydana gelen bir yanllk sonucu ortaya ktn syler" (BAYTOP: 2). Hall Nihd (Boztepe) ise hazrlad Nedm Dvn'nn sonuna ekledii "Lgate" ksmnda 'lle'nin krmz ve krmzl bir iek olduu iin Farsa, krmz anlamna gelen "ll" den trediini sylemektedir. (BOZTEPE: 320) Vatan eitli kaynaklarda Eski Dnya (ANABRTANNCA: 249), Gney Avrupa ve Bat Asya (Kafkas, ran) (GELM: 2156) ve Anadolu (TRKYE: 29) olarak gsterilen lleye yabani olarak Akdeniz'in kuzey kylar, Japonya ve Orta Asya'da da rastlanmaktadr. (GKYAY, 1990: 30) Anadolu'da lle ile ilgili kltr trkler ile bala-

Ahmet KARTAL ______________________________________ Kinkkale . Fen-Ed. Fak. Trk Dili ve Ed. B. Ar. Grevlisi

bilig-4/K97

109

mtr. (BAYTOP, 1987: 3) Romallar ve Bizansllar dneminde lle tannmyordu. Bu dneme ait paralar bideler ve eyalar zerinde hibir lle motifinin bulunmamas bunun ak bir kantdr. (BAYTOP: 1). ran Seluklularnn ve Byk Seluklularn sanat eserlerinde, XII. asrdan itibaren, lle motiflerine rastlanmaktadr. Anadolu Seluklu Devleti'nin bakenti Konya'daki eserlerde de lle motifine rastlanr. Trk inilerine, kumalarna, hal ve kilimlerine, cami ve mescit, trbe, medrese, sebil ve okul gibi eserlerin duvarlarna her renkten lle ilenmitir. Ayrca lle resimleri padiah ve sultanlarn papularn, izmelerini, pekir ve ukurlarn da sslemitir. (LAROUSSE: 783) Bunlardan baka tahta, deri, sedef ve ta ilerinde ssleme unsuru olarak kullanlan (AYVAZOLU, 1992: 138) lle stilize edilmi olarak Seluklu kitap ve kaplarnda da grlmektedir. (AYVAZOLU: 108) Osmanllar devrinde ss bitkisi olarak stanbul'da daha ok lle, snbl ve zerrin gibi soanl bitkilerle, karanfil, gl ve menekeye deer verilmitir. nceleri, saray baheleri iin imparatorluun deiik blgelerinden getirtilen yaban bitkiler kullanlyordu. Lle, Krm'n gneyinde bulunan Kefe'den, snbl de Mara ve Halep taraflarndan getirtiliyordu. Sultan nc Murd (156-1505)'n, saray baheleri iin snbl soan getirilmesi hakknda yazd iki buyruu bugn elimizdedir. Bu iki buyruk konuya daha da aklk getirmektedir. (BAYTOP: 3) Lle Osman mparatorluu dneminde, bilhassa XVI-XVIII. yzyllar arasnda, ss bitkisi ve ssleme motifi olarak ok byk nem kazanmtr. (BAYTOP: 2) zellikle tabiat gzellii ve sanat zevkine dkn olan brahim Paa, llenin yaylmasna son derece zen gstermitir. Onun bu gayretleri sayesinde stanbul'un sekin bahelerini lleler sslemi; birok evlerin pencerelerinde, sakslar zerinde, llelerin renkli endam sokaklara baka bir gzellik vermitir. Hatta lle yetitirmek iin baheler tanzim edilmi; risaleler yazlmtr. (ALTIN AY: 1973:39) Osmanl kltrnn klasik llerinin iyiden iyiye belirginletii XVI. asrda stanbul'da bu lle

merak btn halka sirayet etmitir. Llenin bu kadar deer bulmas halk arasnda musabaka hissinin domasna sebep olmutur. Hemen hemen her bahede ayr cins lleler yetitirilmi ve her birine irne isimler verilmitir. Hatta stanbul'da olaan bu lle merak btn dnyaya yayldndan Avrupa'nn her kesinden stanbul'a muhtelif cinste ve muhtelif renkte lleler getirtilmesi ne sebep olmutur. (ALTINAY: 40) eyhlislm Yahy'nn u beyti bize sevgililerin nezdinde mcevhert takmann rabetten dtn onun yerine lle ve gl takmann reva kazandn* belirtir ki bu da llenin o dnemde grd ilgiyi daha belirgin bir ekilde gstermektedir: Lle ve gl taknur oldu gzeller imdi hep La'lu gevher kymetin ezhr erzn eyledi Lleye kar olan ilgi zellikle Sultan III. Ahmed (1673-1736)'in saltanatnn son yllarnda doruk noktasna kmtr. (BAYTOP: 2) Ahmed Refik Altnay bundan dolay, bu dnemi anlatt eserine "Lle Devri" (REFK, 1970: 5) ismini vermitir. Llenin bu kadar rabet grmesinin belki de en nemli sebeplerinden biri lleyi meydana getiren harflerin Allh lafznda bulunmasdr. (ARSE-VEN, 1983: 1219) Her ikisi de ebced deeri olark 66 saysn vermektedir. Ref'i Kly Subh-dem dnse n'ola mifr-i cemle Old nazhar aded-i isn-i Celle lle (OLGUN: 3) beytiyle bu hususa iaret etmektedir. zzet Ali Paa, Sultan III. Ahmed iin yazm olduu lle redifli kasidesinde llenin bu kadar rabet grmesini ve rtbesinin ykselmesini ayn sebebe balamtr: Mazhar- isn-i Cell olmasa hakka lle Bulamazd bu kadar rtbe-i vl lle (BOZTEPE: 321) Remzi Efendi ise herhalde ayn sebebe bal olarak lle sevgi ve meraknn ezeli olduunu u beyitiyle ifade etmitir: Lleye pr-i sabdan bu nefes imdi deil Ezelidir bu lev v heves imdi deil (AYVAZOLU: 110)

bilig-4/K97

110

Ayrca lle soan, sadece bir sap ve bir iek verdiinden lle tevhd iareti saylmtr. Llenin Arapa yazl da "kelime-i tevhd" in harfleriyle balar. Yine Arapa Allah'n bandaki 'elif harfi ile lle arasnda bir benzerlik kurulabildii gibi lledeki 'lamelif, lm ve he' harfleri ile slmiyetin sembol olan "hill" kelimesi yazlmakta, bunun yannda yukarda belirttiimiz gibi ebced hesabyla "Allah" ve "lle" kelimeleri ayn sayy yani 66 saysn vermektedir. te bundan dolay diyebiliriz ki, lle doal ve estetik zellikleri bir yana slm bir yorumlayla kutsal saylm; Allah'n yaratcln en gzel yanstan varlk kabul edilmitir. Nitekim: Yokdr bu b u tb ne milr ne jalede zhr- kudret eylemi Allh hu llede beyti bunu ifade etmektedir. (SAKAOLU, 1994: 178) Yine ayn sebeplerle cami, eme, mezar gibi dn nemi olan binalarda tezyinat olarak ok kullanlmtr. (ARSEVEN: 1219) Llenin Avrupa'ya hangi tarihte ve hangi yolla gittii kesin olarak bilinmemektedir. Ancak B. Belon adl bir Fransz 1549 ylnda kt bir Yakndou gezisi srasnda stanbul'da bir sre kalmtr. Yazd hatratnda, "krmz zanbak" diye sz ettii lle ieinin soanlarndan edinmek zere birok yabancnn gemilerle stanbul'a geldiinden sz etmitir. (AYVAZOLU: 113) Charles Mackay'in "Lle Delilii (Tulipomania) balkl makalesi, verilen bu bilgileri dorulamaktadr. (MACKAY: 35) Avusturya-Macaristan mparatoru'nun Sultan Sleyman nezdindeki bykelisi O.G. Bus-becq'in stanbul'dan Avrupa'ya gtrd bitkiler arasnda lle soanlarnn da bulunduu sanlmaktadr. (BAYTOP: 1-2) Busbecq hatratnda, llenin Edirne'den stanbul'a giderken yolun kenarnda uzayp giden ova boyunca yetitirildiini grdn ve bu konudaki dncesini u ekilde ifade etmektedir: "Edirne'de bir gn kaldktan sonra, fazla uzak olmayan hedefimiz stanbul'a doru yola ktk. Yolun getii ova boyunca bize her tarafta nergiz, leylak ve Trklerin lle dedikleri ok miktarda gzel ieklerden hediye ettiler. una a-

yorduk: Kn ortasnda, buz gibi soukta, her tarafta iekler lrken burada Trakya'da nergizler ve leylaklar her taraf dolduruyor ve ylesine bir rayiha sayorlar ki, alk olmayanlarn kokudan ba aryordu. Lleler ya hi kokmuyorlar ya da ok az kokuyorlard; bunlar gzel ve eitli renkleri dolaysyla aranyor." (TEBLY, 1988: 123) Rainer Zitta ise, 1555-1562 yllar arasnda sitn (stanbul'da ikmet eden Busbecq'in lleyi Viyana'ya getirdiini sylemektedir. (ZTTA, 1978:131-132) Biz bu bilgilerin nda, Avrupa'da, llenin XVI. asrn ortalarndan itibaren Avrupa'ya Busbecq ya da bir bakas tarafndan "dlbend llesi" denen trn soanlarnn gtrlmesiyle yayldn syleyebiliriz. XVII. asrn balarndan itibaren ise zellikle Hollanda'da lle sevgisi bir lgnlk derecesine ulamtr. (MACKEY) Busbecq, hatratnda XVII. asrn balarndan itibaren Bat'da 'lle modas'nn gerilerken, bu 'gzel iek'in Sultan brahim'in ahsnda, gl bir hami bulduunu sylemektedir. (TEBLY: 221) Yukarda tarihi hakknda ksa bilgi verdiimiz, zellikle XVI. asrdan itibaren Klsik iirimizin ve ssleme sanatlarmzn vazgeilmez iei olan llenin Klsik edebiyatmzda nasl alglandn yine Klsik irlerimizin iirlerinin altnda incelemeye alacaz. Bunu yaparken Anadolu, Azer, Harezm ve aatay sahalarnda iir yazan irlerimizin ulaabildiimiz eserlerinden faydalandk.Bu arada unu tespit ettik: zellikle Azer, Harezm ve aatay sahalarnda yetimi irlerimizin eserlerinde sz edilen lleler akyk- Nu'mniye denilen ve gelincik olarak bilinen yaban lleleridir. Anadolu'da, XVI. asra kadar yazlm eserlerde zikredilen, lleler de ayn trdendir. Bu asrdan sonra Anadolu sahasnda yazlan iirlerde kltr yoluyla retilen yeni lle trleri de anlmaya balanmtr.

B. Klsik irlerin iirlerinde Yer Alan Lle simleri


Yapm olduumuz divan ve dier kaynak eser taramalarnda lle ieinin eitli isimler altnda getiini grdk. Lle, en ok lle genel is-

bilig-4/K97

111
Glmh-i f tb: (BOZTEPE: 98)(v) Grnse ddeye glnh bb fitb-s Misl-i ebpere syie tkat komaz gamda Nedm Gl-rz: (vi)(BOZTEPE:318; AKTEPE: 118) Sk- isti'dada elr-yn edip yrn- nazn Ettiler gl-rzler vhte dkkn stne Nedm Gl-ruhsr: (AKTEPE: 119)
Bu lalenin tohumu, Eyyubi Hac Ahmed'e ait olup deeri 40 kurutur.

miyle kullanlmtr. Buna ramen eitli kltr yoluyla elde edilen llelere verilen airane isimlerin de klsik irlerimizin iirlerinde ebediletiini grmekteyiz. Ayrca kyk- Nu'mn denilen ve gelincik olarak bilinen yaban llesine de eitli isimler verilmi ve bunlar da Klsik iirimizde yer almtr. Tespit edebildiimiz lle isimleri unlardr: fitb- glzr: **(SAKAOLU: 182) Lle-i rhn hsne verdi saf-y envr Dodu bugn emende bir Aftab- glzr Seyyid Hanif Efendi At-y Hak: ***(AYVAZOLU: 134-135) At-y Hakka ibretle nazar kl llezr ire Serp te-i akile. gy en'-i sazandr L-edr Bed-i emen:(SAKAOLU: 182) Ma'n-ins ehli bilr kadr- lleyi Gelmez beyna vasf- Bed-i emen eyhlislm Veliyddin Efendi B-mnend: (AYVAZOLU: 126-127) Evvel anda oldu ry-nm Bu iki lle-i cihn-r Birinin nm oldu B-mnend Birine dediler Semen-Sm Fenn Mehmed Dede Cennt- Adn llesi: Glgn yanaklar arakn gr ne ho der Cennt- Adn llesine lu'lu-y Aden eyh Dil-cy:(BOZTEPE:310) Duhn Lle: . arb- ergvndr duhn lle camnda Ne kan tandysa odunda benim barm kebabnda eyhi Ferah-engz: ****(BAYTOP:59) Hemie bu mferrih lle-i dil-cy u hsn-amz Ola isini gibi bezm-i ehenha "Ferah-engz" Nedm
Bu iki hile nev'inin sahibi brahim Hanzade Mehmet Bey'dir.

Bu nzk lle-i zb ki olmu nam "gl-ruhsr" Ola hnkrmn bezninde sad evk ile hidmet-kr Nedm Hvern (Horasan'da bir ehir) llesi: Hvern llesi dik altun cam Kim anga tse bu rh- gl-fm Nev' Hsn-mz (BOZTEPE: 310) Hsn-i Hasan: (AYVAZOLU: 127) Sde-r krmzda b-mnend B- lemde ndir kem-yb Ruh- dilber gibi olup rengin Oldu Hsn-i Hasan 'la hret-yb Fenn Mehmed Dede krm- hak: (SAKAOLU: 182) Gl blblden zge zevk verdi htr- lle eraan inyetde Hanif grdk Ikrm- hak Seyyid Hanif Efendi Kavs- Kuzah: (AYVAZOLU: 127) Hak budur bu kfe-i garr Bakdnca verir derna ferah Nice levn ile olmadn zhir Nm- nmsi oldu Kavs- Kuzah Fenn Mehmed Dede K z l lle: (AKTEPE: 124) Gne hke ftde bir jlesi Mehin hlesi bir kzl llesi Nedm

bilig-4/K97

112

Kudret-i Hak: (AYVAZOLU: 136)


(Bu lale nev'ini Debbah Ataullah Etendi yetitirmitir)

Gl-i terden glicek rzna m' dklr Ba gir gr ki nece lle-i hamr dklr Nesm Lle-i hud-r, Lle-i hod-ry: (MO'IN: I; EKBER: 65)) Neve-i mey dmen-i destimde bir ser-emedir Cm- Cem bir lle-i hud-rdur khsrmn Nedm Gl yzng irr lle vel lle-i hod-ry agzng irr gone vel gone-i handn Bbr Lle-i hurd: Bran m glistnda yhud lle-i hurd Hygerde olur erm ile dg- cigerimden Leskofal Glib

O tarvet o letfet elhak Llezr ire beim Kudret-i Hak Tahsin Efendi La'l-i Bedah: (AYVAZOLU: 127)
(Bu lale nev'ini Fenni Mehmet Dede yetitirmitir)

Glistn- cihnda budur kim Olup ol cmleden mmtaz ve yahi Grp hu renkle gher-insn Dediler nmna La'l-i Bedah Fenn Mehmed Dede Lle: Sahn- emende yle krld zcc- yal Seng-i felhan urdu meer ana lleler

Bk
Lle-i ahmer: (MO'IN, 1992, C.3: 3537)
Bu lale cinsi, dalarda ve krlarda yetien gelincik diye tabir olunan akayk'tr.

Lle-i mh: Lle-i mh U gl-i mihr olsa pejmrde n'ola Hamdlillah fitb- meh-cebnn tzedr Fehm-i Kadm Lle-i mercn:(KURNAZ, 1992: 288)(ix)

T benefe girihin zlfgl-i terde kod Nice da- cier-i lle-i ahmerde kod Ahmed Paa Lle-i emen: (MO'IN: 3538) kr-i Hud'ya ban aar lle-i emen Ry- niyz hke srer berk-i yasemin

Katre-i jleyle ekl-i lle-i mercn gr Drr- gevherden pr olmu kse-i mercandr Ahmed Paa

Bk
Lle-i dil-suhte: (MO'IN: 3538) Lle-i dil-suhte tutmaa geldi dmenin Dediler bunda yaramazsn sen ey sahra-nn Hayal Bey Lle-i dil-sz: ( AKTEPE: 122; BAYTOP: 53)
Bu lalenin tohumu Osman Efendi'ye ait Olup deeri 60 akedir.

Lle-i Nu'mn: (x) Da- gamdan ryu hn ldedir cismim gibi Ak olmutur meer kim Lle-i Nu'mn ana Hayl Bey Lle-i Pervz , pervz- lle: Sanca ah- gln lle-i pervzdr Bada eyledi direng yine yine hayl-i ezhr Riyaz

Mr-i glen gibi olmakda ser-efrz eh Dagm lle-i dil-sz ile hem-p eyle Slim Lle-i ebr: (vii) Veriip beyz-1 'ctrek-ve gl-i piyle tb Misl-i lle-i ebri d-reng eder mehtb eyh Glib Lle-i hamr: (vi)

em-i ttra karu hatt- ryun ikr Pervz- lledr Kefeden Rna ydigr (xi) li Lle-i ra'n: (EKBER: 66) Be-cy- lle-i ra'n dil-i pr-dg olur ryn Suvarsam ser-Zemn-i ak ek-i em-i prnemden

bilig-4/K97

113

Vak'anvs Rid Efendi Lle-i sahr: (MO'IN: 3538; EKBER: 67) Nmiine gonce-i glen leb-i rengn-i rne Nine lle-i sahr dil-i hnn-i Ferimde Bk Lle-i sr-b: Gan- hl-i ruhundan kan uyudu Nigr lle-i sr-b iinde Necti Be Lle-i srh: (MO'IN: 3538) Lle-i srlu da kend gibi gk zuna ider Her kadeh cur'asn iistine serper snbl Sbit Mye-i At: (AYVAZOLU: 135)
Bu lale nev'ini Debbah Ataullah Efendi yetitirmitir.

Nze-i rummn: (AKTEPE: 118)


Bu lalenin tohumu, Ahmed Paazade Bey'e ait olup deeri 200 kurutur.

Alem ve "Nze-i rummn" olduka emen-pr Bula ryt- hkaan- cihan nusratla isti'l Nedm Semen-sm (Bak. Bi-manend ve 407) uky k: Feyz-i Hak etmi rzu km akyk srh-r Klm bi-emr-i Hak gl sadk klm p-v Fuzl aky k- Nu'mn:(OKAY-AYAN,1992: 177) irik-i dde-i zvvrdan bihit olmu Gl akyk- Nu 'mn ile dr bz Nil evk-efrz: (AKTEPE: 119)
Bu lalenin tohumu Hac smail'e ait olup, deeri 15 kurutur.

Verirse glene reng tarvet ol dil-c Sezdn ey gl-i ter Mye-i Atdr b L-edr Mferrih: (BOZTEPE: 310) Msellem-i Alem: (AYVAZOLU: 127) Geldi dnyya h- cenneten Nice meyi etmesn ana dem Hak budur cmlesinden a'ldur Nm dendi Msellem-i Alim Fenn Mehmed Dede Nahl-i ergavn: (AKTEPE: 118)(xii) Dksn sehb kaddin anu katre katre kan Itsn nihl-i nrveni nahl-i ergavn Bk Nzende: (AKTEPE: 124) Glen-i devletinin be-i hametinin Tze bir lle-i nzendesi Sultan Nu'mn Nedm Necm-indir:(SAKAOLU: 181-182)
Bu lale nev'ine bu ad. Halim Giray vermitir.

Glen-i lemde ettike ergan mihr- ml Ltf- Mevl ola"evk-efrz"- tab'- pdl Nedm Tcidr- Kerm: (AYVAZOLU: 128)
Bu lale nev'ini Fenni Mehmet Dede yetitirmitir.

Byle bir lle-i saf-bah h dehrin bana taksnlar Grmeyenler kfe-i Adni Tcidr- Kerme baksnlar Fenn Mehmed Dede Tuhfe-iMr: (AYVAZOLU: 126) Yokdur lemde misl mnendi Sarlarda bulunmaz ana nazr Beyefendide olmadn zhir Nm oldu bunun da Tuhfe-i Mr Fenn Mehmed Dede Zerrn kadeh: (ALTINAY: 46) Gel ey gonca ele cm al lle bstn ire Benefe ielim zerrn kadehle glsitn ire Medrm elebi
Bu lalenin tohumu, brahim Hanzade Mehmet Bey'e aittir.

N'ola bu lleyi elden ele gezdirse kibr Necm-i ndirdir n etmeyelim istiksr Hlm Giray

bilig-4/K97

114

C. Klsik iirde geen lle renkleri


zzet Ali Paa'nn: Rengden renge hulul eylemese bulmaz idi Eller stnde gezip revnak- zba lle (BOZTEPE: 321) beytinde de anlalaca gibi llenin ok eitli renkleri olmasna ramen en ok krmz rengi anlarak kullanlmtr. Krmz renk de yer yer k rm z , al, hamr, srh, ahmer ve k z l kelimeleriyle ifde edilmitir: Krmz lle taknm bana ol nev-cvn Bir gnedr sanasn mirrh ile itmi krn Yahy Bey Skiy cn- muravvak sun ki sgar devridir Lle gibi al olalm n gl-i ter devridir eyh Sne bir kh- beldr kim an zeyn etdi gam Tze tze dalarla lle-i hamr ile Hayl Bey Gam- batnla nev khne dnd dalarm Benefezrda srh u kebd llelerle Nail Kalb-i ndn olur heme siyh Lle-ve geri ryi ahmer olur Nev' Kzl klh ile devrmedr gl lle Geyer yenieriler gibi tc- zer nergis Nev' Ahmed Paa, lleye krmz rengi verenin sevgilinin yana olduunu syler: emende renk veren lleye yanandr Dilinde d koyan te-i izamdr Muhibb, "em-i nemnk (slak, nemli gz)" i olduunu belirtir: Den-be-dem bir gonce-leb ra'n gamndan aglaLleye rengi viren bu em-i nemnkmdrr Kad Burhneddn ise, llenin sevgilinin krmz dudandan dolay al bana boyandn yani krmz rengi aldn ifade eder:

Nergis cieri dag urur gzi alndan Al kana bayand lebi aliyile lle Fuzl'ye gre de Allhu Tel'nn feyzi ve arzu etmesinden dolay, lle krmz rengi almtr: Feyz-i Hak etmi rz km ekyk surh-r Klm bi-emri Hak gl sadik klm p-v Llenin krmz renginin yannda kebd (mavi), kibriti (ak sar), sar , duhn (siyah), ve Lciverd renklerinin de dvan irlerince kullanldn grmekteyiz: Gam- batnla nev khne dnd dalarn Benefezrda srh u kebd llelere Nail Mcerred b-ser p bir ged-y hne-ber-dem Hemn lle gibi egnmde bir kibriti alum var Riyaz Olfelek-pye ki ikrm in lykdur Lle zer-micmer (altndan yaplm buhurdan) ola dd- muanber snbl Duhn lle gibi dag ile pr oldu tenim Libsn ideli ol gl-izr srmy Hayal Bey Hatun terk eylemez ise Htya Siyah eyler felek sakfn lle Muhubb Ol iki rengin kab gy bahr itdi zeyn Lciverdi al garr llelerle dil-ber

Zt

D. Llenin eitli zellikleri 1. Ortas nda tek sap n n oluu


Llenin ortasnda tek bir sap vardr. Mezk llenin bu zelliinden dolay onu tek ayakl olarak vasfetmitir: Bir ayagyla yine lle ayaklama n'ola Py- merd-i kadehle nice b-tb yrr

2. Dikensiz oluu
Lle dikensiz bir iektir. Bunun iin Nect Be, gnln inciten gl yerine "lleleri grmek" ister:

bilig-4/K97

115

Hr evrinden incinip ey dil Gl yerine greni mi lleleri

Bir emme by- rhat md itme lleden itmi o derd-mendi kati b-dimg dg ins ise, zaten "llenn nakn" gren gnln ondan koku mit etmiyeceini belirtmitir: Ehl-i dny ile lfet eyler amma b-niyz Llenn nakn grp nnd-i b itmez gnl

3. ieinin aznn ak ve ortasnn bo oluu


Alm llenin iek ksmnn ortas botur. Nev', onun bu zelliinden hareketle, gl bahesinde seher vakti Cem'in kadehinin kssas anlatlmaya balannca gln "kulak tut" tuunu, llenin ise aznn ak kaldn ifade etmitir: Gl tutd kulak lle aup agzn kald Glende seher kssa-i Cn- Cem ald

5. Yeil Yaprakl Oluu


Llenin kk ksmna yakn bir yerden kan yeil yapra vardr. Cinn, aynaya benzeyen yanana doru yeil sarnn aksi dm sevgiliyi, . kk ksmndan yeil yapra km lleye benzetmitir: Ruhi mir'ta destr- sebzi aksi dtke Gren an sanur bi lledr kim ola pervz

4. Kokusuz Oluu
Lle, kokusuz bir iektir. Bundan dolay Rid Efendi gl dururken lleye iltifat etmeyeceini syler: Bakmazz ilre-i lbna tururken ruh- yr N'eylerz lle-i b-rayihay gl var iken Yine ayn ir llenin kokusuz olduu gibi sevgilinin de vefasz olduunu belirtir: Hsn-i bi-ragbetinn tiz geer hengn O peri kim ola b-by- vef lle gibi Nef llenin kokusuz olmasn sabnn, gl bahesine, daa ve le uramamasna balamtr. O'na gre sab, gl bahesine, daa ve sahrya uram olsayd lle hem snbl ve gl gibi kokulu olurdu hem de "nfe-i mge" tebdl ederdi: Varsa ger nkhet-i hulkyla sab glzra Lle de snbl gl gibi olurdu by Dnerdi gl kef-i attra lle nfe-i mge Sab bir emmesiyle urasa ger kh u sahrya Cevr ise, llenin kokusuz olmasn baharn insafnn olmamasna balamtr: nk bahar adaletli davransayd lle de gl gibi kokulu olacakt: Olsa insf eger ma'delet-mz- bahr Reng buda gl eder lleyi v reyhn Bundan dolay da Skker, lleden koku mit edilmemesini syler:

6. Tohumunun oluu
Llenin tohumu (soan), "yldan yla saklanr: Yldan yla tohn- lle-s Saklard ki dn ede peyd eyh Glib-Hsn Ak

E. Llenin Yetimesi Ekim zaman ekilen bu tohumdan lle ylda bir defa ve bahar mevsiminde yetiir: Lle gibi ylda bir kerre degl her rz olur Llezr- stannda ergn b-mr Vak'anvs Rid Efendi Herhalde lle, Nedm zamannda bir sene ge km olacak ki ir bu gecikmenin sebebini llenin edepsizlik ederek "ehzdeden nce" iret meclisine veya emenzra gelmesine balamtr: ehzdeden evvel meger klm teeddb gelmege Bu sl oldu llenin te'hrinin srr bedid Llenin kaca mjdesini ise "bd- bahr (bahar rzgar)" verir: Mjde-i lle ve gl verdi meger bd- bahr Ki nisr etti kfe ana dinar direni Fuzl

bilig-4/K97

116

Lle sevgi ateinin tesiriyle alr ve zellikle klarn gnl yaralarnn yenilenmesine sebep olur: Eser-i sz- muhabbetle akl lle Tazelik verdi dernlarda olan dga yine Cevr Lle almasyla birlikte yzn kapatan "duva"da kaldrr: Ald siinbiil nergis akayk Ki ref ede yzinden o tvag mer Lleler aldktan sonra gzeller seyrana kmaya balar: Ald lleler gller gzeller kt seyrne Nedm Llelerin alp gzellerin seyrana kmas da "iret eyym"nn balad mjdesini verir: Ald lle gld gonca geldi iret eyym Zebn- hl-i sebze iret imsna gydr Fuzl nk bahar gelmi, gl ve nergis alm, kadehe benzetilen lle ise jlelerle dolmu, sevgililer ise seyrana kmtr. Bylece iret meclisini meydana getiren sebepler olumutur: Gld gl ald nergis lle doldu jaleden Ey ho ol kim iret ay etmeye esbb var Fuzl Ayrca unu da belirtmek gerekir ki, lle ve gln almasyla blbl de"hb-nefes" olur: Ald lle v gl blbl old hhub-nefes Havalanrsa aceb mi gnlde dg- heves Nev'

Lle, bahar mevsiminin mjdecisi olup almasyla gzeller seyrana kmaya balar ve iret gnlerinin balamasna zemin hazrlar. Bundan dolay bahar mevsimine "devr-i lle", "lle mevsimi", "lle fasl ", "lle zaman ", "lle vakti" ve "lle hengm "da denmitir: devr-i lledir ihls ile kadeh dutalm Nite ki nergis olur nest-i b-riy olalm eyh Versin dehn-u ry- lebin b- hsne ziyb Gl fasl lle mevsmi glnr vaktidir Nedm Lle fasl iyd lengm behr eyymdr Llelerle geldi ba baka bir hsn- ceml Nedm Glende halka halka iden sohbet ehlini Devr-i arb u lle v snbl zamn Nev' Gl devri geldi nergis ile lle vaktidr Mey n idiin selse-i gassle vaktidr Nev' Zemini encm ile nice rek-i sinn eyler Hele gelsn gr ol vakt-i ergn lle lengm Vak'anvs Rit Efendi Nesm, "lle v gl"n "fasl- nev-bahr (ilkbahar mevsimi)" ile ho olduunu u ekilde ifade etmektedir: Geldi gl ald lle gel beri sun c Lle v gl fasl- nev-bahr ile hotur Ulv, k sararp solmu benzinden dolay "hazn" mevsimine, lle yanakl, mku ise "bahr"a benzetir: Misl-i k u ma'k olur hazn u bahar Hazn sarard v old bahar lle-izr Ulv

Zaten blbln mesut ve neeli olmasna sebep llenin almasdr: Gyi-i dile zerrin piyledr b'is Safy blble goncayla lledr b'is

G. Llenin yetitii yerler


Lle, da eteklerinde, yakalarda, talk yerlerde, sert talarda (seng-i hr), llerde, sahralarda, kabirler (mezarlar)de, ba, bae, emen, sebze, vdi, zanbak goncalar arasnda, glen, glzr ve sebzezrda yetiir:

Zt F. Lle Bahar mnasebeti

bilig-4/K97

117

Her yakadan ba karmadr benefe yle kim Llelerde hod pr etmi dmenini khsr Usl Seng-i hrada bitp lle cyag ald ele Kalb-i sfiye bu halet ne 'aceb kalmad Zt Salarn zsn bulutlar ra'dkilsim nleler Kahriim zre hare dek yansm yaklsn lleler h Ddan fehm ideniz sz- dil-i k Lleden kiite-i gam hk-i mezrn bilimiz Skker Cm- la'Un n ider bg ire her dem lleler Nergis-i ehl elinde sgar- zerrin tutar Muhibb Llelerle bezene niteki dt ii sahr Nitekim gller ile z.eyn ola dest ii destr Bk Llelerden kh u sahr yle tezyin oldu kim Bir gz.eldr geydi gy her yaka glgn kab Zt Sk-i gl-ehre aldka ele peynnesin Gonca-i zanbaklar ire lle bitmi semasn Revn ikyet klna zulmnden nazar kl ol hat ii hle Ki bitmez bu emende hrsz gl dasz lle Hayl Bey Halting ara izrng sebze iinde lle Ol em-i pr-humrng lle dag gazle Bbr Vd-i hayretde bitmi llelerdir gyiy Yaktm her da bu snemdeki k stne Hayl Bey Bencileyin la'l-i nbn ydna ey gonce-fen Glen ire llei grdm mey-i hamr eker Muhibb Bir zemin oldu bu Glib ki hasedkrne Ssen ii lle-i glzre serser haner eyh Glib ir Sz, "khsrda" yetien lleleri gz yann besleyerek yetitirdiini syler: Serv-kaddn dikmesidr h- gl glzrda Ekindin perverdesidr lleler khsrda Refet'ye gre, glende yer yer yetien ne lle ne de gldr. O, "hr- hasret (hasret dikeniy-

le)" le blbln kana bulam gz yadr: kfte c-be-c gl-ende sanma lle v gldr Aktm hr- hasret ek-i hn-ld blbldr Yahy Bey, her taraf ssleyenin ne lle ne de gl olduunu, sevgilinin krmz dudann hasretinden kan alayan zemin olduunu belirtir: Lle v gl sanmanuz her cnibi zeyn eyleyen La'l-i dilber hasretinden kalanlar alad zemin Hseyin Baykara, sevgilinin ayak bast her yere gz yalarn yle akttn syler ki, o topraktaki her diken ve pn lle verdiini ifade eder: Kayda kim basting aya akt irikim ana kim Lle birdi br ol tofrak ara her hr u lies Bak ise, sahrda yetierek krlar kaplayan llelerin, oray Bedahn vilyetine dnderdiini syler: Sahrya kld lle Bedahn vilyeti Glzr itti tze emen mlk-i sebze-zr Yine ayn ir, glende yetien llenin, renginden dolay gl bahesinin topran Bedahn madenine benzetirken, sahrda yetien llenin ise btn sahray Bedahh madenine evirdiini ifade etmitir: Jle kld her kenr shil-i bahr-i Aden Lle hk-i gleni kn-i Bedahn eyledi Lle sahry bugn kn-i Bedahn itti Jle glzre nisr eyledi drr-i ehvr eyh Glib de lle tarhnda bulunan akl talarn "la'l" ve "ykf'a benzetmitir: Lle tarhnda akl talar la'l ykt eb-erg olsa eragn kim eder istib'd Dalarda ve krlarda yetien lle, yni gelincik divan irleri tarafndan "sahr-nin (krda, lde oturan)" olarak nitelendirilmitir: Gl yzne yknrse lle-i sahr-nin Yreine da- hirmn ur yzn kana bas Nect Be Gelincik krlarda ve da eteklerinde yetitii ve meslis dbn bilmedii iin taralya benzetilir ve "devr-i gl sohbeti"ne kabul edilmez:

bilig-4/K97

118

Taradan geldi emen mlkne bigne diye Devr-i gl sohbetine lleyi iletmediler Nect e

Her biri gezer kenr- b Devirdii lle kendi d eyh Glib-Hsn Ak Yetitii yerden koparlan lleler ise daha sonra suya konur: Gzi yan alma halkun mline itme tama' Suya konm lle gibi dde-i pr-hna bak Yahy Bey

nk o, meclis usul ve erkann bilmediinden bu toplantya "yaramaz (lyk deildir)": Lle-i dil-shte tutmaa geldi dmenin Dediler bunda yaramazsn sen ey sahr-nin Hayl Bey Bundan dolay lleyi geldii yere yani daa geri gnderirler: Geldi benefe baa arar hattna misl Reng-i ruhuna lleleri daa saldlar Hayl Bey Meclis erkannn bu tavrndan dolay lle, ba kenarnda boynu bkk ve "hacl (:utanm)" olarak bekler: Aceb mi b kenarnda olursa lle hacl Ki lle-zr- cemlinde hr u zrndr Ahmed Paa Oysa o, krlarda yetien ieklerin h olarak gelmitir: Lle gibi nki ben sahr-ninler hyam Krmz eyvn yiter bu kanl prehen bana h Ama llenin bu mahcubiyeti ve taral oluu fazla srmez. zellikle XVI. asrdan itibaren kltr yoluyla yeni trleri elde edilmeye balanm ve o da ehirli olmutur. Bundan sonra lle gl ile amansz bir rekabete girierek onun saltanatn sarsm ve "glen" ile "emenzr"n h olarak "la'lin tc" n jlelerden mcevherlerle sslemitir: Jlelerden taknur tacn gevher lle h oltptur emen iklimine benzer lle

H. Lle-sab mnasebeti
Sab, seher vakti llenin yzndeki "hicb perdesi "ni kaldrr: Dn subh-dem ki lle v nesrin salp nikb Gl ehresinden ald sab perde-i hicb Fuzl Lleler "sahn- emen (imenlik)" i atee verdikleri zaman "bd- bahr (bahar rzgar" bu atee kar mushaf aarak kar durur: Lleler urdlar ate yine sahn- emene Mushaf aup karu tutar bd- bahr Riyz Gl padiah fidan atna bindii zaman, saba da lle yaprandan olan rtsn omuzuna alr: Berg-i lleye sab giye-ber-d olur Olcak Hsrev-i gl esb-i nihi zre suvr Riyz Llenin yapraklarn ssleyen Jle, llenin harflerinde nokta olmamasna ramen onu sslemitir: Mzeyyen eyledi evrk-i lleyi eb-nen Hurf- lleden olmaz egeri nokta rev Fuzl Llenin yapraklarnn rzgrda savrulmasnn sebebi, "al katla gle haber uurmak" istemesinden dolaydr: Lle evrkn emenler yele verdi sanmanz Al katla gle taze haber uurdular

Bk
Giyer gl ende la'lin tc jle Elinde nerkisin altm piyle Bk nsanlar ban etrafn dolaarak oralarda yetien lleleri toplarlar:

Hayl Bey Yine Hayal Bey, rzgrda savrulan lle yapraklarnn bu durumunu "nazm- gher p

bilig-4/K97

119

(Cevhir saan iiri "n yazmak istemelerine balamtr: Gl ile lleler rengin varaklarla emenlerde Hayl dler yazmaa bu nazm- gherp "Llenin agznda her pergle", kan yutarak lenlerin "derd-i dern"larn yazan bir sahifedir: Kan yulup lenlerim derd-i dernn yazmaga Bir varakdur llemin agznda her pergleler h Llenin yapraklar kana bulanm hanere de benzetilmektedir: Glsenin sensiz gl szende ahkerdir bana Llenin her bergi ln-lde hanerdir bana

Ahmed Fasih Dede Bu yaz m z, edebiyat bahesinin bugn art k terk edilmeye yz tutmu bir kesi (Klasik Trk Edebiyat ) ndeki lle tarhlar aras nda bir gezinti yapt rmak ve oradaki lleyi tan tmak amac n ta yor. Bir zamanlar rengreng iekleriyle civar nda geenleri mest eden bu bahenin laleleri de dier iekleri gibi pek ok aire farkl ilhamlar vermi, onlara farkl suretlerde arz- endam etmitir. Her air laleye farkl bir gzle bakm ve dolay s yla onda -renk ve ekil ynnden- farkl eyler grmtr. Bu grntler de iirlerine Tebih ve mecaz olarak yans m t r.

KAYNAKLAR ALT1NAY, Ahmed Refik 1973 Lle Devri, (Hzr. Haydar Ali Diriz), Babakanlk Kltr Mstearl Kltr Yaynlar, Ankara. Sanat Ansiklopedisi, "Lale" mad., C.3, Mill Eitim Basmevi, stanbul. Gller Kitab , tken, stanbul OLGUN, Tahir 1949 BAYTOP, Turhan 1987 1992 "Osmanl Llesi", Lle, Say 5. stanbul Lalesi, Kltr Bakanl Yaynlar/1415, Kltr Eserleri Dizisi/180, Ankara. Nedm Dvn, kdm Matbaas, stanbul.. GKYAY, Orhan aik 1990 "Divan Edebiyatnda iekler", Tarih ve Toplum, Say 76, Nisan 1990, s.30 SAKAOGLU, Necdet 1994 "Lle" mad., Dnden Bugne stanbul Ansiklopedisi, C.5, stanbul. "ir Ref'-i Kly", slm Yolu, 59 (17 Kasm 1949), s. 3 MACKAY, Charles 1989 "Lle Delilii (Tulipomamanie)", (ev. Fsun kszolu), Tarih ve Toplum.. "Lle Devri" (Sadeletiren: Ylmaz ztuna), Hayat Tarih Mecmuas , Say 3, Nisan 1970,s. 5.

REFK, Ahmet 1970

ARSEVEN, Cell Esad 1983

AYVAZOLU, Beir 1992

BOZTEPE Nihad Halil 1338-1340

TEBLY, Karl 1988 Dersaadet'te Avusturya Sefir leri, (eviren: Seluk nl), Kltr ve Turizm Bakanl Yay nlar : 887, Tercme Eserler Dizisi: 64, Ankara.

bilig-4/K97

120

ZlTTA, Rainer 1978 Die Tiirken-und was ihnen Blieb, Wien. von Geliim Hachette Alfabetik Genel Kltr Ansiklopedisi, "Lale" mad., C.7, Sabah..

1987

Meydan Larousse, Byk Lgat ve Ansiklopedi, "Lale" mad., C.7, Meydan Yaynevi, sssstanbul. 1990 AIKLAMALAR

Trkiye Gazetisi Rehber Ansiklopedisi, "Lale" mad., C.. 11, stanbul,. Anabritannica, "Lale" mad. C.. 14, stanbul.

(i)

Yahya Bey'in u beytleri de bu durumu teyid etmektedir:

(iv) Bu llenin tohumunun, M. Mnir Aktepe'nin "Damad brahim Paa Devrinde Lleye Dir Bir Veska" adl makalesinde (Trkiyat Mecmuas, C.XI, stanbul-1954, s. 115-130)ele ald ve niversite Ktphanesi'nin Trke Yazmalar ksmnda, 2760 numara ile kaytl ve muahhar bir yaz ile Netyic'l-ezhr ad verilmi mecmuann 8-

Krnz lale takm bana olev-cvan Bir gnedr sanasn Mimli ile itmi krn Merdm-i l-nazardur hem lasb hem nesb Llesiyle seyr ider gonca- dehnum her zamn Lle kim destr- yr stinde kmdur karr Old giy gkteki kuyrukl ylduzdan nin

(ii) Bu lle nev'ini, III. Ahmed dnemi lle uzmanlarndan Esseyid Halil Efendi yetitirmi ve Nebt'1-levn ismini vermitir. Seyyid Hanf" Efendi ise yukardaki beyti syleyerek bu yeni llenin anasnn "Lle-i rhn" olduunu gbek adnn "Nebt'1levn" asl adnn da "fitb- glzr" olmas gerektiini sylemitir. Bak. Necdet Sakaolu, a.g.m., s. 182. (iii) Bu lle, III. Ahmed devrinin en mehur lle yetitiricisi ve std olan ve halkn Tabak Ata diye tand Debba Ataullah Efendi tarafndan yetitirilmitir. Bak. Beir Ayvazolu,. (vi) Boztepe'nin sz konusu eserinin Lgatesinde, zikredilen beyitte geen "Glriz" sznn bir lale ad olduunu belirtmitir. Lgate'de zzet Ali Paa'nn Alan Laleleri yeksere Gl-riz olsun (v) a.g.e.'nin Lgatesinde de zikrettii bu beyit mnasebetiyle, Gl-mih-i fitb'n lle ismi olduunu belirtmi ve Nedm'in bu lleyi medh* ettiini belirtmitir. Bak. s. 318. Beyit iin bak, s. 98. Bu beyit Abdulbki Glpnarl tarafndan hazrlanan Nedm Dvn'nda yoktur.

bilig-4/K97

121

msra'nn bu lale hakknda sylendiinin "Lalezar- Ba- Kadim" isimli eserde kaytl olduunu ifade etmitir. Bu lalenin tohumu Topkapl Berber Ahmet'e ait olup deeri 100 kurutur. (vii) Sbit'in u beytinden "lle-i ebr"in yapraklarnda pul puy beyazlk olduu anlalmaktadr: Zt 'aceh pkdr gonca-i nevrestenn Lle-i ebr-i-sfat cildi behakl degl Burada unu da belirtmek gerekir ki,yapraklarnda lekeler bulunan lleler kusurlu saylp makbul grlmemitir. Bundan dolay Sbit, "gonce-i nevreste'nin temiz olduunu sylemitir. Meclis-i kfe'de bir lle, tvey'lerindeki tufeyli lekeleri yznden kusurlu bulununca, ir Rdi efendi bir iir yazarak gzellik illerinin phe noktalar gibi deerlendirilmesini zere kapal olarak eletirmitir: k oldu lle sne-i gl pre predr Olmaya nsha-i hsnnde ann nokta-i ek Bak. Beir Ayvazolu, a.g.e., s. 123. (viii) Bk'nin u beytinden "lle-i hamr" nn kh (:da) ve det (:bozkr, l, kr, ova) te yetitiini anlamaktayz:

(ix)

Ahmed Talay Onay,Lle-i Mercn'n bir lle ad olduunu sylemektedir. Bak. Eski Trk Edebiyatnda Mazmunlar, (Hzr. Ceml Kurnaz), Trkiye Diyanet Vakf Yaynlar /77, Ankara, 1992, s. 288. Bu beyit Ali Nihat Tarlan tarafndan hazrlanan Ahmet Paa Divan'nda u ekilde gemektedir: Katre-i jleyle ekl-i lle-i hamryi gr Drr gevherden pr olmu kse-i mercndr. Bak. Kaside 15, beyit 17, s. 56.

(x)

Lle-i Nu'mn, da eteklerini ve krlar kan krmzs rengiyle ssleyen gelinciktir. akyk veya akyku'n-Nu'mniye (akyk- Nu'mn) da denilen bu iek, rivayete gre, slm'dan nce Hre hkmdarlarndan Nman b. Mnzir tarafndan ok sevildii iin bu ad almtr. Bk. Beir Ayvazolu, a.g.e., s. 109. Ahmet Talat Onay ise a.g.e.inde bu konu hakknda yle demektedir: "Mnzir olu Nu'mn bir gezinti esnasnda birok gelincik iei grm; manzara houna gitmi, korunmasn emir ve koparlmasn men etmi; bu cihetle kendisine nisbet olunmu." Bak. s. 274. Bu lle, Cinn'nin u beytinde "lle-i rengn-i nu'mn" eklinde gemektedir. Elne cm alup Cem gibi it diy remz eyler Teh sanma emende lle-i rengn-i nu'mn zellikle bu lle nev'inin baz beyitlerde mazmun (iirde dorudan sylenmeyip dolayl olarak baz ima ve iaretlerle sylenen anlam) olarak baz irler tarafndan kullanldn da grmekteyiz. Fuzli'nin u beytinde olduu gibi: Benim tek hi kim zr u perin olmasn y Rab Esr-i derd-i ak u d-i hicrn olmasn y Rab

Taze damla ser sine nola zeyn olsa Kh dest ey yz gl lle-i hamr yeridr Lle-i hamr, krmz gl olan lledir. Bak. Mohammad Mo'in, a.g.s., s. 3538; Ali Ekber, LgatNme (Dehhud), C 32, Tahran-Hicr 1343, s. 65. Bu lle eidi, akyk- Nu'mniye dediimiz ve gelincik olarak bilinen lledir.

bilig-4/K97

122
Bu beyitte bulunan akyk yani gelincik mazmununu Haluk ipekten u ekilde izah etmekte dir: "Beyitte zr, pern, d, hicrn ve esr kelimeleriyle bir lle (gelincik) Mazmn'u verilmi; gelinciin yapraklar ince dir, zr gibidir. Gelincik ama sndan birka gn sonra yapraklar dalr, pern olur. Ortasndaki kara tohumlara "d- lle" denir. D, ate an lamndadr. Ate ve gelincik kr mzdr. Gelinciin yapraklan dalnca birbirinden ayrlr, hicrhana derler. Btn bitkiler esirdir. Bir kke balanmlardr ve kmldayamazlar." Bk.Halk pekten, Fuzl Hayat, Sanat, Eserleri, Aka Yaynlar: 66, Ankara 1991, s. 118. Ayrca, "Mazmun" hakknda geni bilgi iin u almalara baklabilir: Mehmed avuolu, Mazmun, Trk Dili, Say 388389/Nisan-Mays, 1984, s. 198205; Mine Mengi, Mazmun ze rine Dnceler, Dergh, Say 34, Aralk 1992, s. 10-11; sken der Pala, "Mazmun'un MAzmunu, Dergh, Say, 35, Ocak 1993, s. 1, 10-11; ahin Uar, Ma'n ve Mazmun, Trkiye Kl -tr ve Sanat Yll 1993'den Ayr Basm; Victoria Holbrook, Mazmun mu Klie Yoksa Dev ralnm Mazmun Kavram m? (xii) ( xi ) Bu beyitten "pervz- lle"nin Anadolu'ya Kefe'den geldiini anlyoruz. Ayrca Nev'nin u beytinden lle-i pervz'nin imenliin kenarnda yetitii anlalmaktadr: Kenr- sebzede pervz lledr Sipihr-i ahzar u srh-i afak sefd-i seher Bu llenin tohumu, Merhum brahim Aa'ya ait olup deeri 80 kurutur. Bak. M. Mnir Aktepe, a.gm. s. 118. Ayrca yazar dipnotta, bu lle ile ilgili unlar sylemektedir: "Tohum sahibinin ismi her ne kadar merhum brahim Aa yazl ise de, bunun mstensih muhtemeldir. hatas olmas pek

Galib'in Hayalinde Renk ve Yorumu, eyh Galib Kitab, stanbul 1995, s. 131-141.

Kapdan

Paa'dan

olduu gibi, bunun da merkum olmas daha dorudur. O takdirde bu brahim Paa'nn Aa, Genc Mehmed Aa

kethdas

brahim

oluyor. zerinde 12 rakam bulunan Nahl-i ergavan hakknda ise, lle rislelerinde bir kayd

gremediimizden evsafn tebarz ettiremedik." Bak. s. 126. Ayrca bu llenin resmi iin bak. Turhan

Baytop, stanbul Lalesi, resim-44, s. 60

bilig-4/K97

123

TYATRO ESERLERNN EVRSNDE KARILAILAN SORUNLAR VE ZM NERLER

1. Giri
Gnmzde eviri konusunda yaplan bilimsel araatrmalar byk bir art gstermektedir. Ancak lkemizde tiyatro evirisi konusunda yaplan bilimsel almalar yok denecek kadar azdr. Bu almada tiyatro eserlerinin evirisine ilikin grlerin yan sra rencilerin ve evirmenlerin karlaabilecekleri glkler ve bunlarn almas iin izlenebilecek yollar Bertold Brecht'in "Mutter Courge und ihre Kinder" adl dramndan ve Thorten Wilder'in "The Matchmaker" balkl komedi oyunundan yaplan alntlarla tartlacaktr.

2. Tiyatro Eserlerinin evirisine likin Grler


eviri olay geirdii tarihi sre iinde deiik boyutlaryla tartlm ve ortaya kan grler, kaynak dil metnine baml "birebir" eviri (Wort fr Wort-berzetzung) ve "serbest" eviri (Freie bersetzung) olmak zere iki noktada odaklanmtr, bugn eviri literatrnde "birebir eviriye" "anlamsal" eviri ya da "anlam" evirisi, "serbest" eviriye de "iletiimsel" eviri ad verilmektedir. Newmark (1981: 45), iir ve nesire gre tiyatro oyunlarnn iletiimsel deerinin daha fazla olduunu ve yaplacak olan eviride de bu gerein gz ard edilmemesi gerektiini belirtmektedir. Mounin (1967: 137), tiyatro eserlerinin evirisinde iletiimsel eviri trne nem vermekle birlikte, kaynak dil metninin slb (biem) sz dizimi, gramer gibi biimsel zelliklerinin de hedef dile olabildiince aktarlmasnn eserin edebi niteliinin korunmas asndan byk nem tadn ifade etmektedir. Moinin, bu arada sahnelenmek zere yazlm bir tiyatro oyununun sahnedeki etkisinin de analiz edilmesi ve bu etkinin hedef dil metninde yanstlmas gereine iaret etmekte ve tm bu unsurlarn aktarlmasnda herhangi bir uyumsuzluk ortaya kar ve bir takm kayplarn kanlmazl sz konusu olursa, o takdirde evirmenin tercihini ncelikle sahne etkisinin verilmesi ynnde kullanmas ve bunu yalnz evirmenin deil, ayn zamanda eviriyi deerlendiren eletirmenlerin ve ynetmenlerin de bir ilke olarak benimsemesi gerektiini ileri srmektedir. te yandan Welwarth (1981: 141), tiyatro di-

Yrd. Do. Dr. Tahsin AKTA Yrd. Do. Dr. Dincay KKSAL _______________________________________ Gazi . Eitim Fak. Yabanc Diller Eitimi B. r. yeleri

bilig-4/K97

124

linin konumay salamas ve anlatm doruluu ile slbu karlamas gerektiini vurgulamaktadr. Wellwart, serbest uyarlamalara ve okuyucunun seyircinin tahamml etmek zorunda kalaca yapmack birebir aktarmlara da kar kmaktadr. Savunduu ey, kaynak metin yazarnn verdii anlam yok etmeden, evirisi yapld dilde sz konusu eserin o dildeki zgn metin gibi okunmas ve anlaml olmasdr. Edebi metin trleri arasnda yer alan tiyatro oyuncularnn evirisinde kaynak dil metninin ierii ile biimsel zelliklerinin hedef dile edeer bir dzenekle aktarlmasn savunan Reib (1971: 40) da, tiyatro oyuncularnn sahnelenmesinde grsel ve iitsel aralarn yannda oyuncularn konuma ekillerinin, jest ve mimik hareketlerinin, ses ve sz uyumlarnn seyircileri etkilediini vurgulamakta ve eviri ileminde bu unsurlarn gz nnde bulundurulmasn nermektedir. Zatlin (1994: 14), tiyatro oyuncularnn sahnelenmesi konusunda grlerini sralarken, icra edilen bir tiyatro metninin, anlam oluturan, eitli iaret sistemlerini ierdiini ve seyircilerin seslendirilen diyaloglara kar gsterecei tepkinin, aktrlerin sesleri ve konuma slblar ile etkileneceini belirtmektedir. Zatlin, bu gryle kaynak metnin biimsel zelliklerin hedef dilde gz ard edilmeyeceine ilikin dikkatimizi ekmektedir. Ayn gr paylaan Schreiber (1993: 8489) "bersetzung und Bearbeitung" adl eserinde konuya deinirken, tiyatro oyuncularnn evirisinde diyaloglarn bir dilden baka bir dile uyarlandn, bu uyarlama ileminde sz konusu diyaloglarn asl metnin znden uzaklamadan hedef dilde tiyatro sanatnn ilkelerine uygun olarak retilmesi gerektiini savunmaktadr. briolu (1989:114) da tiyatro oyuncularnn evirisinde gnlk konuma dilinin konuulmasn ngren iletimsel eviri ynteminin uygulandn ve bu yolla seyircinin ve okurun olaylar rahatlkla anlamalarnn ve bunlardan etkilenmelerinin hedeflendiini ifade etmektedir. Bu grlere dayanarak evirmenin tiyatro oyunlarnn evirisinde kaynak metni ncelikle biim ve ierik bakmndan analiz etmesi, yani ieriin nasl bir dzenekle sunulduunu, nasl bir dil kullanldn zmlemesi ve ardndan sahne et-

kisini de dikkate alarak bunlarn hedef dilde en doal karlklarn aratrmas ve bulunduklarn okuyucu ve seyircinin alk olduunu en yalan, anlalr bir dille aktarmas gerektiini syleyebiliriz. Bu arada tiyatro dilinin kendine zg bir takm nitelikleri olduunu, bu dili jest, mimik, hareket, olay, oyuncu, diyalog ve sahne etkisi gibi etkenlerin belirlediini de unutmamalyz.

3. Dil A s ndan Dikkate Al nacak Noktalar


Oyun metinlerinde kullanlan dil, dier edebi metin trlerinde kullanlan dilden farkllklar gsterir. Oyun dilini dier edebi trlerdeki dilden ayrlan en nemli zellik, konuma dilinin kullanlyor olmasdr. Oyunlar bu dile gre sahnelenir. eviride de bu dil yakalanmaldr. Kullanlan bu dilin anlaml ve etkin olabilmesi iin, Nutku (1985: 53)' nun da dedii gibi seyircilerin kiisel ve konumsal armlarn gz nnde bulundurmak gerekir. Ayrca tiyatro dilinde seyircilerin anlamasn kolaylatracak olan hareketlerin de nemli bir yeri olduunu belirtmeliyiz. Zira szcklerin tiyatroda tek bana, szlk anlamlaryla anlatm salayamadn, ancak onlarn gerektirdii jest, mimik ve gvde hareketleriyle anlam kazandn biliyoruz. Bundan dolay oyun evirmeni zerinde alt tiyatro eserini evirirken bu durumu dikkate almal ve kendisini hem tiyatro ynetmeninin hem de seyircinin yerine koymaldr. Nutku (1978:81) bu konuyla ilgili grlerini dile getirirken, oyun evirisinde zerinde nemli durulacak konular noktada zetlemektir: 1. evirinin yadrganmamas seyirci tarafndan

2. Oyuncunun kiileri canlandrma ileminde zorluk ekmemesi 3. Oyun, uramamas dil asndan ynetmeni

evirmen, bunlarla birlikte oyun kiilerinin karakterine uygun konuma biimlerini hedef dilde eksiksiz olarak vermelidir. Bilindii gibi oyun metinlerinin dili, tiyatro sanatn yanstacak ekilde dramatik zellikler de ierir. Kullanlan cmleler sahnelendii zaman ksa bir sre iinde sylenmemesi gerektiinden ksa ve youndur. Ayrca oyuncunun nefes alabilmesi iin durakla-

bilig-4/K97

125

malar yer alr. evirmen bunlar da dikkate almal ve eviride diyaloglar iinde ve aralarnda oyuncularn nefes almalarn salayacak boluklar, oyalayc szckler ve buna benzer teknikler kullanmaldr. Sralamaya altmz bu unsurlar bir btn olarak evirmenin hem kendi anadilini hem de yabanc dili ve onun kltrn iyi bilmesinin yannda, sahne estetii, sahne teknii ve ilkeleri, ksaca tiyatro konusunda geni bilgi sahabi olmasn gerekli klmaktadr. Zira oyun metinleri genellikle sahnelenmek zere evirilir. Sahne bilgisinden yoksun bir evirmenin ortaya koyaca rnn sahnelenebilirlik ve oynanabilirlik asndan yeterli ve baarl olabileceini syleyebiliriz. Tiyatroda, Karayazc'nn (1992: 51) da belirttii gibi asl seslenilen topluluk izleyicilerdir. Ancak tiyatro eserinin kendisi bi metin olarak ele alndnda ise, seslenilen topluluk okuyuculardr. Bu iki farkl topluluun ayn eserin iki deiik boyutuna olan yaklam ve beklentileri farkldr. evirmen eserin bu iki boyutunu (okuyucuizleyici boyutunu) gznne alarak bir yandan oyun metninde bulunan gstergeleri dilbilimsel, anlamsal ve kltrel balamda zmleyip, sz konusu metni ynetmenle birlikte sahne srecine hazrlamak, dier yandan metni srf okuma aml, yani yazl bir metin olarak deerlendirmek ve bunun ilkelerine gre evirmek zorundadr. Buna gre oyun evirisinde izlenecek sreci yle bir izelgeyle gsterebiliriz. Yazar Tiyatro Eserleri

Bu izelgede oyun yazar, ynetmen, evirmen, oyuncu ve seyirci ilikisi aka ortaya konulmaktadr. Buradan da anlalaca zere, yaplan oyun evresinin dili ynetmen asndan sahnelenebilir, oyun asndan oynanabilir ve okur asndan ise, okunabilir olmas gerekir. Bunu gerekletirecek kii de oyun evirmenidir. Yaptmz bu kuramsal aklamalardan sonra, imdi bu blmde szcklerin, szdilimsel yaplarn, tiyatro eserinde kullanlan dilin eviri metninde yanstlmas iin yaplmas gerekenleri; (i), szck dzeyinde; (ii), szdizim dzeyinde; (iii), anlam dzeyinde olmak zere alt balk altnda irdeleyelim.

3.1 Szck Dzeyinde


Daha nce de deindiimiz gibi, tiyatroda szckler balamdan kopuk tek balarna ve szckte verilen anlamyla anlatm salayamaz. Tiyatroda anlatm ancak szc kullanan konumaclar ile dinleyicilerin deneyimlerinin ayn yada benzer olmasyla anlam kazanr. Aksi halde kullanlan szckler herhangi bir anlam tamaz; sahne ve seyirci arasnda kurulan organik ba da kopar, dolaysyla bildiriim meydana gelmez. Nutku (1978: 80), tiyatroda bir szcn oyundaki duruma, olaylara, kiilere, konunun getii dneme, yani oyunun genel havasna gre bir deer biimi oluturacandan sz etmektedir. Bu tespite gre dinleyenlerin, bir szcn anlamn anlayabilmesi iin, o szcn cmle kapsam iindeki konumunu (balam iindeki anlamn) bilmesi gerektii ortaya kyor. Bu arada szcn anlalmasna katk da bulunan el, yz, gvde hareketleriyle mziin etkisini gzard edemeyiz. Der Weber: (zu Eilij): Tritt einmal vor, lab dich anfhlen, ob du Muskeln hast oder ein Hnchen bist. (Mutter Courage und ihre Kinder, Perde 1) Yukardaki almanca alntda geen "Muskeln" ve "Hnchen" szcklerinin "kas, adale", "pili" szck anlamlaryla birebir Trkeye aktarlmas anlam btnln salayamaz, bu szcklerden "Mskeln" metin balamnda hitap edilen kiinin "g ve kuvvetinin yerinde olup olmad" anlamm yanstmaktadr. Dolaysyla bu ekilde aktarlmas gerekmektedir. "Hhnchen"

Kaynak Dil Seyircisi (Tiyatroda) Sahnelenebilirlik

Kaynak Dil Okuyucu (Metin olarak) Okunabilirlik

Ynetmen(ler) / Oyuncular/ Seyirciler evirmen Hedef Dilde Hdef Dil Seyircisi Sahnelenebilirlik Oynanabilirlik (Tiyatro Bilgisi) Tiyatro Eseri Hedef Dil Okuyucusu okunabilirlik

Oyun Ynetmeni / Oyuncular / Seyirciler

bilig-4/K97

126

szcnn de burada "azn st kokuyor" yahut "ana kuzusu" eklinde evrilmesi, metnin anlam btnlnn olumasn gerekli klmaktadr. Buna gre yukardaki alnty Trke yle aktarabiliriz: rtkan (Elife dnerek): Yakla biraz delikanl, bakalm gcn kuvvetin yerinde mi? Yoksa azn stm kokuyor? Anlayalm. Yine birinci perdenin balarndaki cmlede yer alan: Der Feidwebel: Willst du mich auf den Arm nehnem? Ich werde dir deine Freiheit austreiben (Mutter Courage und ihre Kinder, Perde 1). "mich auf den arm nehmen" szck grubunun Trke'ye "beni kollarna almak m (istiyorsun)? eklinde deil de "benimle alay m etmek (istiyorsun)? eklinde aktarlmas metin balam asndan uygun olur. Ayn ekilde yukardaki alntnn ikinci cmlesinde geen " deine Freiheit austreiben" ifadesini birebir (szck) evirdiimizde yine bir anlam bulankl ortaya kacaktr. Sz konusu ifadeyle bir tehdit, yani yaplan bir alaya kar kahramann gsterdii bir tepki aa vurulmaktadr. Onun iin "haddini bildirim", yahut "alay etmeyi retirim" eklinde evirilmesi yerinde olur. avu: benimle alay m etmek istiyorsunuz? Alay etmeyi retirim sana. Szck dzeyindeki aktarmlarda karlalabilecek zorluklara ilikin bir ka rnek de ngilizce'den verelim. Vandergelder: Not yours; Death and Damnation! Not yours, idiot-mine! (The Matchmaker, Perde 1) Yukardaki alntda geen "Dearth and Damnation! "sz grubunu Trke'ye szck szck evirdiimizde bir anlam btnl oluturanlayz. Bu nedenle bu sz grubunun "Cann Cehenneme!" veya "Kahrolas" eklinde evrilmesi uygun olur. Vandergelder: Seninki deil, Kahrolas! Seninki deil! Geri Zekal! Benimki Yine birinci perdenin sonlarndaki Cornelius (Rushing up the trapdoor): We are going to New York. Get into your Sunday Clothers, Barnaby.

cmlede yer alan "Your Sunday Clothers" ifadesini "Pazar giysilerini" eklinde evrilmesi, ticaretle uraan Barnaby ve Cornelius'un pazara mal karacaklar bu nedenle Pazar iin zel kyafetleri giymeleri gerektii dncesini uyandrr: Ancak Hristiyanlk leminde insanlarn en gzel ve temiz giysilerini giyerek ibadet iin bayrama gider gibi pazar gn Kilise'ye gittiini okuyucu veya izleyici bilmeyebilir. Bu durumda yukarda da belirtildii gibi "birebir" eviri, verilmek istenen anlam bozacaktr. Bu szck grubunun "bayramlklarn" eklinde evirilmesi daha uygun olacaktr. Szck dzeyinde dikkat edilmesi gereken bir dier konu da szcklerin kiiler arasndaki ilikiyi ve kiilerin ait olduklar sosyal grup veya tabakay da gsterdii iin oyun evirilerinde de szcklerin slb (biem) farkllklarn yanstacak ekilde seilmesine evirmen zen gstermelidir. Brecht'in "Mutter Courage und ihre Kinder" adl oyununun savata seyyar satclk yapan Mutter Courage'nin ocuklaryla yapt konuma slb asndan ynetimi temsil deen komutan, avu ve askerlerle yapt konumadan farkldr. yle ki ocuklaryla konuurken "informell", resmi olmayan senli benli bir konuma; komutan, avu ve dier kiilerle konuurken ise "formel", resmi bir konuma eklini tercih etmektedir. Ayn durumu Wilder'in "The Matchmaker" adl oyununda da gryoruz. Bu oyunda patron durumundaki Vandergelder'in emrinde alan Cornelius, Hack-l, Malachi. Stach ve Getrude ile konuurken setii szckler ve slb, son einin arkadalar olan bayan Dolly Levi, bayan Flora Vay Huysen ile evlenmeyi dnd bayan rre Molloy ile konuurken setii szcklerin slbundan farkldr. Vandergelder emrindeki kiilerle konuurken resmi olmayan (informell) szckler kullanrken, sz konusu kiiler Vandergelder ile konuurken kullandklar szckler resim (formell) olmak durumundadr. Ayrca oyundaki zel isimler, evirmen iin bir sorun tekil edebilir. Eer bu isimlerin daha nce yaplm geleneksel bir evirisi yoksa bu durumlarda hedef dile ismi aynen hi deitirmeden kullanmak (transliteration) veya eviri yaz yoluyla aktarmak evirmenin kendi insiyatifindedir.

bilig-4/K97

127

3.2. Szdilimi Dzeyinde


Gnlk konuma dilinde kullanlan cmleler tamamlanmaz. Ancak onlarn kullanld balam. Eksik kalan ksmlarn anlalmasna ve anlamn karlmasna yardmc olur. Tiyatro oyuncularnda da gnlk konuma dili kullanldnda evirmenin bu cmleleri tamamlamaya almas konuma dilini yapay hale getirir: DerKoch: Fr dreibig..., nichtfr vierzig..., habe ich gesagt,fr dreibig... (Mutter Courage und ihre Kinder, Perde 2) A Krk... a deil, otuz...a, dedim, otuza. Bu rnekte "krk" ve "otuz" szcklerinden sonra "liraya" szcnn eklenmesine hi gerek yoktur. Zira eylemin sunduu balamdan bir alveriin sz konusu olduunu, dolaysyla burada krk ve otuz rakamlarnn para birimini gsterdiini anlyoruz. Der Koch: Nicht mehr lang, dann mub er aufbrechen mit dem Regiment, wer weib, vielleicht in den Tod... (Mutter Courage und ihre Kinder, Perde 3) A: Bu son artk. Bundan sonra (o) alayla birlikte gitmek zorunda. Kim bilir, belki de lme Bu rnekte de " lme" ifadesinden sonra "gidecek" veya "gitmek zorunda" yklemlerinin sylenmesine gerek yoktur. nk ilgili balam bunu iaret etmektedir. Benzer bir rnek de Wilder'in Matchmaker" adl oyunundan verelim: "The

btn kadnlara kaldrdn ve sonuta da ieceini anlamamza yardmc olmaktadr. Ayn durumsahne ynergelerinde de grlmektedir. Sz dizim dzeyinde dikkat etmemiz gereken dier bir konuda da ilgili szc vurgulama olaydr. Oyun metninde yer alan bir cmle doru ve gzel evrilmi olabilir. Ancak vurgu ve tavr asndan yanl yerletirilmi olan bir szck, cmlenin iletmesi gereken bildirinin seyirciye veya okura yanl gnderilmesine neden olabilir. Byle bir durum, sonuta sahnenin anlamnn deimesine ve dramatik olayn yitirilmesine de yol aabilir. Der Feldwebel: Wie alles Gte ist auch der Krieg am Anfang halt schwer zu machen. (Mutter Crouge und ihre Kinder, Perde!) Bu konumann iki ayr evrisi yaplabilir: (1) avu: Balangta sava da btn iyi iler gibi g gelebilir. (2) avu: Btn iyi iler gibi balangta savata g gelebilir. Olaylarn geliiminden burada vurgulanmas gereken szcn "sava" olduunu anlyoruz. Bu szcn vurgulanmas gerekir. Trke'de vurgulanmak istenin e(ler) yklemlerden nce yer almaktadr. Bu adan baknca, doru eviri (2) olacakta-. Baka bir rnek de ngilizce verelim: Cornelius: Mr Stack, in this one day I've lost everything I own. (The Matchmaker, Perde 3) Bu konumay da iki deiik ekilde evirmek mmkndr. (1) Cornelius: Bay Stack, bu bir gnde sahip olduum hereyi kaybettim. (2) Cornelius: Bay Stack, sahip olduum her eyi bu bir gnde kaybettim. Bu evirilerin ilkinde bir anlam bulankl vardr: Kii, sz konusu gnde bir eyle sahip olmu ve onlar o gn kaybetmi anlam kmaktadr. kinci eviride ise, sahip olduu her eyi kiinin sz konusu gnde kaybettiidir. Burada sorun, evirmenin "szck konusu gn " m yoksa "sahip olduu her eyini" mi vurgulayacana karar vermesidir. Burada olaylarn ak, o gn bandan geen olaylarn Cornelius'un sahip olduun her eyi kaybetmesine neden olduu karmn

Barnaby (centre of the group, with naive sincerity): I:...uh... to all the ladies in the world... may I get know more of them and... may I get to know them better? (The Matchmaker, Perde 3) Barnaby (grubun ortasnda saf bir itenlikle): Ben mi...uh... Dnyadaki btn kadnlara... daha fazlasn tanyabilir miyim?... ve onlar daha iyi tanyabilir miyim? Burada "dnyadaki btn kadnlara" ifadesinaden sonra "ielim" veya "iiyorum" yklemlerinin getirilmesine gerek yoktur. Ya da daha da ileri giderek "Kadehimi dnyadaki btn kadnlara kaldryorum!" demeye de gerek yoktur. Eylemin getii balam, Barnaby'in kadehini dnyadaki

bilig-4/K97

128

yapmamza yardmc oluyor. Trke'de szdizimin esnekliini doru kullanmak gerekir. Buna gre doru eviri (2) olacaktr. Sz dizimi, oyuncu asndan da nem tamaktadr. Zira cmledeki szcklerin dizilii oyuncunun hareketlerini de etkiler Onun iin cmlenin vurgulanacak ksmnn evirmen tarafndan iyi belirlenmesi ve bu vurgunun hedef dilin sz dizim kurallarnn ngrd yerde yaplmas, seyircilerin ve okuyucularn olaylar daha iyi anlamas ve onlardan etkilenmesi bakmndan nemlidir.

3.3. Anlam Dzeyinde


evirmenin oyun evirisinde en nemli grevlerinden biri de szcklerin ne amala kullanldn doru saptamasdr. Hi bir szck oyunun genel anlamndan ve geliiminden soyutlanmaz. Szckler gndergesel anlamlarnda daha ok armsal anlamlar tamaktadr. Bir szcn kaynak dil okuyucusuna ve izleyicisine yapt arm hedef dil okuycusuna ve izleyicisine yapmayabilir. Hedef dil okuyucusuna ve izleyicisine ayn arm yaptrarak szc bulmak, evirmenin sorumluluundadr.

Ancak izleyici, ynetmen ile kar karyadr. zleyicinin oyunu izlerken olaylar ve kiiler arasnda balant kurmasna ve dolaysyla oyunu anlamasna yardmc olacak olan temel elerden biri konumalardr. Zira konumalar "kiilerin yapsn, toplumdaki yerini, ruh durumunu ve dnsel eilimlerini" (Nutku, 1985: 54) belirler. Bu bakmdan oyun evrisinide karaterler arasndaki ayrm iyi yanstlmaldr. evirmen, oyundaki kiileri konutururken her bir kiinin keniden zg karakteri olduunu gzard etmemelidir. Hatta ayn karakterin kullanld dilin ve taknd tavrn sosyal ilikilere gre deiebileceini ve bu nedenle karakteri oyunun her yerinde ayn slpla konuturamayacan da bilmesi gerekir.

Sonu
Bu almada tiyatro eserlerinin evirisine ilikin grlerin yansra, oyun evirmeninin dil, okur/yazar, izleyici oyuncu asndan dikkate almas gereken baz nemli sorunlar Bertold Brecht'in "Mutter Courage und ihre Kinder" ve Thorton Wilder'in "The Matchmaker" adl oyunlarna gndermeler yaplarak tartlmtr. Bu tartmalar nda, evirmen dier edebi metin trlerinde olduu gibi, oyun metnini organik bir btn olarak ele almal ve u etkinlikleri yapmaldr: * evirmen, metni batan sona kadar byk dikkatle ve zenle okumal * Oyunda yer alan karakterleri ve karakterler arasndaki ilikileri zmlemeli * Metinde yaplan gndermeleri gzden karmamal * Belirli bir karakterin bireysel dil kullanmn (ideolect) belirlemeli ve bunu oyun boyunca tutarl bir ekilde yanstmal Sralamaya altmz bu etkinliklerin yannda evirmen, metindeki diyaloglarn "konuulabilirliine" dikkat etmeli ve bunun byle olup olmadn anlamak iin unlar yapmaldr: * evirdii her bir cmleyi yksek sesle okumal ve bakalarna okutmal * Oyun yazarlarnn yapt gibi yaplan provalara ve icraya dayal olarak metinleri yeniden dzenlemeli

Okur/ Yazar A s ndan


Bir oyun metninin evrilmesinde gdlen asl ama, kukusuz onun baarl bir ekilde sahnelenmesini salamaktr. Ancak bununla birlikte sahnelenmek kaygs ve amac tamayan yalnzca okur odakl yazlm oyunlarda bulunabilir. Bu tr metinlerde, Karayazc (1992: 42)'nn da belirttii gibi, oyuncular iin gerek anlamda gerekli olan hareket, olay, oyuncular, mimik, diyalog gibi unsurlar bulunmadndan bunlarn evrisinde karlalan sorunlar, sahnelenen ve sahnelenme amacyla yazlan metinlerden ayr olarak deerlendirilmesi ve genellikle yaznsal eviri sorunlar kapsamnda ele alnp zmlenmesi gerekir.

zleyici ve Oyuncu A s ndan


evrilen oyun metnini sahneye koyacak, karakterleri oynayacak oyuncular seecek ve seyredilebilir hale getirecek olan kii ynetmendir.

bilig-4/K97

129

* Deerlendirme srecinin bir yerinde yaplan evirinin doruluunu saladktan sonra kaynak dil metine bakmadan evrilen oyun metninin tmn dzeltmelidir. Tm bunlarn eksiksiz olarak yaplabilmesi

ve dolaysyla evrinin baarl olabilmesi iin, evirmenin kaynak ve hedef dile hakim olmas ve yeterli dzeyde tiyatro bilgisine sahip olmas gerekir. Unutmamak gerekir ki roman veya ksa hikaye evirisinde baarl olan bir evirmenin, oyun evresinde yetersiz kalmas olasdr.

KAYNAKLAR BRECHT, Betold 1967 "Mutter Courage und ihre Kinder", In: Gesammelte Werke, Suhrkamp Verlag, Frankfurt. MOUNN, Georges. 1967 Die Ubersetzung, Geschichte, Theroien, Anwendung, Nymphenburger Verlagshandlung, Munchen. Mglichkeiten und Grenzen der berset-zungskritik, Max Hueber Verlag, Miinhen. Ubersetzung und Bearbeitung, Gunter Nar Verlag, Tbingen. "Special Cansiderations in Drama Translation", Franslation Srectrum, ed. Marilyn Gaddis Rose, Albani: State University of New York Press, (140146). The Matcmaker, Our Town Other Plays, Renguin Plays. "Observations on Theat-rical Translation", Trans-lation Review.

BROLU, Zehra 1989 "Problemeder Dramenbersetzung am Beispiel Bertold Brechts", In: berset'zer Workshop, Ankara, s. 113-117.

REB- Katharina 1971

KARAYAZICI, Berlin 1992 "Tiyatro Dili ve eviri" eviribilim ve Uygulamalar H. . Edebiyat Fak., Mtercimlik ve Tercmanl k Bl. Dergisi, Ankara, s. 41-54. Apporoches to Transla-tion, New York and To-ronto, Pergamen Press.

