You are on page 1of 488

1

KORKU ROMANI BRAM STOKER-DRAKULA (D. 8 Kasm 1847, Dublin, rlanda - . 20 Nisan 1912, Londra, ngiltere) Kk yata geirdii bir hastalk nedeniyle yedi yama kadar yryemeyen yazar, azmi sayesinde Dublin niversitesi'ndeki renimi srasnda baarl bir atlet ve futbolcu oldu. Dublin'de devlet memuru olarak alt on yl boyunca Mail gazetesine tiyatro eletirileri yazd. 1877'de nl aktr Sir Henry Irving'le tanan Stoker, 1878'den itibaren yirmi yedi yl boyunca Irving'in menajerliini yapt. Ayn yl Florence Balcombe'la evlenen yazar, Londra'da yeni bir hayata balad. 1882'de yaymlad Under the Sunset, ocuklara ynelik seksen korkun masaldan oluuyordu. Snake's Pass (Ylan Yolu) 1890'da, bayapt saylan Drakula ise 1897'de yaymland. Kendisiyle adeta zdeleen Drakula, 1931'de baroln Bela Lugosi'nin oynad bir filmle beyazperdeye tand. 1912'de len Stoker'n dier romanlar arasnda, The Mystery of the Sea (Denizin Gizemi; 1902), The Jewel of Seven Stars (Yedi Yldz Mcevheri; 1904), The Lady of the Shroud (Kefenli Kadn; 1909) ve Ken Russell tarafndan filme alnan The Lair of the White Worm (Beyaz Kurdun ni; 1911) bulunur. -5NSZ Drakula, ngiliz edebiyatndaki en iyi korku romanlarndan biridir. Stoker, romanyla ilgili notlar almaya ilk kez 8 Mart 1890'da, Kaptan Cook'un mehur Pasifik yolculuklarna kt yer olan Whitby'de balamtr. Son notunu 6 yl sonra dm ve sevgili arkada Hommy Beg'e; yani ok satan bir romanc olan Hal Canie'e (Hommy Beg Man Adas'nda konuulan dil olan Manca'da Kk Tommy demektir) ithaf ederek roman Jbile yl olan 1897'de yaymlamtr. Her ne kadar 1899'da Doubleday & Mc Clure'a kadar hibir Amerikal yaync kitab
2

yaymlamak istememise de Ge Viktoya a okuyucusu vampir hikyelerini ok sev(er)di ve kitap ngiltere'de ok satt; ardndan da Kta Avrupas'nda 'Karanlklar Prensi' anlamna gelen Makt Mgrkanna adl ilk evirisi, 1898'de zlanda'da yapld. Bu balangtan sonra, kalitesiz, sar kda baslan Stoker'n hikyesi 43 dile daha evrilmitir. Bir nceki basks tkenmeden, devaml satlan bir kitap olarak, yirminci yzyln popler kltr zerinde nemli etki yapmtr. Belki bir tek Mary Shelley'nin* canavar Frankenstein istisna, Stoker'n insann tylerini rperten, kann donduran Kont'u herhalde Bat kltrnn en popler anti-kahramandr. 250'den fazla hikye; izgi roman ve ok sayda film hep Konttan Mary Wollstonecraft Shelley (1797-1851): ngiliz yazar. nl yapt Frankenstein or The Modern Prometheus (1818) {Frankenstein ya da Modem Prometheus, Bordo Siyah yaynlan, 2004) korku romanlarnn en tannm-lanndandr. -71 esinlenerek domutur ve Kont insanlarn ilgisini ekmeye, insanlar korkutmaya, hatta elendirmeye hep devam etmitir. Ancak yazd romann btn ekiciliine ramen, hayatndaki olaylara bakldnda Stoker'n bylesine kalc, lmsz bir figr ve hikyenin yaratcs olabileceini kimse tahmin edemezdi. Ang-lo-rlandal bir ailenin yedi ocuundan ncs olarak, 1847 ylnda, Dublin'in kuzey banliylerinden Clahtarfta doan Stoker, 6 yama kadar dik duramyordu. Gelgeldim sonradan Dublin'de bulunan Trinity Kolej'deki atletizm ampiyonasn bile kazanacakt. Matematikte onur derecesi kazanan Stoker, mezun olduktan sonra 1870'te Dublin a-tosu'ndaki Merkez Sekreterlik Ofisi'nde, nc snf bir ktip olan babas Abraham'n izinden giderek memuriyet hayatna balad. Orada mfetti olarak alt srada (1872) ksa hikyesi The Crystal Cup (Kristal Fincan) The London Society'de yaymlandktan sonra ilk korku hikyesi olan The Chain of
3

Destiny (Kaderin Zinciri) drt blm halinde haftalk Shamrock gazetesinde 1875'te yaymland. Ardndan da Aralk 1879'da ilk kitab The Duties of the Inspector of Petty Services yaymland. Ancak o srada Stoker'n hayatnda kesin bir deiim oldu. 1877'de yine gen bir devlet memuruyken zamannn en nl ngiliz aktr ve tiyatro ynetmeni Henry Irving'le tant. Karlama Ir-ving'in Trinity'de verdii bir konferans srasnda gerekleti. Stoker da dardan drama eletirmeni olarak alt yerel bir gazete dolaysyla oradayd. Stoker, Irving'in performansndan yle etkilendi ki bir yl iinde nce iini brakt, ardndan da, Oscar Wilde'in* "grdm en mkemmel yze sahip, ok gzel bir kz" diye niteledii Florence Balcombe'la evlenerek Londra'ya tand. Orada, hayatnn kalan 27 ylnda Irving'in menajerliini yapt. Bu s* Oscar Wilde (1854-1900): rlandal air ve oyun yazan. - 8 re iinde Stoker, ocuklar iin, korkun hikyelerden oluan Under the Sunset adl bir seki ve Dra-kula'ya ek olarak 10'dan fazla kitap yaymlamay baard. Daha sonra 1906'da Henry Irving'le ilikisini anlatt, 2 ciltlik Personal Reminiscenes of Henry Irving'i (Henry Irving'in Kiisel Anlan) yazd. Bu metinlerden bir ya da ikisi eletirmenlerden vg alm olsa da hibiri, Stoker'n bir klasik yazacak potansiyele sahip olduunu gsterecek kalitede deildi. 20 Eyll 1912'de, 65 yandayken byk bir olaslkla, Daniel Farson'un iddiasna gre sevgisiz, frijit bir evlilikten kaynaklanan, nc derece frengiye bal komplikasyonlar nedeniyle lm olan Stoker, nn hep tek bir kitaba, bu yzden artc olan bir kitaba borlu olacaktr. Stoker'n Drccula'sn bu kadar zel yapan eyin ne olduunu nasl aklayabiliriz? Stoker'n kitaptaki o kl krk yaran kurgu titizliini saymazsak, dtan bakldnda mtevaz bir yetenee ve snrl bir hayal gcne sahip bir yazara, srkle-yiciliini sonuna kadar korumakla kalmayp ayn zamanda ama ilikin kltrel bir belge de sunan bir hikye yazma ve hem yazld dneme has endieleri yanstan hem de modern a tanmlayan sosyokltrel
4

paradigmann deiiminde hayati neme sahip olan bir ura belirleyen bir metin yaratma ilhamn ne vermi olabilir diye sormak hakkmzdr. Dnem birok dzlemde "paradigma" deiimleri ile kar karyadr. Avrupa aristokrasisinin tarihsel mrn oktan doldurduu, burjuva aydnlanma hareketinin k belirtileri tad, aklc felsefelerin yerine romantik dnce ve edebi akmlarn getii, psikanalizin bilindn kefetmeye yneldii, zenginlik ile yoksulluun akl almaz uurumlar oluturduu ngiltere'nin Avrupa'ya armaan ettii Victoria a'nn iki yzl ahlaknn sarsc entelektel-kltrel ve pratik darbeler yedii, bilimlerin, zellikle de fizik ve kimyann byk admlar atmak zere olduu bir d--9nemde bulunduumuzu hatrlatmakta yarar var.) Victoria a iin bu ve tamamlayc koullar altnda, Stoker', cinsellik ve erotizme yaklam sk sk insan utandran boyutlara ulaan, ama entelektel adan bakldnda provokasyon dozu olduka yksek, pek ok nesil iin olduka anlaml ve etkileyici olan bir metin yaratmaya gtren; ksaca Drakula 'yi bir klasik yapan ey nedir? Yant ksmen, romann merkezi bir hikye anlatmna kar bir yapya sahip olmasnda yatyor. Hikyeler, birbirini az ya da ok tanyan farkl kiilerin tuttuklar gnlklerdeki gzlem ve kaytlarndan oluan, birbirini tamamlayan paralar temsil ediyorlar; bu kurguda "paralan" iyi ile kt merkezli kutuplarda toplayabiliyoruz; bylece anlat, iyi-kt gibi kart kutuplardaki glerin mcadelesi zerine kurulmu oluyor ve Stoker da, Draku-la'y, zellikleri, eylemleri ve d grnleri asndan kendisiyle her ynden eliiyor gibi grnen, 'erkek gibi erkek' bir grup insann arasna gndererek zamannn bu kutuplatrma modasna uymaktadr. Vampirlik ve onun belli bal biimleri, her zaman, btn kltrlerde ya da Profesr Van Helsing'in belirttii gibi "insann olduu her yerde" grlmtr. Bununla beraber vampir klt, sklkla gnmzdeki ADS ve Hepatit-C ya da Sto-ker'm zamanndaki frengi gibi, hastalk ya da salgnlarn yaygn olduu dnemlerde ortaya kp durmutur. Ama yine de unu tekrar syleyebiliriz: Romann poplaritesi gnmzde olduu gibi, geen yzyln da sonlarnda ve gelecekle ilgili kayglar ile sosyal
5

deiimlerin hissedildii dnemlerde artmtr, Stephen King ve Anne Rice gibi yazarlarn baarsnn sebebi budur ve Francis Ford Cop-pola'nn 1995 ylndaki popler filmi Bram Stoker's Drakula da bu sav dorulamtr. (Hatta geen milenyumun sonunda Bela Lugosi'nin oynad 1931 yapm orijinal film, deneysel besteci Philip Glass'n modernize ettii bir partisyonla tekrar yaymland.) 10Gotik Roman Drafcua'nn da merkezinde olduu, ngiltere'ye zg modem vampir hikyesi gelenei, Gotik geleneinin bir alt tr olarak gelimitir. Shelley'in Frankenstein ya da Modern Prometheus romannn, edebiyatn geliim izgisi iinde gotic novels'm bir uzants olduunu, bu ngiliz korku trnn, 18. yzylda en gelimi aamasn yaadn daha nceki nszlerde belirtmitik. Gotik roman, ngiltere'de, 1760'lardan itibaren edebiyat zevkine hitap eden, hatta bu zevki belirlemeye balayan bir trd. Ge ortaadan gelen gotik slubun ssleme tarz, 18. yzyln ortasnda bir bakma baka bir alanda, edebiyatta korunmu, ortaan, Katolik dininin ve batl inanlarn kaleleri, atolar, edebiyat sanat iinde aynen postmodemin kendisinden nceki birikimlere yapt gibi, yamalanm, akl kendine klavuz edindiini dnen, "aydnlanm" bir (burjuva, zellikle de kadn arlkl) okur kitlesinde rperti, korku ve endie yaratma yolunda kullanlmtr. Gotik modasnn ngiltere'deki balatcs olarak kabul edilen Horace Walpole,* romanna yazd nszlerden de anlalaca gibi, "gotik" sfatn (en azndan ilk baskda) kullanmaz. 1760 ylnda, klasiki ina tarzna uyarak Strawberry Hill'deki krsal villasn "gotik" tarzda yeniden ina ettirmi iini de buna uygun biimde dettirmi, evini ziyaretilerin eksik olmad bir tr mzeye dntrmtr. Gotik romann bu ilk versiyonu, ok gemeden dnmlere uram, doast gerek anlamda dorudan var olmak ya da harekete gemek yerine, kt niyetli,
6

eytani bir varln hileleri ya da Horace Walpole (1717-1797): ngiliz yazar ve sanat eserleri koleksiyoncusu. Ortaada geen The Castle of Ot-ranto [Otranto atosu, Bordo Siyah Yaynlan, 2005} adl korku romanyla gotik roman modasm balatmtr. -11bir kan araclyla, hatta tesadfi bir etki sonucu ortaya kmaya balamtr. Byle olunca da edebiyattaki korku romannda, arlk metafiziksel olandan psikolojik, ahlaki olana; hatta Frankens-tein'da olduu gibi, teknolojik olana doru kaymtr. Tekinsiz, meum, lanetli olan, metafiziksel bir alann iinde, kendi yasalarnn gerei hareket etmeyip, insann akli dnyas iinde, hatta onun katklar ve yardmyla ortaya kar artk (Bkz. Frankenstein ya da Modern Prometheus). Ama ite, bu yeni tip gotik ya da korku romannda, denetlenemez olann ortaya kmas, daha da rktc bir etki yapacaktr; nk o artk, baka bir dnyann, rahatsz edilmedii srece yerinde kalan denetlenemez varl deil, dorudan akli gerekliin dnyasnn bir rndr. Bir deney, bilimin imknlarn kstaha bir tanrlama isteiyle ktye kullanmann rndr. Sonuta gotik tr ya da fantastik, korku tr, okur iin ok daha inandrc hale gelecektir; nk artk, herhangi bir batl inancn, akld leme ilikin varsaymn etkisi olmadan, fantastik olan kendine doal bir aklama bulmutur; bu da, hl rasyonellie byk ballk gsteren bir dnyada (ngiltere'de) nemli bir adm olarak grlmelidir. Gene de gotik romann bu iki trn ya da aamasndaki rnleri belirleyici etmen, tekinsiz olandan, denetlenemez, meum dnyadan gelen cazibe olmal. eytann cehennemi ukurlar, uurumlarn karanlk derinlikleri, korkuttuklar kadar sonsuz, dinmeyen bir merakn da kuyulardr. Ka yzyldr en akl banda insan bile iine eken kuyularn. Gotik roman, Otranto atosu'ndan sonra, Radcliffe'e,* Shelley'e kadar uzanrken, gittike "gotik" zelliini yitirmeye balad; mimari, dekorasyon,
7

mekn tmyle belirleyici olmaktan karken, geriye "korku" esi kald ve bu korku, Vathek'te olduu gibi, masaln ark dnyasna ya da William Godwin'in* Calep WiUiams'iyla birlikte daha modern zamanlara tand. Bu dnem, byk duygusal romann da artk tarihe karmak zere olduu dnemdi; korku romannda, canavarn, tekinsiz olann peini bir trl brakmad "gen kz" da kaybolmaya yz tutmutu. (Korku sinemasnn byk bir itahla yeniden tre soktuu e!) Tehdidin hedefi olan gen kzn yerini, romantik kahraman gen adam alacakt. Tipik romantik (gen) kahramann ne kmasyla romanlarn psikolojileri karmaklam, tematik yap daha da karmaklamtr. Tipik romantik kahramann dnyasnda, edebiyat dehetler kabinesi olmaktan ve gen bir kzn aclarnn, korkularnn, aresizliklerinin dnyasn anlatmaktan kp meum ve denetlenemez olan, dnyay yorumlamann bir simgesine dntrecek, insan bilincinin derinliklerine, bilin tesine doru ynelecektir edebiyatn sondaj. lk ngiliz vampir hikyesi, bir keresinde Lord Byron'n** kiisel doktorluunu yapan, kaderi ayn Stoker gibi hep tek bir yaptla hatrlanmak olan John Polidori tarafndan yazlm olan The Vampy-re'dir. Polidori 26 yanda esrarengiz bir ekilde lmtr. 1819'da yaymlanan, ama bundan yl nce, Percy Shelley'nin*** Genova Gl kysndaki kiralk villasnda, kars Mary'nin Frankenstein' Ann Radcliffe (1764-1823): ngiliz yazar. Gotik yk ve romanlarnda dehet ve gerilim sahnelerini romantik bir duyarllkla birletirmedeki yeteneiyle tannmtr. -12* William Godwin (1756-1836): ngiliz toplum felsefecisi ve gazeteci. Bir sre din adaml yapm olmasna ramen ateizmi, anarizmi ve kiisel zgrl savunan yazlaryla ngiliz romantik edebiyat akmna ortam hazrlamtr. ** George Gordon Byron (1788-1824): Romantik dnem ngiliz airi ve yergi
8

ustas. iiri ve kiilii ile Avrupallarn hayal gcn etkilemitir. ** Percy Bysshe Shelley (1792-1822): ngiliz romantik dnem an. -13yazmaya esinlendii artlar altnda yazlm olan ve ilk kez New Monthly Magaziride yaymlanp daha sonra The Vampire or the Bride of the Isle (Vampir ya da Ada'nm Gelini) ad altnda tiyatroya uyarlanan Polidori'nin hikyesi iki nemli miras brakmtr. Vampirlere zg o ahlakszl burjuva kart bir tavra brndrm (ondan nce vampirlerin illa bir snfa ait olmalar gerekmiyordu) ve 19. yzyln vampirlerini, hem dizginlenmemi romantizmden duyulan korkuyla hem de ne aristokrat sosyete hanmefendilerinin ne de masum gen kzlarn kolay kolay kar koyamayaca olduka youn cinsel bir potansiyelle donatmtr. Polidori'nin bu Byronvari kliesi, 1846 ylnda ortaya kan Varney the Vampire'in basmna kadar deimeden kald. Deiik ekillerde James Madison Rymer ve Thomas Preston Priest'e eklemlenen Varney the Vampire or The Feast of Blood (Vampir Varney ya da Kan Ziyafeti) Polidori'nin ksa eserinin tersine, tipik bir Victoria dnemi roman uzunluundayd. Orijinal basksndaki kelime says 750.000'den fazladr ve toplam 868 sayfa tutar. Stoker'a esin kayna olmu olsa da romann konusunun Drakua'nmkiyle ortak yan ok azdr; daha sonra greceimiz gibi Stoker, tre en byk deiimi getirecek olan, okuru tedirgin edici, rktc, beklenmedik bir efekt kullanma yoluna gitmitir. yksnde, ngiltere'yi ziyaret eden Balkanlar'dan gelmi bir vampiri, yknn balca kahramanlanndan biri olan Drakula'y karmza kartr. ngrlemez, ne yapaca belli olmayan, iki dnya arasnda kalm bu yaratk karsnda, elbette dnemin bilimsel imknlar da etkisiz kalr. Stoker, hikyesinin ana konusunun byk blmn, 1860 ylnda The Mysterious Stranger adyla ngilizce'ye evrilen anonim bir Alman hikyesinden alm ve iine Sheridan Le Fanu'nun "Carmilla"
9

sndaki vampirlik ve lezbiyenlik karm kimliinden de baz eler katmtr. Bundan ba--14ka kurmaca olmayan, gerek hayatta karl bulunan kimi kaynaklara da dayandrmtr yksn. Bunlardan birisi de Emily Gerard'n popler kitab The Land Beyond the Forest'dr (Ormann tesindeki lke, 1887). Gerard'n metni Victoria dneminin bilinmeyen, egzotik yerler ve insanlar kefetmeye ynelik muazzam tutkusunu edebiyatn snrlar iine ekip tatmin etmek iin yazlm saysz seyahat kitabndan biridir. Bu kitap, Sto-ker', kan ien Kontu iin bir model oluturacak olan on beinci yzylda yaam bir prensle; dmanlarn kaza oturtarak ldrmesiyle mehur Kazkl Voyvoda'yla tantrmtr. (Korku ve fantastik trne giren nceki romanlardaki aklamalarda, zellikle seyahat romanlarnn 19. yzyln sonuna doru eitici, retici olmaktan kp "dtaki", ilkel, uygarlktan uzak dnyadaki tekinsiz, denetlenemez eyi davet edici zelliklere b-rndnn altn izmitik. Sadece sahibinin elinden kap cinayet ileyen Edgar Allan Poe* yksndeki maymun deil, zgn yerlerinden alnp British Museum'a getirilen firavunlar, adasndan kartlp New York seyircisinin nnde zincirlere vurulup gsteri yapmaya zorlanan King Kong'lar, meuma kartlan davetiyenin popler, klasik rnekleridir.) Stoker'n Drakula's, Voyvoda'nm vahetinin tesine geer, ancak onun geldii dnyann bir bakma belirsiz oluu, iki dnya arasndaki skml, aydnlanma Avrupas iin "d" bir corafyay temsil etmesi, akln denetim snrlan dnda kalmas, tekinsiz olann uyanmas kuralna uymaktadr. Farkllk, Kont'un, grnrde huzurlu, gvencelerle donanm bir dnyaya, "davet edilmeyip" kendisinin gelmesinde ortaya kar. Denetlenemez olan, dnyann bildik bilimsel-akli aralaryla geri * Edgar Allan Poe (1809-1849): ABD'li air, yk yazan ve eletirmen. Korku edebiyat ve polisiye trnn gelimesinde nemli bir rol oynamtr.
10

-15evrilemez olan, "lkeye szmtr." Bir lmsz olarak Drakula, sinemay takip eden herkesin bildii gibi, romanda iki olu/durum arasnda, tanmlanamayan bir yerdedir: Teritorium incognito. Byle iki olu arasnda kalm, varl belirsiz biri olduu iin de ne bir glgeye sahiptir ne de aynada bir yansmaya. Bundan da tesi, aslnda esnektir. Neredeyse sonsuz sayda biime girebilir, en bilinen biimler olarak kurtlara, kpeklere ve yarasalara, en nemlisi de havadaki bolua ve hilie ait olan gri dumana dnebilir; gri, renk olarak bu arada kalml ve romandaki dier karakterlerin balarna gelen olaylar bulmaya ve onlar anlamaya altklar sradaki o belirsizlik atmosferini temsil eder. Btn bu zellikler bir araya geldiinde, "akln dnyasna szan eyin" geri dndrlmesinin im-knszhyla birlikte tedirginlik de artacaktr. (Freudiyan bir okumaya bir yollama yapacak olursak, bu belirsiz mntkann, pekl bilindnn, bastrlm arzu ve drtlerin "corafyas" olarak anlalabileceini syleyebiliriz. Bilind ya da tesi terimi; ilk kez kullanlmadan nce de elbette bilind vard. Kendisi frengiden len, cinsel drtnn dolayl da olsa "kurban" olan Stoker'n, o kar konamaz drtlerin geldii yeri lanetli olann ukuru olarak grm olmas pekl muhtemeldir.) Cinsel Kimliin Belirsizlii Stoker'n Drakula's, Dou'yu, Bat'dan temelden farkl bir yermi gibi tanmlayan, Bat'nn sos-yal-kltrel kar kutbu gibi grlebilecek bir yerde yaamyor. Hatta eyaletin; Transilvanya, Moldov-ya ve Bukovina'nm snrnda bir yerde yaayarak, Drakula atosu'nun tam yerini belirleyebilmeyi imknsz klyor. Bu nedenle Harker'n, atonun, ayrt edilemez konumu sayesinde bir ara blgede, gereklik ile yanlsamann arasnda skp kalmas belirlenemez bir mekn konumuna iaret eder: Ne ta--16mamen somut olan ve konumu saptanabilen ne de olgusaln kart terimlerle
11

tanmlanabilen bir yer yaratma potansiyelini tadn ileri srd Kont'la ilk tanma sahnesi, metnin btn asndan bir 'metonym' yani bir allegori ilevi tamaktadr. Hatta, Kont, geleneksel olarak belirlenmi cinsel kimlikler arasndaki farkllklar da flulatrarak meseleyi biraz daha karmaklatrr. Bir androjen gibi grnr, gzel biimli az ile sivri keskin dileri, diilliin sembolik biimi ile eril fallik gcn ifadesini birletirerek, Christopher Craft'in iddia ettii gibi, figrn bisekselliini yanstan pek ok iaretten en bariz olann oluturur. Aristokrasi ve burjuvazi ile proletarya ve kyl kitleleri arasndaki kesin snrlan olduu gibi, iki cins arasndaki farkll da kat bir kutuplamaya tayp snf bilincini, cinsiyet bilincini blen, cinsel ilikiye ancak remeye ynelik olduu, bunu da kutsal Kilise'nin tayin ettii snrlar ve snflar ii evliliklerle gerekletii lde kabul eden Vik-torian ngilteresi'nin "rasyonelliklerine" radikal bir ekilde kar kan Drakula, bylece romann iinde yer ald tarihsel dnemin, deindiimiz ilikilerini yanstan hkim paradigmalarna kar ykselen dnsz bir ses zellii kazanyor. Dtan bakldnda Fin de Sieecle, yani yzyln sonu n-gilteresi zamann dier Bat toplumlaryla karlatrldnda nispeten daha istikrarl bir toplumu temsil etmekteydi ve politik ve ekonomik uyumazlklar genelde lkenin kendi iindeki imknlara ve artlara gre halledilmeye allyordu. ngiltere; Fransa ve Almanya'da yaanan devrimlere, zellikle 1848 devrim hareketlerine uzaktan bakabilmi, siyasal mcadele fiili atma biiminde Ada'ya sramamt. zellikle kadn haklan mcadelesi, kadnn sosyal hayata katlma talepleri, kta Avrupas'ndaki siyasal-sosyal talepler ile birleip nndeki alan geniletmeye alyordu. Dinamik tartmalar genelde geni aptaki toplumsal -17olaylar erevesinde meydana geliyordu ve hibiri cinsiyetlerle ilgili yasalar kadar mcadelenin hedefi olmamt. Gerekten de, Elaine Showalter'in yazd
12

gibi, Victorian an armaan olan cinsel kimlik ve davranlarla ilgili btn yasalar alaa ediliyormu gibiydi. rnein 1880lerin sonunda basnda, edebiyatta ve el ilanlarnda evlilik ve aile ile ilgili, daha nce benzeri grlmemi bir kamuoyu tartmas ve eletirisi vard. 1880'de evlilikten sonra elde edilmi olan kazanlar ve mlk, birliktelikleri srasnda sahip olduklar eyleri elinde bulundurma hakkn kazanm olan kadnlar tarafndan kurulan Evli Kadnlarn Mlkleri Hareketi gibi hareketlerin de olumasyla birlikte reform, patriark (babaerkil, erkek egemen) ngiliz hukuk sistemini etkilemeye balad. Bylece evlilik patriark bir hegemonya ve kadnn bamll zerine kurulu bir iliki olarak kabul edilmekten karak, kar ve koca arasnda eit haklarn ve grevlerin olduu bir iliki olarak grlmeye; 'homoseksellik' gibi 'feminizm' (ve 'isizlik') kavramlar da ilk kez kullanlmaya baland. Kadn Romanclar Bu tartmalarn merkezinde szde 'Yeni Kadn Romanclar' denen bir grup vard. Lady Laura Ri-ding'in 1896 ylma ait Kadnlar Ne Okumal? adl denemesinde yazd gibi metinleri 'hastalkl, karamsar, kaba (baya), kstah, saygsz [...] banaz [ve] tartmal olan bu romanclar, genellikle kadnlarn entelektel baarlarn ve erkekler ile rekabeti savunuyorlard; bunlar hikyelerinde sk sk evliliin getirdii ykmlar ve zinay dramatize etmekteydiler. Evlilik ve aile ile alay etmiler ve belki de hepsinden daha tartmals, doum orannn dmesinin milli sermayenin iyi durumunu ve ngiltere'nin ekonomik ve askeri stnlnn devamlln sarsacandan endielenen lkedeki -18muhafazakr gruplarn daha fazla ve iyi anneler talep ettii bir dnemde, anneliin kutsalln sorgulamlardr. Bu kadn romanclardan duyduklar korkunun iddetini gsteren bir iaret olarak, gelenekiler, sk sk 'Yeni Kadnlar' elikili ekillerde tasvir etmilerdir. Bu yeni kadnlar bir yandan sinirli bir tip, ounlukla anoreksik, sinir hastas, histeriye yatkn, entelektel aktivitenin fizyolojik btnln (fizyolojisini) zayflatt bir varlk olarak canlandrlrken dier yandan,
13

cinsellii, serbest elii ve hogryle karland takdirde, devlet ile kltr arasndaki balar kopararak ve bencilce davranlar (tutumlar) tevik ederek toplumsal istikrar sarsacak bir iliki olarak canlandrmlardr; ok zor kabul edilmi olsa da bu dnce ok ak bir ekilde Darwinci dnyann rastgele, nne gelen kiiden ocuk dourma anlayna da bir tepki iermektedir. Stoker, Mina Harker, Drakula tarafndan ilk kez srldktan sonra elinde olmadan devaml alarken Drakula'ya unu syletir: 'There now, crying again!" (te gene alyor) Mina gnlne, bana neler geldiini ok merak ettiini yazacaktr. Daha da nemlisi "Varney"nin izinden giden Stoker, Lucy Vestenra karakteriyle ikinci bir tip izer. Mina'ya elinde olsa erkekle evlenebileceini itiraf eden, zgrlne yeni kavumu kadnn etkilerine fazlasyla ak olan Lucy, Drakula tarafndan tatll ve saflyla karakterize edilir; Bat'nm ideal, geleneksel kadn figr olmaktan kp on dokuzuncu yzyl doa tarihileri tarafndan dnyann o ilkel dnemindeki, herkesle seks yapan Darwinci kadnna dnr; byle bir kadn, o geleneksel annenin aksine, kalpsiz, insafsz, zalim ve seks budalas, nemfoman bir varlktr. Bu deiimle Stoker, Lucy'yi dnemin Anglo-Amerikan romannn iinde yer almaya balayan ok saydaki, evli olmayan, hamile kadnn arasna -19gnderir. lerinde Elizabeth Gaskell'm romanyla ayn ad tayan karakteri Ruth'un, Nathaniel Hawthorne'un, yaynevimizce yaymlanm Kzl Harfinin Hester Prynne' ve Thomas Hardy'nin 'kocasz anne'si Tess'in de bulunduu bu kadnlar, pek ok Victoria dnemi yazarnn Yahudi-Hristi-yan Platonizmini beslemi olan bakire kadn figrn olduu kadar, kadn doa ile zdeletirip onun, elbette aile balar erevesinde, dourganln toprak ana figr ile birletiren imgesini de tahtndan indirmek iin, bireysel ve kolektif hareket ederler. Danvincilik ncesi dnya grn karakterize eden insan-hayvan ilikisindeki hiyerari ile birlikte erkein hiyerarik stnln ve cinsiyetlerin
14

kartln reddeden bu figrler, geleneksel kavramlarla syleyecek olursak, bundan byle 'doal' (normal) olmayan bir dnya istiyorlard. Bu kadnlar, daha sonra Drakula'dan farkl biimlerdeki ve byklklerdeki nesnelere dnme ve su buhar gibi grnp kaybolma yeteneini alm olan Lucy gibi, temelde ge on dokuzuncu yzyln maddiyat dnya anlayna meydan okuyan kadnn temsili ve sembolik deeri zerine nasl bir tartmann srp gittiini ortaya koydular. Bu evli olmayan annelerin, statko temsilcilerinin gznde, dnyadan talep ettikleri; tamamen deil, ama son tahlilde maddiyattr. Yerleik dzenin dnsz savunucular iin, bu yeni kadnlar dnyas, yoldan km, pervers, yani sapkn bir dnyadr (Oxford'un ngilizce Szlne gre "pervert" yoldan evirmek, bozmak, tersine evirmek ve dinsel bir inantan ya da sistemden dnmek anlamlarna gelir). Bu sapknln balangc olan Draku-la'mn, iki dnya arasnda kalmlndan da bahsettiimize gre, bu dnya ile ilgili syleyebileceimiz, onu en iyi karakterize eden ey, doall bozulmu ya da ahlaksz bir ekilde "doal" oluudur; (doal kavramn birbirine zt iki anlamda kullanmamzn temelinde, Bat kltr-dnce dnya-20snda, bir yandan, doal olan ile tanrsal olann ayn olduu, dolaysyla doal, drtsel dnya ile akl, ahlak arasnda bir atmann dnlemeyecei anlay ile "doall", tam da yerleik muhafazakrln rtbas ettii yann ifadesi olarak kavrayan anlay arasndaki kartlk yansyor.) Dr. Seward tarafndan, 'yollarnn hayata deil lme almas gereken canllara ait yeni dzenin lideri ya da bu dzenin salanmasna yardm etmi olan kii' olarak tanmlanan, yaygn bir sapknlk duygusuyla toplumu etkileme tehdidi tayan Dra-kula, bu yeni yeni temsil edilen kadn figrlerinin cinsiyetlerini karmaklatrmakla kalmaz, ayn zamanda romandaki ngiltere'nin metafizik
15

grlerini, Tanr tarafndan yaratlm, rasyonel yasalarn hkm srd bir dnya tasarmn da sarsar. Geleneksel iki cinsiyet arasndaki kararszl bir yana, on dokuzuncu yzyln kltrel toplumd-larnn ya da Emily Bronte'nin Heathcliff i gibi Gotik gelenein 'tekisi'nin ve yine benzer kanaldaki geleneksel figrler olan Jane Austen'm Emma'sn-daki Frank Churchill ve George Eliofn "Middle-march"ndaki Will Ladislaw'in ardndan gelen son nemli erkek figrdr Drakula. Gizemlilii kkenlerinde tayan, takn, lsz bir hayal gcne sahip ve bazen Heathcliff gibi histerik ve deli olan bu figrler gibi, Drakula da, romann iindeki tek bir cinsiyeti temsil eden insanlarn stnlk taslayan tavrlarna ters zelliklere sahiptir. Ve yine o figrler gibi, sabit grl ve duygulan bastran erillie/erkeklie dayal Viktoryan ideallerine kardr. Byle bir toplumd olarak Drakula, ngiliz yazarlarnn yzyl boyunca, hkim varsaymlarn ve bu varsaymlar destekleyen kartlklar sarstklar dnld iin kendilerini kar koymaya mecbur hissettikleri, yaklamakta olan sosyal deiimin imalarn ve dinamiklerini temsil eder; deiimlerin vcut bulmu, cisimlemi halidir o bir bakma. Atlantik'in iki tarafndaki on dokuzuncu yzyl -21yazarlar iin, kadn haklan dncesi, bireyselcilik, demokratik teoriler ve romantizmin de dahil olduu sarsc etkilerin rnyd; zelikle de jeoloji ve doal tarih alanlarndaki radikal bilim keifleri, Fransa ve Amerika'daki sosyal ve politik devrimler, bu dnceleri geleneksel dnyaya ihra etmilerdi. Maddi evrenin yeni zelliklerini ortaya karmak ve dnyann yann "Kutsal Kitap" n syledii gibi, birka bin yla deil de jeolojinin yeni bulgular dorultusunda milyonlarca yla yayldn ispat etmek ve gezegenin hareketine, hayatn kkenlerine dair yeni aklamalar getirmek; btn bunlar ncil'in kltrel otoritesini tehdit eden glerdi. Bu yzden oldum olas, varlkl snflarn erkeklerini iktidar sahibi yapan, Lucy gibi kadnlar da evrensel
16

safln ve Tanr tarafndan bahedilmi doru'nun sembolik nesnelerine teslim eden (Maria Magdelena mitosu) snfl ve hi-yerarik bir toplumun otoritesini sarsmaktaydlar. Ama bu, edebiyatta genel kavramla, "sol" siyasal bir tepki yaratmak yerine, eski toplumun muhafazakr temellerine ynelik bir deerler kaosunun ne kmasna yol aacakt. Bireyin deneyimlere aklm, 18. yzyln rasyonalizminin ve 19. yzyl faydacl ile pozitivist teorilerinin merkezinde temellenen saduyu ve mantk idealleri yerine, deneyimin belirsizliine ve bireysel alglar ile sezgilerin geerliliine brakmaya eilimliydiler. Hepsi deneyimin, yaantnn znelliine ve hakikatin (gerein) metaforik ve melez olma zelliine, olaylarn gidiatm ve insanlarn balarna gelecek olan olaylar belirleyen eyin geleneksel sosyal itaat ve Tanrsal ngrden ziyade, ans ve bireysel haklar olduu ilkesine ayrcalk tanma dncesindeydi-ler. Tek szckle, yaant, zneldeneyim kutsalla-m, sosyal gereklik hor grlm, antisosyal bir egoizm ve lkenin sosyal dokusunu zmleme konusunda potansiyel olarak hibir ey yapmama dncesi yceltilirken, her eyin metafziksel ola--22rak nceden belirlendii (metafziksel kesinlik) dncesi kalbinden vurulmutur. Bir keresinde halk arasnda, ideal erkein tamamen ya da neredeyse tamamen eril olan, ideal kadnn da tamamen ya da neredeyse tamamen diil olan zellikleri temsil ettiini, ancak snr durumuna (borderline'a) yakn olan ok sayda insann da rahatlkla herhangi biriyle iliki kurabileceini ifade etmi olan Stoker, ilk bakta, bizzat kendisinin temsil ettii tartmal zelliklere dman olan muhafazakrlarn tarafn tutuyormu gibidir. Temsil ettii o dinamiklere kar, yabanc dmanl kadar kadn dmanl da bir tepkinin ifadesi gibi grlebilmektedir. Kendi meguliyet alanlar konusunda son derece bencil ve bireysel, yeterli mantktan yoksun ve abartl bir hayal gcne sahip olduu rahatlkla anlalan Drakula's sonunda ngiltere'den srlr ve daha
17

