You are on page 1of 115

Erich Fromm _ Kendini Savunan nsan Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.

com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar MUTLU LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com

Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Tarayan Sleyman Yksel www.suleymanyuksel.com suleymanyuksel@suleymanyuksel.com suleymanyuksel6@gmail.com Erich Fromm _ Kendini Savunan nsan KENDN SAVUNAN NSAN ERCH FROMM ISBN 975-468-031-0 KENDN SAVUNAN NSAN zgn Ad: Man For Himself E Fromm / Trkesi: Necla Arat / Yaynlayan: SAY Yaynlar / Drdnc Bask: 1994 / Kapak: Derman ver / Bask: Engin Matbaas Genel Datm : SAY DAITIM LTD. Ankara Cad. No: 54 Sirkeci/STANBUL Tel: 512 21 58 - 528 17 54 ERCH FROMM KENDN SAVUNAN NSAN Ahlak Felsefesinin Psikolojisine likin Bir Aratrma Trkesi Necla ARAT say NDEKLER NSZ I. SORUN 7 13 II. NSANCI AHLAK FELSEFES (HMANST ETK): YAAMA SANATININ UYGULAMALI BLM 1. Yetkeci Ahlak Felsefesine Kar nsanc Ahlak Felsefesi .. 19 2. Nesnelci Ahlak Felsefesine Kar znelci Ahlak Felsefesi....................................................................... ............... 25 3. nsan Bilimi.......................................................................... ...... 30 4. nsanc Ahlak Felsefesi Gelenei........................................... 34 5. Ahlak Felsefesi ve Psikanaliz.................................................. 39 1% NSAN DOASI VE ZYAP (KARAKTER) 1. nsansal Durum......................................................................... 47 A. nsan'n Dirimbilimsel (Biyolojik) Zayfl................... 48 B. nsandaki Varolusal ve Tarihsel kiye Blnmlk .. 49 2. Kiilik......................................................................... ................. 58 A. Yaradl....................................................................... ........ 59 B. zyap.......................................................................... ........ 62 1. Devimsel (Dinamik) zyap Kavram...................... 62 2. zyap Tipleri : retici Olmayan Ynlenmeler ..... 69 a. Aha Ynlenme ..................................................... 69 b. Smrc Ynlenme.......................................... 71 c. stifi Ynlenme.................................................... 72 d. Pazarlayc Ynlenme........................................... 74

3. retici Ynlenme........................................................ 87 a. Genel zellikler.................................................... 87 b. retici Sevgi ve Dnme................................... 100 4. Toplumsallama Sreci indeki Ynlenmeler ....... 110 5. eitli Ynlenme Karmlar.................................... 114 IV. NSANCI (HMANST) AHLAK FELSEFESNN SORUNLARI ...................................................................... ............ 121 1. Bencillik, Kendim - Sevme ve Kendi karn Kollama ........................................................................ .............. 122 2. Trelbilin (Vicdan), nsan'n Kendine Dn ................. 142 A. Yetkeci Trelbilin ............................................................ 145 B. nsana Trelbilin ............................................................. 158 3. Haz ve Mutluluk....................................................................... 170 A. Deer lt Olarak Haz ................................................ 171 B. Haz Tipleri......................................................................... . 180 C. Aralar ve Erekler Sorunu ............................................... 187 4. Bir zyap zellii Olarak nan........................................... 192 5. nsandaki Tinsel (Moral) Gler ........................................... 204 A. nsan yi mi Yoksa Kt m?...............................:.......... 204 B. reticilie Kar Bastrma ................................................ 218 C. zyap ve Ahlaksal Yarg ................................................. 222 6. Greci Etie Kar Saltk, Toplumsal Bakmdan kin Etie Kar Evrensel Etik.............................................. 228 V. GNMZN AHLAK SORUNU.......................................... 235 ONSOZ Bu kitap, pek ok bakmlardan, iinde ada insann kendinden ve zgrlnden kan zmlemeye altm zgrlkten Ka (Escape from Freedom) adl kitabmn bir devamdr. Bu kitapta insann kendini ve yeteneklerini gerekletirmesine yol aan ahlak felsefesi (etik) sorununu, kurallan ve deerleri ele alyorum. zgrlkten Ka'ta dile getirmi olduum belli dnlerin bu kitapta yinelenmelerini engelleyemediini gibi, bu yinelemelere ilikin tartmalar olabildiince ksaltmaya altm hlde, tmyle baarl olamadm. nsan doas ve zyaps (karakteri) ile ilgili blmde zgrlkten Ka'ta ele almam olduum zyapbilimine (karakteroloji) ilikin konular tartp ilk kitapta tarttm sorun-tora yalnzca ksaca deiniyorum. zyapbilimine ilikin grlerimi daha ayrntl bir ekilde renmeyi isteyen okuyucular, her iki kitab da okumaldrlar. Ama, Kendini Savunan nsan' anlamak iin zgrlkten Ka-i'n mutlaka okunmas gerekmemektedir. Okuyucularn ouna bir psikanalistin ahlak felsefesi (etik) sorunlar ile uramas, zellikle ruhbilimin yalnz yanl ahlaksal yarglarn putlarn krmakla kalmayp bundan da te nesnel ve geerli davran kurallan iin bir temel olmas gerektiini savunmas artc gelebilir. Bu tutum gnmz ada ruhbiliminde egemen olan ve etik grecilikten yana olup iyilikten ok

uyarlamay vurgulayan eilimin tam kartdr. Uygulamac psikanalist olarak geirdiim deneyler, ister kuramsal ister saaltma (tedaviye) ilikin olsun, etiin sorunlanmn, kiiliin incelenmesi savsaklanarak zmlenemeyecekleri konusundaki grm pekitirdi. Deer yarglanrruz, eylemlerimizi belirler. Ansal salmz ve mutluluumuz ise, bu yarglarn geerliliine baldr. Deerlendirmeleri yalnzca bilind, usd, bir yn istein ussallatrmalar olarak dnmek (hernekadar byle olmalar olasl varsa da) kiiliin btnlne ilikin grmz bozup daraltr. Nitekim nevroz da son zmlemede ahlaksal bir baarszln belirtisidir. (Ama, uyarlanma da kesinlikle ahlaksal bir baar belirtisi deildir.) Karlatmz rneklerin ounda nevrotik belirti, bir ahlaksal atmann zgl anlatm olup saaltm ynnde giriilen abann baars, hastann ahlaksal sorununu anlayp zmlemeye dayanr. Ruhbimin ahlak felsefesinden (etikten) ayrlmas, grece yakm bir tarihte gereklemitir. Bu kitaptaki grleri yaptlarna dayanarak temellendirdiimiz gemi dnemlerin byk insanc (hmanist) etikileri, hem filozof hem de ruhbilimciydiler. Onlar insan doasn anlamakla insan yaamnn kural ve deerlerini anlamann birbirine bal olduuna inanyorlard. Oysa Freud ve Okulu usd deer yarglarnn putlarn krmakla hernekadar etik dncenin gelimesine deerli bir katkda bulunmusa da deerlere kar greci bir tutum taknmakla, yalnz etik kuramn gelimesinde deil, ruhbimin kendi gelimesinde de olumsuz bir etki yapmtr. Psikanaliz iinde bu eilimi benimsemeyen nemli dnrlerden biri C.G. Jung'tur. O, ruhbilim ve psikoterapinin (ruhsal saaltm) insann ahlaksal ve felsefi sorunlaryla balantl olduunu kabul ediyordu. Ama, tek bana bu kabullenme bile ok nemli olduu halde, felsefi ynlenmesi Jung'u Freud'u aan felsefi temelli bir ruhbilime gtrecek yerde, yalnzca Freud'a kar bir tepkiye yol at. Jung'a gre, bilind ve sylence salt ussal kkenli olmadklar iin, ussal dnceden stn olduklar varsaylan yeni aklayc kaynaklar olmulard. Tektannc Bat dinlerinin olduu kadar Hindistan ve in'deki byk dinlerin de gcn dorulukla (hakikatle) ilgilenmeleri ve dizgelerinde dile getirdiklerinin doru olduunu ne srmeleri oluturuyordu. Bu kam ok kez baka dinlere kar yobazca bir hogrszle neden olurken ayn zamanda o dinin hem yandalarna hem de kartlarna benzer bir doruluk (hakikat) saygs alad. Jung, her din iin duyduu semeci (eklektik) hayranlyla kendi kuramnda bu doruluk arayndan vazgeti. Ona gre, ussal olmayan her dizge, her sylence ya da simge eit deerdeydi. Jung, din konusunda bir greciydi ama 8 gredlii byk bir istekle kar kt ussal greciliin kart olmayp olumsuzuydu. Bu usdclk, ister ruhbilimsel ister felsefi, ister rka zg ya da siyasal terimlerle maskelensin bir gelime deil yalnzca bir tepkiydi. On sekiz ve on dokuzuncu yzyl usuluunun baarszla uramas, usa duyduu inantan ok kavramlarnn darl yzndendi. Tek yanl bir usuluun yanllarn sahte-dinci bir bilgisizlik deil, ancak usa daha ok gven duyup ylmadan doruluu aramak dzeltebilir. Ruhbilim felsefeden ve etikten ayrlamayaca gibi toplumbilim ve ekonomiden de ayrlamaz. Bu kitapta ruhbimin felsefi sorunlarn vurgulamaya ynelmi olmam sosyo-ekonomik etkenlerin daha az nemli olduklarna inandm anlamna gelmiyor. Bu tek yanl vurgulama tmyle sorunu sunmaya ilikin dncelerden domakta. Zaten ilerde ruhsal ve sosyo-ekonomik etkenlerin birbirlerine etkerini ele alan toplumsal ruhbi-me ilikin bir baka kitap yaynlamay umuyorum. Usd abalarn ne denli salam ve inat olduklarm gzlemleme durumundaki ruhhekminin insan'n kendini ynetme ve usd tutkulann boyunduruundan kurtulma yetenei konusunda karamsarla debilecei dnlebilir. unu itiraf etmeliyim ki ruh hekimliim srasnda beni bunun tam kart olan bir durum giderek daha ok etkedi. Bu durum, insann doal donatmnn blmleri olan mutluluk ve salk iin harcad abann gcyd. Saaltm (tedavi) mutluluk ve saln etkin hale gelmelerini nleyen engelleri ortadan kaldrmak demektir. Gerekte, ok sayda insann nevrotik olmas olgusuna armamz iin pek fazla

neden yok. Asl alacak nokta, insanlann ounun karlatklar ters etkilere karn, grece salkl kalabilmeleridir. Burada kk bir uyanda bulunmam gerekiyor. Gnmzde insanlann ou ruhbilime ilikin kitaplann kendilerine mutluluu ya da ruh huzurunu nas elde edecekleri konusunda reeteler vereceini umuyorlar. Bu kitap bu trden tleri iermemektedir. Bu kitap ahlak felsefesi ve ruhbilim sorununu aydnlatmak iin kuramsal bir giriimden ibaret olup amac, okuyucuyu yattnp dinginletirmekten ok, kendi kendisini sorgulamaya yneltmektir. Bu kitab yazarken uyan ve dncelerinden yararlandm dostlarm, meslektalanm ve rencilerime duyduum gnl borcunu yeterince dile getirme olanam yok. Ama bu cildin tamamlanmasnda dorudan katks bulunmu olanlara kranlanm etmeyi istiyorum. zellikle Bay Patrick MuUahy'nin yardmlar benim iin ok deerliydi. O ve Dr. Alfred Seidemann, kitapta tartlan felsefi sorunlarla ilgili eletiri ve nerilerde bulundular. Profesr David Riesman'a yapc nerileri, Bay Donald Slesin-ger'e ise el yazmalarn ok daha iyi okunur bir ekle soktuu iin teekkr ederim. Herkesten ok da el yazmasnn gzden geirilmesine yardm eden ve kitap dzeniyle ieriine ilikin nemli grler ne sren eime teekkr borluyum. zellikle retici - olmayan ynlenmenin olumlu ve olumsuz yanlarna ilikin dncelerime byk lde katks oldu. Psychiatry ve American Sociological Review dergilerinin yaynclarna da Bencillik ve kendini sevme, Bir zyap zellii olarak nan ve Nevrozun bireysel ve toplumsal kaynaklar makalelerimi bu kitapta kullanmama izin verdikleri iin teekkr etmek istiyorum. Ayrca yaynlarndan geni alntlar yapmama izin veren tm yaynclara da tekkr ediyorum. E. F. Kendi kendinize k olun. Yalnz kendinize gvenin. Biricik k olarak Kendi iinizdeki dorulua inann. BUDDHA Doru szler herzaman aykr-kansal grnr; ama hibir reti biimi onlarn yerini tutamaz. IAO-TSE yleyse kimler gerek filozoftur? Doruluun grntsn sevenler mi? Halkm bilgisizlik yznden yokedildi; Sen bilgiyi yadsdm iin Ben de seni yadsyacam. PLATON HOSEA yi'ye giden yol her nekadar gstermi olduum gibi ok g grnyorsa da bulunabilecek bir yoldur. ok ender bulunduu iin onun gerekten g olmas gerekir. nk, eer kurtulu kolay ve byk emek gerektirmeden bulunabilen bir ey olsayd, hi hemen hemen herkes tarafndan bylesine savsaklanr myd? Ama, tm soylu eyler ender olduklar kadar gtrler de. SPNOZA 11 BLM I SORUN ! Kukusuz, dedim, bilgi ruhun besinidir. Bu yzden dostum, sofistin maln verken beden besinlerini alp satan toptanclar, pareken-deciler gibi bizi aldatmasndan ekinmeliyiz. nk onlar hibir ayrm yapmakszn ellerindeki tm mallar hangilerinin gerekten yararl, hangilerinin gerekten zararl olduunu bilmeden verler. Onlar alabilecek olan alclar da eer beden eitimi retmeni ya da hekim deillerse onlardan fazla bilmezler bunu. Ayn ekilde toptan yada pa-rakende bilgi satmak iin ehir ehir dolaanlar da sattklar hereyi melekten olmayanlara vmekten geri kalmazlar. Ama dostum, aralarndan bazlar sattklar maln ruh stndeki etkisinin iyi mi yoksa kt m olduunu bilmez. Mterileri de eer ruh hekimi deillerse bu konuda ayn lde bilgisizdir. te bu yzden eer sen hangilerinin iyi, hangilerinin kt olduuna ilikin bir griin varsa Protago-ras'tan ya da baka birinden gvenle

bilgi satn alabilirsin. Ama eer bu konuda bir gre sahip deilsen, o zaman dostum, dur ve en deerli eyini bir ans oyununda tehlikeye atma. nk bilgi satn almak, besin satn almaktan ok daha tehlikelidir. Platon, Protagoras 13 Son birka yzylda bir gurur ve iyimserlik ruhu, Bat kltrnn ayrc zellii olmutur. nsann doay anlama ve ona egemen olma arac olan ustan gurur duyulmu; insanln en tatl umutlarndan biri olan ok sayda insan iin en ok mutluluu salama iinin baarlaca konusunda iyimser davranlmtr. nsann gururu hakl karlmtr. O, usu araclyla iindeki gereklikler dlerdeki, masallardaki ve topyalardaki imgelerden daha stn olan bir zdeksel dnya kurmutur. Ayrca insan rkma onurlu ve retken bir varolu iin gerekli olan zdeksel koullar salayp gvence altna alacak fiziksel gleri ie komaktadr. nsan, hernekadar henz amalarnn ouna eriemediyse de artk bu amalara yaklald ve -gemiin sorunu olan- retim sorununun ilkece zlm olduu konusunda kukuya yer yoktur. nsan, tarih boyunca ilk kez imdi, insan rknn birlii ve doann insan uruna fethedilmesi dnn artk bir d olarak deil de gereki bir olanak olarak alglayabilmektedir. Acaba, o, gurur duymakta kendine ve insanln geleceine gvenmekte haksz mdr? Buna karn, ada insan bir tedirginlik ve giderek artan bir aknlk duygusunu yaamaktadr. almakta, abalamakta ama belirsiz bir ekilde, etkinliklerinin yararsz olduu duygusuna kaplmaktadr. zdek stndeki gc artarken kendi bireysel yaamnda ve toplumda kendini gsz hissetmektedir. nsan doaya egemen olmak iin yeni ve daha iyi aralar yaratrken bu aralarn ana dm ve onlara anlam veren -asl erei- kendini yitirmitir. Doann efendisi olma sreci iinde kendi ellerinin yapm olduu makinenin klesi haline gelmiir. zdee ilikin tm bilgisine karn, insan-sal varoluun en nemli ve temel sorunlar konusunda bilgisizdir. nk, insann, ne olduunu, nasl yaamas gerektiini, iindeki saysz glerin nasl zgrletirilebileceini ve nasl retken bir ekilde kullanlabileceini bilmemektedir. ada insansal bunalm, siyasal ve ekonomik gelimemizi baj latrn olan Aydnlanma dn ve umutlarndan vazgememize yol amtr. Gerek ilerleme dn artk ocuka bir yanlsama ola14 rak adlandrlmakta onun yerine insana duyulan tam bir gvensizlii dile getiren yeni bir szck, gerekilik tlenmektedir. nsana son bir ka yzyldaki baarlar iin kuvvet ve cesaret vermi olan 'insan onuru' ve 'nsann gc'dnne insann kesin gszl ve nemsizlii inancn yeniden benimsememiz gerektii gr ile kar klmaktadr. Ama, bu gr, kltrmzn kendisinden kaynaklanm olduu asl kkleri yoketme tehlikesini tamaktadr. Aydnlanma dnleri insana, geerli ahlaksal kurallar koyacak bir yol gsterici olarak kendi usuna gvenebileceini; iyi'yi ve kt'y bilmek iin kilisenin ne gksel esinlemelerine ne de yetkesine gereksinmesi olmadn; bu konuda kendi kendisine dayanabileceini retmiti. Aydnlanma'nn bilmeye cesaret et deyip bilgine gven dncesini dile getiren savsz, ada insann eitli aba ve baarlar iin bir uyarc olmutu. nsann zerkliine ve insan usuna ve gksel esinlenmenin yolgstericiliinden yoksun braklnca, ahlaksal bir kargaa yaratmt. Bunun sonucu, deer yarglarnn ve etik normlarn beeni sorunlar ya da keyfi seimler olduklarn ve bu alanda nesnel geerlii olan nermeler dile getirilemeyeceini ne sren greci tutumun binemsenmesi oldu. Ama insan, deerler ve normlar olmakszn yaamayacana gre, bu gre-cilik onu kolayca usd deer dizgelerinin av yapmaktadr. O, Grek Aydnlanmasnn, Yeniden Dou'un (Rnesans) ve on sekizinci yzyl Aydnlanma'snn oktan am olduu bir tutuma yeniden geri dnmektedir. Bylece, gl liderlerin byl nitelikleri, gl makineler ve zdeksel baar iin duyulan cokunluk, insann normlarnn ve deer yarglarnn kaynaklan olmutur. Bu ii bylece brakacak myz? Din ve grecilik arasndaki seenee raz olacak myz? Ahlak felsefesine (etis) ilikin sorunlarda usun aradan ekilmesi

grn onaylayacak myz? zgrlk ve klelik, sevgi ve nefret, doruluk ve yanllk, btnsellik ve frsatlk, yaam ve lm arasnda yapacamz seimlerin yalnzca pek ok znel tercihlerin sonular olduuna inanacak myz? 15 Gerekte bir baka seeneimiz daha var: Geerli ahlaksal normlar yalnz ve yalnz insan usu tarafndan oluturulabilirler. nsan, ustan tretilen tm teki yarglar kadar geerli olan deer yarglan verme ve bu tr yarglar kavrayabilme yeteneine sahiptir. nsanc (hmanist) etik dnce gelenei, insan zerklii ve usuna dayanan deer dizgelerinin temellerini belirlemitir. Bu dizgeler, 'insan iin iyi ya da kt'nn ne olduu bilmek istiyorsak insan doasn bilmek zorundayz' ncl stne kurulmulardr. Onlar, bu nedenle, ayn zamanda ruhbilimsel aratrmalardr. Eer insanc etik, insan doas bilgisi stnde temelleniyorsa, modern ruhbilim, zellikle de psikanaliz, insanc (hmanist) etiin gelimesi iin en gl uyarcdr. Ama psikanaliz insana ilikin bilgilerimizi byk lde arttrm olduu halde, insann nasl yaamas ve ne yapmas gerektii konusundaki bilgilerimizi arttrmam-tr. Psikanalizin ana ilevi putlar krmak, deer yarglarnn ve etik normlarn usd -ve ok kez de bilind- istek ve korkularn ussallatrlm anlatmlar olduklarn ve bu yzden nesnel geerlilik savnda bulunamayacaklarn gstermek olmutur. Bu putlar krma ilevi, kendi basma ok deerli bir ilev olduu halde, salt eletiri olmaktan teye geemedii zaman ok ksr kalmtr. Ruhbilimi doal bir bilim olarak kabul ettirme giriiminde bulunan psikanaliz, onu felsefe ve etiin sorunlarndan ayrmak gibi bir yanla dmtr. nsana btnl iinde bakmadmz takdirde insansal kiiliin anlalmayaca gereini bilmezlikten gelmitir. Sz konusu edilen insan btnl, onun varoluunun anlam sorusuna bir yant bulma ve kendilerine gre yaamak zorunda olduu normlar kefetme gereksinmesini de iermektedir. Fre-ud'un ruhbilimsel insan (homo psychologicus) en az klasik ekonominin ekonomik insan (homo economicus) kadar gereki-ol-mayan bir yapdr. Deerin ve ahlaksal atmalarn doasn kavramadan, insan ve onun duygusal ve dnsel tedirginliklerini anlamak olanakszdr. Ruhbilimin gelimesi doal olduu ne srlen bir alan tinsel olduu ne srlen bir alandan ayrmak ve 16 dikkatleri ilkine toplamakla deil; insan fiziksel-tinsel btnl iinde ele alan; insann amacnn 'kendikendisi olmak' ve bu amaca erimenin koulunun 'insann kendini savunmas 'olduuna inanan byk insanc etik gelenee geri dnmekle salanabilir. Bu kitab insanc etiin geerliliini yeniden-evetlemek; insan doasna ilikin bilgimizin bizi etik grecilie gtrmediini; tersine, etik eylem normlarnn kaynaklarnn insan doasnda bulunabilecei inancna yol atn gstermek amacyla yazdm. Ahlaksal normlar insann doutan nitelikleri stnde temellenirler. Bu normlarn inenmesi dnsel ve duygusal blnmelerle sonulanr. Ben, olgun ve btnlemi bir kiiliin zyapsnn, retici zyapnm erdemin temelini ve kaynan oluturduunu; ktln ise son zmlemede, insann kendi ben'ine kaytszl ve kendi-kendisini sakatlamas olduunu gstermeye alacam. nsanc (hmanist) etiin en yksek deerleri, ne kendinden vazgeme ne de bencillik deil; ama kendini-sevme; bireyin olumsuzlanmas deil, ama gerek insansal ben'inin onaylanmasdr. Eer insan, deerlere gvenecekse hem kendini hem de doasnn iyilik ve reticilik konusundaki yeteneini bilmek zorundadr. F.:2 17 B L M II NSANCI AHLAK FELSEFES (HMANST ETtK): YASAMA SANATININ UYGULAMALI BLM Bir keresinde Susia Tanrya yakard: Tanrm, seni pek ok seviyorum; ama senden yeterince korkmuyorum. Brak ben de tpk korku dolu adn ilerine iledii iin korkan meleklerinden biri gibi, karnda titreyerek duraym. Tann Onun duasn iitti ve korku dolu ad Susia'nn yreine tpk meleklerinkine olduu gibi iledi. Ama o zaman Susia, kk bir kpek gibi

yatan altna srnd. Hayvansal bir korkuyla tir tir titriyordu. Sonunda haykrd: Tannm izin ver. Seni yine Susia gibi seveyim. Ve Tanr Onu bu kez de iitti.(') I. Yetkeci Ahlak Felsefesine Kar nsanc Ahlak Felsefesi Eer etik greciliin yapt gibi, nesnel geerlilii olan davran kurallar aramaktan vazgemezsek acaba bu trden normlar iin ne gibi ltler bulabiliriz? Bu ltlerin tr, normlarn incelediimiz etik dizgenin tipine baldr. Yetkeci (otoriter) etikteki (1) In Time and Eternity, A Jewish Reader, ed, Nahum N. Glatzer (New York, Schocken Books, 1946). 19 ltler zorunlu olarak insanc (hmanist) etikteki ltlerden temelli bir ekilde farkldr. Yetkeci etikte insan iin neyin iyi olduunu bir yetke (otorite) bildirir ve davran kurallar ile yasalarn bu yetke koyar. nsanc etikte ise insan kendisi, hem kural koyucu hem de bu kurallarn znesi olan kiidir. Yetkeci teriminin kullanlmas yetke kavramnn aklanmasn zorunlu klyor. Aslnda bu kavramla ilgili bir kargaa sz konusudur. nk, insanlar karlarnda iki seenek olduuna yaygn bir ekilde inanrlar ve bu iki seenei yle dile getirirler: Ya diktatrce, usd bir yetkeye sahip oluruz ya da hi yetkemiz olmaz. Ama bu iki seenek aldatcdr. nk burada gerek sorun, ne tr bir yetkeye sahip olacamz sorunudur. Yetkeden sz ettiimiz zaman ussal yetkeyi mi yoksa usd yetkeyi mi kastediyoruz? Ussal yetke kaynan yeterlilikten alr. Yetkesine sayg duyulan kii, ona gvenerek belli bir i vermi olan kimselerin verdikleri bu ii yeterlilikle yapan kiidir. Onun evresindekileri ne korkutmaya ne de byl niteliklerle onlarn hayranlklarn uyandrmaya gereksinmesi vardr. Yetkesi smrmek yerine ussal temellere dayandrlr ve yeterli bir ekilde yardmc olduu srece, usd korkuyu gerektirmez. Ussal yetke, kendisine boyun eenlerin srekli sorgulama ve eletirilerine yalnz izin vermekle kalmaz; bunu onlardan ister de. Onaylanmas yapt ilere dayand iin, bu yetke her zaman geicidir. te yandan usd yetkenin kayna ise, herzaman insanlar aan bir gtr. Bu g, fiziksel ya da ansal (mental) olabilir. Bu g, gerek olabilecei gibi, kendisine boyun een kiinin aresizlii ve kayglar lsnde yalnz grece bir g de olabilir. te yandan, usd yetkenin stlerine dayanarak kurulduu payandalar, her zaman g ve bakalarnda korku uyandrmaktr. Bu yetkenin eletirilmesi yalnzca istenmemekle kalmaz ayn zamanda yasaklanmtr da. Ussal yetke, yalnz belli bir alandaki bilgi ve becerileri bakmndan ayrlan yetke ile bu yetkeye boyun eenin eitliklerine dayanr. Usd yetke ise, kendi doas gerei, eitsizlik stnde temellendii gibi ken20 dii ile uyruu (boyun eeni) arasnda deer bakmndan bir ayrm olduunu da dile getirir. Yetkeci etik teriminin kullanmnda yetkeci szc gncel anlamnda totaliter ve antidemokratik dizgelerin yetkecilii ile anlamda olan bir yetkeyi gsterecek ekilde ele alnmaktadr. Okuyucu, bir sre sonra, nsanc etiin ussal yetke ile bir uyumazl olmadn grecektir. Yetkeci etik, insanc etikten, biri biimsel, teki zdeksel olan iki ltle ayrdedilebilir. Biimsel olarak, yetkeci etik insamn neyin iyi neyin kt olduunu bilme konusundaki yetisini yadsr. Norm koyucu, herzaman bireyi aan, onun stnde olan bir yetkedir. Byle bir dizge, us ve bilgiye deil; yetke korkusuna, uyruun zayflk duygusu ile bamllna dayanr. Karar verme iini yetkeye brakma, yetkenin byl gcnn sonucudur. Onun kararlar tartma konusu yaplamaz ve yaplmamaldr da. zdeksel bakmdan ya da ierie gre, yetkeci etik neyin iyi ya da kt olduunu uyruun deil, ncelikle yetkenin karlar araclyla yantlar. Bu etik, uyruk ondan ruhsal ya da zdeksel baz yararlar salasa bile, smrc bir etiktir. Yetkeci eitin hem biimsel hem de zdeksel ynleri ocukta etik yargnn douunda ve sradan yetikinin nahif deer yarglarnda apak olarak grnr. yi'yi kt'den ayrdetme yetimizin temelleri, ilkin fizyolojik ilevlerle ilgi iinde, sonra daha karmak davra-nj sorunlaryla ilgili olarak ocuklukta atlr. ocuk, uslamlama yoluyla ayrdetmeyi renmeden nce, iyiyi ktden

ayrdetme iin bir duyu gelitirir. Deer yarglar, yaamndaki nemli kiilerin gsterdikleri dosta ya da dmanca tepkilerin sonucu eklinde biimlenir. Yetikinin bakm ve sevgisine tam bamll gznne alnrsa, anne'nin yzndeki onaylayan ya da onaylamayan bir anlatmn ocua iyi ile kt arasndaki ayrm retmeye yettii artc gelmez. Okulda ve toplumda da benzer etkenler i grr. yi, kendisi iin vldmz; kt ise, yaptmzda ho grlmediimiz ya da toplumsal yetkeler ve trdelerimizin ounluunca cezalandrldmz eydir. Beenilmeme korkusuyla beenilmek iin 21 duyulan gereksinmenin gerekte etik yargnn en gl ve hemen hemen hereyi dta brakan gdmleyicisi olduu grlyor. Bu yein duygusal bask, ocuun sonra da yetikinin bir etik yargdaki i-yinin kendisi iin mi yoksa yetke iin mi iyi anlamna geldiini eletirel bir yaklamla sormasn engeller. Nesnellerle ilgili deer yarglarm incelediimizde bu yndeki seenekler daha ak seik olarak grnrler. Bir arabann tekinden daha iyi olduunu sylediimde, burada daha iyi dediim arabann, bana tekinden daha ok yararh olduu iin, bu ekilde nitelendii kendiliinden apaktr. yi ya da kt, bir nesnenin benim iin yararl olup olmadn gsterir. Eer kpei olan biri, kpeinin iyi olduunu dnyorsa o gerekte kpeindeki kendisi ynnden yararl olan belli baz nitelikleri gsteriyordur. rnein, onun bir beki kpei, bir av kpei, ya da bir ss kpei olarak sahibinin duyduu bir gereksinmeyi giderdiini dile getiriyordur. Bir ey, eer onu kullanan kimse iin iyi ise, iyi diye adlandrlr. Ayn deer lt, insan szkonusu olduunda da kullanlabilir. veren, iverdii kii kendisi iin yararl olduunda onu iyi diye niteler. retmen, rencisi uysal, sorun karmayan ve kendisine saygnlk kazandran biri olduunda onu iyi diye adlandrr. Ayn ekilde bir ocuk da uslu ve itaatkr olduu zaman iyi diye nitelenir. Oysa, iyi ocuk, yalnzca ana-babas-nn istenlerine boyun eerek onlar honut etmeye alan korkmu ve gvensiz biri olabilecei gibi, kt ocuk da anababasmn houna gitmese bile kendi istenci ve iten ilikilerine gre eylemde bulunan biri olabilir. Aka grld gibi, yetkeci etiin biimsel ve zdeksel ynleri birbirinden ayrlamaz. Eer yetke uyruu smrmeyi istemeseydi korkutarak ve duygusal ynden boyun edirterek ynetme gereksinmesini duymayacak; kendisinin yetersiz bulunmas tehlikesini gze alarak ussal yarg ve eletiriyi yreklendirecekti. Ama kendi karlar tehlikeye girdii iin yetke, boyun emenin en byk erdem, bakaldrnn ise en byk su saylmasn ister. Yetkeci etikte ba-lanamayan su, bakaldrma ve yetkenin kural koyma hakkyla koy22 duu kurallarn uyruklar iin en yararh kurallar olduklarna ilikin gr sorgulamadr. Su ileyen birinin cezalandrlmasn kabul etmesi ve sululuk duygusu duymas, ona yeniden iyilik niteliini kazandrabilir. nk, o bylece yetkenin stnln kabul etmi olduunu dile getirmektedir. Tevrat (Eski Szleme), insanlk tarihinin balangcna ilikin bir deerlendirme yaparken, yetkeci etiin bir rneini veriyor. Adem ve Havva'nn sulan gerekletirdikleri eylem araclyla aklanmyor. yi'nin ve Kt'nn bilgisini veren aacn meyvasm yemek, kendi bana (perse) kt olan bir ey deildir. Gerekte hem Yahudi hem de Hristiyan dinleri, iyiyi ktden ayrdetme yetisinin bir temel erdem olduu konusunda uyuurlar. Adem ile Havva'nn buradaki sular bakaldrmalar; iyi'yi ve kt'y renerek hemen Bizlerden biri olan insan, elini yaam aacna da uzatabilir ve lmszleebilir diye korkan Tanr'nn yetkesine meydan okumalardr. Yetkeci etiin kart olan insanc etik de ayn ekilde biimsel ve zdeksel ltler araclyla anlalabilir. Bu etik biimsel olarak, 'erdem ve gnahn ltn insan aan bir yetke deil, yalnz ve yalnz insann kendisi belirleyebilir' ilkesi stnde temellenir. Bu etik zdeksel olarak, iyinin insan iin yararh; ktnn ise insan iin zararl olan ey olduu ilkesine dayanr. Yani burada, etik deer iin bWcik lt, insann iyilii olmaktadr. nsanc ve yetkeci etikler arasndaki ayrm, erdem szcne verilen eitli anlamlarla da gsterilebilir. Aristoteles, erdem szcn yetkinlik anlamna gelecek ekilde kullanmaktadr. (Buradaki yetkinlik, araclyla

insana zg olanaklarn gerekletirildii etkinliin yetkinliidir.) Paracelsus erdemi her nesnenin bireysel karakteristii ile anlamda olan ey, yani o nesnenin zellii anlamnda kullanyor. Bir tan ya da bir iein, tm nesnelerin birer erdemi vardr. Bu erdem, onlarn zgl niteliklerinin bir bireimidir. nsann erdemi de bunun gibi, insan trne zg kesin niteliklerin bir dizisidir. Oysa her kii'nin erdemi, onun tek bireyselliidir. 23 O, eer erdemini gzler nne aarsa erdemlidir. Buna kart olarak, modern anlamnda erdem, yetkeci etiin bir kavramdr. Erdemli olma, kendini yadsmay ve boyun emeyi; bireyselliin tam anlamnda gerekletirilmesinden ok, bastrlmasn gsterir. nsanc etik, insan-iin'ci (anthropocentric) bir etiktir. Bu in-san-iincilik, insann evrenin merkezi olmas anlamna gelmez. Bu etie gre, insann deer yarglar, tm teki yarglar (hatta alglar) gibi, varoluunun zelliklerinden kaynaklanan ve ancak insana bavurarak anlam kazanan yarglardr. nsan, gerekten hereyin lsdr. nsanc gr, insan varoluundan daha yksek ve daha onurlu hibir ey bulunmadn dile getiren grtr. Bu gre, etik davrann asl znde, insan aan bir eyle balantl olmann yatt ne srlerek ve bu nedenle de yalnzca insan ve insann karlarn tanyan bir dizgenin gerekten ahlaksal olmayaca; nk byle bir dizgenin objesinin salt soyutlanm, bencil birey olduu sylenerek kar klmtr. Genellikle, insann yaam iin geerli normlar koyma ve yarglama konusundaki yeteneini -ve hakkn- yadsmak zere ne srlen bu kant, bir yanlgya dayandrlmaktadr. nk, 'iyi, insan iin iyi olan eydir' ilkesi, bencillik ya da soyutlanmann insann doas iin iyi eyler olduklarn dile getirmez. Bu ilke, insann amacnn, kendi dndaki dnya ile her trl ban kopard zaman, gerekleebilecei anlamna gelmez. nsan doasna zg zelliklerden biri, gerekte, insanc etik savunucularnn ounun ne srm olduklar gibi, insann ancak kendi trdeleri ile balant ve dayan-ma iinde doyum ve mutlulua ulatdr. Ama, insann komusunu (ya da trdeini) sevmesi, kendisini aan bir olay deildir. Bu sevgi, onun doasnda vardr ve ondan maktadr. Sevgi, insana ne yukardan inen yksek bir g, ne de zorla kabul ettirilen bir devdir. O, araclyla, insann kendisini dnyaya balayp dnyay gerekten kendisinin kld bir z-gtr. 24 2. Nesnelci Ahlak Felsefesine Kar znelci Ahlak Felsefesi Eer insanc etik ilkeyi kabul edersek insann nesnel geerlilii olan normativ ilkelere ulama konusundaki yeteneini yadsyan dnrleri nasl yantlayabileceiz? Gerekte, insanc etik akmlardan biri, bu kar-k hakl grmekte ve deer yarglarnn hibir nesnel geerlikleri olmadn; ancak, bireylerin keyfi seim ya da honutsuzluklarn dile getirdiini onaylamaktadr. Bu gr asna gre, rnein zgrlk, klelikten daha iyi bir eydir nermesi hibir nesnel geerlilik tamayan, yalnzca bir beeni ayrmn betimleyen bir nermedir. Bu anlamnda deer, istenen her iyi ey diye tanmlanmakta ve istein ls deer deil, deerin ls istek olmaktadr. Bu trden kktenci bir znelcilik, kendi z gerei, etik normlarn evrensel ve tm insanlara uygulanabilir olmalar gerektii dncesi ile uyuamaz. Eer, insanc etiin biricik tr bu znelcilik olsayd, etik yet-kecilikle genel geer normlara ilikin tm savlardan vazgeme arasnda bir seim yapma durumuyla kar karya kalacaktr. Etik hazclk, nesnelik ilkesine tannan ilk ayrcalktr. Bu gr, hazzn insan iin iyi, acnn ise kt olduunu ne srmekle istekleri kendisine gre deerlendirebilecei bir ilke salamaktadr. Bu ilke, 'ancak doyurulmalar hazza neden olan istekler deerlidir; tel?ftr deildir' demektedir. Ama, Herbert Spencer'in hazzn di-rimbilimsel (biyolojik) evrim sreci iinde nesnel bir ilevi bulunduu savna karn, haz bir deer lt olamaz. nk, yle insanlar vardr ki zgrlkten deil, boyun emekten holanrlar. Yine yleleri vardr ki sevgiden deil, nefretten; retici emekten deil, smrden haz duyarlar. Bu nesnel bakmdan zararl olandan haz duyma olay, nevrotik zyaplara (karakterlere) zg bir olay olup psikanaliz tarafndan enine boyuna

incelenmitir. Bu soruna zyapy tartrken ve mutluluk ile hazz ele alan blmde yeniden geri dneceiz. Epikuros tarafndan ileri srlm olan hazc ilkenin deitiril25 mesi, daha nesnel bir deer lt bulma ynnde atlan nemli bir admd. Epikuros karlat gl hazzn daha yksek ve daha aa dzeyleri arasnda bir ayrm yaparak zmlemeye almt. Bylece, hazcln kendine zg glkleri olduu kabul edilmiti bir giriim olarak kalmt. Buna karn, hazcln yine de byk deer tayan bir yan vardr; Bu gr, insann kendi haz ve mutluluk yaantsn deerin tek lt sayar. Bylece, insana kendisi iin en iyi olduu sylenen ey hakknda dnme frsat vermeksizin insan iin en iyi olann ne olduunu belirleyen bir yetkeye sahip olma giriimlerinin tmn dtalar. Hazc etiin, Grek dnyasnda, Romada, Modern Avrupa ve Amerikan kltrnde insann mutluluuyla gerekten ve tutkuyla ilgilenen ilerici dnr -lerce savunulmu olmas, bu yzden pek artc deildir. Ama, deerli olan yanlarna karn, hazclk, nesnel geerlilii olan etik yarglarn temelini oluturamazd. yleyse, insancl setiimizde acaba nesnelcilikten vazgememiz mi gerekecektir? Ya da acaba insann tm insanlar iin nesnel geerlilii olan eylem kurallar koyup deer yarglan vermesi hem de bunu insan aan bir yetkenin deil de, insann kendisinin yapmas olana var mdr? Ben bunun gerekten olabileceine inanmaktaym ve imdi bu olana betimleme giriiminde bulunacam. lkin unu unutmayalm ki nesnel bakmdan geerli, sal-tkla zde deildir. rnein, bir olaslk, bir kestirim anlatm ya da herhangi bir varsaym hem geerli hem de greli olabilir. Greli olmas, snrl kantlara dayandrlm ve eer olgular ya da yntemler buna izin verirse gelecekteki dzeltimlerin konusu olmas anlamndadr. Saltk'm kart olarak greli kavram, tanrbilimsel dnceden kaynaklanmaktadr. Tanrbilimsel dncede gksel bir alan olarak saltk, insann yetkinsiz alanndan ayrlmtr. Saltk kavram, bu tanrbilimsel balam dnda anlamszdr ve etikte de genel bilimsel dncede olduu kadar az bir yeri vardr. Ama biz bu noktada anlasak bile, etikte nesnel geerlilikte nermeler bulunmasnn olanakszln dile getiren ana kar-k 26 hl yantlanmay beklemekte. Bu karka gre, olgularn deerlerden ak seik bir ekilde ayrdedilmeleri gerekmektedir. Kant'tan beri, ancak olgulara ilikin nesnel geerlilii olan nermeler yaplabilecei; deerlere ilikin nermelerin nesnel geerlilii olamayaca yaygn bir ekilde savunulmu ve deer nermelerini dta brakmann, bilimsellik ltlerinden biri olduu ne srlmtr. Ama biz, sanatlarda nesnel geerlilii olan kurallar koymaya alknz. Bu kurallar, olgularn gzlemlenmesinden ya da ok sayda matematiksel karm araclyla kurulmu olan bilimsel ilkelerden sonu olarak karlrlar. Hernekadar fiziksel ve dirimbilimsel bilimlerde bile onlarn nesnelliklerini bozmayan kural koyucu bir ge ie karyorsa da salt ya da kuramsal bilimler, olgularn ve ilkelerin bulgulanmasyla ilgilenirler. Uygulamac bilimler ise, ncelikle eylerin kendilerine uygun olarak yaplmas gerektii eylemsel kurallarla ilgilenirler. Buradaki gereklilik, olgularn ve ilkelerin bilimsel bilgisi araclyla belirlenir. Sanatlar, zgl bilgi ve beceriyi gerektiren etkinliklerdir. Bazlar yalnz herkese bilinen bilgileri gerektirirken, mhendislik ya da tb sanat gibi baka baz sanatlar, byk lf#de kuramsal bilgi gerektirirler. rnein, eer bir demiryolu kurmak istiyorsam onu fiziin belli ilkelerine gre kurmam gerekir. Tm sanatlarda kuramsal bilime dayanan eylem (uygulama) ' kuramn nesnel geerlilii olan bir kurallar dizgesi oluturur. Her sanatta yetkin sonulara ulamann eitli yntemleri olabilir ama kurallar, hibir zaman keyfi deildir. Kurallara uyulmamas ya eksik sonular alnmasyla ya da istenilen eree ulama konusunda tam bir baarszlkla cezalandrlr. Ama sanatlar yalnz tb, mhendislik ve resimden ibaret deildir. Yaamn kendisi de bir sanattr.2 Gerekte, insanm uygulayaca en nemli, ayn zamanda

en g ve karmak sanattr. Bu sanatn konusu, u ya da bu uzmanlalm uygulama olmayp yaama 2. Bununla birlikte, sanatm bu kullanm yapmak ve eylemek terimlerini birbirinden ayran Aristoteles'in terimler dizgesine karttr. 27 uygulamas; insann yetenekli olduu eye doru gelimesi srecidir. Yaam sanatnda insan, hem sanat hem de sanatnn objesidir. Bu sanatda o, hem yontucu hem mermer; hem doktor hem de hastadr. yiyi insan iin iyi, kty insan iin kt olanla anlamda kabul eden insanc ahlak felsefesi, insan iin neyin iyi olduunu bilmek istiyorsak, insan doasn bilmemiz gerektiini ne srer. n-sanc etik, kuramsal insan bilimi stnde temellenen yaama sanatnn uygulamal bilimidir. Baka sanatlarda olduu gibi, burada da insann yetkin baarya ulamas insanbilime ilikin bilgilerine, becerisine ve uygulamalarna baldr. Ama insan, kuramlardan ancak belli bir etkinlii semi olmas ve belli bir eree ulamay istemesi nclne dayanarak kurallar karabilir. Tb biliminin ncl onun hastalklar saaltmak ve yaam uzatmak iin istenir oluudur. Eer bu byle olmasayd, tb biliminin tm kurallar yersiz olacakt. Her uygulamal bilim, bir seme ediminin sonucu olan bir be-lite (axiom), yani etkinliin ereinin istenilen bir erek oluuna dayanr. Ama, etiin temeli olan belitle teki sanatlarn temeli olan belitler arasnda bir ayrm vardr. Biz, pekala insanlarn resimleri ya da kprleri istemedikleri bir kltr dleyebiliriz. Ama iinde, insanlarn yaamay istemedikleri bir kltr dnlemez. nk, yaama itkisi her canlda doadan gelen bir itkidir ve insan, buna ilikin ne dnrse dnsn yaamay istememezlik edemez.3 Yaamla lm arasndaki seim, gerek olmaktan ok grnteki bir seimdir. nsann gerek seimi, iyi yaamla kt yaam arasmda yapt seimdir. Bu noktada, iinde yaadmz an bir sanat olarak yaam, anlayn neden yitirmi olduunu sormak ilgi ekici olacaktr. Modern insan, okuma yazmann renilmesi gereken sanatlar olduklarna; mimar, mhendis ya da nitelikli ii olmann byk lde almay gerektirdiine; ama yaamak, ok basit bir ey olduu iin, 3. Patolojik bir olay olan intihar, bu genel ilkeyle elimez. 28 nasl yaanlacam renmek konusunda zel bir aba gstermek gerekmediine inanmaktadr. Herkes belli bir biimde yaad iin yaamn kendisi, iinde herkesin uzman olarak nitelik kazand bir mesele olarak ele alnmaktadr. Ama nsann yaama sanatnn glne ilikin duygusunu yitirmi olmasnn nedeni, yaama sanatnda yksek dzeyde uzmanlam olmas deildir. amzda yaama srecinde egemen olan gerek sevin ve mutluluun eksiklii, byle bir aklamay apak bir ekilde geersiz klyor. Modern toplum, mutluluu, bireysellii ve kiisel-kar byk lde vurgulamasna karn, insana yaamann amacnn (ya da eer tanrbilim-sel bir terim kullanacak olursak, insann kurtuluunun) mutluluk olmayp, alp devini yerine getirmek ya da baarl olmak olduunu hissetmeyi retmitir. Para, n ve g, insann isteklendiricileri ve erekleri haline gelmitir. nsan, eylemlerinin kiisel kar asndan yaral olduu yanlsamas iinde yaamakta oysa aslnda kendi gerek ben'inin karlarndan baka hereye hizmet etmektedir. Ona gre, yaamnn ve yaama sanatnn dnda herey nemlidir. Ve insan, kendisinin dnda, hereyi savunmaktadr. Eer etik, yaama sanatn uygulamada yetkinlie ulamak iin, bir kurallar btn oluturuyorsa en genel ilkelerinin genelde yaamn znden; zelde ise, insansal varolutan karlmalar gerekecektir. En genel terimlerle tm yaamn doas, kendi varoluunu korumak ve olumlamaktr. Canllarn hepsinde varlklarn koruma eilimi doadan vardr. te ruhbilimciler bu olguya dayanarak, bir kendini koruma igdsnden szetmilerdir. Bir canlnn ilk devi, canl olmaktr. Canl olmak, dingin deil, devimsel (dinamik) bir kavramdr. Bir canlnn varln ve zgl glerini ap ortaya koymas bir ve ayn eydir. zgl yeteneklerini gerekletirmek, btn canllarda doadan gelen bir eilimdir, bu

nedenle, insann yaam amac, onun kendi glerini, doasnn yasalarna uygun ekilde ortaya koymas olarak anlalmaldr. Ama, nsan, genelde varolan bir ey deildir. O, insansal ni29 teliklerin zn kendi trnn tm yeleri ile paylat halde, her zaman bakalarndan farkl bir birey, esiz bir varlktr. Tpk parmak izlerinin farkl oluu gibi, kendi zel zyaps, yaradl, yetenekleri, istekleri bakmndan da bakalarndan farkldr. nsan, kendi insansal yeteneklerini ancak kendi bireyselliini kavrayarak do-rulayabilir. Canl olmak devi, insann kendisi olmak, yani olmaya yetenekli olduu birey haline gelmek deviyle zdetir. zetleyecek olursak, insanc etikte iyi, yaamn evetlenmesi; insann glerinin ortaya konmasdr. Erdem, insann kendi varoluuna kar sorumluluudur. Kt, insann glerinin sakatlanmasndan oluur. Ktlk, (erdemsizlik), insann kendisine kar sorumsuzluudur. Bu saydklarmz, nesnelci-insanc bir etiin ilk ilkeleridir. Bu ilkeleri imdi ayrntl olarak ele alamyoruz ama IV. Blmde insanc etiin ilkelerine yeniden geri dneceiz. imdi, bu aamada uygulamal etik biliminin kuramsal temelini oluturacak bir insan biliminin olas olup olmad sorusunu ele almamz gerekiyor. 3. nsan Bilimi4: nsan bilimi kavram, bu bilimin konusu olan insann varolduu ve insan trne zg bir insan doas bulunduu nclne dayanr. Dnce tarihinde bu konuya ilikin zel ironi ve elikiler sergilenir. Yetkeci dnrler, sabit ve deimez olduuna inandklar bir insan doasnn varolduunu kabul etmilerdir. Bu varsaym onlarn, bu zelliklere sahip olduu savlanan bir insan doasna dayandrdklar etik dizgelerinin ve toplumsal kurumlarnn da zorunlu ve 4. nsan Bilimi derken uzlamsal antropoloji kavramndan daha geni bir kavram kastediyorum. Linton, insanbilimini benim dndm geni anlamnda kullanmtr. Bkz. The Science of Man in The World Crisis, ed. Ralph Linton, Columbia University Press, New York, 1945. 30 deimez olduklarn kantlamalarna hizmet etmitir. Ama, yetkecilerin insann doas olarak dndkleri bu ey, nesnel bir aratrmann deil, kurallarnn ve karlarnn bir yansmasyd. te bu yzden, insanbilim ve ruhbilimin yetkeci grlere kart ve insan doasnn snrsz biim-verilebilirliini onaylar gibi grnen bulularn ilericilerin sevinle karlamalarn anlamak kolaydr. nk, buradaki biim-verilebilirlik, insan doasnn etkisi olmaktan ok nedeni olduu varsaylan kural ve kurumlarn da deiebildikleri anlamna gelmekteydi. Ama, belli tarihsel-kltrel kalplarn sabit ve deimeyen bir insan doasnn anlatmlar olduu trnden yanl bir varsayma kar karken, insan doasnn snrsz deiebilirlii-ne inananlar da kabul edilmesi eit lde g bir duruma dtler. Hereyden nce, snrsz deiebilirlii olan bir insan doas kavram, b kolaylkla sabit ve deimeyen bir insan doas kavramnn srklemi olduu inandrc-olmayan sonulara gtrr. Eer insan, snrsz lde deiebilir olsayd o zaman gerekte insann mutluluuna uygun olmayan kural ve kurumlarn onu (doa-sndaki kiisel glere harekete geme ve bu kalplar deitirme olanan tanmadan) kendi kalplarna uygun ekilde biimlendirme anslar olacakt. nsan, -tarihte kantlanm olduu gibi- uygun olmayan toplumsal ve kltrel kalplarn gl basksna iddetle tepki gsteren bir varlk deil, toplumsal dzenlemelerin yalnzca bir kuklas olacakt. Eer insan gerekte, yalnzca kltr kalplarnn bir yansmas olsayd, hibir toplumsal dzen, insann mutluluu asndan eletirilip yarglanamyacakt. nk, byle bir durumda insan kavram olmayacakt. Deiebilirlik kuramnn kuramsal kapsam da siyasal ve ahlaksal yansmalar kadar nemlidir. Eer (temel fizyolojik gereksinmeler araclyla tanmlanandan baka) bir insan doas bulunmadn varsaysaydk, mmkn olabilecek biricik ruhbilim, snrsz sayda davran rneklerini betimlemekle yetinen; ya da insan davrannn niceliksel ynlerini len kktenci bir davranlk olacakt. Ruhbilim ve insanbilim, toplumsal kurumlarn ve kltrel kalplarn insa-

31 n biimlendirdii eitli yntemleri betimlemekten baka bir ey yapamayacaklar; insann zel dlatrmalar ise, toplumsal kalplarn kendi stndeki izdmnden baka bir ey olmadklarndan, yalnzca bir insanbilim, yani karlatrmal toplumbilim olabilecekti. Ama, eer ruhbilim ve insanbilim, insansal davran yneten yasalara ilikin geerli nermeler vereceklerse ie, X diye adlandrdmz herhangi bir ey, evresel etkilere kendi zelliklerinin sonucu olan anlalabilir yntemlerle tepkide bulunuyor nclyle balamaldrlar. nsan doas belirli deildir. Bu yzden kltr de belirli insansal igdlerin sonucu olarak aklanamaz. Kltr, insan doasnn kendini tmyle ve edilgin bir biimde uyarlad belirli bir etken de deildir. nsann kendini giderek ho-olmayan koullara bile uyarlayabildii bir gerektir. Ama insan bu uyarlama sreci iinde, kendi doasnn zgl niteliklerinden doan belirli ansal ve duygu- t sal tepkiler gelitirir. nsan kendini klelie uyarlayabilir ama bu duruma, dnsel ve ahlaksal niteliklerini alaltarak tepki gsterir. O, karlkl gvensizlik ve dmanln egemen olduu bir kltre de uyarlanabilir; ama, bu uyarlamaya da zayf ve rn vermeyen biri haline gelerek tepkide bulunur. nsan, kendini cinsel kilimlerin bastrlmasn isteyen kltrel koullara da uyarlayabilir; ama bu uyarlamay baarrken Freud'un gstermi olduu trden nevrotik belirtiler gelitirir. Demek ki o, hemen hemen her kltr kalbna kendisini uyarlaya-bilmektedir ama bu kltr kalplar doasyla eliik olduu zaman, kendi doasn deitiremedii iin, sonunda kendisini bu koullan deitirmek ynnde zorlayan, ansal ve duygusal bozukluklar gstermektedir. nsan, kltrn stne metnini yazabilecei bo bir kat paras deildir. O gle dolu bir varlktr ve yle zgl bir yapya sahiptir ki kendisini uyarlarken d koullara zgl ve anlalabilir biimlerde tepki gsterir. Eer insan d koullara kendisini kendi z doasn deitirerek yani bir hayvan gibi outoplastic bir ekilde uyarlam olsayd ve yalnzca zel bir uyum salad bir dizi koul 32 altnda yaayabilseydi, her hayvan trnn yazgs olan o kr igdsel geide ulam, bylece tarihi dtalam olacakt. te yandan, eer insan, kendisini doasna kar olanlarla savamakszn, tm koullara uyarlayabilseydi o zaman da bir tarihi olamayacakt. nsansal evrim, insann kendini uyarlayabilme yetisinden ve doasnn onu kiisel gereksinmelerine daha iyi uyan koullar durmakszn aramas iin zorlayan, yokedilemez niteliklerinden kaynaklanr. nsan biliminin konusu, insan doasdr. Ama bu bilim, insan doasnn ne olduuna ilikin tam ve yeterli bir tablo izerek ie balamaz. Konusunun doyurucu bir tanmn vermek, bu bilmin ncl olmayp amacdr. Yntemi ise, insann eitli bireysel ve toplumsal koullara gsterdii tepkileri gzlemek ve bu tepkilerin gzleminden insan doasna ilikin karmlar yapmaktr. Tarih ve insanbilim, insann bizimkinden farkl kltrel ve toplumsal koullara gsterdii tepkileri inceler. Toplumsal ruhbilim ise, onun kendi kltrmz iindeki deiik toplumsal konum ve evrelere gsterdii tepkileri ele alr. ocuk ruhbilimi, bymekte olan ocuun eitli durumlar karsndaki tepkilerini inceler. Psikopatoloji, insan doasnn hastalkl koullar altnda nasl arptldn incleyerek sonulara varmaya alr. nsan doas hibir zaman bu ekilde deil, ama yalnzca zgl durumlardaki zgl dlamalarnda gzlemlenebilir. nsan doasnn empirik incelemesinden karlabilecek olan ey, kuramsal bir yapdr. Bu bakmdan, insan bilimi, bir insan doas rnei kurarken, kendileri dorudan gzlenebilen verilere deil de, gzlenmi verilerden yaplm karmlara dayanan; ya da bu verilerce denetlenen varlklarn kavramlaryla igren, teki bilimlerden pek farkl deildir. nsanbilimin ve ruhbilimin sunmu olduklar verilerin zenginliine karn elimizde ancak deneysel bir insan doas tablosu var. nsan doasn oluturan eyin ne olduuna ilikin empirik ve nesnel bir nerme dile getirmek istiyorsak, tm insanln temsilcileri olarak grd Yahudi ve Hristiyanlar hakknda sylediklerini anladmz takdirde Shylock'tan hl renebileceimiz eyler var: F:3

33, Ben bir Yahudiyim. Yahudilerin gzleri yok mu? Elleri, organlar, boyutlar, duyular, duygulanmlar yok mu? Onlar da tpk bir Hristiyan gibi, ayn yiyeceklerle beslenmiyorlar m? Ayn silahlarla yaralanmyorlar m? Ayn hastalklara tutulup ayn yntemlerle iyi edilmiyorlar m? Onlar da ten ve stan ayn yaz ve ayn k deil mi? Bizi yaraladnz zaman kanmz akmyor mu? Gdkladmzda glmyor muyuz? Zehirlediinizde lmyor muyuz? Ve eer bize ktlk ederseniz sizden intikam almayacak myz? Eer her konuda sizin gibiysek, bu konuda da size benzeyeceiz. 4. tnsanc Ahlak Felsefesi Gelenei nsanc etik gelenekte kural ve deerleri yerletirmenin temsli-nin insanbilmek olduu gr egemendir. Aristoteles, Spinoza ve Dewey'in -bu blmde grlerini zetleyeceimiz dnrlerin-etie ilikin denemeleri bu yzden, ayn zamanda ruhbilime ilikin denemelerdir de. Burada, insanc etiin tarihini gzden geirmeyi dnmyorum. Yapmak istediim yalnzca bu etiin ilkesini, en byk temsilcileri tarafndan dile getirildii ekilde rneklendirmeye almak. Aristoteles'e gre etik, insanbilimi stne kurulur. Ruhbilim, insan doasn aratrr; bundan tr, etik, uygulamal ruhbilim-dir. Politika rencisi gibi etik rencisi de ruha ilikin olgular, tpk gzleri ve bedeni tedavi eden birinin bir btn olarak gzler ve bedene ilikin olgular bildii lde bilmelidir... Ama, doktorlar arasnda en iyi eitilmi olanlar bile, bedene ilikin bilgi edinmek iin ok zaman harcarlar.5 Aristoteles, insann doasndan erdemin (yetkinliin) bir etkinlik olduu kuraln karr. O, bu etkinlik szcyle insana zg ilev ve glerin gerekletirdiklerini dile getirir. nsann erei olan mutluluk, etkinlik ve yararlln sonucudur. Mutluluk dingin bir nitelik ya da ruhsal durum deildir. 5. Ethica Nicomachea, W.D. Ross (ev.) London, New York: Oxford Uni, Press, 1925 1102 a, 17-24. 34 Aristoteles, etkinlik kavramm aklamak iin Olimpiyat oyunlarn bir benzetme olarak kullanyor. Diyor ki: Bu oyunlarda ta giyenler, en gzeller ve en gller olmayp yaranlardr. (nk, baarl olanlar, bu yaranlardan bazlardr.) Bylece, eylemde bulunanlar, yaamdaki iyi ve soylu eyleri kazanrlar; hem de hakl olarak kazanrlar.6 zgr, ussal ve etkin insan, iyi ve buna gre de mutlu olan kiidir. yleyse burada, inam odak noktas yapan ya da insana nesnel deer yarglar var karmzda. Bu nesnel deer nermeleri ayn zamanda insann doa ve ilevini anlamaktan tretilmi olan nermeler. Spinoza da Aristoteles gibi, insann ayrdedici ilevini aratryor. Doadaki herhangibir eyin erek ve ayrdedici ilevini dnerek ie balyor ve u yant veriyor: kendinde olduu srece, her-ey, kendi varln korumaya aba gsterir.7 nsann ilevi ve erei de baka eylerinkinden farkl olamaz. Bu ilev ve erek, kendini korumak ve varoluunda diretmektir. Spinoza, yalnzca genel bir kuraln insann varoluuna uygulanmas olan bir erdem kavramna eriiyor. Saltk olarak erdemle uyum iinde eylemde bulunmak, bizim iin usun kendi yarannz arama nedeniyle bizi ynettii gibi eylemek, yaatmak ve varlmz korumaktan baka bir ey deildir.8 Varln korumak, Spinoza'ya gre, yetenekli olduu ey haline gelebilmektir. O, Eer bir at bir insana dntrlrse bir bcee dntrld zamanki lde yokedilmi olacaktr diyor. Burada hemen unu eklememiz gerekiyor: Spinoza'ya gre, bir insan da eer bir melee dntrlrse bir ata dntrld zamanki lde yokedilmi olun Erdem, her canlnn zgl glerinin ortaya konmasdr. nsan iin erdem, iinde en ok insansallat du6. a.g.k. 1099 a, 3-5. 7. Benedictus de Spinoza, Ethics, W. Haie White, (ev). London: Oxford Uni. Press, 1927, III. nerme 6. 8. a.g.k. IV., nerme 24. 35

rumdur. Bunun sonucunda Spinoza, iyi derken de Tanr'nn nmze koymu olduu insan doas rneine giderek daha ok yaklamamz saladn kesinlikle bildiimiz hereyi anlyor. Kt ie, Ona gre, bizi bu rnee ulamaktan alkoyduunu kesinlikle bildiimiz hereydir.9 Bundan tr, erdem insan doasnn gerekletirilmesiyle zdetir. Bunun sonucu olarak da insan bilimi, eti-in stnde temellendirildii kurarnsal bilimdir. Us, insana gerekten kendisi olabilmesi iin ne yapmas gerektiini gsterir ve bylece ona neyin iyi olduunu retir. Erdeme ulamann yolu, insann kendi glerini etkin bir ekilde kullanmasndan geer. Bu yzden, gllk erdemle, gszlk ise erdemsizlikle zdetir. Mutluluk kendi bana bir erek olmayp glln art olayna katlan eydir. Oysa gszle bunalm elik eder. Bu gllk ve gszlk, insana zg tm gler iin sz konusudur. Deer yarglar ancak insana ve insann karlarna uygulanabilir. Ama, bu trden deer yarglar, yalnzca bireylerin holanma ya da holanmamalarn dile getiren nermeler deildir. nk, insann nitelikleri, tre zg nitelikler olup bu yzden tm insanlarda ortaktr. Spinoza etiinin nesnel zyaps (karakteri) insan doas rneinin nesnel zyapsna dayanr. Her nekadar bu insan doas, pek ok bireysel deikenlere izin veriyorsa da, znde tm insanlar iin zdetir. Spinoza, kktenci bir tavrla yetkeci etie kardr. Ona gre, insan kendisini aan bir yetke iin bir ara olmayp kendi bana bir erektir. Deer ancak, insann gerek karlar ile ilgi iinde belirlenebilir. Bu gerek karlarsa onun zgrln ve glerini retken bir ekilde kullanmasdr.10 9. a.g.k. IV nsz. 10. Marks da Spinozannkine benzer bir gr dile getirmitir. O, bir kpek iin neyin yararl olduunu bilmek istiyorsak kpein doasn incelememiz gerekir. Bu doann kendisi yarar ilkesinden karmsan-mamaldr. Bunu insana uyguladmzda tm insansal eylemleri, akmlar ilikileri v.s.yi yarar ilkesi araclyla eletirecek olan biri, ilkin genelde insan doasn ele almal sonra her tarihsel dnemdeki deiiklie uram insan doasn incelemelidir. Bentham bu ii ok ksa 36 Bilimsel etiin en nemli ada sunucusu, grleri etikte hem yetkecilie hem de grecilie kart olan John Dewey'dir. O, yetkecilikle ilgili olarak: gksel esinlenmeye, gksel olarak kutsanm ve grevlendirilmi yneticilere; devletin, uzlamalarn, geleneklerin buyruklarna ve b.g. eylere bavurmann ortak yanlar, bunlarn hepsinde aratrma gereksinmesini yasaklayacak kadar yetkeci bir sesin bulunmasdr11 diyor. Grecilie gelince, Dewey bu konuda, birleyin hoa gitmesi gerei kendi bana o hoa giden eye ilikin bir deer yargs deildir12 grn savunuyor. Holanma bir temel veridir ama kamtlayc olgular tarafndan dorulanmas gerekir.13 Spinoza gibi Dewey de insan usu araclyla nesnel geerlilii olan deer nermelerine eriilebileceini ne sryor. nsan yaamnn amac O'na gre de, insann kendi doas ve yaps araclyla byyp gelimesidir. Ama, Dewey'in sabit yoldan bitiriyor. Byk bir tecrbesizlikle modern satcy, zellikle de ngiliz satcsn normal insan olarak ele alyor. Karl Marks, Capital, ev. Samuel Moore ve Edward Aveling (New York: The Modern Library, Random House) I, 688 dip not. nemli felsefi ayrmlara karin, Spencer'in etie ilikin gr, i-yi ve ktnn insann zel yapsndan doduu ve davran biliminin insana ilikin bilgimize dayand dorultusundadr. J. Stuart Mill'e yazd bir mektupta Spencer diyor ki: Benim savunduum gr, yerinde bir szckle 'doru davrann bilimi' diye adlandrlan ah-lakln (Morality) belli davran biimlerinin nasl ve niin ykc; belli baka davran biimlerinin ise, yine nasl ve niin yararl olduunu belirlemeyi kendisine konu olarak alan grtr. yi Ve kt sonular, rastlantsal olamazlar. Onlar nesnelerin yaps gerei zorunlu olan sonulardr. Spencer'in The Principles of Ethics'te alnt olarak verdii pasaj. Bkz. cilt (New York: D. Appleton Co, 1902). s. 57. 11. John Dewey ve James H. Tufts, Ethics, (New York: Henry Holt and Co., rev. ed. 1932) s. 364.