SCHREBER, Michael 1993

WELLWARTH, G.E. 1981

NEWMARK, P. 1981

NUTKU, zdemir 1978 Oyun evirilerinde Konuma Dilinin nemi", Trk Dili Dergisi, eviri Sorunlar zel Says, say: 322, Ankara, s. 79-85. Uzatmal Geceler, Remzi Kitabevi, stanbul. 1992 ZATLN, Phylls 1994

WILDER, Thorton,

1985

bilig-4/K97

130

TRKE KONUAN HALKLARIN FOLKLORUNDAK BENZERLKLER

Tarih, medeniyet, din, dil olarak ok yakn trke konuan halklarn ruhi medeniyetine derin araladmzda onlarn halk aydmlarnda (trklerinde) birok benzerliin olduunu gryoruz. Trkmen, Trk, zbek, Azeri karde halklarn airane poeziyasndaki halk aydmlar (trklerini) incelendiinde konusu trl trldr ve ou sevgi konusuna balanp yazlmtr. Halk aydmlar (trkleri) dier halklarda olduu gibi, trkmen halk edebiyatnda da aktif janr ilime girendir. Genel alanmzda halk aydmlar (trkleri) kahramanlkl nl "Krolu" destannn kahramanlkl ve sevgi-lirik destanlarn, klasik edebiyatnn nl temsilcilerinin iirlerini kendi iine alyor. Halk aydnlarn (trklerini) sazsz (mziksiz) gz nne getirmek ok zordur. Ama gelinlerin, kzlarn nazik kalbinden kan ac ayrlktan, zntlerden haber veren trkler sazsz sylenebiliyor. Byle iirler, Trk, zbek, Azeri folklorunda bayatlar, marnlar, trkler, kouklar gibi trl isimler ile biliniyorlar. Bizim konu olarak aldmz halk aydmlarmz (trklerimiz) gelinler-kzlar tarafndan tredilen yukarda sylenen paralardan oluuyor. Tarihten bildiimiz gibi feodalizmde hanmlarn konumamas yani ark, trk sylemesi ayplanm, hanmlarn eline saz alp veya sazn yannda trk, ark sylemesi onlara ok cefa, eziyet ektirmi. Bunun iin eski zamann hanmlar (kz, gelinleri) durumlarna gre kendi aralarnda gizli ve ounluun duyamayaca ekilde ark, trk sylemiler. Patriarhal zamannn rn olan halk aydmlarnda (trklerinde), yani medeni hukuktan mahrum edilen gelin-kzlarn adndan sylenen airane rneklerde sevgi yolunda muradna eriemedik ince yrek sesleri reel ekillendirmiler. u bakmdan yle manadaki halk poeziyas ilahileri hatrlatyor. Bu manadaki eserler, eziz sevgilisinden ayrlp, baka kimseyle zorla evlendirilen hanmlarn ikayeti, ve ya onun gzel ilinden, veya baka ilden, einin hem de einin ana bbasnn kendine olan kt baklarndan ikayetidir. Eer trky syleyen erkek adam olursa, a (sevgilisi) ile ilgili hatralarn, genliin

Prof. Dr. Amangl DURDIYEVA ______________________________________ Trkmenba Kolyazmalar Enstits

bilig-4/K97

131

kt payndan ikayetini duymak zor deildir. u yerde her trl sebeplere gre, il-gnnden, vatanndan ayr kalan insanlarmzn: Yat illerin bakasndan (bahesinden) bandan. z ilimin tikeni-de yahidir. sylenen umumi duygulu, ilahi gibi yrek zc ince satrlarn hatrlarsak iyi olur. zc ayrlk, zor gnlerden haber verir. Ekme, bitmeyen yere Can ver, yitmeyen yere, Ayaklar nasl dzsiin, Knl yetmeyen yere. Sylenen satrlar uzak yllarn rn olup, genliimizde bir ok defa duysak bile, o zamanlar onun manasn bu kadar nemsememiiz. Yllarn gemesiyle bu konular zerinde alp baladmz zamanlarmzda nl Trk ilim adam Ali Rza Yalunn "Trk Etnografiya Dergisi" isimli dergideki "Hayvancuk" isimli makalesi elime geldi. lim adamnn o makalesinde: Ekme, bag kalanrsn, Ekme ekin elenirsin, ek deveyi, gt koyunu Bir gn sen-de beenirsin. diye yazlm iire rastladm. Byle satrlarn Kerkk trkmenlerinin arasnda aadaki ekilde ok okunduuna hayret ediyoruz. Ekme bitmeyen yere, an ver, itmeyen yere, Ayalar nea varsn, Knl ketmeyan yere. Sylenii, ekil benzerlikleri Trkmenba adndaki milli ariv enistitsinin No: 362 tarafnda bulunan 1936. ylda Garrgala etrafnn (ilesinin) endir kynde Gadam Allanazarov tarafndan oaltlp alnan aadaki satrlarn lle (Trkmenistanda kzlarn, gelinlerin syledii ark tipli iir), aydm eklinde okumak enteresandr. lerde hazan alar. Ot yansa gazan alar. Yer gafdr pil tmez Gabrm gazan alar. Bu satrlarn Kerkk Trkmen folklorundaki "sazlamalar" denilen (atlarda) yrek acs paralarda

Gazan alar. Od yanar gazan alar Burda bir garib lb Gabrini gazan alar. Eski zamanlarda Gencede, Karabada, Gkayda yaan Trkmenlerin Irak Trkmenleriylebirlikte de olduuna ebedi delildir. Bu para Azeri bayatlarnda yle rastlanyor. Men aa, gazan alar. Od yanar, gazan alar. Gariblikda lenin. Gabrini gazan alar. Malm olduu gibi, Sovyetler Birlii zamannda 1937. yllardaki iddetin kurban olan bir ok masumlarn ayannda bizim ailemiz de eziyet ekti. Bir aileden kiinin yle kt duruma gelmesi anam zor duruma drmt. Hal dokap otururken o babam hatrlayp benim hatramda kalan aadaki satrlar sylerdi. Yarimin geyeni atlaz. Atlazna inne batmaz. Mensis yarm ayr yatmaz. Men alaman kim alasn. Genliimde hatramda kalan bu ad tekrar hatrlamaya sebep olan vaka, bamszlmz kazandktan sonra, nasibemize 1992. ylda karde Trkiye Cumhuriyetine TMERE iki aylk okula gitmeme sebep oldu. Amacm Trkiye Trkesi dilini renmekti. stediin milletin dilini renmek istersen, onun tarihini edebi mirasn renmek hem zaruri hem faydaldr. Trk kardelerimizin folklorlar ile derinden ilgilenip urarken, halk edebiyatnn rneklerinin arasnda: Gelinin geydii atlas, Atlasa ine batmaz, Gveyi gelinden gorkmaz. Ala, gelinim ala. diye sylenen rastladm. te o zaman annemin sylemi olduu yukardaki para aklma geldi. Bu gizli (yrekten kan yrek acs (at) satrlarn syleni tarznn annemin atyle benzerliine, trkmenin umumi atlna hayret ettim. Bir ok asrlar birbirinden ayrlp, ok savalar geride brakan halklarn o (atlar) unutmay artc ve enteresandr. Evet, bir zamanlar, ata vatanndan, Orta Asyadan giden kardelerimizin ebedi mirasmz unutmadan kalblerinin derinlikle-

bilig-4/K97

132

rinde gtrendikleri phesizdir. Trk ilim adam Hliya Arunahn . Doru syledii gibi, btn trklerde (halk aydmlarnda), bayatlarda, hayratlarda, marnlarda hem her halkn iyi ve kt gnleri, hasretleri, dnleri, lm ile ilgili rfadetleri sylenip veya yazlp sonraki nesillere miras kalan rnekleridir. Trkmenlerin arasnda geni yaylan "Alt giz eledi beni" halk aydm dikkati kendine topluyor. Bu halk aydm bizim elimizdeki Trkmence rneinde sekiz para, ama metinde, Aman , Menli, Doyduk, Dursun, Patma, e, Tuvak gibi kz adlar getiriliyor. Bu iirin Trke rneinin ilk parasnn nc satrnda. be gelni, bir kz gelmi Sanrsn kle gaz gelmi grnd gibi be kz ile bir gelinden bahsediliyor. Ama drt paradan ibaret bu iirde. Dudu, Doyduk, Aye, Patma gibi kz isimleri geiyor. Bu iirin manasna dikkat edildiinde ak delikanl tarafndan kzn tarif ediliinin iki ekli hem mana taraftan benzemei daha da dikkati kendine topluyor. Mesela, metinlerin ikisinde de e kz yle tarif ediliyor: Alt kzn biri Ae Hallar var goa-goa, Biri gl-biri meneve Alt giz eledi meni. (Trkmencce) Birisinin ad Aye, Benleri var ke-ke, Elinde var bir top meneve, Sandm ki bahar yaz gelmi. (Trke) Bu halk rneklen ilk olarak bir halk tarafndan yaplp, sonra eitli sebeplere gre, uzak yllarn devamnda ilikilerin sonucunda birbirine geip, eitli deiikliklere maruz kalm ve yle dalm olabilir. yle hem bir birinin etkisi altnda kalma sonucunda o metnin her halkn milli ruhi sindirilen metine evrilmei olabilecek gerektir. Bu da dili, medeniyeti, bir olan karde trk dili halklarnn her trl durumlarnda, her trl artlarda ruhi ilikiler ynnde ayra olmadklarn haber veriyor. Ruhi, medeni ynden edebi ilikilerin, paralel birlikleri, mana tarz benzerlikleri takip ettike Trke konuan halklarn aslnn birliine phe brakmyor.

Bilindii gibi, gemie nazar salanmzda, hanmlar, hem de mslman hanmlar baz yerlerde ikinci snf, aklsz ev hanm olarak bakld gizli deildir. yle bir durum Trke konuan halklarn hanmlarnn arasndada devam etmitir. Ama feodalizmde zenginlerin hanmlar aalayc davranmalarna, hanmlar karlk vermeden du-ramamlar. Her halde onlar fizik gce dayanmad-larsa da ellerine silah almadysalarda, kalblerindeki fkelerini medeniyetin edebi mirasn eitli rnekleriyle nasl da olsa dile getirmiler (bildirmiler). Mesela gemiin hanmlar kendilerinin aalayc mal gibi bakasna satlmasn, veya yal birisiyle evlendirilmesi gibi eskiden kalma kt miraslar hakknda ok airane satrlar yaratmlar. Bu gibi at karkl, zamanndan durmmuundan nalan (fkelenen), yrek (kalb) hasretlerini lle, boncuk atd (boncuk oyunu), dn arklar gibi belli trlerde, trklerde, bayatlarda, marnlarda, yareycan arklarnda dile getirmiler. Trke konuan karde halklarn fokllor. Tr olan trklerinde benzerlikleri paralel sahnelerdir, ekillerin rneini trkmenlerin belli "Enani grdm" trksnde (halk aydmnda) izlemek enteresandr. Bu trk zbeklerde "Rononi krdm" adiyle bilinir. "Enni grdm" halk aydm (trks) halk iinde rivayet eklinde de bilinmektedir. Ben bu trknn rivayetini 1964. ylnda Gzlarbat'l ozan Amandurd Geldiyevin dilinden yazmtm. Rivayet ba kahraman Enni tantarak balyor: Ene diyen sa sar, Sa tamdrann tar, Gren ay dar kimin yar, Men gn Enni grdm. Bu parann zbek gm yledir: Rono diyan soi sori, Soi tomdiraning tori, Krgen aydor kimnin yori. Men u kn Ronom krdm. Trkde bahsedilen Ene ok gzel, akll bir hanmm. Onu kendi sevdii Amanmurat adl sevgilisine vermeyip, hm adl amcasnn ogluna vermiler. Ama hm (tez) vefat etmi. Ene kendi sevdiine varm. Rivayete gre Ene dman kovmaya, yardm eden akll, batur bir kadn imi. Bu trknn metini geli-gidi, ticari ilikilerin sonu-

bilig-4/K97

133

cunda Horezmli Trkmenlerden zbeklere ulam olabilir. Bylelikte, bu trk Trkmen ve zbek halklarnn arasna dalp bu halklarn umumi olarak medeni ve folklor ilikileri zenginletirmekte ve gelitirmekte byk neme sahip halk yaratclk mirasnn bir rneidir. Hem de tarihten bilindii gibi Horasanllarn ehiri yksek medeniyetli gelimi yurt olmu. Bu yerde belli airler, ilim adamlar, gl mimarlar, az olmam. Horasanllarn ve Horezmlilerin bir paras sonradan Trkmen halknn arasna girmiler. Bu sebepten dolay Trkmenler Horosan ve Horezm medeniyetinin kanuni miraslarnn biridir. Tarihten bilindii gibi, eitli iktisadi ve siyasi durumlara gre, baka yerde yerlemeye mecbur olan her bir halk istese istemesede kendi medeniyetini yerli halka rettii gibi, kendi srasnda yerli halkn medeniyetinden iyilerini ald phesizdir. ylelikle, halklar kendi milli folklorunu hem dier halklara datmlar, hem kendi folklorunu gelitirmiler. Srasyle bu balanty (ilikileri) halk mzii misalinde de sylemek olur. Trkmenlerde: Galann dybnde bir gavun iydim. Etini iydim-de, paran goydum. szleriyle balayan "yelpeselendi" halk aydm (trks) bir ka asrdan beri mzik folklorumuzdadr. Bu aydmin ismine Trkmenlerde "Nar aac" deniyor. Trknn mzii ok halklarda eitli isimlerle mzik folkloruna girmi. Bizim "Nar aacmzn" bir ka arn dekamnda zbek, Azeri, Karakalpak, Arap, Fars, Ermeni, Grc halklarnn arasnda her halkn kendi at (isim) verdii gibi devam edip gelendii hakknda tarihi

faktlara (allay) rastlyorsun. Trkmenlerdeki "Nar aac" azerilerde "Olmaz", zbeklerde "sgender han mar" Karakalpaklarda "Yelpeselendi", Grclerde "Grci hani", Ermenilerde "Hasrat" isimler ile belinir. te, ikinci balangc her hangi bir halkn eseri olan, bir halk tarafndan tredilen trklerin veya halk mziinin eitli durumlarda, artlarda bir ka halkn arasna dalmas ok grlen bir eydir. Trkmen halk aydmlarnn treyi (yaratl) tarihi ile ilgilenen R. Allanazarov, V. Veliyev gibi alimlerin syledikleri gibi, hangi trk gzel olursa, o trk ok yayor. Hem de bir trknn veya mziin bir ka halkn medeni, ruhi zenginlii seviyesine kmas o eserlerin mrnn uzunluunu salyor ve o trk ve ya mzik halklarn folklor ilikilerinin gelimesine yardm ediyor. Sayn Trkmenbann nderliinde, byk yardm sonucunda bamsz, lkemizin ilim adamlar edebi miras, halk edebiyatn her taraftan renmeye, karde halklarn medeni mirasn renmeye, tecrbe al-veriine ok byk mm-knlk (frsat) aldlar. Edebi miras leminde trke konuan halklarn trklerinin ok benzerliklerinin eski zamanlardan gelendii phesizdir. Trkmen, Trk, zbek ve Azeri, Kazak, Krgz, karde halklarn edebiyatnda benzer yakn sahnelerin (sje) rastlanmas folklor balantlarn genilemegi ve gelimesi medeni taraftan gidigelileri asl bir Trke konuan halklarn medeniyetinin treyi (yapl) zamann hzlandrc faktrdr.

KAYNAKLAR Veliyev. V. 1983 Trkmen halk Poyeziyas, lim Agabat. 1982 Gelin-k zlann airane Tredicili, ilim, Agabat, 1982. Kerkk folklr antolojisi, Azerbaycan dvlen nariyyat, Bak.

1970

"Ene" aydm hakknda rivayet, "Zhmetkeler sesi" gazyetesi. Krasnovodsk.

1987

1977

Bayatlar. XVIII-XIX asrlar, "Elm" nariyyat, Bak

1994

Milli Folklor, K, say 24. Ankara,

bilig-4/K97

134

AZERBAYCAN FLOLOGSNDE SLUBYAT PROBLEMLER

Prof.Dr. Trkan EFENDYEVA _______________________________________ Azerbaycan Devlet niversitesi r. yesi

Azerbaycan flologisinde slubiyat problemlerinin aratrma tarihi ok eskidir. "fade tarz", "Mraciet vastasi", "zenlilik" v.b. manalar bildiren arap meneli slup kelimesi dilimizde orta asrda kullanlmaya balanlm ve btn douda olduu gibi Azerbaycan'da da yaylarak "Belagat", "na", "Fesahat" ilimlerinin yaplmasnda esas tekil etmitir. Btn ilimler slubiyatn ilk kaynaklar kabul edilebilir. Fakat zaman getike "slup" kelimesinin anlam daha da genilemitir. "Metod", "Bedii-estetik cereyan", "Ferdi yaz usul" v.b. manalar kazanarak kelime asrn 20. Yllarndan itibaren slubiyat ilmini adlandrmaktadr. u senelerde bu sahaya ait ilk slubiyat eserleri meydana kyor ki, buna A. Tazade ve S. Hocayev'in "Muhtaser slubiyat" adl kitab en ak delilidir. Fakat uzun sre, tahminen asrmzn 60'l yllarna kadar slubiyat ancak ayr ayr yazarlarn dil ve slubunu aratrmakla mahdutlamtr ki, bu filologlar arasnda ciddi tartmalarn ortaya kmasna neden olmutur: Edebiyatlar slubiyat kendi sahas; dilciler ise kendi tetkikat konusu hesap etmilerdi. Yalnz asrmzn 50'li yllarndan sonra Moskova'da baslan "Dilcilik lminin Meseleleri" adl dergide uzun zaman devam eden ilmi tartmalarn sonucunda slubiyat iki hisseye ayrld, yani edebiyat slbiyatna ve dilcilik slubiyatna ve bununla ilgili her birinin maksat ve vazifeleri ile tedkikat konulan akland. O zamandan beri slubiyatn her iki ubesi kendi istikametinde gelimektedir: Her biri kendi amalar, kendi tedkikat konular ile birlikte. Dilcilik slubiyat umummilli edebi dili tmyle aratryor, yani btn sluplarn, bedii estetik slup da dahil olarak, edebiyatinaslk slubiyat ise ancak bedii-estetik edebiyatn dilini tetkik ediyor. Bylelikle, edebi dilin bir kolunun tetkikinde iki ilmin mevzusu birleir. Ama mevzularnn ayn olmalarna ramen, tetkikat ayr ayr istikamette gerekleiyor. Dilcilik slubiyat bedii-estetik edebiyatn dilini umum edebi dilin aksi gibi inceliyor, edebi dili sisteminde onun yerini, edebi dilin baka fonkiyonel sluplanyla ilikilerini, bedii-estetik dil ve edebi dil arasndaki karlkl tesirin karakterini aratrmaya .alyor. Edebiyat slubiyat ise bedii dili estetik bir kategori gibi inceliyor, gzel sanat malzemesi gibi tetkik ediyor. Sz burada bedii-estetik suret yapan ve

bilig-4/K97

135

mellifin dncelerini temsil eden bir ara olarak ortaya kyor ve bu bakmdan da aratrlyor. Bylelikle, ayn malzeme dilcilik slubiyatnda bir noktay nazardan ve uygun usuller esnasnda, edebiyat slubiyatnda ise tamamyla farkl amalarla ilgili olarak aratrlyor. Ama bu farka ramen, bedii-estetik dilin tetkiki her iki ilmin metodoloji prensiplerinin bilgisini talep ediyor. Bununla ilgili olarak nutukun poetik tarzn (biimini) anlamak istemeyen dilci, dilcilik problemlerine kaytsz olan ve dilcilik usullerini bilmeyen edebiyat- her ikisi de ayn derecede sabredilmez arihronizmdir" (YAKOBSON, 1962: 19) syleyen batl mehur bilim adam R. Yakobson tamamyla hakldr. Akdr ki, bedii-estetik dil sahas ile megul olan filolog alim her iki ilmin metodoloji prensiplerini, kanun kaidelerini mutlaka bilmelidir. Fakat dilcilik slubiyatnn problemleri yalnz bedii-estetik dilin tetkiki ile yetiniyor. Kaydetdiimiz zere, dilcilik slubiyat dili tm ekilde aratrmaktadr, karlkl tesirde ve alakalarda tetkik etmektedir. Ona gre de problemleri son derece eitli ve bileiktir. Bunu nazara alarak bilim adamlar onun vazifelerini detaylandrmaya almlard ve hemen amala bal muayyen metodoloji prensipler esasnda dilcilik erevesinden problemler zerine paralanma meselesini ileri srmlerdi. Mesela, nl Rus bilim adam R.A. Budagov, dilin muhtelifli-ini nazara alarak slubiyatn aadaki tarzda gruplara ayrlmasn tavsiye etmilerdi: (BUDAGOV, 1967: 129) 1. mmhalk Dilinin slubiyat;: (VINOGRADOV, 1963: 13-33) 2. Edebi Dilin slubiyat; . 3. Bedii-Estetik Dilin slubiyat. Akademisyen V. V. Vinogradov byle bir tasnif iin dil ve nutuk anlaylarnn farkl taraflarnn dikkate alnmasn gerekli grmlerdir. Malumdur ki, dil sadece kelime hazinesi ve gramer ekillerinden ibaret muayyen milli grubun temas sistemidir. Eer muayyen bir halkn dili onun temas vastas idiyse, nutuk bu temasn yapcsdr. Temasn seciyyesine tabi olarak nutuk konkre artlara, amaca, metne uygun dil vastalarn seer, gruplara ayrr ve kullanr. Bylelikle de, umumhalk dili konuma srecinde temasa gecilerek eitli trlerde ortaya kyor. Yani ilmi dil ve onun trleri (makale, k, bildiri, tez, kitap, bror, ders, konferans vb.), gazete dili ve

onun trleri (makale, dergi, rportaj vb.), resmiigzar dili ve onun trleri (dileke, protokol, rapor, kararname vb.), bedii-estetik dili ve onun trleri (nesir, iir, roman, hikaye, tiyatro, tenkidi makale vb) slubiyatn nemli vazifesi dilin konuma zaman meydana kan bu trlerinin fonetik, lugati-semantik ve gramatik hususiyetlerini incelemektir. Gsterilen hususiyetleri esas tutarak akademisyen V.V. Vinogradov dilcilik slubiyatnn aadaki problemler zre paylatrlmasn tavsiye ediyor: 1. Struktur slubiyat: Struktur slubiat "sistemler sistemi" (V. V. Vinogradov'un terimidir) olan edebi dilin fonksiyonel sluplarn, onlar arasndaki alakalarn inceliyor, ayr ayr kurulu trlerinin slubi seciyye ve imkanlarn aratryor, tetkik ediyor; 2. Nutukun slubiyat : Nutukun slubiyat szl ve yazl nutukun itimai bakmdan artlam trlerini, nutukun tonu tetkik ediyor; 3. Bedii-Estetik Edebiyat n slubiyat : Bu da bedii-estetik dili, bedii-estetik ferdi slublar, bu slublarn muhtelif trlerinin dilini tetkik ediyor (BUDAGOV, 1967: 129). slubiyatn problemler zre paralanmasna ramen, onun btn konulan birbirleriyle sk alakal ve karlkl tesirdedir. Nutukun slubiyat dilin slubiyat esnasnda kurulur. Ayr zamanda dilin ve nutukun slubiyat bedii-estetik slubiyatn esas malzemesi gibi k etmektedir. leri srlen fikirler son 50'li-60'l seneler Sovyet Dilciliinde slubiyat zerinde gerekletirilen tetkikatn neticesidir. slubiyatn paylatrlmas ve problemlerinin tespiti dilcilik slubiyatnn ok tarafl tedkikine geni imkanlar ad ve bunun sonucu olarak Azeri Trkesinde slubiyat ilmi dilciliin hsusi sahas eklinde srayla tetkik olmaktadr. Fakat bu sahada elde edilen baanlardan konumadan nce bir nemli probleme de dokunmay zaruri sayarz, yani slubiyatla ilgili terim problemine. Mesela burada da, slubiyatn baka blmlerinde olduu gibi, struktur slbiyatta da ilgili terim karmakl kendini gstermektedir. Byle ki, struktur slubiyatn tetkikine hesrolunmu eserlerin counda onun ayr ayr sistemleri "slubi gramer", bazlarnda ise aksine "fonetik slubiyat", "leksik slubiyat", "sentaktik slubiyat", "gramatik slubiyat" eklinde adlandrlmaktadr. phesiz, byle bir karmaklk

bilig-4/K97

136

struktur uslubiyatn ayr ayr sistemlerinin neminin aklanmasna engel olmaktadr, burada dzenin yaplmas talep edilmektedir. slubiyat dilciliin dier ubelerinden, yani fonetika, leksika, sentaks, gramerden, en evvel "hsusi" tetkik konusu olmadna gre farkl adlanmaktadr. Eer fonetika ses sitemini, leksika kelime hazinesini, gramer ekilleri sentaks cmle kuruluunu ve onun trlerini aratrrsa, slubiyat bu sahalarn hepsi ile bantldr. Her birinin slubi zelliklerini ve imkanlarn incelemektedir. Bununla alakadar slubiyat sahasnda deerli aratrmalar yapan Rus bilim adam G. O. Vinokur'un szlerini hatrlatmay zaruri biliriz: "Dil tarihinin baka blmlerinden farkl, slubiyat bir deil, birka saha ile ilgilidir; slubiyatn esas lametlerinden biri de odur ki, o dili btn yap zellikleriyle tetkik etmektedir. Bylelikle de onun "kendi hususi" tetkik konusu sanki yoktur. Hakikatte ise, slubiyat dil tarihinin baka ubelerine dalmak zre aratrlan malzemeyi inceliyor, ama hususi bakmdan ona yanayor. Hemen bakm yabanc malzeme ierisinde slubiyat iin tetkik konusu yapyor ."(VINOKUR, 1941: 18) Ayn fikri slubiyat hakknda Bat bilim adamlarndan S. Ulman da sylemektedir: "slubiyat dilciliin ayrca sahas deil, lkin onun tetkik ettii problemleri tmyle baka noktalardan incelemekte olan bir ilimdir. " (VIDAGOVUN, 1967:129) Byle karakterli dncelere V. V. Vinogradov, D. A. Budagov, A. . Gvozdyar. N.N. Teternikova, D.E. Rozental ve uslubiyatm tetkiki ile megul olan baka bilim adamlarnn eserlerinde de rastlarz. slubiyat iin verilen bu tarifler daha da kesinletirmektedir ki, filologinin bu sahas dil malzemesini zel bir dorultuda inceleyen bir ilimdir. Ona gre de mantki olarak "slubi fonetika", slubi leksika", "slubi sentaks", "slubi morfoloji", "slubi gramer" gibi anlaylar kendini hakl karr. nk eer slubiyata melzemeyi fonetika, leksika, morfoloji, sentaks, gramer verirse, hemen bu terimlerin yerine "fonetik slubiyat", "leksik slubiyat", "morfolojik slubiyat", "sentaktik slubiyat", "gramatik slubiyat" terimlerini kullanmak maksada uygun olur. . Dier taraftan, nazara almak gerekir ki, ancak dilcilik ilminin ayr ayr ubeleri olan fonetika, leksika (kelime hazinesi), morfoloji (ekil bilimi) ve sentaksn mkemmel tetkiki b-

tn malzemenin slubiyat bakmndan incelenmesine yn verebilir. nk malumdur ki, dilin slubi bakmdan aratrlmas onun dilcilik bakmdan tetkikine esas tekil eder, yan dilin fonoloji, leksikoloji, gramer tetkiki bu sistemlerin slubi ehemmiyetinin aklanmasna artlar getirebilir.. Azeri Trkesi'nde asrmzn 40'l yllarndan bu sistemler hem umumi karakterli gramer eserlerinde, hem de ayr hususi kitaplar, monografiler eklinde incelenmitir ki, bu da , elbette, hemen sistemlerin slubu asndan tetkiki iin byk imkanlar salamtr. Bundan ileri artk 60'l yllarda Azeri Trkesinde dilcilik slubiyat sahasnda ilk esasl eserler ortaya kmaktadr. Bu eserler iinde ncelikle en mehur olan dil bilim adam akademisyen A. Demirizade'nin "Azebaycan Dilinin slubiyat" (Bak, 1962) adl kitabm kaydetmek isteriz. u kitap strktr slubiyat sahasnda yaplan ilk eserdir ki, birka dilci-slubiyatlarn nazari dncelerinin oluturulmasnda byk rol oynam struktur uslubiyatm ayr ayr sistemlerinin aratrlmasnda yn verici vasta olmutur. Btn kitabn ardnca filologimizde 70'li yllarda strtr uslubiyatm bu veya dier kuruluunun tetkikine nerolunmu hsusi eserler meydana kmaktadr. Mesela, edebi dilimizin sentaks . Yusiflin'in "Muasir Azerbaycan Dilinin slubi Sentaksini" (Bak, 1973), grameri A. Barovun "Azerbaycan Dilinin Grammatik slubiat" (Bak, 1984), Kelime hazinesi bizim "Azerbaycan Dilinin Leksik slubiyat" (Bak, 1973) adl doktora tezlerinde ve nihayet, dilcilik slubiyatnn ilmi esaslarn K. Aliyevin "Azerbaycan Edebi Dilinin Esaslar" adl doktora tezinde geni ve detayl ekilde tetkik edilmitir. Byle syleyebiliriz ki, btn tezlerde ileri srlen meseleler dilcilik slubiyatnn btn problemlerini kapsamtr. Btn eserler sanki umumiletirici mahiyet tamaktadr: Uslubiyatn filologi ilmindeki yeri, dilciliin dier ubeleri ile ilgisi, fonksiyonel sluplar sistemi, onlarn gruplar zere ayrlmas, birbirleriyle alakalar, edebi dilin gelimesinde her fonksiyonel slubun rol, edebi dil ve bedii estetik dil arasndaki mnasebetleri, bedii-estetik dilin seciyesi ve fonksiyonel sluplar srasnda vaziyeti, bedii sz sanatlarnn edebi dilin tarihi gelimesi ve teekklndeki rol, mecazlar sistemi, slubi norm ve uslubiyatm baka bu gibi nemli problemleri az veya ok derece-

bilig-4/K97

137

de incelenmitir. Ona gre de btn tetkikat, A. Demirizadenin de "Azerbaycan dilinin slubiyat" kitab da ilave olma art ile, milli slubiyatmzn ilmi nazari temelini tekil eden kaynaklar gibi deerlendirmek gerekir. Btn eserlerle beraber dilimizin tarihi gelime srecinde fonksiyonel sluplarn meydana kma devirleri hakknda etraflca malumat veren Prof. T. Hacyev'in"Azerbaycan Edebi Dil Tarihi" (Bak, 1976), A. Demirizadenin "Azerbaycan Edebi Dili Tarihi" (Bak, 1979), Prof. M. Ahangirovun "Milli Teekkl Merhalesinde Azerbaycan Edebi Dilinin Ana sluplar"(Bak, 1989), Prof N. Hudievin "Azerbaycan Edebi Dili Tarihi" (Bak, 1995) ve dilimizin gzellii ile ifadelilii hakknda deerli fikirler ileri sren Prof. A. Ahundov'un "Dilin Estetikas" (Bak, 1985) ve bizim "Azerbaycan Dilinin Bedii fade Vastalar (Bak, 1973) adl kitaplar da ilave etmek zaruridir. Dilcilik slubiyatnn ikinci esas vazifesi edebi dilin fonksiyonel sluplarn, onlar arasndaki alakalar, fonksiyonel sluplarn nutuk trlerini aratrmaktr. Kaydettiimiz gibi, bu mesele, umumi dilcilikte olduu gibi milli dilciliimizde de bileik ve tartmaldr. Tartma, fonksiyonel slup anlaynn mahiyeti, tasnifi nutuun trleri, bu trlerin adlar ve benzeri meseleler evresinde gitmektedir. yle ki, dilciler ayr ayr lleri esas alarak edebi dili eitli nutuk sluplarna ayrmaktadr. Mesela, bir grup ilim adam (MURAT, 1957: 20; PIATROVSKIY, 1954: 68) sluplarn tasnifini umumhalk diline, baka grup bilim adamlar (VINOGRADOV, 1963: 6; BUDAGOV, 1967: 69; KOJNA, 1961: 16; YEFIMOV, 1966: 10) ise edebi dili esas alarak yerine getirmektedir. Ona gre de onlarn verdii tasnifler farkldr: Umumhalk dili zerine gerekletirilen tasniflerdeki sluplar daha farkldr (10 kadar), nk bu tasnifte edebi normdan farkl dil vastalar da dikkate alnyor. Mevcut dilcilik, edebiyatta bu tasnifi edebi dil erevesinde gerekletirilmesine ramen, sluplarn ls ve tr hakknda tek bir fikir yoktur. Buradan yola karak, sluplar tasnif etmeye alan alimlerin eitli llere dayanarak bir slubu bu veya dier trlere ait mstakil bir slup gibi takdim ettiini syleyebiliriz. Mesela, biri (DEMRCZADE: 31) edebi dilin tefekkr tarzn esas alarak, dieri (BAGIROV, 1967: 5) onun iki ekilde -yazl ve szl- kullanlmasna, baka

biri (ALYEV, 199: 22) ise dili, slup renklerini belirleyen tek ve en nemli zellik sayarak sluplarn tasnifini veriyor. phesiz, btn bu zellikler edebi dile mahsustur ve tasnif zamanlar dikkate alnmaktadr. Fakat bu tasnifin gerekletirilmesi iin dilin en vacip zellii unutulmamaldr: -Onun toplumsal bir hadise olmas. Dilin tefekkrle ilgili szl ve yazl olarak insan faaliyetinin toplumsal sahalarna hizmet eden bir anlam vardr: Onun sluplar zerine paylatrlmas aslnda itimai sahalara uygundur, yani szl ve yazl tarzda ortaya kan edebi dilimiz aadaki sluplara ayrlyor: I. Konuma-maiet slubu; II. lmi slup III. Gazetecilik slubu IV. Resmi-igzar slup V Bedii-estetik slup Bunlardan yalnz konuma-maiet slubu, edebi dilin szl koluna aittir, dierleri ise yazl koluna. Ama tasnif nispi karakter tamaktadr: nk sluplar arasnda kesin bir snr yoktur. Yaz sluplar szl ekilde (ilmi raporlar, sempozyum bildirileri, klar, konferanslar, yahut mahkemede avukatlarn nutuu vb.), konuma-maiet slubu ise yaz eklinde , ahsi yazmalar, mektuplar vb.)ortaya kabilir. Fonksiyonel karaktere sahip sluplar arasndaki fark, dilin kendinin seilii ve kullanm ile, zellikle de dilin kelime hazinesiyle ilgilidir. nk ifade kuvvetini ilk nce slubi nanslarla dilin kelimeleri gsterir. Edebi dilin fonksiyonel sluplarnn seviyesine ve fonksiyonuna uygun muhtelif dillerin bizzat kendilerine ait kelime rezervleri vardr. Dorudur, fonksiyonel sluplarn esasn edebi dilin umumilek kelimeleri tekil ediyor, ancak bu sluplarn her biri ayn zamanda kendi toplumsal fonksiyonu ile ilgili muayyen kelimelerden daha fazla istifade ediyor. Yksek ifade gcne sahip canl konuma slubunda ounlukla heyecan tayan, deer veren manaya sahip kelimeler, resmi-igzar slupta her tr ifade kuvvetinden arndrlm, standart, klie karakterli zgn dilleri, mant kavrayan ilmi slupta ilmiteknik terimler, doru, tek manal kelimeler, toplumun siyasi-toplumsal faaliyeti ile ilgili olan ve iletiim-propaganda fonksiyonu tayan, gazetecilik slubunda; bir taraftan, siyasitoplumsal terimler, dier taraftan ise, yksek ifade kuvvetine sahip

bilig-4/K97

138

kelimeler kullanyor. Bylelikle, toplumsal fonksiyonuna uygun her slup dilin hazinesinden kullanarak seciyesine uygun kelime terkibi yapyor. Kelimeler ve bu veya baka fonksiyonel slubun kendi seciyyesi ile ilgili dil elemanlar hesap ediliyor. sluplar arasnda keskin snrlarn olmamasndan ileri gelen bir slubun elemanlar baka bir slupta da kullanlyor, fakat artk baka bir vazifede. Edebi dilin dier fonksiyonel sluplarndan farkl olarak dil, btnlkle ancak bedii-estetik slupta istifade ediliyor. Burada dilin her tr eleman ile karlarz Edebi norm ve edebi normdan kenar dil elemanlar ile (mes, ive elemanlar ile), yeni kelimeler ve eski kelimeler ile, yksek ifade kuvvetine sahip kelimeler ve halk az diline ait szlerle, konuma-maiet ve hatta baka fonksiyonel sluplarn elemanlar ile Bediiestetik slubun dilden bu ekilde faydalanmasna ada edebiyatn konusunun genilii imkan vermektedir. nk ada edebiyata gerein, varln etraflca aksettirilmesine ve her trl insan faaliyetinin tasvir etme imkanna sahip olunduundan dilden btnyle faydalanmaktadr. Bundan byle, baka fonksiyonel sluplar gibi bedii-estetik slubun da seciyevi elemanlar vardr: Bedii-estetik slup, mecazlar sistemi ve yksek ifade kuvvetine sahip kelimeleri ile farkllk tayor. lave olarak, dilin en ifadeli vahitleri olan e anlaml sz kadrosu btn zenginlii ile bedii-estetik eserlerin dilinde kullanlyor. Bedii-estetik sluba mahsus bir zellii de unutmamalyz: Edebi dilinizin gelimesi ve olumas tarih boyunca slup sayesinde gereklemitir. Ona gre de edebi dilimizin her gelime merhalesi belirli derecede mehur siyasetilerin, sz sanatlarnn adlar ile baldr: XIII-XIV asrlar Hasanolu, Gazi Brhanaddin, mameddin Nesimi iirleri, XV-XYI asrlar Cahanah Hagigi, Habibi, ah smail Hatai, Fzuli sanat, XVII_XVIII asrlar Vidadi ve Vagif lirikas, XIX asr byk materyalist-filozof Mirza Fatali Ahundzadenin eserleri sayesinde zenginlemitir. Bu yazarlar, edebi dilimizin olumasnda ve normlara balanmasnda, kaytlara geirilmesinde nemli rol oynamlard. Edebi dil ve bedii dil arasnda karlkl balant ve karlkl tesir vardr: Bir taraftan, bedii dil edebi dilin normlatrmasna yardm etmektedir, dier taraftan ise, bu normlar bozan

da kendisidir. Fakat bu "bozulma" sonucunda o edebi dili yeni normlarla temin etmi olur. Bedii sz sanatlar, yazarlar ve airler umumhalk dilinin kelime ve gramer hazinesinden faydalanarak btn vastalarn derinliklerinde gizlenmi slubi renkleri yze karyor, onlar rendeliyor, biip yontuyor ve dilin normlarna yaklatryor. Sonuta, ferdi bedii-estetik slup, bedii slubu zenginletirmekle edebi dile yeni normlar vermi olur. Btn sylenenler bediiestetik slubun edebi dilin sluplar sisteminde tayc role sahip olduunu gsteriyor. Ona gre de bedii-estetik slubu, tabii olarak, slubiyat ilminde, edebi dilin merkezi fonksiyonel slubu gibi deerlendiriyorlard. Aada verdiimiz ema edebi dilin fonksi yonel sluplar sistemini, edebi dil ve umumhalk dili ile edebi dil ve onun fonksiyonel slublar arasndaki ilikileri akca gstermektedir.

Bu ema aka ispatlyor ki, bedii-estetik slup, eitli fonksiyonel sluplara ayrlm edebi dilin sluplarndan biridir. Fakat baka fonksiyonel sluplardan farkl bedii-estetik slup umumhalk dili ile sk skya baldr, onun sayesinde zenginleir ve ayn zamanda edebi dilin zenginlemesine de hizmet eder. Dilcilik slubiyatmda edebi dilin slublar eitli terimler vastasyla adlanyor: Dil sluplar, nutuk sluplar, fonksiyonel sluplar. Byle terim karmaklnn esas sebebi, bize gre, uzun seneler dil ve nutuk terimlerinin ayn manada kullanlm olmasdr. Halbuki, birbirleriyle sk ilikileri olan bu iki kelime ayn zamanda ayr ayr anlam tamaktadr. Dil bir sistemdir. Sesler, iaretler, ekiller, szler sistemidir. Bu sistemi ise

bilig-4/K97

139

faaliyete geiren, grev ykleyen nutuktur. Dil statik, dinginlik durumunda olan bir kategoridir, nutuk ise onun dinamizmi, hareketi ve yaratcsdr ve bu hareket zamannda nutuk onun gelimesine yardm eder, sluplar zerine paylatrmasn temin eder. Edebi dilin bir blm olarak slup da nutuk sayesinde teekkl eder. nk "sistemler sistemi" olan dilin bir paras olarak slup da bir sistemdir: O, eitli trlerden ibaret bir sistemdir. Ona gre de, her bir slubun kendi ierisinde de paralanma devam eder: slup trlerine hizmet eden ayr ayr nutuk trlerine ayrlmaktadr. Mesela, yazl ve szl trlerden (kitap, makale, tez, gazete, rapor, tartma, konferans, ders vb.) ve ferdi sluplardan oluan ilmi slup makale, rapor, tez ve bunun gibi nutuk sluplarna ayrlyor. lmi slup hakknda sylediklerimiz ayn ekilde edebi dilin baka sluplarna da aittir. Mesela, resmi slup (brokratik, diplomatik yazma, protokol, dileke vb.), bedii-estetik slup (iir, hikaye, roman, dram vb.), gazetecilik slubu (siyasi makale, rportaj, ilan vb) nutuk trlerine ayrlp onun toplumsal fonksiyonunu yerine getirmeye yardm ediyor. Onu grevsel hale getiriyor. Sylenenler dikkate alnrsa, fonksiyonel slup terimi daha maksada uygun olur. Fonksiyonel sluplar bir durumda kalmyor geliiyor, deiiyor. Edebi dilin gelimesi, nfuzunun genilemesi ve artmas ile ilgili slubi paralanma devam etmektedir. Mesela, son yllar ilmi-popler trn ilmi sluptan ayrlmas ve onun mstakil fonksiyonel sluba evrilme hadisesi kendini gstermektedir. Gazetecilik slubunda da slubi paralanma eilimi ortaya kmaktadr. Vaktiyle gelime srecinde olan resmi-igzar slubun Sovyet devrine gre istifadesi zayflamtr. nk resmi yazma esasen Rus dilinde gerekletirildi. Ama imdi siyasi durumun deimesi ve vatanmzm bamszl ile ilgili bu slup geni bir ekilde faaliyettedir. Edebi dilimizin fonksiyonel sluplar ve onlarn nutuk trleri dilcilik slubiyatnn dikkat merkezindedir, tetkikata celbedilmektedir. (MEHMEDOV, 1973; ADLOV, 1980a; ADLOV, 1980b; SALEHOVA, 1983; ABDULLAYEVA, 1987; GULYEVA, 1989; MEHERREMOV: 1988) Bu eserler ierisinde derin ilmi-nazari merak uyandran iki eserden zellikle bahsetmeyi gerekli gryoruz: Prof. M. Adilov'un "Gazete Dili" (1980: 19) ve Prof. T. Hacyev'in "Satira Dili" (19) kitaplar-

dr ki, bu yazlarda, milli flologimizde iki nutuk slubu zengin dil malzemesi zerinde umumiletirilmi sistem eklinde aratrlmtr. Burada hemen unu syleyebiliriz ki, eserlerdeki fonksiyonel slup ve nutuk slubu meselelerinin geni ve etraflca incelenmesi yn verici olabilir. Dilcilik slubiyatnn nemli problemlerinden biri de bedii-estetik edebiyatn dilini aratrmaktr. Onun ayr ayr ferdi sluplarn, bedii-estetik slubun edebi dilin tarihi gelime srecini oluturmasnda ve teekklndeki roln, edebi dilin bu veya dier inkiaf merhalelerinde tad yn gsterici vazifelerini, bedii-estetik slubun eitli trlerinin dilden faydalanma kurallarn ve bedii-estetik slupla bal dier meselelerini incelemektir. Grdmz gibi, dilcilik slubiyatnn bu problemi de dall budakl ve bileiktir. Lakin u karmakla ramen, bedii-estetik slup bilim adamlarnn her zaman dikkatini eken slubiyatn olmas gereken problemlerinden biridir. Byle ki, slubiyata ait eserlerin byk ksm az veya ok derecede onunla baldr, yahut zel olarak onun ayr ayr meselelerinin ve taraflarnn incelenmesi ile meguldr. Zamannda kaydetmeliyiz ki, bedii-estetik slubun tetkiki slubiyatn dier problemlerinden farl olarak daha nce balamtr, tahminen devrimizin 30'lu 40'l yllarnda. Ancak aratrmalarn ard arda yaplmas 50 'li yllardan sonra, yani slubiyatn edebiyatinaslk ve dilcilik slubiyatna ayrlmasndan sonra. Onu da sylemeliyiz ki, bedii-estetik slubun aratrlmas, birka istikamette gereklemektedir: Bir taraftan, struktur slubiyatn ayr ayr sistemlerinin slubi seciyesinin incelenmesi ile ilgili mumi karakterli monografilerde, (YUSUFL, 1973; EFENDYEVA, 1980; ALYEV, 1989) dier taraftan, bedii-estetik slubu ieren hususi eserlerde (Azerbaycan limler Akademisi Dilcilik Enstits, 1971; EFENDYEVA, 1973; HACIYEV, 1979; SEYDOV, 1979; SEYDOV, 1983; ALBEYZADE, 1982; AHUNDOV, 1985; VELYEV, 1993), nc -onun eitli tr yahut nutuk trlerinin renilmesi ile megul olan yazlarda (ADLOV, 1969; CAHANGROV, 1967;Azerbaycan limler Akademisi, 1970; AHUNDOV, 1980; KAZIMOV, 1983; KURBANOV, 1988) ve nihayet, bu veya baka sz sanatsnn dil ve ferdi slubunun zelliklerini tetkik eden kitap ve makalelerde, tezlerde (KURBANOV, 1961; ADLOV, 1963;

bilig-4/K97

140

RAHMOV, 1965; HACIYEV, 1983; HURYEV, 1983; MEHMETOVA, 1980; SAFAROV, 1984). Hem tetkikatta bedii-estetik edebiyatta dilden faydalanma kurallar, dilimizin gzellii ve ifadelilii, sadelii ve safl, esneklii ve ululuu ve hem de, klsiklerimizin ve ada sz ustalarmzn bedii-estetik slubun zenginlemesi ve ebedi dilin gelimesinde oynad rolleri hakknda ilgin ilmi fikirler ve malumatla karlarz. Bu balamda, bedii-estetik edebiyatn dili o kadar geni bir sahadr ki, o, srekli olarak kendine kar ilgi talep etmektedir, ve onun birka meselesinin ciddi ilmi aratrmaya olan ihtiyac hala devam etmektedir. Dilcilik slubiyatnn merkezi problemlerinden biri de eanlaml vastalarn tetkikidir. Malumdur ki, eanlaml vastalar, dilin ve zellikle de bedii-estetik dilin, kelime hazinesinin byk ksmn tekil eden, onun seciyevi milli zelliklerim kendinde aksettiren ve koruyup saklayan dil elemanlardr. Ayn anlay eitli ayrntlar ve nanslarla ifade eden eanlaml kelimeler nutuun en zaruri, ve hem de en anlaml lugati-slup vastalar saylmaktadr. Nutuk iin eanlaml vastalarn zaruretini antika devrinin bilim adamlar, filozoflar hususi olarak kaydetmilerdi. Mesela, mehur eski yunan hatiplerinden biri saylan Anaksimen, eanlaml kelimeleri dilin en ifadeli ve gerekli elemanlar gibi deerlendirerek yle belirtmitir: "Nasl olursa olsun, fikir muhtelif ekle salnmaldr. Bunun iin ifadeleri deitirmek gerekir ki ayn fikir ayn kelimeler ile tekrar olunmasn. O zaman nutuumuz iyi tesir gsterebilir. " (ANAKSMEN, 1936:171). eitli, renkli eanlaml kelimeler hazinesine sahip olan her edebi dil, zengin ve ifadeli bir dildir. ada Azeri Trkesi, gelimi eanlaml kelimeler sistemine sahiptir ki, bu da onun ifade zenginliim ve gcn aka gsterir. eitli slubi kaynaklar hesabna, yan edebi norm, ive, halk az, argo szleri ile hsn tbir ve deyimli birlemelerden ibaret olan eanlaml kelimeler kadrosu, dilin sonsuz imkanlar alandr, zellikle de bedii-estetik edebiyatn. nk eanlaml kelimeler konuan veya yazana nutuun amacna uygun e anlaml kelimelerden zaruri szn, veya tamlamann seilii ve kullanlmasna geni imkanlar salyor. En bata da bedii-estetik eserin yazarna bu imkanlar tanyor. Bedii-estetik edebiyatta eanlaml kelimleler kadrosunun slubi nemi son derece yksektir.

Baka fonksiyonel sluplardan farkl edebi dilin bu slubu eanlaml kelimeler kadrosundan her tarzda yararlanyor olmasndan ileri gelmektedir: Hibir slubi renk tamayan eanlaml kelimeden en ince ayrntl zelliklere sahip e anlaml kelimelere kadar. Bedii-estetik eserlerin dilde eanlaml kelimeleri byle geni kullanma diapozuna sahip olmalar, ada bedii-estetik edebiyatn karakteriyle, etraftaki gerekliin btn sahalarn kapsamasyla ilgilidir. Bedii-estetik edebiyatn estetik fonksiyonu, eanlaml kelimeler kadrosunun her tr kelimesini edebi dilde kullanmasna yol ayor ve yazara, eserin mevzuu ve slubi eanlamlar ile ilgili bu veya baka eanlaml kelimeler kadrosundan zaruri elemann seiliine izin veriyor. lave olarak, eserin estetik fonksiyonu eanlaml kelimeler kadrosunun yeni slubi eanlaml szler hesabna genilemesi ve zenginlemesin konusunda artlar yaratyor. Yazarn ferdi slubunda meydana kan bu tr eanlaml kelimeler, onun ferdi bedii-estetik slubunun eleman saylr. Zamanla ilgili ise genellikle bedii-estetik slup baka yazarlar tarafndan da kullandnda yava yava edebi dile yol buluyor ve sonuta bu ve dier eanlaml kelimeler kadrosunun tam manal yesi haline getiriliyor. Btn bu sylenenler dikkate alnrsa, eanlaml kelimelerin slubi nemini belirtmeye alan aratrmaclarn karsndaki olan asl vazife, yalnzca bu eanlaml kelimeler kadrosunu tekil eden kaynaklan ortaya karmak deil, ayn zamanda bu kadrolar gelitiren ve zenginletiren, onlarn ierisinde deiikler yapan sebepleri ve vastalar yze karmaktr. Ona gre de bu konu ile megul olan aratrmac en evvel umumdilde eanlaml kelimeleri ve bedii-slubun e anlaml kelimelerini birbirinden ayrmal ve bedii-estetik eserlerin dilinde tad slubi rol aklamaldr. Semantik ve slubi ile bedii-slubi eanlaml kelimelerden ibaret olan eanlaml kelimeler kadrolarn bedii-estetik edebiyatta nemi yksek, fonksiyonlar ise eidli ve rengarenktir. Eanlaml kelimelerden ustalkla faydalanma bedii edebiyatn dilini canl ve manal klyor, tasvir olunan hadiseleri byk zariflikle, renkli boyalarla vermeye imkan salyor, eserin satirik ve komik tonunu kuvvetlendiriyor, nutuun taknlk tesirini ykseltiyor. Yazar can skc tekrardan kurtaryor. Buna gre de bedi yaratclkta, sz zerinde yaplan faaliyet ncelikle eanlaml ke-

bilig-4/K97

141

limeler kadrosundan uygun szn aranmasna baldr. Bu ise yazardan byk ustalk ve zahmet talep etmektedir. Fikrin anlaml ve ycam, hisshayacanl ve tesirli, keskin ve istihza ile ifadesi iin sanat zaruri szn aranmasnda byk zorluk eker. "Sz kalkm ceyran dana" (Rasul Rza) diyerek uykusuz geceler geirmesinden ikayet ediyor. Bu veya dier yazarn el yazmalar ile tanklk bu iin ne kadar zor ve karmak olduunu aka gstermektedir. Eanlaml kelimelerin slubi bir kategori gibi tetkiki srekli olarak, zellikle de dilcilik slubiyatnn mstakillik stats kazanmas sonu cunda bilim adamlarnn dikkatini ekmektedir. Bu problem hem ferdi-bedii-estetik slublarn seciyevi zelliklerini aratran eserlerde (ABDULLAYEV, 14960; ALZADE, 1963; ADLOV, 1963; REHMOV, 1965; MEHERREMOV, 1968), hem de edebi dilin ifade edebilme imkanm renmekte olan umumi karakterli kitaplarda ve monografilerde blmlere ayrlarak inceleme yaplmaktadr (DEMRCZADE, 1962; EFENDYEVA, 1980). Fakat bu zamana kadar eanlaml kelimeler zerinde yaplan aratrmalarda, dil malzemesi gibi bedi-estetik slubun olutlar yararl olmutur. Dier fonksiyonel sluplarn dil vakalarnn ok az aratrmaya konu olmutur. Halbuki, eanlaml kelimeler edebi dilin ancak bedi-estetik slubunda deil, onun baka sluplarnda da geni ekilde kullanlmaktadr. Ona gre de dilcilik slubiyatnn karsndaki zaruri problemlerden biri de, btn fonksiyonel sluplarn eanlaml kelimelerinin slubi imkanlarnn faaliyetini renmektir. Bunun sonucunda dilimizin ifade gc ve zenginliini tasavvur edebiliriz. Dilcilik slubiyatnn karsnda duran nemli problemlerden bir dieri de dilin emosionalekspressiv vastalarn renmektir. Emosional (Fransz sz emovere, yani hisshayacan) ve ekspressiv (Latin sz expressive, yani yksek ifade) gibi kelimelerin birlemesi sonucunda yaplan emosional-ekspressiv terimi mumi dilcilikte kabul olunmu ve milli filologimizde de kullanlmaktadr. Buna gre bu zellikleri kendisinde tayan szler ve birlemeler dilin en anlaml ve en tesirli elemanlar saylmaktadr Buna gre bir ka aratrmac emosional-ekspressiv aratrmasnn slubiyatn en nemli grevi saymaktadr (BALLI, 1961: 131; VANDRIYES, 1937: 14; KASARES, 1958: 116;

AHMANOVA, 1958; 26; KUZNETS- SKREBNYEV, 1960:3). Yazarlara gre "dilin expressive elemanlarn, onlarn kullanma sahalarn, temasnn amacna ve artna uygun seme prensiplerini renmek, slubiyatn balca aratrma konusu olmaldr" (KUZNETSSKREBNYEV: 3). Dilcilik ilminde slubiyat meseleleri ile ilgili baslm eserlerde de fonksiyonel sluplar ve e anlaml kelimeler kadrosu ile birlikte emosional-ekspressiv vastalarn da aratrmalarn zaruri saylmaktadr (AZMOV-DEERYEV-PROTENKO, 1968:21). Emosionallk ve ekspressivlik yksek hisshayacana sahip olan canl konuma diline has zelliktir. u zellii tayan kelimeler, bediestetik dil sayesinde yazl dile geiyor ve burada onlarn daha anlaml seciyevi zellikleri ortaya kyor. Bedi-estetik slupta, ummumhalk dilinden farkl, emosionalln ve ekspressivliin ifade imkanlar daha geni ve daha eitlidir. nk burada hem umumhalk diline has olan emosionalekspressiv kelimeler ifade gcne sahip, hem de en argo szler ait sluplar, usllerin yardm ile emosional ve ekspressiv manada kullanlabilir. Buna gre de, bedii-estetik slupta emosionallk ve ekspressivliin roln doru tayn etmek iin, bir taraftan, u zellikleri kendinde mstakil ekilde tayan lugat trlerini aratrmak, dier taraftan ise, argo sz, kuvvetli ifade vastasna eviren slubi usulleri aklamak vacib artlardandr. Mevcut dilcilik edebiyatnda emosionallk ve ekspressivlik ayrlmaz bir tarzda verilmektedir. Yani her iki hususiyeti, yahut yalnz birisini ifade etmesine ramen, byle lugati vahidler bir grupta birleiyor ve eitli terimler altnda takdim ediliyorlar: "Emosional leksika" (GALKMAFEDORUK, 1958: 11) (yan kelime hazinesi), "ekspressiv leksika" (ANSKIY, 1972: 127) "emosional-ekspressiv leksika"(ZVEGINTSEV, 1955: 69; JK-POLEYKO, 1964: 39; UHM1LINA, 1956: 15; MEHERREMOVA, 1968: 27) yahut "ekspressiv-emosional leksika" (MUSABAYEV, 1959: 125; VEDENSKAYA, 1963: 137) Hal byleyken, hakikaten mstakil karakter tayan emosionallk ve ekspressivlik kategorileri bir birinin iinde eriyor ve bunlar farkl klan ve birletiren zellikler) ortaya karlmyor (VINOGRADOV, 1947:18-19; VANDRIYES: 134-150; BALLI: 147; GALPERIN: 43).

bilig-4/K97

142

Zamannda kaydetmek gerekir ki, ayn yllarda ner olunmu baz eserlerde bu iki anlayn birbirinden farkl zellikleri de gsterilmekte, her birinin mstakillii iddia edilmektedir. (GALKMA-FEDORUK, 1958: 103124; YEFMOV: 104; VASILIYEV: 62) Fakat btn aratrmalarda esas nem, hem emosionalla, hem da ekspressivlie verilmektedir. Halbuki, bu iki kategori sk ekilde biri dieri ile bal olsa da, her bakmdan (hem mahiyet, hem de fonksiyonuna gre) her biri tm manada mstakil bir mevki tutmaktadr. Bu ise btn kategorilerin dilde kendine mahsus seciyevi lametleri ve slubi vazifeleri olmasn ispatlamaktadr. Emosionallk kategorisi hiss ve heyecan bildirmek iindir. Bu hususiyete sahip olan kelimeler insann hislerini ifade eden dil vahitleridir. Emosional mana szde hem mstakil tarzda, hem de nesne ve mantksal mana ile beraber mevcut olabilir. Dilimizin hazinesinde yle kelimeler var ki, onlar hi bir nesne ve mantki mana ifade etmiyor, yalnz emosional, yani hiss-heyacan bildiriyor: Muayyen szlerle yan yana kullanarak onlara, hatta bitiik bir cmleye ve metne de emosional nans veriyor. Malumdur ki, byle kelimeler nidalardr. Bir grup lugati elamanlarda ise emosionallk szn lugat manasndan ileri geliyor, yani u zellik btn vahitlerde daimi karakter tamaktadr. Buraya insann his ve duygularn bildiren kelimeler aittir: Sevgi, sevmek, sevilmek, sevinmek, ak, aka dmek, nefret, dert, dert ekmek, gazap, gazaplanmak, dehet, dehetli vb. Byle kelimelerde emosional kuvvetli bir ekilde tezahr olduu iin nesne-mantksal mana dikkati ekmiyor, sanki glgede kalyor. Szn dier manalar gibi enosional mana da anlayn ifadesine hizmet etmektedir. Sz mecazi manada da emosionallk karakter tayor. Mecazi mana, sze yksek emosionallk veriyor. Szde mecazi manann yaplmas okama ekspressiyas bildiren kelimelerin meydana gelmesini salyor. Mesela, glm, ieim, kuzum, gvercinim, sunam, blblm vb. Dier taraftan, birka ac, gazap,svme, nefret bildiren enosional kelimeler de mecazi mana ile baldrlar: Kpek, domuz, tilki, canavar vb. (insan hakknda). Ekspressivlik emosionallktan daha geni anlam bildirmektedir. Bu konuda Rus bilim adam Prof E. M. Galkina-Fedoruk yle yazyor:

"Ekspersiya insann yalnz nutuunda deil, ayn zamanda hareket, mimik, umumi davran ve hatta alma faaliyetinde de kendini gstermektedir. Ekspressiya, ekcpressivlik hem emosional, hem de zeka ve irade bildiren kelimelere mahsus olabilir. "(GALKNA-FEDORUK: 124) Ekspressivlik szn ifadelilie, tesir kubbesi demektir. "Ekspressivlik en evvel semantik kategoridir. nk szde ekspressiyann yaplmas her zaman onun anlam evresinin genilemesi ve glenmesi, ve hem de ikinci dereceli mana renklerinin ortaya kmas ile baldr. "(YEFIMOV: 105) te, btn mana renkleri szn ifade ve tetkik kuvvetinin artrmasna yardm etmektedir. Ekspressivliin dilde yaplma imkanlar geni ve eitlidir. Ekspressivlik dilde hem fonetik, hem morfolojik, hem lugati, hem de sentaktik kategoriler sayesinde yaplmaktadr. Bylelikle hem emosionallk, hem de ekspressivlik dilde ayr ayr vastalarn yardm ile yaplyor ve muhtelif fonksiyonlarda ortaya kmaktadrlar. Fakat, btn kategorilerin bamszl hi de onlar arasnda mevcut olan yaknl inkar etmiyor: u kategoriler ne kadar bamsz olsalar da, muayyen bir noktada birleiyorlar. nk emosional szler semantilerine gre her zaman ekspressivdir. Ekspressiv kelimelerin de muayyen bir ksm emosionaldr. Btn zellik, emosionaldegerverici karakter tayan kelimelere aittir. Ekspressiv-emosional ve emosional szler dilde emosional-ekspressiv szlk hazinesi ad altnda birleiyor ve dilin kelime hazinesinin zel bir blmn tekil ediyor. Demek ki, dilin kelime hazinesinde bir taraftan, emosional-ekspressiv, dier taraftan ise srf ekspressiv szler ve birlemeler toplanyor. Birinci gruba her iki zellii iine alan, ikinci gruba her tr emosiyadan uzak ve semantik bakmdan eitli renkli ekspressiv nanslara sahip lugati vahitler girmektedir. Muayyen eanlaml kadrosunun linguistik tahlili sylediklerimizi bir lde aklayabilir. Mesela, bir anlam bildiren ev, ocak, yuva gibi eanlaml kelimeleri ayran hususiyet, yalnz mene eitlii deil, ayn zamanda ve ncelikle her birine mahsus zarif mana ayrntlardr. yle ki, bu kadronun iinde bilinen kelimelerden yalnz ev, anlay, hemen hakiki manada ifade eder, ocak ve yuva onun mecazi tarzda ifadesidir. Demek, bu kadroda ancak ev kelimesi

bilig-4/K97

143

bitaraftr, ocak ve yuva ekspressiv dil elemanlardr. Fakat btn bir anlayn ifas daha keskin ve daha tesirli tarzda da gerekleebilir. Byle ki, canl konumada ev anlamnn ifadesi iin istihza, alay edici ekspressiyasi ile emosionalar tarzda haraba, sv ve tahkir edici manada daha iddetli emosia bildiren cehennem kelimesi kullanlyor. Btn dil elemanlar artk ekspressiv nanslarla beraber kuvvetli emosional zellie de sahiptir. Yani bunlar vastasyla fikir hem manal, hem de yksek hiss hayacanla ifade ediliyor. Be-dii-estetik edebiyattan aldmz aadaki para bunu aka ispatlamaktadr. "Eli tfekliler" eper arkasna toplanp, m kadanlara hiddetlenip svyor ve onlar geriye dndrmeye alyorlard: -kn gidin harabanza!- diye barrdlar. -Def olun gidin cehenneminize!. (S. Rehimav, "amo")". Demek ki, ayn mefhum bir grup kelimelerle ifadeli ve manal, dier grup kelimelerle ise hem manal, hem tesirli, hem de yksek taknlkla ifade edilmektedir. Yani sz muayyen bir anlam eitli slubi ayrntlarla ifade etmek yanl, hem de hiss-heyecan bildiriyor ve bylelikle de reel varln eitli hadiselerini kymetlendiriyor Sz emosional olabildii gibi, ekspressiv de olabilir. Fakat bir lugati vahitde, hem ekspressiv, hem de emosional mana nanslar kartnda artk sz, emosional-ekspressiv olur. Yani sz fikir, irade, hiss ve duygular tesirli, keskin ve manal tarzda izhar etmek kabiliyetini kazanyor. Btn hususiyet dilde esasen emosional-deer verici kelimelere mahsustur. Bunlar iinde birincilik sfatlara verilmelidir , gaddar, insafsz, kindar, apdal, alak,namussuz, rezil vb.). Ama fiil ve isimlerde de emosional, deer verici hususiyetin meydana kmas mmkndr, zellikle de mecazi mana kazandklar zaman , rmek, melemek, tilki, aslan gibi kelimeler insanlar ait edeldikde). Milli dilciliimizde emosionallk ve ekspressivlik kategorileri, bu zellikleri kendinde tayan dil elemanlar, dilin kelime hazinesinden fazla, onun yaplma usulleri ayrca tetkikat konusu olmamtr. Btn mevzu muayyen derecede bedii-estetik slupla alakadar ve ayrca bir tasnif zere, daha dorusu, kelime hazinesinin bir kat gibi bizim "Azerbaycan dilinin leksik slubiyat" kitabmzda aratrlmtr (MEHERREMOVA, 1961; EFENDYEVA, 1972; EFENDYEVA, 1980: 171-187) Fakat ancak kelime hazinesini deil,

dilin btn sistemlerini kapsam bu kategoriler o kadar geni diyapazonlu mevzuya evrilmitir ki, onun hsusi ekilde ciddi ve derin tetkik edilmesine ihtiya vardr zellikle de btn fonksiyonel sluplarla ilgili. Dilcilik slubiyatnn ciddi tetkikata ihtiyac olan meselelerden biri de pratik slubiyattr. Pratik slubiyatn tedris srecinde rol, nazar slubiyatla alakas, slubi norm meselesi, normlar tekil eden hususiyetler, norm ve nutuk kltr ve bunun gibi meselelerin belli ada devrimizin balca talepleridir. Kaydetmeliyiz ki, pratik slubiyat ve onun problemlerinin tetkiki dilcilik ilmimizde yeni deildir. Hakikaten, slubiyatn tetkiki en evvel onun tedrisi meselesi ile ve bu sahada hazrlanm ders kitaplarnn ortaya kmas ile ilgili olarak balamtr. Bunun tarihi orta asrlarna uzanyor, yani o devre ki, btn douda olduu gibi, Azerbaycan'da da tahsil messeseleri olan mollahaneler (zaviye) ve medreselerde slubiyatn ilk kaynaklar saylan belaat ilmi ve ina dersleri renilirdi. Daha sonralar, XIX asrdan balayarak, btn fenler, slubiyatn kendi de dahil olma art ile, btn okullarn tedrisine katlyor ki, bunu o devirde birka ders kitabnn ortaya kmas akca gstermektedir. (EYHZADE, 1908; CAVD, 1919; TAIZADE, 1933) Bu kitaplarn balca amac bedii-estetik metinleri tahlil etme usul ile rencilere dilin luati, morfoloji ve sentaks vahitlerinin slubi renk ve ayrntlarm aklamak olmutur. 20'li-30'lu yllardan sonra slubiyat btn okullarn, hem de yksek okullarn da tedris planna dahil edilir ve bunun nazari esaslar tetkik edilmeye balanr, tedrisi-metodoloji prensipler esnasnda ynlendirilir. (ABDULLAYEV, 1961;BALIYEV, 1962) Pratik slubiyatn balca grevi, slubi normlar renmek ve tatbik etmektir. slubi normlar dilde mevct olan varyantlk hususiyetine (yani lugati ve gramatik e anlamllk kategorisine) dayanyor ve fonksiyonel slubun seciyesine uygun fikrin ifadesini seme sreci sonucunda gerekletiriliyor. Byle olduu halde slubi normlar nutuun dzgnlk, drstlk, mantkllk, temizlik, ifadelilik, ok renklilik, munislik gibi zelliklerinin ortaya karlmasna yardm ediyor. Sistem bir ekilde ortaya karak slubi normlar nutuk kltrnn temelini tekil ediyor. Neticede, filologide bu iki ilmin problemleri ara-

bilig-4/K97

144

snda sk balant kuruluyor, biri dierini tamamlyor: Pratik slubiyat zerinde nutuk kltr kuruluyor, nutuk kltr zerinde ise hatiplik sanat. Sylediklerimiz pratik slubiyatn maksat ve vazifelerini aadaki prablemler zerinde dorultmaya ve ynlendirmeye izin veriyor: I. Pratik slubiyat fonksiyonel sluplarla bal olduuna gre onlar hakknda mumi malumat vermelidir. nk dil elemanlarnn nutuk srecinde seilii ve kullanlmas bu veya dier fonksiyonel slubun nans ve ayrnts ile ilgili gereklemektedir. II. Pratik slubiyatn ikinci vazifesi, nutuk sreci iin yksek derecede zaruri saylan dil elemanlarnn hiss-heyecan, taknlk ve ifadelilik renklerim doru tayin etmektir, yan emosional ve ekspressiv, ile emosional ekspressiv ayrntlarm

III. Pratik slubiyatn merkezi problemi eanlaml dil vahitlerinin, yani eanlaml kelimeler ve eanlaml cmle kurulular ve eanlaml morfoloji vastalar, ekilleri renmek ve ortaya karmaktr ki, bu da nutuk sreci, fonkiyonel sluplarla ilgili olarak gerekleebilir. Bylelikle, takdim ettiimiz bu makalede biz ksaca da olsa dilcilik slubiyatnn ana problemlerinden bahsettik ve u problemlerin milli fiilololigimizde tetkiki aamasnda muayyen malumat vermeye altk. Btn denilenler bir daha ispatlanmaktadr ki, dilcilik slubiyatnn problemleri eitli ve bileiktir, fakat birbirleriyle sk skya ilgili, biri dierine tabii, biri dierini tamamlamaktadr. Btn problemler birbirini takip eden tarzda Azeri Trkesi'nde aratrlmaktadr

KAYNAKLAR ABDULLAYEV, B. 1960 "Mirza Fetali Ahundov'un Komedilerinin Eanlaml Kelimeler Kadrosu", Azerbaycan limler Akademisinin Haberleri, No. 1. Azerbaycan Edebi Dilinin Bedii slubu, Bak. AHUNDOV, A. 1980 AZINOV, P. 1968

iir Sanat ve Dil, Baku. Sovyetler Birlii Halklarnn edebi Dillerinin slubi Sistemlerinin Gelimesi, Agabat. Edebi Dilin sluplar, Bak. Fransz shbiyat, Moskova. Edebi Dillerde Dil sluplar, Moskova. "Azerbaycan Sovyet Poemalarnn Dil ve slup Hususiyetle ri", Azerbaycan limler Akademisi Haberleri, Bak.

ABDULLAYEVA, G. A. 1987 ADLOV, M. 1963 "R. Rza'nn Dili ve slubu Hakknda", Azerbaycan Dergisi, S. 3. "SleymanRehimova'nn Bedii slubu ve amo'nn Dili", Azerbaycan Dergisi, No. 7. 19. As rda Azerbaycan Edebi Dilinin slubu, Bak. CAVT, H. Azerbaycan Edebi Dili slubiyat n n Esaslar , Bak. Dilcilie Dair Makaleler, Moskova. SAK, A. 1919 JT, A.. POLEKO 1964 BAIROV, A. 1967 BALLI, arl 1961 BUDAGOV,A.R. 1967

1965

CAHANGROV, M. 1967

ADLOV, V.Z. 1980 ALYEV, K.A 1989 AHMANOVA, S. 1958

Edebiyat Dersleri, Baku.

Rus Dilinin Voronej.

shbiyat,

bilig-4/K97

145

DEMtRCZADE, A 1962

Azerbaycan Dilinin slubiyat , Bak. Azerbaycan Dilinin Bedii fade Vas talar , Bak. 1980 Azerbaycan Dilinin Leksik slubiyat , Bak.

MUSABAYEV, G. 1959

ada Kazak Dili, Almat.

EFENDYEVA, T. 1973

PIATROVSKIY, R.G. 1953 "Baz slubi Kategoriler Hakknda", Dilcilii Meseleleri, Moskova. SAFAROV, M.K. 1984 Azerbaycan Sovyet Romanlarnn Dil ve slup Hususiyetleri, Bak. Muas r Azerbaycan Dilinin Epistolyar slubu, Bak. "ada Ecnebi lminde slup Problemleri", Yksekokulun lmi Bildirileri, Filologiya limleri, No.3, Moskova. ada Rus Dilinin Lgat Bilimi, Moskova. Fesahat ve Belagat, Bak. "Slav Dilleri Malzemesi", Slav Filolojisi Mecmuas , Ufa. Rus Edebi Dili,

GALKINA, E.M. FEDORUK 1954 GALPERIN, .R. 1958

ada Rus Dili, Moskova. ngiliz Dilinin slubiyat na Dair Denemeler, Moskova. Azerbaycan Dilinin lmi slubu, Bak. Satira Dili, Bak. Molla Nasreddin'in Dili ve slubu, Bak. Muhtasar slubiyet, Bak. ada Lgatiie Moskova. Giri, SALEHOVA, S. 1983

GULYEVA, G. 1989

SAMARIN, Y.B. 1962

HACIYEV, T. 1983

ANSKIY, N. M. 1972 EYHZADE, .H. 1908 VASELYEV, L.M. 1962

HOCAYEV, H.S. 1933 KASAES, Huan 1958

KAZMOV, G. 1983 KURBANOV, A. 1961 1988 KUZNETS, M.D. SKREBNYEV, M. 1960

Komik Bedii Vasiteler, Ba-k. Samed Vurgun'un Bedii eserlerinin Dili, Bak. Poetik Onomastika ,Bak. ngiliz Dilinin slubiyat , Leningrad.

VEDENSKAYA,L.A.. 1963 ada Rostov. VIGRADOV, Y.V 1963

slubiyat, Poetik Nutuun Teorisi, Moskova.

VINOKUR, G.O. 1941

MEHERREMOV, G.M 1988 Radyo Dramatrjinin Dili, Bak. MEHMEDOV, D.J.A. 1973 Muas r Azerbaycan Dilinin Gazete slubu, Bak MURAT, V.P. 1957 slubiyat n Esas Problemleri, Moskova.

"Dil Tarihinin Meseleleri Hakknda", Pedegoji Enstits lmi Eserler Dergisi, C.l. Bedii-Estetik Dilin Uslubiyat .

YEFMOV, A.

