You are on page 1of 761

Risale-i Nur Klliyatndan

ualar





Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi

































Nereden: ENVAR NERYAT
Piyerloti Cad. Hacbey Apt. 10/3
Tel: 516 20 14 518 62 71
Fax: 516 20 42 ST.
Bask: Cihan Neriyat ve Matbaaclk
Tel: 507 27 33
1995 ST.

Her Hakk Mahfuzdur.
Risale-i Nur Klliyatndan
















ualar





Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi


































Diyanet leri Mavere Kurulunun 23.05.1956 gn ve saysz ehl-i vukuf raporuna
istinaden Afyon Ar Ceza Mahkemesince Bedizzaman Said Nursinin Kitab ve
sair evraklarnn kanuni mevzuata muhalif siyasi ve idari hibir mahzuru
grlmemi olmakla sz geen eserler 23.06.1956 gn ve 954/278 esas ve 955/218
karar sayl ve kaziye-i muhkeme haline gelen beraet karariyle ve yine Isparta Sorgu
Hakimliinin 11.09.1956 gn, 954/28 esas ve 956/65 karar sayl ve aynen kazye-i
muhkeme haline gelen meni muhakeme karariyle bilumum Nur Risaleleri
sahiplerine iade edilmitir.

Her hakk mahfuzdur.


--- sh:(:5) -------

kinci ua

Eskiehir Hapishanesinin Son Meyvesi
Otuzbirinci Lem'ann kinci ua
_
Onalt sene evvel, Eskiehir Hapishanesinde, arkadalarmn
tahliyeleriyle yalnz kaldm bir vakitte u ua, gayet acele, pek
noksan kalemimle, skntl, rahatszlk bir zamanda te'lif edildiinden
bir derece intizamsz olmakla beraber, bugnlerde tashih ederken iman
ve tevhid noktasnda pek ok kymetdar ve kuvvetli ve ehemmiyetli
grdm.
Said Nurs
["Allah Ehad" sm-i A'zamna Dair Yedinci Nkte-i A'zam Ve
Alt sm-i A'zamn Alt Nktesinin Yedincisi.]
htar
Bu risale benim nazarmda ok mhimdir. nki, iinde ok
mhim ve ince olan esrar- imaniye inkiaf ediyor. Bu risaleyi
anlayarak okuyan adam imann kurtarr inallah. Maatteessf ben
burada kimse ile gremediimden, kendime tebyiz edip
yazdramadm. Bu risalenin kymetini anlamak istersen, bata bulunan
kinci ve nc Meyve'yi ve hirdeki htimeyi ve htimeden iki
sahife evvelki mes'eleyi evvelce dikkatle okuduktan sonra tamamn
teenni ile mtalaa eyle!..




--- sh:(:6) -------








Alt sm-i A'zamn Alt Nktelerinin "Allah Ehad"e Dair
Yedinci Nkte-i A'zamdr
_,-...,_
.!;!;.,... yetinin bir muhteem nktesiyle,
mehur bir kasem-i Nebevnin iaretiyle ve ilhamyla hissettiim gayet
gzel ve ok irin ve nihayet derecede latif meyve-i tevhid ve
muktezisi ve hccetine dair bir nktedir.
te Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm yemin ettii vakit,
en ok istimal ve tekrar ile her zaman ferman ettii u
..,..-._.._.!,
kasemidir. Ve bu kasem gsteriyor ki, ecere-i kinatn en geni
dairesi ve en mntehas ve nihayat ve teferruat dahi Zt- Vhid-i
Ehad'in kudretiyle ve iradesiyledir. nki mahlukatn en mntehab ve
en mstesnas olan Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n nefsi, kendi
kendine mlik olmazsa ve ef'alinde serbest bulunmazsa ve harekt
baka bir ihtiyara bal ise; elbette hibir ey, hibir e'n, hibir hal,
hibir keyfiyet -cz' olsun kll olsun- o muhit iktidarn, o amil
ihtiyarn daire-i tasarrufunun haricinde olamaz. Evet, bu ok manidar
kasem-i Muhammed'nin (A.S.M.) ifade ettii gayet muazzam ve
muhit bir tevhid-i rububiyettir. Ve bu tevhidin isbatna dair yz belki
bin bahir brhanlar, Siracnnur olan Risale-i Nur'da beyan
edildiinden, bu hakikat- liyenin tafsilt ve isbatn ona havale
ederek bu kinci ua'da



--- sh:(:7) -------
muhtasar makam iinde bu ok ehemmiyetli hakikat- imaniyenin
birinci makamnda gayet latif ve tatl ve ok kymettar ve nurlu,
hadsiz semerelerinden kll meyvelerini gayet muhtasar bir surette
beyanla, o meyvelere benim kalbimi sevkeden zevklerime ve
hislerime iaret edilecek. kinci Makam'da ise bu kuds hakikatn
kll muktezisi ve esbab- mcibesi beyan edilir ve o muktezi bin
muktezilerin kuvvetindedirler. Ve nc Makam'da, o hakikat-
tevhidiyenin almetleri zikredilecek ve o almet yz almet
ve emare ve delil kuvvetindedirler.
Birinci Makam'n Birinci Meyvesi
Tevhid ve vahdette cemal-i lah ve kemal-i Rabban tezahr
eder. Eer vahdet olmazsa, o hazine-i ezeliye gizli kalr. Evet, hadsiz
cemal ve kemalt- lahiye ve nihayetsiz mehasin ve hsn- Rabban
ve hesabsz ihsanat ve baha-i Rahman ve gayetsiz kemal-i cemal-i
Samedan, ancak vahdet yinesinde ve vahdet vastasyla ecere-i
hilkatin nihayatndaki cz'iyatn smalarnda temerkz eden cilve-i
esmada grnr. Mesel; iktidarsz ve ihtiyarsz bir yavrunun
imdadna umulmadk bir yerden, yani kan ve fk ortasndan beyaz,
safi, temiz bir st gndermek olan cz' fiil ise; tevhid nazaryla
bakld vakit, birden btn yavrularn pek ok hrikulde ve pek ok
efkatkrane olan kll ve umum iaeleri ve vlidelerini onlara
msahhar etmeleriyle rahmet-i Rahman'n cemal-i lyezalsi kemal-i
aaa ile grnr. Eer tevhid nazaryla baklmazsa, o cemal gizlenir
ve o cz' iae dahi esbaba ve tesadfe ve tabiata havale edilir; btn
btn kymetini, belki mahiyetini kaybeder.
Hem mesel, mdhi bir hastalktan ifa bulmak, eer tevhid
nazaryla baklsa; birden zemin denilen hastahane-i kbrada bulunan
btn dertlilere, lem denilen eczahane-i ekberden illar ve
dermanlaryla ifa ihsan etmek yznde, Rahm-i Mutlak'n cemal-i
efkati ve mehasin-i rahmiyeti kll ve aaal bir surette grnr.
Eer tevhid nazaryla baklmazsa; o cz' fakat almane, basrane,
uurkrane olan ifa vermek dahi, camid illarn hasiyetlerine ve kr
kuvvete ve uursuz tabiata verilir. Btn btn mahiyetini ve
hikmetini ve kymetini kaybeder.




--- sh:(:8) -------
Bu makam mnasebetiyle hatra gelen bir salavatn bir
nktesini beyan ediyorum. yle ki: Namaz tesbihatnn hirinde
afilerde gayet mstamel ve mehur bir salavat olan
..-..-....,.,_..,..-....,._.._,,.!
,,.,,.,,,..,,..,..,:,., .,.,.._
nin ehemmiyeti yzndendir ki, insann hikmet-i hilkat ve srr-
cmiiyeti ise; her zaman, her dakika hlkna iltica ve yalvarmak ve
hamd ve kr etmek olduundan, insan dergh- lahiyeye kam
vurup sevkeden en keskin ve messir saik, hastalklar olduu gibi;
insan, kemal-i evk ile kre sevkeden ve tam manasyla minnetdar
edip hamdettiren tatl nimetler ise, bata ifalar ve devalar ve fiyetler
olduundan bu salavat- erife gayet merref ve manidar olmutur.
Ben bazan .,.,.._..-dedike, kre-i arz bir hastahane
suretinde ve madd ve manev btn dertlerin ve ihtiyalarn
dermanlarn ihsan eden f-i Hakik'nin pek aikr bir mevcudiyetini
ve kll bir efkatini ve kuds ve geni bir rahmiyetini hissediyorum.
Hem mesel: Dalaletin gayet mdhi manev elemini hisseden
bir adama, iman ile hidayet ihsan etmek, eer tevhid nazaryla baklsa,
birden o cz' ve fni ve ciz adam btn kinatn hlk ve sultan
olan Mabudunun muhatab bir abdi olmak ve o iman vastasyla bir
saadet-i ebediyeyi ve ahane ve ok geni ve aaal bir mlk- bki
ve bki bir dnyay ihsan etmek ve onun gibi btn m'minleri dahi
derecelerine gre o ltfa mazhar etmek olan bu ihsan- ekber yznde
ve smasnda, bir Zt- Kerim ve Muhsin'in yle bir hsn- ezelsi ve
yle bir cemal-i lyezalsi grnr ki, bir lem'asyla btn ehl-i iman
kendine dost ve has ksmn da k yapyor. Eer tevhid nazaryla
baklmazsa; o cz' iman, ya mtehakkim ve hodbin Mu'tezileler gibi
kendi nefsine veya baz esbaba havale eder ki, hakik fiyat ve bahas
Cennet olan o Rahman prlanta bir cam parasna inip yinedarlk
ettii kuds cemalin lem'asn kaybeder.





--- sh:(:9) -------
te bu misale kyasen, daire-i kesretin mntehasndaki
cz'iyatn, cz'iyat- ahvalinde tevhid noktasnda cemal-i lahnin ve
kemal-i Rabbannin binler enva' ve yzbin eitleri onlarda temerkz
cihetinde grnr, anlalr, bilinir, tahakkuku sabit olur. te tevhidde
cemal ve kemal-i lahnin kalben grnmesi ve ruhen hissedilmesi
iindir ki; btn evliya ve asfiya, en tatl zevklerini ve en irin manev
rzklarn kelime-i tevhid olan "L ilahe illallah" zikrinde ve
tekrarnda buluyorlar. Hem kelime-i tevhidde azamet-i kibriya ve
celal-i Sbhan ve saltanat- mutlaka-i rububiyet-i Samedaniye
tahakkuk etmesi iindir ki, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm
ferman etmi:
.!;!;_.,_.;,,.!,..,..._.
Yani: "Ben ve benden evvel gelen peygamberlerin en ziyade faziletli
ve kymetli szleri, "L ilahe illallah" kelmdr." Evet bir meyve, bir
iek, bir k gibi kck bir ihsan, bir nimet, bir rzk; bir kk
yine iken, tevhidin srryla birden btn emsaline omuz omuza verip
ittisal ettiinden, o nevi byk yineye dnp o nev'e mahsus
cilvelenen bir eit cemal-i lahyi gsterir. Ve fni, muvakkat olan
gzellik ile, bki bir nevi hsn- sermedyi irae eder. Ve Mevlna
Celaleddin'in dedii gibi,
,..-;...;.,,,._:.,..,!,,._;.,-;
srryla bir yine-i cemal-i lah olur. Yoksa eer tevhid srr olmazsa,
o cz' meyve tek bana kalr. Ne o kuds cemal, ne de o ulv kemali
gsterir. Ve iindeki cz' bir lem'a dahi sner, kaybolur. deta
baaa olup elmastan ieye dner.
Hem tevhid srryla, ecere-i hilkatn meyveleri olan zhayatta
bir ahsiyet-i lahiye, bir ehadiyet-i Rabbaniye ve sft- seb'aca
manev bir sma-i Rahman ve temerkz- esma ve








--- sh:(:10) ------
_,-...:.,.,-.:.
deki hitaba muhatab olan ztn bir cilve-i taayyn ve teahhusu
tezahr eder. Yoksa o ahsiyet, o ehadiyet, o sma, o taayynn cilvesi
inbisat ederek kinat nisbetinde genilenir, dalr, gizlenir. Ancak ok
byk ve ihatal, kalb gzlere grnr. nki azamet ve kibriya perde
olur, herkesin kalbi gremez. Hem o cz' zhayatlarda pek zahir bir
surette anlalr ki; onun Snii, onu grr, bilir, dinler, istedii gibi
yapar. deta o zhayatn masnuiyeti arkasnda muktedir, muhtar,
iitici, bilici, grc bir ztn manev bir teahhusu, bir taayyn
imana grnr. Ve bilhassa zhayattan insann mahlukyeti arkasnda
gayet aikr bir tarzda o manev teahhus, o kuds taayyn srr- tevhid
ile, imanla mahede olunur. nki o teahhus-u ehadiyetin esaslar
olan ilim ve kudret ve hayat ve sem' ve basar gibi manalarn hem
nmuneleri insanda var; o nmuneler ile onlara iaret eder. nki
mesel, gz veren zt, hem gz grr, hem ince bir mana olan
gzn grdn grr, sonra verir. Evet senin gzne bir gzlk
yapan gzlk usta, gze gzln yaktn grr, sonra yapar.
Hem kula veren zt, elbette o kulan iittiklerini iitir, sonra yapar,
verir. Sair sfatlar buna kyas edilsin.
Hem esmann naklar ve cilveleri insanda var; onlar ile o
kuds manalara ehadet eder. Hem insan, za'fyla ve acziyle ve fakryla
ve cehliyle dier bir tarzda yinedarlk edip, yine za'fna fakrna
merhamet eden ve meded veren ztn kudretine, ilmine, iradesine ve
hakeza sair evsafna ehadet eder. te daire-i kesretin mntehasnda
ve en dank cz'iyatnda, srr- vahdetle binbir esma-i lahiye,
zhayat denilen kck mektublarda temerkz edip ak
okunduundan, o Sni'-i Hakm zhayat nshalarn ok teksir ediyor.
Ve bilhassa zhayatlardan kklerin taifelerini pek ok tarzda
nshalarn teksir eder ve her tarafa nereder.
Bu birinci meyvenin hakikatna beni sal ve sevkeden zevk bir
hissimdir. yle ki:
Bir zaman, ziyade rikkatimden ve fazla efkatten ve acmak
duygusundan zhayat ve hususan onlardan zuur ve bilhassa insanlar
ve bilhassa mazlumlar ve musibete giriftar olanlarn halleri ok ziyade



--- sh:(:11) ------
rikkatime ve efkatime ve kalbime dokunuyordu. Kalben diyordum:
"Bu ciz ve zaf barelerin dertlerini, lemde hkmeden bu yeknesak
kanunlar dinlemedikleri gibi; istil edici ve sar olan unsurlar,
hdiseler dahi iitmezler. Bunlarn bu perian hallerine merhamet edip
husus ilerine mdahale eden yok mu?" diye ruhum ok derin feryad
ediyordu. Hem "O ok gzel memluklerin ve ok kymetdar mallarn
ve ok mtak ve minnetdar dostlarn ilerine bakacak ve onlara
sahabet edecek ve himayet edecek bir mlikleri, bir sahibleri, bir
hakik dostlar yok mu?" diye kalbim btn kuvvetiyle baryordu.
te ruhumun feryadna ve kalbimin vaveylsna vfi ve kfi ve teskin
edici ve kanaat verici cevab ise: Srr- tevhid ile Rahman ve Rahm
olan Zt- Zlcelal'in umum kanunlarn tazyikatlar ve hdisatn
tehacmat altnda alayan ve szlayan o sevimli memluklerine
kanunlarn fevkinde olarak, ihsanat- hususiyesi ve imdadat- hassas
ve dorudan doruya hereye kar rububiyet-i hususiyesi ve hereyin
tedbirini bizzt kendisi grmesi ve hereyin derdini bizzt dinlemesi
ve hereyin hakik mliki, sahibi, hmisi olduunu srr- Kur'an ve
nur-u iman ile bildim. O hadsiz me'yusiyet yerinde nihayetsiz bir
mesruriyet hissettim. Ve herbir zhayat yle bir Mlik-i Zlcelal'e
mensubiyeti ve memlukiyeti cihetiyle nazarmda binler derece bir
ehemmiyet, bir kymet kesbettiler. nki madem herkes efendisinin
erefiyle ve mensub olduu ztn makamyla ve hretiyle iftihar eder,
bir izzet peyda eder; elbette nur-u iman ile bu mensubiyetin ve
memlukiyetin inkiaf suretinde, bir karnca bir firavunu o mensubiyet
kuvvetiyle malub ettii gibi (o mensubiyet erefiyle dahi) gafil ve
kendi kendine mlik ve babo kendini zanneden ve ecdadyla ve
mlk- Msr ile iftihar eden ve kabir kapsnda o iftihar snen bin
firavun kadar iftihar edebilir. Ve sinek dahi Nemrud'un sekerat
vaktinde azaba ve hicaba inklab eden iftiharna kar kendi
mensubiyetinin erefini irae edip, onunkini hie indirebilir.
te
,,L.,.L!:,:!;
yeti, irkte hadsiz ve ok byk bir zulm bulunduunu ifade ile
bildirir. irk yle bir crmdr ki, herbir mahlukun hakkna ve
erefine ve haysiyetine bir tecavzdr. Ancak onu Cehennem temizler.


--- sh:(:12) ------
Tevhidin kinci Meyvesi
Birinci meyve Hlk- Kinat olan Zt- Akdes'e bakt gibi,
ikinci meyve dahi kinatn ztna ve mahiyetine bakar. Evet srr-
vahdetle kinatn kemalt tahakkuk eder ve mevcudatn ulv
vazifeleri anlalr ve mahlukatn netice-i hilkatleri takarrur eder ve
masnuatn kymetleri bilinir ve bu lemdeki makasd- lahiye vcud
bulur ve zhayat ve zuurlarn hikmet-i hilkatlar ve srr- icadlar
tezahr eder ve bu dehet-engiz tahavvlt iinde kahharane
frtnalarn hiddetli, eki smalar arkasnda rahmetin ve hikmetin
gler, gzel yzleri grnr ve fena ve zevalde kaybolan mevcudatn
neticeleri ve hviyetleri ve mahiyetleri ve ruhlar ve tesbihatlar gibi
ok vcudlar kendilerine bedel lem-i ehadette brakp, sonra
gittikleri bilinir. Ve kinat batan baa gayet manidar bir kitab-
Samedan ve mevcudat ferten ara kadar gayet mu'cizane bir
mecmua-i mektubat- Sbhaniye ve mahlukatn btn taifeleri, gayet
muntazam ve muhteem bir ordu-yu Rabban ve masnuatn btn
kabileleri mikroptan, karncadan t gergedana, t kartallara, t
seyyarata kadar Sultan- Ezel'nin gayet vazifeperver memurlar
olduu bilinmesi ve herey, yinedarlk ve intisab cihetiyle binler
derece kymet-i ahsiyesinden daha yksek kymet almalar ve "Seyl-i
mevcudat ve kafile-i mahlukat nereden geliyor ve nereye gidecek ve
ne iin gelmiler ve ne yapyorlar?" diye halledilmeyen tlsml
suallerin manalar ona inkiaf etmesi, ancak ve ancak srr- tevhid
iledir. Yoksa kinatn bu mezkr yksek kemaltlar snecek ve o ulv
ve kuds hakikatlar zdlarna inklab edecek.
te irk ve kfr cinayeti, kinatn btn kemaltna ve ulv
hukuklarna ve kuds hakikatlarna bir tecavz olduu cihetledir ki,
ehl-i irk ve kfre kar kinat kzyor ve semavat ve arz hiddet ediyor
ve onlarn mahvna anasr ittifak edip, kavm-i Nuh Aleyhisselm ve
d ve Semud ve Firavun gibi ehl-i irki bouyor, gark ediyor.
L,-!_.,,...:
yetinin srryla Cehennem dahi ehl-i irk ve kfre yle kzyor ve
kzyor ki, paralanmak derecesine geliyor. Evet irk, kinata kar
byk bir tahkir ve azm bir tecavzdr. Ve kinatn kuds vazifelerini
ve hilkatin hikmetlerini inkr etmekle erefini kryor. Nmune iin
binler misallerinden birtek misale iaret edeceiz.

--- sh:(:13) ------
Mesel srr- vahdet ile kinat yle cesm ve cisman bir
melaike hkmnde olur ki, mevcudatn nevileri adedince yzbinler
bal ve her banda o nevide bulunan ferdlerin saysnca yzbinler
az ve her aznda o ferdin cihazat ve ecza ve a'za ve hceyrat
mikdarnca yzbinler diller ile Sniini takdis ederek tesbihat yapan
srafil-misal ubudiyette ulv bir makam sahibi bir acaib-l mahlukat
iken hem srr- tevhid ile hiret lemlerine ve menzillerine ok
mahsult yetitiren bir mezraa ve dr- saadet tabakalarna a'mal-i
beeriye gibi ok haslatyla levazmat tedarik eden bir fabrika ve
lem-i bekada hususan Cennet-i Al'daki ehl-i temaaya dnyadan
alnma sermed manzaralar gstermek iin mtemadiyen ileyen
yzbin yzl sinemal bir fotoraf iken; irk ise, bu ok acib ve tam
muti', hayatdar ve cisman melaikeyi; camid, ruhsuz, fni, vazifesiz,
hlik, manasz hdisatn herc merci altnda ve inklablarn frtnalar
iinde, adem zulmatnda yuvarlanan bir perian mecmua-y vhiyesi,
hem bu ok garib ve tam muntazam, menfaatdar fabrikay;
mahsultsz, neticesiz, isiz, muattal, karmakark olarak uursuz
tesadflerin oyunca ve sar tabiatn ve kr kuvvetin mel'abegh ve
umum zuurun matemhanesi ve btn zhayatn mezbahas ve
hzngh suretine evirir. te ,,L.,.L!:,:!; srryla,
irk birtek seyyie iken ne kadar ok ve byk cinayetlere medar
oluyor ki, Cehennem'de hadsiz azaba mstehak eder. Her ne ise...
"Siracnnur"da bu ikinci meyvenin izahat ve hccetleri mkerreren
beyan edildiinden, o uzun kssay ksa braktk. Bu ikinci meyveye
beni sevkedip sal eden acib bir his ve garib bir zevktir. yle ki:
Bir zaman, bahar mevsiminde temaa ederken grdm ki:
Zemin yznde hair ve ner-i a'zamn yzbinler nmunelerini
gsteren bir seyeran ve seyelan iinde kafile kafile arkasnda gelen
geen mevcudatn ve bilhassa zhayat mahlukatn, hususan kck
zhayatlarn ksa bir zamanda grnp der-akab kaybolmalar ve daim
bir faaliyet-i mdhie iinde mevt ve zeval levhalar bana ok hazn
grnp, rikkatime iddetle dokunarak beni alatyordu. O gzel
hayvancklarn vefatlarn grdke kalbim acyordu. "Of, yazk! Ah,
yazk!" diyerek, bu ahlarn, oflarn altnda derinden derine bir
vaveyl-i ruh hissediyordum. Ve bu akibete urayan hayat ise,
lmden beter bir azab grdm. Hem nebatat ve hayvanat leminde

gayet gzel, sevimli ve ok kymetdar san'atta olan zhayatlarn bir
dakikada gzn ap bu seyrangh- kinata bakar, dakikasyla
mahvolur, gider. Bu hali temaa ettike, cierlerim szlyordu.
Alamak ile ekva etmek istiyor; neden geliyorlar, hi durmadan
gidiyorlar?.. diye felee kar kalbim dehetli sualler soruyor ve byle
faydasz, gayesiz, neticesiz, abuk i'dam edilen bu masnu'cuklar
gzmz nnde bu kadar ihtimam ve dikkat ve san'at ve cihazat ve
terbiye ve tedbir ile kymetdar bir surette icad edildikten sonra, gayet
ehemmiyetsiz paavralar gibi paralanp, hilik karanlklarna
atlmalarn grdke; kemalta meftun ve gzelliklere mbtela ve
kymetdar eylere k olan btn latifelerim ve duygularm feryad
edip baryorlard ki: "Neden bunlara merhamet edilmiyor? Yazk
deiller mi? Bu ba dndrc deverandaki fena ve zeval nereden
gelip bu barelere musallat olmu?" diye mukadderat- hayatiyenin
d yznde bulunan elm keyfiyetleriyle kadere kar mdhi itirazlar
balad hengmda; birden nur-u Kur'an, srr- iman, ltf-u Rahman
ile tevhid imdadma yetiti; o karanlklar aydnlatt, benim btn
"Ah!" ve "Of!"larm ve alamalarm srurlara ve yazk demelerimi
mallah, brekllahlara evirdi. "Elhamdlillahi al nur-il iman"
dedirtti. nki srr- vahdetle yle grdm ki: Herbir mahluk,
hususan herbir zhayatn srr- tevhid ile ok byk neticeleri ve
umum faydalar vardr. Ezcmle:
Herbir zhayat, mesel bu ssl iek ve u tatlc sinek, yle
manidar, lah, manzum bir kasideciktir ki, hadsiz zuurlar onu
kemal-i lezzetle mtalaa ederler. Ve yle kymetdar bir mu'cize-i
kudrettir ve bir ilnname-i hikmettir ki, Sni'inin san'atn nihayetsiz
ehl-i takdire cazibedarane tehir eder. Hem kendi san'atn kendisi
temaa etmek ve kendi cemal-i ftratn kendisi mahede etmek ve
kendi cilve-i esmasnn gzelliklerini yineciklerde kendisi seyretmek
isteyen Ftr- Zlcelal'in nazar- uhuduna grnmek ve mazhar
olmak, gayet yksek bir netice-i hilkatidir. Hem kinattaki hadsiz
faaliyeti iktiza eden tezahr- rububiyete ve tebarz- kemalt-
lahiyeye (Yirmidrdnc Mektub'da beyan edildii gibi) be vecihle
hizmeti dahi, ulv bir vazife-i ftratdr. Ve byle faideleri ve neticeleri
vermekle beraber; kendi yerinde, bu lem-i ehadette zruh ise ruhunu
ve hadsiz hfzalarda ve sair elvah- mahfuzalarda suretini ve
hviyetini ve tohumlarnda ve yumurtacklarnda mahiyetinin
kanunlarn ve bir nevi mstakbel hayatn ve lem-i gaybda ve daire-i
esmada yinedarlk ettii kemalleri ve
--- sh:(:15) ------
gzellikleri brakp, mesrurane terhis manasnda bir zahir mevt ile bir
zeval perdesi altna girer; yalnz dnyev gzlerden saklanr
mahiyetinde grdm, "Oh Elhamdlillah!" dedim.
Evet kinatn btn tabakatnda ve umum nevilerinde gz ile
grnen ve her tarafa kk salan gayet esasl ve ok kuvvetli ve
kusursuz ve nihayet derecede parlak olan bu cemaller ve gzellikler,
elbette irkin iktiza ettii ok irkin ve hain ve gayet menfur ve
perian olan evvelki vaziyet muhal ve mevhum olduunu gsteriyor.
nki byle ok esasl bir cemal perdesi altnda, byle dehetli bir
irkinlik saklanamaz ve bulunamaz. Eer bulunsa; o hakikatl cemal
hakikatsz, aslsz, vh ve vehm olur. Demek irkin hakikat yok,
yolu kapal, bataklkta saplanr; hkm muhal, mmteni'dir. Bu
mezkr hiss olan hakikat- imaniye, tafsilatla ve kat' brhanlar ile
Siracnnur'un mteaddid risalelerinde beyan edildiinden burada bu
ksack iaretle iktifa ederiz.
nc Meyve
Zuura, bilhassa insana bakar. Evet srr- vahdet ile insan,
btn mahlukat iinde byk bir kemal sahibi ve kinatn en
kymetdar meyvesi ve mahlukatn en nazenini ve en mkemmeli ve
zhayatn en bahtiyar ve en mes'udu ve Hlk- lem'in muhatab ve
dostu olabilir. Hatt btn kemalt- insaniye ve beerin btn ulv
maksadlar tevhid ile baldr. Ve srr- vahdetle vcud bulur. Yoksa
eer vahdet olmazsa, insan mahlukatn en bedbaht ve mevcudatn en
sflsi ve hayvanatn en baresi ve zuurun en hznls ve azabls
ve gamls olur. nki insan nihayetsiz bir aczi ve nihayetsiz
dmanlar ve hadsiz bir fakr ve hadsiz ihtiyalar bulunmakla
beraber, mahiyeti yle ok ve mtenevvi ltla ve hissiyatla tehiz
edilmi ki, yz bin eit elemleri hisseder ve yzbinler tarzlarda
lezzetleri zevkederek ister. Ve yle maksadlar ve arzular var ki,
btn kinata birden hkm gemeyen bir zt o arzular yerine
getiremez. Mesel, insanda gayet edid bir arzu-yu beka var. nsann
bu maksadn yle bir zt verebilir ki, btn kinat bir saray
hkmnde tasarruf eder. Bir odann kapsn kapayp, dier bir
menzilin kapsn amak gibi kolay bir surette dnya kapsn kapayp
hiret kapsn aabilsin. Beerin bu arzu-yu beka gibi ebed tarafna
uzanm ve aktar- leme yaylm binler menf ve msbet arzular var
ki, onlar vermekle beerin iki dehetli yaralar olan aczini ve fakrn
tedavi eden zt ise, ancak srr- vahdetle btn kinat kabzasnda
--- sh:(:16) ------
tutan Zt- Ehad olabilir.
Hem beerde, kalbinin selmetine ve istirahatine ait yle
incecik ve gizli ve cz' matlablar ve ruhunun bekasna ve saadetine
medar yle byk ve muhit ve kll maksadlar var ki, onlar yle bir
zt verebilir ki, kalbin en ince ve grnmez perdelerini grr, lkayd
kalmaz. Hem en gizli ve iitilmez gayet mahf sesleri iitir, cevabsz
brakmaz.
Hem semavat ve arz, iki muti' nefer gibi emrine msahhar
ederek kll hizmetlerde altracak derecede muktedir olabilsin. Hem
insann btn cihazatlar ve hissiyatlar, srr- vahdetle, gayet yksek
bir kymet alrlar ve irk ve kfr ile gayet derecede sukut ederler.
Mesel: nsann en kymetdar cihaz akldr. Eer srr- tevhid ile olsa,
o akl, hem lah kuds defineleri, hem kinatn binler hazinelerini
aan prlanta gibi bir anahtar olur. Eer irk ve kfre dse, o akl, o
halde gemi zamann elm hznlerini ve gelecek zamann vahi
korkularn insann bana toplattran me'um ve sebeb-i taciz bir let-i
bela olur.
Hem mesel: nsann en latif ve irin bir seciyesi olan efkat;
eer srr- tevhid onun yardmna yetimezse, yle mdhi bir hrkat,
bir firkat, bir rikkat, bir musibet olur ki, insan en bedbaht bir dereceye
indirir. Tek bir gzel yavrusunu ebed kaybeden bir gafil vlide, bu
hrkat tam hisseder.
Hem mesel: nsann en lezzetli ve tatl ve kymetli hissi olan
muhabbet, eer srr- tevhid yardm etse, bu kck insan, kinat
kadar byttrr ve genilik verir ve mahlukata nazenin bir sultan
yapar. Eer irk ve kfre dse el'iyaz billah yle bir musibet olur ki,
mtemadiyen zeval ve fenada mahvolan hadsiz mahbublarnn ebed
firaklar ile bare kalb-i insanyi her dakika para para eder. Fakat
gaflet veren lehviyatlar, muvakkaten ibtal-i his nev'inden zahiren
hissettirmiyor.
te bu misale yzer cihazat ve hissiyat- beeriyeyi kyas
etsen; vahdet, tevhid ne derece kemalt- insaniyeye medar olduunu
anlarsn. Bu nc Meyve dahi Siracnnur'un belki yirmi
risalelerinde gayet gzel bir tafsil ve hccetli bir surette beyan
edildiinden burada ksa bir iaretle iktifa ederiz.
Beni bu meyveye sevk ve sal eden yle bir histir: Bir zaman
yksek bir da banda idim. Gafleti datacak bir intibah- ruh

--- sh:(:17) ------
vastasyla, kabir tam manasyla, lm btn plaklyla ve zeval ve
fena alattrc levhalaryla bana grnd. Herkes gibi ftratmdaki
ftr ak- beka, birden zevale kar isyan edip galeyana geldi. Ve
muhabbet ve takdir ile pek ok alkadar olduum ehl-i kemalt ve
meahir-i enbiya ve evliya ve asfiyann snmelerine, mahvolmalarna
kar mahiyetimdeki rikkat-i cinsiye ve efkat-i nev'iye dahi kabre
kar tuyan edip feveran etti. Ve alt cihete istimdadkrane baktm.
Hi bir teselli, bir meded gremedim. nki zaman- mazi taraf bir
mezar- ekber ve mstakbel bir karanlk ve yukar bir dehet ve aa
ve sa ve sol taraflarndan elm ve hazn haller, hadsiz muzr eylerin
tehacmatn grdm. Birden srr- tevhid imdadma yetiti, perdeyi
at. Hakikat- halin yzn gsterdi. Bak, dedi. En evvel beni ok
korkutan lmn yzne baktm. Grdm ki lm, ehl-i iman iin bir
terhistir; ecel, terhis tezkeresidir. Bir tebdil-i mekndr, bir hayat-
bkiyenin mukaddimesi ve kapsdr. Zindan- dnyadan kmak ve
baistan- cinana bir umaktr. Hizmetinin cretini almak iin huzur-u
Rahman'a girmee bir nbettir ve dr- saadete gitmee bir davettir
diye kat' anladmdan, lm ve mevti sevmee baladm. Sonra,
zeval ve fenaya baktm. Grdm ki: Sinema perdeleri gibi ve gnee
mukabil akan kabarcklar misill, lezzet verici bir teceddd-
emsaldir, bir tazelenmektir. Ve esma-i hsnann ok hasna ve gzel
cilvelerini tazelendirmek iin lem-i gaybdan gelip, lem-i ehadette
vazifedarane bir seyerandr, bir cevelandr. Ve cemal-i rububiyetin
hikmetdarane bir tezahratdr ve mevcudatn hsn- sermedye kar
bir yinedarldr, yaknen bildim.
Sonra alt cihete baktm, grdm ki: Srr- tevhid ile o kadar
nuranidir ki, gz kamatryor. Gemi zaman bir mezar- ekber
olmadn, belki zaman- istikbale inklab edip binler mecalis-i
mnevvere ve mecma-i ahbab, binler menazr- nuraniye grdm. Ve
hakeza bu iki madde gibi binler maddelerin hakik yzlerine baktm;
srur ve krden baka bir tesir, bir keyfiyet vermediklerini grdm.
Bu nc meyveye ait bu zevkimi ve hissimi Siracnnur'un
belki krk risalelerinde cz', kll deliller ile beyan etmiim. Ve
bilhassa "Yirmialtnc Lem'a" olan htiyarlar Risalesi'nin on aded
ricalarnda o derece kat' ve gzel izah edilmitir ki, daha fevkinde
izah olmaz. Onun iin bu pek uzun kssay bu makamda pek ok ksa
kestim.

--- sh:(:18) ------
kinci Makam
[Tevhidi ve vahdaniyeti ve vahdeti, kat' bir surette iktiza ve
istilzam ve cab eden ve irki ve itiraki kabul etmeyen ve msaade
vermeyen deliller hadsizdirler. Onlardan yzler, belki binler brhanlar
Risale-i Nur'da tafsilen isbat edildiinden, burada muktezilerin
adedine icmalen iaret edilecek.]
Birincisi: Bu kinatta gz ile grnen hakmane ef'alin ve
basrane tasarrufatn ehadetiyle; bu masnuat bir Hkim-i Hakm'in,
bir Kebir-i Kmil'in hududsuz sft ve isimleriyle ve nihayetsiz mutlak
olan ilim ve kudretiyle yaplyor, icad ediliyor.
Evet bir hads-i kat' ile bu eserlerden o Sniin hem rububiyet-i
mme derecesinde hkimiyeti ve miriyeti, hem ceberutiyet-i mutlaka
derecesinde kibriyas ve azameti, hem uluhiyet-i mutlaka derecesinde
kemali ve istinas, hem hibir kayd altna girmeyen ve hibir hadd-i
nihayet bulunmayan faaliyeti ve saltanat var olduu anlalr ve kat'
bilinir, belki grnr. Hkimiyet ve kibriya ve kemal ve istina ve
tlak ve ihata ve nihayetsizlik ve hadsizlik ise vahdeti istilzam edip,
itirake zddrlar. Amma hkimiyet ve miriyetin vahdete ehadetleri
ise; Risale-i Nur'un ok yerlerinde gayet kat' bir surette isbat edilmi.
Hlsat-l hlsas udur ki:
Hkimiyetin e'ni ve muktezas, istiklaliyet ve infiraddr ve
gayrn mdahalesini reddir. Hatt aczleri iin muavenete ftraten
muhta olan insanlar dahi, o hkimiyetin bir glgesi cihetiyle gayrn
mdahalesini red ve istiklaliyetini muhafaza etmek iin bir
memlekette iki padiah, bir vilayette iki vali, bir nahiyede iki mdr,
hatt bir mahallede iki muhtar bulunmuyor. Eer bulunsa herc merc
olur, ihtill balar, intizam bozulur. Madem hkimiyetin bir glgesi,
ciz ve muavenete muhta olan insanlarda bu derece mdahale-i gayr
ve itiraki reddedip kabul etmezse; elbette acizden mnezzeh









--- sh:(:19) ------
bir Kadir-i Mutlak'ta, rububiyet suretindeki hkimiyet, hibir cihetle
itiraki ve mdahale-i gayr kabul etmez. Belki gayet iddetle reddeder
ve irki tevehhm ve itikad edenleri gayet hiddetle derghndan
tardeder. te Kur'an- Hakm'in, ehl-i irk aleyhinde gayet iddet ve
hiddetle beyanat bu mezkr hakikattan ileri geliyor.
Amma kibriya ve azamet ve celalin vahdete ehadetleri ise, o
dahi Risale-i Nur'da parlak brhanlaryla beyan edilmi. Burada gayet
muhtasar bir mealine iaret edilecek.
Mesel: Naslki gnein azamet-i nuru ve kibriya-y ziyas,
perdesiz ve yaknnda bulunan baka zaf nurlara hibir cihetle ihtiya
brakmad ve tesir vermedii gibi, yle de kudret-i lahiyenin azamet
ve kibriyas dahi, ayr hibir kuvvete, hibir kudrete ihtiya
brakmad gibi, onlara hibiri icad, hibir hakik tesiri vermez. Ve
bilhassa kinattaki btn makasd- Rabbaniyenin temerkz ettii yeri
ve medarlar olan zhayat ve zuurlar bakalara havalesi kabil deil.
Hem hilkat- insaniyenin ve hadsiz enva'- nimetin icadndaki
gayelerin tezahr ettii yerleri, mene'leri olan zhayatlarn
cz'iyatndaki ahval ve semerat ve neticeleri baka ellere havalenin
hibir cihet-i imkn yoktur. Mesel bir zhayat, cz' bir ifas veya
bir rzk veya bir hidayeti iin Cenab- Hak'tan bakasna hakik
minnetdar olmak ve bakasna perestikrane medh sena etmek,
rububiyetin azametine dokunur ve uluhiyetin kibriyasna iliir ve
mabudiyet-i mutlakann haysiyetine dokundurur, celalini mteessir
eder.
Amma kemalin srr- vahdete iareti ise, yine Risale-i Nur'da
ok parlak brhanlaryla beyan edilmitir. Gayet muhtasar bir meali
udur ki: Semavat ve arzn hilkat, bilbedahe gayet kemalde bir
kudret-i mutlakay ister. Belki her bir zhayatn acaib cihazat dahi,
kemal-i mutlakta bir kudreti iktiza eder. Ve aczden mnezzeh ve
kayddan mberra bir kudret-i mutlakadaki kemal ise, elbette vahdeti
istilzam eder. Yoksa kemaline nakse ve tlakna kayd konmak ve
nihayetsizliine nihayet vermek ve en kav bir kudreti en zayf bir
acze sukut ettirmek ve nihayetsiz bir kudrete, nihayetsiz olduu bir
vakitte, bir mtenah ile nihayet vermek lzm gelecek. Bu ise, be
vecihle muhal iinde muhaldir.
Amma, tlak ve ihata ve nihayetsizliin vahdete ehadetleri ise;


--- sh:(:20) ------
o dahi Siracnnur Risalelerinde tafsilen zikredilmi. Bir muhtasar
meali udur: Madem kinattaki ef'alin herbiri, kendi eserinin etrafa
istilakrane yaylmas ile her bir fiilin ihatasn ve tlakn ve hadsiz
bulunduunu ve kaydszln gsterir. Ve madem itirak ve irk ise,
o ihatay inhisar altna ve o tlak kayd altna ve o hadsizlii hadd
altna alp tlakn hakikatn ve ihatann mahiyetini bozuyor. Elbette
mutlak ve muhit olan o ef'alde itirak muhaldir, imkn yoktur. Evet
tlakn mahiyeti, itirake zddr. nki tlakn manas, hatt mtenah
ve madd ve mahdud bir eyde dahi olsa, yine istilakrane ve
istiklaldarane etrafa, her yere yaylr, intiar eder. Mesel: Hava ve
ziya ve nur ve hararet, hatt su, tlaka mazhar olsalar, her tarafa
yaylrlar. Madem tlak ciheti, cz'de dahi olsa, maddleri mahdudlar
byle mstevli yapyor. Elbette kll bir tlak- hakik, byle hem
nihayetsiz, hem maddeden mnezzeh, hem hududsuz, hem kusurdan
mberra olan sfatlara yle bir istil ve ihata verir ki, irk ve itirakin
hibir cihet-i imkn ve ihtimali olamaz.
Elhasl: Kinatta grnen binlerle ef'al-i umumiyenin ve
cilveleri grnen yzer esma-i lahiyenin her birinin hem hkimiyeti,
hem kibriyas, hem kemali, hem ihatas, hem tlak, hem
nihayetsizlii; vahdetin ve tevhidin gayet kuvvetli birer brhandrlar.
Hem naslki, bir fevkalde kuvvet, faaliyete girmek iin istil
etmek ister, baka kuvvetleri datr. yle de, herbir fiil-i rububiyet ve
herbir cilve-i esma-i Uluhiyet, o derece fevkalde kuvvetleri,
eserlerinde grnyor ki; eer hikmet-i mme ve adalet-i mutlaka
olmasa idi ve onlar durdurmasa idi, herbiri umum mevcudat istil
edecekti. Mesel: Kavak aacn umum zeminde halkeden ve tedbirini
gren bir kuvvet, hi mmkn mdr ki; onun yannda ve efrad
iinde yaylm ve karm olan ceviz ve elma ve zerdali misill
aalarn kavaa bitiik olan cz' ferdlerini, o kavak nev'ini tamamen,
birden zabteden kll kuvveti altna ve tedbiri iine almasn ve istil
etmesin ve baka kuvvetlere kaptrsn. Evet her bir nevi mahlukatta,
belki her bir ferdde tasarruf eden yle bir kuvvet ve kudret
hissediliyor ki, btn kinat istil ve btn eyay zabt ve btn
mevcudat hkm altna alabilir bir mahiyette grnyor. Elbette
byle bir kuvvet, itiraki hi bir cihette kabul edemez, irke meydan
vermez.


--- sh:(:21) ------
Hem naslki bir meyvedar aacn sahibi, o aatan en ziyade
ehemmiyet verdii ve alkadarlk gsterdii cihet ve madde, o aacn
meyveleri ve dallarnn ularndaki semereleri ve tohumluk iin o
meyvelerin kalblerinde ve bizzt kalbleri olan ekirdekleridir. Ve
onun mliki, akl varsa, o dallardaki meyveleri bakalara daim temlik
edip, bobouna mlikiyetini bozmaz. Aynen yle de; u kinat
denilen aacn dallar olan unsurlar ve unsurlarn ularnda bulunan ve
iekleri ve yapraklar hkmnde olan nebatat ve hayvanat ve o
yapraklarn ve ieklerin en yukarsndaki meyveler olan insanlar ve o
meyvelerin en mhim meyveleri ve semereleri ve netice-i hilkatlar
olan ubudiyetlerini ve krlerini ve bilhassa o meyvelerin cem'iyetli
ekirdekleri olan kalblerini ve zahr- kalb denilen kuvve-i hfzalarn
baka kuvvetlere hibir cihetle kaptrmaz ve kaptrmakla saltanat-
rububiyetini krmaz ve krmakla mabudiyetini bozmaz.
Hem daire-i mmkinatn ve kesretin en mntehasnda bulunan
cz'iyatta, belki o cz'iyatn cz'iyat- ahvalinde ve keyfiyatnda
makasd- rububiyet temerkz ettiinden, hem de mabudiyete uzanan
ve mabuda bakan minnetdarlklarn ve teekkratlarn ve
perestiliklerin mene'leri onlar olduundan, elbette onlar baka ellere
vermez ve vermekle hikmetini ibtal etmez. Ve hikmetini ibtal etmekle
uluhiyetini iskat etmez. nki mevcudatn icadndaki en mhim
makasd- Rabbaniye, kendini zuurlara tanttrmak ve sevdirmek ve
medh senasn ettirmek ve minnetdarlklarn kendine celbetmektir.
Bu ince sr iindir ki; kr ve perestii ve minnetdarl ve
muhabbeti ve medhi ve ubudiyeti intac eden rzk ve ifa ve bilhassa
hidayet ve iman gibi daire-i kesretin en hirindeki cz' ve kll bu
gibi fiiller ve in'amlar, dorudan doruya kinat Hlknn ve umum
mevcudat sultannn eseri ve ihsan ve in'am ve hediyesi ve fiili
olduunu gstermek iin Kur'an- Mu'ciz-l Beyan (Haiye) tekrar ile
rzk ve hidayeti ve ifay Zt- Vcib-l Vcud'a veriyor ve onlar
ihsan etmek ona mahsus ve ona mnhasrdr diyor ve gayet iddetle
gayrn mdahalesini reddediyor. Evet ebed bir
(Haiye): Mesel:_,..!..!,._,,!.!;




--- sh:(:22) ------
dr- saadeti kazandran iman nimetini veren, elbette ve her halde o
dr- saadeti halk eden ve iman ona anahtar yapan bir Zt- Zlcelal'in
nimeti olabilir. Bakas bu derece byk bir nimetin mn'imi olarak
mabudiyetin en byk penceresini kapayp, en ehemmiyetli vesilesini
kapamaz ve alamaz.
Elhasl: ecere-i hilkatn en mntehasndaki en cz' ahval ve
semerat, iki cihetle tevhide ve vahdete iaret ve ehadet ederler:
Birincisi: Rububiyetin kinattaki maksadlar onlarda tecemmu'
ve gayeleri onlarda temerkz ve ekser esma-i hsnann cilveleri ve
zuhurlar ve taayynleri ve hilkat- mevcudatn neticeleri ve faideleri
onlarda itima ettiinden, onlarn her birisi, bu temerkz noktasndan
der: Ben btn kinat halk eden ztn malym, fiiliyim, eseriyim.
kinci cihet ise: O cz' meyvenin kalbi, hem hadse zahr-
kalb denilen insann hfzas, ekser enva'n bir eit muhtasar fihristesi
ve bir kk nmune haritas ve ecere-i kinatn bir manev ekirdei
ve ekser esma-i lahiyenin incecik bir yinesi olduu; hem o kalbin ve
hfzann emsalleri ve sikkeleri bir tarzda bulunan btn kalblerin ve
hfzalarn kinat yznde mstevliyane intiarlar, elbette btn
kinat kabza-i tasarrufunda tutan bir zta bakar ve yalnz onun
eseriyim ve onun san'atym derler.
Elhasl: Naslki bir meyve, faydall cihetiyle, tamam
aacnn mlikine bakar. Ve ekirdei cihetiyle, btn o aacn ecza
ve a'za ve mahiyetine nazar eder. Ve btn emsalinde ayn bulunan
yzndeki sikkesi cihetiyle, o aacn btn meyvelerini temaa eder:
"Biz biriz ve bir elden kmz, birtek ztn malyz. Ve birimizi
yapan, elbette umumumuzu o yapar." derler. yle de daire-i kesretin
nihayetlerindeki zhayat ve zhayatn ve hususan insann yzndeki
sikke ve kalbindeki fihristiyet ve mahiyetindeki neticelik ve meyvelik
cihetiyle, dorudan doruya btn kinat kabza-i rububiyetinde tutan
zta bakar ve vahdetine ehadet eder.
Vahdaniyetin ikinci muktezisi: Vahdette vcub derecesinde bir
shulet, bir kolaylk ve irkte, imtina' derecesinde bir suubet ve
mkilt bulunmasdr. Bu hakikat ise; mam- Ali Radyallah Anh'n
tabirince Siracnnur'un ok risalelerinde ve bilhassa




--- sh:(:23) ------
Yirminci Mektub'da tafsilen ve Otuzuncu Lem'ann Drdnc
Nktesinde icmalen gayet kat' ve parlak bir surette isbat ve izah
edilmi ve gayet kuvvetli brhanlar ile gsterilmitir ki: Btn eya
birtek zta verilse, bu kinatn icad ve tedbiri, bir aa kadar kolay ve
bir aacn halk ve inas, bir meyve kadar shuletli ve bir baharn
ibda ve idaresi, bir iek kadar sn ve hadsiz efrad bulunan bir
nev'in terbiyesi ve tedbiri, bir ferd kadar mkilatsz olur. Eer irk
yolunda esbab ve tabiata verilse; bir ferdin icad, bir nevi belki neviler
kadar ve bir iein hayatdar ibda ve tehizi bir bahar, belki baharlar
kadar ve bir meyvenin ina ve ihyas bir aa, belki yz aa kadar ve
bir aacn icad ve ina ve ihya ve idare ve terbiye ve tedbiri kinat
kadar, belki daha ziyade mkil olur.
Madem Siracnnur'da hakikat- hal byle isbat edilmi ve
madem bilmahede gzmz nnde gryoruz ki, gayet derecede
san'atl ve kymetdarlk ile beraber nihayet derecede bir mebzuliyet
var. Ve her bir zhayat fevkalde mu'cizane ve hrika ve ok
cihazatlar bulunan birer makine-i acibe olmakla beraber, sehavet-i
mutlaka iinde kibrit akar gibi bir sr'at-i hrika ile gayet derecede
kolaylk ve shulet ve klfetsiz bir surette vcuda geliyorlar. Elbette
bizzarure ve bilbedahe gsterir ki, o mebzuliyet ve o shulet,
vahdetten ve birtek ztn ileri olmasndan ileri geliyor. Yoksa deil
ucuzluk ve okluk ve abukluk ve kolaylk ve kymetdarlk, belki
imdi be para ile alnan bir meyve, beyz lira ile alnmayacakt;
belki bulunmayacak derecede ndir olacakt. Ve imdi saati kurmak ve
elektriin dmelerine dokunmakla ileyen muntazam makineler gibi
vcudlar, icadlar kolay ve sn olan zhayat eyler; imtina'
derecesinde suubetli, mkilatl olacak ve bir gnde ve bir saatte ve
bir dakikada btn cihazat ve erait-i hayatyla vcuda gelen bir ksm
hayvanlar bir senede, belki bir asrda, belki hi gelmeyecek idi.
Siracnnur'un yz yerinde en muannid bir mnkiri dahi
susturacak bir kat'iyyetle isbat edilmi ki: Btn eya birtek Zt-
Vhid-i Ehad'e verilse, birtek ey gibi kolay ve abuk ve ucuz olur.
Eer esbaba ve tabiata dahi hisse verilse, birtek eyin icad btn eya
kadar etin ve ge ve ehemmiyetsiz ve bahal olacak. Bu hakikatn
brhanlarn grmek istersen Yirminci ve Otuznc Mektublara ve
Yirmiikinci ve Otuzikinci Szlere ve tabiata dair Yirminc ve ism-
i a'zama dair Otuzuncu Lem'alara ve bilhassa

--- sh:(:24) ------
Otuzuncu Lem'ann sm-i Ferd ve sm-i Kayyum'a dair Drdnc ve
Altnc Nktelerine baksan greceksin ki, iki kerre iki drt eder
kat'iyyetinde bu hakikat isbat edilmitir. Burada, o yzer
brhanlarndan bir tanesine iaret edilecek. yle ki:
Eyann icad, ya ademden olur, ya terkib suretinde sair
anasrdan ve mevcudattan toplanr. Eer birtek zta verilse, o vakit her
halde o ztn hereye muhit bir ilmi ve hereye mstevli bir kudreti
bulunacak. Ve bu surette onun ilminde suretleri ve vcud-u ilmleri
bulunan eyaya vcud-u haric vermek ve zahir bir ademden karmak
ise, bir kibrit akar gibi veya gze grnmeyen bir yaz ile yazlan bir
hatt gze gstermek iin, gsterici bir maddeyi stne geirmek ve
srmek gibi veya fotorafn yinesindeki sureti kt stne nakleden
kolay ameliyat gibi gayet kolay bir surette Sniin ilminde plnlar ve
proramlar ve manev mikdarlar bulunan eyay, "Emr-i Kn
Feyekn" ile adem-i zahirden vcud-u haricye karr. Eer ina ve
terkib suretinde olsa ve hiten, ademden icad etmeyip belki anasrdan
ve etraftan toplamak suretiyle yapsa; yine naslki bir taburun istirahat
iin her tarafa dalm olan efradlarnn bir boru sadsyla
toplanmalar ve muntazam bir vaziyete girmeleri ve o sevkiyat teshil
ve o vaziyeti muhafaza hususunda, btn ordu kendi kumandannn
kuvveti ve kanunu ve gz hkmnde olduu gibi, aynen yle de:
Sultan- Kinat'n kumandas altndaki zerreler, onun kader ve ilm
dsturlaryla ve mstevli kudretinin kanunlaryla ve temas ettikleri
sair mevcudat dahi, o Sultan'n kuvveti ve kanunu ve memurlar gibi
teshilat olarak o zerreler sevkolunup gelirler. Bir zhayatn vcudunu
tekil etmek iin ilm, kader birer manev kalp hkmnde bir mikdar-
muayyen iine girerler, dururlar. Eer eya, ayr ayr ellere ve esbaba
ve tabiat gibi eylere havale edilse, o halde btn ehl-i akln
ittifakyla; hibir sebeb hibir cihetten, hiten ademden icad edemez.
nki o sebebin muhit bir ilmi, mstevli bir kudreti olmadndan, o
adem ise, yalnz zahir ve haric bir adem olmaz, belki adem-i mutlak
olur. Adem-i mutlak ise, hibir cihetle mene-i vcud olamaz. yle
ise, her halde terkib edecek. Halbuki ina ve terkib suretinde bir
sinein, bir iein cesedini, cismini zeminin yznden toplamak ve
ince bir elek ile eledikten sonra binler mkilatla o mahsus zerreler
gelebilirler. Hem geldikten sonra dahi, o cisimde


--- sh:(:25) ------
dalmadan muntazam bir vaziyeti muhafaza etmek iin -manev ve
ilm kalplar bulunmadndan- madd ve tabi bir kalp, belki a'zalar
adedince kalplar lzmdr. T ki o gelen zerreler, o cism-i zhayat
tekil etsinler.
te btn eya birtek zta verilmesi, vcub ve lzum
derecesinde bir kolaylk ve mteaddid esbaba verilmesi, imtina' ve
muhal derecesinde mkilatlar bulunduu gibi; herey Zt- Vhid-i
Ehad'e verilse, nihayet derecede ucuzluk iinde gayet derecede
kymetdar ve fevkalde san'atl ve ok manidar ve gayet kuvvetli olur.
Eer irk yolunda mteaddid esbaba ve tabiata havale edilse; nihayet
derecede pahallk iinde, gayet derecede ehemmiyetsiz, san'atsz,
manasz, kuvvetsiz olur. nki nasl bir adam, askerlik haysiyetiyle
bir kumandan- a'zama intisab ve istinad ettiinden, hem bir ordu onun
arkasnda -lzum olursa- tahid edilebilir bir kuvve-i maneviyeyi, hem
o kumandann ve ordunun kuvveti, onun ihtiyat kuvveti olmasyla,
kuvvet-i ahsiyesinden binler defa ziyade madd bir kudreti, hem o
ehemmiyetli kuvvetinin menabiini ve cephanesini -ordu tad iin-
kendisi tamaa mecbur olmadndan fevkalde ileri yapabilecek
bir iktidar kazandndan, o tek nefer, dman bir miri esir ve bir
ehri tehcir ve bir kaleyi teshir edebilir. Ve eseri, hrika ve kymetdar
olur. Eer askerlii terkedip, kendi kendine kalsa, o hrika kuvve-i
maneviyeyi ve o fevkalde kudreti ve o mu'cizekr iktidar birden
kaybederek, di bir babozuk gibi kuvvet-i ahsiyesine gre cz',
kymetsiz, ehemmiyetsiz ileri grebilir ve eseri de o nisbette klr.
Aynen yle de: Tevhid yolunda herey Kadr-i Zlcelal'e
intisab ve istinad ettiinden, bir karnca bir Firavunu, bir sinek bir
Nemrudu, bir mikrop bir cebbar malub ettikleri gibi.. trnak gibi bir
ekirdek, da gibi bir aac omuzunda tayarak o aacn btn lt ve
cihazatnn menei ve mahzeni bir tezgh olmakla beraber, her bir
zerre dahi yzbin san'atlarda ve tarzlarda bulunan cisimleri ve suretleri
tekil etmek hizmetinde bulunmak olan hadsiz vazifeleri, o intisab ve
istinad ile grebilir. Ve o kck memurlarn ve bu incecik
askerlerin mazhar olduklar eserler gayet mkemmel ve san'atl ve
kymetdar olur. nki o eserleri yapan zt, Kadir-i Zlcelal'dir.
Onlarn ellerine vermi, onlar perde yapm. Eer irk yolunda esbaba
havale edilse; karncann eseri karnca gibi ehemmiyetsiz


--- sh:(:26) ------
ve zerrenin san'at zerre kadar kymeti kalmaz ve herey manen sukut
ettii gibi maddeten dahi o derece sukut edecekti ki, koca dnyay be
para ile kimse almazd.
Madem hakikat budur. Ve madem herey nihayet derecede
hem kymetdar, hem san'atl, hem manidar, hem kuvvetli grnyor,
gzmzle gryoruz. Elbette tevhid yolundan baka yol yoktur ve
olamaz. Eer olsa, btn mevcudat deitirmek ve dnyay ademe
boaltp, yeniden ehemmiyetsiz mzahrefatla doldurmak lzm
gelecek. T ki, irke yol alabilsin. te mam- Ali'nin (R.A.)
tabirince Siracnnur ve Siracssrc olan Resail-in Nur'da tevhide dair
beyan ve izah edilen yzler brhanlardan birtek brhann icmalini
iittin, tekileri kyas edebilirsin.
Tevhidin nc muktezisi: Her eyde, hususan zhayat
masnulardaki hilkat fevkalde san'atkrane olmakla beraber, bir
ekirdek bir meyvenin ve bir meyve bir aacn ve bir aa bir nev'in
ve bir nev' bir kinatn bir kk nmunesi, bir misal-i musaggaras,
bir muhtasar fihristesi, bir mcmel haritas, bir manev ekirdei ve
ilm dsturlar ile ve hikmet mizanlar ile kinattan szlm, salm,
toplanm birer cmi' noktas ve mayelik birer katresi olduundan,
onlardan birisini icad eden zt, her halde btn kinat icad eden ayn
zttr. Evet bir kavun ekirdeini halk eden zt, bilbedahe kavunu halk
edendir; ondan bakas olamaz ve olmas muhal ve imknszdr.
Evet biz bakyoruz, gryoruz ki: Kanda her bir zerre o kadar
muntazam ve ok vazifeleri gryor ki, yldzlardan geri kalmyor. Ve
kanda bulunan herbir kreyvat- hamra ve beyza, o derece uurkrane
cesed iin muhafaza ve iae hususunda yle ileri gryor ki, en
mkemmel erzak memurlarndan ve muhafaza askerinden daha
mkemmeldir. Ve cisimdeki hceyrelerinin her birisi, o derece
muntazam muamelata ve vridat ve sarfiyata mazhardr ki, en
mkemmel bir cesedden ve bir saraydan daha mkemmel idare edilir.
Ve hayvanatn ve nebatatn her bir ferdi, yznde yle bir sikkeyi ve
iinde ve sinesinde yle bir makinay tayor ki, btn hayvanlar ve
nebatlar icad eden bir zt, ancak o sikkeyi o yzde ve o makinay o
sine iinde yapabilir. Ve zhayattan her bir nevi, o derece zemin
yznde muntazaman yaylm ve sair nevilere mnasebetdarane



--- sh:(:27) ------
karm ki, btn o enva' birden icad, idare, tedbir, terbiye etmeyen
ve zemin yzn rten ve drtyz bin nebat ve hayvan olan atk
ipleriyle dokunan gayet nakl ve san'atl hayatdar bir halieyi nesc ve
icad edemeyen, o tek nev'i icad ve idare edemez. Daha bunlara baka
eyler kyas edilse anlalr ki; kinat mecmuas, halk ve icad
cihetinde tecezzi kabul etmez bir klldr ve tedbir ve rububiyet
cihetinde inksam imknsz bir klldir.
Bu nc muktezi Siracnnur'un ok risalelerinde, hususan
Otuzikinci Sz'n Birinci Mevkfnda o kadar kat' ve parlak izah ve
isbat edilmitir ki, gnein akisleri gibi her eyin yinesinde bir
brhan- vahdet temessl ve bir hccet-i tevhid in'ikas ediyor. Biz o
izaha iktifaen burada o uzun kssay ksa kestik.


























--- sh:(:28) ------
nc Makam
[Bu makam, tevhidin kll almetini icmalen beyan edecek.]
Vahdetin tahakkukuna ve vcuduna delalet eden deliller ve almetler
ve hccetler hadd hesaba gelmez. Onlardan binler brhanlar
Siracnnur'da tafsilen beyan edildiinden bu "nc Makam"da
yalnz kll hccetlerin icmalen beyanyla iktifa edildi.
Birinci Almet ve Hccet ki, ..-,kelimesi onun
neticesidir. Her eyde bir vahdet var. Vahdet ise, bir vhide delalet ve
iaret eder. Evet vhid bir eser, bilbedahe vhid bir sni'den sudr
eder. Bir elbette birden gelir. Her eyde bir birlik bulunduundan,
elbette birtek ztn eseri ve san'at olduunu gsterir. Evet bu kinat,
bin birlikler perdeleri iinde sarl bir gl goncas gibidir. Belki esma
ve ef'al-i umumiye-i lahiyenin adedince vahdetleri giymi birtek
insan- ekberdir. Belki enva'- mahlukat saysnca dallarna vahdetler,
birlikler aslm bir ecere-i tb-i hilkattir. Evet kinatn idaresi bir ve
tedbiri bir ve saltanat bir ve sikkesi bir, bir bir bir t binbir bir birler
kadar... Hem bu kinat eviren isimler ve fiiller bir iken, herbiri
kinat veya ekserini ihata eder. Yani, iinde ileyen hikmeti bir ve
inayeti bir ve tanzimat bir ve iaesi bir ve muhtalarnn imdadlarna
koan rahmet bir ve o rahmetin bir erbetisi olan yamur bir ve
hkeza bir bir bir t binler bir birler... Hem bu kinatn sobas olan
Gne bir, lmbas olan Kamer bir, as olan ate bir, levazmat
deposu ve hazineli direi olan da bir, sakac ve sucusu bir ve balar
sulayan sngeri bir ve hkeza bir bir bir t binbir birler kadar...













--- sh:(:29) ------
te lemin bu kadar birlikleri ve vahdetleri, gne gibi zahir
birtek Vhid-i Ehad'e iaret ve delalet eden bir hccet-i bahiredir.
Hem kinat unsurlarnn ve nevilerinin herbirisi bir olmasyla beraber,
zeminin yzn ihata etmesi ve birbirinin iine girmesi ve
mnasebetdarane ve belki muavenetkrane birlemesi, elbette mlik
ve sahib ve sni'lerinin bir olmasna bir almet-i zahiredir.
kinci Almet ve Hccet ki, !,,;kelimesini intac
ediyor. Btn kinatta zerrelerden t yldzlara kadar hereyde
kusursuz bir intizam- ekmel ve noksansz bir insicam- ecmel ve
zulmsz bir mizan- dilin bulunmasdr. Evet kemal-i intizam,
insicam- mizan ise, yalnz vahdetle olabilir. Mteaddid eller birtek ie
karrsa, kartrr. Sen gel, bu intizamn hametine bak ki; bu kinat
gayet mkemmel yle bir saray yapm ki, herbir ta bir saray kadar
san'atl ve gayet muhteem yle bir ehir etmi ki, hadsiz olan vridat
ve sarfiyat ve nihayetsiz kymetdar mallar ve erzak, bir perde-i
gaybdan kemal-i intizamla vakti vaktine umulmad yerlerden
geliyor. Ve gayet manidar yle mu'cizane bir kitaba evirmi ki, herbir
harfi yz satr ve herbir satr yz sahife ve her sahifesi yz bab ve her
bab yz kitab kadar manalar ifade eder. Hem btn bablar,
sahifeleri, satrlar, kelimeleri, harfleri birbirine bakar, birbirine iaret
ederler.
Hem sen gel, bu intizam- acib iinde u tanzimin kemaline
bak ki; bu koca kinat tertemiz meden bir ehir, belki temizliine
gayet dikkat edilen bir gzel kasr, belki yetmi ssl hulleleri birbiri
stne giymi bir hur-il n, belki, yetmi latif znetli perdelere sarlm
bir gl goncas gibi pk ve temizdir. Hem sen gel, bu intizam ve
nezafet iindeki bu mizann kemal-i adaletine bak ki, bin derece
bytmekle ancak grlebilen kck ve incecik mahluklar ve
huveynat ve bin defa kre-i arzdan byk olan yldzlar ve gneleri,
o mizann ve o terazinin vezniyle ve lsyle tartlr ve onlara lzm
olan her eyleri noksansz verilir. Ve o kck mahluklar, o
fevkalde byk masnu'lar ile beraber, o mizan- adalet karsnda
omuz omuzadrlar. Halbuki o byklerden yleleri var ki, eer bir
saniye kadar mvazenesini kaybetse, mvazene-i lemi bozacak ve bir
kyameti koparacak kadar bir tesir yapabilir.


--- sh:(:30) ------
Hem sen gel, bu intizam, nezafet, mizann iinde, bu fevkalde
cazibedar cemale ve gzellie bak ki; bu koca kinat gayet gzel bir
bayram ve gayet ssl bir meher ve iekleri yeni alm bir bahar
eklini vermi ve koca bahar gayet gzel bir saks, bir gl destesi
yapm ki; her bahara, zeminin yznde mevsim be mevsim alan
yzbinler nakl bir muhteem iek suretini vermi. Ve o baharda
herbir iei eit eit znetlerle gzelletirmi. Evet nihayet derecede
hsn ve cemalleri bulunan esma-i hsnann gzel cilveleriyle,
kinatn herbir nev'i, hatt herbir ferdi, kabiliyetine gre yle bir
hsne mazhar olmular ki; Hccet-l slm mam- Gazal demi:
;...._.;.:.;__,!
Yani: "Daire-i imknda bu mkevvenattan daha bedi' daha gzel
yoktur." te bu muhit ve cazibedar olan hsn ve bu umum ve
hrikulde nezafet ve bu mstevli ve mull ve gayet hassas mizan
ve bu ihatal ve her cihette mu'cizane intizam ve insicam, vahdete ve
tevhide yle bir hccettir, bir almettir ki, gndzn ortasndaki
ziyann gnee iaretinden daha parlaktr.
[Bu Makama Ait Gayet Mhim ki kl Bir Suale Gayet
Muhtasar Ve Kuvvetli Bir Cevabdr.]
Sualin Birinci kk: Bu makamda diyorsun ki: Kinat hsn
ve cemal ve gzellik ve adalet ihata etmitir. Halbuki gzmz
nnde bu kadar irkinliklere ve musibetlere ve hastalklara ve
beliyyelere ve lmlere ne diyeceksin?
Elcevab: ok gzellikleri intac veya izhar eden bir irkinlik
dahi, dolaysyla bir gzelliktir. Ve ok gzelliklerin grnmemesine
ve gizlenmesine sebeb olan bir irkinliin yok olmas, grnmemesi,
yalnz bir deil, belki mteaddid defa irkindir. Mesel; vhid-i kyas
gibi bir kubh bulunmazsa, hsnn hakikat birtek nevi olur; pek ok
mertebeleri gizli kalr. Ve kubhun tedahl ile mertebeleri inkiaf
eder. Naslki souun vcuduyla, hararetin mertebeleri ve karanln







--- sh:(:31) ------
bulunmasyla ziyann dereceleri tezahr eder. Aynen yle de: Cz' er
ve zarar ve musibet ve irkinliin bulunmasyla, kll hayrlar ve kll
menfaatler ve kll nimetler ve kll gzellikler tezahr ederler.
Demek irkinin icad irkin deil, gzeldir. nki, neticelerin ou
gzeldir. Evet yamurdan zarar gren tenbel bir adam, yamura
rahmet namn verdiren hayrl neticelerini hkmden iskat etmez;
rahmeti zahmete eviremez.
Amma fena ve zeval ve mevt ise, Yirmidrdnc Mektub'da
gayet kuvvetli ve kat' brhanlar ile isbat edilmi ki: Onlar umum
rahmete ve ihatal hsne ve mull hayra mnaf deiller, belki
muktezalardrlar. Hatt eytann dahi, manev terakkiyat- beeriyenin
zenberei olan msabakaya ve mcahedeye sebeb olduundan, o
nev'in icad dahi hayrdr, o cihette gzeldir. Hem hatt kfir, kfr ile
btn kinatn hukukuna bir tecavz ve erefini tahkir ettiinden, ona
Cehennem azab vermek gzeldir. Baka risalelerde bu iki nokta
tamamen tafsil edildiinden burada bir ksa iaretle iktifa ediyoruz.
Sualin ikinci kk: (Hasiye) Haydi eytana ve kfire ait bu
cevab umum noktasnda kabul edelim. Fakat Cemil-i Mutlak ve
Rahm-i Mutlak ve hayr- mutlak olan Zt- Ganiyy-i Aleltlak, nasl
oluyor ki, bare cz' ferdleri ve ahslar musibete, erre, irkinlie
mbtela ediyor?
Elcevab: Ne kadar iyilik ve gzellik ve nimet varsa, dorudan
doruya o Cemil ve Rahm-i Mutlak'n hazine-i rahmetinden ve
ihsanat- hususiyesinden gelir. Ve musibet ve erler ise, saltanat-
rububiyetin detullah nam altnda ve kll iradelerin mmessilleri
olan umum ve kll kanunlarnn ok neticelerinden tek-tk cz'
neticeleri olmasndan, o kanunlar cereyannn cz' muktezalar
olduundan, elbette kll maslahatlara medar olan o kanunlar
muhafaza ve riayet etmek iin o erli, cz' neticeleri dahi halkeder.
Fakat o cz' ve elm neticelere kar, imdadat- hassa-i Rahmaniye ve
ihsanat- hususiye-i Rabbaniye ile musibete den efradn feryadlarna
ve beliyyelere giriftar olan ehasn istigaselerine yetiir. Ve fil-i
muhtar olduunu ve her bir eyin her bir ii, onun meietine
(Haiye): Bu ikinci kkn cevab ok mhimdir, ok evham izale
eder.



--- sh:(:32) ------
bal bulunduunu ve umum kanunlar dahi, daima irade ve ihtiyarna
tbi' bulunmalarn ve o kanunlarn tazyikinden feryad eden ferdleri,
bir Rabb- Rahm dinlediini ve imdadlarna ihsanyla yetitiini
gstermekle; esma-i hsnann kaydsz ve hadsiz cilvelerine, hadsiz ve
kaydsz bir meydan amak iin o kll detullah dsturlarnn ve o
umum kanunlarn zuzatyla ve hem erli cz' neticeleriyle, husus
ihsanat ve husus tevedddat, yani sevdirmekle husus tecelliyat
kaplarn amtr. Bu ikinci almet-i tevhid Siracnnur'un belki yz
yerlerinde beyan edildiinden, burada hafif bir iaretle iktifa ettik.
nc Hccet ve Almet: ..-!!,,..!!ile iaret
edilen hadd hesaba gelmeyen tevhid sikkeleridir. Evet her eyin
yznde, cz' olsun kll olsun, zerrattan t seyyarata kadar yle bir
sikke var ki, yinede gnein cilvesi gnei gsterdii gibi, yle de o
sikke yinesi dahi, ems-i Ezel ve Ebed'e iaret ederek, vahdetine
ehadet eder. O hadsiz sikkelerden pek oklar Siracnnur'da tafsilen
beyan edildiinden burada yalnz ksa bir iaretle tanesine
bakacaz. yle ki:
Mecmu-u kinatn yzne, enva'n birbirine kar gsterdikleri
teavn, tesand, teabh, tedahlden mrekkeb geni bir sikke-i
vahdet konulduu gibi, zeminin yzne de, drtyz bin hayvan ve
nebat taifelerden mrekkeb bir ordu-yu Sbhannin ayr ayr erzak,
esliha, elbise, talimat, terhisat cihetinde gayet intizam ile hibirini
armayarak, vakti vaktine verilmesiyle koyduu o sikke-i tevhid
misill insann yzne de, herbir yzn umum yzlere kar birer
almet-i farika bulunmasyla koyduu sikke-i vahdaniyet gibi herbir
masnu'un yznde -cz' olsun kll olsun- birer sikke-i tevhid ve
herbir mahlukun banda -byk olsun, kk olsun, az ve ok olsun-
birer htem-i ehadiyet mahede edilir. Ve bilhassa zhayat
mahluklarn sikkeleri ok parlaktrlar. Belki herbir zhayat kendisi
dahi birer sikke-i tevhid, birer htem-i vahdet, birer mhr- ehadiyet,
birer turra-i samediyettirler.
Evet herbir iek, herbir meyve, herbir yaprak, herbir nebat,





--- sh:(:33) ------
herbir hayvan; yle bir mhr- ehadiyet, birer htem-i samediyettir ki,
herbir aac birer mektub-u Rabban ve herbir taife-i mahlukat birer
kitab- Rahman ve herbir baheyi, birer ferman- Sbhan suretine
evirerek, o aa mektubuna, iekleri adedince mhrler ve
meyveleri saysnca imzalar ve yapraklar mikdarnca turralar baslm
ve o nev' ve taife kitabna dahi, onun ktibini gstermek, bildirmek
iin ferdleri adedince htemler baslm. Ve o bahe fermanna, onun
sultann tanttrmak, tarif etmek iin o ba iinde bulunan nebat, aa,
hayvan saysnca sikkeler baslm. Hatt herbir aacn mebdeinde ve
mntehasnda ve stnde ve iinde
_..,!,,.L!,,-;,,,;
isimlerinin iaret ettikleri drt sikke-i tevhid var:
sm-i Evvel ile iaret edildii gibi: Herbir meyvedar aacn
mene-i aslsi olan ekirdek (Hasiye) yle bir sandukadr ki, o aacn
proramn ve fihristesini ve plnn.. ve yle bir tezgahtr ki, onun
cihazatn ve levazmatn ve tekilatn.. ve yle bir makinedir ki,
onun ibtidadaki incecik vridatn ve latifane masarfn ve tanzimatn
tayor.
Ve sm-i hir'le iaret edildii gibi: Herbir aacn neticesi ve
meyvesi yle bir tarifenamedir ki, o aacn ekalini ve ahvalini ve
evsafn ve yle bir beyannamedir ki, onun vazifelerini ve
menfaatlerini ve hassalarn ve yle bir fezlekedir ki, o aacn emsalini
ve ensalini ve nesl-i tisini o meyvenin kalbinde bulunan ekirdekler
ile beyan ediyor, ders veriyor.
Ve sm-i Zahir'le iaret edildii gibi: Her aacn giydii suret
ve ekil yle musanna ve mnakka bir hulledir, bir libastr
(Haiye): Eski zamandan beri darb- mesel olarak umumun dilinde ve lisan-
nsta gezen u "ekirdekten yetime" sz bu risalenin mellifine bir iaret-i
gaybiye-i rfiye denilebilir. nki Risale-i Nur hdimi olan ahs Kur'ann
feyziyle, ekirdek ve iekte tevhid iin iki mi'rac- marifet kefederek
tabiiyyunlar boan ayn yerde b- hayat bulmu ve ekirdekten hakikata ve
nur-u marifete yetimi ve bu iki eyin Risale-i Nur'da ziyade tekrarlar bu
hikmete binaendir.





--- sh:(:34) ------
ki, o aacn dal ve budak ve a'za ve eczasyla tam kametine gre
biilmi, kesilmi, sslendirilmi. Ve yle hassas ve mizanl ve
manidardr ki, o aac bir kitab, bir mektub, bir kaside suretine
evirmitir.
Ve sm-i Btn ile iaret edildii gibi: Her aacn iinde ileyen
tezgh, yle bir fabrikadr ki, o aacn btn ecza ve a'zasn tekil ve
tedvir ve tedbirini gayet hassas mizanla lt gibi, btn ayr ayr
a'zalarna lzm olan maddeleri ve rzklar, gayet mkemmel bir
intizam altnda sevk ve taksim ve tevzi ile beraber akllar hayret
iinde brakan imek akmak gibi bir sr'at ve saati kurmak gibi bir
shulet ve bir orduya ar demek gibi bir birlik ve beraberlik ile o
hrika fabrika iliyor.
Elhasl: Herbir aacn evveli, yle bir sanduka ve proram..
ve hiri, yle bir tarifename ve nmune.. ve zahiri, yle bir musanna
hulle ve bir mnakka libas.. ve btn, yle bir fabrika ve tezghtr ki,
bu drt cihet yle birbirine bakyorlar ve drdn mecmuundan yle bir
sikke-i a'zam, belki bir ism-i a'zam tezahr eder ki, bilbedahe btn
kinat idare eden bir Sni'-i Vhid-i Ehad'den bakas o ileri
yapamaz. Ve aa gibi her zhayatn evveli, hiri, zahiri, btn birer
sikke-i tevhid, birer htem-i vahdet, birer mhr- ehadiyet, birer turra-
i vahdaniyet tayor.
te bu misaldeki aaca kyasen, bahar dahi ok iekli bir
aatr: Gz mevsiminin eline emanet edilen tohumlar, ekirdekler,
kkler, sm-i Evvel'in sikkesini.. ve yaz mevsiminin kucana
dklen, eteini dolduran meyveler, hububat ve sebzevatlar sm-i
hir'in htemini.. ve bahar mevsimi, hur-il n misill birbiri stne
giydii snds-misal hulleler ve yzbin naklar ile sslenmi ftr
libaslar sm-i Zahir'in mhrn.. ve baharn iinde ve zeminin
batnnda ileyen samedan fabrikalar ve kaynayan rahman kazanlar ve
yemekleri piirttiren rabban matbahlar, sm-i Btn'n turrasn
tayorlar.
Hatt herbir nevi, mesel nev'-i beer dahi bir aatr: Kk ve
ekirdei mazide ve semereleri, neticeleri mstakbelde olarak hayat-
cinsiye ve beka-y nev' iinde gayet muntazam kanunlarn bulunmas
gibi, hal-i hazr vaziyeti dahi, hayat- ahsiye ve hayat-



--- sh:(:35) ------
itimaiye dsturlarnn hkm altnda bir sikke-i tevhid ve zahir
karklklar altnda gizli, muntazam bir htem-i vahdet ve mevve
ahval-i beeriye altnda mukadderat- hayatiye denilen kaza ve kaderin
dsturlarnn hkm altnda bir mhr- vahdaniyet tayor.


































--- sh:(:36) ------
Htime
[Srr- tevhid iinde sair erkn- imaniyeye birer kelmla ksack
birer iarettir.]
Ey insan- gafil! Gel bir kerre dn ve bu risalenin
makamnda beyan edilen " Meyve, Muktezi, Hcceti"
nazara al, bak ki; bu kinatta tasarruf eden ve en cz' bir ifay ve en
kk bir kr dahi nazara alan ve sinek kanad gibi en az bir san'at,
bakalarna havale etmeyen ve vermeyen ve lkayd kalmayan ve en
basit bir tohuma bir aa kadar vazifeler ve hikmetler takan ve kendi
rahmaniyetini ve rahmiyetini ve hakmliini herbir san'atyla ihsas
eden ve kendini herbir vesile ile tanttran ve herbir nimetle sevdiren
bir Sni'-i Kadr, Hakm, Rahm, Alm hi mmkn mdr ki ve hi
bir cihetle kabil midir ki, kinat manen istil eden mehasin-i hakikat-
Muhammediyeye (A.S.M.) ve tesbihat- Ahmediyeye (A.S.M.) ve
envr- slmiyeye kar lkayd kalsn? Ve hibir cihetle mmkn
mdr ki; btn masnuatn yaldzlayan ve btn mahlukatn
sevindiren ve kinat klandran ve semavat ve arz velveleye veren
ve kre-i arzn yarsn ve nev'-i beerin beten birisini ondrt asr
bil-fasla saltanat- maddiye ve maneviyesi altna alan ve daima o
muhteem saltanat Hlk- Kinat hesabna ve namna sren risalet-i
Ahmediye (A.S.M.), o Sniin en mhim bir maksad, bir nuru, bir
yinesi olmasn? Hem Muhammed (A.S.M.) gibi ayn hakikata hizmet
eden enbiyalar dahi o Sniin elileri ve dostlar ve memurlar olmasn?
H, mu'cizat- enbiya adedince h ve kell!..
Hem hibir cihetle mmkn mdr ki, dal ve budak gibi en
cz' bir eye yz hikmetleri ve meyveleri takan ve kendi rububiyetini
fevkalde hikmetleriyle ve umum rahmaniyetiyle tanttrp, sevdiren
bir Hlk- Hakm-i Rahm, kudretine nisbeten bir bahar kadar kolay
olan hari getirmeyerek, bir dr- saadet, bir menzil-i beka amayp,
btn hikmetlerini ve rahmetlerini hatt rububiyetini ve kemaltn
inkr etsin ve ettirsin ve ok sevdii btn mahbub mahluklarn ebed
bir surette i'dam etsin? H, yzbin defa h!.. O Cemal-i Mutlak,
byle bir kubh-u mutlaktan yzbinler derece mnezzeh ve
mukaddestir.




--- sh:(:37) ------
Uzunca bir haiye:
Hair mnasebetiyle bir sual: Kur'anda mkerreren:
..-,-,;,..;
hem ,.,!_..;...!,...,
fermanlar gsteriyor ki: Har-i a'zam bir anda, zamansz vcuda
geliyor. Dar akl ise, bu hadsiz derece hrika ve emsalsiz olan
mes'eleyi iz'an ile kabul etmesine medar olacak mehud bir misal ister.
Elcevab: Hairde, ruhlarn cesedlere gelmesi var. Hem
cesedlerin ihyas var. Hem cesedlerin inas var. mes'eledir.
Birinci Mes'ele: Ruhlarn cesedlerine gelmesine misal ise:
Gayet muntazam bir ordunun efrad, istirahat iin her tarafa dalm
iken, yksek sadl bir boru sesiyle toplanmalardr. Evet, srafil'in
borusu olan Sur'u, ordunun borazanndan geri olmad gibi, ebedler
tarafnda ve zerreler leminde iken ezel canibinden gelen
,:,,.! hitabn iiten ve _.!.ile cevab veren ervahlar,
elbette ordunun neferatndan binler derece daha msahhar ve
muntazam ve muti'dirler. Hem deil yalnz ruhlar, belki btn zerreler
dahi, bir ordu-yu Sbhan ve emirber neferleri olduunu kat'
brhanlarla Otuzuncu Sz isbat etmi.
kinci Mes'ele: Cesedlerin ihyas misali ise: ok byk bir
ehirde, enlik bir gecede, birtek merkezden, yzbin elektrik
lmbalar, deta zamansz bir anda canlanmalar ve klanmalar gibi,
btn kre-i arz yznde dahi, birtek merkezden yz milyon
lmbalara nur vermek mmkndr. Madem Cenab- Hakk'n elektrik
gibi bir mahluku ve bir misafirhanesinde bir hizmetkr ve bir
mumdar, Hlkndan ald terbiye ve intizam dersiyle bu keyfiyete
mazhar oluyor. Elbette elektrik gibi binler nurani hizmetkrlarnn
temsil ettikleri hikmet-i lahiyenin muntazam kanunlar dairesinde
har-i a'zam tarfet-l aynda vcuda gelebilir.
nc Mes'ele: Ecsadn def'aten inasnn misali ise; bahar
mevsiminde birka gn zarfnda nev-i beerin umumundan bin derece
ziyade olan umum aalarn btn yapraklaryla beraber



--- sh:(:38) ------
evvelki baharn ayn gibi birden mkemmel bir surette inalar ve yine
umum aalarn umum iekleri ve meyveleri ve yapraklar, gemi
baharn mahsult gibi, berk gibi bir sr'atle icadlar; hem o baharn
mebde'leri olan hadsiz tohumcuklarn, ekirdeklerin, kklerin, birden
beraber intibahlar ve inkiaflar ve ihyalar; hem kemiklerden ibaret
olarak ayakta duran emvat gibi btn aalarn cenazeleri bir emir ile
def'aten "Ba's ba'de-l mevt" srrna mazhariyetleri ve neirleri; hem
kck hayvan taifelerinin hadsiz efradlarnn gayet derecede san'atl
bir surette ihyalar; hem bilhassa sinekler kabilelerinin hairleri ve
bilhassa daima yzn, gzn, kanadn temizlemekle bize abdesti ve
nezafeti ihtar eden ve yzmz okayan gzmz nndeki
kabilenin bir senede nerolan efrad, ben-demin dem zamanndan
beri gelen umum efradndan fazla olduu halde, her baharda sair
kabileler ile beraber birka gn zarfnda inalar ve ihyalar, hairleri;
elbette kyamette ecsad- insaniyenin inasna bir misal deil, belki
binler misaldirler.
Evet dnya dr-l hikmet ve hiret dr-l kudret olduundan;
dnyada Hakm, Mrettib, Mdebbir, Mrebbi gibi ok isimlerin
iktizasyla, dnyada icad- eya bir derece tedric ve zaman ile olmas;
hikmet-i Rabbaniyenin muktezasyla olmu. hirette ise, hikmetten
ziyade kudret ve rahmetin tezahrleri iin maddeye ve mddete ve
zamana ve beklemeye ihtiya brakmadan birden eya ina ediliyor.
Burada bir gnde ve bir senede yaplan iler, hirette bir anda ve bir
lemhada inasna iareten Kur'an- Mu'ciz-l Beyan
,,,,.,!_..;...!,...,
ferman eder. Eer harin gelmesini, gelecek baharn gelmesi gibi kat'
bir surette anlamak istersen; hare dair Onuncu Sz ile
Yirmidokuzuncu Sz'e dikkat ile bak, gr. Eer baharn gelmesi gibi
inanmaz isen, gel parman gzme sok.
Amma bir drdnc mes'ele olan mevt-i dnya ve kyamet
kopmas ise: Bir anda bir seyyare veya bir kuyruklu yldzn emr-i
Rabban ile kremize, misafirhanemize arpmas; bu hanemizi harab
edebilir. On senede yaplan bir saray, bir dakikada harab olmas gibi...




--- sh:(:39) ------
Bu harin drt mes'elesinin icmali imdilik yeter. Yine
sadedimize dnyoruz.
Hem hi mmkn mdr ki, kinatn btn hakik ve l
hakikatlarnn belig tercman ve Hlk- Kinat'n btn kemaltnn
mu'ciz lisan ve btn maksadlarnn hrika mecmuas olan Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan o Hlk'n kelm olmasn? H, ytnn esrar
adedince h!..
Hem hi mmkn mdr ki: Bir Sni'-i Hakm, btn zhayat,
zuur masnu'larn birbiriyle konutursun ve dillerinin binler
eitleriyle birbiriyle syletirsin ve onlarn szlerini ve seslerini
bilsin ve iitsin ve ef'aliyle ve in'amyla zahir bir surette cevab versin,
fakat kendisi konumasn ve konuamasn? Hi kabil midir ve hi
ihtimali var m?..
Madem bilbedahe konuur ve madem konumasna kar tam
anlayl muhatab en bata insandr. Elbette bata Kur'an olarak
mehur ktb- mukaddese onun konumalardr.
Hem hi mmkn mdr ki: Bir Sni'-i Hakm, kendini
tanttrmak ve sevdirmek ve medh senasn ettirmek ve enva'-
ihsanatyla zhayatlar mesrur ve memnun etmekle minnetdarlklarn
ve krlerini rububiyetine mhim bir medar yapmak iin koca kinat
enva'yla, erknyla, zhayata msahhar bir hizmetkr, bir mesken, bir
meher, bir ziyafetgh yaptktan sonra, zhayatlarn eit eit,
binlerce enva'larnn nshalarn o derece teksirini istiyor ki; kavak ve
karaaa gibi meyvesizlerin bir ksm yapraklarndan her bir yapra,
bir tabur sineklere yani havada zikreden zhayatlara hem beik, hem
rahm- mader, hem erzaklarnn mahzeni yapt halde; bu znetli
semavat ve bu nurani yldzlar sahibsiz, hayatsz, ruhsuz, sekenesiz,
bo, hl, faydasz yani melaikesiz, ruhansiz braksn? H, melekler
ve ruhanler adedince h ve kell!..
Hem hi mmkn mdr ki: Bir Sni'-i Hakm-i Mdebbir, en
ehemmiyetsiz bir nebatn, en kk bir aacn mebdelerini ve
mntehalarn kemal-i intizam iinde mukadderat- hayatiyesini
ekirdeinde ve meyvesinde kalem-i kader ile yazmakla beraber, koca
bahar birtek aa gibi mukaddematn ve neticelerini kemal-i imtiyaz
ve intizam ile yazsa ve en ehemmiyetsiz eylere de lkayd kalmazsa;



--- sh:(:40) ------
fakat kinatn neticesi ve arzn halifesi ve enva'- mahlukatn nzr ve
zabiti olan insann ok ehemmiyetli bulunan ef'alini ve harektn
yazmasn, daire-i kaderine almasn, onlara lkayd kalsn? H,
insanlarn mizana girecek olan amelleri adedince h ve kell!..
Elhasl, kinat btn hakaikyla bararak diyor:
,-;,,!.,..,,,.,.:...,.!.,..
,.!.-,-,!,_!.-.!_..,,.,,-,..!.,
.!,.,..-. ;.,,.!;!;;.,-
_,.,..,.-,,-,!_..,,...!_.


























Tevhid bir mnacat ve mukaddimesi
Hazret-i mam- Ali Radyallah Anh ve Kerremallah
Vecheh, Kaside-i Celcelutiye'sinde kerametkrane Risale-i Nur'dan
haber verdii yerde Risale-i Nur'u Siracnnur ve Siracssrc
namlaryla tesmiye ederek, Risale-i Nur'un ismine iki isim ilve
etmesi cihetiyle ve bu risalede Siracnnur nam tekrar mnasebetiyle,
bu risalenin hirinde mam- Ali Radyallah Anh'n en mhim bir
mnacatn iki derece tevsi' ederek onun ulv lisanyla ve dilimizi onun
bir dili hesabyla istimal edip, bu gelen mnacat dergh- Vhid-i
Ehad'e takdim ederiz.
Mnacat
,,.,.,.,-.,-.,,,,.,..!__,!.,,.!
,..,,,.-,.._,,,,..-.-!_ ;,
,.....,.-.,,..,-,,,.._,;_;,
,..-.,,.,,.:..,,,L,.-,!_;,
,.,..-.,,-..,,..,.,,,--,.,-!_;,
,,.,,..,.,,,,,.,,,.-;_;,
,,., ,..L..,,;,,.,-,..;_;,
_,;,.....,,..,,...,!,,,L-,..!_;,
,;.,.,..-,_..,,..:.,,,_...,.
_,.,;.,,,-._.!.,..!.,,,-..,:.._,
,.!_..,!,-.,_.L._!,-.,_..._!,-.,..!,
,,!,..-.!,.,:..,.,.;..;,;,.!..-!
,,._,...,.,...!,,..-!_.,.,..-
_,.!.-!,,.!..-!,,..!,,-..
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
--- sh:(:42) ------
nc ua
Mukaddime
Bu Sekizinci Hccet-i maniye; vcub-u vcuda ve
vahdaniyete delalet ettii gibi, hem delail-i kat'iyye ile rububiyetin
ihatasna ve kudretinin azametine delalet eder. Hem hkimiyetinin
ihatasna ve rahmetinin mulne dahi delalet ve isbat eder. Hem
kinatn btn eczasna hikmetinin ihatasn ve ilminin muln isbat
eder.
Elhasl: Bu Sekizinci Hccet-i maniyenin herbir
mukaddimesinin sekiz neticesi var. Sekiz mukaddimelerin her birinde,
sekiz neticeyi delilleriyle isbat eder ki; bu cihette bu Sekizinci Hccet-
i maniyede yksek meziyetler vardr.
Said Nurs

























--- sh:(:43) ------
Mnacat
[Bu Risale-i Mnacat, hem vcub-u vcud, hem vahdet, hem ehadiyet,
hem hamet-i rububiyet, hem azamet-i kudret, hem vs'at-i rahmet,
hem umumiyet-i hkimiyet, hem ihata-i ilim, hem mul- hikmet
gibi en mhim esasat- imaniyeyi hrika bir caz iinde fevkalde bir
kat'iyyet ve hlisiyet ve yakniyet ile isbat eder. Hare iarat ve
bilhassa hirdeki iddetli iarat ok kuvvetlidir.]
_
_,-_.!,..!,,.,.!,_,.!..-,_,;,,..!.-_ ;
.,-...._.....!_..!,,...,_..!_....,-,!_
_.,!,.,.__..,,,,.,..-_,;
;..-,.!,.;_,;,....!_,,-..!,.-.!,
[nc ua olan bu Mnacat Risalesi, mezkr yetin bir nevi
tefsiridir.]
Ya lah ve ya Rabb! Ben imann gzyle ve Kur'ann
talimiyle ve nuruyla ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n
dersiyle ve sm-i Hakm'in gstermesiyle gryorum ki: Semavatta
hibir deveran ve hareket yoktur ki; byle intizamyla senin
mevcudiyetine iaret ve delalet etmesin. Ve hibir ecram- semaviye
yoktur ki; sktuyla grltsz vazife grerek direksiz durmalaryla,
senin rububiyetine ve vahdetine ehadeti ve iareti olmasn. Ve hibir
yldz yoktur ki; mevzun hilkatyla, muntazam vaziyetiyle ve nuran
tebessmyle ve btn yldzlara mmaselet ve mabehet sikkesiyle
senin hamet-i uluhiyetine ve vahdaniyetine iaret ve ehadette










--- sh:(:44) ------
bulunmasn. Ve oniki seyyareden hibir seyyare yldz yoktur ki;
hikmetli hareketiyle ve itaatli msahhariyetiyle ve intizaml
vazifesiyle ve ehemmiyetli peykleriyle senin vcub-u vcuduna
ehadet ve saltanat- uluhiyetine iaret etmesin!..
Evet gkler; sekeneleriyle, herbiri tek bayla ehadet ettikleri
gibi, heyet-i mecmuasyla derece-i bedahette, -ey zemin ve gkleri
yaratan yaratc!- senin vcub-u vcuduna yle zahir ehadet.. -ve ey
zerrat, muntazam mrekkebatyla tedbirini gren ve idare eden ve bu
seyyare yldzlar manzum peykleriyle dndren, emrine itaat ettiren!-
senin vahdetine ve birliine yle kuvvetli ehadet ederler ki, gn
yznde bulunan yldzlar saysnca nurani brhanlar ve parlak deliller
o ehadeti tasdik ederler. Hem bu safi, temiz, gzel gkler; fevkalde
byk ve fevkalde sr'atli ecramyla muntazam bir ordu ve elektrik
lmbalaryla sslenmi bir saltanat donanmas vaziyetini gstermek
cihetiyle, senin rububiyetinin hametine ve hereyi icad eden
kudretinin azametine zahir delalet.. ve hadsiz semavat ihata eden
hkimiyetinin ve herbir zhayat kucana alan rahmetinin hadsiz
geniliklerine kuvvetli iaret.. ve btn mahlukat- semaviyenin btn
ilerine ve keyfiyetlerine taalluk eden ve avucuna alan, tanzim eden
ilminin hereye ihatasna ve hikmetinin her ie mulne bhesiz
ehadet ederler. Ve o ehadet ve delalet o kadar zahirdir ki; gya
yldzlar, ahid olan gklerin ehadet kelimeleri ve tecessm etmi
nurani delilleridirler. Hem semavat meydannda, denizinde,
fezasndaki yldzlar ise; muti' neferler, muntazam sefineler, hrika
tayyareler, acaib lmbalar gibi vaziyetiyle, senin saltanat-
uluhiyetinin aaasn gsteriyorlar. Ve o ordunun efradndan bir
yldz olan gneimizin seyyarelerinde ve zeminimizdeki vazifelerinin
delalet ve ihtaryla, gnein sair arkadalar olan yldzlarn bir ksm
hiret lemlerine bakarlar ve vazifesiz deiller; belki bki olan
lemlerin gneleridirler.
Ey Vcib-l Vcud! Ey Vhid-i Ehad! Bu hrika yldzlar, bu
acib gneler, aylar; senin mlknde, senin semavatnda, senin emrin
ile ve kuvvetin ve kudretin ile ve senin idare ve tedbirin ile teshir ve
tanzim ve tavzif edilmilerdir. Btn o ecram- ulviye, kendilerini
yaratan ve dndren ve idare eden birtek Hlk'a tesbih ederler, tekbir
ederler, lisan- hal ile "Sbhanallah, Allah Ekber" derler. Ben dahi
onlarn btn tesbihatyla seni takdis ederim.

--- sh:(:45) ------
Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey azamet-i kibriyasndan
ihtifa etmi olan Kadr-i Zlcelal! Ey Kadir-i Mutlak! Kur'an-
Hakminin dersiyle ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n
talimiyle anladm: Naslki gkler, yldzlar, senin mevcudiyetine ve
vahdetine ehadet ederler.. yle de; cevv-i sema bulutlaryla ve
imekleri ve ra'dlar ve rzgrlaryla ve yamurlaryla, senin vcub-u
vcuduna ve vahdetine ehadet ederler.
Evet camid, uursuz bulut, b- hayat olan yamuru, muhta
olan zhayatlarn imdadna gndermesi, ancak senin rahmetin ve
hikmetin iledir. Kark tesadf karamaz. Hem elektriin en by
bulunan ve fevaid-i tenviriyesine iaret ederek ondan istifadeye tevik
eden imek ise, senin fezadaki kudretini gzelce tenvir eder. Hem
yamurun gelmesini mjdeleyen ve koca fezay konuturan ve
tesbihatnn grltsyle gkleri nlatan ra'dat dahi, lisan- kal ile
konuarak seni takdis edip, rububiyetine ehadet eder. Hem
zhayatlarn yaamasna en lzumlu rzk ve istifadece en kolay ve
nefesleri vermek, nfuslar rahatlandrmak gibi ok vazifeler ile tavzif
edilen rzgrlar dahi; cevvi deta bir hikmete binaen "levh-i mahv ve
isbat" ve "yazar, ifade eder, sonra bozar tahtas" suretine evirmekle,
senin faaliyet-i kudretine iaret ve senin vcuduna ehadet ettii gibi,
senin merhametinle bulutlardan sap zhayatlara gnderilen rahmet
dahi; mevzun, muntazam katreleri kelimeleriyle, senin vs'at-i
rahmetine ve geni efkatine ehadet eder.
Ey Mutasarrf- Fa'al ve ey Feyyaz- Mtel! Senin vcub-u
vcuduna ehadet eden bulut, berk, ra'd, rzgr, yamur; birer birer
ehadet ettikleri gibi, heyet-i mecmuasyla keyfiyete birbirinden
uzak, mahiyete birbirine muhalif olmakla beraber, birlik, beraberlik,
birbiri iine girmek ve birbirinin vazifesine yardm etmek
haysiyetiyle, senin vahdetine ve birliine gayet kuvvetli iaret ederler.
Hem koca fezay maher-i acaib yapan ve baz gnlerde birka defa
doldurup boaltan rububiyetinin hametine ve o geni cevvi, yazar
deitirir bir levha gibi ve skar ve onunla zemin bahesini sulattrr
bir snger gibi tasarruf eden kudretinin azametine ve herbir eye
mulne ehadet ettikleri gibi; umum zemine ve btn mahlukata
cevv perdesi altnda bakan ve idare eden rahmetinin ve hkimiyetinin
hadsiz geniliklerine ve hereye yetimelerine delalet eder. Hem
fezadaki hava, o kadar hakmane vazifelerde istihdam

--- sh:(:46) ------
ve bulut ve yamur, o kadar almane faidelerde istimal olunur ki;
hereye ihata eden bir ilim ve hereye amil bir hikmet olmazsa, o
istimal, o istihdam olamaz.
Ey Fa'aln Lim Yrid! Cevv-i fezadaki faaliyetinle her vakit
bir nmune-i hair ve kyamet gstermek, bir saatte yaz ka ve k
yaza dndrmek, bir lem getirmek, bir lem gayba gndermek
misill uunatta bulunan kudretin; dnyay hirete evirecek ve
hirette uunat- sermediyeyi gsterecek iaretini veriyor.
Ey Kadr-i Zlcelal! Cevv-i fezadaki hava, bulut ve yamur,
berk ve ra'd; senin mlknde, senin emrin ve havlin ile, senin kuvvet
ve kudretinle msahhar ve vazifedardrlar. Mahiyete birbirinden uzak
olan bu feza mahlukat, gayet sr'atli ve ni emirlere ve abuk ve acele
kumandalara itaat ettiren mir ve hkimlerini takdis ederek, rahmetini
medh sena ederler.
Ey Arz ve Semavatn Hlk- Zlcelali! Senin Kur'an-
Hakminin talimiyle ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n
dersiyle iman ettim ve bildim ki: Nasl semavat yldzlaryla ve cevv-i
feza mtemilatyla senin vcub-u vcuduna ve senin birliine ve
vahdetine ehadet ediyorlar. yle de: Arz btn mahlukatyla ve
ahvaliyle senin mevcudiyetine ve vahdetine, mevcudat adedince
ehadetler ve iaretler ederler. Evet zeminde hibir tahavvl ve aa
ve hayvanlarnda her senede urbasn deitirmek gibi hibir tebeddl
-cz' olsun, kll olsun- yoktur ki; intizamyla, senin vcuduna ve
vahdetine iaret etmesin. Hem hibir hayvan yoktur ki, za'fiyet ve
ihtiyacnn derecesine gre verilen rahmane rzkyla ve yaamasna
lzumu bulunan cihazatnn hakmane verilmesiyle, senin varlna ve
birliine ehadeti olmasn. Hem her baharda gzmz nnde icad
edilen nebatat ve hayvanattan hibir tanesi yoktur ki, san'at-
acibesiyle ve latif znetleriyle ve tam temeyyzyle ve intizamyla ve
mevzuniyetiyle seni bildirmesin. Ve zemin yzn dolduran ve
nebatat ve hayvanat denilen kudretinin hrikalar ve mu'cizeleri;
mahdud ve maddeleri bir ve mteabih olan yumurta ve
yumurtacklardan ve katrelerden ve habbe ve habbeciklerden ve
ekirdeklerden; yanlsz, mkemmel, ssl, almet-i farikal olarak
yaratllar, Sni'-i Hakmlerinin vcuduna ve vahdetine ve hikmetine
ve hadsiz kudretine yle bir ehadettir ki, ziyann gnee ehadetinden
daha kuvvetli

--- sh:(:47) ------
ve parlaktr. Hem hava, su, nur, ate, toprak gibi hibir unsur yoktur
ki, uursuzluklaryla beraber, uurkrane, mkemmel vazifeleri
grmesiyle, basit ve istil edici, intizamsz, heryere dalmakla
beraber, gayet muntazam ve mtenevvi meyveleri ve mahsulleri
hazine-i gaybdan getirmesiyle, senin birliine ve varlna ehadeti
bulunmasn.
Ey Ftr- Kadr! Ey Fettah- Allm! Ey Fa'al-i Hallak! Nasl
Arz, btn sekenesiyle Hlknn Vcib-l Vcud olduuna ehadet
eder.. yle de: Senin -ey Vhid-i Ehad, ey Hannan- Mennan, ey
Vehhab- Rezzak!- vahdetine ve ehadiyetine, yzndeki sikkesiyle ve
sekenesinin yzlerindeki sikkeleriyle ve birlik ve beraberlik ve birbiri
iine girmek ve birbirine yardm etmek ve onlara bakan rububiyet
isimlerinin ve fiillerinin bir olmak cihetinde, bedahet derecesinde
senin vahdetine ve ehadiyetine ehadet, belki mevcudat adedince
ehadetler eder. Hem nasl zemin bir ordugh, bir meher, bir talimgh
vaziyetiyle.. ve nebatat ve hayvanat frkalarnda bulunan drtyz bin
muhtelif milletlerin ayr ayr cihazatlar muntazaman verilmesiyle,
senin rububiyetinin hametine ve kudretinin hereye yetimesine
delalet eder; yle de: Hadsiz btn zhayatn ayr ayr rzklar, vakti
vaktine kuru ve basit bir topraktan, rahmane, kerimane verilmesi ve
hadsiz o efradn kemal-i msahhariyetle evamir-i Rabbaniyeye
itaatleri, rahmetinin hereye muln ve hkimiyetinin hereye
ihatasn gsteriyor. Hem zeminde deimekte bulunan mahlukat
kafilelerinin sevk idareleri, mevt ve hayat mnavebeleri ve hayvan
ve nebatatn idare ve tedbirleri dahi, hereye taalluk eden bir ilim ile
ve hereyde hkmeden nihayetsiz bir hikmetle olabilmesi, senin ihata-
i ilmine ve hikmetine delalet eder. Hem zeminde ksa bir zamanda
hadsiz vazifeler gren ve hadsiz bir zaman yaayacak gibi istidad ve
manev cihazat ile techiz edilen ve zemin mevcudatna tasarruf eden
insan iin, bu talimgh- dnyada ve bu muvakkat ordugh- zeminde
ve bu muvakkat meherde; bu kadar ehemmiyet, bu hadsiz masraf, bu
nihayetsiz tecelliyat- rububiyet, bu hadsiz hitabat- Sbhaniye ve bu
gayetsiz ihsanat- lahiye, elbette ve herhalde bu ksack ve hznl
mre ve bu kark kederli hayata, bu belal ve fni dnyaya smaz.
Belki ancak baka ve ebed bir mr ve bki bir dr- saadet iin
olabildii cihetinden, lem-i bekada bulunan ihsanat- uhreviyeye
iaret, belki ehadet eder.

--- sh:(:48) ------
Ey Hlk- Klli ey! Zeminin btn mahlukat, senin
mlknde, senin arznda, senin havl kuvvetinle ve senin kudretin ve
iradetin ile ve ilmin ve hikmetin ile idare olunuyorlar ve
msahhardrlar. Ve zemin yznde faaliyeti mahede edilen bir
rububiyet, yle ihata ve mul gsteriyor ve onun idaresi ve tedbiri ve
terbiyesi yle mkemmel ve yle hassastr ve her taraftaki icraat yle
birlik ve beraberlik ve benzemeklik iindedir ki, tecezzi kabul
etmeyen bir kll ve inksam imknsz bulunan bir kll hkmnde bir
tasarruf, bir rububiyet olduunu bildiriyor. Hem zemin btn
sekenesiyle beraber, lisan- kalden daha zahir hadsiz lisanlarla
Hlkn takdis ve tesbih ve nihayetsiz nimetlerinin lisan- halleriyle
Rezzak- Zlcelalinin hamd ve medh senasn ediyorlar.
Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey azamet-i kibriyasndan
istitar etmi olan Zt- Akdes! Zeminin btn takdisat ve tesbihatyla;
seni kusurdan, aczden, erikten takdis ve btn tahmidat ve
senalaryla sana hamd ve krederim.
Ey Rabb-l Berri Ve-l Bahr! Kur'ann dersiyle ve Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle anladm ki: Nasl gkler
ve feza ve zemin senin birliine ve varlna ehadet ederler.. yle de:
Bahrler, nehirler ve emeler ve rmaklar, senin vcub-u vcuduna ve
vahdetine bedahet derecesinde ehadet ederler. Evet bu dnyamzn
menba- acaib buhar kazanlar hkmnde olan denizlerde hibir
mevcud, hatt hibir katre su yoktur ki; vcuduyla, intizamyla,
menfaatyla ve vaziyetiyle Hlkn bildirmesin. Ve basit bir kumda ve
basit bir suda rzklar mkemmel bir surette verilen garib
mahluklardan ve hilkatlar gayet muntazam hayvanat- bahriyeden,
hususan bir tanesi, bir milyon yumurtacklar ile denizleri enlendiren
balklardan hi birisi yoktur ki, hilkatyla ve vazifesiyle ve idare ve
iaesiyle ve tedbir ve terbiyesiyle yaratanna iaret ve Rezzakna
ehadet etmesin.
Hem denizde kymetdar, hasiyetli, znetli cevherlerden hi
birisi yoktur ki, gzel hilkatyla ve cazibedar ftratyla ve menfaatli
hasiyetiyle seni tanmasn, bildirmesin. Evet onlar birer birer ehadet
ettikleri gibi; heyet-i mecmuasyla, beraberlik ve birbiri iinde
karmak ve sikke-i hilkatte birlik ve icada gayet kolay ve efrada
gayet okluk noktalarndan, senin vahdetine ehadet ettikleri gibi;


--- sh:(:49) ------
arz, toprayla beraber bu kre-i arz kuatan muhit denizlerini
muallakta durdurmak ve dkmeden ve datmadan gnein etrafnda
gezdirmek ve topra istila ettirmemek ve basit kumundan ve
suyundan, mtenevvi ve muntazam hayvanatn ve cevherlerini
halketmek ve erzak ve sair umrlarn kll ve tam bir surette idare
etmek ve tedbirlerini grmek ve yznde bulunmak lzm gelen
hadsiz cenazelerinden hibirisi bulunmamak noktalarndan, senin
varlna ve Vcib-l Vcud olduuna mevcudat adedince iaretler
ederek ehadet eder. Ve senin saltanat- rububiyetinin hametine ve
hereye muhit olan kudretinin azametine pek zahir delalet ettikleri
gibi, gklerin fevkindeki gayet byk ve muntazam yldzlardan, t
denizlerin dibinde bulunan gayet kck ve intizamla iae edilen
balklara kadar hereye yetien ve hkmeden rahmetinin ve
hkimiyetinin hadsiz geniliklerine delalet.. ve intizamatyla ve
faideleriyle ve hikmetleriyle ve mizan ve mevzuniyetleriyle, senin
hereye muhit ilmine ve hereye amil hikmetine iaret ederler. Ve
senin bu misafirhane-i dnyada yolcular iin byle rahmet havuzlarn
bulunmas ve insann seyr seyahatna ve gemisine ve istifadesine
msahhar olmas iaret eder ki; yolda yaplm bir handa, bir gece
misafirlerine bu kadar deniz hediyeleriyle ikram eden zt, elbette
makarr- saltanat- ebediyesinde yle ebed rahmet denizleri
bulundurmu ki, bunlar onlarn fni ve kk nmuneleridirler. te
denizlerin byle gayet hrika bir tarzda arzn etrafnda vaziyet-i
acibesiyle bulunmas ve denizlerin mahlukat dahi, gayet muntazam
idare ve terbiye edilmesi bilbedahe gsterir ki; yalnz senin kuvvetin
ve kudretin ile ve senin irade ve tedbirin ile, senin mlknde, senin
emrine msahhardrlar. Ve lisan- halleriyle Hlkn takdis edip
"Allah Ekber" derler.
Ey dalar zemin sefinesine hazineli direkler yapan Kadr-i
Zlcelal! Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle ve
Kur'an- Hakminin dersiyle anladm ki, nasl denizler acaibleriyle
seni tanyorlar ve tanttryorlar.. yle de: Dalar dahi, zelzele
tesiratndan zeminin sknetine ve iindeki dhil inklabat
frtnalarndan sktuna ve denizlerin istilasndan kurtulmasna ve
havann gazat- muzrradan tasfiyesine ve suyun muhafaza ve
iddiharlarna ve zhayatlara lzm olan madenlerin hazinedarlna
ettii hizmetleriyle ve hikmetleriyle seni tanyorlar ve tanttryorlar.
Evet dalardaki talarn
--- sh:(:50) ------
enva'ndan ve muhtelif hastalklara il olan maddelerin aksamndan
ve zhayata, hususan insanlara ok lzm ve ok mtenevvi olan
madeniyatn ecnasndan ve dalar, sahralar iekleriyle sslendiren
ve meyveleriyle enlendiren nebatatn esnafndan hibirisi yoktur ki;
tesadfe havalesi mmkn olmayan hikmetleriyle, intizamyla, hsn-
hilkatyla, faideleriyle.. hususan madeniyatn tuz, limontuzu, sulfato
ve ap gibi sureten birbirine benzemekle beraber tadlarnn iddet-i
muhalefetiyle.. ve bilhassa nebatatn basit bir topraktan eit eit
enva'laryla, ayr ayr iek ve meyveleriyle, nihayetsiz Kadr
nihayetsiz Hakm, nihayetsiz Rahm ve Kerim bir Sniin vcub-u
vcuduna bedahetle ehadet ettikleri gibi; heyet-i mecmuasndaki
vahdet-i idare ve vahdet-i tedbir ve mene' ve mesken ve hilkat ve
san'ata beraberlik ve birlik ve ucuzluk ve kolaylk ve okluk ve
yaplmakta abukluk noktalarndan, o Sniin vahdetine ve ehadiyetine
ehadet ederler.
Hem naslki dalarn yznde ve karnndaki masnu'lar,
zeminin her tarafnda, herbir nevi ayn zamanda, ayn tarzda, yanlsz,
gayet mkemmel ve abuk yaplmalar ve bir i bir ie mani olmadan,
sair neviler ile beraber kark iken, kartrmakszn icadlar; senin
rububiyetinin hametine ve hibir ey ona ar gelmeyen kudretinin
azametine delalet eder; yle de: Zeminin yzndeki btn zhayat
mahluklarn hadsiz hacetlerini, hatt mtenevvi hastalklarn, hatt
muhtelif zevklerini ve ayr ayr itihalarn tatmin edecek bir surette,
dalarn yzlerini ve ilerini muntazam ecar ve nebatat ve
madeniyatla doldurmak ve muhtalara teshir etmek cihetiyle, senin
rahmetinin hadsiz geniliine ve hkimiyetinin nihayetsiz vs'atine
delalet.. ve toprak tabakat iinde, gizli ve karanlk ve kark
bulunduu halde; bilerek, grerek, armayarak, intizamla, hacetlere
gre ihzar edilmeleriyle, senin hereye taalluk eden ilminin ihatasna
ve herbir eyi tanzim eden hikmetinin btn eyaya mulne ve
illarn ihzarat ve maden maddelerin iddiharatyla rububiyetinin
rahmane ve kerimane olan tedabirinin mehasinine ve inayetinin
ihtiyatl letaifine pek zahir bir surette iaret ve delalet ederler.
Hem bu dnya hannda misafir yolcular iin, koca dalar
levazmatlarna ve istikbaldeki ihtiyalarna muntazam ihtiyat deposu
ve cihazat anbar ve hayata lzumu olan ok definelerin mkemmel
mahzeni olmak cihetinde iaret, belki delalet, belki ehadet eder ki;

--- sh:(:51) ------
bu kadar kerim ve misafirperver ve bu kadar hakm ve efkatperver ve
bu kadar kadr ve rububiyetperver bir Sniin, elbette ve herhalde, ok
sevdii o misafirleri iin, ebed bir lemde, ebed ihsanatnn ebed
hazineleri vardr. Buradaki dalara bedel, orada yldzlar o vazifeyi
grrler.
Ey Kadir-i Klli ey! Dalar ve iindeki mahluklar senin
mlknde ve senin kuvvet ve kudretinle ve ilim ve hikmetinle
msahhar ve mdahhardrlar. Onlar bu tarzda tavzif ve teshir eden
Hlkn takdis ve tesbih ederler.
Ey Hlk- Rahman ve ey Rabb-i Rahm! Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle ve Kur'an- Hakminin dersiyle
anladm: Naslki sema ve feza ve arz ve deniz ve da, mtemilt ve
mahluklaryla beraber seni tanyorlar ve tanttryorlar.. yle de:
Zemindeki btn aa ve nebatat, yapraklar ve iekleri ve
meyveleriyle, seni bedahet derecesinde tanttryorlar ve tanyorlar. Ve
umum ecarn ve nebatatn cezbedarane hareket-i zikriyede bulunan
yapraklarndan ve znetleriyle Sniinin isimlerini tavsif ve tarif eden
ieklerinden ve letafet ve cilve-i merhametinden tebessm eden
meyvelerinden herbirisi, tesadfe havalesi hibir cihet-i imkn
olmayan hrika san'at iindeki nizam ve nizam iindeki mizan ve
mizan iindeki znet ve znet iindeki naklar ve naklar iindeki
gzel ve ayr ayr kokular ve kokular iindeki meyvelerin muhtelif
tatlaryla, nihayetsiz Rahm ve Kerim bir Sniin vcub-u vcuduna
bedahet derecesinde ehadet ettikleri gibi, heyet-i mecmuasyla, btn
zemin yznde birlik ve beraberlik, birbirine benzemeklik ve sikke-i
hilkatte mabehet ve tedbir ve idarede mnasebet ve onlara taalluk
eden icad fiilleri ve Rabban isimlerde muvafakat ve o yzbin enva'n
hadsiz efradlarn birbiri iinde armayarak birden idareleri gibi
noktalaryla, o Vcib-l Vcud Sniin bilbedahe vahdetine ve
ehadiyetine dahi ehadet ederler. Hem naslki onlar senin vcub-u
vcuduna ve vahdetine ehadet ediyorlar.. yle de; ry-i zeminde drt
yz bin milletlerden teekkl eden zhayat ordusundaki hadsiz efradn
yzbinler tarzda iae ve idareleri; armayarak, kartrmayarak
mkemmel yaplmasyla, senin rububiyetinin vahdaniyetteki
hametine ve bir bahar bir iek kadar kolay icad eden kudretinin
azametine ve hereye taallukuna delalet ettikleri gibi, koca zeminin
her tarafnda, hadsiz hayvanatna ve insanlara, hadsiz taamlarn

--- sh:(:52) ------
eit eit aksamn ihzar eden rahmetinin hadsiz geniliine.. ve o
hadsiz iler ve in'amlar ve idareler ve iaeler ve icraatlar kemal-i
intizamla cereyanlar ve herey hatt zerreler o emirlere ve icraata
itaat ve msahhariyetleriyle, hkimiyetinin hadsiz vs'atine kat'
delalet etmekle beraber o aalarn ve nebatlarn ve herbir yaprak ve
iek ve meyve ve kk ve dal ve budak gibi herbirisinin herbir eyini,
herbir iini bilerek, grerek, faidelere, maslahatlara, hikmetlere gre
yaplmakla, senin ilminin her eye ihatasna ve hikmetinin hereye
mulne pek zahir bir surette delalet ve hadsiz parmaklaryla iaret
ederler. Ve senin gayet kemaldeki cemal-i san'atna ve nihayet
cemaldeki kemal-i nimetine hadsiz dilleriyle sena ve medhederler.
Hem bu muvakkat handa ve fni misafirhanede ve ksa bir zamanda
ve az bir mrde, ecar ve nebatatn elleriyle, bu kadar kymetdar
ihsanlar ve nimetler ve bu kadar fevkalde masraflar ve ikramlar iaret
belki ehadet eder ki: Misafirlerine burada byle merhametler yapan
kudretli, keremkr Zt- Rahm, btn ettii masraf ve ihsan, kendini
sevdirmek ve tanttrmak neticesinin aksiyle, yani btn mahlukat
tarafndan "Bize tattrd, fakat yedirmeden bizi i'dam etti" dememek
ve dedirmemek ve saltanat- uluhiyetini iskat etmemek ve nihayetsiz
rahmetini inkr etmemek ve ettirmemek ve btn mtak dostlarn
mahrumiyet cihetinde dmanlara evirmemek noktalarndan, elbette
ve her halde ebed bir lemde, ebed bir memlekette, ebed brakaca
abdlerine, ebed rahmet hazinelerinden, ebed Cennetlerinde, ebed ve
Cennet'e lyk bir surette meyvedar ecar ve iekli nebatlar ihzar
etmitir. Buradakiler ise, mterilere gstermek iin nmunelerdir.
Hem aalar ve nebatlar, umumen yaprak ve iek ve
meyvelerinin kelimeleriyle seni takdis ve tesbih ve tahmid ettikleri
gibi, o kelimelerden herbirisi dahi ayrca seni takdis eder. Hususan
meyvelerin bedi' bir surette, etleri ok muhtelif, san'atlar ok acib,
ekirdekleri ok hrika olarak yaplarak o yemek tablalarn aalarn
ellerine verip ve nebatlarn balarna koyarak zhayat misafirlerine
gndermek cihetinde, lisan- hal olan tesbihatlar, zuhurca lisan- kal
derecesine kar. Btn onlar senin mlknde, senin kuvvet ve
kudretinle, senin irade ve ihsanatnla, senin rahmet ve hikmetinle
msahhardrlar ve senin herbir emrine muti'dirler.



--- sh:(:53) ------
Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey kibriya-y azametinden
tesettr etmi olan Sni'-i Hakm ve Hlk- Rahm! Btn ecar ve
nebatatn, btn yaprak ve iek ve meyvelerin dilleriyle ve adediyle;
seni kusurdan, aczden, erikten takdis ederek hamd sena ederim.
Ey Ftr- Kadr! Ey Mdebbir-i Hakm! Ey Mrebbi-i Rahm!
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n talimiyle ve Kur'an-
Hakm'in dersiyle anladm ve iman ettim ki; nasl nebatat ve ecar seni
tanyorlar, senin sft- kudsiyeni ve esma-i hsnan bildiriyorlar.. yle
de: Zhayatlardan ruhlu ksm olan insan ve hayvanattan hibirisi
yoktur ki; cisminde gayet muntazam saatler gibi ileyen ve ilettirilen
dhil ve haric zalaryla ve bedeninde gayet ince bir nizam ve gayet
hassas bir mizan ve gayet mhim faideler ile yerletirilen lt ve
duygularyla ve cesedinde gayet san'atl bir yapl ve gayet hikmetli
bir tefri ve gayet dikkatli bir mvazene iinde konulan cihazat-
bedeniyesiyle, senin vcub-u vcuduna ve sfatlarnn tahakkukuna
ehadet etmesin. nki bu kadar basirane nazik san'at ve uurkrane
ince hikmet ve mdebbirane tam mvazeneye, elbette kr kuvvet ve
uursuz tabiat ve serseri tesadf karamazlar ve onlarn ii olamaz ve
mmkn deildir. Ve kendi kendine teekkl edip yle olmas ise, yz
derece muhal iinde muhaldir. nki o halde herbir zerresi; herbir
eyini ve cesedinin teekkln, belki dnyada alkadar olduu
hereyini bilecek, grecek, yapabilecek deta ilah gibi ihatal bir ilim
ve kudreti bulunacak. Sonra tekil-i cesed ona havale edilir ve kendi
kendine oluyor denilebilir. Ve heyet-i mecmuasndaki vahdet-i tedbir
ve vahdet-i idare ve vahdet-i nev'iye ve vahdet-i cinsiye ve umumun
yzlerinde gz, kulak, az gibi noktalarda ittifak cihetinde mahede
edilen sikke-i ftratta birlik ve herbir nev'in efrad smalarnda grlen
sikke-i hikmette ittihad ve iaede ve icadda beraberlik ve birbirinin
iinde bulunmak gibi keyfiyetlerinden hibirisi yoktur ki, senin
vahdetine kat' ehadette bulunmasn! Ve herbir ferdinde, kinata
bakan btn isimlerin cilveleri bulunmakla, vhidiyet iinde senin
ehadiyetine iareti olmasn.
Hem naslki insan ile beraber hayvanatn, zeminin btn
yznde yaylan yzbin enva', muntazam bir ordu gibi tehiz ve
talimat ve itaat ve msahhariyetle ve en kkten t en bye kadar,



--- sh:(:54) ------
rububiyetin emirleri intizamla cereyanlaryla o rububiyetinin derece-i
hametine ve gayet oklukla beraber gayet kymetli ve gayet
mkemmel olmakla beraber gayet abuk yaplmalar ve gayet san'atl
olmakla beraber gayet kolay yapllaryla kudretinin derece-i
azametine delalet ettikleri gibi; arktan garba, imalden cenuba kadar
yaylan mikroptan t gergedana kadar, en kck sinekten t en
byk kua kadar btn onlarn rzklarn yetitiren rahmetinin hadsiz
vs'atine ve herbiri emirber nefer gibi vazife-i ftriyesini yapmak ve
zemin yz her baharda, gz mevsiminde terhis edilenler yerinde
yeniden taht- silha alnm bir orduya ordugh olmak cihetiyle,
hkimiyetinin nihayetsiz geniliine kat' delalet ederler. Hem naslki
hayvanattan herbirisi, kinatn bir kk nshas ve bir misal-i
musaggar hkmnde gayet derin bir ilim ve gayet dakik bir hikmetle,
kark eczalar kartrmayarak ve btn hayvanlarn ayr ayr
suretlerini armayarak, hatasz, sehivsiz, noksansz yaplmalaryla,
ilminin hereye ihatasna ve hikmetinin hereye mulne, adedlerince
iaretler ederler; yle de: Herbiri birer mu'cize-i san'at ve birer hrika-i
hikmet olacak kadar san'atl ve gzel yaplmasyla, ok sevdiin ve
tehirini istediin san'at- Rabbaniyenin kemal-i hsnne ve gayet
derecede gzelliine iaret ve herbirisi, hususan yavrular gayet nazdar,
nazenin bir surette beslenmeleriyle ve heveslerinin ve arzularnn
tatmini cihetiyle, senin inayetinin gayet irin cemaline hadsiz iaretler
ederler.
Ey Rahmanrrahm! Ey Sadk-ul Va'd-il Emin! Ey Mlik-i
Yevmiddin! Senin Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselmnn
talimiyle ve Kur'an- Hakminin iradyla anladm ki: Madem kinatn
en mntehab neticesi hayattr.. ve hayatn en mntehab hlsas
ruhtur.. ve zruhun en mntehab ksm zuurdur.. ve zuurun en
cmii insandr.. ve btn kinat ise, hayata msahhardr ve onun iin
alyor.. ve zhayatlar, zruhlara msahhardr, onlar iin dnyaya
gnderiliyorlar.. ve zruhlar, insanlara msahhardr, onlara yardm
ediyorlar.. ve insanlar ftraten Hlkn pek cidd severler ve Hlklar
onlar hem sever, hem kendini onlara her vesile ile sevdirir.. ve
insann istidad ve cihazat- maneviyesi, baka bir bki leme ve ebed
bir hayata bakyor.. ve insann kalbi ve uuru, btn kuvvetiyle beka
istiyor.. ve lisan, hadsiz dualaryla beka iin Hlkna yalvaryor;
elbette ve herhalde, o ok seven ve sevilen ve mahbub ve

--- sh:(:55) ------
muhib olan insanlar dirilmemek zere ldrmekle, ebed bir
muhabbet iin yaratm iken, ebed bir adavetle gcendirmek olamaz
ve kabil deildir. Belki baka bir ebed lemde mes'udane yaamas
hikmetiyle, bu dnyada almak ve onu kazanmak iin
gnderilmitir. Ve insana tecelli eden isimlerin, bu fni ve ksa
hayattaki cilveleriyle lem-i bekada onlarn yinesi olan insanlarn,
ebed cilvelerine mazhar olacaklarna iaret ederler.
Evet, ebednin sadk dostu, ebed olacak. Ve Bki'nin yine-i
zuuru, bki olmak lzm gelir.
Hayvanlarn ruhlar bki kalacan ve Hdhd- Sleyman
(A.S.) ve Neml'i ve Naka-i Slih (A.S.) ve Kelb-i Ashab- Kehf gibi
baz efrad- mahsusa; hem ruhu, hem cesediyle bki leme gidecei ve
herbir nev'in arasra istimal iin birtek cesedi bulunaca rivayet-i
sahihadan anlalmakla beraber; hikmet ve hakikat, hem rahmet ve
rububiyet yle iktiza ederler.
Ey Kadr-i Kayyum! Btn zhayat, zruh, zuur senin
mlknde, yalnz senin kuvvet ve kudretinle ve ancak senin irade ve
tedbirinle ve rahmet ve hikmetinle, rububiyetinin emirlerine teshir ve
ftr vazifelerle tavzif edilmiler. Ve bir ksm, insann kuvveti ve
galebesi iin deil, belki ftraten insann za'f ve aczi iin, rahmet
tarafndan ona msahhar olmular. Ve lisan- hal ve lisan- kal ile
Sni'lerini ve Mabudlarn kusurdan, erikten takdis ve nimetlerine
kr ve hamd ederek, herbiri ibadet-i mahsusasn yapyorlar.
Ey iddet-i zuhurundan gizlenmi ve ey azamet-i kibriyasndan
perdelenmi olan Zt- Akdes! Btn zruhlarn tesbihatyla seni
takdis etmek niyet edip
_-.__...!_._-_..,..-,.
diyorum.
Ya Rabb-el lemn! Ya lahe-l Evvelne Ve-l hirn! Ya
Rabb-es Semavat- Ve-l Aradn! Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n talimiyle ve Kur'an- Hakm'in dersiyle anladm ve iman
ettim ki: Nasl sema, feza, arz, berr ve bahr, ecer, nebat, hayvan;
efradyla, eczasyla, zerratyla seni biliyorlar, tanyorlar ve varlna
ve birliine ehadet ve delalet ve iaret ediyorlar; yle de: Kinatn
hlsas olan zhayat ve zhayatn hlsas olan insan ve insann
hlsas olan

--- sh:(:56) ------
enbiya, evliya, asfiyann hlsas olan kalblerinin ve akllarnn
mahedat ve kefiyat ve ilhamat ve istihracatyla, yzer icma' ve
yzer tevatr kuvvetinde bir kat'iyyetle senin vcub-u vcuduna ve
senin vahdaniyet ve ehadiyetine ehadet edip, ihbar ediyorlar.
Mu'cizat ve keramat ve yakn brhanlaryla, haberlerini isbat
ediyorlar.
Evet kalblerde, perde-i gaybda ihtar edici bir zta bakan hibir
hatrat- gaybiye; ve ilham edici bir zta baktran hibir ilhamat-
sadka; ve hakkalyakn suretinde sft- kudsiye ve esma-i hsnan
kefeden hibir itikad- yakne; ve enbiya ve evliyada bir Vcib-l
Vcud'un envrn aynelyakn ile mahede eden hibir nurani kalb;
ve asfiya ve sddknde, bir Hlk- Klli ey'in yt- vcubunu ve
berahin-i vahdetini ilmelyakn ile tasdik eden, isbat eden hibir
mnevver akl yoktur ki, senin vcub-u vcuduna ve sft- kudsiyene
ve senin vahdetine ve ehadiyetine ve esma-i hsnana ehadet etmesin,
delaleti bulunmasn ve iareti olmasn. Ve bilhassa btn enbiya ve
evliya ve asfiya ve sddknin imam ve reisi ve hlsas olan Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n ihbarn tasdik eden hibir mu'cizat-
bahiresi ve hakkaniyetini gsteren hibir hakikat- liyesi ve btn
mukaddes ve hakikatl kitablarn hlsat-l hlsas olan Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan'n hibir yet-i tevhidiye-i katas ve mesail-i
imaniyeden hibir mes'ele-i kudsiyesi yoktur ki, senin vcub-u
vcuduna ve kuds sfatlarna ve senin vahdetine ve ehadiyetine ve
esma ve sftna ehadet etmesin ve delaleti olmasn ve iareti
bulunmasn!..
Hem naslki btn o yzbinler muhbir-i sadklar,
mu'cizatlarna ve keramatlarna ve hccetlerine istinad ederek, senin
varlna ve birliine ehadet ederler; yle de: Hereye muhit olan
Ar- A'zam'n klliyat- umrunu idareden, t kalbin gayet gizli ve
cz' hatratn ve arzularn ve dualarn bilmek ve iitmek ve idare
etmeye kadar cereyan eden rububiyetinin derece-i hametini.. ve
gzmz nnde hadsiz muhtelif eyay birden icad eden hibir fiil bir
fiile, bir i bir ie mani olmadan, en byk bir eyi en kk bir sinek
gibi kolayca yapan kudretinin derece-i azametini icma' ile, ittifak ile
iln ve ihbar ve isbat ediyorlar.
Hem naslki bu kinat zruha, hususan insana mkemmel bir
saray hkmne getiren ve cenneti ve saadet-i ebediyeyi cinn ve inse

--- sh:(:57) ------
ihzar eden ve en kk bir zhayat unutmayan ve en ciz bir kalbin
tatminine ve taltifine alan rahmetinin hadsiz geniliini.. ve
zerrattan t seyyarata kadar btn enva'- mahlukat emirlerine itaat
ettiren ve teshir ve tavzif eden hkimiyetinin nihayetsiz vs'atini haber
vererek, mu'cizat ve hccetleriyle isbat ederler; yle de: Kinat,
eczalar adedince risaleler iinde bulunan bir kitab- kebir hkmne
getiren ve Levh-i Mahfuz'un defterleri olan mam- Mbin ve Kitab-
Mbin'de btn mevcudatn btn sergzetlerini kaydedip yazan ve
umum ekirdeklerde umum aalarnn fihristlerini ve proramlarn
ve zuurun balarnda btn kuvve-i hfzalarda, sahiblerinin tarihe-i
hayatlarn yanlsz, muntazaman yazdran ilminin hereye ihatasna;
ve herbir mevcuda ok hikmetleri takan, hatt herbir aata meyveleri
saysnca neticeleri verdiren; ve herbir zhayatta zalar, belki eczalar
ve hceyratlar adedince maslahatlar takib eden; hatt insann lisann
ok vazifelerde tavzif etmekle beraber, taamlarn tatlar adedince
zevk olan mizancklar ile tehiz ettiren hikmet-i kudsiyenin herbir
eye mulne; hem bu dnyada nmuneleri grlen celal ve cemal
isimlerinin tecellileri daha parlak bir surette ebed-l bdda devam
edeceine ve bu fni lemde nmuneleri mahede edilen ihsanatnn
daha aaal bir surette Dr- Saadette istimrarna ve bekasna ve bu
dnyada onlar gren mtaklarn ebedde dahi refakatlarna ve beraber
bulunmalarna bil'icma', bil'ittifak ehadet ve delalet ve iaret ederler.
Hem yzer mu'cizat- bahiresine ve yt- katasna istinaden,
bata Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ve Kur'an- Hakm'in
olarak, btn ervah- neyyire ashab olan enbiyalar ve kulb-u
nuraniye aktab olan evliyalar ve ukl- mnevvere erbab olan
asfiyalar; btn suhuf ve ktb- mukaddesede, senin ok tekrar ile
ettiin va'dlerine ve tehdidlerine istinaden ve senin kudret ve rahmet
ve inayet ve hikmet ve celal ve cemalin gibi kuds sfatlarna ve
e'nlerine ve izzet-i celaline ve saltanat- rububiyetine itimaden ve
kefiyat ve mahedat ve ilmelyakn itikadlaryla, saadet-i ebediyeyi
cinn ve inse mjdeliyorlar. Ve ehl-i dalalet iin Cehennem
bulunduunu haber verip iln ediyorlar ve iman edip ehadet
ediyorlar.
Ey Kadr-i Hakm! Ey Rahman- Rahm! Ey Sadk-ul Va'd-il
Kerim! Ey izzet ve azamet ve celal sahibi Kahhar- Zlcelal! Bu kadar
sadk dostlarn ve bu kadar va'dlerini ve bu kadar sft ve uunatn

--- sh:(:58) ------
tekzib edip, saltanat- rububiyetinin kat' mukteziyatn ve sevdiin ve
onlar dahi seni tasdik ve itaatle kendilerini sana sevdiren hadsiz
makbul ibadnn hadsiz dualarn ve davalarn reddederek, kfr ve
isyan ile ve seni va'dinde tekzib etmekle, senin azamet-i kibriyana
dokunan ve izzet-i celaline dokunduran ve uluhiyetinin haysiyetine
ilien ve efkat-i rububiyetini mteessir eden ehl-i dalalet ve ehl-i
kfr, harin inkrnda tasdik etmekten yzbin derece mukaddessin ve
hadsiz derece mnezzeh ve lsin!
Byle nihayetsiz bir zulmden, bir irkinlikten senin nihayetsiz
adaletini ve cemalini ve rahmetini takdis ediyorum!
,,,..;!...._!.-,..-,.
yetini, vcudumun btn zerrat adedince sylemek istiyorum!
Belki senin o sadk elilerin ve o doru delll- saltanatn hakkalyakn,
aynelyakn, ilmelyakn suretinde senin uhrev rahmet hazinelerine ve
lem-i bekada ihsanatnn definelerine ve dr- saadette tamamyla
zuhur eden gzel isimlerinin hrika gzel cilvelerine ehadet, iaret,
bearet ederler. Ve btn hakikatlarn mercii ve gnei ve hmisi olan
"Hak" isminin en byk bir ua, bu hakikat- ekber-i hariye
olduunu iman ederek, senin ibadna ders veriyorlar.
Ey Rabb-l Enbiya Ve-s Sddkn! Btn onlar senin
mlknde, senin emrin ve kudretin ile, senin irade ve tedbirin ile,
senin ilmin ve hikmetin ile msahhar ve muvazzaftrlar. Takdis,
tekbir, tahmid, tehlil ile Kre-i Arz' bir zikirhane-i a'zam, bu kinat
bir mescid-i ekber hkmnde gstermiler.
Ya Rabb ve ya Rabb-es Semavat Ve-l Aradn! Ya Hlk ve
ya Hlk- Klli ey! Gkleri yldzlaryla, zemini mtemilatyla ve
btn mahlukat btn keyfiyatyla teshir eden kudretinin ve iradetinin
ve hikmetinin ve hkimiyetinin ve rahmetinin hakk iin, nefsimi bana
msahhar eyle! Ve matlubumu bana msahhar kl! Kur'ana ve imana
hizmet iin, insanlarn kalblerini Risale-i Nur'a msahhar yap! Ve
bana ve ihvanma, iman- kmil ve hsn- htime ver. Hazret-i Musa
Aleyhisselm'a denizi ve Hazret-i brahim Aleyhisselm'a atei ve
Hazret-i Davud Aleyhisselm'a da, demiri ve Hazret-i Sleyman
Aleyhisselm'a cinni ve insi ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalt



--- sh:(:59) ------
Vesselm'a ems ve Kamer'i teshir ettiin gibi, Risale-i Nur'a kalbleri
ve akllar msahhar kl!.. Ve beni ve Risale-i Nur talebelerini, nefis
ve eytann errinden ve kabir azabndan ve Cehennem ateinden
muhafaza eyle ve Cennet-l Firdevs'te mes'ud kl! mn, mn,
mn!..
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
_,.!.-!,,.!..-!;,,..,-,
* * *
Kur'andan ve mnacat- Nebeviye olan Ceven-l Kebir'den
aldm bu dersimi, bir ibadet-i tefekkriye olarak, Rabb- Rahmimin
derghna arzetmekte kusur etmisem, kusurumun afv iin Kur'an ve
Ceven-l Kebir'i efaat ederek rahmetinden afvm niyaz ediyorum.
Said Nurs























--- sh:(:60) ------
Drdnc ua

[Manen ve rtbeten Beinci Lem'a ve sureten ve makamen
Otuzbirinci Mektub'un Otuzbirinci Lem'asnn kymetdar
Drdnc ua ve yet-i Hasbiyenin mhim bir nktesidir.]
HTAR: Risale-i Nur, sair kitablara muhalif olarak bata
perdeli gidiyor; gittike inkiaf eder. Hususan bu risalede, "Birinci
Mertebe" ok kymetdar bir hakikat olmakla beraber ok ince ve
derindir. Hem bu birinci mertebe, bana mahsus gayet ehemmiyetli bir
muhakeme-i hiss ve gayet ruhlu bir muamele-i iman ve gayet gizli
bir mkleme-i kalb suretinde mtenevvi ve derin dertlerime ifa
olarak tebarz etmi. Bana tam tevafuk eden tam hissedebilir, yoksa
tam zevkedemez.
* * *
_
_,!,-.,.!..,.-
Bir zaman ehl-i dnya beni her eyden tecrid ettiklerinden be
eit gurbetlere dmtm. Ve ihtiyarlk zamanmda ksmen
teessrattan gelen be nevi hastalklara giriftar olmutum.
Skntdan gelen bir gafletle, Risale-i Nur'un teselli verici ve
meded edici envrna bakmayarak, dorudan doruya kalbime baktm
ve ruhumu aradm. Grdm ki; gayet kuvvetli bir ak- beka ve edid
bir muhabbet-i vcud ve byk bir itiyak- hayat ve hadsiz bir acz ve
nihayetsiz bir fakr, bende hkmediyorlar. Halbuki mdhi bir fena, o
bekay sndryor. O haletimde, yank bir irin dedii gibi dedim:





--- sh:(:61) ------
Dil bekas hak fenas istedi mlk- tenim.
Bir devasz derde dtm, ah ki Lokman bhaber.
Me'yusane bam edim; birden
_,!,-.,.!..,.-
yeti imdadma geldi, dedi: "Beni dikkatle oku." Ben gnde beyz
defa okudum. Benim iin aynelyakn suretinde inkiaf eden ok
kymetdar envrndan bir ksmn ve yalnz dokuz nurunu ve
mertebesini icmalen yazp, eskiden aynelyakn ile deil, belki
ilmelyakn ile bilinen tafsiltn Risale-i Nur'a havale ediyorum.
Birinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Bendeki ak- beka,
bendeki bekaya deil, belki sebebsiz ve bizzt mahbub olan kemal-i
mutlak sahibi, Zt- Zlkemal'in ve Zlcemal'in bir isminin bir
cilvesinin mahiyetimde bir glgesi bulunduundan, ftratmda o
Kmil-i Mutlak'n varlna ve kemaline ve bekasna mteveccih olan
muhabbet-i ftriye, gaflet yznden yolunu arm, glgeye
yapm, yinenin bekasna k olmutu.
_,!,-.,.!..,.-
geldi, perdeyi kaldrd. Grdm ve hissettim ve hakkalyakn zevkettim
ki; bekamn lezzet ve saadeti, aynen ve daha mkemmel bir tarzda
Bki-i Zlkemal'in bekasna ve benim Rabbim ve lahm olduuna
imanmda ve iz'anmda ve ikanmda vardr. nki onun bekasyla
benim iin lyemut bir hakikat tahakkuk eder. Zira benim mahiyetim,
hem bki, hem sermed bir ismin glgesi olur, daha lmez diye uur-u
imaniyle takarrur eder.
Hem o uur-u imanla mahbub-u mutlak olan Kemal-i Mutlak'n
varl bilinmekle, edid ve ftr olan muhabbet-i zt tatmin edilir.
Hem Bki-i Sermed'nin bekasna ve varlna ait o uur-u imaniyle
kinatn ve nev'-i insann kemalt bilinir ve bulunur ve kemalta kar
ftr meftuniyet, hadsiz elemlerden kurtulup zevk ve lezzetini alr.
Hem o uur-u imaniyle o Bki-i Sermed'ye bir intisab ve o
intisabn imanyla umum mlkne bir mnasebet peyda olur ve o
mnasebet-i intisab ile hadsiz bir mlke bir nevi mlikiyet gibi iman
gzyle bakar, manen istifade eder.



--- sh:(:62) ------
Hem uur-u imaniyle ve intisab ve mnasebet ile umum
mevcudata bir alka, bir nevi ittisal peyda olur. Ve o halde, ikinci
derecede vcud-u ahssinden baka hadsiz bir vcud, o uur-u iman
ve intisab ve mnasebet ve alka ve ittisal cihetinde gya onun bir
nevi varldr gibi var olur; varla kar ftr ak teskin edilir.
Hem o uur-u iman ve intisab ve mnasebet ve alkadarl
cihetiyle btn ehl-i kemalta kar bir uhuvvet peyda olur. O halde
Bki-i Sermed'nin varlyla ve bekasyla o hadsiz ehl-i kemal
mahvolmayp zayi' olmadklarn bilmekle, takdir ve tahsin ile merbut
ve dost olduu hadsiz dostlarnn bekalar ve devam- kemalt, o
uur-u iman sahibine ulv bir zevk verir.
Hem o uur-u iman ve intisab ve mnasebet ve alkadarlk ve
uhuvvet vastasyla btn dostlarmn -ki hayatm ve bekam
maalmemnuniye onlarn saadetleri iin feda ediyorum- onlarn
mes'udiyetleri ile hadsiz bir saadet kendim de hissedebilir grdm.
nki bir samim dostun saadetiyle, efkatli dostu dahi saadetlenir ve
lezzetlenir. u halde Bki-i Zlkemal'in bekas ve varlyla, bata
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ve l ve ashab olarak umum
sdtm ve ahbabm olan enbiya ve evliya ve asfiya ve btn sair
hadsiz dostlarm i'dam- ebedden kurtulduunu ve bir saadet-i
sermediyeye mazhariyetlerini o uur-u iman ile hissettim. Ve
mnasebet, alka, uhuvvet, dostluk srryla saadetleri bana in'ikas edip
saadetlendirdiini zevkettim.
Hem o uur-u imaniyle rikkat-i cinsiye ve efkat-i akraba
yznden gelen hadsiz teellmattan kurtulup, hadsiz bir zevk-i ruhan
duydum. nki hayatm ve bekam maaliftihar onlarn tehlikelerden
kurtulmalar iin feda etmeyi ftr arzu ettiim bata pederlerim ve
vlidelerim ve btn nesl ve neseb ve manev akrabalarm, Bki-i
Hakik'nin bekas ve varlyla mahvdan ve ademden ve i'dam-
ebedden ve hadsiz elemlerden kurtulup o hadsiz rahmetine
mazhariyetlerini uur-u imaniyle hissettim. Ve medar- gam ve elem
olan cz' ve tesirsiz efkatime bedel, nihayetsiz bir rahmet, onlara
nezaret ve himayet ettiini duydum, hissettim. Bir vlide veledinin
lezzetiyle, zevkiyle, rahatyla zevklenmesi gibi; ben de o btn efkat
ettiim ztlarn, o rahmetin himayeti altndaki necatlaryla ve
istirahatlaryla zevklendim ve ferahlandm ve ok derin krettim.


--- sh:(:63) ------
Hem o uur-u imaniyle, netice-i hayatm ve sebeb-i saadetim
ve vazife-i ftratm olan Resail-n Nur dahi ziya'dan, mahvdan,
faidesiz kalmasndan ve manen kurumasndan kurtulmalarn ve
meyvedar bki kalmalarn o intisab- iman ile bildim, hissettim,
kanaat getirdim. Kendi bekamn lezzetinden ok ziyade bir manev
lezzet duydum, tam hissettim. nki iman ettim ki: Bki-i Zlkemal'in
bekas ve varlyla Resail-n Nur yalnz insanlarn hfzalarnda ve
kalblerinde nakolmuyor; belki hadsiz zuur mahlukatn ve
ruhanlerin bir mtalaaghlar olmakla beraber rza-i lahye mazhar
ise Levh-i Mahfuz'da ve elvah- mahfuzada irtisam ederek sevab
meyveleriyle tezeyyn eder. Ve bilhassa Kur'ana mensubiyeti ve
kabul- Nebev ve inallah marz-i lah cihetiyle bir anda vcudu ve
nazar- Rabbaniyeye mazhariyeti, umum ehl-i dnyann takdirinden
daha ziyade kymetdar bildim.
te hayatm ve bekam o resailin hakaik-i imaniyeyi isbat
eden herbir risalenin bekasna, devamna, ifadesine, makbuliyetine
feda etmee her vakit hazr olduumu ve saadetimi onlarn Kur'ana
hizmet etmelerinde bildim. Ve o halde beka-i lah ile yz derece
insanlarn tahsinlerinden daha ziyade bir takdire mazhariyetlerini o
intisab- iman ile anladm. Btn kuvvetimle "Hasbnallah ve
ni'melvekil" dedim.
Hem o uur-u iman ile ebed bir beka ve daim bir hayat veren
Bki-i Zlcelal'in bekasna ve vcuduna iman ve imann a'mal-i sliha
gibi neticeleri, bu fni hayatn bki meyveleri ve ebed bir bekann
vesileleri olduunu bildim. Meyvedar bir aaca inklab etmek iin
kabuunu terkeden bir ekirdek gibi, ben de o bki meyveleri vermek
iin bu beka-i dnyevnin kabuunu brakmaa nefsimi kandrdm.
Nefsimle beraber "Hasbnallah ve ni'melvekil, Onun bekas bize
yeter" dedim.
Hem uur-u iman ve intisab- ubudiyet ile toprak perdesinin
arkas klanmasn ve ar tabaka-i trabiye dahi llerin stnden
kalktn ve kabir kapsyla girilen yeralt dahi, adem-ld karanlklar






--- sh:(:64) ------
olmadn ilmelyakn ile bildim. Btn kuvvetimle "Hasbnallah ve
ni'melvekil" dedim.
Hem gayet kat' bir surette hissettim ve o uur-u iman ile
hakkalyakn bildim ki: Ftratmda ok iddetli olan ak- beka Bki-i
Zlkemal'in bekasna, varlna iki cihetle bakarken; enaniyetin perde
ekmesiyle, mahbubunu karm, yinesine peresti etmi bir serseme
dnm grdm. Ve o ok derin ve kuvvetli ak- beka, bizzt ve
sebebsiz, ftraten sevilen ve peresti edilen kemal-i mutlak bir isminin
glgesi vastasyla mahiyetimde hkmedip o ak- bekay vermi ve
muhabbet iin hibir illet ve hibir garaz ve ztndan baka hibir
sebeb iktiza etmeyen kemal-i zt perestie kfi ve vfi iken, sbkan
beyan ettiimiz ve her birisine bir hayat ve bir beka deil, belki elden
gelse binler hayat- dnyeviye ve beka feda edilmee lyk olan
mezkr bki meyveleri dahi ihsan etmekle, o ftr ak iddetlendirmi
hissettim. Elimden gelse idi btn zerrat- vcudumla "Hasbnallah
ve ni'melvekil" diyecektim ve o niyetle dedim. Ve bekasn arayan ve
beka-y lahyi bulan o uur-u iman -ki bir ksm meyvelerine sbkan
"Hem... Hem... Hem..."ler ile iaret ettim- bana yle bir zevk ve evk
verdi ki; btn ruhumla, btn kuvvetimle, en derin kalbimde
nefsimle beraber "Hasbnallah ve ni'melvekil" dedim.
kinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Ftratmdaki hadsiz
aczimle beraber, ihtiyarlk ve gurbet ve kimsesizlik ve tecridim iinde;
ehl-i dnya desiseleriyle, casuslaryla bana hcum ettikleri hengmda
kalbimde dedim: "Elleri bal, zaf ve hasta bir tek adama ordular
taarruz ediyor. O barenin (yani benim iin) bir nokta-i istinad yok
mu?" diye _,!,-.,.!..,.-yetine mracaat ettim. Bana
bildirdi ki; intisab- iman tezkeresiyle, Kadr-i










--- sh:(:65) ------
Mutlak yle bir sultana istinad edersin ki; zemin yznde her baharda
drtyzbin milletten mrekkeb nebatat ve hayvanat ordularnn btn
cihazatlarn kemal-i intizam ile vermekle beraber, her sene ecar ve
tuyur denilen o iki muazzam ordusunun elbiselerini tazelendirerek
yeni libaslar giydirir, urbalarn ve formalarn deitirir ve tavuun ve
kuun fistanlarn ve araflarn tazelendirdii gibi, dan libasn ve
sahrann yz rtsn deitirir. Ve bata insan olarak, hayvanatn
muazzam ordusunun btn erzaklarn, deil meden insanlarn son
zamanda kefettikleri et ve eker ve sair taamlarn hlsalar gibi,
belki yz derece o meden hlsalardan daha mkemmel ve btn
taamlarn her nev'inden tohum ve ekirdek denilen Rahman
hlsalara koyup; ve o hlsalar dahi, onlarn piirmelerine ve
inbisatlarna dair kader tarifeleri iine sarp muhafaza iin kck
sandukalara koyup tevdi eder. O sandukuklarn icad "Kf-Nun"
fabrikasndan o kadar abuk ve kolay ve oklukladr ki, Kur'an der:
"Bir emir ile yaplr." Hem o umum hlsalar bir ehri doldurmad
ve birbirine benzedikleri ve ayn madde olduklar halde, Rezzak-
Kerim onlardan bir yaz mevsiminde piirdii gayet mtenevvi ve leziz
taamlar, zeminin btn ehirlerini bir cihette doldurabilir.
te sen, intisab- iman tezkeresiyle byle bir nokta-i istinad
bulabildiinden hadsiz bir kuvvete ve kudrete dayanabilirsin. Ben de
yetten bu dersimi aldka yle bir kuvve-i maneviyeyi buldum ki,
deil imdiki dmanlarma belki dnyaya meydan okutturabilir bir
iktidar- iman hissederek btn ruhum ile "Hasbnallah ve
ni'melvekil" dedim. Ve hadsiz fakrm ve ihtiyacm cihetinde dahi bir
nokta-i istimdad iin yine o yete mracaat ettim. Bana dedi ki: "Sen
memlukiyet ve ubudiyet intisabyla yle bir Mlik-i Kerim'e mensub
ve iae defterinde mukayyedsin ki; her bahar ve yazda gaybdan ve
hiten umulmad yerden ve kuru bir topraktan kaldrr, indirir
tarznda yz defa zemin sofrasn ayr ayr yemekleriyle tezyin eder,
serer. Gya zamann seneleri ve her senenin gnleri, birbiri arkasndan
gelen ihsan meyvelerine ve rahmet







--- sh:(:66) ------
taamlarna birer kap ve bir Rezzak- Rahm'in kll ve cz' ihsanat
mertebelerine birer meherdirler. te sen byle bir Ganiyy-i Mutlak'n
abdisin. Abdiyetine uurun varsa, senin elm fakrn leziz bir itiha
olur." Ben de o dersimi aldm. Nefsimle beraber "Evet evet,
dorudur." deyip mtevekkilane "Hasbnallah ve ni'melvekil"
dedim.
nc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Ben o gurbetler ve
hastalklar ve mazlumiyetlerin tazyikiyle dnyadan alkam kesilmi
bularak, ebed bir dnyada ve bki bir memlekette daim bir saadete
namzed olduumu iman telkin ettii hengmda "of! of!"tan vazgetim,
"oh! oh!" dedim. Fakat bu gaye-i hayal ve hedef-i ruh ve netice-i
ftratn tahakkuku, ancak ve ancak btn mahlukatn btn harekt ve
sekenatlarn ve ahval ve a'mallerini, kavlen ve fiilen bilen ve
kaydeden ve bu kck ve ciz-i mutlak olan insan kendine dost ve
muhatab eden ve btn mahlukat stnde bir makam veren bir Kadr-i
Mutlak'n hadsiz kudretiyle ve insana nihayetsiz inayet ve ehemmiyet
vermesiyle olabilir, diye dnp bu iki noktada; yani byle bir
kudretin faaliyeti ve zahiren bu ehemmiyetsiz insann hakikatl
ehemmiyeti hakknda imann inkiafn ve kalbin itminan veren bir
izah istedim. Yine o yete mracaat ettim; dedi ki: "..,.-daki ..ya
dikkat edip, senin ile beraber lisan- hal ve lisan- kal ile kimler
..,.-y sylyorlar, dinle!" emretti.
Birden baktm ki, hadsiz kular ve kuuklar ve sinekler ve
hesabsz hayvanlar ve hayvancklar ve nihayetsiz nebatlar, yeilcikler
ve gayetsiz aalar ve aaklar dahi benim gibi lisan- hal ile
"Hasbnallah ve ni'melvekil"in manasn ydediyorlar ve yda
getiriyorlar ki; btn erait-i hayatiyelerini tekeffl eden yle bir
vekilleri var ki, birbirine benzeyen ve maddeleri bir olan yumurtalar
ve birbirinin misli gibi katreler ve birbirinin ayn gibi habbeler ve
birbirine mabih ekirdeklerden kularn yzbin eitlerini ve
hayvanlarn yzbin tarzlarn, nebatatn yzbin nev'ini, aalarn




--- sh:(:67) ------
yzbin snfn yanlsz, noksansz, iltibassz, ssl, mizanl,
intizaml, birbirinden ayr, farikal bir surette gzmz nnde,
hususan her baharda gayet abuk, gayet kolay, gayet geni bir dairede
gayet oklukla halkeder, yapar. Kudretinin azamet ve hameti iinde,
beraberlik ve benzeyilik ve birbiri iinde ve bir tarzda yaplmalar
vahdetini ve ehadiyetini bize gsterir ve byle hadsiz mu'cizat ibraz
eden bir fiil-i rububiyete ve bir tasarruf-u Hallakyete mdahale ve
itirak mmkn olmadn bildirir diye bildim. Sonra ..,.-daki
..da bulunan "ene"ye yani nefsime baktm, grdm ki: Hayvanat
iinde beni dahi meneim olan bir katre sudan yaratan yaratm,
mu'cizane yapm, kulam ap gzm takm, kafama yle bir
dima, sineme yle bir kalb, azma yle bir dil koymu ki, o dima
ve kalb ve dilde rahmetin umum hazinelerinde iddihar edilen btn
rahman hediyeleri, atiyyeleri tartacak, bilecek yzer mizancklar,
lckleri ve esma-i hsnann nihayetsiz cilvelerinin definelerini
aacak, anlayacak binler letleri yaratm, yapm, yazm; kokularn,
tatlarn, renklerin adedince tarifeleri o letlere yardmc vermi.
Hem kemal-i intizam ile bu kadar hassas duygular ve
hissiyatlar ve gayet muntazam bu manev latifeleri ve btn hasseleri
bu cismimde dercetmekle beraber, gayet san'atl bu cihazat ve
cevarihi ve hayat- insaniyece gayet lzumlu ve mkemmel bu kadar
a'za ve letleri bu vcudumda kemal-i hikmetle yaratm. T ki,
nimetlerinin btn nevilerini ve umum eitlerini bana tattrsn ve
ihsas etsin ve hadsiz tecelliyat- esmasnn ayr ayr zuhurlarn o
duygular ve hissiyatla ve hassasiyetle bana bildirsin, zevkettirsin ve bu
ehemmiyetsiz grnen hakir ve fakir vcudumu -her m'minin vcudu
gibi- kinata bir gzel takvim ve ruzname ve lem-i ekbere muhtasar
bir nsha-i enver ve u dnyaya bir misal-i musaggar ve masnuatna
bir mu'cize-i azhar ve nimetlerinin her nev'ine talib bir mteri ve
medar ve rububiyetinin kanunlarna ve icraat tellerine santral gibi bir
mazhar ve hikmet ve rahmet atiyyelerine ve ieklerine nmune
bahesi gibi bir liste, bir fihriste ve hitabat- Sbhaniyesine anlayl
bir muhatab yaratm olmakla beraber, en byk bir nimet olan
vcudu, bu vcudumda bytmek ve oaltmak


--- sh:(:68) ------
iin hayat verdi. Ve o hayat ile o nimet-i vcudum lem-i ehadet
kadar inbisat edebiliyor.
Hem insaniyeti verdi; o insaniyet ile o nimet-i vcud manev
ve madd lemlerde inkiaf ederek insana mahsus duygularla o geni
sofralardan istifade yolunu at. Hem slmiyeti bana ihsan etti. O
slmiyet ile o nimet-i vcud, lem-i gayb ve ehadet kadar genilendi.
Hem iman- tahkikyi in'am etti. O iman ile o nimet-i vcud, dnya ve
hireti iine ald. Hem o imanda marifet ve muhabbetini verdi. O
marifet ve muhabbetle o nimet-i vcud iinde daire-i mmkinattan
lem-i vcuba ve daire-i esma-i lahiyeye kadar hamd sena ile
istifade iin ellerini uzatabilir bir mertebe ihsan etti. Hem husus
olarak bir ilm-i Kur'an ve hikmet-i imaniye verdi. Ve o ihsan ile ok
mahlukat stne bir tefevvuk verdi ve sbk noktalar gibi ok
cihetlerle yle bir cmiiyet vermi ki, ehadiyetine ve samediyetine tam
bir yine ve kll ve kuds rububiyetine geni ve kll bir ubudiyet ile
mukabele edebilen bir istidad vermi. Ve enbiyalarla insanlara
gnderdii btn mukaddes kitablarn ve suhuflarn ve fermanlarn
icmayla ve btn enbiya ve evliya ve asfiyann ittifakyla, bu bendeki
bulunan emaneti ve hediyesi ve atiyyesi olan vcudumu ve hayatm
ve nefsimi -yet-i Kur'aniyenin nass ile- benden satn alyor. T ki,
elimde faidesiz zayi' olmasn ve iade etmek zere muhafaza edip
satmak bahasna saadet-i ebediyeyi ve Cennet'i vereceini kat' bir
surette ok tekrar ile va'd ve ahdettiini ilmelyakn ve tam iman ile
anladm. Ve byle hadsiz hayvanat ve nebatatn yzbinler nevilerinin
ve eitlerinin suretlerini "Fettah" ismiyle mahdud ve mteabih
katrelerden ve habbelerden gayet kolay ve abuk ve mkemmel aan
ve insana sbkan beyan ettiimiz gibi hayret verici bu kadar
ehemmiyet veren ve rububiyetin ehemmiyetli ilerine medar yapan bir
Zt- Zlcelal Ve'l-ikram olan rabbim var olduunu ve gelecek
baharn icad gibi kolay ve kat' ve muhakkak bir surette hari icad ve
Cennet'i ihsan ve saadet-i ebediyeyi halkedeceini bu yet-i
Hasbiye'den ders aldm. Elimden gelseydi bilfiil ve gelmedii iin
binniyet, bittasavvur, bilhayal btn mahlukat dilleriyle
"Hasbnallah ve ni'melvekil" dedim ve ebed-l bidn daima tekrar
etmek istiyorum.



--- sh:(:69) ------
Drdnc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Bir vakit ihtiyarlk,
gurbet, hastalk, malubiyet gibi vcudumu sarsan rzalar bir gaflet
zamanma rast gelip -iddetli alkadar ve meftun olduum vcudum,
belki mahlukatn vcudlar ademe gidiyor diye- elm bir endie
verirken yine yet-i Hasbiyeye mracaat ettim. Dedi: "Manama
dikkat et ve iman drbniyle bak!" Ben de baktm ve iman gzyle
grdm ki; bu zerrecik vcudum hadsiz bir vcudun yinesi ve
nihayetsiz bir inbisat ile hadsiz vcudlar kazanmasna bir vesile ve
kendinden daha kymetdar bki, mteaddid vcudlar meyve veren bir
kelime-i hikmet hkmnde bulunduunu ve mensubiyet cihetiyle bir
an yaamas ebed bir vcud kadar kymetdar olduunu ilmelyakn ile
bildim. nki uur-u iman ile bu vcudum Vcib-l Vcud'un eseri ve
san'at ve cilvesi olduunu anlamakla, vahi evhamn hadsiz
karanlklarndan ve hadsiz mfarakat ve firaklarn elemlerinden
kurtulup mevcudata, hususan zhayatlara taalluk eden ef'alde, esma-i
lahiye adedince uhuvvet rabtalaryla mnasebet peyda ettiim btn
sevdiim mevcudata muvakkat bir firak iinde daim bir visal var
olduunu bildim. Malmdur ki, karyeleri ve ehirleri ve memleketleri
veya taburlar ve kumandanlar ve stadlar gibi rabtalar bir olan
adamlar sevimli bir uhuvvet ve dostane bir arkadalk hissederler. Ve
bu gibi rabtalardan mahrum olanlar daim, elm karanlklar iinde
azab ekiyorlar. Hem bir aacn meyveleri, uurlar olsa, birbirinin
kardei ve birbirinin bedeli ve musahibi ve nzr olduklarn
hissederler. Eer aa olmazsa veya ondan koparlsa, herbiri o
meyveler adedince firaklar hissedecek.
te iman ile ve imandaki intisab ile, her m'min gibi, bu vcudum
dahi hadsiz vcudlarn firaksz envrn kazanr; kendisi gitse de, onlar
arkada kaldndan kendisi kalm gibi memnun olur. Bununla beraber
-Yirmidrdnc Mektub'da tafsilen kat' isbat edildii gibi- her
zhayatn, hususan zruhun vcudu bir kelime gibidir. Sylenir ve
yazlr, sonra kaybolur. Fakat kendi vcuduna bedel ikinci derecede
vcudlar saylan hem manas, hem hviyet-i misaliyesi ve sureti, hem
neticeleri, hem mbarek ise sevab, hem hakikat gibi ok vcudlarn
brakr, sonra perde altna girdii gibi, aynen yle de: Bu vcudum ve
her zhayatn vcudu, zahir vcuddan gitse, zruh ise hem ruhunu,
hem manasn, hem hakikatn, hem misalini, hem mahiyet-i
ahsiyesinin dnyev neticelerini ve uhrev semerelerini, hem hviyet
ve suretini hfzalarda ve elvah- mahfuzada
--- sh:(:70) ------
ve sermed manzaralarn film eritlerinde ve ilm-i ezelnin
meherlerinde ve kendini temsil eden ve beka veren ftr tesbihatn
defter-i a'malinde ve esma-i lahiyenin cilvelerine ve mukteziyatlarna
ftr mukabelelerini ve vcud yinedarlklarn daire-i esmada ve daha
bunlar gibi zahir vcudundan daha kymetdar mteaddid manev
vcudlarn kendi yerinde brakr, sonra gider; ilmelyakn suretinde
bildim.
te iman ve imandaki uur ve intisab ile bu mezkr bki,
manev vcudlara sahib olunabilir. man olmazsa, btn o
vcudlardan mahrum olmakla beraber zahir vcudu dahi onun
hakknda ademe ve hilie gider gibi zayi' olur.
Bir zaman bahar ieklerinin abuk mahvolmalarna ok
yazm geliyordu; hatt o nazeninlere acyordum. Burada beyan
edilen hakikat- imaniye gsterdi ki, o iekler lem-i manada
ekirdeklerdir. Sbkan beyan ettiimiz ruhtan baka btn o
vcudlar meyve veren birer aa, birer snbl hkmnde nur-u vcud
noktasnda kazanlar bire yzdr. Zahir vcudlar mahvolmaz,
saklanr. Hem bki olan hakikat- nev'iyesinin tazelenen suretleridir.
Geen baharda yaprak, iek, meyve gibi mevcudat, bu bahardakinin
mislidirler. Fark yalnz itibardir. O itibar fark dahi, bu hikmet
kelimelerine ve rahmet szlerine ve kudret harflerine ayr ayr,
mteaddid manalar verdirmek iindir bildim. Yazklar yerinde
"Mallah, brekllah" dedim.
te imann uuruyla ve iman rabtasyla, arz ve semavat
san'atkrna intisab noktasnda gkleri yldzlarla, zemini iekler ve
gzel mahluklarla yapan, sslendiren ve byle herbir san'atta yzer
mu'cize gsteren bir san'atkrn eser-i san'at ve byle hadsiz hrikal
bir ustann yapl olmak, ne kadar antika ve kymetdar ve uuru varsa
ne kadar iftihar eder ve ereflenir diye uzaktan hissettim. Hususan o
nihayetsiz mu'cizekr usta, koca semavat ve arzn byk kitabn insan
gibi kk bir nshada yazsa, belki insan, o kitaba mntehab ve
mkemmel bir hlsa yapsa; o insan ne kadar byk bir eref, bir
kemal, bir kymete medar ve iman ile mazhar ve uur ve intisab ile o
erefe sahib olacan bu yetten ders aldmdan, niyet ve tasavvur
cihetinde btn mevcudatn dilleriyle "Hasbnallah ve ni'melvekil"
dedim.


--- sh:(:71) ------
Beinci Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Yine bir vakit hayatm
ok ar erait ile sarsld. Nazar- dikkatimi mre ve hayata evirdi;
grdm: mrm koarak gidiyor; hire yaknlam hayatm dahi
tazyikat altnda snmee yz tutmu. Halbuki "Hayy" ismine dair
risalede izah edilen hayatn mhim vazifeleri ve byk meziyetleri ve
kymetdar faideleri, byle abuk snmee deil, belki pek uzun
yaamaa lyktr diye mteellimane dndm. Yine stadm olan
_,!,-.,.!..,.-yetine mracaat ettim. Dedi: "Sana hayat
veren Zt- Hayy- Kayyum'a gre hayata bak!" Ben de baktm,
grdm ki: Hayatmn bana bakmas bir ise, Zt- Hayy ve Muhy'ye
bakmas yzdr. Bana ait neticesi bir ise, Hlkma ait bindir. O cihet
uzun zaman, belki zaman istemez; bir an yaamas yeter. Bu hakikat,
Risale-i Nur'un risalelerinde brhanlar ile izah edildiinden burada
drt mes'ele iinde ksa bir hlsas beyan edilecek.
Birinci Mes'ele: Hayatn mahiyeti ve hakikat Hayy-
Kayyum'a bakt cihetle baktm, grdm ki: Mahiyet-i hayatm esma-
i lahiyenin definelerini aan anahtarlarn mahzeni ve naklarnn bir
kk haritas ve cilvelerinin bir fihristesi ve kinatn byk
hakikatlarna ince bir mikyas ve mizan ve Hayy- Kayyum'un manidar
ve kymetdar isimlerini bilen, bildiren, fehmedip tefhim eden yazlm
bir kelime-i hikmettir anladm. Ve hayatn bu tarzdaki hakikat bin
derece kymet kazanyor ve bir saat devam bir mr kadar ehemmiyet
alr. Zaman olmayan Zt- Ezeliyeye mnasebeti cihetinde uzun ve
ksalna baklmaz.
kinci Mes'ele: Hayatn hakik hukukuna baktm, grdm ki:
Hayatm Rabban bir mektubdur; kardelerim olan zuur mahlukata
kendini okutturur, yaratan bildirir bir mtalaaghtr. Hem Hlkmn
kemaltn tehir eden bir ilnnameliktir. Hem hayat yaratann hayat
ile ihsan ettii kymetdar hediyeler ve nianlar ile bilerek sslenip her
gn tekerrr eden resm-i kadda m'minane, uurdarane, kirane,
minnetdarane Padiah- Bmisalinin nazarna arzetmektir. Hem hadsiz
zhayatlarn hlklarna vasfane tahiyyatlarn ve kirane tesbihat
hediyelerini anlamak, mahede etmek ve ehadetle iln etmektir.
Hem lisan- hal ve lisan- kal ve lisan-



--- sh:(:72) ------
ubudiyet ile Hayy- Kayyum'un mehasin-i rububiyetini izhar etmektir.
te bunlar gibi hayatn yksek hukuklar uzun zaman istemedii gibi,
hayat bin derece i'l eder ve dnyev olan hukuk-u hayatiyeden yz
derece daha kymetdardr diye ilmelyakn ile bildim ve dedim:
Sbhanallah! man ne kadar kymetdar ve hayatdardr ki, hangi eye
girse canlandrr ve bir u'lesi byle fni hayat, bkiyane
hayatlandrr, stndeki fenay siler.
nc Mes'ele: Hayatmn Hlkma bakan ftr vazifelerine
ve manev faidelerine baktm, grdm ki: Hayatm, hayatn Hlkna
cihetle yinedarlk ediyor:
Birinci Vecih: Hayatm, acz ve za'fyla ve fakr ve ihtiyacyla
Hlk- Hayat'n kudret ve kuvvetine ve gna ve rahmetine yinedarlk
eder. Evet naslki alk derecesiyle yemein lezzet dereceleri ve
karanln mertebeleriyle k mertebeleri ve souun mikyasyla
hararetin mizan dereceleri bilinir; yle de hayatmdaki hadsiz acz ve
fakr ile beraber hadsiz ihtiyalarm izale ve hadsiz dmanlarm
def'etmek noktasnda Hlkmn hadsiz kudret ve rahmetini bildim;
sual ve dua ve iltica ve tezelll ve ubudiyet vazifesini anladm ve
aldm.
kinci Vecih: Hayatmdaki cz' ilim ve irade ve sem' ve basar
gibi manalaryla, Hlkmn kll ve ihatal sfatlarna ve uunatna
yinedarlktr. Evet ben kendi hayatmda ve uurlu fiillerimde bilmek,
iitmek, grmek, sylemek, istemek gibi ok manalaryla bildim ki; bu
kinatn ahsmdan bykl derecesinde daha byk bir mikyasta
Hlkmn muhit ilmini, iradesini, sem' ve basar ve kudret ve hayat
gibi evsafn ve muhabbet ve gazab ve efkat gibi uunatn anladm;
iman ederek tasdik ettim ve itiraf ederek bir marifet yolunu daha
buldum.
nc Vecih: Hayatmda naklar ve cilveleri bulunan
esma-i lahiyeye yinedarlktr. Evet ben kendi hayatma ve cismime
baktka, yzer tarzda mu'cizane eserler, naklar, san'atlar grmekle
beraber ok efkatkrane beslendiimi mahede ettiimden, beni
yaratan ve yaatan zt, ne kadar fevkalde sehavetli, merhametli,
san'atkr, ltufkr, ne derece hrika iktidarl, -tabirde hata olmasn-
meharetli, hyar, igzar olduunu iman nuruyla bildim, tesbih ve
takdis ve hamd ve kr ve tekbir ve ta'zim ve tevhid ve tehlil gibi


--- sh:(:73) ------
ftrat vazifeleri ve hilkat gayeleri ve hayat neticeleri ne olduunu
bildim. Ve kinatta en kymetdar mahluk hayat olduunun sebebini ve
her ey hayata msahhar olmasnn srrn ve hayata kar herkeste ftr
bir itiyak bulunduunun hikmetini ve hayatn hayat iman olduunu
ilmelyakn ile anladm.
Drdnc Mes'ele: Dnyadaki bu hayatmn hakik lezzeti ve
saadeti nedir diye yine bu _,!,-.,.!..,.-yetine baktm,
grdm ki: Bu hayatmn en saf lezzeti ve en hlis saadeti imandadr.
Yani, beni yaratan ve yaatan bir Rabb- Rahm'in mahluku ve masnuu
ve memluk ve terbiyegerdesi ve nazar altnda olmasna ve ona her
vakit muhta bulunmasna ve o ise hem Rabbim, hem lahm, hem
bana kar gayet merhametli ve efkatli bulunduuna kat' imanm
yle kfi ve vfi ve elemsiz ve daim bir lezzet ve saadettir ki, tarif
edilmez. Ve "Elhamdlillahi al nimet-il iman" ne kadar yerindedir
diye yetten fehmettim.
te hayatn hakikatna ve hukukuna ve vazifelerine ve manev
lezzetine ait olan bu drt mes'ele gsterdiler ki; hayat, Zt- Bki-i
Hayy- Kayyum'a baktka ve iman dahi hayata hayat ve ruh olduka,
hem beka bulur, hem bki meyveler verir. Hem yle ykseklenir ki,
sermediyet cilvesini alr; daha mrn ksa ve uzunluuna bakmaz diye
bu yetten dersimi aldm ve niyet ve tasavvur ve hayalce btn
hayatlarn ve zhayatlarn namna "Hasbnallah ve ni'melvekil"
dedim.
Altnc Mertebe-i Nuriye-i Hasbiye: Mfarakat- umumiye
hengm olan harab- dnyadan haber veren hirzaman hdisat iinde
mfarakat- hususiyemi ihtar eden ihtiyarlk ve hir mrmde bir
hassasiyet-i fevkalde ile ftratmdaki cemalperestlik ve gzellik










sevdas ve kemalta meftuniyet hisleri inkiaf ettikleri bir zamanda
daim ve tahribat olan zeval ve fena ve mtemadi ve tefrik edici olan
mevt ve adem, dehetli bir surette bu gzel dnyay ve bu gzel
mahlukat hrpaladn, para para edip gzelliklerini bozduunu
fevkalde bir uur ve teessrle grdm. Ftratmdaki ak- mecaz bu
hale kar iddetli galeyan ve isyan ettii zamanda bir medar- teselli
bulmak iin yine bu yet-i Hasbiye'ye mracaat ettim. dedi: "Beni
oku ve dikkatle manama bak!" Ben de, Sure-i Nur'daki yet-i Nur'un
rasadhanesine girip imann drbniyle yet-i Hasbiye'nin en uzak
tabakalarna ve uur-u iman hurdebni ile en ince esrarna baktm,
grdm:
Naslki yineler, ieler, effaf eyler, hatt kabarcklar gne
ziyasnn gizli ve eit eit cemalini ve o ziyann elvan- seb'a denilen
yedi renginin mtenevvi gzelliklerini gsteriyorlar ve teceddd ve
taharrkleriyle ve ayr ayr kabiliyetleriyle ve inkisaratlaryla o cemali
ve o gzellikleri tazelendiriyorlar ve inkisaratlaryla gnein ve
ziyasnn ve elvan- seb'asnn gizli gzelliklerini izhar ediyorlar.
Aynen yle de: ems-i Ezel ve Ebed olan Cemil-i Zlcelal'in cemal-i
kudssine ve nihayetsiz gzel olan esma-i hsnasnn sermed
gzelliklerine yinedarlk edip cilvelerini tazelendirmek iin bu gzel
masnular, bu tatl mahluklar ve bu cemalli mevcudat hi durmayarak
gelip gidiyorlar. Kendilerinde grnen gzellikler ve cemaller,
kendilerinin mal olmadn, belki tezahr etmek isteyen sermed ve
mukaddes bir cemalin ve daim tecelli eden ve grnmek isteyen
mcerred ve mnezzeh bir hsnn iaretleri ve almetleri ve lem'alar
ve cilveleri olduu, pek ok kuvvetli delilleri ile Risale-i Nur'da
tafsilen izah edilmi. Burada o brhanlardan tanesine ksaca iaret
edilecek:
Birinci Brhan: Naslki ilenmi bir eserin gzellii
ilemesinin gzelliine ve ilemek gzellii ustaln o san'attan gelen
nvannn gzelliine ve ustadaki san'atkrlk nvannn gzellii o
san'atkrn o san'ata ait sfatnn gzelliine ve sfatnn gzellii
kabiliyet ve istidadnn gzelliine ve kabiliyetinin gzellii ztnn ve
hakikatnn gzelliine derece-i bedahette gayet kat' bir surette delalet
ettii gibi, aynen yle de: Bu kinatn batan baa btn gzel
mahluklarnda ve yapllar gzel umum masnularndaki hsn
cemal dahi San'atkr- Zlcelal'deki fiillerinin hsn cemaline kat'
ehadet ve ef'alindeki hsn cemal ise, o fiillere bakan nvanlarn,
yani isimlerin hsn cemaline bhesiz delalet ve
--- sh:(:75) ------
isimlerin hsn cemali ise, isimlerin menei olan kuds sfatlarn hsn
cemaline kat' ehadet ve sfatlarn hsn cemali ise, sfatlarn
mebdei olan uunat- ztiyenin hsn cemaline kat' ehadet ve
uunat- ztiyenin hsn cemali ise, fil ve msemma ve mevsuf olan
ztnn hsn cemaline ve mahiyetinin kuds kemaline ve hakikatnn
mukaddes gzelliine bedahet derecede kat' bir surette ehadet eder.
Demek Sni'-i Zlcemal'in kendi Zt- Akdesine lyk yle hadsiz bir
hsn cemali var ki, bir glgesi btn mevcudat batan baa
gzelletirmi ve yle mnezzeh ve mukaddes bir gzellii var ki, bir
cilvesi kinat serbeser gzelletirmi ve btn daire-i mmkinat hsn
cemal lem'alaryla tezyin edip klandrm. Evet ilenmi bir eser
fiilsiz olmad gibi, fiil dahi filsiz olamaz. Ve isimler msemmasz
olmas muhal olduu gibi, sfatlar dahi mevsufsuz mmkn deildir.
Madem bir san'atn ve eserin vcudu, bedahetle o eseri ileyenin
fiiline delalet ve o fiilin vcudu, filinin ve nvannn ve eseri intac
eden sfatn ve isminin vcudlarna delalet eder. Elbette bir eserin
kemali ve cemali dahi fiilin kendine mahsus kemal ve cemaline, o da
ismin kendine mnasib muvafk gzelliine, o dahi ztn ve hakikatn
-fakat zta ve hakikata lyk ve muvafk- kemaline ve cemaline
ilmelyakn ile ve bedahetle delalet eder. Aynen yle de: Bu eserler
perdesi altndaki faaliyet-i daime filsiz olmas muhal olduu gibi, bu
masnuat stnde cilveleri ve naklar gz ile grnen isimler dahi
msemmasz hi bir cihetle mmkn olmad ve mahede
derecesinde hissedilen kudret, irade gibi sfatlar dahi mevsufsuz
olmas muhal olduundan, u kinatta btn eserler, mahluklar,
masnular hadsiz vcudlaryla, hlk ve sni' ve fillerinin vcud-u
ef'aline ve esmasnn vcuduna ve evsafnn vcuduna ve uunat-
ztiyesinin vcuduna ve Zt- Akdesinin vcub-u vcuduna kat' bir
surette delalet ettikleri gibi, o masnuatn umumunda grnen muhtelif
kemalt ve ayr ayr cemaller ve eit eit gzellikler, Sni'-i
Zlcelal'de olan fiillerin ve isimlerin ve sfatlarn ve e'nlerin ve
ztnn kendilerine mahsus mnasib ve lyk ve vcibiyetine ve
kudsiyetine muvafk olarak hadsiz kemaltlarna ve nihayetsiz
cemallerine ve ayr ayr umum kinatn fevkinde gzelliklerine gayet
sarih ehadet ve gayet kat' delalet ederler.
kinci Brhan'n be noktas var:


--- sh:(:76) ------
Birinci Nokta: Mereblerinde, mesleklerinde birbirinden ayr
ve uzak olan btn ehl-i hakikatn reisleri, zevk ve kefe istinad
ederek icma' ile, ittifak ile iman edip hkmediyorlar ki; btn
mevcudattaki hsn cemal, bir Zt- Vcib-l Vcud'da bulunan
mukaddes hsn cemalin glgesi ve lemaat ve perdelerin arkasnda
cilvesidir.
kinci Nokta: Btn gzel mahluklar, kafile kafile arkasnda
durmayarak gelip gidiyorlar, fenaya girip kayboluyorlar. Fakat o
yineler stnde kendini gsteren ve cilvelenen yksek ve tebeddl
etmez bir gzellik, tecellisinde devam ettiinden kat' bir surette
gsterir ki, o gzellikler o gzellerin mal ve o yinelerin cemali
deildir. Belki gnein cemal-i uaat cereyan eden suyun zerindeki
kabarcklarda grnd gibi, sermed bir cemalin klardrlar.
nc Nokta: Nurun gelmesi elbette nuraniden ve vcud
vermesi her halde mevcuddan ve ihsan ise gnadan ve sehavet ise
servetten ve talim ilimden gelmesi bedih olduu gibi, hsn vermek
dahi hasenden ve gzelletirmek gzelden ve cemal vermek cemilden
olabilir, baka olamaz. te bu hakikata binaen iman ederiz ki: Bu
kinattaki grnen btn gzellikler yle bir gzelden geliyor ki; bu
mtemadiyen deien ve tazelenen kinat, btn mevcudatyla
yinedarlk dilleriyle, o gzelin cemalini tavsif ve tarif eder.
Drdnc Nokta: Naslki cesed ruha dayanr, ayakta durur,
hayatlanr ve lafz manaya bakar, ona gre nurlanr ve suret hakikata
istinad eder, ondan kymet alr. Aynen yle de; bu madd ve cisman
olan lem-i ehadet dahi bir ceseddir, bir lafzdr, bir surettir; lem-i
gaybn perdesi arkasndaki esma-i lahiyeye dayanr, hayatlanr,
istinad eder, can alr, ona bakar, gzelleir. Btn madd gzellikler,
kendi hakikatlarnn ve manalarnn manev gzelliklerinden ileri
geliyor. Ve hakikatlar ise, esma-i lahiyeden feyz alrlar ve onlarn bir
nevi glgeleridir. Ve bu hakikat, Risale-i Nur'da kat' isbat edilmitir.
Demek bu kinatta bulunan btn gzelliklerin enva' ve
eitleri, lem-i gayb arkasnda tecelli eden ve kusurdan mukaddes,
maddeden mcerred bir cemalin esma vastasyla cilveleri ve iaretleri
ve emaratlardr. Fakat naslki Vcib-l Vcud'un Zt- Akdesi,
bakalara hi bir cihette benzemez ve sfatlar mmkinatn
sfatlarndan hadsiz derece yksektir. yle de, onun kuds cemali,
mmkinatn ve mahlukatn

--- sh:(:77) ------
hsnlerine benzemez, hadsiz derecede daha ldir.
Evet koca Cennet btn hsn cemaliyle bir cilvesi bulunan
ve bir saat mahedesi ehl-i Cennet'e, Cennet'i unutturan bir cemal-i
sermed, elbette nihayeti ve ebihi ve naziri ve misli olamaz.
Malmdur ki; hereyin hsn, kendine gredir, hem binler tarzda
bulunur ve nevilerin ihtilaf gibi gzellikleri de ayr ayrdr. Mesel;
gz ile hissedilen bir gzellik, kulak ile hissedilen bir hsn bir
olmamas ve akl ile fehmedilen bir hsn- akl, az ile zevkedilen bir
hsn- taam bir olmad gibi.. kalb, ruh vesair zahir ve btn
duygularn istihsan ettikleri ve gzel hissettikleri gzellikler, onlarn
ihtilaf gibi muhteliftir. Mesel: mann gzellii ve hakikatn
gzellii ve nurun hsn ve iein hsn ve ruhun cemali ve suretin
cemali ve efkatin gzellii ve adaletin gzellii ve merhametin hsn
ve hikmetin hsn ayr ayr olduklar gibi, Cemil-i Zlcelal'in nihayet
derecede gzel olan esma-i hsnasnn gzellikleri dahi ayr ayr
olduundan, mevcudatta bulunan hsnler ayr ayr dm.
Eer Cemil-i Zlcelal'in esmasndaki hsnlerin mevcudat
yinelerinde bir cilvesini mahede etmek istersen, zeminin yzn
bir kk bahe gibi temaa edecek bir geni, hayal gz ile bak ve
hem bil ki: Rahmaniyet, rahmiyet, hakmiyet, diliyet gibi tabirler,
Cenab- Hakk'n hem isim, hem fiil, hem sfat, hem e'nlerine iaret
ederler.
te bata insan olarak btn hayvanatn muntazaman bir
perde-i gaybdan gelen erzaklarna bak, rahmaniyet-i lahiyenin
cemalini gr.
Hem btn yavrularn mu'cizane iaelerine ve balar stnde
ve annelerinin sinelerinde aslm tatl, safi, b- kevser gibi iki
tulumback ste temaa eyle, rahmiyet-i Rabbaniyenin cazibedar
cemalini gr.
Hem btn kinat enva'yla beraber bir kitab- kebir-i hikmet
ve yle bir kitab ki; her harfi yz kelime, her kelimesi yzer satr, her
satr bin bab, her bab binler kk kitab hkmne getiren hakmiyet-
i lahiyenin cemal-i bmisaline bak, gr.
Hem kinat btn mevcudatyla mizan altna alan ve btn
ecram- ulviye ve sfliyenin mvazenelerini idame ettiren ve
gzelliin


--- sh:(:78) ------
en mhim bir esas olan tenasb veren ve her eye en gzel vaziyeti
verdiren ve her zhayata hakk- hayat verip ihkak- hak eden ve
mtecavizleri durduran ve cezalandran bir diliyetin hametli
gzelliine bak gr.
Hem insann gemi tarihe-i hayatn, buday tanesi
kklndeki kuvve-i hfzasnda ve her nebat ve aacn gelecek
tarihe-i hayat- saniyesini ekirdeinde yazmasna ve her zhayatn
muhafazasna lzumu bulunan lt ve cihazata, mesel arnn
kanatklarna ve zehirli inesine ve dikenli ieklerin sngcklerine
ve ekirdeklerin sert kabuklarna bak ve hafziyet ve hfiziyet-i
Rabbaniyenin letafetli cemalini gr.
Hem zemin sofrasnda Kerim-i Mutlak olan Rahman-
Rahm'in misafirlerine, rahmet tarafndan ihzar edilen hadsiz taamlarn
ayr ayr ve gzel kokularna ve muhtelif, ssl renklerine ve
mtenevvi, ho tatlarna ve her zhayatn zevk u safasna yardm eden
cihazlara bak, ikram ve kerimiyet-i Rabbaniyenin gayet irin cemalini
ve gayet tatl gzelliini gr.
Hem Fettah ve Musavvir isimlerinin tecellileriyle bata insan
olarak btn hayvanatn, su katrelerinden alan pek ok manidar
suretlerine ve bahar ieklerinin habbe ve zerreciklerinden atrlan
ok cazibedar smalarna bak, fettahiyet ve musavviriyet-i lahiyenin
mu'cizatl cemalini gr.
te bu mezkr misallere kyasen esma-i hsnann her birisinin
kendine mahsus yle kuds bir cemali var ki; birtek cilvesi, koca bir
lemi ve hadsiz bir nev'i gzelletiriyor. Birtek iekte bir ismin cilve-
i cemalini grdn gibi, bahar dahi bir iektir ve Cennet dahi
grlmedik bir iektir. Baharn tamamna bakabilirsen ve Cennet'i
iman gzyle grebilirsen bak gr. Cemal-i Sermed'nin derece-i
hametini anla. O gzellie kar iman gzelliiyle ve ubudiyet cemali
ile mukabele etsen, ok gzel bir mahluk olursun. Eer dalaletin
hadsiz irkinliiyle ve isyann menfur kubhuyla mukabele edip
karlasan, en irkin bir mahluk olmakla beraber, btn gzel
mevcudatn manen menfurlar olursun.
Beinci Nokta: Naslki yzer hner ve san'at ve kemal ve
cemalleri bulunan bir zt; herbir hner kendini tehir etmek ve her



--- sh:(:79) ------
bir gzel san'at kendini takdir ettirmek ve herbir kemal kendini izhar
etmek ve herbir cemal kendini gstermek istemesi kaidesince o zt
dahi btn hnerlerini ve san'atlarn ve kemaltn ve gizli
gzelliklerini tarif edecek, tehir edecek, gsterecek olan bir hrika
saray yapm. Her kim o mu'cizeli saray temaa etse, birden ustasnn
ve sahibinin hnerlerine ve mehasinine ve kemaltna intikal eder ve
gzyle grr gibi inanr, tasdik eder ve der ki: "Her cihetle gzel ve
hnerli olmayan bir zt, byle her cihetle gzel bir eserin masdar,
mcidi ve taklidsiz muhterii olamaz. Belki onun manev hsnleri ve
kemalleri bu saray ile tecessm etmi gibidir." hkmeder. Aynen yle
de, bu kinat denilen meher-i acaib ve saray- muhteemin
hsnlerini gren ve akl rk ve kalbi bozuk olmayan elbette intikal
edecek ki; bu saray bir yinedir, bakasnn cemalini ve kemalini
gstermek iin byle sslenmi. Evet madem bu saray- lemin baka
emsali yok ki gzellikleri ondan iktibas edip taklid edilsin. Elbette ve
her halde bunun ustas kendi ztnda ve esmasnda kendine lyk
gzellikleri var ki, kinat ondan iktibas ediyor ve ona gre yaplm ve
onlar ifade etmek iin bir kitab gibi yazlm.
nc Brhan'n nktesi var:
Birinci Nkte: Otuzikinci Sz'n nc Mevkfnda gayet
gzel bir tafsil ve kuvvetli hccetlerle beyan edilen bir hakikattr.
Tafsilini ona havale ederek burada ksa bir iaretle ona bakacaz;
yle ki:
Bu masnuata, hususan hayvanat ve nebatata bakyoruz,
gryoruz ki: Kasd ve iradeyi gsteren ve ilim ve hikmeti bildiren
daim bir tezyin, bir sslemek ve tesadfe hamli imknsz bir tanzim,
bir gzelletirmek hkmediyor. Hem kendi san'atn beendirmek ve
nazar- dikkati celbetmek ve masnuunu ve seyircilerini memnun
etmek iin her eyde yle bir nazik san'at ve ince hikmet ve l znet
ve efkatli bir tertib ve tatl vaziyet grnyor; bedahet derecesinde
anlalr ki, kendini zuurlara bildirmek ve tanttrmak isteyen perde-i
gayb arkasnda yle bir san'atkr var ki, herbir san'atyla ok
hnerlerini ve kemaltn tehir ile kendini sevdirmek ve medh
senasn ettirmek ister. Hem zuur mahluklar minnettar ve mesrur ve
kendine dost etmek iin tesadfe havalesi imkn haricinde ve
umulmad yerden leziz nimetlerin her eidini onlara


--- sh:(:80) ------
ihsan ediyor. Hem derin bir efkati ve yksek bir merhameti ihsas
eden manev ve kerimane bir muamele, bir muarefe ve lisan- hal ile
ve dostane bir mkleme ve dualarna rahmane bir mukabele
grnyor. Demek bu gne gibi zahir olan tanttrmak ve sevdirmek
keyfiyeti arkasnda mahede edilen lezzetlendirmek ve
nimetlendirmek ikram ise, gayet esasl bir irade-i efkat ve gayet
kuvvetli bir arzu-yu merhametten ileri geliyor. Ve byle kuvvetli bir
irade-i efkat ve rahmet ise, hibir cihette ihtiyac olmayan bir
Mstani-i Mutlak'ta bulunmas elbette ve herhalde kendini yinelerde
grmek ve gstermek isteyen ve tezahr etmek, mahiyetinin
muktezas ve tebarz etmek, hakikatnn e'ni bulunan nihayet
kemalde bir cemal-i bmisal ve ezel bir hsn- lyezal ve sermed bir
gzellik vardr ki; o cemal kendini muhtelif yinelerde grmek ve
gstermek iin merhamet ve efkat suretine girmi, sonra zuur
yinelerinde in'am ve ihsan vaziyetini alm, sonra tahabbb ve taarrf
-yani kendini tanttrmak ve bildirmek- keyfiyetini takm, sonra
masnuat znetlendirmek, gzelletirmek n vermi.
kinci Nkte: Nev-i insanda, hususan yksek tabakasnda,
meslekleri ayr ayr hadsiz ztlarda, gayet esasl bir surette bulunan
edid bir ak- lahut ve kuvvetli bir muhabbet-i Rabbaniye, bilbedahe
misilsiz bir cemale iaret, belki ehadet eder. Evet byle bir ak, yle
bir cemale bakar, iktiza eder. Ve yle bir muhabbet, byle bir hsn
ister. Belki btn mevcudatta lisan- hal ve lisan- kal ile edilen umum
hamd senalar, o ezel hsne bakyor, gidiyor. Belki ems-i Tebriz
gibi bir ksm klarn nazarnda btn kinatta bulunan umum
incizablar, cezbeler, cazibeler, cazibedar hakikatlar; ezel ve ebed bir
hakikat- cazibedara iaretlerdir. Ve ecram ve mevcudat mevlev-
misal pervane gibi raks u semaa kaldran cezbedarane harekt ve
deveran, o hakikat- cazibedarn cemal-i kudssinin hkmdarane
tezahrat karsnda kane ve vazifedarane bir mukabeledir.
nc Nkte: Btn ehl-i tahkikin icmayla vcud hayr-
mahzdr, nurdur; adem err-i mahzdr, zulmettir. Btn hayrlar,
iyilikler, gzellikler, lezzetler -tahlil neticesinde- vcuddan ne'et
ettiklerini ve btn fenalklar, erler, musibetler, elemler -hatt
masiyetler- ademe raci' olduunu ehl-i akl ve ehl-i kalbin bykleri
ittifak etmiler.


--- sh:(:81) ------
Eer desen: Madem btn gzelliklerin menba vcuddur,
vcudda kfr ve enaniyet-i nefsiye dahi var?
Elcevab: Kfr ise hakaik-i imaniyeyi inkr ve nefy
olduundan ademdir. Enaniyetin vcudu ise, haksz temellk ve
yinedarln bilmemek ve mevhumu muhakkak bilmekten ileri
geldiinden, vcud rengini ve suretini alm bir ademdir.
Madem btn gzelliklerin menba vcuddur ve btn
irkinliklerin madeni ademdir. Elbette vcudun en kuvvetlisi ve en
yksei ve en parla ve ademden en uza vcib bir vcud ve ezel ve
ebed bir varlk, en kuvvetli ve en yksek ve en parlak ve kusurdan en
uzak bir cemal ister, belki yle bir cemali ifade eder, belki yle bir
cemal olur. Gnee ihatal bir ziyann lzumu gibi, Vcib-l Vcud
dahi sermed bir cemal istilzam eder, onun ile k verir.
...L-,..,..;...-';..,;..;.-._...!..-!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
HTAR: yet-i Hasbiye-i Nuriyenin meratibinden dokuz
mertebesi yazlacakt, fakat baz esbaba binaen imdilik mertebe
te'hir edildi.
Tenbih: Risale-i Nur, Kur'ann ve Kur'andan kan brhan bir
tefsir olduundan, Kur'ann nkteli, hikmetli, lzumlu usandrmayan
tekrarat gibi onun da lzumlu, hikmetli, belki zarur ve maslahatl
tekrarat vardr. Hem Risale-i Nur, zevk ve evk ile dillerde
usandrmayan, daima tekrar edilen kelime-i tevhidin delilleri
olmasndan zarur tekrarat kusur deil; usandrmaz ve usandrmamal.
* * *












--- sh:(:82) ------
_..-!,.,!
,:._.-,_,!,-.,.!..,.-,,._
_,:,!,--!_,.!,,-..,.,:!.,_!,;.:.!
._,!,-.,.!..,.-_....;,..!,..,
.!,,.!,..!,,,_._., !..!..!
_.,!,...!_...!,.!,!......,,,-.!
-.._,-.!,.....,! _...!,,,_..;,-
,..!,,,_...._.,!,!..!,..!,
,.-_.,!,!.-!..:!,,..,,,,_..-..!
,...,._.,..,!.,..!_.,.,-.!,,._..
_..,._.,!,...!,-..!,.,L._,...
.,......_.,...-...:..,,.!,...-...!,,,
,.,-;_,_..,._.,!,..,!.,!,
_..;,-_.,!_,.-!_,.-!,,,.-,,,,,_....,!
...,!,,.-!....!.,.__.!,,.-!,,,
_.,!,,-.!.,-.!,.,.!,,,.-.,!..-....;







--- sh:(:83) ------
,_.,.-!,,-.!...,!,.-.!,.,-. !,,,_.,!.
,.;,,...;,,._.,!.,,!.,.!,,-,!_.-,!
,-.,_....,!_,.L!_,..:.!_,.-..!,,,_.
.L-!,L.!_,.-!,.__...,..-,
...,! ,...:.! ,..,L.!,,,.,,.;,,-_.,!
_..-,_-,..._:!,.;,.,.,...,._.
_..._,...,...,;..,..,.,.-
_,!,-.,.!..,.-
_.!.-,_.,!_,!.! ;...,!_._,.-,...!.:.!
_..,_.,!_:!..,_.,!_,..,_.,!_..,_.,!
..;,;,-;,_._.,!_...,_.,!_.,-.,_.,!
...-,_.....,!_.,,,,_..,. -;,
_.-_._,;._._.-_..,....
_,!.,..,..!,.,,,,.,!..._.,.
..,:.,,.,,.-!.,._....,.;.,!....
_,-,_....,_....!,...,!_ ._,.-.,.,.!.-!
.,.__.,!.._.-_....!_.,!_,!.._...,
...,.,,.;,!.!_.;_.,...,.-..,_.,..
.,,..,._.,.!;,-._..,.-_..,,._..,.-.,._
.,!..._..,,_.......,





--- sh:(:84) ------

_.!.!,!._,!,-.,.!..,.-.!..!.:.!
..,,...-,.,.-..-.!,.L.;!.,.!,..!....
,.....,.,.-.!,.., -.,,!,....;.,
!.,.!,..!....,,.,.-.!,,-!,.,.!,;,,...-!
.,!,,,.,.._,.,..;,..,-.!,.,....-.._,.,._,;
.,...,..,
,!...!.,.,.,.-!.,,..-....,,;
,!...!_!;_.,..._...!,
,,-;.,,....,!..!,
.,!.,_.__.!.,!.....!,..,!.,.-,,...._,!,
..,.!,....!,,..-!..:.!_.,.._..-!,



















--- sh:(:85) ------
_,,;_,._.,..;.,-,,..._...!,
.,!,,,.,..,.,._.!.-..!.,.,.,_.,..,.,..,
;.,..L.,.,,.,.,...,
,..!,,..,.!..,._.,,!....;,.,....!,.,.
_.,....,.,,..,-,.._.. .,.!..__,.
,-!,..!,!.-.!,.L..,.!..
_,!,-.,.!..,.-,.;.-_:!,_!..,....!
_.,.,. ;_....!,,,._.,_..!_._,.-_.-
,,,.!.!_..._,._.,,L.!,..!.!.
_..,.,._...;,....;,.,-.,.;
,,.,.!,.__...,.......!,....!
...;;,._.,,._.,
....!__.-._...,,.!_._,.-.,
,...__,;,,..!.-,._,;_,..L.
_,_._..._.!..,.!_._,.-.,
,,,._,;,,,_,,_,.......!,.,
.,.,:...,_.-._..,:!,,-.!_._,.-.,
,-._..,...-.,.,;.._,.-,...:!.._.!
!..,,.,!..,._.,!..,!.._!,..!.






--- sh:(:86) ------

_.-;,.-;..,-._..___._,.-.,
;.!,..:!_,_.,L!,..,._.-._.
..-,.,_,.L._,.,..,-.,
..,,,._...,L!,..,..,,
_.!,,-,!_,.-!;..-_.,,.._.__._,.-.,
,......,.;,,.-!,.....!....
,.,..!,-.!..,,.!,,.-!,,..!,.!..,...-.!
..-.!,.L.,.!,_,,!_,.-..!,..;
,.;,,.;,,..;,._..,.!..-.,,.
..,,,L,-_..,.,..,..,-!_._,.-.,
..,-!,,.!!.-....,.-!_.,.., ;,,.,:!.,
..:_..,..,.,,..,-!_._,.-.,
...._..!..,..,.,..!,...:.
_.,-,,L.,,.!_-!.L.!,..!
_..-!....;!_.!_,...!,.!;:.!















--- sh:(:87) ------


,..-.!_.-_,_,,,:,_...,.-,..,-!_._,.-.,
_.,.,...:!!.-.,,L.!_,.,.,_..,
,_.,.-,.-,._..,_.!_.!.-....,.-
..-,..,..,..,,.L...!_.,-..,_,L-.-
.,,.._..,,.,!_.,,..,-!,!
..,-!_,.,.,-.!_.,_.,-_.-_..,
...-,,.-,._.,,_,,_.,-_.-_._,.-.,
_!,;_..L...,,L.!_,-.!_...,-:
,_....,_....,.!,..,-!_._,.-.,
_..-.,.,,.,.-.,....,..,._.._...,_,-
_.,,_..,-..,L!,,_,,-,_.!.-,,!
.,..,, ..,-!_._,.-.,..-,,..:-,...
_.-.,.L.!_,.,.L.!_,-.,...._.,..,..
.L.!,,-,!.-,,.,.,.L.!,..!.,.,,.!.L.!
_..,.,,-_.,.:-..,.L.!_.!.,..,.,
L,-.!,...!,,.!,,-!.,..!,..,;,,.-!_.
_,-!_...;,,.L,-.!...,,._.!.-!










--- sh:(:88) ------
.L.!_..:!_,! ;._...,..:!_._,.-.:,
!.._!,,.,!..,._.,..:!_.;:!_.._:
,:,.!;..;..!.;..;_..._,..:!_._,.-.,
.L.!_..-_.;.___._,.-.,;.._:!_,..
,_,,_,!...-.!_,.,..!_..
_.,..,_..-L_.!_..-!....;!_.!_,..,_.!.-
!. ,.,!__...:,_., .,_.,,,
_!....,,_,_._._,!.L._:!_,.--,!.:.!
,L!,..:-,,.,L!,-.,L....!_..,-!_,._.
_,.,_-..,_..:._._...._:!_,.-.,.,,
_,.,,_.,,....,....!_.._ _,.,
..-,_,-_.,,-..;,!.-;...-_,._,.,
;...-,;_,L,_...,_...!__,..,
...,._.,,.!_.-

















--- sh:(:89) ------
__,.,,,.-!,,-.!_.-__,._._,.-.,
_,-!..,,;;,....;..,,..!,-.!_.,
,.L.!..,,.,.-!,_-!..,,,.,-!,
...,.,.-,..;,.-._._,._..-;,..-.!
,,L-,.,,,,.,,,,,:,..-,_,.,.,!_,.-
..:-,L!,,.
,::..,;.,;.-,.;.-_:!,_!.;...-!.:.!
.!,._..,-.,,.-!..._._.,-,_...-_._,.-,-...,
.-._..,-...,-_..-_._,.-.,
.___!.,,-....,.__.,,-..!_L-_.!..,-!
_.!,....;.-._..,-......._..-_._,.-.,
,,,:!,!.-!_._.-.,,,,-..!..;...;,,,
.,..!,,._.!;..;.-._..,-......_..-_._,.-.,
;..;.,_..!_!.,...,-.!_._,...._,,...,-;,


















--- sh:(:90) ------
..!,....-.,,,-._._..-_._,.-.,
_.;..;_.._..,-..,.!,
_.._.__.!,,!;,,-.!,,-.!
,...;,-.!,..,,:,!,;..:!,,.
;.:.;.,.,..:._._...;.._!_..!......_.....
,!,
..-._.,,._......,...,...,..._..._._,.-.,
,::!!,..-!.;..;,..,-;,..._..--,.
...,.,.-.!.-..,,L._..-_._,.-.,
,.,...:!.,-.;.-._..,-.,
_..!_.,.,._.-.,_...;,_.,_.-.;,..-
,.,.-_,.-!_..,,L.,....;,..! ;_.-
,...:!_,._,.-..!....;
_!L.-,!_.._..._.!:.._,._._,.-.,
!,,::!..-!.....L.,_!..,-,
,...:!,,.__.,,,.,,...-..-!














--- sh:(:91) ------
.!__,_,.-
.!_...-.,.
.!;!;
.!__,_,.-
.!,._,.,.
.!_...-,.
.!;!;
























--- sh:(:92) ------
Altnc ua
Yalnz iki nktedir.
_
[Namazdaki teehhdde bulunan
.!,.,,L!,..!,.,.,.!,.,-.!
il hirenin iki noktasna gelen iki suale iki cevabdr. Teehhdn
sair hakikatlarnn beyan baka vakte talik edilerek bu "Altnc
ua"da yzer nktesinden yalnz iki nktesi muhtasar bir surette
beyan edilecek.]
Birinci Sual: Teehhdn mbarek kelimat, Mi'rac gecesinde
Cenab- Hak ile Resulnn bir mklemeleri olduu halde, namazda
okunmasnn hikmeti nedir?
Elcevab: Her m'minin namaz, onun bir nevi Mi'rac
hkmndedir. Ve o huzura lyk olan kelimeler ise, Mi'rac- Ekber-i
Muhammed (Aleyhissalt Vesselm)da sylenen szlerdir. Onlar
zikretmekle, o kuds sohbet tahattur edilir. O tahatturla o mbarek
kelimelerin manalar cz'iyetten klliyete kar ve o kuds ve ihatal
manalar tasavvur edilir veya edilebilir. Ve o tasavvur ile kymeti ve
nuru teli edip genilenir.
Mesel: Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, o gecede
Cenab- Hakk'a kar selm yerinde .!,.,-.!demi. Yni: Btn
zhayatlarn,







--- sh:(:93) ------
hayatlaryla gsterdikleri tesbihat- hayatiye ve Sni'lerine takdim
ettikleri ftr hediyeler, ey Rabbim sana mahsustur. Ben dahi btn
onlar tasavvurumla ve imanmla sana takdim ediyorum."
Evet naslki Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm
,.,-.!kelimesiyle, btn zhayatn ibadat- ftriyelerini niyet edip
takdim ediyor. yle de: Tahiyyatn hlsas olan
,.,.,.!kelimesiyle de, btn medar- bereket ve tebrik ve
brekllah dediren ve "mbarek" denilen ve hayatn ve zhayatn
hlsas olan mahluklar, hususan tohumlarn ve ekirdeklerin,
danelerin, yumurtalarn ftr mbarekiyetlerini ve bereketlerini ve
ubudiyetlerini temsil ederek, o geni mana ile sylyor. Ve
mbarektn hlsas olan ,..!kelimesiyle de zhayatn hlsas
olan btn zruhun ibadat- mahsusalarn tasavvur edip dergh-
lahye o ihatal manasyla arzediyor. Ve ,.,,L!kelimesiyle de,
zruhun hlsalar olan kmil insanlarn ve melaike- mukarrebnin,
salavatn hlsas olan tayyibat ile nurani ve yksek ibadetlerini irade
ederek Mabuduna tahsis ve takdim eder.
Hem naslki o gecede Cenab- Hak tarafndan
_,.!.,.,,..,.!
demesi, istikbalde yzer milyon insanlarn her biri, her gn, hi
olmazsa on defa
_,.!.,.,,..,.!
demelerini mirane i'ar eder. Ve o selm- lah, o kelimeye geni bir
nur ve yksek bir mana verir. yle de: Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n, o selma mukabil







--- sh:(:94) ------
_,-!..!.!..,._..,..,..,.!
demesi, istikbalde muazzam mmeti ve mmetinin slihleri, selm-
lahyi temsil eden slmiyete mazhar olmasn ve slmiyetin umum
bir iar olan m'minler ortasndaki
,.!,,..,,,..,.!
umum mmet demesini raciyane, daiyane Hlkndan istediini ifade
ve ihtar eder. Ve o sohbette hissedar olan Hazret-i Cebrail
Aleyhisselm, emr-i lah ile o gece

.!,.,..-.;.,,.!;!;;.,
demesi, btn mmet kyamete kadar byle ehadet edeceini ve
byle diyeceklerini mbeirane haber verir. Ve bu mkleme-i
kudsiyeyi tahattur ile kelimelerin manalar parlar, genilenir.
Bu mezkr hakikatn inkiafnda bana yardm eden garib bir
halet-i ruhiyedir:
Bir zaman karanlkl bir gurbette, karanlk bir gecede, zulmetli
bir gaflet iinde, hal-i hazrda olan bu koca kinat; hayalime camid,
ruhsuz, meyyit, bo, hl, mdhi bir cenaze grnd. Gemi zaman
dahi btn btn l, bo, meyyit, mdhi tahayyl edildi. O hadsiz
mekn ve o hududsuz zaman, karanlkl ve vahetgh suretini ald.
Ben o haletten kurtulmak iin namaza iltica ettim. Teehhdde
,.,-.! dediim zaman birden kinat canland; hayatdar, nurani bir
ekil ald, dirildi. Hayy- Kayyum'un parlak bir yinesi oldu. Btn
hayatdar eczasyla beraber, hayatlarnn tahiyyelerini ve hedaya-y
hayatiyelerini daim bir surette Zt- Hayy- Kayyum'a takdim
ettiklerini ilmelyakn, belki hakkalyakn ile bildim ve grdm.
Sonra _,.!.,.,,..,.!
dediim vakit, o hududsuz ve hl zaman; birden Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n riyaseti altnda, zhayat ruhlar ile vahetzar
suretinden, nsiyetli bir seyrangh suretine inklab etti.



--- sh:(:95) ------
kinci Sual: Teehhd hirinde
,,.....-.,_..,..-._.._,,.!
,,,,_..,,,,_..
deki tebih, tebihlerin kaidesine uygun gelmiyor. nki Muhammed
Aleyhissalt Vesselm, brahim Aleyhisselm'dan daha ziyade
rahmete mazhardr ve daha byktr. Bunun srr nedir? Hem bu
tarzdaki salavatn teehhdde tahsisinin hikmeti nedir? Ayn dua, eski
zamandan beri ve btn namazda tekrar etmeleri... Halbuki bir dua bir
defa kabule mazhar olsa yeter. Milyonlarca dualar makbul olan ztlar
musrrane dua etmesi ve bilhassa o ey va'd-i lahye iktiran etmi
ise... Mesel:
..-......,,,.-,;_..
Cenab- Hak va'dettii halde, her ezan ve kametten sonra edilen
merv duada

..,_.!..-.......-,
deniliyor; btn mmet o va'di ifa etmek iin dua ederler. Bunun srr-
hikmeti nedir?
Elcevab: Bu sualde cihet ve sual var.
Birinci Cihet: Hazret-i brahim Aleyhisselm, geri Hazret-i
Muhammed Aleyhissalt Vesselm'a yetimiyor. Fakat onun li,
enbiyadrlar. Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n li, evliyadrlar.
Evliya ise, enbiyaya yetiemezler. l hakknda olan bu duann parlak
bir surette kabul olduuna delil udur ki:
yzelli milyon iinde l-i Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'dan yalnz iki ztn; yani Hasan (R.A.) ve Hseyin'in (R.A.)
neslinden gelen evliya, -ekser-i mutlak- hakikat mesleklerinin ve
tarkatlarnn prleri ve mridleri onlar olmalar,
_,,._...,,.._.......
hadsinin mazharlar olduklardr. Bata Cafer-i Sadk (R.A.) ve Gavs-
A'zam (R.A.) ve ah- Nakibend (R.A.) olarak herbiri, mmetin bir
ksm- a'zamn tark-


--- sh:(:96) ------
hakikata ve hakikat- slmiyete irad edenler, bu l hakkndaki duann
makbuliyetinin meyveleridirler.
kinci Cihet: Bu tarzdaki salavatn namaza tahsisi hikmeti ise;
meahir-i insaniyenin en nurani, en mkemmeli, en mstakimi olan
enbiya ve evliyann kafile-i kbrasnn gittikleri ve atklar yolda,
kendisi dahi o yzer icma' ve yzer tevatr kuvvetinde bulunan ve
armalar mmkn olmayan o cemaat- uzmaya, o srat-
mstakimde iltihak ve refakat ettiini tahattur etmektir. Ve o tahattur
ile, behat- eytaniyeden ve evham- seyyieden kurtulmaktr. Ve bu
kafile, bu kinat sahibinin dostlar ve makbul masnular ve onlarn
muarzlar, onun dmanlar ve merdud mahluklar olduuna delil ise:
Zaman- dem'den beri o kafileye daima muavenet-i gaybiye gelmesi
ve muarzlarna her vakit musibet-i semaviye inmesidir.
Evet Kavm-i Nuh ve Semud ve d ve Firavun ve Nemrud gibi
btn muarzlar gazab- lahyi ve azabn ihsas edecek bir tarzda
gayb tokatlar yedikleri gibi.. kafile-i kbrann Nuh Aleyhisselm,
brahim Aleyhisselm, Musa Aleyhisselm, Muhammed Aleyhissalt
Vesselm gibi btn kuds kahramanlar dahi, hrika ve mu'cizane ve
gayb bir surette mu'cizelere ve ihsanat- Rabbaniyeye mazhar
olmular. Birtek tokat, hiddeti; bir tek ikram, muhabbeti gsterdii
halde, binler tokat muarzlara ve binler ikram ve muavenet kafileye
gelmesi, bedahet derecesinde ve gndz gibi zahir bir tarzda o
kafilenin hakkaniyetine ve srat- mstakimde gittiine ehadet ve
delalet eder. Fatiha'da
,,,..,.-._.!.,
o kafileye ve
_,!..!;,,,,..,.-.!,,.
muarzlarna bakyor. Burada beyan ettiimiz nkte ise, Fatiha'nn
hirinde daha zahirdir.
nc Cihet: Bu kadar tekrar ile kat' verilecek olan bir
eyin vermesini istemesinin srr- hikmeti udur: stenilen ey mesel
Makam- Mahmud bir utur. Pek byk ve binler Makam- Mahmud
gibi mhim hakikatlar ihtiva eden bir hakikat- a'zamn bir daldr. Ve
hilkat- kinatn en byk neticesinin bir meyvesidir. Ve ucu ve dal
ve o meyveyi dua ile istemek ise; dolaysyla o
--- sh:(:97) ------
hakikat- umumiye-i uzmann tahakkukunu ve vcud bulmasn ve o
ecere-i hilkatn en byk dal olan lem-i bkinin gelmesini ve
tahakkukunu ve kinatn en byk neticesi olan hair ve kyametin
tahakkukunu ve dr- saadetin almasn istemektir. Ve o istemekle,
dr- saadetin ve Cennet'in en mhim bir sebeb-i vcudu olan
ubudiyet-i beeriyeye ve daavat- insaniyeye kendisi dahi itirak
etmektir. Ve bu kadar hadsiz derecede azm bir maksad iin, bu hadsiz
dualar dahi azdr. Hem Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'a
Makam- Mahmud verilmesi, umum mmete efaat- kbrasna
iarettir. Hem o, btn mmetinin saadetiyle alkadardr. Onun iin
hadsiz salavat ve rahmet dualarn btn mmetten istemesi ayn-
hikmettir.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
























--- sh:(:98) ------
Yedinci ua Yedinci ua Yedinci ua Yedinci ua

yet-l Kbra
Mhim bir ihtar ve bir ifade-i meram
Bu ehemmiyetli risalenin, herkes herbir mes'elesini anlamaz.
Fakat hissesiz de kalmaz. Byk bir baheye giren bir kimsenin, o
bahenin btn meyvelerine elleri yetimez. Fakat, eline girdii
mikdar yeter. O bahe yalnz onun iin deil, belki elleri uzun
olanlarn hisseleri de var.
Bu risalenin fehmini ikal eden be sebeb var:
Birincisi: Ben kendi mahedatm kendi fehmime gre ve
kendim iin yazdm. Sair kitablar gibi bakalarnn fehmine ve
telakkisine gre yazmadm.
kincisi: sm-i A'zam cilvesiyle tevhid-i hakik a'zam bir
surette yazldndan, mes'eleleri hem gayet geni, hem gayet derin ve
bazan ok uzun olduundan, herkes birden ihata edemez.
ncs: Herbir mes'ele byk ve uzun bir hakikat olmas
sebebiyle, hakikat paralamamak iin bazan bir sahife veya bir
yaprak birtek cmle olur. Birtek delil hkmnde ok mukaddemat
bulunur.
Drdncs: Ekser mes'elelerinin her birisinin pek ok
delilleri ve hccetleri bulunduundan; bazan on, bazan yirmi delili
birtek brhan yapmak cihetiyle mes'ele uzunlar; ksa fehimler
kavramaz.








--- sh:(:99) ------
Beincisi: Ben Ramazann feyziyle bu risalenin nurlarna
mazhar olmaklmla beraber, birka cihette halim perian ve birka
hastalkla vcudum sarsld bir zamanda acele yazlp, birinci
msvedde ile iktifa edildi. Hem yazdm vakit, irade ve ihtiyarm ile
olmadn hissettiimden, kendi fikrimle tanzim veya slah etmei
muvafk grmediim iin bir para fehmi ikal edecek bir vaziyet ald.
Hem Arab fkralar iine ok girdi. Hatt Birinci Makam batan baa
Arab olduundan iinden karld, mstakil yazld.
Medar- kusur ve ikal olan bu be sebeble beraber, bu
risalenin yle bir ehemmiyeti var ki; mam- Ali (R.A.) keramat-
gaybiyesinde bu risaleye, "yet-i Kbra" ve "As-y Musa" namlarn
vermi. Risale-i Nur'un risaleleri iinde buna husus bakp, nazar-
dikkati celbetmi (1) "El-yet-l Kbra"nn bir hakik tefsiri olan bu
yet-l Kbra Risalesi, Hazret-i mam'n (R.A.) tabirince, "As-y
Musa" namnda "Yedinci ua" kitabdr.
Bu "Yedinci ua" bir mukaddime ve iki makamdr.
Mukaddimesi drt mes'ele-i mhimmeyi; Birinci Makam, yet-i
Kbra'nn tefsirinden Arab ksmn; kinci Makam, onun brhanlarn
ve tercmesini ve mealini beyan ederler.
Bu gelen mukaddime lzumundan fazla izah edilmekle
beraber, bir derece uzun olmas ihtiyarsz olmutur. Demek ihtiya var
ki, yle yazdrld. Belki de bir ksm insanlar bu uzunu ksa grrler.
Said Nurs
* * *
(1): Evet mam- Ali'nin (R.A) yet-l Kbra hakknda verdii haberi,
tam tamna Denizli hdisesi tasdik etti. nki bu risalenin gizli tab'
hapsimize bir vesile oldu ve onun kuds ve ok kuvvetli hakikatnn
galebesi, beraet ve necatmza ehemmiyeti bir sebeb oldu. Ve mam-
Ali'nin (R.A.) keramet-i gaybiyesini krlere de gsterdi ve
hakkmzdaki ,-.!_._.._,,:!;.,duasnn
kabuln isbat etti.






