You are on page 1of 258

ANKARA NVERSTES HUKUK FAKLTES YAYINLARI No.

: 151

Dr. HAMDE TOPUOLU


Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Doenti

XIX. Yzyl Sosyologlarnda

Hukuk Anlay
( Henri de SAINT-SIMON - Auguste COMTE - M. P. Emile LITTRE, - Roberto ARDIGO - Herbert SPENCER - Ludwig GUMPLOWICZ - Gustav RATZENHOFER - Michel Angelo VACCARO - Jacques NOVICOW - Gabriel TARDE - Lester WARD - William Graham SUMNER - Edward Als'worth ROSS)

Ajans-Trk Matbaas Ankara - 1961

GIRI Sosyoloji, XIX. Yzyln ocuudur. Hukuk ise, sosyal dn cenin en eski, en kdemli konularndan biri. nsan zeks, toplum meseleleriyle ilgilenir ilgilenmez, insan iradesini zincirleyen birta km dsturlarn, norm larn, davran kaidelerinin zn de mee almtr. Halbuki bir ilim dal olarak Sosyoloji, geen yzyln banda doduu halde, hukuk normlarn zmee ancak bu yzyln so nunda cesaret edebilmitir : Deerler Sosyolojisi, Sosyolojinin en ge teekkl eden dallarndan biridir. O halde bu tezad aklamak gerekir : insan zeks, toplum normlanyla binlerce senednberi urat halde, ayn zeknn son mahsullerinden biri olan Sosyoloji ilmi, bu normlara, neden bu ka dar ge uzanabilmitir ? Bu sorunun karlm bulmak iin biz, Sosyolojinin bir asr lk mrn, ana hatlanyla da olsa, gzden geirmek ve Hukuku bu kadar ge tanynn, yahut uzun mddet onu ancak hatal bir ekilde tanm olmasnn sebeblerini renmek istedik. Bu eser, byle bir merakn sonucu oldu. Hukuk, eski Yunan - Roma medeniyetinin sosyal dncesin de mihrak konulardan birini tekil ediyordu. Yunan filozoflar, hu kukta tecelli eden adalet idesinin trl hah ve tahlillerini yapyor lard. Romah dnrler, hukukta, politik iradenin geliigzel ve ya diledii ekilde tahakkuk ettirecei bir dzen vasfn grm yorlard. Onda daha salam bir temel, insanln keyf takdirine mukavemet eden, kendini politik iradeye emyoze eden bir esas, bir muhteva aryorlard. Bu esas, sadece ideal prensipler olarak arzedilmiyordu. Bu yle bir zaruret, yle bir tabiat verisi idi ki, sti
lli

rp giden pozitif hukuk nizam, buna uygun olduu nisbette ya-ama ans kazanyordu. Hlsa bu, msbet hukukta peyderpey tahakkuk eden bir tabi hukuktu. Aristo'da bu tabi hukuk anlaynn, sosyolojik aya en uy gun eklini buluyorduk. Filhakika, Aristo adaleti insanlar birbi rine balyan ba olarak tarif ediyor, hukuk kaideleriyle insan topluluklarmdaki birtakm gerek mnasebetler arasnda bir al ka, bir muvazilik gryordu. O, hukuk normlarn, zarur ve bar karakterdeki bir i dzenin tabi mahsulleri olarak tasvir edi yordu. Aristo'ya gre adalet, ancak aralarnda dostane mnasebetler, bar mnasebetler bulunan insanlar arasnda zuhur etmi bir bad. Bu, bir insan topluluunun bar vasfta olan i dzeninin kaideleri idi. Mesel i veren ile ii arasnda bir adalet vard. Fa kat efendi ile kle arasnda adaletten bahsedilemezdi. Zira bunlar, bu sfatlaryla,' birbirlerine kar dost ve ahs durumunda deildi ler. ahs, yalnz efendi idi, kle ise bir aletti. Halbuki adalet, bir biri iin ahs durumunda olanlar arasnda cari idi. Keza, Kral ile teb'a arasnda hiyerarik karakterde de olsa, bir adalet ba vard. Zira Kral, teb'asma kar dosta bir duygu ile, bir koruma hissi ile doluydu. Halbuki Tiran ile teba arasnda adaletten bahsedilemez di, zira Tiran, halkn dostu deildi, arada bar bir mnasebet yoktu. Kral iin, teb'a bir hr ahslar toplumu idi, Tiran iin se halk, sadece bir aletti. Arada bar bir mnasebetler rgs yok tu ki bunlarn dilne tanzimi bahis konusu olabilsin. O halde hukukun gerek temelini, gerek kiiler arasnda fiilen mevcut bar mnasebetler tekil ediyordu ve bu mnasebetle rin evsaf hakkndaki ayrtlar, bunlarn dourduu hukuk ve ada let normlarnn eitlerinde de kendini gsteriyordu : eiti mna sebetler eiti normlara vcut veriyor, hiyerarik mnasebetler hi yerarik normlar yaratyordu. Bylece, adalet kaideleri, geliigzel ihdas edilmi eyler ola mazd. Onlarn sosyal gereklikte dayanaca bir temel, bal ka laca bir esas vard. Malmdur ki bu temel, uzun mddet cemiyet realitesinden zi yade, insan tabiat iinde aranm ve insann kh sosyal tab', IV

kh akl tab' zerinde srar edilmitir. Aristo ise, bu sosyal tab' ilk defa aka belirtmi ve talebesi olan Theophraste drst insanlarn pek az kanuna ihtiyac vardr, zira insanlarn fiilleri ka nuna intibak edecek deil, belki kanunlar insanlarn fillerine teta buk edecektir demekle, hukukun, zarur olarak, bu sosyal tab'm takipisi olduuna iaret etmiti. Drstlk normu, kanundan ev vel mevcut bir etik norm olarak karmza karlm ve bunun ka nun koyucunun eseri olarak deil, belki toplum hayatnn zarur kld spontane bir mahsul olarak meydana geldii, bu manada tabi olduu iddia edilmiti. Hemen btn ilk a tabi hukukular, beer mevzuatn n vesi, rnei veya tenkit kstas olarak ileri srdkleri tabi kanun kavramnda, daima birtakm gerek fiil mnasebetler zemini ze rinde yrmler ve bu mnasebetlerin ahlk tanzimini esas tut mulardr. iero'nun alt prensibi ahs ile vatan, ahs ile Tanr s, ahs ile bykleri, ahs ile hizmetkr, ahs ile kar kidi ve nihayet ahs ile onun haklarna tecavz eden hasm arasndaki m n a s e b e t Ieri istihdaf etmekte ve bunlarn a h l k tanzi mini ifade etmekteydi. Ulpianus'un umdesi de ayn mahiyettedir : mevcut eya durumunun devama iin zarur olan asgar ahlak prensipler, yleki, bunlardan da inhiraf edildii takdirde, toplumun tabi olarak teekkl etmi olan dzeni yklacaktr. O halde mevzu hukukun nzm, veya hakemi olarak rekzedilen tabi hukuk, hakikatte cemiyetin muvazene artlarnn asgar sini temsil ediyordu. Kanun koyann keyfiliine kar ekilen bu sed, klasik tabi hukuka gre toplum hayatnn devam iin zarur olan asgar temel talarndan rlmt : Kimseye zarar verme mek, herkese hakk n vermek, drst yaamak. Hukuk nizam bu esaslar ihll etmeyecekti. Ulpianus'un bu prensiplerinin ekl karakteri aikrd. Ve belki de byle olduu iin uzun mddet shhatmdan phe edilmedi : Her eit muhte vay kabule msait bulundu. Bir yan konu olarak temas ettiimiz klsik tabi hukuk tema s, sosyal dncenin hukuk u daima, btn kinat ve cemiyet niznm ile ahenktar olarak ele almak temayln belirtmek iin dir. Sosyal dnce, asrlar boyunca, hukuk u srf iradi ve dsV

turcu karakteriyle ele almaktan sakmmtr. Bu, genel olarak, ted vin devirlerini takip eden erhilik, tefsircilik safhalarnda hukuk ulara arz olmu bir halettir ki filozoflar ve hr dnrler ken dilerini daima bu kmazdan kurtarmasn bilmilerdir. lka filozoflar da, beer mevzuattan haberdardlar. Halk meclislerinin kolay kolay kanun yapmalarna onlar da ahit olu yorlard. Fakat bu kanunlarn hepsinin ayn isabette, ayn baarda olmadklarm gryorlard. Hukuk ise, bunlardan ibaret deildi. O halde yazl kanunla, yazl olmayan Kanun ayrd. Msbet hu kukla Tabi Hukuk ayrd, hep hukukun antinomik karakterinin bu a hukukularnca sezildiine almetti. Bu sezgi Orta ada da devam etti. Saint - Thomas'nn drt eit kanundan bahsetmesi, bu karmak bnyenin daha da iyi farkedildiine iareti : Ebed ka nunlar, Tabi Kanunlar, Beer Kanunlar, flh Kanunlar. Btn bunlar, uurlu ve irad olarak yaratlan Beer Kanunlarn, mevzu atn d snrlarn izen gerek ve fikr unsurlann unutulmadm, mevzuatn, cemiyetleri dzenleyen ve idame eden yegne sosyal kontrob> nev'i olmadm ve nihayet geliigzel yaratldklar tak dirde yaayamyacaklarm im ediyordu. Bu anlay, hukuk ile kanun arasndaki ayniyet iddiasnn red dini temsil ediyordu ve kanun, hukukun ancak bir nev'i olarak ele almyordu. Yeni a filozoflar, kanunlarn geliigzellii veya keyfiliine kar, kkn insamn ve cemiyetin zel tab'mdan alan bir Tabi Hukuk un salbetine snyorlard. Bu devrin tabi hukukularndan bir ksm, hukukta tecell eden ve kanun koyann keyfiliine mukavemet eden cepheyi insamn akl tabiat nda ar yor, bir ksm ise onun sosyal igdleri nde buluyordu. Toplu luk halini, sosyal igdnn zarur kld bir durum olarak g renler, bu sosyal hayatn kendi kendini tanzim ettiini ve her nevi teri faaliyetinden mukaddem, tabi haline terkedilmi bir toplum da ister istemez birtakm hukuk normlarnn trediini kabul edi yorlard. Sosyal - Tabi Hukuk tezini savunanlarn hareket nokta lar, tamamen sosyolojikti. Buna mukabil, tabi hukuku yalnz insann hr ve makul tab' nda arayan ferdiyeti temaylller, beer hukukun konsanviyonel kisvesini yrtmak, onun zarur ve tabi kklerini meydana karmak isterken, bsbtn ters bir istikamete yneliyor ve bizzat toplum u VI

dani insan akl ve iradesinin mukavelevb, akd bir mahsul ola rak izaha kalkyordu. itima mukavelecilerin tabi hukuk grleri, netice itibariyle, hukuku, cemiyet hayatnn zarur sudurlar olarak deil, ferdin ma kul tab'mm, hr yaradlnn icaplar olarak takdim ediyordu. Di er taraftan, XVIII. Yzyln sosyal tabi hukuk nazariyecileri ile fiziokratlar, hukuk dzenin cemiyet hayatnda meknuz kkleri hakknda pek dikkate deer grler ileri sryorlard. Btn bu cereyanlarn dnda ve stnde kalan Montesquieu ise kanunlarn h i d e k e y f b i r s u r e t t e yaratlmadkla rm, birok noknlarda bugn dahi doruluunu muhafaza eden grleriyle ispa! ediyordu : Kanun koyan, hakikatte, farknda oldu u ve olmad eit eit faktrlerle b a l olarak hareket edi yordu. XVIII. Yzyl sosyal dncesi, benilmiyen bir beer hukuku, z lenen bir tabi hukuk adna reddetmekle meguld. Emirnameler de, kanunnamelerde, fermanlarda, asrlk feodal messeselerde, snflarn imtiyazlarnda, Kraliyetin ilh kaynaktan geldii iddia edilen mktesep haklarnda tecelli eden bu msbet hukuk, kendi sinin rehberi, kayna, z olan tabi hukuktan artk iyice inhiraf etmi, bozulmutu. Matlup olan, yeni bir msbet hukukun, tabi hukuk modeline gre inas idi. Daha dorusu, tabi hukukun gk yznden yer yzne indirilmesi, gnllerden kalemlere intikal ettirilmesi idi. Bu, oldu : 1789 htilli tabi hukukun trl tahakkuk ve tecellileri ni davet eden, onu m s b e t l e t i r e n en byk hamle oldu. nsann hr ve makul tab'nm gerektirdii hukuk prensiple ri, artk, byk fiolzoflarn speklasyonlarnda deil, hak beyanna melerinde, anayasalarda, bunlara dayanan eit eit kanunlarda teker teker tesbit ve ilari ediliyordu. Tabi hukuk artk bir ruhtan ibaret deildi, bedene de sahip olmu, canlanmt. Kelimelerde, dsturlarda, kanunnamelerde ifadesini bulmu, arkasna Devletin cebrini katm ve peyderpey msbetlemi, gnn mevzuat hali ne gelmiti. Sadece sene bir ay sren Cp n v e n t i o n zama nnda 11.600 kanun karlmt. VII

Bu zafer, her zafer gibi, hakikatte, davann en fazla titizlikle korunmaya muhta olduu bir safhay temsil ediyordu : zira, t ah ak k u k safhas daima t a r t m a safhasn davet eder. deal olarak kalan tabii hukuk tasavvurlar gibi gerekliin denemesin den masun deildir. Her tahakkuk eden hukuk, karlad ihtiya lar nisfoetinde beenilir, karlamad ihtiyalar nisbetinde de tenkid edilir. Halbuki htillin mdhi bir sratle kard yn yn kanunlarn btn cemiyet problemlerini kolayca halledivereceini sanan bu devir hukukular artk, tabi hukukun tecelli ettiine inanarak ve bilhassa gvenerek kendi fildii kulelerine e kilmeye baladlar. Gene bir tefsirler, erhler devri balad ve Hu kuk dnyas kendi iine kapand, cemiyeti kendi meseleleriyle ba baa brakt. te Sosyolojinin doduu devir, byle bir atmosferi temsil ediyordu : htill olal krk sene gemi, eit eit buhranlar orta ya km, hibiri salam bir hal suretine balanamam, Restoras yon, eski kymetlerin ihyas ile hereyin dzeleceini ummu, d nrlerse btn problemlerin hl olduu gibi durmakta olduu nu farketmi ve artk XVIII. Yzyl Tabi Hukuk teorilerinden da ha elverili slh vastalar aramann zaruriliine hkmetmilerdi. Bu, olsa olsa tabiat slh iinde doruluu ve elverililii denen mi olan msbet ilim, msbet zihniyet yolu olabilirdi. O halde imdi, cemiyet, adalet, hukuk hakkndaki btn pein hkmleri mizi bir yana atp, toplum'u, bir ilm tetkik konusu olarak ele al mamz ve ar ar onun tabiatn, kanunlarn, temayllerini renmemiz lzmd. Fakat bu niyet, bu kadar basit bir ekilde tahakkuk sahasna geemedi. Cemiyet, insan zeksnn sondajlarna, tabiat'dan ok daha fazla mukavemet ediyor ve her sosyolog, her dnr kar snda, deta bir- baka vehe, bir baka manzara arzediyordu. Ce miyet gerei, umulmad kadar karmak kt ve btn bu yz yl bocalamalarla geti. Filhakika, Sosyolojinin bamsz bir ilim dal olarak doduu ve ilk gelime buhranlarn geirdii XIX. uncu yzyl, sosyal dnce tarihinde eitli fikir ve kanaatlann kh arparak kh uzlaarak yanyana yaad pek ilgi ekici bir devri temsil eder. lk safhada toplum olaylarnn, tabiat olaylar gibi, renksiz ve tarafsz bir gr asna sahip msbet bir cemiVIII

yet ilmi tarafndan ele alnmas fikri, sosyal dncenin artk ke sin olarak kemeketen kurtulaca, durulaca, btn cemiyet problemlerini zecek sihirli formllerin bulunaca intiban uyan drr. Halbuki, ayn yzyln ikinci yarsnda asl fikir atmalarnn yeni balad, daha dorusu birbirine zd sosyal felsefelerin, yeni doan cemiyet ilminden, kendilerine, eskisinden daha kuvvetli des tekler bulmaya jaltiklar, sosyolojik hakikatleri kendi lehlerine tefsire abaladklar mahede edilir. Cemiyet meselelerinin halli, itimaiyatn yzde yz doru kacana inanlan ilm sonularna balanmaya allr. Bu devrin btn sosyologlar, inceleme ve aratfrmalarmda daima tarafsz, pein hkmsz olmay tavsiye eder, fakat so nunda, farknda olarak veya olmayarak kendi sbjektif temaylle rinin hakl karlmasna mncer olan bir takm nazariyeler de karar klarlar- Bu yzyl, tabir caizse, Sosyolojinin maceraperesik devridir. Msbet ilim dallarndaki her yeni keif, sosyal felsefe ala nndaki her yeni tez sosyologlarn dikkatini eker ve yabanc fikir dallarndan aldklar bu yeni nve etrafnda bir yeni sosyoloji eko lnn kozasn sarmaya balarlar. Mekanik, biolojik, psikolojik sos yoloji cereyanlar hep ayn eilimin sonulandr. Sosyolojinin mektep farkllndan, ilimi vahdetine ykselme si; doktrinler, sistemler ina edecek yerde elverili metodlar bulma* ya ve slaha almas; nihayet, inceden inceye metod mnakaala r iinde kendini habsedecek ve topyekn cemiyet kavramnn kl li bir izahna ulamak iin abalayacak yerde.mahhas ve mn ferit sosyal olgular tanyarak bunlarn tasnif, tahlil ve mahede leri ile megul olmaya balamas ancak yirminci yzyln getirdii yeniliklerdir. phesiz ki bu yenilikler de kklerini geen yzylda ortaya atlm baz ekollerden alrlar, fakat onlar ancak nc lk etmi saylmaldrlar. lim olarak sosyolojinin kuruluu herhalde geen yzyln sonlarnda balamtr. Geen yzyl sosyolojisi ks men yanl vaz'edilmi, ksmen ilm bir hal suretine balanmas za ten mmkn olmayan birtakm problemlerle uramtr. Bundan baka, Etnografi, Mukayeseli Hukuk Tarihi, Krimino loji, v. s. gibi insan ve toplumla ilgili yeni ilimlerin douu sosyo loglarn gr alarn geniletmeye yaramsa da, onu btn bu
IX

sahalarla ilgili konular kendi ats altna toplamaya sevketmi ve ilm emperyalizmini tevik etmitir. Netice itibariyle Sosyoloji, kendi tetkik sahasn, salam ve cidd metodlarla yrd takdir de ulaamyaca kadar geni ufuklara yaym ve sonunda bir hay li sath ve tecansten mahrum sonularla yetinmeye mahkm ol mutur. Bu durum, cidd ilim anlayyla badamayan birtakm iddialarn ilm hakikat olarak sunulmalar sonucunu dourmu tur ki, bu da Sosyoloji denen ve fikir dnyasnda pek moda olan bu disiplinin ciddiyetinden biroklarn phe ettirmitir. Sosyolo ji, btn sosyal dertlere deva olan esrarl formllere sahip bir bil gi hazinesi olarak kendini tantmaya kalknca, sosyal vetirenin kompleks karakterini bilen her dnrn gvenini kaybetmeye balamtr. Zira Sosyoloji adna sunulan neticeler, ilm veriler ol maktan ziyade, felsef inlar manzarasn arzetmi ve sosyolojik hakikatleri tanmak isteyen zeklar, u veya bu adan ele alnp, u veya bu gayeyi tahakkuk ettirmek iin ina edilmi doktrin bina lar ile karlamlardr. Btn bu mlhazalara ramen, geen yzyl Sosyolojisinin Hukuk anlay bugn iin arzettii ehemmiyeti muhafaza eder. Bunun sebebi, geen yzylda hukukun sosyal temellerinin lyk vehile aklanm ve bu alanda son szn sylenmi olmas deil dir. Htt, bilkh, geen yzyl sosyolojisi hukuk u arayaca yeri dahi bulamamtr ! Tebih caizse o, hukukun ip ularn arcak asrn sonuna doru eline geirebilmitir. Bu itibarla, XIX uncu yzyl sosyologlarnn almalar, hukukun ilm izahnda verimsiz olan yollar belirtmeye ve belirli bir sosyal felsefenin Sosyoloji kisvesine brnmesi halinde hukuk hakknda ileri srecei her nevi iddiann phe ile karlanmas hususunda zihinleri ikaz et meye yaramtr. Netice itibariyle deyebiliriz ki geen yl sosyolog lar, hukuk un menfi tarifinin yaplmasna, hukukun ne oldu u nun deil, ne olmad nm belirtilmesine hizmet etmiler dir ! Bir COMTE, hak kavramn reddetmi, bir GUMPLOWICZ hukuku yumruk hakk ile kartrm, bir TARDE onu kanun ko yann icad olarak tahlile kalkm, hlsa her biri kendi sosyal fel sefeleri asndan makul grdkleri t a h m i n'lerde bulunmular dr. Hukukun gerek sosyal karakterinin anlalmas iin bir DURKHEIM'in bir, SUMNER'in gelmesi beklenmitir.
X

Bugn iin, geen yzyl teorilerinin bilinmesinin dier bir faydas daha vardr ki, bu da ister politik ister ilm alanda olsun, cemiyet dzeninin yeniden gzden geirilmesi meselelerinin tek rar ele alnnda evvelce denenmi baz hatal yollarn tekrar tutulmarnasna; hukuk ile toplum arasndaki mnasebetlerin srf bir ekil ve muhteva, yahut tanzim eden ve tanzim edilen ballna irca edilmekle hallediliverecek basit bir problem olma dnn farkedilmesine yardm etmesidir. Sosyolog olmayan, Sos yoloji tarihi ile yakndan ilgilenmemi olan profan aydnlar, birok meseleler iin elverili grdkleri hal suretlerini takdim ederken^ geen yzylda kendilerinin bu fikirlerini temel prensip olarak ka bul etmi birok sosyologlarn hangi sistemleri ina ettiklerini ve bu sistemlerin hangi ynlerden hangi tenkitleri davet ettiklerini grrlerse, bu basit ve kolay reetelerden phe etmesini re nirler. Zira geen yzyl, birok sosyal nazariyelerin Sosyoloji ad al tnda tannd ve bunlardan hemen hi birinin toplumlarda ta hakkuk sahasna kmam olduu, tatbikatnn yaplmam oldu u bir asrdr. COMTE, btn halkn bir mrit Devletin mmeti haline gelmesini ancak t a h a y y l edebilmitir. Sosyal darvinistler Nasyonal Sosyalizmin gerek sosyal lemde tahakkuklarna ahit olmamlardr. Hukuku Devletin kudret tezahr olarak, bask aleti olarak tavsif eden sa veya sol eilimli sosyologlar faist ve sosyalist devletin tatbikatnn nasl olduunu grememilerdir. Ya hut tabi seilme ve gelime kanunlarnn cemiyetteki tezahrleri nin hibir surette nlenmemesi gerektiini, fazla kanun yapmak la devletlerin daha fazla gnaha gireceklerini iddia eden SPENCER, SUMNER gibi hem liberal hem darvinist sosyologlar, liberal dev let sistemindeki ifratlarn hangi badirelere srkliyeceklerini tah min etmemilerdir. Hlsa geen yzyl, eitli sosyal ideallerin Sosyolojiyi nfuzu altnda tuttuu bir devri temsil eder ve henz tahakkuk safhalarna geirmedii iin btn bu sistemlere kar platonik bir sevgi olanca iddetiyle hkimdir. Yirminch yzyl ise, u y a n m ' t r . Sosyal ideallerle Sosyal ilim veya Sosyoloji arasndaki balanty yeni batan ele almann lzumuna inanm tr. XIX. unca yzyl bandaki sosyal nizam buhran, XVIII inci yzyl tabi hukukunun eseri olarak grld gibi, XX. yzXI

ylda tahakkuk sahasna geen eitli nizam nevileri de geen asr fikriyatnn mahsulleri olarak grlebilir. Ancak bu tpk geen yzylda yapld gibi bizi, teorilerin ittiham yoluna sevketmemelidir. Sosyoloji, aada grlecei gibi, geen asrn bandaki huzur suzluu evvelki yzyln tabi huukularma atfetmekle hibir ey kazanmamtr. Daha kts, hukuk un nev spcifique karak terini bsbtn gznden karmtr. Bu gn de ayn tehlike kar snda kalnabilir : Sosyolojinin hukuk hakkndaki aratrmala r, geen yzyldaki gayretlerin reddi veya tannmamas suretiyle deil, belki geen yzyl sosyologlarnn bu kmaz yollara n e d e n saptklarnn aratrlmas ile inkiaf edebilir. Eer bu, biran evvel sosyal problemlere i l m hal suretleri bulmak endiesinden ileri gelmise, bizi bugn daha ihtiyatl, daha sabrl hareket etmenin lzumuna hkmettirebilir. Yahut bu, behemahal bir sosyal idealin biran evvel tahakkuk ettirilmesi telndan domusa, bugn btn bir cemiyet nizam hakkndaki bilgilerimizin hakikaten ilm verile re dayanp dayanmadnn aratrlmasna bizi sevkedebilir. Eer boluk oksa, bunlar tamamlanmadan belirli bir sosyal idealin ta hakkuku iin henz kfi derecede mcehhez olmadmz bize retebilir. Nihayet hangi endielerin hangi aceleci sonulara vardrd n ve bunlarn ilm hakikatlerin ifadesi olmaktan ziyade, doru luklar pheli bir takm temennilerden ibaret olduunu bize an latabilir. Hlsa, geen yzyl sosyologlarnn kanaatlar, birer kanaat olarak ne kadar deerli olursa olsun, birer ilm sonu olarak o kadar phelidir. Yirminci yzyl bu kanaatlar yeniden tenkit szgecinden geirmeye mecburdur ve zaten artk o, kanaat 1ar peinde deil, belki hakikatler peindedir : says snrl da olsa, ehemmiyetleri kk de olsa, tli ve mahdut konulara da taallk etse; doruluklarndan phe edilmeyecek seviyede, belirli metodlara gre, sabrl inceleme ve aratrma gayretleri sonunda elde edilmi ilm hakikatler. Yoksa btn sosyal vakalar, btn sosyal gelime kanunlarn aydnlatacak drt ba mmur, fakat objektif lii daima pheli sistemler deil. Bylece elimizdeki etdn amac, geen yzylda ortaya atl m, dardan pek cazip pek makul, batan aa hakikat gibi g rnen, telkin kaabiliyeti yksek, mantk btnl kusursuz bir XII

ok sosyoloji doktrinlerini, hakikatte tamakta olduklar gizli bn ye zaaflanyle nmze sermek ve bunlarn hukuk anlaylanndaki hayal ve hakikat payn ayrd etmekten ibarettir- Ancak he men iaret edelim ki bu, geen yzyln ne btn sosyoloji ekolle rini ne de her ekoln btn temsilcilerini iine almamaktadr. Sa dece belli bal bir ka ekoln belirli temsilcilerini tahlil konusu yapmaktadr. Biz, dierleri hakkndaki almalarmz baka bri etdde tamamlyacamz mit eder ve mmkn olduu kadar ilk elden yapmaya altmz incelemelerde, okuyucuya, mellifleri bil hassa kendi ifadeleri ve szleri ile tantmaya gayret ettiimize iaret etmek isteriz. Zira tecrbe bize gstermitir ki birok sosyo loglar kendi hakiki simalar ile deil, belki, kendilerini tetkik eden lerin temayllerine gre, ya fazla gzelletirilmi portreleri, ya da karikatrleri ile tantlmaktadrlar. Halbuki, ahs eilimleri ne olursa olsun, sosyolojik vakalar zerine bu kadar dikkat ve sami miyetle eilen, bunlarda gizlenen hakikati bulmak iin btn mr lerini seve seve tahsis etmi olan bu cidd ilim adamlar yalnz zaaf lar veya holanlan cepheleri ile tantlamyacak kadar derin dirler. Onlarn baarszlklar hem tetkik konularnn karmakl ndan, hem de sosyolojik hakikatler alannda ilm gelimenin, an cak sosyal huzur devirlerine eriilmesi halinde tahakkuk edebilmesindendir. Sosyal ve fikr buhran devirleri, bizzat bunlarn ahidi olap.iarca gerei gibi izah ve tahlil edilememektedir. Hakikatte be lirli bir nizam tipinden bir baka nizam tipine intikal etmekte olan cemiyet hayat yle bir dnce ve deer kargaal halindedir ki bu devrin insan olan bir bilgin hatal tahminlerde bulunursa ks men mazur grlmelidir. Geri buhran devirleri COMTE'un dedi i gibi Sosyolojinin lboratuvar denemelerini tekil ederler, fakat her halde aradan biraz zaman getikten sonra! Bu gibi safhalarn izah ve tahlili ancak bunlar takip eden durulma devirlerinde retrospektif bir grle yaplabilir. Bu bakmdan siyas, fikr ve sos yal buhranlarla kvranan XIX uncu yzyln meseleleri bugn da ha iyi anlalmakta, daha doruya yakn bir ekilde deerlendiril mektedir. XIII

Geen yzyl sosyologlarnn hukuk hakknda hepten hi'e kadar deien takdir lleri, ondan ya hereyi beklemek ya hibir sey beklememek eklinde tecelli eden hatal grleri bugn daha iyi anlalmaktadr. Hukuk dnyasna bu devirde hkim olan exgetique grlerin, sosyologlarn bu hatal durumlarna m essir olduunu da unutmamak lzmdr. Sosyologlar bu devirde, ne zaman hukuku hukukulara sorsalar onun daima basit irade ta sarruflar olarak takdim ediliine ahit olurlar : ya mill iradenin, ya maer iradenin yada resm Devlet iradesinin tasarruflar. XIX uncu yzyldaki bu tecerrt hali ne baka bir yerde (1) temas ettiimiz iin burada zerinde durmuyoruz. Vaka udur ki, sosyo loglar, sonunda, hukukun mahiyetini bizzat aramaya almaktan baka are bulamamlar ve onu ancak, sosyal fonksiyonu ve ta hakkuk ettirmee alt sosyal deerin nevi bakmndan izah edebilmilerdirki bu da esas itibariyle ancak yirminci yzylda baarlabilmitir. (1) Hukuk Sosyolojisi: Sosyoloji Asndan Hukuk, cilt: I, 12-13 (Ankara, 1960, Ank. Huk. Fak. yaynlan: No. 147). sn.

XIV

NDEKLER B R N C BLM XIX. YZYILDA SOSYOLOJNN KURULUU VE HUKUK ALEYHTARLII


. 1 Genel Mlhazalar I HENRI DE SAtNT - SMON (1760 - 1825) .2 ahsiyeti ve temaylleri .3 Sosyolojinin kuruluuna hizmeti . 4 Devlet - ktisad Cemiyet tezadna dikkati ekii . 5 SAtNT - SMON'un rol II AUGUSTE COMTE (1798 - 1857) :6 ahsiyeti ve temaylleri .7Msbet Felsefe ve Sistem olarak Pozitivizm .8 Sosyolojide msbet metod A Mahede Metodu 1) Sosyal Statik mahedelerinde esas prensip : Sosyal C o n s e n s u s 2) Sosyal Dinamik mahedelerinde esas prensip : Hal Kanunu B Deneyleme (Exprimentation) C Mukayese Metodu Tarih Karlatrma Metodu . 9 Sosyal Gereklik hakknda AUGUSTE COMTE'un vasl olduu sonular XV 20 22 27 29 30 32 34 35 35 38 4 5 11 18 1

A Sosyal Statik hakkndaki 1) Ferd 2) Aile 3) Cemiyet 4) Devlet B Sosyal Diymik hakknda

sonular

'. vasl olduu sonular

38 38 39 40 41 43 47 55 60 68

.10 Sosyal Dinamiin son s a f h a s : Msbet Siyaset . 11 AUGUSTE COMTE'un Hukuk Anlay S. 12 AUGUSTE COMTE'un Hukuk aleyhtarl nasl tefsir edilebilir?. . 13 Hukuk Sosyolojisi bakmndan AUGUSTE COMTE'un hangi fikirlerinden faydalanlabilir? III AUGUSTE COMTE'UN TAKPLERNDE HUKUK F K R .14 H u k u k anlaynda COMTE'dan ayrlan pozitivistler :

74

A M. P. EMLE LTTRE (1801-1881) B ROBERTO ARDGO (1828-1920)


KNC BLM

74 76

XIX. YZYILIN KNC YARISINDA ElTL SOS YOLOJ EKOLLERNN DOUU VE BUNLARIN HUKUK ANLAYII
. 15 AUGUSTE COMTE'dan sonra Sosyoloji'nin ald isti kametler I BOLOJK SOSYOLOJ CEREYANLARI VE BUNLARIN HUKUK ANLAYII .16 Genel olarak 1. HERBERT SPENCER ve UZVYET SOSYOLOJ .17 HERBERT SPENCER'in rol .18 Cemiyet ve Uzviyet benzerlii . 19 Tabiat leminde tekml kanunu ve cemiyete tatbiki XVI

'
79

87

91 92 94

.20 Devlet Nizam (Siyas tekilt) . 2 1 S p o n t a n e Cemiyet Nizam A birlii ve nevileri B Siyas iktidarn teekkl ve farkllamas

98 99 99 101 103 108 109 109 109 HO 111

. 22 Cemiyetler Tipolojisi : Askeri Cemiyet - Sna Cemiyet .23HERBERT SPENCER'in Hukuk ye Kanun anlay (Hukukun kaynaklar) A B C Ecdad ruhumun direktifleri ef ruhlannm direktifleri Hayatta olan eflerin emirleri Cemiyetin umum efkr

.24 HERBERT SPENCER'in grlerinin deeri 2. UZVYET SOSYOLOJNN MFRT TEMSLCLERNDE HUKUK ANLAYII . 25 LLENFELD, SCHAEFLE, WORMS .26 ESPtNAS 3. SOSYAL DARVNSTLERDE HUKUK ANLAYII .27 LUDWIG GUMPLOWiCZ'in Teorisi .28 H u k u k u n menei .29Kurtulu mcadelesi ve Hukuk Fikri . S GUMPLOWiCZ'in grlerinin tenkidi . S GUSTAV RATZENHOFER ve Menfaatler Teorisi 4. SOSYAL NTBAK TEZN SAVUNANLARDA HUKUK ANLAYII . 32 MCHEL ANGELO VACCARO ve Meslek snflar - a r a s Mcadele Teorisi . S3 Siyas iktidarn menei ve ilkel fonksiyonu .34 ktidar fenomeninin izah . 35 Hukukun menei, tecrib teekkl tekml ve hukuk normlarma Irklar - aras : Mcadele

114 115

119 122 128 126 127

130 135 137 138

XVII

. 36 Mrekkep Cemiyet'te yenenler ve yenilenler arasndaki mcadele ve intibak 143 .37Mrekkep Cemiyette yenenler (gaalipler) arasndaki i mcadele ve intibak ve bu intibakn hudutlar .38 Asker snflarn stnlne dayanan iktidar . 39 Din adamlar snfnn stnlne dayanan (Classe Sacerdotale) .40 Asalet snflarnn stnlne dayanan iktidar .41 Halk snflarnn stnlne dayanan iktidar iktidar 151 153 154 148 150

.42 nsann sosyal muhite intibakndaki gln sebepleri 156 .43 nsann intibakn kolaylatran artlar . 44 VACCARO'nun fikirlerinin tartlmas . 45 Y. A. NOVCOV (1849 - 1912) ve Sosyal Darvinizm in tenkidi A Biolojik Mcadele ile Sosyal Mcadelenin fark B nsan hayatnn serbeste gelime artlar olarak hukuk ve adalet C NOVICOW'unrol II. PSKOLOJK SOSYOLOJ CEREYANLARI VE BUNLARIN HUKUK ANLAYII .46 Genel olarak 175 157 158 160 160 170 173

.47 GABRIEL TARDE (1840-1904) ve Taklit Kanunlar ... 176 .48 Taklit vetiresinin Hukuk sahasnda tezahr .49 Hukukta sistemletirme ihtiyac, Kanun koyann mcid lik rol yaratc tefsir, 184 185 180

.50 Hukukun tekmlne messir olan miller .51 Taklit kanunlannm su vakasnda tezahr ve

su un sosyolojik milleri .52 GABRIEL TARDE'm hizmeti . * .53 LESTER WARD (1841-1913) (Mliorisme) XVIII ve Sosyal Islahat fikri

186 191 192

'

' '*' '

'

'

, , [

"

' "

::

- ' ' H " ' " H|i (.HtlMR H-ri;.Tll.fif;. e iBN. n

(1 ijcl Jiff rama (HW|fl^ 8WIIM^W> e '^'^"H^" l ^^"w"M-v aJ .ii,i| J -

ft

A ahsiyeti ve temaylleri 192 B Cemiyet ve tabiat mnasebeti, sosyal vaka tun uzv ve ruh kkleri _ 196 C Sosyolojinin Konusu : nsann baarlar (human achievement) 199 Sosyal baar nm faktrleri : sosyal kuvvetler 201 D Devletin menei; gayesi ve hukuk la olan m nasebeti 202 E Cemiyetlerin tekml safhalar ve Devlet ekil leri tipolojisi . 204 F Kanun koyarken nazara alnmas gereken sosyolo jik hakikat : enerjinin istenen mecralara evki : cazip kanunlar (Attractive Legislation) 206 G LESTER WARD'in hizmeti 207 .54 WILLIAM GRAHAM SMNER (1840-1910) ve Halk tarzlar kavram (Folkways) A Halk tarzlar (Folkways) ne demektir? B Halk tarzlar nm eitli nevileri : 1) rfler (Mores) 2) Ahlk ve adap kaideleri (Morals) 3) Hukuk (Kanunlar) CW. G. SUMNER'in hizmetinin deeri .55 EDWARD ALS'WORTH ROSS (1866-1951) ve Social Control kavram A ahsiyeti ve temaylleri B Sosyolojinin Konusu : Sosyal vetire C Sosyal Kontrol ve eitleri ROSS'un grlerinin tenkidi 208 211 212 214 217 218 220 221 221 223 225 228

XIX

BBLYOGRAFTA APCHIE, Madeleine Auguste Comte et Le Catholicisme Social (Archives de Philosophie du Droit et de Sociologie Juridi que, Paris 1934 n. 1 - 2) ARON, Raymond La Sociologie Allemande Contemporaine, Paris, 1935. BARNES, Harry Elmer An Introduction to the History of Sociology. Chicago - Illinois, 1948 BECKER, Howard and BARNES, Harry Elmer Social Thought from Lore to Science, 2 Volumes. Washington 1952. BETTELHEIM, Charles idologie conomique et Ralit sociale (Cahier internationaux de Sociologie. 1948 Vol : IV. sh. 119 -134). 1 BOGARDUS, Emory The Development of York 1955. Social Thought, New

BONNECASE/ Julien Socience du Droit et Romantisme. Paris,, 1928. CAIRNS, Huntington Law and the Social Science, London 1935. COMTE, Auguste Cours de Philosophie Positive. Paris 1830 I - VI tomes, (6 me dition 1934). COMTE, Auguste Le Catchisme Positiviste. Paris 1851 (Nouvelle d. par PECAUT) COULANGES, Fustel de La Cit Antique, Paris 1864. CUVILLIER, Armand Manuel de Sociologie, Paris. Tomes I - II, 1950. CUVLLER, Armand O va la Sociologie Franaise ? Paris, 1953. D A VE,, Maurice R. Folkways (Encyclopaedia of the Social Scien ces) DAVY, Georges Sociologues d'hier et d'aujourd' hui, Paris. 1931. XX

DARtWIN, Charles The Origin of Species, London 1859 (L'Origine des Espces au moyen de la Slection Naturelle ou la Lutte pour l'Existence dans la Nature, tr. par : ED BARBER, Pa ris, 1946). DEL VECCHIO,. Giorgi Hukuk Felsefesi Dersleri, (eviren : Dr. SAHR ERMAN). stanbul, 1951

DURANT, Will Vies et Doctrines des Philosophes, Paris 1938 (Ori jinali : The Story of Philosophy). DURKHEIM, Emile Le Socialisme, Paris, 1928 ed. par. MAUSS. DWELSHAURS, Georges Muasr Fransi^ 1940 (eviren : M. SEKP TUN). Psikolojisi, stanbul,

ENGELS, Frederich L'Orgine de la Famille, de Proprit priv et de l'Etat 1884. (tr. fr. BRACKE 1931). EVERETT, H. Social Control (Encyclopedia of the Social Sciences) GREEF, Guillaume de Introduction la Sociologie T : I - II Pa ris, 1911. GUMPLOWICZ, Louis Prcis de Sociologie 1896. GUMPLOWICZ, Louis Sociologie et Politique, 1898. GURVTCH, Georges ide du Droit Social, Paris 1931 GURVTCH, Georges Elments de Sociologie Juridique, Paris 1940. GURVTCH, Georges Le Contrle Social (La Sociologie au XX me Sicle : Les Grands Problmes de la Sociologie. T. I. sh. 271.301) Paris, 1947 GURVTCH, Georges La Vocation Actuelle de la Sociologie : Vers Une Sociologie Diffrencielle. Paris, 1950. GURVTCH, Georges Dterminismes Sociaux et Libert Humaine: Vers l'Etude Sociologique des cheminements de la Libert. Paris, 1955. GURVTCH, Georges Trait de Sociologie (Publi sous la direc tion de Georges Gurvitch. Paris, 1958) Tome : I (Sociologie Gnle, Morphologie Sociale, Sociologie Economique, Soci ologie industrielle) GURVTCH, Georges La Sociologie du Jeune Marx (Cahiers in ternationaux de Sociologie. 1948, Vol: IV. sh. 3-47). GURVITCH, Georges Sociology of Law, London, 1953. XXI

GURVTCH, Georges Les Fondateurs franais de la Sociologie Contemporaine : Saint - Simon et P. - J. Proudhon (I- Saint Simon Sociologue 1955), Cours de Sorbonne). HRSCH, Ernst Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Dersleri, Ankara 1949 HOFSTADTER, Richard Social Darwinism in American Thought, Boston 1955. KELSEN, Hans The Communist Theory of Law. London 1955. KSEMHAL, Nurettin zi - Sosyoloji Tarihi, stanbul, 1956. KRAL, J. La Notion du Consensus chez Comte et la notion d'Equ ilibre chez Spencer (Revue internationale de Sociologie, 47 me anne, 1939). LANGROD, Georges La Conception du Pouvoir dans la Doctrine de l'Etat de Ludwik Gumplowicz (Le Pouvoir Tome : I. Publication de l'institut international de Philosophie Po litique. Paris, 1956). LASSALLE, Ferdinand Thorie Systmatique des Droits Acquis. Tr. Fr. 1904). LEFEBVRE, Henri Marxisme et Sociologie (Cahiers internatio naux de Sociologie Paris, 1948, Vol: IV, sh. 48-74). LEROY, Maxime Histoires des ides Sociales en France. Tome I - II, 1950 Paris. LEVY - BRHL, Lucien La Philosophie d'Auguste Comte. IV d. Paris 1926. MACIVER Sociology (Encyclopaedia of the Social Sciences). NIRCHIO, G. La Sociologia giuridica in talia (Actes de XVI me Congrs international de l'institut i n t de Sociologie Fas cicule -, 1. Beaune, 1954). NOVCOW, Jacuqes La Guerre et ses prtendus bienfaits, 1894 (Trke Tercme : Harp ve Szde yilikleri eviren : ABDULLAH CEVDET, stanbul 1927,, Ktphane-i tihat, aded : 52. Arap harfleri ile). NOViCW, Jacques La Justice et l'Expension de la Vie : Essai sur le bonheur des Socits Humaines. Paris. 1905. NOViCO'W, Jacques La Critique du Darwinisme Social. Paris 1910. XXII

NOVicOW, Jacques La Morale et l'intrt dans les Rapports in dividuels et internationaux, Paris 1912. OUY, Achille L'Avenir de la Sociologie, Paris 1940. PERTICONE, Giacomo La Thorie du Droit (Tr. par PAQUES) (Encyclopdie Scientifique italienne du XX imme Sicle. Exposs publis sous la directio de ENRICO CASTELLI). POUND, Roscoe The Scope and Purpose of Sociological Jurispru dence (Harvard Law Review, 1911-1912). POUND, Roscoe Sociologie du Droit (La Sociologie au XX ime Sicle. Tome : I Les Grands Problme de la Sociologie. Pa ris, 1947). . RCHARD, Gaston,, Le Positivisme Juridique et la Loi des Trois tats. (Archives de Philosophie du Droit et de Sociologie Juridique, 1931 n o : 3 - 4 ) . ROSS, Edward, Als'worth Social Control (Sociological Theory, ed. by B. ROSENBERG and LEWIS COSER). SANT-SMON, Henri de - Selected Writings (ed. by F. M. H. MARKHAM, Oxford 1952). SOROKIN, Pitirim Contemporary Sociological Theories (Tr. Fr. Les Thories Sociologiques Sontemporaines. 1938. par RENE VERRIER). SPENCER, Herbert Principes de Sociologie (tr. par. M. E. GA ZELLES, Paris 1879) I - I V SPENCER, Herbert - lk Prensipler (eviren: SELMN EVRM) M. E. Yaynlan, stanbul 1947, cilt I - I I . SPENCER, Herbert Les Premiers Principes : (Librairie Flix Alcan, Paris 1935). L.nconnaissable

SPENCER, Herbert L'individu contre l'Etat. (Tr. par. J. GERSCHEL Paris, 1885). SPENCER, Herbert L'Education intellectuelle, Morale et Physique (Tr. par MARCEL GUYMIOT. Schleicher Frres d. Paris. 1908).(Trke terceme : Fikr, ahlak ve beden Terbiye. Mtercimi: MEHMET MNR, stanbul, 1340. Arap harfle ri ile). SPENCER, Herbert Terakki Kanunu ve Sebebi. (Mtercimi : B RAHM AK, Dersaadet (stanbul) 1335. Arap harfleri ile. XXIII

SUMNER, William Graham Folkways, 1904 (Sociological Theories. Ed. B. ROSENBERG and LEWIS COSER). SUMNER, William Graham The Science of Society (A Societal perspective on institutions) (Readings in Sociology, ed. by LAFRED LEE, 1957). TANZMAT (Tanzimat hareketinin 100 nc Yldmn m nasebetiyle. stanbul 1940. TARDE, Gabriel La Criminalit Compare, Paris 1890. TARDE, Gabriel La Philosophie Pnale, Paris 1890. TARDE, Gabriel Les Transformations du Droit, Paris 1893. TARDE, Gabriel l'Opinion et la Foule. Paris, 1901. TUNC, Andr et Susanne Le Systme Constitutionnelle des Etats Unis d'Amrique. Tome I : Histoire Constitutionnelle. Pa ris 1954. LKEN, Hilmi Ziya tima Doktrinler Tarihi, istanbul 1940. LKEN, Hilmi Ziya Sosyolojinin Problemleri,, stanbul, 1955. VACCARO, Michel Angelo Les Bases Sociologiques du Droit et de l'Etat. (Tr. par M. G. GAURE 1898). VENAMIN, V. La Philosophie du Droit d'Auguste Comte. (Archive de Philosophie du Droit. Nouvelle Srie) (La Distinction du Droit Priv et du Droit Public et l'Entreprise Public.) P a ris, 1952. WARD, Lester Pure Sociology (Tr. WEIL, Paris 1906). franaise par : FERNAND

WORMS, Rene La Philosophie des Sciences Sociales, Parii, 1903 1907.

XXIV

BRNC

BLM

XIX. UNCU YZYILDA SOSYOLOJNN KURULUU VE HUKUK ALEYHDARLII

1. Genel mlhazalar : 1789 Fransz ihtillinin dorudan doruya ve dolaysyla tesir leri bat cemiyetlerini yalnz. siyas bakmdan deil, itima ve ma nev kymetler bakmndan da byk bir huzursuzlua mahkm etmiti. Eski siyas nizamla beraber baz itima kymetler de y klm, yerine yeni ve salam bir nizamn temelleri, yeni manev kymetler yaratlmam, fikir dnyas ise eit "'eit istikametlerdeki kaynamalarla paralanmt. Umumiyetle, itima ve siyas buhranlara bir are bulmak, kkleri derin sosyal problemleri bir hal suretine balamak husu sunda ne XVIII. inci yzyl tabi hukuk nazariyeleri ne de pratik siyaset tedbirlerinin bir faydas olmadna inanlmt. Fikir adam lar, cemiyetin siyas ve hukuk ekilleri ile gerek sosyal bnyesi arasndaki intibakszlklar seziyorlard. Bunlardan bazlar, ihtil lin, cemiyetin ahlk ve hukuk temellerini kknden sarstm sylyor ve bunun dzelmesi iin de eski din ve siyas kymetle rin ihya edilmesi gerektiini iddia ediyorlard : J. DE MASTRE, BONNALD ve dier Restorasyon mellifleri bu fikirde idi. Dier bazlar da birden bire gelien sna inklbn dourdu u yeni iktisad ve sosyal durumlarla ihtill sonundaki siyas ve hukuk kalplarn birbirleriyle badamadklarn gryor ve daha ileri giderek, ihtillin daha uzak neticelerinin de elde edilmesi ge rektiinde srar ediyorlard. Bylece iktisad hayatn sna sekt rndeki gelime, devlet ve hukuk meselelerinin gene yeni batan
1

ele alnmasn gerektiriyordu: kanaatta idi.

SANT-SMON ve takipileri bu

Hlsa bu birbirinden pek farkl fikir cereyanlarndaki karga alk, manev ve itima deerlerdeki bu buhran; bazlarn da, hereyden evvel cemiyette bir dnce ve inan birliinin tesisi zaru retine inandryordu, te, AUGUSTE COMTE ve takipileri bu grn temsilcisi oldular. Bunlara gre btn sosyal huzursuzluk, fikr anariden ileri geliyordu. Bu anarinin sebebi ise sosyal ve po litik meselelerde msbet dnme imknna sahip olunamamasyd. eitli siyas ve hukuk teoriler, objektif dnme yollarn ka patmakta idi. Bu devrin fikir adamlarna gre btn bu sosyal huzursuzlu un sebebi, ihtilli hazrlayan Tabi Hukuk nazariyelerinde, ihtill neticesi teesss eden siyas ve hukuk rejimlerde, hatt bizzat hu kukularda, kanun adamlarnda aranmalyd. Fikir dnyas yeniden hukukla, hukukun tanzim ettii cemiyet realitesi arasndaki keskin tezadlara ahit olmaktayd. Bu gibi buhran devirlerinin, bir mana da, cemiyet - hukuk mnasebetlerinin tahlil ve izah demek olan Hukuk Sosyolojisi iin ne kadar ilgi ekici olduunu, ilm tecess s kurcalayan ne enteresan ip ularn ihtiva ettiini sylemeye l zum yoktur. Bu itibarla, bu safhada ortaya atlan ve ilk nazarda sahamzla ilgisiz gibi grnen birok fikirlerin, daha sonraki safhalarda Hu kuk Sosyolojisindeki esasl almalara mebde tekil ettiini dima hatrlamamz gerekmektedir. Mesel mfrit bir nizam sk olduu halde hak, hukuk mefhumlarndan nefret eden bir AUGUSTE COMTE'u tanmadan, DUGUIT gibi birok mstakbel Hukuk Sos yolojisi kurucularn lyk ile anlamaa imkn yoktur. Ya da, hu kukularn, kanun adamlarnn ba dman olan SAINT - SMON'u bilmeden gnmzn pluralist demokrasisini, sna demokrasiyi ve ya sosyal hukuk problemlerini kavramak; Devlet hukukunun, sma gelimenin dourduu karmak sosyal ve ekonomik meseleleri hal hususunda gsterdii zaafn sebeblerini aklamak g, hi deilse temelsiz olur. Sosyolojinin, SAINT -SIMON, ve COMTE'un gayretleri ile ilim dnyasnda bir yer almasndan sonraki gelime safhas ise. bi2

zim iin daha ak izler., daha deerli hizmetlerle doludur. Ancak bu konulara intikal edebilmek iin, hukukun sosyal karakterinin, onun irad, ve bu mnda sun' karakterinden tecridi suretiyle ele alnmas ihtiyacnn nasl doduunu grmemiz lzmdr. Hu kuk, masa banda, kanun koyanlann diledii gibi, hatt en yksek ideallerin ilhamlarna uyularak dahi olsa, sun ekilde yaratlar, is tenildii gibi tesis edilen birey telkki edildii mddete Sosyoloji'ye konu olamamtr. Sosyoloji, hukuk ta, tetkik edene muka vemet edecek bir sosyal vaka vasfm kefettikten sonradr ki onu kendi inceleme konulan arasna sokabilmitir. Bu ise, yukarda sy lediimiz gibi, ok daha sonraki gelime safhalarna tekabl eder. imdilik una iaret edelim ki Sosyolojinin kuruluu, hukuka kar, tabir caizse, tam bir husumet havas iinde vaki olmutur. Bunun sebebi sadece byk ihtillin sarsmtlanndan tabi hukkulann sorumlu tutulmas deil, ayn zamanda XIX. asr banda hukukulara hkim olan kanuncu ve tefsfcci zihniyetin mcerret, dar v ruhsuz karakterleridir ki bunlara baka bir eserimizde daha etrafl bir ekilde temas frsatm bulduumuzdan, burada tekrarla may lzumsuz bulmaktayz (*). (*) Dr. HAMDE TOPUOLU - Hukuk Sosyolojisi: Sosyoloji a sndan Hukuk, t : I (Konu, Problemler, ncler), sn.: 13-20. (Ankara niversitesi Hukuk Fakltesi yaynlan, No. 147. Anka uft 1960).

I HENRI de SAINT - SIMON (1760-1825) 2. ahsiyeti ve temaylleri : AUGUSTE COMTE'un hocas olan HENR de SANT-SI MON, sosyalist ve Utopist temaylleri, ntemam cemiyet felsefesi ve hareketli siyas hayat ile tannr. Fransz ihtillinin liderleri ile ada olan, Amerikan bamszlk savalarna katlan, nihayet, etrafnda birok kymetli gen elemanlar toplayp yetitiren mte ebbis, heyecanl ve hayalperest bir dnr olan SAINT - SMON' un bir ilim adam olarak yapt hizmet daima unutulmutur. Da ha dorusu talebesi olan AUGUSTE COMTE'un kazand hret ve sonradan hocas ile arasnn almas SAINT - SMON'un hiz metlerini glgede brakm ve COMTE'un takipilerine takdir edilmesine psikolojik bir engel tekil etmitir. Buna mukabil SAINT - SMON'un Sosyal Felsefesini benimse yenler, onu ilm hizmetleri bakmndan mbalaal bir ekilde tak dir etmilerdir (1). Btn bunlara ramen daha sonraki nesilrer bu zatn sosyal ilme hizmetini daha objektif bir ekilde lmek imk nn bulmular ve neticede AUGUSTE COMTE'un Sosyolojiyi kur mak yolundaki gayretlerinin meneini, ve birok anafikirlerini bu zattan aldna hkmetmilerdir. Nitekim HOWARD BECKER, en kymetli tenkitilerin, COMTE'un asl hizmetinin, SAINT-SMON tarafndan izilmi kadrolarn ve ana problemlerin geniletilip sistemletirilmesinden ibaret olduunda ittifak ettiklerine iaret eder (2). (1) GEORGES GURVTCH - Les Fondateurs franais de la Socio logie Contemporaine : Sait - Simon et P. - J. Proudhon (I. Saint - Simon Sociologue. Cours de Sorbonne. 1955 sh. 12) (2) HOWARD BECKER - Social Thought from Lore to Science, Volume I, sh.: 5 (Washington 1952)
4

Bundan baka SANT SMON'un ncl yalnz bu sahaya maksur kalmamtr. O, sonradan COMTE'un inkiaf ettirdiklerin den farkl, hatt bunlara zd tamamen orijinal grlere de sahip tir (3). Hulsa DURKHEM'in dedii gibi SANT SMON'da devrimizin dnce hayatm besleyen btn fikirlerin gelimi to humlarna rastlanmaktadr (4). SANT SMON'un bizim iin en teresan olan taraf ise bir taraftan sosyolojinin kuruluuna hizmet etmi olmas dier taraftan da sosyal felsefesinde iktisad cemi yet - devlet tezadm, pein hkmlerle deil illet - netice mna sebetleri iinde kavramaya almasdr. Bugn, iktisad zmrelerin muhtar sosyal hukukunu anlamak,- sivil idar sektrle sma sektr arasndaki tezadlar izah edebilmek, iktisad hayat tanzim iin al nan teri tedbirlerin muvaffakiyet veya hezimet sebeplerini gre bilmek, hulsa hukuk ile iktisad faktrler arasndaki alkay his sedebilmek iin SANT-SMON'un PROUDHON ve MARX'dan bir hayli evvel yapt ikaz ve izahlar hatrlamak yerinde olur. Bundan baka baz modem hukukularn srarla zerinde dur duklar idar tasarruflar - hkimiyet tasarruflar probleminin sos yolojik temellerini de gene SANT-SMON'da bulmak kabil dir (5). Bunlara aada temas edeceiz. Bu itibarla biz bu mte fekkirin kymetini iki noktada teksif ederek inceliyeceiz : Sosyolo jinin kuruluuna hizmeti; iktisad cemiyet ve hukuk nizam tezad n belirtmesi. 3. Sosyolojinin kuruluuna hizmeti : SANT - SMON'un ilm tecesssn tahrik eden saik, iinde bulunduu devrin hayat artlan ile hukuk ve siyas nizam arasn(3) GEORGES GURVITCH - a. g. e., sh. 11 (4) EMLE DURKHEIM - Le Socialisme. Paris 1928 (d. par MAUSS) sh.: 149 (5) SANT-SMON, sivil idarenin insanlara hitap eden emir ve nehiyelerle idare edildiini; endstri teekkllerinin ise insan lara hkmetmeyip sadece eyay ve ileri tedvir ettiini iddia ediyordu. O mstakbel cemiyeti egemenlik kudretinin buyruk larnn deil, endstri elemanlarnn ilim ve teknik icaplar n yerine getirmekten ibaret olan ynetim faaliyetlerinin ida re edeceini mit ediyordu. 5 /

-J"

daki tezadn cemiyetin yeniden ve baka esaslar dairesinde tekilt landrlmas suretiyle halli arzusu idi. Fakat cemiyetin hangi esas lar dairesinde yeniletirileceini ancak msbet bir ilim tyin ede bilirdi. Zira msbet ilimden gayr vastalarn mesel tabi hukuk nazariyelerinin, metafizik veya din prensiplerin bu husustaki aczi sabit olmutu. SAINT - SIMON der ki imdiye kadar mahede ilimlerinin metodu siyas meselelere sokulmad. Bu sahaya herkes kendi gr zaviyesini, kendi muhakeme ve takdir metodunu getirdi. Bu yz den hl siyas meselelere verilen cevaplarda ne bir kat'iyet, ne.bir evrensellik vardr. Bu ilmin ocukluk safhasnn sona ermesi zama n gelmitir ve gelmesi de arzu edilmektedir. Zira sosyal nizamlar daki kargaalklar siyas nazariyelerdeki mphemiyetten domakta dr. (6). Keza : siyaset artk bir mahede ilmi olacaktr ve si yas meseleler msbet bir insan ilmini tetkik etmi kimseler tarafn dan, btn dier olay nevileri ile ilgili ilimlerin kulland metodlar ve tarzlarda tetkik edilecektir (7). Siyaset artk farz ve tahminlerin mphemiyeti iinde kalmyaoaktr.' Siyaset artk ahval ve eraitin keyfine tabi deildir. Siyasetin kaderi bir iktidarn, bir hkmet eklinin, bir batl inancn kaderine bal deildir. Artk onun sa has tannm, ileyii kymetlendirilmitir. Cemiyetler ilminin artk bir prensibi vardr. O nihayet msbet bir ilim olmaktadr (8). Ekonomi, kanunlar, ahlk ve cemiyetin umum menfaatlarmn idaresine taallk eden btn hususlar, mahiyeti medeniyet se viyesine gre deiecek olan Salk Koruma kaidelerinin koleksi yonundan ibarettir. Siyaset ilmi ise Sosyal Fiziyolojinin (Sosyoloji yi kasdediyor) bir kolunu tekil eder ve muayyen sosyal bir bnye(6) SANT-SMON - Selected Writings, sh.: 39 (ed. by F. M. H. MARKHAM, Oxford 1952) (7) SAINT - SIMON - Mmoire sur la Science de l'Homme. 1813, XI, p. 187 (DURKHEIM nakleder: Le Socialisme, Paris 1928 sh. 141) (8) SAINT - SIMON - L'industrie, 1816, XVIII, p. 189 (MAXIME LEROY naklediyor.: Histoire des ides Sociales en France. Tome: II, sh: 223. Paris 1950. 6

ye elverili eder. (9).

olan Salk

Koruma

tedbirlerinin

btnn ifade

O halde SANT - SMON'un bu nsan ilmi, Sosyal Fiziyoloji, Msbet Siyaset dedii eyler nedir? SANT - SMON, kendi zamannda, muhtelif tabiat ilimlerinin hzla gelitiini, fakat bunlann herbirinin ayn ayr kollar halinde tahlilci ve ihtisaslatrc bir ynde inkiaf ettiklerini, bu para par a ilm gayretlerin cemiyetin en cidd ve hayat meselelerini hallet mekten ciz olduunu gryor, ve bu muhtelif ilim dallanna, sos yal problemlere de msbet hal suretleri bulacak yeni bir ilmin il vesini ve ayrca btn ilim dallarmn vard sonularn umum bir sentezinin, umum bir felesfesinin yaplmasn zarur telkki edi yordu. Srf tabiat ilimleri ile uraanlann cemiyetin selmeti ile ilgilenmeyilerinden ac ac ikyet ediyor ve onlan itham ediyor du (10). Cemiyet hdiseleri esas itibariyle insan ile ilgili hdiselerdir. Zira cemiyet kendi kendini yaratan, insanlarn kollektif gayretleri (9) SANT-SMON - La Science de l'Homme. (G. GURVTCH nakleder: Cours de Sorbonne, sh: 20) (10) SANT-SMON, fizikilere, kimyaclara, -astronomlara hitaben yle haykmyordu: Sizler,, u anda, ilmin ncl mevkiini hangi hakla iddia ediyorsunuz? Beeriyet, yaratldndanberi, bana gelen en mthi buhranlardan birini yayor. Siz ler bu buhran sona erdirmek iin ne yaptnz, hangi gayreti sarf ettiniz? Btn Avrupa milletleri birbirini boazlyor (1813 yl). Bu kasapl durdurmak iin ne yapyorsunuz? Hi! Tahrip vastalarn mkemmelletiren sizlersiniz, onlarn nasl kullanlacan gsteren sizlersiniz, her orduda toplarn ban da sizleri gryoruz. Hcum hazrlklarn sizler idare ediyor sunuz. Fakat tekrar ediyorum, bar getirmek iin ne yaptnz? Hi ! Ne yapabilirsiniz ? Hi ! Milletlerin menfaatlann uzla trma vastalarnn kefine gtrebilen yegne bilgi nsan Bilgisidir, ve sizler bu ilmi hi tetkik etmezsiniz. O halde lm atlyenin idaresini elinizden braknz.*Bu atlyenin, sizin ba kanlnz altnda buz kesilmi kalbini, brakn da biz stalm, ve onun btn dikkatini cemiyeti yeniden tekiltlandrmak suretiyle umum sulhe ulatrmaya kadir almalara ynelte lim. (La Science de l'Homme. XI, sh: 40. GURVTCH'den nak len: Cours, sh: 135) 7

ile daim bir dinamizme sahip olan bir btn demekti. O halde mnferit insann maddi varln inceleyen Fizyoloji, insanlarn kitlev faaliyetlerinin neticesi demek olan cemiyeti de inceleyebilirdi. Bylece fert olarak inam ele alan ve onun organik cephesini ince leyen asl Fizyolojiden baka bir de fertlerden mrekkep insan top luluunu yani cemiyeti inceleyen bir Sosyal Fizyoloji teekkl et meli idi. Bu yeni ilim tpk dier msbet ilimler gibi ayn metod larla almaldr (11). Bylece SANT - SM ON cemiyet i, uzuvlarn fertlerin te kil ettii hayatiyeti haiz bir btn olarak kabul eder. Fakat bu, kendisinin uzviyeti bir sosyoloji kurmak istediine dellet et mez (12). Kanaatmzca o, cemiyet meselelerini, mevcut msbet ilimlerden en mnasibinin tetkik sahasna sokmak iin bu tebihi yapm gibidir. SANT - SMON'a gre asl Fizyolojiden baka, muh telif istikameerdeki eitli aratrmalarla kefedilmi btn bir vakalar serisini de iine almak suretiyle zenginlemi baka bir Fizyoloji daha vardr ki bu daha stn bir vakalar snfnn tetki kine taallk eder. SAINT-SIMON der ki .bu Sosyal Fizyoloji fert lerin stnde cereyan eder. Artk fertler onun nazarnda sosyal be denin uzuvlarndan ibarettir ve ite o bu bedenin uzv fonksiyon larn inceleyecektir. Tpk asl Fizyolojinin fert bedeninin fonksi yonlarn incelemesi gibi. Bununla beraber kendisi hatal bir ce miyet = uzviyet grne saplanmaz : Zira cemiyet asla basit bir canl varlklar (kmesi demek deildir. Yani fiil ve hareketleri srf ferdi iradelerin keyfliinden doan ve ehemmiyetsiz arz ne ticelere mncer olan, her nevi gaye ve maksattan ari bir takm can llarn btn demek deildir, Cemiyet bilkis tekiltlandrlm (11) On beinci yzyldanberi beer zihninin temayl, btn mu hakemelerini, mahede ve mnakaa edilmi vakalara istinat ettirmek yolundadr. imdiye kadar Astronomi, Fizik ve Kim yay bu temellere gre kurmu ve gelitirmitir. Bundan istidlalen hkmedilebilir ki nsan lminin bir ksmn tekil eden Fizyoloji de, dier fizik ilimlerinin kabul ettikleri metoda gre tetkik edilecektir (SANT - SMON - La Science de l'Homme XI. 17. DURKHEM'den naklen: Le Socialisme, 139) (12) Uzviyeti Sosyoloji Cereyanlar hakknda bak, aada . 1645.
8

hakik bir makinedir ki onun her paras btnn ileyiine farkl bir surette itirak etmektedir. Demekki insan topluluu hakiki bir canldr ki bu bedenin varl uzuvlarnn, kendilerine den fonksiyonlar az veya ok muntazam bir ekilde yapmasna gre az veya ok salam veya shhatszdr. (13). Bylece SANT - SIMON cemiyetteki iblmnn neticesi olarak herhangi bir uzvun vazifesindeki aksakln btn n haya t zerinde tepkileri olacan farketmi ve sosyal olaylar arasn daki karlkl tbiiyete temas etmitir ki buna iteride (COMTE'da) sosyal consensus tabiri altnda rastlayacaz. Filhakika SANT- SMON bu karlkl tbiiyet halini birok yerlerde aka izah etmitir : Tarih gsteriyor ki ilm inklplarla siyas inklplar birbirini takip eder. Bunlar birbirlerine kar illet netice mnasebeti iinde bulunurlar. Her zaman ve btn millet lerde sosyal messeselerle ahlk fikirler arasnda sabit bir tekabl vardr ki bu hal siyasetle ahlk arasnda belirli bir intibak bulun duundan phe ettirmez. Filhakika siyaset ahlkn neticesidir. Ahlk ise cemiyetin zaruri badr. Mterek ahlk fikirler olma dan hibir cemiyet olmaz. Fakat ahlkn menei zarur olarak ce miyetin menei ile kanr ve bunlardan biri, bizim iin, dierinden daha fazla malm deildir. Ancak gryoruz ki ne kadar kaba ve iptida olursa olsun iinde muayyen ahlk fikirler hkim olmayan hibir insan topluluu yoktur (14). Bylece SANT - SIMON itima olay snflar iinde ahlk, siyaset ve kltD> arasndaki karlkll kefetmi, siyasetin ahlka ve kltr seviyesine 'tbi olarak. deitiine iaret et mitir. Bundan baka ahlk da dogmatik ve felsef bir ide ola rak deil, sosyal fenomenler leminde tezahr eden msbet ahlk tecrbesi anlamna kullanmtr. Nitekim diyor ki ahlk, itima bnye tiplerine gre deiir. Feodal cemiyetin ahlk sna cemiye(13) SAINT -SIMON HEIM, a. g. e.,, s. (14) SANT-SMON naklen: Cours de Physiologie Sociale. X. 176 - 177 (DURK : 140). L'industrie Vol: III P: 33 (GTJRVTCH'den Sorbonne sh..: 23)

n ahlkna benzemez ve bugn ahlk sadece ilh bir ahlk ol maktan kp dnyev bir ahlk haline geliyor. Hristiyanlk iktisa d ve siyas mnasebetlere kendi ahlkn tatbik etmedi. Fransz ihtilli ise kendi ahlkn siyas sahaya tatbik etti ise de ekonomi sahasna tatbik etmedi. imdi ahlk istihsale, ie, emee taallk ediyor. Bir ii ahlk, bir i evki, idare edenlerle edilenler arasn da yeni mnasebetlerin- douuna hatt bu ikili tasnifin izalesine gtryor. Zira artk herkesin birbiriyle ortak, hissedar veya i ar kada olmas gerekiyor. (15). Demekki insanlarn kollektif gayretleri ile tabiata hkim olmak kabiliyetlerini artrma merhalelerine gre itima mnasebetlerin ekli ve bunlardan doan ahlk fikirler deiiyor. Bu deime de neticede siyas messeselerin deimesine sebep oluyor. O halde insanlk tarihinde bir deime ve terakki kanunu mahede edi liyor. Btn XIX. asr sosyologlarna hkim olan ve terakki ile mterafik olarak alman bu tekml kanunu fikri sosyolglan hukukun kh iradlik kh zarurlik vasf zerinde durmaya sevk etmitir. Aa da temas edeceimiz eitli sosyoloji ekollerinin hukuk anlayla rn kymetlendirmek bakmndan bu tekml kanunu mefhumunu imdiden belirtmemiz faydal olur. SANT-SMON, CONDORCET'den ald terakki kanunu fikrini Medeniyet Tarihi ile isbata alr. tima beden (cemiyet), canl bir mahlk gibi ele alnrsa onun da ocukluk, olgunluk ve ihtiyarlk devreleri mahede edilebilir. Fakat SANTT - SMON iyimserdir ve cennetin br dnyada deil yeryz cemiyetinin mstakbel tekiltnda, tahakkuk edeceine inanr. Demekki insan ve cemiyet ilmi demek olan Sosyal Fizyoloji de srf msbet ilim metodlar ile hareket edilecek ve vakalarn top lanmas ve aralarndaki illet netice mnasebetlerinin aratrlma snda tarih arivinden faydalanlacaktr. SANT-SMON' da BN HALDUN gibi gayr ilm tarihilii iddetle tenkid eder ve tarih(15) SANT - SMON l'Industrie Vol. Ill, p.: 34 - 35 (GURVITCH'den naklen: Cours de Sorbonne sh.: 23)
10

te ill mnasebetlerin ve tekml kanunun aratrlmas lzumun da srar eder (16). SANT - SMON'a gre bu kanun her eye hkimdir. nsan zeksnn ulv terakki kanunu her eyi srkler, her eye hkme der. nsanlar bu kanunun sadece aletleri mesabesindedir. Biz nasl seyyaremizi gnein etrafnda dndren iptida kuvveti keyfimize gre deitirernezsek kendimizi de tekml kanunun tesirinden kur taranlayz ve onun seyrine hakim olamayz. Yapabileceimiz yegne ey onun tarafndan bir kr gibi drtlecek yerde gsterdii yola dikkat ederek ona itaat etmekten ibarettir ve devrimize den b yk felsef kemal safhas da bundan ibarettir. (17). Bylece imdi SANT -Sl'M'ON'un kendi zamanndaki cemiyetdevlet tezad ile ilgili fikirlerine, yani sosyal felsefesine geebiliriz ki bizim iin asl enteresan olan fikirler esasen buradadr. Bununla beraber SANT - SMON'un sosyolojisi ile felsefesi, DURKHEM'in hakl olarak belirttii gibi, birbirine o kadar sk bir ekilde bal dr ki, birini dierinden mstakil olarak izah etmek mkl, hatt imknszdr (18). 4. Devlet - iktisad cemiyet tezad : SANT - SMON iinde yaad ihtill ve ihtill sonras Avrupasnn siyas ve hukuk messeselerini var kuvveti ile tenkid eder. O, bu messeselerin cemiyetin yeni sosyal bnyesine gre dei mesi lzumunu msbet cemiyet ilmi adna srarla iln eder. De~ mekki SArNT-SMON, keyf bir ekilde setii veya insan aklrun emri zannettii herhangi bir ideale doru cemiyeti srkle mek durumunda deildir. Bilkis o, terakki kanununa gre ister istemez idrak edilecek bir safhann icaplarna ayak uydurmay tav siye eder. (16) SANT - SMON HEM'den naklen, (17) SANT-SMON 143) (18) DURKHEIM - Le La Science de l'Homme, X, p. : 246 (DURKa. g. e., 146) Organisateur. IV 119 (DURKHEIM a. g. Sh..: Socialisme, sh.: 128
11

Byk itima yenilikleri hukuk ve siyas messeselerdeki in klplar byfo adamlarn yaptklar zannedilir. Halbuki SANTSMON'a gre bizzat bu adamlar medeniyet tarihinde mahede edilen terakki kanununun birer mahsuldrler. Onlar, insan zek snn tarih seyrinin onlardan evvel ve onlarsz hazrlad eyleri sadece hulsa ^ederler. Burada mhim olan nokta terakki mahsul durumun gayr ahs ve anonim oluudur. Zira bunun meydana ge lii zaruridir (19). Cemiyetin hukuk tekilat ve siyas bnyesi ayn zaruretin dier bir tezahrdr. Tabiat her devirde insanlara en uygun gelen hkmet eklini ilham etmitir... Eyann tabi cereyan sosyal bedenin her yanda zarur olan messeseleri tevlid eder. (20). Hulsa bir sosyal te kilt sistemi asla yaratlacak bir ey deildir. Yaplacak ey yeni fi kirler ve menfaatlar zincirini fark edip gstermekten ibarettir. Hep si bu kadar. Bir sosyal sistem ya bir vakadr, yahut hibir ey deil dir (21). O halde medeniyet tarihinin hangi safhalar iin, zarur olarak, hangi sosyal tekilt sistemi zuhur etmitir ? XIX. asr bandaki garp cemiyetleri iin bu suretle mukadder ve muayyen olan sosyal tekilt sistemi nedir ki mazi bakiyyesi hukuk ve siyas messeseler buna aykr dmektedir. ? SANT SMON medeniyet tarihinin ilk safhasnda fikr sahada dinlerin ve din adamlarnn, siyas sahada da muharip smflann yani askerlerin ve senyrlerin hakim olduunu syler. Halk hem cahil hem de fakir olduu iin bu bilgi stnln, servet ve sava kudretini haiz snflara mutidir. Ortaa feodal nizam bu devrin son safhasdr. Bu an sonlarna doru bir taraftan msbet ilimlerin geli meye balamas dier taraftan ticaret ve zanaat erbabnn gayreti (19) SANT-SMON - Organisateur, IV sh.: 178 (DURKHEIM, a. g. sh.: 143 (20) SANT - SMON - Physiologie Sociale, X, 190 DURKHEIM, a. g. sh.: 143) (21) SANT-SMON - Organisateur IV sh.: 179-180 (DURKHEIM a. g. e sh.: 155)
12

ile komnlerin serbestiye kavumas, fikr ve iktisad sahada iki yeni otorite tipinin domaya baladna iarettir : Serbest komn ler ve msbet ilim (22). Daha sonraki asrlarda gelien sna ve ticar hayat, cemiyette bu yeni snf lehine bir otorite nev'i yaratr ve bu snfn sosyal hayattaki fiil nfuzu politik hayata da aksetmeye balar. Artk parlamentolar feodal beylerden ziyade ehirlerin sna ve ticaret erbab ile dolar ve halk imdi asker eflere deil ticaret, sna ve ziraat sahasndaki eflere tabi olmaya balar (23). Fikr sahada da din esaslardan mstakil bir bilgi nev'i gerek ihtisas okullarnda gerek umum eitim sahasnda halka yaylr ve bu hal neticede din adamlarnn otoritesini sarsar (24). Bylece ayn sosyal muhit iinde askerlik ve muhariplik kabi liyetine ve din konulardaki bilgi stnlne dayanan iki eski, otorite ile, sanayiin gelimesine ve msbet ilimlerin yaylmasna dayanan iki yeni otorite nev'i birbirleriyle mcadeleye balad. Bir intikal safhasnn skntlar ile dolu olan bu devre SANT- SMON buhranl devir veya tenkit devri anlamna e p o q u e c r i t i q u e der. nsan cemiyetleri bir sosyal sistemden dier bir sosyal sisteme bir anda atlayarnazlar. Arada buhranl bir devrin gemesi zarur dir. Bu devrin mahsulleri ise eski ve yeni snflarn birbirini takip (22) SANT - SMON, bilhassa komnlerin kendi ticaret mahkeme lerini kurmalar zerinde durur. Bu, hukukun, iktisad faaliyet erbabnn eline gemesinin balangcdr. Zira, her meslek er bab, burada kendi hukuk ihtilfn gene ayn meslek erba bndan olan hkimlere tetkik ettirmek frsatm buluyor ve bylece iktisad meselelerin zelliklerine intibak eden bir hu kuk nev' tatbik ediliyordu. (Industrie, III sh.: 135 DURKHEIM naklediyor, a. g. e., sh.: 166) (23) SANT-SMON - Organisateur, IV, 149 (DURKHEIM,, a. g. e., sh.: 168) (24) SANT - SMON - Organisateur, IV, 137 (DURKHEIM a. g. e., sh.168)
11

etmesi srasnda tremi olan hukukular ve metafizikilerdir (25). Bunlar yapc bir devirde yani yeniden uzuvlanmay ve tekilt lanmay gerektiren bir devirde ie yaramazlar. SANT - SMON msbet ve yapc faaliyetlerin hakim olduu devirlere o r g a n i q u e devir der ve bunu yukarda iaret ettiimiz c r i t i q u e devrin kar t olarak kullanr. Hukukular, esas itibariyle eski asker eflerin ve senyrlerin memurlar, hizmetkrlardr. Fakat zamanla bunlar mstakil bir s nf haline gelmiler ve kuvvetlenmilerdir. Bunlann megul olduk lar hukuk ilmi ise plak kuvvet istimaline kar konmu eitli takyitlerin, barikatlarn tekiltlandrlm bir sisteminden ibaret tir (26). Bylece hukukularn gayreti ile artk sadece feodal ve asker iktidarlarn menfaatma hadim olmayan, sanayicilerin lehine kon mu baz tahditleri ve kaideleri de ihtiva eden yeni bir hukuk domaya balar. Metafizikilere gelince -ki hemen btn XVIII. asr filozof ve politikaclarn buraya sokar- bunlar muhakeme tarzlarm din metodlardan kurtaramamakla beraber, ahlk ve hukuk sahasnda fer d vicdann murakabesine ehemmiyet vermekle yerlemi din oto riteyi zayflatrlar. 1789 htilli patlad zaman Millet meclisleri hemen hemen tamamen kanun adamlar ve metafiziki ediplerle dolmutu. Bun lar o zamana kadar daima hkmet kuvvetini tahdide altkla rndan ihtillde de bunu yaptlar ve neticede hkmet kuvvetlerini, devlet otoritesini tedrici ekilde azalta azalta hie indirdiler. Zira bunlann fonksiyonu kritik devirde mevcut messeseleri ykmakta tecelli ediyordu. XIX. asr gibi organik bir devir zuhur edip de yeni bir sistem yaratmak gerekince bunlar tamamen aciz kaldlar. (25) arac, soysuz ve geici mahiyette bir dnyev ve bir ruhan kuvvet ki yegne rol, bir sosyal sistemden dierine intikali tahakkuk ettirmekten ibarettir. (Systme Industriel, V, 80. (DURKHEIM nakleder: a. g. e.,, sh.: 176) (26) ... La Jurisprudence... n'a t qu'un systme organis de ba rrires opposs l'exercice de la force (Systme Industriel, 81, DURKHEIM, a. g. e.,#sh.: 176)
14