12. John Dewey, Problems of Men, (New York: Philosophical Library, 1946). s. 254. 13. a.g.k. s. 260. 37 ereklere kar k, Spinoza'nm nermi olduu nemli bir grten bir bilimsel kavram olarak insan doas rneinden vazgemesine yol amtr. Dewey'in grnde asl arlk, kurallarn geerliliini salayan empirik temel olarak grlen aralar ve erekler (ya da sonular) arasndaki ilikiye verilir. O'na gre, deerlendirme ancak bir sorun olduu zaman; yenilmesi gereken bir glk, bir gereksinme, bir eksiklik ya da dzeltilecek bir bozukluk, deien koullar araclyla zmlenecek eilim atmalar olduunda ortaya kar. Bu olgu, deerlendirmenin olduu heryerde ayn zamanda bir dnsel etkenin de (bir aratrma etkeninin de) bulunduunu kantlar. nk, gznnde bulundurulan erek, kendisine ulaldnda sz konusu gereksinme ya da eksiklii giderecek ve varolan atmay zmleyecek bir erek olarak dnlp biimlendirilir.'4 Dewey'e gre erek, yalnzca, uzak bir evrede gzlenen bir edimler dizisi; ara ise, yalnzca daha erken bir evrede gzlenmi edimler dizisidir. Aralar ve erekler arasndaki ayrm, nerilen eylem izgisinin, yani zaman iinde balantl dizilerin incelenmesinde ortaya kar. Erek, dnlen son edimdir. Aralar ise, zaman bakmndan ondan nce gerekletirilecek olan edimlerdir... Aralar ve erekler, ayn gereklik iin iki ayr addr. Bu terimler, gereklikteki bir blnmeyi deil, ama yargdaki bir ayrm gsterirler.15 Dewey'in aralar ve erekler arasndaki karlkl ilikiyi vurgulamas, zellikle de, bizi erkekleri aralardan ayrarak yararsz hale gelen kuramlara kar uyarmas, hi kuku yok ki usu etik kuramn geliiminde nemli bir noktadr. Ama, bir eylemin gidiini zihnen tamamlamadmz srece, gerekten neyin peinde olduumuzu 14, John Dewey, The Theory of Valuation, Bkz. International Encyclopedia of Unified Science X, No. 4 s. 34 (University of Chicago Press, 1939). 15. John Dewey, Human Nature and Conduct, New York, The modern Library, Random House 1930, s. 34. 38 bilemeyeceimiz16 gr pek doru grnmyor. Ereklerin doruluu, onlara ulamamz salayacak aralar henz bilmediimiz zaman bile, insana ilikin tm olaylarn zmlenmesiyle soruturu-labilir. u anda pek ortada grnmedikleri halde, kendilerine ilikin geerli nermeler dile getirebileceimiz erekler vardr. nsan bilimi bize insan doas rneinin bir resmini verebilir. Bu insann doas rneinden de kendilerine ulamamz salayacak aralar bulunmadan nce, erekler karlabilir.17 5. Ahlak Felsefesi ve Psikanaliz Bu iin daha balangcndan, uygulamal bir bilim olarak insan-c-nesnelci etiin geliiminin bir kuramsal bilim olarak ruhbilimin geliimine dayand aka grlebilir sanyorum. Aristoteles etiinden Spinoza etiine doru grlen gelime byk lde Spinoza'nm devimsel (dinamik) ruhbiliminin Aristoteles'in dingin (statik) ruhbiliminden stn olmasnn sonucudur. Spinoza, bilind gdmlemeleri arm yasalarn, ocukluk yaantlarnn bireyi nasl yaam boyu etkilediini bulgulamtr. Onun istek (desire) kavram, Aristoteles'in alkanlk kavramndan daha stn, devimsel bir kavramdr. Ama, Spinoza'nm ruhbilimi, On dokuzuncu yzyla kadarki tm ruhbilimsel dnce gibi, soyut kalma eilimi gstermi ve kuramlarn deneysel aratrma ya da insana ilikin yeni bulgulanm verilerle snamak iin bir yntem gelitirmemitir. Dewey'in etiinin ve ruhbiliminin anahtar kavram, deneysel aratrmadr. Dewey, bilind gdmlemeleri kabul eder. Onun 16. a.g.k. s. 36. 17. topyalar, aralar alglanmadan erekleri grme gcdr. Buna karn anlamsz deildirler. Tersine bazlar insann geleceine duyduu inanc salamlatrmak iin ne denli etkin olduklar bir yana, dncenin gelimesine de byk lde katkda bulunmulardr. alkanlk kavram ise, geleneksel davranln betimleyici alkanlk kavramndan farkldr. Dewey'in modern klinik ruhbilimin bi-lind glerin

yalnz apak davranlar deil, istek, yarg, inan ve lkletirmeleri belirlemede ne denli nemli rolleri olduu konusunu vurgulamasyla bir gereklik anlayn sergilediine ilikin nermesi18, bilind etkenlerin kendisi iin tad nemi gsterir. Ama O, etik kuramnda bu yeni yntemin tm olanaklarn tketici bir ekilde ele almamaktadr. Psikanalizin bulularn etik kuramn gelimesine uygulamak iin gerek felsefi, gerekse ruhbilimsel ynden bir ka giriimde bulunulmutur.19 Bu artc bir olgudur. nk, psikanalitik kuramn yle katklar olmutur ki bunlarn zellikle etik kuram iin nem tadklar yadsnamaz. En nemli katk belki de psikanalitik kuramn insann tek bir yann deil de tm kiiliini kendisine konu olarak alan ilk modern ruhbilimsel dizge oluudur. Kendini bir deneyde gzlemlenebilecek ekilde ayrlm olaylarn incelenmesiyle snrlayan uzlamsal ruhbi-lim yntemi yerine Freud, yeni bir yntem bulgulamtr. Bu yntem O'nun kiiliin tmn incelemesini ve insann neden eylemde bulunduu ekilde eylemde bulunduunu anlamasn salamtr. zgr armlarn, dlerin, yanlglarn, aktarmn zmlenmesi 18. Dewey, Human Nature and Conduct, s. 86. 19. Patrick Mullahy'nin Deerler, Bilimsel Yntem ve Psikanaliz balkl makalesi (Bkz. Psychiatry, Mays 1943) psikanalitik gr asnn deerler sorununa ksa ama nemli bir katksdr. Kendini Savunan n-san'n elyazmalarn gzden geirdiim srada yaymlanan J.C. Flu-gel'in nsan, Ahlak ve Toplum (Man, Morals and Society, New York, International Universities Press, 1945) adl kitab ise, bir psikanalistin psikanalitik bulgular etik kurama uygulamak zere yapt ilk dizgesel ve ciddi giriimdir. Etie ilikin psikanalitik grn ve sorunlarn ok deerli bir rnei ve ok kkl bir eletirisi Mortimer J. Adler'in What Man Has Made of Man? adl kitabnda bulunabilir. (New York, Longmans, Green and co. 1937) 40 olan bu yntem, araclyla imdiye kadar yalnz kiisel bilgi ve ie-baka ak olan zel verilerin genelletirildii ve ruh hekimi ile denek arasndaki bildirimede betimlenebilir klnd bir yaklamdr. Psikanalitik yntem bylece kendilerini gzleme baka trl amayan olaylara bir giri yolu salamtr. O ayn zamanda, bastrlm, bilinten ayrlm olduklar iin igzlemle bile bilinemeyen pek ok duygusal yaantya aklk kazandrmtr.20 Freud, almalarnn balangcnda temelde nevrotik belirtilerle ilgilenmekteydi. Ama psikanaliz gelitike nevrotik belirtinin ancak iinde yer ald zyap (karakter yaps) anlald zaman anlatlabilecei daha ak bir eklide ortaya kt. Psikanalitik kuram ve saaltmn (terapi) ana konusu, nevrotik belirtiden ok nevrotik zyap oldu. Freud, nevrotik zyapy incelerken son yzyllarda ruhbi-lim tarafndan savsaklanm ve romanclarla oyun yazarlarna braklm olan zyap bilimi (karakteroloji) iin baz yeni temeller koydu. Psikanalitik zyap bilimi, henz balang evresinde olmasna karn, etik kuram iin gereklidir. Geleneksel etiin urat tm erdemler ve ktlkler ok kez ayn szckle ayr ve ksmen eliik insansal tutumlar gsterdikleri iin, belirsiz kalmak durumundadrlar. Onlar ancak kendisine bir erdem ya da erdemsizlik yklenen kiinin zyaps ile iliki iinde kavranabildikleri zaman bu belirsizliklerini yitirirler. zyapyla ilikisi koparlm olan bir erdem, deersiz bir eye dnebilir. (rnein, korkunun neden olduu ya da bastrlm kstaha bir gururun yerine geen alak gnlllk gibi.) Ya da eer tm zyap ile iliki iinde ele alnrsa, bir erdemsizlik deiik bir k altnda grlebilir.. (rnein, gvensizlik ve kendini kk grmenin dlamas olan kstaha gurur gibi.) Bu 20. Bkz. Dewey, Problems of Men, s. 250-272, ve Philip B. Rice, Objectivity of Value Judgment and Types of Value Judgment (Deer Yargsnn Nesnellii ve Deer Yargs Tipleri) Journal of Philosophy, XV 1934, 5-14, 533-543. 41 gr, byk lde etikle ilgilidir. zyapdan soyutlanm deer ya da deersizlikleri onlar sanki ayr ayr zelliklermi gibi ele almak, hem yetersiz hem de yanl yne gtrc bir yntemdir. Eti-in konusu zyapdr (karakter) ve tek tek zellikler ya da eylemlere ilikin deer yarglar ancak bir btn

olarak zyapya bavurulduu zaman verilebilir. Etik aratrmann gerek konusu, tek tek erdem ya da ktlklerden ok, erdemli ya da kt zyapdr, Psikanalitik bir kavram olan bilin d gdmleme de etik iin byk bir nem tar. Bu kavram, genel bir biimde Leibniz ve Spi-noza'ya kadar geri gtrlebildii halde, bilind itkileri deneysel olarak ve ayrntl bir ekilde inceleyip buna dayanan bir insansal gdlenim kuramnn temellerini atan, Freud olmutur. Etik dncenin evrimi insansal davranla ilgili deer yarglarnn, edimin kendisinden ok bu edimin temelindeki drtlere bavurarak verildikleri olgusuyla belirlenir. Bu yzden, bilind gdmlenimi almak, etik aratrmalara yeni bir boyut kazandrr. Freud'un iaret etmi olduu gibi, Bende\C\ yalnzca en aa eyler deil, ayni zamanda en yksek eyler de bilind olabilir.21 Bunlar eylem iin ylesine gl gdlerdir ki etik aratrma onlar grmezlikten gelemez. Psikanalizin deerlerin bilimsel olarak incelenmesi konusunda salad byk olanaklara karn, Freud ve okulu etik sorunlar aratrmak iin kendi yntemlerinden en verimli ekilde yararlanmamlardr. Gerekte ise etik meseleleri kartrmak iin pek ok ey yapmlardr. Karklk, Freud'un greci tutumundan domaktadr. O, ruhbilimin, deer yarglarnn gdlerini anlamamza yardm edebileceini ama bu yarglarn geerliliklerini salamada bize yardmc olamayacan ne srer. Freud'un grecilii, en ak ekilde O'nun st-Ben (Trelbi-lin) kuramnda grlebilir. Bu kurama gre, herhangi bir ey 21. S. Freud The Ego and the Id, Joan Riviere and V. Woolf (ev.) London: Hogarth Press and the Institute of Psychoanalysis, 1935 s. 133. 42 ancaj^baba'mn st-Ben'i ve kltrel gelenekte dlaan buyruk ve yasaklamalar dizgesinin bir paras olduu zaman trelbilincin (vicdan) ierii haline gelebilir. Bu gre gre, trelbilin iselletiril-mi yetkeden baka bir ey deildir. Freud'un st-Ben zmlemesi yalnzca bir yetkeci trelbilin zmlemesidir.22 Bu greci grn en iyi aklamasn T. Schoeder'in Ahlakla ilikisi olmayan bir Ruhbilimcinin Tutumu23 (Attitude of one Amoral Psychologist) balkl makalesinde bulmaktayz. Yazar burada, Her ahlaksal deerlendirme, gemiteki duygusal yaantlardan kaynaklanan -atan yein kilimlerin- bir duygusal salkszln rndr diyor ve ahlakla ilikisi- olmayan (amoral) ruh hekimi, ahlak ltlerinin, deerlerin ve yarglarn yerine ahlak kilimlerin psikiyatrik ve ruhsal-evrimci snflandrmasn ve de dnsel yntemleri koyacaktr sonucuna varyor. Yazar sonra ahlakla ili-kisi-olmayan evrimci ruhbilimciler hibir ey hakknda saltk ya da ncesiz-sonrasz doru; ya da yanl kurallara sahip deildirler diyerek konuyu karmak bir hale getiriyor. Bylece, sanki bilim ncesiz-sonrasz yarglar veriyormu gibi bir izlenim uyandrmaya alyor. Freud'un ahlaklln, temelde, insan doasnda bulunan ktle kar bir tepki oluumu olduuna ilikin gr, st-Ben kuramndan biraz farkldr. O, ocuun cinsel kilimlerinin kendi cinsinin kart olan ana ya da babaya* doru ynlendiini; bunun sonucunda kendisiyle ayn cinsten olan ana ya da babasn rakip grp ondan nefret ettiini ve dmanlk, korku, sululuk gibi duygularn bu erken evrede, bylece zorunlu olarak doduklarn (Oedipus kompleksi) ne srer. Bu kuram, ilk gnah kavramnn laikleti-rilmi bir anlatmdr. Freud, bu yakn akrabalar doasmn btnleyici paralan olduklarna gre, insan toplumsal yaam olanakl klmak iin etik kurallar gelitirmek zorundayd sonucuna varmtr. 22. IV. Blmde trelbilince ilikin daha ayrntl bilgiler verilecektir. 23. The Psychoanalytic Review, XXXI, No. 3 (Temmuz, 1944) 329-335. 43 nsan, bireyi ve gurubu bu kilimlerin tehlikelerinden korumak iin, bir tabular dizgesinde ilkel bir biimde; daha sonralar ise etiin daha az ilkel olan dizgelerinde toplumsal davran kurallar koymutur. Buna karn, Freud'un gr hibir zaman tutarl bir greci-lik deildir. O, dorulua insann urunda savamas gereken bir erek olarak tutkulu bir inan duymu ve insann, doa tarafndan kendisine us balanm olduu iin, bu erek

uruna savaacak yetenekte olduuna inanmtr. Bu grecilie kar tutum, Onun Bir Yaam Felsefesi24 tartmalarnda ak bir ekilde dile getirilmitir. Freud, doruluun (hakikat) yalnzca dile getirildikleri ekilleriyle kendi gereksinme ve isteklerimizin bir rn olduunu ne sren kurama kar kmaktadr. Onun grne, gre, bylesine a-narist bir kuram, pratik yaamla karlat anda yklr. Freud'un usun gcne, insanl birletirme ve boinanlarn zincirlerinden .kurtarma erkine duyduu inan, Aydnlanma felsefesinin tutkulu zelliini tamaktadr. Onun psikanalitik saaltm anlaynn temelinde de dorulua duyduu ortaya karma giriimidir. Freud bu bakmdan, Buddha ve Sokrates'ten beri dorulua insan erdemli ve zgr - kendi terimler dizgesinde ise, salkl - klan g olarak inan duyan dnce geleneini srdrmektedir. zmleyici saaltmn (Psikanalitik tedavinin) amac, usd olana (d'e) usla yer deitirtmektir. Bu gr asndan ele alndkta zmleme, iki kiinin -ruh hekimi ile hastann- kendilerini doruluu aramaya adadklar bir durum olarak tanmlanabilir. Saaltmn amac saln yeniden kazanlmasdr. Bunu ise, doruluk ve us salar. Freud'un dehasnn belki de en grkemli gstergesi, iinde bylesi bir itenliin pek ender grld bir kltrde, kktenci bir drstl saaltm iin koul olarak koymu olmasdr. Freud, yalnz rtk bir biimde de olsa, zyapbiliminde de, 24. S. Freud, New Introductory Lectures on Psychoanalysis, W.J.H. Sprott, (ev.) New York. W.W. Norton and co., 1937 s.240-241. 44 greci olmayan bir gr sunar. Libidonun geliiminin azcl (oral evreden dkil (anal) ve retici (ganital) evreye doru srdn; salkl insanda retici ynlenmenin baat olduunu ne srer. Freud, hernekadar burada etik deerlere aka bir gnderme yapmyorsa da bu deerlerle rtk bir ekilde balant kurmaktadr. Baml, agzl, cimri tavrlara zg retici (genital) ynlenme-nce-si ynlenmeler, retici ve yetkin zyap (karakter) anlamna gelen retici ynlenmeden etik bakmdan daha aa olan ynlenmelerdir. Bylece, Freud'un zyapbilimi (karakterolojisi), insansal geliimin doal ereinin erdem olduunu dile getirmektedir. Bu gelime, zgl ve ok kez dtan gelen koullar yznden engellenebilir. Byle bir engellenmenin sonucunda nevrotik zyap biimlenmesi ile karlarz. Ama, normal gelime, sevmeye ve almaya yetenekli, olgun, bamsz, retici zyapy ortaya karacaktr. yleyse, Freud'a gre, son zmlemede salk ve erdem zdetir. Ama Freud'ta zyap ile etik arasndaki bu balant ak klnmamtr. Zaten bu balantnn st rtk, karmak bir balant olarak kalmas zorunluydu. Bunun eitli nedenleri vard. Bu nedenlerden biri, Freud'un grecilii ile insanc (hmanist) etik deerleri rtk bir ekilde benimsemesi arasndaki eliki, bir dieri ise, nevrotik zyapya gsterdii ana ilgi yznden retici ve olgun zyapi-nn zmlenme ve betimlenmesine pek az dikkat sarfetmi olmasyd. Bundan sonraki blm, nsansal durumu ve bu durumun zyap gelimesi iin tad nemi gzden geirdikten sonra retici zyapnn edeeri olan retici ynlenmenin ayrntl bir zmlemesine yer veriyor. 45 BLM HI NSAN DOASI VE ZYAP (KARAKTER) Ben bir insanm ve budur paylatm teki insanlarla. Grmem, iitmem, yemem ve imem, tm hayvanlarn da ayn ekilde yaptklardr. Ama, 'Ben' olmam yalnz benimdir. O, yalnz bana aittir, baka kimseye deil; Ne bir baka insana ne bir melee, ne de Tanr'yaama, Onunla en ok birleebildiim zamanlarn dnda -Master Eckhart Fragmantlar I. tnsansal Durum

Bir birey insan rkm temsil eder, O, insan trnn zgl bir rneidir. Hem kendisi, hem de herkestir. zellikleriyle bir birey ve bu anlamda esiz olan insan, ayn zamanda insan rknn tm zelliklerinin temsilcisidir de. Onun bireysel kiilii, tm insanlarda 47 ortak olan insansal varolu zellikleriyle belirlenmitir. Bu yzden, kiilik tartmasndan nce, insansal durum tartmasnn yaplmas gerekir. A. NSANN DRMBLMSEL (BYOLOJK) ZAYIFLII nsansal varoluu hayvansal olandan ayran ilk ge, olumsuz bir edir. Bu olumsuz ge, d dnyaya uyarlanma srecinde igdsel dzenlemenin insanda grece eksik oluudur. Hayvann dnyaya uyarlanma biimi, batan beri hep ayndr. Eer igdsel donanm artk deien evre koullarna baarl bir ekilde uyum gstermezse, o hayvan tr ortadan kalkar. Hayvan, deien koullara kendisini deitirerek uyarlanabilir. O, evresini deitirerek uyarlama yapamaz. Bu ekilde uyumlu olarak yaar. Ama bu uyum, bir savamn yokluu anlamnda bir uyum olmayp hayvann doal donanmnn, onu dnyasnn belirli ve deimez bir paras klmas anlamndadr. Hayvan ya bu dnyaya uyar ya da yok olur. Hayvanlarn igdsel donanmlar ne denli eksik ve deiken olursa, beyinleri, bundan tr de renme yetileri o lde geliir. nsann ortaya knn, evrim sreci iinde igdsel uyarlamann minimum dzeye dt noktaya rastlad sylenebilir. Ama o, kendisini hayvanlardan ayran yeni niteliklerle domutur. Bu nitelikler, insann ayr bir varlk olarak kendisine ilikin bilinlilii; gemii anmsama, gelecei gznn nne getirme, nesne ve edimleri simgeler araclyla gsterme yetenei; dnyay alglamak ve anlamak iin bir usa sahip oluu ve araclyla duyular alannn ok tesine eriebildii dgcdr. nsan tm hayvanlarn en zayfdr ama, bu di-rimbilimsel zayflk, aslnda onun gcnn temeli, kendi zgl insansal niteliklerinin ana gelime nedeni olmaktadr. B. NSANDAK VAROLUSAL VE TARHSEL KYE - BLNMLK Kendi bilincine-varma, us ve imgelem (dgc), hayvansal varoluu karakterize eden uyumu bozmulardr. Bunlarn douu, insan tekilerden ayr bir varlk, evrenin doal-olmayan bir yarat haline getirmitir. O, doann bir parasdr; doa yasalarna boyun eer, onlar deitirecek gte deildir ama yine de doadaki tm teki varlklar aan bir yana sahiptir. nsan doann bir paras olduu halde, doadan ayrlmtr. Bir yuvas olmad halde, tm teki yaratklarla paylamakta olduu yuvaya zincirlenmitir. Rastlantsal bir yer ve zamanda bu dnyaya frlatlm olan insan, yine rastlantsal bir ekilde oradan kmak iin zorlanmaktadr. Kendi bilincine varm olduu iin, gszln ve varoluunun snrlamalarn alglamaktadr. Kendi sonunu yani, lm gznn nne getirmektedir. O, varoluunun ikiye-blnmlnden hibir zaman kurtulamaz; istese bile, kendisini ruhundan zgr klamaz. Yaad srece bedeninden de kurtulamaz. Bedeni ise, onun yaamay istemesini salar. nsann kutsanmas olan us, ayn zamanda onun lanetidir de, Us, onu iinden klmaz bir ikiye-blnmln iinden kma deviyle baa kmak zere srekli olarak zorlar. Bu ynyle insansal varolu, tm teki canllardan farkldr. nsan, srekli ve kan-lamaz bir dengesizlik durumu iindedir. Onun yaam kendi trnn rneini yineleyerek yaanlamaz. nsan, yaamaya mecburdur. O, can sklabilen, honutsuzluk duyabilen, cennetten karldn hissedebilen tek hayvandr. nsan, varolu sorununu kendi bana zmek zorunda olan ve bu sorundan kaamayan tek hayvandr da. O, insansal durum ncesinde yaad, doa ile uyum durumuna geri dnemez. Usunu doann ve kendi kendisinin efendisi oluncaya dein gelitirmeyi srdrmesi gerekir. Usun douu, insann iinde bir blnmeye neden olmutur. Bu ikiye-blnmlk onu srekli olarak yeni zmler bulmak zere savamaya zorlar. nsann tarihinin canll (dinamizmi), ge48 F:4 49

mesinin nedeni olan ussal varoluuna zg bir canllktr. nsan, bu ussal varolu araclyla, iinde kendisini ve trdelerini kendi yuvasnda hissettii, kendisinin olan bir dnya yaratr. Ulat her basamak onu honutsuzluk ve aknlk iinde brakr. Ama bu aknlk, onu yeni zmlere doru devinecek ekilde zorlar. nsanda ilerleme iin doutan getirdii bir itki yoktur. Onu yola kt noktadan ileriye doru gtren ey, varoluundaki elikidir. nsan, cenneti, doa ile olan birleikliini yitirmi olduu iin ebedi gezginci (Odyseus, Oedipus, Abraham, Faust) haline gelmitir. O, ileriye doru gitmeye; ve srekli bir abayla bilinmeyeni, bilgisinin bo b-, rakt yerleri yantlarla doldurup bilinir klmaya zorlanr. nsan kendisine, kendisinin ve varoluunun anlamnn hesabn vermek zorundadr. O, isel blnmln, saltklk iin duyduu yein istein acsn ekerek yenmeye itilir. Saltklk, onun doadan, trdelerinden ve kendinden ayrlmasna neden olan laneti kaldrabilecek bir baka uyum trdr. nsan'm doasndaki bu ayrlma, insan varoluunun as znden kaynaklandklar iin, benim varolusal1 diye adlandrdm ikiye-blnmelere yol aar. Bu ikiyeblnmeler, insann ortadan kaldramayaca, ama zyap ve kltrne gre, deiik biimlerde tepki gsterecei elikilerdir. En temel varolusal ikiye-blnme, yaam ile lm arasndaki-dir. lmek zorunda olduumuz olgusu insann deitiremeyecei bir olgudur. nsan, bu olgunun bilincine varmtr ve bu trden bir bilinlilik onu derinden etkiler. Ama, lm yaamn tam kart 1. Bu terimi varoluuluun terimler dizgesine gnderme yapmakszn kullandm. Bu kitabmn elyazmalarn gzden geirirken J.P. Sartre'in Sinekler (Files) ve Varoluuluk bir nsanclk mdr? (Is Existentialism a Humanism?) kitaplar ilk kez elime geti. Yazdklarmda herhangi bir deiiklie ya da eklemeye gerek olduunu sanmyorum. Ortaklaa dile getirdiimiz belli noktalar olduu halde, Sartre'in temel felsefi grlerini imdiye kadar inceleme olana bulamam olduum iin, uyumamzn derecesi konusunda bir yarg veremiyorum. 50 olarak kalr. O, yaama deneyinin dnda ve onunla uzlamayan bir eydir. lme ilikin tm bilgiler onun yaamn anlaml bir paras olmad ve bizim iin lm olgusunu, bundan tr yaamamz szkonusu olduu srece, yenilgiyi kabullenmekten baka yapacak bir ey bulunmad gereini deitirmez. nsan, yaam uruna sahip olduu hereyi verecektir ve Spinoza'nm deyiiyle, Bilge kii, lm deil, yaam dnr. nsan, bu ikiye-blnml ideolojiler araclyla yadsmaya almtr. rnein, ruhun lmsz olduunu ne sren Hristiyanln lmszlk anlay, insan yaamnn lmle sona erdiine ilikin trajik olguyu yadsr. nsann lml olmas, bir baka ikiye-blnmle neden olur. Her insan, tm insansal glerin taycs olduu halde, yaamnn ksa oluu onun en uygun koullarda bile, bu gleri tam olarak gerekletirmesini engeller. Eer bireyin yaam sresi insanln yaam sresiyle zde olsayd, insan ancak o zaman tarihsel sre iinde ortaya kan insansal gelimeye katlabilirdi. nsan'n rkn evrimsel sreci iinde rastlantsal bir noktada balayan ve biten yaam, bireyin tm glerini gerekletirme sav ile trajik bir ekilde eliir. Onun gerekletirebilecekleri ve gerekletirdikleri arasndaki bu elikiye ilikin donuk da olsa bir algs vardr. Burada da ideolojiler, elikiyi asl yaam doyumuna lmden sonra ulalacan ya da iinde yaanlan tarihsel dnemin insanln son ve en yksek baarlarn ierdiini varsayarak uzlatrma yahut yadsma eilimini gsterirler. Yine bir baka ideoloji ise, yaamn anlamnn onun kendisini tam olarak amasnda deil, toplumsal grev ve devlerde olduunu ne srer. Bu ideolojiye gre, bireyin gelimesi, zgrl ve mutluluu, devletin, toplumun ya da bireyi aan n-cesiz-sonrasz gc temsil eden her ne ise, onun mutluluu karsnda ikinci derecede nem tayan, giderek yersiz bir olaydr. nsan, yalnzdr. Ama o, ayn zamanda balantlar olan bir varlktr da. nsan, baka hikimseyle zde olmad, esiz bir varlk olduu ve ayr bir varlk olarak kendi bilincine vard lde yalnz51

dr. O, yarg vermek zorunda olduunda ya da salt usunun gc araclyla kararlar vermesi gerektiinde, yalnz olmaldr. Ama insan, yalnz bana olmaya, trdeleri olan insanlarla iliki kurmamaya katlanamaz. Mutluluu, trdeleri ve gemi ve gelecek kuaklarla kendisi arasnda bulunduunu duyumsad dayanma duygusuna dayanr. Bireysel ve toplumsal yaamda varolusal ikiye-blnmlk-lerden kktenci bir ekilde ayr ve insansal varoluun zorunlu paralan olmayan pek ok tarihsel eliki vardr. nsanlarn yaratm olduu bu elikiler, ya ortaya ktklarnda ya da insanlk tarihinin daha sonraki bir dneminde zmlenebilirler. amza zg bir eliki olan zdeksel doyumu salayan teknik aralarn bolluu ile bunlar zellikle bar ve insanlarn mutluluu iin kullanmak arasndaki eliki, zmlenebilir. nk bu eliki zorunlu olmayp insandaki yiitlik ve -bilgelik kurumunu grece zmlenemez olan bir elikiye rnek olarak verebiliriz. Bu tr bir elikinin zm, ancak tarihin daha sonraki bir dneminde, insanlarn eitlii iin gerekli olan zdeksel temel saladktan sonra, baarlabilirdi. Varolusal ve tarihsel ikiye-blnmlkler arasndaki ayrm vurgulamak nemlidir. nk bu ikisinin birbirine kartrlmas byk boyutlu sorunlara yol aar. Tarihsel elikileri onamakla ilgilenen dnrler, onlarn varolusal ikiye-blnmlkler olduklarn, bu nedenle de deitirilemeyeceklerini kantlamaya istekliydiler. Onlar insan olmamas gereken eyin olamayacana ve trajik yazgsn kabullenmekten baka bir ey yapamayacana inandrmaya altlar. Ama bu iki eliki tipini birbirine kartrma giriimi, insan onlar zmeye almaktan uzak tutmaya yetmedi. nsan anlnn garip niteliklerinden biri de bir elikiyle karlatnda edilgin kalamamasdr. elikiyi zme amac, insan harekete geirir. Tm insansal gelime, bu olgunun sonucudur. Eer, bu elikilerin bilincine vardnda, insann eylem araclyla onlara tepkide bulunmas engellenecek olursa, elikilerin gerekten varolduklarnn da yadsnmas gerekir. elikileri uzlatrmak ve bylece yadsmak, bi52 reysel yaamda ussallatrmalarn; toplumsal yaamda ideolojilerinin (toplumsal ussallatrma kalplarnn) ilevidir. Eer insan anl yalnzca ussal yantlarla, dorulukla doyurulabilseydi, bu ideolojiler etkisiz kalacaklard. Ama insan anlnn bir baka garip zellii de gl yetkelerin ne srd ya da kendi kltrndeki insanlarn ounun paylat dnceleri doruluk (hakikat) olarak kabul etmesidir. Uzlatrc ideolojiler, eer kamu-oyu ya da yetke tarafndan desteklenirlerse, insann kendisi tmyle rahat etmese de anl yattrlm olur. nsan tarihsel elikilere eylemiyle onlar ortadan kaldrarak tepkide bulunabilir. Ama varolusal ikiye-blnmlkleri, onlara eitli biimlerde tepki gsterebildii halde, ortadan kaldramaz. nsan, dinlendirici ve uzlatrc ideolojiler araclyla kendi anln yattrabilir; isel tedirginliinden srekli hazz arayan etkinlikleri ya da ii araclyla kamaya alabilir. zgrln ortadan kaldrmay ve kendisini kendi dndaki glere teslim ederek bu glerin bir arac durumuna dnmeyi deneyebilir. Ama, doyumsuzlu-u, tedirginlii ve huzursuzluu srer. Bu sorunun bir tek zm yolu vardr: Gerekle yzyze gelmek, yazgsna kaytsz bir evrendeki temelli tekbanaln ve yalnzln kabul etmek; kendi sorunun kendisi iin zebilecek onu aan hibir gcn bulunmadm onaylamak. nsan, kendini savunma sorumluluunu ve ancak kendi z glerini kabul etmek zorundadr. Ama anlam, kesinlii iine almaz. Gerekte, kesinlik aratrmas, anlam arayn engeller. nsan, glerini dlatrmaya zorlayan asl koul, kesinsizliktir. O, eer panie kaplmadan gerekle yzyze gelirse, yaamn, insann glerini ortaya koyarak, retici bir ekilde yaayarak kendi yaamna verdii anlamn dnda bir anlam bulunmadn kabul edecektir. nsan, kendisi iin nem tayan tek devi, glerimizi varoluumuzun yasalar araclyla konmu snrlamalar iinde tam anlamnda gelitirme devini, ancak srekli uyanklk, etkinlik ve aba sonucunda baarszla uramadan yerine getirebilir. O, armaktan, merak etmekten ve yeni sorular ortaya atmaktan hibir zaman vaz53

gemeyecektir. Ancak eer insansal durumu; varoluunda doadan gelen ikiyeblnmlkleri ve glerini ortaya koyma konusundaki yeteneini kabul ederse devini yerine getirmede baarl olabilecektir. Bu dev, onun kendi-kendisi olmas, kendisini savunmas ve zellikle kendinin olan us, sevgi ve retici alma gibi yetileri tam anlamnda gerekletirmesi araclyla mutlulua erimesidir. nsann varoluunda doadan gelen varolusal ikiye-blnmlkleri bylece ele aldktan sonra, bu blmn banda dile getirmi olduumuz 'kiilik tartmasndan nce insansal durumun tartmas yaplmaldr' tmcesine geri dnebiliriz. Bu tmcenin daha tam bir anlam ruhbilimin, insanbilimsel ve felsefi bir insansal varolu stnde temellendirilmesi gerektii dile getirilerek ortaya konabilir. nsansal davrann en gze arpan zellii, insanda grdmz tutku ve abalarn grkemli yeinliidir. Freud bu olguyu herkesten iyi kavram ve kendi ann mekanist-doalc dnce anlay araclyla aklama giriiminde bulunmutu. O, kendini koruma igdsnn ve cinsel igdnn (ya da daha sonra dile getirdii ekilleriyle Eros'un ve lm igdsnn) apak anlatmlar olmayan tutkularn da aslnda bu igdsel-dirimbilimsel itkilerin biraz daha dolayl ve karmak dlamalan olduklarn varsayyordu. Bu varsaymlar ok parlak varsaymlard ama,'insann tutkulu itkilerinin byk bir blm, igdlerinin gcyle aklanamaz' olgusunu yadsma konusundaki inandrclklar yetersizdi. nsann al, susuzluu ve cinsel itkileri tmyle doyurulduu zaman bile insan doyuma ulamaz. Hayvandan farkl olmaz; tersine yalnzca balam olur. O, g elde etmek iin, sevgi iin ya da yok etmek iin abalar; yaamn dinsel, siyasal ya da insanc lkler uruna tehlikeye atar. Ama tm bunlar zaten insansal yaamn zelliini oluturup belirleyen eylerdir. Gerekten de insan, yalnz karnn doyurarak yaayamaz. Freud'un mekanist-doalc aklamasna kart olarak, bu nerme 'insanda doal varoluu tarfmdan aklanamayan ama onu aan 54 ve doa-st glerden karlm olan birey araclyla aklanmas gereken gerek bir dinsel gereksinme vardr'anlamna gelecek ekilde yorumlanmtr. Ancak bu olay, insansal durum tam olarak kavrandnda aklanabilir hale geleceine gre, bu sonraki varsaym, yararszdr. nsan'm varoluunun uyumsuzluu, onun hayvansal kkenini pek ok aan gereksinmeler oluturur. Bu gereksinmeler, insann kendisiyle doann geri kalan blm arasndaki birlik ve dengeyi yeniden kurmas iin, buyruk zellii tayan bir itkiyle sonulanr. nsan, bu birlik ve dengeyi ilkin hereyi iine alan ansal (mental) bir dnya tablosu oluturarak dncede kurma giriiminde bulunur. Bu tablo ona, 'evrendeki yerinin neresi olduu' ve 'nasl eylemde bulunmas gerektii' sorularna bir yant alabilecei bir bavuru tasla olarak hizmet eder. Ama, bu trden dnce dizgeleri yeterli deildir. Eer insan, yalnzca bedenden soyutlanm bir anlktan ibaret olsayd, amac kuatc bir dnce dizgesiyle gerekletirilebilirdi. Ama o, kendisine yalnz anlk deil bedende balanm bir varlk olduundan, varoluunun ikiye-blnmlne yalnz dncede deil, yaama sreci iinde de, duygu ve eylemlerinde de tepki gstermek zorundadr. O, yeni bir denge bulmak iin varlnn her alannda, bu doa ile bir ve tek-olma yaantsn elde edecek ekilde savamak zorundadr. Bu yzden, her doyurucu ynlenme dizgesi, yalnz anlksal eleri deil, ama tm insansal aba alanlarnda, eylemde gerekletirilecek olan duygu ve duyu elerini de dile getirir. Kendini bir amaca, bir dne ya da Tanr gibi insan aan bir gce adama, yaama sreci iinde, btnlemek iin duyulan bu gereksinmenin bir dlamasdr. nsan'm bu ynlenme ve kendini-adama gereksinmesine verilen yantlar hem ierik hem de biim ynnden byk lde deiiklik gsterirler. Ruhuluk (animism) ve Totemcilik gibi yle ilkel dizgeler vardr ki, bunlarda insann anlam arayna verilecek yantlar doal objeler ya da atalar temsil eder. teyandan Buddhism gibi, Tanrc-olmayan yle baz dizgeler de vardr ki bu dizgelerin z55 gn biiminde bir Tanr kavram bulunmad halde, genellikle dinsel dizgeler diye adlandrlrlar. Ayrca Stoaclk gibi felsefe dizgeleri ve insan'n anlam

arayna Tanr kavramna bavurarak bir yant veren tektanrc dinsel dizgeler vardr. Bu eitli dizgeleri tartma srasnda terminolojik bir glk tarafndan engelleniriz.' Eer tarihsel nedenler yznden, dinsel szc Tanrc, yani Tanr evresinde odaklanan bir dizgeyle zdeletirilmemi olsayd, yukarda-ki tm dizgeleri, dinsel dizgeler diye adlandrabilirdik. Ne yazk ki, dilimizde Tanrc ve Tanrc-olmayan dizgelerde, yani insann anlam arayna ve kendi varoluunu anlaml klma giriimine bir yant vermeye alan tm dnce dizgelerinde, ortak olan yan gsterecek bir szcmz yok. Ben, bu tr dizgeleri, daha iyi bir szck bulamadm iin, ynlenme ve kendini-adama yntemleri diye adlandryorum. Ama, dinsel ve felsefi dizgelerin domasna neden olan ayn gereksinmeden kaynaklandklar halde, sanki laikmiler gibi ele alnan baka bir yn itkinin de bulunduu, vurgulamak istediim bir nokta. nce, amzda gzlemlediimiz durumu inceleyelim. Bizim kltrmzde, milyonlarca insann kendilerini baar ve n elde etmeye adam olduklarn gryoruz. teki kltrlerde baka lkeleri ele geirmek ve onlar stnde bask kurmak isteyen diktatrce dizgelerin yandalarnn bu dizgelere kendilerini nasl yobazca adadklarn daha nce de grmtk hl da gryoruz. ok kez, kendini-koruma drtsnden bile daha gl olan bu tutkularn yeinlii karsnda app kalyoruz. Bizler bu amalarn laik ie-riklerince kolaylkla aldatlp onlar cinsel ya da baka yar-dirimbilimsel (biyolojik) itkilerin rnleri olarak aklyoruz. Ama, bu laik amalarn dinde grdmz yeinlik ve tutuculukla izlendikleri ve tm bu laik ynlenme ve kendini-adama'dizgelerinin ierike farkl, ama yantlar verme giriiminde bulunduklar temel gereksinme ynnden zde olduklar o kadar apak deildir. Kltrmzde ortaya kan tablo, zellikle aldatcdr. nk, insanlarn ou, gerekte kendilerini Hristiyanln herhangibir biiminden ok totem56 cilie ve puta tapnmaya daha yakn olan dizgelere adadklar halde, Tektanrcla inanmaktadrlar. Ancak bizim bir adm daha ileriye gitmemiz gerekiyor. eklini kltrn biimlendirdii bu laik uralarn dinsel doasn anlamamz nevrozlar ve usd uralar anlamamz iin de bir anahtar grevi grecektir. Usd uralar, insann ynlenme ve kendini-adama araynn yantlar -bireysel yantlan- olarak ele almamz gerekiyor. Yaants ailesine olan tutkulu ba ile belirlenen biri, gerekte ilkel bir atalar kltnn tapncsdr. Onunla atalar olan milyonlarca kii arasndaki ayrm, yalnzca dizgesinin kltrel bakmdan biimlendirilmi olmayp zel bir dizge olmasdr. Freud, din ve nevrozlar arasndaki balanty kabul etmi ve dini bir nevroz biimi olarak aklamtr. Oysa biz, nevrozun bireysellii ve rnei olmayan zellikleriyle byk lde ayrmlam zel bir din biimi olarak aklanmas gerektii sonucuna ulayoruz. Genel in-sansal gdlenimle ilgi ierisinde varm olduumuz sonu u: Bir ynlenme ve kendini-adama dizgesi iin duyulan gereksinme, tm insanlarda ortak olduu halde, bu gereksinmeyi gideren dizgelerin zel ierikleri birbirinden ayrdr. Bu ayrmlar, deer ayrmlardr. Olgun, retici ve usu biri kendisinin olgun, retici ve usu olmasna izin veren bir dizge seecektir. Gelimesi engellenmi olan biri ise, bamlln ve usu olmayn srdrp arttran, ilkel ve usd dizgelere geri dnmelidir. Byle biri, insanln en iyi temsilcileriyle binlerce yl nce am olduu dzeyde kalacaktr. Bir ynlenme ve kendini-adama dizgesine duyulan gereksinme, insansal varoluun kiisel bir paras olduundan, bu gereksinmenin yeinliini anlayabiliriz. Gerekte insanda bu gereksinmeden daha gl bir enerji kayna yoktur. nsan, lklere sahip olmay ya da olmamay seme konusunda zgr deildir. Onun deiik lk trleri, kuvvete ve ykma kendini adam olma ile usa sevgiye kendini adam olma arasnda bir seim yapma zgrl vardr. Tm insanlar lkcdrler ve fiziksel doyumla elde ettiklerinin tesinde bir ey iin uramaktadrlar. nsanlar, inandklar 57 lklerin trleri bakmndan ayrm gsterirler. nsan anlnn en stn ama ayn zamanda en eytanca dlatrmalar, bedeninin deil ruhunun bu lkclnn anlatmlardr. Bu nedenle, bir lk ya da dinsel duyguya sahip

olmann kendi bana deerli olduuna gre sren greci bir gr, tehlikeli ve yanltr. Biz, laik ideolojilerde ortaya kanlar da dahil, tm lkleri ayn insansal gereksinmelerin anlatmlar olarak kavramalyz. Onlar doruluklarna yani, insann glerini ortaya koymasna ne lde yardm ettiklerine; Ve yaad dnyada gereksinme duyduu denge ve uyumun gerek yantlar olup olmadklarna gre yarglamalyz. yleyse, insansal gdlenimi anlayabilmek iin, insansal durumu anlamamz gerektiini bir kez daha yineliyoruz. 2. Kiilik nsanlar insansal durumu ve bu durumun doasmdaki varolu-sal ikiyeblnmlkleri paylatklar iin zdetirler. Onlar, kendi insansal sorunlarn zmledikleri zgl biim asndan esiz varlklardr. Kiiliklerin snrsz eitlilii, kendi bana, insansal varolua zgdr. Kiilik dediimde, bir bireye zg olan ve bireyi esiz klan, doutan getirilmi ve sonradan kazanlm tinsel niteliklerin tmn anlyorum. Doadan gelen ve sonradan kazanlm nitelikler arasndaki yarm, genelde, bir yana yaradl, becerileri ve tm yapsal olarak verilmi tinsel nitelikleri; te yana ise zyapy (karakteri) koyduumuzda, bu ikisi arasndaki ayrmla eanlamldr. Yaradl ayrmlar ahlak felsefesi bakmndan bir nem tamad halde, z-yap ayrmlar ahlak felsefesinin (etiin) gerek sorununu oluturur. Onlar, bireyin yaama sanatnda ne lde baarl olduunu dile getirirler. Yaradl ve zyap terimlerinin kullanmda pek yaygn olarak kartrldklar bilinmektedir. Biz, bu karklktan saknmak iin, ie yaradl terimini ksaca incelemekle balayacaz. 58 A. YARADILI Hippokrates drt yaradl trn birbirinden ayrmtr: Scakkanl, iyimser, melankolik ve soukkanl, iyimser ve scakkanl yaradllar kolay uyarlabilen ve abuk deien ilgileriyle belirlenen tepki biimleridir. yimser yaradln ilgileri daha zayf; scakkanl yaradln ilgileri ise daha yeindir. Soukkanl ve melankolik yaradllar ise, tersine ge uyarlabilen ama srekli olan ilgileri ile belirlenirler. Soukkanl yaradln ilgisi zayf; melankolik yaradln ilgisi ise, yein bir ilgidir.2 Hippokrates'in grne gre, bu deiik tepki biimleri, deiik bedensel kaynaklarla balantldr. (Yaygn kullanmlarnda bu yaradllarn yalnzca olumsuz ynlerinin anm-sandna dikkati ekmek ilgin olacaktr: Gnmzde scakkanl, kolaylkla kzdrlan; melankolik, bunalma dm; iyimser, ar lde yalnz iyi yanlan gren; soukkanl, ok yava, ok ar olan anlamna gelmektedir.) Bu yaradl kategorileri, Wundt'a kadar bu konuyla ilgilenenlerin ou tarafndan kullanlagelmitir. Yaradl tiplerine ilikin en nemli ada grler, Jung, Kretschmer ve Sheldon'm grleridir.3 Bu alanda, zellikle yaradl ve bedensel srelerin balants konusunda daha geni aratrmalarn byk bir nem tad kukusuz. Ama, byle bir aratrma iin, zyap (karakter) ve yaradl (temperament) birbirlerinden ok ak bir ekilde ayrmak gerekecektir. nk, bu iki kavramn birbirine kartrlmas, yaradl aratrmalarn olduu kadar, zyapbiliminin (karakteroloji) geliimini de engellemitir. 2. Bu drt yaradl, drt ge ile simgelenmitir: Scakkanl : ate : Scak ve kuru, abuk ve kuvvetli yimser : hava : lk ve nemli, abuk ve zayf Soukkanl : su : souk ve nemli, yava ve zayf Melankolik : toprak : souk ve kuru, yava ve kuvvetli 3. Charles William Morris'in Paths of Life (New York: Harper % Brothers, 1942) adl yaptnda yaradl tiplerinin kltrel varlklara uygula-mm ele alnmaktadr. 59 Yaradl, tepki biimini gsterir. Yapsaldr; deimez. zya-p, temelde kiinin deneyleriyle, zellikle de yaamnn ilk yllarndaki deneyleriyle biimlendirir. zyap, yeni tr deney ve sezgilerle bir lde deiebilir. rnein, eer kii scakkanl bir yaradla sahipse tepki biimi, abuk ve kuvvetlidir. Ama, bu kiinin hangi konularda abuk ve kuvvetli olduu, ilikilerinin trne ve zyaps-na dayanr. O, eer reticisi, doru ve sevecen bir kimse ise, sevdiinde, bir hakszlkla fkelendirildiinde ve yeni bir dn

araclyla etkilendiinde abuk ve kuvvetli bir tepki gsterecektir. Eer ykc ve sadist bir zyaps varsa, ykcl ya da acmaszl abuk ve kuvvetli olacaktr. Yaradl ve zyapnn birbirine kartrlmas etik kuram asndan nemli sonular dourmutur. Yaradl ayrmlarna ilikin seimler, yalnzca znel beeniyi gsteren seimlerdir. Ama, zyap-daki ayrmlar, etik asndan ok temelli bir nem tar. Bu noktay aklamak iin bir rnek yardmc olabilir. Goering ve Himmler ayr yaradlta insanlard. Goering bir cyclothyme", Himmler ise bir schizothyme" idi. Bu nedenle, znel bir seim yapma sz konusu olduunda cyclothyme yaradl ekici bulan biri, herhalde Goe-ring'i Himmler'den daha ok beenecektir. Ama zyap szkonu-su olduunda, rneimizdeki her iki adamn da ortak bir nitelikleri vard: Tutkulu ve acmasz olmalar. Onlar bu yzden, ahlak felsefesi asndan ele alndklarnda, eit lde ktydler. te yandan insan, retici zyaplar arasndan da znel bir ekilde, soukkanl yaradla kar scakkanl yaradl yeleyebilir. Ama bu trden * Cyclothyme: Zaman zaman nee, zaman zaman knt belirtileri gsteren anormal ruh haline sahip kimse; kiinin ar sevin, konukanlk, hareketlilik ve bazen saldrganlk durumu ile gvensizlik, derin znt ve kendini yoketme dilekleri arasnda dzgn aralklarla gidip geldii bir ildin hali. ** Schizothyme: Bakalaryla yakn iliki kurmaktan kaman, dmanca ve saldrgan duygularn aa vurmakta gsz, dncelerini gerekler yerine dilek ve zlemlerin ynettii uyumsuz kii. 60 yarglar szkonusu kiilerin kendi deerlerini oluturan yarglar olmayacaktr.4 C.G. Jung'un iednk ve dadnk kavramlarnn uygulanmnda da ok kez ayn karklkla karlayoruz. Da-dn yeleyenler, iedn tutuk ve nevrotlk biri olarak betimleme eilimi gsteriyorlar. edn yeleyenler ise, dadn, yzeysel, derinlii ve sebat olmayan biri diye betimleme eilimi gsteriyorlar. Burada yanlg, bir yaradln iyi kiisini bir baka yaradln kt kiisi ile karlatrmak ve deer ayrmn yaradl ayrm saymaktan domaktadr. yle sanyorum ki yaradl ile zyapnn birbirine kartrlmasnn ahak felsefesini nasl etkilemi olduu aka grlmektedir. 4 Yaradlla zyapnn birbirine kartrldklarnn bir rnei de Kretschmer'in yaradl kavramn kullanrken genellikle tutarl olduu halde, kitabna Yaradl ve Fizik adn verecek yerde Fizik ve zyap (Physic and Character) adn vermesidir. Yaradl eitleri (Varieties of Temperament) balkl bir kitab olan Sheldon da yaradl kavramn, klinik uygulanmnda kark bir ekilde kullanmaktadr. Onun yaradllar belli yaradlta kiilerde ortaya kan zyap zellikleriyle karm salt yaradl zelliklerini ierirler. Eer sjelerin ounluu tam bir duygusal olgunlua ulaamamlarsa bunlar arasndan belli yaradl tipleri, bu yaradlla bir yaknl olan belli zyap zellikleri gsterecektir. Sz konusu olan nokta, Sheldon'n viscerotonic (ar duyarl ya da duygulu) yaradltaki zelliklerden biri olarak deindii herkese ayrm gzetmeyen bir yaknlk gsterme durumudur. Ama ancak olgun ve retici olmayan bir viscerotonic bakalarna ayrm gzetmeyen bir yaknlk gsterecektir. retici viscerotonic'in toplumsall (insanlara yaknlk gstermesi), ayrm gzeten bir toplumsallk olacaktr. Sheldon'n dile getirdii, bir yaradl zellii olamayp ok kez, s-jelerden ou ayn olgunluk dzeyinde olduunda belli bir yaradl ve fizikle balantl olarak ortaya kan bir zyap zelliidir. Sheldon'n yntemi tmyle zelliklerin fizikle olan karlkl ilikilerinin istatistiklerine dayandndan ve zellik belirtilerini zmlemek iin hibir kuramsal zmleme giriiminde bulunmadndan yanlmas kanlmazd. 61 nk, bu kartrma hem stn yaradllar bizimkinden farkl tm rklarn yadsnmasna yol am hem de zyapdaki ayrmlarn yaradl ayrmlar olduu kadar beeni ayrmlar olduklarn varsayarak grecilii desteklemitir. yleyse etik kurama ilikin tartmalar yapabilmek iin hem etik yargnn konusu hem de insann etik geliiminin objesi olan zyap kavramna (dinamik) ve

davran zyap kavramlar arasndaki ayrmlar evresinde odaklanan geleneksel karklklardan temizlememiz gerekmekte. B. ZYAP /. Devimsel zyap Kavram zyap zellikleri davran ruhbilimciler tarafndan davran zellikleriyle eanlaml zellikler saylmlard ve yle saylmaktadrlar da. Bu gr asna gre zyap, belli bir birey iin karakteristik olan davran rnei5 olarak tanmlanmaktadr. Oysa William McDougall, R.G. Gordon ve Kretschmer gibi dnrler, zyap zelliklerinin gdc ve devimsel esini vurgulamlardr. Freud, ilk ve ayn zamanda en tutarl ve kuatc zyap kuramn gelitirmitir. Bu kurama gre, zyap, davrann temeli olan ama onunla zde olmayan bir uralar dizgesidir. Freud'un devimsel zyap kavramn deerlendirmemiz iin davran zellikleriyle zyap zellikleri arasnda yaplacak bir karlatrma yardmc olacaktr. Davran zellikleri nc bir kii tarafndan gzlenebilen eylemler araclyla betimlenir. Bu nedenle, rnein yiitlik gibi bir davran zellii, insann rahatn, zgrln, ya da yaamn etkileyecek ekincelerden ylmakszn belli bir amaca erimek zere ynlendirdii davran olarak tanmlanabilir. Ayn ekilde, bir davran zellii olarak 'cimrilik' para ya da baka zdeksel eyleri 5. Leland E. Hinsie and Jacob Shatzky, Psychiatric Dictionary, (New York: Oxford University Press, 1940) 62 biriktirme amacn gden bir davrantr. Ama, eer bu trden davran zelliklerinin bilind drtlerini aratracak olursak, davran zelliklerinin saysz ve tmyle deiik zyap zelliklerini iine aldm grrz. Yiitlik bir tutku tarafndan gdmlenmi olabilir. yle ki insan, belli durumlarda beenilmek iin duyduu istei doyurmak zere yaamn tehlikeye atabilir. Yiit davran, intihara ilikin itkilerce de gdmlenmi olabilir. O zaman bu itiler insan tehlike aramaya iterler. nk o insan, bilinli ya da bilinsiz kendi yaamna deer vermemekte ve kendisini yoketmeyi istemektedir. Salt dgc yoksunluu da yiit davrana neden olmu olabilir. Byle biri kendisini bekleyen tehlikelerin bilincinde olmad iin, yiite eylemde bulunur. Son olarak yiit davran, insann uruna eylemde bulunduu bir dn ya da amaca kendisini gerekten ada-masyla belirlenebilir. Genellikle, yiitliin temelinin bu drt olduu varsaylmtr. Yzeysel olarak bakldkta tm bu rneklerdeki davran, drtleri deiik olmasna karn zdetir. 'Yzeysel olarak bakldkta' diyorum; nk, eer insan byle bir davran en ince ayrntlarna dein dikkatle inceleyebilirse, drtdeki ayrmn davranta da ok belirsiz ama yine de anlaml ayrmlara yol atn grecektir. rnein savataki bir subay eer yiitliinin drts tutkudan ok, bir lkye olan adanml ise, deiik durumlarda ok farkl davranacaktr. O hereyden nce, eer belli durumlarda kazanlacak taktik erekler gze alnmas gereken tehlikelerle orantl deilse saldrya gemeyecektir. Ama. te yandan eer onu g-dmleyen gurur ise, bu tutkusu yznden, kendisini ve askerlerini bekleyen tehlikelere gzlerini yumacaktr. Kukusuz, bu son durumda, subayn 'yiitliine' ilikin davran zellii, ok belirsiz bir deerdir. Baka bir rnek de 'cimrilik'tir. nsan, ekonomik koullar bunu zorunlu kld iin tutumlu; ya da gerek zorunluluu gzn-ne almakszn biriktirmeyi kendi bana erek klan agzl bir yaps olduu iin, cimri olabilir. Burada da drt, davrann kendisi konusunda biraz ayrma neden olacaktr. lk rnekte insan, para harcamaktansa para biriktirmesinin daha akllca olduu durumlar 63 ayrdetme bakmndan olduka yeteneklidir. Oysa, ikinci rnekte, nesnel bir gereksinme olsa da olmasa da para biriktirmektedir. Drtdeki ayrmn belirledii bir baka etken, davran nceden kestirebileceimizi gsterir. Tutkular ile gdmlenen 'yiit' asker rneinde, onun ancak yiitlii dllendirilebildii zaman, yiit davranacan kestirebiliriz. lksne olan adanml yznden yiitlik gsteren asker rneinde ise, yiitliinin dllendirilip dllendi-rilmemesinin onun davrann pek az etkileyeceini nceden biliriz. Freud'un zyap zelliklerinin gdc doasna ilikin kuram, bilind gdmlenme kavram ile yakndan ilgilidir. O, byk roman ve tiyatro

yazarlarnn batan beri bildikleri bir eyi, onaylayp kabul etmiti. Balzac'in szckleriyle dile getirirsek, zyap incelemesi insann araclklaryla gdmlendii glerle urar. Yani insann eylemde bulunma, duygulanma ve dnme biimi yalnzca gerek durumlara verdii ussal yantlarn bir sonucu olmayp o insann zyap zelliince byk lde belirlenmektedir. Baka bir deyile, nsann yazgs, onun zyapsdr. Freud, zyap zelliklerinin devimsel niteliini ve insann zyapsnn, yaama sreci iinde gcn kanalize edildii zel bir biimi temsil ettiini kabul etmiti. Freud zyapbilimi (karakteroloji) ile libido kuramn birletirerek zyap zelliklerinin devimsel doasn deerlendirmeye alt. O, on dokuzuncu yzyl doa bilimlerinde egemen olan ve doal ve tinsel olaylardaki gcn bantsal deil, tzel bir varlk olduunu varsayan zdeki dnce tipiyle uygunluk iinde, cinsel itkinin z-yapdaki gcn kayna olduuna inand. ok sayda karmak ve parlak varsaymla deiik zyap zelliklerini cinsel itkinin eitli biimlerinin yceltilmeleri ya da bunlara kar tepki dzenleri olarak aklad. zyap zelliklerinin devimsel doasn onlara neden olan sevge (libidinal) Kaynan anlatm olarak yorumland. Psikanalitik kuramn doal ve toplumsal bilimlerle kout bir ekilde geliimi, ncelikle yaltlanm birey dnne deil, ama insann bakalar, doa ve kendisiyle olan ilikisine dayanan yeni bir an64 laya yol at. Bu ilikinin insann tutkulu uralarnda grlen gc ynetip dzenledii ne srld. Bu yeni grn nclerinden biri olan H.S. Sullivan, psikanalizi kiileraras ilikilerin incelenmesi olarak tanmlad. Bundan sonraki sayfalarda dile getirilen kuram, zyap zelliklerinin davrann temelini oluturduklarn ve davrantan karm-sanmalar gerektiini; bu zelliklerin tmyle kiinin bilindnda kaldklarn ama yine de ok etkili gler olduklarn vurgulayan temel noktalarda Freud'un zyapbilimini izlemektedir. Kurammz, zyapdaki temel varln tek bir zyap zellii deil, ama kendisinden ok sayda tek tek zyap zelliklerinin kt btn zyap dzeni olduu varsaymnda da Freud'u izlemekte. Bu zyap zelliklerinin zel bir dzenden ya da benim adlandracam ekliyle, zyap ynlenmesinden doan bir belirti olarak anlalmalar gerekmektedir. Ben yalnz, temeldeki ynlenmenin dorudan sonucu olan snrl sayda zyap zelliklerini ele alacam. Baka baz zyap zellikleri de ayn ekilde ele alnabilir. Bunlarn da temel ynlenmelerin dorudan rnleri ya da yaradlla balca zyap zelliklerinin karmlar olduklar gsterilebilirdi. Ama o zaman uzlamsal olarak zyap zellikleri saylan ok saydaki baz zelliklerin bizim dndmz anlamda zyap zellikleri olmayp salt yaradl ya da yalnzca davran zellikleri olduklar ortaya kacakt. Burada nerilen zyap kuram ile Freud' unki arasndaki ana ayrm, bizim zyapnn temel ilkesini libido (sevge) dzeninin deiik tiplerinde deil, kiinin dnya ile olan zgl iliki trlerinde grmemizdir. Yaama sreci iinde insan, kendisi ile dnya arasnda (I) nesnelere sahip olarak ve onlar zmleyerek; (2) kendisi ile insanlar (ve kendisi) arasnda iliki kurarak balant salar. Ben bu iki balant trnden ilkine zmleme, ikincisine ise toplumsallama adn vereceim. Her iki balant biimi de aktr ve hayvandaki gibi, igdsel olarak belirlenmemitir. nsan nesneleri ya bir d kaynaktan alarak ya da kendi zel abas araclyla reterek F:5 65 edinebilir. Ama, gereksinmelerini giderebilmek iin bu nesneleri belli bir ekilde edinmek ve zmlemek zorundadr. nsan, yalnz ve bakalaryla balant kurrhakszn yaayamaz. O, savunma, alma, cinsel doyum, ocuk yetitirme, bilgi aktarm ve zdeksel iyelik edinme iin bakalaryla ibirlii yapmak zorundadr. Ama bunun da tesinde. Onun iin, bakalaryla ilikili, onlarla bir ve ayn .. gurubun bir paras olmak zorunluluu vardr. nk, tam bir yaltlanma dayanlmaz bir eydir ve ansal salkla badamaz. nsan, bakalaryla eitli biimlerde iliki kurabilir. rnein, sevebilir ya da nefret edebilir. Yarabilir ya da ibirlii yapar. Eitlik ya da yetkeye; zgrlk ya da baskya

dayanan bir toplumsal dizge kurabilir. Ama, bakalaryla u ya da bu biimde balantl olmak zorundadr. te bu balantnn zel biimi onun zyapsn dile getirir. Bireyin aracliklaryla dnya ile iliki kurduu bu ynlenmeler, onun zyapsnn ekirdeini oluturur. zyap, insansa! giicn zmleme ve toplumsallama sreci iine ynlendirildii (grece srekli) bir biim olarak tanmlanabilir. Bu tinsel g ynlendirmesinin ok nemli bir dirimbilimsel ilevi vardr. nsann eylemleri doutan getirdii igdsel kalplarla belirlenmedii iin o, eer eylemde bulunduu, bir adm att her zaman inceden inceye dnp bir karar vermek zorunda olsayd, yaam gerekten dayanlmaz olacakt. Oysa, pek ok eylemin bilinli dnmenin izin verdiinden ok daha hzl bir ekilde gerekletirilmesi gerekmektedir. Bundan baka, eer tm davranlar inceden inceye dnldkten sonra yaplsayd, eylemlerde doru ilevi yerine getirmeden ok, tutarszlklar ortaya kacakt. Davran dnceye gre, insan koullu refleksler araclyla anlalabilecek eylem ve dnce alkanlklar gelitirerek yar-dzeneksel (otomatik) bir ekilde tepkide bulunmay renir. Bu gr, bir lde doru olduu halde, belli bir insana zg olan ve deiiklie kar direnen; kkleri ise en derinlerde olan alkanlk ve kanlarn insann zyap kuruluundan doduu olgusunu bilmezlikten gelmektedir. zyap kuruluunda bu alkanlk ve kanlar, gcn iine ynlendirilmi olduu zel biimi 66 dile getirirler. zyap dizgesi, hayvandaki igdsel aygtn insandaki karl olarak dnlebilir. G bir kez belli bir biimde ynlendirilince, zyapya uygun eylem ortaya kar. zel bir zyap, etik bakmdan istenmeyen bir zyap olabilir. Ama byle bir zyap, insana hi olmazsa olduka tutarl bir ekilde eylemde bulunma iznini verip onu her defasnda uzun uzun dnp karar verme zorunluluunda olma yknden kurtarr. nsan, bylece yaamn zyapsna uygun bir biimde dzenleyebilir ve isel durumla d durum arasnda belli bir uyum salar. zyapnn bundan baka, kiinin dn ve deerleriyle ilgili seici bir ilevi de vardr. nsanlarn ouna dnleri sanki onlar duygu ve isteklerinden bamsz ve mantksal karm sonucuymu gibi grndklerinden, pek ok kimse dnyaya kar taknm olduu tutumun dnleri ve yarglar araclyla pekitirilmi olduunu sanr. Oysa bu dn ve yarglar da tpk eylemleri gibi, gerekte onlarn zyaplarnm bir sonucudur. Bu pekitirme, insanlarn zyap kurulularn dengeleme eilimi gsterir; nk eylemlerin doru ve usa uygun grnmelerini salar. zyap bireye yalnz tutarl ve usa uygun bir ekilde eylemde bulunma iznini verme ilevine sahip olmakla kalmaz. O, ayn zamanda bireyin kendisini topluma uyarlamasnn da temelidir. ocuun zyaps, kendisine yant olarak gelitii, ana-babann zyapla-r tarafndan biimlendirilir. Buna karlk, ana-babalar ve onlarn ocuk eitimi yntemleri, iinde yaadklar kltrn toplumsal yapnca belirlenir. Ortalama aile, toplumun ruhsal aracdr. ocuk kendisim ailesine uydurarak daha sonra toplumsal yaamda stlenmek zorunda olduu devlere uyarlanmasn salayacak zyapy kazanr. Bylece o, yapmak zorunda olduu eyi, yapmay istemesini salayan ve ekirdeini ayn toplumsal snf ya da kltrn yelerinin ouyla paylat zyapy edinmi olur. Bir toplumsal snf ya da kltrn yelerinin ounun zyapnn nemli elerini paylamalar olgusu ve insann belli bir kltrdeki insanlarn ounda or-tak olan zyap kuruluunun ekirdeini temsil eden toplumsal bir 67 zyapdan szedebilmesi, zyapmn toplumsal ve kltrel kalplar araclyla biimlendirilme derecesine gsterir. Ama ayn toplum iindeki iki kiinin birbirlerinden farkl olduklarn bize gsteren bireysel zyapy toplumsal zyapdan ayrdetmemiz gerekir. Bu ayrmlar, bir blmyle, ana-babalarn kiiliklerinin deiik olmas ve ocuun iinde byd zgl toplumsal evrenin ruhsal ve zdek-sel deiiklikleri yznden domaktadr. Ama onlar ayn zamanda, her bireyin gsterdii yapsal ayrmlarn, zellikle yaradl ayrmlarnn da sonucudur. Bireysel zyapmn genetik olarak biimlenmesi, onun bireysel olan ve kltrden kaynaklanan yaam deneylerin, yaradl ve fiziksel yaps stndeki etkisiyle belirlenir. evre, iki insan iin hibir zaman ayn