--- sh:(:100) ----
Mukaddime
_
;,.,-,!;_.;,_-!,..-..,
Bu yet-i uzmann srryla, insann bu dnyaya
gnderilmesinin hikmeti ve gayesi; Hlk- Kinat' tanmak ve ona
iman edip ibadet etmektir. Ve o insann vazife-i ftrat ve farza-i
zimmeti, marifetullah ve iman- billahtr ve iz'an ve yakn ile
vcudunu ve vahdetini tasdik etmektir.
Evet ftraten daim bir hayat ve ebed yaamak isteyen ve
hadsiz emelleri ve nihayetsiz elemleri bulunan bare insana, elbette o
hayat- ebediyenin ss-l esas ve anahtar olan iman- billah ve
marifetullah ve vesilelerinden baka olan eyler ve kemaltlar, o
insana nisbeten aadr. Belki, ounun kymetleri yoktur.
Risale-i Nur'da bu hakikat kuvvetli brhanlarla isbat
edildiinden, bu hakikat Risale-i Nur'a havale ederek, yalnz o yakn-i
imanyi bu asrda sarsan ve tereddd veren iki vartay drt mes'ele
iinde beyan ederiz.
Birinci vartadan are-i necat: ki mes'eledir.
Birinci Mes'ele: Otuzbirinci Mektub'un Onnc Lem'asnda
tafsilen isbat edildii gibi, umum mes'elelerde isbata kar nefyin
kymeti yoktur ve kuvveti pek azdr. Mesel: Ramazan- erif'in
banda hilli grmek hususunda, iki mi ahid hilli isbat etseler ve
binlerle eraf ve limler "grmedik" deyip nefyetseler,










--- sh:(:101) ----
onlarn nefiyleri kymetsiz ve kuvvetsizdir. nki isbatta birbirine
kuvvet verir, birbirine tesand ve icma' var. Nefiyde ise bir olsa bin
olsa farklar yoktur; herkes kendi bana kalr, infirad olur. nki
isbat eden harice bakar ve nefs-l emre gre hkmeder. Mesel:
Misalimizde olduu gibi, biri dese: "Gkte ay vardr." Dier arkada
parman oraya basar, ikisi birleip kuvvetleirler.
Nefy ve inkrda ise, nefs-l emre bakmaz ve bakamaz. nki,
"husus olmayan ve has bir yere bakmayan bir nefy isbat edilmez"
mehur bir dsturdur. Mesel bir eyi dnyada var diye ben isbat
etsem, sen de "dnyada yok" desen; benim bir iaretimle kolayca isbat
edilebilen o eyin sen nefyini yani ademini isbat etmek iin, btn
dnyay aramak ve taramak ve gstermek, belki gemi zamanlarn
her tarafn dahi grmek lzm geliyor. Sonra "yoktur, vuku
bulmamtr" diyebilirsin.
Madem nefy ve inkr edenler nefs-l emre bakmazlar; belki
kendi nefislerine ve akllarna ve gzlerine bakp hkmediyorlar.
Elbette birbirine kuvvet veremezler ve zahr olmazlar. nki grmeye
ve bilmeye mani olan perdeler, sebebler ayr ayrdrlar. Herkes "Ben
grmyorum, benim yanmda ve itikadmda yoktur." diyebilir. Yoksa
"Vaki'de yoktur" diyemez. Eer dese, hususan umum kinata bakan
iman mes'elelerinde dnya kadar byk bir yalan olur ki, doru
diyemez ve dorultulmaz.
Elhasl: sbatta netice birdir, vhiddir, tesand olur. Nefiyde
ise, bir deildir, mteaddiddir. Ya "yanmda ve nazarmda" veya
"itikadmda" gibi kaydlarn herkese gre taaddd ile neticeler dahi
taaddd eder, daha tesand olmaz.
te bu hakikat noktasnda imana kar gelen kfirlerin ve
mnkirlerin kesretinin ve zahiren okluunun kymeti yoktur. Ve
m'minin yaknine ve imanna hi tereddd vermemek lzm iken; bu
asrda Avrupa feylesoflarnn nefy ve inkrlar, bir ksm bedbaht
meftunlarna tereddd verip yaknlerini izale ve saadet-i ebediyelerini
mahvetmi. Ve insandan her gnde otuz bin adama isabet eden lm,
mevt ve eceli bir terhis manasndan karp i'dam- ebed suretine
evirmi. Kaps kapanmayan kabir, daima i'damn o mnkire ihtar
etmekle, lezzetli hayatn elm elemlerle zehirliyor. te, iman ne kadar
byk bir nimet ve hayatn hayat olduunu anla!..


--- sh:(:102) ----
kinci Mes'ele: Bir fennin veya bir san'atn medar- mnakaa
olmu bir mes'elesinde, o fennin ve o san'atn haricindeki adamlar ne
kadar byk ve lim ve san'atkr da olsalar, szleri onda gemez,
hkmleri hccet olmaz; o fennin icma- lemasna dhil saylmazlar.
Mesel; byk bir mhendisin, bir hastaln kefinde ve tedavisinde
bir kk tabib kadar hkm gemez. Ve bilhassa maddiyatta ok
tevaggul eden ve gittike maneviyattan tebad eden ve nura kar
gabileen ve kabalaan ve akl gzne inen en byk bir feylesofun
mnkirane sz, maneviyatta nazara alnmaz ve kymetsizdir.
Acaba yerde iken ar- a'zam temaa eden, hrika bir deha-y
kuds sahibi olan ve doksan sene maneviyatta terakki edip alan ve
hakaik-i imaniyeyi ilmelyakn, aynelyakn hatt hakkalyakn suretinde
kefeden eyh-i Geylan (K.S.) gibi yzbinler ehl-i hakikatn ittifak
ettikleri, tevhid ve kuds ve manev mes'elelerde, maddiyatn en
dank ve kesretin en cz' teferruatna dalan ve sersemleen ve
boulan feylesoflarn szleri ka para eder ve inkrlar ve itirazlar,
gk grltsne kar sivrisinein sesi gibi snk olmaz m?
Hakaik-i slmiyeye zddiyet gsterip mbareze eden kfrn
mahiyeti bir inkrdr, bir cehildir, bir nefiydir. Sureten isbat ve vcud
grlse de manas ademdir. man ise ilimdir, vcuddir, isbattr,
hkmdr. Herbir menf mes'elesi dahi, bir msbet hakikatn nvan
ve perdesidir. Eer imana kar mbareze eden ehl-i kfr, gayet
mkilt ile menf itikadlarn kabul- adem ve tasdik-i adem
suretinde isbat ve kabul etmee alsalar; o kfr, bir cihette yanl
bir ilim ve hata bir hkm saylabilir. Yoksa, irtikb ok kolay olan
yalnz adem-i kabul ve inkr ve adem-i tasdik ise cehl-i mutlaktr,
hkmszlktr.
Elhasl, itikad- kfriye iki ksmdr:
Birisi: Hakaik-i slmiyeye bakmyor. Kendine mahsus yanl
bir tasdik ve btl bir itikad ve hata bir kabuldr ve zalim bir
hkmdr. Bu ksm bahsimizden haritir. O bize karmaz, biz de ona
karmayz.
kincisi: Hakaik-i imaniyeye kar kar, muaraza eder. Bu
dahi iki ksmdr:




--- sh:(:103) ----
Birisi: Adem-i kabuldr. Yalnz isbat tasdik etmemektir. Bu
ise bir cehildir, bir hkmszlktr ve kolaydr. Bu da bahsimizden
haritir.
kincisi: Kabul- ademdir. Kalben, ademini tasdik etmektir.
Bu ksm ise bir hkmdr, bir itikaddr, bir iltizamdr. Hem iltizam
iin nefyini isbat etmee mecburdur.
Nefiy dahi iki ksmdr:
Birisi: "Has bir mevkide ve husus bir cihette yoktur" der. Bu
ksm ise isbat edilebilir. Bu ksm da bahsimizden haritir.
kinci ksm ise: Dnyaya ve kinata ve hirete ve asrlara
bakan iman ve kuds ve mm ve muhit olan mes'eleleri nefy ve inkr
etmektir. Bu nefiy ise -birinci mes'elede beyan ettiimiz gibi- hi bir
cihetle isbat edilmez. Belki kinat ihata edecek ve hireti grecek ve
hadsiz zamann her tarafn temaa edecek bir nazar lzmdr, t o gibi
nefiyler isbat edilebilsin.
kinci varta ve are-i necat: Bu dahi iki mes'eledir:
Birincisi: Azamet ve kibriya ve nihayetsizlik noktasnda, ya
gaflete veya masiyete veya maddiyata dalmak sebebiyle darlaan
akllar, azametli mes'eleleri ihata edemediklerinden, bir gurur-u ilm
ile inkra saparlar ve nefyederler. Evet o manen skm ve kurumu
akllarna ve bozulmu ve maneviyatta lm olan kalblerine, ok
geni ve derin ve ihatal olan iman mes'eleleri stramadklarndan,
kendilerini kfre ve dalalete atarlar, boulurlar.
Eer dikkatle kendi kfrlerinin i yzne ve dalaletlerinin
mahiyetine bakabilseler, grecekler ki; imanda bulunan makul ve
lyk ve lzm olan azamete kar, yz derece muhal ve imknszlk ve
imtina o kfrn altnda ve iindedir.
Risale-i Nur yzer mizan ve mvazenelerle, bu hakikat "iki
kerre iki drt eder" derecesinde kat' isbat etmi. Mesel; Cenab-
Hakk'n vcub-u vcudunu ve ezeliyetini ve ihatal sfatlarn
azametleri iin kabul edemeyen adam, ya hadsiz mevcudata, belki
nihayetsiz zerrelere, o vcub-u vcudu ve ezeliyetini ve uluhiyet
sfatlarn vermekle kfrn itikad edebilir. Veyahut ahmak
Sofestaler gibi, hem




--- sh:(:104) ----
kendini, hem kinatn vcudunu inkr ve nefyetmekle akldan istifa
etmelidir. te bunun gibi btn hakaik-i imaniye ve slmiye,
kendilerinin e'nlerini, muktezalar olan azamete istinad ederek,
karlarndaki kfrn dehetli muhalatndan ve vahetli hurafatndan
ve zulmetli cehalatndan kurtarp kemal-i iz'an ve teslimiyetle selim
kalblerde ve mstakim akllarda yerletirirler.
Evet, ezan ve namaz gibi ekser eair-i slmiyede kesretle
,,.!,,.!,,.!,,.!
azamet-i kibriyasn her vakit iln, hem
_.,..,,:!,_,,.L-!
hads-i kudsnin ferman, hem "Ceven-l Kebir" mnacatnn
seksenaltnc ukdesinde:
....,-!_.-;_..:..;,..;_..
,.,.,;,..;_..!-!.;_..
..,.,;_.,;_..!..,..;:,.;_..
-.;...;_.-;_...,,,.:;,..;_..
....,-!.,;_.. ..___,,._..
,..!_...-.;..;;..;,.;!;.,..-,.

diye olan gayet rifane mnacat- Ahmediyenin (A.S.M.) beyan
gsteriyor ki; azamet ve kibriya lzumlu bir perdedir.












--- sh:(:105) ----
yet-l Kbra
Kinattan Hlkn Soran Bir Seyyahn Mahedatdr.



_
.__.;,_,,_.,_,;,_,.!,..!!_,.
,....,.-;..,,-,,. ;,..;_:!,...-_,.;
[Bu kinci Makam, bu yet-i muazzamay tefsir etmekle beraber,
tayyedilen Arab Birinci Makamn brhanlarn ve hccetlerini ve
tercmesini ve ksa bir mealini beyan eder.]
yle ki: Bu yet-i muazzama gibi pek ok yt- Kur'aniye,
bu kinat Hlkn bildirmek cihetinde, her vakit ve herkesin en ok
hayretle bakp zevk ile mtalaa ettii en parlak bir sahife-i tevhid olan
semavat en bata zikretmelerinden, en bata ona balamak muvafktr.
Evet bu dnya memleketine ve misafirhanesine gelen herbir
misafir, gzn ap baktka grr ki: Gayet keremkrane bir
ziyafetgh ve gayet san'atkrane bir tehirgh ve gayet hametkrane
bir ordugh ve talimgh ve gayet hayretkrane ve evk-engizane bir
seyrangh ve temaagh ve gayet manidarane ve hikmet-perverane bir
mtalaagh olan bu gzel misafirhanenin sahibini ve bu kitab- kebirin
mellifini ve bu muhteem memleketin sultann tanmak ve bilmek
iin iddetle merak ederken; en bata gklerin nur yaldz ile yazlan
gzel yz grnr: "Bana bak, aradn sana bildireceim!" der. O
da bakar grr ki:










--- sh:(:106) ----
Bir ksm arzmzdan bin defa byk ve o byklerden bir
ksm top gllesinden yetmi derece sr'atli yzbinler ecram-
semaviyeyi direksiz drmeden durduran ve birbirine arpmadan
fevkalhad abuk ve beraber gezdiren, yasz sndrmeden
mtemadiyen o hadsiz lmbalar yandran ve hibir grlt ve ihtill
kartmadan o nihayetsiz byk ktleleri idare eden ve Gne ve
Kamer'in vazifeleri gibi, hi isyan ettirmeden o pek byk mahluklar
vazifelerle altran ve iki kutbun dairesindeki hesab rakamlarna
skmayan bir nihayetsiz uzaklk iinde, ayn zamanda, ayn kuvvet
ve ayn tarz ve ayn sikke-i ftrat ve ayn surette, beraber, noksansz
tasarruf eden ve o pek byk mtecaviz kuvvetleri tayanlar, tecavz
ettirmeden kanununa itaat ettiren ve o nihayetsiz kalabaln enkazlar
gibi gn yzn kirletecek sprntlere meydan vermeden pek
parlak ve pek gzel temizlettiren ve bir muntazam ordu manevras gibi
manevra ile gezdiren ve arz dndrmesiyle, o hametli manevrann
baka bir surette hakik ve hayal tarzlarn her gece ve her sene
sinema levhalar gibi seyirci mahlukatna gsteren bir tezahr-
rububiyet ve o rububiyet faaliyeti iinde grnen teshir, tedbir, tedvir,
tanzim, tanzif, tavziften mrekkeb bir hakikat, bu azameti ve ihatat ile
o semavat Hlknn vcub-u vcuduna ve vahdetine ve mevcudiyeti
semavatn mevcudiyetinden daha zahir bulunduuna bilmahede
ehadet eder manasyla Birinci Makam'n birinci basamanda:
_..,,,_..,._.!.!,!.!;!;
.,,.._,.-,..!.-,
,,..!,,,..!,,,-..!.,.-..-.L....,:
...:.!...:.!-.!,..!,,L..!,,,L..!,
denilmitir.
Sonra, dnyaya gelen o yolcu adama ve misafire, cevv-i sema
denilen ve maher-i acaib olan feza grlt ile konuarak baryor:
"Bana bak! Merakla aradn ve seni buraya gndereni benimle
bilebilir ve bulabilirsin." der. O misafir, onun eki fakat merhametli
yzne bakar; mdhi fakat mjdeli grltsn dinler, grr ki:



--- sh:(:107) ----
Zemin ile suman ortasnda muallakta durdurulan bulut, gayet
hakmane ve rahmane bir tarzda zemin bahesini sular ve zemin
ahalisine b- hayat getirir ve harareti (yani yaamak ateinin
iddetini) ta'dil eder ve ihtiyaca gre her yerin imdadna yetiir. Ve bu
vazifeler gibi ok vazifeleri grmekle beraber, muntazam bir ordunun
acele emirlere gre grnmesi ve gizlenmesi gibi, birden cevvi
dolduran o koca bulut dahi gizlenir, btn eczalar istirahata ekilir,
hibir eseri grlmez. Sonra "Yamur bana ar!" emrini ald anda;
bir saat, belki birka dakika zarfnda toplanp cevvi doldurur, bir
kumandann emrini bekler gibi durur.
Sonra o yolcu, cevvdeki rzgra bakar grr ki: Hava o kadar
ok vazifelerle gayet hakmane ve kerimane istihdam olunur ki, gya
o camid havann uursuz zerrelerinden herbir zerresi; bu kinat
sultanndan gelen emirleri dinler, bilir ve hibirini geri brakmayarak,
o kumandann kuvvetiyle yapar ve intizamla yerine getirir bir
vaziyetle; zeminin btn nfuslarna nefes vermek ve zhayata lzumu
bulunan hararet ve ziya ve elektrik gibi maddeleri ve sesleri nakletmek
ve nebatatn telkhine vasta olmak gibi ok kll vazifelerde ve
hizmetlerde, bir dest-i gayb tarafndan gayet uurkrane ve almane
ve hayatperverane istihdam olunuyor.
Sonra yamura bakyor, grr ki: O latif ve berrak ve tatl ve
hiten ve gayb bir hazine-i rahmetten gnderilen katrelerde o kadar
rahman hediyeler ve vazifeler var ki; gya rahmet tecessm ederek
katreler suretinde hazine-i Rabbaniyeden akyor manasnda
olduundan, yamura "rahmet" nam verilmitir.
Sonra imee bakar ve ra'd (gk grlts) dinler, grr ki;
pek acib ve garib hizmetlerde altrlyorlar.
Sonra gzn eker, aklna bakar, kendi kendine der ki:
"Atlm pamuk gibi bu camid, uursuz bulut elbette bizleri bilmez ve
bize acyp imdadmza kendi kendine komaz ve emirsiz meydana
kmaz ve gizlenmez; belki gayet kadir ve rahm bir kumandann
emriyle hareket eder ki, bir iz brakmadan gizlenir ve def'aten
meydana kar, i bana geer ve gayet fa'al ve mtel ve gayet cilveli
ve hametli bir sultann fermanyla ve kuvvetiyle vakit be-vakit cevv
lemini doldurup boaltr ve mtemadiyen hikmetle yazar ve paydos
ile bozar tahtasna ve mahv ve isbat levhasna ve hair



--- sh:(:108) ----
ve kyamet suretine evirir ve gayet ltufkr ve ihsanperver ve gayet
keremkr ve rububiyetperver bir hkim-i mdebbirin tedbiriyle
rzgra biner ve dalar gibi yamur hazinelerini bindirir, muhta olan
yerlere yetiir. Gya onlara acyp alayarak gz yalaryla onlar
ieklerle gldrr, gnein iddet-i ateini serinlendirir ve snger
gibi bahelerine su serper ve zemin yzn ykar, temizler."
Hem o merakl yolcu kendi aklna der: Bu camid, hayatsz,
uursuz, mtemadiyen alkanan, kararsz, frtnal, dadaal, sebatsz,
hedefsiz u havann perdesiyle ve zahir suretiyle vcuda gelen
yzbinler hakmane ve rahmane ve san'atkrane iler ve ihsanlar ve
imdadlar bilbedahe isbat eder ki: Bu alkan rzgrn ve bu cevval
hizmetkrn kendi bana hibir hareketi yok, belki gayet Kadr ve
Alm ve gayet Hakm ve Kerim bir mirin emriyle hareket eder. Gya
herbir zerresi, herbir ii bilir ve o mirin herbir emrini anlar ve dinler
bir nefer gibi, hava iinde cereyan eden herbir emr-i Rabbanyi dinler,
itaat eder ki; btn hayvanatn teneffsne ve yaamasna ve nebatatn
telkhine ve bymesine ve hayatna lzumlu maddelerin
yetitirilmesine ve bulutlarn sevk idaresine ve atesiz sefinelerin
seyr seyahatna ve bilhassa seslerin ve bilhassa telsiz telefon ve
telgraf ve radyo ile konumalarn saline ve bu hizmetler gibi umum
ve kll hizmetlerden baka, azot ve mvellidlhumuza (oksijen) gibi
iki basit maddeden ibaret olan havann zerreleri birbirinin misli iken,
zemin yznde yzbinler tarzda bulunan Rabban san'atlarda kemal-i
intizam ile bir dest-i hikmet tarafndan altrlyor gryorum.
Demek _,;,....!_,,-..!,.-.!,_.,!,.,
yetinin tasrihiyle, rzgrn tasrifiyle hadsiz Rabban hizmetlerde
istimal ve bulutlarn teshiriyle hadsiz Rahman ilerde istihdam ve
havay o surette icad eden, ancak Vcib-l Vcud ve Kadir-i Klli ey
ve lim-i Klli ey, bir Rabb-i Zlcelali Ve-l kram'dr der,
hkmeder.
Sonra yamura bakar, grr ki: Yamurun taneleri saysnca
menfaatler ve katreleri adedince rahman cilveler ve rehalar
mikdarnca hikmetler iinde bulunuyor. Hem o irin ve latif ve
mbarek katreler o kadar muntazam ve gzel halkediliyor ki, hususan
yaz mevsiminde gelen dolu o kadar mizan ve intizam ile gnderiliyor
ve iniyor ki;

--- sh:(:109) ----
frtnalar ile alkanan ve byk eyleri arptran iddetli rzgrlar,
onlarn mvazene ve intizamlarn bozmuyor; katreleri birbirine
arpp, birletirip, zararl ktleler yapmyor. Ve bunlar gibi ok
hakmane ilerde ve bilhassa zhayatta altrlan basit ve camid ve
uursuz mvellidlma' ve mvellidlhumuza (hidrojen-oksijen) gibi
iki basit maddeden terekkb eden bu su, yzbinlerle hikmetli ve
uurlu ve muhtelif hizmetlerde ve san'atlarda istihdam ediliyor.
Demek bu tecessm etmi ayn- rahmet olan yamur, ancak bir
Rahman- Rahm'in hazine-i gaybiye-i rahmetinden yaplyor ve
nzulyle
..-,,:.,L....-_.,,-!,,._.!,
yetini maddeten tefsir ediyor.
Sonra ra'd dinler ve berke (imee) bakar, grr ki: Bu iki
hdise-i acibe-i cevviye tamtamna
...-..,!_,.,
ve
,..;.,.,.....:
yetlerini maddeten tefsir etmekle beraber, yamurun gelmesini
haber verip, muhtalara mjde ediyorlar.
Evet hiten, birden hrika bir grlt ile cevvi konuturmak ve
fevkalde bir nur ve nar ile zulmetli cevvi kla doldurmak ve davari
pamuk-misal ve dolu ve kar ve su tulumbas hkmnde olan bulutlar
atelendirmek gibi hikmetli ve garabetli vaziyetlerle baaa gafil
insann bana tokmak gibi vuruyor: "Ban kaldr, kendini
tanttrmak isteyen fa'al ve kudretli bir ztn hrika ilerine bak! Sen
babo olmadn gibi, bu hdiseler de babo olamazlar. Her birisi
ok hikmetli vazifeler peinde koturuluyorlar. Bir Mdebbir-i Hakm
tarafndan istihdam olunuyorlar." diye ihtar ediyorlar.
te bu merakl yolcu, bu cevvde bulutu teshirden, rzgr
tasriften, yamuru tenzilden ve hdisat- cevviyeyi tedbirden terekkb
eden bir hakikatn yksek ve aikr ehadetini iitir, "ment billah"
der. Birinci Makam'n ikinci mertebesinde:



--- sh:(:110) ----
-!..,,,_..,._.!.!,!.!;!;
,,-..!.,.-..-.L....,:,.._,.-
...:.!...:.!-.!,,..!,_,..!,,..!,
fkras, bu yolcunun cevve dair mezkr mahedatn ifade eder.
(Ihtar)
Sonra o seyahat- fikriyeye alan o mtefekkir misafire, kre-i
arz lisan- haliyle diyor ki: "Gkte, fezada, havada ne geziyorsun?
Gel, ben sana aradn tanttracam. Grdm vazifelerime bak ve
sahifelerimi oku!" O da bakar grr ki: Arz meczub bir mevlev gibi
iki hareketiyle; gnlerin, senelerin, mevsimlerin husulne medar olan
bir daireyi, har-i a'zamn meydan etrafnda iziyor. Ve zhayatn
yzbin enva'n btn erzak ve levazmatlaryla iine alp feza
denizinde kemal-i mvazene ve nizamla gezdiren ve gne etrafnda
seyahat eden muhteem ve msahhar bir sefine-i Rabbaniyedir.
Sonra sahifelerine bakar, grr ki: Bablarndaki herbir sahifesi,
binler ytyla arzn Rabbini tanttryor. Umumunu okumak iin vakit
bulamadndan, yalnz birtek sahife olan zhayatn bahar faslnda icad
ve idaresine bakar, mahede eder ki: Yzbin enva'n hadsiz
efradlarnn suretleri, basit bir maddeden gayet muntazam alyor ve
gayet rahmane terbiye ediliyor ve gayet mu'cizane bir ksmnn
tohumlarna kanatklar verip, onlar uurmak suretiyle nerettiriliyor
ve gayet mdebbirane idare olunuyor ve gayet mfikane iae ve it'am
ediliyor ve gayet rahmane ve rezzakane hadsiz ve eit eit ve
lezzetli ve tatl rzklar, hiten ve kuru topraktan ve birbirinin misli ve
farklar pek az ve kemik gibi kklerden, ekirdeklerden, su
katrelerinden yetitiriliyor. Her bahara, bir vagon gibi, hazine-i
gaybdan yzbin nevi et'ime ve levazmat, kemal-i intizam ile yklenip
zhayata gnderiliyor. Ve bilhassa o erzak paketleri iinde yavrulara
gnderilen st konserveleri ve vlidelerinin efkatli
(htar): Birinci Makam'da geen otuz mertebe-i tevhidi bir para izah
etmek isterdim. Fakat imdiki vaziyetim ve halimin msaadesizlii cihetiyle,
yalnz gayet muhtasar brhanlarna ve mealinin tercmesine iktifaya mecbur
oldum. Risale-i Nur'un otuz, belki yz risalelerinde bu otuz mertebe,
delilleriyle, ayr ayr tarzlarda, herbir risalede bir ksm mertebeler beyan
edildiinden, tafsili onlara havale edilmi.


--- sh:(:111) ----
sinelerinde aslan ekerli st tulumbacklarn gndermek, o kadar
efkat ve merhamet ve hikmet iinde grnyor ki, bilbedahe bir
Rahman- Rahm'in gayet mfikane ve mrebbiyane bir cilve-i
rahmeti ve ihsan olduunu isbat eder.
Elhasl: Bu sahife-i hayatiye-i bahariye, har-i a'zamn yzbin
nmunelerini ve misallerini gstermekle
;.,..-_,;_,-,.!,.-,,._!,L..
,..___.., _.!_,-.!,!.
yetini maddeten gayet parlak tefsir ettii gibi; bu yet dahi, bu
sahifenin manalarn mu'cizane ifade eder. Ve arzn, btn
sahifeleriyle, bykl nisbetinde ve kuvvetinde "L ilahe ill H"
dediini anlad.
te, kre-i arzn yirmiden ziyade byk sahifelerinden birtek
sahifenin yirmi vechinden birtek vechinin muhtasar ehadeti ile, o
yolcunun sair vecihlerin sahifelerindeki mahedat manasnda olarak
ve o mahedatlar ifade iin, Birinci Makam'n nc mertebesinde
byle denilmi:
_,.-_,;.-,_..,,,_..,._.!.!,!.!;!;
,-...!,,,.!,,,..!,,,-..!.,.-..-.L....,:.,,....,.,,..
..,-!_,._,.-!..;,.,.;,L.-.!,,,.,!_,,
...:.!...:.!...:!..-!,.,-,!,,...-,!,
Sonra o mtefekkir yolcu her sahifeyi okuduka saadet
anahtar olan iman kuvvetlenip ve manev terakkiyatn miftah olan
marifeti ziyadeleip ve btn kemaltn esas ve madeni olan iman-
billah hakikat bir derece daha inkiaf edip manev ok zevkleri ve
lezzetleri verdike onun merakn iddetle tahrik ettiinden; sema,
cevv ve arzn mkemmel ve kat' derslerini dinledii halde








--- sh:(:112) ----
"Hel min mezd" deyip dururken, denizlerin ve byk nehirlerin
cezbekrane c u hurula zikirlerini ve hazn ve leziz seslerini iitir.
Lisan- hal ve lisan- kal ile: "Bize de bak, bizi de oku!" derler. O da
bakar, grr ki: Hayatdarane mtemadiyen alkanan ve dalmak ve
dklmek ve istil etmek ftratnda olan denizler, arz kuatp, arz ile
beraber gayet sr'atli bir surette bir senede yirmibe bin senelik bir
dairede koturulduu halde; ne dalrlar, ne dklrler ve ne de
komularndaki topraa tecavz ederler. Demek gayet kudretli ve
azametli bir ztn emriyle ve kuvvetiyle dururlar, gezerler, muhafaza
olurlar.
Sonra denizlerin ilerine bakar, grr ki: Gayet gzel ve znetli
ve muntazam cevherlerinden baka, binlerce eit hayvanatn iae ve
idareleri ve tevelldat ve vefiyatlar o kadar muntazamdr; basit bir
kum ve ac bir sudan verilen erzaklar ve tayinatlar o kadar
mkemmeldir ki, bilbedahe bir Kadr-i Zlcelal'in, bir Rahm-i
Zlcemal'in idare ve iaesiyle olduunu isbat eder.
Sonra o misafir, nehirlere bakar, grr ki: Menfaatleri ve
vazifeleri ve vridat ve sarfiyatlar o kadar hakmane ve rahmanedir;
bilbedahe isbat eder ki, btn rmaklar, pnarlar, aylar, byk
nehirler, bir Rahman- Zlcelali Ve-l kram'n hazine-i rahmetinden
kyorlar ve akyorlar. Hatt o kadar fevkalde iddihar ve
sarfediliyorlar ki, "Drt nehir Cennet'ten geliyorlar." diye rivayet
edilmi. Yani; zahir esbabn pek fevkinde olduklarndan, manev bir
cennetin hazinesinden ve yalnz gayb ve tkenmez bir menban
feyzinden akyorlar demektir. Mesel: Msr'n kumistann bir cennete
eviren Nil-i Mbarek; cenub tarafndan, "Cebel-i Kamer" denilen bir
dadan mtemadiyen kk bir deniz gibi tkenmeden akyor. Alt
aydaki sarfiyat da eklinde toplansa ve buzlansa, o dadan daha
byk olur. Halbuki o dadan ona ayrlan yer ve mahzen, alt
ksmndan bir ksm olmaz. Vridat ise; o mntka-i harrede pek az
gelen ve susam toprak abuk yuttuu iin mahzene az giden yamur,
elbette o mvazene-i vasiay muhafaza edemediinden, o Nil-i
Mbarek det-i arziye fevkinde bir gayb cennetten kyor diye
rivayeti, gayet manidar ve gzel bir hakikat ifade ediyor.
te, deniz ve nehirlerin denizler gibi hakikatlarnn ve
ehadetlerinin binden birisini grd. Ve umumu bil'icma' denizlerin
bykl

--- sh:(:113) ----
nisbetinde bir kuvvetle "L ilahe ill H" der ve bu ehadete denizler
mahlukat adedince ahidler gsterir diye anlad. Ve denizlerin ve
nehirlerin umum ehadetlerini irade ederek ifade etmek manasnda,
Birinci Makam'n drdnc mertebesinde:
,.-,!_,..-,_..,,,_..,._.!.!,!.!;!;
,.-.;,L.-.!,,,-..!.,.-..-.L....,:.,,.._,.-,.,.;,
...:.!..L...!-.!.,.;,
denilmi.
Sonra dalar ve sahralar, seyahat- fikriyede bulunan o yolcuyu
aryorlar, "Sahifelerimizi de oku!" diyorlar. O da bakar, grr ki:
Dalarn kll vazifeleri ve umum hizmetleri o kadar azametli ve
hikmetlidirler; akllar hayret iinde brakr. Mesel: Dalarn
zeminden emr-i Rabban ile kmalar ve zeminin iinde, inklabat-
dhiliyeden ne'et eden heyecann ve gazabn ve hiddetini,
kmalaryla teskin ederek; zemin o dalarn fkrmasyla ve
menfeziyle teneffs edip, zararl olan sarsntlardan ve zelzele-i
muzrradan kurtulup, vazife-i devriyesinde sekenesinin istirahatlarn
bozmuyor. Demek naslki sefineleri sarsntdan vikaye ve
mvazenelerini muhafaza iin onlarn direkleri stnde kurulmu;
yle de dalar, zemin sefinesine bu manada hazineli direkler
olduklarn, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan
.,,.,,.,-!, _.,,.,,..,.!, ..,,.,-!, gibi
ok yetlerle ferman ediyor.
Hem mesel, dalarn iinde zhayata lzm olan her nevi
menba'lar, sular, madenler, maddeler, illar o kadar hakmane ve
mdebbirane ve kerimane ve ihtiyatkrane iddihar ve ihzar ve istif
edilmi ki; bilbedahe kudreti nihayetsiz bir Kadr'in ve hikmeti
nihayetsiz bir Hakm'in hazineleri ve anbarlar ve hizmetkrlar
olduklarn








--- sh:(:114) ----
isbat ederler, diye anlar. Ve sahra ve dalarn da kadar vazife ve
hikmetlerinden bu iki cevhere sairlerini kyas edip, dalarn ve
sahralarn umum hikmetleriyle, hususan ihtiyat iddiharlar cihetiyle
getirdikleri ehadeti ve syledikleri "L ilahe ill H" tevhidini, dalar
kuvvetinde ve sebatnda ve sahralar geniliinde ve byklnde
grr, "ment Billah" der.
te bu manay ifade iin Birinci Makam'n beinci
mertebesinde:
.._,.-_,.-.!,,.,-!_,...,,,_..,._.!.!,!.!;!;
,,.,!,:.,.,.;,,.-.;.,.-..-.L....,:.,,..,.,,
...:.!...:.!.L...!..-!-.!,..,!,..,.-;,,..!,L.-.!,
denilmi.
Sonra, o yolcu dada ve sahrada fikriyle gezerken, ecar ve
nebatat leminin kaps fikrine ald. Onu ieriye ardlar. "Gel
dairemizde de gez, yazlarmz da oku!" dediler. O da girdi, grd ki:
Gayet muhteem ve mzeyyen bir meclis-i tehlil ve tevhid ve bir
halka-i zikir ve kr tekil etmiler. Btn ecar ve nebatatn
enva'lar bil'icma' beraber "L ilahe illallah" diyorlar gibi lisan-
hallerinden anlad. nki btn meyvedar aa ve nebatlar; mizanl ve
fesahatl yapraklarnn dilleriyle ve ssl ve cezaletli ieklerinin
szleriyle ve intizaml ve belgatl meyvelerinin kelimeleriyle beraber,
msebbihane ehadet getirdiklerine ve "L ilahe ill H" dediklerine
delalet ve ehadet eden byk kll hakikat grd:















--- sh:(:115) ----
Birincisi: Pek zahir bir surette kasd bir in'am ve ikram ve
ihtiyar bir ihsan ve imtinan manas ve hakikat her birisinde
hissedildii gibi; mecmuunda ise, gnein zuhurundaki ziyas gibi
grnyor.
kincisi: Tesadfe havalesi hibir cihet-i imkn olmayan
kasd ve hakmane bir temyiz ve tefrik, ihtiyar ve rahmane bir tezyin
ve tasvir manas ve hakikat, o hadsiz enva' ve efradda gndz gibi
aikre grnyor ve bir Sni'-i Hakm'in eserleri ve naklar
olduklarn gsterir.
ncs: O hadsiz masnuatn yzbin eit ve ayr ayr tarz
ve ekilde olan suretleri, gayet muntazam, mizanl, znetli olarak,
mahdud ve madud ve birbirinin misli ve basit ve camid ve birbirinin
ayn veya az farkl ve kark olan ekirdeklerden, habbeciklerden o
ikiyzbin nevilerin farikal ve intizaml, ayr ayr, mvazeneli,
hayatdar, hikmetli, yanlsz, hatasz bir vaziyette umum efradnn
suretlerinin fethi ve al ise yle bir hakikattr ki; gneten daha
parlaktr ve baharn iekleri ve meyveleri ve yapraklar ve mevcudat
saysnca o hakikat isbat eden ahidler var diye, bildi. "Elhamdlillahi
al nimet-il iman" dedi.
te bu mezkr hakikatlar ve ehadetleri ifade manasyla,
Birinci Makam'n altnc mertebesinde:
.-,_..,,,_..,._.!.!, !.!;!;
,.-,.,!,..L...!.,..,,,-!,.-;_._,._..
;..-;,,,;,,.-.;.,.-..-.L....,:
,.-,..!,..,,.!.,,,,...:,.....!,.-,..!,..,.!,
..,.,..!,_,,.!,,,,..!.,.-,.-,,...,..,.!.,.,,
....!..,..!,..,.!,..,,.!.,_,._..,.-!;.,-L_..:-,
..,.-..,.-.,.:.......,.,-,,.._...,.-.!,,-!
denilmi.







--- sh:(:116) ----
Sonra, seyahat- fikriyede bulunan o merakl ve terakki ile
zevki ve evki artan dnya yolcusu, bahar bahesinden bir bahar kadar
bir gldeste-i marifet ve iman alp gelirken; hayvanat ve tuyur
leminin kaps hakikat-bn olan aklna ve marifet-aina olan fikrine
ald. Yzbin ayr ayr seslerle ve eit eit dillerle onu ieriye
ardlar, "Buyurun" dediler. O da girdi ve grd ki: Btn hayvanat
ve kularn btn nevileri ve taifeleri ve milletleri, bil'ittifak lisan- kal
ve lisan- halleriyle "L ilahe ill H" deyip, zemin yzn bir
zikirhane ve muazzam bir meclis-i tehlil suretine evirmiler; herbiri
bizzt birer kaside-i Rabban, birer kelime-i Sbhan ve manidar birer
harf-i Rahman hkmnde sni'lerini tavsif edip hamd sena ediyorlar
vaziyetinde grd. Gya o hayvanlarn ve kularn duygular ve
kuvalar ve cihazlar ve a'zalar ve letleri, manzum ve mevzun
kelimelerdir ve muntazam ve mkemmel szlerdir. Onlar, bunlarla
Hallak ve Rezzaklarna kr ve vahdaniyetine ehadet getirdiklerine
kat' delalet eden muazzam ve muhit hakikatlar mahede etti.
Birincisi: Hibir cihetle serseri tesadfe ve kr kuvvete ve
uursuz tabiata havalesi mmkn olmayan hiten hakmane icad ve
san'at-perverane ibda' ve ihtiyarkrane ve almane halk ve ina ve
yirmi cihetle ilim ve hikmet ve iradenin cilvesini gsteren
ruhlandrmak ve ihya etmek hakikatdr ki; zruhlar adedince ahidleri
bulunan bir brhan- bahir olarak, Zt- Hayy- Kayyum'un vcub-u
vcuduna ve sft- seb'asna ve vahdetine ehadet eder.
kincisi: O hadsiz masnu'larda birbirinden smaca farikal ve
ekilce znetli ve mikdarca mizanl ve surete intizaml bir tarzdaki
temyizden, tezyinden, tasvirden yle azametli ve kuvvetli bir hakikat
grnr ki: Kadir-i Klli ey ve lim-i Klli ey'den baka hibir
ey, bu her cihetle binlerle hrikalar ve hikmetleri gsteren ihatal
fiile sahib olamaz ve hibir imkn ve ihtimali yok.
ncs: Birbirinin misli ve ayn veya az farkl ve birbirine
benzeyen mahsur ve mahdud yumurtalardan ve yumurtacklardan ve
nutfe denilen su katrelerinden o hadsiz hayvanlarn yzbinler eit
tarzlarda ve birer mu'cize-i hikmet mahiyetinde bulunan





--- sh:(:117) ----
suretlerini, gayet muntazam ve mvazeneli ve hatasz bir heyette
amak ve fethetmek yle parlak bir hakikattr ki; hayvanlar adedince
senedler, deliller o hakikat tenvir eder.
te bu hakikatn ittifakyla, hayvanlarn btn enva',
beraber yle bir "L ilahe ill H" deyip ehadet getiriyorlar ki; gya
zemin byk bir insan gibi, bykl nisbetinde "L ilahe ill H"
diyerek semavat ehline iittiriyor mahiyetinde grd ve tam ders ald.
Birinci Makam'n yedinci mertebesinde bu mezkr hakikatlar ifade
manasyla:
,..,-!_._,._...-,_..,,,_..,._.!.!,!.!;!;
,..,,.!.,..L!,.,.,.-,. ,.,.-,...:,..:!,...-!,,L!,
,.-,.,!..:.!.,;,.,...,.,-,,.,,.,,...:,,.-,. .!,..L...!
..,;._.;,_..!,..-;.,.-..-.L....,:
,...!._,,.!,,,,..!.,.-,
.!.-..!.L...!.,_,._..,.-!;.,-L_..:-!.,..!,,...!.,.-
..,.-..,.-.,.:.......,,L,,..,_..,.-.!,,-!....!
denilmitir.
Sonra o mtefekkir yolcu, marifet-i lahiyenin hadsiz
mertebelerinde ve nihayetsiz ezvaknda ve envrnda daha ileri gitmek
iin,

















--- sh:(:118) ----
insanlar lemine ve beer dnyasna girmek isterken, bata enbiyalar
olarak onu ieriye davet ettiler; o da girdi. En evvel gemi zamann
menziline bakt, grd ki: Nev'-i beerin en nurani ve en mkemmeli
olan umum peygamberler (Aleyhimsselm) bil'icma' beraber "L
ilahe ill H" deyip zikrediyorlar ve parlak ve musaddak olan hadsiz
mu'cizatlarnn kuvvetiyle, tevhidi iddia ediyorlar ve beeri,
hayvaniyet mertebesinden melekiyet derecesine karmak iin, onlar
iman- billaha davet ile ders veriyorlar grd. O da, o nurani
medresede diz kp derse oturdu. Grd ki: Meahir-i insaniyenin en
yksekleri ve namdarlar olan o stadlarn herbirisinin elinde Hlk-
Kinat tarafndan verilmi niane-i tasdik olarak mu'cizeler
bulunduundan, herbirinin ihbar ile beerden bir taife-i azme ve bir
mmet tasdik edip imana geldiklerinden, o yzbin cidd ve doru
ztlarn icma' ve ittifakla hkm ve tasdik ettikleri bir hakikat ne
kadar kuvvetli ve kat' olduunu kyas edebildi. Ve bu kuvvette, bu
kadar muhbir-i sadklarn hadsiz mu'cizeleriyle imza ve isbat ettikleri
bir hakikat inkr eden ehl-i dalalet ne derece hadsiz bir hata, bir
cinayet ettiklerini ve ne kadar hadsiz bir azaba mstehak olduklarn
anlad ve onlar tasdik edip iman getirenler ne kadar hakl ve hakikatl
olduklarn bildi; iman kudsiyetinin byk bir mertebesi daha ona
grnd. Evet enbiyay (Aleyhimsselm), Cenab- Hak tarafndan
fiilen tasdik hkmnde olan hadsiz mu'cizatlarndan ve
hakkaniyetlerini gsteren muarzlarna gelen semav pek ok
tokatlarndan ve hak olduklarna delalet eden ahs kemaltlarndan ve
hakikatl talimatlarndan ve doru olduklarna ehadet eden kuvvet-i
imanlarndan ve tam ciddiyetlerinden ve fedakrlklarndan ve
ellerinde bulunan kuds kitab ve suhuflarndan ve onlarn yollar doru
ve hak olduuna ehadet eden ittiba'laryla hakikata, kemalta, nura
vsl olan hadsiz tilmizlerinden baka, onlarn ve o pek cidd
muhbirlerin msbet mes'elelerde icma ve ittifak ve tevatr ve
isbatta tevafuku ve tesand ve tetabuku yle bir hccettir ve yle bir
kuvvettir ki; dnyada hibir kuvvet karsna kamaz ve hibir bhe
ve tereddd brakmaz. Ve imann erknnda umum enbiyay
(Aleyhimsselm) tasdik dahi dhil olmas, o tasdik byk bir kuvvet
menba olduunu anlad. Onlarn derslerinden ok feyz-i iman ald.
te, bu yolcunun mezkr dersini ifade manasnda Birinci Makam'n
sekizinci mertebesinde:

--- sh:(:119) ----
....,,.;_,._...-,_..,,,_..,._.!.!;!;
...!...!.,.,!,,,--.
denilmi.
Sonra imann kuvvetinden ulv bir zevk-i hakikat alan o
seyyah- talib, Enbiya Aleyhimsselm'n meclisinden gelirken,
lemann ilmelyakn suretinde kat' ve kuvvetli delillerle, Enbiyalarn
(Aleyhimsselm) davalarn isbat eden ve asfiya ve sddkn denilen
mtebahhir, mtehid muhakkikler, onu dershanelerine ardlar. O
da girdi, grd ki: Binlerle dh ve yzbinlerce mdakkik ve yksek
ehl-i tahkik kl kadar bir bhe brakmayan tedkikat- amikalaryla,
bata vcub-u vcud ve vahdet olarak msbet mesail-i imaniyeyi isbat
ediyorlar. Evet, istidadlar ve meslekleri muhtelif olduu halde usl ve
erkn- imaniyede onlarn mttefikan ittifaklar ve herbirisinin
kuvvetli ve yakn brhanlarna istinadlar yle bir hccettir ki; onlarn
mecmuu kadar bir zekvet ve dirayet sahibi olmak ve brhanlarnn
umumu kadar bir brhan bulmak mmkn ise, karlarna ancak yle
klabilir. Yoksa o mnkirler, yalnz cehalet ve echeliyet ve inkr ve
isbat olunmayan menf mes'elelerde inad ve gz kapamak suretiyle
karlarna kabilirler. -Gzn kapayan, yalnz kendine gndz
gece yapar.- Bu seyyah; bu muhteem ve geni dershanede, bu
muhterem ve mtebahhir stadlarn nerettikleri nurlar, zeminin
yarsn bin seneden ziyade klandrdn bildi. Ve yle bir kuvve-i
maneviyeyi buldu ki, btn ehl-i inkr toplansa onu kl kadar
artmaz ve sarsmaz. te bu yolcunun bu dershaneden ald derse
bir ksa iaret olarak, Birinci Makam'n dokuzuncu mertebesinde:
....,.;_,._...-,_..,,,_..,._.!.!;!;
....!..-.!.,.L!,,.,,
denilmi.
Sonra, imann daha ziyade kuvvetlenmesinde ve inkiafnda ve
ilmelyakn derecesinden aynelyakn mertebesine terakkisindeki envr
ve ezvak grmeye ok mtak olan o mtefekkir yolcu, medreseden






--- sh:(:120) ----
gelirken, hadsiz kk tekyelerin ve zaviyelerin telahukuyla tevess'
eden gayet feyizli ve nurlu ve sahra geniliinde bir tekye, bir hangh,
bir zikirhane, bir iradghta ve cadde-i kbra-y Muhammednin
(A.S.M.) ve mi'rac- Ahmednin (A.S.M.) glgesinde hakikata alan
ve hakka erien ve aynelyakne yetien binlerle ve milyonlarla kuds
mridler onu dergha ardlar. O da girdi, grd ki: O ehl-i kef ve
keramet mridler; kefiyatlarna ve mahedelerine ve kerametlerine
istinaden bil'icma' mttefikan "L ilahe ill H" diyerek, vcub-u
vcud ve vahdet-i Rabbaniyeyi kinata iln ediyorlar. Gnein
ziyasndaki yedi renk ile gnei tanmak gibi, yetmi renk ile, belki
esma-i hsna adedince, ems-i Ezel'nin ziyasndan tecelli eden ayr
ayr nurlu renkler ve eit eit ziyal levnler ve baka baka hakikatl
tarkatlar ve muhtelif doru meslekler ve mtenevvi hakl mereblerde
bulunan o kuds dhlerin ve nurani riflerin icma' ve ittifakla imza
ettikleri bir hakikat, ne derece zahir ve bahir olduunu aynelyakn
mahede etti ve enbiyann (Aleyhimsselm) icma ve asfiyann
ittifak ve evliyann tevafuku ve bu icman birden ittifak, gnei
gsteren gndzn ziyasndan daha parlak grd. te bu misafirin
tekyeden ald feyze ksa bir iaret olarak, Birinci Makam'n onuncu
mertebesinde:
,,,.,.::..,!,;_...-,_..,,,_..,._.!.!;!;
...!..-.!.,.L!,,..,
denilmi.
Sonra kemalt- insaniyenin en mhimmi ve en by, belki
bilcmle kemalt- insaniyenin menba ve esas, iman- billahtan ve
marifetullahtan ne'et eden muhabbetullah olduunu bilen o dnya
seyyah, btn kuvvetiyle ve letaifiyle, imann kuvvetinde ve
marifetin inkiafnda daha ziyade terakki etmesini istemek fikriyle
ban kaldrd ve semavata bakt. Kendi aklna dedi ki: "Madem
kinatta en kymetdar ey hayattr ve kinatn mevcudat hayata
msahhardr ve madem zhayatn en kymetdar zruhtur ve zruhun en
kymetdar zuurdur ve madem bu kymetdarlk iin kre-i zemin,






--- sh:(:121) ----
zhayat mtemadiyen oaltmak iin her asr, her sene dolar boalr.
Elbette ve her halde, bu muhteem ve mzeyyen olan semavatn dahi
kendisine mnasib ahalisi ve sekenesi, zhayat ve zruh ve
zuurlardan vardr ki; huzur-u Muhammedde (A.S.M.) sahabelere
grnen Hazret-i Cebrail'in (A.S.) temessl gibi melaikeleri grmek
ve onlarla konumak hdiseleri, tevatr suretinde eskiden beri nakl ve
rivayet ediliyor. yle ise keki ben semavat ehli ile dahi grseydim,
onlar ne fikirde olduklarn bilseydim; nki "Hlk- Kinat hakknda
en mhim sz onlarndr" diye dnrken, birden semav yle bir
sesi iitti: "Madem bizim ile grmek ve dersimizi dinlemek istersin..
bil ki: Bata Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm ve Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan olarak btn peygamberlere vastamzla gelen
mesail-i imaniyeye en evvel biz iman etmiiz. Hem insanlara temessl
edip grnen ve bizlerden olan btn ervah- tayyibe, bil-istisna ve
bil'ittifak, bu kinat hlknn vcub-u vcuduna ve vahdetine ve sft-
kudsiyesine ehadet edip birbirine muvafk ve mutabk olarak ihbar
etmiler. Bu hadsiz ihbaratn tevafuku ve tetabuku, gne gibi sana bir
rehberdir." dediklerini bildi ve onun nur-u iman parlad, zeminden
gklere kt. te bu yolcunun melaikeden ald derse ksa bir iaret
olarak, Birinci Makam'n onbirinci mertebesinde:
_,.....!:...!_...-,_..,,,_..,._.!.!,!.!;!;
...!..L..!,,,.,-.,:,!_-_._,..:..!,_..!,.L.;
denilmitir.
Sonra, pr-merak ve pr-itiyak o misafir, lem-i ehadet ve
cisman ve madd cihetinde ve mahsus taifelerin dillerinden ve lisan-
hallerinden ders aldndan, lem-i gayb ve lem-i berzahta dahi
mtalaa ile bir seyahat ve bir taharri-i hakikat arzu ederken, her taife-i
insaniyede bulunan ve kinatn meyvesi olan insann ekirdei
hkmnde bulunan ve kkl ile beraber manen kinat kadar
inbisat edebilen mstakim ve mnevver akllarn, selim ve nurani
kalblerin kaps ald. Bakt ki; onlar, lem-i gayb ve lem-i ehadet
ortasnda insan berzahlardr ve iki lemin birbiriyle temaslar ve






--- sh:(:122) ----
muameleleri, insana nisbeten o noktalarda oluyor grdnden; kendi
akl ve kalbine dedi ki: Gelin, bu emsalinizin kapsndan hakikate
giden yol daha ksadr. Biz teki yollardaki dillerden ders aldmz
gibi deil, belki iman noktasndaki ittisaflarndan ve keyfiyet ve
renklerinden mtalaamz ile istifade etmeliyiz, dedi, mtalaaya
balad. Grd ki:
stidadlar gayet muhtelif ve mezhebleri birbirinden uzak ve
muhalif olan umum istikametli ve nurlu akllarn iman ve tevhiddeki
ittisafkrane ve rsihane itikadlar tevafuk ve sebatkrane ve
mutmainane kanaat ve yaknleri tetabuk ediyor. Demek tebeddl
etmeyen bir hakikata dayanp balanmlar ve kkleri metin bir
hakikata girmi, kopmuyor. yle ise bunlarn nokta-i imaniyede ve
vcub ve tevhidde icma'lar, hi kopmaz bir zincir-i nuranidir ve
hakikata alan kl bir penceredir.
Hem grd ki: Meslekleri birbirinden uzak ve merebleri
birbirine mbayin olan o umum selim ve nurani kalblerin erkn-
imaniyedeki mttefikane ve itminankrane ve mncezibane kefiyat
ve mahedatlar birbirine tevafuk ve tevhidde birbirine mutabk
kyor. Demek, hakikata mukabil ve vsl ve mtemessil bu kck
birer ar- marifet-i Rabbaniye ve bu cmi' birer yine-i Samedaniye
olan nurani kalbler, ems-i hakikata kar alan pencerelerdir ve
umumu birden gnee yinedarlk eden bir deniz gibi, bir yine-i
a'zamdr. Bunlarn vcub-u vcudda ve vahdette ittifaklar ve
icma'lar, hi armaz ve artmaz bir rehber-i ekmel ve bir mrid-i
ekberdir. nki hibir cihetle hibir imkn ve hibir ihtimal yok ki,
hakikattan baka bir vehim ve hakikatsz bir fikir ve aslsz bir sfat,
bu kadar mstemirrane ve rsihane, bu pek byk ve keskin gzlerin
umumunu birden aldatsn, galat- hisse uratsn. Buna ihtimal veren
bozulmu ve rm bir akla, bu kinat inkr eden ahmak
Sofestaler dahi raz olmazlar, reddederler diye anlad. Kendi akl ve
kalbiyle beraber "ment Billah" dediler. te bu yolcunun mstakim
akllardan ve mnevver kalblerden istifade ettii marifet-i imaniyeye
ksa bir iaret olarak Birinci Makam'n onnc mertebesinde





--- sh:(:123) ----
_...-,_ ..,,,_..,._.!.!,!.!;!;
.,....!,.-!,..-..;!.-_...L..!.,..,.,.,.....,. ..!.,.......,..!
,.,.!.,..!,..!_...-,_..,,,_..,..,,..!,
,,.:.!,,!...!_.,_....!.,..:.,..L..!.,.,.::
denilmi.
Sonra, lem-i gayba yakndan bakan ve akl ve kalbde seyahat
eden o yolcu, acaba lem-i gayb ne diyor diye merakla o kapy da
yle bir fikir ile ald. Yani, madem bu cisman lem-i ehadette, bu
kadar znetli ve san'atl hadsiz masnu'laryla kendini tanttrmak ve bu
kadar tatl ve ssl ve nihayetsiz nimetleriyle kendini sevdirmek ve bu
kadar mu'cizeli ve meharetli hesabsz eserleriyle gizli kemaltn
bildirmek, kavilden ve tekellmden daha zahir bir tarzda fiilen isteyen
ve hal diliyle bildiren bir zt, perde-i gayb tarafnda bulunduu
bilbedahe anlalyor. Elbette ve her halde, fiilen ve halen olduu gibi,
kavlen ve tekellmen dahi konuur, kendini tanttrr, sevdirir. yle
ise, lem-i gayb cihetinde onu onun tezahratndan bilmeliyiz dedi;
kalbi ieriye girdi, akl gzyle grd ki:
Gayet kuvvetli bir tezahratla vahiylerin hakikat, lem-i
gaybn her tarafnda her zamanda hkmediyor. Kinatn ve
mahlukatn ehadetlerinden ok kuvvetli bir ehadet-i vcud ve
tevhid, Allm-l Guyub'dan vahiy ve ilham hakikatlaryla geliyor.
Kendini ve vcud ve vahdetini, yalnz masnu'larnn ehadetlerine
brakmyor. Kendisi, kendine lyk bir kelm- ezel ile konuuyor.
Her yerde ilim ve kudretiyle hazr ve nzrn kelm dahi hadsizdir ve
kelmnn manas onu bildirdii gibi, tekellm dahi, onu sftyla
bildiriyor.
Evet, yzbin Peygamberlerin (Aleyhimsselm) tevatrleriyle
ve ihbaratlarnn vahy-i lahye mazhariyet noktasnda ittifaklaryla ve
nev'-i beerden ekseriyet-i mutlakann tasdikgerdesi ve rehberi ve
muktedas ve vahyin semereleri ve vahy-i mehud olan ktb-
mukaddese ve suhuf-u semaviyenin delail ve mu'cizatlaryla, hakikat-
vahyin tahakkuku ve sbutu bedahet derecesine geldiini bildi ve





--- sh:(:124) ----
vahyin hakikat be hakikat- kudsiyeyi ifade ve ifaza ediyor diye
anlad:
Birincisi:
,:,!,.._!,,!;,;,..!
denilen, beerin akllarna ve fehimlerine gre konumak bir tenezzl-
lahdir. Evet, btn zruh mahlukatn konuturan ve konumalarn
bilen, elbette kendisi dahi o konumalara konumasyla mdahale
etmesi, rububiyetin muktezasdr.
kincisi: Kendini tanttrmak iin kinat, bu kadar hadsiz
masraflarla, batan baa hrikalar iinde yaratan ve binler dillerle
kemaltn sylettiren, elbette kendi szleriyle dahi kendini
tanttracak.
ncs: Mevcudatn en mntehab ve en muhtac ve en
nazenini ve en mtak olan hakik insanlarn mnacatlarna ve
krlerine fiilen mukabele ettii gibi, kelmyla da mukabele etmek,
hlkyetin e'nidir.
Drdncs: lim ile hayatn zarur bir lzm ve kl bir
tezahr olan mkleme sfat, elbette ihatal bir ilmi ve sermed bir
hayat tayan ztta, ihatal ve sermed bir surette bulunur.
Beincisi: En sevimli ve muhabbetli ve endieli ve nokta-i
istinada en muhta ve sahibini ve mlikini bulmaa en mtak; hem
fakir ve ciz bulunan mahlukatlarna acz ve itiyak, fakr ve ihtiyac
ve endie-i istikbali ve muhabbeti ve perestii veren bir zt, elbette
kendi vcudunu onlara tekellmyle i'ar etmek, uluhiyetin
muktezasdr. te, tenezzl- lah ve taarrf- Rabban ve mukabele-i
Rahman ve mkleme-i Sbhan ve i'ar- Samedan hakikatlarn
tazammun eden, umum semav vahiylerin icma' ile Vcib-l
Vcud'un vcuduna ve vahdetine delaletleri yle bir hccettir ki;
gndzdeki gnein uaatnn gnee ehadetinden daha kuvvetlidir
diye anlad.
Sonra ilhamlar cihetine bakt, grd ki: Sadk ilhamlar, geri
bir cihette vahye benzerler ve bir nevi mkleme-i Rabbaniyedir, fakat
iki fark vardr:
Birincisi: lhamdan ok yksek olan vahyin ekseri melaike
vastasyla ve ilhamn ekseri vastasz olmasdr.
Mesel: Naslki bir padiahn iki suretle konumas ve emirleri
var. Birisi:

--- sh:(:125) ----
Hamet-i saltanat ve hkimiyet-i umumiye haysiyetiyle bir yaverini
bir valiye gnderir. O hkimiyetin ihtiamn ve emrin ehemmiyetini
gstermek iin bazan vasta ile beraber bir itima yapar. Sonra ferman
tebli edilir. kincisi: Sultanlk nvan ile ve padiah- umum ismiyle
deil, belki kendi ahs ile husus bir mnasebeti ve cz' bir
muamelesi bulunan has bir hizmetisi ile veya bir mi raiyetiyle ve
husus telefonu ile husus konumasdr.
yle de Padiah- Ezel'nin umum lemlerin Rabbi ismiyle ve
kinat hlk nvan ile vahiy ile ve vahyin hizmetini gren mull
ilhamlaryla mklemesi olduu gibi, her bir ferdin ve her bir
zhayatn Rabbi ve Hlk olmak haysiyetiyle husus bir surette fakat
perdeler arkasnda onlarn kabiliyetine gre bir tarz- mklemesi var.
kinci fark: Vahiy glgesizdir, safidir, havassa hastr. lham
ise glgelidir, renkler karr, umumdir. Melaike ilhamlar ve insan
ilhamlar ve hayvanat ilhamlar gibi eit eit hem pekok
enva'laryla denizlerin katreleri kadar kelimat- Rabbaniyenin teksirine
medar bir zemin tekil ediyor.
_,,......_,,-,!...!_,,...:!...,-,!;.!
yetinin bir vechini tefsir ediyor anlad.
Sonra; ilhamn mahiyetine ve hikmetine ve ehadetine bakt,
grd ki: Mahiyeti ile hikmeti ve neticesi drt nurdan terekkb ediyor.
Birincisi: Teveddd- lah denilen, kendini mahlukatna fiilen
sevdirdii gibi, kavlen ve huzuran ve sohbeten dahi sevdirmek,
vedudiyetin ve rahmaniyetin muktezasdr.
kincisi: badnn dualarna fiilen cevab verdii gibi, kavlen
dahi perdeler arkasnda icabet etmesi, rahmiyetin e'nidir.
ncs: Ar beliyyelere ve iddetli hallere den
mahlukatlarnn istimdadlarna ve feryadlarna ve tazarruatlarna fiilen
imdad ettii gibi, bir nevi konumas hkmnde olan ilham kaviller
ile de imdada yetimesi, rububiyetin lzmdr.
Drdncs: ok ciz ve ok zaf ve ok fakir ve ok
ihtiyal ve kendi mlikini ve hmisini ve mdebbirini ve hfzn
bulmaa




--- sh:(:126) ----
pek ok muhta ve mtak olan zuur masnularna, vcudunu ve
huzurunu ve himayetini fiilen ihsas ettii gibi, bir nevi mkleme-i
Rabbaniye hkmnde saylan bir ksm sadk ilhamlar perdesinde ve
mahsus ve bir mahluka bakan has ve bir vecihte, onun kabiliyetine
gre onun kalb telefonuyla, kavlen dahi kendi huzurunu ve vcudunu
ihsas etmesi, efkat-i uluhiyetin ve rahmet-i rububiyetin zarur ve
vcib bir muktezasdr diye anlad.
Sonra ilhamn ehadetine bakt, grd: Naslki gnein -faraza-
uuru ve hayat olsayd ve o halde ziyasndaki yedi rengi yedi sfat
olsayd, o cihette nda bulunan ualar ve cilveleri ile bir tarz
konumas bulunacakt. Ve bu vaziyette, misalinin ve aksinin effaf
eylerde bulunmas ve her yine ve her parlak eyler ve cam paralar
ve kabarcklar ve katreler, hatt effaf zerreler ile herbirinin
kabiliyetine gre konumas ve onlarn hacatna cevab vermesi ve
btn onlar gnein vcuduna ehadet etmesi ve hibir i, bir ie mani
olmamas ve bir konumas, dier konumaya mzahamet etmemesi
bilmahede grlecei gibi.. aynen yle de: Ezel ve ebedin zlcelal
sultan ve btn mevcudatn zlcemal hlk- zan olan ems-i
Sermed'nin mklemesi dahi, onun ilmi ve kudreti gibi kll ve muhit
olarak hereyin kabiliyetine gre tecelli etmesi; hibir sual bir suale,
bir i bir ie, bir hitab bir hitaba mani olmamas ve kartrmamas
bilbedahe anlalyor. Ve btn o cilveler, o konumalar, o ilhamlar
birer birer ve beraber bil'ittifak o ems-i Ezel'nin huzuruna ve vcub-
u vcuduna ve vahdetine ve ehadiyetine delalet ve ehadet ettiklerini
aynelyakne yakn bir ilmelyakn ile bildi.
te, bu merakl misafirin lem-i gaybdan ald ders-i
marifetine ksa bir iaret olarak, Birinci Makam'n ondrdnc ve
onbeinci mertebelerinde
_,._...-,_..,,,_..,._.!.-;.-!.!,!.!;!;
,,!;,;,...!.....!.-!,.,-!
!,...,.........,...-,!,.. ..!,,..,!,.,-..!,,..-,.!,..!.:..!,
..,,,_..,..,..-.!..!,....!,,.-
,..!,...-,!,..!,,,!;,....!.....!...!,...,!;_...-,_
.....!..!,..-,.!,....-!,...,.,..-..;,..,!,...!,..-.


--- sh:(:127) ----
denilmitir.
Sonra o dnya seyyah, kendi aklna dedi ki: Madem bu
kinatn mevcudatyla mlikimi ve hlkm aryorum. Elbette her
eyden evvel bu mevcudatn en mehuru ve a'dasnn tasdikiyle dahi
en mkemmeli ve en byk kumandan ve en namdar hkimi ve szce
en yksei ve aklca en parla ve ondrt asr faziletiyle ve Kur'anyla
klandran Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm' ziyaret
etmek ve aradm ondan sormak iin Asr- Saadete beraber
gitmeliyiz diyerek, aklyla beraber o asra girdi. Grd ki: O asr,
hakikaten o zt (A.S.M.) ile, bir saadet-i beeriye asr olmu. nki en
bedevi ve en mmi bir kavmi, getirdii nur vastasyla, ksa bir
zamanda dnyaya stad ve hkim eylemi.
Hem kendi aklna dedi: Biz, en evvel bu fevkalde ztn
(A.S.M.) bir derece kymetini ve szlerinin hakkaniyetini ve
ihbaratnn doruluunu bilmeliyiz, sonra hlkmz ondan sormalyz
diyerek taharriye balad. Bulduu hadsiz kat' delillerden, burada,
yalnz dokuz klliyetine birer ksa iaret edilecek.
Birincisi: Bu ztta (A.S.M.) -hatt dmanlarnn tasdikiyle
dahi- btn gzel huylarn ve hasletlerin bulunmas ve
_.,.!_:!,,,.,.,,.,..,,..!:.,
yetlerinin sarahatyla, bir parmann iaretiyle Kamer iki para
olmas ve bir avucu ile, a'dasnn ordusuna att az bir toprak, umum
o ordunun gzlerine girmesiyle kamalar ve susuz kalm kendi
ordusuna, be parmandan kevser gibi akan suyu kifayet derecesinde
iirmesi












--- sh:(:128) ----
gibi; nakl-i kat' ile ve bir ksm tevatr ile, yzer mu'cizatn onun
elinde zahir olmasdr. Bu mu'cizattan yzden ziyade bir ksm,
Ondokuzuncu Mektub olan Mu'cizat- Ahmediye (A.S.M.) namndaki
hrika ve kerametli bir risalede kat' delilleriyle beraber beyan
edildiinden onlar ona havale ederek dedi ki: Bu kadar ahlk- hasene
ve kemaltla beraber, bu kadar mu'cizat- bahiresi bulunan bir zt
(A.S.M.) elbette en doru szldr. Ahlkszlarn ii olan hileye,
yalana, yanla tenezzl etmesi kabil deil.
kincisi: Elinde bu kinat sahibinin bir ferman bulunduu ve
o ferman her asrda yz milyondan ziyade insanlarn kabul ve
tasdik ettikleri ve o ferman olan Kur'an- Azman'n yedi vecihle
hrika olmasdr. Ve bu Kur'ann krk vecihle mu'cize olduu ve
kinat hlknn sz bulunduu kuvvetli delilleriyle beraber,
"Yirmibeinci Sz, Mu'cizat- Kur'aniye" namlarndaki ve Risale-i
Nur'un bir gnei olan mehur bir risalede tafsilen beyan
edilmesinden; onu, ona havale ederek dedi: Byle ayn- hak ve
hakikat bir fermann tercman ve tebli edicisi bir ztta (A.S.M.)
fermana cinayet ve ferman sahibine hyanet hkmnde olan yalan
olamaz ve bulunamaz!..
ncs: O zt (A.S.M.), yle bir eriat ve bir slmiyet ve
bir ubudiyet ve bir dua ve bir davet ve bir iman ile meydana km ki,
onlarn ne misli var ve ne de olur. Ve onlardan daha mkemmel ne
bulunmu ve ne de bulunur. nki mmi bir ztta (A.S.M.) zuhur
eden o eriat; ondrt asr ve nev'-i beerin humsunu, dilane,
hakkaniyet zere, mdakkikane, hadsiz kanunlaryla idare etmesi
emsal kabul etmez.
Hem mmi bir ztn (A.S.M.) ef'al ve akval ve ahvalinden
kan slmiyet; her asrda yz milyon insann rehberi ve mercii ve
akllarnn muallimi ve mridi ve kalblerinin mnevviri ve musaffisi
ve nefislerinin mrebbisi ve mzekkisi ve ruhlarnn medar- inkiafat
ve maden-i terakkiyat olmas cihetiyle misli olamaz ve olamam.
Hem dininde bulunan btn ibadatn btn enva'nda en ileri
olmas ve herkesten ziyade takvada bulunmas ve Allah'tan korkmas
ve fevkalde daim mcahedat ve dadaalar iinde, tam tamna
ubudiyetin en ince esrarna kadar mraat etmesi ve hi kimseyi taklid
etmeyerek ve tam manasyla ve mbtediyane fakat en mkemmel


--- sh:(:129) ----
olarak, hem ibtida ve intihay birletirerek yapmas; elbette misli
grlmez ve grlmemi.
Hem binler dua ve mnacatlarndan Ceven-l Kebir ile, yle
bir marifet-i Rabbaniye ile, yle bir derecede Rabbini tavsif ediyor ki;
o zamandan beri gelen ehl-i marifet ve ehl-i velayet, telahuk-u efkr
ile beraber, ne o mertebe-i marifete ve ne de o derece-i tavsife
yetiememeleri gsteriyor ki, duada dahi onun misli yoktur. Risale-i
Mnacat'n banda, Ceven-l Kebir'in doksandokuz fkrasndan bir
fkrasnn ksack bir mealinin beyan edildii yere bakan adam,
Ceven'in dahi misli yoktur diyecek.
Hem tebli-i risalette ve ns hakka davette o derece metanet
ve sebat ve cesaret gstermi ki; byk devletler ve byk dinler,
hatt kavim ve kabilesi ve amucas ona iddetli adavet ettikleri halde,
zerre mikdar bir eser-i tereddd, bir tela, bir korkaklk gstermemesi
ve tek bayla btn dnyaya meydan okumas ve baa da karmas
ve slmiyeti dnyann bana geirmesi isbat eder ki; tebli ve
davette dahi misli olmam ve olamaz.
Hem imanda, yle fevkalde bir kuvvet ve hrika bir yakn ve
mu'cizane bir inkiaf ve cihan klandran bir ulv itikad tam ki; o
zamann hkmran olan btn efkr ve akideleri ve hkemann
hikmetleri ve ruhan reislerin ilimleri ona muarz ve muhalif ve
mnkir olduklar halde; onun ne yaknine, ne itikadna, ne itimadna,
ne itminanna hibir bhe, hibir tereddd, hibir za'f, hibir vesvese
vermemesi ve maneviyatta ve meratib-i imaniyede terakki eden bata
sahabeler ve btn ehl-i velayet, onun her vakit mertebe-i imanndan
feyz almalar ve onu en yksek derecede bulmalar, bilbedahe gsterir
ki; iman dahi emsalsizdir.
te byle emsalsiz bir eriat ve misilsiz bir slmiyet ve hrika
bir ubudiyet ve fevkalde bir dua ve cihanpesendane bir davet ve
mu'cizane bir iman sahibinde, elbette hibir cihetle yalan olamaz ve
aldatmaz diye anlad ve akl dahi tasdik etti.
Drdncs: Enbiyalarn (Aleyhimsselm) icma', naslki
vcud ve vahdaniyet-i lahiyeye gayet kuvvetli bir delildir; yle de, bu
ztn (A.S.M.) doruluuna ve risaletine gayet salam bir ehadettir.
nki Enbiya Aleyhimsselm'n doruluklarna ve peygamber
olmalarna medar olan ne kadar kuds sfatlar ve mu'cizeler


--- sh:(:130) ----
ve vazifeler varsa; o ztta (A.S.M.) en ileride olduu tarihe
musaddaktr. Demek onlar, naslki lisan- kal ile; Tevrat, ncil ve
Zebur ve suhuflarnda bu ztn (A.S.M.) geleceini haber verip
insanlara bearet vermiler ki, ktb- mukaddesenin o bearetli
iaratndan yirmiden fazla ve pek zahir bir ksm, Ondokuzuncu
Mektub'da gzelce beyan ve isbat edilmi. yle de, lisan- halleriyle,
yani nbvvetleriyle ve mu'cizeleriyle; kendi mesleklerinde ve
vazifelerinde en ileri ve en mkemmel olan bu zt tasdik edip,
davasn imza ediyorlar. Ve lisan- kal ve icma' ile vahdaniyete delalet
ettikleri gibi, lisan- hal ile ve ittifakla bu ztn sadkyetine ehadet
ediyorlar diye anlad.
Beincisi: Bu ztn dsturlaryla ve terbiyesi ve tebaiyetiyle ve
arkasndan gitmeleriyle hakka, hakikata, kemalta, keramata,
kefiyata, mahedata yetien binlerce evliya vahdaniyete delalet
ettikleri gibi; stadlar olan bu ztn sadkyetine ve risaletine, icma' ve
ittifakla ehadet ediyorlar. Ve lem-i gaybdan verdii haberlerin bir
ksmn nur-u velayetle mahede etmeleri ve umumunu nur-u imanla
ya ilmelyakn veya aynelyakn veya hakkalyakn suretinde itikad ve
tasdik etmeleri; stadlar olan bu ztn derece-i hakkaniyet ve
sadkyetini gne gibi gsterdiini grd.
Altncs: Bu ztn mmiliiyle beraber getirdii hakaik-i
kudsiye ve ihtira ettii ulm-u liye ve kefettii marifet-i lahiyenin
dersiyle ve talimiyle, mertebe-i ilmiyede en yksek makama yetien
milyonlar asfiya-i mdakkikn ve sddkn-i muhakkikn ve dh-i
hkema-i m'minn, bu ztn ss-l esas davas olan vahdaniyeti,
kuvvetli brhanlaryla bil'ittifak isbat ve tasdik ettikleri gibi; bu
muallim-i ekberin ve bu stad- a'zamn hakkaniyetine ve szlerinin
hakikat olduuna ittifakla ehadetleri, gndz gibi bir hccet-i risaleti
ve sadkyetidir. Mesel: Risale-i Nur, yz parasyla, bu ztn
sadakatnn bir tek brhandr.
Yedincisi: l ve ashab namnda ve nev'-i beerin enbiyadan
sonra feraset ve dirayet ve kemaltla en mehuru ve en muhterem ve
en namdar ve en dindar ve en keskin nazarl taife-i azmesi; kemal-i
merak ile ve gayet dikkat ve nihayet ciddiyetle, bu ztn btn gizli ve
aikr hallerini ve fikirlerini ve vaziyetlerini taharri ve tefti ve tedkik
etmeleri neticesinde; bu ztn dnyada en sadk ve


--- sh:(:131) ----
en yksek ve en hakl ve hakikatl olduuna ittifak ile ve icma' ile
sarslmaz tasdikleri ve kuvvetli imanlar, gnein ziyasna delalet eden
gndz gibi bir delildir, diye anlad.
Sekizincisi: Bu kinat, naslki kendini icad ve idare ve tertib
eden ve tasvir ve takdir ve tedbir ile bir saray gibi, bir kitab gibi, bir
sergi gibi, bir temaagh gibi tasarruf eden sniine ve ktibine ve
nakkana delalet eder. yle de; kinatn hilkatindeki makasd-
lahiyeyi bilecek ve bildirecek ve tahavvltndaki Rabban
hikmetlerini talim edecek ve vazifedarane harektndaki neticeleri ders
verecek ve mahiyetindeki kymetini ve iindeki mevcudatn
kemaltn iln edecek ve o kitab- kebirin manalarn ifade edecek bir
yksek delll, bir doru keaf, bir muhakkik stad, bir sadk muallim
istedii ve iktiza ettii ve herhalde bulunmasna delalet ettii cihetiyle,
elbette bu vazifeleri herkesten ziyade yapan bu ztn hakkaniyetine ve
bu kinat Hlknn en yksek ve sadk bir memuru olduuna ehadet
ettiini bildi.
Dokuzuncusu: Madem bu san'atl ve hikmetli masnuatyla
kendi hnerlerini ve san'atkrlnn kemaltn tehir etmek ve bu
ssl, znetli nihayetsiz mahlukatyla kendini tanttrmak ve sevdirmek
ve bu lezzetli ve kymetli hesabsz nimetleriyle kendine teekkr ve
hamd ettirmek ve bu efkatli ve himayetli umum terbiye ve iae ile,
hatt azlarn en ince zevklerini ve itihalarn her nev'ini tatmin
edecek bir surette ihzar edilen Rabban it'amlar ve ziyafetlerle, kendi
rububiyetine kar minnetdarane ve mteekkirane ve perestikrane
ibadet ettirmek ve mevsimlerin tebdili ve gece gndzn tahvili ve
ihtilaf gibi, azametli ve hametli tasarrufat ve icraat ve dehetli ve
hikmetli faaliyet ve hallakyet ile, kendi uluhiyetini izhar ederek, o
uluhiyetine kar iman ve teslim ve inkyad ve itaat ettirmek ve her
vakit iyilii ve iyileri himaye, fenal ve fenalar izale ve semav
tokatlar ile zalimleri ve yalanclar imha etmek cihetiyle, hakkaniyet
ve adaletini gstermek isteyen perde arkasnda birisi var. Elbette ve
herhalde, o gayb ztn yannda en sevgili mahluku ve en doru abdi
ve onun mezkr maksadlarna tam hizmet ederek, hilkat-i kinatn
tlsmn ve muammasn hall ve kefeden ve daima o Hlknn
namna hareket eden ve ondan istimdad eden ve muvaffakyet isteyen
ve onun tarafndan imdada ve tevfike mazhar olan ve Muhammed-i
Kurey denilen bu zt olacak. (A.S.M.)

--- sh:(:132) ----
Hem aklna dedi: Madem bu mezkr dokuz hakikatlar bu ztn
sdkna ehadet ederler; elbette bu dem, ben-dem'in medar- erefi
ve bu lemin medar- iftihardr. Ve ona "Fahr-i lem" ve "eref-i
Ben-dem" denilmesi pek lyktr ve onun elinde bulunan ferman-
Rahman olan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n hamet-i saltanat-
maneviyesinin nsf- arz istilas ve ahs kemalt ve yksek hasletleri
gsteriyor ki; bu lemde en mhim zt budur, Hlkmz hakknda en
mhim sz onundur.
te gel bak! Bu hrika ztn yzer zahir ve bahir kat'
mu'cizelerinin kuvvetine ve dinindeki binler l ve esasl hakikatlarna
istinaden, btn davalarnn esas ve btn hayatnn gayesi, Vcib-l
Vcud'un vcuduna ve vahdetine ve sftna ve esmasna delalet ve
ehadet ve o Vcib-l Vcud'u isbat ve iln ve i'lam etmektir.
Demek bu kinatn manev gnei ve Hlkmzn en parlak bir
brhan bu Habibullah denilen zttr ki; onun ehadetini teyid ve
tasdik ve imza eden aldanmaz ve aldatmaz byk icma' var:
Birincisi: "Eer perde-i gayb alsa yaknim
ziyadelemeyecek" diyen mam- Ali (Radyallah Anh) ve yerde iken
ar- a'zam ve srafil'in azamet-i heykelini temaa eden Gavs- A'zam
(K.S.) gibi keskin nazar ve gaybbn gzleri bulunan binler aktab ve
evliya-i azmeyi cmi' ve l-i Muhammed namyla hretiar- lem
olan cemaat- nuraniyenin icma' ile tasdikleridir.
kincisi: Bedevi bir kavim ve mmi bir muhitte, hayat-
itimaiyeden ve efkr- siyasiyeden hl ve kitabsz ve fetret asrnn
karanlklarnda bulunan ve pek az bir zamanda en meden ve
malmatl ve hayat- itimaiyede ve siyasiyede en ileri olan milletlere
ve hkmetlere stad ve rehber ve diplomat ve hkim-i dil olarak,
arktan garba kadar cihanpesendane idare eden ve "Sahabe" namyla
dnyada namdar olan cemaat- mehurenin ittifakla can ve mallarn,
peder ve airetlerini feda ettiren bir kuvvetli imanla tasdikleridir.
ncs: Her asrda binlerle efrad bulunan ve her fende
dhiyane ileri giden ve muhtelif mesleklerde alan, mmetinde
yetien hadsiz muhakkik ve mtebahhir lemasnn cemaat-
uzmasnn tevafukla ve ilmelyakn derecesinde tasdikleridir.
Demek bu ztn vahdaniyete ehadeti ahs ve cz' deil, belki
umum ve kll ve sarslmaz ve btn eytanlar toplansa karsna
hibir cihetle kamaz

--- sh:(:133) ----
bir ehadettir diye hkmetti. te Asr- Saadette aklyla beraber
seyahat eden dnya misafiri ve hayat yolcusunun, o medrese-i
nuraniyeden ald derse ksa bir iaret olarak, Birinci Makam'n
onaltnc mertebesinde byle:
,!.-!,-.-,_..,,,_..,._.!.-;.-!.!,!.!;!;
-..,;...,.,..-.,.:-,.,.L...L-,._._..,,
...!...!.,.,!.,.L!,--.,...._,,.,
.,....._.-
.-_...,,.;_,.!_... -...!-...!....-.;..,
.,.!,..,!,_,,,!_,..._..-..,,..;_,.
denilmitir.
Sonra, bu dnyada hayatn gayesi ve hayatn hayat iman
olduunu bilen bu yorulmaz ve tok olmaz yolcu, kendi kalbine dedi
ki: "Aradmz ztn sz ve kelm denilen bu dnyada en mehur
ve en parlak ve en hkim ve ona teslim olmayan herkese, her asrda
meydan okuyan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan namndaki kitaba mracaat
edip, o ne diyor, bilelim. Fakat en evvel, bu kitab bizim hlkmzn
kitab olduunu isbat etmek lzmdr, diye taharriye balad.
Bu seyyah bu zamanda bulunduu mnasebetiyle en evvel
manev i'caz- Kur'aniyenin lem'alar olan Risale-i Nur'a bakt ve onun
yzotuz risaleleri, yt- Furkaniyenin nkteleri ve klar ve esasl
tefsirleri olduunu grd. Ve Risale-i Nur, bu kadar muannid ve
mlhid bir asrda her tarafa hakaik-i Kur'aniyeyi mcahidane
nerettii halde, karsna kimse kamadndan isbat eder ki; onun
stad ve menba ve mercii ve gnei olan Kur'an semavdir, beer












--- sh:(:134) ----
kelm deildir. Hatt Resail-in Nur'un yzer hccetlerinden birtek
hccet-i Kur'aniyesi olan Yirmibeinci Sz ile Ondokuzuncu
Mektub'un hiri, Kur'ann krk vecihle mu'cize olduunu yle isbat
etmi ki; kim grmse deil tenkid ve itiraz etmek, belki isbatlarna
hayran olmu, takdir ederek ok sena etmi. Kur'ann vech-i i'cazn ve
hak Kelmullah olduunu isbat etmek cihetini Risalet-n Nur'a havale
ederek yalnz bir ksa iaretle bykln gsteren birka noktaya
dikkat etti.
Birinci Nokta: Naslki Kur'an btn mu'cizatyla ve
hakkaniyetine delil olan btn hakaikyla, Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'n bir mu'cizesidir. yle de Muhammed Aleyhissalt
Vesselm da, btn mu'cizatyla ve delail-i nbvvetiyle ve kemalt-
ilmiyesiyle Kur'ann bir mu'cizesidir ve Kur'an kelmullah olduuna
bir hccet-i katasdr.
kinci Nokta: Kur'an, bu dnyada yle nuran ve saadetli ve
hakikatl bir surette bir tebdil-i hayat- itimaiye ile beraber, insanlarn
hem nefislerinde, hem kalblerinde, hem ruhlarnda, hem akllarnda,
hem hayat- ahsiyelerinde, hem hayat- itimaiyelerinde, hem hayat-
siyasiyelerinde yle bir inklab yapm ve idame etmi ve idare etmi
ki; ondrt asr mddetinde, her dakikada, altbin altyz altmalt
yetleri, kemal-i ihtiramla, hi olmazsa yz milyondan ziyade
insanlarn dilleriyle okunuyor ve insanlar terbiye ve nefislerini
tezkiye ve kalblerini tasfiye ediyor. Ruhlara inkiaf ve terakki ve
akllara istikamet ve nur ve hayata hayat ve saadet veriyor. Elbette
byle bir kitabn misli yoktur, hrikadr, fevkaldedir, mu'cizedir.
nc Nokta: Kur'an, o asrdan t imdiye kadar yle bir
belgat gstermi ki, K'be'nin duvarnda altun ile yazlan en mehur
ediblerin "Muallakat- Seb'a" namyla hretiar kasidelerini o
dereceye indirdi ki, Lebid'in kz, babasnn kasidesini K'be'den
indirirken demi: "yta kar bunun kymeti kalmad."
Hem bedevi bir edib: ,..._.. yeti okunurken
iittii vakit secdeye kapanm. Ona demiler: "Sen mslman m
oldun?" O demi: "Hyr, ben bu yetin belgatna secde ettim."




--- sh:(:135) ----
Hem ilm-i belgatn dhlerinden Abdlkahir-i Crcan ve
Sekkak ve Zemaher gibi binlerle dh imamlar ve mtefennin
edibler icma' ve ittifakla karar vermiler ki: "Kur'ann belgat, tkat-
beerin fevkindedir, yetiilmez."
Hem o zamandan beri mtemadiyen meydan- muarazaya
davet edip, marur ve enaniyetli ediblerin ve beliglerin damarlarna
dokundurup, gururlarn kracak bir tarzda der: "Ya birtek surenin
mislini getiriniz veyahut dnyada ve hirette helket ve zilleti kabul
ediniz." diye iln ettii halde o asrn muannid beligleri birtek surenin
mislini getirmekle ksa bir yol olan muarazay brakp, uzun olan, can
ve mallarn tehlikeye atan muharebe yolunu ihtiyar etmeleri isbat
eder ki, o ksa yolda gitmek mmkn deildir.
Hem Kur'ann dostlar, Kur'ana benzemek ve taklid etmek
evkiyle ve dmanlar dahi Kur'ana mukabele ve tenkid etmek
sevkiyle o vakitten beri yazdklar ve yazlan ve telahuk-u efkr ile
terakki eden milyonlarla Arab kitablar ortada geziyor. Hibirisinin
ona yetiemediini, hatt en ad adam dahi dinlese, elbette diyecek:
"Bu Kur'an, bunlara benzemez ve onlarn mertebesinde deil." Ya
onlarn altnda veya umumunun fevkinde olacak. Umumunun altnda
olduunu dnyada hibir ferd, hibir kfir, hatt hibir ahmak
diyemez. Demek mertebe-i belgat umumun fevkindedir. Hatt bir
adam
_,;,,..!_...!_,.
yetini okudu. Dedi ki: "Bu yetin hrika telakki edilen belgatn
gremiyorum." Ona denildi: "Sen dahi bu seyyah gibi o zamana git,
orada dinle." O da kendini Kur'andan evvel orada tahayyl ederken
grd ki: Mevcudat- lem perian, karanlk camid ve uursuz ve
vazifesiz olarak hl, hadsiz, hududsuz bir fezada; kararsz, fni bir
dnyada bulunuyorlar. Birden Kur'ann lisanndan bu yeti dinlerken
grd: Bu yet, kinat stnde, dnyann yznde yle bir perde at
ve klandrd ki, bu ezel nutuk ve bu sermed ferman asrlar
sralarnda dizilen zuurlara ders verip gsteriyor ki; bu kinat bir
cmi-i kebir hkmnde, bata semavat ve arz olarak umum mahlukat
hayatdarane zikir ve tesbihte ve vazife banda c u hurula
mes'udane ve memnunane bir vaziyette bulunduruyor, diye mahede
etti ve bu yetin derece-i belgatn zevkederek sair yetleri

--- sh:(:136) ----
buna kyasla Kur'ann zemzeme-i belgat arzn nsfn ve nev'-i
beerin humsunu istil ederek hamet-i saltanat kemal-i ihtiramla
ondrt asr bilfasla idame ettiinin binler hikmetlerinden bir
hikmetini anlad.
Drdnc Nokta: Kur'an, yle hakikatl bir halvet gstermi
ki, en tatl bireyden dahi usandran ok tekrar, Kur'an tilavet edenler
iin deil usandrmak, belki kalbi rmemi ve zevki bozulmam
adamlara tekrar- tilaveti halvetini ziyadeletirdii, eski zamandan
beri herkese msellem olup darb- mesel hkmne gemi. Hem yle
bir tazelik ve genlik ve ebabet ve garabet gstermi ki, ondrt asr
yaad ve herkesin eline kolayca girdii halde, imdi nzil olmu
gibi tazeliini muhafaza ediyor. Her asr, kendine hitab ediyor gibi bir
genlikte grm. Her taife-i ilmiye ondan her vakit istifade etmek
iin kesretle ve mebzuliyetle yanlarnda bulundurduklar ve slb-u
ifadesine ittiba ve iktida ettikleri halde, o slbundaki ve tarz-
beyanndaki garabetini aynen muhafaza ediyor.
Beincisi: Kur'ann bir cenah mazide, bir cenah mstakbelde,
kk ve bir kanad eski Peygamberlerin ittifakl hakikatlar olduu ve
bu onlar tasdik ve teyid ettii ve onlar dahi tevafukun lisan- haliyle
bunu tasdik ettikleri gibi, yle de: Evliya ve asfiya gibi ondan hayat
alan semereleri ve hayatdar tekemmlleriyle, ecere-i mbarekelerinin
hayatdar, feyizdar ve hakikat-medar olduuna delalet eden ve ikinci
kanadnn himayesi altnda yetien ve yaayan velayetin btn hak
tarkatlar ve slmiyetin btn hakikatl ilimleri, Kur'ann ayn- hak
ve mecma-i hakaik ve cmiiyette misilsiz bir hrika olduuna ehadet
eder.
Altncs: Kur'ann alt ciheti nuranidir, sdk ve hakkaniyetini
gsterir. Evet altnda hccet ve brhan direkleri, stnde sikke-i i'caz
lem'alar, nnde ve hedefinde saadet-i dreyn hediyeleri, arkasnda
nokta-i istinad vahy-i semav hakikatlar, sanda hadsiz ukl-
mstakimenin delillerle tasdikleri, solunda selim kalblerin ve temiz
vicdanlarn cidd itminanlar ve samim incizablar ve teslimleri;
Kur'ann fevkalde, hrika, metin ve hcum edilmez bir kal'a-i
semaviye-i arziye olduunu isbat ettikleri gibi, alt makamdan dahi
onun ayn- hak ve sadk olduuna ve beerin kelm olmadna, hem
yanl olmadna imza eden, bata bu kinatta daima


--- sh:(:137) ----
gzellii izhar, iyilii ve doruluu himaye ve sahtekrlar ve
mfterileri imha ve izale etmek detini bir dstur-u faaliyet ittihaz
eden bu kinatn mutasarrf, o Kur'ana lemde en makbul, en yksek,
en hkimane bir makam- hrmet ve bir mertebe-i muvaffakyet
vermesiyle onu tasdik ve imza ettii gibi, slmiyetin menba ve
Kur'ann tercman olan ztn (Aleyhissalt Vesselm) herkesten
ziyade ona itikad ve ihtiram ve nzul zamannda uyku gibi bir
vaziyet-i naimanede bulunmas ve sair kelmlar ona yetiememesi ve
bir derece benzememesi ve mmiyetiyle beraber gitmi ve gelecek
hakik hdisat- kevniyeyi, gaybiyane Kur'an ile teredddsz ve
itminan ile beyan etmesi ve ok dikkatli gzlerin nazar altnda hibir
hile, hibir yanl vaziyeti grlmeyen o tercmann, btn kuvvetiyle
Kur'ann herbir hkmne iman edip tasdik etmesi ve hibir ey onu
sarsmamas; Kur'an semav, hakkaniyetli ve kendi Hlk- Rahminin
mbarek kelm olduunu imza ediyor.
Hem nev'-i insann humsu, belki ksm- a'zam, gz nnde
ona mncezibane ve dindarane irtibat ve hakikatperestane ve
mtakane kulak vermesi ve ok emarelerin ve vakalarn ve
kefiyatn ehadetiyle, cinn ve melek ve ruhanlerin dahi, tilaveti
vaktinde pervane gibi hakperestane etrafnda toplanmas, Kur'ann
kinata makbuliyetine ve en yksek bir makamda bulunduuna bir
imzadr.
Hem nev'-i beerin umum tabakalar, en gabi ve miden tut, t
en zeki ve lime kadar herbirisi, Kur'ann dersinden tam hisse almalar
ve en derin hakikatlar fehmetmeleri ve yzlerle fen ve ulm-u
slmiyenin ve bilhassa eriat- kbrann byk mtehidleri ve usl-
d din ve ilm-i Kelm'n dh muhakkikleri gibi, her taife kendi
ilimlerine ait btn hacatn ve cevablarn Kur'andan istihra etmeleri,
Kur'an menba- hak ve maden-i hakikat olduuna bir imzadr.
Hem edebiyata en ileri bulunan Arab edibleri, -slmiyete
girmeyenler- imdiye kadar muarazaya pekok muhta olduklar halde
Kur'ann i'cazndan yedi byk vechi varken, yalnz birtek vechi olan
belgatnn, (tek bir surenin) mislini getirmekten istinkflar ve
imdiye kadar gelen ve muaraza ile hret kazanmak isteyen mehur
beliglerin ve dh limlerin onun hibir vech-i i'cazna kar
kamamalar ve cizane skt etmeleri; Kur'an mu'cize ve tkat-
beerin fevkinde olduuna bir imzadr.

--- sh:(:138) ----
Evet bir kelm "Kimden gelmi ve kime gelmi ve ne iin?"
denilmesiyle kymeti ve ulviyeti ve belgat tezahr etmesi
noktasndan, Kur'ann misli olamaz ve ona yetiilemez. nki Kur'an,
btn lemlerin Rabbi ve Hlknn hitab ve konumas ve hibir
cihette taklidi ve tasannuu ihsas edecek bir emare bulunmayan bir
mklemesi ve btn insanlarn belki btn mahlukatn namna
meb'us ve nev'-i beerin en mehur ve namdar muhatab bulunan ve o
muhatabn kuvvet ve vs'at-i iman, koca slmiyeti tereuh edip
sahibini Kab- Kavseyn makamna kararak muhatab- Samedaniyeye
mazhariyetle nzul eden ve saadet-i dreyne dair ve hilkat- kinatn
neticelerine ve ondaki Rabban maksadlara ait mesaili ve o muhatabn
btn hakaik-i slmiyeyi tayan en yksek ve en geni olan imann
beyan ve izah eden ve koca kinatn bir harita, bir saat, bir hane gibi
her tarafn gsterip evirip, onlar yapan san'atkr tavryla ifade ve
talim eden Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n elbette mislini getirmek
mmkn deildir ve derece-i i'cazna yetiilmez.
Hem, Kur'an tefsir eden ve bir ksm otuz-krk hatt yetmi
cild olarak birer tefsir yazan yksek zekl mdakkik binlerle
mtefennin lemann, senedleri ve delilleriyle beyan ettikleri
Kur'andaki hadsiz meziyetleri ve nkteleri ve hsiyetleri ve srlar ve
l manalar ve umr-u gaybiyenin her nev'inden kesretli gayb
ihbarlar izhar ve isbat etmeleri ve bilhassa Risale-i Nur'un yzotuz
kitabnn herbiri Kur'ann bir meziyetini, bir nktesini kat' brhanlarla
isbat etmesi ve bilhassa Mu'cizat- Kur'aniye Risalesi; imendifer ve
tayyare gibi medeniyetin hrikalarndan ok eyleri Kur'andan istihrac
eden Yirminci Sz'n kinci Makam ve Risale-i Nur'a ve elektrie
iaret eden yetlerin iaratn bildiren arat- Kur'aniye namndaki
Birinci ua ve huruf-u Kur'aniye ne kadar muntazam, esrarl ve
manal olduunu gsteren Rumuzat- Semaniye namndaki sekiz
kk risaleler ve Sure-i Feth'in hirki yeti be vecihle ihbar- gayb
cihetinde mu'cizeliini isbat eden kk bir risale gibi Risale-i Nur'un
herbir cz', Kur'ann bir hakikatn, bir nurunu izhar etmesi; Kur'ann
misli olmadna ve mu'cize ve hrika olduuna ve bu lem-i
ehadette lem-i gaybn lisan ve bir Allm-l Guyub'un kelm
bulunduuna bir imzadr.
te alt noktada ve alt cihette ve alt makamda iaret edilen,
Kur'ann mezkr meziyetleri ve hsiyetleri iindir ki; hametli

--- sh:(:139) ----
hkimiyet-i nuraniyesi ve azametli saltanat- kudsiyesi, asrlarn
yzlerini klandrarak zemin yzn dahi bin yz sene tenvir
ederek kemal-i ihtiramla devam etmesi, hem o hsiyetleri iindir ki,
Kur'ann herbir harfi, hi olmazsa on sevab ve on hasenesi olmas ve
on meyve-i bki vermesi, hatt bir ksm ytn ve surelerin herbir
harfi, yz ve bin ve daha ziyade meyve vermesi ve mbarek vakitlerde
her harfin nuru ve sevab ve kymeti ondan yzlere kmas gibi kuds
imtiyazlar kazanm, diye dnya seyyah anlad ve kalbine dedi: te
byle her cihetle mu'cizatl bu Kur'an; surelerinin icmayla ve ytnn
ittifakyla ve esrar u envrnn tevafukuyla ve semerat ve srnn
tetabukuyla birtek Vcib-l Vcud'un vcuduna ve vahdetine ve sft
ve esmasna deliller ile isbat suretinde yle ehadet etmi ki, btn
ehl-i imann hadsiz ehadetleri, onun ehadetinden tereuh etmiler.
te bu yolcunun Kur'andan ald ders-i tevhid ve imana ksa
bir iaret olarak Birinci Makam'n onyedinci mertebesinde byle:
;,.!.-,_..,,,_..,._.!.-;.-!.!,!.!;!;
._.,,..!;.-!,_.;,,..!_..;,.,.!,,..!;.,,!,--. !
_..,...!..L..,.!;...;_._.;,..,....!.,,.-;,..:.,.__
,.,.!.-.!.,..-_,.-!,;..,!,,...;.,_..,;;,_,;,.L
_,,.,
.,,.:.-;,..:,..,:.-,_,:,!_.-,_,;.._..
,.,.,.,,..,,,!;,.,.!._...,,...!,...!.,._...
;.,-!,...:.!..,.,,.,...-.L.
denilmitir.












--- sh:(:140) ----
Sonra, bir fakir insana deil fni ve muvakkat bir tarlay, bir
haneyi, belki koca kinat ve dnya kadar bir mlk- bkiyi
kazandran ve bir fni adama ebed bir hayatn levazmatn bulduran
ve ecelin daraacn bekleyen bir bareyi i'dam- ebedden kurtaran
ve saadet-i sermediyenin hazinesini aan en kymetdar sermaye-i
insaniyenin iman olduunu bilen mezkr misafir ve hayat yolcusu,
kendi nefsine dedi ki: "Haydi, ileri! mann hadsiz mertebelerinden bir
mertebe daha kazanmak iin kinatn heyet-i mecmuasna mracaat
edip, o da ne diyor, dinlemeliyiz; erknndan ve eczasndan aldmz
dersleri tekmil ve tenvir etmeliyiz." diye, Kur'andan ald geni ve
ihatal bir drbn ile bakt, grd:
Bu kinat, o kadar manidar ve muntazamdr ki; mcessem bir
kitab- Sbhan ve cisman bir Kur'an- Rabban ve mzeyyen bir
saray- Samedan ve muntazam bir ehr-i Rahman suretinde
grnyor. O kitabn btn sureleri, yetleri ve kelimatlar, hatt
harfleri ve bablar ve fasllar ve sayfalar ve satrlar.. umumunun, her
vakit manidarane mahv u isbatlar ve hakmane tayir ve tahvilleri;
icma' ile, bir Alm-i Klli ey'in ve bir Kadr-i Klli ey'in ve bir
musannfn, hereyde hereyi gren ve hereyin hereyi ile
mnasebetini bilen, riayet eden bir Nakka- Zlcelal'in ve bir Ktib-i
Zlkemal'in vcudunu ve mevcudiyetini bilbedahe ifade ettikleri gibi,
btn erkn ve enva'yla ve ecza ve cz'iyatyla ve sekeneleri ve
mtemiltyla ve vridat ve masarfatyla ve onlarda maslahatkrane
tebdilleriyle ve hikmetperverane tecdidleriyle, bil'ittifak hadsiz bir
kudret ve nihayetsiz bir hikmetle i gren l bir ustann ve misilsiz bir
Sniin mevcudiyetini ve vahdetini bildiriyorlar. Ve kinatn azametine
mnasib iki byk ve geni hakikatn ehadetleri, kinatn bu byk
ehadetini isbat ediyorlar.
Birinci Hakikat: Usl-d din ve ilm-i Kelm'n dh
lemasnn ve hkema-i slmiyenin grdkleri ve hadsiz brhanlarla
isbat ettikleri "huds" ve "imkn" hakikatlardr. Onlar demiler ki:
"Madem lemde ve hereyde tegayyr ve tebeddl var; elbette fnidir,
hdistir, kadim olamaz. Madem hdistir, elbette onu ihdas eden bir
Sni' var. Ve madem hereyin ztnda vcudu ve ademi, bir sebeb
bulunmazsa msavidir; elbette vcib ve ezel olamaz. Ve madem
muhal ve btl olan devir ve teselsl ile birbirini icad etmek mmkn
olmad kat' brhanlarla isbat edilmi; elbette yle bir

--- sh:(:141) ----
Vcib-l Vcud'un mevcudiyeti lzmdr ki, naziri mmteni', misli
muhal ve btn maadas mmkn ve masivas mahluku olacak."
Evet huds hakikat kinat istil etmi. ounu gz gryor,
dier ksmn akl gryor. nki gzmzn nnde her sene gz
mevsiminde yle bir lem vefat eder ki; herbirisinin hadsiz efrad
bulunan ve herbiri zhayat bir kinat hkmnde olan yzbin nevi
nebatat ve kck hayvanat, o lem ile beraber vefat ederler. Fakat o
kadar intizam ile bir vefattr ki; hair ve neirlerine medar olan ve
rahmet ve hikmetin mu'cizeleri, kudret ve ilmin hrikalar bulunan
ekirdekleri ve tohumlar ve yumurtacklar baharda yerlerinde
brakp, defter-i a'mallerini ve grdkleri vazifelerin proramlarn
onlarn ellerine vererek, Hafz-i Zlcelal'in himayesi altnda,
hikmetine emanet eder; sonra vefat ederler. Ve bahar mevsiminde,
har-i a'zamn yzbin misali ve nmune ve delilleri hkmnde olarak
o vefat eden aalar ve kkler ve bir ksm hayvancklar, aynen ihya
ve diriliyorlar. Ve bir ksmnn dahi, kendi yerlerinde emsalleri ve
aynen onlara benzeyenleri icad ve ihya olunuyor. Ve geen baharn
mevcudat, iledikleri amellerin ve vazifelerin sahifelerini ilnat gibi
neredip,
,,:.-.!.,
yetinin bir misalini gsteriyorlar.
Hem heyet-i mecmua cihetinde, her gzde ve her baharda
byk bir lem vefat eder ve taze bir lem vcuda gelir. Ve o vefat ve
huds, o kadar muntazam cereyan ediyor ve o vefat ve hudsta, gayet
intizam ve mizanla o kadar nevilerin vefiyatlar ve hudslar oluyor ki;
gya dnya yle bir misafirhanedir ki, zhayat kinatlar ona misafir
olurlar ve seyyah lemler ve seyyar dnyalar ona gelirler, vazifelerini
grrler, giderler. te, bu dnyada byle hayatdar dnyalar ve
vazifedar kinatlar kemal-i ilim ve hikmet ve mizanla ve mvazene
ve intizam ve nizamla ihdas ve icad edip Rabban maksadlarda ve
lah gayelerde ve Rahman hizmetlerde kadrane istimal ve rahmane
istihdam eden bir Zt- Zlcelal'in vcub-u vcudu ve hadsiz kudreti
ve nihayetsiz hikmeti, bilbedahe gne gibi, akllara grnyor.
"Huds" mesailini Risale-i Nur'a ve muhakkikn-i Kelmiyenin
kitablarna havale ile o bahsi kapyoruz.
Amma "imkn" ciheti ise; o da kinat istil ve ihata etmi.
nki gryoruz ki; herey, kll ve cz' bulunsun, byk ve kk
--- sh:(:142) ----
olsun artan fere, zerrattan seyyarata kadar her mevcud; mahsus bir
zt ve muayyen bir suret ve mmtaz bir ahsiyet ve has sfatlar ve
hikmetli keyfiyetler ve maslahatl cihazlar ile dnyaya gnderiliyor.
Halbuki o mahsus zta ve o mahiyete, hadsiz imknat iinde o
hususiyeti vermek.. hem suretler adedince imknlar ve ihtimaller
iinde o nakl ve farikal ve mnasib o muayyen sureti giydirmek..
hem hemcinsinden olan ehasn mikdarnca imknlar iinde alkanan
o mevcuda, o lyk ahsiyeti imtiyazla tahsis etmek.. hem sfatlarn
nevileri ve mertebeleri saysnca imknlar ve ihtimaller iinde ekilsiz
ve mtereddid bulunan o masnua, o has ve muvafk, maslahatl
sfatlar yerletirmek.. hem hadsiz yollar ve tarzlarda bulunmas
mmkn olmas noktasnda hadsiz imknat ve ihtimalat iinde
mtehayyir, sergerdan, hedefsiz o mahluka, o hikmetli keyfiyetleri ve
inayetli cihazlar takmak ve tehiz etmek; elbette kll ve cz' btn
mmkinat adedince ve her mmknn mezkr mahiyet ve hviyet,
heyet ve suret, sfat ve vaziyetinin imknat adedince tahsis edici,
tercih edici, tayin edici, ihdas edici bir Vcib-l Vcud'un vcub-u
vcuduna ve hadsiz kudretine ve nihayetsiz hikmetine ve hibir ey ve
hi bir e'n ondan gizlenmediine ve hibir ey ona ar gelmediine
ve en byk bir ey en kk bir ey gibi ona kolay geldiine ve bir
bahar bir aa kadar ve bir aac bir ekirdek kadar shuletle icad
edebildiine iaretler ve delaletler ve ehadetler, imkn hakikatndan
kp kinatn bu byk ehadetinin bir kanadn tekil ederler.
Kinatn ehadetini, her iki kanad ve iki hakikatyla Risale-i Nur
eczalar ve bilhassa Yirmiikinci ve Otuzikinci Szler ve Yirminci ve
Otuznc Mektublar tamamyla isbat ve izah ettiklerinden onlara
havale ederek bu pek uzun kssay ksa kestik.
Kinatn heyet-i mecmuasndan gelen byk ve kll ehadetin
ikinci kanadn isbat eden:
kinci Hakikat: Bu mtemadiyen alkanan inklablar ve
tahavvltlar iinde vcudunu ve hizmetini ve zhayat ise hayatn
muhafazaya ve vazifesini yerine getirmee alan mahlukatta,
kuvvetlerinin btn btn haricinde bir teavn hakikat grnyor.
Mesel: Unsurlar zhayatn imdadna, hususan bulutlar nebatatn
mededine ve nebatat dahi hayvanatn yardmna ve hayvanat ise
insanlarn muavenetine ve memelerin kevser gibi stleri, yavrularn


--- sh:(:143) ----
beslenmelerine ve zhayatlarn iktidarlar haricindeki pek ok hacetleri
ve erzaklar, umulmadk yerlerden onlarn ellerine verilmesi, hatt
zerrat- taamiye dahi hceyrat- bedeniyenin tamirine komalar gibi
teshir-i Rabban ile ve istihdam- Rahman ile, hakikat- teavnn pek
ok misalleri dorudan doruya, btn kinat bir saray gibi idare
eden bir Rabb-l lemn'in umum ve rahmane rububiyetini
gsteriyorlar.
Evet camid ve uursuz ve efkatsiz olan ve birbirine
efkatkrane, uurdarane vaziyet gsteren muavenetiler, elbette gayet
Rahm ve Hakm bir Rabb-i Zlcelal'in kuvvetiyle, rahmetiyle,
emriyle yardma koturuluyorlar.
te kinatta cri olan teavn- umum, seyyarattan ta zhayatn
a'za ve cihazat ve zerrat- bedeniyesine kadar kemal-i intizamla
cereyan eden mvazene-i mme ve muhafaza-i amile ve semavatn
yaldzl yznden ve zeminin znetli yznden t ieklerin ssl
yzlerine kadar kalem gezdiren tezyin ve Kehkean'dan ve manzume-i
emsiyeden t msr ve nar gibi meyvelere kadar hkmeden tanzim ve
Gne ve Kamer'den ve unsurlardan ve bulutlardan t bal arlarna
kadar memuriyet veren tavzif gibi pek byk hakikatlarn
byklkleri nisbetindeki ehadetleri, kinatn ehadetinin ikinci
kanadn isbat ve tekil ederler. Madem Risale-i Nur bu byk
ehadeti isbat ve izah etmi, biz burada bu ksack iaretle iktifa
ederiz. te dnya seyyahnn kinattan ald ders-i imanye ksa bir
iaret olarak Birinci Makam'n onsekizinci mertebesinde byle:
_..,._.!.-;.-!....__:..!.,,L._....!.!,!.!;!;
,,L-.!_....-!;
,.!,,.-.!,,,:!,..:!,...:!...-,_..,,,
...,.,.,._...,L. ..!,:.-.!..,!,,L..!_,.!,..!
,,..,..,_..,.,L.,.-,!.,,,,-,
.,.-!.,.-..-.L....,:,...,.,,,..:.,..:.,.,,,
....._,._...;.:.;,,,-.!,
,,,-..-,,.L..;,.:-!...:.,,_.,.,.-...,:,,:!,..
,,.-.!,;,.-.!.,.-..-.L....,:,;,,.!,,.L.!....
;.,-!,...:.!..._L.-.!,.,.!,_-..!,.....!,


--- sh:(:144) ----
denilmitir.
Sonra, dnyaya gelen ve dnyann yaratann arayan ve
onsekiz aded mertebelerden kan ve ar- hakikate yetien bir mi'rac-
iman ile gaibane marifetten hazrane ve muhatabane bir makama
terakki eden merakl ve mtak yolcu adam, kendi ruhuna dedi ki:
Fatiha-i erife'de bandan t :.kelimesine kadar gaibane medh
sena ile bir huzur gelip :.hitabna klmas gibi, biz dahi dorudan
doruya gaibane aramay brakp, aradmz aradmzdan
sormalyz; hereyi gsteren gnei, gneten sormak gerektir. Evet
hereyi gsteren, kendini hereyden ziyade gsterir. yle ise emsin
uaat ile onu grmek ve tanmak gibi, Hlkmzn esma-i hsnasyla
ve sft- kudsiyesiyle onu kabiliyetimizin nisbetinde tanmaya
alabiliriz.
Bu maksadn hadsiz yollarndan iki yolu ve o iki yolun hadsiz
mertebelerinden iki mertebeyi ve o iki mertebenin pek ok
hakikatlarndan ve pek ok uzun tafsiltndan yalnz iki hakikat icmal
ve ihtisar ile bu risalede beyan edeceiz.
Birinci Hakikat: Bilmahede gzmzle grnen ve muhit
ve daim ve muntazam ve dehetli ve semav ve arz olan btn
mevcudat eviren ve tebdil ve tecdid eden ve kinat kaplayan
faaliyet-i mstevliye hakikat grnmesi ve o her cihetle hikmet-
medar














--- sh:(:145) ----
faaliyet hakikatnn iinde tezahr- rububiyet hakikatnn bilbedahe
hissedilmesi ve o her cihetle rahmet-fean tezahr- rububiyet
hakikatnn iinde, tebarz- uluhiyet hakikat bizzarure bilinmi
olmasdr.
te bu hkimane ve hakmane faaliyet-i daimeden ve
perdesinin arkasnda bir Fil-i Kadr ve Alm'in ef'ali, grnr gibi
hissedilir. Ve bu mrebbiyane ve mdebbirane ef'al-i Rabbaniyeden
ve perdesinin arkasndan, hereyde cilveleri bulunan esma-i lahiye,
hissedilir derecesinde bedahetle bilinir. Ve bu celaldarane ve
cemalperverane cilvelenen esma-i hsnadan ve perdesinin arkasnda
sft- seb'a-i kudsiyenin ilmelyakn, belki aynelyakn, belki
hakkalyakn derecesinde vcudlar ve tahakkuklar anlalr. Ve bu
yedi kuds sfatn dahi, btn masnuatn ehadetiyle hem hayatdarane,
hem kadrane, hem almane, hem semane, hem basrane, hem
mrdane, hem mtekellimane nihayetsiz bir surette tecellileri ile
bilbedahe ve bizzarure ve biilmelyakn bir Mevsuf-u Vcib-l
Vcud'un ve bir Msemma-i Vhid-i Ehad'in ve bir Fil-i Ferd-i
Samed'in mevcudiyeti, gneten daha zahir, daha parlak bir tarzda
kalbdeki iman gzne grnr gibi kat' bilinir. nki gzel ve
manidar bir kitab ve muntazam bir hane, bedahetle yazmak ve yapmak
fiillerini ve gzel yazmak ve intizaml yapmak fiilleri dahi bedahetle
yazc ve dlger namlarn, yazc ve dlger nvanlar ise bedahetle
kitabet ve dlgerlik san'atlarn ve sfatlarn ve bu san'at ve sfatlar
bedahetle herhalde bir zt istilzam eder ki, mevsuf ve sni' ve
msemma ve fil olsun. Filsiz bir fiil ve msemmasz bir isim
mmkn olmad gibi; mevsufsuz bir sfat, san'atkrsz bir san'at dahi
mmkn deildir.
te bu hakikat ve kaideye binaen, bu kinat btn
mevcudatyla beraber kaderin kalemiyle yazlm, kudretin ekiciyle
yaplm manidar hadsiz kitablar, mektublar, nihayetsiz binalar ve
saraylar hkmnde -herbiri binler vecihle ve beraber hadsiz vcuh ile-
Rabban ve Rahman nihayetsiz fiilleri ve o fiillerin mene'leri olan
binbir esma-i lahiyenin hadsiz cilveleriyle ve o gzel isimlerin
menba olan yedi sft- Sbhaniyenin nihayetsiz tecellileriyle, o yedi
muhit ve kuds sfatlarn madeni ve mevsufu olan ezel ve ebed bir
Zt- Zlcelal'in vcub-u vcuduna ve vahdetine hadsiz iaretler ve
nihayetsiz ehadetler ettikleri gibi; btn o mevcudatta bulunan

--- sh:(:146) ----
btn hsnler, cemaller, kymetler, kemaller dahi, ef'al-i
Rabbaniyenin ve esma-i lahiyenin ve sft- Samedaniyenin ve
uunat- Sbhaniyenin kendilerine lyk ve muvafk kuds cemallerine
ve kemallerine ve hepsi birden Zt- Akdes'in kuds cemaline ve
kemaline bedahetle ehadet ederler.
te faaliyet hakikat iinde tezahr eden rububiyet hakikat;
ilim ve hikmetle halk ve icad ve sun' ve ibda', nizam ve mizan ile
takdir ve tasvir ve tedbir ve tedvir, kasd ve irade ile tahvil ve tebdil ve
tenzil ve tekmil, efkat ve rahmetle it'am ve in'am ve ikram ve ihsan
gibi uunatyla ve tasarrufatyla kendini gsterir ve tanttrr. Ve
tezahr- rububiyet hakikat iinde bedahetle hissedilen ve bulunan
uluhiyetin tebarz hakikat dahi; esma-i hsnann rahmane ve
kerimane cilveleriyle ve yedi sft- sbutiye olan Hayat, lim, Kudret,
rade, Sem', Basar ve Kelm sfatlarnn celalli ve cemalli tecellileriyle
kendini tanttrr, bildirir.
Evet naslki kelm sfat, vahiyler ve ilhamlar ile Zt- Akdes'i
tanttrr, yle de; kudret sfat dahi, mcessem kelimeleri hkmnde
olan san'atl eserleriyle o Zt- Akdes'i bildirir ve kinat batan baa
bir Furkan- Cisman mahiyetinde gsterip, bir Kadr-i Zlcelal'i tavsif
ve tarif eder. Ve ilim sfat dahi; hikmetli, intizaml, mizanl olan
btn masnuat mikdarnca ve ilim ile idare ve tedbir ve tezyin ve
temyiz edilen btn mahlukat adedince, mevsuflar olan birtek Zt-
Akdes'i bildirir. Ve hayat sfat ise; kudreti bildiren btn eserler ve
ilmin vcudunu bildiren btn intizaml ve hikmetli ve mizanl ve
znetli suretler, haller ve sair sfatlar bildiren btn deliller, sfat-
hayatn delilleriyle beraber, hayat sfatnn tahakkukuna delalet
ettikleri gibi; hayat dahi, btn o delilleriyle, yineleri olan btn
zhayatlar ahid gstererek Zt- Hayy- Kayyum'u bildirir. Ve
kinat, serbeser her vakit taze taze ve ayr ayr cilveleri ve naklar
gstermek iin daima deien ve tazelenen ve hadsiz yinelerden
terekkb eden bir yine-i ekber suretine evirir. Ve bu kyasla grmek
ve iitmek, ihtiyar etmek ve konumak sfatlar dahi; herbiri birer
kinat kadar Zt- Akdes'i bildirir, tanttrr.
Hem o sfatlar, Zt- Zlcelal'in vcuduna delalet ettikleri gibi,
hayatn vcuduna ve tahakkukuna ve o ztn hayatdar ve diri olduuna
dahi bedahetle delalet ederler. nki bilmek hayatn almeti,


--- sh:(:147) ----
iitmek dirilik emaresi, grmek dirilere mahsus, irade hayat ile
olabilir, ihtiyar iktidar zhayatlarda bulunur, tekellm ise bilen
dirilerin iidir.
te bu noktalardan anlalr ki; hayat sfatnn yedi defa kinat
kadar delilleri ve kendi vcudunu ve mevsufun vcudunu bildiren
brhanlar vardr ki, btn sfatlarn esas ve menba ve ism-i a'zamn
masdar ve medar olmutur. Risale-i Nur, bu birinci hakikat kuvvetli
brhanlar ile isbat ve bir derece izah ettiinden, bu denizden bu
mezkr katre ile imdilik iktifa ediyoruz.
kinci Hakikat: Sfat- kelmdan gelen tekellm- lahdir.
_,,...:!...,-,!;.! yetinin srryla: Kelm-
lah, nihayetsizdir. Bir ztn vcudunu bildiren en zahir almet,
konumasdr. Demek bu hakikat, nihayetsiz bir surette Mtekellim-i
Ezel'nin mevcudiyetine ve vahdetine ehadet eder. Bu hakikatn iki
kuvvetli ehadeti, bu risalenin ondrdnc ve onbeinci
mertebelerinde beyan edilen vahiyler ve ilhamlar cihetiyle ve geni bir
ehadeti dahi, onuncu mertebesinde iaret edilen ktb- mukaddese-i
semaviye cihetiyle ve ok parlak ve cmi' bir dier ehadeti dahi,
onyedinci mertebesinde Kur'an- Mu'ciz-l Beyan cihetiyle
geldiinden, bu hakikatn beyan ve ehadetini o mertebelere havale
edip o hakikat mu'cizane iln eden ve ehadetini sair hakikatlarn
ehadetleriyle beraber ifade eden
L..!....,.-!!,,:...!,;!;..!.,
,,:-!,,-!;!;
yet-i muazzamann envr ve esrar, bizim bu yolcuya kfi ve vfi
gelmi ki, daha ileri gidememi. te bu yolcunun, bu makam-
kudsden ald dersin ksa bir mealine bir iaret olarak, Birinci
Makam'n ondokuzuncu mertebesinde:







--- sh:(:148) ----
_..!!,.,.-!,...!!,_..- !....;!.-;.-!.!,!.!;!;
.._,._....!,!,.!.-,_..,,,_..,._.!_..;
,...!!.-,.._,._...,.-..!_..-!..._,.,L,-.!,...!
,..-;_-.,!...!,!.-.!,,._,,!,.L_,!;,,.,.,.-.L....,:
,,.,.-.,,..!,,,..!,,..!,,...!_-.,.,.,..,._.;,_..!,.-!
,..:,.-,,.....;,.,.;,L.-.!,,,L..!,,..!_-.,.:-
,:...!,;!;..!.,
,,..,.-..-.L....,:,.,.!,,.L..;
,,:-!,,-!;!;L..!....,.-!!,
denilmitir.
* * *
























--- sh:(:149) ----
HTAR
Geen kinci Makam'n Birinci Bab'ndaki ondokuz aded
mertebelerin ehadet eden hakikatlarnn herbirisi, tahakkuklaryla ve
vcudlaryla vcub-u vcuda delalet ettikleri gibi; ihatalar ile dahi
vahdete ve ehadiyete delalet ederler. Fakat bata sarihan vcudu isbat
ettikleri cihetle, vcub-u vcudun delilleri saylm. kinci Makam'n
kinci Bab' ise; bata ve sarahatla vahdeti ve iinde vcudu isbat ettii
haysiyetiyle, tevhid brhanlar denilir. Yoksa her ikisi, her ikisini isbat
eder. Farklarna iaret iin Birinci Bab'da
.,.-..-.L....,:,
kinci Bab'da vahdet grnr gibi zuhuruna iareten
.,.-..-.L....:.
fkralar tekrar ediliyor. Gelecek kinci Bab'n mertebelerini Birinci
Bab gibi izah etmeye niyet etmitim. Fakat baz hallerin
mmanaatyla, ihtisara ve icmale mecburum. Hakkyla beyan etmeyi
Risale-i Nur'a havale ediyoruz.
* * *



















--- sh:(:150) ----
kinci Bab
(Berahin-i Tevhidiyeye Dairdir.)
Dnyaya iman iin gnderilen ve btn kinatta fikren seyahat
eden ve hereyden Hlkn soran ve her yerde Rabbini arayan ve
hakkalyakn derecesinde lahn vcub-u vcud noktasnda bulan
dnya misafiri, kendi aklna dedi ki: Gel, Vcib-l Vcud Hlkmzn
vahdet brhanlarn temaa iin yine beraber bir seyahata gideceiz.
Beraber gittiler. Birinci menzilde grdler ki: Kinat istila
eden drt hakikat- kudsiye, vahdeti bedahet derecesinde istilzam edip
isterler.
Birinci Hakikat: "Uluhiyet-i mutlaka"dr.
Evet nev'-i beerin her taifesi birer nevi ibadet ile ftr gibi
megul olmas ve sair zhayatn, belki cemadatn dahi ftr hizmetleri
birer nevi ibadet hkmnde bulunmas ve kinatta madd ve manev
btn nimetlerin ve ihsanlarn herbiri, bir mabudiyet tarafndan, hamd
ve ibadeti yaptran perestie ve kre birer vesile olmalar ve vahy ve
ilhamlar gibi btn tereuhat- gaybiye ve tezahrat- maneviyenin
birtek lahn mabudiyetini iln etmeleri; elbette ve bedahetle bir
uluhiyet-i mutlakann tahakkukunu ve hkmferma olduunu isbat
ederler. Madem byle bir uluhiyet hakikat var, elbette itiraki kabul
edemez. nki uluhiyete yani mabudiyete kar kr ve ibadetle
mukabele edenler, kinat aacnn en nihayetlerinde bulunan zuur
meyveleridir ve bakalarn o zuurlar memnun ve minnetdar edip
yzlerini kendilerine evirmesi ve grnmediinden abuk
unutturulabilen hakik mabudlarn onlara unutturmas, uluhiyetin
mahiyetine ve kuds maksadlarna yle bir zddiyettir ki, hibir cihetle
msaade etmez. Kur'an'n ok tekrar ile ve iddetle irki red ve
mrikleri Cehennem ile tehdid etmesi, bu cihettendir.










--- sh:(:151) ----
kinci Hakikat: "Rububiyet-i mutlaka"dr.
Evet btn kinatta hususan zhayatlarda ve bilhassa terbiye ve
iaelerinde her tarafta ayn tarzda ve umulmadk bir surette beraber ve
birbiri iinde hakmane, rahmane bir dest-i gayb tarafndan olan bir
tasarruf-u mm elbette bir rububiyet-i mutlakann tereuhudur ve
ziyasdr ve tahakkukuna bir brhan- kat'dir. Madem bir rububiyet-i
mutlaka vardr, elbette irk ve itiraki kabul etmez. nki o
rububiyetin kendi cemalini izhar ve kemaltn iln ve kymetli
san'atlarn tehir ve gizli hnerlerini gstermek gibi en mhim
maksad ve gayeleri cz'iyatta ve zhayatta temerkz ve itima'
ettiinden, en cz' bir eye ve en kk bir zhayata kendi ba ile
mdahale eden bir irk, o gayeleri bozar ve o maksadlar harab eder.
Ve zuurun yzlerini o gayelerden ve o gayeleri irade edenden evirip
esbaba saldndan ve bu vaziyet rububiyetin mahiyetine btn btn
muhalif ve adavet olduundan, elbette byle bir rububiyet-i mutlaka,
hi bir cihetle irke msaade etmez. Kur'ann kesretli takdisat ve
tesbihat ve yt ve kelimat, belki hurufat ve hey'atyla
mtemadiyen tevhide iradat bu byk srdan ileri gelmitir.
nc Hakikat: "Kemalt"tr.
Evet bu kinatn btn ulv hikmetleri, hrika gzellikleri,
dilane kanunlar, hakmane gayeleri, hakikat- kemaltn vcuduna
bedahetle delalet ve bilhassa bu kinat hiten icad edip her cihetle
mu'cizatl ve cemalli bir surette idare eden Hlkn kemaltna ve o
Hlkn yine-i zuuru olan insann kemaltna ehadeti pek zahirdir.
Madem kemalt hakikat vardr. Ve madem kinat kemalt
iinde icad eden Hlkn kemalt muhakkaktr. Ve madem kinatn en
mhim meyvesi ve arzn halifesi ve Hlkn en ehemmiyetli masnuu
ve sevgilisi olan insann kemalt haktr ve hakikatldr. Elbette bu
gzmz ile grdmz kemalli ve hikmetli kinat, fena ve zevalde
yuvarlanan ve neticesiz olarak tesadfn oyunca, tabiatn
mel'abegh, zhayatn zalimane mezbahas, zuurun dehetli
hzngh suretine eviren ve sr ile kemalt grnen insan, en
bare ve en perian ve en aa bir hayvan derekesine indiren ve
Hlkn yine-i kemalt olan btn mevcudatn ehadetiyle




--- sh:(:152) ----
nihayetsiz kemalt- kudsiyesi bulunan o Hlkn kemaltn setredip
perde ekerek netice-i faaliyetini ve hallakyetini ibtal eden irk,
elbette olamaz ve hakikatszdr. irkin bu kemalt- lahiyeye ve
insaniye ve kevniyeye kar zddiyeti ve o kemaltlar bozduu,
"kinci ua" risalesinin meyve-i tevhide dair "Birinci Makam"nda
kuvvetli ve kat' deliller ile isbat ve izah edildiinden, ona havale edip
burada ksa kesiyoruz.
Drdnc Hakikat: "Hkimiyet"tir.
Evet bu kinata geni bir dikkat ile bakan; kinat gayet
hametli ve gayet faaliyetli bir memleket, belki idaresi gayet hikmetli
ve hkimiyeti gayet kuvvetli bir ehir hkmnde grr, her eyi ve her
nev'i birer vazife ile msahharane megul bulur.
_,;,,..!...!,
yetinin askerlik manasn ihsas eden temsiline gre: Zerrat
ordusundan ve nebatat frkalarndan ve hayvanat taburlarndan, t
yldzlar ordusuna kadar olan cnud-u Rabbaniyeden, o kck
memurlarda ve bu pek byk askerlerde hkimane tekvin emirlerin,
mirane hkmlerin, hane kanunlarn cereyanlar, bedahetle bir
hkimiyet-i mutlakann ve bir miriyet-i klliyenin vcuduna delalet
ederler.
Madem bir hkimiyet-i mutlaka hakikat vardr, elbette irkin
hakikat olamaz. nki
....!.!;,!..,,;.!
yetinin hakikat- katasyla; mteaddid eller mstebidane bir ie
karsalar, kartrrlar. Bir memlekette iki padiah, hatt bir nahiyede
iki mdr bulunsa; intizam bozulur ve idare herc merc olur. Halbuki
sinek kanadndan t semavat kandillerine kadar ve hceyrat-
bedeniyeden t seyyaratn burlarna kadar yle bir intizam var ki;
zerre kadar irkin mdahalesi olamaz.
Hem hkimiyet bir makam- izzettir; rakib kabul etmek, o
hkimiyetin izzetini krar. Evet aczi iin ok yardmclara muhta olan
insann, cz' ve zahir ve muvakkat bir hkimiyeti iin kardeini ve
evldn zalimane ldrmesi gsteriyor ki; hkimiyet rakib kabul



--- sh:(:153) ----
etmez. Byle bir ciz, byle cz' bir hkimiyet iin byle yaparsa;
elbette btn kinatn mliki olan bir Kadr-i Mutlak'n hakik ve kll
rububiyetine ve uluhiyetine medar olan kendi hkimiyet-i kudsiyesine
bakasn terik etmesi ve erike msaade etmesi hibir cihetle
mmkn olamaz. Bu hakikat, kinci ua'n kinci Makam'nda ve
Risale-i Nur'un birok yerlerinde kuvvetli deliller ile isbat
edildiinden, onlara havale ediyoruz. te yolcumuz bu drt hakikat
mahede etmekle, vahdaniyet-i lahiyeyi uhud derecesinde bildi,
iman parlad. Btn kuvvetiyle "L ilahe illallahu vahdehu l erike
leh" dedi. Ve bu menzilden ald derse bir ksa iaret olarak Birinci
Makam'n ikinci babnda:
,,.,.,.-.L....:...,,,,.,..-,_..,._.!.-;.-!.!;!;
,..-.!,....!..L.!,,!,.L.,.-..-.L....:..,..L.!,!;
..-.L....:..,..-!_.,
..!,;..:!.,.-..-.L....:..
,:.!,...!,-...!..L.!,..-!.,.-
denilmitir.
Sonra o sknetsiz misafir kendi kalbine dedi: Ehl-i imann,
hususan ehl-i tarkatn her vakit tekrarla "L ilahe ill H" demeleri,
tevhidi yd ve iln etmeleri gsterir ki; tevhidin pek ok mertebeleri
bulunuyor. Hem tevhid, en ehemmiyetli ve en halvetli ve en yksek
bir vazife-i kudsiye ve bir fariza-i ftriye ve bir ibadet-i imaniyedir.















--- sh:(:154) ----
yle ise gel bir mertebeyi daha bulmak iin, bu ibrethanenin dier bir
menzilinin kapsn daha amalyz. nki aradmz hakik tevhid,
yalnz tasavvurdan ibaret bir marifet deildir. Belki ilm-i Mantk'ta
tasavvura mukabil ve marifet-i tasavvuriyeden ok kymettar ve
brhann neticesi olan ve ilim denilen tasdiktir.
Ve tevhid-i hakik yle bir hkm ve tasdik ve iz'an ve
kabuldr ki; her bir eyle Rabbini bulabilir ve her eyde Hlkna
giden bir yolu grr ve hi bir ey huzuruna mani olmaz. Yoksa
Rabbini bulmak iin her vakit kinat perdesini yrtmak, amak
lzmgelir. "yle ise haydi ileri!" diyerek, kibriya ve azamet kapsn
ald. Ef'al ve sr menziline ve icad ve ibda' lemine girdi, grd ki:
Kinat istila etmi be hakikat- muhita hkmediyorlar, bedahetle
tevhidi isbat ederler.
Birincisi: Kibriya ve azamet hakikatdr. Bu hakikat, kinci
ua'n kinci Makam'nda ve Risale-i Nur'un mteaddid yerlerinde
brhanlarla izah edildiinden burada bu kadar deriz ki: Binlerle sene
birbirlerinden uzak bir mesafede bulunan yldzlar, ayn anda ayn
tarzda icad edip tasarruf eden ve zeminin ark ve garb ve cenub ve
imalinde bulunan ayn iein hadsiz efradn, bir zamanda ve bir
surette halkedip tasvir eden.. hem
,...__,;,,..!.-_.!
yani gkleri ve zemini alt gnde yaratmak gibi gemi ve gayb ve
ok acib bir hdiseyi, hazr ve gz nnde bir hdise ile isbat etmek ve
onun gibi acib bir tanzir olarak zeminin yznde bahar mevsiminde
har-i a'zamn yzbinden ziyade misallerini gsterir gibi, ikiyz
binden ziyade nebatat taifelerini ve hayvanat kabilelerini be-alt
haftada ina edip kemal-i intizam ve mizan ile iltibassz, noksansz,
yanlsz, beraber, birbiri iinde idare, terbiye, iae, temyiz ve tezyin
eden.. hem _,!_.,.!_!,.,.!__,!_!
yetinin sarahatyla zemini dndrp, gece-gndz sahifelerini yapan
ve eviren, yevmiye hdisatyla yazan deitiren ayn zt, ayn anda,
en gizli, en cz' olan kalblerin hatratlarn dahi bilir ve iradesiyle
idare eder. Ve mezkr fiillerin herbiri birtek fiil olduundan, zarur
olarak, onlarn fili dahi birtek vhid ve kadir olan fil-i
zlcelallerinin, bedahetle

--- sh:(:155) ----
yle bir kibriya ve azameti var ki: Hibir yerde, hibir eyde, hibir
cihetle, hibir irkin hibir imknn, hibir ihtimalini brakmyor,
kkyle kesiyor. Madem byle bir kibriya ve azamet-i kudret var ve
madem o kibriya nihayet kemaldedir ve ihata ediyor. Elbette o kudrete
acz veya ihtiya ve o kibriyaya kusur ve o kemale noksaniyet ve o
ihataya kayd ve o nihayetsizlie nihayet veren bir irke meydan
vermesi ve msaade etmesi, hibir vecihle mmkn deildir. Ftratn
bozmayan hibir akl kabul etmez.
te irk, kibriyaya dokunmas ve celalin izzetine
dokundurmas ve azemetine ilimesi cihetiyle yle bir cinayettir ki;
hi kabil-i afv olmadn, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan azm tehdid ile
,!.;,...,.-,:,:;,.-;.!;
ferman ediyor.
kinci Hakikat: Kinatta tasarruflar grnen ef'al-i
Rabbaniyenin tlak ve ihata ve nihayetsiz bir surette zuhurlardr. Ve o
fiilleri takyid ve tahdid eden, yalnz hikmet ve iradedir ve mazharlarn
kabiliyetleridir. Ve serseri tesadf ve uursuz tabiat ve kr kuvvet ve
camid esbab ve kaydsz ve her yere dalan ve kartran unsurlar, o
gayet mizanl ve hikmetli ve basrane ve hayatdarane ve muntazam ve
muhkem olan fiillere karamazlar, belki Fil-i Zlcelal'in emriyle ve
iradesiyle ve kuvvetiyle zahir bir perde-i kudret olarak istimal
olunuyorlar.
Hadsiz misallerinden misali: Sure-i Nahl'in bir sahifesinde
birbirine muttasl yetin iaret ettikleri fiilin hadsiz
nktelerinden nktesini beyan ederiz.
Birincisi:
.,,.,-!_._.-;_-.!_!,,_-,,
Evet balars ftrata ve vazifece yle bir mu'cize-i kudrettir ki; koca
Sure-i Nahl, onun ismiyle tesmiye edilmi. nki o kck bal
makinesinin zerrecik banda, onun ehemmiyetli vazifesinin
mkemmel proramn yazmak ve kck karnnda taamlarn en
tatlsn koymak ve piirmek ve sngcnde zhayat a'zalar tahrib
etmek ve ldrmek hsiyetinde bulunan zehiri o uzuvcuuna



--- sh:(:156) ----
ve cismine zarar vermeden yerletirmek; nihayet dikkat ve ilim ile ve
gayet hikmet ve irade ile ve tam bir intizam ve mvazene ile
olduundan, uursuz, intizamsz, mizansz olan tabiat ve tesadf gibi
eyler elbette mdahale edemezler ve karamazlar. te bu cihetle
mu'cizeli bu san'at- lahiyenin ve bu fiil-i Rabbaniyenin, btn zemin
yznde hadsiz arlarda, ayn hikmetle, ayn dikkatle, ayn mizanda,
ayn anda, ayn tarzda zuhuru ve ihatas, bedahetle vahdeti isbat eder.
kinci yet:
.,_,_..L_...,:,....,,-!,.-.;_,:! ;,
_,,.:.!.-....!.-..,!,.,
yeti, ibret-fean bir fermandr. Evet bata inek ve deve ve kei ve
koyun olarak st fabrikalar olan vlidelerin memelerinde, kan ve fk
iinde bulatrmadan ve bulandrmadan ve onlara btn btn muhalif
olarak hlis, temiz, safi, mugaddi, ho, beyaz bir st koymak; ve
yavrularna kar o stten daha ziyade ho, irin, tatl, kymetli ve
fedakrane bir efkati kalblerine brakmak; elbette o derece bir
rahmet, bir hikmet, bir ilim, bir kudret ve bir ihtiyar ve dikkat ister ki;
frtnal tesadflerin ve kartrc unsurlarn ve kr kuvvetlerin hibir
cihetle ileri olamaz. te byle gayet mu'cizeli ve hikmetli bu san'at-
Rabbaniyenin ve bu fiil-i lahnin, umum ry-i zeminde, yzbinlerle
nevilerin, hadsiz vlidelerinin kalblerinde ve memelerinde ayn anda,
ayn tarzda, ayn hikmet ve ayn dikkat ile tecellisi ve tasarrufu ve
yapmas ve ihatas, bedahetle vahdeti isbat eder.
nc yet:
..;,.-.,...;,_,-.!,,._.,
;..-,.!;,!._;...-.,,,,:.
Bu yet, nazar- dikkati hurma ve zme celbedip der ki: "Akl
bulunanlara, bu iki meyvede tevhid iin byk bir yet, bir delil ve bir
hccet vardr." Evet bu iki meyve, hem gda ve kut, hem fakihe ve
yemi, hem ok lezzetli taamlarn mene'leri olmakla beraber, susuz
bir kumda ve kuru bir toprakta duran bu aalar, o derece




--- sh:(:157) ----
bir mu'cize-i kudret ve bir hrika-i hikmettir ve yle bir helval eker
fabrikas ve ball bir urub makinesi ve o kadar hassas bir mizan ve
mkemmel bir intizam ve hikmetli ve dikkatli bir san'attrlar ki; zerre
kadar akl bulunan bir adam, "Bunlar byle yapan, elbette bu kinat
yaratan zt olabilir." demee mecburdur. nki mesel bu gzmz
nnde bir parmak kadar asmann zm ubuunda yirmi salkm var
ve her salkmda ekerli urub tulumbacklarndan yzer tane var. Ve
her tanenin yzne incecik ve gzel ve latif ve renkli bir mahfazay
giydirmek ve nazik ve yumuak kalbinde, kuvve-i hfzas ve
proram ve tarihe-i hayat hkmnde olan sert kabuklu, ceviz ili
ekirdekleri koymak ve karnnda cennet helvas gibi bir tatly ve b-
kevser gibi bir bal yapmak ve btn zemin yznde, hadsiz
emsalinde ayn dikkat, ayn hikmet, ayn hrika-i san'at, ayn
zamanda, ayn tarzda yaratmak, elbette bedahetle gsterir ki; bu ii
yapan btn kinatn Hlkdr ve nihayetsiz bir kudreti ve hadsiz bir
hikmeti iktiza eden u fiil, ancak onun fiilidir.
Evet bu ok hassas mizana ve ok meharetli san'ata ve ok
hikmetli intizama, kr ve serseri ve intizamsz ve uursuz ve hedefsiz
ve istilac ve kartrc olan kuvvetler ve tabiatlar ve sebebler
karamazlar, ellerini uzatamazlar. Yalnz, mef'uliyette ve kabulde ve
perdedarlkta, emr-i Rabban ile istihdam olunuyorlar. te bu
yetin iaret ettikleri hakikatn tevhide delalet eden nktesi gibi,
hadsiz ef'al-i Rabbaniyenin hadsiz cilveleri ve tasarruflar, ittifakla
birtek vhid-i ehad, bir Zt- Zlcelal'in vahdetine ehadet ederler.
nc Hakikat: Mevcudatn ve bilhassa nebatat ve
hayvanatn, sr'at-i mutlaka iinde kesret-i mutlaka ve intizam-
mutlak ile ve shulet-i mutlaka iinde gayet hsn- san'at ve meharet
ve ittikan ve intizam ile ve mebzuliyet-i mutlaka ve ihtilat- mutlak
iinde gayet kymetdarlk ve tam imtiyaz ile icadlardr.
Evet gayet okluk ile gayet abukluk, hem gayet san'atkrane
ve mahirane ve dikkat ve intizam ile gayet kolay ve rahata, hem
gayet mebzuliyet ve karklk iinde gayet kymetli ve farikal olarak
bulamadan ve bulatrmadan ve bulandrmadan yapmak, ancak ve
ancak birtek vhid ztn yle bir kudretiyle olabilir ki; o




--- sh:(:158) ----
kudrete hibir ey ar gelmez. Ve o kudrete nisbeten, yldzlar
zerreler kadar ve en byk en kk kadar ve efrad hadsiz bir nevi,
birtek ferd kadar ve azametli ve muhit bir kll, has ve az bir cz' kadar
ve koca zeminin ihyas ve diriltilmesi, bir aa kadar ve da gibi bir
aacn inas, trnak gibi bir ekirdek kadar kolay ve rahata ve
shuletli olmak gerektir. T ki, gzmzn nnde yaplan bu ileri
yapabilsin.
te bu mertebe-i tevhidin ve bu nc hakikatn ve kelime-i
tevhidin bu ehemmiyetli srrn, yani en byk bir kll, en kk bir
cz' gibi olmas ve en ok ve en az fark bulunmamas; hem bu
hayretli hikmetini ve bu azametli tlsmn ve tavr- akln haricindeki
bu muammasn ve slmiyetin en mhim esasn ve imann en derin
bir medarn ve tevhidin en byk bir temelini beyan ve hall ve kef
ve isbat etmekle Kur'ann tlsm alr ve hilkat- kinatn en gizli ve
bilinmez ve felsefeyi idrakinden ciz brakan muammas bilinir.
Hlk- Rahmime yzbin defa Risalet-n Nur'un hurufat adedince
kr ve hamdolsun ki, Risalet-n Nur bu acib tlsm ve bu garib
muammay hall ve kef ve isbat etmi. Ve bilhassa Yirminci
Mektub'un hirlerinde
,..___..,
bahsinde ve hare dair Yirmidokuzuncu Sz'n "Fil muktedirdir"
bahsinde, Yirmidokuzuncu Lem'a-i Arabiye'nin "Allah Ekber"
mertebelerinden kudret-i lahiyenin isbatnda, kat' brhanlarla -iki
kerre iki drt eder derecesinde- isbat edilmi.
Onun iin, izah onlara havale etmekle beraber, bir fihriste
hkmnde bu srr aan esaslar ve delilleri icmalen beyan ve on
basamak olarak on srra iaret etmek istedim. Birinci ve ikinci
srlar yazdm. Fakat maatteessf hem madd, hem manev iki kuvvetli
mani', beni imdilik mtebkisinden vazgeirdiler.
Birinci Sr: Bir ey zt olsa, onun zdd o zta rz olamaz.
nki itima-z zddeyn olur, o da muhaldir. te bu srra binaen,
madem kudret-i lahiye ztiyedir ve Zt- Akdes'in lzm- zarursidir.
Elbette o kudretin zdd olan acz, o Zt- Kadir'e rz




--- sh:(:159) ----
olmas mmkn olmaz. Ve madem bir eyde mertebelerin bulunmas,
o eyin iinde zddnn tedahl iledir. Mesel: Ziyann kav ve zaf
gibi mertebeleri, zulmetin mdahalesi ile ve hararetin ziyade ve aa
dereceleri, souun karmas ile ve kuvvetin iddet ve noksan
mikdarlar, mukavemetin karlamas ve mmanaatyladr. Elbette o
kudret-i ztiyede mertebeler bulunmaz. Btn eyay, bir tek ey gibi
icad eder. Ve madem o kudret-i ztiyede mertebeler bulunmaz ve za'f
ve noksan olamaz, elbette hibir mani' onu karlayamaz ve hibir icad
ona ar gelmez. Ve madem hibir ey ona ar gelmez, elbette har-i
a'zam bir bahar kadar kolay ve bir bahar bir aa kadar shuletli ve
bir aac bir iek kadar zahmetsiz icad ettii gibi; bir iei bir aa
kadar san'atl, bir aac bir bahar kadar mu'cizatl ve bir bahar bir
hair gibi cem'iyetli ve hrikal halkeder ve gzmzn nnde
halkediyor.
Risale-i Nur'da kat' ve kuvvetli ok brhanlar ile isbat edilmi
ki: Eer vahdet ve tevhid olmazsa, bir iek, bir aa kadar, belki daha
mkilatl ve bir aa, bir bahar kadar, belki daha suubetli olmakla
beraber; kymet ve san'ata btn btn sukut edeceklerdi. Ve imdi
bir dakikada yaplan bir zhayat, bir senede ancak yaplacakt, belki de
hi yaplmayacakt. te bu mezkr srra binaendir ki: Gayet
mebzuliyet ve oklukla beraber gayet kymetdar ve gayet abuk ve
kolaylkla beraber gayet san'atl olan bu meyveler, bu iekler, bu
aalar ve hayvancklar muntazaman meydana kyorlar ve vazife
bana geiyorlar ve tesbihatlarn yapp, bitirip, tohumlarn
yerlerinde tevkil ederek gidiyorlar.
kinci Sr: Naslki nuraniyet ve effafiyet ve itaat srryla ve
kudret-i ztiyenin bir cilvesiyle birtek gne, birtek yineye ziyal aks
verdii gibi; hadsiz yinelere ve parlak eylere ve katrelere o kaydsz
kudretinin geni faaliyetinden ziyal ve hararetli olan ayn- aksini emr-
i lah ile kolayca verebilir. Az ve ok birdir, fark yoktur.
Hem birtek kelime sylense, nihayetsiz hallakyetin nihayetsiz
vs'atinden, o birtek kelime birtek adamn kulana zahmetsiz girdii
gibi, bir milyon kulaklarn kafalarna da izn-i Rabban ile zahmetsiz
girer. Binlerle dinleyen ile birtek dinleyen msavidir, fark etmez. Hem
gz gibi birtek nur veya Cebrail gibi nuran birtek



--- sh:(:160) ----
ruhan; tecelli-i rahmet iinde olan faaliyet-i Rabbaniyenin kemal-i
vs'atinden birtek yere shuletle bakt ve gittii ve birtek yerde
shuletle bulunduu gibi, binler yerlerde de, kudret-i lahiye ile
shuletle bulunur, bakar, girer.. az, ok fark yoktur.
Aynen yle de: Kudret-i ztiye-i ezeliye, en latif, en has bir nur
ve btn nurlarn nuru olduundan ve eyann mahiyetleri ve
hakikatlar ve melektiyet vecihleri effaf ve yine gibi parlak
olduundan ve zerrattan ve nebatattan ve zhayattan t yldzlara ve
gnelere ve aylara kadar herey, o kudret-i ztiyenin hkmne gayet
derecede itaatli, inkyadl ve o kudret-i ezeliyenin emirlerine nihayet
derecede muti' ve msahhar bulunduundan, elbette hadsiz eyay
birtek ey gibi icad eder ve yanlarnda bulunur. Bir i bir ie mani
olmaz. Byk ve kk, ok ve az, cz' ve kll birdir. Hibiri ona
ar gelmez.
Hem naslki Onuncu ve Yirmidokuzuncu Szlerde denildii
gibi intizam ve mvazene ve hkme itaat ve emirleri imtisal srlaryla,
yz hane kadar bir byk sefineyi bir ocuun parmayla oyuncan
evirdii gibi dndrr, gezdirir. Hem bir mir, bir ar emriyle birtek
neferi hcum ettirdii gibi, muntazam ve muti' bir orduyu dahi, o tek
emriyle hcuma sevkeder. Hem pek byk bir hassas mizann iki
gznde, iki da mvazene vaziyetinde bulunsalar, iki kefesinde iki
yumurta bulunan dier mizann, bir tek ceviz, bir kefesini yukarya
kaldrmas, birini aa indirmesi gibi; o tek ceviz, bir kanun-u
hikmetle teki byk mizann bir gzn da ile beraber dan bana
ve br da, derelerin dibine indirebilir.
Aynen yle de: Kaydsz, nihayetsiz, nuran, zt, sermed olan
kudret-i Rabbaniyede ve beraberinde btn intizamatn ve nizamlarn
ve mvazenelerin menei, menba, medar, masdar olan nihayetsiz bir
hikmet ve gayet hassas bir adalet-i lahiye bulunduundan ve cz' ve
kll ve byk ve kk herey ve btn eya, o kudretin hkmne
msahhar ve tasarrufuna mnkad olduundan, elbette zerreleri
kolayca tedvir ve tahrik ettii gibi, yldzlar dahi nizam- hikmet
srryla kolayca dndrr, evirir. Ve baharda, bir emir ile shuletle
bir sinei ihya ettii gibi; btn sineklerin taifelerini ve btn nebatat
ve hayvancklarn ordularn, kudretindeki hikmet ve mizann srryla,
ayn emirle, ayn kolaylkla diriltip meydan- hayata sevk eder.


--- sh:(:161) ----
Ve bir aac baharda abuk diriltmek ve kemiklerine hayat vermek
gibi, o hikmetli adaletli kudret-i mutlaka ile koca arz ve zemin
cenazesini, baharda o aa gibi kolayca ihya edip yzbin eit
hairlerin misallerini icad eder. Ve bir emr-i tekvin ile arz dirilttii
gibi,
;,,.-....!_,.,....-,-,;,..;
fermanyla yani: "Btn ins ve cinn, birtek sayha ve emr ile yanmzda
meydan- hare hazr olurlar."
Hem
,,,,.,!_..;...!,...,
ferman etmesiyle, yani: "Kyamet ve harin ii ve yaplmas gzn
kapayp, hemen amak kadardr; belki daha yakndr." der.
Hem
..-,_..;,:.-;,,:..-..
yetiyle, yani: "Ey insanlar!. Sizin icad ve ihyanz ve har neriniz,
birtek nefsin ihyas gibi kolaydr. Kudretime ar gelmez" mealinde
bulunan u yetin srryla, ayn emir ile, ayn kolaylkla btn ins
ve cinleri ve hayvan ve ruhan ve melekleri har-i ekberin meydanna
ve mizan- a'zamn nne getirir. Bir i bir ie mani olmaz. nc ve
drdncden t onnc srra kadar, arzuma muhalif olarak baka
vakte talik edildi.
Drdnc Hakikat: Mevcudatn vcudlar ve zuhurlar,
beraberlik ve birbiri iinde birlik ve birbirine benzemeklik ve
birbirinin misal-i musaggar ve nmune-i ekberi ve bir ksm kll ve
kll ve dier ksm onun cz'leri ve ferdleri ve birbirine sikke-i
ftratta mabehet ve nak- san'atta mnasebet ve birbirine yardm
etmek ve birbirinin vazife-i ftriyesini tekmil etmek gibi, ok cihet-l
vahdet noktalarnda; bedahet derecesinde tevhidi iln ve sni'lerinin
vhid olduunu isbat etmek ve kinatn rububiyet cihetinde, tecezzi ve
inksam kabul etmez bir kll ve kll hkmnde bulunduunu izhar
etmektir.
Evet mesel her baharda nebatattan ve hayvanattan drt yzbin
nev'in hadsiz efradlarn, beraber ve birbiri iinde, bir anda ve


--- sh:(:162) ----
bir tarzda, yanlsz, hatasz, kemal-i hikmet ve hsn- san'atla icad
etmek ve idare ve iae etmek.. hem kularn misal-i musaggarlar olan
sineklerden t nmune-i ekberleri olan kartallara kadar hadsiz
efradlarn yaratmak ve hava leminde, seyahat ve yaamalarna
yardm eden cihazat verip gezdirmek ve havay enlendirmekle
beraber, yzlerinde mu'cizane birer sikke-i san'at ve cisimlerinde
mdebbirane birer htem-i hikmet ve mahiyetlerinde mrebbiyane
birer turra-i ehadiyet koymak.. hem zerrat- taamiyeyi hceyrat-
bedeniyenin imdadna ve nebatat hayvanatn imdadna ve hayvanat
insanlarn yardmna ve umum vlideleri iktidarsz yavrularn
muavenetine hakmane, rahmane koturmak, gndermek.. hem daire-i
Kehkean'dan ve manzume-i emsiyeden ve anasr- arziyeden, t gz
hadekasnn perdelerine ve gl goncasnn yapraklarna ve msr
snblnn gmleklerine ve kavunun ekirdeklerine kadar mtedhil
daireler gibi cz' ve kll hkmnde ayn intizam ve hsn- san'at ve
ayn fiil ve kemal-i hikmetle tasarruf etmek, elbette bedahet
derecesinde isbat eder ki: Bu ileri yapan hem vhiddir, birdir, her
eyde sikkesi var. Hem de hibir meknda olmad gibi her meknda
hazrdr. Hem gne gibi; herey ondan uzak, o ise hereye yakndr.
Hem daire-i Kehkean ve manzume-i emsiye gibi en byk eyler
ona ar gelmedii gibi, kandaki kreyvat, kalbdeki hatrat ondan
gizlenmez; tasarrufundan hari kalmaz. Hem herey ne kadar byk
ve ok olursa olsun, en kk, en az birey gibi ona kolaydr ki; sinei
kartal sisteminde ve ekirdei aacn mahiyetinde ve bir aac bir
bahe suretinde ve bir baheyi bir bahar san'atnda ve bir bahar bir
hair vaziyetinde shuletle icad eder. Ve san'ata ok kymetdar
eyleri, bize ok ucuz verir, ihsan eder. stedii fiyat ise, bir
"Bismillah" ve bir "Elhamdlillah"tr. Yani, o ok kymetdar
nimetlerin makbul fiyatlar, bata "Bismillahirrahmanirrahm" ve
hirinde "Elhamdlillah" demektir.
Bu "Drdnc Hakikat" dahi Risale-i Nur'da izah ve isbat
edildiinden, bu ksack iaretle iktifa ediyoruz.
Bizim seyyahn ikinci menzilde grd
Beinci Hakikat: Kinatn mecmuunda ve erknnda ve
eczasnda ve her mevcudunda bir intizam- ekmelin bulunmas ve o
memleket-i vasiann tedvir ve idaresine medar olan ve heyet-i
umumiyesine taalluk eden maddeler ve vazifedarlar birer vhid olmas

--- sh:(:163) ----
ve o hametli ehir ve meherde tasarruf eden isimler ve fiiller, birbiri
iinde ve birer ve bir mahiyet ve vhid ve heryerde ayn isim ve ayn
fiil olmakla beraber, hereyi veya ekser eyay ihatalar ve mulleri..
ve o znetli sarayn tedbirine ve enlenmesine ve binasna medar olan
unsurlar ve neviler, birbiri iinde ve birer ve bir mahiyet-i vhide ve
her yerde ayn unsur ve ayn nevi bulunmakla beraber zeminin yzn
ve ekserisini intiar ile ihata etmeleri.. elbette bedahetle ve zaruretle
iktiza eder ve delalet eder ve ehadet eder ve gsterir ki; bu kinatn
snii ve mdebbiri ve bu memleketin sultan ve mrebbisi ve bu
sarayn sahibi ve bnisi birdir; tektir, vhiddir, ehaddir. Misli ve naziri
olamaz ve veziri ve muini yoktur. eriki ve zdd olamaz, aczi ve
kusuru yoktur. Evet intizam tam bir vahdettir, birtek nazzam ister.
Mnakaaya medar olan irki kaldrmaz.
Madem bu kinatn heyet-i mecmuasndan, arzn yevm ve
senev deveranndan t insann smasna ve bann duygular
manzumesine ve kandaki beyaz ve krmz kreyvatn deveranna ve
cereyanna kadar, kll olsun cz' olsun herbir eyde hikmetli ve
dikkatli bir intizam var. Elbette bir Kadr-i Mutlak'tan ve bir Hakm-i
Mutlak'tan baka hibir ey, kasd ve icad suretiyle elini hibir eye
uzatamaz ve karamazlar. Belki yalnz kabul ederler, mazhar ve
mnfail olurlar.
Ve madem tanzim etmek ve bilhassa gayeleri takib etmek ve
maslahatlar gzeterek bir intizam vermek, yalnz ilim ve hikmetle
olur ve irade ve ihtiyar ile yaplr.. elbette ve her halde, bu
hikmetperverane intizam ve bu gzmz nndeki maslahatkrane
eit eit hadsiz intizamat- mahlukat, bedahet derecesinde delalet ve
ehadet eder ki; bu mevcudatn hlk ve mdebbiri birdir, fildir,
muhtardr. Her ey onun kudretiyle vcuda gelir, onun iradesiyle birer
vaziyet-i mahsusa alr ve onun ihtiyaryla bir suret-i muntazama giyer.
Hem madem bu misafirhane-i dnyann sobal lmbas birdir
ve ruznameli kandili birdir ve rahmetli sngeri birdir ve ateli as
birdir ve hayatl urubu birdir ve himayetli tarlas birdir... Bir.. bir..
bir.. t binbirler kadar... Elbette bu bir birler bedahetle ehadet eder ki;
bu misafirhanenin sni'i ve sahibi birdir. Hem gayet kerim ve
misafirperverdir ki; bu yksek ve byk memurlarn, zhayat
yolcularna hizmetkr edip istirahatlarna altryor.


--- sh:(:164) ----
Hem madem dnyann her tarafnda tasarruf eden ve naklar
ve cilveleri grnen "Hakm, Rahm, Musavvir, Mdebbir, Muhy,
Mrebbi" gibi isimler ve "hikmet ve rahmet ve inayet" gibi e'nler ve
"tasvir ve tedvir ve terbiye" gibi fiiller birdirler. Her yerde ayn isim,
ayn fiil birbiri iinde, hem nihayet mertebede, hem ihataldrlar. Hem
birbirinin nakn yle tekmil ederler ki; gya o isimler ve o fiiller
ittihad edip, kudret ayn- hikmet ve rahmet ve hikmet ayn- inayet ve
hayat oluyor. Mesel, hayat verici ismin bir eyde tasarrufu
grnd anda, yaratc ve tasvir edici ve rzk verici gibi ok
isimlerin ayn anda, her yerde, ayn sistemde tasarrufatlar grnyor.
Elbette ve elbette ve bedahetle ehadet eder ki; o ihatal isimlerin
msemmas ve her yerde ayn tarzda grnen mull fiillerin fili
birdir; tektir, vhiddir, ehaddir. menn ve saddakn!
Hem madem masnuatn maddeleri ve mayeleri olan unsurlar
zemini ihata ederler. Ve mahlukattan, vahdeti gsteren eit eit
sikkeleri tayan nevilerin herbiri bir iken ry-i zeminde intiar edip
istila ederler. Elbette bedahetle isbat eder ki; o unsurlar mtemilatyla
ve o neviler efradyla birtek ztn maldr, mlkdr. Ve yle bir
Vhid-i Kadr'in masnular ve hizmetkrlardr ki; o koca istilac
unsurlar, gayet itaatli bir hizmeti ve o zeminin her tarafna dalan
nevileri gayet intizaml bir nefer hkmnde istihdam eder.
Bu hakikat dahi Risalet-n Nur'da isbat ve izah edildiinden,
burada bu ksa iaretle iktifa ediyoruz. Bizim yolcu, bu be hakikatten
ald feyz-i iman ve zevk-i tevhid ne'esiyle mahedatn hlsa ve
hissiyatn tercme ederek, kalbine diyor:
Bak kitab- kinatn safha-i rengnine!
Hme-i zerrin-i kudret, gr ne tasvir eylemi.
Kalmam bir nokta-y muzlim em-i dil erbabna,
Sanki ytn Huda, nur ile tahrir eylemi.
Hem bil ki:
Kitab- lemin evrakdr eb'ad- nmahdud,
Stur-u hdisat- dehrdir sr- nma'dud.
Yazlm destgh- levh-i mahfuz-u hakikatta
Mcessem lafz- manidardr, lemde her mevcud.




--- sh:(:165) ----
Hem dinle:
,.,.-....,...._,...,,.,,.!;!;,
.-,._..,.!.___,,-. _-....
diyerek, kalbiyle beraber nefsi dahi tasdik ederek "Evet, evet" dediler.
te dnya misafiri ve kinat seyyahnn ikinci menzilde
mahede ettii be hakikat- tevhidiyeye ksa bir iaret olarak, Birinci
Makam'n ikinci babnda, ikinci menzile ait byle denilmi:
,..,,:!.,.-...:...,,,_ .-,_..,._.!.-;.-!.!;!;
.,.-...:..,..-;,,..:!_.L-!
..,.;.,.!,..,_.;.,.-;,,.
.,.!_..L.!.,.:!.,..!..-.,.-...:..,.:-!,..,;;
,.....!_.,.L.!;..;_..L.!!,.!.,..-.!.-,..L.!
.,.!..,-..!_.-.._..L.!,!,.,.!.
,..!.,.,.-...:..,
,....!,_-..!,,-..-!,,-.!,,.:!,_:!,_..
,:.!,...!..-!,...L..;.,.-...:..,
..-,_..!.!,...:!,,.,,....-,...:..,
L,-.!,...!,.-;,....;..-,.,.,!..,-..
_,;,_..,!...!.,:...!_.;,,..-!..-,.,














--- sh:(:166) ----
Sonra, o seyyah- lem asrlarda gezerken, mceddid-i elf-i
sni, mam- Rabban Ahmed-i Faruk'nin medresesine rast geldi,
girdi; Onu dinledi. O mam, ders verirken diyordu:
"Btn tarkatlarn en mhim neticesi, hakaik-i imaniyenin
inkiafdr." ve "Birtek mes'ele-i imaniyenin vuzuh ile inkiaf, bin
keramata ve ezvaka mreccahtr." Hem diyordu: "Eski zamanda,
byk ztlar demiler ki: "Mtekellimnden ve ilm-i Kelm
lemasndan birisi gelecek, btn hakaik-i imaniye ve slmiyeyi
delail-i akliye ile kemal-i vuzuh ile isbat edecek." Ben istiyorum ki,
ben o olsam, belki (Haiye) o adamm diye, iman ve tevhid btn
kemalt- insaniyenin esas, mayesi, nuru, hayat olduunu ve
.....,._.,,-...,:.
dsturu, tefekkrat- imaniyeye ait bulunmas ve Nak tarkatnda
haf zikrin ehemmiyeti ise, bu ok kymetdar tefekkrn bir nevi
olmasdr." diye talim ederdi.
Seyyah tamamyla iitti. Dnd nefsine dedi ki: Madem bu
kahraman imam byle diyor ve madem bir zerre kuvvet-i imaniyenin
ziyadelemesi, bir batman marifet ve kemalttan daha kymetlidir ve
yz ezvakn balndan daha tatldr.
Ve madem bin seneden beri iman ve Kur'an aleyhinde terakm
eden Avrupa feylesoflarnn itirazlar ve bheleri yol bulup ehl-i
imana hcum ediyor. Ve bir saadet-i ebediyenin ve bir hayat-
bkiyenin ve bir Cennet-i daimenin anahtar, medar, esas olan erkn-
imaniyeyi sarsmak istiyorlar. Elbette hereyden evvel imanmz
taklidden tahkike evirip kuvvetlendirmeliyiz.
yle ise, haydi ileri! Gel, bulduumuz birer da kuvvetindeki
bu yirmidokuz mertebe-i imaniyeyi namazn mbarek tesbihatnn






(Haiye): Zaman isbat etti ki: O adam, adam deil, Risale-i Nur'dur. Belki
ehl-i keif, Risale-i Nur'u ehemmiyetsiz olan tercman ve nairi suretinde -
keiflerinde- mahede etmiler; "bir adam" demiler.


--- sh:(:167) ----
mbarek adedi olan otuz mertebesine ibla etmek fikriyle, bu
ibretghn bir nc menzilini daha grmek iin
Bismillahirrahmanirrahm'in anahtar ile zhayat lemindeki idare ve
iae-i rabbaniyenin kapsn almalyz ve amalyz diyerek, maher-i
acaib ve mecma-i garaib olan bu nc menzilin kapsn istirhamla
ald, Bismillahilfettah ile at. nc menzil grnd. Girdi, grd
ki: Drt hakikat- muazzama ve muhita o menzili klandryorlar ve
gne gibi tevhidi gsteriyorlar.
Birinci Hakikat: "Fettahiyet" hakikatdr. Yani: Fettah isminin
tecellisiyle basit bir maddeden ayr ayr, eit eit, hadsiz muntazam
suretlerin, beraber, her tarafta bir anda, bir fiil ile almasdr. Evet
naslki umum kinatn baistannda ayr ayr hadsiz mevcudat;
iekler misill, Fettah ismiyle her birisine mnasib bir tarz-
muntazam ve bir ahsiyet-i mmtaze kudret-i ftra am, vermi.
Aynen yle de, fakat daha mu'cizatl olarak; zemin bahesinde drtyz
bin enva'- zhayata dahi, her birisine gayet san'atl ve hikmetli bir
suret-i mevzune ve mzeyyene ve mmtaze vermi.
.,...._.-.-_....-,:.,.;L_,:..-
;,....;!;,..!!,:,.!,:!.
_.!....!_;,_,;_._,.._.-;.! ;
,,:-!,,-!;!;..:,,.-,;_,,.
yetlerin ifadesiyle tevhidin en kuvvetli delili ve kudretin en hayretli
mu'cizesi, suretleri amasdr. Bu hikmete binaen, feth-i suver hakikat
tekrar ile -birka suretlerde- Risalet-n Nur'da ve bilhassa bu risalenin
kinci Makam'nn Birinci Babnda altnc ve yedinci mertebelerinde
isbat ve beyan edilmesinden onlara havale edip, burada bu kadar deriz
ki:









--- sh:(:168) ----
Fenn-i nebatat ve fenn-i hayvanatn ehadetiyle ve tedkikat-
amkasyla, bu feth-i suverde yle bir ihata ve mul ve san'at var ki;
birtek Vhid-i Ehad'den ve hereyde hereyi grebilecek ve
yapabilecek bir Kadr-i Mutlak'tan baka hibir ey bu cem'iyetli ve
ihatal fiile sahib olamaz. nki bu feth-i suver fiili ise, her yerde ve
her anda bulunan, nihayetsiz bir kudretin iinde nihayet derecede bir
hikmet, bir dikkat, bir ihata ister. Ve byle bir kudret ise, ancak btn
kinat idare eden birtek ztta bulunabilir.
Evet mesel mezkr yetlerin ferman ettikleri gibi; karanlk
iinde btn vlidelerin erhamnda insanlarn suretlerini ayr ayr,
mizanl, imtiyazl, znetli ve intizaml olarak, hem armadan, yanl
etmeden, kartrmadan basit bir maddeden amak ve yaratmak olan
fettahiyet ve umum ry-i zeminde ayn kudret, ayn hikmet, ayn
san'atla umum insanlar ve hayvanlar ve nebatlar ihata eden bu feth-i
suver hakikat; vahdaniyetin en kuvvetli bir brhandr. nki ihata
etmek bir vahdettir, irke yer brakmaz. Ve Birinci Bab'da vcub-u
vcuda ehadet eden ondokuz hakikat naslki vcudlaryla Hlk'n
vcuduna delalet ederler; yle de, ihatalaryla da vahdete ehadet
ederler.
Bizim yolcunun nc menzilde grd
kinci Hakikat: "Rahmaniyet" hakikatdr. Yani: Gzmzle
gryoruz, birisi var ki, bize zemin yzn rahmetin binlerle
hediyeleri ile doldurmu, bir ziyafetgh yapm ve Rahmaniyetin
yzbinlerle ayr ayr lezzetli taamlar iinde dizilmi bir sofra etmi ve
zemin iini Rahmiyet ve Hakmiyetin binlerle kymetdar ihsanlarn
cmi' bir mahzen yapm. Ve zemini devr-i senevsinde bir ticaret
gemisi hkmnde her sene lem-i gaybdan levazmat- insaniye ve
hayatiyenin yzbin eitlerinden en gzellerini iine alarak yklenmi
bir nevi sefine veya imendifer gibi ve her bahar ise, erzak ve
elbisemizi tayan bir vagon hkmnde olarak bizlere gnderir. Bizi
gayet rahmane beslettirir. Ve btn o hediyelerden, o nimetlerden
istifade etmemiz iin bize de yzlerle ve binlerle itihalar, ihtiyalar,
duygular, hissiyatlar, hisler vermi.
Evet yet-i hasbiyeye dair olan Drdnc ua'da izah ve isbat
edildii gibi, bize yle bir mide vermi ki, hadsiz taamlardan lezzet
alr. Ve yle bir hayat ihsan etmi ki, duygular ile -bir sofra-i


--- sh:(:169) ----
nimet gibi- koca cisman lemde hadsiz nimetlerinden istifade eder.
Ve yle bir insaniyet bize ltfetmi ki, akl ve kalb gibi ok letleri ile
hem madd hem manev lemin nihayetsiz hediyelerinden zevk alr.
Ve yle bir slmiyet bize bildirmi ki; lem-i gayb ve lem-i
ehadetin nihayetsiz hazinelerinden nur alr. Ve yle bir iman hidayet
etmi ki, dnya ve hiret lemlerinin hasra gelmez envrndan ve
hediyelerinden tenevvr edip mstefid eder. Gya rahmet tarafndan
bu kinat hadsiz antika ve acib ve kymetli eylerle tezyin edilmi bir
saraydr. Ve btn o saraydaki hadsiz sandklar ve menzilleri aacak
anahtarlar insann ellerine verilmi ve btn onlardan istifade ettirecek
olan ihtiyalar, hissiyatlar insann ftratna verilmi.
te byle dnyay ve hireti ve hereyi kaplam bir rahmet,
elbette o rahmet, vhidiyet iinde bir ehadiyetin cilvesidir.
Yani naslki gnein ziyas, mukabilindeki umum eyay ihata
etmesi ile vhidiyete bir misal olduu gibi, parlak ve effaf her bir ey
dahi kabiliyetine gre gnein hem ziyasn, hem hararetini hem
ziyasndaki yedi rengini, hem aks-i misalini almakla ehadiyete bir
misal olduundan; elbette o ihatal ziyay gren adam, arzn gnei
vhiddir, bir tektir diye hkmeder. Ve her parlak eyde hatt
katrelerde gnein kl, hararetli aksini mahede eden o adam,
gnein ehadiyetini, yani bizzt gnei sfatlar ile her eyin
yanndadr ve her eyin yine-i kalbindedir diyebilir. Aynen yle de:
Rahman- Zlcemal'in geni rahmeti dahi ziya gibi umum eyay
ihatas o Rahman'n vhidiyetini ve hi bir cihette eriki
bulunmadn gsterdii gibi, her eyde hususan her bir zhayatta ve
bilhassa insanda o cem'iyetli rahmetin perdesi altnda o Rahman'n
ekser isimlerinin klar ve bir nevi cilve-i ztiyesi bulunarak, her
ferde btn kinata baktracak ve mnasebetdarlk verecek bir
cem'iyet-i hayatiye vermesi dahi o Rahman'n ehadiyetini ve hereyin
yannda hazr ve hereyin hereyini yapan (O) olduunu isbat eder.
Evet naslki o Rahman, o rahmetin vhidiyetiyle ve ihatasyla,
kinatn mecmuunda ve zeminin yznde celalinin hametini
gsteriyor. yle de, ehadiyetin cilvesiyle herbir zhayatta, hususan
insanda btn nimetlerin nmunelerini o ferdde toplayp, o zhayatn
lt u cihazatna geirip tanzim ederek, mecmu-u kinat
(paralanmadan)


--- sh:(:170) ----
o tek ferde, bir cihette ayn hanesi gibi verdirmesiyle dahi, cemalinin
husus efkatini iln eder ve insanda enva'- ihsanatnn temerkzn
bildirir.
Hem naslki bir kavunun (mesel) her bir ekirdeinde, o
kavun temerkz ediyor. Ve o ekirdei yapan zt elbette odur ki; o
kavunu yapar, sonra ilminin husus mizanyla ve hikmetinin ona
mahsus kanunuyla o ekirdei ondan saar, toplar, tecessm ettirir. Ve
o tek kavunun tek ve vhid ustasndan baka hibir ey, o ekirdei
yapamaz ve yapmas muhaldir. Aynen yle de, rahmaniyetin
tecellisiyle kinat bir aa, bir bostan ve zemin bir meyve, bir kavun
ve zhayat ve insan bir ekirdek hkmnde olduundan; elbette en
kk bir zhayatn hlk ve rabbi, btn zeminin ve kinatn hlk
olmak lzm gelir.
Elhasl: Naslki ihatal olan fettahiyet hakikatyla btn
mevcudatn muntazam suretlerini basit maddeden yapmak ve amak,
vahdeti bedahetle isbat eder. yle de hereyi ihata eden "rahmaniyet"
hakikat dahi, vcuda gelen ve dnya hayatna giren btn zhayatlar
ve bilhassa yeni gelenleri kemal-i intizamla beslemesi ve levazmatn
yetitirmesi ve hibirini unutmamas ve ayn rahmet, her yerde, her
anda ve her ferde yetimesiyle bedahetle hem vahdeti, hem vahdet
iinde ehadiyeti gsterir. Risale-i Nur ism-i Hakm ve ism-i Rahm'in
mazhar olduundan, Risale-i Nur'un birok yerlerinde, hakikat-
rahmetin nkteleri ve cilveleri izah ve isbat edildiinden, burada bu
katre ile o bahre iaret edip o pek uzun kssay ksa kesiyoruz.
Seyyahmzn nc menzilde mahede ettii
nc Hakikat: "Mdebbiriyet ve idare hakikat"dr. Yani,
gayet dehetli ve sr'atli ecram- semaviyeyi ve gayet istilac ve
kartrc unsurlar ve gayet ihtiyal, za'fiyetli mahlukat- arziyeyi
kemal-i intizam ve mvazene ile idare etmek, birbirlerine
muavenetdar yapmak ve imtizackrane idare etmek ve tedbirlerini
grmek ve bu koca lemi bir mkemmel memleket, bir muhteem
ehir, bir mzeyyen saray gibi yapmak hakikatdr.
te bu cebbarane ve rahmanane idarenin byk dairelerini
brakp, yalnz baharda zemin yznde cereyan eden o idarenin birtek
sahife ve safhasn, Risalet-n Nur Onuncu Sz gibi mhim
risalelerinde


--- sh:(:171) ----
izah ve isbat etmesine binaen, ksa bir suretini bir temsil ile
gstereceiz; yle ki:
Mesel ve faraza; hrika ve cihangir bir zt, drtyz bin ayr
ayr milletlerden, taifelerden bir ordu tekil etse, her milletin ve her
taifenin neferlerine ait elbiselerini, hem silhlarn, hem yemeklerini,
hem talimat hem terhisatlarn, hem hidematlarn, birbirinden ayr
ayr, hem eit eit olarak btn o muhtelif cihazat noksansz,
kusursuz, yanlsz, hatasz, vakti vaktine, gecikmeden, kartrmadan
kemal-i intizamla ve gayet mkemmel bir tarzda o mu'cizatl
kumandan verse; elbette o gayet geni ve kark ve ince ve
mvazeneli ve kesretli ve adaletli idareye, o hrika kumandann
fevkalde kudretinden baka hibir sebeb elini uzatamaz. Eer uzatsa,
mvazeneyi bozar ve kartrr.
Aynen yle de, gzmzle gryoruz ki; bir dest-i gayb her
baharda drtyz bin muhtelif nevilerden mrekkeb bir muhteem
orduyu icad edip idare ediyor. Kyamete nmune olan gz
mevsiminde, o drtyz binden yz bin nebat ve hayvan nevilerini
vefatlar suretinde ve mevtler namnda terhis edip vazifelerinden
paydos ediyor. Ve har nere nmune olan baharda har-i a'zamn
yz bin misalini -birka hafta zarfnda- kemal-i intizamla ina edip,
hatt birtek aata drt kk hairleri, yani kendini ve yapraklarn
ve ieklerini ve meyvelerini, gitmi baharn ayn gibi neirlerini
gzmze gsterdikten sonra, o drtyz bin enva'a bali olan ordu-yu
Sbhannin her nev'e, her taifeye mahsus ve mnasib ayr ayr
rzklarn ve eit eit mdafaa silhlarn ve ayr ayr libaslarn ve
ayr ayr talimlerini ve terhislerini ve ayr ayr btn cihazat ve
levazmatlarn, kemal-i intizamla, sehivsiz, hatasz, kartrmadan ve
hibirini unutmadan, umulmadk yerlerden vakti-vaktine vermekle
kemal-i rububiyet ve hkimiyet ve hikmet iinde vahdaniyetini ve
ehadiyetini ve ferdiyetini ve nihayetsiz iktidarn ve hadsiz rahmetini
isbat ederek, bu tevhid fermann zemin yznde, her bahar
sahifesinde, kalem-i kader ile yazar. Bizim seyyah, yalnz bir baharda
bu fermann birtek sahifesini okuduktan sonra, nefsine dedi ki: Byle
her baharda har-i ekberden daha garib binlerle hairleri ina eden,
mkfat ve mcazat iin kudretine nisbeten bir bahardan daha kolay
olan hari yapacan ve kyameti getireceini umum enbiyasna
binlerle defa va'd ve ahdeden ve Kur'anda harin vukuuna binlerle
iaretle
--- sh:(:172) ----
beraber, bin aded yetlerinde sarahaten tehdid ve taahhd eden bir
Kadr-i Cebbar'n, bir Kahhar- Zlcelal'in o kadar va'dlerini tekzib ve
kudretini inkr hkmnde olan inkr- har hatasn irtikb edenlere
Cehennem azab ayn- adalettir diye hkmetti, nefsi dahi "menn"
dedi.
Dnya yolcusunun nc menzilde mahede ettii
Drdnc Hakikat olan Otuznc Mertebe: "Rahmiyet
ve rezzakyet hakikat"dr. Yani umum zemin yznde ve iinde ve
havasnda ve denizinde btn zhayatn ve bilhassa zruhun ve
bilhassa ciz ve zaflerin ve bilhassa yavrularn; hem madd ve
midev, hem manev btn rzklarn, efkatkrane, kuru ve basit bir
topraktan ve camid ve kemik gibi kuru odun paralarndan yaplan ve
bilhassa en latifi kan ve fk ortasndan gelen ve bir dirhem kemik
gibi bir tek ekirdekten yaplan binlerle okka taamlarn, vakti-vaktine
mukannen bir surette hi birini unutmayarak ve armayarak
gzmz nnde -bir dest-i gayb tarafndan- verilmesi hakikatdr.
Evet _,..!..!,._,,!.!;
yeti, iaeyi ve infak Cenab- Hakk'a tahsis edip hasrettii gibi,
.,....,.-,.,,,.!_..;_,;_._...,
_,,.,..__.,.....,
yeti dahi, btn insanlarn ve hayvanlarn rzklarn taahhd ve
tekeffl- Rabban altna ald; hem
,,.-!_,..!,,.,.,,,.!.,,,_.-;._._.,
yeti de, rzk tedarik edemeyen, ciz ve iktidarsz olan zaf barelerin
rzklarn umulmadk yerden, belki gaybdan, belki hiten, mesel
denizin dibindeki bceklere hiten ve btn yavrulara umulmadk
yerlerden ve btn hayvanlara her baharda deta srf gaybdan
infaklarn bilfiil tekeffl ederek bilmahede vermekle; esbabperest
insanlara dahi, esbab perdesi altnda yine o veriyor diye isbat ve iln
ettii gibi; pek ok yt- Kur'aniye ve hadsiz evahid-i





--- sh:(:173) ----
kevniye, bil'ittifak herbir zhayatn birtek Rezzak- Zlcelal'in
rahmiyeti ile beslendiklerini gsteriyorlar.
Evet, bir nevi rzk isteyen aalar iktidarsz ve ihtiyarsz
olduklarndan, onlar yerlerinde mtevekkilane dururken rzklar
onlara koup gelmesi ve ciz yavrularn nafakalar hayret-nmun
tulumbacklardan azlarna akmas ve o yavrulara bir para iktidar ve
azck bir ihtiyar gelmesiyle st kesilmesi, hususan insan yavrularna
analarnn efkatleri yardmc verilmesi, bedahetle isbat eder ki; hell
rzk, iktidar ve ihtiyar ile mtenasiben deildir.. belki, tevekkl veren
za'f ve acze nisbeten geliyor.
Ekseriyete sebeb-i hsran olan hrs tahrik eden iktidar ve
ihtiyar ve zekvet, bir ksm byk ediblerde o edibleri bir nevi
dilencilie kadar sevkettii gibi; zekvetsiz, kaba ok mi adamlarn
tevekklvari iktidarszlklar dahi onlar zenginlie sal etmesi ve
.,,,....._._.,,..,,.,!..,!..,
darb- mesel olmas isbat eder ki: Rzk- hell iktidar ve ihtiyar
kuvvetiyle kazanlmaz, buldurulmaz. Belki almasn ve sa'yini
kabul eden bir merhamet tarafndan verilir ve ihtiyacna acyan bir
efkat canibinden ihsan edilir. Fakat, rzk ikidir:
Biri: Yaamak iin hakik ve ftr rzktr ki; taahhd-
Rabban altndadr. Hatt o kadar muntazamdr ki; bedende ya ve
saire suretinde iddihar olunan ftr rzk, hi olmazsa yirmi gnden
ziyade bir ey yemeden yaatr, hayatn idame eder. Demek yirmi-
otuz gnden evvel ve bedende mddehar olan ftr rzk bitmeden
zahiren alktan vefat edenler rzkszlktan deil, belki s'-i itiyaddan
ve terk-i detten ne'et eden bir hastalktan vefat ederler.
kinci ksm rzk: tiyad, israf ve s'-i istimalat ile tiryaki olup
zaruret hkmne geen mecaz ve sun' rzktr. Bu ksm ise; taahhd-
Rabban altnda deil, belki ihsana tabidir. Kh verir, kh vermez.
Bu ikinci rzkta, bahtiyar odur ki; medar- saadet ve lezzet
olan iktisad ve kanaatla sa'y-i helli, bir nevi ibadet ve rzk iin bir fiil
dua bilerek mteekkirane ve minnetdarane o ihsan kabul edip
hayatn saadetkrane geirir.




--- sh:(:174) ----
Ve bedbaht odur ki; medar- ekavet ve hasaret ve elem olan
israf ve hrs ile sa'y-i helli brakarak, her kapya bavurup,
tenbelkrane ve zalimane ve mtekiyane hayatn geirir, belki
ldrr.
Naslki mide bir rzk ister; yle de, kalb ve ruh ve akl ve gz
ve kulak ve az gibi insann latifeleri ve duygular dahi Rezzak-
Rahm'den rzklarn isterler ve mteekkirane alrlar. Her birisine
ayr ayr ve onlara lyk ve onlar memnun ve mtelezziz eden
rzklar, hazine-i rahmetten ihsan edilir. Belki Rezzak- Rahm, onlara
daha geni rzk vermek iin gz ve kulak, kalb ve hayal ve akl gibi o
latifelerin her birisini, hazine-i rahmetinin birer anahtar hkmnde
yaratm. Mesel: Gz, kinat yzndeki hsn ve cemal gibi
kymetdar cevher hazinelerinin bir anahtar olduu misill, tekiler
dahi (herbiri) birer lemin anahtar olur; iman ile istifade eder. Yine
sadedimize dnyoruz.
Bu kinat yaratan Zt- Kadr-i Hakm, naslki kinattan
hayat bir hlsa-i cmia olarak halkedip, umum maksadlarn ve
isimlerinin cilvelerini onda temerkz ettiriyor. yle de, hayat
leminde dahi, rzk bir cem'iyetli merkez-i uunat yaparak, itiha
ihtiyacn ve zevk-i rzkyi zhayatta halkederek; hilkat- kinatn en
ehemmiyetli bir gayesi ve bir hikmeti olan daim ve kll bir teekkr
ve minnetdarlk ve perestilik ile rububiyetine ve sevdirmesine kar
mukabele ettiriyor.
Mesel: ok geni olan memleket-i Rabbaniyenin her tarafn,
hususan melaike ve ruhanler ile semavat ve ervah ile lem-i gayb
enlendirdii gibi; madd lemi dahi, hususan hava ve arz, her vakit
ve her tarafn zruhun, hususan kularn ve kuuklarn vcudlaryla
enlendirmek ve ruhlandrmak hikmetiyle ihtiyac- rzk ve rzkn
zevki pek kuvvetli bir kam olarak hayvanlar ve insanlar rzk
peinde koturmakla tahrik ederek tenbellikten ve ataletten kurtarp
gezdirmesi, uunat- rububiyetin bir hikmetidir. Eer bu hikmet gibi
mhim hikmetler olmasa idi, aalarn erzakn onlara koturduu
gibi, hayvanlarn da mukannen olan tayinatlarn onlara zahmetsiz bir
surette ftr hacetlerini koturacakt.
sm-i Rahm ve Rezzak'n cemallerini ve vahdaniyete
ehadetlerini tam grmek iin zemin yzn birden ihata edip
mahede edecek bir gz bulunsa, k hirinde erzaklar bitmek zere
olan hayvanat
--- sh:(:175) ----
kafilelerine, imdad- gayb ve ihsan- Rahman olarak nebatatn
ellerine verilen ve aalarn balarna konulan ve vlidelerin sinelerine
taklan ve srf hazine-i gaybiye-i rahmetten gayet leziz ve gayet ok ve
gayet mtenevvi taamlar ve nimetleri gnderen Rezzak- Rahm'in bu
cilve-i efkatinde ne kadar irin bir gzellik, ne kadar tatl bir cemal
bulunduunu grecek ve ondan bilecek ki; birtek elmay yapp bir
adama hakik bir rzk olarak mn'imane veren, yalnz yle bir zt
yapar verir ki; mevsimleri, gece ve gndzleri evirir ve kre-i arz bir
sefine-i tccariye gibi gezdirerek mevsimlerin mahsultlarn onunla
zemindeki muhta misafirlerine getirir. nki o elmann yznde
bulunan sikke-i ftrat ve htem-i hikmet ve turra-i samediyet ve mhr-
rahmet, btn elmalarda ve sair meyvelerde ve btn nebatat ve
hayvanatta bulunduundan o tek elmann hakik mliki ve snii,
elbette ve herhalde o elmann emsali ve hemcinsi ve kardeleri olan
btn sekene-i arzn ve onun bahesi olan koca zeminin ve onun
fabrikas olan aacnn ve onun tezgh olan mevsiminin ve onun
terbiyegh olan bahar ve yazn Mlik-i Zlcelal'i ve Hlk-
Zlcemal'i olacak, baka olamaz.
Demek herbir meyve yle bir mhr- vahdettir ki; onun aac
olan arzn ve onun bahesi olan kinat kitabnn ktibini ve sni'ini
bildirir ve vahdetini gsterir ve meyveler adedince vahdaniyet
fermannn mhrlendiine iaret eder. Risalet-n Nur sm-i Rahm ve
sm-i Hakm'in mazhar olduundan, bu rahmiyet hakikatnn ok
lem'alarn ve ok srlarn Risalet-n Nur ok eczalarnda beyan ve
isbat ettiinden, ona havale ile bu pek byk hazineden halimin
msaadesizlii cihetiyle bu ksa iaretle iktifa edildi.
te bizim seyyah diyor ki: Elhamdlillah her yerde aradm
ve her eyden sorduum hlkmn ve mlikimin vcub-u vcuduna ve
vahdetine ehadet eden otuz hakikat grdm ve dinledim. Herbir
hakikat, gne gibi parlak, karanlk brakmaz; da gibi kuvvetli ve
sarslmaz. Ve herbiri tahakkukuyla vcuduna gayet kat' ehadet eder
ve ihatasyla vahdetine gayet zahir delalet eder. Ve sair erkn-
imaniyeyi dahi iinde kuvvetli isbat etmekle beraber mecmu'
hakikatlarn icma' ve ittifak, imanmz taklidden tahkike ve
tahkikten ilmelyakne ve ilmelyaknden aynelyakne ve aynelyaknden
hakkalyakne ibla ediyor.
_,_._...!..-!
--- sh:(:176) ----
.!...;;!_..,.!....,.,!..._.!.!..-!
-!...,_.,,....!
te bu prmerak seyyahn, bu nc menzilde mahede
ettii drt muazzam hakikatlardan ald envr- imaniyeye gayet ksa
bir iaret olarak Birinci Makam'n ikinci babnda nc menzilin
hakikatlarna dair yle denilmi:
.,.-..-.L....:...,,,_ .-,_..,._.!.-;.-!.!;!;
..,-!_,._._.!..._,;,.!_..,-...!
,,.,.!_...,:,...:.!
,...-,!.,.-..-.L....:..,;,-!
,...:.!.;.....L...!- .!
_,.-!L,-.!.,.;.,.-.L....:..,;.,-!
;,..L-.L...!,..,-!_,.
,.,-,!.,.-..-.L....:..,;....
....!_,,,.!_:!...:!..;,
,_;.,..;,,..-!,,__
,.,;...!;..-!,,-,!_.-,!.,,,
;!;,...-_.,!.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.













--- sh:(:177) ----
..-....,._..,..,_,,-,._.-,..!.,,-,!_.-,!.!,.-,,.
_.,,-!,.,,,..!,.!_..,.,, -_,...-_,-..-,!_..,
.,..-.,,._..,-;,.,..!_..,.._,...,,..
_.,-...__.,,,._
.,..._:...,...,,.!_..,,:.__..,-_.!,_!,..,
.....!,...;,
.._....,,.:_.!.-!.,_,...!,.!!..,,.L!,...-,..-;,..-,,
_,._,.-,!,-,.,..-,!..,!
_,.!.-!,,.!..-!;,,..,-,


























--- sh:(:178) ----
HTAR
Bu risalenin mahall-i zuhuru olan u memleket muhitinde
Risalet-n Nur'un sair risaleleri bulunmadndan ve ihtiyarsz olarak
burada te'lif edildiinden, yet-l Kbra gibi risalelerde, zahir bir
tekrar suretinde baka Szlerin ve Lem'alarn bir ksm mhim
mes'eleleri zikredilmi ve buralardaki akirdlere nisbeten herbiri birer
kk Risalet-n Nur hkmne gemek hikmetiyle byle yazdrlm.
Bu msveddenin birinci tebyizi bir mbarek zt tarafndan
oldu. O ztn tevafuktan haberi yokken yazd nshada, kayda lyk
yle latif ve manidar bir tevafuk grdk ki: O nshann satrlar
banda "Elif"ler altyz altmalt olarak yazlmtr. Bu hal ise,
Hazret-i mam- Ali (Radyallah Anh) tarafndan bu husus risaleye
verilen yet-l Kbra namnn cifr ve ebced makam olan altyz
altmalt adedine tam tamna muvafakat ve mutabakat ile, bu
risalenin bu nma liyakatn gsterir. Hem yt- Kur'aniyenin adedi
olan altbin altyz altmaltnn drt mertebesinden mertebesine
tevafuku dahi, bu risalenin, ytn bir lem'as olduuna bir iarettir
diye telakki ettik.
Said Nurs



















--- sh:(:179) ----
Bugnlerde, Manev Bir Muhaverede Bir Sual Ve Cevab
Dinledim. Size, Bir Hlsasn Beyan Edeyim:
Biri dedi: Risale-i Nur'un iman ve tevhid iin byk
tahidatlar ve kll tehizatlar gittike oalyor. Ve en muannid bir
dinsizi susturmak iin yzde birisi kfi iken, neden bu derece hararetle
daha yeni tahidat yapyor?
Ona cevaben dediler: "Risale-i Nur, yalnz bir cz' tahribat
ve bir kk haneyi tamir etmiyor. Belki kll bir tahribat ve
slmiyeti iine alan ve dalar byklnde talar bulunan bir muhit
kal'ay tamir ediyor. Ve yalnz husus bir kalbi ve has bir vicdan
slaha almyor, belki bin seneden beri tedarik ve terakm edilen
mfsid letler ile dehetli rahnelenen kalb-i umumyi ve efkr-
mmeyi ve umumun ve bahusus avam- m'minnin istinadghlar
olan slm esaslarn ve cereyanlarn ve eairlerin krlmas ile
bozulmaa yz tutan vicdan- umumyi, Kur'an'n i'cazyla ve geni
yaralarn Kur'ann ve imann illar ile tedavi etmee alyor.
Elbette byle kll ve dehetli tahribata ve rahnelere ve yaralara,
hakkalyakn derecesinde, dalar kuvvetinde hccetler, cihazlar ve bin
tiryak hsiyetinde mcerreb illar ve hadsiz edviyeler bulunmak
gerektir ki; bu zamanda Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n i'caz-
manevsinden kan Risale-i Nur o vazifeyi grmekle beraber, imann
hadsiz mertebelerinde terakkiyat ve inkiafata medardr." diye uzun
bir mkleme cereyan etti. Ben de tamamen iittim, hadsiz krettim.
Ksa kesiyorum.
Said Nurs
* * *













--- sh:(:180) ----
Dokuzuncu ua
(Onuncu Sz'n Mhim Bir Zeyli ve Lhikasnn Birinci Paras)
_
_..-!!,;-,._,-,;.._,-;.-,.
_._-!_,-;,,,L_,-,.,:.,_,;,,..!
.,..-_,;_,-,_-!_.,,.!_,-,,,.!
,...,,,_.,:..-;._.,;,-,!.,
.,,,:..._.,:!.-;._.,;,,:..,:
,.;,!._ ; .-,,...,:.,_-,.,,!.:..!
..-,_,;,,..!.-._.,;,,:..,.!
._.,_,.!.-.!,.;,!._ ;,:.!,,:...!
,.;,!._ ;.._.,,.-.,.,.!,_,!.,:....
,,.,.-..,.-_,,!,:,._.,;-..,.!
,.;,!._ ;.,..-_,;_,-,.......!_.
.,.,.. _,;,....!,.;._.,;..-,.!
,..!__.!,;,-,..._,;_....,...
..,-,.-! ,.,_.!,;...!__,;,
_,;,,..!__..;_..!!, ,..;,
,,:-!,,-!,





--- sh:(:181) ----
mann bir kutbunu gsteren bu semav yt- kbrann ve
hari isbat eden u kuds berahin-i uzmnn bir nkte-i ekberi ve bir
hccet-i a'zam; bu "Dokuzuncu ua"da beyan edilecek. Latif bir
inayet-i Rabbaniyedir ki: Bundan otuz sene evvel Eski Said, yazd
tefsir mukaddemesi "Muhakemat" namndaki eserin hirinde; "kinci
Maksad: Kur'anda hare iaret eden iki yet tefsir ve beyan edilecek.
,,-,!_.-,!.!,.-.deyip durmu. Daha yazamam.
Hlk- Rahm'ime delail ve emarat- hariye adedince kr ve hamd
olsun ki, otuz sene sonra tevfik ihsan eyledi. Evet bundan dokuz-on
sene evvel o iki yetten birinci yet olan
.,..-_,;_,-,.!,.-,,._!,L..
,..___..,_.!_,-.!,!.;
ferman- lahnin iki parlak ve ok kuvvetli hccetleri ve tefsirleri
bulunan Onuncu Sz ile Yirmidokuzuncu Sz' in'am etti, mnkirleri
susturdu. Hem iman- harnin hcum edilmez o iki metin kal'asndan,
dokuz ve on sene sonra ikinci yet olan bata mezkr yt- ekberin
tefsirini bu risale ile ikram etti. te bu Dokuzuncu ua, mezkr
ytyla iaret edilen dokuz l makam ve bir ehemmiyetli
mukaddemeden ibarettir.
* * *















--- sh:(:182) ----
Mukaddeme
(Hair akidesinin, pek ok ruh faidelerinden ve hayat
neticelerinden birtek netice-i cmiay ihtisar ile beyan ve hayat-
insaniyeye hususan hayat- itimaiyesine ne derece lzumlu ve zarur
olduunu izhar ve bu iman- har akidesinin pek ok hccetlerinden
bir tek hccet-i klliyeyi icmal ile gstermek ve o akide-i hariye ne
derece bedih ve bhesiz bulunduunu ifade etmekten ibaret olarak
"ki Nokta"dr.)
Birinci Nokta: hiret akidesi, hayat- itimaiye ve ahsiye-i
insaniyenin ss-l esas ve saadetinin ve kemaltnn esasat olduuna
yzer delillerinden bir mikyas olarak yalnz drt tanesine iaret
edeceiz.
Birincisi: Nev-i beerin hemen yarsn tekil eden ocuklar,
yalnz Cennet fikriyle, onlara dehetli ve alatc grnen lmlere ve
vefatlara kar dayanabilirler ve gayet zaf ve nazik vcudlarnda bir
kuvve-i maneviye bulabilirler ve her eyden abuk alayan gayet
mukavemetsiz mizac- ruhlarnda, o Cennet ile bir mid bulup
mesrurane yaayabilirler. Mesel Cennet fikriyle der: "Benim kk
kardeim veya arkadam ld, Cennet'in bir kuu oldu. Cennet'te
gezer, bizden daha gzel yaar." Yoksa her vakit etrafnda kendi gibi
ocuklarn ve byklerin lmleri, o zaf barelerin endieli
nazarlarna arpmas; mukavemetlerini ve kuvve-i maneviyelerini zr
zeber ederek gzleriyle beraber ruh, kalb, akl gibi btn letaifini
dahi yle alattracak, ya mahvolup veya divane bir bedbaht hayvan
olacakt.
kinci delil: Nev-i insann nsf olan ihtiyarlar, yalnz hayat-
uhreviye ile yaknlarnda bulunan kabre kar tahamml edebilirler.
Ve ok alkadar olduklar hayatlarnn yaknda snmesine ve gzel
dnyalarnn kapanmasna mukabil bir teselli bulabilirler ve ocuk
hkmne geen seri-t teessr ruhlarnda ve mizalarnda, mevt ve
zevalden kan elm ve dehetli me'yusiyete kar, ancak hayat-
bkiye midiyle mukabele edebilirler. Yoksa o efkate lyk
muhteremler





--- sh:(:183) ----
ve sknete ve istirahat- kalbiyeye ok muhta o endieli babalar ve
analar, yle bir vaveyl-i ruh ve bir dadaa-i kalb hissedeceklerdi
ki; bu dnya onlara zulmetli bir zindan ve hayat dahi kasavetli bir
azab olurdu.
nc delil: nsanlarn hayat- itimaiyesinin en kuvvetli
medar olan genler, delikanllar, iddet-i galeyanda olan hissiyatlarn
ve ifratkr bulunan nefis ve hevalarn tecavzattan ve zulmlerden ve
tahribattan durduran ve hayat- itimaiyenin hsn- cereyann temin
eden; yalnz Cehennem fikridir. Yoksa Cehennem endiesi olmazsa,
"El-hkm lil-galib" kaidesiyle o sarho delikanllar, hevesatlar
peinde bare zaflere, cizlere, dnyay Cehennem'e evireceklerdi
ve yksek insaniyeti gayet sfl bir hayvaniyete dndreceklerdi.
Drdnc delil: Nev-i beerin hayat- dnyeviyesinde en
cem'iyetli merkez ve en esasl zenberek ve dnyev saadet iin bir
Cennet, bir melce, bir tahassngh ise; aile hayatdr. Ve herkesin
hanesi, kk bir dnyasdr. Ve o hane ve aile hayatnn hayat ve
saadeti ise; samim ve cidd ve vefadarane hrmet ve hakik ve efkatli
ve fedakrane merhamet ile olabilir. Ve bu hakik hrmet ve samim
merhamet ise; ebed bir arkadalk ve daim bir refakat ve sermed bir
beraberlik ve hadsiz bir zamanda ve hududsuz bir hayatta birbiriyle
pederane, ferzendane, kardeane, arkadaane mnasebetlerin
bulunmak fikriyle, akidesiyle olabilir. Mesel der: "Bu haremim,
ebed bir lemde, ebed bir hayatta, daim bir refika-i hayatmdr.
imdilik ihtiyar ve irkin olmu ise de zarar yok. nki ebed bir
gzellii var, gelecek. Ve byle daim arkadaln hatr iin herbir
fedakrl ve merhameti yaparm." diyerek o ihtiyare karsna, gzel
bir huri gibi muhabbetle, efkatle, merhametle mukabele edebilir.
Yoksa ksack bir-iki saat sur bir refakatten sonra ebed bir firak ve
mfarakate urayan arkadalk; elbette gayet sur ve muvakkat ve
esassz, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye manasnda ve bir mecaz
merhamet ve sun' bir hrmet verebilir ve hayvanatta olduu gibi;
baka menfaatler ve sair galib hisler, o hrmet ve merhameti malub
edip o dnya cennetini, cehenneme evirir.
te iman- harnin yzer neticesinden birisi; hayat-
itimaiye-i insaniyeye taalluk eder. Ve bu tek neticenin de yzer
cihetinden


--- sh:(:184) ----
ve faydalarndan mezkr drt delile sairleri kyas edilse anlalr ki:
Hakikat- hariyenin tahakkuku ve vukuu; insaniyetin ulv hakikat ve
kll haceti derecesinde kat'dir. Belki insann midesindeki ihtiyacn
vcudu, taamlarn vcuduna delalet ve ehadetinden daha zahirdir ve
daha ziyade tahakkukunu bildirir. Ve eer bu hakikat- hariyenin
neticeleri insaniyetten ksa; o ok ehemmiyetli ve yksek ve hayatdar
olan insaniyet mahiyeti, murdar ve mikrop yuvas bir le hkmne
sukut edeceini isbat eder. Beerin idare ve ahlk ve itimaiyat ile
ok alkadar olan itimaiyyun ve siyasiyyun ve ahlkiyyunun
kulaklar nlasn! Gelsinler, bu boluu ne ile doldurabilirler ve bu
derin yaralar ne ile tedavi edebilirler?
kinci Nokta: Hakikat- hariyenin hadsiz brhanlarndan sair
erkn- imaniyeden gelen ehadetlerin hlsasndan kan bir brhan,
gayet muhtasar bir surette beyan eder. yle ki:
Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n risaletine
delalet eden btn mu'cizeleri ve btn delail-i nbvveti ve
hakkaniyetinin btn brhanlar, birden hakikat- hariyenin
tahakkukuna ehadet ederek isbat ederler. nki bu ztn btn
hayatnda btn davalar, vahdaniyetten sonra hairde temerkz
ediyor. Hem umum peygamberleri tasdik eden ve ettiren btn
mu'cizeleri ve hccetleri, ayn hakikate ehadet eder.
Hem ..,,kelimesinden gelen ehadeti bedahet
derecesine karan ,.,ehadeti de ayn hakikate ehadet eder.
yle ki: Bata Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n hakkaniyetini isbat eden
btn mu'cizeleri, hccetleri ve hakikatlar, birden hakikat-
hariyenin tahakkukuna ve vukuuna ehadet edip isbat ederler. nki
Kur'ann hemen ten birisi hairdir ve ekser ksa surelerinin
balarnda gayet kuvvetli yt- hariyedir. Sarhan ve iareten binler
ytyla ayn hakikat haber verir, isbat eder, gsterir. Mesel:







--- sh:(:185) ----
*,,L.._...!!,!, ;,:,._..!.,. * ,,_.:!.
*,.:.....!.* ,,L......!. *.,!,!,_,;,!,!,.
,.-!,.-,,_ *;!....,.
gibi, otuz-krk surelerin balarnda btn kat'iyyetle hakikat-
hariyeyi kinatn en ehemmiyetli ve vcib bir hakikat olduunu
gstermekle beraber, sair yetlerinde dahi o hakikatn eit eit
delillerini beyan edip ikna' eder. Acaba birtek yetin birtek iareti,
gzmz nnde ulm-u slmiyede mteaddid ilm, kevn hakikatlar
meyve veren bir kitabn binler byle ehadetleri ve davalar ile, Gne
gibi zuhur eden iman- har; hakikatsz olmas gnein inkr belki
kinatn ademi gibi hibir cihet-i imkn var m ve yz derece muhal
ve btl olmaz m? Acaba bir sultann birtek iareti yalan olmamak
iin bazan bir ordu hareket edip arpt halde, o pek cidd ve izzetli
sultann binler szleri ve va'dleri ve tehdidlerini yalan karmak hibir
cihette kabil midir ve hakikatsz olmak mmkn mdr? Acaba on
asrda fslasz olarak hadsiz ruhlara, akllara, kalblere, nefislere hak
ve hakikat dairesinde hkmeden, terbiye eden, idare eden bu manev
Sultan- Zan'n birtek iareti byle bir hakikat isbat etmeye kfi
iken, binler tasrihat ile bu hakikat- hariyeyi gsterip isbat ettikten
sonra, o hakikat tanmayan bir echel ahmak iin Cehennem azab
lzm gelmez mi ve ayn- adalet olmaz m? Hem birer zamana ve birer
devre hkmeden btn semav suhuflar ve mukaddes kitablar dahi,
btn istikbale ve umum zamanlara hkmran olan Kur'ann tafsilatla,
izahatla tekrar ile beyan ve isbat ettii hakikat- hariyeyi, asrlarna ve
zamanlarna gre o hakikat kat' kabul ile beraber, tafsilatsz ve
perdeli ve muhtasar bir surette beyan, fakat kuvvetli bir tarzda iddia ve
isbatlar; Kur'ann davasn binler imza ile tasdik ederler.
Bu bahsin mnasebetiyle Risale-i Mnacat'n hirinde, "iman-
n bilyevm-il hir" rknne sair rknlerin hususan "rusl" ve
"ktb"n ehadeti, mnacat suretinde zikredilen pek kuvvetli ve
hlsal ve btn evhamlar izale eden bir hccet-i hariye aynen
buraya giriyor. yle ki: Mnacat'ta demi:




--- sh:(:186) ----
Ey Rabb-i Rahm'im! Resul-i Ekrem'inin talimiyle ve Kur'an-
Hakm'in dersiyle anladm ki: Bata Kur'an ve Resul-i Ekrem'in olarak
btn mukaddes kitablar ve peygamberler, bu dnyada ve her tarafta
nmuneleri grlen celalli ve cemalli isimlerinin tecellileri daha
parlak bir surette ebed-l bdda devam edeceine ve bu fni lemde
rahmane cilveleri, nmuneleri mahede edilen ihsanatnn daha
aaal bir tarzda dr- saadette istimrarna ve bekasna ve bu ksa
hayat- dnyeviyede onlar zevk ile gren ve muhabbet ile refakat
eden mtaklarn, ebedde dahi refakatlarna ve beraber bulunmalarna
icma' ve ittifak ile ehadet ve delalet ve iaret ederler. Hem yzer
mu'cizat- bahirelerine ve yt- katalarna istinaden, bata Resul-i
Ekrem ve Kur'an- Hakm'in olarak btn nuran ruhlarn sahibleri
olan peygamberler ve btn mnevver kalblerin kutublar olan veliler
ve btn keskin ve nurlu akllarn madenleri olan sddknler, btn
suhuf-u semaviyede ve ktb- mukaddesede senin ok tekrar ile
ettiin binler va'dlerine ve tehdidlerine istinaden, hem senin kudret ve
rahmet ve inayet ve hikmet ve celal ve cemal gibi hireti iktiza eden
kuds sfatlarna, e'nlerine ve senin izzet-i celaline ve saltanat-
rububiyetine itimaden, hem hiretin izlerini ve tereuhatn bildiren
hadsiz kefiyatlarna ve mahedelerine ve ilmelyakn ve aynelyakn
derecesinde bulunan itikadlarna ve imanlarna binaen saadet-i
ebediyeyi insanlara mjdeliyorlar. Ehl-i dalalet iin Cehennem ve ehl-
i hidayet iin Cennet bulunduunu haber verip iln ediyorlar, kuvvetli
iman edip ehadet ediyorlar.
Ey Kadr-i Hakm! Ey Rahman- Rahm! Ey Sadk-ul Va'd-il
Kerim! Ey izzet ve azamet ve celal sahibi Kahhar- Zlcelal!.. Bu
kadar sadk dostlarn, bu kadar va'dlerini ve bu kadar sft ve
uunatn yalanc karmak, tekzib etmek ve saltanat- rububiyetinin
kat' mukteziyatn tekzib edip yapmamak ve senin sevdiin ve onlar
dahi seni tasdik ve itaat etmekle kendilerini sana sevdiren hadsiz
makbul ibadnn hirete bakan hadsiz dualarn ve davalarn
reddetmek, dinlememek ve kfr ve isyan ile ve seni va'dinde tekzib
etmekle, senin azamet-i kibriyana dokunan ve izzet-i celaline
dokunduran ve uluhiyetinin haysiyetine ilien ve efkat-i rububiyetini
mteessir eden ehl-i dalaleti ve ehl-i kfr harin inkrnda, onlar
tasdik etmekten yzbinler derece mukaddessin ve hadsiz derece
mnezzeh ve lsin. Byle nihayetsiz bir zulmden ve nihayetsiz

--- sh:(:187) ----
bir irkinlikten, senin o nihayetsiz adaletini ve nihayetsiz cemalini ve
hadsiz rahmetini, hadsiz derece takdis ediyoruz. Ve btn
kuvvetimizle iman ederiz ki: O yzbinler sadk elilerin ve o hadsiz
doru delll- saltanatn olan enbiya, asfiya, evliyalar, hakkalyakn,
aynelyakn, ilmelyakn suretinde senin uhrev rahmet hazinelerine,
lem-i bekadaki ihsanatnn definelerine ve dr- saadette tamamyla
zuhur eden gzel isimlerinin hrika gzel cilvelerine ehadetleri hak
ve hakikattr ve iaretleri doru ve mutabktr ve bearetleri sadk ve
vaki'dir. Ve onlar btn hakikatlarn mercii ve gnei ve hamisi olan
"Hak" isminin en byk bir ua; bu hakikat- ekber-i hariye
olduunu iman ederek, senin emrin ile senin ibadna hak dairesinde
ders veriyorlar ve ayn- hakikat olarak talim ediyorlar. Ya Rab!
Bunlarn ders ve talimlerinin hakk ve hrmeti iin, bize ve Risale-i
Nur talebelerine iman- ekmel ve hsn- htime ver ve bizleri onlarn
efaatlerine mazhar eyle, mn!..
Hem naslki Kur'ann belki btn semav kitablarn
hakkaniyetini isbat eden umum deliller ve hccetler ve Habibullah'n
belki btn enbiyann nbvvetlerini isbat eden umum mu'cizeler ve
brhanlar, dolaysyla en byk mddealar olan hiretin tahakkukuna
delalet ederler. Aynen yle de, Vcib-l Vcud'un vcuduna ve
vahdetine ehadet eden ekser deliller ve hccetler, dolaysyla
rububiyetin ve uluhiyetin en byk medar ve mazhar olan dr-
saadetin ve lem-i bekann vcuduna, almasna ehadet ederler.
nki gelecek makamatta beyan ve isbat edilecei gibi, Zt- Vcib-l
Vcud'un hem mevcudiyeti, hem umum sfatlar, hem ekser isimleri,
hem rububiyet, uluhiyet, rahmet, inayet, hikmet, adalet gibi vasflar,
e'nleri lzum derecesinde hireti iktiza ve vcub derecesinde bki bir
lemi istilzam ve zaruret derecesinde mkfat ve mcazat iin hari ve
neri isterler.
Evet madem ezel, ebed bir Allah var; elbette saltanat-
uluhiyetinin sermed bir medar olan hiret vardr. Ve madem bu
kinatta ve zhayatta gayet hametli ve hikmetli ve efkatli bir
rububiyet-i mutlaka var ve grnyor. Elbette o rububiyetin hametini
sukuttan ve hikmetini abesiyetten ve efkatini gadirden kurtaran, ebed
bir dr- saadet bulunacak ve girilecek.
Hem madem gz ile grnen bu hadsiz in'amlar, ihsanlar, ltuflar,
keremler, inayetler, rahmetler; perde-i gayb arkasnda bir Zt-

--- sh:(:188) ----
Rahman- Rahm'in bulunduunu snmemi akllara, lmemi kalblere
gsterir. Elbette in'am istihzadan ve ihsan aldatmaktan ve inayeti
adavetten ve rahmeti azabdan ve ltuf ve keremi ihanetten hals eden
ve ihsan ihsan eden ve nimeti nimet eden, bir lem-i bkide bir hayat-
bkiye var ve olacaktr.
Hem madem bahar faslnda zeminin dar sahifesinde hatasz
yzbin kitab birbiri iinde yazan bir kalem-i kudret gzmz nnde
yorulmadan iliyor. Ve o kalem sahibi yzbin defa ahd va'detmi ki:
"Bu dar yerde ve kark ve birbiri iinde yazlan bahar kitabndan
daha kolay olarak geni bir yerde gzel ve lyemut bir kitab
yazacam ve size okutturacam" diye, btn fermanlarda o kitabdan
bahsediyor. Elbette ve herhalde o kitabn asl yazlm ve hair ve
neir ile haiyeleri de yazlacak ve umumun defter-i a'malleri onda
kaydedilecek. Hem madem bu Arz, kesret-i mahlukat cihetiyle ve
mtemadiyen deien yzbinler eit eit enva'- zevil-hayat ve zevil-
ervahn meskeni, menei, fabrikas, meheri, maheri olmas
haysiyetiyle bu kinatn kalbi, merkezi, hlsas, neticesi, sebeb-i
hilkat olarak gayet byk yle bir ehemmiyeti var ki; kklyle
beraber koca semavata kar denk tutulmu. Semav fermanlarda
daima
_,;,,..!,,
deniliyor. Ve madem bu mahiyetteki Arz'n her tarafna hkmeden ve
ekser mahlukatna tasarruf eden ve ekser zhayat mevcudatn teshir
edip kendi etrafna toplattran ve ekser masnuatn kendi hevesatnn
hendesesiyle ve ihtiyacatnn dsturlaryla yle gzelce tanzim ve
tehir ve tezyin ve ok antika nevilerini liste gibi birer yerlerde yle
toplayp sslettirir ki, deil yalnz ins ve cinn nazarlarn, belki
semavat ehlinin ve kinatn nazar- dikkatlerini ve takdirlerini ve
kinat sahibinin nazar- istihsann celbetmekle gayet byk bir
ehemmiyet ve kymet alan ve bu haysiyetle bu kinatn hikmet-i
hilkat ve byk neticesi ve kymetli meyvesi ve Arz'n halifesi
olduunu fenleriyle, san'atlaryla gsteren.. ve dnya cihetinde Sani-i
lem'in mu'cizeli san'atlarn gayet gzelce tehir ve tanzim ettii iin,
isyan ve kfryle beraber dnyada braklan ve azab te'hir edilen ve
bu hizmeti iin imhal edilip muvaffakyet gren nev-i ben-dem var.
Ve madem bu mahiyetteki nev-i ben-dem, miza ve hilkat itibariyle
gayet zaf ve
--- sh:(:189) ----
ciz ve gayet acz ve fakryla beraber hadsiz ihtiyacat ve teellmat
olduu halde, btn btn kuvvetinin ve ihtiyarnn fevkinde olarak
koca Kre-i Arz', o nev-i insana lzumu bulunan her nevi madenlere
mahzen ve her nevi taamlara anbar ve nev-i insann houna gidecek
her eit mallara bir dkkn suretine getiren, gayet kuvvetli ve
hikmetli ve efkatli bir mutasarrf var ki, byle nev-i insana bakyor,
besliyor, istediini veriyor.
Ve madem bu hakikatteki bir Rab; hem insan sever, hem
kendini insana sevdirir; hem bkidir, hem bki lemleri var, hem
adaletle her ii grr ve hikmetle hereyi yapyor. Hem bu ksa hayat-
dnyeviyede ve bu ksack mr- beerde ve bu muvakkat ve fni
zeminde o Hkim-i Ezel'nin hamet-i saltanat ve sermediyet-i
hkimiyeti yerleemiyor. Ve nev-i insanda vuku bulan ve kinatn
intizamna ve adalet ve mvazenelerine ve hsn- cemaline mnaf ve
muhalif ok byk zulmleri ve isyanlar ve velinimetine ve onu
efkatle besleyene kar ihanetleri, inkrlar, kfrleri bu dnyada
cezasz kalp, gaddar zalim, rahat ile hayatn ve bare mazlum
meakkatler iinde mrlerini geirirler. Ve umum kinatta eserleri
grnen u adalet-i mutlakann mahiyeti ise; dirilmemek suretiyle o
gaddar zalimlerin ve me'yus mazlumlarn vefat iindeki msavatlarna
btn btn zddr, kaldrmaz, msaade etmez!
Ve madem naslki kinatn sahibi, kinattan zemini ve
zeminden nev-i insan intihab edip gayet byk bir makam, bir
ehemmiyet vermi. yle de, nev-i insandan dahi makasd-
rububiyetine tevafuk eden ve kendilerini iman ve teslim ile ona
sevdiren hakik insanlar olan enbiya ve evliya ve asfiyay intihab edip
kendine dost ve muhatab ederek, onlar mu'cizeler ve tevfikler ile
ikram ve dmanlarn semav tokatlar ile tazib ediyor. Ve bu
kymetli, sevimli dostlarndan dahi, onlarn imam ve mefhari olan
Muhammed Aleyhissalt Vesselm' intihab ederek, ehemmiyetli
Kre-i Arz'n yarsn ve ehemmiyetli nev-i insann beten birisini
uzun asrlarda onun nuruyla tenvir ediyor. deta bu kinat onun iin
yaratlm gibi; btn gayeleri onun ile ve onun dini ile ve Kur'an ile
tezahr ediyor. Ve o pek ok kymetdar ve milyonlar sene yaayacak
kadar hadsiz hizmetlerinin cretlerini hadsiz bir zamanda almaya
mstehak ve lyk iken, gayet meakkatler ve mcahedeler iinde
altm sene gibi ksack bir mr verilmi. Acaba hibir cihetle

--- sh:(:190) ----
hibir imkn, hibir ihtimali, hibir kabiliyeti var m ki; o zt, btn
emsali ve dostlaryla beraber dirilmesin ve imdi de ruhen diri ve hayy
olmasn? 'dam- ebed ile mahvolsunlar? H, yzbin defa h ve
kell!.. Evet btn kinat ve hakikat- lem, dirilmesini dava eder ve
hayatn Sahib-i Kinat'tan taleb ediyor.
Ve madem Yedinci ua olan "yet-l Kbra"da herbiri bir da
kuvvetinde otuz aded icma- azm isbat etmiler ki: Bu kinat bir
elden km ve birtek ztn mlkdr ve kemalt- lahiyenin medar
olan vahdetini ve ehadiyetini bedahetle gstermiler ve vahdet ve
ehadiyet ile btn kinat, o Zt- Vhid'in emirber neferleri ve
msahhar memurlar hkmne geiyor ve hiretin gelmesiyle,
kemalt sukuttan ve adalet-i mutlakas mstehziyane gadr- mutlaktan
ve hikmet-i mmesi sefahetkrane abesiyetten ve rahmet-i vasias
lhiyane tazibden ve izzet-i kudreti zelilane acizden kurtulurlar,
takadds ederler. Elbette ve elbette ve herhalde iman- billahn yzer
nktesinden bu alt mademlerdeki hakikatlarn muktezasyla; kyamet
kopacak, har ner olacak, dr- mcazat ve mkfat alacak. T ki
Arz'n mezkr ehemmiyeti ve merkeziyeti ve insann ehemmiyeti ve
kymeti tahakkuk edebilsin ve Arz ve insann Hlk ve Rabbi olan
Mutasarrf- Hakm'in mezkr adaleti, hikmeti, rahmeti, saltanat
takarrur edebilsin ve o Bki Rabb'in mezkr hakik dostlar ve
mtaklar i'dam- ebedden kurtulsun ve o dostlarn en by ve en
kymetdar, btn kinat memnun ve minnetdar eden kuds
hizmetlerinin mkfatn grsn ve Sultan- Sermed'nin kemalt naks
ve kusurdan ve kudreti acizden ve hikmeti sefahetten ve adaleti
zulmden tenezzh ve takadds ve teberri etsin.
Elhasl: Madem Allah var, elbette hiret vardr.
Hem naslki mezkr erkn- imaniye onlar isbat eden btn
delilleriyle hare ehadet ve delalet ederler. yle de
_!.-.!_..,,.,,-,..!.,.:...,
olan iki rkn- iman dahi, hari istilzam edip kuvvetli bir surette
lem-i bekaya ehadet ve delalet ederler. yle ki: Melaikenin
vcudunu ve vazife-i ubudiyetlerini isbat eden btn deliller ve hadsiz
mahedeler, mklemeler, dolaysyla lem-i ervahn ve lem-i
gaybn ve lem-i bekann


--- sh:(:191) ----
ve lem-i hiretin ve ileride cinn ve ins ile enlendirilecek olan dr-
saadetin ve Cennet ve Cehennem'in vcudlarna delalet ederler. nki
melekler bu lemleri izn-i lah ile grebilirler ve girerler ve Hazret-i
Cebrail gibi, insanlar ile gren umum melaike-i mukarrebn mezkr
lemlerin vcudlarn ve onlar, onlarda gezdiklerini mttefikan haber
veriyorlar. Grmediimiz Amerika kt'asnn vcudunu, ondan
gelenlerin ihbaryla bedih bildiimiz gibi; yz tevatr kuvvetinde
bulunan melaike ihbaratyla lem-i bekann ve dr- hiretin ve Cennet
ve Cehennem'in vcudlarna o kat'iyyette iman etmek gerektir ve yle
de iman ederiz.
Hem Yirmialtnc Sz olan Risale-i Kader'de "man-
Bilkader" rknn isbat eden btn deliller; dolaysyla hare ve ner-i
suhufa ve mizan- ekberdeki mvazene-i a'male delalet ederler. nki
hereyin mukadderatn gzmz nnde nizam ve mizan levhalarnda
kaydetmek ve her zhayatn sergzet-i hayatiyelerini kuvve-i
hfzalarnda ve ekirdeklerinde ve sair elvah- misaliyede yazmak ve
her zruhun hususan insanlarn defter-i a'mallerini elvah- mahfuzada
tesbit etmek ve geirmek; elbette yle muhit bir kader ve hakmane bir
takdir ve mdakkikane bir kayd ve hafzane bir kitabet; ancak
mahkeme-i kbrada umum bir muhakeme neticesinde daim bir
mkfat ve mcazat iin olabilir. Yoksa o ihatal ve inceden ince olan
kayd ve muhafaza; btn btn manasz, faidesiz kalr, hikmete ve
hakikate mnaf olur. Hem hair gelmezse; kader kalemiyle yazlan bu
kitab- kinatn btn muhakkak manalar bozulur ki, hibir cihet-i
imkn olamaz ve o ihtimal, bu kinatn vcudunu inkr gibi bir
muhal, belki bir hezeyan olur.
Elhasl: mann be rkn btn delilleriyle, har nerin
vukuuna ve vcuduna ve dr- hiretin vcuduna ve almasna delalet
edip isterler ve ehadet edip taleb ederler. te hakikat- hariyenin
azametine tam muvafk byle azametli ve sarslmaz direkleri ve
brhanlar bulunduu iindir ki: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n hemen
hemen ten birisi hair ve hireti tekil ediyor ve onu btn
hakaikine temel ta ve ss-l esas yapyor ve hereyi onun stne
bina ediyor.
(Mukaddeme nihayet buldu.)
* * *


--- sh:(:192) ----


Onbirinci ua

(Denizli Hapsinin Bir Meyvesi)
[Zndka ve kfr- mutlaka kar Risale-i Nur'un bir
mdafaanamesidir. Ve bu hapsimizde hakik mdafaanamemiz dahi
budur. nki, yalnz buna alyoruz.
Bu risale, Denizli hapishanesinin bir meyvesi ve bir hatras ve
iki cuma gnnn mahsuldr.]
Said Nurs





















--- sh:(:193) ----
Meyve Risalesi
_
_,.._._-.!_,,.
yetinin ihbar ve srryla Yusuf Aleyhisselm mahpuslarn pridir. Ve
hapishane bir nevi Medrese-i Yusufiye olur. Madem Risale-i Nur
akirdleri, iki defadr oklukla bu medreseye giriyorlar; elbette Risale-
i Nur'un hapse temas ve isbat ettii bir ksm mes'elelerinin ksack
hlsalarn, bu terbiye iin alan dershanede okumak ve okutmakla
tam terbiye almak lzm geliyor. te o hlsalardan be-alt tanesini
beyan ediyoruz.
Birincisi
Drdnc Sz'de izah bulunan, her gn yirmidrt saat
sermaye-i hayat Hlkmz bize ihsan ediyor. T ki, iki hayatmza
lzm eyler o sermaye ile alnsn. Biz ksack hayat- dnyeviyeye
yirmi saat sarfedip, be farz namaza kfi gelen bir saati, pek ok
uzun olan hayat- uhreviyemize sarfetmezsek; ne kadar hilaf- akl bir
hata ve o hatann cezas olarak hem kalb, hem ruh skntlar ekmek
ve o skntlar yznden ahlkn bozmak ve me'yusane hayatn
geirmek sebebiyle, deil terbiye almak, belki terbiyenin aksine
gitmekle ne derece hasaret ederiz, kyas edilsin. Eer, bir saati be farz
namaza sarfetsek; o halde hapis ve musibet mddetinin herbir saati,
bazan bir gn ibadet ve fni bir saati bki saatler hkmne
geebilmesi ve kalb ve ruh me'yusiyet ve skntlarn ksmen zeval
bulmas ve hapse sebebiyet veren hatalara keffareten afvettirmesi ve
hapsin hikmeti olan terbiyeyi almas ne derece krl bir imtihan, bir
ders ve musibet arkadalaryla tesellidarane bir ho-sohbet olduu
dnlsn.