nce bahsettiimiz 'erkek gibi erkek' grup tarafndan yok edilir. Bu gruptaki erkekler, tek tek eitli mesleklere ve sosyal rollere sahip insanlardr. Kolektif olarak ise arkadalklara damgasn vurmu olan geleneksel patriark dzenin ve metafizik dnya grnn yeniden tesisini temsil ederler. Bir hukuku olan gen avukat Harker ve bir bilim adam vardr; bir psikolog olan ve Drakula'nm bysnn etkisindeki ruh hastas Renfield'in bakmndan sorumlu Dr. Seward (ngiltere'de psikiyatristler 'gc kontrol etmekten yoksun' erkeklerin nevroz trn 'borderline' olarak snflandryorlard); Stoker'n, ismini Lord God Almighty ve Lord Gold Aiming karm olarak okumamz istedii; efkatinin amac sarn saf Lucy'yi etkilemek olan, aristokratlarn ayrcalklarna ve maddi gce sahip, Lucy'nin nianls Lord Godalming vardr ve nihayet, Yeni Dnya'nm, erilliinin (virility) ve Stoker'n Amerikal air Walt Whitman'da ok ak bir ekilde hayran olduu sk erkek dostluklarnn (homo erotik ilikilerin) simgesi Amerikal Quincey Morris var--23dr. (Bir zamanlar Stoker'n kendiliinden, Whit-man'a onu ven, hi postalamad bir mektup yazd bilinir. Daha sonra airle tanmtr ve Whitman'm homoseksel oluu sonradan Stoker'n cinsel eilimleriyle ilgili speklasyonlara yol amtr). Bu grubun lideri ise bir tp, felsefe ve edebiyat doktoru ve bilgili bir sahte leagalist olarak Stoker'n verdii ismi hakkyla tayan, pek ok konuda ok bariz bir biimde Drakula'nn zdd ve ikizi olan Dr. Abraham Van Helsing'dir. Anlatc Perspektifi Stoker'n hikye anlatm stratejisinde, anlatc daha girite "teknik' bir zmle sz ben-anlatc-lara brakr. Drakula metni, ounlukla bir ekilde olayn yan zincirlerini oluturan tek tek gzlem ve yaantlarn dizisinden oluur. Bu hikyeler boyunca araya kitabn nemli karakterleri tarafndan tutulmu gnlkler, gazete kuprleri (tabii ki Drakula'nn bizimle sadece bir defa; Mina'y batan kartmay baardnda, okura hitap eder gibi konutuu
18

zaman bunun dnda tutuyoruz), mektuplar, gazete makaleleri, seyir defterleri ve bire bir yaplan grmeler girer. Bu anlatlardan bazlar nc tekil kii anlatcnn koyduu tanm balklarna gre, steno makinesi ile yazlm, bazlar ise bir fonografa* sesle dikte edilmitir. Btn bu birinci tekil kii anlatmlar 19. yy. pozitivistleri arasnda da byk lde paylalan, gerekliin, gzlemlediimiz ve sonra da inan ve titizlikle kaydettiimiz eyle uyumlu olduu dncesine dayanr ve bize tartlmaz gereklie tanklk etme ve onu kaydetmi olma izlenimi vermeye yneliktir. Dnemin pozitivist dil anlaynda, kelimelerin anlamlarnn doadan, maddesel dnyann znde olan bir * Thomas Edison tarafndan 1877'de icat edilen, zel bir madde zerine tespit edilmi sesleri tekrarlayan cihaz, ses yazan, gramofon. -24balantyla tredikleri varsaylyordu. Harker'a gre -giderek artan bir oranla dierleri iin de- dnce ve olaylar bir dil zerinden ifade etmek, zellikle de o dil yaygn bir kltrel anlatm olarak ortaya km gibi grnen eyin bir paras olarak belirdiinde, sadece bellein zinde tutulmasna bir arac olmakla kalmyor, ayn zamanda yazan da ruhsal olarak salkl tutan bir etmen oluyordu. Bu da yine "'darda' kat (cisimsel/maddesel/btn halinde) bir dnya var ve biz onu en ince ayrntsna dek renebilir ve kayt edebiliriz" dncesini glendirir. Stoker'n yazya dklm szckleri onun grubu iin szle ifade bulmu eklinden daha nemliydi. Dil'in bir iaretler sistemi olduunu, anlamn sabit olmadn, 'dil'in, tesinde ya da dnda bir dnya ile zsel bir balantdan ok iaretler aras ilikinin bir fonksiyonunun sonucu olduunu syleyen 'gstergebilim' tarafndan reddedilen bu eski bak asn sanki onaylar gibi Drafcuia'daki tek tek karakterler ar, ama emin bir ekilde kiisel kaytlarn birbirleriyle paylarlar. Toplumsal, kltrel, ahlaki yaplan yoluyla grne gre potansiyel olarak kiiye gre deiebilen, gvenilmez eitli sylentilerden
19

uyumlu tek bir anlatm kartrlar: Sonuta para para, kiilere datlm anlatc rolleri, znel deneyimi belirleyici klma eilimine bal kalan bir anlat kartr karmza. Bu para para "tespitleri" birletiren eksen ise elbette Drakula ile kurulan dorudan ya da dolayl ilikidir. te yandan "birleme" hem anlaty toparlar hem de ierik dzleminde anlamsal bir sonu koyar ortaya: Baarlar Drakula'nn sapknl karsnda kltrel bir birliktelii yaplandrmann halen mmkn olduuna da iaret eder. Aynca bu, ba kahramanlarn romanda intikamlarn makul bir eylemler serisine indirgemelerini mmkn klar ve bu ekilde onu (Drakula'y) engelleyip, alt ederler. Bu anlatm stratejinin asl sonucu, romandaki -25biimsel sylem yapsnn, doru ve objektif nermelerin ve nesnelerin rasyonel aklamalarnn mmkn olduuna bizi inandrmas tek tek kiilerin verdii bilgi ve aklamalarn, genel, objektif doru gibi sunulabilmesini salamasdr. Neredeyse "bilimsel" tespitler yapan bir metne dntrr bu teknik Drakula'y. Mina'nm Kont'u arayan erkek kolektife dta braklmasn da bu balamda alglayabiliriz. Dierlerinin haberini gazetelerden ilk renenlerden biri olarak Mina romanda ilk defa bu erkek grubunun eylemlerinin dnda braklr. Sebep onun bir kadn olmasndan dolay bu tr iler iin ya da onlar ilgilendiren tartmalar iin zellikle uygun olmamasdr. Gelgelelim bunun sonucunda Drakula geldiinde Mina yalnz ve korumasz kalr; kendisini koruyacak gardiyanlar o srada Kont'u aramak zere "Carfax"ta, onun sayfiye evinde olacaklardr. Onlarn ihtiyac geleneksel cinsiyet ayrann tekrar kurmak, yoluna sokmaktr. Bu ihtiyalarndan dolay Mina'mn Drakula'nn bir kurban olmasna gz yumarlar. Roman boyunca, karakterler bir eit aratrmaya girdiklerinde Stoker karmza birtakm olaylar kartr. Bunlar ounlukla fiziksel olarak ka yollarnn arand aratrmalardr. Aranlan gerek bir anahtardr. rnein Harker, Drakula'nn bedenini aratrarak onun kalesini kilitleyip kendisini zgr brakacak bir anahtar bulmaya yeltenir. Bununla birlikte, Stoker'n aratrmalar farkl bir tr ka temsil eder. Burada da
20

aranlan gene gerek 'yaznsal' bir anahtardr belki; ama sz konusu olaylarda aranlan anahtar, ayrca metafo-rik bir anlam da tar. Bu, bir ipucu verir, aranlan eyin anlamn kefetme arzusunu gsterir; dnyay kontrol etme arzusuna, onu yeniden dzeltme ve Drakula'nn bir ekilde temsil ettii sapknlktan kurtarma isteine iaret eder. Ve romann sonunda Mina'mn yardmyla erkekler bu metaforik anlamdaki "anahtar" bulmua -26benzerler. Drakula'y kavrarlar. Onun hareketlerini zerler ve bu sayede Drakula'y bulup altederler. Gene de, erkekler (Van Helsing'in gzlemledii gibi) anahtarla -durumlarna zm olacak en olas eyle- karlatklar anda, bir defa daha zaferlerini karakterize edip, inan sistemlerini yeniden yaplandrr gibi rahatsz edici ve ve genel olarak sezilmemi ironik bir durum yaarlar. Drakula'nn Piccadilly'deki evine girmek ve Kontun iinde istirahatte olabilecei eski tabutlar yok etmek iin bir zamanlar bir eyleri restore etmi olan bir kilit ustasn yanlarna alp eve girmeleri gerekir. Erkekler illegal giriimlerini gizlemek yle dursun, planlarn gn boyunca yoldan geenlerin nnde uygularlar. Yine de bu stratejiyi uygularken kendi rasyonel nermeleriyle ters derler. Yaptklarna tank olanlar baarl bir ekilde elendirerek muhafazakr, gerici inanlarn, bilinen, grnen eylerin gerekliinde sergilerler. Ev gerek sahiplerinin eline getiinde, dier bir deyile sahibi olmadklar halde eve kabul edildiklerinde, onlar da ironik bir biimde dmanlaryla ittifak kurmu olurlar. Veysel Atayman Ocak 2005, stanbul -27Bu belgelerin art arda neye gre sraland okurken anlalacaktr. Modem inanlarn n kabullerine neredeyse aykn olan bir yknn basit bir gerek olarak n plana kmas iin btn gereksiz konular aradan kanlmtr. Seilen btn kaytlar hem tam gnnde tutulduu, hem de bun-lan yazann bak asndan ve bilgi snrlar erevesinde yazld iin, gemie dair anlatlarda bellein yanlabilecei hibir yer yoktur.
21

-31BRNC BLM JONATHAN HARKER'IN GNL (Steno* ile tutulmutur) 3 Mays, Bistritz" - Mays'n l'inde, akam saat 8:35'te Mnih'ten ayrldk, ertesi sabah erken saatlerde Viyana'ya vardk; aslnda 6:46'da varmamz gerekiyordu, ama tren bir saat ge kalkmt. Trenden ve caddelerde yaptm kk yryte grebildiim kadaryla Budapete*** harika bir yere benziyor. Ge vardmz ve mmkn olduunca zamannda yola kacamz iin istasyondan fazla uzaklamaya korkmutum. Ayrca burada Bat'dan ayrlyor da Dou dnyasna gei-yormuuz gibi bir izlenime kaplmtm; asil bir genilie ve derinlie sahip Tuna**** NehSylenen szleri sylendii kadar abuk yazmaya elverili, ksa ve yaln iaretlerden oluan yaz yntemi. Bristia olarak da anlan ve bugn Macaristan'n dousunda bir ehir olan Bistritz Transilvanya'ya baldr. "Ormann tesindeki lke" anlamna gelen Transil-vanya, Romanya'nn orta ve kuzeybat ksmlarnda yaylalk bir blgedir. Stoker'n zamannda bir Macar eyaleti olan Transilvanya esas olarak meyve baheleri, buday tarlalar ve zm balaryla nldr. Budapete: Macaristan'mn bakenti olan Budapete bir endstri ehridir. Tuna Nehri'nin sa kysnda bulunan Buda 1867'de bakent olmu ve 1872'de sol yakadaki Pete ile birlemitir. Tuna: Avrupa'daki en uzun ikinci nehir. Kaynan Kara Ormanlarn dou tepelerinden alan. Buda ile Pete'yi ayran nehir; Romanya snrlan iinden Karadeniz'e dklr. -33ri'nin zerindeki muhteem kprlerin en Batl olanlar bile, sanki bizi Trk egemenliinin geleneklerine gtryordu. Neredeyse zamannda yola ktk ve akam karanl bastrdktan sonra Klausenburgh'a* ulatk. Burada, geceyi Royale Oteli'nde geirdim. Akam yemeinde, ya da daha dorusu son gece yemeinde, krmz biberle piirilmi
22

tavuk yedim; tad ok gzel ama susatcyd. [Not Mina iin tarifi al.) Garsona sordum; buna paprika hendl dendiini, ulusal bir yemek olduunu ve Karpatlar'da her yerde bulabileceimi syledi. at pat Almancamn burada ok ie yaradn grdm; iin dorusu, bu kadarck da olsa Almanca da bilmeseydim ne yapardm, bilmiyorum. Londra'dayken biraz bo zaman bulduumda British Museum'a** gitmi, ktphanede, Transilvanya hakkndaki kitaplar ve haritalar kartrmtm; lkenin bir soylu-suyla greceim iin buras hakknda n bilgi edinmenin kanlmaz bir nemi olduunu dnmtm. smini verdii blgenin lkenin en dou ucunda, Karpat Dalan'nn ortasnda, Transilvanya, Moldavya ve Bukovma'nn*** yani devletin tam snrnda (Av Klausenburgh: Transilvanya'da bir ehir, gnmzde eyalet bakenti olan ehrin ad Cluj'dr. ** British Museum: ngiltere'nin en byk mzesi olan British Museum 1759'da Bloomsbury'deki Montagu House'da almtr. Stoker. Dou Avrupa ve efsaneleriyle ilgili aratrma yapmak iin, mzenin 1857'de eklenen yuvarlak okuma odasn kullanmtr. ** nceden prenslik olan Moldavya 1861'den 1940'a kadar Romanya'nn dou eyaleti olarak kalmtr. nceden Avusturya'ya ait olan Bukovina ise kuzeydou Romanya'da bir blgedir. -34rupa'nn en yaban ve en az bilinen ksmlarndan biri) bulunduunu rendim. Bu lkeyle ilgili olarak bizim ordu donatm tetkik haritalanyla* kyaslanabilecek bir harita bulunmadndan, Drakula atosu'nun tam yerini veren herhangi bir harita ya da alma bulamadm; ama ismini Kont Drakula'nn verdii karakol kasabas Bistritz'in olduka iyi bilinen bir yer olduunu rendim. Yolculuklarm Mina'ya anlatrken buraya baz notlar deceim. Transilvanya halk, drt ayr ulustan oluuyor: Gneyde Saksonlar ve bunlarla
23

karm olan, Dacian'larn soyundan gelen Wal-lach'lar; batda Magyar'lar ve douyla kuzeyde Szekely'ler.** Ben Atilla ile Hunlann soyundan geldiklerini iddia eden Szekely'lerin arasna gidiyorum. Bu doru olabilir nk Magyar'lar on birinci yzylda lkeyi fethettiklerinde Hunlann buralarda yerlemi olduunu grmler. Dnya zerinde bilinen btn batl inanlarn, sanki hayali bir girdabn merkezi gibi Karpatlar'n oluturduu at nalnn iine toplandn okudum; eer byleyse, ok ilgin bir ziyaret olabilir. [Not: Kont'a btn batl inanlar sormalym.) Yatam yeterince rahatt, ancak grd* Askeri haritalar. ** Saksonlar: On iki ve on nc yzyllarda Transilvan-ya'ya yerleen Bat Almanya halk. Wallach'lar: nceden Wallachia Prenslii, imdi ise Romanya'nn gney eyaleti olan blgede yaayanlar. Dacian'lar: Genel olarak Romanya'nn imdiki topraklarna denk den eski bir blgenin halk. Magyar'lar: Ayn zamanda gneybat Sibirya'da bulunan, Macaristan nfusundaki en kalabalk etnik grup. Szekely'ler: Transilvanya'mn eski bir ailesi. -35m tuhaf ryalar yznden hi iyi uyuyamadm. Btn gece boyunca penceremin altnda bir kpek uluyup durdu; bununla bir ilgisi olabilir; ya da paprika yznden olabilir, nk srahimdeki btn suyu itiim halde hl susuzluum gememiti. Sabaha kar daldm ve kapmn durmadan vurulmasyla uyandm; demek ki o srada derin bir uyku-daymm. Kahvaltda yine paprika, mamaliga dedikleri msr unuyla yaplan bir eit lapa ve impletata dedikleri, kymayla doldurulmu patlcandan* yedim ki bu ok gzel bir yemekti {Not: Bunun da tarifini al.) Kahvaltm aceleye getirmek zorunda kaldm; nk tren sekizden biraz nce kalkacakt ya da daha dorusu yle olmas gerekiyordu. Yine de 7:30'da apar topar istasyona gittikten sonra tren hareket edene kadar bir saatten fazla bir
24

sre vagonda oturmak zorunda kaldm. yle ki, Do-u'ya doru gittike trenler daha fazla rtar yapyor sanki. Kim bilir in'de nasldr? Btn gn trl trl gzelliklerle dolu bir lkede ar ar ilerledik. Zaman zaman kk kasabalar ya da eski missal kitaplarnda** grdklerimize benzer dik tepeler zerine kurulmu atolar gryorduk; zaman zaman da her iki yanlarndaki geni, tal kenarlarndan anlald zere byk sellere maruz kald anlalan nehirler ve rmaklar boyunca ilerliyorduk. Bir rman kylarndan tamas iin hem epeyce su hem * Tavuk, balk veya sr etinden yaplan ve dolmalarda kullanlan bu kymada ok fazla baharat bulunur. ** Katolik kilisesinde Asai Rabbani ayini kitab, dua kitab. -36de gl bir aknt gerekir. Her istasyonda her tr klkta insan, bazen de kalabalklar oluyordu. Kimileri tpk bizim oralarda ya da Fransa ve Almanya'dan geerken grdm kyller gibiydi; ksa ceketler, yuvarlak apkalar ve ev yapm pantolonlar giymilerdi, ama kimisi de ok deiikti. Kadnlar yanlarna yaklamadnz srece gzel grnyordu, ama belleri pek biimsizdi. Hepsinin u ya da bu trden uzun, beyaz kollu gmlekleri vard ve ou, bale giysilerindeki gibi aa sarkan, zerlerinde bir sr erit bulunan byk kemerler takmlard, ama elbette altlarnda i eteklikleri vard. Grdmz en garip tipler; byk kovboy apkalar, kocaman, bol, kirli-beyaz pantolonlar, beyaz keten gmlekleri ve her yerine pirin iviler aklm, neredeyse bir ayak geniliindeki kocaman, ar deri kemerleriyle dierlerinden daha vahi grnen Slovaklar'd. Pantolonlarn iine soktuklar uzun izmeler giyiyorlard ve uzun, siyah salar, gr, siyah byklar vard. ok deiik grnyorlard ama ilgi ekici bir yanlan yoktu. Sahne zerinde, eski arkl harami eteleri olarak grlebilirlerdi. Bununla birlikte bana bunlarn olduka zararsz olduklar, hatta kendi haklarn bile savunamadklan sylendi. ok ilgin, eski bir yer olan Bistritz'e vardmzda alacakaranln karanlk
25

tarafn-daydk. Hemen hemen snrda olduu iin -nk Borgo Geidi buradan Bukovina'ya alr- ok frtnal bir gemii vard ve kesinlikle bu gemiin izlerini tayordu. Elli yl -37nce, bir dizi byk yangn km ve bunlardan bei korkun bir hasara neden olmutu. On yedinci yzyln banda, ehir hafta kuatma altnda kalm ve sava kayplarna ek olarak bir de alk ve hastalktan dolay toplam 13.000 kii hayatn kaybetmi. Kont Drakula bana Golden Krone Oteli'ne gitmemi nermiti ve lkenin btn detlerini elimden geldiince grmek istediimden, tamamyla eski tarzda bir otel bulmak beni ok sevindirdi. Beni bekledikleri belliydi; nk kapya yaklatmda geleneksel kyl elbiseleri iinde -hem nnde hem arkasnda olmak zere, neredeyse iffetli demlemeyecek kadar dar, renkli kumatan iki uzun nlken akrak, yalca bir kadnla karlatm. Yaklatmda ban edi ve yle dedi: "Herr ngiliz?" "Evet," dedim, "Jonathan Harker." Kadn glmsedi ve onu kapya kadar takip eden beyaz gmlekli yal bir adama bir eyler syledi. Adam gitti ve biraz sonra elinde bir mektupla geri dnd. Dostum, -Karpatlar'a ho geldiniz. Sizi heyecanla bekliyorum. Bu gece iyi uyuyun. Posta arabas, yarn saat te Bukovina'ya doru yola kacak; sizin iin bir yer ayrttm. Arabam sizi Borgo Geidi'nde bekleyecek ve sizi bana getirecek. Londra'dan buraya kadar yolculuunuzun keyifli getiini ve benim gzel topraklarmda kalmann hounuza gideceini umuyorum.Dostunuz, Drakula. -384 Mays - Otel sahibinin de Kont'tan, arabada benim iin en iyi yeri ayrtmasn belirten bir mektup aldm rendim; ama ayrntlar hakknda sorular sorduumda biraz az sk kt ve Almancam anlamyormu gibi davrand. Bu doru olamazd, nk o zamana kadar sylediklerimi son derece iyi anlyordu; en azndan sorularm anlyormu gibi yantlyordu. O ve kars -yani beni
26

karlayan yal kadn- birbirlerine korkmu gibi bakyorlard. Adam, parann mektupla gnderildiini ve btn bildiinin bu olduunu geveledi. Ona Kont Drakula'y tanyp tanmadn ve bana onun atosuyla ilgili bir eyler syleyip syleyemeyeceini sorduumda hem o hem de kars ha kardlar ve hibir ey bilmediklerini syleyerek daha fazla konumay reddettiler. Yola kma vakti ok yaklatndan baka hi kimseye bunu soracak zamanm yoktu; her ey ok esrarengizdi ve hi de huzur verici saylmazd. Tam ben yola kmadan nce yal kadn odama geldi ve isterik bir ekilde unlar syledi: "Gitmeniz art m? Ah, gen Herr, gitmeniz art m?" O kadar heyecanlyd ki, bildii azck Almanca'y da unutmua benziyor; benim hi bilmediim baka bir dille kark konuuyordu. Sylediklerini ancak bir sr soru sorarak anlayabildim. Ona hemen gitmek zorunda olduumu ve nemli bir iim olduunu sylediimde bu sefer: "Hangi gnde olduumuzu biliyor musunuz?" diye sordu. Maysn drd olduunu syledim. Kafasn iki yana sallayarak: -39M^^W "Ah, evet! Bunu biliyorum," dedi. "Bunu biliyorum! Ama ne gn olduunu biliyor musunuz?" Hibir ey anlayamadm syleyince devam etti: "Aziz George gnnn arifesindeyiz. Bu gece saatler gece yansn vurduunda dnya yzndeki btn kt glerin ortaya kacan bilmiyor musunuz? Nereye gittiinizi, ne yaptnz biliyor musunuz?" Kadn felaket endieliydi. Onu rahatlatmaya altm, ama bu bir ie yaramad. En sonunda dizleri zerine kerek bana gitmemem, hi olmazsa bir iki gn bekleyip yle yola kmam iin yalvarmaya balad. Btn bunlar ok samayd, ama yine de kendimi pek rahat hissetmiyordum. Bununla birlikte, yaplmas gereken ilerim vard ve hibir eyin beni engellemesine izin veremezdim. Bu yzden kadn ayaa kaldrmaya
27

altm ve elimden geldiince ciddi bir tavr taknarak ona teekkr ettiimi, ama grevimi yerine getirmemin art olduunu ve gitmek zorunda olduumu syledim. Sonunda ayaa kalkt, gzlerini sildi ve boynundan bir ha kararak bana uzatt. Ne yapacam bilemiyordum, nk ngiliz Kili-sesi'ne bal biri olarak* bana bu tr eylerin bir bakma putperestlik olduu retilmiti, ama bu kadar iyi niyetli ve byle bir ruh hali iindeki yal bir kadn reddetmek kabalk olurdu. Yzmdeki kararszl grm olsa gerek ki, tespihi boynuma ast ve "Annenizin * Viktoryen Anglikanlan Katolik andalar ve ritellerin-den hi holanmazlard. zellikle de 1830'lar ve 1840'larda Oxford Hareketi baz Katolik pratiklerini deitirmeye almt. -40hatn iin," diyerek odadan kt. Gnln bu ksmn, elbette ki yine ge kalan arabay beklerken yazyorum ve ha hl boynumda. Yal kadnn korkusundan m kaynaklanyor, bilmiyorum; ama iim pek rahat deil. Bu defter, Mina'ya benden nce ularsa, ona vedam olsun. te araba da geliyor! 5 Mays. -ato- Sabahn grilii geti ve gne uzaktaki sivri karaltlarla dolu ufukta ykseldi; ufuk ok uzakta olduundan ve bu nedenle de byk eylerle kk eyler birbirine kant iin bu sivri sivri eylerin aa m, tepe mi olduunu anlayamyorum. Uykum yok ve uyanana kadar kimse bana seslenmeyeceinden doal olarak uykum gelene kadar yazacam. Not edecek bir sr tuhaf ey var ve bunlar okuyanlar Bistritz'den ay-nlmadan nce ok ar bir yemek yediimi sanmasnlar diye, yemekte tam olarak ne yediimi belirteyim: "Soyguncu biftei" dedikleri basit bir yemekten yedim -krmz biberle enilendirilmi ve Londra usul, atete kzartlm jambon, soan ve sr eti! arap, dilde tuhaf bir kekrelik brakan, ama tad fena saylmayacak olan Golden Mediasch idi. Bundan sadece birka bardak itim ve baka bir ey de yemedim.
28

Arabaya bindiimde arabac henz yerini almamt ve onun ev sahibesiyle konutuunu grdm. Arada srada bana baktklanna gre belli ki benim hakkmda konuuyorlard. Kapnn dndaki bankta oturan birka kii de -bunlara "laf tayan" anlamna gelen bir isim veriyorlar- gelip onlan dinlediler ve -41sonra bana baktlar -ounun yznde bir acma ifadesi vard. Sk sk tekrarlanan birok szck duydum; bu szckler yabanc dillerdeydi, nk kalabalkta birok ulustan insan vard; bu yzden antamdan usulca ok dilli szlm kardm ve bu kelimelerin anlamlarna baktm. Beni neelendirmediklerini sylemek zorundaym nk szcklerin arasnda Ordogeytan, pokol-ce-hennem, stregica-c&d, biri Slovaka, br de Srpa olmak zere ikisi de ayn anlama; yani kurt adam ya da vampir anlamna gelen vrolok ve vlkoslak vard. [Not Bu batl inanlar Kont'a sormalym.) Yola ktmzda, han kapsnda toplanm ve o ana dek kayda deer bir derecede genileyen kalabalktaki herkes ha karp iki parmaklarn bana doru uzatt. Biraz glkle de olsa yol arkadalarmdan birine, bunun ne anlama geldiini sordum; bata cevap vermeye niyeti yoktu, ama ngiliz olduumu rendikten sonra bu iaretin kem gzlere kar bir by ya da tlsm gibi bir ey olduunu syledi. Tam da tanmadm bir adamla bulumak zere bilmediim bir yere gitmek zere yola ktm srada, bu benim iin pek de ho deildi; ama herkes yle iyi kalpli, yle mazbut ve yle anlayl grnyordu ki, etkilenmekten kendimi alamadm. Garip tiplerden oluan kalabalyla hann avlusunu son grm hi unutmayacam; arkalarnda gr zakkum yapraklan ve avlunun ortasna yerletirilmi yeil sakslarda portakal aalaryla, geni kemerli kapda durmu, hepsi de ha kanyor-42du. Sonra, geni, dizden skmal keten pantolonu -bunlara gotza diyorlararabann nndeki koltuu tamamyla rten arabacmz, koca krbacn, ayn hizada duran drt tknaz atn srtnda aklatt ve yola koyulduk.
29

Ksa bir sre sonra, yoldaki manzarann gzellii sayesinde hayaletlerle ilgili korkularm unuttum, ama yol arkadalarmn konutuu dili ya da daha dorusu dilleri bilseydim, bunlan o kadar kolay aklmdan ka-ramayabilirdim. nmzde ormanlar ve aalarla dolu eimli, yeil bir arazi uzanyordu; orada burada aa kmeleri ya da bo yan duvarlann yola doru evirmi iftlik evleriyle talandrlm dik tepeler uzanyordu. Her yer artc bir ekilde meyve tomurcuk-lanyla kaplyd -elmalar, erikler, armutlar, kirazlar- ve ilerledike, aalarn altndaki yeil imenlerin, yere dklm tayaprakla-nyla bezendiini grebiliyordum. Yol, "Mittel Land" denilen bu yeil tepelerin arasna dalp kyor; imenlerle kapl dnemelerde kayboluyor ya da dzensiz bir biimde yaylan, ara sra tepelerin yamalarndan alev dilleri gibi aa akan am ormanlaryla kapanyordu. Yol engebeliydi, ama biz yine de hummal bir aceleyle uarcasna ilerliyorduk. O srada bu acelenin ne anlama geldiini anlayamamtm, ama belli ki, arabac bir an nce Borgo Prund'a* ulamaya niyetliydi. Bana bu yolun yazn ahane olduunu, ama kn ya* Romanya'daki bir ky ve demiryolu kava olan, Bist-rita yaknlarnda bulunan Prundul-Brgului'nin Macarca ismi olan Borgprund'un ngilizce versiyonu. -43an karlardan sonra henz onanlmadn sylediler. Bu bakmdan, Karpatlar'daki dier yollarn genel durumundan farklyd, nk burada yollarn iyi durumda tutulmamas eski bir gelenekti. Eskiden Hospadar'lar;* yollar onanrlarsa, zaten bir saldn frsat kollayan Trklerin, buradan yabanc birlikler geirilecek diye bunu bir sava vesilesi saymalann-dan ve kendi elleriyle savaa davetiye karmaktan ekindikleri iin yollan onarmazm. Mittel Land'in kabank, yeil tepelerinin tesinde, Karpatlar'n doruklarna knca ormanlarla kapl yksek yamalar balad. Samzda ve solumuzda ykseliyorlar; tam zerlerine den ikindi gnei bu gzelim otlakla-nn btn muhteem renklerini ortaya kan-yordu. Zirvelerin glgesinde kalan yerlerde
30

koyu mavi ve mor, imenlerle kayalann birbirine kart yerlerde yeil ve kahverengi renkli ve bunlar ufukta kaybolunca karmza kan yaln kayalklardan ve karl doruklardan oluan sonsuz ve grkemli bir manzara... Ara sra dalann iinde derin yanklar grlyordu; gne batmaya baladnda bunlarn arasndan, aa dklen suyun beyaz pnltsn gryorduk. Bir tepenin dibinden szld-mzde karla kapl bir da zirvesini grnce -ylan gibi kvrml bir yolda ilerlediimiz iin tam karmzdaym gibi grnyorduyol ar-kadalanmdan biri koluma dokundu: "Bak! isten SzekF -'Tann'nn Koltuu"-dedi ve saygyla ha kard. Sonu gelmeye On beinci yzylla 1866 yllan arasnda Wallachia ve Moldavya'y hkimiyet altnda tutanlar. -44cekmi gibi grnen yolda kvnla kvnla ilerledik; gne, arkamzda gittike alald ve akam glgeleri srnerek gelip evremizi kuatt. Dan karl doruu gnbatmn hl zerinde tuttuu ve zarif, souk pembe bir k yanstr gibi grnd iin gnein al-ald daha da ok belli oldu. Ara sra ekler'in ve Slovaklar'n yanndan geiyorduk; hepsi de grlmeye deer kyafetler iindeydi, ama guatrn ac verici bir ekilde yaygn olduunu fark ettim. Yol kenannda pek ok ha vard ve yanlanndan geerken btn yol arkadalarm da ha kanyordu. Ara sra bir trbenin nnde diz km, erkek ya da kadn kyller gryorduk; bunlar kendilerini ibadetlerine yle kaptrmlard ki, d dnyay ne duyuyor ne de gryorlar; biz geerken arkalarn dnp bakmyorlard bile. Benim iin bir sr yeni ey vard: rnein, aa gvdelerine ylm saman bekleri, urada burada, yapraklann zarif yeil rengi arasnda gm gibi parlayan beyaz dallanyla ok gzel, salkm salkm hu aac kmeleri. Ara sra bir
31

leiterwagoriun yanndan geiyorduk -yolun engebelerine uyum salamas iin ylan gibi kvrlabilen uzun bir omurgas olan sradan kyl arabalanyd bunlar. Elbette, bunun zerinde, evlerine dnen bir grup kyl oturuyordu; ekler'de beyaz ve Slovak-lar'da renkli koyun pstekileri oluyordu; Slovaklar, ucunda bir balta olan uzun deneklerini karg tar gibi tayorlard. Akam bastrdka hava soumaya balad ve ortala giderek daha da hkim olan alacakaranlk, aa-45lann, meelerin, kaynlarn ve amlarn kasvetli grntsn tek bir karanlk sis rtsne dntrd, ama tepelerin arasndan derinlere inen vadilerde, biz Geit'e doru ktka, beklenildiinden daha uzun sredir yerde kalan karlarn zerinde, ara sra kara-kknarlar grnyordu. Yolumuz zaman zaman, karanlkta zerimize kapanyor gibi grnen am ormanlarnn iinden getiinde ve alalan gnbatm, Karpatiar'n arasndaki vadilerde hi durmakszn dolar gibi grnen hayaletimsi bulutlan tuhaf bir rlyefe evirdiinde, etraftaki baz aalarn zerine serpitirilmi byk gri ktleler, adeta akamn erken saatlerinde doan dnceleri ve korkulu kuruntular srdren tuhaf ve kasvetli bir etki yaratyordu. Zaman zaman da tepeler yle dikleiyordu ki, srcmzn telana karn, atlar mecburen ar ar ilerleyebiliyorlard. Arabadan inip bizim oralarda yaptmz gibi kayalklarn arasnda yrmek istedim, ama arabac bu fikri duymak bile istemedi. "Hayr, hayr," dedi; "burada yryemezsiniz; kpekler ok vahidir." Sonra korkutucu bir aka yapm gibi bir edayla ekledi: -nk brlerinin onaylayan glmsemelerini grmek iin arkasna bakmt- "Yatana kadar bu trden eylerle zaten yeterince karlaabilirsiniz." Arabac yalnzca bir kere, o da bir dakikalna, lambalarn yakmak iin durdu. Hava daha da karardka, yolcular arasnda bir huzursuzlanma balar gibi oldu;
32

birbiri ardna srcy daha hzl gitmeye ikna et-46meye alyorlard. Arabac uzun kamsyla atlara acmaszca vurdu ve yreklendirici vahi haykrlarla onlar daha fazla aba gstermeleri iin cesaretlendirdi. Sonra karanln iinden, sanki tepelerin iinde bir yark varm gibi, nmzde gri ktan bir leke grdm. Yolcularn heyecan daha da artt; lgn araba, kocaman gri yaylan zerinde sarsld ve frtnal bir denizde bir oraya bir buraya savrulan bir kayk gibi salland. Tutunmak zorunda kaldm. Yol biraz dzlemiti ve uarcasna ilerliyorduk. Sonra dalar, iki taraftan da sanki bize yaklat ve zerimize ka-panacakm gibi grnmeye balad; Borgo Geidi'ne giriyorduk. Yolculardan birka bana srayla hediyeler verdiler; hibir ekilde itiraz kabul etmez bir itenlikle srar ettiler; bu hediyeler kesinlikle tuhaf ve farklyd, ama her biri basit bir iyi niyetle, ince szler, kutsama ve Bistritz'deki otelin dnda grdm korku ifade eden hareketlerin garip bir kanmy-la verilmiti -ha karma ve kem gzlere kar koruma iareti. Sonra, biz hzla ilerlerken, src ne doru eildi ve yolcular, balann arabann iki tarafndan da danya doru uzatarak byk bir merakla karanla baktlar. ok heyecan verici bir eyin olduu ya da beklendii akt; ama btn yolculara teker teker sormama ramen hibiri bana en ufak bir aklama yapmad. Bu heyecan, ksa bir sre devam etti ve en sonunda, dou tarafndan da doru alan geidin nmzde uzandn grdk. Tepemizde, kara kara bulutlar dolayordu ve her an patlayacakm gi-47bi ar, skntl bir hava vard. Sanki sradalar iki atmosferi birbirinden ayrm gibiydi ve imdi biz gklerin grledii atmosfere girmitik. Ben de imdi dar bakyor, beni Kont'a gtrecek olan arac aryordum. Her an, simsiyah havann iinden lambalarn parltsn grmeyi bekliyordum, ama her yer zifiri karanlkt. Grnrdeki tek k, iinden yorulmu atlarmzdan kan buharn beyaz bir bulut halinde ykseldii, kendi lambalarmzn titrek yd. imdi nmzde beyaz beyaz uzanan kumlu yolu grebiliyorduk, ama zerinde herhangi bir ara falan yoktu. Yolcular rahatlayp ilerini ekerek
33

arkalarna yaslandlar; sanki benim hayal krklmla alay ediyorlard. Yapmam gereken en iyi eyin ne olduunu dndm srada src saatine bakp br yolculara benim duyamadm bir ey syledi, -yle ksk ve alak bir tonla konumutu ki- ama adamn "Zamanndan bir saat erken," dediini zannediyordum. Sonra bana dnp benimkinden daha kt bir Al-manca'yla unlar syledi: "Burada araba yok. Herr'i bekleyen kimse yok yani. Kendisi imdi Bukovtna'ya gelsin ve yarn ya da ertesi gn geri dnsn; ertesi gn olsa, daha iyi olur." O konuurken atlar kinemeye, burunlarndan solumaya ve vahi bir ekilde ileri atlmaya baladlar; yle ki, arabac onlar gemlemek zorunda kald. Sonra hepsi birden ha karan kyllerden ykselen lklar korosunun eliinde, drt atl hafif bir araba arkamzdan gelip bize yetiti ve bizim yanmzda durdu. Lambalarmzn stlerine dtnde atkmr karas, ok gzel hayvanlar olduunu grebiliyordum. Atlan, uzun kahverengi sakall, sanki yzn bizden gizlemek istermi gibi kocaman, siyah bir apka giymi, uzun boylu bir adam sryordu. Yalnzca, bize dndnde lambann nda krmz gibi grnen, bir ift ok parlak gzn ldadn grebildim. Srcye unlar syledi: "Bu akam erkencisiniz, dostum." Src kekeleyerek: "Herr ngiliz'in acelesi var," diye cevap verdi yabancya. "Sanrm bu yzden onu Bukovina'ya gtrmek istiyordunuz. Beni kandramazsn, dostum; ben ok ey bilirim ve atlarm da hzldr." Konuurken glmsyordu ve lambann , hain grnl bir az aydnlatt; dudaklar ok krmz, keskin hatl, dileri de fildii kadar beyazd. Yol arkadalarmdan biri yanndakine Burger'in Lenore'undan dizeleri fsldad: Denn die Todten retten schnell. -(nk ller abuk yol alr.) Garip arabac belli ki, bu szleri duymutu, nk parltl bir glmseyile gzlerini kaldrp bakt. Yolcu ayn anda hem ha kararak hem de iki parman uzatarak yzn evir Lenore, Alman air, Gottfried August Burger (1747-1794) tarafndan yazlm,
34