SAINT - SMON'a gre bunlarn siyas fikirleri, byk mikyas ta Roma Hukukundan, krallarn emirnamelerinden, feodal teaml ve adetlerden, bir kelime ile tamamen ihtill ncesi mevzuattan kartlmt (27). Bunlar yeni bir sosyal bnyeyi yeni bir felsef sisteme, yeni bir fikirler manzumesine gre tanzim edebilecek kim seler deildi. Metafizikiler de eski sistemi ykmakta baar gsterdikleri hal de yeni sistemin inasnda tpk hukukular gibi aciz kalyorlard : Bunlar biraz ileri gitmek isteyince, hemen tahayyl kabil en m kemmel hkmet eklinin ne olduunu aramaa kalkyorlar ve dai ma ayn itiyatlarn evki ile bunu bir hukuk ilmi veya bir metafizik meselesi gibi ele alyorlard. Zira insan haklan nazariyesi - ki umu m siyasette onlann btn almalarnn temeli olmutu - haddiza tnda yksek metafiziin yksek hukuk ilmine tatbikinden baka bir gey deildi (28). SAINT - SMON'un hukuka ve hukukulara gsterdii itimatsz lk pek byktr : Hukukulann siyas nfuzlarn azaltmak hem idare edenlerin hem de idare edilenlerin menfaatmadr. Zira bu meslek erhab haristir ve daima iktidan devirmee veya ele geir mee mheyyadr. Sonra da iktidar ele geiremedii veya onu ter ke mecbur olduu zaman iktidan elinde tutanlara, milletin menfaatlan aleyhine olarak hizmet etmee daima hazrdr. Nihayet her iki halde de bu meslek erbab milletin hrriyetlerini azaltmaya, ykle rini arttrmaya alr... mme ilerini metafizikiler ve hukukular tedvir ettii mddete ihtillin sonu gelmeyecektir. (29). (27) SAINT - SMON - Sur la querelle des abeilles et des Frelons, III, sn.: 129 (DUKHEIM naklediyor: a. g. e., sh.: 178) (28) SAINT - SIMON - Systme Industriel*V, 83 (DURKHEIM, a, g. e., 178) La Thorie des droits de l'Homme... n'est autre chose qu'une application de la haute mtaphysique la haute jurisp rudence. (29) SANT-SMON - Hukukular ve metafizikiler, htillden sonra da baki kalmtr. mparatorluk ve Restorasyon devirle rinde de iktidarda kaldlar. Zira endstri adamlann bertaraf ettiler ve eski hkmet sistemini muhafaza etter. Bununla beraber bunlar imha edilmedike htillin sonu gelmeyecek tir., Askerlerin yerine gevezelerin ikamesi, papazlarn yeri15

GURVTCH der ki SANT- SMON'un hukukulara olan d manl, MARX'in kk burjuvaziye ve orta snflara kar olan husumeti ile mukayese edilemiyecek kadar serttir. (30). Filhakika bu menf tavnn asl sebebi, SANT - SMON'un sna bnyesi galip bir cemiyeti, sanayiin ilm ve teknik icaplara gre tekiltlanmasndan doan davran kaidelerinin, bu leme yabanc kanun vazilerinin yarattklar mcerret hukuk kaidelerinden daha iyi tanzim edeceklerine inanm olmasdr. SANT - SMON cemi yet realitesi ile alkasz, mcerret ve kapal bir meslek evresine mensup olup esasl bir ekilde ferdiyeti olan Roma hukukundan ders alm hukukularn yeni sna cemiyetin hukuk ve siyas niza mn kurabileceklerine inanmaz." Sna cemiyetin icaplarm ancak ne edebiyatlarn konmas bozgun halini ancak uzatmaya ya rar. Aslnda askerlerin ajanlarndan ibaret olan hukukular, derhal yeni bir snf yarattlar. Almanz lzmgelen can s kc fakat sz gtrmez hakikat udur ki htillin bandanberi sizler, siz sanayiciler, umum ilerinizin idaresini ihtiyat szca ve devaml bir ekilde kendilerine tevdi etmi olduunuz hukukular ve metafizikiler tarafndan devaml bir ekilde aldatldnz. Keza : Hukukulara gre idare etmek san'at, hkimiyet faali yetinin dare faaliyetine stnln muhafaza etmek kabi liyetinden ve asl kkleri kesilmi olmasna ramen gene teolojik ve feodal rejimin varln uzatmaktan ibarettir. (De l'Organisation Sociale, Vol X, p : 144.) Daima, hizip fikriyle, yani tahakkm fikriyle' mebu olan hu kukular, bizim byk siyas buhranlarmzn hibirinde bir birlerini tekzip etmezler. Her ne bahasna olursa olsun onlara iktidar lzmdr. Ve onun azamsini elde etmek iin, eraite g re her ekle girmesini bilirler. htill, hukukularn hangi zihniyetle hareket ettiklerini gstermek frsatn verdi ; bu, doymak bilmez bir iktidar hrsdr. O derecede ki, mutlak efen diler sfatyla ona sahip olamadklar takdirde, madun sfaty la sahip olmak bile btn arzu ve gayretlerinin hedefi olur. Eer, hukukular tarafndan retilen ilmin ve tatbikine a ltklar prensiplerin mucitlerinin, gelip gemi mstebitle rin en bykleri olan Roma mparatorlar olduu dnrrse bu duruma hayret etmemek lzm gelir. (GEORGES GUR VTCH nakleder : Cours de Sorbonne sh.: 40) (30) GEORGES GURVTCH - Cours de Sorbonne, sh.: 40 16

bilginler ve endstri adamlar anlar ve cemiyetin, terakki kanununa ^gre vasl olmas zarur olan bu yeni sna - ilm safhasnn teki ltn, messeselerini artk yalnz alimler ve sanayicilerin ibirlii tahakkuk ettirebilir. Bunlarn kuraca nizam., eski rejimlerdeki gibi insanlara deil belki eyaya hkmedecektir. Cemiyetin kollektif gayretleri ile in sann tabiat zerindeki hakimiyeti salanacaktr. Hulsa hkmet me faaliyeti hemen hemen sfra mncer olacak yeni sna cemiye te yalnz devlete, hkmete deil, hatt hukuka dahi lzum kalmyacaktr. Zira yeni cemiyeti mtecanis bir msbet felsefe siste mi ve bunun douraca yeni bir ahlk, hukuk zecre ihtiya kal makszn tedvir edecektir. SANT - SMON'un tasavvur ettii ve msbet cemiyet ilminin icaplarna gre behemehal zuhurunu bekledii cemiyetin yeni si mas hakimiyet mefhumu etrafnda deil belki istihsal vetire si etrafnda dnen sna - ilm vasfta bir yeni nizamdr. Zira sosyal tekiltn yegne ve daim hedefi, insanlarn ihtiyalarm tatmin iinde, btn ilimlerde, sanatlarda ve mesleklerde edinil mi bilgileri en mkemmel ekilde tatbik etmek, neretmek, tekem ml ettirmek ve azami derecede artrmak olmaldr. (31). <daydal eylerin istihsali, siyas cemiyetlerin kendileri iin kabul ede bilecekleri en makl ve en msbet gayedir. (32) SANT-SMON burada, bilhare asrn sonunda RATZENHOFER, L. WARD gibi sosyologlarn JHERNG, PH HECK, R, POUND gibi hukukularn yeniden ortaya atacaklar menfaatlar nazariyesinin tohumlarn eker. Ancak sna cemiyetin kendi hali ne terkedilecek spontane tekiltnn bu menfaat nizamn yarata cak yegne vasta olduunu sanmakla safiyane bir iyimserlik gs termitir : btn insanlar tarafndan hissedilen bir menfaat niza m vardr : hayat ve refah idameye taallk eden menfaatler. Bu, (31) Oeuvres Choisis de Saint-Simon. II, sh.: 370 (MAXIME LEROY naklediyor : Histoire des ides Sociales en France. Tom, II, sh.: 207/2, Paris 1950) (32) MAXIME LEROY - a. g. e., sh.: 205, (Oeuvres de Saint-Simon, XVIII, 188, 186)
17

btn insanlarn zerinde birletii ve birbirleriyle anlamak ihti yacn hissettii, zerinde birbirleriyle mzakere ettii ve beraber ce hareket etmek istedii yegne nizamdr ki siyaset ancak bunun etrafnda cereyan edebilir ve btn sosyal messese ve meselele rin tenkidinde bu yegne l olarak kabul edilebilir. (33). Bu menfaatlar nizamn en iyi ekilde tekiltlandracak olan lar limlerin ve sanatkrlarn iratlaryla hareket edecek sanayi er babdr. Bu sayede cemiyet spontane bir ekilde domu sna ni zam ile idare olan byk bir atlye, insanlar da ayn teebbsn hissedarlar veya birbirlerinin i arkadalar haline gelecektir. Hu lsa cemiyet artk gerek siyas gerek hukuk nizamdan mstani olarak yaayacaktr. SANT - SMON bu fikirlerini C a t c h i s m e d e s I n d u s t ri e 1 s ve N o u V e a u C h r i s t i a n i s m e adl eserlerinde uzun boylu izah eder ki esas itibariyle sosyalist bir nizam, eklinin tasvirine taalluk eden bu izahlar hukukla ilgisiz bulunmaktadr.
5. SAINT - SIMON'un rol:

Hukukularn tannm bir dman olan ve hukukun artk hik meti vcudunu kaybettiine inanan SANT-SMON, bizi modern sma ve iktisad nizamn mudil bnyesinin ksmen Roma hukukundan ksmen XVIII. asrn ferdiyeti hak taleplerinden mlhem bir hukuk nizam ile idare edilemiyecei hustsunda pek erken ikaz etmitir ki xrx. asrn keskin sosyal meseleleri, kendisinin btn mbalala rna ramen haddizatnda ne kadar hakl olduunu gstermitir. SANT - SIMON'un tarihin sadece bir safhas hem de srf tahrip ve tenkit safhasna has zanettii hukuk anlayndaki darlk ve hata aikr ise de gvendii spontane sna nizamn nasl bir tahakkm vastas haline gelebileceini tahmin etmemesi, kendi zamannda, henz byk sanayiin hakik yzn ifa edecek kadar gelimemi olmasyle izah edilmektedir. Filhakika SANT - SMON 'sanayi er babn daima bir kl olarak alyor ve bunlar arasndaki snflama(33) MAXIME, LEROY - a. g. e., sh.: 206/1, (Oeuvres de Saint-Si mon,, XVIII, 188)
18

nm menfi ve korkun neticelerini gremiyordu. Zira M. LEROY'nn dedii gibi o zamanki mteebbisler; ii, usta ve mhendislerden pek de farkl artlar iinde bulunmuyorlard (34). (34) O, eserlerini verdii zaman, i verenler aka iilerden ayrd edilecek bir durumda deillerdi. Onlar da zanaat erbab ve mtevazi insanlard. Onlar da elleriyle alyorlard ve iiler msait erait bulunca patron haline gelebiliyorlard ki ano nim teebbslerin bugnk ekilleri ve byk sanayiin kapi talist kudreti artk meselenin bu ekilde tasavvuruna imkn brakmaz. (MAXME LEROY - a. g. e., sn.: 231)

II AUGUSTE COMTE (1798 - 1857) 6. ahsiyeti ve temaylleri : Sosyolojinin kurucusu olarak kabul edilen Fransz filozofu A. COMTE'un bu yeni ilmin kuruluundaki roln mbala eden ler olduu gibi, bilkis kmseyenler ve onun kendisinden evvel ileri srlm fikirleri benimseyip terkip etmekten baka bir ey yapmadn ve neticede bir Sosyoloji ilmi deil sadece bir sosyal felsefe yarattn iddia edenler de vardr. Hakikat udur ki COMTE kendi zamanna kadar trl ekiller de ilenmi olan cemiyet problemlerini evvel her trl pein hkm den ve yakn pratik gayeden mcerret olarak tpk tabiat olaylar gibi incelemek ve daha sonra bu suretle bulunmu neticelerden sosyal hayatn bozukluklarn gidermek hususunda faydalanmak ge rektiine kanidir. COMTE'un fikirlerinin orijinal olmaktan ziyade terkibi olduu hakkndaki grler ksmen dorudur. Mesel EFLATUN ve ARISTO'dan itima tekiltn temelleri ve vazifelerin bllmesi gayret lerin birletirilmesi fikrini, HUME'dan, KANT'dan ve GALL'den metodta pozitivizm ve cemiyeti tetkikte fizyolojik psikolojiden fay dalanma esaslarn, keza KANT, HUME ve TURGOT'dan bir nev'i tarih determinizmi, BOSSUET, VCO ve DE MASTRE'den tarih te muayyeniyet ve bir nev'i mukadder tahavvller grme temay ln; TURGOT, BURDlN ve SAN - SMON'dan beeriyetin fikr gelime yolunda merhaleden getii hakkndaki tekaml kanunu; nihayet MONTESQUIEU, CONDORSET ve SAINT-SfMON'dan sosyolojiyi siyaset sanatna ve sna tekiltlanmaya reh berlik edecek bir mrit ilim saymak fikrini ald ve btn bu fi kirleri, takdire hatt hayrete deer bir sistemletirme kabiliyeti ile
20

. U>.) ' IBI 'HU,l. 1 | | | | ' l l l

J*wr

H * El.. KWH riV*tt-Mdl.*i;.l .~ilJKilfHHIt3W-.* H'***M-- fM*Wt*tknsr,.-j a*,<.

terkip ederek yeni bir ilmin lr (1).

temelleri haline getirdii ileri sr

Ancak A. COMTE'un btn rol hatt en ehemmiyetli hizme ti bu terkip ameliyesi deil, belki kendisinin de sonradan ihanet ede cei bir takm isabetli metodolojik prensipleri vaz' keyfiyetidir. lerde greceimiz gibi COMTE sosyolojinin dier msbet ilimler derecesinde bir yakine, bir p r c i s i o n ' a vasl olmasnn, ancak onlardaki kadar gvenilir netodlarla almas halinde mmkn olacan belirtmekle bu sahaya en byk yardm yapmtr. Gerek kendisinin gerek kendinden sonra gelenlerin bu tavsiye leri lyk ile tahakkuk ettirememi olmalar bir ey ifade etmez ve herhalde sosyoloji sahasnda alanlar bu tavsiyeleri tutmak vazifesinden, muaf klmaz. Felsef temaylleri itibariyle A. COMTE sosyal anarinin an cak fikir aleminde teesss edecek bir nizamla dzeltilebilecei g rne mtemayildir. htill sonras Fransasn hatt Avrupann e it eit buhranlarla dolu sosyal atmosferini ancak fikir ve kymet buhramna bir son verecek ve btn insanlarn zihinlerini mterek ilm ve ahlk prensipler etrafnda birletirecek bir felsef sistemin kurtarabileceine kanidir. Ona gre yaplacak ey baz restorasyon rnelliflerinin zannettii gibi maziye dnmek deildir ancak yle bir reform yaplmal idi ki hem salam sosyal bir nizam kurulsun hem de bu netice, metafizik veya din bir takm ispat imknsz prensiplere (ilh hukuk, tabi haklar, uhrev hayat, transandantal tasavvurlar ilhir) balanlarak zihinlerin krletilmesi pahasna el de edilmesin. te COMTE'un bir sosyal vakalar ilmi kurmaya almas ba langta tamamen byle bir ilimden bir sosyal reform iin istifade edilebileceine inanmasndan dolay idi. Esa.sen bu temayl asr mza gelinceye kadar hemen btn sosyolog ve sosyal felsefeciler de mterektir. Ancak ilm sahada bu tarz maksatl davrann, va rlan neticelerin objektifliini bozma derecesi melliften mellife deiir. (1) HOWARD BECKER and HARRY ELMER BARNES - Social Thought from Lore to Science Washington. 1952, I. sh.: 571 21

g 7. Msbet felsefe ve sistem olarak pozitivizm nedir? COMTE arzu ettii sosyal reformun temelini bir msbet fel sefe nin kurulmasnda gryordu. (2). Fakat bununla vaka le minin tesinde veya stnde bir takm temel prensiplere dayanan bir tefekkr eklini veya hareket mebdei yahut gayesi sbjektif bir tercihe dayanan herhangibir dnya grn deil, belki muhtelif vaka ilimlerinin vasl olduklar ve bu vakalarn birer koordinas(2) A. COMTE bu konu zerindeki aratrmalarn 1830 -1842 yllan arasnda yaynlad alt ciltlik Msbet Felsefe Dersleri (Cours de Phosophie Positive) adl eserinde izah eder. Msbet Felsefe tabiri, baz okurlarca tefsire muhta gr lerek COMTE'dan bunun aklanmas istenir. COMTE pek e itli anlamlarda kullanlarak sustimal edilen felsefe keli mesini zlerek kullandn kaydettikten sonra bunu kadm filozoflarn hususiyle ARJSTO'nun anlad manada kabul et tiini syler : felsefe beer bilgilerin umum sistemidir. (Le Systme Gnral des Conceptions Humains) msbet olarak tavsif edilen felsefe ise hangi fikir nizamna taallk ederse etsin btn nazariyelerin, mahede edilmi vakalarn koor dinasyonundan ibarettir. Bu tarz tefelsf, evvel teolojik, son ra metafizik safhalardan geen umum felsefenin nc ve sonuncu mertebesidir. COMTE'un buna Tabiat felsefesi veya ilimler felsefesi dememesinin sebebi, bunlara yalnz o zama<a kadar bilinen mahede ilimlerinin sokulmasdr. Halbuki COMTE msbet felsefe ye sosyal vakalarn tetkikine taallk eden Sosyolojinin neticelerini de ithal etmekte, bylece ms bet felsefe; insan zeksnn, zerinde alabilecei btn konulara tatbiki kabil yeknesak bir muhakeme tarzm ifade eL mektedir : Une manire uniforme.de raisonner applicable tous les sujets sur lesquels l'esprit humain peut s'exercer Grlyor ki msbet denen felsefe sadece, vakalarn m ahedesini ve varlan sonularn bir koordinasyonunu ifade etmektedir. Vaka mutas olmayan, daha dorusu mahedesi kabil olmayan bir hususu felsefenin meru ekilde tetkike hak k yoktur. O halde vaklann olu sebeplerini ararken bulaca mz yegne mil onlarn husullerini inta eden dier birta km vakalardan ibaret olacaktr. Bu aramada hibir zaman hikmeti vcut (varlk sebepleri) ile, ga sebeplerle, bir ke lime ile illetler le (causes) karamyacamz imdiden bilmeliyiz. (A. COMTE - Cours de Philosophie Positive. Paris, 1830, 6 d. 1934. T. I. Avertissement de L'ateur sh. ; XIII, XIV.
22

yonundan ibaret olan ilm nazariyelerin mtecanis bir sistemini murad ediyordu, yle ki, ilm neticelerin doruluuna inanan btn insan zihinleri bu neticelerin bir koordinasyonundan ibaret olan msbet felsefe nin doruluundan da phe etmiyecek ve fikir ve fiillerini bu mterek kanaata gre tevhit ve tensik edeceklerdi, ite sosyal reformun her eyden evvel byle bir zihniyet reformu na bal olmasnn sebe'bi bu idi. Filhakika insali zeks kinat olaylarnn bir ksmn muayyen bir tarzda dier ksmm ise bundan daha baka bir tarzda idrak edemez. nsan zeks muayyen bir olaylar grubunu tetkik ederken hangi tarzda iliyor ve hangi tarzda muhakeme yrterek hakikat lere ulayorsa dier nevi olay gruplarn da aym tarzda muhakeme edecek ve anlryacakt. Halbuki COMTE kendi devrinde insan ak lnn tabiat ilimleri sahasnda tatbik ettii ve doruluunu tecrbe ile tesbit ettii bu msbet dnce tarzn sosyal ve siyas olaylara tatbik edemediini esefle kaydediyordu. nsan zeks cemiyet ve si yaset meselelerinde asrlardanberi semeresizlii sabit olmu gelenek sel, din ve metafizik saplantlarla dnyordu (3). Onun iin bu sahada bir adm ileri gidemiyor, tek bir meseleyi olsun halledemiyordu. COMTE yle diyordu : . . . fikirler dnyay idare eder ve altst eder. Baka bir tbirle btn sosyal mekanizma en nihayet fikirlere ve kanaatlara dayanr. Okurlar bugnk cemiyetlerin b yk siyas ve ahlk buhrannn son tahlilde fikr anariden ileti geldiini bilirler. Bizim en vahim derdimiz btn zeklarn temel dsturlara taallk eden derin farkllmdadr ki, bu dsturlarn sabitlii haki k bir itima nizamn ilk artdr. Ferd zeklar elbirlii ile m terek bir sosyal doktrin tekiline msait birka umum fikre ilti(3) A. COMTE, a.g.e., T. I. Sn. 12 dier nevi olaylar hakknda, is ter tetkik ister ispat metodu olarak artk hi kimsenin kullan mad teolojik ve metafizik metodlar, ilh hukukla halk ha kimiyeti arasndaki bitmez tkenmez beyhude mnakaalardan yorulmu olan btn akl selim sahiplerince kifayetsizlikleri tes lim edildii halde, sosyal olaylara taallk eden btn husus larda inhisar bir ekilde kullanm aktadr.
23

hak etmedike, milletlerin durumu, zarur olarak kabul edilebilecek btn siyas palyatiffere ramen esasl bir ekilde ihtillci kalacak gerekte ancak anzi messeseleri ihtiva edecektir. Buna mukabil ayn prensipler sistemi'zerinde zeklarn byle bir iltihak bir ke re temin edilince, en mhim bozukluk bizzat bu iltihak vakasiyle zail olacandan, en mnasip messeseler hibir vahim isyana mey dan vermeden, buradan zarur olarak doacaklardr. Bu itibarla hakikaten normal bir eya durumunun ehemmiyetini hissedenlerin ekseriyeti, dikkatlerini bu noktaya evirmelidirler (4). Byl ece COMTE btn zeklarn zerinde ittifak edebilece i, her akl iin isbat kabil dorulukta birtakm umum prensip ler bulmak ve bu prensiplerin altnda cemiyet iin matlp ni zam tahakkuk ettirmek emelinde idi. Bu yoldaki aratrmalarn biri tamamen nazar, dieri ise buiki istikamette gelitirdi. v nun tatbikat demek olan amel vasfta 1830 -1842 yllan iinde hazrald Msbet Felsefe Dersleri = Cours de Philosophie Positive adl eserinde nazar temelleri tesbit etti. Bunlann sosyal hayata ve siyas dzene tatbik eklini ise 1851 1854 yllar arasnda yaynlad Msbet Siyaset = Systme de Po litique Positive adl eserinde ve bunun bir nev'i vlgarizasyonunu tekil eden Le Catchisme Positiviste adl kk kitabnda tas vir etti (5). COMTE nazar aratrmalarda her trl pratik fayda mlhaza sndan tecerrt edilmesi ve dikkatin srf hakikatin bulunmasna y neltilmesi lzumunda srar etti (6). Bu fikrine ne dereceye kadar sadk kald szgtrr. Ancak bu fikir tabiat ilimlerinde olduu gibi cemiyet ilminde de aratmclarn hibir zaman unutmamala r lzm gelen bir esas ifade eder ki, bilhare DURKHEIM bu meseleyi Sosyolojik Metodun Kaideleri = Les Rgjes le la Me thode Sociologique adl klsik eserinde derinletirir ve sistemletirir. A. COMTE Msbet Felsefe Dersleri nde btn kinat olay(4) A. COMTE, a. g. e., T. I, Sn. 26 - 27. (5) Bu kitap dilimize Pozitivist lmihali ad ile Pey ami Erman tarafndan evrilmitir. (Fransz Klsikleri : No. 184, Ankara, 1952).
24

Ian hakknda hakikate gtren yegne metod msbet metod olmak la beraber bunun tabi ilimler sahasnda dahi pek ge tatbik edil diini, zira insan zeksnn tabi bir tekml kanununa uyarak an cak her ilmin son gelime safhasnda bu metodu kullanabildiini sylyordu. Btn olaylann tetkikinde (ister tabi, ister iti ma olaylar olsun) evvel din bir gr tarzna uyularak bu olay larda tecell ettii sanlan Tann iradelerinin aratrld, daha son ra bunlann yerine metafizik dn tarznn tesiri altnda kalnarak bir takm illetler ( c a u s e s ) ikame edildii, eyada bir takm mahiyetler ( n a t u r e ) aratnld (7) ancak en mtekmil d nme merhalesi olan msbet safhadadr ki, olaylar arasnda car tabi kanunlarn bulunmasna teebbs edildii bir hakikatti. Sosyal vakalar hakknda bilgilerin de bu safhalardan gemesi tabi bir kanunun icabdr (8). Ancak mevzulannn karmakl dolaysiyle sosyal olaylara taallk eden bilgi dal, konulan daha basit olan dier ilimlerin teekkln ve gelimesini beklemee mecbur du. nk her ilim basitlik ve mrekekplik derecesine gre, kendi sinden evvelki ilim dallannn neticesine dayanr ve kendisinden sonra teekkl edeceklere de zemin hazrlar (9). Bylece sosyal vakalara taallk eden ilim, din ve metafizik safhalardan gemi ve msbet safhaya henz intikal etmiti. Daha dorusu A. COMTE'un yolu takip edildii takdirde bu kemal mer tebesine ulaacakt. Bu itibarla siyas, hukuk, ahlk, iktisad ve ilh... (6) A. COMTE, a.g.e., T. I, Sh. 36 : Tabiat tetkikinin, onun rasyo nel bir ekilde ilenmesine hizmet ettii hususu umum bir ekilde kabul edildikten sonra; insan zihni kendi teorik ara trmalarna her nev'i pratik maksattan tamamen temizlenmi olarak balamaldr. Zira bizim hakikati keif vastalarmz o/ kadar zayftr ki, eer onlan mnhasran bu gaye etrafnda teksif etmezsek ve eer hakikati ararken bunda yakn bir ame l fayda elde etmek gibi meseleye yabanc bir art tahakkuk ettirmeyi de zerimize alrsak, hakikate vasl olmak bizim iin hemen hemen imknsz bir hale gelir. (7) Msbet Felsefe herhangi bir eyin zat mahiyetinin (nature intime) ne olduunu kat'iyyen bilmediini iln eder (COMTE, Cours, T : I,, Sh. 49). (8) A. COMTE, a.g.e., T. I, Sh. 2. (9) A. COMTE, a,g.e., T. I, Sh. 48. 25

btn sosyal vakalar sahasnda COMTE'a kadar ileri srlm, ka bul edilmi fikirlerin hemen hepsi din ve metafizik dnce tarznn mahsul idi. Ne zaman ilimler sistemi altnc mertebeyi tekil eden Sosyal Fizik (10) vey Sosyoloji (11) ilmi ile tamamlanrsa ar tk msbet felsefenin kurulmas iin gerekli olan btn vaka bilgi leri hazrlanm olur v e bu felsef sistemin prensipleri, doruluu her aklca kabul edilebilecek hakikatler sfatiyle, btn insanlara telkin edilerek, retilerek Msbet Felsefe ye uygun bir Msbet siyasete tahakkuk ettirilebilir. COMTE gerek ferd zeknn aydnlatlmas, gerek cemiyet ni zamnn dzenlenmesi hususlarnda btn mitlerini balad bu Msbet Felsefenin esasn yle izah eder : . . . Msbet Felsefenin temel karakteri ister birinci illet, ister niha illet olsun, aleltlak illet denen eylerin aratrlmasnn bizim iin mutlak surette imknsz ve mnsz olduunu kabul ederek, btn olaylar deimez tabi ka nunlara tbi grmektedir ki, btn gayretlerimizin hedefi de bu kanunlar sarih bir ekilde kefetmek ve mmkn olduu kadar az sayya irca etmektir.. Herkes bilir ki biz msbet izahlarmzda, hat(10) A. COMTE, a.g.e., T. I., Sn. 52 . . . Sonuncu olay nev'i (insana taallk eden olaylar kastediyor) aikrdr ki, evvelkilerden da ha karmak ve daha* hususdir. Onlara messir olmakszn, t bi kalr. Uzv Fizik in iki byk blm buradan kar : a) Asl mnas ile Fizyoloji,, b) Sosyal Fizik. Btn itima olaylarda evvel ferdin fizyolojik kanunlarnn tesiri mahede edilir. Bundan baka bu kanunlarn tesirlerini tdil eden husu s bir hal daha mahede edilir ki, bu da, insan nev'inde her neslin mteakip nesil zerindeki tesirleri yznden bsbtn karmak bir hal arzeden fertler - aras tesirlemeden doar. Demek ki sosyal olaylar mnasip bir ekilde tetkik iin evvel ferd hayata taallk eden kanunlarn derin bir bilgisine sahip olmak lzmdr. Fakat bu... bazlarnn zannettii gibi, Sosyal Fizik in, Fizyolojinin basit bir eki olmas demek deildir... By lece Sosyal Fizik kendine mahsus bir vastal mahede ko nusuna sahiptir. (11) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 132 ... itima olaylara mahsus temel kanunlarn heyeti umumiyesinin msbet bir tetkikini tek kelime ile ifade iin evvelce teklif ettiim sosyal fizik te riminin tamamen muadili olarak bu yeni terimi... kullanyo rum. 26

t en mkemmellerinde dahi hibir zaman hadiselerin onlar tev lit edici, yaratc illetlerini izah etmek iddiasnda bulunmadk... Biz sadece bu olaylarn husule gelme artlarn dakik bir ekilde tahlil ettik ve bunlar normal teakup ve benzerlik (ardsra gelme ve benzeme) mnasebetleri dairesinde birbirlerine raptettik (12). | . 8 Sosyolojide msbet metod : Bylece olaylar hakknda msbet zihniyetin icaplarna uygun olarak yaplacak her aratrma Sosyolojiden evvel teesss etmi b tn dier msbet ilimlerin neticelerini nazara alacak ve ie sadece ve behemehal sosyal vakalarn tetkikinden balyacakrj. ncelemeler sonunda da sosyal vakalar leminin asli ve tal mahiyette hangi ka nunlara gre cereyan ettii kefedilecekti. Filhakika COMTE diyor du ki : Ben insan nevinin inkiafnda tpk bir tan dndeki kadar muayyen kanunlar bulunduunu vaka ile isbat edece im. (13). Msbet metodun sosyal hayatn tetkikinde nasl kullanlaca hususunda ise COMTE fazla mcerret ve nazar dnmekten ka nr. O, metodun, mevzuun fiilen incelenmesi srasnda ve bu in celeme sayesinde gelieceine daha batan iaret eder. Mevzudan mcerret olarak metodun teferruat ?e incelikleri zerinde srar etmenin doru olmadn bu inceliklerin mevzuun fiilen tetkiki srasnda inkiaf edeceini syler (14). Bununla beraber COMTE Msbet Felsefe Dersleri nin Sosyal Fizie (Sosyolojiye) tahsis (12) A. COMTE, a.g.e., T. I, Sn. 8. (13) A. COMTE, Lettre Valat. P. 138 -139,, 8 Septembre 1824 (LUCIEH LEVY - BRUHL'den naklen : La Philosophie d'AUGUSTE COMTE IV. d., Paris, 1926, Sh. 270, not 1). (14) A. COMTE, a.g.e., T. I, Sh. 21 : Filhakika msbet metodun ne olduunu sadece bilmek deil, belki hakknda onu fiilen kul lanabilecek kadar sarih ve derin bir bilgiye sahip olmak ge rekince onu aksiyon halinde ele almak lzmdr. Tetkiki gere ken ey, insan zeksnn baard ve doruluu denenmi muhtelif byk tatbikat ekilleridir. Bir kelime ile, sadece ilim lerin felsef tetkiki ile bu mertebeye vasl olunamaz. Metod, tatbik eddii aratrmalardan mstakil olarak tetkik edilmee elverili deildir. Hi dese bu l bir tetkik; ken disini okuyacak zihne feyiz vermeyen bir tetkik olur. Bir gerek27

ettii IV. cildinde itima olaylarn tetkikinde kullanlacak metod kaidelerini daha tafsiltl bir ekilde izah eder (15). Bu metodlar esas itibariyle, dier mahede ilmilerinde kul lanlanlarn ayndr : Mahede, deney ve mukayese. Ancak unu da unutmamak lzmdr ki, msbet metod, esas itibariyle btn ilimlerde ayn kalmakla beraber her ilim bu metodun baz nevileri ni daha fazla kuUanr veya kendi konusuna uygun ekilde inkiaf ettirir. Mesel Felsefenin baz dallarnda mahede, bazlarnda ise tecrbe yahut u veya bu mahiyetteki tecrbeler en esasl aratrma metodunu tekil edebilirler. Keza metodun mtemmim cz olan fa lan umum kaide, esasnda falan ilim tarafndan bulunmu ve bil hare dier bir ilme nakledilmi olabilir. (16). Bu itibarla sosyal vakalar leminin zellii burada kullanlacak msbet metod nevile rinden bir ksmn daha fazla tercih ettirebilir veya bir ksmn tdil edilmi veya vastal bir ekilde istimal ettirebilir. Filhakika itima vakalarn bir hususiyeti vardr : Bunlar, kendi lerini tetkik eden mahidin bizzat iine katld olaylardr. Ma hidin bunlarn cereyan eklini objektif bir tarzda tesbit edebilmesi iin, muvakkaten kendisini bunlarn tesirlerinden tecrit etmesi lzm gelir ki. bu da hayli gtr. COMTE bu gle bilhassa dikkati e ker (17).. Fakat Sosyolojinin ilmlemesi midi de ancak buna ba ldr. Baz kimselerin, sosyal vakalarn tetkik ve mahedeye kar fazla mukavemet gstermeleri, karmak bir karakter tamala r v.s. sebebiyle bunlarn bir ilim konusu olamyaca hakkndaki fikirleri fazia septik ve hataldr (18). lik mcerret olarak ele alnrsa o kadar mphem ve umum fikirlere irca edilir ki bunun zihn faaliyetin tanzimi zerin de hibir tesiri olmaz.. Bu esasl vakay bilmedikleri iindir ki ruhiyatlarmz BACON'n usul kaidelerini veya DESCARTES'n nutkunu okuduk larndan dolay kendilerini msbet metodu anlam sanyor ve kendi ryalarn ilim addediyorlar. A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sn. 150-248 Caractres Fondamen taux de la mthode positive dans l'tude rationelle des ph nomnes sociaux. A. COMTE, a.g.e., T. I Sh. 59, keza T. IV. Sh. 216-217. A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 221 not : 1. A. COMTE, a.g.e., T. IV. Sh. 217-218.

(15) (16) (17) (18)


28

Geri eitli rnsbet metodlarm sosyal olaylara tatbikinde di er tabiat ilimlerine tatbik edili ekillerine nazaran baz inhiraflar, olacak, daha dorusu, mevzu bu metodlarm inceliklerini bizzat tyin edecektir. Bununla beraber metodalrn asl mahiyeti ayn ka lacak ve btn esas da mahedenin muhayyileye galibiyeti nok tasnda toplanacaktr. A Mahede metodu : COMTE'a gre sosyal olaylar mahede eden kimsenin, bu ie balamadan evvel bu olaylar hakknda umum baz bilgilere sahip olmas lzmdr ki, baktn grebilsin. Bu ise sosyal olayla rn tbi olduklar ana kanunlarn bilinmesi ile kaabil olur. Bu ka nunlar bilmeyen bir mahit, ne neyi mahede edeceim, ne de mahede neticelerinin ne mnaya geldiini kestirebilir. Esasen bu hal yalnz sosyolojiye has da deildir. COMTE der ki hangi nev'i vakalar bahis konusu olursa olsun, hatt en basitleri iin bile, mahedeler balangta herhangi bir nazariye tarafndan sevk ve idare edilmedike ve sonunda ayn nazariye ta rafndan tefsir edilmedike, hibir hakik mahede elde edilemez. . . . cidden ilm olan bir gr asndan baklnca, mcerret ve srf ampirik mahiyetteki mahedelerin tamamiyle bouna ve adamakl l mphem olduu farkedilir. ilim, ancak, herhangi bir kanuna hi deilse farazi olarak rabtedebilecei mahedeleri kulla nabilir. Netekim bir bilgin'in mahedesi ile lalettayin bir insann mahedeleri arasndaki esasl fark da ite burada mndemitir : her ikisi de ayn eyleri grrler, fakat farkl g alarndan. (19). O halde sosyolojide yaplacak mahedeler acaba hangi umum kanunlar veya temel prensipler dairesinde cereyan edecektir? COMTE, Sosyal Fizik dedii sosyolojinin iki esasl blm ne iaret eder : Sosyal Statik ve Sosyal Dinamik. Zira uzv varlklar ister ferd (insan), ister kollektif uzviyptler (cemiyetler) olsun daima iki bakmdan tetkik edilmelidirler : -} 1) Hayatlarn mmkn klan varlk artlar bakmndan (Statik). 2) Ferd veya (18) A. COMTE,, a.g.e., T. IV, Sh. 219-220.
29

nev' hayatn zaman sresi iinde geirdii gelime safahat bak mndan (Dinamik). insan cemiyetleri iin de durum ayndr (20). Ancak COMTE ayr ayr insan cemiyetlerinden ziyade, sosyolojinin konusu olarak, daima zaman ve mekn tahavvlleri iinde srp giden btn be eriyeti ele alr ve buna Byk Varlk = Le grand tre der. Be er cemiyeti yeryznde ilk zuhurundanberi daima bymekte gelimekte, renmekte olan tek bir varlk gibi telkki edilebilir ki bylece SosVal Statik bunun varlk artlarn, Sosyal Dina mik de gelime\ safahatm inceler. Her iki ksma ait mahede lerde ayr ayr muayyen ana prensipler daima gznnde tutulur. imdiye kadar siyas ve itima nazariyelerin mphemlii ve man tkszl her nev'i msbet nazariyeden mahrum olularndan ileri gelmitir. lm nazariyeden mahrum zeklar, etraflarnda pek meb zul bir ekilde cereyan eden sosyal vakalarn farkna dahi vara mam, onlar mahede etmesini bilememilerdir (21). 1) Sosyal Statik mahedelerinde Sosyal consensu. esas prensip :

Uzv hayatta nasl muhtelif organlarn ileyii birbiriyle ilgili ve uzviyet btn i organ farkllklarna ramen mttehit bir btn, tek bir canl ise, cemiyet de iindeki birbirinden farkl sosyal vetirelere, messeselere, olaylara ramen, btn bunlarn karlkl tesirlesmesine tbi bulunan ve bu yzden muayeyn bir nizam temsil eden bir btndr. Hibir sosyal olay grubu, sosyo lojik tetkikte, dier nevi sosyal olay gruplarndan ayr, onlarla al kasz olarak ele alnamaz. Her sosyal vaka, daima hem kendi vu kuundan evvelki ncel vakalar, hem de kendisi ile hemzaman olan ve fakat nevileri farkl bulunan dier sosyal vakalar gznnde bulundurulmak suretiyle tetkik ve mahede edilebilir (22). (20) A. COMTE, .a.g.e., T. IV, Sn. 167. (21) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sn. 221. (22) COMTE'un bu fikri ekonomi, hukuk vesaire gibi mnferit sos yal ilimlerin mstakil inkiaf aleyhinedir. COMTE'a gre i tima olaylar arasndaki bu zarur birbirine tbi olma duru mu bunlann hepsinin tek bir ilim dal tarafndan tetkikini
30

Mesel kltr seviyesi ile medeniyet derecesi ve medeniyet de recesi ile devlet messesesi arasnda bir karlkl mnasebet ekli vardr ki, biri dierini tazarnmun eder veya bin olmadka dieri olamaz. Halbuki XVIII. asrn metafiziki politikaclar bunun far kna varmamlar ve en iptida cemiyet seviyesinde en mkemmel siyas messeseyi tasavvur ederek hayallerinde icat ettikleri bir ma ziye hasret ekmielrdir (23). Bu itibarla btn bu metafizik siya set nazariyelerine, Sosyal Statik mahedelerine hizmet etmek ba kmndan hi ortaya atlmam tezler nazar ile baklabilir (24). Bylece metafizik karakteri galip siyaset nazariyeleri Kanun vazu'larma hakikatte haiz olmadklar bir tesir kudreti tanr ve onla rn cemiyete istedikleri dzeni verebileceklerini zannederler. Hal buki sosyal c o n s e n s u s prensibi, hakikatte hem kanun vaznnm dirayetini snrlandran sosyolojik tesirlerin basksn, hem de ka nun vaznnm siyas kudretinin hakik kaynan izah eder. imdiye kadar daima siyas nizamn, cemiyet hayatnn muh telif cephelerindeki tesirleri belirtilmi, hatt izam edilmitir. Fa kat bizzat bu siyas otoritenin kendilerinden mteessir bulunduu sosyal millere temas edilmemitir (25). COMTE der ki her dev let adam, siyas otoriteyi kfi bir mddet kullandktan sonra, sos yal tesirlerin btn tarafndan siyas faaliyete tahmil edilmi olan . bu zarur hudutlarn gerekliini kendi ahs tecrbesi ile bizzat tahkik etmi olur (26). zarur klar. VaTaa bu im dalnn, ilerde, inkiafnn muay yen bir merhalesinde, tli ilim dallarna ayrlmas mmkn dr. Fakta bu ayrlmann hangi esaslara tbi olarak tahakkuk edeecei balangta kestirilemez. Hulsa, COMTE, kendi zamanndaki bilgi seviyesi iin bu mnferit sosyal ilimlerin is tikll iddialarn mnsz bulur. (a,g.e., T. IV, Sn. 170, 183, 185). C o n s e n s u s kavramnn mnakaas ve SPENCER'in mu vazene fikri e mukayese iin bak : J. KRAL La Notion de Consensus Social Chez COMTE et la Notion d'Equilibre Chez SPENCER (Revue Internationale de Sociologie 47. anne 1939, Sh. 5. A. COMTE, a.g.e T. IV, Sh. 173-174. A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 175. A. COMTE, a.g.e., T. IV,, Sh. 177 -178. A. COMTE, a,g.e., T. IV, Sh. 206.
31

(23) (24) (25) (26)

Bu sosyal c o n s e n s u s prensibi cemiyet idesi ile hkmet idesi arasndaki karlkl mnasebeti belirtmekle asl mnasiyle siyas nizamn tftnel nazariyesini tabi bir ekilde ortaya koymu olur. Bu nazariye beer cemiyetlerinde mahede edilen sun' ve irad nizamn, hakikatte cemiyetin kendiliinden temayl ettii zarur ve gayr - irad bir nizamn umum ve basit bir temadisi ol duunun kabulnden ibarettir. yle ki hakikaten rasyonel olan her siyas messese gerek ve devaml bir itima messiriyet kazanabilmek iin daima kendisine tekabl eden spontane temayllerin doru bir tahliline istinat et melidir. Zira bir siyas messesenin otoritesinin salam temellerini ancak bu spontane sosyal temayller temin edebilir. Bir kelime ile bahis konusu olan ey esasl bir ekilde nizamn mahedesidir. Yoksa yaratlmas deil. Zira bu zaten imknszdr (27). Bundan baka sosyal c o n s e n s u s prensibi yalnz bir za man makta iindeki olay gruplar hakknda deil, ayrca zaman seyri iindeki eitli dinamik safhalar arasnda da caridir. Bu itibar la sosyal statiin sahasna giren mevzularn mahedesinde de te akup kanunu ve cemiyetin umum tekml istikameti daima gznnde bulundurulacaktr (28). Bylece bir taraftan siyas messeselerle rf ve detler ve rf lerle fikir ve inanlar arasndaki mtekabil tesir mnasebeti, dier taraftan da btn sosyal olaylarn heyeti umumiyesinin, medeniye tin umum tekml istikametindeki gelime derecesi nazara alna caktr. Bylece tbir caizse hem ufk, hem de akul bir tesirleme hali, her sosyal vakann tetkikinde behemehal gznnde bulun durulacaktr. 2) Sosyal dinamik mahadesmde ' hal kamumu. esas prensip :

Esas itibariyle COMTE Sosyal Dinamie daha byk bir ehemr miyet atfeder. Zira insan cemiyetlerinin daim tekmlne taallk etmekle cemiyet leminin srf biolojik lemden olan esasl farkm asl (27) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sn. 183. (28) A. COMTE, a.g.e T. IV, Sn. 176.
32

Sosyal Dinamik tebarz ettirmekte ve sosyolojinin biolojiden msta kil ilm hviyetini meydana karmaktadr. COMTE sosyal dinamiin tetkik ettii umum tekml kanununu belirtmek iin CONDORCETnin hakl olarak bavurduu bir fiksiyonu hatrlatr : Birbirinden farkl muhtelif kavimlerde tahakkuk etmi olan eitli tekml derecelerini, nazar olarak, birbiri ardsra tek bir kavmin bandan gemi gibi kabul etmek (29). Netice itibariyle Sosyal Statik cemiyetin nizam prensibini ( o r dr e ), Sosyal Dinamik de tekml ve terakki prensibim ( p r o g r s ) tetkik eder. Ancak bu tekml ve terakki tbirleri ahlk bir deer olarak deil, belki, bir tabi inkiaf, bir gelime manasnadr (30). yle ki, bu gelime insanlarn iradesinden ms takildir. Kendine mahsus, tabi kanunlara tbidir (31). ster fikr ister siyas faaliyet olsun, zahiren irad gibi grnen btn sosyal olay tipleri bu tekml kanununa ister istemez uyar. Tafih en keyf samlan siyas hareketlerin dahi byle bir geliim kanununa tbi olduunu gsterir. Ancak bu tarih geliim itima surette vaki olur; yoksa insan nev'inin, medeniyetin tesiri ile ve nesille rin gemesiyle biolojik bir slaha veya tekemmle mazhar olmas suretiyle deil. Bu husus ilmen ispat edilememitir (32). Bundan baka insan cemiyetlerinde bu terakkinin umum seyri beeriyetin heyeti umumiyesi hakknda dorudur. Yoksa terakki baz cemiyet lerde daha yava, dierlerinde daha abuk seyredebilir. Zira muh telif cemiyetlerin hayatnda umum tekml kanunun tesirlerini bir birlerinden farkl ekilde tdil eden bir takm ikinci derecede se bepler vardr ki, COMTE bunlara tahavvl sebepleri t= L e s c a u s e s d e v a r i a t i o n s der. Bu sebepler pek eitlidir ve her cemiyette bunlarn heyeti umumiyesi ana tekml kanununun icaplarn ksmen tdil eder. Fakat bu sadece bir tdibdir, yok-

(29) (30) (31) (32)

A. COMTE, a.g.e.,, T. IV, Sh. 191. A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 192. A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 194-195. COMTE, vahi insanlarn meden cemiyetlerde bytlp yetetirilmesi halinde vahet izlerinin baki kalp kalmyacn tyin iin yapan tecrbeler henz ilm bakmdan kifayetsiz dirler, diyor : a.g.e., T. IV, Sh. 202, Not 1.
33

sa bu kanunun mahiyetini veya tesirlerini deitirmek deildir (33). Mesel iklim, rk, siyas messeseler bu tahavvl sebeplerinderirdir (34). hal kanunu denen bu tekml kanununa gre cemiyetler hangi zihn tekml seviyesinde ise bunlarn rf ve detleri ve siyas messeseleri de bu zihn seviyeye tekabl eden tiptedir (35). Medeniyet tarihi aratrmalarnda gznnde bulundurulacak ana te kml istikameti udur : Fikr tekml seviyesi ilk merhaleyi tekil eden Din safha da ise, siyas sahada Din devlet ve Asker ky metler hkimdir. kinci merhaleyi tekil eden Metafizik Zihniyet safhasnda ise mevcut siyas messeseler ve maziden kalma nizam metafizik tabi hukuk fikirlerinin tenkit ve tahribine maruzdur. k tisad sahada feodal nizam yklmaya balamtr. nc tekml merhanesini tekil eden Msbet Zihniyet safhasnda ise sna faa liyet gelimi ve siyas nizam sosyal hdiselerin msbet ilmi demek olan sosyolojinin hkmranl altna girmitir ( s o c i o c r a t i e ) . Bylece sosyal dinamik tetkiklerinde daima cemiyetin iinde bulunduu tekml safhas gznnde bulundurulacaktr.

B Deneyleme (tecrip exprimerptation)

Bu, mahede metodundan sonra btn ilimlerin bavurduu esasl bir metoddur. Ancak COMTE'a gre deneyin hayat mevzulardaki tatbiki cansz madde alemindeki tatbikinden farkldr. ster biolojik ister sosyal bir varlk bahis konusu olsun, her iki lemde de car c o n s e n s u s prensibi hasebiyle, sun' bir mdahale, uz viyetin tecrbe konusu olmayan dier sahalarna da sirayet ederek bozukluklara sebebiyet verebilir. Bu itibarla, tamamen hayal olmak la beraber, bir an iin sosyal lemde sun' olarak deney artlarnn tahakkuk ettirilebilecei dnlse, bunun sosyal hayatn btn zerine bir in'iks olacak, ve hem hayatn revii bozulacak, hem de asl deney konusu, dier konularla olan ittisalinden lyk ile tecrid edilemedii iin aydnlatc sonulara varlamyacaktr. O halde ne yapmak lzmdr? (33) A. COMTE,, a.g.e., T. IV, Sh. 207. (34) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 2ip. (35) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 176.
34

Burada tpk Tp leminde olduu gibi maraz hallerinin ta bi bir deney addi uygun OIUT. Hastalk hallerinin de, shhat hal lerini idare eden ayn tabi kanunlarn neticesi olduu anlaldktan sonra Tpta her ey kolaylamtr. Bunun gibi sosyolojide de ma raz halleri, ihtill, isyan, teevv devirleri kendiliinden hasl ol mu deneyler mahiyetindedir ki, bunlar cemiyetin shhat halinde car olan kanunlarn kefi iin ipular verirler (36). Zira bu hal lerin umum tekml kanunnunun seyri zerinde tesiri tpk yuka rda bahsettiimiz v a r i a t i o n sebepleri gibidir. Ancak bu se bepler daim olduu halde maraz halleri arzdir. Fakat bunlar da evvelkiler gibi umum tekml kanununun tesirlerini ancak ksmen tdil ederler (37). C Mukayese metodu : Burada ayr yer veya zamanlarda yaayan farkl seviyelerde bulunan muhtelif insan cemiyetlerinin birbiriyle mukayesesi bahis konusudur. Bundan baka insan cemiyeti ile hayvan cemiyetlerinin mukayesesi de lzumludur. COMTE der ki, her ne kadar bo bir gurur insanlar, kendilerini hayvanlarla mukayeseden alkoyarsa da, ilm bakmdan byle bir aratrma pek verimli olabilir ve bilhassa siyaset adamlarna cemiyetin bir takm spontane temaylleri ol duunu; ailenin, kabilenin baz biolojik kkleri bulunduunu, h lsa her eyin onlarn keyiflerine gre deitirilemiyeceini retir (38). f Ancak hayvan cemiyetleri hakkndaki aratrmalar imdilik (COMTE'un zamannda) son derece kifayetsizdir. Bundan baka byle bir mukayese Sosyal Statik bakmndan faydal ise de, hayvan cemiyetleri tarih tekmle tbi olmaddan Sosyal Dinamik ba kmndan pek bir ey ifade etmez. Tarih karthUnna metodu : Sosyal Dinamik iin asl mhim olan ve sosyoloji ilmi iin en zarur ve en velt metod ite tarih karlatrma metodudur (39). (36) (37) (38) (39) A. A. A A. COMTE, COMTE, COMTE, COMTE, a.g.e., a.g.e., a.g.e., a.g.e., T. IV, T. IV, T. IV, T. IV, Sn. 225 - 226. Sn. 228. Sh. 230. Sh. 236.
}

35

Bu, cemiyetin birbirini takip eden muhtelif safhalarn mukayese etmek; her safhada cemiyette hangi sosyal istidat veya temayln (disposition) oalp hangilerinin azaldn grmek ve bunlardan bir takm sosyal seriler tekil ederek cemiyetin ileri de alacau durum hakknda tahminlerde bulunmak demektir, ite tarih mukayese metodunun ruhu budur (40). Siyasetin gayri - ilmlii ve siyas tahminlerin ok defa boa k muhakkak ki siyaset adamlarnn bu metoda vakf olmama larndan dolaydr. Bilgileri ancak bir iki asr gerisine kadar gide bilen, geni tarih malmat kymetlendirmek kabiliyetinden mah rum olan siyaset adamlar siyas meseleleri yalnz bugnk durum hakkndaki mutalarla halledebileceklerini sanmaktadrlar (41). tima ilimde msbet metodun nasl tatbik edileceini bilmeyenler hl metafizik veya teolojik nazariyelerle sosyal slhat yapmaa almaktadrlar. O halde cemiyetin slah ile uraanlar, daha evvel COMTE'un tavsiye ettii aratrma prensipleri, daha dorusu ana sosyal ka nunlar dairesinde (sosyal c o n s e n s u s ve sosyal tekml pren sipleri) bir takm sosyolojik incelemeler yapacak ve olmas lzm gelen sosyal nizam bu suretle tyin edeceklerdir. .9 Sosyal gereklik hakknda A. COMTE'un vasl olduu sonular : A. COMTE, metod hakkndaki prensipleri vaz'ederken ma hede ve mukayeselere tekaddm edecek ve onlan sevk ve idare edecek olan iki temel kanundan l e s l o i s f o n d a m e n t a l e s ) bahsedei.- (43) ve bunlara istinaden yaplacak aratrma sonula(40) (41) (42) (43) A. COMTE, a.g.e T. IV, Sh. 241. A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 243. A. COMTE, a.g.e., T. I, Sh. 61. Bu iki. kanun hakknda COMTE'un muhtelif tbirleri kullan d grlr : La Loi de L'Harmonie (ou le consensus so cial), La Loi de Filiation (ou de succession ou la loi de l'volu tion sociale) a.g.e., T. IV, Sh. 226. Keza: . . . l e s observa tions sociales quelquonques, soit statiques, soit dynamiques..

36

< &

rinda da bir takm tal kanunlar ( l e s bulunacan kaydeder.

l o i s s e c o n d a i r e s ) in

Fakat mahede ve tecrbelere tekaddm etmesi lzumundan bahsedilen bu ana kanunlar nasl bulunmutur ? COMTE bunlardan Sosyal Dinamie taallk eden hal kanunu iin beer zeksnn kll inkiafn incelerken byk bir temel knunu kefettiimi zannediyorum diyor, sonra da bu kanunun gerek kendi bnye mize mteallik bilginin ortaya koyduu rasyonel verilere, gerek mazinin dikkatli tetkikinden kan tarih denemelere salam bir ekilde istinat ettiini sylyor (44). Sosyal Statik aratrmalarm idare edecek sosyal c o n s e n s u s kanununu da, her uzviyet hakknda car olmas sebebiyle biolojiden aldn ve cemiyeti de biolojik hayatn bir devam saydn belirterek izah ediyor. O halde COMTE bu prensipleri biolojik ve tarih tetkiklerinden istidlal yoluyla istihra etmitir. Bunlar ister kanun ister nazariye olarak kabul edilsin, her ha lkrda COMTE Sosyolojisinin aksiyomlar mesabesindedir. Fa kat COMTE'un btn eseri, 'kendisini vakfettii sosyolojik metodlarm sosyal realiteye tatbiki sonunda varlm neticeleri deil, bel ki bu batan veya ancak tarihin sath bir tetkiki sonunda kefedil mi iki prensibin Medeniyet Tarihine tatbiki suretiyle elde edilmi neticeleri ihtiva etmektedir. Bu itibarla COMTE'un sosyolojik metod hakkndaki o ince mlhazalar ve tavsiyeleri ancak kendisini takip edeceklere hitap eder gibidir. COMTE'un bu iki ana kanunu husus haller demek olan tarih vakalara dorudan doruya tatbiki suretiyle vard neticelere ge lince, bunlardan Statik ve Dinamie ait olanlar sahamz ilgilen dirmeleri nis'betinde yle hlsa edebiliriz : doivent exiger, plus ncessairement ancore que les autres, remplois continus de thories fondamantales destines lier constamment les faits qui s'accomplissent aux faits accomplis. T. IV, Sh. 220 . . . Quoiqu'el en soit, il est evident que l'absence de toute thorie positive est aujourd'hui ce qui rend les obser vations sociales si vagues et si incohrentes. T. IV, Sh. 221.
(44) A. COMTE, a.g.e., T. I, Sh. 2.
* 3 7

A Sosyal Statik hakkndaki

sonular:

A. COMTE cemiyetin varlk artlarnn incelenmesine tahsis et tii derse nsan Cemiyetlerinin Spontane Nizamnn Umum Na zariyesi baln koyar (45). Burada esas itibariyle unsuru mahede ve tahlil eder. a) fert, b) aile, c) cemiyet. Kendisi Devlet - Cemiyete ayrdma fazla ehemmiyet, vermez, daha do rusu, devleti cemiyetin zarur nzm unsuru olarak alr ve snfla ma ve zmreleme vakalaryla da fazla ilgilenmez. 1) Fert:

COMTE ferd i, sosyolojik tetkiklerin deil, ancak biolojik ve fizyoloijk tetkiklerin konusu olarak alr. Sosyolojik tetkiklerin ilk basama aile dir. Bununal beraber COMTE'un Biolojiye ve bilhassa zamanndaki Dima Fizyolojisi keiflerine dayanan fikir leri esas itibariyle insann ruh bnyesine ve bunun ksmen hodgm, ksmen diergm insiyaklardan teekkl eden kompleks ya psna taallk eder. COMTE'a gre insann yalnz hodgm hislerle izah edilmesi sakat ve yanl bir grtr. nsanda itimalik spontane bir ha lettir. Beer nev'inin mterek hayata kar insiyak bir temay lnden doan ve her trl ahs hesap ve mlhazadan mstakil ve ekseriya en kuvvetli ferd menfaatlara aykr den bu kkl bir ekilde spontane itimalii COMTE'a gre artk hi kimse tarafndan itiraz edilemiyecek bir kakikattir (46). Bu itibarla ce miyetin meneini gerek fayda mlhazasna, gerek mukavele fikri ne istinat ettirenler hata etmilerdir. Cemiyet insann ister iste mez itima olan tab' dolaysiyle mevcuttur ve bu itimadlik veti resinin tetkiki biolojiye terettp eder. Bundan baka insan tab'mn dier bir hususiyeti de insanda teessr melekelerin, his ve heyecan saiklerinin; zihn melekelere daima ve iddetle galip olduudur. Zihn faaliyet insana en zor (45) Considrations prliminaires sur la Statique Sociale ou Thorie Gnrale de L'Ordre spontan des Socits Humaines (T. IV,, 50. ders, Sh. 283). (46) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 285.
38

gelen faaliyet eklidir ve devam ettii takdirde yorucu olur. Bu nun iin insanlar zek faaliyetlerinden ziyade madd faaliyet ekil lerini tercih ederler (47). Halbuki insan, madd bnyesinin nok sanlar ve ahlk zaruretler yznden kendi hayat artlarn daim ekilde zeksn kullanarak islh etmee mecbur durumdadr ki, ondan baka hibir hayvan nev'i buna bu derece mahkm deil dir. Bununla beraber insan zeksnn bu yolda inkiaf iin behe mehal enerjik ve srekli bir tevkiiye, bir muharrik kuvvete ihti ya vardr (48). Bu muharrik kuvvet ise insann ihtiraslarnda mn demitir. Arzu ve ihtiraslar zek faaliyetine muayyen bir istikamet gstermek, elde edilecek bir hedef tyin etmek durumundadrlar. O halde yaplacak ey, her eyden evvel insanda hodgm insiyak lar itima insiyaklara tbi klmaya almaktr ki medeniyetin te mel fonksiyonu da budur (49). Bylece insan zeks onun diergm insiyaklarnn gsterdii istikamette alarak ideal durumu daha dorusu msbet ideali tahakkuk ettirecektir. 2) Aile: Bu, fertle cemiyet arasndaki zarur ve tabi mutavasst halka dr. Fert evvel aile cemiyeti iinde itimaleir; dier insanlarla ibirliine, onlar hesabna yaamaa, onlarn hislerine itirak et mee alr ve bunu hodgmca insiyaklarn sun' vastalarla zorla mak veya bastrmak suretiyle deil, bilkis tab'mda mevcut spon tane ve samim diergm hislere tbi olarak yapar. Yani ilk itimalik hissi ailede tezahr eder ve hodgm insiyaklara galebe eder (50). Bu itibarla bio-sosyal menei ile aile, cemiyetin bir hcresi, bir uzvudur. Zira cemiyetin uzvu asla fert deildir (51). Her eyin cz kendi cinsinden olur. Cemiyetin cz' de en kk cemiyet ek li olan ailedir. COMTE'un aile messesesi hakkndaki fikirleri Katolik Aki deden mlhemdir. Fakat o Msbet zihniyetin ve Felsefenin, bu ta(47) (48) (49) (50) (51) A. A. A. A. A. COMTE, COMTE, COMTE, COMTE, COMTE, a.g.e., a.g.e., a.g.e., a,g.e., a.g.e., T. IV, T: IV, T. IV, T. IV, T. IV, Sn. Sn. Sn. Sil. Sh. 286, 293. 288. 290. 295, 311. 294. 39

bi ve zarur messeseye artk teolojik mahiyette olmayan bir msbet temel bulacana kanidir. Aile nizamnn hususiyeti ise cadnn kocaya, ocuklannana - babaya itaati eklinde iki tabi1 tbiiyet pren sibinde tecelli eder (52). COMTE, ailedeki bu tabi tbiiyet mnasebetini ve kardelik balarn o kadar i beenir ki bu halin Msbet Felsefe ile idare olunacak mstakbel cemiyetin sosyal bnyesinde tahakkuk ve te cellisini arzu eder (53). O halde aile COMTE'a gre bir sosyal sabitedir. Muhtelif sosyal tekml merhalelerinde tadilta urasa dahi esas bnyesi deimiyecektir. 3) Cemiyet:

Cemiyet kendi cz'leri veya hcreleri olan aile ye benzer bir ey deildir. Arada mahiyet fark vardr. Ailede hakim olan m nasebet ekli hakik ve samim bir birlik u n i o n dur. Cemiyet te ise daha mesafeli bir mnasebet olan i birlii c o o p e r a t i n o n hkimdir (54). Zira nasl uzviyet leminde tekml, en eitli fonksiyonlar ifa eden en eitli organlarla mcehhez can llarn zuhuruna doru gitmekte ise, cemiyet organizmasnda da stnlk,"bunun fert organizmasndan daha mudil, daha dall bu dakl bir organlamaya sahip olmasnda tecelli eder. COMTE bu rada, cemiyetin gittike daha kesif bir iblm istikametinde iler- .' lediini ve ihtisaslamann bir emrivaki bir zaruret, tabi bir te kmln neticesi olduunu belirtir. Cemiyet btn bu ayr cehtlerin tek bir gaye etrafnda birlemesi iin yaar ve devam eder. nsanlarn birbirlerinden habersiz maksatlarla takip ettikleri ahs gayret ve faaliyetlerinin hepsi, hatt bunlar farkna varmasa da, haddizatnda mterek bir gayeye, cemiyetin devam ve tek ml gayesine matuftur. Bylece aile cemaatinden en mtekmil cemiyet ekline kadar bn sosyal faaliyetlerin temel vasf ile rin ayrlmas ile gayertlerin birlemesi vetiresinde grlr (55), (52) (53) (54) (55) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 299. A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 316. A. COMTE, a.g.e., T. IV,, Sh. 312. Cette invariable conciliation de la sparation des travaux avec la coopration des efforts d'autant plus prononcs et plus ad-

40

lkel vahilerde harp ve av gibi gelip geici mnasebetlerde ta hakkuk eden ibirlii mtekmil cemiyetlerde daimdir ve hemen her sahada mevcuttur. Bylece farkl beer almalarn devam l ekilde blnmesi, tevzii, yani sosyal tesant btn beer nev'ine mildir ve sosyal uzviyetin byklnn geniliinin ve gittik e artan karmaklnn sebebini tekil eder (56). A. COMTE bu ihtisaslamann, insan zeksnn teferruat ze rinde ilemesini mmkn klmak suretiyle ilmin ve cemiyetin te rakkisi bakmndan arzettii kymeti takdir etmekle beraber, insan larda btn uurunu, itima vahdet fikrini zayflattna da iaret eder (57). htisaslama zeklar muayyen hususlarda keskinletir mekte, derinletirmektedir. Fakat cemiyetin heyeti umumiyesine, sosyal btn e taallk eden meseleler hakknda ise krletirmek tedir. te beer cemiyetlerinin, hatt tekmlleri nisbetinde daha fazla ve daha kuvvetli bir Hkmet e ; Devlet tekilt na muh ta olmalarnn sebebi budur. 4 Devlet : COMTE Devlete i Cemiyet in kart olarak almaz. Devle tin asl fonksiyonu cemiyette madd ve manev vahdeti temin et mektir. Devlet, btn n, paralar zerindeki kll ve zarur re aksiyonudur ki, bu evvel spontane olarak kendini gsterir, bil hare tanzim edilir. Devlet ksm ve eitli faaliyetlerin mterek sosyal gaye istikametinde nzm olacaktr. Devleti sadec madd, iktisad neviden kaba saba ileri tedvirle vazifeli saymak doru deildir. Devletin asl vazifesi cemiyetteki manev birlii, fikir ve inan vahdetini temin etmektir. Geri dev let bal bana muayyen bir sosyal terakkiyi tahakkuk ettirmee kaadir deildir. Fakat kendisinin mdahalesi olmad takdirde cemiyetteki ihtisaslamann douraca bozukluu ve kargaal miratole que la socit se complique et s'tend d'avantage, cons titue en effet le caractre fondamental des oprations hu maines, quand on s'lve du simple point de vue domestiques au vrai point de vue social. (A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 309). (56) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sh. 315. (57) A. COMITE, a.g.e., T. IV,, Sh. 318.
41

nlemekle mkelleftir. Devletin fonksiyonu vaktiyle Katolik Aki desinin tahakkuk ettirmek istedii ekilde hem madd hern mane vdir (58). Esasen COMTE dier eserlerinde de devlet hakkndaki fikrini aka belirtir. O baz mtefekkirlerin (SAINT-SIMON v.s.) dev leti, kendi problemlerini kendisi halleden ve kendi normlarn kendi yaratan spontane bir cemiyet nizam karsnda birgn siliniverecek bir messese gibi gstermelerine kzar : Hkmet artk maalesef demeti birletirmee ve btn faaliyetleri mterek bir gayeye sevketmee matuf bir cemiyet ekli gibi telkki edilmi yor... O, itima sistemin ortasnda karargh kurmu tabi bir d man gibi tasavvur ediliyor ve ona kar cemiyetin, kendini ilk "h cum almetlerinde patlamaya myeyya bir halde ve daim bir itimat szlk ve husumet havas iinde bulundurmak suretiyle kazand bir takm teminatlarla kendi kendini takviye etmesi lzumundan bahse diliyor. (59). COMTE devletin, cemiyetin hasm gibi ele alnmasna iddetle muarzdr. O bilkis devletin, cemiyetin madd ve manev haynn bizzat tahakkuk ettirmekle mkellef olduunu ve bu maksad ta hakkuk ettirmek iin kuvvetli bir otoriteye sahip olmas gerektii ni sylemektedir. Kendisi BOSSUET ve HOBBES'un mutlakiyeti devlet nazariyelerini beenmekte ve bilhassa HOBBES'un, kuv vetin spontane hkimiyeti hakkndaki mehur prensibi, haddizatn da, ARSTO'dan bana kadar geen zamanda msbet devlet na zariyesinin katettii yegne hakik merhaleyi tekil eder demek tedir (60). Bylece COMTEa daha sonra totaliter devletlerde mdafaa edilen Rehber veya mrid Devlet fikirlerinin tohumlarna rast lanmaktadr. Hatt COMTE insanlarn iinde bir otoriteye uyma arzusunun tabilii ve iddeti hususunda o kadar srar eder ki, in(58) A. COMTE, a.g.e., T. IV, Sn. 319 - 320. (59) A. COMTE, Opuscules de Philosophie Sociale (1819-1828) sh.: 52 (GURVTCH naklediyor : ide du droit social, Paris 1931, sh.: 291 No.: I (60) A. COMTE, Systme de Politique Positive (1851-54) (GURVTCH den naklen : ayn yerde)
42

sanlarn, akll ve liyakatli eflere itaat suretiyle kendi kendilerini idare mes'uliyetinden kurtulacaklar gn sabrszlkla bekledik lerini syler (61). Halk en ykc isyan ve ihtill safhalarnda bile, etrafnda toplanaca kendisinden stn, aydn efler aramaktadr. COMTE'un mrid devlet fikri hi phesiz Msbet ilmin icab olan Msbet Siyaseti tatbik edecek devleti ifade eder. O devlet adamlarndan cemiyetteki spontane terakki ve nizam temaylleri ni kefederek ve bilhassa cemiyetin tabi olarak yneldii terakki is tikameti ni, mehur hal kanunundan renerek siyasetlerini buna gre ayarlamalarn istemektedir (62). Bununla beraber cemiyette kendiliinden meydana gelen ni zam hakkndaki fikirleri bulanktr. Devleti (ki ok defa hkmet = g o u v e r n e m e n t tbirini kullanr ve bunu bazan da ida re mekanizmas mnasna alr) cemiyetten tecrid etmez, belki onun la mterafk veya hemzaman sayar. Bilhassa devleti ihtisaslama ile birlikte domu addeder. COMTE'un bu mphemiyeti hukuk mefhumunu adet hissi bir tarfagirlikle reddediinden dolaydr ki bu noktaya aada avdet edeceiz. B Sosyal Dinamik hakknda* vasti olduu sonular : COMTE sosyal statikte cemiyetteki muhtelif sosyal vaka grup larnn birbirlerinin tesiri altnda bulunduunu sosyal c o n s e n s u s prensibi ile izah etmiti. COMTE'a gre medeniyetin tekml seyri bize bu vaka gruplarndan en fazla fikr faaliyet ekillerine taallk edenlerin, bugnk anlamyla kltr vakalarnn dier vaka grup larn, hkim faktr sfatyla kendi terakkisi istikametinde deitirip gelitirdiini gstermektedir. Ancak bu, fikr faaliyet olaylarnn di er sosyal olaylardan hi mteessir olmadklar mnasna gelmez. u kadar ki bu tesir tlidir (63). COMTE, teessr hayatn beer heyecan ve ihtiraslarn zihn hayat zerindeki tesirini mhirnsenekle beraber, medeniyet iler(61) A. COMTE - Cours de Philosophie Positive, T. IV., sh. 325. (62) A. COMTE'un tanzimat hareketlerini mteakip Mustafa Reit Paa'ya gnderdii mektupta bu fikirler pek ak olarak an latlr. (TANZMAT, sh.: 754) (63) A. COMTE, a. g. e., T. IV. sh.: 340, 341
43

edike zeknn insann teessr tarafna hkim olduunu, ksaca s insan davranlarnn gittike rasyonelletiini kabul eder (64). Btn cemiyet tarihine, insan zihninin tarihi hakimdire. n san zihninin umum tarihi, btn beeriyet tarihi tetkiklerinde dai m ve tabi bir rehberdir (65). Nihayet COMTE 1822 senesinde, 17 yllk bir alma sonun da kefettii bu insan zihninin tekml kanunu nun ilmen te reddtszce kabul gereken bir apaklk, umumen kabul edilme si gereken bir hakikat olduunda iddetle srar etmektedir (66). COMTE'un ilk mahedesine gre Medeniyet Tarihi, insann biolojik bir varlk sfatiyle hayvandan farkl olan stn melekeleri nin, hayvani melekelerine gittike daha fazla galebe alacak ekilde inkiaf tarihi demektir (67). Btn zihn tekml safhalar, insan daha fazla insanlatrmaa sevketmektedir ki, bu da asl insana has olan zihn melekelerin gelimesi suretiyle vaki olmaktadr. Tarih tetkik edilecek olursa en iptida devirlerdenberi insanlarn yalnz madd tabiata hakimiyet peinde komadklar, kendi hay vani tabiatlarn da tdile, terbiyeye altklar grlr (68). B tn tarih, insan cephemizle hayvan cephemiz arasndaki mca dele ile doludur (69). Bu bakmdan zihn tekmln her merhale si cemiyete ekil ve istikamet vermek bakmndan kendisine den msbet rol oynamtr. COMTE'un hal kanununun her safhasna tekabl eden si yas ve iktisad rejimlerin tasvir ve tahlilleri zerinde fazla duracak deiliz. Kendisinin btn iddialarna ramen gerek bu kanunun, (64) (65) (66) (67) (68) A. COMTE, a. g. e., T. IV. sh. 341 A. COMTE, a. g. e., T. IV. sh.: 342 A. COMTE, a. g. e., T. IV. sh.: 345 A. COMTE, a. g. e T. IV. sh.: 329 Gerek ferdin gerek nev'in inkiaf; ahs insiyaklarn nor mal tatminini itima insiyaklarn itiyad istimaline tabi kl mak, ferdi gittike daha fazla nev'e benzetmek iin her trl ihtirasmz gittike nfuzunu artran bir zeknn ykledii kaidelere tabi klmak yolundadr. A. COMTE, a. g. e., T. IV. sh.: 332

44

gerek bunun beeriyet tarihine tatbiki suretiyle kartt (70) ne ticelerin byk bir ksm sz gtrr mahiyettedir. COMTE ana hatlar ile insanln fikr faaliyet seviyesi ve dn tarz ile siyas ve iktisad messeseler arasnda u te kabl tesis eder : Dn tarzlar. Politik - Ekonomik messeseler : Askeri rejim, Din Devlet, zira ekonomi Asker ve Din otoritenin zayfla yp yklmas, sna gelime ba langc, hukukularn, kanun adam larnn ve metalzikilerin hkimi yeti. Endstri ekonomisi ve Msbet il me dayanan siyaset.

Din veya fictive dnme devri : (organik vasfta) ...

Metafizik veya mcerret d nce devri : (Kritik vasfta)

Mspet veya ilm dnce devri : (organik vasfta) ...