--- sh:(:194) ----
Drdnc Sz'de denildii gibi, bin lira ikramiye kazanc iin,
bin adam itirak etmi bir piyango kumarna yirmidrt lirasndan be-
on liray veren ve yirmidrtten birisini ebed bir mcevherat
hazinesinin biletine vermeyen; halbuki dnyev piyangoda o bin liray
kazanmak ihtimali binden birdir, nki bin hissedar daha var. Ve
uhrev mukadderat- beer piyangosunda, hsn- htimeye mazhar
ehl-i iman iin kazan ihtimali binden dokuzyz doksandokuz
olduuna yzyirmidrt bin enbiyann ona dair ihbarn kef ile tasdik
eden evliyadan ve asfiyadan hadd hesaba gelmez sadk muhbirler
haber verdikleri halde, evvelki piyangoya komak, ikincisinden
kamak ne derece maslahata muhalif der mukayese edilsin.
Bu mes'elede hapishane mdrleri ve ser-gardiyanlar ve belki
memleketin idare mdebbirleri ve asayi muhafzlar Risale-i Nur'un
bu dersinden memnun olmalar gerektir. nki bin mtedeyyin ve
Cehennem hapsini her vakit tahattur eden adamlarn idare ve inzibat,
on namazsz ve itikadsz, yalnz dnyev hapsi dnen ve haram-
hell bilmeyen ve ksmen serserilie alan adamlardan daha kolay
olduu, ok tecrbelerle grlm.





















--- sh:(:195) ----
kinci Mes'elenin Hlsas
Risale-i Nur'dan Genlik Rehberi'nin gzelce izah ettii gibi,
lm o kadar kat' ve zahirdir ki; bugnn gecesi ve bu gzn k
gelmesi gibi lm bamza gelecek. Bu hapishane naslki
mtemadiyen kanlar ve girenler iin muvakkat bir misafirhanedir.
yle de: Bu zemin yz dahi, acele hareket eden kafilelerin yollarnda
bir gecelik konmak ve gmek iin bir handr. Herbir ehri yz defa
mezaristana boaltan lm, elbette hayattan ziyade bir istedii var.
te bu dehetli hakikatn muammasn Risale-i Nur hall ve kefetmi.
Bir ksack hlsas udur: Madem lm ldrlmyor ve kabir kaps
kapanmyor; elbette bu ecel celladnn elinden ve kabir haps-i
mnferidinden kurtulmak aresi varsa, insann en byk ve hereyin
fevkinde bir endiesi, bir mes'elesidir. Evet aresi var ve Risale-i Nur
Kur'ann srryla o areyi iki kerre iki drt eder derecesinde kat' isbat
etmi. Ksack hlsas udur ki:
lm ya i'dam- ebeddir; hem o insan, hem btn ahbabn ve
akaribini asacak bir daraacdr. Veyahut baka bir bki leme gitmek
ve iman vesikasyla saadet sarayna girmek iin bir terhis tezkeresidir.
Ve kabir ise, ya karanlkl bir haps-i mnferid ve dipsiz bir kuyudur
veyahut bu zindan- dnyadan bki ve nurani bir ziyafetgh ve
baistana alan bir kapdr. Bu hakikat "Genlik Rehberi" bir temsil
ile isbat etmi. Mesel; bu hapsin bahesinde asmak iin daraalar
konulmu ve onlarn dayandklar duvarn arkasnda gayet byk ve
umum dnya itirak etmi bir piyango dairesi kurulmu. Biz bu
hapisteki beyz kii, her halde hi mstesnas yok ve kurtulmak
mmkn deil, bizi birer birer o meydana aracaklar: Ya "Gel i'dam
ilnn al, daraacna k" veya "Daim haps-i mnferid puslasn tut,
bu ak kapya gir." veyahut "Sana mjde! Milyonlar altun bileti sana
km, gel al." diye her tarafta ilnatlar yaplyor. Biz de gzmzle
gryoruz ki, birbiri arkasnda o daraalarna kyorlar. Bir ksmn
asldklarn mahede ediyoruz. Bir ksm da, daraalarn basamak
yapp o duvarn arkasndaki piyango dairesine girdiklerini; orada
byk ve cidd





--- sh:(:196) ----
memurlarn kat' haberleri ile grr gibi bildiimiz bir srada, bu
hapishanemize iki heyet girdi. Bir kafile ellerinde alglar, arablar,
zahirde gayet tatl helvalar, baklavalar var. Bizlere yedirmee
altlar. Fakat o tatllar zehirlidir, ins eytanlar iine zehir atmlar.
kinci cemaat ve heyet, ellerinde terbiyenameler ve hell
yemekler ve mbarek erbetler var. Bize hediye veriyorlar ve
bil'ittifak beraber, pek cidd ve kat' diyorlar ki: "Eer o evvelki
heyetin sizi tecrbe iin verilen hediyelerini alsanz, yeseniz; bu
gzmz nndeki u daraalarda baka grdkleriniz gibi
aslacaksnz. Eer bizim bu memleket Hkiminin fermanyla
getirdiimiz hediyeleri evvelkinin yerine kabul edip ve terbiye-
namelerdeki dualar ve evradlar okusanz, o aslmaktan
kurtulacaksnz. O piyango dairesinde ihsan- ahane olarak herbiriniz
milyon altun biletini alacanz, grr gibi ve gndz gibi inannz.
Eer o haram ve bheli ve zehirli tatllar yeseniz, aslmaa gittiiniz
zamana kadar dahi o zehirin sancsn ekeceinizi, bu fermanlar ve
bizler mttefikan size kat' haber veriyoruz." diyorlar.
te bu temsil gibi, her vakit grdmz ecel daraacnn
arkasnda mukadderat- nev'-i beer piyangosundan ehl-i iman ve taat
iin -hsn- hatime artyla- ebed ve tkenmez bir hazinenin bileti
kacan; yzde yz ihtimal ile sefahet ve haram ve itikadszlk ve
fskta devam edenler -tvbe etmemek artyla- ya i'dam- ebed
(hirete inanmayanlara) veya daim ve karanlk haps-i mnferid (beka-
i ruha inanan ve sefahette gidenlere) ve ekavet-i ebediye i'lamn
alacaklarn yzde doksandokuz ihtimal ile kat' haber veren, bata
ellerinde niane-i tasdik olan hadsiz mu'cizeler bulunan yzyirmidrt
bin peygamberler ve onlarn verdikleri haberlerin izlerini ve sinemada
gibi glgelerini, kef ile, zevk ile grp tasdik ederek imza basan
yzyirmidrt milyondan ziyade evliyalar (kaddesallah esrarehm) ve
o iki ksm meahir-i insaniyenin haberlerini aklen kat' brhanlarla ve
kuvvetli hccetlerle -fikren ve mantken- yakn bir surette isbat
ederek tasdik edip imza basan milyarlar gelen geen muhakkikler, (1)
mtehidler ve sddknler; bil'icma,
(1): O muhakkiklerden tek birisi Risale-i Nur'dur. Yirmi senedir en
muannid feylesoflar ve mtemerrid zndklar susturan eczalar
meydandadr. Herkes okuyabilir ve kimse itiraz etmez.

--- sh:(:197) ----
mtevatiren nev'-i insann gneleri, kamerleri, yldzlar olan bu
cemaat- azme ve bu taife-i ehl-i hakikat ve beerin kuds
kumandanlar olan bu byk ve l heyetlerin fermanlar ile
verdikleri haberleri dinlemeyen ve saadet-i ebediyeye giden, onlarn
gsterdikleri yol olan srat- mstakimde gitmeyenler, yzde
doksandokuz dehetli tehlike ihtimalini nazara almayan ve birtek
muhbirin bir yolda tehlike var demesiyle o yolu brakan baka uzun
yolda hareket eden bir adam, elbette ve elbette vaziyeti udur ki: ki
yolun -hadsiz muhbirlerin kat' ihbarlar ile- en ksa ve kolay ve
yzde yz Cennet ve saadet-i ebediyeyi kazandran brakp en
dadaal ve uzun ve skntl ve yzde doksandokuz Cehennem
hapsini ve ekavet-i daimeyi netice veren yolunu ihtiyar ettii halde,
dnyada iki yolun, bir tek muhbirin yalan olabilir haberiyle yzde
birtek ihtimal tehlike ve bir ay hapis imkn bulunan ksa yolu brakp,
menfaatsiz -yalnz zararsz olduu iin- uzun yolu ihtiyar eden
bedbaht, sarho divaneler gibi dehetli ve uzakta grnen ve ona
musallat olan ejderhalara ehemmiyet vermez, sineklerle urayor,
yalnz onlara ehemmiyet verir derecede akln, kalbini, ruhunu,
insaniyetini kaybetmi oluyor. Madem hakikat- hal budur.. biz
mahpuslar, bu hapis musibetinden intikammz tam almak iin o
mbarek ikinci heyetin hediyelerini kabul etmeliyiz. Yani, naslki bir
dakika intikam lezzeti ve birka dakika veya bir-iki saat sefahet
lezzetleriyle bu musibet bizi onbe ve be ve on ve iki- sene bu
hapse soktu; dnyamz bize zindan eyledi. Biz dahi bu musibetin
ramna ve inadna, bir-iki saat mddet-i hapsi bir-iki gn ibadete ve
iki- sene cezamz -mbarek kafilenin hediyeleriyle- yirmi-otuz sene
bki bir mre ve on ve yirmi sene hapiste cezamz milyonlar sene
Cehennem hapsinden afvmza vesile edip fni dnyamzn
alamasna mukabil bki hayatmz gldrerek bu musibetten tam
intikammz almalyz. Hapishaneyi terbiyehane gsterip vatanmza
ve milletimize birer terbiyeli, emniyetli, menfaatli adam olmaa
almalyz. Ve hapishane memurlar ve mdrleri ve mdebbirleri
dahi, cni ve ekiya ve serseri ve katil ve sefaheti ve vatana muzr
zannettikleri adamlar, bir mbarek dershanede alan talebeler
grsnler ve mftehirane Allah'a kretsinler.



--- sh:(:198) ----
nc Mes'ele
Genlik Rehberi'nde izah bulunan ibretli bir hdisenin
hlsas udur:
Bir zaman, Eskiehir hapishanesinin penceresinde bir
cumhuriyet bayramnda oturmutum. Karsndaki lise mektebinin
byk kzlar, onun avlusunda glerek raksediyorlard. Birden manev
bir sinema ile elli sene sonraki vaziyetleri bana grnd. Ve grdm
ki: O elli-altm kzlardan ve talebelerden krk-ellisi kabirde toprak
oluyorlar, azab ekiyorlar. Ve on tanesi, yetmi-seksen yanda
irkinlemi, genliinde iffetini muhafaza etmediinden sevmek
bekledii nazarlardan nefret gryorlar.. kat' mahede ettim. Onlarn
o acnacak hallerine aladm. Hapishanedeki bir ksm arkadalar
aladm iittiler. Geldiler, sordular. Ben dedim: imdi beni kendi
halime braknz, gidiniz.
Evet grdm hakikattr, hayal deil. Naslki bu yaz ve gzn
hiri ktr. yle de, genlik yaz ve ihtiyarlk gznn arkas kabir ve
berzah kdr. Gemi zamann elli sene evvelki hdisat sinema ile
hal-i hazrda gsterildii gibi, gelecek zamann elli sene sonraki
istikbal hdisatn gsteren bir sinema bulunsa, ehl-i dalalet ve
sefahetin elli-altm sene sonraki vaziyetleri onlara gsterilse idi,
imdiki gldklerine ve gayr- meru' keyiflerine nefretler ve
teellmlerle alayacaklard.
Ben o Eskiehir hapishanesindeki mahede ile megul iken
sefahet ve dalaleti tervic eden bir ahs- manev, ins bir eytan gibi
karma dikildi ve dedi: "Biz hayatn herbir eit lezzetini ve
keyiflerini tatmak ve tattrmak istiyoruz, bize karma." Ben de
cevaben dedim: Madem lezzet ve zevk iin lm hatra getirmeyip
dalalet ve sefahete atlyorsun, kat'iyyen bil ki; senin dalaletin
hkmyle btn gemi zaman- mazi lm ve madumdur ve iinde
cenazeleri rm bir vahetli mezaristandr. nsaniyet
alkadarlyla ve dalalet yoluyla senin bana ve varsa ve lmemi ise
kalbine, o hadsiz firaklardan ve o nihayetsiz dostlarnn ebed
lmlerinden gelen elemler, senin imdiki sarhoa, pek ksa bir
zamandaki cz' lezzetini imha ettii gibi; gelecek istikbal zaman dahi
itikadszln



--- sh:(:199) ----
cihetiyle yine madum ve karanlkl ve l ve dehetli bir vahetghtr.
Ve oradan gelen ve ban vcuda karan ve zaman- hazra urayan
barelerin balar, ecel celladnn satryla kesilip hilie atldndan,
mtemadiyen akl alkadarlyla senin imansz bana hadsiz elm
endieler yadryor. Senin sefihane cz' lezzetini zr zeber eder.
Eer dalaleti ve sefaheti brakp iman- tahkik ve istikamet dairesine
girsen iman nuruyla greceksin ki; o gemi zaman- mazi madum ve
hereyi rten bir mezaristan deil, belki mevcud ve istikbale inklab
eden nurani bir lem ve bki ruhlarn istikbaldeki saadet saraylarna
girmelerine bir intizar salonu grnmesi haysiyetiyle deil elem, belki
imann kuvvetine gre Cennet'in bir nevi manev lezzetini dnyada
dahi tattrd gibi; gelecek istikbal zaman, deil vahetgh ve
karanlk, belki iman gzyle grnr ki; saadet-i ebediye saraylarnda
hadsiz rahmeti ve keremi bulunan ve her bahar ve yaz birer sofra
yapan ve nimetlerle dolduran bir Rahman- Rahm-i Zlcelali Ve'l-
ikram'n ziyafetleri kurulmu ve ihsanlarnn sergileri alm, oraya
sevkiyat var diye iman sinemasyla mahede ettiinden, derecesine
gre bki lemin bir nevi lezzetini hissedebilir. Demek hakik ve
elemsiz lezzet, yalnz imanda ve iman ile olabilir.
mann bu dnyada dahi verdii binler faide ve neticelerinden
yalnz birtek faide ve lezzetini, -bu mezkr bahsimiz mnasebetiyle
Genlik Rehberi'nde bir haiye olarak yazlan- bir temsil ile beyan
edeceiz. yle ki:
Mesel senin gayet sevdiin birtek evldn sekeratta lmek
zere iken ve me'yusane elm ebed firakn dnrken; birden
Hazret-i Hzr ve Hakm-i Lokman gibi bir doktor geldi, tiryak gibi bir
macun iirdi O sevimli ve gzel evldn gzn at, lmden
kurtuldu. Ne kadar sevin ve ferah veriyor anlarsn. te o ocuk gibi
sevdiin ve cidd alkadar olduun milyonlar sence mahbub insanlar o
mazi mezaristannda -senin nazarnda- ryp mahvolmak zere
iken, birden hakikat- iman, Hakm-i Lokman gibi o byk i'damhane
tevehhm edilen mezaristana kalb penceresinden bir k verdi.
Onunla batan baa btn ller dirildiler. Ve "Biz lmemiiz ve
lmeyeceiz, yine sizinle greceiz" lisan- hal ile dediklerinden
aldn hadsiz sevinler ve ferahlar, iman bu dnyada dahi vermesiyle
isbat eder ki: man hakikat yle bir ekirdektir ki,


--- sh:(:200) ----
eer tecessm etse, bir cennet-i hususiye ondan kar; o ekirdein
ecere-i tbs olur dedim.
O muannid dnd dedi: "Hi olmazsa hayvan gibi hayatmz
keyif ve lezzetle geirmek iin sefahet ve elencelerle bu ince eyleri
dnmeyerek yaayacaz."
Cevaben dedim: "Hayvan gibi olamazsn. nki hayvann
mazi ve mstakbeli yok. Ne gemiten elemler ve teessfler alr ve ne
de gelecekten endieler ve korkular gelir. Lezzetini tam alr. Rahatla
yaar, yatar. Hlkna kreder. Hatt kesilmek iin yatrlan bir
hayvan, birey hissetmez. Yalnz bak kestii vakit hissetmek ister,
fakat o his dahi gider. O elemden de kurtulur. Demek en byk bir
rahmet, bir efkat-i lahiye, gayb bildirmemektedir ve baa gelen
eyleri setretmektedir. Hususan masum hayvanlar hakknda daha
mkemmeldir. Fakat ey insan, senin mazi ve mstakbelin akl
cihetiyle bir derece gayblikten kmasyla, setr-i gaybdan hayvana
gelen istirahattan tamamen mahrumsun. Gemiten kan teessfler,
elm firaklar ve gelecekten gelen korkular ve endieler; senin cz'
lezzetini hie indirir. Lezzet cihetinde yz derece hayvandan aa
drr. Madem hakikat budur. Ya akln kar at, hayvan ol kurtul
veya akln imanla bana al, Kur'an dinle. Yz derece hayvandan
ziyade bu fni dnyada dahi safi lezzetleri kazan!.." diyerek onu ilzam
ettim.
Yine o mtemerrid ahs dnd dedi: "Hi olmazsa ecnebi
dinsizleri gibi yaarz."
Cevaben dedim: "Ecnebi dinsizleri gibi de olamazsn. nki
onlar bir Peygamberi inkr etse, dierlerine inanabilirler.
Peygamberleri bilmese de, Allah'a inanabilir. Bunu da bilmezse,
kemalta medar baz seciyeleri bulunabilir. Fakat bir mslman, en
hir ve en byk ve dini ve daveti umum olan hirzaman
Peygamberi Aleyhissalt Vesselm' inkr etse ve zincirinden ksa,
daha hibir Peygamberi, hatt Allah' kabul etmez. nki btn
Peygamberleri ve Allah' ve kemalt onunla bilmi. Onlar onsuz
kalbinde kalmaz. Bunun iindir ki, eskiden beri her dinden slmiyete
giriyorlar. Ve hi bir Mslman, hakik Yahudi veya Mecusi veya
Nasrani olmaz. Belki dinsiz olur, seciyeleri bozulur; vatana, millete
muzr bir halete girer." isbat ettim. O muannid ve mtemerrid ahsn
daha tutunacak bir yeri kalmad. Kayboldu, Cehennem'e gitti.

--- sh:(:201) ----
te ey bu Medrese-i Yusufiyede benim ders arkadalarm!
Madem hakikat budur. Ve bu hakikat Risale-i Nur o derece kat' ve
gne gibi isbat etmi ki; yirmi senedir mtemerridlerin inadlarn
krp imana getiriyor. Biz dahi hem dnyamza, hem istikbalimize,
hem hiretimize, hem vatanmza, hem milletimize tam menfaatli ve
kolay ve selmetli olan iman ve istikamet yolunu takib edip, bo
vaktimizi skntl hlyalar yerinde Kur'andan bildiimiz sureleri
okumak ve manalarn bildiren arkadalardan renmek ve kazaya
kalm farz namazlarmz kaza etmek ve birbirinin gzel huylarndan
istifade edip bu hapishaneyi gzel seciyeli fidanlar yetitiren bir
mbarek baheye evirmek gibi a'mal-i sliha ile hapishane mdr ve
alkadarlar, cni ve katillerin balarnda zebani gibi azab memurlar
deil, belki Medrese-i Yusufiyede Cennet'e adam yetitirmek ve
onlarn terbiyesine nezaret etmek vazifesiyle memur birer mstakim
stad ve birer efkatli rehber olmalarna almalyz.























--- sh:(:202) ----
Drdnc Mes'ele
Yine Genlik Rehberi'nde izah var. Bir zaman bana hizmet
eden kardelerim tarafndan sual edildi ki: "Kre-i arz herc merce
getiren ve slm mukadderatyla alkadar olan bu dehetli harb-i
umumden elli gndr (imdi yedi seneden geti ayn hl) (*) hi
sormuyorsun ve merak etmiyorsun. Halbuki bir ksm mtedeyyin ve
lim insanlar, cemaati ve cmii brakp radyo dinlemee kouyorlar.
Acaba bundan daha byk bir hdise mi var? Veya onunla megul
olmann zarar m var?" dediler. Cevaben dedim ki:
mr sermayesi pek azdr. Lzumlu iler pek oktur. Birbiri
iinde mtedhil daireler gibi, her insann kalb ve mide dairesinden ve
cesed ve hane dairesinden, mahalle ve ehir dairesinden ve vatan ve
memleket dairesinden ve Kre-i Arz ve nev-i beer dairesinden tut.. t
zhayat ve dnya dairesine kadar, birbiri iinde daireler var. Herbir
dairede herbir insann bir nevi vazifesi bulunabilir. Fakat en kk
dairede, en byk ve ehemmiyetli ve daim vazife var. Ve en byk
dairede en kk ve muvakkat, arasra vazife bulunabilir. Bu kyas ile
-kklk ve byklk maksen mtenasib- vazifeler bulunabilir.
Fakat byk dairenin cazibedarl cihetiyle kk dairedeki lzumlu
ve ehemmiyetli hizmeti braktrp lzumsuz, malayani ve fk ilerle
megul eder. Sermaye-i hayatn bo yerde imha eder. O kymetdar
mrn kymetsiz eylerde ldrr. Ve bazan bu harb boumalarn
merak ile takib eden, bir tarafa kalben tarafdar olur. Onun zulmlerini
ho grr, zulmne erik olur.
Birinci noktaya cevab ise: Evet bu cihan harbinden daha byk
bir hdise ve bu zemin yzndeki hkimiyet-i mme davasndan daha
ehemmiyetli bir dava, herkesin ve bilhassa Mslmanlarn bana yle
bir hdise ve yle bir dava alm ki; her adam, eer Alman ve ngiliz
kadar kuvveti ve serveti olsa ve akl da varsa, o tek davay kazanmak
iin biltereddd sarfedecek. te o dava ise, yzbin meahir-i
insaniyenin ve hadsiz nev'-i beerin yldzlar ve mridlerinin
mttefikan, kinat sahibinin ve mutasarrfnn


(*): Parantez iindeki not, 1946 senesine aittir.



--- sh:(:203) ----
binler va'd ahdlerine istinaden haber verdikleri ve bir ksm
gzleriyle grdkleri u ki: Herkesin iman mukabilinde bu zemin
yz kadar balar ve kasrlar ile mzeyyen ve bki ve daim bir tarla
ve mlk kazanmak veya kaybetmek davas bana alm. Eer iman
vesikasn salam elde etmezse kaybedecek. Ve bu asrda,
maddiyyunluk taunuyla oklar o davasn kaybediyor. Hatt bir ehl-i
kef ve tahkik, bir yerde krk vefiyattan yalnz birka tanesi
kazandn sekeratta mahede etmi; tekiler kaybetmiler. Acaba
bu kaybettii davann yerini, btn dnya saltanat o adama verilse
doldurabilir mi?
te o davay kazandracak olan hizmetleri ve yzde doksanna
o davay kaybettirmeyen hrika bir dava vekilini o ide altran
vazifeleri brakp ebed dnyada kalacak gibi fk malayaniyat ile
itigal etmek tam bir aklszlk bildiimizden, biz Risale-i Nur
akirdleri, her birimizin yz derece aklmz ziyade olsa da ancak bu
vazifeye sarfetmek lzm diye kanaatmz var.
Ey hapis musibetinde benim yeni kardelerim! Sizler, benim
ile beraber gelen eski kardelerim gibi Risale-i Nur'u grmemisiniz.
Ben onlar ve onlar gibi binler akirdleri ahid gstererek derim ve
isbat ederim ve isbat etmiim ki: O byk davay yzde doksanna
kazandran ve yirmi senede yirmi bin adama o davann kazancnn
vesikas ve senedi ve berat olan iman- tahkikyi eline veren ve
Kur'an- Hakm'in mu'cize-i maneviyesinden ne'et edip kan ve bu
zamann birinci bir dava vekili bulunan Risale-i Nur'dur. Bu onsekiz
senedir benim dmanlarm ve zndklar ve maddiyyunlar, aleyhimde
gayet gaddarane desiselerle hkmetin baz erknlarn ifal ederek
bizi imha iin bu defa gibi eskide dahi hapislere, zindanlara soktuklar
halde, Risale-i Nur'un elik kal'asnda yzotuz para cihazatndan
ancak iki- parasna iliebilmiler. Demek avukat tutmak isteyen
onu elde etse yeter. Hem korkmaynz, Risale-i Nur yasak olmaz;
Hkmet-i Cumhuriyenin meb'uslar ve erknlarnn ellerinde mhim
risaleleri iki- mstesna olarak serbest geziyorlard. nallah, bir
zaman hapishaneleri tam bir slahhane yapmak iin bahtiyar mdrler
ve memurlar, o Nurlar, mahpuslara, ekmek ve il gibi tevzi
edecekler.



--- sh:(:204) ----
Beinci Mes'ele
Genlik Rehberi'nde izah edildii gibi; genlik hi bhe yok
ki gidecek. Yaz gze ve ka yer vermesi ve gndz akama ve geceye
deimesi kat'iyyetinde, genlik dahi ihtiyarla ve lme deiecek.
Eer o fni ve geici genliini iffetle hayrata -istikamet dairesinde-
sarfetse, onunla ebed, bki bir genlii kazanacan btn semav
fermanlar mjde veriyorlar. Eer sefahete sarf etse, naslki bir dakika
hiddet yznden bir katl, milyonlar dakika hapis cezasn ektirir.
yle de gayr- meru dairedeki genlik keyifleri ve lezzetleri, hiret
mes'uliyetinden ve kabir azabndan ve zevalinden gelen teessflerden
ve gnahlardan ve dnyev mcazatlarndan baka, ayn lezzet iinde
o lezzetten ziyade elemler olduunu akl banda her gen tecrbe ile
tasdik eder. Mesel, haram sevmekte bir kskanlk elemi ve firak
elemi ve mukabele grmemek elemi gibi ok rzalar ile o cz' lezzet,
zehirli bir bal hkmne geer. Ve o genliin s'-i istimali ile gelen
hastalkla hastahanelere ve taknlklaryla hapishanelere ve kalb ve
ruhun gdaszlk ve vazifesizliinden ne'et eden skntlarla
meyhanelere, sefahethanelere veya mezaristana deceklerini bilmek
istersen, git hastahanelerden ve hapishanelerden ve meyhanelerden ve
kabristandan sor. Elbette ekseriyetle, genlerin genliinin s'-i
istimalinden ve taknlklarndan ve gayr- meru keyiflerin cezas
olarak gelen tokatlardan eyvahlar ve alamalar ve esefler iiteceksin.
Eer istikamet dairesinde gitse, genlik gayet irin ve gzel bir nimet-i
lahiye ve tatl ve kuvvetli bir vasta-i hayrat olarak hirette gayet
parlak ve bki bir genlik netice vereceini, bata Kur'an olarak ok
kat' ytyla btn semav kitablar ve fermanlar haber verip mjde
ediyorlar. Madem hakikat budur. Ve madem hell dairesi keyfe
kfidir. Ve madem haram dairesindeki bir saat lezzet, bazan bir sene
ve on sene hapis cezasn ektirir. Elbette genlik nimetine bir kr
olarak, o tatl nimeti iffette, istikamette sarfetmek lzm ve elzemdir.
* * *







--- sh:(:205) ----
Altnc Mes'ele
Risale-i Nur'un ok yerlerinde izah ve kat' hadsiz hccetleri
bulunan iman- billah rknnn binler kll brhanlarndan birtek
brhana ksaca bir iarettir.
Kastamonu'da lise talebelerinden bir ksm yanma geldiler.
"Bize Hlkmz tanttr, muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyorlar"
dediler. Ben dedim: Sizin okuduunuz fenlerden her fen, kendi lisan-
mahsusuyla mtemadiyen Allah'tan bahsedip Hlk tanttryorlar.
Muallimleri deil, onlar dinleyiniz.
Mesel: Naslki mkemmel bir eczahane ki, her kavanozunda
hrika ve hassas mizanlarla alnm hayatdar macunlar ve tiryaklar
var. bhesiz gayet meharetli ve kimyager ve hakm bir eczacy
gsterir. yle de, kre-i arz eczahanesinde bulunan drtyz bin eit
nebatat ve hayvanat kavanozlarndaki zhayat macunlar ve tiryaklar
cihetiyle, bu ardaki eczahaneden ne derece ziyade mkemmel ve
byk olmas nisbetinde, okuduunuz fenn-i tp mikyasyla kre-i arz
eczahane-i kbrasnn eczacs olan Hakm-i Zlcelal'i hatt kr
gzlere de gsterir, tanttrr.
Hem mesel: Nasl bir hrika fabrika ki, binler eit eit
kumalar basit bir maddeden dokuyor. eksiz, bir fabrikatr ve
meharetli bir makinisti tanttrr. yle de, kre-i arz denilen yzbinler
bal, her banda yzbinler mkemmel fabrika bulunan bu seyyar
makine-i Rabbaniye, ne derece bu insan fabrikasndan bykse,
mkemmelse, o derecede okuduunuz fenn-i makine mikyasyla kre-
i arzn ustasn ve sahibini bildirir ve tanttrr.
Hem mesel, naslki gayet mkemmel binbir eit erzak
etrafndan celbedip iinde muntazaman istif ve ihzar edilmi depo ve
iae anbar ve dkkn, eksiz bir fevkalde iae ve erzak mlikini ve
sahibini ve memurunu bildirir. yle de, bir senede yirmidrt bin
senelik bir dairede muntazaman seyahat eden ve yzbinler ve ayr ayr
erzak isteyen taifeleri iine alan ve seyahatyla mevsimlere urayp,
bahar bir byk vagon gibi, binler ayr ayr taamlarla doldurarak,
kta erzak tkenen bare zhayatlara getiren ve kre-i arz denilen bu
Rahman iae anbar ve bir sefine-i Sbhaniye ve binbir




--- sh:(:206) ----
eit cihazat ve mallar ve konserve paketleri tayan bu depo ve
dkkn- Rabban, ne derece o fabrikadan byk ve mkemmel ise;
okuduunuz veya okuyacanz fenn-i iae mikyasyla, o kat'iyyette ve
o derecede kre-i arz deposunun sahibini, mutasarrfn, mdebbirini,
bildirir, tanttrr, sevdirir.
Hem naslki: Drtyz bin millet iinde bulunan ve her milletin
istedii erzak ayr ve istimal ettii silh ayr ve giydii elbisesi ayr
ve talimat ayr ve terhisat ayr olan bir ordunun mu'cizekr bir
kumandan, tek bayla btn o ayr ayr milletlerin ayr ayr
erzaklarn ve eit eit eslihalarn ve elbiselerini ve cihazatlarn,
hibirini unutmayarak ve armayarak verdii o acib ordu ve
ordugh, bhesiz bedahetle o hrika kumandan gsterir, takdirkrane
sevdirir. Aynen yle de, zemin yznn ordughnda ve her baharda
yeniden silh altna alnm bir yeni ordu-yu Sbhande, nebatat ve
hayvanat milletlerinden drtyz bin nev'in eit eit elbise, erzak,
esliha, talim, terhisleri gayet mkemmel ve muntazam ve hi birini
unutmayarak ve armayarak bir tek kumandan- a'zam tarafndan
verilen kre-i arzn bahar ordugh, ne derece mezkr insan ordu ve
ordughndan byk ve mkemmel ise, sizin okuyacanz fenn-i
asker mikyasyla, dikkatli ve akl banda olanlara o derece kre-i
arzn Hkimini ve Rabbini ve Mdebbirini ve Kumandan- Akdes'ini
hayretler ve takdislerle bildirir ve tahmid ve tesbihle sevdirir.
Hem naslki: Bir hrika ehirde milyonlar elektrik lmbalar
hareket ederek her yeri gezerler, yanmak maddeleri tkenmiyor bir
tarzdaki elektrik lmbalar ve fabrikas, eksiz, bedahetle elektrii
idare eden ve seyyar lmbalar yapan ve fabrikay kuran ve itial
maddelerini getiren bir mu'cizekr ustay ve fevkalde kudretli bir
elektrikiyi hayretler ve tebriklerle tanttrr, yaasnlar ile sevdirir.
Aynen yle de, bu lem ehrinde dnya saraynn damndaki yldz
lmbalar, bir ksm -kozmorafyann dediine baklsa- kre-i arzdan
bin defa byk ve top gllesinden yetmi defa sr'atli hareket ettikleri
halde, intizamn bozmuyor, birbirine arpmyor, snmyor, yanmak
maddeleri tkenmiyor. Okuduunuz kozmorafyann dediine gre,
kre-i arzdan bir milyon defadan ziyade byk ve bir milyon seneden
ziyade yaayan ve bir misafirhane-i Rahmaniyede bir lmba ve soba
olan gneimizin yanmasnn devam iin, her gn kre-i


--- sh:(:207) ----
arzn denizleri kadar gazya ve dalar kadar kmr veya bin arz
kadar odun ynlar lzmdr ki snmesin. Ve onu ve onun gibi ulv
yldzlar gazyasz, odunsuz, kmrsz yandran ve sndrmeyen ve
beraber ve abuk gezdiren ve birbirine arptrmayan bir nihayetsiz
kudreti ve saltanat, k parmaklaryla gsteren bu kinat ehr-i
muhteemindeki dnya saraynn elektrik lmbalar ve idareleri ne
derece o misalden daha byk, daha mkemmeldir, o derecede sizin
okuduunuz veya okuyacanz fenn-i elektrik mikyasyla bu meher-i
a'zam- kinatn Sultann, Mnevvirini, Mdebbirini, Sniini, o
nuran yldzlar ahid gstererek tanttrr. Tesbihatla, takdisatla
sevdirir, peresti ettirir.
Hem mesel, naslki bir kitab bulunsa ki: Bir satrnda bir kitab
ince yazlm ve herbir kelimesinde ince kalemle bir sure-i Kur'aniye
yazlm, gayet manidar ve btn mes'eleleri birbirini teyid eder ve
ktibini ve mellifini fevkalde meharetli ve iktidarl gsteren bir acib
mecmua, eksiz, gndz gibi, ktib ve musannifini kemaltyla,
hnerleriyle bildirir, tanttrr. Mallah, Brekllah cmleleriyle
takdir ettirir. Aynen yle de, bu kinat kitab- kebiri ki, birtek sahifesi
olan zemin yznde ve birtek formas olan baharda, yz bin ayr
ayr kitablar hkmndeki yz bin nebat ve hayvan taifeleri
beraber, birbiri iinde, yanlsz hatasz, kartrmayarak,
armayarak; mkemmel, muntazam ve bazan aa gibi bir kelimede
bir kasideyi; ve ekirdek gibi bir noktada bir kitabn tamam bir
fihristesini yazan bir kalem ilediini gzmzle grdmz bu
nihayetsiz manidar ve her kelimesinde ok hikmetler bulunan u
mecmua-i kinat ve bu mcessem Kur'an- Ekber-i lem, mezkr
misaldeki kitabdan ne derece byk ve mkemmel ve manidar ise, o
derecede sizin okuduunuz fenn-i hikmet-l eya ve mektebde bilfiil
mbaeret ettiiniz fenn-i kraat ve fenn-i kitabet, geni mikyaslaryla
ve drbn gzleriyle bu kitab- kinatn nakkan, ktibini hadsiz
kemaltyla tanttrr. Allah Ekber cmlesiyle bildirir, Sbhanallah
takdisiyle tarif eder, Elhamdlillah senalaryla sevdirir.
te bu fenlere kyasen, yzer fnundan herbir fen, geni
mikyasyla ve husus yinesiyle ve drbnli gzyle ve ibretli
nazaryla bu kinatn Hlk- Zlcelal'ini esmasyla bildirir; sftn,
kemaltn tanttrr.


--- sh:(:208) ----
te bu muhteem ve parlak bir brhan- vahdaniyet olan
mezkr hcceti ders vermek iindir ki; Kur'an- Mu'ciz-l Beyan ok
tekrar ile en ziyade
_,;,,..!.- ve _,;,,..!,,
yetleriyle Hlkmz bize tanttryor, diye o mektebli genlere
dedim. Onlar dahi tamamyla kabul edip tasdik ederek: "Hadsiz kr
olsun Rabbimize ki, tam kuds ve ayn- hakikat bir ders aldk. Allah
senden raz olsun." dediler. Ben de dedim:
nsan binler eit elemler ile mteellim ve binler nevi lezzetler
ile mtelezziz olacak bir zhayat makine ve gayet derece acziyle
beraber hadsiz madd, manev dmanlar ve nihayetsiz fakryla
beraber hadsiz zahir ve btn ihtiyalar bulunan ve mtemadiyen
zeval ve firak tokatlarn yiyen bir bare mahluk iken, birden iman ve
ubudiyetle byle bir Padiah- Zlcelal'e intisab edip btn
dmanlarna kar bir nokta-i istinad ve btn hacatna medar bir
nokta-i istimdad bularak, herkes mensub olduu efendisinin erefiyle,
makamyla iftihar ettii gibi, o da byle nihayetsiz Kadr ve Rahm bir
padiaha iman ile intisab etse ve ubudiyetle hizmetine girse ve ecelin
i'dam ilnn kendi hakknda terhis tezkeresine evirse ne kadar
memnun ve minnetdar ve ne kadar mteekkirane iftihar edebilir,
kyas ediniz.
O mektebli genlere dediim gibi musibetzede mahpuslara da
tekrar ile derim: Onu tanyan ve itaat eden zindanda dahi olsa
bahtiyardr. Onu unutan saraylarda da olsa zindandadr, bedbahttr.
Hatt bir bahtiyar mazlum i'dam olunurken bedbaht zalimlere demi:
"Ben i'dam olmuyorum. Belki terhis ile saadete gidiyorum. Fakat ben
de sizi i'dam- ebed ile mahkm grdmden sizden tam intikamm
alyorum." L ilahe illallah diyerek srur ile teslim-i ruh eder.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *






--- sh:(:209) ----
Yedinci Mes'ele
(Denizli Hapsinde bir Cuma gnnn meyvesidir.)
_
*,,,,.,!_..;...!,...,
*..-,_..;,:.-;,,:..-..
.,..-_,;_,-,.!,.-,,._!,L..
*,..___..,_.!_,-.!,!.;
Bir zaman Kastamonu'da "Hlkmz bize tanttr" diyen lise
talebelerine sbk Altnc Mes'ele'de mekteb fnununun dilleriyle
verdiim dersi, Denizli Hapishanesinde benimle temas edebilen
mahpuslar okudular. Tam bir kanaat- imaniye aldklarndan hirete
bir itiyak hissedip, "Bize hiretimizi de tam bildir. T ki nefsimiz ve
zamann eytanlar bizi yoldan karmasn, daha byle hapislere
sokmasn." dediler. Ve Denizli Hapsindeki Risale-i Nur akirdlerinin
ve sbkan Altnc Mes'ele'yi okuyanlarn arzular ile hiret rknnn
dahi bir hlsasnn beyan lzm geldi. Ben de Risale-i Nur'dan bir
ksack hlsa ile derim:
Naslki Altnc Mes'ele'de biz Hlkmz arzdan, semavattan
sorduk; onlar fenlerin dilleri ile gne gibi Hlkmz bize
tanttrdlar. Aynen biz de, hiretimizi bata o bildiimiz
Rabbimizden, sonra Peygamberimizden, sonra Kur'anmzdan, sonra
sair peygamberler ve mukaddes kitablardan, sonra melaikelerden,
sonra kinattan soracaz. te birinci mertebede hireti Allah'tan
soruyoruz. O da









--- sh:(:210) ----
btn gnderdii elileriyle ve fermanlaryla ve btn isimleriyle ve
sfatlaryla "Evet hiret vardr ve sizi oraya sevkediyorum." ferman
ediyor. Onuncu Sz, oniki parlak ve kat' hakikatlar ile bir ksm
isimlerin hirete dair cevablarn isbat ve izah eylemi. Burada, o
izaha iktifaen gayet ksa bir iaret ederiz.
Evet madem hibir saltanat yoktur ki, o saltanata itaat edenlere
mkfat ve isyan edenlere mcazat bulunmasn. Elbette rububiyet-i
mutlaka mertebesinde bir saltanat- sermediyenin, o saltanata iman ile
intisab ve taat ile fermanlarna teslim olanlara mkfat ve o izzetli
saltanat kfr ve isyanla inkr edenlere de mcazat; o rahmet ve
cemale, o izzet ve celale lyk bir tarzda olacak diye "Rabb-l
lemn" ve "Sultan-d Deyyan" isimleri cevab veriyorlar.
Hem madem gne gibi, gndz gibi, zemin yznde bir
umum rahmet ve ihatal bir efkat ve kerem gzmzle gryoruz.
Mesel o rahmet, her baharda umum aalar ve meyveli nebatlar
Cennet hurileri gibi giydirip, sslendirip, ellerine her eit meyveleri
verip bizlere uzatp "Haydi alnz, yeyiniz" dedii gibi; bir zehirli
sinein eliyle bizlere ifal, tatl bal yedirdii ve elsiz bir bcein
eliyle en yumuak ipei bizlere giydirdii gibi, bir avu kadar
kck ekirdeklerde, tohumcuklarda binler batman taamlar bizim
iin saklayan ve ihtiyat zahresi olarak o kck depolarda
yerletiren bir rahmet, bir efkat, elbette hi bhe olamaz ki; bu
derece nazeninane besledii bu sevimli ve minnetdarlar ve
perestikrlar olan m'min insanlar i'dam etmez. Belki onlar daha
parlak rahmetlere mazhar etmek iin, hayat- dnyeviye vazifesinden
terhis eder diye "Rahm" ve "Kerim" isimleri sualimize cevab
veriyorlar; "El-Cennet Hakkun" diyorlar.
Hem madem biz gzmzle gryoruz ki: Umum mahluklarda
ve zemin yznde yle bir hikmet eli iliyor ve yle bir adalet
lleriyle iler dnyor ki, akl- beer onun fevkinde dnemiyor.
Mesel: nsann bin cihazatna taklan hikmetlerinden yalnz bir kk
ekirdek kadar kuvve-i hfzasnda btn tarihe-i hayatn ve ona
temas eden hadsiz hdisat o kuvvecikte yazp, onu bir ktbhane
hkmne getirip ve insann hairde muhakemesi iin neir olacak olan
defter-i a'malinin bir kk senedi olarak her vakit hatrlatmak srr ile
her insann eline vererek dimann cebine koyan bir ezel hikmet ve
btn masnuatta gayet hassas mizanlar ile a'zalarn

--- sh:(:211) ----
yerletiren, mikroptan gergedana, sinekten simurga kuuna, bir iekli
nebattan milyarlar, trilyonlarla iekler aan bahar ieine kadar,
israfsz llerle bir tenasb, bir mvazene, bir intizam ve bir cemal
iinde masnuat bir hsn- san'at yapan ve her zhayatn hukuk-u
hayatn kemal-i mizanla veren; iyiliklere gzel neticeler ve
fenalklara fena neticeler verdiren ve dem zamanndan beri tgi ve
zalim kavimlere vurduu tokatlarla kendini pek kuvvetli ihsas ettiren
bir adalet-i sermediye, elbette ve hi bhe getirmez ki: Gne
gndzsz olmad gibi; o hikmet-i ezeliye, o adalet-i sermediye
hiretsiz olmazlar ve lmde en zalimlerin ve en mazlumlarn bir
tarzda gitmelerindeki akibetsiz bir dehetli hakszla, adaletsizlie ve
hikmetsizlie hibir vehile msaade etmezler diye "Hakm" ve
"Hakem" ve "Adl" ve "dil" isimleri bizim sualimize kat' cevab
veriyorlar.
Hem madem btn zhayat mahluklarn elleri yetimedii ve iktidarla-
r dairesinde olmayan btn hacatlarn, btn ftr matlablarn bir
nevi dua bulunan istidad- ftr ve ihtiyac- zarur dilleriyle istedikleri
vakitte, gayet rahm ve iitici ve efkatli bir dest-i gayb tarafndan
verildiinden ve ihtiyar olan daavat- insaniyenin, hususan havaslarn
ve nebilerin dualarnn on adedden alt-yedisi hilaf- det makbul
olmasndan kat' anlalyor ki: Her dertlinin hn, her muhtacn
duasn iiten ve dinleyen bir Sem-i Mcb perde arkasnda var, bakar
ki; en kk bir zhayatn en kk bir ihtiyacn grr ve en gizli bir
hn iitir, efkat eder, fiilen cevab verir, memnun eder. Elbette ve her
halde hibir bhe ihtimali kalmaz ki: Mahluklarn en ehemmiyetlisi
olan nev'-i insann en ehemmiyetli ve umum ve umum kinat ve
umum esma ve sft- lahiyeyi alkadar eden beka-i uhreviyeye ait
dualarn iine alan ve nev'-i insann gneleri ve yldzlar ve
kumandanlar olan btn peygamberleri arkasna alp onlara duasna
"mn, mn" dedirten ve mmetinden her gn her ferd-i mtedeyyin
hi olmazsa ka defa ona salavat getirmekle onun duasna "mn,
mn" diyen ve belki btn mahlukat o duasna itirak ederek "Evet ya
Rabben! stediini ver, biz de onun istediini istiyoruz." diyorlar. B-
tn bu reddedilmez erait altnda beka-i uhrev ve saadet-i ebediye iin
Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n -harin hadsiz esbab- mcibe-
sinden- yalnz tek duas Cennet'in vcuduna ve baharn icad kadar
kudretine kolay olan hiretin icadna kfi bir sebebdir diye "Mcb" ve
"Semi'" ve "Rahm" isimleri bizim sualimize cevab veriyorlar.
--- sh:(:212) ----
Hem madem gndz bedahetle gnei gsterdii gibi; zemin
yznde, mevsimlerin tebeddlnde kll lmek ve dirilmekte, perde
arkasnda bir mutasarrf gayet intizamla koca kre-i arz bir bahe,
belki bir aa kolaylnda ve intizamnda ve azametli bahar bir iek
shuletinde ve mizanl znetinde ve zemin sahifesinde yz bin har
u nerin nmune ve misallerini gsteren yz bin kitab hkmndeki
nebatat ve hayvanat taifelerini (onda) yazar, beraber ve birbiri iinde
armayarak, kark iken kartrmayarak, birbirine benzemekle
beraber iltibassz, sehivsiz, hatasz, mkemmel, muntazam, manidar
yazan bir kalem-i kudret, bu azameti iinde hadsiz bir rahmet,
nihayetsiz bir hikmet ile iledii gibi; koca kinat bir hanesi misill
insana msahhar ve mzeyyen ve tefri etmek ve o insan halife-i
zemin ederek ve da ve gk ve yer tahammlnden ekindikleri
emanet-i kbray ona vermesi ve sair zhayatlara bir derece zabitlik
mertebesiyle mkerrem etmesi ve hitabat- Sbhaniyesine ve
sohbetine merref eylemesi ile fevkalde bir makam verdii ve btn
semav fermanlarda ona saadet-i ebediyeyi ve beka-i uhreviyeyi kat'
va'd ahdettii halde, elbette ve hibir bhe olmaz ki: Bahar kadar
kudretine kolay gelen dr- saadeti o mkerrem ve merref insanlar
iin aacak ve yapacak ve hair ve kyameti getirecek diye Muhy ve
Mmit ve Hayy ve Kayyum ve Kadr ve Alm isimleri, Hlkmzdan
sormamza cevab veriyorlar.
Evet her baharda btn aalar ve otlarn kklerini aynen ihya
ve nebat ve hayvan yz bin nevi harin ve nerin nmunelerini
icad eden bir kudret, Muhammed ve Musa Aleyhimessalt
Vesselmlarn herbirinin mmetinin geirdii bin senelik zaman, kar
karya hayalen getirilip baklsa, harin ve nerin bin misalini ve bin
delilini iki bin baharda (1) gsterdii grlecek. Ve byle bir
kudretten har-i cismanyi uzak grmek, bin derece krlk ve
aklszlktr.
Hem madem nev'-i beerin en mehurlar olan yzyirmidrt
bin peygamberler ittifak ile saadet-i ebediyeyi ve beka-y uhrevyi
Cenab- Hakk'n binler va'd ahidlerine istinaden iln edip
mu'cizeleriyle doru olduklarn isbat ettikleri gibi, hadsiz ehl-i
velayet, kef ile
(1): Sbk herbir bahar; kyameti kopmu, lm ve karsndaki
bahar, onun hari hkmndedir.

--- sh:(:213) ----
ve zevk ile ayn hakikata imza basyorlar. Elbette o hakikat gne gibi
zahir olur, bhe eden divane olur. Evet bir fende ve bir san'atta
mtehasss bir-iki ztn o fen ve o san'ata ait hkmleri ve fikirleri,
onda ihtisas olmayan bin adamn, -hatt baka fenlerde lim ve ehl-i
ihtisas da olsalar- muhalif fikirlerini hkmden skat ettikleri gibi; bir
mes'elede, mesel ramazan hillini yevm-i ekte isbat etmek ve "St
konservelerine benzeyen ceviz-i hind bahesi ry-i zeminde var" diye
dava etmekte iki isbat edici, bin inkr edici ve nefyedicilere galebe
edip davay kazanyorlar. nki isbat eden yalnz bir ceviz-i hindyi
veyahut yerini gsterse kolayca davay kazanr. Onu nefy ve inkr
eden, btn ry-i zemini aramak, taramakla hibir yerde
bulunmadn gstermekle davasn isbat edebildii gibi; Cennet'i ve
dr- saadeti ihbar ve isbat eden yalnz bir izini, sinemada gibi kefen
bir glgesini, bir tereuhunu gstermekle davay kazand halde; onu
nefy ve inkr eden, btn kinat ve ezelden ebede kadar zamanlar
grmek ve gstermekle ancak inkrn ve nefyini isbat ile davay
kazanabilir. Ve bu ehemmiyetli srdandr ki; husus bir yere bakmayan
ve iman hakikatlar gibi umum kinata bakan nefyler, inkrlar (ztnda
muhal olmamak artyla) isbat edilmez diye ehl-i tahkik ittifak edip bir
dstur-u esas kabul etmiler.
te bu kat' hakikata binaen binler feylesoflarn muhalif
fikirleri, byle iman mes'elelerde birtek muhbir-i sadka kar hibir
bhe hatt vesvese vermemek lzm iken, yzyirmi bin isbat edici
ehl-i ihtisas ve muhbir-i sadkn ve hadsiz ve nihayetsiz msbit ve
mtehasss ehl-i hakikat ve ashab- tahkikin ittifak ettikleri erkn-
imaniyede, akl gzne inmi, kalbsiz, maneviyattan uzaklam,
krlemi birka feylesofun inkrlaryla bheye dmenin ne kadar
ahmaklk ve divanelik olduunu kyas ediniz.
Hem madem gzmzle, gndz gibi; hem nefsimizde, hem
etrafmzda bir rahmet-i mme ve bir hikmet-i amile ve bir inayet-i
daime mahede ediyoruz ve dehetli bir saltanat- rububiyet ve
dikkatli bir adalet-i liye ve izzetli icraat- celaliyenin srn ve
cilvelerini gryoruz. Hatt bir aacn meyveleri ve iekleri saysnca
o aaca hikmetler takan bir hikmet ve herbir insann cihazat ve
hissiyat ve kuvveleri adedince ihsanlar, in'amlar ona balam bir
rahmet ve Kavm-i Nuh ve Hud ve Slih Aleyhimsselm ve Kavm-i
d ve Semud ve Firavun gibi si milletlere tokat vuran ve en kk
bir zhayatn hakkn
--- sh:(:214) ----
muhafaza eden izzetli ve inayetli bir adalet ve
,....,.,.._,;,....!,.;._.,
;,-,..._,;_....
yeti, azametli bir caz ile der:
Naslki iki klada yatan ve duran muti' askerler, bir
kumandann armasyla silh bana ve vazife bana boru sesiyle
gelmeleri gibi, aynen yle de: Bu iki klann misalinde ve emre
itaatnda koca semavat ve kre-i arz, Sultan- Ezel'nin askerlerine iki
muti' kla gibi, ne vakit Hazret-i srafil Aleyhisselm'n borusuyla o
klalarda lm ile yatanlar arlsa, derhal cesed libaslarn giyip
dar frlamalarn isbat edip gsteren her baharda arz klas
iindekiler, melek-i ra'dn borusuyla ayn vaziyeti gstermesiyle
nihayetsiz azameti anlalan bir saltanat- rububiyet; elbette ve elbette
ve her halde ve hi bhe getirmez ki, -Onuncu Sz'de isbatna
binaen- o rahmet ve hikmet ve inayet ve adalet ve saltanat-
sermediyenin gayet kat' istedikleri dr- hiret ve daire-i har nerin
almamasyla o nihayetsiz cemal-i rahmet nihayetsiz bir irkin
merhametsizlie inklab etmesi ve o hadsiz kemal-i hikmet, hadsiz
kusurlu abesiyete ve faydasz israfata dnmesi ve o gayet irin inayet,
gayet ac ihanetlere deimesi ve o gayet mizanl ve hakkaniyetli
adalet, gayet iddetli zulmlere kalbolmas ve o gayet derecede
hametli ve kuvvetli saltanat- sermediye sukut etmesi ve harin
gelmemesiyle btn hameti kaybolmas ve kemalt- rububiyeti acz
ve kusur ile lekedar olmas, hibir cihet-i imkn yok; hibir akl
ihtimal vermez, yz muhal iinde birden bulunur, daire-i imkn
haricinde btl ve mmteni'dir. nki nazenin ve nazdar besledii ve
akl ve kalb gibi cihazatla saadet-i ebediyeye ve hirette beka-i
daimye itiyak hissini verdii halde onu ebed i'dam etmek, ne kadar
gadirli bir merhametsizlik ve onun yalnz dimana yzer hikmetler ve
faydalar takt halde onu dirilmemek zere btn cihazatn ve binler
faideleri bulunan istidadatn akibetsiz bir lmle faidesiz, neticesiz,
hikmetsiz btn btn israf etmek ne derece hilaf- hikmet ve binler
va'd ahidlerini yerine getirmemek ile -h- aczini ve cehlini
gstermek, ne kadar o hamet-i saltanata ve o kemal-i rububiyete
zddr, her zuur anlar. Bunlara kyasen, inayet ve adaleti tatbik eyle.


--- sh:(:215) ----
te Hlkmzdan sorduumuz hirete dair sualimize Rahman
ve Hakm ve Adl ve Kerim ve Hkim isimleri mezkr hakikatle cevab
veriyorlar, eksiz bhesiz, gne gibi hireti isbat ediyorlar.
Hem madem biz gzmzle gryoruz: yle ihatal ve
azametli bir hafziyet hkmeder ki, zhayat hereyin ve her hdisenin
ok suretlerini ve grd ftr vazifesinin defterini ve esma-i
lahiyeye kar lisan- hal ile tesbihatna dair sahife-i a'malini misal
levhalarda ve ekirdeklerinde ve tohumcuklarnda ve levh-i mahfuzun
nmunecikleri olan kuva-y hfzalarnda ve bilhassa insann
dimandaki pek byk ve pek kk ktbhanesi olan kuvve-i
hfzasnda ve sair madd ve manev in'ikas yinelerinde kaydeder,
yazdrr; zabtederek muhafaza altna alr. Sonra mevsimi geldike
btn o manev yazlar madd bir tarzda da gzmze gsterip
milyonlarla misaller ve deliller ve nmuneler kuvvetiyle
,,:.-.!., yetindeki en acib bir hakikat- hariyeyi,
kudretin bir iei olan her bahar, kendi iek-i ekberinde milyarlar
dil ile kinata iln eder. Ve bata nev'-i insan olarak btn zhayatlar
ve btn eya, fenaya dmek ve ademe sukut etmek ve hilikte
mahvolmak ve bata nev'-i beer olarak zhayatlar i'dam edilmek iin
yaratlmamlar. Belki bekaya terakki ile ve devama tasaffi ile ve
sermed vazifeye istidadyla girmek iin halk olunduklarn gayet
kuvvetli isbat eder.
Evet her baharda mahede ediyoruz ki: Gz mevsimi
kyametinde vefat eden hadsiz nebatat, bahar harinde herbir aa,
herbir kk, herbir ekirdek, herbir tohum
,,:.-.!., yetini okuyup bir manasn, bir ferdini kendi
diliyle, gemi senelerde grd vazifenin misalleriyle tefsir ederek
o azametli hafziyete ehadet eder.
_..,!,,.L!,,-;,,,; yetindeki drt muazzam
hakikatlar her eyde gsterip hafziyeti a'zam derecede ve hari bahar
kolaylnda ve kat'iyyetinde bizlere ders verir. Evet bu drt ismin
cilveleri, en cz'den en kllye kadar cereyan ederler. Mesel: Naslki



--- sh:(:216) ----
bu aacn menei olan bir ekirdek ,,;ismine mazhariyetle o
aacn gayet mkemmel proramn ve icadnn noksansz cihazatn
ve teekklnn btn eraitini cmi' bir kutucuktur ki; hafziyetin
azametini isbat eder.
,-;,ismine mazhar olan meyvesi ise, ekirdekleriyle o
aacn iledii btn ftr vazifelerinin fihristesini ve amellerinin
listesini ve hayat- sniyesinin dsturlarn ihtiva eden bir sandukadr
ki, a'zam derecede hafziyete ehadet eder.
,.L!,ismine mazhar olan o aacn suret-i cismaniyesi ise,
yle tenasbl ve san'atl ve ssl bir hulle, bir libas ve ayr ayr
naklar ve znetler ve yaldzl nianlar ile tezyin edilmi; gya yetmi
renkli bir huri elbisesidir ki, hafziyet iinde azamet-i kudret ve
kemal-i hikmet ve cemal-i rahmeti gzlere gsterir.
_..,!,ismine yine olan o aacn iindeki makinesi ise,
yle muntazam ve mkemmel ve mu'cizatl bir fabrika, bir tezgh, bir
kimyahane ve hibir dal ve meyveyi ve yapra gdasz brakmayan
mizanl bir kazan- erzaktr ki; hafziyet iinde kemal-i kudret ve
adalet ve cemal-i rahmet ve hikmeti gne gibi isbat eder.
Aynen yle de, kre-i arz, senev mevsimler cihetinde bir
aatr. sm-i Evvel cilvesiyle gz mevsiminde hafziyete emanet
edilen btn tohumlar ve ekirdekler, bahar arafn giyen zemin
yznn milyarlar dal, budak, meyve veren ve iek aan aacnn
tekiltna dair lah emirlerin mecmuacklar ve kaderden gelen
dsturlarn listeleri ve geen yazn iledii vazifelerin kck sahife-
i amelleri ve defter-i hidematdr ki, bilbedahe bir Hafz-i Zlcelali
Vel'ikram'n hadsiz kudret, adalet, hikmet, rahmet ile i grdn
gsteriyor.
Ve senev zemin aacnn hiri ise, ikinci gzde o aacn
grd btn vazifelerini ve esma-i lahiyeye kar ettii btn ftr
tesbihatlarn ve gelecek bahar harinde neir olabilen btn sahaif-i
a'mallerini, zerrecik ve kck kutucuklarn iine koyup, Hafz-i
Zlcelal'in dest-i hikmetine teslim eder. ,-;ismini hadsiz
dillerle kinat yznde okur.
--- sh:(:217) ----
Ve u aacn zahiri ise, harin yz bin misallerini ve
emarelerini gsteren yz bin kll ve eit eit iekler ap hadsiz
rahmaniyet ve rezzakyet ve rahmiyet ve kerimiyet sofralarn sererek
zhayatlara ziyafetler vermekle ,.L!ismini meyveleri,
iekleri, taamlar saysnca lisanlaryla zikredip medh sena eder,
gndz gibi
,,:.-.!., hakikatn gsterir.
Bu hametli aacn btn ise, hadsiz ve hesaba gelmez
muntazam makineleri ve mizanl fabrikalar kemal-i dikkat ve
intizamla ilettiren yle bir kazan ve tezghtr ki, bir dirhemden bin
batman taamlar piirir, alara yetitirir. Ve yle bir mizan ve dikkatle
iler ki, zerre kadar tesadfn karmasna bir yer brakmyor.
_..,!ismini zeminin i yzyle yzbin dil ile tesbih eden baz
melaike gibi yzbin tarzlarda iln edip isbat eder.
Hem arz, senev hayat haysiyetiyle bir aa olduu ve o drt
isim iinde hafziyeti ve onunla hair kapsna bir anahtar yapt gibi,
aynen yle de, dehr ve dnya hayat cihetiyle yine meyveleri hiret
pazarna gnderilen bir muntazam aatr. Ve o drt isme yle bir
mazhar, bir yine ve hirete giden bir yol aar ki, geniliini ihataya
ve tabire aklmz kfi gelmiyor. Yalnz bu kadar deriz: Naslki bir
saatin saniyeleri ve dakikalar ve saatleri ve gnleri sayan haftalk
saatin milleri birbirine benzer, birbirini isbat eder. Saniyelerin
hareketini gren, sair arklarn hareketlerini tasdik etmee mecbur
olur. Aynen yle de; semavat ve arzn Hlk- Zlcelalinin bir saat-
ekberi olan bu dnyann saniyelerini sayan gnler ve dakikalarn
hesab eden seneler ve saatlerini gsteren asrlar ve gnlerini bildiren
devirler birbirine benzer, birbirini isbat eder. Ve bu gecenin sabah ve
bu kn bahar kat'iyyetinde fni dnyann karanlkl knn bki bir
bahar ve sermed bir sabah geleceini hadsiz emarelerle haber verir
diye, Hafz ismi ile _..,!,,.L!,,-;,,,; isimleri,
biz Hlkmzdan sorduumuz hair mes'elesine, mezkr hakikatla
cevab veriyorlar.


--- sh:(:218) ----
Hem madem gzmzle gryoruz ve aklmzla anlyoruz ki;
insan u kinat aacnn en son ve en cem'iyetli meyvesi ve hakikat-
Muhammediye Aleyhissalt Vesselm cihetiyle ekirdek-i aslsi ve
kinat Kur'annn yet-i kbras ve ism-i a'zam tayan yet-l krsisi
ve kinat saraynn en mkerrem misafiri ve o saraydaki sair
sekenelerde tasarrufa me'zun en faal memuru ve kinat ehrinin zemin
mahallesinin bahesinde ve tarlasnda, vridat ve sarfiyatna ve zer' ve
ekilmesine nezarete memur ve yzer fenler ve binler san'atlarla techiz
edilmi en grltl ve mes'uliyetli nzr ve kinat lkesinin arz
memleketinde, Padiah- Ezel ve Ebed'in gayet dikkat altnda bir
mfettii, bir nevi halife-i arz ve cz' ve kll harekt kaydedilen bir
mutasarrf ve sema ve arz ve cibalin kaldrmasndan ekindikleri
emanet-i kbray omuzuna alan ve nne iki acib yol alan, bir yolda
zhayatn en bedbaht ve dierinde en bahtiyar, ok geni bir
ubudiyetle mkellef bir abd-i kll ve kinat sultannn ism-i a'zamna
mazhar ve btn esmasna en cmi' bir yinesi ve hitabat-
Sbhaniyesine ve konumalarna en anlayl bir muhatab- hass ve
kinatn zhayatlar iinde en ziyade ihtiyals ve hadsiz fakryla ve
aczi ile beraber hadsiz maksadlar ve arzular ve nihayetsiz dmanlar
ve onu inciten zararl eyleri bulunan bir bare zhayat ve istidadca
en zengini ve lezzet-i hayat cihetinde en mteellimi ve lezzetleri
dehetli elemlerle lde ve bekaya en ziyade mtak ve muhta ve en
ok lyk ve mstehak ve devam ve saadet-i ebediyeyi hadsiz dualarla
isteyen ve yalvaran ve btn dnya lezzetleri ona verilse, onun bekaya
kar arzusunu tatmin etmeyen ve ona ihsanlar eden zt peresti
derecesinde seven ve sevdiren ve sevilen ok hrika bir mu'cize-i
kudret-i Samedaniye ve bir acube-i hilkat ve kinat iine alan ve
ebede gitmek iin yaratldna btn cihazat- insaniyesi ehadet
eden.. byle yirmi kll hakikatlar ile Cenab- Hakk'n Hak ismine
balanan ve en kk zhayatn en cz' ihtiyacn gren ve niyazn
iiten ve fiilen cevab veren Hafz-i Zlcelal'in, Hafz ismiyle
mtemadiyen amelleri kaydedilen ve kinat alkadar edecek ef'alleri
o ismin ktibn-i kiramlaryla yazlan ve her eyden ziyade o ismin
nazar- dikkatine mazhar bulunan bu insanlar, elbette ve elbette ve her
halde ve hibir bhe getirmez ki; bu yirmi hakikatn hkmyle,
insanlar iin bir har ner olacak ve Hak ismiyle evvelki
hizmetlerinin mkfatn ve kusuratnn mcazatn ekecek. Ve Hafz
ismiyle cz'-kll kayd altna
--- sh:(:219) ----
alnan her amelinden muhasebe ve sorguya ekilecek. Ve dr- bekada
saadet-i ebediye ziyafetghnn ve ekavet-i daime hapishanesinin
kaplar alacak. Ve bu lemde ok taifelere kumandanlk yapan ve
karan ve bazan kartran bir zabit, topraa girip her amelinden sual
olunmamak ve uyandrlmamak zere yatp saklanmayacaktr.
Yoksa sinein sesini iitip hakk- hayatn vermekle fiilen
cevab verdii halde, gk grlts kuvvetinde bekaya ait hadsiz
hukuk-u insaniyenin, mezkr yirmi hakikatlar lisanlar ile edilen ve
ar ve feri nlatan dualarn iitmemek ve o hadsiz hukuku zayi'
etmek ve sinek kanadnn intizam ehadetiyle sinek kanad kadar israf
etmeyen bir hikmet, btn o hakikatlarn balandklar insan
istidadat ve ebede uzanan emelleri ve arzular ve o istidad ve arzular
besleyen kinatn pek ok rabtalarn ve hakikatlarn btn btn
israf etmek yle bir hakszlktr ve imkn haricinde ve zalimane bir
irkinliktir ki; Hak ve Hafz ve Hakm ve Cemil ve Rahm isimlerine
ehadet eden btn mevcudat onu reddeder. Yz derece muhal ve bin
vecihle mmteni'dir derler. te biz Hlkmzdan hare dair
sorduumuz suale, Hak, Hafz, Hakm, Cemil, Rahm isimleri cevab
verip derler: "Biz, hak ve hakikat olduumuz gibi ve hem bize ehadet
eden mevcudatn tahakkuku misill, hair haktr ve muhakkaktr."
Hem madem.. daha yazacaktm, fakat gne gibi malm
olmasndan ksa kestim. te gemi misallerde ve mademlerdeki
maddelere kyasen, Cenab- Hakk'n yz, belki bin esmasnn kinata
bakan isimlerinin herbirisi, naslki mevcudattaki yine ve cilveleriyle
msemmasn bedahetle isbat eder. Aynen yle de; hari ve dr-
hireti de gsterirler ve kat'iyyetle isbat ederler.
Hem nasl Hlkmzdan sorduumuz sualimize, o Rabbimiz
btn fermanlaryla ve nzil ettii btn kitablaryla ve msemma
olduu ekser isimleriyle bize kuds ve kat' cevab veriyor. Aynen yle
de, melaikeleriyle ve onlarn diliyle daha baka bir tarzda dedirir:
"Sizin zaman- dem'den beri hem ruhanlerle, hem bizimle
grmenizin yzer tevatr kuvvetinde hdiseleri var ve bizim ve
ruhanlerin vcudlarna ve ubudiyetlerine delalet eden hadsiz emare ve
deliller var. Ve biz hiret salonlarnda ve baz dairelerinde
gezdiimizi,



--- sh:(:220) ----
birbirimize mutabk olarak sizin kumandanlarnz ile grtmz
zaman sylemiiz ve daima da sylyoruz. Elbette bu gezdiimiz bki
ve mkemmel salonlar ve bu salonlarn arkalarnda tefri ve tezyin
edilmi olan saraylar ve menziller, hi bhemiz yoktur ki, gayet
ehemmiyetli misafirleri o yerlerde iskn etmek zere bekliyorlar. Size
kat' beyan ediyoruz." diye sualimize cevab veriyorlar.
Hem madem Hlkmz, bize en byk muallim ve en
mkemmel stad ve armaz ve artmaz en doru rehber olarak
Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm' tayin etmi. Ve en son
eli olarak gndermi. Biz dahi, ilmelyakn mertebesinden aynelyakn
ve hakkalyakn mertebelerine terakki ve tekemml etmek zere
hereyden evvel bu stadmzdan, Hlkmzdan sorduumuz suali
sormaklmz lzm geliyor. nki o zt, Hlkmz tarfndan herbiri
birer niane-i tasdik olan bin mu'cizatyla, Kur'ann bir mu'cizesi
olarak Kur'ann hak ve kelmullah olduunu isbat ettii gibi; Kur'an
dahi, krk nevi i'caz ile, o ztn bir mu'cizesi olup, onun doru ve
resulullah olduunu isbat ederek ikisi beraber, biri lem-i ehadet
lisan -btn hayatnda btn enbiya ve evliyann tasdikleri altnda-
dieri lem-i gayb lisan -btn semav fermanlarn ve kinat
hakikatlarnn tasdikleri iinde- binler ytyla iddia ve isbat ettikleri
hakikat- hariye elbette gne ve gndz gibi bir kat'iyyettedir.
Evet hair gibi, en acib ve en dehetli ve tavr- akln haricinde
bir mes'ele, ancak ve ancak byle hrika iki stadn dersleriyle
halledilir, anlalr.
Eski zaman peygamberleri mmetlerine Kur'an gibi izahat
vermediklerinin sebebi, o devirler beerin bedeviyet ve tufuliyet devri
olmasdr. btida derslerde izah az olur.
Elhasl: Madem Cenab- Hakk'n ekser isimleri hireti iktiza
edip isterler. Elbette o isimlere delalet eden btn hccetler, bir cihette
hiretin tahakkukuna dahi delalet ederler. Ve madem melaikeler
hiretin ve lem-i bekann dairelerini grdklerini haber veriyorlar.
Elbette melaike ve ruhlarn ve ruhaniyatn vcud ve ubudiyetlerine
ehadet eden deliller, dolaysyla hiretin vcuduna dahi delalet
ederler. Ve madem Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n btn
hayatnda vahdaniyetten sonra en daim davas ve mddeas ve esas
hirettir; elbette o ztn nbvvetine ve sdkna delalet


--- sh:(:221) ----
eden btn mu'cizeleri ve hccetleri, -bir cihette, dolaysyla- hiretin
tahakkukuna ve geleceine ehadet ederler. Ve madem Kur'ann
drtten birisi hair ve hirettir ve bin ytyla onun isbatna alr ve
onu haber verir. Elbette Kur'ann hakkaniyetine ehadet ve delalet
eden btn hccetleri ve delilleri ve brhanlar, dolaysyla hiretin
vcuduna ve tahakkukuna ve almasna dahi delalet ve ehadet
ederler.
te bak, bu rkn- iman ne kadar kuvvetli ve kat' olduunu
gr.
* * *




























--- sh:(:222) ----
Sekizinci Mes'elenin Bir Hlsas
Yedinci'de hari ok makamattan soracaktk. Fakat
Hlkmzn isimleriyle verdii cevab o derece kuvvetli yakn ve
kanaat verdi ki; daha baka sorgulara ihtiya brakmadndan orada
ksa kestik. imdi bu mes'elede, hiret imannn, hem hiretin
saadetine, hem dnya saadetine dair temin ettii faideler ve
neticelerinden yzden biri hlsa edilecek. Saadet-i uhreviyeye ait
ksm, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n izahat daha hi bir beyana ihtiya
brakmam, onu ona havale ederek ve saadet-i dnyeviyeye ait ksm
izah cihetini Risale-i Nur'a brakp, yalnz ksa bir hlsa ile insann
hayat- ahsiye ve hayat- itimaiyesine ait yzer neticelerinden -
drt tanesini beyan ederiz.
Birincisi: nsan, sair hayvanata muhalif olarak, hanesiyle
alkadar olduu misill dnya ile alkadardr ve akaribiyle
mnasebetdar olduu gibi, nev'-i beer ile de cidd ve ftr
mnasebetdardr. Ve dnyada muvakkat bekasn arzulad gibi bir
dr- ebedde bekasn, ak derecesinde arzuluyor. Ve midesinin gda
ihtiyacn temin etmee alt gibi dnya kadar geni, belki ebede
kadar uzanan sofralar ve gdalar, akl ve kalb ve ruh ve insaniyet
mideleri iin tedarik etmee ftraten mecburdur, abalyor. Ve yle
arzular ve matlablar var ki, ebed saadetten baka hibir ey onlar
tatmin etmiyor. Hatt Onuncu Sz'de iaret edildii gibi, bir zaman -
kklmde- hayalimden sordum: "Sana bir milyon sene mr ve
dnya saltanat














--- sh:(:223) ----
verilmesini, fakat sonra ademe ve hilie dmesini mi istersin?
Yoksa bki fakat di ve meakkatli bir vcudu mu istersin?" dedim.
Baktm, ikincisini arzulayp birincisinden "ah" ekti. "Cehennem de
olsa beka isterim" dedi.
te madem mahiyet-i insaniyenin bir hizmetkr olan kuvve-i
hayaliyeyi bu dnya lezzetleri tatmin etmiyor. Elbette gayet cmi'
mahiyet-i insaniye, ebediyetle ftraten alkadardr. te bu hadsiz arzu
ve emellere bal olduu halde, sermayesi bir cz' cz- ihtiyar ve
fakr- mutlak bir insana, hirete iman ne derece kuvvetli ve kfi ve
vfi bir hazine, bir medar- saadet ve lezzet, bir medar- istimdad, bir
merci' ve dnyann hadsiz gamlarna kar bir medar- teselli olduu
yle bir meyve ve faidedir ki; onu kazanmak yolunda dnya hayatn
feda etse, yine ucuzdur.
kinci meyvesi ve hayat- ahsiyeye bakan bir faidesi:
nc Mes'ele'de izah edilen ve Genlik Rehberi'nde bir
haiye bulunan ok ehemmiyetli bir neticedir.
Evet her insann, her zaman dnd en ehemmiyetli
endiesi, mezaristana giren kendi dostlar ve akrabalar gibi o
i'damhaneye girmek keyfiyetidir. Birtek dostu iin, ruhunu feda eden
o bare insann; binler, belki milyonlar, milyarlar dostlar ebed bir
mfarakat iinde i'dam olmalarn tevehhm edip Cehennem
azabndan beter bir elem -o dnmek ucundan- grnd vakit,
hirete iman geldi, gzn atrd ve perdeyi kaldrd. "Bak" dedi. O
imanla bakt. Cennet lezzetinden haber veren bir lezzet-i ruhaniyeyi o
dostlar ebed lmlerden ve rmelerden kurtulup mesrurane bir
nuran lemde onu da bekliyorlar vaziyetinde mahedesiyle ald.
Risale-i Nur'da bu netice hccetlerle izahna iktifaen ksa kesiyoruz.
Hayat- ahsiyeye ait nc bir faidesi:
nsann sair zhayatlar stndeki tefevvuku ve rtbesi ise;
yksek seciyeleri ve cem'iyetli istidadlar ve kll ubudiyetleri ve
geni vcud daireleri itibariyledir. Halbuki o insan, hem madum, hem
l, hem karanlk olan gemi ve gelecek zamanlarn ortasnda
skm bir ksa zaman olan hazr vaktin mikyasyla, lsyle;
hamiyeti, muhabbeti, kardelii, insaniyeti gibi seciyeler alr.




--- sh:(:224) ----
Mesel, eskiden tanmad ve ayrldktan sonra da hi
gremeyecei babasn, kardeini, karsn, milletini ve vatann sever,
hizmet eder. Ve tam sadakata ve ihlasa pek ndir muvaffak olabilir; o
nisbette kemalt ve seciyeleri klr. Deil hayvanlarn en ulvsi
belki ba aa, akl cihetiyle en baresi ve aas olmak vaziyetine
decei srada, hirete iman imdada yetiir. Mezar gibi dar zamann,
gemi ve gelecek zamanlar iine alan, pek geni bir zamana evirir.
Ve dnya kadar, belki ezelden ebede kadar bir daire-i vcud gsterir.
Babasn, dr- saadette ve lem-i ervahta dahi pederlik mnasebetiyle
ve kardeini, t ebede kadar uhuvvetini dnmesiyle ve karsn
Cennet'te dahi en gzel bir refika-i hayat olduunu bilmesi
haysiyetiyle sever, hrmet eder, merhamet eder, yardm eder. Ve o
byk ve geni daire-i hayatta ve vcuddaki mnasebetler iin olan
ehemmiyetli hizmetleri, dnyann kymetsiz ilerine ve cz'
garazlarna ve menfaatlerine let etmez. Cidd sadakata ve samim
ihlasa muvaffak olarak, kemalt ve hasletleri, o nisbette -derecesine
gre- ykselmee balar. nsaniyeti teli eder. Hayat lezzetinde sere
kuuna yetimeyen o insan; btn hayvanat stnde, kinatn en
mntehab ve bahtiyar bir misafiri ve Sahib-i Kinat'n en mahbub ve
makbul bir abdi olmasdr. Bu netice dahi Risale-i Nur'da hccetlerle
izahna iktifaen ksa kesildi.
Drdnc bir faidesi ki, insann hayat- itimaiyesine bakyor:
Risale-i Nur'dan Dokuzuncu ua'da beyan edilen o neticenin
bir hlsas udur:
Nev'-i insann drtten birini tekil eden ocuklar, hiret
imanyla insanca yaayabilirler ve insaniyetin istidadlarn
tayabilirler. Yoksa elm endieler iinde, kendini uyutturmak ve
unutturmak iin ocuka oyuncaklaryla, haylaz bir hayatla yaayacak.
nki her vakit etrafnda onun gibi ocuklarn lmesiyle onun nazik
dimanda ve ileride uzun arzular tayan zaf kalbinde ve
mukavemetsiz ruhunda yle bir tesir yapar ki; hayat ve akl o
bareye let-i azab ve ikence edecei zamanda, hiret imannn
dersiyle, grmemek iin oyuncaklar altnda onlardan sakland o
endieler yerinde, bir sevin ve genilik hissederek der: "Bu kardeim
veya arkadam ld, Cennet'in bir kuu oldu. Bizden daha iyi
keyfeder, gezer. Ve vlidem ld, fakat rahmet-i lahiyeye gitti, yine
beni Cennet'te kucana alp sevecek ve ben de o efkatli anneciimi
greceim."
--- sh:(:225) ----
diye insaniyete lyk bir tarzda yaayabilir.
Hem insann bir rub'unu tekil eden ihtiyarlar; yaknda
hayatlarnn snmesine ve topraa girmelerine ve gzel ve sevimli
dnyalarnn kapanmasna kar teselliyi, ancak ve ancak hiret
imannda bulabilirler. Yoksa o merhametli muhterem babalar ve
fedakr efkatli analar, yle bir vaveyl-y ruh ve bir dadaa-i kalb
ekeceklerdi ki, dnya onlara me'yusane bir zindan ve hayat ikenceli
bir azab olurdu. Fakat hiret iman onlara der: "Merak etmeyiniz,
Sizin ebed bir genliiniz var, gelecek ve parlak bir hayat ve
nihayetsiz bir mr sizi bekliyor. Ve zayi' ettiiniz evld ve
akrabalarnzla sevinlerle greceksiniz. Ve ettiiniz btn
iyilikleriniz muhafaza edilmi, mkfatlarn greceksiniz." diye,
iman- hiret onlara yle bir teselli ve inirah verir ki; her birinin yz
ihtiyarlk birden balarna toplansa onlar me'yus etmez.
Nev'-i insann ten birisini tekil eden genler, hevesatlar
galeyanda, hissiyata malub, cr'etkr akllarn her vakit bana
almayan o genler, hiret imann kaybetseler ve Cehennem azabn
tahattur etmezlerse; hayat- itimaiyede ehl-i namusun mal ve rz ve
zaf ve ihtiyarlarn rahat ve haysiyeti tehlikede kalr. Baz bir dakika
lezzeti iin bir mes'ud hanenin saadetini mahveder ve bu gibi hapiste
drt-be sene azab eker, canavar bir hayvan hkmne geer. Eer
iman- hiret onun imdadna gelse, abuk akln bana alr. "Geri
hkmet hafiyeleri beni grmyorlar ve ben onlardan saklanabilirim,
fakat Cehennem gibi bir zindan bulunan bir Padiah- Zlcelal'in
melaikeleri beni gryorlar ve fenalklarm kaydediyorlar. Ben
babo deilim ve vazifedar bir yolcuyum. Ben de onlar gibi ihtiyar
ve zaf olacam." diye birden, zulmen tecavz etmek istedii
adamlara kar bir efkat, bir hrmet hissetmeye balar. Bu manann
dahi Risale-i Nur'da brhanlaryla izahna iktifaen ksa kesiyoruz.
Hem nev'-i beerin ehemmiyetli bir ksm, hastalar ve
mazlumlar ve bizim gibi musibetzedeler ve fakirler ve ar ceza alan
mahpuslar; eer iman- hiret onlarn imdadna yetimezse, her vakit
hastaln ihtaryla gz nne gelen lm ve intikamn alamad ve
namusunu elinden kurtaramad zalimin marurane ihaneti ve byk
musibetlerde boubouna maln, evldn kaybetmekle gelen elm
me'yusiyeti ve bir-iki dakika veya bir-iki saat keyif yznden be-on


--- sh:(:226) ----
sene byle bir hapis azabn ekmekten gelen kederli sknt, elbette o
barelere dnyay zindan ve hayat bir ikenceli azaba evirir. Eer
hirete iman imdadlarna yetise, birden onlar nefes alrlar; skntlar,
me'yusiyetleri ve endieleri ve intikam hiddetleri derece-i imanna
gre ksmen ve bazan tamamen zil olur.
Hatt diyebilirim ki: Benim ve bir ksm kardelerimin bu
sebebsiz hapsimizde ve dehetli musibetimizde, eer iman- hiret
yardm etmese idi, bir gn dayanmak lm kadar tesir edip bizi
hayattan istifa etmee sevkedecekti. Fakat hadsiz kr olsun, benim
canm kadar sevdiim pek ok kardelerimin bu musibetten gelen
elemlerini de ektiim ve gzm kadar sevdiim binler Risale-i Nur
risaleleri ve benim yaldzl ve ssl ve ok kymetdar kitablarmn
ziya'lar ve alamalarndan teessflerini ektiim ve eskiden beri az
bir ihaneti ve tahakkm kaldramadm halde, sizi kasemle temin
ederim ki: man- bil'hiret nuru ve kuvveti bana yle bir sabr ve
tahamml ve teselli ve metanet, belki mcahidane, krl bir imtihan
dersinde daha byk mkfat kazanmak iin bir evk verdi ki; ben bu
risalenin banda dediim gibi, kendimi Medrese-i Yusufiye nvanna
lyk bir gzel ve hayrl medresede biliyorum. Arasra gelen
hastalklar ve ihtiyarlktan ne'et eden titizlikler olmasa idi,
mkemmel ve rahat- kalb ile derslerime daha ziyade alacaktm.
Her ne ise.. bu makam mnasebetiyle saded harici girdi, kusura
baklmasn.
Hem her insann kk bir dnyas, belki kk bir cenneti
dahi kendi hanesidir. Eer iman- hiret o hanenin saadetinde
hkmetmezse, o aile efrad, herbiri efkat ve muhabbet ve alkadarl
derecesinde elm endieler ve azablar eker. O cenneti, cehenneme
dner. Veyahut muvakkat elenceler ve sefahetlerle akln tenvim edip
uyutur. Devekuu gibi avcy grr, kaamyor, uamyor. Ban
kuma sokar, t grnmesin. Ban gaflete sokar, t lm ve zeval ve
firak onu grmesin. Divanece, muvakkat, ibtal-i his nev'inden bir are
bulur. nki mesel: Vlide ruhunu feda ettii evldn daima
tehlikelere maruz grdke titrer. Ve pederini ve kardeini eksik
olmayan belalardan kurtaramayan evldlar, daim bir keder, bir
korkaklk hisseder. Buna kyasen, bu dadaal kararsz hayat-
dnyeviyede o mes'ud zannedilen aile hayat ok cihetlerle saadetini
kaybeder ve ksack bir hayattaki mnasebet ve karabet

--- sh:(:227) ----
dahi, hakik sadakat ve samim ihlas ve garazsz bir hizmeti ve
muhabbeti vermez. Ahlk o nisbette klr, belki sukut eder. Eer
hirete iman o haneye girse, birden klandracak, ortalarndaki
mnasebet ve efkat ve karabet ve muhabbet ksack bir zaman
lsyle deil, belki dr- hirette saadet-i ebediyede dahi o
mnasebetlerin devam lsyle samim hrmet eder, sever, efkat
eder, sadakat eder, kusurlarna bakmaz gibi ahlk ykseklenir. Hakik
insaniyet saadeti o hanede balar inkiafa. Bu mana dahi hccetlerle
Risale-i Nur'da beyanna binaen ksa kesildi.
Hem herbir ehir kendi ahalisine geni bir hanedir. Eer iman-
hiret o byk aile efradnda hkmetmezse; gzel ahlkn esaslar
olan ihlas, samimiyet, fazilet, hamiyet, fedakrlk, rza-y lah, sevab-
uhrev yerine garaz, menfaat, sahtekrlk, hodgmlk, tasannu, riya,
rvet, aldatmak gibi haller meydan alr. Zahir asayi ve insaniyet
altnda, anaristlik ve vahet manalar hkmeder; o hayat- ehriye
zehirlenir. ocuklar haylazla, genler sarholua, kavler zulme,
ihtiyarlar alamaa balarlar.
Buna kyasen, memleket dahi bir hanedir ve vatan dahi bir
mill ailenin hanesidir. Eer iman- hiret bu geni hanelerde
hkmetse, birden samim hrmet ve cidd merhamet ve rvetsiz
muhabbet ve muavenet ve hilesiz hizmet ve muaeret ve riyasz ihsan
ve fazilet ve enaniyetsiz byklk ve meziyet o hayatta inkiafa
balarlar. ocuklara der: "Cennet var, haylazl brak." Kur'an
dersiyle temkin verir. Genlere der: "Cehennem var, sarholuu
brak." Akl balarna getirir. Zalime der: "iddetli azab var, tokat
yiyeceksin." Adalete ban edirir. htiyarlara der: "Senin elinden
km btn saadetlerinden ok yksek ve daim bir uhrev saadet ve
taze, bki bir genlik seni bekliyorlar. Onlar kazanmaa al."
Alamasn glmeye evirir. Bunlara kyasen cz' ve kll herbir
taifede hsn- tesirini gsterir, klandrr. Nev'-i beerin hayat-
itimaiyesiyle alkadar olan itimaiyyun ve ahlkiyyunlarn kulaklar
nlasn! te iman- hiretin binler faidelerinden iaret ettiimiz be-
alt nmunelerine sairleri kyas edilse kat' anlalr ki; iki cihann ve
iki hayatn medar- saadeti yalnz imandr.
Risale-i Nur'da Yirmisekizinci Sz'de ve baka risalelerinde,
harin cismaniyeti cihetinde gelen zaf bhelere kuvvetli cevablarna


--- sh:(:228) ----
iktifaen burada yalnz bir ksa iaretle deriz ki: Esma-i lahiyenin en
cem'iyetli yinesi cismaniyettedir. Ve hilkat- kinattaki makasd-
lahiyenin en zengini ve faal merkezi cismaniyettedir. Ve ihsanat-
Rabbaniyenin en ok eitleri ve rengrenkleri cismaniyettedir. Ve
beerin ihtiyacat dilleriyle Hlk'na kar dualarnn ve teekkratnn
en kesretli tohumlar yine cismaniyettedir. Maneviyat ve ruhaniyat
lemlerinin en mtenevvi ekirdekleri yine cismaniyettedir. Bunlara
kyasen, yzer kll hakikatlar cismaniyette temerkz ettiinden,
Hlk- Hakm zemin yznde cismaniyeti oaltmak ve mezkr
hakikatlere mazhar eylemek iin yle sr'atli ve dehetli bir faaliyetle
kafile kafile arkasna mevcudata vcud giydirir, o mehere gnderir.
Sonra onlar terhis eder, bakalarn gnderir. Mtemadiyen kinat
fabrikasn ilettirir. Cisman mahsult dokuyup, zemini hirete ve
Cennet'e bir fidanlk bahesi hkmne getirir. Hatt insann cisman
midesini memnun etmek iin, o midenin hal diliyle bekasna dair
duasn kemal-i ehemmiyetle dinleyip kabul ederek fiilen cevab
vermek iin, hadsiz ve hesabsz ve yzbinler tarzlarda ve binler eit
eit lezzetlerde gayet san'atl taamlar ve gayet kymetli nimetleri
cismaniyete ihzar etmek, bedahetle ve eksiz gsterir ki; dr- hirette
Cennet'in en ok ve en mtenevvi' lezzetleri cismandir. Ve saadet-i
ebediyenin en ehemmiyetli ve herkesin istedii ve nsiyet ettii
nimetleri cismandir.
Acaba hibir cihet-i ihtimali ve imkn var m ki; bu di
midenin hal diliyle beka duasn kabul edip nihayetsiz mu'cizatl
madd taamlar ile onu minnetdar ederek, her vakit tesadfsz, kasd
olarak fiilen cevab veren bir Kadr-i Rahm, bir Alm-i Kerim,
kinatn en ehemmiyetli neticesi ve arzn halifesi ve o Hlk'n
gzidesi ve perestikr olan nev-i insann insaniyet mide-i kbras ile
kll ve yksek ve daima arzu ettii ve nsiyet ettii ve ftraten
istedii cisman lezzetleri, dr- bekada verilmesine dair hadsiz umum
dualar kabul olmasn ve har-i cisman ile fiilen cevab verilmesin;
onu ebed minnetdar etmesin. deta sinein sesini iitsin, gk
grltsn iitmesin. Ve di bir neferin kemal-i ehemmiyetle
techizatna baksn; orduya hi bakmasn, ehemmiyet vermesin. Bu yz
derece muhal ve btldr. Evet
_,.;..,_..;,,.:...,,,

--- sh:(:229) ----
yetinin sarahat- kat'iyyesiyle: nsan, en ziyade nsiyet ettii ve
dnyada nmunesini tatm olduu cisman lezzetleri Cennet'e lyk
bir tarzda grecek, tadacak. Ve lisan, gz ve kulak gibi a'zalarn
ettikleri hlis krler ve husus ibadetlerin mkfatlar, o uzuvlara
mahsus cisman lezzetler ile verilecektir. Kur'an- Mu'ciz-l Beyan o
derece cisman lezzetleri sarih bir surette beyan eder ki, baka teviller
ile mana-y zahiryi kabul etmemek, imkn haricindedir. te iman-
hiretin meyveleri ve neticeleri gsteriyorlar ki; naslki a'za-y
insanden midenin hakikat ve ihtiyacat, taamlarn vcuduna kat'
delalet eder; yle de: nsann hakikat ve kemalt ve ftr ihtiyacat ve
ebed arzular ve iman- hiretin mezkr netice ve faidelerini isteyen
hakikatlar ve istidadlar daha kat' olarak hirete ve Cennet'e ve
cisman bki lezzetlere delalet ve tahakkuklarna ehadet ettii gibi, bu
kinatn hakikat- kemalt ve manidar tekvin yt ve insaniyetin
mezkr hakikatlar ile alkadar btn hakikatlar, dr- hiretin
vcuduna ve tahakkukuna ve harin gelmesine ve Cennet ve
Cehennem'in almasna delalet ve ehadet ettiklerini, Risale-i Nur
eczalar ve bilhassa Onuncu ve Yirmisekizinci (ki Makam),
Yirmidokuzuncu Szler ve Dokuzuncu ua ve Mnacat Risaleleri
hccetlerle, parlak ve bhe brakmaz bir tarzda isbat etmiler. Onlara
havale ederek bu uzun kssay ksa kesiyoruz.
Cehennem'e dair beyanat- Kur'aniye o kadar vzh ve zahirdir
ki baka izahata ihtiya brakmam. Yalnz bir-iki zaf bheyi izale
edecek iki- nkteyi, -tafsilini Risale-i Nur'a havale edip, gayet ksa
bir hlsasn- beyan edeceiz.
Birinci Nkte: Cehennem fikri, gemi iman meyvelerinin
lezzetlerini korkusuyla karmyor. nki hadsiz rahmet-i Rabbaniye
o korkan adama der: Bana gel, tvbe kapsyla gir. T Cehennem'in
vcudu deil korkutmak, belki sana Cennet'in lezzetlerini tam
bildirsin ve senin ve hukuklarna tecavz edilen hadsiz mahlukatn
intikamlarn alsn, sizi keyiflendirsin. Eer sen dalalette boulup
kamyorsan yine Cehennem'in vcudu, bin derece i'dam- ebedden
hayrldr ve kfirlere de bir nevi merhamettir. nki insan hatt
yavrulu hayvanat dahi, akrabasnn ve evldnn ve ahbabnn
lezzetleriyle ve saadetleriyle lezzetlenir, bir cihette mes'ud olur. u
halde sen ey mlhid, dalaletin itibariyle ya i'dam- ebed ile ademe
deceksin veya Cehennem'e gireceksin! err-i mahz olan adem ise,

--- sh:(:230) ----
senin btn sevdiklerin ve saadetleriyle memnun ve bir derece mes'ud
olduun umum akraba ve asl u neslin seninle beraber i'dam
olmasndan, binler derece Cehennem'den ziyade senin ruhunu ve
kalbini ve mahiyet-i insaniyeni yandrr. nki Cehennem olmazsa,
Cennet de olmaz. Herey senin kfrn ile ademe der. Eer sen
Cehennem'e girsen, vcud dairesinde kalsan, senin sevdiklerin ve
akrabalarn ya Cennet'te mes'ud veya vcud dairelerinde bir cihette
merhametlere mazhar olurlar. Demek herhalde Cehennem'in vcuduna
tarafdar olmak sana lzmdr. Cehennem aleyhinde bulunmak, ademe
tarafdar olmaktr ki, hadsiz dostlarnn saadetlerinin hi olmasna
tarafdarlktr. Evet Cehennem ise, hayr- mahz olan daire-i vcudun
Hkim-i Zlcelalinin hakmane ve dilane bir hapishane vazifesini
gren dehetli ve celalli bir mevcud lkesidir. Hapishane vazifesini de
grmekle beraber, baka pek ok vazifeleri var. Ve pek ok hikmetleri
ve lem-i bekaya ait hizmetleri var. Ve zebani gibi pek ok zhayatn
celaldarane meskenleridir.
kinci Nkte: Cehennem'in vcudu ve iddetli azab, hadsiz
rahmete ve hakik adalete ve israfsz, mizanl hikmete zddiyeti
yoktur. Belki rahmet ve adalet ve hikmet, onun vcudunu isterler.
nki nasl bin masumlarn hukukunu ineyen bir zalimi
cezalandrmak ve yz mazlum hayvanlar paralayan bir canavar
ldrmek, adalet iinde mazlumlara bin rahmettir. Ve o zalimi
afvetmek ve canavar serbest brakmak, bir tek yolsuz merhamete
mukabil yzer barelere yzer merhametsizliktir. Aynen yle de;
Cehennem hapsine girenlerden olan kfir-i mutlak, kfryle hem
esma-i lahiyenin hukukuna inkr ile tecavz, hem o esmaya ehadet
eden mevcudatn ehadetlerini tekzib ile hukuklarna tecavz ve
mahlukatn o esmaya kar tesbihkrane yksek vazifelerini inkr
etmekle hukuklarna tecavz ve kinatn gaye-i hilkati ve bir sebeb-i
vcudu ve bekas olan tezahr- rububiyet-i lahiyeye kar
ubudiyetlerle mukabelelerini ve yinedarlklarn tekzib ile hukukuna
bir nevi tecavz ettii haysiyetiyle yle azm bir cinayet, bir zulmdr
ki afva kabiliyeti kalmaz. :,:;,.-;.!; yetinin
tehdidine mstehak olur. Onu Cehennem'e atmamak, bir yersiz
merhamete mukabil, hukuklarna taarruz edilen hadsiz davaclara
hadsiz merhametsizlikler

--- sh:(:231) ----
olur. te o davaclar Cehennem'in vcudunu istedikleri gibi, izzet-i
celal ve azamet-i kemal dahi kat' isterler.
Evet nasl bir serseri si ve raiyete tecavz eden bir adam,
orann izzetli hkimine dese: "Beni hapse atamazsn ve yapamazsn."
diye izzetine dokunsa, elbette o ehirde hapis olmasa da o edebsiz iin
bir hapis yapacak, onu iine atacak. Aynen yle de; kfir-i mutlak,
kfryle izzet-i celaline iddetle dokunuyor. Ve azamet-i kudretine
inkr ile dokunduruyor. Ve kemal-i rububiyetine tecavzyle iliiyor.
Elbette Cehennem'in pek ok vazifeler iin pek ok esbab- mcibesi
ve vcudunun hikmetleri olmasa da, yle kfirler iin bir Cehennem'i
halketmek ve onlar iine atmak, o izzet ve celalin e'nidir.
Hem mahiyet-i kfr dahi Cehennem'i bildirir. Evet naslki
imann mahiyeti eer tecessm etse, lezzetleriyle bir cennet-i hususiye
ekline girebilir ve Cennet'ten bu noktadan gizli haber verir. Aynen
yle de: Risale-i Nur'da delilleriyle isbat ve bataki mes'elelerde dahi
iaret edilmi ki; kfrn ve bilhassa kfr- mutlakn ve nifakn ve
irtidadn yle karanlkl ve dehetli elemleri ve manev azablar var..
eer tecessm etse, o mrted adama bir husus cehennem olur. Ve
byk Cehennem'den bu cihette gizli haber verir. Ve bu fidanlk
dnya mezraasndaki hakikatcikler hirette snbller vermesi
noktasndan, bu zehirli ekirdek, o zakkum aacna iaret eder. "Ben
onun bir myesiyim." der. "Ve beni kalbinde tayan bedbaht iin o
zakkum aacnn bir husus nmunesi, benim meyvem olur."
Madem kfr hadsiz hukuka bir tecavzdr, elbette hadsiz bir
cinayettir. yle ise hadsiz bir azaba mstehak eder. Madem bir dakika
katl, onbe sene cezada (sekiz milyona yakn dakikada) hapis azabn
ekmesini adalet-i beeriye kabul edip maslahata ve hukuk-u mmeye
muvafk grr. Elbette bir kfr bin katl kadar olmas cihetiyle, bir
dakika kfr- mutlak, sekiz milyara yakn dakikalarda azab ekmesi, o
kanun-u adalete muvafk geliyor. Bir sene mrn o kfrde geiren,
iki trilyon sekizyzseksen milyara yakn dakikada azaba mstehak ve
..,,_.!.- srrna mazhar olur. Her ne ise...





--- sh:(:232) ----
Kur'an- Hakm'in Cennet ve Cehennem hakkndaki mu'cizane
izahat ve Kur'an'n tefsiri ve ondan gelen Risale-i Nur'un Cennet ve
Cehennem'in vcudlarna dair hccetleri, daha baka beyana ihtiya
brakmamlar.
...., _,;,,..!.-_;,,:..,
*,..!,.....,..-,....,..-
; ,.,,......,..,
*.....,,....,....,.*..,.;..,..
gibi pek ok yetlerin ve bata Resul-i Ekrem (A.S.M.) ve umum
peygamberler ve ehl-i hakikatn, her vakit dualarnda, en ziyade
,..!_.....-*,..!_...-.*,..!_...,ve vahy ve
uhuda binaen onlarca kat'iyyet kesbeden Cehennem'den bizi hfzeyle
demeleri gsteriyor ki; nev'-i beerin en byk mes'elesi
Cehennem'den kurtulmaktr. Ve kinatn pekok ehemmiyetli ve
muazzam ve dehetli bir hakikat Cehennem'dir ki; bir ksm o ehl-i
uhud ve keif ve tahkik onu mahede eder. Ve bir ksm
tereuhatn ve glgelerini grr, dehetinden feryad ederler. "Bizi
ondan kurtar" derler.
Evet bu kinatta hayr-er, lezzet-elem, ziya-zulmet, hararet-
brudet, gzellik-irkinlik, hidayet-dalalet birbirine kar gelmesi ve
iine girmesi, pek byk bir hikmet iindir. nki er olmazsa, hayr
bilinmez. Elem olmazsa, lezzet anlalmaz. Zulmetsiz ziya,
ehemmiyeti olmaz. Soukla, hararetin dereceleri tahakkuk eder.
irkinlik ile, hsnn tek bir hakikat, bin hakikat ve binler eit hsn
mertebeleri vcud bulur. Cehennem'siz Cennet'in pek ok lezzetleri
gizli kalr. Bunlara kyasen, herey bir cihette zddyla bilinebilir. Ve
birtek hakikat, snbl verip ok hakikatlar olur. Madem bu kark
mevcudat dr- fniden dr- bekaya akp gidiyor; elbette naslki hayr,
lezzet, k, gzellik, iman gibi eyler Cennet'e akar. yle de er,
elem, karanlk, irkinlik, kfr gibi zararl maddeler Cehennem'e
yaar. Ve bu mtemadiyen alkanan kinatn selleri o iki havuza


--- sh:(:233) ----
girer, durur. Kerametli Yirmidokuzuncu Sz'n hirindeki remizli
nktelerine havale ederek ksa kesiyoruz.
Ey bu Medrese-i Yusufiyede benim ders arkadalarm! Bu
dehetli haps-i ebedden kurtulmann kolay, aresi; bu dnyev
hapsimizden istifade ederek elimiz mecburiyetle yetimeyen ok
gnahlardan kurtulduumuzla beraber, eski gnahlardan tvbe edip
farzlarmz eda ederek herbir saat bu hapisteki mrmz bir gn
ibadet hkmne getirmekle o ebed hapisten necatmz ve o nurani
Cennet'e girmemiz iin en iyi bir frsattr. Bu frsat karrsak,
dnyamz alad gibi hiretimiz dahi alayacak.
.,-;,.,..!,.-
tokadn yiyeceiz.
Bu makam yazld zaman Kurban Bayram geldi. "Allah
Ekber" "Allah Ekber" "Allah Ekber"ler ile nev'-i beerin beten
birisine, yz milyon insanlara birden "Allah Ekber" dedirmesi;
koca kre-i arz, bykl nisbetinde o "Allah Ekber" kelime-i
kudsiyesini semavattaki seyyarat arkadalarna iittiriyor gibi,
yirmibinden ziyade haclarn Arafat'ta ve d'de beraber birden "Allah
Ekber" demeleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n binyz
sene evvel l ve sahabeleriyle syledii ve emrettii "Allah Ekber"
kelmnn bir nevi aks-i sads olarak rububiyet-i lahiyenin "Rabb-l
Ard ve Rabb-l lemn" azamet-i nvanyla kll tecellisine kar
geni ve kll bir ubudiyetle bir mukabeledir, diye tahayyl ve hiss ve
kanaat ettim.
Sonra, acaba bu kelm- kudsnin bizim mes'elemizle dahi
mnasebeti var m diye tahattur ettim. Birden hatra geldi ki, bata bu
kelm olarak sair bkiyat- slihat nvann tayan











--- sh:(:234) ----
"Sbhanallah" ve "Elhamdlillah" ve "L ilahe illallah" gibi eairden
ok kelmlar cz' ve kll mes'elemizi ihtar ve tahakkukuna iaret
ederler. Mesel "Allah Ekber"in bir vech-i manas, Cenab- Hakk'n
kudreti ve ilmi hereyin fevkinde byktr, hibir ey daire-i ilminden
kamaz, tasarruf-u kudretinden kaamaz ve kurtulamaz. Ve
korktuumuz en byk eylerden daha byktr. Demek hari
getirmekten ve bizi ademden kurtarmaktan ve saadet-i ebediyeyi
vermekten daha byktr. Her acib ve tavr- akln haricindeki
hereyden daha byktr ki,
..-,_..;,:.-;,,:..-..
yetinin sarahat- kat'iyyesi ile nev'-i beerin hari ve neri, birtek
nefsin icad kadar o kudrete kolay gelir. Bu mana itibariyledir ki,
darb- mesel hkmnde byk musibetlere ve byk maksadlara kar,
herkes "Allah byktr, Allah byktr" der.. kendine teselli ve
kuvvet ve nokta-i istinad yapar.
Evet naslki Dokuzuncu Sz'de, bu kelime iki arkadayla
btn ibadatn fihristesi olan namazn ekirdekleri ve hlsalar ve
iinde ve tesbihatnda tekrar ile namazn manasn takviye iin
"Sbhanallah" "Elhamdlillah" "Allah Ekber" muazzam
hakikatlara ve insann kinatta grd medar- hayret, medar-
kran ve medar- azamet ve kibriya, acib ve gzel ve byk, pekok
fevkalde eylerden ald hayret ve lezzet ve heybetten ne'et eden
suallerine pek kuvvetli cevab verdii gibi, Onaltnc Sz'n hirinde
izah edilen u: Nasl bir nefer, bayramda bir mir ile beraber huzur-u
padiaha girer; sair vakitte, zabitinin makam ile onu tanr. Aynen yle
de; her adam haccda bir derece veliler gibi Cenab- Hakk' "Rabb-l
Ard ve Rabb-l lemn" nvan ile tanmaa balar. Ve o kibriya
mertebeleri kalbine aldka, ruhunu istila eden mkerrer ve hararetli








--- sh:(:235) ----
hayret suallerine yine "Allah Ekber" tekraryla umumuna cevab
verdii misill; Onnc Lem'a'nn hirinde izah bulunan ki,
eytanlarn en ehemmiyetli desiselerini kkyle kesip cevab- kat'
veren yine "Allah Ekber" olduu gibi; bizim hiret hakkndaki
sualimize de ksa fakat kuvvetli cevab verdii misill, "Elhamdlillah"
cmlesi dahi hari ihtar edip ister. Bize der: "Manam hiretsiz olmaz.
nki, ezelden ebede kadar her kimden ve her kime kar btn hamd
ve kr Ona mahsustur, ifade ettiimden, btn nimetlerin ba ve
nimetleri hakik nimet yapan ve btn zuuru ademin hadsiz
musibetlerinden kurtaran, yalnz saadet-i ebediye olabilir. Ve benim o
kll manama mukabele eder."
Evet her m'min namazlardan sonra, her gn hi olmazsa
yzelliden ziyade "Elhamdlillah" "Elhamdlillah" er'an demesi ve
manas da ezelden ebede kadar bir hadsiz geni hamd kr ifade
etmesi, ancak ve ancak saadet-i ebediyenin ve Cennet'in pein bir fiat
ve muaccel bir bahasdr. Ve dnyann ksa ve fni elemlerle lde
olan nimetlerine mnhasr olmaz ve mahsus deil ve onlara da ebed
nimetlere vesile olmalar cihetiyle bakar, kreder. "Sbhanallah"
kelime-i kudsiyesi ise, Cenab- Hakk' erikten, kusurdan,
noksaniyetten, zulmden, aczden, merhametsizlikten, ihtiyatan ve
aldatmaktan ve kemal ve cemal ve celaline muhalif olan btn
kusurattan takdis ve tenzih etmek manasyla, saadet-i ebediyeyi ve
celal ve cemal ve kemal-i saltanatnn hametine medar olan dr-
hireti ve ondaki Cennet'i ihtar edip delalet ve iaret eder. Yoksa
sbkan isbat edildii gibi, saadet-i ebediye olmazsa hem saltanat,
hem kemali, hem celal, hem cemal, hem rahmeti, kusur ve noksan
lekeleriyle lekedar olurlar. te bu kuds kelimeler gibi,











--- sh:(:236) ----
"L ilahe illallah" ve "Bismillah" ve sair kelimat- mbareke, herbiri
erkn- imaniyenin birer ekirdei ve bu zamanda kefedilen et
hlsas ve eker hlsas gibi, hem erkn- imaniyenin hem Kur'an
hakikatlarnn hlsalar ve bu namazn ekirdekleri olduklar
gibi, Kur'ann dahi ekirdekleri ve parlak bir ksm surelerin
balarnda prlanta gibi grnmeleri ve ok snuhat tesbihatta
balayan Risale-i Nur'un dahi hakik madenleri ve esaslar ve
hakikatlarnn ekirdekleridirler. Ve velayet-i Ahmediye ve ubudiyet-i
Muhammediye (Aleyhissalt Vesselm) cihetinde, yle bir daire-i
zikirde, namazdan sonraki tesbihatta bir tarkat- Muhammediyenin
(A.S.M.) virdidirler ki, her namaz vaktinde yz milyondan ziyade
m'minler beraber, o halka-i kbra-y zikirde, ellerinde tesbihler,
"Sbhanallah" otuz, "Elhamdlillah" otuz, "Allah Ekber" otuz
defa da tekrar ederler.
te byle gayet muhteem bir halka-i zikirde, sbkan beyan
ettiimiz gibi hem Kur'an'n, hem imann, hem namazn hlsalar ve
ekirdekleri olan o kelime-i mbarekeyi namazdan sonra otuzer
defa okumak ne kadar kymetdar ve sevabl olduunu elbette
anladnz.
Bu risalenin banda Birinci Mes'elesi namaza dair gzel bir ders
olduu gibi hi dnmediim halde, deta ihtiyarsz olarak, onun
hiri de namaz tesbihatna dair ehemmiyetli bir ders oldu.
..-._...!..-!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *











--- sh:(:237) ----
Dokuzuncu Mes'ele
_
_._;...!,,_.,!,,...,.,!_.
..,_..-_,_,..;..,,,.,.:...,.!.
il hir-il ye...
Bu yet-i ecma ve a'l ve ekber'in bir kll ve uzun nktesini
beyan etmee, bir dehetli manev sual ve bir azametli ve lah bir
nimetin inkiafndan ne'et eden bir hal sebebiyet verdiler. yle ki:
Manen ruha geldi; neden bir cz' hakikat- imaniyeyi inkr eden kfir
olur ve kabul etmeyen mslman olmaz? Halbuki Allah ve hirete
iman bir gne gibi o karanl izale etmek lzm geliyor. Hem neden
bir rkn ve hakikat- imaniyeyi inkr eden mrted olur, kfr-
mutlaka der ve kabul etmeyen slmiyetten kar? Halbuki sair
erkn- imaniyeye iman varsa, onu kfr- mutlaktan kurtarmak lzm
geliyor?
Elcevab: man alt rknnden kan yle bir vahdan hakikattr
ki, tefrik kabul etmez. Ve yle bir klldir ki, tecezzi kaldrmaz. Ve
yle bir klldr ki kabil-i inksam olmazlar. nki herbir rkn-
iman, kendini isbat eden hccetleriyle sair erkn- imaniyeyi isbat
eder. Herbiri herbirisine gayet kuvvetli bir hccet-i a'zam olur. yle
ise btn erkn, btn delilleriyle sarsmayan bir fikr-i btl, hakikat
nazarnda bir tek rkn, belki bir hakikat ibtal edip inkr edemez.
Belki adem-i kabul perdesi altnda gzn kapamakla, bir kfr- inad
yapabilir. Gitgide kfr- mutlaka der, insaniyeti mahvolur. Hem
madd, hem manev Cehennem'e gider. te biz bu makamda, gayet
muhtasar iaretlerle ve Meyve Risalesi'nde harin isbatnda, sair
erkn- imaniye hari de isbat ettiklerini ksack hlsalarla beyan
gibi, bu makamda dahi mcmel fezleke ve muhtasar hlsalarla -
Cenab- Hakk'n inayetiyle- bu nkte-i a'zam alt noktada beyan
edilecek.






--- sh:(:238) ----
Birinci Nokta: man- Billah, kendi hccetleriyle hem sair
rknlerini, hem iman- bil'hireti isbat eder ki; Meyve Risalesi'nin
Yedinci Mes'elesinde gzelce gstermi. Evet bu hadsiz kinat bir
saray, bir ehir, bir memleket gibi btn levazm ile idare eden ve
mizan ve intizam dairesinde eviren ve hikmetlerle deitiren ve
zerrat ve seyyarat ve sinekleri ve yldzlar birer muntazam ordu gibi
beraber techiz ve idare eden ve emir ve iradesi dairesinde
mtemadiyen bir ulv manevra iinde talim ve tavzifatla faaliyete ve
seyr cevelana ve ubudiyetkrane bir resm-i kada ve seyahata
getiren ezel ve bki bir saltanat- rububiyet ve ebed ve daim bir
hkimiyet-i uluhiyet, hi mmkn mdr ve hi akl kabul eder mi ve
hibir ihtimal var m ki, o ebed ve sermed ve bki ve daim saltanatn
bki bir makarr ve daim bir medar ve sermed bir mazhar olan dr-
hiret olmasn? Bin defa h!
Demek Cenab- Hakk'n saltanat- rububiyeti ve -Yedinci
Mes'ele'de beyan edildii gibi- ekser isimleri ve vcub-u vcudunun
hccetleri, hirete ehadet ederler ve isterler. Ve bu kutb-u iman ne
kadar kuvvetli bir nokta-i istinad var.. gr, bil, grr gibi inan.
Hem nasl iman- billah hiretsiz olmaz, yle de, Onuncu
Sz'de ksa iaretlerle beyan edildii gibi, hibir cihette mmkn
mdr ve hi akl kabul eder mi ki; uluhiyet ve mabudiyetin tezahr
iin bu kinat yle bir mcessem kitab- Samedan ki, her sahifesi bir
kitab kadar ve her satr bir sahife kadar manalar ifade eder ve yle
cisman bir Kur'an- Sbhan ki, herbir yet-i tekviniyesi ve herbir
kelimesi, hatt herbir noktas, herbir harfi birer mu'cize hkmndedir.
Ve yle muhteem ve ii hadsiz ytla ve manidar naklarla tezyin
edilmi bir mescid-i Rahmandir ki; herbir kesinde bir taife, bir nev'
ibadet-i ftriye ile itigal eder bir ekilde halkeden bir Allah, bir
Mabud-u Bilhak, o kitab- kebirin manalarn ders verecek stadlar ve
o Kur'an- Samedan'nin yetlerini tefsir edecek mfessirleri eli
olarak gndermesin.. ve o mescid-i ekberde hadsiz tarzlarda ibadet
edenlere imamlar tayin etmesin.. ve o stadlara ve mfessirlere ve
imamlara fermanlar vermesin? H, yzbin h!
Hem cemal-i rahmetini ve hsn- efkatini ve kemal-i
rububiyetini zuurlara gstermek ve onlar kre ve hamde sevketmek
iin bu kinat yle bir ziyafetgh ve bir tehirgh ve yle bir
seyrangh

--- sh:(:239) ----
ki; hadsiz eit eit, leziz nimetler ve gayet antika, hadsiz hrika
san'atlar iinde dizilmi bir tarzda halkeden bir Sni'-i Rahm ve
Kerim hi mmkn mdr ve hi akl kabul eder mi ki; o
ziyafetghtaki zuur mahluklar ile konumasn ve onlara o nimetlere
mukabil elileri vastasyla vazife-i teekkriyeyi ve tezahr-
rahmetine ve sevdirmesine kar vazife-i ubudiyeti bildirmesin. H,
binler h!
Hem hi mmkn mdr bir sni' san'atn sever, beendirmek
ister; hatt azlarn bin eit zevklerini nazara almas delaletiyle,
takdir ve tahsinlerle karlanmak arzu eder ve herbir san'atyla kendini
hem tanttrmak, hem sevdirmek, hem bir eit manev cemalini
gstermek ister bir tarzda bu kinat antika san'atlarla sslendirdii
halde, kinattaki zhayatn kumandanlar olan insanlara onlarn
byklerinden bir ksm ile konuup eli olarak gndermesin? Gzel
san'atlar takdirsiz ve fevkalde hsn- esmas tahsinsiz ve tanttrmas
ve sevdirmesi mukabelesiz kalsn. H, yzbin h!
Hem btn zhayatn ihtiyacat- ftriyeleri iin dualarna ve hal
dili ile edilen btn ilticalara ve arzulara, vakti vaktine, kasd ve ihtiyar
ve iradeyi gsterir bir tarzda hadsiz in'amlaryla ve nihayetsiz
ihsanatyla fiilen ve halen sarih bir surette konuan bir Mtekellim-i
Alm; hi mmkn mdr, hi akl kabul eder mi, en cz' bir zhayat
ile fiilen ve halen konusun ve tam derdine derman yetitiren ihsanyla
derdini dinlesin ve ihtiyacn grsn ve bilsin ve btn kinatn en
mntehab neticesi ve arzn halifesi ve ekser mahlukat- arziyenin
kumandanlar olan insanlarn manev reisleri ile grmesin? Onlarla,
belki her zhayat ile fiilen ve halen konutuu gibi, onlar ile kavlen ve
kelmen konumasn ve onlara fermanlar ve suhuf ve kitablar
gndermesin? H, hadsiz h!
Demek iman- billah, kat'iyyetiyle ve hadsiz hccetleriyle "ve
biktbihi ve ruslihi" yani peygamberlere ve mukaddes kitablara
iman isbat eder.
Hem hi bir cihet-i imkn var m ve hi akl kabul eder mi ki;
btn masnuatyla kendini tanttrana ve sevdirene ve teekkrat
fiilen ve halen isteyene mukabil; kinat velveleye veren hakikat-
Kur'aniye ile zlcelal o san'atkr ekmel bir tarzda tanyp ve tanttrp
ve sevip ve sevdirip ve teekkr edip ve ettirip ve


--- sh:(:240) ----
"Sbhanallah" "Elhamdlillah" "Allah Ekber"ler ile kre-i arz
semavata iittirecek derecede konuturup ve kara ve denizleri cezbeye
getirecek bir vaziyetle, bin yz sene zarfnda nev'-i beerin
kemmiyeten beten birisini ve keyfiyeten ve insaniyeten yarsn
arkasna alp o Hlk'n btn tezahr- rububiyetine geni ve kll bir
ubudiyetle mukabele eden ve btn makasd- lahiyesine kar
Kur'ann sureleriyle kinata ve asrlara baran, ders veren, dellllk
eden ve nev'-i insann erefini ve kymetini ve vazifesini gsteren ve
bin mu'cizatyla tasdik edilen Muhammed Aleyhissalt Vesselm, en
mntehab mahluku ve en mkemmel elisi ve en byk resul
olmasn? H ve kell! Yzbin defa h!
Demek "Ehed en L ilahe illallah" hakikat, btn
hccetleriyle "Ehed enne Muhammederresulullah" hakikatn isbat
eder.
Hem hi imkn var m ki; bu kinatn Sni'i, mahlukatn
yzbin diller ile birbiriyle konutursun ve onlarn konumalarn iitsin
ve bilsin ve kendisi konumasn? H!
Hem hi akl kabul eder mi ki; kinattaki makasd- lahiyesini
bir ferman ile bildirmesin. Ve muammasn aacak ve mahlukat ne
yerden geliyorlar ve ne yere gidecekler ve ne iin byle kafile kafile
arkasnda buraya gelip bir para durup geiyorlar, diye dehetli
sual-i umumye hakik cevab verecek Kur'an gibi bir kitab
gndermesin? H!
Hem hi mmkn mdr ki; on asr klandran ve her
saatte yz milyon lisanlarda kemal-i hrmetle gezen ve milyonlar
hfzlarn kalblerinde kudsiyetiyle yazlan ve nev'-i beerin keyfiyeten
ksm- a'zamn kanunlaryla idare eden ve nefislerini ve ruhlarn ve
kalblerini ve akllarn terbiye ve tezkiye ve tasfiye ve talim eden ve
Risale-i Nur'da krk vech-i i'caz isbat edilen ve krk taife ve tabaka-i
nsa ve herbir tabakaya kar bir nevi i'cazn gsterdii kerametli ve
hrikal Ondokuzuncu Mektub'da beyan olunan ve Muhammed







--- sh:(:241) ----
Aleyhissalt Vesselm bin mu'cizatyla onun bir mu'cizesi olarak hak
kelmullah olduu kat' isbat edilen Kur'an- Mu'ciz-l Beyan hibir
cihette imkn var m ki, o Mtekellim-i Ezel ve o Sni'-i Sermed'nin
kelm ve ferman olmasn? H, yzbin defa h ve kell!
Demek iman- billah btn hccetleriyle, Kur'an'n kelmullah
olduunu isbat ediyor.
Hem hi mmkn mdr ki; zeminin yzn mtemadiyen
zhayatlarla doldurup boaltan ve kendini tanttrmak ve ibadet ve
tesbihat ettirmek iin bu dnyamz zuurlarla enlendiren bir Sultan-
Zlcelal, semavat ve yldzlar bo ve hl braksn; onlara mnasib
ahaliyi yaratp, o semav saraylarda iskn etmesin ve saltanat-
rububiyetini en byk memleketinde hademesiz, hametsiz,
memursuz, elisiz, yaversiz, nzrsz, seyircisiz, bidsiz, raiyetsiz
braksn? H, melekler saysnca h!
Hem hibir cihette imkn var m ki; bu kinat yle bir kitab
tarznda yazar ki, herbir aacn btn tarihe-i hayatn btn
ekirdeklerinde kaydeden ve herbir otun ve iein btn vazife-i
hayatiyesini btn tohumlarnda yazan ve herbir zuurun btn
sergzete-i hayatiyesini hardal gibi kk kuvve-i hfzasnda gayet
mkemmel yazdran ve btn mlknde ve devair-i saltanatnda her
ameli ve her hdiseyi mteaddid fotoraflarla alarak muhafaza eden
ve rububiyetin en ehemmiyetli bir esas olan adalet, hikmet ve
rahmetin tecellileri ve tahakkuklar iin koca Cennet ve Cehennem'i
ve Srat ve mizan- ekberi yaratan bir Hkim-i Hakm ve bir Alm-i
Rahm, insanlarn kinat alkadar eden amellerini yazdrmasn ve
mcazat ve mkfat iin fiillerini kaydettirmesin ve seyyiat ve
hasenatlarn kaderin levhalarnda yazmasn? H, kaderin levh-i
mahfuzunda yazlan harfleri adedince h!
Demek iman- billah hakikat, hccetleriyle hem melaikeye
iman, hem kadere iman hakikatlarn dahi kat' isbat eder. Gne
gndz ve gndz gnei gsterdii gibi, imann rknleri birbirini
isbat ederler.
kinci Nokta: Bata Kur'an, btn semav kitablar ve suhuflar
ve bata Muhammed Aleyhissalt Vesselm olarak btn
peygamberler (Aleyhimsselm), btn davalar be-alt esas zerine



--- sh:(:242) ----
dnyorlar. Mtemadiyen o esaslar ders vermeye ve isbat etmeye
alyorlar. Onlarn peygamberliklerine ve doruluklarna ehadet
eden btn hccetler ve deliller, o esaslara bakyorlar. Onlarn
hakkaniyetlerine kuvvet veriyorlar. O esaslar ise, iman- billah ve
iman- bil'hiret ve sair rknlere imandr. Demek imann alt rkn
birbirlerinden ayrlmalar mmkn deildir. Herbirisi umumunu isbat
eder, ister, iktiza eder. O alt, yle bir kll ve klldir ki, tecezzi kabul
etmez ve inksam imkn haricindedir. Naslki kk gklerde Tb
aac gibi.. herbir dal, herbir meyvesi, herbir yapra; o koca aacn
kll, tkenmez hayatna dayanyor. O kuvvetli ve gne gibi zahir o
hayat inkr edemeyen, birtek muttasl yapran hayatn inkr
edemez. Eer etse; o aa, dallar ve meyveleri ve yapraklar saysnca
o mnkiri tekzib edecek, susturacak. yle de iman, alt rknleriyle
ayn vaziyettedir.
Bu makamn banda, alt nokta ve herbir nokta dahi be nkte
olarak, alt erkn- imaniyeyi otuzalt nktede beyan etmek niyet
edilmiti. Ve bataki dehetli suale izahat ile cevab vermek murad
etmitim. Fakat baz rzalar meydan vermediler. Tahmin ederim ki,
birinci nokta kfi bir mikyas olmasndan daha zekilere ziyade izaha
ihtiya kalmad. Ve tam anlald ki; bir mslman bir hakikat-
imaniyeyi inkr etse, kfr- mutlaka der. nki baka dinlerin
icmallerine mukabil, slmiyet'te tam izahat verilmi, rknler
birbiriyle zincirlenmi. Muhammed Aleyhissalt Vesselm'
tanmayan, tasdik etmeyen bir mslman, Allah' da (sftyla) daha
tanmaz ve hireti bilmez. Bir mslmann iman o kadar kuvvetli ve
sarslmaz hadsiz hccetlere dayanyor ki, inkrda hibir zr
kalmyor. deta akl, kabulde mecbur oluyor.
nc Nokta: Bir zaman "Elhamdlillah" dedim. Onun
hadsiz geni manasna mukabil gelecek bir nimet aradm. Birden bu
cmle hatra geldi:
.,..-,_..,.!.;..;_...!..-!
..-...,.._..,..,,,_..,
.;_!,,;_....,.,.-..-
Ben de baktm; tam mutabktr. yle ki:.........
* * *
--- sh:(:243) ----
Onuncu Mes'ele
Emirda iei
Kur'anda olan tekrarata gelen itirazlara kar gayet kuvvetli bir
cevabdr.
Aziz sddk kardelerim!
Geri bu mes'ele, perian vaziyetimden mevve ve letafetsiz
olmu. Fakat o mevve ibare altnda ok kymetli bir nevi i'caz kat'
bildim. Maatteessf ifadeye muktedir olamadm. Her ne kadar ibaresi
snk olsa da, Kur'ana ait olmak cihetiyle hem ibadet-i tefekkriye,
hem kuds, yksek, parlak bir cevherin sadefidir. Yrtk libasna deil,
elindeki elmasa baklsn. Eer mnasib ise, "Onuncu Mes'ele" yapnz;
deilse, sizin tebrik mektublarnza mukabil bir mektub kabul ediniz.
Hem bunu gayet hasta ve perian ve gdasz, bir-iki gn Ramazanda,
mecburiyetle gayet mcmel ve ksa ve bir cmlede pek ok hakikatleri
ve mteaddid hccetleri dercederek yazdm. Kusura baklmasn. (1)
Aziz sddk kardelerim!
Ramazan- erifte Kur'an- Mu'ciz-l Beyan' okurken Risale-i
Nur'a iaretleri Birinci ua'da beyan olunan otuz yetten hangisi
gelse bakyorum ki, o yetin sahifesi ve yapra ve kssas dahi Risale-
i Nur'a ve akirdlerine kssadan hisse almak noktasnda bir derece
bakyor. Hususan Sure-i Nur'dan yt-n nur, on parmakla Risale-i
Nur'a bakt gibi, arkasndaki yt- zulmat dahi muarzlarna tam
bakyor ve ziyade hisse veriyor. deta o makam, cz'iyetten kp
klliyet kesbeder ve bu asrda o klliyetin tam bir ferdi Risale-i






(1): Denizli hapsinin meyvesine Onuncu Mes'ele olarak Emirda'nn ve bu
Ramazan- erifin nurlu bir kk ieidir. Tekrarat- Kur'aniyenin bir
hikmetini beyanla, ehl-i dalaletin ufunetli ve zehirli evhamlarn izale eder.






--- sh:(:244) ----
Nur ve akirdleridir diye hissettim. Evet Kur'ann hitab, evvela
Mtekellim-i Ezel'nin rububiyet-i mmesinin geni makamndan,
hem nev-i beer, belki kinat namna muhatab olan ztn geni
makamndan, hem umum nev-i beer ve ben-demin btn asrlarda
iradlarnn gayet vs'atli makamndan, hem dnya ve hiretin, arz ve
semavatn ve ezel ve ebedin ve Hlk- Kinat'n rububiyetine ve
btn mahlukatn tedbirine dair kavanin-i lahiyenin gayet yksek
ihatal beyanatnn makamndan ald vs'at ve ulviyet ve ihata
cihetiyle o hitab, yle bir yksek i'caz ve mul gsterir ki; ders-i
Kur'ann muhatablarndan en kesretli taife olan tabaka-i avamn basit
fehimlerini okayan zahir ve basit mertebesi dahi en ulv tabakay da
tam hissedar eder. Gya kssadan yalnz bir hisse ve bir hikye-i
tarihiyeden bir ibret deil, belki bir kll dsturun efrad olarak her
asra ve her tabakaya hitab ederek taze nzil oluyor ve bilhassa ok
tekrar ile _,.!.L!_,.!.L! deyip tehdidleri ve zulmlerinin
cezas olan musibet-i semaviye ve arziyeyi iddetle beyan, bu asrn
emsalsiz zulmlerine Kavm-i d ve Semud ve Firavun'un balarna
gelen azablarla baktryor ve mazlum ehl-i imana brahim ve Musa
Aleyhimesselm gibi enbiyann necatlaryla teselli veriyor.
Evet nazar- gaflet ve dalalette, vahetli ve dehetli bir
ademistan ve elm ve mahvolmu bir mezaristan olan btn gemi
zaman ve lm karnlar ve asrlar; canl birer sahife-i ibret ve batan
baa ruhlu, hayatdar bir acib lem ve mevcud ve bizimle
mnasebetdar bir memleket-i Rabbaniye suretinde sinema perdeleri
gibi, kh bizi o zamanlara, kh o zamanlar yanmza getirerek her asra
ve her tabakaya gsterip yksek bir i'caz ile dersini veren Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan ayn i'caz ile, nazar- dalalette camid, perian, l,
hadsiz bir vahetgh olan ve firak ve zevalde yuvarlanan bu kinat bir
kitab- Samedan, bir ehr-i Rahman, bir meher-i sun'-i Rabban
olarak o camidat canlandrp birer vazifedar suretinde birbiriyle
konuturup ve birbirinin imdadna koturup nev'-i beere ve cinn ve
melee hakik ve nurlu ve zevkli hikmet dersleri veren bu Kur'an-
Azman'n elbette her harfinde on ve yz ve bazan bin ve binler
sevab bulunmas ve btn cinn ve ins toplansa onun mislini
getirememesi ve btn ben-demle ve kinatla tam yerinde
konumas ve her

--- sh:(:245) ----
zaman milyonlar hfzlarn kalblerinde zevk ile yazlmas ve ok
tekrarla ve kesretli tekraratyla usandrmamas ve ok iltibas yerleri ve
cmleleri ile beraber ocuklarn nazik ve basit kafalarnda mkemmel
yerlemesi ve hastalarn ve az szden mteessir olan ve sekeratta
olanlarn kulanda m-i zemzem misill ho gelmesi gibi kuds
imtiyazlar kazanr ve iki cihann saadetlerini kendi akirdlerine
kazandrr. Ve tercmann mmiyet mertebesini tam riayet etmek
srryla hibir tekellf ve hibir tasannu ve hibir gsterie meydan
vermeden selaset-i ftriyesini ve dorudan doruya semadan gelmesini
ve en kesretli olan tabakat- avamn basit fehimlerini tenezzlt-
kelmiye ile okamak hikmetiyle en ziyade sema ve arz gibi en zahir
ve bedih sahifelerini ap o diyat altndaki hrikulde mu'cizat-
kudretini ve manidar sutur-u hikmetini ders vermekle ltf-u iradda
gzel bir i'caz gsterir. Tekrar iktiza eden dua ve davet, zikir ve
tevhid kitab dahi olduunu bildirmek srryla gzel, tatl tekraratyla
birtek cmlede ve birtek kssada ayr ayr ok manalar, ayr ayr
muhatab tabakalarna tefhim etmekte ve cz' ve di bir hdisede en
cz' ve ehemmiyetsiz eyler dahi nazar- merhametinde ve daire-i
tedbir ve iradesinde bulunmasn bildirmek srryla tesis-i slmiyette
ve tedvin-i eriatta sahabelerin cz' hdiselerini dahi nazar-
ehemmiyete almasnda; hem kll dsturlarn bulunmas, hem umum
olan slmiyetin ve eriatn tesisinde o cz' hdiseler, ekirdekler
hkmnde ok ehemmiyetli meyveleri verdikleri cihetinde de bir nevi
i'cazn gsterir. Evet ihtiyacn tekerrryle, tekrarn lzumu
haysiyetiyle, yirmi sene zarfnda pek ok mkerrer suallere cevab
olarak ayr ayr ok tabakalara ders veren ve koca kinat para para
edip kyamette eklini deitirerek dnyay kaldrp onun yerine
azametli hireti kuracak ve zerrattan yldzlara kadar btn cz'iyat ve
klliyatn tek bir ztn elinde ve tasarrufunda bulunduunu isbat
edecek ve kinat ve arz ve semavat ve anasr kzdran ve hiddete
getiren nev'-i beerin zulmlerine, kinatn netice-i hilkati hesabna
gazab- lahyi ve hiddet-i Rabbaniyeyi gsterecek hadsiz ve
nihayetsiz ve dehetli ve geni bir inklabn tesisinde binler netice
kuvvetinde baz cmleleri ve hadsiz delillerin neticesi olan bir ksm
yetleri tekrar etmek; deil bir kusur, belki gayet kuvvetli bir i'caz ve
gayet yksek bir belgat ve mukteza-y hale gayet mutabk bir
cezalettir, bir fesahattir. Mesel: Birtek yet olup yz

--- sh:(:246) ----
ondrt defa tekrar edilen "Bismillahirrahmanirrahm" cmlesi, Risale-i
Nur'un Ondrdnc Lem'asnda beyan edildii gibi; ar fere
balayan ve kinat klandran ve her dakika herkes ona muhta olan
yle bir hakikattr ki, milyonlar defa tekrar edilse yine ihtiya vardr.
Deil yalnz ekmek gibi her gn, belki hava ve ziya gibi her dakika
ona ihtiya ve itiyak vardr. Hem mesel: Sure-i ,..de sekiz defa
tekrar edilen u ,,-,!,,-!,!,,; yeti, o surede hikye
edilen peygamberlerin necatlarn ve kavimlerinin azablarn, kinatn
netice-i hilkati hesabna ve rububiyet-i mmenin namna o binler
hakikat kuvvetinde olan yeti tekrar ederek, izzet-i Rabbaniye o zalim
kavimlerin azabn ve rahmiyet-i lahiye dahi enbiyann necatlarn
iktiza ettiini ders vermek iin binler defa tekrar olsa yine ihtiya ve
itiyak var ve cazl ve i'cazl bir ulv belgattr.
Hem mesel: Sure-i Rahman'da tekrar edilen
;..:..:,.;_., yeti ile Sure-i Mrselt'ta
_,.:..!..._, yeti, cinn ve nev'-i beere, kinat kzdran
ve arz ve semavat hiddete getiren ve hilkat-i lemin neticelerini bozan
ve hamet-i saltanat- lahiyeye kar inkr ve istihfafla mukabele eden
kfr ve kfranlarn ve zulmlerini ve btn mahlukatn hukuklarna
tecavzlerini asrlara ve arza ve semavata tehdidkrane haykran bu iki
yet, byle binler hakikatlarla alkadar ve binler mes'ele kuvvetinde
olan bir ders-i umumde binler defa tekrar edilse yine lzum var ve
celalli bir caz ve cemalli bir i'caz- belgattr.
Hem mesel: Kur'ann hakik ve tam bir nevi mnacat ve
Kur'andan kan bir eit hlsas olan Ceven-l Kebir namndaki
mnacat- Peygamberde (A.S.M.) yz defa
..;,.;!;.,..-,.
,..!_...-.,..,,....-;..;;
cmlesinin tekrarnda tevhid gibi kinata en byk hakikat ve



--- sh:(:247) ----
mahlukatn rububiyete kar tesbih ve tahmid ve takdis gibi
muazzam vazifesinden en ehemmiyetli bir vazifesi ve ekavet-i
ebediyeden kurtulmak gibi nev'-i insann en dehetli mes'elesi ve
ubudiyet ve acz-i beerin en lzumlu neticesi bulunmas cihetiyle
binler defa tekrar edilse yine azdr.
te tekrarat- Kur'aniye bu gibi esaslara bakyor. Hatt bazan
bir sahifede iktiza-y makam ve ihtiyac- ifham ve belgat- beyan
cihetiyle yirmi defa sarihan ve zmnen tevhid hakikatn ifade eder.
Deil usan, belki kuvvet ve evk verir. Risale-i Nur'da, tekrarat-
Kur'aniye ne kadar yerinde ve mnasib ve belgata makbul olduu
hccetleriyle beyan edilmi.
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n Mekke sureleriyle Medine sureleri
belgat noktasnda ve i'caz cihetinde ve tafsil ve icmal vechinde
birbirinden ayr olmasnn srr ve hikmeti udur ki: Mekke'de birinci
safta muhatab ve muarzlar, Kurey mrikleri ve mmileri
olduundan belgata kuvvetli bir slb-u l ve cazl, mukni', kanaat
verici bir icmal ve tesbit iin tekrar lzm geldiinden ekseriyetle
Mekkiye sureleri erkn- imaniyeyi ve tevhidin mertebelerini gayet
kuvvetli ve yksek ve i'cazl bir caz ile tekrar edip ifade ederek
mebde' ve meadi, Allah' ve hireti, deil yalnz bir sahifede, bir
yette, bir cmlede, bir kelimede; belki bazan bir harfte ve takdim,
te'hir ve tarif tenkir ve hazf zikir gibi heyetlerde yle kuvvetli isbat
eder ki, ilm-i belgatn dh imamlar hayretle karlamlar. Risale-i
Nur ve bilhassa Kur'ann krk vech-i i'cazn icmalen isbat eden
Yirmibeinci Sz, zeyilleriyle beraber ve Kur'ann nazmndaki vech-i
i'caz hrika bir tarzda isbat eden Arab Risale-i Nur'dan "arat-l
'caz" tefsiri bilfiil gstermiler ki, Mekkiye olan sure ve yetlerde en
l bir slb-u belgat ve en yksek bir i'caz- caz vardr. Amma
Medeniye sure ve yetlerde birinci safta muhatab ve muarzlar ise,
Allah' tasdik eden Yahudi ve Nasara gibi ehl-i kitab olduundan
mukteza-y belgat ve irad ve mutabk- makam ve halin
lzumundan, sade ve vazh ve tafsilli bir slbla ehl-i kitaba kar
dinin yksek usln ve imann rknlerini deil, belki medar- ihtilaf
olan eriatta ve ahkmda ve teferruatn ve kll kanunlarn mene'leri
ve sebebleri olan cz'iyatn beyan lzm geldiinden o Medeniye sure
ve yetlerde ekseriyetle tafsil ve izah ve sade slbla beyanat iinde
Kur'ana mahsus emsalsiz bir tarz- beyanla, birden o cz' teferruat

--- sh:(:248) ----
hdisesi iinde yksek, kuvvetli bir fezleke, bir htime, bir hccet ve o
cz' hdise-i er'iyeyi kllletiren ve imtisalini iman- billah ile temin
eden bir cmle-i tevhidiyeyi ve imaniyeyi ve uhreviyeyi zikreder. O
makam nurlandrr, ulvletirir. Risale-i Nur, yetlerin hirlerinde
ekseriyetle gelen
*,,...__:.!;*,..___...!;
*,,-,!,,-!,*,,:-!,,-!,
gibi tevhidi ve hireti ifade eden fezlekelerde ve htimelerde ne kadar
yksek bir belgat ve meziyetler ve cezaletler ve nkteler
bulunduunu Yirmibeinci Sz'n kinci u'lesinin kinci Nurunda o
fezleke ve htimelerin pekok nktelerinden ve meziyetlerinden on
tanesini beyan ederek, o hlsalarda bir mu'cize-i kbra bulunduunu
muannidlere de isbat etmi. Evet Kur'an, o teferruat- er'iye ve
kavanin-i itimaiyenin beyan iinde birden muhatabn nazarn
yksek ve kll noktalara kaldrp, sade slbu bir ulv slba ve eriat
dersinden tevhid dersine evirerek Kur'an, hem bir kitab- eriat ve
ahkm ve hikmet, hem bir kitab- akide ve iman ve zikir ve fikir ve
dua ve davet olduunu gsterip her makamda ok makasd- iradiye-i
Kur'aniyeyi ders vermesiyle Mekkiye yetlerin tarz- belgatlarndan
ayr ve parlak mu'cizane bir cezalet izhar eder. Bazan iki kelimede
mesel _,.!.-!,, ve ,, de, ,,tabiriyle ehadiyeti ve
_,.!.-!,,ile vhidiyeti bildirir. Ehadiyet iinde vhidiyeti ifade
eder. Hatt bir cmlede; bir zerreyi bir gzbebeinde grd ve
yerletirdii gibi, Gne'i ayn yetle, ayn ekile gn
gzbebeinde yerletirir ve ge bir gz yapar. Mesel:
_,;,,..!.- yetinden sonra,
_,!_.,.!_!,.,.!__,!_!
yetinin akabinde, ,,..!,.,,.., der. "Zemin ve
gklerin hamet-i hilkatinde


--- sh:(:249) ----
kalbin dahi hatratn bilir, idare eder." der, tarznda bir beyanat
cihetiyle o sade ve mmiyet mertebesini ve avamn fehmini nazara
alan o basit ve cz' muhavere, o tarz ile ulv ve cazibedar ve umum
ve iradkr bir mklemeye dner.
Bir Sual: "Bazan ehemmiyetli bir hakikat, sath nazarlara
grnmediinden ve baz makamlarda cz' ve di bir hdiseden
yksek bir fezleke-i tevhidi veya kll bir dsturu beyan etmekte
mnasebet bilinmediinden, bir kusur tevehhm edilir. Mesel:
"Hazret-i Yusuf Aleyhisselm, kardeini bir hile ile almas" iinde
,,..,.._.__, diye gayet yksek bir dsturun zikri,
belgata mnasebeti grnmyor. Bunun srr ve hikmeti nedir?"
Elcevab: Herbiri birer kk Kur'an olan ekser uzun sure ve
mutavasstlarda ve ok sahife ve makamlarda yalnz iki- maksad
deil, belki Kur'an mahiyeti, hem bir kitab- zikir ve iman ve fikir,
hem bir kitab- eriat ve hikmet ve irad gibi, ok kitablar ve ayr ayr
dersleri tazammun ederek rububiyet-i lahiyenin hereye ihatasn ve
hametli tecelliyatn ifade etmek cihetiyle, kinat kitab- kebirinin bir
nevi kraat olan Kur'an, elbette her makamda, hatt bazan bir sahifede
ok maksadlar takiben marifetullahtan ve tevhidin mertebelerinden ve
iman hakikatlarndan ders verdii haysiyetiyle, br makamda, mesel
zahirce zaf bir mnasebetle, baka bir ders aar ve o zaf mnasebete
ok kuvvetli mnasebetler iltihak ederler. O makama gayet mutabk
olur, mertebe-i belgat ykseklenir.
kinci Bir Sual: "Kur'anda sarihan ve zmnen ve iareten,
hiret ve tevhidi ve beerin mkfat ve mcazatn binler defa isbat
edip nazara vermenin ve her surede, her sahifede, her makamda ders
vermenin hikmeti nedir?"
Elcevab: Daire-i imknda ve kinatn sergzetine ait
inklablarda ve emanet-i kbray ve hilafet-i arziyeyi omuzuna alan
nev'-i beerin ekavet ve saadet-i ebediyeye medar olan vazifesine dair
en ehemmiyetli, en byk, en dehetli mes'elelerinden en
azametlilerini ders vermek ve hadsiz bheleri izale etmek ve gayet
iddetli inkrlar ve inadlar krmak cihetinde elbette o dehetli
inklablar tasdik ettirmek ve o inklablarn azametinde byk ve
beere en


--- sh:(:250) ----
elzem ve en zarur mes'eleleri teslim ettirmek iin Kur'an, binler defa
deil, belki milyonlar defa onlara baktrsa yine israf deil ki,
milyonlar kerre tekrar ile o bahisler Kur'anda okunur, usan vermez,
ihtiya kesilmez. Mesel:
_._,-,..,,!,.-!..!...,.._.!;
..,,_.!.-,.,.;.,.-
yetinin gsterdii mjde-i saadet-i ebediye hakikat, "Bare beere
her dakika kendini gsteren hakikat- mevtin; hem insan, hem
dnyasn, hem btn ahbabn i'dam- ebedsinden kurtarp ebed bir
saltanat kazandrr" dediinden milyarlar defa tekrar edilse ve kinat
kadar ehemmiyet verilse yine israf olmaz, kymetten dmez. te bu
eit hadsiz kymetdar mes'eleleri ders veren ve kinat bir hane gibi
deitiren ve eklini bozan dehetli inklablar tesis etmekte iknaa ve
inandrmaya ve isbata alan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan elbette sarihan
ve zmnen ve iareten binler defa o mes'elelere nazar- dikkati
celbetmek; deil israf, belki ekmek, il, hava ve ziya gibi birer hacet-
i zaruriye hkmnde ihsann tazelendirir. Hem mesel:
,,!,..,,!_,.!.L! ve ,.,,..__,.:!;
gibi tehdid yetlerini Kur'an gayet iddetle ve hiddetle ve gayet kuvvet
ve tekrarla zikretmesinin hikmeti ise; -Risale-i Nur'da kat' isbat
edildii gibi- beerin kfr, kinatn ve ekser mahlukatn hukuklarna
yle bir tecavzdr ki, semavat ve arz kzdryor ve anasr hiddete
getirip tufanlarla o zalimleri tokatlyor.
L,-!_.,,...:,._,..,,
.,!-...,,.!.
yetinin sarahatyla o zalim mnkirlere Cehennem yle fkeleniyor ki,
hiddetinden paralanmak derecesine geliyor. te byle bir cinayet-i
mmeye ve hadsiz bir tecavze kar beerin kklk ve
ehemmiyetsizlii noktasnda deil, belki zalimane cinayetinin
azametine ve kfirane tecavznn dehetine kar Sultan- Kinat
kendi raiyetinin hukukunun ehemmiyetini ve o mnkirlerin kfr ve
zulmndeki nihayetsiz

--- sh:(:251) ----
irkinliini gstermek hikmetiyle fermannda gayet hiddet ve iddetle
o cinayeti ve cezasn deil bin defa, belki milyonlar ve milyarlar ile
tekrar etse, yine israf ve kusur deil ki, bin seneden beri yzer milyon
insanlar hergn usanmadan kemal-i itiyakla ve ihtiyala okurlar.
Evet hergn, her zaman, herkes iin bir lem gider, taze bir
lemin kaps kendine almasndan, geici herbir lemini
nurlandrmak iin ihtiya ve itiyakla "L ilahe illallah" cmlesini bin
defa tekrar ile o deien perdelerin herbirisine bir "L ilahe illallah"
bir lmba yapt gibi, yle de: O kesretli, geici perdeleri ve o
tazelenen seyyar kinatlar karanlklandrmamak ve yine-i hayatnda
in'ikas eden suretlerini irkinletirmemek ve lehinde ahid olabilen o
misafir vaziyetleri aleyhine evirmemek iin, o cinayetlerin cezalarn
ve Padiah- Ezel'nin iddetli ve inadlar kran tehdidlerini Kur'an
okumakla takdir etmek ve nefsinin tuyanndan kurtulmaya almak
hikmetiyle, Kur'an gayet manidar tekrar eder ve bu derece kuvvet ve
iddet ve tekrar ile tehdidat- Kur'aniyeyi hakikatsz tevehhm
etmekten, eytan bile kaar. Onlar dinlemeyen mnkirlere Cehennem
azab ayn- adalettir, diye gsterir.
Hem mesel: As-y Musa gibi ok hikmetleri ve faideleri
bulunan kssa-i Musa'nn (A.S.) ve sair Enbiyann (A.S.) kssalarn
ok tekrarnda, risalet-i Ahmediyenin (A.S.M.) hakkaniyetine btn
Enbiyann nbvvetlerini bir hccet gsterip onlarn umumunu inkr
edemeyen, bu ztn risaletini hakikat noktasnda inkr edemez
hikmetiyle ve herkes her vakit btn Kur'an okumaya muktedir ve
muvaffak olamadndan herbir uzun ve mutavasst sureyi birer kk
Kur'an hkmne getirmek iin ehemmiyetli erkn- imaniye gibi o
kssalar tekrar etmesi, deil israf belki mukteza-y belgattr ve
hdise-i Muhammediye (A.S.M.) btn ben-demin en byk
hdisesi ve kinatn en azametli mes'elesi olduunu ders vermektir.
Evet Kur'anda Zt- Ahmediyeye en byk makam vermek ve drt
erkn- imaniyeyi iine almakla "L ilahe illallah" rknne







--- sh:(:252) ----
denk tutulan "Muhammedrresulullah" risalet-i Muhammediye
(A.S.M.) kinatn en byk hakikat ve Zt- Ahmediye (A.S.M.),
btn mahlukatn en erefi ve hakikat- Muhammediye (A.S.M.) tabir
edilen kll ahsiyet-i maneviyesi ve makam- kudssi, iki cihann en
parlak bir gnei olduuna ve bu hrika makama liyakatna dair
pekok hccetleri ve emareleri, kat' bir surette Risale-i Nur'da isbat
edilmi. Binden birisi udur ki: _...!.,,.!dsturuyla, btn
mmetinin btn zamanlarda iledii hasenatn bir misli onun defter-i
hasenatna girmesi ve btn kinatn hakikatlarn, getirdii nur ile
nurlandrmas, deil yalnz cinn ve insi ve melei ve zhayatlar, belki
kinat ve semavat ve arz minnetdar eylemesi ve istidad lisanyla
nebatatn dualar ve ihtiyac- ftr diliyle hayvanatn dualar, gzmz
nnde bilfiil kabul olmasnn ehadetiyle milyonlar, belki milyarlar
ftr ve reddedilmez dualar makbul olan suleha-y mmeti her gn o
zta (A.S.M.) salt selm ile rahmet dualar ve manev kazanlarn
en evvel o zta (A.S.M.) balamalar ve btn mmete okunan
Kur'ann yzbin hurufunun herbirisinde on sevabdan t yz, t bin
hasene ve meyve vermesinden yalnz kraat- Kur'an cihetiyle defter-i
a'maline hadsiz nurlar girmesi haysiyetiyle o ztn (A.S.M.) ahsiyet-i
maneviyesi olan hakikat- Muhammediye (A.S.M.), istikbalde bir
ecere-i tb-i Cennet hkmnde olacan Allm-l Guyub bilmi ve
grm ve o makama gre Kur'annda o azm ehemmiyeti vermi ve
fermannda ona tebaiyeti ve snnet-i seniyesine ittiba ile efaatine
mazhariyeti en ehemmiyetli bir mes'ele-i insaniye gstermi ve o
hametli ecere-i tbnn bir ekirdei olan ahsiyet-i beeriyetini ve
bidayetteki vaziyet-i insaniyesini arasra nazara almasdr. te
Kur'ann tekrar edilen hakikatlar bu kymette olduundan,
tekraratnda kuvvetli ve geni bir mu'cize-i maneviye bulunmasna
ftrat- selime ehadet eder. Meer maddiyyunluk taunuyla maraz-
kalbe ve vicdan hastalna mbtela ola...
,.._....!,-.,.!,:.,..,_._.:!...,.!,:..
kaidesine dhil olur.
* * *



--- sh:(:253) ----
Bu Onuncu Mes'eleye bir htime olarak iki haiye
Birincisi: Bundan (*) oniki sene evvel iittim ki, en dehetli ve
muannid bir zndk Kur'ana kar s'-i kasdn tercmesiyle yapmaa
balam ve demi ki: "Kur'an tercme edilsin, t ne mal olduu
bilinsin." Yani, lzumsuz tekrarat herkes grsn ve tercmesi onun
yerinde okunsun diye dehetli bir pln evirmi. Fakat Risale-i Nur'un
cerhedilmez hccetleri kat' isbat etmi ki: Kur'ann hakik tercmesi
kabil deil ve lisan- nahv olan lisan- Arab yerinde Kur'ann
meziyetlerini ve nktelerini baka lisan muhafaza edemez ve herbir
harfi, on adedden bine kadar sevab veren kelimat- Kur'aniyenin
mu'cizane ve cem'iyetli tabirlerinin yerini, beerin di ve cz'
tercmeleri tutamaz, onun yerinde cmilerde okunmaz diye Risale-i
Nur her tarafta intiaryla o dehetli pln akm brakt. Fakat o
zndktan ders alan mnafklar, yine eytan hesabna Kur'an gneini
flemekle sndrmee ahmak ocuklar gibi ahmakane ve
divanecesine almalar sebebiyle, bana gayet sk ve skc ve
skntl bir halette bu Onuncu Mes'ele yazdrld tahmin ediyorum.
Bakalar ile gremediim iin hakikat- hali bilmiyorum.
Htimeden kinci Haiye: Denizli hapsinden tahliyemizden
sonra mehur ehir Oteli'nin yksek katnda oturmutum. Karmda
gzel bahelerde kesretli kavak aalar birer halka-i zikir tarznda
gayet latif tatl bir surette hem kendileri, hem dallar, hem yapraklar,
havann dokunmasyla cezbedarane ve cazibekrane hareketle rakslar,
kardelerimin mfarakatlarndan ve yalnz kaldmdan hznl ve
gaml kalbime iliti. Birden gz ve k mevsimi hatra geldi ve bana
bir gaflet bast. Ben, o kemal-i ne'e ile cilvelenen o nazenin kavaklara
ve zhayatlara o kadar acdm ki, gzlerim ya ile doldu. Kinatn
ssl perdesi altndaki ademleri, firaklar ihtar ve ihsasyla kinat
dolusu firaklarn, zevallerin hznleri bama topland. Birden
hakikat- Muhammediyenin (A.S.M.) getirdii nur, imdada yetiti. O
hadsiz hznleri ve gamlar, srurlara evirdi. Hatt o nurun, herkes
ve her ehl-i iman gibi benim hakkmda milyon feyzinden yalnz o
vakitte, o vaziyete temas eden imdad ve tesellisi iin Zt-
Muhammediyeye (A.S.M.) kar ebediyen minnetdar oldum. yle ki:
Ol nazar- gaflet, o mbarek nazeninleri; vazifesiz, neticesiz,
bir mevsimde grnp, hareketleri ne'eden deil belki gya ademden
ve firaktan titreyerek hilie dtklerini gstermekle,
(*): Bu risalenin te'lifinden oniki sene evvel.
--- sh:(:254) ----
herkes gibi bendeki ak- beka ve hubb-u mehasin ve efkat-i cinsiye
ve hayatiyeye medar olan damarlarma o derece dokundu ki, byle
dnyay bir manev cehenneme ve akl bir tazib letine evirdii
srada, Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n beere hediye getirdii
nur perdeyi kaldrd; i'dam, adem, hilik, vazifesizlik, abes, firak
yerlerinde o kavaklarn herbirinin yapraklar adedince hikmetleri ve
manalar ve Risale-i Nur'da isbat edildii gibi, ksma ayrlan
neticeleri ve vazifeleri var diye gsterdi.
Birinci ksm: Sni'-i Zlcelal'in esmasna bakar. Mesel:
Nasl bir usta hrika bir makinay yapsa; herkes o zta "Mallah,
brekllah" deyip alklar. yle de: O makina dahi, ondan maksud
neticeleri tam tamna gstermesiyle, lisan- haliyle ustasn tebrik eder,
alklar. Her zhayat ve herey byle bir makinadr, ustasn tebriklerle
alklar.
kinci ksm hikmetleri ise: Zhayatn ve zuurun nazarlarna
bakar. Onlara irin bir mtalaagh, birer kitab- marifet olur.
Manalarn zuurun zihinlerinde ve suretlerini kuvve-i hfzalarnda
ve elvah- misaliyede ve lem-i gaybn defterlerinde daire-i vcudda
brakp, sonra lem-i ehadeti terkeder, lem-i gayba ekilir. Demek
sur bir vcudu brakr, manev ve gayb ve ilm ok vcudlar kazanr.
Evet, madem Allah var ve ilmi ihata eder. Elbette adem, i'dam, hilik,
mahv, fena; hakikat noktasnda ehl-i imann dnyasnda yoktur ve
kfirlerin dnyalar ademle, firakla, hilikle, fnilikle doludur. te bu
hakikat, umumun lisannda gezen bu gelen darb- mesel ders verip,
der: "Kimin iin Allah var, ona herey var ve kimin iin yoksa, herey
ona yoktur, hitir."
Elhasl: Naslki iman, lm vaktinde insan i'dam- ebedden
kurtaryor; yle de herkesin husus dnyasn dahi i'damdan ve hilik
karanlklarndan kurtaryor. Ve kfr ise, hususan kfr- mutlak olsa;
hem o insan, hem husus dnyasn lmle i'dam edip manev
cehennem zulmetlerine atar. Hayatnn lezzetlerini ac zehirlere
evirir. Hayat- dnyeviyeyi hiretine tercih edenlerin kulaklar
nlasn. Gelsinler, buna ya bir are bulsunlar veya imana girsinler. Bu
dehetli hasarattan kurtulsunlar!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
Duanza ok muhta ve size ok mtak kardeiniz
Said Nurs
--- sh:(:255) ----
Onuncu Mes'ele mnasebetiyle Hsrev'in stadna yazd
mektub
ok sevgili stadm efendim,
Cenab- Hakk'a hadsiz krler olsun, iki aylk iftirak
zntlerini ve muhaberesizlik zdrablarn hafifletiren ve
kalblerimize taze hayat baheden ve ruhlarmza yeni, safi bir nesim
ihda eden Kur'ann celalli ve izzetli, rahmetli ve efkatli yetlerindeki
tekraratn mehasinini ta'dad eden, hikmet-i tekrarnn lzum ve
ehemmiyetini izah eden ve Risale-i Nur'un bir hrika mdafaas olan
Denizli Meyvesinin Onuncu Mes'elesi namn alan "Emirda
iei"ni aldk. Elhak takdir ve tahsine ok lyk olan bu iei
kokladka ruhumuzdaki itiyak ykseldi. Dokuz aylk hapis
skntsna mukabil, Meyve'nin Dokuz Mes'elesi nasl beraetimize
byk bir vesile olmakla gzelliini gstermi ise, Onuncu Mes'elesi
olan iei de Kur'ann cazl i'cazndaki hrikalar gstermekle o
nisbette gzelliini gstermektedir.
Evet sevgili stadm, gln ieindeki fevkalde letafet ve
gzellik, aacndaki dikenleri nazara hi gstermedii gibi; bu nurani
iek de bize dokuz aylk hapis skntsn unutturacak bir ekilde o
skntlarmz da hie indirmitir. Mtalaasna doyulmayacak ekilde
kaleme alnan ve akllar hayrete sevkeden bu nurani iek, muhtevi
olduu ok gzelliklerinden bilhassa Kur'ann tercmesi suretiyle
nazar- beerde diletirilmek ihanetine mukabil, o tekraratn
kymetini tam gstermekle Kur'ann cihandeer ulviyetini meydana
koymutur. Sliklerinin her asrda fevkalde bir metanetle sarlmalar
ile ve emir ve nehyine tamamen inkyad etmeleriyle, gya yeni nzil
olmu gibi tazelii isbat edilmi olan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n,
btn asrlarda, zalimlerine kar iddetli ve dehetli ve tekrarl
tehdidleri ve mazlumlarna kar efkatli ve rahmetli mkerrer










--- sh:(:256) ----
taltifleri, hususuyla bu asrmza bakan tehdidat iinde zalimlerine
misli grlmemi bir halette, sanki feze-i ekberden bir nmuneyi
andran semav bir cehennemle alt-yedi seneden beri mtemadiyen
feryad u figan ettirmesi ve keza mazlumlarnn bu asrdaki kll
ferdleri banda Risale-i Nur talebelerinin bulunmas ve hakikaten bu
talebeleri de mem-i salifenin enbiyalarna verilen necatlar gibi pek
byk umum ve husus necatlara mazhar etmesi ve muarzlar olan
dinsizlerin cehennem azabla tokatlanmalarn gstermesi, hem iki
gzel ve latif haiyelerle htime verilmek suretiyle iein tamam
edilmesi bu fakir talebeniz Hsrev'i o kadar byk bir srurla sonsuz
bir kre sevketti ki; bu gzel iein verdii sevin ve sruru
mddet-i mrmde hissetmediimi sevgili stadma arzettiim gibi,
kardelerime de kerratla sylemiim. Cenab- Hak, zaf ve
tahammlsz omuzlarna pek azametli br- sakil tahmil edilen siz
sevgili stadmzdan ebediyen raz olsun. Ve yklerinizi tahfif
etmekle yzlerinizi ebede kadar gldrsn mn.
Evet sevgili stadm, biz Allah'tan, Kur'andan, Habib-i
Zan'dan ve Risale-i Nur'dan ve Kur'an delll siz sevgili
stadmzdan ebediyen razyz. Ve intisabmzdan hibir cihetle
pimanlmz yok. Hem kalbimizde zerre kadar ktlk etmek iin
niyet yok. Biz ancak Allah' ve rzasn istiyoruz. Gn getike, rzas
iinde, Cenab- Hakk'a vuslat itiyaklarn kalbimizde teksif ediyoruz.
Bil-istisna bize fenalk edenleri Cenab- Hakk'a terketmekle
afvetmek ve bilakis bize zulmeden o zalimler de dhil olduu halde,
herkese iyilik etmek, Risale-i Nur talebelerinin kalblerine yerleen bir
iar- slm olduunu, biz istemeyerek iln eden Hazret-i Allah'a
hadsiz hududsuz krler ediyoruz.
ok kusurlu talebeniz Hsrev
* * *








--- sh:(:257) ----
Onbirinci Mes'ele
Meyve'nin Onbirinci Mes'elesinin ba; bir meyvesi Cennet ve
biri saadet-i ebediye ve biri r'yetullah olan iman ecere-i kudsiyesinin
hadsiz, kll ve cz' meyvelerinden yzer nmuneleri Risale-i Nur'da
beyan ve hccetlerle isbat edildiinden, izahn "Siracnnur"a havale
edip; kll erknnn deil, belki cz' ve czlerin, cz' ve husus
meyvelerinden birka nmune beyan edilecek.
Birisi: Bir gn bir duada, "Ya Rabbi! Cebrail, Mikil, srafil,
Azrail hrmetlerine ve efaatlerine, beni cinn ve insin erlerinden
muhafaza eyle" mealinde duay dediim zaman, herkesi titreten ve
dehet veren Azrail namn zikrettiim vakit gayet tatl ve tesellidar ve
sevimli bir halet hissettim. Elhamdlillah dedim. Azrail'i cidden
sevmee baladm. Melaikeye iman rknnn bu cz' ferdinin pek
ok meyvelerinden yalnz bir cz' meyvesine gayet ksa bir iaret
ederiz.
Birisi: nsann en kymetli ve stnde titredii mal, onun
ruhudur. Onu zayi' olmaktan ve fenadan ve baboluktan muhafaza
etmek iin kuvvetli ve emin bir ele teslimin derin bir sevin verdiini
kat' hissettim. Ve insann amelini yazan melekler hatrma geldi.
Baktm, aynen bu meyve gibi ok tatl meyveleri var.
Birisi: Her insan kymetli bir szn ve fiilini bkiletirmek
iin itiyakla kitabet ve iir, hatt sinema ile hfzna alr. Hususan o
fiillerin Cennet'te bki meyveleri bulunsa, daha ziyade merak eder.
"Kiramen Ktibn" insann omuzlarnda durup onlar ebed
manzaralarda gstermek ve sahiblerine daim mkfat kazandrmak, o
kadar bana irin geldi ki tarif edemem.












--- sh:(:258) ----
Sonra ehl-i dnyann, beni hayat- itimaiyedeki hereyden
tecrid etmek iinde btn kitablarmdan ve dostlarmdan ve
hizmetilerimden ve teselli verici ilerden ayr drmeleriyle beraber,
gurbet vaheti beni skarken ve bo dnya bama yklrken,
melaikeye imann pek ok meyvelerinden birisi imdadma geldi.
Kinatm ve dnyam enlendirdi, melekler ve ruhanlerle doldurdu,
lemimi sevinle gldrd. Ve ehl-i dalaletin dnyalar vahet ve
boluk ve karanlkla aladklarn gsterdi. Hayalim bu meyvenin
lezzetiyle mesrur iken, umum peygamberlere imann pek ok
meyvelerinden buna benzer birtek meyvesini ald, tatt. Birden, btn
gemi zamanlardaki enbiyalarla yaam gibi onlara imanm ve
tasdikim, o zamanlar klandrd ve imanm kll yapp
genilendirdi. Ve hirzaman peygamberimizin imana ait olan
davalarna binler imza bastrd, eytanlar susturdu. Birden "Hikmet-l
stiaze Lem'as"nda kat' cevab bulunan bir sual kalbime geldi ki: "Bu
meyveler gibi hadsiz tatl semereler ve faideler ve hasenatn gayet
gzel neticeleri ve menfaatleri ve Erhamrrhimn'in gayet
merhametkrane tevfikleri ve inayetleri ehl-i hidayete yardm edip
kuvvet verdikleri halde, ehl-i dalalet neden ok defa galebe eder ve
bazan yirmisi, yz tane ehl-i hidayeti perian eder." diye, manen
benden soruldu. Ve bu tefekkr iinde, eytann gayet zaf desiselerine
kar Kur'ann byk tahidat ve melaikeleri ve Cenab- Hakk'n
yardmn ehl-i imana gndermesi hatra geldi. Risale-i Nur'un onun
hikmetini kat' hccetlerle izahna binaen, o sualin cevabna gayet ksa
bir iaret ederiz:
Evet bazan serseri ve gizli, muzr bir adamn bir saraya ate
atmaa almas yznden, yzer adamn yapmas gibi; yzer adamn
muhafazas ile ve bazan devlete ve padiaha iltica ile o sarayn vcudu
devam edebilir. nki onun vcudu, btn eraitin ve erknn ve
esbabn vcuduyla olabilir. Fakat onun ademi ve harab olmas birtek
artn ademiyle vaki' ve bir serserinin bir kibritiyle yanp mahvolduu
gibi, ins cinn eytanlar az bir fiil ile byk tahribat ve dehetli
manev yangnlar yaparlar. Evet btn fenalklar ve gnahlar ve
erlerin myesi ve esaslar ademdir, tahribdir. Sureten vcudun
altnda, adem ve bozmak sakldr. te cinn ve ins eytanlar ve
erirler bu noktaya istinaden gayet zaf bir kuvvetle hadsiz bir kuvvete
kar dayanp, ehl-i hak ve hakikat Cenab- Hakk'n derghna ilticaya
ve kamaya her vakit mecbur ettiinden,
--- sh:(:259) ----
Kur'an onlar himaye iin byk tahidat yapar. Doksandokuz esma-i
lahiyeyi onlarn ellerine verir. O dmanlara kar sebat etmelerine
ok iddetli emirler verir.
Bu cevabdan, birden pek byk bir hakikatn ucu ve azametli,
dehetli bir mes'elenin esas grnd. yle ki:
Naslki Cennet btn vcud lemlerinin mahsultn tayor ve
dnyann yetitirdii tohumlar bkiyane snbllendiriyor, yle de;
Cehennem dahi, hadsiz dehetli adem ve hilik lemlerinin ok elm
neticelerini gstermek iin o adem mahsultlarn kavuruyor ve o
dehetli Cehennem fabrikas, sair vazifeleri iinde, lem-i vcud
kinatn lem-i adem pisliklerinden temizlettiriyor. Bu dehetli
mes'elenin imdilik kapsn amayacaz. nallah sonra izah
edilecek.
Hem meleklere iman meyvesinden bir cz' ve Mnker ve
Nekir'e ait bir nmunesi udur: Herkes gibi ben dahi muhakkak
gireceim diye mezarma hayalen girdim. Ve kabirde yalnz, kimsesiz,
karanlk, souk, dar bir haps-i mnferidde bir tecrid-i mutlak iindeki
tevahhu ve me'yusiyetten tedehh ederken, birden Mnker ve Nekir
taifesinden iki mbarek arkada kp geldiler. Benimle mnazaraya
baladlar. Kalbim ve kabrim genilediler, nurlandlar, hararetlendiler;
lem-i ervaha pencereler ald. Ben de imdi hayalen ve istikbalde
hakikaten greceim o vaziyete btn canmla sevindim ve krettim.
Sarf ve Nahiv ilmini okuyan bir medrese talebesinin vefat edip,
kabirde Mnker ve Nekir'in: "Men Rabbke"= "Senin Rabbin
kimdir?" diye suallerine kar, kendini medresede zannedip Nahiv ilmi
ile cevab vererek: "(Men) mbtedadr. (Rabbke) onun haberidir;
mkil bir mes'eleyi benden sorunuz, bu kolaydr." diyerek, hem o
melaikeleri, hem hazr ruhlar, hem o vakay mahede eden orada
bulunan bir kef-el kubur velisini gldrd ve rahmet-i lahiyeyi
tebessme getirdi; azabdan kurtulduu gibi, Risale-i Nur'un bir ehid
kahraman olan merhum Hfz Ali, hapiste Meyve Risalesi'ni kemal-i
akla yazarken ve okurken vefat edip kabirde melaike-i suale
mahkemedeki gibi Meyve hakikatlar ile cevab verdii misill; ben de
ve Risale-i Nur akirdleri de, o suallere kar Risale-i Nur'un parlak ve
kuvvetli hccetleriyle istikbalde hakikaten ve imdi manen cevab
verip onlar tasdike ve tahsine ve tebrike sevkedecekler inallah.
Hem meleklere imann saadet-i dnyeviyeye medar cz' bir
nmunesi
--- sh:(:260) ----
udur ki: lmihalden iman dersini alan bir masum ocuun, yannda
alayan ve masum bir kardeinin vefat iin vaveyl eden dier bir
ocua: "Alama, kreyle.. senin kardein meleklerle beraber
Cennet'e gitti; orada gezer, bizden daha iyi keyfedecek, melekler gibi
uacak, heryeri seyredebilir." deyip, feryad edenin alamasn
tebessme ve sevince evirmesidir. Ben de aynen bu alayan ocuk
gibi, bu hazn kta ve elm bir vaziyetimde gayet elm iki vefat
haberini aldm. Biri, hem l mekteblerde birincilii kazanan, hem
Risale-i Nur'un hakikatlarn nereden, biraderzadem merhum Fuad;
ikincisi, hacca gidip sekerat iinde tavaf ederken, tavaf iinde vefat
eden lime Hanm namndaki merhume hemirem. Bu iki akrabamn
lmleri, htiyar Risalesi'nde yazlan merhum Abdurrahman'n vefat
gibi beni alatrken; imann nuruyla o masum Fuad, o sliha Hanm
insanlar yerinde meleklere, hurilere arkada olduklarn ve bu
dnyann tehlike ve gnahlarndan kurtulduklarn manen, kalben
grdm. O iddetli hzn yerinde byk bir sevin hissedip hem
onlar, hem Fuad'n pederi kardeim Abdlmecid'i, hem kendimi
tebrik ederek Erhamrrhimn'e krettim. Bu iki merhumeye rahmet
duas niyetiyle buraya yazld kaydedildi.
Risale-i Nur'daki btn mizanlar ve mvazeneler, imann
saadet-i dnyeviyeye ve uhreviyeye medar meyvelerini beyan ederler.
Ve o kll ve byk meyveler, bu dnyada gsterdikleri saadet-i
hayatiye ve lezzet-i mr cihetiyle her m'minin iman ona bir saadet-i
ebediyeyi kazandracak.. belki snbl verecek ve o surette inkiaf
edecek diye haber verirler. Ve o kll ve pek ok meyvelerinden be
meyvesi, meyve-i mi'rac olarak Otuzbirinci Sz'n hirinde ve be
meyvesi Yirmidrdnc Sz'n Beinci Dal'nda nmune olarak
yazlm. Erkn- imaniyenin herbirinin ayr ayr pek ok belki hadsiz
meyveleri olduu gibi, mecmuunun birden ok meyvelerinden bir
meyvesi, koca Cennet ve biri de saadet-i ebediye ve biri de belki en
tatls da r'yet-i lahiyedir diye, bata demitik. Ve Otuzikinci Sz'n
hirindeki mvazenede, imann saadet-i dreyne medar bir ksm
semereleri gzel izah edilmi. man- bil'kader rknnn kymetdar
meyveleri bu dnyada bulunduuna bir delil, umum lisannda
,.:!_._.,..!._._.darb- mesel olmutur. Yani,
"Kadere iman eden, gamlardan kurtulur." Risale-i Kader'in

--- sh:(:261) ----
hirinde gzel bir temsil ile, iki adamn ahane bir sarayn bahesine
girmesiyle, bir kll meyvesi beyan edilmi. Hatt ben kendi
hayatmda binler tecrbelerimle grdm ve bildim ki; kadere iman
olmazsa hayat- dnyeviye saadeti mahvolur. Elm musibetlerde, ne
vakit kadere iman cihetine bakardm; musibet gayet hafifleiyor
gryordum. Ve kadere iman etmeyen nasl yaayabilir diye hayret
ederdim.
Melaikeye iman rknnn kll meyvelerinden birisine,
Yirmiikinci Sz'n kinci Makam'nda yle iaret edilmi ki; Azrail
Aleyhisselm Cenab- Hakk'a mnacat edip demi: "Kabz- ervah
vazifesinde senin ibadn benden ksecekler, ekva edecekler." Ona
cevaben denilmi: "Senin vazifene hastalklar ve musibetleri perde
yapacam; t ibadmn ekvalar onlara gitsin, sana gelmesin." Aynen
bu perdeler gibi Azrail Aleyhisselm'n vazifesi de bir perdedir. T
haksz ekvalar Cenab- Hakk'a gitmesin. nki lmdeki hikmet ve
rahmet ve gzellik ve maslahat cihetini herkes gremez. Zahire bakp
itiraz eder, ekvaya balar. te bu haksz ekvalar Rahm-i Mutlak'a
gitmemek hikmetiyle Azrail Aleyhisselm perde olmu. Aynen bunun
gibi btn meleklerin, belki btn esbab- zahiriyenin vazifeleri, izzet-
i rububiyetin perdeleridir. T gzellikleri grnmeyen ve hikmetleri
bilinmeyen eylerde kudret-i lahiyenin izzeti ve kudsiyeti ve
rahmetinin ihatas muhafaza edilsin, itiraza hedef olmasn ve hasis ve
ehemmiyetsiz ve merhametsiz eyler ile kudretin mbaereti -nazar-
zahirde- grnmesin. Yoksa hibir sebebin hakik tesiri ve icada hi
kabiliyeti olmadn, her eyde tevhid sikkeleri kat' gsterdiini,
Risale-i Nur hadsiz delilleriyle isbat etmi. Halketmek, icad etmek ona
mahsustur. Esbab, yalnz bir perdedir. Melaike gibi zuur olanlarn,
yalnz cz-i ihtiyaryla cz', icadsz, kesb denilen bir nevi hizmet-i
ftriye ve amel bir nevi ubudiyetten baka ellerinde yoktur.
Evet, izzet ve azamet isterler ki; esbab, perdedar- dest-i kudret
ola akln nazarnda.
Tevhid ve ehadiyet isterler ki; esbab, ellerini eksinler tesir-i
hakikden.
te naslki melekler ve umr-u hayriyede ve vcudiyede
istihdam edilen zahir sebebler, gzellikleri grnmeyen ve
bilinmeyen


--- sh:(:262) ----
eylerde kudret-i Rabbaniyeyi kusurdan, zulmden muhafaza edip
takdis ve tesbih-i lahde birer vesiledirler. Aynen yle de: Cinn ve
ins eytanlar ve muzr maddelerin umr-u erriyede ve ademiyede
istimalleri dahi, yine kudret-i Sbhaniyeyi gadirden ve haksz
itirazlardan ve ekvalara hedef olmaktan kurtarmak ile takdis ve
tesbihat- Rabbaniyeye ve kinattaki btn kusurattan mberra ve
mnezzehiyetine hizmet ediyorlar. nki btn kusurlar ademden ve
kabiliyetsizlikten ve tahribden ve vazife yapmamaktan -ki birer
ademdirler- ve vcud olmayan adem fiillerden geliyor. Bu eytan ve
erli perdeler, o kusurata merci olup itiraz ve ekvalar bi'l-istihkak
kendilerine alarak Cenab- Hakk'n takdisine vesile oluyorlar. Zten
erli ve adem ve tahribi ilerde kuvvet ve iktidar lzm deil, az bir
fiil ve cz' bir kuvvet, belki vazifesini yapmamak ile bazan byk
ademler ve bozmaklar oluyor. O erir filler, muktedir zannedilirler.
Halbuki ademden baka hi tesirleri ve cz' bir kesbden hari bir
kuvvetleri yoktur. Fakat o erler ademden geldiklerinden, o erirler
hakik fildirler. Bil-istihkak, eer zuur ise cezay ekerler. Demek
seyyiatta o fenalar fildirler; fakat haseneler ve hayrlarda ve amel-i
slihte vcud olmasndan, o iyiler hakik fil ve messir deiller.
Belki kabildirler; feyz-i lahyi kabul ederler ve mkfatlar dahi srf
bir fazl- lahdir diye, Kur'an- Hakm
,..._..,._.,...,.!_...-_.,...
ferman eder.
Elhasl: Vcud kinatlar ve hadsiz adem lemleri birbirleriyle
arprken ve Cennet ve Cehennem gibi meyveler verirken ve btn
vcud lemleri "Elhamdlillah Elhamdlillah" ve btn adem lemleri
"Sbhanallah Sbhanallah" derken ve ihatal bir kanun-u mbareze ile
melekler eytanlarla ve hayrlar erlerle, t kalbin etrafndaki ilham,
vesvese ile mcadele ederken; birden meleklere imann bu meyvesi
tecelli eder, mes'eleyi halledip karanlk kinat klandrr.
_,;,,..!,..! yetinin envrndan bir nurunu bize
gsterir ve bu meyve ne kadar tatl olduunu tattrr.
kinci bir kll meyvesine "Yirmidrdnc" ve "elif"ler
kerametini gsteren "Yirmidokuzuncu Sz"ler iaret edip parlak bir
surette

--- sh:(:263) ----
meleklerin vcudunu ve vazifesini isbat etmiler. Evet kinatn her
tarafnda, cz' ve kll her eyde, her nevide, kendini tanttrmak ve
sevdirmek iinde merhametkrane bir hamet-i rububiyet, elbette o
hamete, o merhamete, o tanttrmaya, o sevdirmeye kar kr ve
takdis iinde bir geni ve ihatal ve uurkrane bir ubudiyetle
mukabele etmesi lzm ve kat'dir. Ve uursuz cemadat ve erkn-
azme-i kinat hesabna o vazifeyi, ancak hadsiz melekler grebilir ve
o saltanat- rububiyetin her tarafta, serada sreyyada, zeminin
temelinde, dnda hakmane ve hametkrane icraatn onlar temsil
edebilirler.
Mesel, felsefenin ruhsuz kanunlar pek karanlk ve vahetli
gsterdikleri hilkat- arziye ve vaziyet-i ftriyesini, bu meyve ile nurlu,
nsiyetli bir tarzda Sevr ve Hut namlarndaki iki melein omuzlarnda,
yani nezaretlerinde ve Cennet'ten getirilen ve fni kre-i arzn bki bir
temel ta olmak, yani ileride bki Cennet'e bir ksmn devretmee bir
iaret iin Sahret namnda uhrev bir madde, bir hakikat gnderilip
Sevr ve Hut meleklerine bir nokta-i istinad edilmi diye Ben-srail'in
eski peygamberlerinden rivayet var ve bn-i Abbas'tan dahi mervdir.
Maatteessf bu kuds mana, mrur-u zamanla bu tebih, avamn
nazarnda hakikat telakki edilmekle, akln haricinde bir suret alm.
Madem melekler havada gezdikleri gibi toprakta ve tata ve yerin
merkezinde de gezerler; elbette onlarn ve kre-i arzn, stnde
duracak cisman ta ve bala ve kze ihtiyalar yoktur.
Hem mesel kre-i arz, kre-i arzn nevileri adedince balar ve
o nevilerin ferdleri saysnca diller ve o ferdlerin a'za ve yaprak ve
meyveleri mikdarnca tesbihatlar yapt iin elbette o hametli ve
uursuz ubudiyet-i ftriyeyi bilerek, uurdarane temsil edip dergh-
lahiyeye takdim etmek iin krkbin bal ve her ba krkbin dil ile ve
herbir dil ile krkbin tesbihat yapan bir melek-i mekkeli bulunacak
ki, ayn- hakikat olarak Muhbir-i Sadk haber vermi. Ve hilkat-
kinatn en ehemmiyetli neticesi olan insanlarla mnasebat-
Rabbaniyeyi tebli ve izhar eden Cebrail (A.S.) ve zhayat leminde
en hametli ve en dehetli olan diriltmek ve hayat vermek ve lmle
terhis etmekteki Hlk'a mahsus olan icraat- lahiyeyi yalnz temsil
edip ubudiyetkrane nezaret eden srafil (A.S.) ve Azrail (A.S.) ve
hayat dairesinde rahmetin en cem'iyetli, en


--- sh:(:264) ----
geni, en zevkli olan rzktaki ihsanat- Rahmaniyeye nezaretle beraber
uursuz krleri uur ile temsil eden Mikil (A.S.) gibi meleklerin
pek acib mahiyette olarak bulunmalar ve vcudlar ve ruhlarn
bekalar, saltanat ve hamet-i rububiyetin muktezasdr. Onlarn ve
herbirinin mahsus taifelerinin vcudlar, kinatta gne gibi grnen
saltanat ve hametin vcudu derecesinde kat'dir ve bhesizdir.
Melaikeye ait baka maddeler bunlara kyas edilsin.
Evet kre-i arzda drtyzbin nevileri zhayattan halkeden,
hatt en di ve mteaffin maddelerden zruhlar oklukla yaratan ve
her taraf onlarla enlendiren ve mu'cizat- san'atna kar, onlara
dilleriyle "Mallah, Brekllah, Sbhanallah" dediren ve ihsanat-
rahmetine mukabil "Elhamdlillah, Vekr-lillah, Allahekber" o
hayvancklara sylettiren bir Kadr-i Zlcelali ve'l-Cemal, elbette,
bilek vel-bhe, koca semavata mnasib, isyansz ve daima
ubudiyette olan sekeneleri ve ruhanleri yaratm, semavat
enlendirmi, bo brakmam ve hayvanatn taifelerinden pekok
ziyade ayr ayr nevileri meleklerden icad etmi ki, bir ksm kck
olarak yamur ve kar katrelerine binip san'at ve rahmet-i lahiyeyi
kendi dilleriyle alklyorlar; bir ksm, birer seyyar yldzlara binip
feza-y kinatta seyahat iinde azamet ve izzet ve hamet-i rububiyete
kar tekbir ve tehlil ile ubudiyetlerini leme iln ediyorlar. Evet
zaman- dem'den beri btn semav kitablar ve dinler, meleklerin
vcudlarna ve ubudiyetlerine ittifaklar ve btn asrlarda melekler ile
konumalar ve muhavereler, kesretli tevatr ile insanlar iinde
vukubulduunu nakil ve rivayetleri ise, grmediimiz Amerika
insanlarnn vcudlar gibi meleklerin vcudlarn ve bizimle alkadar
olduklarn kat' isbat eder. te imdi gel, iman nuruyla bu kll ikinci
meyveye bak ve tat; nasl kinat batan baa enlendirip, gzelletirip
bir mescid-i ekbere ve byk bir ibadethaneye eviriyor. Ve fen ve
felsefenin souk, hayatsz, zulmetli, dehetli gstermelerine mukabil;
hayatl, uurlu, kl, nsiyetli, tatl bir kinat gstererek bki hayatn
bir cilve-i lezzetini ehl-i imana derecesine gre dnyada dahi tattrr.
Tetimme: Naslki vahdet ve ehadiyet srryla kinatn her
tarafnda ayn kudret, ayn isim, ayn hikmet, ayn san'at bulunmasyla
Hlk'n vahdet ve tasarrufu ve icad ve rububiyeti ve hallakyet ve
kudsiyeti, cz'-kll herbir masnu'un hal dili ile iln ediliyor. Aynen
yle de; her tarafta melekleri halkedip her mahlukun

--- sh:(:265) ----
lisan- hal ile uursuz yaptklar tesbihat, meleklerin ubudiyetkrane
dilleriyle yaptryor. Meleklerin hibir cihette hilaf- emir hareketleri
yoktur. Hlis bir ubudiyetten baka hibir icad ve emirsiz hibir
mdahale, hatt izinsiz efaatlar dahi olmaz. Tam
;,,...;.-., ;.,:...,._
srrna mazhardrlar.
































--- sh:(:266) ----
Htime
[Gayet ehemmiyetli bir nkte-i i'caziyeye dair, birden ihtiyarsz,
maribden sonra kalbe ihtar edilen ve sure-i
..!,,.._
n zahir bir mu'cize-i gaybiyesini gsteren uzun bir hakikata ksa bir
iarettir.]
_
,,....,_.,.-..,_...! ,,.._
..-....-,_.,..-!_,....!,_.,
te yalnz mana-y iar cihetinde bu sure-i azme-i hrika:
"Kinatta adem lemleri hesabna alan erirlerden ve ins ve cinn
eytanlardan kendinizi muhafaza ediniz." Peygamberimize ve
mmetine emrederek, her asra bakt gibi mana-y iarsiyle bu acib
asrmza daha ziyade, belki zahir bir tarzda bakar; Kur'an'n
hizmetkrlarn istiazeye davet eder. Bu mu'cize-i gaybiye, be iaretle
ksaca beyan edilecek. yle ki:
Bu surenin herbir yetinin manalar oktur. Yalnz mana-y
iar ile be cmlesinde drt defa "err" kelimesini tekrar etmek ve
kuvvetli mnasebet-i maneviye ile beraber drt tarzda bu asrn
emsalsiz drt dehetli ve frtnal madd ve manev erlerine ve
inklablarna ve mbarezelerine ayn tarih ile parmak basmak ve
manen "Bunlardan ekininiz" emretmek, elbette Kur'an'n i'cazna
yakr bir irad- gaybdir.










--- sh:(:267) ----
Mesel: Bata ..!,,.._ cmlesi, bin yz
elliiki veya drt (13521354) tarihine hesab- ebced ve cifryle
tevafuk edip nev'-i beerde en geni hrs ve hasedle ve birinci harbin
sebebiyle vukua gelmeye hazrlanan ikinci harb-i umumye iaret
eder. Ve mmet-i Muhammediyeye (A.S.M.) manen der: "Bu harbe
girmeyiniz ve Rabbinize iltica ediniz." Ve bir mana-y remziyle,
Kur'an'n hizmetkrlarndan olan Risale-i Nur akirdlerine husus bir
iltifat ile onlarn Eskiehir hapsinden, dehetli bir erden ayn tarihiyle
kurtulmalarna ve haklarndaki imha plnnn akm braklmasna
remzen haber verir; manen "stiaze ediniz" emreder gibi bir remz
verir.
Hem mesel: .-..,_. cmlesi -edde saylmaz- bin
yz altm bir (1361) ederek bu emsalsiz harbin merhametsiz ve
zalimane tahribatna rumi ve hicri tarihiyle parmak bast gibi; ayn
zamanda btn kuvvetleriyle Kur'ann hizmetine alan Nur
akirdlerinin geni bir imha plnndan ve elm ve dehetli bir beladan
ve Denizli hapsinden kurtulmalarna tevafukla, bir mana-y remz ile
onlara da bakar. "Halk'n errinden kendinizi koruyunuz" gizli bir ma
ile der.
Hem mesel: ..-!_,....!cmlesi -eddeler saylmaz-
bin yz yirmisekiz (1328); eer eddedeki (lm) saylsa, bin yz
ellisekiz (1358) adediyle bu umum harbleri yapan ecnebi gaddarlarn,
hrs ve hased ile bizdeki Hrriyet nklab'nn Kur'an lehindeki
neticelerini bozmak fikri ile tebeddl- saltanat ve Balkan ve talyan
Harbleri ve Birinci Harb-i Umum'nin patlamasyla madd ve manev
erlerin, siyas diplomatlarn radyo diliyle herkesin kafalarna sihirbaz
ve zehirli flemeleriyle ve mukadderat- beerin dme ve ukdelerine
gizli plnlarn telkin etmeleriyle bin senelik medeniyet terakkiyatn
vahiyane mahveden erlerin vcuda gelmeye hazrlanmalar tarihine
tevafuk ederek, ..-!_,....! in tam manasna tetabuk eder.
Hem mesel: ..-....-,_., cmlesi -edde ve
tenvin saylmaz- yine bin yz krkyedi (1347) edip, ayn tarihte,
ecnebi

--- sh:(:268) ----
muahedelerin icbaryla bu vatanda ehemmiyetli sarsntlar ve
felsefenin tahakkmyle bu dindar millette ehemmiyetli tahavvller
vcuda gelmesine ve ayn tarihte, devletlerde ikinci harb-i umumyi
ihzar eden dehetli hasedler ve rekabetlerin arpmalar tarihine bu
mana-y iar ile tam tamna tevafuku ve manen tetabuku, elbette bu
kuds surenin bir lem'a-i i'caz- gaybsidir.
Bir htar: Herbir yetin mteaddid manalar vardr. Hem
herbir mana klldir. Her asrda efrad bulunur. Bahsimizde bu
asrmza bakan yalnz mana-y iar tabakasdr. Hem o kll manada,
asrmz bir ferddir. Fakat hususiyet kesbetmi ki, ona tarihiyle bakar.
Ben drt senedir, bu harbin ne safahatn ve ne de neticelerini ve ne de
sulh olmu olmam bilmediimden ve sormadmdan, bu kuds
surenin daha ne kadar bu asra ve bu harbe iareti var diye daha onun
kapsn almadm. Yoksa bu hazinede daha ok esrar var olduunu
Risale-i Nur'un eczalarnda, hususan Rumuzat- Semaniye
Risalelerinde beyan ve isbat edildiinden onlara havale edip ksa
kesiyorum.
Hatra gelebilen bir sualin cevabdr:
Bu lem'a-i i'caziyede, bataki .-..,_.da hem
_.hem ,kelimeleri hesaba girmesi ve hirde
..-....-,_.,yalnz ,kelimesi girmesi,
_.,girmemesi ve ..-!_,....!,_.,ikisi de hesab
edilmemesi gayet ince ve latif bir mnasebete ma ve remz iindir.
nki, halklarda erden baka hayrlar da var. Hem btn er herkese
gelmez. Buna remzen, bazyeti ifade eden _.ve ,girmiler. Hsid
hased ettii zaman btn erdir, bazyete lzum yoktur. Ve
..-!_,....!remziyle, kendi menfaatleri iin kre-i arza ate
atan fleyicilerin ve sihirbaz o diplomatlarn tahribata ait btn ileri
ayn- erdir diye, daha ,kelimesine lzum kalmad.

--- sh:(:269) ----
Bu Sureye Ait Bir Nkte-i 'caziyenin Haiyesidir:
Nasl bu sure, be cmlesinden drt cmlesi ile bu asrmzn
drt byk erli inklablarna ve frtnalarna mana-y iar ile bakar;
aynen yle de, drt defa tekraren ,_.-edde saylmaz-
kelimesiyle lem-i slmca en dehetli olan Cengiz ve Hlgu
fitnesinin ve Abbasi Devleti'nin inkraz zamannn asrna drt defa
mana-y iar ile ve makam- cifr ile bakar ve parmak basar. Evet -
eddesiz- ,beyz (500) eder; _.doksan (90)dr. stikbale bakan
ok yetler, hem bu asrmza hem o asrlara iaret etmeleri cihetinde,
istikbalden haber veren mam- Ali (R.A.) ve Gavs- A'zam (K.S.)
dahi, aynen hem bu asrmza, hem o asra bakp haber vermiler.
,,....kelimeleri bu zamana deil, belki ...binyz
altmbir (1161) ve ,,.sekizyzon (810) ederek, o zamanlarda
ehemmiyetli madd manev erlere iaret eder. Eer beraber olsa,
Miladi bin dokuzyz yetmibir (1971) olur. O tarihte dehetli bir
erden haber verir. Yirmi sene sonra, imdiki tohumlarn mahsul
slah olmazsa, elbette tokatlar dehetli olacak.
* * *
















--- sh:(:270) ----
Onbirinci Mes'elenin Haiyesinin Bir Lhikasdr.
_
yet-l Krs'nin tetimmesi olan
_-!_..,!_,,._.!_.,;bin yz elli (1350);
,..L!.,.:_.bin dokuzyz yirmidokuz (1929) veya (1928)
,.......!._., dokuzyz krkalt (946) "Risalet-n
Nur ismine muvafk"; _.!.,,-!. bin yz krkyedi (1347);
.._.!_!,.!,,.._,...!,.,!,....;
-eer beraber olsa- bin oniki (1012); -eer beraber olmazsa- dokuzyz
krkbe (945) (bir edde saylmaz);
,.!_!,...L!_.,,,- bin yz yetmiiki (1372)
-eddesiz- ,..L!,,.,!,,,._.!, bin drtyz onyedi
(1417) ,...L!_!,.!_.,,.,- bin yz otuzsekiz
(1338) -edde saylmaz-;
;,.!.-.,,,,..!,.-,.!,
bin ikiyz doksanbe (1295) -edde saylr- eder.













--- sh:(:271) ----
Risalet-n Nur'un hem iki kerre ismine, hem suret-i
mcahedesine, hem tahakkukuna ve te'lif ve tekemml zamanna tam
tamna tevafukuyla beraber ehl-i kfrn bin ikiyz doksan (1293)
harbiyle lem-i slm'n nurunu sndrmeye almas tarihine ve
Birinci Harb-i Umum'den istifade ile bin yz otuzsekiz (1338)de
bil'fiil nurdan zulmata atmak iin yaplan dehetli muahedeler
tarihine tam tamna tevafuku ve iinde mkerreren nur ve zulmat
karlatrlmas ve bu mcahede-i maneviyede Kur'ann nurundan
gelen bir nur, ehl-i imana bir nokta-i istinad olacan mana-y iar ile
haber veriyor diye kalbime ihtar edildi. Ben de mecbur oldum,
yazdm. Sonra baktm ki; manasnn mnasebeti bu asrmza o kadar
kuvvetlidir ki, hi tevafuk emaresi olmasa da yine bu yetler her asra
bakt gibi mana-y iar ile bizimle de konuuyor kanaatm geldi.
Evet evvel: Bata .,!_,,._.!_.,;
cmlesi, makam- cifr ve ebced ile bin yz elli (1350) tarihine
parmak basar ve mana-y iar ile der: Geri o tarihte, dini dnyadan
tefrik ile dinde ikraha ve icbara ve mcahede-i diniyeye ve din iin
silhla cihada muarz olan hrriyet-i vicdan, hkmetlerde bir kanun-u
esas, bir dstur-u siyas oluyor ve hkmet lik cumhuriyete dner.
Fakat ona mukabil manev bir cihad- din, iman- tahkik klncyla
olacak. nki dindeki rd- irad ve hak ve hakikat gzlere
gsterecek derecede kuvvetli brhanlar izhar edip tebyin ve tebeyyn
eden bir nur Kur'an'dan kacak diye haber verip, bir lem'a-i i'caz
gsterir.
Hem t ;,.!.-kelimesine kadar Risale-i Nur'daki btn
mvazenelerin asl, menba olarak aynen o mvazeneler gibi
mkerreren nur ve zulmat ve iman ve karanlklar karlatrmasyla
gizli bir emaredir ki, o tarihte bulunan cihad- manev mbarezesinde
byk bir kahraman; Nur namnda Risale-i Nur'dur ki, dinde bulunan
yzer tlsmlar kefeden onun manev elmas klnc, madd klnlara
ihtiya brakmyor.
Evet hadsiz krler olsun ki, yirmi senedir Risale-i Nur bu
ihbar- gayb ve lem'a-i i'caz bil'fiil gstermitir. Ve bu srr- azm
iindir ki; Risale-i Nur akirdleri dnya siyasetine ve cereyanlarna ve
madd
--- sh:(:272) ----
mcadelelerine karmyorlar ve ehemmiyet vermiyorlar ve tenezzl
etmiyorlar ve hakik akirdleri en dehetli bir hasmna ve hakaretli
tecavzne kar ona der:
"Ey bedbaht! Ben seni i'dam- ebedden kurtarmaya ve fni
hayvaniyetin en sfl ve elm derecesinden bir bki insaniyet saadetine
karmaya alyorum. Sen benim lmme ve i'damma
alyorsun. Senin bu dnyada lezzetin pek az, pek ksa ve hirette
ceza ve belalarn pek ok ve pek uzundur. Ve benim lmm bir
terhistir. Haydi defol; senin ile uramam, ne yaparsan yap." der. O
zalim dmanna hiddet deil, belki acyor, efkat ediyor, keki
kurtulsa idi diyerek slahna alr.
Sniyen:
_.!.,,-!.,.......!._.,
Bu iki kuds cmleler, kuvvetli mnasebet-i maneviye ile beraber
makam- cifr ve ebced hesabyla, birincisi Risalet-n Nur'un ismine,
ikincisi onun tahakkukuna ve tekemmlne ve parlak ftuhatna
manen ve cifren tam tamna tetabuklar bir emaredir ki; Risalet-n Nur
bu asrda, bu tarihte bir "urvet-l vska"dr. Yani ok muhkem,
kopmaz bir zincir ve bir "hablullah"tr. Ona elini atan, yapan necat
bulur diye mana-y remziyle haber verir.
Slisen: .._.!_!,.! cmlesi hem mana, hem cifr
ile Risalet-n Nur'a bir remzi var. yle ki:.........
(Bu makamda perde indi. Yazmaya izin verilmedi. Baka
zamana te'hir edildi.)
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.

(Haiye): Bu nktenin bki ksm imdilik yazdrlmadnn sebebi,
bir derece dnyaya, siyasete temasdr. Biz de bakmaktan memnuuz.
Evet _-L,!;...;; bu taguta bakar ve baktrr.
Said Nurs
* * *


--- sh:(:273) ----
[Risale-i Nur kahraman Hsrev'in "Meyve'nin Onbirinci
Mes'elesi" mnasebetiyle yazd mektubun bir parasdr.]
...-_,.;.__.;, ..-,....
.,,.!.-,,,:,..,.!
ok mbarek, ok kymetdar, ok sevgili stadmz
efendimiz!
Millet ve memleket iin ok byk gzellikleri ihtiva eden
"Meyve" "Dokuz Mes'ele"si ile, dehetli bir zamanda, mdhi siler
iinde en byk dmanlar arasnda hayretfeza bir surette akirdlerine
necat vermeye vesile olmakla kalmam, Onuncu ve Onbirinci
Mes'eleleri ile hususuyla Nur'un akirdlerini hakikat yollarnda
alklam ve gidecekleri hakik meknlar olan kabirdeki
ahvallerinden ve herkesi titreten ve bilhassa ehl-i gaflet iin ok
korkun, ok elemli, ok ackl bir menzil olan toprak altnda,
grecei ve konuaca melaikelerle konumay ve refakat sevdirerek
bu mekna daha ok nsiyet izhar etmekle bu korkulu ilk menzil
hakkndaki fevkalhad korkularmz ta'dil etmi, nefes aldrm.
Hususuyla o lemin nurani hayatn benim gibi gremeyenlerin
ellerinde uaat yzbinlerle senelik mesafelere uzanan bir elektrik
lmbas hkmne gemi. Hem de daima koklanlacak nmunelik bir
iek bahesi olmutur. Evet, biz sevgili stadmza arz ediyoruz ki;
hergn dersini hocasna okuyan bir talebe gibi Nur'dan aldmz
feyizlerimizi, her vakit iin sevgili stadmza arzedelim. Fakat sevgili
stadmz imdilik konumalarn ta'til buyurdular.
Ey aziz stadm! Risale-i Nur'un hakikat ve Meyve'nin
gzellii ve ieinin feyzi, beni minnetdarane bir para memleketim
namna konuturmu ve benim gibi konuan ok kalblere hayat
vermi. imdi muhitimizde Risale-i Nur'a kar atlan admlar ve
uzatlan eller, Meyve'nin Onbirinci iei ile daha ok metanet
kesbetmi, inkiaf etmi, faaliyete balamtr.
ok hakir talebeniz
Hsrev
* * *



--- sh:(:274) ----
[Isparta'daki umum Risale-i Nur talebeleri namna ramazan
tebriki mnasebetiyle yazlm ve on fkra ile ta'dil edilmi bir
mektubdur.]
...-_,.;.__.;, ..-,....
Ey lem-i slmn dnya ve hirette selmeti iin Kur'ann
feyziyle ve Risale-i Nur'un hakikatyla ve sadk akirdlerin himmetiyle
mbarek gzlerinden ya yerine kan aktan ve ey fitne-i hirzamann
u dadaal ve frtnal zamannda Hazret-i Eyyub Aleyhisselm'dan
ziyade hastalklara, dertlere giriftar olan ve Kur'ann nuruyla ve
Risale-i Nur'un brhanlaryla ve akirdlerin gayretiyle lem-i slmn
madd ve manev hastalklarn Hakm-i Lokman gibi tedaviye alan
ve ey mbarek ellerinde mevcud olan Nur paralarnn hak ve hakikat
olduunu Kur'ann otuz yetiyle ve keramet-i Aleviye ve Gavsiye
ile isbat eden ve ey kendisi hasta ve ihtiyar ve zaf ve gayet acnacak
bir halde olduuna gre herkesten ziyade lem-i slm'a can feda eder
derecesinde acyarak kendine fenalk etmek isteyenlere Kur'ann
hakikatyla ve Risale-i Nur'un hccetleriyle, Nur talebelerinin
sadakatlaryla hayrl dualar ve iyilik etmek ile karlayan ve yazd
mhim eserlerinden yet-l Kbra'nn tab'yla kendi ztna ve
talebelerine gelen musibette hapishanelere den ve o zindanlar
Kur'ann iradyla ve Risale-i Nur'un dersiyle ve akirdlerin itiyak ile
bir medrese-i Yusufiyeye eviren ve bir dershane yapan ve iimizde
bulunan cahil olanlarn hepsini Kur'an o dershanede hatmettirerek
karan; ve o musibette Kur'ann kuvve-i kudsiyesiyle ve Risale-i
Nur'un tesellisiyle ve kardelerin tahammlleriyle ihtiyar ve zaf
olduu halde btn arlklarmz ve yklerimizi zerine alan ve
yazd Meyve ve Mdafaaname risaleleriyle Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan'n i'cazyla ve Risale-i Nur'un kuvvetli brhanlaryla ve
akirdlerin ihlas ile, izn-i lah ile zerinden kaplarn atrp beraet
kazandran ve o gnde bize ve lem-i slma







--- sh:(:275) ----
bayram yaptran ve hakikaten Risale-i Nur'lar "Nurun al nur"
olduunu isbat ederek kyamete kadar serbest okunup ve yazlmasna
hak kazandran ve lem-i slmn Kur'an- Azman'n gda-i
kudssiyle ve Nur'un uhrev taamyla ve akirdlerinin itihasyla
ekmek, su ve hava gibi bu Nurlar okuyup yazanlardan binler kii
imanla kabre girdiini isbat eden ve kendisine mensub talebelerini
hibir yerde malub ve mahcub etmeyen ve elyevm Kur'ann semav
dersleriyle ve Risale-i Nur'un esasatyla ve akirdlerinin zekvetleriyle
ve Meyve'nin Onuncu ve Onbirinci Mes'ele ve iekleriyle firak
ateiyle gece-gndz yanan kalblerimizi b- hayat ve arab- kevser
gibi o mbarek "Mes'ele" ve "iekler" ile kalblerimizin ateini
sndrp srur ve feraha sevkeden ve ey lemin (Kur'an-
Azman'n kat' va'diyle ve tehdidi ile ve Risale-i Nur'un kef-i
kat'siyle ve merhum akirdlerinin mahedesiyle ve onlarda kef-el
kubur sahiblerinin grmesiyle) en ok korktuu lm ehl-i iman iin
i'dam- ebedden kurtarp bir terhis tezkeresine eviren ve lem-i Nur'a
gitmek iin gzel bir yolculuk olduunu isbat eden ve kfir ve
mnafklar iin i'dam- ebed olduunu bildiren Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan'n, bin mu'cizat- Ahmediye Aleyhissalt Vesselm ve krk
vech-i i'caznn tasdiki altnda ihbarat- kat'iyyesiyle, ondan kan
Risale-i Nur'un en muannid dmanlarn malub eden hccetleriyle
ve Nur akirdlerinin ok emarelerin ve tecrbelerin ve kanaatlarnn
teslimi ile o korkun, karanlk, souk ve dar kabri, ehl-i iman iin
Cennet ukurundan bir ukur ve Cennet bahesinin bir kaps
olduunu isbat eden ve kfir ve mnafk zndklar iin Cehennem
ukurundan ylan ve akreplerle dolu bir ukur olduunu isbat eden ve
oraya gelecek olan Mnker Nekir isminde melaikeleri ehl-i hak ve
hakikat yolunda gidenler iin birer munis arkada yapan ve Risale-i
Nur'un akirdlerini talebe-i ulm snfna dhil edip Mnker Nekir
suallerine Risale-i Nur ile cevab verdiklerini merhum kahraman ehid
Hfz Ali'nin vefatyla kefeden ve hayatta bulunanlarmzn da yine
Risale-i Nur'la cevab vermemizi rahmet-i lahiyeden dua ve niyaz
eden ve Hazret-i Kur'an, Kur'an- Azman'n krk tabakadan her
tabakaya gre bir nevi i'caz- manevsini gstermesiyle ve umum
kinata bakan kelm- ezel olmasyla ve tefsiri olan Risale-i Nur'un
Mu'cizat- Kur'aniye ve Rumuzat- Semaniye risaleleriyle ve Risale-i
Nur gl fabrikasnn serktibi gibi kahraman kardelerin ve akirdlerin
fevkalde gayretleriyle
--- sh:(:276) ----
asr- saadetten beri byle hrika bir surette mu'cizeli olarak
yazlmasna hi kimse kadir olmad halde Risale-i Nur'un kahraman
bir ktibi olan Hsrev'e "Yaz" emir buyurulmasyla, Levh-i
Mahfuz'daki yazlan Kur'an gibi yazlmas ve Kur'an- Azman'n
hak kelmullah olduunu ve btn semav kitablarn en by ve en
efdali ve bir Fatiha iinde binler Fatiha ve bir hlas iinde binler hlas
ve hurufatnn birden on ve yz ve bin ve binler sevab ve hasene
verdiklerini hi grlmedik ve iitilmedik pek gzel ve hrika bir
surette tarif ve isbat eden ve Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n binyz
seneden beri i'cazn gstermesiyle ve muarzlarn durdurmasyla ve
Nur'un gzlere gsterir derecede zahir delilleri ile ve Nur akirdlerinin
elmas kalemleriyle bu zamana kadar misli grlmedik Risale-i Nur'un
dnyaya ferman okuyan ve en mtemerrid ve muannidleri susturan
Yirmibeinci Sz ve zeyilleri krk vecihle i'caz- Kur'an olduunu
isbat eden ve ey Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n hak
peygamber olduuna ve umum yzyirmidrt bin peygamberlerin
efdali ve seyyidi olduuna dair binler mu'cizelerini "Mu'cizat-
Ahmediye" (A.S.M.) namndaki Risale-i Nur'u ile gzel bir surette
isbat eden ve Kur'an- Azman'n Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n rahmeten-lil-lemn olduunu kinatta iln etmesiyle ve
Nur'un batan nihayete kadar onun rahmeten-lil-lemn olduunu
brhanlarla isbat etmesiyle ve o resuln ef'al ve ahvali, kinatta
nmune-i iktida olacak en salam, en gzel rehber olduunu hatt
krlere de gstermesiyle ve Anadolu ve husus memleketlerde Nur'un
intiar zamannda belalarn ref'i ve susturulmasyla musibetlerin
gelmesi ehadetiyle ve Nur akirdlerinin gayet ar mkiltlar iinde
kemal-i metanetle hizmet ve irtibatlaryla o ztn (A.S.M.) snnet-i
seniyesine ittiba etmek ne kadar krl olduunu ve bir snnete bu
zamanda ittiba'da yz ehidin ecrini kazandn bildiren ve sadaka,
kaza ve belay nasl def'ediyorsa Risale-i Nur'un da Anadolu'ya
gelecek kazay, belay, yirmi senedir def'ettiini aynelyakn isbat eden
stad- ekremimiz efendimiz hazretleri!.. imdi u Risale-i Nur'un
beraeti, bata siz sevgili stadmz, sonra biz ciz kusurlu
talebelerinizi, sonra lem-i slm srura sevk ederek, ikinci byk bir
bayram yaptrdndan siz mbarek stadmzn bu byk bayram-
erifinizi tebrik ile ve yine nc bayram olan ramazan- erifinizi ve
leyle-i Kadrinizi tebrik, emsal-i kesresiyle merref olmaklmz
niyaz ve biz kusurlularn
--- sh:(:277) ----
kusurlarmzn affn rica ederek umumen selm ile mbarek
ellerinizden per ve dualarnz temenni ederiz, efendimiz hazretleri.
Isparta ve havalisinde bulunan Nur Talebeleri
* * *
Haddimden yz derece ziyade olan bu mektub muhteviyatn
tevazu ile reddetmek bir kfran- nimet ve umum akirdlerin hsn-
zanlarna kar bir ihanet olmas ve aynen kabul etmek bir gurur, bir
enaniyet ve benlik bulunmas cihetiyle, umum namna Risale-i Nur
ktibinin yazd bu uzun mektubu -on fkralar ilve edip- hem bir
kr- manev, hem gururdan, hem kfran- nimetten kurtulmak iin
size bir suretini gnderiyorum ki: Meyve'nin Onbirinci Mes'elesinin
hirinde "Risale-i Nur'un Isparta ve civar talebelerinin bir
mektubudur" diye ilhak edilsin. Ben bu mektubu, bu ta'dilt ile
yazdmz halde iki defa bir gvercin yanmzdaki pencereye geldi.
eriye girecekti, Ceylan'n ban grd girmedi. Birka dakika sonra
bakas aynen geldi. Yine yazan grd girmedi. Ben dedim, herhalde
evvelki sere ve kudds kuu gibi mjdecilerdir. Veyahut bu mektub
gibi mteaddid mektublar yazdmzdan, mbarek mektubun ta'dili
ile mbarekiyetini tebrik iin gelmiler kanaatmz geldi.
Said Nurs
* * *


















--- sh:(:278) ----

Onikinci ua

[Denizli Mahkemesi Mdafaatndan (*) ]
..-,....
Efendiler!
Size kat' haber veriyorum ki: Buradaki ztlarn, bizimle ve
Risale-i Nur'la mnasebeti olmayan veya az bulunanlardan baka,
istediiniz kadar hakik kardelerim ve hakikat yolunda hakikatl
arkadalarm var. Biz Risale-i Nur'un kefiyat- kat'iyyesiyle iki kerre
iki drt eder derecesinde sarslmaz bir kanaatla bilmiiz ki; lm
bizim iin srr- Kur'an ile, i'dam- ebedden terhis tezkeresine
evrilmi; ve bize muhalif ve dalalette gidenler iin o kat' lm, ya
i'dam- ebeddir (eer hirete kat' iman yoksa) veya ebed ve
karanlkl haps-i mnferiddir (eer hirete inansa ve sefahet ve
dalalette gitmi ise). Acaba dnyada bu mes'eleden daha byk, daha
ehemmiyetli bir mes'ele-i insaniye var m ki, bu ona let olsun? Sizden
soruyorum! Madem yoktur ve olamaz, neden bizimle urayorsunuz?
Biz en ar cezanza kar kendimiz, lem-i nura gitmek iin bir terhis
tezkeresini alyoruz diye kemal-i metanetle bekliyoruz.

(*): stadmz Bedizzaman Said Nurs Hazretleri, Denizli
Mahkemesi Mdafaanamesine baz lzumlu tayy ve ilveleri yaparak
Afyon Mahkemesine -vahdet-i mes'ele mnasebetiyle- ayn
mdafaanameyi ibraz ettiinden, bu Denizli Mdafaanamesinin byk
bir ksmn, Afyon Mahkemesi Mdafaanamesiyle birletirmi ve
Ondrdnc ua namn vermitir.
--- sh:(:279) ----
Fakat bizi reddedip, dalalet hesabna mahkm edenleri, sizi bu
mecliste grdmz gibi, i'dam- ebed ile ve haps-i mnferidle
mahkm ve pek yakn bir zamanda o dehetli cezay ekeceklerini
mahede derecesinde biliyoruz, belki gryoruz; onlara insaniyet
damaryla cidden acyoruz. Bu kat' ve ehemmiyetli hakikat isbat
etmeye ve en mtemerridleri dahi ilzam etmeye hazrm! Deil
vukufsuz, garazkr, maneviyatta behresiz ehl-i vukufa kar belki en
byk lim ve feylesoflarnza kar gndz gibi isbat etmezsem, her
cezaya razym!
te yalnz bir nmune olarak, iki cuma gnnde mahpuslar
iin te'lif edilen ve Risale-i Nur'un umdelerini ve hlsa ve esaslarn
beyan ederek Risale-i Nur'un bir mdafaanamesi hkmne geen
Meyve Risalesi'ni ibraz ediyorum ve Ankara makamatna vermek iin,
yeni harflerle yazdrmaya mkilatlar iinde gizli alyoruz. te onu
okuyunuz, tam dikkat ediniz, eer kalbiniz (nefsinize karmam) beni
tasdik etmezse, bana imdiki tecrid-i mutlak iinde her hakaret ve
ikenceyi de yapsanz, skt edeceim!
Elhasl; ya Risale-i Nur'u tam serbest braknz veyahut bu
kuvvetli ve zedelenmez hakikat elinizden gelirse krnz! Ben imdiye
kadar sizi ve dnyanz dnmyordum ve dnmeyecektim, fakat
mecbur ettiniz, belki de sizi ikaz etmek lzm idi ki, kader-i lah bizi
bu yola sevketti. Biz de ,.:!_._.,..!._._.dstur-u
kudsyi kendimize rehber edip, herbir skntlarnz sabr ile
karlayacaz, diye azmettik.
Mevkuf
Said Nurs
* * *










--- sh:(:280) ----
..-,....
Efendiler!
ok emarelerle kat' kanaatm gelmi ki; hkmet hesabna,
"hissiyat- diniyeyi let ederek emniyet-i dhiliyeyi ihll etmek" iin
bize hcum edilmiyor. Belki bu yalanc perde altnda, zndka
hesabna, bizim imanmz iin ve imana ve emniyete hizmetimiz iin
bize hcum edildiine ok hccetlerden bir hcceti udur ki: Yirmi
sene zarfnda, Risale-i Nur'un yirmibin nshalar ve paralarn
yirmibin adamlar okuyup kabul ettikleri halde, Risale-i Nur'un
akirdleri tarafndan emniyetin ihlline dair hibir vukuat olmam ve
hkmet kaydetmemi ve eski ve yeni iki mahkeme bulmam.
Halbuki, byle kesretli ve kuvvetli propaganda, yirmi gnde vukuatlar
ile kendini gsterecekti. Demek hrriyet-i vicdan prensibine zd
olarak, btn dindar nasihatlara amil, lastikli bir kanunun 163'nc
maddesi sahte bir maskedir. Zndklar, baz erkn- hkmeti ifal
ederek, adliyeyi artp, bizi herhalde ezmek istiyorlar.
Madem hakikat budur, biz de btn kuvvetimizle deriz: Ey
dinini dnyaya satan ve kfr- mutlaka den bedbahtlar! Elinizden
ne gelirse yapnz. Dnyanz banz yesin ve yiyecek! Yzer milyon
kahraman balar feda olduklar bir kuds hakikata, bamz dahi feda
olsun! Her ceza ve i'damnza hazrz! Hapsin harici bu vaziyette, yz
derece dhilinden daha fenadr. Bize kar gelen byle bir istibdad-
mutlak altnda hibir hrriyet -ne hrriyet-i ilmiye, ne hrriyet-i
vicdan, ne hrriyet-i diniye- olmamasndan, ehl-i namus ve diyanet ve
tarafdar- hrriyet olanlara ya lmek veya hapse girmekten baka bir
are kalmaz. Biz de ;-,,!..,.!.. diyerek Rabbimize
dayanyoruz.
Mevkuf
Said Nurs
* * *






--- sh:(:281) ----
..-,....
Mahkeme Reisi Ali Rza Beyefendi!
Hukukumu mdafaa etmek iin ehemmiyetli bir talebim ve bir
ricam var. Ben yeni harfleri bilmiyorum ve eski yazm da pek nkstr;
hem beni bakalarla grtrmyorlar, deta tecrid-i mutlak
iindeyim. Hatt iddianame, onbe dakikadan sonra benden alnd.
Hem avukat tutmak iktidarm yok. Hatt size takdim ettiim
mdafaatmn, ok zahmetle, bir ksmn gizli olarak ancak yeni harf
ile bir suretini alabildim. Hem Risale-i Nur'un bir nevi mdafaanamesi
ve mesleinin hlsas olan Meyve Risalesi'nin bir suretini
mddeiumuma vermek iin ve bir-iki suretini Ankara makamatna
gndermek iin yazdrmtm. Birden onlar elimden aldlar, daha
vermediler. Halbuki Eskiehir adliyesi, bize bir makineyi hapse
gnderdi. Biz mdafaatmz onda, yeni harfle bir-iki nsha yazdk;
hem o mahkeme dahi yazd. te ehemmiyetli talebim: Ya bize bir
makineyi siz veriniz veya bize msaade ediniz, biz celbedeceiz. T ki
hem mdafaatm, hem Risale-i Nur'un mdafaanamesi hkmndeki
risaleyi yeni harfle iki- suretini alp, hem Adliye Vekaletine, hem
Heyet-i Vekileye, hem Meclis-i Meb'usana, hem ra-y Devlete
gndereceiz. nki iddianamede btn esas, Risale-i Nur'dur ve
Risale-i Nur'a ait dava ve itiraz, cz' bir hdise ve ahs bir mes'ele
deil ki ok ehemmiyet verilmesin. Belki bu milleti ve memleketi ve
hkmeti cidd alkadar edecek ve dolaysyla lem-i slmn nazar-
dikkatini ehemmiyetli bir surette celbedecek bir kll hdise
hkmnde ve umum bir mes'eledir.
Evet Risale-i Nur'a perde altnda hcum eden, ecnebi
parmayla bu vatandaki milletin en byk kuvveti olan lem-i
slmn tevecchn ve muhabbetini ve uhuvvetini krmak ve nefret
verdirmek iin siyaseti dinsizlie let ederek perde altnda kfr-
mutlak yerletirenlerdir ki, hkmeti ifal ve adliyeyi iki defadr
artp, der: "Risale-i Nur ve akirdleri, dini siyasete let eder,
emniyete zarar ihtimali var."
Hey bedbahtlar! Risale-i Nur'un geri siyasetle alkas yoktur;
fakat kfr- mutlak krd iin, kfr- mutlakn alt olan anarilii



--- sh:(:282) ----
ve st olan istibdad- mutlak esasyla bozar, reddeder. Emniyeti,
asayii, hrriyeti, adaleti temin ettiine yzer hccetlerden biri, bu
mdafaanamesi hkmndeki Meyve Risalesi'dir. Bunu l bir heyet-i
ilmiye ve itimaiye tedkik etsinler, eer beni tasdik etmezlerse, ben
her cezaya ve ikenceli i'dama razym!
Mevkuf
Said Nurs
* * *
..-,....
Reis Beyefendi,
Kararnamede madde esas tutulmu:
Birisi: Cem'iyettir. Ben buradaki btn Risale-i Nur
akirdlerini ve benimle grenleri veya okuyan ve yazanlarn
aynyla ihad ediyorum, onlardan sorunuz ki, ben hi birisine
dememiim: "Bir cem'iyet-i siyasiye veya cem'iyet-i nakiye tekil
edeceiz." Daima dediim budur: Biz imanmz kurtarmaya
alacaz. Umum ehl-i iman dhil olduklar ve yz milyondan
ziyade efrad bulunan bir mukaddes cemaat- slmiyeden baka
mabeynimizde medar- bahs olmadn ve Kur'anda "Hizbullah" nam
verilen ve umum ehl-i imann uhuvveti cihetiyle kendimizi, Kur'ana
hizmetimiz iin Hizb-l Kur'an, Hizbullah dairesinde bulmuuz. Eer
kararnamede bu mana murad ise, btn ruhumuzla, kemal-i iftiharla
itiraf ederiz. Eer baka manalar murad ise, onlardan haberimiz
yoktur!
kinci Madde: Kararnamenin itirafyla, Kastamonu zabtasnn
rapor ve tasdikiyle, hi nerolunmayacak tarzda odun ve kmr
ynlar altnda ve mhl sandklarda bulunan ve Eskiehir
Mahkemesinin tedkikinden ve tenkidinden geen ve bir hafif cezay
ektiren ve kat'iyyen mahrem tutulan Tesettr Risalesi ve Hcumat-
Sitte ve Zeyli Risalesi gibi kitablardan baz cmlelerine yanl mana
vererek dokuz sene evvelki zamana bizi gtrp, cezasn ektiimiz
su ile mes'ul etmek istiyor.