1773 ylnda baslm, nl bir iirdir. ngilizce'ye 1796 ylnda William Taylor tarafndan evrilmitir. Harker iirin nakarat olan "ller hzl srer," dizesini yanl alntlamtr (orijinali "the dead ride fast" olan dize, Harker'n alntsnda "the dead travel fasf'e dnmtr). -49di. "Bana Herr'in bagajn verin," dedi src ve antalarm ar bir eviklikle dar karlp hafif arabaya konuldu. Sonra posta arabasndan indim; adamn arabas, bizim arabann yannda durduundan src bana yardm etmek iin elini uzatt ve ben kolumu elikten bir eyin kavradn sandm; bu adam alacak derecede gl olmalyd. Tek bir sz etmeden dizginleri akrdatt, atlar dnd ve Ge-it'in karanlna doru yol aldk. Arkam dnp indiim arabaya baktmda, lambalarn yayd kta atlarn solumalarndan kan buharlar, arabann ve iinde ha karan nceki yol arkadalarmn siluetini grdm. Sonra src kamsn aklatt ve atlan dehledi; atlar da Bukovina'ya doru hzla yola koyuldu. Karanln iinde kaybolduklarnda garip bir rperti hissettim ve iimi bir yalnzlk duygusu kaplad; ama bu arada omuzlarmn zerine bir pelerin, dizlerimin stne de bir battaniye atld ve src mkemmel bir Almanca'yla unlar syledi: "Geceler souk olur, mein Herr ve efendi Kont bana, size iyi bakmam emretti. Koltuun altnda bir matara slivovitz (lkeye zg erik konya) var, ihtiyacnz olursa diye." Konyaktan hi imedim, ama btn o sre boyunca orada olduunu bilmek rahatlatcyd. Kendimi biraz garip hissediyordum; epey de korkuyordum. Baka bir seenek olsayd, bu bilinmeyen gece yolculuuna kmaktansa onu denerdim sanrm. Araba hzl bir ekilde dmdz ilerliyordu, sonra tam bir dn yaptk ve baka bir dz yol boyunca ilerlemeye -50baladk. Sanki ayn yerde dnp duruyor-muuz gibi geliyordu bana; bu yzden bir daha oraya gelip gelmeyeceimizi anlamak iin dikkat eken bir noktay setim ve gerekten de ayn yerde dnp dolatmz anladm. Arabacya btn
35

bunlarn ne demek olduunu sormak isterdim, ama bunu yapmaktan gerekten korkuyordum; nk bu, oyalanp zaman kazanmak iin yaplyorsa benim ye-rimdeki birinden gelecek herhangi bir itirazn hibir ie yaramayacan dnyordum. Bununla birlikte, az sonra ne kadar zaman getiini merak ettim. Bir kibrit yaktm ve ale-viyle saatime baktm; gece yansna birka dakika vard. Bu bende ok etkisi yaratt; nk sanrm, o evrede gece yansyla ilgili olan batl inancn zerimdeki etkisi son tecrbelerimle daha da artmt. Endie iinde bekledim. Sonra yolun aalannda, bir iftlik evinde bir kpek ulumaya balad -sanki korkudan kaynaklanyormu gibi uzun, ac dolu bir inleyi. Bu sesi baka bir kpein sesi takip etti, sonra bir bakasnn, sonra yine bir bakasnn; ta ki, o anda Geit'te hafif hafif esen rzgrla kulaklarma gelen vahi bir uluma balayana kadar; gecenin karanlnda akln alabilecei kadanyla, bu uluma sanki civardaki her yerden geliyordu. lk ulumayla birlikte, atlar gerilip aha kalkmaya balad, ama arabac onlar yattracak bir eyler syledi ve sakinletiler, ama aniden karlanna kp onlar korkutan bir eyden kayorlarm gibi titreyip terliyorlard. Sonra, uzaklardan, her iki yanmzdaki dalardan ok daha yksek ve -51ok daha keskin bir uluma sesi -kurt ulumalar- gelmeye balad. Bu, atlar da beni de ayn ekilde etkiledi; nk onlar geri ekilip lgn gibi aha kalkarken -yle ki, arabac geri dnmemeleri iin mthi gcn sonuna kadar kullanmak zorunda kalmt- ben de arabadan atlayp kamay dnyordum. Bununla birlikte, birka dakika iinde, kulaklarm seslere alt; atlar giderek sakinletiler ve src de aa inip nlerinde durabildi. Atlan okayp yattrd ve kulaklanna bir eyler fsldad; at terbiyecilerinin bu hareketlerinin son derece ie yaradn duymutum; gerekten de onun okamalanyla atlar, hl titriyor olmalarna ramen tekrar ba edilebilir bir hale geldiler. Src tekrar koltuuna oturdu ve dizginleri sallayarak byk bir
36

hzla yola kt. Bu sefer, Geit'in en ucuna vardktan sonra, aniden, keskin bir ekilde saa sapan dar bir yola girdi. Ksa srede evremizi aalar sard, bu aalar ara sra bir tnelden geiyormuuz gibi yolun zerinde bir kemer oluturuyorlard ve sonra tekrar byk, kalarn atm kayalar gzpek bir ekilde iki tarafmz evrelemeye balad. Korunakl bir yerde olmamza ramen, artan rzgrn sesini duyabiliyorduk, nk kayalarn arasndan inleyip slklar alarak ieri szlyor, hzla yanlarndan getiimiz aalarn dallan birbirine arpyordu. Hava gittike daha da soudu ve toz gibi incecik bir kar yamaya balad; yle ki, biraz sonra hem biz hem de evremizdeki her ey beyaz bir rtnn altnda kalmtk. Sert rzgr h-52l kpeklerin ulumalarn kulaklarmza kadar getiriyordu, ama ilerledike bu ses zamanla hafifledi. Kurtlarn ulumas ise sanki drt bir yanmz sarmlar gibi gittike daha yakndan geliyordu. Ben dehet dolu bir korkuya kaplmtm ve atlar da bu korkumu paylayordu; ama arabac hi etkilenmemiti. Durmadan kafasn bir saa bir sola eviriyordu, ancak ben karanlkta hibir ey gremiyordum. Anszn, sol tarafmzda zayf, titrek, mavi bir alev grdm.* Bunu ayn anda src de grd; hemen atlar durdurdu ve yere atlayarak karanln iinde kayboldu. Ne yapacam bilemiyordum ve kurtlann ulumas yaklatka aknlm daha da artyordu; ama ben byle endie iindeyken src anszn ortaya kt, tek bir sz etmeden yerine oturdu ve yolculuumuza devam ettik. Uyuyakalmm ve durmadan ayn ryay grdm sanyorum, nk ayn ey srekli tekrar ediyordu ve imdi geri dnp baktmda bu bana korkun bir kbus gibi geliyor. Bir keresinde alev yolun o kadar yaknnda belirdi ki, evremizdeki karanla ramen srcnn hareketlerini izleyebiliyordum. Hzla, mavi alevin ykseldii yere
37

doru gitti -k ok zayf olmalyd, nk evresindeki alan hi aydnlatmyor gibiydi-ve birka ta toplayarak bunlar belli bir ekilde dizdi. Bir keresinde garip bir optik yanlsama ortaya kt: Arabac benimle alev Ortaa folklornde vebadan lenlerden mavi bir alev yayldna inanlr. Ejder avcs ve Hristiyan valye Aziz George'un anld 23 Nisan'daki Aziz George Gn arifesiyle ilikili olarak gizemli nitelikler kazanr. -53arasnda duruyor, ancak alevi grmemi engellemiyordu, hayaletimsi, titrek srekli grebiliyordum. Bu beni korkuttu, ama sadece bir anlna olduu iin karanlkta zorlanan gzlerimin beni yanlttn dndm. Bir sre sonra mavi alev falan kalmad ve karanln iinden hzla ilerledik; kurtlarn ulumalar sanki hareket eden bir ember halinde bizi takip ediyorlarm gibi srekli evremizdeydi. En sonunda bir an geldi ve arabac bu sefer her zamankinden daha uzaa gitti, onun yokluunda atlar her zamankinden ok daha kt titremeye, kinemeye ve adeta korku lklar atmaya baladlar. Ben bunun iin bir neden gremiyordum, nk kurtlarn ulumalar tamamen kesilmiti; ama tam o srada ay, kara bulutlarn arasndan syrlarak amlarla kapl bir kayaln tepesinde ykseldi ve ay nn altnda, krmz dilleri azlarndan dar sarkm, beyaz dili, uzun ve kasl bacakl, gr kll kurtlarn bir halka eklinde evremizi sarm olduunu grdm. zerlerindeki vahi ve gaddarca havadan ve uluduklar zamanki durumdan yz kat daha dehet verici bir sessizlikti bu. Kendimi korkudan fel olmu gibi hissettim. Bir insan, ancak gerekten de bu trden bir korkuyla karlatnda benim o anda neler hissettiimi anlayabilir. Anszn, kurtlar sanki ay zerlerinde zel bir etki yaratm gibi ulumaya baladlar. Atlar tepinip gerilediler ve acnas bir ekilde gzlerini devirerek aresizce etraflarna bakn-dlar, ama kanl canl bir dehet emberi drt -54bir yanlarn kuatmt ve ister istemez bu emberin iinde kalmak
38

zorundaydlar. Yanmza gelmesi iin arabacya seslendim, nk bana yle geliyordu ki, tek kurtulu ansmz arabacnn geri dnmesi ve hareket edip emberi yarmamzd. Grltnn bir yandan kurtlan korkutmasn bir yandan da arabacnn arabaya yaklamas iin bir frsat yaratmasn umarak barp arabann yan tarafna vuruyordum. Oraya nasl geldiini bilmiyorum, ama buyurgan bir tonda ykselen sesini duydum ve sesin geldii yne baktmda onun yolun zerinde durduunu grdm. Uzun kollarn, elle tutulup gzle grlemez bir engeli kenara itiyormuasna sallad ve kurtlar geri geri ekilmeye baladlar. Tam o srada ayn nnden kara bir bulut geti ve bir kez daha karanlkta kaldk. Srcnn tekrar arabaya trmandn grdmde kurtlar ortadan kaybolmutu. Bu o kadar garip ve esrarengiz bir durumdu ki, iimi dehet verici bir korku kaplad ve korkudan ne konuabildim ne de kprdayabildim. imdi, gkyznde dolaan bulutlar ay rtt iin tam bir karanlk iinde ilerlerken, sanki zaman hi gemiyordu. Yukar trmanmaya devam ettik, ara sra hzl iniler yapyor, ama genelde srekli yukar kyor-duk. Anszn, srcnn, atlan bakmsz bir atonun avlusuna sokmakta olduunu fark ettim; atonun yksek, siyah pencerelerinden hi k gelmiyordu ve knk, mazgall burlan ay yla aydnlanan gkyzne doru sivri sivri ykseliyordu. -55KNC BLM JONATHAN HARKER'IN GNL (Devam) 5 Mays - Uyuyakalm olmalym, nk tam olarak uyank olsaydm, bylesine olaanst bir yere yaklatmz kesinlikle fark ederdim. Avlu, karanlkta gzme epeyce byk grnd. Belki de avludan darya, yksek, yuvarlak kemerlerin altndan pek ok karanlk aldndan gerekte olduundan daha da byk grnyordu. Avluyu henz gn nda gremedim.
39

Araba durduunda src aa atlad ve inmeme yardm etmek iin elini uzatt. Yine olaanst gcne dikkat etmekten kendimi alamadm. Eli gerekten de, istese benimkini ezip para para edebilecek elik bir mengeneye benziyordu. Sonra antalarm kard ve yanma brakt; eski, zerine byk demir iviler aklm, devasa bir tatan yaplm, dan doru knt yapan kocaman bir kapnn yannda duruyordum. O lo kta bile talarda iri oymalar olduunu, ama oymalarn zaman ve kt hava koullarnn etkisiyle ok fazla ypranm olduunu grebiliyordum. Ben kapnn nnde durunca, src zplayarak yine arabadaki yerine geti ve dizginleri sallad; atlar ne doru atlarak yola -57koyuldu ve karanlk alanlardan birinden aa doru giderek gzden kayboldular. Ne yapacam bilmediimden olduum yerde sessizce bekledim. Kapda ne zil ne de tokmaa benzer bir ey vard; bu koca duvarlardan ve karanlk pencerelerden sesimi ieri duyurabilmeme de imkn yoktu. Beklediim btn o sre bana hi bitmeyecekmi gibi geldi ve iime pheler ve korkular t. Nasl bir yere, ne trden insanlarn arasna gelmitim? Ne gibi korkulu bir maceraya atlmtm? Bir yabancya Londra'daki bir mlkn satn alndn aklamaya gnderilen bir mavir avukat* ktibinin sradan hayatnda allm bir olay myd bu? Mavir avukat ktibi! Bu Mina'nn houna gitmezdi. Mavir avukat... nk Londra'dan ayrlmadan nce snavmn baarl getiini ve artk tam bir mavir avukat olduumu renmitim! Uyank olup olmadm anlamak iin gzlerimi ovuturmaya ve kendimi imdiklemeye baladm. Btn bunlar bana korkun bir kbus gibi geliyor ve haddinden fazla altm bir gnn sabahnda ara sra yaadm gibi birdenbire uyanp kendimi, gnn ilk klan pencereden ieri girmeye
40

alrken evimde bulmay umuyordum. Ama etim imdikleme testine yant verdi ve gzlerim de aldanmyordu. Gerekten de uyanktm ve Karpatlar'daydm. Elimden gelen tek ey, sabrl olmak ve sabah beklemekti. * O r ) . Solicitor (mavir avukat) ngiltere'de avukatlar iin davay hazrlayan, ama kendisi mahkemeye pek kmayan avukat. -58Tam ben bu karara varmken birisinin gl admlarla, byk kapnn arkasna yaklatn duydum ve kapnn atlaklarndan, yaklamakta olan bir n prltsn grdm. Sonra zincirlerin angrtsn ve alan srglerin takrtsn duydum. Uzun zamandr kullanlmam bir kilidin yksek, gcrtl sesiyle bir anahtar evrildi ve kocaman kap ieri doru ald. eride, uzun boylu, yal bir adam duruyordu; uzun beyaz by gzelce kesilmiti ve adam herhangi bir yerinde, baka renkten tek bir nokta bile olmakszn tepeden trnaa siyahlara brnmt. Elinde antika gm bir lamba tutuyordu ve lambann herhangi bir iesi ya da karpuzu olmamasna ramen iinde bir alev yanyor; lambadan yaylan k, ak kapnn cereyannda titreiyor, uzun, titrek glgeler oluturuyordu. Yal adam sa eliyle nazik bir hareket yaparak beni ieri davet etti ve mkemmel bir ngilizce'yle, ama garip bir tonlamayla unlar syledi: "Evime ho geldiniz! zgrce, kendi iradenizle girin!" Beni karlamak iin ne doru tek bir adm bile atmad, eliyle yapt karlama iareti onu taa evirmiesine bir heykel gibi olduu yerde durdu. Bununla birlikte, eikten admm atar atmaz, heyecanla ileri doru atld ve elini uzatarak, beni irkilten bir kuvvetle elimi skt; bu elin buz gibi souk olmas -yaayan bir adamn deil de, sanki daha ok bir lnn eli gibizerimdeki irkilmeyi oaltt. Sonra: -59"Evime ho geldiniz," dedi. "Rahata girin. Sa salim evinize dnn. Ve getirdiiniz mutluluun bir ksmn ardnzda brakn!" Tokalarken hissettiim kuvvet arabacnn tokalamasnda dikkatimi eken kuvvete ok benziyordu; arabacnn yzn grmediimden bir an iin
41

karmdakinin de ayn insan olabilecei kukusuna kapldm; bu yzden, emin olmak iin sordum: "Kont Drakula?" Yantlarken nezaketle ban edi. "Ben Drakula. Ve size, evime ho geldiniz, diyorum Bay Harker. eri girin; geceleri hava souk olur ve sizin yemek yiyip dinlenmeye ihtiyacnz olmal." Bunlar sylerken lambay duvardaki bir konsolun zerine koydu ve kapnn dna karak eyalarm ald; ben ona engel olama-dan eyalarm ieri tad. tiraz ettim, ama o srarlyd: "Hayr, efendim, siz benim konuumsu-nuz. Saat ge oldu ve hizmetkrlarm burada deil. Brakn, size ben hizmet edeyim." antalarm, koridor ve sonra byk, dolambal bir merdiven ve ta zemininde ayak seslerimizin nlad baka byk bir koridor boyunca tamakta srar etti. Bu koridorun sonuna gelince ar bir kapy at ve iyi aydnlatlm bir odada akam yemei iin hazrlanm bir masann bulunduunu ve kocaman minesinde odun ktklerinin alev alev yandn grmek beni sevindirdi. Kont durdu, antalarm yere brakarak kapy kapatt ve odann dier tarafna gee-60rek tek bir lambayla aydnlatlm ve grnte herhangi bir penceresi olmayan sekizgen bir odaya alan bir baka kapy at. Sonra bu oday geerek bir kapy daha at ve bana ieri girmemi iaret etti. Gzel bir grntyd; nk burada iyi aydnlatlm ve geni bir bacaya kesif bir duman gnderen, odun ateiyle stlm, byk bir yatak odas vard. Kont eyalarm ieriye brakt ve ekilip kapy kapatmadan nce yle dedi: "Yolculuunuzdan sonra banyo yapp stnz deitirmek sizi dinlendirecektir. Burada dilediiniz her eyi bulacanza emin olabilirsiniz. Hazr olduunuzda
42

br odaya gelin, akam yemeinizi orada hazr bulacaksnz." Kont'un incelikli karlamasndaki aydnlk ve scaklk btn phe ve korkularm datmt. Bu ekilde normal ruh halime tekrar kavuunca alktan bitkin dm olduumu fark ettim; bu yzden hzla ykanarak br odaya gittim. Yemein hazrlanm olduunu grdm. Byk minenin bir tarafnda, minenin oymal talarna yaslanm duran ev sahibim, elini nazike uzatarak masay iaret etti: "Sizden rica ediyorum, oturup istediiniz gibi yemeinizi yiyin. Size katlmadm iin beni balayacanza inanyorum; nk akam yemeimi yedim ve gece ge saatte yemek yemiyorum." Ona, Bay Hawkins'in bana emanet ettii mhrl mektubu uzattm. Mektubu ap ciddi bir yz ifadesiyle okudu; sonra byle-61yici bir glmsemeyle okumam iin bana verdi. Mektubun bir paragraf iimin zevkle r-permesine sebep oldu: Srekli ektiim damla hastalndan tr yaadm bir kriz bir sreliine seyahat etmeme kesin olarak engel olduu iin ok zgnm; ama benim yerime, kendisine her konuda gvenebileceim uygun bir vekil gn-derebildiimi sylemekten memnunum. Kendisi, enerji dolu ve kendine zg yetenekleri, sadk bir karakteri olan gen bir adam. Az sk ve sessizdir, benim hizmetimde yetimitir. Ziyareti sresince ne zaman ihtiyacnz olursa hizmetinizde olacak, her konudaki talimatlarnza uyacaktr. Kont ne doru gelerek bir taban kapan kaldrd ve ben de hemen, mkemmel kzarm bir tavuu yemeye baladm. Bu tavuk, biraz peynir, salata ve iki bardak itiim eski bir ie Tokay,* akam yemeimi oluturuyordu. Yemeimi yediim sre boyunca, Kont bana yolculuumla ilgili bir sr soru sordu ve ben de ona yaadklarmn bir ksmn anlattm. Yemeimi bitirince ev sahibimin arzusuyla atein yanna bir sandalye ekerek
43

bana ikram ettii puroyu imeye baladm; ama Kont kendisi imedii iin onu balamam syledi. imdi onu inceleme frsat bulmutum ve ok ilgi ekici bir yz olduunu fark ettim. Kontun yz inceydi, ama epey kemerli Macaristan'da, Tokaj ehri yaknlarndan yaplan tatl, beyaz arap. -62burnuyla, son derece iri ve yukar kalkk burun delikleriyle, akaklarnda seyrek, ama dier taraflarnda epey grleen salaryla, gl -ok gl- bir kartala benziyordu. Neredeyse burnunun zerinde birleen kalar da ok grd ve bu nedenle de kvrlyor gibiydiler. Az, yine epeyce gr olan byn altndan grebildiim kadaryla kararl, daha dorusu acmasz grnmlyd, beyaz dileri olduka keskin grnyordu; ve bu diler onun yanda bir adam iin artc bir salk belirtisi olan pespembe dudaklarndan adeta dar frlyordu. Gerisine gelince, kulaklar soluk renkliydi ve st ular son derece sivriydi; enesi geni ve glyd; yanaklar, zayf olmalarna ramen, sarkmam ti. Genel grnmnde ise srad bir solgunluk gze arpyordu. O zamana kadar, atein nda, dizlerinin zerine koyduu ellerinin yalnzca st ksmn grebilmitim; olduka beyaz ve gzel grnyorlard; ama onlar yakndan grnce epeyce kaba olduklarn fark ettim -elleri iri, parmaklar da ktt. Bunu sylemem garip gelebilir, ama avularnn ortasnda kllar vard. Trnaklan uzun ve dzgnd; sivri ulu kesilmiti. Kont ne doru eilip elleri bana dediinde rpermekten kendimi alamadm. Nefesi koktuu iin olsa gerek, ne yaparsam yapaym, gizleyemediim korkun bir mide bulantsna kapldm. Kont belli ki bunu fark ederek geri ekildi ve ne doru frlak dilerini o zamana kadar olduundan daha fazla gsteren uursuz bir glmseyile, minenin yanndaki kendi yerine geri oturdu. Bir -6344

sre ikimiz de sessiz kaldk ve ben pencereye bakarken yaklamakta olan afan ilk solgun klarn grdm. Her eyin zerine garip bir durgunluk kmt sanki; ama kulak verdiimde bir sr kurdun sanki vadinin aasndan geliyormu gibi ulumasn duydum. Kont'un gzleri ldad ve yle dedi: "Onlar dinleyin... Gecenin ocuklar... Ne mzik yapyorlar ama!" Sanrm, yzmde ona tuhaf gelen bir ifade grerek ekledi: "Ah, efendim, siz ehirde yaayanlar bir avcnn hislerini anlayamazsnz." Sonra ayaa kalkt ve yle dedi: "Ama siz yorgun olmalsnz. Yatak odanz hazr ve yarn istediiniz saate kadar uyursunuz. Ben akama kadar evde olmayacam; bu yzden iyi uyuyun ve gzel ryalar grn!" Sonra nazik bir ekilde ban eerek benim iin sekizgen odann kapsn at ve ben de yatak odama girdim... Esrarengiz eylerle dolu bir denizdeyim. Kukular iindeyim; korkuyorum; kendi kendime bile itiraf etmeye cesaret edemediim tuhaf eyler dnyorum. Tanrm, hi olmazsa, sevdiklerimin hatr iin beni koru! 7 Mays - Yine sabahn erken saatleri, ama ben son yirmi drt saattir dinlenip keyif atyorum. Gndz ge vakte kadar uyudum ve sonra kendiliimden uyandm. Giyindiimde akam yemeini yediimiz odaya gittim ve masann zerinde souk bir kahvalt buldum, ama aydanlk minenin stne yerletirilmi ve kahve scak tutulmutu. Masann zerinde, unlann yazl olduu bir kart vard: -64"Bir sreliine evde olmayacam. Beni beklemeyin. -D." Masaya oturdum ve doyurucu bir kahvaltnn tadn kardm. Doyduumda hizmetkrlara kahvaltmn bittiini bildirmek iin bir zil aradm, ama bulamadm. evremdeki srad zenginlik belirtilerini gz nne aldmda, evde kesinlikle garip birtakm eksiklikler olduunu dnmeden edemedim. Sofra takm altndand ve yle gzel ilenmiti ki, paha biilemez olmalyd. Perdeler, sandalyeler ve divanlarn kaplamalar, yatamn perdeleri en pahal ve en gzel
45

kumalardand ve yapldklar dnemde olaanst bir deer tayor olmalydlar, nk hi ypranma-m olmalarna ramen yzlerce yllktlar. Buna benzer eyleri Hampton Court'ta* grmtm, ama onlar ypranm, anmt ve zerlerinde gve yenikleri vard. Burada odalarn hibirinde ayna yoktu. Hatta masamn zerinde kk bir tuvalet aynas bile yoktu ve tra olmak ya da sam taramak iin antamdan, kk tra aynam karmak zorunda kalmtm. Henz hibir yerde ne bir hizmetkr grm ne de kurtlarn ulumas dnda atoda tek bir ses duymutum. Yemeimi bitirince -buna kahvalt m, yoksa akam yemei mi demem gerekiyor, bilmiyorum, nk kahvaltm saat bele alt aras yemitimKont'un iznini almadan atoda do 1515'te Kardinal Wolsey tarafndan kurulmu ve on sekizinci yzyla kadar kraliyet konutu olarak kalm olan Hampton Court, Londra'dan aa yukar on be mil kadar uzaklktadr ve Wolsey'nin knden sonra VIII. Henry'nin eline gemitir. -65lamak istemediimden, okuyacak bir eyler bulmak iin evreme bakndm. Odada kesinlikle hibir ey yoktu; ne bir gazete ne bir kitap ne de yaz yazacak bir eyler; bu yzden odadaki baka bir kapy atm ve bir tr ktphaneyle karlatm. Benimkinin karsndaki kapy denedim, ama kilitli olduunu grdm. Ktphanedeki raflarn bir sr ngilizce kitap, ciltlenmi dergi ve gazetelerle dolu olduunu grmek beni ok sevindirdi. Ortadaki bir masann zerine ngilizce dergi ve gazeteler salmt, ama hibirinin tarihi yeni deildi. Kitaplar ok eitliydi -tarih, corafya, politika, ekonomi politik, botanik, jeoloji, hukukhepsi de ngiltere, ngilizlerin yaam, gelenekleri ve detleriyle ilgiliydi. Hatta Londra Rehberi, "Krmz" ve "Mavi" kitaplar, Whi-taker'n Almana, Kara
46

Kuvvetleri ve Donanma Listeleri ve Hukuk Listesi* gibi -bunu grmek nedense iimi sevinle doldurdu- bavuru kitaplar bile vard. Ben kitaplara bakarken kap ald ve Kont ieri girdi. Beni iten bir ekilde selamlad ve geceleyin iyi dinlenmi olduumu umduunu syledi. Sonra devam etti: "Burada bulunmanza sevindim; nk burada ilginizi ekecek ok ey olduuna * Londra Rehbert Londra ve evresindeki banliylerdeki iadamlarnn ayrntl bir listesi. "Krmz" ve "Mavi" kitaplar: Bir komite ya da kraliyet komisyonuna dair hkmet raporlar ve devlet hizmeti yapan ya da emekli olmu kiilerle ilgili rehberler. Kara Kuvvetleri ve Donanma Listeleri: Her iki daldaki yetkili btn subaylarn ve gerektiinde greve geri arlacak yedek subaylarn resmi listesi. Hukuk Listesi: Profesyonel avukatlar rehberi. -66eminim. Bunlar..." -elini kitaplardan birkann zerine koydu- "benim iin iyi birer dost oldular ve son birka yldr, Londra'ya gitmeyi dnmeye baladmdan beri, bana keyif dolu saatler yaattlar. Yce ngiltere'nizi ve onu tanmann onu sevmek olduunu bu kitaplar araclyla rendim. Muazzam Londra'nzn kalabalk sokaklarnda dolamay, insanln kemekei ve telann iinde olmay; onun hayatn, deiimini, lmn ve onu o yapan her eyi paylamay ok istiyorum. Ama ne yazk! Dilinizi henz sadece kitaplardan biliyorum. Konumay renmek iin size gveniyorum, dostum." "Ama Kont," dedim, "ok iyi ngilizce biliyor ve kusursuz konuuyorsunuz!" Ciddiyetle ban edi. "Dostum, bu fazlasyla vg dolu grleriniz iin teekkr ederim, ama korkarm henz kat edeceim yolun daha ancak kk bir ksmn gitmi durumdaym. Dilbilgisini ve kelimeleri bildiim doru, ama henz bunlarla nasl konuacam bilmiyorum."
47

"Gerekten de," dedim, "mkemmel ekilde konuuyorsunuz." "O kadar deil," diye cevap verdi. "unu biliyorum ki, Londra'nzda dolap konu-saydm, benim bir yabanc olduumu anlamayacak kimse kmazd. Bu benim iin yeterli deil. Ben burada bir soyluyum, bo-yar'm;* sradan insanlar beni tanyor ve ben efendiyim. Ama yabanc bir lkedeki bir ya* Boyar: Rusya'da soylular ve Romanya'da da st snf yeleri iin kullanlr. -67banc,* hi kimsedir; insanlar onu tanmaz -ve tanmamak umursamamaktr. Herkes gibi olsaydm, memnun olurdum, bylece kimse beni grdnde durmaz ya da konumam duyduunda duraksayp, 'Ha, ha! Bir yabanc,' demezdi! O kadar uzun zamandr efendiyim ki, yine efendi olmalym ya da en azndan, baka hi kimse benim efendim olmamal. Siz buraya, sadece bana Lond-ra'daki yeni mlkm anlatmak zere Exe-ter'li dostum Peter Hawkins'in bir temsilcisi olarak gelmediniz. Bir sre burada benimle kalacanza eminim. Bu arada hem sizden ngiliz aksann renirim hem de siz beni herhangi bir hata yaptmda, bunlar ufak hatalar olsa bile, uyarrsnz. Bugn bu kadar uzun sre darda kalmak zorunda olduum iin zgnm; ama yaplacak bir sr nemli ii olan birini balayacanz biliyorum." Elbette burada seve seve kalp ona yardmc olacam syledim ve istediim odaya girip giremeyeceimi sordum. "Evet, kukusuz," diye cevap verdi ve ekledi: "atoda kilitli kaplar dnda, istediiniz her yere gidebilirsiniz, zaten oralara girmek istemeyeceksinizdir. Her eyin olduu gibi kalmasn gerektiren baz nedenler var ve siz de benim gzlerimle grp, benim bildiklerimi bilseydiniz, bunu belki daha iyi anlardnz." Bundan emin olduumu syledim ve sonra o szlerine devam etti: * Orj. Stranger in a strange land. Bkz. Hicret. 2: 22 Musa'nn Zipporah'tan olma olu. "yabanc bir lkede bir yabancydm," dedii iin Gershom adn almtr.
48