deildir. nk aralarndaki yap ayrm onlarn ayn evrede, az ya da ok deiik bir ekilde yaamalarna neden olur. Bireyin zyapsmdan kaynaklanmayp kltrel kalplara uymasnn sonucu olarak gelien eylem ve dnce alkanlklar, yeni toplumsal kalplarn etkisi altnda kolaylkla deitirilirler. te yandan, eer insann davran zyapsndan kaynaklanyorsa, gle doludur ve ancak, o insann zyapsnda temelli bir deiiklik olursa deitirilebilir. Bundan sonraki sayfalarda yapacamz zmlemede, reti-ci-olmayan ynlenmeler, retici ynlenmelerden ayrd edilmektedir.6 Bu kavramlarn belli bir bireyin zyap betimlemeleri olmayp l-k-tipler olduklarna dikkat edilmelidir. Ayrca, onlar burada didaktik amalarla ayr ayr ele alnmlardr. Ama, herhangi birinin zyapsm incelediimizde bu zyapmn genellikle szn ettiimiz ynlenmelerin tmnn ya da bazlarnn bir karm olduunu ve ynlenmelerden bir tanesinin baat olarak ortaya ktn gryoruz. Burada son olarak bir noktaya daha deinmek istiyorum. re-tici-olmayan ynlenmelerin betimlenmesinde onlarn yalnz 6. Okuyucu eer tm tipleri gsteren bir ema ile ie balamay isterse s. 118'daki emaya bavurabilir. 68 olumsuz ynleri ortaya konmutur. Olumlu ynleri ise bu blmn sonlarnda ksaca tartlmaktadr.7 2. zyap Tipleri: retici - olmayan Ynlenmeler (a) Alc Ynlenme Alc ynlenmede kii, tm iyiliklerin kaynann darda olduunu hisseder ve istedii eyi - bu ister zdeksel bir ey, isterse duygulanm, sevgi, bilgi, haz olsun - elde etmenin biricik yolunun onu bu d kaynaktan almak olduuna inanr. Bu ynlenmede sevgi sorunu bir sevme sorunu olmayp hemen hemen yalnzca bir sevilme sorunudur. Bu tipe girenler, sevgi objelerini seerlerken ayrm gzetmemeye eilimlidirler. nk, herhangi biri tarafndan seviliyor olmak, onlar iin ylesine kar-konulamaz bir yaantdr ki, kendilerine sevgi ya da sevgiye benzer bir ey veren kim olursa olsun ak olurlar. Sevdikleri kimsenin bu ilikiden vazgemesi ya da kendilerine kar batan savc bir tavr taknmas onlar byk lde etkiler. Dnce alanndaki ynlenmeleri de duygu alannda-kinin ayndr. Zeki olduklar zaman en iyi dinleyicilerdir. nk, ynlenmeleri, dn retici deil, alcdr. Ama kendi balarna brakldklarnda kendilerini felce uram gibi hissederler. Bu gibilerin ba dncesi, en kk bir aba gstermektense, kendilerine gerekli olan bilgiyi verebilecek birini bulmaktr. Bu kiiler dindar olduklar zaman da yle bir Tanr anlaylar vardr ki bu anlaya gre, kendi etkinliklerinden hibir ey beklemeyip her eyi Tanr'dan umarlar. Dindar olmayanlarnn da kiiler ve kurumlarla olan ilikileri, hemen hemen dindarlarnki gibidir. Her zaman sihirli bir 7. Bkz. s.119 v.d. Burada dile getireceimiz, pazarlamac ynlenme dndaki retici-olmayan ynlenmelerin betimlemeleri, Freud ve bakalarnn szn etmi olduklar klinik pregenital zyap tablosunu izlemektedir. stifi zyapmn tartlmasnda, kuramsal ayrm aklk kazanmaktadr. 69 yardmc aray iindedirler. Karlarndakine, temelinde geimlerini salayanv kiiye kar duyulan gnl borcu ve onu yitirme korkusu yatan zel trden bir ballk gsterirler. Kendilerini gvencede hissetmek iin pek ok yardmcya gereksinme duyduklarndan saysz insana balanmak zorundadrlar. Onlar iin hayr demek gtr. Buyzden, kolaylkla elikili ballklar ve szvermeler arasnda kalrlar. Hayr diyemedikleri iin, hereye ve herkese evet demekten holanrlar. Bunun sonucunda eletirel yetileri felce urar ve bakalarna bamllklar giderek artar. Onlar yalnz bilgi ve yardm iin yetkelere baml olmakla kalmazlar; genelde her trden destek iin hep bakalarna bamldrlar. Yalnz kaldklarnda kendilerini yitmi hissederler. nk, yardmsz hibir ey yapamayacaklarn bilmektedirler. Bu aresizlik, zellikle insann doalar gerei tek bana yapmas gereken eylemler - karar verme ve sorumluluk yklenme - szkonusu

olduunda nemlidir. rnein, kiisel ilikilerinde, onlar, tutup kendisiyle ilgili bir karar vermek durumunda olduklar en yakn kiiye danrlar. Bu alc tipin yeme-imeye byk bir dknl vardr. Bu tipler kayg ve bunalmlarn yiyip ierek yenme eilimi gsterirler. Az onlarn en nemli zellii; hereyi en iyi dile getiren noktadr. Dudaklar sanki srekli olarak beslenmeyi umuyormu gibi ak durma eilimindedir. Dlerinde yemek yedirilmeleri ok kez seviliyor olmalarnn bir simgesidir. Dlerinde ala terkedildiklerini grmeleri ise, engellenmi olmalarnn ya da d krklklarnn bir anlatmdr. Bu alc ynlenme tipine girenlerin d grn, byk lde, iyimser ve arkadaadr. Onlar, yaam ve nimetlerine belli bir gven duyarlar. Ama, kendilerini besleyen kaynak tehlikeye dtnde ok kayglanp lgna dnerler. tenlikleri ok kez gerektir ve bakalarna yardm istei duyarlar. Ama bakalar iin birey-ler yapmalar da kendilerine gven salama ilevini tar. 70 (b) Smrc Ynlenme Smrc ynlenmenin de temel ncl, alc ynlenme gibi, tm iyiliklerin kaynann darda olduu ve insann ne elde etmek isterse onu darda aramas gerektii; insann kendi bana hibir ey retemeyecei duygusudur. Ama, bu iki ynlenme arasndaki ayrm, smrc tipin baz eyleri bakalarndan armaan olarak almay beklememesi; onlar zor kullanarak ya da hilekarlkla elde etmesidir. Bu ynlenme, tm etkinlik alanlarm iine alr. Bu gibiler, ak ve duygu alannda da el koyma ve almaya eilim gsterirler. Baka birine bal olan ve onlardan koparabilecekleri kimseleri ekici bulurlar. Onlar iin ekiciliin koulu, birinin bir bakasna bal oluudur. Bakalarna ait olmayan kiilere ak olma eilimini duymazlar. Dnce ve dnsel uralar alannda da ayn tavrla karlarz. Bu gibiler, dn retmektense almaya eilim gsterirler. Bu, ya dorudan doruya eser hrszl eklinde ya da daha rtk bir biimde, bakalarnn dile getirmi olduklar dnceleri deiik terimlerle yineleyerek ve bunlarn hem yeni hem de kendi dnceleri olduu konusunda direterek yaplabilir. ok zeki kimselerin de sk sk bu yntemi uygulamalar ok artc bir olgudur, pekala kendilerine zg dnler ortaya koyabileceklerdir. Baka bakmlardan yetenekli kimselerde zgn dnlerin ya da bamsz retimin eksiklii; ok kez doutan bir zgnlk yoksunluundan deil, bu zyap ynlenmesinden kaynaklanp onunla aklanabilir. Ayn yarg, bu gibilerin zdeksel eylere ynlenmeleri konusunda da geerlidir. Bakalarndan alabilecekleri eyler onlara her zaman kendi kendilerine retebilecekleri eylerden daha iyi grnr. Kendisinden bir eyler szdrabilecekleri hereyi ve herkesi kullanp smrr-ler. Sav szleri (sloganlar), en tatl meyvalar, alnm olanlardr diye dile getirilebilir. nsanlar kullanp smrmeyi istedikleri iin, ak ya da rtk bir ekilde, mit verici smr objeleri olan kimseleri severler. Szdrp tkettikleri kimselerdense bkarlar. ok 71 ar bir rnek, satn alabilecek paras olduu halde, nesnelerden ancak onlar alabildii zaman holanan kleptomanyaktr. Bu ynlenme, ok kez bu gibilerin nemli bir zellii olan sran bir az araclyla simgeletirilebilir. Smrc ynlenmedeki kiilerin sk sk bakalarna ilikin src szler ettiklerine dikkati ekmek bir szck oyunu deildir. Bu tiplerin tavrlar bir dmanlk ve ktye kullanma karm ile renklendirilir. Onlar iin herkes bir smr objesi olup yararllna gre yarglanmaktadr. Alc tipi belirleyen gven ve iyimserlik yerine smrc tipte, kuku, alayclk, imrenme ve kskanlkla karlayoruz. Bu gibiler, yalnz bakalarndan alabilecekleri eylerle doyum bulduklarndan, bakalarnn sahip olduklar eylere ar deer verip kendi sahip olduklar eyleri kmserler. (c) stifi Ynlenme Alc ve smrc tipler, nesneleri d dnyadan elde etmeyi umduklar iin birbirlerine benzer. Oysa, istifi ynlenme onlardan temelden farkldr. Bu ynlenme, insanlarn d dnyadan elde edebilecekleri yeni eylere ok az

gvenmelerine neden olur. Bu gibilerin gvenlii, istifleme ve biriktirmeye dayanr. Onlar harcamann kendileri iin bir tehlike olduunu dnrler. evrelerini sanki koruyucu bir duvarla evirmi gibidirler. Ana erekleri ise, bu duvarla salamlatrlm durumlarna dardan olabildiince ok ey getirmek, duvarn dna ise, olabildiince az eyin kmasna izin vermektir. Cimrilikleri para ve zdeksel eyler konusunda olduu kadar, duygular ve dnceler alannda da geerlidir. Onlar iin sevgi, temelde bir maldr. Kendileri sevgi vermezler ama sevilene sahip olma yoluyla sevgiyi elde etmeye alrlar. stifi kii ok kez insanlara, hatta anlara kar zel trden bir ballk gsterir. Bu gibilerin an duygusallklar, gemiin altn a gibi grnmesini salar. Gemii imdi de srdrr ve eski duygularla yaantlarn 72 anlarna tutkuyla bal kalrlar. Hereyi bilirler ama hem ksrdrlar hem de retici dnce konusunda yeteneksizdirler. nsan bu tipleri de yzlerindeki anlatm ve jestlerinden tanyabilir. Dudaklar smsk kapal bir azlar vardr. Jestleri, geriye dnk tavrlarna zg jestlerdir. Alc tipin az yuvarlak ve sanki davet edermi gibi durur. Smrc tipin jestleri saldrgan ve batcdr. stifi tiptekilerin azlar ise sanki kendileriyle d dnya arasndaki snrlar vurgulamak istiyormuasna kelidir. Bu tiplerin tavrlarndaki bir baka zyapsal ge, titizce dzenlilikleridir. stif-i, nesneler, dnceler ya da duygular konusunda da bellek konusunda olduu kadar dzenli olacaktr. Ama, onun bu dzenliliinin ksr ve kat bir dzenlilik olduunu da belirtmek gerekir. O, nesnelerin yer deitirmelerine hibir ekilde katlanamaz ve onlar dze-neksel (mekanik) bir ekilde yeniden dzenler. Ona gre d dnya, duvarlarla glendirmi olduu kendi dnyasna szmak iin bu duvarlar zorlamaktadr. Dzenlilik hereyi yerli yerine koyup bylece koruyarak d dnyaya egemen olma ve onun zorla ieriye szmasn engelleme anlamna gelir. D dnya ile ilikisini koparma gereksinmesinin bir baka anlatm ise, ar titizliidir. Kendi izdii snrlarn tesinde kalan eylerin hem tehlikeli hem de kirli olduklarn dnr. Tpk kirli eyler ya da insanlarla iliki kurduktan sonra, yaplmas tlenen dinsel ykanma treninin ilevine benzer bir ekilde, hereyi titizce ykayarak tehdit edici ilikiyi ortadan kaldrr. Ona gre, nesnelerin yalnz uygun yerlerine deil, kendilerine uyan zaman dilimi iine de yerletirilmeleri gerekir. stifi tipe zg bir baka zellik de saplantl bir ekilde dakik olmasdr. Bu ise, d dnyaya egemen olmann bir baka biimidir. Eer insan, korunmakta olan durumu iin d dnyann bir tehlike oluturduunu grrse, dikkafal davranmas mantksal bir tepkidir. nk, kendi dnyasna zorla girmek isteyene kar srekli bir hayr hemen hemen dzeneksel bir savunmadr. Bu tiplerin dimdik oturma alkanlklar ise, bir yandan itilme tehlikesi karsnda alm olduklar bir nlemdir. Onlar, yalnzca belirli bir kuvvet, g ya da nasl 73 yetenek miktarna sahip olduklarn, bu birikimi kullanarak azaltr ya da tketirlerse bir daha hibir zaman yerine koyamayacaklarn dnrler. Tm canl tzn kendi kendini btnleme ve yenileme ilevini, insann kulland etkin glerinin arttn, durgunluk ve edilginliin ise, bu gleri felce urattn anlayamazlar. Onlar iin lm ve ykm, yaam ve gelimeden daha ok gereklik tar. Yaratma edimi, iittikleri ama inanmadklar bir mucizedir. stifilerin en yksek deerleri, dzen ve gvenliktir. Savszleri gnein altnda yeni olan hibir ey yoktur eklinde dile getirilebilir. Onlar bakalar ile olan ilikilerinde sk fk dost olmay tehlikeli sayarlar. stifi iin gvenlik ya karlanndakine ok yaklamamakta ya da onlara sahip olmaktadr. stifi, kukulu olma eilimini duyan ve gerekte Benim olan benim, senin olan ise senindir diyen zel bir adalet anlayna sahiptir. (d) Pazarlayc Ynlenme Pazarlayc ynlenme ancak modern ada baat bir ynlenme olarak gelimitir. Bu ynlenmenin doasn anlamak istiyorsak modern toplumda pazarn ekonomik ilevini incelememiz gerekir. nk bu ilev, yalnz bu zyap ynlenmesine benzemekle kalmad gibi, modern insandaki bu ynlenmenin temeli ve gelimesinin ana

kouludur da. Dei-toku en eski ekonomik dzeneklerden bir tanesidir. Ama, geleneksel yerel pazar, modern kapitalizm iinde gelimi olan pazardan zce deiiktir. Yerel pazarda dei-toku, mallar deitirme amacyla bulumak iin bir frsat salamaktayd. reticilerle mteriler birbirlerini tanyorlard; nk grece kk guruplard. stem (talep) aa yukar bilinmekteydi. Bu yzden retici, bu zgl istemin karl olacak ekilde retebiliyordu. Modern pazar8 artk bir buluma yeri olmayp soyut ve 8. Modern pazarn tarihini ve ilevini incelemek iin K. Polany'nin The Great Transformation (Byk Dnm) (New York: Rinehart Co. 1944) adl kitabna baknz. kiisel-olmayan istemlerle belirlenen bir dzenektir. retim bilinen bir mteri evresi iin deil, bu pazar iin yaplmaktadr. Onun karan, sunu ve istem (arz ve talep) yasalarna dayanr. Maln satlp satlamayacan ve ne fiattan satlacan o belirler. Bir ift ayakkabnn kullanm deeri ne olursa olsun, rnein eer sunu istemden daha fazlaysa baz ayakkablar ekonomik lme yarglanacaklar ve hi retilmemi olmalar belki de daha iyi olacaktr. Mallarn dei-toku deeri sz konusu oldukta al-veri gn (yani pazar), yarg gndr. Okuyucu bu pazar betimlemesini belki ok fazla basitletirilmi bulacak ve kar kacaktr. retici, istemi nceden kestirmeye alr. Hatta tekel koullar altnda istem stnde belli bir denetim kurar. Ama pazarn dzenleyici ilevi, kentli orta snfn ve bu snf araclyla tm nfusun zyap oluumu stnde derin bir etkiye sahip olacak kadar egemen olmutur ve hl olmaktadr da. Pazarn deer kavram, yani kullanm deerinden ok, dei-toku deerini vurgulama, bizi insanlara ve zellikle insann kendisine ilikin benzer bir deer kavramna gtrmtr. Ben, insann kendisini bir mal, kendi deerini de dei-toku deeri olarak grmesinden kaynaklanan zyap ynlenmesine pazarlayc ynlenme adn veriyorum. amzda pazarlayc ynlenme, son on yllarn bir olay olan yeni bir pazarn kiilik pazarnn ortaya kmasyla birlikte hzl bir gelime gstermitir. Yazclar ve satclar, i yneticileri ve doktorlar, avukat ve sanatlar hepsi, bu pazarda grnrler. Bu kiilerin yasal konumlan ile ekonomik durumlarnn farkl olduu dorudur: Bazlar bamsz olup yaptklar hizmetin cretini kendileri koyarlar. Bazlar ise, bakalar hesabna alp aylk alrlar. Ama z-deksel baar salamak iin hepsi de hizmetlerine gereksinme duyanlarn ya da ilerinde altklar kimselerin kiisel onaylarna bamldrlar. Hem kiilik hem de mallarn satld pazarda deerlendirme ilkesi ayndr. Birinde sata sunulan, kiilikler; tekinde ise, mallardr. Her iki durumda da deer, kullanm deerinin kendisi 74 75 iin zorunlu ama yeterli bir koul olmad dei-toku deeridir. nsanlar eer yapmak zorunda olduklar zel i konusunda becerili olmayp yalnzca ho bir kiilie sahip olsalard ekonomik dizgemiz, hi kuku yok ki, ilevini yerine getiremeyecekti. rnein, tb konusunda ok az da olsa bilgi ve beceriye sahip olmad zaman, New Yorku bir doktor hasta yata yannda ne denli kibar ve Park Avenue'deki muayenehanesi ne denli gzel denmi olursa olsun, bunlar onu baarl klamayacaktr. Bir sekreter, eer yeterince hzl daktilo yazamyorsa, ok stn bir kiilie sahip olmas bile iini yitirmesini nleyemeyecektir. Ama, eer baarnn koulu olarak beceri ve kiiliin arlklarnn srasyla ne lde olduunu sorarsak, baarnn ancak istisnai durumlarda becerinin ve drstlk, terbiye ve doruluk gibi belli baz insansal niteliklerin sonucu olduunu grrz. Baarnn gerekli koullan olarak bir yanda beceri ve insansal nitelikler; te yandan ise kiilik arasndaki oran her nekadar deiiyorsa da, kiilik etkeni her zaman kesin bir rol oynamaktadr. Baar byk lde, insann kendisini pazarda ne kadar iyi sattna, kiilii ile ilgili ne kadar iyi rol yaptna; d grnnn etkililiine, rnein neeli, saduyulu, saldrgan, gvenilir, tutkulu olup olmamasna baldr. Bundan baka, geldii aile, bal olduu kulbler, ve doru kiileri tanyp tanmad da baarsn etkiler. Gereksinme duyulan kiilik tipi, bir lde kiinin

alt zel alana da dayanr. Bir borsacnn, bir satcnn, bir sekreterin, bir demiryolu yneticisinin, bir niversite profesrnn ya da bir otel mdrnn hepsi ayr ayr kiilikler gstermeli; ama aralarndaki ayrma karn, kiilikleri bir tek koulu, isteniliyor olma koulunu yerine getirmelidir. Baar elde etmek iin beceriye ve verilen ii yerine getirme koullarna sahip olmann yetmedii, bireyin kiiliini baka kiiliklerle yartrabilmesi gerektii olgusu, insann kendine kar olan tutumunu da biimlendirir. Eer insann yaamn srdrebilmesi iin bildiklerine ve yapabildiklerine dayanmas yeterli olsayd o zaman kendisine ilikin deerlendirmesi, yetenekleri; baka bir deyile, kul76 lanm deeri ile orantl olacakt. Ama baar byk lde insann kiiliini ne kadar iyi sattna dayandna gre, birey kendisini bir mal ya da daha ok, hem satc hem de satlacak mal olarak grr. Byle biri, ne yaam ne de mutlulukla deil, yalnzca satlmaya elverili olmakla ilgilenmektedir. Bu trden bir duygu, eer duyup d-nebilselerdi baz eyalarn, rnein tezghtaki el antalarnn duygularyla karlatrlabilirdi. Byle bir durumda, her el antas mteri ekebilmek iin kendini olabildiince ekici klmaya ve rakiplerinden daha iyi bir fat elde edebilmek iin olabildiince pahal grnmeye alrd. En yksek fiatla satlan el antas, bu kendisinin en deerli olduu anlamna geleceinden, kvan duyard. Satlmayan bir el antas ise zlp kendi deersizliine inanrd. Btn bunlar, grn ok gzel ve yararl olduu halde, deien moda yznden artk modas gemi saylma ansszlna urayan bir el antasnn da bana gelebilirdi. anta gibi, kiilik pazarnda insann da modaya uygun olmas gerekmektedir. nsan, modaya uygun olmak iin, en ok hangi kiilik trnn istendiini bilmek zorundadr. Bu bilgi, zaten insana tm eitim sreci boyunca, yuvadan koleje kadar alanr ve aile tarafndan btnlenir. Ama bu ilk evrede kazanlan bilgi yeterli deildir. Ancak, uyarlanma, tutku ve teki insanlarn deien beklentilerine kar duyarllk gibi belli genel nitelikleri vurgular. nsan, baar rneklerinin daha zgl bir tablosunu, baka bir yerden elde eder. Resimli dergiler, gazeteler, ve haberler baarl insanlarn ok sayda, eit eit resimlerini gsterip yaam yklerini anlatrlar. Resimli reklam yapmann da buna benzer bir ilevi vardr. Bir terzi reklamnda resmi ekilmi olan baarl i adam, eer ada kiilik pazarnda byk para kazanmak istiyorsa insann nasl grnmesi ve nasl olmas gerektiine ilikin bir imgedir. Sokaktaki adama istenilen kiilik kalbn alamak iin yararlanlan en nemli ara sinemadr. Gen kz, yksek cret alan bir film yldznn yz anlatmlarn, sa biimini ve jestlerini yknme-yi baarya gtren en vaadkar yol olarak dener. Gen erkek ise, 77 beyaz perdede grd rnek gibi olmaya ve grnmeye alr. Sradan vatandan en baarl insanlarn yaamlaryla pek az ilikisi vardr. Onun film yldzlarnn yaamlaryla olan ilikisi bundan farkldr ama yine de gerek bir iliki olmadm sylemek gerekir. Ancak o, film yldzlarn beyaz perdede tekrar tekrar grebilir; kendilerine mektup yazp imzal resimlerini alabilir. Gemi dnemlerde sanat toplumsal bakmdan aalanr; ama yine de dinleyicilerine byk ozanlarn yaptlarn aktarrd. Gnmzde ise bunun tersine, bizim film yldzlarmzn aktaracaklar byk yaptlar ya da dnler yok. levleri sradan insanla byklerin dnyas arasnda bir ba olarak hizmet etmekten ibaret. Sradan insan, onlar gibi olmay ummasa bile, onlar yknmeyi deneyebilir. Film yldzlar onun azizleri ve baarl olduklar iin de sokaktaki vatandan gznde yaam kurallarnn temsilcileridir. ada insan kendini ayn zamanda hem pazardaki satc hem de satlacak mal olarak grdnden, zsaygs, denetiminin dndaki koullara dayanr. O, eer baarlysa deerli; baarszsa deersizdir. Bu ynlenmenin sonucu olan gvensizliin derecesi kolay kolay gzden karlamaz. Eer insan kendi deerinin, ncelikle sahip olduu insansal niteliklerden deil, koullan durmadan deien yarmac bir pazardaki baars araclyla kurulduunu dnrse, hem zsaygs salam olmayacak hemde srekli olarak bakalarnn bu zsaygy pekitirmelerine gereksinme duyacaktr. nsan bylece, durmadan baar

iin itilmekte ve her baarszl kendine duyduu zsayg ynnden yein bir tehlike olmaktadr. Bunun sonucu, gszlk, gvensizlik ve aalk duygulandr. Deerinin yarglayclar, pazardaki deiiklikler olunca, insann onur ve gururu yokedilrnektedir. Ama sorun yalnzca bir zdeerlandirme ve zsayg sorunu olmayp insann kendisini bamsz bir varlk olarak grmesi, kendi-kendisiyle zdelemesi sorunudur. Daha sonra greceimiz gibi, olgun ve retici birey, kendisini kendi gleriyle zde bir arac olarak grmekten, kimlik duygusunu karr. Bu kendi olma duygusu, 78 ksaca Ben ne yapyorsam Oyum anlamna gelecek ekilde dile getirilebilir. Pazarlayc ynlenmede insan, kendi zgleriyle kendisine yabanclam eyalar olarak karlar. Onlarla bir ve ayn deildir. Bu eyalar kendilerini ona kar maskelemilerdir. nk nemli olan insann bu eyalar kullanma srecinde kendini-gerek-letirmesi olmayp onlar satma srecinde gsterecei baardr. nsann gleri ve yarattklar kendisine yabanclam; ondan ayr bir ey, bakalarnn yarglayaca ve kullanaca bir ey haline gelmitir. Bylece, insandaki kimlik duygusu da zsaygs gibi salamln yitirir. Kimlik, insann oynayabilecei tm rollerin toplamnca oluturulur. Yani, Ben, olmam istediiniz kimseyimdir. bsen, Peer Gynt'de, bu kendi-olma (ya da kendilik) durumunu dile getirmitir. Peer Gynt kendisini bulgulamaya (kimliini kefetmeye) alrken bir soana benzediini, soyulan her kabuk tabakasnn altndan baka bir kabuk tabakasnn geldiini ve bulabilecei bir ekirdek, bir z olmadn anlar. nsan kimliinden kuku duyarak yaayamyaca iin, pazarlayc ynlenmede kendisine ve kendi glerine deil, bakalarnn kendisine ilikin kanlarna bavurarak kimliinin kantn bulmak zorundadr. Saygnl, toplumsal durumu, baars, bakalar tarafndan belli bir kii olarak tannmas olgusu hep gerek kimlik duygusunun yerini tutan eylerdir. Bu durum, insan kesinlikle bakalarnn kendisini gr biimlerine baml klar ve onu bir zamanlar baarl olduu rol srdrmesi iin zorlar. Eer ben ve glerim birbirlerinden ayrlmlarsa, o zaman gerek kimliim, satldm fattan oluur. nsann bakalarn gr biimi, kendisini gr biiminden farkl deildir.9 nsana, kendisi gibi, bakalar da eya olarak grnr. Onlar da kendilerini deil ama satlabilir ksmlarn sunarlar. nsanlar arasndaki ayrm, yalnzca az ya da ok baarl, ekici, bundan tr de deerli olma trnden niceliksel bir ayrma indirgenir. Bu sre, pazardaki mallarn bana gelenden farkl deildir. 9. nsann kendisi ve bakalaryla olan ilikisinin balayn olduu IV. Blmde aklanacaktr. 79 nsanlarn bireysellikleri yani onlarda kendilerine zg ve esiz olan yan, deersiz ve gerekte bir yktr. Bireysel szcnn sahip olmu olduu anlam, byk lde bu tutumu dile getirir. Bu szck, insann en byk baarsn yani bireyselliini gelitirmi olduunu - gsterecek yerde, hemen hemen garip szc ile eanlaml olmutur. Eitlik szc de anlamn deitirmitir. Tm insanlarn eit olarak yaratlm olduklar dn, onlarn ara olarak deil, kendinde birer erek olarak ele alnmalar gerektii trnden bir temel hakk paylatklarn dile getiriyordu. Gnmzde eitlik, birbirinin yerine konulabilirlie edeer bir anlam kazanm bir bireyselliin tam tersi olmutur. Eitlik her insann bireyselliinin gelime koulu olacak yerde, bireyselliin k pazarlayc ynlenmenin zellii olan kendi kendisi olmay anlamna gelmektedir. Eitlik, ayrlklar birletiren bir eydi. Ama artk kaytszlkla e anlamldr. ada insann kendisi ve bakalaryla olan ilikilerini belirleyen ey de gerekte kaytszlktr. Bu koullar, tm insansal ilikilere zorunlu olarak baka bir biim verir. nsann bireysel yan (kendisi) savsaklandnda, insanlar arasndaki ilikiler de zorunlu olarak yzeyselleir. nk, burada sz konusu olan artk insanlarn kendileri olmayp, birbirlerinin yerine konabilen mallar arasndaki ilikidir. nsanlar, birbirlerindeki esiz ve bireysel olan yanla ilgilenme gcne sahip deildir. Zaten karlanndakinin bu yanna katlanamazlar da. Ama pazar, yine de

kendisine zg bir arkadalk yaratr. Herkes ayn yarma savana katlmtr. Hepsi baar iin ayn uralar paylap ayn pazar koullan altnda buluur. (Ya da en azndan bunun byle olduuna inanr.) Hepsi ayn durumda olduklar iin birbirlerinin ne hissettiini bilir. Hepsinin tek korkusu baarszla uramaktr. Bu yzden bakalarm memnun etmek iin istek duyarlar. Bu savata hi aman verilmedii gibi, byle bir ey beklenmez de. nsansal ilikilerin yzeysel zyaps, pek ok kimsenin derin ve yein duygulan, bireysel sevgide bulabileceklerini ummalarna yol aar. Ama, bir kiiye duyulan sevgi ile insann komusuna duy80 duu sevgi birbirinden ayrlamaz. Bilinen her kltrde sevgi ilikileri yalnzca, o kltrde geerli olan insansal iliki trlerinin daha yein bir anlatmdr. Bu nedenle, insann pazarlayc ynlenmeden kaynaklanan yalnzlnn bireysel sevgi araclyla giderilebileceini ummak, bir yanlsamadr. Duygu gibi dnme de pazarlayc ynlenme tarafndan belirlenir. Dnme, nesneleri baarl bir ekilde ynetebilme gcne sahip olmak iin, onlar abucak kavrama ilevini stlenir. Yaygn ve etkili bir eitimle kolaylatrman bu ilev, usun deil ama zek dzeyinin ykselmesine yol aar.10 Ynlendirici amalar iin bilinmesi gereken herey, nesnelerin yzeysel zellikleri, yani yzeysel olan yanlardr. Olaylarn zn nfuz etme araclyla ortaya karlabilecek olan doruluk (hakikat) saltk bir kavram haline gelir. Buradaki doruluk, yalnz dogmatik olarak, deneysel verilere bavurmakszn salanan bilim-nce-sindeki anlamnda saltk doruluk olmayp gzlemlere dayanan, insan usu araclyla eriilmi ve her zaman yeniden gzden geirilmeye ak olan anlamndaki doruluktur. Zek testlerinin ou, bu tr dnmeye uydurulmutur. Onlar, us ve anlama yetisinin glerini lmekten ok, insann belli bir duruma ansal olarak uyarlanmaktaki hz konusundaki glerini lerler. Ansal uyarlama testleri ad, herhalde bu testler iin daha uygun bir ad olacaktr.11 Bu tr bir dnme iin, -verilen olayn ve niteliinin inceden inceye zmlenmesinden ok, karlatrma kategorileri ile niceliksel lme uygulamalar temeldir. Tm sorunlar eit lde ilgin olup aralarnda nem ayrm bulunmas bir anlam tamaz. Bylece, bilginin kendisi de bir mal olur. nsan, burada da kendi z gcne yabanclamaktadr. Dnme ve bilme, sonular retecek birer ara 10. Zek ile us arasndaki ayrm daha sonra s. 130 ve devamnda tartlacaktr. 11. Bkz. Ernest Schachtel, Zum Begriff und zur Diagnosis der Persoen-lichkeit in 'Personality Tests' (Kiilik testlerinde kiilik kavram ve tans stne) Zeitsc/rift, fr Sozialfoschung (Jahrgang 6. 1937) s.597-624. F:6 81 olarak grlmektedir. Byk Bat dnce geleneinde erdemin, doru yaamann, mutluluun koulu olarak kabul edilen insann kendisine ilikin bilgisi, yani ruhbilim artr pazar aratrmasnda, siyasal propagandada, reklamclkta v.s. de bakalarn ve kendimizi daha iyi gdmlemek iin kullanlabilecek bir araca dntrlerek yozlatrlmtr. Kukusuz bu dnme tipi eitim dizgemizi derinden etkilemektedir. renmenin erei temelde, ilkokuldan niversiteye dein, pazar amalan iin olabildiince ok yararl bilgi toplamaktr. rencilerden o kadar ok ey renmeleri istenmektedir ki sonunda dnmek iin pek az zaman ve gleri kalmaktadr. Gnmzde daha ok ve daha iyi eitim isteine yol aan ana drt, retilen konulara ya da bilgiye duyulan ilgi olmayp bilginin kazandrd artan deitoku deeridir. Bugn bilgi ve eitim iin grkemli bir coku ile karlamaktayz. Ama, yalnzca dorulukla ilgili, pazarda dei-toku deeri olmayan, pratik olmad ve yararszl ne srlen bilgiye kar kukucu ya da aalayc bir tavr da taknlmaktadr. Pazarlayc ynlenmeyi hernekadar retici-olmayan ynlenmelerden biri olarak sunmu bulunuyorsam da bu ynlenme, pek ok bakmlardan ylesine farkldr ki,

kendisine zg bir kategoriye ait olduu sylenebilir. Alc, smrc ve istifi ynlenmelerin ortak bir yanlar vardr: Herbiri baat olduklar kiide zgl olarak grlen ve onu belirleyen bir insansal ballk biimidir. (lerde bu drt ynlenmenin buraya kadar betimlenmi olan olumsuz nitelikleri zorunlu olarak tamadklar gsterilecektir.12) Ama, pazarlayc ynlenme, kiide gizilg olarak bulunan bir eyi gelitirmez. (Yeter ki hiin de insan donanmnn bir paras olduu trnden sama bir gr ne srmeyelim.) Bu ynlenmenin asl doas, zgl ve srekli trden hibir ballk gelitirmemesidir. Onun biricik srekli nitelii, tavrlarn byk lde deiebilirliidir. Bu ynlenmede, en iyi satlabilen nitelikler gelitirilir. Deerli olan, bireysel 12. Bkz. s.147 ve devam. 82 tutum deil, boluklarn istenilen nitelikle en abuk ekilde doldurulabilmesidir. Ama bu nitelik, szcn tam anlamnda bir nitelik olmaktan kar. O yalnzca bir rol, daha fazla istenen bir nitelik ortaya ktnda hemen onunla deitirilen aldatmaca bir niteliktir. Bundan tr, rnein saygnlk, bazen istenilen bir niteliktir. Belirli i alanlarnda satclarn kamuoyunu, on dokuzuncu yzyl iadamlarnn ounda gerekten varolan gvenilirlik, lllk ve saygnlk gibi niteliklerle etkilemeleri gerekmektedir. imdi, bu niteliklere sahipmi gibi grnd iin, gven alayan bir insan aranmaktadr. Bu insann kiilik pazarnda ne satt oynad rol konusundaki yeteneince belirlenir. Bu roln ardnda ne trden bir kiinin bulunduu hi sorun olmad gibi kimseyi ilgilendirmez de. O, kendisi de drstlkle deil, bu drstlk grnmnn pazardan saladk-laryla ilgilenmektedir. Pazarlayc ynlenmenin ncl boluktur: onun iin deimeye konu olamayacak herhangi bir zgl niteliin bulunmaydr. nk sabit olan her zyap gn gelir pazarn gere-kimleri ile elikiye debilir. Baz roller kiilerin bireysellikleri (zellikleri) ile uyumayabilirler. Bu nedenle onlar - rolleri deil, bireysellikleri yoketmemiz gerekir. Buraya kadar betimlenmi olan zyap ynlenmeleri taslaktan da grlecei gibi, hibir zaman birbirinden ayr ynlenmeler deildir. rnein, bir kimsede alc ynlenme baat olarak bulunabilir; ama o genellikle teki ynlenmelerden ya biri ya da hepsiyle karmtr. eitli karmlar daha sonra bu blmde tartacam. Ancak, bu noktada tm ynlenmelerin insansal donanmn paralar olduklarn ve herhangibir zgl ynlenmenin baat oluunun byk lde, bireyin iinde yaad kltrn zelliklerine dayandn vurgulamak istiyorum. eitli ynlenmeler ve toplumsal kalplar arasndaki ilikinin daha ayrntl bir zmlemesi, her ne kadar ncelikle toplumsal ruhbilim sorunlaryla uraan bir aratrmaya braklmas gereken bir zmleme ise de, ben burada retici olmayan bu drt ynlenme tipinden herhangi birinin baatln salayan deneysel bir varsaym nermek istiyorum. zyap ynlenmesi ve 83 toplumsal yap arasndaki balantnn nemi, yalnzca zyap biimlenmesinin en nemli nedenlerini anlamakda bize yardmc olmas deildir. u olguya da dikkati ekmek gerekir; zgl ynlenmeler, - bir kltrn ya da toplumsal snfn yelerinin ounda ortak olabildikleri lde - toplumun ileyiini anlayabilmek iin ileyilerini bilmek zorunda olduumuz etkili duygusal gleri temsil ederler. Kltrn kiilik stndeki etkisini vurgulayan bu gnk gre kar, toplumla birey arasndaki ilikinin yalnzca kltrel kalplarn ve toplumsal kurumlarn bireyi etkiledikleri anlamnda anlalmama-lan gerektiini dile getirmek istiyorum. Bu karlkl etkileim ok daha derinlere inmektedir. Sradan bireyin tm kiilii insanlarn birbirleriyle kurduklar ilikiler araclyla biimlenir. Bu kiilik, toplumun sosyo-ekonomik ve siyasal yapnca ylesine belirlenir ki insan, bir bireyi zmledii zaman, bu zmlemeden onun iinde yaad toplumsal yapnn tmn ilkece karmsayabilir. Alc ynlenme ok kez bir grubun bir baka grubu smrme hakkn salam bir ekilde yerletirmi olduu toplumlarda grlr. Smrlen grubun gc, durumunu deitirmeye yetmediinden ya da herhangi bir deiiklik dnne sahip olmadndan bu grup, efendilerine, 'yaamlarn salayan ve yaamn

verebilecei hereyi kendilerinden edindikleri kimseler' olarak bakma eilimini gsterecektir. Klenin efendisinden elde ettii ne kadar az olursa olsun o kendi abasyla bunu bile elde edemeyeceini dnmektedir. nk, iinde yaad toplumun yaps, onu bu toplumu dzenlemeye ve kendi usuna dayanarak etkinlikte bulunmaya yetenekli olmad konusunda koullandrmtr. ada Amerikan kltr sz konusu olduunda alc tutumun ilk bakta bu kltrde hi yer almad grlr. Kltrmz dnleri ve uygulamas, yani tmyle alc ynlenmeyi yreksizlendirip herkesin kendi bann aresine bakmas, kendisinden sorumlu olmas ve eer bir yerlere erimek istiyorsa kiisel giriimini kullanmas gerektiini vurgular. Ama, alc ynlenme, yreksizlendirildii halde kesinlikle ortadan kalkm deildir. Yukardaki sayfalarda tarttmz uymak ve honut etmek gereksin84 mesi, ada insanda kolayca ayrdna varlamayan bir alcln kk olan bir gszlk duygusuna yol aar. Bu duygu, zellikle uzman ve kamuoyuna kar taknlan tavrda ortaya kar. nsanlar her alanda, ilerin nasl olduunu ve nasl yaplmas gerektiini anlatacak bir uzman bulunduunu, kendilerine den eyin de onu dinleyip nerilerini zmsemekten ibaret olduunu dnrler. rnein, bilim alannda uzmanlar vardr; mutluluk uzmanlar vardr ve baz yazarlar da salt enok satan (best seller) kitaplarn yazarlar olduklar iin, yaama sanatnn uzmanlar haline gelirler. Bu ok genel ama ayrdna varlamayan alclk, modern folklorda reklamcln zellikle kkrtt baz garip biimlere brnr. Herkes, Keyi abuk dn planlarnn ie yaramadn gereki bir ekilde bildii halde, yaamn aba harcamakszn kazanmaya eilim gsterir. Bu bir lde aralarn kullanm ile balant iinde de dile getirilir. Deitirilmesine gereksinme duyulmayan araba, insan kapan ama glnden kurtaran dolmakalem, bu eilimin yalnzca geliigzel rnekleridir. Bu eilim zellikle konu olarak mutluluu ileyen kitaplar iin geerlidir. Aadaki alnt ok karakte-ristikdir. Yazar, Bu kitap, size nasl daha nce olduunuzdan en az iki kez daha ok mutlu, iyi enerji ile dolu, kendine gvenir, yetenekli ve bamsz- bir erkek ya da kadn olabileceinizi anlatyor ve unlar ekliyor: Sizden ok almanz gerektiren ansal ya da fiziksel bir program izlemeniz istenmiyor. stenen daha kolay bir ey... Burada belirtilen ekliyle vaadedilen yararlan salayacak yol, belki biraz garip grnebilir. nk, iimizden pek az, ura vermeksizin bir eyler elde edilebileceini dleyebilir... Ama, greceiniz gibi, mutlulua aba harcamakszn ulaacaksnz.1' Savsz (slogan) neye gereksinme duyuyorsam onu alrm olan smrc zyap, korsan ve feodal atalara kadar geri gider. Oradan ise ktann doal kaynaklarn smrm olan on dokuzuncu yzyl soyguncu baronlarna kadar gelir. Max Weber'in terimlerini kullanacak olursak, amalar ucuz satn alp pahal satmak olan 13. Hal Falvey, Ten Seconds that will change your Life (Chicago: Wilcox Follett, 1946). 85 paryalar ve macera kapitalistleri, g ve zenginlii acmaszca elde etmeye alan, krdan baka bir ama gzetmeksizin dnyay dolaan bu zyapdaki insanlard. zgr pazar, on sekiz ve on dokuzuncu yzyllarda yarmac koullar altndaki ileme biimiyle bu tipi besledi. Yaadmz a, yetkeci dizgelerde smrcln yeniden apak bir ekilde canlandrldn grmtr. Bu dizgelerin kendi lkelerininkini pek o kadar olmamakla birlikte, igale glerinin yettii tm teki lkelerin doal ve insansal kaynaklarn smrme giriiminde bulunduklarn gryoruz. Onlar, glnn hakl olduunu aka bildirip, bildirilerini daha gl olanlarn yaamlarn srdrmelerine izin veren doa yasasn gstererek ussallatrmadadrlar. Onlara gre, sevgi ve terbiye zayflk gstergeleri; dnme ise, korkak ve yozlam kiilerin uradr. stifi ynlenme, on sekiz ve on dokuzuncu yzyllarda smrc ynlenmenin yannda yer almt. stifi tip tutucu idi. Acmasz kazanlardan ok, daha nce kazanlm olanlarn korunmasna ve salam ilkelere dayanan yntemli ekonomik uralara ilgi duymaktayd. Ona gre mlkiyet kendi kimliinin (ben'inin) simgesi, bu mlkiyetin korunmas ise saltk bir deerdi. Bu ynlenme

ona byk lde gvenlik salamt. On dokuzuncu yzyln grece deimez koullar altnda korunan ekliyle mlklere ve aileye sahip olmas, onun iin gvenilir ve elverili bir dnyay oluturmaktayd. almay ve baary iyiliin kant olarak vurgulayan Pritan ahlak felsefesi, gvenlik duygusunu desteklemekte ve yaama hem bir anlam hem de dinsel bir doyum duyusu verme eilimini tamaktayd. Bu deimeyen dnya, deimeyen mlkiyetler ve deimeyen ahlak felsefesi orta snfn yelerine bir ait olma, kendine gvenme ve gurur duygusu kazandrmt. Pazarlayc ynlenme on sekizinci ya da on dokuzuncu yzyllarda ortaya kmamtr. O, kesinlikle amzn bir rndr. Mallarn olduu kadar paketlemenin ya da d grnn, etiketin ve marka adnn nem kazanmas yalnz son zamanlara zg bir durumdur. almann saltk doru olduu gr arln yitirmek86 te, satn saltk doru olduu gr stnlk kazanmaktadr. Feodal dnemlerde toplumsal devinim ok snrlyd ve insan ilerleyebilmek iin kiiliini kullanamazd. Yarmac pazar anda ise toplumsal devinim, zellikle Amerika Birleik Devletlerinde grece daha fazlayd. nsan, eer mallar teslim etmise ilerleyebilirdi. Gnmzde bireyin tek bana bir servet yapabilme konusundaki olanaklar nceki dnemle karlatrldkta byk lde azalmtr. lerlemek isteyen biri, byk irketlere (ya da rgtlere) uymak zorundadr ve kendisine asl yararl olacak eylerden biri de kendisinden beklenen rol oynama konusunda yeteneidir. Bireyselliin ortadan kalk, yaamn boluu ve anlamszl, bireyin dzeneksellemesi artan bir doyumsuzluk, daha uygun bir yaama biimi ve insan bu eree gtrecek kurallar arama gereksinmesi ile sonulanmtr. imdi ele alacam retici ynlenme, yle bir zyap tipini gsteriyor ki bu zyap iinde bireyin tm teki gizilgleri, asl ama olan byme ve gelime yannda ikinci derecede kalyorlar. (3) retici Ynlenme (a) Genel zellikler Klasik dnem ve Ortaa yaznndan on dokuzuncu yzyln sonuna kadar, iyi insan ve iyi toplumun nasl olmalar gerektii grn betimlemeye byk lde aba harcanmt. Bu tr grler ksmen felsefi ya da tanrbilimsel denemelerde, ksmen de topyalar biiminde dile getirilmilerdi. Yirminci yzylda bu trden grlerin eksiklii gze arpmaktadr. Yzylmzda arlk, insan ve toplumun eletirel zmlemesine verilmekte, bu zmlemelerde insann nasl olmas gerektiine ilikin olumlu grler, yalnzca rtk bir ekilde dile getirilmektedir. Bu eletirinin byk bir nem tad ve toplumdaki her gelimenin koulu olduu konusunda 87 kukuya hi yer olmad halde, daha iyi bir insan ve daha iyi bir toplumu yanstan grlerin yokluu, insann kendisine ve geleceine duyduu inanc felce uratma etkisini yaratmtr. (Byle bir gr eksiklii, ayn zamanda bu trden bir felce uramann sonucudur da.) ada ruhbilim ve zellikle de psikanaliz bu bakmdan bir ay-rallk tamamaktadr. Freud ve izleyicileri nevrotik zyapnn ok gzel bir betimlemesini yapmlardr. Onlarn retici-olmayan zy-pya (Freud'un szckleriyle pregenital zyapya) ilikin klinik betimlemeleri - eer kullandklar kuramsal kavramlarn yeniden gzden geirilmeleri gerektiini gznne almazsak - tketici ve dorudur. Ama, normal, olgun ve salkl kiiliin zyaps (pregenital) diye adlandrlan bu zyap, daha ok, belirsiz ve soyut bir kavram olarak kalmtr. O, bu kavram azcl ve dkl libidonun retken libidonun stnl altnda baat durum ve ilevlerini yitirmi olduklar bir bireyin zyap dzeni olarak tanmlamtr. retken libidonun amac ise, kart cinsin bir yesi ile cinsel birlemedir. retken zyapnn betimlemesi onun hem cinsel hem de toplumsal ilevlerini yerine getirmeye yetenekli bir bireyin zyap dzeni olduu nermesinin pek dna kmaz. Ben retici zyapy tartrken, eletirel zmlemenin tesine geip insansal gelimenin ve ayn zamanda insanc (hmanist) etiin lks olan, tam anlamnda gelimi zyapnn doasn aratrma iini stleniyorum. retici ynlenmenin Freud'un retken (genital) zyaps ile olan balantsn dile getirmek, bir

balang yaklam olarak yardmc olabilir. Gerekten, eer Freud'un terimini libido kuramnn balam iinde szel deil, simgesel biimde kullanrsak, bu terim ok hakl olarak reticilik anlamna gelir. nk cinsel olgunluk aamas, insann iinde doal retim yeteneine sahip olduu aamadr. Sperm ve yumurtann birlemesiyle yeni bir yaam retilir. Bu tip retim, insanlarda ve hayvanlarda ortak olduu halde, zdeksel retim yetenei yalnz insana zgdr. nsan yalnz ussal ve toplumsal bir hayvan deildir. O, ayn zamanda eline geirdii zdekleri us ve imgelemini (hayalgcn) kullanarak dntrebilen retici bir hayvan olarak da tanmlanabilir. O, retebilmesi bir yana, yaamak iin retmek zorundadr da. Ama, zdeksel retim, yine de zyapnn bir yn olarak ortaya kan reticiliin en sk grlen simgesidir. Kiiliin retici ynlenmesi14 bir temel tavr, tm insansal yaant alanlarndaki iliki knna biimini gsterir. Bu ynlenme, insann bakalarna, kendisine ve nesneler verdii ansal, duygusal ve duyusal yantlar kapsar. reticilik, insann glerini kullanma ve doasndaki gizligleri gerekletirme konusundaki yeteneidir. Eer biz, insan kendi glerini kullanmaldr dersek, bununla onun zgr olmas ve glerini denetleyen birine baml olmamas gerektiini dile getiririz. Ayrca, onun us tarafndan ynlendirildiini de biliriz. nk o, glerinin ne olduunu ve onlar nasl kullanacan bildii zaman, onlardan yararlanabilir. reticilik onun kendini, glerinin dlamas ve edimde bulunan kii (aktr) olarak duyumsamas; yani kendisini kendi gleriyle zdeletirdiini hissetmesi ve ayn zamanda bu glerin artk ondan gizlenmeyip ona yabanclamamalar anlamna gelir. reticilik teriminin kendilerine uydurulduu yanl anlamalardan kanmak iin, reticilikle ne kastedilmediini ksaca tartmak yerinde olur. reticilik szc genelde yaratclkla, zellikle sanatsal yaratclkla birletirilir. Kukusuz, reticiliin en inandrc temsilcisi, gerek sanatdr. Ama, tm sanatlar retici deildir. Grenee uygun ekilde yaplm bir yal boya resim, herhangi birinin benzerini kanva stnde fotoraf biiminde yeniden retme konusunda bir becerisi olmakszn da retici olarak duyum sayabilir, grebilir, hissedebilir ve dnebilir. reticilik, ansal ve duygusal ynden sa: katlanmam olmas kouluyla, her insann yetenekli olduu bir tavrdr. 14. Bu kitapta kullanlan ekliyle reticilik, zgrlkten Ka'ta (Escape from Freedom) betimlenmi olan kendiliindenlik kavramnn daha geniletilmi bir eklidir. 89 retici terimi, etkin szcyle; reticilik de etkinlikle kartrlmaya elverilidir. Bu iki terim, (rnein, Aristoteles'in etkinlik kavramnda olduu gibi) eanlaml olabildikleri halde, modern kullanmnda etkinlik, ok kez reticiliin tam kartm gstermektedir. Etkinlik, genellikle, varolan bir durumda g harcayarak deiiklik yapan davran olarak tanmlanr. Buna karlk, eer insan varolan bir durumu deitirmeye ya da aka etkilemeye yeteneksizse; ya da kendi dndaki glerce harekete geiriliyor-sa o zaman, edilgin bilgi olarak betimlenir. Gnmzn etkinlik kavram, yalnz harcanan gerek gc ve oluturduu deiiklii g-znne alr. Etkinlikleri yneten ve onlarn temeli olan ruhsal koullar birbirinden ayrmaz. Uyutum (hipnoz) altndaki kiinin etkinlii, ar da olsa, retici olmayan etkinlie verilecek bir rnektir. Derin hipnotik trans du-. rumuna girmi biri, gzlerini ak tutabilir, yryebilir, konuabilir, sylenenleri yapabilir. Yani, edimde bulunur. G harcand ve bir deiiklik oluturulduu iin, genel etkinlik tanm ona da uygulanabilir. Ama, eer bu etkinlie zg zyap ve nitelii inceleyecek olursak, edimde bulunann gerekte uyutulmu olan kii deil, dncelerini alayarak onun araclyla edimde bulunan uyutumcu (hipnotizmac) olduunu grrz. Hipnotik trans, yapay bir durumdur. Ama, kiinin iinde etkin olduu halde, edimde bulunan gerek aktr olmad; etkinliinin kendisi stndeki denetleyemedii zorlayc glerin sonucunda ortaya kt bir duruma, belki ar ama karakteristik bir rnektir. retici olmayan etkinliin ok yaygn bir tipi, ister yein ya da sreen; ister bilinli ya da bilind olsun, ok kez gnmz insanlarnn lgnca anhksal uralarnn kkeninde yatan kaygya duyulan tepkidir. Kendisi de ounlukla

kaygyla kark olduu halde, kaygnn gdmledii etkinlikten farkl olan bir etkinlik tipi de, bir yetkeye baml olma ya da boyun emeye dayanan etkinlik tipidir. Yetkeden korkulabilir. Yetke, beenilir ya da sevilir - genellikle her duygu da birbirine karmtr. -Ama etkinliin nedeni, hem biimsel bakmdan hem de ierik90 leri ynnden yetkenin buyruudur. Kii, etkindir; nk yetke, onun etkin olmasn istemektedir. O da yetkenin kendisinden yapmasn istedii eyi yapar. Bu tr etkinlik, yetkeci zyapda bulunur. Etkinlik, onun iin kendi ben'inden daha yksek bir ey adna edimde bulunma anlamna gelir. O, Tanr, gemi (mazi) ve dev adna eylemde bulunabilir; ama kendi adna eylemde bulunamaz. Yetkeci zyap, eylemde bulunma itilimini, kendisine bakaldrla-mayan ve deitirilemeyen stn bir gten alr. Onun bu nedenle kendi iindeki, kendiliinden oluan kilimleri dinleme gc yoktur.15 Boyuneici etkinlie benzeyen bir baka etkinlik de dzenek-sel (mekanik) etkinliktir. Bu etkenlikte stn bir yetkeye bamllktan ok kamu-oyunun, kltr kalplarnn, saduyu ya da bilimin temsil ettikleri adsz (anonim) bir yetkeye bamll grrz. Kii kendisinden duymas ya da yapmas beklenilen eyi duymakta ya da yapmaktadr. Etkinlii kendi ansal ya da duygusal yaantlarndan domayp bir d kaynaktan olutuu iin, kendiliindenlii (spontaneity) olmayan bir etkinliktir. Usd tutkular, en gl etkinlik kaynaklar arasnda yer alrlar. Cimrilik, mazoizm, imrenme, kskanlk ve tm teki agzllk biimleri tarafndan gdmlenen birey, eylemde bulunmaya zorlanr. Ama, eylemleri zgr olmad gibi ussal da deildir. Bu eylemler, tersine usa ve bir insan olarak onun kendi karlarna kardr. Bylesine saplantlar olan kii, kendisini yineler. Giderek daha kat ve basmakalp biri olup kar. O, etkindir ama retici deildir. Bu etkinliklerden kaynaklar usd ve eylemde bulunan kiiler ne zgr ne de ussal olmadklar halde, ok kez zdeksel baarya yol 15. Ama yetkeci zyap, yalnz boyun eme eilimini gstermekle kalmaz. Ayn zamanda bakalarna egemen olmay da ister. Gerekte onda her zaman hem sadist hem de mazoist ynler vardr. Bu ynler ancak, gleri ve bastrlmalar orannda birbirlerinden ayrlrlar. (zgrlkten Kai'taki yetkeci zyap tartmasna baknz.) 91 aan nemli pratik sonular doar. reticilik kavramnda biz zorunlu olarak pratik sonulara gtren etkinlikle deil, ama bir tutumla, insann yaama sreci iinde kendisine ve dnyaya kar ynlenmesi ve tepki biimiyle ilgileniyoruz. Yani, insann baarsyla deil, zyapsyla ilgileniyoruz.'" reticilik, insann kendisine zg gizilgleri gerekletirmesi, kendi glerini kullanmasdr. Ama g nedir? Bu szcn iki eliik kavram gstermesi olduka ironik bir durumdur. G dendiinde bir eye gc yetmek yani, yetenek ve bir ey stnde bask kurmak yani, stnlk anlalr. Ama, bu eliki zel trden bir elikidir. G = stnlk (bask), g = yetenein felce uramasnn sonucudur. Bir ey stnde g sahibi olma; bir eye gc yetmenin yozlamas sonucu ortaya kar. nsann glerinden retici bir ekilde yararlanma yetenei onun gc; bu konudaki yeteneksizlii ise gszldr. O, us gc ile olaylarn yzeylerinden ilerine szp zlerini anlayabilir. Sevgi gc ile bir insan tekinden ayran duvar ykp aabilir. mgelem gcyle ise, henz varolmayan eyleri gznn nnde canlandrabilir; planlar yapp bylece yaratmaya balayabilir. nsan, gsz olduu zaman dnyaya olan ball, bakalarna sanki onlar eya imi gibi bask yapmak ve onlar stnde stnlk kurmak isteine dntrlr. stnlk lmle; g ise, yaamla birletirilir. stnlk, gszlkten doar ve karlnda onu pekitirir. nk, eer birey, bir bakasna kendisine hizmet etmesi iin bask yapabiliyorsa, retici olma ynndeki kendi gereksinmesi byk lde felce uramtr. 16. lgin bir retici dnme zmleme giriimi, eksik braklm da olsa Max Wertheimer'in Productive Thinking (retici Dnce) New York: Harper Brothers, 1945 adl yaptdr. reticiliin baz ynleri Mnsterberg, Natorp, Bergson ve

James tarafndan; Brentano ve Hus-serl'in ruhsal edim zmlemelerinde; Dilthey'in sanatsal retimi zmlemesinde ve O. Schwarz'in Medizinische Anthropologie'sinde ele alnmtr. Ama, tm bu yaptlarda, sorun, zyap ile ilgi iinde ilenmemitir. 92 nsan glerini retici bir biimde kulland zaman dnya ile nasl bir balants vardr? Dmzdaki dnya iki ekilde duyumsanabilir. Bunladan birincisi, olup bitenleri (her ne kadar salt yeniden retici alg anln etkin bir katlmn gerektiriyorsa da) tpk bir filmin fotorafn ektii eyleri harfi harfine kaydetmesi gibi alglayarak yeniden retme yoluyla duyumsamadr. kincisi ise, bu yeni materyali kendi ansal ve duygusal glerinin kendiliinden etkinlii araclyla alarak, canlandrarak ve yeniden-yaratarak retici bir ekilde duyumsamadr. Herkes belli bir lde her iki ekilde de tepkide bulunduu halde, bu duyumsama trlerinden hangisinin daha ar bast byk bir farkllk gsterir. Bazan ya biri ya teki krelir. te, iinde yeniden retici ya da retici tutumun hemen hemen bulunmad bu ar durumlarn incelenmesi, bu olaylardan herbirinin anlalmas iin en iyi yaklamn ne olduunu gsterir. Kltrmzde retici yetenein grece krelmesi ok sk ortaya kar. Kii nesneleri olduklar gibi (ya da kltrnn onlarn olmalarn istedii ekille) tanyabilir. Byle biri, olaylarn yzeysel zelliklerine ilikin grlmesi gereken ne varsa hepsini gren ama yzeyin derinliklerine szp z grmeye; henz grnr olmayan gznn nnde canlandrmaya gc yetmeyen tam bir gerekidir. O, btn deil, ayrntlar; yani, orman yerine aalar gren kiidir. Ona gre gereklik (reality) yalnzca o ana dek zdeklemi olan tm eylerin toplamdr. Byle birinin imgelemi olmadndan szedemeyiz. Ama onun imgelemi, var olan ve tm bilinen etkenleri birletiren ve bunlarn gelecekteki ilemlerini karmsayan hesaplayn bir imgelemdir. Ote yandan, gerei alglama yetisini yitirmi olan kii, delidir. Ruh hastas, iinde tam bir gven duyar gibi grnd isel bir gereklik dnyas kurar. O, kendi dnyasnda yaar. nsanlarn tmnn algladklar gerekliin ortak etkenleri, onun iin gerek deildir. nsan gereklikte varolmayp tmyle kendi imgeleminin rn olan objeler grdnde sanrlar (halsinasyon) var demektir. 93 ! Byle biri, olaylar gereklikte olup bitenlere ilikin yeterince bilgi sahibi olmadan ve gereklie bavurmadan kendi duygular araclyla yorumlar. Yanstrncal * (paranoid) biri, idam edilmekte olduuna inanabilir ve rastlant sonucu ne srlm bir gr, onun iin kendisini kk drecek ve ykacak bir plan anlamna gelebilir. Byle biri, bu niyetin daha ak ve seik bir ekilde sylenmemi oluunun bir eyi kantlamadna, ne srlen gr yzeyde zararsz grnd halde, eer daha derinlemesine ele alnrsa gerek anlamnn ortaya kacana inanmaktadr. nk ruh hastas iin, asl gereklik silinip ortadan kalkm ve dnun yerini bir isel gereklik almtr. Gereki yalnzca nesnelerin yzeysel zelliklerini grr. O d dnyay grp bu dnyay anlnda fotoraf makinesinin yapt gibi yeniden retebilir, ve insanlarla nesneleri bu resimde grndkleri gibi yneterek eylemde bulunabilir. lgn kii, gereklii olduu gibi grme konusunda yeteneksizdir. O, gereklii yalnzca bir simge ve kendi isel dnyasnn bir yansmas olarak alglar. Gereki de lgn da hastadr. Gereklikle ban kopartm olan ruh hastasnn hastal, onun toplumsal ilevini yerine getirememesine neden olur. Gerekinin hastal bir insan olarak kendisini yoksullatrr. O toplumsal ilevi ynnden gcn yitirme-mi olduu halde, gereklie ilikin gr, derinlik ve perspektiften yoksun olduu iin ylesine yozlamtr ki kendisinden dolaysz verileri ynlendirmesi ve ksa vadeli amalar dnda bir ey beklendii zaman baarl olamaz. Gerekilik lgnln tam kartym gibi grnmesine karn, onun yalnzca tamamlaycsdr. Hem gerekiliin hem de lgnln asl kart reticiliktir. (*) Yanstrncal kiilik: Bireyin belirgin kukuculuk, imreni, kskanlk, inatlk ve evreden gelebilecek uyaranlara kar ar duyarlk gsterdii hastalkl bir kiilik yaps. (Bunlar genellikle bilinaltmdaki gl sululuk

ve gnahkarlk duygularn d evreye yanstarak alglarlar. (Bkz.) T.D.K. Ruhbilim Terimleri Szl, s.174) .n. Normal insan dnya ile, onu olduu gibi alglayarak ve onun kendi gleri araclyla zenginletiini ve canlandn dnerek balant kurma yeteneindedir. Eer bu yeteneklerinden biri krelmise, insan hastadr. Ama, normal insanda arlklar deiik bile olsa, her iki yetenek de vardr. Yeniden-retici ve retici yeteneklerin varl, reticilik iin bir nkouldur. Onlar, karlkl etkileimleri reticiliin devimsel kayna olan kart kutuplardr. Son tmcemle, reticiliin her iki yetenein bir toplam ya da birleimi olmayp bu etkileimden doan yeni bir ey olduunu vurgulamak istiyorum. reticilii dnya ile balant kurmann zel bir biimi olarak betimlemitik. Burada retici bireyin bir ey retip retmedii ve eer retiyorsa bunun ne olduu sorusu karmza kyor. nsan'n reticiliinin zdeksel eyler, sanat yaptlar ve dnce dizgeleri yaratabilecei dorudur; ama, insann kendisi byk bir farkla, reticiliin en nemli objesidir. Doum, gebelikle balayp doumla sona eren bir sreklilik iinde yalnzca zel bir aamadr. Bu iki kutup arasnda olan her-ey, insann gizilglerini ortaya karma, iki hcrede gizilg olarak bulunanlarn tmn yaama kazandrma srecidir. Ama, uygun koullar salandnda fiziksel gelime kendi kendine ilerlemeyi srdrd halde, ansal dzeydeki dou, bunun tersine, dze-neksel bir ekilde olmaz. nsann duygusal ve anlksal gizilglerine yaam kazandrmak, onun znn domasn salamak, retici etkinlik gerektirir. nsann z geliiminin hibir zaman tamamlanamamas, insansal duruma ilikin trajedinin bir blmdr. Giderek en iyi koullar altnda bile, insann gizilglerinin yalnzca bir blm gerekletirilir. nsan, her zaman tam anlamnda domadan nce lr. Burada hernekadar reticilik kavramnn tarihini sunmaya niyetli deilsem de bu kavram aydnlatmama yardm dokunabilecek baz sekin rnekler vermeyi istiyorum. reticilik, Aristoteles'in etik dizgesindeki anahtar kavramlardan biridir. O, erdem, insann 94 95 ilevini anlayarak belirlenebilir diyor. Tpk bir flt calicisinin, bir yontucunun, ya da herhangi bir sanatnn iyi sanat olmasnn onu teki insanlardan ayran zel ilevinde yatmas gibi, insan iyi klan da kendisini teki trlerden ayran ve iyi insan olmasn salayan zel ilevidir, bylesi bir ilev, ruhun ussal bir ilkeyi izleyen ya da kapsayan bir etkinliidir.17 Ama diyor Aristoteles, en yksek . iyi'yi sahip olduumuz bir eye ya da uygulamaya; yani, bir ruh haline ya da bir etkinlie ykleyip yklemememiz pek de kk olmayan bir ayrma neden olacaktr. nk bir ruh hali herhangibir iyi sonu retmeksizin de varolabilir. Tpk uyuyan ya da baka bir biimde edilgin olan birinde olduu gibi. Ama bu, etkinlik iin sz konusu deildir. nk, etkinlii olan biri, zorunlu olarak eylemde bulunacak ve iyiyi eyleyecektir.18 Aristoteles'e gre, iyi insan, usunun nderlii altnda kendi etkinliiyle insana zg gizilglere yaam kazandran kiidir. Spinoza, Erdem ve gten ayn eyi anlyorum'1' diyor. zgrlk ve kutsanm olma, insann kendini anlamasndan ve gizil-g olarak sahip olduu tm gleri dlatrma abasndan, yani insan doas rneine giderek daha ok yaklamasndan20 oluur. Spinoza'ya gre erdem, insann glerini kullanmasyla zdetir. Ktlk ise, onun glerini kullanma konusundaki baarszldr. Spinoza'ya gre, ktln znde gszlk yatar.21 retici etkinlik kavram, Goethe ve bsen tarafndan iirsel bir biim iinde ok gzel dile getirilmitir. Fasl, insan'n yaamn anlamn bulmaya alan ncesiz sonrasz araynn bir simgesidir. Ne bilim, ne haz, ne g, ne de gzellik Faust'un sorusunu yantlamaz. Goethe, insann bu arayna verilecek biricik yantn iyi ile zde olan retici etkinlik olduunu ne srer. 18. a.g.k. 1098 b, 32 19. Spinoza, Ethics IV. Tanm 8 20. a.g.k. IV. nsz 21. a.g.k. IV Tanm 20