--- sh:(:283) ----
nc Madde: Kararnamede ka yerinde: "Devletin
emniyetini ihll edebilir veya yapabilir." gibi tabirlerle imknat,
vukuat yerinde istimal edilmi. Herkes mmkndr ki bir katl yapsn,
bu imkn ile mes'ul olabilir mi?
Mevkuf
Said Nurs
* * *
..-,....
Reis Beyefendi!
Ankara makamatna ve reis-i cumhura istida suretinde
gnderdiim mdafaanamemi ve bavekaletin de bunu ehemmiyetle
kabul ettiklerini gsteren cevab mektubunu rabten sunuyorum,
takdim ederim. Makam- iddiann aleyhimizde beyan ettii aslsz,
ittihamkrane evhamn kat' cevablar bu mdafaatmda vardr. Sair
yerlerin garazkrane ve sath zabtnamelerine bina edilen burann ehl-i
vukuf raporunda hilaf- vaki' ve mantksz ok szler vardr ki, onlara
kar da bu itiraznamem takdim edilmiti. Ezcmle:
Size evvelce arzettiim gibi, Eskiehir Mahkemesine, 163
nc madde ile beni mahkm etmek istedikleri zaman demitim:
Hkmet-i Cumhuriyenin ikiyz meb'usu iinde ayn rakam 163
meb'usun imzalaryla Van'daki Dr-l Fnunuma (medreseme)
yzellibin banknot tahsisat kabul etmeleri ve onun ile hkmet-i
Cumhuriyenin bana kar tevecch, bu 163 nc maddeyi hakkmda
hkmden iskat ediyor, dediim halde; o ehl-i vukuf, "163 meb'us
Said aleyhinde takibat yapmlar" diye tahrif etmi. te makam- iddia
da, bu ehl-i vukufun byle btn btn aslsz ittihamlarna binaen
bizi mes'ul tutuyor. Halbuki meclisinizin kararyla, en yksek heyet-i
ilmiye ve fenniyenin tedkikine ve tahkikine havale edilen Risale-i
Nur'un btn eczalar tedkikten sonra bil'ittifak, hakkmzda verdii
kararda: "Said'in ve Risale-i Nur akirdlerinin yazlarnda; dini,
mukaddesat let edip, devletin emniyetini ihlle tevik veya bir
cem'iyet kurmak ve hkmete kar bir s'-i maksad bulunmak
kasdnda




--- sh:(:284) ----
olduunu gsterir bir sarahat ve emare olmadn ve Said'in
akirdleri, muhaberelerinde hkmete kar kt bir kasd beslemek,
bir cem'iyet kurmak veya tarkat gtmek fikriyle hareket etmedikleri
anlalmaktadr." diye mttefikan karar vermiler.
Hem ehl-i vukuf "Said Nurs'nin yzde doksan risalesi, hem
samim, hem hasb, hem ilim ve hakikat ve din esaslarndan hibir
cihetle ayrlmamlar; bunlarda dini let etmek veya cem'iyet tekil
etmekle emniyeti ihll hareketinin bulunmad sarihtir. akirdlerin
birbiriyle ve Said Nurs'yle muhabere mektublar da bu nevidendirler.
Be-on mahrem ve ekval ve gayr- ilm olan risalelerden baka btn
risaleleri herbiri bir yetin tefsiri ve bir hads-i erifin hakikat namna
yazlmlardr. Din, iman, Allah, peygamber, hiret akidelerini ve
ibarelerini aka anlatmak iin temsiller ile yazlm ve ilm grleri
ve ihtiyarlara ve genlere ahlk tler ve hayat tecrbesinden
alnm ibretli vak'alar ve faideli menkbeleri ihtiva eden mevcudun
yzde doksann tekil eden risalelerdir. Hkmete ve idareye ve
asayie iliecek hibir ciheti yoktur." diye mttefikan karar
vermilerdir.
te makam- iddia, bu yksek ehl-i vukufun raporuna
bakmayarak eski ve mevve ve nks rapora binaen acib tarzlarda
bizi ittiham etmesinden hakikaten fevkalhad mteessir bulunmaktayz.
Bu insafl mahkemenin msellem insaflarna elbette yaktrmayz.
Hatt temsilde hata olmasn bir bektaiye: "Ne iin namaz
klmyorsun?" demiler. O da: "Kur'anda ...!,.; var"
demi. Ona demiler: "Bunun arkasn, yani _,.:.,.., y da
oku" denildiinde, "Ben hfz deilim" demi olmas kabilinden,
Risale-i Nur'un bir cmlesini tutup o cmleyi ta'dil ve neticeyi beyan
eden hirini almayarak aleyhimizde verilmektedir. Takdim edeceim
mdafaanamemde, o iddianameye kar mukayese edildiinde bunun
otuz-krk misali grlecektir. Bu nmunelerden latif bir vakay beyan
ediyorum:
Eskiehir mahkemesinde makam- iddiann naslsa bir sehiv
neticesi, Risale-i Nur'un iman derslerine "Halklar ifsad ediyor" gibi
bir tabir ve sonradan o tabirden vazgetii halde, Risale-i Nur
akirdlerinden

--- sh:(:285) ----
Abdrrezzak namnda bir zt mahkemeden bir sene sonra demi:
"Hey bedbaht! Otuz yt- Kur'aniye iaratnn takdirine
mazhar ve mam- Ali'nin (R.A.) kerametinin ihbar- gaybsiyle ve
Gavs- A'zam'n (K.S.) kuvvetli bir tarzda ihbaryla kymet-i diniyesi
tahakkuk eden ve bu yirmi sene zarfnda idareye hibir zarar
dokunmayan ve hi kimseye hibir zarar vermemesi ile beraber binler
vatan evldn tenvir ve irad eden ve imanlarn kuvvetlendiren ve
ahlklarn dzelten Risale-i Nur'un iradlarna "ifsad" diyorsun.
Allah'tan korkmuyorsun, dilin kurusun!" demi.
imdi bu akirdin hakl olarak bu szn makam- iddia
grd halde, "Said, etrafna fesad sam" tabirini insafnza ve
vicdannza havale ediyorum.
Makam- iddia, Risale-i Nur'un itima derslerine ilimek
fikriyle, "Dinin taht ve makam vicdandr, hkme kanuna balanmaz.
Eskiden balanmasyla itima kemekeler olmutur." dedi. Ben de
derim ki: "Din yalnz iman deil, belki amel-i slih dahi dinin ikinci
cz'dr. Acaba katl, zina, sirkat, kumar, arab gibi hayat- itimaiyeyi
zehirlendiren pek ok byk gnahlar ileyenleri onlardan men'etmek
iin, yalnz hapis korkusu ve hkmetin bir hafiyesinin grmesi
tevehhm kfi gelir mi? O halde her hanede, belki herkesin yannda
daima bir polis, bir hafiye bulunmak lzm gelir ki, serke nefisler
kendilerini o pisliklerden eksinler. te Risale-i Nur amel-i slih
noktasnda, iman canibinden, herkesin banda her vakit bir manev
yasaky bulundurur. Cehennem hapsini ve gazab- lahyi hatrna
getirmekle fenalktan kolayca kurtarr.
Hem makam- iddia bir risalenin gzel ve fevkalde
kerametkrane bir tevafukunun imza edilmesiyle "bir cem'iyet efrad"
diye manasz bir emare beyan etmi. Acaba esnaflarn ve hanclarn
defterlerinde bulunan bu nevi imzalara cem'iyet nvan verilir mi?
Eskiehir'de ayn byle bir vehim oldu. Cevab verdiim ve Mu'cizat-
Ahmediye Risalesi'ni gsterdiim zaman taaccble karladlar. Eer
mabeynimizde dnyev bir cem'iyet olsayd, bu derece benim
yzmden zarar grenler, elbette kemal-i nefretle benden kaacak
idiler. Demek nasl ben ve biz, mam- Gazal ile irtibatmz var,
kopmuyor; nki uhrevdir, dnyaya bakmyor. Aynen yle de; bu
masum ve safi ve hlis dindarlar, benim gibi bir bareye iman
derslerinin


--- sh:(:286) ----
hatr iin bir kuvvetli alka gstermiler. Ondan bu aslsz mevhum
bir cem'iyet-i siyasiye vehmini vermi. Son szm:
_,!,-.,.!..,.-
Mevkuf, haps-i mnferidde
Said Nurs
* * *
Bu gelen ksm ok ehemmiyetlidir
..-,....
Son Szn Bir Mhim Paras
Efendiler! Reis bey, dikkat ediniz! Risale-i Nur'u ve
akirdlerini mahkm etmek, dorudan doruya kfr- mutlak
hesabna, hakikat- Kur'aniye ve hakaik-i imaniyeyi mahkm etmek
hkmne gemekle binyz seneden beri her senede yz milyon
onda yrm ve yz milyar mslmanlarn hakikata ve saadet-i
dreyne giden cadde-i kbralarn kapatmaya almaktr ve onlarn
nefretlerini ve itirazlarnz kendinize celbetmektir. nki o caddede
gelip gidenler, gelmi gemilere dualar ve hasenatlaryla yardm
ediyorlar. Hem bu mbarek vatann bana bir kyamet kopmaya
vesile olmaktr. Acaba mahkeme-i kbrada, bu yz milyar
davaclarn karsnda sizden sorulsa ki: "Doktor Duzi'nin, batan
nihayete kadar serapa slmiyetiniz ve vatannz ve dininiz aleyhinde
ve firenke "Tarih-i slm" namndaki eseri ki, zndklarn
ktbhanelerinizdeki eserlerine, kitablarna ve serbest okumalarna ve
o kitablarn akirdleri kanununuzca cem'iyet eklini almalaryla
beraber, dinsizlik veya komnistlik veya anaristlik veya pek eski
ifsad komitecilik veya menf Turanclk gibi siyasetinize muhalif
cem'iyetlerine ilimiyordunuz? Neden hibir siyasetle alkalar
olmayan ve yalnz iman ve Kur'an







--- sh:(:287) ----
cadde-i kbrasnda giden ve kendilerini ve vatandalarn i'dam-
ebedden ve haps-i mnferidden kurtarmak iin Kur'ann hakik tefsiri
olan Risale-i Nur gibi gayet hak ve hakikat bir eseri okuyanlara ve
hibir siyas cem'iyetle mnasebeti olmayan o hlis dindarlarn
birbiriyle uhrev dostluk ve uhuvvetlerine cem'iyet nam verip
ilimisiniz. Onlar pek acib bir kanunla mahkm ettiniz ve etmek
istediniz." dedikleri zaman ne cevab vereceksiniz? Biz de sizlerden
soruyoruz. Ve sizi ifal eden ve adliyeyi artan ve hkmeti bizimle,
vatana ve millete zararl bir surette megul eyleyen muarzlarmz olan
zndklar ve mnafklar, istibdad- mutlaka "cumhuriyet" nam
vermekle, irtidad- mutlak rejim altna almakla sefahet-i mutlaka
"medeniyet" ismini vermekle, cebr-i keyf-i kfrye "kanun" ismini
takmakla hem sizi ifal, hem hkmeti igal, hem bizi perian ederek,
hkimiyet-i slmiyeye ve millete ve vatana ecnebi hesabna darbeler
vuruyorlar.
Ey efendiler! Drt senede drt defa dehetli zelzeleler, tam
tamna drt defa Risale-i Nur akirdlerine iddetli bir surette taarruz
ve zulm zamanlarna tevafuku ve herbir zelzele dahi tam taarruz
zamannda gelmesi ve hcumun durmasyla zelzelenin durmas
iaretiyle, imdiki mahkmiyetimiz ile gelen semav ve arz belalardan
siz mes'ulsnz!
Denizli Hapishanesinde tecrid-i mutlak ve haps-i mnferidde mevkuf
Said Nurs
* * *
..-,....
Son Szn Bir Ksm
Efendiler! imdiki hayat- itimaiyeyi bilmediimden, makam-
iddiann gidiatna gre, sizce musammem mahkmiyetimize bir
bahane olmak iin, pek musrrane ileri srdnz cem'iyetilik
ittihamna kar pek ok kat' cevablarmz Ankara ehl-i vukufunun
dahi






--- sh:(:288) ----
mttefikan tasdikleriyle beraber, bu derece bu noktada srarnza ok
hayret ve taaccbde bulunurken kalbime bu mana geldi: Madem
hayat- itimaiyenin bir temel ta ve ftrat- beeriyenin bir hacet-i
zaruriyesi ve aile hayatndan t kabile ve millet ve slmiyet ve
insaniyet hayatna kadar en lzumlu ve kuvvetli rabta ve her insann
kinatta grd ve tek bana mukabele edemedii medar- zarar ve
hayret ve insan ve slm vazifelerin fasna mani madd ve manev
esbabn tehacmatna kar bir nokta-i istinad ve medar- teselli olan
dostluk ve kardeane cemaat ve toplanmak ve samimane uhrev
cem'iyet ve uhuvvet, hem siyas cebhesi olmad halde ve bilhassa
hem dnya, hem din, hem hiret saadetlerine kat' vesile olarak iman
ve Kur'an dersinde hlis bir dostluk ve hakikat yolunda bir arkadalk
ve vatanna ve milletine zararl eylere kar bir tesand tayan
Risale-i Nur akirdlerinin pek ok takdir ve tahsine yan ders-i
imanda toplanmalarna, "cem'iyet-i siyasiye" namn verenler, elbette
ve herhalde ya gayet fena bir surette aldanm veya gayet gaddar bir
anaristtir ki, hem insaniyete vahiyane dmanlk eder, hem
slmiyet'e nemrudane adavet eder, hem hayat- itimaiyeye
anariliin en bozuk ve mtereddi tavryla husumet eder ve bu vatana
ve millete ve hkimiyet-i slmiyeye ve din mukaddesata kar
mrtedane, mtemerridane, anudane mcadele eder. Veya ecnebi
hesabna bu milletin can damarn kesmeye ve bozmaya alan el-
hannas bir zndktr ki, hkmeti ifal ve adliyeyi artr, t o
eytanlara, firavunlara, anaristlere kar imdiye kadar istimal
ettiimiz manev silhlarmz kardelerimize ve vatanmza evirsin
veya krdrsn.
Mevkuf
Said Nurs
* * *
Efendiler! Otuz-krk seneden beri ecnebi hesabna ve kfr ve
ilhad namna bu milleti ifsad ve bu vatan paralamak fikriyle, Kur'an
hakikatna ve iman hakikatlarna her vesile ile hcum eden ve ok
ekillere giren bir gizli ifsad komitesine kar, bu mes'elemizde
kendilerine perde yaptklar insafsz ve dikkatsiz memurlara ve bu
mahkemeyi artan onlarn Mslman kisvesindeki
propagandaclarna



--- sh:(:289) ----
hitaben, fakat sizin huzurunuzda zahiren sizin ile birka sz
konuacama msaade ediniz.
(Fakat ikinci gn beraet karar, o dehetli konumay geriye
brakt.)
Tecrid-i mutlakta ve haps-i mnferidde
Mevkuf
Said Nurs
* * *
Mhim Bir Suale Hakikatl Bir Cevabdr.
Byk memurlardan birka zt benden sordular ki: "Mustafa
Kemal sana yz lira maa verip, Krdistan'a ve vilayat- arkyeye,
eyh Snus yerine vaiz-i umum yapmak teklifini neden kabul
etmedin? Eer kabul etseydin ihtill yznden kesilen yzbin adamn
hayatlarn kurtarmaya sebeb olurdun!" dediler.
Ben de onlara cevaben dedim ki: Yirmier-otuzar senelik
hayat- dnyeviyeyi o adamlar iin kurtarmadma bedel, yzbinler
vatandaa, herbirisine milyonlar sene uhrev hayat kazandrmaya
vesile olan Risale-i Nur, o zayiatn yerine binler derece i grm.
Eer o teklifi ben kabul etseydim, hibir eye let olamayan ve tabi
olmayan ve srr- ihlas tayan Risale-i Nur meydana gelmezdi. Hatt
ben, hapiste muhterem kardelerime demitim: Eer Ankara'ya
gnderilen Risale-i Nur'un iddetli tokatlar iin beni i'dama mahkm
eden ztlar, Risale-i Nur'la imanlarn kurtarp i'dam- ebedden necat
bulsalar, siz ahid olunuz, ben onlar da ruh u canmla hell ederim!
Beraetimizden sonra Denizli'de beni tarassudla taciz edenlere
ve byk mirlerine ve polis mdryle mfettilere dedim: Risale-i
Nur'un kabil-i inkr olmayan bir kerametidir ki; yirmi sene
mazlumiyet hayatmda, yzer risale ve mektublarmda ve binler
akirdlerde hibir cereyan, hibir cem'iyet ile ve dhil ve haric hibir
komite ile hibir vesika, hibir alka, dokuz ay tedkikatta
bulunmamasdr. Hibir fikrin ve tedbirin haddi midir ki, bu hrika
vaziyeti versin. Birtek adamn, birka senedeki mahrem esrar
meydana ksa, elbette onu





--- sh:(:290) ----
mes'ul ve mahcub edecek yirmi madde bulunacak. Madem hakikat
budur; ya diyeceksiniz ki: "Pek hrika ve malub olmaz bir deha bu ii
eviriyor" veya diyeceksiniz: "Gayet inayetkrane bir hfz- lahdir."
Elbette byle bir deha ile mbareze etmek hatadr, millete ve vatana
byk bir zarardr. Ve byle bir hfz- lah ve inayet-i Rabbaniyeye
kar gelmek; firavunane bir temerrddr.
Eer deseniz: "Seni serbest braksak ve tarassud ve nezaret
etmesek derslerinle ve gizli esrarnla hayat- itimaiyemizi
bulandrabilirsin."
Ben de derim: Benim derslerim, bil-istisna btn, hkmetin
ve adliyenin eline gemi; bir gn cezay mcib bir madde
bulunmam. Krk-elli bin nsha risale, o derslerden milletin ellerinde
dikkat ve merakla gezdii halde, menfaatten baka hibir zarar hibir
kimseye olmad, hem eski mahkemenin, hem yeni mahkemenin
mcib-i mes'uliyet bir madde bulamamalar cihetiyle, yenisi ittifakla
beraetimize; ve eskisi, dnyaca bir byn hatr iin yzotuz
risaleden be-on kelime bahane edip, yalnz kanaat- vicdaniye ile
yzyirmi mevkuf kardelerimden yalnz onbe adama altar ay ceza
verebilmesi kat' bir hccettir ki, bana ve Risale-i Nur'a ilimeniz,
manasz bir tevehhmle irkin bir zulmdr. Hem daha yeni dersim
yok ve bir srrm gizli kalmad ki, nezaretle ta'diline alsanz.
Ben imdi hrriyetime ok muhtacm. Yirmi seneden beri
lzumsuz ve haksz ve faidesiz tarassudlar artk yeter! Benim sabrm
tkendi. htiyarlk za'fiyetinden, imdiye kadar yapmadm bedduay
yapmak ihtimali var. "Mazlumun ah, t ara kadar gider." diye bir
kuvvetli hakikattr.
Sonra o zalim, dnyaca byk makamlarda bulunan bedbahtlar
dediler: "Sen yirmi senedir birtek defa takkemizi bana koymadn,
eski ve yeni mahkemelerin huzurunda ban amadn, eski kyafetin
ile bulundun. Halbuki onyedi milyon bu kyafete girdi." Ben de
dedim: Onyedi milyon deil, belki yedi milyon da deil, belki
rzasyla ve kalben kabulyle ancak yedi bin Avrupaperest sarholarn
kyafetlerine ruhsat- er'iye ve cebr-i kanun cihetiyle girmektense;
azimet-i er'iye ve takva cihetiyle, yedi milyar ztlarn kyafetlerine
girmeyi tercih ederim. Benim gibi yirmibe seneden beri hayat-
itimaiyeyi terkeden adama, "nad ediyor, bize muhaliftir."


--- sh:(:291) ----
denilmez. Haydi inad dahi olsa, madem Mustafa Kemal o inad
kramad ve iki mahkeme krmad ve vilayetin hkmetleri onu
bozmad; siz neci oluyorsunuz ki, beyhude hem milletin, hem
hkmetin zararna, o inadn krlmasna abalyorsunuz! Haydi siyas
muhalif de olsa, madem tasdikiniz ile yirmi senedir dnya ile alkasn
kesen ve manen yirmi seneden beri lm bir adam, yeniden dirilip,
faidesiz kendine ok zararl olarak hayat- siyasiyeye girerek sizin ile
uramaz; bu halde onun muhalefetinden tevehhm etmek,
divaneliktir. Divanelerle cidd konumak dahi bir divanelik
olmasndan, sizin gibilerle konumay terkediyorum. "Ne yaparsanz
minnet ekmem!" dediim, onlar hem kzdrd, hem susturdu. Son
szm,
;!;.!_,.- _,!,-.,.!..,.-
,,L-!_,-!,,,,.,..
* * *




















--- sh:(:292) ----
Bu defaki kk mdafaatmda demitim:
Risale-i Nur'daki efkat, vicdan, hakikat, hak, bizi siyasetten
men'etmi. nki masumlar belaya derler, onlara zulmetmi oluruz.
Baz ztlar bunun izahn istediler. Ben de dedim:
imdiki frtnal asrda gaddar medeniyetten ne'et eden
hodgmlk ve asabiyet-i unsuriye ve umum harbden gelen istibdadat-
askeriye ve dalaletten kan merhametsizlik cihetinde yle bir eedd-i
zulm ve eedd-i istibdadat meydan alm ki, ehl-i hak hakkn
kuvvet-i maddiye ile mdafaa etse, ya eedd-i zulm ile, tarafgirlik
bahanesiyle ok bareleri yakacak, o halette o da ezlem olacak ve
malub kalacak. nki mezkr hissiyatla hareket ve taarruz eden
insanlar, bir-iki adamn hatasyla yirmi-otuz adam, di bahanelerle
vurur, perian eder. Eer ehl-i hak, hak ve adalet yolunda yalnz
vuran vursa, otuz zayiata mukabil yalnz biri kazanr, malub
vaziyetinde kalr. Eer mukabele-i bilmisil kaide-i zalimanesiyle, o
ehl-i hak dahi bir-ikinin hatasyla yirmi-otuz bareleri ezseler, o vakit
hak namna dehetli bir hakszlk ederler.
te Kur'ann emriyle, gayet iddetle ve nefretle siyasetten ve
idareye karmaktan kandmzn hakik hikmeti ve sebebi budur.
Yoksa bizde yle bir hak kuvveti var ki, hakkmz tam ve mkemmel
mdafaa edebilirdik. Hem madem herey geici ve fnidir ve lm
lmyor ve kabir kaps kapanmyor ve zahmet ise rahmete
kalboluyor; elbette biz, sabr ve krle tevekkl edip skt ederiz.
Zarar ile icbar ile sktumuzu bozdurmak ise; insafa adalete, gayret-i
vataniyeye ve hamiyet-i milliyeye btn btn zddr, muhaliftir.
Hlsa-i kelm: Ehl-i hkmetin ve ehl-i siyasetin ve ehl-i
idarenin ve inzibatn ve adliye ve zabtann bizimle uraacak hibir
ileri yoktur. Olsa olsa, dnyada hibir hkmetin mdafaa edemedii
ve akl banda hibir insann holanmad kfr- mutlak ve dehetli
bir taun-u beer ve maddiyyunluktan gelen zndkann taassubuyla,
bir ksm gizli zndklar eytanetiyle baz resm memurlar aldatarak
evhamlandrp, aleyhimize sevketmek var. Biz de deriz: Deil byle
birka vehham, belki dnyay aleyhimize sevketseler, Kur'ann
kuvvetiyle, Allah'n inayetiyle kamayz. O irtidadkr kfr- mutlaka
ve o zndkaya teslim-i silh etmeyiz!..
Said Nurs
* * *


--- sh:(:293) ----
Onnc
ua
[stadn talebelerine gnderdii gayet kymetdar, nurlu mektublardr.
Risale-i Nur'un parlak mcahedatn bu samim mektublar gayet
parlak gsteriyorlar.]
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Geen Leyle-i Kadrinizi ve gelen bayramnz btn
mevcudiyetimle tebrik ve sizleri Cenab- Erhamrrhimn'in birliine
ve rahmetine emanet ediyorum.
,.:!_._.,..!._._.srryla sizi teselliye muhta
grmemekle beraber, derim ki:
,,..-_,.,...,..,..,,,:-!,,,
yetinin mana-y iarsiyle verdii teselliyi tamamyla grdm. yle
ki:
Dnyay unutmak, ramazanmz sude geirmek dnrken,
hatra gelmeyen ve btn btn tahammln fevkinde bu dehetli
hdise hem benim, hem Risale-i Nur'un, hem sizin, hem ramazanmz,
hem uhuvvetimiz iin ayn- inayet olduunu ben mahede ettim.
Bana ait cihetinin ise ok faidelerinden yalnz iki-n beyan ederim.
Biri: Ramazanda ok iddetli bir heyecan, bir ciddiyet, bir
iltica, bir niyaz ile mdhi hastala galebe ederek altrd.







--- sh:(:294) ----
kincisi: Herbirinize kar bu sene de grmek ve yaknnzda
bulunmak arzusu iddetli idi. Yalnz birinizi grmek ve Isparta'ya
gelmek iin bu ektiim zahmeti kabul ederdim.
ncs: Hem Kastamonu'da, hem yolda, hem burada
fevkalde bir tarzda btn elm haletler birden deiiyor ve me'muln
ve arzumun hilafna olarak bir dest-i inayet grnyor.
.!.,..-.._,,-!dediriyor. En ziyade beni dndren
Risale-i Nur'u, en gafil ve dnyaca byk makamlarda bulunanlara da
kemal-i dikkatle okutturuyor, baka bir sahada ftuhata meydan
ayor. Ve en ziyade rikkatime dokunan ve kendi elemimden baka
herbirinizin skntsndan bama toplanan btn elemlere ve
teessflere kar ramazanda, bir saati yz saat hkmne getiren o ehr-
i mbarekte bu musibet dahi, o yz sevab herbir saati on saat
derecesinde ibadet yapmakla bine ibla ettiinden, Risale-i Nur'dan
tam ders alan ve dnya fni ve ticaretgh olduunu bilen ve hereyi
iman ve hireti iin feda eden ve bu dershane-i Yusufiyedeki
muvakkat skntlarn daim lezzetler ve faideler vereceklerine inanan
sizin gibi ihlasl ztlara acmak ve rikkatten alamak haletini, tebrik
ve sebatnz gayet istihsan ve takdir etmek haletine evirdi. Ben de
,.!,,.:!_.,.-__...!..-!
dedim. Bana ait bu faideler gibi hem uhuvvetimizin, hem Risale-i
Nur'un, hem ramazanmzn, hem sizin bu yzde yle faideleri var ki,
perde alsa, "Ya Rabbena! kr. Bu kaza ve kader-i lah,
hakkmzda bir inayettir." dedirtecek kanaatm var.
Hdiseye sebebiyet verenlere itab etmeyiniz. Bu musibetin
geni ve dehetli pln oktan kurulmutu, fakat manen pek ok hafif
geldi. nallah abuk geer.
,:!,,-,..,,:;_..
srryla mteessir olmaynz.
Said Nurs
* * *



--- sh:(:295) ----
Aziz kardelerim!
Yaknnzda bulunmakla ok bahtiyarm. Sizin hayalinizle
arasra konuurum, mteselli olurum. Biliniz ki: Mmkn olsayd,
btn skntlarnz kemal-i iftihar ve sevinle ekerdim. Ben, sizin
yznzden Isparta'y ve havalisini tayla, toprayla seviyorum.
Hatt diyorum ve resmen de diyeceim: Isparta hkmeti bana ceza
verse, baka bir vilayet beni beraet ettirse, yine buray tercih ederim.
Evet, ben cihetle Isparta'lym. Geri tarihe isbat
edemiyorum, fakat kanaatim var ki; sparit nahiyesinde dnyaya gelen
Said'in asl, buradan gitmi. Hem Isparta Vilayeti yle hakik
kardeleri bana vermi ki; deil Abdlmecid ve Abdurrahman, belki
Said'i onlarn herbirisine maalmemnuniye feda eylerim.
Tahmin ederim, imdi kre-i arzda Risale-i Nur akirdlerinden
-kalben ve ruhen ve fikren- daha az sknt eken yoktur. nki kalb
ve ruh ve akllar iman- tahkik nurlaryla sknt ekmezler; madd
zahmetler ise, Risale-i Nur dersiyle hem geici, hem sevabl, hem
ehemmiyetsiz, hem hizmet-i imaniyenin baka bir mecrada inkiafna
vesile olmasn bilerek kr ve sabrla karlyorlar. man- tahkik
dnyada dahi medar- saadettir diye halleriyle isbat ediyorlar. Evet
"Mevl grelim neyler, neylerse gzel eyler." deyip, metinane bu fni
zahmetleri bki rahmetlere tebdile alyorlar.
Cenab- Erhamrrhimn onlarn emsallerini oaltsn, bu
vatana medar- eref ve saadet yapsn ve onlar da Cennet-l Firdevs'te
saadet-i ebediyeye mazhar eylesin, mn!
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bu kaza-i lahnin adalet-i kaderiye noktasnda, yeni
talebelerden bir ksm ztlarn srr- ihlasa muvafk olmayan dnya
cihetini de Risale-i Nur ile arzu etmesinden, baz menfaat-perest
rakibleri karsnda bulup, yirmibe sene evvel asl yazlan ve sekiz
sene zarfnda bir-iki defa elime geen ve ayn vakitte kaybettirilen
"Beinci ua" benden uzak bir yerde ele gemesiyle, o hoca bozmas
gibi kskanlar, onunla adliyeyi evhamlandrdlar. Ayn vakit, benim
arzu ettiim



--- sh:(:296) ----
yeni harfler ile "Miftah-l man Mecmuas" yerine "yet-l Kbra"
muvafakatm olmadan tab'olmas ve nshalar gelmesi hkmete
aksetmi, iki mes'ele birbiriyle kartrlm. Gya "Kanun-u
Medeniye"ye kar o "Beinci ua" tab'edilmi diye ehl-i garaz, bir
habbeyi yz kubbe yaparak gadren bizleri u ilehaneye soktu. Fakat
kader-i lah ise, menfaatimiz iin buraya sevketti ve eski zamanlarda
ihtiyar ilehanelerin sevab noktasnda ok fevkinde sevabdar etmek
srryla, bizi ihlas dersini tam almak ve hakikaten kymetsiz olan
dnya umruna kar alkalarmz ta'dil etmek iin yine Medrese-i
Yusufiye'ye ard.
Ehl-i dnya evhamna kar deriz:
"Yedinci ua" batan aaya kadar imandr, aldanmsnz; ve
gayet mahrem tutulan ve iddetli taharrilerde bizde bulunmayan ve
asl yirmi sene evvel yazlan "Beinci ua" btn btn ayrdr. Biz,
bunun deil tab'na, belki bu zamanda hi kimseye gstermesine raz
olmamakla beraber, orada doru km bir ihbar- gaybdir, mbareze
etmiyor.
* * *
..-,....
Bayramnz tekrar tebrikle beraber, sureten gremediimize
teessf etmeyiniz. Bizler hakikaten daima beraberiz, ebed yolunda da
inallah bu beraberlik devam edecek. man hizmetinizde
kazandnz ebed sevablar ve ruh ve kalb faziletler ve sevinler,
imdiki geici ve muvakkat gamlar ve skntlar hie indirir
kanaatndaym. imdiye kadar, Risale-i Nur akirdleri gibi ok kuds
hizmette ok az zahmet ekenler olmam. Evet, Cennet ucuz deil.
ki hayat imha eden kfr- mutlaktan kurtarmak, bu zamanda pek ok
ehemmiyetlidir. Bir para meakkat olsa da, evk ve kr ve sabrla
karlamal. Madem bizi altran Hlkmz Rahm ve Hakm'dir;
baa gelen hereyi rza ile, sevin ile, rahmetine, hikmetine itimad ile
karlamalyz.
Kahraman bir kardeimiz "yet-l Kbra" mes'elesinde btn
mes'uliyeti kendine alp Hizb-i Kur'an' ve Hizb-i Nur'u ve kalemiyle





--- sh:(:297) ----
kazand fevkalde uhrev eref ve fazilete istihkakn tam gstermi,
beni derin sevinlerle alatm. Ve "Yedinci ua" olan "yet-l
Kbra" tam nazar- dikkati celbederek ileride ona lyk bir ftuhat
ihzar etmek hikmetiyle ona gelen bu muvakkat msadere, o
kardeimizin ve rfekasnn hizmetlerini ve masraflarn zayi'
etmeyecek, inallah daha parlattracak diye rahmet-i lahiyeden
bekleriz.
Sizi btn dualarnda ..L.-,...-,,..,gibi btn
mtekellim-i maalgayr sgalarnda bil-istisna dhil edip, kesretli
cesedler ve bir tek ruh hkmnde irket-i maneviyemizin dsturlaryla
alan ve sizin skntnz ile sizden ziyade alkadar olan ve ahs-
manevnizden himmet ve meded ve sebat ve metanet ve efaat
bekleyen
Kardeiniz
Said Nurs
* * *
Bu hdise tesiriyle ben kendimi masum kardelerime rza-y
kalb ile feda etmeye kat' azm u cezmettiim ve aresini fikren
aradm vakitte, Celcelutiye'yi okudum. Birden hatra geldi ki, mam-
Ali Radyallah Anh: "Ya Rab! Aman ver!" diye dua etmi;
inallah, o duann srryla selmete karsnz.
Evet Hazret-i Ali Radyallah Anh, Kaside-i Celcelutiye'de iki
suretle Risale-i Nur'dan haber verdii gibi, yet-l Kbra Risalesine
iareten
,-.!_._.._,,:!;.,
der. Bu iarette ima eder ki: yet-l Kbra yznden ehemmiyetli bir
musibet Risale-i Nur talebelerine gelecek ve yet-l Kbra hakk iin
o fecet ve musibetten akirdlerine aman ver, diye niyaz eder, o risaleyi
ve menban efaat yapar. Evet yet-l Kbra Risalesinin tab'
bahanesiyle gelen musibet, aynen o remz-i gaybyi tasdik etti.





--- sh:(:298) ----
Hem o kasidede Risale-i Nur'un mhim eczalarna tertibiyle
iaretlerin htimesinde, mukabil sahifede der:
,..,,-!.,.,,..-..-,.,-_..,.!.,,-,.,
Yani: "te Risale-i Nur'un szleri huruflar ki, onlara iaretler eyledik.
Sen onlarn hassalarn topla ve manalarn tahkik eyle. Btn hayr ve
saadet, onlarla tamam olur." der. "Huruflarn manalarn tahkik et."
karinesiyle manay ifade etmeyen heca harfler murad olmayp, belki
kelimeler manasndaki "Szler" namyla risaleler muraddr.
.!;,,-!,.-;
...L-,..,..;...-';..,
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardeim Re'fet Bey!
Senin limane suallerin Risale-i Nur'un "Mektubat" ksmnda
ok ehemmiyetli hakikatlarn anahtarlar olmasndan senin suallerine
kar lkayd kalamyorum. Bunun ksa cevab udur:
Madem Kur'an bir hutbe-i ezeliyedir, nev'-i beerin umum
tabakatyla ve ehl-i ibadetin btn taifeleriyle konuur; elbette onlara
gre mteaddid manalar ve kll manasnn ok mertebeleri
bulunacak. Baz mfessirler, yalnz en umum veya en sarih veya
vcib veya bir snnet-i mekkedeyi ifade eden manay tercih eder.
Mesel bu yette
-,._,.!_.,
dan ehemmiyetli bir snnet olan iki rek'at teheccd namazn ve
,-.!,.. dan, bir snnet-i mekkede olan sabah fecir snnetini
zikretmi. Yoksa evvelki manann daha ok efrad var. Kardeim,
seninle konumak kesilmemi.
* * *





--- sh:(:299) ----
Aziz, sddk kardelerim!
imdi zuhr namazn kldm, tesbihat iinde siz hatrma
geldiniz ki; herbiri hem kendini, hem hanesindeki akrabasn
dnmekle mahzun olur. Birden kalbe geldi ki: Madem eski
zamanlarda hiretini dnyasna tercih edenler, hayat- itimaiyenin
gnahlarndan kurtulmak ve hiretine hlisane almak niyetiyle
maaralarda, ilehanelerde riyazet ile hayatlarn geirenler bu
zamanda olsaydlar, Risale-i Nur akirdleri olacaktlar. Elbette imdi
bu erait altnda bunlar, onlardan on derece daha ziyade muhtatr ve
on derece fazla fazilet kazanyorlar ve on derece daha rahattrlar.
* * *
Aziz, mbarek kardelerim!
Pek ok selm... Bizim memlekette eskide arefe gnnde bin
hlas- erif okurduk. Ben imdi bir gn evvel beyz ve arefede dahi
beyz okuyabilirim. Kendine gvenen, birden okuyabilir. Ben geri
sizleri gremiyorum ve husus herbirinizle grmyorum, fakat ben
ekser vakitler, dua iinde herbirinizle bazan ismiyle sohbet ederim.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Ben imdiye kadar Nur fabrika dairesinin mbarekler
heyetinden iki ehemmiyetli rknler kurtulmular tahmin ederim.
Elhak o daire, o heyet; alt-yedi senede yirmi-otuz sene kadar fatihane
i grmler. Parlak kalemlerinin yadigrlar gibi, onlarn hizmetlerine
tevakkuf etmez; onlarn bedeline, onlarn defter-i a'mallerine hasenat
yazdryor. Hatt Hizb-i Nur'nin yle bir kuvvetli ftuhat var ve yle
ehemmiyetli yerlere girmi ki, onu neredenler mtemadiyen
alyorlar hkmndedir. Ben, pek ok alm ve alkan Hfz
Mustafa'y da evvelki zt gibi darda zannederdim, yalnz bir defa "O
da buradadr" iittim; belki baka Mustafa'dr diye teselli buluyordum.
* * *
Aziz kardelerim!
Ben, bu sabah tesbihatta Hfz Tevfik'e acdm. Bu iki defadr







--- sh:(:300) ----
zahmet ekiyor tahattur ettim. Birden hatra geldi: Onu tebrik et! O,
kendini faidesiz bir ihtiyat ile Risale-i Nur'daki ok ehemmiyetli
makamndan ve byk hissesinden bir derece ekmek isterdi. Fakat
hizmetinin kudsiyeti ve azameti, onu yine o byk hisseye ve pek
byk sevaba muvaffak eyledi. Az bir sknt ve geici bir kk
zahmet ile byle bir eref-i manevden geri kalmamak gerektir.
Evet kardelerim! Madem herey gidiyor ve gittikten sonra
eer lezzet ve keyf ise, bou bouna gider, bir hasret kalr; eer sknt
ve zahmet ise, hem dnyev ve uhrev, hem byle bir kuds hizmet
noktasnda yle bir lezzetli faideler var ki, o zahmeti hie indirir.
inizde biri mstesna, en ihtiyar ve en ziyade bana skntlar
toplanan benim. Sizi temin ederim; tam bir sabr ve kr ve
tahamml ile halimden memnunum. Musibete kr ise, musibetteki
sevab ve uhrev ve dnyev faideleri iindir.
* * *
Aziz kardelerim!
"Meyve"nin mes'elelerinin tekmil edilmesine meydan
vermeyen manilerin zevali ile inallah yine balanacak ki; birisi,
souk; birisi, masonlarn onun kuvvetinden dehet almalardr. Ben bu
musibette, kader-i lah cihetini dnyorum. Zahmetim rahmete
inklab eder. Evet Risale-i Kader'de beyan edildii gibi, her hdisede
iki sebeb var: Biri zahirdir ki; insanlar ona gre hkmederler, ok
defa zulmederler. Biri de hakikattr ki; Kader-i lah ona gre
hkmeder, o ayn hdisede beer zulmnn altnda adalet eder. Mesel
bir adam, yapmad bir sirkat ile zulmen hapse atlr. Fakat gizli bir
cinayetine binaen, kader dahi hapsine hkm verir, ayn zulm- beer
iinde adalet eder.
te bu mes'elemizde elmaslar, ielerden; sddk fedakrlar,
mtereddid sebatszlardan; ve hlis muhlisler, benlik ve menfaatini
brakmayanlardan ayrlmak iin bu iddetli imtihana girmemizin iki
sebebi var:
Birisi: Ehl-i dnya ve siyasetin evhamlarna dokunan kuvvetli
bir tesand ve ihlasla fevkalde hizmet-i diniyedir; zulm- beer buna
bakt.
kincisi: Herkes kendi bana bu kuds hizmete tam ihlas ve
tam

--- sh:(:301) ----
tesand ile tam liyakat gstermediimizden, kader dahi buna bakt.
imdi kader-i lah, ayn- adalet iinde hakkmzda ayn- merhamettir
ki; birbirine mtak kardeleri bir meclise getirdi, zahmetleri ibadete
ve zayiatlar sadakaya evirdi. Ve yazdklar risaleleri her taraftan
nazar- dikkati celbetmek ve dnyann mal ve evld ve istirahat pek
muvakkat ve geici ve herhalde bir gn onlar brakp topraa girecek
olmasndan, onlarn yznden hiretini zedelememek ve sabr ve
tahammle almak ve istikbaldeki ehl-i imana kahramanane bir
nmune-i imtisal, belki imamlar olmak gibi ok cihetle ayn-
merhamettir. Fakat yalnz bir cihet var ki, beni dndryor. Nasl
bir parmak yaralansa; gz, akl, kalb ehemmiyetli vazifelerini brakp
onunla megul oluyorlar; yle de: Bu derece zarurete giren skntl
hayatmz; yarasyla kalb ve ruhumuzu kendiyle megul eder. Hatt
dnyay unutmak lzm olduu bir zamanmda, o hal beni masonlarn
meclisine getirdi, onlar tokatlamakla megul eyledi. Cenab- Hak bu
gaflet halini de bir mcahede-i fikriye nev'inden kabul etmek
ihtimaliyle teselli buldum.
Risale-i Nur'un kymetdar muallimi Hfz Mehmed'in kardei
Ali Gl'n selmn aldm. Ben hem ona, hem btn hemehrilerine ve
Sava'nn btn ahya ve emvatna binler selm ve dua ederim.
* * *


















--- sh:(:302) ----
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Sizin sebat ve metanetiniz, masonlarn ve mnafklarn btn
plnlarn akm brakyor.
Evet kardelerim, saklamaa lzum yok. O zndklar, Risale-i
Nur'u ve akirdlerini tarkata ve bilhassa Nak Tarkatna kyas edip,
o ehl-i tarkat malub ettikleri plnlar ile bizleri rtmek ve
datmak fikriyle bu hcumu yaptlar.
Evvel: rktmek ve korkutmak ve o meslein s'-i
istimalatn gstermek.
Ve sniyen: O meslein erknlarnn ve mntesibninin
kusuratlarn tehir etmek.
Ve slisen: Maddiyyun felsefesinin ve medeniyetinin
cazibedar sefahet ve uyutucu lezzetli zehirleriyle ifsad etmek ile
mabeynlerinde tesand krmak ve stadlarn ihanetlerle rtmek ve
mesleklerini fennin, felsefenin baz dsturlaryla nazarndan sukut
ettirmektir ki, Naklere ve ehl-i tarkata kar istimal ettikleri ayn
silh ile bizlere hcum ettiler, fakat aldandlar. nki Risale-i Nur'un
meslek-i esas; ihlas- tam ve terk-i enaniyet ve zahmetlerde rahmeti
ve elemlerde bki lezzetleri hissedip aramak ve fni ayn- lezzet-i
sefihanede elm elemleri gstermek ve imann bu dnyada dahi hadsiz
lezzetlere medar olmasn ve hibir felsefenin eli yetimedii noktalar
ve hakikatlar ders vermek olduundan, onlarn plnlarn inallah
tam akm brakacak ve meslek-i Risale-i Nur ise tarkatlara kyas
edilmez diye onlar susturacak.
Bir Latife: Bu sabah, yanmdaki jandarma kouundan biri
beni ard, pencereye ktm. Dedi: "Bizim kapmz kendi kendine
kapand, ne yapyoruz almyor." Ben de dedim: "Size iarettir ki;
nbetdar olduunuz ve stlerinden kap kapattnz adamlar iinde
sizin gibi masumlar var. Hatt on seneden beri grmediim bir
kardeimle





--- sh:(:303) ----
bir dakika grmek bahanesiyle bana ihanet ve baka bahane ile d
kapmzn ikincisini dahi kapadlar. Onun cezas olarak, sizin kapnz
dahi kapand."
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Size dn yazdm latifenin zarafeti var:
Birincisi: stikbalde gelecek mbarek heyetin ahs-
manevsinin bir mmessili olmasndan, o ahs- manevnin srryla ve
bereketiyle srgl kap kendi kendine ald gibi, yine o tahakkuk
edip vcuda gelmi mbarek heyetin bir mmessilinin on sene sonra
yarm dakika benimle grmesi sebebiyle bana hiddet edildi. Ben de
hiddet ettim, "Kaplar kapansn" tekrar eyledim. Ayn gnn
gecesinin sabahnda -hi vuku bulmam- kendi kendine nbetilerin
kaplar kapand, iki saat almad.
kinci Zarafeti: Ben bir pusula mddeiumuma mdrle
gndermitim, iinde demitim: Ben tecriddeyim, kimse ile
gremiyorum, grsem de bu ehirde kimseyi tanmyorum.
Burann belediyesi birisiyle il hir... Sonra mddeiumum demi: "O
tecridde mi?" Mdr demi: "Yok." kisi bana itiraz etmiler. Ayn
gn, yarm meczub ve yarm akraba biri yarm dakika benim ile
grmesi yznden yle bir vaziyet gsterildi ki, hibir tecridde
olmam. Bana itirazlar yzlerine arpt.
ncs: Komudaki haylaz genlerin kapda grltleri
akam yats ortasnda bana zarar ederdi, fakat az idi. O kapy da ayn
gn bir bahane ile kapattlar. Hem fena koku menzilimde ziyadeleti,
hem o haylazlarn kapma yakn grltleri ziyade bana zarar verdi.
Ben de yine: "Kaplar kapansn, neden byle yapyorlar?" dedim.
Ayn sabah o hdise oldu.
* * *
Kardelerim!
Yeni hurufla yazdnz iki mes'ele, cidden tesirini gsterdi.
Birinci, kinci, nc Mes'eleleri de yazlsa ok iyi olur. Fakat
Hsrev ve




--- sh:(:304) ----
Tahir gibi kalemleri Kur'ana ve Kur'an hattna mahsus ve memur
olmalarndan bana endie verir. Bakalar yazsalar daha mnasibdir.
* * *
Aziz kardelerim!
Bir seneden beri bir para, yani bir kilo kadar ehriye ve
pirinten sarf ediyordum. bhem kalmad ki, byk bir bereket
iinde var. imdi siz brakmyorsunuz ki, piireyim. yle ise, onu size
hem teberrk, hem bereketli bir hediye ediyorum. O yldz ehriyeden
bir defa hrika bir bereketi grdm. Taneleri piirdikten sonra
kurutuyordum. Bir tek tane on mislinden ziyade byk olduunu ben
ve bakalar grdk.
* * *
Aziz kardelerim!
Bu gece evrad ile megul olurken nbetiler ve bakalar
iitiyorlard. Kalbime geldi ki: Acaba bu izhar, sevabn noksan
etmiyor mu? diye tela ettim. Hccet-l slm mam- Gazal'nin
mehur bir sz hatra geldi. O demi: "Bazan izhar, ok defa ihfadan
daha ziyade efdal olur." Yani aikre yapmakta bakalar ya istifade
veya taklid etmek veya gafletten uyanmak veya dalalette ve sefahette
muannid ise, karsnda eair-i slmiye nev'inde izhar etmek, izzet-i
diniyeyi gstermek gibi ok cihetle, hususan bu zamanda ve ihlas
dersini tam alanlarda deil riya, belki gizliden tasannu karmamak
artyla ok ziyade sevabl olabilir diye bir teselli buldum.
* * *
ki gn evvel sorgu hkimi beni ard vakit, ben
kardelerimi nasl mdafaa edeyim diye dnrken, mam-
Gazal'nin "Hizb-l Masun"unu atm. Birden bu yetler nazarmda
grnd:
.._.!_._..!;
,,....,,,._,,,._-.
,,!_. ,,,..L,.-.!
Baktm ki: Birinci yet, -eddeler saylsa ve meddeler saylmazsa,
..deki "vav" dahi meddedir- makam- cifrsi ve ebcedsi binyz

--- sh:(:305) ----
altmiki (1362) eder ki, tam tamna bu senenin ayn tarihine ve bizim
m'min kardelerimizi mdafaaya azmettiimiz zamana, hem manas,
hem makam tevafuk ediyor. Elhamdlillah dedim, benim mdafaama
ihtiya brakmyor. Sonra hatrma geldi ki: "Acaba netice ne olacak?"
diye merak ettim. Grdm: ,,!_.,,,..L,.-.! deki iki
cmle, tenvin saylmak artyla, makam- cifrsi aynen binyz
altmiki, (eer bir med saylmazsa, iki; eer saylsa, eder) tam
tamna hfz- lahiyeye pek ok muhta olduumuz bu zamann, bu
senenin ve gelecek senenin ayn tarihine tevafuk ederek, bir seneden
beri byk bir dairede ve geni bir sahada aleyhimize ihzar edilen
dehetli bir hcum karsnda mahfuziyetimize teminat ile teselli
veriyor. Risale-i Nur bu hdisede daha parlak ftuhat hkim
dairelerde bulunmasndan imdiki muvakkat tevakkuf bizi me'yus
etmez ve etmemeli. Ve yet-l Kbra'nn tab' sebebiyle msaderesi,
onun parlak makamna nazar- dikkati her taraftan ona celbetmesine
bir ilnname telakki ediyorum.
..!,..,..,...!,..., yetini imdi okudum.
..!,..,cmlesi tam tamna binyz altmiki eder. Bu senenin
ayn tarihine tevafuk eder ve bizi ok istifara davet ve emreder ki,
nurunuz tamam olsun ve Risale-i Nur noksan kalmasn.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Bu eski ve yeni iki Medrese-i Yusufiyedeki iddetli imtihanda
sarslmayan ve dersinden vazgemeyen ve yakc orbadan azlar
yand halde talebeliini brakmayan ve bu kadar tehacme kar
kuvve-i maneviyesi krlmayan ztlar ehl-i hakikat ve nesl-i ti
alklayacaklar gibi, melaike ve ruhanler dahi alklyorlar diye
kanaatm var. Fakat iinizde hastalkl ve nazik ve fakirler
bulunmasyla, madd sknt ziyadedir. Ve buna kar da herbiriniz
herbirisine birer tesellici ve ahlkta ve sabrda birer nmune-i imtisal
ve tesand ve taltifte birer efkatli karde ve ders mzakeresinde birer


--- sh:(:306) ----
zeki muhatab ve mcb ve gzel seciyelerin in'ikasnda birer yine
olmanz, o madd skntlar hie indirir diye dnp ruhumdan
ziyade sevdiim sizler hakknda teselli buluyorum.
Yzyirmi yanda bulunan Mevlna Hlid'in (K.S.) cbbesini
size bir gn gndereceim. O zt onu bana giydirdii gibi, ben de
onun namna sizin herbirinize teberrken giydirmek iin hangi vakit
isterseniz gndereceim.
Yeni geldiimiz zaman iek as doktoru beni alad. O
kolum ban oldu ve iti, o i aaya iniyor, beni yatrmyor,
abdestte sknt veriyor. Acaba benim vcudum aya gelmez veyahut
baka bir mana var! Yirmi sene evvel beni Ankara'da aladlar,
imdiye kadar o a yeri arasra iliyor, rahatszlk veriyor. Bu da yle
olmasn diye hatrma geldi, sizde nasl?
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Kader-i lah adaleti bizleri Denizli Medrese-i Yusufiyesine
sevketmesinin bir hikmeti, her yerden ziyade Risale-i Nur'a ve
akirdlerine hem mahbuslar, hem ahalisi, belki hem memurlar ve
adliyesi muhta olmalardr. Buna binaen, biz bir vazife-i imaniye ve
uhreviye ile bu skntl imtihana girdik. Evet yirmi-otuzdan ancak bir-
ikisi ta'dil-i erkn ile namazn klan mahbuslar iinde birden Risale-i
Nur akirdlerinden krk-ellisi umumen bil-istisna mkemmel
namazlarn klmalar, lisan- hal ile ve fiil diliyle yle bir ders ve
iraddr ki, bu sknt ve zahmeti hie indirir, belki sevdirir. Ve
akirdler ef'alleriyle bu dersi verdikleri gibi, kalblerindeki kuvvetli
tahkik imanlaryla dahi buradaki ehl-i iman ehl-i dalaletin evham ve
behatndan kurtarmalarna medar elikten bir kal'a hkmne
geeceini rahmet ve inayet-i lahiyeden mid ediyoruz.
Buradaki ehl-i dnyann bizi konumaktan ve temastan
men'leri zarar vermiyor. Lisan- hal, lisan- kalden daha kuvvetli ve
tesirli konuuyor. Madem hapse girmek terbiye iindir. Milleti
seviyorlar ise, mahbuslar Risale-i Nur akirdleriyle grtrsnler; t
bir ayda, belki bir gnde bir seneden ziyade terbiye alsnlar. Hem
millete



--- sh:(:307) ----
ve vatana, hem kendi istikballerine ve hiretine menfaatl birer insan
olsunlar. Genlik Rehberi bulunsa idi, ok faidesi olurdu. nallah bir
zaman girer.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bugn, byk ve merhum kardeim Molla Abdullah ile
Hazret-i Ziyaeddin hakkndaki malmunuz muhavereyi tahattur ettim.
Sonra sizi dndm. Kalben dedim: Eer perde-i gayb alsa, bu
sebatsz zamanda byle sebat gsteren ve bu yakc, ateli hallerden
sarslmayan bu samim dindarlar ve cidd mslmanlar eer herbiri bir
veli, hatt bir kutub grnse, benim nazarmda imdi verdiim
ehemmiyeti ve alkay pek az ziyadeletirecek ve eer birer mi ve di
grnse, imdi verdiim kymeti hi noksan etmeyecek diye karar
verdim. nki byle pek ar erait altnda iman kurtarmak hizmeti,
hereyin fevkindedir. ahs makamlar ve hsn- zanlarn ilve
ettikleri meziyetler, byle dadaal, sarsntl hallerde hsn-
zanlarn krmakla muhabbetleri azalr ve meziyet sahibi dahi onlarn
nazarlarnda mevkiini muhafaza etmek iin tasannua ve tekellfe ve
skntl vakara mecburiyet hisseder. te hadsiz kr olsun ki, bizler
byle souk tekellflere muhta olmuyoruz.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Btn ruh ve kalb ve aklmla sizin leyali-i aerenizi tebrik
ederiz. Bizim irket-i maneviyemizde byk kazanlar edeceklerini
rahmet-i lahiyeden niyaz ederiz. Bu gece r'yamda yannza gelmi,
imam olarak namaz klacam halinde uyandm. Benim tecrbelerimle
r'yann tabiri kaca zamanda, Sava ve Homa kahramanlarndan iki
kardeimiz r'yay tabir etmek iin umumunuz namna geldiler. Ben
de umumunuzu grmek gibi mesrur oldum.
Kardelerim! Geri bu vaziyet, hem muvafa ve bir ksm
memurlara Risale-i Nur'a kar bir ekinmek, bir rkmek vermi, fakat
btn muhaliflerde ve dindarlarda ve alkadar memurlarda bir dikkat,




--- sh:(:308) ----
bir itiyak uyandryor. Merak etmeyiniz, o nurlar parlayacaklar.
(Hasiye)
Said Nurs
* * *
Sabri'nin tabiri ve istihracyla, Sure-i Ve'l-Asr iaretine
muvafk olarak Risale-i Nur, Anadolu'yu Cebel-i Cudi'de sefine gibi
ve Isparta ve Kastamonu'yu ft- semaviye ve arziyeden
muhafazalarna bir vesile olduunu ve Risale-i Nur'a ilimesinler,
yoksa yakndan bekleyen fetler geleceklerini bilsinler, akllarn
balarna alsnlar. Bu musibetten biraz evvel tekrar ile sylyordum ve
size de o mektublar gnderilmiti. imdi aldm haber: Kastamonu,
civar, kal'as, Risale-i Nur'un matemini tutmu gibi alam ve zelzele
ile stma tutmu, inallah yine Risale-i Nur'a kavuacak ve glecek
ve kredecek.
Size evvelki gn iki kymetli kazancmz yazmtm. kincide
yzer lisanla dua ve tesbihat, il hir demitim. Noksan var. Sahihi:
Her birimiz derecesine gre yzer lisanla, il hir...
Hem ben pek ok alkadar olduum Sava kynden ok
muhterem bir ihtiyar ile ellerimiz birbiriyle kelepe edilip geldiimiz,
beni pek ok memnun edip, bununla o mbarek kyn bana iddet-i
alkasn anladm. O kardeime ayrca selm ederim.
* * *
Aziz kardeim!
;,,.:!,!..,.-, bu yet dahi
,.-_.!;...;;,.-!,
iaretine iaret eder ki; kfirlerin bu kadar tahribatlar ve harbleri
faidesiz ve hasarat ierisinde



(Haiye): Ey karde! Dikkat buyur. Denizli hapsinde, btn esbab- lem
zahiren stadn aleyhinde, i'dam hkmleriyle mahkemeye verilmiken,
stad diyor: "Merak etmeyiniz kardelerim, o Nurlar parlayacaklar." Bu sz,
bak nasl tahakkuk etti.
Talebeleri


--- sh:(:309) ----
ayn- zarar oldu. ,.-!,iaretinde Risale-i Nur'a bir ma
bulunmas remziyle, bu yet dahi remzen binyz altm (1360)
Rumi tarihi olan bu senede mnafklar ve kfre denler Risale-i
Nur'a iliecekler, fakat hasarat ederler. nki zelzele ve harb gibi
belalarn ref'ine bir sebeb Risale-i Nur'dur. Onun ta'tili belalar
celbeder diye bir gizli ma olabilir.
Said Nurs
* * *
Aziz kardelerim!
Ben tahmin ediyordum ki; hakik ve en son mdafaanamemiz,
Denizli hapsinin meyvesi olan risalecik olacak. nki evvelce baz
evham yznden bir seneden beri aleyhimize geni bir tarzda evrilen
plnlar bunlardr: "Tarkatlk, komitecilik ve haric cereyanlarna
let olmak ve din hissiyat siyasete let etmek ve cumhuriyet
aleyhinde almak ve idare ve asayie ilimek" gibi aslsz bahaneler
ile bize hcum ettiler. Cenab- Hakk'a hadsiz kr olsun ki, onlarn
plnlar akm kald. O kadar geni bir sahada, yzer talebelerde, yzler
risalede, onsekiz sene zarfndaki mektub ve kitablarda hakikat-
imaniyeden ve Kur'aniyeden ve hiretin tahkikinden ve saadet-i
ebediyeye almaktan baka bir ey bulmadlar. Plnlarn gizlemek
iin gayet di bahaneleri aramaa baladlar. Fakat hkmetin baz
erknn ifal edip aleyhimize eviren dehetli ve gizli bir zndka
komitesi imdi dorudan doruya kfr- mutlak hesabna bize hcum
etmek ihtimaline kar, gne gibi zahir ve bhe brakmaz ve da gibi
metin, sarslmaz olan Meyve Risalesi onlara kar en kuvvetli bir
mdafaa olup onlar susturacak diye bize yazdrld zannediyorum.
Said Nurs
* * *
Kardelerim!
Geri yeriniz ok dardr, fakat kalbinizin genilii o skntya
aldrmaz,






--- sh:(:310) ----
hem yerlerimize nisbeten daha serbesttir. Biliniz: En esasl kuvvetimiz
ve nokta-i istinadmz, tesanddr. Sakn sakn bu musibetlerin verdii
asabilik cihetiyle birbirinizin kusuruna bakmaynz. Ksmet ve kadere
itiraz hkmnde olan ekvalar ve "Byle olmasayd yle olmazd"
diye birbirinizden gcenmeyiniz. Ben anladm ki, bunlarn
hcumundan kurtulmak aremiz yoktu, ne yapsaydk onlar hcumu
yapacak idiler. Biz sabr ve kr ve kazaya rza ve kadere teslim ile
mukabele ederek t inayet-i lahiye imdadmza gelinceye kadar, az
zamanda ve az amelde pek ok sevab ve hayrat kazanmaa
almalyz.
Oradaki kardelerimizin selmetlerine dualar ediyoruz.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bu dnyann hayat pek abuk deimesine ve zevaline ve fena
ve fni, akibetsiz lezzetlerine ve firak ve iftirak tokatlarna kar bir
ehemmiyetli medar- teselli ise, samim dostlar ile grmektir. Evet
bazan birtek dostunu bir-iki saat grmek iin, yirmi gn yol gider ve
yz liray sarfeder. imdi bu acib, dostsuz zamanda samim krk-elli
dostunu birden bir-iki ay grmek ve Allah iin sohbet etmek ve hakik
bir teselli alp vermek; elbette bamza gelen bu meakkatler ve
zayiat- maliye ona kar pek ucuz der, ehemmiyeti kalmaz. Ben
kendim, buradaki kardelerimden on sene firaktan sonra bir tekini
grmek iin bu meakkati kabul ederdim. Teekki kaderi tenkid ve
teekkr kadere teslimdir.
* * *
Sizi temin ederim ki; imdi ecel gelse lsem, kemal-i rahat-
kalble karlayacam. nki iinizde kuvvetli, metin, gen ok
Saidler bulunduuna ve bu bare, ihtiyar, hasta, zaf Said'den ok
ziyade Risale-i Nur'a sahib ve vris ve hmi olacaklarna kanaatm
geliyor. Nazif'in puslasnda isimleri yazlan ve tesirli bir surette
kuvve-i maneviyeyi takviye eden ztlara ok minnetdar ve ok
mferrah oldum. Zten ben onlarn byle olacaklarn tahmin ederdim.
Cenab- Hak onlar muvaffak ve bakalara da hsn- misal eylesin,
mn!
* * *



--- sh:(:311) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Madem hiret iin, hayr iin, ibadet ve sevab iin, iman ve
hiret iin Risale-i Nur ile balanmsnz; elbette bu ar erait altnda
herbir saati yirmi saat ibadet hkmnde ve o yirmi saat ise Kur'an ve
iman hizmetindeki mcahede-i maneviye haysiyetiyle yz saat kadar
kymetdar ve yz saat ise byle herbiri yz adam kadar ehemmiyetli
olan hakik mcahid kardeler ile grmek ve akd-i uhuvvet etmek,
kuvvet vermek ve almak ve teselli etmek ve mteselli olmak ve hakik
bir tesandle kuds hizmete sebatkrane devam etmek ve gzel
seciyelerinden istifade etmek ve Medreset-z Zehra'nn akirdliine
liyakat kazanmak iin alan bu imtihan meclisi olan u Medrese-i
Yusufiyede tayinini ve kaderce takdir edilen ksmetini almak ve
mukadder rzkn yemek ve o yemekte sevab kazanmak iin buraya
gelmenize kretmek lzmdr. Btn skntlara kar mezkr faideleri
dnp, sabr ve tahammlle mukabele etmek gerektir.
Said Nurs
* * *
Kardelerim!
Ben kalben arzu ederim ki; elik ve demir gibi sebatkr Isparta
ve civarndakiler gibi metin kahramanlar (Hsrevler, Hfz Ali'ler
gibi) Kastamonu tarafndan dahi burada grnsn. Hadsiz kr
ediyorum ki; Kastamonu Vilayeti benim arzumu tam yerine getirdi,
mteaddid kahramanlar imdadmza gnderdi. Hayalimde her vakit
bulunan, fakat isimlerini yazamadm iin yannzda fedakr
kardelerime birer birer selm ve selmetlerine dua ederim.
* * *
Aziz, sddk, sebatkr ve vefadar kardelerim!
Sizi mteessir etmek veya madd bir tedbir yapmak iin deil,
belki irket-i maneviye-i duaiyenizden daha ziyade istifadem iin ve
sizin de daha ziyade itidal-i dem ve ihtiyat ve sabr ve tahamml ve
iddetle tesandnz muhafaza iin bir halimi beyan ediyorum ki:
Burada bir gnde ektiim sknt ve azab, Eskiehir'de bir ayda
ekmezdim. Dehetli masonlar, insafsz bir masonu bana musallat





--- sh:(:312) ----
eylemiler, t hiddetimden ve ikencelerine kar "Artk yeter"
dememden bir bahane bulup, zalimane tecavzlerine bir sebeb
gstererek yalanlarn gizlesinler. Ben, hrika bir ihsan- lah eseri
olarak kirane sabrediyorum ve etmee de karar verdim.
Madem biz kadere teslim olup, bu skntlar
.,.-,.;,,-srryla ziyade sevab kazanmak cihetiyle
manev bir nimet biliyoruz; madem geici, dnyev musibetlerin
sonlar ekseriyetle ferahl ve hayrl oluyor; ve madem hakkalyakn
derecesinde yakn bir kat' kanaatmz var ki: Biz yle bir hakikata
hayatmz vakfetmiiz ki, gneten daha parlak ve Cennet gibi gzel
ve saadet-i ebediye gibi irindir. Elbette biz bu skntl haller ile
mftehirane, mteekkirane bir mcahede-i maneviye yapyoruz diye
ekva etmemek lzmdr.
Aziz kardelerim! Evvel hir tavsiyemiz: Tesandnz
muhafaza; enaniyet, benlik, rekabetten tahaffuz ve itidal-i dem ve
ihtiyattr.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bu mddeiumumun iddianamesinden anlald ki; hkmetin
baz erknn ifal edip aleyhimize sevkeden gizli zndklarn plnlar
akm kalp yalan kt; imdi bahane olarak cem'iyetilik ve
komitecilik isnadyla yalanlarn setre alyorlar ve bunun bir eseri
olarak benimle kimseyi temas ettirmiyorlar. Gya temas eden birden
bizden olur. Hatt byk memurlar da ok ekiniyorlar ve bana sknt
verdirmekle kendilerini mirlerine sevdiriyorlar. Hususan ben,
itiraznamenin hirinde, bu gelen fkray diyecektim, fakat bir fikir
mani oldu. Fkra udur:
Evet biz bir cem'iyetiz ve yle bir cem'iyetimiz var ki; her
asrda yz milyon dhil mensublar var ve her gn be defa o
mukaddes cem'iyetin prensipleriyle kemal-i hrmetle alkalarn ve
hizmetlerini gsteriyorlar ve .-_,...!... kuds
proramyla birbirinin


--- sh:(:313) ----
yardmna dualaryla ve manev kazanlaryla kouyorlar.
te biz, bu mukaddes ve muazzam cem'iyetin efradndanz ve
husus vazifemiz de Kur'ann iman hakikatlarn tahkik bir surette
ehl-i imana bildirip onlar ve kendimizi i'dam- ebedden ve daim
haps-i mnferidden kurtarmaktr. Sair dnyev ve siyas ve entrikal
cem'iyet ve komitelerle mnasebetimiz yoktur ve tenezzl etmeyiz.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Ben bu fecirde herbirinize kar tam bir acmak hissettim.
Birden Hastalar Risalesi hatra geldi, teselli verdi.
Evet, bu musibet dahi itima bir nevi hastalktr. O risaledeki
ekser iman devalar, bunda da vardrlar. Hususan Erzurum'daki
mbarek hastaya sylediim gibi, bu saatten evvel btn musibet
zamannn elemi gitmi; hem sevab, hem hayr, hem dnyev ve
uhrev ve iman ve Kur'an faideleri kalm. Demek o geici birtek
musibet, daim ve mteaddid nimetlere inklab etmi. Gelecek zaman
ise imdilik yok olmasndan, onda devam edecek musibetin imdilik
elemi yok. Tevehhm ile yoktan elem almak, rahmet ve kader-i
lahiyeye itimadszlktr.
Sniyen: imdi zemin yznde ekser beer; madd ve manev
kalben, ruhen, fikren musibetlerle giriftardr. Bizim musibetimiz,
onlara nisbeten hem gayet hafiftir, hem krldr. Hem kalb, hem ruh
iin; hem iman, hem selmet ve shhat lezzetleri var.
Slisen: Bu frtnalarda buraya girmeseydik, vehham
memurlarn temasnda bu hafif musibet arlam olacakt ve onlara
kar tasannu ve dalkavukluk etmek belas olacakt.
Rbian: Bu isiz ve muzaaf madd ve manev kta, Medreset-
z Zehra'nn bir dershanesi olan bu Medrese-i Yusufiyede, z
kardeten daha mfik ok hakik dostlarn ve mrid gibi uhrev
kardeleri gayet ucuz ve az masrafla grmek, ziyaret etmek ve onlarn
husus meziyetlerinden istifade etmek ve effaf eylerde sirayet eden
nur ve nuran gibi hasenelerinden, manev yardmlarndan,
ferahlarndan, tesellilerinden kuvvet almak cihetinde bu musibet
eklini deitirir, bir nevi inayet perdesi hkmne geer. Evet bu




--- sh:(:314) ----
gizli inayetin bir latif zarafetidir ki, btn buraya gelen Risale-i Nur
talebelerine "Hocalar" nam verilmi. Herkes lisannda "Hocalar..
hocalar" diye hrmetle ydediyorlar. Bu zarafet iinde latif bir iaret
var ki; bu hapis medreseye dnd gibi, Risale-i Nur akirdleri dahi
birer mderris, muallim ve sair hapishaneler de bu hocalarn sayesinde
inallah birer mekteb hkmne geeceklerdir.
* * *
Kardelerim!
Bunun gibi teselliye dair evvelce yazlan kk mektublar
arasra okunsa ve Meyve'nin hususan hirleri beraber mtalaa edilse
ve hatra gelen Risale-i Nur'un mes'eleleri mzakere olsa, inallah
talebe-i ulmun erefini kazandrr. mam- afi (K.S.) gibi byk
ztlar, "Talebe-i ulmun hatt uykusu dahi ibadet saylr" diye ziyade
ehemmiyet vermiler. Byle medresesiz bir zamanda, byle azab
yerlerde, byle yksek talebelik yznden yz sknt da olsa
aldrmamal veyahut .,.-,.;,,-deyip o meakkatler
yznden ferahla glmeliyiz. Amma fakir arkadalarn oluk ve ocuk
ve idare ciheti ise; musibette kendinden ziyade musibetliye ve nimette
daha noksaniyetliye bakmak kaide-i Kur'aniye ve imaniye ve
Nuriyeye binaen, yzde seksen adamdan daha ziyade rahattrlar.
ekvaya hi haklar olmad gibi, seksen derece bir kr stne
haktr. Hem burada ksmetimizi almak, yemek; kader-i lah tayin
etmiti. Adalet-i rahmet bizi toplattrd, oluk ocuk Rezzak-
Hakiklerine emanet edildi, muvakkaten o nezaret vazifesinden
mezuniyet verdi. Naslki bir gn btn btn elini ektirecek,
azledecek. Madem hakikat budur, _,!,-.,.!..,.- deyip
teslim ile kretmeliyiz.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Ben geri sizinle suret gremiyorum, fakat sizin
yaknnzda ve beraber bir binada bulunduumdan ok bahtiyarm ve
mteekkirim




--- sh:(:315) ----
ve ihtiyarm olmadan bazan lzumlu tedbirler ihtar edilir. Ezcmle
birisi: Yanmdaki koua masonlar tarafndan hem yalanc, hem casus
bir mahbus gnderilmi. Tahrib kolay olmasndan hususan byle
haylaz genlerde o herif bana ok sknt vermesi ve o genleri ifsad
etmesi ile bildim ki: Sizlerin irad ve slahlarnza kar, zndka ifsada
ve ahlklar bozmaa alyor. Bu vaziyete kar gayet ihtiyat ve
mmkn olduu kadar eski mahbuslardan gcenmemek ve
gcendirmemek ve ikilie meydan vermemek ve itidal-i dem ve
tahamml etmek ve mmkn olduu derecede bizim arkadalar
uhuvvetlerini ve tesandlerini tevazu ile ve mahviyetle ve terk-i
enaniyetle takviye etmek gayet lzm ve zarurdir. Dnya ileriyle
megul olmak beni incitiyor, sizin dirayetinize itimad edip zaruret
olmadan bakamyorum.
Said Nurs
* * *
Kardelerim!
Her ihtimale kar bu sabah ihtar edilen bir mes'eleyi beyan
etmek lzm geldi. Bizim, Kur'andan aldmz hakikatlar; gne,
gndz gibi ek ve bhe ve tereddd kaldrmadn yirmi seneden
beri "Acaba zndk feylesoflar buna kar ne diyecekler ve
dayandklar nedir?" diye nefsim ve eytanm ok aratrdlar. Hibir
kede bir kusur bulamadklarndan sustular. Zannederim, ok hassas
ve i iinde bulunan nefis ve eytanm susturan bir hakikat, en
mtemerridleri de susturur. Madem biz byle sarslmaz ve en yksek
ve en byk ve en ehemmiyetli ve fiat takdir edilmez derecede
kymetdar ve btn dnyas ve can ve canan pahasna verilse yine
ucuz den bir hakikatn urunda ve yolunda alyoruz; elbette
btn musibetlere ve skntlara ve dmanlara kemal-i metanetle
mukabele etmemiz gerektir. Hem belki karmza aldanm veya
aldatlm baz hocalar ve eyhler ve zahirde mttakiler kartlr.
Bunlara kar vahdetimizi, tesandmz muhafaza edip onlar ile
uramamak lzmdr, mnakaa etmemek gerektir.
Said Nurs
* * *




--- sh:(:316) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Bize kar bu geni ve ehemmiyetli hcum ve tecavzn hakik
sebebi Beinci ua olmadn, belki Hizb-n Nur ve Miftah-l man,
Hccet-l Balia olduunu bu fecirde bir ihtar- manev ile hissettim.
Dikkatle Hizb-i Nur'yi ksmen okudum, Miftah' da dndm,
bildim ki: Zndklar, kfr- mutlak mesleini bu iki keskin elmas
klnlarn darbelerine kar muhafaza edemediklerinden, bir para az
siyasetle mnasebeti bulunan Beinci ua' zahir bir sebeb
gsterdiler, hkmeti ifal edip aleyhimize sevkettiler. Aynen bu ihtar
ile beraber hatra geldi ki: "Bir ksm zaf kardelerimiz muvakkaten
vazgeseler, belki kendileri bu beladan kurtarlr." diye izin vermek
istedim. Birden ihtar edildi ki: Bu derece alkas devam eden ve iki
defa bu imtihana giren ve mukabilinde bu kadar zahmet ektikten
sonra faidesiz, zararl kalben vazgemek deil, belki yalnz onlar
aldatmak iin srf zahir bir itinab gsterebilir. Yoksa hem kendine,
hem bizlere, hem kuds mesleimize zarar dokunur, cezas olarak aksi
maksadyla tokat yer.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Sair yerlere nisbeten en skntl ve en souk olan bu hapsin
zahmet ve meakkatn eken, elbette bu hapsin sebebinde derecesine
gre bir kanmak meyli olacak. Fakat onun zahir sebebi olan Risale-i
Nur'un o zahmet ekenlere kazandrd iman- tahkik ve iman-
tahkik ile hsn- hatime ve irket-i maneviye ile yzer adam kadar
a'mal-i sliha o ac zahmeti tatl bir rahmete evirdiinden, bu iki
neticenin fiat, sarslmaz bir sadakat ve sebatkrlktr. Onun iin,
piman olmak ve vazgemek, byk bir hasarattr. akirdlerin dnya
ile alkas olmayan veya pek az bulunanlar iin bu hapis daha
hayrldr, bir cihette hrriyet yeridir. Ve alkas bulunan ve idaresi
yerinde olanlara, sarfedilen paralar muzaaf sadakalara ve geirilen
mr saatleri muzaaf ibadetlere evirmesinden, ekva yerine kr
etmeleri iktiza ediyor. Ve fakir ve zaf ksm ise; zten hapsin
haricinde onlara faidesiz sevablar, mes'uliyetli meakkat verdiinden,
bu hayrl, ok sevabl, mes'uliyetsiz ve arkadalarnn mtekabil
tesellileriyle hafifleen meakkat, onlar iin medar- krandr.
* * *



--- sh:(:317) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Kastamonu'da ehl-i takva bir zt, ekva tarznda dedi: "Ben
sukut etmiim. Eski halimi ve zevkleri ve nurlar kaybetmiim." Ben
de dedim: Belki terakki etmisin ki, nefsi okayan ve uhrev
meyvesini dnyada tattran ve hodbinlik hissini veren zevkleri,
keifleri geri brakp, daha yksek makama, mahviyet ve terk-i
enaniyet ve fni zevkleri aramamak ile umusun. Evet bir
ehemmiyetli ihsan- lah; ihsann, enaniyetini brakmayana ihsas
etmemektir.. t ucb ve gurura girmesin.
Kardelerim! Bu hakikata binaen, bu adam gibi dnen veya
hsn- zannn verdii parlak makamlar nazara alan ztlar, sizlere
bakp iinizde mahviyet ve tevazu ve hizmetkrlk kisvesiyle grnen
akirdleri di, mi adamlar grr ve der: "Bunlar m hakikat
kahramanlar ve dnyaya kar meydan okuyan? Heyhat! Bunlar
nerede, evliyalar bu zamanda ciz brakan bu kuds hizmet
mcahidleri nerede?" diyerek dost ise inkisar- hayale urar, muarz
ise kendi muhalefetini hakl bulur.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Sizin hapis meyveleriniz, benim nazarmda firdevs meyveleri
gibi hotur, kymetlidir. Benim sizler hakknda byk midlerimi ve
davalarm tasdik ve tahkik ettii gibi, tesandn kuvvetini pek gzel
gsterdi. O mbarek kalemler birletike, -drt eliflerin birlemesi
gibi -drt yz kymetini bu kadar ar tazyikat altnda izhar eyledi.
Ve bu mevve erait iinde vahdetinizi muhafaza eden halet-i
ruhiye, dnk davam isbat ediyor. Evet -temsilde hata yok- naslki
byk bir veli, kk bir ashab kadar hizmet-i slmiyede Ehl-i
Snnete mevki almad gibi, aynen yle de: "Bu zamanda hizmet-i
imaniyede hazz- nefsini brakp ve mahviyet ile tesand ve ittihad
muhafaza eden bir hlis kardeimiz, bir veliden ziyade mevki alyor."
diye kanaatm gelmi ve siz daima bu kanaatm takviye ediyorsunuz.
Cenab- Hak, sizlerden ebediyen raz olsun, mn!
* * *




-- sh:(:318) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Meyve Risalesi ok ehemmiyetli ve ok kymetlidir. mid
ederim, bir zaman byk ftuhat yapacak. Sizler tam kymetini
anlamsnz ki, bu dershaneyi derssiz brakmadnz. Ben kendi
hesabma derim: Bu kadar zahmet ve masrafmzn meyvesi; yalnz bu
risale ve Mdafaa Risalesi ve sizler ile beraber bir yerde bulunmak
dahi olsa; o masraf, o zahmeti hie indirir ve bu musibetin on mislini
de eksem yine ucuz der.
ok tecrbelerle ve bilhassa bu sk ve skntl hapiste kat'
kanaatm gelmi ki: Risale-i Nur ile kraeten ve kitabeten itigal,
sknty ok hafifletirir, ferah verir. Megul olmadm zaman o
musibet tezauf edip lzumsuz eylerle beni mteessir eder. Baz
esbaba binaen, ben en ziyade Hsrev'i ve Hfz Ali, Tahir'yi (R.H.)
skntda tahmin ettiim halde, en ziyade temkin ve teslim ve rahat-
kalb, onlarda ve beraberlerinde bulunanlarda gryordum. "Acaba
neden?" der idim. imdi anladm ki; onlar hakik vazifelerini
yapyorlar, malayani eylerle itigal etmediklerinden ve kaza ve
kaderin vazifelerine karmadklarndan ve enaniyetten gelen
hodfruluk ve tenkid ve tela etmediklerinden, temkinleriyle ve
metanet ve itminan- kalbleriyle Risale-i Nur akirdlerinin yzlerini ak
ettiler, zndkaya kar Risale-i Nur'un manev kuvvetini gsterdiler.
Cenab- Hak, onlardaki nihayet tevazu ve mahviyette tam izzet ve
kahramanlk seciyesini umum kardelerimize temil ettirsin, mn!
* * *
Kardelerim!
Gaflet ve dnyaperestlikten kan dehetli bir enaniyet, bu
zamanda hkmediyor. Onun iin ehl-i hakikat, -hatt meru bir tarzda
dahi olsa- enaniyetten, hodfruluktan vazgemeleri lzm
olduundan, Risale-i Nur'un hakik akirdleri, buz paras olan
enaniyetlerini ahs- manevde ve havz- mterekte erittiklerinden,
inallah bu frtnada sarslmayacaklar. Evet, mnafklarn
ehemmiyetli ve tecrbeli bir pln; byle herbiri birer zabit, birer
hkim hkmndeki ehas mterek bir mes'elede byle kanmak ve
birbirini tenkid etmek asabiyetini veren skntl yerlerde toplattrr,
bouturur, manev kuvvetlerini dattrr. Sonra kuvvetini
kaybedenleri kolayca



--- sh:(:319) ----
tokatlar, vurur. Risale-i Nur akirdleri, hllet ve uhuvvet ve fena fi-l
ihvan mesleinde gittiklerinden, inallah bu tecrbeli ve mnafkane
pln da akm brakacaklar.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Eski zamanda bir eyhin mridleri pek ok olmasndan, o
memleketin hkmeti siyasete tela edip onun cemaatini datmak
istemi. O zt, hkmete demi: "Benim yalnz bir buuk mridim
var, baka yok. sterseniz tecrbe edeceiz." O zt bir yerde adr
kurdu, kendi binler mridlerini oraya toplatt. O da emretti: "Ben bir
imtihan yapacam. Her kim benim mridim ise ve emri kabul etse,
Cennet'e gidecek." adra birer birer ard. Gizli bir koyun kesti;
gya has bir mridini kesti, Cennet'e gnderdi. O kan gren binler
mridler daha hi biri eyhi dinlemedi, inkra baladlar. Yalnz bir
adam dedi: "Bam feda olsun." Yanna gitti. Sonra bir kadn dahi
gitti, bakalar daldlar. O zt hkmet adamlarna dedi: "te benim
bir buuk mridim bulunduunu grdnz."
Cenab- Hakk'a yzbinler krler olsun ki; Risale-i Nur,
Eskiehir imtihan ve mahkemesinde, akirdlerinden yalnz bir buuk
kaybetti. O eski eyhin aksine olarak Isparta ve civar kahramanlarnn
himmetiyle o zayi' olan bir buuk adam yerine onbin ilve oldu.
nallah, bu imtihanda dahi hem ark, hem garbn kahramanlarnn
himmetleriyle, oklar kaybedilmeyecek ve bir giden yerine on
girecek.
* * *
Bir zaman, mslim olmayan bir zt, tarkattan hilafet almak
iin bir are bulmu ve irada balam. Terbiyesindeki mridleri
terakkiye balarken, birisi kefen mridlerini gayet sukutta grm.
O zt ise ferasetiyle bildi, o mridine dedi: "te beni anladn." O da
dedi: "Madem senin iradn ile bu makam buldum, seni bundan sonra
daha ziyade bamda tutacam." diye Cenab- Hakk'a yalvarm, o
bare eyhini kurtarm; birdenbire terakki edip btn mridlerinden
gemi, yine onlara mrid-i hakik kalm. Demek bazan bir mrid,
eyhinin eyhi oluyor. Ve asl hner, kardeini fena grd vakit onu
terketmek deil, belki daha ziyade uhuvvetini kuvvetletirip slahna
almak, ehl-i sadakatn e'nidir.
--- sh:(:320) ----
Mnafklar, byle vaziyetlerde kardelerin tesandn ve birbirine
kar hsn- zanlarn bozmak iin derler: "te o kadar ehemmiyet
verdiin ztlar; di, ciz insanlardr." Her ne ise, musibette geri ok
zararmz var, fakat umum lem-i slm alkadar edecek bir keyfiyet,
bir vaziyet olmasndan pek ok ucuz olarak pek byk kymeti var.
Buna benzer vukua gelen hdiseler, ya siyaset-i diniye veya baka
sebebler ile umum lem-i slm namna olamadlar.
* * *
Eski Said'in matbu' "Lemaat" bandaki acib imzas az tayir
ile imdiki halime ve yetmiinci sene-i mrme tam muvafk gelmesi
cihetiyle yazdm. Mnasib grseniz hem mdafaatn, hem Meyve'nin,
hem kk mektublarn hirinde imza yerinde yazarsnz. te o garib
imza, gelen buuk satrdr:
_..!
Yklm bir mezarm ki, ylmtr iinde Said'den altm
dokuz emvat b-sam (*) lma
Yetmiinci olmutur, mezara bir mezar ta, beraber alyor
hsran- slm'a
midim var ki, istikbal semavat zemin-i Asya, bhem olur
teslim yed-i beyza-i slma
Zira yemin-i ymn- imandr; verir emn- eman emniyeti
enma.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Sizin tesandnze benim ziyade ehemmiyet verdiimin
sebebi yalnz bize ve Risale-i Nur'a menfaati iin deil, belki tahkik
imann dairesinde olmayan ve nokta-i istinada ve sarslmayan bir
cemaatin kat' bulduklar bir hakikata dayanmaa pek ok muhta
bulunan avam- ehl-i iman iin dalalet cereyanlarna kar ylmaz,
ekilmez, bozulmaz, aldatmaz bir merci', bir mrid, bir hccet olmak
cihetiyle sizin kuvvetli tesandnz gren kanaat eder ki; bir hakikat
var, hi bir eye feda edilmez, ehl-i dalalete ban emez, malub
olmaz diye kuvve-i maneviyesi ve iman kuvvet bulur, ehl-i dnyaya
ve sefahete iltihaktan kurtulur.
* * *

(*): Gnahlar demek.
--- sh:(:321) ----
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Sakn sakn mnakaa etmeyiniz, casus kulaklar istifade
ederler. Hakl olsa, haksz olsa bu halimizde mnakaa eden hakszdr.
Bir dirhem hakk varsa, mnakaa ile bin dirhem bizlere zarar
dokunabilir. Bir zaman Eskiehir hapsinde titiz kardelerime
sylediim bir hikyeyi tekrar ediyorum: Eski harb-i umumde
Rusya'nn imalinde doksan zabitimiz ile beraber bir uzun kouta esir
olarak bulunuyorduk. O ztlarn bana kar haddimden ok ziyade
tevecchleri bulunmasndan, nasihatla grltlere meydan
vermezdim. Fakat birden asabiyet ve skntdan gelen bir titizlik,
iddetli mnakaalara sebebiyet vermeye balad. Ben de -drt
adama dedim: Siz nerede grlt iitseniz, gidiniz haksza yardm
ediniz. Onlar dahi yle yaptlar, zararl mnakaalar kalkt. Benden
sordular: "Neden bu haksz tedbiri yaptn?" Dedim: Hakl adam,
insafl olur; bir dirhem hakkn, istirahat- umumnin yz dirhem
menfaatine feda eder. Haksz ise ekseriyetle enaniyetli olur, feda
etmez, grlt oalr.
Kardelerim! Siz, kk mektublar risalesinde medar- teselli
ve sabr ve tahamml iin yazlan paralar dikkatle ve tekrarla
okuyunuz. Ben, en zafiniz ve bu skntl musibetten en ziyade
hissedarm. ok kr tahamml ediyorum ve btn suu bana
ykleyenlerden hi gcenmedim ve vahdet-i mes'ele itibariyle yalnz
kendini mdafaa ederek zmnen cem'iyet ve suu bize tahmil
edenlerden dahi sklmadm. Madem kardeiz, beni bu sabrda taklid
etmenizi sizden rica ederim.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim ve bu misafirhane-i dnyada
arkadalarm!
Ben bu gece Eski Said'in izzetli damaryla, ellerimiz kelepeli
beraber





--- sh:(:322) ----
mahkemeye sngl neferat ile sevkimizi dndm. iddetli bir
hiddet geldi. Birden kalbe ihtar edildi ki: Hiddet deil, belki kemal-i
iftiharla, kr ve sevinle bu vaziyeti karlamak lzmdr. nki
zuur ve hadd hesaba gelmeyen melek ve ruhanlerin ve insanlardan
ehl-i hakikatn ve ashab- vicdann ve iman- tahkik sahiblerinin
nazarlarnda, hak ve hakikat ve Kur'an ve iman yolunda bu asra
meydan okuyan bir kahramanlar kafilesi suretinde grnyorlar.
Bunlarn tevecch ise rahmet-i lahiyeyi ve kabul- Rabbaniyeyi
gsteren bu yksek takdir ve tahsinlerine kar, mahdud bir ksm
serseri ve haylaz ve sefihlerin tahkirkrane nazarlarnn hibir
ehemmiyeti olamaz. Hatt bir gn hastalk iin araba ile gittiim
zaman, ok arlk hissettim. Ve sonra sizin gibi elim bal beraber
gittiim vakit, byk bir inirah ve manev bir ferah hissettim. Demek
o hal, bu srdan ileri gelmi.
ok defa sylediim gibi yine tekrar ediyorum ki; tarihte
Risale-i Nur akirdleri gibi hak yolunda pek ok hizmet eden ve pek
ok sevab kazanan ve pek az zahmet eken grlmyor. Biz ne kadar
meakkat eksek, yine ucuzdur.
* * *
...-_,.;.__.;, ..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Bu musibetimizden kamak ve kurtulmak, iki cihetle kabil
deildi:
Birincisi: Kader-i lah ksmetimizin bir ksmn buradan bize
yedirmek iin her halde gelecek idik. En hayrls bu tarzdr.
kincisi: Aleyhimize evrilen dolaptan kurtulmak imkn
bulmadk. Ben hissetmitim, fakat are yoktu. Bare merhum eyh
Abdlhakm, eyh Abdlbki kurtulamadlar. Demek bu musibette
biz birbirimizden ekva etmek; hem haksz, hem manasz, hem zararl,
hem Risale-i Nur'dan bir nevi ksmektir. Sakn sakn, has rknlerin
gsterdikleri faaliyeti bu musibete bir sebeb grp onlardan gcenmek
ise, Risale-i Nur'dan ekilmek ve hakaik-i imaniyeyi




--- sh:(:323) ----
renmeden piman olmaktr. Bu ise, madd musibetten daha byk
bir manev musibettir. Ben kasem ile temin ederim ki: Sizin
herbirinizden yirmi-otuz derece ziyade bu musibette hissedar olduum
halde, niyet-i hlise ile faaliyet gstermelerinden, ihtiyatszl
yznden gelen bu musibet on defa daha fazla olsa da yine onlardan
gcenmem. Hem gemi eylere itiraz etmek manaszdr. nki tamiri
kabil deil.
Kardelerim! Merak musibeti ikiletirir, madd musibeti kalbde
de yerletirmek iin bir kk olur; hem kadere kar bir nevi itiraz ve
tenkidi ve rahmete kar bir nevi ittiham imam eder. Madem her
eyde bir gzellik ciheti var ve rahmetin bir cilvesi var ve kader adalet
ve hikmetle i grr; elbette bu zamanda umum lem-i slm alkadar
edecek bir kuds vazife yznden hafif bir zahmete ehemmiyet
vermemekle mkellefiz.
* * *
(Cz' ve lzumsuz bir di halimi size yazmak cab etti.)
Kardelerim! Benim kat' kanaatm geldi ki; nazar, beni
iddetle mteessir ve hasta eder. ok defa tecrbe ettim. Ben ruh u
canla size her vaziyette arkada olmak istiyorum, fakat
,,.!_,!,,..!_.-!_-.,L.!mehur kaide ile nazar
beni vurur. nki bana bakan, ya iddetli adavetle veya takdir ile
nazar eder. Bu iki nazar dahi baz insanlarn bir hasiyet-i isabet srryla
bakmasnda bulunur. Bunun iin, mmkn olsa, mecbur etmezlerse
sizin ile beraber mahkemeye her vakit gelmemek niyet ettim.
* * *
...-_,.;.__.;, ..-,....
Aziz kardelerim!
Bu fecirde birden bir fkra ihtar edildi. Evet ben de Hsrev'in








--- sh:(:324) ----
zelzele hakknda tafsilen yazd keramet-i Nuriyeyi tasdik ederim ve
kanaatm da o merkezdedir. nki Risale-i Nur ve akirdlerine drt
defa iddetli taarruzlarn ayn zamannda drt defa dehetli zelzelenin
hcumu tam tamna tevafuklar tesadf olmad gibi; Risale-i Nur'un
iki merkez-i intiar olan Isparta ve Kastamonu'nun sair yerlere
nisbeten fttan mahfuz kalmalar ve Sure-i Ve'l-Asr iaretiyle,
hirzamann en byk bir hasaret-i insaniyesi olan bu ikinci harb-i
umumden are-i necat ise iman ve amel-i slih olmasndan, Risale-i
Nur'un Anadolu'nun her tarafnda iman- tahkikyi neri zamanna
Anadolu'nun fevkalde olarak bu hasaret-i azme-i harbiyeden
kurtulmas tam tamna tevafuku dahi tesadf olamaz. Hem Risale-i
Nur'un hizmetine zarar veren veya hizmette kusur edenlere ayn
zamannda gelen efkat veya hiddet tokatlarnn yzer vukuatlar tam
tamna tevafuklar tesadf olmad gibi, Risale-i Nur'a hsn- hizmet
edenlerin hemen hemen bilistisna maietinde vs'at ve bereket ve
kalbinde meserret ve rahat grmelerinin binler hdiseleri dahi tesadf
olamaz.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
.!.,..-.._,,-!ve
,:!,,-,..,,:;_..
srryla, Risale-i Nur'un en mahrem paralar, en nmahremlerin
ellerine gemek ve en mtekebbirlerin balarna vurmak ve en
batakilerin yanllarn gstermek iin "srran tenevverat"
perdesinden kt. imdiye kadar mes'ele kltlmek isteniliyordu.
Fakat naslsa bildiler ki; mes'ele pek byktr ve ehemmiyetle celb-i
dikkat ise Risale-i Nur'un parlak ftuhatna ve dmanlarna da
hayretle kendini okutmasna yol aar. Hatt Eskiehir
Mahkemesindeki ok mtemerridleri ve mtehayyirleri ve muhtalar
tenvir edip kurtard, o zahmetimizi rahmete evirdi. nallah bu defa
daha geni bir sahada, daha ok mahkemeler ve merkezlerde o kuds
hizmeti grecek. Evet Risale-i Nur'un tarz- beyann gren, lkayd
kalamaz. Baka eserler gibi yalnz akl ve kalbi deil, belki nefsi de ve
hissiyat da msahhar eder.


--- sh:(:325) ----
Sizin tahliyeniz bu hakikata zarar vermez; fakat benim
beraetim, zarardr. Umum lem-i slm alkadar eden bir hakikatn
hatr iin deil yalnz dnya hayatn, belki lzum olsa uhrev
hayatm ve saadetimi dahi ehl-i imann Risale-i Nur ile saadetleri iin
feda etmeyi nefsim de kabul ediyor.
* * *
Burada ba yazlmayan zelzele hdisesinin mba'di
Hsrev'in mektubunda:
Daha sonra baka bir gazetede, tamamlayc ve hayret verici u
malmatlar grdm: Zelzeleden evvel kediler, kpekler er beer
olarak toplanmlar, sessiz olarak, dnceli gibi alk alk birbirine
bakarak bir mddet beraber oturmular, sonra dalmlar. Gerek
zelzele olurken ve gerekse olmadan evvel veya olduktan sonra bu
hayvanlardan hibiri grlmemi; kasabalardan uzaklaarak krlara
gitmiler. Bir garibi de udur ki: Bu hayvanlar isyanmzdan
mtevellid olan bamza gelecek felketleri lisan- halleriyle haber
verdiklerini yazyorlar da biz anlamyoruz diyerek taaccb ediyorlar.
te Bedizzaman'n uzun senelerden beri "Zndklar Risale-i
Nur'a dokunmasnlar ve akirdlerine ilimesinler. Eer dokunurlarsa
ve iliirlerse yaknnda bekleyen felketler, onlar yz defa piman
edecek." diye Risale-i Nur ile haber verdii yzler hdisat iinde ite
zelzele eliyle doruluunu imza ederek gelen drt hakikatl felket
daha... Cenab- Hak bize ve Risale-i Nur'a taarruz edenlerin kalblerine
iman, balarna hakikat grecek akl ihsan etsin. Bizi bu zindanlardan,
onlar da felketlerden kurtarsn, mn!
Hsrev
* * *
Aziz, sddk kardelerim ve musibet arkadalarm!
Sizin iinizde mbarek limler ve licenab mdebbirler ve
hlis fedakr akirdler bulunmasndan byk bir itimad ile size
gveniyordum ki; kuvvetli ve dessas ve kesretli dmanlarmza kar
vahdetinizi ve tesandnz muhafaza edeceksiniz diye istirahat
ederdim, sizin ile megul olmazdm. Birka noktay beyan etmek
lzum oldu.




--- sh:(:326) ----
Birincisi: Tahliyeniz uzamamak iin ben, Ankara'ya birey
gnderip mracaat etmeyecektim. Fakat mahkeme, mahrem ve gayr-
mahrem risaleleri ve eski ve yeni mektublar kartrarak Ankara'ya
gnderdiinden, mecburiyetle buradaki ehl-i vukuf gibi mahrem
risaleleri esas ederek oradaki ehl-i vukuf aleyhimize hkmetmemek
iin mahremlere, hususan Beinci ua'n Sfyan ve slm Deccal
hakknda gayet kuvvetli cevab veren Mdafaat Risalesi'ni ve felsefe-i
tabiiyenin verdii kfr- maruraneyi ve iman aleyhinde cr'etkrane
tecavzn kran Meyve Risalesi'ni o makamata gndermek zarur ve
lzm idi.
kinci Nokta: Aziz kardelerim! Sizin bu ehemmiyetli
mektubunuzun cevabn yazarken, benim elime ayn mektubu verdiler.
"kinci Nokta"ya baladm, kald. te tamam ediyorum, dikkat ediniz.
Eer bu fikrin faidesiz avukatnz tarafndan tervici varsa, her halde
mahkmiyetimize tarafdar olanlarn bir tedbiridir ki; Ankara'daki ehl-i
vukuf buradaki ehl-i vukuf gibi, nerolunmayan mahrem ve hususan
Beinci ua risalelerini esas edip, btn Risale-i Nur'a temil edip
msadere etmek ve Beinci ua'n mes'elelerini, Risale-i Nur'u okuyan
btn bare talebelerin dersleridir diye, onlar benim suumla tam
balamak iin dehetli bir plndr. Beni konumaktan men'etmek ve
yazdklarm msadere ile Ankara'ya gndermemek fikriyle mdr ve
mddeiumum muavini mkilat vermeleri kuvvetli bir emaredir ki;
mdafaatn cerhedilmez cevablar yetimeden Ankara aleyhimize
hkm vermek iindir.
nc Nokta: Zten mes'eleyi uzatacak ehemmiyetli
kitablar ve evraklar ve mdafaalar dahi Ankara'ya gndereceini,
mahkeme reisi o gn syledi. Elbette imdi yetimi. imdi benim
muntazam ve izahl iki mdafaanamem gitse, belki mes'eleyi abuk
halleder, mes'ele uzanmaz, ta'cil eder, abuk aile sahibleri kurtulurlar.
Fakat ben ve benim gibi alkaszlar kurtulmaya deil, belki hakaik-i
imaniyeyi mlhidlere, mrtedlere kar mdafaa etmek iin, en msaid
bir yer olan hapiste kalmak lzmdr.
Drdnc Nokta: Risale-i Nur beraet etmezse ve benim
mdafaatm nazara alnmazsa; faidesiz, zahir inkrnz sizi
kurtarmayacak. Vahdet-i mes'ele haysiyetiyle biz birbirimizle
balanmz; yalnz mnasebetleri pek az bulunan bir ksm arkadalar
kurtulabilirler.

--- sh:(:327) ----
Eskiehir Mahkemesi, bunu bilfiil gsterdi. Bir seneden beri, gayet
dikkatle iimize casuslar sokan ve safdil ve cr'etkr talebelerin
ifaatn zabteden ve bil'iltizam bizi perian ve mesleimizden piman
etmek iin her vesileyi istimal eden, hatt aleyhimize eyh
Abdlhakm'i sevkettikleri halde, onu ve eyh Abdlbki'yi ve bana
arasra itiraz eden eyh Sleyman' bizim gibi perian eden adamlara
kar inkrlarnz ve kamanz, onlarn kanaat- vicdaniye dedikleri
dncelerinde be para etmez ve Eskiehir'de dahi etmedi.
Beinci Nokta: Biz hem burada, hem Eskiehir'de tecrbe ile
kat' anladk ki: Biz, vahdet-i mes'ele cihetiyle tam bir tesande
iddetle muhtacz. Skntdan gelen gcenmekler ve titizlikler ve
itirazlar, bizim perianiyetimizi ikiletirir. Maatteessf en ziyade
gvendiim ve itimad ettiim, sizlerdiniz. Baz hatrma bir tela
geldii vakit, stanbul'dan gelen kmil ve sddk hocalar ve
Kastamonu Vilayetinde fevkalde sadakat gsteren ztlar tahattur ile
o endiem zil olurdu. Dikkat ediniz, kfr- mutlak mdafaa eden
gizli komite iinize parmak sokmasn. Benim komudaki koua
parman soktu, beni azab iinde brakt. imdi siz, mabeyninizde
mnakaasz bir meveret ediniz. Kararnz kabul ederim. Fakat
benim mdafaatm t Ankara'ya gitse ve medar- nazar olsa, buradaki
mahkeme, kurtulmas mmkn olanlar hakknda kararn vermek
ihtimalini; hem imdi bizimle uraan ve Abdlbki ve Abdlhakm
ve Hac Sleyman' nefyeden ve Yeil emsi'yi tahliyeden sonra
burada durduran adamlar, elbette Hfz Mehmed ve ve Seyyid efik
gibi salabet-i diniyeleri ile ve onlarn lm reislerine ve suretine ba
ememesiyle ve ilhad ve bid'alara tarafdarlklarn gstermemesiyle
beraber, serbest brakmamak ihtimalini de; hem Risale-i Nur'un
tesettr perdesinden kp gayet byk ve umum bir mes'elede kendi
kendine merkezlerinde mbarezesi zamannda akirdlerini arkasnda
bulmak ve kamamakla sarslmaz ve malub olmaz bir hakikata
balandklarn mtereddid ve mtehayyir ehl-i imana gstermesi
gayet lzumlu olduunu dahi nazarnza ve meveretinize alnz. Sakn
sakn birbirinizin kusuruna bakmayn; hiddet yerinde hrmet ediniz,
itiraz yerinde yardm ediniz.
* * *




--- sh:(:328) ----
Aziz, sddk ve sadk kardelerim!
Ben birka gndr bir duam deitirdim. imdiye kadar bazan
yz defa tekrar ile ..!,..,veya ,gibi dualarda
_,...!,.!_..,,..cmlesinden _,...!kelimesini
kaldrdm; t ki ruhsatla amele kendini mecbur bilen ve skntnn
verdii evham ve me'yusiyet cihetiyle zahir inkr ve ekinmekle
azimet ve sadakata muhalif hareket eden kardelerimiz o dualardan
mahrum kalmasnlar.
* * *
..-,....
Aziz kardeim Hfz Ali!
Hastalna merak etme. Cenab- Hak ifa versin mn! Hapiste
herbir saat ibadet oniki saat ibadet yerinde bulunmasndan, ok
krlsn. l istersen, bir ksm dermanlar bende var, sana
gndereyim. Zten ortalkta bir hafif hastalk var. Ben mahkemeye
gittiim gn, herhalde hasta oluyorum. Belki sen bana yardm etmek
iin, eski zamanda birbirinin bedeline hasta olmas ve lmesi gibi
hrika fedakrlk gsteren ztlar gibi, benim bir para rahatszlm
aldn.
* * *
[Gzel ve tam yerinde bir ta'ziyename]
Aziz, sddk kardelerim!
;-,,!..,.!.. ,,.._:!
Ben hem kendimi, hem sizi, hem Risale-i Nur'u ta'ziye ve merhum
Hfz Ali'yi ve Denizli Mezaristann tebrik ediyorum. Meyve
Risalesi'nin hakikatn ilmelyakn ile bilen bu kahraman kardeimiz,
aynelyakn ve hakkalyakn makamna kmak iin, kabre cesedini
brakp melekler gibi yldzlarda, lem-i ervahta seyahata gitti ve tam
vazifesini yapp




--- sh:(:329) ----
terhisle istirahata ekildi. Cenab- Erhamrrhimn, Risale-i Nur'un
btn yazlan ve okunan harfleri adedince defter-i a'maline hasenat
yazdrsn. mn! Ve onlarn saysnca onun ruhuna rahmetler
yadrsn, mn! Ve kabrinde Kur'an, Risale-i Nur'u ona irin ve ens
arkada eylesin. mn! Ve Nur fabrikasna onun yerine on kahraman
ihsan edip altrsn. mn! mn! mn! Siz dahi benim gibi
dualarnzda onu ydediniz. Bin lisan onun lisan yerine istimal edip, o
kaybettii bir hayat ve bir dil yerinde manev bin hayat kazand diye
rahmet-i lahiyeden midvarz.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Cenab- Erhamrrhimn'e hadsiz kr olsun ki; bu acib
zamanda ve garib yerde, talebe-i ulmun kymetli erefini ve
ehemmiyetli hizmetlerini kazanmay sizler vastasyla bizlere de
myesser eyledi. Ehl-i kef-el kuburun mahedesiyle, mteaddid
vakatla, tahsil-i ulm annda vefat eden baz mtak ve cidd bir
talebe-i ulm, ehidler gibi kendini hayatta ve kendi dersiyle megul
gryor. Hatt mehur bir ehl-i kef-el kubur, vefat eden ve ilm-i Sarf
ve Nahiv okuyan bir talebenin kabrinde, Mnker Nekir'e nasl cevab
verecek diye murakabe etmi ve mahede edip iitmi ki: Melek-i
sual ondan sordu: ,,_. "Senin rabbin kimdir?" dedii zaman o
Nahiv dersiyle itigal ederken vefat eden talebe, o melein cevabnda
demi: "_.mbtedadr, ,,onun haberidir." Nahiv ilmince cevab
vermi, kendini medresede zannetmi. te bu vakaya muvafk olarak
ben merhum Hfz Ali'yi aynen hayattaki gibi Risale-i Nur'la megul
olarak en yksek bir ilimde alan bir talebe-i ulm vaziyetinde ve
tam ehidler mertebesinde ve tarz- hayatlarnda biliyorum ve o kanaat
ile ona ve onun gibi Mehmed Zhd'ye ve Hfz Mehmed'e baz
dualarmda derim: Ya Rabbi! Bunlar kyamete kadar Risale-i Nur
kisvesinde hakaik-i imaniye ve esrar- Kur'aniye ile kemal-i ferah ve
sevinle megul eyle. mn!
* * *




--- sh:(:330) ----
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Ben merhum Hfz Ali'yi unutamyorum. Onun acs beni ok
sarsyor. Eski zamanlarda bazan byle fedakr ztlar, kendi dostu
yerine lyorlard. Zannederim, o merhum benim yerimde gitti. Onun
fevkalde hizmetini eer sizler gibi o sistemde ztlar yapmasa idi;
Kur'ana, slmiyete byk bir zayiat olurdu. Ben, onun vrisleri olan
sizleri tahattur ettike o ac gidiyor, bir inirah geliyor. Medar-
hayrettir ki; ben imdi onun manev, belki madd hayatyla lem-i
berzaha gitmesi cihetiyle, o leme gitmek iin bende bir itiyak zuhur
etti ve ruhuma baka bir perde ald. Naslki buradan Isparta'daki
kardelerimize selm gnderip muarefe, muhabere ile sohbet
ediyoruz; aynen yle de: Hfz Ali'nin tavattun ettii lem-i berzah;
nazarmda Isparta, Kastamonu gibi olmu. Hatt bu gece, mesmuatma
gre buradan birisi oraya gnderilmi. On defadan ziyade teessf
ettim. Ne iin Hfz Ali'ye onunla selm gndermedim. Sonra ihtar
edildi ki: Selm gndermek iin vastalara ihtiya yok; kuvvetli
rabtas telefon gibidir, hem o gelir alr. O byk ehid, Denizli'yi
bana sevdiriyor, daha buradan gitmek istemiyorum. O ve Mehmed
Zhd ve Hfz Mehmed, hayatlarnda grdkleri vazife-i imaniye ve
Nuriyeye devam ediyorlar. Onlar pek yakndan temaa ediyorlar, belki
de yardm ediyorlar. Evliya-y azmenin dairesinde kymetli hizmet
noktasnda mevki almalarndan, ben de o ikisinin Hfz Mehmed'le
beraber isimlerini silsilemde aktablarn isimleri yannda ydedip
hediyelerimi balyorum.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Sizdeki ihlas ve sadakat ve metanet, imdiki ar skntlarda
birbirinizin kusuruna bakmamaya ve setretmeye kfi bir sebebdir ve
Risale-i Nur zinciriyle kuvvetli uhuvvet yle bir hasenedir ki, bin
seyyieyi affettirir. Hairde adalet-i lahiye, hasenelerin seyyielere
racih gelmesiyle affettiine binaen, siz de hasenelerin rchanna gre
muhabbet ve afv muamelesini yapmak lzmdr. Yoksa bir




--- sh:(:331) ----
seyyie ile hiddet etmek, skntdan gelen bir titizlik, bir asabilik ile
zararl bir hiddet, iki cihetle zulm olur. nallah, birbirinize srurda
ve tesellide yardm edip sknty hie indirirsiniz.
* * *
Aziz, sddk, mbarek kardelerim!
Birka gndr sizin ile konumadmn sebebi, imdiye kadar
emsalini grmediim iddetli ve zehirli bir hastalktr. Ben, Risale-i
Nur hesabna hir mrme kadar Nur ve Gl dairesindeki sebatkr ve
metin ve sarslmaz kardelerimle, Kastamonu'lu fedakrlar ile ebeden
mteekkirane iftihar ediyorum ve onlarla btn zalimlerin
skntlarna kar bir kuvvetli nokta-i istinad ve tam bir teselli
buluyorum. imdi lsem, onlar var diye ferah- kalble ecelimi
karlayacam.
Ehl-i dnya, ben onlarla mbareze ediyorum diye aslsz
tevehhm ederek beni hapse attlar. Fakat kader-i lah, ben onlarla
konumadm ve slah- hallerine almadmdan beni hapse att.
Ve hapiste yalnz birka arkadamla kalsam Ankara makamatna
kar lem-i slm alkadar edecek bir alen muhakeme isteyeceim
ve dava edeceim ve Meyve Risalesi'ni ve mdafaat paralarn yeni
harfle mteaddid nshalar karp mhim makamata gndereceiz
inallah.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bu nevi hadsler, mteabih ksmndandrlar. Hem cz' ve
husus deiller, umum yerlere bakmyorlar. Bu rakam ise, mmetinin
bana gelen din fitnelerden yalnz birtek zaman ve Hicaz ve Irak'
misal olarak gsterir. Zten Abbaslerin zamannda, o tarihte
Mu'tezile, Rfz, Cebr ve perde altnda zndklar, mlhidler,
slmiyeti zedeleyen ok frak- dlle meydana gelmitiler. eriat ve
itikad noktasnda ehemmiyetli sarsntlar olmas hengmnda, Buhar,
Mslim, mam- A'zam, mam- afi, mam- Mlik, mam- Ahmed
bn-i Hanbel ve mam- Gazal ve Gavs- A'zam ve Cneyd-i Badad
gibi pekok eazm- slmiye imdada yetiip o fitne-i diniyeyi malub
ettiler. O tarihten yz sene sonraya




--- sh:(:332) ----
kadar o galebe devam ile beraber, perde altnda yine o ehl-i dalalet
frkalar, siyaset yoluyla Hlgu Cengiz fitnesini slmlarn bana
getirdiler. Bu fitneden hem hads, hem Hazret-i Ali Radyallah Anh
sarih bir surette ayn tarihiyle iaret ediyorlar. Sonra bu zamanmzn
fitnesi en byk bir fitne olduundan, hem mteaddid hadsler, hem
ok iarat- Kur'aniye ayn tarihiyle haber veriyorlar. Buna kyasen,
mmetin geirecei safahat kll bir surette bir hads beyan ettii
vakit, bazan o kllnin birtek hdisesini, misal olarak tarihi gsterir.
Byle mteabih ve manas tamam anlalmayan hadslerin Risale-i
Nur eczalar kat' bir surette tevillerini beyan etmi. Yirmidrdnc
Sz'de ve Beinci ua'da, bu hakikat dsturlarla beyan etmi.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Birbirinizi enaniyetle veya sadakatszlkla ittiham etmemek
iin, bir hakikat beyan etmek ihtar edildi.
Ben bir zaman enaniyetini brakm ve nefs-i emmaresi
kalmam byk evliyadan iddetli bir surette nefs-i emmareden
ikayet ettiini grdm, hayrette kaldm. Sonra kat' bildim ki, hir
mre kadar mcahede-i nefsiyenin sevabdar devam iin nefs-i
emmarenin lmesi zerine onun cihazat damarlara ve hissiyata
devredilir, mcahede devam eder. te o byk evliyalar, bu ikinci
dmandan ve nefsin vrisinden ikayet ederler. Hem manev kymet
ve makam ve meziyet, bu dnyaya bakmyor ki, kendini ihsas etsin.
Hatt en byk makamda bulunanlardan baz ztlara verilen byk bir
ihsan- lahyi hissetmediklerinden, kendilerini herkesten ziyade
bare ve mflis telakki etmeleri gsteriyor ki; avamn nazarnda
medar- kemalt zannedilen kef keramet ve ezvak u envr, o
manev kymet ve makamlara medar ve mehenk olamaz. Sahabelerin
bir saati, baka velilerin bir gn, belki bir illesi kadar kymeti olduu
halde; keif ve manev hrikulde hlta evliya gibi mazhariyetleri her
sahabede olmamas, bu hakikat isbat ediyor.
te kardelerim! Dikkat ediniz; sizin nefs-i emmareniz, kyas-
binnefs cihetinde, s'-i zan noktasnda sizleri aldatmasn; Risale-i Nur
terbiye etmiyor diye bhelendirmesin.
* * *



--- sh:(:333) ----
..-,....
Risale-i Nur'un Genlik Rehberi'nde ve Meyve Risalesi'ndeki
be mes'elesinin haylaz genlerde dokuz tokad Risale-i Nur'un bir
latif kerameti olduunu o genler dahi tasdik ediyorlar.
Birincisi: Bana hizmet eden Feyzi. Ona bidayette dedim: Sen
"Meyve"nin bir dersinde bulundun, haylazlk yapma. O yapt, birden
tokat yedi, bir hafta eli bal kald.
Evet, dorudur.
Feyzi
kincisi: Bana hizmet eden ve "Meyve"yi yazan Ali Rza. Bir
gn yazdn ona ders verecektim. O haylazlndan yemek piirmek
bahanesi ile gelmedi, birden tokat yedi. O vakit onun tenceresi salam
iken, dibi, yemei ile beraber tamamen dt.
Evet, dorudur.
Ali Rza
ncs: Ziya. "Meyve"nin genlie ve namaza dair
mes'elelerini kendine yazd, namaza balad. Fakat haylazlk yapt,
namaz ve yazy brakt. Birden, o vakitte tokat yedi. Hilaf- det ve
sebebsiz, ba stndeki sepeti ve elbiseleri yand. O kadar kalabalk
iinde yanncaya kadar kimse farknda olmamas, kasd bir efkat
tokad olduunu gsterdi.
Evet, dorudur.
Ziya
Drdncs: Mahmud. Ona "Meyve"den genlik ve namaz
mes'elelerini okudum ve dedim: "Kumar oynama, namaz kl." Kabul
etti. Fakat haylazlk galebe etti, namaz klmad ve kumar oynad.
Birden, hiddet tokatn yedi. -drt defada daima malub olup fakir
haliyle beraber krk lira ve sakosunu ve pantolonunu kumara verdi,
daha akl bana gelmedi.
Evet, dorudur.
Mahmud







--- sh:(:334) ----
Beincisi: Ondrt yanda Sleyman namnda bir ocuk,
ziyade haylazlk yapp bakalarnn da itihalarn ayordu. Ona
dedim: "Uslu dur, namazn kl. Senden byk haylazlarn iinde bu
halin, sana tehlike getirir." O, namaza balad, fakat yine namaz terk
ve haylazla girdi. Birden tokat yedi. Uyuz illetine mbtela oldu,
yirmi gndr yatanda yatmaa mecbur oldu.
Evet, dorudur.
Sleyman
Altncs: Bana bidayette hizmet eden mer, namaza balad,
arklar brakt. Fakat bir akam, kapya yakn bir ark kulama
geldi, evrad ile meguliyetime zarar verdi. Ben hiddet ettim, ktm
grdm ki; hilaf- det mer'dir. Ben de hilaf- det bir tokat vurdum.
Birden, sabahleyin hilaf- det olarak mer, baka hapse gnderildi.
Yedincisi: Hamza namnda onalt yanda sesi gzel
olmasndan ark sylyor, bakalarnn da itihalarn ayor,
haylazlk ediyordu. Ona dedim: "Byle yapma, tokat yiyeceksin."
Birden, ikinci gn bir eli yerinden kt, iki hafta azabn ekti.
Evet, dorudur.
Hamza
Bu gibi tokatlar var; fakat kt bitti, mana da bitti.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bir maarif vekili, perdeyi yznden kaldrd ve kfr- mutlak
baka bir kisvede gsterdi. Bizim son gnderdiimiz mdafaat daha
almadan baka saika ile o beyannameyi yazm. Geri ben, o daireye
gndermeyi dnmyordum; fakat kardelerimizin tensibiyle onlara
da gndermek hem mnasib, hem lzm olduunu bu hal gsterdi.
nki herhalde bu derece ilhadda taassub tayan bir vekil, Ankara'ya
gnderilen evrak ve mahrem risalelere kar lkayd kalmazd. Birden,
dorudan doruya cerhedilmez mdafaatlar bana vuruldu, ok iyi
oldu. nallah o dairede dahi Risale-i Nur lehinde kuvvetli bir
cereyan uyandracak.





--- sh:(:335) ----
Kardelerim! Madem bir ksmn mahiyetleri bu tarzdr; onlara,
o ksma teslim olmak, bir nevi intihardr; slmiyetten piman
olmaktr, belki dinden insilah etmektir. nki o derece ilhadda taassub
etmi ki; bizim gibilerden yalnz teslimiyetle ve tasannu' ile raz
olmuyorlar. "Kalbini ve vicdann brak, yalnz dnyaya al" derler.
te bu vaziyete kar inayet-i Rabbaniyeye dayanp metanet ve sabr
ve tevekkl ederek drt sandk Risale-i Nur eczalar o merkeze yetiip,
kuvvetli hakikatlar ile galebe almasna dua etmekten baka are
yoktur. Biz birbirimizden ekinmekle ve gcenmekle ve Risale-i
Nur'dan ekilmekle ve onlara teslim ve hatt iltihak etmekle faide
vermedii imdiye kadar tecrbe edildi. Hem hi merak etmeyiniz. O
vekilin o farfaral tela, za'fna ve tam korkusuna delalet eder.
Tecavze deil, belki tedafe mecburiyeti bildiriyor.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Homa'l kardelerimizden Ali namnda bir akird, Hfz Ali'nin
vefat gnlerinde vefat ettiini Sami Bey bana syledii gibi, Homa'l
kahramanlardan Mehmed Ali dahi bana yazd, Ben de o Ali'yi o byk
ehid Ali'ye ok dualarda arkada yaptm.
Bu yaknda, bizimle alkadar bir hanm, kardeimizin
ldn grmt. Tabiri: Bu iki Ali ve Risale-i Nur'a hapiste tabi
olmak isteyen aslan Mustafa, umumumuzun bedeline hirete gittiler
ve selmetimizin hesabna feda oldular demektir.
* * *
..-,....
Aziz, sddk, sarslmaz ve tevekkln mahiyetini ve
kymetini anlayan kardelerim!
Yirmi seneden beri hibir gazeteyi ne okumak ve ne sormak
merakm olmad halde, pek ok teessf ile, yalnz bir ksm zaf
kardelerimizin hatrlar iin bugn bir gazetenin bir bahsini grdm.
Bundan bildim ki; perde altnda ve stnde ehemmiyetli cereyanlar rol
oynuyorlar. Meydanda biz grndmzden, bizler o cereyanlarla
alkadar tevehhm ediliyoruz. nallah, Risale-i Nur'un drt sandk
kuvvetli cerhedilmez risaleleri ve pek kat' mdafaa defterleri,




--- sh:(:336) ----
bizim hakkmzda hem iman ve Kur'an, slm hakknda bir hayrl
netice verecekler. Biz onlarn dnyalarna karmadk ve
karacamz hibir cihetle daha tesbit edemediler. Mecburiyetle
btn Risale-i Nur'u Ankara tahkik iin istedi.
Madem hakikat budur ve madem imdiye kadar Risale-i
Nur'un hizmetinde inayet-i Rabbaniyenin tecellisini inkr edilmeyecek
derecede grdk; herbirimiz cz' ve kll bunu hissetmiiz ve madem
imdi siyasetin ve dnyann ok cereyanlarnn birbirine kar tahidat
oluyor ve madem elimizden kazaya rza ve kadere teslim ve hizmet-i
imaniye ve Kur'aniye ve Nuriyenin verdikleri byk ve kuds
teselliden baka bir ey gelmiyor; elbette bize en elzem i, tela
etmemek ve me'yus olmamak ve birbirinin kuvve-i maneviyesini
takviye etmek ve korkmamak ve tevekklle bu musibeti karlamak ve
habbeyi kubbe yapan farfaral gazetecilerin kubbelerini habbe grp
ehemmiyet vermemektir. Bu dnya hayat, hususan bu zamanda, bu
erait altnda kymeti yoktur. Baa ne gelse gelsin, ho grmeli.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
ki- kardelerimiz yle kendilerine bir gzel teselli
bulmular. Diyorlar ki:
"Bu hapiste bir ksm yeni kardelerimiz, bir-iki saat gayr-
meru' bir hareket yznden, bir-iki belki on sene bu musibet iinde
sabr ve tahamml ediyorlar. Hatt bir ksm krederek baka
gnahlardan kurtulduk dedikleri halde; biz Risale-i Nur vastasyla en
meru' bir hareket ve hizmet-i imaniye yznden alt-yedi ay hayrl
bir skntdan neden ekva ediyoruz?" diyorlar. Ben de bin Brekllah
onlara derim. Evet be-on sene hem imann, hem bakalarn
imanlarn kurtarmak niyetiyle zevkli, tatl, hayrl, kuds bir hizmet ve
yksek bir ubudiyet-i fikriye yznden be-on ay zahmet ekmek,
medar- kr ve iftihardr. Bir hadste ferman etmi ki: "Bir tek adam
seninle hidayete gelse, sahra dolusu krmz koyun, keilerden daha
hayrldr." te burada, mahkemede, Ankara'da, sizlerin yazlarnz ve
hizmetleriniz vastasyla ne kadar insanlar imanlarn



--- sh:(:337) ----
dehetli bhelerden kurtardn ve kurtaracan dnnz, sabr
iinde kemal-i rza ile krediniz.
Eer Ankara'da hkim olan Halk Partisi, oraya giden Risale-i
Nur'un kuvvetli kitablarna kar inad etse ve musalaha niyetiyle
himayesine almazsa, bizim en rahat yerimiz hapistir ve mlhidler,
bolevizmi zndka ile birletirdiine almettir ve hkmet onlar
dinlemee mecbur olur. O zaman Risale-i Nur ekilir, tevakkuf eder,
madd ve manev musibetler hcuma balarlar.
* * *
..-,....
_
,:.._.,,:.,!_.;,_-!,:-..
yet-i celileleri mucibince cinlerden de peygamber geldii
bildiriliyorsa da, bu husustaki mkilin halli iin vaki' suale,
stadmzn verdii cevabdr:
Aziz kardeim!
Hakikaten senin bu sualinin ok ehemmiyeti var. Fakat Risale-
i Nur'un en ehemmiyetli vazifesi, beeri dalaletten ve kfr- mutlaktan
kurtarmak olmasndan, bu eit mes'elelere sra gelmiyor, onlardan
bahis amyor. Selef-i Slihn dahi ok bahsetmemiler. nki yle
gayb ve grnmeyen ilerde s'-i istimal der. Hem arlatanlar,
hodfruluklarna bir vesile yapabilirler. Naslki imdi ispirtizmaclar
"cinler ile muhabere" namyla arlatanlk yapyorlar; dinin zararna
let ederler diye oka medar- bahs edilmez. Hem Htem-l
Enbiya'dan sonra, cinlerde peygamber gelmemi. Hem Risale-i Nur bu
zamanda bir taun-u beer olan maddiyyunluk fikrini ibtal etmek








-- sh:(:338) ----
iin cinn ve ruhanlerin vcudlarn kat' hccetler ile isbat etmeye
alm, bu mes'eleye nc derecede bakm, tafsilini bakalara
brakm. Belki inallah Risale-i Nur'un bir akirdi, Sure-i Rahman'
tefsir edip bu mes'eleyi de halleder.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
;-,,!..,.!.. ,,.._:!
Hakikaten Hfz Ali, Hfz Mehmed ve Mehmed Zhd'nn vefatlar;
deil yalnz bize ve Isparta'ya, belki bu memlekete ve lem-i slma
byk bir zayiattr. Fakat imdiye kadar bir cilve-i inayet olarak,
Risale-i Nur'un bir akirdi zayi' olduu zaman, der-akab iki- tane o
sistemde meydana ktndan, kuvvetle midvarz ki, baka ekilde o
kahramanlarn vazifelerini grecek, mid ettiimizden cidd akirdler
karlar, grrler. Zten o mbarek merhum ztlar, az bir zamanda,
yz senelik vazife-i imaniyeyi grdler. Cenab- Erhamrrhimn,
onlarn yazdklar ve nerettikleri ve okuduklar huruf-u Nuriye
adedince onlara rahmetler eylesin, mn!
Benim tarafmdan o Hfz Mehmed'in akrabasn ve mbarek
kyn ta'ziye ediniz. Ben de onu Hfz Ali ve Mehmed Zhd'ye
arkada edip, stadlarmn aktab ksmnn isimleri iinde o nn
isimlerini dhil edip, Hfz kif'i dahi sm ve Ltf'ye arkada
ettim.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
.!.,..-.._,,-!
srryla, bu mes'elemizin te'hiri hayrdr. nki btn mekteblerde ve
dairelerde ve halkta, o lm dehetli





--- sh:(:339) ----
adamn muhabbeti telkin ediliyor. Bu hal ise, lem-i slma ve
istikbale pek elm ve ac bir tesiri olacakt. imdi ihtiyarmzn
haricinde onun mahiyeti ne olduunu, en bata ve en ziyade alkadar
ve en son ondan vazgeecek adamlarn ellerine kat' hccetler gsteren
ve isbat eden Risale-i Nur gemesi, kemal-i merak ve dikkatle
okunmas yle bir hdisedir ki; bizler gibi binler adam hapse girse,
hatt i'dam olsalar, Din-i slm cihetiyle yine ucuzdur. Hi olmazsa
kfr- mutlaktan ve irtidaddan en mtemerridleri bir derece kurtarr,
mekuk bir kfre karr, marurane ve cr'etkrane tecavzlerini
ta'dil eder. Mahkemede son sz olarak yzlerine sylediim bu cmle:
"Milyonlar kahraman balar feda olduklar bir kuds hakikata, bamz
dahi feda olsun" ile, bizim nihayete kadar sebat edeceimizi dava
etmiiz. Bu davadan vazgeilmez. inizde vazgeecek yok mid
ediyorum. Madem imdiye kadar sabrettiniz, "Daha ksmetimiz ve
vazifemiz bitmedi" diye tahamml ve sabrediniz. Her halde
"Meyve"deki kat' hccetler ile kabil-i inkr olmayan i'dam- ebed ve
nihayetsiz haps-i mnferid mesleini mdafaa etmek iin Risale-i
Nur'a kar anudane hareket edilmeyecek, belki musalaha veya
mtareke aresi aranlacak.
,,,.!,_,.!_....,,.!
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
_..!__:.,.!...-,...,,-...,.;._.,
yeti hem Risale-i Nur'a, hem ..,.kelimesiyle kuvvetli emare ve
mnasebetler ile Risale-i Nur'un bu bare akirdlerine iareti Birinci
ua'da izah edilmi. imdi bu hdisede, o emarelerden birisi








--- sh:(:340) ----
tam hkmediyor. nki bize zulmedenler, ellerinde hayat ve
medeniyeti ve lezzeti tutup, bizi o tarz- hayata ehemmiyet
vermemekle ittiham edip, mes'ul ederler, hatt i'dam ve ar ceza ile
hapse sokmak isterler. Fakat kanunca sebeb bulamyorlar. Biz dahi
elimizde hayat- bkiyenin mukaddemesi ve perdesi olan mevti ve
lm tutup onlarn balarna vurup intibaha getirmek ve onlarn
hakik mes'uliyet ve mahkmiyetten ve i'dam- ebed ve daim haps-i
mnferidden kurtulmalarna btn kuvvetimizle alyoruz. Hatt
Ankara'ya giden iddetli risaleler sebebiyle en ar ceza nefsime
verilse, fakat ceza verenler o risaleler ile lmn i'damndan
kurtulsalar; hem kalbim, hem nefsim raz olurlar. Demek biz onlarn
iki cihanda yaamalarn istiyoruz, aryoruz. Onlar bizim lmemizi
istiyorlar, bahaneler aryorlar. Fakat gne gibi zahir ve gz ile
grnr gndz gibi bir hakikat- mevtiye ve her gn insanlarda
otuzbin cenaze, ehl-i dalalet hakknda otuzbin i'dam- ebed, otuzbin
haps-i mnferid fermanlarn, i'lamnamelerini gsterdiklerinden, biz
onlara kar malub deiliz. Ne yaparlarsa yapsnlar.
;,!.-!,.!,,-;
yeti oniki seneden beri en acnacak malubiyetimiz zamannda dahi,
cifir ve ebced hesabyla galibiyetimize ayn tarihiyle mjde ediyor.
Madem hakikat budur; biz imdiden sonra hem mahkemeye, hem
halka diyeceiz ki:
"Bu gzmz nnde ve bizi bekleyen lmn i'dam-
ebedsinden ve karmzda kapsn aan ve bizi cebr-i kat' ile aran
kabrin daim karanlk haps-i mnferidinden kurtulmaa alyoruz.
Hem sizin de o dehetli ve aresiz musibetten kurtulmanza yardm
ediyoruz. Sizin nazarnzda en byk bir mes'ele-i dnyeviye ve
siyasiye, bizim nazarmzda ve hakikat cihetinde kymeti pek azdr ve
bilfiil vazifedar olmayanlara malayani ve ehemmiyetsizdir ve kymeti
yoktur. Fakat bizim itigal ettiimiz vazife-i zaruriye-i insaniye ise,
herkese her zaman cidd alkas var. Bu vazifemizi beenmeyenler ve
kaldranlar, lm kaldrmal ve kabri kapamal!"
kinci ve nc noktalar imdilik geri kald.
* * *


--- sh:(:341) ----
..-,....
Risale-i Nur'un kerametlerindendir ki; stadmz Hazretleri:
"Ey mlhidler ve ey zndklar! Risale-i Nur'a ilimeyiniz! Risale-i
Nur, ftn def'ine sadaka gibi vesile olmasndan, ona kar olan
hcum ve onun ta'tili, fta kar olan mdafaasn zafletirir. Eer
iliirseniz, yakndan bekleyen belalar, sel gibi stnze yaacaktr."
diye, on senedir kerratla sylyordu. Bu hususta ahid olduumuz
felketler pek oktur. Drt seneden beri Risale-i Nur'a ve akirdlerine
her ne vakit iliilmi ise; bir felket, bir musibet takib etmi ve Risale-
i Nur'un ehemmiyetini ve ftn def'ine vesile olduunu gstermitir.
te stadmz Bedizzaman'n Risale-i Nur ile haber verdii yzler
hdisat iinde felketler zelzele eliyle doruluunu imza ederek gelen
drt felket, Risale-i Nur'un bir vesile-i def-i bela olduunu gsterdi.
Cenab- Hak, bize ve Risale-i Nur'a taarruz edenlerin kalblerine iman
ve balarna hakikat grecek akl ve gz ihsan etsin; bizi bu
zindanlardan, onlar da bu felketlerden kurtarsn, mn!
Hsrev
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Bir cilve-i inayet-i Rabbaniyedir ki; daha mdafaatmz ve
evraklarmz ve kitablar grmeden, yalnz perde altnda hissedip
Maarif Vekilinin dehetli pskrmesi ve hcumu, Beinci ua ve
Hcumat- Sitte'nin Zeyli gibi gayet iddetli mahrem risaleleri en
ehemmiyetli makamat bilfiil tenkid iin tedkik etmesi ve
mdafaatmn cidd, dokunakl kfr- mutlaka cr'etkrane darbeleri
Ankara'nn bize kar ok iddetli davranmasn beklerken, mes'elenin
azametine nisbeten gayet mlayimane belki musalahakrane vaziyet
alm. Ve bu cilve-i inayetin bir hikmeti de udur: Risale-i Nur'un
umum memlekete alkas cihetiyle, umum bir dershanede ve byk
makamatta dikkat ve merakla okunmasdr. Evet bu zamanda





--- sh:(:342) ----
byle yksek bir ders, elbette byle cem'iyetli ve kll ve umum
dairelerde okunmas, byk bir inayettir ve kfr- mutlak krdna
bir kuvvetli emaredir.
Kardelerim! Herhalde bu kadar sknt ve zarar eken zaf bir
ksm aile sahibleri, bir derece Risale-i Nur'dan ve bizden ekinmek,
belki vazgemek iin bir mazeret olabilir zannyla, tahliyeden sonra
deimek ihtimaline binaen derim: Bu derece kymetdar bir mala bu
madd ve manev fiat veren ve bu azab eken, o maldan vazgemek
byk bir hasarettir. Hem her birisi, Risale-i Nur'un eczalarn ve
alkadarlarn ve bizi muhafaza ve yardm ve hizmeti birden braksa;
hem ona, hem bizlere lzumsuz bir zarardr. Onun iin; ihtiyatla
beraber, sadakat ve irtibat ve hizmeti deitirmemek lzmdr.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bir cilve-i inayet-i Rabbaniye ve bir himayet-i hfz- lahiyedir
ki; Ankara'da ehl-i vukuf heyeti, Risale-i Nur'un hakikatlarna kar
malub olup, iddetli tenkid ve itirazn ok esbab var iken deta
beraetine karar verdiklerini iittim. Halbuki mahremlerin edid
ifadeleri ve mdafaatn dokunakl meydan okumalar ve Maarif
Vekilinin dehetli hcumu ve ehl-i vukufun heyetinde maarif dairesine
mensub ehemmiyetli iki madd feylesoflarn ve yeni icadlara tarafdar
byk bir limin bulunmas ve bir seneden beri gizli zndka komitesi
aleyhimize Halk Frkas'n ve Maarif'i sevketmesi cihetiyle, ehl-i
vukufun pek iddetli itirazlar ve bizi ar cezalarla ittiham etmelerini
beklerken, himayet ve inayet-i Rahmaniye imdada yetiip onlara
Risale-i Nur'un yksek makamn gstererek, iddetli tenkidlerden
vazgeirmi. Hatt bizi cezalardan kurtarmak fikriyle ve Eskiehir
Mes'elesi ve 31 Mart hdise-i mehuresiyle beni sbkal bir mcrim-i
siyas nazaryla baktrmamak ve srf din ve iman iin hareket
ettiimizi ve siyaset fikri bulunmadn gstermek fikriyle demiler
ki: "Said Nurs, eskiden beri arasra peygambere verasetlik davasnda
bulunur. Kur'an ve iman hizmetinde mceddidlik tavrn alr, yani
bazan bir nevi cezbeye malub olup meczubane hareket eder." te bu
fkra ile feylesoflarn dinsizce tabirler ile, kim olursa olsun din lehinde
kuvvetli hareket edenlere: Vazifesi, mceddidlik irsiyetiyle yapyor
diye, hem bir ksm kardelerimiz haddimden ok ziyade


--- sh:(:343) ----
hsn- zanlarn tenkid etmek, hem bana bir cezbe isnad ile
iddetlerimde beni siyasetten ve cezadan tebrie etmek ve bize muarz
ve dman olanlar bir derece okamak ve iaret-i Kur'aniye ve
keramat- Aleviye ve Gavsiye hakikatlar kuvvetli olduklarn
gstermek ve herkese kyasen bende dahi bulunmas tahminlerince
muhakkak olan hubb-u ch ve enaniyet ve hodfruluu krmak iin, o
dinsizce feylesofane tabirini istimal etmiler. O tabire kar, Risale-i
Nur batan nihayetine kadar gne gibi bir cevabdr. Ve mesleimiz,
terk-i enaniyet ve uhuvvet olmasndan, bizde hodfruane atahat
bulunmadndan, Yeni Said'in Risale-i Nur zamanndaki
mahviyetkrane hayat ve mbarek kardelerinin ifratkrane hsn-
zanlarn hatra bakmayarak mkerrer derslerle ta'dil etmesi, o tabir ile
imam edilen manay tam rtyor, izale eder.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bize ihbar edene ve yazana zarar gelmemek iin, imdilik ehl-i
vukufun ittifakyla kararlarn size gndermeyeceim. Bu son ehl-i
vukuf, btn kuvvetiyle bizi kurtarmak ve ehl-i dalalet ve bid'iyyatn
errinden muhafaza etmek iin almlar, bize isnad edilen btn
sulardan tebrie ediyorlar. Ve Risale-i Nur'dan tam ders aldklarn
ihsas edip, Risale-i Nur'un ilm ve iman ksmnn ekseriyet-i mutlaka
ile vkfane yazldn ve Said ise hem samim, hem cidd
kanaatlerini beyan ederek ondaki kuvvet ve iktidar; isnad edildii gibi
tarkat icad veya cem'iyet kurmak veya hkmet ile mbareze etmek
deildir, belki yalnz Kur'ann hakikatlarn muhtalara bildirmek
kuvvet ve iktidardr diye mttefikan karar vermiler. Ve gayr- ilm
tabir ettikleri mahremlere kar demiler ki: "Bazan cezbeye ve uurun
heyecanna ve ihtill-i ruhiyeye kaplmasndan, bu eserler ile mes'ul
olmamak lzm geliyor." manasn ifham ediyorlar. Ve "Eski Said",
"Yeni Said" tabirinde, iki ahsiyet ve ikincisinde fevkalde bir kuvvet-
i imaniye ve ilm-i hakaik-i Kur'aniye manasn, feylesoflarn hatr iin
"Bir nevi cezbe ve ihtill-i dimaiye ihtimali var." diye hem bizi
iddetli tabiratn mes'uliyetinden kurtarmak, hem muarzlarmz
okamak iin "Sem u basar cihetinde hallsinasyon hastal ihtimali
nazar- dikkate alnabilir." demiler. Onlarn



--- sh:(:344) ----
bu ihtimalini esasyla rten, ellerine geen ve btn akllar geri
brakan Nur Risaleleri ve btn avukatlara hayret veren Mdafaa ve
Meyve Risaleleri kfi ve vfi bir cevabdr. Ben ok krediyorum ki,
bir hads-i erifin mazhariyeti bu ihtimal ile bana verilmi. Hem o ehl-
i vukuf, btn kardelerimizi ve beni tam tebrie edip derler: "Said'in
limane ve vkfane eserlerine iman ve hiretleri iin balanmlar;
hibir cihette hkmete kar bir s'-i kasdlarna dair bir sarahat ve bir
emare, ne muhaberelerinde ve ne de kitab ve risalelerinde bulmadk."
diye o heyetin ittifakyla karar verip biri feylesof Necati, biri Yusuf
Ziya (lim), biri de feylesof Yusuf namlarnda imza etmiler. Latif bir
tevafuktur ki; biz bu hapse kendimiz hakknda bir medrese-i Yusufiye
ve Meyve Risalesi onun meyvesidir dediimiz gibi, bu iki Yusuf dahi
perde altnda "Biz dahi o Medrese-i Yusufiye'deki derse hissedarz"
lisan- halleriyle ifade etmeleridir. Hem cezbeye latif bir delilleridir ki:
"Otuznc Sz ve otuz pencereli Otuznc Mektub" gibi
tabirleri, hem kendi kedisinin "Ya Rahm! Ya Rahm!" tesbihini
iitmesi, hem kendini bir mezar ta grmesi, cezbe ve hallsinasyon
ihtimaline delil gstermeleridir.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Madem biz, ok emarelerle inayet altndayz ve madem gayet
ok ve insafsz dmanlara kar Risale-i Nur malub olmad, Maarif
Vekili'ni ve Halk Frkas'n bir derece susturdu ve madem bu kadar
geni bir sahada ve mes'elemizi pek ziyade i'zam ile hkmeti telaa
drenler, her halde iftiralarn ve yalanlarn bir derece setretmeye
bahaneler ile alacaklar; elbette bize lzm: Kemal-i teslimiyetle
sabr ve temkinde bulunmak ve bilhassa inkisar- hayale dmemek ve
bazan midin hilaf- zuhuruyla me'yus olmamak ve muvakkat
frtnalar ile sarslmamak! Evet, geri inkisar- hayal, ehl-i dnyada
kuvve-i maneviyelerini ve evklerini krar; fakat meakkat ve
mcahede ve skntlarn altnda inayet ve rahmetin




--- sh:(:345) ----
iltifatlarn gren Risale-i Nur akirdlerine inkisar- hayal, gayretlerini
ve ileri atlmasn ve ciddiyetlerini takviye etmek lzm geliyor. Krk
sene evvel ehl-i siyaset, bana bir cinnet-i muvakkata isnadyla
tmarhaneye sevkettiler. Ben onlara dedim: Sizin aklllk dediinizin
ounu ben aklszlk biliyorum; o eit akldan istifa ediyorum;
;.-!..-_,!,._.._:!, ;.-._..!_,
kaidesini sizlerde gryorum demitim. imdi dahi beni ve
kardelerimi iddetli bir mes'uliyetten kurtarmak fikriyle bana mahrem
risale cihetiyle arasra bir cezbe, bir cinnet-i muvakkata isnad edenlere
ayn szleri tekrarla beraber, iki cihetle memnunum:
Birisi: Hads-i sahihte vardr ki: "Bir adam kemal-i iman
kazandna, avam- nsn akllarnn tavr haricindeki yksek hallerini
mecnunluk, divanelik saymalar, onun kemal-i imanna ve tam
itikadna delalet eder." diye ferman ediyor.
kinci cihet: Ben, bu hapisteki kardelerimin selmetleri ve
necatlar ve zulmetten kurtulmalar iin; deil yalnz bir divanelik
isnadn, belki kemal-i fahr u ferahla tamam aklm ve hayatm feda
etmesini kabul ediyorum. Hatt siz mnasib grrseniz, o ztlara
benim tarafmdan bir teekkrname yazlsn ve onlar manev
kazanlarmza terik ettiimiz bildirilsin.
* * *
Aziz, sddk kardelerim ve hizmet-i Kur'aniyede ve
imaniyede hlis arkadalarm ve hak ve hakikat ve berzah ve
hiret yolunda ayrlmaz yoldalarm!
Biz birbirimizden ayrlmak zaman yakn olmas cihetiyle,
skntdan ne'et eden gerginlikler ve kusurlar yznden "hlas
Risalesi"nin dsturlar muhafaza edilmediinden, siz birbirinizle
tamam helllamak lzmdr ve zarurdir. Siz, birbirinize en fedakr
neseb kardeten daha ziyade kardesiniz. Karde ise, kardeinin
kusurunu rter, unutur ve affeder. Ben burada hilaf- me'mul
ihtilafnz ve enaniyetinizi nefs-i emmareye vermiyorum ve Risale-i
Nur akirdlerine yaktramyorum; belki nefs-i emmaresini terkeden
evliyalarda dahi bulunan bir nevi muvakkat enaniyet telakki
ediyorum. Siz benim bu hsn- zannm inad ile krmaynz, barnz.
* * *



--- sh:(:346) ----
Kardelerim!
Ehl-i vukuf raporundan anlalyor ki: Risale-i Nur, bize kar
btn muarz taifeleri malub ediyor ki; "Hccetullah-il Balia" ve
"htiyar" ve "hlas Risaleleri"ni tekrar ile nazar- dikkati celbediyorlar.
Hem gayet sath ve cevablar pek zahir ve gya mutaassbane hocavari
tenkidleri ve hi mnasebeti olmayan ve hakik mutabk olan
mes'eleleri anlamadan "mabeynlerinde tezad var" demeleri ve
risalelerin yzde doksann tamamyla ekinmeyerek tasdik ve
takdirleri ve teslimleri ve Hcumat- Sitte Zeyli'nin pek iddetli bir
surette yeni icadlara fetva verenleri cerh ve tezyif etmesine mukabil,
yalnz nezahet-i lisaniye demiler. Ve dinsizler tarafndan ldrlen
mazlum ve dindar hristiyanlar hirzamanda bir nevi ehid olabilir
dediimi; ba ak namaz klmak ve Trke ezan okumaa Zeyl'in
iddet-i hcumunu zd gstermeleri ile iktifa etmeleri, kat'iyyen
onlarn Risale-i Nur'a kar malubiyetlerini gsteriyor kanaatn
veriyor.
Said Nurs






















--- sh:(:347) ----

Ondrdnc ua

fademin Ksack Bir Tetimmesi
Afyon Mahkemesine beyan ediyorum ki:
Nazarnza ve kanun adaletine takdim edilen ifademde
bulunan; vecihle kanunsuz menzilimi basmak, beni sorguya
ekmek ve tevkif etmek; byk mahkemelerin hrmetlerini krmak
ve haysiyet ve adaletlerine ilimektir, belki istihfaf etmektir.
nki mahkeme ve ehl-i vukufun, iki sene, yirmi senelik
kitablarm ve mektublarm inceden inceye tedkikinden sonra;
ittifakla hem bize beraet verildi, hem kitablarmz ve mektublarmz
iade edildi. Ve beraetten sonra sene fevkalde bir inziva ve iddetli
bir tarassud altnda haftada yalnz zararsz bir mektub baz dostlarma
yazardm. Dnya ile alkam kesilmi gibi idi ki, serbestiyet verildii
halde memleketime gitmedim. imdi ayn mes'elede o mahkemenin
dilane hkmlerini hie saymak gibi mes'eleyi tazelendirmek, onlarn
erefini kryor. Benim hakkmda adalet eden o mahkemelerin
haysiyetini muhafaza iin mahkemenizden rica ederim. O ayn mes'ele
olan "Risale-i Nur" ve "cem'iyetilik" ve "tarkatlk" ve "ihll-i
emniyet ve asayii bozmak" ihtimalinden baka bir sebeb, bir mes'ele
bulunuz, beni onunla muahaze ediniz. Benim kusurlarm oktur. Ben
de size mes'uliyetime dair yardm edeceime dair karar verdim. nki
hapsin haricinde hapisten ok ziyade azab ektim. imdi benim iin
medar- rahat; ya kabir, ya hapistir. Hakikaten hayattan usandm. Bu
yirmi sene haps-i mnferiddeki





--- sh:(:348) ----
tazib ve ikenceli tarassudlar, ihanetler artk yeter. Sonra gayretullaha
dokunur, bu vatana yazk olur. Sizlere hatrlatyorum. Bizim en metin
melce' ve siperimiz:
;!;.!_,.- _,!,-.,.!..,.-
,,L-!_,-!,,,,.,..
* * *
_
_,-...,
[Onsekiz sene skttan sonra mecburiyet tahtnda bu
istida mahkemeye ve sureti Ankara'ya makamata verilmiken;
tekrar vermee mecbur olduum iddianameye kar
itiraznamemdir.]
Malm olsun ki; Kastamonu'da defa menzilimi taharri
etmek iin gelen iki mddeiumum ve iki taharri komiserine ve
ncde polis mdrne ve alt-yedi komiser ve polislere ve
Isparta'da mddeiumumnin suallerine ve Denizli ve Afyon
Mahkemelerine kar dediim ayn- hakikat kk bir mdafaann
hlsasdr. yle ki:
Onlara dedim: Ben, onsekiz-yirmi senedir mnzevi yayorum.
Hem Kastamonu'da sekiz senedir karakol karsnda ve sair yerlerde
dahi yirmi senedir daima tarassud ve nezaret altnda ka defa
menzilimi taharri ettikleri halde, dnya ile, siyaset ile hi bir tereuh,
hi bir emare grlmedi. Eer bir kark halim olsayd, orann adliye
ve zabtas bilmedi veya bildi aldrmad ise, elbette benden ziyade
onlar mes'uldrler. Eer yoksa, btn dnyada kendi hireti ile megul
olan mnzevilere iliilmedii halde, neden bana lzumsuz, vatan ve
millet zararna bu derece iliiyorsunuz!







--- sh:(:349) ----
Biz Risale-i Nur akirdleri, Risale-i Nur'u deil dnya
cereyanlarna, belki kinata da let edemeyiz. Hem Kur'an bizi
siyasetten iddetle men'etmi. Evet Risale-i Nur'un vazifesi ise, hayat-
ebediyeyi mahveden ve hayat- dnyeviyeyi de dehetli bir zehire
eviren kfr- mutlaka kar, iman olan hakikatlarla gayet kat' ve en
mtemerrid zndk feylesoflar dahi imana getiren kuvvetli brhanlar
ile Kur'ana hizmet etmektir. Onun iin Risale-i Nur'u hibir eye let
edemeyiz.
Evvel: Kur'ann elmas gibi hakikatlarn, ehl-i gaflet
nazarnda bir propaganda-i siyaset tevehhmyle cam paralarna
indirmemek ve o kymetdar hakikatlara ihanet etmemektir.
Sniyen: Risale-i Nur'un esas meslei olan efkat, hak ve
hakikat ve vicdan, bizleri iddetle siyasetten ve idareye ilimekten
men etmi. nki tokada ve belaya mstehak ve kfr- mutlaka
dm bir-iki dinsize mteallik yedi-sekiz oluk-ocuk, hasta,
ihtiyar, masumlar bulunur. Musibet ve bela gelse, o bareler dahi
yanarlar. Bunun iin, neticenin de husul mekuk olduu halde,
siyaset yoluyla idare ve asayiin zararna hayat- itimaiyeye
karmaktan iddetle men'edilmiiz.
Slisen: Bu vatann ve bu milletin hayat- itimaiyesi bu acib
zamanda anarilikten kurtulmak iin be esas lzm ve zarurdir:
Hrmet, merhamet, haramdan ekinmek, emniyet, serserilii brakp
itaat etmektir. Risale-i Nur hayat- itimaiyeye bakt zaman, bu be
esas kuvvetli ve kuds bir surette tesbit ve tahkim ederek, asayiin
temel tan muhafaza ettiine delil ise; bu yirmi sene zarfnda Risale-i
Nur'un, yzbin adam vatan ve millete zararsz birer uzv-u nfi' haline
getirmesidir. Isparta ve Kastamonu vilayetleri buna ahiddir. Demek
Risale-i Nur'un ekseriyet-i mutlaka eczalarna ilienler, herhalde
bilerek veya bilmeyerek anarilik hesabna vatana ve millete ve
hkimiyet-i slmiyeye hyanet ederler. Risale-i Nur'un, yzotuz
risalelerinin bu vatana yzotuz byk faidesini ve hasenesini, vehham
ehl-i gafletin sath nazarlarnda kusurlu tevehhm edilen iki-
risalenin mevhum zararlar rtemez. Onlar bunlar ile rten, gayet
derecede insafsz bir zalimdir.
Amma benim ehemmiyetsiz ahsmn kusurlar ise,
bilmecburiye istemeyerek derim ki: Yirmiiki sene mddetinde
gurbette haps-i mnferid

--- sh:(:350) ----
hkmnde, yalnz ve mnzevi olarak hayat geiren ve bu mddet
zarfnda ihtiyaryla bir defa arya ve mecma- nas byk cmilere
gitmeyen ve ok tazyik ve sknt verildii halde, btn emsali
menflere muhalif olarak istirahat iin birtek defa hkmete mracaat
etmeyen ve yirmi sene zarfnda hibir gazeteyi okumayan ve
dinlemeyen ve merak etmeyen ve tam iki sene Kastamonu'da ve yedi
sene baka menfalarnda btn yakn ve gren dostlarnn
ehadetiyle, kre-i arz yzndeki boumalar ve harbleri ve sulh
olmu ve olmam ve daha kimler harb ettiklerini bilmeyen ve merak
etmeyen ve sormayan ve sene yaknnda konuan radyoyu
defadan baka dinlemeyen ve hayat- ebediyeyi imha eden ve hayat-
dnyeviyeyi dahi elem iinde eleme, azab iinde azaba eviren kfr-
mutlaka kar galibane Risale-i Nur ile mukabele ettiine onun ile
imanlarn kurtaran yzbin ahidin ehadetiyle isbat eden ve
Kur'andan tereuh eden Risale-i Nur ile lm yzbin adam hakknda
i'dam- ebedden terhis tezkeresine eviren bir adama bu derece
ilimek ve me'yus etmek ve onu alatmakla, o masum yzbinler
kardelerini alatmaya hangi kanun var? Hangi maslahat var? Adalet
namna emsalsiz bir gadr olmaz m? Ve kanun hesabna, emsalsiz bir
kanunsuzluk deil mi?
Eer bu taharrilerde baz vazifedar memurlarn itiraz ettikleri
gibi derseniz ki: Sen ve bir-iki risalen rejime ve uslmze muhalif
gidiyorsunuz?
Elcevab:
Evvelen: Bu yeni uslnzn mnzevilerin ilehanelerine
girmee hibir hakk yoktur.
Sniyen: Bir eyi reddetmek ayrdr, kalben kabul etmemek
ayrdr ve amel etmemek btn btn ayrdr. Ehl-i hkmet ele bakar,
kalbe bakmaz. dare ve asayie ilimeyen iddetli muhalifler, her
hkmette bulunur. Hatt Hazret-i mer'in (R.A.) taht-
hkimiyetindeki hristiyanlara, kanun-u eriat ve Kur'an inkr ettikleri
halde iliilmiyordu. Hrriyet-i fikir ve serbestiyet-i vicdan dsturu ile
Risale-i Nur'un bir ksm akirdleri; idareye dokunmamak artyla
rejim ve uslnz ilmen kabul etmezse ve muhalif amel etse hatt
rejimin sahibine adavet etse, onlara kanunen iliilmez. Risaleler ise, o
gibi risalelere mahrem demiiz, nerini men'etmiiz. Hatt


--- sh:(:351) ----
bu defa bu hdiseye sebebiyet veren risale Kastamonu'da sekiz sene
zarfnda bir veya iki defa birtek nsha birisi bana getirdi. Ayn gnde
kaybettirdik. imdi siz onu zor ile tehir ediyorsunuz ve itihar da etti.
Malmdur ki; bir mektubda kusur olsa, yalnz o kusurlu
kelimeler sansr edilir, mtebkisine izin verilir. Eskiehir
Mahkemesinde drt ay tedkikat neticesinde, yz Nur Risalelerinde
medar- tenkid yalnz onbe kelime bulmalar ve imdi drtyz
sahifeli Zlfikar'n yalnz iki sahifesinde irsiyet ve tesettr yetlerinin
otuz sene evvel yazlm tefsiri bulunmas ve imdiki kanun-u
medenye uygun gelmemesi kat' isbat eder ki; onun hedefi dnya
deil, herkes ona muhtatr. O drtyz sahifelik herkese menfaatli
Zlfikar, iki sahife iin msadere edilmez. O iki sahife karlsn, o
mecmuamz bize iade edilsin ve onun iadesi hakkmzdr.
Eer dinsizlii bir nevi siyaset zannedip, bu hdisede bazlarn
dedikleri gibi derseniz: "Bu risalelerin ile medeniyetimizi, keyfimizi
bozuyorsun."
Ben de derim: "Dinsiz bir millet yaayamaz" dnyaca bir
umum dsturdur ve bilhassa kfr- mutlak olsa Cehennem'den daha
ziyade elm bir azab dnyada dahi verdiini, Risale-i Nur'dan Genlik
Rehberi gayet kat' bir surette isbat etmi. O risale ise, imdi resmen
tab'edildi. Bir mslman el'iyaz billah, eer irtidad etse, kfr-
mutlaka der; bir derece yaatan kfr- mekukta kalmaz. Ecnebi
dinsizleri gibi de olmaz. Ve lezzet-i hayat noktasnda, mazi ve
mstakbeli olmayan hayvandan yz derece aa der. nki gemi
ve gelecek mevcudatn lmleri ve ebed mfarakatlar, onun dalaleti
cihetiyle, onun kalbine mtemadiyen hadsiz firaklar ve elemleri
yadryor. Eer iman gelse kalbe girse, birden o hadsiz dostlar
diriliyorlar. "Biz lmemiiz, mahvolmamz" lisan- halleriyle
diyerek, o cehennem halet, cennet lezzetine evrilir. Madem hakikat
budur, size ihtar ediyorum: Kur'ana dayanan Risale-i Nur ile mbareze
etmeyiniz. O malub olmaz, bu memlekete yazk olur. (Hasiye) O
baka yere gider, yine tenvir eder. Hem eer bamdaki salarm
(Haiye): Drt defa mbareze zamannda gelen dehetli zelzeleler,
"Yazk olur" hkmn isbat ettiler.




--- sh:(:352) ----
adedince balarm bulunsa hergn biri kesilse, hakikat- Kur'aniyeye
feda olan bu ba zndkaya ve kfr- mutlaka emem ve bu hizmet-i
imaniye ve nuriyeden vazgemem ve geemem.
Yirmi seneden beri bir mnzevinin elbette ifadedeki kusuruna
baklmaz. Risale-i Nur'u mdafaa ettii iin, saded haricine kt
denilmez. Madem Eskiehir Mahkemesi, mahrem ve gayr- mahrem
yz risaleleri drt ay tedkikten sonra yalnz bir-iki risalede hafif bir
cezaya temas edecek bir-iki maddeden baka bulmam ve yzyirmi
adamdan onbeine altar ay ceza verdi. Biz dahi bu cezay ektik. Ve
madem birka sene evvel Risale-i Nur'un btn eczalar Isparta
hkmetinin eline geti. Birka ay tedkikten sonra, sahiblerine iade
edilmi. Ve madem o cezadan sonra Kastamonu'da sekiz sene zarfnda
iddetli taharriyatta zabtay ve adliyeyi alkadar edecek bir tereuh
bulunmam. Ve madem Kastamonu'daki son taharride bir ksm
risalelerimin, hi bulunmayacak ve neredilmeyecek bir tarzda ka
sene evvel odun ynlar altna saklanm olduu grnd ve heyet-i
zabtaca tahakkuk etti. Ve madem Kastamonu'da polis mdr ve
adliyesi o saklanm zararsz kitablarm bana iade etmek zere kat'
sz verdikleri halde, ikinci gn birden Isparta'dan tevkif emri
geldiinden, daha o emanetlerimi almadan sevkedildim. Ve madem
Denizli ve Ankara Mahkemeleri bizi beraet ve umum risalelerimizi
bize iade ettiler. Elbette ve elbette bu mezkr alt hakikata binaen,
Denizli Mahkemesi ve mddeiumumsi gibi, Afyon adliyesi ve
mddeiumumsi benim ok ehemmiyetli bu hukukumu nazar- dikkate
almalar, vazifeleri muktezasdr. Ve hukuk-u umumiyeyi mdafaa
eden mddeiumumden, Risale-i Nur mnasebetiyle ehemmiyetli bir
hukuk-u mme hkmne geen bu ahs hukukumu da mdafaa
edeceine midvarm ve bekliyorum.
Yirmiiki seneden beri hayat- itimaiyeden ekilen ve imdiki
kanunlar ve tarz- mdafaay bilmeyen ve Eskiehir ve Denizli
Mahkemelerinde cerh edilmez yz sahifelik mdafaatn, bu yeni
mahkemeye kar da aynen takdim eden ve o zamana kadar,
kusurlarnn cezasn eken ve ondan sonra Kastamonu'da ve
Emirda'nda mtemadiyen tarassud altnda ve haps-i mnferid
tarznda yaayan Yeni Said, skt ile sz Eski Said'e brakyor.
Eski Said de diyor ki: Yeni Said dnyadan yzn evirdii
iin, ehl-i dnya ile konumay, mdafaat- kat'iyye mecburiyeti
olmadan
--- sh:(:353) ----
yapmyor, lzum grmyor. Fakat bu mes'elede ok masum renber
ve esnaf adamlar bize az bir mnasebetiyle tevkif edilerek, i
zamannda, oluk-ocuklarna nafaka tedarik edemediklerinden,
iddetli rikkatime dokundu. Derinden derine beni alatt. Kasem
ederim, eer mmkn olsayd, onlarn btn zahmetlerini kendime
alrdm. Zten bir kusur varsa benimdir. Onlar masumdurlar. te bu
elm halet iin, Yeni Said'in sktuna ramen, ben diyorum: Madem
Isparta ve Denizli ve Afyon mddeiumumlerinin yzer lzumsuz
suallerine bare Yeni Said cevab veriyor. Benim de, on sene evvel,
bata Kaya kr olarak, dhiliye vekaletinden ve imdiki adliye
vekaletinden hukukumuzu mdafaa niyetiyle sual sormak bir
hakkmdr.
Birincisi: Risale-i Nur'un talebesi olmayan ve yannda yalnz
di bir mektubumuz bulunan Eirdir'li bir adamn bir jandarma
avuuyla vukuatsz bir mnakaa-i lisaniyesi yznden, beni ve
yzyirmi adam tevkif ile, drt ay mahkeme tahkikinden sonra, onbe
bareden baka btn beraet kazanmakla, masumiyetleri tahakkuk
eden, yzden ziyade adamlara binler lira zarar vermek, hangi kanun
iledir. Byle imknat vukuat yerinde istimal etmek hangi usl iledir?
Ve Denizli'de dokuz ay tedkikten sonra, beraet kazanan yetmi
barelere binler lira zarar vermek, adaletin hangi dsturu iledir?
kinci Sual: _,-,,,.,,,,,;, ferman- esassi ile
bir kardein hatasyla, dier z kardei mes'ul olmad halde, yanl
mana verilmemek iin nerini men'ettiimiz ve sekiz sene zarfnda, bir
veya iki defa elime geen ve yirmibe seneden daha evvel asl yazlan
ve ehemmiyetli noktalarda iman bhelerden ve manas anlalmayan
bir ksm mteabih hadsleri inkrdan kurtaran bir kk risalenin
bizden uzak bir yerde, bilmediimiz bir adamda bulunmas ile ve
yanl mana verilmesiyle ve Ktahya ve Balkesir tarafnda bir
dokunakl mektub bulunmasyla bizleri o vakit Ramazan- erifte ve
imdi bu dehetli soukta pekok masum renber ve esnaflar, hatt
di ve eski bir mektubumuz yannda bulunmasyla ve arabas beni
gezdirmesiyle ve bize bir dostluk mnasebetiyle veya bir kitabm
okumasyla tevkif edip, perian etmek ve maddeten ve manen onlara
ve vatana ve millete lzumsuz bir


--- sh:(:354) ----
evham yznden, binler lira zarar vermek, hangi adalet kanunuyladr?
Adliyenin, hangi madde-i kanuniyesiyledir? Ayamz yanl
atmamak iin, o kanunlar bilmek taleb ederiz.
Evet hem Denizli'de, hem Afyon'da tevkifimizin bir sebebinin
bir hakikat udur ki: Bir ksm hadslerin manas ve tevili
bilinmemesinden, "Akl kabul etmiyor" diye inkr edenlere kar
avamn imann kurtarmak fikriyle, ok zaman evvel Dr-l Hikmet-i
slmiyede iken ve daha evvel asl yazlan Beinci ua farz- muhal
olarak, dnyaya ve siyasete baksa ve bu zamanda da yazlsa, madem
gizlidir ve taharriyatta bizde bulunmad ve gayb haberleri dorudur
ve iman bheleri izale eder ve asayie dokunmuyor ve mbareze
etmiyor ve yalnz ihbar eder ve ahslar tayin etmiyor ve ilm bir
hakikat, kll bir surette beyan ediyor. Elbette o hakikat- hadsiye bu
zamanda dahi bir ksm ahslara mutabk ksa ve mnakaaya sebeb
olmamak iin mahkemelerin tehir ve neirlerinden evvel bizce tam
mahrem tutulsa, adalet cihetinde hibir vecihle bir su tekil etmez.
Hem bir eyi reddetmek ayrdr ve ilmen kabul etmemek veya amel
etmemek btn btn ayrdr. O risale yakn bir istikbalde gelecek bir
rejimi ilmen kabul etmiyor diye bir su olduuna, dnyada adliyelerin
bir kanunu bulunmasna ihtimal vermiyoruz.
Elhasl: Hayat- ebediyeyi mahveden ve hayat- dnyeviyeyi
dehetli bir zehire eviren ve lezzetini imha eden kfr- mutlak otuz
seneden beri kkyle kesen ve tabiiyyunun dehetli bir fikr-i
kfrlerini ldrmee muvaffak olan ve bu milletin iki hayatnn
saadet dsturlarn hrika hccetleriyle parlak bir surette isbat eden ve
Kur'ann hakikat- ariyesine dayanan Risale-i Nur, byle kk bir
risalenin bir-iki maddesiyle deil, belki bin kusuru dahi olsa onun
binler byk haseneleri onlar affettirir diye dava ediyoruz ve isbatna
da hazrz.
nc sual: Bir mektubun yirmi kelimesinde be kelime
kusurlu grlse, o be kelime sansr edilir. Mtebkisine izin vermek
bir dstur iken, Eskiehir Mahkemesi'nin drt ay tedkikten sonra,
yzbin kelime iinde zahir nazarda zararl tevehhm edilen yalnz
onbe kelimeden baka bulmamasyla ve heyet-i vekile de drt yz
sahifeli Zlfikar'n yalnz iki sahifesinde (imdiki kanuna uygun
olmamasndan) otuz sene evvel yazlan iki yetin tefsirinden baka


--- sh:(:355) ----
ilimemesi ve Denizli ve Ankara ehl-i vukufu onbe sehivden baka
ilimemesiyle ve imdiye kadar yzbinler adamn slahna vesile
olmasyla, vatana ve millete bin byk menfaat tahakkuk eden
Risale-i Nur'a, kk bir hizmet eden veya kendi imann kurtard
iin bir risalesini yazan ve Emirda'nda garib ve ihtiyarlma
efkaten bana kardelik eden alkanlar gibi rza-y lah iin bana
hizmet eden bareleri i mevsiminde ve dehetli kta taht- tevkife
almak, hkmet-i cumhuriyenin hangi prensibiyle kabil-i tevfik
olabilir? Ve hangi kanunu, msaade etmee imkn var?
Madem cumhuriyet prensipleri hrriyet-i vicdan kanunu ile
dinsizlere ilimiyor, elbette mmkn olduu kadar dnyaya
karmayan ve ehl-i dnya ile mbareze etmeyen ve hiretine ve
imanna ve vatanna dahi nfi' bir tarzda alan dindarlara da
ilimemek gerektir ve elzemdir. Bin seneden beri bu milletin gda ve
il gibi bir hacet-i zaruriyesi olan takvay ve salahat bu mazhar-
enbiya olan Asya'da hkmeden ehl-i siyaset yasak etmez ve edemez
biliyoruz. Yirmi seneden beri mnzevi yaayan ve yirmi sene evvelki
Said'in kafasyla sorduu bu suallerde bu zamann tarz- telakkisine
uygun gelmeyen kusurlarna bakmamak insaniyetin muktezasdr.
Vatan ve millet ve asayiin menfaat hesabna bunu da
hatrlatmak bir vazife-i vataniyem olmas cihetiyle derim: Byle bize
ve Risale-i Nur'a az bir mnasebetle taht- tevkife alnmak,
gcendirmek yznden vatana ve asayie dindarane menfaat bulunan
pekok ztlar idare aleyhine evirebilir, anarilie meydan verir. Evet
Risale-i Nur ile imanlarn kurtaran ve millete zararsz ve tam
menfaatdar vaziyete girenler yzbinden ok ziyadedir. Hkmet-i
cumhuriyenin belki her byk dairesinde ve milletin her tabakasnda
faideli ve mstakimane bir surette bulunuyorlar. Bunlar gcendirmek
deil, belki himaye etmek elzemdir.
ekvamz dinlemeyen ve bizi syletmeyen ve bahanelerle
sktran bir ksm resm adamlar, vatan aleyhinde anarilie meydan
ayorlar diye kuvvetli bir vehim hatrmza geliyor.
Hem maslahat- hkmet namna derim: Madem Beinci ua'
hem Denizli, hem Ankara Mahkemeleri tedkik edip ilimemiler, bize
verdiler. Elbette onu, yeniden resmiyete koyup dedikodulara meydan
amamak, idarece zarurdir. Biz o risaleyi, mahkemelerin


--- sh:(:356) ----
ellerine gemeden ve onu tehirlerinden evvel gizlediimiz gibi,
Afyon hkmet ve mahkemesi dahi onu medar- sual ve cevab
etmemeli. nki kuvvetlidir, reddedilmez! Kabl-el vuku' haber
vermi, doru km. Hem hedefi dnya deil, olsa olsa lm gitmi
bir ahsa, mteaddid manalarndan bir manas muvafk geliyor. Onun
dostluu taassubuyla o gayb ihbar ve manay, resmiyete koymamay
ve bizi onunla muahaze etmekle daha ziyade tehirine yol amamay,
vatan ve millet ve asayi ve idare hesabna ihtar etmeye vicdanm beni
mecbur eyledi.
* * *




























--- sh:(:357) ----
Afyon Mddeiumumsi ve Mahkeme Reisi ve A'zalarna
[Denizli'nin adliyesine hukukumu mdafaa iin arzettiim
"Dokuz Esas" aynen size de takdim ediyorum.]
Yirmi senedir hayat- itimaiyeyi ve bilhassa byle resm ve
ince ve siyas hayat terketmiim. O hallere kar alnmas lzm gelen
vaziyeti bilmiyorum ve dnmyorum ve dnmesi beni cidden
incitiyor. Fakat mecburiyetle baka mahkemede insafsz bir ztn
intizamsz ve mkerrer ve lzumsuz pekok suallerine verdiim
cevablarn htimesi ve hlsas olan bu intizamsz mdafaatm ve
istidamda belki saded harici ve lzumsuz tekrarat ve intizamszlk ve
aleyhime dnecek iddetli tabirler ve bilmediim yeni kanunlara
muhalif ifadeler bulunabilir. Fakat madem hakikat zere gidiyor,
hakikatn hatr iin o kusurlara bakmamak gerektir. O istida ve
mdafaatm, "Dokuz Esas" zerine gidiyor.
Birincisi: Madem hkmet-i cumhuriye, cumhuriyetteki
hrriyet-i vicdan dsturuyla, dinsizlere ve sefahetilere ilimiyor.
Elbette dindarlara ve takvaclara da ilimemek gerektir. Ve madem
dinsiz bir millet yaamaz ve Asya din noktasnda Avrupa'ya benzemez
ve slmiyet hayat- ahsiye ve uhreviye cihetinde hristiyanla uymaz
ve dinsiz bir mslman baka dinsizler gibi olmaz. Ve bu bin seneden
beri dnyay diyanetiyle klandran ve btn dnyann tehacmatna
kar, salabet-i diniyesini kahramanane mdafaa eden bu vatandaki
milletin bir ihtiyac- ftrsi hkmne geen diyanet, salahat ve bilhassa
iman hakikatlarnn renmesi yerlerine hibir terakkiyat, hibir
medeniyet tutamaz ve o ihtiyac onlara unutturamaz. Elbette bu
vatandaki millete hkmeden bir hkmet, Risale-i Nur'a adalet ve
kanun ve asayi cihetinde iliemez ve ilitirmemeli.











--- sh:(:358) ----
kinci Esas: Madem bir eyi reddetmek bakadr ve onun ile
amel etmemek btn btn bakadr. Ve her hkmette iddetli
muhalifler bulunur ve Mecusi hkimiyeti altnda Mslmanlar ve
hkmet-i slmiye-i meriyede Yahudiler ve Hristiyanlar bulunmas
ve asayie ve idareye ilimeyenin hrriyet-i ahsiyesi her hkmette
vardr ve iliilmez ve hkmet ele bakar, kalbe bakmaz. Ve madem
asayie ve idareye ve siyasete ilimek isteyen herhalde hi bhesiz
gazetelerle ve dnya hdisat ile alkadar olacak, t kendine yardm
eden cereyanlar ve vaziyetleri ve hdisat bilsin, t yanl ayan
atmasn. Ve Risale-i Nur ise; akirdlerini o derece men'etmi ki, benim
yakn dostlarm biliyorlar ki; yirmibe senedir deil gazeteleri
okumak, belki sormasn ve merak etmesini ve dnmesini bana
terkettirmi. imdi on senedir, kat'iyyen dnya cereyanlarndan ve
vaziyetlerinden, Alman'n malubiyeti ve Bolevik'in istilasndan
baka hibir haber almayacak derecede beni hayat- itimaiyeden
ekmi. Elbette ve elbette, hikmet-i hkmet ve kanun-u siyaset ve
dstur-u adalet bana ve benim gibi kardelerime iliemez ve ilien
herhalde ya evhamndan, ya garazndan veya inadndan iliir.
nc Esas: Sbk mahkememizde bir mddeiumumnin
yanl bir mana ile Beinci ua'ya dair suallerinde kanun hesabna
deil, belki bir lm ahsn dostluu taassubu hesabna manasz ve
lzumsuz itirazlar sebebiyle bu gelecek uzunca tafsilt vermee
mecbur oldum.
Evvel: Bu Beinci ua'y hkmetin eline gemeden evvel
biz mahrem tutuyorduk. Hem btn taharrilerde bende bulunmad.
Hem maksad yalnz avamn imanlarn bhelerden ve mteabih
hadsleri inkrdan kurtarmaktr. Dnya cihetine nc, drdnc
derecede, dolaysyla bakar. Hem verdii haberler dorudur. Hem ehl-
i siyaset ve dnya ile mbareze etmiyor, yalnz ihbar eder. Hem
ahslar tayin etmiyor. Kll bir surette, bir hakikat- hadsiyeyi beyan
eder. Fakat o kll hakikat bu asrdaki dehetli bir ahsa tam tatbik
etmiler. Onun iin bu senelerde yeni te'lif edilmi zannyla itiraz
ettiler. Hem o risalenin asl, Dr-l Hikmet'ten daha eskidir. Yalnz bir
zaman sonra tanzim edildi, Risale-i Nur'a girdi. yle ki:
Bundan krk sene evvel ve hrriyetten bir sene evvel stanbul'a
geldim. O zaman Japonya'nn ba kumandan, slm lemasndan


--- sh:(:359) ----
din baz sualler sormutu. Onlar stanbul hocalar benden sordular.
Hem ok eyleri o mnasebetle sual ettiler. Ezcmle, bir hadste:
"hirzamanda dehetli bir ahs sabah kalkar, alnnda "Hz kfirun"
yazlm bulunur" diye hads var deyip benden sordular. Dedim: "Bir
acib ahs, bu milletin bana geer ve sabah kalkar bana apka giyer
ve giydirir." Bu cevabdan sonra bunu sordular: "Acaba o zaman onu
giyen kfir olmaz m?" Dedim: "apka baa gelecek, secdeye gitme
diyecek. Fakat bataki iman o apkay da secdeye getirecek, inallah
mslman edecek." Sonra dediler: "Ayn ahs bir su iecek, onun eli
delinecek ve bu hdise ile Sfyan olduu bilinecek?" Ben de cevaben
dedim: "Bir darb- mesel var: ok israfl adama "eli deliktir" denilir.
Yani elinde mal durmuyor, akyor, zayi' oluyor, deniliyor. te o
dehetli adam bir su olan rakya mbtela olup, onun ile hasta olacak
ve kendisi hadsiz israfata girecek, bakalarn da altracak." Sonra
birisi sordu ki: "O ld zaman stanbul'da Dikili Ta'ta eytan
dnyaya baracak ki; filan ld." O vakit ben dedim: "Telgrafla haber
verilecek." Fakat bir zaman sonra radyo km iittim. Eski cevabm
tam deilmi bildim. Sekiz sene sonra Dr-l Hikmet'te iken dedim:
"eytan gibi radyo ile dnyaya iittirecek." Sonra Sedd-i Zlkarneyn
ve Ye'cc ve Me'cc ve dabbet-l arz ve Deccal ve nzul- sa (A.S.)
hakknda sualler sormulard. Ben de cevab vermitim. Hatt eski
risalelerimde onlar ksmen yazlmlar. Bir zaman sonra Mustafa
Kemal iki defa ifre ile, Van vilayetinin eski valisi ve benim dostum
Tahsin Bey'in vastasyla beni -neredilen Hutuvat- Sitte'ye
mkfaten taltif iin- Ankara'ya celb etti, gittim. eyh Snus Krde
lisan bilmediinden beni onun yerinde yz lira maala vilayat-
arkye vaiz-i umumsi, hem meb'us, hem diyanet riyaseti dairesinde
Dr-l Hikmet a'zalaryla beraber eski vazifem ile memnun etmek ve
benim Van'da temelini attm Medreset-z Zehra ve ark dr-l
fnunuma Sultan Read'n verdii ondokuz bin altun lira -ikiyz
meb'us iinde yzaltm meb'usun imzasyla- yzellibin banknota
ibla edilerek kabul edildii halde; ben Beinci ua aslnn verdii
haberin bir ksmn, orada bir adamda grdm. Mecburiyetle o ok
ehemmiyetli vazifeleri braktm. Ve bu adamla baa klmaz,
mukabele edilmez diye, dnyay ve siyaseti ve hayat- itimaiyeyi terk
edip yalnz iman kurtarmak yolunda vaktimi sarfettim. Fakat baz
zalim ve insafsz memurlar, bana dnyaya bakacak iki- risaleyi

--- sh:(:360) ----
yazdrdlar. Sonra baz ztlar, hirzaman hdisatn haber veren
mteabih hadsleri sual etmek mnasebetiyle, o eski risalenin asln
tanzim ettim. Risale-i Nur'un Beinci ua namn ald. Risale-i Nur'un
numaralar, te'lif tertibiyle deil. Mesel, Otuznc Mektub, Birinci
Mektub'dan daha evvel te'lif edilmi ve bu Beinci ua'nn asl ve
Risale-i Nur'un bir ksm eczalar, Risale-i Nur'dan evvel te'lif edilmi.
Her ne ise... Bu makamda bir mddeiumumnin, Mustafa Kemal'e
dostluu taassubuyla, kanunsuz ve lzumsuz ve yanl itiraz ve
sualleri beni bu saded harici gibi izahat vermee mecbur eyledi. Ben
onun, adliye kanunu namna tamamen ahs ve kanunsuz bir szn
misal olarak beyan ediyorum.
Dedi: "Beinci ua'da sen hi kalben nedamet etmedin mi ki,
onu rakdan ve arabdan su tulumbas gibi tabirlerle tezyif etmisin?"
Ben onun btn btn manasz ve yanl ve dostluk taassubuna
mukabil derim: Kahraman ordunun zaferi ve erefi ona verilmez,
yalnz onun bir hissesi olabilir. Naslki ordunun ganmeti, mallar,
erzaklar bir kumandana verilse zulmdr, dehetli bir hakszlktr.
Evet nasl o insafsz, o ok kusurlu adam sevmemekle beni ittiham
etti, deta vatan haini yapt. Ben de onu, orduyu sevmemekle ittiham
ediyorum. nki btn erefi ve manev ganmeti o dostuna verip,
orduyu erefsiz brakyor. Hakikat ise, msbet eyler, haseneler,
iyilikler cemaate, orduya tevzi edilir ve menfler ve tahribat ve
kusurlar baa verilir. nki bir eyin vcudu, btn eraitin ve
erknnn vcudu ile olur ki; kumandan yalnz bir arttr. Ve o eyin
ademi ve bozulmas ise, bir artn ademi ile ve bir rknn bozulmas
ile olur, mahvolur, bozulur. O fenalk baa ve reise verilebilir. yilikler
ve haseneler, ekseriyetle msbet ve vcuddir. Balar sahib
kamazlar. Fenalklar ve kusurlar, ademdir ve tahribdir. Reisler
mes'ul olurlar. Hak ve hakikat byle iken naslki bir airet ftuhat
yapsa "ferin Hasan Aa," malub olsa "Airete tuh" diye airet
tezyif edilse, btn btn hakikatn aksine hkmedilir. Aynen yle de;
beni ittiham eden o mdde btn btn hak ve hakikatn aksine bir
hatasyla, gya adliye namna hkmetti.
Aynen bunun hatas gibi: Eski harb-i umumden biraz evvel,
ben Van'da iken baz dindar ve mttaki ztlar yanma geldiler. Dediler
ki: "Baz kumandanlarda dinsizlik oluyor, gel bize itirak et. Biz bu
reislere isyan edeceiz."

--- sh:(:361) ----
Ben de dedim: "O fenalklar ve o dinsizlikler, o gibi
kumandanlara mahsustur. Ordu onun ile mes'ul olmaz. Bu Osmanl
ordusunda belki yzbin evliya var. Ben bu orduya kar kln
ekmem ve size itirak etmem." O ztlar benden ayrldlar, kln
ektiler, neticesiz Bitlis hdisesi vcuda geldi. Az zaman sonra, harb-i
umum patlad. O ordu, din namna itirak etti, cihada girdi. O
ordudan yzbin ehidler evliya mertebesine kp beni o davamda
tasdik edip kanlaryla velayet fermanlarn imzaladlar. Her ne ise..
biraz uzun sylemeye mecbur oldum. nki hibir hissiyatla ve haric
tesiratla mteessir olmamak mahiyetinin kat' bir hassas bulunan
adalet hakikat namna, cz' ve hata hissiyat ve tarafgirlik ile bize ve
Risale-i Nur'a kar mzeyyifane hareket eden bir mddeiumumnin
acib vaziyeti, beni bu uzun ifadeye sevketti.
Drdnc Esas: Eskiehir Mahkemesi, yzer risaleleri ve
mektublar drt ay tedkikten sonra yalnz yzyirmi adamdan, onbe
adama altar ay ceza ve bana da, yz risaleden yalnz bir-iki risalede
onbe kelime ile bir sene ceza verebildi. Tarkatlk ve cem'iyetilik
ve apka mes'elelerinde beraet ettirdiler. Biz dahi o cezay ektik.
Ondan sonra Kastamonu'da ok defa taharrilerde hibir iliiimi
bulmadlar. Ve ka sene evvel Isparta'da mahrem ve gayr- mahrem
Risale-i Nur'un btn eczalar bil-istisna hkmetin eline geti.
ay tedkikten sonra umumu sahiblerine iade edildi. Birka sene sonra,
Denizli ve Ankara Mahkemelerinde btn risaleler iki sene kald.
Tamamen bize iade edildi. Madem hakikat budur: Beni ve Risale-i
Nur'un akirdlerini ittiham eden ve o gibi kanun namna kanunsuz ve
garazla ve hissiyatla bizi muahaze edenler, elbette bizden evvel hem
Eskiehir Mahkemesini, hem Kastamonu hkmetini ve zabtasn,
hem Isparta Adliyesini, hem Denizli Mahkemesini, hem Ankara'nn
Ar Ceza Mahkemesini ittiham edip, onlar -varsa- suumuza tam
terik ediyorlar. nki bir suumuz olsa idi, bu -drt hkmet
yaknnda ok zaman tecesssyle grmedi veya aldrmad ve iki
mahkeme iki sene inceden inceye bakp bilmedi veya aldrmad;
bizden ziyade onlar sulu olurlar. Halbuki bizde dnyaya karmak
arzusu bulunsayd, byle sinek vzlts gibi deil, top gllesi gibi ses
ve patlak verecekti.
Evet 31 Mart'ta Divan- Harb-i rf'de ve Mustafa Kemal'in
hiddetine kar divan- riyasette, iddetli ve dokunakl ve serbest

--- sh:(:362) ----
mdafaa eden bir adam, onsekiz sene zarfnda kimseye sezdirmeden
dnya entrikalarn eviriyor diye onu ittiham eden, elbette bir garazla
eder. Biz Denizli mddeiumumsinden mid ettiimiz gibi, Afyon
mddeiumumsinden de mid ederiz ki; bizi bylelerin itirazndan ve
garazlarndan kurtarsn ve hakikat- adaleti gstersinler.
Beinci Esas: Risale-i Nur akirdlerinin, mmkn olduu
kadar, siyasete ve idare iine ve hkmetin icraatna karmamak bir
dstur-u esasleridir. nki hlisane hizmet-i Kur'aniye, onlara her
eye bedel kfi geliyor.
Hem imdi hkmeden yle kuvvetli cereyanlar iinde siyasete
girenlerden hibir kimse, istiklaliyetini ve ihlasn muhafaza edemez.
Herhalde bir cereyan onun hareketini kendi hesabna alacak, dnyev
maksadna let edecek. O hizmetin kudsiyetini bozacak. Hem madd
mbarezede u asrn bir dsturu olan eedd-i zulm ve eedd-i
istibdad ile, birinin hatasyla onun masum ok tarafdarlarn ezmek
lzm gelecek. Yoksa, malub decek. Hem dnya iin, dinini
brakan veya let edenlerin nazarlarnda Kur'ann hibir eye let
olmayan kuds hakikatlar bir propaganda-i siyasette let olmu
tevehhm edilecek. Hem milletin her tabakas; muvafk ve muhalifi,
memuru ve misinin o hakikatlarda hisseleri var ve onlara
muhtatrlar. Risale-i Nur akirdleri, tam btarafane kalmak iin
siyaseti ve madd mbarezeyi tam brakmak ve hi karmamak lzm
gelmi.
Altnc Esas: Bu mes'elede benim ahsmn veya baz
kardelerimin kusuruyla Risale-i Nur'a hcum edilmez. O dorudan
doruya Kur'ana balanm ve Kur'an dahi ar- a'zamla baldr.
Kimin haddi var, elini oraya uzatsn ve o kuvvetli ipleri zsn. Hem
bu memlekete madd ve manev bereketi ve fevkalde hizmeti, otuz
yt- Kur'aniyenin iaratyla ve mam- Ali Radyallah Anh'n
keramet-i gaybiyesi ile ve Gavs- A'zam'n (K.S.) kat' ihbaryla
tahakkuk etmi olan Risale-i Nur; bizim di ve ahs kusurlarmzla
mes'ul olmaz ve olamaz ve olmamal. Yoksa bu memlekete hem
madd, hem manev telafi edilmeyecek derecede zarar olacak.
Risale-i Nur'a kar gizli dmanlarmzdan baz zndklarn
eytanetiyle evrilen plnlar ve hcumlar inallah bozulacaklar, onun
akirdleri bakalara kyas edilmez, dattrlmaz, vazgeirilmez,


--- sh:(:363) ----
Cenab- Hakk'n inayetiyle malub edilmezler. Eer madd
mdafaadan Kur'an men'etmeseydi, bu milletin can damar hkmnde
umumun tevecchn kazanan ve her tarafta bulunan o akirdler,
eyh Said ve Menemen hdiseleri gibi cz' ve neticesiz hdiselerle
bulamazlar. Allah etmesin, eer mecburiyet-i kat'iyye derecesinde
onlara zulmedilse ve Risale-i Nur'a hcum edilse, elbette hkmeti
ifal eden zndklar ve mnafklar bin derece piman olacaklar.
Elhasl; madem biz ehl-i dnyann dnyalarna ilimiyoruz,
onlar da bizim hiretimize ve iman hizmetimize ilimesinler.
[Eskiehir Mahkemesinde gizli kalm ve resmen zabta gememi
ve mdafaatmda dahi yazlmam bir eski hatray ve latif bir
kssa-i mdafaay beyan ediyorum.]
Orada benden sordular ki: Cumhuriyet hakknda fikrin nedir?
Ben de dedim: Yal mahkeme reisinden baka daha siz dnyaya
gelmeden, ben dindar bir cumhuriyeti olduumu elinizdeki tarihe-i
hayatm isbat eder. Hlsas udur ki: O zaman imdiki gibi, hl bir
trbe kubbesinde inzivada idim, bana orba geliyordu. Ben de
tanelerini karncalara veriyordum, ekmeimi onun suyu ile yerdim.
Benden sordular, ben dedim: Bu karnca ve ar milletleri
cumhuriyetidirler. Cumhuriyetperverliklerine hrmeten taneleri
karncalara veriyorum. Sonra dediler: Sen selef-i slihne muhalefet
ediyorsun? Cevaben diyordum: Hulefa-i Raidn hem halife hem reis-i
cumhur idiler. Sddk- Ekber (R.A.) Aere-i Mbeere'ye ve Sahabe-
i Kiram'a elbette reis-i cumhur hkmnde idi. Fakat manasz isim ve
resim deil, belki hakikat- adaleti ve hrriyet-i er'iyeyi tayan mana-
y dindar cumhuriyetin reisleri idiler.
te ey mddeiumum ve mahkeme a'zalar! Elli seneden beri
bende olan bir fikrin aksiyle, beni ittiham ediyorsunuz. Eer lik
cumhuriyet soruyorsanz, ben biliyorum ki; lik manas, btaraf
kalmak, yani hrriyet-i vicdan dsturuyla, dinsizlere ve sefahetilere
ilimedii gibi dindarlara ve takvaclara da ilimez bir hkmet
telakki ederim. Yirmibe senedir hayat- siyasiye ve itimaiyeden
ekilmiim. Hkmet-i cumhuriye ne hal kesbettiini bilmiyorum.
El'iyaz billah, eer dinsizlik hesabna, imanna ve hiretine
alanlar mes'ul edecek kanunlar yapan ve kabul eden bir dehetli
ekle girmi ise, bunu size bil-perva iln ve ihtar ederim ki: Bin
canm

--- sh:(:364) ----
olsa, imana ve hiretime feda etmee hazrm. Ne yaparsanz yapnz!
Benim son szm "Hasbnallah ve ni'melvekil" olarak sizin beni
i'dam ve ar ceza ile zulmen mahkm etmenize mukabil derim: Ben
Risale-i Nur'un kef-i kat'siyle i'dam olmuyorum, belki terhis edilip,
nur ve saadet lemine gidiyorum ve sizi, ey gizli dmanlarmz ve
dalalet hesabna bizi ezen bedbahtlar! 'dam- ebed ile ve daim haps-i
mnferid ile mahkm bildiimden ve grdmden tamamyla
intikamm sizden alarak kemal-i rahat- kalb ile teslim-i ruh etmeye
hazrm! Onlara demitim.
Yedinci Esas: Afyon Mahkemesi baka yerlerdeki sath
tahkikata binaen bize bir cem'iyet-i siyasiye noktasnda bakm. Buna
cevabmz:
Evvel: Btn benim ile arkadalk eden ztlarn ehadetiyle
ondokuz seneden beri hibir gazeteyi okumayan ve dinlemeyen ve
sormayan ve bu on sene be aydr harb-i umumden, Alman'n
malubiyetinden ve komnistin dehetinden baka hibir haber
almayan ve merak etmeyen ve bilmeyen bir adamn elbette siyasetle
hibir alkas yoktur ve siyas cem'iyetlerle hibir mnasebeti olmaz.
Sniyen: Risale-i Nur'un yzotuz paralar meydandadr.
inde iman hakikatlardan baka bir hedef, bir maksad- dnyev
olmadn anlayan Eskiehir Mahkemesi, -yalnz bir-iki risaleden
baka- ilimemesi ve Denizli Mahkemesi hibirine ilimemesi ve koca
Kastamonu zabtasnn sekiz sene zarfnda daim tarassudla beraber iki
hizmetimden ve yalnz adamdan baka bahane ile mttehem hibir
kimseyi bulmamas kat' bir hccettir ki: Risale-i Nur akirdleri hibir
vecihle siyas cem'iyet deiller. Eer iddianamedeki cem'iyetten
maksad, iman ve uhrev bir cemaat ise; ona cevaben deriz ki: Eer
dr-l fnun talebelerine ve her nevi esnafa birer cem'iyet nam
verilse, bize de o neviden bir cem'iyet nam verilebilir. Eer din
hissiyatla emniyet-i dhiliyeyi ihll edecek bir cemaat nam
veriyorsanz, buna mukabil deriz: Yirmi sene zarfnda bu frtnal
halde Nur akirdleri hibir yerde hi bir vukuatla emniyet-i dhiliyeye
ilimemeleri ve ilitikleri ne hkmete ve ne de mahkemelerce
kaydedilmemesi bu ittiham rtyor. Eer hissiyat- diniyeyi
kuvvetlendirmesinden istikbalde emniyet-i dhiliyeye zarar



--- sh:(:365) ----
verebilir diye bir cem'iyet nam verilmi ise buna mukabil deriz:
Evvelen: Bata Diyanet Riyaseti, btn vaizler ayn hizmeti
gryorlar.
Sniyen: Risale-i Nur akirdlerinin deil emniyete ve asayie
zarar vermek, belki btn kuvvet ve kanaatlaryla milleti anarilikten
muhafaza ve emniyet ve asayii temin etmek iin altklarna delil
ise, birinci esasta beyan edilmi.
Evet, biz bir cemaatz. Hedefimiz ve prorammz evvel
kendimizi, sonra milletimizi i'dam- ebedden ve daim, berzah haps-i
mnferidden kurtarmak ve vatandalarmz anarilikten ve
serserilikten muhafaza etmek ve iki hayatmz imhaya vesile olan
zndkaya kar Risale-i Nur'un elik gibi hakikatlaryla kendimizi
muhafazadr.
Sekizinci Esas: Risalelerde baz dokunakl cmleler var diye
baka yerlerin nks ve sath tahkikatlarna binaen bizi ittiham
ediyorlar. Buna mukabil deriz: Madem maksadmz iman ve hirettir,
ehl-i dnya ile mbareze deil. Ve madem o pek cz' ve yalnz bir-iki
risaleye mahsus ilimek kasd deil, belki maksadmza yrrken
onlara arpmz. Elbette bir garaz- siyas manasnda olamaz. Ve
madem imknat bakadr, vukuat bakadr. Hakkmzda asayie zarar
yapm deil "yapabilir" diye ittiham ise; herkes bir adam ldrebilir
diye ittiham gibi manasz bir ittihamdr. Ve madem yirmi sene
mddetinde yirmibinler adamda ve binler nshalar ve mektublarda
hem Eskiehir, hem Kastamonu, hem Isparta, hem Denizli iddetli
tedkik ve taharrilerde hakik bir su tekil edecek maddeleri
bulamadlar. Eskiehir Mahkemesi bir ey bulamadndan
mecburiyetle bir lastikli kanun maddesinden tek bir kk risale ile
bizi mes'ul ettii gibi; btn din dersini vereni dahi mes'ul eder bir
tarzda, yz adamdan onbe adama altar ay ceza verebildi. Acaba
bizim gibi bir adamn sizden olsa, bir senede yirmi mahrem
mektublar bu tarzda tedkik edilse, onu mes'ul ve mahcub edecek
yirmi cmle bulunmaz m? Halbuki bizde yirmi bin adamdan yirmi
bin nsha risale ve mektublarda hakik mes'ul edecek yirmi cmle
bulamamalarndan gsteriyor ki: Risale-i Nur'un hedefi dorudan
doruya hirettir. Dnya ile al-verii yoktur.
Dokuzuncu Esas: Denizli Mahkemesi'nin insafl
mddeiumumsinin baka yerlerin insafsz ve sath zabtnamelerine
binaen
--- sh:(:366) ----
iddianamede kaydettii maddeler gibi Afyon Mahkemesi dahi sorguda
grdmz vaziyet delaletiyle, aleyhimizde ayn maddeler ve tarihsiz
mektublar; hem yirmi ve onbe ve on sene zarfndaki muhaberelerden
ve kat' cevab nc esasta ve iddiamn ikinci sualinde bulunan
Beinci ua'da ve yzotuz risalelerin yalnz drt-be risalelerinde ve
Eskiehir Mahkemesinin tedkikinden geen ve cezasn ektiren ve af
kanunlar gren ve Denizli beraetini gren mektublar ve risalelerde
ittihammza medar baz bahaneler var. Acaba 31 Mart hdisesinde
Bb- Serasker'de eyhlislm ve lemay dinlemeyen sekiz taburu
bir nutuk ile itaate getiren bir adam, sekiz sene zarfnda -
zabtnamelere gre- alm. Byle yirmi-otuz adam kandrabilmi.
Mesel, koca Kastamonu'da be adam ifal edebilmi denilebilir mi?
te Kastamonu'da, Denizli hdisesinde mahrem ve gayr- mahrem
btn evrak ve kitablarm odunlar yn altndan karp, ay
tedkikten sonra yalnz Feyzi, Emin, Hilmi, Tevfik ve Sadk'tan baka
kimseyi o koca Kastamonu'da bulmadlar. Bu be zt ise, lillah iin
bana ahs hizmet mnasebetiyle ve buuk senede Emirda'nda
karde ve -drt adam bulup gndermiler. Eer o sath
zabtnameler gibi yapsa idim, be-on deil belki beyz, belki bebin
ve belki beyz bin adamlar kandrabilirdim. O zabtnamelerde ne
kadar yanllar bulunduuna, Denizli Mahkemesinde sylediim gibi
bir-iki nmuneyi beyan ediyorum:
Zaman- Saadetten imdiye kadar cri bir det-i slmiyeye
ittibaen Risale-i Nur'un husus menba'lar olan yzer yt- mehureyi
byk bir en'am gibi Hizb-i Kur'an yaptmz, "Dinde tahrifat
yapyor" diye muahaze etmiler.
Hem bir sene cezasn ektiim ve mahrem tutulan ve
zabtnamede kaydedildii gibi odun ynlar altndan karlan
Tesettr Risalesi bu sene yazlm ve neredilmi gibi, bizi ittiham
etmek istiyor. Hem Ankara'da hkmetin riyasetinde bulunan malm
birisine ettiim itirazlara ve ar szlere kar o reis mukabele etmeyip
skt etmesi ve o ldkten sonra, onun yanln gsteren bir hakikat-
hadsiyeyi krk sene evvel beyandaki ftr ve lzumlu ve kll ve
mahrem tenkidlerim, makam- iddia cerbezesiyle ona tam tatbik ile
bize medar- mes'uliyet yaplm. lm ve hkmetten alkas
kesilmi bir ahsn hatr nerede? Hkmetin ve milletin bir hatras ve
Cenab- Hakk'n bir tecelli-i hkimiyeti olan adalet kanunlar nerede?


--- sh:(:367) ----
Hem biz hkmet-i cumhuriye esaslarndan en ziyade
kendimize medar- istinad ve onun ile kendimizi mdafaa ettiimiz
hrriyet-i vicdan esas, bizim aleyhimizde medar- mes'uliyet
tutulmu; gya biz hrriyet-i vicdan esasna muarz gidiyoruz.
Hem bir risalede, medeniyetin seyyiatn ve kusurlarn tenkid
ettiimden hatr u hayalime gelmeyen bir eyi zabtnamelerde isnad
ediyor: Gya ben radyo (Hasiye) ve tayyare ve imendiferin
kullanlmasn kabul etmiyorum diye, terakkiyat- hazra aleyhinde
bulunduumla mes'ul ediyor.
te bu nmunelere kyasen ne kadar hilaf- adalet bir muamele
olduunu, inallah insafl ve adaletli olan Denizli mddeiumumsi ve
mahkemesi gibi, Afyon Mahkemesi gstererek, o zabtnamelerin
evhamlarna ehemmiyet vermeyecekler.
Hem en garibi udur ki; bir yerde demiim: Cenab- Hakk'n
byk nimetleri olan tayyare ve imendifer ve radyoyu, byk kr
ile mukabele lzm iken; beer kr etmedi, tayyarelerle balarna
bombalar yad. Ve radyo yle byk bir nimet-i lahiyedir ki ona
mukabil kr ise, o radyo milyonlar dilli bir kll hfz- Kur'an olup
zemin yzndeki btn insanlara Kur'an dinlettirsin. Yirminci Sz'de
Kur'ann medeniyet hrikalarndan gayb haber verdiini beyan
ederken, bir yetin iareti olarak, kfirler imendiferle lem-i slm
malub ederler demiim. slm bu hrikalara tevik ettiim halde bir
sebeb-i ittiham olarak imendifer, tayyare ve radyo gibi terakkiyat-
hazra aleyhindedir diye sbk mahkemelerin baz mddeiumumleri
bizi ittiham etmi.
Hem hibir mnasebeti olmad halde, bir adam Risale-i
Nur'un ikinci bir ismi olan Risalet-n Nur tabirinden, "Kur'ann
nurundan bir risalettir, yani bir ilhamdr ve risaletin eriat vazifesini
yapan bir vristir" demi. Bir iddianamede baka yerin verdii yanl
mana ile, gya "Risale-i Nur bir resuldr" diye benim iin bir sebeb-i
ittiham tutulmu.
Hem mdafaatmda yirmi yerde kat' bir surette hccetlerle
isbat
(Haiye): Radyo gibi azm bir nimet-i lahiyeye kar azm bir kr olmak
iin: "Radyo Kur'an okuyup btn zemin yzndeki insanlara dinlettirip,
kre-i havann bir hfz- Kur'an olmasdr." demitim.


--- sh:(:368) ----
etmiiz ki, btn dnyaya kar da olsa dini ve Kur'an ve Risale-i
Nur'u let edemeyiz ve edilmez ve biz onlarn bir hakikatn dnya
saltanatna deitirmeyiz ve bilfiil yleyiz. Ve bu davann emareleri
yirmi senede binlerdir. Halbuki imdi Afyon sorgusunun gidiatnda
ve iddianamede, baka zabtnamelere binaen, gya bizim maksadmz
ve sa'yimiz dnya entrikalarn evirmek ve dnya garazlarna komak
ve dini hasis eylere let etmek ve kudsiyetini drtmektir diye bizi
ittiham ediyor. Madem yledir, ben ve biz btn kuvvetimizle deriz:
"Hasbnallah ve ni'melvekil"
Said Nurs
* * *
..-,....
Afyon Mahkemesinin bizi ittiham etmesine kar itiraznamenin
tetimmesidir
[Bu itirazmda muhatabm Afyon mddesi ve mahkemesi
deil, belki baka yerlerdeki mddeiumumlerin ve muhbir ve
taharricilerin yanl ve nks zabtnameleriyle burada ve sorgu
dairesindeki acib vaziyeti aleyhimize eviren garazkr ve vehham
memurlardr.]
Evvelen: Asl u fasl olmayan ve hatrma gelmeyen bir siyas
cem'iyet namn masum ve siyasetle hi alkalar olmayan Risale-i
Nur talebelerine takp ve o daire iine giren ve iman ve hiretinden
baka bir maksadlar bulunmayan bareleri o cem'iyetin nairi veya
faal bir rkn veya mensubu veya Risale-i Nur'u okumu ve okutmu
veya yazm diye sulu sayp mahkemeye vermek ne kadar adaletin
mahiyetinden uzak olduunun kat' bir hcceti udur ki: Kur'an
aleyhinde yazlan, Doktor Duzi'nin ve sair zndklarn o muzr
eserlerini okuyanlar, hrriyet-i fikir ve hrriyet-i ilmiye dsturuyla
sulu saylmad halde; hakikat- Kur'aniyeyi ve imaniyeyi
renmee gayet muhta ve mtak olanlara gne gibi bildiren
Risale-i Nur'u okumak ve yazmak bir su saylm. Ve hem yz risale
iinde yanl mana verilmemek iin, mahkemelerin tehirlerinden
evvel




--- sh:(:369) ----
mahrem tuttuumuz iki- risalede yalnz birka cmlelerini bahane
gsterip ittiham etmi. Halbuki o risalelerden biri mstesna Eskiehir
Mahkemesi tedkik etmi, cabna bakm, yalnz birtek Tesettr
Risalesi'nin bir-iki mes'elesine ilimi ve mstesnasnn hem istidamda
ve hem itiraznamemde gayet kat' cevab verildii ve "Elimizde nur
var, siyaset topuzu yok." diye Eskiehir Mahkemesi'nde yirmi vecihle
kat' isbat edildii ve Denizli Mahkemesi bil-istisna btn risaleleri
tedkik etmi hibirisine ilimedii halde, o insafsz mddeler, o iki-
risalenin -drt cmlelerini btn Risale-i Nur'a temil edip, hatt
drtyz sahifeli Zlfikar' iki sahife iin msadere eder gibi, Risale-i
Nur'u okuyan ve yazan sulu ve beni de hkmet ile mbareze eder
diye ittiham etmiler. Ben ve bana yakn ve benim ile gren
dostlarm ihad ve kasemle temin ederim ki: Bu on seneden ziyadedir
ki; iki reis ve bir meb'ustan ve Kastamonu Valisinden baka,
hkmetin erknn, vkelasn, kumandanlarn memurlarn,
meb'uslarn kimler olduunu kat' bilmiyorum ve bilmeyi de merak
etmemiim. Yalnz bir sene evvel bir-iki zt benim ile alkadarlk
gstermelerinden, be-alt erknn bildim. Acaba hi imkn var m
ki; bir adam mbareze ettii adamlar tanmasn ve bilmeyi merak
etmesin ve dost mu, dman m diye karsndakini tanmasna
ehemmiyet vermesin? Bu hallerden anlalyor ki, bil'iltizam herhalde
beni perian etmek iin gayet aslsz bahaneleri icad ederler.
Madem keyfiyet byledir.. ben de buradaki mahkemeye deil,
belki o insafszlara derim: Ben, sizin bana vereceiniz en ar cezanza
da be para vermem ve hi ehemmiyeti yok. nki ben kabir
kapsnda, yetmibe yandaym. Byle mazlum ve masum bir-iki
sene hayat, ehadet mertebesiyle deitirmek, benim iin byk
saadettir. Risale-i Nur'un binler hccetleriyle kat' imanm var ki;
lm bizim iin bir terhis tezkeresidir. Eer zahir i'dam da olsa, bizim
iin bir saat zahmet, ebed bir saadetin ve rahmetin anahtar olur.
Fakat siz ey gizli dmanlar ve zndka hesabna adliyeyi artan ve
hkmeti bizimle sebebsiz megul eden insafszlar! Kat' biliniz ve
titreyiniz ki; siz i'dam- ebed ile ve ebed haps-i mnferid ile mahkm
oluyorsunuz. ntikammz sizden pekok muzaaf bir surette alnyor
gryoruz. Hatt size acyoruz. Evet bu ehri yz defa mezaristana
boaltan lm hakikatnn elbette hayattan ziyade bir istedii var. Ve
onun i'damndan kurtulmak aresi, insanlarn her

--- sh:(:370) ----
mes'elesinin fevkinde en byk ve en ehemmiyetli ve en lzumlu bir
ihtiyac- zarursi ve kat'sidir. Acaba bu areyi kendine bulan Risale-i
Nur akirdlerini ve o areyi binler hccetler ile bulduran Risale-i
Nur'u, di bahaneler ile ittiham edenler ne kadar kendileri hakikat ve
adalet nazarnda mttehem oluyor, divaneler de anlar.
Bu insafszlar aldatan ve hi mnasebeti olmayan bir siyas
cem'iyet vehmini veren maddedir:
Birincisi: Eskiden beri benim talebelerim benim ile karde gibi
iddetli alkadar olmalar, bir cem'iyet vehmini vermi.
kincisi: Risale-i Nur'un baz akirdleri -her yerde bulunan ve
cumhuriyet kanunlar msaade eden ve ilimeyen- cemaat- slmiye
heyetleri gibi hareket etmelerinden bir cem'iyet zannedilmi. Halbuki
o mahdud -drt akirdin niyetleri cem'iyet-memiyet deil, belki srf
hizmet-i imaniyede hlis bir kardelik ve uhrev bir tesanddr.
ncs: O insafszlar kendilerini dalalet ve
dnyaperestlikte bildiklerinden ve hkmetin baz kanunlarn
kendilerine msaid bulduklarndan fikren diyorlar ki: "Herhalde Said
ve arkadalar bizlere ve hkmetin, bizim medence nmeru
hevesatmza msaid kanunlarna muhaliftirler. yle ise, muhalif bir
cem'iyet-i siyasiyedirler."
Ben de derim: Hey bedbahtlar! Eer dnya ebed olsayd ve
insan iinde daim kalsa idi ve insan vazifeler yalnz siyaset
bulunsayd, belki bu iftiranzda bir mana bulunabilirdi. Hem eer ben
siyaset ile ie girseydim, yz risalelerde on cmle deil, belki bin
cmleyi siyasetvari, mbarezekrane bulacaktnz. Hem farz- muhal
olarak; eer biz dahi sizin gibi btn kuvvetimizle dnya
maksadlarna ve keyiflerine ve siyasetlerine alyoruz, diye -ki;
eytan da bunu inandrmaa alamyor ve kimseye kabul ettiremez-
haydi byle de olsa, madem bu yirmi senede hibir vukuatmz
gsterilmiyor. Hkmet ele bakar, kalbe bakmaz ve herbir hkmette
iddetli muhalifler bulunur. Elbette adliye kanunu ile bizleri mes'ul
etmezsiniz. Son szm:
,,L-!_,-!,,,,.,..;!;.!_,.-
dir.
Said Nurs
* * *

--- sh:(:371) ----
[Denizli beraetimizden sonra sene mnzevi ve siyasetten
alkasz olduum halde Afyon hapsini netice veren bu yeni
hdisenin on vecihle kanunsuz olduunu beyan ediyorum.]
Birincisi: mahkeme ve ehl-i vukufun ve Ankara'nn yedi
makamatnda ve adliyelerin elinde iki sene Risale-i Nur tedkikten
getii halde, ittifak ile hi biri muhalif kalmadan hem umum
risalelerin beraetine, hem Said ile beraber yetmibe arkada birlikte
beraet ettirildii ve bir gn bile ceza verilmedii halde, yeniden evrak-
muzrra gibi o risalelere el uzatmak, ne derece kanunsuzdur, zerre
kadar insaf olan bilir.
kincisi: Beraetten sonra buuk sene Emirda'nda mnzevi,
garib, kapsn hem dardan kilit, hem ieriden srg ile kapayan ve
yzde bir adam zarur bir i olmadan yanna kabul etmeyen ve yirmi
seneden beri devam eden te'lifini de brakp, daha te'lif etmeyen bir
adama dnya siyaseti iin kapsnn kilidini krarak gelip, Arab
evradndan ve bandaki levha-i imaniyeden baka taharriciler birey
bulamadklar halde, bu eziyetin verilmesi ne derece hilaf- kanun
olduunu zerre kadar insaf bulunan anlar.
ncs: Mahkemede dedii gibi: Yetmi ahidin tasdiki ile,
yedi sene harb-i umumyi bilmeyen ve merak etmeyen ve sormayan
ki, imdi on senedir ayn halde bulunan ve yirmibe seneden beri
hibir gazeteyi okumayan ve dinlemeyen ve otuz seneden beri "Ez
billahi mineeytani vessiyase" deyip siyasetten btn kuvvetiyle
kaan ve yirmiiki sene ikenceli skntlar ektii halde ehl-i siyasetin
nazar- dikkatini kendine celbetmemek ve siyasete karmamak iin
bir defa istirahat iin hkmete mracaat etmeyen bir adama, dehetli
bir siyas gibi ve siyas entrikacs gibi onun menzilini ve inzivaghn
basp hasta halinde emsalsiz bir sknt vermek, hibir kanuna muvafk
gelir mi? Zerre kadar vicdan bulunan, bu hale acyacak!..









--- sh:(:372) ----
Drdncs: Eskiehir Mahkemesinde alt ay tedkikten sonra,
sebebi de cem'iyetilik, tarkatlk olduu ve o evham bahanesiyle
byk reisin ona ahs garaz ile onun aleyhinde baz adliyecileri
tevik ettii halde, cem'iyetilik ve tarkatlk ve Risale-i Nur
cihetinde beraet ettirip, yalnz Risale-i Nur'un bir kk paras olan
Tesettr Risalesi'ni bahane ederek kanun ile deil de, yalnz kanaat-
vicdaniye ile yz akird iinde be-on akirde altar ay ceza verdiler
ki; tedkik zamanna kadar drtbuuk ay mevkuf, yani birbuuk ay
hapis kaldklar ve on sene sonra Denizli Mahkemesi yine dokuz ay
cem'iyetilik ve tarkatlk gibi birka bahane ile yirmi senelik btn
mektubat ve te'lifatlarn inceden inceye tedkik ile beraber, Ankara'nn
Ar Ceza Mahkemesine be sandk kitablar gnderdikleri ve iki sene
o kitablar ve mektublar, Ankara ve Denizli Mahkemelerinde tedkikten
getikleri halde, o mahkemeler ittifakla cem'iyetilik, tarkatlk
(Hasiye) vesair bahaneler cihetinde beraet karar verip o kitab ve
mektublar aynen sahiblerine iade ve Said'i arkadalaryla beraber
beraet ettirdikleri halde, bir siyas cem'iyeti nazaryla ve entrikac bir
adam tarznda onu ittiham etmek ve adliye memurlarn onun
aleyhinde tarkat noktasnda sevketmek, ne kadar kanunsuz olduunu,
insaniyeti sukut etmeyen bilir.
Beincisi: Benim ve Risale-i Nur'un mesleinin esas ve otuz
seneden beri bir dstur-u hayatm olan efkat itibariyle; bir masuma
zarar gelmemek iin, bana zulmeden canilere deil ilimek, belki
beddua ile de mukabele edemiyorum. Hatt en iddetli bir garaz ile
bana zulmeden baz fsk belki dinsiz zalimlere hiddet ettiim halde,
deil madd belki beddua ile de mukabeleden beni o efkat
men'ediyor. nki o zalim gaddarn, ya peder ve vlidesi gibi ihtiyar
barelere veya evld gibi masumlara madd zarar gelmemek iin, o
drt-be masumlarn hatrna binaen o zalim gaddara
(Haiye): Nurlarn esas ve hedefi, iman- tahkik ve hakikat- Kur'aniyedir.
Onun iin mahkeme tarkat noktasnda beraet ver-miler. Hem bu yirmi
senede hibir adam dememi: "Said bana tarkat vermi." Hem bin seneden
beri bu milletin ekser ecdad baland bir meslek, sebeb-i mes'uliyet
olamaz. Hem gizli mnafklar hakikat- slmiyete tarkat namn takp, bu
milletin dinine taarruz ettiklerine kar galibane mukabele edenler, tarkatla
ittiham edilmezler. Cem'iyet ise, uhuvvet-i slmiye cihetinde bir uhrev
kardeliktir. Yoksa siyas cem'iyet olmadna, mahkeme hkm
vermiler. O cihette beraet ettirmiler.

--- sh:(:373) ----
ilimiyorum. Bazan da hakkm hell ediyorum. te bu srr- efkat
iindir ki; idare ve asayie kat'iyyen ilimediim gibi, btn
arkadalarma o derece tavsiye etmiim ki, vilayetin insafl
zabtalarnn bir ksm itiraf etmiler ki: "Bu Nur akirdleri manev bir
zabtadr; idare ve asayii muhafaza ediyorlar." dedikleri ve bu
hakikata binler ahid ve yirmi sene hayatyla tasdikleri ve binler
akirdlerin de zabtaca hi bir vukuat kaydetmemeleri ile teyid ettikleri
halde, o bare adamn ihtillci ve insafsz bir komiteci gibi menzilini
basmak ve insafsz adamlar ona ihanet etmek ve menzilinde bir ey
bulamamakla beraber, yz cinayeti bulunan bir adam gibi hatt gayet
kymetdar ve antika ve mu'cizeli Kur'ann ve bandaki levhalarn
evrak- muzrra gibi toplamak, acaba hangi kanun msaade eder?
Byle asayie hsn- ahlk ile hizmet eden dindar binler ztlar,
evham yznden idare ve asayi aleyhine zorla sevketmek, hangi
maslahat cabdr?
Altncs: Bundan otuz sene evvel, Cenab- Hakk'n inayetiyle
dnyann muvakkat an erefinin ve enaniyetli hodfruluunun,
hretperestliinin ne kadar faidesiz ve manasz olduunu hadsiz
kr olsun ki Kur'ann feyziyle anlam bir adamn, o zamandan beri
btn kuvvetiyle nefs-i emmaresiyle mcadele edip, mahviyet etmek,
benliini brakmak, tasannu ve riyakrlk yapmamak iin, elden
geldii kadar altna ona hizmet eden veya arkadalk edenler kat'
bildikleri ve ehadet ettikleri halde ve yirmi seneden beri herkes kendi
hakknda holand ziyade hsn- zan ve tevecch- ns ve ahsn
medh senadan ve kendini manev makam sahibi olduunu bilmekten
herkese muhalif olarak btn kuvvetiyle kat ve hem has
kardelerinin onun hakkndaki hsn- zanlarn reddedip o hlis
kardelerinin hatrn krmas ve yazd cevab mektublarnda onun
hakkndaki medihlerini ve ziyade hsn- zanlarn kabul etmemesi ve
kendini faziletten mahrum gsterip btn fazileti Kur'ann tefsiri olan
Risale-i Nur'a ve dolaysyla Nur akirdlerinin ahs- manevsine verip
kendini di bir hizmetkr bilmesi kat' isbat ediyor ki, ahsn
beendirmee almad ve istemedii ve reddettii halde, onun
rzas olmadan baz dostlar uzak bir yerden onun hakknda ziyade
hsn- zan edip medhetmeleri, bir makam vermeleri ve Ktahya
havalisinde tanmad bir vaizin baz szleriyle ve Ktahya'ya hi
mektub gndermediim ve benim imzam taklid ile yazlan ve medar-
mes'uliyet tevehhm edilen
--- sh:(:374) ----
bir mektub ile ve kimin yazs bilinmeyen dokunakl bir kitab
Balkesir'de bulunmasyla acaba hangi kanun ile medar- mes'uliyet
olur ki, o bare hasta ve ok ihtiyar ve garibin mnzevi odasna
byk bir cinayet ilemi gibi kilidini krp taharri memurlarn
sokmak, hem evradndan ve levhalarndan baka bir bahane
bulamamak; acaba dnyada hi bir kanun, hi bir siyaset bu taarruza
msaade eder mi?
Yedincisi: Bu srada dhilde o kadar dhil, haric heyecanl
parti cereyanlar varken ve bundan tam istifade etmek, yani mahdud
birka arkadana bedel ok diplomatlar kendisine taraftar kazanmak
iin zemin hazr iken, srf siyasete karmamak ve ihlasna zarar
vermemek ve hkmetin nazarn kendine celbetmemek ve dnya ile
megul olmamak iin, btn arkadalarna yazp ki: "Sakn
cereyanlara kaplmaynz, siyasete girmeyiniz, asayie
dokunmaynz!" dedii ve iki cereyan bu ekinmesinden ona zarar
verdikleri; eskisi evhamndan, yenisi de "Bize yardm etmiyor" diye
ona ok sknt verdikleri halde, ehl-i dnyann dnyalarna hi
karmayp kendi hireti ile megul olan ve memleketinde Nurs
Karyesi'nde z kardeine yirmiiki sene zarfnda birtek mektub
yazmayan ve o vilayetlerdeki dostlarna yirmi senede on mektub
yazmayan bir bareye, onun hiret meguliyetine bu kadar ilimee
hangi kanun msaade ediyor?
Vatana ve millete ve ahlka ok zararl olan dinsizlerin
kitablarnn intiarna ve komnistlerin neriyatna serbestiyet kanunu
ile iliilmedii halde, mahkeme medar- mes'uliyet olacak iinde
hibir maddeyi bulmayan ve millet ve vatann hayat- itimaiyesini ve
ahlkn ve asayiini temine yirmi seneden beri alan ve bu milletin
hakik bir nokta-i istinad olan lem-i slmn uhuvvetini ve bu millete
dostluunu iadeye ve o dostluu takviyesine tesirli bir surette
abalayan ve Diyanet Riyasetinin lemas tenkid niyetiyle Dhiliye
Vekilinin emriyle ay tedkikten sonra, tenkid etmeyerek tam
kymetini takdir edip "Kymetdar eser" diye Diyanet ktbhanesine
konulan Zlfikar ve As-y Musa gibi ve -Kabr-i Peygamber
(Aleyhissalt Vesselm) zerinde almet-i makbuliyet olarak As-y
Musa mecmuasn haclar grdkleri halde- Nur eczalarn evrak-
muzrra gibi toplayp mahkeme eline vermek; acaba hi bir kanun, hi
bir vicdan, hi bir insaf buna msaade eder mi?


--- sh:(:375) ----
Sekizincisi: Yirmiiki sene skntl sebebsiz bir nefiyden sonra
tam serbestiyet verildii halde, binler akraba ve ahbab bulunan
doduu memleketine gitmeyerek, gurbeti, kimsesizlii tercih ederek
-t ki, dnyaya ve hayat- itimaiyeye ve siyasete temas etmesin- ve
ok sevabl olan cmideki cemaatn hayrn brakp odasnda yalnz
namazn klp oturmasn tercih eden, yani halkn hrmetinden
ekinmek olan bir halet-i ruhiyeyi tayan ve yirmi sene hayatnn
ehadetiyle ve binler Trk kymetdar ztlarn tasdikiyle, dindar
mttaki bir Trk', lkayd ok Krdlere tercih eden, hatt mahkemede
Hfz Ali gibi kuvvetli iman bulunan bir Trk kardeini, yz Krd'e
deitirmediini isbat eden ve hrmet ve ihtiram grmemek iin
zaruret olmadan halklarla grmeyen ve cmiye gitmeyen ve krk
seneden beri btn kuvvetiyle, btn sryla slmiyetin uhuvvetine
ve mslmanlarn birbirine muhabbetine alan ve Trk milleti
Kur'ann bayrakdar ve sena-i Kur'aniyeye mazhar olduu iin, o
milleti ok seven ve hayatn onlar iinde geiren bir adam hakknda,
sbk vali resm lisan ile ihanet iin propaganda yapmak ve dostlarn
rktmek iin: "O Krddr, siz Trksnz, o afidir, siz Hanefsiniz"
deyip herkesi rktp ondan ekindirmee almas ve yirmi senede
ve iki mahkemede, tarz- kyafeti deitirilmee mecbur edilmeyen ve
apka yar askerin bandan kalkmasyla beraber, mnzevi bir adamn
zorla bana apka giydirmee cebretmeyi hangi maslahat, hangi
kanun buna msaade eder?
Dokuzuncusu: ok mhimdir, (Hasiye) kuvvetlidir.. fakat
siyasete temas ettii iin skt ediyorum.
Onuncusu: Bu da, hibir kanun msaade etmedii ve hi bir
maslahat bulunmad ve yalnz manasz evhamdan bir habbeyi
kubbeler yapmaktan ve hibir kanuna girmeyen bir taarruzdur. Bu da,
mesleimizce bakamadmz siyasete temas etmemek iin skt
ediyoruz. Bylece on vecihle kanunsuz muamelelere kar yalnz
"Hasbnallah ve ni'melvekil" deriz. Said Nurs

(Haiye): slm hkmetlerinde Hristiyan ve Yahudi bulunmas ve Hristiyan
ve Mecusi hkmetlerinde Mslmanlar bulunduu gsterir ki, idare ve
asayie bilfiil ilimeyen muhaliflere kanunca iliilmez. Hem imknat, medar-
mes'uliyet olamaz. Yoksa herkes bir adam ldrebilir diye, herkesi bu
imknat ile mahkemeye vermek lzmgelir.