-68"Biz Transilvanya'da yayoruz ve Transil-vanya ngiltere deildir. detlerimiz detlerinize benzemez ve size tuhaf gelecek bir sr ey olacaktr. Yine de bana yaadklarnzla ilgili olarak anlattklarnza baklrsa, burada ne gibi tuhaf eyler olabileceine dair bir fikriniz vardr." Bu, uzun bir sohbete yol a. Ve onun yalnzca gevezelik etmek iin de olsa, konumak istedii ak olduundan, ona bama gelen ya da dikkatimi eken eylerle ilgili bir sr soru sordum. Bazen konuyu geitirdi ya da anlamam gibi yaparak laf deitirdi; ama genelde btn sorduklarma byk bir samimiyetle cevap verdi. Sonra zaman ilerledike ve ben de biraz daha cesaret bulunca ona nceki gece olan tuhaf eylerden birkan; rnein arabacnn neden mavi alevleri grdmz yerlere doru gittiini, bu alevlerin nerede altn saklandn gsterdiinin doru olup olmadn sordum. O da bana halk arasnda, yln belli bir gecesi -dn gece aslnda, btn kt ruhlarn dizginlerini koparp ortaya ktna inanlyordu- hazinelerin sakl olduu her yerde mavi bir alevin grldne inanldn aklad. "O hazine," diye devam etti, "sizin dn gece geldiiniz blgede gizlidir, buna pek phe yok; nk oras yzyllardr Wal-lach'larn, Saksonlarn ve Trklerin uruna savat topraklar. te bu yzden btn bu blgede insanlarn, vatanseverlerin ve istilaclarn kanyla sulanmam tek bir toprak paras bile zor bulunur. Eskiden Avusturyallar ve Macarlarn srler halinde geldii kark -69zamanlar olurdu ve vatanseverler -kadnlar erkekler, yallar ve ocuklaronlar karlamaya gider, kendi yarattklar larla* onlar yok etmek zere, geitlerin stndeki kayalklarda gelmelerini beklerlerdi. stilaclar zafer kazandnda da pek bir ey bulamazlard, nk ne varsa hepsi dost topran korumas altndayd." "Ama," dedim, "byle kesin bir gsterge varken insanlar nasl olup da kimse bakmadan ve nasl bu kadar uzun sre kefedilmeden kalabilmi?" Kont glmsedi
49

ve dudaklar dietlerinin zerinde gerilince keskin kpek dileri tuhaf bir biimde ortaya kt. Bana yle cevap verdi: "nk kyller znde dlek ve budaladr! O alevler yalnzca tek bir gece grnr. Ve o gece de bu topraklarda yaayan hi kimse, mmknse kap dar bile kmaz. Ve sevgili dostum, zaten ksalar ne yapacaklarn bilemezlerdi. Hatta, alevin yerini iaretlediini sylediiniz kyl bile kendi yapt iareti gndz vakti nerede arayacan bilemezdi. Bu yerleri sizin bile sonradan bulamayacanza yemin edebilirim, yle deil mi?" "Bu konuda haklsnz," dedim. "Onlar nerede arayacamla ilgili olarak llerden fazla bir ey bilmiyorum." Sonra baka konulardan konumaya baladk. * Kendi yarattklar lar denilerek Macar kralnn ordusunun Kasm 1330'da Romanya'y istilas srasnda yaanlan savaa gnderme yaplyor. Bu savata, Prens Basarab'n liderliindeki Wallach'lar dar bir geit olan Posada'da Macar ordusuna pusu kurmu ve zerlerine byk kayalar yuvarlamtr. -70"Gelin," dedi en sonunda, "bana Londra'dan ve benim iin bulduunuz evden bahsedin." hmalkrlm iin zr dileyerek antamdan evraklar almak iin odama gittim. Bunlar dzenlerken yan odadan porselen ve gm ngrtlar geldiini duydum ve oraya getiimde masann temizlendiini, lambann yakldn grdm, nk o zamana kadar hava epeyce kararmt. alma odas ya da ktphane olan yerde de lambalar yaklmt ve Kont'u divana uzanm, dnyada okunacak bir sr baka ey varken ngilizce yazlm olan Bradshaw'un Rehberini* okurken buldum. eri girdiimde masann stndeki kitap ve gazeteleri kaldrd ve birlikte her trden plan, tapu senedi ve rakamlarla ilgili bir konumaya giritik. Her eyle ilgileniyor, bana mekn ile evresi hakknda ok sayda soru soruyordu. Yreyle ilgili olarak nceden, elinden gelen her trl aratrmay yapt akt, nk sonunda kesinlikle benden daha ok ey bildii ortaya kt. Bunu belirttiimde yle yant verdi: "Ama dostum, bu zaten gerekli deil mi? Oraya gittiimde yalnz olacam ve
50

dostum Harker Jonathan -hayr, beni balayn, lkemdeki soyadn nce syleme alkanlndan dolay hata ettim- ve dostum Jonathan Harker yanllarm dzeltmek ve bana yardm etmek zere yanmda olmayacak. Exeter'de, millerce uzakta, muhtemelen Bradshaw's Guide: 1839-1961 yllan arasnda, ylda bir kez yaymlanan, ngiliz demiryollar tarifelerini gsteren bir kitap. -71br arkadam Peter Hawkins'le birlikte hukuk evraklar zerinde alyor olacak. Bu yzden!" Purfleet'teki* maliknenin satn alma iine daldk tamamyla. Ona ayrntlar anlatp gerekli evraklar imzalattktan ve bunlarla birlikte Bay Hawkins'e postalanmak zere bir mektup yazdktan sonra bana bu kadar uygun bir yeri nasl bulduumu sormaya balad. Ona o zaman aldm ve buraya da yazdm notlan okudum: "Purfleet'te, tali bir yol zerinde istenilen zelliklere tam olarak uyuyor gibi grnen bir yere rastladm ve yerin satlk olduuna dair krk dkk bir tabela asl olduunu grdm. Ar talarla yaplm, uzun yllardr onarlmam, eski tarzda yksek bir duvarla evrili. Bahenin kapal giri kaplar, ar mee ve her taraf pas tutmu demirlerden yaplm. "Maliknenin ad Carfax; ev, pusulann balca noktalarna uyumlu olarak drt cepheli yapld iin bu ismin eski Quatre Fa-ce'den tretildiine phe yok. Yukarda bahsedilen sert tatan bir duvarla evrelenmi, toplam yirmi dnmlk bir arazisi var. Baz yerleri karanlklatran bir sr aa ve derin, karanlk grnml bir havuz ya da kk bir gl var; suyu temiz olduu ve orta hzda bir aknts olduu iin belli ki, birka kaynaktan besleniyor. Ev ok byk, ortaaa kadar uzanan bir gemii olduunu syleyebilirim; nk evin bir ksm son derece kaln talardan yaplm ve st ksmlarda
51

sadece birka pencere var ve bunlar da sk demir parmaklklarla rtlm. Bir i kaleye benziyor ve eski bir apel* ya da kiliseye yakn. Kiliseye giremedim nk evden buraya alan kapnn anahtar bende yoktu ama Kodak** makinemle eitli alardan resimlerini ektim. Evin bu kiliseyle balants var, ama ok dolambal bir yoldan. Ben yalnzca kaplad alann bykln tahmin edebildim ki, ok byk olmal. Yaknlarda sadece birka ev var; birisi son zamanlarda eklenmi ve zel bir akl hastanesine dntrlm ok byk bir ev. Bununla birlikte, malikneden grnmyor." Bitirdiimde unlar syledi: "Evin eski ve byk olmasna sevindim. Ben kkl bir aileden geliyorum ve yeni bir evde yaamak beni ldrr herhalde. Bir ev bir gnde oturmaya elverili hale getirilemez ve her ey bir yana, bir yzylda ne kadar az gn var. Ayrca eski zamanlara ait bir apel olmasna da sevindim. Biz Transilvanya soylular, kemiklerimizin sradan ller arasnda yatacan dnmekten holanmayz. Nee, sevin ya da gen ve en insanlar memnun edecek bol gne ve prl prl sularn getirecei canl tensellii aramyorum. Artk gen deilim. Ve llerin yayla geen yorgun ylEssex vilayetinde, Londra'dan aa yukan yirmi mil uzaktaki bir ehir. -72* Hristiyanlkta kk kilise yaps ya da byk bir kilisenin iinde bir azize adanm ibadet yeri. ** Kodak, 1888'de George Eastman tarafndan icat edilen, tanabilir bir fotoraf makinesi markas; iinde birbiri ardna negatiflerin sraland hassaslatnlm bir film rulosu bulunur. -73lar yznden kalbim neeye ayak uyduramaz. stelik, atomun duvarlar ykk; bir sr glge var ve krk panjurlardan ve pencerelerden souk rzgrlar esiyor. Karanl ve glgeleri severim ve olabildiince dncelerimle ba baa kalmay tercih ederim."
52

Her nedense, szleri ve baklar uyum iinde deil gibiydi ya da yznn yaps, glmsemesini ktcl ve ask suratl gsteriyordu. Biraz sonra bir bahaneyle beni yalnz brakt ve benden btn evraklarm bir araya toplamam rica etti. Bir sre gelmedi ve ben de evremdeki kitaplann bazlarna bakmaya baladm. Bir tane de atlas vard ve sanki o haritann zerinde ok allm gibi, kendiliinden ngiltere haritasnn bulunduu sayfa ald. Haritaya baktmda belli yerlerin kk halkalar iine alndn grdm; bunlar incelediimde bu halkalardan birinin Londra yaknlannda, dou yakasnda, kesinlikle Kont'un yeni maliknesinin bulunduu yer olduunu grdm; dier ikisi de Exeter ve Yorkshire kysndaki Whitby zerindeydi. Kont geri dndnde neredeyse bir saat gemiti. "Aha!" dedi, "hl kitaplarnzn basndasnz? Gzel! Ama her zaman da al-mamalsnz. Gelin; akam yemeinizin hazr olduu bildirildi." Kolumu tuttu ve masann zerinde mkemmel bir akam yemeinin hazr olduunu grdm yan odaya getik. Kont, dandayken yediini syleyerek yine bana katlmad iin onu mazur grmemi istedi. Ama nceki gece olduu gibi benimle bir-74likte oturdu ve ben yemeimi yerken sohbet ettik. Yemekten sonra yine nceki akam olduu gibi ben sigara itim ve Kont da benimle kald, saatlerce sohbet ettik, bana akla gelebilecek her trl konuyla ilgili bir sr soru sordu. Saatin gerekten de ge olduunu hissediyordum, ama hibir ey sylemedim, nk kendimi, ev sahibimin her isteini yerine getirmek zorunda hissediyordum. nceki gn ektiim uzun uyku bana kuvvet verdii iin uykum yoktu, ama afan yaklamasyla gelen souu hissetmekten kendimi alamyordum ki, bu souk gelgitin dnne benziyordu. lmn eiindeki insanlann genellikle afak vakti ya da gelgitin dn zamannda ld sylenir; grevi banda olmak zorunda olan ve bo atmosferdeki bu deiimi hisseden her insan bu sylentiye kolaylkla
53

inanabilir. Birdenbire, temiz sabah havas iinden, horozun, doast bir tizlikle ykselen tn duyduk; Kont Drakula ayaa frlayarak, "Tuhaf ey, yine sabah oldu! Sizi bu kadar uzun sre ayakta tutmakla ne kadar ihmalkr davrandm. Zamann nasl geip gittiini unutmayaym diye, sevgili yeni lkem ngiltere'yle ilgili konumalarnz daha az ilgi ekici hale getirmelisiniz," dedi ve nazik bir ekilde ban eerek beni yalnz brakt. Kendi odama gittim ve perdeleri atm, ama grecek pek bir ey yoktu; pencerem avluya bakyordu, tek grebildiim aydnlanmaya balayan gkyznn lk griliiydi. Bu yzden perdeleri tekrar ektim ve bugn yazdm. -758 Mays - Bu defteri yazarken konuyu fazla dattmdan korkmaya balamtm; ama imdi batan beri ayrntlara girdiime memnunum, nk burada ok tuhaf eyler oluyor ve bir huzursuzluk hissetmekten kendimi alamyorum. Buradan sa salim kurtulabilmeyi ya da hi gelmemi olmay dilerdim. Bu tuhaf gece hayatnn bana syledii bir ey olabilir bu; ama keke bu kadarla kalsayd! Laflayacak biri olsayd, buna katlanabilirdim, ama kimse yok. Konuabileceim tek kii Kont ve o!.. Korkarm buradaki yaayan tek canl benim. Gerekler ne kadar dz oluyorsa ben de o kadar dz olaym; bu tahamml etmeme yardmc olacaktr ve hayal gcm de benden bamsz hareket etmemeli. Baka trl mahvolurum. Hemen durumumu -ya da nasl grndm- anlataym. Yataa gittiimde yalnzca birka saat uyuyabildim ve daha fazla uyuyamayacam hissederek kalktm. Tra aynam pencerenin kenarna asm, tra olmaya balamtm. Birdenbire omzumda bir el hissettim ve Kont'un sesini duydum; "Gnaydn," dedi. rkildim, onu aynada gremeyiime armtm, nk aynadaki grnt arkamdaki btn oday yanstyordu. rkildiim srada hafife yzm kesmiim, ama o an bunu fark etmemitim. Kont'un selamna karlk verdikten
54

sonra nasl yanldm grmek iin tekrar aynaya dndm. Bu sefer yanlyor olamazdm, nk adam yaknmda duruyordu ve omzumun zerinden onu grmem gerekiyordu. Ama aynada yan-76smas yoktu! Arkamdaki oda tamamyla grnyordu; ama aynada benden baka kimse yoktu. Bu rktcyd ve bir sr garip eyin stne gelmesi, Kont'un yaknmda olduu zamanlar hissettiim o belli belirsiz huzursuzluu artrmaya balamt. Ama o srada kesiin hafife kanam olduunu ve kann eneme szldn grdm. Usturay braktm ve yara band aramak iin yar yarya arkam dndm. Kont yzm grdnde gzleri eytani bir fkeyle parlad ve anszn boazm kavrad. Geri ekildim ve eli boynumdaki ha tutan boncuk dizisine dedi. Bu onu hemen deitirdi nk gzlerindeki fke yle abuk geip gitti ki, orada olduuna zor inanabiliyordum. "Dikkat et," dedi. "Kendini nasl kestiine dikkat et. Bu lkede sandndan daha tehlikeli bir ey bu." Sonra tra aynasn kavrayarak devam etti: "Ve bu ktl yapan da bu lanet ey. nsanolunun kibrinin pis ss. Kurtul bundan!" Korkun elinin tek bir hareketiyle ar pencereyi aarak aynay dar frlatt ve ayna, aadaki avlunun talan zerinde parampara oldu. Sonra tek kelime etmeden gitti. Bu ok sinir bozucu; nk saatimin erevesi ya da neyse ki metal olan tra ksesinin dibi de olmasayd, nasl tra olurdum, bilmiyorum. Yemek odasna gittiimde kahvalt hazrd; ama Kont'u hibir yerde bulamadm. Bu yzden yalnz bama kahvalt ettim. u ana kadar Kont'u bir ey yer ya da ierken grmemi olmam da garip. ok tuhaf bir adam! -77Kahvaltdan sonra atoda biraz kefe ktm. Merdivenleri trmandm ve gneye
55

bakan bir oda buldum. Manzaras muhteemdi, durduum yerden her yer grnyordu. ato korkun bir uurumun hemen uundayd. Pencereden den bir ta hibir eye demeden yz metre aa uard! Gzn grebildii kadaryla aada yeil aa tepelerinden oluan bir deniz ve uurumlarn bulunduu yerlerde derin yarklar vard. Birka yerde, ormanlarn arasndaki derin boazlardan kvn-la kvnla akan rmaklarn oluturduu gm iplikler grnyordu. Ama gzellikleri anlatacak kadar keyifli deilim, nk manzaray seyrettikten sonra daha baka eyler de kefettim; kaplar, kaplar, her yerde kaplar var ve hepsi de kilitli ve srgl. ato duvarlarndaki pencereler dnda hibir yerden k yok. Bu ato gerek bir hapishane ve ben de tutsam! -78NC BLM JONATHAN HARKERIN GNL (Devam) Tutsak olduumu anladmda iimi lgnca bir duygu kaplad. Her kapy deneyerek ve bulabildiim her pencereden dar bakarak merdivenlerden bir aa bir yukar koturup durdum; ama ksa bir sre sonra aresiz olduum inanc her eyi bastrd. Birka saat ncesine dnp baktmda, o srada ldrm olduumu dnyorum. nk tpk kapana kslm bir fare gibi davran-yordum. Bununla birlikte aresiz olduumu anladm zaman sakince oturdum -hayatmda hi yapmadm kadar sakince- ve yaplacak en iyi eyin ne olduunu dnmeye baladm. Hl dnyorum ve henz belli bir sonuca varm deilim. Yalnzca bir eyden eminim: Dncelerimi Kont'a belli etmemem gerek. Benim tutsak olduumu ok iyi biliyor ve bunu bizzat kendisi yapt ve hi kukusuz bunun iin kendince sebepleri var. Beni bir tek, ona tmyle gvenirsem kandrabilir. Dnebildiim tek k yolu, bildiklerimi ve korkularm kendime saklamak ve
56

gzm drt amak. unu anladm ki, ya korkularm yznden bir bebek gibi aldan-yorum ya da gerekten aresiz bir durumda-79ym ve ikinci durum doruysa, bundan kurtulmak iin tm aklm kullanmam gerekiyor ve gerekecek. Tam bu sonuca varmtm ki, aadaki byk kapnn kapandn duydum ve Kont'un geri dndn anladm. Hemen ktphaneye gelmedi; bu yzden ben de sessizce kendi odama gittim ve onu yatam dzeltirken buldum. Bu garip bir durumdu, ama yalnzca daha nce dndklerimi -yani evde hizmetkr bulunmadn-dorulamaya yaryordu. Daha sonra kapnn menteelerinin aralndan yemek odasndaki masay hazrladn grnce bundan emin oldum; tm bu ayak ilerini kendisi yapyorsa, bunlar yapacak kimsenin olmad kesinleiyordu. Bu beni korkuttu, nk atoda baka kimse yoksa, beni buraya getiren arabann srcs de bizzat Kont olmalyd. Bu korkun bir dnce; nk eer byleyse, elinin tek bir hareketiyle kurtlan denetim altna alabilmesi ne anlama gelir? Bistritz ve arabadaki herkesin benim iin son derece endielenmesinin nedeni bu muydu? Bana ha, sarmsak, yaban gl ve dibudak vermeleri ne anlama geliyordu? Boynuma o ha asan iyi yrekli kadna krler olsun! nk ne zaman ona dokunsam, bana huzur ve g veriyor. Yalnz ve skntl bir zamanda, honutsuzlukla karlamam ve putperestlik olarak grmem retilen bir eyin yardmnn dokunmas garip. Gerekten bu eyin znde bir eyler mi var, yoksa anlay ve rahatlk dolu hatralar iletmede somut bir yardm dokunan bir ara olduu iin mi bana huzur -80veriyor? Mmkn olursa bir ara bu konuyu dnmeli ve bir karar vermeye almalym. Bu arada Kont Drakula'yla ilgili olarak bulabildiim her eyi renmeliyim, nk bu baz eyleri anlamama yardmc olabilir. Bu gece, eer
57

sohbeti o yne evirebilirsem, kendinden bahsedebilir. Ama onu phelendirmemek iin ok dikkatli olmak zorundaym. Gece yars - Kont'la uzun uzun konutuk. Ona Transilvanya tarihi hakknda birka soru sordum ve o da konuyu mthi sevdi. Olaylardan, insanlardan ve zellikle de savalardan bahsederken sanki kendisi her birinde bulunmu gibi konuuyordu. Bunu sonradan, bir boyar iin, ailesinin ve isminin gururunun kendi gururu olduu, onlarn zaferinin kendi zaferi ve onlarn kaderinin kendi kaderi olduunu syleyerek aklad. Ailesinden sz ederken hep "biz" diyordu ve bir kral gibi srekli oul ahs zamirleriyle konuuyordu. Keke btn sylediklerini tam olarak azndan kt ekliyle yazabilsey-dim, nk bunlar ok byleyiciydi. Sanki bir konumann iinde btn bir lkenin tarihi varm gibiydi. Konuurken heyecanlanyor, kocaman, beyaz byn ekitirerek odann iinde dolayor ve elleriyle dokunduu her eyi ezip paralayacakm gibi kavryordu. Syledii bir eyi elimden geldiince azndan kt gibi yazacam, nk bu szler soyunun hikyesini kendine zg bir ekilde anlatyor: "Szekely'ler olarak bizim gururlu olmaya hakkmz var, nk damarlarmzda, hk-81metmek iin aslanlar gibi dven birok cesur ulusun kan dolayor. Ugric kabilesi,* zlanda'dan buraya, Avrupa uluslarnn girdabna, Thor ve Wodin'lerin onlara verdii sava ruhu getirdiler ve onlarn vahi savalar** bunu, Avrupa ve hatta Asya ile Afrika kylarnda yle bir sergilediler ki, insanlar kurt adamlarn geldiini sandlar. Ama buraya geldiklerinde sava fkeleri dnyay canl bir alev gibi kasp kavuran, yle ki, kurbanlar damarlarnda Skit-ya'dan*** kovulan ve llerde iblislerle iftle-en eski cadlarn kanlarnn dolatn sand Hunlan buldular. Aptallar, aptallar! Hangi iblis ya da hangi cad, kan u damarlarda akan Atilla kadar byk olmutur?"
58

Kollarn kaldrd. "Fatih bir rk olmamz; gururlu olmamz; Magyar'lar, Lombard'lar, Avarlar, Bulgarlar ya da Trkler binlerce insann snrlarmza akn ettirdiinde onlar geri pskrtmemiz artc m? Arpad ve birlikleri, Macarlar'in anayurdunu istila edip snra vardklarnda, burada bizi bulmalar ve Honofoglalas'n**** burada tamamlanm olmas tuhaf m? Ve Macar seli douya do* Sibiryallar, Magyar'lar ve Finleri ieren bir Ural-Altay halk grubu. Orj. Berserker, cesaretleri ve acmaszlklanyla bilinen eski skandinav savalar. *** Eskiden, Karadeniz ve Hazar Denizi'nin kuzeyinde bir blge. **** Atilla'nn halefi seilen ve dokuzuncu yzylda Macaristan' fetheden Magyar lideri; bu kelime ayrca "anayurdun fethi" anlamna gelir. Stoker 1896'da Draku-la'y yazarken Honofoglalas'n bininci yldnm kutlanyordu. -82ru ilerlediinde, Szekely'ler galip gelen Mag-yar'lann soyundan sayld ve Trk topraklarnn snrn koruma grevi yzyllar boyunca bize emanet edildi; evet, daha da tesi, bitmek tkenmek bilmeyen bir snr koruma grevi, nk Trklerin dedii gibi "su uyur, dman uyumaz." Drt ulus iinde kim "kanl klc" bizden daha byk bir sevinle kabul etti ve sava ars yapldnda, kraln sanca altna herkesten nce kim topland? Ulusumun byk utanc, Wallach ve Magyar bayraklarnn hilalin altnda kk dt Kosova utanc ne zaman dettirildi? Voyvoda* unvan ile Tuna'y geip Trkleri kendi topraklarnda alt eden benim rkmdan biri deil miydi! Evet, o bir Drakula'yd. Yenildiinde halkn Trklere satan ve onlar kleliin utancyla yaamaya mahkm eden, onun erefsiz kardei** deil miydi? Daha sonraki alarda, rknn glerinin tekrar tekrar, byk rmaktan geip Trk topraklarna girmesi iin esin kayna olan bu Drakula deil miydi; geri pskrtld-nde, tm birlikleri katledildiinde bile kanl sava meydanna tek bana kmaya yazgl ve sonunda zaferini tek bana
59

kazanacan bildii iin durmakszn saldran o deil miydi? Onun yalnzca kendini dndn sylyorlard. Peh! Bir liderleri olmayan kyller ne ie yarar ki? Ynlendirecek bir beyin ve yrek olmakszn sava neRomence'de vali ya da prens. ** Kazkl Vlad'n 1462de Wallachia (Eflak-Bodan) tahtna geen kardei, Radu. -83reye gider? Yine Moha Sava'ndan* sonra, Macar boyunduruundan kurtulduumuzda, Drakula kanndan gelen bizler liderler arasndaydk; nk ruhlarmz zgr olmazsa yaamaya tahamml edemezdi. Ah, gen baym, biz Szekely'ler -ve kalplerinin kan, beyinleri ve kllar olarak Draku-la'larHapsburg'lar ve Romanofflar** gibi tredi soylularn asla ulaamayaca bir tarihle vnebiliriz. imdi artk o sava gnleri bitti; artk bu onursuz bar gnlerinde kan kymete bindi ve byk rklarn grkemleri masal oldu." Bu sefer yatmaya gittiimde sabah oluyordu. {Not Bu gnlk korkun bir ekilde Bin-bir Gece Masallarina -ya da Hamlet'in babasnn hayaletinebenzemeye balad nk her eye horozlar ttnde ara veriliyor.) 12 Mays -Gereklerle balayaym- kitaplar ve rakamlarla kantlanm, doruluu phe gtrmeyen, salt, plak gereklerle. Bunlar kendi gzlerime ve belleime dayandrmak zorunda kalacam tecrbelerle kartrmamam gerekiyor. Dn akam, Kont, odasndan geldiinde bana hukuki konular ve belli ilerin nasl yaplacayla ilgili sorular sormaya balad. Btn gn bezgin bezgin kitaplar inceleyerek ve sadece zihnimi me* 1526'da Trklerin kazand Moha Sava'ndan sonra Macaristan Trk eyaleti olmu, Transilvanya yan-zerk bir konum kazanmtr. Sonradan tekrar Avusturya egemenliine gemitir. * Hapsburg'lar: 1282-1918 yllan arasnda Avusturya'y ve Stoker'n zamannda Avusturya-Macaristan mpara-torluu'nu yneten hanedan. Romanofflar: 1613-1917 yllan arasnda adlan devam eden Rus kraliyet ailesi. -8460

gul etmek iin Lincoln Han'nda* incelediim konularn zerinden geerek doldurmutum. Kontun sorularnda belli bir yntem vard, bu yzden bunlar srasyla vermeye alacam; bu bilgi bir ekilde ve bir ara benim iin yararl olabilir. lk nce, bana ngiltere'de bir kiinin iki ya da daha fazla mavir avukat olup olamayacan sordu. Ona isterse bir dzine olabileceini, ama bir ile birden fazla avukatn uramasnn akllca olmayacan; nk ayn anda yalnz bir tanesinin bununla ilgilenebileceini ve bir ilem srasnda avukat deitirmenin kesinlikle karlarna ters deceini syledim. Tamamyla anlam gibi grnyordu ve rnein bir adamn bankaclk ilemlerine bakmasnn ve bir bakasnn da nakliyeyle ilgilenmesinin -nk banka avukatnn memleketinden uzaktaki bir yerde, yerel yardma ihtiya olabilirdi -pratik olarak bir sorun yaratp yaratmayacan sordu. Ne olur ne olmaz, onu yanl ynlendirmeyeyim diye, biraz daha aklamasn rica edince yle dedi: "rnek vereyim. Hem sizin hem benim dostum olan, Londra'dan uzaktaki Exeter'deki gzel katedralinizin glgesinde yaayan Bay Peter Hawkins, zataliniz araclyla benim adma Londra'daki malikneyi satn alyor. Gzel! imdi, orada yaayan biri yerine Londra'dan ok uzaktaki birinin hizmetini istememin garip olduunu dnmeyesiniz diye ak konuaym, amacm, benim karm dnda hibir yerel kara hizmet edilmemesi Londra'da hukuk eitimi veren en eski kurumlardan biri. -85idi ve Londra'da oturan biri belki de kendisine ya da bir dostuna kar salamak isteyebilirdi; bu yzden, yalnzca benim karma hizmet edecek, uzak ehirlerden bir vekil aradm. imdi farz edelim ki, ok fazla ii olan ben, Newcastle'a ya da Durham'a ya da Harwich'e ya da Dover'a mal gndermek istiyorum; bu i, mal bu limanlara sevk edilerek daha kolay halledilmez mi?" Bunun kesinlikle en kolay yol olacan, ama biz mavir avukatlarn bir vekalet sistemleri olduunu, bu yzden yerel bir iin herhangi bir avukattan gelen
61

talimatla orada yaplabileceini, dolaysyla mterinin kendini sadece bir adamn eline teslim ederek, fazla skntya girmeden her ii bu tek kiiye yaptrabileceini syledim. "Ama," dedi, "istediim gibi hareket etme zgrlne sahibim. yle deil mi?" "Elbette," diye cevap verdim, "ve bu yntem, ilerinin bir bakas tarafndan bilinmesini istemeyen iadamlar tarafndan sklkla uygulanr." "Gzel!" dedi ve sonra hazrlanmas gereken sevkyat yntemleri, formlar ve kabilecek her trden sorunlarla ve nceden alnabilecek nlemlerle ilgili sorular sormaya devam etti. Btn bunlar ona elimden geldiince akladm ve bende kesinlikle, kendisinden harika bir mavir avukat olabilecei izlenimini brakt, nk dnmedii ya da ngrmedii hibir ey yoktu. lkede hi bulunmam ve i dnyasnda pek bir ey yapmam gibi grnen birine gre, bilgisi ve kavray harikayd. Bahsettiim bu konularda ye-86terince bilgi alnca ve bunlar mevcut kitaplardan mmkn olduunca ispatladmda anszn ayaa kalkt ve yle dedi: "lk mektubunuzdan sonra, dostumuz Bay Peter Hawkins'e ya da baka birine hi mektup yazdnz m?" Yreimde bir ac ile henz kimseye mektup gnderme frsatm olmadn dnerek yazmadm syledim. "O zaman imdi yazn, gen dostum," dedi ar elini omzuma koyarak; "dostumuza ve istediiniz herhangi baka birine yazn ve siz de arzu ederseniz, benimle bugnden itibaren bir ay daha kalacanz syleyin." "O kadar uzun mu kalmam istiyorsunuz?" dedim; nk bunu dnmek kanm donduruyordu. "Bunu ok istiyorum; hatta itiraz kabul etmeyeceim. Efendiniz, patronunuz -siz ne diyorsanz artk- onun adna birisinin gelmesini ayarladnda yalnzca benim ihtiyalarmn gz nne alnaca konusunda anlamtk. Ben masraftan kanmyorum, deil mi?"
62

Kabul ederek bam emekten baka ne yapabilirdim ki? Sz konusu olan Bay Hawkins'in karlaryd, benim deil ve onu dnmek zorundaydm, kendimi deil. Ayrca, Kont Drakula konuurken gzlerinde ve tavrlarnda, bana bir tutsak olduumu, istesem de baka seeneim olmadn hatrlatan bir eyler vard. Kont bam ediimde zaferini ve yzmdeki skntda da stnln grd; nk bunlar hemen kullanmaya balad, ama kendi nazik ve kar konulmaz tarzyla unlar syledi: -87"Sizden rica ediyorum, benim iyi, gen dostum, mektuplarnzda iten baka meselelerden bahsetmeyin. yi olduunuzu ve evinize dnmek iin sabrszlandnz bilmek arkadalarnz iin yeterli olacaktr hi kukusuz. yle deil mi?" Bunlar syledikten sonra bana mektup kd ve de zarf verdi. Hepsi de en ince yurtd postas trndendi; bir ktlara bir de ona baktmda ve donuk glmsemesiyle krmz alt dudann zerindeki keskin, kpek dilerini grdmde sanki ak ak dile getirmi gibi ne yazdma dikkat etmem gerektiini, nk bunlar okuyabileceini anladm. Bu yzden imdilik yalnzca resmi birka sz karalamaya ama Bay Hawkins'e gizlice her eyi yazmaya karar verdim: Mina'ya da; nk ona steno ile yazabiliyorum ve grse bile Kont bunu anlamayacaktr. ki mektubumu yazdktan sonra sessizce oturdum ve bir kitap okumaya baladm; bu srada Kont da masasndaki baz kitaplara bavurarak pek ok mektup yazd. Sonra benim iki mektubumu ald ve kendininkilerle birlikte yaz gerelerinin yanna yerletirdi. Kapy arkasndan kapatt anda masann zerine eildim ve masada ters evrilmi duran mektuplara baktm. Bunu yapmaktan hi utanmadm, nk bu artlar altnda kendimi elimden gelen her ekilde korumam gerektiini hissediyordum. Mektuplardan biri Samuel F. Billington, No.7, Crescent, Whitby adresine; bir
63

tanesi Herr Leutner, Varna; ncs Coutts & Co., Londra; drdncs de bankac Herren Klopstock & Billreuth, Budapete adresine yazlmt. kinci ve drdnc mektuplar m-hrlenmemiti. Tam ilerine bakmak zereydim ki, kap kolunun hareket ettiini grdm. Hemen koltuuma gmldm ve Kont elinde baka bir mektupla ieri girmeden, mektuplar bulduum gibi brakmaya ve kitabm tekrar elime almaya ancak zaman bulabildim. Masann zerindeki mektuplar ald ve dikkatle pullarm yaptrd, sonra bana dnerek unlar syledi: "Umarm beni balarsnz, ama bu akam yapmam gereken ok fazla iim var. stediiniz her eyi burada bulabileceinizi umuyorum." Kapya varnca dnd ve bir anlk duraksamadan sonra yle dedi: "Size bir tavsiyede bulunaym, benim sevgili, gen dostum -hatta sizi btn ciddiyetimle uyaraym. Eer bu odalar terk ederseniz, hibir ekilde atonun baka yerinde uyumayn. ato eskidir, pek ok hatralarla doludur ve akllca uyumayanlar iin kbuslar vardr. Dikkatli olun! imdi ya da ne zaman uykunuz gelirse gelsin, ya da cannz ne zaman isterse, doruca kendi odanza gidin ya da bu odalara gelin, nk ancak o zaman huzur iinde dinlenebilirsiniz. Ama eer bu konuda dikkatli olmazsanz, ite o zaman..." Konumasn dehet verici bir ekilde noktalad, sanki ellerini ykyormu gibi bir hareket yapt. Bunu gayet iyi anladm; tek kukum, herhangi bir kbusun, evremi saran u do-89ad, korkun kasvet ve gizem andan daha rktc olup olamayacayd. Daha sonra - Yazdm son szleri onaylyorum ve bu sefer hi kukum yok. Onun var olmad herhangi bir yerde uyumaktan korkmayacam. Ha yatamn baucuna astm -bylece uykumda kbus grmekten kurtulacam sanyorum- ve orada da kalacak.
64

Beni yalnz braktnda odama gittim. Ksa bir sre sonra, hi ses duymaynca dan ktm ve gneye doru bakabileceim ta merdivenden yukar trmandm. Usuz bucaksz aklkta bir tr zgrlk duygusu vard; ama avlunun darack karanl ile karlatrlnca, oras benim iin ulalamazd. Bu manzaraya baknca gerekten hapishanede olduumu hissediyordum ve gece olmasna ramen biraz olsun temiz hava almak istiyordum. Bu gece hayatnn, beni ele vereceini hissetmeye balyordum. Sinirlerimi bozuyordu. Kendi glgemden bile irkiliyor, trl trl korkulara kaplyordum. Tanr bilir, bu lanetli yerde ok kt korkulara kaplmak iin gerekten bir sebep vardr! Solgun san ay nda, neredeyse gndz gibi aydnlk grnen gzel manzaraya baktm. Uzaktaki tepeler, vadideki glgeler ve kadife gibi simsiyah koyaklar lo kta eriyordu. Katksz gzellik beni neelendirdi; aldm her soluk huzur ve ferahlk doluydu. Pencereden eildiimde gzme, bir kat aada, biraz solumda hareket eden bir ey iliti; odalarn diziliinden Kont'un kendi odasnm pencerelerinin dar doru kntl olduunu dndm. Benim -90durduum pencere, ta tirizli, yksek ve derindi; hava koullarndan tr anm olmasna ramen hl salamd ama kasas yerletirildiinden beri ok uzun zaman getii belliydi. Pencerenin oymal ta kenarndan geri ekildim ve dikkatle dan baktm. Pencereden ban uzatann Kont olduunu grdm. Yzn grmedim, ama boynundan ve srlyla kollann hareket ettiri biiminden adamn o olduunu anlamtm. Her hal krda, ok fazla inceleme frsat bulduum ellerini baka ellerle kantnyor olamazdm. lk bata bu bana ilgi ekici ve biraz da elenceli geldi; nk insan tutsak olduunda bu kadar kk eylerin ilgisini ekebilmesi ve onu elendirmesi harika bir eydir. Ama adamn btn vcudunun yava yava
65

pencereden ktn ve byk kanatlar gibi iki yannda alan peleriniyle, o korkun uurumun kenanndaki ato duvanndan srne srne, yzst aa indiini grnce bu duygulann yerini tiksinti ve dehete brakt. Bata gzlerime inanamadm. Bunun ay nn bir yanlsamas olduunu, bir glge oyunu sonucu olduunu dndm; ama bakmaya devam ettim; yanlm olamayacam grdm. El ve ayak parmaklannn, yllann etkisiyle svas tmden dklm talann kelerini kavradn, bylece btn girinti ve kntlar kullanarak aa doru byk bir hzla, tpk bir kertenkelenin duvarda hareket etmesi gibi ilerlediini grdm. Bu nasl bir adam byle, ya da insan klnda ne tr bir yaratk! Bu korkun yerin -91deheti altnda ezildiimi hissediyorum; korku iindeyim -mthi bir korku iinde- hi ka yolu yok; drt bir yanm dehet verici eylerle evrili ve dnmeye bile cesaret edemediim bir ey var ki... 15 Mays - Kont'un kertenkele gibi dar ktn bir kez daha grdm. Yan yan gidiyordu, epeyce sola ve otuz metre aaya ilerledi. Bir pencereden ieri girip gzden kayboldu. Artk ban gremez olunca, durduum pencereden eilerek daha fazlasn grmeye altm, ama ie yaramad; doru dzgn bir gr as salayamayacak kadar uzaktayd. atoyu terk ettiini anladm ve henz bakmaya cesaret edemediim yerleri kefetmek iin bu frsat deerlendirmeyi dndm. Odaya geri dndm ve bir lamba alarak btn kaplar denedim. Dndm gibi hepsi kilitliydi ve kilitler de nispeten yeniydi; ta merdivenlerden aa indim ve ilk grdm salona geldim. Srgleri ap byk zincirleri kolaylkla zebildim, ama kap kilitliydi ve anahtar da yerinde yoktu! Anahtar Kont'un odasnda olmalyd; kapsnn kilitli olmayaca zaman beklemeliyim, bylece anahtar alp kaabilirim. Trl trl merdivenleri, koridorlar adamakll
66

incelemeye devam ettim ve bunlarn ald kaplan denedim. Salonun yanndaki bir iki oda akt, ancak ilerinde eski, yllardr tozlu duran ve tahtakurusu yenii mobilyalardan baka grlecek bir ey yoktu. Ama sonunda bir merdivenin bitiminde bir kap buldum, kilitli gibi grnyordu, yine de zorlaynca biraz ald. Biraz daha -92zorladm ve gerekten de kilitli olmadn anladm, almamasnn sebebi menteelerinin sklm ve kapnn yere dayanarak ayakta duruyor olmasyd. Karma bir daha ele gei-remeyeceim bir frsat kmt, bu yzden btn gayretimi gsterdim ve kapy epeyce zorlayarak ieri girebildim. imdi kestirebildiini kadaryla, atonun sanda kalan ve bir kat aa kanadnday-dm. Pencerelerden, odalarn atonun gneyine doru dizildiini grebiliyordum, en utaki odann pencereleri hem batya hem de gneye bakyordu. Bu taraflarda da, ncekinde olduu gibi byk bir uurum vard. ato byk bir kayaln kesine ina edilmiti, dolaysyla taraftan ieri girilmesine imkn yoktu ve byk pencereler mancnk, yay ya da topun ulaamayaca bir yere yerletirilmiti; sonu olarak burada korunmas gereken bir yerde rastlanlmas pek mmkn olmayacak aydnlk ve rahatlk salanmt. atonun bat tarafnda byk bir vadi yer alyordu ve arkasnda da uzakta kale gibi sivri ulu, byk dalar ve birbiri pei sra ykselen zirveler vard; kayalklarn st de tan yarklar, atlaklar ve aralklarndan fkran allar* ve dikenli da bitkileriyle doluydu. Buras belli ki atonun eski gnlerde oturulan ksmyd, nk mobilyalarda, nceden hibir eyde grmediim bir konfor vard. Pencerelerde perde yoktu ve baklava eklindeki pencere camlarndan ieri szlen san ay sayesinde renkler bile seilebiliyordu; * Glgillerden, krlarda yetien yabani bir aa. -93ayrca bu k eyalarn zerindeki tozun younluunu yumuatyor, zamann ve gvelerin getirdii ykm bir lde gizliyordu. Parlak ay altnda
67