YUSFL,. 1973

Muas r Azerbaycan Dilinin slubi Sentaks , Bak.

bilig-4/K97

146

GAGAUZLARIN GELENEKSEL DN YEMEKLER

nsan toplumunda yemein fonksiyonu, maddi kltrn unsurlar gibi eitlidir. Bir taraftan, yemek insanolunun yaamn srdrmesi iin en nemli biyolojik faktrdr, nk insanlarn hayat faaliyetinin temelini oluturmaktadr. kinci taraftan, bir ok rf ve adetlerin mutlaka karakteristii olarak yemek, belirli kltr ve sosyal fonksyonlar yerine getirmektedir. Bunlar, yemek etiketinin zel kurallarnda, geleneksel rasyonda (gndelik tayn), yemek yiyenlerin karlkl ilikilerinde, merasim yemeklerin zelliklerinde, u ya da bu trenli yemeklerin manevi ve sembolik alnda vs ifade etmektedir. Gagauzlarn dn sofras bu konuda ayrca manaldr. Gagauzlarn "konuka" (ziyafet), dn sofras diye adlandrlan yemek trenleri, dn merasiminin nemli ksm olarak saylmaktadr. Ve dnde esas rol oynayan merasimin tesirini gstermektedir. Esasnda, dn merasiminin toplumun zel faaliyeti olarak sosyal manas, kabile topluluunu modele etmek. Dn kabile dzenler ve tm esas grevler ve nvanlar sk bir ekilde eski adetlere uygun olarak ayrlr. Bunlar dn sofras ve trenlerin fonksyonlarnda ve modelinde vs daha ok ifade edilmektedir. Gagauzlarn dn trenini analize ederken, "saadlar" dnde babalk yapan saad ve ei haa ile kabile reisleri (ataerkil kabileyi tahmin etmek gerekir) gibi rol oynarlar. Herkesin saygsn ve hrmetini toplayan ahs "Saad"tr. O, fiilen trenin yneticisidir ve bu da dn sofrasndaki ald rolnden ok iyi grnmektedir. Gen aile iin bu, gelecekte srekli bir otoritedir. Hayatn esas durumlarnda gen aile ona danr ve saadn hareketi, akl damadn anne-babasna nazaran daha da nemlidir. Gelinin ana-babasndan bahsetmeye bile gerek yok. Halk iinde gen ailenin ans saadlar semesine baldr derler. Saadn ba rol, bir de dn sofrasnn etiketinde yansmaktadr. Dn sofrasnn en saygn yeri babalk-analk yapanlara ayirilirdi. zel otururlard. Bylece, dnde elenenlerin yeralma emasn incelersek: dn sofras, geleneklerin zincirini, kabilenin bayramn sembolize ettiini ve kabileye damat ile gelini kabul etmesini ve kabilede yeni ailenin olumasn aydnlatan delil olduunu renebiliriz. Dn ziyafetinin senaryo-

Diana NIKOGLA ______________________________________ Moldavya Milli Aratrma Akademisi Etnoloji ve Folklor Enstits

bilig-4/K97

147

suna uygun damadm ana-babas ve akrabalar konuklara ikramda bulunurlar, yemek datm dzenini kontrol ederler ve saad "kar oyunnar" adl dansla elendirirlerdi. Ayn zamanda gelinin anne-babasnn evinde onun kabilesi tarafndan da dn yaplr. Burada da tm etiket tekrarlanmaktadr fakat esas ahslar: Saad, gelin ve damatsz. Bizim grmze gre, dikkate deer taraf iki (hem damadn ve hem gelinin evinde) eski dn ziyafetinde de yeni evlilere masada yer ayrmamas. Masaya bekarlar da oturtulmazd. Genler iin avluda mzik alar ve onlar da kendilerine gre dnde dans ederek elenirlerdi. Gelin, ziyafetin balarnda saad tarafna ait konuklara ve damadn akrabalarna hediyeleri "iizlemek") dattktan sonra, gelin ile damat oradan ekilirler ve elenceye katlmazlar. Elenenler saad bata olmak zere sadece damadn kabilesi olurdu. Bu dn ziyafetinde arklar, dilekler sylenir ve saad, damadn arkadalar arasnda yarma dzenlerdi. Damadn arkadalar srf bu yzden arlr, fakat masada onlarn da yeri olmazd. Sonralar XX. yzyln 50. yllarndan itibaren masaya genler de oturtulmaya balad. Fakat genler iin ay veya baka bir binada masa hazrlanyordu. imdiki zamanda artk genler genel ziyafet masalarna katlmaya baladlar. Bu ise merasim dnn baz geleneklerini yerinden etti ve dnn tm niteliklerini deitirdi. Eski dnlerde, genleri aka belirtilerek masaya alnmamas bir sr arakaik ve sembolik trehlerlerle balyd. Byle merasimlerin birisi de "gelini konuklama"yd. Esas tren olan dn ziyafetinde bulunmadklar iin, gelin ile damat zaman zaman genlerle dans etmeye gelirlerdi. Baka zamanlarn hikimseye lazm deilmi gibi kelerde bo bo dolalar ve kalabala kulak verirlerdi. Ancak gece yarsnda "gelini konuklama" merasimi iin onlar hatrlarlar. Bu merasim iin gelinle damad odalarn birisine yalnz brakrlar ve buraya gelinin annesi tarafndan gnderilen "kaniskacilar", "kaniska" yemeini getirir (ekmein zerinde halanm tavuk ve arap). Kaniskacilar grubunu sadece kadnlar temsil ederlerdi. Erkekler bu gruba girseler bile sadece kadn giysisini giyerek katlabiliyorlard. Getirilen dnndeki u an vermekte: Gelin henz yeni kabilenin yesi deil. Manta ve sraya uygun ekilde merasimin devam sonra, sabah yeni evlileri dn ekmei-

kala (Ruslarda kilit eklinde piirilen buday ekmek) ve ev bark sahibi olmak iin toplanan paray takdim etmek iin saad davet ettiinde gerekleecektir. Saadn hareketleri bu trende genleri deneme unsurunu tayordu. Ekmekle paray saad yeni evlilere hemen vermezdi. Mahsus elinde uzun sre tutar nee, aka ve yemee katlanlarn kahkahalar altnda oyun oynarcasna uzatrd. Genler, zellikle damat ekmei elede etmek iin ok becerikli olmalar gerekiyordu. Sonra genler kaarlar. Tm bu trenler genlerin beraber yaamaya balamasn bir nevi snamadr. Dn masasnda yemein sonuna doru bir de gelinin duvan karp, ba rt "gelince" ile balanr. Merasimin bu devam manta uygun olarak gelinin, damat kabilesine tamamyla kabul edilmesi ve yeni ailenin olumasnn sembolik eylemidir. Gelinin, kadnlar snfna girdiini bylece ifade ederler. Sonra genleri yatak odasna refakat ederler. Dn ziyafeti ise genel dzene gre devam eder. evlileri takdim etme an gelir. Evlilerin tm hareketleri ve akalar, ile hayatnn baz anlarn neeli bir ekilde sahneye koyarlar. Artistler, tm sfatyla "ingene ailesini": ocuuyla, sprgesiyle, antasyla vs. gsterirler. Gelenleri elendirmek iin aile hayatnn ou sahnelerini oynarlar. Sabah, dne katlanlarn tm dikkati "krmz rak", gleinin masumiyetinin semboliyle ilgili trenle mehul olur. Konuklara krmz rak ikram edildikten sonra elence balar. Bu sefer oyun gsterilerine konuklar da katlr. Onlarn ou damadn ana-babas iin yaplr. Sahne oyunlar iinde en sembolik olan oyun, kaynvalidenin "lm ve lmne alamak". Galiba bu tren kabiledeki kadn ksmnn nesil deimesini sembolize ediyordu. Gelin kabilede nceki ev hanmn yerini stleniyordu. Bunlar gelini ve onun gen kocasnn ev ilerini yaptrmakta: sprmek, avluyu temizlemek vs becerisini aka olarak denemesi kantlamaktadr. Bylece, merkezi dn ziyafeti olan halk dn, kendi merasim ve trenlerinde yaamn temel manasn tayordu. Yeni aileyi aydnlatmak bu demek hayatn devam etmesidir. Bu ise tm toplumu ilgilendirir. Dn ziyafetinin karakteristik zellii, yemein verilmesinde belirli bir kural ve treninin

bilig-4/K97

148

mevcut olmasyd. rnein, dondurma paa ziyafetin Odessa blgesindeki baz gagauz kylerinde (ervonoarmeyskoe ky) dn sofrasn tamamlayan yemek olarak etli bulgur pilav verilir diye belirtmektedir. Bu yemek ou merasimlerde kurbanlk anlamn tamaktadr. Grdmz gibi dnde, tren ikramlar belirli insan gruplarnn arasndaki mterek hareketi, etkilemeyi gstermektedir. Baz etnografya-clarn belirttikleri gibi yemek iki grevi yapmaktadr: birletirici yeni oluan aileyi kutlamak iin kabilenin yeleri bir araya gelir, ayrc kabileyi ya, cinsiyet gmplarna ayrma (genlerin ve bekarlarn sofraya katlmamas vs.) Beraber yemek yeme dnn baka etaplarnda da yeralmaktadr. Mesela, kz isteme "sz annamak" geleneinde beraber yemek yemenin

fonksyonu birletiricidir yani iki kabilenin dnrlk hasl olmasn, yaplacak dn, masraflar ve karlkl hediyelemeyi konuurlar. Sz kesilen "sz annamak" gelinin evinde masdaki en saygn yer konuklara, damadn kabile temsilcilerine ayrlr. Damadn ve gelinin arkadalar tarafndan dn ncesi merasimde beraberce ekmek yemeleri de birletirci fonksiyonunun bir kez daha yerine getirilmesidir. Bylece gagauzlarn baz dn trenlerinde bir sr sembolik geleneklerle evirilen beraber yemek yemeler, birletirci ve ayrc grevleri yapmakta ve gelenekleri devam ettirmektedir. Bu ise kadim an yanksn ifade eden geleneklerde yeralmaktadr.

KAYNAKLAR KUROGLO,S.S. 1980 Semeynaya obryadnost gagauzov v XIX-naale XXv.v. Kiinev, Potekloto na gagauzite: tehnite obiai i nravi. .I Varna. 1938 s. 38-40 MOKOV,V.A. 1902 Gagauz Benderskogo uezda/ Etnografeskoe obozrenie, No: 3, s. 44 TOKAREV.S.A, 1970

MANOV.A. 1938

ZAUKA-. 1862

Metodika izuneiya materialnoy kultur (Sovetskaya etnografya, No: 4 Material dlya geografi i statistiki Rossi i, sobranne oftserom generalnogo taba Bessarabskoy oblasti, sostavlenne A. Zaukom. SPb.

bilig-4/K97

149

NAHIVAN'DA OCUKLARA AD VERME ADETLER

Hayatta insana ad verme cemiyetin doal bir olaydr. Bu olay yaatp gelitirmek ise her halkn gelenek ve grenei ve ad verme kltrnn zenginlii ile llr. Bugn bir insan yok ki, onun ismi olmasn. nk hayatta adsz eya, cisim olmad gibi, adsz insan da dnlemez. Ad insana doduu ilk gnlerde anne-babas, bazen de akrabas tarafndan verilir, devlet tarafndan senetle tasdik olunur. Her insan ona verilen ad hayat boyu ve hayattan gtkten sonra da tayor. Bunun iin insana ad verme ve onu yaatma ok nemli itir. Daha XI asrda yaam nl alim N. TUS "ocuk dounca ilk srada ona iyi bir ad vermek . Uygun olmayan ad verirlerse hayat boyu bundan dolay utanacak", diye yazyordu. (TUS, 1980: 156) Byk yazar Cabbarl ise "Tarihi adlar" adl makalesinde "ocua ad bulmak, ocuun kendini dnyaya getirmekten zordur" diye bu probleme sorumlulukla yaklamay neriyordu. (CABBARLI, 1989: 132) Kii ad halk dncesinin rndr. O, insanlar birbirinden kyaslamak gereinden meydana km ve tarihi gelime sreci geerek bugnk ad sistemini oluturmutur. Kii adlar halkn manevi hazinesi, onun hayata bak, ince dnya gr, milli gelenek ve grenei, mitoloji dncesi, hayatn gelime kanunlarna doru yaklamalar ile bal oluup ve tarihi miras gibi nesilden nesile gemitir. Merhum prof. 3. Budakov'a "Meydana gelmesi ve gelimesi belli kanunlara dayanan kii adlar onlar ortaya karm ve yaatm halkn tarihidir, halkn varln gsteren artlardan biridir" diye yazyordu. Bu anlamda kii ad halkn manevi hazinesi ve milli varln gsteren bir semboldr. Bundan dolay ocuklarmza yle bir ad vermeliyiz ki, kendi milli ekline, ada grnne, anlam aklna gre seilsin.

AJN.BAGIROV Nahcivan zel .Ar. Grevlisi __________________________________ Azeri Trkesinden Aktaran: Ltfye VELBEYL

Kii ad ve ad verme adeti tarihi srele baldr, yani her bir devrin kendi ad verme adeti olup, tarihi sosyal yap deiip yeniletike bu adetler de deiip, yenileir. Azerbaycan dilinde kii adlar ve ad verme adetlerinin ilk yazl rneklerine "Kitab-i Dede

bilig-4/K97

150

Korkut" destanlarnda rastlyoruz. Destanda mevcut olan Bayandr Han, Kazan Han, Bua, Uruz, Deli Domrul, Burla Hatun, Selcan Hatun, Karaca oban, Karagne, Karabudak, ir emseddin, Bams Beyrek gibi adlar destana kadarki, ad kltrn ve ad verme adetlerimiz halka ilgin bilgiler verir. (KTAB-I DEDE KORKUT, 1988) Destandaki adete gre Ouz boylarnda olanlara doduu zaman ad vermezler, onlara yetkinlik yana ulat zaman her hangi bir kahramanlk, yiitlik gsterdikten sonra ad verirlermi. Yani "O zamanda bir olan ba kesme, kan dkmese ad koymazlard". (KTAB-I DEDE KORKUT, 1988) Ouz boylarnda btn adlar il ak sakall Dede-Korkut verirmi, Destann bir ok boylarnda bu olaya rastlyoruz. rnein: Ouz beylerinden Baybere'nin olu olmad iin Bgrbgr alyor, Beyler Allah-Taala'ya dua ederler ki, Baybere'ye bir oul versin. O zamanda beylerin alk alk kar kar idi, Allah Taala beylerin duasn kabul eder. Baybere'nin bir olu oluyor. O byyp cesur bir yiit oluyor ve Dervend'de bezirganlarn dmanlarn darmadan eder. Olann bu yiitliinden sonra dier Ouz beyleri toptanrlar, Dede Korkut gelip olana hayr-dua edip ad verir: "Szm dinle, Baybere beg! AllahTala sana bir oul vermi tuta versun! Ar sancak gtrende mslmanlar arkas olsun! Karu yatan kara karl talardan aar olsa, AllahTaala senin oluna aut versun. Sen oluna "Bamsam" deyu okarsn; bunn, ad Boz ayrlk Bamb Beyrek olsun! Adn, ben dedim, yan Allah versun!" dedi. (KTAB-I DEDE KORKUT, 1988) ster Kitab- Dede Korkut destanlar, isterse de dier Trk kaynaklar isbat ediyor ki, halkmzn adverme kltr umum Trk ad verme kltrnn terkib hissesi gibi dier Trk dili halklarn gelenek ve grenekleri ile benzerlik gsterir. Ancak her halkn ad verme kltr kendi milli adetlerine dayanr ki, bu gelenekler de insan cemiyeti yaratld gnden beri yava yava gelimitir. Elimizde gerekli kaynaklar, kitabeler olmadna gre bu adetler hakknda tam dnce oluturulamaz. Yalnz unu kaydetmek gerekir ki, eski Trkler bir deil bir ka isim tamaktaym-

lar. Bunu V.A. Kordlevski ve L. Kumilyov'un (KUMLYOV 1993) aratrmalar da ispatlamaktadr. L. Kumilyov "Eski Trklerde her bir kaann ad, "vahi hayvan" ad ve Titulu (sembol) olurmu. Trkyut hanlar tarihe iki, yahut ad altnda dahil olmular," diye yazyor. (KUMLYOV, 1993: 70) Bu duruma eski Azerbaycan kavimlerinde de raslanmaktadr. Bu probleme deinen prof. E. Ceferzade, "o zamanda ocuklarn iki ad oluyordu. Biri resmi dini; biri ise evde anne-babann verdii ad" diye yazmakta. (CAFERZADE, 1981: 34) Ad verme kltr her bir halkn milli geleneklerine dayanr. rnein, kazak, karakalpak ve trkmen halklarnn adetine gre haftann gnlerinin adlar ahs ad gibi kullanlrm; Ekem/ ek-enbe/, Duem, Du, Tu/ duenbe/, iem/ ienbel, eem/ arenbe/. (ATANYAZOV, 1978: 21) Trkmen dilinde Azraili "korkutmak", onun dikkatini baka yne yneltmek iin ocuklara iki ad verir, esas ad saklar, baka bir ad kullanrlarm. Yahut ocuklara: Trrk, r, Kirli, Tezek, Deli, Krre, Tiken, talmaz, Kzkan, Karamk, Sarmsak gibi ho olmayan adlarn verilmesi Azrailin ona yaklamasn engellemek iindir. (ATANYAZOV, 1978:21) Bu durum dier dnya halklar, hem de krgz dilinde de mevcuttur. rnein: Tezek, Taman, Tatand, okoy ve s. (KALLOV, 1980: 100) Krgzlarn ad verme adetine ilgin bilgiler oktur. Onlarn adetine gre yaz mevsiminde doan ocuklara Tailoobai (letovka), k mevsiminde doanlara ise ktaboi (k) adlar verilir. Yahut ky ziraat ile bal Orokbay (orak), Tee-bay (bolta) nevi, Baltay (balta), ketenbay (ket-men) gibi adlar verilir. (KALLOV: 92) Bu halkn ilgin geleneklerinden biri de ocuk doduu zaman onun babas ve dedesinin erefine onlara hangi yata olmas esas gtrlr. Ve ocuun ad o miktar say ile adlanr. rnein; Ellbay (50), Altmbay (60), Yetmi (70), Saksanbay (80), Toksanbay (90) ve s. (KALLOV: 94-95) Krgzlarda dier bir adet de ilgintir. ocuk

bilig-4/K97

151

domadan nce babas hangi dada, glde, ehirde olmu ise, doan ocua o ad verilir. rnein: (da), atkal, kelbay (gl), Takenbay, Samarkand, Oral, Baku (ehir) ve s. Bundan baka krgz dilinde bir, yahut iki parma olmayarak doan ocua "Nianbay", aksine, eer ocuk alt parmakl domusa, ona "Altkol", yahut kulanda kk "kpeli" doan ocua "srga bay" adlar verilir. ocuk doarken rengi esmer olsa ona kalbay, kalbek adlar, krmz gibi olsa Anarbay adlar verilir. (KALILOV: 95) Tarihte Azerbaycan dilinde ad vermenin eitli adetleri olmutur. Eski zamanlarda; "Bu yerlerde ad ocua tabiatn kendisi verirdi. ocuk doduunda tabiat nasl olmu ise ocua ona benzer ad verir, onun gelecek karakter ve talihini de bu adla balyorlard. Boyda buna benzer adlar ok idi: Boran, Yamur, Bulut, Toran, Seher, Gney, Kuzey, Gndodu, Aydodu, Aydomu, Ayaz, Duman, ouun, Gne, Aytekin, Ayhanm, Gntekin, Tuay, Aysel, Aysu... Eer doum gn tabiatla ilgili ad imkansz ise o zaman ocuun ilk bakta tesiri sa, gz, rengi ile uygun ad verilirdi; Karaca, Karatel, Altntel, Altnsa, Altnca, Glmser, Ayiek, Aliek, emen, Kays, geleceye hangi bir arzu ile ise kuluhan, Oulbike, Hanolu gibi adlar verirlerdi", (CEFERZADE, 1981:34) Halkmzn ad verme kltrnde mevcut olan bu gibi adetler sonralar daha da zenginlemi, zaman getike yeni anlam kazanmtr. imdi Nahivan'da ocuklara ad verme ile ilgili gelenekler yaanmaktadr. I. Arkaiklemi ve kyduruk kii adlarnn yeni adlarla deitirilmesi ananesi. Bu adet btn devirler iin adatr. Yani her devir iin yaranan yeni ad hayatn talebine uygun kendinden nceki adlar (arkaiklemi A.B.) yava yava sktrp aradan karr. rnein, bir zamanlar Nahivan'da mevcut olan Allahkulu, ahkulu, Ocakkulu, mamkulu, mameli, Hasmemmed, Dostmemmed gibi isimler ortadan kalkarak, sade, aydn anlam veren adlara deimitir, (dnmtr). Bundan baka dilimize ait olmayan, suni ve

uyduruk ad gibi bir zamanlar kendine geici yer tutan Partkom, Narkom, Sovet, Sovkoz, kurultay, Paytaht, Merkez gibi kii adlar da Nahivan'n onomastik teksikonundan silinmitir. Bunu Nahivan ve erur ehir VVAK ubeleri ve orta okullarda 5000 den ok ad zerinde yaplan aratrma da isbatlamakta, imdi ocuklara verilen adlarn ounluu ada bakmdan gzel, poetik adlardr: Babek, Orhan, Elin, Araz, Vgar, Elnur, Rvnek, Elvin, Anar, Ayten, Ayta, Aysu, Aytemiz, Glen, Lale, Gnel, Bahar, Fidan, Nigar, Sevin, Nergiz, Vgare, Trkay, Turay, Roya, Semra vs. 2. Anlamna gre ad verme adeti. Bu adet blgede en aktual ad verme adetidir, ebeveyinler ocuklara ad verirken ilk srada adn anlamna, onun gzelliine, zarifliine adalna dikkat editir, evlatlarn gzel grmek arzusu ile poetik adlar verirler. Azer, Elin, Elvin, Elnur, Bgar, Figan, Sema, Sefa, tnci, Gnay, Aysel, Tural. 3. Anne-babann istek ve arzusu ile bal adlarn seilmesi adeti. Bu adet bir devir iin aktual olup, bu tr adlarn verilmesinde annebabann arzusu esas alnmtr. Ebeveyin alp ki, ocuuna verdii ad anlamna ve adalna gre gnlnce olsun. rnein: Arzu, Gnl, Mehriban, Lale, Nigar, Sevin, Ayten, Aynur, Aysu, Ayta, Gl, Trkay, Trknaz ve s. 4. Kafiyeli adverme adeti; Nahivan Muhtar Cumhuriyeti'nde ilgin ad verme adetlerinden biri de aile, kavim ve Tirede doan ocuklara uygun, kafiyeli adlarn verilmesidir. Prof. A. Kurbanov seslenmesi ho olmas iin Azerbaycan halk daha ok eskilerden bu tr adlar sistemini kullanmlar. (KURBANOV, 1988: 207) Bu dnceyi O, Mirzeyev ele tasdiklemekte, O, yazyor ki, "aile dahilinde adlarn tuta, hemgaf'ye (uygun) olmas halkmz arasnda eskiden ve geni yaylma bir haldir. Uygun seslenen Ekrek ve Sekek karde adlarna biz "Dede Korkut" boylarnda rastlyoruz. (MR-ZAYEV, 1986: 292) Biz de bu yazarlarda ayn fikirde olup, u sonuca geliriz ki, tarihin her anda dilimizde hem-gafye adlar olmu ve zaman getike adalamtr. rnein bir zamanlar dilimizde Nesiralla,

bilig-4/K97

152

Veliyulla, Kadirulla, Nadirulla, Zeyve'li, Eynulla, Hayrulla, Nurulla, irulla, Anahanm, Balahanm, kizhanm v. s. gibi hem gafye adlar kullanlm ve zaman getike arka plana geerek ada adlarla deitirilmitir. imdi blgede uygun (benzer) seslenen adlarn verilmesi aadaki ynlerde kendini gsterir: a. Kz kardelere verilen benzer adlar, Enok yaylm onomastik olaydr. Ekser ailelerde byle adlara rastlanr. Ayten-Glten; Aysen-Glen; Ef sane- Trkane- Fergane; Gltekin- Aytekin- Nurtekin. b. Erkek kardelere verilen benzer adlar Salman-Elman, Neriman-Ferman, Adil-Nadir, Kadir; Kirman-Klman-Urman; c. Kardelere (kz erkek kark) benzer adlar; Elin-Ayin, Elnur-Aynur, ikar-Nigar, SunayGnay, Nuray-Trkay v. s. . Baba ile oula, anne ile kza verilen benzeri adlar, Hidayet-nayet; Kudret-Nsret; ElmanTelman; Kadir-Nadir, Selman-Ferman-Elman, Halide-Valide-Alide; Glnaz-imnaz. Onu da kayd edelim ki, ayn ailede bir ka ocua verilen adlar benzer olmazsa da, bir ka ad birlikte belli bir dnceyi, anne-babann istek ve arzusunu bildirir. rnein, Nahivan ehrinde bir ailede 4 kardee verilen, Azer, Baycan, Halk, Yaar, yahut erkek kardee bir kz kardee verilen Azeri, Halk, Solmaz, Yaar ahs adlar halkmza uzun mr dilemekten, iline-obasna sevgisinden domutur. 5. "Kurandan karlan ad". Bu adet az da olsa, imdi de yaamakta. Genellikle uzun zaman evlad veya erkek ocuu olmayan, evlad olup yaamayan aileler iin karakteristiktir. Bu tr aileler gya "kuran" atrmak, kitapa baktrmak, dua etmek, nezir-niyaz (sadaka) vermekle evlad sahibi olur, yahut ailede olan ocuu dodurulur. Bu zaman doan ocuu kesinlikle "kuran atrmak" yolu ile ad verilir. Bu adlarn verilmesinde anne-babann arzusu deil, kurandan karlan (seilen) ilk ad esas rol oynar ve dilini zellik tar; Mehemmed, Hasan, Hseyin, Eli, Eziz, Zeynip, Fatma, Hatice, Aie v. s. bilig-4/K97

6. Hatra adverme adeti. Bu adet zenginlii ile dikkati celb eder ve bir ka yolla meydana gelir. a) Allah'n ve eitli kademeli dini adamlarn adlarnn hatrlanmas, slamiyetin ortaya kmas ile ilgili eski konumuza dahil olmu dini adlar tarihen geni ekilde kullanarak Allah verdi, Allahveren, Tanrkulu, Tanrverdi, Pirverdi, Mehemmed, Eli, Hasan, Hzeyn, smayl, Eziz, Hevva, Fatma, Hadice, Zeynep, Sekine ve s. gibi adlarda kendini gsterip, bu adet imdi de devam etmektedir. b) Hatra adverme adeti bazen de dini ve milli bayramlarla ilgili olup. Nevruz, Kurban, Meherremlik ve Oracluk bayramlar arafesinde doan ocuklara bu zellikli adlar verilip. Bu adet Nahivan'da imdi de yayor ve ancak erkek adlarnda kendini gstermekte; Meherrem, Oru Ramazan, Recep, Nevruz, Bayram, kurban. Dini ve milli bayramlarla ilikili bu adete gemi SSCB'de itimai-siyasi hayatmzla bal olan 1 mays ve 9 mays bayramlarnn adlarnda da kendin yaatmt. ok zaman Nahivanda 1 Mays gnnde doan ocuklara ise Gelebe adlar verilirdi. imdi ise her iki ahs ad unutulmaktadr. c) Dede-nine, anne-baba, kardeler ve dier arkaba adlarnn hatrlanmas. Bu adet blge iin en karakteristik dil olaydr. Byle adlar daha ok dede ve ninenin, anne-babann, kardelerin yahut ulu soy kkle bal adamlarn adlarnn ocuklara verilmesi ile bal yaranr ve kendini iki ynde gsterir: a) Vefat etmi anne-babann, kardelerin, yahut dier akraba adnn yaatlmasnda; b) Yaamakta olan nine ve dedenin adlarn yaatlmasnda. Bilgiler isbatlanmaktadr ki, son 15-20 senede sa olan, yaamakta olan dede ve nine adlarn ocuklara verilmesi daha n plandadr. imdi bir ok ailelerde bu adet devam ettirilir. Onu da kayd edelim ki, bu adlarn hatrlanp yaatlmas eski adlarn yaatlmasdr ki, bunun da nemi ile birlikte eksiklikleri de mevcuttur. Bu

153

dnceyi prof. A. Kurbanov byle aklyor: "konuca ok gerekli olan bu adetin eksik ynleri de vardr. ada dilimizde eskimi, ho olmayan Aafatma, Umhanm, Fatman ise, badulla, zzetulla, Mehyeddin, madeddin, kelbeli, Heyber ve s. gibi adlar bu adetin yardm ile yaayp nesilden nesile geer. (KURBANOV, 1988: 205) ) Nahivan antroponomik leksikonunda gzel gelenek ve grenek gibi yaatlan hatra ad verme gelenei srasnda ocuklara tarihi ahsiyetlerin, nl kahramanlarn, kltr ve sanat ustalarnn, alim, air, bestecilerin ad ve mahlasnn verilmesi de dahildir. imdi Nahivan MC'nin yle bir ehir, kasaba ve ky bulunmaz ki, orada Nizami Nesimi, Fizuli, Vagit, Vidadi, Zakir, Sabir, Cavid, Vurun, zeyir, Vahit gibi erkek adlarna, Mehseti, Natevan gibi kadn adlar grlmemi olsun. Hatta yle aileler var ki, btn ocuklarnn ad, ancak air ve bestecilerimizin adlarm tayor. Blgede byle advermenin dier ekli ise bir ok roman ve hikayelerin, iir ve ak maceral eserlerin kahramanlar olan: irin, Nabe, Saadet, Leyli, Firengiz, Rhsare, Aydn, Yaar, Gndz, Gl, Sevil, Solmaz, Aygn, lker, Tural gibi ahs adlar ile baldr. d) Nahivan'da dnyada nl olan devlet adamlarnn cumhurbakan ve babakanlarn, nl ahsiyetlerin adlarnn yaatlmas adeti de mevcuttur. Muhtar Cum.'de az da olsa, kullanlan Ozal, Raul, Raciv, saddam gibi ahs adlar Trkiye Cum.'nin gemi cumh. ba. Turgut zal'n, Kba Cumhuriyeti'nin cumhurbakannn kardei Raul Kastro'nun, Hindistan'nn gemi bakan Raciv Gandi'nin ve Irak Cumhuriyeti'nin Cumhurbakan Saddam Hseyin'in erefine verilmitir. 7. ocua akraba tandklarn adlarnn verilmesi adeti. Cumhuriyetimizin her yerinde olduu gibi Nahivan M.C.'de her kavimde, tirede ailede mevcut olan adlarn dier kavimin olan ve kzlarna verilmesi adetin itiraz edilir. Bu durum en ok tek ocuu olan, sadakayla doulan ocuklarn adlarnn bakasna verilmesiyle baldr. Bu adet halk arasnda yaasa da resmiyetilik zellii tamyor. Ad vermede annebaba serbest olur.

8. Ailede kzn doulmasna itiraz alemeti olarak ad verme, adeti. Nahivan MC'de ailede ok kz ocuunun doulmasna itiraz dunum ola rak Besti, kzbesti, kzkayt, Yeter, kzyeter, Tamam, Kztamam, kifayet gibi adlar verilir. Bu tr adlar oul isteinde olan aileler iin geerlidir. Hem oul, hem kz olan ailelerde bu tr ahs adla r kullanlr. ada Trkmen dilinde de ailede ok kz ocuunun domasna itiraz olarak ocuklara Doytuk, Eter, Bessir /bestir/, Yanl (tezin) kzsonu gibi adlar verilir. Yahut kzlara terkibinde "oul" kelimesi kullanlan oul, oylay, Oulbike, Oulsanar gibi adlar vermekle erkek ocuunun domasn dilerler. (ATANYAZOV, 1978: 14) 9. Ad verme geleneinde yaayan adetlerden biri de yaz mevsimi zaman doan ocuklara verilen adlara baldr. Bir zamanlar kalede doan ocua kalabeyi, lde doana Glbeyi, obada doana Elbeyi, g zaman doana Gbeyi gibi adlar verilmitir. 10. Nahivan'da ocuklar tabiata, topraa, ile-obaya sevgi ruhunda yetimek iin Bahar mevsimi ile ilgili Bahar, Yazgl; gl-iek adlar ile bal; Lale, Nergiz, Karanfil, Kzlgl, Benove; meyve adlar ile bal; Gilas, Nargile, Hurma, amama, Badam; da-ka adlar ile bal; Brilyant, Almaz, Zmrd, Firuze, Mirvari, Yakut; ku adlar ile bal; Gyerin, Durna, keklik, Tura, Tovuz, Kumru, Blbl gibi adlarn verilmesi ilgin adetlerden biri gibi imdi de verimli ekilde kullanlr. 11. ocuun gelecek hayatnn nasl olaca ile ilgili verilen adlar: Nahivan M.C.'de bu tr ahs adlar Edalet, kahraman, sehavet ve s. adlar.a 12. Ge-semaya, gnee, suya toprakla ilgili verilen adlar: Gne, Sema, Venera, Ulduz, Zhre, Bulut, Duman. 13. Blgede ilgin adetlerden biri de erkek ve kadnlara ortak adlarn verilmesi ile farklanr. Bu tip adlar dilimizde takriban 70-75 ahs adnda kendini gsterir. rnein: Kudret, Seyran, Arzu, Kifayet Hakikat, Ismet, Cennet, eker, vket, Hicran, Mehebbet, Izzet, aban, Afet, Aca, Blbl, Befa, badet, Gndz, Sadakat v. s.

bilig-4/K97

154

14. ctiamai-siyasi olaylarla bal ad verme adeti. Bu adet dier adetlerden zelliine gre ayrlr. Asrlar boyu halkmz igal altnda tutan arap, tatar-moal ve ruslar szsz ki, antroponimlerimize de kendi tesirini gstermi ve dilimizde arap, fars, tatar-mool (mool-tatar) ve rus kkenli adlarn verilmesi adeti ortaya kmtr ki, imdi bu adet kalkmaktadr. 15. Trk adlarna eilimin oalmas. Bu adet en verimli ve tarihi gelenektir. Ad verme tarihinde her zaman Trklerden ad alp, onlara ad ver-

miiz. Adlarmz o kadar kaynayp karp ki, onlar bir birinden semek imkanszdr. Bu konuda O, Mirzeyev ve E. Tanrverdiyev'in ilgin aratrmalar var. (TANRVERDYEV, 1996) Son devirlerde Trkiye ile kurulan sosyalsiyasi ve kltrel ilikiler, Nahivan'da gidigeliin oalmas Trk ahs adlarna elimin oalmasna temel yaratmtr. rn: Suray, Ozal, Ouz, Gursel, Orhan, kamal, Reat, Nicat, Yksel, Trkay, Trkan, Trkane, Aie, Aysel, Semra, Nuray v. s.

KAYNAKLAR AT1NIYAZOV, S 1978 CABBARL1, C. 1989 CEFERZADE, E. 1981 KAMLOV, K. 1980 Imyanareeniye u kirgizov v prolomi nanctoyaem. Onomastika Sredney Azii, Frunze, KORDLEVSK, V.A. 1941 Kosudarstvo Seldjukov Maloy Azii, Moskva, Bak, 1501, Bak, Adn neme, Akabat, Eserleri, .C. Bak, KUMLYOV, L. 1993 KURBANOV, A. 1988 "Kitab-i Dede Korkut" destanlar, Bak, 1988. 53, 54. Kadim Trkler, Bak, Azerbaycan dilinin onomalogiyas, Bak,

MRZEYEV O. 1986 Adlarmz, Bak, TANRVERDYEV, E. 1996 Trk Meneli Azerb antroponimleri, Bak, TUS, N. 1980 Ehlak-i nasir, Bak,

bilig-4/K97

155

ATAYURTTAN ANAYURDA DEVE FOLKLORU

Tarihi kaynaklardan Orta Asya'da "hayvan uslbunun", ilk defa gebe Trkler arasnda ortaya kt ve az zamanda Altaylar'dan Kafkaslar'a kadar yayldn grmekteyiz. (DYARBEKRL: 158) Bu slubun ortaya kmasyla birlikte meydana getirilen hemen hemen her sanat eseri zerinde muhtelif hayvan figrleri ve kabartmalar da yer almaya balayacaktr. "Hayvan slubunun" Trk itimai hayatnda bu kadar geni yer tutmas tesadfi deildir. Birok Trk boyu, "kklerinin belirli bir hayvandan trediine inanmaktaydlar." (DYARBEKRL: 155) Sz gelimi Gktrkler, kurttan oaldklarna inanyorlard. "Hayvan slbunun" esas itibariyle bir "inancn" (ROUX: 74) ifadesi olduunu ve bu alandaki oluturulan eserlerin nemli bir ksmnda din ile sk rabtalar olduunu da gzden uzak tutmamak gerekiyor. Aksi taktirde yanl kanaatlere varmak mmkndr. Gebe Trk toplumunun sosyal ve iktisadi hayatnda, at ve koyun kadar olmasa bile, yine de mhim bir yer tutan deve, bu sahada alan aratrmaclarn nazari dikkatinden kam olmal ki eserlerinde bu konuya fazla yer ayrmamlardr. Oysa deve, eski Trklerce bilinen ve srlerine daima dahil ettikleri bir hayvand. Eski Trkler deveye genellikle "Tive" (SEYRC: 327) derlerdi. Hun Sanatkarlar, nadiren de olsa yrtc hayvanlarn deveye saldrma sahnelerine yer vermilerdir (DYARBEKRL: 158). Bilhassa Gktrkler anda, ift hrgl develerin, figrler halinde kaya ve duvar zerine ska ilendiini grmekteyiz. (GEL: 120). pek Yolu gzergahnda yer alan Uygurlar ise, in ile olan ticari mnasebetleri gelitirirken, onlarn "deve kervanlarndan" byk lde etkilenmi olmallar ki kalabalk deve srlerine mlik idiler. yle ki, Uygurlarn develerini gden "Celayir kabilesi," kendilerini dier Trk boylarndan imtiyazl gryordu (GEL: 120). Krgzlar, deve beslemelerine ramen onun etini yemezlerdi (EEN: 88). Ouzlar ise en ok koyun, at ve deve beslerlerdi (EEN: 88).

Timur SL ______________________________________ Tarih Aratrmacs

bilig-4/K97

156

te yandan Orta Asya Trkleri, konar ger durumlarda ve sava hallerinde ar ykleri tamak ve derin sular gemek iin "deve arabasndan" (GEL: 131) geni lde istifade etmilerdir. At ve koyundan sonra gelen devenin, "Dede Korkut Hikayeleri'nde de getiini grmekteyiz. Trkler Anadolu'yu yurt edindikten sonra da bilhassa gebe Trkmenler, hayat tarzlarnn bir gerei olarak, deveden faydalanmlardr. Anadolu'da kullanlan develer genellikle "Afrika develerinin iftlemesi sonucu doan melez ve genelde tek hrgl develerdir" (SEYRC: 327). Seluklulardan sonra Osmanllar'n da "deveyi"muhtelif sahalarda ve bilhassa askeri amala kullandklar anlalmaktadr. I. Dnya sava esnasnda Suriye, Sina, Filistin ve Irak cephelerinde "lojistik" amala kullanlm; ayrca hzl koan "hecin" develerinden bir svari alay oluturulmutur. (BYK LGAT ve ANSKLOPED 613) Anadolu'da slamiyetin yaylmas ile beraber, eski Trk toplumunda mhim bir yeri olan "hayvan tasvirleri", artk yerini ounlukla el sanatlarna brakacaktr. Bununla beraber, slamiyetin tesiri Anadolu'nun her yerinde ayn olmadndan, yerleik dzene geen ahalide, "dini duygu" nispeten gl olduu halde, cra kelerde ve dalk alanlarda islam dininin sanata nemli bir etkisi olmamtr. Bu durumun canl rneini, Anadolu'nun muhtelif yerlerinde mezar ant olarak dikilen ve mevcudiyetini gnmzde de koruyan ko-koyun ve at heykel mezar talar oluturmaktadr (SL: 60-65). Eski Trk toplumuna zg olan bu tr geleneklerin slamiyet sonras da bir nebze ekil ve mahiyet deitirerek, Anadolu'daki gl mevcudiyetini korumu olmas bu grmz teyit etmektedir: Dolaysyla Trk itimai hayatnda mhim bir yer tutan deve; Anadolu insannn folk- . lorunda hak ettii yeri almakta gecikmeyecektir. Nitekim, deve ile ilgili fkra, mani ve ataszleri szl ve yazl edebiyatmzda geni bir yer tutmaktadr. Bundan baka Anadolu kadn, dokuduu halya, kilime deve motifini byk bir zevkle ilemitir. Yine "Trkmen kznn" eyizinde deve

kompozisyonu mhim bir yer tutar (SEYRC: 326). Bugn Sivas, Erzurum, Kars, dr, Ar ve Antalya yrelerinde dokuma hallarn hemen hepsinde stilize "deve motifi" mevcuttur. Yeri gelmiken kullanm alan asndan "deveyle"ilgili birka hususa deinmek gerei vardr.

a. Mezar Ta Olarak Deve Heykeli


Deve kabartmas ve heykelinin mezar talar olarak "Trk Folkloru'nda" yerini almas olduka enterasan ve dndrc olsa gerek. Zira, devenin hal, kilim, el sanatlarnda ve "seyirlik oyun" geleneklerimizde gl mevcudiyeti biliniyordu ama; onun mezar ta olarak kullanlaca tahmin edilmiyordu. Bu hadiseyi tespit ettiimizde biz de olduka armtk. Ancak, aratrmalarmz derinletirdike, hi de yle alacak bir durumun olmadn anladk. nk, daha nceleri birok aratrmac tarafndan Dou ve Gneydou Anadolu'da ko-koyun ve atla ilgili heykel mezar talar tespit edilmi ve ilim alemine duyrulmutu. Bu nedenle deve heykelinin olamamas iin de grnrde hi bir sebep yoktu (ARAMAARAL1). Bununla beraber islam etkisi altna giren Anadolu mezarlklarnda nasl olup da byle mezar talarnn yer ald sorusu akla gelebilir. Bu tr mezar talarnn, daha ok eski Trk geleneini hl devam ettirmekte olan "Trkmenlerce" yaptrlm olduu kanaati bizde kuvvetle mevcuttur. Bugn iin o bizi, gemi manasna gre deil, daha ok bugnk hususiyetine gre ilgilendirmelidir. Gemite yaplan bu tr heykeller hibir zaman halkn bugnk felsefesini yanstamaz. Bundan dolaydr ki, bu tr mezar talar gemi karakterlerini tamaktan ok uzak olup, islami dnce ile ayrlk tekil etmeyen bir mana kazanmtr (VANOLU). Szn etmee altmz ve Anadolu'da bir eine daha rastlanmayan "deve heykeline", dr'n Karakoyunlu ile mezarlnda tesadf ettik. Sz konusu devenin kafas koparlm olup, nerede olduu kesin olarak bilinmemektedir. Halk bilimci nizamettin Onk, bu heykelin kafasnn, 1918'de yreyi iagale yeltenen Ermeni etelerce,

bilig-4/K97

157

Trklerin mhim bir tapna zannedilerek krlm olduunu sylemektedir (ONK: 119). "Deve heykelinin" zerindeki tarihi ve yazy okumak da son derece gtr. Zira, yazy yazan ahsn, eski yazy peki iyi bilmedii veya cahil bir kii olduu yaznn karakterinden anlalmaktadr. Buna ramen bilir kiilerden deve heykelinin yaklak 250 senelik bir gemie sahip olduunu rendik. Son derece kt yazlmakla beraber, mezar tann zerinde, "Ali Velvechu Filillah" yani "Ali ki, yz Allah'a dorudur." ifadesi yer almaktadr. Aslnda bu ifadeden, Ali'nin hakkn rahmetine kavumu olduu anlatlmak istenmektedir (Res.l). Yine mezar ta zerindeki kitabeden, defnedilen ahsn isminin Ali olduunu anlamaktayz. Aratrmalarmz neticesinde merhumun "Caferi Mezhebi'nden" olduunu rendik (AKICI). Bir baka bilir kiinin anlattna gre; mezarnda "deve heykeli" bulunan ahs deve ile sk sk bugnk Ermenistan'n bakenti olan "Erivan'a" ticaret iin gidip geldiinden ve bir nevi deve ile har neir olduundan dolay, yaknlarnca hatrasn yaatmak amacyla dikilmitir (ALIKAN). Eer durum gerekten anlatlanlar gibi ise, eski Trkler'deki len kiinin hayatta iken en ok sevdii eyalar ile beraber gmlmesi gelenei ile bu gelenek arasnda byk bir benzerlik var demektir. Bununla birlikte, salam bir senteze ulaabilmek iin ve deveye bu kadar nem verilmesinin sebebini anlayabilmek iin onun zelliklerine bir gz atmamz gerekiyor; tatl etiyle, iri cssesiyle, dayankl, duygusal, uysal ve fedakar oluuna gre deve, gemite ulu atalarmz tarafndan "binek" olarak kullanlmtr. Anadolu'nun birok yerinde olduu gibi, yrede de dokunan hallarn ve dier el ilemelerinin zerinde "deve motifine" ska rastlanmas, grmz teyit edecek niteliktedir. dr'n Aralk lesine bal Orta ky'nde ikmet eden ve 90 yanda bulunan Gvercin Kaya'nn yorumuna gre; el ilemelerindeki "deve motifi"daha ok melekler kadar saf, temiz ve gnahsz bir insan, mezar ant olarak dikilen deve heykeli ise masum bir "seyiti" temsil etmektedir.

Yaplan bu grler nda, mezarnda deve heykeli yer alan bir ahs iri csseli, yumuak huylu olduunu, karlarn ahsi karlarndan stn tuttuunu ve geride nemli eserler braktn cesaretle syleyebiliriz. zetle deve heykeli fedakarln timsali olarak dikilmitir. Idr ve evresinde "deve heykelinin", kokoyun ve at heykeli kadar rabet grmedii anlalmaktadr. Buna sebep halk nezdinde, devenin yiitlii, mertlii ve cesareti hatrlatan bir ynnn bulunmaydr. Bundan dolay yre halk, deve yerine "ecaatin" remzi olan "kokoyun" heykelini dikmei yelemitir. Yrede, ko-koyun heykeli dikme gelenei bugn varln koruduu halde, deve heykeli bir gelenek olmaktan karlmtr.

b. Deve ile lgili zl Szler


Trke'de "deve" ile ilgili derbi meseller, fkralar ve maniler olduka geni bir yer tutmaktadr. Burada birka misal vermekle yetinilmitir. - Deveyi yardan uuran bir tutam ottur. - Kiminin devesi, kiminin duas - Derdi olmayan deveyi grmez. - Deve deveden gevi, gz gzdan nak renir. - Deve, deve yerine ker. - Yiidi ar, deveyi zelber ldrr. - Deveye diken, insana ktlk eden yaranr. - Deveye ot gerekli olursa, boynunu uzatr. - Deve hacca gitmekle hac olmaz. - Deveden byk fil var. - Deve sahibi an sahibi, koyun sahibi mal sahibi - Cahile sz anlatmak, deveye hendek atlatmakdan iyidir. - Devenin derisi eee yk olur. - Devenin ah kimseye kalmaz. - Devenin ban yuvarlanm dm. koymular bohaya,

bilig-4/K97

158

- Deve tyn deitirir, huyunu deitirmez. dr ve Nahvan yresinde deve ile ilgili bir de mani sylenmektedir; Deve haradan gelir Ko haradan gelir Gohunuza grban olum Gohunuz haradan gelir Bu misalleri oaltmak mmkndr.

5. Cepken: Gretirilen develerin n tarafna dikilen ceptir. 6. uvallar-Farda: Daha ok g esnasnda kullanlan bir donanmdr. G srasnda en ndeki deveye vurulan bir uvaldr. 7. Deve anlar: Devenin mhim donanmlarndan bir olup, eitlilik gsterir. 8. Deve Kolanlar: nemli bir donanm olup gbet kolan, d kolan ve kask kolan olmak zere ksmdan oluur. 9. Deve nl: Genellikle erkek develerin boynuna taklr ve muhtelif renklerden oluan bir dokumadr (EREN: 356).

c. Halk Oyunlar m zda Deve Figrleri


Prof. Dr. Metin And (AND: 43-47) ve Musa Seyirci (SEYRC: 65)"nin yaptklar incelemelerden, Anadolu'nun muhtelif yerlerinde yaplan dn trenlerinde oynanan oyunlarn birounun hayvan figrleri tadn ve bilhassa bu oyunlarda "deve figrnn" mhim bir yer tuttuunu renmekteyiz.

Sonu
Atayurttan Anayurda kadar uzanan geni bir sahada "Deve" konusunu izaha altk. Bunda ne lde baarl olduk bilemiyoruz. Ancak folklorumuzun mihenk talarndan birini oluturduuna inandmz bu mevzu, "Trk Kltr hayatnda" mhim bir yer tutmaktadr. Orta Asya'da doup gelien "hayvan slbu" ierisinde devenin de mevcut olduunu ve bu slbun g yoluyla Anadolu'ya kadar ulaarak, Anadolu insannn ellerinde ekillendiini ve el iiliinden mezar tana varncaya kadar zengin bir kltr hazinesi halinde karmza ktn, grmekteyiz. Bilhassa, Idr'n Karakoyunlu lesindeki "deve heykelinin" bilinenden teye geerek, meseleye yeni bir boyut kazandracan mit etmekteyiz. Sonu olarak, eski Trklerce ehemmiyeti bilinen devenin "Anadolu'da tezahr etmesinin tesadf olmadn" Orta Asya Trkleri, Seluklular ve Osmanllar tarafndan "lojistik" amala kullanldn, daha sonra mezar ta ve el iciliinde varln koruduunu ve korumaa da devam ettiini sylemek istiyoruz...

d. Deve Donan mlar


Konar ger Trkmenlerin yaam tarznda mhim biryer tutan devenin, sslenmesi ve donanm da ayr bir neme haizdir. G mevsimi geldiinde byk birzenle develer hazrlanr ve bir "gelin" gibi sslenir ve ancak ondan sonradr ki g harekt balar. Deve ile ilgili donanmlar u balklar altnda toplayabiliriz; 1. Havut: Devenin srtna konan nemli bir donanmdr. 2. Halik ( palan): Umumiyetle kk develere vurulur. Bir nevi "havutun" basit bir eklidir. 3. Deve Bal: Renkli iplerle dokunan kolonlardan ve keeden oluur. 4. Deve ulu: Deveyi souktan korumak iin "ortas delikli deve ulu hrgcnden gerilerek deveye giydirilir" (SEYRC: 332).

bilig-4/K97

159

KAYNAKLAR
AND,Metin 1983 "Anadolu Halk Danslar ve Tiyatrosunun zellikle Hayvan Benzetmeleri Bakmndan Asya Kkenleri" II. Milletleraras Trk Folklor Bildirileri, c III., Byk Lgat ve Ansiklopedi c III, stanbul. DYARBEKRL, Nejat 1969 'Trk Sanatnn Tarihsel Kaynaklarna Doru" Trk Sanat Tarihi Arat rmalar ve ncelemeleri stanbul. EREN, A. Naci 1979 "Deve Donanmlar ve Deve ile ilgili Bilgiler", Trk Folkloru Arat rmalar , s. 356. KARAMARALI, Beyhan 1993 ONK, Nizamettin 1972 GEL, Bahaeddin 1991 Trk Kltr Tarihine Giri, I, Ankara. Trk Mimari Eserlerinde Ahlat Mezar Talar , Ankara. "Nevruz Bayram," Trk Kltr, cx, s. 119 RIVANOGLU, Mahmut 1992 ROUX, Jean-Paul 1972 Trk Gebe Sanatnn Dini Bakmndan Anlam" Trk Kltr El Kitab , el I, Ksm la, Milli Eitim Basmevi, stanbul. Dou Airetleri ve Emperyalizm, stanbul.

SEYRC, Musa 1986

"Deve Folkloru ve Gney Gerlerinde Deve Donanmlar" III. Milletleraras Trk Folklor Kongresi Bildirileri ev zmir. Fethiye'de Arap-Kad Oyunu; Trk Folkloru, s. 65, stanbul.

SL, Timur "Bir Orta Aasya Gelenei KoKoyun Heykel Mezar Talar." Bilig, s. 1.

bilig-4/K97

160
Kaynak Kiiler EEN, Ramazan (Haz.) 1975 bn Fazlan Seyahatnmesi, stanbul Cemalettin alkan, Karakoyunlu lesi Belediye Bakan (DIR) - Gvercin Kaya, Ortaky 1885, Doumlu, (Aral kIDIR) - Abbas Akc, 1899 Doumlu, Hakmehmet Ky (DIR) - Abbas Ud, 1903 Doumlu, Hakmehmet Ky (DIR) - Rahim Aytekin, 1912 Doumlu, Ortaky (DIR) - Sadk Aslantrk, 1918 Doumlu, (Aralk-IDIR) - Fahrettin Alay, (DIR)

bilig-4/K97

161

BAYATILARDA AT TPLEMES (Tems )

Tarihin eski olan ve kendilerinde "... Destanlara smayan bir hasret, bir yank" /R.Rza/ yaatan bayatlarda gurbet ellere gidenlerin vatan hasreti, dostluk, sadakat, sevgi motifleri hatralar, iten kkreyip taan nefret, hr yaamak, bamszlk uranda savama duygusu v.s. daima iirsel anlatmla takdim olunur. Bayatlar zengin bir tiplemeler alemidir. Genellikle, hayatta, cemiyette resmi bayatlarda yahut bayatlar vastasyla ilenmemi herhangi bir ey, herhangi bir konu bulabilmek ok zordur. Bu manada, at temasn ileyen bayatlar da oktur. Bu bayat rneklerinde ata has hususlar, zellikler tek tek anlatlr. nsann mevki sahibi olmas, an-hret kazanmas cemiyet iinde aln ak dolamas, mertlik, namertlik temalarn ileyen bayatlarda bazen atla ilikilendirilip, birlikte ilenir. gidin bir atdr, Bir de temiz zatdr. Krolu'da googlg Onun ehliyatdr. (ABDULLAHMEMMEDL - BABAZADE, 1984) *** Eziziyem yahi at, Nian ktr, yahi at, Merdin ban ualdar, Yahi avrat, yahi at. *** Men ag ste almaz zyn ste almaz, gidin bedy at Namerdi ste almaz. Belli olduu zre, tarihin ilk alarnda btn insanlar gibi bizim ecdadmzda olaanst ve grnmez glerle savamaktan ekinmi, onlarla kar-karya gelmekte kendilerini onlara kyasla gsz hissetmiler. Atalarmz zellikle tabiat olaylarna, doal afetlere kar kendi grleri erevesinde mcadele etmiler. Ama onlar, olan bu afetlerin sebebini, kurtarma sonluunu tam kavrayamadklarndan bu konu hakkndaki sz-shbetleri yava yava ilk nce mitolojinin olumasna neden olmutur. yle ki uur, dnceyi idrak etmenin ilerledii bir zamanda artk tasavvurda da yeni izgiler olumaya balar. Bu nedenle de insanlar nesne ve hadiseler arasnda yaknl-

Prof. Dr. Behll ABDULLAH Azerbaycan limler Akademisi yesi ______________________________________ Azeri Trkesinden Aktaran: Yeliz HATUNOLU Ankara . DTCF ada Trk Leheleri ve Ed. B. rencisi

bilig-4/K97

162

n, uygunluun olduunu dndklerinden bunlar birbirine balayan olaylarn da kendilerinde arayp aktarmaya alp, gayret etmiler. Ksaca tabiat olaylarna mdahale, tesir etmek gayreti ile alnan tedbirler, okunulan nameler, eit eit oyunlar gelierek gitgide ayin ve merasimlerin olumasna imkan vermitir. Demek ki, ayin ve merasimler, onlarn ayinlerde syledikleri nameleri halkn yzyllar boyu sembolletirdikleri, yaratclk rnekleri, sanat incileridir. u da bir gerektir ki merasim ve merasim ayinlerinde okunulan nameler esasen bayatlardr. Bu bayatlar inan ve itikatlar yaatan atla ilgili rneklerde yeterince oktur. Bu manada gelin "Nevruz" bayramnda zellikle sonuncu arambada geirilen "Vasfihal"* merasimini ve bu merasimde okunulan namelerin bazlarna gz atalm. Evvelce merasimin geirilmesi kaidesi hakknda: "Vasfihal" merasiminin icrasnda kadnlar, zellikle gen kzlar katlrlar. Bu da doaldr. nk bildiimiz tek, adn zikrettiimiz bayram, yazn gelmesinin, buna bal olarak tabiatn uyarp canlanmasnn bayramdr. zellikle gen kzlar fallarna baktrrlar ve hayatlarnda meydana gelecek deiiklikleri, taliplilerinin olup olmayacan renmeye alrlar. "Vasf-hal" merasimine katlanlar, halk arasnda "dilek ta" denilen su ile dolu bir badya koyup onun evresine toplarlar. Merasimin yneticisi, bakan oka nameler okuyarak katlmclardan yzk, kpe, filkete, oymak, ine gibi parlak nesneler alp badyann iine atar, beyaz tlbent, yazma ile azn kapatr. Sonra bir bayata-y melodiyle okuyup badyay kartrr ve badyadan eline geen nian karr. O zaman kan nesnenin sahibi okunulan namenin manzumundan kendine pay karr. Ksaca namede -bayatda sylenenler, genler nian sahibi tarafndan tutulmu niyetin anahtar olur. u da bir gerektir ki, ayr ayr grlerle bal "Vasfi-hal" merasiminde sylenen bayatlar oktur ve bunlarn hepsi hakknda konumamz imkansz. Buna dayanarak mevzumuza uygun olarak yalnz atla ilgili rneklerden bahsedeceiz. rnek olarak unu verebiliriz.

Teze doulan kelir, Suda boulan kelir, Giz, gzn aydn olsun, A atl olan kelir. lk bakta bu rnekte yle olaan stlk filan yoktur. Ama aratrma gsteriyor ki burada folklor poetikasna mahsus, gl paralellikler vardr. Bayatnn birinci msrasnda eski yln bitmesine ve yeni yln balamasna iaret edilmitir. "Teze doulan" yazn gelmesini, tabiatn uyanmasn, ekin-biin ilerinin balamasn ve geinmeye imkan veren bolluu anlatr. "Suda boulan kelir" badyadan karlan nian anlatr. Akla u soru gelebilir: Biz niin a atl olann gelmesinden dolay kza gz aydnl veriyoruz? Belki de badyadan kan nianla niann sahibine gz aydnl verilir. nk badyadan nian karlrken okunan bayat duygularnn tercman olmutur. Aslnda bu dizede esas vurgulanan ey "a at" tr. Biz az da degig desek "ak" renkte ve "at" tadr. Anlalaca zere renkler hem uur, hayrbereket getiren, hem de uursuzluk getiren iaret saylmtr. Bu renkler arasnda ak renk oka geer. Bu kesinlikle ak rengin kutsal, uurlu, paklk, ycelik, byklk anlamnda olmasyla alkaldr. Kaynaklarn verdii habere gre ak renk bilvasta Tanr'ya mahsustur. (URAZ., 1967) Hac-hocalarn inalarna gre btn dnyay ve her nesneyi yaratan yce Tanr'nn adnn "Ak Yaratc" olmasyla, ak renkle ifade edilir. (GEL, 1989) Altayllar ise yle bir fikire sahiptirler: Ak renk yer st dnyay temsil eden k, hayr ileri btn lkeye mahsustur. (VERBTSKY, 1893) "Kitab- Dede Korkut" da da ak renk kutsallk, ycelik, byklk bildirmekle, yansra heminin tanma belgisi tek de takdim olunur. Burada Solur Gazan kendi kkn, soyunu ak renkli vastalarla tantr. Ak kayann kaplannn erkeinde bir kkm var... Ak sazn aslannda bir kkm var... Ak sungur kuunun erkeinde bir kkm var... (ABDULLAH, 1987)

bilig-4/K97

163

Dilimizde gnmzde de kullanlan "A gne asan" (A gne k!) "A bat olasan" (Bahtn ak olsun) "zn a olsun." (Malk iinde ak yzle, serefinle dolaman nasip olsun), "A gn aardar gara gn garabdar" (Ak gn aardeyimler de "ak" n uur sembol olmasn destekler. nsanlarn ak renge olan inanc yle ki ak, boz renklerin adlar da kapsamtr. yle ki hikye ve destanlarn gerek kahramanlarn da mitolojik tarihi ahsiyetleri de ou zaman ak, boz renkli atlarn stnde grrz. Bu renkteki atlara binenlerin darlk, zorluk ekmeyeceine inanlr. Atn kutsallna "ak" rengin uur sembol olmasna, nian sahibinin gelecek ylda yeni hayat kuracana, evleneceine inanlr. Buna gre de onu tebrik ederler. Kz da bayatnn szlerini dileine, kaderine yazlm hkm gibi kabul eder. Baka bir "vasfi-hal" namesi: Yhda at krmem, Ky (g) gat gat krmem, Yarmn otanda Bezekli taht krmem. nanlar esasnda oluup sembolleen denemeler arasnda bunun gibi bir rnek var: "Yuhuda at krsen muradna atarsan" (Uykuda, ryada at grrsen dilein olur.) yle ki uykuda gkyzn grmekte aydnlk, uurluluk, saadete ermek, arzuya kavumak, istenilenin gerekleecei gibi yorumlanr. Aslnda bunlar tamamiyle baka bir aratrmann konusudur. Burada amacmz udur ki bir ekilde falna baklan kzn badyadaki nian karlrken misal verdiimiz bayat sylenip gelecek ylda onu "yar otanda" (yarin odasnda) kurulmu "bezekli taht" (bezenmi taht) bekliyor. "Vasf-hal" merasiminde okunulan namelerinde halkn en eski inanlarnn, dnya grlerinin kendi ifadesini bulduunu misal olarak verdiimiz rneklerde de grdk. Ama mesele yledir, bu sayak gr ve baklar ayrntl olarak aydnlatmak, anlamak iin yalnz hemin rneklerin has olduu halkn yok, hatta bakalarnn da menei tarihini, eski felsefesini dikkatle aratrmak, renmek lazmdr. Bu manada:

A at kelir eniten Sinebendi kmden. Bize de nasip olsun Heybedeki yemiten. "Vasf-hal" namesini tahlil eden Y.V. emenzeminli atn kutsiyet tadn bildirmekle yanat yazyor ki atn padiah seiminde rol olmutur. Yunan tarihisi Herodot'un rivayetine gre farslardan yedi zedekan (zade) Mularla savatklarnda galip gelirler. Bu yedi ehzade, zade ran tahtna talip olurlar. Dara da bunlarn arasnda imi. ran adetlerine gre onlar ata binip gne domam ehirden tarafa kmal imiler. Gnein ilk klar grnr grnmez kimin at kineseymi o da padiah seilmeli imi. Dar'nn at kinedii iin ran tahtna o sahip olur. Burada o yle yazyor: Namede "at" a bir "ak" sfat da ilave edilmitir ki kesin "ak" renkli uur sembol olmas meselesiyle baldr. (EMENZEMNL, 1935) Ak yahut boz atn bahsettiimiz gibi kutsal saylmas kesinlikle yalnz Y.V. emenzeminli'nin dedii yerle bitmitir. Bu, her yerde ve her zaman byle olmutur. "Kitab- Dede Korkuf'ta lmcl halde olan Boa'n "Ak Garip"te Garip'in yardmna Hzr (A.S.) ak/boz atn stnde gelip yetimitir. Hun imparatora Metehan byk Komutan Gltekin'in, Krolu'nun, Kaak Nebi'nin ve daha nice nice destan kahramanlarnn, tarihi ahsiyetlerinin atlar da "ak" renktedir. Namedeki "gm sinebent" te vurgulanan gmn parlak olmasdr. Anlalaca gibi parlak nesneler iyi ans, sevin iareti saylp gnele badatrlmtr. Bayatdaki; Bize de nasip olsun Heybedeki yemiten szlerinden karabilecek olan nemli ve merakl bir elence ile alakal olmasdr. "Vasfhal" merasiminde kesinlikle nianl kzlar da katlrlar. Ayinin yapld evin evresinde ise ayn vakitte yakkl genler toplanp elenirler. Kadnlarn olduu mecliste "...kzlardan birkann ya boynuna rnek dolarlar ya da eline tlbent balarlar. Meclisin yneticisi olay derhal kzn nianlsna ulat-

bilig-4/K97

164

rr. Olan "balama" olaylarn iittikten sonra kuru yemilerle dolu bir paket balar. (HEKMOV, 1973) ve zel bohada yahut heybede kz iin gnderir. "Vasfi-hal" merasimi her zaman nal olmaz. Yeni sevin, nikbin avratla yana, znt, nikaranlk yaratan haller de olur. Bu sebeple kendini merasimin namelerine de aksettirir ve yine atla karlarz. Heybesi dolu olan Boalp dolu olan Atm yadlar miner Kl renkin solu olan. Grld gibi bu namede de paralellik ok gldr. Badyadan karlan nian sahiplerinin kimisinin gizli muhabbeti var ve falna baktrp isteinin olup olmayacan renmek istiyor. Ama bayatdaki "atn yadlar miner" /"kl rengin solu olan" msralar aka bu sevdadan vazgemeyi telkin ediyor. Dndrc olan byle namelerde daha ok kara renkli atn kendini gstermesidir. Gara atn nalyam Gara gan galyam, ekme cefasn olan, Men zkenin mahyam. Yahut: Gara at balaram, Kol dibinde sahlaram, zm deyen olmasa, Kece-kndz alaram. Bu namelerde iin hayra yorulmayacamdan sz edilir. yle ki buradaki at da "ak" deil "kara" renktedir. "Kara (gara)" ise belli olduu zre halk edebiyatnda halk mereinde sevilmeyip matem iareti, uursuzluk olarak kabul edilmitir. Sz edilen namelerde mehs kara renkli atn grnmesi tabiidir. Milletinden, dilinden, rkndan ayr olmayarak her bir insann mr hadisenin kesimesinde belirlenir. O da doulur, bynlr, evlenilir / istisna halleri hesaba katmyoruz./ Hakikat sonunda lnr. Bu diyalektik kanun halk edebiyatnda doum, dn, lm, trenleri, bu trenlerde okunulan namelerin, bayatlarn yardmyla edebile-

tirilmitir ki bunlarn da ayr ayr halklar arasnda deiik yapl ekilleri, kurallar vardr. Halkmzn da meneinde nemli yer tutan bu merasimler, burada okunulan eit eit nameler edebi tefekkrle bal alametlerle de zengindir. Bu varln renilmesi heminin sz sanatnda kendine mahsusluunun belirginletirilmesi demektir. Bilindii gibi, evlat dourmak, nesil oaltmak, insanlar her zaman dndren esas ve vacip meselerden olmutur. Bilvasta doum mera-simiyle bal olan sabahtan bir sra tedbirlerin alnmas zarur olmutur. yle ki gelin gtrlrken ona hayr-uur dilenerek kucana ocuk verilmi, erkek evinde duvan meyveli aacn dalna asm, onun iin alm yataa evvelce ocuk yatrlm ve btn bunlarla gelinin de oluk ocuk anas olmas arzusu ifade edilmitir. nemli olan, byle isteklerde attan da uzaklalmamtr. Bu manada halkiyat /etnografya/ alimi prof. T. Bnyadov yazyor, "...eskiden kzlarmza yle sylerdik; seni atn terkinde gidesin. Gelinlerimizin kyafetlerine atn yelesinden kl koyup diker ki admlar hafif, kendisi ksmetli olsun. Gelin gittii yerin sevimli, sevilen gelini olsun, gelinin ocuu olmadnda veya hamile olduunda onun elbisesine at kl dikerlerdi ki olan dosun. Arzu-isteine kavusun. (BNYADOV, 1979) Eski alarda ve ondan sonraki zamanlarda da gelini ata, hem de daha ok uur sembol, gne iareti olarak bilinen ak, krmz renkli ata bindirilip, erkek evine gnderirlermi. Eer bu gelinin ocuu olmamsa onu hastalkl kabul ederler ve btn bunlarn sebebi olarakta gelinin gelirken bindii at gsterirlermi. Gelini bundan kurtarmak iin babasnn evine gnderir, onunla hemen hemen ayn zamanda gelin gitmi ve ocuu olmu kadnn bindii ata bindirip yeniden erkein evine gnderirlermi. Bylece hastalktan kurtulup ocuunun olacana inanrlarm. nemli olan bu eit olaylarn izleri bayatlarda grlyor olmasdr. te bunlardan biri: Men ag ata mindim, Atlandm, ata mindim, Bala hesretli canm Tezeden ata mindim.

bilig-4/K97

165

Yine de byle bir kadnn ocuu zor doduunda buna er glerin, kt glerin bu ie mani olmas gibi baklmtr. Kt glerin attan korktuu inanc yaygndr. Bunun kendi de baka bir inanca baldr. Biz atn gkyz-sema, gnekla alakasn az da olsa daha nce hatrlamtr. Kt gler ise bilvasta karanln, zulmetin, yaramazlklarn iaretidir. Onlar bu k, gne iareti olan attan korkup ekinirler. Onun olduu yere gelmezler." At olan yere kt ruhlar girmez, gelmez" sznn kk de buradan gelir. Bunlar bilen insanlar, doumu hafifletmek iin baheye at getirir ve kap bacay aarlar ki kt ruhlar onu grp kasnlar. Ayn zamanda, kt ruhlarn duymas iin ayn hadiseyi iirsel anlatmla aksettiren Men ag at kelibdi, Eceb barat kelibdi, An gap- bacan, Hilasa at kelibdi. gibi bayat sylemeyi de unutmazlar. Bir tek doum merasiminde yoktur, ama bu merasimin devam gibi yeni doan ocuun bymesi, boylanp poslanmas iin sylenilen Layla** (Bir eit melodili ocuk arks), pplamalarda da at n plana karlr. Ana evladnn btn uurlarnn gereklemesinin ata binmesinden getiini dnr. Gzlkl ban olsun, Balar oylan olsun, Tanrdan arzum budu At minen an olsun. Ohasn dilim seni, Bytsn elim seni, Meydanda at oynadan Bir ikid bilim seni. Ezizinem at mine, At oynadb, at mine, kr ederem o kne Balam da bir at mine Gndelik merasimler srasnda dn kendi zenginlii ile halkn hayatndaki btn sosyal hadiselerden seilir. Hem de dn merasiminin

etaplar oktur. Bunlarn herbirinde eit eit ayinler icra edilir, nameler okunulur. Diyebiliriz ki, bu namelerin arasnda direkt veya dolayl yolla, atla ilgili olanlar da az deil. Eer okuduysanz hatrlarsnz. "Kitab- Dede Korkut" ta Bams Beyrek iin elilie yollanan Dede Korkut'a Bayndr Han'n atlarndan iyi cins olanlarna binmek marifet saylr. Byle bir ynn ikisini biz kesinlikle sonraki dnemlerde olumu dn merasim bayatlarnda gryoruz. Bu manada kzkardein dilinden sylenmi rnekler de vardr. Bir rnek fikrimizi destekler. Men aam ek kelsin, Terezini ek, kelsin, Gardaa eli kedir Bedy at ek kelsin. Daha nce gelinin at stnde gnderildiini sylemitik. Dnde gelinin nnde cirit oynamak, at yartrmak da yaygn adetlerdendir. Yarta galip gelen yahut komu kyden gelen gelin hakknda ilk haberi olan evine ulatran gence alt mutu verilir. Kesinlikle burada cirit oynayp, yarmak, dl almak iin deil" sadece at oynatmakla erevelenen elence" /V.Veliyev/ Bu sayede prestij, inan, sihir ve avsun (okuyup, fleme) izleri, alametleri tar. Kt ruhlarn ktan, gneten ve bunlarn iareti olan otlardan korktuklarn daha nce sylemitik. Buna gre gelin getirilirken nnde cirit oynayan delikanllar daha ok beyaz, krmz renkli atlara binerler ki kt ruhlar geline zarar veremesinler. Hatta gelinin yzne duvak rterler ki o kt ruhlar ve kt gzlerden, kem gzlerden korunsun. Zlf tkb ze dilber, hbd dze dilber, Duvag saln zne Kelmesin kze dilber. rneinde de bu bahsettiimizi destekliyor. Gelinin getirilmesi, bylece cirit oynayan genlere dln verilmesini aksettiren atla ilgili rnekler de vardr ve bunlardan bazlarn rnek olarak veriyoruz. Deyirmann ilerlensin, Bednezerler (kt gzler) erlensin,

bilig-4/K97

166

Kelini ketirmeye, A atlar yekedensin. Men aig dr olsun, At kelsin dr olsun, Bu kim kelin kelecek nnde dr olsun. Men aig cenki ald, Kim oynad kim ald, Gabag kelen atlnn Nemeri tirme ald. Tarihin ilk alarnda lm insan hayatnn bir defada bitmesi, sona gelmesi olarak alglanmtr. Buna gre de yeniden dirileceine de, yiyip-ieceine, neslini, el-abasn hatrlayacana inanlr. lenin kabrine koyulduunda kulland eyalar, gda malzemeleri vs. koyarlarm. Tannm kimsenin, yiitin, kahramann kabirine bunlarla beraber atn da koyarlarm. Y.V. emenzemin-li'nin "Kzlar Pnar" adl romannda bu adetin ilendiini grrz. Burada bir ehzadenin defin merasimi anlatlr. Romanda; evvelki gn ehzadenin cenaze merasimini yaptk. Adamlar yirmi adm bir yer kazdlar. Dibine st yapraklar dendi. ehzadenin adr btn Serveti ile buraya yerletirildi. Cesedi giyindirip silahlaryla birlikte yatana uzattlar. adra getirdiler "nceki gn diz ken on sekiz kz Ali Atay adl opur yzl cellat tarafndan bir bir boularak ldrlmtler. Bunlar da ehzadenin etrafna dizdiler. ehzadenin at boulup adrn kapsna baland" (EMENZEMNL, 1976) nana gre ehzade br dnyada dirilip, atna binecek, kzlar da onun hizmetinde olacaklar. Azerbaycan'da atn sahibi ile yahut mukaddes bilinip ayr olarak defnedilmesi adetini ispatlayan etmenler oktur. rnek olarak "...Eski Minka-evir'de 3000 yllk tarihi olan mezarlarda onlar gibi, at iskeleti ve onun ayr ayr paralar bulunmutur. Bu iskeletler zerinde kymetli eyalar, tun asmalar, dmeler, kemerler ve baka at malzemeleri ortaya karlmtr. (BNYADOV, 1988) Yahut yine de Azerbaycan arazisindeki bir "... kabirden atn btn iskeleti tespit edilmitir.

bu iskeletin etrafnda otuz kadar kap kacak koyulmu, tun gibi dzeltilmi kzl toka dzeltilmitir." (BNYADOV, 1960) Men agem kezene, Dmen barn ezene, Hogafl len olun A at da bezene. Men aig, olmaz toyun, Gara key, a soyun. kidi Mezarna Atyla birke goyun. gibi bayat, atlar da ayn grlerle bal olarak olumutur. At vefal, sahibinin hasretini eken, onun yolunda gz ya aktan ve hatta kendini ehit eden yaratltadr. ster atn alamas, gz ya aktmas, isterse de ehitlii hakknda bir tek kendimizden ok bakalarnn rivayet ve efsanelerinden, hikye ve destanlarndan istenilen sayda rnek vermek mmkndr. Tarihi kaynaklarda da bu meseleden sk sk sz edilmitir. Biz burada duyduumuz ve yazya alnm iki eseri misal gstermekle yetineceiz. Anlatlana gre, Kerbela musibetinde ehit olmu Ebulfezl Abbas'n Ugap adnda atn Yezit ele geirip am'a gnderir. Sahibini kaybeden ugap Yezit'in adamlarn yanna yaklatrmaz. / Krolu'nun Kratn da Keel Hamza, Hasan Paa hilesi ile Tokat'a gnderir. Ama Krat da Hasan Paa'nn adamlarn yanma yaklatrmaz. / Yezit der ki: "Kim bu at slah edip yemini- suyunu verebilirse ona istediini balayacam." Yezit'in adamlar arasnda bir asker mam Hseyin taraftardr. Tannmamak iin kara giysinin stne Yezit'in adamlarnn giydii krmz giysiyi giyer. Bu asker bu ii stlenir. Ugap'n yanna geldiinde, Ugap ona da saldracakken hemen yakasn ap krmz elbisesinin altndaki kara elbisesini gsterir. O zaman Ugap karsndakinin mam Hseyin taraftar olduunu anlar. Sakinleir hatta ban bu ahsn gysne dayayp alar. Bu asker bir sre Ugap' a bakar. lerin dzeldiini zanneden Yezit askere: "At meydandan

bilig-4/K97

167

karp dolatr ben de kendi atmla dolaaym. Meydanda Ugap'n ipini senden alp stne atlar ve ona binerim, "asker emri yerine getirir ama ugap olacaklar duyar ve kaar. Yezit'in adamlar peinden giderler. Ugap, savata lmcl yaralar alm olan efendisinin adamlarnn yanna gelir. Atn kinemesine zoraki gzlerini ap bakarlar, Ugap' grrler. O anda Yezit adamlaryla gelir. Ugap ehitlik elbisesi giymi yarallarn karsnda diz kp alayarak ban yere koyar ve lr. Bu manzaradan hayrete den Yezit Ugap' bir insan gibi defnettirir. Grld gibi Buzouna (Azerbaycan'da bir ehrin ismidir) kentinin ahundu (ia'larn imam, hocas) Hac Sultan'n bize anlatt bu kssada atla ilgili birka zellik, zel yn hatrlatlr. Atn dmann yanna yaklatrmamas, sahibini tanmas, alamas ve ehit olmas. kinci kssa 19. yy'da Azerbaycan'da Kaaklk harekat nderlerinden Koak Kerem ile ilgilidir. Savalarn birinde Kaak Kerem'in babas, skender ldrlr. skender'in kzkardei Klnaz (Glnaz) kardeinin "...Kara benli boz atnn beline kara libas (atn stne atlan rt, elbise) atar, srtndaki kam bana tfeini, hanerini, koltuk altsn balar. At birka defa skender'in cesedinin bana getirip etrafnda dolatrarak der ki: "Gya bu gece at kaybolur. Km nlr bin tarafa kanat alr. Yiitin lm bir ac ise de atnn kayboluu iki acdr. Ac stne ac ekilir." Klnaz'n kahrdan gzleri yaarr aniden bir bayat koar: Boz atn niye ketti? Ne dedik niye ketti? Evden bir arha keder kisi niye ketti? Sabahleyin at skender'in kabri stnde kinerken gren Klnaz onun boynunu okad, Yalna sal ekti, gznn yan sildi. ten bir "ah" ekti. Elemi men alaym Lelemi men alaym Keeni sen aladn Sabah men alaym. Uzun sre at sahibini arad, bulamaynca at-

layp ld. Yas merasiminde atlarn syledikleri at bayatlarda, kesinlikle atla ilgili olanlar oktur. Ama imdi okuyacanz at rnekleri azdr. Men aig dalar krdm, Saralm balar krdm, Selid olmu ikidin, Atn alar krdm. Yalar ad ga, Yandrd da, ta, Sahibi lm at da Alar, tker kz ya. Men aig zer alar, Derdlere dzer alar, ehid ikidin at Serkerden kezer alar. Genellikle, ok ok at bayatda attan sz edilir. Hatta bu rneklerden renilebilen udur; yiidin sava meydannda yenilmesine sebep onun atsz kalmasdr: Kn batt, aham oldu, Baada kller soldu, Meydanda atsz galdn stn dmen ald. Atlarda at motifi vlmyor. Sava meydanndan dnmeyen yiitin helak olmasna sebep olarak at gsterilmitir. Buna gre de at da ata beddua eder: A at, yaln gurusun, Hett- haln gurusun, Apardn, ketirmedin, Krm naln gurusun. At nceden de imdi de sahibi iin namus iareti saylmtr. yleki atn yelesinin, kuyruunun kesilmesi namusa dokunmak, rezalet saylmtr. Bunu halk yazar .hl'da Deli Kr romannda tasvir etmitir. Dmanlar ahandar Aa'nn atnn yelesini, kuyruunu keserler. Bu rezaletten kimsenin haberi olmasn diye atn ldrr, Kr ayna atar ve atn cn bu ii yapanlardan alr (1HLI, 1982)

bilig-4/K97

168

Ama bu anlatlanla tamamen farkl olarak lmle, ehitlikle bal at kuyruu kesmek adeti de vardr. Bu meselede B. gelin bir haberi daha tutarl olduundan rnek vermeyi yararl gryoruz. "Trk askeri ikinci ei, /kadn-B.A./ olarak atn gryordu. Asker ehit olduunda at da "dul" kalrd. Bunun iin kendini /zn-B.A./ nceden ehitliye hazrlamal olan asker "dul" iaretli olarak atnn kuyruunu kesip mzrana asard. Alp Arslan ise savatan nce atnn kuyruunu dmlemiti. Bylece ehitlie hazrlamt. (GEL, 1988:690-691) Kitab- Dede Korkut'ta Gazan Han'n uranda ehit olan Bams Beyrek son nefesinde dostlarna: Yiitlerim, yerinizden uru durun! Aboz atmn kuyruunu kesin (Kitab- Dede Korkut: 165) Atn kesilmi kuyruu devletin, kabilenin, sembollerinden saylan bayrak, tulardan da aslr. Bu satrlarn sahibi kuyruunun aslmas olayn bir defa da Semerkant'ta Emir Timur'un merasiminde ahsen grmtr. Kaynaklardan rendiimize gre, tannm, nemli kimselerin erefine, bayraa kesilmi at kuyruu aslrm. (GEL: 691) Genel hatlaryla unu belirtmek gerekir ki, Azerbaycan'da kesilmi at kuyruundan ayin ve merasimlerde de istifade edilmi ve bu mnasebetle bayat da sylenmi. Folklorumuzun toplanp renilmesini zaruri bilen byk yazar Abdullah aik yle der: Gne, ay tutulduunda kadnlar / inana gre kadnlar gnein yerdeki insanlatrlm kahramanlardr./ kesilmi at kuyruu uzun aacn ucuna balayp havada bir o yana bir bu yana sallyarak "k k kfir k, k" diye barrlar. (AK, 1988: 23) Dolaysyla bu merasim ve ayinlerde yeni gnein, ayn tutulmas ile bal icra edilen ayinde at kuyruundan yarallanlmas meselesi, ne zaman

varsa o kadar da bir bayatda kendi, aksini bulup: Men aigem neylerem, Salarm tellerem, Kne, ay tutulanda At guyruu yellere n (Sallarm) Elbette buraya kadar bahsettiklerimizden u ekilde anlalmasnn yalnz ayin ve merasim bayatlarnda attan bahsedilir. Kesinlikle bu byledir. Atn insana yardm etmesi, sahibini glklerden kurtarmas, tehlikeyi nceden haber vermesi v.s. meselelerle bal olan bayatlar da yeterincedir. Der kl at ikide, Varn var, sat ikide, Berk knde, berk ayagda Arhad at ikide. Blud kelir gathagat, Bir birine athaat kidi darda goymoz Menzil kesen bedyat. Bayatlarda ne baht ve nice at almak hakknda marifetler, tavsiyeler vardr. Dalara salma hay, Gaar maraldn tay, Knl bedy isteyen Vahtnda alar day. Ezizim yahi ata, Yar ohun yahi ata Sz de ga ikide Pulu ver yahi ata. Ve son olarak belirtmek isteriz ki, biz bayanlardaki at motifinden, hem de daha ok inan, itikat Mifolojik grlerle bal at temasndan bahsetmeye altk. Ama genellikle bayatlarda at temasnn aratrlmas mstakil bir mevzu gibi ok deerlidir. nk halkn hayat ve menei tarihinin mezh bu gibi meseleleri ayrntl olarak renmekle tam bir ekilde, eksiksiz yazmak mmkn olur.

bilig-4/K97

169

KAYNAKLAR ABDULLAH, . MEMEDL, E. BABAZADE, G. 1984 ABDULLAH, B. 1987 HEKMOV, V. 1973 Azerbaycan Bayat lan, Elm, Bak. Kitab- Dede Korkut, AzerALEKPAROV, A.K. baycan Edebiyat ncileri Tert Yazar , Yazgc, Bak. 1960 ssledovaniya po irheologii, i etnografi Azerbaydjana, Bak. GEL, Bahaddin 1988 1989 URAZ, M. 1967 A. BNYADOV, T. 1960 1979 1988 "Yine de orada", Bak. Ana Knm, Genlik, Bak. 14, 1988 IHLI, . 1982 VERBITSKIY, V.I. 1893 * ** Vasfinihal: Azerbaycan'da oynanan bir eit halk treninin addr. Leyla: Bir eit ocuk arks 1976 Eserleri 3 ciltli, C 3, .A. s: 453-454, Bak. AK, Halk Mevsimleri ve A k Sanat , "Tetkikler", 5-kitap, Azerbaycan E.A. Neriyat, Bak. Trk Kltrnn alar , stanbul. Gelime

Trk Mitolojisi, Ankara Trk Mitolojisi, stanbul. Eserleri, C. 5, Yazar, Bak. Deli Kr, Yaz c , Bak. Altayskie Inorots .