--- sh:(:376) ----
Afyon hkmet ve mahkemesine ve zabtasna daha birka nokta
maruzatm var
Birincisi: Ekser enbiyann arkta ve Asya'da zuhurlar ve
aleb-i hkemann garbda ve Avrupa'da gelmeleri, kader-i ezeliyenin
bir iaretidir ki; Asya'da din hkimdir. Felsefe ikinci derecededir. Bu
remz-i kadere binaen, Asya'da hkm sren dindar olmazsa da din
lehine alanlara ilimemeli, belki tevik etmelidir.
kincisi: Kur'an- Hakm bu zemin kafasnn akl ve kuvve-i
mfekkiresidir. Eer el'iyaz billah, Kur'an kre-i arzn bandan
ksa, arz divane olacak, akldan bo kalan kafasn bir seyyareye
arpmas, bir kyamet kopmasna sebeb olmas akldan uzak deildir.
Evet Kur'an ar fer ile balam bir zincir, bir hablullahtr. Cazibe-i
umumiyeden ziyade, zemini muhafaza ediyor. te bu Kur'an-
Azman'n hakik ve kuvvetli bir tefsiri olan Risale-i Nur; bu asrda
bu vatanda bu millete, yirmi seneden beri tesirini gstermi byk bir
nimet-i lahiye ve snmez bir mu'cize-i Kur'aniyedir. Hkmet ona
ilimek ve talebelerini ondan rktp vazgeirmek deil, belki himaye
etmek ve okunmasna tevik etmek gerektir.
ncs: Ehl-i imandan btn gelenler, maziye gidenlere
mafiret dualaryla ve hasenatlarn onlarn ruhlarna balamalaryla
yardmlarna binaen Denizli Mahkemesinde demitim:
Mahkeme-i kbrada milyarlar ehl-i iman olan davaclar
tarafndan Kur'an hakikatlarna hizmet eden Nur talebelerini mahkm
ve perian etmek isteyenlerden ve sizlerden sorulsa ki: "Serbestiyet
kanunuyla dinsizlerin, komnistlerin neriyatlarna ve anarilii
yetitiren cem'iyetlerine msamahakrane bakp ilimediiniz halde,
vatan ve milleti anaristlikten ve dinsizlik ve ahlkszlktan ve
vatandalarn lmn i'dam- ebedsinden kurtarmaa alan Risale-i
Nur ve talebelerini, hapisler ve tazyiklerle perian etmek istediniz!"
diye sizlerden sorulsa ne cevab vereceksiniz? Biz de sizlerden
soruyoruz! Onlara demitim. O zaman o insafl, adaletli ztlar bizi
beraet ettirdiler, adliyenin adaletini gsterdiler.





--- sh:(:377) ----
Drdncs: Ben bekliyordum ki: Ya Ankara veya Afyon
beni sorguda -pek byk mes'eleler iin, Nurlarn o mes'elelere
hizmeti cihetinde- bir meveret dairesine alp bir sual ve cevab
beklerdim. Evet, yz elli milyon mslmanlarn eski kardeliini ve
muhabbetini ve hsn- zannn ve manev yardmlarn bu
memleketteki millete kazandracak areleri bulmak ki, en kuvvetli
are ve vesilesi Risale-i Nur olduuna bir emaresi udur:
Bu sene Mekke-i Mkerreme'de gayet byk bir lim hem
Hind lisanna, hem Arab lisanna Nur'un byk mecmualarn tercme
edip Hindistan'a ve Arabistan'a gndererek en kuvvetli nokta-i
istinadmz olan vahdet ve uhuvvet-i slmiyeyi temine alt gibi,
Trk milletinin daima dinde ve imanda ileri olduunu Nur Risaleleri
ile gsteriyor, demiler.
Hem beklerdim ki; "vatanmzda anarilie inklab eden
komnist tehlikesine kar Nurlarn hizmeti ne derecededir ve bu
mbarek vatan bu dehetli seyelandan nasl muhafaza edilecek?" gibi
da misill mes'elelerin sorulmasnn lzumu varken, sinek kanad
kadar ehemmiyeti olmayan ve hi bir medar- mes'uliyet olmayan
cz' ve ahs ve garazkrlarn iftiralaryla habbe, kubbeler yaplm
mes'eleler iin bu ar erait altnda hi mrmde ekmediim bir
perianiyetime sebebiyet verildi. Bize mahkemenin sorduu ve
beraet verdii ayn mes'elelerden ve di ve ahs bir-iki mes'ele iin
manasz sualler edildi.
Beincisi: Risale-i Nur'la mbareze edilmez, o malub olmaz.
Yirmi senedir en muannid feylesoflar susturuyor. man hakikatlarn
gne gibi gsteriyor. Bu memlekette hkmeden, onun kuvvetinden
istifade etmek gerektir.
Altncs: Benim ehemmiyetsiz ahsmn kusurlaryla beni
rtmek ve ihanetlerle nazar- mmeden drmek; Risale-i Nur'a
zarar vermez, belki bir cihette kuvvet verir. nki benim bir fni
dilime bedel Risale-i Nur'un yzbin nshalarnn bki dilleri susmaz,
konuur. Ve hlis talebeleri, binler kuvvetli lisanlar ile o kuds ve kll
vazife-i Nuriyeyi imdiye kadar olduu gibi, inallah kyamete kadar
devam ettirecekler.
Yedincisi: Sbk mahkemelerde dava ettiim ve hccetlerini
gsterdiimiz gibi; bizim gizli dmanlarmz ve hkmeti ifal ve


--- sh:(:378) ----
bir ksm erknn evhamlandran ve adliyeleri aleyhimize sevkeden
resm ve gayr- resm muarzlarmz, ya gayet fena bir surette
aldanm veya aldatlm veya anarilik hesabna gayet gaddar bir
ihtillcidir veya slmiyete ve hakikat- Kur'an'a kar mrtedane
mcadele eden bir dessas zndktr ki; bize hcum etmek iin istibdad-
mutlaka cumhuriyet namn vermekle, irtidad- mutlak rejim altna
almakla, sefahet-i mutlaka medeniyet namn takmakla, cebr-i keyf-i
kfrye kanun namn vermekle; hem bizi perian, hem hkmeti ifal,
hem adliyeyi bizimle manasz megul eylediler. Onlar Kahhar-
Zlcelal'in kahrna havale edip, kendimizi onlarn errinden muhafaza
iin "Hasbnallah ve ni'melvekil" kal'asna iltica ederiz.
Sekizincisi: Geen sene Ruslar, oklukla haclar hacca
gnderip, onlar ile propaganda yapp ki, Ruslar baka milletlerden
ziyade Kur'ana hrmetkr diye, lem-i slm din noktasnda bu
vatandaki dindar millet aleyhine evirmee alt ayn zamanda;
Risale-i Nur'un byk mecmualar hem Mekke-i Mkerreme'de, hem
Medine-i Mnevvere'de, hem am- erif'te, hem Msr'da, hem
Haleb'de limlerin takdirleri altnda ksmen intiarlaryla, o komnist
propagandasn krd gibi, lem-i slma gsterdi ki: Trk Milleti ve
kardeleri eskisi gibi dinine ve Kur'anna sahibdir ve sair ehl-i slm'n
dindar byk bir kardei ve Kur'an hizmetinde kahraman
kumandandr diye o ehemmiyetli, kuds merkezlerde o Nur
mecmualar bu hakikat gsterdiler. Acaba Nur'un bu kymetdar
hizmet-i milliyesi bu tarz ikencelerle mukabele grse, zemini hiddete
getirmez mi?
Dokuzuncusu: Denizli Mdafaatnda izah ve isbat bulunan
bir mes'elenin ksack bir hlsasdr.
Bir dehetli kumandan deha ve zekvetiyle ordunun msbet
hasenelerini kendine alp ve kendinin menf seyyielerini o orduya
vererek, o efrad adedince haseneleri, gazilikleri bire indirdii ve
seyyiesini o ordu efradna isnad ederek onlarn adedince seyyieler
hkmne getirdiinden dehetli bir zulm ve hilaf- hakikat
olmasndan, ben krk sene evvel beyan ettiim bir hadsin o ahsa
vurduu tokada binaen, sbk mahkemelerimizde bana hcum eden bir
mddeiumumye dedim: Geri onu hadslerin ihbaryla kryorum,
fakat ordunun erefini muhafaza ve byk hatalardan vikaye ederim.
Sen

--- sh:(:379) ----
ise birtek dostun iin Kur'ann bayrakdar ve lem-i slm'n kahraman
bir kumandan olan ordunun erefini kryorsun ve hasenelerini hie
indiriyorsun." dedim. nallah o mdde insafa geldi, hatadan
kurtuldu.
Onuncusu: Adliyede adalet hakikat ve mracaat eden
herkesin hukukunu bil tefrik muhafazaya, srf hak namna almak
vazifesi hkmettiine binaendir ki; mam- Ali (R.A.) hilafeti
zamannda bir Yahudi ile beraber mahkemede oturup, muhakeme
olmular. Hem bir adliye reisi bir memuru, kanunca bir hrszn elini
kestii vakit o memurun o zalim hrsza hiddet ettiini grd. O
dakikada o memuru azleyledi. Hem ok teessf ederek dedi: imdiye
kadar adalet namna byle hissiyatn kartranlar pekok
zulmetmiler. Evet hkm- kanunu icra etmekte o mahkma acmasa
da hiddet edemez, etse zalim olur. Hatt ksas cezas da olsa hiddetle
katletse, bir nevi katil olur diye o hkim-i dil demi.
te madem mahkemede byle hlis ve garazsz bir hakikat
hkmediyor. mahkeme bizlere beraet verdii ve bu milletin yzde
-bilseler- belki doksan, Nur talebelerinin zararsz olarak millete ve
vatana menfaatli olduklarna pekok emarelerle ehadet ettikleri halde,
burada o masum ve teselliye ve adaletin iltifatna ok muhta Nur
talebelerine kar ihanetler ve gayet souk hiddetli muameleler
yaplyor. Biz her musibete ve ihanetlere kar sabra ve tahammle
karar verdiimizden skt edip Allah'a havale ederek; "Belki bunda da
bir hayr var" dedik. Fakat evham yznden ve garazkrlarn
jurnalleriyle bu bare masumlara byle muameleler belalarn
gelmesine bir vesile olacandan korktum, bunu yazmaa mecbur
oldum. Zten bu mes'elede bir kusur varsa benimdir. Bu bareler, srf
imanlar ve hiretleri iin bana rza-i lah dairesinde yardm etmiler.
Pekok takdire mstehak iken byle muameleler, hatt k dahi
hiddete getirdi.
Hem medar- hayrettir ki, bu defa da yine bir cem'iyet vehmini
tekrar ileri sryorlar. Halbuki mahkeme bu ciheti tedkik edip
beraet vermekle beraber mabeynimizde byle medar- ittiham olacak
hibir cem'iyet, hibir emare mahkemeler, zabtalar, ehl-i vukuflar
bulmamlar. Yalnz bir muallimin talebeleri ve dr-l fnun akirdleri
ve Kur'an dersini veren hfzn hfza alanlar gibi, Risale-i Nur
talebelerinde bir uhrev kardelik var. Bunlara cem'iyet namn

--- sh:(:380) ----
veren ve onunla ittiham eden, btn esnaf ve mekteblilere ve vaizlere,
siyas cem'iyet nazaryla bakmak gerektir. Bunun iin ben byle
aslsz ve manasz ittihamlarla buraya hapse gelenleri mdafaa etmee
lzum grmyorum.
Yalnz hem bu memleketi, hem lem-i slm ok alkadar
eden ve madd ve manev bu vatana ve bu millete pekok bereket ve
menfaat tahakkuk eden Risale-i Nur'u defa mdafaa ettiimiz gibi
tekrar ayn hakikat ile mdafaam men'edecek hibir sebeb yok ve
hibir kanun ve hibir siyaset yasak etmez ve edemez.
Evet biz bir cem'iyetiz ve yle bir cem'iyetimiz var ki; her
asrda yz elli milyon dhil mensublar var. Ve her gn be defa
namazla o mukaddes cem'iyetin prensiplerine kemal-i hrmetle
alkalarn ve hizmetlerini gsteriyorlar. .-_,...!... kuds
proramyla birbirinin yardmna -dualaryla ve manev kazanlaryla-
kouyorlar. te biz bu mukaddes ve muazzam cem'iyetin
efradndanz. Ve husus vazifemiz de, Kur'ann iman hakikatlarn
tahkik bir surette ehl-i imana bildirip, onlar ve kendimizi i'dam-
ebedden ve daim ve berzah haps-i mnferidden kurtarmaktr. Sair
dnyev ve siyas ve entrikal cem'iyet ve komitelerle ve bizim medar-
ittihammz olan cem'iyetilik gibi aslsz ve manasz gizli cem'iyetle
hibir mnasebetimiz yoktur ve tenezzl etmiyoruz. Ve drt mahkeme
inceden inceye tedkikten sonra o cihette bize beraet vermiler.
Said Nurs
* * *













--- sh:(:381) ----
Ankara'nn alt makamatna ve Afyon Ar Ceza Mahkemesine
verilen mdafaann itirazname tetimmesi ve lhikasdr
Afyon Mahkemesine beyan ediyorum ki: Artk yeter, sabr ve
tahammlm kalmad. Yirmiiki sene sebebsiz bir nefy iinde daim
tarassudlarla, hem tecrid-i mutlak ve haps-i mnferid tarznda beni
skmakla beraber alt mahkeme iki- mes'eleden baka Risale-i
Nur'un yz kitabnda medar- mes'uliyet bulmad halde evham
yznden ve imknat vukuat yerinde istimal etmek cihetiyle
kanunsuz bizi defa hapse sokup yzbinler lira Nur akirdlerine
zarar vermek, dnyada emsali hi vuku bulmam bir gadirdir ki;
istikbal ve nesl-i ti -pek iddetli olarak- bunun o zalim
msebbiblerini lanetle yd edecekleri gibi, mahkeme-i kbrada dahi
Cehennem'in esfel-i safilnine atmakla o zalimleri mahkm
edeceklerine kat' kanaatmzla imdiye kadar bir derece teselli bulup
skt ederek tahamml ediyordum. Yoksa hakkmz tam mdafaa
edebilirdik.
te onbe sene zarfnda alt mahkeme, yirmi sene Nur
risalelerini ve mektublarmz tedkik edip, bei bize her cihetle beraet
vermek manasyla ilimediler. Yalnz Eskiehir Mahkemesi tek bir
mes'ele olan tesettr- nisa hakkndaki bir kk risalenin be-on
kelimesini bahane ederek lastikli bir kanun ile hafif bir ceza verdii
zaman Mahkeme-i Temyiz'den sonra layiha-y tashihimde
kanunsuzluun yalnz tek bir nmunesi olarak resmen Ankara'ya
yazdm ki: Bin yz elli senede, yzelli milyonun kuds bir
dsturuyla daim ve kuvvetli bir det-i slmiyeyi ders veren ve
emreden tesettr yetini, eskide bir zndn Kur'ann bu yetine
itirazna ve medeniyetin tenkidine kar mdafaa iin yzelli bin
tefsirin icmana ve hkmlerine ittiba ederek o yeti tefsir edip bin
yzelli senede geen ecdadmzn mesleine iktida eden bir adama,
o tefsiri iin verilen ceza ve mahkmiyeti, dnyada adalet varsa
elbette o hkm nakzedecek ve bu acib lekeyi bu hkmet-i
slmiyedeki adliyeden silecek diye layiha-y tashihimde yazdm,
orann mddeiumumsine gsterdim. Ondan dehet ald, dedi: "Aman
buna lzum kalmad. Cezanz az, hem pek az kald. Bunu vermee
lzum kalmad."



--- sh:(:382) ----
te bu nmune gibi size ve Ankara makamatna takdim edilen
itirazname ve mdafaanamemde byle acib ok nmuneleri elbette
anlamsnz. Ben Afyon mahkemesinden taleb ve mid ederim ki; bu
milletin ve bu vatann menfaatine bir ordu kadar hizmeti ve bereketi
bulunan Risale-i Nur'un tam serbestiyetine karar vermenizi, hakikat-
adalet namna sizden bekliyoruz. Yoksa mnasebetimle hapse giren
be-on adam arkadamn gitmesiyle beraber size haber veriyorum ki;
beni en byk cezaya arpacak bir su ileyip bu eit hayattan veda
edeceime mecbur eden bir fikir kalbime gelmi. yle ki:
Hkmet beni tam himaye ve bana yardm etmek, milletin
maslahatna ve vatann menfaatna ok lzumu varken, beni skmas
ma eder ki; krk seneden beri benim ile mcadele eden gizli zndka
komitesiyle imdi onlara iltihak eden komnist komitesinden bir
ksm, ehemmiyetli birer resm makam elde ederek karma kyorlar.
Hkmet ise, ya bilmiyor veya msaade ediyor diye ok emareler
bana endie veriyor.
Reis Bey! Msaadenizle ok hayret ettiim bir eyi soracam.
Neden hi siyasete karmadm halde, ehl-i siyaset beni btn
hukuk-u medeniyeden ve hukuk-u hrriyetten belki hukuk-u hayattan
iskat ediyorlar? Hatt yz cinayeti bulunan gibi, beni buuk ay
tecrid-i mutlak iinde hayatma s'-i kasd edenler; onbir defa
zehirleyen gizli dmanlarmn errinden beni muhafazaya alan ok
dikkatli kardelerimin ve sadk hizmetilerimin de benim ile
temaslarn yasak etmiler ve ihtiyarlk ve gurbet ve hastalk iinde,
yalnzlmdan daim nsiyet ettiim mbarek ve zararsz kitablarmn
mtalaasndan dahi beni mahrum etmiler?
Mddeiumuma ok rica ettim ki, bana bir kitabm ver.
Va'dettii halde vermedi. Yalnz olarak byk, kilitli, souk bir
kouta megalesiz durmaa mecbur edip alkadar memurlar ve
hademeleri bana kar dostluk ve teselli vermek yerinde deta
adavetkrane bakmaa tevik ediyorlar. Bir kk nmunesi udur:
Mdre, mddeiumuma, mahkeme reisine bir istida yazdm. Bir
kardeime gnderdim, t bilmediim yeni hurufla yazsn ve yazld,
onlara verildi. Gya byk bir su ilemiim diye benim pencerelerimi
mhladlar. Ve duman beni skyordu, bir pencereyi brakmadm ki
mhlansn. imdi onu da mhladlar. Hem hapis usl tecrid onbe


--- sh:(:383) ----
gn kadar olduu halde, beni buuk ay tecrid-i mutlakta hibir
arkadamla temas ettirmediler. Hem aydan beri benim aleyhimde
krk sahifelik bir iddianame yazlp bana gsterildi. Yeni hurufu
bilmediimden, hem rahatsz ve hattm ok noksan olmasndan ok
rica ettim ki, "Bana biri iddianameyi okuyacak ve dilimi bilen
talebelerimden benim itiraznamemi yazacak iki adama izin veriniz"
dedim; izin vermediler. Dediler, "Avukat gelsin, okusun." Sonra onu
da brakmadlar. Yalnz bir kardee dediler ki: "Eski hurufa evir, ona
ver." Halbuki o krk sahifeyi yazmak alt-yedi gnde ancak olur. Bir
saatte bana okumak iini, alt-yedi gne kadar uzatmak, t benimle
kimse temas etmesin fikri ise, pek dehetli bir istibdad ile benim btn
hukuk-u mdafaam iskat etmektir. Dnyada, yz cinayeti bulunan ve
aslacak bir adam dahi byle muamele gremez. Ben hakikaten bu
emsalsiz ikencenin hibir sebebini bilmediimden ok azab
ekiyorum. Ben haber aldm ki, mahkeme reisi vicdanl ve
merhametlidir. Bu kanaate binaen, ilk ve son bir tecrbe olarak
makamnza bu istirhamname ve ekvay yazdm.
Tecrid-i mutlakta hasta ve perian
Said Nurs
* * *
ddianamede benim hakkmda drt esas var:
Birinci Esas: Gya bende tefahur ve hodfruluk var ve
kendimi mceddid biliyorum.
Ben btn kuvvetimle bunu reddederim. Hem Mehdilik
isnadn hi kabul etmediime btn kardelerim ehadet ederler.
Hatt Denizli'deki ehl-i vukuf, "Eer Said mehdiliini ortaya atsa
btn akirdleri kabul edecek" dediklerine mukabil, Said
itiraznamesinde demi ki: "Ben seyyid deilim. Mehdi seyyid olacak."
diye onlar reddetmi.
kinci Esas: Neriyat gizlemesi.
Gizli dmanlar yanl mana verdirmesin. Yoksa siyasete ve
dnya asayiine temas cihetiyle deildir. Hem eski harf ile teksir
makinesini bir bahane bulmasnlar. Mustafa Kemal'e kar Nur'un
tokad




--- sh:(:384) ----
ise (Hasiye) alt mahkeme ve Ankara makamat bilmi, ilimemiler
ve bize beraet verdiler ve Beinci ua ile beraber btn kitablarmz
iade ettiler. Hem onun fenaln gstermek, ordunun kymetini
muhafaza etmek iindir. Bir ahs sevmemesi, orduyu
muhabbetkrane sena iindir.
ncs: "Emniyeti ihlle tevik ediyor" demesine mukabil;
yirmi sene zarfnda, yz bin adam Nurcularn, yz bin nsha Nur
Risalelerinin alt mahkemede ve on vilayette emniyeti ihlle ve asayii
bozmaa dair, on vilayetin zabtalar ve alt mahkeme hibir maddeyi
kaydetmemesi ve bulmamas, bu acib ittiham rtyor. Bu yeni
iddianamede mahkemenin bize beraet verdikleri ayn noktalara ait
ve cevablar mkerreren verilmi ehemmiyetsiz birka mes'eleye
cevab vermek manaszdr. O mes'elelerle bizi ittiham etmek, ondan
bize beraet veren Ankara Ar Ceza ve Denizli ve Eskiehir
Mahkemelerini ittiham etmek hkmnde olmasndan cevabn onlara
brakyorum ve ondan baka da iki- mes'ele var:
Birisi: ki sene Denizli ve Ankara Ar Ceza Mahkemelerinde
inceden inceye tedkikten sonra, bize beraet verip o kitab bize iade
ettikleri halde, o Beinci ua'n bir-iki mes'elesini, lm gitmi bir
kumandana tatbik edip, bize su gsteriyor. Biz dahi deriz: lm
gitmi, hkmetten alkas kesilmi bir ahs aleyhinde tatbik
edilebilen kll bir hakl tenkidi hi bir kanun su saymaz.
Hem kll bir tevil manasndan makam- iddia cerbezesiyle o
kumandana bir hisse karp ona tatbik etmi. Byle yzde bir adam
ancak fehmeden bir mana, mahrem ve gizli bir risalede bulunmasn
hibir kanun su sayamaz. Hem o risale hrika bir tarzda mteabih
(Haiye): ddianamede yanl bir mana verip, Nur'un kerametlerinden tokat
tarzndaki bir ksmn, medar- ittiham saym. Gya Nurlara hcum
zamannda gelen zelzele gibi belalar Nur'un tokatlardr. H smme h!..
Biz yle dememiiz ve yazmamz. Belki mkerrer yerlerde hccetleriyle
demiiz ki: Nurlar makbul sadaka gibi belalarn def'ine vesiledir. Ne vakit
Nurlara hcum edilse, Nurlar gizlenir; musibetler frsat bulup, bamza
geliyorlar. Evet Nur'un binler akirdlerinin tasdik ve mahedeleriyle, yzler
vukuat ve hdisat ile tesadf ihtimali olmayan o hdisatn tevafuklar ve
Kur'ann mteaddid iaret ve tevafukatyla, hatt mahkemelerde ksmen
gsterildii cihetle kat' kanaatmz var ki; o tevafukat Risale-i Nur'un
makbuliyetine bir ikram- lahdir ve Kur'an hesabna Nurlara bir nevi
kerametlerdir.

--- sh:(:385) ----
hadslerin tevillerini beyan etmi. O beyan otuz-krk sene evvel
olduu ve mahkemeye ve mahkemenize ve Ankara'nn alt
makamatna sene zarfnda iki defa takdim edilip tenkid grmeyen
mdafaa ve itiraznamemde kat' cevab verildii halde, o hadsin
hakikatn beyan sadedinde bir kusurlu ahsa mutabk kmasn hi
bir kanun su sayamaz.
Hem o ahs tenkid, o iinde bulunduu ve kusurlara sebeb
olduu bir inklabn hasenat yalnz onun deil, belki ordunun ve
hkmetindir. Onun da yalnz bir hissesi var. Onun kusurlar iin onu
tenkid etmek, elbette bir su olmad gibi, inklaba hcum ediyor
denilemez. Hem bu kahraman milletin ebed bir medar- erefi ve
Kur'an ve cihad hizmetinde dnyada prlanta gibi pek byk bir nian
ve klnlarnn pek byk ve antika bir yadigr olan Ayasofya
Cmii'ni puthaneye ve Meihat Dairesini kzlarn lisesine eviren bir
adam sevmemek bir su olmas imkn var m?
ddianamede sebeb-i ittiham kinci Mes'ele:
mahkemede ondan beraet kazandmz ve krk sene evvel
bir hadsin hrika tevilini beyan ederken, cinn ve insin eyhlislm
Zenbilli Ali Efendi'nin "apkay aka ile dahi baa koymaa hi bir
cevaz yok." demesiyle beraber btn eyhlislmlar ve btn lema-i
slm cevazna msaade etmedikleri halde, avam- ehl-i iman onu
giymee mecbur olduu zaman, o byk allmelerin adem-i
msaadeleri ile, onlar tehlikede.. yani ya dinini brakmak, ya isyan
etmek vaziyetinde iken, krk sene evvel Beinci ua'n bir fkras:
"apka baa gelecek, secdeye gitme diyecek. Fakat bataki iman o
apkay da secdeye getirecek, inallah mslman edecek." demesiyle
avam- ehl-i iman hem isyan ve ihtillden, hem ihtiyaryla imann ve
dinini brakmaktan kurtard ve hibir kanun mnzevilere byle
eyleri teklif etmedii ve yirmi senede alt hkmet beni onu giymee
mecbur etmedii ve btn memurlar dairelerinde ve kadnlar ve
ocuklar ve cmidekiler ve ekser kyller onu giymee mecbur
olmadklar ve imdi resmen askerin bandan kalkt ve rme ve bere
ok vilayetlerde yasak olmad halde; hem benim, hem kardelerimin
bir sebeb-i ittihammz gsterilmi. Acaba dnyada hibir kanun,
hibir maslahat, hibir usl bu pek manasz ittiham bir su sayabilir
mi?
nc medar- ittiham: Emirda'nda emniyeti ihlle
teviktir. Buna kar itiraz ise:
--- sh:(:386) ----
Evvel: Buradaki mahkemeye, hem Ankara'nn alt
makamatna bu mahkemenin malmat ve msaadesiyle verilen ve
cerhedilmeyen itiraznamedir. Onu aynen imdi iddianameye kar
itiraz olarak izhar ediyorum.
Sniyen: Emirda'nda orada btn benim ile konuan ztlarn
ehadetleriyle ve ahalinin ve zabtann tasdikiyle beraetimden sonra
btn kuvvetimle inzivamda dnya siyasetine karmaktan
ekinmiim. Hatt te'lifi ve muhabereyi de brakmtm. Yalnz
tekrarat- Kur'aniye ve meleklere dair iki nkteden baka te'lif
etmedim. Ve haftada bir mektub bir yere Nurlara tevik iin yazardm.
Hatt mft olan z kardeime ve yirmi sene yanmda talebelik eden
ve beni ok merak eden ve bayram tebrikleri yazan o biraderime
senede -drt mektub yazdm. Memleketimdeki biraderime yirmi
senede hi yazmadm halde iddianamede beni emniyeti ihll suu ile
ittiham edip ve cerbeze ile eski nakarat tazeleyerek "nklaba kar
geliyor" demi. Buna kar deriz: Yirmi sene zarfnda yirmi bin Nur
nshalarn merak ve kabul ile okuyan yirmi bin, belki yz bin
adamdan alt mahkeme ve alkadar on vilayetin zabtalar emniyeti
ihlle dair hibir maddeyi kaydetmemesi gsteriyor ki; hakkmzda
binler ihtimalden ancak bir tek ihtimal ile bir imkna kat' vukuat
nazaryla bakyor. Halbuki iki- ihtimalden bir ihtimal olsa, eseri
grlmezse hi bir su olmaz. Hem binler ihtimalden bir ihtimal deil,
belki her adam, hem aleyhime hcum eden mdde ok adamlar
ldrebilir. Anarist ve komnist hesabna emniyeti, asayii bozabilir,
emniyeti ihll edebilir. Demek byle pek acib ve ifratkrane imknat
vukuat yerinde istimal etmek, adliyeye ve kanuna kar ihanettir.
Hem her hkmette muhalifler bulunur. Yalnz fikren
muhalefet bir su olmaz. Hkmet ele bakar, kalbe bakmaz. Ve
bilhassa vatan ve millete zararsz, ok hizmeti ve faidesi bulunan ve
sonra hayat- itimaiyeye karmayan ve tecrid-i mutlakta yaattrlan
ve eserleri lem-i slmn en mhim merkezlerinde kemal-i takdir ve
tahsin ile karlanan (Hasiye) bir adam hakknda bu pek acib ve aslsz
(Haiye): Bu eserleri hakknda makam- iddia iddianamesinde yz
yanlndan sekseninci yanlnda demi ki: "Beinci ua'daki teviller
yanltr." Elcevab: Beinci ua'da "Allahu a'lem bir tevili budur"
cmlesi denildiinden manas budur ki: "Bu hadsin bir ihtimal ile manas bu
olmak mmkndr" demektir. Bu ise mantka tekzibi kabil deil. Yalnz
muhaliyetini isbat ile tekzib edilebilir.
Sniyen: Yirmi seneden beri belki krk seneden beri benim
muarzlarm ve Risale-i Nur'a itiraza alanlar, hibir tevilimizi ilmen,
mantkan reddetmedikleri ve o muarz lemalarla beraber Nur akirdlerinin
binler limleri tasdik edip, "fhi nazarun" demedikleri halde; Kur'ann ka
sure olduunu bilmeyen, bunu inkr ile karlasa ne kadar insaf haricinde
olduunu, insafnza havale ediyorum. Elhasl tevilin manas, hadsin
veyahut yetin birok manalarndan bir mmkn ve muhtemel manas
demektir.
--- sh:(:387) ----
ittihamlar yapanlar, anarilik belki komnistlik hesabna bilmeyerek
istimal ediliyor diye endie ediyoruz.
Baz emarelerle bildim ki, gizli dmanlarmz Nur'un
kymetini drmek fikriyle siyaset manasn hatrlatan mehdilik
davasn tevehhm ile gya Nurlar buna bir lettir diye ok aslsz
bahaneleri aratryorlar. Belki benim ahsma kar bu ikenceler, bu
evhamlarndan ileri geliyor. Ben o gizli zalim dmanlara ve onlar
aleyhimizde dinleyenlere deriz: H! Smme h!.. Hi bir vakit
byle haddimden tecavz edip iman hakikatlarn ahsiyetime bir
makam- an eref kazandrmaa let etmediime bu yetmibe,
hususan otuz senelik hayatm ve yzotuz Nur Risaleleri ve benim ile
tam arkadalk eden binler ztlar ehadet ederler.
Evet Nur akirdleri biliyorlar ve mahkemelerde hccetlerini
gstermiim ki; ahsma deil bir makam- an eref ve hret
vermek ve uhrev ve manev bir mertebe kazandrmak, belki btn
kanaat ve kuvvetimle ehl-i imana bir hizmet-i imaniye yapmak iin,
deil yalnz dnya hayatm ve fni makamatm, belki -lzum olsa-
hiret hayatm ve herkesin arad uhrev bki mertebeleri feda
etmeyi; hatt Cehennem'den baz bareleri kurtarmaa vesile olmak
iin -lzum olsa- Cennet'i brakp Cehennem'e girmeyi kabul ettiimi
hakik kardelerim bildikleri gibi, mahkemelerde dahi bir cihette isbat
ettiim halde, beni bu ittihamla Nur ve iman hizmetime bir ihlasszlk
isnad etmekle ve Nurlarn kymetlerini tenzil etmekle milleti onun
byk hakikatlarndan mahrum etmektir.
Acaba, bu bedbahtlar dnyay ebed ve herkesi kendileri gibi
dini ve iman dnyaya let ediyor tevehhmyle dnyadaki ehl-i
dalalete meydan okuyan ve hizmet-i imaniye yolunda hem dnyev
hem -lzum olsa- uhrev hayatlarn feda eden ve mahkemelerde dava
ettii gibi, bir tek hakikat- imaniyeyi dnya saltanatyla
deitirmeyen

--- sh:(:388) ----
ve siyasetten ve siyas manasn imam eden madd ve manev
mertebelerden ihlas srr ile btn kuvvetiyle kaan ve yirmi sene
emsalsiz ikencelere tahamml edip siyasete -meslek itibariyle-
tenezzl etmeyen ve kendini nefsi itibariyle talebelerinden ok aa
bilen ve onlardan daima himmet ve dua bekleyen ve kendi nefsini ok
bare ve ehemmiyetsiz itikad eden bir adam hakknda baz hlis
kardeleri, Risale-i Nur'dan aldklar fevkalde kuvve-i imaniyeye
mukabil onun tercman olan o bareye -tercmanlk mnasebetiyle-
Nurlarn baz faziletlerini husus mektublarnda ona isnad etmeleri ve
hi bir siyaset hatrlarna gelmeyerek dete binaen, insanlar sevdii
di bir adama da: "Sultanmsn, velinimetimsin" demeleri nev'inden
yksek makam vermeleri ve haddinden bin derece ziyade hsn- zan
etmeleri ve eskiden beri stad ve talebeler mabeyninde car ve itiraz
edilmeyen makbul bir det ile teekkr manasnda pek fazla medh
sena etmeleri ve eskiden beri makbul kitablarn hirlerinde mbalaa
ile medhiyeler ve takrizler yazlmasna binaen, hi bir cihetle su
saylabilir mi? Geri mbalaa itibariyle hakikata bir cihette
muhaliftir; fakat kimsesiz, garib ve dmanlar pekok ve onun
yardmclarn karacak ok esbab varken, insafsz ok mu'terizlere
kar srf yardmclarnn kuvve-i maneviyelerini takviye etmek ve
kamaktan kurtarmak ve mbalaal medhedenlerin evklerini
krmamak iin onlarn bir ksm medihlerini Nurlara evirip btn
btn reddetmedii halde onun bu yata ve kabir kapsndaki hizmet-i
imaniyesini dnya cihetine evirmee alan baz resm memurlarn
ne derece haktan, kanundan, insaftan uzak dtkleri anlalr. Son
szm:
;-,,!..,.!.. ,,.._:!
dur.
Said Nurs
* * *







--- sh:(:389) ----
Lhika
Sorgu hkimliinin son tahkikat kararnamesinin arkasnda
denilmi ki: "Heyet-i vekile Mu'cizat- Kur'aniyeyi yani, yalnz
Yirmibeinci Sz Risalesini; yetin medeniyete kar beyanat,
imdiki kanun-u medeniyete uygun gelmedii bahanesiyle resmen
dalmasnn yasak edilmesine ve toplanmasna drt ay evvel bir karar
vermi." diye yazl grdm.
Buna cevaben: Mu'cizat- Kur'aniye imdi Zlfikar'dadr ve
Zlfikar'n drtyze yakn sahifesinden yalnz iki sahifesinde otuz
sene evvel medeniyetin Kur'ana kar tenkidlerine itiraz edilmez bir
tarzda cevab verilen ve eski risalelerimde bulunan yetin
tefsiridir. Biri; tesettr- nisvan hakkndaki yet, ikincisi; irsiyet
hakknda
_..!. ncs; yine irsiyet hakknda
_,,..;L-_..,... yetlerindeki hakikatlarn hikmetini,
feylesoflar ilzam edecek bir surette iki sahifeyi yirmi sene evvel ve
baka risalelerimde otuz sene evvel yazdm halde, bugn yazlm
gibi tevehhmyle drtyz sahife Zlfikar yasak edilmesinin yerine o
iki sahifeyi Zlfikar'dan karp kitabmz bize iade etmek kanunen
hakkmzdr. Nasl bir mektubda zararl bir-iki kelime bulunsa; o
kelimeler kaldrlr, mtebkisinin nerine izin verilir. Bu kabilden
mahkeme-i dilenizden bu hakkmz isteriz.
Bir ay evvel bize verilen krk sahifelik iddianameyi birisi
yanma gelip bana okumaa imkn bulamadndan, bugn 11
Haziran'da yeni olarak iddianameyi bana okudular. Ben dinledim.
Grdm ki, size yazdm iki ay evvel itiraznamem, bir aya yakn
evvelde itiraznamemin tetimmesi ve lhikas, hem Ankara'nn alt
makamatna hem makamnza da verilmi. te bu itirazname, o
iddianameyi esasyla kesiyor ve reddediyor. Yeniden iddianameye
kar itirazname yazmaa hi lzum grmyorum. Yalnz iki-
noktay makam- iddiaya hatrlatmak nev'inden derim ki:
Ben iddianameyi nazar- itibara alp cevab vermediimin
sebebi, bizi beraet ettiren dil mahkemenin haysiyetini krmamak
ve


-- sh:(:390) ----
ihanet etmemek iindir. nki o mahkemeler, imdi iddianamedeki
esaslar tamamyla inceden inceye tedkikten sonra bize beraet
vermiler. Onlarn beraetini hie saymak, adliyenin erefine ilimektir.
kinci Nokta: Makam- iddia cerbezesiyle binler mesail
iinde, bir-iki mes'eleye, hatrmza gelmeyen baz manalar vererek
bizi ittiham ediyor. Halbuki o mesailler Nur'un byk mecmualarnda
var. Msr Cmi-l Ezher lemas ve am- erif byk limleri ve
Mekke-i Mkerreme ve Medine-i Mnevvere'nin mdakkik hocalar
ve Haleb ve saire hususan Diyanet Riyasetinin muhakkik limleri
onlar grp kemal-i takdirle tahsin ve tasdik ettikleri halde, hocavari
ve limane baz ilm itirazlar bu iddianamede hayretle ve taaccble
grdm. Haydi baz yanllarm bulunsa bile, binler limlerin
grmedikleri veya ilimedikleri itiraznamedeki o yanllar hakik olsa
da bir su olamaz, yalnz ilm bir hata olabilir. Hem mahkeme
btn Risale-i Nur'u ve bizleri beraet ettirdi. Yalnz Eskiehir
Mahkemesi bir tesettr- nisvan mes'elesine dair Yirmidrdnc
Lem'ann onbe kelimesini sebeb gsterip bana ve yzde onbe
arkadama hafife bir ceza verdi. Size takdim ettiim tetimme-i
itirazmda yzelli bin tefsirin hkmne ittiba ile o tefsirim iin
mahkmiyetimi, ry-i zeminde adalet varsa o hkm kabul etmez diye
yazmm. Makam- iddia bin dereden su getirir gibi, yirmi seneden
beri yazlan kitab ve mektublarn baz cmlelerini zekvetiyle
aleyhimize evirmee alm. Halbuki bu noktada bizi beraet ettiren
deil belki be-alt mahkeme bu mevhum suta bize erik
oluyorlar. Ben o dil mahkemelerin haysiyetine ilimemek lzm
geliyor diye makam- iddiaya hatrlatyorum.
ncs: lm gitmi, hkmetten alkas kesilmi ve
inklabdaki baz kusurata sebeb olmu bir reise, sarihan tenkid ve
itiraz da olsa kanunen bir su olamaz. Halbuki sarahat deil, o kendi
cerbezesiyle kll beyanatmz ona tatbik etmi. O mahrem ve herkese
bildirmediimiz manalar izhar ve tehir edip umumun nazar-
dikkatini celbediyor. Eer onda bir su varsa, o makam- iddia sulu
olur. nki halk tevik edip, o manalara nazar- dikkati celbediyor.
Drdncs: mahkeme cem'iyet noktasnda bize kat'
beraet verdii halde, yine eski nakarat gibi gizli cem'iyet vehmine bin
dereden su toplamak gibi emareler aratrm. Halbuki siyas ve vatan
ve millete zararl olan mteaddid cem'iyetler varken, onlara


--- sh:(:391) ----
msaade ve msamahakrane bakmak ile beraber, bizim gibi binlerle
ahidlerin ve emarelerin ehadetleriyle ve alt vilayetin ilimemeleri
ile sabit olan Nur talebelerinin ders arkadalklarna ve srf vatan ve
millet ve din menfaatine ve saadet-i dnyeviye ve uhreviye hesabna
ve hariten ve dhilden gelen ifsad cereyanlarna kar mcahidane
tesandlerine gizli cem'iyet namn vermek ve yirmi senede yzbinler
Risale-i Nur akirdlerinin emniyeti ihlle dair hibir vukuatlar
kaydedilmedii halde, "Dini let ederek emniyeti ihlle halk tevik
ediyor" diye makam- iddia onlar ittiham etmesi, deil nev'-i beeri
belki zemini de hiddete getirip o ittiham reddeder. Her ne ise.. daha
fazla sylemeye lzum grmyorum. ddianameden ok evvel yazlan
itirazname ve tetimmesi ona bir cevabmzdr.
Afyon Cezaevinde Mevkuf
Said Nurs
* * *






















--- sh:(:392) ----
..-,....
Afyon Mahkemesine ve Ar Ceza Reisine beyan ediyorum
ki:
Eskiden beri ftratmda tahakkm kaldramadm iin
dnyaya kar alkam kesmitim. imdi o kadar manasz, lzumsuz
tahakkmler iinde hayat bana gayet ar gelmi, yaayamayacam.
Hapsin haricinde, yzler resm adamlarn tahakkmlerini ekmee
iktidarm yok. Bu tarz hayattan bktm. Ben sizden btn kuvvetimle
tecziyemi taleb ediyorum. imdi kabir elime gemiyor. Hapiste
kalmak bana lzmdr. Makam- iddiann aslsz isnad ettii sular siz
de bilirsiniz ki, yok. Beni cezalandrmaz. Fakat beni manen
cezalandracak vazife-i hakikiyeye kar byk kusurlarm var. Eer
sormak mnasib ise, sorunuz cevab vereyim. Evet byk
kusurlarmdan bir tek suum: Vatan ve millet ve din namna mkellef
olduum byk bir vazifeyi -dnyaya bakmadm iin-
yapmadmdan hakikat noktasnda afvolunmaz bir su olduuna ve
bilmemek bana bir zr tekil edemediine imdi bu Afyon hapsinde
kanaatm geldi.
Nur akirdlerinin hlis ve srf uhrev, Nurlara ve tercmanna
kar alkalarna, dnyev ve siyas cem'iyet namn verip onlar
mes'ul etmee alanlarn ne kadar hakikattan ve adaletten uzak
dtklerine kar mahkemenin o cihette beraet vermesiyle beraber
deriz ki:
Hayat- itimaiye-i insaniyenin hususan millet-i slmiyenin
ss-l esas: Akrabalar iinde samimane muhabbet ve kabile ve
taifeler iinde alkadarane irtibat ve slmiyet milliyetiyle m'min
kardelerine kar, manev, muavenetkrane bir uhuvvet ve kendi cinsi
ve milletine kar fedakrane bir alka ve hayat- ebediyesini kurtaran
Kur'an hakikatlarna ve nairlerine sarslmaz bir rabta ve iltizam ve
ballk gibi hayat- itimaiyeyi esasyla temin eden bu rabtalar inkr
etmekle ve imaldeki dehetli anaristlik tohumunu saan ve nesil ve
milliyeti mahveden ve herkesin ocuklarn kendine alp karabet ve
milliyeti izale eden ve medeniyet-i beeriyeyi ve hayat- itimaiyeyi
btn btn bozmaa yol aan kzl tehlikeyi kabul etmekle ancak Nur
akirdlerine medar- mes'uliyet cem'iyet namn verebilir. Onun iin
hakik Nur akirdleri ekinmeyerek Kur'an hakikatlerine kar kuds
alkalarn ve uhrev kardelerine kar sarslmaz irtibatlarn
--- sh:(:393) ----
izhar ediyorlar. O uhuvvet sebebiyle gelen her bir cezay
memnuniyetle kabul ettiklerinden, mahkeme-i dilenizde hakikat-
hali olduu gibi itiraf ediyorlar. Hile ile, dalkavukluk ile ve yalanlarla
kendilerini mdafaaya tenezzl etmiyorlar.
Mevkuf
Said Nurs
* * *
Afyon Mahkemesine iddianameye kar verilen itirazname
tetimmesinin bir zeylidir
Evvel: Mahkemeye beyan ediyorum ki; bu yeni iddianame de
Denizli ve Eskiehir Mahkemelerimizdeki o eski iddianamelere ve
aleyhimizde sath ehl-i vukuflarn sath tahkikatlarna bina
edildiinden mahkemenizde dava ettim ki: Bu iddianamenin yz
yanln isbat etmezsem, yz sene cezaya razym. te o davam isbat
ettim, yzden ziyade yanllarn cedvelini isterseniz takdim edeceim.
Sniyen: Ben Denizli Mahkemesinde, kitab ve evraklarmz
Ankara'ya gittii srada, aleyhimize hkm verilecek diye tela ve
me'yusiyetle beraber, arkadalarma yazdm. Ve baz mdafaatmn
hirinde bulunan o yazdm para udur: Eer Risale-i Nur'u tenkid
fikriyle tedkik eden adliye memurlar, imanlarn onunla
kuvvetlendirip veya kurtarsalar, sonra beni i'dam ile mahkm etseler;
ahid olunuz, ben hakkm onlara hell ediyorum. nki biz
hizmetkrz. Risale-i Nur'un vazifesi, iman kuvvetlendirip
kurtarmaktr. Dost ve dman tefrik etmeyerek, hizmet-i imaniyeyi
hibir tarafgirlik girmeyerek yapmaa mkellefiz.
te ey heyet-i hkime; bu hakikata binaen Risale-i Nur'un
cerhedilmez kuvvetli hccetleri elbette mahkemede kalbleri kendine
evirmi, aleyhimde ne yapsanz ben hakkm hell ederim,
gcenmem. Bunun iindir ki; eedd-i zulm ile bir eedd-i istibdad
tarznda ahsm hi mrmde grmediim ihanetlerle rtmekle
damarma dokundurulduu halde tahamml ettim. Hatt beddua da
etmedim. Bize kar btn ittihamlara ve btn isnad edilen sulara
kar elinizdeki Risale-i Nur'un mecmualar, benim mukabele edilmez
mdafaanamem ve cerhedilmez itiraznamemdirler.




--- sh:(:394) ----
Medar- hayrettir ki: Msr, am, Haleb, Medine-i Mnevvere,
Mekke-i Mkerreme allmeleri ve Diyanet Riyasetinin mdakkik
hocalar o Nur mecmualarn tedkik edip hi tenkid etmeyerek takdir
ve tahsin ettikleri halde, iddianameyi aleyhimize toplayan zekvetli
zt; Kur'an yzkrk suredir diye acib ve pek zahir bir yanl ile ne
derece sath bakt ve Risale-i Nur bu ar erait iinde ve benim
gurbet ve kimsesizliim ve perianiyetimde ve aleyhimde dehetli
hcumlarla beraber yzbinler ehl-i hakikata kendini tasdik ettirdii
halde, daha Kur'ann ka suresi var olduunu bilmeyen o iddiac zt
"Risale-i Nur Kur'ann tefsirine ve hadslerin teviline almasyla
beraber bir ksmnda okuyanlara bir ey retme bakmndan ilm bir
mahiyet ve kymet tamad grlmektedir." diye tenkidi ne derece
kanundan, hakikattan, adaletten ve haktan uzak olduu anlalyor.
Hem size ekva ediyorum ki; krk sahifeli ve yzer yanl
bulunan ve kalblerimizi yaralayan iddianameyi tamamyla bize iki saat
dinlettirdiiniz halde, ayn- hakikat birbuuk sahifeyi ona kar -
srarmla beraber- iki dakika okumaa msaade etmediiniz iin, ona
mukabil itiraznamemi tamamyla okumaa, adalet namna sizden
istiyorum.
Slisen: Herbir hkmette muhalifler var. Asayie ilimemek
artyla, kanunen onlara iliilmez. Ben ve benim gibi dnyadan
ksm ve yalnz kabrine alanlar; elbette bin yzelli senede,
ecdadmzn mesleinde ve Kur'anmzn daire-i terbiyesinde ve her
zamanda yzelli milyon m'minlerin takdis ettii dsturlarnn
msaade ettii tarzda hayat- bkiyesine almay terkedip; gizli
dmanlarmzn icbaryla ve desiseleriyle fni ve ksack hayat-
dnyeviyesi iin, sefihane bir medeniyetin ahlkszcasna belki bir
nevi bolevizmde olduu gibi vahiyane kanunlara, dsturlara tarafdar
olup onlar meslek kabul etmekliimiz hi mmkn mdr? Ve
dnyada hibir kanun ve zerre mikdar insaf bulunan hi bir insan
bunlar onlara kabul ettirmee cebretmez. Yalnz o muhaliflere deriz:
Bize ilimeyiniz, biz de ilimemiiz.
te bu hakikata binaendir ki; Ayasofya'y puthane ve Meihat'
kzlarn lisesi yapan bir kumandann keyf kanun namndaki
emirlerine fikren ve ilmen tarafdar deiliz ve ahsmz itibariyle amel
etmiyoruz. Ve bu yirmi sene ikenceli esaretimde eedd-i zulm
ahsma edildii halde siyasete karmadk, idareye ilimedik, asayii

--- sh:(:395) ----
bozmadk. Yzbinler Nur arkadam varken, asayie dokunacak hi
bir vukuatmz kaydedilmedi. Ben ahsm itibariyle hi hayatmda
grmediim bu hir mrmde ve gurbetimde iddetli ihanetler ve
damarma dokunduracak haksz muameleler sebebiyle, yaamaktan
usandm. Tahakkm altndaki serbestiyetten dahi nefret ettim. Size bir
istida yazdm ki; herkese muhalif olarak ben beraetimi deil, belki
tecziyemi taleb ediyorum. Ve hafif cezay deil, sizden en ar cezay
istiyorum. nki bu emsalsiz, acib zulm muameleden kurtulmak iin,
ya kabre veya hapse girmekten baka arem yok. Kabir ise, intihar
caiz olmadndan ve ecel gizli olmasndan imdilik elime
gemediinden, be-alt ay (Hasiye) tecrid-i mutlakta bulunduum
hapse raz oldum. Fakat, bu istiday masum arkadalarmn hatrlar
iin imdilik vermedim.
Rbian: Benim bu otuz sene hayatmda ve Yeni Said tabir
ettiim zamanmda btn Risale-i Nur'da yazdklarm ve ahsma
temas eden hakikatlarnn tasdikiyle ve benimle cidd gren ehl-i
insaf ztlarn ve arkadalarn ehadetleriyle iddia ediyorum ki: Ben
nefs-i emmaremi elimden geldii kadar hodfruluktan,
hretperestlikten, tefahurdan men'e almm ve ahsma ziyade
hsn- zan eden Nur talebelerinin belki yz defa hatrlarn krp
cerhetmiim. Ben mal sahibi deilim, Kur'ann mcevherat
dkknnn bir bare delllym dediimi; hem yakn dostlarm, hem
kardelerimin tasdikleriyle ve emarelerini grmeleriyle, ben deil
dnyev makamat ve an erefi ahsma kazandrmak, belki manev
byk makamat faraza bana verilse de, fakat hizmette ihlasma
nefsimin hissesi karmak ihtimaline binaen korkarak o makamat da
hizmetime feda etmee karar verdiim ve fiilen de ylece hareket
ettiim halde, mahkeme-i lnizde gya en byk bir siyas mes'ele
gibi, bana kar baz kardelerimin Nur'dan istifadelerine manev bir
kran olarak ben kabul etmediim halde pederinden ok fazla hrmet
etmesini medar- sual ve cevab yaptnz. Bir ksmn inkra sevkettiniz
ve bize hayret ile dinlettirdiniz. Acaba kendi raz olmad ve kendini
lyk bulmad halde, bakalarn onu medhetmeleriyle o bareye bir
su tevehhm edilebilir mi?
Hmisen: Kat'iyyen size beyan ediyorum ki; hi bir
cem'iyetilik
(Haiye): imdi onyedi ay oldu ayn hal devam eder.

--- sh:(:396) ----
ve cem'iyetlerle ve siyas cereyanlarla hibir alkas olmayan Nur
talebelerini, cem'iyetilik ve siyasetilik ile itham etmek; dorudan
doruya krk seneden beri slmiyet ve iman aleyhinde alan gizli
bir zndka komitesi ve bu vatanda anarilii yetitiren bir nevi
bolevizm namna bilerek veya bilmeyerek bizimle bir mcadeledir ki,
mahkeme cem'iyetilik cihetinde btn Nurcularn ve Nur
risalelerinin beraetlerine karar vermiler. Yalnz Eskiehir Mahkemesi
tesettr- nisa hakknda bir kk risalenin birtek mes'elesini belki bu
gelen cmleyi "Mesmuatma gre: Merkez-i hkmette, bir kundura
boyacs ar iinde bir byk adamn yarm plak karsna
sarkntlk edip o acib edebsizlii yapmas, tesettr aleyhinde olann
haysz yzne amar vuruyor." diye eskiden yazlm cmle
sebebiyle, bir sene bana ve yzyirmi adamdan onbe arkadama
altar ay ceza verdiler. Demek imdi Risale-i Nur'u ve akirdlerini
ittiham etmek, o mahkemeyi mahkm etmek ve itham ve ihanet
etmek demektir.
Sdisen: Risale-i Nur ile mbareze edilmez. Onu gren btn
lema-i slm, Kur'ann gayet hakikatl bir tefsiri, yani hakikatlarnn
kuvvetli hccetleri ve bu asrda bir mu'cize-i maneviyesi ve imalden
gelen tehlikelere kar bu millet ve bu vatann bir kuvvetli seddi
olduunu tasdik ettiklerinden, mahkemeniz bunun talebelerini bundan
rktmek deil, belki hukuk-u mme noktasnda tergib etmek bir
vazifeniz biliyoruz ve onu sizden bekliyoruz. Millete, vatana, asayie
muzr dinsizlerin ve baz siyas zndklarn kitablarna ve
mecmualarna hrriyet-i ilmiye serbestiyetiyle iliilmedii halde;
masum ve muhta bir gencin imann kurtarmak ve s'-i ahlktan
kurtulmak iin Nur'a talebe olmas elbette deil bir su, belki hkmet
ve maarif dairesi tevik ve takdir edecek bir halettir.
Son szm: Cenab- Hak, hkimleri adalet-i hakikiyeye
muvaffak etsin. mn deyip,
,,..!,-.,_!.!,-. _,!,-.,.!..,.-
_,.!.-!,,.!..-! dir.
Said Nurs
* * *


--- sh:(:397) ----
Son Szm
Heyet-i hkimeye beyan ediyorum ki:
Hem iddianameden, hem uzun tecridlerimden anladm ki, bu
mes'elede en ziyade ahsm nazara alnyor ve ahsm rtmek
maslahat grlm. Gya ahsiyetimin idareye, asayie, vatana zarar
var. Ve ben de din perdesi altnda dnyev maksadlar gdyormuum,
bir nevi siyaset peinde kouyormuum. Buna kar, size bunu
kat'iyyetle beyan ediyorum:
Bu evham yznden, benim ahsiyetimi rtmek suretinde
Risale-i Nur'a ve bu vatana ve bu millete fedakr ve kymetdar olan
akirdlerini incitmeyiniz. Yoksa bu vatana ve bu millete manev
byk bir zarar, belki bir tehlikeye vesile olur. Bunu da size kat'iyyen
beyan ediyorum: ahsma tahkir ve ihanet ve rtmek ve ikence,
ceza gibi ne gelse; -Risale-i Nur'a ve akirdlerine benim yzmden
zarar gelmemek artyla, imdiki mesleim itibariyle- kabule karar
vermiim. Bunda da hiretim iin bir sevab var. Ve nefs-i emmarenin
errinden kurtulmama bir vesiledir diye bir cihette alarken memnun
oluyorum. Eer bu bare masumlar benimle beraber bu mes'elede
hapse girmese idiler, mahkemenizde pek iddetli konuacaktm. Siz de
grdnz ki, iddianameyi yazan, bin dereden su toplamak gibi yirmi-
otuz senelik hayatmda -mahrem ve gayr- mahrem btn kitab ve
mektublarmdan- cerbezesiyle ve ksmen yanl mana vermesiyle gya
umum onlar bu sene yazlm, hi mahkemeleri grmemi, af
kanunlarna ve mrur-u zamana uramam gibi onun ile benim
ahsiyetimi rtmek istiyor. Ben kendim, ahsmn rk olduunu
yz defa sylediim ve aleyhimde olanlar her vesile ile yine ahsm
rttkleri halde, ehl-i siyaseti evhamlandracak derecede tevecch-
mmeye kar faide vermediinin sebebi: mann kuvvetlenmesi iin
bu zamanda ve bu zeminde gayet iddetli bir ihtiyac- kat' ile ders-i
dinde baz ahslar lzmdr ki, hakikat hi bir eye feda etmesin, hi
bir eye let etmesin. Nefsine hi bir hisse vermesin. T ki, imana dair
dersinden istifade edilsin, kanaat- kat'iyye gelsin.
Evet hibir zaman, bu zeminde bu zaman kadar byle bir
ihtiyac- edid olmam gibidir. nki tehlike hariten iddetle gelmi.
ahsmn bu ihtiyaca kar gelmediini itiraf edip iln ettiim halde,
yine ahsmn meziyetinden deil, belki iddet-i ihtiyatan ve zahiren
bakalar ok grnmemesinden ahsm o ihtiyaca bir are
zannediyorlar.
--- sh:(:398) ----
Halbuki ben de oktan beri buna taaccb ve hayret ile bakyordum ve
hi bir cihetle lyk olmadm halde, dehetli kusurlarmla beraber bu
tevecch- mmenin hikmetini imdi bildim. Hikmeti de udur:
Risale-i Nur'un hakikat ve akirdlerinin ahs- manevsi, bu
zaman ve bu zeminde o iddetli ihtiyacn yzn kendine evirmi.
Benim ahsm -hizmet itibariyle binden bir hissesi ancak bulunduu
halde- o hrika hakikatn ve o hlis muhlis ahsiyetin bir mmessili
zannedip o tevecch gsteriyorlar. Geri bu tevecch hem bana
zarar, hem ar geliyor. Hem de hakkm olmad halde hakikat-
Nuriyenin ve ahsiyet-i maneviyesinin hesabna skt edip o manev
zararlara raz oluyorum. Hatt mam- Ali (R.A.) ve Gavs- A'zam
(K.S.) gibi baz evliyann ilham- lah ile bu zamanmzda Kur'an-
Hakm'in mu'cize-i maneviyesinin bir yinesi olan Risale-i Nur'un
hakikatna ve hlis talebelerinin ahs- manevsine iaret-i gaybiye ile
haber verdikleri iinde benim ehemmiyetsiz ahsm o hakikata
hizmetim cihetiyle nazara almlar. Ben hata etmiim ki; onlarn
ahsma ait bir parack iltifatlarn baz yerde tevil edip Risale-i Nur'a
evirmemiim. Bu hatamn sebebi de, za'fiyetim ve yardmclarm
rktecek esbabn oaltlmamas ve szlerime itimad kazanmak iin
zahiren ahsma bir ksmn kabul etmitim. Size ihtar ediyorum: Fni
ve kabir kapsndaki rk ahsm rtmee ihtiya yok ve bu kadar
ehemmiyet vermee de lzum yok. Fakat Risale-i Nur'la mbareze
edemezsiniz ve etmeyiniz. Onu malub edemezsiniz. Mbarezede
millet ve vatana byk zarar edersiniz. Fakat akirdlerini
datamazsnz. nki hakikat- Kur'aniyenin muhafazas yolunda
krk-elli milyon ehid veren bu vatandaki gemi ecdadlarmzn
ahfadlarna bu zamanda hakikat- Kur'aniyenin muhafazas ve lem-i
slmn nazarnda eskisi gibi dindarane kahramanlklar terk
ettirilmeyecek. Zahiren ekilseler de, o hlis akirdler ruh u canyla o
hakikata baldrlar. Ve o hakikatn bir yinesi olan Risale-i Nur'u
terkedip, o terk ile vatan ve millet ve asayie zarar vermeyeceklerdir.
Son szm
,.,..;!;.!_,.-_.!;.
,,L-!_,-!,,,
* * *

--- sh:(:399) ----
Heyet-i Vekile'ye gnderilmi bir istidadr. Heyet-i Vekile'ye gayet
ehemmiyetli bir ricam var:
Risale-i Nur'dan "Siracnnur" namndaki yz sahifeden
ziyade mecmuann hirinde ve asl ok zaman evvel yazlan ve onbe
sahife kadar olan ve Heyet-i Vekilece o mecmuann toplanmasna
vesile bulunan Beinci ua, herkese, hususan musibetzedelere ve
ihtiyarlara ve imanda bhelere denlere pekok faideleri tahakkuk
eden Siracnnur'dan, o zararl tevehhm edilen paray karp yasak
ederek, mtebki yz sahifenin nerine izin verilmesini ve
tesellisinden tam istifade eden btn musibetzedeler ve ihtiyarlar ve
iman hakikatlarna muhtalarla beraber Heyet-i Vekile'den rica ederiz.
Hem drtyz sahifelik Zlfikar'da otuz sene evvel Avrupa
feylesoflarna kar yazlan irsiyet ve tesettr hakkndaki iki yetin
tefsiri iki sahife, hem otuz sene evvel tab'edilen arat-l 'caz'da
,!,,-,_,,!.!_- yetine dair yazlan, bankaya dair bir
satr ve hem otuz sene evvel ben Dr-l Hikmet'te iken ngiltere'nin
Anglikan Kilisesi'nin ba papaznn Meihat- slmiyeden sorduu
alt sual iinde bir satr kadar yazlan yazlarn kaldrlarak imdiki
kanun-u medenye uygun gelmedii -iki sahife bir satr- bahanesiyle
msadere edilen ve lem-i slmca ok tahsin ile ok menfaat bilfiil
grlen ve rkn- imanyi hrika bir tarzda isbat eden o Zlfikar
mecmuamz iade etmesini rica edip istiyoruz ve hakkmzdr. Bir
mektubda be kelime sansr edilse bki ksmna izin verilmesi gibi,
biz de kanunen ehemmiyetli bu hakkmz isteriz. Ve hakkmzda
habbeleri kubbeler yapanlarn zulmnden kurtarlmamz, millet ve
vatan ve asayie Nurlarla hizmet eden Kur'an ve imanperverlerle
beraber taleb ederiz. Hem onsekiz sene evvel iddetli bir zulme maruz
olduum hiddetli bir zamanmda yazdm Hcumat- Sitte'yi onsekiz
seneden beri grmediim gibi, mahrem deyip nerine izin
vermemiim ve hem -drt mahkemenin eline gemi, o risaleyi
sahiblerine iade etmilerdir.
Said Nurs
* * *




--- sh:(:400) ----
..-,....
[Diyanet Riyasetindeki ehl-i vukufa bir teekkrname ve
tedkiklerindeki cz' ve cevab zahir ve verilmi tenkidlerine
tashihle yardm etmek iin noktay beyan edeceim.]
Birincisi: cihetle o limlere teekkr ederim. ahsm
itibariyle minnettarm.
Birincisi: Siracnnur mecmuasnn Beinci ua'dan baka
on parasn takdirkrane hlsa etmeleridir.
kincisi: Medar- ittihammz olan, tarkatlk ve cem'iyetilik
ve emniyeti ihll bahanelerini reddetmeleridir.
ncs: Benim mahkemedeki davam tasdikleridir. Yani,
mahkemeye dedim: Kusur varsa btn o kusur benimdir. Nur
talebeleri hlis ve masum olup, imanlar iin Nurlara almlar. te
o ehl-i vukuf dahi Nurcular kurtaryorlar. Btn kusuru bana
veriyorlar. Ben de onlara, Allah sizden raz olsun derim. Yalnz
merhum Hasan Feyzi ve merhum Hfz Ali'yi ve o iki mbarek
ehidin sisteminde ve vrislerinden iki- zt benim suuma erik
etmiler. Fakat bir cihette sehvetmiler. nki o ztlar, kusurda deil
belki hizmet-i imaniyede benden ileri ve benim hatalarmdan mberra
olarak, za'fiyetime merhameten inayet-i lahiye tarafndan bana
yardmc verilmiler.
kinci Nokta: O ehl-i vukuf, Beinci ua'daki rivayetlerin bir
ksmna zaf ve bir ksmna mevzu' demiler ve tevillerinin bir ksmna
yanl demiler ki; bu Afyon'da aleyhimizde iddianame o tarzda
yazlm ve onbe sahifede seksenbir yanl yaptn bir cedvelde
isbat etmiiz. Muhterem ehl-i vukuf o cedveli grsnler. Bir tek
nmunesi udur:
ddiac demi: Btn tevilleri yanltr ve o rivayetler, ya
mevzu' veya zaftir.
Biz dahi deriz: Tevil demek, yani bu mana bu hadsten murad
olmak mmkndr, muhtemeldir demektir. Mantka o manann
imknn reddetmek ise, muhaliyetini isbat etmek ile olur. Halbuki





--- sh:(:401) ----
o mana gz ile grnd ve tahakkuk ettii gibi, hadsin mana-y
iar tabakasnn klliyetinde bir ferd olmas bilmahede mu'cizane
bir lem'a-y ihbar- gaybyi, bu asrn gzne gsterdiinden, hi bir
cihetle kabil-i inkr ve itiraz olamaz. Hem o "btn rivayetler,
mevzudur veya zaftir" iddiacnn demesi vecihle yanl olduu,
cedvelde isbat edilmi.
Birisi: Bir milyon hadsi hfzna alan mam- Ahmed bn-i
Hanbel ve beyz bin hadsi hfzeden mam- Buhar'nin cesaret
edemedikleri ve o nefyin isbat kabil olmad ve btn hads
kitablarn grmedii ve mmetin ekseriyeti her asrda o rivayetlerin
manalarnn zuhurlarn veya o kllnin bir ferdini grmesini
bekledikleri ve mmete telakki-i bilkabul derecesine yaknlam ve
ayn- hakikat baz nmune ve ferdleri meydana kp grld halde,
o rivayetleri klliyetle inkr etmek on cihetle hatadr.
kinci Vecih: Mevzu'dur manas; bu rivayet an'aneli, senedli
hads deil demektir. Yoksa manas yanltr demek deildir. Madem
mmette, hususan ehl-i hakikat ve kef ve bir ksm ehl-i hads ve ehl-
i itihad kabul edip manalarnn vuku'larn beklemiler. Elbette o
rivayetlerin durub-u emsal gibi umuma bakan hakikatlar vardr.
nc Vecih: Hangi mes'ele veya rivayet var ki; merebleri,
mezhebleri muhtelif limlerin bir kitabnda ona itiraz edilmesin.
Mesel: slm iinde birka deccal geleceine dair rivayetlerden birisi
bu hads-i erif, sarih bir surette Cengiz ve Hlgu fitnesinden haber
verir.
,..!_!.,..._.-_.,-!_._...!,_-!,,_!
Yani "Uzun zaman hilafet-i Abbasiye devam edecek, sonra o saltanat
deccal eline geecek" diye beyz seneden sonra slm iine bir deccal
gelecek, o hilafeti bozacak gibi ki; ehas- hirzamandan ok
rivayetler haber verdikleri halde, mezhebi ayr veya fikri mfrit bir
ksm ehl-i itihad kabul etmemiler, mevzu veya zaftir demiler. Her
ne ise.. imdi bu uzun kssay ksa kesmeme sebeb, Risale-i Nur ile
alkadar ve Nurlara hcumun ayn zamannda zeminin hiddetini
gsteren drt byk zelzelenin tevafuku gibi bu cevab yazdm ayn
saatte burada iki iddetli zelzele vuku buldu. yle ki:
Akamda elime verilen ehl-i vukufun raporundaki ameliyat-
cerrahiyenin


--- sh:(:402) ----
yaralarndan elm bir teessr ve temasszlktan hazn bir zahmetle
kendim perian kalemimle yazmaktan teellm hissederken, iki
zelzelenin tevafukudur. Evet sekiz ay tecrid ve skntlar iinde en
ziyade gvendiim ve raporlaryla imdadma yetimelerini beklediim
Diyanet Riyaseti dairesinden gelen raporu akamdan aldm. Bu sabah
bildim ki; pek ehemmiyetsiz eylerle imdadma deil, belki iddiacya
yardm ederek: "Geen drt zelzeleler Nur'un kerametlerindendir, Said
demi." dediklerini grdm. Cedvelde yazdm gibi: Nurlar, sadaka-i
makbule misill belalarn def'ine bir vesiledir, ne vakit Nurlara hcum
edilse, musibetler frsat bulup gelirler ve bazan da zemin hiddet eder,
diye yazmaa niyet ederken burada iki iddetli zelzele (Hasiye) beni o
bahsi yazmaktan vazgeirdi. Onu brakp nc noktaya geiyorum.
nc Nokta: Ey mdakkik ve hakikatl ve insafl ehl-i
vukuf limlerimiz! Eskiden beri ehl-i ilim mabeyninde bir makbul
det-i mstemirreye binaen yeni te'lif edilen gzel kitablarn
hirlerinde bakalarn o kitaba medhiyeleri ve takrizleri ve
mbalaane ve bazan mfritane senalar yazlp neredildii ve
mellif kemal-i memnuniyetle o takrizcilere minnettar olduu ve
rakibleri dahi onu hodfrulukla ittiham etmedikleri halde, Nur'un bir
ksm has ve hlis akirdlerinin ve merhum Hasan Feyzi ve ehid
Hfz Ali tarznda yazdklar takrizleriyle aleyhime iddetli hcum
eden pekok insafsz muarzlara kar aczime, za'fma, garibliime,
kimsesizliime yardm ve Nurlara muhtalar tevik fikriyle olan
medhiyelerini btn btn reddetmediimi ve ahsma ait ksmn
Nurlara evirdiimi bir hodfruluk telakki etmenizi kemal-i
dikkatinize ve tahkik ilminize ve efkatkrane muavenetinize ve
insafnza yaktramadmdan mteessir oldum. Ve o medhiyeleri
yazan sfi arkadalarmn hi siyaseti dnmeyerek riyaz bir
hesabla: "Mana-y iar klliyetinin bir msadak ve cz' bir ferdi bu
zamanda Risale-i Nur'dur." demelerine hata denilmez. nki, zaman
tasdik ediyor. Haydi ok mbalaa veya hata dahi olsa, ilm bir
hatadr. Herkes kendi kanaatn yazabilir. Acaba eriatta oniki
mezheb; hususan Hanef,
(Haiye): Bu iki zelzele 18.9.1948 tarihine msadif, cum'a gn kuluk vakti
olmutur.
Afyon hapsinde Risale-i Nur talebeleri namna
Halil, Mustafa, Mehmed Feyzi, Hsrev


--- sh:(:403) ----
Mlik, afi, Hanbel Mezheblerinde ve yetmie yakn ilm-i kelm ve
usl-d din dairesindeki allmelerin frkalarnda ne kadar ayr ayr
kanaatlar ve fikirler kitablara yazlm bilirsiniz. Halbuki bu zaman
kadar, hi bir zaman, din limlerinin ittifakna ve mnakaa
etmemesine muhta olmam. imdilik teferruattaki ihtilaf brakmaa
ve medar- mnakaa etmemee mecburuz.
* * *
Ehl-i vukufun insafl hocalarndan sualim var:
Birisi: Bir adam, dier bir adam sfi bir niyetle onu
medhetmekle mes'ul olur mu? Hususan o istemedii, elinden geldii
kadar o medihleri ya red veya bakasna evirdii ve o hlis dostunu
karmamak iin onu tekdir etmeyip, medhini yz derece haddimden
fazladr diye skt ile mukabele etmesi hi hodfruluk saylr m?
kinci Sual: Acaba ortalkta din aleyhinde bu dehetli
hcumlar ve da gibi din mes'eleler iinde Nur akirdlerinden bir
hakikat k zararsz ve cz' bir hata-i ilm ve yanl bir kanaat
cihetinde byle tekdir ve tezyife mstehak olur mu? Siz gibi
stadlardan -medhiye yazan talebe- efkatle hatasn ihtar beklerken
byle adliye eliyle tokatlamak caiz olur mu?
nc Sual: Bu yirmi senedir hadsiz muarzlara kar
sarslmayan ve yzbinler muhtalarn imanlarn kuvvetlendiren
Risale-i Nur'a bir-iki mes'ele iin bu tarz tenkidiniz yakr m?
Hem o mdakkik limlere bunu hatrlatyorum ki; raporlarnda,
Ahmed Feyzi'nin medhiyesinin banda bir mektubumu
grmelerinden, gya o medihleri ben kendime yapmm gibi tenkid
ediyorlar. Halbuki o mektubum benim ahsmn hakkndaki
medihlerini kabul etmemek ve kaldrmak iin idi ki, bir ksmn
kaldrdm. Bir ksmn da ta'dil edecektim. Fakat acele edip tam
yapmadan o mektubu bir kardeime gndermitim. Onlar dahi o
mahrem medhiyenin bana koyup husus bir zta gnderdikleri zaman
hkmetin eline gemi. Acaba byle husus takriz ve srf ilm ve bir
kanaat- vicdaniye ve mahrem arkadalarn mabeyninde ve sonra tam
ta'dil etmek fikriyle bir meveret tarznda gezmesi, bu iddetli itiraza
mstehak olur mu? Hem krmz ve siyah cildli iki mecmuack,
arkadalara



--- sh:(:404) ----
husus ve tebrik ve tevik ve taltif iin yazlm baz husus
mektublardr. Her naslsa bir-iki zt merak edip zayi' olmasn diye bir
deftere toplam. Taharride zabta eline gemi. Acaba byle
mektublardan ahkm karmak ve sual ve cevaba medar etmek ve
siyasete temas ettirmee almaa hi ihtiya var m? Kur'ana hcum
eden dehetli ejderhalar grmyor, bakmyor, sineklerin srmasyla
urayor gibi olmaz m?
Dini ve terbiye-i Muhammediyeyi zehir diyen Saraolu'nu
brakp, hakikat- Kur'aniyeyi gne gibi gsteren ve nev'-i beerin
yaralarna tam tiryak olduunu isbat eden Siracnnur ile mnakaa
ederek, Nur'un o mecmuasnn hirine ilhak edilen bir risalede zayf
hadslerin tevilleri var diye, o mecmuann msaderesine yardm etmek
kmaz m? Bizler siz gibi ztlardan yaralarmza merhem srmek ve
ferasetinizle yardm bekler ve cz' tenkidlerinizden gcenmeyiz.
Mevkuf
Said Nurs
* * *





















--- sh:(:405) ----
Hata-Savab Cedveli
Yirmi sahifeden ziyade arkadalara ait olduundan, yanllarn
beyan etmedim. Bu yanllarn hepsi yzden geer. Mahkemede krk
sahife iddianame iki saate yakn dinlettirildi. Hem hukukumuza, hem
hayat- ahsiyemize, hem hayat- itimaiyemize ve erefimize ve
Risale-i Nur'un kymetine ok dokunduu halde gcenmediimize
mukabil iddianameyi yazan ztn mes'elemizdeki sathliine ve
dikkatsizliine ve cerbezeliine dokunacak bir cihet varsa, onun da
gcenmemesini ve mahkemenin de tamamen itiraznamemi
okumaklma msaadesini taleb ederiz.
Mahkemede aleyhimizdeki iddianamede yz yanln isbat
etmezsem yz sene cezaya razym diye iddia ettiime bir hccet
olarak iddianamenin krk sahifesinde, ahsma ait onbe sahifede
seksenbir yanln gsteren bu cedveli takdim ediyorum.
Said Nurs























--- sh:(:406) ----
1. Dini let ederek..
Reddedilmemi mdafaatmdaki hccetler, bu yanl herkese
gsterir.
2. Emniyeti bozabilecek.
Yirmi senede bir vukuat alt mahkeme gstermemesiyle bu
yanln isbat eder.
3. Gizli bir cem'iyet kurmak.
mahkemenin bu noktada beraet vermesi bu yanln isbat
eder.
4. Gizli cem'iyete girmek.
Bu defa yirmi adam makam- iddia tahliyesiyle kendi
yanln kendi gsteriyor.
5. Hi bir i ile megul olmayan.
Risale-i Nur'un te'lifi ve tashihi ile olan byk megaleyi
grmemesi, bu yanln herkese gsteriyor.
6.7. Devletin emniyetini ihlle tevik edecek hareketlerde
bulunduundan ve gizli cem'iyet kurduundan..
Eskiehir Mahkemesinin yalnz tesettr ve apka mes'elesini
esas tutmas ve cem'iyet ve emniyeti ihlle ehemmiyet vermemesi bu
yanln gsteriyor.
8. Kanunun 163 nc maddesi..
Zahiren o madde-i kanun ile, fakat hakikaten Eskiehir
Mahkemesi kanaat- vicdaniye ile hkm vermesi, Tesettr
Risalesi'nin eskiden yazldn anlamasyla, mecburiyetle kanaat-
vicdaniyeye mracaat etmesi, bu yanln gsteriyor.
9. Dinen mukaddes tannan eyleri let etmesi..
Bu otuz seneki hayatm ve btn benim ile grenler ve
mahiyetimi bilenler, bu hkm tekzib ediyorlar.
10. Devletin emniyetini bozacak hareketlere halk tevik ve tergib
ederek..
Yirmi senede hi bir Nur akirdi byle bir vukuata sebeb
olmad ve on vilayetin zabtalar kaydetmemeleri, bunun hata
olduunu gsteriyor.





--- sh:(:407) ----
11. Gizli cem'iyet kurmak.
mahkemenin o noktada beraet vermesi ve yirmi senedir
siyaseti terk etmekliim, bu hatann ne kadar ak bir iftira olduunu
gsteriyor.
12. Gizli neriyatta bulunmak.
lem-i slm'n mhim merkezlerinde ve burada merkez-i
hkmette ve dr-l fnunda yazdklar Nur mecmualar ellerde
gezmesiyle bu yanln gsteriyor.
13. Genlik Rehberi, Nurcular cem'iyeti arasnda gizli satlmasna..
Cerh edilmeyen mdafaatta, yedi makamata gnderilen
itiraznamede kat' hccetler ile ki, Nur talebeleri hi bir vecihle siyas
cem'iyet olmazlar. Hem Eskiehir Emniyet Mdrl msaadesiyle
resmen tab'edilen Genlik Rehberi, deil yalnz Nurcular arasnda,
herkese alenen satld bu hatasn isbat eder.
14. Zlfikar ve As-y Musa'nn gizli satlmasna..
Dorudan doruya Diyanet Riyasetine bera-y malmat bu
mecmualarn gnderilmesi, hem alenen stanbul'da ciltlenmesi ve
stanbul'daki mhim ztlara, hatt baz kitablara ki Hindistan'a kadar
gnderilmek iin gnderilmesi, gizli satlmadn belki ilnatla tehir
edilmekle satld bu hatasn gsteriyor.
15. "Yzkrk sure Kur'an" demesine..
Kur'an yzondrt sure olduunu, Kur'an okuyan herkes bildii
halde, sathlii ve acelelii bu acib yanla sevketmi.
16. Kur'an- Kerim'e deta bir nazire..
Bin defa h! Risale-i Nur Kur'ann bu asrda bir mu'cize-i
maneviyesinin bir yinesi ve ondan tereuh etmi bir tefsiri olduuna
btn Nurcularn ve Risale-i Nur'daki yazlar grenlerin kanaatlar,
bu yanl tekzib ediyor.










--- sh:(:408) ----
17. Risale-i Nur yzkrk paradan ibaret olan..
Mdafaatmda belki pekok defalar lzumu iin yzotuz para
diye tekrarmz bu yanln gsteriyor.
18. Risale-i Nur'un te'lifi yirmi senede tamamland bildirilen..
mam- Ali'nin (R.A.) ve Gavs- A'zam'n (K.S.) iarat-
gaybiyeleriyle ve mana-y iarsiyle, bir vakit yirmidrt senede Risale-
i Nur tamam olacak denilmesi, o yanl tashih eder.
19. kitabda toplanan Nur Risalelerinin..
Belki yalnz Yirmiyedinci Mektub, Lhikasyla beraber o
mecmua kadar byk olduu gibi, onlardaki Nur'un Risaleleri o
mecmuada ancak beten birisi olmas; dikkatsizlikten gelen bu
yanln gsteriyor.
20. Perakende halinde bulunan Nur Risaleleri..
imdi, Nurlar yazan kalemlerin yzbinler ve gzel itina ile
tevafukla yazan yzler ktibin ak- iman ve ilm ile yazdklar Nur
Risalelerine perakende, ehemmiyetsiz paralar nam verilmesi zahir
bir yanltr.
21. Baz ksmnda mevzu ve gaye ile hi ilgisi olmad..
Eski zamanda mantkta en derin limleri ilzam eden ve
imdiye kadar mdakkik limlerin Risale-i Nur'u o cihette tenkid
edememeleri bu hatay syleyene iade eder.
22.23. Risale-i Nur'un bir ksmnda okuyanlara birey retme
bakmndan, ilm mahiyet tamad..
Yirmi seneden beri hkmetin ifal olunmu baz rknleri ve
aldanm baz mutaassb hocalar Risale-i Nur'un aleyhinde hcum
ettikleri ve herkesi rkttkleri halde, hibir esere myesser olmayan
yzbinler her snftan muhtac- ilm-i hakikat ona talib olup istifadeleri,
bu iftiray pek irkin gsteriyor.
24. imalden gelecek byk kzl tehlikeye kar bir sed olduunu
iddia ve zannetmektedir.
Nurlar okuyan btn ztlar; deil zan ve tahmin, belki kat' ve
yakn bir surette, Risale-i Nur'un imalden gelen tehlikeye bir sed
olduunu sylemeleri bu hatay gsteriyor.





--- sh:(:409) ----
25. Devletin emniyetini ihll etmi..
mahkemede mdafaatmda bu iftirann aslsz olduunu
isbat ettiim gibi yirmi senede, bulunduum be-alt vilayet zabtalar,
emniyeti ihlle dair hibir emareyi ne Said'in ve ne de arkadalarnn
hakknda kaydetmemesi bu iftiray tamamyla reddeder.
26. Nurcularn zanlar hilafna olarak, Nur Risaleleri yegne okunacak
tefsir deildir.
Nur Risalelerinde ve talebelerinin lisannda her vakit sylenen
"Bu zamanda en kuvvetli bir tefsir-i Kur'andir" cmlesidir. Yoksa
hibir vakit baka tefsirlere ilimek hatrlarna gelmedii, bu acib
hatann ne kadar irkin olduunu gsterir.
27. Nurcular ad verilen talebelerin de yekdierleriyle grmeleri
gizli olduu..
Isparta vilayetinde ve btn kylerinde, zabtann ve
hkmetin taht- nezaretinde aikre surette grmeleri ve baz
kylerde yz kalemle yazlar neretmeleri, gizlilik isnadn kryor.
28. Teksir makinesiyle oaltlmas ve alanlarn bulunduu yerlere
gtrlmesi, gizli yaplmaktadr.
Bu ifadede bir dirhem doruluk varsa, dirhem yanl var.
Evet insafsz gizli dmanlarmz bahane bulmamak iin drtte bir
gizli yaplmt. Yoksa imdi bulduklar bahane ile bizi daha evvelden
adliyeye srklemeleri ihtimaline binaen bir para gizli idi. Yoksa
herbirisi yz-drtyz sahifeli mecmualardan binbeyze yakn
mikdar memleketin her tarafna mmanaatsz gitmesi, bu hatay tam
gsterir.
29. Ve nitekim mektublarn, mrsillerin bulunduu yerden deil baka
yer postahanesinden verilerek gnderilmekte olduu..
Yirmisekizinci yanlta zikri getii gibi, onda biri doru ise
dokuzu yanltr. Mektublar, pek ndir olarak postahaneye mrsillerin
bulunduklar yerlerden verilmemitir.








--- sh:(:410) ----
30. Cem'iyet mensubninden Ali Savran tarafndan gnderildii..
Makam- iddiann o Ali Savran' tahliye etmesi ve sonra da bu
mahkemede yine tevkif etmeyip memleketine gitmesine izin vermesi,
cem'iyetilik olmadn makam- iddia kendi kalemiyle isbat etmitir.
31. Yine gizlice baz vatandalarn mensub olduklar gizli cem'iyete..
Byle aslsz bir hatay tekrar etmek de byk bir hata olduu
malmdur.
32. Herkese okunmasnn dahi sevab olduunu syleyerek ifale
altklar..
Otuz yt- Kur'aniyenin iaratna mazhar ve imdiye kadar
yzbinler adama iman cihetinde tesirli hizmet eden ve pek ok
genleri slah eden Risale-i Nur'la ifal edilmi diyen, elbette nefs-i
emmarenin ifaline kaplm ki, byle hata ediyor.
33. Bundan baka gizli maksad grnmyorsa bu gizlilie mahal
grnmezdi.
Krk seneden beri bana s'-i kasda alan gizli dmanlarmn
desiseleriyle ahsma kar eedd-i zulm yapanlardan ekinmek iin
gizlenmitir.
34.35. Din hissiyat let ederek, devletin emniyetini bozmaa halk
tevik eden hareketlerinin..
Hi asl olmayan uzak bir imkn vukuat yerinde sarfederek bu
kadar tekrar etmek yalnz garazkrane bir iftiradr.
36. Kanun ve zarur olarak takib edilmesine, mnafklk, zndklk,
dinsizlik ve zulm olarak tavsif eden..
Bizi kanunsuz hapislere sokmak ve gizli dmanlarmzn
desiseleriyle bizi perian etmek srasnda o gizli dmanlarmza
mnafklk, zndklk, dinsizlik sylediimizi, ifallerine kaplm
memurlara atfetmesi hatadr.
37.38. Kimseyle grmediini ileri srd halde, gizli olarak
vilayet ve kaza ve kylerden gelenleri kabul edip grm.
Bu yazda bir doru varsa, yirmisi yanl. nki yirmi ve otuz
ziyaretiden ancak bir tanesini kabul ettiimi, mahall zabtas ve ahali
bildii halde byle kll ve daim bir





--- sh:(:411) ----
surette isnad etmek iftiradr.
39. Sureten bu inziva hali, yaknlar olan talebeleri tarafndan bir ok
kerametlerin mevcudiyetinin kabulne ve btn Nurculara
inandrlmasna yol am.
Bu inziva, byle kanunsuz belalara dmemek ve tasannu ve
hodfruluktan kurtulmak iin olduu ve Nur akirdlerinin bu inzivay
beenmedikleri halde, bundan kendimi keramet sahibi gstermek ve
dostlar da onunla onu kerametli bilmek manasz bir iftiradr.
40. Kerametleri ve velilii hakkndaki sylenenleri ve yazlar red ve
cerhetmiyor.
Bu pek zahir bir hatadr. Yz yerde kardelerime yazmm ki;
ahsmda hi bir ehemmiyet yok. Bana kar hsn- zannnz yanltr.
Sizin ihlasnz var. Ben belki ihlasa muvaffak olamyorum. Hizmette
de size yetiemiyorum dediim ve hi bir defa nefsimi
medhetmediim halde bu isnad byk bir iftiradr.
41. Ve bu yolda nmesine bir sebeb olmutur.
ddianameyi yazan, sathlik ve garazla bakt iin, Risale-i
Nur'un senasn benim ahsmn senas zannetmi, bu hataya dm.
Ve ok yerlerde byle hataya dyor.
42. Said tefahura dkndr.
Bu otuz senelik yeni hayatm ve btn beni tanyanlar onun bu
iftirasn tekzib eder.
43. Bunu eserlerinin muhtelif yerlerinde grmek mmkndr.
ddiacnn bu dedii tefahur benim ahsma deil, btn o
tefahuru hatrna getirilen senalar, Risale-i Nur'a aittir. Risale-i Nur da
Kur'ann tefsiridir.
44. Siracnnur kitabnda, eserin drtbuuk saat zarfnda yazld
kaydedilmitir.
Bu yazsnda iki hatas var. Birisi: Siracnnur drtbuuk saatte
te'lif edilmi deil, onun iinde onbe-yirmi sahifeden ibaret Hastalk
Risalesi'ne aittir. Orada imzalar bulunan iki ktibin arzularyla bir







--- sh:(:412) ----
tahdis-i nimet olarak yazlmtr. Bunda hibir kimsenin hatrna
tefahur gelmez, ancak bir krdr.
45. lminin vs'atini ve karihasnn geniliini ve zeksnn feyzini ve
yksekliini anlatmak istemitir.
Elli-altm senelik hayat- ilmiyesi byle temeddhlere ihtiya
brakmad gibi, hir mrnde ahsn temeddhten btn btn
ekindii, yalnz hakaik-i imaniyenin beyannda yanl etmedii ve
srf Kur'ann feyzinden iktibas ettiine dair beyanat, byle
hodfruane bir surete evirmek byk bir iftiradr. Hatt o yanl,
doru da olsa mehur Abdlvehhab- iran ve Muhyiddin-i Arab gibi
pekok ehl-i hakikat lema tahdis-i nimet nev'inde bu tarz ihsanat-
lahiyeyi ok defa kitablarnda zikretmiler.
46.47. Kendi kerametine o kadar inanmtr ki, lah ve tabi olan bir
ok hdiseleri, kendisinin ve Risale-i Nur'un kerametidir der.
Bu hatasnda birka vecihle yanl var. lah ve tabi olarak iki
ksma ayrmak ve tabiata da bir hisse-i icad vermek, dinde bir yanl
olduu gibi; Risale-i Nur'a ve akirdlerine gelen zulmn ayn
zamannda zelzele gibi mteaddid hdiselerin tevafuklar, Risale-i
Nur'un makbuliyetine ve bir sadaka-i makbule hkmne getiine bir
iaret-i gaybiyedir demesini tefahur zannetmek, iftira olduunu herkes
bilir.
48. Risale-i Nur'un tokad olarak vasflandrmaktadr.
Bunu mdafaatmda pek zahir bir hata olduunu isbat ettiimiz
gibi Risale-i Nur'un tokaddr denilmemi, belki Risale-i Nur sadaka-i
makbule gibi belalarn def'ine vesile olmasndan o gizlendii ve
msadere edildii zamanda baz belalar frsat bulup bamza gelir
denilmi. Bu ise, adalet-i lahiyenin bir tokaddr.
49. Muhtelif yerlerde olan zelzeleler ve seylablar, Risale-i Nur'un
iddetli birer tokad olarak vuku bulmutur.
Cevab mkerrer verilmi bir hatay tekrar etmek, garazkrane
bir yanltr.







--- sh:(:413) ----
50.51. Bu seylb ve zelzelelerden Risale-i Nur'un ve binnetice
kendisinin kerametiyle kurtulmulardr. Ve masumlar ve ocuklar o
belalardan zarar grmler. Said bunu izah etmemi ve edememitir.
Risale-i Nur'un mkerrer yerlerinde yazlm ki, zalimlere
gelen musibetlerde masumlarn telef olan mallar sadaka ve vefat
edenler de ehid hkmnde olduunu beyan, bu yanln ve sathliini
gsterir.
52. Hayr ve errin Allah'tan olduunu inkr yoluna sapmak gibi bir
tezada dmtr.
Risale-i Nur'dan Kader Risalesi olan Yirmialtnc Sz'n srr-
kaderi emsalsiz bir surette beyan ve imann erknlarn Risale-i
Nur'un hrika bir tarzda isbat meydanda iken byle bir iftira,
garazkrlktan baka bir ey deildir.
53. Nur akirdlerinin bazlar ona bir mehdilik de tevcih etmilerdir.
tiraznamemde kat' hccetlerle onun bu hatas reddedilmi.
Hem hi bir vakit, deil byle byk makamlar belki kk medih ve
hsn- zan ile nefs-i emmaresine bir benlik vermemek iin reddettii
mahkemelerde de grlmtr.
54. Mceddidlik ve byk makamlar veren akirdlerinin hitabelerine,
enaniyet ve tefahura olan meyli cab itiraz etmeyerek, bu tevecchleri
kabul ettii gz nndedir.
Bu hatasnda ka vecihle iftira var olduu itiraznamemde ve bu
cedvelde ka yerinde isbat edilmitir.
















--- sh:(:414) ----
55. Hazret-i Ali'nin (R.A.) ilm-i hakikat itibariyle akirdi olduumdan,
manev evld olabilirim, demesiyle kendine atfedilen makamlara
liyakatn kabul etmi grlmektedir.
Bedi' manasnda olan Celcelutiye kasidesinde mam- Ali'nin
(R.A.) ok cihetlerle Risale-i Nur'a sarahat derecesine yakn iarat
iinde; Bedizzaman ismini Risale-i Nur'a vermesinden bana
emaneten verilen o ismi, Risale-i Nur'a iade ettiimi yazmm.
Bununla beraber ben de manev l-i Beyt'ten saylabilirim demekten
maksadm; bir ksm mtehidlerin ,-,!_..,duasnda,
"Seyyid olmayan fakat ehl-i takva bulunanlar, o duada dhildirler"
dediklerinden, o umum duada benim de bir hissem bulunmas iin
ricakrane bir tevildir. Yoksa o hatakrane mana hi hatrma
gelmemi.
56. Ahmed Feyzi'nin risaleciinin banda Said'in ikibuuk sahifelik
yazs ile
_.,.!.,. yet-i kerimesinden ebced hesabyla "Krd"
kelimesi karlm.
Burada benim iki sahifecik yazma, Ahmed Feyzi'nin
hakkmda mbalaakrane medihlerini kabul ettiim manas verilmi,
hata etmi. nki benim o mektubum, Ahmed Feyzi'nin dikkatini ve
ilmini takdir ile beraber hakkmdaki haddimden ziyade hsn-
zanlarn cerh ve ta'dil iin yazlmtr. Hem yetin mana-y iar
tabakasndan riyaz ve ebced bir tevafukla stadna kar bir mana
karp, hizmetine bir makbuliyet almeti olarak yazm. Byle eylere
yanl denilmez ki, medar- mes'uliyet olsun. Olsa olsa ilm bir
hatadr. Siyasete temas yoktur. Yine Ahmed Feyzi'nin Risale-i Nur'un
msellem faziletinin bir parasn kendi stadna








--- sh:(:415) ----
isnad etmesi ve bu zamann bir hidayet vastas olduunu demesini,
medar- mes'uliyet gryor. Halbuki herkes sevdii bir adam hakknda
mbalaakrane ve ifratkrane medh sena etmekte, rfen, deten,
ilmen dahi hata olmad halde, hi mnasebeti olmayan bir szdr.
57. Byle acib davalarla belki bir zaman peygamberliini dava ile
hezeyan hali balam oluyor.
Bunun bu iftira ve isnad ve hatasndan el'iyaz billah derim.
Byle hi kimsenin hatrna gelmeyen ve bizi bilen hi kimseyi
kandrmayan isnadlar, elbette kanun, siyaset ve idarenin haricinde
bunda dehetli bir mana hkmediyor ki; eytann da kimseyi
inandramad iftiray ediyor.
58. htiyar Risalesi'nde "Yedinci Rica" gibi baz risaleleri halk
devletin aleyhine tevik edecek harekette ve mahiyette grlp,
Eskiehir Mahkemesinde mahkmiyetine karar verilmi.
Bu da zahir bir hatadr. Yedinci Rica ve htiyarlar Risalesi,
deil sebeb-i mahkmiyet ve emniyeti ihll etmek, belki ok cihetlerle
beni zulmden kurtard gibi; Eskiehir'deki kanaat- vicdaniye ile
verilen hafif ceza da, Tesettr Risalesi'nin bir mes'elesi iindir.
Makam- iddiann dikkatsizlii ve sathlii ile byle yanllar oluyor.
59. Hsrev Altunba, Trk harfleri kanununa aykr olarak As-y
Musa ve Zlfikar gibi mecmualar Arab harfleriyle yazm.
imdiye kadar Kur'an harfleri ve hatt, Trk milletinin hatt-
kadmi olduu halde; latin harflerini, Trk harfleri deyip Kur'an
harfleriyle As-y Musa'y yazan Hsrev'i mes'ul etmek birka vecihte
yanl olduunu ehl-i insaf anlar.
60.61.62.63. stinad ettii hadsler zaf ve hatt mevzu olmakla
beraber, tevilleri yanl ve asl yoktur.
Btn mmet bin seneden beri telakki-i bilkabul ettii ve
lem-i slm iinde az bir ksm lemann baka tevillerle bir derece










--- sh:(:416) ----
za'fiyetine hkmettiklerine mukabil, cumhur-u muhaddisn ve mmet-
i Muhammediye (A.S.M.) kabul ettii; hirzamanda gelen baz
hdiseler hakkndaki muhtelif rivayetleri tevil, yani mmkn bir
ihtimal manasyla bu zamanda vukua gelen ve gzle grlen
hdiselere tam mutabk kmasn beyana, dnyada hibir ehl-i ilim
yanl diyemez. Faraza o hadslerden birisi mevzu da olsa; mevzuun
manas, hads deil demektir. Yoksa manas yanltr demek deildir
ki, darb- mesel nev'inde mmet o rivayeti kabul etmi. Bu nevi
tevilata yanl diyenler, ka cihette yanl olduu gibi, mmetin
telakkisine ihanet ve hadsleri inkrdr. Ve "Sfyan'a dair hi bir hads
yoktur, varsa mevzudur." diyen mdde hi hads kitablarn
okumad, belki Kur'ann surelerinin ne kadar olduunu bilmedii
halde, biri bir milyon, dieri beyz bin hadsi hfzna alan mam-
Ahmed bn-i Hanbel ve mam- Buhar gibi mtehidlerin, byle kll
ve umum bir tarzda cesaret edemedikleri halde, o mdde kll bir
surette ve umum bir tarzda "Sfyan hakknda hi hads yoktur, varsa
mevzu'dur." demesiyle haddinden binler defa tecavz edip byk bir
hatay irtikb etmi. Farz- muhal olarak hads de olmasa, mmet-i
slmiyede bir hakikat- itimaiye ve mteaddid defalar eseri
grlm vaki' ve hak bir hdise-i istikbaliyedir.
64. rsiyette kadn ve erkein msavat aleyhinde olduu gibi meden
kanunlar kabul etmediinden inklab aleyhindedir.
Otuz sene evvel meden kanunlara istinad edip Kur'ann bir-iki
yetini tenkid eden ve Doktor Duzi'nin kitabn ifsad iin nereden













--- sh:(:417) ----
bir-iki mnafa kar baz yetlerin cerhedilmez bir tarzda tefsirini
imdi yazlm gibi telakki edip medar- mes'uliyet etmek, Kur'ann o
yetlerini inkr etmek hkmnde bir hatadr.
65. Sfyan ve bir slm Deccal, Mustafa Kemal olduu Beinci
ua'da anlalyor.
Beinci ua, kll bir surette ok zaman evvel mteabih bir
hadsin bir tevilini beyan etmesi ve itiraznamemde kat' cevab
verilmesi; bu zahir yanl ve medar- mes'uliyet olmas byk hata
olduunu gsteriyor. Eer mes'uliyet varsa bu ince, kll manay byle
cz' bir ahsa tatbik edip mahkemede tehir eden kimse mes'ul ve
sulu olur.
66. apka fes gibidir. man ile hi alkas yoktur. man ise tamamen
vicdan ve kalb olduunu Said bilmekten cizdir.
slm lemas ve mtehidleri ve eyhlislmlar, hususan
mam- A'zam, iman zedeleyen ok almetleri ve harektlar
kaydettikleri halde; hususan apka ve znnarn (ktb- kelmiyede
dahi) lemann, imann muktezasna mnaf olduunun ittifaklarna
kar byle szleri yazan ne kadar hata ve yanl olduunu divaneler
de anlar. apka hakknda itiraznamemdeki beyanat ve Risale-i
Nur'daki iman- tahkiknin hrika hccetleri, Said'in idrakinde cizdir
demesini yzne arpar.
67.68. apkann kfr almeti ve devam- srar da dinsizlik olmas
zerinde ok durmaktadr. apkann giyilmemesi iin propagandaya
ve kendi tabirlerince mcadele ve mcahedeye giritikleri
grlmektedir.
tiraznamemde drt-be yerinde gayet kat' bir surette bu
yanln ne kadar manasz olduunu gsterir.











--- sh:(:418) ----
69. Nur talebelerinin apka giymeyerek bere giydikleri mahede
edilmitir.
Nur talebelerinin umumu deil, ehl-i takva olanlar, hususan
hayat- itimaiye ile alkas az olanlar lzumsuz, manasz, secdeye
mani olan apkay giymediklerini medar- mes'uliyet zanneden,
kendisi hakikat ve adalet ve maslahat- millet nazarnda mes'uldr.
70. apkann kfr almeti olmas ve saylmas bir iman haline geldii
gibi..
Krk sene evvel stanbul lemasna verdiim cevab,
mahkemede beyan ettiim gibi; btn lema-i slmn istimal ettii
bir tabiri, yalnz bana isnad etmek ve bunu da bir iman haline geldii
ile tabir etmek, hem slmiyete, hem ehl-i ilme, hem bana kar bir
ittiham deil, divanecesine bir ihanettir. Ona iade ediyorum.
71. Medreselerin ve tekyelerin kapanmasndan, ezan ve kamette
"Allah Ekber" denilmemesinden, bunlar hirzaman almetlerinden
sayldndan, inklab hareketlerine kar bir kkrtmak istedii
anlalmtr.
Krk sene evvel bir-iki hadsin tevilini beyan ettiimi ve
Diyanet Riyasetinin lemasnn yeni icadlarn fetvasna kar onbe
sene evvel yazdm bir risaleyi reddetmeyip bana ilimedikleri halde,
bu mes'eleyi imdi medar- bahsetmek adliye kanunuyla hi bir
mnasebeti yok. Makam- iddia eski nakarat tekrar edip, bin dereden
su toplamak nev'inde isnad etmesi; hem yanl, hem hata, hem de
idareye bir zarar muhtemeldir.
72. Beinci ua'n mes'elelerini herkese gstermek caiz deildir,
mahremdir ihtarn yapmay unutmamtr.
Her bahane ile bizi perian etmek isteyen gizli
dmanlarmzn erlerinden tahaffuz ve mdde gibi sathce manalar
verilmemek iin (Bu mahremdir, herkese gsterilmesin) denilmesini
bir su sayp ve suunu ikrar








--- sh:(:419) ----
ediyor manasna evirmek zahir bir yanltr.
73. Ahmed Feyzi Bedizzaman-l Krd kelimesini bulmak iin iki
kerre Muhammed (A.S.M.) kelimesinin tevafukunu gstermi. Acaba
Said-l Krd Peygamberimiz Muhammed Mustafa'ya (A.S.M.)
benzetilmek mi istenilmitir.
Ahmed Feyzi'nin, Risale-i Nur Kur'ann bir tefsiri olmasndan
ve her vakit nbvvetin eriatn tatbik eden ve veraset-i nbvvet ve
..,,.;,,....-!
hadsine istinaden bare Said'i o irsiyette, o Kur'an hizmetinde, deil
bir benzemek belki snnete ittiba etmek manasndaki ilm ve ebced
istihracn medar- mes'uliyet gren, hem
.!,.,_-...-
manasn anlamayan elbette cihette yanl etmi. Zt-
Ahmediyenin (A.S.M.) gneinden tereuh eden bir zerrecik nuruna
mazhariyetini byk bir saadet telakki eden Said'in elbette yzbin
derece kendi haddinden tecavz edip ona kendini benzetmee
altn syleyen divanedir. Peygamberimiz Aleyhissalt
Vesselm'a ittiba ve snnetine iktida manasn anlamam.
74. slm tarihinde hi bir din liminin Kur'an- Kerim'i ve hadsleri
byle ahs fikirlere ve maksadlara let ettii grlmemi ve
iitilmemitir.
Bunun bu yanlnda be vecihle hata var. Hem kitablar,
lemay, tefsirleri grmediine ve mana-y sarih ile, mana-y iar ve
mana-y kll ile husus ferdlerin farkn anlamayan bir cehalettir.
Necmeddin-i Kbra ile Muhyiddin-i Arab gibi binler lemalarn kll
hdiselerine, hatt nefsin cz' ahvaline dair ytn mana-y sarihi
deil, iar manalarn beyan sadedinde ok yazlar var olduu
malmdur. Hem ytn mana-y iar-i kllsinde her asrda efrad
bulunduu







--- sh:(:420) ----
gibi bir ferdi bu zamanda ve bu asrda Risale-i Nur ve baz akirdleri
de bulunduuna eskiden beri lema mabeyninde makbul bir riyaz
dsturu olan ebced ve cifir hesabyla bir tevafuk gstermek, elbette
hi bir cihetle yt ahs fikirlere let ediyor denilmez. Ve byle
diyen byk bir hata eder ve dekaik-i ilmiyeye ihanet eder.
75. Ehl-i Snnete gre, mam- Mahf ve mam- Muntazr akidesi
btldr.
Mehdi hakknda ilerin oniki imamdan birisi, hayatta iken
gizlenmi, hirzamanda kacak demelerine mukabil Ehl-i Snnetin
bir ksm, mam- Muntazr akidesi btldr demiler. Az bir ksm
Hanef lemas da,
_.,.;_.,.;
demiler. Bunda hem Denizli'deki ehl-i vukufun bir ksm, hem
makam- iddia yanl mana vermiler. Her asrda mehdi manasna
mmetin ftr bir ihtiyacna binaen beklemiler. Ve birka vecihte
rivayetlerin delaletiyle birka mehdi, belki her asrda bir nevi mehdi
sdt- Ehl-i Beyt'ten gelecei mmete kabul edilmi. Buna hata
diyen, birka cihette yanl eder.
76. Bir kitabda Mehdi'ye dair hadslerin kffesi zaftir denilmi.
Hangi mes'ele var ki, baz kitablarda ona iliilmesin. Hatt bn-
i Cevz gibi byk bir muhaddis baz sahih ehadsi mevzu' dediini,
lemalar taaccble nakletmiler. Hem her zaf veya mevzu' hadsin
manas yanltr demek deildir. Belki an'aneli sened ile hadsiyeti
kat' deildir demektir. Yoksa manas hak ve hakikat olabilir.
77. Bunlarn zaf ve muzdarib olduunda ittifak vardr. mam- afi
deil mevzuu, mrseli de kabul etmedii halde, Said afi iken bunlar
kavl etmesinin hikmeti anlalamamtr.
ttifak olmadna bin seneden beri ehl-i hads ve mmete bu
hakikatn devam kat' bir delildir. Bu da hata iinde bir hatadr.








--- sh:(:421) ----
Hem mam- afi mrsel ve zaf hadsleri ahkm- er'iyede hkm
karmak iin hccet tutmuyor. Yoksa (h) mmete kabul edilen
hakikatl hadsleri ahkmda deil, fezail-i a'malde ve hdisat-
slmiyede hccetlerini ve delaletlerini kabul etmitir.
78. lm-i gayb Allah'a mahsustur. Hi bir veli tasarrufat yapamaz ve
gayb bilemez. Hatt Peygamber de bilmez. Halbuki bir risalede
iarat- hadsiye ile hilafetin mebde' ve mntehasn gstermi.
Evet herkes bizzt gayb bilmez. Fakat i'lam ve ilham- lah ile
bilinebilir ki, btn mu'cizat ve keramat ona dayanr. Hazret-i mam-
Ali'nin iarat- gaybiyesinin Risale-i Nur'a iaratna dair bir risalenin
hirinde
..;_.--!;
hads-i erifinin iaratnda birka lem'a-y i'caziyeyi tam vaka
mutabk gzel bir tarzda ve grenlerin takdirine mazhar olmu bir
beyan rk grmek ve itiraz etmek bir cehalet, bir hata eseridir.
79.80. Gizli cem'iyet kurduu ve din perdesi altnda emniyeti bozmak
maksadyla kitab ve mektublarn vastalarla gnderilmi olmas.
mahkeme gizli cem'iyet noktasnda beraet vermesi ve be-
on vilayetin zabtalar hi ilimemesi ve itiraznamemde reddine dair
yz hccet gsterilmesiyle beraber byle onbe sahifede onbe defa
tekrar on vecihte hatadr.
81. Beinci ua'nn tevilleri yanltr.
Bunun ve sair btn tenkid ve itirazlarnn cevablar
itiraznamemin hirinde kat' bir surette zikredilmesinden ksa
kesiyoruz.
* * *











--- sh:(:422) ----
Hata-Savab Cedvelinin Zeylidir
82. Gizli cem'iyeti var ve Emirda'nda onunla megul olmu.
Bu ittiham hi bir cihetle isbat edilemeyeceine ve iftira
olduuna kat' delili; iddetli tarassud ve tam bir inziva ve dnya
hdisatna hi kulak vermeyecek derecede bir tecerrd ve ihtiyarlk ve
za'fiyet ve hastalk iinde bulunmasdr. Haftada yalnz bir tek
mektub, birtek yere gndermekten baka hi muhabere etmeyen ve
te'lifi dahi brakan ve serbestiyet verildii halde, hadsiz dostlar ve onu
dinleyecek hemehrileri bulunan memleketine gitmeyen ve hizmeti
iin bir-iki terzi randan baka kimseyi istemeyen ve ziyaret iin
gelenlerden krktan birisini birka dakikadan ziyade yannda
durdurmayan bir garib ve kabir kapsnda ve beraet etmi; ve otuz
seneden beri siyaseti terketmi bir bare hakknda, bu gizli cem'iyet
isnadnn ittiham yle byk ve insafszca ve zalimane bir hatadr ki,
ona temas edenlerden zerre kadar akl bulunan, bu yalandr ve
aslszdr der.
83.84.85. ddiac demi: Said'in gizli dman yok. Ve onu zehirleyen
yok. Ve zndk namn verdii ve krk seneden beri Said onlarn ehl-i
iman hakkndaki ifsadatna kar Kur'an'n hakikatlar ile mukabele
ettii bir komite yoktur. Belki onu tazyik eden bir ksm memurlara
zndk ve mnafk diyor.
ddiacnn bu ittiham, hem ka vecihle hata ve yalan hem
bare ve aldanm ve vazife itibariyle Said'i hapis veya tazib etmi bir
ksm mslman ve ehl-i iman memurlara, o mnafk ve zndk
tabirini vermek byk bir cinayettir. Ve bu dindar milleti bir tahkir ve
ittihamdr ki, Said mkerrer












--- sh:(:423) ----
demi: O vazifeperver mslmanlar Nurlara zarar vermeyen ve
istifade eden adliye memurlar beni i'damla mahkm etseler, hakkm
onlara hell ederim deyip, mmkn olduu kadar musalahakrane
onlarn vazifelerine dokunacak harekttan ekinen bir mnzevi ve
garib adam hakknda bu ittiham byk bir gnah ve bir iftiradr.
Halbuki Said'i bilenler bilirler ki, mmkn olduu kadar tekfirden
ekinir. Hatt sarih kfr bir adamdan grse de, yine tevile alr.
Onu tekfir etmez. Her vakit hsn- zan ile hareket ettii halde ona bu
ittiham yapan elbette kendisi o ittiham ile tam mttehemdir.
Hem gizli dman ve ifsad komitesi yok demesi yle bir
yalandr ki, Komnist ve Mason ve Tanak gibi ok komiteler lisan-
hal ile; bu iftiradr, biz meydandayz derler. Ve otuz seneden beri
emsalsiz bir tarzda Said'in bana gelen elm hdiseler, hususan bu on
ay tecrid-i mutlak ve Said'in hereyi brakp btn kuvvetiyle Kur'an
iin o mtecaviz din dmanlarna kar yz Nur risaleleriyle galibane
almas, o yalan davay yz hccetle tekzib eder.
Hem iddiacnn "Onu zehirleyen olmam." demesi, yle bir
hatadr ki, o daima Said ile bulunmak ve sergzete-i hayatna
tamamen muttali olmakla ancak o menf hkmn isbat ve yirmi sene
koltuum altnda ileyen ve grenler hayret eden ve alamakla olan
zehir ban ve yanmda bulunan dostlarn grerek ehadetleriyle hem
Kastamonu'da, hem Denizli hapsinde, hem
















--- sh:(:424) ----
Emirda'ndaki tesemmmlerimi inkr etmekle o hatasn tamir
edebilir.
86. ddiac der: Zelzele gibi baz hdiseler, Nurlara hcum zamannda
gelmeleri Nur'un kerametidir ki, zemin hiddet eder. te Said'in bu fiili
zemine vermesi dine muhaliftir.
Kur'anda
L,-!_.,,...:
yetinde: "Cehennem ehl-i kfre yle hiddet eder ki, paralanmak
derecesine gelir." manasnda olduu tarznda, tebih suretinde Nurlara
hcum hatasyla zemin hiddet eder ve hava alar ve k kzar. Yani
emr-i lah ile o mahluklar vazifeleri iinde kuvvet ve kudret-i
Rabbaniyenin tecellisine mazhar olup gazab- lahyi gsterirler.
Beeri ikaz iin titrer, alar demektir.
87. Hem tefahura meylini gsterir, kendini mceddid bilir.
ddiacnn: Tefahura meyli var, kendini makam sahibi bilir
demesine cevab:
Evvelen: Ben l-i Beyt'ten saylabilirim demekten maksadm,
!_..,duasnda dhil olmak iin bir ricadr.
Sniyen: Nefs-i emmaremi tebrie etmem. Her fenala meyli
olabilir. Fakat o nefsin krk sene belasn eken ve otuzbe seneden
beri onun erlerinden ve heveslerinden ekilmee alan ve a'malde
btn kuvvetini ihlasta gren ve o halini yakn dostlar mahede eden
ve Nur'un eczalar ve onun mstenkifane ve mstaniyane halkn
hrmetinden ve medihlerinden ekilmesi, onun mahviyetkrane
merebine ehadet eden bir adam bu ittiham ile mes'ul etmek, pek
insafszca bir hatadr.
Hem Said: Nurlar bir sadaka-i makbule gibi









--- sh:(:425) ----
belalarn def'ine bir vesiledir deyip muhtalar Nurlara tevik iin baz
fevkalde ihsanat- lahiyeyi bir nevi keramet-i Nuriye ve bir lem'a-i
mu'cize-i Kur'aniyeyi, hakikatlarnn bir tefsiri olan Nurlara in'ikas
etmi demesinin ve izhar etmesinin sebebi ise: Bu millet ve vatana
tam bir hizmet-i imaniye yapmak iin, o ikramat- lahiyeyi bazan
yazar, t Nurlara itimad ve hccetlerine kanaat gelsin. Yoksa bu kadar
insafsz muarzlara ve evhaml memurlara kar; zaf, fakir ve garib
bare bu kuds hizmet-i milliye ve vataniyeyi yapamazd. Bin dereden
su toplayan ve habbeyi kubbeler yapan iddiac gibiler mani olurdu.
Nurlarn makbuliyetine imza basan ve ehadet eden bine yakn iaret-i
gaybiye ve emarat ve vakat, Sikke-i Gaybiye mecmuas delilleriyle
isbat etmi. Bin ince ipler toplansa koca bir halat olur.
88. ddiac der: Nur tefsir deil, hem bazan akideye muhalif gider.
Tefsir iki ksmdr. Biri ibaresini izah eder, biri de hakikatlarn
isbat eder. Nurlar bu ikinci ksm tefsirlerin en kuvvetlisi ve en
kymetdar olduuna ehl-i dirayet ve dikkat yzbinler ahidler var. Ve
Msr, am ve Haremeyn-i erifeyn'in muhakkik limlerinin ve
stanbul ve sair yerlerin mdakkik hocalarnn Nurlar tasdik edip
ilimemeleri ve Said'in mddet-i hayatnda mantk ve galibane
mcadele-i ilmiyesi, iddiacnn bu isnad ve ittihamn tekzib ve
reddeder.
89. ddiac: Eski zamanda Ehl-i Snnete kar Hasan Sabbah,
Btniyyun mezhebiyle ve eyh-l Cebel bir gulat- a tarkyla
meydana kp siyas sarsnt vermeleri gibi;














--- sh:(:426) ----
Said'i onlara benzetmesi ve ittiham etmesi pek acib bir yanltr. Evet
snnete muhalif hareket etmemek ve siyasete karmamak iin
yirmi sene ikenceli esareti, hapsi, ihanetleri kabul eden ve siyasete
girmemek iin btn dnyev rtbelerinden yzn eviren bare
Said'i onlara benzetmek yle souk bir hatadr ki; bugnlerde hararetli
midlerimizi kran o iddiann ayn zamannda gelen kar ve souktan
daha briddir. Hem iddiac, gya dnyada ebed kalnacak ve herkes
her cihetle dnya maksadlarna alyor itikadnda bulunur gibi diyor;
Said inklab aleyhinde ve emniyeti ihll fikriyle mukaddesat let
yapp halk fesada tevik ediyor diye ittiham, yle bir yanltr ki;
Nur'un btn kuds hakikatlarnn ve talebelerinin uhrev alkalar,
onu reddederler. O iddiac bilsin ki; birtek hakikat- imaniyeyi dnya
saltanatyla deitirmeyiz. Ve birtek nkte-i Kur'aniyenin bir paalk
rtbesinden daha ziyade yanmzda ehemmiyeti var.
90. ddiac, bin dereden su toplamak gibi, Nur akirdlerinin
birbirlerine kar muhabbetkrane ve husus hissiyatlarn ve
Nurlardan istifadelerini, samimane ve bazan mfritane gsteren
mektublarn bir esas yaparak cerbezesiyle onlardan medar- ittiham
karp bizi irtica ile ittiham etmee almas, yle bir hatadr ki;
kabrinde onun ok azabn ekecek. Mesel: Uzak bir kyde muallim
Mustafa Sungur'un bir mektubunu hem ona, hem bize medar- irtica
yapyor. Acaba o gen muallim, Nurlarla hakik

















--- sh:(:427) ----
ve imanl bir muallim ve masum ocuklara hsn- ahlk sahibi bir
terbiye edici vaziyetine girmesine kr ve hamd manasnda, "Ben
eski sefahet ve dalaletimden kurtuldum" demesiyle bir irtica olur mu?
rtidaddan ekinmek ve dalaletten saknmak ile bir fesad, bir irtica
deil; belki dersini dinleyecek masumlar adedince bir slah, bir
manev terakkidir.
* * *






























--- sh:(:428) ----
[Son Posta Gazetesine Yazdranlarn Ve hbar Edenlerin Ve
Mahkemeyi Mecbur Edip Bize Ceza Verdirenlerin ltibaslar,
Sehiv Ve Yanllar]
1- Yedinci Rica'da, Ankara kal'asnda drt-be ihtiyarln ve
hilafet saltanatnn vefat beni mahzun eyledi demitim. Ondrt sene
evvel Eskiehir Mahkemesi bu kelimeye iliti. Ben dedim; saltanatn
vefat deil, belki hilafet saltanatnn vefat demiim. Siz bir "nun"u
okumadnz. Sonra sustular.
2- Latin harfinin kabul deil, belki Kur'an hurufunun dersinin
men'ine yirmi sene evvel bir mahrem risalede itiraz etmiim.
3- Otuz-krk sene evvel hakaik-i Kur'aniyeyi mdafaa iin,
btn slm mtehidlerine ve mfessirlerine ittibaen, Kur'an'n irsiyet
ve tesettr hakkndaki sarih yetlerini tefsirim ve drt-be defa
hkmetin tedkikinden getikten sonra bize iade edilen yalnz Tesettr
Risalesi bahanesiyle, kanunen deil belki kanaat- vicdaniye ile bana
hafif ceza ektiren ve mrur-u zamana urayan ve af kanunlar gren
ve Denizli ve Temyiz Mahkemelerince beraet kazanan birka cmleye
yanl mana verip, bize ceza vermesini hakl gren Son Posta Gazetesi
dnsn ki; ne kadar o neriyatta hata var. Efkr- mmeyi
aldatmamak lzmdr.
4- Nur'un bir akirdinin husus kanaatn umum Nurculara
vermesi ve birisinin husus bir dostuna yazd di bir mektubu
mevhum bir gizli cem'iyetin nair-i efkr telakki etmesi ve otuz-krk
senede te'lif edilen yzotuz risaleyi bu sene yazlm ve hi
mahkemeleri grmemi gibi -drt mahrem risalede olan otuz-krk
kelimeyi yzotuz Risale-i Nur'daki btn yzbin kelimelere temil
edip umumunu mes'ul etmesi ve yirmi seneden beri beni tarassud ve
nezaret altnda tutan ve drt-be mahkemelere sevkeden ve be-alt
defa Risale-i Nur'un ekseriyet-i mutlaka eczalarn msadereden sonra
iade eden be-alt vilayetin hkmetlerini ve adliyelerini ve
zabtalarn bizim o mevhum, aslsz sularmza tam terik etmesidir.
5- Nur'un mahrem paralarnda tesadf ihtimali -kanaatmzca-
bulunmayan baz tevafukat- gaybiye ve tetabukat- riyaziye ve
ebcediye




--- sh:(:429) ----
ve ok iarat- Kur'aniye bil'ittifak hem mana, hem riyaz ve cifr
hesabyla Risale-i Nur'un makbuliyetine imza basmalar ve mam- Ali
(R.A.) Celcelutiye'sinde sarahata yakn Risale-i Nur'dan haber
vermesini ve Gavs- A'zam'n (K.S.) yine imza basmasn bizler kat'
bir kanaat ile hakkmzda bir inayet-i Rabbaniye ve bir ikram-
Sbhan ve Nurlarn makbuliyetine bir iaret-i gaybiye ve Kur'ann bir
mu'cize-i maneviyesi olan Risale-i Nur'daki hakaik-i imaniyenin bir
nevi keramat biliyoruz. Biz, hususan ben, gayet derece kuvve-i
maneviyeye ve kuds teselliye ok muhta olduumuz bir zamanda
ihtiyarmzn haricinde bu iarat- gaybiyeyi grdk ve tasdik ettik.
Fakat bir zaman gizledik. Sonra ahsmn aleyhinde pek iddetli
propaganda ve eedd-i zulm ve eedd-i istibdad balamasyla,
Nurlara muhta ve mtaklar ekinmee balamamak iin has
kardelerime gsterdim, onlara ok faide verdii iin bir derece izhar
ettik.
Yirmiiki sene eedd-i zulme hedef olduumun ve hukuk-u
medeniyeden iskat edildiimin tek bir nmunesi udur ki: Onbir ay
tecrid-i mutlakta hizmetilerim ve has kardelerim bana temas
etmemek iin iddetle yasak edilip aleyhimizde mddeiumum altm
sahife ve mahkeme ellibir sahife iddianame ve kararname yazdklar
halde, ok rica ettiimizle beraber yalnz iki gnde -drt saatten
baka izin vermediler. Ben yeni hurufu bilmediimden ok yalvardm
ki; benim dilimi bilecek ve bana kararnameyi ve iddianameyi
okuyacak ve benim itiraznamemi yazacak bir talebemin yanma
gelmesine izin veriniz. zin vermediler. Hatt drt saat yz yanln
isbat ettiimiz iddianameyi ve birka ay sonra daha garazkrane bin
dereden su toplamak ve yanl mana vermek ile aleyhimizde pek
iddetli ikinci bir iddianameyi bize dinlettirdikleri halde; ok
yalvardm ki, sahifecik mukabelemi okumaa msaade ediniz. zin
vermediler.
Medar- hayrettir ki; beni konutursa idiler, Nur'un dnyaya
bakt ndir baz cmlelerini lehimde syleyecektim. Kararnamede
ayn cmleleri, yanl mana vererek aleyhimde yazmlar; ben de
mahkemeye, verdikleri cezaya mukabil teekkrname yazdm. Benim
bedelime siz, Risale-i Nur'un bir ksm mhim fkralarn neredip bir
cihette Nurcu olduunuzu isbat ettiniz. Ben de imdiye kadar bana
hilaf- kanun verdikleri azab ve skntdan onlara hakkm hell ettim.

--- sh:(:430) ----
Acaba garib, hastalkl, ok ihtiyar, ziyade zaf, tam fakir ve
yarm mmi ve kendini ok bare bilir ve hodfruluktan ve
tasannu'dan kamak isteyen bir adam; vatan ve millete, belki lem-i
slma ehemmiyetli alkas bulunan bir vazife-i imaniye ve
Kur'aniyeyi hakkyla yapmak iin, siyasetle alkalar bulunmayan baz
ztlarn yardmlarn ve ondan kamamalarn temin etmek fikriyle
kat' kanaat getirdii ve byk edibler ve mehur limlerin kabul
ettikleri bir kaide ile binden ziyade iarat- gaybiyeden ve yz
hdisatn tam tamna tevafuklarndan bir ksmn izhar etmesi; hibir
cihetle medar- itiraz ve mes'uliyet olabilir mi ve dine muhalif ve
kanuna aykr olur mu diye Son Posta Gazetesinden ve bizi sulu
yapandan soruyorum?
6- Bir adam otuz sene evvel "Ez billahi mineeytani
vessiyase" deyip efkrnda ve hayatnda bir dstur yapan ve yirmibe
sene gazeteleri okumayan ve dinlemeyen ve on sene harb-i umumyi
bilmeyen, merak etmeyen, sormayan ve oniki sene zarfnda hkmetin
erkn ve vkela ve meb'uslarnn kimler olduunu bilmeyen ve
dnyann en ho mertebelerine hi ehemmiyet vermeyen ve bu halini
mahkemelerdeki btn dostlarn ahid gstererek dava edip bir
cihette isbat eden ve imann cz' bir hakikatna ve Kur'ann bir kuds
nktesine dnya saltanatndan ziyade ehemmiyet verip btn hayatn
yle hakikatlara sarfeden ve dnya ahvalini hiret ilerine tercih
edenleri divaneler telakki eden o mnzevi adam; siyaset-i dnyeviye
ile ve gizli entrikalar ile ittiham etmek ne kadar irkin ve zalimane bir
yanl olduunu, ceza verdirenlerin ve Posta Gazetesine ihbar
edenlerin vicdanlarna havale ediyorum.
Temyiz Mahkemesine temyiz layihas olarak iddianameye
kar byk itiraznamemi takdim ediyorum.
Afyon Cezaevinde onbir ay tecrid-i mutlakta azab eken
Said Nurs
* * *








--- sh:(:431) ----
..-,....
(Aada yazlan fkralarn mukaddimesidir.)
Mahkeme-i Temyiz'in lehimizde olarak aleyhimizdeki Afyon
kararnamesini hakl ve hakikatl deliller ile bozmasna bir cz' yardm
etmek fikriyle, kararnamede olan sehivlerden bir ksmna ksa iaretler
iin, aada onlarn mahrem risalelerden su mevzuu diye
zikrettikleri fkralar aynen kaydedip yanllarn gstererek bizi
mahkm edenleri mes'ul ederiz.
Ezcmle: Beni iddetli ceza ile mahkm etmek iin btn
sularmn fihristesi olarak kararn hirinde yazmlar ki: "Said
Nurs'nin reddettii maddeler biri: "Saltanat ve hilafetin ilgas." Hem
hata, hem sehivdir. nki htiyar Lem'asnda "Hilafet saltanatnn
vefat beni mahzun eyledi." diye yazdm onbe sene evvel Eskiehir
Mahkemesine cevab verdim, sustular. Mrur-u zamana uram, af
kanunu ve beraet grm ehemmiyetsiz bir hatay su sayan, kendisi
sulu olur.
Hem bu mevhum sua bir sened diye, benim bir Lem'ada ve
Mu'cizat- Ahmediye'de (A.S.M.) bir hads-i erifte:
.....:..;:,..;_.--!;
.,,,,...,
Yani, Hulefa-i Raidn'den sonra bir fesad olacak. te bu hads
mu'cize-i gaybiyeyi gsterdiini bir eski risalemde yazmtm.
Kararname benim bir suum olarak, Said bir risalede demi:
"Hilafetten sonra ceberut ve fesad olacak." Ey sath heyet! Bir iaret-i
gaybiyede bu zamanmzda madd ve manev en byk bir fesad-
beeryi ve zemini zr zeber eden bir hdiseyi haber veren bir hadsin
i'cazn beyan etmei su sayan, maddeten ve manen suludur.
Hem sularndan diye: "Tekye ve zaviyelerin ve medreselerin
kapatlmas ve likliin kabul, slmiyet yerine milliyet esaslarnn
konulmas, apka giyilmesi, tesettrn kaldrlmas, latin harflerinin
huruf-u Kur'aniye yerinde cebren kabul, Trke ezan ve kamet



--- sh:(:432) ----
okunmas, mekteblerde din derslerinin kaldrlmas, kadnlara erkekler
derecesinde irsiyet ve hak tannmas ve taaddd- zevcatn
kaldrlmas gibi inklab hareketlerini bid'at, dalalet, ilhaddr diyen,
irtica ile suludur." diye yazmlar.
Ey insafsz heyet! Eer her asrda yzelli milyonun kuds ve
semav rehberi ve btn saadetlerinin proram ve dnyev ve uhrev
hayatn mukaddes hazinesi olan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n tesettr
ve irsiyet ve taaddd- zevcat ve zikrullah ve ilm-i dinin dersi ve neri
ve eair-i diniyenin muhafazas haklarnda gelen ve tevil kaldrmaz
sarih ok yt- Kur'aniyeyi inkr etmek ve btn slm
mtehidlerini, umum eyhlislmlar sulu yapmak mmkn ise ve
mrur-u zaman ve mteaddid mahkemelerin beraetlerini ve af
kanunlar ve mahremiyet ve mahrem vechini ve hrriyet-i vicdan ve
hrriyet-i fikri ve fikren ve ilmen muhalefeti memleketten ve
hkmetlerden kaldrabilirseniz, beni bu eylerle sulu yapnz. Yoksa
siz hakikat ve hak ve adalet mahkemesinde dehetli sulu olursunuz.
Said Nurs
* * *
[Mahkemenin hayretle -aleyhlerinde iken- aleyhimizde yazd bir
fkradr.]
Ben de adliyenin mahkemesine derim ki: Bin yzelli senede
ve her asrda yzelli milyon mslmanlarn hayat- itimaiyesinde
en kuds ve hakikatl bir dstur-u lahyi yzelli bin tefsirin
tasdiklerine ve ittifaklarna istinaden ve binyzelli senede gemi
ecdadmzn itikadlarna iktidaen tefsir eden bir adam mahkm eden
haksz bir karar, elbette ry-i zeminde adalet varsa, o karar red ve bu
hkm nakzedecektir.
* * *
[Mahkemenin taaccb ve takdir ile kararnamede yazd bir fkra
olup, gya aleyhimizdedir. Halbuki onlar mahkm eder.]
Yirmialtnc Mektub'da Said Nurs kendisinden bahisle: "Bu
bare kardeinizde ahsiyet var ki, birbirinden ok uzaktrlar.






--- sh:(:433) ----
Birincisi: Kur'an- Hakm'in hazine-i liyesinin dellll
cihetindeki muvakkat ve srf Kur'ana ait bir ahsiyetim var. Onda
delllln iktiza ettii pek yksek ahlk var ki, o benim deil, ben
sahibi deilim. O makamn ve vazifenin iktiza ettii bir seciyedir.
Bende bu neviden ne grseniz benim deil, onunla bana bakmaynz;
o makamndr.
kincisi: Ubudiyet vaktinde dergh- lahye mteveccih
olduum vakit, Cenab- Hakk'n ihsanyla muvakkat bir ahsiyet
grnyor ki, o ahsiyetin baz sr var. O sr; mana-y ubudiyetin
esas olan kusurunu bilmek, fakr u aczini anlamak, tezelll ile dergh-
lahye iltica etmek noktalarndan ileri geliyor ki; o ahsiyet ile
kendimi herkesten ziyade bedbaht, bare, ciz, fakir ve kusurlu
gryorum. O vakit btn dnya beni medh sena etse, beni
inandramaz ki, ben iyiyim ve sahib-i kemalim.
ncs: Hakik ahsiyetim yani Eski Said'in bozmas bir
ahsiyetim var. Onda Eski Said'den irsiyet kalma baz damarlar var ki,
bazan riya ve hubb-u cha bir arzu bulunuyor. Hem asl bir
hanedandan olmadmdan, hsset derecesinde iktisada dkn ve pest
ahlklar grnyor. Sizi btn btn karmamak iin bu ahsiyetimin
gizli ok fenalklarn ve s'-i hallerini sylemeyeceim. Cenab- Hak
merhametkrane inayetini benim hakkmda byle gstermi ki, en
edna bir nefer gibi bu ahsm en l ve has bir mrid hkmnde olan
esrar- Kur'aniyede istihdam ediyor. Yzbin kr olsun.
Nefis cmleden edna
Vazife cmleden a'l"
_,_._...!..-!
* * *
[Mahkeme dehetli korkarak kararnamede aleyhimizde kaydettii bir
cmledir. Halbuki, onbe sene evvel yazlan o iddetli cmle,
sonradan bu gelen cmle ile ta'dil edilmi: "Kardelerim!. Masumlarn
ve ihtiyarlarn hatrlar iin beni zulmen ldrenlerden intikamm
almaynz. Azab- kabir ve sakar onlara yeter." fkras, onlar insafa
getirmek lzmd.]




--- sh:(:434) ----
"Madem sizlerle -itikadnzca ve bana edilen muameleye
nazaran- kll bir muhalefetimiz var. Siz, dininizi ve hiretinizi
dnyanz urunda feda ediyorsunuz. Elbette mabeynimizde -
tahmininizce- bulunan muhalefet srryla, biz dahi hilafnza olarak
dnyamz dinimiz urunda ve hiretimize her vakit feda etmee
hazrz. Sizin zalimane ve vahiyane hkmnz altnda bir-iki sene
zelilane geecek hayatmz kuds bir ehadeti kazanmak iin feda
etmek bize b- kevser hkmne geer. Fakat Kur'an- Hakm'in
feyzine ve iaretine istinaden, sizi titretmek iin size kat' haber
veriyorum ki: Beni ldrdkten sonra yaayamayacaksnz. Kahhar bir
el ile bu fni cennetinizden ve mahbubunuz olan dnyadan tardedilip
ebed zulmata abuk atlacaksnz. Arkamdan pek abuk sizin
nemrudlam reisleriniz gebertilecek ve yanma gnderilecek. Ben de
huzur-u lahde yakalarn tutup adalet-i lahiye onlar esfel-i safilne
atmakla intikamm alacam.
Ey din ve hiretini dnyaya satan bedbahtlar! Yaamanz
isterseniz bana ilimeyiniz. liseniz, intikamm muzaaf bir surette
sizden alnacan biliniz, titreyiniz! Ben rahmet-i lahiyeden mid
ederim ki, mevtim hayatmdan ziyade dine hizmet edecek ve lmm
banzda bomba gibi patlayp, banz datacak. Cesaretiniz varsa
iliiniz. Yapacanz varsa greceiniz de var." deniliyor ve bir yetle
bitiriliyor.
* * *
[Mahkeme aleyhimde yazm. Halbuki onlar ifratla ittiham eden
bir fkradr.]
Ankara'da Mustafa Kemal'in iddet ve hiddetle divan- riyasete
girip: "Seni buraya ardk ki, bize yksek fikir beyan edesin. Sen
geldin namaza dair eyler yazdn, iimize ihtilaf verdin!" dediini,
Said'in de ona: "Namaz klmayan haindir, hainin hkm merduddur."
dediini, sonra Mustafa Kemal bir nevi tarziye verip hiddetini geri
aldn ve Mustafa Kemal'in hissiyatn ve prensiplerini rencide ettii
halde kendisine ilimemesini ve bu cebbar kumandanlarn deta Eski
Said'den korkmalarnn Risale-i Nur'un ilerideki kahraman
akirdlerinin ahs- manevsinin hrika bir kuvveti ve Risale-i Nur'un
parlak bir kerameti olduu yazlyor.



--- sh:(:435) ----
[Aleyhimizde yazlan, fakat mahkemeyi mes'ul eden bir fkradr.]
"Ayasofya'y puthane ve Meihat' kzlarn lisesi yapan bir
kumandann keyf, kanun namndaki emirlerine fikren ve ilmen
taraftar deiliz ve ahsmz itibariyle amel etmiyoruz." denilmektedir.
29.8.1948 tarihli dilekesinde: "Bir fikir kalbime gelmi, yle
ki: Hkmet beni tam himaye ve bana yardm etmesi, milletin
maslahatna ve vatann menfaatna ok lzumlu iken beni skmas ma
eder ki; benim ile mcadele eden gizli zndka komitesiyle, imdi
onlara iltihak eden komnist komitesinden bir ksm, ehemmiyetli
resm makamlar elde ederek karma kyorlar. Hkmet ise, ya
bilmiyor ya msaade ediyor. Kahraman bir milletin ebed bir medar-
erefi ve Kur'an ve cihad hizmetinde dnyada bir prlanta gibi pek
byk bir nian ve klnlarnn pek byk ve antika bir yadigr olan
Ayasofya Cmii'ni puthaneye ve Meihat Dairesini kzlarn lisesine
eviren bir adam sevmemek bir su olmasna imkn var mdr?
* * *
[Mahkemenin Said'i cezalandrmak iin en kuvvetli tahmin
ettikleri fkradr. Said'in gizli dmanlarna kar Denizli
Mahkemesinde istimal ettii bu szn, mahkeme btn btn yanl
mana vererek devlete ve hkmete evirip tecziyeye sebeb gstermi.]
Bu inklablar mevki-i mer'iyete koyan devletin bir ksm yeni
kanunlarna, cebr-i keyf-i kfr; cumhuriyete, istibdad- mutlak;
rejime, irtidad- mutlak ve boleviklik ve medeniyete sefahet-i
mutlaka" demi.
* * *
[Mahkemenin kararnamesinde hayret ve takdir ile yazlan bir
fkradr.]
Risale-i Nur'u yazmann uhrev ve dnyev pekok faideleri
olduu, bunlarn da:
1- Ehl-i dalalete kar manen mcahede etmek.
2- stadna ner-i hakikatta yardm etmek,








--- sh:(:436) ----
3- Mslmanlara iman cihetinde hizmet etmek,
4- Kalem ile ilmi tahsil etmek,
5- Bazan bir saati bir sene ibadet hkmne geen tefekkr
ibadeti yapmak,
6- man ile kabre girmektir.
Be trl de dnyev faideleri var:
1- Rzkta bereket,
2- Kalbde rahat ve srur,
3- Maiette shulet,
4- lerinde muvaffakyet,
5- Talebelik faziletini almakla, btn Risale-i Nur talebelerinin
dualarna hissedar olmak olduu ve bunlarn yaknda genlik
tarafndan idrak olunup niversitenin bir Nur Mektebi haline dnecei
yazlyor.
* * *
[Medar- hayrettir ki; bu samim fedakrl su saymlar.]
Gizli mnafklarn takib ettikleri iki plndan birisi: Benim
haysiyetimi krmak ile gya Nurlarn kymeti decek.
kincisi: Nur akirdlerine tela ve ftur vermekle Nurlarn
intiarna mani olunacak. Hi korkmaynz. Milyonlar kahraman
balar feda olduklar bir kuds hakikata bizim gibi baz barelerin
balar da feda olsun.
* * *
[Pek acibdir ki; merhum Hasan Feyzi'nin gayet hlisane ve
ayn- hakikat ve vaka mutabk ve hi zarar olmayan ve oklara
menfaatli olan takrizini ve medhiyesini bir su mevzuu diye Nur'un bir
mecmuasnn hirinde bulunmasyla o mecmuann msaderesine
vesile yapmak istenilmi.]
Hasan Feyzi'nin bir mektubu vardr. Hlsas: "Ey Risale-i
Nur! Senin, hakkn dili ve Hakk'n ilham olup onun izni ile
yazldna bhe yok." "Ben kimsenin mal deilim. Ben hi bir
kitabdan alnmadm, hi bir eserden alnmadm. Ben Rabban ve
Kur'anyim.




--- sh:(:437) ----
Bir Lyemut'un eserinden fkran kerametli bir Nur'um." "Sen ok
feyizli ve rahmetli bir hak kitabsn. Baz has ve hlis talebelerini
evliya ve asfiya nianlaryla taltif ve tezyin ediyorsun. Hem
mahkemelere senin eczalarn bir mcrim, bir maznun sfatyla deil,
belki bir muallim, bir mrebbi ve bir mrid olarak girmitir. Her
divan- adalette en byk dehet ve savletini azamet ve izzetini parlak
ve aaal bir surette gsterdin. Onlar da iman ve Kur'an suyuyla
ykadn."
"Ey Risale-i Nur'un bir hdimi ve tercman olan stadm!
Allah'n abdi ve mam- Ali'nin (R.A.) manev veledi ve Gavs-
A'zam'n (K.S.) mridi olan stadm! Beni huzur-u l-yi irfanna
kar. te ancak bir kilo kadar olan bir aylk erzak ve zahresi paket
halinde ktta sarl ve ivide asl duruyor. O yokluk iinde
tkenmez bir varla kavuuyor. Hediye ve behiyeleri almaktan
ekiniyor. Zekat ve sadakalar, teberrk ve teberrular alsa idi, bugn
bir milyon servet sahibi olurdu."
* * *
[Risale-i Nur tesmiyesinin dokuz sebebleri iinde yalnz
birisine ilimiler. Nur isimli has akirdlerinden gremiyoruz
demiler. Haiyede cevab verildii gibi, imdi de Nuri Benli ve Kre'li
saat Nuri, Nur hizmetinde mmtazdrlar. Demek tenkid edemiyorlar,
cz' bahanelere mecbur oluyorlar.]
Yirmialtnc Sz Risalesinde otuz aded Szlerin, otuz
aded Mektublarn, otuzbir aded Lem'alarn ve on aded ualarn
mecmuuna Risale-i Nur denilmesinin srr udur ki: Btn hayatmda
Nur kelimesi her yerde bana rast gelmi. Ezcmle, karyem Nurs'tur,
merhum vlidemin ismi Nuriye'dir, Nak stadm Seyyid Nur
Muhammed'dir. Kadir stadlarmdan Nureddin, Kur'an stadlarmdan
Nuri, talebelerimden benimle en ziyade alkadar Nur isimli
bulunanlardr. (Ne garibdir ki, mhim Nur akirdleri arasnda Nuri
isimli kimseye rastlanmamaktadr.) (Hasiye) Hem kitablarm en
ziyade izah ve tenvir eden nur temsilleridir. Hem hakaik-i lahiyede
mkiltmn ekserisini halleden esma-i hsnadan Nur ism-i
nuranisidir. Hem Kur'ana
(Haiye): O zaman yle idi. imdi yirmi sene oldu.



--- sh:(:438) ----
iddet-i evk ve inhisar- hizmetim iin husus imamm Osman-
Zinnureyn'dir. (R.A.)
* * *
[Hcumat- Sitte ve Zeyli, hem yirmi sene evvel, hem iddetli
ve zalimane bir tecavze kar, hem gayet mahrem, hem mahkemeleri
grm, hem hiddet zamannda yazlm, hem ikinci harb-i umum
zaman o hiddeti hakl gstermiken; imdi yazlm gibi su sayp
msadere etmek, adaletten ok uzaktr.]
Hcumat- Sitte'nin Zeyli balkl yaz: "stikbalde gelecek
nefret ve tahkirden saknmak iin u mahrem zeyl yazlmtr. Yani;
"Tuh o asrn gayretsiz adamlarna" denildii zaman, yzmze
tkrkleri gelmemek veyahut silmek iin yazlmtr. Avrupa'nn
insaniyetperver maskesi altndaki vahi reislerinin sar kulaklar
nlasn ve bu vicdansz gaddarlar bize musallat eden o zalimlerin
grmeyen gzlerine sokulsun. Bu asrda yz bin cihette yaasn
Cehennem dedirten mimsiz medeniyetperestlerin balarna vurulmak
iin yazlm bir arzuhaldir." yazsyla balyor.
"Bu yaknlarda ehl-i ilhadn perde altnda tecavzleri gayet
irkin bir suret aldndan, ok bare ehl-i imana ettikleri zalimane ve
dinsizcesine tecavz nev'inden, husus ve gayr- resm kendim tamir
ettiim bir mabedimde bana ve husus bir-iki kardeimle husus
ibadetime ve gizli ezan ve kametimize mdahale edildi. Ne iin Arab
kamet ediyorsunuz ve gizli ezan okuyorsunuz denildi. Sktta sabrm
tkendi. Kabil-i hitab olmayan yle vicdansz alaklara deil, belki
milletin mukadderatyla keyf istibdad ile oynayan bir ksm
firavunmereb gizli komitenin balarna derim ki: Ey ehl-i bid'a ve
ilhad! Alt sualime cevab isterim.
Birincisi: Dnyada hkmet sren, hkmeden her kavmin,
hatt insan eti yiyen yamyamlarn ve vahi canavar ete reislerinin
dahi bir usl var, bir dstur ile hkmeder. Siz hangi usl ile bu acib
tecavz yapyorsunuz? Kanununuzu ibraz ediniz. Yoksa baz alak
memurlarn keyiflerini kanun mu kabul ediyorsunuz? Byle husus
ibadette kanun olmaz."
* * *




--- sh:(:439) ----
[Medar- teessftr ki; hem eski, hem mahrem, hem hakikatl
olan arat- Seb'ada bir-iki cmleye iliip msaderesine ve bize su
yapmaa almlar. Halbuki o hakikat o kadar kuvvetlidir ki, btn
beeriyete ve dnyaya iln edilecek bir maslahat- hayat-
itimaiyedir.]
Dnyada en byk ahmak odur ki; dinsiz serserilerden
terakkiyi ve saadet-i hayatiyeyi beklesin. Byle ahmaklardan mhim
bir mevkiyi igal eden birisi demi ki: "Biz Allah Allah diye diye geri
kaldk. Avrupa top tfenk diye diye ileri gitti."
"Cevab-l ahmak es-skt" kaidesince bylelere kar cevab,
skttur. Fakat baz ahmaklarn arkasnda bedbaht gafiller de
bulunduundan deriz ki: Ey bareler! Bu dnya bir misafirhanedir.
Madem lm var, kabre girilecek. Bu hayat gidiyor, bki bir hayat
geliyor. Bir defa top tfenk denilse, bin defa Allah Allah demek
lzmgelir.
* * *
[Mcib-i hayrettir ki; Onaltnc Lem'ada bizim lehimizde olan bir
cmleyi aleyhimize evirip o kymetdar menfaatli risalenin
msaderesine meyil gstermiler.]
Onaltnc Lem'adan: Harb belas bizim hizmet-i Kur'aniyemize
mhim bir zarardr. Kadir-i Kll-i ey bir dakikada bulutlarla dolmu
cevv-i havay sprp temizleyerek semann berrak yznde ziyadar
gnei gsterdii gibi, bu zulmatl ve rahmetsiz bulutlar izale edip
hakaik-i eriat gne gibi gsterir. Onun rahmetinden bekleriz ki, bize
pahal satmasn. Batakilerin balarna akl ve kalblerine iman versin,
o vakit kendi kendine i dzelir.
Madem ki sizin elinizdeki nurdur. Nurdan zarar gelmez. Neden
arkadalarnza ihtiyat tavsiye ediyorsunuz?" Bu suale kar muhtasar
cevabm udur:
Bataki balarn bir ksm sarhotur okumaz, okusa da
anlamaz, yanl mana verip iliir. limemek iin akl bana gelinceye
kadar gstermemek lzmdr. Onun iin kardelerime tavsiye
ediyorum ki: htiyat etsinler, nehillerin ellerine hakikatlar
vermesinler." denilmektedir.





--- sh:(:440) ----
[Tesettr, Kur'ann emri ve ok kuvvetli cevab verilmi ve
eski yazlm ve cezay ektirmiken yine su yapmalar ve htiyar
Lem'asndan gayet kymetli ve herkese menfaatli ve Rehber'de
yazlm bir hakikatn yalnz ban yazp bir su mevzuu diye
msaderesine yrmek gsteriyor ki; medar- tenkid bir ey
bulamyorlar.]
Yirmidrdnc Lem'ada tesettr hakknda, tesettr Kur'ann
emri olduunu izahtan sonra: "Mesmuatma gre: Merkez-i
hkmette, ar iinde, gndzde, ahalinin gzleri nnde, gayet di
bir kundura boyacs, dnyaca rtbeten byk bir adamn ak bacakl
karsna sarkntlk etmesi, tesettr aleyhinde olanlarn haysz
yzlerine bir amar vuruyor!" denilmektedir.
Yirmialtnc Lem'a, ihtiyarlar hakknda: "Ankara'nn eskimi
kal'asnn bana ktm. O kal'a tahaccr etmi hdisat- tarihiye
suretinde bana grnd. Benim ihtiyarlm, kal'ann ihtiyarl, anl
Osmanl Devleti'nin ihtiyarl, hilafet saltanatnn vefat bana gayet
hazn geldi. Firkatli bir halet iinde gemi zamann derelerine ve
gelecek zamann tepelerine baktm. Mazi, teselli yerine dehet verdi;
istikbal, benim ve emsalimin ve nesl-i tinin byk ve karanlk bir
kabri suretinde grnd. Hazr gnme baktm. lmle bir hareket-i
mezbuhanenin zdrabn eken cismimin cenazesini tayan bir tabut
suretinde grnd." denilmektedir.
* * *
[Onlar bunu ok takdir etmeleri lzm iken tenkid etmiler, su
mevzuu yapmlar.]
"Dr-l Hikmet-il slmiye'de aldm maatan ounu
sarfetmitim. Az bir ksmn hacca gitmek iin sakladm. O cz' para
iktisad ve kanaat bereketiyle bana kfi geldi. Yz suyumu dktrmedi.
O mbarek paradan biraz daha var." deniliyor.
Yirmiikinci Lem'a mahrem iaretli ve en has ve hlis ve sadk
kardelerime mahsustur, kaydldr. "Birinci aret: Sen ehl-i dnyann
dnyasna karmadn halde, nedendir ki onlar her frsatta senin
hiretine karyorlar? Bu suale cevab verecek Isparta vilayetinin
hkmeti ve bu vilayetin milletidir."



--- sh:(:441) ----
[efkat-i imaniyeden gelen bu masumane ve hlisane ve
hayretkrane mid ve arzu ve temenniyi bir su tevehhm
edenler, elbette kendileri suludurlar.]
Said imzal bir mektubda: "Yedi yandan on yana kadar
masum ocuklar, faytonla gezdiim vakit, beni grnce kouup
ellerime sarlmalarnn hikmeti nedir? diye hayret ediyordum. Birden
ihtar edildi ki: "Kk masumlar taifesi bir hiss-i kabl-el vuku' ile
Risale-i Nur'la saadet bulacaklarn ve tehlike-i maneviyelerden
kurtulacaklarn hissettiklerini anladm." denmektedir.
* * *
[Bu fkra bata lehimde ve hirde bir arzu ve bir temenni iken su
saymak insaftan haritir.]
Bir ksm yetler ve hadslerin mttefikan bu asrda bir
hakikat- nuraniyeye iaret ettikleri ve hirzamanda gelecek bir
mceddid-i ekberi gsterdikleri ve o gelecek ztn ve cem'iyetinin
vazifesinden en ehemmiyetlisi iman kurtarmak olduu ve eriat ihya
ve hilafeti tatbik gibi ok geni dairede hkmeden bu iki vazifesini
nazara almamalarnn zararsz olduu fakat Nur'un muarzlarnn,
hususan siyas taifenin tenkidine ve hcumuna vesile olabilecei,
onun iin kendisinin mdakkik kardeimizin risaleciinin bir ksmn
ve baz cmlelerini kaldrp ta'dil ederek gnderecei yazlyor.
Said Nurs imzal bir mektubda: Dr-l fnuna inklab eden
Harbiye Nezareti'nin kapsndaki
,,.,...!:,..,..,,..-.,!..-...
hatt- Kur'annin zeri mermer talarla kapatlmken meydana
karlmas, imdi yeniden hatt- Kur'anye bir nmune-i msaade ve
Risale-i Nur'un takib ettii maksadna bir vesile ve niversitenin bir
Nur Medresesi olmasna iaret olarak gsterilmektedir.
* * *
[Tekbirat-l Hccac mektubumda hakikat ve izahma kar
tenkidlerine, Hsrev'in hirdeki haiyesi tam cevabdr.]
Said-n Nurs imzal "Tekbirat-l Hccac f Arafat" balkl
mektubda; "Nur'un ehemmiyetli bir ksm akirdleri pek musrrane
olarak



--- sh:(:442) ----
hirzamanda gelen l-i Beyt'in byk bir mridi seni zannediyorlar.
Sen de onlarn fikirlerini musrrane kabul etmiyorsun, ekiniyorsun.
Bu bir tezaddr. Hallini isteriz." diye sormalar sebebiyle onlara cevab
olmak zere, bundan sonra gelecek Mehdi-i Resul'n temsil ettii
kuds cemaatin ahs- manevsinin vazifesi olduu, bunlarn; iman
kurtarmak, hilafet-i Muhammediye (A.S.M.) nvanyla eair-i
slmiyeyi ihya etmek ve inklabat- zamaniye ile ok ahkm-
Kur'aniyenin ve eriat- Muhammediyenin (A.S.M.) kanunlarnn bir
derece ta'tile uramasyla o zt bu vazife-i uzmay yapmaa alr.
Nur akirdleri birinci vazifeyi tamamyla Risale-i Nur'da
grdklerinden ikinci, nc vazifeleri de buna nisbeten ikinci,
nc derecededir diye Risale-i Nur'un ahs- manevsini hakl olarak
bir nevi mehdi telakki ediyorlar. Bir ksm, o ahs- manevnin bir
mmessili olan bare tercmann zannettiklerinden bazan o ismi ona
da veriyorlar. Hatt evliyann bir ksm, keramet-i gaybiyelerinde
Risale-i Nur'u ayn o hirzamann hidayet edicisi olduu; bu
tahkikatla, tevil ile anlalr diyorlar. ki noktada bir iltibas var, tevil
lzmdr.
Birincisi: hirde iki vazife, geri hakikat noktasnda birinci
vazife derecesinde deiller. Fakat hilafet-i Muhammediye (A.S.M.) ve
ittihad- slm avamda ve ehl-i siyasette hususan bu asrn efkrnda o
birinci vazifeden bin derece geni grnyor. Geri her asrda hidayet
edici bir nevi mehdi ve mceddid geliyor ve gelmi. Fakat herbiri
vazifeden birisini bir cihette yapmas itibariyle, hirzamann byk
mehdisi nvann almamlar.
kincisi: hirzamann o byk ahs, l-i Beyt'ten olacak.
Geri manen ben Hazret-i Ali'nin (R.A.) bir veled-i manevsi
hkmndeyim. Ondan hakikat dersini aldm. Ve l-i Muhammed
(A.S.M.) bir manada hakik Nur akirdlerine amil olmasndan ben de
l-i Beyt'ten saylabilirim. Fakat Nur'un mesleinde hibir cihette
benlik, ahsiyet, ahs makamlar arzu etmek, an eref kazanmak
olmaz. Nur'da ihlas bozmamak iin uhrev makamat dahi bana
verilse, brakmaa kendimi mecbur bilirim diye yar muvafakat
eklinde bir cevab verilmekte (Hasiye) ve bu mehdilik teklifi ak ve
kesin
(Haiye): Ey insafsz heyet! Bundan daha keskin red cevab nasldr?
Nur Talebeleri namna Hsrev

--- sh:(:443) ----
olarak reddedilmemektedir.
* * *
[Bu fkradaki hdiseler vaka mutabk ve acib bir tarzda "Beni
mahzun etmeyiniz, zemin hiddet eder" dediimden dakika sonra
zelzele olmasn, hayret ve taaccble tahsin etmek efkatn iktizas
olduu halde medar- tenkid olamaz.]
"Drt saat ifadesi alnp sknt ekmesinden on saat sonra,
deta ayn zamanda iki milyon lira zarar veren maarif yangn gsterdi
ki; Risale-i Nur belalarn def'ine bir vesiledir ki, Nurlara hcum edildi,
bela yol buldu, geldi." denilmektedir.
Yzkrkbir numaral mektubda: Drt buuk saat ifadesi
alndktan sonra Ankara'da maarif dairesinin ve otomobil garajnn,
zmir'de bir fabrikann, Adana'da byk bir binann yanmasndan
bahisle bunun bir tesadf olmad isbata kalkldktan sonra, "Beni
risalelerimden mahrum etmeyiniz. Yoksa hem bana, hem bu vatana
yazk olur, zemin zelzele ile hiddet eder, dediinden dakika sonra
saniye devam eden zelzele, zeminin hiddeti ve ate ile maarif
dairesini sarmas, mahkemece drt defa isbat edilen, ok defa
zelzelenin Risale-i Nur'a ve akirdlerine taarruzlar zamanna gelmesi
tesadf olamaz. Risale-i Nur'un bu memlekette belann def'ine vesile
olduu ok hdiselerle tahakkuk etmitir." denilmektedir.
Yzkrkyedi numaral mektubda: Bu defa bize hcumlarn ayn
zamannda k ok hiddet etti. iddetli souk ve frtna ile havann
kzd gsterdi ki; hcumlarn durmasyla ve Nurcularn
ferahlanmasyla Zemherir gnlerinin Nevruz gnleri gibi glmeye
balamas... Ve maarif dairesinin yanmas kll bir tokattr.
* * *
[Tebrik ve ferin ile mukabele edilecek bir hale, itiraz nazaryla
baklmaz.]
Bu defa bana mahkemede sorduklar ok manasz sualler
iinde "Ne ile yayorsun?" dediler. Dedim ki: ktisad bereketiyle. Bir
vakit Isparta'da bir Ramazanda bir ekmek, bir kilo torba yourdu, bir
kilo pirin ile yaayan bir adam, maiet iin dnyaya tenezzl





--- sh:(:444) ----
etmez ve hediyeyi de kabul etmee mecbur olmaz dedim.
* * *
[Zbeyr'in mahkemede okuduu mdafaas gibi, parlak
medhiyesi inallah onlar takdir ve tahsine sevketmi ki,
taaccble kararnamede yazmlar.]
Zbeyr Gndzalp'n daktilo ile yazd "Genliimiz, hak ve
hakikat reten malmat ve en yksek ahlk istiyor." adl bir
formasnda, onuncu sahifede: Risale-i Nur yirminci asrn
mslmanlarn ve btn insanlar koyu fikir karanlndan kurtarmak
iin mellifinin kendi ihtiyaryla deil, byk yaratcmzn ihtaryla
yazlm bir aheserdir.
Onikinci sahifede: Risale-i Nur'a hizmet eden birisine denilse:
Risale-i Nur yerine u kitablar kopya et de, Ford'un servetini sana
vereyim. O, Risale-i Nur satrlarndan kaleminin ucunu bile
kaldrmadan yle cevab verir: "Dnya servet ve saltanatnn hepsini
verseniz kabul etmem."
Onbeinci sahifede: "Drst fikirli yazarlara ballmzn
derecesi yz ise, Bedizzaman gibi dnya ve hiretimize rehberlik
eden byk bir ahsiyete bir kentrilyondur, sonsuzdur."
Onikinci sahifede: "Risale-i Nur'un ahs- manevsi, asrn
itima ve ruh ve din hastalklarn tehis etmi ve mzminlemi
itima illetleri tedavi edecek ekilde Kur'an- Hakm'in hakikatlarn
lah bir emirle, bu zamanda yaayan btn insanlara arz etmitir."
Krkdrdnc sahifede: "Bedizzaman, bu risaleleri bir sene
okuyan bu zamann mhim bir limi olabilir demitir. Evet, yledir."
Ellidrdnc sahifede: "Risale-i Nur okuyan hkimlerin
isabetsiz karar verdikleri grlmyor." denilmektedir.
* * *
[Bu gelen para tam lehimde ve ayn- hakikat iken, kararnamede
su mevzular iine konulmamal idi.]
Ahmed Feyzi'nin eserinin bir ksmn ta'dil ettiini fakat bir
ksmnn da aceleye geldiinden ta'dil edemeden gnderdiini, "Dine
ve terbiye-i Muhammediyeye (A.S.M.) zehir diyen Saraolu'nu
brakp,




--- sh:(:445) ----
hakikat- Kur'aniyeyi gne gibi gsteren Siracnnur ile mnakaa
etmek, onun msaderesine yardm etmek demek olduunu beyan
ediyoruz." denilmektedir.
Mahkemeye tarihsiz ibraz ettii bir mdafaasnda neticeten:
Kendisinin ve akirdlerinin siyasetle itigal etmediklerini, tecavz
olarak gsterilen yazlarn mahrem olduklarn, vicdan ve tefekkr
hrriyeti mevcud olduunu, bunlarn baz kanunlar tenkid
mahiyetinde de grnse su tekil etmeyeceini, ele alnan birok
risalelerin eskiden yazlm olduunu, bilirkii tedkikatndan geerek
zararsz bulunduklarnn tesbit olunduunu, evvelce de Eskiehir
Mahkemesinde bunlardan dolay mahkmiyet karar verildii gibi,
Denizli mahkemesinde de beraet ettiklerini, artk bir daha ayn sutan
dolay mahkeme edilmelerinin doru olmadn kendisinin ve gerekse
Nur akirdlerinin imdiye kadar asayii bozacak hareketlerde
bulunmadklarn, Beinci ua'da isim tasrih etmemesine ve
maksadnn sadece ihbardan ibaret olmasna gre bunlarn da bir su
tekil etmeyeceini ileri srerek savunmutur.
Bu nmunelere daha kyas edilsin...
Said Nurs
* * *


















--- sh:(:446) ----
Temyiz Mahkemesi Riyasetine
Afyon Mahkemesinden hakkmzda sadr olan haksz hkmn
temyizen bozulmas zerine yaplan durumamzda beni yine
konuturmadlar. Hakkmzda nc bir iddetli iddianameyi bize
dinlettirdiler. Hem yanma kimseyi brakmadlar ki, gelsin yazyla
bana yardm etsin. Yazm noksan olmakla beraber hasta halimle
beraber yazdm bu ekvam bu zamanda hakkmda iki defa tam
adalet eden makamnza bir layiha-i temyizim olarak takdim
ediyorum.
..-,....
[Hairdeki mahkeme-i kbraya bir arzuhaldir ve dergh-
lahiyeye bir ekvadr. Ve bu zamanda Mahkeme-i Temyiz ve
istikbaldeki nesl-i ti ve dr-l fnunlarn mnevver muallim ve
talebeleri dahi dinlesinler. te bu yirmi senede yzer ikenceli
musibetlerden (on tanesini) dil Hkim-i Zlcelal'in dergh- adaletine
mtekiyane takdim ediyorum.]
Birincisi: Ben kusurlarmla beraber bu milletin saadetine ve
imannn kurtulmasna hayatm vakfettim. Ve milyonlarla kahraman
balarn feda olduklar bir hakikata, yani Kur'an hakikatna benim
bam dahi feda olsun diye btn kuvvetimle Risale-i Nur'la altm.
Btn zalimane taziblere kar tevfik-i lah ile dayandm, geri
ekilmedim.
Ezcmle: Bu Afyon hapsimde ve mahkememde bama gelen
ok gaddarane muamelelerden birisi: defa ve her defasnda iki
saate yakn aleyhimizde garazkrane ve mfteriyane
ittihamnamelerini, bana ve adaletten teselli bekleyen masum Nur
talebelerine cebren dinlettirdikleri halde, ok rica ettim be-on dakika
bana msaade ediniz ki, hukukumuzu mdafaa edeyim. Bir-iki
dakikadan fazla izin vermediler.








--- sh:(:447) ----
Ben yirmi ay tecrid-i mutlakta durdurulduum halde yalnz -
drt saat bir-iki arkadama izin verildi. Mdafaatmn yazsnda az bir
para yardmlar oldu. Sonra onlar da men'edildi. Pek gaddarane
muameleler iinde cezalandrdlar. Mddenin bin dereden su
toplamak nev'inden ve yanl mana vermekle ve iftiralar ve yalan
isnadlarla garazkrane ve onbe sahifesinde seksenbir hatasn isbat
ettiim aleyhimizdeki ithamnamelerini dinlemee bizi mecbur ettiler.
Beni konuturmadlar. Eer konutursalard diyecektim:
Hem dininizi inkr, hem ecdadnz dalaletle tahkir eden ve
Peygamberinizi (A.S.M.) ve Kur'annzn kanunlarn reddedip kabul
etmeyen yahudi ve nasrani ve mecusilere, hususan imdi bolevizm
perdesi altndaki anarist ve mrted ve mnafklara hrriyet-i vicdan,
hrriyet-i fikir bahanesiyle ilimediiniz halde ve ngiliz gibi
hristiyanlkta mutaassb, cebbar bir hkmetin daire-i mlknde ve
hkimiyetinde, milyonlarla mslmanlar her vakit Kur'an dersleriyle
ngiliz'in btn btl akidelerini ve kfr dsturlarn reddettikleri
halde onlara mahkemeleriyle ilimedii ve her hkmette bulunan
muhalifler alenen fikirlerinin nerinde, o hkmetlerin mahkemeleri
ilimedii halde, benim krk senelik hayatm ve yzotuz kitabm ve
en mahrem risale ve mektublarm, hem Isparta hkmeti, hem
Denizli Mahkemesi, hem Ankara Ceza Mahkemesi, hem Diyanet
Riyaseti, hem iki defa belki defa Mahkeme-i Temyiz tam tedkik
ettikleri ve onlarn ellerinde iki- sene Risale-i Nur'un mahrem ve
gayr- mahrem btn nshalar kald ve bir kk cezay cab
edecek birtek maddeyi gstermedikleri, hem bu derece za'fiyetim ve
mazlumiyetim ve malubiyetim ve ar erait ile beraber ikiyz bin
hakik ve fedakr akirdlere vatan ve millet ve asayi menfaatinde en
kuvvetli ve salam ve hakikatl bir rehber olarak kendini gsteren
Risale-i Nur'un elinizdeki mecmualar ve drtyz sahife mdafaatmz
masumiyetimizi isbat ettikleri halde, hangi kanun ile, hangi vicdan ile,
hangi maslahat ile, hangi su ile bizi ar ceza ve pek ar ihanetler ve
tecridlerle mahkm ediyorsunuz? Elbette mahkeme-i kbra-i hairde
sizden sorulacak.
kincisi: Beni cezalandrmaa gsterdikleri bir sebeb: Benim
tesettr, irsiyet, zikrullah, taaddd- zevcat hakknda Kur'ann gayet
sarih yetlerine, medeniyetin itirazlarna kar onlar susturacak
tefsirimdir.


--- sh:(:448) ----
Onbe sene evvel Eskiehir Mahkemesine ve Ankara'ya
Mahkeme-i Temyiz'e ve tashihe yazdm -ve aleyhimdeki
kararnamede yazdklar- bu gelen fkray: Hem hairde mahkeme-i
kbraya bir ekva hem istikbalde mnevver ehl-i maarif heyetine bir
ikaz, hem iki defa beraetimizde insaf ve adaletle feryadmz dinleyen
Mahkeme-i Temyiz'e Elhccetzzehra ile beraber bir nevi lyiha-i
temyiz, hem beni konuturmayan ve seksen hatasn isbat ettiimiz
garazkrane ittihamname ile beni iki sene ar ceza ve tecrid-i mutlak
ve iki sene baka yere nefy ve gz nezareti hapsiyle mahkm eden
heyete aynen o fkray tekrar ediyorum:
te ben de adliyenin mahkemesine derim ki: Binyzelli
senede ve her asrda yzelli milyon mslmanlarn hayat-
itimaiyesinde kuds ve hakik bir dstur-u lahyi yzelli bin
tefsirin tasdiklerine ve ittifaklarna istinaden ve binyz senede
gemi ecdadmzn itikadlarna iktidaen tefsir eden bir adam
mahkm eden haksz bir karar, elbette ry-i zeminde adalet varsa, o
karar red ve bu hkm nakzedecektir diye baryorum. Bu asrn
sar kulaklar dahi iitsin! Acaba bu zamann baz ilcaatnn
iktizasyla muvakkaten kabul edilen bir ksm ecnebi kanunlarn
fikren ve ilmen kabul etmeyen ve siyaseti brakan ve hayat-
itimaiyeden ekilen bir adam, o ytn tefsirleriyle sulu yapmakla,
slmiyeti inkr ve dindar ve kahraman bir milyar ecdadmza ihanet
ve milyonlarla tefsirleri itham kmaz m?
ncs: Mahkmiyetime gsterdikleri bir sebeb; emniyeti
ihll ve asayii bozmaktr. Pek uzak bir ihtimal ve yzde belki binde
bir imkn ile hatt uzak imknat vukuat yerinde koyup, baz mahrem
risale ve husus mektublardan Risale-i Nur'un yzbin kelime ve
cmlelerinden krk-elli kelimesine yanl mana vererek bir sened
gsterip bizi ittiham ve cezalandrmak istiyorlar.
Ben de bu otuz-krk senelik hayatm bilenleri ve Nur'un binler
has akirdlerini ihad ederek derim: stanbul'u igal eden ngilizlerin
ba kumandan, slm iinde ihtilaf atp hatt eyhlislm ve bir ksm
hocalar kandrp birbiri aleyhine sevk ederek itilaf, ittihad
frkalarn birbiriyle uratrmasyla Yunan'n galebesine ve harekt-
milliyenin malubiyetine zemin hazrlad bir srada, ngiliz ve
Yunan aleyhinde "Hutuvat- Sitte" eserimi Eref Edib'in gayretiyle

--- sh:(:449) ----
tab' ve neretmek ile o kumandann dehetli plnn kran ve onun
i'dam tehdidine kar geri ekilmeyen ve Ankara reisleri o hizmeti iin
onu ardklar halde Ankara'ya kamayan ve esarette Rus'un ba
kumandannn i'dam kararna ehemmiyet vermeyen ve 31 Mart
hdisesinde sekiz taburu bir nutukla itaate getiren ve Divan- Harb-i
rf'de, mahkemedeki paalarn "Sen de mrtecisin, eriat istemisin"
diye suallerine kar, i'dama be para kymet vermeyip, cevaben: Eer
merutiyet bir frkann istibdadndan ibaret ise, btn cinn ve ins ahid
olsun ki; ben mrteciyim ve eriatn birtek mes'elesine ruhumu feda
etmee hazrm diyen ve o byk zabitleri hayretle takdire sevkedip,
i'damn beklerken beraetine karar verdikleri ve tahliye olup dnerken,
onlara teekkr etmeyerek: "Zalimler iin yaasn Cehennem" diye
yolda baran ve Ankara'da divan- riyasette -Afyon Kararnamesinin
yazd gibi- Mustafa Kemal hiddetle ona dedi: "Biz seni buraya
ardk ki, bize yksek fikirler beyan edesin. Sen geldin namaza dair
eyler yazdn, iimize ihtilaf verdin." Ona kar: "mandan sonra en
yksek namazdr. Namaz klmayan haindir, hainin hkm
merduddur." diye krk-elli meb'usun huzurunda syleyen ve o dehetli
kumandan ona bir nevi tarziye verip hiddetini geri aldran ve alt
vilayet zabtasnca ve hkmete asayiin ihlline dair birtek maddesi
kaydedilmeyen ve yzbinlerle Nur akirdlerinin hibir vukuat
grlmeyen (yalnz bir kk talebenin, hakl bir mdafaada kk bir
vukuatndan baka) hi bir akirdinden bir cinayet iitilmeyen ve
hangi hapse girmi ise o mahpuslar slah eden ve Risale-i Nur'dan
yzbinler nsha memlekette intiar etmekle beraber, menfaattan baka
hi bir zarar olmadklarn yirmi senelik hayatnn ve hkmet
ve mahkemelerin beraetler vermelerinin ve Nur'un kymetini bilen
yzbin akirdlerinin kavlen ve fiilen tasdiklerinin ehadetiyle isbat
eden ve mnzevi, mcerred, garib, ihtiyar, fakir ve kendini kabir
kapsnda gren ve btn kuvvet ve kanaatyla fni eyleri brakp eski
kusuratna bir keffaret ve hayat- bkiyesine bir medar arayan ve
dnyann rtbelerine hi ehemmiyet vermeyen ve iddet-i efkatinden
masumlara, ihtiyarlara zarar gelmemek iin kendisine zulm ve tazib
edenlere beddua etmeyen bir adam hakknda: "Bu ihtiyar mnzevi
asayii bozar, emniyeti ihll eder ve maksad dnya entrikalardr ve
muhabereleri dnya iindir, yle ise suludur" diyenler ve onu pek
ar erait altnda mahkm edenler; elbette yerden


--- sh:(:450) ----
ge kadar suludurlar. Mahkeme-i kbrada hesabn verecekler!
Acaba bir nutuk ile, isyan eden sekiz taburu itaate getiren ve
krk sene evvel bir makalesiyle binler adam kendine taraftar yapan ve
mezkr dehetli kumandanlara kar korkmayan ve dalkavukluk
yapmayan ve mahkemelerde, bamdaki salarm adedince balarm
bulunsa ve her gn biri kesilse, zndkaya ve dalalete teslim-i silh
edip vatan ve millet ve slmiyete hyanet etmem, hakikat- Kur'ana
feda olan bu bam zalimlere emem diyen ve Emirda'nda be-on
hiret kardei ve -drt hizmetilerden baka kimse ile alkadar
olmayan bir adam hakknda, ittihamnamede: "Bu Said Emirda'nda
gizli alm, asayie zarar vermek fikriyle orada bir ksm halklar
zehirlemi, yirmi adam da etrafta onu medhedip husus mektublar
yazdklar gsteriyor ki, o adam inklab ve hkmet aleyhinde gizli bir
siyaset eviriyor." diyerek emsalsiz bir adavet ve ihanetlerle iki sene
hapse sokmak ve hapiste tecrid-i mutlak ile ve mahkemede
konuturmamakla tazib edenler ne derece haktan ve adaletten ve
insaftan uzak dtklerini vicdanlarna havale ediyorum.
Hi mmkn mdr ki, byle haddinden yz derece ziyade
tevecch- mmeye mazhar ve bir nutuk ile binler adam itaate getiren
ve bir makaleyle binlerle insanlar ttihad- Muhammediye
Cem'iyetine iltihak ettiren ve Ayasofya Cmiinde elli bin adama takdir
ile nutkunu dinlettiren bir adam, sene Emirda'nda alsn, yalnz
be-on adam kandrsn ve hiret iini brakp siyaset entrikalar ile
urasn. Yakn olduu kabrine nurlar yerine lzumsuz zulmetler
doldursun. Hi kabil midir? Elbette eytan dahi bunu kimseye kabul
ettiremez.
Drdncs: apka giymediimi mahkmiyetime
ehemmiyetli bir sebeb gstermeleridir. Beni konuturmadlar. Yoksa
beni cezalandrmaa alanlara diyecektim ki: ay Kastamonu'da
polisler ve komiser karakolunda misafir kaldm. Hibir vakit bana
demediler: "apkay bana koy." Ve mahkemede apkay bama
koymadm ve bam mahkemede amadm halde bana
ilimedikleri ve yirmi sene baz dinsiz zalimlerin o bahane ile bana
gayr- resm ok skntl ve ar bir nevi ceza ektirdikleri ve ocuklar
ve kadnlar ve ekseri kyller ve dairelerde memurlar ve


--- sh:(:451) ----
bere giyenler apka giymee mecbur olmadklar ve hi bir madd
maslahat giymesinde bulunmad halde, benim gibi bir mnzevi,
btn mtehidlerin ve umum eyhlislmlarn yasak ettikleri bir
serpuu giymediim bahanesiyle ve uydurmalar ilvesiyle yirmi sene
cezasn ektiim ve libasa ait, manasz bir detle tekrar beni
cezalandrmaa alan ve arda, ramazanda, gndzde rak iip
namaz klmayanlar hrriyet-i ahsiye var diye, kendine kyas edip
ilimedii halde, bu derece iddet ve tekrarla ve srarla beni kyafetim
iin sulandrmaa alan; elbette lmn i'dam- ebedsini ve kabrin
daim haps-i mnferidini grdkten sonra mahkeme-i kbrada ondan
bu hatas sorulacak.
Beincisi: Otuz yt- Kur'aniyenin tahsinkrane iaretine
mazhariyeti ve mam- Ali (Kerremallah Vecheh) ve Gavs- A'zam
(Kuddise Srruhu) gibi evliyann takdirlerini ve yzbin ehl-i imann
tasdiklerini ve yirmi senede millete, vatana zararsz pekok menfaatli
bir mertebeyi kazandran Risale-i Nur'u, sinek kanad gibi bahanelerle,
baz risalelerinin msaderesine hatt drtyz sahife ve yzbin adamn
imanlarn kurtaran ve kuvvetlendiren "Zlfikar Mu'cizat- Ahmediye"
mecmuasn, eskiden yazlm ve mrur-u zaman ve af kanunlar
grm iki yetin tam hakl tefsirine dair iki sahifeyi bahane ederek, o
pekok menfaatli ve kymetdar mecmuann msaderesine sebeb
olduklar gibi, imdi de Nur'un kymetdar risalelerini, herbirisinde bin
kelime iinde bir-iki kelimeye yanl mana vermekle, o bin menfaatli
risalenin msaderesine alldn, bu nc iddianameyi iiten ve
nerettiimiz kararnameyi gren tasdik eder. Biz dahi:
_,!,-.,.!..,.-;-,,!..,.!..,,.._:!
deriz.
Altncs: Nur'un akirdlerinden bazlarnn Nurlardan
fevkalde iman hccetlerini ve sarslmaz, aynelyakn ulm-u
imaniyeyi grp istifade ettiklerinden, bu bare tercmanna bir nevi
tevik ve tebrik ve takdir ve teekkr nev'inde, ziyade hsn- zan ile
mfritane medhetmeleri ile beni sulu gsterene derim: Ben ciz, zaf,
gurbette, menf, yarm mmi, aleyhimde propaganda ile halk benden
rktmek haleti iinde Kur'ann illarndan ve iman ve




--- sh:(:452) ----
kuds hakikatlarndan dertlerime tam derman olarak kendime
bulduum zaman, bu millete ve bu vatan evldlarna dahi tam bir il
olacana kanaat getirdiim iin o kymetdar hakikatlar kaleme
aldm. Hattm pek noksan olmasndan yardmclara pekok muhta
iken, inayet-i lahiye bana sadk, has, metin yardmclar verdi.
Elbette ben onlarn hsn- zanlarn ve samimane medihlerini
btn btn reddetmek ve hatrlarn tekdir ile krmak, o hazine-i
Kur'aniyeden alnan Nurlara bir ihanet ve adavet hkmne geer. Ve o
elmas kalemli ve kahraman kalbli muavinleri karacak diye onlarn
di, mflis ahsma kar medh senalarn, asl mal sahibi ve bir
manev mu'cize-i Kur'aniye olan Risale-i Nur'a ve has akirdlerinin
ahsiyet-i maneviyesine eviriyordum. Benim haddimden yz derece
ziyade hisse veriyorsunuz diye, bir cihette hatrlarn kryordum.
Acaba hi bir kanun, mstenkif ve raz olmayan bir adam bakalarn
onu medhetmesiyle sulu yapar m ki, kanun namna hareket eden
resm memur beni sulu yapyor?
Hem nerettiimiz aleyhimizde yazlan kararnamenin
ellidrdnc sahifesinde "hirzamann o byk ahs neslen l-i
Beyt'ten olacak. Biz Nur akirdleri, ancak manev l-i Beyt'ten
saylabiliriz. Hem Nur'un mesleinde hi bir cihette benlik, ahsiyet
ve ahs makamlar arzu etmek, an eref kazanmak olmaz. Nur'daki
ihlas bozmamak iin, uhrev makamat dahi bana verilse, brakmaa
kendimi mecbur bilirim." denmektedir diye kararnamede yazdklar...
Ve yine kararnamede yirmiikinci ve nc sahifesinde
"Kusurunu bilmek, fakr u aczini anlamak, tezelll ile dergh- lahye
iltica etmek ki; o ahsiyetle kendimi herkesten ziyade bare, ciz,
kusurlu gryorum. O halde, btn halk beni medh sena etse, beni
inandramazlar ki iyiyim, sahib-i kemalim. Sizi btn btn
karmamak iin nc hakik ahsiyetimin gizli ok fenalklarn ve
s'-i hallerini sylemeyeceim. Cenab- Hak inayetiyle en edna bir
nefer gibi, bu ahsm esrar- Kur'aniyede istihdam ediyor. Yzbin
kr olsun. Nefis cmleden edna, vazife cmleden a'l." fkrasn,
kararname yazd halde, beni baka ztlarn medhiyle ve Risale-i Nur
manasyla byk bir hidayet edici vasfn vermekle beni sulu
yapanlar, elbette bu hatann cezasn dehetli ekmee mstehak
olurlar.


--- sh:(:453) ----
Yedincisi: Biz ve umum Nur Risaleleri, Denizli ve Ankara
Ar Cezalarnn ve Temyiz Mahkemelerinin ittifakyla beraet
ettiimiz ve umum risale ve mektublarmz bize iade ettikleri ve
Temyiz'in bozma kararnda "Denizli beraetinde, faraza bir hata dahi
olsa, o beraet ve hkm kat'iyyet kesbetmi, daha tekrar muhakeme
edilmez." dedikleri halde; ben Emirda'nda sene mnzevi ve iki-
terzi ra nbetle bana hizmet ve pek ndir olarak be-on dakika baz
dindar ztlardan baka zaruret olmadan konumayan ve tek bir yere
Nurlara tevik iin haftada birtek mektubdan baka gndermeyen ve
kendi mft kardeine senede mektubdan baka yazmayan ve
yirmi-otuz seneden beri devam eden te'lifini brakan, yalnz btn ehl-
i Kur'an ve imana menfaatli yirmi sahifelik iki nkte, biri Kur'andaki
tekrarlarn hikmetini, dieri melekler hakknda baz mes'elelerden
baka hibir risale daha te'lif etmeyen, yalnz mahkemelerin iade
ettikleri risalelerin byk mecmualar yaplmasna ve eski harf ile
tab'edilen yet-l Kbra'nn beyz nshas mahkeme tarafndan bize
teslim edildiinden ve teksir makinesi resmen yasak olmadndan,
lem-i slm'n istifadesi fikriyle kardelerime ner iin teksirine izin
vererek onlarn tashihleri ile megul olan ve kat'iyyen hi bir siyasetle
alkadar olmayan ve memleketine gitmek iin resmen izin verildii
halde, btn menflere muhalif olarak dnyaya ve siyasete
karmamak iin skntl bir gurbeti kabul edip memleketine gitmeyen
bir adam hakknda, bu nc ittihamnamedeki aslsz isnadlar ve
yalan bahisler ve yanl manalar ile o adam sulu yapmaa alanda
-imdilik sylemeyeceim- dehetli iki mana hkmettiini, bu yirmi
ayda bana kar muamelesi isbat ediyor. Ben de derim: Kabir ve sakar
yeter, mahkeme-i kbraya havale ediyorum.
Sekizincisi: Beinci ua, iki sene Denizli ve Ankara
Mahkemelerinin ellerinde kalp sonra bize iade ettiklerinden, Denizli
Mahkemesinde beraetimizi netice veren mdafaatmla beraber
Siracnnur ismindeki byk mecmuann hirinde yazlm. Geri
evvelce mahrem tutuyorduk, fakat madem mahkemeler onu tehir edip
beraetle bize iade ettiler. Demek bir zarar yoktur diye teksirine izin
verdim. Ve o Beinci ua'n asl, otuz-krk sene evvel yazlm
mteabih hadslerdir, fakat mmette eskiden beri intiar eden bir
ksmna geri baz ehl-i hads bir za'fiyet isnad etmiler, fakat zahir



--- sh:(:454) ----
manalar medar- itiraz olmasndan, srf ehl-i iman bhelerden
kurtarmak iin yazld halde, bir zaman sonra onun hrika
tevillerinin bir ksm gzlere grnd iin biz onu mahrem tuttuk; t
yanl mana verilmesin. Sonra mteaddid mahkemeler onu tedkik edip
tehirine sebeb olmakla beraber, bize iade ettikleri halde, imdi beni
tekrar onunla sulu yapmak ne kadar adaletten, haktan, insaftan uzak
olduunu, bizi kanaat- vicdaniye ile mahkm edenlerin vicdanlarna
ve onlar dahi mahkeme-i kbraya havale ederek "Hasbnallah ve
ni'melvekil" deriz.
Dokuzuncusu: ok mhimdir. Fakat bizi mahkm edenlerin,
Risale-i Nur'u mtalaalarnn hatr iin, onlar kzdrmamak fikriyle
yazmadm.
Onuncusu: Kuvvetli ve ehemmiyetlidir. Fakat yine onlar
kstrmemek niyetiyle imdilik yazmadm.
Tecrid-i mutlakta mevkuf
Said Nurs





















--- sh:(:455) ----
[Onbe sene evvel Eskiehir Mahkemesinde, Heyet-i Vekile'ye
yazlan arzuhalin bir parasdr. (Hasiye)]
Ey ehl-i hall akd!
Dnyada emsali ndir bulunan bir hakszla giriftar edildim.
Bu hakszla kar skt etmek, hakka kar bir hrmetsizlik
olduundan bilmecburiye gayet ehemmiyetli bir hakikat f etmee
mecburum. Diyorum ki: Ya benim i'damm ve yzbir sene cezay
istilzam edecek kusurumu kanun dairesinde gsteriniz veyahut btn
btn divane olduumu isbat ediniz; veyahut benim ve risalelerimin
ve dostlarmn tam serbestiyetimizi verip zarar ve ziyanmz
msebbiblerinden alnz.
Evet herbir hkmetin bir kanunu, bir usl var. O kanuna
gre ceza verilir. Hkmet-i Cumhuriyenin kanunlarnda, beni ve
dostlarm en ar bir cezaya mstehak edecek esbab bulunmazsa,
elbette takdir ve mkfat ve tarziye ile beraber tam hrriyetimizi
vermek lzm gelir. nki meydandaki gayet ehemmiyetli hizmet-i
Kur'aniyem eer hkmetin aleyhinde olsa, byle bir senelik bana
ceza ve birka dostuma altar ay mahkmiyetle olamaz. Belki yzbir
sene ve i'dam gibi bana ceza ve en ar cezalar da, benim ile cidd
hizmetime irtibat edenlere vermek lzm gelir. Eer hizmetimiz
hkmetin aleyhinde olmazsa, o vakit deil ceza, hapis, ittiham belki
takdir ve mkfatla karlanmak lzm gelir. nki bir hizmet ki,
yzyirmi risale o hizmetin tercmanlar olmu ve o hizmetle koca
Avrupa feylesoflarna meydan okuyup esaslar zr zeber edilmi.
Elbette o tesirli hizmet, ya dhilde gayet mdhi bir netice
verir veyahut gayet nfi' ve yksek ve ilm bir semere verecek. Onun
iin gz boyamak nev'inde ve efkr- mmeyi aldatmak tarznda ve
hakkmzda zalimlerin entrikalarn, yalanlarn setretmek suretinde
ocuk oyunca gibi, bana bir sene ceza verilmez. Benim emsalim

(Haiye): Madem onbe sene evvel ayn mes'ele iin bu istida Heyet-i
Vekile'ye yazlm. imdi tekrar ayn mes'ele iin aynn tekraren alkadar
makamata vermee mecbur oldum.






--- sh:(:456) ----
ya i'dam olur, daraacna mftehirane karlar veyahut lyk olduu
makamda serbest kalrlar.
Evet binler lira kymetinde elmaslar alabilen mahir bir hrsz,
on kuruluk bir cam parasna hrszlk etmekle, elmas alm gibi
ayn cezaya kendini mahkm etmek; dnyada hi bir hrszn belki
hibir zuurun kr deildir. Byle bir hrsz kurnaz olur, byle
nihayet derecede eblehane hareket etmez.
Ey efendiler! Haydi vehminiz gibi ben o hrsz gibi oldum. Ben
Isparta nahiyelerinden perian bir kyde dokuz sene inzivada bulunan
ve imdi benimle beraber gayet hafif bir cezaya mahkm olan safdil
be-on barelerin fikirlerini hkmet aleyhine evirmekle kendini ve
gaye-i hayat olan risalelerini tehlikeye atmaktan ise, eski zamanda
olduu gibi Ankara'da veya stanbul'da byk bir memuriyette oturup
binler adam takib ettiim maksada evirebilirdim. O vakit byle
zelilane mahkmiyet deil belki mesleime ve hizmetime mnasib bir
izzet ile dnyaya karabilirdim.
Evet fahr ve temeddh niyetiyle deil belki mecburiyet ve
mahcubiyetle hodfruane eski bir ksm riyakrlm hatrlatmakla
beni ehemmiyetsiz, vcudundan istifade edilmez, di mertebeye sukut
ettirmek isteyenlerin yanllarn gstermek iin derim:
ki Mekteb-i Musibet ehadetnamesi namndaki matbu' eski
mdafaatm grenlerin tasdikiyle; 31 Mart hdisesinde, bir nutuk ile,
isyan etmi sekiz taburu itaate getiren ve bir zaman gazetelerin
yazdklar gibi, stiklal Harbinde Hutuvat- Sitte namnda bir makale
ile stanbul'daki efkr- lemay ngiliz aleyhine evirip harekt-
milliye lehinde ehemmiyetli hizmet eden ve Ayasofya'da binler adama
nutkunu dinlettiren ve Ankara'daki Meclis-i Meb'usann iddetli
alklamasyla karlanan ve yzelli bin banknot -yzaltm
meb'usun imzasyla- medrese ve dr-l fnununa tahsisat kabul
ettiren ve reis-i cumhurun hiddetine kar divan- riyasette kemal-i
metanetle ftur getirmeyerek mukabele edip namaza davet eden ve
Dr-l Hikmet-il slmiye'de hkmet-i ttihadiyenin ittifakyla
hikmet-i slmiyeyi Avrupa hkemasna tesirli bir surette kabul
ettirmek vazifesine lyk grnen ve cephe-i harbde yazd ve imdi
msadere edilen arat-l 'caz, o zamann ba kumandan olan Enver
Paa'ya o derece kymetdar grnm ki, kimseye yapmad bir
hrmetle

--- sh:(:457) ----
istikbaline kotuu o yadigr- harbin hayrna, erefine hissedar olmak
fikriyle, arat-l 'caz'n tab' iin kdn vererek mellifinin
harbdeki mcahedat takdirkrane yd edilen bir adam; byle di bir
beygir hrsz veyahut kz karc ve bir yankesici gibi en aa bir
cinayetle kendini bulatrp izzet-i ilmiyesini ve kudsiyet-i hizmetini
ve kymetdar binler dostlarn rezil edip sukut edemez ki, siz onu bir
senelik ceza ile mahkm edip di bir kei, koyun hrsz gibi muamele
edesiniz... Ve sebebsiz on sene skntl bir tarassud ile tazib ettikten
sonra imdi de bir sene hapis ile beraber bir sene de nezaret altnda
tutmak suretiyle, (padiahn tahakkmn kaldramad halde)
garazkr bir hafiyenin veya di bir polisin tahakkm altnda azab
vermekten ise, i'dam edilmesini daha evl grr. Eer byle bir adam
dnyaya karsa idi ve karmaa arzusu olsa idi ve hizmet-i kudsiyesi
msaade etse idi, Menemen hdisesinin ve eyh Said vakasnn onar
misli olacak bir tarzda karrd. Dnyaya iittirecek bir top sads, bir
sinek sadsna inmeyecekti.
Evet hkmet-i cumhuriyenin nazar- dikkatine arz ediyorum
ki; beni bu belaya sevkeden gizli komitenin yapt tedabir ve ettii
propaganda ve entrikalar bu hali gsteriyor. nki hi bir hdisede
grlmemi bir tarzda umum bir propaganda, bir entrika ve bir dehet
aleyhimize dndne delil udur ki: Alt aydr yzbin dostum varken
hibiri bana bir mektub yazamad, bir selm gnderemedi. Hkmeti
ifale alan entrikaclarn ihbaratyla, vilayat- arkyeden t vilayat-
garbiyeye kadar her yerde istintaklar, taharriyatlar devam ettiidir.
te bu entrikaclarn evirdikleri pln, benim gibi binler adam
en ar cezaya arpacak bir hdiseye gre tertib edilmi. Halbuki, en
di bir adamn en di bir hrszl gibi bir hdiseyi andracak bir ceza
vaziyetini netice verdi. Yzonbe adamdan onbe masumlara be-alt
ay ceza verildi. Acaba dnyada hi bir zakl, elinde gayet keskin
elmas bir kln bulunsa, mdhi bir arslann veya bir ejderhann
kuyruuna hafife ilitirip kendine musallat eder mi? Eer maksad
tahaffuz veyahut dmek ise, klnc baka yere havale eder.
te sizin nazarnzda ve vehminizde beni o adam gibi telakki
etmisiniz ki, beni bu tarzda cezaya ve mahkmiyete arptnz. Eer
bu derece hilaf- uur ve muhalif-i akl hareket ediyorsam, koca
memlekete dehet verip propaganda ile efkr- mmeyi aleyhime
evirmek

--- sh:(:458) ----
deil, belki di bir divane gibi tmarhaneye gnderilmem lzm gelir.
Eer verdiiniz ehemmiyete mukabil bir adam isem, elbette arslan
kendine saldrtmak ve ejderhay kendine hcum ettirmek iin, o
keskin klnc onlarn kuyruklarna uzatmaz, belki mmkn olduu
kadar kendini muhafaza edecek. Naslki on sene ihtiyar bir inzivay
ihtiyar edip tkat- beerin fevkinde skntlara tahamml ederek
hkmetin iine hibir cihetle karmadm ve karmak arzu etmedim.
nki hizmet-i kudsiyem beni men'ediyor.
Ey ehl-i hall akd! Acaba hi mmkn mdr ki; yirmibe
sene evvel gazetelerin yazd gibi, bir makale ile otuz bin adam
kendi fikrine eviren ve koca Hareket Ordusu'nun nazar- dikkatini
kendine dndren ve ngiliz bapapaznn altyz kelime ile istedii
suallerine alt kelime ile cevab veren ve bidayet-i hrriyette en mehur
bir diplomat gibi nutuk syleyen bir adamn yzyirmi risalesinde
dnyaya, siyasete bakacak yalnz onbe kelime mi bulunur? Hi bir
akl kabul eder mi ki; bu adam siyaseti takib ediyor ve maksad
dnyadr ve hkmete ilimektir. Eer fikri, siyaset ve hkmete
ilimek olsa idi, byle bir adam birtek risalesinde sarihan, iareten,
yz yerde maksadn ihsas edecekti. Acaba o adamn maksad
siyasete tenkid olsa idi, yalnz tesettr ve irsiyete dair eski zamandan
beri cri bir-iki dsturdan baka medar- tenkid bulamaz m idi?
Evet koca bir inklab yapan bir hkmetin rejimine muhalif
bir fikr-i siyaseti takib eden bir adam, bir-iki malm maddeler deil,
yzbinler madde-i tenkid bulabilirdi. Gya hkmet-i cumhuriyenin
yalnz inklab bir-iki kk mes'eledir. Ben de onu hi bir tenkid
maksadm olmad halde, eskiden yazdm bir-iki kitabmda
zikrettiim bir-iki kelime varm diye "Hkmetin rejimine ve
inklabna hcum ediyor" denilmi. te ben de soruyorum: Byle en
edna bir cezaya medar olamayan ilm bir maddeye koca bir memleketi
megul edip endie verecek bir ekil verilir mi?
te beni ve be-on dostlarm bu di ve ehemmiyetsiz cezaya
arpmak, umum memlekette aleyhimize bir iddetli propaganda ve
milleti korkutup bizden nefret ettirmek ve Dhiliye Nzr kr
Kaya, mhim bir kuvvetle Isparta'da birtek neferin grecei ii
grmek iin -yani beni tevkif etmek iin- Isparta'ya celbedilmesi ve
Heyet-i Vekile reisi smet, vilayat- arkyeye o mnasebetle gitmesi
ve iki


--- sh:(:459) ----
ay benim hapiste btn btn konumaktan men'edilmem ve bu
gurbette ve kimsesizlikte hi bir kimsenin halimi sormak ve selm
gndermesine meydan verilmemesi gsteriyor ki; da gibi bir aata
nohut gibi birtek meyve bulundurup manasz, hikmetsiz, kanunsuz bir
vaziyettir ki, deil hkmet-i cumhuriye gibi en ziyade kanunperest ve
kanun bir hkmet, belki hikmetle i grmek manasyla hkmet
nam verilen dnyada hi bir hkmetin ii olamaz.
Ben hukukumu kanun dairesinde istiyorum. Kanun namna
kanunsuzluk edenleri cinayetle ittiham ediyorum. Byle canilerin
keyiflerini elbette hkmet-i cumhuriyenin kanunlar reddeder ve
hukukumu iade eder midindeyim.
Said Nurs
* * *
























--- sh:(:460) ----
Risale-i Nur'un hakkaniyetine bir nmune
Tenbih
Ondokuz sene evvel te'lif edilen bu risaleyi (Hasiye) okuyan
ehl-i insaf ve mnevverlerin de vkf olup kat' kanaat getirecei
vecihle yzotuz kitabdan mteekkil olan Risale-i Nur Klliyatnn
umum eczalar, siyas ve dnyev maksadlardan r ve mberra olarak
tamamen iman ve uhrev bir ruh ve mahiyette te'lif edilmitir. Bu
zahir ve kat' hakikat da Eskiehir, Isparta, Denizli ve Afyon
Mahkemelerinin yapt uzun tahkikat ve gayet ince tedkikat teyid
etmitir. Bu itibarla yirmi aydan fazladr Afyon Mahkemesinde
mevkuf tutulan ve Mahkeme-i Temyizce hi bir eserde su mevzuu
tekil edecek en kk bir nokta bile gsterilmeyen ve yzbinlerle
kimselerin imann kurtaran ve okuyanlarn ve ehl-i ilmin ve lem-i
slm'n takdir ve tahsinine mazhar olan kitablarmzn umumunu iade
etmeleri hususunda alka ve yardmnz istiyoruz.
Afyon Mahkemesindeki kitablarn ksm- a'zam evvelce
tahliye olunan arkadalarmzdan alnm olup, onlar da
"Kitablarmz, sahibi olan stadmza verdik. Ona teslim olunsun."
diyerek bana havale etmilerdir. Bilhassa yaldzl ve tevafuk
mu'cizesiyle yazlan Kur'anmz manasz iki senedir msadere olunan
kitablar iinde, mahkemede brakmlar. Her eyden evvel Denizli ve
Ankara Mahkemelerinin bize iade ettikleri o kitablarmz ve
Kur'anmz abuk bize iade etmelerini bekliyoruz.
Said Nurs
* * *
(Haiye): Eskiehir ve Denizli Mahkemelerinden ka sene evvel te'lif edilen
bu Onaltnc Mektub, gya mahkemeyi grm gibi btn medar- itiraz
eyleri reddetmesi, inayet-i lahiyenin bir nevi ikram kerametine mazhar
olduunu zahir gsteriyor.










--- sh:(:461) ----
Onaltnc Mektub
,,-,!_.-,!.!,.
, :-. ,:!-.._..! ;_..!,,!,._.!
_,!,-.,.!..,.-!.,....,.,
u mektub ..,!;!;. srrna mazhar olmu, iddetli
yazlmam.
oklar tarafndan sarihan ve manen gelen bir suale
cevabdr.
(u cevab vermek benim iin ho deil, arzu etmiyorum. Her
ey'imi, Cenab- Hakk'n tevekklne balamtm. Fakat ben kendi halimde
ve lemimde rahat braklmadm ve yzm dnyaya evirdikleri iin,
Yeni Said deil, bilmecburiye Eski Said lisanyla, ahsm iin deil, belki
dostlarm ve Szlerimi ehl-i dnyann evham ve eziyetinden kurtarmak iin;
hakikat- hli hem dostlarma, hem ehl-i dnyaya ve ehl-i hkme beyan
etmek iin "Be Nokta"y beyan ediyorum.)
BRNC NOKTA: Denilmi: "Ne iin siyasetten ekildin?
Hi yanamyorsun?
Elcevab: Dokuz-on sene evveldeki Eski Said, bir mikdar
siyasete girdi. Belki siyaset vastasyla dine ve ilme hizmet edeceim
diye beyhude yoruldu.. ve grd ki; o yol mekuk ve mkiltl















--- sh:(:462)
ve bana nisbeten fuzuliyane, hem en lzumlu hizmete mani ve hatarl
bir yoldur. ou yalanclk ve bilmeyerek ecnebi parmana let
olmak ihtimali var. Hem siyasete giren, ya muvafk olur veya muhalif
olur. Eer muvafk olsa; madem memur ve meb'us deilim, o halde
siyasetilik bana fuzul ve malayani bir eydir. Bana ihtiya yok ki,
beyhude karaym. Eer muhalif siyasete girsem, ya fikirle veya
kuvvetle karacam. Eer fikirle olsa, bana ihtiya yok. nki
mesail tavazzuh etmi, herkes benim gibi bilir. Beyhude ene almak
manaszdr. Eer kuvvet ile ve hdise karmak ile muhalefet etsem,
husul mekuk bir maksad iin binler gnaha girmek ihtimali var.
Birinin yznden oklar belaya der. Hem on ihtimalden bir-iki
ihtimale binaen gnahlara girmek, masumlar gnaha atmak; vicdanm
kabul etmiyor diye Eski Said, sigara ile beraber gazeteleri ve siyaseti
ve sohbet-i dnyeviye-i siyasiyeyi terketti. Buna kat' ahid, o vakitten
beri sekiz senedir birtek gazete ne okudum ve ne dinledim.
Okuduumu ve dinlediimi, biri ksn sylesin. Halbuki sekiz sene
evvel, gnde belki sekiz gazete Eski Said okuyordu. Hem be senedir
btn dikkat ile benim halime nezaret ediliyor. Siyasetvari bir tereuh
gren sylesin. Halbuki benim gibi asab ve
_,-!:,_.,-!...
dsturuyla, en byk hileyi hilesizlikte bulan pervasz, alkasz bir
insann, deil sekiz sene, sekiz gn bir fikri gizli kalmaz. Siyasete
itihas ve arzusu olsayd; tedkikata, taharriyata lzum brakmayarak
top gllesi gibi sad verecekti.
KNC NOKTA: Yeni Said ne iin bu kadar iddetle
siyasetten tecennb ediyor?
Elcevab: Milyarlar seneden ziyade olan hayat- ebediyeye
almasn ve kazanmasn; mekuk bir-iki sene hayat- dnyeviyeye
lzumsuz, fuzul bir surette karma ile feda etmemek iin.. hem en
mhim, en lzumlu, en saf ve en hakikatl olan hizmet-i iman ve
Kur'an iin iddetle siyasetten kayor. nki diyor: "Ben ihtiyar
oluyorum, bundan sonra ka sene yaayacam bilmiyorum. yle ise
bana en mhim i, hayat- ebediyeye almak lzm geliyor. Hayat-
ebediyeyi kazanmakta en birinci vasta ve saadet-i ebediyenin anahtar
imandr; ona almak lzm geliyor. Fakat ilim


--- sh:(:463)
itibariyle insanlara dahi bir menfaat dokundurmak iin er'an hizmete
mkellef olduumdan, hizmet etmek isterim. Lkin o hizmet, ya
hayat- itimaiye ve dnyeviyeye ait olacak; o ise elimden gelmez.
Hem frtnal bir zamanda salam hizmet edilmez. Onun iin o ciheti
brakp, en mhim, en lzumlu, en selmetli olan imana hizmet
cihetini tercih ettim. Kendi nefsime kazandm hakaik-i imaniyeyi ve
nefsimde tecrbe ettiim manev illar, sair insanlarn eline gemek
iin o kapy ak brakyorum. Belki Cenab- Hak bu hizmeti kabul
eder ve eski gnahma keffaret yapar. Bu hizmete kar eytan-
racmden baka hi kimsenin, -m'min olsun kfir olsun, sddk olsun
zndk olsun- kar gelmeye hakk yoktur. nki imanszlk baka
eylere benzemiyor. Zulmde, fskta, kebairde birer menhus lezzet-i
eytaniye bulunabilir. Fakat imanszlkta hibir cihet-i lezzet yok.
Elem iinde elemdir, zulmet iinde zulmettir, azab iinde azabdr.
te byle hadsiz bir hayat- ebediyeye almay ve iman gibi
kuds bir nura hizmeti brakmak, ihtiyarlk zamannda lzumsuz
tehlikeli siyaset oyuncaklarna atlmak; benim gibi alkasz ve yalnz
ve eski gnahlarna keffaret aramaa mecbur bir adamda ne kadar
hilaf- akldr, ne kadar hilaf- hikmettir, ne derece bir divaneliktir,
divaneler de anlayabilirler.
Amma Kur'an ve imann hizmeti ne iin beni men'ediyor
dersen, ben de derim ki: Hakaik-i imaniye ve Kur'aniye birer elmas
hkmnde olduu halde, siyaset ile lde olsa idim; elimdeki o
elmaslar ifal olunabilen avam tarafndan, "Acaba taraftar kazanmak
iin bir propaganda-i siyaset deil mi?" diye dnrler. O elmaslara,
di ieler nazaryla bakabilirler. O halde ben o siyasete temas
etmekle, o elmaslara zulmederim ve kymetlerini tenzil etmek
hkmne geer. te ey ehl-i dnya! Neden benim ile urayorsunuz?
Beni kendi hlimde brakmyorsunuz?
Eer derseniz: eyhler bazan iimize karyorlar. Sana da
bazan eyh derler.
Ben de derim: Hey efendiler! Ben eyh deilim, ben hocaym.
Buna delil: Drt senedir buradaym; bir tek adama tarkat verseydim,
bheye hakknz olurdu. Belki yanma gelen herkese demiim: man
lzm, slmiyet lzm; tarkat zaman deil.




--- sh:(:464)
Eer derseniz: Sana Said-i Krd derler. Belki sende unsuriyet-
perverlik fikri var; o iimize gelmiyor.
Ben de derim: Hey efendiler! Eski Said ve Yeni Said'in
yazdklar meydanda. ahid gsteriyorum ki: Ben
,..-!,,.-!,,,..;
ferman- kat'siyle, eski zamandan beri menf milliyet ve unsuriyet-
perverlie, Avrupa'nn bir nevi firenk illeti olduundan, bir zehr-i katil
nazaryla bakmm. Ve Avrupa, o firenk illetini slm iine atm; ta
tefrika versin, paralasn, yutmasna hazr olsun diye dnr. O
firenk illetine kar eskiden beri tedaviye altm, talebelerim ve
bana temas edenler biliyorlar. Madem byledir; hey efendiler!. Herbir
hdiseyi bahane tutup, bana sknt vermeye sebeb nedir acaba? arkta
bir nefer hata etse, garbda bir nefere askerlik mnasebetiyle zahmet ve
ceza vermek.. veya stanbul'da bir esnafn cinayetiyle, Badad'da bir
dkkncy esnaflk mnasebetiyle mahkm etmek nev'inden, her
hdise-i dnyeviyede bana sknt vermek, hangi usl iledir? Hangi
vicdan hkmeder? Hangi maslahat iktiza eder?
NC NOKTA: Hlimi, istirahatimi dnen ve her
musibete kar sabr ile sktumu istirab eden dostlarmn yle bir
sualleri var ki: "Sana gelen zahmetlere, skntlara nasl tahamml
ediyorsun? Halbuki eskiden ok hiddetli ve izzetli idin, edna bir
tahkire tahamml edemezdin?"
Elcevab: ki kk hdiseyi ve hikyeyi dinleyiniz, cevabn
alnz:
Birinci hikye: ki sene evvel benim hakkmda bir mdr
sebebsiz, gyabmda tezyifkrane, hakaretli szler sylemiti. Sonra
bana sylediler. Bir saat kadar Eski Said damaryla mteessir oldum.
Sonra Cenab- Hakk'n rahmetiyle yle bir hakikat kalbe geldi,
sknty izale edip o adam da bana hell ettirdi. O hakikat udur:
Nefsime dedim: Eer onun tahkiri ve beyan ettii kusurlar,
ahsma ve nefsime ait ise; Allah ondan raz olsun ki, benim nefsimin
ayblarn syler. Eer doru sylemi ise, beni nefsimin terbiyesine
sevkeder ve gururdan beni kurtarmaya




--- sh:(:465)
yardmdr. Eer yalan sylemi ise, beni riyadan ve riyann esas olan
hret-i kzibeden kurtarmaya yardmdr. Evet ben nefsim ile
musalaha etmemiim. nki terbiye etmemiim. Benim boynumda
veya koynumda bir akrep bulunduunu biri sylese veya gsterse;
ondan darlmak deil, belki memnun olmak lzm gelir. Eer o
adamn tahkirat, benim imana ve Kur'ana hizmetkrlm sfatma ait
ise, o bana ait deil. O adam, beni istihdam eden Sahib-i Kur'ana
havale ediyorum. O Aziz'dir, Hakm'dir. Eer srf beni svmek, tahkir
etmek, rtmek nev'inden ise; o da bana ait deil. Ben menf ve esir
ve garib ve elim bal olduundan, haysiyetimi kendi elimle
dzeltmeye almak bana dmez. Belki misafir olduum ve bana
nezaret eden u kye, sonra kazaya, sonra vilayete hkmedenlere
aittir. Bir insann elindeki esirini tahkir etmek, sahibine aittir; o
mdafaa eder. Madem hakikat budur, kalbim istirahat etti.
..,-!.,,..!;.!_!_,._,
dedim. O vakay olmam gibi saydm, unuttum. Fakat maatteessf
sonra anlald ki, Kur'an onu hell etmemi...
kinci hikye: u senede iittim ki, bir hdise olmu. O
hdisenin vukuundan sonra yalnz icmalen vukuunu iittiim halde, o
vaka ile cidd alkadar imiim gibi bir muamele grdm. Zten
muhabere etmiyordum; etsem de pek nadir olarak bir mes'ele-i
imaniyeyi bir dostuma yazardm. Hatt drt senede kardeime birtek
mektub yazdm. Ve ihtilattan hem ben kendimi men'ediyordum, hem
de ehl-i dnya beni men'ediyordu. Yalnz bir-iki ahbab ile, haftada bir
defa grebiliyordum. Kye gelen misafirler ise; ayda bir-ikisi, baz
bir-iki dakika bir mes'ele-i hirete dair benimle gryordu. Bu
gurbet halimde; garib, yalnz, kimsesiz, nafaka iin almaya benim
gibilere muvafk olmayan bir kyde, her eyden herkesten
men'edildim. Hatt drt sene evvel, harab olmu bir cmiyi tamir
ettirdim. Memleketimde imamlk ve vaizlik vesikam elimde
olduundan, o cmide drt senedir (Allah kabul etsin) imamlk ettiim
halde, u mbarek geen Ramazanda mescide gidemedim. Bazan
yalnz namazm kldm. Cemaatle klnan namazn yirmibe
sevabndan ve hayrndan mahrum kaldm.
te bama gelen bu iki hdiseye kar, aynen iki sene evvel, o
memurun bana kar muamelesine gsterdiim sabr ve tahamml

--- sh:(:466)
gsterdim. nallah devam da ettireceim. yle de dnyorum ve
diyorum ki: Eer ehl-i dnya tarafndan bama gelen u eziyet, u
sknt, u tazyik; aybl ve kusurlu nefsim iin ise, hell ediyorum.
Benim nefsim belki bununla slah- hl eder; hem ona keffaret-z
znub olur. Dnya misafirhanesinin safasn ok grdm; azck
cefasn grsem, yine krederim. Eer imana ve Kur'ana
hizmetkrlm cihetiyle ehl-i dnya beni tazyik ediyorsa, onun
mdafaas bana ait deil, onu Aziz-i Cebbar'a havale ediyorum. Eer
aslsz ve riyaya sebeb ve ihlas kracak bir hret-i kzibeyi krmak
iin tevecch- mmeyi hakkmda bozmak murad ise onlara rahmet.
nki tevecch- mmeye mazhar olmak ve halklarn nazarnda
hret kazanmak, benim gibi adamlara zarardr zannederim. Benim ile
temas edenler beni bilirler ki; ahsma kar hrmet istemiyorum, belki
nefret ediyorum. Hatt kymetdar mhim bir dostumu, fazla hrmeti
iin belki elli defa tekdir etmiim. Eer beni rtmek ve efkr-
mmeden drtmek, iskat ettirmekten muradlar, tercmanlk ettiim
hakaik-i imaniye ve Kur'aniyeye ait ise beyhudedir. Zira Kur'an
yldzlarna perde ekilmez. Gzn kapayan yalnz kendi grmez,
bakasna gece yapamaz.
DRDNC NOKTA: Evhaml birka sualin cevabdr:
Birincisi: Ehl-i dnya bana der: "Ne ile yayorsun?
almadan nasl geiniyorsun? Memleketimizde tenbelce oturanlar
ve bakasnn sa'yi ile geinenleri istemiyoruz."
Elcevab: Ben iktisad ve bereketle yayorum. Rezzakmdan
baka kimsenin minnetini almyorum ve almamaa da karar vermiim.
Evet gnde yz para, belki krk para ile yaayan bir adam, bakasnn
minnetini almaz. u mes'elenin izahn hi arzu etmiyordum. Belki bir
gururu ve bir enaniyeti ihsas eder fikriyle, beyan etmek bana pek
nhotur. Fakat madem ehl-i dnya evhaml bir surette soruyorlar, ben
de derim ki: Kklmden beri halklarn maln kabul etmemek -
velev zekat dahi olsa- hem maa kabul etmemek -yalnz bir-iki sene
Dr-l Hikmet-il slmiye'de dostlarmn icbaryla kabul etmeye
mecbur oldum ve o paray da manen millete iade ettik- hem maiet-i
dnyeviye iin minnet altna girmemek, btn mrmde bir dstur-u
hayatmdr. Ehl-i memleketim ve baka yerlerde beni tanyanlar bunu
biliyorlar. Bu be seneki nefyimde, ok dostlar bana hediyelerini
kabul ettirmek iin ok altlar,


--- sh:(:467)
kabul etmedim. "yle ise nasl idare edersin?" denilse, derim: Bereket
ve ikram- lah ile yayorum. Nefsim endan her hakarete, her
ihanete mstehak ise de; fakat Kur'an hizmetinin kerameti olarak,
erzak hususunda ikram- lah olan berekete mazhar oluyorum.
..-,,.-...,
srryla, Cenab- Hakk'n bana ettii ihsanat ydedip, bir kr-
manev nev'inde birka nmunesini syleyeceim. Bir kr- manev
olmakla beraber, korkuyorum ki, bir riya ve gururu ihsas ederek o
mbarek bereket kesilsin. nki mftehirane gizli bereketi izhar
etmek, kesilmesine sebeb olur. Fakat ne are, sylemeye mecbur
oldum.
te birisi: u alt aydr otuzalt ekmekten ibaret bir kile
buday bana kfi geldi. Daha
var, bitmemi. Ne mikdar kifayet
(Haiye)
edecek, bilmiyorum.
kincisi: u mbarek Ramazanda, yalnz iki haneden bana
yemek geldi, ikisi de beni hasta etti. Anladm ki, bakasnn yemeini
yemekten

memn'um. Mtebkisi, btn Ramazanda benim idareme bakan
mbarek bir hanenin ve sadk bir arkadam olan o hane sahibi
Abdullah avu'un ihbar ve ehadetiyle; ekmek, bir kyye (kilo
demek) pirin bana kfi gelmitir. Hatt o pirin, onbe gn
Ramazandan sonra bitmitir.
ncs: Dada, ay bana ve misafirlerime bir kyye
tereya, -hergn ekmekle beraber yemek artyla- kfi geldi. Hatt
Sleyman isminde mbarek bir misafirim vard. Benim ekmeim de
ve onun ekmei de bitiyordu. aramba gn idi; dedim ona: Git
ekmek getir. ki saat, her tarafmzda kimse yok ki, oradan ekmek
alnsn. "Cum'a gecesi senin yannda bu dada beraber dua etmek arzu
ediyorum" dedi. Ben de dedim: "Tevekkelna alallah, kal." Sonra hi
mnasebeti olmad halde ve bir bahane yokken, ikimiz yrye
yrye bir dan tepesine ktk. brikte bir para su vard. Bir para
eker ile aymz vard. Dedim: "Kardeim, bir para ay yap." O ona
balad, ben de derin bir dereye bakar bir katran aac altnda oturdum.
Mteessifane yle dndm ki: Kflenmi

(Haiye): Bir sene devam etti.
--- sh:(:468)
bir para ekmeimiz var; bu akam ancak ikimize yeter. ki gn nasl
yapacaz ve bu safi-kalb adama ne diyeceim? diye dnmede iken,
birden bire bam evrilir gibi bam evirdim; grdm ki: Koca bir
ekmek, katran aacnn stnde, dallar iinde bize bakyor. Dedim:
"Sleyman mjde! Cenab- Hak bize rzk verdi." O ekmei aldk;
bakyoruz ki, kular ve hayvanat- vahiye hibiri ilimemi. Yirmi-
otuz gndr hi bir insan o tepeye kmamt. O ekmek, ikimize iki
gn kfi geldi. Biz yerken, bitmek zere iken, drt sene sadk bir
sddkm olan mstakim Sleyman, ekmekle aadan kageldi.
Drdncs: u stmdeki sakoyu, yedi sene evvel, eski
olarak almtm. Be senedir elbise, amar, pabu, orap iin drt
buuk lira ile idare ettim. Bereket-i iktisad ve rahmet-i lahiye bana
kfi geldi.
te u nmuneler gibi ok eyler var ve bereket-i lahiyenin
ok cihetleri var. Bu ky halk ounu bilirler. Fakat sakn bunlar
fahr iin zikrediyorum zannetmeyiniz, belki mecbur oldum. Hem
benim iin iyilie bir medar olduunu dnmeyiniz. Bu bereketler,
ya yanma gelen hlis dostlarma ihsandr veya hizmet-i Kur'aniyeye
bir ikramdr veya iktisadn bereketli bir menfaatdr veyahut "Y
Rahm, Y Rahm" ile zikreden ve yanmda bulunan drt kedinin
rzklardr ki, bereket suretinde gelir, ben de ondan istifade ederim.
Evet hazn mrmrlarn dikkatle dinlesen, "Y Rahm, Y Rahm"
ektiklerini anlarsn. Kedi bahsi geldi, tavuu hatra getirdi. Bir
tavuum var. u kta, yumurta makinesi gibi pek az fasla ile her gn
rahmet hazinesinden bana bir yumurta getiriyordu. Hem bir gn iki
yumurta getirdi; ben de hayrette kaldm. Dostlarmdan sordum:
"Byle olur mu?" dedim. Dediler: "Belki bir ihsan- lahdir." Hem u
tavuun yazn kard kk bir yavrusu vard. Ramazan- erifin
banda yumurtaya balad, t krk gn devam etti. Hem kk, hem
kta, hem Ramazanda, bu mbarek hli bir ikram- Rabban
olduuna, ne benim ve ne de bana hizmet edenlerin bhemiz
kalmad. Hem ne vakit annesi kesti, hemen o balad.. beni yumurtasz
brakmad.
kinci vehimli sual: Ehl-i dnya diyorlar ki: Sana nasl
emniyet edeceiz ki, sen dnyamza karmayacaksn? Seni serbest
braksak, belki dnyamza karrsn. Hem nasl bileceiz ki, sen
kurnazlk yapmyorsun? Kendini trik-i dnya gsterip halkn maln


--- sh:(:469)
zahiren almaz, gizli alr bir kurnazlk olmadn nasl bileceiz?
Elcevab: Yirmi sene evvelki Divan- Harb-i rf'de ve
Hrriyet'ten daha evvel zamanda oklara malm hal ve vaziyetim ve
"ki Mekteb-i Musibetin ehadetnamesi" namnda o zaman Divan-
Harb'deki mdafaatm kat' gsterir ki, deil kurnazlk belki edna bir
hileye tenezzl etmez bir tarzda hayat geirmiim. Eer hile olsayd,
bu be sene zarfnda sizlere temellukkrane bir mracaat edilecekti.
Hileli adam kendini sevdirir, kendini ekmez; ifal ve aldatmaya
daima alr. Halbuki bana kar en mhim hcumlara ve tenkidlere
mukabil tezellle tenezzl etmedim. "Tevekkelt Alallah" deyip, ehl-i
dnyaya arkam evirdim. Hem de hireti bilen ve dnyann hakikatn
kefeden; akl varsa piman olmaz, yeniden dnyaya dnp uramaz.
Elli seneden sonra, alkasz, tek bayla bir adam; hayat- ebediyesini
dnyann bir-iki sene gevezeliine, arlatanlna feda etmez.. feda
etse, kurnaz olmaz, belki ebleh bir divane olur. Ebleh bir divanenin
elinden ne gelir ki, onun ile uralsn. Amma zahiren trik-i dnya,
btnen talib-i dnya bhesi ise,
..!..,..;_..!;_..._,..,
srrnca "Ben nefsimi tebrie etmiyorum, nefsim her fenal ister.
Fakat u fni dnyada, u muvakkat misafirhanede, ihtiyarlk
zamannda, ksa bir mrde, az bir lezzet iin; ebed, daim hayatn ve
saadet-i ebediyesini berbad etmek, ehl-i akln kr deil. Ehl-i akln ve
zuurun kr olmadndan, nefs-i emmarem ister istemez akla tabi
olmutur.
nc vehimli sual: Ehl-i dnya diyorlar ki: Sen bizi sever
misin? Beeniyor musun? Eer seversen, neden bize ksp
karmyorsun? Eer beenmiyorsan bize muarzsn; biz
muarzlarmz ezeriz?
Elcevab: Ben deil sizi, belki dnyanz sevseydim, dnyadan
ekilmezdim. Ne sizi ve ne de dnyanz beenmiyorum. Fakat
karmyorum. nki ben baka maksaddaym; baka noktalar benim
kalbimi doldurmu, baka eyleri dnmeye kalbimde yer
brakmam. Sizin vazifeniz ele bakmaktr, kalbe bakmak deil! nki
idarenizi, asayiinizi istiyorsunuz. El karmad vakit, ne hakknz
var ki, hi lyk olmadnz halde "kalb de bizi sevsin" demeye...
Kalbe karsanz... Evet ben nasl bu k iinde bahar temenni

--- sh:(:470)
ediyorum ve arzu ediyorum; fakat irade edemiyorum, getirmeye
teebbs edemiyorum. yle de: Hl-i lemin salahn temenni
ediyorum, dua ediyorum ve ehl-i dnyann slahn arzu ediyorum;
fakat irade edemiyorum, nki elimden gelmiyor. Bilfiil teebbs
edemiyorum; nki ne vazifemdir, ne de iktidarm var.
Drdnc bheli sual: Ehl-i dnya diyorlar ki: O kadar
belalar grdk ki, kimseye emniyetimiz kalmad. Sana nasl emin
olabiliriz ki; frsat senin eline gese, arzu ettiin gibi karmazsn?
Elcevab: Evvelki noktalar size emniyet vermekle beraber..
memleketimde, talebe ve akrabam iinde, beni dinleyenlerin ortasnda,
heyecanl hdiseler iinde dnyanza karmadm halde; diyar-
gurbette ve yalnz, tek bayla, garib, zaf, ciz, btn kuvvetiyle
hirete mteveccih, ihtilattan, muhabereden kesilmi, iman ve hiret
mnasebetiyle uzaktan uzaa yalnz baz ehl-i hireti dost bulan ve
baka herkese yabani ve herkes de ona yabani nazaryla bakan bir
insan; semeresiz tehlikeli dnyanza karsa, muzaaf bir divane olmak
gerektir.
BENC NOKTA: Be kk mes'eleye dairdir:
Birincisi: Ehl-i dnya bana diyorlar ki: Bizim usl-
medeniyetimizi, tarz- hayatmz ve suret-i telebbsmz ne iin sen
kendine tatbik etmiyorsun? Demek bize muarzsn?
Ben de derim: Hey efendiler! Ne hak ile bana usl-
medeniyetinizi teklif ediyorsunuz? Halbuki siz, beni hukuk-u
medeniyetten iskat etmi gibi, haksz olarak be sene bir kyde
muhabereden ve ihtilattan memnu' bir tarzda ikamet ettirdiniz. Her
menfyi ehirlerde dost ve akrabasyla beraber braktnz ve sonra
vesika verdiiniz halde, sebebsiz beni tecrid edip, bir-iki tane
mstesna hibir hemehri ile grtrmediniz. Demek beni efrad-
milletten ve raiyetten saymyorsunuz. Nasl kanun-u medeniyetinizin
bana tatbikini teklif ediyorsunuz? Dnyay bana zindan ettiniz.
Zindanda olan bir adama byle eyler teklif edilmez. Siz bana dnya
kapsn kapadnz; ben de hiret kapsn aldm; rahmet-i lahiye at.
hiret kapsnda bulunan bir adama, dnyann karmakark usl ve
dt ona nasl teklif edilir? Ne vakit beni serbest brakp
memleketime




--- sh:(:471)
iade edip hukukumu verdiniz, o vakit uslnzn tatbikini
isteyebilirsiniz.
kinci Mes'ele: Ehl-i dnya diyorlar ki: Bize ahkm- diniyeyi
ve hakaik-i slmiyeyi talim edecek resm bir dairemiz var. Sen ne
salahiyetle neriyat- diniye yapyorsun? Sen madem nefye
mahkmsun, bu ilere karmaya hakkn yok.
Elcevab: Hak ve hakikat inhisar altna alnmaz! man ve
Kur'an nasl inhisar altna alnabilir? Siz dnyanzn usln,
kanununu inhisar altna alabilirsiniz. Fakat hakaik-i imaniye ve esasat-
Kur'aniye, resm bir ekilde ve cret mukabilinde dnya muamelat
suretine sokulmaz; belki bir mevhibe-i lahiye olan o esrar, hlis bir
niyet ile ve dnyadan ve huzuzat- nefsaniyeden tecerrd etmek
vesilesiyle o feyizler gelebilir. Hem de sizin o resm daireniz dahi,
memlekette iken beni vaiz kabul etti, tayin etti. Ben o vaizlii kabul
ettim, fakat maan terkettim. Elimde vesikam var. Vaizlik, imamlk
vesikasyla her yerde amel edebilirim; nki benim nefyim haksz
olmutur. Hem menfler madem iade edildi, eski vesikalarmn hkm
bkidir.
Sniyen: Yazdm hakaik-i imaniyeyi dorudan doruya
nefsime hitab etmiim. Herkesi davet etmiyorum. Belki ruhlar muhta
ve kalbleri yaral olanlar, o edviye-i Kur'aniyeyi arayp buluyorlar.
Yalnz medar- maietim iin, yeni huruf kmadan evvel, hare dair
bir risalemi tab'ettirdim. Bunu da, bana kar insafsz eski vali, o
risaleyi tedkik edip, tenkid edecek bir cihet bulamad iin iliemedi.
nc Mes'ele: Benim baz dostlarm, ehl-i dnya bana
bheli baktklar iin, ehl-i dnyaya ho grnmek iin; benden
zahiren teberri ediyorlar, belki tenkid ediyorlar. Halbuki kurnaz ehl-i
dnya, bunlarn teberrisini ve bana kar itinablarn, o ehl-i dnyaya
sadakata deil, belki bir nevi riyaya, vicdanszla hamledip, o
dostlarma kar fena nazarla bakyorlar.
Ben de derim: Ey hiret dostlarm! Benim Kur'ana
hizmetkrlmdan teberri edip kamaynz. nki inallah benden
size zarar gelmez. Eer faraza musibet gelse veya bana zulmedilse, siz
benden teberri ile kurtulamazsnz.. o hal ile, musibete ve tokata daha
ziyade istihkak kesbedersiniz. Hem ne var ki, evhama dyorsunuz?