lambann etkisi pek hissedilmiyordu; ama onu yanmda tamaktan memnundum nk burada kanm donduran ve sinirlerimi altst eden, dayanlmaz bir yalnzlk hissine kaplmtm. Yine de Kont'un varlndan tr nefret etmeye baladm odalarda yalnz bana yaamaktan daha iyiydi ve sinirlerimi biraz yattrmaya uratktan sonra, zerime tatl bir dinginlik kt. imdi, eski zamanlarda muhtemelen gzel bir kadnn oturup dalgnlkla ve kzararak kt imlasyla ak mektuplar yazd, kk mee masada oturuyor ve steno ile gnlm en son kapattmdan bu yana olan biteni yazyorum. Son derece modern olan on dokuzuncu yzyldayz. Ama yine de, duyularm beni yanltmyorsa, eski yzyllarn, katksz, "mo-dernlik"in asla ldremeyecei kendine zg gleri varm ve hl da var. Daha sonra: 16 Mays sabah - Tanr aklm korusun, nk artk dtm durum bu. Gvende olmak ve gvende olduumu hissetmem gemite kald. Burada yaadm srece dileyebileceim tek bir ey var: Delir-memek, eer henz delirmediysem tabii. in ilgin yan ise bu iren ortamda pusuya yatm btn ktlkler arasnda en az dehet verici olannn Kont olmas. Byle dnmek bile ldrtc, ama ona hizmet etmem gvencede olmam salyor. Ulu Tanrm! Balayc Tanrm! Sakin olmam sala, nk bu yo-94lun sonunda gerekten de delirebilirim. Kafam kartran baz eyler hakknda yeni eyler renmeye balyorum ve bunlar beni artyor. imdiye kadar Hamlet'e unlar syletirken Shakespeare'in ne demek istediini hibir zaman anlayamamtm: "Ktlarm! abuk, ktlarm! Bunlar yazmam gerekiyor,"* vs. nk imdi sanki beynimin menteeleri yerinden oynam ya da ancak beni harap ettikten sonra sona erecek bir ok gelmi gibi hissediyorum kendimi; skn
68

bulmak iin gnlme dnyorum. Yazma, alkanl yatmam salayacaktr. Kont'un rkn uyars beni o zaman korkutmutu; imdi dnnce daha da fazla korkutuyor, nk gelecekte zerimde dehet verici bir nfuzu olacak. Sylediklerinden kuku duymaktan korkacam. Gnlm yazdktan ve bereket versin ki, defterimle kalemimi cebime yerletirdikten sonra uyuyakaldm. Kont'un imas aklma geldi, ama byk bir zevkle buna uymadm. Uyku zerime km ve beraberinde atl bir uak misali inatl da getirmiti. Tatl ay beni dinginletirmi ve dardaki engin manzara, bana ruhumu diri tutan bir zgrlk hissi vermiti. Bu gece karanlk, hayaletli odalara dnmemeye ve yrekleri, kyc bir savan ortasndaki erkekleri iin znt dolu olan eski hanmlarn oturup ark syledii, tatl hayatlar yaad burada uyumaya karar Hamlet, I, 5, 107. -95verdim. Byk bir kanepeyi yerinden ekip bir keye yerletirdim, bylece yattm yerden dou ve gneydeki gzel manzaray izleyebiliyordum; dnmeden ve tozu umursamadan uyumaya hazrlandm. Uyumu olmalym; yle olduunu umuyorum, ama sonrasndaki her ey rktc derecede gerekti; o kadar gerek ki, imdi, burada, sabahn ak, parlak gne altnda otururken, her eyin rya olduuna inanmakta glk ekiyorum. Yalnz deildim. Oda ayn odayd; oraya geldiimden beri hi deimemiti; parlak ay altnda zemin boyunca, uzun sredir orada birikmi olan toza bastm yerlerdeki ayak izlerini grebiliyordum. Ay nda tam karmda gen kadn duruyordu; elbiselerine ve tavrlarna baklacak olursa, hanmefendi. Onlar grdmde rya grdm sandm, nk ay arkalarnda kalmasna ramen yere glgeleri vurmuyordu. Yaklap bir sre bana baktlar ve sonra aralarnda f-sldatlar. kisi esmerdi ve ayn Kont'unki gibi kemerli burunlar, kocaman, insann iine ileyen ve ayn soluk altnda neredeyse krmz gibi grnen siyah gzleri vard. Dieri sarnd, olabildiince
69

sarn; altn rengi salarnda geni bukleler vard ve gzleri solgun safirler* gibiydi. Yzn bir yerden tan-yormuum gibi geldi, hayal meyal hatrladm bir korkuyla bir ilgisi vard sanki, ama bunu ne zaman ve nasl yaadm o an tam olarak hatrlayamyordum. nn de, eh* Safir: Gkyakut. Mavi renkli, deerli bir ta. -96vetli dudaklarnn yakut krmzsna tezat oluturarak inci gibi parlayan bembeyaz dileri vard. Onlarda beni huzursuz eden bir ey vard; arzu dolu, ama ayn zamanda lmcl bir korku. Yreimde, o krmz dudaklaryla beni pmeleri iin tekinsiz, yakc bir arzu duyuyordum. Bunlar yazmam iyi deil, nk bir gn Mina'nn gzne iliebilir ve ona ac verebilir; ama gerek bu. Fsldayorlard, sonra birden gld -yle berrak, yle ho, ama yumuak, insan dudaklarndan asla kamazm gibi gelen tiz kahkahalar. Becerikli bir elin cam bardaklardan kard, tyler rpertici, dayanlmaz tatlln sesi gibiydi. Sansn kz cilveli cilveli ban sallad ve dier ikisi onu cesaretlendirdi. Birisi yle dedi: "Hadi! lk senin sran, ardndan biz de seni takip edeceiz, balamak senin hakkn." br ekledi: "Gen ve gl bir adam; hepimize yetecek kadar pc var." Ben sessizce yatyor, kirpiklerimin arasndan ho bir beklentinin strabyla bakyordum. Sansn kz ilerledi, zerime eildi; soluunun zerimde gezindiini hissedebiliyordum. Bir bakma tatlyd, bal gibi tatl ve tpk sesi gibi rpermeme sebep oldu; ama tatllnn altnda bir aclk, kan kokusu gibi tiksinti verici bir aclk vard. Gzkapaklarm amaya korkuyordum, ama kirpiklerimin altndan bakyor ve mkemmel ekilde gryordum. Sansn kz diz kerek zerime eilmi, aka eytani bir zevkle bakyordu. Hem korkutucu hem de tik-97sindirici, kastl bir ehvet vard yznde ve boynunu ediinde tam bir hayvan gibi dudaklarn yalad; ay nda grebildiim kadaryla krmz dudaklar ve beyaz, keskin dilerine srtt krmz dili slakt ve parlyordu. Ban
70

gittike daha ok edi ve dudaklar, azmla enemin aasna inip sanki boazma yapp kald. Sonra duraksad, dilerini ve dudaklarn yalarken dilinin kard sesleri duyabiliyor ve scak nefesini boynumda hissediyordum. Sonra, boazmn derisi, insan gdklayacak bir el yaklarken olduu gibi rpermeye balad. Boazmn an derecede duyarl derisinde dudaklarnn yumuak, titrek dokunularn ve iki keskin diin serte dokunup bekleyiini hissedebiliyordum. Dermansz bir esrime iinde gzlerimi kapadm ve bekledim; kalbim arparak bekledim. Ama o anda iimden imek gibi bir baka duygu geti. Kont'un bir fke frtnas iinde esen varln hissettim. steksizce gzlerimi atmda kuvvetli eliyle sarn kadnn incecik boynunu kavradn grdm; mavi gzleri imdi fke iinde olan, beyaz dileri hiddetle gcrdayan, beyaz yanaklar hrstan al basm kadn bir devin gcyle geri ekti. Ama Kont! Cehennem ukurundaki iblislerde bile byle bir fke ve kzgnlk olacan hi hayal etmemitim. Gzleri gerekten de ate sayordu. lerindeki krmz k, sanki arkalarnda cehennem ateinin alevleri parl-yormu gibi dehet vericiydi. Yz l gibi solgundu ve hatlar gerilmi teller gibi sertti; burnunun zerinde birleen gr kalar, kor -98haline gelmi beyaz metalden, yukar doru kalkm bir ubuk gibiydi. Kolunu byk bir iddetle savurarak kadn kendisinden uzaa frlatt ve sonra dierlerine, geri ekilmelerini syler gibi kollarn savurdu; kurtlara yaptn grdm buyurgan hareketin aynsyd bu. Alak ve neredeyse fslt halinde olmasna ramen, sanki havay yrtan ve oday nlatan bir sesle tslad: "Ona dokunmaya nasl cesaret edersiniz? Yasakladm halde ona nasl gz dikersiniz? Hepinize sylyorum, geri ekilin! Bu adam bana ait! Ona bulamamaya
71

dikkat edin, yoksa benimle uramak zorunda kalrsnz." Sarn kz, edepsizce, cilveli bir kahkahayla ona cevap verdi: "Sen, hibir zaman sevmedin, asla sevemezsin!" Bunun zerine br kadnlar da ona katld ve odann iinde yle neesiz, sert, ruhsuz bir kahkaha nlad ki, bu sesi duyunca neredeyse baylacam sandm; ifritlerin kahkahas gibiydi. Kont dnd, dikkatle yzme baktktan sonra yumuak bir fslt ile unlar syledi: "Evet, ben de sevebilirim; gemie bakarak bunu siz de syleyebilirsiniz. yle deil mi? Onunla iim bittiinde, onu istediiniz gibi pebileceinize sz veriyorum. imdi gidin! Gidin! Onu uyandrmak zorundaym, yaplacak iler var nk." "Bu gece hibir ey iemeyecek miyiz?" dedi ilerinden biri, hafife glerek Kont'un yere frlatt, sanki iinde canl bir ey varm gibi kprdayan bir torbay gstererek. Yant -99olarak Kont ban sallad. Kadnlardan biri ileri atld ve torbay at. Eer kulaklarm beni yanltmadysa, havaszlktan boulmak zere olan bir ocuun bouk hkrklarla alamasn duydum. Kadnlar antann etrafna tler ve ben dehetten donakaldm. Ama bam kaldrdmda gitmiler ve rktc torbay da yanlarnda gtrmlerdi. Yaknlarnda kap falan yoktu ve ben fark etmeden yanmdan gemi de olamazlard. Sanki ay nn iinden szlp pencereden dar kmlard, nk tamamen silinip gitmeden nce bir anlna darda solgun, glgemsi ekiller grmtm. Sonra yaadm korkuya daha fazla dayanamadm ve bilincimi kaybettim. -100DRDNC BLM JONATHAN HARKER'IN GNL (Devam) Yatamda uyandm. Eer rya grme-diysem, beni oraya Kont tam olmal.
72

Kendimi buna inandrmaya altm, ama hi phe yaratmayacak, kesin bir sonuca varamadm. Aslnda, baz kk kantlar vard; rnein giysilerimin benim detim olmayan bir ekilde katlanp bir kenara konulmas gibi. Saatim kurulmamt; benim yataa girmeden nce son i olarak, titizlikle saatimi kurmak gibi bir alkanlm vard ve buna benzer bir sr ayrnt. Ama bunlar kant saylmaz, nk zihnimin her zamanki gibi almadn gsteriyor olabilirler ve baz sebeplerden altst olduum ak. Bir kant aramak zorundaym. Emin olduum bir ey var: Beni buraya tayan ve stm karan Kont ise, bunu tela iinde yapm olmal, nk ceplerime dokunulmam. Bu gnln onun iin esasl bir muamma olacandan eminim. Gnle el koyar ya da yok ederdi. Odaya gz gezdirdiimde, benim iin korku dolu bir yer olmasna ramen imdi bir eit snakta olduum hissine kapldm, nk, hibir ey neredeyse kanm emecek olan ve belki de h-1011 l peimde olan o korkun kadnlardan daha dehet verici olamazd. 18 Mays - O odaya gn nda bakmak iin tekrar aa indim, nk gerei bilmek zorundaym. Merdivenlerin tepesindeki kapnn nne geldiimde kilitli olduunu grdm. Pervazna yle bir gle sktrlmt ki, ahabn o ksm kymk kymk olmutu. Kapnn srglenmemi olduunu grebiliyordum, kap ieriden tutturulmutu. Korkarm, yaadklarm rya deildi ve ben buna gre davranmalym. J 9 Mays - Kesinlikle kapana kslm bir hayvan gibiyim. Dn gece, Kont bana ok nazik bir tavrla mektup yazmam rica etti; birinde buradaki ilerimin bitmek zere olduunu ve birka gn iinde dn yolculuuna balayacam,
73

brnde mektubun tarihinden bir sonraki gnn sabah yola kacam ve ncsnde de atodan ayrldm ve Bistritz'e vardm yazmam istedi. tiraz etmeyi isterdim, ama u an, kaderim tamamyla onun elindeyken, Kont'la ak ak tartmak delilik ve istediklerini yazmay reddetmek ise phelenmesine sebep olur, onu kzdrrd. ok fazla ey rendiimi ve tehlikeli olmamam iin canl kalmamam gerektiini biliyor. Tek ansm frsatlarm elimden geldiince uzun bir sre deerlendirmek. Bana kama ans verecek frsatlar kabilir. Gzlerinde sarn kadn tutup savurduunda ortaya kan gazaba benzer bir hiddet toplandn gryordum. Bana posta arabalarnn ok seyrek ve gvenilmez olduunu, imdi -102yazmamn dostlarmn huzurunu gvence altna alacan syleyerek bir aklamada bulundu; ziyaretimi uzatacak bir durum ortaya karsa, sonraki mektuplarm iptal edeceini ve bunlarn, gn gelene kadar Bistritz'de tutulabileceini yle etkili bir dille anlatt ki, ona kar kmak yeni bir kuku uyandrmak demek olurdu. Dolaysyla ona katlyormu gibi yaptm ve mektuplara hangi tarihi yazmam gerektiini sordum. Bir dakika boyunca hesap yapt ve sonra yle dedi: "lki 12 Haziran, ikincisi 19 Haziran ve ncs de 29 Haziran olmal." Artk kalan mrm biliyorum. Tanr yardmcm olsun! 28 Mays - Kamak iin ya da en azndan eve haber yollamak iin bir ansm var. atoya bir Szgany etesi* geldi ve avluya kamp kurdu. Bu Szgany'ler ingene; defterimde bunlarla ilgili notlar var. Dnyadaki dier ingenelerle akrabalklar olmasna ramen, bunlar buraya, dnyann bu blgesine zgler. Macaristan'da ve Transilvanya'da onlardan binlercesi var ve neredeyse hibir kanun tanmyorlar. Kural olarak, nemli bir soyluya ya da boyar'a balanyorlar ve kendilerine onun ismini veriyorlar. Korkusuzlar ve batl inanlar bir yana, dinsizler; yalnzca Roman dilinin kendilerine zg lehelerini konuuyorlar.
74

Memlekete birka mektup yazacam ve onlar araclyla gndermeye alacam. Tanklk kurmak iin onlarla oktan penceounlukla Tsigane (igan) diye anlan ingeneler. -103remden konutum bile. apkalarn kardlar, bana sayg gsterdiler ve pek ok iaret yaptlar, ama konutuklar dili anlamadm gibi bunlar da zemedim... Mina'nm mektubunu steno ile yazdm; Bay Hawkins'in mektubunda ise sadece Mina'yla iletiime gemesini belirttim. Mina'ya durumumu akladm, ama olas tehlikelerden bahsetmedim. Yreimi ona asam, ok olur, leceimden korkard. Ayrca mektuplarn ulamamas halinde, Kont da srrm ve ne kadar ey bildiimi renemeyecek... Mektuplar verdim; onlan bir altn parayla birlikte penceremin parmaklklarnn arasndan frlattm ve mektuplar postalamalar iin elimden gelen btn iaretleri yaptm. Mektuplar alan adam onlan yreine bastrd ve eildi; sonra da mektuplar apkasnn altna koydu. Daha fazlasn yapamazdm. Gizlice alma odasna dndm ve okumaya baladm. Kont gelmedii iin buraya yazdm... Kont geldi. Yanma oturdu ve elindeki iki mektubu aarken en yumuak sesiyle unla-n syledi: "Bana bunlan Szgany'ler verdi; nereden geldiklerini bilmiyorum, ama elbette gerekeni yapacam. Bakn!" Mektuba nceden bakm olmalyd; "Birisi sizden, dostum Peter Hawkins'e yazlm; dieri ise..." zarf aarken garip simgeleri grd ve yz karard, gzleri hiddetle parlad. "Dieri ise eytani bir ey, dostluk ve misafirperverlie ihanet! mzalanmam. Eh! Demek ki bizim iin nemi olamaz." Ve mektupla zarf sakin sakin lamba-104nn alevine tutup yanp tkenene kadar bekledi. Sonra devam etti: "Hawkins'e yazlan mektuba gelince -size ait olduu iin onu gndereceim elbette. Mektuplannz benim iin kutsaldr. Bilmeden mhr bozduum iin beni
75

affedin, dostum. Mektubu tekrar mhrlemez misiniz?" Mektubu bana uzatt ve nazike ban eerek bana temiz bir zarf verdi. Adresini tekrar yazp zarf sessizce ona geri vermekten baka arem yoktu. Odadan ktnda anahta-nn hafife kilitte dndn duydum. Bir dakika sonra gidip kapy amay denedim, ama bounayd. Bir iki saat sonra Kont sessizce odaya girdi ve onun geliiyle uyandm; nk kanepede uyuyakalmtm. Tavtrlan ok nazik ve neeliydi; benim uyuduumu grnce yle dedi: "Demek yorgunsunuz, dostum? Yatanza gidin. En iyi yle dinlenirsiniz. Bu gece sizinle konuma zevkini tadamayacam, nk yapmam gereken bir sr iim var; ama rica ederim siz uyuyun." Odama getim ve yatama girdim; tuhaftr, hi rya grmeden uyudum. Umutsuzluk da kendi dinginliklerini getiriyor. 31 Mays - Bu sabah uyandmda antamdan birka kt ve zarf almaya, bunlan cebimde tamaya karar verdim; bylelikle karma bir frsat karsa yazabilecektim; ama yine bir srpriz, yine bir ok! Tm ktlar yok olmutu ve bunlarla birlikte, btn notlanm, demiryollan ve seyahat tarifelerim, referans mektubum, aslnda atodan ktmda iime yarayacak her ey. -105Oturdum ve bir sre dndm. Sonra aklma bir ey geldi ve giysilerimi yerletirdiim bavula ve gardrobun iine baktm. Yolculukta giydiim takmm yoktu; ayrca paltom ve battaniyem de. Hibir yerde izlerine rastlayamadm. Bu yeni bir eytanlk planna benziyordu... 17 Haziran - Bu sabah, yatamn kenarnda oturmu, kafa patlatrken darda bir krba aklamas ve avlunun tesindeki tal patikada atlarn nal seslerini duydum. Sevinle pencereye kotum ve her biri sekiz gl at tarafndan ekilen iki byk leiter-wagoriun avluya girdiini grdm. ki arabay da geni apkalar, byk kopal kemerleri, kirli koyun pstekileri ve uzun izmeleriyle
76

birer Slovak sryordu. Ayrca ellerinde uzun birer sopa vard. Aa inip onlar iin alacan dndm ana salonda aralarna katlmak niyetiyle kapya kotum. Yine bir ok: Kapm dardan kilitlenmiti! Sonra pencereye kotum ve onlara seslendim. Balarn kaldrp aptal aptal bana baktlar ve parmaklaryla iaret ettiler ama tam o srada Szgany'lerin hetmari* dar kt ve benim penceremi iaret ettiklerini grnce bir eyler syleyerek onlar gldrd. Ondan sonra, hibir abam, hibir ackl haykrm ya da strap dolu yakarm bana bakmalarn bile salayamad. Byk bir kararllkla bana srtlarn dndler. Leitenuagon'larm. iinde kaln halattan kulplar olan, byk, kare ku Lehe, Almanca Hauptmann'dan gelen kelime kaptan ya da komutan anlamna gelir. -106tular vard; Slovaklann bunlar kolaylkla tadna ve kabaca hareket ettirirken kutulardan kan sese baklacak olursa, botular. Hepsi indirilip avlunun bir kesine byk bir yn halinde konulduktan sonra, Szgany, Slovaklara bir miktar para verdi ve Slovaklar da ans getirsin diye paralarn zerine tkrerek tembel tembel atlarnn bana gittiler. Bundan ksa bir sre sonra, krba aklamalarnn uzaklaarak kaybolduunu duydum. 24 Haziran, sabahtan nce - Dn gece Kont erkenden yanmdan ayrld ve odasna kapand. Cesaretimi toplar toplamaz, merdivenlere kotum ve gneye alan pencereden dar baktm. Kont'u izlemeye karar vermitim, nk bir eyler olduunu dnyordum. Szgany'ler atoda bir yerlere yerlemiler, bir tr i yapyorlard. Bunu biliyorum nk ara sra, uzaktan, bouk kazma krek sesleri geliyordu ve bu her neyse, eytani bir ktlkle ilgili olmalyd. Kont'un penceresinden bir eyin ktn grdmde neredeyse yarm saattir penceredeydim. Geri ekildim ve dikkatlice baktm; adamn btn bedeninin dar
77

ktn grdm. Buraya gelirken giydiim takmn zerinde olduunu grmek benim iin yeni bir ok oldu ve omzunda da kadnlarn alp gtrdn grdm o rktc torba aslyd. Neyin peinde olduu su gtrmezdi, hem de benim giysilerimle! Demek yeni eytanlk plan buymu: Bakalarnn beni grdn sanmasn salayacak; bylece kendi mektuplarm postalarken kasabalarda ya da -107kylerde grldme ilikin kant brakacak ve yapabilecei her trl ktlk, yrenin insanlar tarafndan bana atfedilecekti. Ben burada gerek bir mahkm gibi kapatlmken ve sulularn bile hakk ve tesellisi olan yasalarn korumasndan mahrumken, bu adamn neler yaptn dnmek bile beni ldrtyor. Kont'un dnn beklemeye karar verdim ve uzun bir sre inatla pencerede oturdum. Sonra ay halesinin iinde kk, tuhaf beneklerin uutuunu fark ettim. Toz zerreciklerine benziyorlard ve havada dnenerek bir bulut gibi bir araya toplanyorlard. Onlar izlemek beni yattrd ve iimi bir huzur kaplad. Bu hava gsterisini, tadna vara vara seyredebilmek iin pencere boluuna daha rahata kuruldum. Vadinin epey aalarnda, benim gremeyeceim bir yerlerden gelen uzak, i kyc kpek ulumalar beni irkiltti. Kpeklerin ulumalar kulaklarmda daha tiz bir sesle nlad ve uuan toz zerrecikleri ay nda dans edip seslere gre yeni ekiller ald. gdlerimin ars karsnda uyanmaya abaladm hissediyordum; hatta ruhum abalyordu ve yar yarya hatrladm gdlerim, seslenie karlk vermeye urayordu. Hipnotize oluyordum! Toz gittike daha hzl dans ediyor ve yanmdan geerek tedeki karanla uzanan ay titriyor gibi grnyordu. Toz bulutu, gittike daha ok younlat ve belirsiz, hayali
78

biimlere brnd. Ve sonra irkildim, tamamen uyandm, duyularm tmden -108denetim altna aldm ve lklar atarak oradan frlayp katm. Ay ndan tr gittike somutlaan hayali biimler benim lm fermanm demek olan korkun kadna aitti. Katm ve odamda kendimi daha gvende hissettim. Orada ay yoktu ve bir lambann parlak aydnl iiyordu. Birka saat getikten sonra Kont'un odasndan bir ses geldiini duydum; abucak bastrlan, tiz bir la benzer bir ses. Ve sonra her ey yine sessizlie gmld; tylerimi rperten, derin, korkun bir sessizlik. Kalbim kt kt atarak kapy yokladm, ama hapishaneme kilitlenmitim ve hibir ey yapamazdm. Oturup aladm. Otururken d avluda bir ses duydum -bir kadnn ac dolu haykr. Pencereye kotum ve pencereyi yukar kaldrarak parmaklklarn arasndan dar baktm. Orada gerekten de bir kadn vard, sa ba darmadand ve komaktan skm gibi ellerini kalbinin zerine bastrmt. Kapnn bir kesine yaslanyordu. Pencerede benim yzm grnce ne frlad ve tehdit dolu bir sesle bard: "Canavar, bana ocuumu geri ver!" Kendini dizleri zerine, yere att ve ellerini kaldrarak yreimi burkan bir sesle ayn szleri haykrd. Sonra salarn yolmaya, gsn yumruklamaya, dvnmeye balad. Sonunda ileriye doru atld. Onu gremesem bile, plak elleriyle kapya vurduunu duyabiliyordum. Tepede bir yerlerden, muhtemelen kuleden Kont'un sert, metalik bir fsltyla tslad-109n duydum. Sesleniine ok uzaklardan kurt ulumalar cevap verdi. ok gemeden, azna kadar dolmu bir barajn serbest braklm sulan gibi, avlunun geni giriinden ieri bir kurt srs akn etti. Kadndan lklar kesildi ve kurtlarn ulumalar ok ksa srd. ok gemeden,
79

yalanarak teker teker uzaklatlar. Kadna acyamadm; ocuunun bana neler geldiini artk bildiim iin kadnn lmesi daha iyiydi. Ne yapacam? Ne yapabilirim? Gecenin, karanln ve korkunun bu dehet verici esaretinden nasl kurtulabilirim? 25 Haziran, sabah - Gecenin acsn ekmeyen kimse sabahn kalbine ve gzne ne kadar tatl ve ho grneceini bilemez. Bu sabah gne ykselip de penceremin karsndaki byk avlu kapsnn tepesinde asl kalnca, dokunduu yksek noktada bana sanki kemerdeki gvercin aarm gibi geldi. Korkum, sanki scaktan eriyen buhardan bir giy-siymi gibi zerimden akp gidiverdi. Gndzn verdii cesaret hl zerimdeyken bir ekilde harekete gemeliyim. Dn gece, zerine eriki bir tarih atlm mektuplarmdan biri postaya gitti; varlmn izlerini dnya yznden silecek olan lmcl dizinin ilk paras. Bunlar dnmeyip eyleme gemeliyim! Hep geceleri saldrya uradm, tehdit edildim, bir ekilde tehlike ya da korkuya maruz kaldm. Henz Kont'u gn nda hi grmedim. Acaba herkes uyankken uyuyor, herkes uyurken uyank kalmay byle mi ba-110anyor? Keke odasna girebilsem! Ama bu olanaksz. Kaps her zaman kapal. Evet, aslnda cesaret edilebilirse, bunun bir yolu var. Onun bedeninin getii yerden neden baka bir beden de geemesin? Onun penceresinden dar srndn kendi gzlerimle grdm; neden onu taklit edip penceresinden ieri girmeyeyim? ok az umut var, ama u anki durumum daha umutsuz. Tehlikeyi gze alacam. En kts lm olur. Ve bir insann lm bir buzann lmyle ayn deildir, korku sonsuza dek zerimde olabilir. Tanrm, bu ite bana yardmc ol! Baaramazsam, elveda Mina; sadk dostum ve ikinci babam, elveda; herkese ve son olarak Mina'ya elveda!
80

Ayn gn, daha sonra - Denedim ve Tan-n'nn yardmyla, bu odaya sa salim geri dndm. Her ayrnty srasyla yazmalym. Cesaretim henz yerindeyken, doruca odamn gney cephesindeki penceresine gittim ve hemen dar, binann bu tarafm evreleyen tatan, dar kntnn zerine ktm. Talar iriydi ve kocaman kocaman kesilmiti; aralarndaki har zamanla akp gitmiti. izmelerimi kardm ve umutsuz yolculuuma baladm. Korkun derinlii aniden grrsem altst olmayaym diye, aa yalnz bir kez baktm, ama sonra bundan kandm. Kont'un penceresinin ynn ve uzakln ok iyi biliyordum ve elimden geldiince o yne doru ilerledim. Bam dnmyordu -sanrm, bamn dnmesine izin veremeyecek kadar ok heyecanlydm- ve kendimi pence--re eiinde, ereveyi kaldrmaya alrken buluncaya kadar geen zaman bana ok ksa geldi. Ama eilip ayaklarm ne uzatarak pencereden kaydmda byk bir heyecana kapldm. Sonra Kont'un ieride olup olmadna baktm, ama aknlk ve sevin iinde bir ey kefettim. Oda botu! Hibir zaman kullanlmyor gibi grnen birka para tuhaf eyden baka bir ey yoktu; mobilyalar gney tarafndaki odalardakilerle ayn stilde grnyordu ve tozla kaplyd. Anahtar aradm, ama kapnn stnde deildi, hibir yerde de bulamadm. Bulabildiim tek ey bir kedeki kocaman altn ynyd -her trden altn; sanki uzun zamandr yerde duruyorlarm gibi ince bir toz tabakasyla kapl Roma, ngiliz, Avusturya, Macar, Yunan ve Trk paralar. Grdklerimden hibiri yz yandan daha yeni deildi. Zincirler ve ss eyalar da bulunuyordu, bazlarnn stnde mcevherler vard ama hepsi de eski ve lekeliydi. Odann bir kesinde ar bir kap vard. Bu kapy denedim, nk odann ya da d kapnn anahtarn -aratrmamn temel amac- bulamadm iin baka eyleri incelemek zorundaydm, yoksa btn emeklerim boa gidecekti; kap akt ve ta bir koridordan, dik bir ekilde aa inen sarmal bir merdivene alyordu.
81

Yalnzca ar, ta duvarlardaki deliklerden gelen kla aydnlandndan ve merdivenler karanlk olduundan nereye bastma dikkat ederek aa indim. En dipte karanlk, tnel gibi bir koridor vard; br utan lmcl, mide bulandrc bir ko-112ku geliyordu -yeni altst edilmi eski toprak kokusu. Koridorda ilerledike koku yaklat ve arlat. En sonunda yan ak duran ar bir kapy ektim ve kendimi mezarlk olarak kullanld anlalan eski, harabe bir apelin iinde buldum. ats kmt ve iki yerde, yeralt mezarlarna alan basamaklar vard, ama toprak daha yeni kazlm ve byk tahta kutulara doldurulmutu; bunlarn Slovak-lann getirdii kutular olduu apak ortadayd. Etrafta kimse yoktu, dar kan bir yol aradm, ama bulamadm. Sonra herhangi bir ansm varsa kullanmam olmamak iin zeminin her bir santimini inceledim. Bunu yapmak ruhumu korkuyla doldursa da lo n can ekitii yeralt mezarlarna bile gittim. Bunlardan ikisinde eski tabut paralan ve toz ynlanndan baka bir ey grmedim, ama ncsnde bir ey buldum. Orada, byk kutulardan birinin iinde -ki bunlardan toplam elli tane vardyeni kazlm bir toprak ynnn zerinde Kont yatyordu! Ya lyd ya da uyuyordu, ama hangisi bilemiyorum -nk gzleri ak ve ta gibiydi, ama lmn donukluu yoktu- ve yanaklannda, btn solgunluklanna ramen canl scakl vard ve dudaklan her zamanki gibi krmzyd. Ama herhangi bir kprt, nabz, soluk, kalp at yoktu. zerine eildim ve herhangi bir yaam belirtisi bulmaya altm, ama bulamadm. Orada uzun sredir yatyor olamazd, nk toprak kokusu birka saat iinde geerdi. Kutunun yannda kapa duruyordu, birka yerinde delikler almt. -113Anahtarlarn Kont'un zerinde olabileceini dndm, ama aramaya kalktmda
82

l gzlerini ve l olmalarna ramen, benim ya da varlmn farknda olmamalarna ramen, ilerinde yle nefret dolu bir bak grdm ki, hemen oradan katm ve Kont'un odasn pencereden terk ederek yine ato duvarndan yukar trmandm. Odama geri dndmde kendimi soluk solua yataa attm ve dnmeye altm... 29 Haziran - Bugn son mektubumun gn ve Kont mektubun gerek olduunu kantlamak iin gerekli admlar att; nk onun yine ayn pencereden ve yine benim kyafetlerimle atoyu terk ettiini grdm. Bir kertenkele gibi duvardan aa indii srada bir silahm ya da onu yok edebileceim, ldrc bir aletim olmasn diledim. Ama korkarm, insan eliyle yaplm hibir silah ona ilemezdi. O esrarengiz kz kardeleri* grmekten korktuum iin dnn beklemeye cesaret edemedim. Ktphaneye geri dndm ve uyuyana kadar okudum. Kont tarafndan uyandrldm; bana bir adamn bakabilecei en korkun ifadeyle bakarak unlar syledi: "Yarn ayrlmamz gerekiyor, dostum. Siz gzel ngiltere'nize dnyorsunuz, ben ise sonulandrdmda belki bir daha hi karla-amayacamz iimi yapmaya gidiyorum. Eve yazdnz mektubunuz yolland; yarn ben burada olmayacam, ama yolculuunuz iin gerekli her ey hazr olacak. Sabahleyin, Macbetf'teki cadya gnderme yaplyor. -114Szgany'ler gelecek; burada baz ileri var ve ayrca birka Slovak da gelecek. Onlar gittikten sonra arabam gelip sizi alacak ve Bukovi-na'dan Bistritz'e giden posta arabasna bine-bilmeniz iin sizi Borgo Geidi'ne gtrecek. Ama sizi Drakula atosu'nda tekrar grebilmeyi umut ediyorum." Sylediklerinden phe ediyordum ve samimiyetini snamaya karar verdim. Samimiyet! Bunu byle bir canavarla balantl olarak yazmak kelimeye saygszlk etmek gibi geliyor, bu yzden doruca: "Neden bu gece gitmeyeyim?" diye sordum.
83