COMTE'a gre asl tekml cemiyetin iki zd organik safha dan birinden dierine intikalinde mndemitir ki, bu da din ve asker karakterde olan ilk safhadan ilm ve sna karakterde olan son safhaya geite grlr. Bunlarn her ikisi de cemiyeti tekilt landrma, kurma, messeseler yaratma ve yaatma, insanl terbi ye etme, nizama sokma bakmndan kabiliyetli, verimli, msbet, hulsa COMTE'un tbiri ile organik (yapc) safhalardr. Ancak beer zihni bir dnce tarzndan dier dnce tar zna, ve beer cemiyeti bir siyas - iktisad durumdan dier bir si(70) COMTE bu kanunlar evvel medeniyet tarihinin sath bir ta savvurundan kartr sonra da (beinci ciltte) bu kanunlar medeniyet tarihindeki vakalara tatbik eder c cildin sonunda yle demektedir : Bu byk ve mhim fa slda uzun ' uzadya izah edilen sosyal dinamik mlhazalar,, beer tekmln temel kanununu kfi miktarda ispat ettii cihetle... imdi biz dorudan doruya, bu byk sosyolojik g r, insanln mazisinin btnnn fiilen takdiri keyfiyetine tatbik edelim.... Grlyor ki, hal kanunu, derin tarih aratrmalarn sonunda deil, belki banda kefedilmitir,.
45

yas - iktisad duruma bir hamlede atlamaya kaadir olmadndan araya bir geit safhas t a t i n t er m d i a i r e girmekte dir (71). Bu geit safhasnn karakteri metafiziktir ve btn fonksiyo nu dini - asker safhay ykmaktr. Bylece, bu safha eitli tenkitleriyle eski rejimi hrpalayarak onun bir an evvel tarihe karma sn salamak suretiyle yeni bir safhann domasm abuklatnr, tbir caizse yeni nizamn yerleecei zemini temizler. Bu itibarla bu safhada iki nevi fikir ve hareketlere ahit oluruz; bunlardan biri mev cut nizamn paralanmasn, kmesini istihdaf eden tenkiti cereyan; dieri yeni nizam eklinin tohumlarn hazrlayan yapc organik cereyandr (72). Ancak bu ikinci cereyan zayf, kifayetsiz ve henz beceriksiz durumdadr. Yktklarnn yerine yeni messese ve te kilt, yeni prensip ve kaideleri koymaktan acizdir. Garp tarihinde XIII. yzyl sonundan XVIII. yzyl sonuna ka dar srm olan bu metafizik veya mcerret safhann btn ro l biri eski dieri yeni olan iki organik ve msbet safha arasndaki intikal halkasn tekil etmekten ibarettir (73). (71) A. COMTE, a. g. e., T. IV. sn.: 380-385 (72) Hatt bu devreyi tenkit hareketlerinin gayr ihtiyar ve spon tane bir halde olduu Birinci Safha (XIV ve XV. asrlar) ile sistematik ve ihtillci bir nazariyenin hakim olduu kinci Safhaya (XVI il XVIII. asrlar) ayrmak kabildir. kinci Saf hada mevcut nizamn ve zihniyetin tenkidi uurlu ve doktriner mahiyettedir (a. g. e. T. V. sn: 262 - 272). (73) A. COMTE din safhann yapc karakteri zerinde srarla du rur ve bilhassa hristiyan monoteizminin ve hele katolikliin ahane methiyelerini yapar. Ruhban snfnn, manastrlarn, din eitim ve retimin cemiyette byk bir fikir ve inan vahdeti yarattn, itima bnyeyi takviye ettiini belirtir. Halbuki metafizik safhann insan zekasnn yalnz vahye mstenit inanlarla tatmin edilemedii fakat bunun yerine bir hamlede msbet ilmin mutalarn da ikame edemedii bir devreyi temsil ettiini kaydederek bu safhann btn fonksi yonunun hemen hemen srf tenkide maksur kaldn syler. Kanaatnca msbet felsefe msbet bir inan etrafnda eski din nizamn vahdetini ihya edecektir. 46

| W ' . M|*' Mll'i: I H M I a !*"< 3 r ."(r*^a-WW*WWl-ifcJm'liWai^

"'

COMTE bu safhann fikri bakmdan arzettii hususiyeti il h iradenin yerine eya tabiat ve mahiyeti mefhumlarnn ka. mesi suretinde hulsa eder. Bu devirde btn vakalar lemi bir takm e n t i t = mahiyet 1re, Tanr yerine ikame edilen ve en umum e n t i t yi ifade eden tabiat in eitli husus halleri ne irca edilir (74). Bu safhada Tanr dini yerine tabiat dini konmu . gibidir ve bu zihniyet bir nev'i panteist metafiziktir (75). Metafizik felsefe gerek metod gerek doktrin bakmndan din felsefeden pek farkl deildir. Geri onu tenkide ve tahribe ma tuftur, fakat kendisi onun kusurlarndan r olmad gibi ondaki insicamdan da mahrum bulunmaktadr. Bu itibarla metafizik fel sefe sadece bir ykma leti olmutur. Sistemsizlii ve insicamszl yznden organik, yani yapc olamam bunun neticesinde din felsefe gibi sosyal bir kuvvet de kazanamamtu (76). Bu devrin hususiyeti fikr ve manev sahada metafizikilerin, siyas ve iktisad sahada da hukukularn gittike artan nfuzlar dr. Bu snf niha safhada msbet felsefeye mstenit- Msbet Si yaset in yerlemesiyle yani s o c i o c r a t i e nin teesss ile orta dan kalkacaktr. . 10 Sosyal dinamiin niha safhas : Msbet siyaset : COMTE l tekml merhalelerinden ilk ikisi hakkndaki fi kirlerinde SAINT - SIMON'la birletii halde nc safhann hu susiyetleri hakknda ondan ayrlr. Daha dorusu her iki mtefek kirin de itima hdiselerin olu kanunlarndan zarur olarak mey dana geleceini zannettikleri bu nc safhalar hakikatte onla rn zat sosyal felsefelerinin kymetleri ile, kendi sbjektif telk kileri ile sslenmi cemiyet ideallerinden ibaret olduklan iin bu idealler arasndaki farklla tbi olarak tasvir edilirler. COMTE'un msbet siyaseti her trl din ve metafizik sap lantdan kurtulmu insan zihninin, cemiyet hayatna verecei ek li ifade eder. Msbet siyaset COMTE'a gre, kendisinin keyf bir (74) A. COMTE, a. g. e. T. I sn: 3 (75) A. COMTE, a. g. e. T. V, sh: 285 Not. 3 (76) A. COMTE, a> g. e. T. IV sh: 370 - 371
^
47

ekilde tyin ettii bir sosyal ideal deildir. Bilkis bu, insan zih ninin tekml kanunlarnn zarur bir neticesi olarak medeniyetin eriecei niha safhann gerektirdii bir cemiyet nizamdr. Ancak bu tekml kanunu icaplanna passif bir ekilde kr krne itaat etmekle, bu icaplar evvelden kefedip gereklerini yerine getirme e almak, yani uurlu bir ekilde bunlara uymak arasnda byk fark vardr. kinci tarzda hareket etmek tekml kanununun te- sirlerini kolaylatrarak onun bir an evvel tahakkukunu ve cemiye tin daha abuk kemale ermesini salamak demektir. iin garip taraf COMTE kendi yaad devirde artk bu ms bet safhann geldiine inanmt. Yaplacak ey, msbet zihniyetin zarur icaplarna uygun sosyal ve siyas nizam tasvir ve tyin ede rek bunun tahakkukunu kolaylatrmaktan ibaretti. COMTE bu fikirlerini 1851 -1854 yllar arasnda yaynlad S y s t m e d e P o l i t i q u e P o s i t i v e adl drt ciltlik ese rinde teferruatl bir ekilde izah etti. Msbet siyasete hakim olan fikir, cemiyetin, ne iktisad menfaat lerin doru telifi suretiyle, ne de yeni anayasalar icad ile deil; belki msbet zihniyetin ve msbet ahlkn btn insanlara alanmas suretiyle dzenlenebileceidir. Bunun iin beer hayatn dnce, fiil ve histen ibaret olan ayr cephesini dzenliyecek ve doyuracak bir siyasete ihtiya var dr. Dnme eklinin tekml bir olup-bitti'dir. nsan zihni ms bet merhaleye artk ulamtr. Ancak bu msbet zihniyetin icapla rn kitlelere kadar indirmek lzmdr. Zira ayn ehir insanlar ara snda dahi farkl zihniyet merhalelerine mensup zmreler yanyana yaamaktadr. O halde btn cemiyet halkm msbet zihniyetin icaplarna, muayyen eitim ve retim ekilleri ile, altrmak l zmdr. Bu i ise yalnz yeni msbet siyaset nizamnn rahipleri demek olan sosyolog- filozoflar m halka ilm bilgiler retmesi ile hallola cak deildir. Halka ayrca msbet ahlk umdeleri de alanacak tr. Msbet ahlk ise, hibir metafizik prensibe deil; belki herke sin, her akl selim sahibi insann kolaylkla kabul edebilecei bir
48

hakikate dayanr : nsann, dier insanlara ve gelip gemi nesil lere olan madd, manev borluluu hakikatine. nsan domakla ancak biolojik bir varlk kazanr. Fakat insan ln yani sosyal ahsiyetini cemiyet sayesinde elde eder. Kullan d dili, edindii bilgisi, grgs, ahlk bir kelime ile manev ahsiyeti ve ayrca madd yaama vastalar ve refah.... hepsi ce miyetten gelmedir. O halde insann ahlk dsturu, srf kendi nef sini yaatmak deil, belki, bakas iin yaamak = ( v i v r e p o u r a u t r i e ) olmaldr. Bu ise cemiyet iin yaamak tan baka bir ey deildir. te msbet siyasetin rahipleri hangi meslekten hangi yatan, hangi cinsten olursa olsun btn insanlara tpk bir hava gibi bu diergmlk dinini, bu insanlk akm her vasta ile telkin edeceklerdir. Msbet siyaset ancak bu ahlkla yetimi insan ce miyetinde tahakkuk edecektir. Beer hayatn dier esasl cephesi ise hiS hayatdr. COMTE hiss saiklerin ehemmiyetini anlam ve insanlarn esasl bir hissiyat terbiyesine muhta bulunduunu grmtr. Bu terbiyeyi salyacak zmre ise insanlarn hislerine hitap etmesini, onlan bu cep helerinden ele alarak yourmasn ve onlara istenilen ahsiyet ka lplarn vermesini bilen kadnlardr. Yukarda belirtildii gibi (77) geri kadn ailede erkee tbi durumdadr ve zek itibariyle (di ma fizyolojisinin COMTE zamannda yaplan baz keiflerine g re) ondan zayftr. Fakat buna mukabil, insan hisler kadnda da ha kuvetlidir. Bu bakmdan erkek hamdr ve kabadr. O halde ka dnn rol yalnz nev'i devam ettirmek, ana olmak deildir. O ay rca erkein hissiyat terbiyesi ile mkelleftir. Onun hodgmlm, kabalm, ok defa hissisizliini ve lzumsuz derecede aklliini yumuatmakla vazifelidir (78). Hulsa kadnn roln anala has retmek ve nizam ona gre tyin etmek onun rolnn ehemmiyetini anlamamak ve kltmektir. Bir kelime ile kadn, erkei insanlatrmakla mkelleftir. Bu kudsal vazifesini liyakatle baarabilmesi iin de hayatn 'kazanmak klfetinden, yuva dnda almaktan korun-

(77) Bak. yukarda Not: 52 (78) A. COMTE, a. g. e. T. IV. sn: 300 - 302
49

maldr (79). O halde msbet siyaset safhasnda erkek kadnn mai etini, hayat artlarn salamakla mkelleftir (80). COMTE der ki kadnlarn belli bal vazifeleri erkekleri ter biye etmek ve olgunlatrmaktr. Herhangi bir hususta basan ka zanm bir vatanda tebcil ederken, bu muvaffakiyetini kendilerine borlu olduu anasn ve karsn tebcil etmemek hakszlk olduu kadar manaszlktr da. (81). Hayatn fiil ve madd cephesine gelince; bunu, iktisad faali yet sahasnn liderleri, bilhassa byk sanayi erbab, bankerler idare edecektir. Ancak COMTE, sna inklbn fec sosyal neticelerini farketmemi deildir. Bilkis smaleme ve makinalamanm madur ettii proleteryay iinde bulunduu durumdan kurtarmann are sini aramaktadr. Ancak o, srf iktisad menfaatler zaviyesinden haTekec edilirse meselenin gene halledilemiyeceine kanidir. Kuv vetli sanayi eflerinin mevcudiyeti ancak bunlarn iktidarlarn ken dilerine tbi olanlara bask yapmak iin kullanmalar halinde bir ktlk tekil eder. Eer bunlar kudretlerini kendilerine terettp eden itima vazifeyi yerine getirmek iin kullanrlarsa, bilkis, bunlarn mevcudiyeti iyi bir eydir ve muayyen sosyal fonksiyon lar ancak bu gibi kuvvetli sanayi efleri tarafndan tahakkuk etti rilebilir. Hulsa eer sermayenin kullanl sosyal kitlelerin menfaatma hizmet etmekte ise, halk bu sermayenin kimin elinde te rakm ettii meselesi ile pek fazla ilgilenmez. Yeter ki, onun isti mal eklinden kendisi faydalansn. Btn mesele sermayenin salad kudretin istimal tarznda mndemi olduuna gre bunun halli siyas tedbirlerden ziyade ahlk vastalara tbi kalacaktr (82). Fakat modern cemiyet henz kendi ahlkiyetini yaratamam tr. imdi alabildiine gelimi olan sanayi mnasebetleri ahlk ka nunlarna gre nizamlanacak yerde, bilkis tehlikeli bir ampiriz me terkedilmilerdir. Bugn sermaye ile is arasndaki mnasebeti sadece ak veya kapal ekilde devam eden bir sava tyin etmek(79) (80) (81) (82)
50

Le Catchisme Positiviste sh: 293 - 294 Le Catchisme Positiviste Prface: 29 Le Catchisme Positiviste sh: 220 Cours T. VI sh: 357

.(Mia*-'Ht ;nHjrwritt'.ft!'H*.a autum ^Nwr**(iiiw^^

=*

tedir (83). O halde msbet siyasetten beklenen vazife, yeni sosyal artlara uygun bir itima ve sna ahlkn icaplarn tesbit etmek tir ve COMTE'un sosyal slahat, cemiyetin iktisadi ve siyas temel lerinde yaplacak deiikliklerden ziyade, insann ahlk ve manev temellerinin yeniden kurulmasna ve takviyesine dayanmakta dr (84). Msbet siyasette proletaryann eitimi, refah, sosyal emniye-. ti, sanayi eflerine tevdi edilmitir. Fakat bu efler msbet ahlk ve dinin muhafz olan insanlk dini rahiplerinin tleri ve ikazlar ile baldrlar. Sermayenin hangi prensiplere gre kullanlacam ms bet ilm verilere ve msbet ahlkn diergmlk umdelerine gre, sermayedarlar deil, bu mridler tyin edecektir. COMTE, esas meselenin cemiyetin btn insanlarnda mterek ahlk inanlarn yaratlmasnda olduuna kanidir. Devlet sosyalizmi ile veya herhangi bir cebirle sermayenin muayyen miktarndan faz lasnn muayyen ellerde terakm edememesi salanabilir. Fakat ml kiyetin hangi mes'uliyetleri tazammun ettii, hangi sosyal ve ahlk prensiplere gre kullanlaca tyin edilmezse elde kalan mlkiyet dahi gene bir nfuz ve suiistimal vastas olabilir. Btn mesele sermayedarn mlkiyetini cemiyet zararna kullanmas karsnda umum efkrn gsterecei reaksiyonun iddetinedir. Nasl vaktiy le prensler aforoz edilmekten dehet duymularsa, msbet siyaset ve dinin hakim olaca bir cemiyette d e mal iktidarn ktye kul lanacak patron halk efkrnn reaksiyonunundan ylece korkacak, ekinecektir (85). Msbet cemiyette her vatanda bir devlet memurudur ki, muay yen vazifesi onun vecibelerini ve talaplerini tyin eder. Mlkiyet ise tpk dier vazifeler gibi bir sosyal vazifedir. Yok sa bir imtiyaz deil. Mlkiyet, sermayeleri tekile ve idareye hiz met eder ki bunlarla her nesil kendinden sonra gelecek neslin ile(83) LUCEN LEVY - BRHL - La Philosophie d'Auguste Comte 4. ed. Paris s. : 379. (84) HARRY ELMER BARNES - An Introduction to the History of sociology. Chicago Illinois, 1948, sh. 98. (85) LUCIEN LEVY - BRHL a. g. e. sh: 379
51

rini hazrlar. Sermayeleri ellerinde tutanlar bunlarn mme menfaatma ynelmi istimallerini kendi husus menfaatlan lehine saptrmamaldrlar (86). iilere gelince, onlar da kapitalistlerle daha dorusu btn vatandalarla birlikte bir nev'i devlet memurudurlar. Onlarn hiz meti de cemiyet iin dierlerinden daha az lzumlu deildir. Chv lar da kendilerine denecek cretten mcerret olarak, ayrca cemi yetin minnet ve kran hislerine hedef tekil ederler. detlerimiz serbest mesleklerde zaten bu hissi denemi ve bunlara denen c retin hibir zaman bunlarn ifasna kar olan kran hissimizi tama men ifade etmediini kabul etmitir. Msbet siyasette bu his, m terek refahn salanmasna yardm eden btn alma ekillerine temil edilmelidir. cret, miktar ne olursa olsun bu, hizmetin an cak madd ksmn karlamaktadr. Sadece elemann ve iin gerek tirdii istihlki karlamaya yaramaktadr. Bizzat hizmetin aslna gelince, bunun mkfat onu ifa etmi olmaktan doan tatmin hissi ve uyandrd minnet ve kran duygusundan ibarettir (87). Bylece COMTE madd ve amel hayatn tanzimini sanayi adamlarna ve bilhassa bankerlere tevdi ediyor, bunlarn muraka besini de msbet siyasetin- gerektirdii bilgi ve ahlk ile mcehhez insanlk dini rahiplerine brakyor. Ksacas kuvvetli bir diergmlk ahlk ile yourulacak umum efkrn kontrolne havale ediyor. Zira COMTE cebir le hibir hakik tekmln tahakkuk edemiyeceine kanidir. nandrmak ve irad etmek yegne yol, yegne aredir. Halk aydnlatmakla doru ve iyi olan ona retmekle m kellef aydn zmresi msbet ahlkn ve msbet dinin Kilisesini tekil edecektir. COMTE btn ciddiyeti ile bu msbet din mensuplarnn nasl tekiltlanacaklarn, ne ekilde telkinlerde bulunacam, nfuz dere celerini ve ilh... teferruat ile izmee alr. Mesel Avrupa'nn (86) A. COMTE, Systme de Politique Positive T. I sh : 156-164 (LEVY BRUHL'den naklen a. g. e. sh:379 (87) A. COMTE , Systme de Politique Positive T. II sh. : 409 (LEVY BRUHL'den naklen a. g. e. sh: 380
52

yirmibin msbet din rahibi ilelirad edileceini, bunlann muayyen derece ve mertebeleri olacan v.s. ayr ayr belirtir. Btn bunlarda Katolik kilisesinin tekiltna ve tarih rolne olan hayranl kendini gstermektedir (88). Ancak bu katolikliin akla aykn, ilh vahye dayanan akideleri, yani isbat imknsz taraflar cann skyordu. O halde bunun iyi insan yetitirmek, mu ayyen bir ahlk alayarak hisleri terbiye etmek, nihayet siyas otoriteye kar smlabilecek bir manev melce' olmak gibi fonk siyonlarn muhafaza etmeli, fakat msbet zihniyetle badamas imknsz, abes din inanlarn atmal idi (89). Daha dorusu bun larn yerine msbet hakikatleri, insanlk kymetini koymal idi (90). COMTE'un msbet dini (ki Pozitivist lmihali nde bunu hal kn, bilhassa iilerin ve kadnlarn anlyaca ekilde izah eder) HUXLEY'in dedii gibi Hristiyanlksz bir katoliklik idi. Hat t pozitivist cemiyetini kurduktan sonra kendisinin 1848 Temmu zunda bu pozitivist akidesine gre bir iftin nikhn bizzat kyd , daha sonra 1850 de bu iftin ocuunu pozitivist dine gre bir (88) MADELEINE APCHE - Auguste Comte et le Catholicisme Sociale (Archives de Philosophie du Droit et de Sociologie Juridique 1934 no: 1-2 sh: 208 (89) Filhakika COMTE vasiyetnamesinde aynen yle demektedir: (1825 ylndanberi yazdklarm... katoliklie kar gittike artan bir saygnn delillerini tekil eder. Msbet dinin akidelerini' iledike, ahsen tabiat st dinlere dnmee daha kabiliyet siz bir hale geliyorum. Fakat ayn zamanda uzun mddet ya pc kalabilmi (organik) bir ilahiyat da gittike daha fazla taziz ediyor ve daima paralayc, bozguncu olan metafizikten daha derin bir ekilde nefret ediyorum. (Testament publi par l'excuteur testamentaire 2. ed. 1896), (Bonnecase'dan naklen: Science du Droit et Romantisme Paris: 1928 sh: 461) (90) Hereyin izaf olduunu, hibir kymetin mutlak olmadn kabul eden COMTE insan davranlarn tanzim edecek ahlk dsturlarda niha lnn bu insanlk mefhumu olduunda karar kar. Bu mefhum LEVY - BRUHL'n dedii gibi adet bir nevi izaf mutlak dr : ..l'ide d'humanit corresepond l'ancienne ide absolu. Elle en occupe la place, elle en rem plit le rle religieux, Elle est vraiment, si l'on ose de dire un absolu relatif LEVY - BRHL, La Philosophie d'Auguste COMTE sh: 383
53

sosyal takdise tabi tuttuu, nihayet drt sene sonra babann lmnde gene pozitivist dine gre bir gmme merasimi yapt malmdur (91). COMTE pozitivist kilisenin mridlik ve rehberlik rolnde bir hayli srar ettii halde bunun en ufak madd bir iktidara dahi muhta olmadn, siyas iktidarla alkalanmyacam bilhassa be lirtir ve bu bakmdan hristiyan katolik kilisesini tenkit eder. COMTE'a gre pozitivist dinin rahiplerine pek az bir maa veril melidir. Bu suretle bu meslein seilmesinde madd menfaat arzu sunun messir olmamas salanmaldr (92). Mspet siyasetin gerektirdii devlet ekline gelince; bu istibda da imkn vermiyecek byklkte bir site olacaktr. COMTE'a gre istibdad daima byk devletlerde grlr ve tarih istibdada mukavemet etmi yegne devlet eklinin site devleti olduunu gs termitir. Muhtelif devletler arasndaki mnasebetler ise bunlarn hepsi zerinde manev nfuz sahibi olan pozitivist kilisenin delaletiyle bar bir ekilde cereyan edecektir. Halk hakimiyeti ve halk oyu meselelerine gelince; COMTE, hi bir siyas nizamn, hatt hibir cemiyetin ihtiyar birlemeden mstani kalamyacan, her topluluun nzaya mstenit olmas gerektiini kabul etmekle beraber; halk reyine ancak muayyen hal lerde mracaat edilmesi hususunda srar eder. Bu haller btn ce maatin menfaatini ilgilendiren ve halka anlalmas mmkn olan hususlardr. Mesel harp iln veya mahkeme karan gibi, Yoksa an cak ihtisas erbabnn anlayabilecei ve bunlar tarafndan hkme ba lanabilecek ve halkm btnn alkadar etmeyen hususlarda hal kn karar vermesini istemek aka manaszlk olur (93).

(91) JULIEN BONNECASE naMediyor : (Science du Droit et Ro mantisme sn: 166 Not 2) (92) HAR Y ELMER BARNES, An Introduction to The History of sociology Chicago Illinois 1948 sh: 100 (93) Systme de Politique Positive (ngilizce tercmesi T. I sh : 106 -110) (Barnes naklediyor a. g. e. sh: 97
54

. 11 A. COMTE'un hukuk anlay : Sosyolojinin kurucusu olan ve sosyolojik metodun prensiplerini ilk defa bu kadar titizlikle belirterek cemiyet problemlerine n fuza alan COMTE'un hukuka taallk eden meselelerde bu meto dolojik ikazlar ve ilm titizlii ile telifi pek kabil olmyacak bir al kaszlk, hatt bir anlayszlk gstermesi cidden zerinde durulacak bir meseledir. Bunun iindir ki daima sosyolojinin hukuka d man olarak doduundan bahsedilir. A. COMTE hukuk gibi itimalii bu kadar bariz bir sosyal olaylar sistemini bahsettii sos yolojik metodlar dairesinde incelemek yle dursun, bunun itimailik vasfn dahi pek kabul eder gibi grnmemektedir. Bazlar, ezcmle DUGUIT, COMTE'un hukuk problemi ile megul olurken daha ziyade XVIII. asrn yadigr olan tabi hak lar nazariyelerini gznnde tuttuunu ve bunlarn da msbet ilmin tahliline mukavemet edecek nesneler olmadn syliyerek onu hukuk hakkndaki gafletinden tenzih etmek ister (94). Bazlar ise COMTE'un hem objektif, hem sbjektif hukuku reddettiini; daha dorusu sbjektif haklar reddetmesine muka bil obejktif hukuku tandna dair herhangi bir emare de bulun madn belirtir (95). Filhakika COMTE'da hukuk ve hukuk nizam tbirlerinden ai kr bir ekinme grlr. Onda daha ziyade devlet, hkmet, siyas messeseler, siyas faaliyete tbirlerine rastlanr ki, bazan bunlarla murad ettii ey hukuk nizam dr. Nadiren kanun ko yanlardan bahseder ve bunlar tabi haklan iln etmekle cemiyeti istedikleri kalba sokabileceklerine inanan bir takm metafizikiler olarak tanr. (94) LEON DUGUIT, Le Droit Sociol, Le Droti Individuel et la Transformation de L'Etat 1922 3. d. sh: 12 (GURVTCH nak lediyor: ide Du Droit social sh: 296. Not: 1 P. - F. PECAUT - Note: 2 Catchisme Positivist sh: 301 Not: I (95) GURVTCH, ide du Droit Social 1931 sh: 295 GASTON RICHARD . Le Positivisme Juridique et la loi des trois tats. (Archives du Philisiphie du Droit et de Sociologique juridiuqe; Paris, 1931, no.: 3-4, sh. : 317). 55

Hak tbirine ve mefhumuna dmanl ise pek aikrdr. COMTE iin hak mefhumu aktan aa metafizik ve srf ih tillci bir mefhumdur. Sosyal tekmln ilk merhalesini temsil eden din devleti ve ilh kudreti tenkit iin ileri srlm olan bu halk hakimiyeti ve insan haklar nazariyesi, geri sosyal tek ml kanununa uygun olarak muayyen bir tarih fonksiyonu ifa et mitir : eski rejimi ykmtr. Fakat bununla rol de tamamlan mtr. Tarih tekml kanunu bize; balangta cemiyetin ilerle mesine yarayan messeselerin vazifelerini bitirdikten sonra bozula rak cemiyet iin bir yk, bir gerileme sebebi halini aldklarn! ve yava yava sahneden ekildiklerini retir. Hukuk da byledir. nsanln en son ve en ileri safhasnda ne hukuka, ne de hukuku lara lzum kalacaktr. Msbet bir zihniyete dayanan ilm siyaset ve dsturu bakas iin yaamak = v i v r e p o u r a u t r u i e (96) olan diergmlk ahlk, cemiyeti hukuktan da hukukulardan da mstani klacaktr. COMTE der ki cemiyetin bu yeniden ve niha olarak dzen lenme safhas, bilhassa, daim bir surette haklarn vazifelere tbi k lnmasndan ibarettir ki bu, ahsiyetin, itimalie daha iyi bir e kilde intibakn, uymasn istihdaf eder? Nasl, illet kelimesinin ha kik felsefe dilinden ammas lazmsa, hak kelimesinin de hakik si yaset dilinden karlmas lzmdr. Teolojiko-metafizik mahiyette olan bu iki mefhumdan biri gayri - akl ve sofistik olduu gibi, di eri de (yani hak) gayri - ahlk ve anariktir. Her ikisinin d e be eriyetin niha durumu ile telifi imknsz olduundan, modern ce miyetlerde bunlar, eski sistem zerindeki paralayc, bozguncu te sirleri dolaysiyle ancak ihtillci intikal safhalarna yakrlar. Hakiki haklar, ancak messes otoritelerin, tabiat - st iradelerinden sadr olmas halinde mevcut olabilirler ki, bu gibi teokratik otoritelere kar mcadele iin, son be asr metafizii szde insan haklarn ortaya atmtr. Ne zaman bu haklara organik bir vazifenin (yap c bir vazife demek istiyor) ifas terettp etse, derhal gayr - itima bir mahiyet aldklar, yani daima ferdiyeti desteklemeye ve kuv vetlendirmee temayl ettikleri grlr. Artk ilh unvan ve yet kilere msaade etmeyen pozitfi safhada hak fikri, kanlmaz bir (96) A. COMTE, Catchisme Positivist Paris, 1851, Prface s. : 31.
56

surette, ortadan silinir. Herkesin herkese kar vazifeleri vardr. Fa kat hi kimsenin, asl manasyla, bir hakk yoktur. dil ferdi temi natlar sadece bu kll vecibe tekablnden (vazifelerin karlama sndan) doar ki, bu, eski haklarn manev muadilini meydana getirir ve fakat onlarn vahim siyas tehlikelerini arzetmezler. Baka tabirle, hi kimse, daima kendi vazifesini yapmaktan ba ka hibir hakka sahip deildir, ite ancak bu suretledir ki, siyaset, Ortaan o hayran olunacak programna uyularak nihayet kendisi ni ahlka tbi klmaya muvaffak olabilir. Katoliklik bu pek byk sosyal meseleyi ancak mphem; bir ekilde vaz'edebildi. Zira bu me selenin hibir teolojik prensiple badamayan hal sureti, zarur ola rak, pozitivizme terettp ediyordu (97). COMTE hukuk hakkndaki fikirlerini 1851 de yaynlad ve bir vlgarizasyon eseri olan C a t c h i s m e P o s i t i v i s t e = Pozitivist lmihali nde daha basit ve daha ak bir ekilde anlatr. nsaniyet dininin rahibi ile bunun bir kadn mridi arasndaki dia log eklinde kaleme alnm olan eserde kadn, rahibe pozitivizmin hakikaten her nevi hak mefhumunu reddedip etmediini sorar. Ra hibin cevab udur : Evet kzm, pozitivizmin hi kimseye, daima vazifesini ifa eylemekten baka hibir hak tanmad dorudur. Daha mahas tbirlerle syliyelLm, bizim dinimiz herkesi, herke sin kendi vazifesini yapmasna yardm etmekle mkellef tutar. Na sl felsef sahadan illete mefhumunun atlmas lazmsa, siyaset sa hasnda da hak mefhumunun ortadan kalkmas lzmdr. Zira bunlarn her ikisi de mnakaa kabul etmez, sz gtrmez iradelere ait hassalardr. Bylece hangi neviden olursa olsun birtakm haklar behemehal tabiat st bir kaynaktan km olmay tazammun eder ler. Zira ancak byle bir kaynaktr ki, onlar insanlarn mnakaala rndan masun tutabilir. Haklar, harbe ve ilahiyata dayanan ilk si yas rejimin devam mddetince eflerde topland zaman hakik bir sosyal messiriyet gsterdiler ki, bunlar elzem olan bir itaatin normal garantilerini tekil ettiler. Fakat tek Tanr dinlerinin gerile mesi, haklan, azok farkl bir ekilde ayn ilh prensip, namna ve (97) A. COMTE,, Discours Prliminaire sur l'ensemble du positivisme, paragraphe 168. dition cinquantenaire, p. : 383 (GASTON RICHARD naklediyor a.g.e., sh. : 313).
57

fakat bu sefer idare edilenler arasna serpince bu haklar bir taraf tan ne kadar anarik oldularsa, te taraftan da o kadar geriletici ol dular. O zamandanberi haklar, her iki cepheden de ihtillci kark l uzatmaktan baka netice vermediler. yle ki, herhangi; bir par tinin drst ve akll insanlarnn mterek muvafakatleri ile bun larn tamamen ortadan silinmesi gerekmektedir. Pozitivizm ancak vazifelere msaade eder: Herkesin herkese kar vazifeleri. Zira onun daima sosyal olan gr zaviyesi mtema diyen ferdiyet zerine istinat eden bir hak mefhumunu kabul ede mez. Biz her cinsten borlarla, vecibelerle ykl olarak douyoruz : Gemi nesillere, gelecek nesillere ve adalarmza kar borlar.. Biz daha hi hizmette bulunmadan borlar oalyor ve birikiyor. O halde makul olarak dnlnce, hereyden mukaddem bir messiriyeti haiz olmas gereken hak idesi hangi beer temele istinat edecektir ? Ne kadar gayret edersek edelim, en iyi kullanlm en uzun mr dahi, yklendiimiz borlarn ancak pek kk bir ks mn dememize imkn verir. Halbuki btn borlarmz tamamen tasfiye etmemizden sonradr ki yeni hizmetler iin bir mtekabiliyet iddiasnda bulunmaa cidden mezun saylabiliriz. Demek ki her beer hak, gayr - ahlk olduu kadar manasz dr da. Madem ki artk ilh haklar yoktur, o halde bu mefhum, srf ilk siyas rejime mahsus olmas ve ancak fonksiyonlara mukabil va zifeler tanyan niha (msbet) durumlarla badamamas itibariyle tamamen ortadan silinmelidir. (98). COMTE'un hukuk aleyhindeki bu tavr hukukulara da amil dir. Hatt kanaatmzca COMTE hukuku, biraz da hukukularn eseri sayd iin reddeder. Bu bakmdan tamamen SAINT - SIMON'un fikirlerine itirak eder. COMTE,'a gre de hukukular metafizik devrin adamlardr ve formasyonlar itibariyle bunlarla akrabadr (99). Bunlar btn gayretleriyle metafizie dayanarak (98) A. COMTE, Catchisme Positivist: sh: 299 - 301 (Nouvelle edi tion par P. - F . PECAUT, Paris). (99) A. COMTE, Cours de Philosophie Pozitive T. IV sh: 380, 385, T. V sh: 290 - 292 58

katolik akidesini ve kilise nfuzunu sarsmaya almlardr. Bun larn siyas nfuzlar bilhassa Fransa'da ok fazla olmutur. Yeni a -hukukularn eski Roma Hukukularna benzetmek hatadr. Roma hukukular bu meslei arz olarak ifa eden haki k devlet adamlar idi. Halbuki Orta ve Yenia hukukular ev velce feodal beyliklerde adalet tevzii ilerine hizmet ederken ko mnlerin gelimesi v.s. gibi sebeplerle mstakil bir meslek erbab haline gelmiler ve siyas harekelerde nafiz olmulardr. Bunlar adet nazariyeden tatbikata intikal etmi metafizikilerdir. (100). Bunlarn btn rol insan haklan nazariyesi ile, ilh hukuku ypratmak ve ykmak faaliyeti etrafnda toplanmtr ve btn ha talar da, kanun vazlarnm hereye kaadir olduklarna ve cemiye tin gerek statik gerek dinamik cephesine taallk etsin her nev'i sosyal tabi kanunun tesirinden azade bulunduuna (101), ilh haklar modeline gre icadedilmi olan, birtakm tabi haklan tes t edecek metafizik anayasalar (102) ile btn itima ve si yas meseleleri halledebileceklerine zhip olmalandix. Halbuki asrlarca sren bu tabi hukuk mnakaalanndan ve hak beyannamelerinden hibir msbet netice kmamtr. nk bunlar ykma vastalandr. Yoksa ina vastalan deil. Bu itibarla bunlann rol sona ermitir. imdi bu yeni felsefe (msbet felsefe), gittike spontane bir ekilde, haklann mphem ve frtnal mnakaalar yerine, karlkl vazifelerin sakin ve niha tyinini ikame ikame etmek temaylndedir. Tenkid ve metafizik mahi yette olan birinci grn, ancak eski idare aleyhine vaki menf reaksiyon tamamlanmad mddete hakim olmas icabediyordu. kincisi ise bilkis esasl bir ekilde organik ve msbet olmakla ni ha safhaya hkim olacak durumdadr : Zira birisi srf ferd, dieri dorudan doruya itimadir. Demek ki siyas bakmdan husus va zifeler, klli haklara hrmetten ibarettir denecek yerde, aksi istika mette hareket edilerek; herkesin haklan, dierlerinin ona kar olan (100) A. COMTE,, Cours de Philosophie Pozitive T. V sh: 295 (101) A. COMTE, Cours de Philosophie Poztfive T. V sh: 394 (102) A. COMTE, Cours de Philosophie Pozitive T. VI sh: 313
59

vazifelerinin neticesidir denecektir : phesiz bu, hibir vehile te kinin muadili deildir. Zira bu umum ayrd, srasiyle, metafizik zih niyetle pozitivist zihniyetin hkimiyetini temsil etmektedir : Birisi he men men passif bir hodgmlk ahlkna, dieri ise derin bir ekil de aktif ve efkatin rehberliinde olan bir ahlka gtrmekte dir. (103). . 12 A. COMTE'un hukuk aleyhtarl nasl tefsir edilebilir ? Hukuk hakmdaki bu menfi fikirlerin mnhasran sbjektif hak lara taallk ettii ve fakat objektif hukuk nizamn istihdaf etmedii baz muakkipleri tarafndan iddia edilmies de (104) COMTE'un ob jektif hukuku bu ithamlardan hari tuttuuna dair bir iarete rast lanmamtr. Bilkis COMTE objektif hukuku isdar eden ve umum seim lere dayanan parlmentolar var kuvveti 41e tenkit eder. Bunlar, ce miyet problemleri zerinde, cemiyet ilminden habersizce mlha zalar yrten, sosyal meseleleri bir takm metafizik fikirlerle hallet tiklerini zanneden teekkllerdir. Siyas meclisler beyhude mna kaalardan' baka bir eye yaramazlar. Ne kanun vazl, hatt ne de hkimlik, mddeiumumilik msbet zihniyetin kabul edebilecei eyler deildir. Nitekim COMTE'un baz mektuplar bu husustaki samim fikirlerini aka ortaya koyar. Mesel, Fransa'da btn siyas kudretin netice itibariyle ' LOUIS NAPOLEON'un (Napolon III.) elinde toplanmasn istihdaf eden 2.12.1851 tarihinde yaplan hkmet darbesinden bahsettii bir mektubunda, bu beklenmedik diktatrlkten fevkalde memnun olduunu, bunun Fransa'y hem cumhuriyeti zihniyetten, hem de metafizik geleneklerden kurtaracan mid ettiini syler : phe siz, henz kendimizi nizam bakmndan me'um olduu kadar, te rakki bakmndan da akim olan bu siyas meclislerin felketli nfu zundan kat' ekilde kurtardmz iddia edemeyiz. Bu, temayl henz mphem olan yeni diktatrln karakterine tbi olacaktr. Fakat en fenas dahi olsa merkez iktidarn bu sert ve cidd hare(103) A. COMTE, Cours de Philosophie Pozi.tive T. VI sh: 315 (104) Bak. yukarda not: 94
60

keti devaml izler brakacaktr... Kanuna tapma deti bu cesur tec rbe sayesinde artk aramzdan kalkm bulunmaktadr. (105). Keza BORDEAUX'lu bir hkim olan bir dostuna, savcla terfii dolaysyla yazd bir mektupta yle demektedir : . . . yeni terfinizin size ykliyecei sahte mevkiin, madd ve manev shha tiniz zerinde zarur olarak ne kt bir tepki yapacan haber ver meliyim. Sizin yeni vazifeleriniz, en iyi hislerinizle, hatt en belli bal kanaatkarnzla tezad tekil edecektir... Zira bugn metafizik inanlar, kendi gelip geici kararlarn kanun adiyle ssleyen ku surlu bir meclisteki lalettayin iradelerin resm faaliyetlerini vatan dalk vazifeleri diye rekzedebilecek kadar bozulmu durumda dr. (106). Grlyor ki, COMTE ne siyas meclisleri, ne de bunlarn ta sarruflarn ciddiye almakta, bunlarn cemiyeti bir nev'i tecrbe tahtasna evridiklerini kabul etmektedir. Bu durum karsnda COMTE'un, objektif hukuku, sbjektif haklara kar yapt ten kitlerinden masun bulundurduu iddia edilebilir mi ? Fransz sosyologu GASTON RICHARD, COMTE'un bu tav rnn sebebini, hak mefhumunu behemehal ahs iradenin bir'irn(105) COMTE 26 - Dec. - 1851 tarihli bir mektubunda yle diyor: Hakik bir dnyev diktatrln beklenmedik zuhuru, pek ok krler olsun ki bizim cumhuriyeti durumumuzu, dolaysyle garbn durumunu slah ediyor. Bu enerjik hamle, nev'imizin kuvvetlerinin helak olduu bu metafizik gelenein dna doru atlm mhim bir adm tekil eder. phesiz henz kendimizi, nizam iin me'um olduu kadar terakk bakmndan da akm olan bu siyas meclislerin felketli n fuzundan kafi ekilde kurtardmz iddia edemeyiz. Bu, te mayl henz belirsiz olan yeni diktatrln karakterine tabi olacaktr. Fakat en fenas dahi olsa, merkez iktidarn bu sert ve cidd hareketi devaml izler brakacaktr ki zaten metafizik tesir ve messeselerin son derece zayf oluu bunu aka gstermektedir.. Kanuna tapma adeti, bu cesur tec rbe sayesinde, artk aramzdan kalkm bulunuyor. (Cor respondance indite d'Auguste Comte T. III. p: 220 (GASTON RICHARD naklediyor, a. g. e., s. : 317). (106) Correspondance indite d'Auguste Comte T. II p: 88 (M. Thoulouse'a mektup GASTON RICHARD naklediyor a. g. e. sh: 317)
61

tiyaz gibi saymasnda ve itima nizam mutlaka kuvvetli bir mer kez otorite ve snfl bir hiyerarik cemiyet tasavvuruna balama snda bulur (107) ve netice itibariyle ne ad altnda olursa olsun hibir hukuk nazariyesinin hal kanunundan bekliyecei hibir ey yoktur ve onunla hibir suretle alkal deildir. der (108). GEORGES GURVITCH de yukarda belirttiimiz gibi COMTE'un hukuka kar taknd tavrn lyhte ve aleyhte olmak bakmndan bir objektif ve sbjektif hukuk ayrdma msait olmad kanatadadr. Ona gre COMTE, hak fikrine kar hukuk fikrini ileri srmemi, <yani objektif hukuk kaidelerini esas tutma m, belki hukuk sahasna deil, ahlk sahasna dhil bir mefhumu, ksacas vazife yi ileri srmtr. Fakat ahlk mefhumlarn, hu kukun himayesi olmadan sosyal hayatta tamamen tahakkuk ede* miyeceini de bildii iin bu ahlk vecibelerin teminatn hukuk tesi bir devlete, daha dorusu kuvvete havale etmitir. Amerikan sosyologu H. E. BARNES ise COMTE'un ne ferd hrriyet, ne devletin mdahale hudutlar meseleleriyle hi alkalanmdn, hakimiyetle hrriyetin telifi problemini, bunlann her ikisini de teminatsz brakmak suretiyle hallettiini syler (110). (107) COMTE, objektif hukukla yani hukuk normlarn btn ile sbjektif haklar, yani ahsiyetin talep haklar arasnda hi bir tefrik yapmaz. Her ikisini de ayn ekilde metafizik saf haya raptederek her ikisini de pozitif felsefe adna mahkum eder. COMTE hibir zaman hak ile imtiyaz ayrt etmeye ve iinde bir imtiyazlar hiyerarisi bulunmayan ahenkli bir ce miyet,, bir sosyal c o n s e n s u s tasavvuruna muvaffak olama d (GASTON RICHARD a. g. e., sh. : 31V). (108) GASTON RICHARD a. g. e. sh: 334 (109) GURVITCH, ide d.u Droit Social sh.: 295-297 Gryoruz ki, COMTE, kendisinin itima fonksiyon fikrine, nizam ve te rakkiyi bir sentez iinde birletirmek gayretine, iktisad te kilt problemine kar duyduu alkaya ramen hukuk ba kmdan kendi geleneki stadlar kadar (BONALD ve MASTER' kastediyor) muhafazakrdr. Cemiyet ve devlet tezad nn ilgas, her nev'i tamamiyet fikrinin yokluu, hiyerarinin ve itaatin mutlak bir surette tebci, COMTE'u sosyal hukuk idesinin tarihinden., tamamen darda brakr. (110) HARRY ELMER BARNES. Social Thought, V. I, Sh. 590 Ferd hrriyet ve devlet mdahalesi prensipleri ile ayn de62

r li \*t , H - i f ' '"'f t -f. t :..*J4wti.BWl*H*+*)-.t fat-i-Klliidiftnf - ^ *'

Zira COMTE istibdada kar hibir anayasa engeli zerinde dur mu deildir. Bu fikirlere mukabil bugn, hl COMTE'un hukuk nizam n inkr etmediini, sadece XVIII. asrn tabi hukuk nazariyelerine ve bunlarn parlmentolardaki tatbikatna hcum ettiini iddia edenler vardr. Mesel son zamanlarda A. COMTE'un Hukuk fel sefesi adl etdnde Bkre niverstiesi sabk profesrlerinden V. VENIAMIN, COMTE'un hukuk aleyhtarln reddeder ve t bir caizse COMTE'u COMTEa ramen tefsir eder. Bu zatn kanaatnca COMTE hukukun normatif mahiyetini sarahatle ifade etmemi olmakla beraber daima hissetmitir. Zira COMTE btn siyas iktidarn meneini iradelerin iltihaknda bul mam mdr ? nsan mnasebetlerin hakimane bir mdahale ile tanzimi lzumundan bahsetmemi midir? (111). Nihayet COMTE olsa olsa muhtar bir hukuk deil, fakat ahlka tbi bir hukuk fik rine sahip saylmaldr. Onda btn hukuk ahlktan kmaktadr (112). Hulsa COMTE sosyolojiyi, rasyonel bir ekilde kurmu ol duu gibi bu zata gre, Hukuk Sosyolojisini de zmnen kurmu tur (113). Acaba bu zd tefsirlerin hangisi dorudur, yahut bunlarn bir telif ekli yok mudur? COMTE nizam ve terakki problemini bu kadar inceden inceye tetkik ettii, sosyal nizamn cemiyetin bn yesindeki kklerini aratrd halde bu nizamda meknuz bulunan hukukun yerini niin tyin edememitir? recede ilgisizdi. Zira o istibdada hibir konstitsyonel tahdit vazetmiyordu. Bylece COMTE hakimiyetle hrriyetin telili problemini bunlarn her ikisini de teminatsz brakmak suretiy le halletti. V. VENIAMIN, La Philosophie du Droit d'Auguste Comte (Ar chives de philosophie du Droit Nouvelle Srie : La Distinction du Droit Priv et du Droit Public et l'Entreprise Public, Paris, 1952, Sh. 187. V. VENIAMIN, a.g.e., Sir. 192. V. VENIAMIN, a.g.e., Sh. 190. GUILLAUME de GREEF, Introduction la Sociologie, T. I - II, Paris 1911, Sh. LXV prface. 63

(111)

(112) (113) (114)

COMTE'un btn gayreti daha balangtanberi, gayr ilm bir siyaset yerine cemiyetlere msbet ilmin neticelerine dayanan g venilir hal suretleri verecek ilm bir siyasetin esaslarm kurmak is tikametinde tecelli etmemi midir? Hangi prensibe dayanrsa dayansn her siyas nizam, bir ta km dsturlar, kaideler vaz'n; veya kabul edilmi kaide ve dstur larn muhafazasm, teminat altna alnmasn tazammun etmez m i ? Hususiyle COMTE pozitif siyaset safhasnda bilhassa kapitalistle rin kendilerine decek vazifeleri ihmal edeceklerinden phelene rek ,bu takdirde bunlara kuvvetli bir devlet zecrinin tatbik edile ceini kabul etmekte deil midir ? Fakat hakikatte btn bu dstur ve kaideler objektif hukuktan baka bir ey midir? (114). Bazan COMTE'un srf bir ahlk nizamda srar ettiinden bah sediliyor. Kanaatrnzca bu, ancak hibir organize sosyal cebrin lzumuna kani olmayan anaristler hakknda sylenebilir. Halbuki COMTE son derece kuvvetli bir devlet otoritesinin lzumuna ka nidir. COMTE der ki : eer hkmetin prensibi olarak kuvveti kabul etmekte tereddt gsterseydik, itima ilim ebediyyen me tafiziin bulutlan arasnda gml kalrd. HOBBES'un bu naza riyesi ile ARSTO'nun; cemiyetin, gayretlerin birletirilmesi ve va zifelerin blnmesinden ibaret olduu hakkndaki grn terkip etmek suretiyle biz shhatli salam bir siyas felsefenin miitearifelerini elde etmi oluyoruz. (115). O halde msbet siyasetin icaplanna uygun olan bir takm dav ran kaideleri icabnda iddetli bir zecirle teyit edilecek demektir ki, bu da, objektif hukuktan baka nedir ? Geri COMTE, sadece tasavvur ermekle kalmayp, tahakkuk zamannn da geldiini zannettii msbet siyaset in hkim oldu u bir cemiyette insanlarn esasl bir ekilde msbet felsefe pren siplerinin telkini altnda bulundurulmas, msbet dinin akidelerinin bunlara alanmas ve bu vazife ile mkellef bir nev'i pozitivist ra hipler snfnn kurulmas hususunda srar eder. Yani insanlarn (115) Systme de Politique Positif (ngilizce tercme, T. II, V. II,, S. 247). (BARNES naklediyor: An Introduction To The His tory of Sociology, Sh. 91).
64

msbet siyaset icaplarna zorla deil, belki ikna yoluyla, byk k k herkese tatbik edilecek topyekn bir retim ve eitim vastasyle intibak ettirilmelerini art koar. COMTE, aka yle de mektedir : Her siyas iktidar iin madd kuvvetten baka unsur daha lzmdr. Fikr bir mrit, manev bir meyyide ve nihayet bir sosyal kontrol. (116). Fakat btn bunlara ramen pozitif siyasetin hakim olduu cemiyette de normlarn ihll halleri zuhur edecek ve devlet bunu bir zecirle nleyecek veya cezalandracaktr. O halde COMTE'un devlet ve nizam telkkisi objektif hukuk kavramndan ar olmak yle dursun; gayet otoriter, hiyerarik bir siyas nizamn emr karakteri galip bir hukuk sistemi fikri ile is ter istemez meb bulunmaktadr. Nitekim evvelce zikrettiimiz bir pasajda ortadan kalkmas is tenen ihtillci karakterdeki haklar yerine, yeni pozitif nizamda bunlara tekabl etmekle beraber onlarn vahim siyas neticelerini arzetmeyen birtakm dil ferd teminatlar m ortaya kacandan bahsedilmekte idi. Bu dil ferd teminatlar, herkesin kendi kabili yetine uygun bir sosyal fonksiyonu huzurla ifa etmesi iin, cemi yete kendisine tannan yetkiler demekti. Hulsa msbet siyaset,, bakalarn benim vazifemi kolaylatrmakla mkellef kld iin; onlarn bu vazifeye riayetleri neticesinde ben de birtakm imkn ve yetkileri ihraz edecektim. Bu adet onlarn vazifelerini yapm ol malarnn benim faaliyet sahama in'iks eden neticeleri demekti. Bundan baka bu dil ferd teminatlar serbeste tyin edeceim bir fiili ifa iin deil, olsa olsa msbet siyasetin tyin ettii ve be ni grevlendirdii sosyal vazifeyi ifa sadedinde kullanlabilecekti. Bu fikre daha sonralar DUGUITnin objektif hukuk durum lar tezinde ve itima vazife olarak ele alnan mlkiyet telkki sinde tekrar rastlyacaz. Grlyor ki, COMTE, haklardan deilse de, gene bir takm mkellefiyetlerden bahsetmektedir. Ve eer btn bu mkellefi(116) A. COMTE, Systme de Politique Positif (ng. ter. T. II, Sh. 249). (BARNES naklediyor, a.g.e., S. 291). 65

yetleri icabnda cebirle destekliyecek kuvvetli otoriter bir devlet ten bahsedilmeseydi, bunlar srf ahlk vecibeler telakki edilebilir lerdi. O halde COMTE'un s o c i o c r a t i e' si, yani bir nev'i ob jektif hukuk nizam hakkndaki ideali vahye mstenit olmayan bir teokrasiden baka bir ey deildir. COMTE metafizik ithamiyle reddettii sbjektif haklara ve me'um, verimsiz ve felketli messeseler diye tasvir ettii parlmanter rejimlere kar cephe alrken dorudan doruya msbet zihniyet adna ferdi her bakmdan kalba sokmya mheyya bir nsaniyet Dini rejimi karyordu. Kanaatmzca COMTE ileri srd msbet siyasetin muhte vasn btn teferruatna kadar derhal tyin etmee kalkmasa ve bunu her mevzuda Sosyal ilimlerin tedric bir ekilde vasl olacak lar inkiaf merhalelerine gre istikbalde bulunacak hal suretlerine terk etseydi, belki de byle bir fsid daireye dm olrnyacakt. Zira bugn, hangi kanunun, hangi teri tasarrufun gayr-ilm temellere dayanmasn isteyebiliriz ? Hangi kanunun, fatbik edile cei sosyal gereklik sahasnn hususiyetleri ilm ekilde renilmeksizin hazrlanmasn temenni edebiliriz ? Fakat gene biliriz ki/en basit gibi grnen bir itima proble me ait kanunlar veya temaylleri kefedebilmek iin dahi byk apta soyolojik aratrmalara, tahlil ve terkib etdlere, ilemlere ihtiya vardr. Halbuki COMTE, Sosyolojiyi sadece kurduunu kabul etmekle kalmyor, henz emekleme safhasnda bulunan bir ilmin btn cemiyet meselelerini toptan hal ve tanzim kudretinde olduunu da zannediyordu. te bu zanndr ki onda, sosyal ger ekliin kendi kanunlarn kolayca ifa ediverdii, ve kendisinin kefettii hal kanunu ile btn cemiyet problemlerinin derhal bir hal suretine balanverdii kanaatini uyandrmtr. Halbuki bu gn COMTE'un Sosyolojiyi tamamiyle msbet ilimler modeline g re ve onlarn verilerine dayanarak kurmak istedii halde kendi za66

manndaki msbet ilim aratrmalarndan dahi lykiyle haberdar olmadn syleyenler vardr (117). Miza itibariyle iine dnk, marur, ve kendi bykl ile meb bir tip olduu iin, COMTE, dier sosyal felsefecilerin ve ilim adamlarnn bulularn, tetkiklerini pek kaale almyordu (118). Hulsa batan vaz'ettii' o dikkate deer metodolojik prensiplere ilk ihanet eden kendisi olmutur. O, msbet siyasetin btn muh tevasn, otoriter bir devletin msbet felsefe adna empoze edecei ve niha olarak bulunmu bir takm prensiplerle, bu srf ilm pren siplerden nasl olup da istihra edildii pek anlalamyan bir sos yal ahlk sistemini yukandan aaya tatbik edecek bir rejime irca etmekte idi. COMTE insanlk tarihi yerine hakikatte Bat tarihini, o da ilk a sonundan yenia sonuna kadar olan devrini tetkik etmi, bu tetkiklerinden bir tekml ve bir karlkl tesir kanununun varl na intikal etmiti. Bu sath tetkik ve mahededen sonra bir kl olarak alman insanlk fikrine ykselmi, buradan da ferdin ebe d borluluu hakikatini kefettiini zannederek msbet siyaset iin zarurliine hkmettii bir ahlk norm a vasl olmutu. (117) GUMPLWICZ, Precis de Sociologie, 1896, Sh. 8. G. de GREEF, Introduction la Sociologie, 1911 Prface Sh. L. BARNES, Social Thought, V. I, Sh. 565 vaka udur ki, COMTE, bir ok bakmlardan kendi zamanndaki ilm basa nlarn bir hayli gerisinde kalmtr. Dima hfzsshhasn 1826 dan sonra hibir ilm eser okumakszn tatbik ediyordu. Zamann en mhim elimelerinin ounu ihata etmeye muvaffak olamamt ki, bu gelimeler daha o zamandanberi sosyolojik dnceye dahil olmu bulunmaktadr. (118) BECKER, Social Thought, V. I, Sh. 570; COMTE'un iine d nk ve yalnz kendi fikirleri ile mebu dnme tarzna kar kuvvetli bir temayl vard. 1826 daki zihn buhrana tutul duktan sonra zihnini fazla ykleyecek mahiyette herhangi bir ey okumamaa karar verdi.. Fakat bu karar muhtemel dir ki, kendisinin, daima kendi fikirlerini temel ittihaz ede rek ina ettii sistemlere aykr den nazariyeleri tanmamak yolundaki bir temaylnn makul bir kisveye sokuluundan ibarettir. 67

tiraf etmek lzmdr ki COMTE olan ile olmas lzm gelen arasndaki uurumu pek abuk ve pek kolay atlamtr. Ferd sosyolojik bakmdan ilmi bir tetkik konusu dahi sayma yan, btn gayreti ile onu cemiyet iinde eritmeye alan COMTE'un ona ebed borluluk sfatn ykleyebilmesi iin, hi deilse, mu ayyen bir irade hrriyetine muhta, ve kendi kaderini ksmen se me ve izme kabiliyetini haiz bir sje saymas gerekmez mi idi ? Bu ebed borluluk vasf, hristiyan akidesine gre, henz yer yznde zuhur etmeden evvel gnh ilemi farz edilen demoluna COMTE dininin reva grd bir ikinci mahkmiyet dam gas deil miydi ? insann ebed borluluu kabul edilirken bari hrriyet ve ehliyeti de unutulmasayd. Bundan baka COMTE'un inceden inceye tetkik ve tardile a lt kl halinde bir insanlk fikrinin ilmen tetkiki imknsz bir tasavvur, bir tecrid olduunda da phe yoktur (119). COMTE'un her itima tekml merhalesinin kendisine mah sus bir ahlk sistemi yaratt, kendisine gre rflere vcud verdi i fikri ne kadar doru ise, bu ahlk sistemlerinin bir bilgin veya sosyologun bulularna gre kaleme alnm bir lmihal ile hemen teekkl edivermedii de o kadar dorudur. Ahlk sistemlerinin, rflerin spontane teekkln bu kadar gzel belirten bir bilginin, henz yeni baladna hkmettii Msbet Devrin ahlkm, esas umdesinden en kk teferruatna kadar bizzat izmee teebbs etmesi olduka gariptir. Hakikaten COMTE, Peygamberne bir ed ile bu ahlk siste mini bizzat vaz'etmekte idi. Halbuki bu, bugn anladmz mna da bir Sosyolojinin baarmay taahht edemiyecei belki yegne teebbstr !. . 13 Hukuk sosyolojisi bakmndan COMTE'un hangi fikirlerinden faydalanlabilir ? Acaba bu durum karsnda, COMTE'un sahamza olan bir hizmetinden bahsedilebilir mi ? "Kendisinin bir Hukuk Felsefesine s (119) G. de GREEF, Introduction la Sociologie, ayn yerde.
68

H H. .Mil I-IIWI..I.MHB.*'''""'"""

deil ise de, bir Devlet felsefesine sahip olduu sylenebilir. Bu felsefe teokratik devlet rejimi ile modern totaliter devlet rejimi arasnda mutavasst bir halkay tekil eder. COMTE'un devleti Msbet Felsefe namna otorite kullanr. Fakat Msbet Felsefe sisteminin dahi btn hakikatleri niha ola rak kefettii iddia edilemiyecei gibi, devlet nizamn ilm haki katlerin mi, yoksa ahlk ve insan kymetlerin mi idare etmesi gerek tii de ayrca mnakaa edilebilecek bir meseledir. Msbet zihni yetin behemehal bir diergmlk ahlkna mncer olaca iddias ise, nihayet, COMTE'un zat kanaatmdan ibarettir. COMTE'u ta kip eden yzyl boyunca msbet ilim neticelerinden ahlk normlalan istihracna uralmsa da, neticede, olsa olsa yeni sosyal fel sefelere meb'de tekil edecek bir takm, sezilerden, ihtimallerden baka bir ey elde edilememitir. Hatt bu yolun metodolojik ba kmdan tamamen sakat, hatal ve zaten kmaz bir yol olduu da iddia edilmitir. Halbuki COMITE, Msbet Felsefenin basamak larndan Msbet Ahlk umdelerine o kadar kolaylkla intikal et mitir ki... Hukuk a kar taknd tamamen menfi tavr da kendisi nin Hukuk Sosyolojsinin kurucusu deil, ncs olarak dahi ka bul edilmemesini gerektirir. O, hukukun sosyal karakterini, nev'iyetini anlamamtr. Zira o, hukukun spontane nizam bakmndan, ahlk ve rf nizamlardan farklln ve tpk onlar gibi tabi ve zarur bir sosyal kontrol ekli olduunu hissetmedii iin, onu bir takm mesnetsiz ve karlksz hak talepleri ile kartrmtr. Hatt bu mcerret taleplerin maer zihniyete ileyerek nfuz ederek, neticede, hakikaten bir sosyal gerekliin ifadesi olan yeni hak ka tegorileri halini alabileceini, yaayan hukukun bir ksm hali ne inkilp edebileceini tasavvur dahi edememitir. Hukuku kh demagoglarn iddialar ile, kh metafizik farazi yelerle, kh cahil parlmentolarn eliik ve geliigzel kararlan ile ayn ey sanmtr. Hatt kendi tavsiye ettii ve fakat Msbet Fel sefenin zarur neticesi sayd o hiyerarik, snfl ve otoriter siyas nizam tasvir ederken bunun u veya bu vasfta bir objektif hukuk nizam olduunu dahi fark etmemitir. COMTE'un hukuk sosyolojisine yardm, dorudan doruya de69

gii, belki dolaysiyledir. Asl sosyoloji ilmini tesis etmi ve bunun aacak tabiat ilimlerinde hkim olan ayn ilm zihniyet dairesinde kurulup devam edebilecei fikrini yaym olmasndadr (120). Yok. sa COMTE'un ne Msbet Siyaseti, ne Msbet Dini, ne hal ka nunu, ne de beeriyet idesi bugn istinat edilebilecek mhim ha kikatleri ifade eder. E, DURKHEIM'in dedii gibi bugn COMTE'un doktrini nin teferruatndan pek az ey kalmtr. hal kanunu artk tari he mal olmutur. Hatt meselenin hallini bizzat COMTE'un kul land tbirler imknszlatrmaktadr. Filhakika COMTE umumi yetle beer cemiyetinin tekmlne hkim olan yalnz tek bir ka nunun mevcudiyetine inanyordu ve ona gre Sosyolojinin vazifesi ite bu kanunu kefetmekti. Demek ki COMTE btn beer nev'inin tek ve ayn cemiyeti tekil ettiini ve daima her yerde ayn isti kamette tekml ettiini kabul ediyordu. Halbuki heyeti - umumiyesi iinde ele alman beeriyet, sadece aklen mevcuttur. Gereklik leminde mevcut olan ise kabileler, milletler, siteler, trl devlet ler gibi, doan len, her biri kendine gre tekml eden veya geri leyen, birbirinden farkl gayeler takip eden mnferit ve ksm ce miyetlerdir. Bu farkl gelimeler daima birbirinin imtidadn te kil etmedii iin, hepsi ayn istikamette de deildir. Beer gelime (120) EMLE DURKHEIM, (La Science Franaise. 1915; Publi l'occasion de l'exposition internationale de San Francisco), (JULIEN BONNECASE naklediyor : La Science Du Droit et Ro mantisme, 1928, Sh. 458; COMTE'un vasl olduunu zannet tii msbet neticeler ancak nadiren tutunabilecek karakter de ise de eserinin bykl sz gtrmez. Onunla, ilimlerin ta mamlanm olan sistemine yeni bir ilim ilve edilmiti. SAINTSIMONE bu ilmin habercisi olmutu. Fakat babas COMTE" tur. Bu ilim onunla hayata balamtr. Keza ona bu ad. veren de odur. Bu ismin fena tertip edildii sylenirse de, yerine konacak bir ey yoktur. Zira bu isim itima eyaya taallk eden her nevi tetkiki, deil ancak srf dier tabiat ilimlerinde hakim olan zihniyete mabih bir zihniyet ile yaplm olan tetkikleri iine alan bir ilmi ifade etmektedir. Esasen COMTE'un doktrini hangi ihtiraz kaytlan ihtiva eder le etsin, sosyal gerein mahiyeti hakknda pek sarih bir duyguya eserin her yerinde rastlanmaktadr. Sosyolojinin tet kikine bundan daha iyi bir balang mevcut deildir.
70

hakkatte COMTE'un fark etmedii bir karmaklk iinde cereyan eder. (121). Bununla beraber COMTE'un zerinde pek srarla durduu sosyal c o n s e n s u s tezi bugn btn sosyolog hukukularn temel prensibidir. Ancak bunlar hukuk u COMTE'un hilfna olarak, mstakil bir sosyal olay grubu sfatiyle bu karlkl sos yal olaylar muvazenesine ithal etmekte ve aradaki tesirlemenin neticelerini, kanunlarn bulmaa almaktadrlar. Bundan baka cemiyetlerin spontane bir nizam, spontane temaylleri olduu ve kanun vazlarnn kendi siyasetlerini takip ederken evvel bunlar kefetmeleri gerektii hakkndaki fikirleri de bugn btn sosyolog hukukularn kabul ettikleri esaslardr. Ancak bu sonuncular, bu spontane nizamla, COMTE gibi sadece rf ve detleri kasdetmemekte ve ne bu sosyal spontane nizamn, ne de her cemiyetin her devirdeki spontane temayllerinin COM TE'un zannettii gibi herhangi bir hal kanunu ile kefedilebileceine, hakl olyalrak, inanmamaktadjlrlar. Btn bu problem^ 1er, ilim dnyasnda hemen hemen henz el srlmemi vaziyette aratrma sahalarn tekil etmektedirler. Bundan baka cemiyet nizam ile cemiyete hkim olan fikir ve inanlar arasndaki irtibat sezmi olmas, hukukun istihaleleri ne messir faktrlerden biri olarak manev ve fikr saiklerin ehem miyetini belirtmee yaramtr. XIX. asrn sonunda yetien birok tarihiler ve sosyologlar bu mevzuu kadim cemiyetleri incelemek suretiyle derinletirmilerdir. Fakat COMTE bu millerin roln o kadar izam etmi ve bunlar btn sosyal oluun yegne messir sebebi saymakta o kadar srar etmitir ki, bu hal, onu morfolojik ve ekonomik millerin sosyal nizama, dolaysiyle hukuka messiriyetini kaale almamaya sevketmitir. COMTE bunlar tal dere cede tahavvl sebepleri saym ve asl tahavvl sebebinin beer zihninin tekml merhalelerini izen hal kanunu olduunu iddia etmitir. COMTE muayyen bir cemiyet tipolojisini de yapamamtr. Sadece Ortaa ve Yenialar Avrupasm tanm ve Restorasyon (121) E. DURKHEIM, ayni yerde.
71

devrini takibedecek bir msbet devir Avrupas tasavvurunu btn insanln niha safhas veya tekml modeli addetmitir. Esasen COMTE'un sahamz dolaysiyle ilgilendiren hususlar daki fikirleri enteresan ipular vermekle beraber gene mphem kalmaktadr. Mesel umum efkrn, btn sosyal kontroln temeli olduunu, istikbaldeki msbet siyasetle idare olunacak cemiyetin en byk hususiyetinin umum efkrn gittike artan nfuzu ola can sylemekle modern halk efkr aratrmalarna kymetli ipu lar verdii malm ise de (122) kendisinin umum efkr hakkn daki fikirleri mphemliini muhafaza etmektedir. Zira msbet di nin rahipleri tarafndan mtemadi bir manev nezaret altnda bu lundurulan, daima irad ve ikaz edilen halkta deil, ancak gzide lerde ifade vastasna kavuan bir umum efkr tasavvuru, bugn, daha ziyade totaliter devletlerde ideolojik terbiye ile ekillendiril mi sun'i umum efkr tiplerini hatrlatmaktadr. Hlsa COMTE'un fikirleri sahamz ilgilendiren hususlarda daima ihtiraz kaytlarla ve gerekli tdillerle ele alnmaya muhta tr. Fakat bu artlar altnda hareket edildii takdirde bu fikirler bize birok bakmlardan faydal olacaktr. Mesel hukuk doktri nine uzun mddet hkim olan ve hl izleri baki olan sosyolojik pozitivizmin ilk nazarda menei kestirilmeyen bir takm postulat larn COMTE'a kadar inmeden anlamak imknsz gibidir. Hukuk sosyolojisinin kurucularndan biri olan DUGUIT'nin iradeler hiye^ rarisi mefhumuna raptettii sbjektif hak telkkisini, itima va zife vasfnda grd mlkiyet anlayn tahlil edebilmek iin her halde bunlarn ilham kayna olan COMTE Sosyolojisini unutma mak lzmdr. (122) BARNES Social Thought, V. I, Sh. 590-591,, Not: 87. Keza: COMTE Systme de Politique Positif (ing. ter. V. I, Sh. 110 112, 114 -15, 117 -120), Cemiyetin mstakbel durumu hakkn da gerek tatbikat adamlarnn gerek filozoflarn btn bu g rleri u hususta birlemektedir ki biatan kendisine doru yneldiimiz devletin balca hususiyeti umum efkrn git tike artacak tesir ve nfuzunda mndemitir. Umum efkr cemiyetin byk nazm halini alnca ihtilalleri ve kuvvete dayanan kavgalar ortadan kaldracak, bunlarn yerine vazi felerin sakin tyinini ikame edecektir.
72

, n.

iHii . ntiMr.aM ^teB# WMp:.ir HH^IM *;*it-^w4rj-^ ***feMS**B<M***^W*^^*iflN(W h*^, .-*^*.wwwnttTan '".il

Hulsa COMTE. Hukuk Sosyolojisinin mbeirlerinden ol mamakla beraber onun DURKHEIM gibi, LESTER WARD gibi, DUGIT gibi kurucular zerindeki ehemmiyetli tesirleri sebebiy le tannmas lzmgelen bir mtefekkirdir. Nitekim Amerikan sos yologu H, CAIRNS COMTE'un kendisinden sonra gelen sosyal ve siyas nazariyeler zerindeki tesiri geni olmutur. Hususiyle COMTE hukuka kar bugn taknlan sosyolojik tavrn ekillen mesinde byk apta messir olmutur. demektedir (123). An cak bu tesirin vastal bir surette vaki olduunu ve hukuk sosyolo jisinin bugnk problemlerini zmek hususunda bize yardm ede cek ve hukukun sosyal nev'iyetini ifa edecek herhangi bir ipucu nu COMTE'un fikirleri arasnda bulamyacamz unutmamamz lzmdr. (123) HUNTINGTON CAIRNS, Law and The Social Science, Sh. 135.