"Azerbaycan Etnografyas", 9 ciltli, c. 1, .A, Bak. "Halk Edebiyatnn Tahlili, Vasf-hal", Edebiyat Gazetesi, s. 23.

EMENZEMNL, Y.V. 1935

bilig-4/K97

170

TRK-BULGAR DL LKLERNE TOPLU BR BAKI

Trk-Bulgar dil ilikileri aratrmalarnn yz yllk bir tarihi vardr. Asrmzn balarnda nl Bulgar dilcisi Prof. Ben Tsonev Bulgarcadaki yabanc leksik unsurlar aratrarak, bunlar arasnda Trke alntlarn saysnn en yksek olduunu yazd. Trke kelimelerin geiinde balca u devirden bahsederek alntlar da birinci, ikinci ve nc tabaka kelimeler diye gruba ayrd: 1. Slavlarn Asya'da ve Gney Rusya'da Trklerle temasta bulunduklar devirde Trkeden alm olduklar kelimeler 2. Bulgar devletini kuran Trk kabilesi Protobulgarlarn dilinden kalntlar 3. Osmanl Trklerinin Balkan Yarmadasnda uzun zaman hakimiyetleri devrinde Bulgarcaya gemi ok sayda kelimeler (TSONEV 1984: 330). Bu konuda daha sonralar yaplan almalara k tutan bu aratrma, gnmzde de nemini yitirmi deildir. Son 30-40 yldan beri Trk-Bulgar dil ilikilerine ve bilhassa Protobulgar dil kalntlarna ilgi artt ve daha geni malzemeye dayanarak monog-rafik eserler, ett ve makaleler yazld. Bu yazmzda ilikileri konusunda imdiye kadar yaplm aratrmalar hakknda ksaca bilgi vermekle yetineceiz. Slav ve Trk kabileleri ve halklar, ok eski alardan gnmze kadar Asya'da ve Avrupa'da yaam, bugn de ayr halklar halinde yaamaya devam etmektedirler. Trk-Slav etnik ve dil ilikileri, M.S. ilk devirlerde eski Slavca-Trke esasna dayanmaktadr (N.A. Baskakov'un yapm olduu snflandrmaya gre ise -eski Slavca- eski Trke esasna dayanmaktadr). Orta alarda bu ilikiler Balkan Yarmadas, Macaristan, Slovakya, Polanya, Ukrayna ve Rusya topraklarndan Orta Asya ve Merkezi Asya'ya kadar varan daha geni bir sahaya yaylr. Bu saha, artk Trk ve Slav halklar arasndaki olduka sabit bir komuluk, emik ve devlet snrlaryla- baz yerlerde daralm veya genilemi de olsa, esas itibaryla bugne kadar korunmutur. te byle zaman ve saha erevesi ierisindeki ilikiler arasnda kabile,

Do. Dr. Hayriye SLEYMANOGLU ______________________________________ Ankara . DTCF r. yesi

bilig-4/K97

171

halk ve milli esaslara dayanan Trk-Slav dil ilikilerinin ok nemli bir yeri vardr (MOSKOV 1981: 81). Trk-Slav etnik ve dil ilikilerinde gnmzde yaplan aratrmalarda u dnemler esas alnmaktadr: 1. Anaslav-Trk Dnemi (III, IV-VII yy.) 2. Bulgarclav-Probulgar Dnemi (VII-IX yy-) 3. Bulgar-Trk (Ouzkpak) Dnemi (Peenek, Kuman, Ouz ve ksmen de Tatarlarn eritilmesi dnemi) 4. Bulgar-Osmanl Trkleri Dnemi (XIVXX yy.) Grld gibi, B. Tsonev'in aratrmasndan farkl olarak, daha yeni aratrmalarda daha bir dnem sz konusu: Peenek, Kuman, Ouz kabileleri ile Slav Bulgarlar ve bunlarn dilleri arasndaki ilikiler ayr bir dnemde ele alnmaktadr.

lar geen yzyln sonlarnda balamtr. Dilciler, tarihiler, etnografya uzmanlar bu konuyu trl ynden ele alarak, yazdklar eserlerinde ilgin fikirler ortaya atmlardr. Bilim evrelerini en ok ilgilendiren kelime bulgar etnonimi olmutur. Sylenen hipotezler birbirinden olduka farkl olarak bunlarn zetini ve deerlendirmesini iv. ianov (1900), St. Mladenov (1927) ve B. Simeonov'un (1976) aratrmalarnda buluyoruz. imdiye kadar sylenen varsaymlar, sz geen bilim adamnn aklamalar da dahil, iki grupta toplanabilir: 1. Gereklerden uzak teoriler- bulgar etnoniminin Slav-Fin, Cermen-Got, ran vs. kkenli olmas iddialar 2. Trk esasna dayanan teoriler - bulgar etnoniminin "kark, karm halk" anlamnda olduu olasl Bu etnonimin bir totem olarak kabul edilebilen samur adnda bir hayvanla balants olduu dncesini de ortaya atan aratrmaclar vardr. Tm sylenen varsaymlardan bulgar etnominin Trk kkenli olduu fikri ar basmaktadr. Protobulgar dil kalntlar yle sralanabilir: Yer adlar: Aldemir, Blgaran, abla (yerin ekline gre verilen ad kak, bataklk) Kii adlar: Asparuh, Bayan, Kurt, Krum Unvanlar: Bagatur, kan, tarkan Baka leksik kalntlar: beleg (iz, iaret), biser (inci), bubrek (bbrek), paenog (bacanak), toyag, toyaga (dayak, denek, sopa) Eski Bulgar kaynaklarnda rastlanan -ii (Trkedeki -c, -ci, -cu, -, -i, -u, -) yapm ekinin de bu dnemden kalm bir unsur olduu saylmaktadr.

Erken Trke Al nt lar


Fr. Mislosich ortak Slavcada bulunan eski Trke alntlarn, yani birinci grup Trke kelimelerin aratrlmas sorununu ortaya koyar, bu fikir van imanov tarafndan da benimsenir. Stefan Mladenov'a gre, Slavcadaki erken alntlar Hun-Avar kkenli kelimelerdir. Ortak Slavcadaki alntlarn bir blm zerinde oktan beri aratrmalar yaplmakta, tartmalar srdrlmektedir. Bir blm de daha yeni zamanda tespit edilmi eski Trke alntlardr. Baz bilim adamlar bu eski alntlarn etimolojisi ve Slavcaya geilerinin kronolojisini belirlemenin nemine dikkat ekerek bu ynde almaktadrlar (DURDANOV, 1960). Ana Slavca ve Gney Slavcadaki alntlarn says azdr. rnek olarak kniga (kitap), krag (topraktan yaplm kap, testi), aran (sazan bal) gibi kelimeler gsterilebilir.

Peenek-Kumandil Kal nt lar


Orta alarda Peenek, Kuman kabilelerinin Macaristan, Romanya, Bulgaristan topraklarna vs. yerlere yerlemesi (XI-XVII yy.), bu geni blgede bunlarn toplumsal-sosyal rol, zamanla da eriyip kaybolmalar tarih ve dilcilik asndan ok

Protobulgarlar n (Bulgar Trklerinin) Dilinden Leksik Kal nt lar


Protobulgarlar konusu zerinde ilk aratrma-

bilig-4/K97

172

nemlidir. Dinleri Hristiyan, dilleri Trke olan bugnk Gagavuz Trklerinin Kumanlarn torunlar olduu hakknda tahminler yaplmaktadr. Bu mesele geen yzyl P.R. Slaveykov ve K. reek tarafndan, daha sonralar St. Mladenov, V. Zlatarski ve baka bilim adamlar tarafndan ele alnmtr. Daha yeni dnemde dil asndan aratrmalar yaparak Peenek-Kuman kkenli kalntlarn saysnn tahmin edildii kadar az olmadn M. Moskov (1965), B. Simeonov (1979), v. Duridanov (1960) gibi dilciler gstermitir. Peenek ve Kumanlardan kalm olduklar tahmin edilen eksik kalntlar: Yer adlar : Peenaga, Peenoge (ky adlar), Tuzluk, Kurt-duman veya Kordoman, Tortom, Malko (Balk kasabasna bal Gagavuz kyleri), Kumanova uka (uka-tal tepe, plak tepe), Kaspian, Turgan vs. Kii adlar : Asen (Esen anlamnda), Terter, iman, Boril, Belgun Bata leksik kalntlar: ongla (gen olan), tunae, zatunti se (karanlk oldu karard- Trketun, tn), tuk (geleneksel dn ty-Trke ty), bilkit (ifal ot) vs.

lar, yemek adlar vs. kelimeler olduu aklanmaktadr. Sz blmleri olarak da graplatnlnca, Bulgarcada her sz blmnde Trke alntlar var olduu bir gerektir. simlerin says pek oktur. kinci yerde sfatlar, nc yerde de fiiller bulunmaktadr. Trke sayesinde Bulgarcann fiil sistemi olduka zenginlemitir. Trkede duyulan (ahitsizlik) (Rivayet) fiil kipleri XV. yzyldan sonra Bulgarcada da gelimi ve bu bakmdan Bulgarca teki Slav dillerinden tamamen uzaklamtr.

M. Yanakiev-Doktora Tezi
Trke araclyla ve Trke fonetik ekilleriyle Bulgarcaya bir ok Arapa, Farsa, Yunanca, talyanca ve Franszca kelimeler gemitir. (MREV, 1958) Trkenin etkisi geen yzyln ortalarna kadar srer. Altml yllarda (1853-1856 Krm Savandan sonra) Rusann etkisi olduka artar ve yava yava Trke kelimelerin yerine Rusa kelimeler kullanlmaya balar. 1877-1878 TrkRus Savandan hemen sonra Bulgar devleti kurulunca Trke asker ve idar terimler Rusa terimlerle deitirilir. Zamanla bir yandan Rusann Bulgarca zerindeki etkisi artarken, te yandan Trkenin etkisinin azald bir gerek olur. Trk-Rus Savandan bu yana Trkenin etkisinin ne dereceye kadar azaldn tespit etmek iin istatistik yntem uygulayarak u nl drt Bulgar yazarnn eserlerini inceledik: 1. Zahari Stoyanov. Geen yzyln seksenli yllarnda yazm olduu eserlerin kulland Trke alntlarn oran 2.68'dir. 2. Georgi Kirkov. Geen yzyln sonlarnda ve asrmzn balarnda yazm olduu sosyopolitik konulu eserlerinde Trke kelimeler kullanmtr ve bu alntlarn oran 2.01'dir. 3. Georgi Karaslavov. Aratrma konumuz olan "Tatul" romann yazar, asrmzn otuzlu yllarnda yazmtr ve Trke kelimelerin oran 0.88'dir. Romanda Bulgar kylsnn yaam tarz anlatlmaktadr.

Osmanl Trkesinden Al nt lar


Trkler Balkanlar'a egemen olduktan sonra buradaki halklar Trk kltrnden ve Trk dilinden pek ok eyler almlardr. Trk dili "koyne" denilen ortak bir dil durumunda bulunmu ve Balkan halklarn birletirici bir faktr olmutur. B. Tsonev Bulgarcadaki Trke leksik alntlarn saysnn baz blgelerde 5000e ulaabildiini tahmin etmiti. 1802 ylnda Bulgar yazar Sofroniy Vrananski yazm olduu eserinde yle diyor: "Halkn anlayabilmesi iin eserimde pek ok Trke kelime kullanmak zorunda kaldm, nk o zamanlar (Bulgar halk) halk, Trkeyi ok iyi biliyordu." Trkenin etkisi en ok Bulgar dilinin leksik daarcnda grlmektedir. Semantik adan graplatnlnca, Trke alntlarn hayatn her alannda kullanlan bitki adlar, elbise, mutfak eya-

bilig-4/K97

173

4. Karnen Kalev. Altml yllarda "Dvama v noviya grad" (Yeni ehirde ki Kii) balkl romann yazmtr ve kullanm olduu Trke kelimelerin oran 0.39'dur.

Bulgarca karlklar yoktur. te bir ka rnek: Yorgan, dek, araf, klf, orap, yaka, kope, ilik, torba, uval, anta, eme, tencere, kapak tepsi(ya), boza, kfte, kebap, musakka, yahn(ya), baklava, kada/y/f, nar, badem, lale, zmbl vs. Birok kelimenin genelde yabanc asll karlklar bulunsa da ou zaman Trkeleri kullanlr, rnein ibriim(e)- Kalere, dolapkaf, st-la-mlako s oriz gibi, ya da Trke kelimeyle belirli bir ey ifade edilir, rnein orba kelimesiyle ikembe orbas (kembe orba) ifade edilir. teki trl orbalar iin Rusya supa kelimesi kullanlr. (Memova-Selaymanova 19771980). dari ve hukuk dilinde bugn de emlk, resim gibi terimler kullanlmaktadr. Bulgarcann sentaksndan da bir ok kelime birlemeleri Trkenin yapsna gredir: na mometo mayka mu (ocuun annesi), pet pari ne davam (be para vermem) gibi (YENSOY, 1992). Bir ok deyimler Trkeden tam eviri yaplmtr: Ot igla do konets (neden iplie kadar), paza kato zenitsata na okoto si (gz bebei gibi korumak) gibi. Trk-Bulgar dil ilikileri konusunda imdiye kadar yaplan aratrmalar salam bir zemin oluturmaktadr. Bundan sonraki yaplacak almalarda Bulgar yaz dilinde ve halk azlarndaki Trke etkinin gerek durumunu tespit etmekle hem Trk dil tarihine, hem de Bulgar dil tarihine her iki milletin kltr tarihlerine katkda bulunulmu olunacaktr.

Drt nl Bulgar Yazar n n Eserlerinde Trke Al nt lar


Yazarlar sayfa Kelimelerin Trke Yaklak Alntlarn Toplam Says Says % 627 224500 6029 182 52679 230 66678 178 53375 1062 587 208 2.68 2.01 0.88 0.39

1 Zahari Stoyanov 2. Georgi Kirkov 3. Georgi Karaslavov 4. Karnen Kalev

NOT: Kelimeler yaln ekilleriyle deil de, cmlede kullanlm olduklar ekilleriyle (monoleks olarak) saylmtr. Bulgarcada Trke alntlarn giderek azalmas normal bir sre olarak kabul edilmelidir. Toplum yaamndaki sosyal-politik, ekonomik ve kltrel deimeler, elbette dilin kelime daarcn da etkiler. Bulgarlar yz elli yldan beri dillerini yabanc dil etkisinden ve genellikle Trkenin etkisinden arndrmaya abalamaktadrlar. Ancak Bulgarcay tamamen Trkenin etkisinden arndrmak imdilik olanak ddr. nk bir ok kelimenin,

bilig-4/K97

174

KAYNAKLAR
DURlDANOV, V. 1960 Stari trkski zaemki v blgarskiya ezik. "zsledvaniya v est na Marln Drinov". Sofiya. Stara trkska zaemka v yuwnoslavanskita toponimiya. "Blgarski ezik". Nakolko belejki vrhu ostattsi ot peenegi i kumani, kakto i ty nareenite gagauzi i surgui v dnena Blgariya "Periodiesko spisanie". storieska gramatika na blgarskiya ezik. Sofiya. meto blgarin. Pregled i kritika na doseganite opiti za obasnenieto mu. "Brgarska mil". Proizhod na renoto nazvanie Botuna. "Ezik i literatura". Blgaro-trkski ezikovi kontakti. "Spostavitelno ezikoznanie". ZLATARSK, V.N. ztoni izvori za istoriyata i nazvanieto na Asparuhovite blgari. "Vekove". 1918 storiya na bilgarskata dirjava prez srednite vekove. T.I, . I. Sofiya. 1980 SLEYMANOVA, H. MEMOVA-SLEYMANOVA. 1977 Ktrkskim zaim stvovaniyam v bolgarskom yazke. zd. Azerbaycanskiy gosudarstveny universitet. Uene zapiski Otdel'ny ottisk. Za turtsizmite v. Pubiitsistikata na Zahari Stoyanov. God. na Sof, niversitet. Fakultet Po klasieski i novi filologu. Klasieska filologiya i orientalistika? T. LXXI, 3, 1976-Sofiya. Trke Kkenli Deyimlerin Bugnk Durumu. Ankara. Kritien pregled na vprosa za proizhoda na blgarite ot ezikovo gledite i etimologiite na imeto "blgarin". "Sb. Narod. unotvoreniya" (I nauen otdel), kn. XVI, XVII, Sofiya. storiya na blgarskiya ezik. T. II, Sofiya. 1984.

1962

RECEK ,K. 1890

MKLO, K. MREV. 1958 MLADENOV, ST. 1927

1992 Bulgarcada MANOV, V. 1900

MOSKOV, M. 1965 1981 SMEONOV, B. 1976 TSONEV B. 1984

bilig-4/K97

175

ANA DL DERSLERNDE DLLERARASI LKDEN YARARLANILMASI

Halk eitimi cemiyetin gelimesi ile sk skya baldr ve cemiyetimizde geleceimizin asl kurucusu olan gen neslin eitimi problemi, her zaman n planda durur, ahsiyetin eitli ynde kendini yetitirmesi iin daha ok imkanlar yaratr. Ana dili retmenleri rencilerin lingvistik dncelerinin olumasnda, yazl ve szl konuma yeteneklerinin gelitirilmesinde Trk dilleri ailesine ait olan dillere, hem de rencilere verilen dier yabanc dillerle iliki imkanlarndan yararlanrsa, baarya ulaabilirler. Trk halklar Trk dilinin gzellii, eitlilii, zenginliini gstermek, onu koruyup yaatmak iin yollar, vastalar aramaldr. Milli okullarmzda Trk dillerine dahil olan dier dillere, hem de yabanc dillerden biri ile ilgilenmesi rencileri ana dilini de derinden renmelerine yardm eder. Bylece onlar eitli dil sistemleri ile tanabilir, kyaslayabilir, bamsz olarak mahede yapabilir. Bundan dolay Azerbaycan dilinin grammer yapsnn retilmesi srasnda rencilerin liguistik dncesini, dnmek ve aratrmak alkanlklarn, ayr ayr dil olaylarn renmek becerisini gelitirmek iin diller aras ilikiden yararlanmak olduka nemli ve aktual bir prosestir. "retmen, her bir derste rencilerin dikkatini dil olaylarna ait belli bir kanuna uygunlua, yahut nemli bir idrak prosesi ve dnya gr nemli olan probleme celb edebilir " (Ana dili eitimi mhim terbiye vasitesidir." Azerbaycan dili ve edebiyat" dergisi, ba makale, 1964 no:l) Hayat tecrbesi gsterir ki, Azerbaycan dili derslerinde belli szlerin, terimlerin ve dil olaylarnn eitli ynden retilmesi iin Trk dilleri ailesine ait olan dier dillerle (rencilere daha yakn olan Trkiye trkesi ile) iliki vastalarna, kyaslamalara ciddi ihtiyac duyulmakta. nk renciler, her gn televizyon vastas ile Trk dilinde programlara bakyor, eitli blgelerin canl konumasn dinliyor, matbuat, derslik ve bedii edebiyatla tanyor, en nemlisi ise birbaa direk Trkiyeli kanbir, canbir, dilbir kardelerimizle nsiyette bulunurlar. Hi tesadfi deil ki, cumhuriyetimizin niversiteleri iin yaplan snavda rencilerin setikleri diller ierisinde Trk dilinin de ad kaydolunmakta.

Elibeyi MAKSUDOV Nahcivan . Pedagoji Enst. _______________________________________ Azeri Trkesinden Aktaran: Zlfye VELBEYL

bilig-4/K97

176

Latin alfabesine gememiz de bu dilleri renmek, kyaslamak asndan geni eraitler yaratmtr. Hatta bir ok dilci alimler (E. Efendizade, B. Ehmedov, Y. Kerimov) ortak dnceye gelerek teklif ederler ki, dil derslerinin eitimine dikkatle yaklalmas ve onlarn birbiri ile ilikili ekilde retilmesi daha dorudur. Benim fikrimce, Trk dillerinin biri retilmesinde dieri aklayc roln oynamal, onu tamamlamaldr. Trk dillerinin birbiri ile veya akraba olmayan dier dillerle balanmasnda esas ama eitim prosesinde uygun dil olaylarnn benimsenmesini intensivletirmek rencilerin lingvistik dncesini gelitirme ve onlarda dile ait gerekli bilgi, yetenek ve alkanlklar oluturmaktan ibarettir. nki eitli dillerde lingvistik anlaylarn benzerlii veya ayn olmas hakknda rencilerde dnce oluturulmas eitim prosesinde zel nem tar. Programn talebine gre Trk dilleri ile iliki artlarndan yararlanrken rencilerin dikkatini aadaki problemlere ekmek gereklidir. 1. rencilerin dikkati kelimelerden bir ou nun ayn olmasna ekilir: rnein, isim, say, hitap, mbteda (zne) cmle ve s. gramer terimleri Trk dillerinde birbirinin aynsdr. Bu kelimeler den biri, rnein, hitap konusunda bilgi verirken, rencilerin dikkati, hitaplar cmlede muracaat olunan ahs veya eyay bildirir, aklamasna e kilmelidir. Hitaplar gramatik ynden cmle zvleri ile bal olmuyor, adlk halde kullanlr. Onlar cmlenin genel konusunu ise yalnz ses tonu vastasyla balanyorlar ve s. Hitap Azerbaycan dilin de olduu gibi, dier Trk dillerinde de, hem de yabanc dillerde ayn karaktere sahiptir. eitli dillerde ayn olan lingvistik dnce ana dilinden rencilere retilmise, ikinci dilin eitiminde zaman da bu dnce ok kolaylkla renilecektir. Yahut aksine, baka dilden rencilerin rendikleri her hangi dil olay yalnz ana dilinin yardm ile daha da kuvvetlendirilir ve derin-letirilebilir. 4. Derste Trk dili ile iliki imkanlarndan yararlanld zaman rencilerin dikkati dil olaylarnn benzer ve farkl ynlerine ekilir. Mesel, ismin halleri eitilirken kayd edilir ki, hem Azeri, hem de Trkiye trkesinde ismin

hallerinin sorular ve seilileri esasen ayndr. Ama bazen farkl olan durumlar da kendini gsterir. Azerbaycan dilinde tesirlik hal seilisi saitle biten szlere eklenirken szle seili arasnda balayc olan "n" samiti, Trk dilinde "y" samitine dnr. oday -oda-y- kapn- kap-n- anneyi- anne-y-i anan- ana-n- Yahut Azerbaycan dilinden farkl olarak, Trk dilinde yerlik ve klk hal ekilcilerinin (da, -de, -dan, -den), hemde kar ekilleri olan -ta, te, -tan, -ten ekilcileri de kullanlr: kitapta, ottan, iekte, iekten vs. Genellikle, program ve dersliklerde rencilerin dil hakkndaki dncelerini oluturmak, onlarn konuma kltrn, dilcilik sahasndaki dncelerini gelitirmek iin diller aras ilikinin ok byk imkanlar olduu kaydolunur. Hatta Prof. B. Ehmedov hazrlad "Fasilesiz Eitim Sisteminin Milli Konsepsiyas" nda kayd olunur ki, "Dil derslerinde dillerin ilikili retilmesine ciddi dikkat olunmaldr". (Azerbaycan mellimi" gazete, 5 Ocak 1990) Kayd olunmal ki, derslik ve ders vesaitlerinde, hemde didaktik materiallerde Azerbaycan dili eitiminin Trk dilleri ile iliki kurulmasnn nemli olmasna imdiye kadar ok az dikkat edilmitir. Trk dillerinin ilikili retilmesi ilk balang gibi takdir edilmelidir. Dersliklerimizde dilleraras iliki iin dikkate alnan materiallerin says yok derecesindedir. Yani iliki kurulmas iin erait yaratan almalar zerinde i retmenin yeteneinden, Trk dilleri ailesine beled (tandk) olmasna baldr. Dersliklerdeki almalarn bir ounda nasl iliki kurulmas aklanmasa da, bunu retmen kendi tayin edebilir. Bylece, Azerbaycan dili derslerinde dier Trk dilleri ile iliki imkanlarndan yararl, amal ekilde kullanlrsa renciler birok dil olaylarn daha optimal ekilde idrak ederler. Bu dil olaylaryla ilikili yaplm kyaslamalar anlama srecini intensivletirir, dnceli ekilde benimsemeye uygun erait yaratr, gelitirici eitimin taleplerini temin eder.

bilig-4/K97

177

M. SEYDOV'UN RLERNDE SANAT KONUSU

Trkmenistan'n bamszln kazanmas btn hayat ekillerinde, cemiyet anlaynda, ayrca edebiyatnda byk deiikliklere sebep oldu. Trkmen realistik edebiyatnn vekilleri B. Kerbabeyev'e, G. Burunov'a, A. Gulmuhamedov'a, O. Vepayev'e 20-30'lu yllarda ne kadar kt gzle bakldna bakalm. Bunlar eski totoliter rejimin metotlarnn neticesiydi. Bu hastalk 50'li 60'l yllarda da yok olup gitmedi. B. Garryev, M. Ksa-yev, O. Abdolov gibi yazarlar tarihi doru rendikleri iin haksz ceza yemilerse, B. Kerbabayev, 2. Gurban sahedov, C. lmradov gibi airler Stalinizm'in ac tokadn yediler. Daha 50'li yllarn ortalarnda iir alemimizin tannm vekillerinin birisi olan M. Seyidov (1925-1987) her trl iftiralardan dolay moralen kertildi. Onun hakknda hibir ilmi i yaplmayp, zel monografiler yazlmayp, sadece bo saymlarda adnn gemesiyle yetinildi. Gerekten hakkettii Mahtumkulu devlet dl bile ona hayatta iken reva grlmedi. Yetenekli air dnyaya veda ettikten sonra, 1989'da ancak bu erefli isme layk grld. Bu da M. Seyidov'un mrne, airliine ok byk zarar verdi. Bylelikle bu yetenek zel, geni bir ilmi aratrmann kenarnda kald. Burada bir eyin stnde durmamz yararl olacak; bu makalenin yazar tarafndan 1995 ylnn. Eyll aynda "Mammet Seyidov'un iir dnyas" adl ilmi i yapld. M. Seyidov kendisinin onlarca kitab ile okurlarnn derin sygsne (sevgisine), eletirmenlerin ve yazarlarn arasnda da byk saygsna sahip oldu. Onun eserleri edebiyat eletirmenlerinin konumalarna scak tartmalara konu, onun ad ise Trkmen edebiyat tarihine girenlerden oldu. Biz de makalemizde M. Seyidov'un eserlerindeki sanat konusunun ilevini analize etmeyi amaladk. M. Seyidovun daha ilk kitaplarnda sanat, iir dorultusundaki eserleri yerini bulmutur. airin "l Rivayeti" ad altndaki kitabnda "l akamnn trks" adl mesnevisi var. O mesnevide air kendisinin sanata olan bakn belirtiyor. zellikle, sanata yaamn, hayatn en byk bulgularnn birisi olarak baklyor. Sanat bu hayatn ve gzelliin en sk, en iyi artlm blmdr.

Dr. Baba SARIYEV Mahtumkulu Devlet . Filoloji B. ______________________________________ Trkmen Trkesinden Aktaran: Bat r KUDAYGULUEV

bilig-4/K97

178

Niin gnller sanata her zaman ak? nk o dirilii hatrlatyor, gnlse her zaman yaama, hayata, gzellie kavumak istiyor. Sanat kaypln ve canszln zttdr. l aam ne hezil opan yidin gounda... Grn, ne pervana bir rann danda. l akam ne gzel oban yiidin yannda Bakn, nice pervane bir n urunda Prlanp yr, prlanp, ondan elin zmeym, Gice yetti bir ene, hi kim gzn szmeyr, Dnyor, hep dnyor ondan hi vazgemiyor Gece yarmdan at, kimse gzn krpmyor. Sizem ak, pervana, bir rann uruna Bizem ak, pervana, bir ahrn rna. Siz de ak, pervane, bir n uruna Biz de ak, pervane, bir airin iirine iirde birka tane gencin toplanp, Mollanepes'in iirlerini dinledii ustalkta anlatlyor. iirin esas zellii onda iirin hayatla paralellikteki reel yaamn gsterilmesidir. Mollanepes'in iirleri bir k, o n evresindeki iir aklarnn pervane olduunu, gerek hayattaki ate pervanelerinin durumu ile paralellikte sunuyor. Gerek hayatla airin kendisinin yaratt hayali dnya birbirini srklyor. "ra snd dostlarm dana golay irkildi, Menin bolsa nazarm al asmana dikildi. Ik snd dostlarn hepsi uyuya kald Benimse nazarlarm asumana dikildi. imden yank setirler mana avup akp dur Gzlerime yetirmn men ukm kakp dur. Hala o ho satrlar bana fsldyorlar Gzlerime yetmeden uykuya alyorlar Yeke galsa elmdam anrlarn endii eme yal hyalm zn zmn akp dur

Yalnzlkta airin her zamanki bu hali eme gibi, hayaller, bitmeden akyorlar. Ukm indem gelenok, gce bolsa akp dur Hyalmn hemras, yldzlar ga kakp dur Uyku hala gelmedi, gece ise akyor Hayalimin dostlar, yldzlar gz krpyor. Ik snyor, ama sanat yaama ediyor. Bazen okunmu iirlerin satrlar aire yldzlar gibi fsldyorlar, bazen onun hayalleri eane gibi akyorlar evre ise kapkaranlk gece devam ediyor. Grld gbii sanat ve yaam ayn biimde, ayn yaama hakk olan eyler olarak yorumlanyor. airin ergenliini gsteren ise onun dnyay sanatla paralellikte, ayn izgide ekillendirmesidir. Aslnda hayal olan iir dnyas fiziksel geree dnyor. Bunun byle alt olduunu airin kulland metaforalar da kantlyor. Gece de, hayal de akyorlar. Bir szm bar, poeziyan cadlayc asman Aklarn hassan, k mlknn soltan. Bir szm var iirlerin ok sihirli semas Aklara akraba, ak mlknn sultan Hays yldz aytsana birce grp galayn On unca dalkdan gzlerime slaym Hangi yldz syle de bir kerecik greyim Onu bu uzaklktan gzlerime alaym Daha sonra ayn iir semaya dnyor. air bu iir semasnda Mollanepes'in yldzn grmek iin, gzlerini ge dikiliyor, fakat btn yldzlar ayn gibi. Evet ayn gibi ama aslnda: Menze iki yldz dretmndir gn asman Szleyarsin can oul yldzlar tanamam Benzer iki yldz yaratmam asuman Konuma yldzlar hi mi hi tanmadan Evet, Mollanepes'in geni asumannda sihirli

bilig-4/K97

179

sanat, iirin bykln, kuvvetli m ve etkisini d dnyann detaylar ile gsterebiliyor. Bu airin yaamla sanatn ne derece iie olduunu gznne getirebildiini gsteriyor. iiri yapan, onun iskeletini oluturan tm detaylar deiiyor. Eser bal bana bir dnyay, hereyin hareket ettii bir alemi hatrlatyor. Hatta burada iirin hece lleri ve kafiyesi de ideal anlamda bir ehemmiyete sahiptir. Mesnevi rzgar gibi akan duygularn ve Fikirlerin stilidir. Satrn 15 heceli olmas ise o rzgarn devaml ve ayn hzda, esintinin ise cana yakn olmasn salyor. Yani sanat hakkndaki bu iirin kendisi sanatn gzel rnei diyebiliriz. Zaten air bo yere onu trk olarak aklamam. Gerektende onda Trkmen Trksnn maneviyat, kalbe yaknl, irinlii, felsefe derinlii var. M. Seyidov iirlerinde sanatn esas vazifesi gerek hayat beyan etmektir fikrini savunuyor. Kendisinin eitli kahraman, manevi klara zengin iirlerinde, sanatn dili ile onun esas manas dorultusunda fikirlerini aklyor. Giden bir dnysi kpdir kle Ovadan yldzlan, ak kmlerin. Gadm zaman unun yal giceler Suv periler suva dermilerin. Byk bir dnyas km bak gle Gzel yldzlarn, ak gmlerin ok eskiden sn perileri suya Giriyorlarm hep byle geceleyin. Suv yznde galkcaklap, gulalap Hol yzp yr asmann ak cereni Belki oldur suv perisi diyilyn ahrlan vasp edip syp yreni Su yznde keyifle kulalayp Yzyor bak semann ak ceylan Belki odur su perisi denilen airlerin namna iir yazan Arasnda bu ovadan kenizlen Tlladan gupbas km elpel Suv perisin dr dostum surata Ak gndize on sovgat edeli.

Arasnda bu gzel perilerin Altnda bal, gm saak Dostum resmini ek su perisinin Hediye edelim onu ak gndze Bu iir dnyann gzellii ve onun sanattaki gzel yansmas hakknda. Sanat hayatn, bu rnekte ay klar ile aydnlanan semann yansmasdr. Burada yanstc roln gl yapyor. Elbette bu rnekte gln asl manasnda kullanlmad belirtmek gerekiyor. M. Seyidov'a gre, sanat aleminde bu gln yerini ilham adl "sihir" alyor. lhamn air kalbinde cokuyla kaynayp (gln durumu) dnyann resmini ekmesi hakkndaki airane dnce airin iirlerinin orijinale nasl zengin olduunu apak belirtiyor. lham denilen ey sanatta en nemli ve srl duygularn biridir. Hayatn etkisi ile airin kalbinin cokusu ve bu coku neticesinde de sanat eserinin hayata merhaba demesi de ilhamla skdan skya baldr. M. Seyidov'un iirlerinde ilhamn temel emeleri ve onun insanlktaki ehemmiyeti hakkndaki grler de az deil. Baz insanlar ilham zevk ile kartryorlar ya da ufack bir cokuyu bile ilham olarak gryorlar. Zevk, hayattan alnan, bedenen ve ruhen kalknmalarn her insanda olandr, olabilenidir, ilham ise daha byk, eylere ballkta ok byk ve uzun sren ruhi hadisedir. Coku, ilhama gre daha kk daha haval ve yzeysel olup bitiyor. lham yetenee baldr, o yetenein arkasna saklanarak, daln ve yapran ayn tohumdan olup bittii gibi, yetenein, kalbin iinden kmas, bitmesidir. lhamn emeleri nerededir? Kayna nedir? airin iirlerinde olduu gibi ilhamn kayna tabiat ve hayatn gzellikleridir. airin bu konudaki dnceleri sadelii, drstl ve kesinlii ile gerein kendisini hatrlatyor. lham nme? u soval gaytalap Grdm men yetdiinden sesimin. ne ilham diyip grkezin mana Ac gcelesin, syci ksgin lham nedir? Bu soruyu tekrarlayp Bardm sesim yettiince te ilham diye gsterin bana Ac ksmn da, tatlsn da.

bilig-4/K97

180

nsan kalbim aydratnn humar ahra ilhamdr munda kovalar. mr bir pasldan gemeyn gar Gerinde mn yllap yaadyar dalar. nsan kalbinin kudretinin sarhou aire ilham burada havalar mre tek mevsimi gemeyen kas Srtnda bin yllar yaatyor dalar . Tabii ki iir, ilham hakknda yazlm ilmi filozofik bir yaz deil, M. Sevidov da bu konunun ilmi aratrmasn yapan alim deil. Konu airin meseleyi airane ele almas ve airane zmlemesidir. Bu bak as ile baktmz zaman. air ilham ile sanat ila hayatn iie olduunu, bilen birisi olarak, sanatn "kendi" adam olarak defalarca tekrarlyor, air olarak fikir yrttnden dolay onun subjektif faktr gzden kard dadan veyahut ldem ilham almak iin yetenein de olmas gerektiini hatrlamamas ak seik anlalacak eydir. Evet sanat eseri sadece d dnyann deil de i dnyann da eitli gzellikler ile dolu olmas demektir. lham-kalbin haysiyetidir. nsan hele de air kalbinin cokusu neticesinde treyen ilham kaynan air M. Seyidov "Gorkyze" (ine st, su vebb konulan zel amurdan yapldktan sonra piirilen, sv maddeleri saklamaya yarayan bir kap) ile anlatm. O "gorkyze" nin ana toprak tarafndan dolduruluunu air topran kendisinden szdrarak, kuyular su ile doldurmasna benzetiyor. Baka bir iirinde ise bu hakknda yle diyor: ey diyyrler ahr bolsan eer sen Baharda pacarlap, akrapda gyzn Gk otlara, maysalara gy beren Gne yz tut, govzan vat gorkyzn. Diyorlar air isen eer sen Baharda yeerip, gz olgunlaan Gk otlara, meyselere g veren Grkyzen eksilse bavur gnee Gne ve toprak yaam kayna, sanat ile yaamn daha byk daha insani eklidir. Eer insan

imdiye dek geen zaman zarf iersinde daha gelimi ise, bunda sanatn inkar edilemeyecek pay vardr. nk sanat insanlar iin gerek hayattan daha adaletli daha drst ve insanla, gzellie daha yakn bir dnya yaratmtr. Sonra isa insanlk gelimemi dnyadan kendi elleriyle yapt o kmil dnyasna yetmeye alarak, kendi kendini daha ykseklere tad. Eer ki insanlk gnmzdeki kamilliine erimemi olsayd bile, sanat insanln dnya hakkndaki verdie doru karar diyebiliriz. Sanatn bykl kymeti iin ise bu yetiyordur. Sanatn bykl kymeti iin ise bu yetiyordur. Evet biz bunlar havadan alp kada yazmyoruz. Ne zaman ki M. Seyidov'un sanat iir, iir alemi hakkndaki eserlerini okuyoruz sistemli karlatrmalarla genellemelerle dndmz de bu karar veriyoruz. airin okumu olmas, yksek entellektellii ve vatanda kalbi bu fikirleri datmaya elverilidir. Tabiattan alnan berrak ve byk yetenein emriyle dnyaya gelmi iirler trkmen iir aleminde sanat hakkndaki en kuvvetli airane duygularn arasna giriyor. Onlar okuduka airin sanata olan saygsnn kkl olduunu ve deiik olduunu anlyorsun. O hayatnn anlamn, dnyann zevkini, hereyini sanata balyor. Herkes baka birey iin dnyaya geliyor, bir eyler iin yayor. airin tarz sanata baldr. airlikte, kendisini serbest hisseden bir ahsiyet'in sanata yukardaki gibi bakmas ok doal bir eydir. Sanatn, bununla birlikte iir alemi hakkndaki, bunlarn oldyuu gibi baka dnya olduu hakkndaki dnceleri bile bal bana bir dnyadr. air orada gzelliin ve hayatn baki sembollerini gryor. ine ol emnin birce bulgari Dnynin hyrlerin ynar gana Goca bolsan seni seyle kider Bir ok yaap giden yirim yana. te bu emenin birce kadehi Dnya hurilerini toplar kana Kocamsan seyahete gtrr Yaayp getiin yirmi yana

bilig-4/K97

181

O clgni dretmndir tebiat Draptirol gudratndan galamn Berer sana bir baharn eretin Havasndan bir gerek dem alann. O vadiyi yaratmam tabiat Tremi o kudretinden kalemin Verir sana bahar gibi bir lezzet Havasndan bir ka nefes aldn. Bu satrlar sanatn insanlar, okurlar, cemiyet iin olan kymetini anlatacak tarzda yazlmtr. iirlerin grevi, onun vatandalk borcu ile bal tremi satrlar kendisinin doall ve asil duygularla yorulmu olmasyla farl bir izlenim brakyor. Byle olmad takdirde bu konuda yazlan kuru, bo ve dzyaz gibi bir ey olup kyor. Her halde bundan olacak ki air hafiflikten, haval olmaktan kamay yeliyor. Zaten havallk yetenein yalan da sanatn dmandr. Sanat ve iir alemi yapay gllerin soukluundan da tann ar balln kendine daha yakn sayyor. Bundan dolay da doalln bir eme suyu berraklnda M. Seyidov'un iirlerine yansmas, almas gerekmeyeceklerdendir. airin kalemi hi bir zaman okurun midini aldatmyor, moralini bozmuyor. Bu okurun, iire, sanata olan inancn ve sevgisini artryor onun estetik duygularnn gzellik ananeleri ierisinde kmillemesine yardm ediyor. iir dnyas hakkndaki iirlerin okurla (yaamla) olan ilikisi dnyadaki sregiden ilikilerin zel rneidir. airin yeteneini len terazi okur kalbi. Bu kalbin harikulade iirler araclyla btn dnya (ehl-i dnya) uyumuna ve gzelliine katlmas iirin kendi grevini en gzel ekilde yerine getirdiidir. Ustalk yetenei kknden yatan byk insanperverlik ve airane alak gnlllk ite byle byk ileri baarabiliyor. Evet, M. Seyidov'un sanat hakkndaki dncelerinin alan geni manas ise derindir. airin bu konudaki iirlerinde birok meseleye deiniliyor. neline, knlna garaman Sra da ussa irginsiz yondu ne eydip bir vartk gahrman Da bolup cakana tzeden indi.

nceliine zorluuna ramen Sray iledi sabrla usta te byle bir zamanki kahraman Yeniden ta olup geldi cihana Dvr indi elbersin elein, Yllar indi sarabersin kelebin mr halas etti ahr ilham Yuvdarha azndan ark felein. Zaman artk elesin eleini Yllar sarsn brak rmceini Bir mr kurtard air ilham Yrtc azndan arkfelein. Sanat, lme kar atlan cesur bir admdr. Sanat insann lmesini engelliyor. airin bu fikrini yle aklamak mmkn; sanatn esas manas. yapsam tastiklemekte ve lm yenmekten ibaret. Trkmen iir aleminde bu gibi fikirlerin ok seyrek olduunu sylemek mmkndr. Bunun iin bu fikirlerin canlandrlmas da orijinallikten yoksun deildir. Sray ilemek canszdan canly retmektir. Bylece bir insann lmesi engelleniyor. Hem burada konu yaplan i hakknda, deil de, onu yapan usta hakkndadr. nk airin kendisinin dedii gibi usta veya bir eyi yapan bakasna deil kendisine miras brakyor. Mirasn insanlarn aklnda yapan yaataca daha yapt dururken, onu yapann unutulmayaca kesindir. Konunun buraya kadar gelmesi, iirde yazar konumunun salam temel zerinde olutuunu, manevi ynden bakilie ynlendirilmi olduunu gsteriyor. Bakilik hakknda sz almken iirin en son satrndaki nesneye dikkat ekmek istiyoruz. Konu arkfelek, felein ark dnyor, zaman geip herey yitip yok oluyor. Herey yaam dan hayattan lme doru ilerliyor, lmn korkun sfatn ise air yrtc az demekle aklyor. Evet zamanla herey o yrtc aza doru gidiyor. Sadece mcadele, bu mcadelenin bir ekli yerindeki sanat, eceli yenmeye, en azndan manevi, ruhi olarak yenmeye olanak salyor. Dnyada yaam, hayat geici, lm muhakkaktr. Sanat ise bu muhakkak karsna baki hayat alternatif olarak sunuyor.

bilig-4/K97

182

ne dostum ertekide grm Ata baba dovameden durmun Diyyrler uanm gadm gahrman Ganatnda Smrug atl bir guun te dostum masaldaki durumu Atalarn yaad hayatn Diyarlar, umu bir eski kahraman Kanatnda Simrug adl bir kuun ycek zadn, icek zadn uzadp Uzak yolda kem etmndir hrein ol yiit azgnn gutaran vat Sogrup alp berenmiin yrein Yiyecei, iecei uzatp Uzun yolda eksiltmemi yemei O kahraman yemin bittii vakit Gsnden karm vermi yrei. o diyilyan Smru gu adamlar Beyik poeziya diyip aklayar. ahr ona sorup beryn yrein O lam onu gelcek nesle saklyor. Ad geen Simrug kua insanlar Byk iir alemidir diyorlar. air ona vermi sineden kalbi O saklyor gelecek nesillere Biz bu iirde iir aleminin alegorik biimde Simrug kuunun sfatnda verildiini gryoruz. Deki allegori nedir? Bu ilmi soruya, "Edebiyat ansiklopedisin" de yle cevap veriliyor. "Allegor'i (Yunanca/allegori- mecaz anlam: Hayali bir dnceyi nesletirerek veren edebi tarz ya da sfatlama biimi". iir alemi Hayali dnce maddi bir varlk olan kuun sfatn da veriliyor. Bu tr edebi tarz da iirin gzellik ve dirilik yani yaam ideali ile dorudan ilikilidir. Simrug kuu zamann ve geniliin her trl snrn amay baaran bir ku. iir alemi, sanat ise byle bir art sahibidir. Burada mecaz anlam, yukardakiler gibi paralel benzerliklere dayanyor. Fakat, yukardaki iirde ana tema bu deildir. Ana tema, airin syledii airlerin kalplerini iir alemine baladklardr. Kalp yaa-

mn en nemli noktas. airin zel hayat, iir aleminin araclyla ehl-i insan hayatna katlyor. Orada kalbi sineden ekmenin kullanlmas anlamn daha fizik, duyarl olmasn salyor. Bu da kahramanlk hislerini uyandryor. zel hayatn bakalarna eserlerinle balamazsan, daha dorusu kurban etmezsen o arzulanan bakilie ulamak olanaksz birey. te airin bir tek kelimesinden kan manalar bunlar gibidir. air'in kalbi iir aleminin, airane duygularn emesidir. Bunun iin de iirin derinlii de bykl o emeye direkmen baldr. Nae gndr yzi imi- salalk Bu denzin anrs grnmez dnya Hak aydan ekeni gadm bir vagt Denizleri ahr kalbna denn Nice gndr yz durgun Denizin arkas gzkmez dnya Doru demi eskilerden birisi Denizleri air kalbi gibi gren ytgeik dl eken olarn dbem ahrana duygularn dbinden yp gelyn gaya yal talkunlar Gopar eken denizlerin dybnden Deiik deil onlarn adetleri air duygularn adetlerinden Akp gelen kaya gibi dalgalar Kopuyormu denizlerinden dibinden air'in kalbinin eitli durumlar, denizin de her trl halleri var. iirin denizin durgun zamanyla balamas da ok eyi anlatyor denilebilir. airin kalbi denildiinde, ya da air denildiinde en, cokulu birisi gz nne geliyor. Lakin tam bu ekilde galiba. Kalbin her trl halleri okuyor. Fakat eser yaratmak phesiz cokuyla bal olacak, onun deniz gibi herkesin gznn nnde olmas art deil. Yine de airin denizi iinde gnlndeki. Fakat, comak, reticilik yaratclk deliliin en son noktasna ulamak gerekiyor. Yaratmak kanunlarn uygun olarak air aklndakini geldii frsatta yazmal Nede olsa bir eyin gelmesi iin derinlerde bir eyin yani yetenein olmas

bilig-4/K97

183

lazm. airin kalbinden kanlar o anda i, ham olumam olabilir ama bu bir ayp deil. Vaktin gemesi ile air onun stnde iler, onu ssler, eksiini tamamlar; fazlasn ayrr. nemli olan bu fikrin iten gelmesidir. Yaratmak-enteresan bir ey. M. Seyidov'un bu konudaki iirleride dier konudaki iirlerine ekleni veriyor. Onlarda air ilenilen konunun eitli ehemmiyetli taraflarna dikkat ekiyor. Birisinde kendi eserinin mayas hakknda dncelisini aklyor. Burada eserlerinde kullanld sfatlara yz-leniyor ve kendisinin airane dnyasn sanda benzeterek dncelerini ayor. Yaratclk o sandn iini arayp tarayp, onunla uramak eklinde gsteriliyor. Peki bu sandktakiler nereden geldi acaba? Has galarak barmak basp sanardan San zatlar ol kiicik sandla Bada ene sydi bilen sinipdi. ne alan enemesi zandma. Parmak ile saymak hi mmkn deil Olanlar bu kck sandkta Bata ana st ile sinmiti. Bunlarn birou ocuklukta. alp getirdiler gon okara o zatlarn acabndan acabn Men nmde yazpdlar adamlar. zlerinin sahavatl saan. Koyup getirdiler biricik tabaa O gzelliklerin en gzelini nmde serdiler o insanlar Bereketli sofralarn Evet airin hereyi topraa bal. Buradaki toprak kelimesinin ok byk bir ahlak anlamnda olduunu belirtmek gerekiyor. O vatan hayat, anababa gibi nemle kayna topraktan almas da onun eserlerinin derecesini ve nemini belirtiyor. O kendisinin kimliine ana st ile sinenlerin mukaddes olduunu bu kelimeyi kullanmadan anlatabiliyor. Bu onun yeteneinin doallndan gelip kyor. Yaratcln hammaddesi ile gerek bir eserin arasnda uzun mesafeler var. Yaamn ham-

maddesi, kayna eserin bir madydesine dnnceye kadar, airin airlik yeteneinde olgunlam emein iinden geecektir. te bu konuda yaratclk denilen altn zincirin bir halkas hakknda da airin harika fikirlerinin olduunu belirtmek lazm. air burada da gzel detaylarn aracl ile bu zor ii canll ve derinlii asndan gzel bir ekilde gsterebilmitir. Burada tamamen reel ve milli detaylar kullanarak okurken anlayaca dilde konumay baarmtr; Yakas nal bezemen gzlar. ol innan salmasada yadna Kede ekip giceleri trer. nnelerem mnasptr aydma. Yakas nakl sslenmi kzlar O ineyi hatrlamasada bile Naklar yapan uzun geceler nelerde layktr be arkya. Goglarm, sizi okan mahal Cuvan gzlar, gler yzle enneler Aydn hkman! "Anrsnda kedelen Yatr-diyip- vr eken irmeler. iirlerim, sizi okuduklasnda Gen kzlar ve gle yzl yengeler Deyin mutlak peinde naklarn "Yatyor alkan kk ineler". Evet iirin temelinde alnm olay baaryla alnm. Burada hem millilik, hem yaamsallk var. Fakat "ine" kelimesinin daha ok uyum saladn belirtmek gerekir. air eser yaratmann btn zorluunu eziyetini o ineyle verebilmitir. Onun gibi ineli, zor olduu iin de air kaleminden gzel ve enteresan satrlar, eserler kyor. Bu konuda airin gzel bir iiri var. orada air kmil sanat yle deerlendiriyor: Gog nme? Gelin yene bir gezek Cogabn gzllin bu sovaln "Arheologlarn gazp olan kerpicin Grpmidin?" diydi mana bir alm.

bilig-4/K97

184

iir nedir? Gelin yine bir defa Cevabn arayalm sualin. "Arkeologlarn bulduu kerpici Grmy mydun?" dedi bana bir alim
"ol kerpiler uvp gara dalar Demirleri sana kimin tytmeln Va penceresinde geen asrlan. Saklanptr bir durkundan aytgemn.

ol gadm Ferdvsilen, Gomerlen Eli bilen galplara gulan zat Asrlarda mizemeyn kerpdir. Eder bolsan ahr goa diylen zat"

te o Firdvsi ve Gmerlerin Eli ile kalplara konulanlar Asrlarca korunan o kerpitir. Anlyorsan air iir denilen eyler. airin sanat eserine verdii bu aklamas kendisinin dakikliiyle okurun houna gidiyor. Sanatn temel birlii sanat eseridir. Sanat eserinin temelini ve yaama balln air kerpice benzetiyor. Bu ise o kerpicin kt yerin, airin kalbinin tm zdrabn daha iyi gsteriyor.

"O kerpiler, kara ta ten Demirleri ufak ufak paralayan Vahi penceresinde ok asrlarn Saklanmlar bak hi deimeden.

bilig-4/K97

185

EHRYAR ve "SEHENDM " R

Gney Azerbaycan Trk Edebiyatnn en byk temsilcisi Seyyid Mehemmed Hseyn ehriyar'dr. Asl ad, Seyit Hseyin olan ehriyar 1906 ylnda Tebriz'li br iienin ocuu olarak, Hogenab'a bal engilava (engl-bd)'da dnyaya gelir. lk tahsilini kynde Molla brahim adl ahunddan alan ir, ilk ve orta tahsilini Tebriz'de tamamlamtr. Tahran'da balad yksek tahsilini, Tp Fakltesi son snf rencisiyken yarm brakmak zorunda kalan ehriyar, memuriyete atlr. Faklteyi brakmasn, Sreyya adl bir kzla olan gnl mcersna veya iinde bulunduu madd skntlara balayanlarn yan sra, iirle daha fazla megul olmak istemesi ile de aklayanlar vardr. ehriyar'n, henz orta okul rencisiyken yazd ilk iiri, Muhammediye ortaokulunun kard, Edeb adl dergide yaymlanm; ilk iir kitab ise, 1931 ylnda. Tahran'da baslmtr. Pek ok basks yaplan bu kitaba, Tahran'da, Bahar, Seyyid Nefis ve Pejman Bahtiyar gibi byk lim ve ir mukaddime yazmlardr. 1932 ylnda memur olarak Niabur'a tayin edilen ehiyar, 1933 ile 1935 yllar arasnda, bata Mehed olmak zere Horasan'n eitli ehirlerinde grev yapmtr. 1935 ylnda yeniden Tahran'a dnerek, "Kend Teserrfat" harikasnda almtr. Tebriz'de akrabas olan bir hanmla evlenen irin bu evlilikten iki kz vardr. air, 1953 ylnda annesini kaybetmi, ruhunda derin yaralar aan b hdiseden sonra annesine ithfen, "Eyvay Mderem" ve kendisine dnya apnda hret kazandran, "Haydar Babaya Selam" iirlerini kaleme almtr. ehriyar' edebiyat lemi, gen yalarndan itibaren yazd Farsa iirleriyle tanm; sz konusu iirleriyle ehriyar, ran'n sekin irleri arasna girmitir. Sanatnda belli olgunlua eritikten sonraki yllarda Trke iirler de kaleme alan ir, Trkiye'deki yaygn hretini de bu iirlerin ilki, "Haydar Babaya Selm" adl 76 drtlkten meydana gelen uzun manzumesine borludur. iire adn veren "Haydar Baba", ehriyar'n memleketi olan Tebriz civarndaki Hogenab kasabasnn yaknnda bulunan dan addr. ehriyar, ocukluk yllarn anlatt iirinde, Haydar Baba dana seslenmektedir. iirde anaya, anavatana duyulan derin sevgi ve ocukluk gnlerinin hasreti sezil-

Dr. Fatma BOZKURT ZKAN _______________________________________ Gazi .Fen-Ed.Fak. ada Trk Leheleri veEd. B.r. yesi

bilig-4/K97

186

mektedir. Gklere ba kaldrrcasna ykselen dalar, arldayarak akan berrak sular ve byleyici tabiat manzaralaryla izilen vatan topra usta bir ressamn frasndan km gibidir. ehriyar'n hretini artran bu lirik iir, pek ok dile evrilmitir. Trkiye'de ilk ilm neri ise, Prof. Dr. Ahmet Ate tarafndan yaplmtr. Gney Azerbaycan'da geni akisler uyandran Haydar Baba iirine nazireler yazlmtr. Yllar sonra memleketini ziyareti srasnda, 49 drtlk tutarndaki ikinci Haydar Baba'ya Selm iirini kaleme alr. Bu iirlerin ilki, 1954 ylnda, ikincisi ise, 1966 ylnda ilk defa baslr. Her iki iiri ve iirlere yazlan nazireleri ve Trkiye Trkesine aktarlm metinleri, Prof. Dr. Muharrem Ergin, "Azeri Trkesi" adl kitabnda yaymlar. (ERGN, 1971) Kitapta ayrca, Haydar Babaya Selam iirinden hareketle, Azerbaycan Trkesinin gramer zellikleri ve tarih gelimesi zerinde rnekler vermek suretiyle durulmutur. Eserde, sz konusu iire yazlan nazireler ve onlarn Trkiye Trkesine aktarlmasna da yer verilmitir. Azerbaycan Edebiyat konusundaki aratrmalaryla tannan Do. Dr. Yavuz Akpnar, "ehriyar'n Trkiye'de Neredilmemi Baz Trke iirleri" balkl yazsnda irin Sehend'im, Behcet-Abad Hatiresi, Bilmeyirem ve Bayatlar iirlerini yaymlar. iirlerin metnini veren Akpnar, bilinmeyen kelimelerin karlklarn dipnotta gstermitir. (AKPINAR, 1994: 100-116) ehriyar'n mrnn son yllarda kaleme ald, Sehend'im iiri, Bulut Karaorlu Sehend'in kendisine yazd manzum mektuba cevap niteliindedir. Sehend, sz konusu iirinde, ran'da yaanan sosyal ve siyas problemler karsnda, Trk aydnlarnn kaytszlndan, mill bir tavr alamadklarndan yaknr ve ehriyar' beraberce mcdeleye arr:
"Bugn men Sehend'em, sen ehriyar'san, Gel ban ucaldag goca Tebriz'in, Bir kere yadlarn dan atag, ekek gaygsm z elimizin."

ya has esrrl bir masal dnyas gzler nne serilir. zellikle, tasvir edilen vatan, Ahmet Haim'in "O Belde"si ve Peyami Safa'nn "Simerenya" s gibi idealize edilmi hayl bir dnyadr. iirin ilk blmnde vatan tasvir edilmi; vatann maruz kald tehlikelerden bahsedilmitir. iirin son blmnde ehriyar, mitsiz olmadn, vatann, Dede Korkut'a benzer yiitler syesinde kurtulacan ifade eder. Sehend onun gznde, Dede Korkut'un amzdaki sesidir. ehriyar, iirde geen "Dede Korkut sesini aldm, dedim arkamdr, inandun" ibresiyle Dede Korkut destanlarndan ikisini nazma eken Bulud Karaorlu Sehend'i kasdetmektedir. (SEHEND, 1980) Biz bu yazmzda, Gney ve Kuzey Azerbaycan'da Arap ve Kril harfleriyle eitli neirleri yaplm olan Sehendim iirinin Latin harflerine evirdiimiz metni ile Trkiye Trkesindeki karln vereceiz. (TEBRZ, 1363) Bylece, ehriyar'n mrnn son yllarnda kaleme ald muhteem bir senfoni gzelliindeki bu iiri, daha geni okuyucu kitlesine tantmak amacndayz. Transkripsiyonlu metni daha nce yaymlanm, ancak Trkiye Trkesine aktarlmam olan iiri, aktarmaya altk. Bunu yaparken, iirin orijinal syleniini mmkn olduu kadar bozmamaya, aslna sdk kalmaya gayret gsterdik.

ah dam, al papam, el dayam anl Sehendim, Ba tufanl Sehendim. (Ba tufanl Sehendim, reyi ganl Sehendim" Bada Heyder Baba tek garla, rovla arpsan, Son ipek telli buludlarla fiide sarpsan, Savaarken barpsan. Gyden ilham alal sirri semavata deyersen, Hele a krk brn, yazda yal don da geyersen, Goradan halva eyersen. Dlerinde sonalar sinesi tek uh memelerde, Ne irin emelerin var. O yal telleri yel hrmede aynal seherde, iveli emelerin var. Goy ya yasa da yasn, Sel olub ahsa da ahsn, Yanlarnda dereler var. Goy elemalarn usun ferelerle, ham bahsin, Balarnda bereler var, Sldrmlar, sereler var,

Sehendim

Bu iire cevaben ehriyar da, Sehend'im iirini yazar. Sehend, hem irin, hem de ran'da bir dan addr. ehriyar iirde, Sehend da ile irin kiiliini yer yer zdeletirir. Canl, ltl ve renkli tasvirlerle sslenen manzumede, gerekle hayl birbirine karr. Da tasvir edilirken, dou-

bilig-4/K97

187
O eteklerde ne zlar yana lalerin var, Ay kimi hlelerin var. Gl-iekden bezenende, ne gelinler kimi nzn, Yel esende o sularda ne derin rz- niyazn, (Yavuz Akpmarn Metninde Yok) Oynayar gll otazn. Titreyir saz teli tek ahelerin ayda, emende, Yel o tellerde gezende, ne Korolu al sazn, rdeyin helvet edip, glde perilerle imende, Gol, anaddan ona a hvle aar gemzeli gazn, G gedir, oy gele yazn. Hele nevruzgl var, gar ieyin var, gelecekler, Yel-yada yuyunarken de gnele glecekler, zlerin tez silecekler. Gda keklik hevesiyle, le adda cavanlar, Garda aldayara nazl elemalarn olsun! Yaz, o dlerde naharmendesin atda obanlar, (Akpmarn Metninde bu msra yoktur) Bollu, siidl srler, dadl avutmalarn olsun! Ad alp senden o air ki, sen ondan ad atarsan, Ona her dad veresen yz o mabil dad alarsan, Tar'dan her zad alarsan. Ada alduda, sen onla, daha art ucalarsan, O celletle Demavend dandan bac alrsan, er elinden tac alrsan! O da, e'rin, edebin ah dadr, anl Sehendl, O da sen tek atar ulduzlara e'riyle kemendi, O da simurdan almadad fendi, e'r yazanda eleminden bahasan nur ( Akpmar ve Begdeli-Memmedzade) sepelendi, Sanki ulduzlar elendi, Sz deyende gresen atd gl, psteni, gendi, Yaasn ir efend O ne ir, ki dan vesfne misda onu grdm, Men senin tek ucal meine mea onu grdm, Ee e ehline mta onu grdm. O ne ir ki, leyal merkebine ol ayanda, O neheng at, ayan tozlu buludlarda oyanda, Llelenmekdedi yer-gy nece tmr saryanda, Greceksen o zamanda: Ne zaman varsa, mekn varsa kesip bidi bir anda, Keecekler, gelecekler, ne bu yanda, ne o yanda, Ne bilim ald hayanda? Bah ne hrmet var onun z demii tk papanda, ehriyarn tac eymi, ba durmu abanda, Bana savrlan inci ar olmu ayanda, Vehydir e'ri, meleklerdi pldr ulamda, Ayelerdir dodanda. O da dalar kimi e'ninde ne yazsam yaraandr. O da zlim oparan, garla, klekle duruandr, uduza, zlma ar sine germi, duruandr. Guduzun krkne, zlim bireler tek daraandr. Amma vechinde far heli eyilmi soruandr, Gara milletde hner bulsa, hnerle araandr. Garalarla arandr, Sarandr! Gece ham gzdr tr tretmi ocanda, Eriyip ya tek r ekler di yanrlar randa, Mey-i mehebbetden iip lle bitipdir yananda, O bir olan ki, periler su ierler ananda, nci aynar bulanda, Teb'i bir sevgili blbl ki, ohur gl budanda, Sar snbl gucanda, Sular efsanedi syler onun efsunlu banda, Seherin enli anda. irin zv, ne efsunlu, ne efsaneli balar, Ay ne balar, ki "Elifleyli" de, efsanede balar. Od yahp, dalar dalar, Gl glerse, bula alar. irin lemi lmez, ona lemde zavl yoh, Arzular orda ne-latirleriye imknd, mahal yoh, Ba- cennet kimi orda bu haramdr, bu hall yoh, O mehebbetde melal yoh, Orda hldir, daha al yoh! Geceler orda gmdendi, zldand gnzler, Ne zmrrd kimi balard, ne mermer kimi dzler, Ne sar telli inekler, ne ala gzl kzler, Ay nece ay kimi zler! Gl aalar ne tavus kimi etrin ap elvan, Hille kervnd ller, bezenir srse bu kervan, Deve kervnd dalar, yk etlesdi bu heyvn, Sbir'in ehrine doru atar ekmede servn, O heyalimdaki irvan! Orda gar da yaar amma daha gller solabilmez, Bu tebiet o tervetde mahldr olabilmez, mr peymnesi orda dolabilmez. O flerde bahar san ne denizler, ne boazlar, Ne periler kimi u ular umada, ne gazlar, Glde immekde ne zlar. Bali ulduz kimi gllerde, denizlerde parldar, Abar mirvarisin sel kimi tktkde harldar, Yel kuldar, su arldar. Gesrler vard zldan, galalar vard eiden, Refayel tablosu tek sehneleri Ehd-i etiden, Doymasan khne refiden.

bilig-4/K97

188

Cennetin balar tek, balarnn hr u usri, Dzlp urfede, eyvanda, cevahir kimi huri, Elde hurilerinin cm- billuri, Tngiinn gl kimi sehb-y tehri. Ne maralar ki, ay gzlere r'yad dey irsen, Ne afalar ki, derin bahmada deryad deyirsen, Uyduran cennet-' me'vad deyitsen, Zhrenin gesri brilyan, hasar incidi, yaut? Gesri cdd, mhendisleri Hrt ile Mrt, Orda Mani dayanp alm, o suretlere mebht, Gap lucusu Hrt! rdadr e'r U mzik menbeyi, seremedi aynar, Ne periler kimi fevvreden efn olup oynar, ir anca onu anlar. Dolu mehtb kimi istehrdi, fevvreleriyle, Meleke orda imer ay kimi mehpreleriyle, Gll uvreleriyle. e'r msiki b olmada, efand perian, Sanki a ahdr olmada gelin bana efn, Ne gelinler ki ne enlik ze srtelrler, ne kiran, Yaha, ne tlk, dovan! A periler, sar kynekli buludlardan enirler, Sd glnde meleke ile imirken sevinirler, Sevinirler, ynrler. ovzananda here elde dolu bir cm aparrlar, Sanki engilere, irlere ilham aparrlar, Derya zlarna peygam aparrlar. Denizin rty mavi, fun sefi semavi, Aynadr, her ne bakrsan, yer olb gyle msavi, Ger onun e'rine rvi. Gurfeler, ay bulud altnda olar tek grnrler, Gz ap yumma ralar kimi yandda snrler, Sehneler erh-i felek tek burulub, gh da nerler, Klgelikler srnrler. Zhre eyvanda ilahe inilinde grnerken, Bahasan Hfz'i de orda celletle grersen, Ne seversen. Gh gren Hfiz-i irz ile eyvanda duruplar, Gh gren ortada etrenc urarken oturuplar, Gh gren saz ile, vz ile eylence guruplar, Sanki ser de vuruplar. Hce elhn okuyanda, ham iden dayanrlar, O nevlerle periler, gah uyub, gh oyanrlar, Lleler 'lesi, elvan e rengi boyanrlar, Ne humar gzle yararlar. Ganad ister bu feza, oy gala terlanl Sehendim, Eit z issemi, destanm, destnl Sehendim: Seni Heyder Baba o nereleriyle aranda,

O sefil, darda galan, tlk ovan ir baranda, eytann llaa alhan atr, nhda granda, Dede orud senin aldm, dedim arhamd, inandm, Arka durduda Sehendim, Savalan tek havalandm, Sele ar avalandm. Counun da gam codu, mene bir hayli ses oldu, Her sesiz bir nefes oldu, Bak dalar da hay verdi sese, yha tcald, O tayn nekreleri sanki bu taydan da bac ald, Gurd acaldhda ocald. Rhimin ne'resi ovzand deyen toplar atld, Sel gelip nehre atld. Rstemin toplar seslendi, deyen bomlar ald, Bize gl-ona sald. Gorhma geldim deye seller de mene, can dedi arda, Mene can can deyerek, dmene an an dedi arda, ehriyr sylemeden gh deme sultn dedi arda, Yaa olan! size dadan deli ceyran dedi arda, El size gaflar dedi arda! Da size aslan dedi arda! Dal Heyder Babann arhas her yerde da oldu, Daa dalar daya oldu, Arazm ayna ra oymada aydn efe oldu, O tayn nemesi ovzand rekler ula oldu, Yene arda deyerek amada balar aya oldu, ad zledik Arazda, yene gzler bula oldu, Yene gemler ala oldu, Yene arda aya szlerimiz bir saya oldu, Vesl iyin almada, el atmad eim dama oldu. Helelik em saralarken aralar dnd a oldu, Arazn sd gl dad, ayallar da ba oldu, Yoncallar yene bildirine yay-yaz yata oldu. Gzde yalar ra oldu, Lle bitdi yana oldu, Gona gld, doda oldu, Ne sol oldu, ne sa oldu! Hamisi bir saya oldu. Elimi, arkam grdkda zalim ovu sld, Sel kimi zuln basld, zine arh oldu, kesildi, Gl gznden ya sildi. Tor uran ovu, atn ovmada snd, geri ald, z getdi, toru ald. Amma Heyder Baba da bildi ki biz tek ham dalar, Balanp ol-gola zencire buludlar odur alar, Ne bilim, belke tebiet z, nmerde gn alar, Eyri yollar aarken, dz olan ollar balar, Saf olan sineni dalar! Dalarn her ne ou, terlan, ceylan, maral,

bilig-4/K97

189

Ham dgn, ham pozgun, sineler dal, yaral, Gl aan yerde saral. Amma zannetme ki, dalar yene alhan olacadr, Meher olmadad bunlar, daha vulan olacd. Ziilm dnys yanarken de tilit an olacadr, Vay!...ne tufan olacadr! Dedin Azer Elinin bir yaral nisgiliyem men, Nisgil olsam da glm, bir ebedi sevgiliyem men, El meni atsa da z giilenimin blblyem men, Elimin farscada derdini syler diliyem, men, Haka doru ne aranl ise, el me'eliyem men, Ebediyet glyem men! Nisgil o iriye alsm ki, cevahir nedi anmr, Medeniyyet debin eyler bedeviyyet, bir osanmr, Gn gedir, az gala batsn gecesinden bir oyanmr, Bir z ehvlna yanmr! Atar insanl, amma yalan ensb atammaz, Fitne ovzanmasa bir gn, gece asude yatammaz, Ba balara atammaz! Amma menden sar sen arhayn ol, anl Sehendim. Deli ceyranl Sekendim. Men daha er-i ela klgesi tek bada tcm var, Ekle Musa kimi Fir'ovna genim, bir aacm var, Herecimyoh,ferecim var. Men Eli oluyam, azadelerin merdi murdi, O aranllara hadi, Haka, imna mndi! BAda snmaz siperim, elde ktelmez lcm var.