"nk, sevgili baym, arabacm ve atlarm bir i iin gnderdiimden burada deiller." "Ama ben seve seve yrrm. Hemen uzaklamak istiyorum." Glmsedi, yle yumuak, nazik ve eytani bir glmsemeydi ki, bu nazikliin arkasnda bir hile olduunu hemen anladm. Dedi ki: "Ya valizleriniz?" "nemli deil. Daha sonra birisini gnderip aldrtabilirim." Kont ayaa kalkt ve gzlerimi ovuturmama sebep olan tatl bir incelikle -o kadar gerek gibi grnyordu ki- yle dedi: "Siz ngilizlerin yreime yakn bulduum bir sz var; nk bu szn ruhu bizim boyarlarmza hkmedenle ayndr: 'Geleni ho karla, gideni abuk uurla.'* Benimle gelin, sevgili, gen dostum. Bu evde, isteiniz dnda bir saat bile geirmeyin ama gitmenize ve * Orj. "Welcome the coming, speed the parting guest" Ho-meros'un Odyssey'inden alman bu szn ngilizce evirisi Alexander Pope'a aittir. -115bunu bu kadar ani bir ekilde arzulamanza zldm. Gelin!" Ar bir ciddiyetle, elinde lambayla beni merdivenlerden aa gtrd ve koridor boyunca yrdk. Aniden durdu. "Dinleyin!" Yaknlardan birok kurdun ulumas duyuldu. Ses sanki elini kaldrmasyla aniden ykselmiti; tpk efin bagetini* kaldrmasyla, byk bir orkestrann mziinin aniden ykselmesi gibi. Bir an durduktan sonra yine abartl bir ekilde kapya doru yrmeye devam etti, byk srgleri ekti, ar zincirleri engellerinden kard ve kapy amaya balad. Kapnn kilitli olmadn grmek beni ok artt. Kukuyla etrafa bakndm, ama herhangi bir anahtar gremedim. Kap almaya baladnda dardaki kurtlarn ulumas daha da yksek ve fkeli gelmeye balad; gcrdayan dileriyle krmz eneleri ve kr trnakl peneleri, ak kapdan grnd. O an iin Kont'a kar kmann faydasz
84

olduunu anladm. Bir emriyle harekete geen byle mttefikleri varken hibir ey yapamazdm. Ama kap yava yava almaya devam etti ve arada yalnzca Kont'un bedeni duruyordu. Aniden sonumun o an, o ekilde gelebileceini fark ettim; kurtlara verilecektim, hem de bunu kendim davet etmitim. Bu fikirde Kont'a yarar byklkte eytani bir ktlk vard. Son ansm kullanarak bardm: * nce, ksa denek. -116"Kapy kapatn; yarn sabaha kadar bekleyeceim!" Ve yaadm ac hayal krklnn gzyalarn gizlemek iin ellerimle yzm kapattm. Kont gl kolunun tek bir hareketiyle kapy kapad ve byk srgler yerlerine geri ekilirken nlayp btn salonda yankland. Sessizlik iinde ktphaneye geri dndk ve ben bir iki dakika sonra kendi odama gittim. Kont Drakula'y son grmde, gzlerinde krmz zafer prltlar ve cehennemdeki Yahuda'nn gurur duyaca bir glmsemeyle, eliyle bana pck yolluyordu. Odama girmi, uzanmak zereyken kapmn dnda fsltlar duyduumu sandm. Yavaa kapya gittim ve dinledim. Eer kulaklarm beni yanltmyorsa, Kont'un sesini duyuyordum. "Geri ekilin, yerlerinize dnn! Sizin vaktiniz daha gelmedi. Bekleyin. Sabrl olun. Yarn gece, yarn gece sizindir!" Hafif, tatl bir kahkaha dalgas yayld; fke iinde, hzla kapy atm ve darda dudaklarn yalayan, korkun kadn grdm. Beni grdklerinde hepsi birden korkun bir kahkaha koparp katlar. Odama geri dndmde kendimi dizlerimin zerine yere attm. Demek sonum bu kadar yakn yle mi? Yarn! Yarn! Tanrm, bana ve beni sevenlere yardm et! 30 Haziran, sabah - Bunlar bu gnle yazdm son szler olabilir. Neredeyse
85

afak skene kadar uyudum ve uyandmda dizlerimin zerine yere ktm, nk lm -117geldiinde beni hazr bulmas gerektiine karar vermitim. Sonunda havadaki o ince deiiklii fark ederek sabahn geldiini anladm. Sonra, horozun beklenen t geldi ve kendimi gvende hissettim. Sevinli bir yrekle kapm atm ve koridordan aa kotum. Kapnn kilitli olmadn grmtm ve ka ans imdi nmdeydi. Sabrszlkla titreyen ellerle zincirleri kancalarndan kardm ve devasa srgleri ektim. Ama kap kmldamad. zerime umutsuzluk kt. Kapy ektim, ektim; o kadar byk olmasna ramen kasasnda takrdayana kadar sarstm. Kilidin srgsnn kapal olduunu grebiliyordum. Ben Kont'un yanndan ayrldktan sonra kilitlenmiti. Sonra, her ne olursa olsun, o anahtar ele geirmek gibi lgnca bir arzuya kapldm ve hemen o anda yine duvarda srnerek Kont'un odasna girmeye karar verdim. Beni ldrebilirdi ama lm imdi ktlklerin arasndaki en iyi seim gibi grnyordu. Bir an bile duraksamadan koarak odama gittim, pencereye ktm ve nceki gibi duvarda srnerek Kont'un odasna girdim. Botu, ama ben de bunu bekliyordum zaten. Anahtar hibir yerde gremedim, ama altn yn duruyordu. Kedeki kapdan ieri girdim ve merdivenden aa inip karanlk koridordan eski apele getim. Aradm canavar nerede bulacam imdi ok iyi biliyordum. Byk kutu ayn yerde, duvarn dibinde duruyordu, ama kapa zerine konmutu. -118Kapak ivilennemiti, ama iviler aklmaya hazr bir durumda yerlerinde duruyordu. Anahtar bulmak iin Kont'un zerini aramam gerektiini biliyordum, bu yzden kapa kaldrdm ve duvara dayadm. Sonra btn yreimi korkuyla
86

dolduran bir ey grdm. Kont orada uzanm yatyordu, ama sanki yar yarya yeniden genlemi gibi grnyordu; nk beyaz salar ve byklan koyu demir grisine dnm; yanaklar dolgunla-mt ve beyaz cildinin alt, yakut krmzs grnyordu; az her zamankinden daha krmzyd, nk dudaklarnda taze kan damlalar vard; bunlar aznn kelerinden szlp enesine ve boynuna akyorlard. Derin, alev alev gzleri bile, imi etlerinin arasna gmlm gibi grnyordu, nk gzka-paklan ve gzaltlanndaki torbalar kabarmt. Sanki korkun yaratk btnyle kanla dolmu gibiydi, orada tka basa yemekten bitkin dm iren bir slk gibi yatyordu. Ona dokunmak iin ne eildiimde rperdim ve btn duyularm bu temasa kar isyan etti; ama stn aramak zorundaydm yoksa mahvolacaktm. Yaklaan gece, benim kendi bedenimi o korkun l iin benzer ekilde hazrlanm bir ziyafete dntrebilirdi. Ellerimi btn bedenin zerinde gezdirdim, ama anahtara dair hibir ize rastlayamadm. Sonra durdum ve Kont'a baktm. Davul gibi imi yznde beni lgna eviren alayc bir glmseme vard. Londra'ya tanmasna yardm ettiim varlk buydu; belki gelecek yzyllarda, milyonlarn arasnda kan arzusu-119nu tatmin edecek; savunmasz insanlarn zerinden semirecek, yeni ve srekli genileyen bir yan-iblisler emberi yaratacakt. Bu dnce beni lgna evirdi. Dnyay byle bir canavardan kurtarmak gibi korkun bir arzuya kapldm. Elimde ldrc bir silah yoktu, ama iilerin kutular doldurmak iin kulland kreklerden birini aldm ve kenarn nefret verici yze vurmak zere kaldrdm. Ama ben bunu yaptmda ba dnd ve gzler, ylan gibi dehet verici parlaklklanyla bana evrildi. Bu grnt beni fel etmi gibiydi, krek elimde dnerek yznn ortasn skalad, yalnzca alnnn stnde derin bir yara at.
87

Krek elimden kutunun stne dt ve tekrar elime aldmda krein ucu kapan kenarna taklarak yine dt ve korkun eyi gzlerimden saklad. Grdm son ey kanl, imi bir yz ve kendi bana cehennemin en dibini tutabilecek ktlk dolu, sabit bir srtt. Bundan sonra ne yapmam gerektiini dndm durdum, ama beynim ateler iinde kalm gibiydi ve iimde durmadan byyen umutsuzluk verici bir hisle bekledim. Beklerken uzaktan neeli seslerle sylenen ingene arklarnn geldiini duydum. arklarnn arasndan, ar tekerleklerin dn ve krba aklamalar duyuluyordu; Kont'un bahsettii Szgany'ler ve Slovaklar geliyordu. evreme ve iren bedenin bulunduu kutuya son bir kez bakarak oradan katm ve kap alr almaz dar frlamaya karar vererek Kont'un odasna gittim. Seslere kulak verdim -120ve aada, byk kilidin iinde dnen bir anahtarn gcrtsn ve byk kapnn alma sesini duydum. Baka bir giri yolu olmalyd ya da birisinde kilitli kaplardan birinin anahtar vard. Sonra, koridordan patr patr ilerleyen ve ardndan azalan ayak sesleri geldi; bunlar n n yanklanyorlard. Yine yeralt mezarlarna komaya karar verdim; orada yeni girii bulabilirdim; ama tam o srada sert bir esinti oldu ve dnen merdivenlere alan kap, st eikteki tozlan kaldrarak serte kapand. Kapy amaya kotuumda umutsuzca skm olduunu grdm. Yine tutsak kalmtm ve kader alann gittike daha sk rmeye balamt. Ben bunlar yazarken aadaki koridordan bir sr ayak sesi ve yere konan ar eylerin gmbrts geliyor; kukusuz ilerinde toprak tanan kutular... eki sesleri geliyor, kutulann kapaklan ivileniyor. imdi koridor boyunca yanklanan ar ayak seslerini duyabiliyorum, arkalarndan da bir sr baka ayak sesi geliyor. Kap kapand ve zincirler ngrdad; kilitte anahtarn dndn; anahtann
88

kilitten karldn duyabiliyorum; sonra baka bir kap alyor ve kapanyor; kilidin ve srgnn gcrtsn duyuyorum. te! Avluda ve tal yolda ar tekerleklerin dn, krba aklamalan ve uzaklaan Szgany'lerin korosu. u korkun kadnlarla atoda yalnzm. Off! Mina da bir kadn ve tek bir ortak noktalan yok. Onlar cehennem zebanileri! -121Onlarla yalnz kalmayacam; atonun duvarndan, u ana kadar denediimden daha aa inmeye alacam. Daha sonra ihtiyacm olabilir diye yanma biraz altn da alacam. Bu dehet verici yerden kamann bir yolunu bulabilirim. Sonra doruca eve! En yakndaki, en hzl trene! Bu lanetli yerden uzaa, eytan ve ocuklarnn hl insan klnda dolaabildii bu lanetli topraklardan uzaa! En azndan, Tanr bu canavarlardan daha merhametlidir; uurum dik ve yksek. Dibinde bir insan uyuyabilir -bir insan olarak. Herkese elveda! Elveda Mina! -122I BENC BLM Mektup, Bayan Mina Murray'den Bayan Lucy Westenra'ya 9 Mays Sevgili Lucy, Yazmakta bu kadar geciktiim iin beni bala, ama iim bamdan aknd. retmen yardmcs olarak hayat bazen zor olabiliyor. Seninle birlikte, serbeste konuabileceimiz ve hayal kurabileceimiz bir deniz kenarnda olmak iin can atyorum. Son gnlerde ok alyordum, nk Jonathan'n almalarna ayak uydurmak istiyorum ve srekli steno altrmalar yapyorum. Evlendiimizde Jonathan'a yardmc olabilirim ve yeteri kadar iyi steno yazabilirsem, onun sylediklerini bu ekilde not alabilir ve bunlar onun iin daktiloya* geebilirim. Bu nedenle daktiloya da ok sk alyorum. Mektuplarmz bazen steno ile yazyoruz ve o yurtd seyahatlerinde stenoyla gnlk tutuyor. Seninle birlikte olduumuz zaman ben de bu ekilde bir gnlk tutacam. Bir haftann iki gne sdnld- ve pazarn da bir keye sktnld o gnlklerden deil, ne zaman istersem yazabileceim bir gnlkten bahsediyorum. Bunun iin89

Daktilo 1867'de Amerika'da icat edilmitir. -123de baka insanlarn ilgisini ekecek pek fazla bir ey olacan sanmyorum, ama zaten onlar dnlerek tutulmayacak. inde paylamaya deer bir ey grrsem, bunlar bir gn Jonathan'a da gsterebilirim, ama aslnda bir altrma defteri olacak. Kadn gazetecilerin yapt eyi yapmaya alacam: rportajlar, tasvirler ve konumalar hatrlatmaya yarayacak eyler. Biraz altrma ile insann btn bir gn boyunca olanlan ya da sylenenleri hatrlayabileceim duydum. Neyse, greceiz. Bulutuumuzda sana btn kk planlarm anlatacam. Transilvanya'dan, Jonat-han'dan yalnzca alelacele karalanm birka satrlk bir mektup aldm. yiymi ve bir hafta iinde geri dnyormu. Anlatacaklarn dinlemek iin sabrszlanyorum. Yabanc lkeleri grmek ok ho olmal. Acaba biz -Jonathan ve ben, yani- oralar birlikte grebilecek miyiz? Saat 10 zili alyor. Hoa kal. Seni seven, Mina Yazdn zaman bana her eyi anlat. Bana uzun zamandr bir ey anlatmyorsun. Baz sylentiler duydum, zellikle de uzun boylu, yakkl, kvrck sal bir adam hakknda??? Mektup, Lucy Westenra'dan Mina Murray'e 17 Chatham Caddesi, aramba Sevgili Mina, Kt bir mektup arkada olduumu belirterek bana ok hakszlk ettiim sylemek zo-124rundaym. Ayrldmzdan beri sana iki kez yazdm, oysa senin son mektubun ikinci mektubundu. Ayrca sana anlatacak hibir eyim yok. Gerekten ilgini ekecek hibir ey yok. Kasaba bugnlerde ok gzel ve sk sk resim galerilerine gidiyor, yrylere ve parkta gezintiye kyoruz. Uzun boylu, kvrck sal adama gelince, sanrm son konserde benimle birlikte olandan
90

bahsediyorsun. Anlalan birisi masal anlatm sana. O, Bay Holmwood idi. Kendisi sk sk bizi ziyarete geliyor; annemle ok iyi anlayorlar; konuacak ok fazla ortak eyleri var. Bir sre nce, Jonathan'la nianlanmam olsaydn, tam sana uygun olacak bir adamla tantk derdim. Kendisi mkemmel bir parti;* yakkl, hali vakti yerinde ve iyi bir aileden. Bir doktor ve gerekten ok zeki. Bir dn! Yalnzca yirmi dokuz yanda ve btn her eyiyle kendisinin ilgilendii byk bir akl hastanesi var. Bizi Bay Holmwood tantrd ve kendisi bizi grmek iin buraya geldi, artk sk sk geliyor. Sanrm, o grdm en kararl ve ayn zamanda en sakin erkek. Kesinlikle soukkanl birine benziyor. Hastalan zerinde harikulade bir gc olmal, diye dnyorum. Sanki dncelerini okumaya alyormu gibi dorudan insann yzne bakmak gibi ilgin bir alkanl var. Bunu bana da sk sk uyguluyor, ama ben etin cevize attn dnerek kendi kendimle gurur duyuyorum. Aynadan biliyorum bunu. Sen hi kendi yzn okumay denedin mi? Evlenilebilecek biri, zellikle de gelir durumu vs. gz nne alndnda. -125Ben deniyorum ve sana hi de fena bir alma olmadn, hi denemediysen, tahmin edebileceinden bile daha zor bir ey olduunu syleyebilirim. Bana ilgin bir psikolojik alma konusu olabileceimi sylyor ve ben de tevazuyla ona katlyorum. Bildiin gibi, en yeni modalar anlatabilecek kadar giyime ilgi duymuyorum. Giysiler ba belasndan baka bir ey deil. te yine argo, ama takma kafana; Arthur bunu her gn sylyor. te, her eyi akladm. Mina, ocukluumuzdan beri birbirimize btn srlarmz anlattk; beraber uyuduk, beraber yedik itik ve beraber glp beraber aladk ve imdi zaten sylemi olsam da daha fazlasn anlatmak istiyorum. Ah, Mina tahmin edemiyor musun? Onu seviyorum. Bunlar yazarken yzm kzaryor; nk onun da beni sevdiini
91

dnmeme ramen, henz bunu dile getirmedi. Ama, ah, Mina, onu seviyorum; onu seviyorum; onu seviyorum! te, bu bana iyi geliyor. Keke yanmda olsaydn, canm; her zaman yaptmz gibi ev kyafetleriyle atein banda oturuyor olsaydk ve hissettiklerimi sana anlatmaya alsay-dm. Bunu sana bile olsa nasl yazabildiimi merak ediyorum. Durmaktan korkuyorum, yoksa mektubu yrtp atabilirim ve durmak istemiyorum nk sana her eyi anlatmay yle istiyorum ki... Bana hemen yazman ve bu konuda dndn her eyi anlatman umuyorum. Mina, artk bitirmek zorundaym. yi geceler. Dualarn benden eksik etme ve mutlu olmam iin dua et. Lucy -126Not: Bunun bir sr olduunu sana sylememe gerek yok. Tekrar iyi geceler. L. Mektup, Lucy Westenra'dan Buna Murray'e 24 Mays Sevgili Mina, Tatl mektubun iin teekkrler, teekkrler ve yine teekkrler! Sana anlatabilmek ve duygudaln grmek ok gzel oldu. Hayatm, yamaz yamaz da sel gibi iner-mi. Eski ataszleri ne kadar da doru. te eyllde yirmi yamda olacam ve bugne kadar bir tek evlenme teklifi, gerek bir teklif almamtm, tek bir tane bile ve bugn tane birden aldm. Bir dn! Bir gnde teklif! Korkun deil mi! Zavall adamlardan ikisi iin zlyorum, gerekten ve itenlikle zlyorum. Ah, Mina o kadar mutluyum ki, ne yapacam bilemiyorum. teklif! Ama, ltfen, kzlara syleme, yoksa trl trl abartl fikirlere kaplabilirler ve eve dndkleri ilk gn en azndan alt teklif almazlarsa, kendilerini incinmi ve kk dm hissedebilirler. Baz kzlar o kadar kibirli oluyorlar ki! Sen ve ben, sevgili Mina, nianlanm ve ksa bir sre sonra ev bark sahibi olup yal, evli kadnlar gibi yaayacak
92

olanlar, kibiri kmseyebiliriz. imdi sana bu kiiden bahsetmeliyim ama bunu herkesten, -elbette, Jonathan dnda- bir sr olarak saklamak zorundasn, canm. Ona anlatacaksndr, nk ben senin yerinde olsaydm, Arthur'a -127kesinlikle anlatrdm. Bir kadn kocasna her eyi anlatmal -sen de yle dnmyor musun, hayatm?- ve ben de adil olmalym. Erkekler kadnlarn, zellikle de karlarnn kendileri kadar adil olmasn isterler ve kadnlar, korkarm, kadnlar her zaman gerektii kadar adil deillerdir. Peki, hayatm, bir numara le yemeinden hemen nce geldi. Sana ondan bahsetmitim; Dr. John Seward, gl bir enesi ve gzel bir aln olan tmar-haneci adam. Grnte ok soukkanlyd, ama ayn zamanda gergindi de. Anlalan btn o kk eyler hakknda altrma yapp duruyormu ve onlar hatrlad; ama neredeyse ipek apkasnn zerine oturacakt. Erkekler bunu sakin olduklarnda genellikle yapmazlar ve sonra rahat grnmeye alarak bir neterle yle bir oynamaya balad ki, lk atmak-geldi iimden. Benimle ok ak konutu, Mina. Beni ok az tanmasna ramen, onun iin ne kadar deerli olduumu ve ona yardm etmek ve onu neelendirmek zere yannda bulunursam, hayatn ne kadar da gzel olacan syledi. Bana onu sevmiyorsam, ne kadar mutsuz olacan sylemek zereydi ki, aladm grnce kaba bir insan olduunu ve o anki zntm daha da artrmayacan syledi. Sonra birdenbire sustu ve onu zamanla sevip sevemeyeceimi sordu ve ben bam iki yana salladm zaman elleri titredi, sonra biraz tereddt ederek baka biriyle ilgilenip ilgilenmediimi sordu. Bunu, benden srrm almak istediinden deil, yalnzca bilmek istedii iin sorduunu; -128nk bir kadnn kalbi bosa, erkein hl umut besleyebileceini ok nazik bir ekilde dile getirdi. Sonra Mina, ona birisi olduunu syledim. Ayaa kalkt ve
93

ellerimi tutarken ok gl ve ciddi grnyordu. Mutlu olmam umduunu ve eer bir dosta ihtiyacm olursa, onu en iyi dostlarmdan biri olarak grebileceimi syledi. Ah, Mina, canm, alamaktan kendimi alamyorum; mektuptaki lekeler iin kusuruma bakma. Evlenme teklifi almak ok gzel, ama seni itenlikle sevdiini bildiin zavall bir adamn kalbi krlm bir ekilde gittiini grmek zorunda olmak ve o anda ne sylerse sylesin, onun hayatndan ktn grmek pek o kadar mutluluk verici bir ey deil. Tatlm, imdi ara vermek zorundaym, o kadar mutlu olmama ramen kendimi ok zgn hissediyorum. Akam Arthur biraz nce gitti ve ben kendimi, mektubu braktm zamankinden daha iyi hissediyorum, dolaysyla sana bugn anlatmaya devam edebilirim. Eh, hayatm, iki numara le yemeinden sonra geldi. ok ho bir delikanl -Teksas'tan gelen bir Amerikal- yle gen ve canl grnyor ki, o kadar ok yere gitmi ve o kadar ok macera yaam olmas neredeyse olanaksz. Siyah bir adam tarafndan bile olsa, kulana onca tehlikeli szler aktlan zavall Desdemona'y* anlayabiliyorum. Sanrm, biz kadnlar yle korkak yaratklarz ki, bir adamn bizi kor Shakespeare'in trajedisi Othello'daki kadn kahraman. -129kularmzdan kurtaracan sanarak onunla evleniyoruz. Bir erkek olsaydm ve bir kzn beni sevmesini isteseydim, ne yapmam gerektiini biliyorum. Hayr, bilmiyorum aslnda, nk ite Bay Morris bana bir sr hikye anlatt ve Arthur imdiye kadar hi anlatmad ve yine de -Canm, biraz nden gidiyorum. Bay Quincey P. Morris beni yalnz yakalad. yle grnyor ki, bir erkek bir kz her zaman yalnz yakalar. Hayr, yakalamaz, nk Arthur iki kez frsat yaratmaya alt ve ben de ona elimden geldiince yardm ediyordum; artk bunu sylemeye utanmyorum. ncelikle sana Bay Morris'in her zaman argo konumadn
94

sylemek zorundaym -yani, yabanclarla ya da onlarn nnde hibir zaman konumuyor, nk gerekten iyi eitimli biri ve tavrlar da ok nazikAmerikan argosu konutuunda benim elendiimi fark etmi ve eer orada ok olacak kimse yoksa bana ok komik eyler sylyor. Korkarm, hayatm, bunlarn hepsini kendisi uyduruyordu, nk her syledii, ne sylemesi gerekiyorsa, mkemmel bir ekilde uygun dyordu. Ama argo da byle bir ey zaten. Ben kendim hi argo konuacak mym, bilmiyorum; Arthur'un bundan holanp holanmadn da bilmiyorum, nk u ana kadar onun argo konutuunu hi duymadm. te, Bay Morris yanma oturdu, elinden geldiince mutlu ve neeli grnmeye alyordu, ama ben aslnda ok gergin olduunu grebiliyordum. Elimi eline ald ve ok tatl bir ekilde unlar syledi: -130"Bayan Lucy, kk ayakkablarnzn backlarn balayacak kadar iyi bir adam olmadm biliyorum, ama sanrm istediiniz gibi bir adam beklemeye kalkarsanz, pes ettiinizde, Kont'un atosundaki geline katlmak zorunda kalrsnz. Eteklerinizi toplayp benimle gelmez misiniz, ifte koumlar takar, o uzun yola birlikte karz?" O kadar neeli, o kadar iyi niyetli grnyordu ki onu reddetmek zavall Dr. Seward'i reddetmek kadar zor olmayacaa benziyordu, bu yzden elimden geldiince neeli bir ekilde etek toplamaktan anlamadm ve henz kouma gelecek kadar evcillemedii-mi syledim. Sonra ciddiyetsiz bir tavrla konutuunu ve kendisi iin bu kadar ciddi, bu kadar nemli bir konuda byle davranarak hata ettiyse, onu balayacam umduunu syledi. Bunu sylerken o kadar ciddi grnyordu ki, ben de biraz ciddilemekten kendimi alamadm. Biliyorum, Mina, benim korkun bir apkn olduumu dneceksin, ama bir gnde ikinci teklif olmasndan dolay
95

kendimle biraz vnmekten geri duram-yordum. Ve sonra, hayatm, ben daha tek kelime edemeden kalbini ve ruhunu ayaklarmn dibine serdiini syleyerek kusursuz bir ak szckleri seli dkmeye balad. O kadar iten grnyordu ki, bir daha asla zaman zaman neeli olan bir erkein, her zaman akac olmas gerektiini, hibir zaman iten olamayacan dnmeyeceim. Sanrm yzmde kendisini dizginlemesine sebep olan bir eyler grd, nk aniden durdu ve -131merte bir tutkuyla, kalbim bo olsayd, onu sevip sevemeyeceimi sordu: "Lucy, sen drst bir kzsn, biliyorum. Senin ruhunun en derin yerlerine kadar btnyle temiz bir yree sahip olduuna inanmasaydm, imdi burada seninle konuuyor olmazdm. yi birer dostmuuz gibi, syle bana: lgilendiin baka biri var m? Eer varsa, seni bir daha zerre kadar rahatsz etmeyeceim, ama eer sen izin verirsen, ok sadk bir dostun olacam." Sevgili Mina, kadnlar onlara neredeyse hi layk deillerken erkekler neden bu kadar soylu oluyor? te ben, bu ak yrekli, gerek beyefendiyle neredeyse dalga geiyordum. Gzyalarna bouldum -korkarm, canm, bunun bir sr adan sulu bir mektup olduunu dneceksin- ve gerekten kendimi ok kt hissediyorum. Neden bir kz erkekle ya da o an ka kii istiyorsa o kadar kiiyle evlenemiyor ve bunca dertten kurtulamyor? Ama bu kutsal eylere saygszlk ve byle konumamam gerekiyor. O srada alyor olsam da Bay Morris'in cesur gzlerinin iine bakp akszllkle unlar sylediime memnunum: "Evet, sevdiim biri var, ama o bana henz beni sevdiini bile sylemedi." Onunla bu kadar ak konumakla iyi etmiim nk yz aydnland ve iki elini birden uzatp ellerimi tuttu -sanrm ben ellerimi onunkilerin zerine koydumve ok yrekten unlar syledi:
96

"te benim cesur kzm. Dnyadaki ba-132ka herhangi bir kz kazanmak iin zamannda orada olmaktansa, seni kazanma ans iin ge kalmak daha iyi. Alama, hayatm. Gzyalarn benim iinse, ben etin cevizim-dir ve bunu yklmadan kabul edebilirim. Ve eer dier adam yaayaca mutluluu henz bilmiyorsa, acele etse iyi olur, yoksa benimle uramak zorunda kalacak. Kk kz, drstln ve cesaretinle bir dost edindin, bu bir sevgiliden daha az bulunur ve her hal krda daha az bencilcedir. Canm, bu dnyayla br taraf arasnda olduka yalnz bir yry yapacam. Bana bir pck vermez misin? Bu, ara sra karanl bamdan uzaklatracak bir ey olacaktr. stersen, yapabilirsin, biliyorsun, nk dier iyi adam -iyi bir adam olmal hayatm ve nazik bir adam, aksi halde onu sevmezdin- henz seninle konumam." Bu beni ikna etti, Mina, nk bir rakibe gre cesur ve tatl ve de soylu bir hareketti -yle deil mi?- ayrca ok zgnd; bu yzden eildim ve onu ptm. ki elimi de ellerine alarak ayaa kalkt ve yzme bakarak -korkarm, fena halde kzarmtm- yle dedi: "Kk kz, elini tutuyorum ve sen beni ptn; eer bu eyler bizi arkada yapmyorsa, baka hibir ey yapamaz. Bana kar takndn tatl drstln iin teekkr ederim, hoa kal." Elimi skt ve apkasn alarak, bir kez bile arkasna bakmadan, bir damla bile gzya dkmeden, bir kez bile titremeden ya da duraksamadan doruca odadan ktnda ben bir bebek gibi alyordum. -133Ah, bast topraa bile tapacak bir sr kz varken byle bir adam neden mutsuz olmak zorundadr ki? Kalbim bo olsayd, ben ona tapnrdm, biliyorum -ancak kalbimin bo olmasn istemiyorum. Hayatm, bu beni olduka altst etti ve sana bunu anlattktan sonra ayn zamanda mutluluktan bahsedemeyecekmiim gibi
97

geliyor ve btnyle mutlu olmadan sana numaradan bahsetmek istemiyorum. Seni her zaman seven, Lucy Not: Ah, numaraya gelince -sana numaray anlatmama gerek yok, yle deil mi? Ayrca, o kadar kark bir durum oldu ki, odaya giriiyle, bana sarlp pmeye balamas bir oldu sanki. ok, ok mutluyum ve bunu hak edecek ne yaptm, bilmiyorum. Ancak gelecekte, bana byle bir sevgili, byle bir koca ve byle bir dost verdii iin Tann'ya, btn iyiliinden dolay krettiimi gstermek zere elimden geleni yapmalym. Hoa kal. DR. SEWARDIN GNL (Fonografla tutulmutur)* 25 Nisan - Bugn itahszm. Yemek yiyemiyorum, uyuyamyorum, bu yzden, bunlarn yerine gnlk tutuyorum. Dnk reddedilmeden sonra, iimde yle bir boluk var ki, hayatta hibir ey yeterli derecede nemli gel* Thomas Edison tarafadan 1877'de icat edilen, zel bir madde zerine tespit edilmi sesleri tekrarlayan cihaz, ses yazan, gramofon. -134miyor... Byle bir eye are olabilecek en iyi eyin almak olduunu bildiim iin hastalarn arasna indim. Bana ok ilgin bir alma konusu oluturan ilerinden birini setim. O kadar deiik dnceleri var ve sradan delilerden o kadar farkl ki, onu elimden geldiince iyi anlamaya karar verdim. Bugn gizeminin zne her zaman olduundan daha fazla yaklamm gibi geliyor. Ona her zamankinden daha ayrntl sorular sordum, sanrlarnn gereklerine hkim olmay hedefliyordum. imdi fark ediyorum da bunu yaparken tavrlarmda zalimce bir eyler vard. Sanki onu deliliinin eiinde tutmak istiyordum hastalar konusunda, cehennemin azym gibi yapmaktan kandm bir eydir bu. {Not: Hangi artlar altnda cehennem ukurundan kanmazdm?) Omnia Romse
98

vernalia sunt* Cehennemin de bir bedeli var! verb. Sap." eer bu igdnn arkasnda dikkate deer herhangi bir ey varsa, daha sonra bunu tam anlamyla aratrmakta fayda var, dolaysyla buna hemen balasam iyi olur, bu yzden... R. M. Renfeld, aetat. 59*" Neeli miza; byk bir fiziksel g; rktc derecede abuk heyecanlanyor; zemediim bir sabit fikirle son bulan karamsarlk dnemleri. Neeli yaps ile kayg verici eyin zihinsel olarak birbirini tamamladn sanyorum; muhtemelen tehlikeli bir adam, bencil deilse tehli Latince. Btn Romallar rvetidir. ** Latince. Verbum sapienti sat est'in ksaltmas, "bilge bir adama bir sz yeter," anlamna gelir. *** setat. "ya"n Latincesi. -135keli olmas mmkn. Bencil adamlar dmanlarna kar bir zrh kuanm kadar dikkatlidirler. Bu noktada yle dnyorum; sabit nokta benlik olduunda, merkez kuvvet ile merkezka kuvveti dengelidir; grev, ama vs. sabit bir nokta olduunda ikinci kuvvet stndr ve yalnzca bir tesadf ya da tesadfler dizisi bunu dengeleyebilir. Mektup, Quincey P. Morris'ten Sayn Arthur Holmwood'a 25 Mays Sevgili Art, Bozkrlardaki kamp ateinin banda hikyeler anlattk ve Marquesa'lara* kmay denedikten sonra birbirimizin yaralarn sardk ve Titicaca** kylarnda birbirimizin salna itik. Anlatlacak baka hikyeler, sarlacak baka yaralar ve erefine kadeh kaldrlacak bir bakasnn sal var. Bunun yarn gece benim kamp ateimin orada olmasna izin vermez misin? Sana bunu sormakta hi tereddt etmiyorum, nk malum hanmn malum bir akam yemeine sz olduunu ve senin de bo olduunu biliyorum. Yalnzca bir kii daha olacak, Kore'deki*** eski dostumuz, Jack Seward. O da geliyor ve ikimiz de Gney Pasifik'teki Tahiti'nin kuzeydousundaki volkanik adalar. And Dalan'ndaki byk gl. Birleik Devletler ve Avrupa on dokuzuncu yzyln balarnda, Japonya'nn
99

Kore'de filiz vermeye balayan ticari denetimini engellemeye almlar ve baarsz olmulard. -136arap kadehinin zerinde gzyalanmzn birbirine karmasn ve tm yreimizle, Tan-n'nn yaratt en soylu ve kazanlmaya en layk olan yrei kazanan, dnyadaki en mutlu adamn salna imek istiyoruz. Sana yrekten ho geldin diyeceimize, seni sevgiyle selamlayacamza ve sa elin kadar sadk olacamza sz veriyoruz. kimiz de malum gzler iin fazla iersen seni eve brakmaya yemin ediyoruz. Gel! Seni her zaman seven, Quincey P. Morris Arthur Holmwood'dan Quincey P. Morris'e Telgraf Bana her zaman gvenebilirsin. kinizin de kulaklarn nlatacak haberler getiriyorum. Art -137ALTINCI BLM MINA MURRAYN GNL 24 Temmuz. Whitby* - stasyonda beni Lucy karlad; her zamankinden daha tatl ve sevimli grnyordu. Arabayla Cres-cent'teki eve gittik; bu evde fazla odalar var. Buras gzel bir yer. Kk Esk rma, limana yaklatka genileyen derin bir vadide akyor. zerinde yksek payandalar olan, byk bir kprden baknca manzara, her naslsa, olduundan da uzak grnyor. Vadi harika bir yeillikte ve yle dik ki, iki taraftan da yukar ktnzda, aay grecek kadar kenara gitmediiniz srece yalnzca tam kary gryorsunuz. Eski kasabadaki evlerin -bizden uzaktaki yakada- krmz atlan Nuremberg'te grdmz resimlerdeki gibi geliigzel bir biimde birbirlerinin zerine ylm gibi grnyorlar. Kasabann hemen stnde Danimarkallarn yamalad Whitby Manastn** var, buras kzn duvann iine yerletirildii "Marmion"*** parasnn Yorkshire'daki -ngiltere'nin Kuzey Denizi sahilinde-dir- liman ehri.
100

658 ylnda kurulan Whitby Manastn, 867 ylnda Danimarkallar tarafndan yamalanmtr. 1808'de yaynlanan. Sir Walter Scott'in yazd ayn isimli anlatya ve valye Marmion'un ak iin rahibelik andndan vazgeen Constance de Beverley'nin kaderine gnderme yaplyor. -139getii yer. Buras fevkalade genilikte, gzel ve romantik paralarla dolu, ok soylu bir harabe; pencerelerden birinde beyaz bir hanmefendinin grldne dair bir sylence var. Burayla kasaba arasnda baka bir kilise daha var -kasaba kilisesi- mezar talaryla dolu byk bir mezarl olan bir tara kilisesi. Bana gre buras Whitby'deki en gzel yer; nk tam kasabann stnde ve btn liman, Kettleness Burnu'nun denize sokulduu btn koyu gryor. Limana o kadar dik iniyor ki, kynn o ksm yklm ve mezarlardan birka da harap olmu. Bir yerde mezar talarnn paralan, aa doru inen kumlu patika yolun zerine salm. Kilise avlusunda yanlarnda oturacak sralar bulunan yry yerleri var; insanlar gidip btn gn orada oturuyor, gzel manzaray seyredip meltemin tadn karyorlar. Ben de buraya sk sk gelip oturacam ve alacam. Aslnda imdi, defterimi dizlerimin zerine koymu yazyor ve yanmda oturan yal adamn konumalarn dinliyorum. Btn gn burada oturmak ve konumaktan baka hibir ey yapmyor gibiler. Aada liman uzanyor, en ucunda, uzun granit bir duvar denize doru sokuluyor ve en sonundaki kavisin ortasnda bir deniz feneri var. D tarafnda byk bir deniz duvar uzanyor. Deniz duvar, kyya yakn tarafndan ters yne kvrlan bir dirsek yapyor ve bunun sonunda da bir deniz feneri bulunuyor. ki iskele arasnda limann -140iine doru daralan, sonradan anszn genileyen dar bir aklk gze arpyor.
101

Gelgitle deniz ykselince gzel oluyor, ama gelgit ekildiinde deniz sla yor ve pek bir eye benzemiyor; yalnz, zerlerine salm birka kayayla, iki kumlu ky arasnda akan Esk rma kalyor. Limann dnda, bu tarafta, aa yukar yarm mil boyunca byk, s bir mercan resifi ykseliyor, sivri ucu gney fenerinin hemen arkasndan balyor. En ucunda, kt havalarda sallanan ve rzgrla etrafa hznl sesler gnderen ngrakl bir amandra var. Burada, bir sylenceye gre, bir gemi kaybolduu zaman ak denizde anlar duyulurmu. Bu konuyu yal adama sormalym; bu tarafa geliyor... Kendisi komik, yal bir adam. Korkun derecede yal olmal nk yz bir aa kabuu gibi boum boum ve krm. Bana neredeyse yz yanda olduunu ve Waterloo Sava* srasnda Grnland balklk filosunda denizci olduunu anlatt. Korkarm, kendisi ok kukucu bir insan, nk ona denizdeki ngraklar ve manastrdaki Beyaz Hanm' sorduumda bana aksi aksi unlar syledi: "Ben byle eylere kafa yormam,** kk* 18 Haziran 1815'te yaplan Waterloo Sava'nda ngiliz komutan Wellington. Belika'daki Waterloo ky yaknlarnda Fransz mparatoru Napolyon'u yenmitir. Savan son safhalarnda. General Blcher nderliindeki Prusyallar da Wellington^ desteklemilerdir. * Orj. Fash masel. F.K. Robinson tarafndan 1875-76 yllarnda yaynlanan A Glossary of Words Used in the Neighbourhood o/Whitby (Whitby Yresinde Kullanlan Kelimeler Szl)'nden yararlanan Bram Stoker, burada "fuss myself'in Whitby lehesindeki hali "fash masel"i kullanmtr. -141hanm. Btn bunlar eski psk inanlar. Dikkat edin, hi olmad demiyorum, benim zamanmda olmad, diyorum. Btn bunlar ziyaretiler ve gezginler falan iin iyi ho da sizin gibi ho, cici bir hanmefendiye hi yakmyor. York ve
102