Gkte nkonuma da Tanr, insan engelleyenin yanlglar deil, etkinsizlik olduunu syler. nsann etkinlii kolayca yokolabilir. O, kolayca saltk huzura, rahata tutulup kendini kaptrabilir. te bu yzden ben, batan karacak, etkileyecek eytan, ona severek arkada olarak yolluyorum. Ama siz, gerek Tanr ocuklar! Zengin ve ncesiz-sonrasz Gzelliin tadna varn. Srekli olarak alan Yaratc G Sizi sevgiyle kucaklyor. Ve dalgal bir tayf eklinde parldayan her ey, Yerini ancak kalc dncelerle belirliyor.22 kinci Blmn sonunda Faust, Mefsto ile tututuu bahsi kazanmtr. Yanlgya dm, gnah ilemi ama en byk suu, retici olmama suunu ilememitir. Faust'un denizden, srlebilecek topraklar istedii sahneyle simgeletirilen son szckleri, bu dn ok ak bir ekilde dile getirir: Bataklk dalara kadar uzanyor Kazanlan hereye bulayor, kirletiyor. Bu pis batakln sularn kurutmak Belki de kazanlan en byk baar olurdu. O zaman, milyonlarca insana toprak kazandrm olurdum. Gvenli, rahat olmasa bile zgr olacaklar ve alabilecekleri yemyeil topraklar. nsanlar ve srler bu yeni kazanlm olan topraklarda yerleip O koskoca tepede, korkusuz, alkan bir toplum oluturacaklardr. Buras cennet gibi olacaktr. O zaman, kuduran azgn dalgalar, istedikleri kadar kyy assalar ve onu yoketmek iin ne kadar urasalar da Herkes, gedii kapamak iin, elbirliiyle alacaktr. 22. Bayard Taylor, ev. (Boston: Houghton Mifflin Co.) 96 F:7 97 Evet, ben kendimi tmyle bu amaca adadm. nk, us ve mantn ulat sonu, yaptmn doruluunu onaylyor. Yaamak gibi, zgr olmak hakkna da Yalnz onu hergn yeniden kazananlar sahiptir. Bylece, ocuk, yetikin ve yallar, Yaamlarn tehlikelerle savaarak geirirler. te ben, byle bir toplum yaratmak istiyorum. zgr topraklar stnde, zgr yaayan bir toplum. Ancak o zaman, umakta olan zamana Dur geme. Sanatn ylesine Gzel ki! diyebilirdim. Dnyadaki yaptlarmn izleri, hibir zaman yokolmayacak. Bu byk mutluluu Ve bu eriilmez ann sonsuz hazzn duyuyorum.23 Goethe'nin Faust'u on sekizinci ve on dokuzuncu yzyllarn ilerici dnrlerinin karakteristii olan, insana duyulan inanc dile getirdii halde bsen'in -On dokuzuncu yzyln ikinci yarsnda yazlm olan- Peer Gynt', ada insann ve retici olmaynn eletirel bir zmlemesidir. Oyunun alt bal pekala Kendi zn arayan ada nsan da olabilirdi. Peer Gynt, tm gcn para kazanmak ve baarl olmak iin kullandnda, kendi z uruna eylemde bulunduuna inanmaktadr. O, Kendine kar doru ol! insansal ilkesine gre deil, Troll'larm temsil ettii Kendine yeterli ol! ilkesine gre yaar. Yaamnn sonunda, smrclnn ve bencilliinin kendisini kendisi olmaktan alakoyduunu, insann kendisini gerekletirmesinin ancak retici olduunda, kendi gizil-glerine yaam kazandrabildiinde olanak kazandn bulgular. Peer Gynt'n gerekletirilmemi gizilgleri Onu suundan tr sulamaya gelirler; ve insansal baarszlnn gerek nedenine-retici olma konusundaki eksikliine iaret ederler. 23. a.g.k. Blm II. Perde V. Yerdeki Yumaklar

Biz dnceleriz. Bizi dnm olman gerekirdi. Ayaklarnn altnda yuvarlanp dnen Bizlere yaam kazandrmalydn. Biz grkemli bir sesle domu olmalydk. Ama, imdi burada ip yumaklar gibi Topraa balyz. Kurumu Yapraklar Biz gizemli szckleriz. Bizi kullanm olman gerekirdi. engeliin yznden Bize yaam hakk tanmadn. Kurtlar bizi batan Aaya kemirdi. Hibir meyva artk bizi Bana ta olarak kabul etmeyecektir. Havadaki Bir eki Biz arklarz. Bizi sylemi olman gerekirdi. Yreinin derinliklerinde Umutsuzluk bizi krd. Uzandk ve bekledik. Ama bizi hi armadn. Sana binlerce kez Lanet olsun! i Damlalar Biz gzyalaryz, Hibir zaman dklmemi olan. 98 99 Tm yrekleri rperten Sivri buz damlacklar. Eriyebilirdik, Ama imdi keskin ularmz nat bir yrek iinde dondu. Yara kapand; Gcmz yitip gitti. Krk Saman pleri Biz yapmadan brakm olduun Gzel ileriz. Kuku tarafndan boulan, Balamadan nce bozulan. Yarg Gnnde ykmz anlatmak iin, Orada olacaz. Nasl hesap vereceksin?24 Bu noktaya kadar retici ynlenmenin genel zelliklerini aratrma iini stlenmitik. imdi reticilii zgl etkinliklerde ortaya kt ekilde inceleme giriiminde bulunmamz gerekiyor. nk, genel olan, ancak somut ve zgl olam incelemekle tam anlamnda kavrayabiliriz. (b) retici Sevgi ve Dnme nansal varolu, insann yalnz olduu ve dnyadan ayrlm bulunduu olgusuyla belirlenir. Bu ayrlmaya katlanma gc olmayan insan, ballk ve birlii aramaya zorlanr. Onun bu gereksinmeyi giderebilecei eitli yollar vardr. Ama o bu yollardan yalnzca 24. Eleven Plays of Henrik bsen, (Henrik bsen'den On bir oyun) (New York: The modern Library, Random House, ne.) Perde V sahne VI 100 birinde esiz bir varlk ve bir btn olarak kalr ve kendi zgleri-ni bakalaryla balant kurma sreci iinde gerekletirir. nsan'n hem yaknl hem de bamszl; bakalar ile birlik olmay ve ayn zamanda kendi biriciklii ile zelliini korumay ayn anda aramak zorunda oluu, insansal varoluun aykrkamsdr.25 Bu aykr-kanmn (paradoks) ve insana ilikin ahlaksal sorunun yant, gstermi olduumuz gibi, reticiliktir. nsan, dnya ile eylemde bulunarak ve kavrayarak retici bir balant kurabilir. O, nesneler retip bu yaratma sreci iinde kendi glerini zdee uygular.

nsan dnyay ansal ve duygusal olarak, sevgi ve us araclyla kavrar. Usunun gc, onun yzeyden derinlere geebilmesini, objesinin zn kendisiyle etkin bir iliki kurarak anlamasn salar. Sevgi gc ise ona kendisini bir baka insandan ayran duvar ykp ama ve o insan kavrama olanan verir. Sevgi ve us hernekadar yalnzca dnyay kavramann iki ayr biimi iseler ve biri olmadan teki olanakl deilse de, onlar deiik glerin, yani duygu ve dncenin anlatmlardr. Bu nedenle, ayr ayr tantlmalar gerekmektedir. retici sevgi kavram, gerekte, ok kez sevgi diye adlandrlan eyden hayli farkldr. Sevgi szcnden daha belirsiz ve daha kafa kartrc bir szck zor bulunur. O, iinde nefret ve tiksinmenin yer almad hemen hemen her duyguyu gstermek iin kullanlr. Dondurma sevgisinden bir senfoniye duyulan sevgiye, hafif bir sempatiden en yein yaknlk duygusuna kadar hereyi kapsar. nsanlar eer birine abay yakmlarsa sevdiklerini sanrlar. Bamllk ve de benimseyiciliklerini sevgi diye adlandrrlar. Oniar, gerekte sevmenin hereyden daha kolay olduuna; gln doru I 25. Yaknlk ve biricikliin bir bireimi olarak dnlen bu balant kavram, pek ok bakmlardan Charles Morris'in Paths of Life (Yaam Yollan, New York Harper Brothers, 1942) adl kitabndaki ayn-bal-lk kavramna benzemektedir. Aradaki ayrm, Morris'in ilgi alannn yaradl, benimkininse zyap oluudur. 101 objeyi bulma konusunda doduuna ve kendilerinin akta mutluluu bulma konusundaki baarszlklarnn doru e seme ynndeki ansszlklar yznden olduuna inanrlar. Ama sevgi, tm bu karmakrk ve istekler ne sren dnmenin tersine, ok zgl bir duygudur. Her insanda bir sevme yetenei bulunduu halde, bu yetenein gerekletirilmesi, en g baarlan ilerden biridir. Gerek sevgi, reticilikten kaynaklanr ve bu yzden, hakl olarak retici sevgi diye adlandrlabilir. Bu sevgi, ister annenin ocuuna, ister insana duyduumuz sevgi; ya da iki kii arasndaki erotik sevgi olsun, z bakmndan ayndr. (Onun bakalarna duyduumuz sevgi ve kendimize duyduumuz sevgi olarak da zde olduu konusunu daha sonra tartacaz.)26 Hernekadar sevgi objeleri ve bunun sonucu olarak sevginin kendisinin nitelik ve yeinlii deiiyorsa da tm retici sevgi biimlerinde onlara zg olan belli baz temel eler bulunduu sylenebilir. Bunlar, ilgi, sorumluluk, sayg ve bilgidir. lgi ve sorumluluk, sevginin insann kendisine yenildii bir tutku ya da tarafndan etkilendii bir duygulanm deil, bir etkinlik olduunu gsterir. retici sevgideki ilgi ve sorumluluk esi, Yunus (Jonah) Kitabnda hayranlk uyandracak bir ekilde betimlen-mitir. Tanr, Yunus'a Nineveh'e gidip bura sakinlerini uyarmasn, kt yaant biimlerini deitirmezlerse cezalandrlacaklarn sylemitir. Yunus, bu grevden kaar; nk, Nineveh halknn tvbe edeceinden ve Tanr'nn da onlar balayacandan korkmaktadr. Kendisi, dzen ve yasa duygusu ok gl ama sevgisiz biridir. Kama giriiminde bulunduunda ise, kendisini sevgi ve dayanma duygusundan yoksun oluunun getirdii bir soyutlanmlk ve hapsedilme durumunu simgeleyen bir balinann karnnda bulur. Tanr Onu kurtarr ve Yunus Nineveh'e gider. Halka Tanr'nn kendisinden istedii biimde t verir ve tam daha nce korkmu olduu ey bana gelir. Nineveh'teki insanlar gnahlarna tvbe ederler, yaama biimlerini dzeltirler. Tanr onlar balar ve kenti 26. Blm IV, Bencillik, zsevgisi ve zkar. 102 yoketmemeye karar verir. Yunus ok kzm ve d krklna uramtr. nk, acma deil, adaletin yerine getirilmesini istemektedir. Sonunda Tanr'nn salt Onu gneten korumak iin bytm olduu bir aacn glgesinde biraz avunur. Ama, Tanr aac kurutunca cam ok sklp fkeyle Tanr'ya yaknr. Tanr Ona u yant verir: Sen kendisi iin almadn, yetimesine katkda bulunmadn, bir gecede kp bir gecede yokolan bir aaca bile acdn. Nasl olur da ben, iinde sa ellerini sol ellerinden ayrdedemeyen binlerce kiinin ve bir o kadar da srn bulunduu Nineveh'e, o byk kente kyabilirdim? Tanr'nn Yunus'a verdii yant simgesel olarak anlamak gerekir. Tanr, Yunus'a sevginin znn bir ey iin emek harcama ve bir eyin bymesine katkda

bulunma olduunu; yani, sevgi ile emein birbirinden ayrlamayacaklarn anlatyor. nsan, emek harcad eyi sever ve sevdii ey iin emek harcar. Yunus'un yks, sevginin sorumluluktan ayrlamayacan gsteriyor. Yunus, kardelerinin yaamlarnn sorumluluunu duymamaktadr. O da Kabil gibi Ben, kardeimin bakcs mym? diye sorabilmektedir. Sorumluluk, insana dardan zorla yklenen bir dev deil, benim sorunum olduunu dndm bir istee verdiim yanttr. Sorumluluk (responsibility) ve yant (response) szckleri ayn kkten (respondere: yant vermek) tremilerdir. Sorumlu olmak, yant vermeye hazr olmak anlamna gelir. Anne sevgisi, retici sevginin en sk grlen ve en kolay anlalan rneidir. Bu sevginin asl z, ilgi ve sorumluluktur. ocuun doumu srasnda annenin bedeni ocuk iin emek harcar. Doumdan sonra da anne sevgisi, onun ocuun bymesini salamak iin gsterdii abadan oluur. Anne sevgisi, ocuun sevilmek iin yerine getirmek zorunda olduu koullara dayanmaz. Bu sevgi, yalnzca ocuun isteine ve annenin yantna dayanan koulsuz bir sevgidir.27 Bu nedenle, anne sevgisinin sanatta ve dinde sevginin en 27. Aristoteles'in sevgiye ilikin u dnceleri ile karlatrnz: Ama, dostluk, sevilmekten ok sevmekten ibaretmi gibi grnyor. Bunun 103 yksek biiminin bir simgesi olmu olmas doaldr. Tanr'mn insan ve insan'n komular (trdeler) iin duyduu sevgiyi gsteren branice terim, kk rechem = rahim olan rac/am/m'dir. Ama, ilgi ve sorumluluun bireysel sevgi ile balants bu denli ak deildir. Ak olmann sevginin doruk noktas olduuna inanlr. Oysa o gerekte bir balang; ve yalnzca, sevmeyi baarmak iin bir olanaktr. Akn, araclyla iki insann birbirlerine doru ekildii gizemli bir niteliin sonucu, aba gstermeksizin ortaya kan bir olay olduuna da inanlr. Gerekte, insann yalnzl ve cinsel istekleri ak olmasn kolaylatrr, ve bunun gizemli olan bir yan yoktur. Ama byle bir ak elde edildii kadar abuk yitirilen bir kazantr. Kimse bir rastlant sonucu sevilmez. Sevgiyi, insann kendi sevme gc retir. Tpk insann bir eylere ilgi duymasnn kendisini de ilgin klmas gibi. nsanlar, ekiciliin znn kendi sevgi yetenekleri olduunu unuttuklar zaman, ekici olup olmadklarn dnmeye balarlar. Bir baka insan retici olarak sevmek, onunla ilgilenmeyi ve onun yaamndan kendini sorumlu duymay ierir. Bu ilgi ve sorumluluk onun yalnz fiziksel varoluu iin deil, tm insansal glerinin byme ve gelimesi iin de sz konusudur. retici olarak sevmek, edilgin olmakla, sevilen kiinin yaamnn seyircisi olarak kalmakla uyuamaz. Sevilen kiinin gelimesi iin emek harcamay, ilgi ve sorumluluu ierir. Tektanrc Bat dinlerinin evrenselci ruhuna ve tm insanlar eit yaratlmlardr dnnde dile getirilen ilerici siyasal kavramlara karn, insanlk sevgisi ortak bir yaant haline gelmemitir. n-sanlk sevgisine en iyi ekliyle sanki o, bir bireye duyulan sevgiyi byle olduunu annelerin sevmekten duyduklar hazdan da anlayabiliriz. nk, anneler bazan ocuklarn yetitirmek zere bakalarna verirler ve onlar tanyp sevdikleri halde bunun karln beklemezler. Onlar, ocuklar kendilerinin gerek anneleri olduunu bilmedikleri iin, anneye yaplmas gereken hizmetleri yerine getirmediklerinde bile, ocuklarnn mutlu olduunu grmekten ve onlar karlksz sevmekten honutturlar. Bkz. Weldon evirisi. Kitap, VIII. Bl. X. 104 izleyen ya da ancak gelecekte gerekletirilebilecek bir baarya ilikin soyut bir kavramm gibi baklmtr. Ama, insan sevgisi, bir tek kiiye duyulan sevgiden ayrlamaz. Bir kiiyi retici olarak sevmek, onun insansal zyle iliki kurmak, onu insanl temsil eden biri olarak grmek anlamna gelir. Bir bireye duyulan sevgi, insan sevgisinden ayrld lde, yalnzca yzeysel ve rastlantsal sevgidir ve zorunlu olarak s kalr. nsan sevgisinin anne sevgisinden deiik olduu sylenebilir. nk ocuk gszdr; ama trdeimiz olan insanlar gsz deildir. Ama bu ayrmn ancak greli koullarda varolduu da dile getirilmelidir. Tm insanlar, yardma gereksinme duyarlar ve

birbirlerine dayanrlar. nsansal dayanma her bireyin kendini ortaya koyusunun zorunlu kouludur. lgi ve sorumluluk sevginin kurucu eleridir. Ama, sevilen insana duyulan sayg ve ona ilikin bilgi olmazsa sevgi, bask ve benimsemeye dnerek yozlar. Sayg, korku ve korkuyla kark hayranlk deildir. O, szcn kkne uygun olarak, bir insan olduu gibi grmeyi, onun bireyselliinin ve biricikliinin ayrdna varmay gsterir. (ng. respect: sayg kk terim: respicere: bakmak) Bir insan tanmadan saymak olanakszdr. Eer kiinin bireyselliine ilikin bilgi onlara yol gstermeseydi, ilgi ve sorumluluk kr duygular olacaklard. Usla anlak (zek) arasndaki ayrmn incelenmesi, retici dnceyi anlamak iin bir balang yaklam olabilir. Anlak insann nesneleri ynetmek iin zorunlu olan ynlerini bulgulamak ereiyle ve pratik amalara erimek iin kulland bir aratr. Amacn kendi, ya da ayn ey olan anlaksal dnmenin stne dayand ncller sorguya ekilmeyip gerekmi gibi kabul edilirler. Bu ncller ussal olabildikleri gibi olmayabilirler de. Anlan bu zel nitelii, ar bir rnek olan yanstmcal (paranoid) kiide aka grlebilir. rnein, onun tm insanlarn kendisine kar kt amala gizlice anlam olduklarna ilikin ncl, usd ve yanltr. Ama bu ncl stne kurmu olduu dnce sreleri, kendi ilerinde artc lde bir anlaksal dzeyi gsterirler. Byle biri, kendi yans105 tmcal savn kantlama giriiminde gzlemleri ylesine birletirir ve ylesine inandrc mantksal yaplar kurar ki nclnn usd olduunu kantlamak genellikle ok g olur. Kukusuz, salt anlan sorunlara uygulanm yalnzca bu trden patolojik olaylarla snrlandrlm deildir. Dncelerimizin ou, dile getirilen ereklerin ve nclerin geerlilii aratnlmakszn ve de olaylarn doa ve niteliklerini anlama giriiminde bulunmakszn zorunlu olarak pratik sonularn baarlmasyla, olaylarn niceliksel ve yzeysel ynleriyle ilgilidir. Us, nesnelerin ve srelerin zne ulaan nc bir boyutu, yani derinlii ie sokar. Us, yaamn pratik amalarndan ayrlmad zaman (ben imdi bunun hangi anlamda doru olduunu gstereceim.) dorudan eylem iin yalnzca bir ara deildir. Usun ilevi, bilmek, anlamak, kavramak ve nesnelerle onlar kavrayarak ilgi kurmaktr. O, nesnelerin zlerini, gizli ilikilerini, ve daha derin anlamlarn, nedenlerini bulgulamak iin, yzeylerinden ilerine doru szar. Sanki ikiboyutla deil de Nietzsche'nin kulland bir terimi kullanacak olursak, grnmcdr (perspectivistic); yalnz pratik ynden ilgili olanlar deil, tm alglanabilen grnm ve boyutlar kavrar. Nesnelerin zyle ilgilenmek, onlarn ardnda bulunan bir eyle deil, ama temel olanla, genel ve tmel olanla, olaylarn yzeysel ve rastlantsal (mantksal bakmdan uygunsuz) ynlerinden kurtulmu en genel ve en yaygn zellikleriyle ilgilenmek anlamna gelir. Artk retici dnmenin daha zgl baz karakteristiklerini incelemeye balayabiliriz. retici dnmede zne, objesine kar kaytsz kalamaz. Onun tarafndan etkilenir ve onunla ilgilenir. Obje, insann kendisinden ve yaamndan ayrlm cansz bir ey, insann ancak znden soyutlanm bir biimde dnd bir ey olarak duyumsanmaz. Tersine zne, objesine yein bir ilgi duymakta ve bu iliki ili dl olduu lde, znenin dnmesinin verimi giderek artmaktadr. Dnmesini ilk elde uyaran, kendisi ile objesi arasndaki bu sk ilikidir. Onun iin her insan ve her olay bireysel ya106 sam ya da insansal varoluu ile balant iinde bir ilgi objesi olduundan, bir dnce objesi haline gelir. Bunu gsterecek gzel bir rnek, Buddha' nn drtl doruluu bulgulaynn yksdr. Buddha, l bir insan; hasta bir insan; ve ihtiyar bir insan grm o srada gen bir erkek olduu iin, insann kanlamayan yazgs kendisini byk lde etkilemitir. Buddha'nn bu gzlemlerine gsterdii tepki, yaamn zne ilikin kuram ve insann kurtuluu iin nerdii yollarla sonulanan dncelerinin uyarcs olmutur. Kukusuz, gsterdii tepki, bu gibi durumlarda gsterilebilecek biricik tepki deildi. Benzer bir durumla karlaan ada bir doktor, bu olaya lmle, hastalkla ve

yallkla nasl savaacan dnmeye balayarak tepki gsterebilir. Ama, onun dnceleri de konusuna gsterdii tepkinin tmnce belirlenecektir. Dnr, retici dnce srecinde objesine duyduu ilgi tarafndan gdmlenir. Objesi onu etkiler o da bu objeye tepkide bulunur, zen gsterir ve yant verir. Ama, retici dnce ayn zamanda nesnellik tarafndan; dnrn objesi iin duyduu sayg tarafndan; objesini olmasn istedii gibi deil de olduu gibi grme konusundaki yetenei tarafndan da belirlenir. Nesnellik ve znellik arasndaki bu kutupluluk genelde reticiliin olduu kadar retici dncenin de bir zelliidir. Nesnelci olmak (yansz davranmak) ancak gzlemlediimiz eylere sayg duyduumuzda olanakldr. Yani onlar biriciklikleri ve karlkl balantlar iinde grebildiimiz zaman. Bu sayg, sevgiye ilikin olarak tarttmz saygdan zce farkl deildir. Eer bir eyi ok iyi anlamak istiyorsam onu kendi doasna uygun varoluu iinde, olduu gibi grme gcne sahip olmam gerekir. Bu, tm dnce objeleri iin doru olduu gibi, insan doasnn incelenmesinde de zel bir sorun oluturur. retici dnmede canl ve cansz objelere ilikin nesnelliin, olayn btnln grme diyebileceimiz bir baka ynnn daha bulunmas gerekir. Gzlemci, eer btn grmeden, objesinin yalnz bir ynn soyutlarsa, incelemekte olduu o yn de yeterince 107 anlayamayacaktr. Bu nokta, Wertheimer tarafndan retici dnmedeki en nemli ge olarak vurgulanmtr. O, yle yazmaktadr: retici sreler, ok kez byle bir doaya sahiptirler. Objelerini gerekten anlayabilme isteiyle yeniden sorgulama ve aratrmaya balarlar. nceleme alanlarnda ok nem kazanm belli bir kesit odak olarak alnr; ama soyutlanmaz. Duruma ilikin yeni ve daha derin ilevsel anlamdaki deimeleri ve maddelerin gruplandrlma-sm da iine alan yapsal bir gr gelitirilir. ok nemli bir alann durumuna ilikin yapnn gerektirdikleri ile ynlendirilen aratrc, dolayl ya da dolaysz dorulanma gerektiren usa uygun kestirimler-de bulunur. Burada iki yn ie karr: Tam ve tutarl bir tablo elde etmek ve btnn yapsnn paralar iin ne gerektirdiini grmek.28 Nesnellik (objectivity), yalnz objeyi olduu gibi grmeyi deil, ayn zamanda insann kendisini de olduu gibi grmesini gerektirir. Yani insan, kendisini bir objeyi gzleyen gzlemci olarak iinde bulduu zel koullarn ayrdmda olmaldr. yleyse, retici dnme, objeinin doas ve dnme sreci iinde kendisiyle obje arasnda balant kuran znenin doas tarafndan belirlenir. Bu iki belirlenim, (obje ve znenin) doalar iinde dncenin obje tarafndan denetlenmedii ve bu nedenle nyarg, dilek ve dleme (fantasy) dnerek yozlat yalanc znelliin tersine, nesnellii oluturur. Ama nesnellik, ok kez yanl bir bilimsel nesnellik dnnde dile getirildii gibi, yanszlkla, ilgi ve zenin yokluu ile eanlaml deildir. nsan eer byle g bir ii gerekletirmek iin kendisini yeterince zorlayacak canl bir ilgi duymuyorsa objelerin maskelenmi yzeylerinden derinliklerine, yani onlarn neden ve ilikilerine nasl inebilecektir? nsann ilgilerine bavurulmad takdirde, aratrma amalar nasl dile getirilebilecektir? Nesnellik, yanszlk deil, sayg anlamna gelir. Yani o, objeleri, kiileri ve kendi zn 28. Max Wertheimer, Productive Thinking, (New York: Harper and Brothers, 1945), S. 167 Bkz. s.192 108 arptp deitirmeme yeteneidir. Ama gzlemcideki znel etken (yani, ilgileri), onun dncesini istenilen sonulara ulamak uruna arptmak eilimini gstermez mi? Bilimsel aratrmann koulu, kiisel ilgi yokluu deil midir? Doruluu onaylamann koulunun ilgi eksiklii olduu dn yanltr.29 Hemen hemen hibir nemli bulgu ya da gr yoktur ki dnrn bir ilgisirice kkrtlmam olsun. Gerekte, ilgiler olmakszn dnce ksr ve amasz kalr. nemli olan bir ilginin bulunup bulunmamas deil, ne tr bir ilginin sz konusu olduu ve bu ilginin dorulukla balantsnn ne olacdr. Tm retici dnceyi uyaran, gzlemcinin ilgisidir. Dnceleri arptan hibir zaman kendiliinden ilgi olmayp yalnzca gzlem altndaki objenin doasnn bulgulanmasyla yani, dorulukla uyumayan ilgilerdir.

reticiliin doadan gelen bir insansal yeti olduu nermesi, insann doutan tembel olduu ve etkin olmak iin zorlanmas gerektii dn ile eliir. Bu varsaym eski bir varsaymdr. Musa, Firavundan Yahudi halkna gitmeleri iin izin vermesini istediinde ve onlarn bylece lde Tanr'ya hizmet edebileceklerini sylediinde Firavunun yant u olmutur: Siz tembelsiniz. Yalnzca tembel! Firavun iin, kle emei, bir eyler yapma anlamna gelmekteydi. Tanr'ya tapnma, tembellikti. Ayn dn, bakalarnn etkinliinden yararlanmay isteyen ve smremeyecekleri reticilii hi yararl bulmayan kimselerce benimsenmitir. Bizim kendi kltrmz bunun tam kart olan bir gr iin kant verir gibi grnmektedir. Son birka yzyldr Batl insan, alma dnn, srekli etkinlik gereksinmesini kendisi iin bir saplant yapmtr. Tembellik etmeye, ne kadar sreyle olursa olsun, hemen hemen hi yetenei kalmamtr. Ama bu eliki yalnzca grntedir. Tembellik ve zorunlu etkinlik birbirlerinin kart 29. Kari Mannheim'n ideology and Utopia (New York: Harcourt, Brace and Company, 1936) adl yaptnda bu noktay nasl ele aldna baknz. 109 olmayp insana yarar ilevlerin bozulmu olduunun iki belirtisidir-ler. Nevrotik bireyde ok kez ana belirti olarak alma yeteneksizlii ile karlayoruz. Uyarlanm kii diye adlandrlan insanda ise bolluk ve dinginlikten zevk alma konusunda bir yeteneksizlik ortaya kyor. Zorunlu etkinlik, tembelliin kart deil, tamamlaycdr. Her ikisi ise, reticiliin kartdr. retici etkinliin sakatlanmas ya etkinsizlikle ya da ar etkinlikle sonulanr. Alk ve bask, hibir zaman retici etkinliin koullar olamaz. Tersine, zgrlk, ekonomik gvenlik ve iinde emein insann yetilerinin anlaml bir dlamas olabildii bir toplum dzeni, insann glerinden retici olarak yararlanma konusundaki doal eilimine yardmc olan etkenlerdir. retici etkinlik, etkinlik ve dinginliin uyumlu bir ekilde yer deitirmeleri araclyla belirlenir. retici alma, sevgi ve dncenin olanak kazanmas, ancak, eer insan gerektiinde kendi kendisiyle yalnz ve dingin kalabiliyorsa sz konusudur. nsann kendi kendisini dinlemeye gcnn yetmesi, bakalarn dinlemeye gcnn yetmesinin de nkouludur. nsann kendi kendisini iyi tanmas ise bakalar ile iliki kurmasnn zorunlu kouludur. (4) Toplumsallama Sreci indeki Ynlenmeler Bu blmn banda deinmi olduumuz gibi, yaama sreci d dnyaya iki tr balanty, zmleme ve toplumsallama balantsn dile getirir. Bunlardan ilki, bu blmde ayrntl bir ekilde tartlm; M ikincisi ise, zgrlkten Ka'ta (Escape Fran Freedom) uzun uzun ilenmitir. Bu yzden burada yalnz ksa bir zetleme yapacam. Kiilik-aras balantlarn u trlerini birbirlerinden ayrd 30. Bu tartmaya, reticiliin daha tam bir betimlemesini yapabilmek iin, tm teki reticilik dlamalan ile birlikte ele alnan sevgi de katlmtr. 110 edebiliriz: Ortak-yaama balants, geri-ekilme ve ykclk balants, sevgi balants. Ortak-yaama balantsnda kii, bakalaryla iliki kurar ama, ya bamszln yitirir ya da bamszlna hibir zaman kavuamaz. O yalnzlktan kendisini baka birinin bir paras haline gelerek; ya onun tarafndan yutularak ya da onu yutarak kurtulur. Klinik olarak mazoizm diye betimlenen olayn kknde bunlardan ilki vardr. Mazoizm, insann bireysel znden kurtulma, zgrlkten kama ve kendisini bir bakasna balayarak gvenlik arama giriimidir. Bu tr bir bamlln ok eitli biimleri varr. O, zellikle kltrel kalplar bu tr bir ussallatrmay merulatrd zaman, zveri, dev ya da sevgi olarak ussallatrlabilir. Mazoist uralar bazan cinsel kilimlerle kark ve hazverici olabilirler (mazoist sapknlk). Mazoist uralar ok kez kiiliin bamszlk ve zgrlk isteyen blmleriyle ylesine eliirler ki, ac verici ve ikence yapc durumlar olarak duyumsanrlar.

Ortak-yaama balantsnn sadist ve etkin biimi olan bakalarn yutma itilimi, sevgi, ar koruyuculuk, hakl gsterilmi bask, hakl gsterilmi intikam v.b.g. her trden ussallatrmalarda grlr. O, ayn zamanda cinsel kilimlerle karm olarak cinsel sa-dizm eklinde de ortaya kar. Tm sadist drt biimleri, bir baka kii stnde tam bir bask kurma, onu yutma ve istencimizin gsz bir objesi yapma kilimine geri gtrebilir. Gsz bir insan stnde tam bir bask kurma, etkin bir ortak-yaam balantsnn temelidir. stnde bask kurulan kii, kendi bana bir erek olan bir insan olarak deil de kullanlacak, smrlecek bir ey olarak alglanp ilem grr. Bu yein istek, ykclkla ne kadar ok karrsa o kadar acmasz olur. Ama, kendisini ok kez sevgi klnda gsteren iyiliksever bask kurma da bir sadizmdir. yiliksever sadist objesinin zengin, gl, baarl olmasn istedii halde, bir tek eyi, objesinin zgr ve bamsz hale gelmesini ve bu nedenle onun olmaktan kurtulmasn tm gcyle engellemeye alr. Balzac, Yitirilmi Yanlsamalar'ada (Lost illusions) iyiliksever sadizmin etkileyici bir rneini verir. Bu kitabnda O, gen Luci111 en'le rahip klna girmi bir hapishane kakn arasndaki ilikiyi betimler. Rahip, intihar etmeye kalkm olan gen adamla biraz yaknlatktan hemen sonra unlar syler: Seni ben yerden kaldrdm. Sana yaam verdim. Sen tpk -Dou'nun peri masallarnda -frit'in insan ruhuna, bedenin ruha ait olmas gibi yani, yaratlann yaratcsna ait olmas gibi, bana aitsin. Ben, gl ellerimle sana iktidar yolunu aacam. Sana haz, onurlar ve bitmeyen lenlerle dolu bir yaam vaad ediyorum. Hibir zaman parasz kalmayacaksn. Prl prl parlayacak, gz kamatrc biri olacaksn. Mademki ben, isteklerin pislii iinde alaldm, senin baarnn gz kamatrc bir yaps olmasn gvence altna alacam. Ben, gc g uruna severim. Onlar yadsmak zorunda da olsam, senin nazlarndan ben de her zaman haz duyacam. Ksacas, seninle bir ve ayn kii olacam... Yarattm seveceim. Ona biim vereceim. Onu bir babann ocuunu sevdii gibi sevmek iin, bana yarar dokunacak ekle sokacam. Sevgili ocuum, arabanda senin yanna oturacam. Kadnlarla ilikilerinde kazandn baarlardan haz duyacam. 'Ben, bu yakkl gen adamm' diyeceim. Ortak-yaam balants, zgrlk ve btnln harcanmas pahasna da olsa, obje ile bir yaknlk ve ili dllk balantsdr. Oysa, bir ikinci balant tr olan geri-ekilme ve ykclk, bir uzaklama balantsdr. Bireysel gszlk duygusu, tehlike olduklar duyumsanan kimselerden geri-ekilmekle yenilebilir. Geri-ekilme, belli bir lye kadar her insann dnya ile balantsnn normal uyumunun bir blm; dnmek, almak, malzemeleri, dnceleri ve tutumlar yeniden ele alp ilemek iin bir zorunluluktur. Burada betimlenen olayda geriekilme, bakalaryla balantnn, ama olumsuz bir balantnn ana biimi oluyor. Geri-ekilmenin duygusal edeeri, bakalarna kar kaytszlk duymadr. Bu kaytszla ok kez bbrlenme duygusunu karlayan bir duygu elik eder. Geri-ekilme ve kaytszlk bilinli olabilir; ama bu, zorunlu deildir. Nitekim onlar bizim kltrmzde ounlukla yzeysel trden bir ilgi ve sokulganlkla maskelenirler. Ykclk, geri-ekilmenin etkin biimidir. Bakalarn yoketme kilimi, onlar tarafndan yokedilme korkusundan doar. Geri-ekilme ve ykclk, ayn trden bir balantnn edilgin ve etkin biimleri olduklarndan ok kez deiik oranlarda birbirlerine karm olarak bulunurlar. Ama, aralarndaki ayrm, ortak-yaam balantsnn etkin ve edilgin biimleri arasndaki ayrmdan daha byktr. Ykclk, reticiliin geriekilmeden ok daha yein ve tam bir ekilde engellenmesi sonucu ortaya kar. O, yaama itiliminin yozlamas; yaanmam yaam gcnn, yaam yoketme gcne dntrlmesidir. Sevgi, bakalarna ve kendine balln retici biimidir. O, sorumluluk, ilgi, sayg, bilgi ve teki insann byme ve gelimesi iin duyulan istei kapsar. ki insan arasnda, herbirinin btnln koruma koulu ile kurulmu yaknln bir anlatmdr. Buraya kadar sylenenlerden zmleme ve toplumsallama sreci iindeki eitli ynlenme biimleri arasnda belli baz yaknlklarn olmas gerektii kyor. Aadaki izelge, tarttmz ynlenmelerle aralarndaki yaknlklar gsteriyor.31

I ZMLEME I. retici-olmayan Ynlenme a) Aha ................................................. (fazia bal) (kabul edici) Mazoist b) Smrc........................................ Sadist (bakalarnn elinden alc) (yetkeci) c) stifleyici.......................................... Ykc (biriktiriri) (kendine fazla gvenen) . d) Pazarlayc....................................... Kaytsz (dei-toku yapc) (insafl) II. retici Ynlenme TOPLUMSALLAMA a t/ alkan................................................. Seven, usyrten 31. Parantez iindeki kavramlarn anlam bir sonraki blmde aklanacaktr. 112 F:8 113 Burada birka aklayc szce gereksinme olduu grlyor. Alc ve smrc tutum, istifleyici tutumdan deiik trde bir kiiler-aras balanty dile getirmekte. Hem alc hem de smrc tutumlar, gereksinme duyduklar eyleri, ister isteyerek ister zorla olsun, kendilerinden alabilecekleri kimselerle kendileri arasnda bir tr ili-dllk ve yaknlk kuruyorlar. Alc tutumda baat olan iliki; boyuneici, mazoist bir iliki: Eer gl olan kiiye boyun eersem o bana gereksinme duyduum her eyi verecektir. teki kii, bylece tm iyi eylerin kayna olmakta ve insan gereksindii her eyi ondan salamaktadr. Oysa, smrc tutum, genellikle sadist trden bir ilikiyi dile getirir: Eer ben, gereksinme duyduum her eyi baka birinden zor kullanarak alrsam, onu ynetmem ve kendi stnlmn gsz bir objesi haline getirmem gerekir. stifleyici trden iliki bu tutumlarn her ikisinin de tersine, teki insanlarda uzaklamay dile getirir. Bu ynlenme, her eyi bir d kaynaktan elde etme beklentisi stnde deil tketmeden, biriktirerek bir eylere sahip olma beklentisi stnde temellenir. Bu trden autoarchic bir gvenlik dizgesi iin, d dnya ile kurulan her yaknlk bir tehlikedir. stifleyici zyap, bakalar ile olan balantlarna ilikin sorunu ya geri ekilerek ya da - eer d dnyann kendisi iin ok byk bir tehlike olduunu hissederse - yokederek zmleme eilimini gsterecektir. Pazarlayc ynlenme de bakalarndan ayrlmaya dayanr. Ama, istifi ynlenmenin tersine, buradaki ayrlmann ykc olmaktan ok, dosta bir anlam vardr. Pazarlayc ynlenme ilkesinin tm, kolay iliki, yzeysel balant ve bakalarndan yalnz daha derin duygusal anlamda ayrlmaldr. (5) eitli Ynlenme Karmlar retici ve retici-olmayan ynlenmelerin deiik trlerini betimlerken, bu ynlenmeleri sanki onlar birbirlerinden kesinlikle ayrlm ayr varlklarm gibi ele aldm. Bu tr bir ilem, didaktik 114 amalar iin zorunluydu. nk, ynlenme karmlarn anlamaya almadan nce, tek tek her ynlenmenin doasn anlamamz gerekiyordu. Buna karm, gereklikte biz, herzaman karmlarla i grrz. nk, bir zyap hibir zaman, reticiolmayan ynlenmelerden ya da retici ynlenmelerden yalnzca birini gstermez. tekileri de hesaba katar. eitli ynlenme birleimleri arasndan retici-olmayan ynlenmelerin kendi aralarnda yaptklar karmlarla, yine retici-olmayan ynlenmelerin retici ynlenmelerle yaptklar karmlar birbirinden ayrmamz gerekir. retici olmayan ynlenmelerin kendi aralarnda yaptklar karmlarn bazlarnn birbirleriyle belli yaknlklar vardr. rnein, alc ynlenme, istifi ynlenmeden ok smrc ynlenme ile karr. Alc ve smrc ynlenmelerin ortak olan yanlar, objeye yaknlklardr. Oysa istifi ynlenmede bu- -nun tersi, kiinin objeden uzaklamas szkonusudur. Ama, ok az yaknl olan

ynlenmeler bile sk sk bir karm oluturabilirler. Bir insann zelliklerini dile getirmeyi istediimizde bunu genellikle, onun baat olan zyaps araclyla yapmamz gerekir. retici-olmayan ynlenmelerle retici ynlenmeler arasndaki karmn daha ayrntl bir ekilde tartlmas gerekir. Hi kimsenin ynlenmesi tmyle retici olamad gibi, reticilikten tmyle yoksun olan hi kimse de yoktur. Ama, retici ve retici-olmayan ynlenmelerin her insann zyap dzenindeki karlkl arlklar ayr ayrdr ve bu arlk, retici-olmayan ynlenmelerin niteliini belirler. retici-olmayan ynlenmelerin yukardaki betimlemesinde, onlarn bir zyap dzeninde baat olduklar varsaylmtr. imdi buna iinde retici ynlenmenin baat olduu bir zyap dzenindeki retici-olmayan ynlenmelerin niteliklerini de gz nne alan daha nceki bir betimlemeyi eklememiz gerekiyor. retici-olmayan ynlenmeler burada, baat olduklar zamanki gibi olumsuz anlamda deil, deiik ve yapc nitelikte ele almyorlar. Gerekte, retici-olmayan ynlenmeler, daha nce betimlemi olduumuz gibi, kendi balarna yaamn normal ve zorunlu birer paras olan 115 ynlenmelerin yozlam biimleri diye grlebilirler. Her insan, yaamm srdrebilmek iin, bakalarndan bir eyler kabul etmek, bir eyler almak, biriktirmek ve bu eyleri dei-tokus yapabilmek zorundadr. nsan, ayn zamanda yetkeye uyabilmeli, bakalarna yol gsterebilmeli ve kendi yetkesini gsterebilmelidir. Ancak, onun nesneler elde etme ve bakalaryla balant kurma yntemi, eer temelden retici-olmayan bir yntemse, o zaman, kabul etme, alma, biriktirme ya da dei-toku yapma gc, baat elde etme yollar olan ele geirme, smrme, istifleme ya da pazarlama gcne dnr. retici yn ar basan bir insanda toplumsal balantnn retici-olmayan biimleri (yani, ballk, yetke, insafllk, iddiaclk,) retici-olmayan yn ar basan birinde boyuneme, bask kurma, geri-ekilme ve ykcla dnr. Bu yzden, retici-olmayan ynlenmelerin herbirinin tm zyap dzenindeki reticilik dzeyine uygun bir olumlu bir de olumsuz yan vardr. eitli ynlenmelerin olumlu ve olumsuz yanlarn gsteren 119., 120. sayfadaki liste, bu ilkeye bir rnek olabilir. Olumlu ve olumsuz yanlar iki ayr belirti snf deildir. Bu zelliklerden her biri, egemen olan retici ynlenme dzeyi tarafndan belirlenmi bir btn iindeki bir nokta olarak betimlenebilir. rnein ussal-dizgesel dzenlilik, reticilik dzeyi yksek olduu zaman szkonusudur. reticilik dzeyi dnce, bu dzenlilik, giderek daha ok kendi amacn yokeden usd ve bilgilik taslayan zorunlu bir dzenlilie dnerek yozlar. Ayn durum, yaam dolu olutan ocuksulua ya da gururla olutan kendini beenmeye dnme iin de geerlidir. Yalnz temel ynlenmeleri gznne aldmzda her bireyde: 1) retici-olmayan ynlenmelerin ilgili arlklarna gre, eitli biimlerde karmalar; 2) Herbirinin kendisinde varolan reticilik oranna gre, nitelik deitirmesi; 3) Deiik ynlenmelerin etkinliin zdeksel, duygusal ve dn116 sel alanlarnda deiik gte i grmesi olgusunun neden olduu, artc bir eitlilikle karlarz. Eer kiilik tablosuna deiik yaradllar ve becerileri eklersek bu temel elerin grnlerinin bizi kiilikte sonsuz sayda eitlemelere doru gtrdn kolaylkla dorulayabiliriz. ** 117 ALICI YNLENME (KABUL EDC) Olumlu Yan Olumsuz Yan kabul edicilii edilginlii, kiisel giriimi bulunmay duygululuu grsz oluu candan balanmas boyun emesi alak gnlll gurursuz oluu ekicilii asalak oluu

uyumluluu ilkesiz oluu toplumsal bakmdan uyarlanabilmesi kle gibi, kendine gvensiz olmas lkcl gereki olmamas duyarll korkak oluu nezaketi her renge brnr (karaktersiz) oluu iyimserlii safa, kendinden yana yoran biri oluu gvenmesi kolayca aldanan biri oluu sevecenlii an duygusall SMRC YNLENME (ALICI) Olumlu Yan Olumsuz Yan etkinlii kiisel giriimde bulunabilmesi isteklerde bulunabilmesi gururlu oluu atlgan oluu kendine gvenmesi byleyicilii smrcl saldrganl ben-iinci olmas kendini beenmesi dncesizlii kstaha marur oluu batan kana oluu 119 STFLEYC YNLENME (BRKTRC) Olumlu Yan Olumsuz Yan beceriklilii hesabn bilmesi dikkatlilii ekingenlii sabrl oluu ll oluu soukkanll baskya dayankll dzenlilii yntemli almas iten ball dgc olmayan biri olmas cimrilii kukuculuu soukluu uyuukluu kaygll inatl tembellii durgunluu bilgilik taslamas saplantl oluu benimseyicilii PAZARLAYICI YNLENME (DEt-TOKU YAPICI) Olumlu Yan Olumsuz Yan kendisine ama koymas deiebilmesi yaamdolu oluu ileriye bakmas ak fikirlilii insanlar sevmesi deneycilii yeterlilii merakll zeks uyabilirlii hogrl oluu nktecilii cmertlii 120 frsat oluu tutarszl ocuksuluu gemii ya da gelecei olmamas ilkeleri ve deerleri olmamas yalnz kalamamas amasz oluu grecelii, gereinden fazla

etkin oluu patavatszl aydn gibi grnmesi ayrm gzetmemesi kaytszl gln oluu tutumsuz oluu BLM IV NSANCI (HMANST) AHLAK FELSEFESNN SORUNLARI Erdemin insan'm kendisine kar olan ykmllklerini yerine getirmekle, erdemsizliin ise kendini yozlatrmakla zde olduunu syleyen insanc ilkeye kar ne srlen en ak sav, gerekte ahlak felsefesinin amac bencilliin yenilmesi olmak gerekirken, bizim kendini-dnme ve bencillii insansal davrann kural yaptmza ve dahas insan'in ancak yaptrmlar ve yetkelerden duyduu korkuyla gem vurulabilecek doutan ktln grmezlikten geldiimize ilikin grtr. Bu sav, yle de dile getirilebilir: nsan, doutan kt olmasa bile, srekli olarak hazz aramyor mu? Haz-zn kendisi ise ahlak felsefesinin (etiin) ilkelerine kart ya da en azndan kaytsz deil mi? Trelbilin (vicdan), insann erdemli eylemde bulunmasna neden olan tek etkili ge deil mi? Acaba trelbilin insanc ahlak felsefesindeki yerini yitirmedi mi? Bu ahlak felsefesinde inancn da sanki yeri yokmu gibi grnmekte. Oysa, ahlaksal davrann zorunlu temeli inan deil midir? Bu sorular, insan doasna ilikin belli varsaymlar dile getirirler ve insann mutluluk ve gelimesinin salanmasyla; bu nedenle de, insan bu eree gtren ahlaksal kurallarla ilgilenen her ruhbilimcinin karsna karlar. Ben bu blmde, tnsan Doas ve zya-p balkl blmde kuramsal temelleri hazrlanm olan psikanali121 tik verilerin altnda bu sorunlar ele alma giriiminde bulunacam. I. Bencillik, Kendini-sevme ve kendi karn kollama Komunu kendin gibi seveceksin -ncil Modern kltr, bencillie konulan bir yasakla dopdoludur. Bize bencilliin gnah, bakalarn-sevme'ninse bir erdem olduu retilir. Hi kuku yok ki, bu reti, insandaki en gl ve meru kilimin bencillik olduu ve bireyin bu kanlmaz itilimi izleyerek ortak mutlulua en iyi ekilde katkda bulunduu retisini savunan modern toplumun uygulamasyla apak bir eliki iindedir. Ama, bencilliin ktln kayna; bakalarna duyduumuz sevginin ise en yksek erdem olduunu ne sren reti hala gl bir retidir. Burada bencillik, kendini-sevme1 ile hemen hemen eanlamda kullanlmaktadr. Seeneklerimiz, bir erdem olan bakalarn-sev-me; ya da bir gnah olan kendinisevme'dir. Bu ilke, klasik anlatmn insan temelden kt ve gsz kabul eden Calvin'in tanrbiliminde bulmutur. Bu tanrbilime gre, insan kendi zgcne ya da deerine dayanarak hibir ey baaramaz. Calvin, Biz, kendi kendimizin sahibi deiliz diyor. Bu yzden, ne usumuzun ne de kendimizin sahibiyiz. yleyse, bizim iin uygun olan eyin ne olduunu aramay kendimize bir erek olarak koymayalm. Biz, kendi kendimizin sahibi deiliz. Bu yzden, kendimizi ve bize ait olan hereyi olabildiince unutalm. Biz, kendimize deil, Tann'ya aitiz. Bu nedenle, Onun iin yaayalm ve lelim. nk, insanlar krp geiren en korkun belalardan biri, onlarn kendi balarna hareket etmeleri olduu halde, biricik kurtulu sna da kendikendine hibir eyi bilmeye ya da istemeye almamak, yalnzca bize yol gsteren Tanr'nn nderliini kabul I etmektir.2 nsan yalnz kendi saltk (mutlak) hiliini bilmekle kalmamal; kendi kendisini aalamak iin hereyi yapmaldr. nk, eer sahip olduunuz bir eyler bulunduunu dnrseniz ben o zaman buna alakgnlllk demem... Biz kendimizde bir yetkinlik olduu varsaylan hereyi tmyle aa grmediimiz zaman, kendimizi dnmemiz gerektii gibi dnemeyiz. Bu alak gnlllk, kendi sefaleti ve gszlne ilikin ar bir duygu altnda ezilmi bir ruhun yapmacksz boyun emesidir. nk, Tanr sznde alakgnllln biricik betimlemesi budur.3

Bireyin hiliinin ve ktlnn bu eklide vurgulanmas, kendisine ilikin beenebilecei ve sayg gsterecei hi bir eyin bulunmadn dile getirir. Bu reti, kendini kk grmekten ve kendinden nefret etmekten kaynaklanmaktadr. Calvin bu noktay ok ak bir ekilde dile getiriyor: kendini-sevme'den bir veba4 diye szediyor. Eer birey, kendisinde haz duyduu bir g bulursa, Calvin bu gnahkr kendini-sevme'yi yanl yola yneltici sayyor. nsann kendinden honut olmas, bakalarna ilikin yarglar vermesine ve onlar aa grmesine neden olacaktr. Bu yzden, insann kendini ya da kendinde bulunan herhangi bir eyi beenmesi, en byk gnahlardan biridir. Kendini-sevme'nin bakalarn sevmeyi5 1. Bkz. E. Fromm, Selfishness and Self-love (Bencillik ve Kendini-sevme) Psychiatry Kasm, 1939. Bencillik ve kendini-sevme'ye ilikin aadaki tartma, daha nceki bu makalemin ksmen yinelenmesidir. 2. Johannes Calvin, Institutes of the Christian Religion, ev. John Allen (Philadelphia: Presbyterian Board of Christian Education, 1982) zellikle Kitap III. Bl. 7 s.619. nk, nsanlar krp geiren... den itibaren eviri tarafmdan Latincesinden yaplmtr. E.F. (Bkz. jo-hannes Calvin, Institutio Christianae Religionis. Editionem curavit, A. Tholuk, Berolini, 1935) Par. I s.445 3. a.g.k. Bl. 12. Ks. 6, s.681 4. a.g.k. Bl. 7. Ks. 4. s.622 5. Ama, ncil'in temel retilerinden biri olduu halde insann komusunu sevmesinin bile, Calvin tarafndan nemine uygun olarak ele alnmadna dikkati ekmek gerekir. Calvin ncil'le apak bir eliki iinde unlar sylyor: Skolastiklerin inan ve umuda kar sevginin stnln ne srmeleri yalnzca canskc bir imgelemin dalgnldr. Bl. 24 Ks. 1 s.531 122 123 dtalad ve bencillikle zde olduu varsaylmaktadr.6 Calvin ve Luther tarafndan savunulmu olan insan grnn modern Bat toplumunun gelimesi stnde ok byk bir etkisi olmutur. Onlar, iinde insann kendi mutluluunun yaamn erei olarak grlmedii; insann, kendisinin tesinde erekler, rnein tm gleri kendinde toplayan Tanr ya da Tanr'dan daha az gl olmayan laiklemi yetkeler ve kurallar (yani, devlet, i, baar gibi) iin bir ara, bir yardmc haline geldii bir tutumun temellerini atmlardr. nsann hibir zaman yalnzca bir ara olarak ele alnmamas, onun kendi bana bir erek olmas gerektii gr ile Aydnlanma dneminin en etkili ahlak felsefecisi saylan Kant bile, kendi-ni-sevme sz konusu olduunda, Calvin ve Luther'in yarglayc ve olumsuz yaklamlarn benimsemektedir. Ona gre, bakalarnn mutlu olmalarn istemek bir erdemdir. Ama, insann kendi mutluluunu istemesi, bu zaten insan doasnn bir itilimi olduu ve doal bir itilim olumlu bir etik deere sahip olamayaca7 iin, ahlak felsefesi ile ilgisi olmayan bir konudur. Kant, insann mutluluk isteminden vazgememesi gerektiini kabul ediyor. Bu ksmen salk, zenginlik ve benzeri gibi eylerin insann devini yerine getirmesi iin zorunlu aralar olabilmelerinden, ksmen de mutluluk eksiklii nin -yoksulluun- insan devini yerine getirmekten alkoyabilmesin-den domaktadr.8 Ama, insann kendini-sevme'si, kendi mutluluu iin ura vermesi, hibir zaman bir erdem olamaz. Etik bir ilke olarak insann kendi mutluluu iin aba gstermesi, yalnzca yanl olmas yznden deil, ama ahlakllk iin salad drtlerin 6. Luther bireyin tinsel zgrln vurgulayan bir dnr olduu halde, Calvin'inkinden pek ok bakmlardan farkl olan Tanrbiliminde insan konusunda ayn temel gszlk ve hilik kansn paylamaktadr. 7. Bkz. . Kant, Kant's Critique of Practical Reason and Other Works on the Theory of Ethics, ev. Thomas Kingsmill Abbott (New York: Longmans Green and Co, 1909) Ks. I, Kit, I, Bl. I, Par. VIII, II. Dnce, S. 126. 8. a.g.k. zellikle Ks. I Kit. I. Bl. Ill s. 186 124 ahlaklln temelini rtc ve yceliini ortadan kaldrc drtler olmalar yznden de en fazla kar klabilecek9 ilkelerden biridir.