Yanlarnda dereler var. Brak kalemkalarn usun diisiyle, herkes baksn, Ykseklerinde beller var, uurumlar, tepeler var. O eteklerde kzlar yana gibi llelerin var. Kuzular otlarken neyde ne de ho nlelerin var. Ay gibi hlelerin var. Gllerle, ieklerle bezendiinde, ne gelinler gibi nzn, Yel eserken o sularda ne derindir gizli niyzn. (Gulamhseyn, 1981) Oynar gll pskln, Titrer saz teli gibi dallarn ayda, imende, Yel o tellerde gezerken, Kr olu nasl da alyor sazn. rdein halvet ederek glde perilerle ykanrken, Kolu kanadyla onu havlu aar gamzeli kazn. K gidiyor, brak gelsin yazn. Daha nevruzgl var, kar iein var, gelecekler, Rzgr, yamurda ykanrken, gnele glecekler, Yzlerini arabuk silecekler. Kn keklik hevesiyle kra karken genler, Karda kakldayan nazl kalemkalarn olsun, O eteklerinde sofrasn anca obanlar, Bol, stl srlerin, lezzetli gavutmalarn (Gavut-ma,bir iecek) olsun. Ad alm senden o ir ki, sen de ondan ad alrsn. Tanr'ndan her ey alrsn. Ada olmakla sen onunla, daha ok ycelirsin, O celletle Demvenddandan ba alrsn, Aslann elinden tc alrsn! O da iirin, edebin ah dadr, anl Sehend, O da senin gibi atar yldzlara iiriyle kemendi, O da Smurgdan almaktadr fendi, iir yazarken kaleminden sanki nur sald, Sanki yldzlar elendi. Sz sylerken sanki kartrd gl, fst, ekeri, Yaasn ir efendi! O ne irdir ki, dan vasfna denk, tek onu grdm, Ben senin gibi ycelik arzusuyla yanan, tek onu grdm, Aka, ak ehline mtak, onu grdm. O ne ir ki, hayl atma anszn atlaynca, O iri at, tozlu bulutlara ayak bastnda, Yer ile gk nasl alt st olmakta, tomar gibi kvrlmakta, Greceksin o zamanda: Ne kadar zaman varsa, ne kadar mekn varsa kesip biti bir ana, Geecekler, gelecekler ne bu yanda, ne o yanda, Ne bileyim kald, ne yanda?

ah dam, ak papam, tek dayanam, anl Sehend'im, Ba tttfanl Sehend'im. (Gulamhseyn Begdeli) Zirvede Haydar Baba girli karla, krayla karmsn, Son ipek sal bulutlarla ufukta sarlmsn, Savarken barmsn. Gkten ilham alal, srr semvta dersin, imdi ak krk brn, yazn yeil elbisede giyersin, Koruktan helva yesin. Gslerinde sunalar s nesi gibi uh memelerde, Ne rin emelerin var. O yeil salar yel rnekte, aynal seherde, veli sa rglerin var. Brak yamur yaarsa yasn, Sel olup akarsa aksn,

Sehend'im!

bilig-4/K97

190

Bak, nasl hrmet var onun syleiyle papanda, ehriyar'n tc eilmi, ba durmu karsnda, Bana salan inci, ark olmu ayanda, Vahiydir iiri, melekler fsldar kulana, Ayetlerdir hep dudanda.

ty

Bu tabiatn tzelii, mmkn deil bulunmaz. mr kadehi orada dolamaz. O ufuklarda grrsn, ne gzel denizler ve boazlar, Ne periler gibi kuular umaktadr, ne kazlar, Glde ykanmaktadr, ne gzel kzlar. Balk, yldzlar gibi gllerde, denizlerde parldar, elle, incisini seller gibi dkerken aldar, Rzgr fsldar, su rklar. Kkler vard altndan, kaleler vard akikten, Rafael tablosu gibi sahneleri Ahd-i Atik'ten, Doyamazsn bu eski arkadaa. Cennet balar gibidir, balarnn melekleri, Dizilmi eyvanda, cevhir gibi melekleri, Dizilmi eyvanda, cevhir gibi melekleri. Meleklerin ellerinde billur kadehleri, Srhisinin gl gibi temiz arb. yle meraklar var ki, ak gzlere rydr sanrsn, yle afaklar var ki, derin baknca derydr sanrsn, Bu manzara cennet-i me'vdr sanrsn. Zhre'nin kk prlanta, duvarlar inci midir yoksa yakut? Kk sihirlidir, onun mhendisleri Hrut ve Mrut, Orada Mani durup kalm, o resimleri hayran, Hizmetkr Hrut. Oradadr iir ve mzik kayna, gzedir, sanki kaynar, yle periler gibi fskiyeden salp oynar, ir ancak onu anlar! Mehtap ile dolu havuzdur, fskyeleriyle, Melekler orada ykanr ay gibi mehpreleriyle, Gll kpeleriyle. iir ve mzik sunulmakta, salmaktadr. Sanki gm para olup gelin bana salmaktadr, yle gelinlerdir ki, yzlerini allk, pudra srerler, Yakas tilki ve tavan krkyle ssl kyafet giyerler! Ak periler, sar gmlekli bulutlardan inerler. St glnde meleklerle ykanrken sevinirler, Sevinirler, vnrler. Ayaa kalknca, her biri ellerinde dolu kadeh gtrrler, Sanki engilere, irlere ilhm gtrrler, Deniz kzlarna haber gtrrler. Denizin rts mavi, ufkun ats semv, Aynadr, nereye baksan, yer olmu gkle msvi, Gark olmu onun iirine rvi. Yksek binalar ay ve bulut altnda onlar gibi grnrler, Gz ap yuman eralar gibi yandka snerler,

O da dalar gibi, nnda ne yazsam yaraandr. O da zlim sindiren kara, rzgra kar durandr, Kuduza, zlime kar sine germi, durandr, Kuduzun krkne zlim pireler gibi endir, Ama karsnda eilmi, zavall halkn hakkn arayandr. Chil halk rif olsa, onda irfan arayandr. Halk ile karandr, Halka sarlandr! Gece Hakk'n gzdr, Tur'u tretmi ocanda, Eriyip ya gibi yreklerdir, yanarlar randa, Muhabbet meyinden imi, lle bitmi yananda, O bir olandr ki, periler su ier ananda, nci kaynar pnarnda. Yaradltan bir sevgili blbldr ki, ter gl budanda, Sar smbl kucanda. Sular efsanedir, syler onun efsunlu banda, Seherin dumanl anda. irin zevki, ne efsunlu, ne efsneli balar, O balar ki, "Elifleyli" de, efsnede balar, Ate yakp dalar dalar, Gl glerse, pnar alar. irin lemi lmez, ona lemde zevl yok, Arzular orada, gnl krmaya ne imkn ne mahl yok, Cennet bahesi gibi orada bu haramdr, bu hell, yok. O muhabbette mell yok, Orada gnl diliyle syleilir, hi sze gerek yok, Geceler orada gmtendir, altndandr gndzler, Nasl zmrt gibi balardr, ne mermer gibi ovalar, Ne sar telli inekler, ne el gzl kzler, Ah! nasl ay gibi gzler! Gl aalar tavus kuu gibi emsiye am rengrenk, Hille kervndr ovalar, sslenecek, geerse bu kervn, Deve kervndr, dalarca atlas ykldr bu hayvan, Sbir'in ehrine doru katar ekmede servn, O hayalimdeki irvan! Orada kar da yaar ama, gller hi solmaz,

bilig-4/K97

191

Sahneler arkfelek gibi kvrlr, bazen de dnerler, Glgeler uzanrlar. Zhre eyvanda ilah kyfetiyle grnrken, Bakarsan, Hfiz' da orada celletle grrsn. Ne ok seversin. Bazen Hfz- rz ile eyvanda dururlar, Bazen ortada satran oynayarak otururlar, Bazen saz ile, sz ile elence tertip ederler. Sanki kadeh de kaldrrlar. Hce ark sylerken herkes ii brakr, O namelerle periler kh uyur kh uyanrlar, Lleler, parlts rengrenk olan ie rengine boyanrlar, Nasl da mahmur gzlerle yanarlar. Kanat ister bu fez, brak kalsn tarlanl Sehend'im, it kendi kssan, destann, destanl Sehend'im: Seni Haydar Baba o naralaryla arnca, O sefil, darda kalan, tilki kovan arslan barnca, eytann tekmesiyle katrn dizgini krlnca, Dede Korkut sesini aldm, arkamdr dedim, inandm, Arka knca Sehend'im, Savalan gibi gururlandm, Sele kar gs gerdim, Cokun'un da kan cotu, bana bir hayli ses oldu, Her sesiniz bir nefes oldu, Bak dalar da ses katt sesimize, sesler ykseldi, O yakann naralar sanki bu yakadan ba ald, Kurt alk iinde kocad. Rhim'in naras ykseldi, sanki topar atld, Sel ulap nehre katld. Rstem'in toplar seslendi, sanki bombalar atld, Bize gl goncas sald. Korkma, geldim diye, seller bana can, dedi karde, Bana can can diyerek dmana kan kan, dedi karde, ehriyar sylemeden sen syleme sultan, dedi karde, Ben de btn yrekten canm sana kurban, dedim karde. Yaa olan! Size dadan deli ceyln, dedi karde. Memleket size kaplan, dedi karde! Da size aslan dedi, karde! Yaral Haydar Baha'nn arkas da oldu, Daa, dalar destek oldu, Aras'm ayna era koyarken, aydnlk afak oldu, O yakann namesi ykseldi, yrekler kulak oldu, Yine karde diyerek kaarken, balar ayak oldu, Kotuk, yzletik Ara'ta, yine gzler pnar oldu, Yine gamlar yn oldu. Yine kardee szlerimiz bir oldu, Kavuma kokusunu almada, kavumada akn tadna doyulmaz oldu, imdilik sararrken kayalarn rengi dnd, ak oldu, Aras'n st gl tat, kayalklar da ba oldu,

Sar snbllerin sa iinde, oraklar tarak oldu, Yoncalklar yine bldrcna yaz-bahar yatak oldu. Gzde yalar era oldu, Lle ald, yanak oldu, Gonca gld, dudak oldu, Ne sol oldu, ne sa oldu, Hepsi bir oldu! Halkm, gcm grnce zlim avc sindi, Sel gibi zulm azald, ark olup kesildi. Gl, gzndeki ya sildi. Tuzak kuran avc, at kotururken durdu, grei kald, Kendisi gitti, tuza kald. Ama Haydar Baba bildi ki, Bizim gibi btn dalar, Balanm kol kola zincir ile bulutlar, imdi alar. Ne bileyim, belki tabiat, nmerde kolaylk salar, Eri yollar aarken, dz olan kollar balar, Saf olan sneyi dalar! Dalarn kou, terlan, ceylan, maral, Hepsi dkn, hepsi bozgun, sineler dal, yaral, Gl aar amaz sararr. Ama zannetme ki, dalar yine kalkan olacaktr, Maher olmaktadr bunlar, yine volkan olacaktr. Zulm dnyas yanarken de para para kan olacaktr, Vay! ne tufan olacaktr! Dedim Azer elinin bir yaral hasretiyim ben. Hasret olsam da glm, ebed sevgiliyim ben. El beni atsa da, kendi bamn blblym ben. Elimin derdini Farsa da syleyen diliyim ben. Ne kadar karanlk olsa da, Hakk'a doru vatan mea-lesiyim ben, Ebediyet glym ben. eri ona hasret kalsn ki, cevhirden hi anlamyor, Medeniyet geleneini bedevelie evirmekten usanmyor, Gne gidiyor, neredeyse batacak, gecesinden hi uyanmyor, Hi kendi ahvlini dnmyor. Brakr insanl ama, soysuzluu brakmaz, Fitne karmasa bir gn, bir gece dahi rahat yata-maz. Babaa veremez. Ama benden yana sen rahat ol, anl Sehend'im. Deli ceylanl Sehend'im, Benim ar- l glgesi gibi bamda tcn var, Elimde Musa gibi Firavun'a dman olan sam var, Haracm yok, kazancm var.

bilig-4/K97

192

Ben Ali oluyum, zdelerin merdiyim, muradym, O karanlklara meale, O klara yol gstericisiyim,

Hakk'n, imann mjdecisiyim! Bamdan krlmaz kalkan, elimde krelmez klcm var.

KAYNAKLAR AKPINAR, Yavuz 1994 Azer Edebiyat Aratrmalar, stanbul. ERGN, Muharrem 1971 Azeri Trkesi, stanbul.

BULUD Karaorlu 1980 Sehend, Ankara.

EHRYAR, Mehemmed Hseyn 1363 Tebriz.

bilig-4/K97

193

TRK HALK EDEBYATINDA ALR NEVA'NN BETMLEMES

Dnya edebi ve ilmi hayatna yakr bir ekilde byk katks olan Alier Nevai'nin edebi ve ilmi faaliyetleri, bunlarn haricinde ibretli hayat tarz, ahsiyeti, onun yaad zamanda bile alm ve fazllarn, kitap ehli ve devlet adamlarnn, genelde geni toplum kitlelerinin dikkatini zerine ekti. Onun ahsiyetine olan bunun gibi ilgilerin sonucu olarak. Edebi ve ilmi eserlerde, tarihi yazlanda "kendi" halkn ihtisasla seven, tam manasyla insan olan Alier Nevai tiplemesi yaratlmaya baland, dnya insann iyilik yolunda eitmek, onlar pozitif hisler sahibi olarak yetitirmekte Alier Nevai ahsiyeti rnek olarak gsterildi. Yukarda sylendii gibi, Alier Nevai tipinin onun yaad zamanda bile edebiyat telkin etmeye balam. O ok az saydaki insanlara nasip olan mutlulua an ve erefe ulaan ahsiyetlerden birisidir. Byk Nuredden Abdurrahman Camii "Hradnamai iskender" destannn sonunda da Alier Nevai tipinin nemli bir yeri aklanm. O Nevai'yi, gelimesi durmu, trk diline yeniden canllk kazandran byk icad sahibi olarak gsteriyor. zeti: Gonca'dan km peneli iire kendi penesini vuran iir trk dilinde yle bir etki yaratt ki, canllarn az mhrlendi. "Turkiy dilda da nak keldi ajab Hatto ehrgrlar baladilar lab Buday yokimli nak tuirgan kalam Boiga otorinlar yodirsin alam Keirsin forsiyda gavhar terganlar Dariy tilida huru gazna berganlar Buning tili ham gar ulganda dasiy Majalsiz kolardi ularning bari" Nizami kimdi, Hsrev onun onunda kim olacakt? O baka dil hakknda sz ettiinden akla aradaki fark grmeye yol kalmad. Onu bakalaryla kyaslayarak paha bime yolu kapand. Bu ne gzel ki kitap stad, kalem anahtaryla iiriyete gelime verdi. Gelimekten uzakta kalm, kt davranlm Trk sz alemine tekrar saygnlk kazandrdn, onu icat safhasnda, getirdin. O

Prof. Nurullah AHMEDOV ______________________________________ Filoloji limler Doktoru Takent Devlet . zbek Filolojisi Fak. Ed. ve Edebi iler B.

bilig-4/K97

194

senin iradenin sayesinde sefa buldu, ltfundan mutlulua kavutu. Alier Nevai kendi zamannda mehur alim ve gayet berkemal tasavvufai sfatnda tm douda mehur oldu. Nureddin Abdurrahman Cami, sadece byk iirlerinde deil belki kk hacimli lirik iirlerinde, mektup ve kaytlarnda da Alier Nevai'ye ait olan o yada bu hususlar, elmas ularna "ramz ve iaret" ile (Nevai ibaresi) gsterdi. rnein, o bir gazelinde Nevai'nin Trk olduuna, onun Trk Kiyefaya sahip olduuna iaretle yle samimi msralar yazmki, orada Cami Nevai'yi kendinden de byk, airane hafzas ve yetenei ok yksek air sfatyla tarifediyor.
Nestam un yor turkigu, vale to zindaam Cami turk ha'li turkigy uro bandaam. Rezam az irinzabani dar suhan akkan vale Pei on lab az zabani histan armandaam.

gibi bilgileri halk arasndan Aybek ve Ali Dey'in toplad gibi byk bir naziklik ile deitirerek, fantastik boyutlara kadar ulatrlmasdr. Byk tarihi ahslar hakkndaki rivayet ve efsanelerde onlarn ahsiyetine ait bilgiler sadece iaret hususuna sahiptir. Ama bilgilerden bazen hissedilir edilmez, bazen nisbeten ok uzaklaan hikaye ve efsaneler, onlarn gereklere yakn olduunu deil,belki o tarihi ahsm pozitif ynn tarif eden onu abartan nitelik tayor. Demek ki hikaye, efsane ve rivayetlerin oluumu bazen real zemine, tarihi bilgilere esaslanyor olabiliyor demek mmkn. Ama buna bakarak onlarn telkininde real bilgi, tarihi bilgilerin tesvirini istemek gln olur. Zira, yukarda sylendii gibi, "Tarih efsanedir, efsane ise kendi sahasnda, deiik yndeki real varlktr" Byk ahslar hakknda halk arasnda yaratlan eserler iin bilgi dorulu deil, belki tarihi nem doruluu, onun byk ahs sfatna mnasip olmas nemlidir. Bu kendine zg husus, yani tarihi nem birliini vermek, hatta halk rivayetleri esasnda yaratlan yazl edebiyat rneklerinde de saklanakalmtr. nk o halk edebi tefekkurunun uzun asrlarnda ekillenerek, nemli tekamlleeren ifade usuldr. Alier Nevai ve Hseyin Boykara mnasebetlerindeki kendine has esneklikleri, zddiyetleri yaratmada, mehur Trkmen yazar ve alimi Berdi Kerbabayev'in "Mirali" kitabndaki hikayelerinin karakterindedir. Sultan Syn'n (Hseyin Baykara) bir siyah at ve Gl adnda, kars vard. Han onlar dnyada hereyden ok severmi. Sultan onlarn lmn aklna hayaline bile getiremediinden bir gn tm vezirlerini yanna ararak: "Eer birisi atm ile Gl'n lm haberini getirirse onun hakk lmdr." demi . Can var yerde lm var, gnlerin birisinde siyah beygirin boazna bir ey taklarak lm. Vezirler hangi yolla bu haberi Sultana bildireceklerini kestiremeyerek sonunda Mir Alier'e mraacat etmiler. Alier Sultann yanna gelmi, ban aaya emi, gaml biimde duruvermi. Sultan Syn ona:

Alier nevai icadma byk sayg ifadesi olan byk Cami'nin msralar altnda yksek ve derin gerek mevcut olup onlarda aynada aksetmi gibi nevai'nin tipi gzkyor. Alier Nevai'nin zbek edebiyat, edebi dilini gelitirmesindeki byk hizmetleri, zengin ve esiz icad-i mirasn renmek be asr devamnda ne kadar nem, ilgi kazandysa, onun ahsiyetini telkin etmek de geen zaman ierisinde geni kavrama sahip oldu. Alier Nevai tipini o yada bu ucunu amakta yardmc olan, onun kendi eserlerinde ele alnmayan hususlarn aydnlatan ok sayda hikaye ve rivayetlerin yaratl sadece zbek folklorunda deil, belki de baka Trk halklar, daha tesi Tm Dou halklarnn edebiyatnda da nemli bir yer tutuyor. Her eit tarihi olay, varla ait ya da bu bilgi, bir tarihi ahs takdirine belirgenlik getirdii gibi aksine belli tarihi ahs takdiri de birincisine gre deiiklik getiriyor. Onlar bir olayn paralar, bir birlerini tamamlyorlar. XV asr tarihi eraiti ve Nevai takdiri de ayn bunun gibi dialektik bir olaydr. Burada esas konu airin ahsna ait bunun

bilig-4/K97

195

- Alier bu ne hal? Seni daha nce hi byle grmemitim. Sebebi nedir?" diye sormu Alier ban kaldrm, iirle cevap vermi: Siyah atnz yatm Karnna kazk batm Ayaklarn atm Kulaklarn katm. O srada Sultan Syn onun lafn kesmi ve: - Evet ld desen olmaz myd? diye sormu. Alier: - Sultanm ld haberini kendinizden duyu yorum- demi. Sultan Syn biraz ban emi oturmu ve: - Bununla lm benim hakettiimi mi sylemek istiyorsun? - demi. - Hayr Sultanm kendimi lmden kurtardm diye cevap vermi Alier. Gnlerin birisinde de ok sevdii kars Gl de vefat etmi. Vezirler bu haberi de Alier'in Sultana iletmesini istemiler. Alier huzur'a gelerek: "Eer Sultanm izin verseler airiniz bir msra iir ile mracaat etmek ister" demi. Sultan Syn: "izin" demi. - Selvi aacn Gl' soldu, bu gl ne yap mak gerek? Sultan Syn de: - Selviden tabut yaparak, glden kefen bimek gerek- diye cevap vermi ve aniden olanlar anlayarak sk sk nefes alp vererek: "Ad Gl" ld desene ya?! - Gl ld dersem lm fermanm imzalam durdum ahm diye cevap vermi, Alier Nevai. Dikkatle bakldnda ibu hikayenin, Mir Alier'in hem akll olduunu, hem byk sz sihirbaz olduunu, okurun kalbi ve uuruna yerletirmek iin yaratld hemen anlalyor. Hikayede asl ama airin tefekkr ve sz ustas olduunu gstermek olsa da, onun altnda Mir Alier'in bu

ynler ah vezirlerinin ksa akll olmasna zt olarak konumu. Sonuta Alier Nevai Sadece Hseyin Baykara'ya ters koyulup bununla air ve ah arasndaki mnasebetlerin ztlnn almas deil, o zamann kt ynlerine olan nefret de ifade edilmitir. Ama Alier Sultann koyduu artn anlamn iyi zen ve "Siyah atnz ld" szlerinin kendisine kt ksmete gtreceini anlam olduu, yine de karsndaki ah olsa da edebi idraktan mahrum hkmdar oturduunu anlayarak kutuplarn ms-bet ve menfi ynlerinin nisbetini anlamakla ustaca birbiriyle karlatrabildii alttaki parada ok etkili km. Bunun gibi: Selvi aacn Gl' soldu, bu gl ne yapmak gerek? Satrnda da, ona cevap olarak sylenen iir biimindeki cevapta da metaforik mecaz anlam gizlenmi olup, soru ve cevap hem Mir Alier Nevai'nin, hem Sultan Hseyin Baykara'nn iirsel iktidarn kendine has biimde aydnlatm. lkinde eer kar'n Gl ld, ne yapmak gerekir anlam varsa ikincisi yani; Selviden tabut yaparak, glden kefen bimek gerek'de ise merhumu defnetmek gereklilii anlalr. Her iki parada at ve Gl helaketi ile bal yerde sz oyunu-mecaz usulnden faydalanarak halk, byk airin zekas ile iirsel yeteneklerinin esizlii ifade ediyor, gururlanyor. Bu, halk icadi rneklerindeki tarihselliin kendine zg ekilde ortaya k ynlerinden birisidir. Halk edebi tefekkr hi kimseyi amasz, ylesine yaratmaz. O yaratlan eserlerin katlarnda tarihi olaylarn elmas kenarlar gizlenmi olur. Edebi ifade ekli, edebi taktik usul ise yukarda sylendii gibi kendine zg olur. Sz bu hakknda, yani Alier Nevai, Hseyin Baykara ve Gl tiplemelerinin yaratld eserler hakknda varrken, ayn konuda Osmanl Trk Halk arasndaki bir eser de nazarmzdan karanlayz. Nazarda tutulan eser "Gl ve Alier" hikayesi" balkl destan olup onun ksaltlm nshas Ak. . O. Sultanovun abalaryla "ark Yldz" dergisinin 1985 yl 12. saysnda basld. Bu destan 1941 ylnda ak-ozan mudami hatras esasnda yazlarak Trkiye'de baslm. Alier Nevai'nin air, alim, byk devlet adam sfatnda daha yaa-

bilig-4/K97

196

d dnemde bile Dou'nun birok lkelerinde, bunlarla birlikte Trkiye'de de mehur olduu hakknda birok tarihi bilgiler mevcuttur. Gnmz Trk Edebiyat alimi Agh Srr Levent'in "Alier Nevai" balkl 4 ciltlik kitabnn ilk cildinde verilen bilgilere gre, Nevai'nin iirleri. Beyazt II zamannda Basri adl birisi tarafndan stanbul'a getiriliyor ve airin n yaylyor. Nevai, Trkiye'de sadece air olarak deil belki de devlet adam olarak da hrmet kazanm olabilir. air'in vefatndan sonra Trkiye'de de onun yetenei ve ahsn, devlet adam sfatndaki iktidarn ycelten edebi eserler, ilmi iler yazlmtr. Hatrladmz destan, kendi gayesel ierii bir de olaylarn geliimi, katlan kahramanlarn aralarndaki benzerliklerine gre Pr. A. Semyonov'un bulduu hikayeye ok yakn duruyor. Onun iin de onu Alier Nevai hakkndaki, Dou'da geni biimde yaylan bu hikayenin, tekrar, iyi ilenen iirsel anlatm denebilir. Ananevi eklinin tekrar almas srasnda, birde Alier Nevai tipi telkininde belli deiiklikler km. kincisi, Aler Nevai tipi mezkur iirsel anlatmnda belli mkemmellik elde etmesini eser'in yazld dnemle 1941 yl ile izah edebiliriz, bu dnemde sadece air'in eserleri deil, onun ahs hakkndaki bilgiler de geni bir alana Trkiye'de de dalmt. Destan'da tesvir edildiine gre, Alier Nevai yukarda hatrlatlan hikayede beyan edildii gibi, Kar vilayetinin Sebzevar kynde deil, Semerkant'da yaamtr. zbek edebiyat ve sanatnn btn tr ve eitlerinde Alier Nevai'nin edebi tiplemesinin yaplmas iin byk iler yapld. iiriyette air tipini gdelendirme rngarenk usuller mevcuttur. Lirik iiriyet, ilk nce edbi kanunlara esasland iin byk air tiplemesini telkin etmede Nevai eserlerinde tesvir edilen kahramanlar adn telmih vastasyla iirsel ruhi geinme akmna sokarak, fikri edebi ynden etkin bir ekilde ifade etmeye almak, fikri edebi ynden etkin bir ekilde ifade etmeye almak, o kahramanlar okurun aklnda canlndrma yolundan balar. Edebi ifade srf olay ve takdirlerin genileti-

len tesviri deil, belki onlar iin en karakteristik genelleme onlarn nemini gsteren kenarlar verilir. Damlada deniz aksi verilir. Bu noktada Zlf-ye'nin iirine bir bakalm.
Nakadar bahtiyar insan ekanman Siznina tilingizda ikibdi tilim Sevgida tale yor juvan ekanman Sizning mahbublardan olibman ta'lim Asl naslm bilan air ekanman airlikka ver...

Satrlarn altnda Zlfye'nin icad manevrasna zg edebi mecaz durumlar mevcut olduu iin de onlar kendilerine nispeten geni edebi genelletirme tayor. "Ne kadar bahtiyar insanmm" dendii zaman, okur bu mutluluun sebebini iirin 2. satrnda aramaya mecbur oluyor." Sizin dilinizde km dilim" msras, imdi ise okurun dikkatini XV asn olaylar" iine eker. Niye "Sizin diliniz"? "zbek Dili" (Trk Dili) dese olmaz myd. Olur. Ama, o durumda iir'in edebi mecaz konumu yok olur. zbek edebi dilinin temelini atan insan hakkndaki karm yok olur. Sonraki satrlardaki ifadeler de ayn ynde geiyor. Satrlarn iine sindirilen poetik mana yine de genitir. te sizin yarattnz mahbubeler Leyla, iirin'lerden eitim aldm iin de ka sene getiki hala o bahar arksnn "Bahar geldi seni sorarak neredesin?" diye armas ile, onun hatras ile kendimi avutmaya alyorum. Sizin mahbublarnz retmenlii iin de bu ksmetin ar ve efkatsiz snavlarna dayandm " demek istiyor aire. Sonuta airliini de "sizin yznzden" diye kendini byk air dede yannda evlatlk borcunu demek istiyor. artlpoetik, artllk usulnden yararlanarak, o yada bu gayeyi ifade etmek serdeki lirik geinme akmna etkinlik gsteriyor. Okurun dikkatini kendine ekiyor. Sonuta bu gayritabiilik esasndaki nemi bilmeye aklamaya olan ilgi artar. Bunun iin phesiz, mezkur satrlardaki gibi, olaylar ve ahslar uzak gemiten gnmze getirmeyi esas alan byle vastalarla, sylenmek istenen fikrin etkinliini temin eden poetik ama olmas lazm.

bilig-4/K97

197

Edebi keif yeni fikir dizinin sonucudur. Tefekkr dizisi her trl yenilemeyi ok zor geiyor. Zira, ananevi kalplama insann dnme kaabili-yetinin belli konumdan kmasna mani olur. Onun iin E. Vahidov, Cemal Kemal gazellerinde Alier Nevai tiplemesine izgiler ne kadar gzel olursa olsun, onlarda o manilik kudretinin etkisi kalmtr. A. Aripov'un Nevai tiplemesi telkiniyle ilgili iirlerinde bunun gibi manilik etkisini hissetmiyoruz. nk edebi tefekkrde ekil ve anlamn btn kompenentlerini kendi iine alyor. Yeni fikir, tetkik etmeden ayrlarak edebi eserin gayesel anlam, tipler dizisi ekil ve ekli edebi dili, tasvir hem ifade vastalarna kadar olan tm yenilenmeye doru deiimler sanatnn yeniliki olduunun gstergesidir. Demek, edebi yenilik, keif mutlak yeni kendine zg kademe, edebi tefekkr gelimesi durumunda yasal- mantki devam sfatnda duyurmu. Alier Nevai hakknda yazlan kelebek mr gibi ksa eserler kolaylkla yazldysa, o kadar izsiz kayboluyor. Onun iin yeni aruz byk Nevai ve Fuzuli'ler, Babur, Marab ve Munis'ler, Furkat ve Mukimi'ler kullanlan aruzun kansni varisidir. Aruzda kalem kullanan ve kullanmakta olan airlerimiz, Alier Nevai'yi kendilerine stad sayarak, onun kendine has tekrarlanmayan izgilerini kendi gzellerine ayr bir sfat gstergesi tarznda sokmalar da bu yzdendir. E. Vahidov "Genlik divan" na yazd nszde bu borluluk duygusunu Nevai tipine ilgili izgileri vermekle gazel mlknn sultan sfatn yaratmada ok byk bir titizlik ve sevgi ile nazik izgiler iziyor. Gazelin birinci bendinde muallifin ylesine bir amac (kendi bostannda gezme ve ama yolundaki ruhi phe (zira o gazel mlknn sultanna ait bostanda gezmek istiyor) kendi ifadesini bulmu. O daha gezmedi, yani gezmek istiyor. Bu ama yolunda duran esas divan bu bostann sultam Mir Alier Nevai'dir. O Sultan ile denklemek deil, elki onun tasavvufundaki glzarda gl ve laleler tirerek, iirsel bir gldeste hazrlamak istiyor.

Bu gldestede ise lale ile ylesine bir adi ot da olabilir olasl da vardr. Benddeki birinci "Glmeyiniz" szndeki gizli ve ok manal ithal buna iarettir. kinci bende geince, gazelin lirik geinme ynne direk Sultann kendisi de karyor bu ynelmeyi ynlendirmede muhallif Mir Alier'den yardm istiyor. Bunun iin de bendin zeti byk airin "Bu bostan sathnda gl ok, emen ok satrlarna iyi uyuyor. Bu mutlak stad satrlarndaki zetin kendine ait etmeye almak deil, aksine Mir Alier tipinin ezgilerini vermede onun kendi estetik baklarndan yararlanmaktr. Ktphanede Nevai halbnda geen icad coku anlarn hissetmeye, onun sfatndaki kendine zg oluunu yine de yakndan anlamaya kolayca frsat yaratan ruhsal mnasebettir. Ayn Nevai satrlarnn neminden faydalanma yerinde olduu iin de ikinci bendi ile birinci bend arasnda mana bakmndan iliki ortaya km. Mir Alier yannda senin ne iin var diye glmeniz yersiz, izra ulu emirin kendileri: "Bu bostan sathnda gl ok, emen ok" demekle benim gezmek istediimi kabul ediyor anlamnda son hkm air tipini telkindeki izgiyi yine de aydnlatmak hemde kendi kendinden "Glmeyiniz! Ne var sana diye Mir Alier'in yannda" satrndaki manay anlamada okura yardmc oluyor. Aruzu reddetme gazeli inkar etmeye, bu ise mlk Sultam Alier Nevai'nin bizim zamandamz olduunu kabul etmemeye gtryor. Nevai icadnn mahiyetini, onun uluslararas nemini benimsememeye gtrr. Erkin vahidov zbekin gsn kabartan, dede airimiz bir de onun kymetli mlk, gazeli savunma, o hareketli ispatlamak iin Hz. Adem ve Hz. Havva hakkndaki rivayet izgisini de yerinde kullanyor. Alier Nevai'nin edebi tiplemesinin gerek yaratlkta nevaicilik biliminin o kazanlar byk neme sahip oldu. Nazarda bulundurulan dnemde Nevai konusu tm karde halklar edebiyatna girmesi, bu dnemin beeri nevaiciliinin byk kazanc olarak gsterilebilir.

bilig-4/K97

198
KAYNAKLAR

1989

Cilt. Cami ve Nevai. Gafur Gulam adndaki Ed. ve Son basmevi, Takent, 1989, 42. Sayfa (zbek, Tacik ve Rus dillerinde). A. Nevai Eserler, 15. Ciltlik V. c, 1966.

1965

Agh Srr Levent Alier Nevai, Ankara, 1965, 250-252 sayfalar (Trke).

1985 Zlfye ciltlik eserler, II. cilt, G.Gulam adndak Ed ve Son basmevi, Takent, 1985, 102. sayfa.

1966

bilig-4/K97

199

Bir Hoca:

YAVUZ . AHUNDLU

1997 ylnda modern edebiyatmzn nl isimlerinden biri, filoloji ilimler doktoru, profesr, Y.A. Memedoliyev Nahvan Devlet niversitesinin edebiyat blm bakan, Azerbaycan Cumhuriyetinin emekli hocas Yavuz brahimhalilolu Ahundlu 70 yan tamamlam olacak. Yavuz hoca yksek okulda bana 4 yl eitim vermiti. imdi ise yaklak 20 yldr, onunla beraber alyoruz. Bu yllar iinde yakndan tandm, kiiliine sayg duyduum Yavuz Hoca hakknda kendi yrek szlerimi sylemek imknn bulmutum. Bu nedenle de bir iki yllk srarl ricalarmdan sonra Yavuz hocadan benim bildiim kadaryla imdilik kimsenin okumad hatralar, mektuplar ve dosyalaryla tantm, ahsi arivini gzden geerdim. Yavuz brahimhalilolu Ahundlu 1927 ylnn Ocak aynn 7'sinde doann en gzel yerlerinden biri saylan Ordubad ehrinde aydn bir ailenin domutur. Burada ok sayda nl adamlar yetimitir. Yavuz hocann babas brahim Halil Hac Molla Hseyinolu Ahundzade /Sovyetler devrinde Ahundov olmutur A.. / 1895 ylnda Ordubad ehrinde islam ailesinde domutu. Onun babas Hac Molla Hseyin 1861 ylnda domu. Irakta mkemmel dini eitimi alm Ordubad'da retmen olarak alm, bu nedenle ona "Ahund" ocuklarna ise "Ahundolu" diyorlarm. Ahund Hac Molla Hseyin 1892 ylnda Ordubadn nl zenginlerinden ipek fabrikas sahibi Hac Kerim Arablnn ve tacir Hac Ababa Erebdinin kk kardei Sura Hanmla evlenmiti. Onun bu nikahtan birka ocuu olsada onlardan sadece yaamtr. brahimhalil 1895 ylnda, Ali 1898 ylnda, Fatma 1901 ylnda dnyaya gelmitir. Ahundhac MollaHseyin ise toplam 42 yl yaam 1903 ylnda vefat etmitir. brahimhalil, days Hackerimin yannda yaam yokluk iinde bym. Bundan dolay o hem din eitimi alm hemde Ordubadda yeni alm ortaokulu bitirmi, arap, fars ve rus dillerini renmi 1914-1919 yllarda Culfa-Tebriz demiryolunda alan brahimhalil fikirlerini dncele-

Do. Dr. Akif MANLI ______________________________________ Nahcivan . r. yesi

bilig-4/K97

200

rini zamann ciddi olaylarndan etkilenir tanaklarn soykrmlar onu, topraklarnn ve hemehrilerinin mdafas iin mcadeleye ruhlardrr. 1918, ylnda Ordubadda Atranik'in haydutlarna kar yerel bir mdafa Cemiyeti kurulmutur. Bu cemiyete gen Ahundzade bakanlk etti. ocukluunda eviklii ve kahramanl ile tannan . H. Ahundzadenin alay dmann Ordubadda vahilik yapmasna msade etmemitir. Onun ahsi mcadelesi ve kahramanln imdi vgyle anlatyorlar. 1918 ylnn Mays aynn 28'inde Azerbaycan halknn ok asrlk tarihinde nemli bir hadise baverdi: Azerbaycan Demokratik Cumhuriyeti; ilan edildi. Bundan sonra . H. Ahundzade Gence Harb Okuluna gnderrildi, 1 yl sonra ayn okulu bitirip yeni kurulan Azerbaycan Milli ordusunda zabit olarak alt. 1920 ylnda Azerbaycanda Sovyet hakimiyeti kurulduktan sonra onuda habsediyorlar 4 ay sonra serbest braklp Sovyet ordusunda grevlendirilir. 1921-1923 yllarnda Nahivanda harbi hizmette olan 1. H. Ahundzade ayn zamanda Nahivan okullarnda beden eitimi hocas olmu ve Nahivanda spor faaliyetinin nde gelenlerinden olmutur. 1923 ylnda askeriyeden sonra pedagoji almalarn devam ettirmi. 1923 ylnda daysnn kz Havva Hanmla evlenir. 1925 ylnda olu Ouz 1927 ylnda Yavuz 1933 ylnda kz Tom-ris doar 1933 de, . H. Ahundzade yeniden hapse atlr. Onu milliyetilikle ve Trklkle suladlar . delil olarak ocuklarna verdii isimleri gsteriyorlard. O yllarda ocuklarna Vlademir, Marlen, Karlen, Karl, Albert, Robert ,Sergo, Kamo, Maxim vs. gibi isimleri koyan hainler asl Trk adlarn tehlikeli kabul ediyorlard. 8 aydan sonra hapisten kan brahimhalil Hoca yine pedagoji eitimini devam ettirir. Fakat sonraki yllarda o basklar altnda kalm ve iten atlmtr. 1942-1944 yllarnda Alman Faizmine kar savata bulunmu ve savatan sonra tekrar retmenlik yapm. 1957 ylnda Nahivan zerk

Cumhuriyetinde "emeki hoca" adn almtr. Yavuz Hoca o gnleri yle hatrlyor: " Babam bu adan ok sevindi. Syledi ki hi olmazsa 40 yldan sonra bana asl anlamda beraat verdiler. Bundan sonra sizi dman ocuklar gibi tanmayacaklar. 1 yldan sonra 1958 ylnn 8 Maysnda babam rahmetlik oldu." . H. Hocay Nahivan bilginleri saygyla hatrlyorlar. Herkes ona " Mirze " diye hitap eder ve sayg gsterirlerdi. u anda Nahivan Cumhuriyetinin stadyumu onun adn tar. Yavuz Ahundlu 1932. yln ekim aynda 6 yan tamamlam ve ilkolula balamtr. 19341935 ders ylnda okurken Azerbaycan maarif komiseri Ta ahbazi Simurk Nahivana gelir. Kk Yavuzun okuduu okulda bulunur ve ocuklarn derecelerini kontrol eder. Yavuz ve Sona adl bir kz 4. snfa geirir. Bylelikle Yavuz eitimde 1 yl ne atlam olur. 1936-37 ders ylnda 5. snfta okurken pekiyi puanlarna gre M.Keflinin "turnalar" kitab hediye edilir, (ayn kitap onun ktphanesinde deerli bir kitap olarak durur. A..) Kitabn ttul sayfasnda yazlmtr. "4. Yavuz Ahundova 1. dnemde pekiyi notu aldndan dolay 1936-37 ylnda dl verilir. Mdr M. Memmedov 21.11.1937" 1941 ylnda 9. snf bitiren Yavuz 10. snfta okuyas olmad. Nahivanda yeni alm iki yllk niversiteye bal ksa zaman hazrlk kursunu bitirip ve niversitenin fizik ve matematik fakltesini kazand. Ama orada 1 ay okuduktan sonra eitimini yarm brakp 3 aylk hesaptarlk kursunda okudu. 1942 ylnn sonlarnda babas orduya alndktan sonra o, 1943 ylnn ocanda, yani 16 yanda emek ilerine balam ve nce Nahivan ehrindeki Boroilav kohozunda, az sonra ise Nahivana bileik Sovetabad (imdiki Hoto-iAi) kyndeki kolhozda mhasebe yardmcs olmu ve bu esnada kendini ve kocas rahmetlik olmu ve byk olu orduya gitmi teyzesinin ailesini (2 kii) besliyordu. 1945 ylnda sava bittikten sonra 18 yandaki Yavuz Nahivan retmenler niversitesinde tarih-floloji renmek iin zor ilmi aratrmalara

bilig-4/K97

201

balayp, Cumhuriyet elyazlar fondunda, farkl ariv ve ktphanelerde tutulan nemli senedleri, devri matbaa ve eitli alimlerin "Dumanl, Tebriz" roman hakknda yazdklarn derleyip toplayp 3 yl iinde nemli bir ilmi eser ortaya karr. Bak Devlet niversitesi Azerbaycan edebiyat tarihi blmnn emekileri Penah Halilov ve nayet Bektainin reyleri /istekleri/ esasnda Y. Ahundlunun ilmi almas 14 ubat 1964 ylnda /protokol No: 19/ korunma tavsiye edilir. Filoloji fakltesinin ilmi uras Prof. E. Abdullayevin bakanl ile bu yln ubat aynn 26'snda kofedrann tavsiyesini mzakere edip, Yavuz hocann ilmi almasn mdafaya brakp ve Azerbaycan EA'nn muhbir yesi Hamid Arasln ve Filoloji ilimler aday /imdi akademiktir. A../ Bekir Nebiyevi resmi danman tayin eder. ilave rey iin Azerbaycan EA Nizami adna Edebiyat ve Dil niversitesine gnderilir. niversitenin ilmi uras akademik M raliyevin mdrl ile martn 30'da /protokol N: 5/ yksek lisans yapp, ilim adamna laik kabul edilir. 1964 yl Mays aynn 27'de Yavuz hoca Bak Devlet niversitesinin filoloji fakltesinin ilmi rasnda adaylk seminerini yrekten anlatyor. lmi bakan Feride Vezirovann 10 Eyll 1963 ylnda yazd ve seminer zaman okuduu reyini gzden geirelim: "250 sayfalk seminer zor ve zahmetli emein sonucunda yazlmt. retmen M.S. Ordubadinin olduka zengin arivine bakarak kendi eseri iin Hayli fakltesini kazanm 1947 ylnda stn baar diplomasyla bitirir. O ylda Bak Devlet niversitesinin filoloji fakltesine girer ve 1952 ylnda niversiteyi master diplomasyla bitirir. niversitenin ilmi ras onun yksek lisans yapmasn ister. Yavuz Ahundlu talebeyken evlenmi ve 2 ocuk babas olmasndan dolay nerilen teklifi kabul etmedi. Onu atama ile Nahivan retmenler niversitesine retmen olarak gnderdiler. Fakat niversite kapandnda o, ortaokullarda almak zorunda kalr. Dorusu sylemek gerekirse onu Nahivan ehrindeki iigenler okuluna ders hisse mdr tayin ettiler. Bylece Yavuz Ahundlu eitim-retim vermeye balayarak Nahivan ehrindeki farkl okullarda

retmen, ders hisse mdr ve okul mdr grevinde bulundu. O sk sk radyoda matbuatda konuma ve yazlar yapt, "Birlik" cemiyeti hatyla seminerler verir. Kendi sanatnda da metodik tavsiyeler hazrlar, yksek lisans yapmaya karar verir. 1958 ylnda babasnn zamansz lm onun yksek lisans yapma arzusunu olanakszlatrr. Fakat Yavuz hocann ilmi ilere ok byk ilgisi vardr. Nihayet, Bak Devlet niversitesi filoloji fakltesinin ilmi ras 13 ubat 1961 ylnda /protokol No: 5/ "M.S. Ordubadinin' Dumanl Tebriz roman konusunda adaylk almas Yavuz Ahundlya doentlik iin tasdik edilir. nl yazar ve alim Mir Cellal Paayevin Mdr olduu Azerbaycan edebiyat tarihi blmnde M.S. Ordubadi neslinin fedkar aratrmac doent Feride Vezirovann ilmi rehberliiyle Yavuz Hocann, byk sanatkrn eserlerinden birinin bilgilerini toplamay bilmitiki, bu bilgilerin ou edebiyat aleminde imdiye kadar bilinmeyen ilk defa kullanlan bilgilerdir. Resmi makamlar ve konuma yapan seminerciler esere byk deer verirler. "Y. Ahundov bak asndan hazrlkl, fikirlerini ak ve ilmi bir dilde aklamtr. Yazm olduu; konuyla ilgili btn ariv belgeleri, o devrin matbuatna ve modern yazl eserlerine eittir." (Mehmet Arasl 8 Mays 1964) "Bizde dnyoruz ki Y. Ahundlu Cumhuriyetimizin bakentinden ve ilmi aratrma merkezlerinden yksekokullarn ve zellikle elyazmala-rndan hayli uzakta faaliyet gsteren mlayim bir retmenin, alkan bir aratrmacnn imknlarndan da fazla iyi bir seminer yazm, uzun yllarn, byk abalarn mahsl olan bu eseri yazmtr." (Bekir Nebiyev 20 MAys 1964) "nl edebiyat Aziz erif Moskovadan gnderdii reyinde yazyordu." : "Y. Ahundlunun ilmi aratrmas, nl Azerbaycan yazarnn yaratclna ve onun iyi romanna objektiflimi yaklam ile seilir. Eserin mspet yn udur ki yazar romanda olan ve zamannda aratrmaclarn gzden kard bir sra mhim kusurlar doru grr...

bilig-4/K97

202

Tmyle eser Azerbaycan edebiyatnn ciddi problemlerinden biri hakknda yazlm ilmi bir aratrmadr. (Aziz erif filoloji ilimler doktoru 27 Nisan 1964 Moskova) Yanya Seviyodun 5 Mays 1964 tarihinde "Y. Ahundlunun dili doru ve aydndr. Grlyor ki, uzun zamandan beri ortaokulda retmenlik yapmas mantkl ve devamldr. Yavuz hocann seminerine Ekber Erivanl, Latif Hseyuzade, Muharrem Bayramov (Erivandan), ilmi aratrma pe-dogoji ilimler niversitesinin elemanlarndan Cemal Ahmedov Aziz Efendizade, Mir Abbas Aslanov ve dierleri olumlu oy gndermilerdi. 1965 ylnn Ocak aynn 16'snda Aziz erif Moskovadan Yavuz hocaya yle bir telgraf gnderir. "in ocan 13'de onaylanm tebrik ederim." Bundan sonra da Yavuz hoca yinede pedo-goji ve ilmi almalarn devam ettirir. Muhtar Cumhuriyetin modern hayat ynnde faaliyet gsterir. 1965 ylnn haziran aynda Bak'de Nah-ivan gnleri kutlanyordu. Bir nedenle Yavuz Hoca Bakde eitli toplantlarda alimlerle rencilerle, emekilerle Nahivann edebiyat ve medeniyet pedogojisi hakknda konumalar yapt. O gnlerde onun Bak gazetelerinde Nahivan yazarlarnn yaratclna dair birka makalesi yaymlanmtr. 1965 ylnn Ekim aynda Y. Ahundluyu Muhtar Cumhuriyetinin Eitim lerinin Bakan setiler. Bu grevde 2 seneye yakn almt ki Nahvanda ok nemli bir olay oldu. 1967 yl Eyll aynda yerli ilim adamlar ve cemiyetin srarl talebleri sonunda Azerbaycan Devlet pedogoji niversitesinin Nahivan ubesi ald. Yavuz Hoca ubenin Mdr Yardmcs ve bahocas gibi greve balad. Bu Yavuz hocann aklna yatan bir iti. O byk hevesle seminerler veriyor, yeni yksekokulun toplam 1-2 hocas 100'den fazla talebesiyle gzel almalar yaplyordu. Biz o zaman Yavuz Hocann nasl hevesle altn imdi hatrlyoruz. O, yorulmak bilmeden edebi dncelerin, eitli grmelerin gerekletirilmesine, rencilerin ilmi aratrmalarna rehberlik

ediyor. Bedii z faaliyet idman yarmalar gibi ilerin ncs oluyordu. Y. Ahundlu 1969 ylnn Ekim aynda doent olduktan sonra ra mdr yardmcl grevinden ayrlarak niversitenin yeni alan Azerbaycan Dili ve Edebiyat blmne rehberlik etmeye balad. Blmn oluumunda edebiyat, Azerbaycan Dili, yabanc diller ve Rus dili blmleri almt. Yavuz hoca edebiyat blmnn rehberliini devam ettirir. 1970 ylnn sonlarnda Y. Ahundlu edebiyat blmnn bakan olur. Ayn zamanda 1974-79 yllarnda niversitenin eitim ve ilmi ileri zere prorektr, 1986-88 yllarnda Tarih-Filoloji Fakltesinin dekan olmutur. Yavuz hoca ister blm bakan gibi, isterse eitli grevlerde alt zaman genlere daima ilgi gstermi, yetenekli genlerin niversitede kalmasna yardmc olmu, onlarn zamannda yksek lisans yapmalar iin her tr imkn yaratmtr. Ksa zamanda onlarca gen retmen, bu arada bu satrlarn sahibi de yksek lisans tezinin Meliz Yavuz Hocann yardmyla vermilerdir. u gerei sylemek yeterlidir ki, Yavuz hocann zellikle ders verdii; Azerbaycan Dili ve Edebiyat ihtisasn bitiren talebelerinden biri doktorluk 12'si ise namzetlik tezini baaryla vererek alimlik derecesi alm ve onlardan 6's u anda profesrlerle ayn ekipte alyor. (Genellikle, onlar niversitenin eitli ihtisaslar zere elemanlarndan 1 kii ilmiler doktoru, 54 kii ilimler namzeti alimlik derecesi almtr. A) Y. Ahundlu prorektr olarak alt yllarda niversitenin maddi olanaklarn artrm ilmi aratrmalarn gelimesinde de ayr ayr blmler zerinde ders planlarnn hazrlanmas ynnde aba gstermitir. Yavuz hoca bu yllarda ilmi aratrmalarndan bir an olsun ayrlmyor, kendi ilmi yaratcln hevesle devam ettiriyor. Bunun sonucunda BDV'nin rektr F. Barzadenin 20 Mart 1973 (No:8) tarihli emri ile "Azerbaycan tarihi roman" konusu Y. Ahundlunun doktorluk tezi olarak kabul edilir.

bilig-4/K97

203

.A.'nn "Modern ada dnya edebiyatnn inkiaf safhalar" meseleleri aratrma rasnda, eserin ilmi meziyetlerini gz nne alp, bu konuyu tasvip eder. Yavuz hoca sabr ve inatla aktel konu zerinde ciddi aratrmalar yapar. Rus ve dnya edebiyatnda tarihi roman yorumunun gzle, estetik prensiplerini derinden renmeye balar. Onun bu yllarda tetkik ettii konuyla ilgili eitli gazete ve dergilerde onlarca makalesi yaymlanmtr. 1975 ylnda "tarihi roman ve muassrlk" kitap [(2C.)V. hacminde A.) 1979 ylnda ise "Azerbaycan tarihi roman" adl, nl alim [(13. 2C) v hacminde A..] nl edebiyat, A. Zamanovun ilmi redaktrlyle baslmtr. Eser edebi ve ilmi cemiyetler tarafndan ilgiyle karlanm hakknda yazlar yazlmtr. Byk eletirmen, filoloji ilimler doktoru Yahya Seyidov bu kitap hakknda yle yazmtr: Muallim, 50 yl iinde (yaklak) Azerbaycan yazarlarnn kalemlerinden km tarihi romanlar okuyup renmi, onlar hakknda yazlanlar biryere toplam ve genelleme yapmtr. Yavuz Ahundlu bedii edebiyatta kendi aksini bulmu belirli tarihi olaylarla ilgilenerek eitli tarihi kaynaklara bavurmutur. Eserde grld gibi, o, Azerbaycan el yazmalar fonunda, byk edip M.S. Ordubadinin ve bu arivlerde alm ve sonuta bir sr nemli fikirleri ilk defa aratrp kaydetmitir. Prof. Davud Haciyevinin Doent Sadk krovun ve dierlerinin de eser hakknda olumlu fikirleri basn-yaymda yer almtr. BDV'nun modern Azerbaycan blmnn 26 Eyll 1979 ylnda (protokol No:3) Yavuz Hocann doktorluk tezini mzakere edip mdafaya layk grmtr. BDV'nin filoloji fakltesinin ilmi ras 24 EKim 1974 ylnda (protokol no: 22) tezini genie mzakere ederek mdafaann dzenlemesi iin Azerbaycan .A. nizami Edebiyat niversitesine gnderilmesine karar verilir. O zaman Moskovada yksek attestosyada komisyonu ilmi ileri, esasen doktorluk ilerinin mdafasnda ciddi koullar koymutu ve mdafa blmlerinin saysn sabitlemiti. BDV'da filoloji dalnda doktorluk tezinin mdafa ras yoktu. Nizami Edebiyat niversite-

sinde kurul tarafndan mzakere edildikten sonra, (bu mzakere 2 seneye yakn srd) 1981 ylnn sonunda Nizami Edebiyat niversitesi Y. Ahundlunun doktorluk tezini mdafaya brakr. Ve resmi otoriteler tayin edilir. 1982 ylnn Mays aynda tezinin asl baslr. Daha sonra Moskovada yksek komisyonun blteninde tezinin mdafas iin iln verilir. Mdafa 1983 ylnn Mart aynn 4'de Nizami adna edebiyat enstits ihtisaslam rasnda niversitenin dekan Azerbaycan .A.'nn muhbir ye E. Mirahmedovun bakanl ile toplanr. in ilmi meziyetlerini deerlendirmek iin baz reylerden rnekler vermek yararl olur. Resmi oparent Prof. Cengiz Hseyinovun gr de; (eser hakknda) "...eser tarihi kronoloji plannda yazlmtr. Muallimin setii bu ilmi yol, hem ortaya koyul mu problemlerin daha gereki ve mantkl bir e kilde halletmeye, hem de Azerbaycan tarihi roma nnn inkiafn devam ettirmek ve

sistemletirmek iin merhaleler zerinde tasnifin (aklamasnn) olumasna imkan yaratr. " unu da vurgulayalm ki C. Hseyinovun gr edebi yat ve nce Senet gazetesinde (18 Mart 1983 No: 11) tamamyla baslmtr. Prof. Kulu Halilov ahsi grn yle bildirir; "Azerbaycan halknn tarihini gzden geirmek, onun gelime safhalarn aratrmak ok deerli ilmi ve naziri edebiyatn derinden renmek, byle ciddi bir konuya objektif bilimsel bir alaka gstermek btn bunlar eser sahibinin ilmi seviyesini ve eserin zelliklerini gsterir (14 ubat 1983)" Prof. Abbas Hacyevin gr "Aratrma iin tam anlamyla yle diyebiliriz ki, Yavuz Ahundlu hocann konusunun tekrar edilmez rneidir. Onun modern basksyla, derinden kavrayp tahlil ettii eserlerin ounu, devrin yksek inkiaf talepleri bakmndan yaklamtr. Tezde Azerbaycan tarihi romanlar tam alnm, onlar devrin edebi prosedryle ok ynl tahlil edilmitir... Eser uzun yllarn zorlu, ok ynl ilmi aratrmalarnn rndr. (12 ubat 1983)" nl yazar ve alim Nirze brahimovun gnderdii fikirler "Bu ilmi eserin" Azerbaycan tarihi

bilig-4/K97

204

roman" takdire ayan ynlerinden biri, aratrmada bal kalnm materyallerin geniliindedir. leri srlen fikirler yalnz Azerbaycan tarihi romannn edebiyatnn tecrbesini deil Rus ve dnya edebiyatnn birok nl yazarnn, bunlarla beraber alimlerinin de eserlerini esas alr. Azerbaycan tarihi romannm inkiafna eitli halklarn edebi estetik fikirleri ve yetenekleri ile kyaslamak, aratrmay, tezde onun genellemeler ve milli hususiyetlerini daha doru bir ekilde ortaya karma imkan verir. Mirze brahimov Azerbaycan A.t.A. Halk Yazar 26 2 1983 BAK Mdafa rasnda eitli yerlerden gnderilmi birka eyde okunmutur. Prof Abas Zaman-su, Kmran Memedov, Habib Babayev Filoloji nemzedi (imdi, ilimler doktoru A..) sa Habibeyli air dramatur Lamzik Muhtar konuup eser hakknda kendi fikirlerini sylemi ve tezin ilmi faydasndan szetmiti. Yksek nceleme komisyonu 4 Kasm 1983 ylnda Y. Ahundluya filoloji ilimler doktoru, alimlik derecesinin verilmesini onaylar. 1985 ylnn Maysnn 12'sinde ona Prof. nvan verilir. Yavuz hoca bundan sonrada ilmi aratrmalarn devam ettirir 1988 ylnda "yazar" neriyat onu "tarih ve roman" adl yeni monografiyasn [104 V hacminde A..]) monografyas baslr. Azerbaycan Cumhuriyetinin bakanlar kurulunun 29 Aralk 1990 yl 584 Nolu kararyla Nahvan devlet pedogoji niversitesine evrildi. 1 sene sonra Azerbaycan bamszln elde etti. Bu olay Yavuz hocann daha da iten almasna sebebiyet verdi. irkin ellerin kt niyetiyle ortaya kan Karaba sorunu baladktan sonra alim televizyon ve matbuatta defalarca deme verdi. Karaba hadisesinin kk ve kaderiyle ilgili tarihi dil ve edebiyat meseleleriyle ilgili makaleler yazmtr. Esasen nl edip M.S. ordubedinin 1911 ylnda bastrd "kanl seneler" ilk defa olarak geni bir ekilde aratran Prof. Y. Ahundlu Cumhuriyetini eitli gazete ve dergilerinde imdi bile nemini kaybetmeyen eser hakknda birka makale yazmtr. Tahranda baslan "Varlk" dergisinin 1995 yl 98-3 saysnda yaymlanm "Kanl senelerin ibret dersi" makalesi ermeni fitnesini komu lke okur-

larna aktarmakta ok nemli olmutur. O hadiseler baladktan sonra tartmann tarihi kklerini nedenlerini ve imdiki gidiatn anlayabilmekteyiz. Prof. ayn zamanda dil, tarih, alfabe, edebiyat meselelerine dair onlarca deerli makalelerle Cumhuriyet yaynnda hamle yapmtr. Son yllarda karde Trkiyede gerekletirilen uluslararas Kongrelerde konuan prof. Y. Ahundlu bu konferanslar da bir dizi ilgin konuma yapmtr. Greve Azerbaycan .A.'nn yedek yesi (imdi asli yesi A.) Bahtiyar Vahapzadede olumlu fikirler sunmutur. "Azerbaycan tarihi roman" adl eseri Y. hundlunun uzun yllar devam eden ciddi aratrma ve gzlemlerin sonucudur. Y. Ahundov edebiyatmzda tarihi roman yazmnn yaratlmas ve inkiafn yazmn dikkate deer estetik . Azerbaycan edebiyatnda ilk defa sistematik bir ekilde aratrmay amalamasdr. Muallim Rus ve Azerbaycan dillerinde yaymna ait gzde materyalleri her ynyle renmi, uygun grdke, inklaptan nceki Azerbaycan matbuatndan istifade etmitir. O, dnya, Rus ve Azerbaycan alim ve yazarlarnn eserlerinde, rnekler gstermekle Azerbaycan tarihi romannn kendine has ynlerini genellemi, onun yeni, nemli bir edebi deer olduunu gstermitir. Y. Ahundov "Azerbaycan tarihi romannn" mimar M. S. Ordubadinin tarihi romana dair grlerini, onun eserlerinde, zellikle yaymlanmam, bu nl sanatnn tarihi roman alanndaki almalarn geni ekilde izlemitir. Aratrma M.S. Ordubadi ile beraber M. Arif, M. Hseyin, M. brahimov, S. Vurgun ve dierlerinin tarihi yayna ait grlerine dayanarak Azerbaycan edebiyatnda tarihi romann yarrna imkanlarn kendine has ynlerini izah etmitir. Eserde ilgin ynlerden biri de Azerbaycan edebiyatnda tarihi yaymn uzun yllar gzlenmesidir. Yazar nizamiden balayarak bu yaymda yazlm farkl farkl eserlerden rnekler verir. Yaymla ilgili eitli grleri sunar, bununla beraber modern ada Azerbaycan edebiyatnda tarihi romann 30'lu yllarda ktn kabul ediyor. Azerbaycan tarihi romannn genel edebi prensiplerle ilikili ekilde aratrlmas da eserin

bilig-4/K97

205

faydalarndan saylmaldr. Meselenin bu ekilde aratrlmas ve teekkl farkl farkl tarihi eserleri doru deerlendirmekte yazara yardmc olur. Eserde edebiyatmzda yaratl tarihi romanlarn aklamas esas olarak yaplr. Bu romanlar ilk defa geni olarak tahlil edilmi, hatal ve eksik ynleri, edebiyatmzn genel inkisafnda ki yerleri doru olarak deerlendirmitir. "B. Vahapzade 20 Nisan 1979" 1994 ylnn 12-16 eyllnde Ankarada yaplan 12. Trk tarih kongresinde "Karaba meselesinin tarihi kkleri" hakknda baz kaytlar, 1995 yl ekiminin 3-6'snda KKTC'de yaplan 3. Uluslararas Atatrk Sempozyumunda "Atatrk ve Azerbaycan milli azatlk hareketi" konusundaki konumalar dikkate ayandr. Onun nl edip M.S. Ordubadinin anlaml hayat yolunu ve zengin yaratcln geni ekilde aksettiren (204 V hacmindeki) monografiyas basma srlmtr. u anda Yavuz hoca 3 yeni eserini tamamlam ve basma

hazrlamtr. "Benim Yurdum Nahivan" adl edebi kaytlarnda Nahivanda domu nl ilim ve medeniyet adamlar ile yazarlarnn yaratcl konusundan bahsedilir. "Nahivanda edebi inkiaf kitabnda ise 1920-90 yllarnda Nahivan edebi muhitini geni ekilde inceler. 3. kitab ise "akarlk nda dnceler adndadr. Burada yazarn eitli yllarda yazd politik makaleler toplanmtr. Dileimiz udur ki, yardmsever hemehrilerimiz bu eserin akmas iin yardmlarn esirgememelidir. Yavuz hoca onlarla ilmi almalara rey verip, on kadar doktorluk ve namzetlik tezinin mdafasnda resmi operant olup, bu arada nl air ve nl alim merhum Halil Rza'nn doktorluk almasna operantlk etmitir. mrnn olgunluk an yaayan prof. Y. Ahundlu yine cokun bir ihtirasla yaratmakta, genliin eitim ve retim meselesine yakndan ilgi gstermekte, ona salk, uzun mr ve yeni yeni yaratclk uurlar diliyoruz.

bilig-4/K97

206

SAZON SAYMOV SURAZAKOV (1925-1980)

Altay Trklerinden folkorist, edebiyat bilimci, air, yazar Sazon Saymovi Surazakov 23 Kasm 1925 tarihinde Mayma blgesinde Saydu kasabasna bal Akkoo (Ak Kob) adl yerde ailesinin on beinci ocuu olarak dnyaya geldi. Bir kam olan babas Saym Matyevi Ak-Koo kolho-zu kurulduunda ailesiyle birlikte bu kolhoza girdi. Daha sonra Surazakov ve ailesi AkKoo'dan verst uzaklktaki Kaynzur'a tand. Sazon'un ocukluk a Ak-Koo ile Kaynzur adl yerde geti. O babasnn topuur alarak syledii destanlar ve annesinin anlatt masallar dinleyerek byd. Fakat Sazon'da en byk tesiri iyi bir kojoncu olan amcas Mokolu ile onun destanc arkada Soyongoev Takpaa brakmtr. 1932 ylnda Sazon'un anne ve babas Orta Sayds'a gerek, buradaki kolhoza girdiler. Sazon Sayds'daki ilkokulu bitirerek, 1938-1941 yllarnda Dalk Altay'da ve Biysk'te maddi skntlar iinde renimine devam etti. Ablas Zoya Saymovna'nn bildirdiine gre Surazakov bu dnemde yiyecek alacak paras olmad iin paltosunu satm ve btn k arkadalarndan ald gmlekleri st ste giyerek geirmek zorunda kalmtr. Sazon Saymovi Surazakov 1942 ylnda Moskova'dan Oyrot-Tura'ya (imdiki GornoAltay) nakledilen pedagoji enstitsne devam etti. Burada nl Trkolog N.A. Baskakov'un rencisi oldu. Enstitde renimine devam ederken, Altay Trklerinden P.V. Kuiyak'n tevikleriyle nl Altay kays (destan anlatcs) N.U. Ulagaev'den derlemeler yapt. Bu destancdan derledii Er-Samr, Kan Kkln, l Kan nti, Kara Attu Kan-Kler, okl Mergen, Boydon-Kki, Bark-Bk destanlarn hocas N.A. Baskakov "Dialekt ernevh Tatar" adl eserinde dil ynnden incelemitir. 1943 ylnda henz renciyken Sazon'u askere alarak cepheye gnderdiler. 1944 ylna kadar S.S. Surazakov II. Dnya savanda Rus ordusunda yer ald. Bu savata sa kolundan ve elinden yaraland. 1946 ylnda asker hasteneden karak Baskalov'un daveti zerine Moskova'daki Lenin adl pedagoji enstitsne girerek renimine devam etti. S.S. Surazakov, Moskova'da renim grd yllarda Altay destan anlatclarndan Aleksey

brahim DLEK ______________________________________ Gazi . Fen-Ed. Fak. Trk Dili ve Ed. B. Ar. Grevlisi

bilig-4/K97

207

Galkin'le tanarak ondan 7738 msralk en uzun Altay-Trkdestan olan Maaday-Kara destann derledi. Bu destan 1973 ylnda Moskova'da Surazakov'un Rusaya evirisiyle hem Altay Trkesiyle hemde Rusa olarak "Maaday-Kara Altay Kay rk -Maaday-Kara Altayskiy Geroyeskiy Epos " (Maaday-Kara Altay Kahramanlk Destan) adyla yaymland. Esere .V. Duhov Altay destanclk gelenei ile ilgili bir yaz yazmtr. Surazakov ise destan anlatcs A.G. Galkin'in biyografisi, repertuar, Maaday-Kara destannn varyantlar hakknda bilgiler veren drt makale eklemitir. Ayrca eserde B.M. ulgin'in Altay-Trk destanlarnn mzikalitesi ile ilgili bir almas da mevcuttur. Surazakov 1949 ylnda yine A.G. Galkin'den Temene-Koo, Kan-Kapkay, Kgtey-Kkin ve Boodoy-Koo destann derledi. Bu tarihten itibaren bugn on ikinci cildine ulam "Altay Baatrlar" adl Altay-Trk destanlar antolojisinin derlenmesine ve neredilmesine byk emekleri geti. Kendisi de bir Altay Trk olmas hasebiyle Suraza-kov'un yapt derlemelerin Altay Folkloru asndan deeri ok byktr. S.S. Surazakov devam ettii enstity bitirdikten sonra drt yl lisans st eitim yapt. 1950 ylnda dil ilimlerinin kandidad nvann ald. 1973 ylnda 212 Altay-Trk destanndan yararlanarak yapt "Etap Razivatya Altayskogo Eposa " adl almasyla profesr oldu. Bylece o Altay Trkleri arasndan yetien ilk akademisyen, ilk profesr olmutur. Henz 27 yanda iken Dalk Altay'da alan Tarih, Dil ve Edebiyat Enstitsnn mdr oldu. Bu enstitnn kurulmas srasnda ektii zorluklar S.Kataev onun azndan yle nakleder: "Enstit kurulduunda, bize yalnzca drt oda verildi. Burada alacak insan ve ktphanemiz yoktu. Enstitnn kadrosu tamamlandktan sonra evimdeki kitaplar getirerek burada bir ktphane kurdum. Daha sonra Moskova'ya giderek oradan kitaplar getirdim." Hayatnn bundan sonraki blmnde bu enstitnn tam teekkll bir ekilde almasn ve burada alacak olan ilim adamlarn yetitirmekle birlikte Altay folkloru zerinde yapt almalara adad. Onun yukarda bahsedilen Altay-Trk destanlar antolojisine katklarnn d-

nda Altay folkloru ve edebiyatyla ilgili bir ok eseri mevcuttur. Bu eserleri unlardr: "Altay Literatura" (1962), "Altay Albatnn, Oos Tvorestvoz" (1960), "Geroyeskoe Skaznie Ob AltaeBuae" (1961), "P.V. Kuiyak" (1957), "Kay N. Ulagaev" (1961), "Geroyeski Epos Altaytsev" (1958), "Altay Folklor" (1975), "Altay Kep le Ukaa Sstr" (1956), "Altay Albatnn md Sstri" (1961). Yazarn bu eserlerinin bir ounun Altay Trkesiyle kaleme alm olmas bizim iin ayrca nemli bir husustur. Yukarda adlar zikredilen eserlerinde Surazakov Altay-Trk folkloru ve edebiyat zerindeki incelemeleriyle bu konulardaki almalara bir sistem dahilinde yn vermitir. Bu eserlerinden; air, yazar, folklorist Pavel Vasilyevi Kuiyak ve destanc Nikolay Ulagaevi Ulagaev hakknda yazd biyografik eserleri daha sonra onun Altay-Trk edebiyat ve folkloru sahasnda yapaca kapsaml almalarnn temelini oluturmutur. Mesela, "Altay Literatura" (Altay Edebiyat) adl 202 sayfalk eserinde Altay-Trk Edebiyatn dnemlerine ayrm balangcndan kinci Dnya Sava sonrasna kadar teorik ve kronolojik adan inceleyerek Altay-Trk edebiyatnn nemli isimleri olan M.V. evalkov, M.V. Mundus Edokov, P.A. agat Stroyev ve P.V. Kuiyak'n biyografilerini vererek edebi ahsiyetleri zerinde durmutur. Surazakov 1975 ylnda yaymlad ve hocas N.A. Baskakkov'a ithaf ettii 231 sayfalk "Altay Foklor"isimli eserinde ise Altay-Trk folkloruna ait trler, bu trler zerindeki almalar zerinde durmutur. Yazarn en nemli eserlerinden olan ve lmnden be yl sonra 1985 ylnda Moskova'da Rusa olarak yaymlanan "Altayski Geroieskiy Epos" adl 256 sayfalk eserinde ise Altay-Trk destanlarnn muhtevalar, teekkl devirleri ve "Altay-Buuay", "MaadayKara", "K-gtey" destanlarnn varyantlar zerinde durmutur. Surazakov kendisinin ve birlikte alt folkloristlerin yapt derlemeleri de deerlendirmitir. Bunlardan 267 Altay-Trk atasznn yer ald "Altay Kep Sstr l Ukaa Sstr" adl eserini 1956 ylnda yaymladktan sonra 1961 ylnda ataszleri, bilmeceler, kojonlar, efsaneler, baz AltayTrk oyunlar ve alk szlerinin yer ald

bilig-4/K97

208

71 sayfalk "Altay Albatnn md Sstri" adl eserini yaymlamtr. S.S. Surazakov'un Altay-Trk folkloru ve edebiyat zerindeki almalarnn yannda bir air ve yazar olarak dikkate deer eserleri mevcuttur. O lm almalarnn yannda 1949 ylndan itibaren edebiyatla da megul olmutur. Bu tarihten itibaren onun iir ve hikyeleri "Altay'n Dalarnda" adl seride ve mahall gazetelerde kmaya balamtr. 1954 ylnda S. Surazakov'un "Stihter le kuundar" (iirler ile Hikyeler) adl ilk antolojisi neredildi. Ondan sonra "Sgen terim" (Sevdiim Yer) (1959), "Kuundar" (Hikyeler) (1960), "Tuuladn Eezi" (Dalarn yesi) (1962), "ankr enir" (akr Akam) (1966), "Kay" (Destanc) (1966) ve "Est takoy narod" (Byle Millet Var) (1975) adl kitaplar neredildi. S.S. Surazakov 1958 ylnda RSFSR'nin yazarlar birlii yesi olmutur. S.S. Surazakov iir ve hikyelerinde daha ok Sovyet dzeninin getirdii yeni deimeler ve buna bal olarak deien gnlk hayat ve dnceleri ilemitir. Onun u tarz eserlerinde Sovyet edebiyatnn adeta btn Sovyetler Birlii'nde tekdzelik gsteren tema ve ifadelerine rastalamak mmkndr. Mesela "Ulu Gaye" adl iirinde Surazakov kominizmin insan hayatna getirdiklerini "Ne tarafa baksam ehirler kuruluyor, ne tarafa gitsem motorlar alyor" eklinde ifade etmeye alr. Ona gre Sovyet halknn yce gayesi btn insanln da ortak yce gayesi olmaldr. Bu gaye kominizmdir. Halkn huzur iinde yaamas, mutlu, rahat hayat srmesi bu kelimeye baldr. S.S. Surazakov "Dalarn yesi, Biziz" adl iirinde Altay Trklerinin inanlaryla kominizm sistemini ve modernizmi mukayese eder. Sovyet insann dalarn, nehirlerin "iyelerinden" korkmad, ona inanmadn, insan tabiata balamak yerine, tabiat kendisine balayarak ondan ok fayda saladn anlatmaya alr. iir yledir:

Eeeeey! Menin mime Mim nder karuzn berdi. Ol nder baka baka, Te onoz omok, snil bold. Kenetiyin menin sanaama Ozogo ulustn kuun kirdi: "Biyik krdn bajna kkan kiji unukpas edi. Tuular eezinen taltanp, Tab kar bay dtn edi. " Mn sananp, katkm keldi: Kandy andy tuular eezi?! Ulust unukttrbay trgzerge Kamdardn tapkan tgni! Mekele tond kolgo ttkan Mekei (anmalar antarlgan! Emdi luulardn eezi-bis! Eeeeeey, keen Altays!

Dalar n yesi
Byk dan zirvesine ktm Buradan btn Altay grnyor. Altaymn artc gzellii! Sevinten haykrasm geldi. Eeeeeey! Benim sesime Binlerce ses karlk verdi. O sesler baka baka, Fakat hepsi mkemmel, sevgi dolu. Aniden benim aklma Eski insanlarn hikayesi geldi. "Byk dalarn bana kan kii ses karmazd. Dalar iyesinden ekinip, Sessizce ekip giderdi "Bunu dnnce glesim geldi: Bu nasl dalar iyesi?! nsanlar sessizce yrtmek iin Kamlarn bulduu yalan! Hileyle halk ellerinde tutan Hilecilerin dzeni devrildi! imdi dalarn iyesi biziz! Eeeeey, gzel Altaymz! Buna ramen Surazakov'un edebi eserlerinde iinde yetitii sistemde kendine yer bulmaya alan bir bilim adamnn istekleriyle vatanna ve milletine duyduu sevgi ve ballk hislerinin elikisi vardr. Onun eserlerindeki bu eliki en gzel ekilde "Andy Albat Bar" (yle Millet Var) iirinde gze arpar. Bu iir yledir:

T n lard n Eezi

Biyik krdn ajzna ktm Bastra Altay mnan krnet. Ba-taa, Altaymnn tarajn! Snip, kygrar kininim kelet.

bilig-4/K97

209

And y Albat Bar!


Men knbadtan kelgen burjuyla ermektekem. Ol boyun uemy dep ayikan. "Men altay" deerimde, ol biitpegen. "Andy albat bar da? " degen. Eh, burjuy! neni sege aydar? Bilerim slerdi, uyalbas tanmalardi. Sler menin kiinek albatmd Kartadan ek krp salganaar. "Altay baylk, albatz kiyik. r kpas, sps " deskeneer. Azydan beri, Trlime mzamp, Terimdi blaap alarga trgeneer. Tok, burjuy, andy albat bar! Tuulu Altay, trlim de bar! Slerdiy burjylar biste de bolgon, Te Oktyabr olord talmap koygon. Onun beri kp tldar tti. Emdi, burjuy, tndetirip krli Slerdin le bistin tadn-trmisti, Kemibis artktaar, akalaar eme? Altan tl ulu Oktyabrga! Altan tl-zimnin tldar. Onogor kriger: kanayp tarangan Menin terim Akaydn tnlar! Menin albatm, rstu albat. Tayrap turu tuulardn baylg. Bistin kultura slerdiynen artk. Bistin iskusstvo slerdiynen biyik. Bis slerden eme te tabs emes, Slerdin amadugar bistiyine tetpes. Kederi tur burjuy tdmar. Men Allay kiji...Andy albat bar!

"Ahay zengin, halk yaban. Ykselmez, gelimez" diyorsunuz. Eskiden beri, Anayurduma ynelip, Yurdumu almak istiyorsunuz. Hayr, burujuva, yle halk var! Dalk Altay, vatanm da var! Sizin gibi burujuvalar bizde de vard, Fakat Ekim onlar yok etti. O zamandan beri ok yllar geti. imdi, burjuva, karlatrp grelim Sizinle bizim hayatmz, Hangimiz daha iyi, ilerde? Ekime altm yl oldu! Altm yl, gelimenin yllar. Hepiniz grn: nasl gzelleti Benim yerim Altay'n dalar! Benim halkm, mutlu halk. Yaylp duruyor dalarn zenginlii. Bizim kltrmz sizinkinden daha iyi. Bizim sanatmz sizinkinden yksek. Biz sizden alakta deiliz, Sizin gayeniz bize ulaamaz. Geride dur burjuva pis kokunu yayma. Ben Altay kii... yle millet var! Surazkov "Argmak" adl Altay-Trk efsanesinden esinlenerek yazd "Argmak" adl uzun manzumesinde ise baskc ve zalim bir kaan tarafndan anne ve babasnn elinden zorla alnm Aydar adl bir delikanlnn hrriyet mcadelesini anlatr. iirde Aydar'a bir ihtiyar gerekleri anlatarak ona yol gsterir, kurtulmas iin Argmak atn bulmas gerektiini syler. Bunu neticesinde gerekleri renen Aydar Argunak'n terini ierek yakaland hasatlktan kurtulur. Zalim kaann ak olduu Ay-Slu adl kzyla birlikte efsanevi at Argmak'a binerek kaar. Anne ve babasna kavuur. Kanatimize gre bu iir sembolik bir tarzda yazlmtr. iirde hrriyet mcadelesi anlatlan Aydar Altay Trklerini, Argmak at ise Altay Trklerinin kltr deerlerini temsil etmektedir. Yukarda ksaca hayat, ilmi ve edeb ahsiyeti hakknda bilgiler verdiimiz Sazon Saymovi Surazkov 10 Mart 1980 tarihinde lmtr. 70. doum yl dnmnde Dalk Altay zerk Cumhuriyetinin bakenti Gorno Altay'da bir anma gn

yle Bir Millet Var!


Ben gn batsndan gelen burujuvayla konutum. O kendisinin bilim adam olduunu syledi. "Ben allaym " dediimde o inanmad. "yle millet var m?" dedi. Eh, burujuva! Sana ne syleyeyim! Sizleri biliyorum, sizin gibi utanmazlar. Sizler benim kck halkm Haritadan silmek istiyorsunuz.

bilig-4/K97

210

dzenlenmi; Trkiye, Mooolistan, Bakurdistan, Dastan, Krgzistan, Hakasya, San Petersburg, Novosibirsk, Barnaul ve Kemerova'dan katlan ilim adamlar folklor, edebiyat, dil, tarih, etnorafya, arkeoloji ile ilgili tebliler sunmulardr. Bu

anma gnnn byk bir katlmla gereklemi olmas onun Altay-Trk folkloru ve edebiyatna hizmetlerini gstermektedir. Toplantda sunulan tebliler "Altay i Tyurko-Mongolskiy Mir" adyla 1995 ylnda Gorno-Altay'da neredilmitir.

KAYNAKLAR KATA, S. 1977 KATAEV, S. 1992 "Naukaga berilgen trm", S. Kataev, N. Kindikova, Altay Literatura Kereginde Sanalaar, Gorno-Altay. S.Surazakov, Altay Literatura, Gorno-Altay, M. Opongoeva, V.iinov, Altay Literatura, Gorno-Altay. KNDKOVA, N. 1994 PALKNA, P.A. TADIKN V.N. 1980 "Sazon Saymovi Zurazakov", Sovyetskaya Tyrkologiya, No:2. Mart-Nisan, Bak. Emdigi Altay Lirikann Keerdemi, Gorno-Altay.

KAZAGEEVA, Z. 1978

bilig-4/K97

211

BABEK OSMANOLU KURBANOV

Trk Milleti'nin dili, tarihi, corafyas, msiksi, felsefesi, antropolojisiyle ksacas Trk kltr ve medeniyetiyle ilgilenenler, eski Sovyetler Birlii'ndeki ilim adamlarnn Trkoloji sahasnda ne denli ilm ve cidd eserler vcuda getirdiklerini yakndan bilirler. Evet, Sovyetler'in, KGB'nin kendi ideolojisi, ama ve ihtiyalar dorultusunda yetitirip ynlendirdii, bu uurda faaliyete mecbur brakt, bu sayede de adn n plana kard deiik milletlere (Trk, Ermeni, Rus, Grc...vd.) mensup bir ok ilim adam (!) vardr. Ancak bir de bunlarn yan sra yapm olduklar ilm almalarla kendilerim ispatlam, n Sovyetler'in dna taarak uluslararas boyutlara ulam gerek ilim adamlarnn says da olduka fazladr. Bu ilim adamlarnn bir ounun Trk (Kazak, Krgz, zbek, Azeri, Tatar, Yakut...vd.) olular ise sevindirici, sevindirici olduu kadar da gurur vericidir. Sovyetler Birlii'nin dalp, Trk Cumhuriyetleri'nin tek tek bamszlklarn ilan etmelerinden sonra, bu cumhuriyetlerde, lkelerinin bamszl ve zgrl urunda yllarca mr tketen ve bu sebeple de devrin idarecileri tarafndan zindanlara atlp vatan haini damgas vurulan devlet adamlarnn, airlerin,yazarlarn, ilim adamlarnn kymetleri yeni yeni anlalmaya balanm; eserleri ba tac edilmitir. Eserleriyle Trk dnyasnn birlii ve btnl yolunda olaanst gayret sarf eden, her trl zorlua, gle ramen kalem faaliyetini bir an bile olsun durdurmayan ilim adamlarndan biri de Azerbaycan'n yetitirdii nl estetiki, filozof, mzikolog, sanatkr Prof. Dr. Babek Osmanolu KURBANOV'dur. Bir Azerbaycan Trk olan Prof. Dr. Babek Osmanolu KURBANOV, yapt orijinal aratrma ve incelemelerle, ortaya koyduu sekin eserlerle Trk dnyasnn paylalama-yan isimlerinden / ahsiyetlerinden biri olmu; kendi lkesinde olduu kadar dier Trk Cumhuriyetleri'nde de sevilip saylmtr.