73

Ill COMTE'UN TAKPLERNDE HUKUK FKR

. 14 Hukuk anlaynda COMTE'dan ayrlan pozitivist 1er : A LITTRE (1801 -1881) :

COMTE'un hukuka kar gsterdii anlayszlk kendisinin takipilerinde ayn ekilde devam etmemitir. Mesel COMTE'un Fransz muakkiplerinden LITTRE (1801-1881) (1) umum kanaatlar itibariyle tam bir pozitivist olduu kaide hukuk ve adalet mefhumlar hakknda COMTE'dan ok daha byk bir anlay gs termitir. Msbet zihniyet ile ahlk lzum arasnda bir irtibat kurmak endiesi uzun mddet kendisini igal etmi ve fikirlerini de Adalet desinin Menei (L' o r i g i n e d e l'Ide de j u s t i c e ) adl eserinde izaha almtr. Ahlk istidatlarn meneini COMTE gibi yavruya, veya ee, ana - babaya kar duyulan sempati tarznda tabi diergmlk duy gularnda deil ki bunlar hayvanlarda da mterektir ayn zamanda zekda aramtr, insan cemiyetlerinin asl fark yalnz COMTE'un zannettii gibi reit neslin gayr reit nesle gsterdii <1) LITTRE, 1801 -1881 yllan arasnda yaam fransz tabib ve pozitivist filozofudur. Revue de Philosophie Positive i tesis etmi ve Fransz dilinin lgatini yazmtr. Balca eserleri unlardr : Dictionnaire de la langue franaise, Analyse raisonn du Cours de Philosophie Positive d'Auguste Comte 1845 Application de la Philosophie Positive au gouvernement des Socit s. 1849, Conservation, Rvolution et Positivisme. 1852 Origine organique de la Morale (Article dans la Revue de Philosophie Positive, 1870).
74

ihtimamda, ballkta deil, bundan baka yeni nesle cemiyete in tibak usullerinin ve kltr mahsullerinin retimindedir. insan zeksnn en byk kefi ise ayniyet = i d e n t i t prensibidir ve bunun insanlarn kymetlendirilmesi sahasndaki ak si de eitliktir. Bylece adaletin menei eitliktir. Adalet idesinin tarih teekklnde bir ksas fikrine ve zararn tazmini prensibine rastlarz ki, bunlar bir eitlik fikrinin muhtelif tezahrlerinden iba rettir. LITTRE'ye gre adalet, hiss deil, mantk bir mefhumdur ve bu bakmdan hakikatin, dorunun mensup olduu leme aittir. Gerek adaletin gerek ilmin menei insanlarn duygulan deil zek lardr (2). LITTRE sosyolojik olmaktan ziyade felsef olan bu iddialarn dan baka siyas haklar in mahiyeti konusunda da COMTE'dan ayrlr. Ona gre COMTE, siyas haklarn tarih gelimesini ya incelememi, yahutta yanl tefsir etmitir. LITTRE'nin kanaatmca fert, cemaat iinde ehemmiyet kazand, mstakil bir ahsiyet sahibi olmaya balad mddete cemiyetin mterek idaresine ka tlmak ihtiyacn hisseder. Mesel seim hakk istemek muayyen seviyeye gelmi bir cemiyetin mensubu olmann tabi bir neticesi dir. Seim bir hak mdr, bir vazife midir? meselesini halledecek husus da ite bu sosyal seviye meselesidir. LITTRE'ye gre bu hem bir fonksiyondur, hem bir hak; ve her hak gibi bir dzene ve muayyen art.ve kaytlara tbidir. O halde muayyen bir itima tip iinde, fertlerin muayyen bir kltrel seviyeye vasl olmalar halinde siyas otoritelerin meru iyet sebebi deimee mahkmdur. Din inanlarm hakim olduu devirlerde otoritenin meruiyeti tabiat st kuvvetlerdir. Mtekmil cemiyetlerde ise bu meruiyetin sebebi otoriteye tbi olacaklarn (2) LITTRE - L'Origine de l.Ide de Justice dans la Science au point de vue philosophique. 2 me dition, 1873 p: 339 (GASTON RICHARD nakleder: Le Positivisme Juridique et la Loi des Trois tats. Archives de Philosophie du Droit et de Sociologie Ju ridique. 1931 Nos: 3 - 4 sh.: 320)
75

rizalannclan ibarettir ve seim hakknn lzumu da, mnas da bun da mndemitir (3). LITTRE bylece, itima mesesseleri ferdin iradesi dn da messir faktrlerin veya bir biopsikoloijk tekml kanununun zarur neticesi sayan mfrit pozitivisterden klsik itima muka vele tezine pek kolaylkla intikal etmi gibidir. B ~ ARDIGO (1828 -1920) :

COMTE'un dier bir muakkibi de talyan pozitivist ekolnn ba olan ARDIGO (1828-1920) dur (4). Hukuk hakkndaki g rleri itibariyle bu zat gerek COMTE, gerek LITTRE'den daha ileri bir anlay sahibidir. ARDIGO hukuk ve adaleli fenomenal cepheleri ile ele alr, bi rer sosyal ^hdise s'fatiyle tetkik eder ve btn sosyolojinin konu sunun siyasi ve hukuk messeselerin tarih, jenerik tetkiki olduunu kabul eder. Sosyoloji, adaletin tabi bir ekilde nasl vcud buldu unu, nasl teesss ettiini tetkik edecek bir ilim demektir (5). O, COMTE'dan esasl noktalarda ayrlmaktadr. Geri relati vist gr ampirik metodlara ball ve bilhassa uur olaylar nn, uurun lhik olduu vetirelerin seyir kanunlarm kinatn koz mik kanunlarna raptetme temaylleri itibariyle tam bir pozitivisttir. Fakat o bir taraftan ferd mes'uliyet mefhumuna bir mesnet bulmak iin fert iradesinin nisb muhtariyeti meselesini izaha al r (6), ona gre fizik alemdeki kuvvet mefhumunda dahi asgar bir hrriyet nisbeti vardr. Uzv hayatta ise bu hrriyet nisbeti biraz (3) LITTRE - Conservation, Rvolution, et Positivisme, Paris 1878 2 me d. sh.: 65 (G. RICHARD zikrediyor: a. g. e. sh. 322) (4) ARDIGO -1828 -1920 yllar arasnda yaam pozitivist talyan hukuk felsefecisidir. Balca eserl.ei : La Morale dei Positivisti, 1878, Opere Filosofiche, 1882 - 1912) (5) G. NRCHO - La Sociologia giuridica in Italia (Actes de XVI me Congrs de l'nstitut International de Sociologie. Fascicule 1. sh.: 212) 1954, Beaune. (6) GASTON RCHARD - a. g. e. sh. 323 76

||] |iif c m l ' 9 Mli . ( i m i . ^ t * H i . s m * w * i S ' 4 I W P W f ^ ^

daha fazlalar ve nihayet itima insanda tezahr eden kuvvette en yksek derecesine varr, insan muayyen bir nisbet dahilinde, farkl hareketlerden birini seme imknna sahiptir, ite insan farkl neticeler tevlit edebilecek ekilde hareket kabiliyetine sahip oldu u iin, bu mnada hr, dolaysiyle mes'ul demektir. Dier taraftan ARDIGO tabi hukuk mefhumuna, pozitivist zihniyetle telifi kabil bir mna vermee teebbs eder ve ta bi hukuk - msbet hukuk mcadelesinin ebediliini kabul eder (7). Ona gre tabi hukuk mazideki hukuka galebe almas gereken, mstakbel hukuku hazrlayan basit bir fikir veya bir psikoloijk aktalitedir (8). ARDIGO, hukuk sahasndaki tezad COMTE'un ilh hukuk - insan haklar eklinde vaz'etmesini tenkit eder. Ona gre asl tezad en kuvvetlinin hakk - insann hakk eklindedir ve tarih, hukukun, zamanla, en kuvvetlinin iktidarnn derece decere tahdit edilmesi suretiyle aleltlak insan in haklarnn tanndn gster mektedir. Zamanla byk insann ocuk zerindeki, erkein kadn zerindeki, efendinin kle zerindeki ve nihayet efin teb'a zerin deki iktidarnn azalmas hafiflemesi suretiyledir ki, insan haklan domu ve teekkl etmitir. Tarihin geliim seyrinde fiilen kfvvetli durumda olanlarn ek siltilen iktidarlar devlet iktidar iinde temerkz etmi ve bu kud ret artk sadece hukuku ihll edenler aleyhine tevcih ve tatbik edil mee balanmtr (9). Grlyor ki btn bu fikirler, ksmen sosyolojik hakikatleri ihtiva. etmekle beraber daha ziyade bir pozitivist hukuk felsefesi nin temel prensipleri mahiyetindedirler ve sahamz bakmndan bize pek fazla bir ey salamamaktadrlar. Ayn fikirlere XIX. as(7) G. PERTICONE - La Thorie du Droit. (Traduction par G. PAQUES) (Encyclopdie Scientifique italienne du XX ime Sicle. Exposs publis sous la direction de ENRICO CASTELLI) Paris 1938 sh. 37 (8) G. DEL VECCHIO - Hukuk Felsefesi Dersleri (eviren : Dr. SA HIR ERMAN, stanbul 1951) sh. 171-172 (9) GASTON RICHARD a. g. e., sh. 325
77

nn sosyalist hukukusu F. LASALLE'de de rastlanmaktadr (10). Bu zat da mktesep haklar nazariyesinde btn tarih inkiasfm filen kuvvetli duranda olan fertlerin, temellk ve tasarruf edebi lecei objelerin zamanla nev'i ve miktarlarnn hudutlandnlmas, azaltlmas istikametinde seyrettiini iddia etmiti. COMTE'un hukuk sahasndaki en verimli muakkibinin DUGUIT olduunda phe yoktur ki, mevzumuzun erevesi msaade etmediinden kendisinden burada bahsedilmiyecektir. (10) FERDINAND LASSALLE - Thorie systmatiques des Droits Acquis (Traduction franaise 1904) sh. 274 not: 2

78

KNC

BLM

XIX. YZYILIN KNC YARISINDA ETL SOSYOLOJ EKOLLERNN DOUU VE BUNLARIN HUKUK ANLAYII 8.15 AUGUSTE COMTE'dan sonra Sosyolojinin ald eitli istikametler : A. COMTE'dan sonra sosyal olaylarn ilm ekilde izah gayret leri, neticede, bugn anladmz mnada sosyolojik hakikatlerin bu lunmasna deil, daha ziyade muayyen bir zaviyeden belirli sosyal felsefe sistemlerinin yaratlmasna mncer olmutu. Bunda, gerek itima vakann karmak karakterinin, gerek sos yolojinin dier msbet ilimlerden yardm umma ve onlarn bulu larn istismar etme gayretlerinin byk bir dahli olduu gibi sos yologlarn slhat projeleri kurmak yolundaki ezel zaaflanmn da mhim bir rol olmutur (1). (1) Sosyolojinin sonularndan cemiyet hayatnn tanziminde fay dalanmak istemek, esas itibariyle, tamamen meru bir arzu dur. Tabiat ilimlerinden faydalandmz gibi, sosyal ilimler den de faydalanabilmeliyiz. Ancak bir ilmin sonularnn tat bikat kaideleri istihracna yetecek kadar bolluk ve doruluk derecesine vasl olmas, muayyen bir tekml merhalesinde mmkn olur. Mbted bir ilim, henz teknie intikal ettirebi lecei prensiplere vasl olmamsa, ondan pratik reformlar he sabna faydalanmak hem g, hem riskli bir tecrbe olur. Ge en asr Sosyolojisi, bir deneme safhasnda olduu halde, sos yologlar, be mahededen btn siyas ve hukuk nizam slah edecek umum prensiplere vasl olduklarn zannediyor lard. Bundan baka, farknda olmadan saplandklar bir kabl karar desteklemek iin nazar mesnedler aryorlar ve sosyo lojik aratrmalar bu yzden btn deerini kaybediyordu.
7

Sosyologlar itima hdiselerin cereyan kanunlarn kefettik lerine inanr inanmaz derhal bu bilgilerini, cemiyete kendilerince matlup bir istikameti verme yolunda kullanmaya hevesleniyor ve bylece yaplan sosyolojik tetkikler, sonunda, sosyolojik hakikatin aklanmasndan ziyade birtakm sosyal ve politik kanaat sistem lerinin inasna mncer oluyordu. Tpk COMTE'un yapt gibi, ie daima ilim yapmak niyeti ile balanyor ve sonunda bir siyas felsefe yaratmakta karar klmyordu. Bylece bu devrin sosyolojik sistemlerinin hususiyetleri u e kilde hulsa edilebilir : a) Metod meselelerinde vuzuhsuzluk, kararszlk, tek tarafllk, b) Gelimi tabi ilimlerin neticelerini, bunlarn terminoloji si ile beraber, kyas yoluyla sosyal mevzulara tatbik ve nakil, c) Muhtelif sosyal vakalarn tiplerini tyin, tarif ve tahlilden ziyade kl halinde cemiyet problemini halle teebbs, ) Cemiyetin medenleme seyrinde deimez tekml kanun lar ve hakim faktrler arama, d) Sosyal tekmln, insan uur ve gayretinin mdahalesinden ve semesinden mcerert, itima tabiatta meknuz objektif bir ga yeye doru seyrettiine inanma, e) tima hdiselerin cereyan kanunlarndan insanlar iin ah lk ve hukuk normlar istihracna alma. Bununla beraber bu devirde temelleri atlan sosyoloji ekolleri nin hepsi btn aratrdklar noktalarda tamamen bu zaaflarla mall deildirler. Bu temayllerin fazla zedelemedii almalar ve mn ferit meselelerde isabetli saylabilecek olanlar eksik deildir. * Bylece XX. asr sosyologlarnn, iinde kendileri iin zengin malmat kaynaklar ve rehber fikirlr bulduklar XIX. asr sosyoloij ekolleri, tbir caizse sosyal prolemlerin ilm ekilde tetkikini hazrlayan bir ilk kaynama safhasn, velt bir fikir ve sezgi ak nn temsil eder. Bu yzyln ikinci yarsnda itima vakalarn hemen her eidi ile ve hemen her zaviyeden megul olunmu, doru veya yan80

HI iHl : i p SUUih M" I S H H I l * : ; l.lt"Wl-"""H"JH.i-4(**WW-IW|s-it W j * p S M l W ^ W ' * * a * * W ' ^ ^

: II

lis usuz bucaksz fikir silsileleri ile cemiyet muammas zlmek, tahlil edilmek, hulsa tpk tabiat gibi anlalmak ve anlatlmak iste nilmitir. Hatt byle bir gayretin klliyen imknsz ve beyhude ol duu, insann yaratc manev ahsiyetinin hr teebbslerine sahne olan cemiyetin tabiat ilimleri metodlan ile asla anlalmayaca yo lunda bsbtn menf tezler de ayn hararet ve inanla bu ada or taya atlm ve mnakaa edilmitir. itima vakann karmak karakteri, onda uzv, ruh ve fikr mahiyette eitli cephelerin hep birlikte mevcut oluu batan fark edilmemi, onu izah iin muhtelif sosyologlarn dikkati uzun md det bu cephelerden kh biri, kh dieri zerine ynelmitir. By lece cemiyet vakalar hakknda muhtelif civar ilimlere dayanan eitli sosyoloji ekolleri meydana gelmitir. Bu mekteplerin mterek kusurlar tek tarafl olulardr. M terek meziyetleri de, dierlerinin ehemmiyet vermedii hdiseler ve miller zerine dikkati ekmeleri ve bylelikle itima hdise gibi karmak bir olayn bir ok cephelerini birden grmeye zihinleri altrmalardr. Tek bir sosyoloji mektebini takip etmek zihni mahdutlatnr ve hakikati yarm anlamaya sevkeder. Fakat btn sos yoloji mektepleri incelenir ve hepsinin isabetli taraflar vakalar lemi ile tahkik edilmek artiyle nazara alnrsa cemiyet hdiseleri hakknda olduka etrafl bir gre sahip olunabilir. Cemiyetin mihaniki izah, uzv izah, ruh izah iktisad izah hakikatte btn bu nev'iden faktrlerin itima oluta bir tesir pay bulunduunu gstermek bakmndan faydaldr (2). Fakat cemiye(2) Muhtelif Sosyoloji Ekolleri hakknda bak: HOlWARD BECKER and HARRY ELMER BARNES - Social Thought from Lore to Science. Washington 1952, 2 Volume. PTRM SOROKN - Contemporary Sociological Theories. (Les Thories Sociologiuqes Contemporatines, 1938) HARRY ELMER BARNES - An introduction to the History Of Sociology. New York 1928. . MAC IVER - Sociology (Encyclopaedia of the Social Sciences). RAYMOND ARON - La Sociologie Allemande Contemporaine, Paris 1935 ARMAND CUVLLER - Manuel de Sociologie, 2 Tomes. 1950 Paris.
81

tin mnhasran bunlardan birine gre izah hakikat olmaktan uzak tr. nk itima gereklik bir tek zaviyeden tetkik ile anlalamyacak kadar karmak bir mevzudur. Biz programmza gre bu e itli ekollere ancak bunlann hukukla ilgilenmeleri nisbetinde temas edeceiz. Filhakika A. COMTE 1857 de vefat ettii zaman cemiyet mese lelerinin hallini zerine alan, bu meselelerin ilm bir hal suretine balanmas ve cemiyetin bu hal suretlerine gre dzenlenmesi d vasna sahip kan belli bal iki cereyan vard : a) COMTE'un kurucusu olduu sosyolojik pozitivizm, b) MARX'm ileri srd tarih materyalizm. Her iki cereyan aa yukar ayn devirde ve fakat birbirine hasm vaziyette domutur. COMTE itima hdiselerin seyrinde tek istikamette gelien bir tekml kanununun tesirlerini gryor ve bu tekml seyrine insann zihn melekelerindeki inkiafn, yani fikr millerin messir olduunu iddia ediyor, ve neticede bu te kmln bir son safhaya yani Msbet Siyaset safhasna girmesinin mukadder olduunu kabul ederek bu safhann projesini izmee alyordu. MARX ise cemiyetin tek istikamette gelierek bir tekml mer halesinden geecei ve sonunda niha bir safhaya (ki bu sefer snfsz cemiyete tir) erieceini kabul etmekle beraber, bu tek mln hkim faktr olarak beer zihninin gelien kabiliyetlerini deil, belki insann psikolojik benliine yabanc bir mili, yani ekonomik sikleri tanyordu. in garip taraf, gerek sosyal tekmle messir faktrlerin nev'i, gerek tekmln son safhasn temsil edecek sosyal nizam ARMAND CUVLLER - O va La Sociologie Franaise ? 1953, Paris. ACHLLE OUY - L'Avenir de la Sociologie. 1940 Paris. HLM ZYA LKEN - tima Doktrinler Tarihi. stanbul 1940 HLM ZYA LKEN - Sosyolojinin problemleri, stanbul 1955 NURETTN AZ KSEMHAL - Sosyoloji tarihi, stanbul 1956
82

ekli hakknda birbirine taban tabana zd ola bu mtefekkirler, hukuka olan husumetlerinde birleiyorlard. COMTE'a gre hukuk nasl bir takm ihtillci filozoflarn mesnetsiz hak taleplerinden, metafizik iddialarndan ibaret ise; MARX'a gre de hukuk, burju va devletinin sosyal adaletsizlii, sefalet ve istisman srdrmek iin kulland bir bask leti, bir ideoloji idi (3). Marksizmin hukuk anlay (4) ancak iktisad faktrlerin ce miyetin st yap olaylarna hakik tesir derecelerinin tahlil ve tesbiti sonunda kymetlendirilebileceinden biz burada tetkik ve ten kidi daha ziyade iktisad Sosyolojiye terettp eden bu mesele ze rinde durmayacaz . MARX'in eserlerini vermesi srasnda sosyal dnceye yeni yeni hkim olmaya balayan dier cereyan ise H. SPENCER'in tekml nazariyesi idi. SPENCER'in ilk eserlerini vermesinden bi raz sonra, tannm ngiliz bioloji limi R. CH. DARWIN Nev'ilerjn Menei T h e O r i g i n of S p e c i e s 1859 adl devir ac eserini (5) neretmi ve COMTE'danberi, daima kendisinden evvel tekml eden dier ilim dallarnn vard neticelere dayan mak itiyadnda olan Sosyoloji, bu yeni biolojik nazariyenin pren siplerini ve neticelerini derhal sosyal leme tatbik arzusuna kapl mtr. SPENCER'in tekml nazariyesi 1850 de yaynland S o c i a l S t a t i c s ile DARWIN'den evvel ortaya atlm olmakla beraber sonraki sosyolojik grlerinde Darvinist fikirlerden ml(3) FR. ENGELS - L'Origine de la Famille, de la Proprit prive et de l'Etat, 1884 (Traduction franaise par: BRACKE,, 1931) (4) HANS KELSEN-The Communist Theory of Law. London 1955 HENRI LEFEBVRE - Marxisme et Sociologie (Cahiers interna tionaux de Sociologie 1948) GEORGES GURVTCH - La Sociologie du Jeune Marx (inter nationaux de Sociologie 1948) CHARLES BETTELHEM - idologie Economique et Ralit So ciale (Cahiers internationaux de Sociologie, 1948) (5) R. CHARLES DARWIN - The Origin of Species, London 1859 (L'Origine des Espces au moyen de la Slection Naturelle ou La Lutte pour l'Existence dans la Nature. Traduit par ED. BARBER, Paris 1946)
83

hem olduu da malmdur. Bununla beraber ileride greceimiz gibi SPENCER'in biolojik iddialar kendi muakkiplerinden daha mutedil kalmtr. Sosyoloji dnyasna XX. yzyl bana kadar hakim olan bu biolojik cereyanlar, cemiyet ve uzviyet benzerlii, hatt ayniyeti zerinde srar etmelerine veya rk ve zmre mcadelelerini esas telkki etmelerine gre yahut bu grlerdeki mfrit veya mutedil tutumlarna gre eitli tli kollara da ayrlabilirler. Uzviyeti veya hayat mcadelesi tezini mdafaa eden sosyal darvinist temsilcilerin pek mfrit iddialarndan sonra, sosyal hdi seleri bir uzviyet gibi ele alnan cemiyet btn ne has tezahr ler olarak deil, belki cemiyeti tekil eden unsurlarn yani mah has fertlerin devaml karlkl mnasebetlerinden doan olaylar olarak telkki eden, hlsa itima hdiseyi cemiyet denen bir nev'i byk can] min eitli hayati fonksiyonlar e deil, belki, birbiri ile mnasebet halindeki fertlerin ruh haletleri ve karlkl tesirleri ile izaha alan Psikolojik Sosyoloji cereyanlar do mutur. Nihayet itima hdiseleri, tabiat hdiselerinin bir nev'i tema disi gibi deil de, dorudan doruya insann tabiat ilemesinden doan kltr hdiseleri olarak alan ve Sosyolojinin tabiat ilim lerine gre deil, Kltr ilimlerine gre inkiaf gerektiini iddia. eden Tarihi Sosyoloji cereyanlar bagstermitir. Bundan baka Sosyolojiyi bir muhteva ilmi deil, bilkis muh tevasn tekil eden konular muhtelif sosyal ilimler tarafndan pay lalm olan bir saf ekiller ilmi telkki eden ve btn fonksiyo nunu eitli sosyal mnasebet ekillerinin incelenmesine hasreden bir ekiki Sosyoloji cereyan bagstermitir (6). (6) Sosyoloji ekollerinin kesin bir smflandrl bahis konusu de ildir. Ancak herkese kabul edilebilecek umum bir snflama yaplabilir ki bunda birok sosyologlarn, muhtelif fikirleri ba kmndan ayn zamanda farkl ekollere sokulmalar zaruri olur. Mesel LESTEE WARD, zmreler aras mcadeleyi temel vaka olarak almakla sosyal darvinistlere, ruh faktrleri n plna almakla psikolojik sosyoloji cereyanna mensup addedilebilir. Hlsa, snflandrmalar, ahslan deil, fikirleri istihdaf ede84

Btn bu ekoller u veya bu mnasebetle hukuk ve dev let problemleri ile ilgilenmiler ve bu hususta bir takm kanaatlara vasl olmulardn. Bylece hukuk u, u veya bu mektebe men sup olsun, fakat herhalde muayyen bir Sosyoloji program, iine almak: temayln gstermilerdir. ektir. Bundan baka her ekol kendi arasnda daha tli bir takm blmlere de tefrik edilebilir. PTRM SOROKN ada ekolleri u tarzda snflandrr : I. Mekanist Mektep (Tli kollar : Sosyal Mekanik, Sosyal Fi zik, Sosyal Enerjetik ve PARETO'nun riyazi Sosyolojisi), II. LE PLAY'in sentetik ve Corafyac Mektebi, III. Corafyac Mektep, IV. Biolojik Mektep (Tli kollar : Uzviyeti dal, Irk, veraseti ve stfac dal, Sosyal Darvinizm ve Hayat mcadele si dal), V. Bio-Sosyal Mektep (Demografik Sosyoloji). VI. Bio - Psikolojik Mektep (nsiyak Sosyolojisi), VII. Sosyolojist Mektep (Tli kollar : Yeni - pozitivistler, DUR KHEIM ekol, GUMPLOVCZ dal, ekilci Sosyoloji, Tari hin ktisad Tefsiri), VIII. Psikolojik Mektep : (Davran Sosyolojisi, nsiyak Sosyolo jisi,, e bakm metodu taraftarlar), IX., Psiko - Sosyolojik Mektep, (Sosyal fenomenlerin din, kl tr, hukuk, mme efkr, muaeret veya dier ruh - iti ma fenomenler arasndaki karlkl mnasebetlerin tecrib tetkiki), (Les Thories Sociologiques Sontemporatines, sh. 14-15). Sosyoloji ekollerinin muhtelif memleketlerin sosyolojik al malar bakmndan yaplan bir snflamasna ra CUVLLER'de rastlarz : FRANSA'DA : 1 COMTE'dan gelen ve gelien DURKHEIM Sosyolojisi, 2 LE PLAY'den gelen tima limcilik (Science Sociale ekol), 3 TARDE ile balayan Psikolojik Ekol (Fransada takipisi yok), 4 ESPNAS - WORMS ve dierlerinin Biolojik Ekol ALMANYA'DA : 1 Metafizik Sosyoloji, 2 Sistematik Sosyoloji : a) Tarih Sosyoloji, b) Fenomenolojik Sosyoloji, c) Mnasebetler Sosyolojisi Relationiste. NGLTERE'DE : l Psikolojik Cereyan,
8S-

Bu sosyologlarn iaret ettikleri yollarn bir ks)m sahamz iin velt olmu, bir ksm verimsiz kalm hatt hukuk tetkiklerini bir kmaza saptrmtr. Bununla beraber bunlar hukuk un srf ideolojik bir icad veya metafizik bir iddia olmayp sosyal vaka ol mak vasfn kabul ettikleri iindir ki, hukuk sosyolojinin teekkl ne dorudan doruya veya dolaysiyle yardm etmi saylmaldrlar. 2 Edimbourg Mektebi 3 Londra Mektebi 4 tima aratrma ve Kitle mahedeleri 5 Antropolojik Ekol AMERKA'DA : 1 SPENCER'in takipileri 2 Sosyal Psikoloji Ekol 3 Mnasebetler Sosyolojisi (relationiste) 4 nsiyaklara dayanan Sosyoloji 5 Davran Sosyolojisi 6 ahsiyet tahlillerine dayanan Sosyoloji 7 Kltr Antropolojisi cereyan 8 ehir ve Ky Sosyolojisi 9 Sosyometri 10 Sna Sosyoloji (Manuel de Sociologie, 1950 Tome: 1 sh:, 22-88) Grlyor ki Sosyoloji sahasndaki btn almalar iine ala cak bir snflama, daha ziyade tadad bir mfredat program mahiyetini arzetmektedir.

86

I BOLOJK SOSYOLOJ CEREYANLARI VE BUNLARIN HUKUK ANLAYII S. 16 Genel olarak : XIX. yzyln ikinci yans tabi ilimlerin bilhassa biolojinin sratli gelimeler kaydettii bir devirdir. Bu devirde sosyoloji gele neksel temaylne uyarak bu ilerlemi tabi ilimlerin sonularn dan kendisine hisse karmak istiyor ve bu faydalanmay, bu ilmi lerin aratrma metodlarn ayn titizlikle ve hassasiyetle sosyal va kalar aleminde tatbika alaca yerde onlarn bulularn ve t birlerini kendi etdlerine aktarmak suretiyle basan kazanacan zannediyordu. Biolojik Sosyoloji cereyanlannn hemen hepsinde mterek olan bu temayl, kendilerinden faydalanlan eitli biolojik mef humlara gre bu mektebin eitli tli kollarm meydana getiriyor du (1). Mesel bir uzviyetin hcreler gibi canl mteaddit cz'lerden mrekkep olmas, fakat kendisini terkip eden bu cz'lerinkinden farkl mstakil ve kendine mahsus bir hayata sahip olmas deThal cemiyet vakasnn bir uzviyet vakas olarak tasvirine yol ayor ve bir Uzviyeti Sosyolojik cereyan douyordu (2). Keza muhtelif mahhas cemiyetlerin ayn ayn birer uzviyet telk kisi, asl uzviyet leminde car olan veraset, tahavvller ve istifa ( s e l e c t i o n ) problemlerinin sosyal lemde de car olduu zeha bn uyandmyor. muhtelif cemiyetler ayn ayr biolojik ^neviler gibi (1) Biolojik ekol, esas itibariyle drt tli kola ayrlr: a) Bio - organik ekol (Uzviyeti mektep) b) Antrepo - rasial ekol (Irk mektep) c) Sosyal Darviniani ekol (Hayat Mcadelesi) (2) HERBERT SPENCER, LLENFELD, SCHAEFLE, WORMS v. S. gibi.
87

ele alnarak bunlar arasndaki mcadeleler rk mcadeleleri ve stn nev'ilerin bekas artlan izah edilmee uralyordu. Biolojik lemdeki hayat mcadelesi kanunu sosyal aleme tat bik ediliyor ve bir takm neticelere varlmak isteniyordu (3). Ayn ekilde uzv lemdeki intibak hdisesinin itima lemdeki deva m ve mukabilleri aranyor, insann her canl gibi kendisini tabi muhite ve sosyal muhite intibak ettirmee almas vakasndan hareketle rf, ahlk hukuk gibi btn sosyal nizam nevileri birer intibak ekli olarak ele alnyordu (4). Btn bu cereyanlarn hususiyeti, itima hayat, sosyal nizam hakikatte tabi hayatn bir devam olarak grmek ve uur ve ira de mahsul olarak tandmz bir takm sosyal tezahrleri, sosyal dzenleri, hakikatte ister istemez yapmaa mecbur olduumuz da ha dorusu yaradlmz tyin eden bir tabi kanunla yapmaya sevk ve imale edildiimiz kollektif yaayn zarur icaplar telkki etmektir. Cemiyet denen bu kollektif uzviyetin hayatna hakim olan ka nunlar tabiat lemine hkim olan fizik veya biolojik kanunlardan farkl bir cinsten deildir. Zira cemiyet madd ve uzv hayatn te ekkln takip ederek ondan sonra meydana gelmitir ve tabiatn insan topluluklan iindeki imtidadmdan ibarettir. O halde tabiat lemine hkim olan umum kanunlardan, bu tabiatn iinde yer alan cemiyet vakasnn muaf tutulmas, istisna edilmesi, bir keli me ile hari braklmas iin mantn kabul edecei hi bir sebep yoktur. Tabiatta ise (bilhassa cemiyet safhasna en yakn olan uzv tabiatta) bir farkllama, seilme ve stn olann beka^ s kanunlan caridir. O halde cemiyet; fertlerin akl ve iradelerini kullanmas neti cesinde kendisine istenilen ekil verilebilen, yani sun' kalplar ii ne sokulabilen plstik bir nesne, daha dorusu konvansiyonel bir heyet deildir. Cemiyet, bu gre gre, bilkis fertlerin muhtar sandklan iradelerini zikredilen tabi kanunlann tesiri ile dtan
(3) GUMPLOWCZ, RATZENHOFER, OPPENHEMER V. s. (4) VACCARO, NOVCW v. S. 88

artlandran, umum tabiat plnnn icaplarna gre yaayan ve ge lien, ferd iradenin mdahalesine mukavim, mstakil byk bir canl bir stn uzviyet s u p e r - o r g a n i s m e dir. Bylece bu biolojik monizm iinde, yzyllardanberi kltr dnyasna hkim olmu olan ruh ve madde ikilii bertaraf edili yor, btn kltrel tezahrler, tekml kanununa gre deien ve insanda en mnkeif derecesine vasl olan uzv hayatm tabi birer sonucu telkki edilerek srf tabi kanunlarla izaha allyordu (5). (5) tima vakann, ister kollektif davranlara, ister ahlk ky metlere taallk etsin, srf uzv hayat kanunlaryla izah yolun daki teebbslere bir misal olarak, zamanmzn tannm biyolojisti JEAN ROSTAND'n dikkate deer bir tahlilini hatrla tabiliriz : Dima hcrelerinin birka dakika oksijenden mahrum kal, insann uurunu kaybetmesi iin kfidir. Bu mahrumiyet bir eyrek kadar srse ve hcrev asfeksinin inta edecei baz geri dnmez tahavvller vaki olsa, uur artk ebediyen sne cektir. Bu uur,, btn ben 1er gibi tek, esiz ve btn ben 1er gibi birtakm zel hcrelerin tarnamiyetine tbi olan bu ben artk yeryznden silinecektir. Gecenin karanlnda bir imek ... Dnce byle tarif eddi. Hakikaten, bahis konusu olan sadece bir ktr, titrek ve daima snmek tehlikesine maruz bir k... nsana yle ge liyor ki bu dncenin bir tek hassas vardr : kumanda etti ini zannettii bir mekanizmaya, hakikatte, sadece katlm bulunmak. rad denen fiil, bir refleksler btnnden ibaret gibidir ve phesiz ki, teemml eden, hesap eden, karar veren insan, te ebbslerinin en sonuncusunda a atan bir pervaneden, veya deney yapann iaretine bir salya aknts ile cevap ve ren bir kpekten daha az tbi durumda deildir. En cidd ah lk kararlar, srf, sosyal tenbihlerin basit sonulan gibi g rnmektedir ve insan, kendisinin setiini zannettii mukad des emirlere serbeste uyduunu zannettii zaman,, hakikatte kendi zmresinin menfaatlanna gre hareket eden bir otomat tan baka bir ey deildir. (Les Penses d'un Biologiste, Pa-, ris 1939, sh. 98) Sosyoloji, Meselenin bu ekilde vaz'nn onu bir hal imknszl na mahkm etmek olduunu farkettikten sonradr ki sos yal dediimiz vakalarn, ayr bir kategori tekil ettiini id dia etmi ve sosyal i, ruh veya uzv ye ircadan kan8?

Artk sosyal tekmln anahtar ferdin uurlu iradesinden aln mt. Fert, bu tekmln nne katlm, hkmlerine tbi kalm bir obje, daha dorusu ona sormadan danmadan kendi tabi inkia fn mstakillen tahakkuk ettiren kocaman bir uzviyetin bir zas, bir hcresi haline gelmi oluyordu. Hukuka gelince o da ferdin reyi ve mdahalesi olmadan teek kl eden bu muazzam uzviyetin bir yaama kanunu durumunda idi. Uzviyeti sosyolojinin temsilcileri arasnda gerek uzviyet ve ce miyet benzerlii hakkndaki grleri bakmndan, gerek ferdin bu sosyal uzviyet iindeki fonksiyonu ve erime derecesi hakknda ki kanaatlan bakmndan pek ok farklar vardr. Bu farklar bu temsil cilerin sosyal ve siyas felsefelerine, hukuk ve siyas nizam hak kndaki kanaatlarna da messir olmutur. Biz bu cereyanlarn temsilcilerinden, bata, gerek bu cereya nn gerek asl Sosyolojinin kurucularndan olan ve bugn dahi Ame rikan sosyolojisinde tesirleri baki olan ingiliz sosyologu H. SPENCER'den, Avusturyal sosyolog (aslen Polonyal) GUMPLOVICZ'den ve, italyan sosyologu VACCARO'dan, Rus sosyologu NOVKOF'dan bahsetmek ve bunlarn fikirleri ile yaknlk arzeden OPPENHEIMER, RATZENHOFER, ESPINAS, LILIENFELT'e de istitraten temas etmekle iktifa edeceiz. Tannm Amerikan sosyal darvinisti SUMNER'den ise, hukuku kltr fenomeni olarak izah sebebiyle Psikolojik Sosyoloji cereyanlarnda bahsedeceiz. Ancak ada uzviyeti ekoln temel prensiplerini ilk defa vaz'eimesi bakmndan SPENjCER'in fikirlerine daha geni bir yer ayrarak dier sosyologlarn grlerine, ancak SPENCER'den in hiraf ettikleri nisbette yer vereceiz. mak lzumunda srar etmitir. Ancak bu safha XIX uncu yz yln sonunda ve XX inci yzylda tahakkuk etmitir. (DUR KHEIM ekol v. s.)

90

1. HERBERT SPENCER (1820-1903) : . 17 SPENCER'in rol : Bu tannm ingiliz sosyologunun manev mirasna Amerikan sosyolojisinin kurudan tevars etmitir (1). Sosyolojinin kuruluunu yalnz COMTE'un gayretlerine ba layan baz Fransz sosyologlar arasnda SPENCER'in orijinalite sini kabul etmiyenler onu sadece COMTE'un muakkibi olarak grenler vardr (2). Cemiyet olaylarn tabiatn bir devam gibi almak ve bunlarn tek istikamette bir tekmle tbi olduklarn ka bul ederek bu tekmln kanunlarm kefe almak ve nihayet btn itima hdiseleri muayyen bir sistem iinde izah etmek te mayl bakmndan sosyolojinin hr iki kurucusu arasnda benzer lik olduu muhakkaktr. Ancak bu benzeme noktalan yaadklan yzyln btn sosyal dncesinde mterek olan hkim hususi yettir. SPENCER'in zat hususiyeti ise cemiyet i artk mcerret bir insanlk olarak deil, zaman mekn iinde mrlerini geirmi m ahhas sistemler olarak ele almay bilmesindedir. Onun hususiyeti, muhtelif kavimler ve cemiyetler hakknda kendi zamamnda bilinen tarih ve etnolojik malmat, sosyolojik hakikatlerin aratrlmasn da bavurulacak zengin bir malzeme hazinesi olarak kullanmasn(1) W. G. SUMNER, A. SMALL, LESTER WARD ve dierleri. Bak: RICHARD HOFSTADTER - Social Darwinism in American Thought, Boston 1955. (2) HENRI MICHEL - Spencer'in eserinin (Sosyolojinin prensipleri'ni kastediyor) btn esas fikirleri, hatt metodu bile, COMTE'un Opuscule'lerinde grlr. Esas ereveyi COMTE izmi, SPENCER ise bunun sadece iini doldurmutur. (L' ide de l'Etat, 1896, p: 462 (BARNES nakleder, a. g. e.,, sn. 110)
91

da (3) ve btn sosyolojik mahede ve tetkiklerde, hkmlerimizi yanltacak eit eit prejjelere kar bizi ikaz etmi olmasnda dr (4). COMTE tetkik konusu olarak beeriyet gibi kll bir mef humu ele alrken, SPENCER ada ve kadim iptida kavimleri, e itli medeniyet seviyesindeki cemiyetleri, bunlara ait muhtelif det ve messeseleri inceliyor ve sistematik izahlarn daima bu bilgiler den kard delillerle teyid ve ispat etmee alyordu. Bu bakm dan ada sosyolojinin, COMTE'dan daha yakn ve faydal bir kurucusu olduu sylenebilir. . 18 Cemiyet ve uzviyet benzerlii : SPENCER bir tetkik ve mahede mevzuu olarak cemiyete baknca onu canl cz'lerden mrekekp bir yn \= a g r g a t olarak grr. Bu cz'ler arasndaki devaml mnasebetler, yma (3) SPENCER, sekretere, kendi zamannda malm olan eitli kavim ve milletlere ait ailev, din, meslek, siyas ve sna m esseseler hakkndaki vesikalar birbirine paralel stunlar ha linde tasnif ettirdi ve sekiz cilt tutan bu vesikalar zamann daki bilginler tarafndan tetkik ve tenkit edilmeleri ve icabn da tashih edilmeleri iin kendi hesabna bastrd. Hatt bun larn yaym iine bilginin mr kifayet etmediinden geri ka lan ksmn baslmasn vasiyet etti. te Sosyolojinin Pren sipleri adl mehur eserinin ilk cildi byle bir hazrlktan ye di yl sonra tamamlanabildi : 1876. Son nc cilt ise ancak yirmi sene sonra 1896 da neredilebildi ki bu cilt bugn ve herzanman sosyal ilim sahasnda alacaklar iin kymetli bir hazine tekil edecektir (WILL DURANT - Vies et Doctrines des Philosophes, Paris 1938 sh. 411) (4) SPENCER, Sosyolojinin inkiaf edemeyiinin sebeblerini, bu sahada eitli prejjelerin zebunu olmamza hamleder. ahs, terbiyev, din, iktisad, siyas ve mill prejjeler bizim, sosyal vakalarn hakiki cereyan eklini grmemize ve kymetlendir memize engel tekil ederler. Onun iin Sosyoloji ile megul olacak bir kimsenin ilk vazifesi, kendini bu nevi, kabl ve batl kanaatlardan tecrit etmek olmaldr. Bundan baka birtakm cahil insanlarn sosyal mevzulardaki allmelikleri de bu ilmin ilerlemesine hayli mani olmutur. (SPENCER - The Study of Sociology. 1873, p: 9) (Nakleden : WILL DURANT - The Story of Philosophy 1953 sh. 377, 54

;a 'aCTWWMWtifaBtWIi W lllilfWIimaWMI^BWW^

muayyen bir ahsiyet, belirli bir ferdiyet temin etmekte ve onun kendisini tekil eden czlerin hayatndan farkl, ayn bir uzviyet tipi gibi yaamasn salamaktadr (5). Cemiyetle uzviyet arasndaki benzerliklere gelince; bunlar a) zamanla byme, nevnema bulma, b) gititke ilk basitliin ve mtecanisliin zail olmas ile birbirinden farkl muhtelif ksm larn teekkl, ksacas uzuvlanma hdisesi, c) muhtelif uzuv larn farkl fonksiyonlara sahip olarak bir ihtisaslama yaratmas, ) farkl fonksiyonlara sahip uzuvlar arasnda bir mtekbil tbiiyet ve bir hizmet alverii, d) hakiki bir uzviyetin de tpk insan ce miyetleri gibi bir hcreler cemiyeti olarak kabul edilebilmesi, e) kendilerini tekil eden cz'Ierin hayat baki kald halde ge rek cemiyet ve gerek uzviyet hayatnn sona erebilmesi noktalarn da toplanabilir (6). Buna mukabil hususta cemiyet ve uzviyet birbirine benze mez (7) : a) Uzviyetin haric bir ekli, gzle grnr bir maddi manzaras vardr, cemiyette ise bu yoktur, b) Uzviyetin cz'leri birbirine bitiiktir, cemiyetin cz'leri olan fertlerse mesafeli durum dadrlar ve tek tek hareket kabiliyetine sahiptirler, c) Uzviyette tek bir sinir sistemi vardr ve bu,sistem uzviyetin muayyen bir bl gesinde yerlemi, temerkz etmitir. Halbuki cemiyetlerde duy ma ve dnme melekesi btn mnferit cz'lerde yaygn bir hal de bulunur. Bunun iin cemiyet hayatnn maruz kalaca iyi veya kr tembih ve intibalar cemiyetin mcerret btn deil, belki dorudan doruya onu terkip eden bu mahhas cz'ler, yani do rudan doruya insanlar hissedecek, bundan mteessir veya mem nun olacaklardr (8). (5) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie (Traduit de l' anglais par M. E. CAZELLES Paris 1879 Tome II sh. 1 - 2, 212, ' 213 (6) HERBERT SPENCER - a. g. e. Tome II, 215-219 sh: 4 - 1 3 (7) HERBERT SPENCER - a. g. e. Tome II, 220, sh. 115 (8) HERBERT SPENCER - a. g. e. II 222 sh. 18 - 20. SPENCER'in bu tezi kendisinin uzviyeti hareket mebdeine ramen son de rece ferdiyeti bir siyas felsefede karar klmasn izah eder ki bu vadideki en mfrit iddialarn Man versus State (Devlete kar Ferd) adl eserinde ileri srmtr (1884) (Franszca ter cme : L'individu Contre l'Etat, tr : J. GERSCHEL, Paris 1885)
93

Grlyor ki, SPENCER uzviyeti bir azimet noktasndan ha reket etmekle beraber sosyal ve siyas felsefe sahasnda ferdiyeti bir doktrine vasl olmaktadr ki bu, hareket ve var noktalarnn birbirini tutmazl bir hayli mnakaa ve tenkit.mevzuu olmu tur (9). . 19 Tabiat leminde tekml kanunu ve cemiyete tatbiki : SPENCER'e gre cemiyet vakas tabiatn bir devamdr. Ge rek tabiat gerek cemiyet olaylarnn mtereken tbi olduklar bir tekml kanunu vardr. Kozmik lemin tekevvnnden bitki, hay van ve insan nevilerinin zuhuruna, nihayet insan cemiyetlerinin ve messeselerinin gelime seyirlerine varncaya kadar btn lemde car olan bu evrim kanunu basit, mtecanis ve gayr muayyen kit leden, karmak, gayr mtecanis ve muayyen mnferit ekillere doru gelimeyi ifde eder (10). Basit, mtecanis kitle (madd veya sosyal olsun) daima bozulmaya mheyya bir muvazene ha lini ifade eder ve zamanla bu kitlenin muhtelif ksmlar birbirin den farkl deitirici kuvvetlerin tesirlerine maruz kaldklar iin eski benzerliklerini kaybederek birbirlerinden farkl hal ve ekille re mnkalip olurlar. Cemiyet hakknda da byledir. Kk veya byk, politik ve ya sna hibir sosyal yap bulunduu hali devaml olarak muha faza edemez, bu hal deitirme keyfiyeti, gittike, ayr cinsten paralarn zuhuruna ve bunlarn netice itibariyle birbirlerini ta mamlamasna varr. Basit ve iptida bir cemiyet iinde bile fertle rin ahs kabiliyeti, yaradl farklar zamanla bir nev'i farkllama yaratr. Bundan baka nfus oalmas, farkl coraf blgelere ya ylmak ve bu farkl blgelerin farkl morfolojik tesirlerine maruz (9) HOWARD BECKER and ELMER BARNES - Social Thought from Lore to Science, Volume I 1952 sh. 680 ve devam. HARRY ELMER BARNES - An introduction to the History of * Sociology, Chicago - Illinois, 1948, s. 110 -138. (10) HERBERT SPENCER - lk Prensipler (eviren : SELMN EV RM, M. E. B. Yaynlan, stanbul 1947, cilt II, sh. 161 151; sh. 174 153 sh. 180 154) (Srasyla : Arzn fizik ve kimyev farkltfamas, canl mahluklarn farkllamas, zek olaylarnn, duyularn ve dilin farkllamas, cemiyet olaylarnda ve zm relerde farkllama, hkmette ve sanayide farkllama)
f4

iinirw u#m*wwrwvw

wmm' wmw<*mm^mmmmmi**MQtwmmm

kalmak eski cemaat tipinden bambaka bir sosyal tipin meydana gelmesine sebep olur (11). Hatt ada cemiyetlerde herhangi bir dernekte bir irkette yelere kanunen istendii kadar eit hak lar tannsn, ister istemez, bir mddet sonra hak ve yetkilerin bu mtecanis durumu deiecek, eklen deilse de fiilen nfuz itiba riyle yeler birbirlerinden farkllaacak, bata sz en ok geen bir ye, daha sonra nfuzu ona yakn kuvvette olan dier yeler ve nihayet ortalar veya hi nfuzu olmayan yeler kendilerini belli edeceklerdir. Bu ayrmlarma sebebiyledir ki, hemen her zmrede bir mddet sonra bir idare edenler ve idare edilenler snfla mas zuhur edecektir (12). Hulsa sosyal zmrelerin hayatlarnda da iptida veya a da olsunlar daim bir hal deitirme, bir gelime mahede edilmektedir. Ve bu hal madd lemdeki deime ve farkllama nn bir devamdr (13). Bundan baka tabiat leminde car olan seilme ve farklla mann sonunda meydana gelen yeni ferdiyetler arasnda birbirine benzeyenlerin birleerek yeni birimler meydana getirmeleri cemi yet leminde de cardir (14). Mesel cemiyette iblm sonun da muhtelif mesleklerin meydana kmas, fertlerin eitli meslek lere dalmalar vetiresini, ayn meslekten olan kimselerin birbir leriyle birleerek yeni teekkl tiplerini meydana getirmesi vaka s takip eder. O halde farkllama ve tamamalnrna olaylar da aym tekml kanununun merhalelerini tekil eder. SPENCER cemiyet olaylarn madd ve uzv hayat hakkndaki eserlerini tamamladktan sonra yirmi senelik bir almann mahsul olarak Sosyolojinin Prensipleri = P r i n c i p l e s of Sociog y adl ciltlik eserinde teksifi bir ekilde izah eder (15). (11) (12) (13) (14) (15) HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT SPENCER SPENCER SPENCER SPENCER SPENCER SPENCER SPENCER SPENCER SPENCER - a. g. e. Tome II sh. 183 - a. g. e. Tome II sh. 180 - a. g. e. Tome II sh. 184, 195 - a. g. e. Tome II sh, 258-216 168 - Social Statics : 1850 - First Principles : 1862 - The Study of Sociology : 1873 - Principles of Sociology : 1876 -1896 - Man versus State : 1884
95

Biolojide basit tek hcrelilerden eitli fonksiyonlara sahip hcre ve uzuv tiplerini ihtiva eden mrekkep uzviyetlere doru gidildik e, iblm ve tamamlanma vetirelerinin gittike artt karma k bir hal ald grlr. Bundan baka hayvanlar silsilesinin daha mtekmil nevilerinin bazlarnda, yalnz tek bir uzviyetin kendi i bnyesindeki nesi ve uzuvlar farkllamas deil, belki ayn hay van nev'inin muhtelif fertlerinin tekil ettikleri topluluklarda m ahede edilen dier bir farkllama ve tamamlanma vetiresi ne ahit olunur : Cemiyet halinde yaayan hayvan nevilerinde bu ferd uzviyeti aan bir iblm ve tamamlanma hdiseleri dikka ti eker. Karncalar, bcekler ve baz nev'i kular ve memelilerde mahede edilen bu tekml vetiresine SPENCER (ferd uzviyetin haricinde, topluluk iinde tezahr itibariyle) uzvuiyet - st tek ml = e v o l u t i o n s u p e r o r g a n i q u e der. Bu gibi hayvan cemiyetleri insan cemiyeti ile baz benzerlik noktalar arzederse de SPENCER bunlann insan cemiyetlerinin karmakl ve tekml merhalesi ile mukayese edilemiyecek ka dar basit olduklanna iaretle sosyolojik izahlarm srf insan cemi yetlerine hasreder. nsan cemiyetleri hadizatnda tabiatn bir cz' olan ve ferd uzviyetlerden mteekkil ynlar, kmeler ( a g r g a t ) demek tir. Nasl herhangi bir madd sathn, bir madde parasnn bana ge len deiiklikler kendisinde mevcut kuvvetlerle hariten ona tesir eden fizik kvetler arasndaki mtekabil tesirlemenin bir neticesi ise, insan cemiyetlerinin geirdii istihaleler-ve evrimler de cemiye tin i kuvvetleri ile (dahil faktrler) (16) cemiyetin maruz bulun duu d kuvvetler (haric faktrler) arasndaki tesirlemenin bir ne ticesidir (17). Bu faktrlerin her iki nev'i iinde d e asl olanlar la fer' olanlar ayrdedilebilir, asl faktrler cemiyeti tekil eden insanlarn etnik veya rk hususiyetleridir. Irk farkllamann: sebepleri,'dereceleri ve neti celeri kat' olarak bilinememekle beraber, kuvveti ve intibak ka(16) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome I, sn. 5558 (17) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome I,, sh. 23 6

biliyeti yksek olan rk zmrelerin dierlerini kt ve verimsiz blgelere srdkelri, hatt bazan yok ettikleri daima mahede edi len bir tarih vakadr. ptida rklarn gelimi rklardan madd bn ye (18), teessr hayat (19) ve fikr kabiliyetler (20) bakmndan farkl olduklar anlalmaktadr. D asl faktrlere gelince; bunlar yaanan topran iklimin, ve rimlilik derecesi, coraf arzalar, hayvan ve nebtalarm nev'i, dee ri, miktar; nfusun kesafet ve dalma ekli gibi unsurlardr (21). Bundan baka bir de bu asl faktrlerden itikak eden tal fak trler vardr. Bunlann banda uzv veya gayr uzv muhitin zamanla tedric bir gelime ve deimeye tbi olmas gelir : klimin deimesi, tabi zenginliklerin aramas veya eksilmesi, cemiyetin nfus hacmi nin tebeddl, nfus artmas, azalmas gibi (22). Daha sonra ce miyetin kendi^ bnyesinde teekkl eden muhtelif i zmreler le cemiyetin -btn arasndaki mnasebetlerde vaki olacak de iiklikler bahis konusu olur. Cemiyetin btn bu paralar zeri ne, bu paralar da kendi tahavvl ve tekmlleri ile cemiyetin b tn zerine devaml tesirler icra ederler (23). Bu tesirler dn me, hissetme ve yaama tarzlarn deitirir. Hulsa cemiyetle fer din bu karlkl mnasebeti her ikisi iin de kuvvetli bir istihale sebebi tekil eder. Bundan baka muhtelif cemiyetler arasndaki mcadele va kas, cemiyetlerin siyas bnyesinin ekillenmesinde mhim bir rol oynamaktadr. Bir cemiyetin istihsal ve iml tarzn ifade eden sna bnyesi,' onun uzv ve gayri - uzv muhitine tbi olduu gibi; siya s bnyesi de onun dier cemiyetlerle olan mcadele mnasebet lerine tbidir (24). (18) (19) (20) (21) HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT 59 (22) HERBERT 17 (23) HERBERT 18 (24) HERBERT SPENCER SPENCER SPENCER SPENCER Principes Principes Principes Principes de de de de Sociologie, Sociologie, Sociologie, Sociologie, Tome Tome Tome Tome I, sh. 59 I, sh. 78 I, sh. 110 I,, sh. 23

SPENCER - Principes de Sociologie, Tome I, sh. 15SPENCER - Principes de Sociologie, Tome I, sh. 17 SPENCER - Principes de Sociologie, Tome I, sh. 19
97

Nihayet tli tekml ve istihale faktrleri arasnda bizim ken dilerine sun' dediimiz mahsuller gelir ki, uzun mddet cemi yet halinde yaamann neticesi olan bu mahsuller bir filozofun g znde dierlerinden daha az tabi deildir : Madd letler, vastalar nihayet lisan, bilgi, rf, det, kanunlar, dinler, merasimler... Btn bunlar pek byk ve son derece karmak bir kuvvetler sistemi te kil ederler. Btn sosyal tekml boyunca bunlar fert ve cemiyeti tdil etmekten ve fert ve cemiyet tarafndan da mtemadiyen t dil olunmaktan hali kalmazlar (25). SPENCER bu sonuncu fak trlere cemiyet hayatnn mahsulleri olmak hasebiyle super - or ganik faktrler der ki bu, bugn anladmz mnada kltr mah sulleri ve kltrel faktrler demektir. te cemiyetler btn bu saylan faktrlerin tesiri altnda de vaml ekilde hal deitirir ve geliir. SPENCER'de de, kendisi aksini addia etmesine ramen, tekml, terakki ile mteradif tir. Bununla beraber bu tekml COMTE'daki gibi kl halinde bir beeriyet ^mefhumunun mukadder gelimesi deil, her cemiyetin haiz ve maruz bulunduu eitli kuvvetlerin tesirlerine tbi bir tekml seyridir. Baz cemiyetler muayyen sebepler yznden muayyen geri lik safhalarnda kalr, dierleri daha baka sebeplerin birlemesi ne ticesinde ileri tekml safhalarna geebilirler. 20 Devlet nizam; Siyas tekilt : SPENCER'in uzviyet ile cemiyet mukayesesi cemiyette eitli fonksiyonlarn eitli cihazlara terettp ettii neticesine gtrr. Me sel ferd uzviyetteki beslenme cihazna cemiyette madd ve sna faaliyetler tekabl eder (26). Besleyici mayiin, yani kann vcudun muhtelif ksmlarna nakli demek olan dolam faaliyetine de sosyal organizmada ticar faaliyetler, yollar, mnakale vasta ve tekilt tekafnil eder (27). Nihayet uzviyetin d muhitte kendi btnln korumasn, d tesir ve tembihlere gre kendini ayarlamasn, hulsa tek bir vcud gibi hareket edebilmesini salayan sinir sistemine de (25) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome I, sh. 21 (26) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome II, sh. 68 (27) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome II, sh. 77, 113 - 117
98

siyas tekilt, devlet tekilt tekabl eder. Sosyal uzviyette siyas s tekilt bir tanzim cihaz = a p a r e i l l e r g u l a t e u r dr (28). Grlyor ki SPENCER siyas tekiltn veya aleltlak devletin asl fonksiyonunu sosyal uzviyetin dar muhitle olan mnasebetini temine, daha dorusu yalbanc sosyal uzviyetlerle yapaca m cadeleleri sevk ve idareye hasretmektedir. Esasen kendi kanaatmca siyas tekilt meydana getiren saik cemiyetin zaten kendili inden tahassl eden i muvazenesini salamak ihtiyac deil, bel ki darya kar mdafaaya veya istilya matuf olan savalardr. . 21 Spontane cemiyet nizam : Bugnk sosyl nizam yalnz siyas tekiltn eseri deildir. Hatt ondan mukaddem ve mstakildir. Asl sosyal nizam, cemi yetin uzuvlajr airastnda bunlarn birbirlerine olan karlkl ihti yacndan ve bunun neticesinde birbirleriyle ibirlii yapmalarn dan doan bar karakterde bir i muvazene, amiyane tbiri ile, bir geinme halidir. Grlyor ki SPENCER uzviyeti bir grten hareket etmek le beraber uzviyetin gvdesini bana feda etmeyen, bilMs fert ler-aras ihtiyar mnasebetlerin devlet zorundan nce ve ondan, ayr olarak bir sosyal muvazene yarattna inanan liberal bir sos yal felsefeye vasl olmaktadr. Uzviyeti sosyoloji cereyanlarnda nadir rastlanan bu tavrn ilm mesnetleri ne olabilir ? Bunu biz SPENCER'in cemiyetin var lk art addettii ibirlii = c o o p r a t i o n mefhumunun tah lil ve tasnifinde bulacaz. A) birlii ve nev'ileri : SPENCER der ki : Fertlerin bir grup halinde toplanmasiyle cemiyet teekkl etmi olmaz. Kelimenin ilm mnasiyle bir cemi yet, fertlerin toplanmas vakasna ibirlii vakasnn inzimam ha linde vcud bulur. Bir grubun azalan, bir veya bir ka mterek (28) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome II, sh. 95 99

gaye iin gayretlerini birbirleriyle birletirmedikleri mddete on lar birbirlerine balyacak bir ba henz yok demektir. Bir grubun azalarn birbirlerinden ayrlmaktan alkoyabilecek tek ey, kendi ferd ihtiyalarn, kendi gayretleri ile, dierlerinin gayretlerini birletirdikleri takdirde, yalnz olduklar zamandan da ha iyi karlayabilmelerinden ibarettir. Cemiyet olmadan ibirlii olamaz ve ibirlii cemiyetin hem varlk sebeb,i hem gayesidir (29). Ancak, ibirlii tekiltlanmay tazammun eder. Fiillerin m essir bir ekilde birbirleriyle terkip edilebilmeleri iin bu fiillerin matlup zamanda, matlup miktarda ve matlup vasflan haiz olarak birbirleriyle birlemelerini salyacak anlamalara, tertiplere ihtiya vardr (30). te bu soyal tekiltlanma iki trl olur, iki nev'i ibirliine dayanr : 1 ) ihtiyar ibirlii, 2) mecbur ibirlii. Cemiyet halinde yaayan fertler kendi ihtiyalarn bakalar ile baz mnasebetlerde bulunmak, onlarla hizmet veya mal nba. dele etmek suretiyle tatmin ederler. Bu karlkl ihtiya bunlarn birbirleri ile temaslarm ibirlii yapmalarn gerektirir. Ferd ih tiya ve ferd menfaati salama gayretiyle yaplan bu ibirlii spon tane bir ekilde meydana gelir ve ihtiyac karlamaa yarad iin zecre hacet kalmadan tatbik edilir. Bu ibirlii neticede cemiyetin i muvazenesini, fertler arasnda dostane mnasebetleri idame eder. Bu nun neticesinde itima nizam, )/ani cemiyet menfaati da vastal bir ekilde salanm olur. Sna cemiyete tipinde hkim olan bu eit ihtiyar ibirlii dir ki (31) bu tip tasnifine aada temas edeceiz. nsan cemiyetlerinde rastlanan dier bir tip ibirlii daha var dr ki bu, camiann btnn belirli bir tehlikeden korumak iin fertlerin birlikte mukavemet ve birlikte mcadele etmeleri halinde grlr. Yabanc topluluklarla olan savalarda durum budur. Bu tarz ibirlii evvelki gibi husus ihtiya saiki ile spontane olarak bavurulan bir mnasebet ekli deil, kollektif bir tehlike karsn da birleme uurunun uyanmas ile meydana gelen ve fert hesab(29) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III sh. 331 (30) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III sh. 332 '3D HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III sh. 335
100

na cidd bir tehlikeyi gze almay gerektiren mecbur ibirlii dir. Burada dorudan doruya istihdaf edilen menfaat camia men faatidir. Ferd menfaat ise camiann kurtulmas neticesinde, dolaysyle tahakkuk edecektir (32). Fert bu ibirliine kendi ihtiyac neticesinde meyletmedii ve birleme lzumunun uuruna da her zaman varamad iin bu tarz birleme, bilhassa geni topluluklar da, az ok zecr bir baskya lzum gsterir (33). SPENCER'in bu tasnifine daha sonra birok sosyologlarda rastlyacaz. Sosyabilite tasniflerinin bir nev'ini tekil eden (34) ve kendisinin cemiyet tipolojisinde kstas hizmetini gren bu ayrda SPENCER o kadar ehemmiyet verir ki kendi sosyal felsefesini uzviyet ve cemiyet mukayesesinden ziyade bu tasnif zerine isti nat ettirmitir denilebilir. Kanaatnca, mecbur ibirlii asker tipte, sava, ganimeti, otoriter rejimleri dourmu, htiyar ibirlii ise sna karakterde, ferdin hrriyet ve refahn gaye edinen bar, libe ral cemiyetleri meydana getirmitir (35). B) Siyas iktidarn teekkl ve farkllamas : Siyas tekilt, SPENCER'e gre mecbur ibirliinin neticesi dir. Siyas iktidarn ilk nvesi bir nevi insan srs halinde yaa yan yahut bundan pek az farkl bir itima tipe erimi olan h o r d e da mterek tehlike veya mterek bir calma durumunun ortaya kmas ile kendini gsterir : Derhal olgun yata olanlar ve kuvvet lilerden mrekkep ufak bir zmre yaplacak mterek hareketin icaplarn mzakereye koyulur. Bunlarn etrafnda kadnlar, ocuk lar ve aleltlak zayflardan mteekkil passif bir evre meydana ge lir. Nihayet ortadaki faal zmre iinde hepsinden daha kuvvetli bir ahsiyet kendini gsterir, ef olur (36). Bylece ileride teek kl edecek eit eit hkmet ekillerinin, devlet tiplerinin en ba sit ve asl rknnn tohumlar ortaya kverir : 1) ef, 2) Ka(32) (33) (34) (35) (36) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie Tome III DURKHEIM, Von WIESE, TNNES V. s. HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome II, HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III sh. 332 sh. 380 sii. 1&1 sh. 421
101

biliyetleri teslim edilmi kuvvetli ef mavirleri 3) si (37).

Halk kitle

O halde siyas iktidarn kk, mterek bir tehlike karsnda duyulan mterek mdafaa arzusu, yani bir kollektif duygudur ve siyas iktidar bu kollektif duygu ve arzunun bir icra aletinden iba rettir. Yoksa siyaset cihaz, kulland iktidarn hakik sahibi de-, ildir. Bylece iktidar cemaatin mterek duygu ve inanlarndan kuvvet alr. Cemiyetin siyas iktidardan ayr ve ondan evvel byle bir kuvvete sahip olup olmayaca meselesine temas eden SPEN CER buna asrmzn sosyolojik bulularna yakan bir cevap ve rir : iinde hibir hkmet tekilt bulunmayan, henz devlet saf hasna erimemi nice kavimlerde o kadar sert ve strapl detlere rastlanr ve ferdin bunlara sessizce ve bir itaat lzumuna inanarak bal kald grlr ki bunu Cemiyetin devletten mcerret bask kudreti ile izah etmek icabeder. Demekki cemiyetin mterek duy gu ve inanlar bizatihi bir kudret tekil etmektedir. (38). Btn iptidai cemiyet mahedeleri rf ve adet basksnn kanun bask sndan daha kuvvetli olduunu ispata kfidir. J. LUBBOC'un de dii gibi hi bir vahi hr deildir (39). Bylece siyas tekilta iktidar baheden, haddizatnda cemi yetin anane kudretidir ki bu da mterek duygu ve inanlarn ne ticesidir. SPENCER'e gre yabanc hakimiyeti grmemi milletler de (kkn yabanc bir cemiyetin sosyal kudretinden ln bir h kimiyete tabi olmam kavimlerde) yegne siyas iktidar ite bu ce maat duygusundan ibarettir (40). Asl manasyle tekiltl siyas iktidara (devlet ve hkmet teki lat) gelince bu, yabanc topluluklarla mcadele zaruretinden yani tamamen kollektif bir menfaati salamak ihtiyacndan, kollektif ko runma hissinden doar. lk zamanlarda otoriteleri yalnz sava za manlarna maksur kalan efler halk tarafndan takdir ve sayg ile (37) HERBERT SPENCER (38) HERBERT SPENCER 438 (39) HERBERT SPENCER (40) HERBERT SPENCER 102 - Principes de Sociologie, Tome III sh. 426 - Principes de Sociologie, Tome III sh. 434 - Principes de Sociologie, Tome III sh. 436 - Principes de Sociologie, Tome III sh. 442

karlanr. Bu, spontane bir balanmadr; ancak, sava halleri sklap cemiyet daim sava tehlikesi iinde yaarsa gerek efin gerek etrafndaki mavir zmrenin rol deiir. Bilhassa sava zaferle biter ve yabanc kabileler veya lkeler ilhak edilerek onlarn zerinde nfuz ve hkimiyet icrasna ba lanrsa artk efin ve iktidar zmresinin durumu tamamen baka bir vehe arzeder. ef malp blge halkndan sempati ve takdir bekleyemeyeceinden onlar zecriyle rametmekte devam, edecek tir. Memleket iinde bir galipler ve maluplar snflamas olacak, bunlar sonunda idare edenler ve edilenler zmrelerini tekil ede ceklerdir. efin kendisine zoraki itaat eden zmre zerindeki ha kimiyeti ise ancak zecir kudreti sayesinde devam edecektir (41). Bu hal ise yalnz maluplar zerinde deil, zaferi kazanan et nik cemaatn fertleri rerinde de asker eflerin otoritesini arttra cak, siyas iktidarn orta kademedeki adamlarnn saym oalta cak devaml asker besleme zaruretini hissettirecek ve cemiyette yu kardan aa giden bir bask sistemi teesss edecektir ki btn bunlar SPENCER'in asker rejim tabiri ile hlsa ettii ve sna rejime nazaran bariz bir gerilikle mall grd cemiyet tipinin hususiyetleri olarak gsterilecektir (42). . 22 Cemiyetler tipolojisi : Askeri cemiyet - Sna cemiyet : Siyas iktidarn farkllama ve tamamlanma prensiplerine gre inkiaf neticesinde muvakkat efler (43), mstebit monarilerin (41) HERBERT SPENCER - principes de Sociologie, Tome III sh.408, 439 - 440 (42) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 800 - 801. (43) H,i bir farkllama olmayan cemiyetlerde ef fikrine mukave met hissedilir (III sh. 447) eflik iin aranan vasflar arasn da tecribe sahibi olma ifade eden ya stnl, vcut ya psnda irilik ve madd kuvvet stnl (449, 451), zek s tnl, servet ve cmertlik stnl, (452), sava kabiliyeti stnl, (454) ve saire., gibi vasflar zikredilebilir. Keza, si hirbazlk kuvvetindeki stnlk de messir olur (458, 460', 461)
103

hanedanlar haline inkilp eder (44). ef mavirlerinin tekil et tii zmre sonradan hkmet tekilt halini alr. ktidarn icra edi lecei saha ftuhatla genileyip nfus oaldka efin direktifle rini idare olunanlara kadar ulatrp infaz edecek muhtelif hk met tekilt kademeleri, bakanlklar, eitli memuriyetler ve polis tekilt ilh.. ortaya kar. Siyas iktidarn bu suretle tekiltlanmas idaTe edenler snf n keskin hudutlarla idare edilenlerden ayrr ve idare edilenlerin fonksiyonu artk idare eden snf beslemek ve saymaktan ibaret kalr (45). Bundan baka bu siyas tekilt kuvvetlenince zaman la yasama teri salhiyetini de zerine alr. Hkmet tekiltnn zayf olduu devirlerde fertleri ilzam edici dsturlar rf ve det hukukundan geldii halde, siyas tekilt bir kere kuvvetlendi mi dorudan doruya hukuk yaratma yetkisini de kazanr. Ve niha yet kaza ileri ve din fonksiyonlarn da zerine alarak btn yet kileri elinde toplama temayln gsterir. ktisad bakmdan da '-iare edilenlerin emek mahsullerini is tismar etmek ve istil edilen blgelerin kazanlm ve biriktirilmi servetlerini yama etmek suretiyle' gene kendi nfuzu altnda bu lundurur. SPENCER asker cemiyetler hakknda ite, bu sfatlan dolaysyla yamac cemiyetler ( d p r d a t e u r ) tabirini kul lanr, Nitekim SPENCER'in kanaatma gre; mlkiyetin, cemaatn mterek mal olmaktan kp ferdin inhisar tasarrufu altna gee bilmesi, yani ferd mlkiyetin teekkl asker rejimin zuhuru ile beraberdir. Zira iptida cemiyette arazi mlkiyeti mterektir. Bu nun ferd mlkiyet haline inklp edebilmesi, daha nce araziden mtereken faydalanmakta olan cemaatin muhalefet ve mukaveme tini yenmee kadir, kkn bu cemaatten almayan baka bir ikti darn mdahalesine baldr. Byle bir kudretse ancak yabanc bir istilc kudrette, yabanc bir asker rejimde tahakkuk edebilir. Ta rih ilk byk arazi sahiplerinin ya ftih kumandanlar veya bunla rn yardmclar olan ikinci derecede efler olduunu gstermekte(44) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 456, 464 (veraset ile intikal meselesi) (45) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 388 - 408, 416.
104

dir. Fethedilen arazi fethe itirak eden kahramanlara mkfat ola rak datlm, bylece hem ferd gayrimenkul mlkiyeti hem de serflik messesesi domutur (46). SPENCER yekn cemiyetin ( s o c i t g l o b a l e ) kendli iindeki ksm zmreler ( g r o u p e r o n t s p a r t i c u l i e r s ) ze rindeki tesirlerini sezmitir. Cemiyetin btnnn paralan zerin deki tesirlerini muhtelif cemiyetlerin iindeki aile tiplerinde ma hede etmek kabildir. Asker tip cemiyetin aile messesesi, sna ti pin aile messesesinden farkldr (47). Siyas efin tbi olanlar zerindeki istibdad ile aile efinin ev halk zerindeki istibdad muvazi gider. Asker cemiyet fazla nfusa ihtiya gsterdiinden ok kanllk asker cemiyetin tipik aile eklidir (48). Sosyal snflama asker cemiyette iktidara yaknlk ve uzaklk la taayyn eder. Ferdin deeri bizatihi insan ahsiyetinden deil, toplum iinde grd hizmetten dolaydr ve toplumun teahhus etmi cephesi olarak devlet ferde sahip kmaktadr. Bir kelime ile fert, devletin maldr (49). Nihayet asker devlet sadece nehyetmek, yasaklar vaz etmekle yetinmez. O, vatandalara msbet emirlerde bulunur : Fertlerin ne yapacaklarn da tyine kalkar. Onlar muayyen statler iine yerle tirir. Hulsa, asker rejim ferdin husus teebbs kabiliyetini krletirir. SPENCER bu fikirlerini yaynlad tarihlerden krk elli sene sonra fiilen siyaset dnyasnda doacak totaliter rejimlerin tablo sunu izmitir : Ordu, kendi tekiltn ilerlettike azalannm her nev'i mstakil hareketinin bir yasak konusu haline geldii gr lr. Klalatrma hali umumiyetle cemiyetin btn iine yayln ca cemiyet azalanndan herbiri kendi zat ilerini teesss etmi te(46) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 730 (47) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome II, sh. 307 309 (48) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie,, Tome II, sh. 313 - 382. (49) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 762, Tome II sh. 168 - 169 105

amlden gayr bir ekilde yapma yetkisini ya tamamen ya da he men tamamen kaybeder. Kleler ancak efendilerinin emrettiklerini yaparlar. Efendiler ise mahall otoritenin msaadesi olmadka teamln dna kan bir ey yapamazlar. Mahall otorite de kendisinin bal olduu st otoritelere usulne uygun ekilde danmadan hibir msaadeyi veremez. Bylece bu tesirlerin neticesi olarak fertlerin zihn hale ti de passif bir feragat ve emre intizardan ibaret kalr (50). Sma cemiyet tipine gelince. Burada durum tamamen aksine dir : ptida cemiyetlerin dahi hepsi sava deildir. Tabi hudut lar sayesinde dmanlarndan mahfuz blgelerde yaayan ve dolaysyle sava olmayan birok iptidalerde ihtiyar ibirlii bunla rn baz basit sanat ekilleri ile uramalarm temin etmitir. Hin distan dalarnda yaayan baz iptidailer ( B o d o s ) , (D h i m a l ) lar Gney Amerikann baz kavimleri ( P u e b l o ) 1ar ancak nadi ren ve zaruret karsnda savarlar (51). Esasen cemiyetlerin SPENCER tarafndan yaplan bu ana tas nifinde sna cemiyet tabiri ile behemehal iinde byk sanayiin faaliyette bulunduu cemiyet tipleri murad edilmemektedir. Bu bakmdan bu tabir pek yerinde deildir. Nitekim SPENCER'e g re sna cemiyeti askeri cemiyetten ayran hususiyet, ondaki ibirli i tipinin fertlerin iktisad ihtiyalarn karlamaya yarayan ihtiya ri neviden bir ibirlii oluudur. Eer. herhangi bir cemiyette sa navi faaliyeti mecbur ibirlii vastasyle tahakkuk ettirilmise o cemiyet SPENCER'in sna tip i iine girmez. Mesel iktisad faaliyet seviyesi kendi zamanna gre hayli* ileri olan ve muazzam sayda kle iiler kullanm olan eski Msr veya Peru imparator luklar, SPENCER'e gre byk sna faaliyette bulunmakla bera ber sna cemiyetler den saylmaz. Zira burada sna faaliyete i tirak ihtiyar olmacl gibi, mterek faaliyetin gayesi de bu faali(50) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 797 (51) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 818 - 820 106

yeti fiilen tahakkuk ettirenlerin menfaatlarn deil belki emreden lerin menfaatlarn salamaktr. Hlsa zorla altrma messe sesi sna cemiyet tipi ile badamaz. Keza sosyalist ve komnistlerin arzu ettikleri ve mecbur i birliine dayanan cemiyetler de sna tip iine girmez. Hulsa mukavele hrriyetine ve serbest rekabete muhalif ideolojilerin re jimleri sna deil asker tip dedir (52). Asker tipfen sma tipe intikal demek, bakasnn hesabna, ahsa veya topraa bal kle olarak almak yerine; kendi hesa bna, ahsla ve toprakla ilgisiz, diledii yerde ve diledii cret ve artlarla ve istedii tarzda almak eklinin kaim olmas demek tir ki bu intikalin tarih seyri mphem ve karanlktr. Bylece asker cemiyet tipi ferdin hayatn ailev, meslek ve itima bakmdan daima muayyen statler, muayyen kalplar iine sokmakta, sna cemiyet tipi ise btn ferd mnasebetlere bir iradlik, bir ihtiyarlik pay katarak ferdi ancak kendi ihtiyar ile yani mukavele ile balama yolunu tutmaktadr. Asker cemiyette keyf ekilde emredilmi i karlnda keyf olarak takdir edilmi bir cret alnr. Sna cemiyette ise ferdin kabiliyet ve emeinin ser beste kararlatrlan tam karl alnr. SPENCER insan mnasebetleri tanzim eden hukuk ekille rin statden mukaveleye doru gelitiini kabul eder. Mukavele sna cemiyet tipinin messesesidir ve hayatta en stn unsurun seilmesini salar. Mukavele elstik bir sistemdir. Btn artlara uyar. Sna cemiyette ferdin durumu bir emri - vki olan biolojV ve ya sosyal verasetine gre deil, kendi kabiliyetlerine gre taayn eder (54). Bu bakmdan SPENCER sosyal yardmlara kar ak tan aa cephe alr. Sosyal yardmlar fertlerin kabiliyetlerine g(52) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 805 (53) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 807 (54) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 824, 816
107

re seilmesini, yani sosyal tekmln mihrak olan istifay ( s e l e c t i o n ) gletirir (55). Asker cemiyetin, ferdin faaliyetini hem rsbet, hem menf emirlerle smsk tanzim ve tahdide kalkmasna mukabil, snai ce miyet, sadece menfi tanzim yani yasak hkmleri ile iktifa eder, faaliyetinin msbet konusunu tyin iini ferde brakr (56). Mu kavele rejiminin terakkisi ile ferdin muhtariyeti artmtr. Hizmet lerin, anlamalarla gnlk mbadelesi, hem ahs haklarn kabul n, hem de dier fertlerin haklarnn tannmasn gerektirmitir. ahs muhtariyet inkiaf edince rzaya dayanmayan bir otoriteye kar mukavemet hissi ve imkn gelimitir (57). SPENCER'e gre tarihte bu hususlar teyid edecek enteresan ve yakm misaller bulunabilir. Esasen bu tezler, kendi iddiasna g re, bu misallerin tetkikinden istihra edilmitir. Mesel Fransa'da devaml harpler asker rejimleri kuvvetlendirdiinden Fransz ce miyetinde ferdi muhtariyeti ve fert haklarn gelitirecek bir zemin teekkl edememitir. Ru bakmdan corafi durumu itibariyle da ha selmette kalan ingiltere ise ferd kabiliyetleri ve muhtariyeti gelitirecek bir sna rejim tesisine muvaffak olmutur. Mfrit bir liberal olan SPENCER'in bu cemiyetler tipolojisi hakkndaki fikirlerinin ilmlik derecesi sz gtrr mahiyettedir. Ana hatlar itibariyle iki tip cemiyet tasnifi, bu cemiyetlerde teza hr eden baz esasl farklara tekabl etmek bakmndan' bir haki kati ifade ederse de bu farklarn sosyolojik milleri SPENCER'in zannettii gibi basit bir ibirlii farkna irca edilemez. . 23 SPENCER'in hukuk ve kanun anlay : SPENCER hukuka kar, sosyolojinin kurucusu olarak tannan COMTE'dan ok daha byk bir anlay gstermi ve bunun ce miyet hayatnn zarur kld davran kaideleri olduunu kavra mtr. Rundan baka hukukun birbirinden mstakil eitli kaynak(55) (56) (57) (58) HERBERT HERBERT HERBERT HERBERT 825 -835. SPENCER - Pincipes de Sociologie, Tome III, sh. 312 SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh. 814 SPENQER - Principes de Sociologie, SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, sh.

108

Ianni da fark etmitir. SPENCER'e gre hukuk kaidelerinin belli bal drt kayna vardr (59). A) Ecdad ruhunun direktifleri: SPENCER veeliz ifadesiyle kanunlar llerin dirileri idare etmesi demektir der. Filhakika byklerin, yallarn tecrbeye dayanan bilgi ve otoriteleri insan lar zerinde byk tesir yapm ve detler, bykleri lmlerinden sonra dahi taklit etmek, onlarn izinde yrmek, onlarn hareketi nin yaplabilecek yegne doru harekete olduuna hkmetmek temaylnden domutur. Bundan baka iptida insan lmle, ahsi yetin son bulduuna inanamaz. Ona gre tenin ruhu brakt lem le devaml bir ekilde ilgilenir ve yaayanlarn lemine fiil ve hare ketlerine messir olmakta devam eder. Yaayanlar ilk defa zuhur eden zor bir durum karsnda ne yapmalar gerektiini, ken dilerinden daima daha ok ey bildiine inandklar cedlerinin ruh larndan sorarlar. Ruhlarla olan mnasebetse ryalarda aka ken dini gsterir. Bylece ecdad ruhunun telkinleri yaayanlar iin davran kaideleri haline gelir. Hulsa ilk davran kaidelerinin temeli cedde tapma dinidir. B) ef ruhlannm direktifleri : Yaayanlar kendi cedlerinin ruhlarndan baka ok defa hayatta iken byk kahramanlklar gstermi, hkmdarlk etmi byk siyas eflerin ruhlarndan da yardm beklerler. Bunlarn lm olmalarna ramen kudretiyle ce maat halkna direktif vermek kabiliyetini haiz olduunu kabul eder hatt ok defa tannlardklan bu eflerden yardm: dilerler.. Nitekim insanlar uzun mddet hukuk kaidelerinin dorudan do ruya Tanrlardan geldiine inanmlardr, yle ki en mutlak h kmdarlar bile bu ilh mene'li kanunlar zerinde keyf ekilde tasarruf edememi, onlar deitirmee veya dna kmaa pek cesaret edememilerdir. te kanunlarn bu tabiatst meneleri onlara itaati salam ve bu, itaatin messeselemesini inta etmi tir. C) Hayatta olan eflerin emirleri: Asker cemaatlerin zuhuru ile kuvvetli efler ortaya knca bunlarn hayatta iken verdikleri (59) HERBERT SPENCER - Principes de Sociologie, Tome III, 636 - 716. sh.