Kant, hep kendini dnme (egotism), kendini-sewne (self-love), philatia insann kendisi iin iyilik etmesi- ve kstaha gurur, yani insann kendini beenmesi arasnda bir ayrm yapyor. Ama, ussal kendini-sevme bile etik ilkelerle snrlandrlmal; insann kendini beenmesi yreksizlendirilmeli ve birey kendisini ahlaksal yasann kutsall ile karlatrdnda kk grmelidir.10 nsan, en yksek mutluluu, devini yerine getirmekte bulmaldr. Ahlaksal ilkenin ve bundan tr de insann mutluluunun gereklemesi, ancak genel btn iinde, yani ulus ya da devlet iinde olanakldr. Ama* devletin yarar - ve salus rei publicae suprema lerx est -vatandalarn yarar ve mutluluklaryla - zde deildir.11 Bireyin btnselliine Calvin ya da Luther'in gsterdiinden daha byk bir sayg gstermesine karn Kant, en despota ynetimler altnda bile insann bakaldrma hakk bulunmadn sylyor. Ona gre, hkmdar iin bir tehlike oluturan bakaldrc en az lm cezas ile cezalandrlmaldr.2 Kant, insan doasndaki doal ktlk eilimini vurguluyor.13 Bu eilimin bastrlmas iin ahlak yasas, kategorik buyruk gereklidir. Yoksa insan, bir canavara dnr; insansal toplum da yabanl bir kargaa iinde sona erer. 9. Fundamental Principals of the Metaphysic of Morals, Ks. II s. 61 10. a.g.k. Ks. I Kit. I, Bl. Ill s.165 11. Immanuel Kant, Immanuel Kant's Werke, (Berlin: Cassirer) zellikle Bkz. Der ^.echtslehre Zweiter Teil I. Abschnitt, par. 49 s. 124. Bu para metnin I. W. Semple tarafndan ngilizceye yaplan evirisinde atlanm olduu iin (Edinburgh: 1871 The Metaphysic of Ethics) ben Almancasmdan evirdim. E.F. 12. a.g.k. s.126 Almancasmdan evirdim. E.F. 13. Karlatrrz, immanuel Kant, Religion within the Limits of Reason Alone ev. T.M. Greene ve H. Hudson (chicago: Open Court, 1934. Kitap 1) 125 Aydnlanma Dnemi felsefesinde bireyin mutluluk istei baka dnrler, rnein Helvetius tarafndan, Kanttan ok daha gl bir ekilde vurgulanmtr. Modern felsefede bu eilim en kktenci anlatmm Smer ve Nietzsche'de bulmutur.14 Ama Onlar, bencilliin deeri konusunda Calvin ve Kant'm grne kart bir tutum aldklar halde, insann bakalarna duyduu sevgi ile kendisine duyduu sevginin karlkl seenekler olduklar varsaymnda Calvin ve Kant'la uyumaktadrlar. Stirner ve Nietzsche bakalar iin duyulan sevgiyi zayflk ve zveri olarak sulayp hep kendini dnme, bencillik ve z sevgisini erdem olarak kabul ediyorlar. (Ancak onlar da bencillik ve zsevgisini birbirinden aka ayrdetmedikleri iin ileri kartryorlar.) Stirner diyor ki, Burada, sevgi ilkesi deil, bencillik ve benlikilik karar vermelidir. nk iustitia da bir sevgi olay, sevginin bir rndr. Sevgi, yalnzca vermeyi bilir ve zveri bekler. s Stirner tarafndan sulanan bu sevgi tr, bireyin kendisini kendi dndaki baka birinin ya da baka bir eyin amalarn gerekletirmek iin bir ara klan mazoist bamllktr. O, bu sevgi anlayna kar karken sorunu abartmaktan ve tartmaya ok ak bir formlletirmeden kanamamtr. Stirner'in ilgilendii alumlu ilke,16 Hristiyan Tanrbiliminin yzyllar boyu srp giden, 14. Bu blm ok uzun tutmamak iin yalnz modern felsefi gelimeyi ele alyorum. Felsefe rencileri, Aristoteles ve Spinoza'nm ahlak felsefelerinin de Calvin'in gryle arpc bir kartlk halinde, kendi-ni-sevme'yi bir ktlk deil, bir erdem saydklarm bilir. 15. Max Stirner, The Ego and His Own, ev. S. T. Byington (London: A.C. Fifield, 1912) s. 339 16. rnein, Onun pozitif formlletirmelerinden biri yledir: Ama, insan yaam nasl kullanr? Onu tketirken insan bir mum gibi yanar. Yaam hazz, yaam yaayarak tketmedir. F. Engels, Stirner'in formlletirmelerinin tekyanllm ok ak bir ekilde grm ve insann kendisine duyduu sevgi ile bakalarna duyduu sevgi arasnda bir seim yapmasna ilikin yanl seenein stesinden gelme giriiminde 126 kendi ann egemen akm olan Alman dealizminde de canl bir ekilde kendisini gsteren bir tutumuna kartt. Bu tutum bireye olabildiince boyun

edirtiyor ve insan dndaki bir g ve ilkeyi kendi oda yapp bu g ya da ilkenin tutsa oluyordu. Stirner, Kant ve Hegel kadar byk bir filozof deildi. Ama, idealist felsefenin somut bireyi yadsyan ve bylece saltk devletin insan stnde ezici bir g olarak kalmasna yardmc olan yanna kktenci bir ekilde bakaldracak yiitlie sahipti. Nietzche ile Stimer arasnda pek ok ayrmlar bulunmasna karn, onlar bu noktada birbirlerine ok benzemektedirler. Nietzche de sevgi ve zgecilii (alturizmi) zayflk ve kendini-yadsma anlatmlar olarak sular. Nietzsche'ye gre, sevgi aray, istedikleri ey iin savamaya gleri yetmeyen, bundan tr, onu sevgi araclry-la elde etmeye alan klelere zg bir araytr. Bu yzden, zgecilik ve sevgi, insanlk iin bir yozlama gstergesi olmutur.17 Nietzsche'ye gre iyi ve salkl bir aristokrasinin z, kendi karlar iin saysz insan hi sululuk duygusu duymadan feda etmeye hazr olmasdr. Toplumun, aracl ile sekin kiilerin kendilerini daha byk devlere ve genelde daha stn bir varolua ykseltebilecekleri bir temel ve yap iskelesi olmas gerekir.18 Bu kmseme ve hep kendini-dnme ruhunu belgelemek iin daha pek ok bulunmutur. Engels Marks'a yazd ve iinde Stirner'in kitabn kar-tt bir mektupta unlar syler: Ama, eer bizim dndmz insansal insann asl temeli somut ve gerek birey ise, insan sevgimizin temelinin de insann hep kendini dnmesi (egotism) olduu -ancak burada yalnz Stirner'in szn ettii usun egotizminin deil, ayn zamanda yrein egotizminin de bulunduu apaktr. Marks-Engels Gesamtausgabe (Berlin: Marks-Engels Verlag, 1929) s.6 17. Friedrich Nietzsche, The Will to Power, ev. Anthony M. Ludovici (Edinburgh and London: T.N. Foulis, 1910), 246. 326. 369, 373 ve 728 nolu drtlkler. 18. Friedrich Nietzsche, Beyond the Good and Evil, ev. Helen Zimmer (New York: The Macmillan comp, 1907) 258 nolu drtlk. 127 alntlar eklenebilir. Bu dnler ok kez Nietzsche'nin felsefesi olarak anlalmlardr; ama onlar Nietzsche'nin felsefesinin gerek zn temsil etmezler.19 Nietzsche'nin kendisini yukarda gsterilen ekilde dile getiriinin eitli nedenleri vardr. Stirner'inki gibi Onun felsefesi de her-eyden nce, empirik bireyi kendi dndaki glere ve ilkelere boyun edirten felsefi gelenee kar bir tepki, bir bakaldrdr. Onun abartlm szler syleme eilimi, bu tepkici nitelii gsterir. kinci olarak, Nietzsche'nin kiiliinde Onun st-insan bir tepki biimlendirmesi olarak vurgulamasna neden olan gvensizlik ve kayg duygular bulunmaktadr. Son olarak, Nietzsche evrim kuramndan ve bu kuramn en gllerin yaamlarn srdrmelerini vurgulamasndan etkilenmitir. Bu yorum Nietzsche'nin bakalar-m-sevme ile kendini-sevme arasnda bir eliki bulunduuna inand olgusunu deitirmez. Onun grleri yine de bu yanl ikiye-b-lnmln stesinden gelebilecek nveyi iermektedir. Nietzsche'nin saldrd sevgi, insann kendi gcnden deil, zayflndan kaynaklanan sevgidir. O Komunuzu sevmeniz, kt bir kendini-zi-sevme'dir. Kendinizden komunuza kaarsnz ve bir erdem yaratmak istersiniz bundan. Ama, zgeciliinizin i yzn bilirim ben. dedikten sonra kesinlikle ekliyor: Kendi kendinize katlanamyor ve kendinizi yeterince sevmiyorsunuz20 Nietzsche'ye gre, birey ok byk bir nem tamaktadr21 st-insan, almak iin vermeyen; iyi yrekli davranarak ykselmeyi istemeyen: -gerek iyilik rnei diye, bir ncl olarak kiinin zenginliini 'sap savurma-yaj'; gerek iyilie, soylulua ve ruh yceliine sahip olan kiidir.22 Nietzsche bu dncesini Zerdt Byle Dedi (Thus Spake Zarathustra) adl kitabnda da Kimi kendisini arad 19. Bkz. G. A. Morgan, What Nietzsche Means, (Cambridge: Harvard University Press, 1943) 20. Friedrich Nietzsche, Thus Spake Zarathustra, ev. Thomas Common (New York: Modern Library) s.75 21. The Will to Power, 785. drtlk. 22. a.g.k. 935. drtlk. 128

iin gider komusuna, kimi de kendisini yitirmek istediinden...23 tmcesiyle dile getirmektedir. Bu grn z udur: Sevgi, bir zenginlik olaydr. Sevginin ncl ise, onu verebilecek bireyin gcdr. Sevgi, evetlemek ve reticiliktir. O, sevileni yaratmak ister.24 Bir baka insan sevmek, yalnzca bu isel gten doduu zaman bir erdemdir. Ama sevgi, insann kendisi olma konusundaki temel gszlnn bir anlatm olduunda, bir ktlktr.25 Ancak, Nietzsche'nin kendini-sevme arasndaki iliki sorununu zmlenmemi bir atk (an-tinomi) olarak brakt da bir gerektir. Bencilliin baktlk olduu ve insann kendini-sevme'sinin bakalarn sevmesini dtalad retisi, hibir ekilde Tanrbilim ve felsefe ile snrl kalmam aslnda tm toplumsal dnce alama aralar tarafndan olduu kadar, evde, okulda, sinemalarda, kitaplarda da yaylan beylik dncelerden biri haline gelmitir. Bencil olma! tmcesi birbirini izleyen kuaklardaki milyonlarca ocuu etkilemitir. Tmcenin anlam biraz belirsizdir. nsanlarn ou, onun bakalarna hibir ilgi duymayan bencil dncesiz biri olmama anlamna geldiini syleyeceklerdir. Gerekte bu tmce, genellikle bundan daha fazlasn dile getirmektedir. Bencil olmamak, insann istediini yapmamasn, kendi isteklerinden yetke sahibi olanlar uruna vazgemesini gsterir. Bencil olma! tmcesi son zmlemede alvinizmde sahip olduu ayn ok anlamlla sahiptir. O, apak anlam yannda kendi kendini sevme!, kendi kendin olma!, ama kendini dndaki ve senden daha nemli olan bir gce yada onun iselletirilmesi olan deve teslim et anlamna 23. Thus Spake Zarathustra, s. 76 24. a.g.k. s.102. 25. Bkz. Friedrich Nietzsche, The Twilight of Idols, ev. A.M. Ludovici (Edinburgh : T.N. Foulis, 1911) 35. drtlk; Ecco Homo, ev. A.M. Ludovici (New York: The Macmillan comp., 1911), 2. Drtlk; Nachlass, Nietzsche's Werke, (Leipzig: A. Kroener), s.63-64. F:9 129 gelir. Bencil olma! tmcesi, kiiliin kendiliindenliini ve zgr geliimini bastrmada kullanlan en gl ideolojik aralardan biri olur. Bu savszn basks altnda bulunan insandan her zveride bulunmas ve tam anlamnda teslim olmas istenir. Ancak bireye deil ama onun dndaki bir kimseye ya da bir eye hizmet eden eylemler, bencil-olmayan eylemler saylr. Bu tablonun belli bir anlamda tek yanl olduunu yinelememiz gerekiyor. nk, modern toplumda insann bencil olmamas gerektii retisinin yannda tam kart olan grn de propagandas yaplmakta: Kendi yararn aklndan kartma, senin iin en iyisi ne ise ona gre eylemde bulun; bunu yaptn zaman, tm teki insanlarn da en yksek yarar iin eylemde bulunuyor olacaksn denilmektedir. Aslnda, bencillik genel mutluluun temelidir dn, yarmac toplumun zerine kurulmu olduu ilkedir. Ayn kltrde bylesine apak eliik iki ilkenin yanyana retilmesi artcdr ama gerek olduu konusunda hi kukuya yer yoktur. Bu elikinin bir sonucu, bireyde yaratt aknlktr. ki reti arasnda birbirine ters duygularla kvranan birey, kiiliini btnletirme sreci iinde ciddi bir ekilde engellenir. ada insann aknlk ve aresizliinin en nemli kaynaklarndan biri, bu karklktr.26 nsann kendisini-sevme'sinin bencillikle zde; bunun kart seeneinin ise, bakalarn sevmek olduu retisi, Tanrbilmi, felsefe ve popler dncede yaygnlamtr. Ayn reti, Freud'un zseverlik (Narsisizm) kuramnda bilimsel bir dille ussallatrlm-tr. Freud'un gr belirli miktarda bir cinsel gc (libidoyu) nceden varsayar. Bebekte libidonun tm, kendi nesnesi olarak kendisine ynelmitir. Bu, Freud'un adlandrd ekliyle birincil zseverlik evresidir. Bireyin gelimesi srasnda libido insann kendinden baka nesnelere doru ynelmektedir. Eer insan, nesne 26. Bu nokta, Karen Horney tarafndan The Neurotic Personality of Our Time (New York W.W. Norton comp., 1937) (amzn Tedirgin nsan) da ve Robert S. Lynd tarafndan Knowledge for What Princeton: Princeton University Press, 1939) (Ne iin Bilgi?) da vurgulanmtr. 130

ilikilerinde engellenirse libido nesnelerden geriye ekilip yine insann kendisine ynelir. Bu, ikinci zseverlik evresi diye adlandrlr. Freud'a gre, sevgimi d dnyaya ne kadar ok yneltirsem, kendime olan sevgim o kadar azalr. O, sevgi olayn bu nedenle, kendini-sevme'nin yoksullatrlmas olarak betimler. nk, tm libido insann kendi dndaki bir nesneye yneltilmektedir. imdi, burada u sorunlar douyor: Ruhbilimsel gzlem, ken-dini-sevme ile bakalarn-sevme arasnda temelde bir eliki ve nbetlee deiim bulunduu savn destekliyor mu? nsann kendini sevme'si bencillikle ayn olay mdr? Yoksa onlar, birbirinin kart mdrlar? Ayrca, ada insann bencillii acaba tm dnsel, duygusal ve duyusal gizil gleriyle gerekte bir birey olarak kendisi iin duyduu bir ilgi midir? ada insan, sosyo-ekonomik rolnn bir ikinci paras haline gelmemi midir? Onun bencillii, kendini-sevme ile zde midir yoksa kendini-sevmemesinden mi kaynaklanmaktadr? Bencilliin ve kendini-sevme'nin ruhbilimsel ynlerini tartmaya balamadan nce, bakalarna duyulan sevgi ile insann kendisine duyduu sevginin birbirlerini karlkl olarak dtaladklar konusundaki mantksal yanlmann vurgulanmas gerekmektedir. Bir insan olduu iin komumu sevmem eer bir erdem ise, ben de bir insan olduum iin, kendimi-sevmem -bir ktlk deil -bir erdem olmaldr. ine benim de girmediim hibir insan kavram yoktur. Beni dtalayan herhangi bir reti, aslnda kendisinin elikili olduunu kantlar. ncil'de Komunu da kendin gibi sev! tmcesinde dile getirilen dn, insann kendi btnlne ve biricikliine duyduu saygnn, kendi zn sevmesi ve anlamasnn bir baka bireye duyulan sayg, sevgi ve anlaytan ayrlamayaca anlamna gelir. Kendi 'ben'im iin duyduum sevgi, baka her 'ben' iin duyduum sevgi ile ayrlmaz bir ekilde balantldr. imdi sra savmzn sonularnn dayand temel ruhbilimsel ncllere geldi. Bu ncller genellikle yle dile getirilir: Yalnz bakalar deil, biz kendimiz de duygu ve tutumlarmzn nesneyiz131 dir. Bakalarna ve kendimize kar takndmz tutumlar elikili olmak bir yana, temelde balantldrlar. Tarttmz sorun asndan bu, u anlama gelir: Bakalar iin duyulan sevgi ile kendimize duyduumuz sevgi, kart seenekler deildir. Tersine, bakalarm sevme gc olan herkesde bir kendine kar sevgi duyma tutumu da bulunacaktr. nsann kendi beni ve nesneler arasndaki balant sz konusu olduu srece sevgi, ilkece aymlamaz. Gerek sevgi, reticiliin anlatm olup zen, sayg, sorumluluk ve bilgiyi kapsar. O, biri tarafndan etkilenmi olma anlamnda bir etkilenim olmayp insann kendi sevme gcnden kaynaklanan ve sevilen kiinin gelime ve mutluluunu gzeten etkin bir abadr. Sevmek, insann sevme gcnn bir anlatmdr. Birini sevmek, bu gcn bir kii ile ilgi iinde gereklemesi ve 'insann dnyada sevebilecei bir tek kii bulunduu ve o kiiye rastlamann yaamdaki en byk ans olduu' gr doru deildir. Byle birine rastland zaman ona duyulan sevgi sonucu, baka herkesi sevmekten vazgeildii de doru deildir. Yalnz bir kii ile ilgi iinde yaanabilen bir sevgi, bu ynyle, sevgi olmadn, ortak-yaamsal bir balant olduunu gsterir. Sevginin ierdii temel olumlama, zce insansal niteliklerin canl rnei olarak sevilen kiiye doru yneltilir. Bir kiiyi sevme, insan sevgisini de dile getirir. William James'in adlandrd ekliyle insann araclyla ailesini sevdii, ama yabanclara kar hibir duygu duymad iblm tr, sevme konusundaki temel bir gszln gstergesidir. nsan sevgisi, ok kez varsayld gibi, belirli birine duyulan sevgiden sonra ortaya kan bir soyutlama deil, bu sevginin ncldr. Ama, genetik bakmdan insan sevgisi belli bireyleri sevmekle kazanlr. Buradan, ilkece benim kendi zmn de bir baka insan kadar sevgimin nesnesi olabilecei sonucu kyor. nsann kendi yaamn, mutluluunu, gelime ve zgrln evetlemesi, sevme, gcnden, yani zen, sayg, sorumluluk ve bilgisinden kaynaklanr. Birey eer retici bir ekilde sevme gcne sahipse kendisini de sever. Eer o, yalnzca bakalarm sevebiliyorsa, hi sevemiyor demektir. 132

nsann kendini-sevmesi ile bakalarm-sevme'sinin ilkece balantl olduu kabul edildiinde, bakalar iin duyulan her gerek ilgiyi ak bir ekilde dtalayan bencillii nasl aklarz? Bencil kii, yalnz kendine ilgi duyar. Hereyi kendisi iin ister. Vermekten deil, yalmzca almaktan haz duyar. D dnyaya ondan ne elde edebileceini dnerek yaklar. Bakalarnn gereksinmelerine ilgi, onur ve btnlklerine sayg duymaz. Kendisinden baka hi bir eyi gremez. Herkesi ve hereyi kendisine olan yarar ynnden yarglar. O, temlede, sevme konusunda gszdr. Bu, bakalarna duyulan ilgi ile insann kendisine duyduu ilginin kamlamayan kart seenekler olduklarm kantlamaz m? Eer bencillik ve kendini-sev-me zde olsayd bu doru olabilirdi. Ama, sorunumuzla ilgili bir yn yanl sonulara yol aan aslnda bu yanl zdeletirme olmutur. Bencillik ve kendini-sevme, zde olmalar bir yana, gerekte kartdrlar da. Bencil kii, kendisini ok fazla deil, ok az sever; aslnda kendisinden nefret eder. reticilikten yoksun olduunun anlatmlarndan yalnzca biri olan bu 'kendi iin zen duyma' ve kendinden honut olma yoksunluu onu bombo ve engellenmi brakr. O, bunun zorunlu sonucu olarak, mutsuzdur ve yaamdan kendi kendisini erimekten engelledii doyumlar kapmak iin tutkulu bir kayg duyar. Kendisine ok fazla gerek ben'ine zen gsterme konusundaki baarszln kapatp rtmek iin yine baarsz bir giriimde bulunur. Freud, bencil kiinin, sanki o sevgisini bakalarndan geri ekip kendi zne yneltmi gibi, zseverci olduunu savunur. Bencil kimselerin bakalarn sevme konusunda gsz olduklar dorudur. Ama onlar, kendilerini sevme gcne de sahip deildirler. Bencillii an kaygl ve szn geiren bir anne rneindeki bakalarna duyulan tutkulu ilgi ile karlatrarak anlamak daha kolaydr. Byle bir anne bilinli olarak ocuunu ok sevdiine inand halde, gerekte ilgi nesnesine kar ok derinlerde bastrlm bir dmanlk duymaktadr. ocuu ok sevdii iin ar ilgi gsterme133 mekte, ar ilgisi aslmda, onu sevme konusundaki gszln rtme kaygsndan domaktadr. Bencilliin doasna ilikin kuram, psikanalitik deney araclyla nevrotik zgecilik rneklerinde dorulanmtr. Nevrotik zgecilik genellikle bu belirtiden deil de onunla balantl bunalm, yorgunluk, alma konusunda gsz olma, sevgi ilikilerinde baarszlk ve benzeri gibi baka belirtilerden sknt eken pek ok kimsede gzlemlenen bir nevroz belirtisidir. Ama bu olaylarda zgecilik yalnz bir nevroz belirtisi olarak grlmemekle kalmaz ok kez bu belirtiyi gsterenlerin kendilerine vnme pay karttklar, eksikleri giderici bir zyap zellii de saylr. zgeci kii, kendisi iin hibir ey istemez. O, yalnz bakalar iin yaar; kendisini nemli saymad iin de gurur duyar. zgeciliine karn mutsuz olduunu ve kendisine en yakn olanlarla ilikilerinin doyum verici olmadn anlamak onu artr. O, zgeciliinin deil de, belirtiler olduunu dnd baka eylerin (yorgunluk, tembellik, bunalm gibi) ortadan kaldrlmasn ister. zmleyici inceleme, zgeciliin teki belirtilerden ayr bir ey olmayp, onlardan biri, ok kez de en nemlisi olduunu; herhangi bir eyi sevme ya da ondan holanma gcnn felce uradn; iini yaama kar bir dmanln brm olduunu ve zgecilik grnmnn ardnda kolayca ayrde-dilemeyen ama ok yein bir ben-merkezciliin gizlenmi olduunu gsterir. Byle biri, eer zgecilii de teki rahatszlk belirtileri arasnda bir belirti olarak yorumlanrsa, tedavi edilebilir. Bylece, hem zgeciliinin (bencil-olmaynn) hem de teki skntlarnn kkenini oluturan reticilik eksiklii dzeltilebilir. zgeciliin doas zellikle bakalar stndeki etkisinde ve bizim kltrmzde ok kez zgeci annenin ocuklar stndeki etkisinde kendini gsterir. zgeci bir anne, ocuklarnn sevilmenin ne anlama geldiini kendi zgecilii araclyla anlayacaklarna ve karlk olarak sevmenin ne anlama geldiini reneceklerine inanr. Ama, zgeciliinin etkisi hi de beklentilerine karlk olmaz. ocuklar, sevildiklerine inanan kimselerin mutluluunu gstermez134 ler; tedirgin, gergin, annenin onayn alamayacaklarndan korkulu ve beklentilerini yerine getirmek konusunda kaygldrlar. Genellikle annelerinin

yaama kar duyduu, kendilerinin tanmaktan ok hissettikleri gizli dmanlktan etkilenirler ve sonunda onlar da byle bir dmanlkla dolarlar. Birlikte ele alndnda zgeci bir annenin etkisi, bencil bir anneninkinden pek farkl deildir. Aslnda ok kez daha da ktdr. nk, annenin zgecilii ocuklarn onu eletirmelerini engeller. ocuklar onu d krklna uratmama ykmll altna girerler. Onlara, erdem maskesi altnda, yaam sevmemeleri retilir. Eer kendini gerekten seven bir annenin etkisini inceleme ansna sahip olunursa, bir ocua sevgi, nee ve mutluluk duygularn kazandrmak iin, onun kendini-seven bir anne tarafndan sevilmesinden baka bir eye gerek olmad grlebilir. Bencillii ve kendini-sevme'yi bylece inceledikten sonra imdi modern toplumda anahtar simgelerden biri haline gelmi olan z--karm kollama kavramn tartmaya geebiliriz. Bu kavram, bencillik ya da kendini-sevme kavramlarndan daha ok-anlaml bir kavramdr. Bu ok-anlamllk ancak z-kar kavramnn tarihsel gelimesi deerlendirilerek kavranabilir. Burada sorun, neyin z-kar oluturan ey sayld ve bunun nasl belirlenebileceidir. Bu sorun temelden farkl iki yaklamla ele alnabilir. Biri, en ak ekilde Spinoza tarafndan dile getirilmi olan nesnelci yaklamdr. Spinoza'ya gre, z-kar ya da insann yararn gzetme konusundaki ilgisi erdemle zdetir. O, her insan, yarar iin ne kadar ok aba harcar ve kendi yararn ne kadar ok gzetebilirse; yani, varlm ne kadar ok korursa o kadar erdemlidir. te yandan, kii kendi yararm savsaklad lde gszdr27 der. Bu gre gre, insann kar doasndaki gizilgleri gerekletirmekle ayn ey olan varoluunu korumadr. Bu z-kar kavram, sz konusu olan kar szc birinin karnn ne olduuna ilikin znel 27. Spinoza, Ethics, IV. 20. nerme. 135 bir duygu araclyla deil de, insan doasnn nesnel olarak ne olduu araclyla kavrand lde nesnelcidir. nsann yalnzca bir tek gerek kar vardr. Bu da insan olarak kendisini ve gizilgleri-ni tam anlamnda gerekletirmektir. nsan, baka bir insan sevmek iin o insan ve gerek gereksinmelerini tanmak zorunda olduu gibi, kendi karlarnn neler olduunu ve bunlara nasl hizmet edebileceini anlamak iin de kendi zn bilmek zorundadr. Buradan insann eer kendi z ve bu zn gerek gereksinmeleri konusunda bilgisizse, kendisini gerek zkar konusunda aldatabilecei ve insan biliminin, insan'n zkarn neyin oluturduunu belirleyen bir, temel olduu sonucu kar. Son yzylda zkar kavram, Spinoza'nm dncesinde sahip olduu anlamn tam kart olan anlama gelecek lde giderek daraltlmtr. Bu kavram, bencillikle; zdeksel kazanlar, g ve baarya ilikin karla zdelemitir. Erdemle eanlaml olacak yerde, yenilmesi ahlaksal bir buyruk olan bir ey haline gelmitir. Bu deer yitimine, zkar kavramna nesnelci bir yaklam yerine, yanl bir znelci yaklamla eilmek neden olmutur. zkar artk insan doas ve insann gereksinmeleri ile belirlenmemektedir. Buna kout olarak, insann zkar konusunda yanlabilecei anlay da bir yana braklm ve yerine insann kendi zkarn temsil ettiini hissettii eylerin, zorunlu olarak, onun gerek zkar olduu dn gemitir. Modern zkar kavram, bir yandan Calvin ve Luther'in te yandan Spinoza'dan sonraki ilerici dnrlerin savunduklar iki eliik kavramn garip bir karmdr. Calvin ve Luther, insann zkarn bastrmas ve kendini Tanr'nn amalan iin yalnzca bir ara saymas gerektiini retmilerdir. lerici dnrler ise, bunun tersine, insann kendisini aan herhangi bir ama iin ara deil, yalnzca kendi bana bir erek olmas gerektiini vurgulamlardr. Sonuta amz insan Calvinist retinin dinsel anlatmn yadsd halde, ierdiklerini benimsemi ve kendisini Tanr istencinin 136 deil, ama ekonomik arkn ya da devletin bir arac haline getirmitir. Bylece insan, Tanr iin deil ama endstriyel gelime iin bir ara rol oynamay kabul etmitir. O, alm, para biriktirmi ama bunu temelde biriktirdiklerini harcama hazzn duymak, ya da yaamdan zevk almak iin deil, salt biriktirmek,

yatrmlar yapmak, baarl olmak iin yapmtr. Max Weber'in gstermi olduu gibi amzda manastr yaamna ilikin asketizmin yerini isel dnyaya ilikin bir asketizm alm; bu tutum iinde kiisel mutluluk ve haz artk yaamm gerek erekleri olmaktan kmtr. Ama bu tutum, Calvin'in grnde dile getirilenden giderek ayrlm ve insann kendi zkarm izlemeyi yaamn en yksek normu yapma hakkna -ve ykmllne- sahip olduunu retmi olan ilerici zkar anlaynda dile getirilen tutumla karmtr. Bunun sonucu udur: ada insan, kendini yadsma ilkelerine gre yaamakta ve zkar araclyla dnmektedir. O, asl ilgisi, gerekte para ve baar olduu halde, kendi karlar adna eylemde bulunduuna inanmaktadr. nsan, en nemli insansal gizilglerinin gerekletirilmeden kaldklar ve kendisi iin en iyi olduu varsaylan eyi arama sreci iinde kendisini yitirdii olgusu karsnda, kendikendini aldatmaktadr. zkar kavramnn anlamnn bu ekilde deer yitirmesi, 'ben' (z) kavramnn urad deime ile yakndan ilgidir. Ortaalarda insan kendisini toplumsal ve dinsel topluluun bir paras olarak kabul etmekte; gurubundan birey olarak tam anlamnda ayrlmam olduu iin, kendi z-ben'ini bu dinsel ve toplumsal toplulua bavurarak alglamaktadr. nsan kendini birey ve bamsz bir varlk olarak duyumsama devi ile yzyze geldii modern dnemin balangcndan beri, kimlii onun iin bir sorun olmutur. On sekiz ve on dokuzuncu yzyllarda 'ben' (z) kavram gidrek daraltlmtr. Ben'in sahip olunan mlkiyet tarafndan oluturulduu dnlm ve bu 'ben'anlaynn anlatm artk Ben ne dnyorsam 137 oyumdan Ben neyim varsa, neye sahipsem oyum28 ekline dnmtr. Son bir ka kuakta pazarn gittike byyen etkisi altnda ben (z) kavram, Ben neye sahipsem oyum anlamndan, Ben, olmam istediiniz kimseyim anlamna gelecek ekilde deimitir.29 Pazar ekonomisi iinde yaayan insan, kendini bir mal olarak 28. William James bu anlay ok ak bir ekilde dile getirmitir. O, zen gsterebileceim bir 'ben'e sahip olmam iin nce Doann bana onu kendisi uruna benimsemeyi igdsel olarak isteyeceim lde ilgin bir obje armaan etmesi gerekiyor... B yzden, benim kendi bedenim ve onun gereksinmelerini salayan ey, bencil karlarmn igdsel olarak belirlenmi ilkel objesidir. teki objeler, bu eylerden herhangi biri ile olan balantlar sonucu ya aralar ya da allm yardmclar olarak ilgin hale gelebilir. Bylece, ilkel bencil duygular alan, binlerce biimde genileyip snrlarn deitirebilir. Bu tr bir kar, gerekten benimki szcnn anlamdr. Ona sahip olan herey, eo ipso, benim bir paramdr. Principles of Psychology (New York: Henry Holt and Company, 2. cilt. 1896). I. 319. 324. James, bir baka yerde de unlar yazyor: Bir insann ben diye adlandrd eye ksaca benim diye adlandrd ey arasnda bir ayrm yapmann ok zor olduu apaktr. Bizim olan belli eylere kar, kendimize duyduumuz ayn duygulan duyup ayn ekilde eylemde bulunuruz. nmz, ocuklarmz, el emeimiz bizim iin bedenlerimiz kadar deerli olabilir. Onlar bir saldrya uradklarnda, bedenimiz saldrya uram gibi ayn duygulan ve ayn tepkileri gsteririz... Ama, insann ben'i (z) mmkn olabilen en geni anlamnda, onun kendisine ait olduunu syleyebildii tm eylerin toplamdr. Buraya yalnzca bedeni ve tinsel gleri deil, elbiseleri ve evi; kars ve ocuklan; atalar ve arkadalan; n ve yaptlan; topraklan ve atlan; yat ve banka hesab da girer. Tm bu eyler onda ayn duygulan uyandrr. Eer byk ve zenginleirlerse, insan gurur duyar. Eer yava yava azalr ve yitip giderlerse, insan ac duyar. -Kukusuz bu herey iin ayn dzeyde olmaz ama hepsi iin aa yukar ayn biimde olur a.g.k. I. 291. 292. 29. Pirandello da oyunlarnda bu ben (z) kavramn ve ondan doan, ken-dindenkukuyu dile getirmitir. 138 hisseder. O, kendisinden (znden) tpk bir mal satan satcnn satmay istedii eyden ayrlm olduu gibi ayrlmtr. Kukusuz, kendisine ilgi duymakta ve pazardaki baars ile youn bir ekilde ilgilenmektedir. Ama, O, ynetici, i sahibi, satc -ve de maldr. Onun zkar eninde sonunda,

kendisini kiilik pazarnda en yksek fiyat getirebilecek mal olarak kullanan bir sje olan insann karma dnr. ada insandaki zkar yanlmas hibir zaman bsen'in Peer Gynf'ndeki kadar gzel betimlenmemitir. Peer Gynt tm yaam-, nn kendi ben'inin karlarn salamaya adanm olduuna inanmaktadr. O, bu ben'i (z) yle betimler: Kendi ben'im Tutkular, istekler, emellerle silahlandrlm Bir ordu demektir. Benim kendi kendim. Umutlar, istekler ve korkulardan Bir denizdir. Gerekte o, gsm kabartan beni iliklerime kadar uyaran ve benim 'ben' olduumu, Ve ben olarak yaadm Ortaya karan hereydir.30 Peer Gynt, yaamnn sonunda kendisini aldatm olduunu anlar. nk, zkar ilkesini izlerken kendi gerek ben'inin karlarnn neler olduunu anlamakta baarszla uram ve korumaya alm olduu gerek ben'ini (zn) yitirmitir. Ona hibir zaman kendikendisi olmam olduu ve bu yzden ham madde olarak kullanlmak zere, eriyik kazanma geri atlaca anlatlr. Peer Gynt, Kendine kar doru ol! insansal ilkesinin kart olan Kendine yeterli ol! Troll ilkesine gre yaam olduunu bulgular. Hibir ben'i olmayan O, yalanc ben'inin destekleri olan 30. Peer Gynt, V. Perde I. Sahne. 139 baar ve mlkler elinden alndnda ya da ciddi bir ekilde sorgulandnda, yenilmemezlik edemedii bir hiliin dehetine kaplr. Dnyann tm zenginliini kazanmaya ve kendi karym gibi grnen eyleri aralksz izlemeye alrken ruhunu -ya da ben'ini (-zn) demeyi yeleyeceim eyi yitirmi olduunu kabul etmeye zorlanr. zkar kavramnn ada toplumda yaygnlam olan yozlam anlam, eitli totaliter ideoloji tiplerinden demokrasiye saldrlar yneltilmesine neden olmutur. Bu totaliter ideolojiler, kapitalizmin bencillik ilkesi tarafndan ynetildii iin, ahlaka yanl olduunu ne srmekte ve bireyin devlet, rk, ya da sosyalist anavatan gibi daha yksek amalara kar gsterdii zgeci ballk ilkesine iaret ederek kendi dizgelerinin ahlaksal stnln vmektedirler. Onlarn bu eletirileri pek ok kimseyi etkilemektedir. nk insanlarn ou, bencil karlar izlemenin mutluluk vermeyeceini dnmekte ve belirsiz de olsa, insanlar arasnda daha byk bir dayanma ve karlkl sorumluluk uyandrma abasyla doldurulmaktadr. Totaliter savlara kar savlar tartarak fazla zaman yitirmemize gerek yok. Onlar, her eyden nce, nfusun ounluu stnde g kazanmak ve bu gc korumak isteyen bir elitin ar bencilliini gizledikleri iin, itenliksizdirler. zgecilik ideolojileri ise, elifm denetimine konu olan kimseleri aldatmak, smrlme ve g-dmlenmelerini kolaylatrmak amacn tamaktadr. Totaliter ideolojiler bundan baka, bir btn olarak devlete acmasz bir bencillii izleme ilkesini uygulatrlarken bunun sanki zgecilik ilkesini izli-yorlarm gibi grnmesini salayarak, ileri kartrrlar. Her vatandan ortak mutlulua adanm olmas gerekmektedir ama devlete teki uluslarn mutluluu gznne alnmakszn kendi karlarn kollama izni verilir. Ama, totaliter retilerin, en ar bencillikleri gizleme biimleri olmalar bir yana, onlar ayn zamanda insann doutan gsz ve yeteneksiz olduunu -laik dilde- syleyen ve ada tinsel ve siyasal gelimenin z olan anlay yenmek isteyen 140 dinsel grn hortlam ekilleridir. Yetkeci ideolojiler yalnzca bat kltrnn en deerli baars olan 'bireyin onuruna ve biricikli-ne duyulan saygy' tehdit etmekle kalmazlar. Onlar ayn zamanda modern topluma ilikin yapc eletirileri ve bjlece de zorunlu deiikliklere giden yolu engelleme eilimini gsterirler. Modern kltrn baarszlnn kkeninde ne onun

bireycilik ilkesine dayanmas ne de ahlaksal erdemin zkarn kullanmasyla zde olduu gr vardr. Bu baarszln kayna, zkarn anlamnn yozlam olmasdr. Baka bir deyile, insanlarn kendi zkarlanyla ok fazla ilgelenmeleri olgusu olmayp gerek 'benlerinin kan ile yeterince ilgilenmemeleri yani, ok fazla bencil olular deil de gerekte kendilerini sevmemeleridir. Eer kurgusal bir zkar dnn inatla izlemenin nedenleri, yukarda gsterildii gibi, ada toplumsal yapnn derinliklerinden kaynaklanyorsa, deime ynnde igren zgl etkenlere iaret etmedike, zkar kavramnn anlamnda bir deime olaca konusundaki umutlara yer vermek, pek gereki bir yaklam olmayacaktr. En nemli etken belki de ada insann zkarn izlemekten elde ettii sonulara ilikin isel duyumsuzluudur. Baar dini artk yklmakta ve bu grnen bir yn haline gelmektedir. Toplumsal ak alanlar giderek daralmaktadr. Birinci Dnya Savandan sonra daha iyi bir dnya iin beslenen umutlarn yklmas, 20'lerin sonundaki ekonomik bunalm, kinci Dnya Savandan sonra yeni ve ok ykc bir sava tehlikesi ve bu tehlikenin neden olduu snrsz gvensizlik, zkarn bu biimini izlemeye duyulan inanc sarsmaktadr. Bu etkenler bir yana, baarya tapnmann kendisi de insann kendi kendisi olmak konusundaki yokedilemeyen abasn doyurmakta baarszla uramtr. Pek ok dlem ve imge gibi bu dlem de ilevini yalnzca bir sre iin, yani yeni olduu ve yaratt heyecan, insann onu gereki bir ekilde dnmesini engelledii srece yerine getirmitir. Ama, artk yaptklar herey kendilerine bo gelen insanlarn says giderek artmaktadr. Onlar hl baa141 r ve grkemin laik cennetinde inan vaazlar veren savszlerin (sloganlarn) bys altndadrlar. Ama tm gelimelerin en verimli koulu olan kuku, onlar sarmaya balam ve insan olarak gerek z-karlarnn ne olduunu sormaya hazrlamtr. Bu isel umut krkl ve zkar kavramn yeniden deerlendirmeye hazr olma, kltrmzn ekonomik koullar izin vermedii srece, etkilerini pek g gsterebilirlerdi. aret etmi olduum gibi, tm insansal enerjiyi almaya yneltme ve baar iin urama, modern kapitalizmin grkemli gelimesinin kanlmaz koullarndan biri olarak kabul edilirken yle bir aamaya gelinmitir ki bu aamada retim sorunu gerekten zmlenmi ve artk toplumsal yaamn dzenlenmesi sorunu, insanln en byk grevi haline gelmitir. nsan ylesine dzeneksel (mekanik) enerji kaynaklar yaratmtr ki yaam iin gerekli zdeksel koullar salamak zere tm insansal gcn ortaya koymaktan kurtulmutur. Bylece o, gcnn nemli bir blmn yaama devinin kendisine harcayabilir. Ussal kavray ancak kltrel bakmdan kalplatrlm amaca kar duyulan znel doyumsuzluk ve deime iin sosyo-ekonomik temel gibi iki koul hazr olduunda, kanlmaz bir nc etken olarak, etkisini gsterebilir. Bu, genelde toplumsal ve ruhsal deimenin, zelde ise zkarn anlamndaki deimenin ilkesi olarak geerlidir. nsann uyuturulmu olan gerek karn izleme urann yeniden canlanaca zaman gelmitir. nsan kendi zkarmm ne olduunu bir kez renirse, onu gerekletirmek iin ilk ve en nemli adm atlm demektir. 2. Trelbilin (Vicdan) insann Kendine Dn Yapt kt bir eyden szeden ve onu dnp duran kii, iine gmld ktl dnyor demektir. O, byle bir durumda dnd eye tm ruhuyla yakalanmtr. Bu nedenle, hl ktln ta iindedir. Hi kuku yok ki o, ruhu kabalaaca ve yre142 i gcn yitirecei iin ve ayrca kendisini hznl bir duygu kayla-yacamdan dzelemez. Oysa ne yaran var? Pislii yle de kantrsan byle de kartrsan o yine pisliktir. Gnah ilemi olmak ya da olmamak, bunun bize cennette ne yarar olacaktr? Bu konuyu dnmeye ayrdm sre iinde, cennetin cokulu mutluluu iin inciler diziyor olabilirdim. te bu yzden Kutsal Kitap der ki: 'Ktl brak ve iyi eyler yap!'Ktlkten tmyle vazge. O yolda dnp durma; yiyi

eyle. Yanl bir ey mi yaptn? yleyse onu iyi eyler yaparak dengele.31 Ger'li saac Meier. nsann Ben, trelbilincime (vicdanma) gre eylemde bulunacam demesinden daha gurur verici bir nerme yoktur. nsanlar, bildikleri ve inandklar eyden vazgemeleri iin kendilerine uygulanan her trden baskya kar, adalet, sevgi ve doruluk ilkelerini tarih boyunca savunmulardr. Peygamberler kendi lkelerini iddetle sulayp yozlama ve adaletsizlik yznden kntye urayacaklarn nceden haber verdiklerinde kendi trelbilinlerine gre eylemde bulunmulardr. Sokrates, iinde dorulukla uzlamaya vararak trelbilincini aldataca bir yol izlemektense lm yelemitir. Trelbilin olmasayd, insan rk tehlikeli gidii iinde, ok uzun bir sre nce bataa saplanm olacakt. Szn ettiimiz kiilerden bakalar da trelbilinleri tarafndan gdmlendiklerini ne srmlerdir. Trelbilinci olan kiileri yakarak ldren Engizisyon mahkemeleri yeleri bunu kendi trelbilinleri adna yaptklarn dile getirmilerdir. Agzl sava yanllar, g tutkularn baka hereyin stnde tuttuklar halde, trelbilinleri adna eylemde bulunduklarn ne srmlerdir. Gerekte, ister bakalarna, ister insann kendisine kar olsun, her ktlk ya da kaytszlk edimi, trelbilincin buyruu olarak ussallatrhr ve bylece, yattrlma gereksinmesi iindeki trelbilincin gcn gsterir. 31. Bkz. In Time and Eternity, Ed., N. N. Glatzer (New York: Schocken Books, 1946). . ' . _ 143 Trelbilin, eitli empirik dlamalar iinde gerekten artcdr. Trelbilincin bu eitli trleri, yalnzca ierikleri deien zde eyler midir? Yoksa onlar, trelbilin adn ortak olarak kullanan deiik olaylar m? Ya da bu olay bir insansal gdlenim sorunu olarak empirik biimde aratrdmzda, trelbilincin varlna ilikin varsaym, kabul edilemeyecek bir varsaym m oluyor? Trelbilince ilikin felsefi yazn bu sorulara zengin ipular getiriyor. Cicero ve Seneca trelbilinten, eylemlerimizi ahlaksal niteliklerine gre sulayan ve savunan isel ses olarak szetmilerdir. Stoac felsefe onu kendini-korumaya balam ve trelbilin Chry-sippus tarafndan 'insann kendi iindeki uyumun bilinlilii' olarak betimlenmitir. Trelbilin, Skolastik felsefede 'insann iine Tanr tarafndan ekilmi olan us yasas (lex rationus) olarak kabul edilmi ve synderesisden ayrdedilmitir. Bu ikincisi, yarglama ve doruyu isteme alkanl (ya da yetisi) olduu halde, ilki genel ilkeyi zel eylemlere uygular. Synderesis terimi hernekadar artk alkanl (ya da yetisi) olduu halde, ilki genel ilkeyi zel eylemlere uygular. Synderesis terimi hernekadar artk modern dnrler tarafndan kullanlmyorsa da trelbilin terimi ok kez skolastik felsefenin synderesisle kastettii anlamda, yani ahlaksal ilkelerin isel bilinlilii anlamnda kullanlmaktadr. Bu bilinliliin duygusal esi, ngiliz dnrleri tarafndan vurgulanmtr. rnein, Shaftesbury insanda doru ve yanln duyusu olan bir.ahlak duyu-sunun varln ne srm; bu ahlak duyusunun insan anlnn evrensel dzenle uyum iinde olmasna dayanan duygusal bir tepki olduunu sylemitir. Butler, ahlak ilkelerinin insann yapsnn kiisel birer paras olduklarm ne srm; bu ahlak duyusunun insan anlnn evrensel dzenle uyum iinde olmasna dayanan duygusal bir tepki olduunu sylemitir. Butler, ahlak ilkelerinin insann yapsnn kiisel birer paras olduklarn ne srm ve trelbilinci zellikle iyiliksever eylem iin duyulan doutan istekle zdeletirmitir. Adam Smith'e gre trelbilincin z, bakalar iin duyduumuz duygular ve onlarn yaptklarmz onaylama ya da onaylama144 malarna gsterdiimiz tepkidir. Kant, trel bilinci tm zgl ieriklerden soyutlam ve dev duyusu ile zdeletirmitir. Dinsel olan kt trelbilinci ok ac bir ekilde eletiren Nietzsche, gerek trelbilincin kendiniolumlamadan, insann kendisine evet deme gcnden kaynaklandn grmtr. Max Scheler, trelbilincin ussal yarg gcnn anlatm olduuna inanmtr. Ama Ona gre, bu yarg gc dnceler araclyla deil, duygular araclyla yarg verir.

Btn bunlara karn, nemli sorunlar, psikanalitik aratrma verilerinin biraz aydnlatabilecei sorunlar henz ele alnmam ve yantlanmamtr. Aadaki tartmada yetkeci ve insanc trel-bilinler arasnda bir ayrm yapacaz. Bu ayrm, yetkeci (otoriter) ve insanc (hmanist) etikler arasndaki genel ayrm izgisini izlemektedir. A. YETKEC (OTORTER) TRELBLN Yetkeci trelbilin, iselletirilmi bir d yetkenin, anababa-nm, devletin ya da iinde yaanlan kltrdeki baka baz yetkelerin sesidir. nsanlarn yetkelerle olan ilikileri ahlaksal yaptrmlar olmakszn dsal kaldklar srece, trelbilinten szedemeyiz. Byle bir davran, cezalandrlma korkusu ve dllendirilme umudu araclyla ynlendirildiinden yalnzca nlemsel olup herzaman sz konusu yetkelerin varlna; onlarn insann ne yapmakta olduuna ilikin bilgilerine ve cezalandrma ya da dllendirmeye ilikin gerek ya da varolduu kabul edilen glerine bamldr. nsanlarn trelbilinlerinden doduunu sandklar bir sululuk duygusu ok kez gerekte onlarn sz konusu yetkelerden duyduklar korkudan baka bir ey deildir. Uygun bir deyile, bu insanlar, sululuk duymamakta ama korkmaktadrlar. Trelbilincin biimlenmesinde ana-baba, klie, devlet, kamuoyu gibi yetkeler, ya bilinli olarak ya da bilinsizce, insann yasa ve yaptrmlar iselletirerek benimsedii etik ve moral yasa koyucular olarak kabul edilirler. Dtaki bir F:10 145 yetkenin yasa ve yaptrmlar, insann birer paras haline gelirler. Bylece insan, kendi dndaki bir eye kar sorumluluk duyacak yerde, iindeki bir eye, trelbilincine kar sorumluluk duyar. T~ relbilin davranlar dzenlemede, d yetkelerden duyulan korkudan daha etkilidir. nk insan, d yetkelerden kaabilecei halde, kendi kendisinden, bu yzden de kendisinin bir paras haline gelmi olan isellemi yetkeden kaamaz. Yetkeci trelbilin, Fre-ud'un st-Ben (super-Ego) olarak betimlemi olduu eydir. Ama bu, trelbilincin, daha sonra gstereceim gibi, yalnzca bir biimi; ya da gelimesi iinde bir balang evresidir. Yetke ile olan iliki iselletirildiinde yetkeci trelbilin, cezalandrlma korkusu ve dllendirilme umudundan farkldr ama baka temel bakmlardan pek farkl deildir. En nemli benzerlik noktas, yetkeci trelbilincin buyruklarnn insann kendi deer yargsn-ca belirlenmeleri olgusudur. Bu trelbilincin buyruk ve yasaklan, bakalar hesaba katlmakszn, yetkeler tarafndan dile getirilir. Eer bu kurallar iyi olurlarsa trelbilin, insann eylemlerine iyi ynnde yol gsterecektir. Ama onlar, iyi olduklar iin deil, yetke tarafndan konmu olduklar iin, trelbilincin kurallar olmulardr. Bu kurallar, kt olduklar zaman da ayn ekilde trelbilincin. bir parasdr. rnein, Hitler'e inanan biri insanlk asndan iren eyler yapm olduu halde, kendi trelbilincine uygun olarak eylemde bulunmu olduunu dnmtr. Ama yetke ile olan iliki ne denli iselletirilirse iselletirilsin, onun trelbilinci d yetkelerden ayracak kadar tam bir iselletirme olduu dlenmemelidir. Bylesine tam bir ayrlk, kural olmaktan ok, istisna olan ve saplantl nevroz olaylarnda karmza kan bir durumdur. Yetkeci trelbilince sahip biri normal olarak, d yetkelere ve onlarn isellemi yanksna zorunlu olarak baldr. Gerekte bu ikisi arasnda srekli bir etkileim vardr. nsann kendilerinden korktuu d yetkelerin varl, isellemi yetkeyi yani trelbilinci srekli olarak besleyen kaynaktr. Eer yetkeler, gereklikte varolmasalard, yani eer insann onlardan korkmak iin hibir nedeni olmasayd, o zaman 146 yetkeci trelbilin zayflayp gcn yitirirdi. Trelbilin ayn zamanda kiinin d yetkelere ilikin olarak sahip olduu imgeyi de etkiler. nk byle bir trelbilince herzaman bireyin bir eye hayran olma, bir lkye sahip olma32, bir tr yetkinlik iin urama konusundaki gereksinmesi renk katar ve bu yetkinlik imgesi d yetkelere yanstlr. Bunun sonucu bu yetkelere ilikin tablonun da karlk olarak, trelbilincin 'ideal' yn tarafndan yetkelerin sahip olduklar niteliklere ilikin anlay, bu yetkelerin gerek niteliklerinden deiiktir. Bu nitelikler giderek daha ok idealize edilir ve bu

nedenle de yeniden-iselletirilmeye daha uygun hale gelirler.33 Bu iselletirme ve yanstma etkileimi ok kez yetkenin ideal zyaps iin duyulan sarslmaz bir kan ile sonulanr. Bu kan tm kart deneysel kantlar bakl olan bir kandr. Yetkeci etiin ierikleri yetkenin buyruk ve yasaklarndan karlr. Bu etiin gc, yetkeden duyulan korku ve beeni duygularndan kaynaklanmaktadr. yi trelbilin, (dsal ve isellemi) yetkeyi honut etme bilinlilii, sulu trelbilin ise, onu memnun etmeme bi-linliliidir. yi (yetkeci) trelbilin, bir esenlik ve gven duygusu dourur. nk yetke tarafndan onaylanmay ve yetkeye ok daha yakn olmay kapsar. Sulu trelbilin, korku ve gvensizlik dourur. nk, yetkenin istencine kar eylemde bulunma, yetke tarafndan cezalandrlma-daha da kts, terkedilme tehlikesini ierir. Son tmcenin etkisini tam olarak anlayabilmek iin, yetkeci bireyin zyapsn (karakter yapsn) anmsamamz gerekir. O, rtak-yaamla kendisinden daha byk ve daha gl olduunu hissettii bir yetkenin bir paras haline gelerek, isel gvenlie kavumutur. Bu yetkenin bir paras olduu srece-kendi btnln harcama pahasma da olsa -onun gcn paylatm hissetmektedir. 32. Bu yne Freud tarafndan ilk Ben deali kavramnda vurgulanmtr. 33. Trelbilin ve yetke ilikisinin daha ayrntl bir zmlemesi, bu konuyu tarttm Studien ueber Autoritaet und Familie adl yazmda bulunabilir. (Ed. M. Horkheimer, Paris: Felix Alcan, 1936). 147 Duyduu kesinlik ve zdelik duygusu, bu ortak yaama dayanr. Yetke tarafndan yadsnmak, bir bolua frlatlmak, hiliin deheti ile karlamak anlamna gelir. Yetkeci zyap iin bu, hereyden ktdr. Ona en byk doyumu hi kuku yok ki yetkenin sevgi ve benisi salar. Giderek cezalandrma bile yadsmadan daha iyidir. nk, cezalandran yetke, henz onunla birliktedir ve eer kendisi su ilemise verilen ceza, en azndan yetkenin ona hl ilgi duymakta olduunu kantlamaktadr. Cezay kabullenmesi ile suu silinmi olur ve yetkeye ait olma gvenlii yeniden kurulur. ncil'de Kabil'in suunu ve cezalandrlmasn anlatan blm, insann en ok korktuu eyin cezalandrlma deil, yadsnma olduunu gsteren klasik bir rnektir. Tanr, Habil'in armaanlarn kabul etmi; KabiFinkileri kabul etmemitir. Bylece, hibir neden gstermeden Kabil'e, bir yetkenin onay olmadan yaamayacak bir insana, yaplabilecek eylerin en ktsn yapmtr. Yani armaanlarn geri evirerek Onu yadsmtr. Yadsnma ise, Kabil'in katlanamayaca bir eydir. O, bu yzden, kendisini gerekli olan eyden yoksun brakan rakibi Habil'i ldrmtr. Kabil nasl cezalandrlmtr. (Kabil'in yzndeki iaret Onu ldrlmekten korumak iin konmutur.) Kabil'in cezas, toplumdna itilmek olmutur. Kabil, Tanr kendisini yadsdktan sonra, trdeleri olan teki insanlardan da ayrlmtr. Bu yle bir cezadr ki Kabil gerekte Cezam tayabileceimden ok daha ar demek zorunda kalmtr. Buraya dein iyi trelbilincin (dsal ve isellemi) yetkeleri memnun etme; sulu trelbilincin ise onlar memnun etmeme bi-linlilii olduunu gstererek yetkece trelbilincin biimsel yaps ile uratm. imdi yeniden iyi ve sulu yetkeci trelbilincin ieriklerinin ne olduu sorusuna geri dnyoruz. Yetkenin koymu olduu olumlu kurallar inemenin (bu kurallarn kendi balarna iyi ya da kt olduklar gznne alnmakszn) bakaldrma ve bundan tr de su oluturduu apak olduu gibi, her yetkeci durum iin zel olan sular da vardr. Yetkeci durumda en byk su, yetkenin ynetimine kar ba148 kaldrmaktr. Bu nedenle, bakaldrma en byk gnah, boyune-me ise en byk erdemdir. Boyuneme (itaat), yetkenin stn gcn ve bilgeliini, kendi kararlarna uygun buyruklar verme, dllendirme ve cezalandrma hakkm onaylamay kapsar. Yetke, yalmz gcnden korkulduu iin deil, ahlaksal stnlne ve hakkna ilikin kan yznden de boyuneme isteminde bulunur. Yetkeye gsterilmesi gereken sayg, beraberinde onu sorgulamaya ilikin yasa da tar. Yetke, buyruklar, yasaklamalar, dl ve cezalar iin aklama yapma ltfunda bulunabilecei gibi, bundan kanabilir de. Ama bireyin onu sorgulamaya ya da eletirmeye hibir zaman hakk yoktur. Eer yetkeyi eletirmek iin baz

nedenler varm gibi grnyorsa, yetkeye gre, yanllk yapmakta olan bireydir ve byle birinin eletiriye cesaret etmesi sulu olduunun ipso facto kantdr. Yetkenin stnln onaylama devi birka yasaklamay da beraberinde getirir. Bunlardan en kuatc olan, insann kendisini yetkeye benzer ya da onun gibi olabilecek ekilde hissetmesine kar koyulan yasaktr. nk byle bir duygu, yetkenin niteldirilmemi stnlk ve biriciklii ile eliecektir. Adem ile Havva'nn gerek sular, daha nce de iaret edilmi olduu gibi, Tanr'ya benzeme giriimleridir. Onlar bu meydan okuyular cezalandrlsn ve ayn zamanda yaptklarn bir kez daha yineleyemesinler diye Cennet'-den koyulmulardr.34 Yetkeci dizgelerde yetke uyruklarndan zce ayr bir ey olarak kavranmaktadr. Onun bakalarnca ele geirile-miyecek ve uyruklarnnkilerle hi bir zaman karlatrlamayacak by, bilgelik, kuvvet gibi gleri vardr. Ayrcalklar ne olursa olsun, yani o if ter evrenin efendisi, ister yazg tarafndan gnderilmi esiz bir nder olsun, yetkeyle insan arasndaki temel eitsizlik, yetkeci trelbilincin ana ilkesidir. Yetkenin biricikliinin zellikle nemli olan yan, onun bir bakasnn istencini izlemeyen tek kii 34. nsann Tann'nn imgesinde yaratlm olduu dn, Tevrat'n bu konuya ilikili blmnn yetkeci yapsn aar. Bu dn, gerekte Ya-hudi-Hristiyan dininin evresinde gelimi olduu teki kutuptur. (-zellikle Mistik temsilciler tarafndan savunulmutur.) 149 olmas ayrcaldr. O, istencim gsteren; bir ara deil kendi bana bir erek olan, yaratan ve yaratlmam olandr. Yetkeci ynelmede isten ve yaratma gc, yetkenin ayrcaldr. Onun uyruu olanlar, ereinin aralar ve bunun sonucu olarak da onun maldr. Uyruklar yetke tarafndan yetkenin zamalar iin kullanlr. Yetkenin stnl ancak, yaratlan, bir ey (mal) olmaktan kp bir yaratc olmaya alt zaman sorguya ekilir. Ama insan, imdiye dein hibir zaman, retme ve yaratma abasndan vazgememitir. nk reticilik, gcn, zgrln ve mutluluun kaynadr. Ancak insan kendisini aan glere baml olduu lde, kendi reticilii yani kendi istencinin olumlanmas, onun kendisini sulu hissetmesine neden olur. Babil halk tm insan rknn ortak abasyla cennete ulaan bir kent kurmaya alt iin cezalandrlmtr. Prometheus, insanlara reticilii simgeletiren atein gizini vermi olduu iin kayaya zincirlenmitir. nsann g ve kuvvetinden duyulan gurur, Luther ve Calvin tarafndan 'gnah ykl bir gurur'; siyasal diktatrler tarafndan ise, 'zararl bir bireycilik' olarak iddetle sulanmtr, tnsan Tanrlara elde ettii rnn ya da hayvanlarnn en iyilerini vererek, reticilik suunu kurbanlarla balatmaya almtr. Bir baka yattrmaya alma giriimi de snnettir. Erkek yaratclnn simgesi olan cinsel organn bir paras, insan onun kullanmn elinde tutabilsin diye Tanrya kurban edilir. Tanrnn reticilik konusunda tekel olduunu (yalnz simgesel biimde de olsa) kabullenen insan, Tanr'ya hara olarak dedii kurbanlar bir yana, bir de sululuk duygusuyla kendi z-glerine gem vurur. Bu sululuk duygusu, kendi z istencinin ve yaratc gcnn yetkeye kar bir bakaldr olduuna ilikin yetkeci kandan kaynaklanmaktadr. Bu kam, yetkenin biricik yaratc, uyruun ise onun mal olduudur. Duyduu sululuk duygusu insan zayflatr; gcn indirger; kendi zyaratc ve yapcs olma konusundaki giriimine karlk, boyun emesini arttrr. Aykrkamsal bir durum ama, yetkeci sulu trelbilin, g, reticilik ve gurur duygusunun bir sonucu olduu halde; yetkeci iyi 150 trelbilin, boyuneme, bamllk, gszlk ve sululuk duygusundan doar. Aziz Paul, Augustinus, Luther ve Calvin bu iyi trelbi-linci ak terimlerle betimlemilerdir. nsann gszlnn bilincine varmas, kendisini kk grmesi, sululuk ve ktlk duygusunun yk altnda ezilmesi, iyiliin belirtileridir. Sulu bir trelbilince sahip olma olgusu, kendi basma, insann erdemli oluunun gstergesidir. nk, sulu trelbilin, insann yetke nnde korkma ve titremesinin belirtisidir. Burada aykrkamsal olan nokta u: (Yetkeci) sulu trelbilin, iyi bir trelbilincin temeli oluyor ve insann

iyi bir trelbilince sahip olabilmesi iin, sulu trelbilincin onda bir sululuk duygusu yaratmas gerekiyor. Yetkenin isellemesinin iki sonucu vardr: Biri, imdi tartm olduumuz konu, yani insann yetkeye boyun emesi; ikincisi ise, insann yetkenin roln stlenerek kendisine ayn katlk ve acmaszlkla muamele etmesidir. nsan bylece yalnz boyun een kle deil, ama ayn zamanda kendi kendisine kendi klesiymi muamelesini yapan sert bir angarya ykleyicisidir de. Bu ikinci sonu, yetkeci trelbilincin ruhsal dzeneini anlama ynnden ok byk nem tar. reticilii az ya da ok sakatlanm olan yetkeci zya-p, belli bir oranda sadizm ve ykclk eilimi gsterir.35 Bu ykc gler, yetkenin rol stlenilerek ve kendi kendisine bir kleymi gibi egemen olunarak boaltlr. Freud, st-Ben (Super-Ego) zmlemesinde, st-Ben'in baka gzlemciler tarafndan toplanm klinik verilerce byk lde pekitirilmi olan ykc elerinin bir betimlemesini yapmtr. nsann ykcln kaynan, Freud'un ilk yazlarnda ne srm olduu gibi; 'igdsel engellemelerde' ya da daha sonraki yazlarnda dile getirmi olduu 'lm igdsnde' bulmas nemli deildir. Burada nemli olan, yetkeci trelbilincin kiinin kendi zne kar duyduu ykclkla beslenmesi-olgusudur. nk, ykc kilimlerin erdem maskesi altnda i grmelerine bylece izin verilmi olur. Psikanalitik aratrma ve zellikle de saplantl zyapya ilikin bulgular, trelbilincin bazen sahip olduu 35. F. Nietzsche, The Genealogy of Morals, 11, 16. 151 ktlk ve ykcln derecesini gsterir. Byle bir trel bilin, insana kendisini bir trl terketmeyen nefreti kendi zne kar evirerek dlatrma olanan salamaktadr. Freud, Nietzsche'nin zgrln engellenmesi insann igdlerini geriye, insann kendisine kar evirir. Dmanlk, acmaszlk, ac vermekten, armaktan, deitirmekten, ykmdan haz duyma - tm bu igdlerin kendilerine sahip olan kiiye kar dnmeleri: te, 'kt trelbilincin' kkeni budur3* diyen savnn doruluunu inandrc bir ekilde aklamtr. nsanlk tarihindeki dinsel ve siyasal dizgelerin ou, yetkeci trelbilincin rnekleri olarak ele alnabilirler. zgrlkten Ka (Escape From Freedom) adl kitabmda Protestanl ve Faizmi bu gr asndan incelemi olduum iin, burada tarihsel rnekler vermeyeceim. Ama, yetkeci trelbilincin kltrmzdeki ana-baba ve ocuk ilikilerinde gzlenebilen baz ynlerini inceleme iini stleneceim. Yetkeci trelbilin teriminin bizim kltrmzle ilgi iinde kullanlmas, okuyucuyu artabilir. nk bizler, yetkeci tutumlar yalnzca yetkeci ve demokratik-olmayan kltrlere zg olduklarn dnmeye almzdr. Ama byle bir gr, yetkeci elerin gcn, zellikle de ada toplum ve ailede i gren adsz (anonim) yetkenin roln kmsemektedir.37 Kentli orta snftaki yetkeci trelbilinci incelemek iin en uygun noktalardan bir tanesi, psikanalitik grmelerdir. Bu grmelerde ana-baba yetkesi ve ocuklarn bu yetke ile baa kma yntemleri ok nemli bir nevroz sorunu olarak ortaya kmaktadr. Ruh hekimi, hastalarn ounun ana-babalarn eletirme gcnden yoksun olduklarm; bazlarnn ise, ana-babalarn baz ynlerden eletirirken kendilerine ac ektirmi olan niteliklere sra geldiinde, eletiri yapmadan getiklerini grmektedir. Hastalarn bir 36. a.g.k. 11. 16 37. Bkz. zgrlkten Ka, Bl. V. s3: Demokratik toplumda anonim yetkenin tartlmas. 152 blm ise, ana ya da babalarm uygun ekilde eletirip onlara duyduklar fkeyi dile getirdiklerinde sululuk duyup kayglanmaktadrlar. Hastaya fke ve eletirisini uyandrm olan olaylar anmsatmak iin bile, dikkate deer bir zmleyici alma gerekmektedir.38 nsann ana - babasnn honut kalmad yaantlarnn dourduu sululuk duygusu ise daha zor ayrdedilir ve ok daha gizli olan bir duygudur. ocuktaki sululuk duygusu bazan ana-babasn yeterince sevmemesi olgusu ile balantldr. Bu zellikle, ana-baba ocuun duygularnn oda olmay

umduklarnda ortaya kar. Bazan da ana-babann beklentilerini d krklna uratma korkusundan doar. Bu ikinci nokta, zellikle nemlidir, nk yetkeci ailede ana-babann tutumundaki ok nemli elerden birisim gsterir. Ailesi mlk saylan Romal ataerkil aile tipinin babas ile ada baba arasndaki byk ayrma karn, ocuklarn dnyaya ana babalarn honut etmek ve kendi yaamlarndaki d krklklarn karlamak iin getirilmi olduklar duygusu hl ok yaygndr. Bu tutum, klasik anlatmm Sophocles'in Antigonesinde Creon'un ana-baba yetkesine ilikin nl sylevinde bulmutur. Evet olum, ite yreinde duygular Gerekten byle olmal. Herey, babalarn dnce ve kararlarna uymal. nsanlar bu yzden evlerinde kendilerine boyun een Oullardan bir kuak yetisin de babalar gibi, Dmanlara kar koysunlar, Dostlara sayg gstersinler diye dua eder. Ama bir sr ie yaramayan ocuk yetitiren adam, Syle olum, bana dert almaktan Ve dmanlarna maskara olmaktan Baka ne elde etmitir?3' 38. F. Kafka'nn babasna yazm olduu ve iinde ondan niin herzaman korkmu olduunu aklamaya alt mektup, bu ynden klasik bir belgedir. Bkz. A. Franz Kafka, Miscellany, (New York: Twice a Year Press, 1940). 39. The Complete Greek Drama, Ed. WJ. Oates ve E.O'Neil, Jr., C.I (New York: Random House, 1938). 153 Bizim yetkeci-olmayan kltrmzde bile ana-babalarn, ocuklarnn yaamda kendi elde edemediklerini tamamlamak zere yararl olmalarm istedikleri grlmektedir. Eer ana-baba baarl olamamlarsa, ocuklar baarya ulamak zorundadr. nk bu baar, ana-babamn elde edemediinin yerine geecektir. Eer sevildiklerini hissetmiyorlarsa, (zellikle, eer ana-baba birbirini sevmiyorsa) bu sevgisizliin yerini de ocuklar doldurmaldr. Eer ana-baba, kendi toplumsal yaamlarnda gsz olduklarn hissediyorlarsa, ocuklarn denetleyip onlara egemen olmaktan doyum bulmay isterler. ocuklar tm bu beklentileri yerine getirseler bile, yaptklarn yeterince yapamadklar ve bu yzden ana-babalar-n dkrkhma urattklar iin, yine de sululuk duyarlar. Ana-babay d krklna uratma duygusunun sk sk brn-d g ayrdedilen bir biimine deiik olma duygusu neden olur. Szn geiren ana-babalar, ocuklarnn yaradl ve zyap ynnden kendilerine benzemelerini isterler. rnein, scakkanl bir baba, soukkanl olan oluna yaknlk duymaz. Pratik baarlarla ilgilenen bir babay, dnlere ve kuramsal aratrmaya ilgi duyan olu dkrkhma uratr. Eer baba olunu mal imi gibi gren bir tutumdaysa onun kendisinden deiik oluunu, kendisinden aa olduu eklinde yorumlar. Oul da deiik olduu iin sululuk ve aalk duygusu duyar. Bu nedenle, kendisini babasnn istedii trden bir kiiye dntrmeye alr. Ama yalnzca kendi geliimini sakatlama ve babasnn ok yetkinsiz bir kopyas olma konusunda baarya ular. Bu baarszl ise, ona sulu bir trelbilin verir. Bu ykmllkten kendisini kurtarmaya ve kendi kendisi olmaya abalayan erkek ocuk, ok kez iledii sua ilikin bir sululuk duygusunun yk altnda ylesine ezilir ki amac olan zgrle hibir zaman ulaamadan yolun yarsnda yklr kalr. ocuun yk ok ardr. nk o, yalnz ana-babas, onlarn d krklklar, sulamalar, yalvarmalar ile deil; ayn zamanda, ocuklarn ana-baba-larn sevmelerini bekleyen tm bir kltrle de baa kmak zorundadr. Yaptmz bu betimleme yetkeci aileye uymakta ise de, ada Amerikan ailesi, zellikle de iinde pek az yetkeye rastladmz kentli aile sz konusu olduunda pek doru grnmyor. Ama izmi olduum tablo, yine de temel noktalar bakmndan geerlidir. ada ailede apak yetke yerine, ak buyruklarla deil, duygusal bakmdan ykl beklentiler araclyla dile getirilen adsz (anonim) yetkeyle karlayoruz. Ayrca, ana-babalar duygu ykl beklentiler araclyla dile getirilen adsz (anonim) yetkenin

temsilcileridir ve ocuklarnn, kendilerinin de bal olduklar ltlere uygun yaamalarm beklemektedirler. Sululuk duygular, insann usd bir yetkeye bamllndan ve bu yetkeyi memnun etmenin devi olduunu duymasndan domakla kalmaz; bu bamll pekitirirler de. Sululuk duygularnn bamll biimlendirme ve arttrmann en etkili aralar olduklar ve tarih boyunca yetkeci etiin toplumsal ilevlerinden birinin bu olduu kantlanmtr. Yetke, yasa koyucu olarak, uyruklarnn ka-namadklar pek ok sularndan tr, sululuk duymalarna neden olur. Yetke nnde kamlamayan gnahlarn suu, ve yetkenin bu suu balamas iin duyulan gereksinme, kiiyi kle klar; yetke tarafndan balanmas da onun isteklerini eletirecek yerde, ona minnet duymasna neden olur. Sululuk duygusu ve bamllk arasndaki bu karlkl etkileim, yetkeci ilikilerin salamlk ve gcn oluturan yandr. Usd yetkeye olan bamllk, baml kiinin istencinin zayflamas ile sonulanr. stenci felce uratan her-ey, ayn zamanda bamlln artmasna da neden olur. Bylece, bir ksr dng biimlendirilir. ocuun istencini zayflatmak iin en etkin yntem, onda sululuk duygusu uyandrmaktr. Bu daha balangta, ocuun cinsel kilimlerinin ve bu kilimlerin ilk dlamalarnn kt olduklarm hissetmesini salayarak yaplr. Cinsel kilimlere sahip olmamak ocuun elinde olmad iin, bu sululuk duygusu uyandrma yntemi her zaman baarldr. Ana-baba (ve onlarn temsil etmekte olduu toplum) cinsellik ve sululuk balantsn srekli klmay bir kez baardktan sonra sululuk duygulan artk tpk cinsel itilimle154 155 rin ortaya kt sreklilik ve dzeyde ortaya karlar. Baka ruhsal ilevler de buna ek olarak ahlaksal dncelerle yokedilir. Eer ocuk, tuvalete allm biimde gitmezse; beklenildii kadar temiz olmazsa ve yemesi istenilen eyi yemezse, kt bir ocuktur. Bylece, o daha be alt yalarnda tmkuatc bir sululuk duygusuna sahip olur. nk, doal kilimleri ile bunlarn ana-baba's tarafndan ahlaksal ynden deerlendirilmesi arasndaki atma, srekli olarak alan bir sululuk duygusu kaynan oluturmaktadr. zgrlk ve ilerici eitim dizgeleri, bu durumu insann umduu lde deitirememitir. Ak yetkenin yerini anonim yetke alm; ak buyruklar,' bilimsel ynden onaylanm formllerle yer deitirmitir. rnein, Bunu yapma buyruu yerine Bunu yapmaktan holanmayacaksn forml gemitir. Gerekte bu anonim yetke pek ok bakmlardan, ak yetkeden daha da ezici olabilir. nk ocuk, artk kendisine sz geirtildiinin (ana-baba da buyruklar vermekte olduklarnn) bilincinde olmad iin direte-mez. Bu yzden de bamszlk duygusu gelimez. O, bilim, saduyu ve ibirlii adna kandrlp inandrlr. Zaten, bylesine nesnel ilkelere kar kim diretebilir ki? ocuun istenci bir kez krldktan sonra, sululuk dugusu bir baka biimde pekitirilir. O, belli belirsiz bir ekilde boyun eiinin ve yenilgisinin bilincindedir ve buna bir anlam vermesi gerekmektedir. nk, bu artc ve ac verici yaanty aklamaya almakszn kabul edemez. Byle bir durumdaki ussallatrma, ilkece kzlderilinin tabusunun ya da ac eken Hristiyann ussallatrmasnn zdeidir. Yenilgisi ve zayfl, gnahlarnn cezas olarak aklanr. zgrln yitirmi olmas olgusu, suunun kant olarak ussallatrlr. Bu kan, kltrel ve ana-babaya ilikin deer dizgelerin-ce yaratlan sululuk duygusunca pekitirilir. ocuun ana-baba yetkesine kar gsterdii doal tepki, Fre-ud'un Oedipus kompleksinin z olan bakaldrdr. Freud, sz gelimi kk erkek ocuun annesi iin duyduu cinsel istekten t156 r babasnn rakibi haline geldiini ve nevrotik gelimenin bu dmanlktan kaynaklanan kaygyla doyurucu bir ekilde baa kma konusunda baarszlktan olutuunu dnmt. Freud, ocukla ana-baba arasndaki elikiye ve ocuun bu elikiyi zme konusundaki baarszlna iaret etmekle nevroz olaynn kklerine inmitir. Ama benim grme gre, bu eliki ncelikle cinsel rekabetten olumayp ataerkil toplumun kendibana zel bir blm olan ana-baba yetkesinin basksna kar ocuun gsterdii tepkinin sonucudur.