Yrd.Do.Dr.Cengiz ALYILMAZ ______________________________________ Atatrk . Kzm Karabekir Eitim Fak r. .

Hayat
Babek Osmanolu KURBANOV, 9 Eyll 1939 tarihinde Bak'de dnyaya gelir. Babas

bilig-4/K97

212

Azerbaycan'n nl halk airi Osman SARIVELL, annesi Dr. Seyal SEDGIZI'dr. Be kardein ncs olan Prof. Dr. Babek Osmanolu KURBANOV, 1951 ylnda ilk renimini, 1956 ylnda orta renimini tamamlar. Ayn yl zeyir HACIBEYOV adna Azerbaycan Devlet Konservatuar Musiki Nazariyesi Blm'nde yksek renimine balar. Bu blmden 1962 ylnda mezun olur. 1963 ylnda Mehmet Emin RESULZADE Adna Bak Devlet niversitesi'nde Estetik anabilim dalnda yksek lisans renimine balar. 1966 ylnda, hazrlam olduu Musiki ile Edebiyatn Karlkl likileri balkl yksek lisans almasn tamalayarak Felsefe limleri Uzman unvann alr. 1967 ylnda Azerbaycan limler Akademisi Felsefe ve Hukuk Enstits Estetik ve Ahlak Blm'nde greve balar; 1981 ylnda da bu blmn bakam olur. Bedi Eserlerin Meydana Getirilmesinin Kanuna Uygunluklar adl doktora tezini Moskova'daki Akademik jri huzurunda baaryla savunarak 1982 ylnda Felsefe limleri Doktoru unvann alr. 1988 ylna kadar Azerbaycan limler Akademisi Felsefe ve Hukuk Enstits Estetik ve Ahlak Blm'ndeki blm bakanl grevini srdren Babek Osmanolu KURBANOV, baarl almalarnn ardndan nce doent, sonra da 1985 ylnda Estetik Profesr olur. 1988 ylnda Azerbaycan Devlet niversitesi Gzel Sanatlar Fakltesi'nin Felsefe Blm bakanlna getirilir. 1991 ylna kadar bu grevini srdrr. 1991 ylnda ise ayn fakltenin Medeniyet Tarihi ve Nazariyesi Blm'n kurar ve blm bakam olur. Prof. Dr. Babek Osmanolu KURBANOV, Azerbaycan'da ve Eski Sovyetler Birlii'ne bal bir ok cumhuriyetteki niversitede lisans, yksek lisans ve doktora seviyesinde felsefe, estetik, medeniyet tarihi, medeniyet nazariyesi, ahlak, musik tarihi, musik nazariyesi dersleri verir. Asistanlar yetitir; akademik jrilerde bulunur. Radyo ve televizyonlarda Trk kltr ve medeniyetiyle ilgili konumalar yapar. Yurt iinde ve yurt dnda kongre, kurultay ve sempozyumlara katlr. Bunlarla birlikte yesi bulunduu Bestekrlar Birlii'ndeki; bakan bulunduu Azerbaycan lim Cemiyeti Bedi ve Estetik Terbiye Blm'ndeki; II.

bakan bulunduu Azerbaycan limler Akademisi Mimarlk ve Gzel Sanatlar Enstits Akademik Savunma uras'ndaki ve Hariteki Azebaycan Dergisi'ndeki almalarm da aksatmadan yrtr. 1 Eyll 1992 tarihinden bu yana Atatrk niversitesi Kzm Karabekir Eitim Fakltesi Felsefe Eitimi Blm'nde byk bir zveriyle grev yapmakta olan Prof.Dr. Babek Osmanolu KURBANOV, Trk lehe ve ivelerinin bir kayla birlikte Rusa ve Almanca bilmektedir. Prof.Dr. Babek Osmanolu KURBANOV, Yksek Mimar Mhendisi Glnare SMAYIL KMALGIZI ile evli ve bir erkek ocuk babasdr.

Eserleri
1- Vzaimosvyaz muzki i literatim (Musiki le Edebiyatn Karlkl likileri), Bak 1972, (Rusa), (Kitap). 2- Estetika Alemine Seyahet Alemine Seyahat), Bak 1977, (Kitap). (Estetik

3- deyono - estetieskiye problemi literatur iskusstva Azerbaydjana (Azerbaycan'n Edebiyat ve Sanatnn Fikr - Estetik Problemleri), Bak 1977, (Rusa), (Kitap). 4- Azerbaydjanskaya muzikalnaya kultura i zarubejnaya peat (Azerbaycan Musiki Kltr ve Yabanc Yaynlar), Bak 1978, (Rusa), (Kitap). 5- " Massovaya kultura " i falsi-fkasiya iskusstva sosyalistieskogo realizma v burjuaznoy sovetologii ("Toplumsal Kltr" ve Burjuva Sovyetolojisinde Sosyalist Realizm Sanatn Tahrifi), Bak 1978, (Rusa), (Kitap). 6- Estetieskie printsp prog-rammnoy muzki (Programl Mziin Estetik Problemleri), Bak 1982, (Rusa), (Kitap). 7- Azerbaydjanskoe iskusstvo za Rubejom (Azerbaycan Sanat Darda), Bak 1984, (Rusa), (Kitap). 8- Problemi muzkalno-estetieskogo vospitaniya, (Musiki - Estetik Eitimin Problemleri), Bak 1985, (Rusa), (Kitap).

bilig-4/K97

213

9- Bedi-Estetik Terbiyenin Meseleleri (Bedi - Estetik Eitimin Meseleleri), Bak 1987, (Kitap). 10- Senetin Sosial Feall (Sanatn Sosyal Etkinlii), Bak 1988, (Kitap). 11- Me'nev saflg Dnyas (Manev Saflk Dnyas), Bak 1989, (Kitap). 12- A.ZSS, Konfrontasii v Estetike (A.ZSS, eitli Estetik Dnceler), ev. Prof.Dr. Babek Osmanolu KURBANOV, Bak 1989, (Rusa), (Kitap). 13- Nizami i Muzka (Nizami ve Musiki), Bak 1991, (Rusa), (Kitap). 14- Azerbaycan Gzel Sanatlar, (Madd imknszlklar sebebiyle yaynlanamam; yaynlanmay bekliyor), (Kitap). 15- Medeniyet ve Eitim, (Madd imknszlklar sebebiyle yaynlanamam; yaynlanmay bekliyor), (Kitap). 16- Musiki Estetii, (Madd imknszlklar se bebiyle yaynlanamam; yaynlanmay bekliyor), (Kitap). 16- Sanat Felsefesinin Meseleleri, (Madd imknszlklar sebebiyle yaynlanamam; yayn lanmay bekliyor), (Kitap). 18- Estetie Giri, (Madd imknszlklar sebebiyle yaynlanamam; yaynlanmay bekliyor), (Kitap). 19- Ak Yaratclnda Metin-Musiki likileri, (Madd imknszlklar sebebiyle yaynlanamam; yaynlanmay bekliyor), (Kitap). 20- Semyon LPKN, Cangar (Semyon LPKN, (Kalmuk Halk Destan) Cangar), Moskova 1940, (Rusa), ev. Prof.Dr. Babek Osmanolu KURBANOV, Prof.Dr. Bilge SEYDOLU, (Madd imknszlklar sebebiyle yaynlanamam; yaynlanmay bekliyor), (Kitap). 21- Zvuk i slova (Sz ve Ses), Uyone Zapiski AGU im.S.M. Kirova (Seriya storii i Filosofi), No: 7, Bak 1965, (Rusa). 22- ntonasiya i muzkalny yazk (Ton ve Musiki Dili), Literaturny Azerbaydjana, No: 3, Bak 1966, (Rusa).

23- Xalg Mahnlarnda e'r ve Musigi Ittifagnn Hususiyetleri (Halk Trklerinde iir ve Musikinin Karlkl likilerinin zellikleri), Elm ve Heyat, Bak 1966. 24Bak 1967. 25- Zamann sdeklerine Uyun (Zamann s teklerine Uygun), Edebiyat ve ncesenet, 23 Aralk 1967, Bak 1967. 26- Teknik Estetiyin Prensibleri Haggnda (Teknik Estetiin Prensipleri zerine), Edebiyat ve ncesenet, 13 Temmuz 1968, Bak 1968. 27- K voprosu o vzaimosvyazi v iskusstve (Sanatta Karlkl likiler zerine), zvestiya AN Azerb. SSSR, ( Seriya storiya, Pravo, Filosofiya), No: 4, Bak 1968, (Rusa). 28- Estetiyin Meseleleri Haggnda (Estetiin Meseleleri zerine), Edebiyat ve ncesenet, Temmuz 1968, Bak 1968. 29- Muzkalno-estetieskogo vospitaniye (Mzikal - Estetik Eitim), Problemi Estetieskogo Vospitaniye, Moskova 1970, (Rusa). 30- Azerbaycan Dramaturgiyasnn Estetik Problemleri (Azerbaycan Dram Sanatnn Estetik Problemleri), Gobustan, No: 1, Bak 1970. 31- Musigili Program Nedir? (Mzikli Program Nedir?), Edebiyat ve ncesenet, 16 Austos 1970, Bak 1970. 32- Musigi Programll ve Musigi Janrlarnn Estetik Tebieti (Musiki Programll ve Musiki Usllerinin Estetik zellikleri), Edebiyat ve ncesenet, 5 Aralk 1970, Bak 1970. 33- Beeriyyeti Terennm Eden Bestekr (nsanl Terennm Eden Bestekr), Edebiyat ve ncesenet, 19 Aralk 1970, Bak 1970. 34- Monografk Musigi Lueti (Monografk Musiki Szl), Edebiyat ve ncesenet, 1 Nisan 1970, Bak 1970. 35- 36 lin Salnamesi (36 Yln Salnamesi), Edebiyat ve ncesenet, 6 ubat 1971, Bak 1971. 36- Musigi le Edebiyatn Karlkl MnasiSexsiyyetin Harmonikliyi (Kiilik Uyumu), Edebiyat ve ncesenet, 8 Temmuz 1967,

bilig-4/K97

214

beti Meselesi Haggnda (Musiki le Edebiyatn Karlkl likisi Meselesi zerine), Edebiyat ve ncesenet, 16 ubat 1971, Bak 1971. 37- Kino Senetinin ctima Heyattaki Rolu (Sinema Sanatnn Toplumsal Hayattaki Rol), Meden - Maarif i, No: 2, Bak 1971. 38- Mbarizeni Gvetmek Olmaz (Mcadeleyi Gevetmek Olmaz), Edebiyat ve ncesenet, 23 Ekim 1971, Bak 1971. 39- ctima Senet Kime Hidmet Edir? (Toplumsal Sanat Kime Hizmet Ediyor?), Edebiyat ve ncesenet, 20 Mart 1971, Bak 1971. 40- K voprosu o pouyatii muzkalnoy programmnosti (Musiki Programll Anlay Meselesi zerine), zvestiya AN Azerb. SSSR, (Seriya storiya, Pravo, Filosofya), No: 3 - 4, Bak 1971, (Rusa). 41- Bestekrn Dnceleri (Bestekrn Dnceleri), Edebiyat ve ncesenet, 22 Aralk 1972, Bak 1972. 42- Musigi Janrlar Haggnda (Musiki Tarzlar zerine), Meden - Maarif i, No: 2,1972. 43- Temasa Devet Eleyen Senet (Birlie aran Sanat), Edebiyat ve ncesenet, 3 Haziran 1972, Bak 1972. 44- Azerbaycann Muisigi Medeniyyeti ve Burjuva Sovetologiyas (Azerbaycan Musiki Kltr ve Burjuva Sovyetolojisi), Edebiyat ve ncesenet, 16 Eyll 1972, Bak 1972. 45- Grmek Anlamagmdr? (Grmek Anlamak mdr?), Edebiyat ve ncesenet, 13 Ekim 1972, Bak 1972. 46- Respublika Baxisi (Cum-huriyetin Bak / Cumhuriyet Asndan Sanat), Edebiyat ve ncesenet, 11 Aralk 1972, Bak 1972. 47- voprosu o vzaimovliyanii v iskusstve (Sanatta Karlkl likiler zerine), zvestiya AN Azerb. SSSR, (Seriya storiya, Pravo, Filosofya), No: 2, Bak 1973, (Rusa). 48- Pamyatnik uma i serdsa (Akl ve Gnl Abidesi), Bakinskiy Raboiy, 21 Fevr. 1973, (Rusa).

49- zeyir Hacbeyov Haggnda Yeni Monografi (zeyir HACIBEYOV Hakknda Yeni Monografi ), Edebiyat ve ncesenet, 25 Austos 1973, Bak 1973. 50- Rol literatur iskusstva v nravstvennom soverenstvovanii linosti (Edebiyat ve Sanatn Ahlak Mkemmellemede / Kiilik Olgunlamasnda Rol), Nravstvennoye vospitaniye i vsesto-ronnee razvitiye linosti, Bak 1973, (Rusa). 51- Masirlerimizin Me'nev Dnyesinin Eksetdirilmesi (adalarmzn Manev Dnyalarnn Yanstlmas), Gobustan, No: 9,1973. 52- Dolgaya Jizn Saza (Sazn Uzun mr), Literaturny Azerbaydjana, No: 9, Bak 1973, (Rusa). 53- Razlinoe otnoenie kompozitorov narodnoy muzke (Bestekrlarn Halk Musikisiyle Olan eitli Mnasebetleri), Uyone Zapiski AGU im. S. M. KROV, No: 6,1973, (Rusa). 54- Varnadaki XV.Milletleraras Felsefe Kongresinde (Varnada'ki XV.Uluslararas Felsefe Kongresinde), Edebiyat ve ncesenet, 27 Ekim 1973, Bak 1973. 55- zeyir Hacbeyov'un Estetik Baxlar (zeyir HACIBEYOV'un Estetik Grleri), Ede biyat ve ncesenet, 18 Austos 1973, Bak 1973. 56- Vokal Seneti ve Musigimizin Be'zi Mese leleri (Ses Sanat ve Musikimizin Meseleleri), Ulduz, No: 1,1974. Baz

57 - Problema sinteza v prog-rammnoy muzke i neprogrammnoya muzka (Programl Musikide Sentez Problemi ve Programsz Musiki), zvestiya AN Azerb. SSSR, (Seriya storiya, Pravo, Filosofya), No: 3, Bak 1974, (Rusa). 58- Kritika sovremennoy iranskoy sosiologii (ada ran Sosyolojisinin Eletirisi), Vopros Filosofi, No: 4, Moskova 1974, (Rusa). 59- Muzkalmy yazk i prog-rammnaya muzka (Mzik Dili ve Programl Musiki), zvestiya AN Azerb. SSSR, (Seriya storiya, Pravo, Filosofya), No: 4, Bak 1974, (Rusa). 60- Estetieskiye pririsp programmnosti v

bilig-4/K97

215

muzke (Musikide Estetikliin Estetik Prensipleri), Material II Naucno-issledovatelskix rabot respubliki za 1973 god., (Rusa). 61- Mahnlarmzda Yenilik (Trklerimizde Yenilik), Edebiyat ve ncesenet, 18 Aralk 1974, Bak 1974. 62- Azerbaycan Bestekrlarnn Programl Musiginin Esaslar Haggnda Baxislan (Azerbaycan Bestekrlarnn Programl Musikinin lkeleri Hakkndaki Grleri), Elm ve Heyat, No: 11, Bak 1975. 63- Byk Veten Muharibesi ve Azerbaycan'n Bedii Medeniyyeti (Byk Vatan Sava ve Azerbaycan'n Bedi Kltr), Gobustan, No: 2, 1975. 64- Uzeir Gadjibekov i programnaya muzka (zeyir HACIBEYOV ve Programl Musiki), Uzeir Gadjibekov, Bak 1975, (Rusa). 65- Senet Meselelerini Derinden zah Etmeli (Sanat Meselelerini Ayrntl Olarak Aklamal), Azerbaycan Kommunisti, No: 1, Bak 1976. 66- Kapitalist Dnyasnda ctima nsiyyet Vasiteleri (Kapitalist Toplumlarda Kitle letiim Aralar), Azerbaycan Kommunisti, No: 1 2, Bak 1976. 67- Tebietin Musigide Eksetdirilmesi (Doann Musikide Yanstlmas), Azerbaycan Tebiat, No: 4, Bak 1976. 68- Vstrea s yunmi muzkantam (Gen Mzisyenlerle Grme), Molodyoj Azerbaydjana, 27 May. 1976, (Rusa). 69- Ktlev Edebiyyat ve deoloji Mcadele (Kitlesel Edebiyat ve deolojik Mcadele), Azerbaycan, No: 2, Bak 1976. 70- Pamyat Xudojnika Jivyot (Sanatnn Hatras Yayor), 9 Dekb. 1979, Bak 1979, (Rusa). 71- Medeniyyetin Grkemli Temsilisi (Kltrn Sekin Temsilcisi), Baku, 11 Mays 1977, Bak 1977. 72- Vapros tipologii i klassifikasii v programmnoy muzke (Programl Musikinin Trleri ve Snflandrlmas), zvestiya AN Azerb. SSSR,

(Seriya storiya, Pravo, Filosofiya), No: 4, Bak 1977, (Rusa). 73- Zamann Mhr (Zamann Mhr), Edebiyat ve ncesenet, 19 Austos 1978, Bak 1978. 74- Ktlev Medeniyyetin Mrteci Mahiyeti ve deya-Estetik Prensipleri (Kitlesel Kltrn Gerici Mahiyeti ve Fikr - Estetik Prensipleri), Gobustan, No: 1,1978. 75- Sosialist Realizmin Bedi mknlar (Sosyalist Realizmin Bedi mknlar), Edebiyat ve ncesenet, 8 Nisan 1978, Bak 1978. 76- storiko-estetieskoe osms-leniye muzkalnogo romantizma (Mzikal Romantizmin Tarih - Estetik draki), zvestiya AN Azerb. SSSR, (Seriya storiya, Pravo, Filosofiya), No: 1, Bak 1978, (Rusa). 77- Masir Burjua Senetinin ctima-Estetik Menbeleri Haggnda (ada Burjuva Sanatnn Sosyal - Estetik Kaynaklar zerine), Meden Maarif i, No: 1, Bak 1978. 78-Deyatelnost Azerbaydjanskogo fleytista T.Gadjievaza rubejom (Azerbaycan Flts, T. HACIYEV'in Yurt Dndaki almalar) Azerbaydjan za rubejom, Referativny Sbornik, vp. 7, Bak 1978, (Rusa). 78- Burjua deologiyasnn Mrteci Mahiyyeti (Burjuva deolojisinin Gerici Mahiyeti), Edebi yat ve ncesenet, 16 Kasm 1979, Bak 1979. 80- Spesifka xudojestvennogo otobrajeniya deystvitelnosti v muzke (Musikide Varln Yan stlmasnn Spesifklii), Vopros Filosofi, No: 5, Moskova 1980, (Rusa). 81- Milletleraras Ehemmiyyete Malik Tedbir (Uluslararas nemi Olan Tedbir), Meden - Maa rif i, No: 1, Bak 1981. 82- Sov.KP'nn XXVI. Gurultay ve Estetik Terbiyenin Problemleri (Sovyetler Birlii Komnist Partisi'nin XXVI. Kurultay ve Estetik Eitimin Problemleri), Meden - Maarif i, No: 3, Bak 1981. 83- Nizaminin Mirasna Mehebbet (Nizami'nin Mirasna Sevgi), Meden - Maarif i, No: 4, Bak 1981.

bilig-4/K97

216

84- Yeni Sehne Heyat (Yeni Sahne Hayat), Edebiyat ve Incesenet, 26 Ocak 1981, Bak 1981. 85- Aktualne problemi estetieskogo vospitanniya (Estetik Eitimin Gncel Problemleri), Bak 1982, (Rusa). 86- Sovet Azerbaycannn Seneti (Sovyet Azerbaycan'nn Sanat / Sovyet Azerbaycan'nda Sanat), Gobustan, No: 4,1982. 87- Dil Meseleleri deoloji Orbitte (Dil Meseleleri deolojik Sahada), Gobustan, No: 2,1982. 88- ikin ((Ressam) ikin), Edebiyat ve Incesenet, 25 Aralk 1982, Bak 1982. 89- Heykeltera Fazil Necefov (Heykeltra Fazl NEGEFOV), Edebiyat ve Incesenet, 16 Mart 1982, Bak 1982. 90- Azerbaycan Xalg Musigisi (Azerbaycan Halk Musikisi), Edebiyat ve Incesenet, 26 Nisan 1982, Bak 1982. 91- Korolu Franasa'da (Krolu Fransa'da), Kommunist, 28 Mart 1982. 92- Umay (Umay), Sovet Azerbaycan, No: 2, Bak 1982. 93- Biz Garangularg (Biz Krlanglarz), Edebiyat ve Incesenet, 15 Ocak 1982, Bak 1982. 94- Musig-Estetik Terbiye (Musik - Estetik Eitim), Kommunist No: 2, Bak 1982. 95- Ton ve Musigi Dili (Ses ve Musiki Dili), Edebiyat ve Incesenet, 2 Temmuz 1982, Bak 1982. 96- Mgaddime M. Samed, Dialogalar (Giri, M.SAMED, Diyaloglar), Ik, Bak 1982. 97- Vagif ve Xarici Metbuat (Molla Penah Vagf ve Yabanc Basn) Edebiyat ve Incesenet, 28 Temmuz 1982, Bak 1982. 98- Zehmetkelerin Bedi-Estetik Terbiyesi (Emekilerin Bedi Estetik Eitimi), Sovet Naxvan, 31 Austos 1982. 99- Bestekrn Dnceleri (Bestekrn Dnceleri), Edebiyat ve Incesenet, 26 Kasm 1982, Bak 1982. 100- Avesta'dan Vaxdrmiza Kimi (Aves-

ta'dan Gnmze Kadar), Edebiyat ve Incesenet, 14 Ocak 1983, Bak 1983. 101- Ebes Getmemi ller (Boa Gememi Yllar), Edebiyat ve ncesenet, 26 Kasm 1982, Bak 1982. 102- Musigi Hesabat (Musiki Hesaplar), Edebiyat ve ncesenet, 22 Temmuz 1982, Bak 1982. 103- Muzkalno - estetieskoe vospitaniye (Mzikal - Estetik Eitim), Kommunist Azerbaydjana, No: 2, Bak 1982, (Rusa). 104- zeyir Hacbeyov Hakknda Yeni Monografi (zeyir HACIBEYOV Hakknda Yeni Monografi), Edebiyat ve ncesenet, 25 Austos 1983, Bak 1983. 105- Bedi Hegiget Axdansinda (Bedi Hakikat Araynda), Edebiyat ve ncesenet, 13 Eyll 1983, Bak 1983. 106- Azerbaydjanisches Folk-muzik (Azerbaycan Halk Musikisi), Berlin Demos, No: 4, Berlin 1980, (Almanca). 107- Doktorskaya dissertasiya dransuzskogo uyonogo ob epose Koroglu (Fransz Aliminin Krolu Destan Hakknda Hazrlam Olduu Doktora Tezi), Azerbaydjan za rubejom, Bak 1983, (Rusa). 108- Azerbaycan Xalcalan (Azer-baycan Hallar), Edebiyat ve ncesenet, 16 Eyll 1983, Bak 1983. 109- Rol literatur i ikusstva v soverenstvovanii linosti (Edebiyat ve Sanatn ahsiyetin Mkemmelletirilmesindeki Rol), Nravstvennoe vospitaniye i vsestorounee razvitiye lionosti, Bak 1983, (Rusa). 110- Burjua Sovetolojisinde Azerbaycan Senetinin Tehrifi (Burjuva Sovyetolojisinde Azerbaycan Sanatnn Tahrifi), Edebiyat ve ncesenet, 18 Kasm 1983, Bak 1983. 111- Azerbaydjanskaya muzkalnaya kultura za rubejom (Azerbaycan'n Musiki Kltr Yabanc lkelerde), Azerbaydjan za rubejom, Elm, Bak 1983, (Rusa), (Kitapk).

bilig-4/K97

217

112- Bedi Heveskr Senetin Be'zi ctimaEstetik Problemleri (Bedi Amatr Sanatn Baz Sosyal - Estetik Problemleri), Meden - Maarif i, No: 3, Bak 1983. 113- Estetik Terbiye (Estetik Eitim), Azerbaycan Mellimi, 25 Nisan 1984, Bak 1984. 114- Senetin ctima Fonksiyonu (Sanatn Sosyal Fonksiyonu ), Edebiyat ve ncesenet, 18 Eyll 1983, Bak 1983. 115- Ramiz Mirili ((Bestekr) Ramiz MRL), Edebiyat ve ncesenet, 1 Haziran 1984, Bak 1984. 116- Neriman NERMANOV ve Teatr (Neriman NERMANOV ve Tiyatro), Edebiyat ve ncesenet, 2 Ocak 1984, Bak 1984. 117- Ag emir, vodnaya statya (Ak emir, Giri Makalesi), Yaz, Bak 1989, (Rusa). 118- Pamyati Kompozitora (Bestekrm Hatrasna), Baku, 11 Aralk 1984, Bak 1984, (Rusa). 119- Veno molodoe iskusstvo (Her Zaman Gen Sanat), Vka, 20 Maya 1984, (Rusa). 120- Bestekrn Adna Layig (Bestekrn Adna Layk), Azerbaycan Genleri, 11 Austos 1984. 121- Vstuplenie, T. Mamedov, geroiesky dastan (Giri, T. MEMMEDOV, Kahramanlk Destan), Gyandjlik (Genlik), Bak 1984, (Rusa). 122- Tebiete Estetik Mnasibet (Tabiatla / Doayla Estetik Mnasebet), Azerbaycan Tebieti, No: 1, Bak 1985. 123- Azerbaycan Sovet Musigi Edebiyyat (Azerbaycan Sovyet Musiki Edebiyat), Kommunist, 12 ubat 1985, Bak 1985. 124- zeyir Hacbeyov Haggnda Bir Nece Sz (zeyir HACIBEYOV Hakknda Bir Ka Sz), Edebiyat ve ncesenet, 20 Aralk 1985, Bak 1985. 125- Gedim Medeniyyetin ziyle (Eski Kltrn ziyle), Edebiyat ve ncesenet, 20 Eyll 1985, Bak 1985. 126- Roden ((Heykeltra) Roden), Gobustan, No: 4, Baku 1985. 127- Mahnlarmzda Yenilik (Trklerimiz-

de Yenilik), Edebiyat ve ncesenet, 18 Ocak 1985, Bak 1985. 128- A. Bakixanov Haggnda (A. BAKIXANOV Hakknda), Edebiyat ve ncesenet, 26 ubat 1986, Bak 1986. 129- Byk Dirijor (Musiki Ynetmeni / Orkestra efi), Edebiyat ve ncesenet, 21 ubat 1986, Bak 1986. 130- Musigi ve Uaglar (Musiki ve ocuklar), Azerbaycan Mellimi, 23 Nisan 1986, Bak 1986. 131- Binvre Dayanag (Salam Dayanak), Edebiyat ve ncesenet, 26 Aralk 1986, Bak 1986. 132- Xalg Bayatlar ve Oyun Nemeleri (Halk Manileri ve Oyun Ezgileri), Meden - Maarif i, No: 1, Bak 1986. 133- Bedi Fotografiyann mknlar (Bedi Fotografn mknlar), Meden - Maarif i, No: 3, Bak 1986. 134- Tebiet ve nsan (Tabiat ve nsan), Azerbaycan Tebieti, No: 5, Bak 1986. 135- Filosofya Jizni (Hayat Felsefesi), Vka, 24 Oktyabrya 1986, Bak 1986, (Rusa). 136- Xarici deologiya (Yabanc deoloji), Azerbaycan Genleri, 22 Eyll 1987, Bak 1987. 137- Tek O Alimdir (Yalnz O limdir), Elm, 5 ubat 1987, Bak 1987. 138- En'eneler yredir (Gelenekler retiyor), Azerbaycan Mellimi, 15 Mays 1987, Bak 1987. 139- ran: rol i mesto slama (ran: slam'n Rol ve Yeri), 4 yulya 1987, Bak 1987, (Rusa). 140- Vuruninasla Ehemmiyetli Gatg (Vurgunmasla nemli Katk), Azerbaycan M ellimi, 27 ubat 1987, Bak 1987. 141- Bestekrn Gatgs (Bestekrn Katks), Edebiyat ve ncesenet, 13 Mart 1987, Bak 1987. 142- Her Zaman Canl Blbl (lmsz (Sanatkr) Blbl), Meden - Maarif i, No: 3, Bak 1987. 143- Sovet Azerbaycan'nn Tesviri Seneti (Sovyet Azerbaycan'nn Tasviri Sanat), Sovet zbekistoni Seneti, No: 3, Takent 1987.

bilig-4/K97

218

144- Estetieskoe vospitanie i tvoreskaya aktivnost linosti (Estetik Eitim ve ahsiyetin Yarartclk Faaliyeti), Partiyne komitet i upravleniye sosialnm prosesami, Tezis vsesoyuznoy nauno-praktieskoy konferensii, Moskova 1986, (Rusa). 145- Nizami'nin Musiki Dnyas, Yedi klim, say: 54, s. 53- 56, Eyll 1994, stanbul 1994. 146- Samet VURGUN, Hayat ve Mcadele Felsefesi, Yedi klim, say: 63, s. 53 - 55, Haziran 1995, stanbul 1995. 147- Eski Sovyetler Birliinde ve Azerbaycan'da Felsef Estetik Fikrin Durumu, Trk Yurdu, cilt: 14, say: 85, s. 17 - 22, Ankara 1995. 148- Grmek Anlamak mdr? Atatrk niversitesi Kzm Karabekir Eitim Fakltesi Sosyal Bilimler Aratrma Dergisi, say:3, s. 124 129, Erzurum 1996. 149 - Sanat Eserlerinin Kavra-nlmasnn Sosyal - Estetik Prob-lemleri, Atatrk niversitesi Gzel Sanatlar Enstits Dergisi, say: 1, s. 59 64, Erzurum 1995. 150- Bedi - Estetik Terbiyenin Aktel Meseleleri, Trkiye I. Eitim Felsefesi Kongresi Bildirileri 5 - 8 Ekim 1994, s. 189 -197, Van 1995. 151- arkiyatlarn Gznde Fuzl, Atatrk niversitesi Trkiyat Aratrmalar Enstits Dergisi, say:6, s. 83 - 90, Erzurum 1996. 152- Aristotalesin Estetiinde Musiki Problemleri, Atatrk niversitesi Gzel Sanatlar Enstits Dergisi, say:3, s. 12 - 29, Erzurum 1996. 153- Ahlak Deerler ve Sanat, Atatrk niversitesi Kzm Karabekir Eitim Fak. Aratrma Dergisi, say: 4, s. 23 - 29, Erzurum 1996. 154- Alemin Estetik draki ve Estetik Faaliyet, Atatrk niversitesi Gzel Sanatlar Enstits Dergisi, say: 2, s. 95 -104, Erzurum 1996. 155- Sanatn Snflandrlmas, Akademik Aratrmalar, say: 1, s. 105 - 110, Yaz 1996, Erzurum 1996. 156- Necip Fazl'n Estetik deali, Birlie ar, say: 5, s. 20 - 22, Erzurum 1995. 157- Azerbaycan Hallarnn Tarih - Estetik Meseleleri, Trk El Sanatlarnn Dn - Bugn -

Yarn Sempozyumu Bildirileri, 4 Nisan 1994, Konya 1994. 158- Azerbaycan Sanatnn Dn - Bugn, I. Mill Kafkasya Sempozyumu Bildirileri, 25-31 Ekim 1995, Kars 1995. 158- Kreselleme Zihniyetine Doru, Dnya Bar ve Eitim likileri Sempozyumu Bildirileri, 24- 25 Ekim 1996, Erzurum 1996. 160- Estetik Medeniyet ve adalk (yayna hazr). 161- Trk Dnyasnn Mtefekkiri M. F. AXUNDOV (yayma hazr). 162- Nevruz: Sosyo - Kltrel Sorunlar, Atatrk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits Kltrel Faaliyetler Dizisi, No: 1, s. 197 - 204, Erzurum 1996. 163- Bir Fotoraf Bir Yorum, Erzurum Gazetesi, say: 96, 4 Nisan 1994, s. 6, Erzurum 1994. 164- Bir Bilim Olarak Estetik, Sz ve Ses II, Erzurum Gazetesi, say: 109,18 Temmuz 1994, s. 7, Erzurum 1994. Sz ve Ses III, Erzurum Gazetesi, say: 110, 24 Temmuz 1994, s. 7, Erzurum 1994. 167- Aydnlar nsanlar Birlie armal, Trkiye Gazetesi, 5 Kasm 1996 sal, s.18. 168- Azeriler la stiyor, Erzurum Gazetesi, say: 105, 20 Haziran 1994, s. 4, Erzurum 1994.Gen Atlm, say: 3,15 Aralk 1993, s. 3, Er zurum 1993. 165- Gzel Sanatlarda Karlkl likiler I, Gen Atlm, say: 4, 7 Ocak 1994, s. 11, Erzurum 1994. Gzel Sanatlarda Karlkl likiler II, Gen Atlm, say: 5, 5 Mart 1994, s. 17, Erzurum 1994. Gzel Sanatlarda Karlkl likiler III, Gen Atlm, say: 6, 23 Mart 1994, s. 7, Erzurum 1994. 166- Sz ve Ses I, Erzurum Gazetesi, say: 108,11 Temmuz 1994, s. 7, Erzurum 1994. 167-Aydnlar nsanlar Birlie armal, Trkiye Gazetesi, 5 Kasm 1996 168-Azeriler la stiyor, Erzurum Gazetesi, say: 105, 20 Haziran 1994, s. 4, Erzurum 1994.

bilig-4/K97

219

Kazakistan:

EKOLOJK FELAKET EVMZDE

Yakn gemiimize kadar var olan "doal zenginlikler sonsuz ve tkenmez bir varlk" olduunu savunan sferaotip gr ve bu fikirle yrtlen politika lkemizin ekolojik durumunu ac bir hle getirmitir. Gnmzde insan ile tabiat arasndaki iliki son derece elikili ve tehlikeli bir safhaya ulamtr. Eer Kazakistan' Dnya Ekolojik haritas zerinden inceleyecek olursak, lkemiz dnyann en salksz blgesi olarak gze arpar. SSCB daldktan sonra 7 yl ncesi srece bakacak olursak SSCB devletleri arasndaki Kazakistan'n statks olsa olsa dev bir lkenin bir hammadde deposu niteliindeydi. O dnemde sanayilemeyi ve tarmcl (ky ekonomisi) n plana kardndan dolay hammadde temin etme yolu ve ilemi, bilhassa ekolojik sorunlar, en son planda deerlendiriliyordu. 6 bini akn sanayi tesisleri (sadece Merkezi Kazakistan'da bu tr fabrikalar 1700 den fazla) sanayi rnlerini hammadde olarak ya da polefabrikat eklinde SSCB'nin dier lkelerine gnderiliyordu. Yerine Kazakistan topraklarnda ancak, milyarlarca ton toz ve atklar kalyordu, stelik bu kadar atklar hi bir uyarc nlem alnmadan birka milyon hektar verimli bozkrlar zehirleyerek rastgele bir yere depolanyordu. Ekoloji ve biyoreurlarla ilgili Komitenin verilerine gre sadece Dou Kazakistan Vilayetinde (Oblisinda) imdilik 1,5 milyar ton son derece tehlikeli zehirli atk mevcuttur. stelik ehirde bulunan fabrikalarn atklar ehrin hemen ortasnda depolanmaktadr. Cumhuriyetimizde, topraklar kirlenerek tarm faaliyetlerinden tamamen uzaklaan blge Jambl Oblis'dr. Bu blgede ilenmez maden cevheri atklarnn toplam miktar 153,5mln. ton olup, metrekare, ehirde bulunan 3 kimya rnleri fabrikasnn sert atklar 32 mln. tona ulamtr. Bu atklar insan saln olumsuz ynden etkileyecek kimyasal maddelerle (kurun, stronsium, inko, zehirli kadmium vb.) doludur. stelik 12 mln. ton fosfor-kremnium cevherinin atklar 3,5 mln. ton fosfor tozuna, fosfodips atklar 16,5 bin tona ulamtr. Aratrmalara gre toprak zerinde ak bu-

Prof. Dr. A. AKBASOVA Ahmet Yesevi . Ekoloji Fak.r. yesi _______________________________________ Kazak Trkesinden Aktaran Ergal ESBOSINOV

bilig-4/K97

220

lunan bu atklar rzgarn etkisi ile ok geni arazileri kt ynden etkilemektedir. Yamur, kar sular ile nehir glleri, bilhassa yer alt su kaynaklarn de zehirlemektedir. Bunun kadar geni apta ilerleyen ekolojik felaketi nlemek iin ak havada bulunan atklar zel bir yere depolama, ileme, atksz teknoloji retme bizim geleceimiz iin mhim bir yer almaktadr. ok ynl aratrmann neticesinde, Kazakistan ilim adamlar, rnein fosfogins maddesinden portland imento reterek bu rn cipsle kartrdktan sonra mkemmel bir inaat malzemesini elde etmilerdir. Nitekim fosfor crufundan da inaata gerekli birok rnleri elde etme teknolojisini nermilerdir. Bunun yansra fosfor cevherini elde etme almalarnn 95% ak hava metoduyla retilmekte olan Karatav-Jambl zel ekonomi blgesi bulunduu yrenin ekolojik durumunu son derece olumsuz etkilemektedir. rnein, 1 mln. ton cevheri elde etmek iin 47 hektar arazi ilenmektedir, ki zarar gren topran ancak 18-20 santimetrekaresini orijinal haline getirmek iin, ilim adamlarnn tahminine gre 700 yla yakn bir sre gerekecektir. Bu ac gerei gz nnde bulundurarak bundan sonraki dnemde cevheri elde etme almasna deiiklik getirilmelidir. Toprak zerinde (stndeki) asrlarca olumu verimli ksmna zarar vermeden, cevher snrna deinceye kadar silinerek, ancak ondan sonra kazma-dkme ileri grlmelidir. Bu artlar btn ilgili makam ve kurululara duyurarak, cevher alnacak arazi ilendikten sonra (yer stnde bulunan cevher fabrikaya gnderildikten sonra) o yeri ilk durumuna getirme, yani verimli kara topra tekrar dkme ii almasn yrtmek gerekir. Bu artlar yerine getirmeyen kurulular byk apta cezalandrmak ve devaml kontrolde tutmak gnmz ihtiyacdr. Sorumsuzlukla geen yakn gemiimizde kendi suumuzdan dolay 100 bin hektardan fazla arazimiz tarmcla bir daha dnmemek artyla kaybolmu vaziyettedir. Ayrca, 40 yllk bir sre iinde Kazakistan'n geni topraklarnda Devletin (SSCB-nin)

stratejik Savunma Program (nkleer-roket-uzay) tamamen yerine getirilmitir. nk tm stratejik hammadde, ilem, deneme, retme ancak Kazakistan'da yaplabiliyordu. stelik sivil deneme, askeri deneme, roket-nkleer-uzay kompleksinin tm dallar Kazakistan'da noktalanyordu, yine gerekli deneme yapldktan sonra hemen ardndan imha ediliyordu. 1949 ylnn 19 Temmuz'undan itibaren Kazakistan topraklarnda 659-a yakn nkleer deneme yaplmtr. 1961-1989 yllar arasnda ancak Deyelen Danda (Semcy nkleer deneme poligonu) 415 yer alt nkleer deneme, 186-i kuyu metoduyla (yer alt deneme) yaplmtr. Sozak ilesinde, Mangistan, Aktbe yresinde ve daha birka yerde gerekletirilen denemeler hesaba bile alnmamtr. Ancak Semey nkleer deneme poligonunda yaplan patlamann toplam kapasitesi Hiroimaya atlan bombann 44 bin kat daha fazlasdr. Gorbaov dneminde yaplan anlama zerine Dou Almanyadan getirilen orta mesafeli (menzilli) roketlerin imhas yine Kazakistan'da, Tald-korgan ve Almat Oblslarndaki (Vilayetlerinde) Sarzek poligonunda gerekletirilmitir. mha sonras evre sorunu yeterli deredece incelenmemitir. Sraladmz sebeplerden dolay Kazakistan'n Ekolojik haritasnn kapsam daha genilemi durumdadr. Sadece Askeri Poligonlarn tuttuu arazilerin toplam miktar 20 milyon hektardr, yani tarma ayrlan arazi miktarna eittir. Doal zenginlikleri aratrmada yer alan aksaklklar dikkat ekicidir, maden yataklarn incelemek iin alan ekipler, alma sonras verimli topraklar dzensiz ekilde ordan bir burdan bir kuyu kazarak yararlam, tarma elverili ksmlarna byk zararlar getirmitir. 40 yldr devam eden Uraniumu kapal (yer alt) metoduyla elde etme almalar sonucu milyonlarca ton zehirli organik maddelerin svlar yer altna szmtr. 16 yldr devam eden uranium ocanda stelik ancak bir ile-Szak ilesinde 150 hektar verimli topraklar elveisiz hale gelmitir. i yrten firmann verdii malumatlara gre gnmzde her sene or-

bilig-4/K97

221

talama 50 bin ton zehirli madde yer altna szmaktadr. 1995 ylnda gerekleen ilmi alma sonucu bu yrelerdeki yer alt su baseyinleri (yer alt glleri) radyoaktif atklardan etkilenmitir. ncelenen 82 kuyunun suyunda radyoaktif maddelerin olabilecek (normal artlarda) miktardan 30-40 kere daha fazladr. Kuyuda ise bu rakam 100'dan daha fazladr. Uluslararas gzlemlerin verilerine gz atarsak, Kazakistan topraklarnda 8 mln. tonu akn yksek aktiviteli radyoaktif madde ve 225 mln. ton civarnda dk aktiviteli sert radyoaktif atklar mevcuttur. Bu artklarn says 529 olup 9300 hektar araziyi kapsamaktadr. Kazakistandaki dier bir ac gerek Aral Denizi trajedisidir. Yre topraklar, suyu, atmosferi kirlenmeye devam etmektedir. Aral Denizindeki "Kayta rlev" (yeni ykseli) adasnda ki bruselz, arbon, kolera kara humma, tifs gibi hastalklarn virs bulunmutur. Srderya Nehrinin suyu minerallerden etkilenmekte olup, tuz miktar 3-4 kat artmtr. Bunun sebebi Srderya ya bizim fabrikalarn atklarnn yansra komu Tacikistan, zbekistan, Krgzstan fabrikalarnn da atk sular eklenmektedir. Bunun kadar sorumsuzlua son vermemiz, fabrika ya da irket almalarn ekolojik ynden tehlikeli hak gelmesini istemede aceleci davranmamz lazmdr. Onlarn ekolojik vergilerini arttrarak, elde edilen paray ekoloji rehabilitasyonuna yatrmamz ilgili makamlar ve bakanlklar altrarak dzenli bir kontrol sistemini gelitirmemize ihtiya vardr. Kzlordu Vilayeti srf Srderya suyu ile geinmektedir, su skntsn azaltmak iin sulama sistemini deitirmek ve bol suyla yetien prin arazilerini azaltmak "yaplacak olan nemli bir itir. Arda aktarlan suyun miktar azaldka deniz dibindeki tuz miktar gitgide artmaktadr. Rzgar etkisi ile havaya uarak evreyi byk felaketlere uratmaktadr. Hatta hava durumuna bile etkili olma iaretlerini vermektedir. Laboratuvar incelemelere dayanarak verilen bilgilere bakarsak son 2-3 ylda topraktaki Natrium miktar 24 kere, kalium 9 kere, nikel inko, bakr, arsenik normal artlarda olabilecek miktarn birka kere amtr.

Aral civarndaki topraklarda radyoaktif (s-134 ile es -137'in) miktarlar arlkl olduu tespit edilmitir. Ayrca Aral'n gney ksmnda uzaya frlatlan roket paralarnn yere dmesi sonucu 250 bin hektar otlak faydalanamaz durumdadr. Gnmzde evreye byk zarar vermekte olan halk ekonomisinin bir paras olan petrol ve gaz tesisleridir. Petrol karlmakta olan kuyularn evresi ta dilim dilim paralanarak perian halini yaamaktadrlar. Buna dair gnmzde iki byk problem zerinde almalyz. lki bozkr, otlaklar tekrar kendi adna uygun sfatna kavuturmak, tarmcl tevik etmek, ikincisi ise doal zenginlikleri icra ettiimizde evreye hi bir ekilde zarar vermemek iin almamz younlatrmaktr. Tabii resurs potensyelini korumak ve ekolojik sigorta almalarm programlama acilen hayata geirilmelidir. Yaam derinden etkileyen bir ana unsurda udur. Maalesef Cumhuriyetimizde yer alan 7 bini akn nehirin, 50 bin civarnda olan gln durumu ok kritiktir. Temiz kalan su yz hemen hemen yok gibidir. Suyunun bolluu ile tannan Erki nehrinin kirlenme derecesi ok yksektir. Nehir kemen (Ust-Kamenegorsk) ehrinin 280 Semey'in (Semipalatinsk) 9, Pavlodar'n 1, Petropavl'n 2, sanai tesislerinin atklar ile kirlenmektedir. 1995-1996 yllar yaplan aratrmalara gre nehrin sadece st ksmndaki petrol rnleri atklarnn 6 kere, inkonun 3 kere, kromun 2 kere artt saptanmtr. Kurun, arsenik, selenyum vb. elementlerin (toplam 100 akn bileim) gitgide artt tespit edilmitir. Statistik analiz verilerine gre zengin maden yata Altay'n her adamna 100 ton civarnda kirlilik dmektedir. nk su baseyenlere (barajlara) ve nehirlere szan atklarn toplam miktar 330 mln. metrekaredir. Bu durum dier nehir ve gllere de ayn derecede geerlidir. rnein, li nehrine szan bor konsentrasyonu, normalde olabilecek geerli snrn 74 kere amaktadr. Gluboan'da bakr'n miktar 98 kere, inko 66 kere, kk Almat nehrinde nitratium'un miktar normalden 23 kere daha fazladr. 19951996 yllar Cumhuriyet apnda nehir-gllerin hertrl kimyasal maddeler-

bilig-4/K97

222

le kirlenme derecesi 8,9%, bakteryolojik kirlenmesi 6,8%'e ulamtr. Sala zararl maddelerin oluumu sadece yer ve suyla snrlanmayp atmosferi de ayn lde etkilemektedir. Ve normal kirlenme derecesinden kat kat fazladr, en artc taraf bu gelimeyi nlemek iin hibir faaliyet gsterilmemektedir. rnein Karargank Oblsinda (Vilayetinde) tahminen, son yllar ylna 215 bin ton sert, 376 bin ton gaz atklar atmosfere yaylmaktadr. Temirtac ehrinin sanaii tesisleri atmosfere 1 ylda 361 bin ton, otolar 11,5 bin ton atklar ile kirletmektedir. Kargand ehri ise srasyla 98 bin ton ve 43 bin ton'dur. Cumhuriyet apnda deerlendirisek sanaii tesisler atmosfere ylna 1,5 mln. ton, otolar 1,2 mln. ton atklarn brakmaktadrlar. Bunun kadar iddetli kirlenmeyi tabiat kendi kendine zememektedir. evrenin gitgide ktlemesi nfusun genel salk durumunu olumsuz etkilemektedir. Baz tehlikeli hastalklar yeniden canlanmaktadr. Son 5-6 yl ierisinde kalp damar, bbrek, nefes alma organlar, kanser hastalklar ve ocuk lm iddetle artmaktadr. Son statistik verileri artc rakamlarla doludur: ona gre 360 bin sakat, 320 bin uyuturucu baml, 95 bin eker hastal, 35 bin akcier tuberklezi ve bu rakama yakn bruselz rahatszlklar tespit edilmitir. Ayrca, 11,5 mln. insan eitli hastalklarla uramaktadrlar. Gney blge cilt hastalna teslim olmaktadr. Gnmzde hepimizin bir tek amaca ynlendirilmemiz lazm: Doal zenginliklerimizi koruyarak nce intensif ve zararsz bir ekilde kullanmak,

tabiatta aniden olabilecek deiikliin nne gemek, yeni nesile salam evreyi brakmak. "Biyo-fera-adam" almas iki yardmc adatasyon aamasndan gemelidir. (Koevolisyan). Buna gre tm faaliyetlerimiz 3 istikamete evrilmeli. 1- Yerin oturmu (istikrarl) geofizik sistemi enerjinin fazla retilmesinden etkilenmemelidir ve kontrol altnda tutulmaldr. 2- Yapay ve antropogn maddelerinin evreye etkisini snrlama ve maden ocaklar almas sonucu meydana gelecek kirlenmeyi azami azalatmak, tm byovaresurslar korumak. 3- Sanaii tesislerin bozkr ve otlaklara etkisini azaltmak, toprak erozyonunu nlemek, ekonomik kapasiteyi doru kullanma neticesinde ekolojik sorunlar zmek, yani eitlii hayata geirmek, evre kirliliini nlemenin nemli bir kural idari-ekonomi sistemi yeniden yaplandrmaktr, II. evreyi sayl olma suuna gre cezalandrma almalar vakit gemeden balanmaldr. Bylece sanaii tesisleri" almasn "evreye dost" ilkesi ile altrarak evreye zararsz fabrikalarn almasn tevik etmektir. rn kalitesini arttrmak iin zel sertifika veya belge kartmak. Ayrca, dnya apnda denemeden geen ileri teknoloji rnlerini kullanarak yabanc lkelerin evre problemimizi azaltmak iin yatrmlarn tevik etmek neticesinde, Kazakistann z rnlerini retmek ve dnya piyasasna inanl bir ekilde yaklamak hepimizin grevidir.

bilig-4/K97

223

TRK CUMHURYETLERNDEK LETMELERN YNETM SORUNLARININ ZMNDE TRKYE'NN YER VE KATKISI NELER OLABLR?

1. Giri
Trkiye, yetmi yllk bir dnemi kapsayan ekonomik kalknma mcadelesinin sonunda, sanayilemede nemli mesafeler alm; tketim ve ara mallar sanayii rnlerinin yerli retimini byk lde gerekletirmi ve yatrm mallar sanayinde ise ncelikle son yllarda kayda deer bir gelime salamtr. (GL ve CEYLAN, 1994: 18) Buna karlk Trk Cumhuriyetleri, merkezi planlamaya dayal sistemin kmesiyle adeta duran ekonomilerini harekete geirmek ve toplumun acil ihtiyalarn temin etmek iin bata sanayilemi batl lkeler olmak zere tm dnya lkelerinden ekonomik yardm ve ibirlii talebinde bulunmak durumunda kalmlardr. Trk Cumhuriyetlerinin geldii bu nokta; onlar tarihi ve kltrel balar bulunan Trkiye ile, dnyadaki ortak kltrel deerlerin ve ekonomik menfeatlerin doal bir sonucu olan bloklamannda etkisiyle (AB NAFTA vb.) kapsaml ibirlii eylemine sevketmitir. (MANSALI, 1993: 5). Bu ibirlii eyleminin temelinde; Trk Cumhuriyetleri iin Rusya ve in'in, Trkiye iin ise, dnyadaki alehte gelien g dengelerinin ve blgesel tehdit unsurlarnn basksnn yer ald sylenebilir. Trkiye ile Trk Cumhuriyetleri arasndaki ibirlii eyleminin ekonomik menfeatlerin tesinde siyasi birlie ve gvenlik emsiyesine dnmesi, bugn iin g grnse de, gerek i ve gerekse d sebeplere bal olarak meydana gelecek gelimeler uzun vadede ve gelecekte Trkiye'yi ve Trk Cumhuriyetlerini kanlmaz olarak bu ynden admlar atmaya zorlayacaktr. (MANSALI: 6) birlii yapmaya mahkum gibi grnen tarihi, kltrel ve ekonomik menfeatleri bir olan bu Cumhuriyetlerin gelecekte dnyadaki ekonomik ve politik gelimelerde belirleyici rol oynamalar; ncelikle sahip olduklar misyonlarn farkna varmalar ve buna bal olarak deiik alanlardaki ciddi ibirlii eylemlerini realize edebilmelerine baldr.

Yrd. Do.Dr. rfan ALAR ______________________________________ Gazi . orum Meslek Yksek Okulu

Bunun iin bu makalede; ibirlii eylemlerinin en nemlisi olarak kabul edilebilecek olan ve iletmelerin verimliliinin de temelini oluturan

bilig-4/K97

224

ynetim alanna ait ibirlii zerinde durulacaktr. Sz konusu eylemde Trkiye'nin nemli fonksiyonlar icra edebilecei temel tezinden hareketle, bunlarn neler olabilecei ve nasl olmas gerektii hususlar etd edilecek ve neriler ortaya konmaya allacaktr. Ancak, takdir edilmelidir ki, uzun vadede gerekletirilebileceklerin teker teker ele alnmas, makalenin kapsamna sdrlamaz. Bu yzden alma ynetim baznda oluturulabilecek ibirlii eylemi ile snrl tutulmutur.

i, hem retimin eitlenmesini, hem de ou mallarda retimin en etkin yntemlerle yaplmasn ve uygun teknolojilerin kullanlmasn engeller. Zira baz teknolojiler belli bir kapasitenin altnda etkin retim yapmaya imkan vermeyebilir. (GL-CEYLAN: 101) Serbest piyasa anlaynda ise, iktisadi kalknma piyasasnn bymesine balanmaktadr. Piyasann genileyip derinlik kazanmas, ekonominin prodktivitesini ve dolaysyla byme hzn artracaktr. Piyasann bymesi ile prodktivitenin artmas, genileyen piyasada; rekabetin artmas, lek getirileri, dsal ekonomiler, kaynaklarn yeniden dalm, piyasa riskinin azalmas, aratrma-gelitirme faaliyetlerinin artmasna bal olarak aklanabilir (MANSALI, 1971: 73) Bu ifadelerden de anlalabilecei gibi, kapal ekonomilerde; teknoloji yetmezlii ve kapasite kullanm oranlarnn dkl gibi sorunlar sk sk gndeme gelebilecektir. Oysa ekonomik liberalizasyon uygulamalarnn geerli olduu piyasalarda; rekabetin artmas, dsal ekonomiler ve aratrma- gelitirme gibi dinamik uygulamalar piyasay daima bymeye doru tevik edecektir. Zaten bat ekonomileri ile Dou Bloku ekonomilerinin arasndaki fark da buradan kaynaklanmaktadr. Ortaya konmaya allan ve ekonomik yaplarn bir lde zelliklerini belirleyen yukardaki kanaatlerden sonra, imdi de Trkiye ile Trk Cumhuriyetlerinin ekonomik durumlarna genel hatlaryla ve ksaca deinelim.

2. letmelerin Oluum ve Geliimine Zemin Haz rlayan Ekonomik artlar n Trkiye ve Trk Cumhuriyetleri A s ndan ncelenmesi
Ekonomilerin ideolojik tercih ve boyutu ne olursa olsun bir temel hedefi vardr ki, o da toplumun ekonomik refah dzeyinin ykseltilmesi hususudur. ktisatlara gre bir lkenin ekonomik refah seviyesini, o lkenin toplam retimi belirler. Yani lke ekonomilerinin toplam retim seviyelerindeki ykselme, ekonomik byme olarak kabul edilmektedir. Buna gre ekonomik byme; ekonomik hayatn temel verilerinde (igc, tabi kaynaklar, tehizat), fert bana bir yldan brne daha yksek bir reel gelir salayacak ekilde devaml artmas (LGENER, 1991: 409) eklinde tanmlanabilir. Tanmdan da anlalaca zere ekonomik bymenin iki ana kayna vardr: Birincisi, retim faktrleri tarzndaki artlar, ikincisi ise, teknolojik gelimelerdir. Ekonomik byme, retimi, tketimi ve dolaysyla ikisi arasndaki farka bal olarak ortaya kan d ticareti de etkilemektedir. (GL ve CEYLAN: 19) Trkiye ile Trk Cumhuriyetlerinin ekonomik durumunun ortaya konmasndan nce; Trkiye'de uygulanan ekonomik yap ile Trk Cumhuriyetlerinde gemite uygulanm ve hala tesirleri bu ekonomiler zerinde nemli derecede hissedilen ekonomik yapnn genel erevesinin belirlenmesinde fayda vardr. Kapal bir ekonomide retim, i piyasa hacmi ile snrldr. Piyasann darl ve yetersizli-

2.1. Trkiye Ekonomisi


Cumhuriyet dneminde, Trkiye iktisaden kalknabilmek iin sanayilemeye ncelik vermitir. Bu dnemde uygulanan sanayileme politikalarn genel hatlaryla iki dnemde incelemek mmkndr. Birinci dnem, 1980 ylna kadar devam eden ve ithal- ikamesi politikasnn uyguland dnemdir. Burada lkenin ihtiya duyduu sanayi rnlerinin yurt iinde retimi amalanm ve i piyasaya dnk korumac bir yaklamla yaygn bir sanayileme politikas benimsenmitir. Yani

bilig-4/K97

225

karma ekonomik bir model piyasaya hakim klnmtr. (YCE, 1993 C.7: 55) kinci dnemde (1980 sonras) ise, Trkiye ithal ikamesi anlayn ve uygulamasn deitirerek ihracata dayanan bir stratejiye ynelmitir. Sz konusu ynelimin bir sonucu olarak, gerek i ve gerekse d ekonomiye ilikin bir ok alanda piyasa mekanizmasna ilerlik kazandrlmaya allmtr. Bu ama dorultusunda d ticaretin liberalizasyonu, gereki kur politikalarnn uygulanmas, faizlerin serbest braklmas, yabanc sermayeye yeni teviklerin salanmas, KT'in serbeste fiyat belirleyebilmesi, vergi alannda yeni reformlar, daraltc para ve maliye politikalarnn izlenmesi ynnde kararlar uygulamaya konulmutur. (TOON, 199: 89-109) 1980 sonras dnemin genel bir deerlendirmesi yaplrsa, iki nemli gelimeden bahsetmek mmkn olabilir. Birinci, Trkiye bir sistem deiikliine uramtr. Yani Trkiye karma ekonomiye dayal planl ekonomi anlayndan, piyasa ekonomisi anlayna gemitir. Piyasa ekonomisinin belirleyici zellikleri; fiyat mezanizmasnn ve dnya fiyatlarnn belirleyici olmas, devlet mdahalesinin asgariye indirilmesi, kamu yatrmlarnn daha ziyade alt-yap yatrmlarnda younlamas, korumaclk anlaynn terk edilmesi, d ticaretin liberalletirilmesi, ithal ikamesi yerine da dnk bir sanayileme politikasnn benimsenmesi eklinde zetlenebilir. (H, C. 2: 41) kinci nemli gelime ise, yeni ekonomi politikalarnn uygulanmas sonucu, sanayi sektrnde meydana gelen teknolojik deiimdir. Bu deiim zellikle imalat sanayinde zel sektr araclyla gereklemitir. Sanayi sektrnde ortaya kan bu deiimin iki nemli sonucu sz konusu olmutur. Bunlar; Trkiye'nin batl lkelere kar karlatrlmal ihracat performansnn gelimesi ve teknoloji ithal eden lke konumundan baz alanlarda teknoloji ihra eden lke konumuna ulamas eklinde ifade edilebilir. (KIRIM, 1990: 97) Btn bu gelimelerin sonucunda Trkiye'nin Orta Asya Trk Cumhuriyetlerinin ekonomilerine

kar bir rekabet ve teknoloji stnl salad sylenebilir. Bu durum Trkiye'nin Trk Cumhuriyetleriyle arasndaki ekonomik ilikilerin alann, ynn ve seviyesini belirlemede nemli bir rol oynayabilecektir.

2.2. Trk Cumhuriyetleri Ekonomileri


Trk Cumhuriyetlerinin ekonomik yaplar; retim kaynaklarnn devletin elinde olmas, ekonomik kararlarnn piyasa mekanizmas yerine merkezi bir otorite tarafndan alnmas ve emredici planlama mekanizmasnn uygulanmas nedenleriyle, ayr ayr deil, dier dou bloku lkelerinin ekonomik yaplaryla birlikte ele alnmaktadr. (GL ve CEYLAN: 22) Sovyet Rusya 1928'den itibaren sanayilemeye ncelik veren bir kalknma stratejisi uygulamtr. Bu dnemde gerekletirdii uygulamalarn mantna uygun olarak, hammadde bakmndan zengin olan Trk Cumhuriyetlerindeki kaynaklar sratle kontrol altna alnmtr. Bu hammadde kaynaklarn iletmek iin Trkistan'da byk tesisler kurulmutur. kinci Dnya Sava srasnda ise Sovyet Rusya Avrupa'ya yakn olan blgelerdeki sanayi tesislerini Trkistan blgesine kaydrmtr. (ULUDA- SERN, 199: 277)' Trk Cumhuriyetlerinde mevcut hammeddeleri karacak tesisler kurulurken, bu hammadleri ileyerek ara mal ve nihai mal haline getirecek tesislerin, genellikle baka cumhuriyetlerde kurulduu grlmektedir. Bylece retim ilikileri bakmndan cumhuriyetler birbirine ve daha da ziyade merkeze baml hale getirilmitir. (BEKAR, 1994: 80) Bu konuda pek ok rnek vermek mmkndr. Genel bir fikir vermesi bakmndan sadece pamuk ve ipek konusunda u tespitleri ortaya koymak yeterli olabilir. Sovyet Birliinin toplam retimi ierisinde Trkistan'n pay pamukta %95, ipekte %75'dir. Buna karlk toplam mamul mal retiminde Trkistan'n tekstildeki pay %6, ipekli do-kumalardaki pay ise %7'dir. (ULUDA ve SERN, 214) Bugn Trk Cumhuriyetlerinin sahip olduu

bilig-4/K97

226

sanayi potansiyeli incelendiinde; bunlarn az sayda alt sektrde younlat, birounun ise tekstil, dokuma, ayakkab, ev eyas, gda maddeleri gibi nispeten basit retim teknii olan tketim mallar sanayisinde topland grlmektedir. Buna karlk yksek teknolojiye dayal ve katma deeri yksek ara ve yatrm mallar reten sanayi dallarnn ise ok snrl bir ekilde bu lkelerde bulunduu bilinmektedir. (+GUMPEL, 1994: 23) te yandan, Trk Cumhuriyetlerindeki mevcut sanayi tesisleri ile ilgili olarak bir deerlendirme yapmak gerekirse; bu tesislerin genellikle byk kapasiteli, entegre olmayan, eski teknolojiye dayal ve verimlilik seviyelerinin ok dk olduu sylenebilir. (ZAM, 1993: 34) Bu durum istihdama da olumsuz bir ekilde yansmtr. Sanayi sektrndeki durum istihdam asndan ele alndnda; sanayi tesislerinde istihdam edilen iilerin %28'inin, uzmanlarn ise %31'inin Trk olduu grlmektedir. (ULUDA ve SERN, s. 414) Bylesi bir sonu yetimi igc asndan da Trk Cumhuriyetlerinde bir problemin bulunduunu ifade etmektedir. Ancak, sanayilemeden payn yeterince alamayan bu Cumhuriyetler, hammadde konusunda snrsz bir smrye uramlardr. nk; Sovyetler Birliinin bakr ihtiyacnn %76's, civa, kurun ve inkonun %80'inden fazlas, krom, uranyum ve fosforun %90', bizmutun tamam Trkistan blgesinde retilmektedir. (ZAM: 30) Bu sylenenlere ilaveten Trkistann demir rezervlerinin dnyann bilinen en byk rezerv olduu da ifade edilmelidir. Altnla ilgili bilgiler yaynlanmam olmasna ramen, Trkistann byk miktarda altn kaynana sahip olduu tahmin edilmektedir. Sovyet resmi istatistiklerine gre Sovyetler Birlii'nde karlan ham petroln %50'si Trk blgelerinde elde edilmektedir. Ancat Batl aratrmaclara gre bu oran %70'dir. Yukardaki tespitler, Trk Cumhuriyetlerinin ekonomik yapsnn hammadde retimine bal olduunu, byk hammadde kaynaklarna sahip olmakla birlikte, bunlarn imalat safhalar asndan dier Cumhuriyetlere baml olduunu gster-

mektedir. Ayrca bir tarm lkesi olarak braklarak, teknoloji ile fazlaca tantrlmadklar da bilinmektedir.

3. Trk Cumhuriyetlerindeki letmelerin Ynetim A s ndan Durumu ve Yap sal Sorunlar


Trk Cumhuriyetlerinde bugn ekonomik sistem tam anlamyla ilememektedir. Bu yzden tm retim sektrlerinde kurulu bulunan iletmelerin geri bir teknolojiye sahip olduu, verimsiz bir ekilde alt, en basit iletme kurallarnn bile uygulanmad bilinmektedir. (GL ve CEYLAN: 28) Bunun iin Trk Cumhuriyetlerinden lkemize ynelik olarak teknolojik alanlarda ve dier iletmecilik alanlarnda pek ok ibirlii teklifleri yaplmaktadr. Bu ibirlii eylemlerinin ieriinde sadece teknolojik yenilenme yer almamakta, ayn zamanda iletmelerin zelletirilmesi konusundaki yardm teklifleriyle, iletmelerin yeniden organize edilmesi teklifleri de yer almaktadr. (TKA, 1993) Deiik alanlarla ilgili teklifler, sz konusu iletmelerin verimli olmad ve iyi ynetilemedii kanaatini ortaya koymaktadr. Zira, bu iletmelerin rettikleri mallar hem kaliteli deil, hem de piyasada rekabet anslar yoktur. nk gerek teknolojik yaplar, gerekse retim anlaylar rekabet esaslarna gre dzenlenmemitir. Takdir edilir ki bir lkede uygulanan ekonomik yap ve sistem, o yapnn ierisinde bulunan iletmelerin ynetim biimlerini de nemli derecede etkiler. Korumac ve kollektivist ekonomi zihniyetinin hakim olduu bir ortamda, sadece emir ve talimatlar dorultusunda hareket eden, insiyatif kullanma yetkisine sahip olmayan ve daha ziyade sosyal fayda hedefine programlanm iletmelerin verimli olmas ya da verimlilik llerine uygun bir ekilde iletilmeleri mmkn deildir. Hedefleri ve ilkeleri nceden kat kurallarla benimsenmi iletmelerin ynetim anlay da buna gre ekillenecektir. Hisselerinin %49'unu satn ald Macar iletmesini yeniden kurmak ve iletmek isteyen bir batl irketin bakan, "bir d-

bilig-4/K97

227

zine tecrbeli Macar Yneticisine ihtiyacmz olacakt. Yzden fazla aday mracaat etti, hepsininde ayr, i nvanlar ve pozisyonlar itibariyle kalifi-kasyonlar iyi gryordu. Fakat sadece veya drd, gerekli tecrbe ve becerilere haiz kt." (DRUCKER, 1995: 151-152) diyerek yukardaki tespitlerimize doruluk kazandrmaktadr. Bir iletmeyi baarl klmak iin gerekli olan becerilerin starlinci bir ekonomide pek fazla taliplisi kmaz. Starlinizm kayt tutmay bilir, fakat analizi ve maliyet muhasebesini bilmez. Hangi eit olursa olsun finansman ynetimi diye birey tamamen mevcut deildir. Yalnz o deil, fiyat-landrma, pazar aratrmas, pazarlama, rn yeniletirme, rn ve mteri servisi, kalite kontrol de yoktur. (DRUCKER: 152) Dou Bloku lkelerinde ynetici konumunda bulunan kiilerin ounun iyi bir eitim grd sylenebilir. Fakat bu insanlar, ondan sonra, i hayatlarn evrak kurdu olarak almakla talimatlar ya da bitmek tkenmek bilmez raporlar yazarak veya bakanlkla ve merkezi planclarla kotalar, retim hedefleri cari harcama denekleri, fiyatlar hakknda grmeler yaparak geirmektedirler. Ya da, mesleki kariyerlerini "tedarikiler" olarak icra etmektedirler. Bu durum daha sonra Sovyet ittifakna katlan devletler iin byle olduuna gre, Trk Cumhuriyetleri iin durumun daha da ar olduunu dnmek yanl olmasa gerektir. fade edildiine gre "eski kominist lkelerde insanlarn en ok korktuu ey, kendilerinden karar vermelerinin is-tenmesiymi. Byle bir teklifle karlaan kii hata yapmak korkusundan dolay ne yapacan arp kalrm. (DRUCKER: 155) Hal byle olunca ferdi anlamda karar verme alkanlnn olumad bir iletmecilik platformunda yer alan insanlar, idare etmek yerine idare edilmeye daha yatkn bir ynetimsizler (iktidarszlar) topluluu haline gelecektir. Yukarda ki tespitlere bal olarak; ayn ortak zihniyetin Trk Cumhuriyetlerinde yaplandrd iletmelerin bir ok sorunla kar karya olduunu sylemek mmkndr. Bu sorunlar; lek sorunlar, verimlilik sorunlar, dikey entegrasyon sorunu,

teknoloji sorunu ve ynetim sorunu eklinde sralanabilir. Sz konusu sorunlardan maddi olanlarn ksa vadede bir reform gayreti ile zmek belki mmkn olabilir. Ancak bir mentalitenin deimesi ve bu deime uygun bir ynetici kadrosunun oluturulmas hite kolay deildir. Bu sorunun zm, uzun zamanl almalar gerektiren bir sre meselesidir. Ayn zamanda lkenin ynetim anlaynda da bir takm esnemelerin ve demokratik gelimelerin olmas gerekir. Bylece sosyokltrel ve siyaset zemininde meydana gelen gelimeler, iletme ynetimindeki gelime ya da deimelere de destek salam olacaktr. Trk Cumhuriyetlerindeki iletmelerin sorunlarnn zmne bir takm yapsal deiikliklerle balamak gerekmektedir. rnein zelletirme ve bireysel teebbs hrriyetinin salanmas sz konusu yapsal deiiklik iin bir balang noktas olabilir. Bu balangcn kalc bir zm hvviye-tine brnmesi, ynetimlerin hem ekonomik hayatta ve hem de sosyal hayatta yapsal deiimi ciddi ekilde istemesi ve desteklemesi gerekmektedir. Aksi takdirde yaplanlar boa gitmeye mahkum olacaktr. Zira feodal yap karakteri tayan toplumlarda eitim yukardan balatlr. Yukardan aaya bir hiyararik kademe takip ederek iner. ok ynl tedbirlerle de deiime kar oluabilecek tepkiler yumuatlr ve zamanla yok edilir. Ancak burada unutulmamas gereken husus, mevcut statikodan menfaati olan unsurlarn deiimine kar kabilecei, ortaya politik ya da baka engeller koyabileceidir. Zaten bu engeller gnmzde sz konusu Cumhuriyetlerde youn bir biimde yaanmaktadr. zelletirmeye bir trl balanamamas, ithalat ve ihracat rejimine ynelik alnm kararlarn uygulanmamas ve bunlarn sk sk deiiklie uramas bu tr engellere gsterebilecek rneklerdir.

4. Sorunlar n zm Konusunda Ynetim A s ndan birlii mkanlar


Trk Cumhuriyetlerinde kurulu bulunan iletmeleri slah iin iki yol takib edilebir. Bunlardan birisi, bu kurumlarn revize edilmesi yani moder-

bilig-4/K97

228

nizasyonu, dieri ise, acil ihtiya duyulan alanlarda iletmelerin yeniden inas olabilir. phesiz modernazisyon olay hem pahal ve hem de zor bir uygulamadr. Eskiyi tamir etmek, yeniyi yapmaktan daima zordur. Bu yzden ikinci yolun seilmesi daha mantkl bir uygulama olacaktr. Ancak bu yolunda da ayr kendine zg zorluklar vardr. Sermaye temini, teknoloji transferi, yabanc sermayenin teviki ve bu alanlarda almacak liberalizasyon uygulamalar gibi. Trkiye ile Trk Cumhuriyetleri arasnda iletmelerin ynetimde ibirlii konusunda yapabilecekleri aadaki gibi sralamak mmkndr. 1. Mantkl gibi grnen yabanc sermaye yatrmlarnn lkeye getirilmesi konusunda Trkiye-nin tecrbelerinden yararlanlabilir. Belli alanlarda teknoloji ve know-how ihra edebilecek seviyeye gelmi Trkiye Orta Asya ekonomisine imkanlar elverdii lde girmelidir. (KIRIM: 162163) Trkiye bu potansiyele sahiptir. Trk mteebbislerinin yatrm istedii ve gc artk uluslararas piyasalarda rekabet edebilecek dzeydedir. Zaten gnmzde Trk yatrcmlar; mteahhitlik ve inaat sektrnde, tekstilde ve gda sektrnde Orta Asya'da nemli yerler edinmilerdir. (TKA) 2. Orta Asya'da kurulu bulunan ve kurtulacak iletmelerin en nemli sorunu phesiz yetimi eleman ve ynetici sorunudur. Bu elemanlarn yetitirilmesinde Trkiye eitimde ibirliine gidebilir. Gmrkte, bankaclkta yaplan ibirlii pratikte ve zaman ierisinde faydal sonular dourmaktadr. Teknolojiyi kavramak, i usullerini renmek belli bir srede gerekleebilir. Fakat nemli olan, i kurallarnn, ticaret mentalitesinin kavranmas ve bunlarn alanlarn hayatnda vazgeilmez prensiplere dntrlmesidir. Bu arada alanlarda, yneticilerde ve genelde halkta da mesai anlaynn gelitirilmesi gerekir. te burada Trkiye devreye girebilir. Ynetici eitimi konusunda nemli birikimleri ve tecrbeleri vardr. Trkiye nemli oranda yneticilik eitimini kuramsallatrrmtr. zellikle yneticilik eitimi veren okullar ve bunlarn baarl rnekleri bulunmaktadr. Buralarda verilebilecek

eitimlerle veya oralarda kurulacak eitim kurumlaryla Trk Cumhuriyetlerine ynetim eitimi destei kolaylkla verilebilir. 3. renci mbadelesi uygulamas da sz konusu ibirlii imkanlarnn deiik bir uygulamasdr. Bu uygulama planlanmak suretiyle, iletmecilik ve ynetim alanndaki elemanlarn eitimi salanabilir. Yani renciler zellikle bu alanlara ynlendirilebilirler. Yalnz burada dikkat edilmesi gereken husus, rastgele renci gndermek yerine seilmi baarl ve kapasiteli rencilerin gnderilmesidir. 4. birlii imkanlarn kolaylatrabilecek bir dier nemli hususda ayr dil birliinin salanmasdr. Ortak bir dil atmosferinin oluturulmas; eitimi kolaylatrabilecei gibi, iletiim imkanlarn da artracaktr. Ynetim eitiminin teorik arlkl ve fikri bir karakter arzettii dnlrse bu alanda almacak mesafe byk oranda dil birliiyle mmkn olabilecektir. Ayrca iletmecilik literatrnn olumas da youn iletiim eylemleriyle salanabilir. Bu yzden ynetici ve teknik eleman baznda karlkl gidi gelilerin artrlmas gerekir. 5. Bir baka ibirlii biimide, Batl firmalarn Dou Avrupada yaptklar gibi belli bir sre elemann ve yneticilerin merkezden salanmas hususudur. Trkiye kurduu ya da kurmasna yardmc olduu iletmelerde kendi elemanlarn belli bir sre istihdam etmek suretiyle hem sistemi kurar ve oturtur ve hem de gelecekte o sistemi devam ettirecek yerli ynetim ekibini eiterek oluturabilir. 6. Ynetimde ibirlii konusunda yaplabilecek bir dier uygulama da, sk sk ynetici eitici seminerlerine Trkiye'de ve Trk Cumhuriyetlerinde gerekletirmektir. Konferanslar, sempozyumlar, seminerler, yaynlar yoluyla bir takm kavramlarn olumas, gelimesi salanabilir, salanan gelimeler oralara aktarlabilir. Ya da orada alan niversitelerde (rnein Hoca Ahmet Yesevi Trk-Kazak niversitesi gibi) ynetim blmleri ekstra yatrmlarla glendirebilir. Veya bu tr niversitelerin Orta Asya baznda saylar artrlabilir.

bilig-4/K97

229

Zaman ierisinde daha baka uygulamalar imkanlar dahilinde gncelletirilebilirler. nemli olan taraflarn bu konularda istediklerini karlkl olarak ortaya koymalardr.