109

direktiflere, arkasndaki kuvvetin tesirinden ekinilerek itaat edil mi ve bu direktifler de otoriteyi salamaya matuf kanunlar sfatiyle mer'i olmulardr. te bu tip dnyev iktidar merkezlerinr den kan kanunlarn zuhuru ile hukuk leminde bir din Kanun lar - dnyev kanunlar ayrd bagstermitir. Otorite kanunlan, sadr olduklar asker ve siyas tekilt kuvvetlendirmeye matuf ol duundan, eitsizlik esasna dayanr ve cezalan ardr (60). ) Cemiyetin umum efkr : Nihayet en geri cemiyet tiplerin den beri mstakil bir kanun kayna vardr ki bu cemaatn mte rek kanaati veya umumi efkrdr. Bunlar cemiyette fertlerin m terek ihtiyalarnn ve menfaatlannm birbirleriyle uzlama artlar rn ifade ederler. Esasl bir ekilde eiti karakterdedirler. stikbal de bu sonuncu neviden kanunlar dierlerinin yerini alacaktr ve cemiyet sna tipe yaklatka, harp korkusu ve tehlikesi azaldk a, kanunlar dorudan doruya umum efkrn ve telif edilecek hu sus menfaatlarn taleplerine uygun olarak zuhur edecektir. ahs stat rejimi ktke ve mukavele rejimi gelitike, ah s bir iradenin beyan olan kanun yerine ferd menfaatlarn uzla masndan doan kanun geecektir : Bu zarur bir neticedir. Zira eitsizlik eski rejimin mecbur ibirliinin prensibidir. Halbuki di er rejimin, gnll ibirliinin prensibi ise ak bir eitliktir, s Faka t asker rejim bak kaldka sonuncu tipteki kanunlarn oto rite kanunlarnn yerini almas tamamiyle tahakkuk edemiyecektir. (60) SPENCER, teri meclislerin kanun yapma faaliyetini son dere ce dikkatle ifa etmeleri, itima tekmln tabi seyrini aksatmyacak kanunlar yapmalarn, mmkn olduu kadar tabi istifaya mani olmayacak kaideler koymalarn tavsiye eder. Bu bakmdan ehliyetsizlerin bekasn salyan sosyal mevzuatn aleyhindedir. Bak : d'individu Contre l'Etat 1885 sh. 65 -115 Kanun vazilerinin gnhlar bal altnda der ki yanl il reetesi yazan eczacnn cahillii ve tp mesleini icraya m dahalesi mes'uliyeti mstelzim olduu halde, cahil kanun vaziinin berbat kanunlar karmas hi de mesuliyeti tazammun etmemektedir ! Ne yazk ki SPENCER'in bu ac tenkidleri, ken disinin, kanun vazilerinden son derece liberal ve mfrit fer diyeti kanunlar beklemesinden dolay yaplmtr !
110

Zira hkmran bir iradeye itaat, muayyen bir nisbette, gene zaru r olacaktr (61). Kaza fonksiyona gelince; balangta kaza ilerini silhl fert lerin meclisleri grrd asker kl, d dmana olduu gibi, i dmana da tatbik edilirdi (61). Hkmet efleri i nizalan da halletmekle mkelleftirler, fakat kazanlan harplerin sonunda b yk siyas cemiyetler meydana gelince, kaza vazifesi artk temsil ciler marifetiyle grlmeye baland (63) maihsus kaza cihazlar demek olan mahkemeler dodu, daha sonra bunlarda da bir fark llama grld; lyik ve din mahkemeler birbirinden ayrld (64). SPENCER'in ansiklopedik sosyolojisinde siyas, dini, hukuk m esseselerin hemen hepsi hakknda fikirlere rastlamak kabilse de gerek bunlarn hepsinin isabetli olmay, gerek bizim sahamzla dorudan doruya alkal bulunmay dolaysiyle bunlara temas etmemei uygun bulmaktayz. Esasen grlerinin bir ou modern etnolog ve sosyologlarn aratrmalaryla cerh ve tekzip edilmi du rumdadr. . 24 SPENCER'in grlerinin deeri : Muhakkakki SPENCER'e, bazlarnn yapt gibi, hukukun sosyolojik temeliyle ilgilenmemi bir sosyolog gziyle baklamaz buraya kadar vermi olduumuz izahlardan da anlalyorki SPEN CER hukuku, hakl olarak bir sosyal mahsul, bir sosyal tanzim, ek li olarak almtr. Cemiyet ne kadar tabi ise hukuk da o kadar ta bidir. O ne COMTE gibi ne de MARX gibi hukuku kmsemerni yahut inkr etmemitir. Bilkis kanunlarda ifadesini bulan hu kukun yeri artk filozoflarn nazar inaalarnda veya metafizik id dialarnda deil, belki geleneklerin, teamllerin, dini inan ve aki delerin, siyas emir ve nebilerin yanbamdadr. Bylece hukuk, henz ad taklmam olan bir kltr mahsulleri kategorisinin ii-

(61) HERBERT SPENCER (62) HERBERT SPENCER (63) HERBERT SPENCER 686 (64) HERBERT SPENCER -

Principes de Sociologie, Tome II sh. 709 Principes de Sociologie, Tome III sh. 661 Principes de Sociologie, Tome III sh. 668, Principes de Sociologie, Tome sh. 680
111

ne yerletirilmitir. SPENCER, hukukun inan ve itiyatlarla kar k, kymetlerle mebu karakterini sezdii gibi onun itimai mna sebetlerden doduunu da farketmitir : ihtiyari ibirlii ve mec buri ibirlii mnasebetleri. Ancak o, maddeci monizminin tesiri altnda kalarak hukukun dahil bulunduu kltr mahsullerinin neviyetini farkedernemitir. Hukukun kaynaklan hakkndaki gr, cedde tapma dininin btn iptidailerce umumi olmay v. s. gibi hususlarda sonradan tenkid edilmise de ilkel hukuk sisteminin ilkel din ekilleri iinde erimi hali hatrlanacak olursa bu grn pek de isabetsiz olma dn teslim etmek gerekir. Hukuka, zamanla siyas otoritelerin emir ve nehiylerinin dahil olmas ise, aleltlak yukardan sdar edi len btn normlarn hukuk vasf inkr edilmedike, reddedilemiyecek bir hakikattir. Umum efkrn hukuk kayna olarak tantlmas ve mstak bel hukukun cemiyette kendiliinden husul bulacak menfaatlar mu vazenesi istikametinde gelieceinin gsterilmesi ise, cemiyetin kendi kendini tanzim, yani spontane bir ekilde hukuk yaratma ve tiresinin sezildiine almettir. Bundan baka siyas iktidarn kkn, behemahal kollektif inan ve kanaatlardan alaca, hkimiyet makamnn iktidarn ya ratcs olmayp ancak hmili olaca hakkndaki grleri de ar tk itimai mukavelecilerinki gibi srf speklatif izahlar mahiyetinde deil, dorudan doruya sosyolojik aklamalar durumundadr. Ancak, SPENCER'in cemiyetin tekaml kanunlarn bulma yo lundaki gayretleri ve bunlarn bir neticesi olarak hukukun tekml istikametini kefetme arzusu semeresiz bir alma olmutur (65). Zira bu gibi tek istikamette bir tekml yolunun mevcudiyeti p helidir. Muhtelif cemiyetlerde hukukun gelimesi birbirinden fark l istikametlerde olmu, nazar tekml halkalarndan bir ou at lanmtr. (65) SPENCER'in fikirlerinin ksa ve zl bir tenkidi, iin bak.: F. H. HANKNS - The History and Prospects of the Social Sciences 1925 pp: 297 - 302 (in Social Thought from Lore to Science, V : I sh. 677 not : 43)
112

Bundan baka daha SPENCER zamannda, sendikalarn, ii ve patron teekkllerinin ve sanayiin i nizam ile, hite asker ka rakterde olmayan yepyeni bir stat hukuku domakta idi ve ferdi yeti nizamn akid ve irade muhtariyeti telkkileri artk bu yeni hukuk durumlar izah ve tanzime kfi gelmiyordu. Bundan baka, hukukta umum efknn, yeni ihtiyalarn ve menfaatlar durumunun bir aksini grd halde, durumun, gelecekte behemahal bir fer diyeti nizam istikametinde gelieceini iddia etmesi, hakikatte, kendi zat temayllerine ilm bir kisve giydirmekten baka bir ey deildir. Nihayet, cemiyetin, tabi - itima kanunlarn tesiriyle, kendili inden tekml edip gidecei, kanun koyann uurlu ve irad mhalelerinin lzumsuz olaca yolundaki iddialar da hayli eimserce telkki edilmelidir. Sna - asker tip ayrd da, mahedeler den piyade, ferdiyeti ve liberal nizama olan hayranlnn mbal al tezahrleri olarak alnmaldr.

113

2 UZVYET SOSYOLOJNN MFRT TEMSLCLERNDE HUKUK ANLAYII: .25 LILIENFELD; SCHAEFLE, WORMS : SPENCER'den sonra Uzviyeti teoriyi inkiaf ettiren ilk m ellif Rus asll Alman bilgini PAUL von LILIENFELD (1829-1903) oldu (1). Bu zat, sosyolojide uzviyeti grn en mfrit, en m balaal tatbikatn yapt. SPENCER, uzviyet ve cemiyet mmaseletinin srf muay yen itima messeselerin izah iin, muayyen kyaslan ihtira iin bavurduu bir metod olduunu itiraf ettii halde (2), LiLEN'FELD, cemiyeti hakiki bir uzviyet sayd (3), Cemiyetler lemi, nebatlar lemi ve hayvanlar lemini takip eden nc bir uzviyet lemidir. Devlet ve Hkmet cihaz, bu cemiyet denen uzviyetin beynidir. Uzviyeti tanzim eden, ferdlerin irade lerini kendinde toplayp kollektif irade sfatyla onu ferdlere yukardan empoze eden, bozulmu nesileri ve hcreleri iyiletiren odur ilh.. Bylece LLENFELD, uzviyeti grn tabi netice(1) P. von LLENFELD Gedanken ber eine Sozialwissenschaft der Zukunft. V vol. Mitau 1873 - 1881. P. von LLENFELD La Pathologie Sociale, Paris, 1896. P. von LLENFELD Zur Verteidigung der organischen Me thode in der Soziologie, Berlin, 1898. (2) HERBERT SPENCER Principes de Sociologie, Tome II, Sh. 192, 270. imdi, ferd uzviyet ile sosyal uzviyet arasnda ki bu szde kyaslan bir tarafa brakalm. Ben, bu glkle el de edilmi kyaslar srf sosyolojik tmevanmlann (inductions) mtecanis bir sistemini bina etmeye yarayan bir iskele gibi kul landm. (3) GUMPLO'WicZ naklediyor : Prcis de Sociologie (traduit par CHARLES BAYE, Paris, 1896> Sh. 31).
114

sini kabul ediyor, SPENCER gibi umulmadk bir ferdiyeti sonu ca deil, mfrit devleti bir sosyal felsefeye balanyordu (4). Daha sonra A. SGHAEFLE (1831 -1906) (5), daha mutedil ve ksmen spritalist temayll bir uzviyeti tez mdafaa eder. Cemi yeti, fizyolojik bir uzviyet gibi deil, ferdler arasnda ruh itirakin asl olduu bir mterek hayat ekli olarak alr. Uzviyeti ekoln Fransz takipilerinden olan RENE WORMS ( 1869 - 1926), ayn nazariyenin mfrit taraftarlarndan birini temsil eder (6). Mamafih bu zat da, tetkiklerinin sonunda, cemiyet ile uzviyet arasnda bir mahiyet ayniyeti deil, kuvvetli bir mmaselet mevcut olduunda karar klar. Uzviyetin czleri arasndaki iti rak fizyolojik ve maddi olduu halde, cemiyetin czleri arasnda ki itirak, ruhdir. Cemiyet, alelade bir uzviyet deil, belki bir s tn-uzviyeb> (super-organisme) dir. Devlet ise, cemiyetin en yksek bir ifadesidir. Devlet, kendi uzuvlarnn hayatndan farkl, ayr bir canldr. Devletin hayat, onu terkip eden azalarnn haya tndan o kadar ayr, o kadar yksektir ki, icabnda Devlet, bu tbi varlklardan bazlarnn hayatlarn kendisine feda etmesini isteye bilir ve hemen hemen daima bu arzusunu yerine getirmeye muvaf fak olur. (7). . 26 ESPINAS : Yukarda grdmz uzviyeti sosyologlarn, SPENCER'in hi lfna, devleti bir sosyal felsefeye saplanmalarna mukabil, SPEN CER gibi uzviyeti tezden hareket ettii halde ferdiyeti grle re vasl olan dier baz temsilcilere de rastlanmaktadr. Bu cmle den olarak Fransz sosyologu ESPINAS'y zikredebiliriz. ESPINAS (4) BECKER and BARNES Social Thought, Vol : I, Sh. 682 - 683. (5) A. SCHAEFLE Bau und Leben des sozialen Krjers, VII Vo lume, 1875 - 1878. A. SCHAEFLE Abriss der Soziologie (oeuvre posthume 1906). (6) RENE WORMS Prcis de Phosophie. RENE WORMS Elements de Philosophie Scientifique, 1891. RENE WORMS Morale de Spinoza, 1892. RENE WORMS Phosophie des Sciences Sociales,, 1903 - 1907. (7) BARNES naklediyor: Social Thought, Volume I, Sh. 688.
115

(1844-1922), 1875 senesinde yaynlad Hayvan Cemiyetleri (Les Socits Animales) adl eseriyle, hayvan cemiyetlerinde insan ce miyetlerinin biolojik kanunlann kefetmeye yarayacak ip ular bulacan zannetti ve Sosyolojinin, ancak Biolojinin bir devam ola rak geliebileceini iddia etti (1) Cemiyet ve ferd kavramlar arasnda bir kategori fark deil, belki bir derece fark olduunu her hayvan ferdin de, haddizatnda bir hcreler cemiyeti, bir uzuv lar cemiyeti saylabileceini iddia etti (2). Geri bu, SPENCER tarafndan bir tebih olarak kullanlmtr, fakat ESPINAS bu g rn bir hakikati temsil ettiine kaniidi. Netekim ona gre ferd ve cemiyet tezadlan hakikatte manaszd. Uzviyet leminde kendi lerine sadece Beslenme cemiyetleri diyebileceimiz basit hay van ferdlerinden (blastodeme) sonra, ierdleri ayr cinslere ayrl m olan oalma cemiyetleri (Socit de reproduction) ni g ryorduk. Farkl cinsiyetlere sahip hayvan iftlerinin (3) tekil et tii cemiyet ekli, birincilere nazaran daha mtekmil olan ikinci merhaleyi temsil ediyordu. Halbuki ayn cinslere sahip ferdlerin tekil ettii ift, bir bakma bir baka ferdiyet tipi tekil edi yordu. Hlsa, her ferd kendisini terkip eden czler bakmndan bir cemiyet gibi, her cemiyet de, zel bir btn olmak bakmn dan adeta bir ferd gibi ele alnabilirdi. Farkl cinslerin birlemesiyle meydana gelen hayvan ailesin de bu birlii kuran ve az veya ok bir mddet srdren saik, kar cinse duyulan insiyak- ile yavruya kar duyulan sevgi ve alka dr. Bu sevgi, ferdin kendisine kar besledii sevginin, kendi par as sayd yavruya uzanmasndan baka bir ey deildir. Yani egoist bir nefis muhafazas duygusunun devamdr (4). Bununla (1) ESPNAS Etre ou ne pas tre (Revue Philosophique 1901, pp. 451), (G. DAVY zikrediyor: Sociologues d'hier et d'au jourd'hui, p. 26, Paris, 1931). (2) ESPNAS Socits animales, 2 d. 216-217, 222, 268 (DAVY, a.g.e., Sh. 31). Blastodme : boluklar az aza gelen ve ay n besleyici mayi ile beslenen kk uzviyetler topluluu (So cits animales : 237, DAVY : 42). (3) ESPNAS Socits animales,, Sh. 247, (DAVY nakleder : a.g.e., Sh. 43). (4) ESPNAS Socits animals, Sh. 444-445, (DAVY, a.g.e., Sh. 56).
116

beraber, birden fazla yavrularn zuhuru, hayvan ailesinde yeni bir hissin domasna sebeb olur : yavrular arasndaki kardelik hissi. Bu, cins bir his deildir. Keza, bu, bir yavru sevgisi de deildir. Bu, benzerlik tasavvurundan doma ve buna bal bir sempati dir (5). Sr halinde yaayan hayvanlarda bu hemcins sempatisi, aile bandan daha kuvvetli olabilir ve ite cemiyeti tutan, srdren, koruyan duygu bu hemcins sempatisidir. Aile kadrosunu ami btn normal cemiyetlerin kayna bu sempatidir (6). nsan cemiyetlerine gelince, bunlar da, hayvan cemiyetlerinin mtekmil bir tipidir. nsan nevinde, incelmi, gelimi olan uur, artk hemcins tasavvuruna daha fazla sahiptir ve bu cemiyetlerde toplumu srdrme, dzenleme ve koruma duygusu daha gelimi tir. Bylece ESPINAS'ya gre insan cemiyetini yaratan ey artk uur dur. Demekki bir cemiyet, canl bir uur, veya bir fikirler uzviyetidir (7). O halde hukuk nedir? ESPINAS der ki; hukuk, ftr tabi haklar nazariyesiyle isbat edilemez. Hukuk, insan c e m i y e t i n i n yaratt %ir eydir. Hukukun kk, insann hemcinsine kar duyduu sempatidir. Bizde, ocuun himaye grmesi, onun herhangi bir itima mukavele akdetmi olmasndan veya mutlak bir hrriyeti temsil etmi olmasndan deildir. Zira bunun hakika ten bir manas yoktur. ocuun hrmet grmesi, asrlardanberi Avrupada zayf bir insann, hatt yeni domu veya doacak bir insann dahi, dnyada en fazla saygya deer ey olduu kanaatinin yerlemi olmasndandr. Bu kanaatin nihaa granfisi ise asrlardan beri birikmi olan ve artk kendilerine mukavemet edilemeyen sem pati duygulardr. nsan Suretindeki btn varlklara kar olan sempatilerimizin incelii ve adaletin hepimizin snd bir siper oluu hissi... ite, ada milletlerde hukukun canl kayna.. (8). (5) ESPNAS Socits animals, Sh. 474, (DAVY, a.g.e., Sh. 60-61). (6) ESPNAS Socits animales, Sh. 474-475, (DAVY, a,g.e., Sh. 62). (7) ESPNAS Socits animales,, Sh. 530, (DAVY, a.g.e., Sh. 64). (8) ESPNAS Etre ou ne pas tre, (Revue Philosophique, 1901, p. 516), (DAVY, a.g.e., Sh. 79).
117

Cemiyet, sadece haklan tarif etmekle ve korumakla yetinmez,' bilakis onlar yaratr. Zira hukuk, muayyen bir memlekette, umu m efkrn insan ahsiyetine izafe ettii deerden baka birey de ildir. (9). Bylece hukukun menei, hayvan cemiyetlerinde dahi mevcut olan bir hemcins sevgisi, bir sempati hissidir. Zamanla bu hissin daha mtekmil ekiller ald grlr. nsana tannan hak asrlardanberi cemiyet ferdlerinin ruhuna hakkedilmi olan bir sempati de recesine tbi kalr. itiraf etmeli ki up uzun ve pek dolambal yollardan gelmek le beraber, ESPINAS, hukuk sahasnda, vaktiyle CICERO'nun, ULPIANUS'un, nihayet GROTIUS'un sylediklerine pek fazla bir ey ilve ermi saylamaz. (9) ESPNAS Etre ou ne pas tre, (Revue Philosophique, 1901,
p. 514).

118

[+'T,f.ftifi if f | p,i -<-.\\-i

fffiitn -((*>( i f-:^fi|rsjf*ssff ([((e (.W*f(*f#.sij(r;Wjri*r K*tf| ;-;**(

3. SOSYAL DARVNSLER : . 27 GUMPLOWICZ'in Irklar aras mcadele teorisi : Uzviyeti Sosyolojinin dier bir kolu da DARWIN'in nevilerin hayat mcadelesi hakkndaki tezini muhtelif' insan cemiyetleri ara sndaki mcadelelere, savalara, rklar veya snflar atmasna tatbik eden Sosyal Darvinizm cereyanlarnda grlr. Bunlarn banda Avusturyal bilgin (aslen Polonyal) GUMPLOWICZ, Al man sosyologu OPPENHEMER, talyan sosyologu VACCARO, Rus bilgini NOVCOV Amerikan sosyologlarndan SUMNER ve SMALL gelir. Bunlarn iinde Devlet ve Hukuk problemini bu zaviyeden en fazla inceleyen ve fikirleri hemen btn bu ekoln (NOVCOV hari) prototipini tekil eden GUMPLOWICZ zerinde durmay lzumlu gryoruz (1). GUMPLOWICZ, kendi zamanna kadar Sosyolojide ilenmi olan hatalarn balca sebebini, beeriyet an laynda bulur. Sosyologlar; beeriyeti, ayn kkten gelen tek bir nevi olarak ele almlar ve birbirinden farkl" sosyal zmrelerin, kavimlerin, milletlerin varln sadece basit ve tli ehemmiyette bir dallanp budaklanma gibi grmlerdir. Bundan baka sosyo loglarn sapland dier bir hata da, gerek btn beeriyetin, ge(1) GUMPLOWICZ Philosophisches Staatsrecht, Wiene-Graz, Rechtsstaat und Sozialismus. Innsbruck, 1881. Der Rassenkampf, 1882 (T. fr. par BAYE : La Lutte de Races, 1893). Grundriss der Soziologie. 1885 (traduction franaise p a r : BAYE, 1896). Die Soziologische Staatsidee, 1892. Soziologische Essays, Soziologie und Politik, 1891. Sociologie et Politique, Paris, 1898.
119

rek mnferid cemiyetlerin, tpk hayvanlarn ve nebatlarn by mesi gibi, kendi kendilerine gelitikleri, spontane bir bymeye, bir tekmle tbi olduklar zanndr (2). Sosyoloji kitaplarnda insan cemiyetlerinde bir mddet avlan* ma suretiyle istihsal ekli hakim olduktan sonra, bunun yerine, du rup dururken hayvan besleme suretiyle istihsal eklinin kaini ol duundan, ve gene bir mddet sonra da ziraatin ortaya ktndan bahsedilir. Nihayet ziraatten sonra san'at ve endstrinin zuhuru kaydedilir. Sosyologlar yle sanrlar ki, hep ayn sosyal zmre, ken disinde mevcut bir tekml temayl neticesinde, kendinde mek nuz bir tekml kanununa uyarak, medeniyetin bu muhtelif mer halelerinden gemektedir. Halbuki burada bir tek vaka unutul maktadr : o da, tabiatn btn dier yaratklannda ve.eyasnda olduu gibi, insan topluluklarnda da mevcut olan atalet (tembel lik) kanunudur. (1,^ loi d'inertie). Bir topluluk belirli bir sosyal safhada hareketsiz kald m bu safhadan dier bir safhaya, ancak bu geie elverili sosyal sebeb ve tesirlerin zuhuru neticesinde in tikal edebilir. Bu itibarla, GUMPLOWCZ'e gre,- bizim, evvelki sosyologla rn hatalann dzeltebilmemiz iin, yalnz insan topluluklarnn meneindeki okluu ve farkll deil, ayn zamanda toplulukla rn gelime tiplerindeki tahawl ve okluu da kabul etmemiz lzm gelir. Her sosyal zmre bir baka zmre tarafndan itilmedike, drtlmedike mevcut halini srdrp gider. te bu itilme ler, bu drtlmeler ve bunlarn neticesinde meydana gelen zmrev istihalelerdir ki bizatihi sosyal olan hareket ve sonulan meydana getirirler. Tarih, ve sosyal olaylarn mahedesi bize, bu kanunun do ruluu hakknda kfi delilleri hazrlar. Buradan, sosyolojik ara trma metodu olarak u mhim kaideyi kartabiliriz : Biz, ne za man, bir sosyal grubun halinde bir deime mahade edersek derhal bu deimenin bir yabanc gurubun mdahalesi sonunda meydana geldiine hkmetmeli ve bunun hangi mdahale olduu(2) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie 1896), Sh. 133.
120

(traduction par BAYE,

m aratrmalyz. Keza, sr'atli ve ok cepheli bir gelime, yani farkl sosyal hallerin birbirini takibi, ancak, birbirinden ayn cins ten muhtelif sosyal zmrelerin karlkl ve daim tesirlernesi so nunda meydana gelirki bu da ancak Devlette ve Devletler siste minde bahis konusu olabilir (3). O hcde sosyal olay, zmre ve cemaatlerin ibirlii netice sinde meydana gelen olaylardr. Bu zmre ve cemaatler ise kendi yarattklar durumlarn unsurlarn tekil ederler (4). Bizim sos yal olu, sosyal vetire dediimiz ey, farkl soydan gelen iki ve ya daha fazla, zmrenin birbirleriyle temasta bulunmalar, faaliyet sahalarnda birbirlerine tesir etmeleri halinde vaki olur. Sosyal unsurlar, horde gibi ilkel insan topluluklarndan Devlete kadar varan eitli cemaatlerdir. Sosyal kanun ise, sosyal sahada tahakkuk eden mahhas olulara taalluk eden veya bu olular yerine ikame edilen .norm demektir ki, buna gre, hemzaman olan sosyal gurup lar birbirleri zerine tesir ederek tekml ederler. Nerede etnik unsurlar birbirleri ile temas halinde ise orada sosyal kanunlar hkmraticra eder (5). Devlet, bir sosyal hadisedir : bu, sosyal unsurlarn tabi ka nunlara uygun bir fiili ile tahakkuk eder ve gelimesi de ancak son radan vukua gelen sosyal fiiller sayesinde devam edebilir. lk fiil, bir sosyal zmrenin dier bir sosyal zmre tarafndan hkm aiti no, alnmas ve bu durumu idame ettirmeye matuf bir tekiltn ku rulmasdr. Bu tekilt, tabiatiyle galip zmrenin az saydaki ferdleri tarafndan kurulacaktr. Bunlar, yendikleri ve hkmaltna aldk lar zmreye nazaran aznlk durumundadrlar ve karlarndaki say okluunu, asker disiplinin kendilerine salad imtiyazlar ve fikr kabiliyeti erindeki stnlk ile karlamak durumundadrlar. Bylece bir devlet kurulur kurulmaz biz onda ift cepheli bir hayat, iki ayn tipte temayller kompleksi, yahut iki nevi fiiller kompleksi mahede ederiz: onun kollektif fiilleri arasnda u tip(3) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sh. 134. (4) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sh. 131. (5) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sh. 164-166.
121

Ieri birbirinden aka tefrik ederez: mtecanis bir sosyal 'btne ait fiiller ile, Devlet iindeki sosyal unsurlarn fiilleri (6). Devletin gayesi, ne mterek hayrn tahakkuku; ne hukukun ve adaletin tesisi veya medeniyete hizmettir. Geri devlet, mtekmir eklinde bu gayelere hizmet eden bir teekkldr. Fakat onu yalnz mtekmil ekline gre tarif doru deildir (7). Yaplacak ey, en iptidaisinden en mtekmiline kadar btn Devlet tiple rinde mterek olan gayeyi tarife esas tutmaktr. Devletin kuru luunun yegne gayesi, evvel muayyen sayda insanlarn dier leri zerindeki tahakkmn (domination) salamaktr. Bu gaye iin kurulan tekilt ise, tabi bir zaruretle, kurucularn batan tah min ve istihdaf etmedikleri bir takm sonulara vasl olur. Devlet tekmlnn zarur ve tabi neticeleri olan bu son vaziyetleri Dev letin kurucularna izafe etmeye hakkmz yoktur. Bu Deylet kuru cular, btn insanlar gibi, ancak kendi yakn menfaatlan hesab na hareket ediyorlard. Fakat sosyal gelime, insanlann hotgmca gayretlerinin hayli stne karak, tabiatn kendisine izdii neti celere vasl oldu (8). GUMPLOVVCZ'e gre, mme Hukuku profesrlerinin g znden kaan dier bir hakikat te, Devlette esasnda birbirinden farkl etnik guruplarn bulunuu ve idare edenlerin soyu ile idare edilenlerin soyunun birbirine yabanc olulardr (9). Devlet her zaman ve heryerde bir yabanc kavmin hkrnaltma alnmas sure tiyle teekkl eder. . 28 Hukukun menei : Bir etnik topluluun dieri ile mnasebeti, normal olarak, dierinin elinde bulunan dnya nimetlerini kendisine tahsis iin dir. Yani, sava, normal sosyal vetiredir. Bununla beraber, sava hali ilnihaye srp gitmez. Mukaveleti ve enerjisi kt olanlar sa vatan vazgeer ve tbilik durumuna rza gsterir. Bylece b a r (6) (7) (8) (9)
122

GUMPLOWCZ GUMPLOWCZ GUMPLOWCZ GUMPLOWCZ

Prcis Prcis Prcis Prcis

de de de de

Sociologie, Sociologie, Sociologie, Sociologie,

Sh. Sh. Sh. Sh.

192. 196 196. 197.

.H.ijisMtia<f|iif wi*^^fl3K:iF^tw*p.'*ffliB^^iB[>wiBaffl:)aMiiiif-i<.i(v. ?

iM'-mminmm^-iW'''!

ve b a r n s r m e s i vakalar nizam yaratr: Bu, dayankl ve devaml bir nizam itiyad ise deti ve hukuku dourur (10). Dernek ki, ayr soydan, birbirine dman ve farkl kuvvette sosyal eletmanlarn.birbirme yaklamas, hukukun meydana gelmesinin ilk artdr. iddetin yaratt, zaaf ve tenbelliin kabul ettii durum, ban havasnn skunu iinde hukuk nizam halini alr. Bu niza mn ilk hususiyeti, menedeki kuvvetlerin eitsizliidir. Zira, eer kuvvetler muadil olsayd ya birbirlerini tadil edecekler yahut ta kendi aralarnda birleerek ezecek bir nc eleman arayacaklar d. Btn hukuk, eitsizliin kanun bir teyidinden ibarettir. Ka rsna emreden koca, ya kuvveti ile kk ocuklarna emreden baba, mlknn semerelerinden faydalanmay bakasna yasak eden mlik., eitsizlik iinde kurulmu olan btn bu nizam, hukukbxlir. Hukuku nimet ve klfet datma vetiresinde eitlik olarak ka bul etmek, herkes iin eit bir hukukun mevcut olabileceine inan mak kadar byk bir hatadr. Zira hukuk, ancak siyas nizam iin de zuhur eder ve siyas nizam demek, eitsizlik halindeki nizam demektir. Hukuk eitsizlik halindeki nizamn ifadesidir. Hukuk, bu eitsizlii test eden kaidedir. Demek ki hukuk/ siyas niza mn, Devlet nizamnn eklidir (11). . 29 Kurtulu mcadelesi ve hukuk fikri : Hukuku, sosyal guruplarn mcadelesinde sava kazanan, dierini hknaltna alan ve devleti kuran iktidar aznl icad et tiine gre, bu durum, ilerde nasl bir sonuca varacaktr? (12). Filhakika uzun mddet hukuka tabi olarak yaayanlarda hukukun cevheri, hukukun idesi hakknda bir kanaat yerlemeye balar. Hakiki kuvvetten mahrum olan bu tbi durumdaki ferdler bu hu kuk idesini bir mcadele silh olarak iktidara kar kullanmaya balarlar. Bylece iktidar zmresi, esasnda kendi eseri olan hukuk (10) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sn. 200 (11) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sh. 200. (12) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sh. 245-257.
123

vakasndan doma hukuk idesbnin, kendi aleyhine kullanlacak bir vasta haline geldiini grr. phesiz ki bu vastay, tamamen ezilmi ve istismar mutad hale gelmi en zavall snf kullanamaz. Bunu gene, iktisaden kuv vetli olan ve iktidar paylamak isteyen bir zmre, yani burjuva snf, siyasi iktidar sahiplerine kar kullanr ve kendisine btn insan haklarnn mdafii ssn verir. Asl halk tabakasn da ken di tarafna ekerek gayesine ulamaya alr. Fakat Devlet Nizam, ihtilallerden sarslp yorulunca hukukun hakiki kurucusuna olan nisbeti hatrlanr ve yeniden muhafazakr ve otoriter bir rejim doar. Sonra btn bu sosyal tekml yeni batan seyre balar. GUMPLOWCZ, bylece hukukun tekevvnn devletin teek kl vakasna rapteder ve ahlak baka bir menee, daha do rusu spontane cemiyet vakasna irca eder. GUMPLOWCZ'e gre ahlk, ayn soydan, mtecanis bir toplum iinde doar. Ahlk, iin de doduu itimai zmrenin kendi yelerine tahmil ettii hayat eklinin mnasiplii, uygunluu hakkndaki bir telkininden ibaret tir. nsanlar, kendi altklar hayat nizamnn uygun bir ey oldu u, bunun bylece srp gitmesi gerektii kanaatim tarlar ve bu kanaata uyan itiyad davranlar da birer normu olarak ta nrlar. Fakat farkl soydan, farkl meneden gelen yabanc zmre* 1er sava sonunda birbirlerine karr, ayn sosyal evre iinde ga lipler ve maluplar birlikte yaamaya balarsa artk tek bir ahlk deil, eitli ahlk tipleri birbiriyle karlar. Byle gayr - mte canis bir toplumda eitli ahlk grleri arasnda atmalar ola bilir ve artk sadece ahlk, sosyal nizam idameye yetmez. Onun iindir ki hkim zmre cebirle meyyidelenmi ve btn zmre ferdlerini balayc dsturlar vazeder ve bu artk Hukuktan iba rettir (13). Ahlkn douu spontanedir. Ahlk, tabiat artlaryla insan ha yat arasndaki tesir ve aksi tesirlerin muhassalas olarak domu tur. Bunun iindir ki bir tabi unsur u, bir de beer unsur u ih(13) GUMPLOWICZ Prcis de Sociologie, Sh. 293.
124

tiva eder (14). Zamanla, ahlk sadece eklini deitirir, iptida h o r d e 'da tabi sosyal ihtiyalardan doma iki prensip hkimdir : 1) Kendi klannn adamlarna yardm, lerine itirak. 2) Yabanc klann mensuplarn, kendi klannn mahsulne, me rasna, hayvanlarna tecavz ettikleri ' iin, imha etmek arzusu. Bu esaslar, zamanla, yurtseverlik, ecaat, kahramanlk gibi yk sek kymetlere inklap ederlerse de meneleri hep bu asl, kkl sosyal ihtiyalardr (15). Dier taraftan insan, hibir zaman yalnz vakalarla iktifa ede mez, insan zihninin bir hususiyeti de, daima, vakalara birtakm sebebler, birtakm illetler izafe etmeye almasdr. Halbuki bu mefruz illetlerin, hakikatte bu vakalarla bir alkalar yoktur. Bu tema yl sebebiyle, ahlk gibi sosyal bir vakaya, insan zihni birtakm i<m y t h e 1er ve fiksiyonlar vastasyla birtakm izahlar bulmaya alr. Bunun sonunda ahlki fikirler doar (16). Hukukun mahiyeti hakknda imdiye kadar ortaya atlm olan felsef tezlerden artk bklmtr. Hukuku, ne insann tabiatna, ne cemaatn ruhuna yerletirmekte man vardr (17). Mtecanis bir cemiyet iinde hukukun yeri yoktur. Byle bir cemiyette det var dr, ve elbirliiyle balanlm olan det her eye kfidir. Hukuk, behemahal farkl soydan ve gayr msavi kuvvette yabanc sosyal zmrelerin karlap savamas ve sonunda gayr mtecanis bir b tn olarak yaamas halinde ortaya kar ve tamamen Devletin ih das ettii bir eydir (18). Hukuk kaideleri evvel cebirle vazedilir, fakat sonralar bunla ra itaat itiyat haline gelir. Hukukun prensibi de, ruhu da, esas da eitsizliin korunmas ve srdrlmesidir (19). (14) GUMPLOWCZ (15) GUMPLOWCZ Politique, Sh. 181. (16) GUMPLOWCZ (17) GUMPLOWCZ (18) GUMPLOWCZ (19) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sh. 297. Prcis de Sociologie, Sh. 299, Prcis Prcis Prcis Prcis de de de de Sociologie, Sociologie, Sociologie, Sociologie, Sh. Sh. Sh. Sh.

Sociologie et

SOI - 302. 309. 310. 312.


125

Devlet ile hukuk arasndaki mnasebete gelince; hukukun eti Devletin eti, hukukun kan Devletin kandr. Hukuk esasl bir e kilde politik bir messesedir. Hukukun Devletten mcerret veya mukaddem zuhuru hakkndaki tabi hukuk tezleri hayaldir. Huku kun, insann makul ve hr bir mahluk oluundan ileri geldii iddias da tamamen yanltr. Zira, insan, ne makuldr ne de hr. Hrriyet, Devlet ile, telif edilecek bir ey deildir. Insar^ ya anariyi seecektir, yahut ta btn hrriyetsizlii ve eitsizlii ile birlikte Devleti. Halbuki anari, Devletin temin ettii nimetlerden hibirini getrmiyeoektir... ilh (20). . 30 GlMPLOWiCZ'in grlerinin tenkidi : GUMPLOWCZ'in rol, ilk defa, Devletin sosyolojik tetkikle rine girmi olmas ve Amme Hukuku nazariyecilerinin gremedik leri veya grmekten ekindikleri birtakm gerek iktidar mnase betlerini aka tahlile cesaret etmesidir (21). Ona gre Devlet, hukuka deil belki .iktidara ait bir fenomendir. Bu, bir iktidar me selesidir. Hukuk ise ancak Devletin yaratt bireydir (22). Bununla beraber, grleri ndeki taassup, hukukun yalmz em redici ve yasak cephesi zerinde srar, btn itima vaka ola rak yalnz rk mcadelesini grmesi, sava nizam ykc bir vaka olarak ele alaca yerde, bilkis, nizam yaratc asl sosyal vaka olarak ete almas, ayn ekoln dier temsilcileri tarafndan dahi tenkit edilmitir. Aada fikirlerine temas edeceimiz NOVCOW ve VACCARO, esas itibariyle ayn ekole mensup saylmakla bera ber GUMPLOWCZ'in mfrit tezlerini tenkit etmilerdir. Bunun la beraber, kendisinin hararetli takipileri de kmam deildir. Al manya'da OPPENHEMER, Amerika'da W. G. SUMNER gibi (23). (20) GUMPLOWCZ Prcis de Sociologie, Sh. 314. (21) GEORGES "LANGROD La Conception du pouvoir dans la doc trine de l'Etat de LUDWK GUMPLOWCZ (Le P o u v o i r publication de l'institut international de Philosophie Politique Tome I, Paris, S. 142 - 177). (22) GUMPLOIWCZ Prcis de Sociologie, 1896, Sh. 383. (23) GEORGES LANGROD a.g.e., Sh. 146, die soziologische Staat sidee, eine Kopernikanisch Umkehrung der Gesellschafts wissenschaften berhaupt.
126

. S RATZENHOFER (1842 - 1904) ve Menfaatlar teorisi : Sosyal darvinizmin dier bir temsilcisi, A. COMTE'un Avus turyal muakibi RATZENHOFER'dir (1). Bu zat gerek tab, gerek sosyal hadisenin izahnda bu hadiseleri tahrik ve tevlit eden, bun lara kaynak tekil eden bir esas prensip bir asl kuvvet kabul eder: u r k r a f t. Dnyann anlalmas iin bir ilk kuweb> mefhumu elzemdir. Bu Jmvvet btn varlklarn asl hususiyetidir. nsanda ise bu prensibin, bu kk kuvvetin tezahr ekli ftr menfaat (an geborene Interesse) denen eydir. nsandaki bu menfaat siki, ta mamen fizyolojik bir insiyak demek deildir. Bu, belki insiyakla akllemi bir gaye arasnda yer alan mutavasst bir eydir. RAT ZENHOFER ihtiya ile ihtiyacn uuru arasnda sarih bir ayrt yapar: uurumuza vasl olu ekli ile ihtiya, tabiatmzn icaplarna vastasz bir bak demek deildir. Bu daha ziyade bir menfaat alkasdr ve bu gibi btn menfaatler bir zaruretin uuru, bir zaruretin farkna varlmas sureti ile hissedilen bir ihtiyacn ifadesi olarak zuhur eder (2). O halde her menfaatin arkasnda RATZENHOFER'e gre bir zaruret gizlidir ve bir menfaat, bir zaruretin ifade edilmesinden baka bir ey deildir (3). O halde menfaatler, birtakm insiyaklar demek deildir. Fakat insiyaki mahiyetteki ihtiyalara dayanan eylerdir. Bunlarn nevilerine gelince, sosyolog, belli bal be tip etrafnda bir snf lama yapmaktadr : 1. oabna menfaati : cins davranta ifadesini bulun fiz yolojik ilcya dayanr ve aile, kabile veya rk gibi sosyal bnyele rin temelini tekil eder. Bunun gayesi sadece nev'in bekasdr. Bu insiyak kendi mahdut gayesini, cins fonksiyonunu ifa eder etmez len baz bcek nevilerinde en dramatik ekilde ispat etmi olur. (1) RATZENHOFER Wesen und Zweck der Politik. Leipzig, 1893. Die Soziologische Erkenntnis, Leipzig, 1898. Soziologie, 1908. (2) RATZENHOFER Soziologische Erkenntnis, p. 252, (Barnes zikrediyor, a.g.e., Sh. 378). (3) PHILIP JACOBS' German Sociology, 1908. (BARNES, a.g.e., 378).
127

2. Fizyolojik menfaat : ferdin fizyolojik varln srdrmek iin beslenme ihtiyacna, yani nefsini koruma insiyakna dayanr. 3. Ferd menfaat : bu, en kaba ekli ile fizyolojik menfaat ten balayp itima hayatta muhtelif eylere kar hissedilen eit li hodgm arzu ve ihtiyalara dayanan bir menfaat nev'idir. 4. Sosyal menfaat : ferd hodgml tadil eden, evvel kan hsml ile balayan zmre menfaatdi k ferd menfaatin kendisi ne feda edilmesini gerektirir. 5. Transandantal menfaat . ferd ve itima menfaatlerin bitmez tkenmez atmalarnn verdii i huzursuzluu insana m tekmil bir menfaat nev'ini arattrr ki bu da muhtelif din tiplerin de ifadesini bulur. RATZENHOFER'e gre cemiyet, bylece eitli menfaatler peinde hareket eden fertlerin birbirleri ile ister istemez karlkl mnasebetlere girimesi sonunda bu mnasebetlerin eitli inkiaf lar ile meydana gelen dinamik bir sistem demektir. Cemiyet bir vetire, bir olutur. Yoksa, evvelki sosyologlarn srar ettikleri gibi, sabit bir cehre tayan bir uzviyet deildir. RATZENHOFER i tima mutalar, bir cemiyetin dier cemiyetlerle olan mnasebetin de deil, belki cemiyet iindeki irs veya mktesep eitli menfaat ler peinde koan fertlerin birbirleriyle mnasebetlerinde, atma larnda v. s. tezahrlerinde aramaktadr. Bylece onun dikkati grup lar aras (inter - group) mnasebetlerden ziyade grup ii (intragroup) mnasebetlere tevecch eder (4). RATZENHOFER'e gre beer rk, GUMPLOWCZ'in zanni hilfna, tek bir meneden gelmitir. lk safhada kan ba, ferd menfaatlerin bagstermesine mni olmutur. ) Bylece zmre men faati stn saylmtr. Fakat nfus art ve gda arama ihtiyac zmreyi farkl istikametlere sevk edince, bu glerle birlikte, zm rede eitli menfaatlann doyurulmas birtakm bnyev ve fonksi yonel nizamlamalara ihtiya gstermi ve ilk iptida sosyal otorite domutur. Bylece muhtelif zmreler meydana gelince ve arada (4) H. E. BARNES An introduction to the History of Sociology, Chicago - Illinois, 1948, Sh. 380.
128

/ hayat mcadelesi balaynca savalar vk olmu, galip ve malup zmreleri ortaya kmtr. lk merhalede maluplar ldrlm, ikinci merhalede esir alnm, ve bu snflama vakas ile beraber Devlet, hukuk ve hkimiyet dediimiz vakalar ortaya k mtr. Bu vetirenin bi sonucu olarak, sosyal bnyede byk apta bir farkllama kendisini gstermitir. Devlet ekli gittike tekml etmitir. Hayat ve zmre mcadelesi bir kere devlete vcut verdik ten sonra cemiyetler artk bar menfaatlerin hkim olduu dier bir safhaya intikal etmitir. Bu netice, fertlerin mahdut yaratc hr riyetleri ile teb'alar zerindeki idare ve kontroln telifi yolunda bir teebbs gibi grlebilir. Bu teebbs muvaffak olursa artk m cadele devleti yerine kltr devleti kaim olacaktr. Kltr devletbmim niha hkimiyeti demek, sosyal tekiltlanmann tekemml vastasyle insann tamamiyle sosyallemesi ve siyas, itimai ve trta msavatn tahakkuku demektir (5). Bylece devlet, ferdiyeti temayller ile sosyalleme temaylle ri arasnda bir kuvvet muvazenesini temsil edecektir. timai nizam ise bekay salamak ve shhatli nesiller getirmek iin vaki haya mcadelesinin tekiltlanm hali demektir. Bu itibarla sosyal tektmln sonunu; tesadfen farkllam fertlerin okluuna ramen, beeriyetin kltrel, politik ve sosyal eitliinin, fikren ve manen ykselmi bir sekinler zmresinin liderlii altnda tahakkuku olar rak tasavvur etmek pek de mantksz olmaz. Byle bir fikr ve mat nev otoritenin sosyal kontrol sistemi altnda, ftr ve mtesep men faatlerin bir dejenerasyonu vaki olmakszn, sosyal tekmln ta-J hakkku mmkndr. Ancak byle bir eitlik, temel hayat artlarmdaki eitsizlik ve deimeler yznden uzun zaman daha bozu lup duracaktr. (6) (5) HOWARD BECKER and H. E. BARNES Social Thought from Lore to Science, T : I, Sh. 717 - 718. (6) RATZENHOFER Soziologische Erkenntnis, p. 250 (BARNES nakleder: a.g.e., Sh. 380-381).

129

4. SOSYAL NTBAK : . 32 MCHEL ANGELO VACCARO (1) ve Meslek snfla* arsisi mcadele teorisi Hukukun ve Devletin Sosyolojik Temelleri adl eseri ile bu zat, hukukun yalnz Devletten deil, ksmen d e cemiyetin i niza mndan doabileceini ileri srd. Ancak bu, henz yabanc zm reler aras mcadelelerinin balamad srada vaki idi. Geri bu fikir, daha evvelki yzyllarda da ileri srlm, umumiyetle be nimsenmiti. Fakat bir taraftan A. COMTE'un hukuka kar takn d menf tavr ve onu parlamentolarn ideolojik icadlarma icra edii; bir taraftan da XIX uncu yzyln hukukularnn tefsirci mektebi ve devleti telkkisi hukukun spontane teekkl vakas n gzden kaybettirmiti. Yalmz SAVGNY ve takipilerinin Tarihi mektebi bu konuda srar ediyor, hukuk tarihileri ve etnograflar Devletten evvelki sosyal safhalarn rf - det eklindeki hukukunu tasvire alyorlard. Ancak btn bunlar, hukukun teekklnn illi ve fonksiyonel bir izah olmaktan ziyade, bir durumun tasvi ri olmaktan teye gidemiyorlard. Tarihi Mektep ise, halk vicda n mistiini zemiyordu. Uzviyeti sosyologlardan ilk defa VACCARO hukukun sosyal teekkln illiyet mnasebetleri iinde izaha alt. VACCARO'ya gre hayatn esas intibak fenomeni dir. Her canl, iinde (1) MCHEL ANGELLO VACCARO La lotta per l'esistenza e i suoi effetti nell'umanit. Rome, 1886. La Lutte pour l'Existence et ses effets dans l'humanit (Tr. fr. par M. J. GAURE, 1892). Genesi e funzione delle leggi penali, Rome, 1889. Les Bases sociologique du Droit et de l'Etat (tr. fr. par M. G. GAURE, 1898).
130

yaad muhite ve beraber yaad hemcinslerinin varlna inti bak eder. Sosyal veya tabi muhitin tesirlerine kar devaml ekil de mukavemet etmek; canlnn, bu muhitten daha zayf olan var l sebebiyle, onun mahvna gtrr. O halde canlnn d artla ra intibak, bunlar ister tabi ister sosyal artlar olsun, hayatn ida me etmesinin ilk artdr (2). ntibak demek, uzviyet ile onun muhiti arasnda bir muva zene tesisi iin bitmez tkenmez gayretler sarf demektir. O halde, muhit ne kadar karmak ise uzviyetlerin intibak da o derece kar mak olacaktr, insanlarn intibak, insandan gayr olan uzviyetle rin intibakndan ok daha karmak bir olutur. Bir canlnn hayvan lar silsilesindeki derecesi ne kadar yksek ise, intibak neticesinde urad ruh - madd deiiklikler de o kadar fazladr. Bilhassa ru h tahavvllerin nisbeti yksektir, insanlardaki intibakn hayvan lardan fark, bunun yalnz uzv deil, ayn zamanda ruh deiik likleri de mucip olmasnda ve daha karmak, daha nev'e mahsus taraflar ihtiva etmesindedir (3). insanla kozmik kuvvetler arasnda (4), insanla bitkiler lemi arasnda (5), insanla hayvanlar lemi arasnda (6), nihayet insan la, onun hemcinslerinden mrekkep sosyal evresi arasnda (7) e itli intibak vetireleri cereyan eder. nsan d tabiatn amansz kuvvetlerine eitli mcadeleler sonunda intibak etmi, onlar muay yen lde hkm altna alabilmi ise de en etin intibak mca delelerini hemcinsi ile olan mnasebetlerinde geirmitir, ve ge(2) M. A. VA.CCARO Les Sh. 50. (3) M. A. VACCARO Les Sh. 59-63. (4) M. A. VACCARO Les Sh. 67. ' (5) M. A. VACCARO Les Sh. 69. (6) M. A. VACCARO Les Sh. 71. (7) M. A. VACCARO Les Sh. 79. Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Bases sociologiques du Droit et de l'Etat,

131

irmektedir. Paylalamayan dnya nimetleri iin yaplan mcade lede intibak vetiresi ya dman imha tetmek, yahut ta onunla re kabet etmek suretiyle vaki olmutur ki cemiyet tarihinin ilk mer halesinde cari usul, dmann tamamen bertaraf edilmesi ve im has idi. VACCARO, intibak salyan hayat mcadelesinin iki ekli olduunu syler (8). Bunlar i mcadele ve d mcadele tipleri dir. D mcadele, yabanc zmreler arasnda cereyan eder. m cadele ise bir zmrenin kendi ferdleri arasnda vaki olur. nsan, zeks sayesinde tabiatla olan mcadelesinde kullanaca birtakm aletler icat etmitir. Hemcinsi ile olan mcadelesinde de ; hayat tecrbeleri ona baz areler retmi ve mcadele ekillerini za manla hafifletmek suretiyle deitirmitir: beeriyetin ilk safhasn da dmann mutlak ekilde imhas esas usul ittihaz edilmi, sosyal seviye biraz daha geliince kadnlarn ve ocuklarn imhadan ha ri braklmalar usul ortaya km (9), daha sonraki safhalarda malplar ldrlecek yerde kle edinilmi ve iktisad bakmdan istismar edilmek zere yaalml ardr. Bylece d mcadele e itli safhalardan gemi ve mcadele vastalar, gittike, malp lar iin daha ehven ekillere inklp etmitir. Sosyal darvinisti erin hemen hepsi bu zmreler - aras mcade le zerinde teferruatiyle durduklar halde, i mcadele vetiresini daha bariz bir ekilde ortaya atan VACCARO olmutur. Bu itibar la biz daha ziyade kendisinin bu i mcadele hakkndaki izahlar zerinde durmay tercih ediyoruz: zmreler aras mcadele nasl dnya nimetlerini, topra, sahili v. s. yi paylamak iin vaki ol makta ise, basit bir zmre iindeki i mcadele de hayat iin, veya daha msait hayat artlanm kapmak iin vaki olmutur. Basit zmre demek, iinde henz farkl meneli zmreler arasnda bir istismar mnasebeti domam olan zmre demektir. Bu, GUMPLOWCZ'in cmtecanis toplum dedii eydir. O halde imdi he(8) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 80. (9) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 95. 132

nz komusu ile savamam, basit, mtecanis bir h o r d e u ele alalm ve i mcdelenin seyrine bakalm (10). Btn h o r d e'lar, zamanla nfus kanununun neticelerini azok hissetmilerdir. Her ferd, kendisine daha fazla haz temin et mek, ac ve zdraptan daha ok uzaklamak iin dierleriyle m cadele etmi, kadnlar ve zayflar, kuvvetlilerin keyfiliklerinden kurtulma arelerini bulamamlardr. te h o r d e'lann bu safha sna hayvan safha denebilir ki, bu hareket tarz ancak tabii baka kanunu (La loi naturelle de la survivance) ile tadil edilebilmitir. Filhakika, eit artlar altnda arpan iki zmre ele alnn ca bunlardan hangisinde i mnasebetler daha insanca ise, d za feri de onun kazand fafkedilrnitir. mnasebetlerinde birbirle rine kar daha az mtecaviz, daha az kaba olanlar, d mcadele de daha kuvvetli kmlardr. Bunun farkedilmesi sonunda, yava yava zmre ii ferdlr arasndaki iddet kullanma mnasebetleri ni hudutlandrmak suretiyle da kar mukavemeti artrma yolun da baz davranlar zuhur etmitir. Batan uursuzca ve hatt orga nik olan bu temayl, zamanla uurlu ve irad bir hale gelmitir. Baka tabirle insanlar, dier zmrelerin ferdlerine imkn nisbetinde fazla, ve kendi zmrelerinin ferdlerine mmkn olduu kadar az zarar vermenin daha iyi bir usul olduunu anlamaya balam lardr (11). Yalnz tabiat kuvvetlerine kar deil, yabanc zmrelere kar mukavemette de, yeleri mtesanit olan zmreler stnlk ansna daha fazla sahip olmular, bilkis i mcadelelerle sarslan zmre ler d mcadelelerde silinip gitmilerdir (12). mcadelede, mcadele vastalarnn gittike hafiflemesine gelince, bunun muhtelif sebebleri vardr. Evvel klan tesand, (10) M. A. VACCARO Les Cases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 201, not : 1. Dasit zmre demek, iinde henz tufeyli istis mar mnasebetleri domam zmre demektri. (yani bir sava neticesi olarak yenenler ve yenenler bir arada yasamaa ba lamam demektir). (11) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 203. (12) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 205.
133

yani suluya kar kollektf bir alma faaliyeti, mtecavizi yldrmtr. Klan, daima akrabalardan mrekkep deildir. Mene veya kan birlii ok defa farazidir. u muhakkaktr ki arkadalan veya hsmlar tarafndan intikam almmyacak olan mnferid ferd iin klan iinde hayatn koruma imknsz bireydir. Bunun iin kamla rn zuhuru ile beraber klan - ii tesant bir emri vaici olmutur, almada muvaffakiyet ise klan - ii tesandn artmasyla mtenasip tir. Yabanc mtecavizden alma ekli de zamanla hafiflemitir. Kamatka Eskimolannda tevacze urayann klanna, mtecaviz umumiyetle bizzat kendi klan tarafndan tesb'm edilir. Teslim edi len mtecavizin derhal ldrlmesi art deildir. Bazan teslim alan klan, onu alr, ldrdnn yerine kor ve onun gibi yetitirir (13). -Mtecavizin zayfl da, bazan, almay ehemmiyetten d rr. Mesel kzl derililer, kadnlarn ve ocuklarn tecavznden intikam almaya tenezzl etmezler (14). KlanlaTaras ihtilflarn hallinde, daha sonra kan bir usule gre, her iki tarafn seecei kahramanlar dtrlrler. Kzl derililerde bu usul hl vardr. Avusturalyallarda husus harpler dello ile biter. Fakat daha ilk yaralanmada kadnlar araya girerek atmay sona erdirirler. ' Srler ve letler zerinde mlkiyet teesss ettikten sonra in tikam yerine diyet usul (composition) tercihe baland, i mca deleyi hafifleten sebebler arasnda en faydal ve en devaml olan da budur (15). Bununla beraber VACCARO, i mcadeleyi hafifleten sebeb ler arasnda bir i nizam, bir kaideletirme vetiresi zerinde de bilhassa durmaktadr. Mesel kendisinin bize naklettiine gre, Avusturalyada klan - ii sularn klan azasnn tekil ettii meclis(13) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 206. (14) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 212. (15) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 214.
134

te ( t e n d i ) muhakeme edilmesi, kadnlarn savc roln oynama s ve nihayet verilen hkmn bir gn sonra gece vakti birka vazi feli ve silhl erkek tarafndan infaz edilmesi ve bilhassa sulunun bu infaza kar koymaya teebbs etmeksizin oklarla vurulmasna rza gstermesi vakalar bu i nizamn, kaidelemenin tipik rne ini tekil etmektedir (16)'. Bundan baka, mterek mdafaay salamak iin klanda en yal ve en tecrbelinin efliini kabul etmek deti dounca sosyal organizasyon ve tbiiyyetin ilk tohumlan atlm olur. Keza av sa hasndan faydalanma ve avlanma faaliyetleri klan - ii dzeninin domasn inta etmitir. Klanlar, kendi av sahalarn korumak iin ibirlii yapmak zaruretini hissettikleri gibi, bu sahadan faydalan ma imknm da kaidelere balamak lzumunu hissetmilerdir. El birlii ile korunan av sahasndan yalnz en kuvvetli olanlarn fay dalanmasna tahamml edilmemitir. Zira av sahasndan faydalan mayan klan azalan yaama imknn kaybederse klann da kar mdafaas gene glemektedir. Bunun iin klanda kuvvetli veya zayf btn azalarn avlanmas usulleri, avlarn taksim ve tevzi e killeri hep kaidelemitir. Bu durum hem iddeti hem misillemeyi azaltm hem. de zayf ve cizlere yaama ans vermitir (17). Hususiyle d harblere ve tazyiklere daha fazla maruz olan klanlarda bu i tesant azam kemal derecesine varmtr. Hatt klan ferdleri iinde, birbirlerinin sahip olduklar kadnlar kskanmak dahi, klan tesandn bozucu so nular yznden, zamanla tahfif edilmitir. Zira bu yzden ka cak i mcadeleler klan zayflatmaktan baka bir eye yaramam tr (18). . 33 Siyas iktidarn menei ve ilkel fonksiyonu : Sosyal ibirliinin hareket noktas mterek hcum, veya, mQ6) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et d l'Etat, Sh. 214. (17) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et de l'Etat, Sh. 216. (18) M. A. VACCARO Les Bases sociologiques du Droit et dei l'Etat, Sh. 217. 135

terek mdafaadr. Savalar, insan topluluklarnda muayyen bir di siplini gerektirmilerdir. Sr halinde yaayan hayvanlarda bile, hcum ve mdafaa gayretlerini birletirme ve tanzim etme, (koor dinasyon) kabiliyeti vardr. Atlar, yaban kzleri mterek korun ma iin sadece birbirlerine yardm etmekle kalmazlar, ayrca ile rinde erkek cinsimin en kuvvetlilerine en cessurlarma tbi olmasn da bilirler ki bunlar rakipleri ile savarken kumanda mevkiini tu tarlar (19). Maymunlar, hatt goril gibi kuvvetli olmayanlar da hi, birbirlerini emsalsiz bir cesaret, feragat ve kahramanlkla m dafaa ederler. ESPINAS, maymunlarn frik vasfn tesantlerin de ve tek bir efe, dier erkek maymunlarn dahi smsk tbiiye tinde bulur (20). VACCARO, ef semenin, insiyaki bir ey ol duu kanaatndadr. ef otoritesi savan sona ermesiyle biter. efin i ihtilflara mdahalesi yattrma maksadyladr ve ancak ahlk karakterdedir. Fakat savalarn sklamasyla ef otoritesi dimileir. Otoriteyi sa lamaya yaram olan dier sebeblerse tabiat st inanlar ve ecdat hayalleridir. Ecdadn izinden ayrlmak tehlikeli saylr ve siyas eflerin otoritesi ecdadn tekil ettii emsal ile daima tahdit edilir. Mutad olarak ef, llerin hissiyatnn yaayanlar idare etmesine vasta olan bir organdan ibarettir. efin ahs iradesi fiiliyatta m essir deildir. Meer ki gemi nesillerin ak veya kapal tavsiye lerinin mevcut olmad bir saha bahis konusu olsun (21). efin otoritesi, mahalli detlerle tahdit edildii gibi, ksmen sihirbazn nfuzu ile de snrlanr. Ancak siyas efler, ilerine gel meyince, sihirbaz aleyhine kitlenin gazabn tahrik ederek onu ber taraf etmesini pek iyi bilirler. Bu, umumiyetle, sihirbazn, klann nfuzlu kimseleri aleyhine kara sihir yapt yolunda bir iftiray yaymak ve ilemek suretiyle olur. Bu yzden umumiyetle sihirbaz lar, siyas eflerle ok iyi uyuurlar ve klan halkn istismar arele rini beraberce kefederler. Daha sonraki safhalarda bu eflik ve si(19) M. A. VACCARO a.g.e., Sh..220; (ESPNAS'ya atf: Les So cit Animales, p. 496). (20) M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 221; (ESPNAS'ya atf : Les So cits Animales, p. 502). (21) M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 229-232.
136

Mrbazln ayn ahsta birletii grlr: nfuzlu ecdattan gelen ve kendisinin de sihri kuvveti olduunu iddia eden siyas efler t remeye balar (22). . 34 ktidar fenomeninin izah : VACCARO der ki hakikatte, kalabalk bir insan kitlesinin bir ' veya bir ka kiinin kendisine hkmetmesine, zulmetmesine raz olmas kadar acaip bir vaka yoktur. Bu, hakikaten izah edilmee muhta bir garabet tekil eder. (23). Vaka birbiriyle mcadele eden, fiilen biri dierini yenmi olan iki taraf kar karya iken, biri nin yenmesinin dierinin yenilmesinin sebepleri, aradaki kuvvet fafk ile, malubun hi deilse cann kurtarmak iin teslimiyete raz ol mas ile ilh.. izah edilebilir. Zira burada bahis konusu olan ey ni hayet iki madd kuvvet ve aralarndaki farktr. Fakat bu mcadele yi takip eden zamanlarda yle bir sosyal vetire cereyana balar ki sonunda fiil ve gerek kuvveti kitleden ok kk olan bir azn lk, kitleye hkim bir gerek kuvvet halini alr. Bu, nasl vaki ol maktadr? VACCARO bunu, maluplarn ruhi haletlerinin nesil den nesle intikali ile izah eder. Yenilenler, kendi ac tecrbelerine dayanarak, kendi nesillerine, varislerine hangi hareketlerin galiple rin gazabn tahrik edeceini retirler ve bunlardan ekinmeleri gerektiini bildirirler. Bu ekinilmesi gereken hareketler hakknda bir umum efkr teesss edince, o zamann iktidar mevkiinde olan- . larmm kuvvetleri, bu umum kanaatin da yardmyla, hakiki nisbetinin stne km olur. Bylece, kuvvetlilere zarar verecek fiiller den ekinilmesi lzumunu destekleyen umum efkr, iktidarn sa lamlamasna, kuvvetlenmesine yardm eder. nsanlar hem kendi akllaryla, hem cedlerinin telkinleriyle, hem de Tanrlarn gazap larndan korkarak iktidara itaati zarur bilirler. Burada artk, menedeki mcadelede olduu gibi, sadece iki gerek kuvvet arasndaki fark bahis konusu deildir. Artk iki in san zmresi arasndaki fark bahis konusudur ki bunlardan biri, ya(22) M. A. VACCARO a.g.e., Sn. 232-233. (23) M. A. VACCARO a.g.e., Sn. 234.
137

ni idare edilen zmre, kendi gerek kuvvetinin bir ksmn dier zmreye (idareci zmreye) terketmi, ona kar mukavemetten vaz gemitir. Dieri iss bu feragatten son derece faydalanm ve son derece byk muhayyef bir kuvvete sahip olmutur. Artk bu zm renin kuvveti, tabiatst varlklarn, ecdat hayallerinin veya Tan rlarn kuvveti olarak saylmaya balanmtr (24). Bundan baka, hkim zmrenin gerek kuvveti, kk olmak la beraber, t e k i l t l bir kuvvet olduu iin, kitlenin damk kuvvetlerine kolayca hkim olur. Kitlenin iinde muayyen bir zm re iktidar destekler. Halk kalabaln itaat altna almak iin de manevi inanlardan faydalanlr. Btn bunlarn sonunda m e s s e s i k t i d a r hdisesi (pouvoir constitu) zuhur eder.'Yani ne kadar kk olursa olsun, sosyal zmrenin btn dier damk kuvvetle rini ezmeye, amaya muvaffak olan tekiltlandrlm bir sevk idare kuvveti meydana gelir (25). VACCARO, evvelce fikirlerine temas ettiimiz GUMPLOWCZ' in, her devletin meneini rklar savama atfeden grlerini tenkit eder : vakalar gstermektedir ki, iktidar, insanlarn, dier sosyal zmreleri hkmaltna alacak bir hale gelmelerinden ok daha evvel feekkl etmektedir. Hatt bizzat hkmaltna alma, tbi klma va kas gsterir ki, bunu yapma baaran zmre, zaten hayli geli mi bir seviyededir. Malplarn yenilerek hkmaltna alnmas. Devletin tekiltlanmasn sadece abuklatrr ve kuvvetlendirir, o kadar (26). . 35 Hukukun menei, tekml ve hukuk normlarnn tecrib teekkl : ptida h o r d e'da her ferd, kendi ihtiyalarn, beyhude yor gunluklar ve tehlikeleri davet etmemek iin, arkadalaryla at makszn temine alr. Fakat yle bir an gelir ki ferdler birbirle riyle mcadeleye mecbur kalrlar. Zira bunlardan her biri, muayyen bir nisbette, dierinin hayat ihtiyalarn karlamasna engel tekil
(24) M. A. V A C C A R O a.g.e., Sh. 234. (25) M. A. V A C C A R O a.g.e., Sh. 235. (26) M. A. V A C C A R O a g e , Sh. 236. ... 138.

edebilir. Gnlk hayat tecrbesi, zamanla, ferde u davran kaidesini telkin eder : Bakalarna, ancak onlar haklayabilmek ihtimalin oh duu takdirde hcum et ! Kjsacas, karsndakinin gc ile ken di gcn hesapla ve netice senin lehine olacaksa zerine al ! Keza, ne zaman bir ferd, dier bir ferde zararl olabilecek bir fiili yapmaktan ekinmekte ise, bu, bizatihi bu fiili, zararl veya gayr meru addettii iin deil, belki, bu fiilin daha beter bir reak siyonu tahrik etmesinden korktuu iindir (27). lkel h o r d e 'da hibir kuvvetli birleme olmad ve ferd kendi bann eresine bakt devirde, tecavzler, ancak, kendisi nin ve dmannn kuvvetlerini iyi hesaplayabilenin lehinde neti celeniyordu. Fakat ilk birleme nveleri zuhur edince, birlemi ferdler karsnda tek bana arpan mtecavizin hcumu kazan ma ans hemen tamamen azald, buna mukabil birbirleri ile birle mi olanlarn, mtesanid ferdlerin yalnz denleri yenme ans' oald. Bu tecrbe tekrarlana tekrarlana nihayet u davran nor mu yerleti : belirli fiilerden, srf bu fiiller, mutad olarak, strabl bir tepkiyi tahrik ettikleri iin saknbmahdr. Nihayet bu fullerle tepkiler arasndaki mnasebet sabit bir hale gelince, bu fiiller bi zatihi zararl kendiliinden gayr meru hareketler olarak ka bul edildi (28). Ha phesiz, bahis konusu olan zihn vetire, sylediimiz ka dar basit bir surette seyretmedi. Bu seyri zorlatrm, duraklatm olan binlerce sebeb vardr. Evvel birbiriyle birlemi, uzlam ferdler arasnda bunlardan herhangi birine vki tecavz halinde belirli bir tepkiyi tahrik edecek kadar kuvvetli bir dayanmann yerleebilmesi iin bir hayli zaman getii muhakkaktr. Sonra, bu uzlam, anlam ferdler, arkadalarnn kuvvetine gvenerek, he nz birbirleriyle birlememi olan yabanclara kar, kendilerinin gayr meru saydklar fiilleri, hibir cezaya arplmakszm, rahat rahat irtikp edebilmilerdir. Bu hal ise, henz yerlemekte olan davran kaidesini, belirsiz bir hale getirmitir. Zira ayn fiil, mu hatabnn kimliine ge iyi veya fena saylmak gibi iki tarafl bir lye tabi olabilmektedir. (27) M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 446. (28) M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 447.
139

Bununla beraber, birlemelerin avantajl taraflar abuk tes lim edilmi ve ayn zamanda birok yerlerde eitli birleme ^kil leri zuhur etmi olabilir. Bylece baz fiillerin karlkszca irtikb imkn azalm ve ayn fiil daima kollektif tepkileri davet eder ha le gelerek davran kaidesinin yerlemesi kolaylamtr denebilir. Keza, bu klan - ii tesandn dier bir neticesi de, klana mensup ferderin yabanc klanlara tecavznn nlenmesi olmutur. Zira byle bir ferdin, ahs sebebler yznden dier klana tecavz, bu sonuncunun kollektif tepkisini tahrik edecek ve bundan yalnz m tecaviz deil, belki btn klan rahatsz olacaktr. Bunu nlemek iin, byle mnferid ferdin ahs sebeblerle kar klana tecavz halinde, mtecavizi bizzat kendi klan cezalandrr, veya aln mas iin kar klana teslim eder. Bylece, sua kar doan klanii tepki, asl madurun klanndaki tepkiye eklenerek, artk bu gi bi fiillerin kesin bir ekilde zararl, gayr meru olduu kanaatim yerletirir (29). VACCARO, bylece su saylan, "zararl fiillerden ne suretle kanldn, daha dorusu belirli fiillerin neden zararl, neden gayr meru sayldklarn ampirik bir ekilde izaha altktan son ra, insanlar arasndaki itimailik alkasnn da onlar belirli fiillere sevkettiini belirtir. Bunlar, insan ftratnda mevcut baz temayl lerin tezahrleridir. Mesel en vah klanlarda bile kadnlarn o cuklarn d mtecavize kar korunmas detti. Ana babann c n almak iin lnceye kadar arpmak birok ilkel kavimlerde kaide halini almtr. Yabanclardan alman hediyelerin arkadalar la paylalmas dier bir kaideyi tekil eder. Bundan baka klann mevcudiyeti, belirli bir disiplini ve efi tazammun ettiine gre, efe itaatsizlik yalnz ayp deil, sutur da. Bu vakalarn tekrarlanmas ile efin emirleri mecbur davra n kaideleri haline gelir ve bu kaidelere itaat artk zecre bal bir vazife haline inkilp eder (30). Klan efi iin varid olan hususlar, ka bile meclisi veya sultan tarafndan verilen emirler hakknda da va rittir. Bu emirler arasnda umum mahiyette olanlar yem' nesillere (29) M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 448. (30) M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 449.
140

intikal eder ki bu nesiller, hi deilse ecdat hayaletlerinin gazabm davet etmemek iin bu emirlere riayet ederler. Btn bu hususlara iyice dikkat edilecek olursa grlecektir' ki hukukun ilk klar daha klanm teekkl ile zuhur etmektedir: klan yelerine dtan gelen bir tecavze kar kllektif tepki, ve klan yelerinin fiil ve hareketleri zerinde bir i disiplin, ve bir i meyyide. te hukukun ilk nveleri bu ekilde kendini belli eder (31). VACCARO ya gre, hukukun devletle ayn zamanda doduunu zannedenlerin grlerinde, veya hukukun patriarkal ailenin kurul masyla beraber zuhur ettiini iddia edenlerin kanaatlannda bir hata vardr. Bunlar, ailenin klandan ve Devletten evvel olduunu zannediyorlar. Halbuki aile bunlarn her ikisinden de sonradr (32). Klan, hepsine tekaddm eder ve ferdin ahsnn himayesi, efden evvel klana tevdi edilmitir. Klann ihtiyarlar meclisidirki ferde kar ilenen sularn cezalarn tyin eder. efin, klan ii nizalara m dahalesi, bir ara bulucu, bir yattrc ifalyladr. efin, klann ih tiyarlar meclsine ait grev ve yetkileri kendi zerine almas daha ileri bir merhalenin mahsuldr. ef, daim savalarla kuvvet ka zannca, i nizalar hkim sfatyla halle, maduru diyeti kabule zorlamaya, cemaat aleyhine olan ve ecdat gazabn tahrik eden su faillerini takibe teebbs etti. Bylece, kendi asker gcn idameye ve arttrmaya yarayan btn yetkileri kendi uhdesine ald. Klann zlmesi ite bunun bir sonucu olmutur. Klan zlnce yerine patriarkal aile kaim olmaya balam, fakat bu, klann fonk siyonlarn tamamiyle ifa edememitir. Bilhassa alma ilerinde baar gsterememi ve ba sktka efin tekiltm yardma armtr. Fakat bu yardm, ahslarn himayesinden ziyade ml kn himayesi iin aramtr (33). Bylece, ne kadar iptida mahiyette olursa olsun bir merkez tekilt meydana gelmeden, bir Devlet nvesi teekkl etmeden evvel dahi, klann i hayatnda ihtiyarlarn murakabesi altnda bir
(31) M. A. V A C C A R O a.g.e., Sn. 450. (32) M. A. V A C C A R O a g e , Sn. 241 -246, 450. ... (33) M. A. V A C C A R O a g e , Sn. 460-464. ...
X

141

i nizam teekkl etmi bulunuyordu. lk hukuk kaideleri mukaddem olarak klann rfnde domutu.