Leeds'ten* gelen, her zaman ttslenmi ringa bal yiyip, ay ien ve ucuz oltu ta almak isteyen o ayak turistler** inanr bunlara. Ben ahsen, onlara btn bu yalanlan syleme zahmetine kimin katlandn merak ediyorum -gazeteler bile sama sapan laflarla dolu." Onun ilgin eyler renebileceim iyi biri olduunu dndm, bu yzden ona eski gnlerdeki balina avcl konusunda bana bir eyler anlatp anlatmayacan sordum. Tam balamaya hazrlanyordu ki, saat alty vurdu ve bunun zerine ayaa kalkp yle dedi: "imdi eve doru yola kmalym, kk-hanm. Torunum ay hazr olduunda bekletilmekten holanmyor ve benim de topallaya topallaya o kadar ok basama inmem epey zaman alyor ve kkhanm, o saate kadar karnm da guruldamaya balyor." Topallaya topallaya uzaklat, merdivenlerden inerken elinden geldiince acele ettiini grebiliyordum. Merdivenler bu yerin nemli bir zellii. Kasabadan kiliseye kadar, yzlerce basamak var -ka tane olduunu bilmiyorum- ve ok zarif bir kavisle yukar * ngiltere'nin kuzeyindeki byk endstri ehirleri. ** Orj. Feet-folks, zengin gezginlerin aksine arabayla deil de yryerek seyahat eden turistler iin kullanlan aalayc argo szck. -142trmanyorlar; eim o kadar az ki, bir at bile kolayca merdivenlerden inip kabilir. Sanrm eskiden manastr ile bir ilgileri varm. Ben de eve gideceim. Lucy annesiyle birlikte misafirlie gitti, bunlar sadece sayg ziyaretleri olduu iin ben gitmedim. Bu saate kadar eve dnmlerdir. 1 Austos- Buraya bir saat nce Lucy ile birlikte geldim; benim yal dostum ve her zaman ona katlan iki arkadayla birlikte ok ilgin bir sohbete daldk. Yal dostumun onlarn Bay Khin'i* olduu ok ak ve zamannda ok diktatrce bir kiilii olmal, diye dnyorum. Hibir eyi kabul etmiyor, herkesi tersliyor. Ak ak tartamad zaman onlara satayor ve sonra karsndakilerin sessizliklerini, kendi grlerinin kabul edildii eklinde yorumluyor.
103

Lucy, beyaz bahe giysisi iinde ok sevimli grnyor; buraya geldiinden beri teni gzel bir renk ald. Oturduumuzda, yal adamlarn hi vakit kaybetmeden gelip onun yanna oturduklarn fark ettim. Yal insanlara kar yle tatl ki; sanrm hepsi orackta ona k oldular. Benim yal dostum bile direnemedi ve onunla ztlamad, ama bana iki kat fazla yklenmeye balad. Konuyu sylencelere getiriyorum ve hemen atlayp bir eit vaaz vermeye balyor. Bunu hatrlamaya alp buraya yazmalym: * Orj. Sir Oracle. Shakespeare'in Venedik Tacirfndeki Gratiano'nun szlerinden... I, I, 93. "Ben Bay Khin. / Ve azm atmda havlamasn hibir kpek!" -143"Hepsi samalk, ite bu; aynen yle, baka bir ey deil. Lanetler, hayaletler, cinler, lm habercileri, ifritler ve bunlarla ilgili her ey yalnzca ocuklar ve yarm akll kadnlar lk la bartmak iin uydurulmu eyler. imdi sabun kpnden baka bir ey deiller! Onlar ve btn korkular, iaretler ve uyarlar, hepsi papazlar ve kt niyetli mrekkep yalamlar ve demiryolu rtkanlar tarafndan yarm aklllar korkutmak ve insanlara yapmak istemeyecekleri eyleri yaptrmak iin uydurulmutur. Dnnce kan beynime sryor. Ne tuhaf, sanki gazetelere yalanlar basmalar ve vaaz verirken yalan sylemeleri yetmiyormu gibi bir de bunlar mezar talarna kazmak istiyorlar. stediin yere bak; u talarn hepsi gururla balarn kaldrm gibi dimdik duruyorlar ya, aslnda zerlerine yazlan yalanlarn arlyla devriliyorlar. Hepsinin zerinde "Burada bilmem kimin bedeni yatyor" ya da "Bilmem kimin kutsal ansna" yazyor, ama neredeyse yansnn iinde beden meden yok ve brakn kutsall, kimse anlarna birazck olsun aldrmyor. Hepsi yalan, yle ya da byle yalandan baka bir ey deil! Hadi bakalm, Kyamet Gn'nde
104

kefenlerinin iinde yuvarlana yu-varlana buraya geldiklerinde ve hepsi ne kadar iyi olduklarn kantlamak iin mezar ta-lann srkleye srkleye bir araya toplan-dklannda acayip bir amata kacak; bazla-n denizin dibinde "yatmaktan kayganlam ve uyumu, incecik ve titreyen ellerle talarn tutamayacaklar bile." -144Yal adamn kendinden emin havas ve ahbaplannn onayn almak iin evresine baknmasndan "gsteri yaptn" grebiliyordum, bu yzden devam etmesi iin ortaya bir laf attm. "Ah, Bay Swales, ciddi olamazsnz. Elbette ki, bu mezar talannn hepsi yanl olamaz, deil mi?" "Muhtemelen! Yanl olmayan zavall birka tanesi olabilir; insanlar olduklarndan da iyi gstermeye alanlar dnda, nk bir tas suyu deniz gibi gren insanlar vardr, yeter ki bu bir tas su onlarn olsun. Bunlarn hepsi yalan. Bir bak hele, sen buraya gelen bir yabancsn ve bu kilise bahesini gryorsun." Anlamann daha iyi olduunu dnerek bamla onayladm, ama ivesini pek anlamyordum. Kiliseyle ilgili bir eyler olduunu biliyordum. Devam etti: "Ve btn bu talarn burada gmlm insanlar dosdoru anlattn dnyorsun, deil mi?" Tekrar onayladm. "te yalan tam da burada balyor. Ne tuhaf, bu yataklardan, cuma gecesi, ihtiyar Dun'n "bacca-kutusu" kadar bo olan bir sr var." Arkadalarndan birini dirseiyle drtt ve hepsi birden gltler. "Ve hadi! Bunun aksi nasl olabilirdi ki? una, en arkadakine bir bak; git, oku!" Gidip okudum: "Edward Spencelagh, usta denizci, Andres kylannda korsanlar tarafndan ldrld, Nisan, 1854, set. 30." Geri dndmde Bay Swales devam etti: "Acaba onu eve kim getirdi, buraya kim -145gmd? Andres kylarnda ldrlm! Ve siz bedeninin orada yattna
105

inanyorsunuz! Ne tuhaf, size kemikleri yukardaki Grnland denizlerinde yatan bir dzine isim verebilirim," -eliyle kuzeyi iaret etti- "ya da akntlarn onlar nereye srklediini syleyebilirim. Talan hep buralarda. Gen gzlerinizle, buradan talarn zerine kk kk yazl yalanlar okuyabilirsiniz. u Braithwa-ite Lowrey -babasn tanrdm, '20 senesinde Grnland aklarndaki Lively'de kayboldu; ya da Andrew Woodhouse, 1777'de ayn denizlerde bouldu; ya da John Paxton, bir yl sonra Farewell Burnu'nda bouldu; ya da ihtiyar John Rawlings, bykbabas benimle alrd, '50 senesinde Finlandiya Krfezi'nde bouldu. Sizce btn bu adamlar srafil'in borusu ttnde koa koa Whitby'ye mi gelecekler? Pek sanmyorum! Size sylyorum, hepsi buraya geldiklerinde itiip kakmaya balayacaklar; eski gnlerde buzun zerinde yaptmz kavgalar gibi; gn r maz balar, afaa kadar birbirimize girerdik ve sonra da kutup yldznn nda yaralarmz sarardk." Bunun yreye zg bir aka olduu belli oluyordu; nk yal adam bunun zerine kkrdad ve arkadalar da ona katld. "Ama," dedim, "pek hakl saylmazsnz, nk btn o zavall insanlarn ya da ruhlarnn Maher Gn'nde mezar talarn da yanlarnda getirecekleri gibi bir varsaymdan yola kyorsunuz. Sizce bu gerekten gerekli mi?" -146"Peki, mezar talar baka ne iindir ki? Cevaplayn bakalm, kkhanm!" "Akrabalarn memnun etmek iin, sanrm." "Akrabalarn memnun etmek iin, sanyorsunuz!" Bunu byk bir horgr ile syledi. "zerlerinde yalanlarn yazdn bilmek akrabalarn nasl honut edecekmi, stelik buradaki herkes bunlarn yalan olduunu bilirken?" Ayaklarmzn dibindeki bir ta iaret etti; bir levha gibi yere serilmi, zerine de uurumun kenarndaki, oturduumuz sra konulmutu. "u kabir tann zerindeki yazlan oku," dedi. Oturduum yerden harfler ba aa grnyordu ama Lucy karlann-da durduu iin eildi ve okudu: "'George Canon'un kutsal ansna, muhteem bir dirili umarak, 29 Temmuz 1873'te
106

Kettleness'taki kayalardan derek lmtr. Bu ta, acl annesi tarafndan biricik, sevgili olu iin dikilmitir.' Annesinin tek o-luyrnu ve kadn da dulmu. Gerekten de, Bay Swales ben bunda komik bir ey gremiyorum!" Bu yorumu ok ciddi ve sert bir tavrla yapmt. "Komik bir ey grmyorsun, ha! Ha! nk sen acl annesinin, ondan nefret eden bir cehennem kedisi olduunu bilmiyorsun, nk olu arpkt, tam anlamyla bir ktrm -ve adam da annesinden nefret ediyordu ve annesinin, ona yaptrd hayat sigortasndan annesi para alamasn diye intihar etti. Kargalan korkutmak iin kullan-dklan eski bir misket tfeiyle kendi kafasn uurdu. Demek ki kargalar iin deilmi, -147nk atsineklerini ve le kargalarn getirdi. Kayalardan byle dt ite. Ve muhteem bir dirili umutlarna gelince, ben onu cehenneme gitmek istediini sylerken kendi kulaklarmla duydum; nk annesi o kadar dindard ki, cennete gidecei kesindi ve o da annesinin bulunduu yerden hibir ekilde hayr grmek istemiyordu. imdi u ta..." -konuurken bastonuyla ta dvd- "her hal krda bir araba yalandan baka bir ey deil mi? Geordie, kamburunun zerinde mezar tayla oflaya puflaya gelip de tan delil olarak kabul edilmesini istediinde Cebrail glmesin de ne yapsn!" Ne syleyeceimi bilemedim, ama Lucy ayaa kalkarak konuyu deitirdi: "Ah, neden btn bunlar bize anlattnz? Buras en sevdiim srayd, ama imdi intihar eden birinin mezan zerinde oturduumu biliyorum." "Bunun sana bir zarar dokunmaz tatlm ve kucanda byle zarif bir kzn oturduunu bilmek zavall Geordie'yi sevindirebilir. Sana bir zarar dokunmaz. Ben burada aa yukar yirmi yldr oturuyorum ve bana hibir zarar olmad. Sen altnda yatan yalanlara kafan yorma ya da altnda ne yatmadna! Btn
107

mezar talan toplanp katnda ve buras bir anz tarlas kadar plak kaldnda korkabilirsin ancak. Saat vuruyor, gitmeliyim. Sayglarmla, hanmlar!" Ve topallaya to-pallaya uzaklat. Lucy ve ben bir sre oturduk, nmzde uzanan manzara o kadar gzeldi ki, otururken -148el ele tututuk ve bana Arthur ile yaklaan evliliklerini yeni batan anlatt. Bu yreimin biraz burkulmasna sebep oldu; nk tam bir aydr Jonathan'dan haber almamtm. Ayn gn - Buraya yalnz bama geldim, nk ok zgnm. Bana mektup gelmemiti. Umarm, Jonathan'n bana bir ey gelmemitir. Saat imdi dokuzu vurdu. Kasabada klarn dank bir ekilde yandn gryorum; bazen sokaklarn bulunduu yerlerde sra sra, bazen de tek tk. Esk rma boyunca uzanyorlar ve vadinin kvrmnda kayboluyorlar. Manastrn yanndaki eski evin kara ats solumdaki manzaray kapatyor. Arkamdaki tarlalarda koyunlar ve kuzular meliyor ve aadaki kaldrml yoldan bir eein toynaklarnn takrts geliyor. skeledeki bando, tam vaktinde sert bir vals alyor ve rhtmn ilerisinde bir arka sokakta toplanm olan Kurtulu Ordusu var. Bandolarn ikisi de birbirini duymuyor, ama ben buradan ikisini de hem gryor hem de duyuyorum. Jonathan'n nerede olduunu ve beni dnp dnmediini merak ediyorum! Keke burada olsayd. DR. SEWARDIN GNL 5 Haziran - Renfield vakas, ben adam anladka daha da ilginleiyor. ok gelimi belli zellikleri var: bencillik, ketumluk ve azim. Keke azminin amacn renebilsey-dim. Kendine has bir plan var gibi, ama ne olduunu henz bilmiyorum. Buna karlk -149iyi bir zellii de hayvan sevgisi, ama bunda da yle ilgin deiimler yayor ki, zaman zaman adamn srad bir zalimlie sahip olduunu dnyorum. Tuhaf tuhaf hayvanlar besliyor. imdiki hobisi, sinek yakalamak. u anda o kadar ok
108

sinei var ki, buna dosta mdahale etmek zorunda hissettim kendimi. Tahmin ettiimin aksine fkeye kaplmamas, meseleyi basit bir ciddiyetle karlamas beni artt. Bir an dnd ve sonra yle dedi: "Bana gn vakit verebilir misiniz? Hepsini temizleyeceim." Elbette ki, vereceimi syledim. Onu gzlemlemeliyim. 18 Haziran - imdi de kafay rmceklere takt, bir kutunun iinde, kocaman kocaman bir sr rmcek besliyor. Onlar sinekleriy-le besliyor ve sineklerin says kayda deer lde azalyor, ama yemeinin yansn, odasnn dndan daha fazla sinek ekmek iin harcyor. i Temmuz - imdi de rmcekleri, sinekleri kadar byk bir sknt olmaya balad ve bugn ona rmceklerden kurtulmas gerektiini syledim. Bunu duyunca ok zlm grnd, ben de bu yzden, en azndan bir ksmndan kurtulmak zorunda olduunu syledim. Buna sevinle raz oldu ve ben de ona sayy azaltmas iin ncekiyle ayn sreyi tandm. Onunla birlikteyken beni tiksindiriyor nk bir keresinde, odann iinde vzldayan, le yemekten kocaman olmu bir kurt sineini yakalad, birka saniyeliine sevinle iki parmann arasnda tuttu ve ben daha ne yapacan tahmin bile edeme-150den sinei azna atp yedi. Bunun iin onu azarladm, ama o usulca bunun ok iyi bir yiyecek, ayn zamanda da ok besleyici olduunu syledi; bunun hayat, kuvvetli hayat olduunu ve ona can verdiini syleyerek itiraz etti. Bu aklma bir fikir ya da daha dorusu kabataslak bir dnce getirdi. rmceklerinden nasl kurtulduunu izlemem gerek. Kesinlikle aklnda derin bir problem var nk kk bir not defteri tutuyor ve her zaman notlar alyor. Defterin btn sayfalar bir dizi rakamla dolu, bunlar genellikle gruplar halinde toplanm ve sonra da toplamlar toplanm; muhasebeciler gibi sanki bir hesabn "odak ayarn" yapyor. 8 Temmuz - Tutarl bir delilii var* ve ak-lmdaki kabataslak fikir gittike
109

daha da biimleniyor. Ksa bir sre sonra gelimi bir fikre dnecek ve sonra, ah, bilind beyin faaliyeti! Bilinli kardeine haddini bildirmen gerekecek. Herhangi bir deiiklik olup olmayacan grebilmek iin birka gn arkadamdan uzak durdum. Hayvanlarnn bazlarndan ayrlp yeni bir tane edinmesi dnda her ey eskisi gibi devam ediyor. Bir sere yakalamay baarm ve bunu ksmen evcilletirmi bile. Evcilletirme yntemleri basit; nk rmcekler azalm. Bununla birlikte, kalan rmcekler iyi besleniyor nk sinekleri hl kendi yemeiyle cezbederek getirmeye devam ediyor. 19 Temmuz- lerleme kaydediyoruz. Arkadamn imdi koca bir sere kolonisi var ve * Hamlet, 2, 2, 207. -151sinekleriyle rmcekleri ise tkenmek zere. eri girdiimde koarak yanma geldi ve benden byk bir iyilik, ok, ok byk bir iyilik istediini syledi; konuurken bir kpek gibi yaltaklanyordu. Bu iyiliin ne olduunu sordum ve neredeyse kendinden geercesine bir ses ve tavrla unlar syledi: "Bir kedi yavrusu; oynayabileceim, eitebileceim ve besleyebileceim gzel, kk, bakml, oyunbaz bir kedi yavrusu!" Bu istee hazrlksz olduum sylenemez, nk evcil hayvanlarnn saysnn ve eitliliinin nasl arttn grmtm, ama gzel, evcil sere ailesinin de sinekler ve rmceklerle ayn ekilde yok olmasna gz yumamazdm, bu yzden aratracam syledim ve bir yavru yerine byk bir kediyi tercih edip etmeyeceini sordum. Cevap verirken evki onu ele verdi: "Ah, evet, bir kedim olmasn isterim! Kediyi reddedersiniz diye kedi yavrusu istemitim. Kimse benden bir kedi yavrusunu esirgemez, deil mi?" Kafam iki yana salladm ve u an iin bunun mmkn olmadndan korktuumu, ama bir bakacam syledim. Surat asld, gzlerinin iinde bir tehlike uyars vard, nk aniden, ldrecek gibi kzgn bir ekilde yan yan bakt. Adam gelimemi bir cinayet manya. Onu yeni tutkusu zerinden snayacam ve nasl
110

sonulanacana bakacam; o zaman daha ok ey renebilirim. Akam 10 - Onu tekrar ziyarete gittim ve bir kede oturmu, kara kara dnrken -152buldum. eri girdiimde kendini, nme atp diz kt ve kurtuluunun buna bal olduunu syleyerek bir kedi almasna izin vermem iin yalvard. Ama ben kararlydm ve ona bir kedisi olamayacan syledim. Bunun zerine tek kelime etmeden gidip oturdu ve onu bulduum kede trnaklarn kemirmeye balad. Sabahleyin erkenden onu tekrar greceim. 20 Temmuz - Renfield'i ok erken, daha hastabakc ziyaretlerini tamamlamadan grdm. Uyanm, bir ezgi mrldanyordu. Saklad ekerini pencerenin nne serpiyordu; belli ki tekrar sinek yakalama iine dnmt ve buna neeyle, iyi bir ruh haliyle balyordu. Etrafa baknp kularn aradm ve onlar gremeyince nerede olduklarn sordum. Arkasn dnmeden cevap vererek hepsinin uup gittiini syledi. Odann iinde birka ty ve yastnn zerinde de bir damla kan vard. Hibir ey sylemedim, ama gidip bakcya, gn iinde adamla ilgili garip bir ey olursa bana bildirmesini syledim. Sabah 11 - Bakc gelip bana Renfield'in ok hasta olduunu ve bir sr ty kustuunu syledi. "Sanrm, doktor," dedi, "kularn yemi, onlar alp i i yemi!" Akam 11 - Bu akam Renfield'e onu uyutacak ve cebinden fark ettirmeden not defterini almam salayacak kadar kuvvetli bir uyuturucu verdim. Son zamanlarda beynimdeki dnce tamamland ve teorim kantland. Bu adam zel bir tr manyak katil. Onun iin yeni bir snflama icat etmem gere-153kecek ve ona zoofaus (hayat-yiyen) manyak diyeceim; arzu ettii, elinden geldiince ok hayat sourmak ve bunu gittike artrmak iin elinden ne geliyorsa yapt. Bir rmcee bir sr sinek ve bir kua bir sr rmcek verdi
111

ve sonra bir kediye bir sr ku yedirmek istedi. Bundan sonraki adm ne olacakt? Bu deneyi tamamlamaya deerdi sanki. Yalnzca yeterli bir sebep olsayd, yaplabilirdi. nsanlar, canl hayvanlar zerinde yaplan deneylere kmseyerek bakmlardr, ama bugn varlan sonulara bir bakn! Bilim, neden en zor ve hayati adan en nemli alanlardan biri olan beyinle ilgili olarak gelimesin? Sadece byle bir beynin srlarn ele geirebilseydim -bir tek akl hastasnn bile imgelemine giden anahtar elde edebil-seydim- kendi bilim dalm Burdon-Sander-son'un fizyolojisinin ya da Ferrier'in beyin bilgisinin* yannda hi kalaca bir dzeye ilerletebilirdim. Yalnzca yeterli bir sebep olsayd! Bu konu zerinde ok fazla dnmemeliyim, yoksa fikrin cazibesine kaplabilirim; iyi bir ama terazinin ibresini benden yana evirebilir, ben de doutan srad bir beyin deil miyim? nsan ne kadar gzel mantk yrtyor! Deliler bunu kendi kafalarna gre yapyorlar. Burdon-Sanderson (1828-1905): Kalpten gelen elektrik tepkilerini ilk defa len ngiliz doktor. David Ferrier (1843-1928): Maymunlarn beyin yaplar zerine deneyler yapan doktor. Bu iki doktor da deney iin canl hayvan kesimi kartlar tarafndan eletirilmi ve 1876 Hayvanlara Zulm Yasas uyarnca Ferrier aleyhinde dava alm, ama beraat ettirilmitir. -154Acaba bir insann ka yaama edeer olduunu dnyor, eer byle bir ey varsa. Hesabn eksiksiz bir ekilde kapatm ve bugn yeni bir sayfaya balam. Kamz hayatlarmzn her bir gn yeni bir sayfaya balyoruz? Bana yle geliyor ki, btn hayatm dn bu yeni umudumla son buldu ve ben de gerekten yeni bir sayfa atm. Byk Ktip hesab toplayp defteri kebirimin kr-zarar hesabn karana kadar bu byle olacak. Ah, Lucy, Lucy, sana kzamyorum; mutluluu senin mutluluun olan arkadama da kzamyorum; ben
112

yalnzca umutsuzca beklemek ve almak zorundaym. almak! almak! Keke buradaki deli dostum gibi bir amacm olsayd; almam salayacak, iyi, bencilce olmayan bir ama; ite bu gerekten de mutluluk olurdu. MINA MURRAY'N GNL 26 Temmuz - Endie iindeyim ve hissettiklerimi burada dile getirmek beni yattryor; insann ayn anda hem kendi kendine fsldamas hem de dinlemesi gibi. Ayn zamanda, steno simgelerinde, bunu yaz yazmaktan farkl klan bir ey var gibi. Lucy ve Jonathan iin zlyorum. Bir sredir Jo-nathan'dan haber almamtm ve kayglydm; ama dn her zaman ok nazik bir insan olan sevgili Bay Hawkins bana ondan gelmi bir mektup gnderdi. Ona yazp Jonathan'dan haber alp almadn sormutum ve -155o da yeni ald bir mektubu zarfn iinde yolladn sylemi. Drakula atosu'ndan yazlm yalnzca bir satrlk bir mektup ve eve dnmek zere yola ktn yazyor. Bu hi Jonathan'm tarzna benzemiyor; anlamyorum ve bu beni huzursuz ediyor. Sonra Lucy, ok iyi, ama son gnlerde uykusunda gezinme alkanln edindi tekrar. Annesi benimle bu konuda konutu ve her gece odamzn kapsn kilitlemeye karar verdik. Bayan Westenra uyurgezerlerin her zaman evlerin atlarna kp uurum kenarlarnda yrdkleri ve sonra aniden uyanp her tarafta yanklanan umutsuz bir lkla aa dtkleri gibi bir fikre kaplm. Zavall kadn, doal olarak Lucy iin endieleniyor; bana kocasnn, yani Lucy'nin babasnn da ayn alkanla sahip olduunu anlatt, geceleyin kalkp giyiniyor ve kimse onu durdur-mazsa dar kyormu. Lucy sonbaharda evlenmi olacak, daha imdiden elbiselerinin ve evinin nasl dzenleneceini planlamaya balad. Onu anlyorum, nk ben de aynsn yapyorum, sadece Jonathan ve ben hayata ok daha sade bir ekilde balayacaz ve idare etmeye alacaz. Bay Holmwood -Lord Godalming'in tek olu,
113

saygdeer Arthur Holmwood- ok ksa bir sre iinde buraya gelecek; ehirden ayrlma frsat bulur bulmaz; nk babasnn sal pek iyi deil ve sanrm, sevgili Lucy, o gelene kadar dakikalar sayacak. Onu kilise avlusunun bulunduu uurumdaki banka gtrmek ve ona Whitby'nin gzelliini gstermek istiyor. -156Onu huzursuz edenin beklemek olduunu syleyebilirim; Bay Holmwood geldiinde iyileecektir. 27 Temmuz - Jonathan'dan hl haber yok. Onun iin ok endielenmeye baladm, ama neden, bilmiyorum; tek bir satr olsun, yine de keke yazsayd. Lucy her zamankinden daha fazla yryor ve her gece onun odada dolarken kard seslerle uyanyorum. Neyse ki hava ok scak da tmyor; yine de endie ve srekli uykumdan uyandrlmak beni etkilemeye balad, ben de gerginleiyorum ve uyuyamyorum. Tanrya kr ki, Lucy'nin salnda bir bozulma yok. Bay Holmwood aniden, hastal ciddileen babasn grmesi iin Ring'e arlm. Lucy onu bir sre daha gremeyecei iin zlyor, ama bu grnn etkilemiyor; hafif kilo ald ve yanaklar ok gzel bir gl pembesine dnt. Artk eskisi gibi kansz grnmyor. Bunun hep byle srmesi iin dua ediyorum. 3 Austos - Bir hafta daha geti ve yine Jonathan'dan haber yok, hatta kendisinden haber aldm Bay Hawkins'e bile yazmam. Ah, umarm hasta deildir. Yoksa kesinlikle yazard. Son mektubuna bakyorum, ama bu beni tatmin etmiyor. Sanki o yazmam, yine de onun el yazs. Yanlmann imkn yok. Lucy dn gece uykusunda pek fazla dolamad, ama zerinde anlamadm tuhaf bir dikkatlilik var; uykusunda bile beni izliyor sanki. Kapy deniyor ve kilitli olduunu grnce odada dolanarak anahtar anyor. -1576 Austos - gn daha geti ve hl haber yok. Bu pheli bekleyi korkun bir
114

hale gelmeye balad. Nereye yazmam ya da nereye gitmem gerektiini bilseydim, daha huzurlu olurdum; ama son mektubundan beri kimse Jonathan'dan haber almam. Tann'ya bana sabr vermesi iin dua etmek zorundaym. Lucy her zamankinden daha abuk heyecanlanyor, ama bunun dnda iyi. Dn gece hava bozacak gibi grnyordu ve balklar frtna kacan sylediler. Bunu gzlemlemeye almal ve havadaki iaretleri renmeliyim. Bugn gri bir gn ve gne, Kettleness zerindeki koyu bulutlarn iinde saklanm. Her ey gri griliklerin ortasnda zmrt gibi grnen yeil imenler dnda; gri toprakl kaya ve en ucundaki gne nlaryla hafif renklenen gri bulutlar, kumlu noktalarn gri parmaklar gibi uzand gri denizin zerinde asl. Deniz, slklara ve kumluklara gmbrtyle arpyor, grlemesi ierilere doru srklenen deniz, sislerinde bouluyor. Ufuk, gri sisin iinde kayboluyor. Her ey ok byk, bulutlar, dev kayalklar gibi st ste ylm ve denizin zerinde kt bir eylerin habercisi gibi derin bir "mrlt"* var. Kumsalda tek tk karanlk ekiller grnyor, bunlar bazen yar yarya sisin iinde kalyor ve "yryen aalar gibi insanlar"a** benziyor. Balk tekneleri aceleyle eve dnmeye * ngilizcesi, brool. ** ngilizcesi, "men like trees walking". Markos 8:24'e gnderme yaplyor. -158alyor ve hzla limana doru ilerlerken batp kyor, yan deliklerinin* zerine yatyorlar. te, yal Bay Swales de geliyor. Doruca bana doru yryor ve apkasyla selamlamasndan benimle konumak istediini anlayabiliyorum... Zavall yal adamdaki deiim ok iime dokundu. Yanma oturduunda ok nazik bir tavrla, "Size bir ey sylemek istiyorum, kkhanm," dedi. Huzursuz olduunu grebiliyordum, bu yzden zavall, yal ve buruuk elini tuttum ve her eyi sylemesini istedim; bylece elini elimde tutarak unlar syledi: "Korkarm, canm, geen haftalarda ller ve bunun gibi eyler hakknda
115

sylediim btn o kt eylerle seni sarstm; ama bunlar sylerken ciddi deildim ve ben gittikten sonra bunu hatrlaman istiyorum. Biz bir aya ukurda olan atlak ihtiyarlar bu konuda dnmekten hi holanmayz ve bundan korkmak istemeyiz; ite bu yzden bu konuyu hafife alyordum, bylece kendi yreimi biraz olsun neelendiriyordum. Ama Tann seni sevsin, kkhanm, lmekten hi korkmuyorum; yalnzca, elimden gelse lmek istemezdim. Vaktim gelmi saylr nk yalym ve yzyl, bir insann mit edebileceinden ok daha fazla ve o kadar yaknm ki, Yal Adam trpann bilemeye balad bile. Gryorsun ya, bununla ilgili ene yorma alkanlndan yle hemen* ng. Scuppers, ieri dolan sularn akmas amacyla geminin yanna, gverte hizasna alm delikler. -159cecik kurtulamyorum, nk bir kez geveyen enem eskisi gibi almaya devam edecektir. Yaknda, bir gn lm Melei borusunu benim iin alacak. Ama sen zlme, canm!" -aladm grmt- "hemen bu gece gelse bile onu geri evirmeyeceim. nk hayat, ne de olsa, u anda yaptmz eyden baka bir eyi beklemekten ibaret ve lm kesinlikle gvenebileceimiz tek ey. Ama ben memnunum, nk benim iin geliyor, canm, hem de hzla geliyor. Biz bakp merak ederken geliyor olabilir. Belki de yannda kayplar, enkazlar, ac skntlar ve hznl yrekler getiren, denizin zerindeki o rzgrla geliyordur. Bak! Bak!" diye haykrd anszn. "O rzgrn iinde ve tesinde bir ey var; sesi lm gibi geliyor, lme benziyor, tad ve kokusu da yle. Havada, geldiini hissediyorum. Tanrm, beni ard zaman neeyle cevap vermeme yardm et!" Yrekten bir hareketle kollarn kaldrd ve apkasn kard. Az dua ediyormu gibi kprdyordu. Birka dakikalk sessizlikten sonra ayaa kalkt, benimle el skt, beni kutsad ve hoa kal diyerek to-pallaya topallaya
116

uzaklat. Btn bu konuma iime ok dokunmu ve beni ok zmt. Sahil koruma grevlisi, kolunun altnda drbnyle geldii zaman sevindim. Her zaman yapt gibi benimle konumak iin durdu, ama btn bu sre boyunca durmadan yabanc bir gemiye bakt. "Anlayamyorum," dedi, "grnne baklrsa bir Rus gemisi, ama garip bir ekilde -160dolanyor. Ne yapacan bilmiyor, frtnann geldiini gryor, ama kuzeye, aa m ksn, yoksa buraya m gelsin, karar veremiyor. Bakn, gene yapyor! ok tuhaf bir ekilde yol alyor, sanki dmendeki ele aldrmyor; rzgr nereden eserse, ynn oraya eviriyor. Yarn bu saate kadar, onunla ilgili daha ok ey renmi olacaz." -161YEDNC BLM 8 AUSTOS TARHL DAILYGRAPH GAZETESNDEN KESLEN BR KUPR (Mina Murray'in Gnlne Yaptrlm) Bir Muhabirden Whitby Tarihteki en byk ve en ani frtnalardan biri burada yaand ve tuhaf, benzersiz sonular yaratt. Hava austos aynda da grlebilecek dzeyde nemli ve biraz da bunaltcyd. Cumartesi akam hatrlanan en gzel gnlerdendi ve tatilcilerin ou dn, Mulgra-ve ormanlar, Robin Hood Koyu, Rig Deirmeni, Runswick, Staithes* ve Whitby civarndaki eitli yerlere geziye kmt. Emma ve Scarborough vapurlan ky boyunca gezi yolculuklar yapt ve Whitby'de srad bir "ge-li-gidi" vard. leden sonraya kadar olaand gzellikte bir gnd, ama sonra Dou Falezi'ndeki kilise avlusuna sk sk giden dedikoduculardan bazlar ve kuzey ile doudaki geni deniz alann izleyen saygdeer grevli, kuzeybat ynnde, gkyznde aniden "ksrak kuyruklar" grldn haber verdi. Rzgr gneybat ynnden, baromet-rik dilde "No. 2:
117

hafif meltem" diye adlandn* Whitby civarndaki kasabalar ve grlecek gzel yerler. -163lan orta kuvvette esiyordu. Grev bandaki sahil koruma grevlisi hemen rapor verdi ve yarm yzyldan uzun zamandr Dou Fale-zi'nden hava durumunu gzleyen yal bir balk, ani bir frtna kaca tahminini stne basa basa dile getirdi. Yaklaan gnbatm o kadar gzeldi, parlak renkli bulut kmeleriy-le o kadar muhteemdi ki, uurumun kenarndaki eski kilise avlusunun yry yolunda, bu gzelliin tadn karmak isteyen olduka byk bir kalabalk toplanmt. Gne, Kettleness'n siyah kitlesinin arkasnda batmadan nce, bat gnde cesurca dururken, aaya inen yolu gnbatm renkleriyle rengrenk aydnlatmt -alev rengi, mor, pembe, yeil, meneke rengi ve altn renginin btn tonlar; urada burada pek byk olmayan, ama simsiyah grnen, muazzam siluetler gibi, trl trl ekillerde ktleler vard. Bu yaananlar ressamlarn gznden kamad ve hi kukusuz "Byk Frtnann Balangc" ile ilgili resimler gelecek yln mays aynda R.A. ve R.I'nn* duvarlarn ssleyecek. O sra birden fazla kaptan, farkl tr teknelere verdikleri isimlerle syleyecek olursak, "kaldrm ta" ya da "katr"n frtna geene kadar limandan karmamaya karar verdi. Akam boyunca esen rzgr tamamyla durdu ve gece yars; bir lm sessizlii, boucu bir scak balad ve frtna yaklar* R.A. Royal Academy of Arts (Kraliyet Gzel Sanatlar Akademisi-1786) resim, heykel ve mimariyi desteklemek iin; R.I. Royal Institution of Great Britain (Byk Britanya Kraliyet Enstits-1799) bilim ve kltr destekleyip yaymak ve gelitirmek iin kurulmutur. -164ken duyarl bir insan mutlaka etkileyen, bir sknt her yeri sard. Denizde yalnz birka k grnyordu nk genelde sahili "kucaklayarak" ilerleyen ky vapurlar bile denize almt ve grnrde yalnz birka balk teknesi kalmt. Gze arpan tek cisim, yelkenleri fora etmi, sanki batya doru giden
118

yabanc bir gemiydi. Bu gemiyi grebildiimiz srece mrettebatnn gzkaral ya da cahillii konusunda epey bir konuuldu. Tehlike yaklarken yelkenlerini indirmesi iin sinyaller gnderildi. Gece bastrmadan, bu geminin dalgalarla kabaran denizin stnde hafif hafif salland ve yelkenlerinin de bana buyruk rpnd grld. Resmedilmi bir okyanusta resmedilmi bir gemi gibi babo.* Saat ondan biraz nce havadaki durgunluk epeyce bunaltc bir hale geldi ve sessizlik o kadar belirgindi ki, karann ilerindeki koyunlarn melemeleri ya da kasabadaki bir kpein havlamas aka duyulabiliyordu ve rhtmdaki bandonun ald neeli Fransz havalan doann sessizliinin mthi ahengini bozuyor gibiydi. Gece yansndan biraz sonra denizin zerinden tuhaf bir ses geldi. Havadan, ykseklerden, derinden, garip bir gmbrdeme gelmeye balad. Sonra anszn frtna patlad. O srada inanlmaz gelen, hatta daha sonra fark edilmesi imknsz olan bir hzla, doadaki her ey iddetle sarslmaya balad. Dalgalar git* Samuel Taylor Coleridge, Yal Denizcinin iiri, II, 113-8. -165tike artan bir fke ile kabard, her biri bir ncekinin tepesinden devrildi, ta ki, birka dakika ncesine kadar cam gibi olan deniz, kkreyen, her eyi yiyip yutan bir canavara dnene kadar. Doruu kpkl dalgalar lgnca kumsal dvyor ve taraa yapan kayalklara trmanyordu hzla. Bir yandan da iskelenin zerine tayor ve Whitby Lima-n'nn iki iskelesinin ucunda ykselen deniz fenerlerinin kulelerini spryordu. Rzgr, gk grlts gibi kkryor ve yle iddetli esiyordu ki, en gl adamlar bile ayakta durmakta ya da demir direklere skca tutunmakta zorluk ekiyordu. Rhtmdaki seyirci kalabaln datmann zorunlu olduu anlald, aksi halde kaza sonucu lmler olabilirdi.
119