5. Genel Deerlendirme ve Sonu


lkelerin deiik ekonomik paktlarda dnyann ekonomik pastasndan daha fazla pay sahibi olma mcadelesi verdii gnmzde, Sovyetler Birliinin dalmas, ekonomik bakmdan Trkiye'nin nne byk imkanlar koymutur. Kurulan paktlarda hesaba katlmak istenmeyen lkemiz iin alan bu pazar iyi deerlendirilebilirse bir k yolu olabilir. Ya da lkemizin itilmek istendii ekonomik yalnzlk atmosferinde nemli bir direnme gc... SosyoKltrel yaknlklarn belirleyici olduu ekonomik entegrasyon srecinde, Trkiye dierlerine oranla Orta Asya ekonomik pazarnda avantajl bir konuma sahiptir. Tabii ki yeterince deerlendirilebilirse... Trk Cumhuriyetleriyle karlkl birikim ve potansiyellerimizden yeterince faydalanmamz; ncelikle, sosyo-kltrel entegrasyonu baarmamza, birbirimizi anlamamza, alt yapy oluturacak kararlar alp, bunlar hayata geirmemize baldr. Bu anlamda admlar atlmakta, ancak, kararllkla takip edilemediinden beklenen lde gncelletirilememektedir. Sz konusu yetmezliin sebebi; isteksiz, hedefsiz ve hazrlksz bir d politika ile gelecee dnk nceden belirlenmi bir ekonomi olmamasdr. Yani resmi ynetimin dnyadaki ekonomik gelimeleri yeterince takip edememesi de denebilir buna. Ancak, tm olumsuzluklara ramen umut verici olan ey, Trkiye'nin serbest piyasa mantn kavramasnn, i ve d piyasada zel teebbs belirleyici bir noktaya tamasdr. 1980'ler sonrasnda iletilen sre Trkiye'yi; zel teebbsn de

gayreti ile belli alanlarda proje, lisans, danmanlk ve teknik hizmetler ile dorudan d yatrm yapabilecek ya da ihra edebilecek duruma getirmitir. Buradan baz Trk firmalarnn, retim deneyimleri sonucunda elde etmi olduklar teknik bilgi birikimlerini lisans ve teknik danmanlklar gibi yollarla dar satabilir hale geldiini, Trkiye artlarna uygun tesis kurabilme, donatma yeteneklerinin olgunlatn ve pazarlanabilir bir meta haline dnebildiini anlyoruz. Trk mteebbislerin bu gelimelerin sayesinde geni ufuklu olma, byk dnme ve vizyon sahibi olma gibi yetenekleri geliti. Artk Trk mteebbisi ve iletmecisi oyunu kuralna gre oynamakta, uzun vadeli dnmekte, iletmesini uluslararas rekabet ortamna gre dzenlemektedir. te Trkiye bu avantaj m deiik tevik ve destekle Orta Asya pazarlarnda daha aktif bir ekilde kullanlabilir. Trkiye, bu pazara sadece daha fazla retim anlayn deil mteriye kaliteli retim ve hizmet anlayn, sosyal sorumluluk duygusunu ve modern ynetim bilincini tamaldr. Zira, Trk Cumhuriyetlerindeki iletmelerin en zor zlebilecek sorunlarnn banda ynetim anlayndaki yetmezlikler gelmektedir. Trk iletmecilik zihniyeti pek ok yapsal sorunlarn zme seviyesine gelmitir. Dolaysyla teknoloji ihracaat eden Trkiye iletmecilii yneticilik bazndaki birikimlerini de Orta Asya iletmeciliine aktarmaldr. Bu alanda yaplabilecekler maddeler halinde yukarda belirtilmitir. Ynetimde ibirlii imkanlar ad altnda sralanan bu hususlar, lke olarak yapabileceimiz ve yapmamz gereken ibirlii eylemleridir. Ekonomi ve iletmede gncelletirilebilecek ibirlii ve entegrasyon faaliyetleri, ekonomik kmazlardan kurtulmada her iki taraf iinde bir are olarak deerlendirilebilir.

bilig-4/K97

230

KAYNAKLAR
BEKAR, Olgan 1994 "Ukrayna Bamsz Kalabilecek mi?" Avrasya Etdleri Dergisi, cilt l,say:2, s. 80. Gelecek in Ynetim, 1990'lar ve Sonras , (ev: Fikret can), 3. Bask, Trkiye Bankas Kltr Yaynlar, Ankara. 1993 Uluslararas likilerdeki Deimeler "Trk Cumhuriyetleri Topluluu"nu getirmektedir. Trk Cumhuriyetleri Aras nda Politik ve Ekonomik birlii, Uluslararas Girne Konferanslar, stanbul. Uluslararas ktisat, Gelitirilmi 9. Bask, stanbul. Piyasa Ekonomisine Gei Srecinde Trkiye'nin Tecrbeleri, Yeni Forum Ankara. Milli Gelir, stihdam ve iktisadi Byme, 7. Basm, Dr. Yaynlar, stanbul.

DRUCKER, Peter F. 1995 SEYDOLU, Halil 1994 TOAN, Sbiday 1993 "D Ticaret ve Teknoloji Transferi Asndan Trkiye ile Trk Cumhuriyetleri Arasndaki birliinin Gelitirilmesi in Neler Yaplabilir" Standart Dergisi, TSE Yaynlar, Yl 33, Say: 396, Ankara, Aralk. "Orta Asya Trk Cumhuriyetlerinde Ekonomik ve Politik Gelime" Avrasya Etdleri Dergisi, Cilt 1, Say 2, s. 23.

GL, Sami CEYLAN, Cengiz 1994

LGENER, SabriF. 1991

ULUDA, lha SERN, Vildan 1990

GUMPEL, Werner 1994

SSCB'ndeki Trk Cumhuriyetlerinin SosyoEkonomik Analizleri ve Trkiye ile likileri, TO Yaynlar, stanbul. YCE, Uur 1993 zmir ktisat Kongreleri ve Trkiye'nin Kalk nmas nda Sanayileme Zorunluluu, 3. zmir skisat Kongresi, DPT Yayn, Ankara. Trk ve slam Dnyas n n Yeniden Yap lanmas , Yeni Asya Yaynlar, stanbul. TKA, Trk Cumhuriyetleri ile ilgili lke Raporlar, TKA Yaynlar, No: 3,4,5, 6, 7 Ankara.

H, Mkerrem Piyasa Ekonomisi Felsefesi, Temel Kurallar , ve Uygulamas , 3. zmir ktisat Kongresi, C.2.S.41. KIRIM, Arman 1990 Trkiye malat Sanayi'nde Teknolojik Deiim, TOBB Yaynlar, Ankara. Uluslararas EkonomiGmrk Birlikleri ve Dinamik Entegrasyon Teorisi-, stanbul,.

ZAIM, Sabahattin 1993

MANSALI, Erol 1971 1993.

bilig-4/K97

231

Kitap Dnyasndan:

Sebilrreat Arat rmas


Esther Debus'un 'Sebilrred. Eine vergleichende Untersuchung zur islmischen Opposition der vorund nachkemalistischen fra (Sebilrred. Atatrk Dnemi ncesi ve Sonrasnn slmc Muhalefeti Hakknda Mukayeseli Bir Aratrma) balkl eseri, 1988 ylnda Bamberg niversitesi'ne (Almanya) doktora tezi olarak sunulmu ve kabul edilmitir. Aratrma, 1991 ylnda Almanya merkezli, svire (Bern), Amerika (Newyork) ve Fransa'da (Paris) ubeleri bulunan uluslararas kimlie sahip Peter Lang yaynevi tarafndan, 320 sayfalk bir hacimde, 'Tarih ve Yardmc limleri adl numaral serinin 456'nc kitab olarak baslmtr. Esther Debus, sosyal bilimlerin deiik dallarnda, almalarn Trkiye, Trkler ve slm zerinde younlatran ilim adamlar da dahil olmak zere, slmclk cereyan hakknda yaplan yeni almalarn daha ziyade tasvir aratrmalar olduunu, yani byk lde hukuk normlarn tasvirine dayandn; bu almalarn fikir tarihiyle irtibatl olgularn aratrld ilgili yerlerinde ise, islmc ideolojinin muhakeme tarzlarnn tarih boyutunun dikkate alnmadn iddia etmektedir. Yazar, bu eksiklii ortadan kaldrmak, Trk tarihinde slmclk fikriyatnn ahslar, yayn organlar ve ideolojik ynelimler asndan srekliliini sergilemek amacyla, bu i iin en uygun muhtevaya sahip olduunu telkki ettii, nce Srat- Mstakim daha sonra da Sebilrreat adyla haftalk olarak neredilen islmc bir dergiyi incelemitir. Sebilrreat, Atatrk dnemi ncesi ve sonrasnda islmc muhalefetin bayraktarln ve szcln yapan bir dergidir. Debus, Sebilrreat aratrmasnda, konu ile ilgili mevcut btn yaklamlar (JACOB LANDAU) amay hedeflemi, her iki dergiye yaz yazan islmc yazarlarn tezlerini ve bu iddialardaki deimeyi, siyas ve sosyal artlardaki deiikliklerle irtibatlandrarak ortaya koymaya alm ve kyaslama yoluyla yeni neticelere gitmeye gayret etmitir.

SEBLRREAT TRKYE'DE SLAMCI MUHALEFETN SZCLN YAPMI BR DERG

* Esther Debus: Sebilrred. Eine vergleichende Untersuchung zur islamischen Opposition der vorund nachkemalistischen fra. Europische Hochschulschriften Reihe III: Geschichte und ihre Hilfswissenschaften; Bd. 456. Verlag Peter Lang GmbH, Frankfurt am Main 1991, 320 s. Zugleich: Bamberg Universitt Dissertation, Bamberg 1988. ISBN 3-631-42849-9.

Arat rman n Teorik erevesi


Esther Debus'un aratrmas, teorik ve uygulamal olmak zere iki blmden meydana gelmektedir. Teorik erevenin "Basn ve Kamuoyu" balkl birinci blmnde, "Osmanl Devleti'nin Son Dneminde ve Trkiye Devleti'nin lk Ylla-

Dr. Murat Sadullah EB _______________________________________ Gazi . letiim Fak. Gazetecilik B.

bilig-4/K97

232

rnda Ortaya kan Fikir Akmlar", "Trk Basnn Douu ve Geliimi", "Abdlhamid ve kinci Merutiyet Dnemi Trk Basn", "1909-1949 Dnemi Trk Basnnn Yaps ve Basn Mevzuat" tasvir ve tahlil etmektedir. Teorik erevenin ikinci blmnde, bir taraftan Sebilrreat'n tarih kkleri ele alnrken, dier taraftan derginin bayaz, yorum veya incelemelerinde gml gazetecilik anlay ve ideolojik amalar hakknda bilgi verilmektedir. 11 Temmuz 1324/25.8.1908 tarihinde Mardinzde Eb'l ul Zeyn el-Abidin ve Hfz Eref Edip tarafndan kurulan Srat- Mstakim dergisinin ilk says 14 Austos 1324/28.8.1908'de Osmanlca yaymlanmtr. Haftalk sreler hlinde stanbul'da kan dergide din, felsefe, edebiyat, hukuk gibi sosyal bilimlerin deiik disiplinlerinin bak asndan kaleme alnm yazlar yer almtr. 182 say yaymlanan Srat- Mstakim'in son saysnn basm tarihi 16 ubat 1327/ 29.2.1912'dir. 183. saydan itibaren (24 ubat 1327/29.12.1912) derginin ad 'Din, ilm, edeb, siyas slm Dergisi alt balyla Sebilrreat olarak deitirilmitir. Haftalk yaynlanan Sebilrreat, 6 Mart 1341/5.3.1925'de Takrir-i Skn kanunuyla 641. saysnda kapatlm ve 1948 ylnda genel istek zerine Ltin harfleriyle yeniden yayn hayatna dnmtr. Dergi, 1948 Mays ve 1965 yllar arasnda 359 say yaymlanmtr (DEBUS: 27-28). i Esther Debus, Sebilrreat'n tarihini yedi dnemde incelemitir. kinci Merutiyet'in ilanndan Balkan Sava'na kadar geen dnemde (1908-1912) Srat- Mstakim adyla yaynlanan derginin ideolojik ynelimi geni bir yelpazeyi yanstmaktadr. Trk, slmc ve Batc ideolojileri benimseyen yazarlar dergiye katkda bulunsalar da, Srat- Mstakim son tahlilde Osmanl Trkiye-si'nde islmc modernizmin szcln yapan en nemli yayn organdr (DEBUS:28-29). Srat- Mstakim eriat kurallaryla uyumlu olarak niteledii kinci Merutiyeti btn gc ile desteklemi, eriat kisvesi altnda kendi ahs menfaatlerini gzeten 31 Mart Vakas'nn elebalarna ise iddetle kar kmtr. Dergiye gre II. Abdlhamit'in istibdad, iktidar hrs ve Avrupallar memnun etme kaygs yznden baz din hkmlerin yrrlkten kaldrlmasna yol amtr (DEBUS: 30). 1912-1914 yllar arasndaki Balkan Savalar ve I.

Dnya Savana kadar geen dnemde Srat- Mstakim adyla 1 Mart 1912'ye kadar yayn hayatna devam eden dergi, bu tarihten sonra artk Sebilrreat ismiyle yayn hayatna devam etmitir. sim deiikliine gidilmeden nce ise Eref Edip'le olan anlamazlk sonucu Eb'1-ul dergi ortaklndan ayrlmtr. (DEBUS: 31-32). I. Dnya Sava'nda (1914-1918) Sebilrreat'n, d politikadaki tavr siyas iktidarla uyumlu bir izgi takip etmitir. Bu dnemde dergi, Osmanl toplumu ve devletinin birlii ve btnlnn muhafaza edilmesi istikmetinde mcadele etmitir. (DEBUS: 32-33) stanbul'un tilaf devletlerince igal edildii 1918 ve 1920 yllar arasnda Sebilrreat, ngiliz igal kuvvetlerine kar sert saldrlar yapmtr. Bunun sonucunda gelen sansr uygulamalar derginin bo sayfalarla yaymlanmasna neden olmutur. Bu sansre bilhassa, ngiliz siyaseti ve stanbul hkmetinin icraatlarnn tenkidi bir tavrla ele alnd gnlk siyas yorum sayfalar maruz kalmtr. Bu dnemde Sebilrreat, Mill Mca-dele'nin yannda yer almtr. (DEBUS: 33-34). Kurtulu Sava dneminde (1920-1922) Sebilrreat, nce Kastamonu'da (27.11-15.12.1920), daha sonra (3.2.1920'den itibaren) Ankara'da 'Mill Mcadele'nin Yegne Dergisi balyla yaymlanmtr. Sebilrreat, Mill Mcadele'yi milliyetiliin deil dinn gdledii bir cihad olarak telakki etmi ve halkn stanbul Hkmeti'ne kar birlemesinin Anadolu'daki direni hareketi asndan nemli olduunu vurgulamtr. (DEBUS: 34-35). Cumhuriyet rejiminin kurulu yllarnda (1922-1925) Lozan Bar Antlamas'nn imzalanmasyla birlikte Sebilrreat, Mays 1923'de dergi idare merkezini tekrar stanbul'a tamtr. Dergi, Kurtulu Sava sonras Trkiye'sinde bir slm devleti kurulmad gerekesiyle Mustafa Kemal'in adn zikretmeden, iaretleri tezahr eden batllamaya kar iddetli tenkitler yneltmitir. eyh Said isyanndan sonra hazrlanan Takrir-i Skn Kanunu'nun yrrle girmesine kadar Sebilrreat, stanbul'da yayn hayatna devam etmitir. Dier yayn organlar gibi dergi de bu kanuna dayanlarak 6 Mart 1925'de kapatlmtr. (DEBUS: 35-36). Demokrat Parti'nin iktidara geldii 1948-1950 yllar arasnda Eref Edip ynetiminde yeniden yaymlanan Sebilrreat liklie, eitim ve toplum politikasndaki slm kart eilimlere kar iddetli tenkitler yapmtr. Sebilrreat, ok partili

bilig-4/K97

233

sisteme geii eriat kurallarnn geerli olmas iin bir frsat olarak telakki etmitir. Bu yzden dergi, Demokrat Parti iktidarna kar keskin bir muhalif tavr taknmam, ancak liberal politikaclar ve gazetecilere kar kararl ekilde mcadele etmitir. 1960-1965 yllar arasnda Trk-slm sentezini benimseyen bir ideolojik izgiyi benimseyen Sebilrreat, Nurculuk hareketine de sempatiyle bakmtr. (DEBUS: 3738). Sebilrreat, slm toplumunda basnn nemli rol, ilev, sorumluluk ve tesirleri olduunu mahade etmi; siyas sreci ve kamuoyunu biimlendirmeye gayret etmitir. Basnn, slm mmetinin gz ve kula, eiticisi, szcs ve avukat olduuna iaret ederek gazetecileri ve btn basn camiasn batnn ilm ve teknolojik kaza-nmlar hakknda okuyucularn bilgilendirmekle ve mill bir uur oluturmakla sorumlu tutmutur. Bir slm devletinde basnn grevi halk eitmek, hrriyet fikrini ve slm hakkndaki bilgileri yaymak olduunu belirtmi; basma islm propaganda ve halkn irat edilmesinde nemli rol, ilev ve sorumluluklar yklemitir. (DEBUS: 43-44).

yaplan en tannm, birok telif eser ve ders kitabnda iktibas edilen tanm, Bernard Berelson'a aittir. Berelson, muhteva tahlilini 'iletiimin yazl/ ak muhtevasnn nesnel, sistematik ve kantitatif tasvirini yapan bir aratrma tekniir (BERELSON, 18) olarak tarif ederek ve bu metodun ampirik sosyal aratrmalarda yaygn bir biimde kullanlmasna nemli katklar salamtr. Berelson'un yapt bu tanm baz faraziyeleri ihtiva etmektedir. Bunlardan birincisi muhteva analizi'nin iletiimin ak muhtevasn nesnel bir ekilde tasvir eden bir metot olduudur. Muhteva tahlili'nin nesnel bir metot olmas, tahlilin anlalr bir biimde formle edilmi kesin kurallara gre yaplmas demektir. (HERKNER158-159). Nesnellik artnn yerine getirilebilmesi iin tahlil kategorileri'nin benzer muhtevalara uygulanabilecek ve benzer sonular elde edilebilecek ekilde kesin olarak tanmlanmalar gereklidir. (...) Nesnellik, muhteva tahlili'ne ilm dayanak salayan nemli bir arttr. (BERELSON, 16). Nesnellik, muhteva tahlili metodunu kullanan znenin, aratrma srecine ynelik her trl tesirini engelledii gibi aratrmacnn verilerini nasl elde ettiinin ve neticelerinin ne anlama geldiinin etrafl bir yntem bilgisi ile dier aratrmaclar tarafndan kontrol edilmesine imkn verir. (FRH, 37). letiim srecindeki dil, resim, mzik, ses, jestik veya mimikle meydana getirilmir (MERTEN, 16) bir metni tahlil eden bir aratrmacnn elde ettii neticeler, benzer tahlil kurallarn kullanan baka aratrmaclarn elde ettii sonularla kesiiyorsa, bu metodun gerekli grd nesnellik art yerine getirilmi olur. (HERKNER. 158-159). letiim muhtevasnn nesnel bir tarzda tasvir edilmesinin deiik yollar vardr. Nesnellik, bir metnin kaplad alann llmesi veya metnin hece, harf ve cmlelere gre paralara ayrlmasyla salanabilir. (ATTESLANDER, 1993, 231). Berelson'un muhteva analiziyle ilgili yapt tanmdaki ikinci kavram metodun sistematikliidir. Yazara gre sistematiklik, bir taraftan aratrma sorusunun somut bir aratrma stratejisine dntrlmesinde metodun ak ve dzenli bir tarzda uygulanmasna, dier taraftan ise metodun aratrma malzemesine mantkl ve hi kesintisiz bir ekilde uygulanmasna iaret etmektedir. (BERELSON, 17). Aratrma sorusunun aratrma stratejisine dntrlmesi ise, snanabilecek varsa-

Arat rma Metodu: Kalitatif Muhteva Tahlili


Esther Debus, Sebilrreat aratrmasnda muhteva analizi'nin bir tr olan kalitatif muhteva tahlili metodunu kullanmtr. Muhteva tahlili sosyal bilimlerde ve onun alt bir dal olan iletiim biliminde szl veya grsel mesajlarn ak ve rtl muhteva ve ekil zelliklerinin sistematik, herkese paylalabilen bir ekilde ve kesin kurallara gre tasvirini yapan bir aratrma metodudur. (BERELSON). Sosyal bilimlerde, belirli bir ama dorultusunda bir sreci tasvir eden kurallar sistemi olarak tarif edilen metot kavramr (JRGEN FREDRCHS, 1990, S. 14), ampirik sosyal almalarda sistematik veri elde etme usuln ifade et-mektedir.(MERTEN ve TEPEN, 1991,101). Muhteva tahlili hakkndaki teorik tartmalarn gnmzdeki durumuna bakldnda metotla ilgili nemli bir tarif probleminin olduu dikkat ekmektedir. Muhteva analizi'nin tanmlanmas konusundaki bu anlamazlk daha ok sosyal bilimler alannda alan aratrmaclarn tercih ettii metodolojik yaklamlarn farkllndan kaynaklanmaktadr. Muhteva analizi'yle ilgili olarak

bilig-4/K97

234

ymlarn formle edilmesi, aratrma evreninin, aratrma, kotlama ve lme birimlerinin tespit edilmesi, kotlama formunun hazrlanmas, kategori sisteminin oluturulmas, aratrmann gvenilirlii ve geerliliinin snanmas konularn ihtiva etmektedir (FRH, 37). Metodun sistematiklii, aratrma evreninin seimi ve tahlil kurallarnn belirlenmesinin mantkl gerekelere dayanan ltlere gre yaplmas gereinin altn izer. Aratrma evrenini btn nitelikleriyle temsil etmeyen, sadece aratrmacnn varsaymlarn destekleyecek plnsz bir rneklemer (JRGEN FREDRSHS, 125) usul nlenmelidir. Berelson'un muhteva tahlili'yle ilgili yapt tanmdaki nc kavram medotun kantitatifliidir. Kantitatif ilem'in usul ve kurallar muhteva tahlili'ni sradan bir metin yorumundan ayran en nemli zelliktir. (BERELSON, 17). rnek olarak vermek gerekirse, Hrriyet gazetesinin, Cumhuriyet gazetesinden d politika konusunda daha fazla yaz neredip neretmedii tespit edilmek isteniyorsa, sadece sz konusu gazetelerinin birka saysnn bu bakmdan okunmas ve buna gre bir hkme varlmas yeterli deildir. Kantitatif muhteva tahlili'nde ayrca, nesnellik ve sistematiklik faktrleri de dikkate alnmaldr. Buna gre, nceden belirlenmi bir zaman aralndan tesadfi rnekleme ile elde edilen metinlerin yardmyla, her iki gazetede, sadece d politika ile ilgili bayaz balklarnn hangi sklkla yaymland tespit edilebilir, veya d politika konusunda neredilen yazlarn, santimetrekare cinsinden llmesi suretiyle zikredilen gazetelerde ne kadar yer tuttuu elde edilebilir. Berelson sz konusu metotla ilgili yapt tarifte, muhteva tahlili'nin kapsamn iletiimin yazl/ak olan muhtevas ile snrlandrmtr. Yazara gre, almasnda muhteva tahlili'ni kullanan bir aratrmac inceledii metinde ne ifade edilmi ise onu alr; muhteva neden byledir veya insanlarn bu ifade hakkndaki tepkileri ne olur sorularyla ilgilenmez. (...) Muhteva tahlili iletiimin ak/ yazl muhtevas ile snrlandrlmal ve muhtevann ihtiva ettii veya tad gizli, rtl anlamlar ve ortaya kacak gizli tepkilerden etkilenmemeli-dir. Muhteva tahlili sadece metinde ne sylendiiyle ilgili olup metnin ihtiva ettii muhtevann neden bu ekilde olduu, bu muhtevann ortaya kmasna etki eden saiklerin ne olduu ve insan-

larn nasl davranaca (BERELSON, 18) ..

ile

ilgili

deildir.

Bernard Berelson, sosyal bilimler sahasnda kantitaff muhteva tahlili'ni benimseyen aratrmaclarn yer ald kutbu temsil etmektedir. Berelson'un, metin muhtevalarnn tahlilinde kantitatiflii ne karmas ve muhteva analizinin kapsamn yazl/ak muhteva ile snrlandrmas dier kutbun byk tenkitlerine neden olmutur. Kalitatif muhteva tahlili'ni benimseyen bu kutbun temsilcisi Siegfried Kraucer'er (KRAUCER, 1952, 631-641) gre Berelson'un kantitatif muhteva analizi, metinle ilgili btncl perspektifleri gzard etmekte ve bu yzden metnin esas yapsn bozmaktadr. Kraucer, Berelson'un kantitatif muhteva analizi'nde, ifadelerin veya verilerin metinlerden soyutlandrldn ileri srmektedir. Kraucer'e gre kantitatif muhteva analizi metinlerin deerlendirilmesinde sadece saylara nem vermekte metindeki muhtevalarn niteliini gzard etmektedir. Kantitatif muhteva analizi'ne ynelik dier bir tenkit, bu tahlilde sadece ak/yazl muhteva'nn esas alnd, buna karn gizli, rtl veya kastl muhteva'nn analiz edilmediidir. Ester Debus'un, Sebilrreat dergisiyle ilgili aratrmasnda tatbik ettii kalitatif muhteva tahlili, bir metnin belirli alardan itinal ve duyarl bir tarzda okunarak yorumlanmas eklinde tarif edilebilir. (HERKNER, 159). Her ilm aratrmada olduu gibi, muhteva tahlili uygulanarak yaplan her aratrmann banda da cevaplandrlmas gereken bir aratrma sorusu sz konusudur. Ester Debus'un aratrma sorusu, Sebilrreat dergisinin slmclk cereyan hakknda nasl bir imaj sergilediidir. (DEBUS: 5). Mardin'e gre slmclk cereyannn hareket noktas, Osmanl'larn Tanzimat'la birlikte kltr benliklerini kaybettikleri noktasyd. Bunu nlemenin en uygun yolu, Tanzimat'n rtl bir biimde inkr ettii 'eriatn deerlerimi tekrar Osmanl toplumuna getirmektir (MARDN, 1992, 91-92). slmc akmlarn benimsedii siyas islmn fert, toplum ve devletin din esaslara tbi olmas ynndeki talebi modern zamanlar Trkiye'sinde de devam etmektedir. Muhteva analizi'nin ikinci basamanda aratrma sorusundan eitli tahminler, ngrler, yani varsaymlar katalou karlmaldr. Ampirik aratrmalarda bu varsaymlar snanarak ya dorulanr veya yanllanarak yeni bir varsaym oluturulur. Varsaymlarn oluturulmas

bilig-4/K97

235

genel aratrma sorusunun snanabilir tezlere dntrlmesi demektir. Varsaymlar ya tmden gelim veya tme varm metoduyla kurulur. Debus'un almas incelendiinde, aratrma sorusunun snanabilecei herhangi bir varsaymn oluturulmad grlmektedir. Muhteva tahlili'nde metinlerin sistematik bir ekilde incelenmesi iin kategoriler oluturulmaldr. Kategori tekili, aratrma sorusunun sistematik bir tahlil metoduna dntrlmesinde ilk ve en nemli basamaktr. 'Muhteva tahlilinin baarl olmas veya baarszla uramas analiz ileminin dayand kategorilere baldr. Kategoriler net ve ak bir ekilde formle edildii, soruna ve muhtevaya iyi bir ekilde uyarland takdirde almalar verimli olabilir... (BERELSON, 147). Bilinen klsik eserinde verdii bu hkm ile Berelson, kategoriler'in muhteva analizi kullanlarak yaplan bir aratrmann can damar olduuna iaret etmektedir. Muhteva tahlili'ndeki kategoriler, kamuoyu aratrmalarnda kullanlan soru formlarndaki sorulara tekbl etmektedir. Esther Debus, aratrmasnn ampirik blm iin oluturduu kategorileri, konulara gre tesis etmitir. Aratrmadan, bu kategorilerin dergilerde neredilen yazlarn genel olarak gzden geirilmesinden sonra formle edilmi olduu anlalmaktadr. Yazarn, veri elde etmek oluturduu ana ve alt kategoriler unlardr: slm Toplumu (Siyas ktidarn Rol, Ulemann Rol, Ailenin Rol), Devlet Teorisi (Hrri-yet-EitlikDemokrasi, slm Devleti, Hilfet Meselesi), Avrupa ve ark Meselesi (Avrupa Devletlerinin zledii Siyaset, slm leminin Birlii, Cihad Meselesi), Dinde Reform (Dinn Ykc Tesirlere Kar Korunmas, tihat Meselesi, Dinde Reform Dncesine Muhalif Olanlarn Grleri), Talim ve Terbiye (Osmanl Eitim Sistemi, Medrese Reformu, Orta ve Yksek retimde Din Dersleri), Ekonomi (Gncel ktisat Politikasyla lgili Tartmalar, Batllarn Ekonomik Hakimiyetinin Sebepleri ve Bu Hakimiyetin Krlmas, slm ktisad), eitli Bilim Dallar le lgili Sebilrre-at'n Bak As (Tarih, Felsefe, Edebiyat, Tabi Bilimler), slam ve Milliyetilik, Batllama ve Liklik (Tanzimat Zihniyetinin Tenkidi, Laikliin Tenkidi, 1948 Sonras Laiklik Tartmalar) slm'n Dmanlar (Siyonistler, Masonlar, Komnistler, Misyonerler), slm'n Mdafaas (nemli Konular ve ddialar, slm Mdafaann

Stratejisi, slm Olmayan Kaynaklarn Kullanlmamas, slma Davet). Esther Debus'un almasndaki aratrma birimleri yukardaki kategorilerde yer alan konularda Srat- Mstakim ve Sebilrreat dergilerinde yaymlanm yazlardr. Ancak, bu yazlarn gazetecilik yaz trlerinden (haber, makale, bayaz, fkra, yorum v.b.) hangilerini ihtiva ettii belirsizdir. Aratrmann kotlama birimleri, sz konusu yazlarn muhtevalarnda ileri srlen ifadeler ve iddialardr. Esther Debus'un almasnda inceledii aratrma evreni, Jn Trkler ihtilli ve Atatrk inklplarnn yerletii 1908-1925 yllar ile Atatrk dnemi sonras ve yeniden yaplanmann balad 1925-1950 yllar arasnda neredilen Srat- Mstakim ve Sebilrreat dergileridir. Debus'un aratrmas, Srat- Mstakim ve Sebilrreat dergilerinin mevcut btn saylarndaki metinlerin tek tek ve eksiksiz tahlil edilip edilmedii, yani tam saym yaplp yaplmad veya aratrma evreni'nden btn temsil yetenei olan bir rneklemin karlp karlmad konusunda kesin bilgiler ihtiva etmemektedir. Aratrmann btn ele alndnda, kalitatif muhteva tahlili'nin sz konusu dergilerden bir rneklem karlarak yapld anlalmaktaysa da, rneklemin trnn ne olduu, yani rnekleme giren metinlerin nasl ve hangi usulle seildii, yani rnekleme tekniinin ne olduu, rneklemin aratrma evrenini btn nitelikleriyle temsil edip etmedii sorular cevapsz kalmaktadr.

Sebilrreat' n slm Toplumuna Bak


Sebilrreat, "tamiyyat" (Sosyoloji) sayfasnda esas itibariyle slm dnyasndaki mahhas meseleleri ele almtr. Dergi, slm toplumunun uzun yllar mtecanis bir yap arzettiini, ancak batl kymet hkmlerinin istilsyla birlikte bu homojen toplum yapsnn bozulmaya baladn ileri srmtr. slm toplumu ve slm devletini ayakta tutan en nemli unsur ahlaktr. Ahlk bozulma ve zlmenin her devletin ve zellikle bir slm devletinin kne yol aar. Bu bakmdan dergi srekli bir tarzda batl kltrel deerler karsnda islmi deerlerin nemini vurgulamtr. (DEBUS: 53-54). Sebilrreat, ilh vahiy vastasyla tesis edi-

bilig-4/K97

236

len ahlk kurallar sisteminin slm ve bat toplumlarn birbirinden ayran en nemli lt olarak grmtr. Hatta, baz yazarlar, slm medeniyeti dnda kalan medeniyetlerin hepsini ahlk bakmdan iptida, yenilie ve deimeye kapal medeniyetler eklinde deerlendirmilerdir. (DEBUS: 54). Sebilrreat'a gre slm toplumunda siyas iktidar, ancak Kuran'n hkmlerini uygulad taktirde halk nazarnda meruiyet kazanr. Dergi, slm toplumundaki siyas iktidarlara bilhassa kadnlarn rtnmesi, alkolun yasaklanmas ve toplum ahlakyla ilgili btn hkmlerin murakabesi konularnda nemli ykmllkler atfetmektedir. (DEBUS: 54). Sebilrreat, siyas iktidar ve meclisin islmi kurallara riayet edilmesinin temininde temsil ettii halka kar deil, Allah'a kar sorumluluk tad dncesindedir. Bu yzden dergi, yasama ve yrtmenin slm kurallarn hayata geirilmesi ynnde alm olduu btn kararlar desteklemitir. (DEBUS: 55-56). Sebilrreat, slm toplumundaki ulemayar (Osmanl toplum yapsnn nemli unsurlarndan biri olan limler, bilginler tabaksana verilen ad) cemiyetin ahlaki hastalklarn iyiletirecek doktor rol yklemitir. Ulemann grevi, sadece toplumdaki aksaklklarla ilgili er' hkmleri yorumlamaktan ibaret deildir. Ulemann esas grevi, mslmanlara din sorumluluklarn hatrlatmak ve onlarn fikr ihtiyalarn tatmin etmektir. Siyas iktidar er' kurallar emirler ve meyyidelerle tatbik ederken, ulema din t tarznda vaaz ve nasihat gibi aydnlatma aralarna mracaat etmelidir. (DEBUS: 56). Sebilrreat iin aile, istikrarl ve huzurlu bir islm cemiyetin en nemli teminatdr. Bu sebeple dergi, kadn ve aile ile ilgili konulara sayfalarnda nemli yer ayrmtr. Sebilrreat, kadn ve aile meselelerine ayrlan 'Nisaiyat balkl sayfada slmiyet'e dayandrlan bir ahlk anlayn kamu menfaatiyle irtibatlandrlarak ele almtr. Sebilrreat iin ailenin zlmesi ve bylece cemiyet yapsnn bozulmasnn nne geilmesi ancak eriat kurallarnn uygulanmas ve er' hkmlerin kanunlarda teminat altna alnmasyla mmkndr. Bu adan dergide yaz yazan birok yazar, Mslman erkeklerin birden fazla kadnla evlenmesini meru addetmiler ve Mslman kadnlarn rtnmesini savunmulardr. (DEBUS: 57-58).

Sebilrreat'n slm toplumunda kadn ve aileye ykledii rol ve ilevler, Rza Tevfk ve Dr. Abdullah Cevdet gibi feminist grleri destekleyen aydnlarn yaz yazd kadn dergisi nci tarafndan tenkit edilmitir. nci dergisine gre islmc kadnlarn giydii kara araf Bizansllar'dan miras kalm ve slmiyet'le hi ilgisi olmayan bir rtnme aracdr. Sebilrreat, nci'nin bu iddialarnn mesnetsiz olduunu belirterek fkh alimlerinin Mslman kadnlarn rtnmesi konusundaki hemfikir olmalarnn Kur'an ayetlerine ve islm geleneklere dayandn iddia etmitir. (DEBUS: 58-59). Sebilrreat, yenilik kltne tapnan baz aydnlarn rtnme meselesini halkn gndeminin ilk srasna yerletirme gayretlerinin anlamsz olduu ve bu meselenin sosyolojik adan incelenmesi gerektii grndedir. (...) Dergiye gre, feministlerin mslman kadnn rtnmesiyle ilgili eriat kurallarna iddetle kar kmalar d tesirlerin, yani yllarca sregelen batl misyoner faaliyetlerinin sonucudur. (DEBUS: 59-61). Sebilrreat, rtnme ve boanma konusunda olduu gibi bilhassa islm toplumunda erkeklerin birden fazla kadnla evlenmeleri ve kadnlara 'talk, yani boanma hakknn verilmemesi konularnda da tavizsiz bir tutum sergilemitir. Dergi, bu konudaki tavrn bir taraftan erkeklerin birden fazla kadnla evlenmelerinin nfus artn salayaca ve metres tutmay nleyecei, duygularnn esiri olmamalar iin kadnlara boanma hakk verilmesinin mmkn olmad gibi klsik gerekeler yannda bu kurumlara ynelik bir yasaklamann eriata aykr olaca argmanyla mdafaa etmitir. (DEBUS: 61-63). Sebilrreat'a gre slm toplumunda kadna biilen annelik rol, kadnn tabiatna da uygundur. Kadnn anne roln yerine getirebilmesi iin eriat sadece gerekli artlar oluturmutur. (DEBUS: 6364). Avrupal kadnlarn durumu Sebilrreat tarafndan slmiyet'in kadnlar bask altnda tuttuu ve ezdii ynndeki eletirilere kar kullanlmtr. Dergiye gre Mslman kadndan ziyade Avrupal kadn bask altndadr. eriat ve genel ahlk kurallar mslman kadnn kendisini bask altnda tutan eini ikyet etmesini, ahs serveti zerinde istedii gibi tasarrufta bulunmasn, kabiliyeti varsa ilimle uramasn, tatile kmasn, ilim yapmasn, edeb eser yazmasn, er' hkmler konusunda fetva vermesini, din konularda dncesini aklamasn hibir ekilde engelleme-

bilig-4/K97

237

mitir. Buna karn Avrupal kadnlar hibir zaman ahs servet edinememiler, aksine servet edinme konusunda daima elerinin iznine ihtiya duymular ve Mslman kadnlar gibi hukuk meselelerde dncelerini aklama hakkna sahip olamamlardr. (DEBUS: 64-65).

Sebilrreat' n Bak A s ndan Devlet


Srat- Mstakim, kinci Merutiyet'in iln ve Kanun-i Esasi'nin tekrar yrrle konulmasn memnuniyetle karlamtr. Dergiye gre, anayasann yrrle girmesi Osmanl Devleti'nin vatandalar esaret zincirlerinden kurtulduu, hr ve eit bir mevkiiye kavutuu anlamna gelmektedir. (DEBUS: 67). II. Srat- Mstakim, II. Abdlha-mit'in rejiminin yklmasyla Mslmanlarn bask altnda tutulmalarnn ve Osmanl Devleti'nin toprak kaybetmesinin nedeni telkki ettii keyfilik ve istibdatn kesin olarak kalkt ve bir kez daha uurumun kenarndan dnld dncesindedir. (DEBUS: 67). Dergiye gre yrrle konulan Kanun-i Esasi'nin ruhu ve lfz eriat kurallaryla uyumludur. eriat, insanlarn doumla birlikte sahip olduklar her trl temel hak ve hrriyeti teminat altna almtr. Bu hak ve hrriyetlerin korunmas iin her trl fedakrla katlanacaklarm aka ifade eden dergi, slm ve Meruti Monari'nin aslnda ayn eyler olduunun altn izmitir. (DEBUS: 68). Srat- Mstakim iin hrriyet kavramnn odak noktasn, dnceyi aklama hrriyeti tekil etmektedir. Buna gre herkes kamu menfaatleri istikmetinde sz veya yazyla dncesini serbeste ifade edebilir. (DEBUS: 69). Srat- Mstakim, mutlak bir hrriyet anlayn kabul etmez. Zira, mutlak hrriyet ne tabiatta ne de herhangi bir toplumda mevcut deildir. Kaos ortamna dlmemesi ve son tahlilde fertlerin bar iinde birlikte yaayabilmeleri iin devletin toplum zerinde dzenleme yapmas gerekir. nsan, hayatn idame ettirebilmek iin srekli baka bir insana muhtatr. Hrriyetin snrlar kanunlar, eriat kurallar ve genel ahlkla izilmitir. (DEBUS: 69-70). Srat- Mstakim mutlak hrriyet gibi mutlak eitliin de olmayaca inancndadr. Zira her fert kendine has zelliklerinden dolay dier fertlerden ayrlr. Dergi iin eitlik, btn insanlarn ilh kanunlara

ayni biimde riayet etmekle ykml olduklar anlamna gelmektedir. slm Peygamberi ve halifeleri bu anlamdaki bir eitlik anlaynn slm toplumunda geerli olmasna zen gstermiler; kendilerine fert ve toplum nezdinde imtiyazl bir mevki verilmesini reddetmilerdir. Onlar, siyas ve sosyal mevkilerini kendi ahs menfaatleri iin kullanmamlar ve iktidar koltuundan ziyade sadece ilh emirlere sk skya sarlmlardr. Dergiye gre bu tavrda, slmiyet'in ilk yllarndaki Mslmanlarn baar reetesi gizlidir. (DEBUS: 70-71). Siyas kavramlarn ahlk kategorilerle sk ilikisi, Srat- Mstakim'in btn saylarnda tespit edilen karakteristik bir zelliktir. Bu tr kavramlar pozitivist veya pragmatik-faydac grler asndan deerlendirmeye tbi tutmak dergi iin sz konusu olmamtr. Mesela dergi, ynetenlerin halkn din ve ahlaki deerlerine sayg gsterdii lkelerde demokrasiden bahsedilebilir. Dergideki bu tr deerlendirmeler aslnda Avrupa'nn deien siyas corafyasnn gzlenmesi ve tasvirine dayanmaktadr. Srat- Mstakim'in yazarlarndan mer Rza'ya gre bar ve ahlk koruyucusu olarak ada demokrasilerde dine nemli bir ilev yklenmitir. Derginin dier yazarlar da fertlerin dinden kaynaklanan ahlki uyumluluu demokratik hrriyetlerin teminat altna alnmasnn olmazsa olmaz art olduunu ileri srmlerdir. (DEBUS: 71-72). Srat- Mstakim, cumhuriyet rejimini, milletin fikr ve sosyal varln, inan ve dnce tarzn, arzu ve hislerinin her eyin stnde olduunu kabul eden bir ynetim biimi olarak alglamtr. Cumhuriyet'in ve eriatn birbiriyle uyumad iddias hibir zaman kabul edilmemitir. Dergi, dine byk nem atfetse bile batl anlamda bir cumhuriyet rejimine kardr. Zira bat toplumlarnda somut bir toplum hedefi mevcut deildir. eriat kurallarnn aksine, kanunlar insanlarn arzu ve ihtiraslarnn zerinde olan batl cumhuriyetler vatandalarnn mutluluk ve selmetini salamaya muktedir deillerdir. (DEBUS: 72). Sebilrreat'n yeni serisinde siyas kavramlarla ilgili deerlendirmelere pek rastlanmamaktadr. Sadece Ahmet Hamdi Akseki bir yazsnda demokrasinin en mkemmel ynetim biimi olduunu, sadece demokrasinin slmiyet'i meru saydn ifade etmitir. (DEBUS: 73).

bilig-4/K97

238

slm devleti'nin tekili ve amalar ile ilgili kesin ifadeler sadece Sebilrreat'n Srat- Mstakim adl eski serisinde yer almaktadr. Buna gre slam devleti yce Kuran'da yazl olan bir devlettir. slm devleti icraatlerinde Kuran'n hkmlerine ve Peygamberin snnetine tbidir. slm devleti'nin dayand yap talar, adil bir politika ve hukuka saygl bir ynetim anlaydr. slm'n devlet anlay an gereklerine tamamen uygun bir anlaytr. slm devleti, vatandalarnn bu dnyadaki ve ahretteki mutluluu iin gayret eder. (...) slm devleti, insanlar iyilie davet eder. slam devleti, takip ettii amalara ulamak iin hak ve hrriyetleri teminat altna alr ve ktl yasaklar. (DEBUS: 73-74). Srat- Mstakim, slmiyet'in belirli bir ynetim biimi teklif etmediini sylemekle birlikte eriatn siyas hkmlerinin islm bir siyas iktidarn faaliyetleri asndan balayc olduunu ileri srmektedir. slmiyet ve Hristiyanlk bu noktada birbirinden ayrlmaktadr. slm bir devletin asl zellii, adaletli olmas ve kamu menfaatini gzetmesidir. Saltanatn iktidarna ve gce dayanan slm din eriat kurallarnn geerli olduu bir nizam- alem kurulmasna gayret eder. Btn insanlarn slmiyet'i kabul edip etmemesi slmiyet'in dayand bu anlay deitirmez. eitli insan topluluklarn mmet halinde biraraya gelmelerinin slmiyet'ten baka bir yolu yoktur. Bu amaca iki yoldan ulalr. Birincisi din inanlarn birliiyle, ikincisi de adil bir siyas birlikle. Bu yzden mslmanlar, kendi dinlerinden olmayan kimselerin egemenlii altna girmemelidirler. Yabanc bir devlet slmiyet'in egemenliini krmaya ve islm topraklarn igal etmeye teebbs ettiinde, btn Mslman kadn ve erkekler dmana kar durmakla ykmldrler. Mslmanlarn grevi burada bitmez. Mslmanlar yeryznden irkin defedilmesine, dinlerinin yaylmas, padiahlk bayrann ykselmesi iin, btn insanlar adil bir ynetim vastasyla mmet halinde bir araya gelinceye kadar dinlerini yaymaya, saltanatn bayraktarln yapmaya gayret gstermelidirler. Btn bu grevleri yaparken Mslman, slm dinnde zorlamann olmadn da hatrndan karmamaldr. (DEBUS: 74-75). Srat- Mstakim, slm'n dndaki toplumlardaki siyas iktidarlarn misli grlmemi vahi

ve adaletsiz uygulamalarna karn islm hkmetlerin hogrl ve adaletli icraat yaptklarn savunmutur. (DEBUS: 75-76). Dergiye gre Mslmanlar, Allah ve Peygamberden sonra her eyi devlet ve siyas iktidardan beklerler. Zira islm devleti onlarn dnyevi ve uhrevi menfaatlerini teminat altna almtr. slm deerleri benimseyen siyas iktidarlar, slmiyet'i korumak ve yceltmekle ykmldrler. Buradan slm devletleri iin eriat hkmlerine riayet edilmesini temin etme sorumluluu domaktadr. (DEBUS: 76). Anayasa, meclis ve meruti monari en azndan kinci Merutiyet'in ilk yllarnda Srat- Mstakim ve Sebilrreat'n hemen hemen btn yazarlar tarafndan olumlu karlanm ve slmiyet'in siyas ilkeleri ile uyumlu bir ynetim biimi olarak telkki edilmitir. Bu bak asna delil olarak Kur'an- Kerim'in ra adl 38. ayetindeki istiare prensibinin slm devletinde meveret kurumuyla ifadesini bulmas verilmitir. (DEBUS: 77-78). Srat- Mstakim'e gre meveret kurumu, birbirleriyle mcadele eden partilerden ziyade siyas kararlarnda padiaha destek verecek ulemadan oluan bir istiare organdr. Parlamenter demokrasiye kar derginin muhalif bir tavr taknmas, balangta meclise balanan umutlarn boa kmasndan kaynaklanmtr. Bu tavr bilhassa Said Halim Paa'nn slmiyet'in siyasetle ilgili hkmlerini ele alan yazlarnda aka grlmektedir. Derginin dier yazarlar da Osmanl Devleti'nin Avrupa yakasnda toprak kaybna uramasndaki suu siyas partiler arasndaki gr ayrlklarna ve Osmanl parti yapsndaki dankla balamlardr. (DEBUS: 78-79). Srat- Mstakim ve Sebilrreat'n yazarlar, ak ve keskin bir parti taraftarl yapmamtr. ttihat Terakki liderlerinin balangta derginin vgsne ve tevikine mazhar olmas, son tahlilde dergide yaz yazan baz nl yazarlarm- (BEREKETZADE SMAL HAKKI, MUSA KZIM, MANASLI SMAL HAKKI, MUSTAFA SABR VE SAT HALM PAA) Komiteye dahil olmasndan kaynaklanmtr. Ancak derginin siyas partiler karsndaki bu tarafsz tavr, takriben 1911'den sonra, komite iindeki ideolojik kanatlarn Trkler ve Batclar eklinde ayrmasndan sonra deimitir. Sebilrreat'n ttihat ve Terakki'ye ynelik tenkitleri esas itibariyle hukuk ve eitim alanlar-

bilig-4/K97

239

nn likletirilmesini ngren bir parti programnn yazlmasyla birlikte alevlenmitir. (DEBUS: 79-80). 1948'den sonra yaymlanan yeni seride Se-bilrreat, partiler karsnda srekli vurgulad tarafszln deitirmi ve Fevzi akmak'n Millet Partisi ile Cevat Rfat Atlhan'n Trk Muhafazakr Partisi'ni desteklemi, 1950'den sonra ise Adnan Menderes'in Demokrat Partisi'nin siyas izgisine kaymtr. (DEBUS: 80). Sebilrreat, slm devletlerinde, siyas ve din egemenliin slm halifesinin uhdesinde topland fikrindedir. Hilfet kurumu, btn ada siyas iktidarlarn en mkemmel biimi, btn din makamlarn en ycesidir. Adalet ve takvaya dayanan hilfet makamnn icraatlar din kurallar ve eriat hkmleri ile snrlandrlmtr. Allah'n emirleri ve geerli kanunlar erevesinde emretme ve hkmetme gcne sahip olan Halife, bar dnemlerinde halkn Emir'i, sava zamanlarnda da halkn bakomutandr. Halifeye eriat hkmlerini uygulamak, slmiyet'i ve Mslmanlar korumak iin tedbirler almak, dmanlara kar savamak grev ve sorumluluu yklenmi olduundan Halife'nin her eyden nce ilim sahibi, kabiliyetli ve drst olmas gerekir. (DEBUS: 81-82). Srat- Mstakim'e gre Allah'n Peygamberi Muhammed Mustafa'nn temsilci olan, bu tr grev ve kabiliyetlerle tehiz edilmi Halife slm aleminin siyas birlii asndan ideal bir birleme unsurudur. Osmanl hnedannn hilfet zerindeki hakk kesin hakk vardr. Osmanllar, Abbasiler'in meru takipisi sfatyla, slm alemini birletirecek ve hilfetin bamszln tek bana garanti etmeye yetecek gce sahiptir. (DEBUS: 82). Sebilrreat, I. Dnya Sava srasnda ngiliz ve Fransz basnnn slm aleminin paralanmasna, Araplar'n stanbul'la olan irtibatn kesmeye, hilfet kurumunu kaldrmaya ynelik yaynlarna ve batl emperyalist-smrgeci devletlerin emellerine hizmet eden Arap liderlere kar iddetli bir polemik balatmtr. Din ve devlet ilerinin, hilfet ve padiahln ayrlmasyla bir slm topluluunun ortaya kabilecei eklinde ngiliz gazeteleri tarafndan pompalanan iddia, Sebilrreat tarafndan kesin bir dille reddedilmitir. Dergiye gre, siyas gc ve iktidar uhdesinde toplamayan ruhan ilevler yklenen bir hilfet makam dnlemez. (DEBUS: 83).

Sebilrreat' n Bak A s ndan Avrupa ve 'ark Meselesi'


Sebilrreat, 'Politika, 'Gncel Olaylar ve 'Basn balkl sayfalarnda islm alemini ilgilendirdii lde d politika alanndaki gelimelere nemli yer ayrmtr. Dergi, srekli biimde okuyucularn batl mttefik devletlerin islm topraklarn paylama arzular hakknda bilgilendirmitir. slm alemine ynelik menfaatleri sebebiyle kurulan l tilfr (NGLTERE, FRANSA VE RUSYA) ve l ttifak'ar (TALYA, AVUSTURYA VE ALMANYA) dahil olan devletler arasndaki g dengesinde meydana gelen her trl deiiklik Sebilrreat tarafndan kaydedilmi ve deerlendirmeye tbi tutulmutur. (DEBUS: 87). I. Dnya Sava dneminde Srat- Mstakim yazarlar nce Avusturya, daha sonra Yunan mallarna kar boykotu desteklemiler, ngiltere ve Fransa'nn emperyalist a gzllne, Rusya'nn genileme politikasna ve talya'nn Osmanl Dev-leti'nin ayrlmaz bir paras olan Tripolis'e saldrmalarna lnet okumulardr. Bu devletlere kar dmanlk hisleri Srat- Mstakim'in Osmanl d politikasyla uyumlu bir ekilde Alman dostu bir yayn politikas izlemesine yol amtr. Derginin yazarlarndan Slih'l-Eref el-Tunusi, Almanlarn 'Mslmanlarn dostu olduunu, 'Mslmanlarn hrriyeti ve hilfetin onuru iin savatklarn vurgulamtr. 1918 ylnda yaymlanan ve I. Dnya Savanda l ttifak devletlerinin malubiyetini mazur gsteren bir yazda Almanya'nn saldrgan ngiliz siyasetinden ak bir biimde ayrlan slm taraftar tutumuna iaret edilmitir. (DEBUS: 88-89). Srat- Mstakim, Mondros Mtarekesi'nin neticesinde yaplan atekesten sonraki umutsuz durumda bile slm'n yeniden ykselecei ve hilfetin kurtarlaca konularndaki midini kaybetmemitir. (DEBUS: 91). Dergi, Mill Kurtulu Sava'nda ak bir biimde Anadolu'daki direni hareketini desteklemitir. Derginin yazarlarndan Mehmet Akif ve Eref Edip, bu mcadelede d yardm beklemenin bouna olduunu ve Mill M-cadele'nin tm slm aleminin geleceini belirleyeceini vurgulamlardr. (DEBUS: 91-92). Dergiye gre, Mill Mcadele'den baaryla klmas ve 1923'de Trkiye'de cumhuriyet rejiminin kurulmas, bat hegemonyasnn krldn, slm aleminin

bilig-4/K97

240

kendi gc ile ayaa kalktn gsteren nemli bir iarettir. (DEBUS: 92). Srat- Mstakim ve Sebilirreat dergileri, slm aleminin birlemesine byk ehemmiyet affetmilerdir. Onlara gre slm lkelerinin milletler aras politikada sz sahibi olamamalarnn sebebi, Mslman milletlerin kendi aralarnda dayanma bulunmamasdr. Srat- Mstakim'in muhabirleri ve yazarlar Osmanl yayn organlarndan ve yabanc basndan konu ile ilgili yaptklar alntlarla slm lkelerinde bu ynde bir uurlan-mann olaca umudunu tamlardr. (DEBUS: 92-93). Srat- Mstakim'e gre Mslmanlarn kendi aralarndaki anlamazlklar amalar, yabanc glere kar direnmenin ve Mslmanlarn uyannn nemli bir artdr. (DEBUS: 94). Osmanl Devleti'nin paralanmasndan ve hilfetin slm lemi zerinde g ve birleme unsuru olma zelliini kaybetmesinden sonra Sebilrreat, tekilinde Trkiye Byk Millet Meclisinin etkili olaca ve srekli toplanacak bir milletler aras mslman-lar kongresi fikrini ortaya atmtr. (DEBUS: 96). Sebilrreat'n cihat meselesi hakkndaki deerlendirmeleri ilk plnda savunmac bir inan mcadelesine dayanmaktadr. Bu deerlendirmelerde slm topraklarna ynelik dman saldrlarna kar durulmasnn ferd bir sorumluluk olduu ifade edilmi, herkesin zerine den grevi yapmas gerektii belirtilmitir. Din ve vatan uruna yaplan bir cihat esnasnda btn Mslmanlardan ve Osmanllar'dan sabr, cesaret, inan kuvveti, kadnlarn, ocuklarn ve yallarn balanmas talep edilmitir. Sebilrreat yazarlar, cihat' her inanan Mslman iin bir mecburiyet olarak telkki etmilerdir. Zira, onlara gre islm topraklar dorudan doruya tehdit altndadr, herkes emperyalist glerin ve Hristiyan ayrlklarn entrika ve zulmne kar mukavemet gstermelidir. (DEBUS: 97-106). Srat- Mstakim, kinci Merutiyet'in ilk yllarnda Osmanl toplumundaki islmcreformist hareketin szcln yapmtr. slm dinnin slh edilmesi meselesinde, dergi yazarlar modernist ve muhafazakr islmc olmak zere iki kutba ayrmtr. Modernist islmclarn yaz kadrosundan uzaklatrlmasyla birlikte dergi, belirgin bir biimde muhafazakr, din reformlara muhalif bir ideolojik izgiye oturmutur. (DEBUS: 107). Bere-

ketzde smail Hakk; Manastrl smail Hakk ve Mehmed Akif gibi Srat- Mstakim yazarlarnn slm dinnin slh edilmesi ile ilgili grlerinde, Msrl modernist islmclar eyh Muhammed Abduh ve Cemaleddin el-Afgan'nin, Gen Osmanllarn ve bilhassa Namk Kemal, Ziya Paa ve Ali Suav'nin tesirlerini grmek mmkndr. Dergide medrese eitimi alm, bat felsefesi ve tabi bilimler okumu, Franszca'ya hkim, Mlkiye'de veya Drl-Fnn'da dorudan Fransz Pozitivizm'i ve Herbert Spencer'in Evrimcilik gryle temas eden yazarlar da yaz yazmlardr. Bu yazarlar slmiyet'i sosyal ve siyas nemi asndan kavramlar, II. Abdlhamit rejiminin zararl tesirlerinden kurtulmu saf ekliyle ilerlemenin gerek motoru olarak grmlerdir. (DEBUS: 108). Sebilrreat, 'Tefsiri ve 'Hadis kelerinde slm dinnin zararl tesirlerden arndrlmas ve slmiyet'in asl kklerine dnmesi meselesine geni yer ayrmtr. Dergi, mslmanlarn gnlk hayatlar ile ilgili bilgiler ihtiva eden nl ve nemli ktphanelerdeki Kur'an tefsirlerinin yeniden baslmasn teklif etmitir. Bu tefsirler zellikle bilim, teknik ve sosyal meseleler zerinde deerlendirmelere yer vermelidir. Sebilrreat'n reform talepleri, bilhassa medrese ve tarikatlar zerinde younlamtr. Dergiye gre akln ve ilmin nda rencilerine slm anlatacak aydn ilhiyatlarn yetitirilmesi gerekir. (DEBUS: Hill 2). Sebilrreat'n tarikatlar karsndaki tutumunda bir taraftan Osmanl ulemasnn geleneksel ve redci tavr, dier taraftan slm'n ilk dnemlerindeki saf eklini yeniden yerletirmek isteyen modernist tavrlar grlebilir. Dergi, Mslmanlarn geri kalmasn batl inanlar ve tahrifleri slmiyet'e sokan tarikatlarn etkisine balamtr. Dergiye gre tarikatlar, yanl kavradklar bir tevekkl anlayna dayanarak dnyev hayat inkar eden ve kadercilii tevik eden tavrlaryla toplumda tembellik ve cahilliin artmasna ve ilerlemeye kar dmanlk hislerinin beslenmesine yol amlardr. Sebilrreat, slm dininin zararl tesirlerden arndrlmas iin ayrca toplumdaki ahlkszlk ve ateizmle mcadele edilmesi gerektiini savunmutur. (DEBUS: 112114). Dinde yeniletirme tartmalaryla irtibatl olarak Srat- Mstakim yazarlarnn ortaya att

bilig-4/K97

241

taleplerden biri de, itihat meselesidir. Dergi, deien dnya artlarnda slm'n dinamizmini ve otoritesini temin eden itihat', sadece ulemann uhdesinde bulunan bir hak olarak grmtr. Batnn teknolojik alandaki kazanmlarndan faydalanabilmek ve slmiyet'e uygun olmayan yeniliklere kar durabilmek iin itihat kapsnn daima ak olmas gerektiine iaret eden Srat- Mstakim, itihat verilecek sahalar da amel, inan, ibadet ve ahlk meziyetlerle snrlandrmtr. (DEBUS: 121). Sebilrreat dergisinde, dinde reform dncesine kar kan muhafazakr tavrlara da rastlanmaktadr. slm dinnin yenilenmesi dncesine muhalif tavr alan yazarlar, politika ve kamu hayatnda laik ve milliyeti evrelerin artan etkisinden rahatszlk duymulardr. Dergide reform taraftar ve muhaliflerinin polemiklerine ska rastlanmaktadr. Sebilrreat, Seyyid Bey ve M. emseddin gibi daha nce derginin yaz kadrosunda yer alm yazarlarn slmiyet'i Kemalist ve lml bir bak asndan deerlendirmelerinin ya-nsra Ziya Gkalp'n slm' Luther'ci anlamda yeniletirmesine ve milliletirmesine kar da mcadele etmitir. (DEBUS: 114-116). Aslnda Srat- Mstakim balangta Yusuf Akura'nn teklif ettii anlamda slm dinnin milliletirilmesine, yani Trk halknn Kur'an' ve din eserleri kendi dilinde anlamasna frsat verilmesi tezine muhalif bir tavr almamtr. Hatta dergi, Kur'an ayetlerinin ve surelerinin Trke anlamlarn ihtiva eden mealler yaymlamtr. Bu dnemde dergi yazarlarnn byk ounluu geni halk kitlelerine eriebilmek iin vaazlarn Arapa deil, Trke verilmesini desteklemitir. (DEBUS: 124-126). Srat- Msta-kim'in baz yazarlar Kur'an- Kerim'in mslmanlarca daha iyi anlalmas iin Trke'ye tercme edilmesini tasvip etmilerse de Mehmet Akif in ban ektii yazarlar Arapa metinlerin eitim/retimde ve namazlarda kullanlmasn kesin bir dille reddetmilerdir. Sebilrreat, son tahlilde slm dinnin tahrif edilmesine ve bozulmasna yol aaca gerekesiyle Kur'an'n Trke'ye tercme edilmesine kar kmtr. (DEBUS: 126-127).

mtr. Bu sayfada zellikle konu ele alnmtr: 1. Talim ve terbiyeyle ilgili yeni ilm bilgiler, 2. Mevcut okul sisteminin eksiklikleri ve bunlarn sebepleri, 3. Okul sistemi ve medreselerle ilgili reform tekliflerir (DEBUS: 129). Sebilrreat'n Osmanl eitim sistemine ynelik tenkitleri eitim/retim metotlar konusunda younlamtr. Dergiye gre ezberci eitim ve skolastik retim ilkeleri yava yava rencilerin kendi balarna yetkinliini ve insiyatif kullanmalarn nlemektedir. Bu eitim/retim anlay toplumda derin yaralar amaktadr. Bu ekilde eitim alm gen insanlar, ticaret ve sanayide hibir zaman kendi balarna insiyatif alamamaktadrlar. (DEBUS: 130). Derginin dier bir tenkidi, Osmanl Devleti'nde din ve ilm bilgiler verebilecek okullarn eksikliine ynelmitir. Dergi, bu tr okullarn kurulmasna destek olmalar iin herkesi greve davet etmitir. Zira eriat, talim ve terbiyeyi ferd sorumluluk olarak kabul etmitir. (DEBUS: 131). Sebilrreat, dinde reform yaplmas istikmetinde kamuoyunda yaplan tartmalara paralel olarak medreselerde de reform yaplmas gerekliliine iaret etmitir. Derginin tenkitleri, medrese kurumunun yapsna ve medrese eitiminin muhtevasna ynelmitir. Medrese, kurum olarak tartma konusu yaplmazken, medreselerin mevcut durumu keskin bir slpla tenkid edilmitir. Dergiye gre medreselerde yeni eitim/retim usulleri ve mfredat programlar uygulamaya konulmaldr. Ancak bu taktirde medreseler cemiyetin fikr nderliini stlenmeye muktedir, liyakatli ve drst limlerin yetimesine katkda bulunabilir. (DEBUS: 133-145). Sebilrreat, 1924 ylnda stanbul niversitesi'ne bal olarak alan ilhiyat fakltesini uzman alim yetitiren medreselerin devam olarak telkki etmi, ancak amalar ve mfredat program bakmndan medreselerden farkl olduu iin bu eitim kurumuna tenkidler yneltmitir. Dergiye gre bu kimliksiz kurum ne halkn acilen ihtiya duyduu imam ve vaizleri yetitirebilir ne de aydn din limleri yetitirebilir. (DEBUS: 145-146). Sebilrreat, 1920'den sonra Trkiye Byk Millet Meclisinden ilk ve ortaokuldaki din derslerinin kuvvetlendirilmesini talep etmitir. Bu yndeki beklentiler daha ok derginin nemli yazarlarn-

Talim ve Terbiye
Sebilrreat, iktisad ve sosyal gelime erevesinde eitime zel bir rol yklemi ve bu meseleye 'Talim ve Terbiye balkl zel bir sayfa ayr-

bilig-4/K97

242

dan Aksekili Ahmet Hamdi Akseki'nin eriat Bakanlnda Eitim Genel Mdr olmasndan kaynaklanmtr. (DEBUS: 149-150). Sebilrreat, eitim/retim metodlar ve mfredat programlarnn eksiklii yznden ilhiyat fakltesinin yansra imam ve vaiz yetitiren imam hatip mekteplerini de tenkit etmitir. (DEBUS: 153).

slm ve Milliyetilik
Milliyetilik ve mill devlet konusunda Srat Mstakim'in yayn hayatnn ilk yllarndaki tavr, deien her yeni siyas duruma gre farkllklar arzetmitir. Debus, bu durumu hem d politikadaki gelimelerin etkisine hem de Trk Milli-yetilii'nin ykselen bir deer olarak fert ve toplum nezdine nem ve deer kazanmasyla irti-batlandrmaktadr. (DEBUS: 195). Srat- Mstakim'in balang dnemi yaz kadrosunda Gaspral smail Bey, Ahmed Agayeti Ayaz shaki ve Yusuf Akura gibi Rusya'dan Trkiye'ye g etmi tannm Trk aydnlar vardr. Dergi bu yazarlarn Tatar Modernizmi'ni, Trkl ve Turancl ele alan yazlarna geni yer ayrmtr. 1909 ylnda Trk Dernei'nin kurulmasyla birlikte Srat- Mstakim, bu kuruluun szcln yapan bir yayn organ kimliine brnmtr. (DEBUS: 195). Ahmet Mithat'n 'Trkle Dair balkl makalede ileri srd grlere ve basit, anlalr bir Trkenin geni halk kitlelerine erimede vasta olarak kullanlmasn ngren linguistik akma dayal kltrel bir milliyetilik anlay, slmc ideojiyi benimseyen Srat- Mstakim yazarlarnn dncesine ters gelmemitir. Bu yazarlar, mslman milletlerin tarihinde Trkler'in zel bir rol olduunu gururla ifade etmiler, ancak kendi milletini baka milletlerden stn gren bir milliyetilik anlay'n kesin bir tarzda reddetmilerdir. (DEBUS: 196). Etnik kimlie dayal mikro bir milliyetilik anlay-'na kar Sebilrreat'n taknd redci tavr, siyas sebeplerden ziyade din gerekelere dayanmaktadr. Dergiye gre bu tr bir milliyetilik anlay, Osmanl Devleti'nin toprak kaybetmesine, slm mmetinin kamplara ayrlmasna ve halifeye kar ayaklanmasna yol amtr. Milliyetilik olgusunun karsna dergi slmn birlik ve cemaat ilkelerini n plana karmtr. Bu ilkelere riayet edilmemesi durumunda, dergi yazarlarndan Meh-med Akif Allah'n bu dnyadaki cezasna maruz

kalnabileceine dikkat ekmitir: Bu ceza ise, Mslman milletlerin emperyalist ve smrgeci yabanc glerin klesi haline gelmesidir. (DEBUS: 197-198). Sebilrreat Osmanl Devleti'nin I. Dnya Savana katlmas ve Mekke Emiri erif Hseyinin Osmanl Devleti'ne kar ayaklanmas gibi d unsurlarn tesiriyle her trl milliyetilik anlay'n reddetmi ve milliyetilie antitez olarak Mslmanlarn birliini ve Osmanllar'n hilafet zerindeki haklarm savunmutur. (DEBUS: 200). Mill Mcadele esnasnda Sebilrreat sayfalarnda, Trk Milleti veya Trkiye gibi kavramlarn sk sk kullanld grlse de dergi islmc ideolojik izgiden taviz vermemitir. Dergi bu tavrn, millet ve vatan gibi kavramlarn tek bana halk harekete geiremeyecei gerekesiyle mazur gstermi; devam eden Kurtulu Sava'n slm'n batya kar mdafaas olarak nitelemitir. (DEBUS: 202-203). Sebilrreat yazarlarnn milliyetilie kar muhalif tavrlar, onlarn yerine gre bu meseleye hogrl yaklamadklar anlamna gelmez. Byle durumlarda milliyetilii, slm dncesinin bir paras olarak telkki etmiler, Trkln ve slmcln ayrlmaz bir btnn paralan olduunu, slm tarihinin Trkler olmakszn dnlemeyeceini ileri srmlerdir. (DEBUS: 202). Millet anlayna dayal Trkiye Cumhuriyeti Devleti'nin siyas bir gerek olarak tezahr etmesiyle birlikte Sebilrreat, mill kimliin tanmlanmasnda din unsurlarn lt alnmas gereine iaret etmitir. (DEBUS: 202).

Bat l lama ve Liklik


Sebilrreat'n yazarlar, bat medeniyetini kaytsz artsz kabul eden, bat medeniyetinin tenkit edilmeksizin olduu gibi benimsenmesini ilerlemenin yegne yolu olarak gren batc aydnlara kar iddetle kar kmlardr. Bu konudaki yazlarda, batnn bilim ve teknik alanlarndaki kaza-nmlar tartma konusu yaplmakszn kabul edilirken bat medeniyetinin olumsuz unsurlarna da iaret edilmitir. ok sayda Mslman gibi derginin yazarlar Osmanl'mn Japonlar gibi sadece bat teknolojisiyle yetinmesi ve kendi ahlk deerlerini korumas tezinde ittifak etmilerdir. (DEBUS: 207). Sebilrreat'n Japon hayranl, bat medeniyetini iyi ve kt taraftaryla bir btn olarak benimsenmesini teklif eden yenilikilere ve batclara bir tepki olarak tezahr etmitir. Dergi,

bilig-4/K97

243

yenilikileri ve batclar mill kimlii deitirmeye almakla ve Osmanl toplumunda derin atlaklar amaya yol amakla sulanmlardr. Dergi, halkn gerekte geleneklerine sk skya bal olduu dncesindedir. Bat hayranlna bel baladklar lde Tanzimat zihniyetini benimseyen aydnlarla halk arasndaki uurum derinleecektir. Sebilrreat'a gre aydnlar ve halk arasndaki bu kutuplama Tanzimat devrinden beri mevcut olan medresemektep kartlndan kaynaklanmaktadr. (DEBUS: 207). Byk Millet Meclisi'ni stanbul'da hkim olan Tanzimat zihniyetine kar halkn direniini temsil eden bir sembol olarak gren Sebilr-reat, meclisin yeniden mill ahlk ve eriat kurallarn tesis edeceine olan inancn muhafaza etmitir. Ancak Ankara'daki Mill Hkmet'in Tanzimat'n ve Merutiyet'in likletirme eilimlerini daha keskin tarzda devam ettirmesiyle Sebilr-reat Meclise balad umutlar boa kmtr (DEBUS: 211-215). Sebilrreat, dinn toplum hayatndan uzaklatrlmas ynndeki her trl teebbse aka muhalefet etmitir. Dergi, Mslman lkelerde batl anlamda, daha dorusu Fransa'daki gibi din ve devlet ilerinin ayrlmasn savunan bir liklik anlaynn uygulanamayacana iki gereke gstermitir: 1.slmiyet'te Hristiyanlk'taki gibi ruhban snfnn olmamas, 2. eriat, fertlerin hem bu dnya hem de ahret iin nasl yaamalar ve davranmalar gerektii konusunda hkmler ihtiva etmektedir (DEBUS: 215-216). Sebilrreat'm tenkitleri ncelikle liklik ilkesini devlet ve toplumun modernlemesinin en nemli unsuru olarak gren Ziya Gkalp'a ynelmitir. Dergi, daha sonra Necib Asm, Falih Rfk (Atay), Ahmet Emin (Yalman), Dr. Abdullah Cevdet, Celal Nuri (leri) ve dier batclarla liklik meselesi hakknda sert tartmalara girmitir(DEBUS: 215-216). Sebilrreat'n slmiyet'in fert, toplum ve devlet katnda mutlak anlamda hkim olmasn iddia etmesi derginin slmiyet'e rakip addettii dnya grlerini slm dmanlar eklinde etiketleyerek tasnif etmesini beraberinde getirmitir. Dergide 1912'den itibaren slm dmanlar olarak sulanan drt dnya gr vardr: 1. Siyonistler, 2. Masonlar, 3. Komnistler ve 4. Misyonerler (DEBUS: 232). Sebilrreat'n yazarlar, Yahudi inan sistemini ve Osmanl Yahudileri'nin durumlarn dorudan ok seyrek biimde ele almlar-

dr. Debus'a gre 1919'dan sonra dergide bu konuyu inceleyen yazlar Yahudiler'in Kur'an' Kerim'de lnetlenmelerinden veya Filistin'in Yahudiler'in isknna almasndan ziyade Yahudilerin dnya hkimiyeti tezlerini fiiliyata geirmelerinden kaynakland intiban uyandrmaktadr. (DEBUS: 232-233). Sebilrreat, Hristiyan devletlerin Filistin'in Yahudiler'ce igal edilmesine gz yummalarna ve bylece Hristiyanln menfaatlerine aykr hareket etmelerini Yahudiler'in mal yardmlar yoluyla Avrupa devletlerinin d politikalar zerinde etkili olmalaryla aklamtr. (DEBUS: 232-233). Sebilrreat, Yahudiler'in Osmanl Devleti'nin yklmasnda katklar olduuna inanmaktadr. Derginin sahibi Eref Edip, Yahudiler'in casusluk faaliyetlerinin Osmanl ordusunun Filistin'deki yenilgisine yol atn iddia etmitir. Osmanllar'n Yahudiler'e kar daima hogrl davrandna iaret eden Cevad Rfat Atlhan'a gre, Yahudiler bu muameleye sr hlinde Filistin topraklarna g ederek ok kt karlk vermilerdir. Trkiye, bu sebeple Arap kardelerinin yannda yer almaya mecbur kalmtr. (DEBUS: 236). Sebilrreat'm masonlara kar ynelttii polemikler de ok ge balamtr. Dergiye gre masonlarn eylemlerinin motoru hmanizm deil slm dmanldr. slm kart bir dnya gr olan masonlukla btn slm devletleri mcadele etmelidir. Sebilrreat, masonlarn ateist bir inanca sahip olduklarn belirterek, Atatrk'n mason localarn yasaklamasna ramen localar gizli olarak faaliyetlerine devam ettiine, buna karn tarikatlarn hl kanunlara aykr kurumlar olarak telkki edildiine dikkat ekmitir. (DEBUS: 237240). Sebilrreat, masonluk gibi komnizmin de hrstiyanlk kart zel bir dnya gr olarak kabul etmi ve mslman lkelerde yeri olmadn savunmutur. Dergiye gre Mslmanlar, komnizmin slmiyet iin gerek bir tehlike olduunun ortaya kmasndan sonra komnist grlerle ilgilenmeye balamlardr. (DEBUS: 240) Sebilrreat, komnizmin tezlerini rtmeye almtr. Dergi, slmiyet'te bir klenin ordu komutam yaplarak nl ve zengin ailelere mensup kiilerin amiri olmasna msaade eden ve bylece snf farkllklarn ortadan kaldran bir din olduunu belirtmitir. slm kurumlarda komnizmin dayand hrriyet, eitlik ve kardelik temel prensipleri yeterince uygulanmaktadr.

bilig-4/K97

244

slmiyet, ihtiya sahiplerine datlmak zere zenginlerin servetlerinin yarsna her yl hazineye vermesini art komutur. slm toplumlarnda ilenmeyen topraklar bu tarlay eken insanlara verilir. slmiyet, kapitalizmin benimsedii faizi ve smry yasaklamtr. (DEBUS: 242) Sebilrreat'n iin slmiyet'in en byk dmanlarndan bir dieri de, islm topraklarnda faaliyet gsteren hristiyan misyonerlik kurululardr. Bu kurulular slmiyet'e kar ak bir biimde dmanca tavr almadklar iin Mslman ocuklar zerinde zararl tesirlere yol amaktadrlar (DEBUS: 245-248).

nceyi aklama hakk'n anlamaktadrlar. Mutlak hrriyet anlay, kabul edilemez. Hrriyet, eriat ve genel ahlk kurallaryla snrlandrlmtr. Eitlik, btn insanlarn ayn ekilde ilh emirlere uymakla ykml olduunu anlamna gelmektedir. Allah, kaytsz artsz egemen ve eriat yegne geerli kanun olarak kabul edildii iin batl demokrasilerde olduu mnada bir yasama erki kabul edilmez. Sebilrreat'a gre slmiyet belirli bir ynetim biimi ngrmemekle birlikte bir devletin islm olup olmamas o devletin Kur'an ve snnet hkmlerine bal olup olmamasna baldr. Meclis ve partiler ilke itibariyle reddedilmemektedir. Bununla birlikte birlik ve btnle ynelik d bir tehdit olarak kabul edilen parti ve topluluk menfaatleri kamu menfaatlerinin nne geirilemez. Sebilrreat, halifeyi siyas ve din egemen olarak kabul etmekte ve her iki ilevin birbiriyle ayrlmaz bir btn olduunu ifade etmektedir. Os-manllar'n hilfet kurumu zerindeki haklar kesin bir dille savunulmakta ve Osmanl Hanedam'nn Abbasilerden sonra hilafetin temsilcisi olduu belirtilmektedir. Dergi, halifenin zerkliini slm aleminin birletirici bir faktr olarak teminat altna alnmas gereine iaret eder. Bu balamda Mill Mcadele, hilfet kurumunun zerklii ve devam asndan bir inan sava olarak kabul edilmektedir. Sebilrreat'n d politika konusundaki tutumu, Osmanl hkimiyetinin korunmasn isteyen hkmetle paralelik arzetmekte; Panislmc ve emperyalizm kart bir retorikle tamamlanmaktadr. Dergiye gre her mslman, igal edilme tehlikesiyle kar kar olan slm topraklarnn korumak iin yaplacak bir cihat'a katlarak emperyalist, smrgeci ve blc hristiyan devletlerin entrika ve vahiliklerine kar mcadele etmelidirler. Sebilrreat'n yazarlarna gre slm aleminin kurtuluu asker bir savunmayla deil birlik ve beraberliin salanmasyla salanabilir. Burada slm yenileme dncesinin etkileri grlmektedir. Yenilee teolojik bir reformasyon anlamnda deil, toplumun ve kurumlarnn yenilenmesi anlamnda kullanlmaktadr. Yenilemenin amac slm aleminin eski hkimiyetinin yeniden tesis edilmesidir. Sebilrreat'n iddialarnda Msrl

Sonu ve Deerlendirme
Srat- Mstakim / Sebilrreat dergilerinde gml slm toplumu imaj, batl kymet hkmlerinin istilasna bir tepki olarak tezahr eden btn ahlk deerlerin, daha dorusu slm ahlknn vurgulanmasyla ekillenmitir. Sebilrreat, batllamay son tahlilde inancn kaybolmasna yol aan sosyal ve ahlak kntyle edeer tutmaktadr. Sebilrreat'm bak asndan ahlk, slm devletinin yap talarndan en nemlisidir. slm devletlerinde siyas iktidar ahlkla ilgili Kur'an hkmlerini uygulamaya koyduu taktirde halk katnda meruiyet kazanr. Btn ahlk normlar ilh vahiy vastasyla koyulduu iin siyas iktidar bu devini yerine getirmede Allah'a kar sorumludur. Sebilrreat'n devlet anlaynda halk egemenlii ne ksa da bu egemenlik hkmrann bir taraftan halkn iradesine dier taraftan eriatn emirlerine tabi olmas anlamna gelmektedir. slm devletinde halk iradesi ura, yani meveret kurumu vastasyla egemenin ve siyas iktidarn kararlar zerinde etkili olmasyla tezahr eder. Sebilrreat'a gre slm devletinde yrtme erki anayasayla snrlanabilir ve denetlenebilir. Keyfilik ve istibdad, Mslmanlarn bask altnda tutulmasnn sebebi olarak kabul edildii iin balangtan itibaren reddedilmitir. Adalet bir hkmrandan talep edilen nemli bir zelliktir. Sebilrreat'n devlet anlaynda siyas kavramlarn din, ahlk telkkilerle yakn bir ilikisi vardr. Bu konuda derginin birok yazar anayasa ve Merut Monari' nin tamamen eriata uygun olduuna inanmaktadrlar. Hrriyet kavramndan Sebilrreat ilk plnda kamu menfaatleri dorultusunda d-

bilig-4/K97

245

modernist slmclarn ve Gen Osmanllarn izleri mahade edilmektedir. Derginin yenileme tezlerinde mesela islmiyetin ilerleme ve gelime kabiliyeti olduunun savunulmas, slm dinnin zararl unsurlardan arndrlmas fikri ve eski kklere yeniden dn merkez bir rol oynamaktadr. Sebilrreat, ekonomik ve sosyal gelimede eitim faktrne nemli rol ve ilevler yklemitir. Din btn ve ahlkl, ilim ve teknikte gelimi bir toplum idealine ulamak iin kitlelerin eitim dzeyi ykseltilmelidir. Bu ilevi en iyi ekilde lik mekteplerden ziyade ilme dayal eitim retim usulleri ve mfredat programlarn tatbik eden slmi okullar yerine getirebilir. Eitim alannda Sebilrreat'n ne kard konulardan biri medrese reformudur. Dergi, medrese kurumuna muhalif olmamakla birlikte medreselerin eitimretim usullerine ve mfredat programlarna iddetle kar kmtr. Sebilrreat'n milliyetilik karsndaki vaziyet al deien siyas duruma gre farkllklar ar-zetmitir. Dergi, Trk kltrnn baarlarnn islmiyete katk olduu veya Trk halknn eitim dzeyinin ykseltilmesi anlamnda bir kltrel milliyetilik anlayn reddetmemi, ancak rk unsurlar din unsurlardan daha nemli ve deerli addeden laik bir milliyetilik anlay'na kar kmtr. Sebilrreat, bu redci tavrn, bir taraftan milliyetilii Osmanl Devleti'nin paralanmasnn sebebi olarak gren siyas bir gerekeye, dier taraftan slm Peygamberinin slm mmetinin blnmesi konusundaki uyarlarna dayal din bir gerekeyle aklamtr. Sebilrreat, bat medeniyetinin btn kurum ve kurallar ile olduu gibi benimsenmesine iddetle muhalefet etmitir. Bat medeniyetinin sadece ilm ve teknolojik alandaki kazanmlar alnmal, kt taraflar braklmaldr. Dergiye gre

tanzimat dneminden beri osmanl toplumundaki derin atlan sebebi kaytsz artsz batllamadr. Sebilrreat'a gre Mslman lkelerde din ve devlet arasnda kesin bir ayrm yapmak mmkn olmad gibi istenen bir ey de deildir. Bu ayrm talep eden kimsenin slm dini hakknda yeterli bilgiye sahip olduu dnlemez. Dergi, liklik ilkesini dinin devlet vastayla susturulmasna imkan verdii eklinde anladklar iin cumhuriyet devletinin siyas sekinlerini sulamtr. Bu tr bir laiklik anlay inan ve kanaat hrriyetine olduu gibi anayasada teminat altna alman din vecibeleri yerine getirme hrriyetine de aykrdr. Sebilrreat'a gre liklik daha ziyade din ilerinin devletin gzetimi ve denetiminden uzak olmas, limlerin zerlerine den rol, ilev ve sorumluluklar serbeste yerine getirmeleri anlamna gelmektedir. Byle bir liklik anlay hogry ve vicdan hrriyetini ihtiva eden islm ilkelerle de uyumludur. Liklerin yansra Sebilrreat slm kart dnya grlerine kar da muhalefet etmitir. Sebilrreat siyonizmi, masonluu, komnizmi ve misyonerlii islm dinne dman dnya grleri olarak etiketlemi ve bunlarla mcadele edilmesini nemle vurgulamtr. Baz metodik eksikliklerine ramen Esther Debus'un Trkiye'de islmc muhalefetin szcln yapm Sebilrreat dergisiyle ilgili aratrmas, ciddi ve itinal bir gayretin rn doyurucu bir almadr. Sebilrreat'n aynasndan slmclk hareketinin tarih kklerini tasvir ve tahlil eden bu aratrma, modern zamanlar Trkiye'sinde Trk-slm Sentezi, milliyetilik, liklik, siyas slm, eriat gibi konularda yaplan tartmalara k tutmas asndan da nem arzetmektedir.

bilig-4/K97

246

KAYNAKLAR
ATTESLANDER, Peter 1993 Metheden der empirischen Sozialforschung. Geniletilmi 7. bask, Berlin ve New York. Content Analysis in Communication Research. Glencoe. Inhaltsanalyse. Theorie und Praxis. Gzden geirilmi 3. bask, Mnchen Methoden empirischer Sozialforschung. 14. bask, Opladen. erik zmlemesi. 2. bask, Konya. 'Inhaltsanalyse. Jrgen von Koolwijk ve Maria WiekenMayser (Der.): Techniken der empirischen Sozialforschung. 3. Cilt: Erhebungsmethoden: Beobachtung und Analyse von Kommunikation. Mnchen ve Wien. L'enseignement religieux dans la Turquie moderne. Berlin. Trkiye'de slmc l k Dncesi. 2 Cilt, Istanbul 1986/87. "The Challence of Qualitative Content Analysis". Public Opinion, Cilt 16. 'Content Analysis and Reception Analysis. American Behavioral Scientist. Cilt 33, Say 2, Yl 1989, ss 175-182; TEIPEN, Petra 1991 SOMEL, S. Akin 1987 S rat- Mstakim, islamic modernist thought in the Ottoman Empire (1908-1912). MA. Thesis, Boazii University, stanbul. "Srat- Mstakim: islmic modernist thought in the Ottoman Empire." The Journal of the Middle East Studies Society at the Columbia University, Cilt 1, Say I, Yl 1987, s. 55-80; Empirische Kommunikationsforschung. Darstellung, Kritik, Evaluation. Mnih 1991, s. 101. Islam and political development in Turkey. Leiden. LANDAU, Jacob 1974 MARDN, erif 1992 MERTEN, Klaus 1983 Trk Modernlemesi. kinci bask, stanbul. Inhaltsanalyse. Einfhrung in die Theorie, Methode und Praxis. Opladen Radical politics in modern Turkey. Leiden.