Devletten

Hukuk kaidelerinin meydana geliinde dier bir mil de ba tl inanlardr. eitli tabii felketlerin sebebleri hakkndaki ha yal fikirler, tanrlarn veya ruhlarn gazaplarm tadil endiesi kur ban messesesinin yerlemesini inta etmitir (34). Btn bunlar, insann, basit bir toplulukta, kendi fiil ve hareketlerine konmu olan ve ihlali halinde topluluun fiili tepkisini inta eden birtakm hukuk kaidelerinin kendiliinden nasl meydana geldiini gste rir. VACCARO'ya gre hukukun tabi menei budur. Hukukun fonksiyonu, insanlarn birlikte yaama artlarn tyin suretiyle on lar sosyal muhite intibak ettirmek tir. Keza, hukuk tarafndan emredilen bu birlikte yaama . artlar, btn cemiyet azalarn mmkn olan en byk refah iinde yaatacak artlar de mek deildir. Belki, tarihin muayyen bir annda, insanlarn bulun duklar hal iinde, birbirleriyle olan tesirlemelerinden, amel ve akslamellerinden kan artlar demektir (35). nsan, hissettii, anlad ve elinden geldii ekilde hareket eder. Fakat, onun ha reketlerinden, zamanla, baki kalan ey, ancak onun bakasn salyan hareketlerdi*. Bu ise, bir mukadderat iradesinin, veya batan muayyen bir nizamn neticesi deil, belki tabiatn kr bir (ileyii nin sonucudur (36). O halde, tarih boyunca zuhur etmi olan muhtelif hukuk kai deleri, eitli medeniyet seviyelerinde, eitli blgelerde yaam, savam, yenmi, yenilmi insan topluluklarndaki amel ve akslamellerin neticesidir ve btn bu tesirleme vetireleri, ister istemez insann baka ansn arttrc bir istikamette tekrarlanm ve buna yarayan davranlar d s t u r l a m t r . Bylece cemi yetlerin her safhasnda hangi kaidelerin ne suretle teekkl ettiini anlamak iin, o cemiyetlerdeki insanlarn zmre, snf v. s. gibi bi rimler halinde ele alnarak birbirlerine ne yolda i n t i b a k ettik lerini aratrmak lzmdr. D tecavzlere maruz kalm veya biz zat tecavz etmi, yenmi veya yenilmi cemiyetler, sava sonunda
(34) M. A. V A C C A R O a g e , Sh. 452. ... (35) M. A. V A C C A R O a g e , Sh. 452. ... (36) M. A. V A C C A R O a g e , Sh. 453. ... 142

I \i\s-\-\ ]* -mm .t'Bi. -HMw<snawn"*i(<-x i i i | i - M ^ > f l ^ i ' # W i ' - ; I P W * * , M B W l *

beraber yaamaa mecbur kalnca -ki bunlara VACCARO mrek kep cemiyetler der- ayn toplum iinde birbiri ile ayn zmreye (galipler veya maluplar) mensup olmayan ferdler karlkl amel ve akslamellerde bulunmular ve neticede, basit cemiyette zuhur etmeyen yeni tipte hukuk normlar yerlemee balamtr. Bu ga lip - malup intibakn, bir de galiplerin kendi aralarndaki intibak lar vetires takip etmi ve bylece en ilkel toplumdan ada top lumlara kadar eitli sosyal intibaklarn eseri olan eitli hukuk sistemleri yerlemitir. . 36 Mrekkep cemiyette mcadele ve intibak : galipler ve malplar arasndaki

VACCARO, sava sonunda hayatta kalan maluplarn kleletirilmesi, serfletirilmesi suretiyle galiplerin cemiyeti iinde yaatl mas vakasn esas alarak bu tip gayr - mtecanis- halkl cemiyete mrekkep cemiyet der. Mrekkep cemiyetin hususiyeti, iinde bir t u f e y l i l i k (parazitlik) mnasebeti, bir i s t i s m a r mna sebeti bulunmasdr. Bu, galiplerin, hayatlarn baladklar ma luplar kendi menfaatlar iin hudutsuz ekilde istismar etmeleri ve onlarn srtndan yaamalardr. Filhakika, savan ilkel ekillerinde dman tamamen imhaya allrd. Yamyam kavimlerin, esir ettikleri dmanlarn b i r m dd e t s o n r a yemek iin sakladklar olurdu. Fakat ne zaman, d mann hayatn balayp onun madd kuvvetinden ekonomik isti fade niyeti kendini gsterdiyse galip ve malup arasnda bir bera ber yaama, ve biri dierini istismar etme mnasebeti dodu ki bu mnasebetin hukuk teyidini klelik messesesi tekil etti. Esir alp kleletirme evvel malup halkn kadnlar vje o cuklar zerinde balad. Daha sonra kabil erkeklerin esir alnp kleletirilmesi cihetine gidildi ki bu, bilhassa adam kullanma zarur klan byk apta srclk, kanal, sed, bina inaat v. s. gibi faaliyetlere balanmasnn sonucu oldu. Erkek klenin ehlile tirilmesi, zabtu - rabt altna alnmas, galiplere isyan edemiyecek, zarar iras edemiyecek bir halde tutulmas bu safhadaki toplumlar iin mhim bir problem tekil etti. ilk tedbirler ve usuller en kaba ve en iptida olanlard. Bunlar klenin muhtelif uzuvlarnn kesil143

mesi, kr edilmesi, ' hadm edilmesi ilh.. eklindeydi (37). Daha sonra salam zl klelerden daha fazla fayda temin edilecei, madd sakatlamalardan baka vastalarla da klenin yldrlp bo yunduruk altnda tutulabilecei renildi. Bu merhale, kleliin itima bir messese olarak yerletii, sahibin kle ile mnasebeti nin hukuken tanzim edildii safhadr. Kle, hukuken eya vas fnda telkki edilmi (38), klenin madd varlna vaki tecavz, sahibinin menfaatlarn haleldar ettii nisbette ve srf bu bakmdan bir meyyide konusu olabilmitir. Sahibi, kleyi satar, trampa eder, kiralar, rehneder, nc ahsn elinde bulursa geri alr Uh.. Fakat u veya bu meziyetleri sebebiyle ne halkn sempatisini top lam olan ne hkmdarn tavassutunu elde etmi olan kle, sahibi istemedike azad edilemez. Romann ilk zamanlarnda ift kzn ldren bir kimse l me mahkm edilirdi, daha sonralan srgne mahkm edildi. Fakat bir kleyi ldren kimse, onun sahibi deilse, ancak sahibine taz minat demekle yetinirdi (39). Klelere tatbik edilen muamele, muhtelif kadim cemiyetlerde ancak pek ufak farklar gsterir. Esas messesenin zellikleri aa yukan heryerde ayndr: malup edil mi dmann kalntlarn ve bunlarn ahfadm bir daha ba kaldramyacak ekilde bir bask altnda tutmak ve galip lehine azam derecede istismar etmek. Klelik messesesi, VACCARO'nun tabiri ile k u s u r l u bir i n t i b a k dr. Bu intibakn eksiklii, istismar edilen ve efaliletirilen konunun i n s a n olmasndan ileri gelir. Cansz tabiatn, ve hayvanlarn istismar t a m b i r i n t i b a k tr. Halbuki, insann dier insanlarca istismar hibir zaman t a m bir i n t i b a k' tem sil etmez, zira kle, i n s a n olduundan, kendisini istismar edenle ayn ftr kabiliyetlere sahip olduu iin kendisine tatbik edilen ar artlara a l a m a z , ve dolaysyla her frsatta sahip kitlesi tarafndan tatbik edilen intibak tedbirlerini baltalar. Tarih ksa veya uzun faslal kle isyanlar ile doludur ve bilhassa Romada
(37) M. A. V A C C A R O a g e , Sii. 260-270. ... (38) M. A. V A C C A R O a g e , Sn. 267. ... (39) M. A. V A C C A R O a g e , Sh. 268. ...

144

bir zaman gelmitir ki sahipler klelerin errinden korkmakta hakl saylmlardr. SPARTAKUS isyan en ok bilinenidir. Klelikte klenin gsterdii intibak noksanl neticesinde bu mnasebet derhal ortadan kalkm deildir. Bilindii gibi daha son. raki cemiyet tiplerinde daha baka bir istismar mnasebeti kendini gstermitir : illotisme ve serflik. Sava, byk arazinin, veya ok kalabalk halk kitlelerinin malup edilmesiyle sona erince, zaten sayca az olan, asker kuvvetleri sayesinde galip gelmi olan hkm ran aznlk, bu blge halkn hep birden ve kendi memleketlerinde kleletirmeyi, kendi emniyetleri bakmndan daha uygun bulmu tur (40). IspartaMann Lakonyay istilsnda durum bu olmutur ki bu sebeble bu messeseye illotisme denir. Bu msaide btn Yerli halk galip devletin klesi olmutur. Bu bir nevi mme k lelii dir. Devlet, mnasip grd vatandaa mnasip grd sayda kleyi, ev veya ift ilerinde kullanmak zere, t a h s i s eder (41). Klelerin isyan heran beklenen bir tehlike olduu iin bunlar dimi murakabe edilir, zaman zaman dlr alen iken celer yaplr, zek ve istidatl olanlar gizlice temizlenir ilh.. (42). Fakat bu tedhi sistemi, sonunda gene bir noksan intibak temsiil eder. Zira, btn bu muamelelere maruz braklan kle snf, galiplerin istismarna dahi yrayarnyacak bir hale gelir, dejenere olur. llotisme'den daha mtekmil bir intibak ekli ise S e r v a gedr. Bu, SPENCER'in iaret ettii gibi kleliin hafiflemesin den deil, dorudan doruya ftuhattan doar. Mahall halk, ken di topraklarnda, kendi mesuliyetleri altnda altrlr. Galip zm renin temsilcisi olan senyr, dorudan doruya mahsl zerine el koyar. Serfin ailesi le kendi kol kuvvetini idme edecek kadar bir mahsul kendisine ayrlr. Serflik sistemi, btn ar eraitine ra men illotismeden daha ehven bir istismar ekli olmutur ve bu messese daha uzun srmtr (43). Hakim zmre, serfin al(40) (41) (42) (43) M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 870 - 278. M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 280 ve devam. M. A. VACCARO a.g.e Sh. 283. M. A. VACCARO a.g.e., Sh. 284 - 294 ve devam. VACCARO klelik ile sertlii mukayese ederken u mecaz hitaplar yapar :
145

masn murakabe zahmetinden kurtulmu, onu beslemek bakmak klfetini zerinden atm, onunla daha vastal bir ekilde temas ettii iin husumetini daima zerine ekmak durumundan da kur tulmutur. Serf ise, ksmen insanln hissetmektedir. Kle gibi her hareketi sahibinin kontrolne tabi deildir. Nihayet Senyrn uzanda daha serbest bir husus hayat srebilmekte, ailesiyle ya ayabilmektedir. Hkim zmre, serileri zabtu - rabt altnda tutabil mek ve darya kar kuvvetli bulunabilmek iin, ftuhattan' ev velki asker nizam gene kendi aralarnda muhafaza etmekte, sa lam ve hierarik bir sadakat zinciri ile zmrev aksiyon kabiliyetini muhafaza etmektedir (44). Ancak, servaj messesesi de n o k s a n bu tufeylilik mnasebeti, hkim zmrenin ris, daha doymak bilmez bir hale gelmesi konusu zmre, artk istismar edilemeyecek er. Bundan baka, istismar arttrmak iin bir intibaktr. Zamanla, gittike daha fazla ha neticesinde bu istismar bir aciz derecesine d vaki zorlamalar, serfle-

Sahip, kleye yle der : Sen, benim ehl hayvanmsn. Ben seni yetitirir, terbiye ederim ve srf senin kabiliyetlerinin hep sinden, u sefil .varlndan faydalanmam iin beslerim. Eer tenbellik eder ve iten kaarsan, seni dayakla, ikence ile tah rik ederim. Eer bana faydasz hale gelir veya yk olmaya ba larsan acdan canm kartr, ldrtrm.... Senyr ise, serfe, daha yumuak, fakat mraikle dolu olan daha baka bir dil kullanr : Sen, bir insansn. Ailenin ve ha yatn btn zevklerinden tadabilirsin. F a k a t , y a l n z ve a n c a k b u y e r d e. Sern doumunu grm ve lmn grecek olan bu toprakta. Sen, istediin tarzda ve istediin za manlar alabilir, istediin tarzda ve zamanda dinlenebilir sin. Ben, seni sktracak, gzleyecek deilim. Balam sana braklm topraklarn bir ksann bana vermen,, benim, iin kfidir. Sen, zaman zaman bana baz bedava hizmetlerde bu lunur ve resm mnasebetlerle baz hediyeler verirsin ve her halde benim bir eyimin eksik kalmamasna dikkat edersin. Unutma ki, ben senin Efendinim, ve senin hayatn salayan herey benimdir, bana aittir. Binaenaleyh eer sen hasis veya nankr karsan, ben kendi iimi kendim grrm ve senin zerindeki kaza hakkm kullanrm. ikyetin fayda vermez; kanun ve adalet benim iki elimin arasndadr. Bunu iyice bil ve mes'ut ol! (VACCARO, a.g.e Sh. 292-293). (44) VACCARO a.g.e., Sh. 290.

t . . H i n j.m nnn w . tt^t

>wm*.

?v\mn.:'WW'mmvwn~-tv-mwn**'Wfw*wnmmm

re, hkim zmreyi hrpalamak, zedelemek iin her frsattan faydalanma arzusunu alar, gerek bunlar arasndaki i rekabetten, ge rek kral - asalet mcadelesinden faydalanarak zaman zaman ayak lanmalara teebbs ettikleri grlr. ehirlerin teekklnden son ra buralardaki serfler yava yava orta snfa intikal ederek durun> larn iyiletrebilmiler se de umumiyetle ky serfleri senyrlerin soymalarna hudut olmadndan kylerden kaarak ziraat iisi, cretli asker, ve gndeliki zmrelerine iltihak etmilerdir (45). u vya bu vesileyle ile mstakil toprak sahibi olmaya muvaf fak olmu serfler daha sonra, evvelki hkimleri olan Krallarn ar vergileri ve istismarlar neticesinde topraklarm brakarak proleter lemeye mahkm olmulardr. Bunun neticesinde ilk zamanlarda kfi bir cretle geinip giden ziraat iileri isizlik durumuna veya kyafetsiz cret ve sefalet artlarna mahkm olmulardr. VACCARO, bylece servajm da eksik bir intibak olduunu belirttikten sonra yeni istismar mnasebeti olarak kapitalist siste mi ele alr (46). Kapitalist sistem, ferdlerin byk bir ounluu nun topraktan mahrum olduu bir srada domu, bu sebeble bu sistemin hukuk teyidi olan hrriyet ve haklardan fiilen ancak top rak ve sermaye sahibi olan zmre faydalanabilmitir. Kapitalist s nfn istismar ettii ecir zmresinin durumu, birok bilginlerin gs terdii gibi baz bakmlardan vah kabile ferdlerinin durumundan daha beterdir (47). Bununla beraber kapitalist nizamn yerleme sine kadar geen safhada elde edilmi olan muhtelif sosyal ve kl trel nimetlerden fakir zmrenin de dolaysyla faydalanmakta ol duklar dorudur. Hususiyle kltrel gelime, bu zmreyi, kendi aleyhindeki istismar faaliyetlerini baltalayarak bir mukavemet im knna ertirmitir. Hlsa, kapitalist sistem de eksik bir intibaktr. Demekki in san ile insan arasndaki istismar mnasebeti, insanla cansz tabiat veya hayvan arasndaki istismar mnasebeti gibi mutlak deildir. VACCARO aynen yle der :
(45) V A C C A R O a.g.e., Sn- 299 - 300. (46) V A C C A R O a.g.e., Sh. 309. (47) V A C C A R O a g e Sh. 310 - 315. ...

147

insan, dier hayvanlar kendi ihtiyalarna ve kaprislerine in tibak ettirmeye pek gzel muvaffak oldu. Fakat hemcinsleriyle olan mnasebetlerinde ayn sonuca hibir zaman vasl olamad. Ma lplar tpk galipler gibi ayn zihn kuvvetlere sahip olduklarn dan, kendilerine hkmetmek ve kendi faydalarna hizmet ettirmek iin galiplerin yaptklar btn gayretleri baltaladlar. Ve bazan ga lipler, kuvvetle, hiyle ile, sun' seilmelerler, terbiye ile, din le v. s. ile malplarn zeksn, kendilerine yklenen etin boyundurua isyanszca tahamml edebilecek derecede karartmaya muvaffak olabildilerse de byle bir durumdan doan tufeylilik mnasebeti uzun mddet devam edemedi. Zira maluplarn iine sokulduklar bu hayvanlatma hali, cemiyetin btnn zaafa drmekte ve sefiUetirmekteydi. Bunun sonunda topluluk, er veya ge rakip topluluklar tarafndan malup edilmekte ve yutulmaktayd. De mek ki kaide olarak maluplar, galiplerin boyunduruundan kur tulma temayln asla kaybetmemektedirler. Bu temayl, geirdik leri bedbaht hayatn gnlk ac ve mahrumiyetleri ile dama kur calanmakta ve arttrlmaktadr. Dolaysyla maluplar, btn d harplerden, umum felketlerden, galipler - aras rekabet ve anla mazlklardan faydalanarak, galiplerden kendi hayat artlarn hafif letecek imtiyazlar koparmakta tereddt etmemektedirler. Bir imti yaz daima dier imtiyazlar davet ettiinden, malplar, tekiltl kuvvetleri nispetinde hrriyete ve nfuza erimektedirler. VACCARO, bylece, malplarn galipler zerine yapacaklar eitli bask larla, nihayet isyan ve ihtilallerle insanlararas tufeylilik mnasebe tinin sona erdirileceine, ve bugne kadar devam eden, kkn hayvani tabiatmzdan alan gayr insan istismar mnasebetinin ye rine insanlara yakan bir intlibak eklinin kaim olacana inanmak tadr (48). . 37 Mrekkep cemiyette galipler - aras intibak ve bunun hudutlar : Bir topluluun dierine hcumunun ve onun topraklarn fethet mesinin zahiri sebebleri ne olursa olsun, asl gayesi, daima ma lplardan mmkn olan en byk istifadeyi salamaktr. Bu kol(48) VACCARO a.g.e., Sn. 324 - 325. 148

lektif faaliyet gallip zmreye ift bir mkellefiyet ykler : malup zmre ferdlerini bakaldrarnyacak halde tutma ve galip zmre olarak yabanc toplumlarn tehdidine kar mukavemetli bulunma. O halde gerek ie gerek da kar gsterilecek bu kuvvetlilik du rumu, galip zmre ferdlerini birbiriyle mtesanit olmaya zorlar. Bu tesant ise, galip zmre ferlerinin tatmin edilmeleri, istismara eit artlarla itirak ettirilmeleri ile kabildir. O halde galipler ara snda salam asker bir hiyerari, ve galip zmre ferdlerinin istis mar paylarnn belirl kaidelere gre tyini. Bunlar btn fatih milletlerin mevzuatnca gz nnde tutulmas zarur olan iki tabi vp uzv vakay temsil eder (49). Halbuki, hayat mcadelesi, galipler arasnda da cer&yan eder. Galip zmrenin ferdleri, daha iyi bir sosyal durum istihsali iin daimi bir i rekabet halindedirler. Ancak bu i mcadele hudut suz deildir. Bu mcadele o ekilde cereyan edecektir ki bu ferdlerin atmalar zmrenin galip zmre vasfn ykamayacaktr. Bylece galipler aras mcadele, galip zmrenin galip olmakta bak kalmasi sarti ile mahduttur. Bu hududu adm galiplik durumu elden gider. Bunun iindir ki bu i mcadele muhtelif ekillerde hafifleyerek cereyan eder. D ve i tehlike gzden karlmamaya allr. Esas itibariyle galipler aras mcadele iki nevidir : I) Politik mcadele, II) Hukuk mcadele. Politik mcadele btn galipler aras hiziplemelerde, saray entrikalarnda, hanedan katillerinde, nihayet siyas parti mcadelelerinde mahede edilir. Hukuk m cadele ise, galipler arasnda bir zmrenin siyas iktidara gemesin den sonra balar. Bu ana kadar politik mahiyet tayan mcadele, bundan sonra, hukuk bir renk alr ve iktidar zmresi messes ikti dar makamlarn, messeseleri ve kanunlar bizzat kendi durumunu slah ilin ve Devlet idaresini imkn olduu kadar uzun bir md det elinde tutabilmek iin kullanr (50). Siyas iktidar eline geiren sosyal snfn yapaca mcadele, kendi i terkibinin zelliklerine tbi olan, eitli vastalarla olur. (49) VACCARO a.g.e., Sh, 328. (50) VACCARO a.g.e., Sh. 341.
149

Nasl ayn artlar iinde hayat mcadelesi yapan bir tilki ile bir Kaplan farkl tarzlarda ve farkl yollarla mcadele ederse; asker snf ile din snf, veya halk tabakas ile aristokrasi, iktidarda ol duklar zaman, dier snflara kar aacaklar mcadelede farkl vastalar kullanrlar. VACCARO srasyla drt sosyal snfn ikti dara geileri halinde kullandklar hukuk mcadele silhlarm ve tarzlarn tasvir eder. Burada hukuk mcadeleden bugn anla dmz mnann murat edilmedii aikrdr. Bu daha ziyade marksist grlerin anlad mnaya yakndr: iktidar snf, hukuk messeseleri kendi menfaatlarn salamak iin, dier sosyal snf lar ezmek ve istismar etmek hususunda bir vasta olarak kullanr, iine gelen dsturlar yaratr, messeseleri iine geldii ekilde ta dil eder ilh.. . 38 Asker snfn stnlne dayanan iktidar : Asker snfn iktidar, tekmln ancak ilk kademesini tekil eder. Bu, ftuhat baaran sava zmrenin, fetihten sonra da bir mddet kendi aralarnda ayn asker disiplini ve kuvveti muhafaza ederek toplumun i idaresini de zerine almas halidir. Bununla beraber daha sonraki tarih safhalarda da muhtelif sebeblerle i iktidar mcadelesi asker snf lehine neticelenebilir ve bu snf baa geebilir. Asker snf iktidarnn hususiyeti, fiil zecir kudretinin inhisa rn elinde tuttuu ve bizzat bu zecrin hmili olduu iin, cemiye tin idaresinde baka hibir sosyal snfn yardmna muhta olma masdr. Bunun neticesinde en despotik ve en mukavemet edilmez iktidar tipi Asker iktidar olur (51). Hkmdarlar dahi asker kuv vetin oyunca haline gelirler, onlar tarafndan indirilir, onlar tara fndan tahta karlr veya bodurulurlar. mparatorluk zamannda Romada, Memlkler zamannda Msrda bunm pek ok misalleri grlmtr. Asker snfn iktidarnda halk, sadece bu zmrenin keyfiliklerine tahamml etmekle kalmaz, ayn zamanda messes iktidarn, Devletin, Hkmdarn srf asker snfn doymak bilmez taleplerini karlamak iin irtikp ettii kanun iddet ve soyma
(51) VACCARO' a.g.e., Sil. 344. 150

tedbirlerine de boyun eer. Zira askerler, hakikatte Hkmdarn efendisi ve mvekkilidirler. (52). Bir kelime ile asker snf, tu feyli intibak vetiresini sadece madd kuvvet istimali ile tahakkuk ettirmek ister ki kanun, bu durumu herzaman kapatmaya kfi gel mez. Bu nevi intibak, cemiyetin dier snflarnda uyandrd ta hamml edilmez zdraplar ve ktlkler dolaysyla netice itiba riyle cemiyetin btnn mteessir eden pek kusurlu bir intibak tr (53). . 39 Din adanlan snfnn stnlne dayanan iktidar (Classe Sacerdotale) : Asker hegemonyadan sonra, bir derece daha mtekmil bir in tibak ekli din snfn stnlne dayanan idare eklinde tezahr eder. Tabii veya sosyal felketlerin sebebleri hakkndaki batl inanlar, insanlarn arasnda bazlarnn bu felketleri yaratan ruh lar, tabiat - st kuvvetleri teskin ve tatmine kadir olduklar yo lunda dier bir batl inan tevlit eder. Bylece kendilerinin dier insanlardan farkl birtakm stnlklere, tabiat - st kuvvetleri yattrmak imknlarna, insanlarn necatm salyarak onlar uhrev ve dnyev belalardan korumak imknlarna sahip olduklarn cemyete kabul ettirmi olan bir snf trer. Hemen her cemiyette ve tarihin her anda rastlanan bu sn fn trl nfuz derecelerine sahip olduu grlr. Siyas iktidarn bu snfa dayanmas halinde asker tipten farkl bir idare ekli or taya kar. Din adamlar snfnn stnl bahsinde en mfrit rnei eski Hind cemiyeti tekil eder. Brahman snf, Hkmdar kudretinin dahi dokunamyaca en mmtaz snftr. Dnya bu s nfn zerinde durmaktadr. Manu kanunlarnda bu snfn mrntaziyeti, her trl tecavzn, hatta hukuk takibatn dahi stnde oluu aka belirtilir. lim veya cahil olsun, Brahman, yer yzn de kudretli bir lhiyettr (54). Brahman, yeryznde birinci mevkii igal eder. Btn varlklarn efendisidir. Meden ve din ka(52) V A C C A R O a.g.e., Sn. 346. (53) V A C C A R O a.g.e., Sn. 348. (54) VACCARO a.g.e., Sn. 354, ( M a n u K a n u n u : IX, Sn. 317).
151

nunlar hazinesinin muhafazas ona tevd edilmitir. Dnyada ne varsa hepsi Brahmanm mlkdr. Ekberlik hakk ve soy yk seklii ile o, btn dier snflarn efendisidir, mevcut olan btn eylerin hkimidir. Kanunu bilen bir Brahman hibir hususta Krala ikyete mecbur deildir. O, kendisine tecavz edenleri kerih di kuvvetleriyle cezalandrr. (55). Kanunu bilen herkes, bir Brahmana bir ot sap ile bile vuramaz ve onun bir damla kann bile aktamaz (56). Hibir hakszlk bir Brahrnann katli ile mu kayese edilemez. Brahmani ldrtmek Kraln dahi aklndan ge memelidir. Bir Brahman mmkn olan btn sulan irtikp etse, Kral, ancak, onu, btn mallarn kendisine iade suretiyle ve en ufak bir ktle maruz brakmadan, baka bir yere srebi lir. (57). Din kanunlarn teyidi ile Hindistanda en mfrit eklini alm olan din adamlar snf stnl dier birok cemiyetlerde az ve ya ok derece fark ile kendini hissettirmitir. Hristiyan dnyasn da Ortaa cemiyeti, bunun bariz bir rneidir. Misaller oaltla bilir. Bu snfn hkimiyetinde kendilerine bask yaplan dier s nflar, madd vastalardan baka bir de manev basklara, ruh bas klara maruz kalmaktadrlarki bu sonuncu neviden basklara kar tamamen mdafaasz durumdadrlar. Bununla beraber, ilkel asker snf stnlne nisbetle din s nf hkimiyetinde daha az istipdat vardr. Hi deilse, bu snf ce miyete hkimiyeti srf kendi madd kuvveti ile baaracak durumda olmad iin, asker snfn yardmna, bu snf tatmin etmek sure tiyle, yani onunla uzlaarak nail olmak arzusundadr. Bylece hi deilse galip zmrenin iki snf birbirini idare etmek, birbirine hak tanmak lzumunu hisseder, arada bir uzlama zarur olur. Bu uz lama ise stn snfn tek bana icra edebilecei bir despotizmi az ok hafifletir (58). (55) VACCARO Sn. 31, 32). (56) VACCARO Sh. 169, 356). (57) VACCARO Sh. 379, 380). (58) VACCARO 152 a.g.e., Sn. 355, ( M a n u K a n u n u : XI, a.g.e., Sn. 357, ( M a n u K a n u n u : IV, a,g.e., Sh. 357, ( M a n u K a n u n u : VIII, a.g.e., Sh. 364.

. 40 Aristokratik snfn stnlne dayanan iktidar : Lafz bakmdan Aristokrasi kelimesi en iyilerin idaresi de mektir. Fakat hakikat udur ki imdiye kadar hibir yerde en iyi lerin, en faziletlilerin bir siyas snf tekil ettikleri grlmemi tir. (59). O halde en iyi olma hali, batan fethe dayanan toprak sahiplii, daha sonra servete dayanan imtiyazllk gibi iyilik ve fa ziletle alkasz bir kstas ile taayyn etmitir. Asalet, kk tanrla ra kadar vardrlan bir mene stnl iddiasna dayanr. Bunun iindir ki asaletin, cehalet ve ftuhat devirlerinde doduu, me den alardan sonra bir asalet ihdasnn imknsz olduu, byle ce sonraki asrlarda asaletin ancak muhafaza edilip, yeniden tesis edilemiyecei (60) kabul edilir. Bylece aristokrasinin meneinde serveti ve servet terakmnn meneinde de ok defa asker ftuhat buluruz (61). Baka bir milleti fetheden her millet, kendisinin bir soy stn ln iddia eder. Buna rk aristokrasisi denir. Klcn salad stnl zamanla iktidarn, imtiyazlarn ve servetin takviye etti i grlr. Neticede bu, toprak sahipliine ve soy asaletine daya nan bir stnlk olarak kabul edilir. te bu duruma mlk aristok rasi denir. Aristokrat snfn hakimiyetindeki hususiyet, cemiyeti idare hu susunda yalnz kendi madd kuvvetlerine gvenememesidir. Bunun iindir ki daima cretli asker sistemine bavurur. Bundan baka gerek asker zmrenin, gerek din adamlar zmresinin kendisiyle beraber hareket etmesini salamaya alr, bu snflarla uzlama lar yapar. Bu itibarla aristokrat snfn stnlne dayanan inti bak eklinde ne asker snfn iktidar gibi mutlak despotik bir e kil, ne de din snfn iktidar gibi mtecaviz bir idare ekli grl mez. Daha dorusu bu, dierlerinden ehven olan bir istismar ek lidir. Otoritesini yrtme vastalar daha yumuaktr, daha insan dir. Bu itibarla, esas normal intibaka nazaran eksik olmakla bera(59) VACCARO a.g.e., Sh. 365. (60) CONSTAHTdan naklen : De l'Esprit de la Conqute et de l'Usur pation, II me partie Chapitre : II (VACCARO : a.g.e., Sh. 371). (61) VACCARO a.g.e., Sh. 368.
153

ber, bu ekil, evvelki snflarn hkimiyeti suretiyle vaki intibaklara nazaran daha mtekmil bir intibak tipidir. . 41 Halk snflarnn stnlne dayanan iktidar : Yunan - Roma medeniyetinden beri halk snflarnn Devlet ida resinde nfuzlu bir mevki igal etmesine ahit olunmutur, ilk mer hale eie, deitirilmesi ve sonradan iktisab, tedavl mmkn ol mayan soy asaleti yerine, servet stnl esas tutularak siya si haklarm istimali belirli servet derecelerine bal tutulmutur. (Solon kanunlarnda olduu gibi.) Halk snfinin stnl, haki katte say stnl demektir. Bir mcadele halinde dierini yen mesi ihtimali say fazlalndan dolay daha ok olan tarafn die rine stn tutulmasdr. Ksacas, TOQUEVLLE'in dedii gibi, demokrasinin gerek faydas, iddia edildii gibi onun herkesin re fahn gzetmesinde deil, belki ounluun refahn gz etmesin dedir. (62). Dier taraftan her siyasi snf, kendi iktidarnn meruiyetini bir mcerret dstura dayandrr. Yoksa tarihin belirli armda kendi sinin Devleti idareye en kabiliyetli snf olduunu iddia ederek ic ray - hkmetmez (63). te bunun iin demokrasi de kendisine ik tidar prensibi olarak mme menfaati dsturunu kabul eder. Ka dim demokrasilerin siyas forml buydu. Bir karar ittihaz edilir ken, bir kanun mzakere edilirken, herhangi bir hkmet tasarru funda bulunulurken artk bu hususta cedlerin veya tanrlarn arzu lar ne idi diye aratrlmaz, belki mme menfaatinin talepleri nedir diye aratrlr. mme menfaatinin karakteri de son derece mtehavvil olduundan, her kanun ve her kararda bunu, fakir zengin, yurttalarn hepsine sormaktan baka are yoktur. Bu itibarla, halk hkmetinin hakiki eklinin dorudan doruya demokrasi dedii miz, temsilcisiz sistemlerde tezahr ettiini kabul etmek lznv dr (64). Kadim demokrasilerde khil vatandalar bizzat mme i(62) TOCQUVLLE La Dmocratie en Amrique, Sh. 234, (VACCARO a.g.e., Sh. 381). (63) VACCARO burada MOSCA'ya atfta bulunur : Sur la Thorie des Gouvernement, Sh. 43 (VACCARO, a.g.e., Sh. 382). (64) VACCARO a.g.e., Sh. 382-383. 154

ir.

tu M"

,ii

' i l i . ; , fln <fr bfi ffifukl-*

m^ii-til

ji>f.. . | * J

M*lff-''4f^WM?W?*^.WWttf*'>ft^

<

lerinde karar vermek suretiyle halk idaresini tecelli ettiriyorlard. Bununla beraber halk idaresinin de kendine gre kusurlar vardr: mmtaz, sekin ahsiyetlerden korkma; ounluu, mmenin ta mam yerine koyma. Kadim demokrasilerdeki ostrasizm cezas bunun tipik bir rneidir (65). Ekseriyet menfaatinin mme men faati yerine ilerj srlmesi ise modern demokrasilerde dahi mevcut ve rejimin mahiyetine merbut bir kusurdur. VACCARO'ya gre demokrasinin uzunca bir mddet devam edebilmesi iin vatandalar arasnda azok iktisad bir eitliin ca ri olmas lzmdr. Halbuki kadim dnyada byle bir eitlik yoktu ve neticede zengin - fakir mcadelesi btn halk idarelerinde ka nlmaz bir hale gelmiti (66). Modern demokrasinin durumu ise daha baka kusurlarla malldr. Temsilcinin vastalna dayanan demokratik sistemlerde halk dostu geinmek zaruret halini alr ve halk avcl (demagoji), temsil mevkilere, lyk olandan ziyade, ha ris ve girgin olan elemanlar getirir. Bunun sonunda siyas faaliyet sahas bir sr d politikac ile dolar (67). Ekseriyet, iktidarda kald mddete kendi durumunu salayc btn h u k u k va stalara ba vurur ve mmkn olduu kadar iktidar devresini uzat maya alr. Aznln, bu safhada, messir bir ekilde faydalana ca hibir himaye ekli yoktur. VACCARO, ada demokrasiler iinde (1894 yl) yalnz svirenin durumunu tervi eder (68), Ame rikan demokrasisini iddetle tenkid eder (69). Burada halk idare sinin, siyasetle itigali mutad meslek haline getirmi politika sim sarlarnn elinde bozulup gittiini kabul eder. Bu tip demokrasiler de demokrasi, netice itibariyle muazzam servet oyunlarna kurban gitmekte ve bir ploutocratie ye mnkalip olmaktadr (70). Btn bu snflararas iktidar mcadelesi, tarih tekml sras itibariyle, insan cemiyetlerindeki sosyal intibakn gittike daha tam (65) PUSTEL DE COULANGE La Cite Antique, Sh. : 286 (VAC CARO, Sn. 384). (66) VACCARO a.g.e., Sii. 389. (67) VACCARO a.g.e., Sh. 393. (68) VACCARO a.g.e. Sh. 396-409. (69) VACCARO a.g.e., Sh. 409-426. (70) VACCARO a.g.e.,, Sh. 436. 155

ekline doru gelitiini gsterir : lk merhalede iktidar tek bir s nfn inhisarmdadr ve bu snf dier snflarn varln kale alma ya, arzularn hesaba katmaya mecbur olmakszn hkmeder gider. kinci merhalede iki snf arasnda bir uzlama ortaya kar (din ve asker snflar), nc merhalede ise snfn birbiri ile ba damas zarureti hissedilir (Aristokraside), drdnc merhalede ise toplumun asl ekseriyeti hkim duruma geer. Bylece gittik e daha ok sayda snf ve daha ok sayda ferd iktidara itirak et mi olur. Bu,, birbirine intibak zorunda olan insanlarn gittike her iki taraf iin de tahamml kabil olan artlarda anlatklarn gs terir. Esirler, serfler ve ecirlere den intibak ekli ortadan kalkar ve bylece daha i n s a n bir intibakta birleilir. Bu gelimeden, ge lecek hesabna yaplacak bir tahmin u olabilir : gelecekte halk ida resi yalnz ounluun deil, aznln da menfaatlarm karlaya cak ekilde inkiaf edecektir. . 42 nsann sosyal muhite intibakndaki glk sebebleri : VACCARO, sr halinde yaayan, cemiyet hayat idame eden hayvan nevilerinde sosyal intibakn insan nevinden daha tam oldu unu kaydeder ve insann intibakndaki bu kusurun sebeblerini aratrr. Bunlar, insan nev'inin yeryznde en gen soy oluu, in tibak iin kfi zaman bulamay; hayvani intibakn uzviyete hakkolmasna, iine ilemesine mukabil, beer intibakn daha ziyade zihn kalmas. nsann maietini salyan kaynaklarn hudutlu olu una mukabil, oalmann zarurlii ve bunun neticesinde ferdlerden bir ksmnn imhasn inta edecek savalarn daimi oluu, bir ksm insanlarn basiret ve ihtiyat temayln artarak ihtiyacn dan fazla maiet vastas biriktirmesi yznden sun' ktlklarn ya ratlmas gibi sebeblerdir. Btn bunlara ramen, mcadele artlan msavi klmsa, gene en iyilerin, en kabiliyetlilerin seilmesini salyacak bir vetire ce reyan edebilirdi. Halbuki, insanlar - aras hayat mcadelesi o kadar intizamsz, o kadar eitsiz artlar iinde cereyan eder ki, neticede, ilerinden daha kabiliyetsiz, daha az iyi olanlar zaferi kazanr ve tekmle gtrc intibak vetiresi soysuzlar. Bundan baka, inti bak edilecek sosyal muhitler ok karmak ve farkldr. Hususiyle, bulunduu durumdan daha kt sosyal artlara intibak zorunda ka156

lan insan nevi bu intibak eklne mukavemet eder ve topluanii m cadele ve isyanlarla ypranr. VACCARO'ya gre, bu intibak g lkleri, gene insan nevine has baz erait ile tadil edilmeseydi, in sanln durumu ok daha vahim olurdu. . 43 Beer intibak kolaylatran artlar : nsan nevinin zek sahibi oluu, bir bakma kendi hemcisine daha zararl olmasna sebeb olmusa da, tabiat hibir hayvan nevinin baaramyaca ekilde istismar etmesini de mmkn kl mtr. Beer servet arttka, maiet imkn ve vastalar ile nfus arasndaki nisbet yaknlamtr. Bir barbar cemiyet ile bir meden cemiyet mukayese edilirse, ocuk ldrme, adam ldrme, kurban, daim muharebe, salgn hastalk vs. gibi nfus krc olaylarn ok fazla olduu grlr. Vasati mr nisbeti dahi barbar cemiyette ok dktr. 0 halde istikbalde nfus ve geim problemlerinin daha iyi halledilecei tahmin edilebilir. Hususiyle geim vastala rn, ahs ve hakiki ihtiyalarn ok stnde biriktirme temaylle ri nlenirse sun' darlklardan kurtulunmu olur. Doum says tahdid edilebilir. Nfus art tanzim, edilebilir. Bundan baka, insan nev'i, d tabiata sun' alet ve vastalar eklemek ve bu suretle intibak vetiresini hem zaman, hem saha ba kmndan hi bir hayvan nevinde. olamyaca kadar gelitirmek, abuklatrmak imknna sahiptir, ilim ve teknie dayanan makinalar, aletler, trl vastalar bir intibak yardmcs olabilirler (71). Nihayet, bu madd ve teknik servetten baka insanda yle bir kltr yle bir fikr sermaye vardr ki bu, nesilden nesle intikal eden bir bilgi hamulesi tekil eder ve insann hem tabiata hem hemcisine intibaknn yollann retir. Asrlarn biriktirdii bilgi ve tecrbe, insana, hemcisinin tepkisini davet etmeden nasl muamele edebileceini retir. Btn bir ahlk ve hukuk kaideleri nizam hep bu gibi davranlarn tyini ile doludur (72). O halde, topluluklar aras rekabet, neticede i mnasebetlerini iyi tanzim eden, i ahengini iyi salyan toplumlara dikkati eke(71) VACCARO a.g.e., Sri. 444. (72) VACCARO a.g.e., Sn. 446.
157

eek; ferdlerini birbirine daha iyi intibak ettirmi, bunlarn menfaatlarn daha iyi badatrm topluluklarn yaama ve srme ansnn daha yksek olduunu kabul ettirecektir. Bu bilgi, dier toplumlar da i ahenklerini salamaya sevkedecektir. Bu gibi top luluklarn dierlerine galebesi,, bunlarn rf det ve hukuklarna da bir' beka ans salyacaktr. Bu netice mteaddit tecrbelerde tek rarlandka, gittike insan intibakna daha msait det ve kanunlar zuhur edecektir. Netekim tarih bu tekml seyrini isbat etmekte dir. Gittike sosyal zmrenin baka ve refahna daha iyi cevap ve ren kanunlar ve detler yerlemitir (73). Zamanla insan kurban etme kaidelerinin ortadan kalkmas gibi, zararl kanun ve messe seler de silinecektir. nsan mnasebetler hakkndaki bilgilerimiz inkiaf ettike, cahil kanun koyucularn kt kanunlar silinecek ve idareci snflar, hemcislerini daha az tazyik edici, daha rasyonel bir ekilde istismar edici kanunlar karacakdr. Zira sonunda, bir toplumun iindeki herhangi bir zmrenin eziliinin, neticede umu m refaha engel tekil ettiini anlyacaklardr (74). . 44 VACCARO'nun fikirlerinin tartlmas: VACCARO' nun hususiyeti, hayat mcadelesi vetiresini sosyal leme tatbik ederken, bu mcadele hakknda ileri srdij ihtiraz} kaytlarda grlr, yleki btn bu tarih ve sosyal vetireye intibak terimi tatbik edilebilecei gibi, baka bir ad da verilebilirdi: insa nn btn davranlarnda, insanla insan arasndaki mnasebetlerin hepsinde br intibak olay grmek, biraz da VACCARO'nun eser lerini verdii devrin Sosyolojisindeki moda cereyanlara uymak in tiban vermektedir. Biolojik tezden hareket etmeyen, bilkis ikti sad mcadele tezinden, istihsal mnasebetlerindeki tahawllerin btn st-yapy ekillendirmekte olduklar iddialarndan hareket eden marksist sosyoloji de aa yukar VACCARO'nun tavsif ve tah liline yakm tezler ileri sryordu. Bu itibarla, hayat mcadelesi ka nununun sosyal sahaya tatbikinde yaplan bu ihtiraz kaytlar, ha yat mcadelesi kanununun sosyal lemde neden t a m tahakkuk edemedii, neden falan veya filan engellerle ksteklendii yolun(73) VACCARO a.g.e., Sn. 452. (74) VACCARO a.g.e., Sh. 459.
158

t ii f jo*K iW-Tjfaiis^iii'f flfciirjw*- W W ' W *

"ti!"lpanRialtoatftiiirsiniiriifliaiaftraB*?ittmmfMmwtimHmBtmmmMwwtmttimwmtmmmw1*^-WF

daki izahlar, haddizatnda bize; uzv ve sosyal lemlerin ayn genellemelerle izah edilemiyeceini retmektedir. VACCARO'nun bu ihtiraz kaytlar yap, insan nevinin intibakndaki kolaylk .ve glkleri belirtisi, esas itibariyle kendisinin sfiyane bir sosyal darvinizme kaplmadn gstermektedir. Fakat hareket prensiple ri bakmndan bu durum onun iddialarna bir elime, bir tenakuz alamaktadr : madem ki insan cemiyetlerinde hemen hibir m nasebet, hayvanlardaki gibi i n s i y a k i deildir, mademki in san, dier hemeislerinin kendisine tatbik ettii her eit eraite in tibak edememekte, ancak kendisine elverili olana intibak etmek tedir, nihayet madem ki insan cemiyetlerinde tabiatn seilme ka nununu bozacak bir takm vetireler gene insann nev' hususiyetle ri, zeks kabiliyeti vs. inden ileri gelmektedir, o halde hl insan cemiyetlerinde hayat mcadelesi vetiresinin, hayvani lemdeki gi bi cereyan ettii ve her atmann behemahal daha iyi bir inti bak a gtrd nasl iddia edilmektedir ? (75). Grlyor ki biolojik terminoloji, artk kendi hakiki mnala rndan ok daha baka bir manada kullanlmaktadr. Mamafih bu tenkitler, yalnz VACCARO'ya deil, biolojik ekoln hemen btn dier temsilcilerine yneltilmelidir. Bundan baka, VACCARO'nun misali bize, ayn uzviyeti anlayn hem amansz bir rekabet serbes tisini tervi eden liberal bir dnceye, hem rk stnlne daya nan totaliter bir devlet felsefesine hem de sosyalist temayH bir ce miyet felsefesine gtrebileceini, her sosyologun kendi pein hkm lerini veya siyas tercihlerini bu biolojik sosyoloji hakikati eriyle ko lay kolay isbat edebileceini gstermektedir ki bu da artk, bizim bir sosyolojik hakikatler silsilesi karsnda olmayp, biolojik ter minoloji ile dokunmu birtakm sosyal felsefe inalar (constructi ons) karsnda olduumuzu ispat etmektedir. Bu terminoloji ve bu biolojik prensipler, aa yukar her sosyal tezi sbata salih bir deliller hazinesi vazifesini grmekte, dolaysyla hibir ilm hakikati ispat edememektedir. ' Tarih vakalardan seilen misller ise, SPENCER'de olduu gibi, tamamiyle batan benimsenmi olan tezi ispata matuftur. Bun(75) ELMER BARNES An ntroductionHo the History of Sociology,
1948, Sh. 572 - 575.
159

dan baka hukukun teekklnde, ancak bir yan konu olarak temas edilen manev miller, hatt insan ftratnn itimilii objektif bir deerlendirmeye tabi tutulmamtr. Bununla beraber, gelecee muzaf tahmin ve istidlaller hemen mnhasran insann, beer mna sebetlerin hususiyetlerini renmi olmasna, yani b i l g i faktr ne balanmak istenmektedir. Grlyor ki, sosyal lemin, kymet lerden tecrit edilerek izah imknsz gibi dir. Sosyal in, ayr bir ilim konusu tekil edecek kadar karakteristik ve sui generis bir vaka tipi olduunu kabul zaruridir ki bunu ancak daha sonra, DURKHEIM ekolnde mahede edebilmekteyiz. Ne zaman, uzv hayat kanunlaryla itima hayat nizam izah edilmeye kalklsa, her iki lemi toptan izaha alan, her iki lemi ayn terminoloji ile, ayn genellemelerle aklamaya gayret eden bilginlerin belki en mhim sosyal vaka tiplerini grmemezlikten gelmeye mecbur olduklar, yahut tamamen kifayetsiz izahlarla yetindikleri ma hede edilmektedir. Sosyal Darvinizm kendi kendini, tenkidi bizzat bu ekoln mntesiplerinden gelmitir ki bunu da nmzdeki blmde tetkik frsatn bulacaz. . 45 Y. A. NOVCOV (Jacques Novicow) (1849 -1912) ve Sos yal Darvinizmin tenkidi : A. Biolojik mcadele ile sosyal mcadelenin fark : Rus asll olup Fransz dilinde eser vermi olan tannm sos yolog NOVICOW, uzviyeti teorinin sosyal darvinizm kolunu id detle tenkit etmitir (1). Bu zata gre, itima hayatta mahede (1) NOViCOW'un balca eserleri unlardr: La Politique Interna tionale, Paris, 1886 Les Luttes entre socits humaines et leurs phases successives, 3 d. 1904. Les Gaspillages des So cits modernes, 2 d. 1899, Paris. La Guerre et ses prtendus tendus bienfaits, 1894 (Trke terceme : Harb ve szde iyilik leri. eviren : Dr. ABDULLAH CEVDET, Ktphane-i tihad, aded : 52, stanbul, 1927). Essai de Notation Sociologique, 1897, Paris. La Thorie Organique des Socits, 1899, Paris L'Affranchissement de la Femme, 1903, Paris. Conscience et Volont sociale, 1897, Paris. La Justice et l'Rxpension de la Vie, 1905, Paris. La Morale et l'intrt dans les rapports indivi160

edilen mcadelenin, biolojik lemdeki mcadeleye benzetilmesi ve insan topluluklar arasnda imhaya matuf mcadelenin tabi ve ka nlmaz bir hayat kanun olarak kabul edilmesi tamamen yanl bir grtr. Geri mcadele, btn kinatta vardr ve her leme mildir. Fakat bu muhtelif lemlerdeki mcadeleler birbirinden tar mamen farkl ekillerde cereyan eder. Biri, dierine benzemez. O halde itima hayattaki fikir ve kabiliyet mcadelesini, hayvani ne viler arasndaki biolojik mcadeleye ircaa imkn yoktur. DARWN'in srf biolojik lem hakknda ileri srd hayat mcadelesi tezi, XIX uncu yzyln birok dnrlerinde msait karlanm ve derhal sosyal leme uygulanmak istenmitir. Bunun birok sebebleri vardr. Evvel hayvan lemdeki bu tekevvn ek li, zihinleri o zamana kadar inanlan teolojik izahlardan kurtarm ve hayan teekkl ve devam, muhtelif hayvan nevilerinin zururu ilh. hakknda msbet ilmin kabul edebilecei bir teori ortaya atmtr. Bu, zihinlerin bir mistikten kurtarlmas olmutur. Canl ile muhib> arasndaki intibak ve seilmi vetireleri birok tabiatst izahlarn yerini alarak serbest dnrleri tatmin etmitir. Bundan baka, biolojik mcadelenin sosyal leme aktarlmas, rklar aras sava, kuvvet ve liyakatin isbat vastas olarak tant m, en stn olann bakasm ancak savan salyaca, zira ancak onun en stn olann kim olduunu tyin edebilecei kanaatini uyandrmtr, insanln ykselmesi ise, en stnn baki kalmas n, zayflarn, beceriksizlerin elenip gitmesini gerektirdiinden, bu hayat mcadelesi kanununda insan soyunu aratici, temizleyici, se ici bir kudret sezilmitir. Ve bvlece, hi farkna varlmadan, ev velce tabiat - st iradeye izafe edilen mistik kudret, bu sefer tabi vetirelerin seyrine izafe edilmeye balanmtr. Hayat mcadelesi kanununda byle bir akl, "byle bir dirayetin tezahr ettii farzedilince, artk sava kutsal birey telakki edilmeye, her trl mede ni hayatn temeli saylmaya, her trl sosyal nizamn anas adde dilmeye balanmtr. Halbuki bu fikirler, bi de XIX uncu yzyla has bir yenilik duels et internationaux, 1912. Le Problme de la Misre et les Phnomnes conomiques naturels, 1908, Paris. La Critique du Darvinisme Sociale, Paris 1910, Paris.
161

deildir. Daha HERAKLTOS zamamndanberi malmdur. nsan topluluklar arasndaki savalar grmek, bunlarn devam edip git tiklerini mahede etmek, savan, evvel zarurliine sonra faydallma hkmetmeyi gerektirmitir. Halbuki btn bunlar hakiki ilm izahlar deildir. XIX uncu yzyln birok lik mtefekkirleri, birok kuvvet k devlet adamlar, i savalar dah bir terakki unsuru sayan sosyalistleri, rk stnlklerine iman eden birok heyecanl ediple ri, ferdin topluluk adna nefsini feda etmesindeki ulviyete hayran olan birok yksek ruhlu insanlar hep bu hayat mcadelesi kanu nun cazibesine kaplmlardr. Bu tez o zamanlar iin artk harc lem hakikatler srasna girmitir : Hayat, savala balar, savala idame olur, Medeniyet savatan doar, keifler savalarn hazrl srasnda yaplr, cemiyetler savala slah olur, ilh... (2). NOVCOV, bu iddialann souk kanllkla tetkikini talep eder ve zihni bu grlere sevkeden belli bal hatalar zerinde durur. Bu hatalarn banda biolojik vaiolarla sosyal vakalar birbiri ne kartrmak gelir. Biolojik vakalar zihn tasavvurlarn mdaha lesi olmadan cereyan eden tabi insiyaki vakalardr. Halbuki sos yal dediimiz vakalar esasl bir ekilde ruh karakter arzederler. Herhangi bir sosyal messesesinin douu, behemahal ferd ' ruhlarda bunun bir tasavvurunu tazammun eder. Bir insan zihnin de yeni bir messese ekli tasavvur edilir bu insan, bu tasavvuru nu dier zihinlere alar, nihayet birok zihinler bu tasavvuru be nimseyince artk fiiliyat safhasna geilir. Haddizatnda her sosyal messese bir takm beer fiil ve hareketlerin yeknudur ki bu fiil ve hareketlerin her birine muayyen zihn tasavvurlar, maksat ve niyetler, inanlar tekaddm eder. Cemiyetler, hakikatte ruhlar - ara s veya zihinler - aras mnasebetlerin btn demektir. Btn sos yal messese ve vakalar, evvel ruh bir vasatta balar, sonra ha reketlere inklp eder (3)., O halde, eer, tarih bize, insan topluluklarnn uzun mddet (2) J. NOVCOW La Critique du Darvinismi Social, Paris, 1910, Sii. 1-16. (3) J. NOVCOW La Critique du Darvinismi Social, Paris, 1910 Sh.'71-45.
162

birbirleriyle savatklarn etmemiz gerekir :

gsteriyorsa, bizim u noktalara dikkat

a) Savan, insanlk kadar eski olduu yolundaki iddia acaba v a k a h a k i k a t l e r i bakmndan ne dereceye kadar dorudur ? Bu husustaki bilgimiz hangi uzak alara kadar gidebilmektedir? Elimizde ilm mutalar var mdr ? Yoksa biz, bildiimiz tarih iin deki savalarla m iktifa ediyor, neticeleri bunlara m istinat etti riyoruz ? b) Savalarn, esaretin, gasbm, yamann, istismarn insanlararas mnasebetlerde n o r m a l olduuna nereden hkmediyoruz? Zaruriliinden mi, yoksa insanlarn bu hareketleri i y i , f a y d a l k r l sanmalarndan m ? Birinci halde bir tabi kanun fikrine gi deriz, ikincide ise, insanlardaki inanlarn tashihi halinde bu yolun bertaraf edilmesini mmkn grrz. O halde meseleyi demek lzrndr. c) Sosyologlar, savan nimetlerini mbalaa etmiyorlar m ? Medeniyet ve nizam acaba savan eseri midir? Yoksa sosyal m esseselerin mi ? Messese bir nizam ekli olduuna gre bunlar yktnda phe olmayan sava nasl bir terakki mili olur ? O hal de meseleyi iyi vaz'etmeliyiz : Medeniyeti yapan, savalar mdr, yoksa savalardan sonra kurulan messeseler mi ? Savan, ykp yak t, helak ettii cemiyetler yok mudur, hatt galipler iin dahi za rarl olan savalar grlmemi midir, nihayet, savan yalnz ni metlerini kaydedip, zararlarn atlamak ne dereceye kadar ilm dnmek olur? d) nsan topluluklarnn ebediyete kadar, birbirleriyle sava halinde kalacaklarna dair cidd delillere sahip miyiz ? -Sava insan nev' iin bir zevk olmadna gre bu, ancak h e r h a n g i b i r e y i n e l d e e d i l m e s i iin yaplan bir hareket, herhangi bir gayenin vastas demektir. O halde bu gayenin tahakkuku, baka .vastalarla salanrsa, bar vastalar insan topluluklarnn istedik lerini temin ederse gene savan zarurilii ve kanlmazl iddia edilebilir mi ? Btn Devletlerin federe olmalarnn ebediyen im>knszl hangi ilm delillerle iddia edilebilir?. imdi ksaca bu problemlere NOVlCOW'un verdii cevaplan grelim : Savan insanlk kadar eski olduu iddias tamamen man163

tiki istidlallere dayanr, asla vaka hakikatlerine deil. Zira, insanlk takriben be yz bin yldanberi mevcuttur, savan zarur art olan siyas tekilt ise tahminen on bin yldanberi vardr. Filhakika Sa van tabi neticesi olarak esaret messesesinden bahsedilmektedir ve sosyal terakkinin bu messeseden doduu ileri srlmektedir : ekonomik anlamda i messesesi, mimar sahadaki aheserler (eh ramlar, mabedler, su cedvelleri ilh..., byk apta zira istihsal, nihayet g ve ar ilerden kurtulan hr adamlara medyun ld mz kltrel faaliyet mahsulleri...) hep esaret messesesi saye sinde mmkn olmutur deniyor. Halbuki bu mevzua yakndan temas edersek grrz ki esaretin teesss edebilmesi iin daha ev vel, alnacak esirleri zabtu - rabt altnda tutabilecek bir merkez kuvvetin (yani ne kadar ilkel olursa olsun bir Devlet nvesinin) varl arttr. Halbuki bu, nihayet ancak on bin yl ncesinde te ekkl edebilmitir ve esaret de ondan sonra teesss edebilmitir. O halde klelik messesesi, az ok medenilemi, tabi halden uzak lam bir toplumun eseridir. Bylece, medeniyet klelikten deil, belki klelik medeniyetten domutur. Grlyor ki, nc Jeo lojik devrin sonunda zuhur eden insan nev', siyas tekiltn mey dana geliine kadar esareti tanmamtr ve bu topluluklar arasn da o zamanlar daim sava olduu iddias da srf speklasyona da yanmaktadr. Zira bizim mehur sosyal darvinistlerimiz, ezcmle SPENCER, WARD ve RATZENHOFER gibi zevat, bu ilkel top lumlarn savalarna bizzat ahit olmadklar gibi ellerinde bunu ispat edecek hibir msbet delile de sahip deillerdir. O halde kendilerinin fikirlerini ayn mantk metodlarla cerhetmekte mah zur yoktur (4). Mantk ise evvel u sorunun cevaplandrlmasn gerektirir : belirli bir derecedeki hayvanlarn, ayn nevi iinde ele alndklar takdirde, birbirlerini yemedikleri bir hakikat olduu halde; onlar dan daha ileri tekml derecesindeki insan nevi hakknda bu ka nunun car olmad nasl iddia edilebilmektedir ? (5). Sosyal darvinistler diyorlarki, insanlar zamanla arttlar, nfus oalnca g da maddeleri azald, bu yzden dnya nimetlerini paylamak ge(4) J. NOVicOW La Critique du Darvinisme Social, Paris, 1910, Sn. 209-210.
164

rekti ve harp gda bulmak ihtiyacndan dodu. Bu tez, cidden gariptir. Btn dier hayvan nevileri de zamanla artmlardr. May munlar da oalmlardr, fakat kendilerine gda tekil eden cevizlern mikdar azalmam, yahut onlar bu mikdarla doyunamyacak kadar artmamlar, lm nisbeti doum nisbetini karlam tr. O halde bu kt ansn insan nevine nasip olmas ne ile izah edilfr?! (6). Hakikatte, insanlar, hele ilkel alardaki lm nisbetinin pek yksek olmas muhtemel olduundan, gda maddelerini tketecek kadar artm deillerdir. nsan, tpk dier hayvan nevilerinde ol duu gibi, mcadeleyi, dier insanlarla deil belki kendisini evi ren t a b i m u h i t ile yapmtr. O , zyaf bir hayvan olarak hayata balamtr. Kendisine kar hi veya pek az mukavemeti olan eylerle mcadele etmi, onlar elde ederek varln srdr mtr ki bu da onun evvel meyve yeyici olduunu gsterir (frugivore). nsann, canl olan, kendisine u veya bu ekilde mu-kavemet veya taarruz edebilen avlar yakalayabilmesi ancak baz iptidi letleri icad edebilmesinden sonra mmkn olmutur. _0 halde mantkan, bizim, insann evvel meyve ile yaadna ancak ok daha sonralar, yani zeknn muayyen bir gelimesinden son ra et yeyici olabildiine inanmamz doru olur. nsann, sosyal darvinistlerin iddia ettikleri gibi bir de yamyamlk safhasndan ge tiine; hemcinsini malp edip yediine hkmedebilmemiz ve hele bunun bir tabi kanun icab olduuna inanabilmemiz iin pek geni bir muhayyelemiz olmak gerekir ! Zira insann en g avlayaca, en tehlikeli av olsa olsa ancak bir baka insandr. Kendisi ile ayn kuvvette, ayn zekda, ok defa ayn vastalara sahip bir avm, ne avlanmas ne de bunun normal bir geim vastas olmas srf tabi bir hayvan nevi olarak ele alnan insan iin asla tasavvur olunamaz. O halde, bu, tarihte kaydedilen savalarn, ikencelerin, esare tin, trl zulm ekillerinin, istismar usullerinin inkr m demek tir ? Hayr, bu, zikredilen vakalarn t a b i b i r k a n u n icab olmadklarn, i n s a n n e v i n i n t a b i a t i c a b olmad(5) J. NOViCOW La Critique du Darvinisme Social, Paris, 1910, Sn. 201 - 202. (6) J. NOViCOiW La Critique du Darvinisme Social, Paris, 1910, Sh 209 - 212.
165

inn hatrlatlmas demektir. Bu gibi hdiseler olmusa, bunlar tabi zaruretlerle deil, sosyal vakalarn zellikleriyle izah edilmelidir. Btn bu olaylara birtakm ruh unsurlarn tekaddm ettiki, insan larn yanl zan ve kanaatlara kurban olarak sava , yama yi, kleletirme yi aslnda k r i , yahut a b u k zenginle t i r c i usuller olarak kabul ettikleri ve bunlar bu yanl kanaattan dolay yaptklar unutulmamaldr. O halde bu menfur yollar, bizzat bir zaruretin ifadesi deil, insanlarn elde etmek istedikleri baz avantajlarn vastas olarak teess etmitir. Ayn avantajlarn, savala ve gaspla deil, normal istihsal ve normal alma ile salanabilecei gn, bu menfur yol lara lzum kalmyacaktr. Savalarn insanl terakki ettirdii yolundaki tez de reviziyona muhtatr. Fakat objektif olmak lzmdr : terakkiyi savan ken disi mi, yoksa .ondan sonra kurulan sosyal messesler mi salar? Hakikate baklacak olursa sava iyi ve kt neticeleri birlikte dou rur : Savatan galip kan toplum" yeni bir siyas nizamn daha ile ri messeselerini kurabilir. Daha byk bir Devlet, daha karmak bir iblm, daha kuvvetli bir itimai bnye yaratabilir. Fakat bu, ne her savata olur, ne de her zaman tekerrr edebilir. Terakki, galibin kuraca messeselerden ileri gelir, savatan deil. Muaz zam zaferlerden ve fetihlerden sonra dalveren, yakp ykmakla kalan ftih devletler grlmemi midir ? Bundan baka, savan yalnz galipler hakkndaki sonularn ele almak, maluplar hakkndaki neticelerini grmemezkten gel mek te gariptir. nsan nevi iin her iki tarafta ta kaybndan teessr duyulacak liyakatte insan ferdleri yok mudur? Savan hakiki bir istifa, bir seilme yapt da sz gtrr mahiyettedir (7). Savalarn sebebine gelince, bunu, gda aramak ihtiyacna ba lamak sfiyane olur. Tarihin kaydettii savalar, bilakis gdasn iyi istihsal edip mcadele kuvvetim arttrm topluluklarn dierlerine yklendiini gsterir, ne CESAR, ne BYK SKENDER, kendi memleketlerinde gda maddeleri azald iin ftuhata kmamlar(7) J. NOVCOW Harb ve szde iyilikleri. (Trke terceme. s tanbul, 1927. sh. 56-64.) 166

* di (8). Bu bakmdan NOVCOW, dier sosyal darvinistler arasnda bilhassa RATZENHOFER ile WARD'i iddetle tenkit eder. Bun larn yaptklar, ilkel devirler hakknda elde hemen hibir ilm delil mevcut olmadndan, sadece bir takm antropolojik romanlar yaz mak olmutur (9). RATZENHOFER baz cemiyetlerin alma yolunu, bazlarnn yama yolunu tercih ettiklerini sylerken, bu durumun tabi bir zarureti deil daha baka artlara tbi kalan bir imkn, bir ihjimali ifade ettiini farketmemitir (10). Demek ki her iki yol da ayn derecede tabidir. NOVCOW'a gre, hayat prensip, mcadelenin srp gitmesi deil, hangi tarzn h a y a t i kabiliyetleri, hayat kuvveti arttrmaya elverili olduunun seilmesidir. yle artlar bir araya gelir ki, toplum ancak mcadele ile, savala hayat kuvvetini arttrabilir, gene yle artlar olur ki ancak bar ve adalet nizam hayatiyeti arttrr veya salar. Bu itibarla pein bir Ranaatla hareket etmek ve rklarn savamasnda bir hik met aramak manaszdr. Bundan baka baz cemiyetlerin, veya milletlerin harbi, ba zlarnn zira veya sna istihsalle uraan bar camialar olduu nu iddia etmek de sakattr. Ayn kavimi bir mddet, harb, bir mddet bar yaayabir. Mesel mogollar Cengiz zamannda dnyann en harbci milleti idi, halbuki XIX uncu yzylda hi de bu karakteri tamamaktadrlar. Sonra sava milletlerin, btn maietlerini ganimetle, sava nimetleriyle saladklar, normal is tihsalde bulunmadklar da iddia edilemez, Kadim Romallar, sa va olduklar kadar da ziraati idiler ve iyi mstahsildiler. Keza Kadim Yunanllar savalklar nisbetinde sanatkrdlar (11). u halde kitlelerin birbirini ldrmelerini, 'kollektif adam l drmeyi bir terakki sebebi sayan, bir tabi zaruret addeden, btn sosyal messeselerin meneinde topluluklar - aras mcadeleyi bu lan sosyal darvinistlerin grleri hataldr. Mesele baka trl vaz'edikneli ve insan nev'indeki mcadelenin zellikleri tyin edilmelidir. (8) J. NOVCOW La Critique du Darvinisme Social, 1910, Sn. 215. (9) J. NOVCOIW La Critiuqe du Darvinisme Social, 1910, Sh. 199 228. (10) J. NOVICOIW La Critique du Darvinisme Social, 1910, Sh. 212. (11) J. NOVCOIW La Critique du Darvinisme Social, 1910, Sh. 215.
167

NOVlCOW, esas itibariyle btn kinata hkim bir kanun olarak kabul ettii mcadelenin muhtelif nevilerini birbirinden ayrr; Kozmik lemde dahi mcadele vardr ve cazibe kuvveti yl dzlarn byklkleriyle orantldr. Kinatta dalm madde par acklarm iri yldzlar, dierlerinden daha sratle eker ve byr ler ilh.. Canllar alemindeki mcadelenin de muhtelif dereceleri vardr. Bunu sinoptik bir tablo halinde gsterebiliriz: Ballca hayat mcadelesi ekilleri ve bunlarn tekml seyri (12) Hayat mcadelesi ekilleri 1. Fiziolojik ne viden hayat mcadelesi Z. Ekonomik ha yat mcadelesi Mcadelenin gayesi Dman bertaraf et me, tamamen, imha etme, gda maddesi arama. Yaamakta devam et me ve servet kazan ma iin gerekli vas talar kazanma, birik tirme, sahip olma v.s. ktisad savalar. Siyas vastalarla e itli imtiyazlarn te mini, muhtelif tarz larda fayda temini iin siyas hkimiyet. Balca metodlar: e itli cezalarn tatbiki, icras, tehdid v.s. Si yas harpler.
Dinin, deolojinin, do mann, medeniyetin, kl t r n zaferi iin fikr hakimiyet mcadelesi.

Mcadelenin tezahr tarz Gda arama ve d man yoketme iin yamyamlk, ve katil. Dmann servetini gasp iin haydutluk, ekonomik rekabet ve eitli zecir vastalar.

3. Siyas hayat mcadelesi .

Gasp, kleletirme, serflik, yama, ilhak, fetih.

4. Fikri hayat mcadelesi

Metodlar : propagan da, - tems usulleri; terbiye, tenkit, ma nev bask v.s.

Din harbleri, ihtill ci savalar, msama haszlk, fikr'ihtilf lar, rekabetler v.s.

(12) J. NOVCOW Les Luttes entre socits humaines et leurs phases successives. Paris 1896, p. 402 (PTRM SOROKN nakleder : Les Thories Sociologiques Contemporaines, 1938, Sh; 240, ksaltlm olarak).
168

NOVICOW'a gre fiziolojik mcadele, d tabiat ile insan ara sndadr. Arslandan mikroba kadar, insan, btn hayvan nevileriyle mcadele etai ve etmektedir. nsan topluluklar ve insan ferdleri arasndaki mcadele ise, baka bir derecededir. Zira mcadele kanununun muhtelif merhaleleri vardr. En iptidaisi neviler ara sndaki fiziolojik mcadeledir. nsan nevi zuhur ettikten sonra ar tk hayat mcadelesi fiziolojik mahiyetini kaybetmi, srasyla, eko nomik, politik ve fikr safhalara intikal etmitir. En son merhale, topluluklar arasnda, ferdler arasnda entellektiiel mcadeledir ki bunun sonucu toplumlarn, hayata daha iyi intibaklann salyacak artlarn kefidir (13). Bu bakmdan stn millet demek, kltr dierlerini temsil edecek kadar ileri olan millet demektir. Fikri ile, san'at ile, dili ile dierlerini kendi kltrne balayacak mil let demektir (14). Modem cemiyette siyas mcadele dahi esas itibariyle fikr mcadeleye tbidir. Hatta ayn camiann iindeki siyas parti m cadeleleri dahi fikr mcadele vasfmdadr ve bu vasfn kaybeder etmez dejenere olur. NOVCOW yle demektedir : ok defa, si yas partilerin mcadelelerinin cemiyeti muhafaza ettii, yaatt sylenir. O halde parti mcadelesi demek, hayat demektir, terakki demektir. Al. Fakat bu olay biraz daha ak bir ekilde izah ge rekiyor: siyas partilerin mcadelesi ne demektir? Bu, son tahlil de, hrriyetin mevcudiyeti demektir. Yani her vatandan haklar na mutlak hrmet demektir. D'aha dorusu ldrmenin ve cebr in ilga edilmi olmas demektir. Eer partiler - aras mcadele bir nimet ise, bu, onun adam ldrme gibi biolojik mcadeleler yeri ne f i k r mcadeleyi koymu olmasndan dolaydr: propoganda, seim v. s. gibi. Partilerin adam ldrmeye ba vurmalar halinde, artk bir par tiler mcadelesi karsnda deil, belki bir i harp karsnda bulu nuluyor demektir. Halbuki hi kimse, i harbin insan nevini terakki ettirici bir mil olduunu iddia etmemitir. (13) J. NOViCOIW La Justice et l'Expension de la Vie, Essai sur le bonheur des Socits Humaines. 1905, Sh. 5. (14) J. NOVCOW La Critique du Darvinisme Social, Sh. 80.
169

Siyas mcadeleler, idare edenlerle, idare edilenler arasnda da olur. Fikr sahada kaldklar mddete bu mcadeleler feyizli dir. Vekiller bir program takip ederler, muhalifler bir baka prog ram tavsiye ederler. Bu, hayattr, canlanmadr, telakkidir,. Fakat idare edenlerle edilenler arasndaki mcadele biolojik vetirelerle cereyana balarsa (Devletin kuruna dizmeye, sehpa kurmaya kalk mas, yahut vatandalarn tedhie,* adam ldrme hareketlerine te ebbs etmeleri gibi) artk hayat ve terakki durur, ve sefalet byk admlarla ilerlemeye balar. (15). O halde ancak hayvan nevileri arasnda (ayn hayvan nevinin ferdleri arasnda deil) cari olan fiziolojik mcadeleyi, hasmn yokedilmesini istihdaf eden mcadele nevini insan cemiyetleri hak knda bir tabii zaruret saymak ocuka bir fikirdir. nsan cemiyet lerinde mcadele vardr, fakat bu artk ekonomik, politik ve bil hassa fikr nevidendir. Bu mcadelenin terakki mili olmas ise, mcadele artlarnn tanzimine baldr. Hayat enerjiyi arttracak, insann nevine has kabiliyetlerini en son haddine kadar gelitirecek olan yle bir mcadelenin artlarn ise, hukuk ve adalet nizam tyn eder, yoksa kuvvet stnl deil. NOVCOW, hukuk ile kuvvet arasndaki mnasebetleri bu zaviyeden deerlendirmekte, ve hukukun insan cemiyetleri iin hakikaten h a y a t olan ehem miyetini belirtmeye almaktadr : B nsan hayatmm serbeste gelime artlar olarak Hukuk ve Adalet : NOVICOW, itima vakalarn ruh karakterini, daha dorusu zihinler - aras veya ruhlar - aras mnasebetler vasfnda olduunu kabul etmekle beraber, cemiyetin' biolojik bir temele dayandn da unutmaz. Ona gre btn messeseler, cemiyet iinde insan ha yatn en geni ve en serbest ekilde inkiaf ettirme artlarm tahak kuk ettirmeye matufturlar. Hayat, insanlar farkna varmasa dahi, ancak insan hayatnn gelimesine, bakasna yarayan messeseleri ve kaideleri yaatr. Hukuk ise bunlarn heyeti umumiyesinden ba ka bir ey deildir. Tabiatta hkim olan prensip, ne mcadele iin (15) J. NOVCOW La Critique du Darvinisme Social, Sh. 78.
170

mcadeledir, ne de anlama . birleme iin anlama birlemedir. Esas hayat prensip, h a y a t fenomeninin artmas, bymesi, geli mesidir. Mcadele bunu salad takdirde mcadele vaki olur, an lama ve birleme bunu salarsa anlama' ve birleme messeseleri meydana gelir (16). nsan cemiyetlerinde mcadelenin, hayatiyeti arttrmaya yarayan bir vasta olmas, onun ekline tbidir. Eer ayn nev'in bir ksmnn tamamen imhas bahis konusu ise bunun hayatiyeti arttrmad, bilakis, kst, hatta ksmen ldrd ai krdr. Halbuki insan insan olduundan beri birleme ve uyuma mnasebetlerimn hayatiyeti arttrd, yaama kolaylatrd ai krdr. Maymunlar gibi ileri dereceli hayvanlarn dahi, birbirlerini yemedikleri, adeta insiyaki bir cemiyet hayat idame ettirdikleri ka bul edildii halde insanlarda ayni birleme ve cemiyeti srdrme insiyaknn mevcut olmadn iddia etmek manaszdr. Darvinistlerin unuttuu olay, insanlar arasndaki birleme, cemi yet halinde toplanma (assoeation) olaydr. Birlemenlin eitli va stalar Vardr : insanlarn, eyann, fikirlerin birlemesi.. Cemiyet mefhumu artk genilemitir. Cemiyet, haberleme ve temas vasta larnn artmas nisbetmde byr ve milli snrlan aar. Cemiyeti ya ratan ey bu temaslarn, bu balanmalarn uurudur. Daha geni br kltr birlii daha geni bir cemiyet kavramm ortaya karr. O halde, insanlar aras mnasebetlerde hem birleme, hem rekabet m ahede etmekteyiz, tte Hukuk her iki olayn da insan nevinin hayat kaabiliyetlerini en geni haddine kadar inkiaf ettirecek artlarnn btndr. Hukuk bu artlarn, bu dzen artlarnn, yar artla rnn ifadesidir. Sava ise bu dzenin yklmas, hayatiyetin kslmasdr (17). Hal byle olunca her hak tahdidi, insann uzv hayatnn sa katlanmas, bir uzvunun kesilmesi gibidir. Bu, insann alma ve yaratma kaabiliyetinin ksrlatnlmas, krletilrhesidir. Her ada letsizlik, bir sakatlamaya mncer olur, her adaletsizlik, hayatn y(16) J. NOVCOW La Critique du Darvinisme Social, Sh. 86. (17) ERNST HR Hukuk Felsefesi ve Hukuk Sosyolojisi Dersleri, 1949, S. 42 Barta Yar. Burada hayat mcadelesinin bu m tekmil eklinin mdafaa edildiini grmekteyiz : Bilhassa s. 319.
171

'

kl, baka tabirle ksm bir lmdr (18). Hukuk nizam, insa nn biolojik kaabiliyetlerinin gelimesi iin mevcuttur. Bu gelime ise, ferd kaabiliyetler arasnda serbest gelime ve yarma, imk nn temin ederek en iyinin bakasn salamakla olur ki, ite bu, en geni manasyla Adalet tir. (19). Hukuk ile kuvvet arasnda tesis edilmek istenen mnasebete gelince, NOVCOW bu hususta tannm hukukular, bu cmle den JHERlNG'i tenkid eder. Daha dorusu onu baka bir adan tefsir eder. Hukuk ile kuvvet arasnda tesis edilmek istenen mna sebet, kuvvetin daima hukuku destekleme istikametinde tecelli et tii zamuna dayanr. Netekim, JHERNG'in Hukukta gaye adl mehur eserinde mdafaa ettii tezi baka trl anlamaya imkn yoktur. Malmdur ki JHERNG, hukuk, bizatihi gaye deildir. Hu kuk, cemiyeti yaatmak iin mevcuttur. Eer bu fonksiyonunu ye rine getiremezse, kuvvet araya girer, ve icabedeni yaparak cemi yetin hayatn kurtarr, der (20). NOVCOW, bunu u ekilde ta mamlar: evet, ie karp hayat kurtarr ama bu, ancak y f c n i d e n h u k u k u t e s i s suretiyle olur (21). Kuvvetin, plak kuvvet olarak hkmetmeye balamas, hayat kurtarmaz, hatta ii tekrar biolojik mcadele safhasna dndrmekle bsbtn imha eder., O

(18) J. NOVCOW La Justice et l'Expension de la Vie, Paris, 1905, Sh. 5. (19) J. NOVCOW La Critique du Darvinismi Sociale, Sh. 332 - 333. (20) RUDOLF VON JHERNG Der Zweck im Recht. Leipzig, 1884 t. I, pp. 250 - 251 (NOVCOW nakleder : La Critique du Darvi nisme Sociale, Sh. 324). Hukuk, dnyada mevcut eylerin en ulvisi deildir. Hukukun gayesi kendinde mndemi deildir. O, sadece, bir gayeye ulatracak vasatadr; hukukun son ga yesi cemiyetin muhafazasdr. Mevcut hukuk dzenlerle cemi yetin muhafazasnn imknsz hale geldii gn, hukukun zaru r olan devay salamasnn imknszlat gn kuvvet ie ka racak ve ieab edeni yapacaktr. Milletlerin ve Devletlerin ha yatlarnda bahtszlk anlar vardr. Hayat, hukukun stndedir ve ne zaman siyas hl ve artlar, hukuk ile hayattan birinin seilmesi durumunu ihdas ederse, artk neyin seileceinde te reddde mahal yoktur : Kuvvet, hukuku feda eder ve hayat kurtarr. (21) J. NOVCOW La Critique du Darvinisme Sociale, Sh. 326. 172

halde JHERNG'i, biz baka trl anlamalyz. O, kuvvetle daima Devletin hayrhah kuvvetini murat etmitir. Eskiyen hukuk sistem lerini ykp atan kuvvetini, cemiyete hayat vermek iin kullanan licenap devlet kuvvetini. Yoksa 'o ne Devletin de kendi kuvvetini ktye kullanabilecein^ ne de Devletten gayr bir tekiltn ceb rini dnmemitir. Halbuki NOVCOW, birinci hususta septiktir. Devletlerin de bazan ekiya etesi gibi hareket ettikleri grlme mi ey deildir (22). Devlet - d kuvvetler ise her zaman ie kar abilir ve hukuku baltalayabilirler. Halbuki insan nev'i ferdin ferde kuvvet kullanmamaya balamas ile tekml yoluna girmitir. Kimden kime kar olursa olsun, kuvvet mnasebeti beeri hayat zedelemekten, mahvetmekten baka bir eye yaramaz. Hlasa, sos yolojinin vazifesi, dnyay sosyal darvinizmin kbusundan uyan drp, kurtarmaktr (23). NOVCOW, bir gn milletler - aras mnasebetlerin de kuvvet kullanmadan halledilebilecek merhaleye ulaabileceini mit eder ve btn dnya devletlerinin federasyonunun bir gn tahakkuk ede- ceine inanr (24). C NOVlcaW'un rol :