--- sh:(:472)
Drdnc Mes'ele: u nefiy zamanmda gryorum ki:
Hodfru ve siyaset bataklna dm baz insanlar, bana
tarafgirane, rakibane bir nazarla bakyorlar. Gya ben de onlar gibi
dnya cereyanlaryla alkadarm.
Hey efendiler! Ben imann cereyanndaym. Karmda
imanszlk cereyan var. Baka cereyanlarla alkam yok. O
adamlardan cret mukabilinde i grenler, belki kendini bir derece
mazur gryor. Fakat cretsiz, hamiyet namna bana kar tarafgirane,
rakibane vaziyet almak ve ilimek ve eziyet etmek; gayet fena bir
hatadr. nki sbkan isbat edildii gibi, siyaset-i dnya ile hi
alkadar deilim; yalnz btn vaktimi ve hayatm, hakaik-i imaniye
ve Kur'aniyeye hasr ve vakfetmiim. Madem byledir, bana eziyet
veren, rakibane ilien adam dnsn ki; o muamelesi zndka ve
imanszlk namna imana ilimek hkmne geer.
Beinci Mes'ele: Dnya madem fnidir. Hem madem mr
ksadr. Hem madem gayet lzumlu vazifeler oktur. Hem madem
hayat- ebediye burada kazanlacaktr. Hem madem dnya sahibsiz
deil. Hem madem u misafirhane-i dnyann gayet Hakm ve Kerim
bir Mdebbiri var. Hem madem ne iyilik ve ne fenalk, cezasz
kalmayacaktr. Hem madem
.,-.,;.....!.:;
srrnca teklif-i mlyutak yoktur. Hem madem zararsz yol, zararl
yola mreccahtr. Hem madem dnyev dostlar ve rtbeler, kabir
kapsna kadardr.
Elbette en bahtiyar odur ki: Dnya iin hireti unutmasn,
hiretini dnyaya feda etmesin, hayat- ebediyesini hayat- dnyeviye
iin bozmasn, malayani eylerle mrn telef etmesin; kendini
misafir telakki edip misafirhane sahibinin emirlerine gre hareket
etsin; selmetle kabir kapsn ap saadet-i ebediyeye girsin. (Haiye)




(Haiye): Bu mademler iindir ki; ahsma kar olan zulmlere, skntlara
aldrmyorum ve ehemmiyet vermiyorum. "Meraka demiyor" diyorum ve
dnyaya karmyorum.



--- sh:(:473)

Onaltnc Mektub'un Zeyli
...-_,.;.__.;, ...
Ehl-i dnya sebebsiz, benim gibi ciz, garib bir adamdan
tevehhm edip binler adam kuvvetinde tahayyl ederek, beni ok
kaydlar altna almlar. Barla'nn bir mahallesi olan Bedre'de ve
Barla'nn bir danda, bir-iki gece kalmaklma msaade etmemiler.
ittim ki, diyorlar: "Said ellibin nefer kuvvetindedir, onun iin serbest
brakmyoruz."
Ben de derim ki: Ey bedbaht ehl-i dnya! Btn kuvvetinizle
dnyaya altnz halde, neden dnyann iini dahi bilmiyorsunuz?
Divane gibi hkmediyorsunuz. Eer korkunuz ahsmdan ise; ellibin
nefer deil, belki bir nefer elli defa benden ziyade iler grebilir. Yani,
odamn kapsnda durup, bana "kmayacaksn" diyebilir.
Eer korkunuz mesleimden ve Kur'ana ait dellllmdan ve
kuvve-i maneviye-i imaniyeden ise; ellibin nefer deil, yanlsnz!
Meslek itibariyle elli milyon kuvvetindeyim, haberiniz olsun! nki
Kur'an- Hakm'in kuvvetiyle sizin dinsizleriniz dhil olduu halde,
btn Avrupa'ya meydan okuyorum. Btn nerettiim envr-
imaniye ile onlarn fnun-u msbete ve tabiat dedikleri muhkem
kal'alarn zr zeber etmiim. Onlarn en byk dinsiz feylesoflarn,
hayvandan aa drmm. Dinsizleriniz dahi iinde bulunan
btn Avrupa toplansa, Allah'n tevfikiyle beni o mesleimin bir
mes'elesinden geri eviremezler; inallah malub edemezler!..
Madem byledir, ben sizin dnyanza karmyorum, siz de
benim hiretime karmaynz! Karsanz da beyhudedir.
Takdir-i Hud, kuvvet-i bzu ile dnmez
Bir em'a ki, Mevl yaka, flemekle snmez.

Benim hakkmda, mstesna bir surette, pek ziyade ehl-i dnya
tevehhm edip, deta korkuyorlar. Bende bulunmayan ve bulunsa dahi
siyas bir kusur tekil etmeyen ve ittihama medar olmayan




--- sh:(:473)
eyhlik, byklk, hanedan, airet sahibi, nfuzlu, etba ok,
hemehrileriyle grmek, dnya ahvaliyle alkadar olmak, hatt
siyasete girmek, hatt muhalif olmak gibi bende bulunmayan emirleri
tahayyl ederek evhama dmler. Hatt hapiste ve hariteki, yani
kendilerince kabil-i afv olmayanlarn dahi aflarn mzakere ettikleri
srada, beni deta hereyden men'ettiler. Fena ve fni bir adamn,
gzel ve bki yle bir sz var:
Zulmn topu var, gllesi var, kal'as varsa;
Hakkn da bklmez kolu, dnmez yz vardr.
Ben de derim:
Ehl-i dnyann hkm var, evketi var, kuvveti varsa;
Kur'ann feyziyle, hdiminde de:
armaz ilmi, susmaz sz vardr;
Yanlmaz kalbi, snmez nuru vardr.
ok dostlarla beraber bana nezaret eden bir kumandan,
mkerreren sual ettiler: Neden vesika iin mracaat etmiyorsun? stida
vermiyorsun?
Elcevab: Be-alt sebeb iin mracaat etmiyorum ve
edemiyorum:
Birincisi: Ben ehl-i dnyann dnyasna karmadm ki onlarn
mahkmu olaym, onlara mracaat edeyim. Ben, kader-i lahnin
mahkmuyum ve ona kar kusurum var, ona mracaat ediyorum.
kincisi: Bu dnya abuk tebeddl eder bir misafirhane
olduunu yaknen iman edip bildim. Onun iin, hakik vatan deil, her
yer birdir. Madem vatanmda bki kalmayacam; beyhude ona kar
abalamak, oraya gitmek bir ey'e yaramyor. Madem her yer
misafirhanedir; eer misafirhane sahibinin rahmeti yr ise, herkes
yrdr, her yer yarar. Eer yr deilse, her yer kalbe brdr ve herkes
dmandr.
ncs: Mracaat, kanun dairesinde olur. Halbuki bu alt
senedir bana kar muamele, keyf ve fevkalkanundur. Menfler
kanunuyla bana muamele edilmedi. Hukuk-u medeniyetten ve belki
hukuk-u dnyeviyeden iskat edilmi bir tarzda bana baktlar. Bu
fevkalkanun muamele edenlere, kanun namna mracaat manasz olur.





--- sh:(:475)
Drdncs:Bu sene burann mdr,benim namma,
Barla'nn bir mahallesi hkmnde olan Bedre Karyesi'nde, tebdil-i
hava iin birka gn kalmaa dair mracaat etti; msaade etmediler.
Byle ehemmiyetsiz bir ihtiyacma cevab- red verenlere nasl
mracaat edilir? Mracaat edilse, zillet iinde faidesiz bir tezelll olur.
Beincisi: Hakszl hak iddia edenlere kar hak dava etmek
ve onlara mracaat etmek; bir hakszlktr, hakka kar bir
hrmetsizliktir. Ben bu hakszl ve hakka kar hrmetsizlii irtikb
etmek istemem vesselm.
Altnc Sebeb: Bana kar ehl-i dnyann verdikleri sknt,
siyaset iin deil; nki onlar da bilirler ki, siyasete karmyorum,
siyasetten kayorum. Belki bilerek veya bilmeyerek zndka hesabna,
benim dine merbutiyetimden beni tazib ediyorlar. yle ise onlara
mracaat etmek, dinden pimanlk gstermek ve meslek-i zndkay
okamak demektir. Hem ben onlara mracaat ve dehalet ettike; dil
olan kader-i lah, beni onlarn zalim eliyle tazib edecektir. nki
onlar diyanete merbutiyetimden beni skyorlar. Kader ise, benim
diyanette ve ihlasta noksaniyetim var; arasra ehl-i dnyaya
riyakrlklarmdan iin beni skyor. yle ise, imdilik u skntdan
kurtuluum yok. Eer ehl-i dnyaya mracaat etsem, kader der: "Ey
riyakr! Bu mracaatn cezasn ek!" Eer mracaat etmezsem, ehl-i
dnya der: "Bizi tanmyorsun, skntda kal!"
Yedinci Sebeb: Malmdur ki, bir memurun vazifesi, heyet-i
itimaiyeye muzr ehasa meydan vermemek ve nfi'lere yardm
etmektir. Halbuki beni nezaret altna alan memur, kabir kapsna
gelen, misafir bir ihtiyar adama "L ilahe illallah"daki imann latif bir
zevkini izah ettiim vakit, -bir crm- mehud halinde beni
yakalamak gibi- ok zaman yanma gelmedii halde, o vakit gya bir
kabahat iliyorum gibi yanma geldi. hlas ile dinleyen o bareyi de
mahrum brakt; beni de hiddete getirdi. Halbuki burada baz adamlar
vard; o onlara ehemmiyet vermiyordu. Sonra edebsizliklerde ve
kydeki hayat- itimaiyeye zehir verecek surette bulunduklar vakit,
onlara iltifat etmeye ve takdir etmeye balad. Hem malmdur ki:
Zindanda yz cinayeti bulunan bir adam, nezarete memur zabit olsun,
nefer olsun, her zaman onlarla grebilir. Halbuki bir



--- sh:(:476)
senedir, hem mir, hem nezarete memur hkmet-i milliyece iki
mhim zt ka defa odamn yanndan getikleri halde, kat' ve asl ne
benim ile grtler ve ne de halimi sordular. Ben evvel zannettim ki,
adavetlerinden yanamyorlar. Sonra tahakkuk etti ki,
evhamlarndan... Gya ben onlar yutacam gibi kayorlar. te u
adamlar gibi eczas ve memurlar bulunan bir hkmeti, hkmet
diyerek merci' tanyp mracaat etmek, kr- akl deil, beyhude bir
zillettir. Eski Said olsayd Antere gibi diyecekti:
_!,..,-,-!.,.,,,.,-!...,-!...
Eski Said yok; Yeni Said ise, ehl-i dnya ile konumay manasz
gryor. Dnyalar balarn yesin! Ne yaparlarsa yapsnlar!
Mahkeme-i Kbra'da onlarla muhakeme olacaz der, skt eder.
Adem-i mracaatmn sebeblerinden sekizincisi: "Gayr-
meru' bir muhabbetin neticesi, merhametsiz bir adavet olduu"
kaidesince, dil olan kader-i lah, lyk olmadklar halde meylettiim
u ehl-i dnyann zalim eliyle beni tazib ediyor. Ben de bu azaba
mstehakm deyip skt ediyordum. nki Harb-i Umumde Gnll
Alay Kumandan olarak iki sene altm, arptm. Ordu Kumandan
ve Enver Paa takdirat altnda kymetdar talebelerimi, dostlarm feda
ettim. Yaralanp esir dtm. Esaretten geldikten sonra Hutuvat- Sitte
gibi eserlerimle kendimi tehlikeye atp, ngilizlerin stanbul'a tasallutu
altnda, ngilizlerin balarna vurdum. u beni ikenceli ve sebebsiz
esaret altna alanlara yardm ettim. te onlar da bana, o yardm
cezasn byle veriyorlar. sene Rusya'da esaretimde ektiim
zahmet ve sknty, burada bu dostlarm bana ayda ektirdiler.
Halbuki Ruslar, beni Krd Gnll Kumandan suretinde, Kazaklar
ve esirleri kesen gaddar adam nazaryla bana baktklar halde, beni
dersten men'etmediler. Arkadam olan doksan esir zabitlerin ksm-
ekserisine ders veriyordum. Bir defa Rus Kumandan geldi, dinledi.
Trke bilmedii iin siyas ders zannetti; bir defa beni men'etti, sonra
yine izin verdi. Hem ayn klada bir oday cmi yaptk. Ben imamlk
yapyordum. Hi mdahale etmediler, ihtilattan men'etmediler, beni
muhabereden kesmediler. Halbuki bu dostlarm gya vatandalarm ve
dindalarm ve onlarn menfaat- imaniyelerine uratm adamlar,
hibir sebeb yokken, siyasetten ve


--- sh:(:477)
dnyadan alkam kestiimi bilirlerken.. sene deil, belki beni alt
sene skntl bir esaret altna aldlar; ihtilattan men'ettiler. Vesikam
olduu halde dersten, hatt odamda husus dersimi de men'ettiler;
muhabereye sed ektiler. Hatt vesikam olduu halde, kendim tamir
ettiim ve drt sene imamlk ettiim mescidimden beni men'ettiler.
imdi dahi cemaat sevabndan beni mahrum etmek iin, -daim
cemaatm ve hiret kardelerim- mahsus adama dahi imamet
etmemi kabul etmiyorlar.
Hem istemediim halde, birisi bana iyi dese, bana nezaret eden
memur kskanarak kzyor; nfuzunu kraym diye vicdanszcasna
tedbirler yapyor; mirlerinden iltifat grmek iin beni taciz ediyor.
te byle vaziyette bir adam, Cenab- Hak'tan baka kime
mracaat eder? Hkim, kendi mdde olsa, elbette ona ekva edilmez.
Gel sen syle bu hale ne diyeceiz? Sen ne dersen de.. ben derim ki:
Bu dostlarm iinde ok mnafklar var. Mnafk kfirden eeddir.
Onun iin, kfir Rus'un bana ektirmediini ektiriyorlar.
Hey bedbahtlar! Ben size ne yaptm ve ne yapyorum?
mannzn kurtulmasna ve saadet-i ebediyenize hizmet ediyorum!
Demek hizmetim hlis, lillah iin olmam ki aks-l amel oluyor. Siz
ona mukabil, her frsatta beni incitiyorsunuz. Elbette Mahkeme-i
Kbra'da sizinle greceiz.
,,..!,-.,_!.!,-. _,!,-.,.!..,.-
derim.
_.,!_.,!
Said Nurs










--- sh:(:478) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Hapis musibetine denlere merhametkrane, sadakatla,
hariten gelen erzaklarna nezaret ve yardm edenlere kuvvetli bir
teselliyi Nokta'da beyan edeceim.
Birinci Nokta: Hapiste geen mr gnleri, herbir gn on gn
kadar bir ibadet kazandrabilir ve fni saatleri, meyveleri cihetiyle
manen bki saatlere evirebilir ve be-on sene ceza ile, milyonlar sene
haps-i ebedden kurtulmaa vesile olabilir. te ehl-i iman iin bu pek
byk ve ok kymetdar kazan art, farz namazn klmak ve hapse
sebebiyet veren gnahlardan tvbe etmek ve sabr iinde kretmektir.
Zten hapis ok gnahlara manidir, meydan vermiyor.
kinci Nokta: Zeval-i lezzet elem olduu gibi, zeval-i elem
dahi lezzettir. Evet herkes gemi lezzetli, safal gnlerini dnse;
teessf ve tahassr elem-i manevsini hissedip "Eyvah!" der ve gemi
musibetli, elemli gnlerini tahattur etse; zevalinden bir manev lezzet
hisseder ki, "Elhamdlillah kr, o bela sevabn brakt gitti" der.
Ferah ile teneffs eder. Demek bir saat muvakkat elem, zevaliyle ruhta
bir manev lezzet brakr ve lezzetli saat, bilakis elem brakr. Madem
hakikat budur ve madem gemi musibet saatleri, elemleri ile beraber
madum ve yok olmu ve gelecek bela gnleri imdi madum ve yoktur
ve yoktan elem yok ve madumdan elem gelmez. Mesel, birka gn
evvel a ve susuz olmasndan, bir-iki gn sonra a ve susuz olmak
ihtimalinden, bugn onlar niyetiyle mtemadiyen ekmek yese ve su
ise, ne derece divaneliktir. Aynen yle de, gemi ve gelecek elemli
saatleri -ki hi ve madum ve yok olmular- imdi onlar dnp
sabrszlk gstermek ve kusurlu nefsini brakp, Allah'tan ekva
etmek gibi "oof! of!" demek divaneliktir. Eer saa-sola yani gemi
ve gelecee kar sabr kuvvetini datmazsa ve hazr saate ve o gne
kar tutsa, tam kfi gelir. Sknt ondan bire iner. Hatt ekva olmasn,
ben bu nc Medrese-i Yusufiyede, birka gn zarfnda, hi
mrmde grmediim madd ve manev skntl, hastalkl
musibetimde, hususan Nur'un hizmetinden mahrumiyetimden gelen
me'yusiyet ve kalb ve ruh skntlar beni ezdii srada, inayet-i
lahiye bu mezkr hakikat gsterdi. Ben de skntl hastalmdan,
hapsimden



--- sh:(:479) ----
raz oldum. nki benim gibi kabir kapsnda bir bareye, gafletle
geebilir bir saati, on saat ibadet saatleri yapmak byk bir krdr diye
kreyledim.
nc Nokta: efkatkrane hizmetiyle yardm etmek ve
muhta olduklar rzklarn ellerine vermek ve manev yaralarna
tesellilerle merhem srmek, az bir amel ile byk bir kazan var. Ve
dardan gelen yemeklerini onlara vermek, ayn yemek kadar o
gardiyan ve gardiyan ile beraber dhilde ve harite bare mahpuslara
alanlara bir sadaka hkmnde defter-i hasenatna yazlr. Hususan
musibetzede, ihtiyar veya hasta veya fakir veya garib olsa, o sadaka-i
maneviyenin sevabn ok ziyadeletirir. te bu kymetli kazancn
art, farz namazn klmaktr. T ki o hizmeti, lillah iin olsun. Hem
bir art da sadakat ve efkat ve sevinle ve minnet etmemek tarzda
yardmlarna komaktr.
* * *
Genlik Rehberi'nin kk bir haiyesi
..-,....
Risale-i Nur'daki hakik teselliye mahpuslar ok muhtatrlar.
Hususan genlik darbesini yeyip, taze ve irin mrn hapiste
geirenlerin, Nurlara ekmek kadar ihtiyalar var. Evet genlik damar,
akldan ziyade hissiyat dinler. His ve heves ise krdr, akibeti
grmez. Bir dirhem hazr lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder.
Bir dakika intikam lezzeti ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini
eker ve bir saat sefahet keyfiyle -bir namus mes'elesinde- binler gn
hem hapsin, hem dmannn endiesinden skntlarla mrnn
saadeti mahvolur. Bunlara kyasen bare genlerin ok vartalar var
ki; en tatl hayatn en ac ve acnacak bir hayata eviriyorlar ve
bilhassa imalde koca bir devlet, genlik hevesatn elde ederek, bu
asr frtnalaryla sarsyor. nki akibeti grmeyen kr hissiyatla
hareket eden genlere, ehl-i namusun gzel kzlarn ve karlarn
ibahe eder. Belki hamamlarnda erkek kadn beraber plak olarak
girmelerine izin vermeleri cihetinde bu fuhiyat tevik eder. Hem
serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarn hell eder ki, btn beer
bu musibete kar titriyor.


--- sh:(:480) ----
te bu asrda slm ve Trk genleri kahramanane davranp iki
cihetten hcum eden bu tehlikeye kar, Risale-i Nur'un Meyve ve
Genlik Rehberi gibi keskin klnlaryla mukabele etmeleri elzemdir.
Yoksa o bare gen, hem dnya istikbalini ve mes'ud hayatn, hem
hiretteki saadetini ve hayat- bkiyesini azablara, elemlere evirip
mahveder ve s'-i istimal ve sefahetle hastahanelere ve hissiyat
taknlklaryla hapishanelere der. Eyvahlar, esefler ile ihtiyarlnda
ok alayacak. Eer terbiye-i Kur'aniye ve Nur'un hakikatlaryla
kendini muhafaza eylese, tam bir kahraman gen ve mkemmel bir
insan ve mes'ud bir Mslman ve sair zhayatlara, hayvanlara bir nevi
sultan olur.
Evet bir gen, hapiste yirmidrt saat her gnk mrnden tek
bir saatini be farz namazna sarfetse ve ekser gnahlardan hapis mni
olduu gibi o musibete sebebiyet veren hatadan dahi tvbe edip sair
zararl, elemli gnahlardan ekilse hem hayatna, hem istikbaline, hem
vatanna, hem milletine, hem akrabasna byk faidesi olmas gibi o
on-onbe senelik fni genlikle ebed parlak bir genlii kazanacan,
bata Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, btn Ktb ve Suhuf-u Semaviye
kat' haber verip mjde ediyor. Evet o irin, gzel genlik nimetine
istikametle, taatle kretse hem ziyadeleir, hem bkileir, hem
lezzetlenir. Yoksa hem belal olur, hem elemli, gaml, kbuslu olur,
gider. Hem akrabasna, hem vatanna, hem milletine muzr bir serseri
hkmne geirmee sebebiyet verir. Eer mahpus, zulmen mahkm
olmu ise, farz namazn klmak artyla, herbir saati, bir gn ibadet
hkmnde olduu gibi, o hapis onun hakknda bir ilehane-i uzlet
olup eski zamanda maaralara girerek ibadet eden mnzevi
slihlerden saylabilirler. Eer fakir veya ihtiyar veya hasta ve iman
hakikatlarna mtak ise; farzn yapmak ve tvbe etmek artyla
herbir saatleri dahi yirmier saat ibadet olup hapis ona bir
istirahathane ve merhametkrane ona bakan dostlar iin bir
muhabbethane, bir terbiyehane, bir dershane hkmne geer. O
hapiste durmakla haricindeki mevve, her tarafta gnahlarn
hcumuna maruz serbestiyetten daha ziyade holanabilir. Hapisten
tam terbiye alr. kt zaman bir katil, bir mntakim olarak deil,
belki tvbekr, tecrbeli, terbiyeli, millete menfaatli bir adam kar.
Hatt Denizli hapsindeki ztlarn az bir zamanda Nurlardan fevkalde
hsn- ahlk dersini alanlarn gren baz alkadar ztlar demiler ki:
"Terbiye iin onbe sene hapse
--- sh:(:481) ----
atmaktansa, onbe hafta Risale-i Nur dersini alsalar, daha ziyade
onlar slah eder."
Madem lm lmyor ve ecel gizlidir, her vakit gelebilir ve
madem kabir kapanmyor, kafile kafile arkasnda gelenler oraya girip
kayboluyorlar ve madem bu hayat- dnyeviye gayet sr'atle gidiyor
ve madem lm, ehl-i iman hakknda i'dam- ebedden terhis
tezkeresine evrildiini, hakikat- Kur'aniye ile Risale-i Nur gne
gibi gstermi ve ehl-i dalalet ve sefahet hakknda gz ile grnd
gibi bir i'dam- ebeddir, btn mahbubatndan ve mevcudattan bir
firak- lyezldir. Elbette ve elbette hi bir bhe kalmaz ki, en
bahtiyar odur ki; sabr iinde kredip hapis mddetinden tam istifade
ederek, Nurlar dersini alarak, istikamet dairesinde imanna ve Kur'ana
hizmete alr.
Ey zevk ve lezzete mbtela insan! Ben yetmi yamda binler
tecrbelerle ve hccetlerle ve hdiselerle aynelyakn bildim ki: Hakik
zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevin ve hayattaki saadet yalnz
imandadr ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa dnyev bir
lezzette ok elemler var. Bir zm tanesini yedirir on tokat vurur,
hayatn lezzetini karr.
Ey hapis musibetine den bareler! Madem dnyanz alyor
ve tatl hayatnz aclat; alnz, hiretiniz dahi alamasn ve hayat-
bkiyeniz glsn, tatllasn, hapisten istifade ediniz. Nasl bazan
ar erait altnda dman karsnda bir saat nbet, bir sene ibadet
hkmne geebilir. yle de, sizin ar erait altnda herbir saat ibadet
zahmeti; ok saatler olup, o zahmetleri rahmetlere evirir.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Sizi ta'ziye deil, belki tebrik ediyorum. Madem kader-i lah
bizi bu nc Medrese-i Yusufiye'ye bir hikmet iin sevketti ve bir
ksm rzkmz bize burada yedirecek ve rzkmz bizi buraya ard
ve madem imdiye kadar kat' tecrbelerle
,:!,,-,..,,:;_..
srrna inayet-i lahiye bizi mazhar etmi ve madem Medrese-i
Yusufiye'deki yeni kardelerimiz herkesten




--- sh:(:482) ----
ziyade Nurlardaki teselliye muhtatrlar ve adliyeciler, memurlardan
ziyade Nur kaidelerine ve sair kuds kanunlarna ihtiyalar var ve
madem Nur nshalar pek kesretle hariteki vazifenizi gryorlar ve
ftuhatlar tevakkuf etmiyor ve madem burada herbir fni saat, bki
ibadet saatleri hkmne geer, elbette biz bu hdiseden -mezkr
noktalar iin- kemal-i sabr ve metanet iinde mesrurane kretmemiz
lzmdr. Denizli hapsinde teselli iin yazdmz btn o kk
mektublar size de aynen tekrar ederim. nallah o hakikatl fkralar
sizi de mteselli ederler.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Hadsiz kr ederim ki: Risale-i Nur'un hakik
sahibleri olan mftler, vaizler, imamlar, hocalardan manev
kahramanlar meydana ktlar. imdiye kadar Nur'un fedakrlar;
genler, mektebliler, muallimler idi. Bin brekllah Edhem,
brahimler, Ali Osmanlar ehl-i medresenin yzlerini ak ettiler,
ekingenliklerini cesarete evirdiler.
Sniyen: Hlisane faaliyetlerinden ve heyecanlarndan ne'et
eden bu hdiseden teessf etmesinler. nki Denizli hapsi netice
itibariyle, ihtiyatsz hareket edenleri tebrik ettirdi. Zahmet pek az,
faide-i maneviye pek ok oldu. nallah bu nc Medrese-i
Yusufiye, ikinciden geri kalmayacak.
Slisen: Meakkat derecesinde sevabn ziyadelemesi
cihetinde, bu iddetli hale kretmeliyiz. Vazifemiz olan hizmet-i
imaniyeyi ihlasla yapmaa almal; vazife-i lahiye olan
muvaffakyet ve hayrl neticeleri vermek cihetine karmamalyz.
.,.-,.;,,-
deyip bu ilehanedeki skntlara sabr iinde kretmeliyiz.
Amelimizin makbuliyetine bir almet ve kuds mcahedemizin
imtihannda tam bir ehadetname almamza bir emaredir bilmeliyiz.
* * *





--- sh:(:483) ----
Bata mdr olarak hapsin heyet-i idaresine sureten
ehemmiyetsiz, fakat bence ok ehemmiyetli bir maruzatm var.
Yirmiiki sene tecrid-i mutlak iinde geen hayatm ve
yetmibe yanda vcudumun alara tahamml yoktur. Hatt ok
zaman evvel beni aladlar, yirmi sene onun eseri olarak cerahat
yapyordu. Mzmin bir zehir hkmne geti. Emirda'nda iki doktor
ve arkadalarm bunu biliyorlar. Hem drt sene evvel, Denizli'de beni
de umum mahkmlar iinde aladlar. Hibirisine zarar olmad
halde, beni yirmi gn hasta eyledi. Hfz- lah ile, benim iin tehlikeli
olan hastahaneye gitmeye mecbur edilmedim. Kat'iyyen vcudum
aya gelmez. Hem mazeretim kuvvetlidir. Hem yetmibe yanda
gayet zaf olduumdan, on yanda bir ocua edilen aya ancak
tahamml ederim. Hem madem daima tecrid-i mutlak iindeyim,
benim bakalarla temasm yok. Hem bir ay evvel iki doktoru vali
Emirda'na gnderdi, beni tam muayene ettiler, hi bir sri hastalk
bulunmad, yalnz gayet za'fiyetten ve tecrid ve ihtiyarlktan ve
kulun hastalndan baka birey bulamadlar. Elbette bu hal, beni
kanunca alamaa mecbur etmez.
Hem byk bir ricam var, beni hastahaneye sevketmeyiniz.
Btn hayatmda, hususan bu yirmiiki sene tecrid-i mutlak mrmde
tahamml edemediim bir vaziyete, yani tanmadm hastabakclarn
hkm altna mecbur etmeyiniz. Geri bu sralarda kabre girmeyi ho
grmee balamtm. Fakat insaniyetlerini grdm bu hapsin
heyet-i idaresinin hatrlar ve mahpuslarn tesellileri iin imdilik
hapsi kabre tercih ettim.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Benim ahsma edilen eziyet ve ihanetlerden
mteessir olmaynz. nki Risale-i Nur'da bir kusur bulamyorlar,
onun bedeline benim ehemmiyetsiz ve ok kusurlu ahsmla
urayorlar. Ben bundan memnunum. Risale-i Nur'un selmetine ve
erefine binler ahs elemler, belalar, tahkirler grsem; yine
mftehirane kretmek, Nur'dan aldm dersin muktezasdr ve onun
iin bana bu cihette acmaynz.




--- sh:(:484) ----
Sniyen: Pek geni ve iddetli ve merhametsiz bu taarruz ve
hcum, imdilik yirmiden bire indi. Binler haslar yerinde birka zt ve
yzbinler alkadarlar bedeline mahdud birka yeni kardeleri
topladlar. Demek inayet-i lahiye ile pek hafif bir surete evrilmi.
Slisen: nayet-i Rabbaniye ile iki sene aleyhimizde pln
eviren sbk vali def'oldu ve aleyhimizde pek ziyade evhamlandrlan
Dhiliye Vekili'nin hemehrilii ve nesilce cedleri ziyade dindarlk
cihetiyle bu dehetli hcumu pek ok hafifletirdiine kuvvetli bir
ihtimal var. Onun iin me'yus olmaynz ve tela etmeyiniz.
Rbian: Pek ok tecrbelerle ve hdiselerle kat' kanaat
verecek bir tarzda, Risale-i Nur'un alamasyla ya zemin titrer veya
hava alar. Gzmzle ok grdmz ve ksmen mahkemede dahi
isbat ettiimiz gibi; tahminimce, bu k emsalsiz bir tarzda yaz gibi -
bidayette- glmesi, Risale-i Nur'un perde altnda teksir makinesiyle
glmesine ve intiarna tevafuku ve her tarafta taharri ve msadere
endiesiyle tevakkufla alamasna, birdenbire k dehetli hiddeti ve
alamasyla tetabuku, kuvvetli bir emaredir ki, hakikat- Kur'aniyenin
bu asrda parlak bir mu'cize-i kbrasdr, zemin ve kinat onun ile
alkadar...
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bugn birden hatra geldi ki; mes'ele-i Nuriye mnasebetiyle
bu medreseye kader-i lah ve ksmetin sevkiyle gelenleri ta'ziye
yerine tebrik eyle. nki ekseriyetin herbiri yirmi-otuz sene, belki yz
sene, belki bin masum kardelerimize bedel gelip onlar bir derece
zahmetten kurtaryor. Hem Nur'la imana hizmetiniz devam etmekle
beraber, herbiri az zamanda ok hizmet etmi, bazlar on senede yz
senelik i grm gibidir. Hem bu yeni Medrese-i Yusufiye'nin
imtihannda bulunup onun geni ve kll kymetdar neticelerine bilfiil
hissedar olmak iin bu zahmetli mcahedeye giriyorlar. Ve kolayca
grmelerine mtak olduklar hlis, sadk kardelerini grp tatl bir
ders alp veriyorlar. Hem madem dnyann istirahat zamanlar devam
etmiyor, boubouna gidiyor; elbette byle az zahmetle ok kr
kazananlar tebrike lyktrlar.



--- sh:(:485) ----
Kardelerim, bu geni hcum, Risale-i Nur'un ftuhatna
kardr. Fakat anladlar ki; Nurlara ilitike daha ziyade parlar, ders
dairesi genilenip ehemmiyet kesbeder ve malub olmaz. Yalnz
"srran tenevverat" perdesi altna girer. Onun iin pln deitirdiler,
zahiren Nurlara ilimiyorlar. Biz madem inayet altndayz, elbette
kemal-i sabr iinde kretmeliyiz.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Garib ve latif iki halimi beyan etmek lzm geldi.
Birincisi: Benim tecrid-i mutlakta sizin gibi canmdan ziyade
sevdiim kardelerimle serbest gremediimde bir inayet-i lahiye
ve bir maslahat bulunduu kalbime ihtar edildi. nki elli liray
sarfedip grmek iin Emirda'na gelerek elli dakika, baz on
dakika, baz hi grmeden giden ok hiret kardelerimiz, birer
bahane ile kendilerini bu Medrese-i Yusufiye'ye atacaklard. Benim
dar vaktim ve inzivadan gelen halet-i ruhiyem braksa, o fedakr
dostlara tam sohbet etmee hizmet-i Nuriye msaade etmezdi.
kincisi: Bir zaman mehur bir allmeyi, harbin mteaddid
cephesinde cihada gidenler grmler, ona demiler. O da demi:
"Bana sevab kazandrmak ve derslerimden ehl-i imana istifade
ettirmek iin benim eklimde baz evliyalar benim yerimde iler
grmler." Aynen bunun gibi, Denizli'de cmilerde beni grdkleri
hatt resmen ihbar edilmi ve mdr ve gardiyana aksetmi. Bazlar
tela ederek, "Kim ona hapishane kapsn ayor?" demiler. Hem
burada dahi aynen yle oluyor. Halbuki benim ok kusurlu,
ehemmiyetsiz ahsiyetime pek cz' bir hrika isnadna bedel, Risale-i
Nur'un hrikalarn isbat edip gsteren Sikke-i Gayb Mecmuas yz
derece, belki bin derece ziyade Nurlara itimad kazandrr ve
makbuliyetine imza basar. Hususan Nur'un kahraman talebeleri,
hakikaten hrika halleri ve kalemleriyle imza basyorlar.
Said Nurs
* * *





--- sh:(:486) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Beni merak etmeyiniz, ben sizinle beraber bir binada
bulunduumdan bahtiyarm, memnun ve mesrurum.
imdi vazifemiz: Bir mdafaa nshas Isparta'ya gitsin.
Mmkn ise hem yeni hurufla, hem makine ile eski huruf yirmi nsha
ksn. Hatt orann mddeiumumuna gsterilsin. Hem bir nsha
avukatmza bizzt verilsin ve ayr bir nsha da mdre verip t onu
da dava vekilimize o versin. Hem Ankara makamatna yeni harfle
beraber eski harfle Denizli'de olduu gibi, gnderilecek. Mmkn ise,
be nsha makamata hazrlansn. nki msadere edilen Nurlar, eski
harfle o makamata, hususan Diyanet Riyaseti heyetine gnderilmi,
sonra buraya gelmi. Hem vekilimiz Ahmed Bey'e haber veriniz ki,
mdafaay makine ile yazd vakit shhatine pekok dikkat etsin.
nki ifadelerim bakasna benzemiyor. Bir harfin ve bazan bir
noktann yanlyla bir mes'ele deiir, mana bozulur. Hem buraya
gelen iki makine, size msaade verilmezse geri gitsinler. Hem tela
edip sklmaynz, me'yus olmaynz.
,.,.-!_.;
srryla, inayet-i lahiye inallah abuk imdadmza yetiir.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Risale-i Nur benim bedelime sizlerle grr, derse mtak
yeni kardelerimize gzelce ders verir. Nurlarla ya okumak veya
okutmak veya yazmak suretindeki meguliyet; tecrbelerle kalbe
ferah, ruha rahat, rzka bereket, vcuda shhat veriyor. imdi Hsrev
gibi Nur kahraman size ihsan edildi. nallah bu medrese-i Yusufiye
dahi, Medreset-z Zehra'nn bir mbarek dershanesi olacak. Ben
imdiye kadar Hsrev'i ehl-i dnyaya gstermiyordum, gizlerdim.
Fakat neredilen mecmualar, onu ehl-i siyasete tamamyla gsterdi,
gizli birey kalmad. Onun iin ben onun iki- hizmetini has
kardelerime izhar ettim. Hem ben, hem o, daha gizlemek deil,
lzum ise ayn hakikat beyan edilecek. Fakat imdilik karmzda
hakikat dinleyecekler iinde dehetli ve tezahr etmi iki muannid;
hem zndka, hem komnist hesabna -biri Emirda'nda malm
olmu,

--- sh:(:487) ----
biri de burada- gayet dessasane, aleyhimizde iftiralarla memurlar
rktmee alyorlar. Onun iin biz imdilik ok ihtiyat edip tela
etmemek ve inayet-i lahiyenin imdadmza gelmesini tevekkl ile
beklemek lzmdr.
* * *
Ey hapis arkadalarm ve din kardelerim!
Size hem dnya azabndan, hem hiret azabndan kurtaracak
bir hakikat beyan etmek, kalbime ihtar edildi. O da udur:
Mesel, birisi birisinin kardeini veya akrabasn ldrm. Bir
dakika o hiddet yznden milyonlar dakika hem kalb sknt, hem
hapis azabn eker. Ve maktuln akrabas dahi intikam endiesiyle ve
karsnda dmann dnmesiyle, hayatnn lezzetini ve mrnn
zevkini karr. Hem korku, hem hiddet azabn ekiyor. Bunun tek bir
aresi var: O da, Kur'ann emrettii ve hak ve hakikat ve maslahat ve
insaniyet ve slmiyet iktiza ve tevik ettikleri olan barmak ve
musalaha etmektir. Evet, hakikat ve maslahat sulhtur. nki ecel
birdir, deimez. O maktul, herhalde ecel geldiinden daha dnyada
kalmayacakt. O katil ise, o kaza-i lahiyeye vasta olmu. Eer
barmak olmazsa, iki taraf da daima korku ve intikam azabn
ekerler. Onun iindir ki, " gnden fazla bir m'min dier bir
m'mine ksmemek" slmiyet emrediyor. Eer o katl, bir adavetten
ve bir kinli garazdan gelmemise ve bir mnafk o fitneye vesile
olmu ise; abuk barmak elzemdir. Yoksa o cz' musibet byk
olur, devam eder. Eer barsalar ve ldren tvbe etse ve maktule her
vakit dua etse, o halde her iki taraf ok kazanrlar ve karde gibi
olurlar. Bir gitmi kardee bedel, birka dindar kardeleri kazanr.
Kaza ve kader-i lahye teslim olup dmann afveder ve bilhassa
madem Risale-i Nur dersini dinlemiler, elbette mabeynlerinde
bulunan btn ksmekleri brakmaa hem maslahat ve istirahat-
ahsiye ve umumiye iktiza ediyorlar. Naslki Denizli hapsinde
birbirine dman btn mahpuslar, Nurlar dersiyle birbirlerine karde
oldular ve bizim beraetimize bir sebeb olup (hatt dinsizlere,
serserilere de) o mahpuslar hakknda "Mallah, brekllah"
dedirttiler, o mahpuslar tam teneffs ettiler. Ben burada grdm ki,
birtek adamn yznden yz adam sknt ekip beraber teneffse
kmyorlar. Onlara zulm olur. Merd, vicdanl bir m'min,


--- sh:(:488) ----
kk ve cz' bir hata veya menfaatle yzer zarar ehl-i imana
vermez. Eer hata etse verse, abuk tvbe etmek lzmdr.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Ben hem Risale-i Nur'u, hem sizleri, hem kendimi, Hsrev ve
Hfz ve Bartn'l Seyyid'in kymetdar mjdeleriyle hem tebrik, hem
tebir ediyorum. Evet bu sene hacca gidenler, Mekke-i Mkerreme'de
Nur'un kuvvetli mecmualarn byk limlerin hem Araba, hem
Hinde tercme ve nere almalar gibi; Medine-i Mnevvere'de
dahi o derece makbul olmu ki, Ravza-i Mutahhara'nn makber-i
saadeti stnde konulmu. Hac Seyyid, kendi gzyle As-y Musa
mecmuasn kabr-i Peygamber (A.S.M.) zerinde grm. Demek
makbul- Nebev olmu ve rza-y Muhammed Aleyhissalt
Vesselm dairesine girmi. Hem niyet ettiimiz ve buradan giden
haclara dediimiz gibi, Nurlar bizim bedelimize o mbarek
makamlar ziyaret etmiler. Hadsiz kr olsun, Nur'un kahramanlar
bu mecmualar tashihli olarak neretmeleriyle pekok faidelerinden
birisi de; beni tashih vazifesinden ve merakndan kurtard gibi,
kalemle yazlan sair nshalara tam bir me'haz olmak cihetinde yzer
tashihi hkmne getiler. Cenab- Erhamrrhimn o mecmualarn
herbir harfine mukabil onlarn defter-i hasenatlarna bin hasene
yazdrsn. mn, mn, mn.
* * *
Mjdeli ve tabiri km latif bir r'ya
Bana hizmet eden Ali geldi, dedi: "Ben r'yada grdm ki, sen
Hsrev'le beraber Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n elini ptn."
Birden bir mektub aldm ki, Hsrev'in hattyla yazlan As-y Musa
mecmuasn kabr-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm zerinde
haclar grmler. Demek benim bedelime Peygamber Aleyhissalt
Vesselm'n manev elini, Hsrev kaleminin vastasyla pm ve
rza-y Nebeviyeye mazhar olmu.
* * *




--- sh:(:489) ----
..-,....
Aziz, sddk kardelerim ve hapis arkadalarm!
Evvel: Sureten grmediimizden merak etmeyiniz. Bizler
manen her zaman gryoruz. Benim ehemmiyetsiz ahsma bedel,
Nurdan elinize geen hangi risaleyi okusanz veya dinleseniz, benim
di ahsm yerine Kur'ann bir hdimi haysiyetiyle beni o risale
ierisinde grp sohbet edersiniz. Zten ben de sizinle btn
dualarmda ve yazlarnzda ve alkanzda hayalimde gryorum ve
bir dairede beraber bulunmamzdan her vakit gryoruz gibidir.
Sniyen: Bu yeni Medrese-i Yusufiye'deki Risale-i Nur'un
yeni talebelerine deriz: Kuvvetli hccetlerle hatt ehl-i vukufu da
teslime mecbur eden iarat- Kur'aniye ile Nur'un sadk akirdleri iman
ile kabre girecekler. Hem irket-i maneviye-i Nuriyenin feyziyle
herbir akird derecesine gre umum kardelerinin manev kazanlarna
ve dualarna hissedar olur. Gya deta binler dil ile istifar eder,
ibadet eder. Bu iki faide ve netice, bu acib zamanda btn zahmetleri,
skntlar hie indirir; pek ok ucuz olarak o iki kymetdar krlar
sadk mterilerine verir.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Afyon mdafaanamesinin hem bize, hem bu Nurlara, hem bu
memlekete, hem lem-i slm'a alkadar ehemmiyetli hakikatlar var.
Herhalde bunu yeni hurufla be-on nsha karmak lzmdr, t
Ankara makamatna gnderilsin. Bizi tahliye ve tecziye etseler de hi
ehemmiyeti yok. imdi vazifemiz; o mdafaattaki hakikatlar hem
hkmete, hem adliyelere, hem millete bildirmektir. Belki de kader-i
lah bizi bu dershaneye sevketmesinin bir hikmeti de budur. Mmkn
olduu kadar abuk makine ile ksn. Bizi bugn






--- sh:(:490) ----
tahliye etseler, biz yine onu bu makamata vermee mecburuz. Sizi
aldatp te'hir edilmesin. Artk yeter! Ayn mes'ele iin onbe senede
defa bu eedd-i zulm ve bahaneler ve emsalsiz ikencelere kar son
mdafaamz olsun. Madem kanunen kendimizi mdafaa etmek iin
sbk mahkemelerde makineyi bize vermiler, burada o hakkmz
bizden hi bir kanunla men'edemezler. Eer resmen are bulmadnz
ise, hariten bizim avukat hereyden evvel bunun -makine ile- be
nshasn karsn, hem shhatna ok dikkat edilsin.
Said Nurs
* * *
Aziz yeni kardelerim ve eski mahpuslar!
Benim kat' kanaatm gelmi ki; buraya girmemizin inayet-i
lahiye cihetinde bir ehemmiyetli sebebi sizsiniz. Yani sizi, Nurlar
tesellileriyle ve imann hakikatlaryla sizi bu hapis musibetinin
skntlarndan ve dnyev ok zararlarndan ve boubouna gam ve
hzn ile giden hayatnz faidesizlikten, bd-i heva zayi' olmasndan
ve dnyanzn alamas gibi hiretinizi alamaktan kurtarp tam bir
teselli size vermektir. Madem hakikat budur. Elbette siz dahi, Denizli
mahpuslar ve Nur talebeleri gibi birbirinize kar karde olmanz
lzmdr. Gryorsunuz ki; bir bak iinize girmemek ve birbirinize
tecavz etmemek iin dardan gelen btn eyanz ve yemek ve
ekmeinizi ve orbanz kartryorlar. Size sadakatla hizmet eden
gardiyanlar ok zahmet ekiyorlar. Hem siz beraber teneffse
kmyorsunuz, gya canavar ve vahi gibi birbirinize saldracaksnz.
te imdi sizin gibi ftr kahramanlk damarn tayan yeni arkadalar,
bu zamanda manev byk bir kahramanlk ile heyet-i idareye deyiniz
ki: "Deil elimize bak, belki mavzer ve rovelver verilse, hem emir
de verilse, biz bu bare ve bizim gibi musibetzede arkadalarmza
dokunmayacaz. Eskide yz dmanlk ve adavetimiz dahi olsa da,
onlar hell edip hatrlarn krmamaa alacamza, Kur'ann ve
imann ve uhuvvet-i slmiyenin ve maslahatmzn emriyle ve
iradyla karar verdik." diyerek, bu hapsi bir mbarek dershaneye
eviriniz.
* * *





--- sh:(:491) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Ehl-i dnya bir siyasette ve bir san'atta ve bir vazifede, ya bir
hayat- itimaiyeye ait bir hizmette ve husus bir nevi ticarette bulunan
herbir taifenin bir nevi kongrede toplanmas ve mzakeresi gibi; iman-
tahkik hizmet-i kudsiyesinde bulunan Nur talebeleri dahi kader-i
lahiyenin emriyle ve inayet-i Rabbaniyenin tensibi ve sevkiyle bu
Medrese-i Yusufiye kongresine gelmesinde inallah pek ok
kymetdar manev faide ve ehemmiyetli neticeler ihsan edilecek ve
Nur'un erknlar herbiri bir elif gibi tek bana bir yerde bir kymeti
varsa, bir elif elifle omuz omuza verip halen grse binyzonbir
olmas gibi, bu itimada kymeti ve inallah kuds hizmeti ve sevab
bin olur.. o elif elfn olur.
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Bugn benim pencerelerimi mhlamalarnn sebebi,
mahpuslarla mrafaa ve selmlamamaktr. Zahirde baka bahane
gsterdiler. Hi merak etmeyiniz. Bilakis benim ehemmiyetsiz ahsm
ile megul olup Nurlara ve talebelerine ok sknt vermediklerinden,
beni cidden ve kalben onlarn ahs ihanetler ve ikencelerle tazib
etmeleri, Nurlarn ve sizlerin bedeline olduu ve bir derece Nurlara
ilimemeleri cihetinde memnunum ve sabr iinde krederim, merak
etmiyorum. Siz dahi hi mteessir olmaynz. Gizli dmanlarmz
memurlarn nazar- dikkatini ahsma evirmesinden, Nurlarn ve
talebelerinin selmet ve maslahatlar noktasnda bir inayet ve bir hayr
var diye kanaatm var. Baz kardelerimiz hiddet edip dokunakl
konumasnlar, hem ihtiyatla hareket etsinler ve tela etmesinler, hem
herkese bu mes'eleden bahis amasnlar. nki safdil kardelerimiz ve
ihtiyata daha almayan yeni kardelerimizin szlerinden mana karan
casuslar bulunur. Habbeyi kubbe yapar, ihbar edebilir. imdi
vaziyetimiz aka kaldrmyor. Bununla beraber hi endie etmeyiniz.
Biz inayet-i lahiye altndayz ve btn meakkatlara kar kemal-i
sabrla belki kr ile mukabele etmee azmetmiiz. Bir dirhem
zahmet, bir batman rahmet ve sevab netice verdiinden, kretmee
mkellefiz.
Said Nurs
* * *
--- sh:(:492) ----
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
ki ehemmiyetli sebeb ve bir kuvvetli ihtara binaen ben btn
vazife-i mdafaat buraya gelen ve gelecek Nur erknlarna brakmaa
kalben mecbur oldum. Hususan (H,R,T,F,S) (*)
Birinci Sebeb: Ben hem sorgu dairesinde, hem ok
emarelerden kat' bildim ki, bana kar ellerinden geldii kadar
mkilt yapmaa ve fikren onlara galebe etmemden kamaa
alyorlar ve resmen de onlara i'ar var. Gya ben konusam,
mahkemeleri ilzam edecek derecede ve diplomatlar susturacak bir
iktidar- ilm ve siyas gstereceim diye benim konumama
bahanelerle mani oluyorlar. Hatt sorguda bir suale kar dedim:
"Tahattur edemiyorum." O hkim taaccb ve hayretle dedi: "Senin
gibi fevkalde acib zekvet ve ilim sahibi nasl unutur?" Onlar Risale-i
Nur'un hrika yksekliklerini ve ilm tahkikatn benim fikrimden
zannedip dehet almlar. Beni konuturmak istemiyorlar. Hem gya
benim ile kim grse birden Nur'un fedakr bir talebesi olur. Onun
iin beni grtrmyorlar. Hatt Diyanet Reisi dahi demi: "Kim
onunla grse, ona kaplr.. cazibesi kuvvetlidir."
Demek imdi iimi de sizlere brakmaa maslahatmz iktiza
ediyor. Ve yannzdaki yeni ve eski mdafaatlarm benim bedelime
sizin meveretinize itirak eder, o kfidir.
kinci Sebeb: Baka vakte brakld. Amma ihtar- manevnin
ksa bir iareti udur: Bana yirmibe sene siyaseti ve gazeteleri ve sair
ok fni eyleri terkettiren ve onlarla meguliyeti men'eden gayet
kuvvetli bir vazife-i uhreviye ve tesirli bir halet-i ruhiye benim bu
mes'elenin teferruatyla itigal etmeme kat'iyyen mani oluyorlar.
Sizler, bazan arasra iki dava vekilinizle meveretle benim vazifemi
dahi grrsnz.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
imdi namazda bir htra kalbe geldi ki: Kardelerin ziyade
hsn- zanlarna binaen, senden madd ve manev ders ve yardm ve
himmet

(*): Hsrev, Re'fet, Tahir, Feyzi, Sabri.
--- sh:(:493) ----
bekliyorlar. Sen nasl dnya ilerinde haslar tevkil ettin, erknlarn
meveretlerine braktn ve isabet ettin. Aynen yle de; uhrev ve
Kur'an ve iman ve ilm ilerinde dahi Risale-i Nur'u ve akirdlerinin
ahs- manevlerini tevkil ile o hlis, muhlis haslarn ahs- manevleri
senden ok mkemmel o vazifeni kendi vazifeleriyle beraber yaparlar.
Hem daima da imdiye kadar yapyorlar. Mesel, seninle gren
muvakkat bir dirhem ders ve nasihat alsa, Risale-i Nur'dan bir
cz'nden yz dirhem ders alabilir. Hem senin yerinde ondan nasihat
alr, sohbet eder. Hem Nur akirdlerinin haslar, bu vazifeni her vakit
yapyorlar. Ve inallah pek yksek bir makamda bulunan ve duas
makbul olan onlarn ahs- manevleri, daim beraberlerinde bir stad
ve yardmcdr diye ruhuma hem teselli, hem mjde, hem istirahat
verdi.
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Bu iki gn zarfnda iki kk patlak, zahir hi bir sebeb
yokken acib, manidar bir tarzda olmas tesadfe benzemiyor.
Birincisi: Kouumda muhkem demirden olan soba birden
kuvvetli tabanca gibi ses verip aasndaki kaln ve metin demiri
bomba gibi patlad, iki para oldu. Terzi Hamdi korktu, bizi hayret
iinde brakt. Halbuki ok defa kta ta kmr ile kzgn
krmzlat halde tahamml ediyordu.
kincisi: kinci gn Feyzilerin kouunda hi bir sebeb yokken
birden su destisi stnde duran bardak acib surette para para oldu.
Hatra geliyor ki; inallah bize zarar dokunmadan, aleyhimizdeki
dehetli bombalar Ankara'nn alt makamatna gnderilen mdafaat
nshalar patlattrdlar, bize zarar vermeden aleyhimize atelenen ve
kzan hiddet sobas iki para oldu. Hem ihtimal var ki; mbarek
soba, benim teessratm ve tazarruatm dinleyen tek ve menfaatli
arkadam bana haber veriyor ki: "Bu zindan ve hapishaneden
gideceksin, bana ihtiya kalmad."
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Bugn manev bir ihtar ile sizin hesabnza bir tela, bir hzn


--- sh:(:494) ----
bana geldi. abuk kmak isteyen ve derd-i maiet iin endie eden
kardelerimizin hakikaten beni mteellim ve mahzun ettii ayn
dakikada bir mbarek hatra ile bir hakikat ve bir mjde kalbe geldi ki:
Be gnden sonra ok mbarek ve ok sevabl ibadet aylar olan
uhur-u selse gelecekler. Her hasenenin sevab baka vakitte on ise,
Receb-i erifte yzden geer, aban- Muazzamda yzden ziyade
ve Ramazan- Mbarekte bine kar ve cuma gecelerinde binlere ve
Leyle-i Kadir'de otuzbine kar. Bu pekok uhrev faideleri kazandran
ticaret-i uhreviyenin bir kuds pazar ve ehl-i hakikat ve ibadet iin
mmtaz bir meheri ve ayda seksen sene bir mr ehl-i imana
temin eden uhur-u selseyi byle bire on kr veren Medrese-i
Yusufiye'de geirmek, elbette byk bir krdr. Ne kadar zahmet
ekilse ayn- rahmettir. badet cihetinde byle olduu gibi, Nur
hizmeti dahi nisbeten -kemmiyet deilse de keyfiyet itibariyle- bire
betir. nki bu misafirhanede mtemadiyen giren ve kanlar, Nur'un
derslerinin intiarna bir vastadr. Bazan bir adamn ihlas, yirmi
adam kadar faide verir. Hem Nur'un srr- ihlas; siyasetkrane
kahramanlk damarn tayan, Nur'un tesellilerine pekok muhta
bulunan mahpus bareler iinde intiar iin bir para zahmet ve
sknt olsa da, ehemmiyeti yok. Derd-i maiet ciheti ise: Zten bu
ay hiret pazar olmasndan herbiriniz ok akirdlerin bedeline, hatt
baznz bin adamn yerinde buraya girdiinden, elbette sizin haric
ilerinize yardmlar olur diye tamamyla ferahlandm ve bayrama
kadar burada bulunmak byk bir nimettir bildim.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Receb-i erifinizi ve yarnki "Leyle-i Regaib"inizi
ruh-u canmzla tebrik ederiz.
Sniyen: Me'yus olmaynz, hem merak ve tela etmeyiniz,
inayet-i Rabbaniye inallah imdadmza yetiir. Bu aydan beri
aleyhimizde ihzar edilen bomba patlad. Benim sobam ve Feyzilerin
su barda ve Hsrev'in iki su bardaklarnn verdikleri haber doru




--- sh:(:495) ----
kt. Fakat dehetli deil, hafif oldu. nallah o ate tamamen
snecek. Btn hcumlar, ahsm rtmek ve Nur'un ftuhatna
bulant vermektir. Emirda'ndaki malm mnafktan daha muzr ve
gizli zndklarn elinde let bir adam ve bid'atkr bir yarm hoca ile
beraber btn kuvvetleriyle bize vurmaya altklar darbe, yirmiden
bire inmi. nallah o bir dahi, bizi mecruh ve yaral etmeyecek ve
dndkleri ve kasdettikleri bizi birbirinden ve Nurlardan karmak
plnlar dahi akm kalacak. Bu mbarek aylarn hrmetine ve pekok
sevab kazandrmalarna itimaden sabr ve tahamml iinde kr ve
tevekkl etmek ve
,.:!_._.,..!._._.
dsturuna teslim olmak elzemdir, vazifemizdir.
Said Nurs
* * *
Babakanla, Adliye Bakanlna, Dhiliye Bakanlna
(*)

Hrriyet ilnn, Birinci Harb-i Umumyi, mtareke
zamanlarn, Mill Hkmetin ilk teekkln ve Cumhuriyet
zamann birden derkeden btn hkmet ricali, beni pek iyi tanrlar.
Bununla beraber, msaadenizle hayatma bir sinema eridi gibi sizinle
beraber gz gezdirelim.
Bitlis vilayetine tbi Nurs kynde doan ben; talebe
hayatmda rastgelen limlerle mcadele ederek, ilm mnakaalarla
karma kanlar inayet-i lahiye ile malub ede ede stanbul'a kadar
geldim. stanbul'da bu fetli hret iinde mcadele ederek nihayet
rakiblerimin ifsadatyla merhum Sultan Abdlhamid'in emriyle
tmarhaneye kadar srklendim. Hrriyet ilnyla ve "31 Mart
Vak'as"ndaki hizmetlerimle "ttihad ve Terakki" hkmetinin nazar-
dikkatini celbettim. Cmi-l Ezher gibi "Medreset-z Zehra" namnda
bir slm niversitesinin Van'da almas teklifi ile karlatm. Hatt
(*): Bu yaz, Afyon hapsinde mevkuf iken Hz. stadmzn izniyle
avukatlar tarafndan kaleme alnarak, mezkr makamata
gnderilmitir.
Sungur



--- sh:(:496) ----
temelini attm. Birinci harbin patlamasyla talebelerimi bama
toplayarak gnll alay kumandan olarak harbe itirak ettim. Kafkas
cephesinde, Bitlis'te esir dtm. Esaretten kurtularak stanbul'a
geldim. "Dr-l Hikmet-il slmiye"ye a'za oldum. Mtareke
zamannda, istila kuvvetlerine kar btn mevcudiyetimle stanbul'da
altm. Mill hkmetin galibiyeti zerine, yaptm hizmetler
Ankara hkmetince takdir edilerek Van'da niversite amak teklifi
tekrarland.
Buraya kadar geen hayatm bir vatanperverlik hali idi. Siyaset
yoluyla dine hizmet hissini tayordum. Fakat bu andan itibaren
dnyadan tamamen yz evirdim ve kendi stlahma gre Eski Said'i
gmdm. Bsbtn hiret ehli Yeni Said olarak dnyadan elimi
ektim. Tam bir inziva ile bir zaman stanbul'un Yua Tepesi'ne
ekildim. Daha sonra doduum yer olan Bitlis ve Van tarafna
giderek maaralara kapandm. Ruh ve vicdan hazzmla babaa
kaldm. "Ez billahi mineeytani vessiyase" yani, "eytandan ve
siyasetten Allah'a snrm" dsturuyla kendi ruh lemime daldm.
Ve Kur'an- Azman'n tedkik ve mtalaasyla vakit geirerek Yeni
Said olarak yaamaa baladm. Fakat kaderin cilveleri, beni menf
olarak muhtelif yerlerde bulundurdu. Bu esnada Kur'an- Kerim'in
feyzinden kalbime doan fyuzat yanmdaki kimselere yazdrarak bir
takm risaleler vcuda geldi. Bu risalelerin heyet-i mecmuasna
"Risale-i Nur" ismini verdim. Hakikaten Kur'ann nuruna istinad
edildii iin, bu isim vicdanmdan domu. Bunun ilham- lah
olduuna btn imanmla kaniim ve bunlar istinsah edenlere
"Brekllah" dedim. nki, iman nurunu bakalarndan esirgemeye
imkn yoktu. Bu risalelerim, bir takm iman sahibleri tarafndan
birbirinden alnarak istinsah edildi. Bana byle bir kanaat verdi ki,
mslmanlarn zedelenen imanlarn takviye iin bir sevk-i lahdir.
Bu sevk-i lahye hi bir sahib-i iman mani olamayaca gibi, tevike
de dinen mecbur bulunduumu hissettim. Zten bugne kadar
yzotuzu bulan bu risaleler tamamen hiret ve iman bahislerine ait
olup, siyasetten ve dnyadan kasd olarak bahsetmez. Buna ramen
bir takm frsat dknlerinin de itigal mevzuu oldu. zerinde
tedkikat yaplarak Eskiehir, Kastamonu, Denizli'de tevkif edildim;
muhakemeler oldu. Neticede hakikat tecelli etti, adalet yerini buldu.


--- sh:(:497) ----
Fakat bu dknler bir trl usanmadlar. Bu defa da beni tevkif
ederek Afyon'a getirmilerdir. Mevkufum, isticvab altndaym. Bana
unlar isnad ediyorlar.
1- Sen siyas bir cem'iyet kurmusun.
2- Sen rejime aykr fikirler nerediyorsun.
3- Siyas bir gaye peindesin.
Bunlarn esbab- mcibe ve delilleri de, risalelerimin iki-
nden on-onbe cmleleridir. Sayn bakan!. Napolyon'un dedii
gibi, "Bana tevili kabil olmayan bir cmle getiriniz, sizi onunla i'dam
edeyim." Beerin azndan kan hangi cmle vardr ki, tevillerle
crm ve su tekil etmesin. Bilhassa benim gibi yetmibe yana
varm ve btn dnya hayatndan elini ekmi, srf hiret hayatna
hasr- hayat etmi bir adamn yazlar elbette serbest olacaktr. Hsn-
niyete makrun olduu iin pervasz olacaktr. Bunlar tedkikle altnda
crm aramak insafszlktr. Baka birey deildir. Binaenaleyh, bu
yzotuz risalemden hi birisinde dnya iini alkalandran bir maksad
yoktur. Hepsi Kur'an nurundan iktibas edilen hiret ve imana taalluk
eder. Ne siyas ve ne de dnyev hi bir gaye ve maksad yoktur.
Nitekim hangi mahkeme ie balam ise, ayn kanaatla beraet kararn
vermitir. Binaenaleyh lzumsuz mahkemeleri igal etmek ve masum
iman sahiblerini ilerinden glerinden alkoymak, vatan ve millet
namna yazktr. Eski Said btn hayatn vatan ve milletin saadeti
urunda sarfetmiken, btn btn dnyadan el ekmi, yetmibe
yana gelmi Yeni Said, nasl olur da siyasetle itigal eder. Buna
tamamen siz de kanisiniz.
Birtek gayem vardr: O da, mezara yaklatm bu zamanda,
slm memleketi olan bu vatanda bolevik baykularnn seslerini
iitiyoruz. Bu ses, lem-i slmn iman esaslarn zedeliyor. Halk,
bilhassa genleri imansz yaparak kendisine balyor. Ben btn
mevcudiyetimle bunlarla mcadele ederek genleri ve mslmanlar
imana davet ediyorum. Bu imansz kitleye kar mcadele ediyorum.
Bu mcahedem ile inallah Allah huzuruna girmek istiyorum, btn
faaliyetim budur. Beni bu gayemden alkoyanlar da, korkarm ki
bolevikler olsun! Bu iman dmanlarna kar mcahede aan dindar
kuvvetlerle el ele



--- sh:(:498) ----
vermek, benim iin mukaddes bir gayedir. Beni serbest braknz. El
birliiyle, komnistlikle zehirlenen genlerin slahna ve memleketin
imanna, Allah'n birliine hizmet edeyim.
Mevkuf
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Bu dnyada hususan bu zamanda, hususan musibete denlere
ve bilhassa Nur akirdlerindeki dehetli skntlara ve me'yusiyetlere
kar en tesirli are, birbirine teselli ve ferah vermek ve kuvve-i
maneviyesini takviye etmek ve fedakr hakik karde gibi birbirinin
gam ve hzn ve skntlarna merhem srmek ve tam efkatle kederli
kalbini okamaktr. Mabeynimizdeki hakik ve uhrev uhuvvet,
gcenmek ve tarafgirlik kaldrmaz. Madem ben size btn kuvvetimle
itimad edip bel balamm ve sizin iin, deil yalnz istirahatm ve
haysiyetimi ve erefimi, belki sevinle ruhumu da feda etmee karar
verdiimi bilirsiniz, belki de gryorsunuz. Hatt kasemle temin
ederim ki: Sekiz gndr Nur'un iki rkn zahir birbirine nazlanmak
ve teselli yerine hzn vermek olan ehemmiyetsiz hdisenin bu srada
benim kalbime verdii azab cihetiyle, "Eyvah, eyvah! El'aman,
el'aman! Ya Erhamerrhimn meded! Bizi muhafaza eyle, bizi cinn ve
ins eytanlarn errinden kurtar, kardelerimin kalblerini birbirine tam
sadakat ve muhabbet ve uhuvvet ve efkatle doldur." diye hem ruhum,
hem kalbim, hem aklm feryad edip aladlar.
Ey demir gibi sarslmaz kardelerim! Bana yardm ediniz.
Mes'elemiz ok naziktir. Ben sizlere ok gveniyordum ki, btn
vazifelerimi ahs- manevnize brakmtm. Siz de, btn kuvvetinizle
benim imdadma komanz lzm geliyor. Geri hdise pek cz' ve
geici ve kk idi. Fakat saatimizin zenbereine ve gzmzn
hadekasna gelen bir sa, bir zerrecik dahi incitir. Ve bu noktada
ehemmiyetlidir ki, madd patlak ve manev mahedeler tam
tamna haber verdiler.
Said Nurs
* * *


--- sh:(:499) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Sobamn ve Feyzilerin ve Sabri ve Hsrev'in iki su bardaklar
para para olmas dehetli bir musibet geldiini haber vermitiler.
Evet bizim en kuvvetli nokta-i istinadmz olan hakik tesand ve
birbirinin kusuruna bakmamak ve Hsrev gibi Nur kahramanndan -
benim yerimde ve Nur'un ahs- manevsinin ok ehemmiyetli bir
mmessili olmasndan- hi bir cihetle gcenmemek elzemdir. Ben ka
gndr dehetli bir sknt ve me'yusiyet hissettiimden
"Dmanlarmz bizi malub edecek bir are bulmular" diye ok tela
ederdim. Hem sobam, hem hayal ayn- hakikat mahedem doru
haber vermiler. Sakn, sakn, sakn! abuk bu imdiye kadar demir
gibi kuvvetli tesandnz tamir ediniz. Vallahi bu hdisenin bizim
hapse girmemizden daha ziyade Kur'an ve iman hizmetimize -hususan
bu srada- zarar vermek ihtimali kavdir.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Leyle-i Mi'rac, ikinci bir Leyle-i Kadir hkmndedir. Bu gece
mmkn olduka almakla kazan birden bine kar. irket-i
maneviye srryla, inallah herbiriniz krkbin dil ile tesbih eden baz
melekler gibi, krkbin lisan ile bu kymetdar gecede ve sevab ok bu
ilehanede ibadet ve dualar edeceksiniz ve hakkmzda gelen frtnada
binden bir zarar olmamasna mukabil, bu gecedeki ibadet ile
kredersiniz. Hem sizin tam ihtiyatnz tebrik ile beraber,
hakkmzda inayet-i Rabbaniye pek zahir bir surette tecelli ettiini
tebir ederiz.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Sizin Leyle-i Mi'racnz btn ruh u canmla tebrik
ederim.





--- sh:(:500) ----
Sniyen: Yirmi seneden beri bir davamz ki, asayie mmkn
olduu kadar Nur akirdleri dokunmuyorlar. Ve bize hcum edenlere,
en bata emniyeti ve asayii bozmak davalarna bir emare ve davamz
cerhetmee bahane olmas kuvvetle muhtemel bulunan bu hapis
hdisesi, inayet-i lahiye ile hrika bir tarzda, sizin sadakat ve
ihlasnzn bir kerameti olarak yzde bire indi. Kubbe habbe edildi.
Yoksa hakkmzda habbeyi kubbe yapanlar bundan istifade edip,
aleyhimizdeki iftiralarn oklara inandracaklard.
Slisen: Beni merak etmeyiniz. Sizinle bir binada bulunmam,
her zahmetimi ve skntm hie indirir. Zten burada toplanmamzn
ok cihetlerle ehemmiyeti var. Ve hizmet-i imaniyeye faideleri oktur.
Hatt bu defa, tetimme-i itirazdaki ehemmiyetli baz hakikatlar o alt
makamata gidip, tam dikkatlerini celbedip hkmn bir derece
onlarda icra etmesi, btn skntlarmz hie indirdi.
Rbian: Mmkn olduu kadar Nurlarla meguliyet hem
skntlar izale eder, hem be nevi ibadet saylabilir.
Hmisen: Nur'un dersleri vastasyla, geen musibet yzden
bire indi. Yoksa zemin ve zamann nezaketi cihetiyle, baruta ate
atmak hkmnde o tek habbe kubbeler olacakt. Hatt resm bir ksm
memurlar demiler ki: "Nur dersini dinleyenler karmadlar." Eer
umum dersini dinleseydi, hibirey olmazd. Siz mmkn olduu
kadar ikilie meydan vermeyiniz. Hapis skntsna bakas ilve
olmasn. Mahpuslar dahi Nurcular gibi karde olsunlar, birbirinden
ksmesinler.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk, muhlis kardelerim!
Bizler imkn dairesinde btn kuvvetimizle Lem'a-i hlas'n
dsturlarn ve hakik ihlasn srrn mabeynimizde ve birbirimize kar
istimal etmek, vcub derecesine gelmi. Kat' haber aldm ki, aydan
beri buradaki has kardeleri birbirine kar mereb veya fikir
ihtilafyla bir soukluk vermek iin adam tayin edilmi. Hem metin
Nurcular usandrmakla sarsmak ve nazik ve tahammlszleri
evhamlandrmak ve hizmet-i Nuriyeden vazgeirmek iin sebebsiz
mahkememizi uzatyorlar. Sakn sakn!. imdiye kadar
mabeyninizdeki


--- sh:(:501) ----
fedakrane uhuvvet ve samimane muhabbet sarslmasn. Bir zerre
kadar olsa bile, bize byk zarar olur. nki pek az bir sarsnt,
Denizli'de (......) gibi hocalar yabaniletirdi. Bizler birbirimize -lzum
olsa- ruhumuzu feda etmee, hizmet-i Kur'aniye ve imaniyemiz iktiza
ettii halde, skntdan veya baka eylerden gelen titizlikle hakik
fedakrlar birbirine kar ksmee deil, belki kemal-i mahviyet ve
tevazu ve teslimiyetle kusuru kendine alr; muhabbetini, samimiyetini
ziyadeletirmee alr. Yoksa habbe kubbe olup tamir edilmeyecek
bir zarar verebilir. Sizin ferasetinize havale edip ksa kesiyorum.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Ehemmiyetli bir manev ihtara binaen size imdilik bir-iki
vazife-i Nuriye var ki, btn kuvvetinizle bu nc Medrese-i
Yusufiye'de musibetzede bare mahpuslar iinde ikilik ve
garazkrane tarafgirlik dmemek iin Nur dersleriyle almaktr.
nki ihtilaftan ve garaz ve kin ve inaddan istifadeye alan, perde
altnda dehetli mfsidler var. Madem bu hapis arkadalarmz ou
lzum olsa vatanna ve milletine ve ahbabna fedakrane ruhunu feda
ettiren kahramanlk damarn tayorlar. Elbette o civanmerdler,
inadn ve garazn ve adavetini, milletin selmeti ve bu hapis istirahat
ve perde altnda anarilie abalayan bolevizmi alayanlarn
ifsadlarndan kurtulmak iin, hi menfaat bulunmayan ve bu frtnal
zamanda zarar ok olan adavetini ve inadn feda etmeleri lzmdr.
Yoksa bu zamanda baruta ate atmak gibi hem yz bare mahpuslara,
hem Nur'un masum talebelerine, hem bu Afyon memleketine
ehemmiyetli zahmetlere, sarsntlara, belki memlekete giren ecnebi
komitesi parmaklarnn ilimesine bir vesile olur. Madem bizler
onlarn hatrlar iin kader-i lahiyle buraya girdik ve bir ksmmz
onlarn saadeti ve manev rahatlar iin buradan kmak istemiyoruz
ve istirahatmz onlar iin feda edip her skntya sabr ve tahamml
ediyoruz; elbette o yeni kardelerimiz dahi Denizli mahpuslar gibi,
kardeliimiz hatr iin, aban ve ramazan hrmetine birbirine
ksmemek ve karde olup barmak lzm ve elzemdir. Zten biz ve
ben, onlar Nur talebeleri dairesinde biliriz ve dualarmza girmiler.
Said Nurs
* * *


--- sh:(:502) ----
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: .!.,..-.._,,-!srryla, inallah
mahkememizin te'hirinde ve tahliye olan kardelerimizin yine
mahkeme gnnde burada bulunmalarnda byk hayrlar var.
Evet Risale-i Nur'un mes'elesi; lem-i slmda, hususan bu
memlekette kll bir ehemmiyeti bulunduundan byle heyecanl
toplamalar ile umumun nazar- dikkatini Nur hakikatlarna celbetmek
lzmdr ki, midimizin ve ihtiyatmzn ve gizlememizin ve
muarzlarn kltmelerinin fevkinde ve ihtiyarmzn haricinde byle
aaa ile Risale-i Nur kendi derslerini dost ve dmana aikren
veriyor. En mahrem srlarn en nmahremlere ekinmeyerek
gsteriyor. Madem hakikat budur, biz kck skntlarmz kinin
gibi bir ac il bilip sabr ve kretmeliyiz, "Yhu bu da geer"
demeliyiz.
Sniyen: Bu Medrese-i Yusufiye'nin nzrna yazdm: Ben
Rusya'da esir iken, en evvel Bolevizm'in frtnas hapishanelerden
balad gibi, Fransz htill-i Kebiri dahi en evvel hapishanelerden
ve tarihlerde serseri namyla ydedilen mahpuslardan kmasna
binaen; biz Nur akirdleri, hem Eskiehir, hem Denizli, hem burada
mmkn olduka mahpuslarn slahna altk. Eskiehir ve
Denizli'de tam faidesi grld. Burada daha ziyade faide olacak ki, bu
nazik zaman ve zeminde Nur'un dersleriyle geen frtnack (Hasiye)
yzden bire indi. Yoksa ihtilaftan ve byle hdiselerden istifade eden
ve frsat bekleyen haric muzr cereyanlar, o baruta ate atp bir yangn
kacakt.
Said Nurs
* * *
(Haiye): Bu frtna ise Afyon hapsinde bir isyan kt, hi bir Nur talebesi
karmad.





--- sh:(:503) ----
..-,....
Aziz, sddk, sarslmaz, skntdan usanp bizlerden
ekilmez kardelerim!
imdi madd, manev bir skntdan nefsim sizin hesabnza
beni mahzun eylerken, birden kalbe geldi ki; hem senin, hem buradaki
kardelerin tek birisiyle yaknda grmek iin bu zahmet ve
meakkatin baka surette on mislini ekseydiniz yine ucuz olurdu.
Hem Nur'un takvadarane ve riyazetkrane merebi, hem umuma ve en
muhtalara hatt muarzlara ders vermek meslei, hem dairesindeki
ahs- manevyi konuturmak iin eski zamanda ehl-i hakikatn senede
hi olmazsa bir-iki defa itimalar ve sohbetleri gibi; Nur akirdlerinin
de, birka senede en msaid olan Medrese-i Yusufiye'de bir defa
toplanmalarnn lzumu cihetinde bin sknt ve meakkat dahi olsa
ehemmiyeti yoktur. Eski hapislerimizde birka zaf kardelerimizin
usanp daire-i Nuriyeden ekinmeleri onlara pek byk bir hasaret
oldu ve Nurlara hi zarar gelmedi. Onlarn yerine daha metin, daha
muhlis akirdler meydana ktlar. Madem dnyann bu imtihanlar
geicidir, abuk giderler. Sevablarn, meyvelerini bizlere verirler. Biz
de inayet-i lahiyeye itimad edip sabr iinde kretmeliyiz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Son iki paray ya eski harf veya makine harfiyle
bera-y malmat gayr- resm mahkeme reisine mnasib grdnz
bir cidd adamla verdiiniz vakit ayr bir pusula da ona yaznz ki;
Said size teekkr eder, der: "Pencereleri atlar. Fakat hibir
kardeim ve hizmetilerime, yanma gelmee mddeiumum msaade
vermiyor. Hem ztnzdan ok rica eder ki, mahkemede bulunan
mu'cizatl ve antika Kur'ann ona veriniz ki bu mbarek aylarda
okusun. O hrika Kur'anndan cz' Diyanet Riyaseti'ne nmune
iin gndermiti, t fotorafla tab'na alsnlar. Hem onun ile beraber
Risale-i Nur'un mahkemedeki mecmualardan birisini sizden istiyor ki,
bu tecrid-i mutlakta ve yalnzlkta ve iddetli skntlarnda
mtalaasyla bir medar- tesellisi ve bir arkada olsun. Zten o
mecmualar -drt mahkeme grdkleri ve ilimedikleri gibi;
--- sh:(:504) ----
haclarn ehadet ve mahedeleriyle, o byk mecmualar hem
Mekke-i Mkerreme'de, hem Medine-i Mnevvere'de, hem am-
erif'te ve Haleb'de, hem Msr Cmi-l Ezher'indeki byk limler
ok takdir ve tahsin edip hi tenkid ve itiraz etmemiler.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Hizb-i Nur'den Feyzilerin yannda iki nsha var. Eer onlara
lzum yoksa, birisi bana gnderilsin veya Mehmed Feyzi daha bir
nshay yazsn. Hem Ramazaniye Risalesi ve matbu' yet-l Kbra
burada bulunmak lzmdr. Mabeyninizdeki gerginlii abuk tamir
ediniz. Sakn, sakn az bir inhiraf Nur dairesine pek byk zarar
olacak. Skntdan gelen hislere kaplmaynz. Sobamn patlamas bu
musibete iaret idi.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim Hsrev ve Mehmed Feyzi, Sabri!
Ben sizlere btn kanaatmla itimad edip istirahat- kalble
kabre girmek ve Nurlarn selmetini size brakmak bekliyordum ve
hi bir ey sizi birbirinden ayrmayacak biliyordum. imdi dehetli bir
plnla, Nur'un erknlarn birbirinden soutmak iin resmen bir i'ar
var. Madem sizler lzum olsa birbirinize hayatnz, kuvvet-i
sadakatnz ve Nurlara iddetli alkanzn muktezas olarak feda
edersiniz. Elbette gayet cz' ve geici ve ehemmiyetsiz hissiyatnz
feda etmee mkellefsiniz. Yoksa kat'iyyen bizlere bu srada byk
zararlar olaca gibi, Nur dairesinden ayrlmak ihtimali var diye
titriyorum. gnden beri hi grmediim bir sknt beni tekrar
sarsyordu. imdi kat'iyyen bildim ki, gze bir sa dmek gibi az bir
nazlanmak sizin gibilerin mabeyninde hayat- Nuriyemize bir bomba
olur. Hatt size bunu da haber vereyim: Geen frtna ile bizi alkadar
gstermee ok allm. imdi, mabeyninizde az bir yabanilik
atmaa abalyorlar. Ben sizin hatrnz iin herbirinizden on derece
ziyade zahmet ektiim halde, sizden hi birinizin kusuruna
bakmamaa karar verdim. Siz dahi, hakl ve haksz olsa benlik
yapmamak, stadmz olan akirdlerin ahs- manevsi namna
istiyorum. Eer o acib yerde beraber bulunmaktan gizli parmaklar
karyorlar, biriniz Tahir'nin kouuna gidiniz.
Said Nurs
--- sh:(:505) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Rica ederim, nzn hakknda birbirinden ziyade
gcenmee ehemmiyet verdiimden gcenmeyiniz. nki Hsrev'le
Feyzi'de benim gibi insanlardan tevahhu ve sklmak var. Hem
birbirine bir derece merebce ayrdrlar. Ve Sabri ise, akraba ve tarz-
maiet cihetinde hayat- itimaiye ile birka vecihle alkadar ve
ihtiyata mecburdur. te nz bu ihtilaf- meslek ve mereb
haysiyetiyle o dadaal kouta ve skntl kalabalk iinde her halde
tam tahamml ve sabr edemediinizden ben tela edip vesvese
ediyorum. nki pek az bir muhalefet, bu srada pek zarar var.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim, bu Medrese-i Yusufiye'de ders
arkadalarm!
Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, btn senede bir kuds
ekirdek hkmnde ve mukadderat- beeriyenin proram nev'inden
olmas cihetiyle Leyle-i Kadr'in kudsiyetindedir. Herbir hasenenin
Leyle-i Kadir'de otuzbin olduu gibi, bu Leyle-i Berat'ta herbir amel-i
slihin ve herbir harf-i Kur'ann sevab yirmibine kar. Sair vakitte on
ise, uhur-u selsede yze ve bine kar. Ve bu kuds leyali-i
mehurede onbinler, yirmibin veya otuzbinlere kar. Bu geceler, elli
senelik bir ibadet hkmne geebilir. Onun iin elden geldii kadar
Kur'anla ve istifar ve salavatla megul olmak byk bir krdr.
Said Nurs
* * *
..-,....
_,.!_.!,:........,,.!.-,,,:,..,.!
Elli senelik bir manev ibadet mrn ehl-i imana
kazandrabilen Leyle-i Beratnz ruh-u canmzla tebrik ederiz.
Herbiriniz, irket-i maneviye srryla ve tesand- manev feyziyle
krk bin lisanla tesbih eden baz melekler gibi; herbir hlis, muhlis Nur
akirdlerini krkbin




--- sh:(:506) ----
dil ile istifar ve ibadet etmi gibi rahmet-i lahiyeden kanaat- tmme
ile mid ediyoruz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Evvel: Bid'akr baz hocalarn telkinatyla iddianamede,
slm Deccal ve mteaddid birka deccaln gelmesini kabul etmiyor
gibi Beinci ua'n bir mes'elesine itiraz etmiler. Buna cevaben gayet
parlak kat' bir mu'cize-i Nebeviyeyi (A.S.M.) gsteren bu hads-i
sahihte:
,..!_!.,..._.-_.,-!_._...!,_-!,,_!
Yani: "Benim amcam, pederimin kardei Abbas'n veledinde Hilafet-i
slmiye devam edecek. T Deccal'a, o hilafeti yani saltanat- hilafet
Deccal'n muhrib eline geecek." Yani, uzun zaman beyz sene kadar
hilafet-i Abbasiye vcuda gelecek, devam edecek. Sonra Cengiz,
Hlgu denilen deccaldan birisi o saltanat- hilafeti mahvedecek;
deccalane, slm iinde hkmet srecek. Demek slm iinde
mteaddid hadslerde deccal geleceine zahir bir delildir. Bu
hadsteki ihbar- gayb, kat' iki mu'cizedir:
Biri; hilafet-i Abbasiye vcuda gelecek, beyz sene devam
edecek.
kincisi de, sonunda en zalim ve tahribci Cengiz ve Hlgu
namndaki bir deccal eliyle inkraz bulacak. Acaba ktb- hadsiyede
Kur'ana, eair-i slm'a ait hatt cz' eyleri de haber veren Sahib-i
eriat, hi mmkn mdr ki bu zamanmzdaki pek acib hdisattan
haber vermesin? Hem hi mmkn mdr ki, bu acib hdisatta
Kur'ana sebatkrane -geni bir sahada, en acib bir zamanda, en ar
erait altnda- hizmet eden ve o hizmetin semerelerini dost ve
dmanlar tasdik eden Risale-i Nur akirdlerine iaretleri bulunmasn.
Said Nurs
* * *





--- sh:(:507) ----
..-,....
.:..!,!.!,,,..,,.,
[yet-i celilesinin bir nktesi.]
Aziz Nur kumandan ve Kur'ann hdimi kardeim Re'fet
Bey!
Yahudi milleti hubb-u hayat ve dnyaperestlikte ifrat ettikleri
iin her asrda zillet ve meskenet tokadn yemee mstehak olmular.
Fakat bu Filistin mes'elesinde, hubb-u hayat ve dnyaperestlik hissi
deil, belki Enbiya-i Ben srailiyenin mezaristan olan Filistin o eski
peygamberlerin kendi milliyetlerinden bulunmas cihetiyle bir cihette
bir ehemmiyetli hiss-i mill ve din olmasndan abuk tokat
yemiyorlar. Yoksa koca Arabistan'da az bir zmre hi
dayanamayacakt, abuk meskenete girecekti.
Said Nurs
* * *
Sual: Kre-i Arz'n krev olduuna dair bir yet var m ve
hangi surededir? Mstev veya krev olduunda teredddm vardr.
Her hkmetin bulunduu arazi deniz ortasndadr. Bu denizlerin
etrafn muhafazakr neler var? Ltfen beyann rica eder, ellerinizden
perim.
Emirdal Ali Hoca
Risale-i Nur bu eit mesaili halletmi. Kreviyet-i Arz lema-
i slmca kabul edilmi, dine muhalefeti yok. yetteki sath demesi,
krev olmadna delalet etmiyor. Mtehidlerce "istikbal-i kble"
namazda art olmas ve art ise btn erknda bulunmas srryla,
secde ve rk'da istikbal-i kble lzm geliyor. Bu ise yerin, zeminin
kreviyeti ile ve er'an kble K'be-i Mkerreme'nin st t ara kadar
ve alt fere kadar bir amud-u nurani olmas, kreviyetle istikbal,
erknda bulunabilir.
Said Nurs
* * *






--- sh:(:508) ----
...-_,.;.__.;, ..-,....
.....,,.!.-,,,:,..,.!
Aziz, sddk kardelerim!
Mbarek ramazan- erifinizi btn ruh u canmzla tebrik
ediyoruz. Cenab- Hak bu ramazan- erifin Leyle-i Kadrini
umumunuza bin aydan hayrl eylesin, mn. Ve seksen sene bir mr-
makbul hkmnde hakknzda kabul eylesin, mn.
Sniyen: Bayrama kadar burada kalmamzn bizlere ok
faidesi ve hayr olduuna kanaatm var. imdi tahliye olsaydk, bu
Medrese-i Yusufiye'deki hayrlardan mahrum kaldmz gibi, srf
uhrev olan ramazan- erifi; dnya megaleleriyle huzur-u
manevmizi haleldar edecekti. .!.,..-.._,,-!srryla
inallah bunda da hayrl byk sevinler olacak. Mahkemede siz de
anladnz ki, hatt kanunlaryla da hibir cihetle bizi mahkm
edemediklerinden, ehemmiyetsiz, sinek kanad kadar kanunla temas
olmayan cz' mektublarn cz' hususiyat gibi cz' eyleri medar-
bahsedip byk ve kll mesail-i Nuriyeye ilimee are bulamadlar.
Hem gayet kll ve geni Nur talebeleri ve Risale-i Nur'un bedeline
yalnz ahsm rtmek ve ehemmiyetten iskat etmek bizim iin
byk bir maslahattr ki, Risale-i Nur ve talebelerine kader-i lah
ilitirmiyor. Yalnz benim ahsmla megul eder. Ben de size, btn
dostlarma beyan ediyorum ki: Btn ruh u canmla hatt nefs-i
emmaremle beraber Risale-i Nur'un ve sizlerin selmetine, ahsma
gelen btn zahmetleri manev sevin ve memnuniyetle kabul
ediyorum. Cennet ucuz olmad gibi, Cehennem de lzumsuz deil.
Dnya ve zahmetleri fni ve abuk geici olduu gibi, bize gizli
dmanlarmzdan gelen zulm de mahkeme-i kbrada ve ksmen de
dnyada yz derece ziyade intikammz alnacandan, hiddet yerinde
onlara teessf ediyoruz. Madem hakikat budur. Telasz ve ihtiyat
iinde kemal-i sabr ve krle, hakkmzda cereyan eden kaza ve
kader-i lah ve bizi himaye eden inayet-i lahiyeye kar teslim ve
tevekklle ve buradaki kardelerimizle de hlisane ve tesellikrane ve
samimane ve mtesanidane hakik bir lfet ve muhabbet ve sohbetle

--- sh:(:509) ----
ramazan- erifte hayr birden bine kan evradlarmzla megul olup
ilm derslerimizle bu cz', geici skntlara ehemmiyet vermemee
almak byk bir bahtiyarlktr. Ve Nur'un pek ehemmiyetli bu
imtihanndaki tesirli dersleri ve muarzlara kendini okutturmas,
ehemmiyetli bir ftuhat- Nuriyedir.
Haiye: Baz kardelerimizin lzumsuz talebeliini inkr,
hususan (......) eskide ehemmiyetli kendi hizmet-i Nuriyelerini
lzumsuz setretmeleri geri irkin, fakat onlarn sbk hizmetleri iin
afvedip gcenmemeliyiz.
Said Nurs
* * *
...-_,.;.__.;, ..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Rivayat- sahiha ile "Leyle-i Kadr'i nsf- hirde,
hususan ar- hirde araynz." ferman etmesiyle, bu gelecek geceler,
seksen ksur sene bir ibadet mrn kazandran Leyle-i Kadr'in
gelecek gecelerde ihtimali pek kav olmasndan istifadeye almak,
byle sevabl yerlerde bir saadettir.
Sniyen:
,.:!_._.,..!._._.
"Kadere iman eden gam ve hznden emin olur" srryla,
..-.___.,.-
"Hereyin gzel cihetine baknz" kaidesinin srryla,
_.!,.!,..-;-,.,,.!;-..._.!
,.,!;!,,,.!,,.!,,.
gayet ksack bir meali: "Szleri dinleyip en gzeline tbi' olup
fenasna bakmayanlar, hidayet-i lahiyeye mazhar akl sahibi onlardr"
mealinde. Bizler iin imdi hereyin iyi tarafna ve gzel cihetine





--- sh:(:510) ----
ve ferah verecek vechine bakmak lzmdr ki manasz, lzumsuz,
zararl, skntl, irkin, geici haller nazar- dikkatimizi celbedip
kalbimizi megul etmesin. Sekizinci Sz'de bir baheye iki adam, biri
kar biri giriyor. Bahtiyar bahedeki ieklere, gzel eylere bakar,
safa ile istirahat eder. Dier bedbaht, temizlemek elinden gelmedii
halde irkin, pis eylere hasr- nazar eder, midesini bulandrr.
stirahata bedel sknt eker, kar gider. imdi hayat- itimaiye-i
beeriyenin safhalar, hususan Yusufiye Medresesi bir bahe
hkmndedir. Hem irkin, hem gzel, hem kederli, hem ferahl eyler
beraber bulunur. kl odur ki; ferahl ve gzel eylerle megul olup,
irkin, skntl eylere ehemmiyet vermez, ekva ve merak yerinde
kreder, sevinir.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Yarn gece Leyle-i Kadir olmak ihtimali ok kuvvetli
olmasndan bir ksm mtehidler o geceye Leyle-i Kadr'i tahsis
etmiler. Hakik olmasa da, madem mmet o geceye o nazarla
bakyor. nallah hakik hkmnde kabule mazhar olur.
Sniyen: Sarsntl olan altncdaki kardelerimizin
istirahatlarn merak ediyorum. Bir parmak hariten hapse, hususan
altncya karyor, oradaki kardelerimiz dikkat ve ihtiyat edip hi bir
eye karmasnlar.
Slisen: Avukata, reise okutmak iin paray gnderdiniz mi?
Hem Halil Hilmi, vahdet-i mes'ele itibariyle yalnz Sabri'nin deil,
belki umumumuzun avukatdr. Ben bu nazarla ona bakyorum. imdi
umumumuzun hesabna birinci avukatmza tam yardm etsin.
Rbian: Takprl Sadk Bey'in mukaddemesini istinsah iin
Sabri'ye vermitim. Eer yazlmsa, tashihten geen para ona
gnderilecek. Yeni yazlan bir sureti bana gnderilsin. Hem Sadk'n
manzumeciinin yanmda bir sureti var, sizde yoksa gndereceim.
Said Nurs
* * *





--- sh:(:511) ----
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Hem sizin, hem hapisteki arkadalarnzn bayramnz
tebrik ederiz. Siz ile bayramlaan, aynen benimle bayramlam gibi
kabul ediyorum ve umumuyla bizzt bayram ziyaretini yapmm gibi
biliniz, bildiriniz.
Sniyen: Sebebsiz kaln demir sobamn paralanmasyla
verdii haber ve biz dahi o iarete binaen tam bir ihtiyat ve temkinle
geen frtnack, yzden bire indi, barut ate almad. imdi yine,
sebebsiz mataramn acib bir tarzda kck paralara inksam etmesi,
bize tekrar tam bir temkine ve tahammle ve ihtiyata sarlmamzn
lzumunu haber veriyor. Aldm manev bir ihtarla, gizli mnafklar,
dindarlara kar namazsz sefahetileri ve mrted komnistleri istimal
etmek istiyorlar, hatt parmaklarn buraya da sokmular.
Bir Haiyecik: Dn kalbimde bir ferah ve sevin vard. Birden
baktm, Nurs'taki kardeim, Nurs'un baln bir matara iinde sekiz ay
evvel bana, Emirda'na gndermiti. Dn de Emirda'ndan bana
geldi. Aman bana abuk getirin dedim. Bekledim, gelmedi. O sevin,
bir hiddete dnd. Yz matara kadar yanmda kymetli bulunan o ball
mataray yabani ellere verip arya gnderilmesi sebeb olup, o matara
da birdenbire krld. Krksekiz seneden beri grmediim Nurs
kymn, meskat-i re'simin bir teberrk olan o tatldan, bayram
tatls olarak herbir kardeim bir paracn tatsn diye bir mikdar
gnderdim.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk, sarslmaz kardelerim!
Sizi ruh u canmla tebrik ederim ki, abuk yaramz tedavi
ettiniz. Ben de bu gece ifadan tam ferahlandm. Zten "Medreset-z
Zehra" tevess' edip, hakik ihlas ve tam fedakrane terk-i enaniyeti ve
tevazu-u tmm daire-i Nur'da alyor, nereder. Elbette gayet cz' ve
muvakkat hassasiyet ve titizlik ve nazlanmak, o kuvvetli dersini ve
uhuvvet alkasn bozamaz ve hlas Lem'as bu noktada mkemmel
nsihtir. imdi en ziyade bizi ve Nurlar vurmak ve sarsmak iin en
fena pln, Nur talebelerini birbirinden soutmak ve usandrmak ve
mereb ve fikir cihetinde birbirinden ayrmaktr. Geri gayet cz' bir
nazlanmak oldu. Fakat gze bir sa


--- sh:(:512) ----
dse baa den bir ta kadar incitir ki, byk bir hdise hkmnde
mataram haber verdi. Merhum Hfz Ali'nin (R.H.) kck byle bir
halden, vefatndan bir para evvel ekvas, o vakitten beri belki yz
defa hatrma gelip beni mteessir etmi.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Talebelerin itiraznamelerini mdre vermedim. Dedim:
Diyanet Riyaseti'ne ve bize risalelerimizle beraet veren Ankara'nn
Ar Ceza dairesine -itiraznamemin hiriyle beraber- gndermek
istiyoruz. Hem Hata-Savab Cedveli de o iki makama, fakat mahrem
yalnz bera-y malmat olarak gndermek mnasibse. Dedi:
"Mnasibdir." imdi siz avukata deyiniz. Birka nsha talebelerin
itiraznamelerinin ve cedvelin iki nsha karsn.
Hem Diyanet Riyasetine yaznz ki: Ulm-u diniye ehlini
himaye etmek vazife-i zaruriyenizi Said ve arkadalar hakknda bu
defa Afyon'a gnderdiiniz raporla mkemmel yapdnzdan, hem
mazlum Said, hem masum arkadalar dairenize ok mteekkir ve
fevkalde minnetdar oldular. Zten mes'elemiz din ve ilm
olmasndan, her daireden ve adliye ve zabtadan evvel Diyanet Dairesi
alkadardr. Onun iin hem Denizli'de, hem Afyon'da en evvel o
dairelere mracaat edip ekvamz oradaki limlere yazdk. Bu mealde
bir balk yaznz.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardeim Re'fet Bey!
Kur'an- Azman'n hrmetine ve alka-i Kur'aniyenizin
hakkna ve Nurlar ile yirmi sene zarfnda imana hizmetiniz erefine,
abuk bu dehetli, zahiren kck fakat vaziyetimizin nezaketine
binaen pek elm ve feci' ve bizi mahva alan gizli mnafklara byk
bir yardm olan birbirinden ksmekten ve baruta ate atmak
hkmndeki gcenmekten vazgeiniz ve geiriniz. Yoksa bir dirhem
ahs hak yznden, bizlere ve hizmet-i Kur'aniyeye ve imaniyeye yz
batman zarar gelmesi -imdilik- ihtimali pek kavdir. Sizi kasemle




--- sh:(:513) ----
temin ederim ki; biriniz bana en byk bir hakaret yapsa ve ahsmn
haysiyetini btn btn krsa, fakat hizmet-i Kur'aniye ve imaniye ve
Nuriyeden vazgemezse ben onu hell ederim, barrm,
gcenmemee alrm. Madem cz' bir yabanilikten dmanlarmz
istifadeye altklarn biliyorsunuz, abuk barnz. Manasz, ok
zararl nazlanmaktan vazgeiniz. Yoksa bir ksmmz emsi, efik,
Tevfik gibi; muarzlara sureten iltihak edip, hizmet-i imaniyemize
byk bir zarar ve noksaniyet olacak. Madem inayet-i lahiye imdiye
kadar bir zayiata bedel oklar o sistemde vermi. nallah yine
imdadmza yetiir.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Mdr, yet-l Kbra ve Rehber'i ok beenmi. imdi As-y
Musa ve Zlfikar' istiyor. Ben de sz verdim "Sana getirteceim."
Eer burada Afyon'da varsa; bir As-y Musa, bir Zlfikar (ciltli,
byk) bir Rehber, bir yet-l Kbra smarlaynz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Bu raporun neticesi aynen Denizli'dekinin ayndr.
Bizi medar- ittiham noktalardan tebrie etmek iinde onlara ho
grnmek ve Nurcu olmadklarn gstermek fikriyle, Vehhablik
damaryla, bir para ilm tenkidiyle hcum etmiler. Tahminimce bu
rapor iddianameden evvel buraya gelmi ki, baz noktalar iddianame
ondan alm. yle ise, cedvelimiz onlara dahi tam cevabdr. Siz nasl
bilirsiniz? Hem yeni cevabmz nasldr, iyi midir? Pek acele ve
perian bir halde yazdm.
Sniyen: imdiye kadar zahiren bizim ahslarmzla ve
cem'iyet ve tarkat ve cz' baz husus mektublar ile bizimle megul
oluyordular. imdi Siracnnur, Hcumat- Sitte'nin msaderesiyle ve





--- sh:(:514) ----
ehl-i vukufun Nurlara nazar evirmeleriyle ve gizli dmanlarmzn
desiseleriyle bu vatann bir medar- rahat olan Risale-i Nur'a bir nevi
hcum olmasndan; imdiye kadar ok defa olduu gibi, aynen bu
memlekete bu hcumun ayn zamannda hem iki iddetli zelzele -ki
ben o bahsi yazarken- geldi. Beni tasdik edip, "yazya lzum yok"
dedi. Ben de daha yazmadm. Bugn de iittim ki, harb korkusu
balam. Ben de burann mirine dedim: imdiye kadar ne vakit
Nurlara hcum edilse, ya zemin hiddet eder veya harb korkusu balar.
Tesadf ihtimali kalmayacak derecede ok hdiseleri grdk ve
mahkemelere dahi gsterildi. Demek bugnlerde, bilmediim halde
Nurlar hakknda iddetli telam ve ehl-i vukufun hasudane tenkidleri
ve Nur'un bir mhim mecmuasnn msaderesi, sadaka-i makbule
mahiyetinde musibetlerin def'ine bir vesile olan Siracnnur tesettr
perdesinin altna girdi, zelzele ve harb korkusu balad.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Merak etmeyiniz, biz inayet altndayz. Zahiren zahmetler
altnda rahmetler var. Ehl-i vukufu mecbur etmiler ki, bir parasn
rtsnler. Elbette onlarn kalbleri Nurcu olmu.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk, sarslmaz, tela etmez, hireti brakp fni
dnyaya dnmez kardelerim!
Bir para daha burada kalmaktan, mes'elemizi bir derece
genilendirmek istemelerinden mahzun olmaynz. Bilakis benim gibi
memnun olunuz. Madem mr durmuyor, zevale kouyor. Byle
ilehanede, uhrev meyveleriyle bkileiyor. Hem Nur'un ders dairesi
geniliyor.





--- sh:(:515) ----
Mesel; ehl-i vukufun hocalar, tam dikkatle Siracnnur'u okumaa
mecbur oluyorlar. Hem bu srada kmamzla, bir-iki cihetle hizmet-i
imaniyemize bir noksan gelmek ihtimali var. Ben sizlerden ahsen ok
ziyade sknt ektiim halde kmak istemiyorum. Siz de mmkn
olduu kadar sabr ve tahammle ve bu tarz- hayata almaa ve
Nurlar yazmak ve okumaktan teselli ve ferah bulmaa alnz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Yanmda bulunan yeni harfle mdafaatn hirindeki
cedvelden iki tanesini, ehl-i vukufa cevabla beraber Diyanet
Riyasetine ve Ankara'nn Ar Ceza Mahkemesine gndermek iin
lzum varsa size gndereceim. Hem ehl-i vukufa cevabn bir sureti
buradaki mahkemeye verilsin.
Sniyen: Mes'elemizi genilettirmeleri hayrdr. imdiye kadar
kymetini drmek fikriyle zahiren kk, ehemmiyetsiz gsterip
gizli ok ehemmiyet veriyordular. imdi bu vaziyet, inallah hizmet-i
imaniye ve Kur'anye daha ziyade hayrl ve faideli olacak.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Bu sene serbest olsayd belki bir ksmmz hacca
gidecekti. nallah bu niyetimiz bilfiil gitmi gibi kabul olup, bu
skntl halimizde hizmet-i imaniye ve Nuriyemiz yle byk bir hac
sevabn verecek.
Sniyen: "Risale-i Nur Kur'ann ok kuvvetli, hakik bir
tefsiridir" tekrar ile dediimizden, baz dikkatsizler tam manasn
bilemediinden bir hakikat beyan etmee bir ihtar aldm. O hakikat
udur:
Tefsir iki ksmdr:




--- sh:(:516) ----
Birisi: Malm tefsirlerdir ki, Kur'an'n ibaresini ve kelime ve
cmlelerinin manalarn beyan ve izah ve isbat ederler.
kinci ksm tefsir ise: Kur'ann iman olan hakikatlarn
kuvvetli hccetlerle beyan ve isbat ve izah etmektir. Bu ksmn
pekok ehemmiyeti var. Zahir malm tefsirler, bu ksm bazan
mcmel bir tarzda dercediyorlar. Fakat Risale-i Nur; dorudan
doruya bu ikinci ksm esas tutmu, emsalsiz bir tarzda muannid
feylesoflar susturan bir manev tefsirdir.
Slisen: Sabahleyin birey yazacaktm, kald. imdi ayn
mes'ele kt, ktib Slim Bey izin verdi. Yarn Heyet-i Vekile'ye bir
istida yazmak iin Hsrev ve Tahir yanma gelsinler.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Acaba ortalkta en ziyade zararl biz ve Nurlar mdr ki, her
muharrir serbest yazyor ve her snf mdahalesiz toplanma yapyor.
Halbuki din terbiyesi olmasa, Mslmanlarda istibdad- mutlak ve
rvet-i mutlakadan baka are olamaz. nki nasl bir Mslman,
imdiye kadar hakik Yahudi ve Nasrani olmaz belki dinsiz olur,
btn btn bozulur. yle de bir Mslman, Bolevik olamaz. Belki
anarist olur, daha istibdad- mutlaktan baka idare edilmez. Biz Nur
talebeleri hem idareye, hem asayie, hem vatan ve milletin saadetine
alyoruz. Karmzdaki dinsiz anarist ve millet ve vatan
dmanlardr. Hkmet iin bize ilimek deil, tam himaye ve
yardm etmek elzemdir.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Re'fet, Edhem ve alkanlar ve Burhan gibi Nur





--- sh:(:517) ----
nairlerini tahliye etmeleri gsteriyor ki, Nurlarn intiar yasak deil
ve mahkeme iliemiyor. Hem cem'iyetilik bulunmadna bir karar
almetidir. Hem mes'elemizi uzatmada, Nurlara nazar- dikkati geni
bir dairede celbetmesinden, onlar okumasna bir umum davet ve
resm bir ilnat hkmnde iiten mtaklarn okumak heveslerini
tahrik ettiinden, skntmzdan, zarardan yz derece ziyade bize ve
ehl-i imana menfaatlere vesiledir. Zten bu zamanda, en geni daire-i
zeminde, en dehetli ve kll bir hcumda tecavz eden dalalet
ordularna kar byle kuds bir ders, bu suretle atom bombas gibi
inallah tesirini gstermee bir iarettir.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim Re'fet, Mehmed Feyzi, Sabri!
Ben iddetli bir iaret ve manev bir ihtarla sizin nzden
Risale-i Nur'un hatr ve bu bayramn hrmeti ve eski hukukumuzun
hakk iin ok rica ederim ki, dehetli yeni bir yaramzn tedavisine
alnz. nki gizli dmanlarmz iki pln takib edip.. biri beni
ihanetlerle rtmek; ikincisi, mabeynimize bir soukluk vermektir.
Bata Hsrev aleyhinde bir tenkid ve itiraz ve gcenmek ile bizi
birbirimizden ayrmaktr. Ben size iln ederim ki; Hsrev'in bin
kusuru olsa ben onun aleyhinde bulunmaktan korkarm. nki imdi
onun aleyhinde bulunmak, dorudan doruya Risale-i Nur aleyhinde
ve benim aleyhimde ve bizi perian edenlerin lehinde bir azm
hyanettir ki, benim sobamn paralanmas gibi acib, sebebsiz bir
hdise bama geldi. Ve bana yaplan bu son ikence dahi, bu manasz
ve ok zararl tesandszlnzden geldiine kanaatm var. Dehetli
bir parmak buraya, hususan altncya karyor. Beni bu bayrammda
alatmaynz, abuk kalben tam barnz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Ben bugn yalnz iki- kardeimizin tahliyelerini isterdim.
Fakat

--- sh:(:518) ----
hakkmzdaki inayet-i lahiye onlarn menfaati iin geri brakt. Ve
yirmi gn kadar, bizim bu vaziyetimiz lzm ve elzemdir. nki bu
bayramda beraber bulunmamz hem bize, hem Nurlara, hem
hizmetimize, hem manev ve madd istirahatmza ve haclarn
dualarndan tam bir hisse almamza ve Ankara'ya gnderilen Risale-i
Nur'un msadereden kurtulmasna ve bizim mazlumiyetimize acyp
Nurlara sarlanlarn oalmasna ve hazr byk hatalara rza ile vatan
ve millet ve din hainlerine dehalet etmediimize bir hccet olmas
lzmd.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Ehl-i vukufun insafszca ve hatal ve haksz tenkidleri,
Vehhablik damaryla mam- Ali'nin (Radyallah Anh) Nurlarla
cidd alkasn ve takdirini ekemeyerek ve geen sene zemzem
suyunu dktren ve bu sene hacc men'eden evhamn tesiri altnda o
yanl ve hasudane itirazlar Beinci ua'a etmiler. Bu srada, byle
evhaml ve telal bir zamanda, bizim iin en selmetli yer hapistir.
nallah Nurlar, hem kendimizin, hem kendilerinin serbestiyetini
kazandracaklar. Madem emsalsiz bir tarzda, ok ar erait altnda,
pek ok muarzlar karsnda bu derece Nurlar kendilerini
okutturuyorlar.. talebelerini hapiste eit eit suretlerde altryor,
perianiyetlerine inayet-i lahiye ile meydan vermiyorlar; biz bu
dereceye kanaat edip ekva yerinde kretmekle mkellefiz. Benim
btn iddetli skntlara kar tahammlm bu kanaattan geliyor.
Vazife-i lahiyeye karmam.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Bu iki nshann biri benimdir, biri mdrndr. Bata benim
hattmla yazs bulunan nshaya gre mdrn nshasn tashih




--- sh:(:519) ----
ediniz. Ben bu defa yet-l Kbra'y mtalaa ederken, kinci
Makamn -hire kadar- ve hirdeki manev muhavereyi pekok
ehemmiyetli grdm ve ok istifade ettim. Sizin istifadeniz iin biri
okusun, biri dinlesin. Tashihle beraber muattal kalmasnlar, ikier
kardelerimiz mtalaa etsinler.
Sniyen: Bana ait Onuncu Sz ve buradaki mektublar defteri
ve saire zayi' olmasn ve muattal kalmasn. Ben nezaretini Ceylan'a
brakmtm.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Ben imdi Celcelutiye'yi okurken,
_..,;.,:,.,-
cmlesinde Risale-i Kader'e iaret eden yirmialtnc mertebede,
;.,Suresi Kader Szyle mnasebeti nedir, kalbime gelmesi
nnda ihtar edildi. O surenin ban okurken grdm ki,
;,,L...,,..!,; yeti btn kalemlerin ve tastir ve
kitabetlerin asl, esas, ezel me'haz ve sermed stad kaderin kalemi
ve Nur ve ilm-i ezelnin nuruna iaret eden ;kelimesidir. Demek
,.,.!, Zerrat Risalesi'ne iareti gibi kuvvetli bir mnasebetle, ;
kelimesi Risale-i Kader'e kuvvetli iaretle bakar.
Said Nurs
* * *







--- sh:(:520) ----
..-,....
Aziz, sddk, sarslmaz kardelerim!
Evvel:
.!.,..-.._,,-!
srrnca mes'elemizin te'hirinde hayr var. Kalbim ve Nurlarn
serbestiyeti yle istiyordu. Siz hem birbirinizi teselli, hem kuvve-i
maneviyeyi takviye, hem tatl sohbetle mzakere-i ilmiye, hem
Nurlarn yazmas ve mtalaalaryla bu geici zahmetin noktasn siler
rahmet yapmaa, bu fni saatleri bki saatlere evirmee muvaffak
olursunuz inallah.
Sniyen: Madem bayramlamamz mahkemenin muvakkat
hapis menzilinde oldu, ben de bayram tatls olarak; Konya kahraman
Zbeyr'in bana getirdii zemzem ile Nurs Karyesi'nin bence ok
manidar baln gnderdim. Siz bal matarasna su koyun, kartrnz.
Sonra zemzemi iine braknz, kemal-i fiyetle iiniz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Ehemmiyetli bir taraftan, ehemmiyetli ve manidar bir sual
edilmi. Bana sordular ki: "Sizin cem'iyet olmadnz, mahkeme o
cihette beraet vermesiyle ve yirmi seneden beri tarassud ve nezaret
eden alt vilayetin o noktadan ilimemeleriyle tahakkuk ettii halde,
Nurcularda yle hrika bir alka var ki hi bir cem'iyette, hibir
komitede yoktur. Bu mkili halletmenizi isteriz." dediler.
Ben de cevaben dedim ki: Evet Nurcular cem'iyet memiyet,
hususan siyas ve dnyev ve menf ve ahs ve cemaat menfaat iin
teekkl eden cem'iyet ve komite deiller ve olamazlar. Fakat bu
vatann eski kahramanlar kemal-i sevinle ehadet mertebesini
kazanmak iin ruhlarn feda eden milyonlar slm fedailerinin
ahfadlar, oullar ve kzlar, o fedailik damarndan irsiyet almlar




--- sh:(:521) ----
ki, bu hrika alkay gsterip Denizli Mahkemesinde bu ciz bare
kardelerine bu gelen cmleyi onlar hesabna sylettirdiler:
"Milyonlar kahraman balar feda olduklar bir hakikata
bamz dahi feda olsun" diye onlar namna sylemi, mahkemeyi
hayret ve takdirle susturmu. Demek Nurcularda hakik, hlis, srf
rza-y lah iin ve msbet ve uhrev fedailer var ki; mason ve
komnist ve ifsad ve zndka ve ilhad ve Tanak gibi dehetli
komiteler o Nurculara are bulamayp hkmeti, adliyeyi aldatarak
lastikli kanunlar ile onlar krmak ve datmak istiyorlar. nallah bir
halt edemezler. Belki Nur'un ve imann fedailerini oaltmaa
sebebiyet verecekler.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Dnk suale benzer, krk sene evvel olmu bir sual ve cevab
size hikye edeceim. O eski zamanda, Eski Said'in talebeleri
stadlaryla iddet-i alkalar, fedailik derecesine geldiinden, Van,
Bitlis tarafnda Ermeni komitesi, Tanak fedaileri ok faaliyette
bulunmasyla Eski Said onlara kar duruyordu, bir derece
susturuyordu. Kendi talebelerine mavzer tfekleri bulup medresesi bir
vakit asker klas gibi silhlar, kitablarla beraber bulunduu vakit, bir
asker feriki geldi, grd dedi: "Bu medrese deil, kladr." Bitlis
hdisesi mnasebetiyle evhama dt, emretti: "Onun silhlarn
alnz." Bizden ellerine geen onbe mavzerimizi aldlar. Bir-iki ay
sonra harb-i umum patlad. Ben tfeklerimi geri aldm. Her ne ise...
Bu haller mnasebetiyle benden sordular ki: "Dehetli fedaileri
bulunan Ermeni komitesi sizden korkuyorlar ki; siz Van'da Erek
Da'na ktnz zaman, fedailer sizden ekinip dalyorlar, baka
yere gidiyorlar. Acaba sizde ne kuvvet var ki yle oluyor?"
Ben de cevaben diyordum: "Madem fni dnya hayat,
kck ve menf milliyetin muvakkat menfaati ve selmeti iin bu
hrika fedakrl yapan Ermeni fedaileri karmzda grnrler.
Elbette



--- sh:(:522) ----
hayat- bkiyeye ve pek byk slm milliyet-i kudsiyesinin msbet
menfaatlerine alan ve "Ecel birdir" itikad eden talebeler, o
fedailerden (Hasiye) geri kalmazlar. Lzum olsa o kat' ecelini ve
zahir birka sene mevhum mrn, milyonlar sene bir mre ve
milyarlar dindalarn selmetine ve menfaatine teredddsz,
mftehirane feda ederler.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk, vefadar ve efkatli kardelerim!
ki gndr hem bamda, hem asabmda tesirli bir nezle ars
var. Byle hallerde bir derece dostlarla grmekten teselli ve nsiyet
almaa ihtiyacm iinde acib tecrid ve yalnzlk vaheti beni skt.
Byle bir nevi ekva kalbe geldi: "Neden bu tazib oluyor, hizmetimize
faidesi nedir?"
Birden bu sabah kalbe ihtar edildi ki: Siz bu iddetli imtihana
girmek ve inceden inceye sizi ka defa "altun mu, bakr m" diye
mehenge vurmak ve her cihette sizi insafszca tecrbe etmek ve
nefislerinizin hisseleri ve desiseleri var m yok mu -drt eleklerle
elenmek; hlisane, srf hak ve hakikat namna olan hizmetinize pekok
lzumu vard ki; kader-i lah ve inayet-i Rabbaniye msaade ediyor.
nki byle meydan- imtihanda inadc ve bahaneci insafsz
muarzlarn karsnda tehir edilmesinden herkes anlad ki: Hi bir
hile, hi bir enaniyet, hibir garaz, hibir dnyev, uhrev ve ahs
menfaat karmayarak, tam hlis, hak ve hakikattan geliyor. Eer
perde altnda kalsayd, ok manalar verilebilirdi. Daha avam- ehl-i
iman itimad etmezdi. "Belki bizi kandrrlar" der ve havas ksm dahi
vesvese ederdi. Belki baz ehl-i makamat gibi kendilerini satmak,
itimad kazanmak iin byle yapyorlar diye daha
(Haiye): Kardelerim namna cizane diyorum ki: Lzum olursa, inallah
ok ileri geeceiz. Bizler dinde olduu gibi, kahramanlkta da ecdadmzn
vrisleri olduumuzu gstereceiz.






--- sh:(:523) ----
tam kanaat etmezlerdi. imdi imtihandan sonra, en muannid vesveseli
dahi teslime mecbur oluyor. Zahmetiniz bir, krnz bindir inallah.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Esaretimdeki hdisenin gazete ile iln iddetli yasaklarla
ahaliyi her tarafta bizden karmaa almakla beraber tevecch-
mmeyi ziyadeletirmi. Bize, hususan ahsma ihanet etmee tarafdar
resm adam dn avluda demiler: "Said pencereden grnd
vakit ahali toplanp ona bakyor, pencerede durmasn. Yoksa
kouunu deitiriniz." diye ba gardiyan syledi. Hi merak
etmeyiniz. Ben her skntya tahammle karar vermiim. Duanz
bereketiyle inallah skntlar sevinlere dnecekler.
O esaret hdisesi asl dorudur. Fakat ahidim olmadndan
tafsilen beyan etmemitim. Yalnz bir manga beni i'dam etmek iin
geldiini bilmiyordum, sonra anladm. Ve Rus Kumandan tarziye iin
Rusa bireyler syledi, ben bilmedim. Demek hazr bulunan ve bu
hdiseyi gazeteye ihbar eden mslman yzba anlam ki, kumandan
tekrar tekrar "Affet" demi.
Kardelerim, ben Nurlarla megul olduka skntlar azalyor.
Demek vazifemiz Nurlarla itigaldir ve geici eylere ehemmiyet
vermemek ve sabr ve kretmektir.
Said Nurs
* * *












--- sh:(:524) ----
Bedizzaman'n akllara hayret veren bir seciyesi
[Ehl-i Snnet mecmuasnn 15 Terin-i evvel 1948 tarihli
nshasnda neredilmitir. Ehl-i Snnet gazetesi sahibi avukat bir
ztn makalesidir.]
Ben Birinci Cihan Harbinde Bitlis mevkiinde yaral olarak esir
olurken, Bedizzaman da o gn esir dmt. O Sibirya'ya
gnderilmi, en byk esirler kampnda idi. Ben Bak'nn Nangn
adasnda idim. Gnn birinde esirleri teftie gelen ve kamp gezerken
Bedizzaman'n nnden geen Nikola Nikolavi'e o hi ehemmiyet
vermiyor ve yerinden kmldanmyor. Ba kumandann nazar-
dikkatini ekiyor. Tekrar bir bahane ile nnden geiyor. Yine
kmldanmyor. nc defasnda nnde duruyor, tercman
vastasyla aralarnda yle bir muhavere geiyor:
Beni tanmadlar m?
Evet tandm. Nikola Nikolavi, ar'n daysdr. Kafkas
cephesi bakumandandr.
O halde ne iin hakaret ettiler?
Hyr, affetsinler ben kendilerine hakaret etmi deilim. Ben
mukaddesatmn emrettiini yaptm.
Mukaddesat ne emrediyormu?
Ben mslman limiyim. Kalbimde iman vardr. Kendisinde
iman olan bir ahs, iman olmayan ahstan efdaldir. Ben ona kyam
etseydim, mukaddesatma hrmetsizlik yapm olurdum. Onun iin
ben kyam etmedim.
u halde, bana imansz demekle benim ahsm, hem ordumu,
hem de milletimi ve ar' tahkir etmi oluyor. Derhal divan- harb
kurulunda isticvab edilsin.











--- sh:(:525) ----
Bu emir zerine divan- harb kuruluyor. Kararghtaki Trk,
Alman ve Avusturya zabitleri, ayr ayr Bedizzaman'a rica ederek
bakumandana tarziye vermesi iin srar ediyorlar. Verdii cevab bu
oluyor:
Ben hiret diyarna gmek ve huzur-u Resulullah'a varmak
istiyorum. Bana bir pasaport lzmdr. Ben imanma muhalif hareket
edemem.
Buna kar kimse sesini karmyor, neticeyi bekliyor. sticvab
bitiyor. Rus arn ve Rus ordusunu tahkir maddesinden i'dam kararn
veriyorlar. Karar infaz iin gelen bir manga askerin bandaki subaya
kemal-i etaretle: "Msaade ediniz, onbe dakika vazifemi ifa
edeyim." diye abdest alp iki rek'at namaz klarken, Nikola Nikolavi
geliyor, kendisine hitaben:
Beni affediniz! Sizin beni tahkir iin bu hareketi yaptnz
zannediyordum. Hakknzda kanun muamele yaptm. Fakat imdi
anlyorum ki, siz bu hareketinizi imannzdan alyorsunuz ve
mukaddesatn emirlerini fa ediyorsunuz. Hkmnz ibtal edilmi,
din salahatinizden (slihliinizden) dolay yan- takdirsiniz; sizi
rahatsz ettim, tekrar tekrar rica ediyorum beni affediniz."
Btn mslmanlar iin yan- misal olan bu salabet-i diniye
ve yksek seciyeyi, arkadalarndan bir yzba, mahedesine
msteniden anlatyordu. Bunu duyduka ihtiyarsz olarak gzlerim
yala doldu.
Abdurrahm
Gazetenin bu fkrasnn yazlmasn stadmz emretmedikleri
halde, hem ok merakaver, hem ok ibret, hem ok heyecan verici
olmasndan buraya yazlmtr.
Hsrev
* * *
Kardelerim!
Hem benim itiham kesildii, hem hediye bana dokunduu iin
benim hisseme den para ya ve bir sepet zm ve bir kese elma
ve iki paket ay ve ekeri size gnderdim. Ben sizlere teberrk
verecektim. Fakat sordum, sizinki de var. Hem ben onlarn fiatyla




--- sh:(:526) ----
yourt, yumurta, ekmek gibi eyleri alacam, t Medreset-z Zehra
benden gcenmesin, "Teberrkm yemedi." Hem muhtaca, hem bir
para ucuz, hem lyklara satnz ki; iki cihetle Medreset-z Zehra ve
ubelerinin hediyeleri tam mbarek, hem bana, hem alanlara ill bir
teberrk olsun. Hsrev nezareti ve Ceylan, Hfz satc olsun.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Hakkmda gazete mnasebetiyle imdi ihtar edildi ki:
Rus'un cebbar bir kumandan, gsterdiin izzet-i imaniye karsnda
hiddetini brakp tarziye verdii halde.. Risale-i Nur'un gayet kuvvetli,
ahsmn yz derece fevkinde hlisane salabet-i imaniye derslerini
gren resm memurlar kalben insafa gelmezler ve inadnda devam
etseler; elbette Cehennem'den baka hi bir ceza onlar temizlemez.
Muvakkat bir mrde bu azm hatann cezas yerlemez. nki bir
ya bozulsa, daha yenilmez. St, yourt gibi deil. nallah Nurlar
onlarn ounu bozulmadan kurtarm.
Sniyen: Mehmed Feyzi Bedriye'ye yazsn ki, ben onun
mektubunda bulunan btnleri duama dhil ediyorum, onlar da bana
dua etsinler.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Medar- ibret ve hayret iki esaretimde ahsma kar
bir muameleyi beyan etmek ihtar edildi. yle ki:
Rusya'da Kosturma'da doksan esir zabitlerimizle beraber bir
kouta idik. Ben o zabitlerimize arasra ders veriyordum. Bir gn Rus
kumandan geldi, grd, dedi: "Bu Krd gnll alay kumandan olup
ok askerimizi kesmi. imdi de burada siyas ders veriyor. Ben yasak
ediyorum, ders vermesin." ki gn sonra geldi, dedi:






--- sh:(:527) ----
"Madem dersiniz siyas deil, belki dindir, ahlkdir; dersine devam
eyle." izin verdi.
kinci esaretimde: Bu hapiste iken yirmi sene derslerimi
dinlemi ve benden daha gzel ders veren bir has kardeimin ve zarur
hizmetimi gren hizmetilerimin benim yanma gelmeleri adliye
memuru tarafndan yasak edildi, t benden ders almasnlar. Halbuki
Nur Risaleleri baka derslere hi ihtiya brakmyor ve hibir dersimiz
kalmam ve hi bir srrmz gizli kalmam. Her ne ise bu uzun
kssay ksa kesmeye bir hal sebeb oldu.
* * *
..-,....
ok aziz, ok sevgili, ok kymetdar, ok mbarek
stadmz efendimiz hazretleri!
Arz- ta'zimat ve takdim-i ihtiramat ile istifsar- hatr edip,
shhat ve fiyetinize dualar ederek damenlerinizden, el ve
ayaklarnzdan pyoruz.
Mfik stadmz efendimiz! Siz sevgili stadmzdan bize
gnderilen ve mdafaatn sonuna ilve edilen kymetdar
mektubunuzla Hve Nktesi'ni nasl bulduumuzu siz sevgili
stadmza arzetmemizi, bir mbarek kardeimizle siz sevgili
stadmz emretmiler.
Sevgili stadmz efendimiz! Birinci mektubunuz, yirmi
seneden beri tarassudlar ve nezaretlerle beraber alt vilayet ve
mahkemenin bulamayp beraet verdikleri cem'iyetilikten sizde hi bir
eser grlmedii halde, hi bir cem'iyette ve hi bir komitede
grlmeyen Nurculardaki hrika alka, ehemmiyetli bir taraftan bir
sual ile siz sevgili stadmzdan sorulmu olup.. ehadet mertebesini
kazanmak iin ruhlarn feda eden milyonlar slm fedailerinin
ahfadlar ve evldlar, o fedailii ecdadlarndan irsiyet aldklar iindir
ki; siz sevgili stadmza mahkemeleri hayret ettirip susturan
"Milyonlar kahraman balar feda olduklar bir hakikata bamz dahi
feda olsun" diye acib cmleyi syletmeye vesile olan talebelerinizde
grdnz




--- sh:(:528) ----
hakik, hlis, srf rza-y lah ve msbet ve uhrev fedakrln
karsnda, menf cemaat ve komitelerin malub olduklar, hem
Nurcular datmak isteyenlerin inallah muvaffak olamayacaklar ve
hem Nur'un ve imann fedailerini oaltmaya sebebiyet verecekleri
izah edilmekle cevab verilmitir.
kinci mbarek mektubunuzda: Siz sevgili stadmzn Van,
Bitlis'te tedriste bulunduunuz talebelerinizle birlikte, etraflarnda
bulunan ehl-i iman titreten Ermeni, Tanak fedailerine kar kp o
fedaileri durdurup datmaa mecbur eden siz sevgili stadmzdaki
ve talebelerinizdeki hrika kuvvet; kck, fni dnya hayat ile
menf milliyetin muvakkat menfaati ve selmeti iin Ermeni
fedailerinde grlen hrika fedakrla mukabil, hayat- bkiyeye ve
slm millet-i kudsiyesinin msbet menfaatlerine alan ve ecel birdir
itikad eden ve stadlarna olan iddet-i rabtalar fedailik derecesine
varan talebelerinizin birka sene mevhum mrlerini milyonlar sene
bir mre ve milyarlar dindalarn selmetine ve menfaatine
mftehirane feda etmelerinden mtevellid olduu, krk sene evvel siz
sevgili stadmzdan sorulan bir suale cevab olarak bildirilmektedir.
nc mbarek mektubunuz: Dokuz aydan beri temadi
eden pek acib tecridinizle beraber teselli ve nsiyet ihtiyacn tevlid
eden hastalnz iinde neden bu tazib oluyor diye siz sevgili
stadmzn kalb-i mbareklerine gelen ekvaya bir ihtar olup.. inadc,
bahaneci ve insafsz muarzlar karsnda girdiimiz bu iddetli
imtihanda altun olanlar bakr olanlardan ayrlmak iin mehenge
vurulmak ve insafsz bir tecrbe ile nefislerin hisseleri olup olmad
bilinmek iin eleklerle elenmek, srf hak ve hakikat namna olan
hlisane hizmetimize pek ok lzumu olduu iin kader-i lahnin ve
inayet-i Rabbaniyenin bu dehetli tazyike verdii msaade, hi bir
hile, hi bir enaniyet, hi bir garaz, hi bir dnyev ve uhrev menfaat
karmayarak yaplan ve tam hlis ve hak ve hakikattan gelen ve imdi
en muannid ve vesveseli olanlar dahi teslime mecbur eden ve bir
zahmete mukabil inallah bin kr brakan bu hizmetimiz eer perde
altnda kalsayd, ok manalar verilmekle beraber avam- ehl-i iman ile
havas ksm birer bahane ile tam kanaat etmeyeceklerinden olduu
bildirilmektedir.



--- sh:(:529) ----
Drdnc mektub olan Hve Nktesi ise,
.-.!_ ve ;!;
kelime-i kudsiyeleriyle madd cihetinde "Hve" lafznda siz sevgili
stadmzn bir seyahat- hayaliye-i fikriyelerinde, hava sahifesinin
mtalaalaryla grlen zarif bir nkte-i tevhidde; iman mesleindeki
gayet derecede kolaylk ile meslek-i dalaletteki nihayetsiz mkilt
ksa bir iaretle beyan edilmi. Kudret-i lahiyenin bir ar olan bir
avu toprakta konulan muhtelif tohumlarn mahiyetlerinde ve emir ve
iradenin dier bir ar olan havann bir parasnda nev nema bulan
"Hve" lafznda grlen hrikalar, esbaba verildike dehetli
mkiltn zuhuru ve Vhid-i Ehad'e verildike fevkalde shuletin
vcudu, hem ehl-i dalaletin hususan maddiyyun ve tabiiyyun meslek
erbabna, hem ehl-i imana gayet irin, gayet gzel, gayet ho, hem
gayet mukni' ve mskit bir ekilde isbat edilerek bir risale kadar
kymeti bulunan hususan tahavvlt- zerrat hakkndaki Otuzuncu
Sz'le, Tabiat Risalesi olan Yirminc Lem'ann bir nevi hlsas
olabilir kanaatn bize veren bu kymetdar yazlarnzla Risale-i Nur
batan baa her okuyan hem tenvir edip ykseltiyor, hem sevgili
stadmza nihayetsiz minnetdarlklara vesile oluyor.
Hsrev
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
ki- defadr ehemmiyetli bir halet-i ruhiye bana rz oluyor.
Ayn otuz sene evvel stanbul'da beni Yua Da'na karp
stanbul'un, Dr-l Hikmet'in cazibedar hayat- itimaiyesini braktrp
hatt stanbul'da bulunan Nur'un birinci akirdi ve kahraman olan
merhum Abdurrahman' dahi zarur hizmetimi grmek iin de yanma
almaa msaade etmeyen ve Yeni Said mahiyetini gsteren acib
inklabat- ruhnin bir misli, imdi mukaddemat bende balam.
nc bir Said ve btn btn trik-i dnya olarak zuhuruna





--- sh:(:530) ----
bir iaret tahmin ediyorum. Demek Nurlar ve kahraman akirdleri
benim vazifelerimi yapacaklar, daha bana hi ihtiya kalmam. Zten
Nur'un her bir cmi' cz' ve sarslmayan hlis akirdlerinin her birisi,
benden daha mkemmel ders verir.
Said Nurs
* * *
..-,....
Evvel: Ben baz emarelerle tahmin ederim ki, neredilen
mecmualarmzdan en ziyade Rehber'e ehemmiyet veriyorlar. Ben
zannederim ki; "Hve Nktesi" gizli zndk dmanlarmzn bellerini
krm, onlarn istinadgh olan tabiat tagutunu datm, kesif
toprakta bir derece saklayabilirken effaf havada -Hve Nktesi'nden
sonra- hi bir cihetle o tagutu saklamak imkn kalmam ki, kfr-
inad ve temerrd- irtidad sebebiyle adliyeyi aldatp aleyhimize
sevkediyorlar. nallah Nurlar adliyeleri lehine evirip onlarn bu
hcumunu dahi akm brakacaklar.
Sniyen: Bu srada, hem Ehl-i Snnet gazetesi, hem burann
gazetesi, hem Zbeyr'in hararetli mukabelesi, Nurlarla itigalleri gzel
bir ilnat hkmne getiler. Benim bedelime, benim houma giden
bize dair bahislerine baknz, bana bildiriniz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim Mehmed, Mustafa, brahim,
Ceylan!
Evvel: Dn drdnzn hararetli sohbetini grdm, ok
sevindim, memnun oldum. Ben de yannzda bulunuyorum gibi
ferahla dinledim. Birden baktm ki, iki tarafnzda sizi dinleyenler var.
Yarm saat devam etti. Merak ettim, kalben dedim: Habbeyi kubbe
yapan ve yanl mana veren bir casus, dinleyenler iinde bulunmak
ihtimali var ki, dikkatle kulak veriyor ve konuan kardeler
ihtiyatszlklarndan ve sohbetin keyfinden hi onlara bakmyorlar,
dikkat



--- sh:(:531) ----
etmiyorlar diye size cevab gnderdim. Elhamdlillah bir zararl
konuma olmadn bildim. Bu nazik srada ihtiyat lzmdr.
Sniyen: Hoca Hasan'n haddimden yz derece ziyade bir
hsn- zan ile yazd bir mektubundan bildim ki, aynen Denizli
kahraman merhum Hasan Feyzi sisteminde bir Nur nairi olacak.
nallah onun gibi Afyon'da dahi Hasan Feyziler kacaklar. Afyon
Denizli'den geri kalmayacak, zahmetimizi rahmete evirecek.
Said Nurs
* * *
Kardelerim!
Ben gazeteleri merak etmezdim. Fakat bu srada hem Ehl-i
Snnet, hem Sebilrread'n lehimizdeki yazlar herhalde
aleyhimizdeki kskanlar ve gizli dman zndklar artm. Bunlar
o dostlar susturmak iin almak ihtimali beni meraklandrd.
Said Nurs
* * *
..-,....
Skntl musibetlerimi hie indiren bir hakikatl tesellidir
Birinci: Hakkmzda zahmet rahmete dnmesi.
kinci: Kader adaleti iinde rza ve teslim ferah.
nc: nayet-i hssann Nurcular hakknda hususiyetindeki
sevin.
Drdnc: Geici olmasndan zevalinde lezzet.
Beinci: Ehemmiyetli sevablar.
Altnc: Vazife-i lahiyeye karmamak.
Yedinci: En iddetli hcumda en az meakkat ve kk
yaralar.
Sekizinci: Sair musibetzedelere nisbeten ok derece hafif.









--- sh:(:532) ----
Dokuzuncu: Nur ve iman hizmetinde iddetli imtihandan
kan yksek ilnatn tesiratndaki srur.
Dokuz aded manev sevinler, yle teskin edici bir merhem ve
tatl bir iltr ki; tarif edilmez, ar elemlerimizi teskin ediyor.
Said Nurs
* * *
Aziz, sddk, metin kardelerim!
On aydan beri, mnafklarn bir resm memuru elde edip btn
desiseleriyle yaptklar hcum en kk bir akirdi sarsmad. O
iftiralar hi hkmndedir. sbat ettiimiz onun yz yalanna kar, bir
gazetenin sbk valinin tekade sevkini bir mektubumuzda bulup
hilaf- vaki'dir diye birtek yanl bulmu. Halbuki o yanl, o gazeteye
aittir. Her ne ise; bylelerden byle iftiralar, binden bir tesiri bize
olmad gibi, inallah daire-i Nur'a da zarar olmayacak. Size
sylediim gibi, memurun iftiranamesine ok ehemmiyet vermeyiniz,
zihninizi bulandrmasn. Eer mdafaatmda cevab bulunmayan
kanun nokta varsa, ksa cevab verirsiniz. Hem deyiniz: "Said der ki:
Bizi ve Nurlar beraet ettiren mahkemeyi kzdrmamak, tenkis
etmemek iin o garazkrane iddianameye kar cevab verip
ehemmiyet vermeyeceim. Byk mdafaatm, hususan on vecihle
kanunsuzlua tam ve mkemmel bir cevabdr."
* * *
..-,....
Evvel: Bir inayettir ki, o adamn mfteriyane iddianamesini
iitemedim. Yoksa iddetle konuacaktm. Reise, seni mahkemeye
veriyorum, yani hakszlnla mahkeme-i kbraya ve kanunsuzluunla
dnya mahkemesine. Ve avukatm yok dediimden maksad, onlara
bizim umumumuzun kll mes'elede vekilimizdir, benim husus
ahsma gelen hcuma ancak ben mukabele edebilirim, demektir.
Ahmed Hikmet'e bildiriniz.
Sniyen: Savcnn isnadatna kar eski mdafaatmz kfidir.
Slisen: Mustafa Osman, Ceylan nasl telakki ettiklerini ve





--- sh:(:533) ----
hi bulant onlara vermediklerini ve daire-i Nur'da dahi fena tesir
etmeyeceini bana yazdlar. Kahraman Tahir'i grdm. O da yle
telakki etmi. Hsrev ve Feyzi'leri ve Sabri'yi merak ettim.
Rbian: Zannederim ki, imdi kfr ve dalalet, komiteler ve
cem'iyetler eklinde hcum ettikleri iindir ki; kader-i lah, bunlara
bu eedd-i zulm ile bir cem'iyet isnadyla bizi tazib ettiriyor. Demek
imdi ehl-i imann ittihadna pekok lzum var. Biz o hakikat
bilmediimiz iin kaderin adalet tokadn yeriz.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Hacc men'eden, zemzemi dktren, hakkmzda
eedd-i zulme msaadekr davranan ve Zlfikar ve Siracnnur'un
msaderesine ehemmiyet vermeyen ve bizi garazkrane, kanunsuz
tazib eden memurlar terfi ettirip hanemizden kan mazlumane lisan-
hal ile yksek alamamz ve sesimizi iitmeyen bir mstebid
kabinenin zamannda en rahat yer hapistir. Yalnz mmkn olsa baka
hapse naklolsak, tam selmet olur.
Sniyen: Onlar nasl zorla en mahrem risaleleri en nmahreme
okuttular.. yle de, zorla srar edip bizi cem'iyet yapmaa mecbur
ediyorlar. Halbuki cem'iyet ve komitecilie hi ihtiyacmz
hissetmiyorduk. nki ittihad- ehl-i iman cemaatndeki uhuvvet-i
slmiye; Nurcularda pek hlisane, fedakrane inkiaf ettii gibi ve
eski ecdadlarmzn kemal-i akla ruhlarn feda ettikleri bir hakikata
Nur akirdleri o milyonlar kahraman ecdadlarndan irsiyet aldklar
kuvvetli bir fedailik ile o hakikata balanmalar, imdiye kadar resm
veya siyas, gizli ve aikr cem'iyetler ve komitecilie ihtiya
brakmyordu. Demek imdi bir ihtiya var ki, kader-i lah onlar bize
musallat ediyor. Onlar mevhum bir cem'iyet isnadyla zulmederler.
Kader ise, "neden tam ihlasla, tam bir tesandle, tam bir hizbullah
olmadnz?" diye bizi onlarn elleriyle tokatlad, adalet etti.
Said Nurs
* * *



--- sh:(:534) ----
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: Sizi teselliye muhta bilmiyorum. Birbirinizin kuvve-i
maneviyenizi takviye edersiniz, o kfidir. Karmdaki levha dahi bana
kfi geliyor. Bu son hcumda, tam haksz ve kanunsuz, yalnz
evhamdan ve za'fiyetten gelen bir korkutmak olduu anlald ve
ahalinin ve zabtann vaziyeti, o manasz hcuma bir itiraz hkmnde
idi.
Sniyen: Benim mdafaatm yeni isnadata dahi kfi gelir mi?
Hem Zbeyr ve avukatlar alyorlar m? Telalar yok mu? Hi
merak etmesinler. Bize medar- mes'uliyet ettii maddelere gre,
btn uhuvvet-i imaniyeyi tayanlar, hatt btn imamlarn
cemaatlerini ve btn stad ve muallimlerin talebelerini dahi mes'ul
etmek lzm gelir. Demek muhalifleri ok kuvvet bulmular ki, btn
bu telal ve imknat vukuat yerinde istimal ederek acib evhamla bize
hcum ettiler.
Slisen: Benim kendi kanaatm, t bahara kadar hapiste
kalmak gerektir. Zten kta herey tevakkuf eder. nallah inayet-i
lahiye yine imdadmza yetiir.
Said Nurs
* * *
..-,....
(Hsrev'in bir mektubudur)
Sevgili stadmz Efendimiz!
Garazkr raporlaryla hakkmzda Afyon adliyesini pek byk
bir dikkate sevkeden ve sekiz aydan beri iddetli bir tazyik altnda siz
sevgili stadmz yaatan, biz talebelerinizle birlikte Afyon hapsinde
temadi-i mevkufiyetimize sebeb olan ve Nur'un kabil-i inkr olmayan
mu'ciznma hakikatlarn hasudane nazarla mtalaa eden ehl-i vukuf
lemasna, siz sevgili stadmz, hem Risale-i Nur yirmibe






--- sh:(:535) ----
seneden beri skt etmi iken, o muhterem allmelerin ehl-i iman,
hususan hamele-i Kur'an mdafaa ve muhafaza en byk vazifeleri
iken, Afyon adliyesini aleyhimize tevik edip tahrik eden raporlarna
kar siz sevgili stadmz esefle mukabeleye mecbur eden yazlarnz
efkatinizin eseri olduu bhesizdir. Yirmibe seneden beri, zaman
zaman gizli dmanlarnza kar bir avu talebenizle mcadeleye
giren siz sevgili stadmz ve Kur'ann en byk hakikatlarn
muhtevi Risale-i Nur'u mdafaa etmek yle dursun, en tehlikeli
vakitlerimizde cephe alan bu limlere kar pekok sualleri sormak
hakknz iken, pek cz' sualleriniz, o limleri ikazdan baka birey
olmayacak. Byle en nazik zamanlarda muavenetinize pekok muhta
olduumuz menba'lardan doan midsizliklerimizi byk bir izzete
tebdil eden ve pek byk bir ihsan- lah olan inayet-i hassa, bu
Afyon hapsinde tekrar kendini gsterdi. Sekiz aydan beri titremeyen
zemin, siz sevgili stadmza, Risale-i Nur'a hcum zamanlarnda,
gizli dmanlarn hcumu ile gelen zelzeleleri yazarken, bugn yine
zemin hiddet edip iki defa iddetli bir surette titremesiyle bizi de ahid
gstermi, midlerimizi takviye etmi, imhanza susayan insafsz
dmanlarnzn en dehetli savletleri karsnda zahir
kimsesizliinize efkat etmi, maddeten aczinize merhamet etmi,
imdadnza yetimi, titreyen zemin ile davanzn doruluunu tasdik
etmi. lah ve melekt bir kudretle mbarek kaleminizden kp
ykselen "Zafer bizimdir" bearetlerinizi ihtar ile, bizleri siz sevgili
stadmza ok minnetdar eylemitir.
_.,!_.,!
ok kusurlu talebeniz
Hsrev
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
Evvel: htiyat ve temkin ve meveret etmek lzmdr.
Sniyen: Zbeyr bana merhum biraderzadem Abdurrahman
yerine ve Ceylan merhum biraderzadem Fuad bedeline verilmi diye
manev ihtar aldm. Ben de burada iimi onlara braktm.


--- sh:(:536) ----
Slisen: Haber aldm ki, ok alan fakat ihtiyatsz Ahmed
Feyzi'nin "Maidet-l Kur'an" banda malm mektubumu mahkeme
heyeti bahane ederek -ki: "Said kendi hakkndaki medihleri vesaireyi
tasdik etmi." -benim mahkmiyetime bir sebeb gsterilmi. Ben
mkerrer dedim ki, hereyden evvel Ahmed Feyzi onu beyan edip -ki
o mektub, kendi hakkndaki mektublar kabul etmemek ve sair bir
ksmn ta'dil etmek lzmken- lzumsuz onlar hiddete getiren eyleri
yazm. Ben onun bin kusurunu grsem, ondan gcenmem. Fakat
Nurlara zarar gelmemek iin cesurane ve ihtiyatsz hareketten bir
derece ekinmek lzmdr.
Rbian: Feyzilerin bir kahraman olan Ahmed Feyzi
kardeimiz de, Tahir'nin kouu olan medresesinde aynen Tahir gibi
davranmal. Ve gidenlerin yerinde, onlarn akirdlerini Kur'an ve Nur
dersleriyle ve yazlaryla tevik etsin. Dn bana gnderdii yeni
talebelerin defterleri benim hazn halimi sevince tebdil etti.
Elhamdlillah dedim.
* * *
Bu defa taarruz pek geni dairede.. Reis-i Hkmet ve hazr
kabine, plnl, dehetli bir evham ile bir hcum etti. Benim aldm bir
habere gre ve ok emarelerle gizli mnafklarn yalan jurnalleri ve
desiseleriyle bizi hilafet komitesiyle ve Nak tarkatnn gizli
cem'iyetiyle tam alkadar, belki pidar gsterip hkmeti byk bir
telaa sevkederek, Nur'un byk mecmualarnn stanbul'da cildlenip
lem-i slm'a intiarn ve gayet makbuliyetlerini bir delil gsterip,
hkmeti korkutup, kskan resm hocalar ve vehham memurlar
aleyhimize insafszca evirdiler. Tahminlerince herhalde ok
vesikalar, emareler grlecek, hem Eski Said damaryla tahamml
etmeyerek ortal kartracak diye kanaatlar varm. Cenab- Hakk'a
hadsiz kr olsun, o musibeti binden bire indirdi. Btn taharrilerde
hi bir cem'iyet ve komitelerle bir alkamz bulamadlar. Yoktur ki,
bulsunlar. Onun iin savc iftiralara, yanl manalara, medar-
mes'uliyet olmayan cz' isnadlara mecbur olmu. Madem hakikat
budur, Nurlar ve biz yzde doksandokuz derece musibetten halas
olduk. yle ise deil ekva, belki binler kr etmekle inayet-i
lahiyenin bu cilvesinin tamamn sabr, kr, istirhamla beklemeliyiz
ve Nur dersleriyle bu medresenin mtemadiyen kan ve giren muhta
ve mtaklarna teselli vererek yardm etmeliyiz.
Said Nurs
--- sh:(:537) ----
..-,....
Aziz sddk kardeim!
iddetli bir ihtar ile bildim ki, sen ve Ahmed Feyzi Nur'un
meslei olan mbareze etmemek ve ehl-i dnya ile uramamak ve
siyasete girmemek ve yalnz lzum-u kat' olduu zaman ksaca
mdafaa etmek haricinde, pek ziyade ve zararl mbarezekrane ve
siyasetvari mahkemedeki okuduunuz paralar Nurlara ok zarar
vermi. Hatt bizim cezamza ve benim skntlarma sebebiyet
vermi. Ben senden ve Ahmed Feyzi'den gcenmem. Fakat bana
evvelce gstermek lzmd. Madd kaza-y lah olarak o vaziyet size
verilmi. Onun tamiri iin benim tarzmda davranmak lzmdr. Feyzi
dahi btn kuvvetiyle siyas mdafaat brakp, Nurlarla ve Tahir
gibi, yeni talebelerle megul olmak elzemdir.
* * *
..-,....
Aziz kardelerim!
Bana ve Nurlara ait krk ksur sahife ile beraber Hata-Savab
Cedveli ve zeyli Posta gazetesine cevab, herhalde hem yeni harfle,
hem eski harfle basmasna, hem Isparta'da hem stanbul'da, eer
mmknse burada dahi almak lzmdr. Madem mahkeme
aleyhimizde zannettii mes'elelerini makina ile teksir ediyorlar. Biz
dahi ayn mes'elelerini ve doksan sehvi teksir etmek kanunen
hakkmzdr, teksir etmemiz lzmdr. Sonra da byk mdafaatmla
Ahmed Feyzi, Zbeyr, Mustafa Osman, Hsrev, Sungur, Ceylan gibi
arkadalarn itiraznameleri de inallah bastrlacak.
Said Nurs
* * *
..-,....
Aziz, sddk kardelerim!
ki saat zarfnda iki acib ve latif, zahiren kk, hakikaten
ehemmiyetli iki hdiseyi size yazmak ihtar aldm.




--- sh:(:538) ----
Birincisi: Nur'un iki namzed talebesine Rehber'den Leyle-i
Kadir'de ihtar edilen mes'eleyi okudum. hirinde, "Be-on senede
medrese hocalarnn tahsil derecelerini, Nur akirdleri on haftada
kazanr." dediim ayn dakikada kalbe geldi ki: Eski Said'in, onbe
yanda iken medrese uslnce onbe senede okunan ilmi onbe
haftada okumaa inayet-i lahiye ile muvaffak olmas gibi, rahmet-i
Rabbaniye ile Risale-i Nur dahi, ilm-i hakikatta ve imaniyede onbe
seneye mukabil -bu medresesiz zamanda- onbe hafta kfi geldiini,
bu onbe senede belki onbe bin adam kendi tecrbeleriyle tasdik
ediyorlar.
kincisi: Ayn saatte, ar penceremiz deta sebebsiz kablarm
ve ielerim ve yemeklerim zerine dt. Biz tahmin ettik ki, hem
camlar, hem btn ie ve bardaklarm krldlar ve ilerindeki taamlar
zayi' oldular. Halbuki hrika olarak hi bir krk ve zayiat olmad.
Yalnz bana hediye gelen piirdiim et dkld. Fakat Nur'un namzed
yeni talebelerine ksmet olduu, benim de hediye kabul etmemek olan
kaidemi muhafaza ve birinci hdiseye hrikalyla tasdik edip imza
bast.
Said Nurs
* * *
..-,....
Kardelerim!
Btn btn kanunsuz olarak bizim temyiz evrak ve
layihalarmz daha temyize gnderilmemi. Bizim muktedir
avukatlarmz, mmkn olduu kadar pek abuk evrakmzn
Mahkeme-i Temyiz'e gnderilmesine herhalde bir are bulsunlar.
Yoksa onbir ay bahanelerle tevkifimizi uzatmak ve beni mahkemede
konuturmamak ve onbir ay tecrid-i mutlakta souk skntlarla tazib
etmekle hakikat- adaletin kabul etmedii bir garaz ihsas ettiinden,
bizim mahkememizi baka bir vilayetin mahkemesine nakletmek iin
hem avukatlarmz, hem sizler btn kuvvetinizle almak elzem ve
lzmdr.
Said Nurs
* * *




--- sh:(:539) ----
..-,....
Aziz, sddk, hlis, sebatkr, fedakr kardelerim!
Evvel: Srr- nna A'tayna hi yanmda bulunmadnn
sebebi, eski zamanda iki hiss-i kabl-el vukuumda bir iltibas olmu.
Birincisi: Bir hiss-i kabl-el vuku ile yalnz vatanmzda
dehetli bir hdiseyi ve zalimlerin musibetini hissettim. Halbuki
byk dairede, zemin yznde, haber verdiimiz gibi oniki sene sonra
aynen o srr- azm grld. Benim istihracm geri zahiren bir para
tayir etti. Fakat hakikat cihetinde pek doru ve ayn- hakikat
meydana kt. Bunun iin o risaleyi yanmda bulundurmuyorum ve
bakalarna vermiyorum.
kincisi: Krk sene evvel tekrarla dedim: Bir nur greceiz.
Byk mjdeler verdim. O nuru byk daire-i vataniyede
zannederdim. Halbuki o Nur, Risale-i Nur idi. Nur akirdlerinin
dairesini umum vatan ve memleket siyas dairesi yerinde tahmin edip
sehiv etmitim.
* * *
Mdr Bey! Size teekkr ederim ki, kurtulu bayramnn
bayran kouuma taktrdnz. Harekt- milliyede stanbul'da,
ngiliz ve Yunan aleyhindeki Hutuvat- Sitte eserimi tab' ve nerile
belki bir frka asker kadar hizmet ettiimi Ankara bildi ki, Mustafa
Kemal ifre ile iki defa beni Ankara'ya taltif iin istedi. Hatt demiti:
"Bu kahraman hoca bize lzmdr." Demek, benim bu bayramda bu
bayra takmak hakkmdr.
Said Nurs
* * *










--- sh:(:540) ----
[1948 senesinde alan Afyon Mahkemesinde, birinci defa hkm
verilip nihayet umum Nur Risalelerinin iadesiyle neticelenen ve
balangta i'dam plnlaryla propagandalar yaplan bir mahkemede
Risale-i Nur talebelerinin mdafaatdr.]
Nur akirdlerinin hlis ve srf uhrev, Nurlara ve tercmanna
kar alkalarna dnyev ve siyas cem'iyet namn verip onlar mes'ul
etmee alanlarn ne kadar hakikattan ve adaletten uzak dtklerine
kar, mahkemenin o cihette beraet vermesiyle beraber, deriz ki:
Hayat- itimaiye-i insaniyenin, hususan millet-i slmiyenin
ss-l esas; akrabalar iinde samimane muhabbet ve kabile ve taifeler
iinde alkadarane irtibat ve slmiyet milliyeti ile m'min
kardelerine kar manev muavenetkrane bir uhuvvet ve kendi cinsi
ve milletine kar fedakrane bir alka ve hayat- ebediyesini kurtaran
Kur'an hakikatlarna ve nairlerine sarslmaz bir rabta ve iltizam ve
ballk gibi hayat- itimaiyeyi esasyla temin eden bu rabtalar inkr
etmekle.. ve imaldeki dehetli anaristlik tohumu saan ve nesil ve
milliyeti mahveden ve herkesin ocuklarn kendine alp karabet ve
milliyeti izale eden ve medeniyet-i beeriyeyi ve hayat- itimaiyeyi
btn btn bozmaa yol aan kzl tehlikeyi kabul etmekle ancak Nur
akirdlerine medar- mes'uliyet cem'iyet namn verebilir.
Onun iin Nur akirdleri ekinmeyerek Kur'an hakikatlarna
kar alkalarn ve uhrev kardelerine kar sarslmaz irtibatlarn
izhar ediyorlar. O uhuvvet sebebi ile gelen her bir cezay
memnuniyetle kabul ettiklerini ve hakikat- hali olduu gibi
mahkeme-i dilenize itiraf ediyorlar. Hile ile, dalkavukluk ile,
yalanlarla kendilerini mdafaa etmee tenezzl etmiyorlar.
Mevkuf
Said Nurs
* * *









--- sh:(:541) ----
[Hsrev'in mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Makam- iddia iddianamesinde biri kll, dieri husus olarak
iki cihetle beni itham ediyorlar. Kll itham, Risale-i Nur'a hizmetim
ve stadmn mevhum suuna itirakimdir.
Husus itham ise: Gayet cz' ve ehemmiyetsiz ve hakikatte hi
bir su tekil etmeyen inziva ile geen hayatma ve hususat-
ahsiyeme ait hallerdir. ddia makamnn Risale-i Nur'a hizmetimden
dolay stadmn mevhum suuna beni itirak ettirmesine mukabil
derim ki:
Ben stadmn gittii meslekte ve Risale-i Nur'la lem-i
slm'a hususan bu vatana ve bu millete ettii kuds hizmetinde
kendisine isnad edilen mevhum suuna ruh u canmla itirak
ediyorum. Ve beni bu hizmet-i imaniyede muvaffak eden Cenab-
Hakk'a hir mrme kadar kredeceim.
Muhterem Heyet-i Hkime!
Nurlara hizmetimde grdmz muvaffakyetin kat' bir delili
udur:
Benim Kur'an hattm pek noksan iken, hrika bir tarzda ihtiyar
ve iktidarmn pek fevkinde, gayet emsalsiz ve gayet mkemmel bir
surette Kur'an yazmaklmdr. Birisi, elinizdedir.
kinci Delili: Bu vatana ve bu millete ve dine ve hsn- ahlka
yirmi seneden beri pek byk menfaatleri tahakkuk eden bu Nur
eserlerinden altyze yakn nshalarn yazmaklmda
muvaffakyetimdir.
Hatt bir ay gibi ksa bir zamanda ondrt risaleyi yazmaa
muvaffak olduumu arkadalarm biliyorlar. Makam- iddiann,
stadmn kuds hizmetinde benim iin su tevehhm ettii noktalar
ayrca mdafaa etmei zaid buluyorum. stadmn yazd itirazname
ve tetimmesini btn kuvvetimle tasdik edip onlar kendi itiraznamem
olarak yksek mahkemenize takdim ediyorum.
Muhterem Heyet-i Hkime!
Hlen mahkemenizde bulunan ve iman ve Kur'an hakikatlar
olan




--- sh:(:542) ----
mbarek ve kuds ve Nurlu eserleriyle, hi bir maksad- dnyev ve
hi bir maksad- siyas takib etmeyen stadmn bu vatana ve millete
ettii kuds hizmetlerini ben ve arkadalarmz tasdik ettiimiz gibi,
ttihad-Terakki hkmetindeki vatanperverler dahi tasdik etmiler. O
zaman stadmn Van'daki Medreset-z Zehra namndaki dr-l
fnununa ondokuz bin altun lira vermiler. Ve milliyetperverler dahi,
stadmzn vatanperverane ve milliyetperverane hizmet-i ilmiyesini
hayranlkla tasdik etmiler. stadmn o ark Dr-l fnununa, o
zamanda -banknotun kymetli vaktinde- yzelli bin lira tahsisat,
ikiyz meb'ustan yzaltm meb'usun imzasyla kabul etmiler.
ddia makamnn su diye vasflandrd bu kuds, mbarek
stadmn btn hayat mddetince en muannid ve kskan
muarzlarn ve mahkemelerde en ziyade mahkmiyeti iin alanlar
iddetli ve dokunakl szlerine kar ilitirmeyip teslime mecbur eden
ve bu millet ve bu vatann saadetinin temel talarn temine matuf olan
kuds hizmetinde ve btn makasd- ilmiyesinde, yirmi seneden beri
ettiim ktiblikle ve Risale-i Nur'a ettiim hizmetimle iftihar ettiimi
yksek mahkemenize arz ediyorum.
Mevkuf
Hsrev Altunbaak
* * *
[Tahir'nin mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Afyon C. Savclnca tarafma tebli edilen, din hissiyat let
ederek devletin emniyetini bozacak hareketlere halk tevik
maddesinden stadm Bedizzaman Said Nurs ve dier
arkadalaryla birlikte sulu gsterilmekle mahkemeye veriliyorum.
Ben, gerek Isparta Sulh Mahkemesinde ve gerekse Afyon
Sorgu dairesinde sorulan suallere doru olarak cevab vermiim. Bizi
beraet ettiren Denizli Mahkemesi, btn kitablarmz bize iade etmi,
stadm Bedizzaman'n risalelerini okuyup yazmakta ve kendisine
talebe olan kardelerimle mektublamakta bize ceza vermemiti.
Halbuki alt sene evvel stadmn msaadeleri olmad halde,
marifetimle eski yaz ile stanbul'da matbaada tab'edilen beyz




--- sh:(:543) ----
aded Bedizzaman'n "Yedinci ua" kitabn, Denizli Mahkemesi
tamamen sandyla, 20.7.1945 tarihli kararyla yed'ime teslim etmi.
O zaman mtak olan Nur talebelerine tab' bedeli mukabilinde tevzi
edilmiti.
te bu l mahkemenin Temyiz'in yksek tasdikiyle kat'iyyet
kesbeden hkmne istinaden, iki sene evvel stanbul'dan teksir
makinesi ve kt alarak Isparta'ya getirdim.
Elinizde olan mecmuadan ikisini kardeim Hsrev
Altunbaak yazd. Birisini de ben yazdm. Evvel "Zlfikar Mu'cizat-
Kur'aniye ve Ahmediye" mecmuasn bastk. Bunu ksmen sattk.
Hasl olan parasndan As-y Musa Mecmuasnn kdn da satn
aldm, getirdim. Sonra As-y Musa Mecmuasn bastk, bunu da
sattk. Sonra Siracnnur Mecmuasnn kdn alp bastk. Bu mddet
bir sene devam etti. Sonra, otuz kadar mecmua Eirdir'e gtrlrken
yolda tutularak Eirdir adliyesine teslim edilmi. ok gemeden
Isparta adliyesi marifetiyle Hsrev Altunbaak'n evi taharri olunup
hem teksir makinesi, hem mecmualar msadere edilerek bir sene evvel
mahkemeye verilmitik. Neticede yasak olmayan din eserler
olmasndan Hsrev Altunbaak'la bana ve dier bir arkadamza
ruhsatsz kitab tab'ettiimizden bir ay ceza verildi. Biz de temyiz ettik.
Henz temyizden gelmeden Afyon Hapishanesine getirildim.
te yksek mahkemenizde dinime ve dindalarma olan u
hasb hizmetim, hususan mahkemenin iade ettii ve meali hads-i erif
muhteviyat olan Beinci ua mes'eleleriyle Afyon C. Savcs,
"Hkmetin emniyetini ihll ediyorlar" diye hem beni, hem risalenin
mellifini, hem Hsrev Altunbaak'la krkalt talebe kardelerimi, bu
eserleri yazmlar, okumular diyerek cezalandrmak istiyor.
Bu vatanda z bir vatanda olmakla, huzurunuzda hakikatten
ayrlmayarak derim ki: Bu eserlerle ahlkmz dinen terbiye edip
ykselten ve kendisine "mceddid" dediimiz halde bizi reddedip
kran ve byk bir hrmetle stad kabul ettiimiz Said Nurs'nin
senelerden beri talebesiyim. Kendisinde ve eserlerinde ve
talebelerinde, hkmetin emniyetini ihlle teebbs edecek hi bir fiil
olmadna yaknen ve kat'iyyen ahidim. Hususan ittiham sebebinin
birisi de: Isparta mahkemesi yaknen hakikata muttali olmasyla, o
cihetten


--- sh:(:544) ----
bize ceza vermedikleri kitab bedelleridir ki; bizim kitab bedelleriyle
idare-i maietimize temine hi bir cihetle ihtiyacmz olmamakla
beraber, bu satlan mecmualarn bedellerinin teksir makinesine ve
kdnn ve mrekkebinin karlna verilmi olduunu yksek
mahkemenize arzeder ve srf Allah rzas iin, hsn- niyetle
yaptmz bu hizmetin bir su olmasna imkn olmamakla, yksek
mahkemenizden ve l vicdanlarnzdan Risale-i Nur eserlerinin
iadesini taleb ederim.
Mevkuf
Tahir
* * *
[Zbeyr'in mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Hkimliine
Gizli cem'iyet kurmak ve devletin emniyetini bozmak suuyla
mttehem bulunmaktaym. Aada arzedeceim vecihle byle bir
suu ilemediime kat' kanaatnz gelecei iin bu ittiham daha
imdiden reddediyorum. Evet Risale-i Nur talebesi olduumu
memnuniyetle ve iln edercesine syleyebilirim. nkr etmek, Risale-i
Nur'un bana verdii fazilet dersleriyle zd olduu iin, bu crm
ilemem. Risale-i Nur'un okuyucusu olan bir kimse, okuduunu
gizleyemez. Bilakis iftiharla bilperva sylemekten ekinmez. Zira
ekingenlii cab ettirecek hi bir cmlesi veya kelimesi yoktur.
Risale-i Nur'un kymetini krk-elli sahifelik bir formada
belirtmee almtm. Medhettim diyemem, nki: Kinatn gnei
ve akl olan ve bin yz ksur seneden beri beeriyeti tenvir ve irad
eden Kur'an- Hakm'in hakik bir tefsiri olan Risale-i Nur'un deil
btn klliyatn belki bir cz'n bile sena etmee muktedir deilim.
Yukarda arzettiim gibi, kymetini belirtmee altm eserlerde
gizli cem'iyete dair mevzular tesbit edilmi ise, zararl eserleri
tantmaa alm suuyla cezalandrnz. Fakat hrikulde ve
fevkalde bir ekilde te'lif edilmi olduu ilm ahsiyetler tarafndan
tasdik edilen ve bozulan bir cem'iyeti slah etmek kudretini haiz olan
ve yirminci asrdaki insanlara rehber olup dalaletten ve materyalizmin,
maddiyyunluun ve tabiatperestliin srkledii sefahet ve koyu fikir
karanlndan kurtaran ve beeriyete ebed saadet ve selmet



--- sh:(:545) ----
rlarn Kur'an- Hakm'in feyziyle aan ve nuruyla aikr bir
ekilde gsteren Risale-i Nur Klliyat'nda isnad edilen sua dair
bahisler mevcud deil ise, cezalandrlmaklmn adalet esaslarna zd
olacan, mahkemenizin de kabul edecei kanaatindeyim.
Sorgu hkimliinde: "Sen Risale-i Nur'un talebesi imisin?"
denildi.
Bedizzaman Said Nurs gibi bir dhnin akirdi olmak
liyakatini kendimde gremiyorum. Eer kabul buyururlarsa iftiharla
"Evet Risale-i Nur akirdiyim" derim.
Risale-i Nur'un emsalsiz mellifi stadm Bedizzaman Said
Nurs, mteaddid defalar gizli dmanlar tarafndan iftira edilerek
mahkemeye verilmi ve hepsinde de beraet etmitir. Risale-i Nur
Klliyat profesr ve slm limlerinden mteekkil bir heyet
tarafndan satr satrna tedkik edilerek bu eserlerin fevkalde bir
vukufiyetle te'lif edildii ve Kur'an- Hakm'in hakik bir tefsiri
olduunu bildiren raporlar verilmitir. Hakikat byle iken, yine neden
mahkemeye veriliyor? Bu husustaki kat' kanaatimi u ekilde
arzediyorum:
Risale-i Nur'u okuyan kimseler, bilhassa idrakli genler,
kuvvetli bir imana sahib oluyorlar. Sarslmaz ve fedakr bir dindar, bir
vatanperver oluyorlar. Ypranmaz bir imann bulunduu bir yere,
menf bir ideolojinin alad ahlkszlk ve sefahet giremez. Bu
sarslmaz imana sahib olanlar oaldka, masonluun ve komnizmin
dairesi asl genileyemiyor. Komnistlerin dayand materyalist
(maddiyyun) felsefenin hak ve hakikat ile hi bir ilgisi olmadn,
nazariyelerinin tamamen aslsz olduunu Risale-i Nur Kur'an-
Kerim'in yetleri ile ve gayet kuvvetli brhan ve hccetlerle aklen,
fikren ve mantken isbat ediyor. O rk fikir karanlklarna denleri
tenvir edip kurtaryor. Yalnz gznn grebildii yere inanan
maddecilere dahi Allah'n varln inkr ve itiraz kabil olmayan
kuvvetli delillerle isbat ediyor.
Bilhassa lise ve niversite tahsil genliine bu hrika eserler
orijinal ve ekici slbu ve yksek edeb san'atyla kendini
okutturuyor.
te bunun iindir ki; komnist ve masonlar, kendi zehirli
fikirlerinin yaylmasna Risale-i Nur'un kuvvetli bir mni tekil
ettiini

--- sh:(:546) ----
biliyorlar. Kur'ann hakik bir tefsiri olmakla kuvvetli bir iman
kayna olan Risale-i Nur'u ortadan kaldrmak veya okutmamak iin
eitli desiseler ve iftiralara bavuruyorlar. imdiye kadar isnad
ettikleri yalanlardan hibir emare bulunmad halde, taarruzlarna
devam ediyorlar. Bunlardan anlalyor ki, bizi korkutmak ve Risale-i
Nur'dan uzaklatrmak ve dier taraftan kendi zehirli neriyatlarn
nmze srmek; bu suretle millet ve genliimizde imann yok
olmasn ve ahlk sukutunu temin ederek, hkmetin kendi kendine
kmesine muvaffak olmak istiyorlar. Ve vatan ve milletimizi yabanc
bir devlete devretmek emelini tayorlar. Mahkeme heyetinin
huzurunda bilperva onlara sylyorum: Onlar iyi bilsinler ve
titresinler ki, grltye pabu brakmyoruz. Zira Risale-i Nur
eserlerinde hak ve hakikat grm, renmi ve inanmz. Trk
genlii uyumuyor. Bu kahraman slm Trk Milleti baka bir
devletin boyunduruu altna giremez. Fedakr mslman genlii,
sahib olduu tahkik iman kuvvetiyle vatann sattrmaz. Dindar,
cengver Trk milleti ve imanl, cesur Trk genlii korkmaz. Onun
iindir ki; bizi insanlk seviye ve seciyesinde en yksek mertebelere
karan ve her sahadaki terakkiyatmz salayan ve biz genlere din,
vatan ve millet akn alayarak urunda btn mevcudiyetimizi feda
ettirecek hakik bir dinperver olarak bizleri yetitiren Risale-i Nur
eserlerini okuyoruz ve okuyacaz. Evvelce de arz ettiim vecihle,
Risale-i Nur'dan pek az okuduum halde, pek fazla istifade ettim.
Vatan ve millet ve btn insanlka gayet azm faideleri temin edecek
olan bu ok nfi' eser klliyatn eer servetim olsa idi nerettirmek
iin hepsini sarfederdim. Zira dinimin, vatan ve milletimin ebed
saadet ve selmeti urunda btn mevcudiyetimi feda etmee hazrm.
Hem Risale-i Nur'a safdilane inanmamm. Otuz yt-
Kur'aniye ve Hazret-i Ali (R.A.) ve Abdlkadir-i Geylan (R.A.)
Hazretleri, Risale-i Nur'un te'lif edilip bu asrdaki insanlar irad
edeceini gayb bir surette bildiriyorlar. Bununla beraber, Risale-i
Nur'dan okuduum kitablar, bu eser klliyatnn hak ve hakikat
reten ve beeriyeti slah eden eserler olduu kanaatn vermitir.
Ruhumda byk bir boluk hissederek, okuyacak kitab
ararken, Risale-i Nur'u okuduum zaman elimde olmayarak ondan
ayrlamadm. Kalbimdeki o byk ihtiyac Risale-i Nur eserlerinin
karladn hissettim. lm ve iman bhelerden kurtaran akl ve
iman
--- sh:(:547) ----
isbatlar onda buldum. Bylelikle vesveselerin verdii skntlardan
kurtuldum. Bu hakikatlardan anladm ki: Risale-i Nur bu asrn
insanlar olan bizler iin yazdrlmtr.
Ahlk, edeb ve terbiye gibi en yksek meziyetlere sahib
olabilmek iin, kuvvetli bir imana sahib olmak lzmdr. man
hakikatlar, Risale-i Nur'da gayet kuvvetli deliller ve ak misaller ile
anlatld iin, okuduka imanm kuvvetlenmitir. Bu sayede dalalete
dmekten, en yksek medeniyet esaslarn cmi' hak ve hakikat olan
dinimden dnp kzl ejderin hap olmak felketinden kurtuldum.
Bunun iindir ki: Okuyucularn bir ok madd ve manev
felketlerden kurtaran ve bir niversite mezunundan ziyade bir ilme
sahib eden; slmiyet, vatan ve millet sevgisini alayan; Allah'a itaat,
alkanlk ve merhameti reten Risale-i Nur'dan -kymetini anlayan
hi bir ferd- ne bahasna olursa olsun, ayrlmaz. Bu riyasz, has hrmet
ve ta'zim; hi bir kimsenin kalbinden kartlamaz.
Risale-i Nur, iddia makamnca muzr eserler diye tavsif
ediliyor. Bu vicdanszl ve yalan, iddetle protesto ediyorum. Ve
benim de tevikatta bulunduum iddia ediliyor. Evet, bu dorudur.
Fakat, dier iftiray iiten btn mnevverlerin kalbleri szlam ve
hatt alam, dileri gcrdamtr. Yirminci asr pozitif fikirlerin
hkmran olduu bir zamandr. Delilsiz, isbatsz eylere inanlmyor
ve inanmyoruz. Muzr eserler olduunun isbatn isteriz.
ftiralar yapan gizli dmanlarn maksadlarndan birisi de,
Risale-i Nur okuyucularnn Kur'ana hizmet urunda mslmanlk
balar ile birbirlerine grlmemi bir ekilde sarlm olarak tezahr
eden ve bunlardan baka bir maksada matuf olmayan, sadece hrmet,
efkat ve sevgisinin ifadesi olan tesandn krmak ise, aldanyorlar.
Beyhude hi uramasnlar. Risale-i Nur'u okuyanlarn en gerisi, en
msi olan ben, onlara yle cevab veriyorum:
Birimiz arkta, birimiz garbda, birimiz cenubda, birimiz
imalde, birimiz hirette, birimiz dnyada olsak; biz yine birbirimizle
beraberiz. Kinatn kuvveti toplansa, bizi yksek stad Said Nurs'den
ve Risale-i Nur'dan ve bizi bizden ayramazlar.
Zira biz Kur'ana hizmet ediyoruz ve edeceiz. hiret
hakikatna inandmz iin, manev olan bu sevgi ve tesandmz
elbette hibir kuvvet skemeyecektir. nki btn mslmanlar
saadet-i ebediye makarrnda toplanacaklardr.

--- sh:(:548) ----
Vatan ve milletimizin selmeti namna mhim bir hakikat
msaadenizle arzediyorum. Komnistlerin gizli plnlarndan birisi de,
halk hkmet aleyhine teviktir.
Bedizzaman Said Nurs'yi hapse sokturmak ve eserlerini
zararl gibi gstermek iin hkmet erknna uydurma ihbarlar
yaplmakla beraber, hi bir ferdin inanmad menf propagandalar
yaplyor.
Bedizzaman Said Nurs'nin bu asrda ndir bir slm dhsi ve
her bir cihette esiz bir ahsiyet olduuna, bu millet senelerden beri o
kadar inanm ki; hakik olan bu kanaat hibir propaganda
rtemiyor ve rtemez.
Byk bir stadn eserlerinden mstefid olmay ltuf buyuran
Cenab- Hakk'a hamd senalar ederim... man, slmiyet dersi alarak
byk faidelere nailiyetime sebeb olan bir stada, btn ruh u canmla
medyunum. Senelerden beri skntlar ierisinde eser yazarak
genliimizi komnizm yemi olmakla ebed haps-i mnferidlie
mahkm edilmekten kurtaran bir mstakim stad iin senelerce dnya
hapsinde kalmaa hazrm.
Yirmi seneden beri milyonlarla insana din, iman, slmiyet,
fazilet dersi veren ve onlar dinsizlikten muhafaza eden Kur'an tefsiri
Risale-i Nur urunda i'dam edileceksem, sehpaya "Allah Allah.. Ya
Resulallah" sadlar ile koarak gideceim. Komnizme kaplp
dininden kan, ebed felketlere yuvarlanan ve vatan haini olarak
kuruna dizdirecek crmlerden genlerimizi koruyan Risale-i Nur
urunda kurunla ldrleceksem, o kurunlara ekinmeden gsm
gereceim. stadm Bedizzaman iin hanerlerle paralanrsam
etrafa srayacak kanlarmn "Risale-i Nur! Risale-i Nur!" yazmasn
Rabbimden niyaz ediyorum.
Muhterem Heyet-i Hkime!
Risale-i Nur tahsili, hakikaten hrika ve orijinaldir,
emsalsizdir. Herhangi bir tahsilde madd menfaat ve bir mevki gaye
edinilerek o tahsile devam edilir. Dersler ekseriyetle maddiyat ve
hrete eriebilmek iin, belki de zoraki okunur. Risale-i Nur'un
organize edilmemi serbest bir niversiteye benzeyen tahsiline eserleri
okumak suretiyle devam edenler ise, Kur'an ve imana hizmet etmekten
baka herhangi dnyev bir maksad tamyorlar.


--- sh:(:549) ----
Byle olduu halde ilm, iman ve cidd eserler olan Risale-i
Nur, o kadar byk bir evk ve akla ve o kadar sonsuz bir hazla
okunuyor ki; sadk okuyucularn defalarca okumak gibi kuvvetli bir
arzuya sahib ediyor. Risale-i Nur'u yazp okuyanlar, mahkeme
kaplarnda hayatlar tehlikeye dt halde, bu hrika eserleri
okuduklarn itiraf ve okuyacaklarn iln ediyorlar. 'dam karar
verileceini bilseler dahi, bu sebatlarn izhar etmekten ekinmiyorlar.
te Risale-i Nur'un bir ok hrikalarndan u hususiyeti, sizlere u
kanaat veriyor: tiraf edenler acaba canlarn yolda m buldular?
Demek Risale-i Nur'da ve Bedizzaman'da yle yksek bir
hakikat var ki ve bunlarda zararl bir ey yokmu ki, inkr etmediler.
Tahsildeki talebeler otorite ve disiplinle idare edilerek
okutturulur. Bedizzaman ise hibir kimseyi Risale-i Nur'a mecbur
etmemi. Fakat yzbinlerle okuyucunun ou onu grmeden, ona
sarslmaz ve kopmaz bir bala talebe olarak Risale-i Nur'dan
derslerini alyorlar.
te byle hrikulde bir tedris, yakn ve uzak tarihin hibir
medresesinde grlmemitir, hibir niversitede rastlanmamtr.
Sayn savc, "Bedizzaman'a olan hrmetin ekli dier
mfessirlerde grlemiyor." dedi.
Dorudur. Hrmet ve ta'zim byklk ve kemaltn
derecesine, minnet ve kran da elde edilen istifadenin mikdarna gre
olduuna nazaran, Bedizzaman'n eserlerinden azm faideler elde
ediliyor ki, ona olan ta'zim ve minnetdarlklar da grlmemi bir
ekilde oluyor.
Yirminci asrn en byk bir slm mtefekkiri ve mellifi olan
Bedizzaman' komnist ve masonlar bizlere, bilhassa genliimize
tantmamaa almlardr. Fakat uyank Trk-slm milleti ve
genlii, o din kahraman stad tanm, istifade etmi ve ettirmitir.
te bunun iindir ki; Bedizzaman'a kar olan fevkalde
ballk ve itimad sarslmayacaktr.
Risale-i Nur'daki yetler, Kur'an- Hakm'in en byk
mu'cizesi olan hususiyetleri kaybettirilmeden, byk bir san'at ve
meharetle Trkemize tefsir edildii iin; Risale-i Nur'u kadn, erkek,
memur ve esnaf, lim ve feylesof gibi her trl halk tabakas okuyup
anlayabiliyor.


--- sh:(:550) ----
Kendi istidadlar nisbetinde grdkleri istifadeler karsnda ona bir
kat daha sarlyorlar. Liseliler, niversiteliler, profesrler, doentler,
feylesoflar okuyorlar. Bu mnevver snflar fevkalde istifade ettikleri
gibi; Risale-i Nur'un hrikuldeliini ve te'lif san'atndaki stnln
tasdik edip hayretler ierisinde btn klliyat okumak itiyakna
sahib oluyorlar.
Bedizzaman' ve Risale-i Nur'u her yeni tanyan mdrik ve
takdirkr kimseler, daha evvel tanmadklarna binler teessf edip,
kaybettikleri zamanlar telafi edebilmek iin msaid vakitlerini boa
sarfetmeyerek, be dakikalk bir zamana dahi ehemmiyet verip, geceli
gndzl Risale-i Nur'a almaa balyorlar. Bu rabet ve iddetli
alka hibir psikolog, sosyolog ve feylesofun eserinde grlmemitir.
Onlardan ancak tahsilli kimseler istifade edebilmilerdir. Bir ortaokul
ocuu veya okumasn bilen bir kadn, byk bir feylesofun eserini
okuduu zaman istifade edememitir. Fakat Risale-i Nur'dan herkes
derecesine gre istifade etmektedir. Bunun iin, sizlerin Bedizzaman
ve Risale-i Nur akirdlerine vereceiniz beraet kararn btn bir
millet bekleiyor. Eer Said Nurs, talebelerine musibet zamannda
sabr ve tahamml ve itidal telkin etmemi olsa idi; gnll alay
kumandan olarak harbe itirak ettii zaman toplad talebeleri gibi
hrmetkr olan binler Risale-i Nur akirdleri, Afyon tepelerine
kuracaklar adrlar ierisinde, Afyon Ar Ceza Mahkemesinin beraet
kararn bekleyeceklerdi.
Said Nurs ve Risale-i Nur akirdlerinin almalarn, kanun
erevesine alnp gizli cem'iyet olduu isbat edilemiyor. Neden isbat
edilemiyor? Acaba vukuflu bir adliyeci olmakla ba
mddeiumumlie kadar ykselen bir ahs, bu isbat kanunla
yapmaktan ciz midir? Hyr, kat'iyyen ciz deildir. Ortada gizli bir
cem'iyet diyecek bir tekilat yoktur. Ve onun iin cem'iyetilik isbat
edilemiyor.
Savcnn evvelen "Nur talebeleri bir cem'iyet deildir" diye
kanun dairesindeki tam gr ve isabetle verdii hkm, biraz sonra
her nedense "cem'iyettir" diye iddia etmesi bir tenakuzdur. Elbette
hkmszdr. Heyet-i Hkimenin gayet ak olan bu hakikat idrak
ederek "Gizli cem'iyet yoktur" diye karar vereceinden emin
bulunmaktayz.
Sayn Hkimler! Teessr ve zdrab karsnda kalbden bir
para
--- sh:(:551) ----
kopsa idi, bir gen dinsiz olmu haberi karsnda o kalbin atom zerrat
adedince parampara olmas lzm gelir.
te sizin vereceiniz beraet karar; slm genliinin, slm
dnyasnn bu dehetli fetten tesirli bir ekilde kurtulmasna sebeb
olacaktr. Ve beni Bedizzaman ve onun eserlerine kopmaz bir bala
balayan saikten biri de budur.
Risale-i Nur'un serbestiyetine vereceiniz beraet karar, btn
Trk Genliini ve btn mslmanlar dinsizlik fecaatinden
kurtaracaktr. Zira yksek hakikatlar hazinesi olan Risale-i Nur, hi
eksiz ve bhesiz elbette bir gn olup btn dnya leminde
tannacaktr.
Bu itibarla sizler insanln takdirine mazhar olacaksnz. Sizin
vereceiniz beraet karar, hal ve istikbalde nesilleri minnetdar ve
mteekkir edecek ve Risale-i Nur okunup azm faidelere nil
olunduka takdirle ydedileceksiniz.
Sakn zannetmeyiniz ki, samim olarak sylediim bu
szlerimle riyakrlk yaplyor. Asl ve kat'iyyen! nki
Bedizzaman'n mahkemesinde hibir kimseden korkmuyorum,
ekinmiyorum.
Yalnz pek ksa olarak msaadenizle u kadarck arzediyorum
ki: Savc bu mbarek vatanda masonluk, komnistlii fevkalde
faikiyetle nlemek aresi olan ve nlemekte olan Risale-i Nur'a ve
mellifine ve okuyucularna yle en' ithamlarda bulunmakta devam
eder ve o tamamen hatal ithamlarndan vazgemezse, hissiyata
kaplarak aleyhdarlk ederse; komnistlik ve farmasonluu
desteklemi olur ve ithamlara hakik hedef olan muzr dinsizlerin
tremesine yardm etmi olur.
* * *
[Temyiz Mahkemesi Lyihasndan bir paradr.]
Dinsiz komitelerin neriyatlarnn vesvese ve bheleri
neticesinde yklan imanlar Risale-i Nur eserleri isbatlkla imar
ediyor.
te genliimizin Risale-i Nur'a elektriklenmi gibi
sarlmalarnn en ince sr ve hikmetlerinden bir tanesi de budur:
Senelerden beri feragat- nefisle ve esiz bir fedakrlkla ihtiyar, hasta
ve fevkalde


--- sh:(:552) ----
ihtimama muhta bir ada gizli dmanlar olan komnist ve
masonlarn ve bunlara aldananlarn eitli ikencelerine kar,
tahammln fevkinde sabr ile Bedizzaman Said Nurs; din
aleyhindeki birok sinsi plnlar hakikatbn nazaryla, realist
gryle fark etmi, dehetli dessasane ve perdeli olan bu plnlar
akm brakacak iman eserleri te'lif etmitir.
Fakat ne hazn ve ackl ve binler teessflere ayeste bir
vaziyettir ki; bu slmiyet kahraman ve hrikulde byk zt,
yirmibe senedir hapislerde, zindanlarda, tecrid-i mutlaklarda imha
edilmee allmaktadr.
Komnistlerin ihanetiyle meydana gelen evhamn cab ve
neticesi olan garazkrlklarla Risale-i Nur mellifi cezalandrlsa dahi,
Risale-i Nur eserleri yine byk bir itiyak ve gittike artan bir alka
ile okunmakta devam edecektir.
Birinci ve en kuvvetli delili udur ki: Yeni harf ile teksir
edilebilen As-y Musa eserini okuyan genler, Kur'an harfleri ile
yazlm mtebki eserleri de okuyabilmek iin ksa bir zamanda o
yazy da reniyorlar. Bu ekilde birok ilimlerin renilmesine
engel olan ve dinden imandan karmak iin te'lif edilen eserleri
okumaa mecbur eden Kur'an hattn bilmemek gibi byk bir seddi
de ykm oluyorlar. Bir milletin genlii ne zaman Kur'an ve ondan
lemaan eden ilimlerle techiz ve tahkim edilmi ise, o vakit o millet
terakki ve teli etmee balamtr. Genlik, iman ve slmiyet
ihtiyacyla yanan ruhlarn Kur'an tefsiri Risale-i Nur'un fyuzat ve
envryla doldurmaa balamtr. Bylelikle tahkik bir imana sahib
olacak genliimiz; dinsizlie, komnistlie kar mcadele edip
vatanlarn slm dmanlarna asla sattrmayacaklardr. Bunun iin;
eer komnistler mrekkep ve kd yok etmek imknn da bulsalar,
benim gibi birok genler ve bykler fedai olup hakikat hazinesi olan
Risale-i Nur'un neri iin, mmkn olsa derimizi kt, kanmz
mrekkep yaptracaz.
Evet. Evet. Evet. Binler defa evet!..
Savc iddianamesinde diyor ki: "Said Nurs eserleriyle
niversite genlerini zehirlemitir." Biz de buna mukabil deriz ki:
"Eer Risale-i Nur bir zehir ise; bizim bu zehirlere tonlarla, binlerce
kilo ihtiyacmz vardr. Eer oklukla olduu yeri biliyorsa, bize
tayyarelerle sevketsin."

--- sh:(:553) ----
Biz Risale-i Nur talebeleri; iman ve slmiyet hizmeti urunda
zalimlerin zulmne maruz kaldmz vakit, hapishane kelerinde
veya daraalarnda lmei, istirahat deindeki lme tercih ederiz.
Grn hrriyet, hakikat istibdad- mutlak olan bir esaret iinde
yaamaktansa, hizmet-i Kur'aniyemizden dolay zulmen atldmz
hapishanede ehid olmay byk bir ltf-u lah biliriz.
Afyon Hapsinde mevkuf Konyal
Zbeyr Gndzalp
Not: Bu mdafaa ve temyiz lyihas Temyiz Mahkemesine
gnderildikten sonra, Temyiz Reislii Zbeyr'in hapisten tahliyesi iin
telgrafla emir vermitir.
* * *
[Mustafa Sungur'un mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
ddia makam, benim de Nurcular cem'iyetine dhil olup halk
hkmet aleyhine tevik ettiim iddiasyla cezalandrlmam istiyor.
Evvel: Nurcular cem'iyeti diye bir cem'iyet yoktur. Ve ben
byle bir cem'iyete mensub deilim. Ben bin yzelli seneden beri
her asrda yzelli milyon mensublar bulunan ve kinatn medar-
iftihar olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n kurduu
muazzam ve nurani ve btn insanlk iin ebed saadet ve selmeti
mjdeleyen kuds ve lah slmiyet cem'iyetine mensubum.
Elhamdlillah onun evamir-i kudsiyesine de btn kuvvetimle itaat
etmee azmetmiim. Talebelii, hakkmda bir su saylan Risale-i Nur
ise, bana din ve iman vazifelerimi reten ve slmiyetin en yce ve
en mukaddes bir din ve beerin yegne medar- saadeti olduunu ve
Kur'an ise btn varlklarn sahibi, her yerde hazr, nzr, zerrelerden
yldzlara, gnelere kadar btn mevcudat idare-i ezeliyesinde
bulunan Zt- Zlcelal'in bir emr-i lahsi, ezel ve ebed ve btn
hdisat ihata-i nazarnda bir eser-i mu'cizanesi ve Kur'an btn
kitablarn fevkinde krk vecihle mu'cize ve saadet-i ebediyeyi nev'-i
beere mjdelemesiyle mtaklar ebediyen kendine minnetdar klan
bir ems-i Sermed'nin bir mkleme-i ezeliyesi ve Resul-i Ekrem
Aleyhissalt




--- sh:(:554) ----
Vesselm'n Hlk- Kinat tarafndan gnderilmi, btn hal
ahvaliyle btn insanlarn en ekmeli, en sadk ve en ycesi ve
kemalta en yksei ve getirdii slmiyet nuruyla insanlara en
byk mjdeyi ve en kuds teselliyi baheden ve ondrt asr ve beerin
beten birisini saltanat- maneviyesinde idare eden ve binyz yldan
beri gelen btn mmetin kazand sevabn bir misli onun defter-i
hasenatna geen ve kinatn sebeb-i vcudu, habibullah olduunu;
hem hiret, Cennet ve Cehennem'in kat'iyyen hak ve muhakkak
olduunu hrika brhanlarla ve parlak hccetlerle isbat eden bir
mu'cize-i Kur'andr.
Risale-i Nur ise, kelime ve cmleleriyle nur-u Kur'andan ve
nur-u Muhammedden (A.S.M.) gelen ezel ve ebed bir Nur olduuna
ehadet ediyor.
O da Kur'ana mensubiyeti ve has bir tefsiri cihetiyle ve bu
itibarla semavdir, ardir. te halk hkmet aleyhine tevik edici
zannedilen Risale-i Nur, btn Szler'i btn Lem'a ve ua'lar ve
btn Mektubatyla hakaik-i lahiye ve desatir-i slmiyeyi ve esrar-
Kur'aniyeyi ders veriyor. Acaba byle muhterem ve ok yksek ve
ahlk ve fazileti ve hakaik-i imaniyeyi kat' ders veren Risale-i Nur'u
okumak ve onun ebed saadetler baheden yazlarn istinsah etmek
veya bir m'minin istifadesi iin iman cihetinde ona hizmet etmek bir
su mudur? Halk hkmet aleyhine tevik midir? Ve byle mbarek
ve muazzam bir eserin mellifi ve kemalt- insaniyenin zirve-i
blsnda, en yksek bir mertebe-i iman ve ahlk ve faziletle
mcehhez bir Nur abidesini ziyaret ve bu asrda iyilik ve dorulukla
ve sarslmaz iman ve itikadlaryla slmiyet erefini ve Kur'ann
hakaikini koruyan ve ykselten ve Allah'n rzasn kazanmaktan
baka gayeleri olmayan Risale-i Nur talebeleriyle iman ve Kur'an
yolunda kardelik peyda etmek bir cem'iyet kurmak mdr? Acaba
hangi temiz ve dil vicdanlar buna ceza verebilir?
Sayn Hkimler!
Hakkaniyeti, en yksek limler tarafndan tasdik edilen ve en
yksek bir mertebe-i iman ve ak- slm kazandran Risale-i Nur,
hi bhe yoktur ki onun btn Szler'i ve Lem'a ve ua'lar Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan'n birer nurani tefsiridirler. Manev hastalklar ve
manev karanlklar izale eden gayet parlak birer gnetirler.


--- sh:(:555) ----
Risale-i Nur'un mellifliiyle tavzif edilen stadmzn iman ve
Kur'an yolunda geen ve her trl zorluk ve skntlara gs gererek
Kur'an hakikatlarn nerile bu asrdaki, hususan bu mbarek milletin
evldlarn komnistlik ve her trl dinsizliin dehetli hcumundan
kurtarmaa alan, temiz ve przsz hayatnn ehadetiyle, o bu
zamanda bu kuds vazife ile tavzif edilmi. O bize (h!)
bozgunculuk ve ahlkszlk dersini vermiyor. Belki o bize, nev'-i beer
dnyasnn en byk davas ve en mhim mes'elesi olan iman
kurtarmak dersini veriyor. Yirmibe-otuz seneden beri yzbinlerle ehl-
i imann Risale-i Nur'la imanlarnn kurtulmasna almas; bilhassa
benim gibi slmiyet'ten haberi olmayan barelere en byk saadet ve
hayatn gayesi olan iman ders vermesiyle elbette ve elbette o bize bir
ltf-u lahdir. Onun kuds hizmet-i imaniye ve vazife-i diniyesini
inkrla, btn hak ve hakikatn aksine onu hayat- itimaiyeye zararl
grenlere deriz:
Eer iman ile Allah'a balanmak ve dinin evamirine itaat
ederek ahlkszlk ve imanszlk gibi korkun fetlerden insanlar
kurtarmak ve slmiyet'in daim saadetiyle onu mes'ud etmek bir
crm ise; o vakit hayat- itimaiye iin zararldr denilebilir. Yoksa
en byk bir iftiradr ve kat'iyyen afvedilmez bir crmdr. Risale-i
Nur'un hedefi dnya deil, daim hiret saadeti ve btn hayat-
dnyeviyedeki hsn cemal onun cilve-i cemalinin bir nevi glgesi ve
btn Cennet btn letaifiyle bir lem'a-i muhabbeti olan bir Daim-i
Bki'nin bir Rahm-i Zlcemal'in rzasdr. Byle lah ve kuds ve ok
yce bir gaye varken, sfl ve gnahl ve neticesiz, halk hkmet
aleyhine tevik gibi fniliklerden Risale-i Nur'u binler defa tenzih
eyleriz. Ve bizim iman almalarmz ve din bilgiler renmemizi
istemeyen, bu ekil iftiralarla bizi ezmee alanlarn erlerinden
Allah'a snyoruz.
Sayn Hkimler!
Otuz yt- kerimenin iarat ve mam- Ali (R.A.) ve Gavs-
A'zam'n (R.A.) ve yzlerle ehl-i tahkikin takdirkrane beyanatyla bir
nur-u Kur'an olduu ve ona yapanlarn inallah imanlarn
kurtaracaklar kat' tahakkuk eden Risale-i Nur, kat'iyyen
sndrlemez, kaybedilemez. Buna misal: Yirmibe seneden beri onu
imha etmek gayesiyle yaplan hcumlar bilakis onun fevkalde
yaylmasna

--- sh:(:556) ----
ve parlamasna vesile oldu. nki onun sahibi, ezelden ebede kadar
herey kudret-i ezelsinde ve emrinde olan bir Sultan- Zlcelal'dir.
nki onun hakaikleri Kur'ann hakikatlardr ve Cenab- Hakk'n hfz
u inayetiyle daima parlayacaktr inallah...
Sayn Hkimler!
man ve slmiyeti en yksek bir sevgi ve itiyakla reten ve
rza-i lahden baka bir hedef ve maksad tanmayan ve bu asrda
Kur'ann bir mu'cize-i kbras ve tefsir-i nuransi olduu kat'
tahakkuk eden Risale-i Nur'u okumak ve yazmak ve onun hakaik-i
imaniyeyi ders veren risalelerini m'min kardelerine vermek bir su
ise; ve dinin evamir-i kudsiyesinden olan rabta-i diniye ve uhuvvet-i
slmiye ve Allah sevgisi urunda iman ve Kur'an yolunda birlemek
gibi mukaddes ve lah ve uhrev kardelik bir cem'iyet ise; byle
mbarek bir cem'iyete mensub olmak benim iin byk bir saadettir.
Ve her trl taltif ve nianlarn stnde bir bahtiyarlktr. Byle bir
saadet ve bahtiyarl kazandran Risale-i Nur'un talebesi olmak gibi
byk bir ltfu, benim gibi bir bareye nasib eden Allah'a hadsiz
krler olsun. Son szm:
;!;.!_,.- _,!,-.,.!..,.-
,,L-!_,-!,,,,.,.. dir.
Muallim
Mustafa Sungur
* * *
Mustafa Sungur'un Temyiz Lyihasdr
1- Ar Ceza Mahkemesi: Nur Risalelerini okuduumu ve
yazdm ve muhta bir m'min kardeime vererek istifadesine
aldm, "Halk hkmet aleyhine tevik ediyor" diye hakkmda bir
su saym. Halbuki ben itiraznamemde bu ithama kar dedim: Halk
hkmet aleyhine tevik edici zannedilen Risale-i Nur, Kur'an'n
hakik bir tefsiridir. O, btn eczalaryla hakaik-i imaniyeyi ders
verip, okuyan ve yazanlara en byk saadeti bahediyor. Onun hedefi,





--- sh:(:557) ----
halk hkmet aleyhine tevik gibi serserilerin, bozguncu ahlkszlarn
gittikleri fnilikler deil, belki btn saadet ve bahtiyarln en yce
mertebesi olan Allah'n rzasdr. Ben, bana en byk fazilet, en tatl
nimet olan iman kazandran Risale-i Nur'u okuduum ve yazdm ve
onun en gzide bir talebesi ve ciz bir hizmetkr olduumdan dolay
iftihar ediyorum. Ve Risale-i Nur'un talebeliini, hakkmda pek byk
bir ihsan- lah bilip lyk olmadm bu nimet-i azmeyi benim gibi
bir bareye nasib eden Rabbime daima krediyorum dediim halde,
kanuna ve delile dayanmayarak benim iman ve slmiyete kar
balanmam bir crm bilerek btn btn hak ve hakikatn aksine
olarak cezalandrldm.
2- Ben ahidim ki: Ben Kastamonu Glky Enstits'nde
okurken baz muallimler tarafndan bize dinsizlik dersi verilmiti.
H!.. Hazret-i Kur'an Hazret-i Peygamber'in yazdn ve
slmiyet'in artk mlga olunacan, medeniyetin ilerlediini, bu
asrda Kur'ana ittiba etmek byk bir hata ve gerilik olduunu, hatt
bir gn bir muallimin yapt gibi; slmlar namaz kldklar ve hireti
dndkleri iin daima muzdarib bir halde, mrleri elem iinde
getiini ve slm cmilerinde daima bir lgnlk havas estiini,
Hristiyanlarn kiliselerinde ise daima ne'e ve canl hayat bulunduunu
ve Hristiyanlar alg ve saire gibi elencelerle hayatn tadn alp
mrlerini ne'e iinde geirdiklerini sylyorlar.. kalblerimizdeki
iman ve slmiyet balarn koparmaa ve onun yerinde inkr ve kfr
yerletirmee alyorlard. te byle zehirli fikirlerle alanm ve
byle tehlikeli muzr dinsizlerin dersleriyle maneviyat ldrlmek
istenmi ve hatt o muzr fikirlere kaplarak ve (h!..) inanarak
etrafna neretmee balam bir bare insann, birdenbire Risale-i
Nur gibi Kur'ann feyzinden fkran, iman ve slmiyet hakikatlarn
gayet parlak brhanlar ve hrika deliller ile isbat eden ve din-i slmn
daima insanlarn saadet ve selmetine vesile, snmez ve sndrlmez
bir manev gne olduunu izah eden esiz bir Nur-u Kur'ann birka
risalesini okumakla btn o zehirli fikirlerini atp iman elde ederek
duyduu sonsuz sevin ve bahtiyarl te'lif ettii mbarek Nur
risaleleriyle ona kazandran mfik ve vefakr ve hakik kahraman
stad Bedizzaman hazretlerine arz etmesi, eski gaflet ve dalalet
hayatndan kurtulup, iman ve nura kavutuunu ve hakik iman
kazandran Risale-i Nur'un bu asrn btn insanlar iin bir ems-i
hidayet ve
--- sh:(:558) ----
vesile-i saadet ve onun mellifliiyle tavzif edilen stad- muhteremin
bu pek byk ve yce iman hizmetiyle onun bu beeriyete, hususan
ehl-i imana bir ltf-u lah olduunu hayranlkla arzetmesi ve yukarda
da arz edildii vechile Kur'an ve slmiyet aleyhindeki dehetli ve
kahhar tecavzleriyle bu kahraman slm milletinin evldlarn
dinsizlie tevik edip milyonlarla insanlarn baland kuds ve lah
slmiyet esaslarn ykmaa ve o milyonlarla insanlarn ebed
saadetlerini mahvetmee alanlar "Gizli Sfyan komitesinin
ykcl ve ezicilii" diye vasflandrarak onlara ve onlarn bu alak
ve kahhar ve zalimane tahriblerini ve ykclklarn alklayan
divanelere binler teessf ve nefretlerle yazklar olsun demesi ve
imannda bheye dm eski ders arkadalarna, "Gelin, hepimiz bu
heva ve nefs arzulardan vazgeelim; hakaik-i Kur'aniyenin nnde
diz kelim ve bu asrn rehber-i saadeti olan Nur medresesine
koalm; aylarca ve yllarca alklayp durduumuz o yalanc
sefillerden ve onlarn hakikat diye gsterdikleri yalanlardan vazgeip
Bedizzaman Said Nurs'nin derslerine gnl balayp onu stad
edinelim, zulmetten Nura dnelim." diye hitab etmesi, acaba
imanndan ald sevin ve Kur'an ve slmiyet sevgisinden ve
ballndan ve milletini pekok sevip herkesin tahkik iman
kazanarak sonsuz bir saadete nil olmalarn arzu etmesinden deil
midir?
Acaba Allah'a intisab edip slmiyet'in en l bir din ve fazilet
ve saadet mjdecisi olduunu iln etmek bir crm mdr? Kur'an ve
slmiyet aleyhinde her taraftan ykc ve kahhar taarruzlarn balad
ve Hazret-i Kur'ana ve Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'a
iftiralarla o ztn ok l ve ok kuds kymet ve varlklar rtlmek
istenildii; buna mukabil dinsizlii ve ilhad ve ahlkszl telkin
eden kitablarn ve Allah'a si ve slmiyet'e hcum eden fni ve
kymetsiz bedbahtlarn sayglar ile anld ve bid'akr ve gayr- meru
hallerin alkland zamanda.. Hazret-i Kur'an ve Hazret-i
Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n yceliklerini, hakkaniyet ve
kudsiyetlerini, hem Allah'n varln ve bu kinat btn mevcudatyla
ve btn a'za ve cihazatyla Hlknn vcub-u vcuduna ve
vahdaniyetine ehadet ettiini ve insan akl ve fikir cihetiyle ve esma-i
lahiyeye en ziyade yinedar bulunmasyla sair mahlukata bir nevi
sultan hkmnde olduu; insan eer iman ve ubudiyetle Allah'a
intisab etse, dalalet ve sefahetten ve byk gnahlardan
--- sh:(:559) ----
korunsa, mevcudatn stnde a'l-y illiyyne lyk ve ebed Cennet ve
saadete mazhar bir muhterem misafir ve eer irk ve isyanla veya
gaflet ve dalaletle Hlkna kfretse, o zaman hayvandan daha aa ve
esfel-i safilne derek ebed Cehennem'e mstehak ve sonsuz azab ve
ikencelere lyk bir bedbaht olduunu ve Kur'ann daima deimez
ve onun hkm ve emirleri tebeddl etmez ve edilemez bir Hak
kelm ve slmiyetin daima en yksek bir medeniyette bulunduunu
ve beeriyetin hakik ve daim saadeti ancak ve ancak evamir-i
Kur'aniyeye ittiba ve intisabla mmkn olacan ak ve kat' olarak
izah ve isbat eden Risale-i Nur'un kudsiyetini ve yceliini ve o
mu'cize-i Kur'ann bir nur-u lah ve bir ihsan- Rabban olduunu
iman ve iln etmek bir crm mdr?
Fni be-on dakikalk gayr- meru zevkler iin yazlm roman
ve efsaneler ve slmiyetin aleyhinde ve okunmas memleket ve
milletin selmeti bakmndan gayet tehlikeli, muzr kitablarn
neredilmesi ve onlarn medih ve tavsiye edilmesi bir su saylmyor
da, yz milyonlarla insan onda gitmi ve hakik olan saadete ulam
slmiyet gneinin tarifisi ve tavsiyecisi ve hakaik-i imaniyenin
mjdecisi olan Risale-i Nur'u okumak ve yazmak, medh senasna
kadir olamadmz yksek mezayasn tavsiye etmemiz bir su
saylyor. Acaba kalbinde zerre kadar iman olan ve memleket ve
milletin selmetini arzu eden bir insan bunu su sayabilir mi?
Sayn Yargtay Hkimleri!
Sizin yksek huzurunuza arzedilen bu dava dorudan doruya
iman ve Kur'an davasdr. Milyonlarla insanlarn ebed saadet ve
kurtuluu davasdr. Bu azm dava ile bata Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm, btn enbiya Aleyhimsselm ve btn
evliya ve hadsiz ehl-i hakikat ve imanla dr- bekaya gitmi btn
ecdadlarmz manen alkadardrlar. O milyonlar ehl-i hakikatn selm
ve sevgilerini, dua ve efaatlerini kazanmak frsat imdi elinizdedir.
Risale-i Nur denilen l hakikat nnzdedir. Onun gayesi dnyev ve
fni ve sfl makamlar mdr? Yoksa en byk saadet ve l sevin ve
en yce bahtiyarlk olan Allah'n rzasn kazanmak mdr? Ve onun
btn Szleri, insanlar ahlkszla m tevik ediyor? Yoksa imanla
onlar mcehhez klp yksek ahlk ve fazilete mi kavuturuyor?



--- sh:(:560) ----
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n i'caz- manevsinden fkran ve
bir nur-u lah olan Risale-i Nur nnzdedir. Madem iman
kazanmak ve iman ile bu dnyadan dr- saadet-i bkiye gidebilmek
insanlarn her mes'elesinden stn en byk davasdr. Ve madem
Risale-i Nur Kur'ann feyziyle hakaik-i imaniyeyi ders verip, yz
binlerle onu okuyup yazanlarn kat' ehadetiyle ve bir ok yt-
Kur'aniye ve ehads-i Muhammediye (A.S.M.) kuds beyanat ve
mam- Ali (R.A.) ve Gavs- Geylan (R.A.) misill birok ehl-i
velayetin takdirkrane tavsiyeleriyle Risale-i Nur o davay kat'
kazandryor. Elbette ve elbette sizler yksek adalet ve
hakikatperverliinizle, her trl fni endielerin fevkinde yksek
hakperestliinizle Risale-i Nur'un o hakkan ve Kur'an ehresini ve
hakik kymetini takdir ile grp anlayacaksnz. Ve Risale-i Nur'un
talebelerinin de Cenab- Hakk'n rzasndan baka bir maksad peinde
komadklarn greceksiniz.
Sayn Yargtay Hkimleri!
En yksek ahlk ve faziletiyle ve en yce efkat ve
merhametiyle insanlar koyu fikir karanlndan ve daim haps-i
ebedden kurtarmaa alan ve en iddetli sknt ve ikencelere
gs gererek Cenab- Hak tarafndan tavzif edildii hakaik-i
Kur'aniyeyi neretmek kuds vazifesiyle zamann en yce mertebe-i
kemaline erien aziz ve l stadmz Bedizzaman Hazretleri btn
btn hak ve adalete aykr olarak zindanlara atlyor. Pek ihtiyar ve
hasta ve kimsesiz, en yksek iman ve ubudiyetle ve hrika zek ve
ilim ile mcehhez ve insanlarn imann kurtarmaktan baka bir gayesi
bulunmayan yetmibe yandaki bu mbarek ve hakik
insaniyetperver stadn Afyon zindanlarnda iddetli souk ve
dehetli skntlar iindeki vaziyet-i elmanesi cierleri deliyor ve
kalbleri szlatyor. Hakikatlara k ve meftun olan yksek adaletinize
ve hakik insaniyetperverliinize gvenerek adaletin efkat ve
merhametinin tecellisini bekliyoruz.
Mustafa Sungur
* * *





--- sh:(:561) ----
[Mehmed Feyzi'nin mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
ddianame beni stadm Said Nurs'nin hem sr ktibi, hem
kendisiyle hem Risale-i Nur'la iddetli alkal, hem ok hizmet
ettiimi bahisle bu hareketimi medar- mes'uliyet saym. Ben de buna
kar, btn kuvvetimle bu itham kabul edip iftihar ediyorum. nki
ftratmda ilme kar gayet kuvvetli bir itiyak var. Bir delili udur ki:
Denizli hdisesinde menzilim taharri edildii vakit beyzseksen aded
mtenevvi ktb- ilmiye ve Arabiye evimde bulunduu resmen sabit
olmutur. Benim fakr- halimle ve genliimle ve lisan- Arabde
noksaniyetimle beraber bu zamanda binde bir ahsta bulunmayan bu
mtenevvi beyzseksen cild kitab bana toplattran fevkalde bir
talebelik evki ve hrika bir ak- ilmdir.
te bu ftr istidad ile daima hakik bir stad aryordum.
Cenab- Hakk'a hadsiz krolsun ki, uzakta aradm pek yaknda
elime verdi. Evet stadm olan Said Nurs'nin btn hayatnn gayesi,
evk-i ilimde ve ulm-u slmiyeyi bilmek aknda getiini btn
hayat ehadet ediyor. Hem ben mahedatmla, hem stadmn
matbu' tarihe-i hayatyla, hem eski talebelerinden aldm malmatla
kat' bildim ki; bendeki ftr ak- ilm, stadmda hrika bir surette
bulunuyor ki, bu zamanda btn medrese limlerinin hilafna olarak
pek hrika, tek bayla medrese talebeliini muhafaza edip her belaya
tahamml etmi. Hatt ehl-i siyaset, stadmn bu acib hallerini
anlamadklar iin hi alkas olmayan bir nevi siyasete temas
ettirmee almlar. Hatt hapislere sokmular. Fakat sonra Cenab-
Hak, o ak- ilmyi Kur'ann hakaikna bir anahtar yapm. Btn ehl-i
ilmi ve feylesoflar hayrette brakan Risale-i Nur meydana km.
Ben de o srada btn hayatmda aradm ve kendi ftratmda ve fakat
pek yksek bulunan bu stad bir ihsan- lah olarak Kastamonu'da
yanmda buldum. hir mrme kadar da, buna teekkr ediyorum.
Hem stadm eskiden beri izzet-i ilmiyeyi muhafaza iin,
sadaka ve hediye gibi eyleri kabul etmedii gibi talebelerini de
men'eder. Kimseye ban emez. Hatt hrika vaziyetlerinden; harb
iinde avc hattnda oturmaa ve sipere girmee tenezzl etmeyerek
izzet-i ilmiyeyi



--- sh:(:562) ----
muhafaza ettii gibi, dehetli kumandana kar kahramancasna
hocalk ve haysiyet-i ilmiyeyi muhafaza iin onlarn hiddetine kar
ehemmiyet vermeyip onlar susturdu. Onun iin bu stadm, bu
millet ve vatann ve Trk lemasnn pek byk erefini muhafaza
etmek iin her eyini feda etmi bir ahs bildiimden, ben de kendime
hakik stad kabul ettim. Byle vatan ve millete hakik fedakr bir
stadn -farz- muhal olarak- yz kusuru da olsa nazar- msamaha ile
bakp itiraz etmemek gerektir.
Bu memleketin vatanperverleri merutiyet devrinde,
milliyetiler ve hamiyetperverleri Cumhuriyette; bu stadn ilme
ettii fevkalde hizmeti vatan ve millet namna takdir ettiklerine bir
nmunesi udur ki: Cmi-l Ezher sisteminde, Medreset-z Zehra
namnda Van vilayetinde temeli atlp eski harb-i umum
mnasebetiyle geri kalan ark darlfnununa ttihad ve Terakki
hkmeti ondokuz bin altun lira verdii gibi, yirmidrt sene evvel
Cumhuriyet hkmeti de stadmn darlfnununa yzaltm
meb'usun tasdikiyle yzelli bin lira tahsisat verilmesini kabul
etmeleridir. Bu yksek stadn tek bayla Cmi-l Ezher gibi binler
hocalarn teebbsyle vcuda gelecek bir medrese-i kbray vcuda
getirmee yakn muvaffak olmas gsteriyor ki; vatanperverler ve
milliyetperverler dahi, medrese lemalaryla beraber bu stadm
takdir ve tahsin etmeleri lzm ve elzemdir. Biz de byle bir stad
elimize getii iin her zahmet ve meakkate tahammle karar
vermiiz. Fyuzat- ilmiyesiyle ve yzotuza varan sr- kudsiyesinin
hakaikiyle beni ilim ve iman yolunda terakki ettiren bu mmtaz
allme-i zamana sonsuz bir varlkla hrmetim vardr. Bu hrmetim
ebede kadar inallah gidecektir.
ddia makamnn beni sulandrmak istedii ve aylardan beri
tedkikat ve taharriyat neticesinde hakikatna vsl olamad "Dini ve
din hissiyat let ederek devletin emniyetini ihll edecek bir gizli
cem'iyet"in ne vcudu var ve ne de byle bir cem'iyetle alkamz
vardr. Yegne alkamz, hkmet-i cumhuriyenin kanunlar
mvacehesinde en etin imtihanlarda, en yksek ehl-i vukuf heyetler
tarafndan cab eden hrmeti grm ve salahiyetdar mahkemelerde
beraet kazanm Risale-i Nur'lardr. Bu ise, vatana ve millete ihanet
deil; dorudan doruya vatana ve millete nfi' ilim urunda bir
almaktr. Bunun haricinde ne bir siyas maksad ve ne de baka


--- sh:(:563) ----
bir garaz yoktur. Binaenaleyh bu hususta da masumiyet ve
samimiyetimiz meydanda olmakla, Denizli mahkemesinde olduu gibi
yksek mahkeme-i dilenizden adaletin tecellisiyle beraetimi taleb
ediyorum.
Afyon Cezaevinde mevkuf Kastamonu'lu
Mehmed Feyzi Pamuku
* * *
[Ahmed Feyzi'nin mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Sayn Hkimler! Bir din limi ile grmek, onun din
hakikatlerine ait kitablarn okumak ve yazmak ve din arkadalarnn
imdadna komak zere dinine ve Kur'anna ve Peygamberine
(A.S.M.) hizmet etmek bir m'minin vazifesi ve hakk deil midir?
Bizi bu hizmet-i diniyeden men'eden bir kanun maddesi var mdr?
Baz cihetlerin zamanmzdaki kfr ve gayr- ahlk cereyanlar
tenkid etmesi bir su mu tekil ediyor? Biz ne siyasetle, ne idare ile
asl alkas olmayan yalnz dindar, saf halk kitlesiyiz. Bir insana
hsn- zan etmek ve kymet vermek herkesin ahs bir kanaatdr. Biz
Bedizzaman' zamanmzn en yksek din limi biliyoruz. Din
hakikatlerini asl dalkavukluk yapmadan beyan ve ifade eden bir
hakikat adam biliyoruz. Mcahid adn vermekliimiz,
memleketimizi tehdid eden ahlkszlk ve imanszlk cereyanlarna
kar Kur'ann sarslmaz hakikatlarna dayanarak giritii mdafaa ve
hizmet-i diniyesinden dolaydr. Din ve vicdan hrriyetinin hkmran
olduu bir memlekette vicdan kanaatlerimizden mes'ul olamayz.
Bundan dolay kimseye hesab vermee mecbur deiliz.
hirzamanda hadsin haber verdii ahslarn mes'elesine
gelince: Bu mevzular biz kendimiz uydurmadk. Bunlarn asl dinde
mevcuddur. Peygamber Aleyhissalt Vesselm baz hadslerle
mmet-i Muhammediyenin (A.S.M.) mrnn binbeyz seneyi pek
gemeyeceini sylyor. O zamana kadar da mmet-i
Muhammediyenin (A.S.M.) ve dnyann hayatnda mhim tesir
yapacak byk tarih hdiselerini, "Kyamet almetleri" diye haber
veriyor. Bunlarn





--- sh:(:564) ----
erri zerine mmet-i slmiyenin nazar- dikkatini celbediyor. Gaflet
ve cehaletle bu erlere dar olanlarn ebed ekavet ve helket ile
karlaacaklarn sylyorlar. Bunlara dair saysz din brhanlar
mevcuddur. Biz ki; Allah'a ve Resulne ve Kur'ana inanmz. imdi
bu imann ve peygamberin sdkna olan bu itikadn neticesi olarak
kendimizi helk-i ebedden kurtarmak iin almayalm m?
Etrafmzda olup bitenleri grmeyelim mi? "Acaba bu tehlikeli zaman
gelmi midir? Sakn bu tehlikelere den nesil biz olmayalm!" diye
bunlar mevcud din hakikatlara tatbik cihetlerini gstermeyelim mi?
Biz de, nmzdeki msbet delilleri ve vcud-u lahye bizi sevkeden
hakaik-i mberhene ve ilmiyeyi grmeyerek, srf Avrupa dinsizliini
en byk lzme-i medeniyet ve iar- irfan addile dinimizi terketsek,
acaba helk-i ebedden bizi kim kurtaracak? Bunu dnmeyelim mi?
Bu zihniyette olan, Kur'andan ve onun hakaikndan stn bir ey
tanmayan bir insan, srf fni cezalar korkusuyla kendini ebed helke
atar m? Yahut fni baz kymetlere deer verir mi? Allah ve Resulne
ve dinine hizmet vazifesinden vaz geer mi? te bizi Bedizzaman'a
balayan hakik miller bunlardr. Baka bir menba-i din var m ki,
biz ruhumuzun bu ezel ihtiyalarn onunla teskin edelim?
Sayn Savc, bize ktbhaneleri dolduran binlerce Araba ve
bugnn ruhuna tercman olamayan kitablar tavsiye ediyor. Sayn
Savc ve onun gibi dnenler, Risale-i Nur nam altndaki klliyat-
ilmiyeyi ve hazine-i hrriyeti ve hakikat- liyeyi beenmeyebilirler,
tenkid de edebilirler. Bu kendilerinin bilecei bir itir. Bizim u veya
bu esere rabet etmemize ve ona kymet vermemize karamazlar. Biz
Risale-i Nur'u seviyoruz. Ve onu hakik ve riyasz bir din kitab ve
Kur'an tefsiri biliyoruz. Kymet lleri ve hkmleri vicdan bir
takdir mes'elesidir. Buna kimse mdahale edemez. Evet biz Risale-i
Nur mellifinin daima ayn- hakikat dersi verdiine kailiz. Kendisinin
kabul etmemesi, bizim bu kanaatmz sarsmyor. Ancak bizim kabul
ettiimiz, keramet-i kevniyesinden dolay deil, Nurlarn dersinde
hrikulde ve ekmel tezahrlerine ahid olduumuz ve btn cihan-
irfana meydan okuyan keramet-i ilmiyesinden dolaydr. Tahsil hayat
aydan baka mevcud olmad halde, bu kadar feyz-i ilim nereden
ve ilminin hrikalaryla en mnteha mesail-i ilmiye ve liyede en
yksek mtefekkirleri dahi hayrette brakacak
--- sh:(:565) ----
bir mantk ulviyeti ibraz eden ve hayatnn yarsndan sonra rendii
bir lisanda bu kadar cazibedar bir tarz- beyan ve srkleyici bir
hararet izhar eden ve gayet feyyaz bir ak ve heyecan terennm eden
ve bir derya-y iman ve bir hazine-i tevhid ve bir umman- hikmet
halinde coan bir ikinci Bedizzaman gsterebilir misiniz? Fni
zevahirin lyiine edna bir meyl ve iltifat gstermeyen ve en kk
bir menfaat ve lezzete tenezzl etmeyen; levs-i fninin ayana
dolaan btn yaltaklanmalarna asl kymet vermeyen; kimseden
birey beklemeyen ve dilenmeyen ve kendisine arzedilenleri kabul
etmeyen; iffet ve ismetin en l rneklerini yaatarak saburane
mtehammilane her nevi mahrumiyetlere gs germek suretiyle
kendini hakikata ve envr- Kur'aniyeye ve maarif-i Muhammediyenin
(A.S.M.) izharna vakfeden ve memleket ve milletin zdrabat
karsnda pr-rahm efkat alayan; kendine yaplan bunca
ihanetlere ramen etrafndakilerin saadetleri iin hizmetinden asl
vazgemeyen, ihtiyarlna ve bkesliine bakmayarak insanlar
gayya-y cehl ve girdbad- inkrdan kurtarmaa, hasb ve lah bir
cehd ile alan ve savaan fazilet ve nur abidesini stad
addetmekliimizi ok mu gryorsunuz? Kendisinin bu arzedilen
keramet-i ilmiyesiyle beraber, srf ahlk llerinin kaybolduu byle
bir devirde gsterdii bu misilsiz feragat ve istina ve aheser-i ismet
ve istikamet dolaysyla yine bir enmuzec-i kemal ve mihrab- fazilet
olarak tannmaa ve iktida edilmee yandr.
te biz Bedizzaman'a ve eserlerine bu gzle bakyoruz.
Acaba mmaileyhe srf imanmzdan ne'et eden bu ballmz ve
Kur'ann ve beyanat- Muhammediyenin (A.S.M.) kfr ve ahlk
hakkndaki iddetli tevbih ve tezyiflerine bu imanmz dolaysyla
itirakimiz, bizi levs-i fni addedilen siyaseti mi yapt? Yoksa
yirmibe seneden beri din hakikatlarn renemeyen ve helk-i
mutlaka giden soyumuzun bir ksm evldlarna; onlar helk-i
ebedden kurtarmak iin, Allah ve Resulnden, hakikat ve Kur'andan
haber vermek onlarn temiz ruhlarn masum vicdanlarn slah etmee
hi ifsad denilir mi?
Sayn Hkimler!
Biz asl siyaseti deiliz. Biz siyaseti, bizim gibi siyaset ehli
olmayana binbir eit veballer, tehlikeler ve mes'uliyetler tayan bir
meslek biliriz. Fni zevahire de zten kymet vermeyiz. Dnyaya

--- sh:(:566) ----
ancak rza-y lahye bizi gtren hayrl vechesiyle bakyoruz. Bu
itibarla siyaset peinde komay ve devlet mefhumu ile mbareze
ithamn iddetle reddediyoruz. Eer byle bir kasd olayd, yirmibe
seneden beri edna bir tezahr olurdu. Evet bizim menf bir cebhemiz,
ahlkszla ve imanszla mteveccih bir takbih tarafmz var. Bu
srf imandan ve Kur'ann bu mevzular zerindeki iddet-i beyan ve
azamet-i tevbihine -bizzarure- itirakimizden ileri geliyor. Eer bu
esbab- mcibe, samimiyetin ve ihlasn, hakikat ve safvetin bu tarz-
beyan size kanaat vermediyse; bize ne ekil isterseniz ceza veriniz.
Lkin unutmaynz ki; bugn altyz milyon insann mensubiyetini
tad Hazret-i sa (A.S.) zamannn idarecileri tarafndan srf
insanln saadeti iin kalbi arpt ve emanet-i teblii hmil
bulunduu sebeblerle "di bir hrsz gibi" i'dama mahkm edilmiti.
Biz hr sylediimizden dolay maruz kalacamz bu
mahkmiyeti iftiharla karlayacaz. Ve sadece "Hasbnallah ve
ni'melvekil" nidasyla dergah- Kad-l Hacat'a el aacaz.
Afyon Cezaevinde mevkuf
Ortaklar Buca'ndan
Ahmed Feyzi Kul
* * *
[Ceylan'n mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Makam- iddiann habbeyi kubbe yaparak, iftiharla kabul
ettiim stadma ve Risale-i Nur'a hizmetimle beni byk bir
diplomat ve entrikac bir adam tarznda gsterip Nurlara gelen
mevhum suta bana byk bir hisse vermesine mukabil derim ki: Din
ve iman ve ahlk eserlerini okumakla, o uurda hayatm
teredddsz feda eder derecesinde istifade ettiim stadm
Bedizzaman'la yakndan alkadarm. Fakat bu alka, makam-
iddiann dedii gibi, vatana ve millete mazarratl ve halk devlet
aleyhine tevik etmek deil, belki hibir beerin kendisini
kurtaramayaca kabrin i'dam- ebedsinden






--- sh:(:567) ----
kendimi ve benim gibi bu tehlikeli zamanda imann kurtarmaa,
ahlkn dzeltmee ve vatana ve millete birer uzv-u nfi' olmaa
muhta olan din kardelerimin imanlarn kurtarmak yolundaki
kopmaz ve kopmayacak bir alkadr.
Kendisinin yaknlarndanm. Drt sene kadar arasra hizmetini
mftehirane yapmm. Bu mddet zarfnda kendisinin serp
faziletinden baka hibir eyine ahid deilim. Onun azndan bir defa
olsun, mehdiliine ve mceddidliine dair bir kelime duymadm.
Tevazuun kemalinde olduuna yzbinleri aan Nur nshalar ve onlar
okumakla imanlarn kurtaran yzbinler hlis Nur akirdleri ahiddir.
O mbarek stadm, kendisini bizim gibi Nur talebesi olarak
grr ve yle iddia eder.
Bunu elinizde bulunan birok mektublarnda, hususan As-y
Musa Mecmuasnn iindeki hlas Risalesi'nde kolaylkla grmek
mmkndr. Kendisi "Bki ve gne gibi ve elmas misill hakikatler,
fni ahslar zerine bina edilmez ve fni ahslar o kymetdar
hakikatlara sahib kamazlar." diye risale ve mektublarnda tekrarla
zikrettii halde, o ztn tefahuruna hkmetmek ve Mehdilik ve
mceddidlik dava ettiini iddia etmek, hi bir akl- selimin kr
deildir. Zira btn risale ve mektublar, insaf ve dikkatle okursanz;
bu muhterem allme-i zamann asrlardan beri emsaline tesadf
edilmez bir din limi ve benzerine rastlanmayacak bir iman kurtarcs,
bolevizmin kzl kvlcmlarnn saaklarmz sarmak istedii bir
zamanda vatana ve millete bir ordudan daha ok menfaat ve bereketi
bulunan bir vatanperver olduuna siz de kanaat- kat'iyye peyda
edersiniz. te byle bir esere ve o eseri te'lif eden muhterem stada
daha evvelden akird olamadma mteessifim.
Muhterem Heyet-i Hkime!
te hadsiz menfaatlerini kendimde tecrbe ettiim Risale-i
Nur'dan, benim gibi vatan evldlarnn istifadeleri iin, resm bir
izinle; Eskiehir'de Genlik Rehberi'ni kuds bir hizmet-i milliye
fikriyle tab' ettirdim. Benim gibi bir barenin, Kur'ann hakik ve
cerhedilmez bir tefsiri olan Risale-i Nur'a ve dolaysyla imana
hizmeti tebrik ve takdir ile mukabele grmesi lzm ve tevike pek
muhta iken; byle ar muamele grmekliimiz hakikat- adalete ne
kadar muhaliftir, sizlerden soruyoruz.