Toplumsal yetke ile ana-baba yetkesi ocuun istencini, kendi-liindenliini ve bamszlm krmaya ne kadar ok eilim gsterirse, ezilmek iin domam olan ocuk, ana-babasnm temsil ettii yetkeye kar o kadar diren gsterir. O zgrl iin savar. Yalnzca .baskdan kurtulmak iin deil, kendi kendisi olmak, bir otomat deil de tam anlamnda bir insan olmak iin savar. Bu zgrlk savanda ancak bir ka ocuk tmyle baarya ulaabilecei halde, baz ocuklar tekilerden hi kuku yok ki daha baarl olacaklardr. te her nevrozun temelinde ocuun usd yetkeye kar verdii savata urad yenilginin yara izleri yatmaktadr. Bu izler, kiinin en nemli nitelikleri olan zgnln ya da kendiliindenli-ini zayflatan; ya da felce uratan; zben'i zayflatp onun yerine iinde ben duygusun krletii ve yerini bakalarnn beklentilerinin toplamndan oluan bir yalanc-ben'e terkettii; zerkliin hete-ronomi ile yer deitirdii; tm kiiler aras yaantlarn bulankla-t ya da H.S. Sullivan'n deyimini kullanacak olursak, birbirinden bamsz olarak yanyana sraland bir sendrom olutururlar. nsann kendini savunmak iin yapt savata urad yenilginin en nemli belirtisi, sulu trelbilintir. Eer insan yetkeci adan kap kurtulmay baaramamsa, bu baarsz kama giriimi, suun kantdr. Ve iyi trelbilin ancak yenilenen bir boyun eme edimi ile yeniden kazanlabilir. 157 B. NSANCI TRELBLN nsanc (hmanist) trelbilin, memnun etmek iin istek duyup memnun edememekten korktuumuz iselletirilmi bir yetkenin sesi deildir. O bizim kendi sesimiz olup her insanda vardr ve d yaptrmlarla dllerden bamszdr. Bu sesin zellii nedir? Onu niin iitir ve bazen de ona kar niin sarlaabiliriz? nsanc trelbilin, kiiliimiz tmnn kendi ilevlerinin uygun ya da uygunsuz oluuna kar gsterdii tepkidir. Bu, u ya da bu yetenein ilemesine kar bir tepki olmayp insansal ve bireysel varoluumuzu oluturan yeteneklerin tmne kar gsterilen tepkidir. Trelbilin, insan olarak ilevlerimizi yerine getirip getirmediimizi yarglar. O, (con-scientia szck olarak kknn de gsterdii gibi) insann iindeki kendisine ilikin bilgi, yani, yaama sanatndaki baar ya da baarszln bilgisidir. Ancak, bir bilgi olduu halde, trelbilin soyut dnce alanndaki bilgiden biraz daha farkl bir bilgidir. O, yalnz anlmzn deil de tm kiiliimizin tepkisi olduundan duygusal bir nitelie de sahiptir. Gerekte onun tarafndan etkilenmek iin, trelbilincimizin ne sylediinin bilincinde olmamza gerek yoktur. , Tm kiiliimizin almna ve uygun ekilde i grmesine neden olan eylemler, dnceler ve duygular, insanc iyi trelbilin-ce zg bir dorulua ilikin isel bir beeni ya da onaylama duygusu olutururlar. te yandan, tm kiiliimizi yaralyc edim, dnce ve duygular da sulu trelbilince zg bir rahatszlk ve huzursuzluk duygusu olutururlar. Bu nedenle trelbilin, kendi kendimize kar, yine kendimizden gelen bir tepkidir. O, bizleri kendikendimize, retici bir biimde yaamaya, tam anlamnda ve uyumlu bir biimde gelimeye aran, yaaigizilg (potansiyel) olarak ne isek o olmamz isteyen kendi benlerimizin sesidir. Trelbilin, btnlmzn gzcsdr. O, insann kendisinden hakl olarak gurur duymasn ve ayn zamanda kendi kendisine evet demesini gvence 158 altna alan yetenektir.40 Eer sevgi, sevilen kimsenin gizilgleri-nin evetlenmesi ve biricikliine gsterilen zen ve sayg olarak ta-nmlanabilirse insanc trelbilin de hakl olarak, kendimiz iin duyduumuz sevgi dolu zenin sesi diye adlandrlabilir. nsanc trelbilin, yalnz gerek benlerimizin anlatmn temsil etmekle kalmaz. O ayn zamanda yaamdaki ahlaksal deneyimlerimizin zn de ierir. Yaamdaki ereimize ve araclklaryla bu eree ulaacamz ilkelere ilikin bilgiyi, kendi kendimize bulduumuz ilkeler kadar, bakalarndan renmi ve doru olduklarn anlam bulunduumuz ilkelerin bilgisini de onun iinde koruruz. nsanc trelbilin, insann zkar ve btnlnn anlatmdr. Oysa yetkeci trelbilin, insann boyun emesi, zverisi, devi ya da toplumsal uyarlamas

ile ilgilenmektedir. nsanc trelbilincin erei, reticilik bundan tr de mutluluktur. nk mutluluk, retken yaama zorunlu olarak elik eder. Ne denli onurlu grnr-lerse grnsnler, kiinin bakalarnn bir arac haline gelerek kendi kendini sakatlamas, znden yoksun, mutsuz geri-ekilmi, cesaretini yitirmi olmas, kendi trelbilincinin istemleri ile kartlk iindedir. ster eylem ister dnce alannda, giderek yiyecee ilikin beeni ya da cinsel davran alannda olsun, kiiliimizin uygun ekilde i grmesini ve btnln bozan herey trelbilincimize kar edimde bulunuyor demektir. Ama, acaba bizim trelbilin zmlememiz insanlarn ounda trelbilincin sesinin iitilemeyecek ve kendisine gre eylemde bu-lunulamayacak kadar zayf olduu gerei ile elimemekte midir? Gerekte insansal duruma ilikin ahlaksal gvenilmezliin nedeni bu olgudur. Eer trelbilin herzaman yksek sesle ve yeterince ak bir ekilde konusayd pek az kimse ahlaksal ereklerinden yanl yola saptrlabilecekti. Buradan trelbilincin kendi z gerei bir 40. F. Nietzsche, The Genealogy of Morals, II. 3. Ayn zamanda Bkz. M. Heidegger, Sein und Zeit s.54-60, Heidegger'in trelbilin betimlemesi. 159 yant kyor: Trelbilincin ilevi, insann gerek zkann gzetmek olduundan, o, kii kendisini tmyle yitirmedii ve kendi kaytszlk ve ykclnn konusu olmad srece, canldr. Trelbilincin kiinin reticilii ile balants, karlkl etkileim balantsdr. nsan ne kadar retken olursa trelbilinci o kadar glenir ve trel-bilincinin gc, reticiliini o lde arttrr. nsann yaamdaki reticilii azaldka trelbilinci de gszleir. nsann ona ok gereksinme duyduu anda trelbilincin en gsz eklinde olmas, insan iin aykr-kansal ve trajik bir durumdur. Trelbilincin grece etkisiz olmas sorusuna verilecek bir baka yant, bizim onu dinlemeyi reddetmemiz daha da nemlisi, nasl dinleneceini bilme konusundaki bilgisizliim izdir. nsanlar ok kez trelbilinlerinin yksek sesle konuacana ve bildirisinin ak seik olacana ilikin bir yanslama iindedirler. Onlar byle bir ses bekledikleri iin, hibirey iitmezler. Ama trelbilincin sesi gsz olduunda, belli belirsizdir ve insan onunla uyum iinde eylemde bulunabilmek iin, onu nasl dinleyeceini renmek ve bildirdiklerini anlamak zorundadr. Ancak, insann trelbilincini bildirdiklerini anlamay renmesi, zellikle iki nedenden ok gtr. Trelbilincimizin sesini dinleyebilmek iin, kendi kendimizi dinlemeye gcmzn yetmesi gerekir. Bu ise, bizim kltrmzde insanlarn ounun yapmakta glk ektikleri bir eydir. Biz, her sesi ve herkesi dinler ama kendimizi dinlemeyiz. Srekli olarak her taraftan (rnein: filmler, gazeteler, radyo ve bo gevezeliklerden) vargleriyle stmze doru gelen kan ve dnlerin grltsne ak braklmzdr. Eer kendi kendimizi dinlemeyi engellemeyi amal bir ekilde planlam olsaydk, bundan iyisini beceremezdik. nsann kendi kendisini dinlemesi ok gtr. nk bu sanat, modern insanda pek ender rastlanan bir baka yetenei, kendi kendisiyle yalnz kalabilme yeteneini gerektirir. Biz, gerekte yalnz kalma korkusuna kaplm bulunuyoruz. En sudan ve giderek en iren beraberlikleri, en anlamsz etkinlikleri bile, kendi kendimiz160 le yalnz kalmaya ye tutuyoruz. Kendimizle yzyze gelme olaslndan korkar gibi grnyoruz. Bu, acaba kendi kendimize kt bir arkada olacamz duygusundan m douyor? yle sanyorum ki kendi kendimizle yalnz kalma korkusu daha ok bazan ok iyi tandmz ama bize ylesine yabanc birini grmenin bizde yaratt dehetle kuatlm bir utan duygusudur. Byle bir durumda korkuyor ve kayoruz. Bu yzden, kendi kendimizi dinleme frsatn karp trelbilincimizi bilmezlikten gelme iini srdryoruz. Trelbilincimizin gsz ve ak seik olmayan sesini dinlemek, o bizimle dorudan deil de dolayl olarak konutuu iin, ve biz ok kez bizi tedirgin edenin trelbilincimiz olduunun ayrdna varamadmz iin, gtr. Trelbilincimizle grnrde bir balants olmayan eitli nedenlerden tr,

yalnzca bir kayg duyabilir ya da giderek hasta olabiliriz. Trelbilincimizin savsaklanmasna kar gsterdii en sk grlen dolayl tepki, belki de belirsiz bir sululuk ve huzursuzluk duygusu ya da yalnzca bir yorgunluk ve kaytszlk duygusudur. Bazan bu duygular unu ya da bunu yapmam olmaktan doan sululuk duygulan olarak ussallatrhr. Oysa gerekte, insann kendilerine ilikin olarak sululuk duyduu bu savsaklamalar, gerek ahlaksal sorunlar oluturmazlar. Ama bilinli olmad halde gerek olan sululuk duygusu, een yzeysel ussallatrmalar araclyla susturulamayacak kadar kuvvetlenmise o zaman kendisini daha derin ve daha yein kayglarla ve giderek fiziksel ya da ansal hastalkla dile getirir. Bu kaygnn bir biimi de lm korkusudur. Bu, her insann lm karsnda yaad, lmek zorunda olduuna ilikin normal korku olmayp, insanlar srekli olarak tedirgin eden lm korkusudur. Bu usd lm korkusu, yaama konusundaki baarszln sonucudur. Yaammz ziyan etmi ve yeteneklerimizi retici bir biimde kullanma ansn yitirmi olduumuz iin, sulu trelbilincimizin dile geliidir. lmek amansz bir acdr ama hi yaamadan lmek zorunda kalmak dn katlanlamayacak bir dndr. Bu usd lm korkusu ile ilgili olan bir baka korku da kltrmzde 161 daha ok sayda insann saplants olan ihtiyarlamak korkusudur. Burada da usa uygun normal bir ihtiyarlk kuruntusu ile karlayoruz; ama bu kuruntu nitelik ve yeinlik ynnden, ok yal olmaya ilikin karabasan trnden korkudan ok farkldr. Psikanaliz seanslarnda ok kez, hayli gen olduklar halde, yalanma korkusuna saplanm kimseleri gzlemliyoruz. Onlar fiziksel glerinin yokolmasnn tm kiiliklerinin, duygusal ve anlksal glerinin zayflamas ile balantl olduuna inanmlardr. Bu dn, kartnn doruluunu kantlayacak ezici kantlar olmasna karn varln srdren bo bir insandan baka bir ey deildir. O, kltrmzde, kiinin zyapsal gelimesinden ok, ncelikle yarmada baarya ulamak iin ynlendirildii bir dnyada gerekli nitelikler olan abukluk, uyarlanabilirlik ve fiziksel g gibi genlik nitelikleri diye de adlandrlan niteliklerin vurgulanmasyla beslenir. Ama rneklerin ou, yalanmadan nce retici bir biimde yaayan bir insann hibir zaman deerden dmediini gsterir. Tersine, onun retici yaam sreci iinde gelitirmi olduu ansal ve duygusal nitelikler, fiziksel gc ortadan kalksa da gelimelerini srdrrler. Ancak, retici-olmayan biri, tm etkinliklerinin ana kayna olan fiziksel gc tkendiinde, gerekten tm kiiliiyle deer yitirir. Yallkta kiiliin bozulmas, retici bir ekilde yaam olma konusundaki baarszln kant olan bir belirtidir. ok kez bilinsiz olarak duyulan ihtiyarlamak korkusu, retici olmayan bir biimde yaama duygusunun anlatmdr. Bu korku, trelbilincin kendi zlerimizin dilsizliine kar tepkisidir, iinde yalln bilgelik ve deney gibi zgl niteliklerine daha ok gereksinme duyulan ye b. u yzden yalla daha ok deer verilen kltrler de vardr. Bu kltrlerde, Japon ressam Hokusai'nin aadaki szcklerle ok gzel bir ekilde dile getirmi olduu bir tutumla karlamaktayz: Alt yamdan beri nesnelerin biimlerini izme konusunda ar bir tutkum vard. Elli yama girdiimde, sonsuz sayda diyebileceim kadar ok resim yapmtm. Ama yetmiimden nce yap162 m olduklarmn hibiri sz edilmeye deer resimler deildir. Yetmi ndeyken artk doann, hayvanlarn, bitkilerin, ku, balk ve bceklerin gerek yaplarna ilikin baz eyler renmitim. Bunun sonucu olarak seksenime girdiimde daha fazla gelime gstermi olacam. Doksanmda nesnelerin gizini kavrayabilecek; yz yamda ise, kesinlikle olaanst bir evreye ulam olacam. Yz on yama geldiimde ise, ister bir nokta isterse bir izgi olsun yaptm herey canl olacak. Bu sylenenler, bir zamanlar Hokusai imdi ise Gwokio Rojin olan ben, yani yetmi be yandaki, deliler gibi resim tutkunu yal adam tarafndan yazlmtr.41 Usd lm ve yalanma korkusundan daha az dramatik olmasna karn, knanma korkusu da en az onlar kadar nemli bir bi-lind sululuk duygusudur. Biz burada da normal tutumun usd bir ekilde deimesiyle karlayoruz. nsan

doal olarak evresindekiler tarafndan onaylanmay ister. Ama modern insan herkes tarafndan onaylanmay ister. Ama modern insan herkes tarafndan onaylanmay istemekte ve bu nedenle, kltrel kalplardan, dnce, duygu ve eylemleri ile ayrlmaktan korkmaktadr. Bu usd onaylanmama korkusunun bir baka nedeni de bilind bir sululuk duygusudur. nsan eer, retici bir biimde yaama devini yerine getirmede baarszla urad iin kendi kendisini beenmiyorsa, bunu bakalarnn kendisini beenmelerini (ya da onaylanmalarn) salayarak dengelemek zorundadr. Beenilmek iin duyulan bu yein istek, ancak onu ahlaksal bir sorun, sululuk duygusunun bilind da olsa tm kuatc bir anlatm olarak tandmzda tam anlamyla anlalabilir. nsann kendisini nasl baarl bir ekilde trelbilincinin sesini duymaktan alakoyduu grlebilir. Ama bu giriimin baarszla urad bir varolu durumu vardr ve bu varolu durumu da uykudur. nsan uykuda kendisini gn boyunca kuatm olan grltlere 41. J. La Farge, A Talk About Hokusai (W. C. Martin 1896). 163 kapamakta ve yalnzca isel yaantlarn alc bir duruma girmektedir. Bu isel yaantlar, deer yarglar ve sezgiler kadar ok sayda usd kilimden de oluur. Uyku, iinde ok kez insann trelbilinci-ni susturamad biricik durumdur. Ama bunun ackl olan yn udur ki biz uykuda trelbilincimizin konutuunu duyduumuzda eylemde bulunamayz ve eylemde bulunabildiimiz zaman ise, dmzde duyduumuz eyi unuturuz. Aadaki d bu konuda bir nnek olarak bize yardmc olabilir. Tannm bir yazara byk para ve n karlnda kabul ettii takdirde kiiliini satmak zorunda kalaca bir i nerilir. Bu neriyi kabul edip etmemeyi dnd srada yazar u d grr: Bir dan eteklerinde frsatlklar yznden ok kk grd iki adamla karlar. Onlar kendisine zirveye ulamak iin arabasn dar yoldan yukarya doru srmesini sylerler. Szlerini dinler. Dan hemen hemen tepesine yaklat srada arabas yoldan kp uar ve kendisi lr. Grd dn bildirisinin pek az yoruma gereksinmesi vardr: O uyuduu srada kendisine nerilen ii kabul etmesinin ykmna edeer olacan bilmektedir. Bu ykm hi kuku yok ki fiziksel bakmdan lmesi anlamna deil; dn simgesel dilinin dile getirdii gibi, btnlemi, retici bir insan olarak kiiliinin ykm anlamna gelmektedir. Trelbilinci tarttmz srada yetkeci ve insanc trelbilinle-ri zyapsal niteliklerini gstermek zere ayr ayr incelemitim. Ama onlarn gerekte birbirlerinden ayr olmadklarna ve herhangi bir insanda birbirlerini karlkl olarak dtalamadklarna hi kuku yok. Tersine, herkeste her iki trden trelbilin de vardr. Burada sorun, onlarn karlkl g ve ilikilerini ayrdetme sorunudur. Sululuk duygulan devimsel olarak insanc trelbilinten kaynaklandklar halde, ok kez yetkeci trelbilin araclyla bilinli olarak yaanrlar. Bu durumda yetkeci trelbilin insanc trelbilin-cin sanki bir ussallatrlm gibidir. nsan, yetkeleri memnun edemedii iin bilinli olarak sululuk duyabilir. Oysa o, bilind ola164 rak, kendi kendisinden beklediklerini yerine getiremedii iin sululuk duymaktadr. rnein, mzisyen olmay istemi olan biri, babasnn dileini yerine getirmek zere i adam olmutur. inde baarszdr ve babas olunun baarszlndan duyduu d krkl ile azna geleni sylemektedir. Bunalma girdii ve uygun ekilde alamadn gren oul sonunda bir psikanalistin yardmn istemeye karar verir. zmleyici grme srasnda o ilki yetersizlik ve bunalm duygularna ilikin olarak uzun boylu konuur. Ksa bir sre sonra bunalmna babasn d krklna uratm olmasndan doan sululuk duygularnn neden olduunu anlar. Ruh hekimi bu sululuk duygusunun itenliini kuku konusu yaptnda hasta kzar. Ama bundan hemen sonra dnde kendisini ok baarl bir i adam olarak grr. Babas da onu gerek yaamda hibir zaman yapmad bir ekilde vmektedir. O, grd dn tam bu annda panie kaplr, kendini ldrme itilimini duyar ve uyanr. D onu artmtr ve yava yava sululuk duygusunun gerek kaynana ilikin bir yanllk yapp yapmadn dnmeye balar. Sonra, duyduu sululuk duygusunun znn babasn

memnun etmek konusundaki baarszl deil, babasna boyun emesi ve kendi kendisini memnun etme konusundaki baarszl olduunu anlar. Onun bilinli sululuk duygusu yetkeci trelbilincinin bir anlatm olduu srece yeterince gerektir. Ama tmyle ayrdna varamad kendisine kar olan sululuk duygusunun bykln gizler. Bu bastrmann nedenleri, anlalmas g nedenler deildir. Kltrmzn kalplar bu bastrmay destekler. Bu kalplara gre, insann babasn d krklna uratt iin sululuk duymas bir anlam tar ama insann kendisini savsaklad iin sululuk duymasnn pek az anlam vardr. Bir baka neden de, gerek suunun bilincine vararak kendisini kurtarmaya zorlanacana ve yaamm fkeli babasnn korkusuyla onu memnun etme giriimleri arasnda srdrecek yerde, ciddiye alacana ilikin korkudur. Yetkeci trelbilinle insanc trelbilin arasmdaki bir baka iliki biimi de, iinde kural -norm- ierikleri zde olduu hal165 de, bunlarn onaylanmalarna neden olan drtnn deitii iliki biimidir. rnein, ldrmemek, nefret etmemek, kskanmamak ve komusunu sevmek konusundaki buyruklar, yetkeci etiin olduu kadar insanc etiin de kurallardr. Trelbilincin evriminin ilk aamasnda yetkenin daha sonra insann salt yetkeye boyun eme uruna deil, ama kendisine kar duyduu sorumluluk yznden izledii buyruklar verdii sylenebilir. Julian Huxley, yetkeci bir trel-bilin edinmenin, insann evrim sreci iinde ussallk ve zgrlk, insanc trelbilinci olanakl klacak lde gelimeden nceki zorunlu basamak olduuna iaret etmitir. Bakalar ayn dn ocuun gelimesine bakarak dile getirmilerdir. Huxley, tarihsel zmlemesinde hakldr ama ocuun gelimesiyle ilgili ikinci gre katlmyorum. nk, yetkeci olmayan bir toplum iinde insanc trelbilincin biimlenmesi iin, nkoul olarak yetkeci trelbilincin varolmas gerektiine inanmyorum. Ama bu varsaymn geerliliini, ancak insanln gelecekteki gelimesi kantlayabilir, ya da rtebilir. Eer trelbilin kat ve dil uzatlamayan usd bir yetke stnde temellendirilirse insanc trelbilincin geliimi hemen hemen tmyle bastrlm olur. nsan o zaman, tmyle kendi dndaki glere baml hale gelir ve kendi z varoluu iin zen ya da sorumluluk duymaktan vazgeer. Byle biri iin nem tayan tek ey, devlet, bir lider ya da en azndan kamuoyu olan bu glerin kendisini onaylamas ya da onaylamamasdr. nsanc anlamda en etik-d davran bile, yetkeci anlamda bir dev olarak gerekletirilebilir. Her ikisinde de ortak olan gereklilik duygusu, insandaki en iyi yan olduu kadar en kt yan da gsterebilecei iin, ok aldatc bir etkendir. Yetkeci ve inasanc trelbilinlerin karlkl karmak ilikilerinin gz,el bir rnei, Kafka'nm Duruma 'sidir. Kitabn kahraman K, gzel bir sabah, kendisini bilmedii bir su yznden tutuklanm bulur ve bundan sonra yaad bir yl boyunca tutuklu olarak kalr. Romann tm, K'nin davasn yasalarn ve ilemlerini bilmedii gizemli bir mahkeme nnde savunma giriiminin yksdr. O, lgnca, ekingen avukatlarn, mahkeme ile ilgisi olmayan kadnlarn ve bulabildii herkesin yardmn bo yere salamaya alr. Ama sonunda, hakknda lm cezas verilip idam edilir. Roman, de benzer simgesel bir dille yazlmtr. Tm olaylar somut ve grnte gerekidir. Oysa gerekte, d olaylarla simgelenen isel yaantlar gsterirler. yk, bilinmeyen yetkeler-ce sulandn hisseden ve onlar memnun edemedii iin sululuk duyan bir adamn sululuk duygusunu dile getirmektedir. Ama bu yetkeler onun ylesine eriemeyecei bir yerdedirler ki kendisini neyle suladklarn ya da savunmasn nasl yapabileceini renemez. Bu yan ile ele alndnda roman, Calvin'in tanrbilimine ok yakn olan tannbilimsel bir gr asn temsil etmektedir. Yani insan, nedenlerini bilmeksizin mahkm edilmekte ya da balanmaktadr. nsann tm yapabilecei titremek ve kendisini Tanrnn acmasna terketmektir. Bu yorumda dile getirilen tannbilimsel gr as, yetkeci trelbilincin ar tipinin temsilcisi olan Calvin'in sululuk anlaydr. Ama, Durujma'daki yetkeler, bir noktada Cal-vin'in Tanrsndan temelli bir ekilde ayrlrlar. Onlar grkemli ve byk olmak yerine, yozlam ve pistirler. Bu yn, K'nin bu yetkelere karbakaldrmasn simgeler. O, onlar tarafndan ezildiini hisseder ve sululuk duyar. Buna karn, onlardan nefret

eder ve herhangi bir ahlaksal ilkeden yoksun olduklarn anlar. Bu boyun eme ve bakaldrma karm, yetkelere, zellikle de iselletiril-mi yetkeye yani trelbilinlerine kar zaman zaman boyun eip zaman zaman bakaldran insanlarn ouna zgdr. Ama, K'nin duyduu sululuk duygusu, insanc trelbilincinin annda gsterdii bir tepkidir. O, byme ve geliiminin engellenmesi anlamna gelen tutuklanm olduu olgusunu bulgular. Kendi boluunu ve ksrln anlar. Kafka, K'nin yaamnn reticilikten ne denli uzak olduunu bir ka tmce iinde ustaca betimler. K yle yaamaktadr: O ilkbahar K akamlarn yle geirmeye almt: ten sonra mmkn olduu zaman - nk genellikle dokuza kadar i yerin166 167 de kalyordu - yalnz bana ya da meslektalarndan bazlar ile ksa bir yrye kard. Sonra, bir birahaneye gider; ounlukla yal erkeklerin oturmakta olduklar bir masada otururdu. Ama, bu programn uygulanmad baz akamlar da vardr. rnein, K'nm alkanlna ve gvenilirliine ok deer veren banka mdrnn onu bir otomobil gezintisine ya da villasnda akam yemeine ard zamanlar gibi. K haftada bir kez de btn gece sabaha dek bir-meyhanede garson olarak alan, gn boyunca da yatakta ziyareti kabul eden Elsa adnda bir kz grmeye giderdi.42 K, nedenini bilmeksizin sululuk duymaktadr. Yalnzca sululuk duygularnn gerek nedeninin anlamas ve kendi z reticiliini gelitirmesi onu kurtarabilecei halde, bakalarndan yardm bulmaa alarak kendi kendisinden kamaktadr. Kendisini tutuklayan mfettie mahkeme ve durumadaki olanaklarna ilikin eitli sorular sorar. Ona bu durumda verilebilecek tek t verilir; Mfettiin yant yledir: Sorunuza yant veremiyorsam da size ne olacana ilikin biraz daha az dnp bunun yerine kendinize dnn ve kendinize ilikin olarak daha ok dnn. Bir baka kez, trelbilinci hapishane papaznca temsil edilir. Papaz ona kendikendisini yine kendisinin deerlendirmesi gerektiini; kendi ahlaksal sorununu rvet vererek ya da acndrma yoluyla zmleyemeyeceini gsterir. Ama K, papaz da yalnzca kendisi iin araclk edebilecek bir baka yetke olarak grmektedir ve tm kaygs, papazn kendisine kzp kzmad olur. Papaz yattrmaya altnda papaz krsden haykrr: Hibir eyi gremiyor musun? Bu fkeli bir feryattr. Ama, ayn zamanda bir bakasnn dn gren ve kendisi de arp rken birinin feryad gibi kmaktadr. Ancak, bu feryat da K'y uyandrmaz. O, yalnzca papazn kendisine kzmasna neden olduunu dnd ey yznden daha ok sululuk duyar. Papaz syleilerini ylece bitirir: yleyse, 42. F. Kafka, The Trial, ev. E. . Muir (New York: Alfred A. Knopf, 1937), s.23. 168 ben neden senin stnde herhangi bir hak iddia edeyim? Mahkeme senin stnde hibir hak iddia etmiyor. Geldiin zaman seni kabul ediyor. Gittiin zaman ise senden elini ekiyor. Bu tmce, insanc trelbilincin zn dile getirmektedir. nsan aan hibir g, insan stnde ahlaksal bir hak savnda bulunamaz. nsan yaamn kazanmak ya da yitirmek konusunda, kendikendisine kar sorumludur. O, ancak trelbilincinin sesini anladnda kendisine geri dnebilir. Eer bu sesi duyamazsa yok olacaktr. Ona kendisinden baka hi-kimse yardm edemez. K. trelbilincinin sesini anlamakta baarszla urar. Bu yzden lmek zorundadr. Gerek sorununun ne olduunu tam idam annda ilk kez grverir. retici olmadn, sevgi ve inantan yoksun yaadn hisseder. Gz taocann bitiiindeki evin st katna takld. Sanki yukarya bir k kyormu gibi bir titreimle pencerelerden biri anszn sonuna kadar ald. O uzaklk ve ykseklikte silik ve hayal gibi grnen bir insan figr birdenbire ileriye doru uzand ve iki kolunu daha da aarak gerindi. Kimdi? Bir dost mu? yi bir insan m? Ona -yaknlk duyan biri mi? Yardm etmek isteyen biri mi? O, yalnzca bir tek kii miydi yoksa herkes mi oradayd? Kendisine yardm m gelmiti? Daha nce nem verilmemi olan ondan yana baz kantlar m vard? Doal olarak olmas gerekiyordu. Hi kck yok ki mantk sarslamazd; ama

yaamn srdrmeyi isteyen bir insana kar koyamazd. Onun imdiye dek hi grmemi olduu yarg neredeydi? Hibir zaman iine girememi olduu yksek mahkeme neredeydi? Kollarn kaldrd, ve ellerini darya doru uzatt.43 K, insanln dayanmasn, dostluk olanan ve insann kendi kendisine kar ykmlln ilk kez gznn nnde canlandrmaktadr. Yksek mahkemenin ne olduu sorusunu ortaya atmaktadr. Ama aratrd bu yksek mahkeme imdi daha nce inanm olduu us-d yetke olmayp onu gerektensulayan, kendisinin tanmakta baarszla uram olduu kendi trelbilincinin Yksek 43. a.g.k. s.287-8. 169 Mahkemesidir. K. yalnzca yetkeci trelbilincinin ayrdna varmtr ve bu trelbilincin temsil ettii yetkeleri ustaca idare etmeye almtr. Kendisini aan birine kar bu kendini savunma etkinlii ile ylesine uramtr ki gerek ahlaksal sorununu artk tmyle gremez hale gelmitir. Bilinli bir ekilde kendini sulu hissetmektedir. nk yetkeler tarafndan sulanmtr. Ama gerekte, yaamn ziyan etmi olduu iin suludur. Suunu anlama konusunda yeteneksiz olduu iin de artk deimeyecektir. in en trajik yan, onun tm, olup bitenleri, ancak i iten getikten sonra kavrayabilmesidir. nsanc ve yetkeci trelbilinler arasndaki ayrm, yetkeci trelbilincin kltrel gelenekle biimlenmesi, insanc trelbilincin ise bamsz olarak gelimesi deildir. Tersine bu ayrm, bu ynyle, her-nekadar zel insansal gizilgler de olsalar, yalnzca toplumsal ve kltrel balam iinde gelien konuma ve dnme yeteneklerimiz arasndaki ayrma benzer. nsan rk, kltrel geliiminin son be alt bin ylndaki dinsel ve felsefi dizgeleri iinde ie hep sfrdan balamak istemedii iin, her bireyin trelbilincinin kendisine doru ynlenmesi gereken ahlaksal kurallar dile getirmitir. Ama her dizgeye yasal olarak verilmi haklar yznden, bu dizgelerin temsilcileri, ortak zden ok, ayrmlar vurgulamaya eilim gstermilerdir. nsan asndan, bu retilerdeki ortak eler yine de, aralarndaki ayrmlardan daha nemlidir. Bu retilerin snrlanma ve yozlamalar, iinde gelitikleri zel tarihsel, sosyo-ekonomik ve kltrel durumun sonucu olarak anlaldklarnda, kendilerine erek olarak insann gelime ve mutluluunu koymu olan dnrlerin, alacak lde uyutuklarn gryoruz. 3. Haz ve Mutluluk Mutluluk erdemin dl olmayp kendisi bir erdemdir. Biz mutluluktan tutkularmz engelledii iin haz duymaz; tersine, mutluluktan haz duyduumuz iin tutkularmz engelleyebiliriz. Spinoza, E t i k 170 A. DEER LT OLARAK HAZ Yetkeci ahlak felsefesinin avantajl yan basitliidir. Bu etikte iyi ve ktnn lt, yetkenin zorla kabul ettirdikleri; bunlara boyun emek ise, insann erdemidir. nsanc ahlak felsefesine gelince bu felsefe daha nce tartm olduum glkle baa kmak zorundadr. nk, insan deerlerin biricik yargc yapmakla haz ya da ac, iyi ve ktnn kesin hakemi gibi grnebilir. Eer tek seenek bu olsayd o zaman insanc ilke gerekten, etik normlar iin bir temel olamazd. nk bazlarnn sarho olmaktan servet ve n toplamaktan; bazlarnn ise sevmekten, bakalar ile bireyler paylamaktan, dnmekten, resim yapmaktan haz duyduklarn gryoruz. Nasl olur da yaammz insan olduu kadar hayvan da, iyi kiiyi olduu kadar kt kiiyi de ynlendiren bir drt tarafndan ynlendirilebilir? Normal ve hasta bireyin benzer ekilde gdmlen-meleri nasl olur? Haz ilkesini bakalarnn meru karlarna zarar vermeyecek hazlarla snrlayarak nitelediimiz zaman bile, onun eylemlerimizin ynetici ilkesi olmas, pek yerinde olan bir ey deildir. Ama, yetkeye boyun eme ile hazza yant vermeyi, ynetici ilkeler olarak, seeneklerimiz diye grmek yanltcdr. Ben, haz, doyum, mutluluk ve neenin doalarna ilikin deneysel bir zmlemenin onlarn birbirlerinden ayr ve ksmen eliik olaylar olduklarn ortaya kardn gsterme giriiminde bulunacam. Bu zmleme yle bir gerei gsteriyor. Mutluluk ve nee hernekadar bir anlamda znel yaantlarsa da nesnel koullara dayandklar iin,

bu nesnel koullarla karlkl bir ilikinin rndrler. Bu yzden, salt znel haz yaants ile kartrlmamalar gerekir. Bu nesnel koullar ise, kuatc ekilde, reticilik olarak zetlenebilir. Hazzn nitelik ynnden zmlenmesinin nemi, insanc etik dncenin balanglarndan beri kabul edilmitir. Ama sorunun zm, haz yaantsnn bilind dinamiklerine nfuz edilemedii 171 srece, doyurucu bir zm olamamtr. Psikanalitik aratrma, insanc etiin bu eski sorununa yeni veriler sunup yeni yantlar neriyor. Bu bulularn ve etik kurama uygulanlarnn daha iyi anlalabilmesi iin haz ve mutlulua ilikin en nemli etik kuramlarn bazlarnn ksaca incelenmesi yerinde olacaktr. Hedonizm (Hazc kuram), insansal eylemin ynetici ilkesinin hem olgusal olarak, hem de kural koyucu ynyle, haz olduunu ne srer. Hazc kuramn ilk temsilcisi olan Aristippus, yaamn ereinin ve erdemin ltnn hazza ulap acdan kanmak olduuna inanmaktayd. Haz, ise, Ona gre, iinde yaanlan andaki hazd. Bu kktenci ve naiv hazc gr, mutluluu dorudan yaant ile zde klarak bireyin nemini ve somut bir haz kavramnn deerini kesin bir ekilde vurguluyordu.44 Ama daha nce dile getirmi olduumuz ve hedonistlerin doyurucu bir ekilde zmleyemedikleri apak bir gln skntsn ekmekteydi. Bu glk ise, hedonizmin ilkelerinin tmyle znelci olan zyaps idi. Hazc tutumu dzeltmek iin yaplan ilk giriim, haz kavramlar iine nesnel ltler sokan Epikuros tarafndan yaplmtr. O, yaamn ereinin haz olduunu vurgulad halde, her hazzn kendi bana iyi olmasna karn, tm nazlarn seilmemeleri gerektiini dile getirmitir. nk, baz hazlar sonradan hazzn kendisinden ok daha byk aclara neden olmaktadr. Epikuros'a gre, yalnzca dor haz, insann bilgece, iyi ve doru bir biimde yaamasn salar. Gerek haz, ruh dinginliinden ve korkusuzluktan oluur. Bu haz ancak lllk ve ngr sahibi ve bu yzden srekli ve dingin doyum uruna hemen u andaki hazzn yadsmaya hazr olan biri tarafndan elde edilebilir. Epikuros, kendi 'yaam erei olarak haz' kavramnn lllk, yiitlik, adalet ve dostluk kavramlar ile tutarl 44. Bkz. H. Marcuse, Zur Kritik des Hedonismus Zschft. f. Sozialforsc-hung, VII. 1938. 172 olduunu gstermeye almtr. Ama O, duyguyu, araclyla her iyiyi yargladmz yasa olarak kullanmakla temeldeki kuramsal gl ortadan kaldramamtr. Bu temeldeki glk, znel haz yaants ile doru ve yanl hazza ilikin nesnel lt birletir-mesiydi. Ancak, Epikuros'un znel ve nesnel ltleri bir uyum iine sokma giriimi, byle bir uyumun varolduunu nesrmenin tesine geememitir. Hazc-olmayan insanc (hmanist) filozoflar, doruluk ve genel geerlik ltn korumaya, buna karn 'yaamn son erei olarak bireyin mutluluu' grn yitirmemeye alarak ayn sorunla uramlardr. Doruluk ve yanllk ltn isteklere ve hazlara ilk kez uygulayan Platon olmutur. Haz, dnce gibi, dor ya da yanl olabilir. Platon, znel haz duyumunun gerekliini yadsmaz; ama haz duyumunun yanl olabileceine ve hazzn dnme gibi, bilgi trnden bir ilevi olduuna dikkati eker. Platon bu grn hazzn bireyin yalnzca yaltlanm duyusal bir parasndan deil, kiiliinin tmnden doduuna ilikin kuram ile destekler. Buradan, iyi insanlarn doru hazlan, kt insanlarn ise yanl hazlar edindikleri sonucuna varr. Aristoteles de Platon gibi, bir etkinliin iyilii, ve bu nedenle de deeri iin, znel haz yaantsnn bir lt olamayacan ne srer. O der ki: Baz eyler, yaplar kt olan kimselere ho grnyor diye, onlarn bu gibilerden bakalarna da ho grneceini dnmememiz gerekir. Bu tpk hasta olan kimseler iin yararl, tatl ya da ac olan eylerin bizim iin de yle olduklarn sylemeye; ya da renk krl olan kimselerin, beyaz olmayan eylere beyazlk niteliini yklemelerine benzer.45 Aa hazlar, gerek hazlar olmayp

ancak bozulmu bir beenisi olan kimselere-gerek hazlarm gibi gelirler. Oysa gerek haz adn nesnel bir ekilde hak 45. Aristoteles. Ethics, 1173, 21. 173 eden hazlar, insana yarar etkinliklere elik eden nazlardr.46 Aristoteles'e gre, iki tr meru haz vardr. Birinci tre gereksinmelerimizi giderme ve .glerimizi gerekletirme sreci ile balantl olan hazlar; ikinci tre ise, edinmi olduumuz gler uygulama ile balantl olan hazlar girer. Hazzn stn olan tr, ikincisidir. Haz, insann doal durumdaki varlnn bir etkinliidir (energia). En ok doyum salayan ve yetkin olan haz, kazanlm ya da gerekletirilmi glerin etkin kullanmnda ortaya kan bir niteliktir. Bu haz, nee ve kendiliindenlii ya da engellenmemi etkinlii dile getirir. Burada engellenmemi kalplamam ya da bastrlmam anlamna gelir. Nitekim, haz etkinlikleri, bylece de yaam yetkinletirir. Haz ve yaam birbirlerine katlrlar ve ayrlmay kabul etmezler. En byk ve en srekli mutluluk, Tanrnnkine benzeyen usun etkinlii sonucunda doar, insan kendinde bu Tanrsal eden bir para tad iin, byle bir etkinlii srdrecektir.47 Aristoteles bylece, salkl ve olgun kiinin znel haz yaants ile zde olan bir gerek haz anlayna ulam oluyor. Spinoza'nn haz kuram da belli ynleriyle Platon ve Aristoteles'inkine benzemektedir. Ama, Spinoza Onlarn ok tesine geer. o da neenin, hazcln kart olan okulun ne srd gibi bir gnahkrlk gstergesi olmayp doru ya da erdemli yaamn sonucu olduuna inanmaktadr. Spinoza, bu kuram kendi insanbilimsel anlaynn btn stnde temellenen daha deneysel ve zgl bir nee tanm yaparak gelitirmitir. Spinoza'nn nee kavram g kavram ile balantldr. Nee, insann daha az yetkinlikten daha byk bir yetkinlie geiidir.48 Daha byk ya da daha az yetkinlik, insann gizilglerini gerekletirme ve bylece insan doas rneine daha ok yaklama konusundaki gcnn ok ya da az oluu 46. a.g.k. 1176 a, 15-30 47. Bkz. Kit, VII Bl. 11-13 ve Kit. X Bl. 4,7,8. 48. Ethics, III Re Affects, Tanm: II, III. 174 ile zdetir. Haz, yaamn erei deildir. Ama insann retici etkinliine kanlmaz bir ekilde elik eder. Kutsanm olma (ya da mutluluk), erdemin dl olmayp kendisi bir erdemdir.49 Spinoza'mn mutlulua ilikin grnn nemi, onun devimsel (dinamik) g kavramndadr. Yalnz bir ka nemli ad verecek olursak, Goethe, Guyau, Nietzsche kendi etik kuramlarn ayn dnce, yani hazzn eylem iin balca drt olmad ama retici etkinlie elik ettii dncesi stne kurmulardr. Haz ilkesine ilikin en geni kapsaml ve dizgesel tartmalardan birini Spencer'in fr&'inde buluyoruz. Spencer'in grlerini daha ileri dzeyde bir tartma iin yetkin bir balang noktas olarak kullanabiliriz. Spencer'in haz ve ac ilkesine ilikin kilit noktas evrim kavramdr. O, haz ve acnn insan, birey olarak kendisi iin yararl olana olduu kadar, insan rkna da yararl olana gre eylemde bulunacak ekilde uyaran dirimbilimsel bir ilevleri bulunduunu ne srer. Bu nedenle, haz ve ac evrimsel sre iinde gerekli etmenlerdir. Aclar organizmaya zararl olan eylemlerin karlklar olduu halde, hazlar ona mutluluk salayan eylemlerin karlklardr.50 Birey ya da tr, gnbegn haz verenin ardndan giderek ya da haz vermeyenden kanarak canl tutulur.51 Haz, znel bir yaant olduu halde, yalnzca znel ge araclyla yarglanamaz. Onun nesnel bir yan da vardr. Bu nesnel yan, insann fiziksel ve ansal mutluluudur. Spencer, gnmz kltrnde pek ok bozulmu haz ve ac rneklerinin ortaya ktn kabul ediyor. O, bu olay toplumun eliki ve yetkinsizlikleri ile aklyor. nsanln tam anlamnda toplumsallam devleti uygulamasyla zelde ve genelde gelecekteki mutluluun salanacan; eylemlerin ancak dorudan doruya 49. a.g.k. nerme XLII. 50. H. Spencer, The Principles of Ethics (New York: D. Appleton co., 1902), C. I.

51. a.g.k. s.79, 82. 175 haz verdikleri zaman, tmyle doru olduklarn; acnn yanl eylemlerin asl deil ama en yakn yardmcs olduu52 gereinin kabul edileceini ne sryor. Spencer, acnn yararl ya da hazzn zararl bir etkisi olduuna inananlarn istisnay sanki kuralm gibi gsteren bir saptrmann sulusu olduklarm sylemektedir. Spencer, hazzn dirimbilimsel ilevine ilikin kuramn toplumbilimsel bir kuramla koutluk iine koyar. O, 'insan doasnn toplumsal yaamn gereksinmelerine uyacak ekilde yeniden biimlen-dirilmesinin, sonunda hoa gitmeyen etkinlikleri bu gereksinmelerle kartlk iine sokarken tm zorunlu etkinlikleri hoa gider klacan'53 ne srer. Bundan baka, bir erei gerekletirmek iin bir ara kullanmaya katlan hazzn kendisinin bir erek haline geldiini51 dile getirir. Platon, Aristoteles, Spinoza ve Spencer'in grlerinde yer alan ortak dnceler unlardr: 1. znel haz yaants kendi bana yeterli bir deer lt deildir. 2. Mutluluk iyi ile balantldr. 3. Hazzn deerlendirilmesi iin nesnel bir lt bulunabilir. Platon doru hazzn lt olarak iyi insan; Aristoteles insann ilevini; Aristoteles gibi Spinoza da insann kendi glerini kullanarak doasn gerekletirmesini; Spencer ise, insann dirimbilimsel ve toplumsal evrimini szkonusu etmilerdir. Yukardaki haz kuramlar ve hazzn etikteki rol bu kuramlar titiz aratrma ve gzlem tekniklerine dayanan yeterince arnm verilerden kurulmadklar iin zarar grmlerdir. Bilind gdmle-meleri ve zyap dinamiklerini inceden inceye aratran psikanaliz bizim hazz geleneksel gr asnn tesinde bir yaam kural olarak daha ileri bir dzeyde tartmamza olanak salamaktadr. Psikanaliz hazc etie kar kanlarca savunulmu olan bir gr pekitirir. Bu gr, znel doyum yaantsnn kendi bana aldatc olduuna ve deerin geerli lt olamayacana ilikin 52. a.g.k. s. 99. 53. a.g.k. S.183. 54. a.g.k. s. 159. 176 grtr. Mazoist kilimlerin doas ile ilgili psikanalitik bulgular, hazcolmayan tutumun doruluunu pekitirmektedir. Tm Mazoist istekler, kiiliin btnne zararl olan ey konusundaki yein birer istek olarak betimlenebilirler. Daha ak biimlerinde mazoizm, fiziksel ac duymak iin bir itilim ve bu acnn ardndan gelen holanmadr. Mazoizm, bir ruhsal bozukluk olarak cinsel heyecan ve doyumla balantldr. Burada sz konusu olan ac istei, bilinli bir istektir. Ahlaksal mazoizm tinsel bakmdan zarar grmek, aalanmak, bask altna alnmak itilimidir. Bu istek genellikle bilinli deildir ama ballk, sevgi ya da zn yadsma olarak ya da doa yasalarna, yazgya ve insan aan teki glere bir yant olarak ussallatrhr. Psikanaliz, mazoist itilimin ne kadar derinlerde bastrlm ve ne kadar iyi ussallatrlm olduunu gsterir, Ama mazoist olaylar yalnzca nesnel olarak zararl olan bilind isteklerin zellikle arpc birer rneidirler. Tm nevrozlar, bir bireyin gelimesini engelleyip bu gelimeye zarar verme eilimi gsteren bilind abalarn sonucu olarak anlalabilir. Ansal hastaln asl znde zararl olan eyi istemek yatar. Bylece her nevroz, hazzm insann gerek karlaryla elikili olduu gereini pekitirir. Nevrotik isteklerin doyumundan doan haz, bilind olabilir. Ama bu, zorunlu deildir. Mazoist sapknlk, nevrotik istekten doan bilinli bir hazzm rneidir. nsanlar aalamaktan doyum salayan sadist kii, ya da istifledii paradan haz duyan cimri, yein isteinin doyumundan edindii hazzm ayrdmda olabilir de olmayabilir de. Bu tr bir hazzm bilinli ya da bastrlm olmas, iki etmene baldr: Kiinin iindeki, onun usd abalarna kar koyan glerin kuvvetlerine ve toplumun trelerinin byle bir hazdan holan-may doru bulmasna ya da yasaklamasna. Hazzn bastrlmas, iki ayr anlam tayabilir: Tam olarak btnlememi ve daha sk grlen bastrma biimi, iinde hazzn usd aba ile deil, ama daha ok bu abann ussallatrlm anlatm ile

balant iinde, bilinli olarak duyduu bir hazdr. rnein cimri, ailesi iin duyduu sakn I F:12 177 gan zenden tr doyum duyduunu dnebilir. Sadist ise, duyduu hazzn haksz bir eylemin uyandrd bir ahlaksal fke duygusundan doduunu dnebilir. Bastrmann daha kktenci bir tipi, iinde hi bir hazzn ayrdna varlmad bastrma tipidir. Sadist kiilerden ou, bakalarnn aalandklarn grmenin kendilerine bir haz duygusu verdiini byk bir itenlikle yadsyacaklardr. Buna karn, bu gibilerin dleri ve zgr armlar zmlendii zaman, bilinli olmayan bir hazzn varl da ortaya kmaktadr. Ac ve mutsuzluk da bilinsiz olabilir; ve bastrma, hazla ilgili olarak betimlemi olduumuz ayn biimlere brnebilir. Kii istedii lde baarl olamadndan, sal bozulduundan ya da yaamndaki ok sayda koullar yznden kendisini mutsuz hissedebilir. Ama, mutsuzluunun temel nedeni, retken yannn eksik oluu; yaamndaki boluk; sevme konusundaki yeteneksizlii; ya da kendisini mutsuz klan ok sayda isel kusurlar olabilir. O mutsuzluunu sanki baka bir nedeni varm gibi ussallatrr ve bylece gerek nedeni ile olan balantsn kavrayamaz. Yine mutsuzluun daha tam bir ekilde bastrlmas, bu mutsuzluun bilincine hibir zaman varlmadnda grlr. Byle bir durumda kii, gerekte honutsuz ve mutsuz olduu halde, ok mutlu olduuna inanr. Bilinsiz mutluluk ve mutsuzluk anlay ciddi bir tepki ile karlar. Bu tepki ya da kar koyua gre, mutluluk ve mutsuzluk, mutlu ya da mutsuz olmamza ilikin bilinli duygumuzla zdetir. Bu yzden, bilmeden ac ya da haz duymak, haz ya da ac duymamaya edeerdedir. Bu savn nemi yalnzca kuramsal olmakla kalmamaktadr. O, toplumsal ve etik kapsam nedeniyle de ok byk bir nem tamaktadr. Eer kleler kitle halinde kendilerine ac ektirildiinin bilincinde deillerse, nasl olur da o kitlenin dnda biri, insan'n mutluluu adna klelie kar kabilir? Eer ada insan, bizi kandrmaya alt lde mutlu ise, bu mmkn dnyalarn en iyisini kurmu olduumuzu kantlamaz m? Mutluluk yanlsamas yeterli deil midir? Yoksa daha ok, kendi kendisi ile elikili bir kavram mdr? Bu kar klar, mutsuzluk kadar mutluluun da ruhsal bir durumdan daha fazla bir ey olduu gerei grmezlikten geliyorlar. Mutluluk ve mutsuzluk gerekte tm organizmaya yani kiiliin btnne ilikin durumlarn anlatmlardr. Mutluluk, canlln, dnme ve duygu yeinliinin, reticiliin art ile mutsuzluk ise bu yetenek ve ilevlerin azalmas ile balantldr. Mutluluk ve mutsuzluk ylesine tm kiiliimize bal durumlardr ki dile getiricileri ok kez bilinli duygularmz deil de bedensel tepkilerimiz olur. nsann ask yz, zntl ya da yorgun oluu, baars ekmesi gibi fiziksel belirtiler; giderek daha nemli hastalk biimleri, ok kez mutsuzluun dlamalardr. Tpk fiziksel ynden ok iyi olma duygusunun mutluluun belirtilerinden biri olmas gibi. Gerekten bedenimiz, mutluluk durumu konusunda aldatlmaya anlmzdan daha az yatkndr. nsann ne lde mutlu ya da mutsuz olduunun gelecekte bir gn bedendeki kimyasal srelerin incelenmesinden karlabilecei dn pekl kabul edilebilir. Ansal ve duygusal yeteneklerimizin ileyileri de, buna benzer ekilde, mutluluumuz ya da mutsuzluumuzca etkilenir. Usumuzun keskinlii ve duygularmzn yeinlii buna dayanr. Mutsuzluk tm ruhsal ilevlerimizi zayflatr giderek felce uratr. Mutluluk ise onlar arttrr. Mutlu olmaya ilikin znel duygu, kiinin btn iin sz konusu olan bir iyiolma durumu olmad zaman yalnzca bir duyguya ilikin aldatc bir dncedir ve gerek mutlulukla hibir ilgisi yoktur. Ben insann kafasnda varolup onun kiiliinin bir koulu olmayan haz ya da mutluluu, szde-haz ya da szdemutluluk diye adlandrmay neriyorum. rnein, biri bir yolculua kar ve bilinli olarak mutludur. Ama, o byle bir duyguya haz duymak iin kt yolculukta mutlu olacan umduu iin kaplabilir. Gerekte pekl bilinsiz olarak d krkla uram ve mutsuz olmas olasl da vardr. Grd bir d ona hakikati aka gsterebilir ya da belki kendisi daha sonra, mutluluunun gerek bir mutluluk olmadn anlar. Greneksel olarak znt ya

da mutsuzluun beklendii ve bu nedenle de duyulduu pek ok durumlarda, szdeac gzlem178 179 lenebilir. Szde-haz ve szde-ac, gerekte yalnzca dzmece duygulardr. Gerek duygusal yaantlar olmaktan ok, duygulara ilikin dncelerdir. B. HAZ TPLER Deiik haz trleri arasndaki niteliksel ayrmn zmlenmesi, imdiye kadar gstermi olduumuz gibi, hazla etik deerler arasndaki ilgi sorununun anahtardr.55 Freud ve bakalarnn tm hazzn z olduunu dndkleri bir haz tipi, ac veren gerilimden kurtulmaya elik eden duygudur. Alk, susuzluk, cinsel doyum gereksinmesi, uyku ve bedensel eitim, organizmann kimyasal yapsndan kaynaklanr. Bu istemleri doyurmak iin duyulan nesnel, fizyolojik zorunluluk, znel ekilde istek olarak alglanr. Bunlar eer uzun bir sre doyurulmadan kalrlarsa, ac verici bir gerilim duyulur. Eer bu gerilim boaltlrsa haz eklinde bir rahatlama ya da benim adlandrmay nerdiim ekliyle doyum (ing. satisfaction) duyulur. Satis-facere szcnn karl olan bu terim, yeterli klmak anlamna gelmektedir ve onun bu trden haz iin en uygun anlam olduu grlmektedir. Fizyolojik koullara dayanan btn bu gereksinmelerin asl zellikleri, gereksinmenin doyumunun ya da giderilmesinin organizmada ortaya km fizyolojik deimeler yznden doan gerilimi sona erdir-mesidir. Eer asak ve yemek yersek organizmamz yeteri kadar besini aldktan sonra belli bir noktann tesinde yemek yemeyi srdrme artk bizim iin ac verici olacaktr. Ac verici gerilimden kurtulmaktan doan doyum, en yaygn ve ruhbilimsel olarak elde edilmesi en kolay hazdr. O ayn zamanda gerilim yeterince uzun srp bu 55. Bugnlerde Bentham'm tm hazlann niteliksel olarak benzer, ancak nicelik ynnden ayr olduklarna ilikin varsaymnn yanl olduunu gstermek zorunluluu yok. nk hernekadar elenmeye iikin yaygn dn hl tm hazlann ayn nitelikte olduklarn dile getiriyorsa da, ruhbilimcilerden hibiri artk bu gr tutmuyor. 180 nedenle yeterince yein olduunda en yein hazlardan biri de olabilir. Bu tip hazzn nemi tartma kaldrmaz. Giderek bu tip haz, insanlarn hemen hemen pek ounun yaamlarnda duyduklar biricik haz biimidir. Gerilimden kurtulmann neden olduu ama betimlediimizden nitelik bakmndan farkl bir haz tipi de ruhsal gerilimden kaynaklanr. nsan, bir istein, gerekte usd ruhsal gereksinmelerce belirlendii halde, bedeninin istemleri yznden olduunu dnebilir. O, organizmann fizyolojik koullara dayanan bir gereksinmesi sonucu olmayp tedirginlik ya da bunalm yattrmak iin duyulan ruhsal gereksinmelerinin sonucu olan yein bir alk duyabilir. (Sz konusu tedirginlik ya da bunalm, normal olmayan fizyolojik- kimyasal srelerin birlikte getirdikleri eyler de olabilirler). ki imek iin duyulan gereksinmenin ok kez susuzluktan deil, ruhsal koullar yznden doan bir gereksinme olduu iyi bilinir. Yein cinsel istee de fizyolojik deil, ruhsal gereksinmeler neden olabilir. Kendi kendisine deerini kantlama konusunda yein bir gereksinme duyan gvensiz biri, bakalarna kendisinin ne denli ekici olduunu gstermek ya da onlara cinsel bakmdan stn olmak iin, kolayca yein cinsel istekler duyacaktr. Bu istekler doyu-rulmadklar takdirde onda ac verici bir gerilime neden olacaklardr. Byle biri, isteklerinin yeinliinin bedeninin istemleri sonucu doduunu dnmeye eilim duyacaktr. Oysa gerekte bu istemler onun ruhsal gereksinmelerince belirlenmektedir. Nevrotik uyku hali de gerekte bastrlm tedirginlik, korku ya da fke gibi ruhsal koullarn sonucu olduu halde, normal yorgunluk gibi bedensel koullarn sonucu olduu dnlen bir baka istek rneidir. Bu istekler bir eksiklik ya da bozukluktan kaynaklandklar zaman normal ve fizyolojik koullara dayanan isteklere benzerler. Birinci durumda eksiklik, organizma iindeki normal kimyasal srelerden kaynaklanr. teki durumda ise, ruhsal ilev bozukluunun sonucudur. Her iki durumda da eksiklik, gerilimlere neden olur. Bu eksiklii giderme ise hazla sonulanr. Bedensel gereksinme bi-