NOVCOW, sosyal darvinizmin iddialarna, cevap verirken esasl bir noktaya temas eder: insanln ilk safhalan hakkndaki bilgimizin ktl, ve bu safhay ancak yksek dereceli hayvanlarn sr halindeki yaaylarna kyas suretiyle dnmemiz, XIX uncu * yzyl sonunda, zihinleri birtakm geliigzel tasavvurlarla dolduruyordu. Tpk mukaddes kitaplardaki tekvin teorisi gibi, amipler den insanlara, ilk insanlardan medeni insanlara, nihayet ilk mede nilerden son medenilere kadar gelmi gemi btn mahluklarn hayat artlarn tekml ve istifa (selection) kanunlar ile izah edi yor, delilsizlik yznden bo kalan safhalan istidlallerle dolduruyorduk.V Halbuki daha msbet delillere sahip olsaydk, iddialanmz daha gvenilir olurdu. (22) J. NOVICOW La Critique du Darvinisme Sociale, Sii. 330. (23) J. NOVCOW La Critique du Darvinisme Sociale, Sfa. 398. (24) J. NOVCOW La Critique du Darvinisme Sociale, Sfa. 136.
173

Ancak, bizzat NOVlCOW da bu gibi delillere sahip deildir. O, srf muhakeme selsileleriyle isbat edilmeye allan sosyal darvinizme ayn yolla mukabele eder. Bu durum sosyal olaylarn iza hnda, biolojiye dayanlarak yaplan aklamalarn nihayet bir nok taya kadar ilerleyebildiim, ondan teye geemediini gsterir. nsann, ruh cephesine atf yapmak suretiyle sosyal vakalarn iza h ise, evvelki ekole nazaran, konuya daha fazla yaknlama ifa de eder. Ancak, ruh vakay, sosyal muhitin tesirlerinden mcer-. ret olarak, saf haliyle bulup yakalamak ve aklamak da ne dereceye kadar kabil ve faydal olabilir, ayrca dnlecek bir eydir. NO VI COW, sosyal vakann ruh karakterine temas etmekle beraber, bu konuyu layikiyle derinletirememektedir. Halbuki nmzdeki blmde inceleyeceimiz TARDE, LESTER WARD gibi sosyolog lar bu bakmdan ok daha derinlere gidebilmilerdir. NOVICOW'un rol, esas itibariyle, o zamanlar ilmin ve man tn emri gibi ele alnan sosyal darvinizm teorilerinin, hi te by le bir kesinlii haiz olmadklarm hatrlatmasndadr. NOVCOW, uzviden sosyale atlamann tehlikelerini iyice belirtmi, hukukun birlemeden, itirakten (association) dan doduunu, ham ve p lak kuvvet istimalinin yerine getiini, fonksiyonunun ise insann hayat kaabiliyetlerinin gelitirilmesini salamak olduunu belirtmi tir. Fakat btn bu fikirler, ilm bir metodun, msbet vaka haki katlerinin altnda olmaktan ziyade heyecanl bir slbun, kuv vetli bir polemik kaabiliyetinin eseri olarak ileri srlmtr. NO VI COW'un pek vaadkr ip ulann ele geirdii halde, konuyu yar yolda brakp fikir armalarna kaplp gittii sk sk gr- e, lr. Eserleri, geni bir aydn kitlesini ekebilen, dikkate deer bu lu ve esprilerle dolu, edeb vasf galip-fikir mahsulleri durumunda dr. Bu itibarla biz, bu sosyologun grlerini, XIX uncu yzyl so nunda hkim olan ve tabi ilimlerdeki bulularn kaytsz artsz sos yal ilimlere aktarlmasn temsil eden grlerin hata ve ifratlanna kar zihinleri ikaz etmek eklinde hlasa edebilir ve bu bakmdan kymetlendirebiliriz (25). (25) Sosyal Darvinizmin ilm tenkidi ve bilhassa Amerika'daki tutu nuunun sosyal sebepleri hakknda bilhassa baka : RCHARD HOFSTADTER Social Darwinism in American Thought, U.S.A., 1944, revised, edition, 1955.
174

II. PSKOLOJK SOSYOLOJ CEREYANLARI VE HUKUK ANLAYII

. 46 Genel olarak : tima hadiseleri, stn bir uzviyet tipi olarak bir kl halinde ele alman cemiyeb> in kendine mahsus kanunlar ile izah eden biyolojik sosyoloji nazariyeleri, hukuk sahasnda, itima mukavelecilerin tuttuu yolun tam zddn temsil ediyorlard : tima mu kavele taraftarlarna gre cemiyet, fertlerin arzu ve iradesi ile, an lamas ile meydana gelmi bir tli mahsul telkki edildii halde, uzviyeti sosyoloji taraftarlarna gre bilkis fert cemiyetin yarat t ve ekillendirdii bir tli unsur oluyordu. Nitekim GUM'PLOWCZ ferdin deil, belki fertte tecelli eden cemiyetin dn dn kabul ediyor ve btn ferd ahsiyeti basit bir tli netice, zarur bir mahsul sayyordu. Btn kltrel mahmullerin sahibi, ya ratcs cemiyet idi. Cemiyette, tabiat aleminde cari olan ve insan kymet ve gayelerle alkasz birtaikm kanunlar hkm sryor in sanlar bu ulaamadklar dzenin letleri olarak ister istemez bir takm faaliyetlerde bulunuyorlar ve fakat bu faaliyetler, esnasnda kendilerini hr ve muhtar zannediyorlard. Sosyal darvinizmin en mutedil taraftarlar bile, en iyinin beka sn salayan fikir mcadelesini dahi, tabi bir icap olan hayat m cadelesinin hafiflemi bir ekli telkki ediyorlard. O halde uurlu olarak muayyen bir gayeyi tahakkuk ettirmek iin var kuv veti ile alan bir idealist insanda mahede edilen durimi!, onun uur ve iradesine hakim olan ve fakat kendisinin farkna varmad afak bir kanunun yani hayat mcadelesinin zarur bir neticesi idi. O halde beer kymetler bakmndan en ulv, en ihtiyar jestler, b yk kahramanlklar, fedekrliklar, nizam kurma ve yaratma fiilleri hep fert istese de istemese de vaki olan bir sosyal mcadelenin icap lar, zmre hayatnn zarur neticeleri addediliyordu.
175

Hukuka gelince bu, ya cemiyet denen uzviyetin muhtelif uzuv lar arasndaki hayat ibirliini idame eden zarur ve tabi bir ni zam ekli idi, yahut ayr ayr uzviyetler demek olan rklarn veya zmrelerin, tpk hayvan nevilerinde olduu gibi amansz bir hayat mcadelesi sonunda galibin maluba ykledii bir bask ve istis mar vastas idi. Bylece hukukun fonksiyonu hemen sadece nizam tesis etme, yasak vaz etme ye irca ediliyor ve bu sebeple hukukun menei umumiyetle devlet kudretinin douuna ve devlet emirleri nin devlet zecri ile yrtlmesine irca ediliyordu. Bu grte aikr olan ifrat, insann her trl ferd kabiliyetle rini en fazla gelitirmeye muvaffak olduu bir tarih safhada onu yeniden kollektiviteye ircaa almas, sosyolojik dncede bir tepki yaratmakta gecikmedi. te bu tepkiyi XIX. yzyl sonunda bagsleren psikolojik sosyoloji cereyanlar temsil etti. Uzviyeti sos yoloji ferdi cemiyetle izaha alrken, psikolojik sosyoloji cemiyeti fertle izaha teebbs etti. Bu nazariyenin temsilcilerini, farkl ks taslara gre bir takm tali ksmlara datmak kabildir (1). Bununla beraber biz sahamz ilgilendiren konular psikolojik temellere da*yanan bir sosyolojik grle ele alm olan mtefekkirlerden bal ca drt zata temasla iktifa edeceiz : bunlardan biri tannm fransz sosyolog ve kriminologu GABRIEL TARDE dierleri Amerikan sosyolojisinin kurucular saylan LESTER WARD, W. G. SUMNER ve E. A. ROSS'tur. . 47 GABRIEL TARDE (1840 -1904) ve Taklit Kanunlar (2) : TARDE cemiyette, kendisini tekil eden fertlerden ayr bir ahsiyet, ayr bir uzviyet tipi, hatta ayr bir uur ve ruh tasavvur eden sosyolojik nazariyelerini hepsine cephe almtr. TARDE'a (1) PTRM SOROKN, yz ylmzdaki takipileri de dahil olmak zere, geen asr somndanberi teesss etmi olan Psikolojik Sosyoloji ekollerini sosyal hdiseleri tefsirde esas ittihaz ettik leri ruh vetirelere gre u snflara ayrr : 1) tima hdiseleri insiyak larla izah eden ekol: a) Cins insiyaka irca edenler : FREUD, HANS BLHER, v.s. b) Ana - babalk insiyakna irca edenler : Me. DOUGALL c) Sr insiyakna irca edenler: TROTTER.
176

gre ferdlerin uurlarm hesaba katmadan itima hadiseleri tefsir etmey iddia etmek baarszla mahkm bir teebbstr. nk fererden baka itima realite yoktur. Bir grup, kendisini terkip eden insanlarn stnde veya dnda bulunan bir varlk deildir. Htt grubun zihniyeti, ruhu bile onu tekil eden fertlerin uurla rnda geen psikolojik vakalardan teekkl eder. TARDE iin i tima hayatn esas karakterleri arzu ve inanlardr. Sosyal hadise ler aleminde yegne realite insan ve insanlarn karlkl tesirlemelerdir. tima bir grup, bir topluluk, bir zmre hakikatte. bir birlerini taklit etmekte olan, yahut halen taklit etmedikleri halde birbirlerine benzeyen ve mterek hatlar ayn bir modelin eski kopyelerini temsil eden bir varlklar kolleksiyonu demektir. Ne rede taklit varsa orada cemiyet veya bir cemiyet balangc vardr. Htt insanlarla bunlarn ehliletirdikleri hayvanlar arasnda bile (3). tima vaka dediimiz eyler haddizatnda, aym topluluk iinde yaayan ve birbirleri ile mnasebet halinde bulunan ferd 2) tima hdiseleri davranlarla izah eden ekol : WATSON, HUNTER, WEISS, LASHLEY, M.S. 3) Muhtelif neviden ferd ruh haletleri ile izah edenler : a) nanlara ve arzulara irca edenler : G. TARDE, L. WARD, E. A. ROSS. b) Menfaatlarla izah edenler : RATZENHOFER, SMALL. c) rade ve arzularla, tavr v.s. ile izah edenler : R. PARK ve E. BOTJRGESS, d) Fikirler, hisler ve heyecanlarla izah edenler : FOUILLEE, ROBERTY, PETRAJTSKY. (2) GABRIEL TARDE La Criminalit Compare, Paris, 1890. Les Lois de L'imitation, Paris, 1890. La Philosophie Pnale, Paris 1890. Les Transformation du Droit, Paris, 1893. La Logique Sociale, Paris, 1895. Essai et Mlanges Sociologiques, 1895. L'Opposition Universelle, Paris 1897. Les Lois Sociales, Paris, 1898. Etude de Psychologie Sociale, Paris, 1898. L'Opinion et la Foule, Paris, 1901. (3) GEORGES DWELSHAUERS zikrediyor : Muasr Fransz Psiko lojisi, (eviren: MUSTAFA SEKP TUN, stanbul, 1940, Sh. 113).
177

zihniyetlerin ferd ruhlarn birbirlerini taklit sureti ile tekrarladk lar karlkl tesirlerin neticeleri demektir. Mamafih biz TARDE'm da insan ruhu ile kozmik alem arasnda bir ittisal, bir benzerlik kurmak temaylne kapldn gryoruz. Tekrarlama ve taklit vetiresini insan uurunun dnda cereyan eden birtakm tabi veya tarih tekerrr ve ittratlara benzetmekten holand aikrdr. O gerek fizik kinatta, gerek uzv hayatta, gerek tarihte muayyen vaka tiplerinin ebed bir ekilde tekrarlanma dikkat ermitir. Bu tekerrr, kinatta bir takm dalgalanmalar (ondlasyon) halin dedir. Uzviyet alemindeki tekerrr ise bir ferdin hususiyetlerini onun soyundan gelen fertlerde tekrarlayan veraset vakasnda tecelli eder. tima alemdeki tekerrr ise fertte itiyatlar, cemiyet te adetler ve trl messeseler halinde tecelli eden taklit vetiresiude grlr. tiyat, ferdin mazide yapt bir hareketi halde tekrarlamas, yani kendi fiilini taklit etmesi demektir. Adetler de insanlarn ya cedlerini ya birbirlerini taklit etmeleridir. Hulsa itima hadisele rin hepsi, ister din hadiseler, ister ilm, sna ticar faaliyetler ol sun hatta btn estetik davranlar hatta kabahatler, sular gibi btn ihll vakalar muhtelif fikir ve fiillerin taklitlerinden, tekrar lanmalarndan ibarettir. TARDE der ki telkin edilmi fikirlere sahip olduu halde bunlar kendiliinden zihnine domu fi kirler zannetmek uyur gezerle sosyal insanda grlen bir illzyon dan ibarettir. (4). Bylece TARDE'a gre btn sosyal fikir ve fiillerin daima bir modeli vardr. Bu model icat vetiresidir. Esasen bir nevi olarak insann mukallit oluu onun mucit olmasndan dolaydr. Ancak b tn insan nev'i mukallit olduu halde bunlarn hepsi mucit deil dir. Ferdin icatta bulunabilmesi iin baz hususiyetleri haiz olmas gerektir. Kendisini allm olan dn ve davran kalplarnn stne karabilecek, yeni bir dn veya davran tarzn bu lup arzedebilecek kabiliyette olmaldr. Ancak bu, behemehal bir deha sahibi olmay tazammun etmez. Dier taraftan icadn objektif artlar da vardr. Her yenilik (4) GABREL TARDE Les Lois de L'imitation, p. 83 (G. D'WELSHAUER nakleder : a.g.e., Sh. : 113).
178

in*tti -* '-**' tiwi'i

-^r#"W^'w*;ttJM^w*wWJJ*awW'^

icat vasfn kazanmaz. Bir icadn sosyal vaka karakterini kazanabil mesi iin itima muhitte taklit edilmesi, muhtelif fertlerin hareket veya dncelerinde tekrarlanmas lzmdr. Taraftar veya takipi bulmam bir icat sosyal hadise vasfnda deildir. Cemiyetin bir icad benimsemesi iin de u veya bu sebeple ona ihtiya hissetme si gerektir. Mevsimsiz icatlar unutulmaya mahkmdur. O halde b tn mesele cemiyetin yeni bir icada muhta bulunduu an kefedebiloektedir. TARDE'a gre btn sosyal hadiseler bu ekilde izah edilen icatlarn, yani esasl bir ekilde ferd olan ruhi faaliyet mahsulleri nin cemiyette geirdii eitli safahattan ibarettir ki bunlan tipe irca kabildir : a) Taklit ve tekrarlama (rptition ou imitation) b) Kar gelme (opposition) c) intibak etme veya icat etme (adaptation ou invention) Evvel ferd uuruda zuhur eden her nev'i yeni fikir ve inan, matlup erait mevcutsa, cemiiyette bakalar tarafndan taklit edi lerek umumileir ve sosyalleir. Her icat tpk bir suya atlm ta n meydana getirdii mtevali dalgalar halinde itima muhite tekrarlana tekrarlana yaylr. Fakat bu taklit olay yaylmakta ol duu sosyal muhitte baka bir icat mihrakndan gelen dier bir sirayet dalgasna rastlarsa bir sosyal mukavetmetle karlar. Bu mukavemet hali, eski devirlerde vaki icatlarn srp gitmesi de mek olan an'ane ile yeni zamanlann icatlannm taklidi demek olan moda arasnda pek barizdir. Esasen her nev'i icat, vukuu zama nndan evvel domu ve kendisine allm bulunan itiyatlarla te zat arzeder. Yeni bir atma dourur. Neticede hangi taklit dal gas daha kuvvetli ise o dierini yener. Bu dalgalar ayn kuvvette olduklan takdirde ya birbirlerini ifna ederler yahutta bir birleriyle badar yeni bir icat yaratrlar. Baz mnekkitler TARDE'n bu l tahlilinde HEGEL'in tez. antitez ve sentez eklindeki diyalektik seyir nazariyesinden ml hem olduunu sylerler (5). ^ (5) ELMER BARNES An introduction to the History of Sociolo gy, 1948, Sh : 472.
179

Taklitin itima muhitteki sirayet sr'ati bu muhitin mteca nis olmas nisbetinde artar. Halk mtecanis olmayan sosyal mu hitlerde taklit daha ge yaylr. Bundan baka taklitin sirayet isti kameti de yukar snflardan aa snflara dorudur. Yksek sos yal snflar, yukar tabakalar umumiyetle taklit edilecek, imtisal edilecek bir rnek tekil ederler. Taklit konusu olan vakalarsa pek eitlidir. yi hareketler olduu gibi kt hareketler de taklit edi lir. Hulsa TARDE btn sosyal vakalar haddizatnda arzulara, inanlara ve bunlarn taklit vastas ile tekrarlanmalarna irca eder. . 48 Taklit vetiresinin hukuk sahasnda tezahr : TARDE'm hukuk sosyolojiye yardm, umumiyetle Krimino lojiye olan hizmetlerine irca edilmi (6) ve asl hukuk problemleri ile ilgili izahlarna fazla dikkat edilmemitir. Halbuki kanaatmzca TARDE Hukukun stihaleleri adl eserinde gerek hukuk sistemr lerinin iktibasna, gerek hukuk messeselerin sosyal snflar arasn daki sirayetine taallk eden hususlarda ve bilhassa XIX. asr sos yolojisinde hukuktaki rol tamamen inkr edilen beer iradenin yaratc faaliyeti ile ilgili izahlarnda ve bilhassa kat hukuk sistem lerini itihatla geniletme ve yumuatma vetiresinin izah hususla rnda sahamza k tutmu saylmaldr. JHERNG'in sbjektif haklarn yaatlmas imknn hak sahiplerinin takip ve mcadele iradesinde aramas ne kadar realiteye uygunsa, TARDE'm esasl hukuk istihalelerinde fikir ve inanlarn ve bilhassa daha mkemmel yabanc hukuk sistemlerini taklit arzusunun muharrik roln belirt mesi o kadar hakikatin ifadesidir. XVIII. asr, hukukun btnn insan iradesinin mahsul sayarken XIX. asr da hukukun, br tek ml kanununun insan uur ve iradesinden mcerret, bu manada zarur bir mahsul olduunu iddia etmitir. TARDE bu bakm dan ikinci ifrat tenkit eden ve sosyologlar, hukukun menei ve istihale sebepleri hakkndaki mfrit determinist grlerinden vaz gemee davet eden ilk sosyolog oldu. TARDE cemiyetlerin tek istikamette tekml nazariyesini ki fayetsiz ve sakat buldu. Ona gre tekmlden ziyade deimeden (6) GEORGES GURVTCH Elments de Sociologie Juridique, Pa ris,, 1940, Sn. 74
1t0

bahsetmek lzm gelir. Zaman, btn cemiyetleri ayn tekml; merhalelerinden ayn ekilde geirten bir faktr deildir. Cemiyet lerin gerek siyas bnyelerini gerek hukuk tekiltlarn deitir meleri her cemiyette dierinden farkl olan eitli faktrlerin tesiri altnda vaki olur. Bu faktrlerin nevileri gibi tesir nisbetleri de cemiyetten cemiyete deiir. TARDE der ki tekml nazariyesi taraftarlarna gre cemiyetlerdeki tekml kendi haline braklr sa kendi formlleri dairesinde cereyan edip gidecektir. Halbuki felket, bu formln kabul edilemiyecek bir ey olmasndadr. Ya banc hukuktan iktibaslar, hatta orijinal dehalar tarafndan tahrik edilmi yenilikler vesaire gibi haric veya arz tesirler olmakszn kendi kendine istihale edecek bir hukuk sistemi dnlebilir mi... Eer Roma, harpler ve ilhaklar vastasyle eitli milletlerle temasa gememi olsayd sonuna kadar kiritler hukuku seviyesinde kalr d. Bu harp ve ilhaklar Romay ej't eit milletlerle verimli ve kartrc mnasebetlere sevketmi, pretrlere d cemiyetlerle ilgili fikirlerin, egzotik grlerin hulul etmesini salam, evvel jus gentium daha sonra jus naturae fikrini telkin etmi ve bu muh telif yabanc kanlarn zerki suretiyle on iki levhann khnelemis. hukuku canlandrlm, genletirilmitir (7), TARDE'a gre tekml kelimesi aldatcdr. Fakat kulaa ho gelir ve tpk kumluk bir yerdeki akarsu gibi hibir engelsiz, duraklamasz cereyan edip giden bir ey zehabn verir. Fakat tefer ruata girilirse tahavvller serisine izafe edilen bu zahiri akcln ve srekliliin muhayyel olduu grlr. Herhangi bir hukuk sistemini afin, bunun szde mtemadi olan tekmlnn kh u kh bu sebeple zaman zaman zuhur eden yeni fikirlerin ilene ilene ve ok defa kanl mcadelelerle iine zerk edildii safhalara blndn greceksiniz. Bu yeni fikirler ister yeni yaylan bir din vastasyle ister bir ftuhat vastasyle, ister iktidar patriilerden pleplere intikal ettiren yahut senatodan krala veya asaletten burjuvaziye nakleden i ihtilller yolu ile, hatta is ter yabanc mevzuat ve messeselerin zaman zaman haddinden faz la methsena edilmesi vastas ile olsun daima o hukuk sistemi (7) GABREL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 1(52 1

zerine alanm olduklarn grrsnz. slmiyet, hristiyanhk ve budizm gibi yaylmaya mstait dinler, Yunanllar ve Msrllara zorla yklenmi, olmaktan ziyade sirayet etmi olan Roma hukuku, Hint kanunlarna eklenen ngiliz hukuku, Cezayir'de islrnleen Fransz hukuku vesaire hep bu ekilde deimitir. Hukukun bu sonuncu neviden deime misalleri pek oktur : Roma hukukunun barbarlardaki tesirleri, in hukukunun btn dou Asyadaki tesirle ri, klie hukukunun laik Ortaa ve Modern zamanlar hukuku ze rindeki tesirleri gibi. Hulsa TARDE'a gre mill hukuk veya yerli hukuk bu nevi tahrik edici d vakalar veya fikir cereyanlar olmadan deimek kabiliyetini gstermez. Hukuk esas itibariyle durulmak ve yerle mek temaylndedir. Onun deimesi ite bu dtan gelen darbe lerle olur. Nitekim bu strapl ve her zaman da baarl olmayan alama zamanlan arasnda geen hdisesiz devirler hukukun dur gunlama ve katlama safhalardr. TARDE burda u misali ve rir. Acaba klsik Roma hukukunun deimesi bu hukuk sistemi nin kendisinde mndemi sebeplerden mi ileri gelmitir, yoksa hristiyanln yaylmasn takip eden siyas sarsmtlann tahriki ile mi olmutur ? (8) Bylece TARDE hukuk istihalelerin sessiz ve srekli bir ekilde deil inkital ve cezri hal deitirmelerle vaki olduunu syler. Btn bu deimelerin meneinde yeni bir hu kuk icadn benimsenmesi veya yeni bir rnein kabulne mecbur kalnmas gibi vetireler grlr (9). Hukuk sahasndaki icat ve taklitlerde de- btn dier sosyal vakalarda cari olan kanunlarn tekrarland grlr. Mesel yu kar snflara tannan haklar zamanla aa snflarca taklit edile rek istihsal edilir. Keza medeniyet seviyesi dierlerine stn olan kavimlerin hukuk sistemleri dier kavimlerce beenilerek taklit edilir (10). Mesel en byk evlt hakk (ekber evlt) evvelce yal nz kraliyet ailesine mahsus iken sonradan feodal asalete ve niha yet halk tabakalarna kadar indi. Bundan baka bir kavmin hu kuk sistemi u veya bu sebeple komu kavimlerce taklit edilmek (8) GABRIEL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 165 (9) GABREL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 166 (10) GABREL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 179
182

sureti ile umumileir. Mesel eskiden her cermen kabilesinin ken disine mahsus bir hukuku vard. Fakat bunlarn iinde en gelimii olan Salien franklarn hukuku dierlerince de taklit edilerek umumileti ve Salik kanunlar btn bu camiann hukukunu tevhit et mi oldu. Keza ayn fiil neticeyi istihsale matuf eitli hukuk yollar ara snda bir tanesi zamanla daha ok taklit edilmek sureti ile umumi leir. Mesel eskiden kle azat etmenin eit eit ekilleri vard. Zamanla charte ile azat usul yani yazl ekil daha ok taklit edi lerek umumileti (12). TARDE der ki hukukularn ve hkimlerin taklit adetleri ise hukukun istikrarn salamak bakmndan adeta mukaddes bir va zife saylr. Bununla beraber zamanla onlar da emsal taklidinde fazla hassasiyet gstermemee ve yeni hayat artlarnn, yeni tef lkki ve davranlarn taklitlerini yapmaya teebbs ederler. Cemi yetlerin yenilik hevesleri hkim olduu zaman moda, hkime de kanun vazma da halka olduu gibi detten daha sempatik gelme ye balar (13). Hulsa baz devirlerde hukukun istikran baz devirlerde de yeknesakl kymet saylr. Mesel istikrar hususunda srar eden eski devirlerde ayn camia iinde bulunan muhtelif snflarn hu kuklar arasnda yeknesaklk yoktu. Buna mukabil kanunlarn is tikrarna o kadar kymet vermeyen, deiiklikleri tasvip eden ye ni devirlerde ise kanunun yeknesaklna yani cemiyetin btn ta bakalarna eit olarak tatbik edilmesine nem verilmitir. Grl yor ki istikrar, kanunlarn zaman sresi iindeki taklidini; yeknesaklksa, mekn iindeki taklidini temsil etmektedir. Bugn btn snflara btn blgelere ayn kanunu tatbikte, yani yeknesaklk hususunda srar ediyoruz. Fakat cemiyetin btn tabakalarna mil olan bu kanunlar sk sk deitirmekte mahzur grmyoruz. (11) (12) (13) (14) GABRIEL GABRIEL GABRIEL GABRIEL TARDE TARDE TARDE TARDE Les Les Les Les Transformations Transformations Transformations Transformations du du du du Droit, Droit, Droit, Droit, 1893, Sh. 180 1893, Sh. 182 1893, Sh. 182 1893, Sh. 183
183

. 49 Hukukta sistemletirme ihtiyac, yaratc tefsir ve kanun yazmn' mucitlik rol : TARDE'a gre icatlarn manev sahadaki rnekleri demek olan ahlk sistemleri, felsefe sistemleri ve kanunnameler insann tab'an mantk mahluk oluunun ve kymetler sahasnda yeni ile eski ara sndaki tezattan kurtulmak isteyiinin bir neticesidir. Esasen biza tihi her icat bir tezad tahrik eder : Kendisinden evvelki durumla kendisinin temsil ettii durum arasndaki tezat. Bu tezat safhala rnda insan mphem ve birbirine zd his ve fikirler iinde ' bunalr ve kendisine bir izah yolu, bir kmazdan kurtulma imkn arar. Hukuk sahada bu birbirine zd hukuk kymetler, eski ve yeninin tezad zuhur edince derhal bunlar badatrma ve sistemletirme gayretleri ortaya kar. Fakat her sistemletirme bir donmay, bir katlamay ve devaml bir kabuk haline gelmeyi gerektirir. Bunun iindir ki hemen btn hukuk sistemlerinde kurulmalarn takip eden yakn bir safhada baka bir durum mahede edilir. Ne ka dar insicaml ve mantk olursa olsun sistem yeni hayat artlann lyk vehile karlamakta zaaf gstermee balar, tte bu safha da mtehitler ortaya kar. Bu donmu dsturlar azami hudutla rna kadar, hatt lfzlarnn doru manalarn tahrif edecek ka dar geniletir, birok yeni hal suretlerini bu normlarn iine zorla sokmaya alrlar ve sonunda sistemin iyice tekml ettirildiine inanlr. Mesel islm hukukunda VII. il IX. asrlar arasnda Ha nef, afi, Hanbel ve Maliki mezhepleri tremi ve Kur'an ayet lerine azam tatbik kabiliyeti vermilerdir. Keza Roma hukukunda mtehitler eski on iki levha kanununun hkmlerini ileye ileye yepyeni bir hukuk sistemi meydana getirmilerdir. Ayn ekilde srail hukukunda Tevrat hkmlerinin inceden inceye tefsir ve erhi ile srail kavmi siyas vahdetini kaybettikten sonra dahi mer'iyetini muhafaza eden Tevrat tefsiri (Mischna) meydana ge tirilmitir. Fakat bir zaman sonra btn bu hukuk sistemlerindeki itihat yaratma safhas duraklar ve hukuk sistemi artk zamanla alkasz bir hale gelir (15). TARDE bu safhaya gelmi hukuk sistemlerinde artk kanun vaz marifetiyle yaplacak yeniliklerin yani hukuk icatlarn za(15) GABRIEL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sn. 190
184

ruri olduunu syler. Vazn kanunlarn yaratacaklar kanunnameler tpk elektrikli telgraf veya yerekimi kanunu gibi beer dehas nn iftihar edecei icatlar, muazzam makinelerdir (16). Mamafih kanun vazlar da icatlarnda her eye kaadir deildirler bunlar da muayyen bir nisbette eski kanunlara, halkn hukuk itiyatlarna sayg gstermekle onun yeni ve eski ihtiyalarndan mlhem ol makla mkelleftirler. Demokrasilerde dahi kanun vazlarmn zahi r kudretleri semenlerinin bu ihtiya ve emirlerine ihtiyar veya mecbur itaatlerinden baka bir ey deildir Hahamlar iin Mu sa'nn emirleri ne ise yahut arap mtehitleri iin Kur'an'n emir-. Ieri ne ise demokratik kanun vazlar iin de semenlerin emirleri odur. Gerek eski mtehitler gerek yeni kanun vazlar olsun hu kuk yaratmada baz stn direktiflere riayet gstermektedirler ve bunlar birbirleri ile hiyerarik bir sraya koyarak mantk bir e kilde ilemektedirler. Metinler kanunlap iln edildikten sonra ise sarihler, profesrler, mavirler bunlardan itihat veya doktrin de diimiz bir yn eyler yaratmaktadrlar ki bunlar kanunlar ya panlarn akllarndan dahi gememitir (17). . 50 Hukukun tekmlne messir miller TARDE hukukun hangi faktrlerin tesiri altnda istihale etti ini aka belirtir ve onu cemiyetin heyeti umumiyesini aksettiren btn hususiyetlerini ifade eden bir mahsul olarak grr. TARDE'a gre, hukuk tekml; din, felsef, siyas, asker ve iktisad dei me ve gelimelerin hepsine birden tbidir. Halbuki her cemiyette bu eitli faktrlerin gelime ve deime seyri birbirinden farkl cerayan edeceinden hukuk da bu farklara tbi kalarak her cemi yette birbirinden farkl ekilde istihale eder. Muhtelif cemiyetle rin; .umum, geni ve mphem olan birtakm yksek ahlk prensip ler etrafnda birlemeleri daha dorusu bu prensiplere ballkta benzerlik gstermeleri mmknse de; hukuk kaidelerinde byle bir ayniyet ve itirak hukukun mahiyeti dolaysyle imknszdr. Zira hukuk daima mahhas sosyal durumlar halletmek, bunlar kar(16) GABRIEL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 186 (17) GABRIEL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 193, 188
18S

larnak iin mevcuttur. Halbuki bu fonksiyon hukuk kaidesinin va zh, sarih ve muayyen olmasna baldr. Bundan baka hukuk ce- miyetin sadece bir mtemmim cz'n, bir parasn deil belki b tnn aksettiren bir ayna durumunda olduu iin, onun btn yaayan gereklii iinde incelenmesi matlupsa hukuk ilminin ar tk sosyolojinin bir kolu olarak ilenmesi zarurdir (18). Hukukun mkilt, mantksz ve insicamsz olan sosyal ger eklie kendi mantkliini bozmakszn intibak etmek zaruretin den ileri gelir. Fakat hukuk umumiyetle buna muvaffak olamaz : Ya kendi mantkliini ve insicamn muhafazada srar eder ve bu yzden mahiyeti itibariyle gayr mantk olan cemiyet realitesine intibak edemez ki bu hal ihtill kanunlarnda grlr; yahutta ce miyete intibak asl telkki eder ve bu sefer kendisi gayr mantk bir emsal hercmercinden ibaret olur. ngiliz hukukunda olduu gibi. TARDE eski hukuku indirip yenisini rekzetmek iin yaplan mcadelenin hukuk hayat iin esas mcadeleyi tekil ettiini sy ler; ferd haklarn inenmemesi iin yaplan mcadele ise ancak mevcut hukukun yaatlmasn salar. Fakat sistem deiiklii hu kukun hayatiyetini salayan en kuvvetli mcadeledir. Bylece hukukun tekml her cemiyette farkl faktrlere ta bidir. Tek ve inkitasz bir tekml yolu deildir. Yeni fikirlerin, yeni iktibas ve icatlarn taklidi iin mevcut bir hukuk sistemi ile mcadele edilmesi bu sistemin yklmas tarihte daima rastlanan hdiselerdir ve zaman muhtelif hukuk sistemleri iinde az sayda birka tanesinin dierlerince taklit edile edile umumiletiini, sa halarm genilettiini gstermektedir ki muhtelif sebeplerle vaki olan taklit bylece hukuk sistemleri arasnda bir tevhit mili rol n oynamaktadr (19). . 51 Taklit kanunlarnn su vakasnda tezahrleri ve su un sosyolojik amilleri : TARDE, suun sosyal millerin tesiri altnda ve taklit saiki ile ilendiini, sulu zerinde muhiti tesirlerin byk rol olduunu, (18) GABRIEL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 198 (19) GABRIEL TARDE Les Transformations du Droit, 1893, Sh. 204 186

sulularn sosyal muhitlerine gre snflandrlmas gerektiini ilh., muhtelif eserlerinde srarla belirtir ve teferruat ile izah eder. Te kiltlandrlm erir topluluklarnn faaliyetini, insanlarn kotrkularn istismar eden bir nevi cina endstri olarak vasflandrr, (in dustrie criminelle) (20). Sularn keyfiyetleri ve kemiyetleri zerinde hangi sosyal millerin messir olduunu Fransada XIX. yzyldaki su istatis tikleri zerinde yapt aratrmalarla tyine almtr. Medeni yet, sular hem artrmaya hem de azaltmaya mil olabilir : su isleme tekniini tekml ettirmek sureti ile suu kolaylatrabilir dolaysiyle adetlerini artrabilir. Buna mukabil din, hukuk ve es tetik gayeler etrafnda birlemeyi ve bunlarn taklidini tevik et mekle d su ileme temayllerini zayflatabilir (21). htilllerse sadece su nisbetini artrmaya sebep olurlar. Zira bir kavmin ahlkiyeti rf ve adetlerinin mstakar kalna o kadar sk surette baldr ki, byk buhranlarla sarslm devirlerde, iki dinin, iki medeniyetin, iki partinin, iki ordunun uzun mcadeleleri arasnda bunalm milletlerin sululuk nisbetlerinin ykseklii ile tannmalar na amamak lzmdr (22). Din inanlarn zayflay, uhrev meyyidelerden korkusuz luk, muayyen bir nisbette insanda diergm insiyaklarn geriye itil mesine ve ykc igdlerin ahlanmasna ve dolaysyle sularn (20) Gurup halinde ilenen sular ve erirlerin zmre tekilt hak knda bak : La Criminalit Compar, 1890, Sh. 38 - 39 (Napolide C a m o r r a denen haydut birlikleri nizam dikkate deer bir manzara arzeder : Bu birlie girmek, tpk meru derneklere girmek'gibi birtakm artlara tbidir: staj, deneme ilh.. lk de fa intisap edecek adamn, tebih caizse (!) meslek yemini u dur : Ortaklara sadk, Hkmete dman kalacama, Polisle mnasebet tesis etmeyeceime, hrszlar ihbar etmiyeceime, bilkis, hayatlarn tehlikeye attklar iin onlar btn kalbim le seveceime yemin ederim. Bu birliklerin bir eit kanunna meleri de vardr : efin emrettii katli ifa etmeyen ldrlr. Memurlar da vardr : her Pazar bir ktpi, bir muhasip ve bir veznedarla Hirlikte, o hafta iinde kumarhanelerden, umum hanelerden, hapishanelerden toplanm olan paralan ortaklara datrlar). (21) GABRIEL TARDE La Criminalit Compar, Sh. 90 (22) GABRIEL TARDE La Criminalit Compar, Sh. 91.

artna sbep olmaktadr. Bu itibarla gelecein ahlkiyetini tyin edecek esaslarn, prensiplerin ne olacam dnmek lzmdr. Zi ra bu bakmdan ihyas gereken ey, yeni teekkl etmekte olan ve teessr izleri henz derinlememi fikirler deil, belki mstakar, uur - alt ve kesin kanaatlardr ki, bunlar insan hissiyat zerine m essir olur ve hareketlerini tyin eder. O halde insann hayvani insi yaklarn terbiye edecek olan mil mcerret ve yeni fikirler deil belki kklemi ve tessr hamulesi kuvvetli kanaatlardr. Bunun iindir ki sadece ilk retimin yaylmasnn sulan azal tc bir tesiri oldu tesbit edilememitir (23). Buna mukabil orta retimin ve bilhassa yksek retimin sularn azalmas bakmndan msbet bir tesiri olduu pheden aridir (24). Bilginin ahlkletirici kudreti, onun sadece bir alet seviyesinden kp bir sanat ko nusu mertebesine ykselmesi annda balar, retimin klsik ol maktan kp, sadece meslek olmas halinde bunun asilletirme kudretinin baki kalaca phelidir (25). TARDE cemiyetin mdafaas probleminde sua kar korun ma vastalarn birer icat ve ihtiralar serisi gibi kabul eder. nsan tpk tabiat kuvvetlerinden gelen tehlikelere kar ancak bir takm icat ve ihtiralar serisi ile korunduu gibi sulunun errine kar da birtakm cezalandrma teknii ile kendini koruyabilmitir. Hatt bu teknik tabiata kar korunma tekniinden daha da eskidir. Ce miyetlerin cezalandrma ekillerine taallk eden icatlarnn sonuna varld zamandr ki zira ve sna icatlar daha yeni yeni belirme e balamtr. Bunun sebebi ise hi phesiz kanunun ilk sosyal icatlardan biri olmasdr. (26). TARDE'a gre, sululuk, LOMBROSO ve ekolnn iddia et tii gibi, ftr sebeplerle deil, sosyal sebeplerle izah edilmelidir. Sulularda grlen benzerlikler tpk ayn meslek erbabnda rastla nan benzerlikler gibidir (27). Su da btn sosyal olaylar gibi esas(23) (24) (25) (26) (27) 188 GABRIEL GABRIEL GABRIEL GABRIEL GABRIEL TARDE TARDE TARDE, TARDE TARDE La La La La La Criminalit Criminalit Criminalit Criminalit Philosophie Compar, Sh. 114. Compar, Sh. 115. Compar, Sh. 116. Compar, Sh. 133. Pnale, Sh. 251 - 253.

li bir ekilde taklidin neticesidir. Bu itibarla sulunun iinde yetidii ve yaad muhitin tesiri pek byktr. Bundan baka di er taklit kanunlar da bu sahada aynen caridir. Mesel ne kadar garip grnrse grnsn bugn avam tabakada rastlanan su tip leri, aslnda yukar tabakalarn taklidi suretiyle meydana gelmi tir (28). Sarholuktan, serserilikten, zehirlemeden, katle kadar hemen btn sular evvelce yukar snflarn hususiyetlerini tekil ederdi (29). Yangn karma, kundaklk sulan bile vaktiyle feodal beylerin bir imtiyaz idi. Kalp para basmak uzun mddet kraliyetin inhisarnda olan bir sutu (80). Eski monari ve aristok rasilerin saraylar bugnk merkez ehirler gibi bir zina mektebi halinde idi. Adap ve ahlk aleyhine crmler de dierleri gibi yu kar snflarn taklidi suretiyle halka yaylmtr. Zira sulu dai ma birini taklit eder. Hatt bir su icat etlii zaman dahi muhtelif kaynaklardan yapt taklitleri birletirmi, terkip etmi olur. Su lunun daima kendisi ile hemhal olan bir takm insanlarn, bir zn> renin beenmesine, tevikine ihtiya vardr. ster kendi bykleri tarafndan ister arkadalar tarafndan olsun o yapt iin tasvip edilmesini arzu eder. Adet sulan ile moda sulan ayrdnm men ei budur. Srf bu sebepledir ki sulu bir sosyal mahluktur ve ce miyete mensuptur ve bu sebeple mes'uldr (32). Zamanla teek kl eden byk ehirler, merkezler vaktiyle yukar snflann, aris tokrasinin oynad modellik roln oynamaktadrlar. ehir sulan, kyn taklit edecei rnekler durumundadr. Fransa'da 18261880 yllan arasndaki su istatistikleri kan gtmeden doan adam ldrmelerin gittike azaldn, buna mukabil aile kavgalarndan ve para yznden vaki adam ldrmelerin ehirlerde gittike o aldm gstermitir. ocuk sulularn oalmas ehirde yetien ocuklarda iyi vasflarn olduu gibi kt vasflarn da abuk in kiaf etmesinden dolaydr. Bundan baka ocuk drme, ocuk ldrme, ahlk dallet ve ehvet sular ehirlerde daha fazladr.

(28) (29) (30) (31) (32) (33)

GABRIEL GABRIEL GABRIEL GABRIEL GABRIEL GABRIEL

TARDE TARDE TARDE TARDE TARDE TARDE

La La La La La La

Philosophie Philosophie Philosophie Philosophie Philosophie Philosophie

Sociale, Sociale, Sociale, Sociale, Sociale, Sociale,

Sh. 323. Sh. 330 ve devam Sh. 336 Sh. 338. Sh. 279. Sh, 349.
189

Suun ileni tarznda da ehirlemenin tesirleri vardr. TARDE'a gre, ehirleme vakas sularda zorbaln yerine hileyi ikame et mekten ziyade, intikamc ve kaba zorbalk yerine alaka, hilekrane ve ehvan zorbal ikame etmitir (34). O halde acaba medeniyet sulan oaltmakta, arlatrmakta ve insan ahlkn berbat etmekte midir? Mahede bunun aksini gsteriyor : nsan topluluklar medeniletike ahs emniyetin art t bir hakikattir. O halde ? Su, itima hdiseler iinde husus bir nev'i temsil etmekle beraber b'n itima hdiselerle mterek bir bnyeye sahiptir. Yani taklit kanunlarna tbidir. Fakat bir medeniyette taklit kanu nuna tabi yegne hdiseler sulardan iBaret olmadndan dier sosyal hdise tipleri de medeniyette taklit kanunlanna gre cereyan edecek ve oalacaklardr. O halde bu dier hdiselerin oalma s ile sulann oalmas arasnda nasl bir karlkl mnasebet mevcuttur ? Eitim, din, siyaset, ticaret, sanayi vesaire gibi sosyal hdiselerin medeniyette gelimesi sulan tahdit mi yoksa tevik mi eder? (35), Btn bu meselelerin halli ancak hem zikredilen hdiselerin birbirleriyle hem de su hdisesi ile olan karlkl mnasebetlerinin tahlil ve tetkiki neticesinde kabildir. Sularn taklit dalgalan ile su olmayan medeniyet tezahrlerinin taklit dalgalan aym ahsn haleti nahiyesinde birbirleri ile karlar, arpr ve ahs stn gelen taklit dalgas istikametinde hareket eder. (36). Su TARDE'a gre sadece biyolojik bir canl olarak ele alman fertten deil bel ki onun yalnz cemiyet tarafndan ekillendirilen, kalba dklen sosyal ahsiyetinden sadr olur (37). Bununla beraber suun dierleri gibi sosyal bir fenomen oluu vakas, sula dier sosyal fenomenler arasndaki fark unuttunma(34) GABRIEL TARDE La Philosophie Sociale, Sh. 361. (35) GABRIEL TARDE La Philosophie Sociale, Sh. 364. (36) TARDE, burada ua: r a y o n ) tbirini kullanr ve ilk icad mihrakn tekil eden ahs takip eden btn dier taklitilerin tekil ettikleri silsileyi murat eder. Biz evvelki tasvirlere uymak iin dalga tbirini muhafaza ediyoruz. (37) GABRIEL TARDE a.g.e.,, Sh. 418.
190

maldr. Su sosyal bir olaydr ama ayn zamanda antisosyal karak terdedir. Tpk kanserin, bir organizmann hayatna itirak etmekle beraber onu lme srklemesi gibi. Su geri bir endstridir. An cak menfi bir endstri. . 52 TARDE'm hizmeti : TARDE'n itima hdiseleri srf taklitle izah edii artk moda s gemi bir fikirdir. Bununla beraber hukuk tekml ettike kat kalplar halinde billrlamaya, dsturlamaya temayl eden itima dzen nevilerinde deime ve yenilenmeler sadece bu dzenlerde mevcut tabi gelime kabiliyetleri ile izah edilemez. Bu bir nevi totoloji olur. Hatt cemiyette tahakkuk eden ve ok defa messes ekl hukuk normlarn aan, bunlarla atan spontane hukuk kaidelerinin varl dikkati eker, ekl hukukla yeni spontane hukuk arasndaki tezat giderilmee allr: ya ekl hukuk deitirilmee teebbs edilir yahutta daha baka vastalarla ve uurlu bir ekilde yeni spontane normlarn fiilen hkmsz braklmasna gayret edilir. Btn bu irad mdahaleler ise, hangi arzu ve ihtiyacn evki ile olursa olsun netice itibariyle bir fikrin bir kanaatin tatbik mevkiine konmas, hukuk dzende bir istihalenin tahrik edilmesi demektir. Bu bakm dan TARDE'n, hukukun mtehitlerin yardm ile yeni hayat art larna intibak ettirilmesi vetiresini, hem hukuku, hem sosyolog ol mann verdii salhiyet dairesinde nafiz bir grle izah ettii de muhakkaktr. Btn teri, tanzim ve iktibas hdiselerine TARDE'm kendi terminolojisi ile icat veya taklit vakalar demesi realitenin seyrini bu tabirlerle tasvir etmesi hakikate aykr bir izah tekil et mez. Mesel bir iktibas hdisesi mi bahis konusudur yoksa yeni sosyal fikir ve gayelerin icaplarna gre mi bir hukuk yaratlmak is tenmektedir. Btn bu haller muayyen bir model e gre mu ayyen bir davran sisteminin tanzim veya tadil edilmesi demektir. Hukuk tarihi bu eit reformlarla doludur. TARDE'n mahade ettii bu vetireyi izah ekli yanl deildir. Ancak terminoloji fark, taklit kavramna verdii pek geni mn ve bir sistem ifrat bahis konusudur. TARDE'm kriminoloji sahasndaki almalar ile hukuk sos yolojisinin en yakn mbeirlerinden biri olduunu GURVtTCH
191

hakh olarak iaret eder (38). Su vakasnn sosyolojik izahlarnda TARDE, daima tek mil etrafnda durmaz. Suta sosyal sebep lerden baka ruh, irsi, coraf sebeplerin de mil olabileceini syler, ancak su fiilinin btn millerin bir muhasalas olarak meydana geldiini belirtir ve sosyal faktrn dier sosyal faktr lerle ve sosyal faktrlerin sosyal vasfta olmayan dier millerle (biolojik veya ruh) karlkl tesirlemelerinin tyini lzumunda srar eder. TARDE'da tenkit edilen husus btn XIX. asr sosyo loglarnda grld gibi, hakikaten ilm metodlarla tahdit edil memi olan pek zengin bir misal malzemesine dayanarak derhal bir takm genellemelere varmakta acele ediidir. Zira bu netice ler ilmin bugn talep ettii mevsukiyet derecesi bakmndan ispat edilmi hakikatler olmaktan ziyade ancak birer iddia olarak kal maktadr. Esasen TARDE'm krkninolojik konulardaki sonularnn tenkidi sahamza terettp etmediinden bu noktalar zerinde faz la durmamz bir yetki tecavz tekil eder. . 53 LESTER WARD (1841 -1913) ve Sosyal Plnlama fikri (mliorisme) A ahsiyeti ve temaylleri : XIX. yzyl sonunda Amerikan sosyal dncesinde balca iki cereyann tesirleri hkimdir : bunlardan biri, geen asrn tabi hak lar nazariyesinden kuvvet alan ve klsik kapitalizmin en mfrit e killerini dahi mlkiyet hakknn, akit ve irade serbestisinin meru ne ticeleri gibi gsteren liberal ferdiyetilik gr, dieri ise bundan tamamen baka mahiyette kaynaklardan gelen ve sosyal hdisele rin szde ilm analizlerine dayandn iddia eden uzviyeti ve stifac tez. Bu, mene ve mahiyet itibariyle birbirinden tamamen ayr olan tezler, birinin srf felsefe, dierinin srf ilm iddialar; birinin in sann mmtaz ahsiyetine dayanan talebleri, dierinin insamn kr tabiat kuvvetlerine tabi alelade bir canl olduunu kabul eden g rleri XIX. yzyl kapitalist cemiyetinin btn aksaklklarn, b tn sosyal meselelerini, btn sosyal bozulma ve zlme almet(38) GEORGES GTJRVTCH Sociology of Law, 1953, Sh. 13. 192

lerini muhik veya normal vetireler olarak takdim etmekte birleiyorlard. kit serbestisinin, rekabet serbestisinin; her iki prensibi de or tadan kaldracak kadar suistimal edildii, irade muhtariyetinin zmrev anlamalarla tamamen ortadan kaldrld bir iktisad - iti ma nizam; cemiyetin byk sayda azalarnn sefalet iinde yaa maa mecbur brakld bir sosyal dzen, ilim adna normal ve dokunulmamas gereken bir vetire, sonunda behemahal daha m tekmil bir merhaleye vardracak olan zarur bir geit telkki edi liyordu. % Bu merhalede mustarib olan, hayat mcadelesinde ezilen ferdler, btn hayvanlar, leminde cari olan seilme ve en kuvvet linin bakas prensiblerinin zarur mahkmlar oluyordu. Bylece, dnya nimetlerinin kaplmasnda kabiliyetini, kuvvetini, ak gzlln ve hatt aldatma ve kandrma kuvvetini isbat eden ferd, btn bu meziyetlerinin (!) mkfat olarak baka ansn, iyi yaama imknn kendi gc ile kazanm oluyordu. Tpk hayvan nevileri arasndaki mcadele ve istifa vetiresinde olduu gibi. O halde yaplacak bir ey yoktu, ilme den bu tabi vetirenin tahli lini yapmak ve bunu bozacak suni tedbirlere bavurulmamasn tavsiye etmekten ibaretti. Dier taraftan, XVIII. yzyl tabi haklar nazariyesinin, msbet mevzuata intikal ettikten sonra ferd mlkiyetin hudutsuz bir mdafaasna mncer olduu, sosyal kanunlarn daima, anayasa ile teminat altna alnm olan mlkiyete mdahale saylarak constitutionnalit den, mahrum addedildii grlyordu. (1) O halde zamann hukuk nazariyesi de mevcut sosyal durumun meruiyeti ni destekliyordu. XIX. yzyl bana Avrupada Comte'un kurduu sosyoloji, esas itibariyle sosyal nizamn programn izecek, slahatm yapa cak bir ilim olarak ortaya atld halde, SPENCER'in sosyal va kalar leminde de hkim olduuna inand tekml kanunu te fi) ANDRE TUNC et SUZANNE TUNC Le Systme Constitution nel des Etats-Unis d'Amrique (Histoire Constitutionnelle), Tome : I, Paris 1954, Sh. 281 -284 ve devam).
193

lkkisi ile, artk srf mahede ve tasvirle yetinecek bir ilim, dalia dorusu bir nevi sosyal felsefe haline gelmiti. Zira, bu eit sos yoloji anlay mda, ilm verilerin bildirmedikleri bir husus, bir inan unsuru vard : Kendi haline braklan cemiyetin behemahal daha mkemmele doru gidecei, daima daha ileri hatt daima daha iyi bir merhaleye ulaaca inanc. Hernekadar biroklar tekml ile terakki yi murad etmediklerini, bunun ister istemez vaki bir olu tan ibaret olduunu iddia etmilerse de tekml merdiveninin ba samaklar arasnda bir deer fark tesis etmemek mmkn deildi. Magata din rinden endstri devrine kadar, devaml savalarla, kar lkl imha ve istismarla gelien itimai nizam, bu savalar ve a tmalar olmasa bir adm dahi atamyacakt. Ancak btn bu ac vastalar, sonunda bar bir sna dzene gtrd iin, zaruri hatt isabetli istirablar gibiydi. Btn bu inanlar, topluluklar ara snda savan, ferdier ansnda hetrl kabiliyet rekabetinin seici, ayklayc ve ancak en stn yaratc adeta uurlu bir vetire oldu u fikrine dayanyordu. te ilk defa LESTER VVARD'dr ki, btn tarih gelime ve devletin kuruluu hakknda sosyal Darvinistlerin gn benim semekle beraber, devletin ieesssnden sonra artk daha baka za viyeden meseleyi ele almak lzumunu ileri srmt. O, uzv lem zayf olann imhas sayesinde gelitii halde, sosyal lem, zayfn korunmas sayesinde geliir. (2) demekle labi ve itima lemler arasndaki esasl fark belirtmiti. Filhakika LESTER WARD, geen yzyl sonunda yetimi ve Amerikan sosyolojisini iinde bunald sosyal Davinizm kmazn(2) (if nature progresses through the destruction of the weak, man progresses through the protection of the weak). (The Psychic Factors of Civilization, p. 134-135 ), (RCHARD HOFSTADTER nakleder : Social Darwinism in American Thought. Sh. 79, not. 33) LESTER WARD'in talca eserleri : Contemporary Sociology, Chicago, 1902; Outlines of Sociology, 1898; The Scientific Law Making (in Glimpses of the Cosmos, II, 168 - 71 Pure Sociology, 568 - 69) ; Pure Sociology, New York 1903 (Tr. Fra. par : FERNAND WEIL, 1906) ; Dynamic Sociology, New York, 1883; The Psychic factors of Civilization, Boston, 1893; Applied Sociology, 1906; Social and Ethical interpretation 1987. 194

dan kurtarmaa alm deerli bir sosyologdur. WARD'in birok fikirleri, hayatndan ok sonra kymetlendirilmitir. (3) Ward, esas itibariyle, sosyolojinin, cemiyetin hukuk tanzimine rehberlik etmesini istemi, fakat bunun, COMTE gibi, msbet bir siyaset sis temi kurmak suretiyle deil, ancak derin sosyolojik aratrmalarn yardmyla tahakkuk ettirilebileceini iddia etmitir. Mevzuatn ha zrlanmasnda cemiyet olaylarnn tecrb aratrmalarndan, ez cmle istatistiklerden faydalanlmas lzumunda ilk srar edenler den biri odur. (4). LESTER WARD, gerek sosyal plnlamann, gerek geni apta halk eitimi ile cemiyetin asl bnyesinin ish fikrinin mbeiridir. Bundan baka XX. yzylda tahakkuk eden devletiliin ade t khinliini yapmtr. O, devlette, daima ahenkleti'rici ve d zenleyici bir faktr vasfn grm ve bilhassa amansz serbest re kabetin ezdii halk kitlelerindeki kabiliyetlerin ancak bir devlet mdahalesi ile, bir topyekn halk eilim ve retimi ile kurtarlabilecei kanaatini beslemitir. Sosyal snflamann etin sonular na maruz kalan halk kitleleri ile, komnist veya sosyalist doktrinle re sapmakszn, megul olmutur. Bununlaberaber, LESTER WARD, sosyoloji ekolleri bakmndan biyolojik temayil sosyoloji ile psikolojiye mtemayil sosyolojinin arasnda yer alr. O, sosyolojinin ruh hatt irad faaliyetleri kaale almadan yapamyacan bilr. Sosyal fenomenler, haddizatnda in sanda tezahr eden ruh enerjinin fenomenleridir. Bununla bera ber, cemiyetin tabiatn bir devam olduu da vakadr. u kadar ki, insanlarn tekil ettii bu cemiyette, dier hayvan nevilerinde mevcut olmayan beer hususiyetler yznden byk bir bakalk mahede edilmektedir. Sosyoloji bu bakal dikkat nazarna ala cak ve sosyal vakann, izahn daima insana has karakterlere gre yapacaktr. u halde bir uzv" den ruh'ye dn karsndayz. Bu itibarla biz, baz bakmlardan sosyal darvinistlerin tezini kabul et mekte olan WARD'i, esasl baz cepheleri bakmndan bu tezin muarz ve ruhiyat sosyolojinin mensubu addetmekteyiz. O, NOVCOW gibi, sosyal dervinizmi, tabir caizse, iinden ykmtr.
(3) R C H A R D H b F S T A D T E R a.g.e., Sh. 67, 70. (4) R C H A R D H O F S T A D T E R a.g.e., Sh. 71, not. 12.

( ^

195

B Cemiyet ve tabiat mnasebeti ve sosyal vakalarn uzvruh kkleri Lester WARD, cemiyet hdiselerinin izahnda, hayat mcade lesi, istifa ve uzviyet kanunlarnn kifayetsiz geldiklerini iddia edi yordu. Sosyal dediimiz olaylar, geri insanlar arasnda, insan cemiyetlerinde vaki olmak bakmndan, kozmik dnyann bir ke sinde ve kozmik tekmln bir merhalesinde ceryan etmekle tabiat kanunlarna tbi hdiselerdi. Bununla beraber insan nevinde, di er hayvan nevilerinde mahede edilmeyen baz hususiyetler var d ve ilim bunlar grmemezlikten gelemezdi. Geri sosyal hdise ler de tpk tabiat hdiseleri gibi msbet bir ilmin konusu olacakt ve sosyoloji, btn dier tabiat ilimlerinin tekil ettii sisteme da hil bir ilim olarak ayni metodlarla geliecekti, ancak btn bunlar insan cemiyetlerinde mahede edilen ve fakat hayvan cemiyetle rinde kaydedilmeyen hususiyetlerin kaale alnmamasn gerektirmez di. Bilkis, btn mahede neticelerinin olduu gibi tesbiti lzm d. Halbuki SPENCER ve SUMNER gibi uzviyeti sosyologlar, sa dece beendikleri vakalar tesbit ediyorlar ve kendi iddialarn teyid etmeyen sosyal hdiseleri grmemezlikten geliyorlard. Mesel her sosyal buhran devrinde sosyal reformatrlerin zuhuru tabii bir sosyal" vaka olduu halde bunlar bunun zerinde durmak istemi yorlard, (5) Halbuki insan nevi muayyen bir gelime safhasna gelir gelmez, kendini tabii hdiselerin, hatt kendi iindeki tabi ucalarn seyrinden kurtarmaa ve tanzim edici bir meleke olan ze ksnn yardm ile durumunu dzeltmee, hdiselere hkim olma a alyordu. Bu hassann inkr gayri ilm bir tavr temsil eder. Geri insann da, insan zeksnn da husul ve gelimesi tama men tabi vakalar vasfmdadr, fakat insan zeksnn tabi vakalara ksm mdahelelerde bulunmaa, onlar tadil veya tebdil etmee (5) Filhakika, sosyal atalet (inertia of society) ve bunun deime zaruretini derhal karlayamay birtakm sosyal reformatrleri ortaya karr ki, bunlar hem meru ve zarur, hem de her de vir ve memleketin tabi mahsulleridirler. Tabi kelimesine bu kadar nem veren muhafazakr yazarlarn bu vakalardan tecahl edileri devrimizin en gln manaszlklarndan biridir. (Psychic Factors of Civilisation, p. 100), (R. HOFSTADTER, a.g.e., Sh. 80, not. 38). 196

balamas ile artk ortaya daha baka bir vaka kategorisi kar. Bu nunla beraber unutmamak lzmdr ki insan cemiyetlerinde cere yan .eden vakalarn hepsi insan zeksnn teemml kararlaryla i lenmi eyler deildir. yle vakalar vardr ki, srf tabi mahiyettedir, fakat gene yle vakalar vardr ki, bunlarda insan zek ve gayre tinin inkr her trl ilm izah imknsz klar. O halde bir ayrt yapmak lzmdr : a) Srf tabiat kuvvetlerinin cereyan vasfnda olan, her trl beer maksad ve gayeden r vakalar : genetic, spontaneous, natural (tekevvn, spontane veya tabi) dediimiz bu vakalar, bir taraftan btn d tabiat olaylarn, bir taraftan da insan cemi yetlerinde tezahr etmekle beraber insanlarn herhangi bir akl maksad ve gaye gtmeden tahakkuk ettirdikleri vakalar iine alr. Bunlar tabi itima vakalardr. Saikleri, insanlardaki trl arzu ve istekler, trl ihtiyalar ve bunlara matuf gayretlerdir. LESTER WARD bunlara irade mahsul vakalar derse de iradeyi SCHOPENHAUER'in kulland manada alr : arzu anlamna. nsan cemiyetlerinde rastladmz bir ok messeseler, kendili inden meydana gelmi, bir karar ve maksad mahsul olmayan rf ve adetler bu manada genetic veya spontane eylerdir : aile, klan, dine dayanan ilkel ahlk, kanun safhasna erimemi hukuk, hep tabi sosyal olulardr. b) nsan akl ve iradesinin bir maksad gderek, bir gayeyi tahakkuk ettirmek iin bu tabii sosyal olulara mdahelesi ile mey dana gelen vakalar ise artk kendiliinden olma olgular vasfn da deildirler. Bunlar telic yani ga vakalaradr, iine bir bee ri maksad, bir gaye unsuru karmtr. Bunlara tabiiye kart ola rak sosyal veya spontaneye karlk olarak sun' vakalar diyebi liriz. Mesel kilise tekilt, tabii bir ekilde teekkl etmi din messesemin suni surette islhm olgunlamasn ifade eder. Bu ar tk gaa veya sun, yahut sadece sosyal (hususi anlamyla) bir va kadr. Keza, kanun ve itihad seviyesine ulam hukuk, bizatihi devlet organizasyonu, ulv prensibleri zerinde ilenmi bir ahlk hep bu manada sosyal, yani insann mdaheleci ve slahat elinin dedii vakalardr. te sosyoloji bu insan uur ve iradesinin m dahelesi eseri olan vakalar da tetkikle mkelleftir. Hatta bunlar sosyal lemin temel olgularn tekil ederler.
197

Bylece sosyoloji, gaa karakterdeki vakalan kaale almazsa hi bir zaman sosyal gerekliin mahiyetine nfuz edemez. Ancak hemen unu da kaydetmemiz uygun olur ki WARD, insanda tezahr eden akl veya zek, yahut uur kavramna spritalist bir mna vermez : bu, kozmik lemle alkasz ve mahiyetini kefedemediimiz metafizik bir hususiyet deildir. Geri insan ze ksnn mahiyeti hakknda ilmi bir izahta bulunmak gtr. Fakat muhakkak olan udur ki kinatn bir cz, bir mahsul olan insan da grdmz bu hassann, ondan geri hayvan nevilerinde, hat t protozoerlerde rastlanan ilkel duyarlk kabiliyeti ile bir kara beti vardr. WARD insan uuru hakknda hertrl izahtan ekinir, fakat onun gkten inmediine, tabii kuvvet ve enerjinin, tabii un surlar arasnda bir sentez tarznn sonucu olduuna da kanaati var dr. Ve herhalde bu, spritualistlerin kulland manada tabiat - sl bir kavram, bir ruh deildir. Sosyal vakalarn tahliline gelince; bunlar insanda tecelli eden ve yukarda belirttiimiz manada birtakm enerjilerin, istek, arzu, temayl eklinde kendini hissettiren muharrik kuvvetlerin sonula rdr. Bu kuvvetler akli melekenin kontrol dnda cereyan edebi lecei gibi, bu melekeye tbi olarak da tanzim edilebilirler. Akl melekenin henz gelimedii merhalede insan, btn canllarda mterek olan bu ruh (spritalist anlamda olmamak kaydyla) di yebileceimiz enerji tezahrlerine tabi olarak hareket ediyordu. WARD btn enerjilerin merkezden kac vasfta (centrifuge) ol duuna iaretle, ferddeki ruh tezahrlerin de bencil, bozguncu ve isyankr karekterde taleblerde ifadesini bulduunu iddia ediyor du. Bu safhada insanlar arasnda spontane bir dzenden ziyade, kk ve mnzevi zmreler arasnda daim bir husumet hkm sryordu. Ward'a gre insan, hain, inat ve hodgm bir mahlk tur. HOBBES'u hatrlatan bu izahlar, VVARD' bu karekterde can llarn ancak akl ve irad bir dzenle sosyal bara kavuturulabi lecekleri neticesine gtrr, ve btn sosyolojisi, spontane ola na kar itimatszlk, akl ve gaa olana kar itimatla doludr. Bu nun iindir ki Ward, insanda meknuz trl kabiliyetleri, akl ve zeknn ileyecei bir ta'kjm ham tabiat kuvvetleri olarak grr ve uurlu bir tanzimin zaruriliinde srar eder.
198

H I M , mm -i^f&HTfi libili SM **'^anw it**v-m-*w#*#<*www^

C. Sosyolojinin konusu: nsann basanlar (human ment) (achvement humaine)

achieve

Cemiyette devam eden tekml, tabiattaki gibi sadece insan uuruna yabanc kuvvetlerin tesiri ile deil, belki insanda tecelli eden ruhi kuvvetlerin tesiri ile vaki olmaktadr. O halde cemiyet nizamnda insan iradesinin, ferd gayretinin rol tebarz ettirilmeli dir. Bu bakmdan WARD sosyolojinin konusunu imdiye kadar tet kik ettiimiz sosyologlardan farkl bir ekilde tyin eder. Evvelki ler sosyal lemde uur ve irade mahsul gibi grnen fiillerin uur alt ve spontane sebebleri zerinde dururken, WARD, bilakis bu uurlu ve iradi cehtleri n plna alr. WARD yle demektedir: sosyolojinin tetkik konusu insann baarlandr. nsanlarn ne ol duklar deil, fakat ne yaptklardr. Bnye deil, belki fonksiyon dur. Hemen btn sosyologlar sosyal analomi i'e megul olmakla drlar. Halbuki bunlarn dikkatlerini sosyal fizyolojiye evirmeleri lzmdr. Cemiyette bnyeler ve uzuvlar sadece vasta ardan iba rettir. Gaye ise fonksiyondur. Sos} oloj sos\al faaliyetleri telkik eder. Bu bir aksiyon ilmidir, yani hadiseler ilmi. Yoksa iabiiyecilerin kulland manada tasvii bir -ilim deil. O, mahede ettii eyleri olup bitmi mahsuller gibi lasvi cd.n bir il'n o'amaz. Sos yoloji daha ziyade muhtelif sosyal mahsullerin tekevvn tarzlar nn tetkikidir. (6) LESTER WARD'm insan nevinin baars kavramndan ne murat ettiine gelince bu bugnk an'ami i'e k r ve medeniyet fenomenlerinin heyeti necmuas d.r. N siler gdi geerler, fakat arkalarnda hayatta iken yapl kar: biiin bu eyleri . b'rck'i'iar. Zaman ilerledike stste biriken bu mi as medtn'ye'.in kayalk ta, bakasn meydana getirir. nsan cemiyetleri ile hayvan cemiyet leri arasndaki byk fark meydana getien ey ile insann bu de vaml baarsdr. Kozmik tekmlle uzvi tekml arasnda nasl cezri bir fark varsa, uzvi tekmlle scsyal tekaml arasnda da ayni ekilde cezri bir faik vardr. Bu fark en ak seki de ifade eden dstur udur : muhit hayvan ist ha1 e ettirir, halbuki insan mufyiti istihale ettirir ne ite baar denen ey bu muhiti istihale ettirme keyfiyetidir. Hayvan hibir ey baaramaz, uzv dnya pa(6) LESTER WARD La Sociologie Pure, Tome I, Sh. 16.
1W

iftir. O, muhitin tesirlerine maruz kalr ve ona intibak eder... in san ise bilkis, ruh bakmdan gelimi bir mahluk olmas ve . bu ruhi inkiafnn derecesi nisbetinde aktiftir, ve tabiat kendi hesa bna ekillendirme teebbsnde bulunmakla bunu ispat eder. (7). WARD'a gre insan ve cemiyet, - pek mahdut bir nisbet d nda - hayvan lemi idare eden btn dinamik kanunlarn tesiri altnda deildir.. Eer biz, biyolojik vetireye tabii adn verirsek sosyal vetireyede sun dememiz gerekir. Biyolojinin temel prensibi tabii istifa (slection) dm Sosyolojinin temel prensibi ise sun isti fadr. En lyk olamn bakas, sadece kuvvetli olann bakas demek tir ki bu, zaifin imhasn tazamrnuneder, ve akas da budur. Tabiat, zaifin imhas vastasyla terakki ettii halde, insanlk, zaifin himayesi suretiyle terakki etmektedir. (8). Fakat bu ahlki tavrn, naturalist sosyoloji ile izah nasl mm kn olmaktadr? LESTER WARD, insan cemiytlerindeki durumu izah ederken, hemen daima enerji kanunlarna, az emekle ok so nu almaa matuf temayllere, enerji tasarrufu veya enerji ekono misi problemlerine temas eder ve bunlarn tabiattaki ceryan ile cemiyetteki cereyan arasndaki fafklara iaret eder. Bu izah tarz, zahiren monist bir yol takib eder gibidir : tabiatta ve cemiyette esas itibariyle ayni mahiyatte bir enerji ve bir sentez kabiliyeti te zahr etmektedir. Aradaki fark, nihayet ayni nevin cinsleri arasn daki fark gibidir, fakat bu izah tarzlarnn derinliinde etik prob lemin btn karmakl gizlenmitir. WARD, evvel kendi za manndaki tabiat telkkisini hrpalamtr. Tabiat hereyini en makl ekilde tanzim etmi bir spontane dzen, insanlara yol gs terecek kadar mkemmel bir nizam deildir ve insann yolu, ta biatn yolu deildir, insan, tabiat ilemek zere renir. Onu is tihale ettirir, kendine yarar bir hale getirir. Yoksa olduu gibi ka bul etmez. LESTER WARD, tabiatn msrif olduunu isbat eder. nsan, tabiatn ekonomisini rnek tutamaz. Tabiat nesilleri, nevileri devam ettirme gayesini tohum israf ile salar. Hayati maddeyi geliigzel saar. Bunun pek az nevnema ansna nail olur, pek ou gelimeden mahvolur. Halbuki insan, nevini idame ederken (7) LESTER WARD La Sociologie Pure, Tome I, Sh. 17-18. (8) Bak: not. 2.
200

idareli hareket eder. Neslinin geliecei zemini iler, neslini korur, byme artlarn salar ilh... Hlsa hibir hususta tabiat tam rnek deildir. Tabiat, insann baars iin gerekli bir malzeme, bir ham maddedir. Ancak, unu unutmamak lzmdr ki tabiat in sann yalnz dnda deil, ayni zamanda iindedir de. insanda biyo lojik bir nevin ferdi olmak itibariyle bir tabiat paras meknuzdur. Arzular, istek ve temayller, hisler, insandaki tabiatn tezahrleri dir. Bunlarn hepsi insanda ruh kuvvet eklini alan enerji sdurlandr. O halde, insanda ikili bir karekter zellei vardr. Bylece WARD da gizli bir dalizrn fark edilir. Sosyal baarnn faktrleri : sosyal kuvvetler

timai hadise, insann tabiat istihale ettirme faaliyeti olarak tavsif edilince bu faaliyeti yaratan sosyal kuvvetleri tahlil etmek icabeder. Filhakika btn beeri faaliyet ekilleri iki nevi fakt rn birlemesi ile vcut bulur. 1) Dinamik faktr 2) Nzm fak tr. Dinamik faktr insann tabiatnda mevcut ruhi kuvvetlerdir : arzular ve temayller. Tabiat insann ihtiyalar iin istihale ettir menin saiki bu arzu ve temaylleri tatmin ihtiyacnn yaratt enerjidir. O halde insan faaliyetinin neye matuf olacam, hangi maksad tahakkuk ettirmee alacan bu arzu ve temayller t yin edecek ve beer enerjiyi o istikamete sevk edecektir. Ancak arzularn kr kuvveti, yalnz bana, arzularn hedefine glkle eritirir. nsan zeks tedrici bir tekmlle, tecrbeyle ar zularn tyin ettii hedeflere ulatrma vastalarn kefeder ve bu kr arzu kuvvetini tanzim eder, kontrol eder, ve ona bir mecra ve rir. (9) Bylece btn itimai hadiseler arzularn verdii enerji ve zeknn bulduu vasta ve arelere irca edilebilir. O halde u emay elde edebiliriz (10) : (9) Bu fikirler, tamamen AUGUSTE COMTE'un, insan tab'nn bir hususiyeti olarak teessr melekelerin zihn melekelere daima ve iddetle galip olduklar,, fakat insann yaradl itibariyle ancak zeksn kullanarak kendi eraitini slah edebilmekte olduu yolundaki fikirlerinin dorudan doruya bir devamdr. (Bak. Cours de Philosophie Positive, Tome IV, Sh. 288). (10) Sociologie Pure T : I, Sh. 322. 201

TMA KUVVETLER

Madd kuvvetler (Beden fonksiyonlar)

Manev kuvvetler (Ruh fonksiyonlar)

Ontojenetik kuvvetler (haz arama, elemden kama) = (msbet ve ekici kuvvet, menfi ve koruyucu kuvvet)

Polii enerik kuvvetler (cinsi kuvvetier.' ailevi kuvvetler) = (doru dan doruya ve dolay syla polijenetik kuv vetler)

Sosyojenetik Ahlk kuvvetler

kuvvetler

Estetik Fikri kuvvet- kuvler vetler

Zeknn inkiaf tedrici, fakat devamldr. Zamanla insann inti bak gittike daha fazla zeknn tesirine tabi olur. Yani gittike daha sun, daha hesabl, nizaml ve rnurakabeli hale gelir. O halde iti mai hadiseler, insanlarda tezahr eden bu kuvvetlerin tesiri ile yaplan beeri faaliyetler demektir. L. WARD kendi sosyolojisini iki ksma bler: 1) Olu - g e n e s i s (tekevvn) 2) Yneli telesis (gaiyet) (12). Bunlardan birinci ksmda sosyal bnye ve fonksiyonlarn spontane ekilde meydana gelilerini, ikinci ksm da ise cemiyetin uurlu bir ekilde slh faaliyetlerini inceler. te bu islh gayretlerinin en mtekmil tezahr devlei messesesi dir. D Devletin menei, gayesi ve hukukla olan mnasebeti

LESTER WARD'm devletin teekkl hakkndaki fikirleri GUMPLOWCZ ve RATZENHOFER'in tezleri istikametindedir. Esasen bu zatlarn grlerini beer tarihinin vaka ve hdiseleri haknda imdiye adar serdedilmi yegne ilm izah olarak kabul eder. (13) u yzden LESTER WARD'm sosyal darvinizm taraf tar olarak kaydedildii vakidir. Ancak devletin meydana gelii ile, bir kere tekml ettikten sonraki fonksiyonu yani devletin mte kmil haldeki gayesi birbirine kartrlmamaldr. Geri devlet f tuhattan doar, fetih neticesinde malublar sonuna kadar asker (11) Sociologie Pure T : I, Sn. 73. (12) Sociologie Pure T : II, Sn. 231. (13) Sociologie Pure T : I, Sn. 253.
202

- m r # - * f i r-gjjfjj* w-. .

.mm f^<ut*swit stn-WtWtwr>*'w*,i**'W1

WWMMWtMlipHBM

kuvvetle idare etmek ekonomik olmayaca iin galibler kanunlar isdan 'ile cezalandrlacak hareketleri iln ederler. Kanun yasak larn dnda kalan hareket hrriyetleri ise haklar meydana ge tirirler. Maiublar da fetihten bir mddet sonra durumlarna al r ve bunlardan bir ksm galiblerin baz tavizleri karsnda ida re iinde onlara yardma raz olurlar. Bylece cemiyetin yeniden tekililanmas! iinde rol oynamaa muvaffak olurlar. (14) Bu su retle mejdana gelen iptidai kanun ekli, sonunda, bir Jjukuk sis temini mc\dana geLirir. Balan malup rk daim tabiiyet halinde tutmak kin teesss etmi; olan bu sistem, sonradan, daha baka tanzim ekillerine tatbik edilebilme istidadn gsterir. Devletin temeli kanundur. (15) Fetihten sonra birok zel nizamlarn yeri ne genel bir nizamn konmas enerji tasarrufunu salad iin za ruri olmutur. BOY lece tedrici olarak bir kanunlar sistemi meydana gelmitir. Neticede kanunun tatbikini salamaa salih sosyal bir makenizmann zarureti kendini .hissettirmitir ki bu da d e v i e t ' i meydana getirmi ve ona nihai eklini vermitir. (16). Ferdin haklardan istifadesi devlet sayesindedir ve devletin ha ricinde hukuk yoktur. Devlet her iin ve baarnn ilk ve asl ar tdr. Devlet bir nevi zmre hissinin ksmen uur alt bir mahsul dr. Devlete himayeleri istihdaf edilenler ferd bakmdan sosyal artlar zenginletirmee, gzelletirmee, nihayet kuvvetlendirme e ve tarakki ettirmee kabiliyetli olanlardr. Devlet maddeten daha zayf fakat sosyal bakmdan iyi olanlar himayeye matuf bir teki lttr. O halde WARD'a gre devlet sosyal kuvvetleri tanzim ve murakabe yolunda insanln imdiye kadar kat ettii en mhim merhale olmutur. Onun yegne mmkn hedefi cemiyetin bir b tn halinde hayrdr. Devlet olsa olsa aldanabilir, fakat fenalk yapmaz. (17). Hlsa* devletin tekevvn hernekadar tarihi ise de, metodu gai'dir. Onun yegne gayesi, misyonu, fonksiyonu, cemiyetin refa hn tahakkuk ettirmektir. (14) (15) (16) (17) Sociologie Sociologie Sociologie Sociologie Pure Pure Pure Pure T: T: T: T: I, Sh. 257. II, Sh. 346-347. II, Sh. 347. II, Sh. 351.
201

Devletin faaliyet tarz ferdlerin antisosyal fiillerini nlemek eklindedir. Bu ise antisosyal olmadka hertrl beeri fiilin ser beste tahakkukunu garanti eder. Devlet beer fiilin hrriyetini salar. Demekki o esasl bir ekilde ahlk ve etiktir. Tabii bir mahsl olmakla devlet, iinde tekevvn ettii cemiyetin temsilci^ sidir. Devlet cemiyetin yaratt imknlar nisbetinde iyidir. E Cemiyetlerin lojS tekml safhalar ve devlet ekilleri tipo!