--- sh:(:568) ----
Ve mahkeme-i dilenizden, ruhumuzun gdas ve sebeb-i
necatmz ve ebed saadetimizin anahtar olan Nur Risalelerinin
serbestiyetine karar vermenizi taleb eder, eer yukarda bir ksmn
zikr ta'dad ettiim vaziyetler nazarnzda bir crm tekil ediyorsa,
vereceiniz en ar cezanz kemal-i rza-y kalb ile kabul edeceimi
arz ederim.
Afyon Cezaevinde mevkuf
Emirda'l
Ceylan alkan
* * *
[Mustafa Osman'n mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Gizli cem'iyet kurmak ve din hissiyat let ederek devletin
emniyetini bozabilecek hareketlerde bulunmaktan zanl Bedizzaman
Said Nurs'nin, rejim aleyhindeki mevhum faaliyetine itirak ettiim
iddia edilerek su konusu olarak gsterilen mes'elelere kar derim ki:
1- Evet, ben de birok Nur talebeleri gibi hakik Trkle ve
slmiyete yaraan ve tarih bir eref ve faziletimiz olan terbiye-i
medeniye-i diniyeyi ve mill bir iar olan ahlk- Kur'aniyeyi
renerek vatan ve millete faideli bir uzuv olmak ve yabanc
ideolojilerin tesiratndan korunarak din ve imanm muhafaza ve
renmek kasdyla Nur Risalelerini tedarik ederek okumaa baladm.
Ecdadmzn tarihlere an salp nam veren ahlk ve erefini py-ml
eden sefahet ve rezaletin ve ahlk- seyyienin cem'iyet hayatn
zehirledii ve kt ahlk sahiblerini dahi irendirecek derecede
sokaklara kadar sard ve efkr- mmeyi telaa drd ve her
snf ailenin oca banda dedikodu mevzuu olduu ve efkr-
mmenin bir dili mahiyetindeki gazete ve mecmualarn ahlk zabtas
haberleri eklinde ve muhtelif mevzulardaki tenkidlerine sebeb olan
bu elm ahvalin pek sr'atle geniledii ve deta umumlemek
istidadn gsterdii bir devrede; dtm ahlkszlk uurumundan
din, ahlk itima, edeb dersleriyle, her mslim okuyucusunu
kurtard gibi beni de kurtaran Risale-i Nur Klliyatn okumak ve
benim bu eserleri okuduumu bilen ve iiten vatandalarmn tehzib-i
ahlk etmek



--- sh:(:569) ----
iin benden musrrane istemeleri zerine onlara risale vermek ve
dolaysyla serserilemi ve serserilemek ve vatan ve millete muzr
bir hale gelmek istidadn gsteren ferdleri bu risalelerle, bu Nurlarn
messir telkinatlaryla kurtarp beeriyete faideli birer insan
olmalarna hdim ve vesile olan ve memleketimizde de sirayeti ve
salgn grlen ve btn dnyay titreten kzl veba komnizm
tehlikesine kar din ve messir telkinat bakmndan manev bir
mcahid olan Bedizzaman takdir ve tebcile lyk, kuds ve manev
mcahedesinin nurlu ve messir silh olan ve yirmi senede yirmibin
ve belki ok fazla adam vatan ve millete faideli bir hale sokmaa
vesile olan Nur Risalelerini okutmak ne derece ahsm iin bir su
mevzuu ve mellif-i muhteremi iin sebeb-i itham olabilir?
Vicdannza soruyorum.
2- Savclk Makamnn, "mevzudur" diye gayr- ilm iddia
ettii hadsin hads kitablarnda sahih olduu; hads limlerinin
kabulyle ve hrriyetten evvel Merutiyet devri lemasna
Japonya'nn ve ngiltere Anglikan Kilisesi'nin sorduu sualler
mnasebetiyle, o devrin allmeleri olan stanbul limleri,
Bedizzaman olan mellif-i muhtereme sorarak, imdi ismi Beinci
ua olan eserde grlmekte olan o zamanki bu hadsin tevilen
cevablarn o ehemmiyetli limlerin kabul edip itiraz edememeleriyle
sahih olduu kat' sabittir.
Hem yalnz Risale-i Nur'un bu ksm deil; btn hakikatlar
ve dersleri hibir hakik slm liminin itiraz edemeyecei kadar
kuvvetli hakikatlerdir ki; Diyanet Riyaseti bata olarak btn
memleketteki hakik limler kabul ve ta'zime, t devr-i Merutiyet'ten
beri mecbur kalmlar. O hakikatlar ve o kuvvetli brhanlar ismi
lim olan ve hakikat ilminden bbehre bir-iki ferdin itiraz ve iddias
rtemez. Hem gayet gln olur. Madd ve manev menafi'i zahir
olan ve vatann her tarafnda ve her snf halk tabakasnda hayat-
bkiyelerini i'damdan kurtarmak iin takdir ile okunan ve onunla
imanlarn kurtardklarndan mellif-i muhteremine ebed minnetdar
kalan binlerle vatandan faidelendii Kur'an ve iman hakikatlarna
meftun olarak mellifine bir kran borcu olarak bir mektub yazmak
ve sebeb-i itham olan hadsin inkr edilmeyen hakikatlarna istinad
ederek baz ef'al ve sra nazar edip hadsin mazhar olan bu
memlekette zuhur etmi gibi bakmak ve byle bir zanna derek ve
birok slm limlerinin ihbaratna dayanarak baz hatalarn tamiri
--- sh:(:570) ----
cihetine gidilmesini bir ftuhat- Kur'aniye kabul edip izhar-
dman eylemek ve bu gr ve nokta-i nazarn eserleriyle tefeyyz
ettii bir stada mahremane arzetmek; vatan ve milletin anarilie ve
dolaysyla btn dnyay titreten kzl tehlikenin kucana
dmemesini temenni etmek rejime bir hyanet midir? nklaba dil
uzatmak mdr? Ve o takdire ve tebcile ok elyak ilim adamn ayn
iftiralardan birka mahkeme teberri ettirdii halde, ayn mevzularla
zan altna alp kimsesiz ve ok ihtiyar ve mnzevi olduu halde tevkif
ve tecrid ederek taht- muhakemeye alp bizim de bu ilm nokta-i
nazarmz ve imanmz kurtarmak iin almalarmz bir su telakki
edip onun gya devletin emniyetini ihll suuna delil ve brhan
gstermek hangi vicdann dilane karardr? Mahkemenizden
soruyorum, vicdannza brakyorum.
3- "Bedizzaman'n resimlerini mukaddes bir ey imi gibi
tamak ve mektubatn toplamak ve mektublamak" diye olan sebeb-i
ittihama gelince: Hayat- maneviye ve bkiyemi i'damdan kurtarmaa
ve madd hayatn lezzet ve saadetini tattrmaa ve benim gibi binlerle
ferdlerin imanlarnn kurtulmasna eserleriyle vesile olan bir lim-i
kll ve bir mellif-i muhteremin, deil basit bir resmini tamak; altun
ve mcevheratla ssleyerek tamak ve ona tebrik ve mektub
gndermek ve onu sevenlerle tanmak beeriyetin her ferdi gibi
benim de bir hakkmdr. Bu hukukumun bir su konusu olacan
zannetmiyor ve son sz olarak diyorum ki: Vatan ve millete ve
insanlk cmiasna hizmet edebilmek iin, (Hakm kimdir? Bana
gelen.) fehvasnca iki vilayetin ve birok kazalarn zabtasnn dahi
ehadet edebilecei ekilde; serserilikten, ahslarn bu Nur
Risaleleriyle kurtarp bakalarn da kurtarmaa vesile olan Nur
akirdlerinin uzun senelerden beri bu vatan ve millete, bu vatandaki
idareye yaptklar vatan hizmet binlerle kiilik zabta kuvvetinin
hizmetinden hakikatta daha mhim iken ve takdire ve iltifata daha
lyk iken s'-i tefsire uratlarak deta bir ecnebi rejimi hesabna
kasden hareket eder gibi bizleri tevkif ve muhakemelere verip iimizi,
gcmz ayaklar altnda brakmak ve bare evld iyalimizi perian
edip alatmak hangi demokrasi kanunlaryla, hangi yeminli ve
yminli dil hkimlerin vicdan ve dilane kararlaryla kabil-i te'liftir?
Mahkemenizden ve vicdannzdan soruyorum. Ve byk ve dil Trk
Milleti ve onun l meclisi namna icra-y adalet eden muhterem
mahkemenizden, pekok fevaidi ve menafi'i
--- sh:(:571) ----
meydanda olup inkr edemediimiz bu eserlerin serbestiyetini ve
bizim de beraetimizi taleb ediyorum.
Afyon Cezaevinde mevkuf
Safranbolu'lu
Mustafa Osman
* * *
[Hfz Bayram'n mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Din hissiyat let ederek devletin emniyetini ihlle teebbsten
sank slm limi Bedizzaman'n, millet ve memlekete ok faideli
hakaik-i Kur'aniye ve imaniyeyi ders veren eserlerinden
okumaklm; din ve iman cihetinde ok istifade ederek ahlk-
Kur'aniyeyi tahsilime mil olan bu derslerden baz tandklara da -
talebi zerine- mill bir iarmz olan ders-i imaniye ve terbiye-i diniye
ve ahlkyeyi tahsillerine sebeb olmak hayrna nailiyet arzusuyla
vermekliimi ve temin etmekliimi ve baz tandklarn dostane veya
ilm mahiyetindeki mektublar adresime gndermelerini bahane
ederek mmaileyhe su orta gstermektedir. Sebeb-i itham olan bu
mes'elelere itiraz ederim ki:
1- zerinden muhakeme geen, beraet ettirilip mellifine iade
edilen ve btn slm ve memleket lemasnn takdir ve tasvibine
mazhar olan Risale-i Nur'u; iddia makamnn zerinde durduu
ekilde bir fikr-i mefsedetle okumadm gibi, her risalesini de batan
baa Kur'ann bir mhim tefsiri olup insanlar ahlken ykseltmee,
fazilet sahibi klmaa, milletleri uuruma yuvarlanmaktan kurtarmaa
vesile olan slm dersi ve din terbiyeyi messir bir surette ders verip
millet ve memlekete, hatt beeriyete manen en byk yardm ve
iyilikleri yapan bir eser olarak grdmden, din ve imanm
muhafaza ve taallm maksadyla okumay ve baz kimselere vermeyi
veya temin edivermeyi bir su zannetmiyorum. nki hibir yerde
Nur talebelerinin vatan ve millete ve idareye zararl bir hdiseye
katldklar grlmemi ve zabtaca kaydedilmemitir. Ve ayn
zamanda, "okunup ve okutulmasnda gizlilik var" diye ileri srlecek
bir gizli cem'iyet bhesi uyanmas ise, ok yersizdir. nki Nur
talebelerinin gerek ilm ve gerekse siyas, gizli veya meydanda




--- sh:(:572) ----
hibir cem'iyet ile alkalar yoktur. Hatt ayn isnadlarla birka sene
evvel Bedizzaman'la beraber ok kimseler Denizli Ar Ceza
Mahkemesine verilip muhakeme edildikleri ve ok inceden inceye
tahkik ve ta'mik edildii vakit btn risaleler dhil olduu halde hep
beraber beraet etmilerdir. Mellifi ve eserleri beraet eden bir te'lifat
okumay ve okutmay, devlet emniyetini ihll ve rejime hyanet gibi
ok ar bir crme delil ve sebeb-i itham olarak gstermek, ne derece
cab- adalettir bilmiyorum; vicdanlarnza havale ediyorum.
2- Hem Bayezid'den bilmediim bir kimse tarafndan ben
mevkuf iken gnderilen bir risale de, sebeb-i ithamm arasndadr. Bu
risaleyi grmedim. indekilerden bhaberim. Eer Risale-i Nur ise
kabul ediyorum. Sizler sorun cevab vereyim. Yalnz iddianamede
savcnn mehdilikten bahsettiini rendim. Halbuki stadm bu gibi
isnadlardan mberradr. Byle bir eyi lisanndan duymadmz gibi,
eserlerinde de grmedik. Ve talebelerini, her frsatta ahsna hrmet ve
ta'zimden ve makam vermekten men'etmi ve ta'zimkrane mektub
yazanlar dahi takbih etmitir. Bizler kendisini hubb-u chtan mberra,
zamann en yksek bir limi ve bir ilm-i tahkik hocas olarak
biliyoruz.
Mevkuf
Hfz Bayram
* * *
[Emirdal Mustafa'nn mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Makam- iddiann, stadm Bedizzaman'n mevhum suuna
beni itirak ettirmesine kar ksaca derim ki:
ntisabmdan zerre kadar piman olmayarak stadma ve
Risale-i Nur'a yaptm hizmetim, ancak bir derya kadar ltf u ihsana
kar bir damla ile mukabele gibidir. Naslki gayet kymetdar elmas
hazinelerine sahib olmak yolunda kk cam paralar teredddsz
feda edilirse, ebed hayatm kurtarmaa vesile olan Risale-i Nur
urunda hayatm feda etmee her an hazrm. Uhrev ve dnyev
hadsiz menfaatleri tahakkuk eden Risale-i Nur'dan fni ve
ehemmiyetsiz hapislerin ve skntlarn hatr iin, ksa ve dadaal
hayat- dnyeviyeye zarar gelmemek iin o menfaat- azmeyi
terketmek,

--- sh:(:573) ----
Risale-i Nur'a ve stadma kar durgunluk gstermek; o mbarek
stada, o kuds allme-i zamana ve onun birtek gayesi olan iman ve
Kur'ana byk bir ihanet olduunu biliyorum. Ve onun izin ve
emrinden zerre kadar hilaf- hareket etmek istemiyorum.
Muhterem Heyet-i Hkime!
Zehirli mikroplarn gzel vatanmza datmak isteyen
Bolevizm'e kar kuvvetli bir cephe alan byk bir din limine
fakirliimle talebe olmaklm neden ok grlyor? bhesiz bu
vaziyet isbat ediyor ki; Nurlardaki zenginlik, dnyev zenginliin pek
fevkindedir. Benim gibi milyonlar aan Trk genliinin imanlarn
kurtarp vatana nfi' bir uzuv olmalar iin, stadm ve Risale-i Nur'u
daima serbest braknz. Biz Trk genliinin Risale-i Nur'a
ihtiyacmz, kapal zindanda kalm bir kimsenin havaya ve zifiri
karanlkta bulunan bir adamn ziyaya ve ldeki a ve susuz kalm
bir insann suya ve gdaya ve denizde boulmak zere bulunan
herhangi bir kimsenin cankurtaran gemisine olan ihtiyacndan binler
derece daha ziyadedir. te yukarda bir ksmn ta'dad ettiim mezkr
hakikatlardan dolay fevkalde hsn- zan ve tevecchmz kazanan
ve kopmaz bir bala kendimizi ona baladmz Bedizzaman' ve
ona hsn- niyet ile talebe olan ok bareleri byle hapislerde
rtmek adaletin erefiyle kabil-i te'lif olamaz.
Afyon Cezaevinde mevkuf
Emirda'l
Mustafa Acet
* * *
[Halil alkan'n mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Muhterem Heyet-i Hkime!
Makam- iddia tarafndan bana tebli edilen iddianamede,
stadm efendime hizmetimi byk bir su olarak gsteriyor. 1944
ylnda terif ederek drt seneden beri kazamzda misafireten ikamet
buyuran ve kendileri krk seneden beri btn dnya lezzetini ve
istirahatn terk edip, srf iman ve slmiyet'e ve hususan vatanmzda
iman ve hiret yolunda mslmanlarn saadet-i ebediyelerini
kurtarmaa alan ve bilhassa mslman ve Trk olan milletimiz
arasnda dinimize ok zarar veren, madd ve manev zarar


--- sh:(:574) ----
pek ok olan bolevikliin muzr fikirlerinin millet arasna girmesi ve
buna benzer vatan ve millete zararl olan eylere Risale-i Nur'un iman
ve ahlk olan dersleriyle sed eken ve btn dnya limleri tarafndan
tahsin ve takdire lyk olan Risale-i Nur'a ve stadma mftehirane
sene arasra hizmetim, adalet huzurunda bir su mu tekil ediyor? Ve
bu hususta yine su olarak gsterilen, hizmet iin terziliimi de terk
ettiimi yazyor ki; byle hak ve hakikat ve Kur'an- Kerim'in hakik
bir tefsiri olan Risale-i Nur'a ve stadma canm dahi feda etsem,
byk bir su saylp vatan haini olarak m tannrm, sizden
soruyorum?
Sayn Reis Bey!
Risale-i Nur'un bir ksm paralarn okudum ve yazdm.
Cenab- Hakk'a hadsiz krolsun ki; teden beri kalbimde yaayan
ilme kar fevkalde bir itiyakla bu risalelerden istifadeye baladm.
Bunlarla pek yakndan alkadar olduum halde; iinde, ne halk
hkmet aleyhine tevik ve ne de emniyeti bozacak ve gizli bir
cem'iyet kurmaa dair hibir ey grmediim gibi, stadmdan da
gerek mehdilie ve mceddidlie ve gerekse bu hareketlere dair hibir
ey iitmedim. Risale-i Nur'un ve stadmn ve biz talebelerin yegne
gaye ve hizmetimiz; slmiyete, hususan Trk milletine iman ve ahlk
cihetinde kuds bir hizmettir. Elbette Risale-i Nur'a ve hdimlerine bu
hizmetleri iin ilimemek lzmdr. Bizim gaye ve maksadmz budur.
Baka hibir ey deildir. Ve bu vazifemiz de rza-y lah iindir.
Zten byle bir kuds vazifeyi dnyaya ve dnya menfaatine let
ederek yapmayz ve tenezzl etmeyiz. Byle kalbinde iman ve hiret
megalesinden baka hibir dnyev maksad ve gaye bulunmayan
hlis Nur akirdlerine, iddia makamnn hibir zaman hatrma
gelmeyen gizli cem'iyet kurmak ithamlarna tahamml edemiyoruz.
te muhterem heyet-i hkime! Sizin, biz Risale-i Nur
talebelerinin gaye ve maksadlarn ve mahiyetlerini anladnza ve
iddia makamnn bize isnad ettii sularla alkamzn olmadna
kanaat getirdiinize inanyoruz. Bu vesile ile yksek mahkemenizden
ve vicdanlarnzdan kitablarmzn serbest olarak iadesini ve
kendimizin beraetini taleb ederiz.
Afyon Cezaevinde mevkuf
Emirda'l
Halil alkan

--- sh:(:575) ----
[Mustafa Gl'n mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Ben gizli bir cem'iyete dhil deilim. Zten stadm
Bedizzaman Said Nurs Hazretleri de yle bir cem'iyet kurmamtr.
Bizlere her zaman Kur'an hakikatlarndan ders vermi, siyasetle
alkadar olmamz iddetle men'etmitir. Yalnz byk stad Said
Nurs Hazretlerinin talebesiyim. Ona ve Risale-i Nur'a btn ruh u
canmla balym. Risale-i Nur ve stadm iin bana verilecek her
trl cezaya razym. stadm eserleriyle, benim imanm ve hiret
hayatm kurtarmtr. Onun gayesi, btn mslmanlar ve
vatandalarmz imanszlktan kurtarp saadet-i ebediyeye nil
etmektir. Bizlerin siyas bir maksadla alkamz olmad btn
mahkemelerde tebeyyn etmitir. Hakikat byle olduu halde, yine
haksz ve yersiz olarak mahkemeye srklendik. Bundan anlyoruz ki,
bizim tesandmz krmak istiyorlar. Bizim tesandmz herhangi
bir dnyev ve siyas gaye ve ie matuf deildir. Yalnz ve yalnz
stadmz Hazretlerine ok, hem pekok hrmetkrz. Risale-i Nur'u
okuyanlar fevkalde bir imana ve slmiyet'e ve ahlk ve kemalta
sahib oluyorlar.
stadmza ok fazla muhabbet etmemek elimizden gelmiyor.
yle bir stada ve yle Risale-i Nur akirdlerine btn
mevcudiyetimle balym. Bu ba, i'dam edilsem dahi zlmez ve
krlmaz. Ben ve btn kardelerim masumuz. Risale-i Nur'un serbest
braklmasn btn kuvvetimizle taleb ediyoruz. Yce stadmza ve
masum Nurcu kardelerime kendimle beraber beraet verilmesini taleb
ediyorum.
Isparta'l
Mustafa Gl
* * *
[Kk brahim'in mdafaasdr]
Afyon Ar Ceza Mahkemesine
Sayn Hkimler!
Bize isnad edilen su hem yersizdir, hem de dnyaya aittir,
siyasdir. Halbuki siyaset yapacak insanlar olup olmadmz zten ilk
bakta siz muhterem hkimler oktan anlamsnz. Esasen bu



--- sh:(:576) ----
souk ve yabanc isnad, eer faraza yzde yz tahakkuk edeceini
yzlerce salahiyetli kimseler temin etseler; benim de aklm
imdikinden yz defa fazla olsa, Risale-i Nur'un ve onun ok
muhterem mellifinin bende brakt manev intiba ile btn
mevcudiyetimle bu geici ve tkenici siyas lezzet ve maceradan kap
hirete iman ve Cehennem'den kurtulmak yolunda sarfederim. Gerek
Risale-i Nur'un kymetli mellifine hrmetimiz ve ballmz ve
gerekse Risale-i Nur'un okunmas, yazlmas ve Nur talebeleriyle
muhabere ve mnasebetimiz, -Denizli Ar Ceza Mahkemesi'nin ve
Yksek Yargtay'n da tasdiki ile- dorudan doruya uhrevdir. yle
ki: Risale-i Nur'dan aldmz fikirle, bu nurlu varlklar hibir suretle
dnyev ve madd kymetlere deimeyiz. Bu bizde bir iman halinde,
lnceye kadar yaayacaktr.
Muhterem Heyet-i Hkime!
Madem ki byle dehetli bir isnad ile burada toplanm
bulunuyoruz. yle ise u ehemmiyetli hakikat beyan etmek, benim
iin memleket ve vicdan borcu olmutur. Yalnz kendi muhitimde
Risale-i Nur'un gsterdii fevkalde slahat ile btn halkn gz
nnde u on seneyi mtecaviz bir zamanda bata kendim olmak
zere birok kimseler var ki, evlerinin yollarn renmiler. Sfl
gidiatlar aile saadetine dnm. imdi analar babalar, sebeb
olanlara dua ediyorlar. Vilayetimiz dhil ve civarlarnda bu kabilden
daha biroklarnn hallerini dinleyiniz. Bahusus Denizli
Hapishanesinde, Risale-i Nur oraya girmesiyle mahbuslar zerinde
yle bir hsn- tesir yapmt ki; halen bu tesir dillerde gezmektedir.
Keza bu Afyon Hapishanesine dhil olduum zaman kimin ile
konusam, eski halleriyle imdiki hallerini zikredip minnet ve
kranla Nur talebelerine dua ediyorlar. Bu hakikatlar meydandadr...
Ben insan olaym da, bana ve hemcinsime bu derece ahlk ve itima
ve uhrev slah edici ve bahusus kitabmz Kur'ann mhim bir tefsiri
olan Risale-i Nur'a ve onun muhterem mellifine ve vatandalarna
mslmanca muhabbet ve teselli mektubu yazmak, bir siyaset mevzuu
olacana hayret ediyorum. te bu hayretle diyorum ki; byle su
olmaz. Olsa olsa Kur'an ve dolaysyla Risale-i Nur'un gizli
dmanlar adliye ve zabtaya evham verip bizleri byle hapislere
doldurmaa sebeb oluyorlar. Elbette yksek hkimler bu hakikatlar
grecekler ve ellerini vicdanlarna koyup ebed ve lah ok mjdeleri

--- sh:(:577) ----
bulunan adaletli kararlarn verecekler ve vatann drt kesinde alka
ile bekleyen Mslman Trk milletini kendilerine minnetdar
brakacaklardr.
Afyon Cezaevinde mevkuf
nebolu'lu
brahim Fakazl
































--- sh:(:578) ----

Beinci ua

[Otuz sene evvel yazlan matbu' "Muhakemat- Bediiye"de bahsedilen
"Sedd-i Zlkarneyn" ve "Ye'cc Me'cc" ve sair erat- kyametten
yirmi mes'ele, o Muhakemat'a bir tetimme olarak on sene
(Haiye)

evvel bir ksm msveddesi yazlm idi. Aziz bir dostumun hatr iin
tebyiz edildi, Beinci ua oldu.]
(Otuzbirinci Mektub'dan Otuzbirinci Lem'ann Beinci ua'dr.)
HTAR: Evvelce mukaddimeden sonra gelen mes'eleler
okunsun, t mukaddimedeki maksad anlalsn.
_
.,.,....
yetinin bir nktesi, bu zamanda akide-i avam- m'minni vikaye ve
behattan muhafaza iin yazlm. hirzamanda vukua gelecek
hdisata dair hadslerin bir ksm mteabihat- Kur'aniye gibi derin
manalar var. Muhkemat gibi tefsir edilmez ve herkes bilemez. Belki
tefsir yerinde tevil ederler.
,.-!_;-.,!,.!;.,.,.-..,
srryla, vukuundan sonra tevilleri anlalr ve murad ne olduu bilinir
ki, ilimde rsih olanlar
..,..._._...
deyip o gizli hakikatlar izhar ederler.
Bu Beinci ua'n bir mukaddimesi ve yirmi mes'elesi
vardr. Mukaddime be noktadr.
(Haiye): imdi krk seneden gemi.


--- sh:(:579) ----
Birinci Nokta: man ve teklif ihtiyar dairesinde bir imtihan,
bir tecrbe, bir msabaka olduundan, perdeli ve derin ve tedkik ve
tecrbeye muhta olan nazar mes'eleleri elbette bedih olmaz. Ve
herkes ister istemez tasdik edecek derecede zarur olmaz. T ki Ebu
Bekirler a'l-y illiyyne ksnlar ve Ebu Cehiller esfel-i safilne
dsnler. htiyar kalmazsa teklif olamaz. Ve bu sr ve hikmet iindir
ki, mu'cizeler seyrek ve ndir verilir. Hem dr- teklifte gzle
grnecek olan almet-i kyamet ve erat- saat, bir ksm
mteabihat- Kur'aniye gibi kapal ve tevilli oluyor. Yalnz, Gne'in
maribden kmas bedahet derecesinde herkesi tasdike mecbur
ettiinden, tvbe kaps kapanr; daha tvbe ve iman makbul olmaz.
nki Ebu Bekirler, Ebu Cehiller ile tasdikte beraber olurlar. Hatt
Hazret-i sa Aleyhisselm'n nzul dahi ve kendisi sa Aleyhisselm
olduu, nur-u imann dikkatiyle bilinir; herkes bilemez. Hatt Deccal
ve Sfyan gibi ehas- mdhie, kendileri dahi kendilerini bilmiyorlar.
kinci Nokta: Peygambere bildirilen umr-u gaybiye, bir
ksm tafsil ile bildirilir. Bu ksmda hi tasarruf edilmez ve karamaz.
Kur'ann ve hads-i kudsnin muhkemat gibi. Ve dier bir ksm icmal
ile bildirilir, tafsilt ve tasvirat onun itihadna havale edilir. mana
girmeyen hdisat- kevniyeye ve vukuat- istikbaliyeye dair hadsler
gibi. Bu ksmda, Peygamberimiz (A.S.M.) belgatyla -temsiller
suretinde- srr- teklif hikmetine muvafk tafsil ve tasvir eder. Mesel:
Bir sohbette derin bir grlt iitildi. Ferman etti ki: "Bu grlt,
yetmi seneden beri Cehennem tarafna yuvarlanan bir tan bu
dakikada Cehennem'in dibine yetiip dmesinin grltsdr." Bu
garib haberden be-alt dakika sonra birisi geldi dedi: "Ya Resulallah!
Yetmi yanda bulunan filan mnafk vefat etti, Cehennem'e gitti."
Peygamber'in yksek beligane kelmnn tevilini gsterdi.
htar: Hakaik-i imaniyeye girmeyen cz' hdisat- istikbaliye,
nazar- nbvvette ehemmiyetsizdir.
nc Nokta: ki Nkte'dir.
Birincisi: Tebihler ve temsiller suretinde rivayet edilen bir
ksm hadsler, mrur-u zamanla avamn nazarnda hakikat telakki
edildiinden vaka mutabk kmyor. Ayn- hakikat olduu halde




--- sh:(:580) ----
vaka mutabakat grnmyor. Mesel: Hamele-i Ar gibi arzn
hamelesinden olan Sevr ve Hut namnda ve misalinde iki melaike,
koca bir kz ve pek byk bir balk tasavvur edilmi.
kincisi: Bir ksm hadsler slmlarn ekseriyeti noktasnda
veya hkmet-i slmiyenin veya merkez-i hilafetin nokta-i nazarnda
vrd ettii halde, umum ehl-i dnyaya amil zannedilmi ve bir
cihette husus bulunduu halde, kll ve mm telakki edilmi. Mesel,
rivayette vardr ki: "Bir zaman gelecek, Allah Allah diyen
kalmayacak." Yani, zikirhaneler kapanacak ve Trke ezan ve kamet
okunacak demektir.
Drdnc Nokta: Ecel ve mevt gibi umr-u gaybiye ok
hikmet ve maslahat cihetiyle gizli kald misill, dnyann sekerat ve
mevti ve nev'-i beerin ve cins-i hayvann eceli ve vefat olan kyamet
dahi ok maslahatlar iin gizlenilmi. Evet, eer ecel vakti muayyen
olsayd, -yar mr gaflet-i mutlaka iinde ve yardan sonra,
daraacna aslmak iin her gn bir ayak daha onun tarafna atlmakla
dehet-i mutlaka iinde- havf u recann mvazene-i maslahatkrane ve
hakmanesi bozulduu gibi, aynen yle de: Dnyann eceli ve sekerat
olan kyamet vakti muayyen olsayd, kurn-u l ve vust fikr-i
hiretten pek az mteessir olacakt. Ve kurn-u uhr, dehet-i mutlaka
iinde bulunup ne hayat- dnyeviyenin lezzeti ve kymeti kalr ve ne
de havf u reca iinde ihtiyar ile itaatkrane olan ubudiyetin
ehemmiyeti ve hikmeti bulunurdu. Hem eer muayyen olsa, bir ksm
hakaik-i imaniye bedahet derecesine girer, herkes ister istemez tasdik
eder. htiyar ve irade ile bal olan srr- teklif ve hikmet-i iman
bozulur. te bunun gibi ok maslahatlar iin umr-u gaybiye gizli
kaldndan herkes her dakikada hem ecelini, hem bekasn dnd
iin hem dnyaya, hem hiretine alabildii gibi, her asrda dahi
hem kyamet kopacan, hem dnyann devamn dnebildii iin;
hem dnyann fniliinde hayat- bkiyeye, hem hi lmeyecek gibi
imaret-i dnyaya alabilir.
Hem de musibetlerin vakti muayyen olsayd, musibet bana
gelen adam, musibetin intizarnda o gelen musibetin belki on
mislinden ziyade manev bir musibet -o intizardan- ekmemesi iin,
hikmet ve rahmet-i lahiye tarafndan gizli, perdeli braklm. Ve
ekser hdisat- kevniye-i gaybiye byle hikmetleri bulunduundandr

--- sh:(:581) ----
ki, gaibden haber vermek yasak edilmi.
.!;,,-!,.-;
dsturuna kar hrmetsizlik ve itaatsizlik etmemek iindir ki, medar-
teklif ve hakaik-i imaniyeden baka olan umr-u gaybiyeden izn-i
Rabban ile haber verenler dahi, yalnz iaret suretinde perdeli ve
kapal ihbar etmiler. Hatt Tevrat ve ncil ve Zebur'da
Peygamberimiz hakknda gelen mjdeler ve haberler dahi bir derece
perdeli ve kapal gelmi ki; o kitablarn bir ksm tbileri tevil edip
iman etmediler. Fakat itikadat- imaniyeye giren mes'eleleri tasrih ile
ve tekrar ile ihbar etmek ve ak bir surette tebli etmek hikmet-i
teklifin muktezas olduundan, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan ve
Tercman- Zan' (A.S.M.) umr-u uhreviyeden tafsilen ve hdisat-
istikbaliye-i dnyeviyeden icmalen haber vermiler.
Beinci Nokta: Hem her iki Deccal'n asrlarna ait olan
hrikalar, onlarn bahsiyle ve mnasebetiyle rivayet edildiinden
onlarn ahslarndan sudr edecei telakki ve tevehhm edilmesinden,
o rivayet mteabih olmu, manas gizlenmi. Mesel, tayyare ve
imendiferle gezmesi...
Hem mesel, mehur olmu ki; slm Deccal ld vakit ona
hizmet eden eytan, stanbul'da Dikili Ta'ta btn dnyaya baracak
ve herkes o sesi iitecek ki: "O ld." Yani pek acib ve eytanlar dahi
hayrette brakan radyo ile barlacak, haber verilecek.
Hem Deccal'n rejimine ve tekil ettii komitesine ve
hkmetine ait garib halleri ve dehetli icraat, onun ahsyla
mnasebetdar rivayet edilmesi cihetiyle manas gizlenmi. Mesel: "O
kadar kuvvetlidir ve devam eder; yalnz Hazret-i sa (A.S.) onu
ldrebilir, baka are olamaz." rivayet edilmi. Yani, onun mesleini
ve yrtc rejimini bozacak, ldrecek; ancak semav ve ulv, hlis bir
din sevlerde zuhur edecek ve hakikat- Kur'aniyeye iktida ve ittihad
eden bu sev dinidir ki, Hazret-i sa Aleyhisselm'n nzul ile o
dinsiz meslek mahvolur lr. Yoksa onun ahs bir mikrop, bir nezle
ile ldrlebilir.
Hem bir ksm rvilerin kabil-i hata itihadlaryla olan tefsirleri
ve hkmleri, hads kelimelerine karp hads zannedilir, mana
gizlenir.



--- sh:(:582) ----
Vaka mutabakat grnmez, mteabih hkmne geer.
Hem eski zamanda, bu zaman gibi cemaatin ve cem'iyetin
ahs- manevsi inkiaf etmediinden ve fikr-i infirad galib
olduundan, cemaatin sfat- azmesi ve byk harekt o cemaatn
banda bulunan ahslara verildii cihetiyle; o ahslar, hrika ve kll
sfatlara lyk ve muvafk olmak iin yz derece cisminden ve
kuvvetinden byk bir acbe cisim ve mdhi bir heykel ve ok
hrika bir kuvvet ve iktidar bulunmak lzm geldiinden yle tasvir
edilmi. Vaka mutabakat grnmyor ve o rivayet mteabih olur.
Hem iki Deccal'n sfatlar ve halleri ayr ayr olduu halde,
mutlak gelen rivayetlerde iltibas oluyor, biri teki zannedilir. Hem
"Byk Mehdi"nin halleri sbk Mehdilere iaret eden rivayetlere
mutabk kmyor, hads-i mteabih hkmne geer. mam- Ali
(R.A.) yalnz slm Deccalndan bahseder.
Mukaddime bitti, mes'elelere balyoruz.
* * *
[imdilik o hdisat- gaybiyenin yzer misallerinden -
mlhidler tarafndan avamn akidelerini bozmak fikriyle iaa edilen-
yirmi mes'eleleri, tevfik-i Rabban ile gayet muhtasar bir surette
beyan edilecek. Ve o mes'eleler mlhidlerin tahmini gibi zarar
vermemekle beraber, her biri bir lem'a-i i'caz- Nebev olduu
grnmekle ve hakik tevilleri isbat ve izhar edilmekle akide-i avam
kuvvetlendirmee mhim bir sebeb olmasn rahmet-i Rabbanden rica
edip hatiatm ve galatatm afv u mafiret altna almasn Rabb-
Rahmimden niyaz ederim.]













--- sh:(:583) ----


Beinci ua'n kinci Makam ve Mes'eleleri
_
Birinci Mes'ele: Rivayette var ki: "hirzamann ehas-
mhimmesinden olan Sfyan'n eli delinecek."
Allahu a'lem, bunun bir tevili udur ki: Sefahet ve lehviyat iin
gayet israf ile elinde mal durmaz, israfata akar. Darb- meselde
deniliyor ki, "Filan adamn eli deliktir." Yani ok msriftir.
te, Sfyan israf tevik etmekle, iddetli bir hrs ve tama'
uyandrarak insanlarn o zaf damarlarn tutup kendine msahhar eder
diye bu hads ihtar ediyor. sraf eden ona esir olur, onun dmna der
diye haber verir.
kinci Mes'ele: Rivayette var ki: "hirzamann dehetli bir
ahs, sabah kalkar; alnnda "Hz kfir" yazlm bulunur."
Allahu a'lem bissavab.. bunun tevili udur ki: O Sfyan, kendi
bana firenklerin serpuunu koyup herkese de giydirir. Fakat cebir ve
kanun ile tamim ettiinden, o serpu dahi secdeye gittii iin inallah
ihtida eder, daha herkes -yalnz istemeyerek- onu giymekle kfir
olmaz.
nc Mes'ele: Rivayette var ki: "hirzamann mstebid
hkimleri, hususan Deccal'n yalanc cennet ve cehennemleri
bulunur." .!...,.-!bunun bir tevili udur ki: Hkmet
dairesinde kar karya kurulan ve birbirine bakan vaziyette bulunan
hapishane ile lise mektebi, biri huri ve glmann irkin bir taklidi,
dieri azab ve zindan suretine girecek diye bir iarettir.










--- sh:(:584) ----
Drdnc Mes'ele: Rivayette var ki: "hirzamanda, Allah
Allah diyecek kalmaz."
.!;,,-!,.-;bunun bir tevili u olmak gerektir ki:
"Allah!. Allah!. Allah!. deyip zikreden tekyeler, zikirhaneler,
medreseler kapanacak ve ezan ve kamet gibi eairde ismullah yerine
baka isim konulacak" demektir. Yoksa umum insanlar kfr- mutlaka
decekler demek deildir. nki Allah' inkr etmek, kinat inkr
etmek kadar akldan uzaktr. Umum deil, belki ekser insanlarda dahi
vukuunu akl kabul etmez. Kfirler Allah' inkr etmiyorlar, yalnz
sftnda hata ediyorlar.
Dier bir tevili udur ki: Kyamet kopmasnn dehetini
grmemek iin, m'minlerin ruhlar bir para evvel kabzedilir;
kyamet, kfirlerin balarnda patlar.
Beinci Mes'ele: Rivayette vardr ki: "hirzamanda Deccal
gibi bir ksm ahslar, uluhiyet dava edecekler ve kendilerine secde
ettirecekler."
Allahu a'lem, bunun bir tevili udur ki: Naslki padiah inkr
eden bir bedevi kumandan, kendinde ve baka kumandanlarda,
hkimiyetleri nisbetinde birer kk padiahlk tasavvur eder. Aynen
yle de: Tabiiyyun ve maddiyyun mezhebinin bana geen o ehas,
kuvvetleri nisbetinde kendilerinde bir nevi rububiyet tahayyl ederler
ve raiyetini kendi kuvveti iin kendine ve heykellerine ubudiyetkrane
serfru ettirirler, balarn rka getirirler demektir.
Altnc Mes'ele: Rivayette var ki: "Fitne-i hirzaman o kadar
dehetlidir ki, kimse nefsine hkim olmaz." Bunun iin, binyz sene
zarfnda emr-i Peygamberyle btn mmet o fitneden istiaze etmi,
azab- kabirden sonra
;..,!,-.._.,,..!.._.
vird-i mmet olmu.
Allahu a'lem bissavab, bunun bir tevili udur ki: O fitneler
nefisleri kendilerine eker, meftun eder. nsanlar ihtiyarlaryla, belki
zevkle irtikb ederler. Mesel; Rusya'da hamamlarda kadn-erkek
beraber plak girerler ve kadn kendi gzelliklerini gstermee
ftraten


--- sh:(:585) ----
ok meyyal olmasndan seve seve o fitneye atlr, batan kar ve
ftraten cemalperest erkekler dahi, nefsine malub olup o atee
sarhoane bir srur ile der, yanar. te dans ve tiyatro gibi o zamann
lehviyatlar ve kebairleri ve bid'alar birer cazibedarlk ile pervane gibi
nefisperestleri etrafna toplar, sersem eder. Yoksa cebr-i mutlak ile
olsa ihtiyar kalmaz, gnah dahi olmaz.
Yedinci Mes'ele: Rivayette var ki: "Sfyan byk bir lim
olacak, ilim ile dalalete der. Ve ok limler ona tbi' olacaklar."
Vel'ilmu indallah, bunun bir tevili udur ki: Baka padiahlar
gibi ya kuvvet ve kudret veya kabile ve airet veya cesaret ve servet
gibi vasta-i saltanat olmad halde, zekvetiyle ve fenniyle ve siyas
ilmiyle o mevkii kazanr ve aklyla ok limlerin akllarn teshir eder,
etrafnda fetvac yapar. Ve ok muallimleri kendine tarafdar eder ve
din derslerinden tecerrd eden maarifi rehber edip tamimine iddetle
alr, demektir.
Sekizinci Mes'ele: Rivayetler, Deccal'n dehetli fitnesi
slmlarda olacan gsterir ki, btn mmet istiaze etmi.
.!;,,-!,.-;Bunun bir tevili udur ki: slmlarn
Deccal' ayrdr. Hatt bir ksm ehl-i tahkik mam- Ali'nin (R.A.)
dedii gibi demiler ki: Onlarn Deccal' Sfyan'dr. slmlar iinde
kacak, aldatmakla i grecek. Kfirlerin Byk Deccal' ayrdr.
Yoksa Byk Deccal'n cebr u ceberut-u mutlakna kar itaat etmeyen
ehid olur ve istemeyerek itaat eden kfir olmaz, belki gnahkr da
olmaz.
Dokuzuncu Mes'ele: Rivayetlerde, vukuat- Sfyaniye ve
hdisat- istikbaliye am'n etrafnda ve Arabistan'da tasvir edilmi.
Allahu a'lem, bunun bir tevili udur ki: Merkez-i hilafet eski zamanda
Irak'ta ve am'da ve Medine'de bulunduundan, rviler kendi
itihadlaryla -daim yle kalacak gibi- mana verip "merkez-i
hkmet-i slmiye" yaknlarnda tasvir etmiler, Haleb ve am
demiler. Hadsin mcmel haberlerini, kendi itihadlaryla tafsil
etmiler.
Onuncu Mes'ele: Rivayetlerde, ehas- hirzamann fevkalde
iktidarlarndan bahsedilmi.



--- sh:(:586) ----
Vel'ilm indallah, bunun tevili udur ki: O ahslarn temsil
ettikleri manev ahsiyetin azametinden kinayedir. Bir vakit Rusya'y
malub eden Japon Bakumandannn sureti; bir aya Bahr-i
Muhit'te, dier aya Port Artr Kal'asnda olarak gsterildii gibi,
ahs- manevnin dehetli azameti, o ahsiyetin mmessilinde, hem o
mmessilin byk heykellerinde gsteriliyor. Amma fevkalde ve
hrika iktidarlar ise, ekser icraatlar tahribat ve mtehiyat
olduundan fevkalde bir iktidar grnr, nki tahrib kolaydr. Bir
kibrit bir ky yakar. Mtehiyat ise, nefisler tarafdar olduundan
abuk sirayet eder.
Onbirinci Mes'ele: Rivayette var ki: "hirzamanda bir erkek
krk kadna nezaret eder."
Allahu a'lem bissavab, bunun iki tevili var:
Birisi: O zamanda meru nikh azalr veya Rusya'daki gibi
kalkar. Birtek kadna balanmaktan kap babo kalan, krk bedbaht
kadnlara oban olur.
kinci tevili: O fitne zamannda, harblerde erkeklerin ou
telef olmasndan, hem bir hikmete binaen ekser tevelldat kzlar
bulunmasndan kinayedir. Belki hrriyet-i nisvan ve tam
serbestiyetleri kadnlk ehvetini iddetle atelendirdiinden ftrata
erkeine galebe eder; veledi kendi suretine ekmee sebebiyet
verdiinden, emr-i lahiyle kzlar pekok olur.
Onikinci Mes'ele: Rivayetlerde var ki: "Deccal'n birinci gn
bir senedir, ikinci gn bir ay, nc gn bir hafta, drdnc gn
bir gndr."
.!;,,-!,.-;Bunun iki tevili vardr:
Birisi: Byk Deccal'n kutb-u imal dairesinde ve imal
tarafnda zuhur edeceine kinaye ve iarettir. nki kutb-u imalnin
mevkiinde btn sene, bir gece bir gndzdr. Bir gn imendifer ile
bu tarafa gelse, yaz mevsiminde bir ay mtemadiyen gne gurub
etmez. Daha bir gn otomobil ile gelse, bir haftada daima gne
grnr. Ben Rusya'daki esaretimde bu mevkiye yakn bulunuyordum.
Demek byk Deccal, imalden bu tarafa tecavz edeceini mu'cizane
bir ihbardr.



--- sh:(:587) ----
kinci tevili ise: Hem byk Deccal'n, hem slm Deccal'nn
devre-i istibdadlar manasnda eyyam var. "Bir gn; bir devre-i
hkmetinde yle byk icraat yapar ki, yz sene yaplmaz. kinci
gn, yani ikinci devresi, bir senede otuz senede yaplmayan ileri
yaptrr. nc gn ve devresi, bir senede yapt tebdiller on
senede yaplmaz. Drdnc gn ve devresi dileir, bir ey yapmaz,
yalnz vaziyeti muhafazaya alr." diye, gayet yksek bir belgatla
mmetine haber vermi.
Onnc Mes'ele: Kat' ve sahih rivayette var ki: "sa
Aleyhisselm byk Deccal' ldrr."
Vel'ilm indallah, bunun da iki vechi var:
Bir vechi udur ki: Sihir ve manyetizma ve ispirtizma gibi
istidrac hrikalaryla kendini muhafaza eden ve herkesi teshir eden o
dehetli Deccal' ldrebilecek, mesleini deitirecek; ancak hrika
ve mu'cizatl ve umumun makbul bir zt olabilir ki: O zt, en ziyade
alkadar ve ekser insanlarn peygamberi olan Hazret-i sa
Aleyhisselm'dr.
kinci vechi udur ki: ahs- sa Aleyhisselm'n klnc ile
maktul olan ahs- Deccal'n tekil ettii dehetli maddiyyunluk ve
dinsizliin azametli heykeli ve ahs- manevsini ldrecek ve inkr-
uluhiyet olan fikr-i kfrsini mahvedecek ancak sev ruhanleridir ki;
o ruhanler, din-i sev'nin hakikatn hakikat- slmiye ile
mezcederek o kuvvetle onu datacak, manen ldrecek. Hatt
"Hazret-i sa Aleyhisselm gelir. Hazret-i Mehdi'ye namazda iktida
eder, tbi' olur." diye rivayeti bu ittifaka ve hakikat- Kur'aniyenin
metbuiyetine ve hkimiyetine iaret eder.
Ondrdnc Mes'ele: Rivayette var ki: "Deccal'n mhim
kuvveti yahudidir. Yahudiler severek tbi' olurlar."
Allahu a'lem, diyebiliriz ki, bu rivayetin bir para tevili
Rusya'da km. nki her hkmetin zulmn gren Yahudiler,
Almanya memleketinde kesretle toplanp intikamlarn almak iin,
Komnist Komitesi'nin tesisinde mhim bir rol ile yahudi milletinden
olan "Troki" namnda dehetli bir adam, Rusya'nn
bakumandanlna ve terbiyegerdeleri olan mehur Lenin'den sonra
Rus hkmetinin bana geirerek Rusya'nn ban patlatp bin senelik
mahsultn


--- sh:(:588) ----
yaktrdlar. Byk Deccal'n komitesini ve bir ksm icraatn
gsterdiler. Ve sair hkmetlerde dahi ehemmiyetli sarsntlar verip
kartrdlar.
Onbeinci Mes'ele: Ye'cc ve Me'cc hdisatnn icmali
Kur'anda olduu gibi, rivayette bir ksm tafsilt var. Ve o tafsilt ise,
Kur'ann muhkematndan olan icmali gibi muhkem deil, belki bir
derece mteabih saylr. Onlar tevil isterler. Belki rvilerin itihadlar
karmasyla tabir isterler. Evet .!;,,-!,.-;Bunun bir
tevili udur ki: Kur'ann lisan- semavsinde Ye'cc ve Me'cc nam
verilen Manur ve Mool kabileleri, eski zamanda in-i Main'den bir
ksm baka kabileleri beraber alarak ka defa Asya ve Avrupa'y herc
merc ettikleri gibi, gelecek zamanlarda dahi dnyay zr zeber
edeceklerine iaret ve kinayedir. Hatt imdi de komnistlik iindeki
anaristin ehemmiyetli efrad onlardandr. Evet, ihtill-i Fransavde
hrriyetperverlik tohumuyla ve alamasyla sosyalistlik tredi,
tevelld etti. Ve sosyalistlik ise bir ksm mukaddesat tahrib
ettiinden, alad fikir bilhere boleviklie inklab etti. Ve
boleviklik dahi ok mukaddesat- ahlkiye ve kalbiye ve insaniyeyi
bozduundan, elbette ektikleri tohumlar hi bir kayd ve hrmet
tanmayan anaristlik mahsuln verecek. nki kalb-i insanden
hrmet ve merhamet ksa; akl ve zekvet, o insanlar gayet dehetli
ve gaddar canavarlar hkmne geirir, daha siyasetle idare edilmez.
Ve anaristlik fikrinin tam yeri ise; hem mazlum kalabalkl, hem
medeniyette ve hkimiyette geri kalan apulcu kabileler olacak. Ve o
eraite muvafk insanlar ise, in-i Main'de krk gnlk bir mesafede
yaplan ve acaib-i seb'a-i lemden birisi bulunan Sedd-i in'nin
binasna sebebiyet veren Manur ve Mool ve bir ksm Krgz
kabileleridir ki, Kur'an'n mcmel haberini tefsir eden Zt- Ahmediye
(Aleyhissalt Vesselm) mu'cizane ve muhakkikane haber vermi.
Onaltnc Mes'ele: Rivayette var ki: -sa Aleyhisselm
Deccal' ldrd mnasebetiyle- "Deccal'n fevkalde byk ve
minareden daha yksek bir azamet-i heykelde ve Hazret-i sa
Aleyhisselm ona nisbeten ok kk bulunduunu" gsterir.




--- sh:(:589) ----
.!;,,-!,.-;Bunun bir tevili u olmak gerektir ki:
sa Aleyhisselm' nur-u iman ile tanyan ve tbi' olan cemaat-
ruhaniye-i mcahidnin kemmiyeti, Deccal'n mektebce ve askerce
ilm ve madd ordularna nisbeten ok az ve kk olmasna iaret ve
kinayedir.
Onyedinci Mes'ele: Rivayette var ki: "Deccal kt gn
btn dnya iitir ve krk gnde dnyay gezer ve hrikulde bir eei
vardr."
Allahu a'lem, bu rivayetler tamamen sahih olmak artyla
tevilleri udur: Bu rivayetler mu'cizane haber verir ki, "Deccal
zamannda vasta-i muhabere ve seyahat o derece terakki edecek ki,
bir hdise bir gnde umum dnyada iitilecek. Radyo ile barr, ark
garb iitir ve umum ceridelerinde okunacak. Ve bir adam krk gnde
dnyay devredecek ve yedi kt'asn ve yetmi hkmetini grecek ve
gezecek." diye zuhurundan on asr evvel telgraf, telefon, radyo,
imendifer, tayyareden mu'cizane haber verir. Hem Deccal, deccallk
haysiyetiyle deil, belki gayet mstebid bir kral sfatyla iitilir. Ve
gezmesi de her yeri istil etmek iin deil, belki fitneyi uyandrmak ve
insanlar batan karmak iindir. Ve bindii merkebi ve himar ise; ya
imendiferdir ki bir kula ve bir ba cehennem gibi ate oca, dier
kula yalanc cennet gibi gzelce tezyin ve tefri edilmi.
Dmanlarn ateli bana, dostlarn ziyafetli bana gnderir.
Veyahut onun eei, merkebi; dehetli bir otomobildir veya tayyaredir
veyahut...... (skt lzm!)
Onsekizinci Mes'ele: Rivayette var ki: "mmetim istikametle
gitse, ona bir gn var." Yani
..!.,...;.,_
yetinin srryla bin sene hkimane ve mkemmel yaayacak. Eer
istikamette gitmezse, ona yarm gn var. Yani ancak beyz sene
kadar hkimiyeti ve galibiyeti muhafaza eder.
Allahu a'lem, bu rivayet kyametten haber vermek deil; belki
slmiyetin galibane hkimiyetinden ve hilafetin saltanatndan
bahseder



--- sh:(:590) ----
ki, ayn- hakikat ve bir mu'cize-i gaybiye olarak aynen yle km.
nki Hilafet-i Abbasiye'nin hirinde, onun ehl-i siyaseti istikameti
kaybettii iin, beyz sene kadar yaam. Fakat mmetin heyet-i
mecmuas ise istikameti kaybetmediinden Hilafet-i Osmaniye
imdada gelip binyz sene kadar hkimiyeti devam ettirmi. Sonra
Osmanl siyasiyyunlar dahi istikameti muhafaza edemediinden, o da
ancak (hilafetle) beyz sene yaayabilmi. Bu hadsin mu'cizane
ihbarn, Hilafet-i Osmaniye kendi vefatyla tasdik etmi. Bu hadsi
baka risalelerde dahi bahsettiimizden burada ksa kesiyoruz.
Ondokuzuncu Mes'ele: Rivayetlerde, hirzamann
almetlerinden olan ve l-i Beyt-i Nebev'den Hazret-i Mehdi'nin
(Radyallah Anh) hakknda ayr ayr haberler var. Hatt bir ksm
ehl-i ilim ve ehl-i velayet, eskide onun kmasna hkmetmiler.
Allahu a'lem bissavab, bu ayr ayr rivayetlerin bir tevili udur
ki: Byk Mehdi'nin ok vazifeleri var. Ve siyaset leminde, diyanet
leminde, saltanat leminde, cihad lemindeki ok dairelerde icraatlar
olduu gibi.. herbir asr me'yusiyet vaktinde, kuvve-i maneviyesini
teyid edecek bir nevi Mehdi'ye veyahut Mehdi'nin onlarn imdadna o
vakitte gelmek ihtimaline muhta olduundan; rahmet-i lahiye ile her
devirde belki her asrda bir nevi Mehdi, l-i Beyt'ten km, ceddinin
eriatn muhafaza ve snnetini ihya etmi. Mesel: Siyaset leminde
Mehdi-i Abbas ve diyanet leminde Gavs- A'zam ve ah-
Nakibend ve aktab- erbaa ve oniki imam gibi Byk Mehdi'nin bir
ksm vazifelerini icra eden ztlar dahi, -Mehdi hakknda gelen
rivayetlerde- medar- nazar- Muhammed Aleyhissalt Vesselm
olduundan rivayetler ihtilaf ederek, bir ksm ehl-i hakikat demi:
"Eskide km." Her ne ise... Bu mes'ele Risale-i Nur'da beyan
edildiinden, onu ona havale ile burada bu kadar deriz ki:
Dnyada mtesanid hibir hanedan ve mtevafk hibir kabile
ve mnevver hibir cem'iyet ve cemaat yoktur ki, l-i Beyt'in
hanedanna ve kabilesine ve cem'iyetine ve cemaatine yetiebilsin.
Evet yzer kuds kahramanlar yetitiren ve binler manev
kumandanlar mmetin bana geiren ve hakikat- Kur'aniyenin
mayas ile ve imann nuruyla ve slmiyet'in erefiyle beslenen,
tekemml




--- sh:(:591) ----
eden l-i Beyt, elbette hirzamanda eriat- Muhammediyeyi ve
hakikat- Furkaniyeyi ve Snnet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) ihya ile, iln
ile, icra ile, bakumandanlar olan Byk Mehdi'nin kemal-i adaletini
ve hakkaniyetini dnyaya gstermeleri gayet makul olmakla beraber,
gayet lzm ve zarur ve hayat- itimaiye-i insaniyedeki dsturlarn
muktezasdr.
Yirminci Mes'ele: Gne'in maribden kmas ve zeminden
dbbet-l arzn zuhurudur.
Amma Gne'in maribden tulu ise, bedahet derecesinde bir
almet-i kyamettir. Ve bedaheti iin, akln ihtiyar ile bal olan tvbe
kapsn kapayan bir hdise-i semaviye olduundan tefsiri ve manas
zahirdir, tevile ihtiyac yoktur. Yalnz bu kadar var ki: Allahu a'lem, o
tulun sebeb-i zahirsi: Kre-i Arz kafasnn akl hkmnde olan
Kur'an onun bandan kmasyla zemin divane olup, izn-i lah ile
ban baka seyyareye arpmasyla hareketinden geri dnp, garbdan
arka olan seyahatn, irade-i Rabban ile arktan garba tebdil etmekle
Gne garbdan tula balar. Evet arz ems ile, feri ar ile kuvvetli
balayan hablullah-il metin olan Kur'ann kuvve-i cazibesi kopsa;
kre-i arzn ipi zlr, babo serseri olup aksiyle ve intizamsz
hareketinden Gne garbdan kar. Hem msademe neticesinde emr-i
lah ile kyamet kopar diye bir tevili vardr.
Amma "Dabbet-l Arz": Kur'anda gayet mcmel bir iaret ve
lisan- hlinden ksack bir ifade, bir tekellm var. Tafsili ise; ben
imdilik, baka mes'eleler gibi kat' bir kanaatla bilemiyorum. Yalnz
bu kadar diyebilirim:
.!;,,-!,.-;Naslki kavm-i Firavun'a "ekirge
ft ve bit belas" ve K'be tahribine alan Kavm-i Ebrehe'ye
"Ebabil Kular" musallat olmular. yle de: Sfyan'n ve Deccallarn
fitneleriyle bilerek, severek isyan ve tuyana ve Ye'cc ve Me'cc'n
anaristlii ile fesada ve canavarla giden ve dinsizlie, kfr
kfrana den insanlarn akllarn balarna getirmek hikmetiyle,
arzdan bir hayvan kp musallat olacak, zr zeber edecek. Allahu
a'lem, o dabbe bir nev'dir. nki gayet byk birtek ahs olsa,



--- sh:(:592) ----
her yerde herkese yetimez. Demek dehetli bir taife-i hayvaniye
olacak. Belki
...._._,;.; yetinin iaretiyle, o hayvan,
dabbet-l arz denilen aa kurtlardr ki; insanlarn kemiklerini aa
gibi kemirecek, insann cisminde diinden trnana kadar yerleecek.
M'minler iman bereketiyle ve sefahet ve s'-i istimalttan
tecennbleriyle kurtulmasna iareten, yet, iman hususunda o hayvan
konuturmu.
...L-,..,..;...-';..,
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *
























--- sh:(:593) ----
Sbk yirmi aded mes'elelere bir tetimme olarak kk
mes'eledir.
Birinci Mes'ele: Rivayetlerde Hazret-i sa Aleyhisselm'a
"Mesih" nam verildii gibi her iki Deccal'a dahi "Mesih" nam
verilmi ve btn rivayetlerde
,..!_,..!.._.,..!_,..!.._.
denilmi. Bunun hikmeti ve tevili nedir?
Elcevab: Allahu a'lem bunun hikmeti udur ki: Naslki emr-i
lah ile sa Aleyhisselm, eriat- Museviyede bir ksm ar teklifi
kaldrp arab gibi baz mtehiyat hell etmi. Aynen yle de; Byk
Deccal, eytann ivas ve hkm ile eriat- seviyenin ahkmn
kaldrp Hristiyanlarn hayat- itimaiyelerini idare eden rabtalar
bozarak, anaristlie ve Ye'cc ve Me'cc'e zemin hazr eder. Ve
slm Deccal olan Sfyan dahi, eriat- Muhammediyenin (A.S.M.)
ebed bir ksm ahkmn nefis ve eytann desiseleri ile kaldrmaa
alarak hayat- beeriyenin madd ve manev rabtalarn bozarak,
serke ve sarho ve sersem nefisleri babo brakarak, hrmet ve
merhamet gibi nurani zincirleri zer; hevesat- mteaffine
bataklnda, birbirine saldrmak iin cebr bir serbestiyet ve ayn-
istibdad bir hrriyet vermek ile dehetli bir anaristlie meydan aar
ki, o vakit o insanlar gayet iddetli bir istibdaddan baka zabt altna
alnamaz.
kinci Mes'ele: Rivayetlerde her iki Deccal'n hrikulde
icraatlarndan ve pek fevkalde iktidarlarndan ve heybetlerinden
bahsedilmi. Hatt bedbaht bir ksm insanlar, onlara bir nevi uluhiyet
isnad eder diye haber verilmi. Bunun sebebi nedir?
Elcevab: .!...,.-!,craatlar byk ve hrikulde
olmas ise: Ekser tahribat ve hevesata sevkiyat olduundan, kolayca
hrikulde yle iler yaparlar ki; bir rivayette "Bir gnleri bir senedir"







--- sh:(:594) ----
yani, bir senede yaptklar ileri, yz senede yaplmaz, denilmi. Ve
iktidarlar pek fevkalde grnmesi ise, drt cihet ve sebebi var:
Birincisi: stidrac eseri olarak, mstebidane olan koca
hkmetlerinde, cesur ordularn ve faal milletin kuvvetiyle vukua
gelen terakkiyat ve iyilikler haksz olarak onlara isnad edilmesiyle
binler adam kadar bir iktidar onlarn ahslarnda tevehhm edilmee
sebeb olur. Halbuki hakikaten ve kaideten, bir cemaatin hareketiyle
vcuda gelen msbet mehasin ve eref ve ganmet o cemaate taksim
edilir ve efradna verilir. Ve seyyiat ve tahribat ve zayiat ise, reisinin
tedbirsizliine ve kusurlarna verilir. Mesel: Bir tabur bir kal'ay
fethetse, ganmet ve eref snglerine aittir. Ve menf tedbirler ile
zayiatlar olsa, kumandanlarna aittir.
te hak ve hakikatn bu dstur-u esasiyesine btn btn
muhalif olarak msbet terakkiyat ve hasenat o mdhi balara ve
menf icraat ve seyyiat bare milletlerine verilmesiyle; nefret-i
mmeye lyk olan o ahslar, -istidrac cihetiyle- ehl-i gaflet
tarafndan bir muhabbet-i umumiyeye mazhar olurlar.
kinci cihet ve sebeb: Her iki Deccal, a'zam bir istibdad ve
a'zam bir zulm ve a'zam bir iddet ve dehet ile hareket
ettiklerinden, a'zam bir iktidar grnr. Evet, yle acib bir istibdad ki;
-kanunlar perdesinde- herkesin vicdanna ve mukaddesatna, hatt
elbisesine mdahale ederler. Zannederim, asr- hirde slm ve Trk
hrriyetperverleri, bir hiss-i kabl-el vuku ile bu dehetli istibdad
hissederek oklar atp hcum etmiler. Fakat ok aldanp yanl bir
hedef ve hata bir cebhede hcum gstermiler. Hem yle bir zulm ve
cebir ki, bir adamn yznden yz ky harab ve yzer masumlar
tecziye ve tehcir ile perian eder.
nc cihet ve sebeb: Her iki Deccal, Yahudinin slm ve
Hristiyan aleyhinde iddetli bir intikam besleyen gizli komitesinin
muavenetini ve kadn hrriyetlerinin perdesi altndaki dehetli bir
dier komitenin yardmn, hatt slm Deccal masonlarn
komitelerini aldatp mzaheretlerini kazandklarndan dehetli bir
iktidar zannedilir. Hem baz ehl-i velayetin istihracatyla anlalyor
ki, slm Devletinin bana geecek olan Sfyan Deccal ise; gayet
muktedir ve dh ve faal ve gsterii istemeyen ve ahs olan an



--- sh:(:595) ----
erefe ehemmiyet vermeyen bir sadrazam ve gayet cesur ve iktidarl
ve metin ve cevval ve hretperestlie tenezzl etmeyen bir serasker
bulur, onlar teshir eder. Onlarn fevkalde ve dhiyane icraatlarn,
riyaszlklarndan istifade ile kendi ahsna isnad ve o vasta ile koca
ordunun ve hkmetin teceddd ve inklab ve harb-i umum
inklabndan gelen iddet-i ihtiyacn sevkiyle iledikleri terakkiyat
ahsna isnad ettirerek ahsnda pek acib ve hrika bir iktidar
bulunduunu meddahlar tarafndan iaa ettirir.
Drdnc cihet ve sebeb: Byk Deccal'n ispirtizma
nevinden teshir edici hassalar bulunur. slm Deccal'nn dahi, bir
gznde teshir edici manyetizma bulunur. Hatt rivayetlerde
"Deccal'n bir gz krdr" diye nazar- dikkati gzne evirerek
Byk Deccal'n bir gz kr ve tekinin bir gz teki gze nisbeten
kr hkmnde olduunu hadste kaydetmekle, onlar kfir-i mutlak
bulunduundan yalnz mnhasran bu dnyay grecek birtek gz var
ve akibeti ve hireti grebilecek gzleri olmamasna iaret eder.
Ben bir manev lemde slm Deccaln grdm. Yalnz birtek
gznde teshirci bir manyetizma gzmle mahede ettim ve onu
btn btn mnkir bildim. te bu inkr- mutlaktan kan bir cr'et
ve cesaretle mukaddesata hcum eder. Avam- ns hakikat- hali
bilmediklerinden, hrikulde iktidar ve cesaret zannederler.
Hem anl ve kahraman bir millet, malubiyeti hengmnda,
byle istidracl ve anl ve tali'li ve muvaffakyetli ve kurnaz bir
kumandan bulunduundan gizli ve dehetli olan mahiyetine
bakmayarak kahramanlk damaryla onu alklar, bana kor,
seyyielerini rtmek ister. Fakat kahraman ve mcahid ordunun ve
dindar milletin ruhundaki nur-u iman ve Kur'an yla hakikat- hali
grecei ve o kumandann ok dehetli tahribatn tamire alaca
rivayetlerden anlalr.
nc Kk Mes'ele: Medar- ibret hdisedir.
Birinci Hdise: Bir zaman Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm Hazret-i mer Radyallah Anh'a yahudi ocuklar iinde
birisini gsterdi, "te sureti" dedi. Hazret-i mer Radyallah Anh,
"yle ise ben bunu ldreceim" dedi. Ferman etti: "Eer bu Sfyan
ve slm Deccal olsa, sen ldremezsin; eer o olmazsa, onun
suretiyle ldrlmez."


--- sh:(:596) ----
Bu rivayet iaret eder ki; onun sureti, hkimiyeti zamannda
ok eylerde grnecei gibi, kendisi yahudiler iinde tevelld
edecek. Garibdir ki, onun suretindeki bir ocuu katledecek derecede
ona hiddet ve adavet eden Hazret-i mer Radyallah Anh, o
Sfyan'n en ok beendii ve takdir ettii ve ok defa ondan
senakrane bahsedecei bir memduhu -Hazret-i mer'le- km.
kinci Hdise: O slm Deccal, "Sure-i
;.,!,_,.!,
manasn merak edip soruyor" diye oklar nakletmiler. Garibdir ki,
bu surenin akibinde olan ,,,.., suresinde
_-L,!;...;;
cmlesi, onun ayn zamanna ve ahsna -cifir ile ve manasyla- iaret
ettii gibi, ehl-i salte ve cmilere tgiyane tecavz edeceini
gsteriyor. Demek o istidracl adam, kk bir sureyi kendiyle
alkadar hisseder. Fakat yanl eder, komusunun kapsn alar.
nc Hdise: Bir rivayette "slm Deccal Horasan
taraflarndan zuhur edecek" denilmi. .!;,,-!,.-;Bunun
bir tevili udur ki: arkn en cesur ve kuvvetli ve kesretli kavmi ve
slmiyet'in en kahraman ordusu olan Trk milleti, o rivayet
zamannda Horasan taraflarnda bulunup daha Anadolu'yu vatan
yapmadndan, o zamandaki meskenini zikretmekle Sfyan Deccal
onlarn iinde zuhur edeceine iaret eder.
Garibdir hem ok garibdir. Yediyz sene mddetinde
slmiyet'in ve Kur'an'n elinde eref-iar, brika-asa bir elmas kln
olan Trk milletini ve Trkl, muvakkaten slmiyet'in bir ksm
eairine kar istimal etmee alr. Fakat muvaffak olmaz, geri
ekilir. "Kahraman ordu, dizginini onun elinden kurtaryor" diye
rivayetlerden anlalyor.
.!;,,-!,.-;,.!.,...!,




--- sh:(:597) ----

Onbeinci ua

Elhccetzzehra
ki Makamdr
[Bu ders zahiren kk, hakikaten pek byk ve ok kuvvetli
ve ok geni bir risaledir. Hem benim tefekkr hayatmn, hem
Nur'un tahkik hayat- maneviyesinin ilmelyakn, aynelyakn
ittihadndan kan bir meyve-i imaniye ve firdevs bir semere-i
Kur'aniyedir.]
Said Nurs
Birinci Makam Ksmdr
[Yirminci Mektub'un hlsat-l hlsas, nc Medrese-i
Yusufiye'de verilen dersin Birinci Ksm'dr.]
_
_,-...,
Afyon hapsinde onbir ay tecrid-i mutlakta bulunduuma dair
Mahkeme-i Temyiz'e yazdm istida bahanesiyle otuzbe sene
inzivada, hususan gecelerde dnyay unutmakta bulunan ve
garazkrane tarassudlarla yirmi sene sknt ekmesinden
insanlardan tevahhu edip yalnz tek bana kalarak, hizmetisinden ve
Nur dersini itiyakla arzulayandan baka kimse ile bir saat beraber bir
yerde bulunmasndan ok sklan benim gibi bir bareyi, beinci
koua cebren nakil ve kardelerimin yanma gelmelerini yasak ettiler.
O kalabalk iinde yaayamayacam diye ok tela ederken, birden
bir almet-i hiddet ve gazab olarak souk o derece iddetlendi ki; eer
o eski yerimde kalsa idim, hi dayanamayacaktm. O zahmet, benim
hakkmda rahmete dnd.


--- sh:(:598) ----
Kalbe geldi ki: "Geri Nur akirdleri, her kouta hem
kendileri hesabna, hem senin bedeline tam Nur dersleri ile
alyorlar. Fakat bu beinci kou, bir nevi tecridhane olmasndan
tazeleniyor, deiiyor; Nur dersine daha ziyade muhtatr. Hem
Rus'un dehetli bir inkr ile ve Allah' tanmamak ile hcumunu yazan
gazetelerin yazlarn okuyan genler ve ihtiyarlar, elbette iman-
billahtaki mevcudiyet ve vahdaniyet-i lahiyeye dair gayet kat' ve
kuvvetli derslere pek ziyade ihtiyalar var." diye tesbihatta kalbe
geldi. Ben de sabah namazndan sonra eskiden beri on defa okuduum
ve koca Yirminci Mektub risalesi onbir kelimesinde hem onbir
brhan- vcub-u vcud ve vahdet-i Rabbaniye, hem onbir mjde
gayet parlak, gne gibi tafsilatla gsteren ve bir rivayette ism-i a'zam
tayan bu tehlil ve tevhid-i muazzam:
!,,..!!!,,;..-,.!;!;
..,,.;_-,,,.,_,-..-!
,,..!,!,,..___..,,,-!
kuds cmleyi mtefekkirane tekrar edip "Yirminci Mektub"un ksa
bir hlsat-l hlsasn beraber dnyordum. Birden kalbe geldi ki:
"Bu ksack hlsay Nadir Hoca'ya ve buradaki genlere ders ver."
Ben de Bismillah deyip baladm, dedim:
Bu kelm- tevhidde onbir mjde, onbir hccet-i imaniye var.
imdi, yalnz hccetlere gayet ksa bir iaret edip, izahn ve mjdeleri
Yirminci Mektub ve Nur eczalarna havale edeceim. Fakat imdi, o
dersi yazdm zaman onlara sylemediim baz kelimeleri ve
nkteleri dahi yazmay mnasib grdm. te o kelm- tevhidin onbir
kelimesinden,
Birinci Kelime: .!;!;dr. Bundaki hccet ise matbu'
yet-l Kbra Risalesidir. O emsalsiz hccetin hrikal iindir ki;
mam- Ali (R.A.), Nur'un eczalarndan haber verdii srada
,-.!_._.._,,:!;.,deyip o yet-l Kbra'y
efaat yaparak Nur akirdlerinin Denizli hapsinde, o risalenin hem
Ankara,


--- sh:(:599) ----
hem Denizli Mahkemelerinde galebesiyle ve perde altnda tesirli
intiaryla talebelerine beraet kazandrmaa sebeb olduu gibi, onun
gizli tab' da, akirdlerinin dokuz ay mevkufiyetlerine vesile olmasyla
mam- Ali'nin (R.A.) hem keramet-i gaybiyesini, hem Nur
akirdlerinin bedeline duasn pek zahir bir surette tasdik etti.
Evet yet-l Kbra ua otuz icma-i azmi ve kll
hccetleri mevcudatn heyet-i mecmuasnda gsterip, herbir hccet-i
klliyede hadsiz brhanlara iaret ederek bata semavat, yldzlar
kelimeleriyle; arz, hayvanat ve nebatat kelmlar ve cmleleriyle;
gitgide t kinat mecmuas, mtemilt ve mevcudat ve huds ve
imkn ve tegayyr hakikatlarnn kelimeleriyle Vcib-l Vcud'un
mevcudiyetini ve vahdaniyetini gne zuhurunda ve gndz
kat'iyyetinde isbat ediyor. Sarslmaz bir iman isteyen ve dinsiz
anaristlie kar krlmaz bir kln arayanlar, yet-l Kbra'ya
mracaat etsinler.
kinci Kelime: ..-,dur. Bundaki hccete gayet ksa bir
iaret udur:
Bu kinatta, her cihette bir birlik, bir vahdet grnyor.
Mesel: Kinat bir muntazam ehir, bir muhteem saray, bir
mcessem manidar kitab, bir cisman ve her yeti, hatt herbir harfi ve
herbir noktas mu'cizekr bir Kur'an hkmnde bulunmasyla bir
vahdet ve birlik gsterdii gibi, o sarayn lmbas bir ve takvimci
kandili bir ve ateli as bir ve sakac sngeri, sucusu bir, bir bir bir,
t binbirler kadar birlikleri ve vahdetleri gstermekle o sarayn ve
ehrin, o kitabn, o cisman Kur'an- Kebir'in sahibi, hkimi, ktibi,
musannifi bilbedahe mevcud ve vhid ve birdir diye kat' isbat eder.
nc Kelime: !,,; dur. Bundaki hccete gayet
ksa bir iaret udur ki:
yet-l Kbra uann madeni, stad, esas ve yet-l Kbra
namnda olan
,,._,-!_._!-.;.;!...,!-.;. !_




--- sh:(:600) ----
il hir.. yet-i ekberidir. Yani: Eer eriki olsa ve baka parmaklar
icada ve rububiyete karsa idiler, intizam- kinat bozulacakt.
Halbuki kck sinein kanadndan ve gzbebeindeki
hceyrecikten tut, t tayyare-i cevviye olan hadsiz kulara, t
manzume-i emsiyeye kadar her eyde cz'-kll, kk ve byk en
mkemmel bir intizam bulunmas; eksiz ve kat' bir surette eriklerin
muhaliyetine ve madumiyetine delalet ettii gibi, Vcib-l Vcud'un
mevcudiyetine ve vahdetine bilbedahe ehadet eder.
Drdnc Kelime: ,..!!dr. Bundaki uzun hccete
gayet ksa bir iaret:
Evet gzmzle gryoruz ki; zemin yzn bir tarla yapp
iinde herbir baharda yzbin nevi nebatatn tohumlarn beraber,
kark olarak o pek geni tarlada ekiyor. Ve mahsultlarn ayr ayr,
hi kartrmayarak, armayarak kemal-i intizamla kaldrp ikiyzbin
nevi hayvanatna ondan erzak ve tayinat -rahmet ve hikmet eliyle-
ihtiyalarna gre tevzi eden hadsiz kudret ve ilim sahibi bir
mutasarrf perde arkasnda var ki; bu geni ve zengin mlknde,
hususan zemin tarlasnda bu tasarrufat yapyor. Bu Mutasarrf-
Hakm'i ve Mlik-i Rahm'i tanmayan; bu zemini, ahmak Sofestaler
gibi mahsultyla inkr etmee mecbur olur.
Beinci Kelime: ..-!!dr. Bundaki pek geni hccete
gayet ksa bir iarettir:
Evet gzmzle gryoruz ve aklmzla bedahetle biliyoruz ki;
bu kinat ehrinde ve zemin mahallesinde ve insan ve hayvanat
klasnda yle bir Rezzak- Rahm ve Muhsin-i Kerim tasarruf ve
nezaret ve terbiye eder ki; kendi nimetlerine mukabil hamd ve
krettirmek iin, zemini bir sefine-i tccariye ve erzak getiren bir
imendifer ve yzndeki bahar mevsimini bir vagon tarznda yzbin
nevi taamlarla ve memeler denilen konserve paketleriyle doldurup k
hirinde erzaklar biten muhta zhayatlara yetitiren bir Rezzak-
Rahm'in ileri olduunu, zerre kadar akl bulunan tasdik eder. Ve
tasdik etmeyip inkra sapan, elbette zemin yznde vesile-i hamd
kran olan btn muntazam nimetleri ve muayyen rzklar inkr
etmee mecbur olarak ahmak bir muzr hayvan olur.


--- sh:(:601) ----
Altnc Kelime: _,-dir. Hccetine, gayet ksa bir iaret:
Evet Onuncu Sz'de ve Nur eczalarnda brhanlaryla isbat
edilmi ki: Her baharda, zhayattan yzbin nevi ve eit eit
tarzlarda ve hadsiz efrad bulunan bir ordu-yu Sbhan, ry-i zeminde
ihya ediliyor. Onlara hayat ve levazmat- hayatiye kemal-i intizamla
veriliyor. Har-i A'zam'n yzbin nmunelerini, belki emarelerini
gsterip o ayr ayr hadsiz mahlukat beraber, birbiri iinde sehivsiz,
yanlsz, noksansz, hi armayarak, kark iken hi
kartrmayarak, unutmayarak kemal-i mizan ve nizamla dirilten ve
hayat veren ve nutfe denilen mtemasil su katrelerinden ve toprak,
mteabih tohumlarndan ve az farkl habbeciklerinden ve sineklerin
birbirinin ayn olan yumurtacklarndan ve kularn ayn havadan,
birbirinin ayn nutfelerinden, hem birbirinin misli veya az farkl
yumurtalarndan o hadsiz efrad bulunan ve birbirinden surete,
san'ata ve maiete ayr ayr yzbinler zhayatlar dirilten ve zemin
ve bahar sahifesinde yzbin baka baka kitablar beraber, birbiri
iinde, hatasz, mkemmel yazan; hadsiz bir dikkat ve nihayetsiz bir
hikmetle i gren, tasarruf eden bir Zt- Hayy- Kayyum ve Muhy
bir Hallak- Alm olduuna kanaat getirmeyen, elbette hem kendini,
hem btn zeminde ve zaman eridine aslan btn gemi baharlarda
ve hayatl zemin ve feza yzlerinde bulunmu btn zhayatlar inkr
etmee ve en ahmak ve bedbaht bir zhayat olmaa mecburdur.
Yedinci Kelime: ,,.,dur. Bunun hccetine gayet ksa
bir iaret:
Evet gryoruz ki: Gz mevsiminde yzbin nevi zhayat
vefat namyla terhis edilirken, herbir nevi ve ferdin sahife-i
amellerinin kutucuklar ve ilediklerinin fihristeleri ve gelen baharda
ileyeceklerinin listeleri ve bir cihette bir nevi ruhlar olan tohumlarn
onlarn yerlerinde Hafz-i Zlcelal'in yed-i hikmetine emanet
edildiini ve incirin tohum ve ekirdekleri gibi zerrecik o kck
tohumlar birer ruh-u bki gibi incir aacnn btn kavanin-i
hayatiyesini tayan ve bir kitab kadar kuvve-i hfzada yaz misill
aacn tarihe-i hayatn onda kader kalemiyle yazan, byk bir kitab
hkmne


--- sh:(:602) ----
getiren bir Hallak- Hakm, bir Hayy- Lyemut'u tanmayan; elbette
deil ahmak bir insan ve divane bir hayvan, belki Cehennem ateini
kartran bir serseri eytandan daha bedbaht ve ebed lme mahkm
olur.
Evet bu kelimelerin hccetlerine iaret eden kll, ihatal ve
hadsiz hrika ve nihayetsiz hrikalar, mu'cizeleri ihtiva eden bu
mezkr hakmane ef'al, filsiz olmalar yz derece muhal ve btl
olduu gibi; kr, ciz, uursuz, sar, camid, karmakark, intizamsz,
kark, istilc olan esbaba isnad etmek bin derece mmteni',
esasszdr. Yoksa topran herbir zerresinde hadsiz bir kudret, bir
hikmet ve btn otlar ve ieklerin tekiltna dair pek hrika ve kll
bir san'atkrlk bulunmak; havann herbir zerresinde -Rehber'deki
Hve Nktesi'nin dedii gibi- btn konumalar ve telefon ve
radyolarn kelimelerini bilecek ve sair zerrelere ders verecek bir
kabiliyet bulunmak lzm gelir. Bu acib fikri ise; hibir eytan, hibir
kimseye kabul ettiremez. Ve bu derece akldan, hakikattan uzak ve
btn mevcudata kar bir tahkir ve tecavz olan kfr ve inkrn
cezas, ancak dehetli Cehennem olabilir ve ayn- adalettir. Elbette
yle mnkirler iin "Yaasn Cehennem!" dememiz lzm.
Sekizinci Kelime: ,.;_-,dur. Bundaki hccete
gayet ksa bir iaret udur:
Mesel: Nasl gndzde alkanan bir deniz yznde ve akan
bir nehir stndeki kabarcklarda grnen gneikler gitmeleriyle
arkalarndan gelen yeni kabarcklar, aynen gidenler gibi gneikleri
gsterip gkteki gnee iaret ve ehadet ederler ve zeval ve
vefatlaryla bir daim gnein mevcudiyetine ve bekasna delalet
ederler; aynen yle de: Her vakit deien kinat denizinin yznde ve
tazelenen hadsiz fezasnda ve zerrat tarlasnda ve btn hdisat ve
fni mevcudat kucana alarak beraber alkanan zaman nehrinin
iinde mahlukat, mtemadiyen sr'atle akp gidiyorlar, zahir
sebebleriyle beraber vefat ediyorlar. Her sene, her gn bir kinat lr,
bir tazesi yerine gelir. Ve zerrat tarlasnda, mtemadiyen seyyar
dnyalar ve seyyal lemler mahsult alndndan, elbette kabarcklar
ve gneikler zevalleriyle daim bir gnei gsterdikleri gibi, o
hadsiz mahlukat ve mahsultn vefatlar ve zahir sebebleriyle



--- sh:(:603) ----
beraber kemal-i intizamla terhisleri, gndz gibi bhesiz, gne gibi
zahir bir kat'iyyette bir Hayy- Lyemut'un, bir ems-i Sermed'nin,
bir Hallak- Bki'nin ve bir Kumandan- Akdes'in vcub-u vcudu ve
vahdeti ve mevcudiyeti, kinatn mevcudiyetinden bin derece zahir ve
kat'dir diye btn mevcudat, ayr ayr ve beraber ehadet ederler.
te kinat dolduran bu yksek sesleri ve kuvvetli ehadetleri
iitmeyen ve kulak vermeyen, ne derece sar ve ahmak ve cani
olduunu elbette anladnz.
Dokuzuncu Kelime: ,,-!..,dr. Bundaki hccete gayet
ksa bir iaret udur:
Gryoruz ki: Bu kinatta her daire, her nevi, her tabaka, hatt
her ferd, her a'za, hatt her bedendeki herbir hceyrenin ihtiyat rzkn
tayan bir mahzeni, bir deposu ve levazmatn yetitiren, muhafaza
eden bir tarlas ve hazinesi var ki; gayet intizam ve mizan ile ve
nihayetsiz hikmet ve inayet ile vakti vaktine -muhtacn iktidar ve
ihtiyar haricinde- bir dest-i gayb tarafndan o muhtacn eline
veriliyor. Mesel: Dalar, zhayata ve insana lzm olan btn
madenleri, illar ve hayata lzm eyleri tayor ve birinin emriyle ve
tedbiriyle gayet mkemmel bir hazine, bir anbar olduu gibi.. zemin
dahi btn o zhayatn erzaklarn bir Rezzak- Hakm'in kuvvetiyle
yetitiren kemal-i mizan ve intizamla bir tarla, bir harman, bir
matbahtr. Hatt her insann ve cismindeki herbir uzvun bir deposu ve
mahzeni, hatt bir hceyrenin dahi bir ihtiyat mahzencii bulunmas
gibi.. git gide t dr- hiretin bir mahzeni dnyadr ve Cennet'in bir
tarlas ve deposu, bu lemdeki hsnleri ve hasenatlar ve nurlar
mahsul veren lem-i slmiyet ve hakikatl insaniyet; ve Cehennem'in
bir anbar ise, erleri ve irkinleri ve kfrleri mahsul veren ve er
olan ademden gelen ve hayr olan vcud lemlerini telvis eden pis
maddeler, taifeler; ve yldzlarn hararet mahzeni Cehennem ve nurlar
hazinesi bir Cennet'tir ki; "Biyedihilhayr" kelimesi, btn o hadsiz
hazinelere iaretle pek parlak bir hcceti gsteriyor.
Evet bu kelime ile ve
.__.,!.....,
cmlesiyle, -yani

--- sh:(:604) ----
"Her eyin anahtar onun elindedir"- nihayetsiz geni ve hadsiz
hrikal bir hccet-i rububiyet ve vahdet, btn btn kr olmayana
gsterir. Mesel hadsiz o hazine ve anbarlardan yalnz buna bak ki:
Herbiri bir koca aacn veya bir parlak iein cihazatn ve
mukadderatnn proramn tayan kck mahzencikler olan
ekirdekler ve tohumlarn anahtarlar elinde bulunan bir Mutasarrf-
Hakm bir ekirdein kapcn "Uyan!" emriyle ve irade anahtaryla
tam mizan- nizamla at gibi, zemin hazinesini dahi yamur
anahtaryla aarak, mahzencikleri ve nebatatn nutfeleri olan btn
habbeleri ve hayvanatn mene'leri ve kularn ve sineklerin su ve
havadan nutfeleri olan btn inkiaf emrini alan katreler
mahzenciklerini beraber, hatasz at vakitte, kinatta kll ve cz',
madd ve manev btn hazine ve depolar hikmet ve irade ve rahmet
ve meiet eliyle herbirine mahsus bir anahtarla atn bilmek ve
grmek istersen, senin bir nevi mahzenciklerin olan kendi kalbine ve
dimana ve cesedine ve midene ve bahene ve zeminin iei olan
bahara ve ondaki ieklere ve meyvelere bak ki; kemal-i nizam ve
mizan ve rahmet ve hikmetle bir dest-i gayb tarafndan "emr-i kn
feyekn" tezghndan gelen ayr ayr anahtarlarla ayor. Bir dirhem
kadar bir kutucuktan bir batman, belki bazan yz batman taamlar
kemal-i intizam ile karyor, zhayatlara ziyafet veriyor. Acaba byle
muntazam, almane, basrane nihayetsiz bir fiile ve tesadfsz tam
hikmetli bir san'ata ve yanlsz tam mizanl bir tasarrufa ve zulmsz
tam adaletli bir rububiyete hi mmkn mdr ki; kr kuvvet, sar
tabiat, serseri tesadf, camid cahil ciz esbab mdahale edebilsin? Ve
btn eyay birden grp ve beraber idare edemeyen ve zerratla
seyyarat yldzlar emrinde bulunmayan bir mevcud, bu her cihetle
hikmetli, mu'cizeli, mizanl tasarrufa ve idareye karabilsin?
te her hayr elinde, hereyin anahtar yannda bulunan byle
bir Mutasarrf- Rahm'i, bir Rabb- Hakm'i tanmayan ve inkra
sapana, elbette
L,-!_.,,...:
yetinin dedii gibi, Cehennem ona kzyor ve kzyor ve hadsiz
azabma mstehaktr, merhamete hi lyk deildir, diye lisan- hal ile
der.


--- sh:(:605) ----
Onuncu Kelime: ,..___.., dir. Bundaki
hccete gayet ksa bir iaret udur:
Bu misafirhane-i dnyaya gelen her zuur, gzn atka
grr ki: Bir kudret, btn kinat kabzasnda tutmu ve nihayetsiz,
hi armayan ezel, ihatal bir ilim ve gayet dikkatli, hi mizansz,
faidesiz hareket etmeyen bir sermed hikmet ve inayet o kudretin
iinde bulunup zerrat ordusundan birtek zerreyi meczub mevlev gibi
dndrerek ok vazifelerde istihdam ettii gibi, kre-i arz ayn anda,
ayn kanunla bir senede yirmidrt bin senelik bir dairede yine bir
meczub mevlev misill gezdirir. Mevsimlerin mahsultlarn hayvan
ve insanlara getirdii ayn kanunla, ayn zamanda gnei bir mekik,
bir krk yaparak merkezinde cezbedarane ve cazibekrane dndrp
manzume-i emsiye ordusu olan seyyarat yldzlarn kemal-i mizan ve
intizamla vazifelerde altrr. Ve ayn kudret; ayn zamanda, ayn
kanun-u hikmetle zemin sahifesinde yzbinler kitab hkmnde
yzbinler nevileri beraber, birbiri iinde, iltibassz, sehivsiz yazar,
har-i a'zamn binler nmunelerini izhar eder. Ve ayn kudret, ayn
zamanda hava sahifesini bir yazar-bozar tahtasna evirir. Btn
zerrelerini birer kalem ular ve o kitabn noktalar hkmnde emir ve
iradenin onlara tayin ettii vazifelerinde istimal ederek ve btn o
zerrelere herbirine yle bir kabiliyet vermi ki; gya btn szleri ve
konumalar bilir gibi alr, nereder, armaz. Kck birer kulak,
incecik birer lisan olarak istihdam edip unsur-u hava, emir ve irade-i
lahnin bir ar olduunu isbat eder.
te bu ksa iarete kyasen, bu kinat bir muntazam ehir, bir
mkemmel apartman ve misafirhane, bir mu'cizatl kitab ve Kur'an
hkmne getirip heyet-i mecmuasndan t bir zerreye kadar btn
mahlukat tabakalarn ve dairelerini ve taifelerini mizan- ilim ve
nizam- hikmetle kabzasna alan, tasarruf eden; kudreti iinde
hikmetini, rahmetini gsteren ve rububiyet-i mutlakas iinde
mevcudiyetini ve vahdaniyetini gne ve gndz gibi bildirip
tanttrmasna mukabil, imanla tanmak ve sevdirmesine mukabil,
ubudiyetle sevmek ve ihsanatlarna mukabil, kr ve hamd isteyen
byle bir Rahman- Rahm'i tanmayan ve ubudiyetle onu sevmeye
almayan, belki inkr ile ona bir nevi adavet tayan insan
suretindeki

--- sh:(:606) ----
eytanlar, birer kk Nemrud ve Firavun hkmnde nihayetsiz bir
azaba elbette mstehak olur.
Onbirinci Kelime: ,,..!,!,dir. Yani: Daire-i
huzuruna ve lem-i bkisine ve hiretine ve sermed dr- saadetine
gidilecei gibi, btn kinattaki mahlukatn mercii odur; btn esbab
silsileleri ona dayanyor ve kudretine istinad eder ve o kudretinin
tasarrufatna birer perdedirler; o kudret-i kudsiyenin izzetini ve
hametini muhafaza iin, btn zahir sebebler yalnz birer
perdedirler; icadda da hi tesirleri yoktur; emir ve iradesi olmazsa
hibir ey hatt hibir zerre hareket edemez demektir. Bu kelimedeki
hccete gayet ksa bir iaret ederiz:
Evvel: Bu kuds kelimenin ifade ettii hair ve hiret ve
hayat- bkiye hakikatnn bu gelen bahar gibi kat' ve bhesiz
tahakkukunu ve geleceini tam iman ettirmek ve isbat etmek cihetini
Onuncu Sz ve zeyillerine ve Yirmidokuzuncu Sz'e ve "Meyve"nin
Yedinci Mes'elesi'ne ve "Mnacat" uana ve Nur'un iman
risalelerine havale ederiz. Elhak, onlar bu rkn- imanyi yle bir
tarzda hadsiz hccetlerle isbat etmiler ki; dnyann mevcudiyeti
derecesinde hiretin tahakkukunu, en muannid mnkirleri de tasdike
mecbur eden bir surette isbat etmiler.
Sniyen: Mu'ciz-l Beyan- Kur'an'n ten birisi hare ve
hirete bakar, her davay ona bina eder. yle ise, Kur'ann
hakkaniyetini isbat eden btn mu'cizeleri ve hccetleri, hiretin
vcuduna dahi delalet ettikleri gibi; Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'n nbvvetine ehadet eden btn mu'cizeleri ve umum
delail-i nbvveti ve sdknn btn hccetleri, hair ve hirete dahi
ehadet ederler. nki o ztn (A.S.M.) btn hayatnda daim bir
byk davas hiret olduu gibi, btn yzyirmidrt bin peygamberler
(Aleyhimsselm) dahi hayat- bkiye ve saadet-i ebediyeyi dava edip
beere mjde ederek hadsiz mu'cizelerle ve kat' deliller ile isbat
ettiklerinden, elbette onlarn peygamberliklerine ve sadkyetlerine
delalet eden btn mu'cizeleri ve hccetleri, onlarn en byk ve
daim davalar olan hirete ve hayat- bkiyeye ehadet ederler. Buna
kyasen sair erkn- imaniyeyi isbat eden btn deliller dahi harin
vukuuna ve dr- saadetin almasna ehadet ederler.


--- sh:(:607) ----
Slisen: Hi mmkn mdr ki; kendi kemaltn ve kudret ve
rububiyetini izhar etmek iin bu kinat btn zerrat ve seyyarat ve
ecza ve tabakatyla halk edip kemal-i hikmetle her birisini bir vazife
ile belki ok vazifelerle mtemadiyen altran ve sermed, hadsiz
cilve-i esmasn gstermek iin kafile kafile arkasnda, belki seyyar
mteceddid dnya dnya arkasnda ve mahlukat taifelerini bu
misafirhane-i leme ve hayat- dnyeviye meydan- imtihanna
gnderip lem-i misalde kurulan uhrev sinemalar ve berzah
fotoraflarla suretlerini ve amellerini ve vaziyetlerini alarak onlar
terhisten sonra, baka taife ve kafile ve seyyal ve seyyar bir nevi
dnyalar o meydana vazifeler ve cilve-i esmasna yineler olmak iin
gnderen bir Sni'-i Zlcelal, bir Hlk- Zlcemal, bir Allah-
Zlkemal; bu fni dnyada uur ve akl ile o Hlk'n btn
maksadlarna kar mukabele eden ve btn istidadyla o Hlk' sevip
sevdirip tanyp tanttrp hadsiz dualarla beka-i hiret saadetini
yalvaran ve akl sebebiyle nihayetsiz elemler aldndan, btn ftrat
ve ruhu ve istidad ile ayn- lezzet olan hayat- bkiyeyi isteyen bu
nev'-i insan iin bir dr- mkfat ve mcazat, bir hair neir olmasn?
H! Yzbin defa h ve kell!
te bu ksack iaretin izahat ve tafsilt ve hccetleri, parlak
ve kuvvetli bir surette Risale-i Nur'da bulunmasndan, ona havale
ederek bu pek uzun kssay ksa kesiyoruz.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *













--- sh:(:608) ----
Fatiha-i erife'nin Bir Muhtasar Hlsas
[nc Medrese-i Yusufiye'de muvakkat pek az bir zamanda
tecridden temasa naklimde verilen yalnz birtek dersin kinci
Ksm]
Hapiste Nur akirdlerine ksack bir ders nmunesidir. O da
udur:
Fatiha-i erife denizinden bir katre ve gneindeki elvan-
seb'a yani ziyasndaki yedi renginden birtek lem'a beyan etmeyi,
namazdaki Fatiha kalbe emretti. Geri Yirmidokuzuncu Mektub'un bir
ksmnda, hususan "Na'bd" "Nun"undaki seyahat- hayaliye ve
Rumuz-u Semaniye'de ve arat-l 'caz Tefsiri'nde ve sair Nur
eczalarnda bu kuds hazinenin ok tatl ve gzel nktelerini yazmz.
Fakat o pek irin hlsa-i Kur'aniyeden yalnz imann rknlerine ve
hccetlerine iaratn, gayet ksa bir muhtasar hlsasn birinci
ksmdaki tarz- ifade gibi, kendim namazdaki tefekkrm yazmasna
bir cihette mecbur oldum. _kelimesini Nur'un iki-
risalelerine havale edip .!..-!den balyorum.
_!_,.!.-!,,.!..-! _
Birinci Kelime: .!..-!dr. Bundaki hccet-i imaniyeye
gayet ksa bir iaret:
Evet kinatta medar- hamd ve kr olan kasd in'amlar ve
nimetler, hususan kan ve fk iinden safi, temiz, gdal st ciz
yavrulara gndermek ve ihtiyar ihsanlar ve hediyeler ve merhametli
ikramlar ve ziyafetler zemin yzn, belki kinat doldurmu. Onlarn
fiyat dahi; bata Bismillah, hirde Elhamdlillah, ortada nimette
in'am hissetmek ve Rabbini onun ile tanmaktr. Sen kendi nefsine,
midene, duygularna bak! Ne kadar eylere, nimetlere muhtatrlar. Ve
ne derece hamd ve kr fiyatyla rzklar, lezzetleri






--- sh:(:609) ----
isterler, gr; her zhayat kendine kyas eyle. te bu umum in'amlar
mukabilinde hal ve kal dilleriyle edilen hadsiz hamdler, pek kat' bir
surette bir Mabud-u Mahmud, bir Mn'im-i Rahm'in mevcudiyetini
ve umum rububiyetini gne gibi gsterir.
kinci Kelime: _,.!.-!,,dir. Bundaki hccete gayet ksa
bir iaret:
Evet biz gzmzle gryoruz ki: Bu kinatta binler deil,
belki milyonlar lemler, kk kinatlar, ekseri birbiri iinde,
herbirinin idaresi ve tedbirinin eraiti ayr ayr olduu halde, yle bir
mkemmel terbiye, tedbir, idare ediliyor ki; btn kinat bir sahife
gibi her an nazarnda ve btn lemler birer satr gibi kalem-i kudret
ve kaderiyle yazlr, tazelenir, deiir. Bir nihayetsiz rububiyet iinde
nihayetsiz bir ilim ve hikmet ve ihatal hadsiz bir rahmet ve dikkat ile
bu milyonlar lemleri ve seyyal kinatlar idare eden bir Rabb-l
lemn'in vcub-u vcuduna ve vahdetine kll ve cz' ehadetler,
zerreler ve zerrelerden terekkb eden mevcudlar adedince hadsiz,
nihayetsiz ehadetler her an ve zaman geliyorlar. Zerrat tarlasndan t
manzume-i emsiyeye, t Samanyolu denilen Kehkean dairesine ve
bir hceyre-i bedenden t zemin mahzenine, t kinat heyet-i
mecmuasna kadar ayn kanun, ayn rububiyet, ayn hikmet ile beraber
idare ve terbiye eden bir rububiyeti tasdik ve hissetmeyen, bilmeyen,
grmeyen bir insan, elbette hadsiz bir azaba kendini mstehak eder ve
merhamete liyakatn selbeder.
nc Kelime: ,,-,!_.-,!dir. Bundaki hccete gayet
ksa bir iaret:
Evet kinatta hadsiz rahmetin mevcudiyeti ve hakikat, aynen
gnein ziyas gibi grnr. Ve ziyann gnee kat' ehadeti misill,
bu geni rahmet dahi, perde arkasnda bir Rahman- Rahm'e ehadet
eder. Evet rahmetin bir ehemmiyetli ksm rzktr ki, Rahman'a
Rezzak manas verilir. Rzk ise, o derece zahir bir tarzda bir Rezzak-
Rahm'i gsterir ki; zerre kadar uuru bulunan tasdike mecbur olur.
Mesel: Btn zhayatn, hususan cizlerin ve bilhassa yavrularn,
btn zeminde ve fezada ihtiyar ve iktidarlarnn



--- sh:(:610) ----
haricinde gayet hrika bir tarzda hiten ve mtemasil ekirdeklerden
ve su katrelerinden ve toprak habbeciklerinden yetitiriyor. Hatt
aacn bandaki yuvada kanatsz, zayf kuuklara annelerini emirber
nefer gibi gezdirir, rzklarn getirttirir. Ve a bir arslan yavrusuna
msahhar eder, elde ettii bir eti yemeyip yavrusuna yedirir. Ve sair
hayvanatn ve insann yavrularna memeler musluundan b- kevser
gibi ho, mugaddi, safi, hlis, beyaz stleri krmz kan ve mlevves
fk iinden bulamadan, bulandrmadan imdadlarna gnderir,
vlidelerinin efkatlerini yardmc verir. Ve bir nevi rzk isteyen
umum aalara, mnasib rzklarn onlara pek hrika bir tarzda
koturduu gibi, bir nevi madd ve manev rzk isteyen insann
duygularna; akl, kalb, ruhlarna dahi pek geni bir sofra-i erzak
onlara ihsan ediliyor. Gya kinat, gl ieinin yapraklar ve msr
snblnn gmlekleri gibi birbiri iinde sarl, yzbinler ayr ayr,
eit eit sofralardr ki; o sofralar adedince ve onlardaki taamlar ve
nimetler mikdarnca diller ile ve ayr ayr, kll ve cz' lisanlar ile bir
Rahman- Rezzak', bir Rahm-i Kerim'i btn btn kr olmayana
gsterir.
Eer denilse: "Bu dnyadaki musibetler, irkinlikler, erler; o
ihatal rahmete mnafdir, bulandryor."
Elcevab: Risale-i Kader gibi Nur'un risalelerinde bu dehetli
suale tam cevab verilmi. Onlara havale ile, ksack bir iareti udur:
Herbir unsurun, herbir nev'in, herbir mevcudun, kll ve cz'
mteaddid vazifeleri ve o herbir vazifenin ok neticeleri ve meyveleri
var. Ve ekseriyet-i mutlakas, maslahat ve gzel ve hayr ve
rahmettirler. Ve az bir ksm, kabiliyetsizlere ve yanl mbaeret
edenlere veya ceza ve terbiyeye mstehak olanlara veya ok hayrlar
snbl vermeye vesile olanlara rastgelir. Zahir, cz' bir er, bir
irkinlik olur; bir merhametsizlik grnr. Eer o cz' er gelmemek
iin rahmet tarafndan o unsur ve kll mevcud o vazifesinden
men'edilse; o vakit btn hayrl, gzel sair neticeleri vcud bulmaz.
Bir hayrn ademi er ve bir gzelliin bozulmas irkinlik olmas
itibariyle; o neticeler adedince erler, irkinlikler, merhametsizlikler
husul bulur. Demek birtek er gelmemek iin yzer erler,
merhametsizlikler irtikb edilir ki; btn btn hikmete, maslahata,
rububiyetteki rahmete muhalif der. Mesel: Kar, souk, ate,
yamur gibi nevilerin yzer hikmetleri, maslahatlar iinde baz
dikkatsiz
--- sh:(:611) ----
ve ihtiyatszlar, s'-i ihtiyarlaryla kendileri hakknda er yapsa;
mesel elini atee soksa, atein hilkatnda rahmet yoktur dese; atein
hadd hesaba gelmeyen hayrl, maslahatl, merhametli faydalar onu
tekzib edip azna vurur.
Hem insann hodgm hevesat ve sfl ve akibeti grmeyen
hissiyat, kinatta cereyan eden rahmaniyet ve hakmiyet ve rububiyet
kanunlarna mikyas ve mehenk ve mizan olamaz. Kendi yinesinin
rengine gre grr. Merhametsiz siyah bir kalb; kinat alar, irkin,
zulm ve zulmat suretinde grr. Fakat iman gzyle baksa; yetmi
gzel hulleleri giymi bir cennet hurisi gibi, rahmetler ve hayrlar ve
hikmetlerden dikilmi yetmi binler gzel libaslar birbiri stne
giymi, daima gler, rahmetle tebessm eder bir insan- ekber ve
ondaki insan nev'ini bir kinat- sura ve herbir insan bir lem-i asgar
mahede eder. Btn ruh u canyla
_.!,,!..,,-,!_.-,!_,.!.-!,,.!..-!
der.
Drdnc Kelime: _.!,,!..dir. Hccetine gayet
ksa bir iaret:
Evvel: Bu dersin birinci ksmnn hirinde
,,..!,!,hccetine ve hair ve hirete ehadet eden btn
deliller, aynen _.!,,!..in iaret ettii iman ve geni
hakikata ehadet ederler.
Sniyen: Onuncu Sz'n hirinde denildii gibi; bu kinat
Sniinin sermed rububiyeti, rahmeti, hikmeti, ezel-ebed cemali,
celali, kemali ve nihayetsiz sfatlar ve yzer isimleri hireti kat' bir
surette istedii gibi; Kur'an, binler yt ve brhanlar ile ve
Muhammed Aleyhissalt Vesselm yzer mu'cizat ve hccetleriyle
ve btn enbiya Aleyhimsselm ve semav kitablar ve suhuflar,
hadsiz delilleriyle ehadet ettikleri dr- hiretteki hayat- bkiyeye
inanmayan bir insan, kendini dnyada dahi kfrden ne'et eden




--- sh:(:612) ----
bir manev cehenneme atar, daima azab eker. Rehber'de izah edildii
gibi, btn gemi ve gelecek zamanlar ve mahluklar ve kinatlar,
zeval ve firaklaryla mtemadiyen onun ruh ve kalbine hadsiz elemleri
yadryorlar, Cehennem'e gitmeden evvel Cehennem azabn
ektiriyorlar.
Slisen: _.!,remziyle byk ve kuvvetli bir hccet-i
hariyeye iaret eder. Fakat bu makamda birden bir hal, o hcceti
baka zamana te'hire sebeb oldu; belki de ona daha ihtiya kalmad.
nki Nur Risaleleri, geceden sonra gndzn ve ktan sonra baharn
gelmesi kat'iyyetinde yzer kuvvetli hccetlerle hair ve nerin
sabahn, baharn isbat etmiler.
Beinci Kelime: _,-...:.,.,-.:.dir. Bundaki
hccete iaretten evvel hakikatl bir seyahat- hayaliyeyi
Yirmidokuzuncu Mektub'un izahna binaen ksaca beyan etmek kalbe
geldi. yle ki:
Bir zaman, Kur'ann mu'cizelerini ararken; Risale-i Nur'da,
hususan arat-l 'caz tefsir-i Nur'de ve Rumuz-u Semaniye'de
beyanlar gibi, Sure-i Feth'in hirindeki yette drt-be mu'cize ve
ihbar- gaybyi, hatt ,..,,,-..,,! cmlesinde bir tarih
mu'cizeyi, hatt ok kelimelerinde mteaddid i'caz lem'alarn ve baz
harflerinde mu'cizane nkteleri bulduum bir zamanda, namazda
Fatiha'y okurken _,-....,-.deki "nun"un bir mu'cizesini bana
bildirmek iin bir sual kalbime geldi: Neden _,-...,.yani "Ben
ibadet ve istiane ederim" denilmedi?









--- sh:(:613) ----
Nun-u mtekellim-i maalgayr ile, yani "Biz sana ibadet ve istiane
ederiz" demi? Birden o "nun" kapsyla bir seyahat- hayaliye
meydan ald. Namazdaki cemaatn azm srrn ve byk menfaatini
ve bu tek harf bir mu'cize olduunu uhud derecesinde bildim ve
grdm. yle ki:
Ben o zaman stanbul'da Bayezid Cmii'nde namaz klarken,
_,-...:.,.,-.:.dedim. Baktm, o cmideki cemaat, benim
gibi diyerek bu davama ve ...daki duama tamamen itirak edip
tasdik ettikleri zamanda, bir perde daha ald. Grdm ki; stanbul'un
btn mescidleri, byk bir Bayezid hkmne getiler. Aynen benim
gibi
_,-...:.,.,-.:.deyip benim davalarma ve dualarma
imza basyorlar, mn diyorlar. Ve bana bir nevi efaati suretini
almalar iinde, hayalime bir perde daha ald. Grdm ki; lem-i
slm, byk bir mescid suretini ald. Mekke, K'be mihrab hkmne
geti. Btn namaz klan mslmanlarn saflar, dairev bir tarzda o
kuds mihraba tevecch ederek, benim gibi
..._,-...:.,.,-.:.deyip, herbiri umum namna hem
dua, hem dava, hem tasdik eder, hem onlar kendine efaati yapar.
Hem bu kadar azm bir cemaatin yolu, davas yanl olamaz ve duas
reddedilmez; eytan vesveseleri tard eder diye dnrken ve
namazda cemaatin byk menfaatlerini bilmahede tasdik ederken,
bir perde daha ald. Grdm ki; kinat, bir cmi-i ekber ve btn
mahlukat taifeleri, bir salt- kbrada cemaat ile herbiri kendine
mahsus bir ibadetle ve hal dili ile bir nevi namaz klyorlar gibi
Mabud-u Zlcelal'in muhit rububiyetine kar ok geni bir ubudiyetle
mukabele iin herbiri umumun ehadetlerini ve tevhidlerini tasdik
eder ki, ayn neticeyi isbat tarznda vaziyet alyorlar diye mahede
ederken, birden bir perde daha ald. Grdm ki; nasl bir insan-
ekber olan kinat, lisan- hal ve ok eczalar, istidad ve ihtiyac- ftr
lisanyla ve zuur mevcudatlar, lisan-



--- sh:(:614) ----
kal ile
_,-...:.,.,-.:.
diyorlar ve Hlknn merhametkrane rububiyetine kar
ubudiyetlerini gsteriyorlar; aynen yle de, birer kck kinat
hkmnde o cemaat- uzmada herbir arkadamn cesedi gibi benim
cesedimdeki zerreler ve kuvveler ve duygularm dahi Hlknn
rububiyetine kar itaat ve ihtiyalarnn lisan- haliyle
_,-...:.,.,-.:.
diyerek emir ve irade-i lahiyeye gre hareket ettiklerini ve her anda
Hlklarnn inayetine ve rahmetine ve yardmna muhta olduklarn
gsteriyorlar grdm. Hem namazdaki cemaatin kuds srrn, hem
nun'un gzel mu'cizesini hayretle mahede edip, nun kapsyla
girdiim gibi ktm, Elhamdlillah dedim.
_,-...:.,.,-.:.
cmlesini, o cemaatin ve o byk ve kck arkadalarm
hesabna da sylemeye altm. imdi mukaddime bitti, sadede
geliyoruz.
_,-...:.,.,-.:.
in iaret ettikleri hccete gayet ksa bir iarettir:
Evvel: Biz, gzmzle gryoruz: Kinatta, hususan zemin
yznde; dehetli ve daim bir faaliyet ve hallakyetin intizamla
cereyan iinde merhametkrane, mdebbirane bir rububiyet-i mutlaka
hadsiz zhayatlarn istianelerine ve fiilen ve halen ve kalen
istimdadlarna ve dualarna kemal-i hikmet ve inayet ile imdad ve
herbirine fiilen cevab vermek tezahr iinde bir uluhiyet-i mutlaka,
bir mabudiyet-i mmenin tecelliyat, umum mahlukatn, hususan
zhayatn ve bilhassa insan taifelerinin ftr ve ihtiyar binler tarzdaki
ibadetlerine mukabelesini akl- selim ve iman gz grd gibi,
btn semav fermanlar ve enbiyalar haber veriyorlar.
Sniyen: .,-.nun'unun remziyle mukaddimede mezkr
cemaatten


--- sh:(:615) ----
herbiri ve umumu beraber, eit eit, ftr ve ihtiyar ibadetlerle
megul olmalar; eksiz, bedahetle bir mabudiyete kar kirane bir
mukabele ve bir Mabud-u Mukaddes'in mevcudiyetine hadsiz ve
bhesiz bir ehadettir. Ve _,-...nun'unun remziyle mezkr
cemaatin, yani mecmu-u kinattan t bir ceseddeki zerrelerin
cemaatinden herbir taifenin, herbir ferdin fiil ve hal istianeleri ve
dualar var. Ve onlarn muavenetlerine koan ve dualarna kabul ile
cevab veren bir efkatli mdebbire, bhesiz ehadet eder. Mesel:
Yirminc Sz'n dedii gibi, zemindeki umum mahlukatn nevi
dualar pek hrika ve midin haricinde kabul olmas, bir Rabb-
Rahm ve Mcb'e kat' ehadet eder. Evet tohumlar ve ekirdekler
istidad lisanyla herbiri birer aa ve birer snble olmay Hlkndan
isteyip, dualar gzmz nnde kabul olmas gibi; btn hayvanatn
ihtiyac- ftr lisanyla elleri yetimedii yerlerden rzklarn ve
hayatlarna lzumu bulunan ve iktidarlarnn haricindeki matlublarn
birisinden isteyip o ftr ihtiya diliyle ettikleri btn dualarn
gzmz nnde kabul eden ve imdadlarna acib ve uursuz
mahlukat vakti vaktine hikmetle koturan bir Hlk- Kerim'e zahir
ehadet eder. te bu iki ksma kyasen, lisan- kal ile edilen dualarn
btn nevileri hususan enbiyalarn (Aleyhimsselm) ve havaslarn
hrika bir surette makbuliyeti, _,-...:.deki hccet-i
vahdaniyete ehadet eder.
Altnc Kelime: ,,....!.,.!...dir. Bundaki
hccete gayet ksa bir iaret udur:
Evet nasl bir yerden bir yere giden yollarn ve bir noktadan
uzak bir noktaya ekilen hatlarn en ksas ise, en dorusudur ve
mstakimidir. Aynen yle de; maneviyatta ve manev yollarda ve
kalb mesleklerde en dorusu, en mstakimi ise en ksa ve en
kolaydr. Mesel: Risale-i Nur'da btn mvazeneleri ve kfr ve
iman yollarnn mukayeseleri kat' gsteriyorlar ki; iman ve tevhid
yolu, gayet ksa ve doru ve mstakim ve kolaydr. Ve kfr ve inkr




--- sh:(:616) ----
yollar gayet uzun ve mkiltl ve tehlikelidir. Demek bu istikametli
ve hikmetli ve hereyde en ksa ve kolay yolda sevkedilen bu kinatta,
elbette irk ve kfrn hakikatlar olamaz ve iman ve tevhidin
hakikatlar, bu kinata gne gibi lzm ve vcibdir. Hem ahlk-
insaniyede en rahat, en faydal, en ksa, en selmetli yol ise srat-
mstakimde, istikamettedir. Mesel: Kuvve-i akliye, hadd-i vasat olan
hikmeti ve kolay, faydal istikameti kaybetse, ifrat veya tefritle muzr
bir cerbezeye ve belal bir belhete der, uzun yollarnda tehlikeleri
eker. Ve kuvve-i gazabiye, hadd-i istikamet olan ecaati takib
etmezse; ifratla ok zararl ve zulml tehevvre ve tecebbre ve
tefritle ok zilletli ve elemli cebanet ve korkakla der.. istikameti
kaybetmesinin, hatasnn cezas olarak daim, vicdan bir azab eker.
Ve insandaki kuvve-i eheviye, selmetli istikameti ve iffeti zayi' etse;
ifratla musibetli, rezaletli fcura, fuha ve tefritle humuda, yani
nimetlerdeki zevk ve lezzetten mahrum der ve o manev hastaln
azabn eker.
te bunlara kyasen, hayat- ahsiye ve hayat- itimaiyenin
btn yollarnda, istikamet en faydal ve kolay ve ksadr. Ve srat-
mstakim kaybedilse, o yollar pek belal ve uzun ve zararl olur.
Demek
,,....!.,.!...
pek ok cmi' ve geni bir dua, bir ubudiyet olduu gibi bir hccet-i
tevhide ve bir ders-i hikmete ve bir talim-i ahlka iaret eder.
Yedinci Kelime: ,,,..,.-._.!.,dir. Bundaki
hccete gayet ksa bir iaret:
Evvel: ,,,..kimlerdir diye
_,-!..!,..,:!,_,...!,_,,,.!_.
yeti beyan ederek, nev'-i beerde istikamet nimetine mazhar drt
taifeyi beyan iinde, o taifelerin reislerine _,,,.!ile Muhammed
Aleyhissalt



--- sh:(:617) ----
Vesselm'a, _,...!,ile Ebu Bekir-i Sddk Radyallah Anh'a,
..,:!,ile mer ve Osman ve Ali Radyallah Anhm'e iaret
edip; Peygamber'den (A.S.M.) sonra Sddk (R.A.), sonra mer
(R.A.), Osman (R.A.), Ali (R.A.) hem ehid, hem halife olacaklar
diye gayb ihbarla bir lem'a-i i'caz gsterir.
Sniyen: Nev'-i beerin en yksek, en mstakim, en sadk bu
drt taifesi; dem (A.S.) zamanndan beri hadsiz hccetler,
mu'cizeler, kerametler, deliller, kefiyatlar ile btn kuvvetleriyle
dava edip ve beerin ekseri onlar tasdik ettikleri hakikat- tevhid,
elbette gne gibi kat'dir. Bu hadsiz meahir-i insaniye, yzbinler
mu'cizelerle ve hadsiz hccetlerle doruluklarn ve hakkaniyetlerini
gsterip tevhid ve vcub-u vcud ve vahdet-i Hlk gibi msbet
mes'elelerde ittifaklar ve icma'lar yle bir hccettir ki; hibir bheyi
brakmaz. Acaba kinatn ehemmiyetli netice-i hilkat ve zeminin
halifesi ve zhayatlarn istidadca en cem'iyetli ve yksei olan nev'-i
beerin en mstakimleri, en sadk ve musaddak mridleri ve
kemaltta reisleri olan mezkr o drt taifenin icma' ve ittifakla iman
edip haber verdikleri ve kinat btn mevcudatyla delil gsterip
hakkalyakn, aynelyakn, ilmelyakn itikad ettikleri ve sarslmaz
kanaat getirdikleri bir hakikat tanmayan ve inkr eden, hadsiz bir
cinayet ve nihayetsiz bir azaba mstehak olmaz m?
Sekizinci Kelime:
_,!..!;,,,,..,.-.!,,.
dir. Bundaki hccete ksa bir iarettir:
Evet tarih-i beer ve ktb- mukaddese, tevatrlere ve kll
ve kat' hdisat ve malmat ve mahedat- beeriyeye istinaden
bil'ittifak, sarih ve kat' bir surette haber veriyorlar ki: Srat-
mstakim ehli olan Peygamberlere (Aleyhimsselm) binler vakatta
istimdadlarna hrika bir tarzda gayb imdad gelmesi ve onlarn
istedikleri aynen verilmesi ve dmanlar olan mnkirlere yzer
hdisatta ayn zamanda gazab gelmesi ve semav musibet balarna
inmesi kat' eksiz gsterir ki; bu kinatn ve iindeki nev'-i beerin



--- sh:(:618) ----
Hakm ve dil ve Muhsin ve Kerim ve Aziz ve Kahhar bir
Mutasarrf, bir Rabbi var ki; Nuh ve brahim, Musa ve Hud ve Slih
gibi (Aleyhimsselm) ok nebilere pek hrika bir surette tarih ve
geni hdiselerle muzafferiyet ve necatlar vermi ve Semud ve d ve
Firavun kavimleri gibi ok zalimlere ve mnkirlere dahi,
peygamberlere isyanlarna mukabil dnyada dahi bir ceza olarak,
balarna dehetli semav musibetler indirmi.
Evet dem (A.S.) zamanndan beri, beeriyette iki cereyan-
azm birbiriyle arparak gelmi. Biri, istikamet yolunu takib ile
nimet ve saadet-i dreyne mazhar olan ehl-i nbvvet ve salahat ve
iman; kinatn hakik gzelliine ve intizam ve kemaline mutabk
olarak istikamette hareket ettiklerinden, hem kinat sahibinin
ltuflarna, hem iki cihann saadetine mazhar olup beeri, melekler
derecelerine, belki fevkine terakki ettirmee vesile olarak dnyada
iman hakikatlaryla manev bir cennet, hirette bir saadet kazanp ve
kazandrmlar.
kinci cereyan, istikameti brakp ifrat ve tefritle akl bir vesile-
i azab ve elemler toplayc bir lete evirmesinden, insaniyeti en
bedbaht bir hayvaniyetten aa drp dnyada zulmlerine
mukabil gazab- lah ve musibet tokatlarn yemekle beraber, dalaleti
cihetinden, akl alkadarlyla kinat bir hzngh ve matemhane-i
umumiye ve zevalde yuvarlanan zhayatlar iin bir mezbaha, selhhane
ve gayet irkin ve kark grp ruhu, vicdan dnyada bir manev
cehennemde olup, hirette daim bir azab ekmee kendini mstehak
eder.
te Fatiha-i erife'nin hirinde
_,!..!;,,,,..,.-.!,,.,,,..,.-._.!
yeti, bu iki cereyan- azmi ders veriyor. Ve Risale-i Nur'daki btn
mvazenelerin menba ve esas ve stad, bu yettir. Madem yzer
mvazenelerle Nurlar, bu yeti tefsir etmiler; biz dahi izahn ona
havale ederek, bu ksa iaretle iktifa ederiz.
Dokuzuncu Kelime: _,.dir. Buna ksack bir iaret:
Madem _,-....,-.deki "nun" cemaat- azmeyi,
bilhassa

--- sh:(:619) ----
lem-i slm cmiindeki muvahhidn cemaatini, hususan o vakit
namazda bulunan milyonlar cemaatini bize gsterip bizi ilerinde
bulunduruyor ve dualarna ve sylediimizi aynen sylemeleriyle
tasdiklerine ve bir nevi efaatlerine hissedar olmamza yol ayor; biz
dahi bu "mn" kelimesiyle, o cemaat- muvahhidn ve musallnin
dualarna yardm ve davalarna tasdik ve efaatlerinin ve istianelerinin
makbuliyetine o "mn" ile bir rica etmemizle, bizim cz' ubudiyet
ve dua ve davamz kll, geni bir ubudiyete evirip, kll, umum
rububiyete mukabele ettirir. Demek uhuvvet-i imaniye ve vahdet-i
slmiye srryla, her namaz vaktinde lem-i slm mescidinde
milyonlarla efrad bulunan bir cemaatin rabta-i vahdet itibariyle ve
manev radyolar vastasyla Fatiha'daki "mn" klliyet kesbeder,
milyonlarla "mn"ler hkmne geebilir.
_,.!.-!,,.!..-!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.


(Haiye): te derecata gre bir mi, bir ekirdek kadar bu kuds
hakikattan hisse alsa, ruhen terakki etmi bir kmil insan, bir hurma aac
kadar hisse alr. Fakat daha terakki etmeyen bir adam Fatiha okurken bu
manalar kasden hatra getirmemeli, t huzura zarar olmasn. Eer o makama
terakki etse, zten o manalar kendilerini gsterirler.
(Haiyecik): Bu haiyedeki "kasden" kelimesinin izahn
stadmzdan sorduk. Aldmz cevab aynen yazyoruz:
nc Medrese-i Yusufiyedeki Risale-i Nur talebeleri namna
Ceylan
Teehhd ve Fatiha kelimelerinin geni ve yksek manalar kasd
deil, belki dolaysyla meguliyet ve huzura bir nevi gaflet veren tafsilt
deil, belki mcmel ve ksa manalar gafleti datr, ubudiyeti ve mnacat
parlatr gryorum. Namazn ve Fatiha ve teehhdn pek yksek
kymetlerini tam gsterir. kinci Ksmn hirinde "kasden megul
olmamak"tan murad ise: O manalarn tafsiltyla bizzt itigal, bazan namaz
unutturur, huzura belki dokunur. Yoksa dolaysyla ve muhtasar bir tarzda
byk faidelerini hissediyorum.
* * *


--- sh:(:620) ----
_
_,-...,
[nc Medrese-i Yusufiye'nin tek bir dersinin nc Ksm]
Mukaddime
Namazdaki Fatiha'nn manev emriyle "Ehed en l ilahe
illallah" feyziyle kinci Ksm yazld gibi; namazdaki teehhdde
dahi "Ve ehed enne Muhammederresulullah" cmlesinin diliyle,
manev ihtaryla ve Sure-i Feth'in hirinde
._.!_...,,L,!-!_.,_.,!.!.,_.,_.!
-._.!,,.,..-..,,._.,
,,.,...-,..:!_....
be mu'cize-i gaybiyeyi gsteren byk yetin nuruyla nc ksmn
yazmaya -imdi beyanna iznim olmayan sebeb iin- mecbur
oldum. Tafsiltn, izahatn, senedli hccetlerini risalet-i
Muhammediyeye dair Zlfikar Mu'cizat- Ahmediye ve Arab Hizb-i
Nur'ye havale edip yalnz gayet muhtasar, ksack iaret ile Arab
Hizb-i Nur'nin hlsasnn bir hlsas ve tesbihatta tekrar ettiim
kelime-i tevhid ile daim virdim bir tefekkr- Arab olarak burada
yazlan risaleciinin "Muhammedrresulullah" ehadetine dair
parann bir nevi tercmesi, kinci ve nc aret'te yazlacak.














--- sh:(:621) ----
Birinci aret: Bu kinat sahibinin tezahr- rububiyetine ve
sermed uluhiyetine ve nihayetsiz ihsanatna kll bir ubudiyet ve
tanttrmakla mukabele eden Muhammed Aleyhissalt Vesselm, bu
kinatta gne lzumu gibi elzemdir ki; nev'-i beerin stad- ekberi
ve byk peygamberi ve Fahr-i lem ve
:;,..-..!:;!:;!
hitabna mazhar ve hakikat- Muhammediye (A.S.M.) hem sebeb-i
hilkat-i lem, hem neticesi ve en mkemmel meyvesi olduu gibi, bu
kinatn hakik kemalt ve sermed Cemil-i Zlcelal'in bki yineleri
ve sfatlarnn cilveleri ve hikmetli ef'alinin vazifedar eserleri ve ok
manidar mektublar olmas ve bki bir lemi tamas ve btn
zuurlarn mtak olduklar bir dr- saadet ve hireti netice vermesi
gibi hakikatlar, hakikat- Muhammediye (A.S.M.) ve Risalet-i
Ahmediye (A.S.M.) ile tahakkuk ettiinden, nasl bu kinat onun
risaletine gayet kuvvetli ve kat' ehadet eder; yle de: Bata lem-i
slm, btn beer ve btn zuur; Cehennem'den daha ac ve
korkun olan ademden, hilikten, i'dam- ebedden, fena-i mutlaktan
kurtulmak iin daim ak ve evkle her zamanda ve cmi' mahiyetinin
btn kuvvetleriyle, btn istidadat lisanlar ile, btn dualar ve
ibadetler ve ricalarnn dilleriyle istedikleri hayat- bkiyeyi kuvvetli
ve kat' bearet veren risalet-i Ahmediye (A.S.M.) ve hakikat-
Muhammediyeye (A.S.M.) ehadet edip nev'-i beerin medar- iftihar
ve eref-i mahlukat olduuna imza bast gibi.. her zamanda
yzelli milyon ehl-i imann _...!.,,.!srrnca, her gn
iledikleri btn hasenatlar ve hayrlarn bir misli Muhammed
Aleyhissalt Vesselm'n defter-i hasenatna girmesi ve o tek
ahsiyet-i Muhammediye (A.S.M.), yzer milyon, belki milyarlar
bid-i muhsin kadar kll bir ubudiyete ve fyuzata mazhar bir makam
kazanmas, o ztn (A.S.M.) risaletine pek kuvvetli ehadet edip imza
basar.
kinci aret: Benim virdimde her vakit tefekkrle baktm
yirmiden ziyade ehadetlere iaret eden




--- sh:(:622) ----
.,,....,:_,.;..!_...!,.,..-.
_.,-,,,..,_._...,._. -.
,..,.....,..._...,...,.,.....,;..
.,!_..;,,...,.,.-....,,_,.,,..,
Ksa bir nevi tercmesi ve meali: Yani Muhammed'in (A.S.M.)
risaletine ehadet eden:
Birincisi: Onbir hltndan kan bir hccet-i risalettir. Evet,
okumak ve yazmak renmedii ve mmi olduu halde; ondrt asrn
ukalsn, feylesoflarn hayrette brakan ve edyan- semaviyede
birincilii kazanan bir din ile birden, tecrbesiz ve def'aten meydana
kmas emsal kabul etmez bir halet olduu gibi; szlerinden,
fiillerinden, hallerinden kan slmiyet her zamanda yzelli milyon
insann ruhlarna, nefislerine, akllarna terbiyekrane ders vermesi ve
manev terakkiyata sevketmesi, emsalsiz bir halettir. Hem yle bir
eriatla meydana gelmi ki; dilane kanunlaryla nev'-i beerin beten
birisini ondrt asrda madd ve manev terakki iinde idare etmesi
misilsiz bir halet olduu gibi, o zt (A.S.M.) yle bir iman ve itikadla
meydana kt ki; btn ehl-i hakikat her zaman onun mertebe-i
imanndan feyz almalaryla beraber en yksek ve en kuvvetli bir
derecededir diye mttefikan tasdikleri ve o zamanda hadsiz
muarzlarnn ona muhalefeti zerre kadar bir tela, bir vesvese, bir
bhe vermemesi gsteriyor ki, kuvvet-i imaniyede dahi onun emsali
yok ve o kll yksek iman misilsizdir. Hem yle bir ubudiyet ve
ibadet gsterdi ki; ibtida ve intihay birletirip hi kimseyi taklid
etmeyerek, ibadetin en ince esrarn grp mraat ederek en dadaal
zamanlarda dahi tam tamna ubudiyeti yapmas emsalsiz bir halet
olmas gibi, Hlkna kar yle daavat ve mnacat ve ricalar yapm
ki, bu zamana kadar telahuk-u efkrla beraber o mertebeye
yetiilmemi. Mesel: Ceven-l Kebir mnacatnda binbir esma-i
lahiyeyi efaati ederek Hlkn yle bir tarzda tavsif ve tarif eder ki,
emsali yok. Ve marifetullahta kimse ona yetiememesi, misilsiz bir
halettir. Hem yle bir metanetle insanlar dine davet ve yle bir
cr'etle risaletini tebli etmi ki; kavmi ve amcas ve dnyann byk
devletleri ve eski dinlerin etbalar ona muarz ve
--- sh:(:623) ----
dman olduklar halde, zerre kadar korkmayarak, ekinmeyerek
umumuna meydan okumas ve baa da karmas, emsalsiz bir halettir.
te onun sdkna ve nbvvetine bu hrika, emsalsiz sekiz
haletin mecmuu gayet kuvvetli bir ehadettir. Ve bu haletler, o ztn
(A.S.M.) nihayet derecede ciddiyetine ve itminanna ve kemal-i
sdkna ve hakkaniyetine kat' kanaat var olduunu gsteriyor. lem-i
slm her gnde, her teehhdde milyonlar lisanla
.,,.!.-,,_,.!.,,,..,.!
der. Ve onun memuriyetine teslimiyetini ve getirdii saadet-i ebediye
bearetini tasdik ettiini ve beeriyetin derin bir akla ve ftr ve
istidad pek kuvvetli bir itiyakla arad hayat- bkiyeye salam bir
yol atna kar lem-i slm minnetdarane, mteekkirane
_,.!.,,,..,.!
ile bir manev ziyaret ve grmek ve yzelli milyon, belki
milyarlar namna onu tebrik eder.
Yirmi kll ehadetlerden ve ok ehadetleri ihtiva eden kinci
ehadet:
..._..;..;..-_,....,:,
Yani: mann alt rknlerinin hakikatlar ve tahakkuklar ve
hakkaniyetleri, Muhammed'in (A.S.M.) risaletine ve hakkaniyetine
kat' ehadet eder. nki onun risalet hayatnn ahsiyet-i maneviyesi
ve btn davalarnn esas ve mahiyet-i nbvveti, o alt rkndr.
yle ise; o rknlerin tahakkuklarna delalet eden btn deliller,
Muhammed'in (A.S.M.) risaletinin hak olduuna ve onun sadkyetine
dahi delalet ederler. Hem hiretin tahakkukuna sair rknlerinin
delaletini Meyve Risalesi ve Onuncu Sz'n zeyilleri beyan ettikleri
gibi; yle de herbir rkn hccetleriyle beraber onun risaletine bir
hccettir.
Binler ehadetleri ihtiva eden nc Kll ehadet:
,--..;.,.!,..!,......,:,
-..,;..,


--- sh:(:624) ----
Yani: O Zt (A.S.M.) Gne gibi kendi kendine delildir. Binler
mu'cizat ve kemalt ve yksek, gzel ahlkyla risaletine ve
sadkyetine pek kuvvetli ehadet eder. Evet Mu'cizat- Ahmediye
(A.S.M.) risale-i hrikada yzden ziyade nakl-i sahih ile isbat ettii
gibi; o ztn (A.S.M.)
,..!:.,
ve
_.,.!_:!,,,.,.,,.,..,
yetlerinin sarahatyla, avucunun bir parmayla Kamer iki para
olmas ve nakl-i sahih ve tevatrle, ayn elin be parmandan be
eme su akmas ve susuz kalan btn ordusu o sudan imesi ve ahid
olmas ve bu acib hrika iki defa baka yerde de vuku bulmas ve ayn
avu ile bir para topra, hcum eden dman ordusuna atarak, her
birisinin gzne bir avu toprak girmesiyle hcumda iken kamalar
ve ayn avuta kk talar insanlar gibi tesbih edip Sbhanallah
demeleri gibi nakl-i sahih ile ve bir ksm tevatrle tarihlerde kat'iyyen
vukua gelen yzer ve ehl-i tahkikin yannda bine kadar mu'cizat,
elinde zuhuru ve dost ve dmanlarn ittifakyla onda gzel hasletlerin
ve ahlk- hasenenin en yksek derecesinde (Haiye) bulunmas ve
arkasnda tebaiyetle slk edip kemalta erien ve hakikata aynelyakn
yetien btn ehl-i tahkik, ittifakla kemalt- Muhammediye (A.S.M.)
en yksek derecede bulunduuna hakkalyakn tasdikleri ve onun
dininden gelen lem-i slm'n fyuzat ve koca slmiyet'in
hakikatlar onun hrika kemaltna delalet eder. Elbette o zt
(A.S.M.), bizzt kendi risaletine gayet parlak ve kll, geni ehadet
eder demektir.
Pekok kuvvetli ehadetleri ihtiva eden Drdnc ehadet:
.,,,...-_..-;..;,.!...,:,
(Haiye): Hatt ecaat kahraman Hazret-i Ali (R.A.) diyor: "Harbde
biz korktuumuz zaman, Peygamber'in (A.S.M.) arkasna saklanr,
tahassun ederdik." ecaat gibi her haslette faik olduunu, o zaman
dmanlar dahi tasdik ettiklerini tarihler naklediyorlar.



--- sh:(:625) ----
Yani: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, hadsiz hakikatlar ve hccetleriyle
risaletine, sadkyetine ehadet eder. Evet krk vecihle mu'cize olduu
Zlfikar Mecmuas'nda isbat edilen ve ondrt asr nurlandran ve nev'-
i beerin beten birisini tebeddl etmeyen kanunlaryla idare eden ve o
zamandan imdiye kadar btn muarzlara meydan okuyup hi kimse
hatt bir suresinin mislini getirmee cesaret etmeyen ve yet-l
Kbra'da isbat edildii gibi alt ciheti nuran, bheler giremeyen ve
alt makam- kbra hakkaniyetine imza basan ve sarslmaz alt
hakikatlara dayanan ve her zamanda yzer milyon lisanlarla evk ve
hrmetle okunan ve her dakikada milyonlar hfzlarn kalblerinde
kudsiyetle yazlan ve lem-i slm'n btn ehadetleri ve imanlar
onun ehadetinden tereuh eden ve btn ulm-u imaniye ve
slmiye onun menbandan akan ve o eski semav kitablar tasdik
ettii gibi, btn ktb ve suhuf-u semaviyenin manev tasdiklerine
mazhar bulunan Kur'an- Azman, btn hakikatleriyle ve
hakkaniyetini isbat eden btn hccetleriyle, Muhammed
Aleyhissalt Vesselm'n sdkna ve risaletine ehadet eder demektir.
Beinci, Altnc, Yedinci, Sekizinci Kll ehadetler:
.;...,.!_..,,,.,..._-!...,:,
...-.;...,.,...;,..,,._...!,
Yani: Binbir esma-i lahiyeye sarihan ve iareten bakan ve bir
cihette Kur'andan kan bir hrika mnacat olan ve marifetullahta
terakki eden btn riflerin mnacatlarnn fevkinde bulunan ve bir
gazvede "Zrh kar, onun yerine bu Ceven'i oku" diye Cebrail vahiy
getiren "Ceven-l Kebir" mnacat iindeki hakikatlar ve tam tamna
Rabbine kar tavsifler, Muhammed'in (A.S.M.) risaletine ve
hakkaniyetine ehadet ettii gibi; Kur'andan tereuh eden ve bir
cihette Ceven'den feyiz alan ve tevelld eden Resail-in Nuriye,
yzotuz parasyla risalet-i Muhammediyeye (A.S.M.) birtek hccet
olarak risaletinin btn hakikatlarn aklen ve mantken isbatyla, hatt
felsefenin nazarnda akldan pek uzak mes'elelerini gz nnde gibi
gayet kolay ve makul bir tarzda ders vermesiyle Muhammed'in
(A.S.M.) sadkyetine ve risaletine kll bir surette ehadet eder.




--- sh:(:626) ----
Hem zaman- mazi dahi risaletine bir kll ahiddir ki; irhasat denilen
nbvvetten evvel zuhur eden ve gelecek peygamberin mu'cizat
saylan hrikalar, tarihlerde ve siyer kitablarnda kat' tevatr tarznda
nakledilen pekok vakalar, gayet salam bir surette risaletine ehadet
eder ve ok nevileri var. Bir ksm, gelecek ehadetlerde beyan
edilecek; bir ksm da Zlfikar'da ve tarih kitablarnda sahih bir surette
nakledilmi. Mesel: Viladet-i Peygamberiyeye (A.S.M.) yakn bir
vakitte K'be'yi tahrib etmee gelen Ebrehe askerinin balarna Ebabil
kularnn elleriyle talarn yamas ve viladet gecesinde K'be'deki
sanemlerin ba aa dmesi ve Kisra-y Fars saraynn harab olmas
ve ateperest Mecusilerin 1000 seneden beri yanmas devam eden
atei o gece snmesi ve Buheyra-y Rahib ve Halime-i Sa'diye'nin kat'
ihbarlaryla, bulutlar bana glge etmesi gibi ok hdiseler,
nbvvetinden evvel nbvvetini haber vermiler.
Hem istikbal, yani vefatndan sonra onun haber verdii
hdiseler pekoktur ve ok nevileri var. Birisi, l-i Beytine ve
ashabna ve ftuhat- slmiyeye ait ihbarat- gaybiyesidir ki,
Zlfikar'da Mu'cizat- Ahmediye ksmnda nakl-i sahih ile seksen
vakann aynen haber verdii gibi kmas, mesel Hz. Osman (R.A.)
mushaf okurken, Hz. Hseyin (R.A.) Kerbel'da ehid edilmeleri ve
am ve ran ve stanbul'un fetihleri ve Abbas Devleti'nin zuhuru ve
Cengiz ve Hlgu onu malub ve mahvetmesi gibi seksen ihbar-
gayb mu'cizat nakl-i sahih ile ve tarih ve siyer kitablarna istinaden
tafsilen yazmas gibi, ihbar- gaybnin sair nevileriyle ve
Muhammed'in (A.S.M.) hakkaniyetine delalet eden pekok vakat-
istikbaliye ile zaman- istikbal dahi kuvvetli ve kll bir surette risalet-
i Muhammediyeye (A.S.M.) ve sadkyetine ehadet eder demektir.
Dokuzuncu, Onuncu, Onbirinci, Onikinci ehadetlere
iaret eden:
_,.,!-,...._,,.,.,...,;...,:,
_,.,!_,.,...._,,...,..:,.-;,
_,.,!,..,...._,,..,.-....,.;,
_,.,!.,..:.!,::!..!..,_. . ,,..L.,.L;,


--- sh:(:627) ----
Yani: Muhammed'in (A.S.M.) sadkyetine ve hakkaniyetine kll
ehadetlerden,
Dokuzuncusu:
_,,._...,,.._.......
srrna mazhar ve salavatlarda l-i brahim Aleyhisselm'a mukabil
olan l-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n iindeki byk evliya
(R.A.) ve Ali (R.A.) ve Hasan (R.A.) ve Hseyin (R.A.) ve ehl-i
beytin oniki imam ve Gavs- A'zam (K.S.) ve Ahmed-i Rfa (K.S.),
Ahmed-i Bedevi (K.S.), brahim-i Desuk (K.S.), Ebu-l Hasan- azel
(K.S.) gibi aktablar ve imamlar ittifakla, hakkalyakn bir itikadla ve
kefiyat ve mahedatla ve mmette gsterdikleri hrika iradat ve
kerametlerle, risalet ve hakkaniyet ve sadkyet-i Muhammediyeye
(A.S.M.) imanlar ve ehadetleri ile imza basyorlar.
Onuncusu: Enbiyadan sonra en muhterem ve yksek taife ve
mmi ve bedevi olduklar halde az bir zamanda nur-u Muhammed
(A.S.M.) ile arktan garba kadar dilane idare edip, cihangir devletleri
malub ederek mterakki, fenli, meden, siyas milletlere stad,
muallim, diplomat, hkim-i dil olarak o asr bir asr- saadet hkmne
getiren sahabeler; Muhammed'in (A.S.M.) her halini tedkik ve
taharriden sonra gzleriyle grdkleri ok mu'cizatn kuvvetiyle eski
dmanlklarn ve ecdadlarnn mesleklerini ve oklar -Hlid bn-i
Velid ve krime bn-i Ebu Cehil gibi- pederlerinin tarafdarlklarn,
kavim ve kabilelerini tamamyla brakp btn ruh u canlaryla, gayet
fedakrane bir surette slmiyete girerek aynelyakn derecesinde
Muhammed'in (A.S.M.) sadkyetine ve risaletine imanlar; sarslmaz,
kll bir ehadettir.
Onbirincisi: Asfiya ve sddkn denilen mtehidler, imamlar,
allmeler; bn-i Sina, bn-i Rd gibi dh feylesoflar misill binler
ehl-i tahkik, akl ve mantk bir tarzda, her biri ayr bir meslekte,
bhesiz binler hccetlere ve kat' brhanlara istinaden, ilmelyakn
derecesinde Muhammed'in (A.S.M.) risaletine ve hakkaniyetine
imanlar, yle kll bir ehadettir ki; onlarn umumu kadar bir zeks
bulunmayan karlarna kamaz.




--- sh:(:628) ----
te o hadsiz ahidlerden birisi, bu zamanda Risale-i Nur'dur
ki; mnkirler ona kar hibir are bulamadklarndan, zabta ve
adliyeyi aldatp mahkeme eliyle susturmasna alyorlar.
Onikincisi: lem-i slmda herbiri mmetin ehemmiyetli bir
ksmn daire-i dersine alp hrika irad ve kerametlerle manev terakki
ettiren ve hccetler yerinde mahedata, kefiyata dayanan ve aktab
denilen en derin ehl-i tahkik ve hakikat, ruhan terakkilerinde
Muhammed'in (A.S.M.) risaletini ve sadkyetini ve en yksek
mertebe-i hakkaniyette bulunduunu kefen ve uhuden grp
mttefikan ve mtetabkan nbvvetine ehadetleri yle bir imzadr
ki; onlarn umumu kadar bir yksek mertebe-i kemalt kazanmayan o
imzay bozamaz.
Onnc ehadet: Drt kll ve ok geni ve kat'
hccetlerden ibarettir:
,!,_:!,,.:,.,...!..,;...,:,
..,,.;,_.,!,,.:...:.,_,.!..!,,.;_..,-!,
,....-.!..,,.!,,,..,,,.:,,,..,:,
....!,.:!_,.!,..!
Bu fkrann ksaca bir meali burada beyan edilecek ve izahat ve
senedleri Zlfikar'n Mu'cizat- Ahmediye ksmnn hirinde
mkemmel var.
Yani: Gemi zamanlarda nev'-i beerin meahir ve
namdarlarndan bata enbiya olarak rifler, khinler, htifler
mttefikan Muhammed'in (A.S.M.) risaletine ve geleceine irhasat
nev'inden gayet sarih ve mkerrer haber verdiklerini nakl-i sahih ve
bir ksmn tevatrle tarih ve siyer ve hads kitablarnda kayd ve kabul
edilmesine ve Mu'cizat- Ahmediye Risalesinde o binler ihbaratn en
kuvvetli ve kat' ksmn tafsilen beyanna binaen ona havale edip
gayet ksa bir iaretle deriz ki: Enbiyalar, mukaddes semav kitablarda
Muhammed'in (A.S.M.) nbvvetine dair Tevrat, ncil, Zebur'un





--- sh:(:629) ----
yzer yetlerinde sarahata yakn ksmndan yirmi yetleri
Ondokuzuncu Mektub'da yazlm. Hristiyan ve Yahudiler tarafndan
ok tahrifatyla beraber, yine nbvvet-i Ahmediyeyi haber veren yz
yeti Hseyn-i Cisr kitabnda yazm. Khinler ise, bata mehur kk
ve Satih olarak, ruhan ve cinn vastasyla gaibden haber veren ve
imdi medyum denilen tevatr bir nakl-i sahih ile Peygamber'in
geleceine ve Fars Devleti'ni kaldracana sarih bir surette haber
verdikleri ve bhe kaldrmaz bir tarzda yaknda bir Peygamber
Hicaz'da zuhurunu mkerrer syledikleri gibi; rif-i billah ksmndan
Peygamber'in cedlerinden K'b bn-i Leyy ve Yemen ve Habe
padiahlarndan Seyf bn-i Zyezen ve Tbba' gibi ok rifler, o zaman
evliyalar pek sarih bir surette Muhammed'in (A.S.M.) risaletinden
haber verip iirlerle iln etmiler. Ondokuzuncu Mektub'da,
ehemmiyetli ve kat' bir ksm yazlm. Hatt o padiahlardan birisi
demi: "Ben, Muhammed'e (A.S.M.) hizmetkr olmasn bu saltanata
tercih ederim." Birisi de demi: "Ah ben ona yetise idim, onun
ammizadesi olurdum." Yani: Hazret-i Ali gibi fedai bir hizmetkr ve
veziri olurdum. Her ne ise, -tarih ve siyer kitablar bu haberleri
tamamen ner ile- bu rifler, risalet-i Muhammediyeye (A.S.M.)
kuvvetli ve kll bir ehadetle sadkyetine imza basyorlar.
Hem o rifler ve khinler gibi risalet-i Muhammediyeyi
(A.S.M.) gayb haber veren ve szleri iitilen ve ahslar grnmeyen
htif denilen ruhanler, pek sarih bir surette Muhammed'in (A.S.M.)
nbvvetinden haber verdikleri gibi; ok muhbirler, hatt saneme
kesilen kurbanlar ve sanemler ve mezar talar nbvvetinden haber
vermeleriyle onun risaletine ve hakkaniyetine imza basp tarih
lisanyla ehadet etmiler.
Ondrdnc ehadet: Kinatn kuvvetli ehadetine iaret
eden bu Arab fkra:
!..,!_...,,,,!;....!.,.,..-,...:!...,:,
,...:! ,...,.- ,,.-..- !..-.!
,,.,,.,...,,.,.., ,,.,. ,..,,!;....!,
,....; !..,!_...,...-,:-.-, .,!..,.,..-

--- sh:(:630) ----
,..!, .,,L.!_...-.!!..,!_....,.;
,..:!,..:.!,...:!..,,.. !.;!,.,!,;
.,.L..,.....,..,.!_..-.!,.,,,:!
,.,,.,_.,.-.,,;..:!L...._..-.!
yet-l Kbra, bu Arab fkrann mealine dair demi: Bu
kinat, naslki kendini icad ve idare ve tertib eden ve tasvir ve takdir
ve tedbir ile bir saray, bir kitab gibi, bir sergi, bir temaagh gibi
tasarruf eden sniine ve ktibine ve nakkana delalet eder; yle de:
Kinatn hilkatindeki makasd- lahiyeyi bilecek, bildirecek ve
tahavvltndaki Rabban hikmetlerini talim edecek ve vazifedarane
harektndaki neticeleri ders verecek ve mahiyetindeki kymetini ve
iindeki mevcudatn kemaltn iln edecek ve "Nereden geliyorlar?
Ve nereye gidecekler? Ve ne iin buraya geliyorlar? Ve ok
durmuyorlar, gidiyorlar?" diye dehetli suallere cevab verecek ve o
kitab- kebirin manalarn ve yt- tekviniyesinin hikmetlerini tefsir
edecek bir yksek delll, bir doru keaf, bir muhakkik stad, bir
sadk muallim istedii ve iktiza ettii ve herhalde bulunmasna delalet
ettii cihetle; elbette bu vazifeleri herkesten ziyade yapan Muhammed
Aleyhissalt Vesselm'n hakkaniyetine ve bu kinat hlknn en
yksek ve sadk bir memuru olduuna kuvvetli ve kll ehadet edip
"Ehed enne Muhammederresulullah" der.
Evet Muhammed'in (A.S.M.) getirdii nur ile kinatn
mahiyeti, kymeti, kemalt ve iindeki mevcudatn vazifeleri ve
neticeleri ve memuriyetleri ve kymetleri bilinir, tahakkuk eder. Ve
kinat batan baa gayet manidar mektubat- lahiye ve mcessem bir
Kur'an- Rabban ve muhteem bir meher-i sr- Sbhaniye olur.
Yoksa adem ve hilik ve zeval ve fena karanlklarnda yuvarlanan
karmakark







--- sh:(:631) ----
vahetli bir virane ve dehetli bir matemhane mahiyetine der. Bu
hakikata binaen, kinatn kemalt ve hikmetli tahavvlt ve sermed
manalar, kuvvetli bir tarzda "Nehed Enne Muhammederresulullah"
der.
Onbeinci ehadet: Pekok kuds ehadetleri ihtiva eden, bu
kinatta tasarruf ederek zerrattan seyyarata kadar btn tahavvlt ve
harekt ve sekenat ve hayat ve memat gibi btn tasarrufat emriyle,
iradesiyle, kuvvetiyle bulunan Zt- Vcib-l Vcud'un icraat-
rububiyeti ve ef'al-i Rahmaniyeti cihetinde risalet-i Muhammediyeye
(A.S.M.) mukaddes ehadetine iaret eden, bu gelen Arab fkradr:
!..,!_...,,...,.,-,,...: !,-....,:,
,...-,!_-..,,,,.,.,...-,,.-...-.!
,,--.!_. ,.,..,,..;.,,!,--.!;,.!,,..
...,;.-__...-,.,.,. _..
., ,,,..,-,......,...-_:..
_-., ;.,-!,...:.!.,..-. !_,._..
.. _--,...:! .-.....!..,_--.,,
,.,.-.!-...,. ..,.-_--,...,.,;....,,
,..-.!.!.,;,,,... .,..,.,!
,!.-!,.:-!,.-,!,,,.,...:!.._
..,.!,.,!,...!,..-!,,,!.,,,.
Bu pek kat' ve ok geni ve kuds ehadetin tafsiltn Risale-i
Nur'a havale edip gayet ksack bir iaretle meal-i icmalsine
bakacaz:
Evet bu kinatta, gzmz nnde bu muntazam tasarrufat
iinde adalet ve hikmet ile ve rahmet ve inayet ve himayet ile her
zaman iyileri himaye ve fenalar ve yalanclar tokatlamak,
rububiyetin bir deti olmasndan, ef'al-i Rahmaniyet muktezasyla bir
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan' Muhammed'in (A.S.M.) eline vermesi ve
bine yakn mu'cizelerin pekok enva'n ona vermesi ve btn
hltnda ve en tehlikeli vaziyetlerinde efkatkrane himaye ve hatt
gvercin ve rmcekle muhafaza etmesi ve byk vazifelerinde onu
tam muvaffak etmesi ve dinini btn hakikatlaryla idamesi ve
slmiyetini zeminin ve nev'-i beerin bana geirmesi ve btn
mahlukat stnde bir makam- eref ve meahir-i insaniyenin fevkinde
daim bir rtbe-i makbuliyet ve dost ve dmann ittifakyla en yksek
hasletleri tayan bir ahsiyeti vermekle, beerin beten birisini ona
mmet etmesi gayet kat' bir tarzda sadkyetine ve risaletine ehadet
ettii gibi, ef'al-i rububiyet cihetinde dahi gryoruz ki; bu lemin
mutasarrf ve mdebbiri, Muhammed'in (A.S.M.) risaletini bu kinata
bir manev gne yapp, -Nur Risalelerinde isbat edildii gibi- onun
ile btn karanlklar izale ve nurani hakikatlarn gsterip ve btn
zuuru, belki kinat hayat- bkiye mjdesiyle sevindirdii gibi;
dinini dahi btn makbul ehl-i ibadetin fihriste-i kemalt ve harekt-
ubudiyette salam bir proram yapmas gibi Muhammed'in (A.S.M.)
ahsiyet-i maneviyesi olan hakikatn, Kur'ann ve Ceven'in
delaletiyle tecelliyat- uluhiyetine bir yine-i cmia yapmas ve
sbkan iaret ettiimiz hakikatlarn ve ondrt asrda her gn
mmetinin btn hasenatlarnn bir mislini kazanmasnn ve hayat-
itimaiye ve maneviye ve beeriyedeki srnn delaletiyle, nev'-i
beere en yksek reis ve mukteda ve stad yapmas; ve onu byk ve
kuds vazifelerle beerin imdadna gnderip rahmet, hikmet, adalet,
gda, hava, m, ziya derecesinde insanlar onun dinine, eriatine,
slmiyetteki hakikatlarna muhta (Hasiye) yapmas ile oniki kll ve
kat' hccetlerle risalet-i
(Haiye): Ben bu ihtiyarlm ve perianiyetim iinde, Zt- Muhammediye'nin
(A.S.M.) getirdii erzak- maneviyenin milyondan birisini hissettim. Elimden gelse
idi, milyonlar lisanla salavatlarla ona teekkr edecektim. yle ki:
Ben firaktan, zevalden ok inciniyorum. Halbuki sevdiim dnya ve
dnyevler, mfarakatla beni brakp gidiyorlar. Ben de gideceimi biliyorum. Bu
pek elm ve canhra me'yusiyete kar, birden saadet-i ebediye ve hayat- bkiye
mjdesini Zt- Ahmediye'den (A.S.M.) iitmekle kurtuluyorum ve tam teselli
buluyorum. Hatt teehhdde
.,,.!.-,,_,.!.,,,..,.!dediimde ona hem
biat, hem memuriyetine teslim ve itaat, hem vazifesini tebrik, hem bir nevi teekkr
ve saadet-i ebediye mjdesine bir mukabeledir ki; Mslmanlar her gn be defa bu
selm yaparlar.


--- sh:(:633) ----
Muhammediyeye (A.S.M.) kuds ehadet ettii halde, acaba hi
mmkn mdr ki; sinek kanadnn ve bir iein tanziminden lkayd
kalmayan bu kinat sahibinin bu derece kll ve geni ehadetlerine
mazhar olan risalet-i Muhammediye (A.S.M.), kinatn manev bir
gnei olmasn.
te bu onbe kll ehadetler, herbiri pekok ehadetleri, hatt
"nc ehadet" mu'cizat lisanyla bin ehadeti ihtiva edip yle bir
kat'iyyetle ve kuvvetle "Ehed Enne Muhammederresulullah" olan
davay isbat ve tahakkukunu ve kymetini ve ehemmiyetini iln etmi
ki; her gn be defa lem-i slm, yzer milyon lisanlar ile teehhdde
o davay kinata iln ettii gibi; o davann esas olan hakikat-
Muhammediye (A.S.M.), kinatn ekirdek-i aslsi, bir sebeb-i hilkati
ve en mkemmel meyvesi olduunu milyarlar ehl-i iman teredddsz
tasdik ederek kabul etmiler. Ve bu kinatn sahibi (Celle Celalh) o
ahsiyet-i maneviye-i Muhammediyeyi (A.S.M.) saltanat-
rububiyetine bir yksek delll ve kinat tlsmnn ve hilkat
muammasnn bir doru keaf ve ltf u rahmetinin bir parlak misali
ve efkat ve muhabbetinin bir belig lisan ve lem-i bkideki hayat-
daime ve saadet-i ebediyenin en kuvvetli mjdecisi ve elilerinin en
son ve by bir resul eylemi.
Acaba bu mahiyetteki bir hakikata kanaat etmeyen veya
ehemmiyet vermeyen, ne derece hasaret ve hata ve belhet ve cinayet
ettiini kyas eylesin!..
te namazdaki Fatiha, nasl kinci Ksm'da iaratyla,
teehhdde "Ehed en l ilahe illallah"taki hakikat- tevhid davasna
kat' hccetleri












--- sh:(:634) ----
gsterir, hadsiz imzalar basar. Bu nc Ksm'da dahi yine
teehhdde "Ve ehed enne Muhammederresulullah"ta hakikat-
risalet davasna kuvvetli ahidleri getirip nihayetsiz tasdik imzalarn
bastrr.
Y Erhamerrhimn! Bu Resul-i Ekrem'in (A.S.M.) hrmetine,
bizi onun efaatine mazhar ve snnetinin ittibana muvaffak ve dr-
saadette onun l ashabna komu eyle! mn.. mn.. mn..
.,,-..-,-,!_..,,..,..,_,,.!
_,..:.!,,,..!;,.!
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *
























--- sh:(:635) ----


Elhccetzzehra'nn kinci Makam
_
_,-...,
[Fatiha'nn hirinde, ehl-i hidayet ve istikamet ve ehl-i dalalet
ve tuyann mvazenesine iaret eden ve Risale-i Nur'un btn
mvazenelerinin menba olan yetin bir hakikatn Sure-i Nur'dan
.,,..::..,._.._,;,,..!,..!
.,...,!.,__.,..!_.,..
,.,..,-_.._,.,
il hir yeti ve arkasnda
_._._.,:-_-!,-_,...L,
il hir yetiyle beraber pek acib bir tarzda o mvazeneyi mu'cizane
ifade ederler.]
Birinci yet-i nur -Birinci ua'da isbat edilmi ki- on iaretle
Risale-i Nur'a bakyor, mu'cizane Kur'ann o tefsirinden gayb haber
veriyor. Ve Risale-i Nur'a Nur nam verilmesine en birinci sebeb
olmasndan, Yirmidokuzuncu Mektub'un bir ksmnda bir seyahat-
hayaliye temsilinde, bu acib yetin "Nur" kelimesinde "Nun-u
Na'bd" mu'cizesi gibi bir manev mu'cizesinin beyanna binaen,
yet-l Kbra Risalesinde dnya seyyah, Hlkn aramak, bulmak,
tanmak iin btn kinattan ve enva'- mevcudatndan sorduu ve
otuz yol








--- sh:(:636) ----
ile ve kat' brhanlarla hlkn ilmelyakn ve aynelyakn bildii gibi; o
ayn seyyah asrlarda ve arz ve semavat tabakalarnda aklyla,
kalbiyle, hayaliyle gezen yorulmaz, tok olmaz, btn dnyay bir ehir
gibi grp, tefti ederek, kh Kur'an hikmetine, kh felsefe hikmetine
akln bindirip geni hayal drbniyle en uzak tabakalara bakarak,
hakikatlar vaki'de olduu gibi grm, bizlere yet-l Kbra'da
ksmen haber vermi.
te imdi biz, o ayn- hakikat ve bir temsil manasnda olan
seyahat- hayaliyesiyle girdii pekok lemler ve tabakalardan
nmune iin yalnz tabakasn, Fatiha hirindeki mvazenenin
yalnz kuvve-i akliye cihetinde bir misalini, gayet muhtasar beyan
edeceiz. Sair mehudatn ve mvazenelerini, Risale-i Nur'un
mvazenelerine havale ederiz.
Birinci nmune yle: O, dnyaya srf hlkn tanmak,
bulmak iin gelen seyyah, aklna dedi: "Biz, hereyden hlkmz
sorduk, gzel, tam cevab aldk. imdi "Gne'i gneten sormak
lzm" darb- meseli gibi, biz dahi hlkmz, "lim" ve "rade" ve
"Kudret" gibi kuds sfatlarnn tecellileriyle ve mehud eserleriyle ve
isimlerinin cilveleriyle tanmak, bulmak iin bir seyahat daha
yapacaz." diye dnyaya girdi. Ve ikinci bir cereyan olan ehl-i dalalet
gibi birden kre-i arz sefinesine bindi. Hikmet-i Kur'aniyeye tbi'
olmayan fen ve felsefe gzln takt. Ve Kur'an okumayan corafya
fenninin proramyla bakt, grd ki: Nihayetsiz bir bolukta, bir
senede yirmidrt bin senelik bir dairede, top gllesinden yetmi defa
sr'atli bir hareketle gezer. Yzbinler nevi bare, ciz zhayatlar iine
alm. Eer bir dakika yolunu arsa veya bir serseri yldza arpsa,
paralanarak hadsiz fezada sukut ile, btn o bare zhayatlar ademe,
hilie boaltacak, dkecek diye anlad.
_,!..!;,,,,..,.-.!,,.
cereyannn dehetli manev musibetini,
_-!,-_,...L,
in boucu karanln hissederek "Eyvah! Ne yaptk? Bu dehetli
gemiye neden bindik? Bundan kurtulmak aresi nedir?" diye o kr
felsefenin gzln krd,


--- sh:(:637) ----
,,,..,.-._.!
cereyanna girdi. Birden hikmet-i Kur'aniye imdadna geldi, tam
hakikatn gsteren bir drbn aklna verdi, "imdi bak" dedi. Bakt,
grd ki:
_,;,,..!,,
ismi,
,,_..,.,,..._:..;!._,;,:!_-_.!
burcunda bir gne gibi tul' etti. Zemini gayet muntazam ve selmetli
bir gemi ve zhayatlar rzklaryla beraber iine doldurmu, kinat
denizinde ok hikmetler ve menfaatler iin seyahatla gne etrafnda
gezdirip mevsimlerin mahsultn erzak isteyenlere getirir ve "Sevr"
ve "Hut" namlarnda iki melei o sefineye kaptan yapm, gayet gzel
ve muhteem memleket-i Rabbaniyede Hlk- Zlcelal'in mahlukat ve
misafirlerini keyiflendirmek iin gezdiriyor. Ve onun ile,
_,;,,..!,..!
hakikatn gsterir, hlkn bu ismin cilvesiyle tanttrr diye anlad.
Btn ruh u canyla "Elhamdlillahi Rabb-il lemn" dedi,
,,,..,.-._.!
taifesine girdi.
O seyyahn lemlerdeki seyahatnda grd nmunelerden
ikinci nmunesi: O seyyah, kre-i arz gemisinden kp hayvanat ve
insanlar lemine girdi. Dinden ruh almayan hikmet-i tabiiye gzl
ile o leme bakt, grd ki: O hadsiz zhayatlarn hadsiz ihtiyalar ve
onlar inciten ve hrpalayan hadsiz muzr dmanlar ve merhametsiz
hdiseleri var iken, o ihtiyalara kar sermayeleri binden, belki
yzbinden ancak bir olabilir. Ve o muzr eylere mukabil iktidarlar,
milyondan ancak birdir. Bu ok dehetli ve acnacak vaziyette, rikkat-i
cinsiye ve efkat-i nev'iye ve akl alkadarl ile onlarn haline o
derece acd ve mahzun ve me'yus ve cehennem azab gibi elemler
alrken ve o perian leme girdiine bin piman olurken, birden
hikmet-i Kur'aniye imdadna yetiti,


--- sh:(:638) ----
,,,..,.-._.!
drbnini verdi. "Bak" dedi. Bakt, grd ki:
_,;,,..!,..!
tecellisiyle Rahman, Rahm, Rezzak, Mn'im, Kerim, Hafz gibi ok
esma-i lahiyenin her biri, birer gne gibi
.,.,...-;._...
,.,.,,,.!.,,,_.-;._._.,
,,-._.!,,; ; ,._....,..!,
gibi yetlerin burlarnda tul' ettiler. O insan ve hayvan dnyasn
rahmetle, ihsanla doldurup bir nevi muvakkat cennete evirdiler. Ve
bu yan- temaa, gzel ibretli misafirhanenin mihmandar- kerimini
tam bildirdiklerini bildi. Bin kerre "Elhamdlillahi Rabb-il lemn"
dedi.
Seyahatndaki yzer mahedatndan nc nmunesi:
Hlkn, isimlerinin ve sfatlarnn tecelli ve cilveleriyle tanmak
isteyen o dnya seyyah, akl ve hayaline dedi ki: "Haydi! Ruhlar ve
melekler gibi biz dahi cesedimizi yerde brakp gklere kacaz.
Hlkmz semavattakilerden soracaz. Ruh hayale ve akl fikre
bindiler, semaya ktlar. Kozmorafya fennini kendilerine rehber
ettiler. Dini dinlemeyen bir felsefe nazaryla, madub dlln
cereyanyla baktlar. Grd ki: Kre-i arzdan bin defa byk, top
gllesinden yz defa abuk hareket edenler ilerinde bulunan binler
ktleler, ate saan yldzlar, uursuz, camid, serseri gibi birbiri iinde
sr'atle gezerler. Bir dakika bir tesadfle biri yolunu arsa; o bo ve
hududsuz ve hadsiz, nihayetsiz lemde bir uursuz kre ile arpmak
suretinde kyamet gibi bir herc merce sebeb olur.







--- sh:(:639) ----
O seyyah, hangi tarafa bakt ise; dehet ve vahet ve hayret ve
korkmak ald, ge ktna bin piman oldu. Akl ve hayal btn
btn bozuldular. "Bizim vazifemiz gzel hakikatlar grmek ve
gstermek iken, byle cehennem gibi irkin ve azabl manalar
bilmek, mahede etmek vazifesinden istifa ediyoruz ve istemiyoruz"
derken, birden
_,;,,..!,..!
tecellisi ile, Hlk-us Semavati Ve-l Arz ve Msahhir- emsi Ve-l
Kamer ve Rabb-l lemn gibi ok isimler, her biri birer gne gibi
_,....,..!....!..,..!,
ve
...,,...,.,,,....!_!,,L.,.
ve
,.._,._,.....!_!_..,
gibi yetlerin burlarnda tul' ettiler. Btn semavat nurla,
meleklerle doldurdular, bir byk cmiye ve mescide ve ordugha
evirdiler. O seyyah
,,,..,.-._.!
cereyanna girdi. Dllnden, _-!,-_,...L,
den kurtuldu. Birden cennet gibi muntazam, gzel, muhteem bir
memleket grd. Her tarafta Hlk- Zlcelal'i bildiriyorlar bir vaziyeti
mahedesiyle, akl ve hayalin kymetleri ve vazifeleri bin derece
terakki etti.
te o seyyahn kinattaki seyahatnn yzer nmunesinden bu
mezkr nmuneye kyasen sair mahedatn ve isimlerin
cilveleriyle Vcib-l Vcud'un marifetini Risale-i Nur'a havale edip
bu pek ksa iarete iktifaen, bu pek uzun kssay ksa keserek
hlkmz bildiren kuds sfatlardan ve sft- seb'asndan yalnz "lim"
ve "rade" ve "Kudret" gibi mhim sfatlarn eserleriyle,
tecellileriyle ve tahakkuklarnn hccetleriyle kinat hlkn tanmaa
o dnya seyyah gibi gayet ksa iaretlerle alacaz. Tafsiltn
Risale-i Nur'a havale ederiz.
--- sh:(:640) ----
te Arab Hizb-i Nur'nin hlsat-l hlsasndan daim,
tefekkr bir virdim ve Allah Ekber cmlesinin otuz mertebesinden
mertebeyi beyan eden bu gelen Arab fkrann bir nevi tercmesi
iinde ksa iaretlerle lema-i ilm-i kelm ve akide lemasn pek ok
megul eden ilim ve irade ve kudret-i lahiyenin kinattaki
cilveleriyle, onlar aynelyakn iman ile tasdik ve onlarla Vcib-l
Vcud'un bedahetle mevcudiyetine ve vahdaniyetine ilmelyakn tasdik
ile tam iman etmeye yol aan bu Arab fkradr:
_
,,!_:,!,.!,.-.,!_.!.!..-!_,
,,,:.,,,,.!_._!,!_:,!,,..!_
,,.-!.....,.,..___.,,.!
.!,,.-_.,,;L,-.,.-.__:
,.-!,.._..,..;_:.;..,;,,.,..!
.!,,...,.,,.,.!..-;,.,:!,
,-..!,!.-,.-!,...-,,..-.!
...!,:-!,.L..!,..,;,.,,.!,...L..;.
.L...!,.;,...:!.-.!,...-!,..-!
,.....;,....!_,,;,.,-.!,.;,.,...!,.;,
,.L..;,....,,.,.!,.....-;,....!
!,.!_,...L.!,.,..;;,; ;..;_..;,.-.. ;


(Haiye): ( _.:.!L,-.!..,.!,,,. )_..;_..!.!,


--- sh:(:641) ----

_.:.!L,-.!..,.!,,,._..;_..!
Arapa ibare eksik yazlm
-
-
-
-
-

Gayet ksa bir nevi tercmesi iinde ilm-i lahye, bu pek
ehemmiyetli hakikat- imaniyeye ksack iaretler edip tafsiltn
Risale-i Nur'a havale ile deriz (Hasiye):
Evet naslki rahmet, rzk- acaibiyle gne gibi kendini
gsterip perde-i gaybda bir Rahman- Rahm'i kat'iyyetle isbat ediyor;
yle de yzer yt- Kur'aniyede mevki alan ve kuds yedi sfattan bir
cihette en birincisi olan "ilim" dahi, nizam ve mizann hikmetleri ve
meyveleriyle gne ziyas misill kendini gsterdii gibi; bir Alm-i
Kll-i ey'in mevcudiyetini kat'iyyetle bildirir. Evet insann uuruna,
ilmine delalet eden dzgn, ll san'at ile; insann hlknn ilmine,
hikmetine delalet eden hsn- hilkat-i insan mvazenesi; aynen yldz
bceinin gecedeki nn lem'acnn, gndzde gnein ihatal
ziyasna nisbeti gibidir.
imdi ilm-i lahnin delillerini beyan etmeden evvel, o kuds
sfatn kinatn enva'ndaki tecellileriyle Zt- Akdes'i pek zahir bir
tarzda gstermesine delalet ve ehadet eden Mi'rac- Muhammed
(A.S.M.) gecesinde huzur ve hitab- lahye mazhar olduu zaman,
birden
.!,.,,L!,..!,.,.,.!,.,-.!
diyerek,




(Haiye): Bundan sonraki ksm, btn mrmde grmediim dehetli ve
semli bir hastalk iinde yazlm. Kusuratma nazar- msamaha ile baklsn.
Hsrev, mnasib grmedii ksm ta'dil, tebdil, slah edebilir.

--- sh:(:642) ----
btn zhayat ve enva'- mahlukat namna bir meb'us ve eli
olmasndan, btn onlarn sfat- ilmin cilveleriyle Rablerini
bildirdikleri tarzda, selm yerinde umum zuur bedeline, hlkna
umum zhayatn hediyelerini takdim eder. Yani
,.,,L!,..!,.,.,.!,.,-.!
drt kelimeler ile umum zhayatn drt taifesinin ezel, ebed ilmin
cilveleriyle Allm-l Guyub'a kar tahiyyelerini, tebriklerini,
ubudiyetlerini, gzel marifetlerini gsterdiinden, bu kuds
mkleme-i mi'raciyeyi geni manasyla okumak, teehhdde umum
slmn farz bir vazifesi olmu. O kuds mklemenin izahatn Risale-
i Nur'a havale edip, gayet ksa drt iaretle bir manasn beyan
edeceiz.
Birincisi: .!,.,-.!dr. Ksack meali udur: Nasl bir
usta, pek hrika bir makineyi derin ilmi ve mu'cizekr zeksyla yapsa,
o acib makineyi gren herkes, o ustay takdirkrane tebrik edip
alklar ve tahsinkrane medihlerle ve ihsanlarla ona madd, manev
hediyeler, tahiyyeler verir; o makine dahi, o ustann istedii tarzda tam
tamna, gayet mkemmel olarak arzularn ve hrika ince san'atn ve
meharet-i ilmiyesini gstermesiyle, kendi ustasn lisan- hal ile
alklar, tebrik eder, manev tahiyyeler, hediyeler verir. Aynen yle
de; kinatta btn zhayat taifeleri, herbiri ve herbir ferdi, her taraf
mu'cizeli birer hrika makinedir ki; ustasnn hereyin herey ile
mnasebetini gren ve hereyin hayatna lzm btn eyleri grp
tam yerinde ona yetitiren ihatal ilminin derin ve ince cilveleri ile
kendini tanttran Sni'-i Zlcelalini hayatlarnn lisan- halleriyle, ins
ve cinn ve melek olan zuurlarn kal dilleri gibi tahiyyelerle alklar
ve tebriklerle .!,.,-.!derler. Ve hayatlarnn fiyatn dorudan
doruya btn mahlukat btn ahvaliyle bilen hlklarna
ubudiyetkrane takdim ediyorlar ki; Mi'rac gecesinde btn zhayat
namna Muhammed Aleyhissalt Vesselm, Vcib-l Vcud'un
huzurunda selm yerinde .!,.,-.!deyip btn zhayat



--- sh:(:643) ----
taifelerinin tahiyye ve hediye ve manev selmlarn takdim etmi.
Evet di bir muntazam makine, intizam ve mizanl heyetiyle eksiz bir
mahir ve dikkatli ustay gsterdii gibi; kinat dolduran hadsiz
zhayat makineler de, herbirisi binbir mu'cizat- ilmiyeyi gsteriyorlar.
Elbette yldz bceinin na nisbeten gnein ziyas derecesinde
ilmin cilveleri ile o zhayatlar, usta ve sermed san'atkrlarnn vcub-
u vcuduna ve mabudiyetine pek parlak ehadet ederler.
kinci Kuds Kelime-i Mi'raciye: ,.,.,.!dr. Madem
hadse namaz, m'minin mi'racdr ve mi'rac- ekberin cilvesine
mazhardr. Ve madem dnya seyyah, her lemde, ilim sfatyla
Allm-l Guyb hlkn bulmu; biz dahi o seyyahla beraber,
mbareklerin ve grenlere brekllah dedirtenlerin ve
",.,.,.!"nn geni lemine girip btn zruhun masum, mbarek
yavrularn ve btn zhayatn mukadderat ve proramlarnn
kutucuklar olan tohum ve ekirdekleri bata olarak o mbarekt
lemini temaa ve mtalaa ile kuds sfat- ilmin mu'cizatl, ince
cilveleriyle hlkmz ilmelyakn ile bilmee o seyyah gibi
alacaz.
Evet gzmzle gryoruz ki; btn o masum yavrucuklar ve
o mbarek mahzencikler, sandkklar; bir Alm-i Hakm'in ilmiyle
hem umumu, hem herbir ferdi, birden bir uyanmak ve gaye-i hilkatine
yrmek iin bir hareket alrlar. Hakikat nazaryla bakanlara "Bin
Brekllah! Yzbin Mallah!" dedirtirler.
Evet mesel: Nutfeler, yumurtalar, tohumlar, ekirdekler
herbiri birden ilimden gelen bir ince nizam ve o nizam, meharetten
gelen tam bir mizan iinde; o mizan, yeni bir tanzim; o ise, taze bir
l ve tevzin iinde; o dahi, bir temyiz ve terbiye ve mteabih
emsalinden kasd farika almetleri iinde; o da, san'atl bir tezyin ve
sslemek iinde; bu dahi hakmane, lyk, mkemmel cihazat ve tasvir
iinde; bu ise kerimane, rzk isteyenlerin zevklerini memnun etmek
iin, o mahluklarn ve meyvelerin etleri ve yenilen ksmlar ihtilaf
iinde; bu ise, limane, mu'cizane, ayr ayr naklar, znetler




--- sh:(:644) ----
iinde; bu da, ayr ayr gzel, ho kokular ve lezzetli tatlar iinde ki;
kemal-i intizam iinde, birbirinden mtemayiz, ayr iken kesret ve
sr'at ve vs'at-i mutlaka iinde sehivsiz hatasz, btn onlarn
suretlerinin inkiaflar ve her mevsimde o hrika halin devam iinde
btn o mbareklerin herbiri ve beraber, bu mezkr onbe dil ile
ustalarnn hrika meharetini ve mu'cizatl ilmini gze gsterip Allm-
l Guyb, Vcib-l Vcud Sni'lerini gne gibi bildiriyorlar. te bu
pek geni ve parlak ehadetleri ve Sni'ini tebrikleri iindir ki, Mi'rac
Gecesinde btn mahlukat hesabna konuan Zt- Muhammediye
(A.S.M.) ,.,.,.!kelimesini selm yerinde demi.
nc Kelime: ,..!dr ki; hem umum Mi'rac-
Ekber-i Muhammed'de (A.S.M.) hem her m'minin husus mi'rac
olan namaz teehhdnde, her gn hi olmazsa on defa, yz milyonlar
ehl-i iman, o kuds kelimeyi, Peygamber'in (A.S.M.) tebaiyetiyle
dergh- lahye takdim edip kinatta iln ederler. Mi'raca dair
Otuzbirinci Sz, Mi'racn btn hakikatlarn -bir muhatab ittihaz
ettii muannid, mlhid, mnkirlere kar dahi- gayet kat' ve kuvvetli
bir surette isbat ettiine binaen, tafsiltn ve hccetlerini ona havale
ederek gayet muhtasar bir iaretle bu nc Kelime-i Mi'raciyenin
geni manasn gsteren zruh, zuur taifelerinin acib lemine bakp,
ilm-i ezelnin cilveleriyle hlkmzn vahdet ve mevcudiyeti iinde
kemal-i rahmaniyetini ve rahmiyetini ve azamet-i kudret ve mul-
iradetini bilmee alacaz:
Evet, bu lemde gryoruz ki: Bu zruhlar, uuren ve aklen
olmasa da hissen, ftraten hissediyorlar ki; herbiri, hadsiz bir acz ve
za'f iinde, hadsiz dmanlar ve incitenleri var ve hadsiz bir fakr ve
ihtiya iinde, hadsiz hacat ve matlublar var. ktidar ve sermayesi
binden birine kfi gelmediinden, btn kuvvetiyle barr ve alar;
manen, ftraten yalvarr; kendine mahsus sesiyle, lisanyla dualar,
niyazlar, bir nevi namazlar, salavatlar ile bir Alm-i Kadr derghna
iltica ederken birden gryoruz ki; o baranlarn her iini, her
ihtiyacn bilen ve her derdini ve zararn anlayp yalvarmasn, ftr
duasn iiten Alm-i Mutlak bir Kadr-i Hakm, imdadlarna




--- sh:(:645) ----
yetiir, btn istediklerini yapar. Alamalarn glmee, barmalarn
teekkrlere evirir. Bu hakmane, almane, rahmane yardm, pek
parlak bir tarzda ilim ve rahmetin cilveleriyle bir Mcb-i Mugs, bir
Rahm-i Kerim'i bildirip o zruh leminin btn salavat ve
ubudiyetlerini ona takdim ve tahsis eder manasyla, Mi'rac- Ekber'de
Muhammed (A.S.M.) ve mi'rac- asgar olan namazlarda onun mmeti
.!,.,,L!,..!der.
Drdnc Kelime-i Kudsiye: .!,.,,L!dir. Risale-i
Nur'un ok hakikatlar namaz tesbihatnda ihtar edilmesi hikmetiyle;
hem Fatiha'nn, hem teehhdn kelimelerinin hakikatlarn ksa
iaretlerle beyan etmee deta ihtiyarsz sevkedildim.
te Mi'rac- Muhammed'de (A.S.M.) denilen
,.,,L!kelime-i kudsiyesi; ehl-i marifet ve iman ve kll uur sahibi
olan ins ve cinn ve melek ve ruhanlerin, kinat gzel tayyibeleri ve
haseneleri ve ubudiyetleriyle gzelletiren ve gzellerin lemine
bakan ve sermed Cemil-i Mutlak'n hadsiz cemal ve gzelliklerini ve
kinat sslendiren isimlerinin daim gzelliklerini tam bilen ve ak u
evkle kll ubudiyetler ile mukabele eden ve parlak iman ve geni
marifetler ve medh senalarn revaih-i tayyibe ve ho kokularyla
Hlklarna kar o hadsiz tayyibatlar manasyla Mi'racda sylenmi
srryla; teehhdde btn mmet, her gn usanmadan o kuds kelime-
i tayyibeyi tekrar ederler. Evet bu kinat, nihayetsiz bir hsn cemal-i
sermednin yinesi ve cilveleri ve kinattaki btn cemal ve kemal ve
gzellikler, o sermed hsnden gelir ve ona intisabla gzelleir,
kymeti ykselir. Yoksa karmakark bir virane, bir hzngh olur.
Ve o intisab ise, saltanat- uluhiyetin dellllar ve ilnclar olan ins ve
melek ve ruhanlerin marifet ve tasdikleriyle anlalr. Hatt o
dellllarn gzel ve tatl hamdlerini ve senalarn ve mabuduna
medihlerini ve onlarn kelimelerini her tarafa neir ve ar- a'zamn
canibine sevketmek iin hava unsurunun zerreleri emirber neferler,
kck diller ve kulaklar gibi o gzel kelimeleri dergh-




--- sh:(:646) ----
uluhiyete takdim etmek iin o pek hrika vaziyet-i acibe havaya
verildiine kuvvetli bir ihtimal var diye kalbime geldi.
te ins ve melek, naslki imanlar ve ubudiyetleriyle Mabud-u
Zlcelal'i bildiriyorlar; yle de: O Hakm-i Zlcelal dahi o ilnclara
verdii ok cmi' istidadlarla, pek hrika cihazlarla ve dekaik-i
ilmiyeleriyle herbirisini btn kinatla alkadar bir kk kinat
hkmne getirmekle kendini pek parlak bir tarzda bildiriyor. Mesel:
nsann kck kafasnda ceviz kadar bir yerde kuvve-i hfza,
kuvve-i hayaliye, kuvve-i mfekkire gibi mteaddid, acib makineleri
yaratmak ve kuvve-i hfzay bir byk ktbhane hkmne
getirmekle ilm-i ezelnin cilvesiyle gne gibi kendini gsteriyor. (*)
imdi sbkan zikredilen ve ilm-i muhitin kll hccetlerine
iaret eden ve bir geni hccet olarak hadsiz brhanlar ihtiva eden ve
onbe delil ile ilm-i muhiti gsteren Arab parann gayet ksa bir
mealine ve bir nevi tercmesine iaret ederiz.
Onbe Delilden Birincisi: .,,.!,...L..;.dir. Yani:
Btn mahlukatta mahede edilen ll dzgnlk, mizanl intizam;
ihatal bir ilme ehadet eder. Evet muntazam bir saray gibi kinattan
ve manzume-i emsiyeden ve kelimeler ve seslerin nerinde zerreleri
medar- hayret bir intizam gsteren hava sahifesinden ve yzbin
ayr ayr nevileri her baharda bir intizam- ekmel iinde yetitiren
zemin yznden tut, t herbir zhayatn vcudundaki a'za ve cihazat ve
hceyrat ve zerrelere kadar derin, ihatal, armaz bir ilmin eseri olan
mizan dzgnlk ve tam intizam bulunmas; gayet zahir ve kat' bir
surette ihatal bir ilme delalet ve ehadet eder demektir.
kinci Delil: .L..!,..,;,dir. Yani: Btn
kinattaki masnuatta -cz', kll- seyyarattan t kandaki kreyvat-
hamra ve beyzaya kadar hereyde gayet dzgn bir l, mtenasib
bir mizan bulunmas; bedahetle muhit bir ilme delalet ve kat'

(*): Pek iddetli hastalm msaade etmiyor. Hsrev'in tercme vazifesine
yalnz bir me'haz ve yardmdr.



--- sh:(:647) ----
ehadet eder. Evet, gryoruz ki: Mesel bir sinein, bir insann
a'zalar ve cihazat, hatt cesedinin hceyrat ve kanndaki krmz ve
beyaz krecikleri o derece hassas bir mizan ve ince bir l ile
yerletirilmi ve o derece birbirine mnasib ve uygun ve cesedin sair
a'zalarnda yle muntazam bir tenasb var ki; nihayetsiz bir ilme
mlik olmayan, o vaziyeti onlara vermesi hibir cihette imkn yok.
te aynen btn zhayat ve enva'- mahlukat, zerrattan t
manzume-i emsiyedeki seyyarata kadar; yle tam bir mvazene ve
zerre kadar armaz bir dzgn l hkmetmesi, ihatal bir ilme kat'
delalet ve parlak ehadet eder. Demek ilmin her delili, Zt- Alm'in
mevcudiyetine dahi delildir. Sfat mevsufsuz olmas muhal ve
imknsz olmasndan btn hccetleri Alm-i Ezel'nin vcub-u
vcuduna kuvvetli ve gayet kat' bir hccet-i kbradr.
nc Delil: ..-!...!.:-!,dir. Yani: Btn
kinattaki hallakyet ve faaliyette ve tebeddlt ve ihya ve tavzifat ve
terhisatta btn masnuatn herbiri ve herbir taifenin tesadf imkn
olmayan yle kasd ve bilerek taklan hikmetleri ve faideleri ve
vazifeleri var ve gryoruz ki; ihatal bir ilmi bulunmayan, hibir
cihette, hibirisine icad noktasnda sahib kamaz. Mesel: Hadsiz
zhayattan bir insann yz cihazatndan birtek cihaz olan lisan; bir et
paras iken, iki byk vazifesiyle yzer hikmetlere, neticelere,
meyvelere, faidelere let oluyor. Taamlarn zevkindeki vazifesi, ayr
ayr btn tatlar bilerek cesede, mideye haber vermek ve rahmet-i
lahiyenin matbahlarna dikkatli bir mfetti olmak ve kelimeler
vazifesinde kalbe ve ruha ve dimaa tam bir tercman ve santral
olmak; elbette gayet parlak ve kat' bir surette ihatal ilme delalet ve
ehadet eder. Birtek dil, hikmetleri ve meyveleriyle byle delalet etse;
hadsiz lisanlar ve hadsiz zhayatlar, nihayetsiz masnuat, gne
zuhurunda ve gndz kat'iyyetinde nihayetsiz bir ilme delalet ve
ehadet ve Allm-l Guyb'un daire-i ilminden ve hikmetinden ve
meietinden hari hibir ey yoktur diye iln ederler.
Drdnc Delil: ...:!.-.!,...-!,dir.
Yani: Btn



--- sh:(:648) ----
zhayat, zuur leminde, her nev'e ve her ferde, husus ve ona
mnasib ve umuma amil inayetler, efkatler, himayetler; bedahet
derecesinde ihatal bir ilme delalet ve o inayetlere mazhar olanlar ve
ihtiyalarn bilen bir alm-i inayetkrn vcub-u vcuduna hadsiz
ehadetler eder, demektir.
HTAR: Risale-i Nur'un hlsat-l hlsasnn zbdesi olan
arab fkradaki kelimelerin izah ise; Kur'andan tereuh eden Risale-i
Nur'un yt- Kur'aniyenin lemaatndan ald hakikatlara, hususan
"lim" ve "rade"ye ve "Kudret"e dair delillere ve hccetlere iarettir
ki; bu Arab kelimelerin iaret ettikleri o ilm deliller, ehemmiyetle
tefsir ediliyor. Demek herbiri, ok ytn birer iaret ve birer nktesini
beyan etmektir. Yoksa o Arab kelimelerin tefsiri ve beyan ve
tercmesi deildir.
Sadede dnyoruz. Evet gzmzle gryoruz ki; bizleri ve
btn zruhlar bilir ve bilerek efkatle himaye eder ve ihtiyacn ve
her derdini bilir ve bilerek inayetiyle imdadna yetiir bir Alm-i
Rahm var. Hadsiz misallerinden birisi: nsann rzk ve il ve muhta
olduu madenler cihetinde gelen husus ve umum inayetler, pek zahir
bir surette bir ilm-i muhiti gsterir ve bir Rahman- Rahm'e rzk, il,
madenlerin adedince ehadetler ederler. Evet insann hususan cizlerin
ve yavrularn iaeleri ve bilhassa mide matbahndan cesedin rzk
isteyen a'zalarna, hatt hceyrelerine herbirine mnasib rzkn
yetitirmeleri ve dalar bir eczahane ve insana lzm btn madenlerin
bir anbar olmalar gibi hakmane iler, gayet ihatal bir ilim ile
olabilir. Serseri tesadf, kr kuvvet, sar tabiat, camid, uursuz esbab,
basit, istilc unsurlar; hibir cihette bu almane, basrane, hakmane,
merhametkrane, inayetperverane olan iae ve idare ve himayet ve
tedbire karamazlar. Yalnz o zahir esbab; Alm-i Mutlak'n emriyle,
izniyle, ilim ve hikmeti dairesinde bir perde-i izzet-i kudret-i lahiye
olarak istimal ve istihdam edilmeleri var.
Beinci ve Altnc Delil:
.,...!,.;,.L...!,.;,dir.





--- sh:(:649) ----
Yani: Hereyin, hususan nebatat ve ecar ve hayvanat ve insanlarn
ekilleri ve mikdarlar, ilm-i ezelnin iki nev'i olan kaza ve kaderin
dsturlaryla san'atkrane biilmi ve herbirinin kametine gre tam
mnasib dikilmi, mkemmel giydirilmi, gayet muntazam birer
hikmetli ekil verilmi. Onlar, herbiri ve beraber, bir nihayetsiz ilme
delalet ve bir Sni'-i Alm'e adedlerince ehadet ederler demektir.
Evet mesel nmune olarak hadsiz misallerinden yalnz tek bir
aa ve bir ferd-i insana bakyoruz, gryoruz ki: Bu meyveli aa, o
ok cihazatl insan; hibir ressam tam taklidini yapamayacak derecede
zahiri ve btn, d ve ii yle bir gayb pergrla ve ince bir ilmin
kalemiyle hududlar izilmi ve tam intizamla her a'zasna mnasib
suret verilmi ki, meyve ve neticelerine ve vazife-i ftratlarna yetisin.
Bu ise nihayetsiz bir ilim ile olabilmesi cihetiyle hereyin hereyle
mnasebetini bilip ve nazara alan ve bu aa ve bu insann btn
emsallerini ve nevilerini ilm-i ezelsinin kaza ve kader pergr ve
kalemiyle d ve i mikdarlarn ve suretlerini hakmane yaplmasn
bilerek ileyen bir Sni'-i Musavvir, bir Alm-i Mukaddir'in hadsiz
ilmine ve vcub-u vcuduna nebatat ve hayvanat adedince ehadet
ederler demektir.
Yedinci, Sekizinci Delil:
....!_,,;,.,-.!,.;,dir. Yani: Ehemmiyetli bir
hikmet iin, zahir nazarda mbhem ve gayr- muayyen tevehhm
edilen eceller ve rzklar, ibham perdesi altnda kaza ve kader-i
ezelnin defterinde mukadderat- hayatiye sahifesinde her zhayatn
eceli mukadder ve muayyendir; tekaddm, teahhur etmez. Ve her
zruhun rzk tayin ve tahsis edilip kaza ve kader levhasnda
yazldna hadsiz deliller var. Mesel: Koca bir aacn lmesi, onun
bir nevi ruhu olan ekirdeini onun yerinde vazife grmek iin
brakmas, bir Alm-i Hafz'in hikmetli kanunuyla olmas ve bir
yavrunun rzk olan st memelerden gelmesi ve kan ve fk iinden
kp hi bulamadan safi, temiz olarak azna akmas, tesadf
ihtimalini kat' bir surette red ve bir Rezzak- Alm-i Rahm'in efkatli
dsturuyla olduunu gayet kat' gsteriyor. Bu iki cz' misale btn
zhayat, zruh kyas edilsin.
Demek hakikatta hem ecel muayyen ve mukadderdir, hem
rzk herkese gre bir taayyn iinde mukadderat defterinde
kaydedilmitir.
--- sh:(:650) ----
Fakat gayet mhim bir hikmet iin hem ecel, hem rzk perde-i gaybda
ve mbhem ve gayr- muayyen ve zahiren tesadfe bal gibi
grnyor. Eer ecel gnein gurubu gibi muayyen olsa idi; yar mr
gaflet-i mutlakada ve hirete almamakla zayi' olup, yar mrden
sonra hergn lm daraac tarafna bir ayak atmak gibi dehetli bir
korku alp eceldeki musibet yz derece ziyadelemesi srryla, baa
gelen musibetler ve hatt dnyann eceli olan kyamet perde-i gaybda
merhameten braklm. Rzk ise; hayattan sonra nimetlerin en byk
bir hazinesi ve kr ve hamdin en zengin bir menba ve ubudiyet ve
dua ve ricalarn en cem'iyetli bir madeni olmasndan, suret-i zahirede
mbhem ve tesadfe bal gibi gsterilmi. T her vakit Rezzak-
Kerim'in derghna iltica ve rica ve yalvarmak ve hamd ve kr
efaatiyle rzk istemek kaps kapanmasn. Yoksa muayyen olsa idi,
mahiyeti btn btn deiecekti. kirane, minnetdarane ricalar,
dualar, belki mtezellilane ubudiyet kaplar kapanrd.
Dokuzuncu, Onuncu Delil:
.,.!,.....;,....!,....;,Yani: Her masnuda,
hususan bahar mevsiminde zemin yznde sermed bir hsn cemalin
cilvelerini gsteren btn gzel mahluklar, ezcmle iekler,
meyveler ve kuuklar ve sinekler ve bilhassa yaldzl ve yldzl
kuuklarn hilkatlerinde ve suretlerinde ve cihazatlarnda yle
mu'cizane bir meharet ve dikkat ve hrika bir san'at, bir ittikan, bir
mkemmeliyet ve san'atkrlarnn mu'cizatl hnerlerini gsteren ayr
ayr, eit eit tarzlarda ekiller, makinecikler, gayet ihatal bir ilme
ve -tabirde hata olmasn- gayet meharetli ve fnunlu bir meleke-i
ilmiyeye kat' delalet ve serseri tesadfn ve uursuz ve mevve
esbabn mdahale etmesinin imknsz olduuna ehadet ettikleri gibi;
.,.!,.....;,ifadesiyle o gzel masnu'larda o derece bir
irin sslemek ve tatl bir znet ve cazibedar bir cemal-i san'at var ki,
nihayetsiz bir ilim ile i grr ve hereyin en gzel tarzn bilir ve
san'atkrln cemal-i kemalini ve kemal-i cemalini zuurlara
gstermek ister ki; en cz' bir iei ve kk bir sinei
ihtimamkrane, mahirane, san'atperverane ehemmiyetle tasvir ve icad
eder. Bu ihtimamkrane tezyin ve tahsin, bedahetle hadsiz


--- sh:(:651) ----
ve hereye muhit bir ilme delalet ve o gzellerin adedince bir Sni'-i
Alm-i Zlcemal'in vcub-u vcuduna ehadetler ederler demektir.
Be kll delil ve hccetleri ihtiva eden Onbirinci Delil:
!,.!_,...L.!,.,..;;,;,.L..;,....,
.L.!;..;_...L.! .,.:!_..,;.-,..L.!
..L.!-.!_,.L.!;,;_...L.!.,.!_,
_...L.!..-,!_,-..!_.-,.. _.
.L.! ,.,..;_...L.!L.-!_,.L.!_..;
Bu delil, sbkan zikredilen Arab fkrann hirinde yazlan
delilin baka ve daha gzel bir tarzdr. iddetli hastalk sebebiyle,
gayet ksa bir iaretle bundaki be-alt geni delilleri beyandr.
Evvel: Btn zeminde gryoruz; tam bilmekten ve
meharetten gelen gayet shulet ve kolaylkla acib zhayat makineler,
def'aten ve bir ksm bir dakikada dzgn, ll, emsalinden farikal
yaplmalar, nihayetsiz bir ilme delalet ve san'attaki meharet-i
ilmiyeden gelen shulet ve kolaylk derecesinde o ilmin kemaline
ehadet eder.
Sniyen: Gayet kesret ve okluk iinde armadan gayet
derecede san'atl, mkemmel icadlar, nihayetsiz bir kudret iinde
hadsiz bir ilme delalet ve Alm ve Kadr-i Mutlak'a hadsiz ehadet
eder.
Slisen: Sr'at-i mutlaka ve gayet abuk yaplmakla beraber,
gayet derecede mizanl, ll icadlar; hadsiz bir ilme delalet ve
adedlerince bir Alm-i Mutlak ve Kadr-i Mutlak'a ehadet ederler.
Rbian: Gayet geni btn zemin yznde hadsiz zhayatlarn
vs'at-i mutlaka ile beraber gayet san'atkrane, ssl, kemal-i hsn-
san'at ile yaplmalar hi armayan, hereyi beraber gren, bir eyi
bir eye mani' olmayan bir ihatal ilme delalet ve bir Alm-i Kll-i ey
ve Kadr-i Mutlak'n masnu'lar olduklarna herbiri ve beraber ehadet
ederler.




--- sh:(:652) ----
Hmisen: Bu'd-u mutlak ve birbirinden gayet uzak bir nevin
efrad; biri arkta, biri garbda, biri imalde, biri cenubda, ayn
zamanda, ayn tarzda birbirinin misli ve birbirinden teahhusa
imtiyazl bir surette vcuda gelmeleri ancak bir Alm-i Mutlak ve
Kadr-i Mutlak'n kinat idare eden hadsiz kudreti ve btn
mevcudat ahvaliyle ihata eden nihayetsiz ilmiyle olabilmesi cihetiyle,
muhit bir ilme delalet ve bir Allm-l Guyb'a hadsiz ehadet ederler.
Sdisen: htilat- mutlakla beraber hi armadan ve
kartrmadan herbirisi tam bir imtiyaz ve almet-i farika ile o kark
emsalinde ve karanlk yerlerde, mesel toprak altndaki tohumlar gibi
aran vaziyetlerde o ok kalabalkl zhayat makinelerin her birisinin
hibir cihazatn noksan brakmayarak mu'cizatl bir surette
yaratlmalar, gne gibi ilm-i ezelye delalet ve gndz gibi Kadr-i
Mutlak ve Alm-i Mutlak'n hallakyetine, rububiyetine ehadet
ederler. Risale-i Nur'daki tafsilta havale edip bu pek uzun kssay
ksa kesiyoruz.
imdi hlsat-l hlsadaki "rade" mes'elesine balyoruz:
.__:!.,.!.....,.,..___.,,.!
..-,,L.._:,!.:,!..,;. .!....
,...:.;_,_.,,..,.,..,.....!
:.!,;...-;,.,.-!_,L!,..,.-.!,,-!
,.L.!.,,.:..!,...;,..:..!,..-!,,.,
.,,,.,_..-!_..-!;,,.!.,.,.,,_,;_.;
,-! ,..L...!,....-.!.-,.L...!.,.!,..,-.!..,
,,L!,.L.!_.,.,-;...;.,,.!...-!L,.,!_.




--- sh:(:653) ----
,-!, ..!_..,.....,-:!,.,,!_.-,-
..,:.,...,.,.,.-, _!.-.,..__ ;_..,.
,..!....;,...._..,; ;....-,.
,!..-.-,.,;,._.. ;_..,.,..-!,
,..,-.!,,,....!,..-:.!..,.. ;
.-;.-!_...!,!. ;_..,..L...!
.,..,:-,..:.._-.,..-._..
Bu fkra, irade-i lahiyenin delillerinden pekok kll
hccetleri ihtiva eden birtek kll ve uzun delildir. Mealinin ksa bir
tercmesi iinde irade ve ihtiyar ve meiet-i lahiyeyi gayet kat' isbat
eden bir delili beyan ederiz. Hem ilm-i lahnin btn mezkr delilleri,
aynen iradenin dahi delilidir. nki her masnu'da ilim ve iradenin
beraber cilveleri, eserleri grnyor.
Bu Arab fkrann ksaca meali:
Yani, herey onun irade ve meietiyle olur. stedii olur,
istemedii olmaz. Her ne isterse yapar. stemezse, hibir ey olmaz.
Bir hccet udur: Gryoruz ki, bu masnuatn herbiri muayyen zt,
mahsus sfat, ayr husus mahiyeti, mmtaz farikal sureti, hadsiz
imknat ve baka tarzlarda olabilir, tevii ihtimalat iinde, neticesiz
ok yollarda ve sel gibi akan ve kartran ve birbirine zd unsurlarn
mdahaleleri iinde ve sehiv ve iltibasa sebebiyet veren ve birbirine
benzeyen emsalleri iinde bu karmakark hallere kar, o herbir
masnuu ince, tam, dzgn bir nizam altna almak ve hassas, cessas,
mkemmel bir l ve mizanla her uzvunu ve cihazn tartmak,
takmak ve yzne ssl, dzgn bir sma, bir teahhus vermek ve
birbirine muhalif a'zalarn basit, camid, l bir maddeden zhayat
olarak gayet san'atl yaratmak.. mesel insan ayr ayr yz cihazat ile
bir katre sudan icad etmek ve kuu pekok lt




--- sh:(:654) ----
ve muhtelif cihazlaryla bir basit yumurtadan ina edip mu'cizatl suret
giydirmek ve aac dal, budak ve mtenevvi a'za ve eczasyla basit,
camid "karbon, azot, mvellidlm, mvellidlhumuza"dan terekkb
eden bir kk ekirdekten karmak, muntazam, meyveli bir ekil
giydirmek, elbette ve elbette bedahetle, bhesiz kat'iyyetle vcub ve
zaruret ve lzum derecesinde isbat eder ki; o herbir masnua btn
zerrat ve eczasyla ve suret ve mahiyetiyle bir Kadr-i Mutlak'n irade
ve meietiyle ve ihtiyar ve kasdyla o mahsus, mkemmel vaziyet
veriliyor. Ve hereye amil bir iradenin taht- hkmndedir. Ve bu tek
masnuun bu bhesiz tarzda irade-i lahiyeye delaleti gsteriyor ki,
btn masnuat hadsiz, nihayetsiz ve gne ve gndz gibi zahir bir
kat'iyyette, her eye amil irade-i lahiyeye, adedlerince ehadetler ve
bir Kadr-i Mrd'in vcub-u vcuduna hadsiz hccetlerdir.
Hem ilm-i lahnin sbkan mezkr btn delilleri, aynen
iradenin dahi delilleridir. nki, ikisi kudretle beraber i gryorlar.
Biri birisiz olmaz. Herbir nev'in ve cinsin efrad, a'za-i nev'iye ve
cinsiyede tevafuklar nasl delalet eder ki Sni'leri birdir, vhiddir,
ehaddir.. yle de: Yzlerinin smalar hikmetli bir tarzda birbirinden
farikal ve ayr olmas kat' delalet eder ki: O Sni'-i Vhid-i Ehad, bir
fil-i muhtardr. rade ve ihtiyar ve meiet ve kasd ile hereyi yaratr.
te iradeye dair tek ve kll bir delili beyan eden mezkr
Arab fkrann ksaca mealinin tercmesi bitti. radeye dair pekok
mhim nkteleri, ilim mes'elesi gibi yazmak niyet etmitim. Fakat
semli hastalk dimama tam yorgunluk verdii iin baka vakte te'hir
edildi.
Kudrete dair Arab fkras:

__..,..!.....,.,..___.,,.!
,..!,..,;...,,,.L,-...L..,..._
.,,!,..!._,.....,,,,...._-.,.-. ,..;
_.:!,_,-!,_:!,.,-!,,-.!,,,.!




--- sh:(:655) ----
.....:.,.;...;,,!.-!,,-:!,..!,
,...L.!;..;,.,..;;,;,.L..;,..
L.-!,.,.!,.,.:!_!,.!_.
....!,,..:!,,.,.!,.,..L.!
.-!...,.,,....;,,.L..;,.,.!,
.,-.!,,!,.,.-;_.-,..-!,.,
_,-.!,..,,,-.!,..,.,..!,..,. ,,..!..,.,
;...;,_..!,:-_!_..!,-!,..,.,
_.:!,_:!,,-.!_.!,,-._.,.,!
;,.,_.,:!_.-!...!.-.,.!.-,!.-!,,-:!,
L..!.,.,-..!.:.!...;.,.,,-!,..-.!
.,_,.,.:!,L,-.!;:;..,.-.!.-.!
,..._,..,,.,!..._,.,!,.,,-!,..-.!!.-
;, ;..,.,..:-,,....,...,.-
.,.!,-!......!.,.!_..,.:.!.,-!
;,_.-.,,.-,!,_._,!,,;,,.






--- sh:(:656) ----
_.:!, ,-.!.......!.,-_.., .:.!.L-!
,-._,._. -.,!,_.,.,!.,,!.,, ;,!.
;.,:!_.,,,:.!;,.,.!_....!;,.,,!
..:,...:!!.-.,._!,..!..-.!_..-.!;,
!,.!,.,.!,.... ;
arabi eksik ibare
Bu pek azm mes'ele-i kudrete dair Arab fkrann ksaca
mealinin bir nevi tercmesinden evvel, kalbe ihtar edilen bir hakikat
beyan ederiz. yle ki:
Kudretin vcudu, kinatn vcudundan daha ziyade kat'dir. Belki
btn mahlukat, herbiri hem beraber o kudretin mcessem kelimatdr.
Onun aynelyakn vcudunu gsterirler. Onun mevsufu olan Kadr-i
Mutlak'a adedlerince ehadetler ederler. Daha hccetlerle o kudretin
isbatna ihtiya yoktur. Belki imanda en ehemmiyetli bir esas, har
nerin en kuvvetli bir temel ta ve ok mesail-i imaniye ve hakaik-i
Kur'aniyeye en lzumlu bir medar olan ve
..-,_..;,:.-;,,:..-..
yetinin dava ettii ve btn akllar ona yol bulamadklarndan,
hayrette, acizde, bir ksm inkrda kaldklar kudrete ait bir dehetli
hakikatn isbat lzmdr.
te o esas, o temel, o medar, o dava, o hakikat ise mezkr
yetin mealidir. Yani: "Ey cinn ve ins! Btn sizlerin yaratlmanz,











--- sh:(:657) ----
icadnz ve hairde ihyanz, diriltilmeniz; birtek nefsin icad gibi
kudretime kolaydr." Bir bahar, tek bir iek misill shuletle icad
eder. Cz', kll, kk, byk, az, ok; o kudrete nisbeten farklar
yoktur. Seyyareleri, zerreler gibi kolay dndrr.
te mezkr arab fkra, yalnz bu dehetli mes'eleye "Dokuz
Basamak" ile pek kat' ve kuvvetli bir hcceti beyan eder. Gayet ksa
bir meali udur: Basaman esasna iaret eden:
L,-...L..,...___..,..!.
,.-.,..;,..!,..,;...,,,.
.,,!,..!._,.....,,,,...._-.
_,-!,_:!,.,-!,,-.!,,,.!
;...;,,!.-!,,-:!,..!,_.:!,
Yani: Hereye kadir yle bir kudreti var ki; btn eyay ihata
etmi ve Zt- Vcib-l Vcud'a lzum-u zt ile ve fenn-i mantk
tabirince zaruriyet-i nie ile lzmdr, vcibdir, infikki muhaldir,
imkn yoktur. Madem byle bir lzumla byle bir kudret Zt-
Akdes'tedir, elbette onun zdd olan acz hibir cihetle iine giremez.
Zt- Kadr'e rz olamaz. Madem bireyde mertebelerin bulunmas,
onun zdd iine girmesi iledir. Mesel; hararetin derece ve
mertebeleri souun girmesi ve gzelliin ise irkinliin mdahalesi
ile olmas ve bu zt kudrete zd olan acz, ona yanamas hibir cihetle
imkn yok. Elbette o kudret-i mutlakada mertebeler bulunmaz.
Madem mertebeler onda bulunmaz; elbette o kudrete nisbeten
yldzlar, zerreler msavi ve cz' ve kll ve bir ferd ve btn nevi o
kudrete kar farklar yoktur. Ve bir ekirdek ve koca aac ve kinat
ve insan ve bir nefsi diriltmesi ve hairde btn zruhlarn ihyas, o
kudrete nisbeten msavidirler ve kolaydr. Byk-kk, az-ok; fark
yoktur. Bu hakikata kat' ahid, hilkat- eyada grdmz kemal-i
san'at, nizam, mizan, temyiz, kesret, sr'at-i mutlakada shulet-i
mutlaka ve tam kolaylktr.
Birinci Basamak olan:




--- sh:(:658) ----
,.,..;;,;,.L..;,.......:.,.
.,.:!_ ..L.!!,.!_.,...L.!;..;
L.-!,.,.!,
meali, bu mezkr hakikattr.
kinci Basamak:
,....;,,.L..;,.,.!,....!,,..:!,,.,.!,.
dir.
Bunun izah ve tafsiltn, Onuncu Sz'n hirine ve
Yirmidokuzuncu Sz'e ve Yirminci Mektub'a havale edip ksaca bir
iaret ederiz. Evet naslki nuraniyet cihetiyle gnein ziyas ve aksi,
kudret-i Rabbaniye ile deniz yzne ve btn kabarcklarna girmesi,
birtek cam parasna girmesi gibi kolaydr, ikisi msavidir. yle de
Zt- Nur-ul Envr'n nuran kudreti dahi gkleri, yldzlar yaratmas,
dndrmesi; sineklerin, zerrelerin icad ve dndrmesi gibi ona
kolaydr, ar gelmez.
Hem naslki effafiyet hassasyla birtek yinecikte ve bir gz
bebeinde gnein misal sureti kudret-i lahiye ile bulunur, ayn
kolaylkla btn parlak eylere ve katrelere ve effaf zerreciklere ve
deniz yzlerine o aksi ve emr-i lah ile verilir. Aynen yle de;
masnuatn melektiyet ve mahiyet yzleri effaf ve parlak
olmasndan, kudret-i mutlakann cilvesi, tesiri birtek nefsin icadnda
bulunmas kolayl derecesinde btn hayvanat yaratr. Az-ok,
byk-kk, fark yok.
Hem naslki dalar tartacak derecede gayet byk ve tam
hassas bir teraziye iki msavi ceviz konulsa, bir kk ekirdek bir
cevize ilve edilse, terazinin bir gz da bana, bir gz de derin
dereye indirmesi kolayl derecesinde, o iki ceviz yerine iki msavi
da mizann iki gzne konulsa birisine bir ceviz ilvesiyle bir da
gklere kaldrr, bir da derelere indirir. Aynen yle de; ilm-i
Kelm'n tabirince "mkn, msavi-t tarafeyn"dir. Yani, vcib ve
mmteni olmayan, belki mmkn ve muhtemel olan eylerin vcud ve
ademleri, bir sebeb bulunmazsa msavidir, farklar yoktur. Bu imkn


--- sh:(:659) ----
ve msavatta az-ok, byk-kk birdirler. te mahlukat
mmkndrler ve imkn dairesinde vcud ve ademleri msavi
olmasndan, Vcib-l Vcud'un hadsiz kudret-i ezeliyesi birtek
mmkne vcud vermesi kolaylnda btn mmkinatn vcudu,
ademin mvazenesini bozar, hereye lyk bir vcudu giydirir. Ve
vazifesi bitmi ise, zahir vcud libasn karyor, sureta ademe, belki
daire-i ilimdeki manev vcuda gnderir. Demek eya, Kadr-i
Mutlak'a verilse; bahar bir iek kadar, btn insanlarn hairde
ihyalar bir nefis kadar kolay olur. Eer esbaba isnad edilse, bir iek
bir bahar kadar ve bir sinek btn hayvanat kadar mkiltl olur.
Hem naslki intizam srryla, bir koca sefine veya tayyareyi bir
parma dmesine dokunmak ile harekete getirmesi, bir saatin
zenbereine anahtarla parmak dokunmasyla harekete girmesi
derecesinde kolay ve rahattr. Aynen yle de; ilm-i ezelnin
dsturlaryla ve hikmet-i sermediyenin kanunlaryla ve irade-i
Rabbaniyenin kll cilveleri ve muayyen uslleriyle hereye kll ve
cz', byk-kk, az-ok bir manev kalp, bir husus mikdar, bir
hlis hudud verildiinden, tam intizam- ilm ve irade kanunu
iindedirler. Elbette Kadr-i Mutlak hadsiz kudretiyle manzume-i
emsiyeyi evirmesi ve arz sefinesini medar- senevsinde gezdirmesi,
bir cesedde kan ve kandaki kreyvat- hamra ve beyzay ve o
kreciklerdeki zerreleri nizaml, hikmetli evirmesi derecesinde
shuletli ve kolaydr ki; bir insan kinat sisteminde hrika
cihazlaryla bir katre sudan birden zahmetsiz yaratr. Demek o ezel ve
hadsiz kudrete isnad edilse; bu kinatn icad, bir insann icad kadar
shulet peyda eder, kolay olur. Eer ona verilmezse; birtek insan,
acib cihazlar ve duygularyla yaratmak, kinat kadar mkiltl olur.
Hem naslki itaat ve imtisal ve emir dinlemek srryla; bir
kumandan bir ar emriyle bir neferi hcuma sevkettii gibi.. ayn
emirle koca bir muti' orduyu dahi kolayca hcuma tahrik eder. Aynen
yle de: rade-i lah kanunlarna kemal-i itaate ve tekvin emr-i
Rabbannin iaretine emirber nefer ve emir kulu misill ftr meyil ve
evk iinde ve ilm-i ezel ve hikmetin tayin ettikleri hatt- hareket
dsturlar dairesinde ve ordu neferlerinden bin derece ziyade itaatli ve
emir dinler ve emir kulu hkmnde olan masnuat, hususan
zhayatlardan birtek ferdi, "Ademden haydi vcuda k, vazife bana
gir!" diye emr-i Rabban ile ve ilmin tayin ettii tarzda

--- sh:(:660) ----
ve iradenin tahsis eyledii surette kudret ona mahsus bir vcud
giydirip, elini tutup, meydana karmak kolaylnda bahardaki
zhayatn ordusunu ayn kuvvet ve kudretle icad eder, vazifeler verir.
Demek herey o kudrete isnad edilse; btn zerrat ordusunun ve
yldzlar frkalarnn icad, bir zerre bir tek yldz kadar kolay ve
shuletli olur. Eer esbaba isnad edilse bir zhayatn gzbebeinde ve
dimandaki zerrenin acib vazifelerini yerine getirecek bir kabiliyetle
yaratlmas, hayvanat ordusu kadar mkiltl ve zahmetli olur.
nc Basamak:
.-;_.-,..-!,.,.-!...,.,
dir. Ksack iaretlerle mealine bakacaz. Yani, naslki bir padiah ve
kumandan- a'zam, hkimiyetinin vhidiyeti ve btn raiyeti yalnz
onun emirlerine gre hareketi cihetiyle; o hkim-i a'zam, koca
memleketi ve byk milleti idare etmesi, bir ky ehlini idare etmek
kadar kolay olur. nki hkmde vhidiyet itibariyle; efrad- millet
aynen asker neferat gibi teshilta vesile olup, kolayca emirler,
kanunlar tatbik edilir. Eer muhtelif hkimlere braklsa; ok
kemekee dmesiyle beraber, birtek kyn belki bir hanenin o
memleket kadar idaresi mkil olur. Hem o itaatl millet, birtek
kumandana balanmas haysiyetiyle; herbir ferd-i nefer gibi, o
kumandann kuvvetine ve cihazat depolarna ve ordusuna dayand
bir kuvvet ile bir ah esir edebilir, bin derece ahs kuvvetinden
ziyade i grebilir. Onun o padiaha intisab hadsiz bir kuvveti ve
iktidar olup pek byk iler yapar. Eer o intisab kesilse; o byk
kuvvet gider, kendi bileindeki cz' kuvvetiyle ve belindeki az
cephane ve fiekleri mikdarnca i grebilir. Yoksa intisab kuvvetine
dayanan mezkr askerin grd btn iler ondan istenilse, bileinde
bir ordu kuvveti ve belinde padiahn cephaneler anbar bulunmak
gerektir. Aynen yle de: Sultan- Ezel ve Ebed, Sni'-i Kadr,
vhidiyet-i saltanat ve hkimiyet-i mutlaka cihetiyle, kinat bir ehir
kolaylnda ve bir bahar bir bahe shuletinde ve hairde btn
lmleri ihya etmek, o bahe aalarnn yaprak, iek, meyvelerini
gelen baharda yaratmak kolaylnda yapar. Ve kolayca bir sinei,
koca kartal kuu sisteminde yaratr. Ve shuletle bir insan bir kk
kinat hkmne getirir. Eer esbaba verilse; bir mikrop bin gergedan,
bir


--- sh:(:661) ----
meyve bir byk aa kadar mkiltl olur. Ve belki zhayatn
bedeninde acib vazifeleri gren herbir zerreye hereyi grecek bir gz
ve hereyi bilecek bir ilim verilmek lzmdr ki, o ince ve mkemmel
vazife-i hayatiyeyi yapabilsin. Hem vahdette ysr shulet ve
kolaylk o dereceye gelir. Naslki bir ordu tehizat bir tek elden,
birtek fabrikadan gelmesiyle, birtek neferin tehizat- askeriyesi gibi
kolaylar, eer ayr ayr eller karsa ve muhtelif cihazat herbiri baka
fabrikadan alnsa, o vakit birtek nefer tehizat, kemmiyet noktasnda
bin mkiltla tedarik edilebilir, mteaddid mir ve zabitler kart
cihetiyle bin nefer kadar suubet peyda eder. Hem bin neferin idaresi
ve kumandanl birtek zabite verilse, bir cihette bir nefer kadar kolay
olur, eer on zabite veya neferlere braklsa, pek kark ve mkil
der. Aynen yle de; herey Vhid-i Ehad'e verilse, birtek ey gibi
kolay olur. Eer esbaba isnad edilse, birtek zhayat, zemin kadar
mkil, belki imknsz olur. Demek vahdette kolaylk, vcub ve
lzum derecesine gelir. Ve kesretli eller karmakta suubet,
imknszlk derecesine der.
Risale-i Nur Mektubat'nda denildii gibi, eer gece-
gndzdeki tebeddlt ve yldzlarn harekt ve senedeki gz, k,
bahar, yaz gibi mevsimlerin tahavvlt birtek mdebbire ve mire
braklsa; o kumandan- a'zam, bir neferi olan kre-i arza emreder ki:
"Kalk, dn, gez!" O da, o iltifat ve emrin ne'e ve sevincinden meczub
mevlev gibi iki hareketiyle yevm ve senev tahavvlta ve yldzlarn
zahir ve hayal hareketlerine gayet kolayca bir vesile olup vahdetteki
tam shulet ve gayet kolayl gsterir. Eer o tek mire deil, belki
esbaba ve yldzlarn keyiflerine braklsa ve arza "Sen dur, gezme"
denilse; o halde, arzdan binler derece byk, binler yldzlar ve
gneler, her gece ve her sene milyonlar ve milyarlar senelik
mesafeleri kesmek ve gezmekle mevsimler ve gece gndz gibi o
vaziyet-i arziye ve semaviye husul bulabilir. Ve imknszlk ve
muhaliyet derecesinde mkil ve suubetli der.
nc Basamaktaki .-;_.-,kelimesi, pek byk
ve ok ince ve derin ve gayet geni bir hakikata iaret eder. Onun izah
ve isbatn Risale-i Nur'a havale edip, gayet ksa bir temsil ile birtek
nktesini beyan edeceiz.