181 iminde olmayan tm teki usd istekler, rnein: n, stnlk, boyun-eme, imrenme, kskanma gibi tutkulu ve yein istekler de bireyin zyapsndan kaynaklanrlar ve kiilik iindeki bir sakatlanma ya da bozukluktan doarlar. Bu tutkularn doyumundan duyulan haz da tpk nevrotik bakmdan koullanm bedensel isteklerde olduu gibi, ruhsal gerilimden kurtulmann sonucudur. Hernekadar haz gerek fizyolojik ve usd ruhsal gereksinmelerin doyumundan kyor ve gerilimden kurtulmadan oluuyorsa da, her iki durumdaki hazzn nitelii, nemli bir ekilde deiir. Fizyolojik bakmdan koullanm istekler, fizyolojik gerilimin kalkmasyla doyum bulurlar ve ancak fizyolojik gereksinme yeniden doduunda tekrar ortaya karlar. Bu nedenle onlar doada uyumludurlar. Usd istekler ise tersine agzldr. mrenen, bask yapmak isteyen sadist birinin istei, bu istein doyumu ile bsbtn deil, ancak bir an iin ortadan kalkar. Bu usd isteklerin asl znde onlarn doyurulamamalan vardr. Onlar, kiinin iindeki doyumsuz-luktan doarlar. Bu tutkulu ve usd isteklerin kayna, reticilik eksiklii ve bunun sonucu olarak doan gszlk ve korkudur. Byle biri g ve ykclk konusundaki tm isteklerini yerine getirse bile, bu durum, onun korku ve yalnzln gideremeyecek; gerilimi bu yzden srp gidecektir. Burada imgelemin kutsamas bir ilenmeye (lanete) dner. nk birey hem korkularndan syrldn hissetmez hem de durmadan artan doyumlarn agzlln saaltacan ve isel dengesini yeniden kuracan dler. Ama, agzllk dipsiz bir kuyu; bu agzlln doyurulmasndan salanm olan kurtulua ilikin dn ise bir seraptr. Gerekte agzllk ok kez varsayld gibi insann hayvansal doasndan deil, anlk ve imgeleminden kaynaklanr. Fizyolojik gereksinmelerin ve nevrotik isteklerin giderilmelerinden doan nazlarn ac veren gerilimin ortadan kalkmas sonucu olduklarn grmtk. Ama ilk kategoridekiler gerekten doyum salayc, normal ve mutluluun birer koulu olduklar halde ikinci kategoridekiler, en hafif deyimiyle, gereksinmenin yalnzca geici bir 182 hafifletilmesi, hastalkl ilevseUiin ve temeldeki mutsuzluun birer belirtisidir. Ben, usd isteklerin yerine getirilmelerinden doan usd hazz normal fizyolojik isteklerin yerine getirilmesi olan doyumun kart olarak adlandrmay neriyorum. nk ahlak felsefesi sorunu iin usd haz ve mutluluk arasndaki ayrm, usd haz ve doyum arasndaki ayrmdan ok daha nemli bir ayrmdr. Bu ayrm anlayabilmek iin ruhsal eksiklik kavramna kar, bolluk kavramn ie sokmak yardmc olabilir. Bedenin doyurulmam gereksinmeleri, giderilmeleri doyum salayan gerilimlere neden olur. Burada asl eksiklii duyulan ey doyuma ilikin temeldir. Baka bir deyile, usd istekler, eksikliklerden de yani bireyi nefret etmeye, imrenmeye ya da boyun emeye zorlayan gvensizlik ve kaygdan da kaynaklanrlar. Bu yein isteklerin giderilmesinden doan haz, reticilie ilikin temel bir eksiklikten kaynaklanr. Hem fizyolojik hem de usd ruhsal gereksinmeler, bir eksiklik dizgesinin paralardr. Ama, eksiklikler alannn tesinde bir bolluk alan doar. Hayvanda bile fazla enerji bulunduu ve bu enerji oyun iinde dile getirildii halde,56 bolluk alan temelde insana zg bir alandr. Bu alan, reticiliin, isel etkinliin alandr. nsan, enerjisinin ounu salt geimini salamak iin kullanmak zorunda olmad zaman, ondaki bolluk alanndan sz edebiliriz. nsan rknn evrimi, bolluk alannn yaygnlamas, yalnzca yaamn srdrmenin tesindeki baarlar iin geerli fazla enerjinin artmasyla belirlenir. nsann zgl bir biimde insansal olan tm baarlar bolluktan kar. Tm etkinlik alanlarnda, giderek alk ve cinsellik gibi temel ilevlere ilikin alanlarda eksiklikle bolluk; bu nedenle de doyum ve mutluluk arasnda bir ayrm vardr. Yein bir alk gereksinmesini doyurmak haz vericidir. nk, gerilimi yokeder. Aln doyu56. Bu sorun, G. Bally'nin Vom Ursprung und von den Grenzen der Freiheit, (B. Schwabe Co., Basel, 1954) adl yetkin incelemesinde ele alnmtr. 183

rulmasmdan nitelike deiik olan bir ey, istein (itihanm) doyurulmasndan duyulan hazdr. stek, hoa giden bir tad yaantsn ummadr. Alktan farkl olarak, gerilime neden olmaz. Bu anlamda beeni, mzikal ya da sanatsal beeni gibi, kltrel gelime ve incelmenin rn olup szcn hem kltrel hem de ruhbilimsel anlamnda yalnzca bir bolluk ortamnda geliebilir. Alk, bir eksiklik olaydr. stein doyumu bir zorunluluk olmayp zgrlk ve reticiliin bir anlatmdr. Ona elik eden haz, nee diye de adlandrlabilir.57 Alk ve istek arasndakine benzeyen bir ayrm, cinsellikle ilgi iinde de yaplabilir. Freud'un cinsellik kavram, tmyle fizyolojik koullara dayanan bir gerilimden doan ve alk gibi, doyumla giderilen bir drtdr. Ama o, istee karlk olup ancak bolluk alannda varolabilen ve yalnzca insansal bir olay cinsel istek ve hazz grmezlikten gelir. Cinsel ynden a olan birey, ister fizyolojik ister ruhsal yoldan olsun, gerilimden kurtulmakla doyuma ular; ve bu doyum, duyduu hazz oluturur.58 Ama, nee diye adlandrdmz cinsel haz, bolluk ve zgrlkten kaynakland gibi, duyusal ve duygusal reticiliin de anlatmdr. Nee ve mutluluun sevgiye elik eden mutlulua zde olduuna yaygin bir ekilde inanlr. Gerekte sevgi, insanlarn ou tarafndan biricik mutluluk kayna olarak kabul edilir. Ama, tm teki insansal etkinliklerde olduu gibi, sevgide de retici sevgi ile 57. Bu noktada, yalnzca eksiklikte duyulan hazla bollukta duyulan haz arasndaki ayrm aklamay istediim iin, alk ve istek (itiha) ayrmnn daha ince ayrntlarna girmeme gerek yok. stekte (itihada) herzaman byk lde bir aln bulunduunu sylemek yeterlidir. Yemek yeme ilevinin fizyolojik temeli bizi ylesine etkiler ki hi alk duymadmz zaman istek de minimum dzeyeindirgenmi olur. Ama burada nemli olan nokta, gdmlenmenin grece arldr. 58 Omne animal triste post coitum (Tm hayvanlar, cinsel ilikiden sonra zgndrler) diyen klasik zdeyi, insanlar sz konusu olduu srece, cinsel doyum eksiklii dzeyini uygun bir ekilde betimleyen bir zdeyitir. 184 retici-olmayan sevgi biimleri arasnda bir ayrm yapmamz gerekir. reticiolmayan ya da usd sevgi, daha nce gstermi olduum gibi, her trden mazoist ya da sadist ortak-yaam olabilir. Bu ortak yaam iinde kiiler arasndaki iliki, karlkl sayg ve btnle dayanmaz. Byle bir ilikiye girmi olan iki kii, kendi kendilerine ayakta durma gcnden yoksun olduklar iin, yaamlarn birbirlerine dayanarak srdrrler. Bu sevgi tm teki usd abalar gibi bir eksiklie, reticilik ve isel gvenlik yokluuna dayanr. ki insan arasndaki en yakn iliki biimi olan ve iinde her ikisinin de btnlnn korunduu retici sevgi, bir bolluk olaydr. Byle bir sevgiye gc yetmek de insansal yetkinliin belgesidir. Nee ve mutluluk retici sevginin yardmclardr. Eksiklikle bolluk arasndaki ayrm, tm etkinlik alanlarnda haz yaantsnn niteliini belirler. Her birey, eitli doyumlar, usd hazlar ve neeyi yaar. nsanlar birbirinden ayran, bu nazlardan herbirinin yaamlarndaki grece arldr. Doyum ve usd haz, duygusal bir abay gerektirmez. Bunun iin yalnzca gerilimi giderecek koullar yaratmak yeter. Nee, isel bir aba olan retici etkinlii nceden varsayan bir baardr. Mutluluk, Tanrlarn bir armaan olmayp insann isel reticiliinin neden olduu bir baardr. Mutluluk ve nee, dirimbilimsel ya da ruhbilimsel bir eksiklikten doan bir gereksinmenin doyumu deildir. Onlar, gerilimden kurtulma olmayp dncede, duyguda ve eylemde tm retici etkinliklere elik eden eylerdir. Nee ve mutluluk, nitelike farkl deildir. Yalnzca, neenin tek bir eylemi gstermesi; oysa mutluluun srekli ve btnlemi bir nee yaants olduunun sylenmesi ynnden farkldr. Biz, (oul olarak) neelerden sz edebiliriz ama mutluluktan yalnizxa tekil olarak sz ederiz. Mutluluk, insann insansal varolu sorununun yantn bulmu olmasnn gstergesidir. Bu yant, insann gizilglerinin retici bir ekilde gerekletirilmesi ve bylece kendi znn btnlnn korunmas, ayn zamanda kendisini dnya ile birlik ve beraberlik 185

iinde duymasdr. Gcn retici bir ekilde harcamakla insan, glerini arttrr, yani tketilmeden yanar. nsanc etikte sahip olduu anlamla, mutluluk, yasama ve erdem sanatndaki yetkinliin ltdr. Mutluluk ok kez keder ya da acnn mantksal bir kart olarak dnlr. Fiziksel ya da ansal ac, insansal varoluun birer parasdr. Onlar yaamaktan kanlmaz. nsann kendisini her ne pahasna olursa olsun acdan korumas ancak tam bir kaytszlkla salanabilir. Ama byle bir kaytszlk, mutluluu yaama gcn de dta brakr. Bu nedenle, mutluluun kart, keder ya da ac olmayp isel ksrln ve retici olmayn sonucu olan bunalmdr. Buraya dein etik kuramla en ok ilgisi olan doyum, usd haz, nee ve mutluluk gibi haz yaants tiplerini ele aldk. Geriye daha az karmak olan iki haz tipini ksaca incelemek kalyor. Bunlardan biri, insann yapmak zere stne ald herhangi trden bir grevi baarmasna elik eden hazdr. Bu tr bir hazz memnuniyet diye adlandrmay neriyorum. nsann baarmay istedii bir eyi yapp bitirmesi, bu etkinlik zorunlu olarak retici bir etkinlik olmasa da, memnuniyet vericidir. Ama, d dnya ile baarl bir ekilde baa kmak, insann gc ve yeteneinin bir kantdr. Memnuniyet daha ok, zgl bir etkinlie dayanan bir ey deildir. nsan, iyi bir tenis oyunundan da iindeki baarsndan duyduu kadar ok memnuniyet duyabilir. Burada nemli olan nokta baarmak iin stlenmi olduu grevde bir glk olmas ve onun doyum verici bir sonu salam bulunmasdr. Tartlmak zere geriye kalan teki haz tipi, abaya deil, abann kart olan dinlenmeye dayanr. Bu haz, kendileri iin aba harcamam olan ho etkinliklere elik eder. Dinlenmenin nem tayan dirimbilimsel ilevi, her zaman etkin olamayacak olan organizmann ritmini dzenlemektir. Haz szcnn, bir nitelendirme yaplmakszn, dinlenmeden doan iyi duygu trn gstermeye en uygun szck olduu grlmektedir. Biz ie, yaamn ereinin haz olduunu ve bu nedenle hazzn 186 'kendinde iyi' olduunu ne sren hazc etiin sorunsal zyapsmn tartlmasyla balamtk. eitli haz trlerini zmlememiz sonucunda imdi artk hazzm ahlakla olan ilgisine ilikin kendi grmz dile getirebilecek bir durumdayz. Fizyolojik koullara dayanan gerilimden kurtulma anlamndaki doyum, ne iyi ne de ktdr. Etik bir deerlendirme sz konusu olduu srece doyum, tpk memnuniyet ve haz gibi, etik bakmdan tarafszdr. Usd haz ve mutluluk (nee), etik nem tayan yaantlardr. Usd haz, agzlln, insansal varolu sorununu zmlemedeki baarszln belirtisidir. Mutluluk (nee), bunun tersine, yaama sanatnda ksm ya da tam bir baarnn kantdr. Mutluluk, insann en byk baarsdr. nk, insann kendisine ve dnyaya kar retici bir ynlenmeye kiiliinin btnyle verdii yanttr. Hazc dnce, hazzn doasn yeterli bir ekilde zmleme konusunda baarszla uramtr. O, bu yzden yaamda en kolay olan eyin -herhangi trden bir haz elde etmenin ayn zamanda yaamdaki en deerli ey gioi grnmesine neden olmutur. Ama, deerli olan hibir ey kolay deildir. Hazc yanlma bu yzden, zgrlk ve mutlulua kar kantlar ne srmeyi kolaylatrd gibi iyiliin kantnn hazdan el ekme olduu grn de pekitirmitir. nsanc (hmanist) etik kendi ana erdemleri olarak, pekl mutluluk ve neeyi gerekli koullar diye grebilir. Ama bunu yaparken insann en kolay deil en g grevini yerine getirmesini, yani kendi reticiliini tam anlamnda gelitirmesini ister. C. ARALAR VE EREKLER SORUNU Aralardan edinilene kart olarak ereklerden edinilen haz sorunu, ada toplum iin zel bir nem tamaktadr. nk, ada toplum iinde ok kez erekler unutulmakta ve aralara kar saplantl bir ilgi duyulmaktadr. Erekler ve aralar sorunu Spencer tarafndan ok ak bir ekilde dile getirilmitir. O, bir erekle balantl olan bir hazzm, bu 187 erein aralarn da zorunlu olarak haz verici kldn ne srmtr. Spencer, insanln toplumsal duruma tam olarak uymas halinde eylemlerin ancak gelecekteki zel ya da genel mutluluu gerektirdiklerini; ayrca dorudan haz

verdikleri zaman, tmyle doru olduklarn; yalnz en yakn deil en uzak acnn da yanl olan eylemlerle birlikte ortaya ktn varsayar.59 Spencer'in varsaym ilk bakta usa uygun grnmektedir. rnein, elenceli bir gezintiye kmay planlayan birine, yapaca hazrlklar haz verebilir. Ama bunun her zaman doru olmad apaktr. stenilen eree hazrlk trnden yle eylemler vardr ki hibiri haz verici deildir. Eer bir hastann ac verici bir tedaviye katlanmas gerekiyorsa gznnde bulundurulan erek, yani sal, tedaviyi haz verici klmaz. Ayn ekilde ocuk dourma srasndaki aclar da hi haz verici deildir. stenilen bir eree ulamak iin, yalnzca usumuz bize bunlar yapmak zorunda olduumuzu buyurduundan, ok sayda ho-olmayan ya da haz vermeyen ey yaparz. En hafif deyimiyle, ho olmayn sonutan umulan haz araclyla olduka azalaca sylenebilir. Hatta, erek-hazzn beklentisi, aralarla ilgili olan rahatszla tmyle daha ar basabilir. Ama, erekler ve aralar sorununun nemi burada sona ermez. Bu sorunun yalnzca bilind gdmlenmeler incelenerek anlalabilecek olan yanlan daha nemlidir. Spencer'in aralar-erekler balantsna ilikin olarak vermi olduu bir rnek, bizim iin ok yararl olabilir. O, bir i adamnn defterleri zaman zaman denetlendiinde sonucun kuruu kuruuna doru kmasndan duyduu hazz betimler. Eer gerekten para kazanmaktan bylesine uzak; ve yaamn nazlarndan daha da uzak ince hesaplarn nedenini sorarsanz, yant, hesaplar doru tutmann para sahibi olma ereinin bir koulunu yerine getirdii ve kendi bana, eree yakn bir erek -yerine getirilmesi gereken bir dev59. Principles of Ethics, Ct I, s.49. 188 haline geldii; bir gelir elde etme, kendisinin, karsnn ve ocuklarnn gereksinmelerini giderme devini yerine getirme olduudur.60 Spencer'in grne gre, rnein defter tutma gibi aralardan edinilen haz, erekteki hazdan; yaam ya da devden holanmaktan doar. Spencer, iki sorunu grmekte baarszla uramtr. Bu sorunlardan daha bir ak seik olan, bilinli olarak alglanm olan erein, bilind olarak alglanm olandan deiik bir ey olabileceidir. nsan, amacnn (ya da drtsnn) yaamdan holanma ya da ailesine kar olan devini yerine getirme olduunu dnebilir. Oysa gerek amac, bilind da olsa, para ya da paray istiflemekten doan haz araclyla elde ettii gtr. kinci -ve daha nemli sorun- aralarla balantl hazzn, zorunlu olarak erekle balantl olan hazdan karld varsaymndan doar. Erekteki haz, yani parann gelecekteki yarar, bu erein aralarn da (defter tutmay) Spencer'in ne srd ekilde hoa gider klabilecei gibi, defter tutmaktan edinilen haz, tmyle deiik bir kaynaktan da doabilir. O zaman bu hazzn erekle olan balants ancak kurgusal bir balant olabilir. Bu noktaya ilikin bir rnek, defter tutma etkinliklerinden ve hesaplarnn kuruu kuruuna doru olmasndan byk lde haz duyan saplantl bir i adam olabilir. Eer onun duyduu hazz inceleyecek olursak, kayg ve kuku ile dolu bir kimse olduunu anlayacaz. O, defter tutmaktan holanmaktadr; nk kararlar vermek ya da tehlikeye atlmak zorunda kalmakszn etkindir. Eer defterleri doru ve denk karsa, bundan holanr. nk saylarn doruluu, kendisine ve yaama ilikin duygularma simgesel bir yanttr. Onun iin defter tutmak, tpk bir baka insann tek bana iskambil oynamas ya da yine bir bakasnn ev pencerelerini saymas gibi bir ileve sahiptir. Aralar, erekten bamszlamlar; erein roln kabullenmilerdir. Bu durumda, ileri srlm olan erek, yalnzca imgelemde vardr. Kendisini bamsz klm ve hoa gider hale gelmi bir araca ilikin 60. a.g.k. s.161. 189 -Spencer'in verdii rnee yakn- en sekin rnek, Reformu izleyen yzyllarda, zellikle Kalvinizmin etkisi altnda gelien ekliyle 'alma' kavramnn kazanm olduu anlamdr. Bu kavramn kazanm olduu anlam, erekteki hazdan deil, hazdan tmyle ayrlm etmenlerden kaynaklanmaktadr. Tartmakta olduumuz sorun, ada toplumun en nemli ynlerinden birine deinmektedir. ada yaamn en gze arpan ruhsal zelliklerinden biri, ereklerin kendileri, glgemsi ve ger-ek-olmayan bir varolu kazanrken, ereklere ara olan etkinliklerin durmadan artan bir ekilde onlarn yerini zorla

almalar olgusudur. nsanlar, para kazanmak iin almakta; paray onunla hoa giden eyler yapmak iin kazanmaktadrlar. alma ara, holanma ise erektir. Ama gerek durum nedir? nsanlar daha ok para kazanmak iin almakta; bu paray da yine daha ok para kazanmak iin kullanmaktadrlar. Herkes, acele etmekte ve daha ok zamana sahip olabilmek iin aralar bulmaktadr. Bundan sonra kazanm olduklar zaman, yeniden daha ok zaman elde etmek iin kouturmakla geirmektedirler. Bu i, artk elde ettikleri zaman kullanmayacak kadar yorgun dtkleri ana kadar srp gitmektedir. Bizler, bir aralar a iine dm ve erekleri gzden yitirmi bulunmaktayz. Mziin ve yaznn en gzel rneklerini evlerimize getirebilecek radyolarmz var. Ama bunun yerine dinlediklerimiz byk lde zetleyici magazin dzeyinde deersiz eyler ya da zeka ve beeniyi aalayan reklamlar. nsann imdiye dein sahip olduu en grkemli aralara ve gerelere sahibiz. Ama bir an iin durup da onlarn neye yaradklarn sormuyoruz.61 Erekler stnde fazla durmak, aralar ve erekler arasndaki uyumlu dengenin eitli ekillerde bozulmasna yol amaktadr. Bunlardan biri, aralarn rol yeterince gznne alnmakszn, tm nemin ereklere yneltilmesidir. Bu bozulmann rn ise, I ereklerin soyut, gerek-d, ve en sonunda yalnzca bo dler haline gelmeleridir. Bu tehlike, Dewey tarafndan uzun uzun tartlmtr. Ereklerin ayr tutulmalar ise, bunun kart olan etkiyi yaratabilecektir: erek, ideolojik bakmdan aklda tutulduu halde, tm nemi bu eree ara olduklar ne srlen etkinliklere yneltmek iin yalnzca bir rt grevini grmektedir. Bu dzenein savsz erekler aralar hakl karr deyiidir. Bu ilkenin savunucular, ykc aralar kullanmnn kendine zg bir takm sonulan birlikte getirdiini gremezler. Bu sonular henz ideolojik olarak aklda tutuluyor olsa bile, gerekte erein biimini deitirirler. Spencer'in haz verici etkinliklerin toplumsal ilevine ilikin anlaynn aralar-erekler sorunu ile nemli bir toplumbilimsel ilikisi vardr. Onun grne gre, haz yaantsnn insansal mutlulua yol aan, bu nedenle de ekici olan etkinlikleri ortaya karma trnden dirimbilimsel bir ilevi vardr. Spencer, bu gr ile balant iinde diyor ki nsan doasnn toplumsal yaamn gerekimle-ri yznden, sonunda tm gerekli etkinlikleri haz verici; bu gere-kimlerle uyumazlk iinde olan etkinlikleri ise, hoa gitmeyen etkinlikler klacaktr.62 Spencer sonra yle devam ediyor: Yaamn srdrlmesi ile tutarl olduu srece, hibir etkinlik yoktur ki bir haz kayna haline gelmesin. Eer bu devam ederse, hazzn sonunda, toplumsal koullarca istenen her davran ve eyleme elik edecei doaldr.63 Spencer burada toplumun en nemli dzeneklerinden birine deinmektedir. Ona gre, her toplum, yelerinin zyapsn, toplumsal ilevlerini yerine getirmek zere ne yapmak zonndaysalar onlar yapmay isteyecek ekilde biimlendirme eilimini gsterir. Ama Spencer, yelerini gerek insansal karlarna zararl olan bir toplumda, insana zarar verici; ama o zel toplumun ilevleri iin yararl etkinliklerin ayn zamanda doyum kaynaklan olabileceklerini 61. A. de Sain-Exupery, Little Prince (Kk Prens) adl kitabnda sz konusu olan bu durumu ok yetkin bir ekilde betimlemitir. 62. Principles of Ethics, C. 1. s.138. 63. a.g.k. s. 186. 190 191 grmekte baarszla uruyor. Kleler bile yazglarndan honut olmay; acmasz kiiler ise, ikencelerinden haz duymay renmilerdir. Her toplumun birlii, hemen hemen her etkinliin haz verici klnabilmesi olgusuna dayanr. Bu olgu, Spencer'in betimledii olayn, toplumsal gelimeyi hzlandracak bir kaynak olduu kadar, bir engelleme kayna da olabileceini ne srer. nemli olan, her zel etkinliin anlam ve ilevi ile bu etkinlikten doan doyumun insan doas ve yaam iin uygun koullar araclyla anlalmasdr. Yukarda gsterilmi olduu gibi, usd kilimlerden doan doyum, insann mutluluuna yol aan etkinliklerden kan hazdan tr bakmdan ayr olup byle bir doyum, deerin lt deildir. Spencer, toplumsal ynden yararl her etkinliin bir haz

kayna haline gelebileceini ne srerken hakldr. Ama, bu trden etkinliklerle balantl olan hazzm bu etkinliklerin ahlaksal deerin kantlad konusunda yanlmaktadr. Spencer'in bulmaya aba gstermi olduu nesnel geerlilii olan normlara ancak insan doas zmlenerek; insann gerek karlar ile belli bir toplumun ona zorla kabul ettirdii karlar arasndaki elikiler ortaya konularak eriilebilir. Spencer'in kendi toplumuna ve bu toplumun geleceine ilikin iyimserlii; usd yein istekler ve bunlarn doyumu olay ile uraan ruhbilimsel konulara ilikin yetersizlii, Onun gnmzde ok popler olan etik greciliin (relativizmin) iini istemeyerek kolaylatrmasna neden olmutur. 4. Bir zyapi (karakter) zellii Olarak nan nan ruhun doruladklarn kabul etmekten; inanszlk ise, bu dorulamalar yadsmaktan oluur. -Emerson nan, gnmz dnyasnn dnsel havasna uyan kavramlar192 dan biri deildir. O, genellikle Tanr ve dinsel retilerle balant iinde ve ussal-bilimsel dnceye kart bir ey olarak dnlr. Ussal ve bilimsel dncenin olgular alanna ilikin olduu varsaylr. nsanlarn ouna gre, bu blmleme, kabul edilebilir bir blmleme deildir. Eer inan ussal dnce ile uzlatnlamazsa onun daha nceki kltr evrelerinin bu zamana ait olmayan bir kalnts olarak yokedilmesi ve yerine kavranabilen, deerlendirilebilen olgularla uraan bilimin geirilmesi gerekecektir. nan konusundaki ada tutuma, kilisenin yetkesine ve her trden dnceyi denetleme savma kar ok uzun sren bir savamdan sonra eriilmitir. Bu yzden, inanla ilgili kukuculuk, kesin olarak usun gelimesi ile balantldr. Ama, ada kukuculuun bu yapc ynnn savsaklanm olan bir de ters yn vardr. Modern insann zyapsm ve ada toplumsal grnm kavramak, bugnk yaygn inan yoksunluunun artk kuaklar nce sahip olduu ilerici ynnn bulunmadnn alglanmasna yol amaktadr. O zamanlar, inanca kar verilen savam, tinsel zincirlerden kurtulma savamyd. Bu, usd inanca kar bir savam olup insan usuna ve insann zgrlk, eitlik, ve kardelik ilkelerince ynetilen bir toplumsal dzen kurma yeteneine duyulan inancn dile getirilmesiydi. Gnmzde ise, inantan yoksun olmak ok derin bir karklk ve umutsuzluun anlatmdr. Bir zamanlar kukuculuk ve usuluk, dncenin gelimesi iin ilerici gler olmulard. imdi onlar greciliin ve kesinsizliin ussallatrmalar haline gelmilerdir. Giderek, daha ok olgular toplamann kanlmaz bir ekilde doruluu (hakikati) bilme ile sonulanaca kans, bir bo-inan olmutur. Belli evrelerde doruluun kendisine metafziksel bir kavram; bilime ise, bilgi toplama grevi ile snrlandrlm bir kavram olarak baklmtr. ne srlm olan ussal kesinlik alannn arkasnda, insanlar kendilerine ilenen bu felsefeyi kabul eder ya da o felsefeyle uzlar klan ok derin bir kesinsizlik vardr. nsan inansz yaayabilir mi? Stbebei annesinin gsne gvenle sarlmamah mdr? Bizler hepimiz teki insanlara, sevdik U F: 13 193 lerimize ve kendimize inanmamah myz? Yaam kurallarmzn geerliliine inan duymakszn yaayabilir miyiz? Gerekte inansz insan, ksr, umutsuz ve varlnn asl zne ilemi korkuyla dolu biri haline gelir. yleyse, inanca kar verilen savam bo ve usun baarlan etkisiz miydi? Dine geri dnmemiz mi yoksa kendimize inansz yaayacak ekilde bir yn vermemiz mi gerekiyor? nan, zorunlu olarak Tanrya ya da dinsel retilere inanma konusu mudur? O, din ile yazgsn paylamak zorunda olacak kadar yakndan m balantldr? nan, zorunlu olarak ussal dnceye kart ya da ondan ayrlm birey midir? Ben bu sorularn inancn insann tm deneyimlerini kapsayan bir zyap zellii, kiiye yanlsamalar olmakszn gereklikle yzyze gelme ama yine de inancyla yaama gc veren bir temel ttum olduu gznne alnarak yantlanabilecekleri-ni gsterme giriiminde bulunacam. nancn ncelikle bir

eye duyulan inan olduunu deil de zgl objesi ikinci dereceden nem tayan isel bir tutum olduunu dnmek gtr. Tevratta kullanld ekliyle inan -Emunah- teriminin kararllk anlamna geldiini, bu yzden bir eye duyulan inanmann ieriinden ok 'in-sansal yaantnn belli bir niteliini' gsterdiini anmsamak yararl olabilir. Bu sorunu anlayabilmek iin ilkin kuku sorununu tartmak bizim iin yararl olabilir. Kuku genellikle u ya da bu varsaym, dn ya da kii ile ilgili bir kuku ya da duraksama olarak anlalr. Ama kuku ayn zamanda insann kiiliini kapsayan bir tutum olarak da betimlenebilir. yle ki insann kuku duyduu zel obje yalnzca ikinci dereceden bir nem tar. nsann kuku olayn kavrayabilmesi iin ussal ve usd kuku arasnda bir ayrm yapmas gerekmektedir. Ben biraz sonra bu ayn ayr-seiyi inan olay ile ilgili olarak da yapacam. Usd kuku, yersiz ya da apak yanl bir varsayma gsterilen dnsel bir tepki olmayp daha ok, kiinin yaamn hem duygusal hem de dnsel ynden renklendiren bir kukudur. Byle bi194 ri iin yaamn hibir alannda kesinlik niteliini tayan bir yaant yoktur. Herey kukuludur; hibir ey kesin deildir. Usd kukunun en ar biimi, kuku duyma konusundaki nevrotik baskdr. Bu kukunun kemirdii kii stnde dnd hereyden kuku duymaya ya da yapt herey tarafndan akl kartrlmaya zorla srklenir. Kuku ok kez yaamdaki en nemli sorulara ve kararlara ilikindir. Sk sk da rnein hangi elbiseyi giymek ya da bir elenceye gidip gitmemek trnden nemsiz kararlara elik eder. Objeleri ister nemsiz ister nemli olsun, usd kuku, ac veren ve ok yorucu bir kukudur. Bask yapc kukularn dzeneine ilikin psikanalitik aratrma, bunlarn bilind duygusal atmalarn ussallatrlm anlatmlar olduunu gsterir. Bu tr kukular, kiiliin btnlememi olmasnn ve yein bir gszlkle aresizlik duygusunun sonucudur. sel bir gszlk duygusunun neden olduu istencin felce uramas, ancak kukunun kkleri kavranarak ortadan kaldrlabilir. Byle bir kavraya eriilemedii zaman, bunun yerine, yeterli olmasa bile hi olmazsa ac verici apak kukulan ortadan kaldran zmler bulunur. Bu kavrayn yerine geen zmlerden biri, bireyin iinde geici bir rahatlk duyduu zorunlu etkinliktir. Bir bakas ise, bireyin iinde kendini ve kukularn sanki su altndaymasna saklad bir inancn kabul edilmesidir. Ama, ada kukunun tipik biimi, yukarda betimlenen etkin biim olmayp daha ok, iinde hereyin olas, hibir eyin kesin olmad bir kaytszlk tutumudur. Saylar giderek artan kimseler artk herey, rnein i, siyasa ve ahlak karsnda kendilerini arm hissediyorlar. Daha da kts, bu aknlk ve ansal karkln olaan bir ruhsal durum olduuna inanyorlar. Kendilerini bakalarndan kopmu, aknlk iinde ve gsz duyuyorlar. Yaam kendi z dnceleri, duygulan ve duyusal alglan araclyla deil sahip olduklar varsaylan yaantlar araclyla yayorlar. Bu otomat-lam kiilerde etkin kuku hernekadar ortadan kalkmasa da onun yerine kaytszlk ve grecilik gemitir. 195 Ussal kuku, usd kukuya kart bir biimde, geerlilii, insann kendi yaantsna deil de bir yetkeye inanca dayanan varsaymlar sorgular. Bu kukunun kiiliin gelimesinde nemli bir ilevi vardr. ocuk balangta anababasmn kesin yetkesine dayanan tm grleri benimser. Kendisini onlarn yetkesinden kurtarma sreci iinde, eletirici biri haline gelir. Byme sreci iinde ise, nceleri soru sormakszn benimsemi olduu yklerden kukulanmaya balar. Eletirel yeteneklerin artmas, onun ana-baba yetkesinden bamsz olmas ve bir yetikin haline gelmesiyle dorudan orantldr. Ussal kuku, tarihsel ynden ada dncenin ana kaynaklarndan biridir. ada bilim kadar ada felsefe de en verimli rnlerini ussal kuku araclyla edinmilerdir. Kiisel gelimede olduu gibi burada da ussal kukunun domas, Kilise ve devletin yetkesinden gitgide kurtulmakla balantlyd.

Kuku ile ilgili olarak yapm olduum ayrmlatrmay inan iin de yapmak istiyor yani usd ve ussal inanc birbirinden ayryoruz. Usd inan deyince, insann kendi dnce ya da duygu yaantsnn sonucu olmayp usd bir yetkeye duygusal boyun eii stnde temellenen, bir kii, bir dn ya da bir simgeye duyduu inanc anlyorum. Bu konuda daha ileri gitmeden nce, boyun eme ile dnsel ve duygusal sreler arasndaki balant, biraz da ayrntl bir ekilde aratrlmaldr. Kendi isel bamszlndan vazgeip bir yetkeye boyun emi olan insann, yetkenin yaantsn kendisininki yerine koyma eilimi gsterdiine ilikin pek ok kant vardr. Bunun en etkileyici rnei, uyutum (hipnoz) durumunda grlebilir. Uyutum durumundaki kii, bir bakasnn yetkesine teslim olur. Uyurken uyutumcunun kendisini dnmeye ve duymaya ynelttii eyleri dnp duyar. O giderek bu uykudan uyandktan sonra da kendi yarg gcn ve zel giriimini izlediini dnse bile, gerekte uyutumcu tarafndan nerilen eyleri yapacaktr. rnein, eer uyutumcu onun belli bir saatte yeceini ve ceketini srtna almas gerektiini nermise o, uyutum sonrasnda nerilen duyguyu duyacak ve buna uygun olarak eylemde bulunacaktr. Ama, duygu ve eylemlerinin gereklie dayandklarna ve kendi kam ve istencine gre i grmekte olduuna inanacaktr. Uyutum durumu (hynotic situation), bir yetkeye boyun eme ve dnce sreleri arasndaki karlkl balanty betimlemek iin en kesin deneyimdir. Ama ayn dzenei aka gsteren daha pek ok ve grece basmakalp rnek de vardr. nsanlarn ok kuvvetli inandrma gc olan bir lidere gsterdikleri tepki, yar-uyutum durumunun bir rneidir. Burada da liderin grlerinin koulsuz olarak benimsenmesi, dinleyicilerin kendilerine sunulan dnleri eletirel bir biimde deerlendirmelerinden ya da kendi dnceleri stnde temellenen bir kanlarndan deil, konumacya duygusal ynden boyun emelerinden kaynaklanmaktadr. Bu durumdaki insanlar, konumacyla rttkleri, onun ne srd dnleri ussal ynden onayladklar yanlsamas iindedirler. Onlar lideri, grleriyle kendi grleri uyutuu iin kabul ettiklerini sanrlar. Gerekte ise, sra bunun tam tesidir. Yani, onlar liderin grlerini yetkesine yar-uyutulmu bir ekilde boyun edikleri iin benimserler. Hitler, geceleri propaganda toplantlar yapmann uygun olup olmadna ilikin grlerinde bu sreci iyice betimlemektedir. O, bu konuda yle demektedir: Egemen olan liderin stn sylev yetenei, imdi (geceleyin) kendi glerinin zayfladn en doal biimde du-yumsam olan kimselerin istenlerini kazanmay, tm g ve istenlerine henz tam anlamnda egemen olan kimselerin istenlerini kazanmaktan daha kolay baaracaktr.64 Credo quia absrdm est65 (Sama olduu iin inanyorum) tmcesinin usd inan iin, tam bir ruhbilimsel geerlilii vardr. 64. Adolf Hitler, Mein Kampf, (New York: Reynal Hitchcock inc., 1939); s.710. 65. Tertullian'in her nekadar biraz saptnlmsa da ok bilinen bir tmcesi. 196 197 Ussal ynden anlaml bir nerme yapan biri, ilkece, baka herkesin yapabilecei bir eyi yapm olur. Ama o, eer ussal ynden sama bir nerme yapma yiitliini gsterirse, bu durum onun saduyu yetisini am ve bylece ortalama insann stne kmasn salayan byl bir gce sahip bir insan olduunu gsterir. Usd inanca ilikin elimizdeki tarihsel rnekler bolluu iinde ncil'de dile getirilen, Yahudilerin Msr boyunduruundan kurtulularnn yks, inan sorunu ile ilgili en dikkate deer yorumlardan biridir. yknn tmnde Yahudiler kleliklerinden ac ektikleri halde bakaldrmaktan korkan, ve kle olarak sahip olduklar gvenlii yitirmek istemeyen kimseler olarak betimlenmektedirler. Onlar, yalnzca korktuklar ama boyun edikleri kuvvetin dilinden anlarlar. Musa Peygamber, Tanr Ona kendisini elisi olarak ilan etmesini buyurunca buna kar kar ve Yahudilerin adn bile bilmedikleri bir Tanrya inanmayacaklarn syler. Tanr bir ad taknmay her nekadar istemiyorsa da, Yahudilerin kesinlik araylarna doyurucu bir yant vermek iin bir ad taknr. Musa Peygamber bir adn bile Yahudilerin Tanrya inanmalarm kesinlikle salamaya yeterli olmadn vurgular. Tanr, bu yzden Ona daha baka ayrcalklar tanr. Musa Peygambere: Bunu, onlar sana Tanrnn, yani babalar

brahim, shak ve Yakub'un Tanrsnn, grnm olduuna inansnlar diye yapyorum der ve mucizeler gstermeyi retir. Bu tmcedeki derin ironi apaktr. Eer Yahudiler, Tanr'nn onlarda olmasn istedii trden bir inanca sahip olmu olsalard bu inan kendi deneyimlerinden ya da uluslarnn tarihlerinden kaynaklanm olacakt. Ama onlar klelemilerdi. nanlar klelerin inancyd. Bu inan kuvvetini byl yanyla kantlayan bir gce boyun emekten kaynaklanyordu. Bu nedenle onlar ancak bir baka byyle etkilenebilirlerdi. Bu, Msrllarn kullanm olduundan deiik deil, ama daha gl bir by olmalyd. Usd inanca ilikin en kesin ada olay, diktac liderlere duyulan inantr. Savunucular bir inancn itenliini, milyonlarca insann onun uruna lmeye hazr olduklar olgusuna iaret ederek ka198 ntlama giriiminde bulunurlar. Eer inan, bir kii ya da nedene kr krne bir ballk araalyla tammlanacak ve insann onun uruna lmeye hazr oluuyla llecek olursa, o zaman gerekte Peygamberlerin doruluk ve sevgiye duyduklar inanla, kartlarnn gce duyduklar inan temelde zde, ama objesi deiik bir olay olacaktr. yleyse, zgrl savunanlarla onlara bask yapanlarn inanlar ancak deiik dnlere duyulan inanlar olduklar oranda deiik olacaklardr. Usd inan, kiisel ya da kiisel olmayan usd bir yetkeye bo-yunemekten kaynaklanan; bir obje ya da bir kimseye duyulan banazca kandr. Ussal inan, bunun tersine, retici dnsel ve duygusal etkinlik stnde temellenen kesin bir kandr. inde inanca yer olmad dnlen ussal dncede, ussal inan nemli bir edir. rnein bilim adam yeni bir buluu nasl gerekletirir? O bulmay umduu eyin imgesine sahip olmakszn deney ardndan deney yapmakla; olgu ardndan olgu toplamakla m ie balar? Herhangi bir alandaki herhangi bir nemli bulu, pek ender olarak bu yntemle gerekletirilmitir. nsanlar, yalnzca bir dlemi kovalamakla da nemli sonulara eriememilerdir. Her insansal aba alannda yaratc dnme sreci, ok kez ussal imge diye adlandrlabilecek dikkate deer bir nalmann, yanstc dnme ve gzlemin sonucu olan bir eyle balar. Bilim adam zgn imgesini olduka akla yakn klmak iin yeterli verileri toplamada ya da matematiksel verileri hesaplamada ya da her ikisinde birden baarl olursa, onun deneysel bir varsayma erimi olduu sylenebilir. Bu varsaymn kapsadklar ve onu destekleyen veriler ynn kavramak iin yaplan dikkatli bir zmleme; daha uygun bir varsayma ve sonunda onun belki de geni kapsaml bir kuram iine alnmasna yol aar. Bilim tarihi, usa ve doruluk (hakikat) imgesine duyulan inan rnekleriyle tka basa doludur. Kopernik, Kepler, Galileo, ve Newton gibi dnrlerin hepsi, usa duyduklar sarslmaz inantan esinlenmilerdir. Bu inan uruna Bruno diri diri yaklm; Spinoza afa199 roz olmann acsn ekmitir. Ussal bir imgenin tasarmndan bir kuramn dile getirilmesine dein atlan her admda ussal ynden izlenmeye deer bir erek olarak imgeye duyulan inan; olas ve usa uygun bir nerme olarak varsayma duyulan inan ve sonuncu kurama duyulan inan zorunludur. Yani en azndan bu kuramn geerliliine ilikin genel bir onay salanncaya dein inan, zorunlu bir edir. Bu inan insann kendi deneyiminden, kendi dnce, gzlem ve yarg gcne duyduu gvenden kaynaklanr. Usd inan, yalnzca bir yetke ya da ounluk yle olduunu syledii iin bir eyin doru olarak kabul edilmesidir. Oysa, ussal inan insann kendi retici gzlem ve dnceleri stnde temellenen bamsz bir kamdan kaynaklanr. Ussal inancn iinde aka grld tek yaant alan, dnce ve yarg deildir. nan, insansal ilikiler alannda da her nemli dostluk ya da sevginin gerekli niteliidir. Bir baka insana inanmak onun temel tutumlarnn, kiiliinin znn deimezlik ve gvenilirliinden emin olmak anlamna gelir. Bununla insann kanlarn deitiremiyeceini deil, ama temel drtlerinin zde kalacan dile getiriyorum. rnein, kiinin insan onuru konusundaki yeteneinin ya da saygsnn kendi znn bir paras olup deiemeyeceini sylemek istiyorum.

Biz kendimize de bu anlamda inanrz. Bir zn varolduunun bilincindeyiz. Kiiliimizdeki bu z, deimeyen; yaammz boyunca deien koullara, kan ve duygularmzdaki belli deiikliklere karn srp giden bir eydir. Ben szcnn arkasndaki ve kendi kimliimize ilikin inancmzn stnde temellendii gereklik, ite bu zdr. Kendi zmzn srp gittiine inanmadmz zaman, kimlik duygumuz tehlikeye der ve biz bakalarna baml hale geliriz. O zaman, onlarn onaylamalar bizim kendi kendimizle zde olduumuz duygusu iin, bir temel haline gelir. Ancak kendi kendisine inanc olan bir kimse, bakalarna verdii sz tutma gcne sahiptir. nk, yalnz o, gelecekte de bu gnknn zdei olacana ve u anda umduu ekilde duyup eylemde bulunacana gvenebilir. nsann kendine inanmas, bir eye sz verme yeteneimizin bir kouludur. Nietzsche'nin iaret etmi olduu gibi, insan sz verme yetenei ile tanmlanabileceinden, kendisine duyduu inan, insansal varoluunun koullarndan biridir. Bir kimseye inan duymann bir baka anlam da bizim bakalarnn, kendi kendimizin, ve insanln gizilglerine duyduumuz inanc dile getirir. inde bu inanc bulduumuz en ilkel biim, annenin yeni domu bebeine, onun yaayacana, byyeceine ve konuacana duyduu inantr. Ama ocuun bu yndeki gelimesi ylesine bir dzenlilikle olurki bu beklentinin inanc gerektirir gibi grnmesi pek sz konusu olmaz. Ama durum, gelimede baarszla urayabilecek gizilgler yani ocuun sevme, mutlu olma, usunu kullanma, sanatsal becerileri gibi daha zgl gizilgleri sz konusu olduunda deiir. Bu gizilgler, eer gelimeleri iin uygun koullar salanrsa byyp ortaya karlar. Bu koullar salanmazsa boulup yiterler. Bu koullarn en nemlilerinden biri, ocuun yaamndaki nemli kiilerin, bu gizilglere inanmalardr. Bu inancn varl, eitim ve gdmleme arasndaki ayrm ortaya koyar. Eitim, ocuun kendi gizilglerini alglamasna yardm etmekle zdetir.66 Eitimin kart, gizilglerin gelimesi konusundaki inan yokluuna ve bir ocuun, ancak yetikinler ona istenilen eyi alar istenmeyen gibi grnen eyi kesip atarlarsa, iyi yetimi bir ocuk olaca kansna dayanan gdmlemedir. inde yaam olmayan bir robotun inanca da gereksinmesi yoktur. Bakalarna duyulan inan, insanla duyulan inanta en yksek dzeyine ular. Bat dnyasnda bu inan Yahudi-Hristiyan dininde dinsel terimler araclyla dile getirilmitir. Laik dilde ise bu 66. Eitim (ng. education) szcnn kk e-ducere'dir. Bu harfi harfine, gizilg olarak varolan bir eyi belli etmek, ortaya karmak anlamna gelir. Bu anlamnda eitim, varolula sonulanr. Varolu burada gze arpmak, gizilg durumunda ak gereklie kmak anlamna gelir. 200 201 inan en gl anlatmn son yz elli ydm ilerici siyasal ve toplumsal dnlerinde bulmutur. ocua duyulan inanta olduu gibi, laik inan da insann gizilglerinin eer uygun koullar bulunursa, eitlik, doruluk (adalet) ve sevgi ilkeleri tarafndan ynetilen bir toplumsal dzen kurma gcnde olabilecekleri dnne dayanr. nsan henz byle bir dzen kurmay baaramamtr. Bu nedenle, onun bu dzeni kurabilecei konusundaki kan bir inanc gerektirir. Ama tm ussal inanlar gibi bu da ilgili durumu safa kendinden yana yorma olmayp insan rknn gemiteki baarlarnn kantlar, her bireyin isel yaants ve kendi z, us ve sevgisine ilikin deneyimleri stnde temellenen bir inantr. Usd inan, ezebilecek kadar gl, hereyi bilen ve saltk erk sahibi olduu hissedilen bir gce boyun emekten; insann kendi g ve kuvvetinden vazgemesinden kaynakland halde, ussal inan bunun kart olan bir deneyim stnde temellenir. Biz bir dnceye kendi gzlem ve insanln gizilglerine ancak kendi gizil-glerimizin geliimini, kendimizdeki gelimenin gerekliini, us ve sevgiye ilikin kendi gcmzn kuvvetini duyumsam olduumuz lde ve bu yzden inan duyarz. Ussal inancn temeli, reticiliktir. nancmzla yaamak, retici bir ekilde gelir. Bu kesinlik retici etkinlikten ve herbirimizin bu etkinlikleri yklenmi olan etkin zneler olmamz deneyiminden

kp gelien bir kesinliktir. Buradan, (bask anlamnda) gce duyulan inancn ve g kullanmann, inancn tersi olduklar sonucu kar. Varolan gce inanmak, henz gereklememi olan gizilglerin gelimesine inanmamakla zdetir. O, yalnzca kendini aka gsteren imdi stnde temellenen gelecee ilikin bir nbilidir (kehanet). Ama bu nbili insansal gizilg-lere ve insansal geliime ilikin son derece usd dikkatsizlii yznden byk bir yanl hesap ekline dnr. Gce duyulan hibir ussal inan yoktur. Gce boyun eme ya da bu gce sahip olanlarn onu koruma istekleri vardr. G, insanlarn ouna tm eylerin en gerei olarak grnd halde, insanlk tarihi onun tm insansal baarlar iinde en geicisi olduunu kantlamtr. nan ve g202 cn karlkl olarak birbirlerini dtalamalar gerei yznden, balangta ussal inan stne kurulmu olan tm dinler ve siyasal dizgeler yozlarlar. Eer gce dayanyorlar ya da giderek kendilerini onunla balak tutuyorlarsa en sonunda sahip olduklar kuvveti yitirirler. Burada inanca ilikin bir yanl anlamadan da ksaca sz etmek gerekmektedir. nancn ok kez, insann iinde edilgin bir ekilde umudunun gereklemesini bekledii bir durum olduu sanlr. Bu, usd inanca zg olduu halde, tartmamzdan onun ussal inan iin hibir zaman doru olmad sonucu kar. Ussal inan, insann kendi reticilik yaantsndan kaynaklandka edilgin olamaz ama gerek isel etkinliin anlatm olmas gerekir. Eski bir Yahudi yks, bu dnceyi canl bir ekilde dile getirir. Musa Peygamber asasn Kzldenize att zaman, beklenen mucizenin tersine, deniz Yahudilerin gemesi iin kuru bir yol aacak ekilde ikiye blnmemitir. Vaadedilen mucize, ilk insan denize atlaynca olmu ve dalgalar o zaman geri ekilmitir. Bu tartmann balangcnda, bir tutum, bir zyap zellii olan inanla belli dn ya da insanlara inanna eklindeki inan arasnda bir ayrm" yaptm. Buraya kadar birinci trden inan stnde durduk. imdi karmza bir zyap zellii olan inanla insann inand objeler arasnda bir balant olup olmad sorusu kyor. Usd inanca kar ussal inan zmlememizden byle bir balantnn varolduu sonucu kmakta. nk, ussal inan bizim kendi retici yaantmz stnde temellendirildii iin, insansal yaanty aan hibir ey onun objesi olamaz. Ayrca, bir insan, sevgi, us ve doruluk (adalet) dnlerine kendi zyaantsnn bir sonucu olarak deil de, yalnzca byle bir inan kendisine retilmi olduu iin inanrsa, burada da ussal inantan sz edemeyeceimiz sonucu kar. Dinsel inan, her iki trden de olabilir. Kilisenin gcn paylamam olan balca baz mezhepler ve insann kendi sevme gcn, Tanr'ya benzerliini vurgulam olan dindeki baz mistik akmlar, dinsel simgecilik iinde ussal inan tutumunu korumu ve geli203 tirmilerdir. Dinler iin geerli olan bu durum, laik biimindeki inan, zellikle siyasal ve toplumsal dnler konusundaki inan iin de geerlidir. (jzgrlk ya da demokrasi dnleri her bireyin retici yaants stnde temellenmedikleri, ona kendisini bu dnlere inanmas iin zorlayan partiler ya da devlet tarafndan sunulduklar zaman, usd inantan baka bir ey olmayacak ekilde yoz-larlar. Tanrya duyulan mistik inanla bir Tanrtanmazn insanla duyduu ussal inan arasndaki ayrm, Mistiin inancyla Tanrya duyduu inan, kendi gszlne ilikin kansmdan ve Tanr'-nn gcne ilikin korkusundan kaynaklanan bir Kalvinistin inanc arasndaki ayrmdan ok azdr. nsan, inansz yaayamaz. Bizim kuamz ve sonrakiler iin nemli olan bir soru, bu inancn liderlere, makinelere, baarya duyulacak bir inan m yoksa kendi retici etkinliimize ilikin yaantmz stnde temellenen, insana kar duyulan, ussal bir inan m olaca sorusudur. 5. nsandaki Tinsel (moral) Gler Mucizeler pek oktur ve hibiri insandan daha olaanst deildir. -Sophocles, Antigone, A. NSAN Y M YOKSA KT M? nsanc etiin insann iyiyi bilmeye ve doal gizilgleriyle usunun kuvvetlerine gre eylemde bulunmaya gcnn yettiine ilikin gr, eer insanm yaradltan doal olarak kt olduu dogmas doru olsayd, kabul edilemeyecek bir gr olacakt. nsanc etiin karsnda olanlara gre, insan

doas yle bir doadr ki korkuyla gemlenmedii zaman, onu kendi trdelerine dman klacak, onlar kskanacak ve tembel olacak ekilde ynlendirir. nsanc etiin temsilcilerinden ou, bu meydan okuyuu insann yaradltan iyi 204 olduunu ve ykcln onun doasnn btnleyici bir paras olmadm vurgulayarak karlamlardr. Gerekte bu iki badamaz gr arasndaki anlamazlk, Bat dncesinin temel temalarndan biridir. Sokrates'e gre ktln kayna, insann doal yaps olmayp bilgisizlikti; Onun iin ktlk, yanllkt. Tevrat ise bunun tersine, insann tarihinin bir su edimi ile baladn ve itilimlerinin ocukluundan itibaren kt olduunu anlatr. Ortaan balarnda bu iki kart gr arasndaki sava, ncil'deki Adem'in dne ilikin sylenceyi nasl yorumlayacaklar sorusu evresinde odaklanmt. Augustinus, insan doasnn dme'den ber bozulmu olduunu dnmekteydi. Yani, her kuak ilk insann bakaldrsnn neden olduu bir ilen (lanet) ile domaktayd. nsan ancak Kilise ve trenleri araclyla iletilen Tanr'nn balamas kurtarabilirdi. Augustinus'un byk dman olan Pelagius, Adem'in suunun salt kiisel bir su olduunu, kendisinden baka kimseyi etkilememi bulunduunu savunmaktayd. Ona gre, sonu olarak her insan, Adem'in dme'den nceki gleri kadar yozlamam glerle domaktayd. Su, gnaha kkrtmann ve kt rnein sonucuydu. Sava, Augustinus tarafndan kazanld ama Onun bu yengisi, insan anln yzyllar boyu belirleyecek -ve karartacak- bir yengi oldu. Ortaan sonlar insann onuruna, gcne ve doal iyiliine giderek artan bir inanca tank oldu. 13. yzyln Tannbilimcilerinden Aquino'lu Thomas gibi Rnesans dnrleri de her nekadar insana ilikin grleri pek ok temel noktalarda deiiyor ve Aquino'lu hibir zaman Pelagiusu kktenci yanl dnceye dmyorsa da, hep bu inanc dile getirdiler. Bunun kart olan sav, yani insann yaradltan kt olduuna ilikin dn, Augustinusu gr yeniden canlandran Luther ve Kalvin'in retilerinde dile getirildi. nsann tinsel zgrl ve Tanryla bir arac, yani papaz olmakszn yzyze gelme hakk -ve ykmll- stnde srar ederken, onlar, insann yaradltan kt ve gsz olduu grnn iddetle karsna ktlar. Onlara gre, insann kurtuluu iin en b205 yk engel gurur idi. nsan gururunu ancak sululuk duygulan, pimanlk, Tanrya koulsuz boyun eme ve Tanr'nn acmasna (merhametine) inan duyarak yenebilirdi. Bu iki gr, modern dncenin dokusunda birbirine karm olarak kalmtr. nsann onuru ve gc dn, Aydnlanma Felsefesi, 19. yzyln ilerici ve zgrlkk dncesi ve en kktenci ekilde Nietzsche tarafndan dile getirilmiti. nsann deersizlii ve hilii dn ise, iinde devlet ya da toplumun saltk yneticiler haline gelmi olduu yetkeci dizgelerde yeni ve bu kez tmyle laiklemi bir anlatm bulmutu. Bu dizgelerde kendi nemsizliini kavrayan bireyin btnln sz dinleme ve boyunemede bulduu varsaylmaktadr. Bu iki dn, demokrasi ve yetkecilie ilikin felsefelerde apak bir ekilde birbirlerinden ayrlrken kltrmz dncelerinin daha az ar biimlerinde ve daha da ok duyguda birbirlerine kartrlmlardr. Bugn biz, hem Augustinus'un hem Pelagius'un; hem Luther'in Hem Pico della Mirandola'nn; hem Hobbes'un hem Jefferson'in yandalaryz. nsann g ve onuruna bilinli bir ekilde inanyor; ama -ok kez bilind olarak- insann -ve zellikle de kendimizin- gszlk ve ktlne de inanp bunu insan doasn gstererek aklamaya alyoruz.67 Bu iki kart dn, Freud'un yazlarnda ruhbilimsel kuram araclyla dile getirilmitir. Freud, pek ok ynlerden Aydnlanma ruhunun tipik bir temsilcisiydi. O, usa ve insann kendi doal isteklerini toplumsal uzlamlar ve kltrel baskya kar koruma hakkna inanyordu. Ama ayn zamanda, insann doutan tembel ve kendi kendini hogren bir yaratk olduunu savunuyordu. Bu nedenle insan toplumsal ynden yararl etkinlikte bulunacak ekilde zorlanmalyd.68 nsann yaradltan ykc olduuna ilikin en kktenci anlatm, Freud'un lm igds kuramnda bulunabilecektir. O, 67.

68. ada Yeni-ortodoks tannbilimin temsilcisi olan R. Niebuhr, Luther'in grn aykn-kamsal bir biimde ilerici siyasal felsefe ile birletirerek yeniden aklamtr. Freud'un tutumunun eliik olan iki yan, Onun The Future of an Illusion (Bir Yanlsamann Gelecei) adl kitabnda bulunabilir. 206 Birinci Dnya Savandan sonra, ykc tutkularn gc tarafndan ylesine etkilenmiti ki iinde cinsellik ve kendini koruma gibi iki tip igdden sz ettii daha nceki kuramn usd ykcla en stn yeri vererek dzeltti Freud, insann stnde eit lde gl iki kuvvetin karlat bir sava alan olduunu varsayd. Bunlar, yaama itilimi ile lme kilimi idi. Freud bu kilimlerin insan da dahil tm organizmalarda bulunabilecek dirimbilimsel (biyolojik) gler olduklarn dnmekteydi. lme itilimi d objelere yneltildiinde, kendisini, yoketme itilimi olarak aa vurmaktayd. Bu kilim organizma iinde kald zaman ise, kendini ldrmeyi amalamaktayd. Freud'un kuram, ikici (dualist) bir kuramd. O, insan temelden iyi ya da temelden kt olarak grmyor; ama eit lde kuvvetli iki eliik g tarafndan ynlendirilmekte olduunu dnyordu. Ayn ikici gr, dinsel ve felsefi dizgelerin ounda dile getirilmitir. Yaam ve lm, ak ve sava, gece ve gndz, ak ve kara bu kutupluun ok saydaki simgesel anlatmlarndan yalnzca bazlardr. Byle bir ikici (dualist) kuram, insan doasn aratranlara gerekten ok ekici gelir. nk insann iyiliine yer verdii gibi, ancak yzeysel ve hereyi kendinden yana yoran dncenin grmezlikten gelebilecei, insann ykclk konusundaki korkun yeteneini de hesaba katar. Ama, ikici gr, bizim ruhbilimsel ve ahlaksal sorunumuzun yant olmayp yalnzca balang noktasdr. Bu ikiciliin, hem yaama hem de yoketme kilimlerinin insandaki eit lde kuvvetli ve yaradltan yetenekler olduklar anlamna geldiini kabul etmek zorunda myz? Byle bir durum sz konusu olsayd, nsanc etik, insan doasmdaki ykc yann yaptrmlar ve buyruklar olmakszn nasl gemlenecei sorunu ile yzyze gelecektir. Yoksa, insanc etik ilkesine daha uygun bir yant bulabilir miyiz? Acaba yaama ura ile ykma ura arasndaki kutupluluk, deiik bir anlamda anlalabilir mi? Bu sorulan yamtlayabilmemiz dmanln ve ykcln doasn anlamamza baldr. Ama bu 207 tartmaya girmeden nce, ahlak felsefesi sorunu iin nelerin bu yanta dayandn bilmemiz iyi olacaktr. Yaam ve lm arasndaki seim gerekten ahlak felsefesinin temel seeneidir. Bu, reticilikle ykclk; gle gszlk; erdem ile ktlk arasndaki seenektir. nsanc ahlak felsefesine gre, tm kt kilimler yaama kar yneltilmilerdir. Tm iyi itilimler ise, yaamn korunmasna ve kendini amasna hizmet ederler. Ykclk (iddet) sorununa yaklamdaki ilk admmz, iki tr nefreti birbirinden ayrmak olacaktr. Ussal yani tepkici; ve usd-, yani zyapnn koullandrm olduu nefret. Tepkici, ussal nefret insann kendisinin ya da bir bakasnn zgrln tehlikeye dren bir eye gsterdii tepkidir. ncl ise, yaama duyulan saygdr. Ussal nefretin nemli bir dirimbilimsel ilevi vardr: O, yaamn korunmasna hizmet eden eylemin duygusal karldr. Yaamsal tehlikeler kar bir tepki olarak ortaya kar. Bu tehlikeler ortadan kaldrldnda o da yokolur. O, yaam urann kart olmayp bu uran yaratmasdr. zyapnn koullandrd nefret, nitelik ynnden deiiktir. Bu nefret bir zyap zellii olup dmanlk duyan birinin iinde srekli kalan ve dardaki bir uyarcya kar nefretle tepki gstermekten ok, nefret etmeye srekli olarak hazr olma durumudur. Usd nefret, tepkici nefreti douran ayn trden gereki bir nefret tarafndan dlatrlabilir. Ama o, ok kez dile getirilmek iin her frsat kullanan ve tepkici nefret gibi ussal-latrlan nedensiz bir nefrettir. Nefret eden kii, kendisinden hi ayrlmayan dmanln dile getirme frsatn bulmu olmaktan sanki mutluymu gibi bir

hafifleme duygusu yaar. Nefretinin doyum bulmasndan duyduu haz, nerdeyse yznden okunur. Ahlak felsefesi, (etik) ncelikle usd nefret sorunuyla yani, yaam yoketme ya da sakatlama tutkusu ile ilgilenmektedir. Usd nefret, kiinin zyapsndan kaynaklanr. Objesi, ikinci dereceden nem tar. Bu nefret, insann kendisine olduu kadar bakalarna da yneltilir. Ama biz, ok kez kendi kendimize duyduumuz nefretten ok, bakalarna duyduumuz nefretin ayrdna varrz. Ken208 di kendimize kar duyduumuz nefret, genellikle zveri, kendini dnmemezlik, hereyden elini eteini ekme (asktizm) ya da kendini sulama ve aalk duygusu eklinde ussallatrlr. Tepkici nefret, grndnden daha ok ortaya kabilir. nk insan, genellikle btnlne ve zgrlne kart olan tehlikelere kar nefretle tepki gsterir. Bu tehlikeler ak ve seik olmadklar gibi, kolayca ayrdedilemeyen, giderek sevgi ve koruma maskesi altnda gizlenen tehlikelerdir. Ama, byle bile olsa, zyap nefreti yle byk bir olay olarak kalr ki iki temel g olan sevgi ve nefrete ilikin ikici kuram olgulara uyar gibi grnr. yleyse ikici kuramn doruluunu itiraf etmek zorunda mym? Bu soruyu yantlamak iin bu ikiciliin zn daha ayrntl bir ekilde aratrmamz gerekiyor. yi ve kt gler eit kuvvette midirler? Her ikisi de insann zgn donanmnn blmleri midir? Ya da bunlar arasnda baka hangi olas iliki varolabilir? Freud'a gre, ykclk tm insanlarda yaradltandr. Ykclk, balca objesinin bakalar ya da insann kendisi olmas bakmndan bir ayrm gsterir. Bu grten, insann kendisine kar duyduu ykcln bakalarna kar duyduuyla ters orantl olduu sonucu kacaktr. Ama bu varsaym, ykclklarnn ncelikle kendiken-dilerine mi, yoksa bakalarna m yneltilmi olduu gz nne alnmakszn; insanlarn toplam ykclklarnn dzeyi ynnden farkl olduklar olgusuyla yalanlanmaktadr. Kendilerine kar biraz dmanlk duyanlarla bakalarna kar byk bir ykclk duygusu bulmuyoruz. Tersine, insann kendisine ve bakalarna duyduu dmanln balak olduunu gryoruz. Ayrca, insandaki yaam yo-kedici glerin yaam ilerletici glerle ters bir orant iinde ortaya ktn anlyoruz. Yani, biri daha kuvvetli olduu zaman teki daha zayf; biri daha zayf olduunda teki daha kuvvetli oluyor. Bu olgu, yaam yokedici gc anlamamz iin bir ipucu salyor. Ykclk dzeyinin insann yeteneklerini gerekletirmesinin engellenme dzeyi ile orantl olduu dnlebilir. Ben, burada zaman zaman bastrlan u ya da bu istee iaret etmiyor; insann duyusal, duygusal, fiziksel ve dnsel yeteneklerinin engellenmesine; retiF: 14 209 d gizilglerinin nne geilmesine deiniyorum. Eer yaamn byme, yaanlma eilimi nlenirse, bylece engellenen g bir deiim srecinden geer ve yaam ykc bir gce dntrlr. Ykclk, yaanmam bir yaamn sonucudur? Yaam gelitirici gc engelleyen bireysel ve toplumsal koullar, ykcl retirler. Buna karlk, ykclk da kendisinden eitli ktlklerin doduu bir kaynaktr. Eer ykcln engellenmi retici gcn bir sonucu olarak gelimesi gerektii doru ise, yle grnyor ki o hakl olarak insan doasndaki bir gizilg diye adlandrlabilecektir., O zaman, buradan iyinin de ktnn de insandaki eit kuvvette gizilgler olduklar sonucu kar m? Bu soruyu yantlamak iin gizilgcn anlamn aratrmamz gerekmektedir. Bir eyin gizilg olarak varolduunu sylemek, onun yalnzca gelecekte varolacan sylemek anlamna deil, ama bu gelecekteki varoluun imdiden hazrlanm olduu anlamna gelir. imdi ve gelecekteki gelime basamaklar arasndaki ilgi, gelecein gerekte imdiki varolduu sylenerek betimlenebilir. Bu, eer irndiki basamak varsa, gelecekteki basaman zorunlu olarak varolaca anlamna m gelir? Kukusuz ki deil. Eer biz, aacn ekirdekte gizilg olarak varolduunu sylersek, bu, her ekirdekten bir aa gelimesi gerektii anlamna gelmez. Bir gizilgcn gereklemesi belli baz koullarn varlna dayanr. ekirdek rneinde bu koullar, uygun toprak, su ve gne dr. Gerekte gizilg kavramnn, gereklemesi iin gereken koullarla zgl balants dnda hibir anlam

yoktur. Aacn ekirdekte gizilg olarak varolduu tmcesi, gelimek iin zorunlu zgl koullar iine yerletirilmesi saland takdirde ekirdekten bir aacn kaca anlamna gelecek ekilde belirtilmelidir. Eer sz konusu uygun koullar salanamamsa, rnein eer toprak ok nemli, bu yzden de ekirdein gelimesine uymayan bir topraksa, bir aa haline gelemeyecek ve ryecektir. Eer bir hayvan yiyeceksiz braklrsa, gelimek iin sahip olduu gizilgleri gerekletiremeyecek sonunda lecektir. yleyse, ekirdek ya da hayvann herbirinden daha sonraki bir gelime basamamda belli sonulann kt iki tr gizilgleri bulunduu sylenebilir. Birisi, eer uygun koullar salanmsa gerekleen birinci gizilg; ikincisi ise, eer koullar varolusal gereksinmeler ile kart ise gerekleen ikinci gizilg-tr. Hem birinci hem de ikinci gizilgler bir canimin doasnn paralardr. kinci gizilgler, kendilerini birinci gizilglerin ortaya kmalarna neden olan ayn zorunlulukla ve aka gsterirler. Birinci ve ikinci terimleri, birinci diye adlandrlan gizilgcn gelimesinin normal koullar altnda ortaya ktn; ikinci diye adlandrlan gizilgcn ise, anormal, hastalkl koullarda ortaya ktn gstermek iin kullanlmlardr. Ykcln insandaki bir ikinci gizilg olduu ve kendisini yalnzca insan birinci gizilglerin gerekletirmede baarszla urad zaman ortaya koyduu varsaymmz eer doru ise, insanc eti-e kar klardan ancak birini yantlam bulunuyoruz. nsann zorunlu olarak kt olmadn ama byme ve gelimesi iin uygun koullar salanmazsa ktletiini gstermitik. Ktnn kendine zg bamsz bir varoluu yoktur. Kt, iyinin eksiklii, yaam gerekletirmekteki baarszln sonucudur. Bununla birlikte insanc etie bir baka kar-kla da uramak zorundayz. Bu kar k, iyinin gelimesi iin uygun koullarn, dlleri ve cezalandrmay kapsamas gerektiini; nk, insann iinde, kendi glerini gelitirmek iin hibir zendirici bulunmadn syler. Bundan sonraki sayfalarda normal bireyin kendi iinde gelime, byme ve retici olma eilimine sahip bulunduunu ve bu eilimin felce uramasnn kendi basma bir ansal hastalk belirtisi olduunu gsterme giriiminde bulunacam. Ansal salk, fiziksel salk gibi bireyin kendisine doru dardan zorlanmas gereken bir erek olmayp, isteklendiricisi bireyin iinde bulunan ve bastrlmas bireye kar alan kuvvetli evresel gleri gerektiren bir erektir."9 69. Bu gr K. Goldstein, H. S. Sullivan ve K. Horney tarafndan kuvvetle vurgulanmtr. 210 211 nsann byme ve btnleme iin yaradltan bir drtye sahip olduu varsaym insamn znel bir armaan olarak elinde bulundurduu ve onu yetkinlemeye iten soyut bir drty gstermez. O, insan doasndan; eylemde bulunma gc, bu gc kullanma gereksinmesini yaratr; bu gc kullanmadaki baarszlk, ilevsizlik ve mutsuzlukla sonulanr ilkesinden kar. Bu ilkenin geerlilii, insamn fizyolojik ilevleri ile ilgi iersinde kolayca grlebilir. nsanda yrme ve devinme (hareket) gc vardr. Eer, onun bu gc en-gellencek olsayd bunun sonucunda nemli fiziksel hastalklar, ya da rahatszlklar ortaya kacakt. Kadnlarda ocuk dourma ve onlar emzirme gc vardr. Eer bu g kullanlmadan kalrsa yani bir kadn anne olmazsa, ocuk dourma ve sevme gcn harcaya-mazsa ancak glerinin yaamn baka alanlarnda artm bir ekilde genekletirilmesiyle giderilebilecek bir krklk duyar. Freud, cinsel gcn engellenmesinin nevrotik bozukluklarn nedeni olabileceini kabul ederek, ac nedeni olan bir baka harcama eksikliine, cinsel gc harcama eksikliine dikkati ekmitir. Cinsel doyumun nemini ar bir ekilde deerlendirmi olmasna karn Freud'un kuram, insann sahip olduklarn kullanma ve harcama konusundaki baarszlnn hastalk ve mutsuzluk nedeni olduu gereinin pek derin bir simgesel anlatmdr. Bu ilkenin fiziksel gler iin olduu kadar tinsel gler iin de geerli olduu apaktr, insan, konuma ve dnme yetenekleri ile donatlmtr. Eer bu gler engellenmi olsalard, kii ar bir ekilde zarar grm olacakt. nsan sevme gcne sahiptir ve eer, o bu gcn kullanamazsa, sevme konusunda gszse bu ansszlndan ac duysa da