LESTER WARD'm insan hakkndaki kanaati kendisinden ev velki sosyologlara h: benzemez. O insann yaradl itibariyle itima olduuna inananlardan deildir. Cemiyet tab'an mca deleci ve inat olan insanlar arasndaki menfaat kavgasn yattr mak iin kanun ve devlet gibi vastalara mracaat etmi, insann antisosyal temayllerine bu vastalarla hkmetmee almtr. Bu itibarla LESTER WARD cemiyetin iptida safhasn bir nevi in ziva hali olarak kabul eder. Bu safhada ferd sadece nevinin ida^ mesi ve yaylmas ile meguldr. Kendisinin autarchic safha de dii bu devrede hayat artlan antisosyal deilse bile presosyal (sos yal ncesi) dir. kinci safhada ise insan nevi oalm, cemiyet kalabalklam fakat bir devletten henz mahrum olunduu iin hrriyetin ve keyfine yaamann son snrlarna varlmtr. Bu geliigzel ve gevek hayat tarzna 'LESTER WARD anarchic safha adn verir. nc safim ise artk iptidai bir devlet ekirdeinin teekkl ettii devredir. Bu devrede kk kavmi zmreler arasndaki sa valar birbirini takib eden ilhaklarla byk siyasi camialarn kurul masna zemin hazrlar. Kendisi buna p o l i t a r e h i c safha der. Nihayet drdnc safha gelir ki, bu dnya devletinin kurulma s ile sosyal tamamlanmann kemaline erecei en ileri, mterakki safhadr. Buna p a n t a r e h i c veya c o s m o p l i t a n safha de mektedir. LESTER WARD'm devlet ekilleri hakkndaki tasnifi fazla ori jinal deildir. Esas itibariyle, a u t o e r a y , a r i s t o c r a c y ve d e m o c r a c y ' d e n ibaret l bir ayrt kabul eder. Kendisine
204

gre demokrasinin de tali nevi vardr. : p h y s i o c r a c y , t o c r a c y ve s o c i o c r a c y .

plu

Birinci tip devlet (demokrasinin birinci tipi) garpt.e fizyokrat lardan S P E N C E R ' e kadar gelen fikr tesirlerle yaratlm, d rst liberal prensiblere dayanan ve fakat yanl sevk ve idare edil mi liberal devlettir. kinci tip devlet yani pltokrasi ise birincinin bozulmu eklidir. Bu, XIX. asr banda rm ve hotgamlam kapitalizmin kendisini hkim durumda tutmak iin ferdiyeti siyasi felsefeyi istismarndan domutur. nc tip devlet, yani sosyokras ise, siyasi tekmln son mertebesidir. Bu safha, imdi ki partizanln, cehaletin, riyakrln ve aknln sona ermesi devridir. Devletin vazifelerine gelince bu esas itibariyle drt nevidir : 1. tahdit (restraint) 2) Himaye (protection) 3) ntibak ettirme ve dzenleme (accomodation) 4) Islah (amelioration) (18). Bunlardan birinci vazifesi hibir zaman meru bir fonksiyon olmamtr, ikincisi ise insan, hemcinsini izrardan vazgemedike bakidir. ncsne gelince bu herzaman devletin zaruri bir fonk siyonudur. Fakat drdnc fonksiyon yani islh etme hepsinin en mhimidir. Bununla beraber ancak nadiren tatbikat safhasna inti kal etmitir. Vatandalarn devlet tarafndan tahdidi, hareketleri nin snrlandrlmas, cemaatn nef'ine deil, belki idareci snfn faa liyetini, hatt dierini istismarn mmkn klmaa matuftur. Himaye vazifesi ise, polis vazifesi demektir. nc vazife, ki asli vazife dir, ferdlerin kendi ihtiyalarn tatmin iin gleri yetmedii sa halarda devletin onlara yardmc olmas, ilerini kolaylatrmas demektir. Drdnc ' vazifeye gelince, cemiyetin islh grevinin baarlabilmesi ancak, kanun yazlarnn cemiyette hkim, olan sos yal kuvvetlerin ileyi eklini, kanunlarn, hususiyetlerini bir ke leme ile sosyolojik mutalar bilmeleri sayesinde mmkn olur. LESTER WARD, Medeniyetin Ruhi milleri (Psychic Fac tors of Civilization) adl eserinde bu sosyal slah faaliyeti iin ya (18) LESTER WARD Dynamic Sociology, II, 212, 217, 231 (BARNES'den naklen : An introduction to the History of Sociology, 1948, Sh. 182)
205

kanun vazlannn sosyolog olmalarn yahutta sosyologlarla ibirli i yapmalarn zaruri gr. Ancak bunun iin sosyoloji retimi slah edilmeli ve derinletirilmelidir. F Kanun vaz'nda nazara alnmas gereken sosyolojik haki kat : enerjinin istenen mecra'a^a s etki : Cazip Kanunlar (Attractive Legislation) LESTER WARD, sosyal vakalar, beeri enerjinin arzular, ih tiraslar ve temayller eklindeki tezahrleri olarak izah eder ve bu ruh vetirelerin btn itimai hayaln muharrik kuvveti olduunu kabul eder. Ancak mcerret olarak ele al'nd zaman insanda meknuz olan bu ruhi kuvveiler hem iyi hem kt istikametlerde tecelli edebilecek bir takm imknlar, bir lakm potansiyel iktidar ve istidatlar demektir. Devletin vaz etlii kanunlar, umumiyetle bu potansiyel ruh kudretin kt istikametlerde tecellisini nleyici kaidelerden ibarettir. Halbuki bu nleme, netice itibariyle gene bir tahdittir enerjinin bir k s l " dr. Matlup olan ise, bu ks larak azaltlan enerjinin, baka bir mecraya, yapc olabilecei bir sahaya tevcih edilebilmesidir. O haldf. beer enerjiyi, fena istika metlerde tezahr etmemesi iin imha edecek, veya azaltacak yer de, iyi istikamette sarfedilmesi iin belirli bir mecraya yneltmek lzmdr. Ancak bu artladr ki insanlk, bln insanlarda tezahr eden enerjinin tamamndan faydalanabilir. te bu tez, WARD'da Cazip kanunlar adn alr. Mutad olarak mme kudretinin vaz'ettii kanunlar men'edici kanunlar vasf nidadr. Halbuki WARD'a gre, devletin asl vazifesi s l a h olduundan, artk Devlet bee r enerjinin, u veya bu sebeble, tezahn men edici vasfla deil, belki, bu enerjiyi u veya bu msbet istikamete ekici kanunlar yapmakla mkelleftir. Cazip kanunlarn gayesi enerji tahdidi de il, belki enerji tevcihi, enerji tanzimidir. Tahdit eden kanun, ener jinin bir ksmn sadece durdurur, atalete mahkm eder, ondan faydalanmaz. Halbuki, enerjiye matlup mecralar veren kanun, on dan faydalanma salam olur. BARNES'in dedii gibi cazip ka nun, modern dinamik psikolojinin rasyonel bir metodla ulviletirilmesini (sublimation) istihdaf eder. (19). (19) HARRY ELMER BARNES An introduction to the History of Sociology, Chicago Illinois, 1948,, Sh. 186. 206
6

-Rp-lil-ailHsfUS; (II l *.-()>. ' ' < * i ii|fi4 -< U&i||H<f4)lll*Ut.=WIW'I|<WtHl * i THPSIsaaBWfKWrtBWBMWWWBWSiUe^'M.S wltT.'if;ii:irt S.

Grlyor ki VVARD'a gre devletin vazifesi sadece nizam temin deildir. Devletin ayrca yapc, gidilecek yolu gsterici, h lsa mspet faaliyet ekillerini emredici bir rol de vardr ve asl olan da budur. Ancak devlet bunu, mmkn olduu kadar cemi yete yk tekil etmeden, hrriyeti zedelemeden yapmakla mkel leftir. WARD, btn bu yapc vazifelerin banda cemiyetin b tn tabakalarna eit kltr alanmas, umum ve yeknesak bir retim seviyesinin salanmasn gsterir. Kltr ve bilgi seviyesinde itirak olmad ka btn maddi sosyal yardmlar da bir ey ifade etmez. WARD XX. yzylda eitimin her derecesinin artk bir dev let grevi olarak halkn her tabakasna yaylacan tahmin etmi ti. Bu bakmdan Ameikada o zamanlar yeni yeni ortaya kan devlet niversitelerini, hususi sermayedarlardan yardm gren zel nivesitelerden daha serbest, daha fazla fikir hrriyetine sahib messeseler olarak iakdim \e tavsiye ediyordu. Kanaatnca bunlar, zel niversite.erin yerine kaim olacak msakbel messeselerdi. (20). G LESTER WARD'm hizmeti

Amerikan sosyolog hukukusu ROSCOE POUND, sosyolojik hukuk ilmini (sociologica! jurisprudence) hazrlayan psikolojik sos yoloji ceryanlamdan bahsederken LESTER WARD zerinde s rarla durur ve onu. uzviyeti mektebin insan iradesini kmse yen mfrit determinist tezinden sonra, cemiyet ve hukuk hayatn da beeri gayretlerin mhim roln tekrar kefetmi bir sosyolog olarak tavsif eder. (21) Halbuki tannm Fansz sosyologu GE ORGES GLRVJCH. LESI ER WARD'm hukuka hibir ehem miyet' atfetmediini, hukukla sadece keyfi icatlar grdn sy ler ve hukuk sosyolojisi bakmndan bu zatn hizmetlerine bir pay ayrmaz (22). Halbuki Amerikan sosyologu WARD ile Fransz sosyologu COMTE arasndaki bariz benzerlik bunlarn hukuka kar takn(20) LESTER WARD Sociologie Pure, Tome : II, Sh. 377. (21) ROSCOE POUND The Scope and Purpose of Sociological Jurisprudence (Harvard Law Review, 1911-1912, Sh. 500). (22) GEORGES GURVTCH Sociology of Law, London, 1953, Sh. 13.
207

dklar tavr hakknda varit deildir. LESTER WARD terii faali yetin, sosyolojik aratrmalarn sonularna dayanmas lzumunda srar ederken, COMTE gibi bir hal kanununun zaruri hedefi sayd bir mspet siyaset topyasn tahakukkuk ettirmei murad etmemektedir. COMTE btn cemiyet nizamn insanlk ah lk veya mspet din ile devlet zoruna irca ederken, LESTER WARD cazip kanunlar tezi ile mevzuatn sosyal gerekliin muayyeniyetlerini ka'le almak suretiyle tanzim edilebileceini iddia etmektedir. Hulsa bu bakmdan WARD, sosyal terakkiye ve mme ilerinin ilerlemesine taalluk eden hususlarda sosyal tetkikler ve sosyal aratrmalar da bulunulmas usulnn, hlsa sosyal pln lamann babas olmutur. Bu itibarla WARD, mevzuatn, sosyolojik gereklerin ilm bilgisine dayanmas hakkndaki fikirleri ile Tatbiki Hukuk Sosyolojisine byk yardmda bulunmu saylmaldr. . 54 WILLIAM GRAHAM SUMNER Tarzlar (Folkways) : (1840 - 1910) ve Halk

LESTER WARD, esas fikirleri itibariyle sosyal darvinistlere bal olmasna ramen, cemiyetin hukuk yoluyla dzenlenmesi ko nusunda onlardan nasl ayrlm ve insan akl ve iradesine den mdahale grevini farketmekte nasl kendine has grlere sahip olabilmise, SUMNER de mfrit bir sosyal darvinist olmakla bera ber sosyal dzen normlarnn izahnda orijinal tahlillerde bulun maya muvaffak olmu ve hukuk un spontane teekkln kendine has bir ekilde aklamaya almtr. Uzun yllar Yale niversitesinde hocalk yapm olan bu ame rikan ekonomist ve sosyologu iktisad liberalizmin hararetli bir m dafii olmutur. Protestanln iktisad ahlkna gre meziyet sayd baz vasflarla, sosyal darvinizme gre en liyakatlinin bakas n salyan hayat mcadelesi ve istifa (selection) kanunlarnn ta bi ve zarur bir neticesi olan baarl kapitaliste -in hususiyetleri arasnda bir benzerlik tesis eden gr, SUMNER'in ahsiyetini e killendirmekte ok messir olmutur. Ailesi itibariyle protestan ah laknn etkilerine maruzdur ve alkan, tutumlu, ok kazanmasn az harcamasn bilen, pehrizkr ve baarl tccaT veya endstri adam tipi, onun nazarnda hem dinin, hem ilmin kmil insan kavramna tekabl etmektedir. Sosyal felsefesinde SUMNER, insan208

ln iki ktan birini tercihe mecbur olduuna kaanidir: ya hrri yet, eitsizlik ve en iyinin bakas ki bu cemiyeti ilerletir ve btn stn kaliteli yelerini tevik eder; ya da hrriyetsizlik, eitlik ve iyi olmayann bakas, ki bu da cemiyeti geriletir ve en kt kaliteli yelerinin yaamasn salar. nsanlk bu klardan birini semek zorundadr ki tavsiye edilen k tabiatiyle birincisidir. Esasen tabiat kanunlar ancak bu istikamette cereyan etmektedir. Dolaysyla, tabiatn devam olan cemiyette rekabet, yar ve en lyk olann ya ama ansn kazanmas hem zarur hem terakki getirici bir vetire dir. Sosyal kanunlarla bu arz - talep oyununun ksteklenmesi, nor mal seyrinden saptrlmas olsa olsa cemiyetin zararna sonular ve rir. Btn klfet, hakikatta, vastal vergiler ve maliyet fiatmn art masyla zavall mstehlikin omuzlarna yklenir ve onun serbeste kendi kaabiliyetlerini gelitirme ansn baltalar. Halbuki bu, sos yal kanunlarla zayf yaatmak isteyen slahatlarn unuttuu bir vakadr (1). Grlyor ki SUMNER mfrittir ve btn kuvvetiyle himaye cilik, devletilik, sosyalizm aleyhine almtr. Bu bakmdan LES TER WARD'm tam mukabil kutbudur. 1870-1890 yllan arasnda hemen btn faaliyetini bu serbest ekonominin mdafaasna ve sos yal kanunlara kar cephe almaya sarfetmitir. Sosyal snflar bir birlerine ne borludurlar? (What Social Classes Owe to Each Other ? 1883), Dnyay slah gibi manasz bir gayret (The Absurd Effort to Make the World Over 1894 gibi eserleri bu devrin mah suldr. SUMNER ilm sosyoloji ile uramaya daha sonra balam tr. Science of Society (Cemiyet lm) adl mehur eserini 1890 dan sonra hazrlamaya balamtr ki rf ve detlere tahsis ettii blm fazla genileyince bunu ayr bir eser olarak nere karar vermitir. te bizim sahamz ilgilendiren ve SUMNER'i mehur eden asl baars bu eserde grlmtr : Halk tarzlar : teaml lerin, detlerin, dap ve ahlak kaidelerinin sosyolojik nemlerinin tetkiki (Folkways : A Study of the Sociological Importance of Usages, Manners, Customs and Morals. 1906). (1) RICHARD HOFSTADTER Social Darwinism in American Though. Boston, 1955. Revised, edition, Sh. : 51-54.
209

SUMNER'in kendi sosyal darvinist grleri ile, rf - detlerin sosyolojik izah arasnda bir kpr kurmak icap ederse, bunu, an cak u ekilde tesis edebiliriz : SUMNER, XVIII inci yzyl tabi hukuk prensiplerine inanmamaktadr. Ona gre tabiatta hukuk yoktur. Junge'de haklara rastlanmaz. Sadece hayat mcadelesine rastlanr. Hayat mcadelesi, insanlar hakknda istisna kabul etmez. Bizim insan cemiyetlerinde grdmz dzen, hakikatte hayat mcadelesinin bir devam olan sosyal rekabet oyununun yaratt kaidelerden meydana gelir. Bu kaideler rekabet oyununun zarur cereyan tarzlardr ki. evvel Halk tarzlarnda ifadesini bulur. ok sonra kanunlara, hukuk normlarna intikal eder. Demek ki hu kuk kaidelerinde ifadesini bulan davran rnekleri, uzun zaman topluluk hayatnn tabi cereyannda tekarrr etmi olan uzlama lardr. Bunlar, ferdin teemml ve kararnn mahsul deil, ayn toplumda yaayan, ayn ihtiyalar karsnda kalan birok fertile* rin birbirlerinin varlklar ile badaabilen yegne davran ekil leridir. Bunlar, ferd iradeleri tarafndan deil, tabi cemiyet haya tnn ihtiyalar tarafndan seilmilerdir. Cemiyet kendi baka artlarn sahyan davran tiplerini ferde u veya bu ekilde, ok defa gayr uur olarak kabul ettirmitir. O halde rf - det, adap, hukuk normlarnda ifadesini bulmu davran rnekleri, yzyllar boyunca srp giden sosyal tecribe sonunda tekarrr eden muva zeneler, sosyal uzlamalardr. Ferdin bu davran modellerini ma kul ekilde izah teebbs, bunlarn teekklnden ve yerleme lerinden ok sonradr. Demek ki, SUMNER'in, sosyal darvinist grleri ile, halk tarzlar hakkndaki izahlar arasnda birleme noktas, cemiyette her trl siyas tekilatlanmadan evvel ve onun teekklnden son ra yanbamda, mevcut olan ve devam eden spontane tabi - sosyal kuvvetler oyununun yaratt bir dzen kavramdr. Bu spontane dzen hakknda, insann itima tab'ma dayanan tesanterin veya itima mukavelecilerin iddialar ile, insann mcadeleci tab'ma dayanan, daha dorusu btn organik lemde cri olan ha yat mcadelesi kanununun insan kendi hkmi haricinde brak madn kabul eden sosyal darvinist gr, yalnz, bu dzenin ku rulu tarz hususunda birbirinden ayrlr: birincilere gre insan, dier insanlara kar bir yaknlama arzusu ile doar ve gayr uur
210

- m i'>

f i ; .(im#. wnfMmwww*wwi>'~iiww-

w a w*^wir*wm^qjiiBiw^

de olsa, onlara destek olur, onlardan yardm grr; ikincilere gre ise ferd kendi bakasm salamak iin dier ferdlerle ayn dnya ni meti urana yarmak zorunda olduundan, bu yarmann kar lkl imhaya varmayacak bir haddinde karar klmaya gayn uur olarak zorlanr. te, bir tarafdan ferdler aras yarmann icaplar, dier taraftan bu yarmann insan nev'ini imha edecek dereceye varmamas lzumu, toplum iinde birtakm uzlama hadlerinde karar klnmasn gerektirir. Btn bu vetire, uurlu deil, tabidir. Tabiat plannn bir tecelli eklidir ki cemiyette birtakm halk tarz lar eklinde tezahr eder. Ancak bu kavram aklamak lzm dr : A Halk tarzlar (Folkways) ne demektir?

SUMNER'in icat ettii bu tabir, sosyologlarn ok iine yara m ve bilhassa her sosyolojik olay behemahal biolojik lemin ka nunlarna ircaa zorlamaktan sosyologlar kurtarmtr. Menei, ha yat mcadelesi de olsa, halk tarzlar ancak insan cemiyetine has, bu manada hakikaten itima vetirelerdir. Bu itibarla insan ce miyetine has bir vaka olan kltr n en ufak birimleri demektir (2). SUMNER bu tbirle birtakm davran veya dh ekil lerini murat eder. Ancak bunlar, ferdden ferde deien zel davra n ve dn ekilleri olmayp, bir zmrenin btn ferdlerinde benzer ve mterek olan dnme ve davranma kalplardr. Bun lar birtakm modeller (Pattern) dir. Bu davran ve dn tip Ieri, veya rnek Ieri nereden ileri gelmekte ve neden ayn ekilde srp gitmektedir? Geri bunlar da deiir, fakat uzun mddet kendilerini mteaddit nesillere kabul ettirdikten sonra. O halde bunlarn belli bir mrleri, belli bir e'kiUeri vardr. Bunlar ilk sosyal vaka tipleridir. Hem de rnek lemi, dsturlam vakalar. Zira bunlar, ferd iradesi zerine u veya bu ekilde bir bask yapmaktadrlar. Aksi takdirde birok ferdlerin ayn tarzda davran malarnn izah g olur. Bu tip davranlarn yaplmas gereken (2) MAURICE R. DAVIE Folkways, in Encyclopedia of the So cial Sciences.
211

bir erait iinde kalnca, ferd, umumiyetle bu tipe uyarak hareket etmektedir. Uymamak zor bir itir. Nadir vaki olmaktadr ve uy mayan rahatsz olmakta veya edilmektedir. Bu davran rnekle rine uyma ihtiyar bir ey olmadna gre, bu rneklerin ferdleri zorlama kuvvetini nereden aldklarn aratrmak lzmdr. Halk tarzlar kavramnn iine, bu kavramn icadndan ev vel herkezce kullanlan fakat farklar ve zellikleri zerinde iyice durulmam olan birok sosyal dzen ekilleri girmektedir; det, an'ane, teaml, grenek, rf, adap ve nihayet ahlk ve hukuk gibi eitli sosyal dzen nevilerini iine alan bu gnrique kavram, btn genellii ile ele alnmaldr. Btn bu saydmz dzenler arasnda esasl hususiyet farklar vardr. Fakat hepsinde mterek olan husus, ferd iradesine toplum tarafnda yklenen bir davran modelini temsil etmeleridir. SUMNER der ki Bioloji lrni iin hcreyi tetkik ne kadar nemli ise, cemiyet lmi iin de halk tarz larn tetkik o kadar nemlidir. (3). Halk tarzlarnn otoritesini, sadr olduklar yetkili makam lar da, yahut tabiat - st menelerde deil, belki bunlann teekkl tarzlarnda ve sebeblerinde aramak lzmdr. Halk tarz, ayn temel ihtiyac duyduklar zaman, birok insann, birbirine uygun veya birbirine benzer ekilde yapt basit, alela de hareketlerin sk sk tekrarlanmas ile meydana gelir. Birok in sann, kendi ahs menfaatlarn salamak iin sarfettikleri bu bir birine mmasil gayretler kitle - olaylarn tekil ederler. Bu kitle olaylar arzettikleri yeknesaklk ve tekerrr halleri ve birbirlerine pek fazla benzemeleri sebebiyle halk tarzlar n tekil eder ler. (4). Grlyor ki, halk tarzlar m meydana getiren vetire, kollektif itiyatlar yaratan vetiredir. Bunlarn teekklndeki zarurilik, sonunda insann bio - sosyal ihtiyalarnn karlanmasmdaki zaru rete irca edilmektedir. Ferdin bakaas, korunmas, neslini srdrmesi, hayatn emniyette hissetmesi, bir tabiat - st kuv(3) WILLIAM GRAHAM SUMNER Science of Society, p. 31 (M. R. DAVIE'den naklen a.g.e., Sri. 294). (4) MAURICE R. DAVIE a.g.e., ibidem.
212

vol. I,

vete tapmak, snmak istemesi gibi eitli ihtiyalar eitli halk tarzlarna vcut vermektedirler. Yukarda saydmz ihtiyalarn karlanmas iin ferdler, hi phesiz, batan birbirlerinden farkl denemelerde bulunurlar, bu farkl davran ekillerinden b i r d a n e s i genelleir, r n e k hali ne gelir, bundan sonra yegne davran usul olarak kkleir. Bu tek davran, acaba hangisi olacaktr ? Burada hangi kstas, eitli davranlardan birini rnek olarak tyin edecektir? Bu sorunun cevab da gene yarma ve seilme kanunlarna g re verilecektir. Muayyen bir ihtiyacn karlanmas iin, insanlarca bavurulan eitli yollar iinde b i r yol, bu ihtiyacn karlanma snda e n e l v e r i l i y o l olarak seilecektir. Bu sei ok de fa uurlu deildir. Yahut, ok defa hakikaten en elverili olan de il, belki byle z a n n e d i l e n yol seilir. Fakat bir kere seildi mi artk bu, yegne doru yol, gerekli davran vasfn alr. Byle ce Halk tarzlar,, vakalarn otoritesini kazanr (5). Bir ilkel toplumun insanna, herhangi bir durumda, neden fa lan veya filan ekilde hareket ettiini sorduunuz zaman, size ec dadm daima byle yapard da ondan cevabn verir. Kaidelemi davranlarn gerekesi bir kere byle yaplm olmak, ola gel mek, byle gelip byle gider olmak gibi, bir makuliyeti deil, belki tedenberi srp gitmek gibi bir eskilii ve tekrarlanm ol ma ifade eden bir izah eklidir. Bununla beraber, modern detler de byle teekkl eder. Bun lar da halk tarzlarnn teesss ile olur. Bir medeniyet, ferdlerin sinir sistemlerine ilemi halk tarzlarnn yeknu olarak grnr. Telefona, radyoya almak da, vaktiyle Posta arabasna almak gi bi halk tarzlar ile vaki olur. B Halk tarzlarnn eitli nevileri : Yukarda belirttiimiz gibi, bu kaplam geni kavramn iine muhtelif sosyal dzen nevileri girer ki bunlar, birbiiinden ayr nevi (5) WILLIAM GRAHAM SUMNER and A. G. KELLER The Science of Society, 1927, vol. I, P. 36-37, (Readings in Sociology, ed. by ALFRED M. LEE, 1957, Sh. 319) A Societal Perspective on Institutions.

au

ve tiptedir. Alelade halk tarzlar, tekrarlanm olmaktan, allm olmaktan baka bir zellii olmayan teamllerdir. Yemek yemek tarzndan elenme tarzna kadar mteaddit halk tarzlar bu mahi yettedir. Fakat, balangta farkllamam bir btn halindeki bu halk tarzlar iinden bir ksm belirli deer lerle cihazlanmaya, belirli ve dierlerinkinden farkl meyyideleri davet etmeye balar ki artk farkllama tahakkuk etmi demektir. Bu farkllama so nunda meydana gelen rf 1er,- dap ve ahlk kaideleri, hukuk normlar, hem esas itibariyle bir halk tarz olmann otoritesine sahip bulunurlar, ki bu vaka olmann kuvveti dir,, hem de maaer uurun yalnz kendilerine izafe ettii ve onlar alelade halk tarzlarn lan ayran bir deer in otoritesini ihraz ederler.

1) rfler (Mores)

SUMNER, gerek lafz gerek tatbik ekli itibariyle bu terimi Romadan almtr. SUMNER'e gre rfler, birtakm halk itiyat ve gelenekleridir ki itima iyilie gtrdkleri yolunda bir kymet hkmn tarlar ve her nekadar belli bir otoriteden sadr olmu deillerse de ferd zerinde, onun davranlarn kendilerine uydur mak hususunda bir bask icra ederler., rfler, bizim, hepimizin, herkes gibi yapmasn, zira bunda behemahal bir hikmet, bir fay da olduunu telkin ederler. Bylece, alelade halk tarzlarnda bu lunmayan bir kymetlendirme, makulletirme vetiresi cereyan eder (6). Mesel, bir kadna rastlayan bir adamn apkasn ama s alelade bir halk tarzdr. Buna uymazsa, gln olmay veya ka ba saylmay gze alm olur. Fakat iki karllk, cemiyetin temeli ni sarsacak bir ihll hareketidir, zira tek karl olmak art, rf (6) rfler bizim, hepimizin katld sosyal rite'lerdir. saatleri, yemek saatleri, aile hayat, cinsler aras itima mnasebetler, mlkiyet, elence ekilleri, seyahatler, tatiller, nezaket kaide leri, dergi ve kitaplann kullanlmas, ve hayatn saylamyacak kadar dier teferruat... hepsi bu rituel hareketlere dahildir. Her birimiz, herkes gibi yapar. Gerek insanln byk kitlesi iin, gerek btn dier hususlar hakknda, hepimize herkesin yapt gibi yapmak kaidesi kfi gelir. W. G. SUMNER Folkways, 1904 66, 68. in Sociologiacl Theory, edited by LE WIS A. COSES, BERNARD ROSENBERG, New York 1957.
214

< i i < i m i m, " i-p Htstmwi* <**>' &-rw- sf#*wt

,*h*r-t-wi9-w*^tmf#mwmm^w~w*,'W%^y'n^*iw

icabdr. Memleketimizde bir rnek verecek olursak, bir kzn, kendisini isteyen bir erkein ailesine kmas usul grc usul alelade bir halk tarzdr. Buna mukabil evlenmedii mddete be kretini muhafaza etmesi lzumu bir rf kaidesidir. Birincinin ih lli, grcye kmann reddi, nihayet bir adetin reddidir. Ancak belirli blge ve zmrelerde tenkit konusu olabilir, ikinci normun ihlli, ihll eden aleyhine iddetli tenkidi davet eder, zira bu ce miyet iin hayat sanlan bir rfn ihllidir. SUMNER, rfler kar sndaki tavrmz derinliine bir tahlile tabi tutar ve modem in sann, rf sultasndan kurtulma derecesini mnakaa eder : rfler bize mazide gelirler, her ferd atmosferin iine dodu u gibi, rflerin de iine doar. Nasl bir bebek, halay teneffse balamadan onu tahlile teebbs edemezse, ferd de iinde doup byd rfleri, onlardan mteessir olmakszn tenkid etmeye mu vaffak olamaz. Ferdlerden her biri, rfler hakknda muhakeme yrtme kabiliyetini kazanmadan evvel, bunlarn tesir ve nfuzma maruz bulunur, bunlar tarafndan ekillendirilir, yetitirilir. Buna kar, u tarzda bir itirazda bulunulabilir : Mesel, hi deilse bugn biz, her gelenei tenkit ediyoruz ve bunlardan hi birini, srf bize maziden intikal etmi olduklar iin kabul ediyor deiliz. Fakat, biz, hakikaten hl rf halinde kalm olan baz mese lelerden balarsak, durumun byle olmadn vgrrz. Mesel ara mzda serbest ak taraftarlar vardr ki, bunlar ift karll dahi mnakaa ihtiyacn duyarlar. Bunlar kt yollara sapm alelade ferdler deildirler. Belki, makul bir ekilde bizim izdiva hakkn daki mevrus det ve ideallerimizi mnakaa etmek isterler ve bizi buna davet ederler. Bunlara gre, bizim bu det ve ideallerimiz hi te inandmz gibi mkemmel ve ulv deildirler. Fakat bu yeni fikirlerin sahipleri hibir zaman ciddiye alnmamlardr. Bir ksm da poligami lehine deliller serdederler fakat dinletecek ku lak bulamazlar. Daha bakalar mlkiyeti mnakaa ederler. Fa kat btn bu tartmalara, bu edeb gayret ve faaliyetlere ramen mlkiyet, vasiyet ve miras hakknda hibir mnakaa almamtr. Zira mlkiyet ve izdiva rflerdir. Bunlar, rflerde vukua ge~
215

lecek gayr - uur ve farkedilmez deiikliklerden baka hibir ey deitiremez. Keza, din, menei itibariyle bir rf meselesi idi. Sonradan bir cemiyet messesesi ve bir devlet fonksiyonu halini ald. Bugn ise, byk lde, gene rfe irca edildi. Kanunlar, din inan ve iba detleri ceza tehdidi altnda zorlamaktan hali kaldklarndan beri, herkes din hakknda diledii gibi dnp hareket edebilmektedir. Bu itibarla imdi dine hcum etmek iyi birey deildir. Dine ay kr yaynlar bugn, rflerce yasak edilmitir ve eskisinden daha fazla messir bir ekilde bastrlmlardr. Bunlar hibir mnaka ay tahrik etmemilerdir. Keza, Demokrasi, bizim Amerikan rflerimizdendir. O, bizim corafi ve iktisad artlarmzn mahsuldr. Onu mnakaa veya tenkit imknszdr. O, halkn houna gitsin diye tebcil edilir ve beylik bir hitabete konu tekil eder. Hi kimse onu, tam bir sami miyet ve safiyetle ele alamaz. Hikknse onu, aristokrasi veya otok rasiyi yapt gibi tahlile cesaret edemez. Ederse kendini dinlete cek kulak bulamaz ve kt. muameleye maruz kalr. Btn bu hallerde kaydedilmesi gereken husus, kitlelerin rf ler aleyhine olan btn delillere kulaklarm tkam olmalardr. Btn bu eyler, ancak, rf halinden hukuk ve mevzu messeseler haline intikal ettikten sonradr ki haklarnda tartma lar olur ve muhakemeler yrtlr. rfler, kendilerini mihenge vuracamz normu bizzat getirirler. Onlar, ancak kendilerinde meknuz olan normla lebiliriz. Biz, rfleri, tpk, yrmeyi, yeme i, nefes alma rendiimiz gibi, gayr - uur bir ekilde re niriz. Kitleler hibir zaman bizim nasl yrdmz, nasl ye diimizi, nasl nefes aldmz renmezler ve rflerin de niin byle olduklarnn hibir sebebini bilmezler. Bizde hayat uuru uyand zaman; rfleri, gelenek, det ve itiyat balar iin de zaten etrafmz sarm olan vakalar halinde bulmaktayz, rfler, kendileriyle yekvcut bir halde m e f h u m l a r , d o k t r i n ' Ieri, v e c i z e'leri ihtiva edebilirler, fakat kendileri v a k a lardn iba rettir. Onlar hal sigas iindedirler. Onlarn olmas lzmgelen ile, olacak ile, olabilin> ile, veya vaktiyle byleydi ile hibir alkalan yoktur. Meerki imdi olmakta olan bahis konusu olsun.
/
216

rflerin katlna ve durgunluuna gelince; burada onlarn kendi meruiyetlerini kendi ilerinde tadklarna iaret ermeliyiz. Meyyideleri mistiktir. Olagelen'in otoritesini tar, rfler yeni domu nesilleri zorlarlar ve balarlar, rfler dnmeyi tahrik etmezler, belki gletirirler. Dnce, ancak vaktiyle rfn iinde dondurulmu olan dncedir, rfler, kendilerini slaha yarayacak hibir unsuru ihtiva etmezler. Onlar, hayat probleminin meselesi deil, cevabdrlar. Kendilerini niha ve deimez olarak takdim ederler. Zira onlar hakikat olarak takdim edilmi cevaplardr. rflerini, bizimkilerden pek geri telakki ettiimiz btn zm reler, kendi rflerinden, en az, bizim kendi rflerimizden memnun olduumuz kadar memnundurlar, rflerin iyilii veya ktl, unlarn hayat artlarna, yer ve zamana tabi menfaatlara intibaklar tndan ibarettir. rflerin kkleip de birtakm ar dogmatik meyyidelere sahip olmalar halinde artk bunlarn lzumundan fazla yaamalarna ahit olunur. Bunlar bsbtn kalplarlar ve artk hayat ihtiya lar karlamak iin domu olduklar halde yeni hayat artlan ile dan irtibatlarn kaybeder, bizzat gaye haline ykselirler. Kast sis temi, ocuklann evlendirilmesi, dullann gayn - insan artlan bu kabildendir. Ne zaman bir cemiyet, rflerinde byle bir hastaln alp yrmesine sahne olursa, tekrar yaamaya balamadan evvel zlmeli, dalmahdr. rflerin byle hastalanmalan halinde b tn bilgi, rflerin dsturlarn ifade etmi olan eski hakimlerin sz lerini hatralarda canlandrmaktan ibaret olur. Bu szler mukaddes kitaplarda yazlr ki onlarn her cmlesi, kendisine, bugnk merir faatlar durumundan veya herhangi bir akl mlhazadan tamamen r olarak itaat edilecek bir hatt - hareket kaidesi demektir. (7).
;

2) Ahlk ve adap kaideleri (M o rai s) : SUMNER'in halk tarz kavram, ahlk kaidelerini de iine almaktadr. Bunlar drst, namuslu yaama'nm nasl olduunu t yin eden halk tarzlandr ki birtakm memnuiyetler, yasaklar, emir(7) W. G. SUMNER Folkways, 1904, 180 - 83 (in Sociological The ory, 102 ve devam).
217

1er halinde belirirler. Bunlar muayyen davran tarzlar olarak tekarrr eder, sonradan bu tarzlar dsturlar halinde ifade edilirler. Demek ki, rf 1er, fiil davranlar vasfn muhafaza ettikleri hal de, ahlk, dsturla'unlm, doma haline konmu olan davran lar temsil eder. Ahlk'da, halk tarz, artk felsef ve etik bir me ruiyetin desteine sahip olur. Sadece byle yaplagelmek vasf na, bir de olmas lzmgelmek vasf ilve olur. Halk tarz ar tk, felsef bir makuliyete, etik bir meruiyete mazhar klnr. Dogmalar (8). 3) Hukuk : (Kanunlar) : Kanunlar, haddizatnda rflerden doar. Bu itibarla, bunlar da, belirli bir halk tarznn muayyen bir gelimeye vasl oluunu temsil ederler. Bu gelime ise, siyas bakmdan tekiltlanm bir zmre nin, kendi zel meyyidesini, henz rf seviyesinde bulunan bir halk tarzna ilve etmesidir. O halde, kanunlar, birer halk tarz ve rf olarak cemiyetin tasvibine, spontane meyyidesine sahip olduk tan baka ayrca, da, siyas organizasyonun zel meyyidesine ma liktirler. SUMNER, kkn rfe dayamayan, veya daha nceden bir halk tarz olarak teesss etmeyen davranlarn dorudan doruya ka nun emri olarak kabul ettirilmeye allmas hallerinde, tarihte, hemen daima rastlanan baarszlklar bununla izah eder : cemi yetin umum spontane tasvibine mazhar olmam, fiilen gelenek ha line gelmemi bir hususun, srf siyas tekiltn zel meyyidesi ile desteklenmesi kanun halini almasna kfi deildir. Tabir caizse bu kanun olur, fakat rflemez. Dolaysyla, siyas zecrin ulaa mad yerde yaamaz. O halde rfler, alelade halk tarzlar ile, hukuk arasndaki kp ry tekil ederler. Bu bakmdan ehemmiyetleri byktr. Kanun(8) W. G. SUMNER Bir toplumun belirli bir zamandaki ahlkiyeti (Morality) halk tarzlar iindeki birtakm tabular, memnuiyetler ve emirlerdir ki, bunlar drst hareketi tyin edi ci mahiyettedirler. Bu itibarla, ahlk kaideleri hibir zaman hads olamazlar. Bunlar tarih, messesev ve ampiriktirler. Folkways, p. 29 in Encyclopaedia of the Social Sciences.
218

larn tutunabilmesi, rfle tezat tekil etmemelerine bal olduuna gre asl tahavvln, evvel rflerde bagstermesi gerekecektir. u halde rflerle, ferd ahsiyet arasndaki mnasebeti aratrmak lzmdr. Acaba ferd ahsiyetin zellikleri rf karsnda erimeye mahkm mudur, yoksa ferd ahsiyet rflerin deimelerine mes sir bir rol oynayabilir mi ? SUMNER, burada mfrit bir determinizme kaplmaz. Ferd, rflerin teekkl de devamnda bir hi mesabesinde deildir. Bil kis, rflerin farkllamasnda ve tutunmasnda ferdin emsalsiz bir rol vardr. Esasen, rflerin tekml iin, ki bu bir vakadr, ev vel az veya ok bir deimenin vukua gelmesi lzmdr. Bu dei me ise, rflere birbirlerinden az ok farkl ekilde intibak eden muhtelif ferdlerin farkllndan ileri gelir. Hatt bazan ferdler, rflerde ni bir deimeyi (mutation) dahi tahrik edebilirler (9). Bir kaplamsal cemiyet (socit globale) ele alnd zaman, rflerin, bu cemiyet iindeki eitli zmrelerin kendi rfleri ara sndaki bir orta haddi temsil ettikleri grlr. Bir ferd, umumiyet le, kendi zel evresinin rfleri ile bu kaplamsal cemiyetin rfleri arasnda bocalar. Bunlar arasndaki tezad, ferdi, kaplamsal cemiye tin rfne, dierlerinden daha farkl bir tarzda intibaka zorlar. Bu hal, ayn kaplamsal cemiyet iinde ve fakat birbirlerinden farkl zmrelere mensup dier ferdler hakknda da varit olduundan, yava yava, cemiyetin mterek ve umum rflerinde baz dei meler mahede edilir (10). Deime konusunda, rflerin hikmeti - vcudunu tekil eden sosyal menfaatlann cinsi ok nemlidir. Eer rflerin deimesi, bunlarn karladklar ihtiyalar bakmndan hayat bir lzumu ifa de ediyorsa bu deime abuk olur. Mesel, ferdin bakaasL ile il gili rfler, maiet ihtiyacnn karlanmas usulleri ile ilgili rfler tekmle daha az mukavimdir. Zira, tekml demek, yeni hayat artlarna uymak demektir. Bu bakmdan, mesel, avlanmak usul(9) SUMNER and KELDER A Societal perspective on Institutions (in Science of Society, 1927, Vol. I, pp. 36-37), (Readings in Sociology ed. by A. M. LEE, 1957, Sh. 320). (10) MAURICE R. DAVIE Folkways, (Encyclopaedia of the Social Sciences).
219

Ieri ile ilgili rfler, ibadet usulleri ile ilgili rflere nisbetle ok da ha abuk deiirler. Yeni bir avlanma usul abucak benimsenebilir. Buna mukabil, manevi ihtiyalarla ilgili rflerde deimeye mu kavemet derecesi ok yksektir (11). rfler belirli bir olgunlua eriince siyas bakmdan tekilt lanm cemiyetin taazzuv etmi meyyidesine mazhar olur ve hu kuk lar. SUMNER'e gre, haklar, kanunlara gemeden evvel rflerde mndemi bulunuyordu., rflerle hukuk arasnda keskin bir hudut hatt izmek imknszdr, fark meyyede eklindedir ki hukukta bu meyyede daha rasyonellemi ve tekiltlanmta. C SUMNER'in hizmetinin deeri :

SUMNER, esas itibariyle XIX uncu yzyln hkim felsef g rn tekil eden tekmlc ve faydac tezden hareket etmitir. Sosyal davran llerini tekil eden rflerin de ister istemez, gay r - uur bir ekilde tekml ettiini, ancak bunun pek yava ol mas sebebiyle farkedilemediini kabul eder. Ani deimeler na dirdir. Tamamen donup kalmalar da, kendisinin syledii gibi, bir nevi hastalanma, bozulma almetidir. rflerin bu tedrici tekml, yeni hayat artlarna daha elve rili rflerin zuhuru ve eskilerini unutturmas ile vaki olmaktadr. Hukuk ile rf arasndaki mnasebet bu kadar sk bir ekilde vazedilince rfleri geride brakan radikal hukuk deimelerin SUMNER'ce tasvip edikniyecei aikrdr. Hususiyle tabi tekml oyunu eitli davran rnekleri hakknda da varit olduuna g re bu rnekler iinde serbest yarmay en iyi tanzim eden ekil seilip kalacaktr. Hukuk zorlamalar beyhudedir. Burada sosyal kanunlarn sdar aleyhindeki tavr kolay anlalr. Bunlar, cemi yetin zorlanmalardr. Sosyolojik bakmdan, SUMNER'in ehemmiyeti, sosyal haya tn kendi kendini ister istemez tanzim etmekte olduu n kefediidir. tima tanzim vakas cemiyetin zarur bir mahsuldr. Bir (11) SUMNER and KELLER Societal perspective a.g.y..
220

on Institutions.

emri vakidir. Cemiyetin bakaas iin zarur ve her trl ferd karar ve teemmlden mukaddem bir vetiredir. Ancak, SUMNER, cemiyette teesss eden nizamn vastalar ve eitleri hakknda tam bir vuzuha sahip grnmemektedir. GURVTCH'in kanaatnca SUMNER, cemiyetteki dzeni salyan dav ran rneklerinin saiklerini, tecelli ettirdikleri deeri ve nihayet bunlar arasndaki neviyet farkn grememitir (12). Mesel srf alkanlk vasfnda olan kollektif itiyatlarla, kltrel tanzimi ten> sil eden ahlk, rf, hukuk davranlar arasnda, nihayet kanun yoluyla salanan ve dtan gelen teknik tanzim arasnda esasl bir fark gzetmemektedir. SUMNER, btn bu eitli sosyal tanzim vastalarn, mahiyet ve neviyet bakmndan ayn olup, yalnz meyyedelerinin iddet ve kesafet derecesi farkl halk tarzlar olarak takdim etmektedir ki bu, kifayetsizdir. SUMNER'in bu eksikliini, Amerikan sosyolojisinin dier bir kurucusu olan E, A. ROSS'ta ele alnm olarak buluruz. . 55 E. A. ROSS (1856 - 1951) ve Sosyal Kontrol kavram : A ahsiyeti ve temaylleri : Amerikan sosyologlar iinde ilim ile tatbikat arasndaki alka zerinde en fazla srar eden ve Sosyal ilimleri, sosyal slahata tah rik eden fikr faktrler olarak alan, sosyolojik konular herkezin il gilenecei ekilde vazedip aklamakta byk bir maharet gste ren en dikkate deer ahsiyet phesiz ki ROSS'tur. Aa yukar elli yl sren niversite profesrl srasnda, bir taraftan cemi yet olaylarnn tbi olduklar kanunlar bulmaya alrken, bir ta raftan da gerek Amerika'nn, gerek dnyann dier memleketleri nin karlatklar mkl sosyal problemlere pratik areler ara makla megul olmutur. ROSS, nazar endieleri gaalip, kl krka yarmaya alan titiz bilgin tipinden ziyade, mme hayatnn me selelerine biran evvel ilmin n tutmak isteyen geni malmat sahibi ve dnya ilerinin dikkatli bir takipisi olmutur. Yeni sos(12) GEORGES GTJRVITCH Sociology of Law, London, 1953, Sh. 18, SUMNER,, muhtelif halk tarzlar arasndaki ihtilflar, bir birlerine irca kabil olmayan prensipler arasndaki ihtilflar olarak grmez. Bunlarn birbirinin devam olmadn farketmez.
221

yal buhranlar ve bunlara are bulma denemelerini, mhim sosyal deimeleri, dnyann neresinde olursa olsun, derhal tetkik ve m ahede etmek, bunlar karsnda Sosyolodiden ne nisbette faydala nlabileceini tyin etmek istemitir. Amerikann plutokratik cemi yet nizamndan, partizan politikaclktan ikyet etmi, ahlk buh ran, endstri mnasebetlerinin bozukluu, gmen probleminin tekil ettii tehlike, basnn kapitalist menfaatlarn tesiri altnda bozuluu ve kadn iilerin durumlar ilh.. gibi eitli mahall me seleler hakknda vgarizasyon eserleri vermi (1), bundan baka Meksikadan Rusyaya ve Hindistan'dan svee kadar, sosyal reform yapmaya alan eitli memleketlere seyahat ederek bu sosyal tec rbeleri bizzat mahede etmi ve konularla ilgili dikkate deer eserler vermitir(2). ROSS'ta biz, spencer'ci tezin aksine olarak, Kara Avrupasmda COMTE'un, Amerika da WARD'un temsil ettikleri slahat Sos yoloji tezinin devamn grmekteyiz. Cemiyetin yeniden tanzimi konusunda Sosyolojiden faydalanlmas meselesi, bizi ister istemez pratik Hukuk Sosyolojisi problemleri ile karlatrmaktadr ki ROSS'un Sosyal kontrol (Social Control) kavram bu bakmdan son derece ilgi ekici olmutur. O, cemiyetin hem s p o n t a n e d zenlerle, hem de insan eli demi dzen ekilleri ile birlikte tan zim edilmekte olduuna kanadr. Bu itibarla teki bir grn dar lna saplanmamaktadr. Cemiyette kendiliinden teesss eden bir dzen vardr, lkin bu dzen, belirli gelime safhalarna vasl olu nunca kifayetsizliini ifaa eder ve cemiyet hayat karmak bir se viyeye gelince behemahal uurlu ve iraad bir tanzime ihtiya his sedilir. te hukuk dediimiz organize sosyal kontrol budur. Bu hususlara aada tekrar temas edeceiz. Ancak daha evvel ROSS'un

(1) E. A. ROSS Sin and Society, Boston, 1907. (2) E. A. ROSS Changing America, 1912; The Changing Chinese 1911; The Social Revolution in Mexico 1923; The Social Trend 1922; World Drift; Russia in Upheavel; Standing Room Only 1927; The Old World in the New, New York 1914; The Russian Bolshevik Revolution, 1921. BOGARDUS ROSS and Social Changes in The Develop ment of Social Thought, 1955, Sh. 522 - 539.
222

umum Sosyolojik teorisini ele alalm ve kendisinin Sosyal Kontrol kavramna verdii deiik manalar belirtmeye alalm. B Sosyolojinin konusu : sosyal vetire ROSS'un asl ilm hizmetlerini ihtiva eden belli bal eserleri unlardr : The Foundation of Sociology, Social Psychology, Principles of Sociology, ve Social Control. ROSS'a gre Sosyolojinin asl tetkik konusu social process (sosyal vetire) dir. imdiye kadar Sosyolojinin tetkik konusu ola rak ele alnan balca sosyal vaka tipleri ise guruplara, mnase>betler, messeselen>, emperatifler ve yeknesaklklara dr. Bun lardan herhangi birisi asl sosyal vaka olarak el alnr ve bundan dierleri istihraca kalklrsa hata edilmi olunur. Hakikatte bu be tip sosyal vakaay da iine alan gnrique kavram spsyal vetire dir. Sosyal vetireyi yaratan unsurlarsa esas itibariyle sosyal kar lkl tesir (social interaction) ve bunu mmkn klan muhit art lardr, insanlar belirli bir toprak parasn mtereken igal edip uzunca mddet bunun zerinde birbirleriyle hallemeye, uzlama ya balaynca ilkel sosyal vetire cereyana balar. Ancak insanlar birbirleriyle tesirleme haline koyan hakiki sikler nelerdir? ROSS, bu sikleri sosyal kuvvetler olarak tavsif eder, ve bunlarn izah n tamamen psikolojik ynden yapar. ROSS'a gre btn sosyal vetireye vcut veren bu muharrik kuvvetler ya insann biolojik tab'ma dayanan Tabi a r z u l a r dr, yahut ta uzun mddet cemiyet iinde yaamaktan domu Kltrel arzular yani mktesep sosyal ihtiyalardr: din, ahlk ve fikr arzular gibi. Bylece tabi arzular arasnda itihalar (alk, susuzluk, cins itiha), haz ve elem (korku, elemden nef ret, refah, arzusu, cins zevk), hodgm arzular (utanma, zenme, hrriyet hissi, zafer, iktidar), teessr arzular (sempati, sosyabilite, ak, kin, kskanlk, hiddet, intikam) oyun arzular (elence zevki, kendini anlatma zevki v.s.) zikredilir. Kltrel arzular ise din, ahlak, estetik, ve fikr olahlara blnr. (3). ROSS'a gre btn (3) SOROKIN'den naklen : Les Thories Sociologiques Contempo raines (Tr. par RENE VERRIER), Paris, 1938, Sh. 462.
223

bu eit eit a r z u l a r cemiyeti ekillendiren, tarihi yapan kar mak menfaat tiplerinde kaynam birer btn tekil etmitir. Bunlar bir takm alka ve menfaat tiplerini patterns of interests meydana getirmilerdir (4). ROSS, sosyal kuvvetlerin birbirleriyle tesirlemesinden doan sosyal vetireleri, umumiyetle, uzlatrc, badatrc olanlarla; paralayc, bozucu olanlarn ayrt etmek ve karlatrmak sure tiyle tetkik eder. Hatta bunlarn, birok hallerde birbirlerinin tesirlerini tdil ederek sosyal muvazeneleri meydana getirdiklerine iaret eder. Principles of Sociology adl eserinde ilkel sosyal ve tireleri esas itibariyle iki blmde inceler: a) muhitin, cemiyetin gelimesinde icra ettii hudutlandnc ve tayin edici tesirler, igal fenomesi ile sosyal fonksiyon arasndaki mnasebetler, b) Yeni letirme ve slah vetireleri. Nfus deimeleri, ehirleme vetireleri, cinsler aras mnasebetler ilh.. Asl sosyal vetirelerin iinde birleme (association), haberleme ve mnasebet tesis etme (communication), tahakkm (dominati on), istismar (exploitation), ibirlii (cooperation) gibi birletirici karakterde olanlarla; mcadele (competition), rekabet, kar gel me gibi bozucu karakterde olanlar vardr. Fakat btn bu zt ve rirlerin cereyan toplumda farkllama dediimiz vetireyi mey dana getirir ki bu da cemiyetin lgn bir durgunluk iinde kal masn nleyen, eitli sosyal deimeleri ve gelimeleri mmkn klan bir faktr roln oynar. ROSS'un sosyal vetiryi kendilerine icra ettii sosyal kuvvet ler veya sosyal tesirleme kavramlar ve bilhassa bunlar arasn daki irtibat tesis ekli ok tenkit konusu olmutur. Sosyal vetirele rin snflanmas ise salam llere dayanmaktan uzaktr. O, mnferid sosyal vetireleri tahlilde baari gstermise de bunlar arasn daki irtibat tesise muvaffak olamamtr (5). (4) BARNES An introduction to the History od Sociology, Chi cago - Illinois,, 1948, Sh. 825. (5) BARNES An introduction to the History od Sociology, Chi cago - Illinois, Sh. 827 - 828.
224

Bununla beraber ROSS'un asl rol Sosyal Kontrob kavram n icad ediinde ve cemiyet hayatndaki muvazeneyi tesis eden e itli sosyal tazyiklerin varlm haber veriindedir. C Sosyal Kontrol ve eitleri : Sosyal Kontrol terimi Amerikan Sosyolojisinde ok tutun mu ve ok geni bir anlam kazanmtr (6). O kadar ki son za manlarda bu terimin kazand genilik kendisinden faydalanlma sn zorlatrmaya balamtr (7). Terimin ilk defa ROSS'un ver dii anlamda kullanlmas ise, SUMNER'in icad olan halk tar z kavramndan daha elverili bir gnrique kavramn Sosyoloji ye girmesini salamtr. ROSS, insann, d tabiat olaylarnn menfi tesirlerinden kur tulmak iin trl icadlarda bulunduunu, su tamasna kar sed ler, yangna kar sndrme aletleri imal ettiini iaret ederek, biz zat kendi nevinin ferdlerinde mahede ettii tehlikeli ihtiraslara kar da bir tedbir bulmasnn tabi birey olacan syler, tnsan topluluklan' mterek bir tehlike ile karlap mtereken gayret sarfetmek zorunda kalnca ele alnacak ilk mesele tembel, korkak veya kaytanc tiplerin ie katlmaya sevkedilmesi olmutur. nsan f opluluklan bu ihtiyac, hemen hemen uunna varmadan karla maya temayl etmi ve sosyal hayat ancak, bu gibiler zerinde bask yaratmak suretiyle mmkn olmutur. Kollektif ite herkesin kendine den klfeti yklenmesinde daima bir titizlik mahede edilmitir, Hususiyle kollektif gayretin meyvas olan nimetlerden faydalanma da ancak kollektif ekilde mmkn oluyor, yani her kesin hissesi aka blnemiyorsa, bu fayday salyacak kollektif gayrete behemahal herkesi katma endiesi bir sosyal basky mey dana getirmitir. Bir savaa, bir sed inasna, bir istilaya kar koy maya itirak mecbur tutulmutur, zira bu gayretlerin nimetlerin den faydalanma ister istemez kollektif olacaktr. lk asl ibirliini (6) H. EVERETT Social Control (Encyclopaedia of the Social Sciences). (7) KARL N. LLEWLLYN Law and the Social Sciences (Harvard Law Review, Vol. 62, Sh. 1287, Sene : 1948). 225

tekil eden savan neden cidd bir disiplini gerektirdii ancak bu vetire ile izah edilebilir. Demek ki, insan cemiyetlerinde ilk sosyal kontrol kollektif gayretlerin baanlabilmesi zaruretinden domu, dik ballar, kor kaklar, tembeller ister istemez ie sevkediknilerdir. Bu sevkediliin trl yollan ve ekilleri olduu gibi, toplumun gelimesiyle dei en ve farkllaan trl bask tipleri de zuhur etmitir. Umum ola rak denebilir ki, sosyal kontrol, toplumun kendi arzu ve taleplerine uydurmak iin ferd davran zerinde yapt basky ifade eder. zira, u veya bu ekilde birtakm tahdidler, kaydlamalar olmasayd asker, siyas, ticar veya terbiyev olsun hibir nevi tekilatlanma dan faydalanmak mmkn olmazd. O halde, ilkel veya mtek mil olsun btn bu sosyal tekilatlanmalar, bize, toplumun, ferd davran zerindeki eitli basklarnn aikr delilleri olarak g rnmektedirler (8). . Sosyal kontroller esas itibariyle iki byk blme ayrlabilirler : a) Zmrenin, ferd davran kontrol ediinin tamamen spontane ve teemmlsz bir tarzda vaki olmas : telkin, ikna, idealler arz, ky metler zerkedilmesi, umum efkrn tesiri ilh.. gibi ki ilkel toplum larda rf- det basks bunun en tipik rneidir. ROSS buna sos yal tesirler der (Social influences). b) Zmrenin ferd zerinde irad e uurlu bir ekilde bask yap mas. Zmre, arzu edilmiyen davramlan bastrmak, arzu edilenleri tevik etmek iin ferde birtakm intibaklar empoze eder ki, ite asl manasyla sosyal kontrol budur. Birincilerin, hiss kkleri vardr, ve bunlar ROSS'a gre, top lumun faydas ile ilgili deildirler. Bunlar bir sosyal nizam ta hakkuk ettirmekten ziyade, kendisine ahlki nizam deyebilecei miz bir durumu tahakkuk ettirmeye matufturlar. Bunlar etik mahi yette nizam temelleridir. kinciler ise (ki asl sosyal kontrol budur) Hukuk, Din, Me rasim, Eitim v. s. gibi esasl bir ekilde irad, gayeli, ve teemml(8) P. A. ROSS Social Control, in LEWIS A. COSER and BER NARD. ROSENBERG Sociological Theory, New York, 1957. S. 98 v.d.). V 126

dirler. Bunlar sureti rnafosusada, dnlerek, muayyen maksadlara yardm iin vaz ve sdar edilirler. Bunlar, toplum iinde tekiltl aznln kontrol altndadrlar. Bunlar, kh topluluk menfaatna, kh snf menfaatna olarak siyaset aletleri sfatyla kullanlrlar. ROSS bunlara siyas destekler der. Ancak burada siyas tabiri asl manasmdadir : Devletin idamesi ile ilgili olma manasnda. ROSS, hangi hallerde etik mahiyetteki basklarn, hangi hal lerde siyas mahiyetteki basklarn kullanlmakta olduunu u tasnif dairesinde aklar : I Siyas tanzim vastalarnn kullanlma halleri (sosyal kont rol : Hukuk v. s. ) 1 Bir arada yaatlacak halk unsurlarnn birbirine antipatik ve kavgac davranmalar halinde. 2 Ferd iradelerin ve refahn plnl kontrole tbi tutulmas halinde. 3 Esas tekiltn stat farklarn kalplattrmas, dondurmas halinde. 4 ktisad artlar arasnda farkllk ve bunlardan doan im knlar arasnda byk mesafeler, nispetsizlikler bulun mas halinde. 5 Irklar, smflar ve cinsler arasnda istismar mnasebetinin mevcudiyeti halinde. Btn bu hallerde sosyal kontroln ferde korkutma ve zarar verme yoluyla tatbiki tercih edilir (ceza meyyedelere dayanan hukuk ve siyas bask) II Etik vastalarla tanzim' ise, bu vastalar daha tenvir edici, daha ikna edici mahiyette olduklarndan u hallerde tercih edilmektedirler : 1 'Halkm etnik bakmdan mtecanis oluu nispetinde, 2 Kltrn yeknasak ve yaygn olmas nisbetmde, 3 Halk iinde gerek sosyal unsurlarn gerek bunlar arasn daki mnasebetlerin sk ve dostane olmas nispetinde.
237

4 Ferdlerden istenen toplum klfetlerinin hafif olmas nisbetinde, 5 Elsas tekiltn sosyal stat farklarm veya tufeylilik m nasebetini teyit etmemesi ve mterek iptida adalet an layna uymas nispetinde. Grlyor ki, ROSS'un srarla stnde durduu husus, cemiyet nizamnn srf rflerin gelimesi ve sonunda tekiltl meyyedelere mazhar olmas suretiyle teekkl edecek bir nevi spontane hu kuk nizama terk edilemiyecei noktasdr. O, LASTER WARD gibi, cemiyette birtakm nizam tiplerinin, sureti mahsusada, uurlu bir maksad takiben vaz ve sdar edilmek suretiyle tesis edilmek te oluuna dikkati ekmekte ve bu uurlu, zecr sosyal kontrol, manev sosyal tesirler'den ayrd etmektedir. ROSS'a gre Hukuk, nizam binasnn temel tadr. Cemiyet tarafndan istimal edilen en fazla ihtisaslam, ve son derece tekml etmi bir kontrol ci hazdr. Hukuk kaideleri, ne yeknasaktrlar, ne de deimez ma hiyettedirler. Onlar, cemiyetin iinde bulunduu durumla muta bakat halindedirler. (9). Bununla beraber, bu mutabakat, hukukun, cemiyet artlarnn passif bir sonucu olarak telkki edilmesini gerektirmez. ROSS, hu kuk dediimiz sosyal kontrol nevinin, cemiyet artlan kaale alna rak irad bir ekilde vazedilmi nizam kaideleri olduunda srar eder. Cemiyet artlanndaki farkllama, farkl dzenleme ekilleri ni zarur klabilir. Grlyorki, ROSS'un grleri hukuka, cemi yetteki fonksiyonu bakmndan bir mn vermekte, onun bir sos yal slah vastas olduunu im etmektedir. Bu fikirler, sonradan tannm amerikan hukukusu ROSCOE POUND'un eserlerinde zengin sonulara vardrlmtr. D ROSS'un grlerinin tenkidi: ROSS, tpk SUMNER gibi, ileri srd enteresan fikirleri ile, hususiyle Sosyal Kontrol kavram ile bir Hukuk Sosyolojisi nin haberciliini yapmsa da bu yeni ilmin kurucusu olmaya hak (9) GEORGES GURVTCH Sociology of Law, London 1953, Sn.
19.
228

HM&i: >*J**u;wjMtWMtJOifft^*IW.(*t*|(M(***<**p*'

kazanamamtr. ROSS?un bir taraftan sosyal teshier (Social influences) dier taraftan sosyal kontrol tipleri arasnda yapb tefrik kendi iddiasna gre kesin olmakla beraber, hakikatta (kont rol vastalaryla (kontrol metodlan) ve (kontrol nevileri)nin bir birine kartrlmasndan domaktadr. Bu, arada bir ayrd yapma nn lzumsuzluu anlamna deil, belki ayrdn yanl kstasa gre yaplm olduu anlammadr. Mesel sosyal kontrol kavram, iine ahlk, hukuk ve idin gibi birbirinden farkl kymet 1re hizmet eden, cemiyette birbirinden farkl gayeleri tahakkuk ettir mek suretiyle bir dzen hali yaratan ayr ayr tanzim ekillerini de almaktadr. Bunlardan her biri mstakil sosyal kontrol nevileri H tekil eder. Bu sosyal kontrol nevilerinden herbiri ferde tesir eder ken muhtelif vastalardan faydalanr, ikna veya icbar edebilir. Tel kin yoluyla, tehdit yoluyla, tazyik ile, yahut u veya bu ekilde ferd ruhlara nfuz ederek hkmn icra edebilir. Bu vastalar, bu ayr nevi kontrol tiplerinden her biri kullanabilir. Bunlarn ara sndaki fark, kullandktan vastalardan ileri gelmemektedir. Mese l, hukuk hibir zaman yalnz tazyik veya zecir le messiriyet ans kazanmaz. Hukukun meyyidesinden haberdar olmayan bir ferd de ona itaat edebilir. Bu itaat gelenekle ona alm olmak tan; yahut itaatin lzumlu, meru, dilne bir jest olduuna inan drlm olmaktan ileri gelebilir. Keza Din yalnz ikna ile deil, bazan cebirle, manev tehdidle hkmn yrtmeye bavurmu olabilir. O halde, sosyal kontroln icra vastas, bunun nev'ini ta yine kfi bir kstas deildir. Sosyal kontroln, kendisinden messiriyet gcn ald vaka ya, veya kaynaa gelince bunlar itimailik ekilleri (sociabilit), zmreler veya yekni cemiyetlerdir ki herbiri eitli kontrol nevi lerine ayn zamanda vcut verebilecek nih sosyal gereklikleri temsil eder. O halde bunlara dayanan bir tefrik te yaplamaz. Yal nz yekun cemiyetler deil, zmreler de trl sosyal kontrol nevi lerini kullanabilir, bunlara istinat edebilir, hatta bunlar yaratabi lir. Hukuk, sadece siyas vastann sahibi olan Devletin sdar ettii bir sosyal kontrol nevi deildir. Halbuki ROSS yalnz bunun ze rinde durmu, hukuk nizam yegne nizam saym, baka dzen lerin hususiyle zmre dzenlerinin farkna varmam, etik saha ile hukuk arasnda keskin hudutlar izerek, sonunda hukuk d229

zeni her trl ideal unsurdan r, srf siyas ve teknik bir dzen Basitasi olarak tannmtr (10). Hukuk, ahlk, din, haddi zatnda ayr ayr kymetleri yaat maya alan ayr ayr kymetlerden ilham alan farkl sosyal d zenlerin vastalardr. Hukukta adalet idesi, ahlkta hayr idesi, dinde kudsiyet idesi ifadesini bulur. Bunlarn farkl muh tevalar, farkl fonksiyonlar vardr. ROSS bu farklar ayrd ede memitir. Bu itibarla, hizmeti, daha ziyade kendisinden sonra gelenlerin aratrmalarna zemin hazrlamaya yaramtr. (10) GEORGES GURVTCH Sociology of Law, London, 1953,, Sh. 21 Keza : GEORGES GURVTCH Le Contrle Sociale (La Socio logie au XX ime Sicle T : I; Les Grands Problmes de la So ciologie). Paris,, 1947, Sh. 271-301.

Ya z a r n

Yaynlar

I DKRS KTAPLARI : 1 Hukuk Sosyolojisi. Akm Matbaaclk LTD. Ortakl. 221 Sahife. Ankara 1955 (Mevcudu kalmamtr) 2 Hukuk Sosyolojisi. Son Havadis Matbaas. kinci Basm (ta dil grm) 248 Sahife. Ankara, ,1956, (Mevcudu kalmamtr)" II SSTEMATK ESERLER VE MONOGRAFLER: 3 Hukuk Sosyolojisi : Sosyoloji Asndan Hukuk. Cilt : I Konu, Problemler, ncler Gzel San'atlar Matbaas. 384 Sahife. Ankara 1960 (Mevcudu kalmamtr) 4 XIX. Yzyl Sosyologlarnda Hukuk Anlay. Matbaas. 230 .Sahife. Ankara 1961 Ajans - Trk Seliloz

5 Kanuna Kar Hiyle (Kanundan Kanma Yollan). Basmevi. 296 Sahife. zmit 1950

6 XX. Yzylda Tabi Hukuk Rnesans. stikll Matbaaclk ve Gazetecilik Koli. Ort. 216 Sahife. Ankara 1953. 7 Eski srail Hukukunun Mene'i ve Babil Hukuku ile Mnase beti (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt: 5 Say: 1-4, sn. 284-433) Ankara 1948 8 Dogmatik ve Sosyolojik Bakmdan Husus Hukukta ltihak! kidler Meselesi (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt : 3 Say : 1 - 3 sh. 454-505) Ankara 1946. 9 Devletler Husus Hukukunda Tavsif htilflar (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt: 6 Say: 1-4 sh 80-142) Ankara 1948 10 tima bakmdan Sigorta (alma Bakanl, alma Der. Say: 16) Ankara 1947 Ut

11 Sigortann Sosyal Rol (alma Bakanl, Say : 15) Ankara 1947

alma Der.

12 Hiyle - i er'iyye (Osmanl Tarih Deyimleri ve Terimleri Sz l, Pasikl : IX, Sh : 834) Ankara, 1950 13 Hukuk Sosyolojisi (Trk Sosyoloji Cemiyeti yayn : Sosyoloji Dnyas, Say : 1 ) stanbul 1950. 14 Etibank ve Sosyal Politikas (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt : XIII, Say : 1 - 2 sh. 287 - 328 15 Hukuk Sosyolojisinin ncs olarak : Montesquieu (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt : XIV Say : 1 - 4 sh. 179 - 219) Ankara 1959 16 Kadnlarn alma Saikleri ve Kadn Kazancnn Aile Bdeindeki Rol: (Kad. Sos. Hay. Tetkik Kurumu Yaynlan, Say : 4 ) <776 alan Kadn zerinde yaplm anket neti celeri. ngilizce zet dahil) Kltr Matbaas, Ankara, 1957 (XXXVI + 36) Sahife. III YARGITAY KARARLARI TAHLL : 17 Evlenme mnasebetiyle verilen Arlk veya Balk paras hakknda. ( J u r i s d i c t i o. Yl : I Say : 1 sh. 51 - 55), Anka ra 1956 18 Nianllk ve Serbest Birleme kavramlar ( J u r i s d i c t i o . Yl: I Say: 4 sh. 343). hakknda.

19 Umum Sulardan stifadede teamle baklmas hakknda. ( J u r i s d i c t i o . Yl: I Say: 4 sh. 351) IV TERCEMELER : 1 renmek San'at (Marcel Prvost'dan). Zerbamat. Ankara 1944. (132 Sahife) (Mevcudu kalmamtr) 2 Tabi Hukuk ve Hukuk Pozitivizim (Henri de Page'dan) (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt: 2 Say: 1 Ayr Bas. Ankara 1944 3 Hukuk Felsefesi Konferanslar (Paul Cuche'den) (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt : 5, Say : 1 - 4. Ayr bas) Ankara 1948 , 4 Tabi Hukuk mu, yoksa Sezgiye dayanan Msbet Hukuk m u ? (Georges Gurvitch'den) (Ank. Huk. Fak. Der. Cil : 2 Say : 4. Ayr bas.) Ankara 1945 5 Trel Kiilik Kuram (Hkm ahsiyet Nazariyesi) (Marcel Waline'den) (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt: 2 Say 2 - 3 ) Anka ra 1945

6 ~ dar Mukaveleler (Marcel Wane'den) (Ank. Huk. Fak. DeT. Cilt : I, Say : 4), Ankara, 1944. 7 Hukuk Sosyolojisinin Konusu ve Problemleri (Georges Gurvitch'den) (Ank. Huk. Pak. Der. Cilt: 6 Say: 2 - 4 . Ayn bas) Ankara 1949. 8 Hukuk Sosyolojisinin Mbeirleri (Georges Gurvitch'ten) (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt : 7 Say : 1 - 2 ayn bas) Ankara 1950. 9 Hukuk Sosyolojisinin Kurucular : I - Durkheim (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt : 7, Say : 3 - 4. Ayn bas) Ankara 1950. 10 Hukuk Sosyolojisinin Kurucular : II - Dugruit, Lvy ve Hauriou Georges Gurvitch'den) (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt: 8, Say: 1-2, ayn bas) Ankara 1951. 11 Hukuk Sosyolojisinin Kurucular ve Bugnk Cereyanlar Georges Gurvitch'den) (Ank, Huk. Fak. Der. Cilt : 8 Say : 3 - 4) Ankara 1951. 12 Sistematik Hukuk Sosyolojisi (Georges Gurvitch'den) (Ank. Huk. Fak. Der. Cilt : 9 Say : 3 - 4, ayn bas) Ankara 1952. 13 Diferansiyel ve Jenetik Hukuk Sosyolojisi (Georges Gurvitchden) (Ank .Huk. Fak. Der. Cilt : 13. Say : 1 - 2. Ayn bas) An kara 1957. 14 nsanln Engil Gelecei (Bir Demokrasi Tarifi) (Povrel Davies'den) (Ankara Kltr Matbaas, 42 Sahife) Ankara 1957. 15 lim Gzyle Hayat Felsefesi (Jean Rostand'dan : Les Pen ses d'un Biologiste) (Pazar Postas, 25 Mart - 27 Mays saylan. Ankara 1951) 16 Fransz nsan Haklan Birlii Tz (nsan Haklan Dergi si, Cilt: 1, Say: 4,, sh. : 22-29). Ankara 19 17 Veto Hakk (Bulletin des Nations Unis'den) (nsan Haklan Dergisi Cilt : 4 Say : 38 Satife : 32) Ankara 1950 18 Milletleraras Adalet Divan (Jules Basdevant'dan) (nsan Haklan Dergisi, Cilt : 4, Say : 42-43 sh. 22 - 25) Ankara 19 19 Klsik Kapitalizm (Albert Pasquier"den : Les Doctrines Soci ales en France. 1950). (Pazar Postas: 27 Mays 1951) 20 Teebbsleri Devletletirme ve muhtelif Devletletirme ekil leri (R. Kothen'den : Les Problmes Sociaux Actuels. 1946) (Pazar Postas 20 Mays 1951) 213

21 Yeni Meseleler ve Sendikalizmin istikbali (Robert Goetz'den La Pense Syndicale Franaise : Militants et Thoriciens. 1948) (Pazar Postas 9 Syll 1951, .23 Eyll 1951) 22 Araierikada i Sendikalar (Victor Riesel ve Herbert Karrxs'den) (Ama Dergisi, Say : 9, 10, 11.) Ankara 1946 23 Particilik Zihniyeti (Ed. Claparde'den : La Morale et la Po litique 1940) (Pazar Postas. 2 Eyll 1951) 24 Kuvvet ve Ruh (Ed. Claparde'den : La Morale et la Politique) (Pazar Postas : 4 Mart 1951) 25 Drstlk (Ed. Claparde'den : La (Pazar Postas 29 Nisan 1951) Morale et la Politique)

26 Dnme Hrriyeti (Harold Laski'den) (Pazar Postas : 3 Ha ziran 1951) 27 Hrriyetin Mdafaas (Harold Laski'den) (Pazar Postas 19 Austos 1951) 28 Bir Plna gre tekiltlandrlm Cemiyet Meselesi (Aldous Huxley'den : La Fin et Les Moyes. 1937) (Pazar Postas : 4 Mart 1951) 29 Gaye ve Vastalar (Aldous Huxley'den : La Fin et Les Moyens. . 1937.) (Pazar Postasi 12, 19, 26 Austos 1951) 30 Medeniyet ve nan (Robert de Traz'dan : Civilisation) (Pa zar Postas : 12 Austos 1951) 31 Mlkiyet Hakknn Tarihi Tekml (F. Lassalle'den : Thorie des Droits Acquis) (Pazar Postas 20 Ocak 1952) 32 Bir ktisad Rlativizim tasavvurn (Andr Mauros'dan) Mes Songes que voici...) (Pazar Postas: 8 Temmuz 1951) 33 Ana Baha'nn Terbiyesi (Wilhelm Steckel'den) (Pazar Posta s : 13 Mays 1951) 34 Ferd Dnyalar (Andr Mauros'dan: Mes Songes que voici..) (Pazar Postas : 15 - 7 - 1951) 35 Gizli Hazine (Andr Mauros'dan : Mes (Pazar Postas : 17 - 6 - 1951) Songes que voici...)

36 Sonsuzluk .arpmalar (Andr Maurois'dan : Mes Songes que voici...) (Pazar Postas: 8-7-1951) 31 K Gn Dnm (Andr Maurois'dan : Mes voici...) (Pazar Postas: 22-7-1951) Songes que

38 Aka ve Dostlua dair dnceler (Abtoel Bonnad'dan. : L'Ami ti.) (Pazar Postas 5-8-1951) 39 Jack London (E. G. Sisson'dan) (Pazar Postas: 29-7-1981) 40 Uzaa bak ! (Alain'den : Propos sur le Bonheur) (Pazar Pos tas : 11-3-1951) 41 Efsaneler Efsanesi .(Andr Maurois'dan : Le Mythe des Mythes) (Dou Dergisi, Say 3 Ankara 1945) 42 zafi iinde Mutlak (Andr Maurois'dan) (Dou Dergisi, Y : 1 Say: 7.) Ankara 1945

You might also like