BERNARD, Berelson J 952 FRH, Werner 1991 MERTEN, KLAUS ZEK, etin 1982 SCHULZ, Winfried 1989

FREDRCHS, Jrgen 1990 GKE, Orhan 1995 HERKNER, Werner 1974

Din ve Devlet. stanbul. 'Inhaltsanalyse. Elisabeth Noelle-Neumann, Winfried Schulz ve Jrgen Wilke (Der.): Fischer Lexikon Publizistik Massenkommunikation. Frankfurt am Main.

1987

JACOB, Xavier 1982 KARA, Ismail 1986 KRAUCER, Siegfnier 1952 TOPRAK, Binnaz 1981

KEPPL1NGER, Hans Mathias 1989

TUNAYA, Tark Zafer 1982 slmc l k Cereyan . stanbul.

bilig-4/K97

247

Kitap Dnyasndan: ALTUN YARUK XIX. yzyln sonlarnda Orhun-Yenisey abi delerinin aratrlmasnn ilk merhalesi gerekletiildiinde, ilim adamlarnn dikkatini, dier eski Trk dilleri ve abideleri daha fazla ekmeye balamtr. Onun iin; bu zemin zerinde XX. yzyln balar, tamamen Eski Uygur tarihinin, medeniyetinin ve dilinin renilmesine hasrolunmutur. Bu amala, in Trkistan'na, Duhan'a, Turfan'a Avrupa'dan eitli ekipler akmaya balamtr. Onlar, buralarda toprak altnda kalm dini mabet-lerdeki ibadethaneledeki, puthanelerdeki ve ziya-rethanelerdeki eski elyazmalarn biraraya getirip sandklara toplayarak Avrupa mzelerine tamlardr. ncelikle Eski Uygur abideleri kk paralar eklinde ele geirilmiti. Hatta mehur "Altn Yank" eserinin elyazmasndan baz paralarda bulunmutu. Bunlarn bir ksmn F.V.K. Mller, 1908 ylnda "Uygurca 1" de yaynlanmtr. Fakat Sergey Yefmovi Malov'un, 3 Mays 1910'da in Trkistam'nn Gansu [Kansu] vilayetinde "Altun Yaruk" adl Uygur abidesinin mkemmel bir nshasn bulmas, Uygurlar'n tarihinde byk olaylarn bir dnm noktasna dnmtr. yle ki, "Altun Yaruk" gibi dev bir eser ele geirilmiti bu, ilk Eski Uygur yazl abidelerinden idi. Abidenin elyazmasnn bu nshas, 355 yapraktan/710 sahifeden oluuyordu. El yazma yapran her iki taraf da yazl idi. Her sayfada ortalama 23 satr vard. Bu nshann bulunmas sonucunda daha sonra bulunmu olan kk Uygur yazlarn okumak o kadar zor olmamtr. Dier taraftan da bundan sonra Eski Uygur dilinin tam olarak yazlm olan szln tertip etmek imkan domutur. Abidenin bu nshas, 1913-17 yllarnda V.V. Radlof ve S.Y. Malov tarafndan dkme Uygar harfleriyle yaynlanmtr. Bu yayna kadar bir ksm bilim adam yle dnyordu. Uygur yazs XIV. ve XV. asrlarda seyrek bir ekilde Timuroullar'nn yazmalaryla (kaleminde) kullanlmt. imdi tespit olunmuturki Uygur yazas, XVII. asrn sonlar, hatta XVIII. asrn balarna kadar Uygur Buda manastrlarnda nemli bir yer tutmutu. "Altun Yank" abidesinin yayn, eviri, yazya aktarlmas, aratrlmas ve incelenmesi ile eitli lkelerin bilim adamlar uramaktadr. Bu konuda yaplm aratrmalar ierisinde Trkiye'de yaayan bilim adamlarnn yaptklar almalar zellikle kaydetmek gerekir, yle ki, daha 1931

Do. Dr. Ebulfeyz Kulu AMANOLU Nahcivan Devlet . Trkoloji Krss Bakan ______________________________________ Azeri Trkesinden Aktaran: Mustafa KALKAN Nide . Eitim Fak. Tarih . r. yesi

bilig-4/K97

248

senesinde Reit Arat, stanbul'da bu el yazmalarn Petersbur nshasn incelemekle beraber, 607 ve 616. sayfalarnn eviri yazsn da bastrmtr. O, ayn nshann fazla ksmnn transkripsiyonunu yapm, ancak yaynlayamamtr. Bundan sonra Saadet aatay, 1945 ylnda abidenin " Prens ve Pars" hikayesini yaynlamtr. Bu sahada nl olan Trkolog inasi Tekin'in aratrmalar daha dikkat ekicidir. O, eserlerle ilgili bir ok problemi halledebilmitir. 80'li yllarda stanbul niversitesi'nde hoca olan Ceval Kaya, Eski Trkdilleri alimi Osman Fikri Sertkaya'nn tevik ve ynlendirilmesi ile "Altun Yaruk" abidesiyle ilgili aratrma ve incelenmelerin yeterince yaplmad gz nnde bulundurarak eserin Petersburg nshasn doktora tezi olarak almaya balam ve bu almay 1989 senesinde Prof. Dr. Muharre Ergin, Prof. Dr. Mehmet Akaln ve Do. Dor. Osman Fikri Sertkaya'dan oluan jri huzurunda savunmutur. Bu baarl alma, 1994 ylnda Ankara'da "Uygurca Altun Yaruk" /Giri, Metin, Dizin/ ad ile Trk Dil Kurumu tarafndan yaynlanmtr. Sayn Hocamz Osman Fikri Sertkaya, 912 sayfadan oluan bu almaya deerli bir "Sunu" yazmtr. Burada "Altun Yaruk" abidesinin bulunmasndan, aratrmann zelliklerinden, bu alanda eserin Petersburg nshasnn neminden, Ceval KAYA'nn bu almasnn deerinden, Trkoloji'ye kazandrd fayda ve hizmetlerden ksaca sz etmitir. Kitaptaki iki sayfa olarak yer alan nsz ksmnda, teklif eden ksa bir ekilde Malayana Bu-dizmini'ne ait olan bu sutra kitabnn Eski Uygurca'ya tercmesi hakknda genel bilgi vererek, almann yapsndan bahsetmitir. Ceval Kaya bu aratrmadaki amacnn, eseri ve zerinde yaplan almalar tantarak, metinden yararlanmay mmkn klacak dizinleri hazrlamak olduunu aklamtr. Kitabn birinci blm "Giri" diye adlandrlmtr. Burada ilk nce eserin ad ve konusu hakknda bilgi vererek, eserde Budizm'in eitli cepheleri zerinde durarak Buda'nn konumalarnn ele alnndan bahsetmitir. Bu blmde, eseri Eski Uygurca'ya evirenin kimlii zerinde durulmu, bu konu zerine Trkoloji'de ortaya konan gr ve dnceler anlatlmtr. "Altun

Yaruk"un tercman, Eski Trk Edebiyat'nn Yazsnn/ XI. asrda yaam olan sekin yazar ve Budizmi iyi bilen felsefe adam angko eli Tung, st ste be dev kitab ince'den Eski Uygur Trkesi'ne aktarmtr. Aratrmac, bu konuda ayrntl bilgi vermitir. Sonra evirinin tarihi, dili, eserin blmleri, dnyann eitli mze ve koleksiyonlarnda bulunan ve korunan elyazmala-r, yaynlanan ve yaynlanmayan nshalar ele alnmtr. Burada en nemli husus udur ki, bu yazma nshalarn durumu bir btnlk iinde incelenmitir. Bundan sonra "Altun Yaruk" sutra zerinde dnya apnda yaplan almalar tantlmtr. Bilindii gibi bu abide dnyann eitli dillerine aktarlmtr. Bundan dolay da eserin baka dillerdeki benzeri hakknda da ayrntl bilgi verilerek, monorafisinin hangi yntemle hazrland aklanmtr. Kitapta metnin tespitinde kullanlan transkripsiyon sistemi kaydolunmu, ayn zamanda burada okunu veya etimoloji ynnden problemli olan, manas anlalmayan madde balar, kelimeler, onlarn n seslere ve dillere gre dalm listeleri de yer almtr. almann ikinci blmnde, X. asrda eski Uygur Trkesi'nin en sekin yazl abidesi olan "Altun Yaruk"un metninin eviri yazs verilmitir. Burada eserin Petersburg'taki yazma, nshas yani Radlov-Malov yayn esas alnmtr. Fakat bu nshada da baz eksiklikler vardr; baz yapraklar dm, hatta/metin blmnn/ baz paralar kaybolmutur. Ayn zamanda basm srasnda baz yapraklar karmtr. Bunlar gz nnde bulunduran aratrmac, tedbirli olarak (Radlov-Malov basmnda) hareket etmi, el yazmasnn Berlin Bilimler Akademisi'nin Turfan kolleksiyonunda bulunan 1000 civarnda parasndan 182 ksmn tespit ederek, bunun sayesinde Radlov-Malov nshasndaki eksiklikleri dzeltmi ve dier benzer (paralel) paralar bulmu, zellikle ince'nin de yardmyla eserin mkemmel olan metnini korumaya gayret sarf etmitir. Ceval Kaya byk glklerden korkmadan nsha farklarn karlatrm ve her sayfann altnda bu farklar ele almtr. Bylece teklif eden, "Altun Yaruk"un incelenmesi durumunda, gelecekte Eski Trke metinlerin daha kolay bir ekilde aratrmasna yardm etmitir. nc blm, kitabn en ilgin ve Trkoloji iin byk nem tayan ksmdr.

bilig-4/K97

249

Burada drt dizin verilmitir: 1. Genel Dizin 2. ekim Ekleri Dizini 3. Sklk Dizini 4. Sondan Dizin. Genel dizine nsha farklar da dahil olmak zere btn kelimeler alnmtr. Kitaptaki madde balklar, eser tercme edilmediinden anlamlar ile verilmemitir. Bu madde balklarnn eserde ka defa getii gsterilmitir ki nemli olanda budur. ekim ekleri dizininde alt maddelerin dizini yer alm ve bunlara ok nem verilmitir. Bununla, hangi eklerin bir arada ve hangi srada geldiklerini belirleme amac gdlmtr. Sklk dizininde madde balar en ok geenden en az geene doru sralanmtr. Burada madde ba saysnn yansra onlarn metinde geme sklna da nem verilmitir. Bylece o metnin, dolaysyla hangi kelimeler ve kavramlar erevesinde dndnn anlalmasnn imkan salanmtr. Her geme skln say ve referanslardan sonra ayn sayda geen ikili madde balarnn sa-

ysda kestirilmitir. Son dizinde ayn sesle biten madde balar bir araya getirilerek daha fazla paralanamaz gibi grnen kelimelerin sonlarnda hangi tandk eklerin bulunabileceine dikkat ekilmitir. Bylece "Altun Yaruk" adl eserde ayn eki alan kelimeleri ve ekleri kitapta toplu olarak grme imkan bulunmutur. lk defa bu almada "Altun Yaruk" da kullanlan kelimelerin yzde sekseninin Trk asll olduu da tespit edilmitir. Ceval Kaya'nn yllar sren almalarla hazrlad "Altun Yaruk" adndaki bu kitap, daha snraki dil almalarnda yntem bakmndan da rnek olabilecek bir niteliktedir. Tantma yazsna kitaba sunu yazm olan deerli hocamz Osman Fikri Sertkaya'nn u kelimeleri ile son vermek isterim: "lk defa Ceval Kaya tarafndan bir btn halinde ele alnarak, yaymlanan bu almann, Trkoloji dnyasnda "Altn Yarak" zerindeki almalar arasnda bir dnm noktas olduuna ve bu konudaki Trkoloji almalarn daha da hzlandracana inanyorum."

bilig-4/K97

250

Kitap Dnyasndan:

"KTAB-I DEDE KORKUT" DESTANININ ALMANCAYA YEN TERCMES

Trke konuan halklarn tarihini, hayat tarzn, aile ve geim dzenini, kendisine akseden, lmez beeri duygular iinde barndran "Dede Korkut" yeniden (bir daha) Alman diline, almancaya evrilmitir. lk defa H.F. Von Dits tarafndan ilim alemine tantlm bu destann kkleri ve dallar geni kapsaml aratrmalara mevzuu olduundan, bu esere merak gn gemiyor ki daha da artmasn. Sevindiricidir ki, asrlar boyu kendini gelitiren bu sanat incisi, tannm tercman Hans Peter Ahmet She-mide tarafndan yeniden Almanca'ya tercme edilmitir. A. Shemide'nin bu yeni tercmesi, "Dede Korkuf'un dnya edebiyat hazinesinin incileri arasnda kendisine layk bir yerde olduunu ispatlyor. ster aile mnasebetlerine gre, ister mertlik ve kahramanlk sahnelerine gre, isterse de zengin idrak ve tefekkrn mahsl olmasyla bu abide halkmz dnya edebiyat sahnesinde erefle temsil ediyor. Kitabn eitli dillere tekrar tekrar evrilmesi, o evirilere yazlan geni aratrmalar, bu destann srlarnn imdiye dek almam sanatkarlk numunesi olduunu ispatlyor. Yukarda belirttiimiz gibi son eviriyi tannm dou aratrmacs A. mide yapmtr. Tercme 1975'te yaynlanmtr. A.mide'yi 1975'te yaynlanm "Azerbaycan Masallar"nn almancaya tercmecisi olarak da iyi tanyoruz. Birinci cildi 1975, ikincisi 1977 yllarnda yaymlanan "Nagl-lar" (Masallar), ok byk dikkat ve itina ile almancaya evrilmitir. Halkmzn gnlk dilinde kulland sz ve ifadeler, dou halklar aratrmacs (yani arginas) tarafndan byk ustalkla olduu gibi verilmitir. Tercmeye byk bir mesuliyetle yanam; bu ynden takdir edilecek A. mide, "Dede Korkuf'u kendisine has sanatkarlyla edebi ynden dolu, anlam bakmndan orijinale uygun, zevkliliine gre de yksek bir zevkle tertip olunmu ekilde alman okuyucularna ulatrmtr. Bu muvaffakiyet yalnz geni dnya grnn, derin bilginin ve kifayet kadar kalplam tercumanlk kabiliyeti sayesinde mmkn olur. Bu hayrl ve zahmeti ile

Flora Davut Kz MUSTAFAYEVA Azerbaycan Devlet .


______________________________________

Azeri Trkesinden Aktaran: Batr KUDAYGULUEV

bilig-4/K97

251

tercman, Azerbaycan edebiyatn alman okurlarna tantarak, edebi ilikilerin daha da inkiaf ettirilmesine zel istekle yaklaarak, halkmzn medeniyetini Avrupa'da tantmaya hi bir eyle llemeyecek hizmet vermitir. Tercme 272 sayfadan ibarettir. Kitabn 5. sayfasndan 14. sayfasna kadar "Korkut" aratrmac uzman, alim Adnan Binyazar'n destan hakkndaki kaytlar ve tercmana ait ahsi bilgiler veriliyor. A. Binyazar, bu tercmenin halklar arasndaki medeni ilikilerin ilerlemesinde, Trk dilini konuan halklarn tantlmasnda byk ehemmiyet ve neme sahip olduunu vurguluyor. Edebiyat alim hakl olarak, Almanya'nn iktisad inkiafnda zel yeri ve hizmeti olan hem anavatanlarmz bu ilikilerden habersizler, eer Trk Medeniyeti bu lkede layk olduu gibi temsil edilseydi, ananevi olarak z medeniyetine ve bylece baka halklarn edebiyatna medeniyetine zel itina sarfeden Almanya gibi bir lkede devletin itimai hayatnda, bu veya baka ynden itirak eden insanlarmz hakknda yanl fikir olumazd diyor. Daha sonra A. Binyazar yazyor: "Ben tercmeye zel bir yaklam gstererek sanyorum ki, tercmesi yaplm eser sayesinde insanlar, medeniyetleri vastas ile tanm olurlar. Bu sebeple de Azerbaycan Milli Akademisi gerek azas ve doktoru A. mide ile bu sahadaki dostluumuzdan dolay kendimi mutlu gryorum. mide her iki dili iyi bildiinden, stelik halkmzn medeniyetinin de her tarafn renmi olmas dolays ile evirirken eseri ayn medeniyetlerin abidesi gibi evire-bilmitir. ok az kimse tanrm ki, dili ve medeniyeti yaratm insanlar byle layk olduu yere ykseltsin veya onlarn hizmetini gerektii gibi yapsn. Bu ise o hadde varr ki onunla sohbet ederken kendi medeniyetimiz hakknda malum olmayan malumatlara rast geliyoruz. Ben "Dede Korkut'u hem Azerbaycan dilini, hem Anadolu Trkesini ok iyi bilen mide'nin Almanca'ya evirdiinden dolay seviniyorum. Daha sonra A. Binyazar; mide'nin Azeri Masallarn, sevimli airimiz Vahapzade'nin iirlerini ve dier eserlerini de Almanca'ya evirdiini vurguluyor. Onun Azerbaycan edebiyatna vurgun olduunu

yazyor. Orhan aik dili ile iade edersek "Metni hala baz zelliklerine gre bulmaca olan bu eseri tercme edebilmek iin geni ufuk sahibi olmak art", Ayn zamanda bu tercme, Alman okurlarna, Alman milli servetine emek yardm veren Trklerin medeniyet olarak da ayn seviyede olduunu gsteriyor. Yunus Emre Sehiller'de, asrlar evvel demitir: "Gel birbirimizle tan ola. Sevek ki, zmz de sevsinler." Kitabn 15 ila 19. sayfalar arasnda A. mide'nin tercmeye yazd nsz ve aratrmalar verilmitir. Tercmeci: "1815'te dou aratrmacs (ergnes) Dits tarafndan metni filoloji, etnoloji ve edebiyat alimler iin zengin kaynak olan, Trk Dilini konuan halklarn milli intihasnda deerli hazine olan "Ouz Taifelerinin dilinde Kitab Dede Korkuf'un asl Dresden Kral Ktphanesinde bulunmutur. Enteresandr ki, 1811 'de "Ouzname" hakknda malumat veren Dits o asl kendi ahsi eseri gibi takdim etmi, ark'a ait kitap fonunda 61 numara altnda saklanldn bildirmitir. Daha sonra, 1815'te bu asl yeniden aratrmaya balar ve lekeli yerleri aydnla kavuturmak iin bu asln hi olmazsa bir nshasn daha bulabilmek iin araylar yaptn ve onu Dresden Kral Ktphanesinde bulduunu yazyor. (Anlar I. Cilt 1811, s. 157, II, cilt 1815 s. 408) Biz Almanya'da Dits Ktphanesi'nde "Dede Korkuf'la ilgili aratrmalar yaparken, bu elyazsnn Dits'in kendisinde de olduu malum oldu. Malumat kesinletirmek iin tannm folklorculara mracaat ettik. O elyazsnn numne iin alnm 1 nshasn onlarn istifadesine verdik. Tannm alim Korkut'u . Cemidov ahsen bu yaz ile ilgilendi. ok ynl tahlillerden sonra tasdikleri, demek elyazs Dresden'de saklanlan sretten farklyd. (lim ve hayat dergisi 1987, s. 24-25). Bu son malumata ehemmiyet vermeden saygdeer Korkut'ularmz halen Dits'in elyazsn Kral ktphanesinden aldn savunmaktadrlar. Dits'in aratrma hakknda dant mhterem Alman ergnesin de bu konuyu gzden karmas bizlerde znt hissi uyandrmaktadr.

bilig-4/K97

252

1958'de I. Hayn tarafndan Almanca'ya tercme edilmi "Dede Korkut" kitabm vurgulayan arkiyat, 1984'te Trk edebiyats A. Binyazar'n. H.May ile birlikte Dede Korkut blmlerinden drdn iki dilde mnhasran Trk ve Alman dillerinde hazrlayp yaymladklar hakknda bilgi verir. Dede Korkut'u tahlil eden tercme eden ergnes diyor ki: "A. Binyazar'a gre Dede Korkut reel bir ahsiyettir. O enliklerde trk syler, hanlar hann, kahramanlar az szle "gelimli-gidimli" dnya demekle gl aknlarn hayali kanatlarndan reellie dndrm, halk kendi erefini, inancn, vatann koruyabilmesi, yaasn ve yaatsn, zayflar korusun, dosta sadk olsun, kadnlara cemiyette azat yer versin diye yetitirmi." Daha sonra tercman-aratrmac: Dede Korkut reel bir ahsiyettir. slam kabul ederken Trklerin Karakterini ouzlarn hayat tarz ile skdan skya balamtr ki, Dede Korkut ve onun kahramanlar bize Trk vatandalarnn mnhasrlar gibi grnr. Bu halkn karakteri her ne kadar grltl ve kaba gzksede bu grltnn kan dkmek, ba kesmek hakkndaki konumalarnn arkasndan akll aman ozan Korkut duruyor, en trkler alp ve byk hanlar, kahramanlar az szle "gelimli-gidimli" dnya demekle gl hcumlarn yksekliinden, elden ele geen dnyann gereine dndrr" diyor. mide, tercmede edebilie daha ok dikkat et-

tiini, ancak byle szlerin manasn muhafaza ettiini kaydediyor. 29. sayfadan 259. sayfaya kadar 1 takdim yazs ve 12 blmn Almanca tercmesi verilir. Sonra szlerin izah, istifade edilmi eserlerin listesi yerletirilmitir. 267-268 sayfalarda tercmann son sz var. Burada A. mide yle diyor: Bu kitabn tercmesi benim iin yaratlmn zirvesidir. Umarm, bununla ben Trk dostlarmn bana olan saygsnn kk bir blmn dyorum." Ben bu ii Balkan, Trkiye, Azerbaycan, Trmenistan, ran, Irak, Karakalpak, Krm Tatarlar, Volga, Bakurdistan, eenistan ve baka Kafkasya, Orta Asya, Uygur mslman Trklerine hediye ediyorum. Bu iimle mslman olmayan Trkleri de, Yahudi Karaimleri, hristiyan Gagauzlar, uvalar, Kuzey'de yaayan hristiyan ve aman Yakutlar, Souk Sibirya'da budizm dinine inanan Trk topluluklarn selamlyorum. Onlarn hepsi Dede Korkut'un evlatlardr. Bu makalemizin sonunda, biz de milli medeniyetimizi dnyada gurur ve erefle temsil eden "Kitab Dede Korkut" blmlerini yksek sanatkarlkla ve itina ile Almancaya tercme den mhterem A. mide beyefendiye derin minnet duygularmz bildiriyoruz. Ayn zamanda Almanca'ya evrilmi bu kitaptan istifade etmemiz iin bize veren hrmetli alimimiz Prof. Sleyman Alyarova bu hayrl ve nazik davranndan dolay samimi teekkr ve kranlarmz sunuyoruz.

bilig-4/K97

253

AHMED-I YESEV HAKKINDA BR BBLYOGRAFYA DENEMES

Hoca Ahmed Yesev, Trk kltr tarihinin lmsz isimlerinden birisidir. Onun alar boyunca hi eksilmeden devam eden etkisi, gnmz Trk dnyasnda meydana gelen yeni oluumlar sonucunda bir kez daha nemle fark edildi. Trk dnyasnn bu ortak "ata"s, bir "kpr ahsiyet" olarak gnlleri birbirine balamaya devam ediyor. Aratrmaclar, onun eserlerine ve fikirlerine yeniden eilmek ihtiyac duyuyorlar. Ahmed Yesev hakknda yaplacak yeni almalarda, daha nce yaplanlarn bilinmesinde byk yarar vardr. Byle bir bibliyografya, hem aratrlm konularn tekrarn nleyecek, hem de yaplmas gerekenlerin tespitini kolaylatracaktr. Biz, byle bir hizmet ihtiyacyla, Ahmed Yesev hakknda yaplan almalar bir "deneme" olarak sunmak istedik. Bu bibliyografya, bizim elimizde mevcut olan kaynaklarn taranmasyla ortaya kmtr. Bibliyografyada ncelikle, dorudan Ahmed Yesev ile eserleri ve fikirlerini konu alan kitap, makale ve gazete yazlarna yer verilmitir. Balang olarak bir boluu dolduracan dndmz bu bibliyografya denemesinin, zamanla Trk dnyasndaki dier aratrmalar da iine alacak ekilde geniletilmesi ve gzden kaan knyelerin de eklenmesiyle ikml edileceini mit ediyoruz. Bu konuda ilgilenenlerin katklarn bekliyoruz. KTAPLAR Ahmed Yesev: Divan- Hikmet, Haz. Resul Muhammed Aurbayolu, Gafur Gulam. Ahmed-i Yesev: Divn- Hikmet, Kazan 1901. Ahmedov Kemalov: Yesevnin Hikmetleri, Takent 1987 Akdeniz, Kemal: Tasavvuf Ve Marifetullah, st. 1985, s. 91. Alaaddin Mehmedolu: Yesevlik Tarikat n n Azerbaycan'a Tesiri zerine, Milletleraras Hoca Ahmed Yesevi Sempozyumu. Alexandre Bennigsen Chantal LemercierQuelquejay: Sfi ve Komiser-Rusyada slam Tarikatlar ,Tercme, Osman Trer, Ank. 1988, Aka Yay.

Prof. Dr. Ceml Kurnaz Yrd. Do. Dr. Mustafa TATCI _______________________________________ Gazi . Eitim Fak. Trk Dili ve Ed. B. Or. yeleri

bilig-4/K97

254

Ali ir Nev, Nesayim'l-Mahabbe Min emyimi'l-Ftvve, st. 1979, s. 383389. Altnta, Hayrani: Tasavvuf Tarihi, Ank. 1986. Argunah, Hlya: Trk Edebiyat nda Tarih Roman, (M.., SBE., Baslmam Dr. Tezi), 1st. 1990. Banarl, Nihad Sami, Resimli Trk Edebiyat Tarihi, C.I, st. 1972. Bice, Hayati: Hoca Ahmed YesevDivan- Hikmet, Ank. 1993. Bice, Hayati: aret Talar , Kklem Yaynlar, Ank. 1992. Bura, Tark: Osmanc k, tken Yay. 2. bs. st.1985. Caferolu, Ahmet: Trk Dili Tarihi, Ed. Fak. st. 1970. Cezar, Mustafa: Anadolu Trkleri ncesi Trklerde ehir ve Mimarl k, st. 1977. Demirci, Mehmet: Trkistan Notlar , st. 1995. Eraslan, Kemal: Divan- Hikmetten Semeler, I. bsk., Ank. 1983 II. bsk. Ank. Eraydn, Seluk: Tasavvuf ve Tarikatler, st. 1981. Erges Tamedolu El-nazar: Ahmed Yesev, Trkistan basmahanesi, Trkistan 1991. Flal, Ethem Ruhi: Trkiyede Alevlik ve Bektailik, Ank. 1991. H. Kelimbetov, Ecelgi Devir Edebiyat , Almat l991. Hac Bekta- Vel: Makalat, Haz. M.Esat Coan, st. tarihsiz. Harirzde Kemaleddin Efendi: T byn'l-Vesaili'l-Hakay k, Sleymaniye Ktp. brahim Ef. Bl. Nu: 430-432, C.III, s. 265. Hazin, Cevhir'l-Ebrr Min EmvcBihr (Yesev Menk bnmesi), Haz. Cihan Okuyucu, Kayseri 1995. Hoca Ahmed Yesev, Divan- Hikmet, Haz. Hayat Bice Ank. 1993. brahim Hakkulov, Ahmet Yesev Hikmetleri, eviren ve Sadeletiren E. Sezai Toplu, st. 1995.

brahim Hakkulov, Hikmetleri, Takent 1991.

Ahmet

Yesev

Kabakl, Ahmet: Trk Edebiyat Tarihi, C.II, st. 1965. Kara, Mustafa: Bursa'da Tarikatlar ve Tekkeler, C.2, Bursa 1993. Kprl, Fuat :Trk Edebiyat Tarihi, I.bs. st. 1926, Mill Mtb. Ayn eser iin bkz. Trk Edebiyat Tarihi, st. 1982, s.193. Kprl, Fuat: Osmanl mparatorluunun Kuruluu, Ank. 1959. Kprl, Fuat: Trk Edebiyat nda lk Mutasavv flar, 1. bs. st. 1919, 2. bs. Ank. 1966, 3. bs. Ank. 1976. Kprl, Fuat; W. Barthold: Medeniyeti Tarihi, Ank. 1977. slam

Kufral, Kasm: Nakbendiliin Kurulu ve Yay l , .. Trkiyat Ens.(Baslmam Dr. Tezi) st. 1949. Lamii eleb: Terceme-i Nefehat'l-ns, st. 1270. Lycochin, N: Takent anlar , Revue du Monde Musulman, XIII, I, s. 134. Macenova, Ahmed Yesevnin Felsef Grleri, Almat 1993. Masson, M. E.: The Mausoleum Of Hodja Ahmed Yasev, (Hoca Ahmed Yesev Trbesi), Takent, 1930. Medine'de Muhammed Trkistan'da Hce Ahmed: Hoca Ahmed Yesev Hikmetler, Moskova 1992, 160+Tpkbasm. Menk b- Hac Bekta- Vel, Vilyetnme, Haz. A. Glpnrl, st. 1958, s. 14-20. Mevln Safyy'd-dn, "Neseb-Nme Tercmesi", Haz. Kemal Eraslan, Yesev Yaynclk, st. 1996, s. 57-64. Nurmuhammedolu, Naim-Bek: Hoca Ahmed Yesev Trbesi, (Haz. Hayati Bice), Kltr Bk. Yay.1343, Ank. 1991. ztrk, Yaar Nuri: Tarihi Boyunca Bektailik, st. 1990. Pekolcay, Necla: slam Trk Edebiyat , st. 1981, s. 90-100

bilig-4/K97

255

Schimmel, A. Maria: Tasavvufun Boyutlar , ev. Ender Grol, st. 1982. Sepetiolu, Mustafa Necati: Can Oca nda Pien A, st. 1982. Sepetiolu, Mustafa Necati: at , st. 1980. Sepetiolu, Mustafa Necati: Konak, st. 1978. Sepetiolu, Mustafa Necati: ler Yediler K rklar, st. 1980. Sf Mehmed Danimend, Mir't'l-Kulb (Mecmua inde), Upsala Ktp. Nu: 472, (Bilgi iin bkz.Le Monde Oriental, XXII, 1-3, Upsala 1928) Bu eserde Ahmed-i Yesev'nin baz szlerinin derlendii sylenmektedir. eker, Mehmet; Ylmaz Necdet: Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, st. 1996. uut, Hasan Ltf: slam Tasavvufunda Hacegn Hanedan , st. 1992, s. 15-23. Tahir, Kemal: Devlet Ana, 2 C Bilgi yay., 5.bs. st. 1975. Togan, Ahmet Zeki: Umum Trk Tarihine Giri, st. 1980. Ylmaz Durali: Yesev Irmaklar , (Roman) tken yaynlar, st. ?. MAKALELER Akgz, Nmk: "Ahmed-i Yesev'nin Yanmesi ve Halk Edebiyatndaki rnekleriyle Mukayesesi", Trk Yurdu-Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.13, Say 73, s.20-24. Adilolu, Adil: "Namk Kemal Zeybek le Trk Dnyas zerine Sohbet", Yesev, Yl:3, 28 (Nisan 1996) 12-15. Aabegm, Ayla: "Hoca Ahmed Yesev'nin Dnyasnda", Trk Edebiyat , Hoca Ahmed Yesev zel Say s , 192 (Ekim 1989) 21-22. "Ahmed Yesev le lgili eitli Tebli zetleri", Zaman Gazetesi, 31 Ekim 1993. "Ahmed Yesev Klliyesi", Yeni Trk slam Ansiklopedisi, Kltr Bakanl, st. 1995 "Ahmed Yesev Trbesine 80 Milyar, (Hoker)" Zaman Gazetesi, Kltr-Sanat, 11.8.1991, s.7.

"Ahmed Yesev", Mezhepler ve Tarikatlar Ansiklopedisi, st. 1987. Ahmedov: "Ahmed Yesev Mescidinin Kitabeleri", Kazan niv. Arkeoloji Tarih ve Etnografya Cemiyeti Haberleri, (Kazan 18951896) 539-549. Ahmedov: "Ahmed Yesev'nin Mhrnn Tavsifi", Kazan niv. Arkeoloji Tarih ve Etnografya Cemiyeti Haberleri, (Kazan 18951896), 530-537. Aka, smail: "Ortaasya'da slamiyetin Yaylmas ve Ahmed Yesevi Sevgisi", Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, (st. 1996) 521-532. Akar, Metin: "Osmanllarda Yesevlik", Bir, 1(1994), 11-17. Akarl, Engin D: "Tasavvuf, ada Kltrn Oluumu, (ubat 1986), 116-127. Akavov Zabit: "Ahmat Jasevi va Kumuk Manzum Adabjat", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 9-12. Akavov, Zabit: "Ahmat Jasevi va Kumuk Manzum Adabjat", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri,(26-29 Mays 1993)9-11. Akku, Mehmet: "Tasavvufun Anadoluya Girii ve slamlamada Rol", Tan m , Kaynaklar ve Tesirleriyle Tasavvuf, (st. 1991), 133-142. Aktan, Ali: "Knh'l-Ahbr'a Gre Hoca Ahmed Yesev ve Anadolu'daki Halifeleri", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 13-23. Alaaddin Mehmedolu: "Yesevlik Tarikatnn Azerbaycan'a Tesiri zerine", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993). Altnta, Hayrani: "Ahmed Yesev Dncesinin Kur'an Kaynaklar", Trk Dili, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , 504 (Aralk 1993) 606-610. Altnta, Hayrani: "Ahmet Yesev'nin Dncelerinde lh Ak", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 23-28.

bilig-4/K97

256

Altnta, Hayrani: "lah Ak ve Ahmed Yesev", Diyanet, 33 (Eyll 1993), 25-28. Altm, Kudret-Cihan, Ahmet Kmil: "Ahmet Yesev'de Mra Mevzuu", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 29-33. Argunah, Hlya: "Tarih Trk Romannda Yesev Dervileri", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 35-44. Aslanapa, Oktay: "Hazret-i Trkistan Hoca Ahmed Yesev ve Trbesi", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, S.21, Ank.1995, s.975-980 Aslyce, Erdoan: "Hoca Ahmet Yesev'ye Kadar Tasavvuf, Yesev, 34 (st. Ekim 1996), 3435. Ak, Nevzat: "Yesev Hikmetlerine Kaynaklk Eden Hadislerin Deerlendirilmesi ve Snnet Kltrnn Hikmetlere Tesiri", Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, (st. 1996) 375-399. Akar, Mustafa: "Ahmed Yesev ve Tasavvuf Anlay", Diyanet, C. 29, Say 4, s. 49-62. Aurbeyolu, Resul-Muhammed: "Yesev'nin Fakrname Risalesi", Trk Yurtlar , CII, Say 6, s. 22-28. Ayvazolu, Beir: "Pir-i Trkistan Hoca Ahmed Yesev", Trkiye Gazetesi, 11 Mays, 1992. Babinger, F: "Ahmed Yesev'nin Zaman", Der slam, 1923, s. 106. Barkan, mer Ltf: "Osmanl mparatorluunda Bir skan ve Kolonizasyon Metodu Olarak Vakflar ve Temlikler-stil Devirlerinin Kolonizatr Trk Dervileri ve Zaviyeler", Vak flar Dergisi, C.2 (Ankara 1942), 279-304. Bayram, Mikail: "Anadolu'nun Trklemesi ve slamlamasnda Hace Ahmed-i Yesev'nin Rol", Ahmed-i Yesev, Hayat -EserleriFikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat (st. 1996), 533-545. Bayr, Mehmed Hlid: "Tasavvuf Halk Edebiyatna Dair Notlar", Anadolu Mecmuas , Say 4, s. 153-159; Say 5, s. 191-196.

Behlul Abdulla: "Yesevlik ve Azerbaycan'da aman-Dervi Medeniyeti", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 1-9. Bice, Hayati: "Dnya Trklnn nderi", Trk Yurtlar , C.2, Say 6, s. 3-9. Bice, Hayati: "Hoca Ahmed Yesev ve Yesev Ylna Dair Namk Kemal Zeybek le Rportaj", Trk Yurtlar , C.2, Say 6,40-45. Bilgin, Azmi: "Tasavvuf ve Tekke Edebiyat", lm Arat rmalar, I (st. 1995).6182. Bilgin, Azmi: "Tasavvuf Dnce ve lk Mutasavvf Trk airlerinde Msmaha ve Birlik Fikri", Erdem, C. 8, 24 (Ank. 1996) 895-908. Bilgin, Orhan: "Ahmed-i Yesev'nin Devlet Anlay", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 4547. Bodroglget, Andras J. E.: "Ahmad Yasav's Concept of "Daftar- Sn" (Ahmed Yesev'nin Defter-i Sn Anlay)" Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991 (Ank. 1992), 1-12. Cantrk, Mehmet: Dou Trkistan'daki Tasavvuf ve Hoca Ahmed Yesev, Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu Kayseri (2629 Mays 1993), 49-51. Carmuhammed-Ul, Muhammedrahim: "Hoca Ahmed Yesev'nin Hayat Hakknda Yeni Deliller ve O'nun Bilinmeyen Risle' Adl Eserinin lm Deeri", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992)13-20. Cebeciolu, Edhem: Hoca Ahmed Yesev, A.. lahiyat Fakltesi Dergisi, C. XXXIV, (Ank. 1993), s. 87-132. Ayn yaz iin bkz. Ahmed-i yesev, Hayat -Eserleri-FikirleriTesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s.141-218 Cebeciolu, Edhem: "Hoca Ahmed Yesev", Trk Yurtlar , C.2, Say 6, s. 10-14. Cemilolu, Mustafa: "slm Trk Kltr Birlii erevesinde Ahmed Yesev'de lh Ak", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 5356. Coan, Esat: "Ahmed-i Yesev Hazretleri",

bilig-4/K97

257

Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-FikirleriTesirleri, Seha Neriyat (st. 1996) 13-49. Cokun, Ahmet: "Gemilerimizi Anmann nemi", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 5761. Cunbur, Mjgan: "Ahmet Yesev'nin Ahi ve Gazileriyle Anadolu'nun Trklemesindeki Yeri", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri, (26-29 Mays 1993), 6366. Cunbur, Mjgn: "Ahmed Yesev'nin Anadolu'nun Trklemesindeki Yeri", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, 21 (Ank.l995),.833-853. Cunbur, Mjgn: "Evliy Seyhatnmesinde Ahmed Yesev", Hoca Ahmed Yesev zel Say s , (Ank.1995), 887-917. elebi Erdem, C.7, 21

iek, Yakub: "Ahmed Yesev ve rad", Alt noluk, 31 (Eyll 1988) 14-15. ubuku, brahim Agh: "Ahmet Yesev ve Dncesi", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, 21 (Ank.1995) 821-831. Demirci, Mehmet: "Ahmet Yesev'den Yunus Emre'ye", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 8592; Ayn makale iin Bkz. Diyanet, 33 (Eyll 1993)29-31. Demirci, Mehmet: "Tarihten Gnmze Ahmed Yesev", Ahmed-i Yesev, Hayat Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat (st. 1996) 593-604. Demirci, Mehmet: "Yesev Kltrnde badetlerin Anlam", Ahmed-i yesev, Hayat Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat (st. 1996)299-310. Dilin, Cem: "Ahmed-i Yesev'nin Hikmetlerinde Sra Cmleler", Trk Dili, Hoca Ahmed Yesev, 504 (Aralk 1993) 611-618. Diriz, Meserret: "Divn- Hikmet'e Yeni Bir Bak", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 93-99. Diriz, Meserret: "Hoca Ahmed Yesev'nin iirleri zerine", Trk Edebiyat , 192 (Ekim 89) 17-20. Dnya Edebiyat Klliyat : 1. Seri, C 55, 4-18. yy. S.S.C.B. Halk iiri.(Ahmed Yesev Maddesi.) (Moskava 1972) 147. Ecer, Ahmet Vehbi: "Ahmed Yesev'de Din Tolerans ve Anadolu'da Etkileri", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (2629 Mays 1993) 101-113. Ekincikli, Mustafa: "Evliya elebi Seyahatnamesinde Yesevlik", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (2629 Mays 1993) 115-118. Eraslan, Kemal: "Ahmed Yesev le Yunus Emre'de Ortak Temalar", IV. Milletleraras Trk Halk Kltr Kongresi Bildirileri, (Ank.1991) 21-24. Eraslan, Kemal: "Ahmed Yesev", TDVA., II, s. 160. Eraslan, Kemal: "Ahmed-i Yesev ve Dvn-

Cunbur, Mjgn: "Yunus Emre'nin Ahmed Yesev'ye Bir Naziresi", Trk Halk Kltr Arat rmalar , 1991/1, Yunus Emre zel Say s , (Ank.1991) 1-4. am, Nusret: "Anadolu Trk Sanat le Trkistan Sanatlar Arasndaki Benzerlikler zerine Bir Deneme", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), 69-80. elik, Glseren: "Bir Kltr Hazinesi: Ahmed Yesev Hazretleri", Diyanet, 33 (Eyll 1993) 35-37. elik, Mehmet: "Ahmet Yesev'nin Tebli Metodu", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 8184. elikcan, Hseyin: "Trk-slam Kucaklamas Hoca Ahmed Yesev ve Bilinmesi Gereken Gerekler", Erdem, Trklerde Hogr zel Say s II, C 8, 23 (Ank. 1996) 365-374. etin, Mustafa: "Btn Zamanlarn En Kutsal Yangn": Trk Yurdu, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C13, Say 73, s. 32-33. nar, Ali Abbas: "Baz Yazl Bekta Kaynaklarnda Ahmed Yesev-Hac Bekta Vel Balants ve Yesev'nin Hogrsn leyen iirler", Erdem C 8, 24, (Ank. 1996) 729-744.

bilig-4/K97

258

Hikmet'i", Trk Edebiyat , 192 (Ekim 1989) 1314. Eraslan, Kemal: "Ahmed-i Yesev'nin Hikmetlerinde Hogr", Erdem, Trklerde Hogr zel Say s , III.C. 8, 24 (Ank. 1996) 777-782. Eraslan, Kemal: "Azm Hce'nin Hikmetleri" TDED, C XIX (st. 1971) 193-230. Eraslan, Kemal: "Divan- Hikmet Nshalarnn Dili", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992), s. 21-24. Eraslan, Kemal: "Fakr-nme", Trk Dili ve Edebiyat Dergisi, C:XXII, (st. 1977) 65-82. Eraslan, Kemal: "Hakm Ata ve Mi'rcnmesi", Edebiyat Fakltesi Arat rma Dergisi, Atatrk niv. Edebiyat Fakltesi, A. Caferolu zel Say s , F.1,10 (Ank. 1979) 243-304. Eraslan, Kemal: "Hlis'in Hikmetleri", TDED, C XX, (st. 1973) 105-156. Eraslan, Kemal: "Prof. Dr. Kemal Eraslan'la Divan- Hikmet zerine Sohbet", Trk Edebiyat (ubat 1988). Eraslan, Keml: "Ahmed-i Yesev", Erdem, C 7, 21 (1995) 799-819. Eraslan, Keml: "Hikmet Gelenei", II. Milletleraras Trk Folklor Kongresi Bildirileri, C II, Halk Edebiyat, (Ank. 1982) 153-166. Eraydn, Seluk: "Ahmed-i Yesev ve Eitim Anlay", Ahmed-i Yesev, Hayat -EserleriFikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat (st. 1996) 271284. Ercilasun, A. Bican: "Hoca Ahmet Yesev ve Divan- Hikmet", Byk Trk Klasikleri, C. I, (st. 1985) 168. Ercilasun, Ahmet B "Ahmet Yesev'nin iirlerinde Ahenk Unsurlar": Trk Kltr Arat rmalar , (Ank. 1993) 105-109. Erkin, Ekrem: "Dou Trkistan'da Sf Hocalar", Erdem, C 8, 23 (Ank. 1996), 621-655. Erkul, Rsih: "Ahmed Yesev ve Dervi Tipi", Diyanet, 33 (Eyll 1993) 19-21. Ersoy, Arif: "Hoca Ahmed Yesev'nin Sosyal Yaplanmaya Ynelik Yaklamlar", Ahmed-i yesev, Hayat -Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, (st. 1996)85-105.

Ertrk, Ahmet etin: "Trklerin Alglay ve Uygulaynda Hoca Yesev'nin Rol", Milletleraras Hoca Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 1993) 119-125.

slm' Ahmet Ahmet Mays

Esin, Emel: "Ahmed Yesev Klliyesi", TDVA., C II, s. 162-163. Esin, Emel: "Ahmet Yesev", Trk Edebiyat , 192 (Ekim 1989) 32-34. Gahramanov, Cahangir: "Divan- Hikmet Azerbaycan Sfi Edebiyat indeki rnek Kimi", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 127129. Garayev, Yaar Vahid: "Yesevlik ve Trk Mill Kltrnn Tarihinde Onun Yeri", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 131139. Geldiyev, Gurbandurdi: "Hoca Ahmed Yesev ve XVIII.-XIX. Asr Trkmen iiri", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 141-148; Ayn yaz iin bkz. Diyanet, 3 Aylk lm Dergi, C 29, 4 (Ank. 1993) 35-40. Gencosmanolu, Niyazi Yldrm: "Ahmet Yesev (iir)", Trk Edebiyat , H.A.Y. zel Says, 192 (Ekim 1989) 12. Gen, lhan: "Ahmed-i Yesev zerinde Bir Deerlendirme", D.E.., Eitim Fakltesi, Eitim Bilimleri Dergisi, 2 (zmir 1993). Gen, lhan: "Belagat Ynnden Divan- Hikmet zerine Bir Deerlendirme", Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, (st. 1996) 425-443. Gen, Reat: "Trklerde Din Tlerans ve Hoca Ahmed Yesev", Trk Dili Hoca Ahmed Yesev zel Say s , (Aralk 1993) 561-566. George Harddy: "Tasavvufun Rusyadaki Mcadelesi", Tercme mer Karaman, Mavera Dergisi, 92-95 (Temmuz-Ekim 1984) 179-183. Ggn, nder: "Destan Rivayetlerine Dayal Hayat ve Hikmet Ykl Edeb Hviyeti le Ahmed Yesev", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C 7, 21 (Ank. 1995) 887-918. Gde, Kemal: "Hoca Ahmet Yesev'nin Yetitii Trk Kltr evresi", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (2629 Mays 1993) 149-152.

bilig-4/K97

259

Gebakan, Gknur: "Trk Hakimiyetlerinin Zaaf Dnemlerinde Tarikatlarn Birletirici Rol ve Yesevlik", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 153-159. Gnay, Umay: "Ahmed Yesev'den Hareketle Yazl Kltrn Szl Kltre Etkisi Konusunda Tespitler", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992).25-32. Gndz, rfan: "Ahmed-i Yesev'nin Tarikat ve rad Anlay", lim ve Sanat, 35-36 (Temmuz 1993) 6-9; Ayn yaz iin bkz. Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat (st. 1996) 285-298. Gner, A.Oktay: "Gaye Adam Ahmed Yesev", Trk Edebiyat , 192 (Ekim 1989) 2324. Gzel, Abdurrahman: "Ahmed Yesev'den Gnmz nsanna Mesajlar", Trk Dili, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , (Aralk 1993).588597. Gzel, Abdurrahman: "Ahmed Yesev'nin Fakrnamesi le Hac Bekta- Vel'nin Makalat Arasndaki Benzerlikler", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992) 33-44 Gzel, Abdurrahman: "Sleyman Hakm Ata'mn Bakrgan Kitab zerine", Trk Kltr Arat rmalar , Zeynep Korkmaz'a Armaan, (Ank. 1996) 195-204. Hakimcan, Ferid: "Ahmed Yesev ve Ortaa dil Boyu Edeb Dili", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 161-162. Halc, Feyzi: "Ahmed Yesev'den Gnmz iirine", Trk Dili, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , (Aralk 1993) 567-580. Halipaeva, mperiyat: "Hoca Ahmet Yesev ve eyh Bahaattin Hakkndaki Efsanelerde Mit Elementler", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 163165. Hatemi, Hsrev: "Grntler ve GrlerAhmed-i Yesev", Trk Edebiyat Hoca Ahmed Yesev zel Say s , 192 (Ekim 1989) 27-28.

Hayit, Baymirza: "Trkistan Kadnlarnn Yesevcilik Ananesi, Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, (26-27 Eyll 1991), Ankara: Kltr Bakanl Halk Kltrlerini Aratrma ve Gelitirme Genel Mdrl Yay., 183, Feryal Matb., Ank. 1992, s. 45-47. Hzal, smail: "Ahmet Yesev Hazretleri", Trk Yurdu, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C13, Say 73, s. 30-31. Hoca Ahmet Yesev, Hayat, Etkileri ve Trbesi, Trk Yurdu, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C13, Say 73, s.5-6 Hseyin Vassaf: "Hoca Ahmed-i Yesev Hazretleri", Sefne-i Evliya, C I, st. 1990, s.391394. Kabakl, Ahmet: "ef'l Mznibin", Trk Edebiyat , 192 (Ekim 1989) 4-8. Kafal, Mustafa: "Ahmet Yesev, Yaad Devir ve Onu Yetitiren evre", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (2626 Mays 1993)167-168. Kalafat, Yaar: "Horasan Eri Olarak Bilinen Yatrlarla lgili Halk nanlar ve Din Pratikler (I)", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 169185. Kara, Mustafa: "Yesevyye Kltrn Gnmze Ulatranlar ve Cevahiru'l-Ebrar Min Emva-ci'1-Bihar", lim ve Sanat, 35-36 (Temmuz 1993) 14-18; Ayn yaz iin bkz. Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (2629 Mays 1993) 187-196. Karaaa, Gnay: "Yesevnin Dilinden", Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-FikirleriTesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s. 445-453. Karada, Necati: "Trkistan Piri Hoca Ahmet Yesev", Trk Yurdu, C 8, (Ekim 1987) 21-23. Karaku, dris: "Divan- Hikmette Vezin, Kafiye, Anlatm Trleri, ve slup zellikleri", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, 21 (Ank.1995) 1013-1017. Karars, Metin: "Kayseri'de Bulunan Bir Dvn- Hikmet Basmas, Ahmed Yesev'nin Yaynlanmam Hikmetleri", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 197-212; Ayn yaz iin bkz. Trk Kltr Arat rmalar , Zeynep Korkmaz'a Armaan, (Ank. 1996) 237-254.

bilig-4/K97

260

Karcavbay, Sartkocaul: "Eski Trke Runik Yazdaki "t" Sz Hakknda", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Atk. 1992), s.49-54. Kasmov, Begali: "Keyingi Davr zbek Adabiyatnda Yassaviy An'analar", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (2629 Mays 1993)213-218. Kasmov, Begali: "Takent arkiyat Fondunda Ahmed Yesev Kitaplar", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992) 55-56. Kaya, nal: "Eyyub ve Muhlis'in irleri", Trkoloji, C IX, (Ank. 1991) 99-119. Kaya, nal: "ems'in Hikmetleri ve Dil zellikleri", Trkoloji, C X, 1 (Ank. 1992) 115130. Keskin, Mustafa: "Hoca Ahmed Yesev'de nsan Sevgisi ve Bu Sevginin Osmanl Devleti Siyasetine Yansmas", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, 26-26 Mays 1993, Kayseri, s.219-223 Kl, Mustafa: "Trkistan'n slmlamas", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), s. 225-243. Kiibekov, Dosmuhammed: "Koja Ahmet Yassauidin mrge Kelvinin Objektivtik Jagdaylar", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993), s. 245-247. Kitap, Zekeriya: "Hoca Ahmed Yesev'yi Anma Yl Armaan: Orta Asya Trkl'nn Kendisine Dn ve Ahmed Yesev Devrinin Yeniden Balamas", Trk Yurdu Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.13, Say 73, s.7-13. Ko, mr: "Minyatrlerle Ahmet Yesev", Yesev, Say 4, (st. Nisan 1994) 20-21. Kojaev, Muhtar: "Otrar Devlet Arkeoloji Mzesi, Arslanbab mareti", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, 21 (Ank. 1995) 949-974. Koka, ecaettin: "Yesev eyhleri'nin aatay Edebiyatna Hizmeti", Bay, 8-9-10 (Prizren, Nisan-Mays-Haziran 1995) 8. Koka, ecaettin: "Yesev eyhlerine Trklerce Ata Denirdi", Bay, yl 2 (Prizren, ubatMart 1995) 6-7.

Koka, ecaettin: "Yesev'den Yunus Emre'ye Giden Yol", Bay, 11-12-13 (Prizren TemmuzEyll 1995) 8. Konuku, Enver: "Sayram ve Yesi", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 249253. Korkmaz Alaaddin: "Yesev Aydnlnda Bir Trk Dnyas", Trk Yurdu, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.13, Say 73, s. 3-4. Kprl, "Fuat: Ahmed Yesev", slam Ansiklopedisi, C.l, st. 1965, s. 213 Kprl, Fuat: "Hace Ahmed Yesev, aatay ve Osmanl Edebiyatlar zerindeki Tesiri", Bilgi Mecmuas , C.l, 6 (Nisan 1330/1914) 611-645. Kurt, Ylmaz: "Hoca Ahmed Yesev'nin Rum Eyletindeki Zviye Kurucular zerindeki Etkileri", Diyanet, C 29, Say 4, s. 41-47; ayn yaz iin bkz. Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu, Konya (26-29 Mays 1993) 255270. Kk, Sabahattin: "Divan- Hikmet'te nsan Eitimi", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 271280. Kyel, Mbahat Trken "Yesev Portresi", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, 21 (Ank.1995) 865-886. Mazolu, Hasibe: "Ahmed-i Yesev'nin Anadolu'ya Att Ateli Esi", Trk Dili (Hoca Ahmed Yesev), 504 (Aralk 1993), 557-562. Mehmedolu, Alaeddin: "Yesevilik Tarikatnn Azerbaycan'a Tesiri zerine", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 281290. Melikoff, Irene: "Ahmed Yesev ve Trkler'de slmiyet", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, (Ank. 26-27 Eyll 1991)61-67. Mir Fatih Zakiyev-Ebrar Kerimullin Gibadullavi: "Huca Ehmet Yesev Bolar-Tatar Dnyasnda", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu Bildirileri, (Kayseri, 1993) 421426. Muhammed Rahim Carmuhammed-Ul: "Hoca Ahmed Yesev'nin Hayat Hakknda Yeni Deliller ve O'nun Bilinmeyen 'Risale' Adl Eseri-

bilig-4/K97

261

nin lm Deeri", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992) 13-20. Muradolu, Malik: "Trkistan Pri'nin Hakknda lk Roman: Yesev'nin Son Seferi", Yesev, 21 (Eyll 1995) 38. Nigmetov, Hamit Gulamolu: "Yesev'ye Ait Baz Seneler", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992) 69-74. Nianova, Dilaram: "Hoca Ahmed Yesevy Hakknda zbekistandag Tatkikadlar", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 291292. Ocak, Ahmet Yaar: "Ahmed-i Yesev ve Trk Mslmanl", Trk Sfliine Bak lar, (st. 1996) 75-87. Ocak, Ahmet Yaar: "Anadolu Sfiliinde Ahmed-i Yesev ve Yesevlik", Trk Dili (Hoca Ahmed Yesev), 504 (Aralk 1993) 581-587. Ocak, Ahmet Yaar: "Anadolu Trk Halk Sfiliinde Ahmed-i Yesev Geleneinin Teekkl", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, Ank. (26-27 Eyll 1991) 75-84. Ocak, Ahmet Yaar: "Trk Dnyasnda Ahmed-i Yesev ve Yesevlik Kltrnn Yayl: Bir Sfi Kltrnn Yeniden Gncellemesi", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 299-305. Ocak, Ahmet Yaar: "Trk Dnyasnda Suf Kltrnn Yeniden Gncellemesi", Diyanet, 33 (Eyll 1993) 16-18. Ocak, Ahmet Yaar: "Trk Kltrnde Ahmed-i Yesev: Hayat, ahsiyeti, Mesaj ve Etkileri", Trk Sufiliine Bak lar, (st. 1996) 31-50. Ocak, Ahmet: "Nizamiye Medreseleri Gelenei ve Yesevlik", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 293-298. Okuyucu, Cihan: "Ahmet Yesev'nin Anadolu'daki Temsilcileri Yunus Emre le k Paa Arasndaki Fikir Akrabal", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (2629 Mays 1993) 307-332.

Olguner, Farettin: "Tasavvuf Dnyas inde Hce Ahmet Yesev", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Says, C.7, 21 (Ank.1995) 941-947. nkibar, Sebahattin, "Ahmed Yesev'nin Huzurunda", Trkiye Gazetesi, (2 Mays 1992) 13. nkibar, Sebahattin, "Kahveci'nin lm ve Ahmet Yesev Yl", Trkiye, 6 ubat 1993. nkibar, Sebahattin: "Ahmed Yesev'nin Huzurunda", Trkiye, (2 Mays 1992) 13. zbuday, kr: "Dnden Bugne Ahmed Yesev Etkisi", Diyanet, 33 (Eyll 1993) 22-24. zergin, M. Kemal: "Din-Tasavvufi Edebiyatmzdan Divan- Hikmet", Nesil Dergisi, Yl 4, 45-46 (st. 1980)8-12. zsoy, Bekir Sami: "Hoca Ahmet Yesev'nin Hikmetlerinden Gnmze Mesajlar", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 333. ztuna, Ylmaz: "Hoca Ahmed Yesev Hakknda", Trkiye, 7 ubat 1993. ztrk, Mustafa: "Tarikatlerin Trk Sosyal Hayatna Tesirleri zerine Baz Dnceler", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 341-344. ztrk, Mrsel: "Ahmed Yesev-Hac Bekta- Vel ve Yunus Emre Zinciri", Erdem, C 3, 9 (5 Eyll 1987) 759-768. ztrk, Yaar Nuri: "Yesevlik", Tasavvufun Ruhu ve Tarikatlar, (st. 1988) 123133. Pala, Ayhan: "Yesevlikten Bektailie Trk Mslmanl", Erdem, C. 7, 21 (Aralk 1995) 855-864. Pekolcay, Necla: "Ahmed Yesev'ye ve Divan- Hikmet'e Dair Kaynaklar ve Tetkikleri", slam Trk Edebiyat , stanbul, ubat 1981. Pekolcay, Necla: "Yunus Emre'ye Hoca Ahmed Yesev'den ntikal Eden nan zleri", Erdem, T. Hogr . S. Ill, C.8, 24 (Ank. 1996) 745-754. Sanakul, Halyiit: "Hoca Ahmet Yassevi'nin Yaagan Devrideki Siyas, timay ve Din artaraitler", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 345346.

bilig-4/K97

262

Sayl, Aydn: "Hoca Ahmed Yesev", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, 21 (Ank. 1995) 783-796. Sertkaya, Osman F.: "Nehc'l-Ferdis'te ve Ahmet Yesev Hikmetlerinde Selmn- Fris (=Arslan Baba) Menkbeleri", lm Arat rmalar, lim Yayma Cemiyeti, st. 1996. Sibgatullina, Elfne: "Hoca Ahmed Yesev'nin Kazan-Tatar Edebiyatna Tesiri", Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992) 89-97. ahin, Hasan: "Ahmed Yesev'nin nsana Bak", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 347351. eker, Mehmet: "Ahmed Yesev'nin Hayatnda Arslan Baba Meselesi", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (2626 Mays 1993) 353-360. eker, Mehmet: "Divan- Hikmet'e Gre nsan ve Sosyal Hayat", Ahmed-i Yesev, Hayat Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s. 107-137. eker, Mehmet: "Divn- Hikmet'e Gre nsan ve Garip nsan Motifi", Trk Yurdu Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.13, Say 73, s. 2527.^ , ener, H. brahim: "Yesev Hikmetlerinin Kayna Olarak Ayetler zerine Bir Deerlendirme", Ahmed-i yesev, Hayat Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s.353-3,74. Tahral, Mustafa: "Ahmed Yesev'nin Dvn Hikmetinde Dn-Tasavvuf Unsurlar", Kubbealt , Yl 20, 1 (Ocak 1991), 36-50. Tatc, Mustafa: "Ahmed Yesev, Hac Bekta- Vel ve Yunus Emre'de Drt Kap-Krk Makam", Yunus Emre Divan -nceleme, C.I, Ankara 1990. Tayi, M. Serhan: "Ahmed-i Yesev", Ahmed-i yesev, Hayat -Eserleri-FikirleriTesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s. 51. Teniev, Ethem Rahimolu: "Ahmed Yesev ve Ahmed Yknek'niri Eserlerinin Dili zerine", Kasmov, Begali: Takent arkiyat Fondunda Ahmed Yesev Kitaplar, Milletleraras Ahmed Yesev Sempozyumu Bildirileri, 26-27 Eyll 1991, (Ank. 1992) 99-102.

Togan, Zeki Velidi: "Yesevlie Dair Baz Yeni Malmat", F. Kprl Armaan , (Ank. 1953) 523-529. Trer, Osman: "Hoca Ahmed-i Yesev'nin Trk-slam Tarihindeki Yeri ve Tasavvuf! ahsiyeti", Ahmed-i Yesev, Hayat -EserleriFikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, 219240. Trer, Osman: "Orta Asya'da slm'n Yerlemesi ve Muhafazasnda Tarikatlarn Rol", lim ve Sanat, 35-36 (Temmuz 1993) 19-27. Trer, Osman: "Trk Dnyasmda slm'n Yerlemesi ve Muhafazasnda Sf Tarikatlar ve Yesev'nin Rol", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993)361-368. Trer, Osman: "Yesevyye Tarikat", Tasavvuf Tarihi, st. 1995, s. 174-176. Trkmen, Kerim: "Trklerin slm Sanatna Katklar", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 369371. Uman, Abdullah: "Din-Tasavvufi Trk Edebiyat", Doutan Gnmze Byk slm Tarihi, C XIV, st. 1989, s. 534-548. Uurlu, Kmil: "Yesev Klliyesi", Erdem, C 7, 21 (Ank. 1995)981-985. Uurlu, M. Cemil: "Ahmed Yesev", Erdem, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C.7, 21 (Ank. 1995) 797-798. Uluay, mer: "Hoca Ahmet Yesev Hkmetleri'nde Anahtar Szckler", Yesev, Yl 2, 24 (st. Aralk 1995) 13-14. Uslu, Mustafa: Ahmed Yesev Hikmetleri zerine, Trk Yurdu, C 9, (Kasm 1988) 46- 50. Uslu, Mustafa: Ahmed Yesev, Trk Edebiyat , 156 (Ekim 1986) 37-38. Uslu, Mustafa: "Bir Trk Klasii: Divan- Hikmet", Trk Yurdu, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C13, Say 73, s. 28-29. Uslu, Mustafa: "lk Tarikat Olarak Yesevlik", Trk Yurdu, C12, Mays 1992. Uslu, Mustafa: "Muhteva, ekil, Dil ve Misyon Bakmndan Ahmet Yesev Hikmetlerinin Ge-leceimizdeki Yeri zerine Notlar", Trk Dnyas Tarih Dergisi, 8 (st. Austos 1987) 4957.

bilig-4/K97

263

Uslu, Mustafa: "Pr-i Trkistn Ahmet Yesev", Trk Dnyas Tarih Dergisi (I), 30 (Haziran 1989) 40-49. Uslu, Mustafa: "Pr-i Trkistn Ahmet Yesev", Trk Dnyas Tarih Dergisi (II), 31 (Temmuz 1989) 49-55. Uslu, Mustafa: "Pir-i Trkistan Hoca Ahmet Yesev", Mill Eitim ve Kltr Dergisi, C.III, No: 11 (Austos 1981). Uzun, Mustafa: "Ahmed Yesevde Son Durum", Yesev Dergisi, Yl 2, nu: 17 (st. 1995). Uzun, Mustafa: "Trk Tasavvuf Edebiyatnda Devriye ve Ahmed Yesev'nin Devriye Yana-mesi", Ahmed-i yesev, Hayat Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s. 487-518. lgen, Aygn: "Ahmed Yesev Klliyesi", Yeni Trk slam Ansiklopedisi, (rnek Fasikl), Kltr Bakanl Yay. st. 1995, s. 43-44. nver, smail: "Ahmed-i Yesev'nin Anadolu'daki Etkileri zerine", Trk Dili, Hoca Ahmed Yesev, 504, (Aralk 1993) 598-605. V. Gordlevskiy, "Hoca Ahmed Yesev", Festchrift Georg Jacob, Leipzig 1932, s. 57-67. Vasiliev (Cargstay ), Yuriy: "Yakutistan'da Mslmanlk", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-26 Mays 1993) 373-375. Yakt, smail: "Hoca Ahmed-i Yesev ve Trk Dnce Tarihindeki Yeri", Ahmed-i Yesev, Hayat -Eserleri-Fikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s. 61-84. Yazc, Nesim: "Hoca Ahmed Yesev Dneminde Trk-slm Kltrnn Oluum ve Geliimi zerine Baz Dnceler",Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (2629 Mays 1993) 377-387; Ayn yaz iin bkz. Diyanet, C 29, 4 (Aralk 1993). "Yesev Ylnda Neler Var", Gazetesi, (29 Aralk 1992), Haber. Trkiye

Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 389-413; ayn yaz iin bkz. Diyanet, C 29, 4 (Ekim-Kasm-Aralk 1993) 17-34. Ylmaz, Ali: "Divan- Hikmet", Diyanet, 33 (Eyll 1993) 42-43. Ylmaz, H. Kmil: "Anadolu ve Baykanlar'da Yesev zleri", lim ve Sanat, 35-36 (Temmuz 1993)10-13. Yiit, Mehmet: "Anadolu'nun Trklemesinde ve slamlamasnda Ahmed-i Yesev Faktr", Trk Yurdu, Hoca Ahmed Yesev zel Say s , C 13, Say 73, s. 14-19. Yuval, Abdulkadir: "Trk Kltr Tarihinde Ata ve Babalar", Milletleraras Hoca Ahmet Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993)415-419. Yce, Kemal: "Ahmed-i yesev'nin Halifesi Sar Saltuk", Ahmed-i Yesev, Hayat -EserleriFikirleri-Tesirleri, Seha Neriyat, st. 1996, s. 311-318. Zakiyev, Mir Fatih-Ebrar Kerimullin Giradullavi: "Huca Ahmet Yesev Bolar-Tatar Dnyasnda", Milletleraras Hoca Ahmed Yesev Sempozyumu, Kayseri (26-29 Mays 1993) 421426. Zeybek, N.Kemal: "Yine Trke", Trk Dili, 539 (Kasm 1996). Zeybek, Namk Kemal: "Ahmet Yesev Aydnl", (Konuma metni). Zeybek, Namk Kemal: "Ahmet Yesev niversitesi", (Konuma metni). Zeybek, Namk Kemal: "Ahmet Yesev'nin ' Hizmeti' ve 'Yedi lkesi'", Son ar Gazetesi. Zeybek, Namk Kemal: "Anadolu Erenlerinin Byk Yol Gstericileri", (Konuma metni). Zeybek, Namk Kemal: "Tasavvuf Hakknda", Mill Eitim ve Kltr, 3 (Haziran 1979) 112-119. Zlfkar, Hamza: "Ahmet Yesev'den Hikmetler", Trk Kltr, (ubat 1973) 12.

Ylmaz, Ali: "Ahmed-i Yesev'nin Hikmetleri le Yunus Emre'nin iirlerinde Tasavvuf! Muhteva Benzerlikleri", Milletleraras Hoca Ahmed

bilig-4/K97

Dergi Yay n ilkeleri Dergiye gnderilen yazlarn baka bir yerde yaynlanm veya yaynlanmak zere gnderilmi ya da daha nce kongrede tebli ve zeti sunulmu almalar olmas durumunda, belirtilmek koulu ile, Yayn Kurulu tarafndan uygun grlmesi halinde yaynlanabilir. Gnderilen yazlar standart daktilo kadnn bir yzne iki satr aralkl olarak daktilo ile yazlmal ve sayfann iki yanndan 3'er cm. boluk braklmaldr. Yazlarn diskette verilmesi tercih edilir. Elde yazlm yazlar kabul edilmez. Gnderilen yazlar mmknse Trkiye Trkesi ile yazlmaldr. Deiik alfabe ve dillerde (Kiril, Arapa, Farsa vb.) gnderilen yazlar yaz kurulu gerekli grrse Trkiye Trkesine aktarlacaktr. ekil, fotoraf, grafik, izim ve emalarn tm numaralandrlarak yazda yeri geldike belirtilmelidir. Ayrca makale yazarnn ad, ekil numaras, bal, varsa alt yazs yazlarak ayr bir zarf iinde gnderilmelidir. Yaz iinde gnderme yaplan dipnotlar metin iinde gsterilmeli; ayrca kaynaka dzenlenmelidir. Yaz kurulu btn yazlarn redaksiyonunu ve gerek grdnde yazdaki fikrin btnln bozmamak kaydyla ksaltlmasn yapabilir. Dergi yayn ilkelerine uygun gnderilmeyen yazlar yayn kurulunca dikkate alnmayacaktr. Dergide yaynlanacak her makalenin yazarna telif creti denir ve ayrca iki adet cretsiz dergi gnderilir. Gnderilen yazlar yaynlansn veya yaynlanmasn yazarlarna geri verilmez. Dergide yaynlanan yazlardaki grlerin sorumluluu yazarlarna aittir.

Yaz ve fotoraflar kaynak gsterilerek alnt yaplabilir.

You might also like