baarszlnn nedeni olan acdan her trden ussallatrmalarla ya da kltrel kalplar kullanarak kama yollarn deneyebilir. nsann glerini kullanmamas mutsuzlukla sonulanr. Bu olayn nedeni, insansal varoluun al koulunda bulunabilir. nsann varoluu, nceki blmde ele alm olduum varolusa ikiye-bln-mlklerle belirlenir. Onun kendisini dnya ve ayn zamanda kendi kendisiyle bir hissetmekten, hem bakalar ile balantl olup 212 hem de esiz bir varlk olarak kendi btnln korumaktan; bunu da glerini retici bir ekilde kullanarak salamaktan baka kar yolu yoktur. nsan, eer bunu yapamazsa, isel uyum ve btnln kurmay baaramaz. O, blnp paralanm, baarszln zorunlu sonular olan gszlk duygusundan, can sknts ve yetersizlikten, kendi kendisinden kamaya zorlanmtr. Canl olan insan, yaamay istememezlik edemez. Yaama ediminde baarl olmas iin de biricik yol, glerini, sahip olduu eyleri kullanmasdr. Kiinin retici ve btnlemi bir yaam srmedeki baarszlnn sonucunu, nevrozdan daha ak bir ekilde gsteren belki de hibir olay yoktur. Her nevroz insann doasndan gelen glerle bu glerin gelimesini engelleyen gler arasndaki bir atmann sonucudur. Fiziksel hastalklarn belirtileri gibi, nevrotik belirtiler de kiiliin salkl blmnn kendisini ortaya koymasna kar yneltilmi sakatlayc etkilere kar verdii savan anlatmdr. Ama, btnleme ve reticilik eksiklii her zaman nevroza yo-lamaz. Zaten eer durum byle olsayd, insanlarn ounu nevrotik olarak grmek zorumla kalrdk. yleyse, bizi nevrotik sonuca gtren zgl koullar nelerdir? Yalnz ksaca szn edebileceim baz koullar vardr. rnein bir ocuk tekilerden ok fazla krlm olduu iin kaygs ve temel insansal istekleri teki ocuklarnkinden daha keskin ve katlanlmaz olabilir; ya da ocuk, ortalama bireyinkinden daha byk bir zgrlk ve zgnlk duygusu gelitirmitir ve bu yzden yenilgiyi ok zor kabul etmektedir. Ama nevroza neden olan teki koullar birer birer saymak yerine, soruyu tersine evirmeyi ve pek ok insann retici ve btnlemi bir yaam srmede baarsz olmalarna karn, nevrotik olmamalar olgusundan sorumlu olan koullarn neler olduklarn sormay yeleyeceim. Bu noktada iki kavram birbirinden ayrmak yararl olacak gibi grnyor: Bu kavramlar, eksiklik ve nevroz kavramlardr.70 Eer kii olgunlua, kendiliindenlie ve gerek bir z deneyimine erimekte baarszla urarsa, zgrlk ve kendiliin213 denliin her insan tarafndan eriilmesi gereken nesnel amalar olduklarn ne srmemiz kouluyla, byle birinin ok nemli bir eksiklii bulunduu dnlebilir. Eer byle bir amaca herhangi bir toplumun yelerinin ounluu tarafndan eriilememise burada toplumsal bakmdan kalplam bir eksiklik olay sz konusudur. Birey bu eksiklii pek oklaryla paylamaktadr ve bunun bir eksiklik olduunu bilincinde deildir. Bu yzden, gvenlii sanki o bakalarndan deiikmi, kimsesiz biriymi trnden bir yaantyla tehdit edilmektedir. Onun tinsel zenginliinden ve gerek mutluluk duygusundan yitirmi olabilecei ey, insanln geri kalan blm ile -onlan bildii kadaryla- uyum iinde bulunduunu duymasndan doan gvenlikle karlanr. Zaten onun bu nemli eksiklii, kltr tarafndan bir erdem dzeyine ykseltilmi ve bu nedenle ona artan bir baar duygusu vermi olabilir. Bunun bir rnei, Kal-vin'in retisinin insanlarda yaratm olduu sululuk ve kayg duygusudur. Kendi zgszl ve deersizlii duygusuyla ezilmi, hi durmakszn kurtulduunu mu yoksa ncesiz-sonrasz bir cezaya m yarglanm olduunu dnen, gerek bir sevin duyma yeteneine sahip olmayan ve kendisini hizmet etmek zorunda olduu bir makinenin bir dilisi haline dntrm olan birinin gerekte ok byk bir eksiklii olduu sylenebilir. Ama bu nemli eksiklik, kltrel bakmdan kalplatrlmtr. Ona zellikle deerli bir eymi gibi baklm; bylece birey, nevrozdan korunmutur. Eer o, bu eksikliin kendisine yein bir yetersizlik ve yahtlanma duygusu verecei bir baka kltr iinde yayor olsayd, nevrozlu biri olup kard. Spinoza, toplumsal bakmdan kalplam eksiklik sorununu ok ak bir ekilde dile getirmitir. O bu konuda unlar

sylemektedir: Pek ok insan, byk bir tutarllkla bir ve ayn etkiye yakalanmtr. Bu kiilerin tm duygulan, varolmasa bile onlarn 70. Nevroz ve eksiklie ilikin bu tartma bir blmyle benim Individual and Social Origins of Neurosis (Nevrozun Bireysel ve Toplumsal Kaynaklar) balkl makaleden alnmtr. Bkz. American Sociological Review, IX no. 4 (Austos, 1944). I I varolduunu dndkleri bir obje tarafndan ok byk bir kuvvetle etkilenmitir. Eer bu durum, kii uyankken olursa onun lgn olduuna inanlr... Ama eer agzl biri yalnzca para ve mlklerini; tutuklu biri, yalnzca n kazanmay dnrse, onlarn lgn olduklar deil de rahatsz edici birileri olduklar dnlr. Bu gibiler genellikle kk grlr. Ama gerekte, agzllk, tutkululuk ve benzeri gibi eyler hernekadar genellikle birer hastalk olarak dnlmezlerse de lgnlk biimleridir.71 Bu szckler bir ka yzyl nce yazlmlard. Bu eksiklik, kltrel ynden, artk genellikle rahatsz edici ya da kk grlen bir ey olmayacak ekilde kalplatrlmtr. Ama, Spinoza'nm syledikleri hl geerlidir. Gnmzde bir robot gibi eylemde bulunan ve duyan bir kimse ile tanabiliriz. Onun gerekten kendisinin olan bir eyi hi bir zaman yaamadn anlarz. O kendisini btnyle, 'olmas istenen kii' olarak dnr ve duyumsar. Byle birinde kahkahann yerini glmseme; bildiriimsel konumann yerini anlamsz gevezelik, gerek zntnn yerini ise donuk bir umutsuzluk almtr. Byle biri iin iki yarg verilebilir: Biri, onun tedavi edilemez gibi grnen bir kendiliindenlik ve bireysellik eksiklii ektiidir. Onun ayn zamanda temelde ayn durumda olan binlerce baka insandan farkl olmad da sylenebilir. Bu eksiklik iin salanm olan kltrel kalp, bu gibilerin pek ounda bir nevrozun patlak vermesini nler. Ama bazlarnda kltrel kalp ilevini yerine getirmez ve eksiklik olduka yein bir nevroz eklinde ortaya kar. Bu gibi durumlarda nevrozun apak bir ekilde patlak vermesine kltrel kalbn engel olamamas ya patolojik glerin yeinliinin daha byk olmasnn ya da, kltrel kalp onlarn sessiz kalmalarm istedii halde, savamaya kalkan salkl glerin bir sonucudur. Salk iin ura veren glerin kuvvet ve direncini gzlemlemek iin psikanalitik terapiden (ruhzmsel saaltm) daha iyi bir frsat salayan hi bir durum yoktur. Kukusuz, psikanalist kiinin kendisini gerekletirmesine ve mutluluuna kar i gren glerin 71. Ethic, IV. nerme, 44 214 215 kuvvetiyle karlamaktadr. Ama, o, reticiliinin sakatlanmasna neden olan -zellikle ocukluktaki- bu koullarn gcn anlayabildii zaman, hastalarnn ounun eer ruhsal salk ve mutluluu baaracak bir itilim tarafndan zorlanmam olsalard, oktan beri bu savatan vazgemi olacaklar olgusuyla etkilenmeden edemez. te bu temel itepi, nevrozun tedavisi iin zorunlu olan kouldur. Psikanaliz sreci, kiinin duygu ve dnlerinin ilgili olmayan blmlerini ok daha iyi kavramaktan olutuu halde, bu trden bir dnsel kavray, kiiye iine hapsolmu olduu kmaz sokaklar tanma gc verir. Ve sorununu zme giriimlerinin niin baarszla uramaya yazgl olduunu anlamasn salar. Ama psikanaliz insandaki ruhsal salk ve mutluluk iin igrmeye ve etkili olmaya uraan gler iin yalnzca yolu temizleyip aar. Gerekte yalnz dnsel kavray yeterli deildir. Tedavi ynnden etkili olan kavray yle bir deneyimsel kavraytr ki bu kavray iinde insann'kendisine ilikin bilgisi yalnzca dnsel deil, ama, ayn zamanda duygusal bir nitelik de tar. Byle bir deneyimsel kavray, insann salk ve mutluluk iin doadan sahip olduu bir itilime dayanr. Ruhsal salk ve nevroz sorunu, etiin sorunlar ile ayrlmaz bir ekilde balantldr. Her nevrozun bir ahlaksal sorunu temsil ettii sylenebilir. Kiiliin tmnn olgunluunu ve btnln gerekletirmedeki baarszlk, insanc etik asndan ahlaksal bir baarszlktr. Daha zgl bir anlamda nevrozlarn ou, ahlaksal sorunlarn dile getirilileri olup nevrotik

belirtiler de zmlenmemi ahlaksal atklarn sonucudur. rnein, insan hibir organik neden olmad halde, zaman zaman badnmelerinden yaknabilir. Bu belirtiyi psikanaliste anlatrken geliigzel bir ekilde, iinde belli glklerle uramakta olduuna deinir. O, kendi kanlarna kart olan baz grleri dile getirmek zorunda bulunan baarl bir retmendir. Ama, bir yandan baarl olma sorununu zm, te yandan ahlaksal btnln korumu olduuna inanmaktadr. Daha216 s, bu kansnn doruluunu ok sayda karmak ussallatrma araclyla kendi kendisine kantlamaktadr. O, badnmelerinin bir ahlak sorunu ile ilgili olabileceini ne sren psikanalistin bu grnden rahatsz olur. Ama daha sonraki zmleme (analiz) kansnn yanl olduunu gsterir. Zaman zaman geirdii badnmele-ri, znn daha iyi olan yannn, temeldeki ahlaksal kiiliinin, btnln bozmaya ve kendiliindenliini sakatlamaya alan bir yaam kalbna kar gsterdii tepkilerdir. Kii ykcln yalnzca bakalarna kar gsterse bile, bakala-rnnki kadar kendisindeki yaam ilkesini de bozmaktadr. Dinsel dilde bu ilke, insann Tanr'nn imgesinden yaratlm olduu ve bu nedenle insana kar olan her saldrnn Tanr'ya kar bir su olduu eklinde dile getirilmitir. Laik dilde baka insanlara yaptmz iyi ya da kt hereyi, ayn zamanda kendimize de yaptmz syleyebiliriz. Bakalarnn sana yapmalarn istemediin bir eyi sen de bakalarna yapna, zdeyii etiin en temel ilkelerinden biridir. Ama, bakalarna ne yaparsan, onu ayn zamanda kendine de yaparsn tmcesi de eit lde hak verilebilir bir tmcedir. Herhangi bir insanda yaama doru yneltilmi glere saldrmak zorunlu olarak bizim stmzde de yanklar yapar. Kendi gelimemiz, mutluluumuz ve kuvvetimiz bu gler iin duyduumuz sayg stnde te-mellenir. nsan, bakalarnn bu glerine saygszlk gsterdii zaman, kendisi de etkilenmeksizin kalamaz. Kendimizinkine olduu kadar bakalarnn yaamna da duyduumuz sayg, kendi bana, yaam srecinin yardmcs ve ruhsal saln bir kouludur. Bakalarna kar duyulan ykclk, bir bakma, intihara ilikin itepilerle karlatrlabilecek patolojik bir olaydr. Kii, ykc itepilerini grmezlikten gelme ya da ussallatrma konusunda baarl olabilir; ama yaamnn ve tm yaamn dayand ilkeye eliik olan edim-lerce etkilenmeksizin ve onlara tepki gstermeksizin yapamaz. Ykc bireyin kendi z varln yoketmeye alan ykclnn amalarna erimeyi baarm bile olsa, mutsuz olduunu gryoruz. Bunun 217 tersine, hibir salkl insan, onur, sevgi ve yiitlik rneklerini beenmekten ve onlar tarafndan etkilenmekten kendini alamyor. nk bunlar, onun kendi yaamnn da dayand glerdir. B. RETCLE KARI BASTIRMA nsann temelde ykc ve bencil olduuna ilikin gr, etik davrann, iinde, insann srekli olarak kendini denetlemeyi uygulamakszn boyun eecei bu kt kilimleri bask altnda tutmaktan olutuunu ne sren bir anlaya yol aar. Bu ilkeye gre, insan kendi kendisinin gzcs olmaldr. O, ilkin doasnn kt olduunu kabul etmeli ve ikinci olarak da yaradltan kt olan eilimleri ile savamak iin isten gcn kullanmaldr. yleyse insann seenekleri, ya ktln bastrlmas ya da ktle boyun emedir. Psikanalitik aratrma, bastrmann doas, deiik trleri ve sonular ile ilgili zengin veriler sunar. Biz (1) kt bir itepinin da vurulmasnn bask altna almakla, (2) bu itepinin ayrdna varlmasnn bask altna alnmas ve (3) itepiye kar yapc bir savam srasnda ayrm yapabiliriz. Birinci trden bask altna almada itepinin kendisi deil, onu izleyecek olan eylem bastrlr. Buna rnek olarak, gl sadist iti-limleri olan, bakalarnn ac ekmesi ya da onlara egemen olmakla doyum bulup haz duyan bir insan gsterebiliriz. Beenilmeme korkusu ya da kabul etmi olduu ahlaksal kurallarn ona itepisine gre eylemde bulunmamas gerektiini sylediini varsayalm. O, bu yzden byle bir eylemden kanr ve yapmay istemi olduu eyi yapmaz. Byle birinin kendi kendisini yenmeyi baarm olduu yadsmamazsa da gerekte o deimemi zyaps (karakteri) ayn kalmtr. Bizim bu kiide vgye deer

bulacamz yan, yalnzca isten gcdr. Ama, ahlaksal deerlendirilmesi bir yana, byle bir davran, insann ykc eilimlerine kar bir koruma arac olarak etkililii ynnden yetersizdir. Byle birini itepilerine gre eylemde bulunmaktan alakoymak allmam lde bir isten gcn ya da sert yaptrmlarn korkusunu gerektirecektir. Her karar, 218 direnen kuvvetli karglere kar verilen isel bir savan sonucu olacandan, iyinin yengiyi kazanma ans o kadar az olacaktr ki toplumun karlar sz konusu oldukta, bu tip bir bastrmaya fazla gvenilemez. Kt kilimlerle uramann daha iyi ve etkili bir yolu, onlarn bilince kmalarna engel olmak gibi grnmektedir. Bylece, bilinli bir gnaha itilme sz konusu olamaz. Bu trden bask altna alma, Freud'un bastrma diye adlandrd eydir. Bastrma, varolduu halde itepinin bilin alanna girmesine izin verilmemesi ya da bu alandan abucak uzaklatrlmasdr. Ayn rnei kullanacak olursak, sadist birey yoketme ya da stn gelme isteinin bilincine varamayacak; ne gnaha itme ne de sava sz konusu olacaktr. Kt kilimlerin bastrlmas, yetkeci etiin rtk ya da ak bir biimde erdeme giden en gvenilir yol olarak, dayand bask trdr. Bastrmann eyleme kar bir koruyucu olduu dorudur ama, onun savunucularnn inandndan daha az etkili olduu da kabul edilmelidir. Bir itepiyi bastrmak, onu bilinten uzaklatrmak anlamna gelir; ancak, bu onun varlm ortadan kaldrmak demek de deildir. Freud, bastrlm itepinin birey bunun ayrdnda olmasa da i grmeyi ve birey stnde byk bir etki yapmay srdrdn gstermitir. Bastrlm itepinin kii stndeki etkisinin, bu itepi bilinli olduu zamankinden daha az olmas zorunluluu yoktur. Ana ayrm uradadr: Bastrlm itepiye ak deil, gizli bir ekilde dav-ranlr; bylece eylemde bulunan kii ne yapmakta olduuna ilikin bilgiden yoksun braklr. Sz gelimi, rneimizdeki sadist kii, sa-dizminin ayrdna varmayarak, bakalarna onlar iin kayg duyduu ve onlar iin en iyisinin bu olacan dndnden ya da kuvvetli bir dev duygusundan tr, stn geldii duygusuna sahip olabilir. Ama Freud'un gstermi olduu gibi, bastrlm kilimler yalnzca bu tr ussallatrmalar biiminde da vurulmazlar. rnein, kii bastrlm itiliminin tam kart olan bir tepki-biimlenmesi 219 gelitirebilir. Sz gelimi, ar bir tedirginlik ya da ar iyilik gibi. Buna karn, bastrlm itilimin gc, dolayl bir ekilde ortaya kar. Bu, Freud'un bastrlm olann geri dn diye adlandrd bir olaydr. Bu durumda ar kayg hali, kendi sadizmine kar bir tepki biimi olarak gelimi olan kii bu erdemi, sadizmi eer apak olsayd, sahip olmu olabilecei ayn etkiyle kullanabilir; yani, egemenlik kurmak ve denetlemek iin. O, kendisini erdemli ve stn hissederken bakalar stndeki etkisi ok kez daha da ykcdr. nk, insann kendisini ok fazla erdeme kar savunmas gtr. Ykc itepilere kar, bask ve bastrmadan tmyle deiik nc bir tepki tipi daha vardr. Bask halinde, itepi canl olarak kalr; ve yalnz eylem yasaklanrken ve bastrmada itepinin kendisi bilinten ayrlp (bir lde) gizlenmi bir biimde itepi stne eylemde bulunurken bu nc tepki tipinde, kiideki yaam gelitirici gler, ykc ve kt itepilere kar savarlar. Kii kt itepile-rin ne kadar ok bilincinde olursa, o kadar ok tepkide bulunabilir. Yalnz istenci ve usu deil, ama ykclnn meydan okuduu duygusal gleri de bu tepkide yer alr. rnein sadist birindeki sadiz-me kar byle bir sava, onda zyapsnn bir blm haline gelen; onu kendi kendisinin gzcs olma ve kendisini denetlemek iin srekli olarak istencini kullanma grevinden kurtaran gerek bir iyilik gelitirecektir. Bu tepkide arlk, insann ktl ve trelbilin acs stnde olmayp iindeki retici glerin varl ve kullanm stndedir. Bu yzden, iyi ile kt arasndaki retici atmann bir sonucu olarak, ktnn kendisi bir erdem kayna haline gelir. nsanc etik grten, ahlaksal seenein ktln bastrlmas ya da ona hogr gsterme arasnda olmad sonucu kar. Her ikisi de -bastrma ve hogr- yalnzca, kleliin iki yndrler. Gerek etik seenek bunlar arasnda olmayp, 'bastrma-hogr' ve 'reticilik' arasndadr. nsanc etiin erei,

(yetkeci'ruhun sakat-layc etkisince beslenmi olan) insann ktlnn bastrlmas deil ama, onun doadan gelen en nemli gizilglerinin retici kullanmdr. Erdem, kiinin baarm olduu reticiliin derecesi ile orantldr. Eer toplum, insanlar retici klmakla ilgileniyorsa, onlar retici klmak zere ilgi gstermeli ve bu nedenle, reticiliin gelimesi iin gereken koullan yaratmaldr. Bu koullarn ilk ve en nemlisi, tm toplumsal ve siyasal etkinliklerin ereinin her bireyin kendini ortaya koymas ve gelimesi olduudur. nsan, biricik ama ve erektir. O kendisinden baka hikimse ya da hibir ey iin bir ara deildir. zgrlk, erdem ve mutluluun temeli retici ynlenmedir. Erdemin bedeli uyanklktr ama bu uyankl olmayp, daha ok rtecilii iin gereken koullar bilmek ve yaratmak zorunda olan ussal bir varln uyankldr. Bu ussal varlk, kendisini engelleyen ve bylece kty yaratan etmenleri ortadan kaldrmak zorundadr. nk, bu kt bir kez doarsa, kendisini apak olarak ortaya koymas ancak d ya da isel gle engellenebilir. Yetkeci etik, insanlar, iyi olmann ok byk ve aralksz bir abay gerektirecei dnne inandrmtr. Bu etie gre, insan kendisiyle srekli olarak savamaldr. nsann ataca her yanl adm bir felakete neden olabilir. Bu gr, yetkeci ncllerin sonucudur. Eer insan bylesine kt bir varlk ve erdem de onun kendisi stndeki biricik yengisi olsayd, o zaman grev gerekten korkun lde g grnecekti. Ama eer erdem reticilikle zdese, elde edilmesi kolay deilse bile, hibir zaman yukarda ne srld gibi yorucu ve g bir giriim deildir. Daha nce deinmi olduumuz gibi, insanda glerini retici bir ekilde kullanma istei, doadan vardr. Onun abalan, .byk lde eilimini izlemekten kendisini alakoyan iindeki ve evresindeki engelleri ortadan kaldrmaktan oluur. Ksr ve ykc bir hale gelmi olan insan nasl sanki ksr bir dngye yakalanr ve giderek artan bir ekilde felce urarsa; kendi glerinin bilincine varan ve onlar retici bir ekilde kullanan insan da, gte, inanta ve mutlulukta ok eyler kazanr. Bylece, kendine yabanclama tehlikesi ile giderek daha az karlar. Onun erdemli bir dng yaratm olduunu syleyebiliriz. 220 221 Gstermi olduumuz gibi, nee ve mutluluk yaants yalnzca retici yasamn sonucu deil, ayn zamanda onun uyancsdr da. Ktln bastrlmas bir kendini cezalandrma ve znt duygusundan doabilir. Ama bizi insanc anlamda iyilie kavuturmak iin, her retici etkinlie katlan nee ve mutluluk yaantsndan daha ok yardmc olan hibir ey yoktur. Bir kltrn nee ynnden salayabilecei her art, o kltrn yelerinin ahlaksal eitimine tm erdem vaazlarnn ya da cezalandrma uyarlarnn yapabileceinden daha ok katkda bulunacaktr. C. ZYAP VE AHLAKSAL YARGI Ahlaksal yarg sorunu, sk sk belirlenimcilie kar isten zgrl sorunu ile birletirilir. Belirlenimci (determinist) gr, insann denetlemeye gcnn yetmedii koullar tarafndan tmyle belirlendiini; ve insann kararlarnda zgr olduu dnnn bir yanlsamadan (illusion) baka bir ey olmadn savunur. Bu nclden insann karar vermekte zgr olmadna gre, eylemleri iin yarglanamayaca sonucu karlr. Belirlenimci grn kart olan gr, insann ruhsal ya da dsal koullan ve durumular gz-nne almakszn uygulayabilecei bir zgr isten yetisine sahip olduunu ne srer. Bu nedenle, bu gre gre, insan eylemlerinden sorumludur; ve eylemleri araclyla yarglanabilir. Ruhbilimci belirlenimcilii kabul etmeye zorlanyor gibi grnebilir. O, zyapmm geliimini incelerken ocuun yaamna ahlaksal duruma kar kaytszlkla baladn; zyapsmn ancak yaamnn ilk yllarnda yani bu yapy belirleyen koullar bilmedii gibi, deitiremedii bir sre iinde kendilerini gsteren gler olan dsal etkiler tarafndan biimlendirdiini kabul eder. inde yaad koullar deitirme giriiminde bulunabilecei bir yata ise, zyaps artk biimlenmitir ve onda bu koullan aratrma ve eer gerekliyse

deitirme drts yoktur. nsann ahlaksal niteliklerinin zya-psmdan kaynaklandn varsayarak, o zaman zyapsn biimlen222 dirmede hibir zgrl olmad iin, yarglanamayaca da doru deil midir? zyapnn biimlenmesinden sorumlu olan koullar ve onun dinamiklerini daha iyi kavradmzda hibir insann ahlaksal ynden yarglanamayaca grnn daha kanlmaz grnd de doru deil midir? Bu ruhbilimsel anlay ve ahlaksal yarg arasndaki seenekten belki de zgr isten yandalar tarafndan zaman zaman ne srlen bir uzlama araclyla saknabiliriz. nsanlarn yaamlarnda zgr istenlerinin uygulanmasn engelleyen, bylece ahlaksal yargy nleyen durumlar bulunduu ne srlmektedir. rnein, ada ceza yasas bu gr benimsemitir ve deli olan birini eylemlerinden tr, sorumlu saymamaktadr. Deitirilmi bir zgr isten kuramnn nericileri bir adm daha ileriye gidiyorlar ve deli deil ama nevrotik olan, bu yzden de denetleyemeyecei itepilerin egemenlii altnda bulunan bir kiinin eylemleri iin yarglanmasna izin verilmeyeceini kabul ediyorlar. Ama onlar, insanlarn ounun, eer isterlerse iyi eylemde bulunmak zgrlne sahip olduklarn ve bu nedenle, ahlaksal ynden yarglanmalar gerektiini de savlyorlar. Ancak, biraz daha yakndan bir inceleme, bu grn de kabul edilemeyeceini gsteriyor. Biz zgr bir biimde eylemde bulunduumuza inanmaya eilimliyiz. nk, Spinoza'nn da daha nceden ne srm olduu gibi, isteklerimizin ayrdna varyoruz ama bu isteklerin drtlerinin ayrdna varamyoruz. Drtlerimiz, zyapmzda igren glerin zel bir karmnn sonucudur. Her karar veriimizde bu karar, stnlk derecelerine gre, iyi ya da kt gler tarafndan belirlenir. Baz insanlarda bir zel g yle ezici bir ekilde kuvvet kazanr ki bu insanlarn kararlarnn sonucu, onlarn zyaplann ve geerli deer ltlerini bilen herkes tarafndan nceden kestirilebilir. (Ama onlar, zgr bir biimde karar vermi olduklar yanslsamas iindedirler.) Bazlarnda ise, ykc ve yapc gler yle bir biimde dengelenmitir ki bu gibilerin kararlar, empirik olarak nceden kestirilemez. Biz, birisi iin 'daha deiik bir biimde eylemde bulunabilirdi' dediimizde, bu ikinci 223 durumu dile getirmi oluruz. Ama onun deiik bir biimde eylemde bulunmu olabileceini sylemek, yalnzca eylemlerini nceden kestirememi olduumuz anlamna gelir. Ancak onun karar, bir gler dizisinin tekinden daha kuvvetli olduunu ve iinde bulunduu durumda, zyaps tarafndan belirlendiini gsterir. Bu nedenle, eer onun zyaps deiik olsayd, deiik bir biimde ama yine de kesinlikle zyap dzenine gre eylemde bulunmu olacakt. sten, insann zyapsmdan ayr olarak sahip olduu soyut bir g deildir. Tersine, isten insann zyapsmn anlatmndan baka bir ey deildir. Kendi usuna gvenen ve kendisini de bakalarn da sevme yetenei olan retici bireyin erdemli bir biimde eylemde bulunma istenci vardr. Bu nitelikleri gelitirmede baarszla uram ve usd tutkularnn klesi durumundaki retici-olmayan bireyde ise, bu isten yoktur. Kararlarmz zyapmzn belirlediini dile getiren gr, hibir zaman yazgc bir gr deildir. nsan, tm teki yaratklar gibi, kendisini belirleyen glerin znesi olduu halde usa sahip olan biricik yaratk; znesi olduu asl gleri anlayabilen ve bu anlayla kendi yazgsnda etkin bir rol oynayabilen; ve de iyiye ulamak iin abalayan eleri kuvvetlendirebilen biricik varlktr. nsan, trelbi-lince (vicdana) sahip tek yaratktk. Trelbilinci onu geriye, kendisine aran sestir. Bu ses onun kendikendisi olmas iin ne yapmas gerektiini bilmesine izin verir. Yaamnn ereklerinin ve bu ereklere erimesini salayacak zorunlu kurallarn ayrdnda olmasna yardm eder. Bu nedenle, bizler, koullarn zavall kurbanlar deiliz. Gerekte, kendi iimiz ve dmzdaki gleri deitirip etkileyebilir ve bizimle oynayan koullan hi olmazsa bir lde denetleyebiliriz. yiyi elde etmek iin gsterilen abay gelitiren ve gereklemesine neden olan koullan besleyip oaltabiliriz. Ama, kendi yaammza etkin bir biimde katlmamz salayan bir us ve trelbilincimiz bulunduu gibi bu us ve trelbilin, zyapmzla ayrlamaz bir ekilde balantldr da. Eer zyapmzda ykc gler ve usd tutkular stnlk

kazanmlarsa hem usumuz hem de trelbilincimiz bundan etkilenir ve kendi ilevlerini uygun ekilde yerine getiremez224 ler. Gerekte us ve trelbilin bizim en deerli yetilerimiz olup bize den grev onlar gelitirip kullanmaktr. Ama onlar zgr olmadklar gibi belirlenmilerdir de. Ayrca, bizim empirik 'ben'leri-mizden ayr olarak varolamazlar. Onlar kiilik btnmzn yaps iindeki gler olup bir yapnn her paras gibi bir btn olarak yap tarafndan belirlenirler ve yapy da belirlerler. Eer birine ilikin ahlaksal yargmz onun istencini deiik bir ekilde kullanm olup olamayaca karar stne dayandrrsak, hibir ahlaksal yarg verilemez. rnein o kiinin ocukluunda ve daha sonra kendisini etkileyen evresel glere direnmesini olanakl klan ise canllnn kuvvetini; ya da bir bakasnn ayn glere boyun emesini salayan canllk eksikliini nasl bilebiliriz? Bir kiinin yaamnda iyi ve sevecen bir insanla kurulan iliki trnden raslantlar bir olayn onun zyap geliimini bir ynde etkilemi olamayaca halde, bu trden bir deneyim yokluunun ayn kiinin zyap geliimini kart ynde etkilemi olabileceini nasl bilebiliriz? Gerekte, bunlar bilemeyiz. Ahlaksal yargy kiinin deiik bir ekilde eylemde bulunmu olabilecei ncl stne dayandrsaydk bile, onun zyapsmn gelimesini salayan yapsal ve evresel etmenler ok sayda ve karmak olduundan, tm pratik amalar iin de olsa o kiinin zyapsmn deiik bir biimde gelimi olup olamayaca trnden sonulandrc bir yargya varmamz olanakszd. Tm varsayabileceimiz ey, koullarn, bu zyapnn ortaya kt biimde gelimesine yol atdr. Buradan u sonu kmakta: Eer birini yarglama gcmz, onun deiik bir biimde eylemde bulunmu olabileceine ilikin bilgimize dayansayd, bizler zyap aratrclar olarak, etik yarglar sz konusu olduu srece yenilgiye uram olduumuzu kabul etmek zorunda kalacaktk. Ama, bu sonu desteklenemez. nk yanl ncllere ve yargnn anlamn bulanklatrmaya dayandrlmtr. Yarg vermek iki ayr anlama gelebilir: Yarg vermek sav ya da kestirimin ansal ilevlerini uygulamak demektir. Ama, yarglamak ayn zamanda balayan ya da mahkum eden yargcn etkinliini gstermek ilevine de sahiptir. F:15 225 kinci trden ahlaksal yarglama, insan aan ve ona egemen olan bir yetke dn stnde temellendirilmektedir. Bu yetkenin, Balama ya da mahkum etme ve cezalandrma ayrcal olduu kabul edilmektedir. Giderek, demokratik toplum iinde, seimle baa gemi ve trdelerinden stn olmayan bir yarg kavram da yarglayan bir Tanrya ilikin eski kavramla kartrlr. O herneka-dar kii olarak hibir insanst gce sahip deilse de, grevinin byle bir gc vardr. (Yargca gsterilmesi gereken sayg, insanst bir yetkeye gsterilmesi gereken saygnn yaayan kalmtsdr. Hukuk dzenlerine uymamak, ruhbilimsel bakmdan, lese-majeste (krala kar olmak) ile yakndan balantldr.) Ama, grevi yarglk olmayan pek ok kii de ahlaksal yarg verdii zaman mahkum etmeye ya da balamaya hazr bir ekilde, bir yarg roln stlenir. Bu gibilerin tutumlar ok kez sadizm ve ykclk ierir. Kskanlk ya da nefretin erdem biiminde dlamalarna izin veren hibir olay yoktur ki ahlaksal fke kadar ykc bir duygu iersin.72 fke duyan kii, bir keze zg olmak zere bir yarat aalamann ve ona aa imi gibi ilem yapmann verdii doyuma eriir. Bu doyuma, kendisinin stnlk ve doruluuna ilikin duygusu da elik eder. Etik deerlere ilikin insanc (hmanist) bir yarg da genelde ussal yargdaki mantksal zyapya sahiptir. nsan deer yarglar verirken olgular yarglar ve kendisinin Tanrya benzediini, stn olduunu, mahkum etmeye ya da zyapsn biimlendirmede hibir zgrl olmad iin, balamaya hak ve yetkisi bulunduunu dnmez. nsann agzl, ykc, kskan olduuna ilikin bir yarg, bir doktorun yrein ya da akcierlerin iyi ilemediklerine ilikin yargsndan farkl deildir. Hasta olduunu bildiimiz bir katili yarglamak zorunda bulunduumuzu varsayalm. Eer onun

72. A. Ranulf un Moral Indignation and the Middle Class' (Ahlaksal fke ve Orta Snf) bu grn yetkin bir rneidir. Kitabn bal pekl Sadizm ve Orta Snf da olabilirdi. 226 soyaekimine ilikin hereyi, ocukluundaki ve sonraki evresini renebilseydik byk bir olaslkla, stlerinde hibir g sahibi olamad koullarn tmyle egemenlii altnda bulunduu sonucuna varacaktk. Gerekte o, bu koullardan adi bir hzszn etkilendiinden ok daha fazla etkilenmi ve bu nedenle, hrszdan ok daha fazla anlalabilir biridir. Ama bu, onun yapt ktl yarglamamamz gerektii anlamna gelmez. Onun bu duruma nasl ve niin geldiini anlayabilir; ama onu ne olduuna gre de yarglayabiliriz. Giderek, eer ayn koullar altnda yaam olsaydk kendimizin de onun gibi olmu olabileceimizi varsayabiliriz. Ama bu trden dnceler, bizim Tanr benzeri bir rol stlenmemizi engelledikleri halde, bir ahlak yargs vermemizi engelleyemezler. 'Yarg veren zyapya' kar 'anlayan zyap' sorunu, baka insansal eylemleri anlayp yarglamaktan farkl bir sorun deildir. Ben, eer bir ift ayakkabya ya da bir tabloya deer bimek zorundaysam, bunu bu objelere zg belli nesnel ltlere gre yaparm. Ayakkablarn ya da tablonun nitelike pek iyi olmadklarn varsayalm. Eer biri kar da ayakkabc ya da ressamn ok aba gstermi olmalarna karm, belli koullarn onlarn daha iyisini .yapmalarna olanak vermedii * olgusuna iaret ederse, her iki durumda da ayakkab ya da tabloya ilikin yargm deitirmem. Ayakkabc ve ressam iin sempati ya da acma duygusu duyabilir, onlara yardm etmek eiliminde olabilirim. Ama, niin bu kadar kusurlu olduunu anladmdan yaptlarn yarglayamayacam syleyemem. nsann yaamdaki temel devi kendi kendisini oluturmak, yani gizilg olarak ne se o hale gelmektir. abasnm en nemli rn onun kendi kiiliidir. Kiinin bu devi ne lde baarm; gizil-glerini ne derece gerekletirmi olduu nesnel bir ekilde yarg- , lanabilir. Eer bu devini baaramadysa insan, bu baarszl kabul edebilir ve ne ise o olarak, yani ahlaksal bir baarszhk olarak yarglar. Giderek, eer insan, bu kiinin karlat kt koullarn ezici olduklarn ve onun yerinde kim olsayd ayn durumda baarszla urayacan bilseydi bile, bu kiiye ilikin yargs deimez. 227 nsan, bu kiiyi bulunduu duruma dren tm koullan tam anlamnda anlasa ve onun iin bir acma duygusu duysa da, bu acma duygusu yargnn geerliliini deitirmez. Bir kiiyi anlam olmak, ona gz yummak anlamna gelmez. Anlamak, yalnzca o insan sanki kendimiz Tanrymz ya da onun ok stnde bir yeri olan bir yargmz gibi sulamamak anlamna gelir. 6. Greci Etie Kar Saltk (mutlak); Toplumsal Ynden kin Etie Kar Evrensel Etik nsanlar bazan bir obje tarafndan ylesine etkilenirler ki, o obje varolmad halde, nlerinde durduuna inanrlar. Bu durum eer uyumayan biri iin sz konusu olursa, onun lgn ya da deli olduunu syleriz. Ateli aklar, gece gndz metresinden ya da bir hayat kadnndan baka bir ey dlemeyenler de bize gln geldiklerinden, en az tekiler kadar deli olduklarna inanlr. Ama kazan ya da paradan baka bir ey dnmeyen agzl biriyle, nden baka bir ey dnmeyen tutkulu biri, zarar verdikleri ve bundan tr de nefrete layk olduklar halde, onlarn deli olduklarna inanlmaz. Ama iin dorusu sylenecek olursa, agzllk, tutku, ehvet ve benzeri gibi durumlar her nekadar hastalklar arasnda saylm-yorlarsa da deliliin birer trdrler. -Spinoza, Etik Greci (relative) etie kar saltk (mutlak) etik tartmas saltk ve greci terimlerinin dikkatsizce kullanlmalar yznden byk lde ve gereksiz bir ekilde kartrlmtr. Bu blmde bu terimlerin eitli anlamlarn ayrdetme ve deiik anlamlar ayr ayr ele alma giriiminde bulunulacaktr. inde saltk etik teriminin kullanld ilk anlam, etik nermelerin tartmasz ve ncesiz-sonrasz doru olduklar; dzeltilme-lerine yetki verilmedii gibi, izin de verilmedii grne dayanr. Bu saltk etik kavram, yetkeci (otoriter) dizgelerde ortaya kar.

228 Bu kavram, geerliliin ltnn 'tartmasz stn ve hereyi bilen bir yetkenin gc olduu'nclnn mantksal sonucudur. Bu stnlk savnn asl z, yetkenin yanlamayaca ve buyruklaryla yasaklarnn ncesiz-sonrasz doru olduklardr. Etik normlarn geerli olabilmek iin saltk olmalar gerektii dnne ok ksa yoldan kar kabiliriz. Tanrbilimci bir ncle, yani saltk bir varla dayanan bu kavram, bilimsel dncenin, hibir saltk doruluk bulunmad ama yine de, nesnel geerlilii olan yasa ve ilkelerin genellikle kabul edildii tm teki alanlarnda ortadan kaldrlmtr. (Tanrbilimci anlamnda saltk: kendisiyle karlatrldnda insann zorunlu olarak greli=yetkinsiz kald, en yetkin gce sahiptir.) Daha nce iaret edilmi olduu gibi, bilimsel ya da ussal bakmdan geerli olan bir nerme, elde edilmi tm gzlem verilerine, istenilen sonu uruna ilerinden hibiri bastrlp yanhlanma-dan usun gcnn uyguland anlamna gelir. Bilim tarihi, yetersiz ve eksik nermelerin tarihidir. Her yeni gr, nceki nermelerin yetersizliklerinin onaylanmasn olanakl klar ve daha uygun bir for-mulasyon yaratmak iin bir srama tahtas olur. Dnce Tarihi, dorulua (hakikate) durmadan artan bir yaklamann tarihidir. Bilimsel bilgi, saltk olmayp en elverili olan bilgidir. Bu bilgi, belli bir tarihsel dnemde eriilebilen doruluu oluturan en iyi sonularn koullarn ierir. eitli kltrler, doruluun deiik ynlerini vurgulamlardr. nsanlar kltr ynnden birletii lde bu deiik ynler bir btn iinde eriyip btnleeceklerdir. Etik kurallarn iinde saltk olmad bir baka anlam da bu kurallarn tm bilimsel nermeler gibi, dzeltme konusu olmalardr. Bu bir yana, yle baz durumlar vardr ki doalar gerei zmlenemez ve doru zm saylabilecek herhangi bir seime izin vermezler. Spencer, saltk etie kar greci etik tartmasnda, bu trden bir uyumazla bir rnek verir.73 Genel seimlerde oy vermeyi isteyen kiradaki bir iftiden szeder. ifti kiracs olduu topraklarn sahibinin tutucu olduunu ve kendi zgrlk kansma gre 73. Principles of Ethics, s. 258. 229 oy verdii takdirde, o topraklardan karlma tehlikesiyle karlaacam bilmektedir. Spencer buradaki uyumazln insann devlete zarar verme ile kendi ailesine zarar verme seenekleri arasnda kalmasyla doan bir uyumazlk olduuna inanmakta ve u sonuca Varmaktadr: Saysz durumlarda olduu gibi, burada da hi kimse, seeneklerden hangisi seildiinde en doru eyin yaplm olaca konusunda karar veremez.74 Bu rnekteki seenekler, Spencer tarafndan doru olarak dile getirilmi grnmektedir. nk iftinin eer bir ailesi olmayp yalnzca kendi mutluluu ve gvenlii tehlikeye atlyor olsayd yine bir ahlaksal uyumazlktan sz edebilecektik. te yandan, bu rnekte tehlikede olan yalnzca devletin kan olmayp iftinin zbtnldr de. Gerekte, onun kar karya olduu durum, kendi fiziksel ve bundan tr de (baz ynlerden) ansal mutluluu ile kendi btnl arasnda bir seim yapmasnn sz konusu olduu bir durumdur. Yapt herey, ayn zamanda hem doru hem de yanltr. O geerli olan bir seim yapamaz. nk karlat sorun, doas gerei zmlenemiyecek bir sorundur. Bu gibi zmlenemiyen etik uyumazlk durumlar, varo-lusal-ikiye blnmlklerle balant iinde zorunlu doarlar. Ama bu rnekte biz, insansal durumun doasndan gelen varolu-sal bir ikiyeblnmlkle deil, ortadan kaldrlabilecek tarihsel bir ikiye-blnmlkle uramaktayz. Kirac durumundaki ifti, yalnz ve yalnz toplumsal dzen ona hibir doyum verici zmn olanakl grnmedii bir durum sunduundan, bylesine yantlana-mayan bir uyumazlkla karlamaktadr. 'Eer toplumsal koullar deiirse, ahlaksal uyumazlk ortadan kalkacaktr. Ama, bu koullar varolduu srece, onun verecei her karar, hernekadar btnlnden yana olan kararnn yaamndan yana olan kararndan ahlaka daha stn olduu savunulabilirse de, hem doru hem de yanl olacaktr. Saltk ve greci etik terimlerinin iinde kullanld son ve en nemli anlam da daha yerinde bir deyimle, evrensel etikle, 74. a.g.k. s. 267. 230

toplumsal ynden ikin etik arasndaki ayrm olarak dile getirilendir. Evrensel etik derken erei, insann gelime ve kendini gerekletirmesi olan davran kurallarn kastediyorum. Toplumsal ynden ikin olan etik derken ise, zgl bir toplumun ve bu toplumda yaayan insanlarn yaam ve ilevlerini srdrmeleri iin zorunlu olan kurallar dile getiriyorum. Evrensel etik kavramnn bir rnei, Komunu da kendin gibi sev! ya da ldrmeyeceksin! gibi kurallarda bulunabilir. Gerekte tm byk kltrlerin etik dizgeleri, insanm gelimesi iin zorunlu saylan eyler, yani insann doas sonucu ortaya kan kurallar ve ilerlemesi iin zorunlu koullar saylan eyler konusunda artc bir benzerlik gsterirler. Ben, Toplumsal ynden ikin etik derken, her kltrde o zel toplumun ilevini ve yaamn srdrmesi iin zorunlu olan yasaklamalar ve buyruklar ieren kurallar dile getirmekteyim. Bir toplumun ayakta kalabilmesi bu toplumu oluturan yelerin topluma zg retim ve yaam biiminin temeli olan kurallara boyun emelerini gerektirir. Toplum, yelerinin zyapsn ylesine biimlendirmelidir ki, onlar, iinde yaamakta olduklar koullarda ne yapmak zorunda iseler, onu istemelidirler. Bylece, rnein yiitlik ve kiisel giriim, sava bir toplum iin zorunlu erdemler olurken; sabr ve yardmseverlik de tarmsal ibirliinin egemen olduu bir toplum yapsnn erdemleri olurlar. Modern toplumda alkanlk, en yksek erdemlerden biri durumuna ykseltilmitir. nk, modern endstri dizgesi, alma drtsne en nemli retici glerinden biri olarak gereksinme duymaktayd. zel bir toplumun ilemesinde nemli bir yeri olan nitelikler, o toplumun etik dizgesinin de bir blm olurlar. Her toplumun koymu olduu kurallara uyulmasndan ve erdemlerine bal kalnmasndan yaamsal bir kan vardr. nk toplumun ayakta kalmas, bu balla dayanmaktadr. Toplumun btnnn karna uygun olan kurallara ek olarak, snftan snfa deien baka etik kurallarla da karlarz. Bu noktada verilecek bir rnek, aa snflarda alakgnlllk ve boyune-me erdemlerinin, daha st snflarda ise tutku ve saldrganln vur231 gulanmasdr. Snfsal yap belirlenip kuramsallatrld lde, deiik kural dizileri apak bir ekilde, deiik snflara ait olacaktr. rnein, feodal kltrde zgr insanlar ve sertler iin olan kurallar ya da Birleik Amerika'nn gneyinde Beyazlar ve Karalar iin olan kurallar gibi. Snfsal ayrmlarn toplumun kurumsallatrlm yapsnn paralan olmad modern demokratik toplumlarda deiik kural dizileri birlikte retilir. rnein, ncil'in ahlak felsefesi ile baarl bir ii srdrmede etkili olan kurallar gibi. Her birey, toplumsal konumuna ve yeteneine gre, kullanabilecei kurallar dizisini seecek ama bu arada kart kurallar dizisine de szde bir ballk gsterecektir. Evde ve okulda (rnein ngiltere ve Amerika Birleik Devletlerinin belli baz zel okullarnda) grlen eitimdeki ayrm, st snfn toplumsal konumuna uyan zel deerler dizisini, tekini dorudan doruya yadsmakszn vurgulama eilimini gsterir. Herhangi bir toplumdaki ahlaksal dizgenin ilevi, o zel toplumun yaamn glendirmektir. Ama, bylesine toplumsal ynden ikin bir etik, ayn zamanda bireyin de karmadr. nk toplum onun tek bana deitiremeyecei bir biimde kurulmu olduu iin, kendi bireysel zkar da toplumunki ile balantldr. Ama, te yandan toplum, yle bir ekilde dzenlenmi olabilir ki ayakta durabilmesi iin zorunlu olan kurallar, yelerinin tam anlamnda gelimeleri iin zorunlu olan evrensel kurallarla atabilir. Bu zellikle, iinde ayrcalkl gruplarn egemen olduu ya da yelerin geri kalann smrd toplumlar iin dorudur. Ayrcalkl grubun karlar ounluun karlar ile atabilir. Ama toplum, byle bir snfsal yap temeli stne kurulmu olduu iin, ayrcalkl grubun yelerince herkese zorla kabul ettirilen kurallar, toplumsal yap, temelinden deimedii srece, herkesin yaamn srdrebilmesi iin zorunludur. Byle bir kltrde, geerli olan ideolojiler, herhangi bir eliki bulunduunu yadsma eilimini gstereceklerdir. Onlar, ilknce o toplumun ahlaksal kurallarnn tr yeleri iin edeerde olduunu 232

ne srecekler ve varolan toplumsal yapy ayakta tutmak istei ile konulmu olan bu kurallarn insansal varoluun zorunluluklarndan domu olduklarm vurgulama eilimini gstereceklerdir. rnein, hrszla kar konulan yasaklama ok kez ldrlmeye kar konulan yasaklama gibi sanki ayn insansal zorunluluktan domuas-na gsterilmeye allmtr. Bylece, ancak zel trden bir toplumun ayakta kalabilmesi kaygsyla konmu olan kurallara, insansal varoluun doasnda bulunan evrensel kurallarn onuru verilmi ve tmelgeer saylmlardr. Belli bir toplumsal dzenden, tarihsel adan kamlamad srece, bireyin geerli olan etik kurallar kabul etmekten baka bir seenei yoktur. Ama deimek iin bir temel varken, toplum ounluun karlarna kar igren yapsn korursa, o toplumun toplumsal ynden koullandrlm kurallarnn zyaplannn bilincine varlmas, toplumsal dzeni deitirme eilimlerini daha da artrmakta nemli bir ge haline gelecektir. Bu gibi giriimler genellikle eski dzenin koruyucularnca ahlak-sal-olmayan giriimler diye adlandrlr. Kendileri iin mutluluk isteyenlere bencil; ayrcalklarn korumaya alanlara ise, sorumlu denilir. te yandan, boyuneme de bencil-olmama ve kendi-ni-adama erdemi olarak yceltilir. nsansal evrim sreci iinde toplumsal ynden ikin etikle 'evrensel etik' arasndaki uyumazlk azalmtr. Ama, insanlk, iinde toplumun karnn yelerininki ile zde olduu bir toplumsal dzen kurmay baaramad srece, tarihsel koullarn dourduu toplumsal zorunluluklar, bireyin evrenselvarolusal zorunluluklar ile atacaktr. Eer birey, beyz ya da bin yl yaasayd bu atma olmayabilir ya da en azndan byk lde azalabilirdi. nk, o zaman insan uzun bir sre yaam olacak ve ac ekerek ekmi olduklarn nee ile biebilecekti. Bir tarihsel dnemde ekilmi olan ve bir sonraki tarihsel dnemde meyvelerini verecek olan aclar, onun iin de, rnn elde edebileceinden katlanabilecei aclar olacakt. Ama o, gerekletirilmeleri devi insanla verilmi olan tm gizilgleri iinde tayan biricik varlk olarak domutur. 233 nsan bilimine ilikin aratrmalar yapan aratrcnn ykmll, bu elikiyi gizleyerek uyumlu zmler aramak deil, onu tm keskinlii ile grmektir. Ahlak felsefesi ile ilgilenen dnrn devi, insansal trelbilincin sesine g ve umut vermek, evriminin zel bir dneminde toplum iin ya da kt olduunu gznne almakszn insan iin neyin iyi ya da kt olduunu anlamaktr. nsan, lde alayan biri olabilir ama eer trelbilincinin sesi canl ve uyuuk olmayan bir ses olarak kalrsa, iinde bulunduu l verimli bir topraa dnecektir. kin toplumsal etikle evrensel etik arasndaki eliki, toplum gerekten insansallat, yani yelerinin tmnn tam anlamnda insansal geliimlerinin aresine bakt zaman, azalm olacak ve ortadan kalkma eilimini gsterecektir. BOLUM V GNMZN AHLAK SORUNU Filozoflar bu dnyann devletlerinde kral ya da imdi kral, nder dediklerimiz gerekten filozof olmadka; bylece ayn insanda siyasal g ve bilgelik birlemedike, kesin bir yasayla herkese yalnz kendi yapaca i verilmedike ne devletler ne de insan rk ktlklerden kurtulabilir. yleyse, bunu gerekletirmedike bizim devletimizin yaama ve gn na kma olana da yoktur. -Platon, Devlet Gnmzn zel bir ahlak sorunu var mdr? Ahlak sorunu tm dnemler ve tm insanlar iin bir ve ayn sorun deil midir? Gerekten yledir. Buna karn, her kltrn zel yapsndan doan zgl baz ahlak sorunlar vardr. Ama, bu zgl sorunlar yalnzca insan'm ahlak sorunlarnn eitli grnmleridir. Bu trden her zel grnm ancak temel ve genel insan sorunu ile balant iinde anlalabilir. Bu sonu blmnde genel ahlak sorununun zgl bir yann vurgulamak istiyorum. Bunun nedeni, ksmen ruhbi-limel gr asndan bu yann ok nemli olmas; ksmen de insann g ve kuvvete kar tutumu diyebileceimiz bu sorunu zm olduumuz yanlsamas iinde bulunduumuzdan, ondan saknmaya kkrtlmakta olmamz..

nsann gce kar tutumu, varoluunun zkoullarndan kaynaklanr. Bizler, fiziksel varlklar olarak, gce -doann ve insann 234 235 gcne- boyun een varlklarz. Fiziksel g bizi zgrlmzden edip ldrebilir. Ona kar koyabilmemiz ya da onu yenebilmemiz, kendi fiziksel gcmze ve silahlarmzn gcne ilikin rastlantsal etkenlere dayanr. te yandan, anlmz (zihnimiz) gce dorudan doruya boyun emez. Kabul etmi olduumuz doruluk (hakikat), inandmz dnler, g araclyla geerliliklerini yitirmezler. G ve us varlklarm deiik dzeylerde srdrrler ve g hibir zaman doruluu rtemez. Bu, zincirlerle dosa bile insann zgr olduu anlamna m gelir? Bir klenin ruhu da, Aziz Paul ve Luther'in ne srm olduklar gibi, efendisininki kadar zgr olabilir mi? Eer bu doru olsayd, insansal varolu sorununu gerekten byk lde basitletirecekti. Ama bu gr, dnlerin ve doruluun insann dnda ve ondan bamsz olarak varolmadklar; insan anlnn, bedeni; ansal durumunun ise, fiziksel ve toplumsal varoluu tarafndan etkilendii olgusunu bilmezlikten gelir. nsan, doruluu bilmeye ve sevmeye gc olan bir varlktr. Ama eer o, (yalnz bedeni deil tm varl) daha stn bir g tarafndan tehdit edilirse, zavall ve korkan bir varlk haline getirilirse anl etkilenir; ilevleri bozulup felce urar. Gcn felcedici etkisi yalnzca uyandrd korkuya deil, eit lde rtk bir vaade de dayanr. Bu vaad, g sahibi olanlarn kendilerine boyun een zayflar koruyabilecekleri ve onlara bakacaklar trnden bir vaaddir. Yani, insana iinde yaad dzen gvence altna alnarak ve bu yzden iinde kendisini gvende hissedecei bir yer salanarak kendisi iin duyduu kesinsizlik ve sorumluluk duygusundan kurtardabilecei sz verilmektedir. nsan'm bu tehdit ve vaad birleimine boyun emesi, gerek ddr. O, g=stnle boyun eerek, kendi gcn=etkisini yitirmektedir. Yani, kendisini insan klan tm yetenekleri kullanma gcn yitirmekte, usu artk i grmemektedir. Byle biri zeki olabilir; kendisini ve nesneleri ynetebilir ama, doruluk (hakikat) olarak kendisinden stn olanlarn doruluk diye adlandrdklar eyi kabul eder. Sevme gcn yitirir. nk, duygulan kenderi236 ne dayand kimselere balanmtr. Ahlak duyusunu yitirir; nk, g sahibi olan kimseleri sorgulama ve eletirme konusundaki yeteneksizlii onun herhangi bir kimse ya da eyle ilgili ahlaksal yarg gcnn etkisini azaltr. O, nyarg ve bo inanlara av olmutur. nk, bu trden yanl inanlarn dayandrd ncllerin geerliliini sorgulama konusunda gszdr. Kendi stnde g sahibi olanlarn seslerini dinleme konusunda ylesine dikkatlidir ki artk kendi sesini dinlemeye gc yetmez. Bu nedenle, kendi sesi onu geriye, kendikendisine aramaz. Gerekte, zgrlk erdemin olduu kadar mutluluun da zorunlu bir kouludur. Ama burada sz konusu olan zgrlk, keyfi seimler yapma anlamndaki ve zorunluluktan doan bir zgrlk olmayp insann gizilg olarak ne olduunu kavrama ve gerek doasn varoluunun yasalarna gre btnletirme zgrldr. Eer ahlaklln temel koulu zgrlk, yani insann g karsnda kendi btnln koruma yetenei ise, acaba Bat dnyasnda insan, kendi ahlak sorununu zmlemi midir? Bu yalnzca, kiisel ve siyasal zgrlklerinden yoksun braklm olan ve yetkeci diktatrlklerde yaayan insanlarn bir sorunu deil midir? Gerekte modern demokraside eriilmi olan zgrlk, insann geliimi iin insann karlar uruna eylemde bulunduklarna ilikin bildirileri gznne alnmakszn hibir diktatrlkte bulunmayan bir vaadi dile getirir. Ama bu, yalnzca bir vaaddir ve henz yerine getirilememitir. Bizler dikkatimizi kendi kltrmz insanln en yksek baarlarnn yadsnmas olan yaam biimleriyle karlatrmakta younlatrarak, kendi ahlak sorunumuzu kendimizden gizlemekteyiz. Bylece, bir diktatr ve onunla ibirlii yapm siyasal bir brokrasiye deil, ama Pazarn, baarnn, kamuoyunun, saduyunun -ya da daha ok ortak saduyusuzluun ve hizmetkrlar haline gelmi olduumuz arkn adsz gc nnde eilmekte olduumuz gereini grmezlikten gelmekteyiz.

Bizim ahlak sorunumuz, insann kendi kendisine kar kaytszldr. Bu, bireyin nemine ve biricikliine ilikin duyguyu yitirmi 237 ve kendimizi kendi dmzdaki amalarn aralar yapm olmamz; kendi kendimizi bir eya olarak grmemiz ve kendi glerimizin bize yabanclam olmas olgusunda ortaya kan bir durumdur. Kendimiz de komularmz da birer eya haline gelmi bulunmaktayz. Bunun sonucu, gszlmz hissetmemiz ve bu gszlmzden tr, kendimizi aalamamzdr. Kendi gcmze gvendiimiz iin, insana, kendi kendimize, ve kendi gcmzn yaratabilecei eylere hibir inan duymamaktayz. Kendi yarg gcmze gvenme yiitliini gstermediimiz iin, insanc anlamda bir trelbi-lincimiz de yoktur. Bizler, herkesi ayn yol stnde grdmz iin, izlediimiz yolun bizi bir amaca gtrmesi gerektiine inanmakta olan bir sryz. Karanlktayz, ve cesaretimizi koruyoruz; nk herkesin de bizim gibi slk aldn duymaktayz. Dostoyevski bir keresinde Eer Tanr ldyse hereye izin verilir demiti. Gerekte bu, insanlarn ounun inand eydir. Onlar yalnzca aralarndan bazlarnn, Tanr ve Kilisenin ahlak dzenini ayakta tutmak iin canl kalmalar gerektii sonucuna varmalar; bazlarnn ise, hereye izin verilmi olduu, hibir geerli ahlaksal ilke bulunmad, yaamdaki biricik dzenleyici ilkenin kiisel kar olduu dnn kabul etmeleriyle birbirlerinden ayrlmaktadr. nsanc ahlak felsefesi ise buna kart olarak eer insan yayorsa yani, canh ise ne ekilde eylemde bulunabileceini bilir grn savunmaktadr. Canl olmak, retici olmak; glerini insan aan herhangi bir ama iin deil, kendisi iin kullanmak; varoluunu anlaml klmak, insan olmak demektir. nsan, lk ve amacnn kendi dnda, bulutlarn stnde, gemite ya da gelecekte olduuna inand srece, hep kendi dna kacak ve mutluluu buiunamya ca bir yerde arayacaktr. Bylece o, zmleri ve yantlan bulunabilecekleri tek yer -yani kendisi- dndaki her yerde aramay srdrecektir. Gerekiler bize ahlak felsefesi sorununun gemiin bir kalnts olduuna ilikin gvence veriyorlar. Ruhbilimsel ya da toplumbilimsel zmlemenin tm deerlerin yalnzca belli bir kltr238 le ilgili olduklarn gsterdiini dile getiriyorlar. Kiisel ve toplumsal geleceimizin tek bana zdeksel etkililiimizle gvence altna alndn ne sryorlar. Ama bu Gerekilerin baz yadsnamaz gerekler konusunda hi bilgileri yok. Onlar bireysel yaamn boluk ve planszl, reticilik eksiklii, ve bunun sonucu olan kendine ve insanla inan duyma yoksunluu srecek olursa, bunun insan zdeksel amalarn elde etmek konusunda bile gsz klabilecek duygusal ve ansal rahatszlklarla sonulanacam grmyorlar. Kt sona ilikin nbililer (kehanetler) gnmzde artan bir sklkla duyulmakta. Ama onlar, u andaki durumumuzun yarataca tehlikeli olanaklara dikkati ekme gibi nemli bir ileve sahip olduklar halde, insann doa bilimlerinde, ruhbilim, tb ve sanattaki baarlarnda dile getirilen vaadi hesaba katmakta baarl olamyorlar. Gerekte bu baarlar, kmekte olan bir kltr tablosuyla badamayan kuvvetli retici glerin varln betimlemektedir. Dnemimiz bir gei dnemidir. Ortaalar on beinci yzylda sona ermemi ve modern dnem hemen onun ardndan balamamtr. Son ve balang, drt yz yldan fazla srm olan bir sreci kapsamaktadr. Bu sre, eer onu kendi yaam sremizle deil de tarihsel dnemler araclyla lersek, gerekte ok ksa bir zamandr. Yaadmz a, olanaklarla ykl bir son ve bir balangtr. Eer ben imdi bu kitabn banda sormu olduum soruyu, yani gururlu ve umutlu olmak iin bir nedenimiz bulunup bulunmadn sorarsam yant, batan aaya tartm olduumuz eylerden doan bir snrlama ile yine olumludur. Bu snrlama ise yle dile getirilebilir: yi sonu da kt sonu da ne dzenekseldir; ne de nceden yazglanmtr. Karar, insana dayanmaktadr. Onun kendisini, yaamn ve mutluluunu nemle ele almasna; kendisinin ve toplumunun ahlaksal sorunlaryla yzyze gelmeyi gze almasna baldr. Yani karar,

insann kendikendisi olabilmek yiitliine ve kendisini savunabilmesine dayanmaktadr. 239 Yzylmzn nl dnr Erich Fromm, bu yaptnda insann yaamdaki temel devinin "kendi kendisini oluturmak", yani gizilg olarak ne ise o hale gelmek olduunu savunuyor. Fromm'a gre, insan anlamak, onu sanki kendimiz bir Tanr ya da ondan ok stn bir yeri olan bir yargmz gibi sulamamak anlamna gelir. nk, "iyi" ve "kt" ne dzenekseldir ne de nceden yaz-glanmtr. Ahlak felsefesi alannda seme ve karar, insana; onun kendisini, yaamn ve mutluluunu nemle ele almasna; kendisinin ve toplumunun ahlaksal sorunlaryla yzyze gelebilmek yiitliini gsterip kendisini savunabilmesine dayanmaktadr. ISBN 975-468-031-0 Erich Fromm _ Kendini Savunan nsan Kitaplar, uygarla yol gsteren klardr. UYARI: www.kitapsevenler.com Kitap sevenlerin yeni buluma noktasndan herkese merhabalar... Cehaletin yenildii, sevginin, iyiliin ve bilginin paylald yer olarak grdmz sitemizdeki tm e-kitaplar, 5846 Sayl Kanun'un ilgili maddesine istinaden, engellilerin faydalanabilmeleri amacyla ekran okuyucu, ses sentezleyici program, konuan "Braille Not Speak", kabartma ekran vebenzeri yardmc aralara, uyumluolacak ekilde, "TXT","DOC" ve "HTML" gibi formatlarda, tarayc ve OCR (optik karakter tanma) yazlm kullanlarak, sadece grmeengelliler iin, hazrlanmaktadr. Tmyle cretsiz olan sitemizdeki e-kitaplar, "Engelli-engelsiz elele"dncesiyle, hibir ticari ama gzetilmeksizin, tamamen gnlllk esasna dayal olarak, engelli-engelsiz Yardmsever arkadalarmzn youn emei sayesinde, grme engelli kitap sevenlerin istifadesine sunulmaktadr. Bu e-kitaplar hibirekilde ticari amala veya kanuna aykr olarak kullanlamaz, kullandrlamaz. Aksi kullanmdan doabilecek tmyasalsorumluluklar kullanana aittir. Sitemizin amac asla eser sahiplerine zarar vermek deildir. www.kitapsevenler.com web sitesinin amacgrme engellilerin kitap okuma hak ve zgrln yceltmek ve kitap okuma alkanln pekitirmektir. Ben de bir grme engelli olarak kitap okumay seviyorum. Sevginin olduu gibi, bilginin de paylaldka pekieceine inanyorum.Tm kitap dostlarna, grme engellilerin kitap okuyabilmeleri iin gsterdikleri abalardan ve yaptklar katklardan tr teekkr ediyorum. Bilgi paylamakla oalr. Yaar MUTLU LGL KANUN: 5846 Sayl Kanun'un "altnc Blm-eitli Hkmler" blmnde yeralan "EK MADDE 11" : "ders kitaplar dahil, alenilemi veya yaymlanm yazl ilim ve edebiyat eserlerinin engelliler iin retilmi bir nshas yoksa hibir ticar amagdlmeksizin bir engellinin kullanm iin kendisi veya nc bir kii tek nsha olarak ya da engellilere ynelik hizmet veren eitim kurumu, vakf veya dernek gibi kurulular tarafndan ihtiya kadar kaset, CD, braill alfabesi ve benzeri formatlarda oaltlmas veya dn verilmesi bu Kanunda ngrlen izinler alnmadan gerekletirilebilir."Bu nshalar hibir

ekilde satlamaz, ticarete konu edilemez ve amac dnda kullanlamaz ve kullandrlamaz. Ayrca bu nshalar zerinde hak sahipleri ile ilgili bilgilerin bulundurulmas ve oaltm amacnn belirtilmesi zorunludur." bu e-kitap Grme engelliler iin dzenlenmitir. Kitab Tarayan ve Dzenleyen Arkadaa ok ok teekkr ederiz. Kitap taramak gerekten incelik ve beceri isteyen, zahmet verici bir itir. Ne mutlu ki, bir grme engellinin, dzgn taranm ve hazrlanm bir e-kitab okuyabilmesinden duyduu sevinci paylaabilmek tm zahmete deer. Sizler de bu mutluluu paylaabilmek iin bir kitabnz tarayp, kitapsevenler@gmail.com Adresine gndermeyi ve bu isimsiz kahramanlara katlmay dnebilirsiniz. Bu Kitaplar size gelene kadar verilen emee ve kanunlara sayg gstererek ltfen bu aklamalar silmeyiniz. Siz de bir grme engelliye, okuyabilecei formatlarda, bir kitap armaan ediniz... Teekkrler. Ne Mutlu Bilgi iin, Bilgece yaayanlara. Tarayan Sleyman Yksel www.suleymanyuksel.com suleymanyuksel@suleymanyuksel.com suleymanyuksel6@gmail.com Erich Fromm _ Kendini Savunan nsan

You might also like