--- sh:(:662) ----
Evet naslki gne, ziyasyla umum zemini klandrp
vhidiyete bir misal olduu gibi, yine gibi mukabilindeki her effaf
eyde timsali ve aksi ve yedi renkli ziyasyla ve ztnn suretiyle
bulunup ehadiyete dahi bir misal tekil eder. Eer gnein ilmi ve
kudreti ve ihtiyar olsa idi ve cam paralarnn ve iinde gneikler
grnen katrelerin ve kabarcklarn kabiliyetleri bulunsa idi; irade-i
lahiyenin kanunuyla herbirisinde ve yannda timsaliyle ve sfatlaryla
tam bir gne bulunup, sair yerlerde bulunmas onun tasarrufatna hi
noksan vermeyerek kudret-i Rabbaniyenin emriyle, tesiriyle,
hkmyle pek byk zuhurata sebeb olarak, ehadiyetteki fevkalde
kolaylk ve shuleti gsterir. Aynen yle de; Sni'-i Zlcelal,
vhidiyet itibariyle btn eyay ihata eden ilim ve iradesi ve
kudretiyle bakar ve hazr ve nzr olduu gibi, ehadiyet cihetiyle ve
tecellisiyle hereyin, hususan zhayatn yannda isimleri ve sfatlaryla
bulunur ki; kolayca, bir anda sinei kartal sisteminde, bir insan kk
bir kinat sisteminde icad eder. Ve zhayat yle mu'cizatl bir ekilde
yaratr ki; eer btn esbab toplansa, bir blbl, bir sinei
yapamazlar. Ve bir blbl yaratan, btn kular yaratan olabilir ve
bir insan halk eden, ancak kinat icad eden zttr.
Drdnc ve Beinci Basamak:
,..,.,,..!..,.,.,-.!,,!,.,
_,-.!,..,,,-.!,..,.,..!
Bu iki basaman hakikatn umuma ifade etmek ok mkil
olmasndan, yalnz ksack bir-iki nktesi ve muhtasar meali beyan
edilecek. Yani, vcud mertebelerinin en kuvvetli ve sarslmaz olan
vcub mertebesinde ve ezel ve ebed derecesinde bir vcud sahibi ve
maddiyattan mnezzeh ve mcerred ve btn mahiyetlere mbayin bir
mahiyet-i mukaddeseyi tayan bir Kadr-i Mutlak'n kudretine
nisbeten, yldzlar zerreler gibi ve hair bir bahar misill ve hairde
btn insanlar diriltmesi bir nefsin ihyas derecesinde kolaydr. nki
vcud tabakalarndan kuvvetli bir nev'in bir trna, hafif bir tabakann
bir dan eline alr, evirir. Mesel; kuvvetli vcud-u haricden bir
yine ve kuvve-i hfza, zaf ve hafif olan vcud-u misal ve
manevden yz da ve bin kitab iine alrlar



--- sh:(:663) ----
ve evirebilirler. te vcud-u misal ne derece kuvvete vcud-u
haricden aa ise, mmkinatn hdis ve rz vcudlar dahi ezel,
sermed, vcib bir vcuddan binler derece daha aa ve hafiftir ki, o
mukaddes vcud, bir zerre tecellisiyle, mmkinatn bir lemini evirir.
Maatteessf imdilik semli hastalk gibi ehemmiyetli sebeb
msaade etmediklerinden, bu pek uzun hakikat ve nktelerini Risale-i
Nur'a ve baka zamana havale ederiz.
Altnc Basamak:
,,..!_..!,:-_!_..!,-!,..,.,
Yani: Naslki fennin tabirince ukde-i hayatiye namnda bir cilve-i
irade-i lahiyenin ve emr-i tekvinnin bir kanunu ile ve o emir ve
iradenin tevecchleriyle koca bir aacn uursuz dal ve sert budaklar,
meyvelerine ve yaprak ve ieklerine zenberei ve midesi
hkmndeki o ukde-i hayatiyeden onlara gidecek lzumlu maddeler
ve erzaklara avaik ve mevani' ve sed olmazlar, belki teshilta vesile
oluyorlar; aynen yle de: Kinat ve btn mahlukatn icadnda btn
maniler bir cilve-i irade ve tevecch- emr-i Rabbanye kar
mmanaat brakp kolayla let olmasndan, kudret-i sermediye o tek
aac icad kolaylnda, kinat ve zemindeki enva'- mahlukat icad
eder, hibirey ona ar gelmez. Eer btn icadlar o kudrete
verilmezse; o vakit o tek aacn ina ve idaresi, btn aalar, belki
zeminin icad ve idaresi kadar mkil olacak. nki o zaman herey
mani' ve sed olur. O halde btn esbab toplansa; bir aacn emirden,
iradeden gelen ukde-i hayatiye midesinden, zenbereinden intizam ile
meyve, yaprak, dal ve budaklara lzm erzak ve cihazat
gnderemezler. ll ki, aacn herbir cz'ne, hatt herbir zerresine
btn aac ve eczasn ve zerratn grecek ve bilecek ve yardm
edecek bir gz, bir ihatal ilim, bir hrika kudret ve fevkalde
muavenet verilsin.
te bu be aded basamaklardan k, bak. Kfr ve irkte ne
derece mkilt, belki muhalt bulunduunu ve ne kadar akldan,
mantktan uzak ve mmteni' olduunu; ve imanda ve Kur'an yolunda
ne kadar shulet ve vcub derecesinde kolaylk ve ne kadar makul ve
makbul ve lzum derecesinde kat' ve rahat bir hak ve hakikat
bulunduunu gr, bil.



--- sh:(:664) ----
"Elhamdlillahi al nimet-il iman" de.
(Rahatszlk ve skntlar, bu ehemmiyetli basaman bki
ksmn te'hire sebeb oldular.)
Yedinci Basamak:
,.,!;...;,..!,_,-!,.,-!,.,.!;,.,
,!.-!,,-:!,_.:!,_:!,,-.!_.!,,-._.
Bir htar: Bu dokuz basamaklarn hakikatlarnn esas ve
madeni ve gnei, Sure-i hlas'tan
...!.!.-.!_
yetleridir. Srr- ehadiyet ve samediyet cilvesinden gelen lem'alara
ksa iaretlerdir. Bu yedincinin mealine bir-iki nkte ile gayet
muhtasar bakp, tafsilini Risale-i Nur'a havale ederiz. Yani; gz ve
beyindeki acib vazifeleri gren bir zerre, bir yldzdan ve bir cz', kll
mecmuundan.. mesel; dima ve gz, insann tamamndan ve cz' bir
ferd, hsn- san'ata ve garabet-i hilkata umum bir neviden ve bir
insan, acib cihazlaryla kll cins hayvandan ve bir fihriste ve proram
ve kuvve-i hfza hkmnde olan bir ekirdek, mkemmel masnuiyeti
ve mahzeniyete koca aacndan ve bir kk kinat olan bir insan,
kemal-i hilkati ve cem'iyetli hrika cihazlarnn binler acib vazifeleri
grecek bir tarzda mahlukiyeti kinattan aa deiller. Demek zerreyi
icad eden, yldzn icadndan ciz kalamaz. Ve lisan gibi bir uzvu
halkeden, elbette insan kolayca halkeder. Ve birtek insan byle
mkemmel yaratan, herhalde btn hayvanat kemal-i shuletle
yaratabilecek ve gzmz nnde yaratyor. Ve ekirdei bir liste, bir
fihriste, bir defter-i kavanin-i emriye, bir ukde-i hayatiye mahiyetinde
yaratan, elbette btn aalarn hlk olabilir. Ve lemin bir nevi
manev ekirdei ve cem'iyetli meyvesi olan insan halk edip btn
esma-i lahiyeye mazhar ve yine ve btn kinatla alkadar ve
zeminin halifesi yapan ztn, elbette ve elbette yle bir kudreti var ki,
koca kinat insan icadnn kolayl ve shuleti derecesinde halkedip
tanzim eder. yle ise; zerrenin ve





--- sh:(:665) ----
cz' ve cz' ve ekirdek ve bir insann hlk, snii, rabbi kim ise;
elbette bedahetle yldzlarn ve nevilerin ve kll ve klliyatlarn ve
aalarn ve btn kinatn hlk, snii, rabbi aynen odur. Baka
olmas muhal ve mmteni'dir.
Sekizinci Basamak:
.,-..!.:.! ...;.,.,,-!,..-.! ;,.,
L,-.!;:;..,.-.!.-.!L..!.,
_,.,!,.,,-!,..-.!!.-.,_,.,.:!,
..:-,,....,...,.-,..._,..,,.,!...
Yani: hata edilen cz'iyat ve kll ve klliyatn iinde bulunan
ferdler ve tohumlar ve ekirdeklerin, ihata eden byk klliyata
nisbetleri; gya kck nmune ve gayet ince yaz ile ok kk
kt'ada yazlm ayn kll ve klliyatn nshalar, misalleridir. yle
ise, ihata eden klliyat, o cz'iyat Hlknn kabzasnda ve tamamen
tasarrufunda bulunmak lzmdr. T ilminin mizanlaryla ve ince
kalemleriyle o byk muhitin kitabn, o ok kck yzer kt'alarda,
defterlerde dercedebilsin. Hem ihata edilen ecza ve cz'iyatn muhit
ile nisbetleri, temsilleri, gya st gibi muhitlikten salm katreler..
veya biri o muhiti skm, o noktalar ondan akm. Mesel; kavun
ekirdei, onun umum etrafndan salm bir katre veya o kitab
tamamen iinde yazlm bir noktadr ki; fihristesini, listesini,
proramn tayor. Madem byledir, elbette o cz'iyat ve katreler ve
noktalar ve ferdler Sniinin elinde, o muhit kll ve klliyat bulunmak
elzemdir. T hikmetinin hassas dsturlaryla o ferdleri, katreleri,
noktalar ondan sasn. Demek birtek tohumu, birtek ferdi yaratan,
elbette o byk kll ve klliyat ve onlar ihata eden ve onlardan ok
byk olan dier klliyatlar ve cinsleri yaratan yine odur, baka
olamaz. yle ise, birtek nefsi yaratan, btn insanlar yaratabilir. Ve
birtek ly dirilten, hairde btn cinn ve ins llerini diriltebilir ve
diriltecek. te






--- sh:(:666) ----
..-,_..;,:.-;,,:..-..
yetinin hkm ve davas gayet kat' ve parlak bir surette hak ve ayn-
hakikat olduunu gr.
Dokuzuncu Basamak:
.....!.,.!_..,.:.!.,-!;, ;..,.,
,,.-,!,_._,!,,;,,..,.!,-!.
.,-_..,.:.!.L-! ;,_.-.
,.,!.,,!.,, ;,!._.:!,,-.!.......!
;,.,.!_....!;,.,,!,-._,._.-.,!,_.
,..!..-.!_..-.!;,;.,:!_.,,,:.!
!,.!, .,.!.... ;..:,...:!!.-.,._!
_::.!._,::.!_.,.!_!.!_,-,..,;..-_
,., ,!.,.,;.,-...,.-.,,.,;.-.!,,....!
_!,..!.,,.!_.,-.!_,...,!_;
,,.!;!;,!_,...:!!.-.,.
[Bu son basaman uzun bir beyanla mealini sylemek
isterdim. Fakat maatteessf keyf tahakkm ve tazyiklerden gelen
iddetli skntlar ve tesemmmden gelen za'fiyet ve elm hastalklar
mani' olmasndan, mealine yalnz pek ksa bir iaretle iktifaya mecbur
oldum.]

Yani: Naslki faraza kabil-i inksam olmayan ve ilm-i Kelm
ve





--- sh:(:667) ----
felsefede cevher-i ferd namn alan bir zerrede, ondan daha kck
olan madde-i esriye zerreleriyle bir Kur'an- Azman yazlsa ve
semavat sahifelerinde dahi yldzlar ve gnelerle dier bir Kur'an-
Kebir yazlsa, ikisi mvazene edilse; elbette cevher-i ferd zerresinden
yazlan hurdebn Kur'an, gkler yzlerini yaldzlayan Kur'an- Azm
ve Kebir'den acaibce ve san'atn i'caznda geri deil, belki bir cihette
ileri olduu gibi; aynen yle de: Hlk- Kinat'n kudretine nisbeten
masnuiyetindeki garabet ve cezalet noktasnda zhre iei, Zhre
yldzndan geri deil ve karnca, filden aa olmaz ve mikrop,
gergedandan hilkata daha acib ve ar sinei, hurma aacndan ftrat-
acibesiyle daha ileridir. Demek bir ary yaratan, btn hayvanlar
yaratabilir. Bir nefsi dirilten, hairde btn insanlar ihya edip hair
meydannda toplayabilir ve toplayacak. Hibir ey ona ar gelmez ki;
gzmz nnde gayet abuk ve kolaylkla her baharda harin yzbin
nmunelerini yaratyor.
Son cmle-i Arabiyenin gayet ksack meali udur: Yani; ehl-i
dalalet, mezkr basamaklarn sarslmaz hakikatlarn bilmediklerinden
ve gayet abuk ve gayet kolaylkla birden mahlukat vcuda
geldiklerinden, tekili ve bir Sniin hadsiz kudretiyle icad, teekkl
ve kendi kendilerine vcud bulmak tevehhm edip; hibir zihin, hatt
vehim dahi kabul etmedii ve her cihetle muhal ve imknsz
hurafelerin kapsn kendilerine amlar. Mesel; o halde zhayatn
herbir zerresine hadsiz bir kudret, bir ilim, hereyi grecek bir gz ve
her san'at yapabilecek bir iktidar vermek lzm gelir. Birtek ilah
kabul etmemekle, zerreler adedince ilaheleri mezheblerince kabul
etmee mecbur olarak Cehennem'in esfel-i safilnine girmee
mstehak derler.
Amma ehl-i hidayet ise, geen basamaklardaki kuvvetli
hakikatlar ve sarslmaz hccetler, selim kalblerine ve mstakim
akllarna gayet kat' kanaat ve kuvvetli iman ve aynelyakn bir tasdik
vermi ki, bhesiz ve vesvesesiz itminan- kalb ile itikad ederler ki;
yldzlar, zerreler, en kk, en byk; kudret-i lahye nisbeten
farklar yoktur ki, gzmz nnde bu acaibler oluyor. Ve herbir
acibe-i san'at
..-,_..;,:.-;,,:..-..
yetinin davasn tasdik ve hkm ayn- hak ve hakikat olduuna
ehadet
--- sh:(:668) ----
ederler, lisan- hal ile Allah Ekber derler. Biz dahi onlarn adedince
Allah Ekber deriz. Ve u yetin davasn btn kuvvet ve
kanaatimizle tasdik ve hkm ayn- hak ve nefs-i hakikat olduuna
hadsiz hccetlerle ehadet ederiz.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
_,.!.-.!.-,...,_._..,..,_,,.!
_,.!.-!,,.!..-!,




























--- sh:(:669) ----
[Risale-i Nur nedir ve hakikatlar mvacehesinde Risale-i Nur ve
Tercman ne mahiyettedirler diye bir takriznamedir]
Her asr banda hadse gelecei tebir edilen dinin yksek
hdimleri; emr-i dinde mbtedi' deil, mttebi'dirler. Yani,
kendilerinden ve yeniden bir ey ihdas etmezler, yeni ahkm
getirmezler. Esasat ve ahkm- diniyeye ve snen-i Muhammediyeye
(A.S.M.) harfiyen ittiba' yoluyla dini takvim ve tahkim ve dinin
hakikat ve asliyetini izhar ve ona kartrlmak istenilen ebtl ref' u
ibtal ve dine vaki' tecavzleri redd imha ve evamir-i Rabbaniyeyi
ikame ve ahkm- lahiyenin erafet ve ulviyetini izhar u iln ederler.
Ancak tavr- esasyi bozmadan ve ruh-u aslyi rencide etmeden yeni
izah tarzlaryla, zamann fehmine uygun yeni ikna' uslleriyle ve yeni
tevcihat ve tafsilt ile fa-i vazife ederler.
Bu memurn-i Rabbaniye, fiiliyatlaryla ve amelleriyle de
memuriyetlerinin musaddk olurlar. Salabet-i imaniyelerinin ve
ihlaslarnn yinedarln bizzt fa ederler. Mertebe-i imanlarn
fiilen izhar ederler. Ve ahlk- Muhammediyenin (A.S.M.) tam mili
ve mivar- Ahmediyenin (A.S.M.) ve hilye-i Nebeviyenin (A.S.M.)
hakik lbisi olduklarn gsterirler. Hlsa: Amel ve ahlk
bakmndan ve snnet-i Nebeviyeye (A.S.M.) ittiba ve temessk
cihetinden mmet-i Muhammed'e (A.S.M.) tam bir hsn- misal
olurlar ve nmune-i iktida tekil ederler. Bunlarn Kitabullah'n tefsiri
ve ahkm- diniyenin izah ve zamann fehmine ve mertebe-i ilmine
gre tarz- tevcihi sadedinde yazdklar eserler, kendi tilka-y
nefislerinin ve kariha-i ulviyelerinin mahsul deildir, kendi zek ve
irfanlarnn neticesi deildir. Bunlar, dorudan doruya menba-i vahy
olan Zt- Pk-i Risalet'in (A.S.M.) manev ilham ve telkinatdr.
Celcelutiye ve Mesnev-i erif ve Ftuh-ul Gayb ve emsali sr hep
bu nevidendir. Bu sr- kudsiyeye o zevat- lian ancak tercman
hkmndedirler. Bu zevat- mukaddesenin, o sr- bergzidenin
tanziminde ve tarz- beyannda bir hisseleri vardr; yani bu zevat-
kudsiye, o manann mazhar, mir'at ve ma'kesi hkmndedirler.






--- sh:(:670) ----
Risale-i Nur ve Tercmanna Gelince: Bu eser-i landa
imdiye kadar emsaline rastlanmam bir feyz-i ulv ve bir kemal-i
nmtenah mevcud olduundan ve hibir eserin nail olmad bir
ekilde me'ale-i lahiye ve ems-i hidayet ve neyyir-i saadet olan
Hazret-i Kur'ann fyuzatna vris olduu mehud olduundan; onun
esas nur-u mahz- Kur'an olduu ve evliyaullahn srndan ziyade
feyz-i envr- Muhammedyi (A.S.M.) hmil bulunduu ve Zt- Pk-i
Risalet'in ondaki hisse ve alkas ve tasarruf-u kudssi evliyaullahn
srndan ziyade olduu ve onun mazhar ve tercman olan manev
ztn mazhariyeti ve kemalt ise o nisbette l ve emsalsiz olduu
gne gibi aikr bir hakikattr.
Evet o zt daha hal-i sabavette iken ve hi tahsil yapmadan
zevahiri kurtarmak zere aylk bir tahsil mddeti iinde ulm-u
evveln ve hirne ve lednniyat ve hakaik-i eyaya ve esrar- kinata
ve hikmet-i lahiyeye vris klnmtr ki, imdiye kadar byle
mazhariyet-i ulyaya kimse nail olmamtr. Bu hrika-i ilmiyenin ei
asl mesbuk deildir. Hi bhe edilemez ki; Tercman- Nur, bu
haliyle batan baa iffet-i mcesseme ve ecaat- hrika ve istina-y
mutlak tekil eden hrikulde metanet-i ahlkiyesi ile bizzt bir
mu'cize-i ftrattr ve tecessm etmi bir inayettir ve bir mevhibe-i
mutlakadr.
O zt- zhavark daha hadd-i blua ermeden bir allme-i
badl halinde btn cihan- ilme meydan okumu, mnazara ettii
erbab- ulmu ilzam ve iskt etmi, her nerede olursa olsun vaki' olan
btn suallere mutlak bir isabetle ve asl tereddd etmeden cevab
vermi, ondrt yandan itibaren stadlk pyesini tam ve
mtemadiyen etrafna feyz-i ilim ve nur-u hikmet sam,
izahlarndaki incelik ve derinlik ve beyanlarndaki ulviyet ve metanet
ve tevcihlerindeki derin feraset ve basiret ve nur-u hikmet, erbab-
irfan artm ve hakkyla "Bedizzaman" nvan- celilini
bahettirmitir. Mezaya-y liye ve fezail-i ilmiyesiyle de din-i
Muhammed'nin (A.S.M.) nerinde ve isbatnda bir kemal-i tam
halinde r-nma olmu olan byle bir zt elbette Seyyid-l Enbiya
Hazretlerinin (A.S.M.) en yksek iltifatna mazhar ve en l himaye ve
himmetine naildir. Ve bhesiz o Nebiyy-i Akdes'in (A.S.M.) emr u
fermanyla yryen ve tasarrufuyla hareket eden ve onun envr ve
hakaikna vris ve ma'kes olan bir zt- kerim-s sfattr.

--- sh:(:671) ----
Envr- Muhammediyeyi (A.S.M.) ve maarif-i Ahmediyeyi
(A.S.M.) ve fyuzat- em'-i lahyi en ma'a' bir ekilde parlatmas
ve Kur'an ve hads olan iarat- riyaziyenin kendisinde mnteh
olmas ve hitabat- Nebeviyeyi (A.S.M.) ifade eden yt- celilenin
riyaz beyanlarnn kendi zerinde toplanmas delaletleriyle, o zt
hizmet-i imaniye noktasnda risaletin bir mir'at- mcellas ve ecere-i
risaletin bir son meyve-i mnevveri ve lisan- risaletin irsiyet
noktasnda son dehan- hakikat ve em'-i lahnin hizmet-i imaniye
cihetinde bir son hmil-i zsaadeti olduuna bhe yoktur.
nc Medrese-i Yusufiye'nin Elhccetzzehra ve Zhretnnur olan
tek dersini dinleyen Nur akirdleri namna
Ahmed Feyzi, Ahmed Nazif, Salahaddin, Zbeyr, Ceylan, Sungur,
Tabancal
Benim hissemi haddimden yz derece ziyade vermeleriyle
beraber, bu imza sahiblerinin hatrlarn krmaa cesaret edemedim.
Skt ederek o medhi Risale-i Nur akirdlerinin ahs- manevsi
namna kabul ettim.
Said Nurs
* * *



















--- sh:(:672) ----
...-_,.;.__.;, ..-,....
.....,,.!.-,,,:,..,.!
ok sevgili, ok mbarek, ok kymetdar, ok mfik stadmz
Efendimiz Hazretlerine!
Ey irade-i cz'iyesini tamamyla terk edip her umrunu irade-i
Rabbaniyeye brakan ve her zahir musibet ve skntda kader-i
lahnin merhamet ve hikmetini grp kemal-i tevekkl ve teslimiyetle
o cilve-i Rabbaniyenin dahi netaicini sabr ile bekleyen muhterem
stad! Baz yerlerde, ehl-i imann nokta-i istinadnn yklmaa
balad ve bir ksm esbab ve neriyat, imann erknna kar muhalif
cephe alp, Allah' inkr eden insanlar alenen ve tefahurla dolat ve
Kur'ann evamirine muhalif hareket etmek ve manev kuvvetlere
inanmamak, icad ve tasni' hakkn uursuz, kr, sar tabiata vermek
bir iar- medeniyet ve irfan ve mnevverlik telakki edildii yrekler
titreten u dehetli asrda, Kur'ann bir mu'cize-i maneviyesi olan
Risale-i Nur'u te'lif ederek muzdarib ve iman b- hayatna muhta
pekok bare gnllere panzehir hkmnde olan devalarn vererek
onlara saadet-i ebediyeyi mjdeleyen ve davalarn gayet kat' brhan
ve hccetlerle isbat eden, hakikat cadde-i kbrasnda kuds ve
muazzez rehberimiz ve _...!.,,.!srryla Risale-i Nur ile
imanlarn kurtaran yzbinler Nur talebesinin hasenatnn bir misli
defter-i a'maline geen faziletmeab efendimiz!
Naslki Cenab- Hak, Denizli hapsinin skntlarn hie
indirecek derecede ifa-bah olan Meyve Risalesi'ni orada ihsan etmi
ve gln ieindeki gayet irin rayihas, dikeninin acsn hie
brakt









--- sh:(:673) ----
gibi, fni skntlarnz izale etmiti; aynen yle de, yine kerim olan
Rahm-i Zlcemal Hazretleri, Denizli hapsinin bir aylk skntsna bir
gnlk madd zdrab mukabil gelen bu Afyon hapishanesinde siz
sevgili stadmz eliyle tiryak ve panzehir hkmnde tevhid, tahmid
ve istiane ve risalet-i Muhammediyeyi (A.S.M.) tasdik ve muazzam
hccetlerini ihsan etmi bulunuyor. Okumak ve yazmay Risale-i
Nur'un feyziyle renen ok kusurlu talebeleriniz bizler, bu kk
risaleyi -am ekirdeinin koca am aacnn fihristesini, proramn
iinde saklad misill- hem Risale-i Nur'un hakkaniyetinin kat' bir
hcceti, hem bir nevi hlsat-l hlsas olarak telakki ettik.
Fezailini tariften ciz bulunduumuz, fakat okumas
ruhumuzda pek byk bir iniraha vesile olan ve madd elemlerimizi
srura kalbeden ve iman bahesinden hadsiz meyveleri getiren bu
kk risaleden birisi, zamanmzdaki mevcud kfr, dalalet, tabiat
karanlklarn datacak ve izale edecek onbir hccet-i tevhidi;
ikincisi; Risale-i Nur'un btn mvazenelerinin menba ve esas ve
stad iinde bulunan Fatiha-i erife'nin iman ve kuds hccetlerini
hvi bir irin tefsirini; ncs, yine Afyon Medrese-i Yusufiyesinde
siz sevgili stadmzn kalb-i mbareklerine hutur eden risalet-i
Muhammediyeye (A.S.M.) dair ksmnn gayet parlak ve tam bir
itminan temin eden bir mkemmel tercmesini beyan buyuruyordu.
Hibir cihette hibir eye liyakatmz olmayan bizler, btn
kuvvetimizle nerine alacamz bu mahiyetteki eserlerinizi aldk.
Cenab- Hakk'a hadsiz kr ederek "Ya Erhamerrhimn!
stadmzdan ebediyen raz ol!" diye dua ettik.
_.,!_.,!
Risale-i Nur Talebeleri namna
Zbeyr, Ceylan, Sungur, brahim
* * *








--- sh:(:674) ----
El-Hutbet- miye namndaki Arab dersin tercmesinin
mukaddimesidir.

...-_,.;.__.;, ..-,....
.....,,.!.-,,,:,..,.!

Aziz, sddk kardelerim,
[Krk sene evvel am'daki Cami-i Emevde, am ulemasnn sraryla,
iinde yz ehl-i ilim bulunan on bin adama yakn bir azm cemaate
verilen bu Arab ders risalesindeki hakikatleri, bir hiss-i kablelvuku ile
Eski Said hissetmi, keml-i kat'iyetle mjdeler vermi ve pek yakn
bir zamanda o hakikatler grnecek zannetmi. Halbuki iki harb-i
umum ve yirmi be sene bir istibdd- mutlak, o hiss-i kablelvukuun
krk-elli sene tehirine sebep olmu; ve imdi o zamandaki verdii
haberlerin aynen tezahrleri lem-i slmiyette balam. Demek, bu
pek ehemmiyetli ders, zaman gemi eski bir hutbe deil, belki
dorudan doruya, 1327'ye (1909) bedel 1371'de ve Cami-i Emev
yerine lem-i slm camiinde, yz yetmi milyon bir cemaate
hakikatli ve taze bir ders-i itima ve slmdir diye, tercmesini
neretmek mnasip grrseniz neredersiniz.]
Gayet mhim bir suale verilen ok ehemmiyetli bir cevab burada
yazmaya mnasebet geldi. nk krk sene evvel Eski Said, o
dersinde bir hiss-i kablelvuku ile Risale-i Nur'un harika derslerini ve
tesiratn grm gibi bahsediyor. Onun iin o sual-cevab yazacaz.
yle ki:
oklar tarafndan hem bana, hem baz Nur kardelerime sual etmiler
ve ediyorlar: "Neden bu kadar muarzlara kar ve muannid









--- sh:(:675)
filozoflara ve ehl-i dallete mukabil Risale-i Nur malp olmuyor?
Milyonlar kymettar hakiki ktb- imaniye ve slmiyenin
intiarlarna bir derece sed ekmekle ve sefahet ve hayat-
dnyeviyenin lezzetleriyle ok bare genleri ve insanlar hakaik-i
imaniyeden mahrum brakyorlar. Halbuki en iddetli hcum ve en
gaddarne muamele ve en ziyade yalanlarla ve aleyhinde yaplan
propagandalarla Risale-i Nur'u krmak, insanlar ondan rktmek ve
vazgeirmeye altklar halde, hibir eserde grlmedii bir tarzda
Risale-i Nur'un intiar, hatta ou el yazmasyla alt yz bin nsha
risalelerinden keml-i itiyakla perde altnda intiar etmesi ve dahil ve
harite keml-i itiyakla kendini okutturmasnn hikmeti nedir? Sebebi
nedir?" diye bu mealde ok suallere kar el-cevap deriz ki:
Kur'n- Hakmin srr- i'czyla hakik bir tefsiri olan Risale-i Nur, bu
dnyada bir mnev cehennemi dallette gsterdii gibi, imanda dahi
bu dnyada mnev bir cennet bulunduunu ispat ediyor. Ve
gnahlarn ve fenalklarn ve haram lezzetlerin iinde mnev elm
elemleri gsterip hasenat ve gzel hasletlerde ve hakaik-i eriatn
amelinde cennet lezaizi gibi mnev lezzetler bulunduunu ispat
ediyor. Sefahet ehlini ve dallete denleri o cihetle, akl banda
olanlarn kurtaryor. nk, bu zamanda iki dehetli hal var.
Birincisi: kbeti grmeyen, bir dirhem hazr lezzeti ileride bir
batman lezzetlere tercih eden hissiyat- insaniye akl ve fikre galebe
ettiinden, ehl-i sefaheti sefahetten kurtarmann are-i yegnesi, ayn
lezzetinde elemi gsterip hissini malp etmektir. Ve
.,..!..,-!;,-..
yetinin iaretiyle, bu zamanda hiretin elmas gibi nimetlerini,
lezzetlerini bildii halde, dnyev krlacak ie paralarn onlara
tercih etmek, ehl-i iman iken ehl-i dallete o hubb-u dnya ve o sr
iin tbi olmak tehlikesinden kurtarmann are-i yegnesi, dnyada
dahi cehennem azab gibi elemleri gstermekle olur ki, Risale-i Nur o
meslekten gidiyor. Yoksa, bu zamandaki kfr- mutlakn ve fenden
gelen dalletin ve sefahetteki tiryakiliin inad karsnda, Cenb-
Hakk tanttrdktan sonra ve Cehennemin vcudunu ispat ile ve onun
azabyla insanlar fenalktan, seyyiattan vazgeirmek yoluyla ondan,
belki de yirmiden birisi ders alabilir. Ders


--- sh:(:676)
aldktan sonra da, "Cenb- Hak Gafr'r-Rahmdir, hem Cehennem
pek uzaktr" der, yine sefahetine devam edebilir. Kalbi, ruhu
hissiyatna malp olur.
te, Risale-i Nur ekser muvazeneleriyle kfr ve dalletin dnyadaki
elm ve rktc neticelerini gstermekle, en muannid ve nefisperest
insanlar dahi o menhus, gayr- meru lezzetlerden ve sefahetlerden bir
nefret verip, akl banda olanlar tevbeye sevkeder. O
muvazenelerden, Altnc, Yedinci, Sekizinci Szlerdeki ksa
muvazeneler ve Otuz kinci Szn nc Mevkfndaki uzun
muvazene, en sefih ve dallette giden adam da rktyor, dersini
kabul ettiriyor. Mesel, yet-i Nurda, seyahat-i hayaliye ile hakikat
olarak grdm vaziyetleri gayet ksaca iaret edeceiz. Tafsilini
isteyen Sikke-i Gaybiyenin hirine baksn.
Ezcmle: O seyahat-i hayaliyede, rzka muhta hayvanat lemini
grdm vakit, madd felsefe ile baktm; hadsiz ihtiyacat ve iddetli
alklaryla beraber zaaf ve aczleri, o zhayat lemini bana ok ackl
ve elm gsterdi. Ehl-i dallet ve gafletin gzyle baktmdan feryad
eyledim. Birden hikmet-i Kur'niye ve imann drbnyle grdm ki,
Rahmn ismi, Rezzk burcunda parlak bir gne gibi tul etti. O a,
bare zhayat lemini rahmet yla yaldzlad. Sonra hayvanat
lemi iinde, yavrularn zaaf ve acz ve ihtiya iinde rpndklar
hazin, elm ve herkesi rikkat ve acmaya getirecek bir karanlk iinde
dier bir lemi grdm. Ehl-i dalletin nazaryla baktma eyvah
dedim. Birden iman bana bir gzlk verdi. Grdm ki, Rahm ismi
efkat burcunda tul etti. O kadar gzel ve irin bir srette o ac lemi
sevinli leme evirip klandrd ki, ekv ve acmak ve hznden
gelen gzyalarm, sevin ve krn lezzetlerinden gelen damlalara
evirdi. Sonra sinema perdesi gibi insan lemi bana grnd. Ehl-i
dalletin drbnyle baktm. O lemi o kadar karanlkl, dehetli
grdm ki, kalbimin en derinliklerinden feryad ettim, eyvah dedim.
nk, insanlarda ebede uzanp giden arzular, emelleri ve kinat
ihta eden tasavvurat ve efkrlar ve ebed beka ve saadet-i ebediyeyi
ve Cenneti gayet cidd isteyen himmetleri ve ftr istidatlar ve had
konulmayan ve serbest braklan ftr kuvveleri ve hadsiz maksatlara
mteveccih ihtiyalar ve zaaf ve aczleriyle beraber hcumlarna
mruz kaldklar hadsiz musibet ve a'dlar ile beraber gayet ksa bir
mr, hergn ve her saat lm endiesi altnda, gayet dadaal bir
hayat,
--- sh:(:677)
yaamak iin gayet perian bir maiet iinde kalbe, vicdana en elm ve
en mthi hlet olan mtemdi zeval ve firak belsn ekmek iinde,
ehl-i gaflet iin zulmat- ebediye kaps suretinde grlen kabre ve
mezaristana bakyorlar, birer birer ve taife taife o zulmat kuyusuna
atlyorlar grdm. te, bu insan lemini bu zulmat iinde grdm
anda, kalb ve ruh ve aklmla beraber btn letif-i insaniyem, belki
btn zerrt- vcudum feryatla alamaya hazrken, birden Kur'n'dan
gelen Nur ve kuvvet-i iman o dallet gzln krd, kafama bir gz
verdi. Grdm ki, Cenb- Hakkn dil ismi Hakm burcunda,
Rahmn ismi Kerm burcunda, Rahm ismi Gafr burcunda, yani
mnsnda, Bis ismi Vris burcunda, Muhy ismi Muhsin burcunda,
Rab ismi Mlik burcunda birer gne gibi tul ettiler. O karanlkl ve
iinde ok lemler bulunan insan leminin umumunu birden
klandrdlar, enlendirdiler. Cehennem hletleri datp, nuran
hiret leminden pencereler ap, o perian insan dnyasna nurlar
serptiler. Zerrt- kinat adedince, "Elhamd lillh, ekr lillh"
dedim. Ve aynelyakn grdm ki, imanda mnev bir cennet ve
dallette mnev bir cehennem bu dnyada da vardr, yaknen bildim.
Sonra kre-i arzn lemi grnd. O seyahat-i hayaliyemde dine itaat
etmeyen felsefenin karanlkl kavnin-i ilmiyeleri, hayalime dehetli
bir lem gsterdi. Yetmi defa top gllesinden daha sr'atli
hareketiyle, yirmi be bin sene mesafeyi bir senede gezip devreden ve
her vakit dalmaya ve paralanmaya mstad (kabil) ve ii zelzeleli,
ok ihtiyar ve ok yal kre-i arz iinde ve o dehetli gemi stnde
kinatn hadsiz boluunda seyahat eden bare nev-i insan vaziyeti
bana pek vahetli bir karanlk iinde grnd, bam dnd. Gzm
karard. Felsefenin gzln yere vurdum, krdm. Birden hikmet-i
Kur'niye ve imaniye ile klanm bir gzle baktm, grdm ki,
Hlk- Arz ve Semvtn Kdir, Alm, Rab, Allah ve Rabb's-
Semvti ve'l-Ard ve Msahhir'-emsi ve'l-Kamer isimleri, rahmet,
azamet, rububiyet burlarnda gne gibi tul ettiler. O karanlkl,
vahetli, dehetli lemi yle klandrdlar ki, o hlette, benim imanl
gzme kre-i arz gayet muntazam, musahhar, mkemmel, ho,
emniyetli, herkesin erzak iinde bir seyahat gemisi ve tenezzh ve
keyif ve ticaret iin mheyy edilmi ve zruhlar gnein etrafnda,
memleket-i Rabbniyede gezdirmek ve

--- sh:(:678)
yaz ve bahar ve gzn mahsultn rzk isteyenlere getirmek iin bir
gemi, bir tayyare, bir imendifer hkmnde grdm. Kre-i arzn
zerrt adedince "Elhamd lillhi al ni'meti'l-iman" dedim.
te, buna kyasen, Risale-i Nur'da pekok muvazenelerle ispat
edilmitir ki, ehl-i sefahet ve dallet, dnyada dahi bir mnev
cehennem iinde azap ekerler; ve ehl-i iman ve salhat, dnyada dahi
bir mnev cennet iinde, slmiyet ve insaniyet midesiyle ve imann
tecelliyat ve cilveleriyle, mnev bir cennet lezzetleri tadabilir, belki
derece-i imanlarna gre istifade edebilirler. Fakat, bu frtnal
zamann hissi iptal eden ve beerin nazarn fka datan ve boan
cereyanlar, iptal-i his nev'inden bir sersemlik vermi ki, ehl-i dallet
mnev azabn muvakkaten tam hissedemiyor; ehl-i hidyete dahi
gaflet basyor, hakik lezzetini tam takdir edemiyor.
Bu asrda ikinci dehetli hal: Eski zamanda kfr- mutlak ve
fenden gelen dalletler ve kfr- inadden gelen temerrd, bu zamana
nisbeten pek azd. Onun iin, eski slm muhakkiklerinin dersleri,
hccetleri o zamanlarda tam kfi olurdu, kfr- mekk abuk izale
ederlerdi. Allah'a iman umum olduundan, Allah' tanttrmakla ve
Cehennem azabn ihtar etmekle oklar sefahetlerden, dalletlerden
vazgeebilirlerdi. imdi ise, eski zamanda bir memlekette bir kfir-i
mutlak yerine, imdi bir kasabada yz tane bulunabilir. Eskide, fen ve
ilimle dallete girip inat ve temerrd ile hakaik-i imana kar kana
nisbeten imdi yz derece ziyade olmu. Bu mtemerrid inatlar,
firavunluk derecesinde bir gurur ile ve dehetli dalletleriyle hakaik-
imaniyeye kar muaraza ettiklerinden, elbette bunlara kar, atom
bombas gibi, bu dnyada onlarn temellerini para para edecek bir
hakikat-i kudsiye lzmdr ki, onlarn tecavzatn durdursun ve bir
ksmn imana getirsin. te, Cenb- Hakka hadsiz krler olsun ki,
bu zamann tam yarasna bir tiryak olarak Kur'n- Muciz'l-Beynn
bir mucize-i mneviyesi ve lemeat bulunan Risale-i Nur, pek ok
muvazenelerle, en dehetli muannid, mtemerridleri, Kur'n'n elmas
klcyla kryor. Ve kinat zerreleri adedince vahdniyet-i lhiyeye
ve imann hakikatlerine hccetleri, delilleri gsteriyor ki, yirmi be
seneden beri en iddetli hcumlara kar malp olmayp galebe etmi
ve ediyor. Evet, Risale-i Nur, iman ve kfr muvazeneleri ve hidayet
ve dallet mukayeseleri, bu mezkr hakikatleri bilmahede ispat



--- sh:(:679)
ediyor. Mesel, Yirmi kinci Szn iki makamnn burhanlarna ve
lem'alarna ve Otuz kinci Szn Birinci Mevkfna ve Otuz nc
Mektubun pencerelerine ve Asa-y Msnn on bir hccetine, sair
muvazeneler kyas edilse ve dikkat edilse anlalr ki, bu zamanda
kfr- mutlak ve mtemerrid dalletin inadn kracak, paralayacak
Risale-i Nur'da tecelli eden hakikat-i Kur'niyedir.
naallah, nasl Tlsmlar Mecmuasnda, dinin mhim tlsmlarn ve
hilkat- lemin muammalarn kefeden paralar, o mecmuada
toplanm. Aynen yle de, ehl-i dalletin dnyada dahi cehennemlerini
ve ehl-i hidyetin dnyada leziz-i cennetlerini gsteren ve iman,
Cennetin bir mnev ekirdei ve kfr ise Cehennem zakkumunun
bir tohumu olduunu gsteren Nurun o gibi paralar, ksack bir
tarzda, bir mecmuack olarak yazlacak, inaallah neredilecek.
Said Nurs























--- sh:(:680) ----
...-_,.;.__.;, ..-,....
Aziz, sddk, sarslmaz, sebatkr, fedakr, vefadr
kardelerim!
Bilirsiniz ki Ankara ehl-i vukufu Risale-i Nur'a ait kerametleri
ve iaret-i gaybiyeleri inkr edememiler. Yalnz, yanl olarak o
kerametlerde hissedar zannedip itiraz ederek, "Byle eyler kitabda
yazlmamal idi, keramet izhar edilmez." diye hafif bir tenkide
mukabil mdafaatmda onlara cevaben demitim ki:
Onlar bana ait deil ve o kerametlere sahib olmak benim
haddim deil. Belki Kur'ann mu'cize-i maneviyesinin tereuhat ve
lem'alardr ki hakik bir tefsiri olan Risale-i Nur'da kerametler eklini
alarak, akirdlerinin kuvve-i maneviyelerini takviye etmek iin
ikramat- lahiye nev'indendir. kram ise, izhar bir krdr, caizdir,
hem makbuldr.
imdi ehemmiyetli bir sebebe binaen cevab bir para izah
edeceim. Ve "ne iin izhar ediyorum ve ne iin bu noktada bu kadar
tahidat yapyorum ve ne iin birka aydr bu mevzuda ok ileri
gidiyorum. Ekser mektublar o keramete bakyor?" diye sual edildi.
Elcevab: Risale-i Nur'un hizmet-i imaniyesinde bu zamanda
binler tahribatlara mukabil yzbinler tamirat lzm gelirken, hem
benimle lakal yzer ktib ve yardmc bulunmak ihtiya varken, deil
ekinmek ve temas etmemek, belki millet ve ehl-i idare takdir ile ve
tevik ile yardm ve temas etmek zarur iken ve o hizmet-i imaniye
hayat- bkiyeye bakt iin hayat- fniyenin megalelerine ve
faidelerine tercih etmek ehl-i imana vcib iken, kendimi misal alarak
derim ki: Beni hereyden ve temastan ve yardmclardan men'etmek
ile beraber aleyhimizde olanlar btn kuvvetleriyle arkadalarmn
kuvve-i maneviyelerini krmak ve benden ve Risale-i Nur'dan
soutmak ve benim gibi ihtiyar, hasta, zaf, garib, kimsesiz bareye,
binler adamn grecei vazifeyi (bana) yklemek ve bu tecrid ve
tazyiklerde madd bir hastalk nev'inde insanlar ile temas ve ihtilattan
ekilmee mecbur olmak, hem o derece







--- sh:(:681) ----
tesirli bir tarzda halklar rkttrmek ile kuvve-i maneviyeyi krmak
cihetleriyle ve sebebleriyle, ihtiyarm haricinde btn o manilere kar
Risale-i Nur akirdlerinin kuvve-i maneviyelerinin takviyesine medar
ikramat- lahiyeyi beyan ederek Risale-i Nur etrafnda manev bir
tahidat yaptrmak ve Risale-i Nur kendi kendine, tek bayla
(bakalarna muhta olmayarak) bir ordu kadar kuvvetli olduunu
gstermek hikmetiyle bu eit eyler bana yazdrlm. Yoksa, h
kendimizi satmak ve beendirmek ve temeddh etmek ve hodfruluk
etmek ise; Risale-i Nur'un ehemmiyetli bir esas olan ihlas srrn
bozmaktr. nallah Risale-i Nur kendi kendine, hem kendini
mdafaa ettii, hem kymetini tam gsterdii gibi, bizi de manen
mdafaa edip kusurlarmz afvettirmee vesile olacaktr. Umum
kardelerimin ve hemirelerimin, hssaten dualar makbul ve mbarek
masumlar taifesi ve muhterem ihtiyarlar cemaatinden herbirerlerine
binler selm ve dua ederek Ramazan- eriflerini tebrik ederiz,
dualarn rica ederiz.
Hasta kardeiniz
Said Nurs
* * *
..-,....
Bu ciz kardeiniz, hem itiraz eden o eski dost zta, hem ehl-i
dikkate ve sizlere beyan ediyorum ki: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
feyziyle Yeni Said hakaik-i imaniyeye dair o derece mantka ve
hakikata brhanlar zikrediyor ki; deil mslman lemas, belki en
muannid Avrupa feylesoflarn da teslime mecbur ediyor ve
etmektedir. Amma Risale-i Nur'un kymet ve ehemmiyetine iar ve
remz bir tarzda Hazret-i Ali (R.A.) ve Gavs- A'zam'n (R.A.) ihbarat
nev'inden, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan dahi bu zamanda bir mu'cize-i
maneviyesi olan Risale-i Nur'a nazar- dikkati celbetmesine mana-y
iar tabakasndan rumuz ve imalar, i'caznn e'nindendir. Ve o lisan-
gaybn belgat- mu'cizekranesinin muktezasdr.
Evet Eskiehir hapishanesinde dehetli bir zamanda ve kuds




--- sh:(:682) ----
bir teselliye ok muhta olduumuz hengmda, manev bir ihtarla:
"Risale-i Nur'un makbuliyetine eski evliyalardan ahid getiriyorsun.
Halbuki
_,,.,.._;_.;,,.,;,
srryla en ziyade bu mes'elede sz sahibi Kur'andr. Acaba Risale-i
Nur'u Kur'an kabul eder mi? Ona ne nazarla bakyor?" denildi. O acib
sual karsnda bulundum. Ben de Kur'andan istimdad eyledim. Birden
otuz yetin mana-y sarihinin teferruat nev'indeki tabakattan mana-
y iar tabakasndan (ve o mana-y iar klliyetinde dhil) bir ferdi
Risale-i Nur olduunu ve dhlne ve medar- imtiyazna birer
kuvvetli karine bulunmasn bir saat zarfnda hissettim. Ve bir ksm
bir derece izahl ve bir ksmn mcmelen grdm. Kanaatma hibir
ek ve bhe ve vehim ve vesvese kalmad. Ve ben de ehl-i imann
imann Risale-i Nur ile takviye etmek niyetiyle o kat' kanaatm
yazdm ve has kardelerime mahrem tutulmak artyla verdim. Ve o
risalede biz demiyoruz ki, ytn mana-y sarihi budur. T hocalar
,L.,desin. Hem dememiiz ki mana-y iarnin klliyeti budur.
Belki diyoruz ki, mana-y sarihinin tahtnda mteaddid tabakalar var.
Bir tabakas da mana-y iar ve remzdir. Ve o mana-y iar de bir
klldir, her asrda cz'iyatlar var. Ve Risale-i Nur dahi bu asrda o
mana-y iar tabakasnn klliyetinde bir ferddir ve o ferdin kasden
bir medar- nazar olduuna ve ehemmiyetli bir vazife greceine,
eskiden beri lema beyninde bir dstur-u cifr ve riyaz ile karineler,
belki hccetler gsterilmi iken, Kur'ann yetine veya sarahatine
deil incitmek, belki i'caz ve belgatna hizmet ediyor. Bu nevi iarat-
gaybiyeye itiraz edilmez. Ehl-i hakikatn nihayetsiz iarat-
Kur'aniyeden hadd hesaba gelmeyen istihraclarn inkr edemeyen,
bunu da inkr etmemeli ve edemez.
Amma benim gibi ehemmiyetsiz bir adamn elinde byle
ehemmiyetli bir eserin zuhur etmesini istirab ve istib'ad edip byle
itiraz eden zt, eer buday tanesi kadar am ekirdeinden da gibi
am aacn halkeylemek azamet ve kudret-i lahiyeye delil olduunu
dnse, elbette bizim gibi ciz-i mutlak ve fakir-i mutlakta byle
ihtiyac- edid zamannda byle bir eser zuhuru, vs'at-i rahmet-i

--- sh:(:683) ----
lahiyeye delildir demeye mecbur olur. Ben sizi ve mu'terizleri Risale-
i Nur'un eref ve haysiyetiyle temin ediyorum ki: Bu iaretler ve
evliyann mal haberleri, remizleri, beni daima kre ve hamde ve
kusurlarmdan istifara sevketmi. Hibir vakitte ve hibir dakika
nefs-i emmareme medar- fahr u gurur olacak bir enaniyet ve benlik
vermediini, size bu yirmi sene hayatmn gznz nnde
tereuhatyla isbat ediyorum. Evet bu hakikatla beraber insan
kusurdan, nisyandan hl deil. Benim bilmediim ok kusurlarm var.
Belki de fikrim karm, risalelerde baz hatalar olmu. Fakat
Kur'an'n hurufat- kudsiyesinin yerine beerin tercmesini ikame
perdesi altnda, noksan huruflarla yeni hatt altnda tahrifkrane ehl-i
dalaletin tevilat- fasideleri ytn sarahatn incitmelerine bakmyor
gibi, bare mazlum bir adamn kardelerinin imann kuvvetlendirmek
iin bir nkte-i i'caziyeyi beyan ettii iin hizmet-i imaniyesine ftur
verecek derecede itiraz, elbette deil ehl-i hakikat ztlar belki zerre
mikdar insaf bulunan itiraz edemez.
Bunu da ilveten beyan ediyorum. Bu zamanda gayet kuvvetli
ve hakikatl milyonlarla fedakrlar bulunan merebler, meslekler,
tarkatlar, bu dehetli dalalet hcumuna kar zahiren malubiyete
dtkleri halde benim gibi yarm mmi ve kimsesiz ve mtemadiyen
tarassud altnda, karakol karsnda ve mdhi, mteaddid cihetlerle
aleyhimde propagandalar ve herkesi benden tenfir etmek vaziyetinde
bulunan bir adam, o mesleklerden daha ileri, daha kuvvetli dayanan
Risale-i Nur'a sahib deildir ve o eser onun hneri olamaz, onunla
iftihar edemez. Belki dorudan doruya Kur'an- Hakm'in bu
zamanda bir nevi mu'cize-i maneviyesi olarak rahmet-i lahiye
tarafndan ihsan edilmitir. O adam, binler arkadayla beraber o
hediye-i Kur'aniyeye el atmlar. Her naslsa birinci tercmanlk
vazifesi ona dm. Onun fikri ve ilmi ve zeksnn eseri olmadna
delil, Risale-i Nur'da yle paralar var ki, baz alt saatte, baz iki
saatte, baz bir saatte, baz on dakikada yazlan risaleler var. Ben
yemin ile temin ediyorum ki, Eski Said'in (R.A.) (Hasiyecik) kuvve-i
hfzas da beraber olmak artyla o on dakika ii on saatte

(Haiyecik): Baz mstensihler, bu bare Said hakknda (R.A.) kelimesini
bir dua niyetiyle yazmlar. Ben bozmak istedim, hatra geldi ki: "Allah raz
olsun" manasnda bir duadr, ilime. Ben de bozmadm.


--- sh:(:684) ----
fikrim ile yapamyorum. O bir saatlik risaleyi, iki gn istidadmla,
zihnimle yapamyorum ve o bir gnde alt saatlik risale olan Otuzuncu
Sz' ne ben ve ne de en mdakkik dindar feylesoflar alt gnde o
tahkikat yapamazlar ve hkeza...
Demek biz mflis olduumuz halde, gayet zengin bir
mcevherat dkknnn delll ve bir hizmetisi olmuuz. Cenab- Hak
fazl u keremiyle u hizmette hlisane, muhlisane bizi ve umum Risale-
i Nur talebelerini daim ve muvaffak eylesin. mn bihrmeti Seyyid-il
Mrseln.
Said Nurs






























--- sh:(:685) ----

Birinci ua
_
_,-...,
[ki acib suale kar def'aten hatra gelen garib cevabdr.]
Birinci Sual: Denildi ki: "Fatiha ve Ysin ve hatm-i Kur'an
gibi okunan virdler, kuds eyler, bazan hadsiz lm ve sa insanlara
balanyor. Halbuki byle cz' birtek hediye n- vhidde hadsiz
ztlara yetimek ve her birisine ayn hediye dmek, tavr- akln
haricindedir."
Elcevab: Ftr- Hakm naslki unsur-u havay kelimelerin
berk gibi intiarlarna ve tekessrlerine bir mezraa ve bir vasta
yapm ve radyo vastasyla bir minarede okunan ezan- Muhammed
(A.S.M.) umum yerlerde ve umum insanlara ayn anda yetitirmek
gibi, yle de; okunan bir Fatiha dahi, (mesel) umum ehl-i iman
emvatna ayn anda yetitirmek iin hadsiz kudret ve nihayetsiz
hikmetiyle manev lemde, manev havada ok manev elektrikleri,
manev radyolar sermi, serpmi; ftr telsiz telefonlarda istihdam
ediyor, altryor. Hem naslki bir lmba yansa, mukabilindeki binler
yineye (herbirine) tam bir lmba girer. Aynen yle de, bir Ysin-i
erif okunsa, milyonlar ruhlara hediye edilse, herbirine tam bir Ysin-
i erif der.
kinci Sual: iddetle ve mirane denildi ki: "Sen Risale-i
Nur'un makbuliyetine dair Hazret-i Ali (R.A.) ve Gavs- A'zam (R.A.)
gibi ztlarn kasidelerinden ahidler gsteriyorsun. Halbuki, asl sz
sahibi Kur'andr. Risale-i Nur, Kur'ann hakik bir tefsiri ve
hakikatnn bir tercman ve mes'elelerinin brhandr. Kur'an ise, sair

--- sh:(:686) ----
kelmlar gibi krl, kemikli ve uuru husus ve cz' deildir. Belki
Kur'an, umum iaratyla ve eczasyla ayn- uurdur, krszdr; fuzul,
lzumsuz maddeleri yoktur. lem-i gaybn tercmandr. Szler
hakknda sz onundur, grelim o ne diyor?"
Elcevab: Risale-i Nur dorudan doruya Kur'ann bahir bir
brhan ve kuvvetli bir tefsiri ve parlak bir lem'a-i i'caz- manevsi ve
o bahrin bir rehas ve o gnein bir ua ve o maden-i ilm-i hakikattan
mlhem ve feyzinden gelen bir tercme-i maneviyesi olduundan
onun kymetini ve ehemmiyetini beyan etmek Kur'ann erefine ve
hesabna ve senasna getiinden, elbette Risale-i Nur'un meziyetini
beyan etmeklii, hak iktiza eder ve hakikat ister, Kur'an izin verir.
Benim gibi bir tercmann hissesi yalnz krdr. Hibir cihetle
fahre, temeddhe, gurura hakk yoktur ve olamaz. Gelecek yetlerin
iaratna bu nokta-i nazarla bakmak gerektir. Yoksa beni hodbinlik ile
ittiham edenlere hakkm hell etmem. Bu ok ehemmiyetli suale kar
iki- saat zarfnda birden Kur'ann yt- mehuresinden "Szler"
adedince otuz yetin hem manasyla, hem cifr ile Risale-i Nur'a
iaretleri uzaktan uzaa icmalen grld. Ayr ayr tarzlarda otuz
yet mttefikan Risale-i Nur'u remizleriyle gsterdii hayal meyal
grld.
HTAR: En evvel yirmidrdnc yetin banda zikredilen
ihtara dikkat etmek lzmdr. O ihtarn yeri bata idi. Fakat orada
hatra geldi, oraya girdi.
kinci bir ihtar: Tevafukla iaretler eer mnasebat-
maneviyeye istinad etmezse, ehemmiyeti azdr. Eer mnasebet-i
maneviyesi kuvvetli ise, bu onun bir ferdi, bir msadak hkmnde
olsa ve mstesna bir liyakat bulunsa, o vakit tevafuk ehemmiyetlidir.
Ve o kelmdan bunun iradesine bir emare olur. Ve ondan o ferdin
husus bir surette dhil olduuna ya remz, ya iaret, ya delalet
hkmnde onu gsterir. te gelecek yt- Kur'aniyenin Risale-i Nur'a
iaretleri ve tevafuklar ekseriyet ile kuvvetli bir mnasebet-i
maneviyeye istinad ederler. Evet bu gelecek yt- mehure
mttefikan onnc asrn hirine ve ondrdnc asrn evveline
cifirce bakyorlar ve Kur'an ve




--- sh:(:687) ----
iman hesabna bir hakikata iaret ediyorlar. Ve medar- teselli bir
"Nur"dan haber veriyorlar. Ve o zamann dalalet fitnesinden gelen
behat izale edecek, Kur'an bir brhan mjde veriyorlar.
Ve o iaretlere ve remizlere tam mazhar ve o vazifeleri
bihakkn grecek, Risale-i Nur gibi bir tefsir-i Kur'an olacak. Halbuki
Risale-i Nur bu mezkr noktada ileri olduu, onu okuyanlarca
bhesiz olmasyla delalet eder ki; o yetler bilhassa Risale-i Nur'a
bakp ona iaret ediyorlar.
Birincisi: Sure-i Nur'dan yet-n Nur'dur ki, Risale-i Nur'un
Resail-in Nur ve Risale-in Nur ve Risalet-n Nur namlaryla sebeb-i
tesmiyesinin onalt sebebinden bir sebeb olduundan, birinci olarak
onu beyan etmek gerektir. Bu yet-n Nur:

_.,...,,..::..,._.._,;,,..!,.
. _,. ,.,...,!.,__.,..!
..:,,.;,,,;..,,.,..,-_.
_.,,._..,.,.. ...,!!,._..,.,
_...!,...;.!,,.,..:_..,.!
,,...__:.!,

u yet-i Nuriye'nin manaca ok tabakat ve vcuh-u kesresi
vardr. Ve o tabakalardan ve vecihlerden iar ve remz bir vechi
manaca ve cifirce nurlu bir tefsiri olan Risale-in Nur ve Risalet-n
Nur'a drt-be cmlesiyle on cihetten bakyor. Ve o tabakalardan ve o
vecihlerden bir tabaka ve bir perde dahi mu'cizane elektrikten haber
veriyor.
Risale-i Nur'a bakan Birinci Cmlesi:
_.,...,,.::..,._..dur. Yani: Nur-u lah'nin veya
Nur-u Kur'an'nin veya Nur-u Muhammed'nin (A.S.M.) misali u

--- sh:(:688) ----
_.,...,,.::.
dur. Makam- cifrsi dokuzyz doksansekiz (998) olarak aynen
Risalet-n Nur, -eddeli nun iki nun saylmak cihetiyle- tam tamna
tevafukla ona iaret eder.
kinci cmlesi:
._,.,.,...,!
dur. Yirmisekizinci Lem'ada tafsilen beyan edildii gibi, mam- Ali
(R.A.) Kaside-i Celcelutiye'sinde sarahat derecesinde Risale-in Nur'a
bakarak ve ona iaret ederek demi:
,.,.;._, .
Ben tahmin ediyorum ki, mam- Ali'nin (R.A.) bu iareti, bu cmle-i
Nuriyenin remzinden mlhemdir. Bu cmle-i yetin makam, beyz
krkalt (546) edip, Risale-i Nur'un adedi olan beyz krksekize (548)
gayet cz' ve srl iki fark ile tevafuk noktasndan iaret ettii gibi
remz bir manasyla tam bakyor.
nc Cmlesi: .,-_.dir. Eer .,-_.deki
.vakflarda gibi saylsa beyz doksan sekiz (598) ederek tam
tamna Resail-in Nur ve Risale-in Nur adedi olan beyz doksansekize
tevafukla beraber ,,:-;.,_.in adedine yine srl birtek farkla
tevafuk-u remz ile, hem Resail-in Nur'u efradna dhil eder, hem yine
Risale-in Nur'un ecere-i mbareki Furkan- Hakm olduunu gsterir.
Eer .,-_.deki ., ,kalsa, o vakit makam- cifrsi dokuzyz
doksan (993) eder, tevafuka zarar vermeyen cz' ve srl be farkla
Risalet-n Nur adedi olan dokuzyz doksansekize (998) tevafukla
manasnn dahi muvafakatine binaen ona iaret eder.
Drdnc Cmlesi:
.,.!.!_.,,._..,.
dir ki, dokuzyz doksandokuz (999) ederek srl birtek farkla Risalet-
n Nur adedi

--- sh:(:689) ----
olan dokuzyz doksansekize (998) tevafukla manasnn kuvvetli
mnasebetine binaen iaret derecesinde remzeder.
Beinci Cmlesi: ..:_.cmlesi gayet cz' bir farkla
Risalet-n Nur mellifinin ismiyle mehur bir lkabna tevafukla
manas bakt gibi bakyor. Eer ..:daki mukadder zamir izhar
edilirse .:_.olur. Tam tamna tevafuk eder. Bu yet naslki
Risale-in Nur'a ismiyle bakyor, yle de tarih-i te'lifine ve
tekemmlne tam tamna tevafukla remzen bakyor.
.,__.,..!_.,...,,.::.
cmlesi .::.deki tenvin vakf yeri olmadndan nun saylmak
ve .,_vakf yeri olduundan ., olmak cihetiyle bin yz
krkdokuz (1349) ederek, Resail-in Nur'un en nuran czlerinin te'lifi
hengm ve tekemml zaman olan bin yz krkdokuz tarihine tam
tamna tevafukla iaret eder.
Hem
_,.,.,...,!.,__.,..!
cmlesi binyz krkbe (1345) ederek, Resail-in Nur'un intiar ve
itihar ve parlamas tarihine tam tamna tevafuk eder. nki eddeli
,iki ,, eddeli ;iki ;, eddeli ,asl itibariyle bir ,bir ,ve
birinci .,vakf cihetiyle , ikinci vakf olmadndan
,saylr. Eer eddeli ,iki ,saylsa o vakit bin yz yirmiiki
(1322) eder ki, yine Risale-in Nur mellifi, mukaddemat- Nuriyeye
balad ayn tarihe tam tamna tevafuk eder.
Hem
,.,..,-_.cmlesi; ta-i evvel ,, ikinci , ise vakf


--- sh:(:690) ----
yeri olduundan olmak ve .,-deki tenvin ;saylmak cihetiyle
binyz onbir (1311) eder ki, o tarihte Resail-in Nur mellifi Risalet-
n Nur'un mbarek ecere-i kudsiyesi olan Kur'ann basamaklar olan
ulm-u Arabiyeyi tedrise balad ayn tarihe tam tamna tevafuk
ederek remzen bakar. te bu kadar manidar ve mteaddid tevafukat-
Kur'aniyenin ittifak yalnz bir emare, bir iaret deil, belki kuvvetli
bir delalettir. Belki elektrik ile beraber Resail-in Nur'a mnasebet-i
maneviyesiyle bir tasrihtir. Bu yetin mnasebet-i maneviyesinin
letafetlerinden bir letafeti udur ki: hbar- gayb nev'inden mu'cizane
hem elektrie, hem Risale-in Nur'a iaret ettii gibi, ikisinin
zuhurlarna ve zaman- zuhurlarndan sonraki tekemml zamanlarna
ve hilaf- det vaziyetlerini ok gzel gsteriyor.
Mesel, ,,.;,,,;..,cmlesi der: "Naslki
elektriin kymetdar meta, ne arktan ne de garbdan celbedilmi bir
mal deildir. Belki yukarda, cevv-i havada rahmet hazinesinden,
semavat tarafndan iniyor. Her yerin maldr. Baka yerden aramaa
lzum yoktur" der. yle de manev bir elektrik olan Resail-in Nur
dahi ne arkn malmatndan, ulmundan ve ne de garbn felsefe ve
fnunundan gelmi bir mal ve onlardan iktibas edilmi bir nur
deildir. Belki semav olan Kur'an'n, ark ve garbn fevkindeki
yksek mertebe-i arsinden iktibas edilmitir.
Hem mesel
,.,.....,!!,._..,.,..:
cmlesi, mana-y remziyle diyor ki: "Onnc ve ondrdnc asrda
semav lmbalar atesiz yanarlar, ate dokunmadan parlarlar. Onun
zaman yakndr, yani bin ikiyz seksen (1280) tarihine yakndr. te
bu cmle ile naslki elektriin hilaf- det keyfiyetini ve geleceini
remzen beyan eder. Aynen yle de: Manev bir elektrik olan Resail-in
Nur dahi gayet yksek ve derin bir ilim olduu halde, klfet-i tahsile
ve derse almaa ve baka stadlardan taallm edilmee ve
mderrisnin azndan iktibas olmaa muhta olmadan herkes
derecesine gre o ulm-u liyeyi, meakkat ateine lzum kalmadan
anlayabilir, kendi kendine istifade eder, muhakkik bir lim olabilir.
Hem iaret eder ki; Resail-in Nur mellifi dahi atesiz yanar, tahsil
iin
--- sh:(:691) ----
klfet ve ders meakkatine muhta olmadan kendi kendine nurlanr,
lim olur. Evet bu cmlenin bu mu'cizane iarat elektrik ve Resail-
in Nur hakknda hak olduu gibi, mellif hakknda dahi ayn-
hakikattr. Tarihe-i hayatn okuyanlar ve hemehrileri bilirler ki;
"zhar" kitabndan sonraki medrese uslnce onbe sene ders almakla
okunan kitablar, Resail-in Nur mellifi yalnz ayda tahsil etmi.
Hem naslki bu cmlenin manev mnasebet cihetinde kuvvetli ve
letafetli iareti var; yle de cifr ve ebced tevafukuyla hem elektriin
zaman- zuhurunun kurbiyetini, hem Resail-in Nur'un meydana
kmas, hem de mellifinin veladetini remzen haber veriyor. Bir
lem'a-i i'caz daha gsterir. yle ki
._..,.,..:
nun makam, bin ikiyz yetmidokuz (1279) olup,
,.,.....,!!,
ksm ise, iki tenvin iki "nun" saylmak cihetiyle bin ikiyz seksendrt
(1284) ederek hem elektriin taammmnn kurbiyetini, hem Resail-
in Nur'un yaknln, hem ondrt sene sonra mellifinin veladetini
..:kelime-i kudsiyesiyle manen iaret ettii gibi, cifr ile de tam
tamna ayn tarihe tevafukla iaret eder. Malmdur ki, zaf ve ince
ipler itima ettike kuvvetleir, kopmaz bir halat olur. Bu srra binaen,
bu yetin bu iaretleri birbirine kuvvet verir, teyid eder. Tevafuk tam
olmazsa da tam hkmnde olur ve iareti, delalet derecesine kar.
Tenbih: Ben bu yet-i nuriyenin iaretlerini elektrik ve Resail-
in Nur'un hatr iin beyan etmedim. Belki bu yetin i'caz-
manevsinin bir ubesinden bir lem'asn gstermek istedim.
Elhasl: Bu yet-i kudsiye sarih manasyla Nur-u lah ve Nur-
u Kur'an ve Nur-u Muhammed'yi (A.S.M.) ders verdii gibi, mana-y
iarsiyle de her asra bakt gibi, onnc asrn hirine ve
ondrdnc asrn evveline dahi bakar ve dikkatle baktrr. Ve bu iki
asrn hir ve evvellerinde en ziyade nazara arpan ve en ziyade
mnasebet-i maneviyesi bulunan ve bu yetin umum cmlelerinin
muvafakatlarn ve mutabakatlarn en ziyade kazanan elektrik ile
Resail-in Nur olduundan dorudan doruya mana-y remziyle bakar
diye

--- sh:(:692) ----
bana kanaat- kat'iyye verdiinden ekinmeyerek kanaatm yazdm.
Hata etmi isem Erhamrrhimn'den rahmetiyle afvetmesini niyaz
ediyorum. Resail-in Nur'un bu yetin iltifatna liyakatn anlamak
isteyen ztlar, hangi risaleye dikkatle baksalar anlarlar. Hi olmazsa
Eskiehir hapishanesinin bir meyvesi olan Otuzuncu Lem'a namndaki
alt esma-i lahiyeye dair Alt Nkte Risalesine, hi olmazsa o
Lem'adan sm-i Hayy ve Kayyum'a dair Beinci ve Altnc Nkte'lere
dikkatle baksa elbette tasdik eder.
Resail-in Nur'a iaret eden kinci yet:
,,...,....
yet-i mehuresidir ki,
..,._..,,
hadsinin vruduna sebeb olmu.
,,...,...
in iareti Sekizinci Lem'ada tafsilen beyan edildii gibi, Sure-i Hud'da
.,-.,_.,,..
il hirih yetinin iki kuvvetli iaret veren sahifesinin mukabilindeki
gayet mehur bir yetidir. Makam- cifrsi bin yz (1303) ederek,
hem Sure-i ra'nn ikinci sahifesinde
,,...,...,
ise, bin yz dokuz (1309) ederek o tarihte umum muhatablar iinde
birisine hususan Kur'an hesabna iltifat edip istikametle emreder ki;
birinci tarih ise, Resail-in Nur mellifinin Risale-i Nur'u netice veren
ulmun tahsiline balad tarihtir. Ve ikinci yetin tarihi ise, o
mellifin hrika bir surette pek az bir zamanda ilimce tekemml
etmesi, tahsilden tedrise balad ve ayda ve bir k iinde onbe
senede medresece okunan yz kitabdan ziyade okuduu ve o zamann
o muhitte en mehur lemasnn yannda o ayn mahsul onbe
senenin mahsul kadar netice verdii ok mkerrer imtihanlarla
(Haiye) ve hangi ilimden olursa olsun sorulan her suale kar cevab-
savab vermekle isbat ettii ayn
(Haiye): Bu beyanat- medhiye Said'e ait deildir. Belki Kur'ann bir
tilmizini, bir hdimini Said (R.A.) lisanyla ve haliyle tarif eder. T
hizmetine itimad edilsin.
--- sh:(:693) ----
tarihe, tam tamna tevafukla remzen Risale-i Nur'un istikametine bir
iarettir.
nc yet-i Mehure:
...,.,,..,.!..,,.._.!,
yeti kuvvetli mnasebet-i maneviyesiyle beraber cifirce bin yz
krkdrt (1344) eder ki, o tarihte Risale-i Nur'un akirdleri gibi bu
yetin manasna daha ziyade mazhar olanlar zahiren grlmyor.
Demek bu yet, manasnn mteaddid tabakalarndan iar bir
tabakadan ve remz bir perdeden Kur'ann parlak bir tefsiri olan
Risale-i Nur'a bakyor ve en evvel nzil olan Sure-i Alak'ta
_-L,!;...;;
yeti gibi manasyla ve makam- cifriyle ifade ediyor ki; bin yz
krkdrtte nev'-i insan iinde firavunane emsalsiz bir tuyan, bir inkr
kacak.
..,,.._.!,
yeti ise, o tuyana kar mcahede edenleri sena ediyor. Evet harb-i
umum neticelerinden hem lem-i insaniyet, hem lem-i slmiyet ok
zarar grdler. Nev'-i insann, hususan Avrupa'nn marur ve
cebbarlar, bilhassa birisi, kuvvet ve gnaya ve paraya istinad ederek
firavunane bir tuyana girdiklerinden, o husus insanlar nev-i beeri
mes'ul ediyor diye insan ism-i umumsiyle tabir edilmi. Eer
,,..,.!
deki eddeli "nun" bir "nun" saylsa, bin ikiyz doksandrt (1294)
eder ki Risalet-n Nur mellifinin besmele-i hayatdr ve tarih-i
veladetinin birinci senesidir. Eer eddeli "lm" iki "lm" ve "nun" bir
saylsa, o vakit bin yz yirmidrtte (1324) hrriyetin iln
hengmnda mcahede-i maneviye ile tezahr eden Risale-in Nur
mellifinin grnmesi tarihidir.
Drdnc yet-i Mehure:
_....!_..-,.:..,..!,
yetidir. u cmle Kur'an- Azman'


-- sh:(:694) ----
ve Fatiha Suresi'ni msenna senasyla ifade ettii gibi, Kur'ann
msenna vasfna lyk bir brhan ve alt erkn- imaniye ile beraber
hakikat- slmiyet olan yedi esas, Kur'ann seb'a-i mehuresini parlak
bir surette isbat eden ve "Seb'a-l Mesan" nuruna mazhar bir yinesi
olan Risale-i Nur'a cifirce dahi iaret eder. nki
_....!_..-,.:..,
makam- ebcedsi binyz otuzbe (1335) adediyle Risale-in Nur'un
Fatihas olan arat-l 'caz tefsirinin Fatiha Suresi'yle Elbakara
Suresi'nin bana ait ksm basmakla intiar tarihi olan bin yz
otuzbe veya altya tevafukla remz bir perdeden ona baktna bir
emaredir.
Beinci yet:
_..!__:.,.!...-,...,,-...,.;._.,
dir. Bu yetin remzi latiftir. nki hem kuvvetli mnasebet-i
maneviye ile, hem cifirle efrad- kesresi iinde husus bir surette
Risale-in Nur ve mellifine bakyor. yle ki: ..,.kelimesi tenvin
"nun" saylmak cihetiyle beyz (500) ederek "Said-n Nurs" adedi
olan beyze tevafukla iaret ediyor ki, "Said-n Nurs dahi meyyit
hkmnde idi. Risalet-n Nur ile ihya edildi, onunla hayat buldu."
Evet,
,.!...-,...,,-...,.;._.,
deki iki tenvin "nun"durlar. Bin yz otuzdrt (1334) eder ki, o ayn
zamanda (Arab tarihle) Said umum harbde madd ve dehetli bir
mevtten dahi hrika bir tarzda kurtulmas ve felsefe ve gafletten gelen
manev ve iddetli bir lmden necat bulmas ve Kur'ann b-
hayatyla taze bir hayata girmesi tarihidir. Bu tevafuk-u manev ve
muvafakat- cifriye delalet derecesinde bir iarettir. Hem
_..!__:.,.!...-,...,,-.
de tenvin "nun" ve




--- sh:(:695) ----
eddeli "nun" iki "nun" ve de telaffuz edilen _saylmak cihetiyle
bin ikiyz doksandrt (1294) eder ki, veladetinin ve hayatnn birinci
senesidir. Demek bu cmle ile hayat- maddiyesine, evvelki cmle ile
de hayat- maneviyesine iaret eder.
Elhasl: Bu yet mteaddid ve ok tabakalarndan bir iar
tabakadan hem Risalet-n Nur'a, hem mellifine, hem bu ondrdnc
asrn ibtidasna, hem ibtidasndaki Risalet-n Nur'un mebde'ine
remzen, belki iareten, belki delaleten bakar.
..,.;._.,yetinin Tetimmesi
__:.,.!...-,...,,-...,.;._.,
.,.._,.-_,!,...L!_ ..._._..!
yetinin kuvvetli iaretini hem teyid hem letafetlendiren mnasebet
birden Ramazanda kalbime geldi. Kat' bir kanaat verdi ki,
..,.kelimesine tam mnasib Said'dir. Bu yet Risale-i Nur tercman
olan Said'i "meyyit" nvanyla gstermesinin bir hikmeti budur ki:
Mevtin muammasn ve tlsmn Risale-i Nur ile o am, o
dehetli yzn altnda ehl-i imana ok nsiyetli, srurlu, nurlu bir
hakikat kefedip isbat etmi. Ve mevt-ld hayat- fniyede boulan
ehl-i ilhada kar, bkiyane hayat-ld muvakkat bir mevt-i zahir ile
galibane mukabele eder.
.,.._,.-_,!,...L!_..._.
srrna mazhar olan ehl-i ilhad, gayr- meru mtehiyatnn ibahesiyle
sslendirmesine mukabil, Risale-i Nur, mevti o aldatc, fni hayata
kar karp lezzet ve znetini zr zeber eder. Ve der ve isbat eder ki:
"Mevt ehl-i dalalet iin i'dam- ebeddir ve o dehetli daraacndan
kurtaran ve mevti mbarek bir terhis tezkeresine eviren yalnz Kur'an
ve imandr. te bunun iindir ki, bu hakikat- muazzama-i mevtiye
Risale-i Nur'da gayet




--- sh:(:696) ----
mhim ve geni bir mevki alm; hatt ekser hcumunda mevti elinde
tutup ehl-i dalaletin bana vurur, akln bana getirmeye alr.
kincisi: Ehl-i tarkatn ve bilhassa Naklerin drt esasndan
biri ve en messiri olan rabta-i mevt Eski Said'i Yeni Said'e (R.A.)
evirmi ve daima hareket-i fikriyede Yeni Said'e yolda olmu. Bata
htiyarlar Risalesi olarak, risalelerde o rabta kefiyat gstere gstere
t ehl-i iman hakknda mevtin nuran ve hayatdar ve gzel hakikatn
grp gsterdi.
ncs: Bu yet cifir ve ebced hesabyla her tarafta Said'e
hcum eden eit mevtin temas zamann ve tarihini aynen gsterip
tevafuk eder. Demek yetteki "meyyit" kelimesinin efradndan medar-
nazar bir ferdi ve cifirce onun ismi "meyyit" adedine tam tevafukla
husus iarete mazhar bir msadak "Said-n Nurs"dir.
[Sabri'nin sadakatnn bir kerametidir.]
Ben namazdan sonra bu tetimmeyi yazarken Sddk
Sleyman'n halefi Emin, Sabri'nin
..,.;._.,
yetine dair paray aldn ve Ramazann feyzinden onun izah gibi
nurlar istediini grdm. Ne yazdm Emin'e gsterdim, hayretle
dedi: "Bu hem Sabri'nin, hem Risale-i Nur'un bir kerametidir." Bu
yetteki esrarl mvazene-i Kur'aniyeyi dnrken, Sure-i Hud'daki
._.!...
fkrasna kar
.-!_.,.-._.!..,
deki mvazene hatra geldi ve bildirdi ki: Naslki bu ikinci yet ve
birinci fkra Risale-i Nur'un mesleine, akirdlerine tam tamna manen
ve cifirce bakyor. yle de:
,,,,,,.,,,,!,..!_.._.!...
yeti dahi, Risale-i





--- sh:(:697) ----
Nur'un muarzlarna ve dmanlarna ve onlarn cereyanlarnn
mebdeine ve faaliyet devresine ve mntehasna cifir ile, tevafuk ile
iaret eder. yle ki:
,,..!,..L,!;,.,
gibi yetlerin bahsinde Birinci ua'da yedi-sekiz ytn ehemmiyetle
gsterdikleri bin yz onalt ve yedi (1316-1317) tarihi ki, Kur'ana
kar olan s'-i kasdn mebdeidir. ._.!...cifirce ayn tarihi
gsteriyor. Eer eddeli "mim" iki "mim" saylsa bin yzelliyedi
(1357), eer eddeli "lam" iki "lam" saylsa binyz krkyedi (1347)
ki bu asrn tgiyane faaliyet tarihidir. Her iki eddeli ikier saylsa bin
yz seksenyedi (1387) ki
.!;,,-!,.-;
dehetli bir cereyann mntehas tarihi olmak ihtimali var.
,,,,,,.,,,,!,..!_.
ise bin yz altmbir (1361), eer ,..!_.daki okunmayan "ye"
saylmazsa bin yz ellibir (1351) tarihini; eer eddeli "nun" asl
itibariyle bir "lam", bir "nun" saylsa yine bin yz otuzbir (1331)
tarihini ve harb-i umum fetinin feryad u fizar iindeki yangnn
gstererek Cehennem ateinde zefir ve ehik eden ehl-i ekavetin
azabn haber verip, ehl-i iman fitnelere dren aklerin hem
dnyada, hem hirette cezalarna iaret eder. Aynen yle de, bu asra
da zahiren bakan, esrarl olan Sure-i _,,,!,.....!, den u
yetin
,.,,..,,..,!,,....!,_,...!.._
.!; ,-!,..,,!,
ifadesi gibi hem stanbul'un iki hark- kebiri, hem harb-i umumnin
dehetli yangnn Cehennem azab gibi o fitnenin bir cezasdr diye
iaret eder.


--- sh:(:698) ----
Elhasl: Bu yet her asra bakt gibi bu asra daha ziyade
nazar- dikkati celbetmek iin cifirce bu asrn -drt devresinin
tarihlerine ve hdiselerine iaret ve manasnn suretiyle ve tarz-
ifadesiyle iki cereyann keyfiyetlerine ve vaziyetlerine ma eder.
Sabri'nin mektubu yolda iken ve gelmeden evvel o mektubun manev
tesiri ile bu yeti ve ..,.;._., yetiyle beraber dnrken
hatrma geldi. Risale-i Nur bu derece kuvvetli iaret-i Kur'aniyeye ve
akirdleri bu kadar kymetli bearet-i Furkaniyeye ve aktablarn
iltifatna mazhariyetin srr ve hikmeti, musibetin azameti ve
dehetidir ki, hi bir eserin mazhar olmad bir kuds takdir ve tahsin
alm. Demek ehemmiyet onun fevkalde byklnden deil, belki
musibetin fevkalde dehetine ve tahribatna kar mcahedesi cz' ve
az olduu halde gayet byk yle bir ehemmiyet kesbetmi ki bu
yette iaret ve bearet-i Kur'aniyede ifade eder ki, Risale-i Nur
dairesi iine girenler tehlikede olan imanlarn kurtaryorlar ve imanla
kabre giriyorlar ve Cennet'e gidecekler diye mjde veriyorlar. Evet
baz vakit olur ki, bir nefer grd hizmet iin bir mirin fevkine
kar, binler derece kymet alr.
htar: Gemi ve gelecek yetlerin iaretleri yalnz tevafukla
deil belki herbir yetin mana-y kllsindeki cz'iyat- kesresinden
bir cz' ferdi Risale-i Nur olduuna maen, mnasebet-i maneviyeye
gre cifr ve ebced bir tevafukla o mnasebeti teyiden ve ona binaen
husus ona bakar demektir.
Altnc yet: Sure-i Hadd'de
;:.,.,:!_--,
Yani: "Karanlklar iinde size bir nur ihsan edeceim ki o nur ile
doru yolu bulup onda gidesiniz." Lillahilhamd Risale-i Nur bu kuds
ve kll manasnn parlak bir ferdi olduu gibi ,.deki tenvin "nun"
saylmak cihetiyle bin yz onsekiz (1318) adediyle Resail-in Nur
mellifi tedristen, te'lif vazifesine ve mcahidane seyahata balad
zamann be sene evvelki zamanna ve ok yetlerin iaret ettikleri bin
yz onalt (1316) tarihindeki



--- sh:(:699) ----
mhim bir inklab- fikrden iki sene sonraki zamana tevafuk eder ki;
o zaman istihzarat- Nuriyeye balad ayn tarihtir. te u nurlu yet,
hem manaca hem cifirce tevafuku ise, umum vcuhu ayn- uur olan
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'da elbette ittifak ve tesadf olamaz.
Yedinci yet:
...:-!.!-,
u yet-i mehurenin kll manasnn bu zamanda zahir bir msadak
Risalet-n Nur olduu gibi, Lafzullahtaki eddeli "lm" bir "lm" ve
...:deki melfuz "ya" saylmak artyla dokuzyz doksansekiz
(998) adediyle Risalet-n Nur'un dokuzyz doksansekiz adedine tam
tamna tevafukla, mnasebet-i maneviyeye binaen remzen ona bakar.
Ve bu remzi latifletiren ve kuvvet veren mnasebetlerin birisi udur
ki: Risalet-n Nur'un eczalar Szler namyla itihar etmiler. Szler
ise Arabca "kelimat"tr. Ve o kelimat ile Kur'ann hakaikn o derece
mahz- hak ve ayn- hakikat olduunu isbat etmi ki, bu zamann
dinsiz feylesoflarn tam susturuyor.
Sekizinci yet:
,,.....,_!_,_.._.._
dir. u yet-i mehure kll manasnn bu asrda muvafk ve mnasib
bir ferdi Risalet-n Nur olduu gibi, cifirle
,,.....,kelimesi .,deki tenvin "nun" saylmak
cihetiyle Risalet-n Nur adedi olan dokuzyz doksansekize (998) yine
iki srl (Haiye) fark ile bakt gibi,
,,.....,_!_,_..
cmlesinin makam- ebcedsi ile bin yz onalt (1316) ederek
Risale-i Nur mellifinin tedrisiyle istihzarat- Nuriyede bulunduu en
hararetli tarihi olan bin yz onalt adedine tam tamna tevafuk eder.
(Haiye): Yani mertebesine iaret iin iki fark var. Risale-i Nur vahiy
deil, ilham ve istihracdr.




--- sh:(:700) ----
Dokuzuncu yet: Hem "Elbakara" suresinde, hem "Lukman"
suresinde
_.!.,,-!.,......
cmlesidir. Yani: "Allah'a iman eden hi kopmayacak bir zincir-i
nuraniye yapr, temessk eder." Risale-i Nur ise, iman- billahn
Kur'an brhanlarndan bu zamanda en nuranisi ve en kuvvetlisi
olduu tahakkuk ettiinden, bu _.!.,,-!.klliyetinde husus
dhil olduuna teyiden makam- cifrsi bin yz krkyedi (1347)
ederek Risalet-n Nur intiarnn fevkalde parlamas tarihine tam
tamna tevafukla bakar. Ve bu ondrdnc asrda Kur'ann i'caz-
manevsinden ne'et eden bir urvet-l vska ve zulmattan nura
karacak bir vesile-i nuraniye Risale-in Nur olduunu remzen bildirir.
Onuncu yet: ..:_..:-!_
Onbirinci yet: ,,,,,.:-!,,..:!,,..-,
Onikinci yet: .:-!,,..:!,:..-,,:,,,
yetleridir. Meal-i icmalleri der ki: "Kur'an hikmet-i kudsiyeyi size
bildiriyor. Sizi manev kirlerden temizlendiriyor." Bu yetin kll
ve umum manalarnda Risale-i Nur kasd bir surette dhil olduuna
iki kuvvetli emare var.
Birisi udur ki: Risale-i Nur'un mstesna bir hassas, sm-i
Hakem ve Hakm'in mazhar olup btn safahatnda, mebahisinde
nizam ve intizam- kinatn yinesinde sm-i Hakem ve Hakm'in
cilveleri olan hikmet-i kudsiyeyi ve hikemiyat- Kur'aniyeyi ders
veriyor. Mevzuu ve neticesi, hikmet-i Kur'aniyedir.
kinci Emare: Birinci yet bin yz yirmiiki (1322) ederek
makam- ebced ile Risale-in Nur mellifinin dorudan doruya ulm-
u liyeden






--- sh:(:701) ----
(,!) ban kaldrp hikmet-i Kur'aniyeye mteveccih olarak hdim-
l Kur'an vaziyetini ald tarihtir ki, bir sene sonra stanbul'a gitmi
manev mcahedesine balam.
kinci yet ise: Makam- cifrsi bin yz iki (1302) ederek
Risale-i Nur mellifinin Kur'an dersini ald tarihe tam tamna
tevafuk ile remzen Kur'ann bahir bir brhan olan Resail-in Nur'a
bakar.
nc yet ise: Bin yz otuzsekiz (1338) olduundan
hikmet-i Kur'aniyeyi Avrupa hkemasna kar parlak bir surette
gsterebilen ve gsteren Risale-in Nur mellifi "Dr-l Hikmet-il
slmiye"de hikmet-i Kur'aniyeyi mdafaa etmekle, hatt ngiliz'in ba
papaz sual ettii ve altyz kelime ile cevab istedii alt sualine alt
kelime ile cevab vermekle beraber inzivaya girip btn gayretiyle
Kur'ann ilhamatndan Risale-i Nur'un mes'elelerini iktibasa balad
ayn tarihe tam tamna tevafukla remzen bakar.
Onnc yet: Sure-i l-i mran'da
,.-!_;-.,!,.!;.,.,.-..,
Ondrdnc yet: Sure-i Nisa'da
,,..,.-!_;-.,!_:!
Bu iki yet bu asra da husus bakarlar.
Birincisinin meali gsteriyor ki: Ehl-i dalalet mteabihat-
Kur'aniyeyi yanl tevilat ile tahrifine ve bheleri oaltmasna
alt bir zamanda, ilimde rsuhu bulunan bir taife o mteabihat-
Kur'aniyenin hakik tevillerini beyan edip ve iman ederek o behat
izale eder. Bu kll manann her asrda msadaklar ve cz'iyatlar var.
Harb-i umum vastasyla, bin seneden beri Kur'an aleyhinde terakm
eden Avrupa itirazlar ve evhamlar lem-i slm iinde yol bulup
yayldlar. O behatn bir ksm fenn eklini giydi, ortaya kt. Bu
behat ve itirazlar bu zamanda def'eden bata Risale-in Nur ve
akirdleri grndnden, bu yet bu asra da baktndan Risale-in
Nur ve akirdlerine remzen bakmakla beraber




--- sh:(:702) ----
lema-i mteahhirnin mezhebine gre .!;da vakfedilmez. O
halde makam- cifrsi aynen _-L,!;...;; nn makam gibi
bin yz krkdrt (1344) ederek Resail-in Nur ve akirdlerinin
meydan- mcahede-i maneviyeye atlmalar tarihine tam tamna
tevafukla onlar da bu yetin harm-i kudssinin iine alyor. Hem
harin en kuvvetli ve parlak bir brhan olan Onuncu Sz'n etrafa
yaylmas tarihine ve Kur'ann krk vecihle mu'cize olduunu beyan
eden Yirmibeinci Sz'n itihar hengmna, hem _-L,!;...;;
adedine tam tamna tevafukla bakar. Eer mezheb-i selef gibi
.!;da vakfolsa, o halde ;-.,!deki eddeli "ra" iki "ra"
saylsa bin yz altm (1360) ksur ederek Risalet-n Nur
akirdlerinin bundan onbe-yirmi sene sonraki rasihane ve
muhakkikane olan ilimlerine ve imanlarna remzen bakt gibi,
eddeli "ra" asl itibariyle bir "lm" bir "ra" saylsa bin ikiyz oniki
(1212) ederek bundan bir buuk asr evvel Mevlna Hlid
Zlcenaheyn'in Hindistan'dan getirdii parlak bir ilm-i hakikat
rsuhuyla o zamanda meydan alan tevilat- fasideyi ve behat
datarak yz senede elli milyondan ziyade insanlar daire-i iradna
ald ve tenvir ettii zamann tarihine tam tamna tevafukla bakar.
kinci yet olan
,,..,.-!_;-.,!
eddeli "ra" aslna nazaran bir "lm" bir "ra" saylmak cihetiyle
makam- ebcedsi bin yz krkdrt (1344) etmekle her asra bakt
gibi bu asra da husus remzen bakar. Ve ilm-i hakikatta rasihane
alan ve kuvvetli iman eden bir taifeye iaret eder. Ve ok yetlerin
ehemmiyetle gsterdikleri bu bin yz krkdrtte Risalet-n Nur ve
akirdlerinden daha ziyade bu vazifeyi mkil erait iinde
sebatkrane yapan zahirde grlmyor. Demek bu yet onlar dahi
daire-i harmine husus dhil ediyor.



--- sh:(:703) ----
Onbeinci yet:
..,,.,.,:,!..!,.,,:,_. ;.,,..._..!.,.
u yet bu zamana dahi hitab eder. nki tamam -..,,. hari kalsa-
bin yz altm (1360) ksur eder. Eer ,...den sonraki olsa
;.,ve ,.kelimelerindeki tenvinler "nun" saylsa bin yz on
(1310) eder. Demek bu asra da hitab eder. Hem
;.,,...cmlesi yalnz drt farkla Furkan adedine
tevafukla sarihan bakt gibi, o kuds brhan- lahnin bu zamanda
parlak ve kuvvetli bir brhan olan Resail-in Nur'a dahi ikinci cmlesi
olan ..,,.,.,:,!..!,.adedi, iki tenvin vakfta iki "elif"
saylmak cihetiyle beyz doksansekiz (598) ederek aynen tam tamna
Resail-in Nur'a ve Risale-in Nur adedine tevafuk ile o semav brhan-
kudsnin yerde bir brhan Resail-in Nur olduunu remzen haber
veriyor.
htar: Szler'in ismi olan Risale-in Nur veya Resail-in Nur
veya Risalet-in Nur'daki eddeli "nun" iki "nun" saylmak, cifirce
aleb bir kaidedir. eddeli harf bazan bir, bazan iki saylabilir.
Onaltnc yet:
...,_..._..!
dur. u ifal yet ok zamandr benim derdlerimin ifas ve ilc
olduu gibi eczahane-i kbra-y lahiye olan Kur'an- Hakm'in tiryak
illarndan, Risale-in Nur eczalarnn kavanozlarndan alarak belki
bin manev derdlerime bin kuds ifay buldum ve Resail-in Nur
akirdleri dahi buldular. Ve fenden ve felsefenin bataklndan kan
ve tedavisi ok mkil olan ve zndka hastalna mbtela olanlardan
oklar onunla ifalarn buldular.
te her derde ifa olan Kur'ann illarnn bu zamanda bir
ksm kavanozlar hkmnde bulunan Resail-in Nur dahi bu ifadar



--- sh:(:704) ----
yetin bir medar- nazar olduuna kuvvetli bir emare udur ki: Bu
yetin makam- cifrsi olan bin yz krkalt (1346) adedi Resail-in
Nur'un bin yz krkaltda ifadarane etrafa intiarnn tarihine ve
Mu'cizat- Ahmediye Aleyhissalt Vesselm namnda olan risale-i
hrikann zaman- te'lifine tam tamna tevafukudur. u tevafuk hem
mnasebet-i maneviyeyi teyid ve onunla teeyyd eder, hem remizden
iaret derecesine karyor.
Onyedinci yet:
,.,..;!;.!_,.-_.!;.
deki
,.,..;!;.!_,.-_.
nn makam- cifrsi eddeli "lm"lar birer "lm" ve eddeli "kf" bir
"kf" saylmak cihetiyle bin yz yirmidokuz (1329) ederek, harb-i
umumnin balangc zamannda Resail-in Nur'un balangc olan
arat-l 'caz tefsirinin tarih-i te'lifine tam tamna tevafukla beraber,
eddeli "kf" iki "kf" saylmak cihetiyle bin yz krkdokuz (1349)
ederek harb-i umumnin verdii sarsntlar zamannda Resail-in
Nur'un "Hasbiyallah" diyerek ehl-i dnyadan hi bir yerde himaye
grmeden belki tehacme hedef olmakla beraber ekinmeyerek yalnz
balaryla mkilt iinde envr- Kur'aniyeyi nerettikleri ayn tarihe
tam tamna tevafuku ise, her cihetiyle ayn- uur olan ytta elbette
tesadf olamaz. Belki bu gibi yetler, en mkil zaman olan bu asra
dahi husus bakarlar ve o yt kendilerine rehber ittihaz eden bir
ksm akirdlerine husus iltifat edip iltifatlaryla teci' ederler.
Bu yet, sbk yetler gibi mnasebet-i maneviyesi geri
zahiren grnmyor; fakat bir cihetle Resail-in Nur ile bir nevi
mnasebeti vardr. yle ki: On senedir (Hasiye) bu yet Risalet-n
Nur mellifinin ve sonra has akirdlerinin maribden sonra bir vird-i
hususleridir. Hem bu yetin manasna bu zamanda tam mazhar ve
herkes onlardan ekinmesinden ftur getirmeyerek "Hasbiyallah"
deyip
(Haiye): Te'lif tarihine gredir.




--- sh:(:705) ----
mtevekkilane mkilt- azme iinde envr- imaniyeyi ve esrar-
Kur'aniyeyi nereden, ehl-i iman me'yusiyetten kurtaran bata
Risalet-n Nur ve akirdleridir.
Onsekizinci yet:
;,!.-!,.!,,-;
dir. Bu yet mealiyle hizbullahn zahir malubiyetinden gelen
me'yusiyeti izale iin kuds bir teselli verir ve hizbullah olan hizb-i
Kur'annin hakikatta ve akibette galebesini haber verir. Ve bu asrda
hizb-i Kur'annin hadsiz efradndan Resail-in Nur akirdleri tezahr
ettiklerinden bu yetin kll manasnda husus dhil olmalarna bir
emare olarak makam- cifrsi olan bin yzelli (1350) adedi ile
Resail-in Nur akirdlerinin zahir malubiyetleri ve bir sene sonra
mahbusiyetleri iinde manev galebeleri ve metanetleri ve haklarnda
yaplan mdhi imha plnn akm brakan ihlaslar ve kuvve-i
maneviyeleri tezahr etmesinin rumi tarihi olan bin yzelli ve ellibir
ve elliiki (1350-1351-1352) adedine tam tamna tevafuku elbette
efkatkrane, tesellidarane bir remz-i Kur'andir.
Ondokuzuncu yet:
!.,,....,,,._,_-.,,.-..._.!,
..!,..,..,...!,...,;
u yetin umum manasndaki tabakalarndan bir tabaka-i iariyesi bu
asra dahi bakyor. nki
..,...!,...,;!.
hem manaca kuvvetli mnasebeti var, hem cifirce bin yz yirmialt
(1326) ederek o tarihteki hrriyet inklabndan ne'et eden frtnalarn
hengmnda hereyi sarsan o frtnalarn ve harblerin zulmatndan
kurtulmak iin nur arayan m'minler iinde, Resail-in Nur akirdleri
az bir zaman sonra tezahr ettiklerinden bu yetin efrad- kesresinden
bu asrda bir msadak onlar olduuna bir emaredir.
..!,..,



--- sh:(:706) ----
cmlesi bin yz altma (1360) bakyor. Demek bundan be-alt
sene sonra istifar devresidir. Resail-in Nur akirdleri o zamanda
istifar dersini vereceini remzen bir madr.
Yirminci yet:
_,....!.-,,.....;,.!_.,,..,
u yet-i azme sarhan asr- saadette nzul- Kur'ana bakt gibi sair
asrlara dahi mana-y iarsiyle bakar. Ve Kur'ann semasndan ilham
bir surette gelen ifadar nurlara iaret eder. te dorudan doruya
tabib-i kulb olan Kur'an- Hakm'in feyzinden ve ziyasndan iktibas
olunan Risalet-n Nur, benim ok tecrbelerimle umum manev
derdlerime ifa olduu gibi, Resail-in Nur akirdleri dahi
tecrbeleriyle beni tasdik ediyorlar. Demek Resail-in Nur bu yetin bir
mana-y iarsinde dhildir. Ve bu dhlne bir emare olarak
_,....!.-,,.....
nin makam- cifrsi bin yz otuzdokuz (1339) ederek ayn tarihte
Kur'andan ilham olunan Resail-in Nur bu asrn manev ve mdhi
hastalklarna ifa olmakla meydana kmaa balamasndan, bu yet
ona husus remzettiine bana kanaat veriyor. Ben kendi kanaatm
yazdm, kanaata itiraz edilmez.
Yirmibirinci yet veya yetler:
,,.....,_!_,_.._.._
,,.....,_!.,
Sekiz-dokuz yetlerde "Srat- Mstakim"e nazar eviriyorlar. Ve bu
doru, istikametli yolu bulmak iin daima Kur'ann nurundan her
asrda o asrn zulmetlerini datacak ve istikamet yolunu tenvir edecek
Kur'andan gelen nurlar olmakla ve bu dehetli ve frtnal asrda o
doru yolu artmayacak bir surette gsteren bata imdilik Risalet-
n Nur tezahr ettiinden, hem bu "Srat- Mstakim" kelimesinin
makam- cifrsi -tenvin "nun" saylmak cihetiyle- bin (1000) eder.
Medde olmazsa dokuzyz doksandokuz (999) ederek yalnz bir veya
iki farkla (Haiye) Risalet-n Nur adedi olan dokuzyz doksansekize
(998) tevafukla,
(Haiye): Yani: Risalet-in Nur'un mertebesi ikinci ve ncde olduuna
iarettir. Vahiy deil ve olamaz. Belki ilham ve istihracdr.
--- sh:(:707) ----
sekiz-dokuz yetlerde "Srat- mstakim" kelimeleri bu mezkr iki
yet gibi Risalet-n Nur'u "Srat- mstakim"in efradna husus idhal
edip remzen ona baktrr ve istikametine iaret eder. Eer .,daki
tenvin saylmazsa, ,.!daki eddeli "nun" bir "nun" saylr, yine
tevafuk eder. Hem naslki bu yet Risale-in Nur'a ismiyle bakyor,
yle de onun istihzarat zamanna da bakar. nki
,,.....,_!_,_..
in makam- cifrsi bin yz onalt (1316) ederek Risalet-n Nur
mellifinin ihtiyarsz olarak istihzarat- Nuriyede bulunduu ve umum
malmatn Kur'ann fehmine basamaklar yapt en hararetli tarihi
olan bin yz onalt adedine tam tamna tevafuku elbette evvelki
iarat teyid ve onunla teeyyd ederek Risalet-n Nur'u daire-i
harmine remzen belki iareten dhil ediyor.
Cy- dikkat ve ehemmiyetli bir tevafuktur ki: Risalet-n Nur
mellifi bin yz onalt (1316) sralarnda mhim bir inklab- fikr
geirdi. yle ki:
O tarihe kadar ulm-u mtenevviay, yalnz ilimle tenevvr
iin merak ederdi, okurdu, okuturdu. Fakat birden o tarihte merhum
vali Tahir Paa vastasyla Avrupa'nn Kur'ana kar mdhi bir s'-i
kasdlar var olduunu bildi. Hatt bir gazetede ngiliz'in bir
mstemlekt nzr demi:
"Bu Kur'an, slm elinde varken biz onlara hakik hkim
olamayz. Bunun sukutuna almalyz." dediini iitti, gayrete geldi.
Birden makam- cifrsi bin yzonalt (1316) olan
,,.._,..
fermann manen dinleyerek bir inklab- fikr ile merakn deitirdi.
Btn bildii ulm-u mtenevviay Kur'ann fehmine ve
hakikatlarnn isbatna basamaklar yaparak hedefini ve gaye-i
ilmiyesini ve netice-i hayatn, yalnz Kur'an bildi. Ve Kur'ann i'caz-
manevsi, ona rehber ve mrid ve stad oldu. Fakat maatteessf o
genlik zamannda ok aldatc rzalar yznden bilfiil o vazifenin
bana gemedi. Bir zaman sonra harb-i umumnin tarraka ve
grlts ile

--- sh:(:708) ----
uyand. O sabit fikir canland, bilkuvveden bilfiile kmaa balad.
te hem ona, hem Risalet-n Nur'a ok alkas bulunan bu bin
yz onalt (1316) tarihine ok yetler mttefikan bakarlar.
Mesel: Naslki
,,.....,_!_,_..
yeti tam tamna tevafukla iaret eder. Aynen yle de; bir yet-i
mehure olan
,,.....,_.._,;
makam- cifrsi eddeli "nun" bir "nun" saylsa ve tenvin saylmazsa
bin yz onalt ederek aynen tam tamna o tarihe iaret eder. Hem
naslki yedi-sekiz surelerde gelen yetler ve o yetlerde gelen "Srat-
mstakim" cmleleri Risalet-n Nur ismine tevafukla beraber, bu
mezkr iki yet gibi bir ksm Risalet-n Nur te'lifinin tarihini de
gsterir. Aynen yle de; yedi aded surelerin balarnda yedi defa
,..:!,.,.
cmle-i kudsiyesi makam- cifrsi olan bin yz onalt veya yedi
(1316-1317) ederek aynen tam tamna o bin yz onalt tarihine
tevafukla iaret ettii gibi,
;,.!,.,._.
yeti dahi aynen bin yz onalt ederek o bin yz onalt tarihine
tevafukla iaret eder. Gya naslki asr- saadette Kur'andaki iman
hakikatlarna almetler, deliller ve o Kitab- Mbin'in davalarna
brhanlar ve hccetleri gzlere de gstermek manasnda tekrar ile
;,.!,.,.,..:!,.,.,..:!,.,.
fermanlaryla Kur'an- Mu'ciz-l Beyan ilnat yapyor. yle de, bu
dehetli asrda dahi bir mana-y iarsiyle o yt- Furkaniyenin
brhanlar ve hakkaniyetinin almetleri ve hakikatlarnn hccetleri ve
hak Kelmullah olduuna delilleri olan Resail-in Nur'a mana-y
iarsiyle almet ve brhan ve emare ve delil manasyla ytn yetleri
diye tekrar ile ,..:!,.,. ferman ederek nazar- dikkati
Kur'an hesabna


--- sh:(:709) ----
bu asra ve bu asrdaki Resail-in Nur'a eviriyor itikad ediyorum. Evet
herbir cihet ile ayn- uur olan yt- Kur'aniyenin byle yirmi vecihle
ve yirmi parmakla ayn eye mttefikan iaretleri tasrih derecesinde
bana kanaat veriyor. Benim kanaatma itirak etmeyen bu ittifaka ne
diyecek ve ne diyebilir? Hangi kuvvet bu ittifak bozar? Resail-in Nur
bu asra gelen iarat- Kur'aniyeye husus bir medar- nazar olduuna
kimin bhesi varsa Kur'ann krk vecihle mu'cizesini isbat eden
Mu'cizat- Kur'aniye namndaki Yirmibeinci Sz ve Yirminci Sz'n
ikinci makamna ve hare dair Onuncu Sz ve Yirmidokuzuncu
Szlere baksn, bhesi izale olmazsa gelsin parman gzme
soksun.
Yirmiikinci yet ve yetler: Hem Yunus, hem Yusuf, hem
Ra'd, hem Hcr, hem uara, hem Kasas, hem Lukman Surelerinin
balarnda bulunan
,..:!,.,.
iln- kudssidir. Yirmibirinci yetin htimesinde bunun mnasebet-i
maneviyesi bir derece beyan edilmi. Cifrsi ise, bu yette "te" bin
ikiyz eder ve iki "kef" iki "lm" yz eder; yekn bin yz. Bir "ye"
bir "be" drt veya be "elif" mecmuu bin yz onalt veya onyedi
(1316-1317) ederek Resail-in Nur mellifi bir inklab- fikr ile ulm-
u mtenevviay Kur'ann hakaikna kmak iin basamaklar yapt bir
tarihe tam tamna tevafuku mnasebet-i maneviyesinin kuvvetine
istinaden deriz:
O tevafuk remzeder ki: Bu asrda Resail-in Nur denilen otuz
aded Sz ve otuz aded Mektub ve otuzbir aded Lem'alar, bu
zamanda, Kitab- Mbin'deki yetlerin yetleridir. Yani, hakaiknn
almetleridir ve hak ve hakikat olduunun brhanlardr. Ve o
yetlerdeki hakaik-i imaniyenin gayet kuvvetli hccetleridir. Ve
,.kelime-i kudsiyesinin iaret-i hissiyesiyle gzlere dahi
grnecek derecede zahir olduunu ifade eden byle iarete lyk
delilleridir diye remzen Resail-in Nur'u bir iar manasnn kll
dairesine husus ve medar- nazar bir ferdi olarak dhil ediyor.



--- sh:(:710) ----
Elhasl: Naslki bu yette bulunan iar mana yedi surede yedi
iaret hkmnde olup delalet, belki sarahat derecesine kyor. Aynen
yle de:
,,.....,
deki remz dahi, yedi-sekiz surelerde bulunmakla yedi-sekiz remz
hkmnde olarak o remzi iaret, belki delalet, belki sarahat derecesine
karyor.
htar: Klfetsiz olmak zere birden hatra gelen iarat
kaydedildi. Tekellfe girmemek iin iaretli otuz yetin ok iarat
kaydedilmedi.
Yirminc yet:
,,-..!.,;..,_..
u yet her asra bakt gibi bu asra da bakyor ve bu asrda kbuslu
bir r'ya gibi musibetlere den ve Rabb-i Rahm'inden onu hayra
tebdil etmesini rica edenler iinde Resail-in Nur akirdlerine husus
remzettiine bir emaresi udur ki: Bu yetin makam- cifrsi olan bin
yz krkbete (1345) ehemmiyetli risaleler te'lif ile beraber,
fevkalde hdiseler vukua gelmee hazrlandlar. Ve o Resail-in
Nur'un merkez-i intiar olan Barla karyesinde ziyade sknt
mellifine verildi. Ve hususan kk mescidine iliildii zaman
Resail-in Nur akirdleri kuvvetli bir rica ile dergh- lahiyeye iltica
edip "Ya Rab! Bu mdhi r'yay hayra tebdil eyle" deyip yalvardlar.
Herkesin me'yusiyetlerine mukabil pek kuvvetli bir mid ve rica ile
mslmanlarn kuvve-i maneviyelerini takviye ettiler. Bu yetin
birden klfetsiz hatra geleni bu kadardr. Yoksa esrar oktur.
Tekellf olmasn diye ksa kestim.
Yirmidrdnc yet ve yetler: Hem Sure-i Zmer, hem
Sure-i Casiye, hem Sure-i Ahkaf'n balarnda bulunan
,,:-!,,-!.!_.,..:!_,.
yt- azmeleridir. u yetler dahi yirmiikincideki yetler gibi
Risalet-n Nur'un ismine ve ztna, hem te'lif ve intiarna bir mana-i
remziyle bakyorlar.



--- sh:(:711) ----
zahtan evvel mhim bir ihtar
(Lzumlu drt-be nokta beyan edilecek.)
Birinci Nokta: Hadste vrid olduu gibi, "Herbir yetin mana
mertebelerinde bir zahiri, bir btn, bir haddi, bir muttala vardr. Bu
drt tabakadan herbirisinin (hadse "cun ve gusn" tabir edilen)
fruat, iarat, dal ve budaklar vardr." mealindeki hadsin hkmyle,
Kur'an hakknda nzil olan bu yet-i kudsiye, fer' bir tabakadan ve bir
mana-y iarsiyle de Kur'an ile mnasebeti ok kuvvetli bir tefsirine
bakmak, e'nine bir nakse deil. Belki o lisan-l gaybdaki i'caz-
manevsinin muktezasdr.
kinci Nokta: Bir tabakann mana-y iarsinin klliyetindeki
efradnn bu asrda tezahr eden ve mnasebeti pek kuvvetli bir ferdi
Risalet-n Nur olduunu, onu okuyan herkes tasdik eder. Evet ben,
Risalet-n Nur'un has akirdlerini ihad ederek derim:
Risalet-n Nur sair te'lifat gibi ulm ve fnundan ve baka
kitablardan alnmam. Kur'andan baka me'haz yok, Kur'andan baka
stad yok, Kur'andan baka mercii yoktur. Te'lif olduu vakit hibir
kitab mellifinin yannda bulunmuyordu. Dorudan doruya Kur'ann
feyzinden mlhemdir ve sema-i Kur'anden ve ytnn ncumundan,
yldzlarndan iniyor, nzul ediyor.
nc Nokta: Resail-in Nur batan baa ism-i Hakm ve
Rahm'in mazhar olduundan bu yetin hirleri ism-i Hakm ile ve
gelecek yirmibeinci dahi Rahman ve Rahm ile balamalar
mnasebet-i maneviyeyi cidden kuvvetlendiriyor. te bu kuvvetli
mnasebet-i maneviyeye binaen deriz ki: ,..:!_,.cmlesinin
sarih bir manas asr- saadette vahiy suretiyle Kitab- Mbin'in nzul
olduu gibi, mana-y iarsiyle de, her asrda o Kitab- Mbin'in
mertebe-i ariyesinden ve mu'cize-i maneviyesinden feyz ve ilham
tarkyla onun gizli hakikatlar ve hakikatlarnn brhanlar iniyor,
nzul ediyor diyerek u asrda bir akirdini ve bir lem'asn cenah-
himayetine ve daire-i harmine bir husus iltifat ile alyor.






--- sh:(:712) ----
Drdnc Nokta: te bu risalede mezkr otuz yet-i
mehurenin bil'ittifak tekellfsz, manaca ve cifirce Risale-in Nur'un
bana parmak basmalar ve bata yet-in Nur on parmakla ona iaret
etmesi; eskiden beri lema ortasnda ve edibler mabeyninde mehur
bir dstur ve hakikatl bir medar- istihracat ve hatt husus tarihlerde
ve mezar talarnda ediblerin istimal ettikleri maruf bir kanun-u ilm
iledir. Eer o kanuna tasannu' karmazsa, iaret-i gaybiye olabilir.
Eer sun' ve kasd yaplsa, yalnz bir letafet, bir zarafet, bir cezalet
olur.
Evet edibler husus ve ahs tarihlerde onun taklidini yapmakla
kelmlarn gzelletirdikleri, hem cifir ilminin en esasl bir kaidesi ve
mhim bir anahtar olan makam- ebced ile iaret ise; her cihetle ayn-
uur ve nefs-i ilim ve mahz- irade ve tesadf halleri olmayan ve
lzumsuz maddeleri bulunmayan Kur'ann bu kadar yt- mehuresi
icma' ile ve ittifakla Risale-in Nur'a iaret ve tevafuklar sarahat
derecesinde onun makbuliyetine bir ehadettir ve hak olduuna bir
imzadr ve akirdlerine bir bearettir.
Beinci Nokta: Bu hesab- ebced, makbul ve umum bir
dstur-u ilm ve bir kanun-u edeb olduuna deliller pek oktur.
Burada yalnz drt-be tanesini nmune iin beyan edeceiz:
Birincisi: Bir zaman Ben-srail limlerinden bir ksm huzur-u
Peygamber'de surelerin balarndaki _-,, ,! gibi mukattaat-
hurufiyeyi iittikleri vakit, hesab- cifr ile dediler: "Ya Muhammed!
Senin mmetinin mddeti azdr." Onlara mukabil dedi: "Az deil."
Sair surelerin balarndaki mukattaat okudu ve ferman etti: "Daha
var." Onlar sustular.
kincisi: Hazret-i Ali Radyallah Anh'n en mehur Kaside-i
Celcelutiyesi, batan nihayete kadar bir nevi hesab- ebced ve cifir ile
te'lif edilmi ve yle de matbaalarda baslm.
ncs: Cafer-i Sadk Radyallah Anh ve Muhyiddin-i
Arab (R.A.) gibi esrar- gaybiye ile uraan ztlar ve esrar- huruf
ilmine alanlar, bu hesab- ebcedyi gayb bir dstur ve bir anahtar
kabul etmiler.




--- sh:(:713) ----
Drdncs: Yksek edibler bu hesab, edeb bir kanun-u
letafet kabul edip, eski zamandan beri onu istimal etmiler. Hatt
letafetin hatr iin, irad ve sun' ve taklid olmamak lzm gelirken,
sun' ve kasd bir surette o gayb anahtarlarn taklidini yapyorlar.
Beincisi: Ulm-u riyaziye lemasnn mnasebet-i adediye
iinde en latif dsturlar ve avamca hrika grnen kanunlar, bu
hesab- tevafuknin cinsindendirler. Hatt ftrat- eyada Ftr- Hakm
bu tevafuk-u hesabyi bir dstur-u nizam ve bir kanun-u vahdet ve
insicam ve bir medar- tenasb ve ittifak ve bir namus-u hsn ve
ittisak yapm. Mesel; naslki iki elin ve iki ayan parmaklar,
a'sablar, kemikleri, hatt hceyratlar, mesamatlar hesabca birbirine
tevafuk ederler. yle de; bu aa, bu baharda ve geen bahardaki
iek, yaprak, meyvece tevafuk ettii gibi, bu baharda dahi az bir
farkla geen bahara tevafuk ve istikbal baharlar dahi mazi baharlarna
ihtiyar ve irade-i lahiyeyi gsteren srl ve az farkla muvafakatlar,
Sni'-i Hakm-i Zlcemal'in vahdetini gsteren kuvvetli bir ahid-i
vahdaniyettir.
te madem bu tevafuk-u cifr ve ebced, bir kanun-u ilm ve
bir dstur-u riyaz ve bir namus-u ftr ve bir usl- edeb ve bir
anahtar- gayb oluyor. Elbette menba- ulm ve maden-i esrar ve
ftratn tercman- yt- tekviniyesi ve edebiyatn mu'cize-i kbras
ve lisan-l gayb olan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, o kanun-u tevafukyi
iaratnda istihdam, istimal etmesi i'caznn muktezasdr.
htar bitti, imdi sadede geliyoruz.
Sure-i Zmer, Csiye, Ahkaf'n balarndaki
,,:-!,,-!.!_.,..:!_,.
olan yetler, sbk ihtarn ikinci noktasnda, mnasebet-i maneviyesi
beyan edildiinden burada yalnz cifr remzini beyan edeceiz.
yle ki: ki "te" sekizyz, iki "nun" yz, iki "mim" seksen, iki
"kef" krk, "ze" yirmibir, "ye" otuz, bir "be" bir "ha" on,
"Lafzullah" altm yedi, bir "ayn" yetmi, drt "lm" drt "elif" yz
yirmi drt olup yekn bin yz





--- sh:(:714) ----
krkiki (1342) ederek bu asrn u tarihine nazar- dikkati celbetmekle
beraber, Kur'ann tenziliyle ok alkadar bir Nur'a parmak basyor. Ve
o tarihten az sonra Mu'cizat- Ahmediye (A.S.M.) Risalesi ve
Yirminci ve Yirmidrdnc Mektublar gibi Risalet-n Nur'un en
nurani czleri meydan- intiara kmalar ve Kur'ann krk vecihle
i'cazn isbat eden Mu'cizat- Kur'aniye Risalesiyle hare dair Onuncu
Sz'n ikisinin krkikide intiarlar ve krkaltda fevkalde itiharlar
ayn tarihte olmas bir kuvvetli emaredir ki, bu yet ona husus bir
iltifat var. Hem naslki bu yetler te'lif ve intiarna iaret ederler,
yle de; yalnz ,..:!_,.kelimesi Risalet-n Nur'un ismine -
eddeli "nun" bir "nun" saylmak cihetiyle- gayet cz' bir farkla
tevafuk edip remzen bakar, kendine kabul eder. nki
,..:!_,.kelimesi dokuzyz ellibir (951) ederek Risalet-n
Nur'un makam olan dokuzyz krksekize (948) srl farkla tevafuk
noktasndan bakar.
Birden hatra geldi ki: Bu farkn srr ise Risalet-n Nur'un
mertebesi ncde olmasdr. Yani vahiy deil ve olamaz. Hem
umumiyetle dahi ilham deil, belki ekseriyetle Kur'ann feyziyle ve
medediyle kalbe gelen snuhat ve istihracat- Kur'aniyedir.
Cy- dikkattir ki, birinci ,- olan Sure-i M'min'de
,,.-!,,-!.!_.,..:!_,.
makam- cifrsi, baz mhim yetler gibi bin yz yetmie (1370)
bakyor. Acaba onbe-yirmi sene sonra baka bir nur-u Kur'an zuhur
mu edecek, yahut Resail-in Nur'un bir inkiaf- fevkalde ile bir
ftuhat m olacak bilmediimden o kapy aamyorum.
Yirmibeinci yet:
,,-,!_.-,!_._,.,-
yet-i kudsiyesidir. Bu yetin mana-y iarsi, Resail-in Nur ile
mnasebeti ok kuvvetlidir. Bir ciheti




--- sh:(:715) ----
udur ki, Risalet-n Nur'un ve akirdlerinin meslei, drt esas zerine
gidiyor.
Birincisi tefekkrdr; Hakm ismine bakyor.
Biri de efkattir, hadsiz olan fakrn hissetmektir ki; Rahman
ve Rahm isimlerine bakyor.
Hem u yet naslki Resail-in Nur'un te'lif ve tekemml
tarihine tevafukla parmak basyor, yle de _,.kelimesiyle -vakf
mahalli olmadndan tenvin "nun" saylmak cihetiyle- makam
beyz krkyedi (547) olarak Szler'in ikinci ve nc ismi olan
Resail-in Nur ve Risale-i Nur'un adedi olan beyz krksekiz veya
krkdokuza (548-549) eddeli "nun" bir "nun" saylmak cihetiyle pek
cz' ve srl bir veya iki farkla tevafuk ederek remzen ona bakar,
dairesine alr.
Hem
,,-,!_.-,!_._,.,-
in makam- cifrsi, bir vecihle, yani tenvin "nun" saylsa ve eddeli iki
"ra"daki lm- asl hesab edilse ,-, ,,..-telaffuzda olduu gibi
olsa, bin yz ellidrt veya be (1354-1355) eder. Ve dier bir
vecihte, yani tenvin saylmazsa bin yz drt (1304) eder; nc
vecihte, yani telaffuzda bulunmayan iki "lm" hesaba girmezse bin
ikiyz doksandrt (1294) eder. Birinci vecihte tam tamna Resail-in
Nur'un te'life bir derece tekemml ve fevkalde ehemmiyet
kesbetmesi ve frtnalara tutulmas ve akirdleri kuds bir teselliye
muhta olduklar Arab tarihiyle u bin yz ellibe ve ellidrt
tarihine, hem otuzbir aded Lem'alar'dan ibaret olan "Otuzbirinci
Mektub"un te'lif zamanna, hem o mektubun Otuzbirinci Lem'asnn
vakt-i zuhuruna ve o lem'adan Birinci ua'n te'lifine ve o ua'n
yirmidokuz makamnda otuz aded ytn Risale-i Nur'a iaretleri
istihrac edildii hengmna ve yirmibeinci yetin Risale-i Nur'a
malar yazld u zamana, u dakikaya, u hale tam tamna tevafuku
ise, Kur'an'n i'caz- manevsine yakyor. Gayet latif ve mjdeli bir
tevafuktur. kinci vecihte, yani binyz drt (1304) makamyla
Risale-i Nur'un tercman, Risale-i Nur'un basamaklar olan mebadi-i


--- sh:(:716) ----
ulma besmele-ke olduu ve ftuhat- Nuriyede besmelesini ektii
ve fatiha-i hayat- ilmiyede "Bismillahirrahmanirrahm" okuduu
zamanna tam tamna tevafukla parmak basyor, arkasn svatyor,
"Haydi git, selmetle al" remzen diyor. nc vecihte, yani bin
ikiyz doksan veya drt (1293-1294) olan makam- cifrsiyle o
tercmann besmele-i hayat- dnyeviyesinin ibtidasna tam tamna
tevafuk srryla ma eder ki, onun hayat ok dehetli dadaalar ve
frtnalar grmek ve ekmekle beraber daima Rahman ve Rahm
isimlerinin mazhar olarak rahmetle muhafaza ve efkatle terbiye
edileceini remzen mn'imane haber veriyor. Bu suretle Kur'ann
manev i'cazndan ihbar- gayb nev'inin bir uan gsteriyor.
Yirmialtnc yet: Sure-i Hud'da
.,-.,_.,,..
yetinin iki satr sonra gelen
.-!_.,.-._.!..,
yetidir. u yetin eddeli "mim" ve eddeli "lm" ve eddeli "nun"
ikier saylmak ve .-!deki "te" vakfta olduundan "he" olmak
cihetiyle makam- cifrsi bin yz elliiki (1352) olmakla tam tamna
Resail-in Nur akirdlerinin en me'yusiyetli ve musibetli zamanlar olan
bin yz elliiki tarihine tam tamna tevafukla o acnacak hallerinde
kuds ve semav bir teselli, bir bearettir. Ve yetin mnasebet-i
maneviyesi bir-iki risalede, yani Keramat- Aleviyede ve Gavsiye'de
beyan edilmitir.
,.-._.!..,deki ,.-.kelimesi .,-.,_.
,,..deki .,-.kelimesine Kur'an sahifesinde tam mvazi ve
mukabil gelmesi, bu tevafuka bir letafet daha katar. Bu yetin kll ve
ok geni mana-y kudssinin cz'iyatndan Risale-i Nur akirdleri gibi
teselliye ok muhta bir cz'si bu asrda bin yz elliikide
bulunduuna tam tamna tevafukla iaret ederek bana parmak
basyor. Eer .-!_.kelimesinde vakfedilmezse ve
_.!.-kelimesiyle rabtedilse,
--- sh:(:717) ----
o vakit "te", "he" olmaz. Fakat daha latif tesellikr bir tevafuk olur.
nki
,.-._.!..,
kaide-i nahviyece mbtedadr.
_.!.-.-!_.
onun haberidir. Bu haber ise, makam- cifrsi olan bin yz
krkdokuz (1349) adediyle, bin yz krkdokuz tarihinden bearetle
remzen haber verir. Ve o tarihte bulunan Kur'an hizmetkrlarndan bir
taifenin ashab- Cennet ve ehl-i saadet olduunu mana-y iarsiyle ve
tevafuk-u cifr ile ihbar eder ve bu tarihte Risale-i Nur akirdleri
Kur'an hesabna fevkalde hizmetleri ve tenevvrleri ve ok mhim
risalelerin te'lifleri ve balarna gelen imdiki musibetin, dmanlar
tarafndan ihzarat tezahr ettiinden, elbette bu tarihe mteveccih ve
iar, tesellikr bir bearet-i Kur'aniye en evvel onlara baktn
gsterir. Evet
_.!.-.-!_.
de eddeli "nun" bir "nun" saylmak cihetiyle ,drtyz, _altyz,
bin eder. ki ;yz, bir _iki .bir ,ikiyz; dier ,otuz, ikinci
_on, iki elif iki, bir _, bir .drt, krk dokuz eder ki; yekn
1349 eder. Bu mjde-i Kur'aniyenin binden bir vechi bize temas, bin
hazineden ziyade kymetdardr. Bu mjdenin bir mjdecisi bir sene
evvel grlm bir r'ya-y sadkadr. yle ki: Isparta'da bamza
gelen bu hdiseden bir ay evvel bir zta r'yada (ona) deniliyor ki:
"Resail-in Nur akirdleri, iman ile kabre girecekler, imansz
vefat etmezler."
Biz o vakit o r'yaya ok sevindik. Demek o mjde, bu mjde-i
Kur'aniyenin bir mjdecisi imi. (Hasiye)
(Haiye): Cihan saltanatndan daha ziyade kymetdar bir mjde-i
Kur'aniye, bir bearet-i semaviye bu sahifede vardr.



--- sh:(:718) ----
Yirmiyedinci yet: Sure-i Saf'da
;,,.:!.,!,.,.,...!,,,..!,..L,!;,.,
dur. Bu yetteki
.,.,...!,,,..!,.
cmlesinin makam- cifrsi, bin yz onalt veya yedidir (1316-
1317). Ve bu tarih ise; sbkan yirmibirinci yetin htimesinde
zikredilen inklab- fikr sadedinde; Avrupa'nn bir mstemlekt nzr,
Kur'ann nurunu sndrmesine almas tarihine ve Resail-in Nur
mellifi dahi ona kar o inklab- fikr sayesinde o nuru parlatmaa
almas ayn tarihe, hem yedi surede yedi defa
,..:!,.,.
ayn tarihe, hem
;,.!,.,._.
dahi ayn tarihe, hem
,,.....,_!_,_..
dahi ayn tarihe, hem
,,.....,_.._, ;
dahi eddeli "nun" bir "nun" saylmak ve tenvin saylmamak cihetiyle
ayn tarihe, hem ,,.._,..ferman dahi ayn tarihe, hem
.,.,...!,,,..!,.
dahi ayn tarihe bil'ittifak
muvafakatlar elbette remizden, iaretten, delaletten ziyade bir
sarahattr ki; Risale-i Nur o Nur-u lahnin bir lem'as olacan ve
dmanlar tarafndan gelen behat zulmatn datacan mana-y
iarsiyle mjdeliyor. Hem bu cifr ve mteaddid ve manidar
tevafuklar ise, kuvvetli bir mnasebet-i maneviyeye istinad ederler.
Evet Resail-in Nur'un yzyirmi dokuz risaleleri, yzyirmi
dokuz elektrik lmbalarnn ieleri misill Kur'an nur-u a'zamndan
uzanan tellerin balarna taklp o nuru nerettikleri meydandadr.
Risale-i Nur'un yar ismi iki defa bu cmle-i yette bulunmasyla o
mnasebeti pek letafetlendiriyor.
--- sh:(:719) ----
Yirmisekizinci yet: Sure-i Tevbe'de:
;;.!_.,,,..!,..L;;,.,
;,,.:!.,!,.,.,.
yetindeki
.,.,.;;.!_.,,,..!,.
cmlesi, kuvvetli ve letafetli mnasebet-i maneviyesiyle beraber
eddeli "lmlar" birer "lm" ve eddeli "mim" asl kelimeden
olduundan iki "mim" saylmak cihetiyle bin yz yirmidrt (1324)
ederek, Avrupa zalimleri devlet-i slmiyenin nurunu sndrmek
niyetiyle mdhi bir s'-i kasd pln yaptklar ve ona kar Trkiye
hamiyetperverleri, hrriyeti yirmidrtte ilnyla o pln akm
brakmaa altklar halde, maatteessf alt-yedi sene sonra, harb-i
umum neticesinde yine o s'-i kasd niyetiyle Sevr Muahedesinde
Kur'ann zararna gayet ar eraitle kfirane fikirlerini yine icra etmek
olan plnlarn akm brakmak iin Trk milliyetperverleri
cumhuriyeti ilnla mukabeleye altklar tarihi olan bin yz
yirmidrde, t otuz drde, t ellidrde tam tamna tevafukla, o herc
merc iinde Kur'ann nurunu muhafazaya alanlar iinde Resail-in
Nur mellifi yirmidrtte (1324) ve Resail-in Nur'un mukaddemat
otuzdrtte (1334) ve Resail-in Nur'un nuran czleri ve fedakr
akirdleri ellidrtte (1354) mukabeleye almalar gze arpyor.
Hatt hakikat- hali bilmeyen bir ksm ehl-i siyaseti telaa sevkettiler
ve bu itfa s'-i kasdna kar tenvir vazifesini tam fa ettiklerinden bu
yetin mana-y iarsi cihetinde bir medar- nazar olduklarna kuvvetli
bir emaredir. imdi slmlar iinde Nur-u Kur'ana muhalif haletlerin
ekserisi, o s'-i kasdlarn ve Sevr Muahedesi gibi gaddarane
muahedelerin vahm neticeleridir. Eer eddeli "mim" dahi eddeli
"lmlar" gibi bir saylsa, o vakit bin ikiyz seksendrt (1284) eder. O
tarihte Avrupa kfirleri devlet-i slmiyenin nurunu sndrmee niyet
ederek on sene sonra Ruslar tahrik edip Rus'un doksan (1293)
muharebe-i me'umesiyle lem-i slmn parlak nuruna muvakkat




--- sh:(:720) ----
bir bulut perde ettiler. Fakat bunda Resail-in Nur akirdleri yerinde
Mevlna Hlid'in (K.S.) akirdleri o bulut zulmatn dattklarndan
bu yet bu cihette onlarn balarna remzen parmak basyor. imdi
hatra geldi ki; eer eddeli "lmlar" ve "mim" ikier saylsa, bundan
bir asr sonra zulmat datacak ztlar ise, Hazret-i Mehdi'nin
akirdleri olabilir. Her ne ise... Bu nurlu yetin ok nuran nkteleri
var. ,-,!_..,..,L.!srryla ksa kestik.
Yirmidokuzuncu yet: Sure-i brahim'in banda
,.!_!,...L!_._..!_,-.!,,!...!,.,.. ,!
.,.-!,,-!.,_!,,,; ..
yetidir. u yetin drt-be cmlesinde drt-be ma var. Mecmuu bir
iaret hkmne geer.
Birincisi:
.,.-!,,-!
cmlesi ifade eder ki: "Kitab- Mbin vastasyla, ondrdnc asrdaki
zulmattan, insanlar biiznillah Kur'andan gelen bir nura karlar." Bu
meal ve hususan nur lafz, Resail-in Nur'a mutabk olduu gibi,
makam- cifrsi eddeli "nun" iki "nun" olmak zere bin yz
otuzsekiz veya dokuz (1338-1339) ederek harb-i umum zulmatnda
te'lif edilen Resail-in Nur'un fatihas olan arat-l 'caz Tefsiri, o
zulmetler iindeki zuhuru tarihine tam tamna tevafuku ve yetteki
Nur kelimesi Risale-i Nur'daki Nur lafzna ma ile bakyor.
kincisi:
,...L!_.
cmlesi evvelki cmledeki Nur'u tarif ederek der: O Nur Cenab-
Hakk'n izzet ve mahmudiyetini gsteren yoldur. Bu cmlenin
makam- ebcedsi beyz krk sekiz veya elli (548-550) olarak Resail-
in Nur'un eddeli "nun" bir "nun" olmak zere





--- sh:(:721) ----
adedi olan beyz krksekize tam tamna tevafuk eder. Eer
okunmayan iki "elif" saylsa, mertebesine iaret eden iki farkla yine
tam tamna tevafuk eder. Bu may teyid eden, hem letafetlendiren bir
mnasebet var. yle ki:
lem-i slm iin en dehetli asr altnc asr ile Hlgu fitnesi
ve onnc asrn hiri ve ondrdnc asr ile harb-i umum fitneleri
ve neticeleri olduu mnasebetiyle bu cmle makam- ebcediyle
altnc asra ve evvelki cmle gibi .,.-!,,-!kelimeleri ile bu
asra, Sultan Abdlaziz ve Sultan Abdlhamid devirlerine ma eder.
Hem sbk yetlerde ise, Resail-in Nur'un ikinci ismine
tevafukla iaret eden umum o yetler, dehetli asr olan Hlgu ve
Cengiz asrna dahi ma ederler. Hatt o yetlerin hem o asra, hem bu
asra malar iindir ki, Hazret-i Ali (R.A.) Ercuze'sinde ve Gavs-
A'zam (R.A.) Kasidesinde Resail-in Nur'a kerametkrane iaret
ettikleri vakit hem o asra, hem u asra bakp hiddetle iaret etmiler.
ncs: ,...L!_.kelimesindeki ,...L!n adedi
bin yz yetmiiki (1372) ederek bu asrn zulmleri, zulmetleri ne
vakte kadar devam edeceini, o zulmetlerin iinde bir Nur daima
tenvire alacana ma ile Risale-i Nur'un tenvirine remzen bakar.
Drdncs: _..!_,-.!cmlesi diyor ki: "Bin yz
krkbete (1345) Kur'andan gelen bir Nur ile insanlar karanlklardan
klara karlacak." Bu meal ise, bin yz krkbete fevkalde
tenvire balayan Resail-in Nur'a tam tamna cifirce, hem mealce
muvafk ve mutabk olmakla Risale-i Nur'un makbuliyetine ma belki
remzediyor.
Beincisi:
,,!...!,.,..,!deki ,,!
kelimesi Kur'ana has bakt iin hari kalmak zere,
...!,.,..,!
cmlesinin makam Risalet-n Nur'un birinci ismine tam tamna
tevafuk


--- sh:(:722) ----
etmesi Risalet-n Nur'un, Kitab- Mnzel'in tam bir tefsiri ve manas
olduunu ve ondan yabani olmadn remzen ifade eder. nki
,!yz sekseniki, ,..drtyz yirmi, ...!,.yz krkdrt,
yekn dokuzyz krkdokuz (949); eer tenvin "nun" saylsa
dokuzyz doksandokuz (999) ederek Risalet-n Nur'un -eer eddeli
"nun" bir "nun" saylsa- adedi olan dokuzyz krksekize eer eddeli
"nun" iki "nun" olsa, dokuzyz doksansekize (998) srl (yani vahiy
olmadn ifade iin) birtek farkla tevafuk edip ona ma eder.
Elhasl: Bu birtek yette mezkr be cmlenin mnasebet-i
maneviyeyi gzeterek be aded malar bir kuvvetli iaret, belki bir
delalet hkmne geebilir kanaat bana bunu yazdrd. Hata etmisem
Kitab- Mbin'i efaat edip Erhamrrhimn'den kusurumun afvn
niyaz ederim.
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.
* * *





















--- sh:(:723) ----
_
Yirmidokuzuncu yetin sehvine dair tafsilt
Kk bir sehivden kuvvetli bir iaret-i gaybiye grdm.
Ondan bildim ki, o sehiv bunun iinmi.
yle ki: Birinci ua olan arat- Kur'aniyenin
yirmidokuzuncu yet Sure-i brahim'in banda,
,,, ;..,.!_!,...L!_._..!_,-.!,,!...!,.,..,!
iinde ,,,;..,.!_!cmlesine makam- cifrsi sehven bin
yz otuzdrt (1334) ederek Risale-i Nur'un fatihas olan arat-l
'caz Tefsirinin zuhuru ve tab' tarihine tevafukla bakar denilmi.
Halbuki melfuz harflerinin makam, bin yz otuzdokuz (1339) olup
o tefsirin fevkalde itihar ve Dr-l Hikmet tarafndan ekser
mftlere gnderilen nshalar, mteaddid ve madd ve manev
inklablarn sarsntlarndan vikaye noktasnda -ok emareler ve
mftlerin itirafyla- birer kal'a ve ekser mftlerin ellerinde birer
elmas kln hkmne gemeleri tarihine tevafukla takdirkrane bakar.
Okunmayan iki "elif" saylsa, bin yz krkbir (1341) edip Risale-i
Nur'un mebde-i zuhuruna tam tamna tevafukla bakar.
Bu kk sehiv yle bir manay birden kuvvetli ihtar etti ki: O
Sure-i brahim'in (A.S.) bandaki yetin Risale-i Nur'a remzen bakan
yalnz onun drt cmlesi deil, belki o birinci sahife hirine kadar
mnasebat- maneviye cihetinde bir mana-y remziyle -efrad- kesresi
iinde- Risale-i Nur'a gizli bir hususiyet ile ma eder, remzen bakar.
Ben imdilik o hakikat- remziyeyi beyan edemem. Yalnz ksa bir
iaret edilecek. Evet Risale-i Nur'un mayas ve merebi tefekkr ve
efkat olduu cihetle, Hazret-i brahim'in









--- sh:(:724) ----
(A.S.) husus merebi olan tefekkr ve efkat noktasnda tam tevafuk
etmek srryla u surede daha ziyade Risale-i Nur'u kucana alyor.
Bataki yet, drt cmle ile en karanlk bir asrn kara kara iinde,
zulmet zulmet iinde insanlar nura karan ve Kur'andan kan bir
nura parmak bast gibi en karanlk iinde bulunan ve Risale-i Nur'un
cereyanna muhalif gidenleri tarif eder.
nc yet:
_,,._.;,..,.,-;_...,..!..,-!;,-.._.!
.,-,._,.!, ...,.-,,.!
Bu dahi, cmlesiyle baz mnasebat- maneviye ve
muvafakat- mefhumiye cihetinde ve hem Risale-i Nur'un mesleine,
hem mlhidlerin mesleine maen bakar. Ve birinci cmlesiyle der ki:
"O bedbahtlar, baz ehl-i imann (imanlar beraber olduu halde) ve
bir ksm ehl-i ilmin (hireti tam bildikleri halde) onlara iltihak
delaletiyle, bilerek ve severek hayat- dnyeviyeyi dine ve hirete,
yani elmas tand ve bulduu halde be paralk ieyi ona tercih
etmek gibi; sefahet-i hayat, din hissiyata muannidane tercih edip
dinsizlik ile iftihar ederler." Bu cmlenin bu asra bir hususiyeti var.
nki hibir asr byle bir tarz gstermemi. Sair asrlarda o ehl-i
dalalet hireti bilmiyor ve inkr ediyor. Elmas elmas bilmiyor,
dnyay tercih ediyor. Ve ikinci cmlesi olan
.!_,,._.;,..,
ile der ki: "O bedbahtlarn dalaleti, muhabbet-i hayattan ve
temerrdden ne'et ettii iin kendi halleri ile durmuyorlar, tecavz
ediyorlar. Bildikleri ve onun ile ecdadlar bal olan dine
adavetkrane, menbalarn kurutmak ve esasatn bozmak ve kaplarn
ve yollarn kapatmak istiyorlar." Ve nc cmlesi olan
...,.-,,
ile der ki: "Onlarn dalaleti fenden, felsefeden geldii iin acib bir
gurur ve garib bir firavunluk ve dehetli bir enaniyet onlara verip
nefislerini yle martm ki, kinat idare eden lah kanunlarn
ualarn ve insan leminde o hakaikin dsturlarn sfl hevesatlarna


--- sh:(:725) ----
ve mtehiyatlarna msaid grmediklerinden (h! h!) eri,
yanl, noksan bulmak istiyorlar." te bu yet, cmlesiyle manen
bu asrda acib bir taife-i dlleye tam bir tevafuk-u manev ile mana-y
iarsiyle ok efrad iinde husus bakt gibi, tevafuk-u cifrsiyle dahi
balarna parmak basyor. Evet evvelki cmle olan
;,-.._.!
nin makam bin yz yirmiyedi (1327); eer eddeli "lm" ve "be"
ikier saylsa Arab tarihiyle bin yz ellidokuz (1359) edip o
tuyanl taifenin savletli zamann gstererek tam tevafukla bakar.
...,.-,,nin makam, tenvin "nun" olmak cihetiyle bin
ikiyz dokuz (1209) ederek eriat- slmiyeye s'-i kasd olarak ecnebi
kanunlarn adliyeye sokmak fikri ve teebbs tarihine tam tamna
tevafukla bakar. Ve bu emareler gibi ok malar ile bataki yetin
kuvvetli iaret ettii Risale-i Nur'un muarzlarna zahir bir surette
bakt gibi, mefhum-u muhalifi delaletiyle dahi Risale-i Nur'a tam
bakar. Hatt drdnc yette Risale-i Nur'un Trke olmasn tahsin
eder ve beincide Arab ve Trkeyi tam bilmeyen ve mridleri ve
limleri perian olan vilayat- arkyede Risale-i Nur imdadlarna ve
her taifeden ziyade balarna gelen hdiseler ve yette .!,..
tabir edilen elm vakalar hatrlarna getirmekle ikaz ve irad
etmelerine bir mana-y iar ve remz ile emrediyor. Bu hirki
ehemmiyetli iareti beyan etmeme imdilik izin olmadndan yalnz
herbirinin birtek remzi gayet ksa beyan edilecek. yle ki:
Drdnc yetin:
,,!_,,,!.;...;,.,_.....,..,
cmlesi makam- cifrsiyle ve bataki yetin iaretleri karinesiyle,
risalet ve nbvvetin her asrda veraset noktasnda naibleri, vekilleri
bulunmak kaidesiyle, bir mana-y remz cihetinde vazife-i irsiyeti
yapan





--- sh:(:726) ----
Risale-i Nur'u efrad iine husus bir iltifatla dhil edip lisan- Kur'an
olan Arab olmayarak Trke olmasn takdir ediyor. Evet bunun
makam ,.,deki tenvin "nun" saylmak ve eddeli "lm" iki
saylsa ve eddeli "ye" bir saylsa bin yz ellisekiz (1358), her ikisi
birer saylsa bin yz yirmisekiz (1328); eddeliler iki saylsa, tenvin
saylmazsa, bin yz onsekiz (1318); hem tenvin hem eddeliler
saylsa bin yz altmsekiz (1368) ederek Risale-i Nur'un be
devresine ve be vaziyetine remzen ve imaen bakar.
Beinci yette:
.!,..,,.,,.!_!,...L!_.,._,-;
.!,..,,.,,.!_!cmlesinde makam- cifrsi, eddeliler
birer saylmak cihetinde bin yz ellibir (1351) ederek Risale-i
Nur'un imdilik beyanna iznim olmayan ehemmiyetli vazifesinin ve
bu evamir-i Kur'aniyeyi imtisalinin tarihine tam tamna tevafuk-u cifr
ve muvafakat- maneviye karinesiyle ve kssadan hisse almak
mnasebat- mefhumiye remzi ile Risale-i Nur'a maen bakar. Daha
yazlacak ok gayb iaretler var, fakat izin verilmedi imdilik kald.
* * *



















--- sh:(:727) ----

Sekizinci ua

nc Bir Keramet-i Aleviye
Bir fade-i Meram
[Malm olsun ki; ben Risale-i Nur'un kymetini ve
ehemmiyetini beyan etmekle Kur'an'n hakikatlarn ve imann
rknlerini iln etmek ve za'f- imana denleri onlara davet etmek ve
onlarn kuvvetlerini ve hakkaniyetlerini gstermek istiyorum. Yoksa,
h kendimi ve hibir cihetle beenmediim nefs-i emmaremi
beendirmek ve medhetmek deildir. Hem Risale-i Nur zahiren benim
eserim olmak haysiyetiyle sena etmiyorum. Belki yalnz Kur'ann bir
tefsiri ve Kur'andan mlhem bir tercman- hakiksi ve imann
hccetleri ve delll olmak haysiyetiyle meziyetlerini beyan ediyorum.
Hatt bir ksm risaleleri ihtiyarm haricinde yazdm gibi, Risale-i
Nur'un ehemmiyetini zikretmekte ihtiyarsz hkmndeyim. mam-
Ali'nin (Radyallah Anh) yet-l Kbra namn verdii Yedinci ua
risalesini yazmakta ok zahmet ektiime bir mkfat- cile ve bir
almet-i makbuliyet ve bir medar- tevik olarak bu keramet-i
Celcelutiye, inayet-i lahiye tarafndan verildiine bhem kalmam.
Tahdis-i nimet kabilinden bunu Sekizinci ua olarak yazdm. Yoksa
hare dair mhim bir yetin mu'cizeli olan brhanlarn yazacaktm.]
* * *




--- sh:(:728) ----
_
[mam- Ali'nin (Radyallah Anh) Risale-i Nur'a dair nc bir
kerametidir.]
Evet Onsekizinci ve Yirmisekizinci Lem'alarda izah ve isbat
edilen iki zahir kerametini teyid ve takviye ederek Kaside-i
Celcelutiye'sinde Siracnnur'dan sarahat derecesinde haber verdii
gibi, yine o kasidede Siracnnur'un en namdar risalelerine parmak
basyor, deta alklyor; ve sekiz aded remz ile mehur bir ksm
risalelerini gsteriyor.
Birincisi: Risale-i Nur'a tasrih eden
..,,.,.!_,....
fkrasndan sonra Sryan lisanyla esma-i hsnadan istimdad ve
suver-i Kur'aniye ile bir mnacat yapyor. Tam otuz surelerle yle
garib ve manidar bir tarzda zikrediyor ki; bir ksm srlar ve gayb
haberleri dahi bildirmek istedii anlalyor. Ben skntl bir zamanda
mam- Ali'nin (Radyallah Anh) yet-l Kbra namn verdii
Yedinci ua' bitirdiim ayn vakitte -itikadmca bana acele bir
mkfat ve bir cret olarak- geceleyin Celcelutiye'yi okudum. Birden
bir ihtar- gayb gibi kalbime denildi: mam- Ali Radyallah Anh,
Risale-i Nur ile ok meguldr. Mecmuundan haber verdii gibi
kymetdar risalelerine de iaret derecesinde remzedip ma ediyor. Eer
sarih bir surette gaybdan haber vermek ok zararlar bulunduundan,
hikmete mnaf olduu cihetle hikmet-i lahiye tarafndan yasak
olmasa idi tasrih edecekti. Mesel; sureleri ta'dad ederken,
yirmibeinciye geldii vakit diyor ki:
,,_.:!,,,.,.!.,.,_..,;.,:,.,-
,,.,.;_!,,..,_.,-.!,,,.,.,.!.,
,!,....,_,..!,.....,.,-;,.!,.,
,....,.,!,...__.._.!,..._;..,....




--- sh:(:729) ----
te bu fkralarda Eskiehir Ar Ceza Mahkemesini hayrette
brakan ve stnde gz ile grnen bir kerametiyle ve kyamet ve
hari isbat eden hrika hccetleriyle itihar eden Yirmidokuzuncu
Sz'e Hazret-i mam- Ali Radyallah Anh, zikr ta'dad ettii
surelerin yirmidokuzuncu mertebesinde ,,_.:!,ile ona
iaret eder. nki kyamet kopmasndan gayet dehetli haber veren
,,_.:!. suresine tam mutabk bir surette o
Yirmidokuzuncu Sz, kyametin ve harab- lemin ve mevt-i dnyann
ve hayat- hiretin ve ihya-y emvatn kat' hccetlerini beyan ederken,
bu surenin dehetli tasvirini zikretmesi; hem manada, hem
yirmidokuzuncu mertebede tetabuklar o iareti isbat eder.
Hem tahavvlt- zerratta boulan maddiyyunlar susturan ve
zerratn tahavvlt ve harektn, vazife ve intizamlarn emsalsiz bir
tarzda isbat eden Otuzuncu Sz namndaki Zerrat Risalesi'ne Hazret-i
mam- Ali Radyallah Anh, otuzuncu mertebede
,,.,.,.!., kasemiyle ona iaret eder. Evet bu iarette lafzan
ve sureten Sure-i ,,.,.,.!, ve Risale-i Zerrat, birbirine
mabehet ile beraber mana cihetiyle dahi mnasebet var. nki
Sure-i ,.,.!,n banda tesadf ve intizamsz zannedilen
temevvcat- havaiye, gayet hikmetli ve vazifedar olarak rububiyetin
tekvin emirlerini etrafa yetitirir diye ifade ettii gibi, Risale-i Zerrat
dahi maddiyyunlar tarafndan tesadf ve intizamsz telakki edilen
harekt- zerrat dahi, gayet hikmetli ve o zerreler muntazam
vazifelerle vazifedar olduklarn gayet kuvvetli ve kat' brhanlar ile
isbat ediyor.
Hem Mi'rac- Muhammed Aleyhissalt Vesselm' delail-i
akliye ile gayet makul ve kat' bir surette isbat eden ve Otuzbirinci Sz
namnda ve mertebesinde bulunan Risale-i Mi'rac'a, Hazret-i mam-
Ali (R.A.) otuzbirinci mertebede Mi'rac- Ahmed (A.S.M.) ve Kab-




--- sh:(:730) ----
Kavseyn'deki mahede ve mklemeyi sarih bir surette balayan
Sure-i _.,-.!, nn banda bulunan
_.,-.!,cmlesi ile sarahata yakn bir tarzda o risaleye
iaret eder ve Sure-i L!, yi brakarak ,.,.!,den sonra
,-.!,Suresini zikretmesi bu iareti kuvvetlendirir.
Hem akk- Kamer mu'cizesini mnkirlere kar kuvvetli
deliller ile isbat eden Mi'rac Risalesi'nin zeyli bulunan akk- Kamer
Risalesi namnda otuzbirinci mertebenin hirinde o risaleye, Hazret-i
mam- Ali (R.A.) akk- Kamer'i nass- sarih ile zikreden Sure-i
,..!:.,...!,,. den iktibas ederek otuzbirinci
mertebenin akabinde zikredilen
,,.,.;_!,,..,
fkrasyla sarahata yakn iaret eder.
Malmdur ki; Risale-i Nur bata otuz aded Szler'dir ve
Szler namyla yd edilir. Fakat Otuznc Sz mstakil deil, belki
otuz aded Mektubat'tan ibarettir ve Mektubat namyla zikredilir.
Sonra Otuzbirinci Mektub dahi mstakil deil, belki otuzbir aded
Lem'alardan mrekkebdir ve Lem'alar ad ile mtehirdir. Sonra
Otuzbirinci Lem'a dahi mstakil olmam, o da inallah otuzbir aded
ualardan mrekkeb olacak. El-yet-l Kbra yedinci ve bu risale
Sekizinci ualardr. Demek Szler'in htimesi Otuzikinci Sz'dr.
Hem Risale-i Nur'un yldzlar iinde bir gne hkmnde
akirdlerince telakki edilen Otuzikinci Sz namndaki mevkfl
risale-i hrika ve cmia ve Szler'in bir cihette htimesi ve cem'iyetli
neticesi olan o risaleye Hazret-i mam- Ali (R.A.) onun fevkalde
ehemmiyetini ve cmiiyetini gstermek iin Kur'ann ok sureleriyle
birden otuzikinci mertebede
,.,-;,.!,.,
kasemiyle otuzikinci mertebede bulunan o cmi' risaleye iaret eder.
Risale-i Nur'un Otuznc Sz' ise, bundan evvel beyan ettiimiz
gibi otuz
--- sh:(:731) ----
aded mektublardan ibaret ve Mektubat namnda otuz kitab ve
yzden ziyade risalelerdir.
te Hazret-i mam- Ali (R.A.) otuznc mertebede ve
kaseminde Otuznc Sz'n eczalar olan o yzon kitab ve
mektubata birden iaret etmek iin yzon semav suhuf namnda
yzon muhtasar kitablar ve o byk mukaddes kitablardan istimdad
manasnda olan u:
_.!,..._;..,...,
,....,.,!,...__..
kelmyla iaret eder. Malmdur ki; ilm-i belgatta ve fenn-i beyanda
uzak ve gizli manalara delalet etmek iin karine tabir ettikleri
emarelerden ve mnasebetlerden birisi bulunsa, uzak bir mana ve gizli
ve iar olan bir mefhum, karinenin kuvvetine gre sarih ve zahir
manas gibi kabul edilir. te bu kaideye binaen, bu iar manalarn
herbirisine mteaddid karineler, emareler bulunduu gibi sair
arkadalar da ona karineler olur. Risale-i Nur'un mecmuundan haber
veren sarih fkralar dahi herbirisine kuvvetli bir karinedir.
kinci Remz: Kur'ann El-yet-l Kbra's olan
_.;,_,,_.,_,;,_,.!,..!!_,.
...-_,.;._
nin hakikat- kbrasn ve tefsir-i ekberini gsteren ve ramazan-
erifin ilham bir hediyesi bulunan Yedinci ua risalesine Hazret-i
mam- Ali (R.A.) Mektubat'a iaretten sonra Lem'alar'a iaret iinde
ualar'a bakarak
,-.!_._.._,,:!;., (Haiye) deyip ilm-i belgata
"mstetbeat-t terakib" ve "maariz-l kelm" denilen mana-y
zahirnin tebaiyetiyle ve perdesinin arkasyla mteaddid karinelerin
kuvvetine gre iaret eder. Ve o acib ve yksek ve tevhidin hccet-l
kbras ve El-yet-l Kbra'nn bir almet-i kbras ve
(Haiye): mam- Ali bu fkra ile iaret eder ki, yet-l Kbra risalesi
yznden akirdleri bir musibete decekler ve onun kerameti ve bereketiyle
emniyete ve selmete kacaklar. Evet bu keramet-i Aleviye tam tamna kt
ki, o risale iin hapse dp ve onun kuvvetli hakikatlar ile kurtuldular.
--- sh:(:732) ----
bir tefsir-i a'zam olan risaleye "yet-l Kbra" nam veriyor. Ve o
namla hem menba olan yet-l Kbra'nn azametini, hem bu Yedinci
ua olan vahdaniyetin ve tevhidin brhan- a'zamnn fevkalde
kuvvetini iln eder, haber verir. Hazret-i mam- Ali'nin (R.A.) bu
byk iltifatna, bu risalenin liyakatna her kimin bir bhesi varsa
gelsin bir defa o risaleyi okusun. Eer evet lyktr demezse, bana tuh
desin. Evet Kur'ann aleyhinde bin seneden beri mntakimane
hazrlanan dinsizlerin itirazlarn ve kfir feylesoflarn terakm edip
imdi yol bularak intiar eden bhelerini ve Kur'ann dehetli
darbelerinden intikam besleyen muannid Yahudilerin ve marur bir
ksm Hristiyanlarn hcumlarn def'edip mukabele eden ve her asrda
Kur'ann pek ok kahramanlar ve manev kal'alar vard. imdi
ihtiya bir-ikiden, yze km. Ve mdafiler yzden, iki-e inmi.
Hem hakaik-i imaniyeyi, ilm-i Kelm'dan ve medreseden renmek
ok zamana muhta bulunduundan bu zamanda o kap dahi kapand.
Hem abuk, hem herkes anlayacak bir tarzda en derin hakikatlar talim
eden Risale-i Nur, elbette mam- Ali Radyallah Anh'n bu iltifatna
lyktr. Hem mam- Ali (R.A.) onuncu mertebe-i ta'dadnda onuncu
sure olarak ve kyamet ve leyle-i berata bakan
,.:-.,..,,;.-.!.,.,
deyip mana-y iarsiyle Onuncu Sz namnda ve mertebesinde olan
Hair Risalesi'ne iaretle beraber o risalenin fevkalde ehemmiyetini
ve gayet muhkem olduunu ve o zamann dumanl karanlklarn izale
eden bir leyle-i beratn bir kandili hkmnde bulunmasna ve hair ve
kyametin bir almeti olan duhan, hem leyle-i beratn senev olarak
hikmetli tefrik ve taksim-i umr noktalaryla ve baka karineler ile
maen ve remzen haber veriyor. Evet Onuncu Sz, ok ehemmiyetli
bir belay def'etti. Hrriyet-i efkr serbestiyeti ve harb-i umum
sarsnts vaktinde hari inkr eden mnafklar, frsat bulup ok
yerlerde zehirli fikirlerini izhara baladklar bir zamanda, Onuncu Sz
kt ve tab'edildi. Bin nshas etrafa yayld. Onu gren herkes kemal-
i itiyak ve merakla okudu. Zndklarn kfirane fikirlerini tam krd ve
onlar susturdu. mam- Ali Radyallah Anh'n bu takdirine liyakatn
isbat etti. Kimin bhesi varsa gelsin onu dikkatle okusun, harin ne
kadar kuvvetli bir brhan olduunu grsn.



--- sh:(:733) ----
Hem Hazret-i mam- Ali Radyallah Anh ondokuzuncu sure
olarak Suret-n Nur'u
.,-,.,..:!,,.-,.
,..,..,.!_..,,..
fkrasyla zikrederek pek muhtasar olan Ondokuzuncu Sz'e ve pek
mkemmel bulunan Ondokuzuncu Mektub'a iaret iin nur lafzn
tekrar etmekle mektublarn mertebesi, yani Ondrdnc Mektub
noksan kalmasna maen Sure-i Nur'u onbeincide yine zikretmesiyle
gayet latif ve mdakkikane haber veriyor. Ve o iki risaleleri Risale-i
Nur'un byk nurlar olduklarn bildiriyor. Evet risalet-i
Muhammediye Aleyhissalt Vesselm'a dair olan Ondokuzuncu Sz,
hem cihetle kerametli ve hrika olan Ondokuzuncu Mektub elhak
Risale-i Nur'un en parlak birer nurudurlar. Ve Aie-i Sddka
Radyallah Anha'nn beraeti mnasebetiyle, yet-i Nur'un .,._..
kelimesindeki zamir, vecihten birisi ile Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'a raci' olmak haysiyetiyle Sure-i Nur Zt- Muhammediye
Aleyhissalt Vesselm ile ziyade alkadar bulunduundan, o sure ile
risalet-i Muhammediye Aleyhissalt Vesselm' isbat eden o iki
risaleye iki nur lafzyla, belki nur kelimeleriyle yine aynen risalet-i
Ahmediye Aleyhissalt Vesselm' isbat eden Mi'rac Risalesi'ne dahi
iaret etmi. Ben itiraf ediyorum ki: Ondrdnc Mektub noksan
kaldn unutmutum. Hazret-i mam- Ali (R.A.) ayn sureyi iki defa
tekrar etmesiyle tahattur ettim ve iaratndaki dikkatine hayran oldum.
Fakat o tekrar, yalnz Ondokuzuncu Sz ve Mektub iin saylr; ondan
sonrakilere nisbeten saylmaz.
nc Remz: Yirmisekizinci Lem'ada izah ve isbat edilen
,,.,._,.!_,......,,.,.!_,....
,..-,..!,,_,.._L.,,_,.,,.
fkralaryla Risale-i Nur'un ehemmiyetli vaziyetini haber veriyor.
Bu fkralarn sarahata yakn bir surette hem cifir, hem mana cihetiyle
Risale-i Nur'a iaretini Onsekizinci Lem'ada izahna binaen,

--- sh:(:734) ----
burada ise, orada zikredilmeyen ve mam- Ali Radyallah Anh'n
nazar- dikkatini celbeden yalnz srr beyan edilecek.
Birincisi: slmlar iinde, dellllar elinde tehir suretinde
gezdirmeye lyk olan Risale-i Nur, maatteessf gayet gizli perde
altnda intiar ve istitara mecbur olmasna iareten mam- Ali
Radyallah Anh, iki defa ..,,.ve ,,.,.kelimeleriyle
,.yani yalnz gizli intiar edebilir. Mteaccibane haber veriyor.
kincisi: Risale-i Nur, sm-i A'zam cilvesiyle ve sm-i Rahm
ve Hakm'in tecellisiyle zuhur ettiinden imtiyazl hassas "Allah
Ekber"den iktibasen celal ve kibriya, "Bismillahirrahmanirrahm"den
istifazaten merhamet ve efkat,
,,:-!,,-!,
den istifadeten hikmet ve intizamn esaslar zerine gidiyor. Onun
ruhu ve hayat onlardr. Sair mereblerdeki ak yerinde, Risale-i
Nur'un merebinde mtakane efkattir ve re'fetkrane muhabbettir.
Naslki Hazret-i mam- Ali (R.A.) sarih bir surette Siracnnur'un
tarih-i te'lifini ve tekemml zamann ve mehur ismini
,.!_,....fkrasyla haber vermi. yle de
_L.,,_,.,,.
il hir.. fkrasyla da Siracnnur'un esaslarndan haber veriyor.
nki _,.,izzet, azamet ve celal ve kibriyadr. _L.,
Sryance Rauf ve ,,Rahm'dir. Demek Hazret-i mam- Ali
Radyallah Anh Siracnnur'u tarif ediyor. Hayatn ve nurunu,
kibriya ve azamet ve re'fet ve rahmiyetten alyor diye mmtaz
hsiyetini beyan eder.
ncs: Hazret-i mam- Ali Radyallah Anh, bu fkrada





--- sh:(:735) ----
,..-,..!cmlesiyle diyor ki: Bin yz ellidrtte (1354)
Siracnnur -yani, Risale-i Nur'un nuru- ile dalaletin tecavz eden nr
inallah snecek. Yani, fitne-i diniye ateini ya tahribattan
vazgeirecek veya ileri tecavzatn kracak. Eer Hicri tarihi olsa,
bundan iki sene evvel, dini dnyadan tefrik frsatndan istifade ile,
dinin ve Kur'ann zararna olarak ilerleyen dehetli tasavvuratn
tecavzat tevakkuf etmesi, elbette karlarnda kuvvetli bir seddin
bulunmasndandr. O sed ise, bu zamanda ok intiar eden Risale-i
Nur'un keskin hccetleri ve kuvvetli brhanlar olduu, ok emareler
ile hissediliyor. Ve bu ikinci ihtimaldeki iaret-i Aleviye dahi onu
teyid ediyor. (Haiye) Evet cifirce
,..-,..!: _altyz, ,drtyz, ,ikiyz, eddeli ;yz,
,krk, .ve elif yedi, deki ,iki, be, yekn bin yz
ellidrt (1354) eder.
Lillahilhamd Siracnnur'un El-yet-l Kbra's gibi ok
risaleleri var. Herbiri kuvvetli birer lmba hkmnde srat- mstakimi
gsterip mam- Ali Radyallah Anh'n haberini tasdik ediyorlar.
Bu nc srrn mnasebetiyle aynen ,..-,..!gibi
bin yz ellidrt (1354) tarihine makam- cifrsiyle bakan ve Said'in
(R.A.) iki maruf lkabna remzen ve ismen ma eden ve "Kendini
muhafaza et" emrini veren ve o tarihte herkesten ziyade mteaddid
tehlikelere maruz bulunacan telvih eden "Ercuze"nin hirlerindeki
;.:!,,L-!:;.!_...
;..,!,!.!.,...
(Haiye): Hem de "nna A'tayna"nn srr ksmen tahakkuk etmi. nki
Sfyaniyetin drt rknnden en kuvvetlisi ve dehetlisi btn btn ekildi.
Kabir altnda azab ekiyor. Ve en by dahi alkas bilfiil ekilmi.
Mason komitesinin mahkmu ve leti olup azabyla meguldr. Yalnz onun
glgesi hkmediyor. leri tecavz etmemekle beraber ksmen geriliyor. Bki
kalan iki ahs ise, ellerinden gelse tamire alacaklar.


--- sh:(:736) ----
.-.,,_,, ...!,.,,,.
fkrasyla diyor: "Ya Said-el Krd! Bin yz ellidrt (1354) tarihine
yetiirsen Mevl-y Azminden, o zamann ve o asrn fitne ve
erlerinden muhafazan iste ve yalvar." Evet Onsekizinci Lem'ada
Birinci Keramet-i Aleviye'nin izahnda, Kaside-i Ercuziye'nin Risale-i
Nur ve mellifine dair iarat- gaybiyesi beyan edilmi. sm-i a'zam ve
sekine tabir ettii esma-i sitte-i mehuruyla daima megul olan bir
akirdiyle konutuu ve teselli verdii ve ok emareler ve karinelerle
o akird, Said olduu isbat edilmi. Ve orada o akirdine demi:
,,..!,,,.;.,,,,L.,,L.,-..,-
Yani, ecnebi huruflar bin yz krksekizde (1348) tamim edilecek,
oluk-ocuk, emirler ve fakirler icbar suretinde gece dersleriyle
renmeye alacaklar.
Evet ,,L.,,L.cmlesi tam tamna; iki ,sekizyz, iki
_yz yirmi, iki ,drtyz, iki .onsekiz, bir _on, mecmuu bin
yz krksekizdir. Ayn tarihte Latin huruflarna gece dersleriyle
cebren altrld. Sonra mam- Ali (R.A.) Sekine ile megul olan
Said'e bakar, konuur. Akabinde ;..,!,!.!.,...der. ki-
yerde kuvvetli iaret ile Said ismini verdii akirdine hitaben "Kendini
Sekine ile dua edip muhafazaya al." Ya-i nidaden sonra mteaddid
karineler ve emareler ile Said var. Demek
;..,!,!.!.,...,-..
olur. Bu fkra naslki .,..kelimesiyle "El-Krd" lkabna hem
lafzan hem cifren bakar. nki mimsiz .,.Krd kalbidir. (1) Mim
ise, "lm" ve "ye"ye tam muvafktr. yle de; dier bir ismi olan
Bedizzaman lkabna dahi "ez-zaman"
(1): Yani; tersinden okunuudur.



--- sh:(:737) ----
kelimesiyle ma etmekle beraber bin yz ellidrt (1354) veya bin
yz ellibe (1355) makam- cifrsiyle Said'in hakikat- halini ve
hilaf- det vaziyetini ve hfz u vikaye iin kesretli duasn ve halvet
ve inzivasn tamamyla tabir ve ifade ettiinden sarahata yakn bir
surette parman onun bana o kasidede teselli iin basyor. Burada
da ,..-,..!srrna mazhar olan Risale-i Nur'u alklyor.
Malm olsun ki; Celcelutiye'nin esas ve ruhu olan
,L.;,.;,.,:!...!,_..-!,..!
mam- Ali Radyallah Anh'n en mhim ve en mdakkik veys bir
akirdi ve slmiyet'in en mehur ve parlak bir hcceti olan Hccet-l
slm mam- Gazal (R.A.) diyor ki: "Onlar vahy ile Peygamber'e
(A.S.M.) nzil olduu vakit mam- Ali'ye (R.A.) emretti: "Yaz." O da
yazd. Sonra nazmetti." mam- Gazal (R.A.) diyor:
,..!,,,L-!!,.,:!...!.. ;
;.:.!,.!,,L.;,.;,_..-!
.,-;,.,..!,._.,.,,L-.!
mam- Gazal, mam- Nureddin'den ders alarak bu Celcelutiye'nin
hem Sryan kelimelerini, hem kymetini ve hasiyetini erhetmi.
Drdnc Remz: mam- Ali (R.A.) Siracnnur'dan haber
verdikten sonra yine otuz ve bir cihetle otuziki aded Sryance
esmay ta'dad ederken Risale-i Nur'un en kuvvetli, en kymetdar olan
Mu'cizat- Kur'aniye Risalesi'ne ve Otuzikinci Sz'e kuvvetli iaret
ettii gibi, sair risalelere de remzen veya maen veya telvihen bakar.
Evet Hazret-i mam- Ali (R.A.) Risale-i Nur'a bakarak Sryan
isimleri dercederek diyor:
,,.,._,.!_,......,,.,.!_,....
,..-,..!,,_,.._L.,,_,.,,.



--- sh:(:738) ----

,...-!,..!_,,.,.L.L.,!......,..,
,,L,.,,L,.,,._,._!.,-._._,,.,
,-.:_.,._,...,.._,,,_..,_.
(Haiye)_,,:_,,..-..-_..,_,.,_,.
..-_,,.,;.,..,_.,,-.:_,:
_..._,,-..:,,..;:!_._..
diye dua ile hatmeder. Hazret-i mam- Ali (R.A.) bata sarahat ile
haber verdii Risale-i Nur'u, Siracnnur ve Siracssrc namyla
birinci mertebede aikr onu gsterip ta'dad ederken, t yirmibee
geldii vakit
,-.:_.,._,...
der. yt- Kur'aniyenin i'cazlarn beyan ve Kur'ann krk vecihle
mu'cize olduunu yedi aded kll vecihlerde isbat eden Risale-i Nur'un
en mehur ve parlak risalesi olan Yirmibeinci Sz namndaki
Mu'cizat- Kur'aniye Risalesi'ne iaret eder. nki bata Siracnnur'un
birinci mertebede saylmas, hem ,._,...fkrasnda
,.kelimesinin bulunmas, hem yirmibeinci mertebede zikretmesi,
kuvvetli bir karinedir ki; pekok yetleri zikredip i'cazlar ve srlar
beyan eden Yirmibeinci Sz'e mana-y mecaz ile bakar. Ve surelerin
ta'dadnda dahi yine yirmibeinci mertebede ibareyi deitirip batan
balar gibi :,.,-diyerek Risale-i Nur'un en mbarek ve
bereketli olan
(Haiye): Hare dair mehur Yirmidokuzuncu Sz'e, sonra Mi'rac ve
zeyli akk- Kamer'e bakar.




--- sh:(:739) ----
Yirmibeinci Sz'n ehemmiyetini gsteriyor. Sonra yirmialt ve
yedide
..-_..,_,.,_,.
der. Sonra otuz ve otuzbirincide
..-_,,.,;.,..,_.,
deyip yine ibareyi deitirip ..-
kelimesini zikreder. Gayet zahir ve kuvvetli bir karine ile itihada dair
Yirmiyedinci Sz'n sahabeler hakkndaki ok mhim ve kymetdar
zeylini ve Mi'raca dair Otuzbirinci Sz'n akk- Kamer'e dair ve ona
ok ihtiya bulunan ehemmiyetli zeylini ..-kelimesiyle gsterir
gibi, kuvvetli iaret eder. Ben itiraf ediyorum ki; ben bu zeyilleri
unutmutum. mam- Ali'nin (R.A.) bu ihtar ile tahattur ettim. akk-
Kamer'i sbkan yazdm. imdi bu anda sahabeler hakkndaki zeyli
hatrladm. te madem ilm-i belgat ve fenn-i beyanda birtek karine
ile mecaz bir mana murad olunabilir ve birtek mnasebetle, bir
mefhuma iaret bulunsa, o mefhum bir mana-y iar olarak kabul
edilir. Elbette zahir ve ok karinelerden ve emarelerden kat'- nazar,
yalnz bu iki yerde tam zeyillerin bulunduu ayn makamda ve zeyl
manasnda olan ..-kelimesini tekrar suretinde ifadeyi
deitirerek sylemesi, tam bir karinedir ki; Hazret-i mam- Ali
(R.A.) mana-y hakiksinden baka bir mana-y mecaz ve iaryi dahi
ifade etmek istiyor.
Sonra yirmidokuzuncu mertebede, heybetli bir tarzda
,-.:_,:_,,:_,,..-
der. Yirmibete geen ve srlar bilmek manasnda olan
,-.:kelimesini tekrar ile sbkan beyan ettiimiz hrikal
Yirmidokuzuncu Sz'e kuvvetli bir karine ile iaret eder. Sonra
otuzikinci mertebede surelerin ta'dadnda ehemmiyetle iaret ettii
risale-i cmia olan Otuzikinci Sz'e yine nazar- dikkati


--- sh:(:740) ----
kuvvetli celbetmek iin
,,..;:!_._..
ve bir nshada ,,L.;:!yani sm-i Adl ve sm-i Hakem'in
tecellisiyle ve adalet ve mizanyla ve intizam ve hikmetiyle dnya
tamir edilir, tahribden kurtulur. kinci nsha ile o iki ismin rayiha-i
tayyibesiyle ve ok ho kokularyla, dnya gzel kokular alr. Attar
dkkn gibi rayiha-i tayyibe verir.
te sm-i Adl ve sm-i Hakem'in parlak bir yineleri ve bir
tefsirleri hkmnde olan Otuzikinci Sz'e parmak basyor ve mana-y
mecaz suretinde ifade eder. _..kelimesinin tekraryla Szler
otuz iken bir mertebesi mektublardan ibaret olduuna ve Otuzikinci
Sz son mertebesi bulunduuna ma eder. Ben Sryan kelimelerinin
manalarn tamamyla bilemediimden ve mam- Gazal (R.A.) dahi
tamamyla izah etmediinden Hazret-i mam- Ali'nin (R.A.) o
kelimeler ile sair risalelere iaratn imdilik brakyorum.
Beinci Remz: Madem Celcelutiye vahy ile Peygamber
Aleyhissalt Vesselm'a nzil olmu. Ve Allm-l Guyb'un ilmiyle
ifade-i mana eder. Hem madem Celcelutiye _,.ve
,.!_,....fkralarnda mana-y mecaz ile o kasidenin
hakikatn isbat eden Risale-i Nur'a sarihan ve onun on ehemmiyetli
risalelerine iareten haber vermekle beraber,
.,.__.!,.;_..-.,
de dahi o kasidenin bir esas olan ,L-.!,.;ile ok itigal ve
istimdad eden Risale-i Nur mellifine ve bunun on ehemmiyetli
vakat- hayatna maen, remzen, iareten mana-y mecaz ile haber
veriyor. Hem madem mana-y mecaz ile ve mefhum-u iarnin murad
olmasna bir zaf karine ve bir gizli emare ve birtek mnasebet kfi
geliyor. Hem madem Risale-i Nur ve risalelerine ve mellifi ve
ahvaline olan iaretler birbirine karine olur. Belki mes'elenin vahdeti
itibariyle umum iaretler,

--- sh:(:741) ----
karineleriyle beraber her birisine kuvvetli bir karine ve kav bir emare
hkmndedir. Elbette diyebiliriz ki; Hazret-i mam- Ali (R.A.) naslki
bata
,L....,,,.:_!,.._-,,.!,.,,.
yani "Hazine-i esrar olan Bismillahirrahmanirrahm ile baladm.
Ruhum, onun ile o hazineyi kefetti." diyerek sair iaratn karinesiyle
bir mana-y iar ve bir medll- mecaz suretinde Risale-i Nur'un
Bismillah hkmnde ve fatihas ve besmelesi ve "Bismillah"taki
byk srrn hakikatn beyan eden ve ksa ve gayet kuvvetli Birinci
Sz namnda olan Bismillah Risalesi'ne ma, belki remz, belki iaret
ediyor. Aynen yle de; sair iaratn karine ve mnasebetiyle ve huruf-
u Kur'aniyenin esrarndan bahseden ve Rumuzat- Semaniye namnda
bulunan sekiz kk risalelerin mahiyetlerini andrr bir tarzda, ibareyi
deitirerek huruflarn esraryla istimdad etmee balamas karine-i
latifesiyle muazzam dua ve mnacat ve cmi' kasem-i istimdadnin
hirlerinde ve Szler'e ve Mektublar'a iaretten sonra
,.,.,..!,_..!..-!_
fkrasyla Yirmidokuzuncu Mektub'un bir ksm esrar- huruf-u
Kur'aniyeyi beyan eden Rumuzat- Semaniye namnda sekiz kk
risalelerin en mhimleri ve feth-i Mekke ve feth-i am ve feth-i
Kuds ve feth-i stanbul gibi ok ftuhat- slmiyeden gayb haber
veren Sure-i
_..!,.!,.....
nun esrarn beyan ile, ftuhat- slmiyenin pehlivan olan Hazret-i
mam- Ali'nin (R.A.) nazar- dikkatini celbeden Feth ve Nasr
Risalesi'ne, hem Sure-i Feth'in en mhim ve en hir yetin be vecih
ile i'cazn beyan ve isbat ile, kahraman- slm Hazret-i mam-
Ali'nin (R.A.) nazar- dikkatini celbeden gayet







--- sh:(:742) ----
kymetli olan yet-i Feth Risalesi namndaki kk bir risaleye ma
belki iaret eder, itikadndaym. Byle itikada itirak edilmezse de
itiraz edilmemeli.
Altnc Remz: Madem Hazret-i mam- Ali (R.A.), stad-
kudssinden ald derse binaen, Kur'ana taalluk eden gelecek
hdisattan haber veriyor. Ve "benden sorunuz" diye mteaddid ve
doru haberleri verip bir ah- velayet olduunu yle kerametlerle
isbat etmi. Ve madem bu asrda Avrupa dinsizleri ve ehl-i dalalet
mnafklar, dehetli bir surette Kur'ana hcumu hengmnda Risale-i
Nur o seyl-i dalalete kar mukavemet edip, Kur'ann tlsmlarn
kefederek hakikatn muhafaza ediyor. Ve madem
,.-.,..,.;,,.!_..-,,,.,.;._,.
fkrasyla Yirmisekizinci Lem'ada isbat edildii gibi sarahata yakn bir
surette Risale-i Nur'a iaret etmekle beraber Sure-i Nur'daki yet-n
Nur'un Risale-i Nur'a iaretine iaret eder. Ve madem
,.,.;._,.mana ve cifirce tam tamna Risale-i Nur'a
tevafuk ediyor. Elbette diyebiliriz ki; bu fkrann akabinde:
,,,....,,.-._,.!_,..__.
,,,,,,,,.,,,,,,,..,,,,..-.
fkrasyla Risale-i Nur'un bidayette Oniki Sz namnda itihar ve
intiar eden oniki kk risalelerine _,.karinesiyle, bu
fkradaki oniki Sryan kelimeler onlara birer iarettir. Geri elimde
bulunan Celcelutiye nshas en sahih ve en mutemeddir. mam-
Gazal (R.A.) gibi ok imamlar Celcelutiye'yi erh etmiler. Fakat bu
Sryan kelimelerin manasn tam bilmediimden ve nshalarda ihtilaf
bulunduundan, herbirisinin vech-i iaretini ve mnasebetini imdilik
bilmediimden brakyorum.






--- sh:(:743) ----
Elhasl: Hazret-i mam- Ali (R.A.) bir defa
_,.fkrasyla, hirzamanda Risale-i Nur'u dua ile Allah'tan
niyaz eder, ister ve bidayette oniki risaleden ibaret bulunduundan
yalnz oniki risalesine iaret ediyor. kinci defada
,.!_,....fkrasyla daha sarih bir surette Risale-i Nur'u
medh sena ile gstererek tekemmlne iareten, umum Szler'i ve
Mektublar' ve Lem'alar' remzen haber verir. Hem Oniki Sz nam ile
ok intiar eden o kck risaleler, bu fkradaki kelimeler gibi
birbirine ismen ve sureten benzedikleri gibi bedi' manasnda olan
Celcelutiye kelimesine mutabk olarak herbiri gayet bedi' bir tarzda,
gzel bir temsil ile, byk ve derin bir hakikat- Kur'aniyeyi tefsir ve
isbat eder.
Eer bir muannid tarafndan denilse: Hazret-i mam- Ali
(R.A.) bu umum mecaz manalar irade etmemi?
Biz de deriz ki: Faraza Hazret-i mam- Ali (R.A.) irade
etmezse, fakat kelm delalet eder ve karinelerin kuvvetiyle iar ve
zmn delaletle manalar iine dhil eder. Hem madem o mecaz
manalar ve iar mefhumlar haktr, dorudur ve vaka mutabktr ve bu
iltifata lyktrlar ve karineleri kuvvetlidir; elbette Hazret-i mam-
Ali'nin (R.A.) byle btn iar manalar irade edecek kll bir
tevecch faraza bulunmazsa -Celcelutiye vahiy olmak cihetiyle-
hakik sahibi Hazret-i mam- Ali'nin (R.A.) stad olan Peygamber-i
Zan'n (A.S.M.) kll tevecch ve stadnn stad- Zlcelalinin
ihatal ilmi onlara bakar, irade dairesine alr.
Bu hususta benim husus ve kat' ve yakn derecesindeki
kanaatimin bir sebebi udur ki: Mkilt- azme iinde, El-yet-l
Kbra'nn tefsir-i ekberi olan Yedinci ua' yazmakta ok zahmet
ektiimden, bir kuds teselli ve tevike cidden ok muhta idim.
imdiye kadar mkerrer tecrbeler ile bu gibi haletlerimde, inayet-i
lahiye imdadma yetiiyordu. Risaleyi bitirdiim ayn vakitte -hi
hatrma gelmedii halde- birden bu keramet-i Aleviyenin zuhuru,
bende hibir bhe brakmad ki; bu dahi benim imdadma gelen sair
inayet-i lahiye gibi, Rabb- Rahm'in bir inayetidir. nayet ise
aldatmaz, hakikatsz olmaz.



--- sh:(:744) ----
Yedinci Remz: Hazret-i mam- Ali (R.A.) naslki
..,!..-._._.-,,-.!_._.._,,:!;.,
,..,,,,!.,,-,.:!_._.,_..-!,....,
,.-.,..L!_.....,., ,-..:,
diye birinci fkrasyla Yedinci ua'a iaret etmi. yle de, ayn fkra
ile l bir tefekkrname ve tevhide dair yksek bir marifetname
namnda olan Yirmidokuzuncu Arab Lem'aya dahi iaret eder. kinci
fkrasyla sm-i A'zam ve Sekine denilen esma-i sitte-i mehurenin
hakikatlarn gayet l bir tarzda beyan ve isbat eden ve
Yirmidokuzuncu Lem'ay takib eyleyen Otuzuncu Lem'a namnda alt
nkte-i esma risalesine
,.:!_._.,_..-!,....
cmlesiyle iaret ettiinden sonra akabinde risale-i esmay takib eden
Otuzbirinci Lem'ann Birinci ua' olarak, otuz yet-i Kur'aniyenin
Risale-i Nur'a iaratn kaydedip, hesab- cifr mnasebetiyle, batan
baa ilm-i huruf risalesi gibi grnen ve bir mu'cize-i Kur'aniye
hkmnde bulunan risaleye
,-..:,,..,,,,!.,,-
kelimesiyle iaret edip, der-akab
,.-.,..L!_.....,.,
kelmyla dahi, risale-i hurufiyeyi takib eden ve El-yet-l Kbra'dan
ve baka Resail-i Nuriye'den terekkb eden ve As-y Musa namn
alan ve as-y Musa gibi, dalaletin ve irkin sihirlerini ibtal eden
Risale-i Nur'un imdilik en son ve hir risalesine As-y Musa namn
vererek iaretle beraber, manev karanlklar datacan mjde
ediyor. Evet _,,:!;.,kelimesiyle Yedinci ua'a iareti,
kuvvetli karineler ile isbat edildii gibi, ayn kelime, dier bir mana




--- sh:(:745) ----
ile elhak Risale-i Nur'un yet-l Kbras hkmnde ve ekser
risalelerin ruhlarn cem'eden ve Arab bulunan Yirmidokuzuncu
Lem'aya bu kelm, "mstetbeat-t terakib" kaidesiyle ona bakyor,
efradna dhil ediyor. yle ise Hazret-i mam- Ali (R.A.) dahi bu
fkradan ona bakp iaret eder diyebiliriz. Hem sair iaratn
karinesiyle, hem Mektubat'tan sonra Lem'alar'a baka bir tarz- ibare
ile ma ederek; Lem'alarn en parlann te'lifi, dehetli bir zamanda ve
hapis ve i'damdan kurtulmak ve emniyet ve selmet bulmak iin,
mana-y mecaz ve mefhum-u iar ile, Hazret-i Ali (R.A.) kendi
lisann, byk tehlikelerde bulunan mellifin hesabna istimal ederek;
,-.!_._.._,,:!;.,
yani "Ya Rab! Beni kurtar, eman ve emniyet ver" diye dua etmesiyle,
tam tamna Eskiehir hapishanesinde i'dam ve uzun hapis tehlikesi
iinde te'lif edilen Yirmidokuzuncu Lem'ann ve sahibinin vaziyetine
tevafuk karinesiyle, kelm zmn ve iar delalet ettiinden diyebiliriz
ki; Hazret-i mam- Ali (R.A.) dahi bundan, ona iaret eder. Hem
Otuzuncu Lem'a namnda ve alt nkte olan risale-i esmaya bakarak
_..-!,....,
deyip, sair iaratn karinesiyle, hem Yirmidokuzuncu Lem'aya takib
karinesiyle, hem ikisinin isimde ve esma lafznda tevafuk karinesiyle,
hem teettt- hale ve skntl bir gurbete ve perianiyete den
mellifi, onun te'lifi bereketiyle teselli ve tahamml bulmasna ve
mana-y mecaz cihetinde, Hazret-i mam- Ali'nin (R.A.) lisanyla
kendine dua olan
,.:!_._.,_..-!,....,
yani ism-i a'zam olan o esma risalesinin bereketiyle beni teetttten,
perianiyetten hfzeyle ya Rabbi meali, tam tamna o risale ve
sahibinin vaziyetine tevafuk karinesiyle kelm mecaz delalet ve
mam- Ali (R.A.) ise gayb iaret eder diyebiliriz.
Hem madem Celcelutiye'nin asl vahiydir ve esrarldr ve
gelecek zamana bakyor ve gayb umr-u istikbaliyeden haber veriyor.




--- sh:(:746) ----
Ve madem Kur'an itibariyle bu asr dehetlidir ve Kur'an hesabyla,
Risale-i Nur bu karanlk asrda ehemmiyetli bir hdisedir. Ve madem
sarahat derecesinde ok karine ve emarelerle; Risale-i Nur
Celcelutiye'nin iine girmi, en mhim yerinde yerlemi. Ve madem
Risale-i Nur ve eczalar bu mevkie lyktrlar ve Hazret-i mam-
Ali'nin (R.A.) nazar- takdirine ve tahsinine ve onlardan haber
vermesine liyakatlar ve kymetleri var. Ve madem Hazret-i mam-
Ali (R.A.) Siracnnur'dan zahir bir surette haber verdikten sonra ikinci
derecede perdeli bir tarzda Szler'den, sonra Mektublar'dan, sonra
Lem'alar'dan, risalelerdeki ayn tertib, ayn makam, ayn numara
tahtnda, kuvvetli karinelerin sevkiyle kelm delalet ve Hazret-i
mam- Ali'nin (R.A.) iaret ettiini isbat eylemi. Ve madem bata
,L....,,,.:_!,.._-,,.!,.,,.
risalelerin ba ve Birinci Sz olan Bismillah Risalesi'ne bakt gibi,
kasem-i cmi-i muazzamn hirinde, risalelerin ksm- hirleri olan
son Lem'alar'a ve ualar'a, hususan bir yet-l kbra-y tevhid olan
Yirmidokuzuncu Lem'a-i hrika-i Arabiye ve Risale-i Esma-i Sitte ve
Risale-i arat- Huruf-u Kur'aniye ve bilhassa imdilik en hir ua ve
as-y Musa gibi, dalaletlerin btn manev sihirlerini ibtal edebilen
bir mahiyette bulunan ve bir manada yet-l Kbra namn alan
risale-i hrikaya bakyor gibi bir tarz- ifade grnyor. Ve madem
birtek mes'elede bulunan emareler ve karineler, mes'elenin vahdeti
haysiyetiyle, emareler birbirine kuvvet verir, zaf bir mnasebetle bir
tereuh dahi menbana ilhak edilir. Elbette bu yedi aded esaslara
istinaden deriz: Hazret-i mam- Ali (R.A.) naslki mehur Szler'e
tertibleri zerine iaret etmi ve Mektubat'tan bir ksmna ve
Lem'alar'dan en mhimlerine tertible bakm; yle de
,.:!_._.,_..-!,....
cmlesiyle, Otuzuncu Lem'aya, yani mstakil Lem'alardan en son olan
Esma-i Sitte Risalesi'ne tahsin ederek bakyor. Ve
,-..:,,..,,,,!.,,-
kelmyla



--- sh:(:747) ----
dahi, Otuzuncu Lem'ay takib eden arat- Huruf-u Kur'aniye
Risalesi'ni takdir edip, iaretle tasdik ediyor.
,.-.,..L!_.....,.,
kelimesiyle dahi imdilik en hir risale ve tevhid ve imann elinde as-
y Musa gibi hrikal, en kuvvetli brhan olan mecmua risalesini
senakrane remzen gsteriyor gibi bir tarz- ifadeden bilperva
hkmediyoruz ki: Hazret-i mam- Ali (R.A.) hem Risale-i Nur'dan,
hem ok ehemmiyetli risalelerinden mana-y hakik ve mecaz ile;
iar ve remz ve ma ve telvih bir surette haber veriyor. Kimin
bhesi varsa, iaret olunan risalelere bir kerre dikkatle baksn. nsaf
varsa, bhesi kalmaz zannediyorum.
Buradaki mana-y iar ve medll- mecazlere, karinelerin en
gzeli ve latifi; ayn tertibi muhafaza ile verilen isimlerin
mnasebetidir. Mesel: Yirmidokuz, otuz ve otuzbir ve otuziki
mertebe-i ta'dadda, Yirmidokuz ve Otuz ve Otuzbir ve Otuzikinci
Szler'e gayet mnasib isimler ile; bata, Szler'in ba olan Birinci
Sz'e, ayn Besmele srryla ve hirde, imdilik risalelerin hirine
mahiyetini gsterir lyk birer isim vererek iaret etmesi geri gizli ise
de, fakat ok gzeldir ve letafetlidir. Ben itiraf ediyorum ki: Byle
makbul bir eserin mazhar olmak, hibir vecihle o makama liyakatm
yoktur. Fakat kk ehemmiyetsiz bir ekirdekten, koca da gibi bir
aac halketmek; kudret-i lahiyenin e'nindendir ve detidir ve
azametine delildir. Ben kasemle temin ederim ki: Risale-i Nur'u
senadan maksadm, Kur'ann hakikatlarn ve imann rknlerini teyid
ve isbat ve neirdir.
Hlk- Rahmime yzbinler krolsun ki; kendimi kendime
beendirmemi, nefsimin ayblarn ve kusurlarn bana gstermi ve o
nefs-i emmareyi, bakalara beendirmek arzusu kalmam. Kabir
kapsnda bekleyen bir adam, arkasndaki fni dnyaya riyakrane
bakmas, acnacak bir hamakattr ve dehetli bir hasarettir. te bu
halet-i ruhiye ile, yalnz hakaik-i imaniyenin tercman olan Risale-i
Nur'un doru ve hak olduuna latif bir mnasebet syleyeceim.
yle ki:
Celcelutiye, Sryance bedi' demektir ve bedi' manasndadr.
bareleri bedi' olan Risale-i Nur, Celcelutiye'de mhim bir mevki
tutup ekser yerlerinde tereuhat grndnden, kasidenin ismi ona
bakyor
--- sh:(:748) ----
gibi verilmi. Hem imdi anlyorum ki; eskiden beri benim liyakatm
olmad halde bana verilen Bedizzaman lkab benim deildi, belki
Risale-i Nur'un manev bir ismi idi. Zahir bir tercmanna riyeten ve
emaneten taklm. imdi o emanet isim, hakik sahibine iade edilmi.
Demek, Sryance bedi' manasnda ve kasidede tekerrrne binaen
kasideye verilen Celcelutiye ismi iar bir tarzda, bid'at zamannda
kan Bedilbeyan ve Bedizzaman olan Risale-i Nur'un hem ibare,
hem mana, hem isim noktalaryla bedi'liine mnasebetdarln ihsas
etmesine ve bu isim bir para ona da bakmasna ve bu ismin
msemmasnda, Risale-i Nur ok yer igal ettii iin, hak kazanm
olmasna tahmin ediyorum.
...L-,..,..;...-';..,
Sekizinci Remz: Bu remzin beyanndan evvel en mhim iki
suale cevab yazlacak.
Birinci Sual: Btn kymetdar kitablar iinde Risale-i Nur,
Kur'ann iaretine ve iltifatna ve Hazret-i mam- Ali'nin (R.A.) takdir
ve tahsinine ve Gavs- A'zam'n tevecch ve tebirine vech-i ihtisas
nedir? O iki ztn kerametle Risale-i Nur'a bu kadar kymet ve
ehemmiyet vermesinin hikmeti nedir?
Elcevab: Malmdur ki, baz vakit olur bir dakika; bir saat ve
belki bir gn, belki seneler kadar.. ve bir saat; bir sene, belki bir mr
kadar netice verir ve ehemmiyetli olur. Mesel: Bir dakikada ehid
olan bir adam, bir velayet kazanr; ve souun iddetinden incimad
etmek zamannda ve dmann dehet-i hcumunda bir saat nbet, bir
sene ibadet hkmne geebilir. te aynen yle de: Risale-i Nur'a
verilen ehemmiyet dahi, zamann ehemmiyetinden, hem bu asrn
eriat- Muhammediyeye (A.S.M.) ve eair-i Ahmediyeye (A.S.M.)
ettii tahribatn dehetinden, hem bu hirzamann fitnesinden eski
zamandan beri btn mmet istiaze etmesi cihetinden, hem o
fitnelerin savletinden m'minlerin imanlarn kurtarmas noktasndan
Risale-i Nur yle bir ehemmiyet kesbetmi ki; Kur'an ona kuvvetli
iaretle iltifat etmi ve Hazret-i mam- Ali (R.A.) kerametle ona
bearet vermi ve Gavs- A'zam (R.A.) kerametkrane ondan haber
verip tercmann teci' etmi. Evet bu asrn dehetine kar, taklid
olan itikadn istinad kal'alar sarslm ve uzaklam ve perdelenmi
olduundan; her m'min, tek bayla

--- sh:(:749) ----
dalaletin cemaatle hcumuna mukavemet ettirecek gayet kuvvetli bir
iman- tahkik lzmdr ki dayanabilsin. Risale-i Nur bu vazifeyi; en
dehetli bir zamanda ve en lzumlu ve nazik bir vakitte, herkesin
anlayaca bir tarzda, hakaik-i Kur'aniye ve imaniyenin en derin ve en
gizlilerini gayet kuvvetli brhanlar ile isbat ederek, o iman- tahkikyi
tayan hlis ve sadk akirdleri dahi, bulunduklar kasaba, karye ve
ehirlerde -hizmet-i imaniye itibariyle- deta birer gizli kutub gibi,
m'minlerin manev birer nokta-i istinad olarak, bilinmedikleri ve
grnmedikleri ve grlmedikleri halde, kuvve-i maneviye-i
itikadlar cesur birer zabit gibi, kuvve-i maneviyeyi ehl-i imann
kalblerine verip, m'minlere manen mukavemet ve cesaret veriyorlar.
kinci Sual: Keramet izhar edilmezse daha evl olduu halde,
neden sen iln edersin?
Elcevab: Bu, bana ait bir keramet deildir. Belki Kur'ann
i'caz- manevsinden tereuh ederek has bir tefsirinden keramet
suretinde bizlere ve ehl-i imana bir ikram- Rabban ve in'am-
lahdir. Elbette mu'cize-i Kur'aniye ve onun lem'alar izhar edilir. Ve
nimet ise, kr niyetiyle iln etmek, bir tahdis-i nimettir.
..-,,.-...,
yeti izharna emreder. Benim iin medar- fahr ve gurur olacak bir
liyakatm ve istihkakm olmadn kasemle itiraf ediyorum. Ben
ekirdek gibi rdm ve kurudum. Btn kymet ve hayat ve eref o
ekirdekten kan ecere-i Risale-i Nur ve mu'cize-i maneviye-i
Kur'aniyeye gemi biliyorum. Ve yle itikad ettiimden i'caz-
Kur'an hesabna izhar ederim. Btn kymet bir mu'cize-i Kur'aniye
olan Risale-i Nur'dadr. Hatt eskiden beri tadm Bedizzaman
ismi onun imi, yine ona iade edildi. Risale-i Nur ise, Kur'ann maldr
ve manasdr. Bu remizde husus kanaatm teyid eden ve kendime
mahsus ok emare ve karineler var. Fakat bakalara isbat
edemediimden yazamyorum. Yalnz iki-ne iaret etmee
mnasebet gelmi.
Birincisi: Ben Celcelutiye'yi okuduum vakit, sair
mnacatlara muhalif olarak kendim bizzt hissiyatmla mnacat
ediyorum diye hissederdim. Ve bakasnn lisanyla taklidkrane
olmuyordu. Benim iin gayet ftr ve dertlerime alkadar ve
tefekkrat- ruhiyeme


--- sh:(:750) ----
ho bir zemin oluyordu. Birka sene sonra kerametini ve Risale-i Nur
ile mnasebetini grdm ve anladm ki; o halet, bu mnasebetten ileri
gelmi.
kincisi: Hazret-i mam- Ali (R.A.) bata
,L....,,,.:_!,.._-,,
ve ortalarnda
,.-.,,,.-.,..,,...,,-!.._.-..,
ve hirde
,-.-.!,..,.,..-.,._,_..,...
bir hazine-i ulm olarak gsteriyor. Halbuki zahirinde yalnz bir
mnacattr. Hatt mam- Ali'nin (R.A) hakikat-fean sair kasideleri ve
ilm baka mnacatlar gibi, esrar- ilmiye ile tam mnasebeti
grnmyor. Benim husus kanaatm udur ki: Celcelutiye, madem
Risale-i Nur'u iine alm ve snesine basp manev veled gibi kabul
etmi, elbette
,-.-.!,..,.,
fkras ile, kendi hazinesinin bir ksm prlantalarn hirzamanda
nereden Risale-i Nur'u ahid gsterip Celcelutiye'yi bir hazine-i ulm
ve bir define-i ilmiyedir diye bihakkn medh sena edebilir.
ncs: Malmdur ki, bazan gayet kk bir emare, baz
erait dhilinde gayet kuvvetli bir delil hkmne geer. Yakn
derecesinde kanaat verir. Bana byle kanaat veren ok misallerinden
yalnz sbk beyan ettiim birtek misal bana kfi geliyor. yle ki:
Hazret-i mam- Ali (R.A.) ,.!_,....fkrasyla
Risale-i Nur'u tarihiyle ve ismiyle ve mahiyetiyle ve esaslaryla ve
hizmetiyle ve vazifesiyle gsterdikten sonra, Sryance isimleri ta'dad
ederek mnacat eder. Otuziki veya otuz aded isimlerde iki defa
..-kelimesini tekrar eder. Biri, yirmiyedincide
..-_..,; dieri,

--- sh:(:751) ----
otuzbirde ..-_,,.,der. te Risale-i Nur'un Szler'i otuz
ve bir cihette otuziki.. ve Mektubat namndaki risalelerin dahi bir
cihette otuziki ve bir cihette otuz olup bu mnacatla mutabk olmas
ve yalnz risale eklinde iki aded zeyilleri bulunmas ve o zeyillerin
birisi Yirmiyedinci Sz'n ehemmiyetli zeyli ve dieri Otuzbirinci
Sz'n kymetdar zeyli olmas ve o iki zeyl risalesinin mstakil
mertebe ve numaralar bulunmamas ve ..-kelimesi dahi ayn
yerde, ayn manada tevafuk etmesi bana iki kerre iki drt eder
derecesinde kanaat veriyor ki; Hazret-i mam- Ali (R.A.) teba bir
mana ile ve iar bir mefhum ile Risale-i Nur'a, hatt zeyillerine
bakmak iin yle yapm. Daha ok karineler ve birer Sz'e iaret
eden mnasebetler var. Fakat gizli ve ince olduklarndan zikredilmedi.
(Haiye)
,.!.,...!,.!;,,-!,.-;
_.L..,_,._.,_..,L-,_.L-_..!,.-..



(Haiye): Mesel, yirmisekizinci mertebede ,,.,.!.,.,kelimesiyle
Yirmisekizinci Sz'n hiri olan Cehennem mes'elesinin ok kuvvetli bir brhanna
iaret edip bataki Cennet mes'elesinin yalnz iki- sual ve cevaba dair bahsi ise,
baka yerde iaret ettiinden mnasebet gizlenmi. Hem mesel ikinci mertebede
_kelimesiyle, hem kinci Sz'e, hem kinci Mektub'a, hem kinci Lem'aya, hem
kinci ua'a baktndan mnasebet genilendiinden gizlenmi.
Hem mesel: ...,_,.,...,..,yani
_-,,beinci mertebede bulunmas, hem Beinci Sz'e, hem Beinci
Mektub'a, hem Beinci Lem'aya ve Drdnc ua olan yet-i Hasbiye Risalesi'ne,
hem nc ua olan Mnacat'a bakt cihetle mnasebet genilenmi, gizlenmi.
Buna bakalar kyas edilsin.

--- sh:(:752) ----
,,._.-..-;,.!,;..;.-._...!..-!,
.._.,!_.....!,.:.!,,,..!,.!_..,.,,-
.,-;,_,,,!,.,..!__.,-..,,
...-,,...-.-,!_..,..-._..,..,_,,.!
_,.!.-!,,.!..-!,_,....-,.!_..,,..,-,,
,,:-!,,.-!,.,.........;..!,..;,..-,.






























--- sh:(:753) ----
Yirmidokuzuncu Lem'adan kinci Bab
..-,....
(Bu kinci Bab, "Elhamdlillah" hakkndadr.)
[kinci Bab ile tabir edilen u risalecikte "Elhamdlillah"
cmlesini insanlara dedirten imann sonsuz faide ve nurlarndan,
yalnz dokuz tane beyan edilecektir.]
_
Birinci Nokta: Evvel iki ey ihtar edilecektir:
1- Felsefe, her eyi irkin, korkun gsteren siyah bir
gzlktr. man ise, hereyi gzel, nsiyetli gsteren effaf, berrak,
nuran bir gzlktr.
2- Btn mahlukatla alkadar ve hereyle bir nevi al-verii
olan ve kendisini abluka eden eyler ile lafzan ve manen grmek,
konumak, komuluk etmeye hilkaten mecbur olan insann sa, sol,
n, arka, alt, st olmak zere alt ciheti vardr.
nsan mezkr iki gzl gzne takmakla, mezkr cihetlerde
bulunan mahlukat, ahvali grebilir.
Sa Cihet: Bu cihetten maksad, gemi zamandr.
Binaenaleyh felsefe gzl ile sa cihete bakld zaman, mazi
lkesinin kyameti kopmu, alt stne evrilmi, karanlkl, korkun
byk bir











--- sh:(:754) ----
mezaristan andran bir ekilde grnecektir. Ve bu grnte insan
pek byk bir dehete, vahete, me'yusiyete maruz kaldnda bhe
yoktur. Fakat iman gzl ile o cihete bakld zaman, hakikaten o
lkenin alt stne evrilmi bir ekilde grnrse de, fakat can telefi
yoktur. Mrettebat, skinleri daha gzel, nuran bir leme nakledilmi
olduklar anlalyor. Ve o kabirler, ukurlar da, nuran bir leme
girmek iin kazlan yeralt tnelleri eklinde telakki edilecektir.
Demek imann insanlara verdii srur, ferahlk, itminan, inirah,
binlerce "Elhamdlillah" dedirten bir nimettir.
Sol Cihet: Yani, gelecek zamana felsefe gzl ile bakld
zaman; bizleri rtecek, ylan ve akreplere yedirip imha edecek,
zulmatl, korkun, byk bir kabir eklinde grnecektir. Fakat iman
gzl ile baklrsa Cenab- Hakk'n Hlk- Rahman- Rahm'in
insanlara ihzar ettii eit eit nefis, leziz me'klt ve merubata zarf
olan bir maide ve bir sofra-i Rahman eklinde grnecektir. Ve
binlerce "Elhamdlillah" okutturarak tekrar ettirecektir.
st Cihet: Yani, semavat cihetine felsefe ile bakan bir adam,
u sonsuz bolukta, milyarlarca yldz ve krelerin at kousu gibi veya
asker bir manevra gibi yaptklar pek sr'atli ve muhtelif
hareketlerinden byk bir dehete, vahete, korkuya maruz kalacaktr.
Fakat imanl bir adam bakt vakit o garib, acib manevrann bir
kumandann emri ile nezareti altnda yapld gibi; semavat lemini
tezyin eden ve o yldzn bize de ziyadar kandiller eklinde olduklarn
grecek ve o atlar kousunda korku, dehet deil, nsiyet ve muhabbet
edecektir. lem-i semavat ylece tasvir eden iman nimetine elbette
binlerce "Elhamdlillah" sylemek azdr.
Alt Cihet: Yani, arz lemine felsefe gz ile bakan insan;
kre-i arz babo, yularsz, emsin etrafnda serseri gezen bir hayvan
gibi veya tahtas krk, kaptansz bir kayk gibi grr ve dehete, telaa
der. Fakat iman ile bakarsa, arzn Rahman bir sefine olup, Allah'n
kumandas altnda btn me'klt, merubat, melbusat ile beraber,
nev'-i beeri tenezzh iin emsin etrafnda gezdiren bir sefine
eklinde grr. Ve imandan ne'et eden u byk nimete byk byk
"Elhamdlillah"lar sylemee balar.
n Cihet: Felsefeci bir adam bu cihete bakarsa grr ki:
Btn canl mahlukat -insan olsun, hayvan olsun- kafile be-kafile
byk

--- sh:(:755) ----
bir sr'atle o cihete gidip kaybolurlar. Yani, ademe gider, yok olurlar.
Kendisinin de o yolun yolcusu olduunu bildiinden, teessrnden
ldracak bir hale gelir. Fakat iman nazaryla bakan bir m'min,
insanlarn o cihete gidileri, seyahatlar adem lemine deil, gebeler
gibi bir yayladan bir yaylaya bir intikaldir. Ve fni menzilden bki
menzile, hizmet iftliinden cret dairesine, zahmetler memleketinden
rahmetler memleketine g etmek olup, adem lemine gitmek deil
diye bu ciheti memnuniyetle karlar. Fakat yol esnasnda lm, kabir
gibi grnen meakkatlar netice itibariyle saadetlerdir. nki, nuran
lemlere giden yol kabirden geer ve en byk saadetler byk ve ac
felketlerin neticesidir. Mesel: Hazret-i Yusuf, Msr azizlii gibi bir
saadete, ancak kardeleri tarafndan atld kuyu ve Zeliha'nn iftiras
zerine konulduu hapis yoluyla nil olmutur. Ve keza, rahm-
maderden dnyaya gelen ocuk, mahud tnelde ektii skc, ezici
zahmet neticesinde dnya saadetine nil oluyor.
Arka Cihet: Yani geride gelenlere felsefe nazar ile baklsa;
"Yahu bunlar nereden nereye gidiyorlar ve ne iin dnya memleketine
gelmilerdir?" diye edilen suale bir cevab alnamadndan -tabi-
hayret ve tereddd azab iinde kalnr.
Fakat nur-u iman gzl ile bakarsa, insanlarn kinat
sergisinde tehir edilen garib acib kudretin mu'cizelerini grmek ve
mtalaa etmek iin Sultan- Ezel tarafndan gnderilmi mtalaac
olduklarn anlar. Ve bunlar o mu'cizenin derece-i kymet ve
azametine ve Sultan- Ezel'nin azametine derece-i delaletlerine kesb-i
vukuf ettikleri nisbetinde derece ve numara aldktan sonra yine
Sultan- Ezel'nin memleketine dnp gideceklerini anlar ve bu anlay
nimetini kendisine ras eden iman nimetine "Elhamdlillah"
diyecektir.
Mezkr zulmetleri izale eden iman nimetine "Elhamdlillah"
diye edilen hamd dahi bir nimet olduundan, ona da bir hamd
lzmdr. Bu ikinci hamda da nc bir hamd, ncye drdnc
hamd lzm. ,,.,Demek bir hamd-i vhidden doan
hamdlerden ibaret gayr- mtenah bir silsile-i hamdiye husule geliyor.
kinci Nokta: Cihat- sitteyi tenvir eden iman nimetine de
Elhamdlillah



--- sh:(:756) ----
demesi lzmdr. nki, iman cihat- sittenin zulmatn izale etmekle
def'-i bela kabilinden byk bir nimet sayld gibi -tabi- o cihat-
sitteyi tenvir ettii cihetle de celb-l menafi' kabilinden ikinci bir
nimet saylr. Binaenaleyh insan ftr bir medeniyete sahib olduundan
cihat- sittede bulunan mahlukatla alkadar olur ve iman nimeti ile de
cihat- sitteden istifade edebilmesi imkn vardr.
Binaenaleyh .!,,.!.... yet-i kerimesinin
srr ile cihat- sitteden herhangi bir cihette olursa insan tenevvr eder.
Hatt m'min olan bir insann dnyann kuruluundan sonuna kadar
uzanan manev bir mr vardr. Ve insann bu manev mr ezelden
ebede uzanan bir hayat nurundan meded ve yardm alr.
Ve keza cihat- sitteyi tenvir eden iman sayesinde insann u
dar zaman ve mekn geni ve rahat bir leme inklab eder. Bu byk
lem, bir insann hanesi gibi olur ve mazi, mstakbel zamanlar,
insann ruhuna, kalbine bir zaman- hal hkmnde olur. Aralarnda
uzaklk kalkyor.
nc Nokta: mann istinad ve istimdad noktalarn hvi
olmasndan Elhamdlillah demesi iktiza eder.
Evet nev'-i beer, aczi ve dmanlarn kesreti dolays ile
dayanacak bir nokta-i istinada muhtatr ki, dmanlarn def' iin o
noktaya iltica etsin. Ve keza kesret-i hacat ve iddet-i fakr dolaysyla
da istimdad edecek bir nokta-i istimdada muhtatr ki, onun yardm
ile ihtiyalarn def'etsin.
Ey insan! Senin nokta-i istinadn ancak ve ancak Allah'a olan
imandr. Ruhuna, vicdanna nokta-i istimdad ise ancak hirete olan
imandr. Binaenaleyh bu her iki noktadan haberi olmayan bir insann
kalbi, ruhu tevahhu eder; vicdan daima muazzeb olur. Lkin birinci
noktaya istinad ve ikincisinden de istimdad eden adam kalben ve
ruhen pekok zevk ve lezzetleri, nsiyetleri hisseder ki; hem
mteselli, hem vicdan mutmain olur.
Drdnc Nokta: man nuru lezaiz-i meruann zevale
baladklar zaman hasl olan elemleri, emsalinin vcud ve gelmekte
olduklarn gstermekle izale eder. Ve keza nimetlerin devam edip
tenakus etmemesini, nimetlerin menban gstermekle temin eder.


--- sh:(:757) ----
Ve keza firak ve ayrlmalarn elemlerini teceddd- emsalinin
lezzetini gstermekle izale eder. Yani zeval dncesi ile bir lezzette
ok elemler olur ki, imann o elemleri teceddd- emsali ile ihtar ve
izale eder. Maahaza lezzetlerin tecedddnde de baka lezzetler
vardr. Evet bir semerenin eceresi olmasa, o semerede mnhasr
kalan lezzet, onun yemesi ile zil olur ve zevali de mcib-i teessr
olur. Fakat o semerenin eceresi maruf ise, o semerenin zevalinden
elem hasl olmuyor, nki yerine gelen var. Ve ayn zamanda,
teceddd haddiztnda bir lezzettir.
Ve keza ruh-u beeri en ziyade skan, ayrlmalardan ne'et eden
elemlerdir. Nur-u iman o elemleri teceddd- emsal ve tahadds-
visal midi ile izale eder.
Beinci Nokta: nsan u mevcudatta kendisine dman ve
ecnebi tevehhm ettii veya ller, yetimler gibi hayatsz, perian
vehmettii eyleri nur-u iman, ahbab ve karde sfat ile gsterir ve
hayatdar tesbihhan (tesbih eden) eklinde irae eder. Yani gafletle
bakan adam, lemin mevcudatn dman gibi muzr telakki ederek
tevahhu eder. Ve eyay ecnebiler gibi grr. nki dalalet nazarnda
mazi ve istikbal zamanlarndaki eya arasnda uhuvvet, kardelik
rabtas ve balan yoktur. Ancak zaman- halde eya arasnda kk,
cz' bir alka olur. Binaenaleyh ehl-i dalaletin yekdierine olan
uhuvvetleri, binler senelik uzun bir zamanda bir dakika kadardr.
Ve keza iman nazarnda btn ecram, hayatdar ve birbirine
nsiyetli olduklarn gryor. Ve her bir cirmin lisan- hali ile
Hlkna tesbihat yapmakta olduunu gsteriyor. te bu itibarla btn
ecramn kendilerine gre bir nevi hayat ve ruhlar vardr. Binaenaleyh
imann u grne nazaran o ecramda dehet, vahet yoktur. nsiyet
ve muhabbet vardr.
Dalalet nazar, matlublarn tahsil etmekten ciz olan insanlarn
sahibsiz, hmisiz olduklarn telakki eder ve hzn, keder, aczlerinden
dolay alayan yetimler gibi zanneder. man nazar ise, canl
mahlukata, alar yetimler gibi deil, ancak mkellef memur,
muvazzaf zkir ve tesbihhan ibad sfat ile bakar.
Altnc Nokta: Nur-u iman, dnya ve hiret lemlerini eit
eit nimetlere mazhar iki sofra ile tasvir eder ki; m'min olan kimse
iman eli ile ve zahir, btn duygular ile ve manev, ruh


--- sh:(:758) ----
olan letaifi ile o sofralardan istifade ediyor. Dalalet nazarnda ise,
zevilhayatn daire-i istifadesi klr, madd lezzetlere mnhasrdr.
man nazarnda, semavat ve arz ihata eden bir daire kadar
tevess' eder. Evet bir m'min, Gne'i kendi hanesinin damnda
aslm bir lks; kameri bir idare lmbas addedebilir. Bu itibarla
ems, Kamer kendisine bir nimet olur. Binaenaleyh m'min olan ztn
daire-i istifadesi semavattan daha geni olur. Evet Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan
,-,!,,,!_.. ,:!,-.,,..!,_.:!,:!,-.,
yetlerin belgat ile imandan ne'et eden u hrika ihsanlara,
in'amlara iaret ediyor.
Yedinci Nokta: Nur-u iman ile bilinir ki: Allah'n varl
btn nimetlerin fevkinde yle byk bir nimettir ki; sonsuz
nimetlerin enva'n, nihayetsiz ihsanlarn cinslerini, saysz atiyyelerin
snflarn hvi bir menba, bir kaynaktr. Binaenaleyh zerrat- lemin
adedince iman nimetlerine hamd sena etmek bir bortur. Risale-i
Nur'un eczasnda bir ksmna iaretler yaplmtr. Maahaza iman-
billahtan bahseden Risale-i Nur'un cz'leri, bu nimetten perdeyi
kaldrarak gsteriyor. .!..-!lm- istirakla iaret ettii umum
hamdler ile hamdedilmesi lzm olan nimetlerden birisi de,
rahmaniyet nimetidir. Evet rahmaniyet, zevilhayattan rahmete mazhar
olanlarn saysnca nimetleri tazammun etmitir. nki bilhassa insan,
herbir zhayatla alkadardr. Bu itibarla insan her zhayatn saadeti ile
saidleir ve elemleri ile mteessir olur. yle ise herhangi bir ferdde
bulunan bir nimet, arkadalarna da bir nimettir. Ve keza vlidelerin
efkatleri ile nimetlenen ocuklarn saysnca nimetleri tazammun edip
ona gre hamdlere, senalara kesb-i istihkak edenlerden birisi de
rahmiyettir. Evet annesiz a bir ocuun alamasndan mteessir ve
acyan bir vicdan sahibi, elbette vlidelerin ocuklarna olan
efkatlerinden zevk alr, memnun ve mahzuz olur. te bu gibi zevkler
birer nimettir, hamd ve krler ister. Ve keza kinatta mndemi
hikmetlerin btn enva' u efrad adedince hamd ve krleri iktiza
edenlerden birisi de hakmiyettir.



--- sh:(:759) ----
Zira insann nefsi, rahmaniyetin cilveleri ile, kalbi de rahmiyetin
tecelliyat ile nimetlendikleri gibi; insann akl da hakmiyetin letaifi
ile zevk alr, telezzz eder. te bu itibarla az dolusu ile
"Elhamdlillah" sylemekle hamd senalar istilzam eder.
Ve keza esma-i hsnadan "Vris" isminin tecelliyat adedince
ve babalar gibi usln zevalinden sonra bki kalan fruatn saysnca
ve lem-i hiretin mevcudat adedince ve uhrev mkfatlar almaa
medar olmak zere hfzedilen beerin amelleri saysnca, sads ile u
fezay dolduracak kadar byk bir Elhamdlillah ile hamd edilecek
hafziyet nimetidir. nki nimetin devam, nimetin ztndan daha
kymetlidir. Lezzetin bekas, lezzetten daha lezizdir. Cennet'te devam,
Cennet'in fevkindedir ve hkeza...
Binaenaleyh Cenab- Hakk'n hafziyeti tazammun ettii
nimetler, btn kinatta mevcud btn nimetlerden daha ok ve daha
stndedir. Bu itibarla dnya dolusu ile bir Elhamdlillah ister. u
zikredilen drt isme bki kalan esma-i hsnay kyas et ki; herbir
isminde sonsuz nimetler bulunduu iin sonsuz hamdleri, krleri
istilzam eder.
Ve keza btn nimet hazinelerini amak salahiyetinde olan
nimet-i imana vesile olan Hazret-i Muhammed Aleyhissalt
Vesselm dahi yle bir nimettir ki; nev-i beer ilel'ebed o zt
(A.S.M.) medh sena etmeye borludur. Ve keza madd ve manev
btn nimetlerin enva'na fihriste ve kaynak olan slmiyet ve Kur'an
nimeti de gayr- mtenah hamdleri bil'istihkak istilzam eder.
Sekizinci Nokta: yle bir Allah'a hamdolsun ki, kinat ile
tabir edilen u Kitab- Kebir ve onun tefsiri olan Kur'an-
Azman'n beyanna gre btn bablar ile fasllar ve btn
sahifeleri ile satrlar ve btn kelimat ile harfleri, o Zt- Akdes'e -
sft- cemaliye ve kemaliyesini izhar ile- hamd senahandr.
yle ki: O kitab- kebirin her bir nak, kk olsun byk
olsun (karnca kaderince) Vhid ve Samed olan nakkann evsaf-
celaliyesini izhar ile hamd senalar eder. Ve keza o kitabn herbir
yazs Rahman ve Rahm olan ktibinin evsaf- cemalini gstermekle
senahan oluyor. Ve keza, o kitabn btn yazlar, noktalar, naklar,




--- sh:(:760) ----
esma-i hsnann tecelliyat ve cilvelerine ma'kes ve mazhar olmak
ciheti ile o Zt- Akdes'i takdis, tahmid, temcid ile senahandr. Ve
keza o kitabn her bir nazm, kasidesi Kadr, Alm olan nzmn
takdis ile tahmid eyler.
Dokuzuncu Nokta: (*) .........
Said Nurs




















(*): Bu gibi ifrelerin anahtar bende yoktur ki aaym. Maahaza orulu bir
kafa, ne o ifreleri aabilir ve ne o darblar yapabilir. Kusura bakmaynz, bu
kadar da ancak mellifinin manev yardm ile ve leyle-i kadrin bereketi ile
ve Mevlna'nn komuluundan istifade ile yapabildim.
Mtercim
Abdlmecid Nurs







--- sh:(:761) ----
_..!
(*) Yklm bir mezarm ki, ylmtr iinde
Said'den yetmi dokuz emvat (**) b-sam lma.
Sekseninci olmutur, mezara bir mezar ta.
Beraber alyor (***) hsran- slm'a.
Mezar tamla pr-emvat enindar o mezarmla
Revanm sha-i ukba-y ferdma.
Yaknim var ki: stikbal semavat ve zemin-i Asya
Bhem olur teslim, yed-i beyza-y slm'a.
Zira yemin-i ymn- imandr
Verir emn- eman ile enma...
* * *
(*): Bu kt'a, onun imzasdr.
(**): Her senede iki defa cisim tazelendii iin iki Said lm
demektir. Hem bu sene Said yetmidokuz senesindedir. Herbir senede
bir Said lm demektir ki, bu tarihe kadar Said yaayacak.
(***): Yirmi sene sonraki bu imdiki hali, hiss-i kabl-el vuku' ile
hissetmi.

You might also like