O anki zorluklara ve tehlikelere ek olarak bir de deniz sisi ktleleri karaya doru srklendi -hayalet gibi srklenen beyaz, slak bulutlar; o kadar nemli, slak ve souktu ki, denizde can verenlerin ruhlarnn, lmn nemli ve souk elleriyle, yaayan kardelerine dokunduklarn hayal etmek iin fazla aba sarf etmeye gerek yoktu ve deniz sisinden elenkler yanlarndan szlp geerken pek ok insan rperiyordu. Zaman zaman sis alyor ve imeklerin altnda, deniz belli bir uzakla kadar grlebiliyordu. Art arda ve sklaarak akan imekleri, yle ani gk grltleri izliyordu ki, tepedeki btn gkyz frtnann ayak sesleriyle titriyor gibiydi. Bylelikle ortaya kan grntlerden bazlar son derece muhteem ve ok ilginti- da gibi dalgalaryla -166ykselen deniz, gkyzne her dalgada kocaman, hey az kpk ktleleri frlatyor ve sanki frtna bunlar kapp dndre dndre uzaya savuruyordu; yelkenleri paavraya dnm tek tk balk tekneleri frtna iyice patlamadan nce korunakl bir yere girmek iin acele ediyordu; arada bir frtnada savrulan bir deniz kuunun beyaz kanatlan grnyordu. Dou Falezi'nin zirvesindeki yeni projektr almaya hazrd, ama henz denenmemiti. Bandaki memurlar iba yaptlar ve karay kaplayan sisin ekildii aralarda, denizin yzeyini bununla taradlar. Bir ya da iki defasnda projektr ok ie yarad, bir keresinde borda firizi sulara gmlm bir balk teknesi, n yardmyla iskelelere arpma tehlikesinden kurtularak hzla limana girebildi. Bir teknenin, gvenli limana snabildii her seferinde kydaki kalabalktan bir sevin l ykseliyordu -bir an iin frtnay yaran, ama sonra rzgr aknlar tarafndan datlan bir lk. Projektr, ok gemeden biraz uzakta, btn yelkenlerini am bir gemi kefetti; belli ki, akamn erken saatlerinde grlen gemiydi bu.
120

Rzgr bu sefer douya dnmt ve geminin iinde bulunduu korkun tehlikeyi fark eden falezdeki seyirciler arasnda bir rperti dolat. Gemiyle liman arasnda, pek ok gemiye zaman zaman zorluklar yaatan geni, s kayalklar vard. Rzgrn imdiki yn dnldnde geminin liman giriine gelmesi olanakszd. Artk neredeyse denizin ykselme zaman gelmiti, ama dalga-167lar o kadar bykt ki, iki dalga arasndaki ukurluklarda, neredeyse kynn s yerleri grnyordu ve yelkenleri fora etmi gemi yle byk bir hzla ilerliyordu ki, ihtiyar bir gemicinin deyiiyle "mutlaka bir yerlere ulaacakt, bu, cehennem bile olsa". Sonra o zamana kadar gelen nemli puslardan ok daha byk bir deniz sisi hcum etti; yle ki, gri bir tabut rts gibi her eyin zerini rtt ve insanlara yalnzca iitme organn brakt, nk frtnann kkremesi, gk grltsnn atrdamas ve gl dalgalarn gmbrts, nemli unutulu iinde kulaa ncekinden ok daha yksek geliyordu. Projektrn klan, her an bir ok beklenen, Dou skelesi tarafndaki limann azna tutuldu ve herkes nefesini tutup bekledi. Rzgr aniden kuzeydou ynne dnd ve deniz sisinin kalntlar kopan frtnada eridi. Sonra mirabile dictu* iki iskele arasnda, hi dnmeksizin hzla ilerleyip bir dalgadan dierine srayan tuhaf gemi, yelkenleri fora halde frtnann nnde srklendi ve gvenli limana snmay baard. Projektr onu izledi ve gemiyi gren herkes batan aa rperdi; nk dmene balanan adam, ba yana dm, geminin her hareketinde korkun bir ekilde bir oraya bir buraya sallanan bir cesetti. Gvertede baka kimse grnmyordu. Geminin, dmende l bir adamn eli dnda kimse bulunmadan, mucize eseri liman bulduunu fark ettiklerinde herkesi bir dehet sard! Bununla Anlatmas harika. -168birlikte, her ey bu szleri yazmak iin gereken sreden bile daha ksa bir
121

zaman iinde olup bitmiti. Gemi durmad, limann iine doru hzla ilerlemeye devam etti ve bir sr gelgit ve frtna tarafndan, Dou Fale-zi'nin altna knt yapan iskelenin, gneydou kesine yd ve blgede Tate Hill skelesi diye bilinen kum ve akl yn zerine oturuverdi. Tabii ki, gemi kumsala oturunca hatr saylr bir sarsnt oldu. Btn direkler, halatlar ve payandalar gerildi ve "st paralardan"* bazlar paralanarak aa dt. Ama en tuhaf, gemi karaya dokunur dokunmaz, ok byk bir kpek, sanki sarsntyla frlatlm gibi gverteden yukan srad ve ileri doru koarak pruvadan kumlam zerine atlad. Doruca dik kayala koarak buradaki kilise avlusu Dou skelesi'ne giden yolun zerine sarkar ve o kadar diktir ki, dz mezar ta-lannn bir ksm, kendilerini tutan uurumun aa kayd yerlere doru knt yapmtr- projektrn nn hemen tesinde daha da younlam gibi grnen karanln iinde kayboldu. Tesadf eseri, o srada Tate Hill skele-si'nde kimse yoktu, nk evi oraya yakn olan herkes ya yataklannda ya da yukandaki tepelerdeydi. Bu yzden, limann dou yakasnda grev bandaki sahil gvenlik grevlisi hemen kk iskeleye kotu ve gverteye ilk kan o oldu. Projektrn bandaki adamlar * Geminin st ksmlarnda arlk yapan eitli halatlar, yelkenler ve direklerin st ksmlar. -169limann giriini batan baa tarayp hibir ey gremeyince sahipsiz gemiye evirdiler ve orada tuttular. Sahil grevlisi k tarafna kotu, dmenin bana geldiinde incelemek iin eildi ve aniden irkilerek hzla geri ekildi. Bu herkesin merakn iyice artrd ve bir sr insan o tarafa komaya balad. Drawbridge yanndaki West Cliff ile Tate Hill skelesi arasndaki mesafe epeyce uzundur, ama muhabiriniz iyi bir koucu olduu iin kalabaln olduka nnde gitti. Ama oraya vardm zaman iskelede oktan bir kalabaln toplanm olduunu grdm; sahil gvenlik grevlisi ve polis bunlarn gverteye kmasna
122

izin vermiyordu. Badenizcinin nezaketiyle muhabiriniz olarak benim gverteye kmama izin verildi ve gerekten de dmene balanm olan l denizciyi gren az saydaki insandan biri oldum. Sahil koruma grevlisinin armas, hatta dehete dmesi hi de garip saylmaz, nk byle bir manzaraya pek sk rastlanmaz. Adam, birbiri zerine konulan ellerinden dmenin bir kulpuna balanmt. Alttaki eliyle kulp arasnda bir ha vard, han asld tespih hem bileklerine hem de dmene dolanmt ve hepsi iplerle skca tutturulmutu. Zavall adam bata oturuyor olabilirdi, ama yelkenlerin rpnlar ve darbeleri dmene kadar ulam ve adam bir oraya bir buraya yle ok savurmutu ki, baland ipler bileklerini kemiine kadar kesmiti. Bu durumla ilgili ayrntl notlar alnd ve benim hemen ardmdan gelen -170bir doktor -33, East Elliot Place adresindeki Cerrah J. M. Caffyn- cesedi inceledikten sonra adamn neredeyse iki gndr l olduunu bildirdi. Cebinde, az skca tkanm bir ie vard, iinde seyir defterine ilave edilecek bir para olduu anlalan, rulo yaplm bir kttan baka bir ey yoktu. Sahil koruma grevlisi adamn dmleri dileriyle atarak kendi ellerini kendisinin balam olmas gerektiini syledi. Bu grevlinin gverteye kan ilk kii olmas daha sonra Denizcilik Mahkemesi'nde kabilecek olan baz sorunlar nleyebilir; nk sahipsiz bir gemiye ilk kan sivilin tasarrufu olan, gemiden kurtarlan mallar zerindeki hakk, sahil koruma grevlilerine tannmaz. Ama hukukla ilgili laflar dnmeye balamt bile ve gen bir hukuk rencisi, bara bara geminin sahibinin haklarnn tamamyla kaybedildiini, mallarnn meruta sahiplii yasalarna* aykr olarak tutulduunu, nk dmen yekesine vekaleten sahip olann kantlanmasa bile simgesel olarak l bir elde olduunu iddia ediyor. l dmencinin, onurlu nbetini tuttuu ve lene kadar da brakmad yerden saygyla kaldrlp -gen Casabianca'nnki**
123

kadar soylu bir sadakat- soruturmay beklemek zere morga gtrldn sylemeye gerek bile yok. * Or. Statutes of mortmain, kilise gibi kurumlarn satamad ya da devredemedii mlklerin daimi sahipliini ifade eden yasal terim. ** Felicia Hemans tarafndan 1827'de yaymlanan nl iirdeki gen ocuk. -171Ani frtna gemeye balad ve iddeti hafifliyor; kalabalk evlerine dalyor ve gkyz Yorkshire dzlkleri zerinde kzarmaya balyor. Bir sonraki sayda, frtnada mucize eseri limana girmeyi baaran sahipsiz gemiyle ilgili br ayrntlar yazacam. Whitby 9 Austos - Dn geceki frtnada sahipsiz geminin garip geliinin ardndan olanlar, neredeyse bu olayn kendisinden bile rktc. Geminin Varna'dan kalkan Demeter* adndaki bir Rus gemisi olduu ortaya kt. Neredeyse btn safras gm kum ve iinde yalnzca kk bir miktar kargosu var -toprak dolu byk tahta kutular. Bu kargo Whitby'li bir avukat olan, 7, The Crescent adresindeki Bay S. F. Blington'a gnderilmi ve bu sabah gverteye kp kendisine gnderilen mallar resmi olarak ald. Rusya konsolosu da gemiyi kiralayan kii adna hareket ederek gemiyi resmi olarak sahiplendi ve btn liman cretlerini, vs. dedi. Bugn burada garip tesadflerden baka bir ey konuulmad; Ticaret Odas memurlar her eyin mevcut ynetmeliklere uygun ekilde yaplmasn salamak iin ok aba gsterdi. Mesele "dokuz gnlk mucize" olaca iin sonradan ikyet konusu olabilecek hibir eyin yaplmamas konusunda kesinlikle kararl gibiler. Gemi kyya oturduu srada karaya frlayan kpek, Demeter, Kz Persepone Yeralt Tanrs tarafndan karlan. Yunan Bereket Tanras. -172her yerde ok merak ediliyordu ve Whitby'de olduka gl olan S.P.C.A.'nn birden fazla yesi hayvana yardm etmeye alt. Ama kpek bulunamad ve bu
124

herkeste hayal krkl yaratt; sanki kasabadan tamamen kaybolmu gibiydi. Korkup allklarn oraya kam ve hl dehet iinde orada saklanyor olabilirdi. Sonradan kpein kendisinin bir tehlike oluturabileceini dnerek byle bir olasl korkuyla karlayanlar var, nk kpein vahi bir ey olduu ortada. Bu sabah erken saatlerde, bir kmr tccarna ait olan, mastif krmas iri bir kpek Tate Hill skelesi yaknlarnda, sahibinin avlusunun hemen karsndaki yolda l bulundu. Kavga etmie benziyordu ve belli ki, vahi bir rakibi vard, nk hayvann boaz paralanmt ve sanki vahi bir hayvann penesiyle karn deilmi ti. Daha sonra - Ticaret Odas mfettiinin ltfuyla Demetefin seyir defterine bakmama izin verildi. Son gne kadar dzenli bir ekilde tutulmu, ama iinde kayp adamlar dnda zel olarak ilgi ekici bir ey yok. Bununla birlikte, daha ilgin olan, iede bulunan ve bugn soruturmada okunulan ktla ilgili; daha nce hi bu kadar garip bir olaya rastlamamtm. Gizlemek iin herhangi bir sebep olmadndan bunlar kullanmama izin verildi; bu yzden denizcilik ve yk tamaclyla ilgili teknik ayrntlar kararak size bir kopyasn gnderiyorum. Kaptan sanki bol bol deniz suyu yutmadan nce bir tr akl hastalna yakalanm ve -173bu hastalk yolculuk boyunca srekli ilerlemi. Elbette, benim ifadem cum grand" alnmak zorunda, nk zamanm az olduundan bir iyilik yapp benim iin eviri yapan Rus konsolosluu memurunun dikte ettirmesiyle yazyorum. "DEMETER"N SEYR DEFTER (Varna'dan Whitby'ye) 18 Temmuz'da yazlmtr, o kadar garip eyler oluyor ki, bundan sonra karaya kana kadar ayrntl bir kayt tutacam. 6 Temmuz'da ince beyaz kum ve kutular-ca topraktan oluan kargoyu yklemeyi bitirdik. lende yelken atk. Rzgr doudan, sert. Mrettebat, be tayfa... iki kaptan yardmcs, a ve ben (kaptan).
125

11 Temmuz'da afak vakti stanbul Boa-z'na girdik. Trk gmrk memurlar gverteye kt. Bahi. Her ey yolunda. leden sonra 4'te yola ktk. 12 Temmuz'da anakkale Boaz'na geldik. Yeni gmrk memurlar, muhafz filosunu koruyan amiral gemisi. Yine bahi. Memurlar titiz, ama hzl alyor. Bir an nce gitmemizi istiyorlar. Karanlkta takmadalar getik. 13 Temmuz'da Matapan Burnu'nu getik. Mrettebat bir eylerden tr huzursuz. Korkuyor gibiler, ama bunu dile getirmiyorlar. * Cum grano salts deyiinin ksaltmas, "bir zerre tuz ile" anlamna gelir. -17414 Temmuz'da mrettebat iin endieleniyorum. Hepsi benimle daha nce de sefere kan akl banda adamlar. kinci kaptan sorunun ne olduunu anlayamyor, ona yalnzca gemide bir ey olduunu sylemiler ve ha karmlar. kinci kaptan o gn sinirlerine hkim olamayp ilerinden birine vurmu. iddetli bir tartma kmasn bekledim, ama hi kimseden ses kmyor. 16 Temmuz'da ikinci kaptan, sabahleyin tayfalardan birinin, Petrofsky'nin kaybolduunu rapor etti. zah edemedi: Dn gece saat sekizde iskele nbetini alm; sonra nbeti Abramoff a devretmi, ama ranzasna dnmemi. Adamlarn morali her zamankinden daha bozuk. Hepsi byle bir eyi beklediklerini sylediler, ama gemide "bir ey olduundan" daha fazlasn sylemiyorlar. kinci kaptann onlara kar sabr gittike tkeniyor; bir sorun kmasndan korkuyorum. 17 Temmuz. Dn adamlardan biri, Olga-ren, kamarama geldi ve dehet iinde bana gemide garip bir adam olduunu dndn syledi. Nbeti srasnda, yamur frtna eklinde yad iin gverte kamarasnn arkasna sndn ve bu srada mrettebattan kimseye benzemeyen, uzun boylu zayf bir adam grdn syledi; adam dosta bir ekilde yanna gelmi ve gverte boyunca ilerleyip gzden kaybolmu. Olgaren onu dikkatlice takip etmi, ama pruvaya gittiinde kimseyi bulamam ve ambar kapaklarnn hepsi kapalym. Batl inanlara
126

dayanan bir korkuyla panie kaplmt, ben de bu pani-175in yaylmasndan korkuyorum. Adamlar yattrmak iin, tm geminin batan ka, tamamen aranmasn emredeceim. O gn, daha sonra, btn mrettebat bir araya topladm ve onlara gemide biri olduunu dndklerine gre gemiyi batan ka aramamz gerektiini syledim. Birinci kaptan yardmcs sinirlendi, bunun budalalk olduunu ve byle aptalca fikirlere teslim olmann adamlarn moralini bozacan, onlar sopayla hizaya sokacan syledi. Dierleri yan yana, ellerinde lambalarla aramaya balarken dmeni ona braktm; aranmam tek bir ke brakmadk. Yalnzca byk tahta kutular vard, bunlar da bir adamn saklanabilecei gibi deillerdi. Arama bittiinde adamlar epeyce rahatladlar ve sevin iinde ilerinin bana dndler. Birinci kaptan yardmcs kalarn att, ama bir ey sylemedi. 22 Temmuz - Son gndr hava ok sert ve herkes yelkenlerle megul olduundan korkacak vakitleri yok. Adamlar korkularn unutmu gibi grnyorlar. Birinci kaptan yardmcs tekrar neelendi ve herkes iyi anlayor. Adamlar bu kt havadaki gayretlerinden tr vdm. Cebelitark Boaz'n getik. Her ey yolunda. 24 Temmuz - Bu geminin zerinde bir uursuzluk dolayor sanki. Zaten bir tayfamz eksik, bir de Biscay Koyu'na girince korkun bir havaya yakalandk ve dn gece bir adammzdan daha olduk; kayboldu. lki gibi nbetini devretmi ve bir daha grlmemitir. Adamlarn hepsi panik iinde; yalnz kalmak-176tan korktuklar iin nbete ifter ifter kmak istediklerini belirten toplu bir dileke gnderdiler. kinci kaptan deliye dnd. Korku bamza bir dert aacak, ya o ya da adamlar ii iddete dkecekler. 28 Temmuz - Cehennemde drt gn, bir eit girdabn iinde savrulup duruyoruz ve rzgr da frtnaya dnyor. Kimse uyuyam-yor. Adamlar yorgunluktan
127

bitkin dt. Kimsenin hali kalmad iin nasl nbet tutulacak, bilmiyorum. kinci kaptan yardmcs dmene geip nbeti devralmaya gnll oldu ve adamlarn birka saat uyumasn salad. Rzgr diniyor; dalgalar hl korkun, ama gemi salam durduu iin daha az hissediyoruz. 29 Temmuz - Yeni bir trajedi. Mrettebat ikier ikier nbete kamayacak kadar yorgun olduu iin bu gece nbette tek kii vard. Sabah nbetisi gverteye ktnda dmenci dnda kimseyi bulamam. Bir lk kopard ve herkes gverteye topland. Her yeri aradk, ama kimseyi bulamadk. Artk ikinci kaptan yardmcs yok ve mrettebat panik iinde. Birinci kaptan yardmcs ve ben bundan sonra silahl dolamaya ve tetikte olmaya karar verdik. 30 Temmuz - Dn gece. ngiltere'ye yaklatmz iin sevindik. Hava gzel ve btn yelkenler ak. Bitkin bir ekilde yattm; deliksiz uyudum; ikinci kaptan beni uyandrp iki nbeti ve dmencinin kayp olduunu syledi. Gemiyi gtrmek iin yalnz ben, ikinci kaptan ve iki tayfa kaldk. -1771 Austos - ki gndr sis var ve tek bir gemi bile grmedik. Man Denizi'ne geldiimizde yardm iareti vermeyi ya da bir yerlere snmay umuyordum. Yelkenleri idare gcmz olmad iin rzgrn keyfince gitmek zorunda kalyoruz. Bir daha kaldramayz korkusuyla, yelkenleri indirmeye cesaret edemiyorum. Korkun bir sona doru srkleniyor gibiyiz. Artk ikinci kaptann morali herkesten daha bozuk. Daha kuvvetli olan karakteri imdi kendini ypratyor gibi. Adamlar korkuyu unuttular, kendilerini en ktsne hazrlayp ruhsuz bir ekilde ve sabrla alyorlar. Adamlar Rus, ikinci kaptan Romen. 2 Austos, gece yans - Grne gre benim penceremin dndan gelen bir lk sesiyle birka dakikalk uykumdan uyandm. Sis yznden hibir ey gr emiyordum. Gverteye kotum, ikinci kaptan da bana doru kouyordu. Bir lk duyup kotuunu, ama nbetiyi bulamadn syledi. Biri daha gitti. Tanrm,
128

bize yardm et! kinci Kaptan Dover Boaz'n gemi olmamz gerektiini, nk tam adamn bardn duyduu srada sisin bir anlna kalktn ve Kuzey Fore-land'i grdn sylyor. Eer yleyse, imdi Kuzey Denizi aklanndayz ve bizimle beraber geliyor gibi grnen bu sisin iinde bize ancak Tanr yol gsterebilir ve Tanr da bizi terk etmi gibi. 3 Austos - Gece yars, dmendeki adamdan nbeti devralmaya gittim, ama oraya vardmda kimseyi bulamadm. Rzgr -178yn deitirmiyor ve nnde ilerlerken rotamzdan sapmadk. Dmeni brakmaya cesaret edemediim iin ikinci kaptana seslendim. Birka saniye sonra don gmlek gverteye frlad. Gz dnm gibiydi ve benzi atmt; akln kaybetmi olmasndan korktum. Bana yaklat ve sanki duyulmaktan korkuyormu gibi azn kulama yaklatrarak bouk bir sesle fsldad: "O burada, imdi anladm. Dn gece nbette onu grdm, insan gibi; uzun boylu, zayf ve hayalet gibi solgun. Pruvadayd ve dar bakyordu. Arkasna szldm ve bam sapladm, ama bak onun iinden geti, hava gibi bombotu." Konuurken ban kard ve lgn gibi havaya saplad. Sonra devam etti: "Ama o burada ve ben onu bulacam. Belki de ambardadr, o kutulardan birinin iinde. Teker teker hepsini ap bakacam. Sen dmenin banda dur." Sonra uyaran bir bak atp parmaklarn dudaklarna gtrerek aaya indi. Dnek bir rzgr kmt ve dmenin bandan ayrlamazdm. Elinde bir alet kutusu ve fenerle tekrar gverteye ktn ve sonra n taraftaki ambar kapandan ieri girdiini grdm. Delirdi, tam anlamyla sayklayan bir deli haline geldi ve onu durdurmaya almamn bir faydas olmad. O byk kutulara zarar veremez; faturada "kil" olduklar yazyor ve onlar hrpalamakla eline hibir ey gemeyecek. Bu yzden burada kalyorum, dmeni idare edip bu notlan yazyorum. Yalnz Tanr'ya gvenmek ve sisin almasn beklemekten baka arem yok.
129

-179Rzgrla herhangi bir limana girebilirsem, yelkenleri keseceim ve orada durup yardm iareti gndereceim... imdi neredeyse her ey bitti gibi. Tam ikinci kaptann dar daha yatm bir ekilde kacan umduum srada -nk onun ambarda bir eylere vurduunu duydum ve almann ona iyi geleceini dndm- aniden ambar kapa ald, kanm donduran bir lk koptu ve tabancadan km bir kurun gibi yukar frlad -gzleri dnen ve korkudan yz kaslan kudurmu bir deli. "Kurtar beni! Kurtar beni!" diye haykrd ve sonra sis perdesi iinde evresine baknd. Korkusu umutsuzlua dnt ve tekdze bir sesle yle dedi: "ok ge olmadan sen de gelsen iyi olur, kaptan. O burada. Artk srr biliyorum. Deniz beni ondan kurtaracak ve geriye kalan tek ey bu!" Ben daha bir ey sylemeye ya da onu tutmak iin ileri atlmaya frsat bulamadan kpetenin zerine srad ve bile isteye kendini denize att. Sanrm, artk srr ben de biliyorum. Adamlar teker teker ldren bu deli adamd ve imdi kendisi de onlarn peinden gitti. Tanrm, bana yardm et! Limana vardm zaman btn bu korkun eylerin hesabn nasl vereceim? Limana vardm zaman! Bunu baarabilecek miyim acaba? 4 Austos - Hl sis var, gndoumu bile onu delip geemiyor. Gnein doduunu biliyorum, nk ben bir denizciyim. Aa inmeye cesaret edemiyorum. Dmeni brakmaya cesaret edemedim, bu yzden btn gece burada kaldm ve gecenin karanlnda onu -180-O adam- grdm! Tanrm beni bala, ama ikinci kaptan gemiden atlamakta haklym. Bir insan olarak lmek daha iyi; denizde lmek isteyen bir denizciye kimse itiraz edemez. Ne var ki ben kaptanm ve gemimi terk etmemem gerekiyor. Ama bu iblisi ya da canavar artacam, nk gcm tkendiinde ellerimi
130

dmene balayacam ve ellerimle beraber o adamn dokunmaya cesaret edemeyecei o eyi de balayacam; sonra rzgr ister iyi olsun, ister kt, ruhumu ve bir kaptan olarak onurumu kurtaracam. Gittike gcm kaybediyorum ve gece yaklayor. Eer bir kez daha yzme bakarsa, harekete geecek zamanm olmayabilir... Eer kaza geirirsek, belki bu ie bulunur ve onu bulanlar anlayabilir; yoksa... eh, ite o zaman herkes sorumluluuma sadk olduumu renir. Tanrm, Kutsal Bakire ve azizler, grevini yapmaya alan bu zavall, cahil adama yardm edin... Elbette, konu tartmaya ak. Cinayetleri bu adamn ileyip ilemediini gsterecek hibir kant yok. Buradaki neredeyse btn halk kaptann bir kahraman olduuna inanyor ve onun iin halka ak bir cenaze treni dzenlenecek. Naann bir dizi tekneyle Esk'in yukarsna ve oradan tekrar Tate Hill skelesi'ne getirilmesine ve sonra da Manas-tr'n merdivenlerinden yukar karlmasna karar verildi bile; yamataki kilise avlusuna defnedilecek. Yzden fazla teknenin sahibi, ona mezara kadar elik etmek istediklerini belirterek isimlerini yazdrdlar bile. -181fr Byk kpein izine hibir yerde rastlanlmad; insanlar kpee ok zlyorlar ve halkn u anki dncelerine baklacak olursa, inanyorum ki bu kpek kasaba tarafndan sahiplenilirdi. Yarn cenaze olacak ve bylece bir "deniz gizemi" daha burada son bulacak. MINA MURRAY'N GNL 8 Austos - Lucy btn gece boyunca ok huzursuzdu ve ben de uyuyamadm. Frtna korkuntu ve baca klahlarnda korkun bir ekilde gmbrdedike, korkudan tir tir titredim. Keskin bir esinti ktnda uzakta bir silah patlam gibi oluyordu. in tuhaf, Lucy uyanmad; ama iki kez kalkp giyindi. Neyse ki, her seferinde zamannda uyandm ve onu uyandrmadan stn karmay ve tekrar
131

yataa yatrmay baardm. ok garip bir ey bu uyurgezerlik; nk fiziksel bir ekilde iradesinin nne geilir geilmez, istei -eer varsa, tabiihemen kayboluyor ve kendisini yaamn akna brakyor. kimiz de sabah erkenden kalktk ve gece bir ey olup olmadna bakmak iin limana indik. Etrafta ok az insan vard ve gne prl prl parlyordu. Hava temiz ve ak olmasna ramen, tepelerindeki kpkler kar gibi beyaz olduundan insann gzne kapkara grnen byk korkun dalgalar -bir kalabaln arasndan zorla gemeye alan bir kabaday gibi- limann dar azndan zorla ieri giriyordu. Bir ekilde Jonathan'n -182dn gece denizde deil de karada olmasna seviniyorum. Ama ah, karada m, yoksa denizde mi? Nerelerde ve nasl? Onun iin gittike daha ok endielenip korkuyorum. Keke ne yapacam bilseydim ve bir eyler yapabilseydim! 10 Austos - Zavall kaptann cenazesi ok dokunaklyd. Sanki limandaki btn tekneler oradayd ve Tate Hill skelesi'nden kilise avlusuna kadar olan btn yol boyunca tabutu kaptanlar tad. Lucy de benimle geldi ve teknelerden oluan kortej, rmaktan kprye kp tekrar aa gelirken erkenden eski sramza gidip oturduk. Harika bir manzaramz vard ve kortejin neredeyse tm yolculuunu grebildik. Zavall adam bizim sramzn olduka yaknna defnedildi ve vakit geldiinde biz de oturup her eyi grdk. Zavall Lucy ok zgn grnyordu. Btn bu sre boyunca huzursuz ve rahatszd ve ben onun hl gece grd ryalarn etkisinde olduunu dnyordum. Bir konuda ok tuhaf davranyor; bana bu huzursuzluun sebeplerini anlatmayacak. Belki de tm bunlarn farknda bile deil. Fazladan bir sebep daha var; zavall yal Bay Swales bu sabah sramzda l bulundu; boynu krlm. Doktorun sylediine gre bir eit korkuya kaplarak srann zerinde arkas st dm, nk yznde adamlarn
132

grdklerinde rperdiklerini syledikleri korku ve dehet dolu bir ifade varm. Zavall yal adam! Belki de lrken lm Melei'ni grmtr! Lucy o kadar tatl ve duyarl ki, di-183er insanlara gre her eyden ok daha fazla etkileniyor. Hayvanlar ben de ok severim; ama onlarla ilgili benim pek nemsemediim kk eyler bile onu ok zyor. Teknelere bakmak iin sk sk buraya kan adamlardan biri kpeiyle beraber gelirdi. Kpei hep yannda olurdu. kisi de sessiz varlklar, ne adamn bir kez olsun fkelendiini ne de kpein havladn grmtm. Cenaze treni boyunca kpek yanmzda oturan sahibinin yanma gelmedi, birka metre tede durup havlayp uludu. Sahibi onunla nce tatl tatl, sonra serte, en sonunda da fkeyle konutu, ama kpek ne yanmza geldi ne de grlt yapmay kesti. Bir tr fke iindeydi, gzleri lgn gibiydi ve btn tyleri, kavgaya hazrlanan bir kedinin kuyruu gibi diken diken olmutu. En sonunda adam da sinirlendi ve yerinden frlayp kpee bir tekme att ve sonra ensesinden tutup yar srkleyerek kpei getirdi ve sramzn zerine sabitlendii mezarta-mn zerine frlatt. Zavall ey taa deer demez sustu ve batan aa titremeye balad. Kamaya almad, titreyerek yere kt ve bzld, yle ackl bir korku halindeydi ki, onu rahatlatmaya altm, ama faydaszd. Lucy de kpee ok acmt; ama ona dokunmaya kalkmad, ac dolu bir ifadeyle bakt. O kadar hassas bir yaps var ki, korkarm, yaam boyunca epey ac ekecek. Eminim, bu gece ryasnda bunlar grecek. st ste gelen btn her ey -dmende l bir adam tarafndan limana -184sokulan gemi, bir ha ve tespihle dmene balanm olan kaptann tavr, dokunakl cenaze, bir fke, bir dehet iindeki kpek-onun ryasna girecek. Sanrm, fiziksel adan ok yorulup yataa yle girmek onun iin en iyisi
133

olacak, bu yzden onu Robin Hood Koyu'na giden kayalklara doru uzun bir yrye karp geri getireceim. O zaman uykuda yrmek iin pek hali kalmasa gerek. -185SEKZNC BLM MINA MURRAY'N GNL Ayn gn, gece 11 - Ah, ne kadar yorgunum! Gnlk yazmay bir grev olarak kabul etmeseydim, bu gece kapan bile amazdm. Harika bir yry yaptk. Bir sre sonra Lucy'nin neesi yerine geldi, bunun sebebi, sanrm, fenerin yaknlarndaki bir tarlada burunlarn uzata uzata bize doru gelen birka sevimli inein dmz patlat-masyd. Sanrm, her eyi unuttuk, tabii ki kiisel korkumuz dnda ve bu, yaanan tatszlklar unutup taze bir balang yapmamz salad. Robin Hood Koyu'nda, sahildeki yosunla kapl kayalarn hemen zerinde kemerli bir penceresi olan kk, eski model, sevimli bir handa fevkalade bir "ac ay" itik. Sanrm, "Yeni Kadn" itahmz karsnda ok geirirdi. Erkekler daha hogrl oluyor, Tanr onlar kutsasn! Sonra eve dnerken arada bir, daha dorusu sk sk dinlenme molalar verdik, bu arada vahi boalarla karlaacaz diye srekli yreimiz azmzdayd. Lucy gerekten ok yoruldu ve geri dner dnmez elimizden geldiince abucak yataklarmza girmek istiyorduk. Ama gen papaz yardmcs geldi ve Bayan Westenra ondan akam yemeine kalmasn iste-187di. Lucy de ben de uyank kalmak iin byk mcadele verdik; zellikle ben, byk bir kahramanlk gsterdim. Bence piskoposlar bir gn bir araya gelmeli ve yeni bir papaz yardmcs snf yetitirmeliler. Bunlar ne kadar srar edilirse edilsin akam yemeine kalmayarak kzlarn ne zaman yorulduunu anlayacak kiiler olmaldr. Lucy uyuyor ve tatl tatl soluyor. Yanaklar her zamankinden daha renkli ve ah, ok irin grnyor. Bay Holmwood onu oturma
134

odasnda grerek bile k olduysa, imdi grse, ne dnrd acaba? "Yeni Kadn" yazarlardan bazlar bir gn erkeklerle kadnlarn evlenme teklifi etmeden ya da bu teklifi kabul etmeden nce birbirlerini uyurken grmelerine izin verilmesi fikrini savunmaya balayacaklar. Ama sanrm yeni kadn gelecekte evlenme tekliflerini sadece kabul etmekle yetinmeyecek, teklifi bizzat kendisi edecektir. Ve ok da iyi bir i yapacaktr! Bununla biraz teselli buluyorum. Bu gece ok mutluyum nk sevgili Lucy daha iyi grnyor. Gerekten de onun tehlikeyi atlattna ve uykuda yrme sorununu atmza inanyorum. unu da bilseydim ok mutlu olacaktm. Jonathan... Tanr onu kutsasm ve korusun. 11 Austos, sabah 3 - Yine gnlk. Gzme uyku girmiyor, yleyse yazabilirim. Uyu-yamayacak kadar altst olmu bir durumdaym. yle bir macera, yle ac verici bir tecrbe yaadk ki. Gnlm kapar kapamaz, uykuya dalmm... Birdenbire tamamen uyandm ve iimde ok byk bir kor-188kuyla kalkp oturdum, evremde bir boluk hissi vard. Oda karanlkt, bu yzden Lucy'nin yatan gremiyordum, yatan yanna gittim ve elimle yokladm. Yatak botu. Bir kibrit yaktm ve odada olmadn grdm. Kap kapalyd, ama kilitli deildi, yle brakmtm. Son gnlerde her zamankinden daha ok hasta olan annesini uyandrmaya korktum, bu yzden stme bir eyler geirip onu aramaya hazrlandm. Tam odadan kacakken giydii elbiselerin, bana ryasnda gitmek istedii yerin neresi olduuna dair bir ipucu verecei aklma geldi. Sabahlk evin ii, elbise ise dars demekti. Sabahl da elbisesi de yerindeydi. 'Tanrya kr," dedim kendi kendime, "geceliiyle olduuna gre fazla uzaklam olamaz". Koarak merdivenleri indim ve oturma odasna baktm. Orada deildi! Sonra gittike byyerek yreimi donduran bir korkuyla
135

evin ak olan btn odalarna baktm. En sonunda d kapya yneldim ve kapy ak buldum. Ardna dek ak deildi, ama kilidin engeli de taklmamt. Ev halk her gece kapy mutlaka kilitlerdi, dolaysyla Lucy'nin o klkta dar km olmasndan korktum. Ne olduunu dnmeye bile vaktim yoktu; her eye hkim olan belli belirsiz bir korku btn ayrntlar karanlkta brakmt. Byk, kaln bir al aldm ve dar kotum. Crescent'e vardmda saat biri vuruyordu ve grnrde tek bir insan bile yoktu. Kuzey Taraas boyunca kotum, ama umduum beyaz siluetten tek bir ize rastlayamadm. skelenin yukansn-189daki Bat Falezi'nin ucunda, Lucy'yi en sevdiimiz srada otururken grmek umuduyla ya da korkusuyla -hangisi bilmiyorum- limann karsndaki Dou Falezi'ne baktm. Parlak bir dolunay vard ve gkyznde salman youn, kara bulutlar btn manzaray bir anlna k ve glge oyunlarnn yapld bir di-oramaya* eviriyordu. Birka saniye hibir ey gremedim; nk bir bulutun glgesi Meryem Ana Kilisesi'ni ve btn evresini karanlkta brakmt. Sonra bulut ayn nnden ekildike manastrn kalntlar grnmeye balad ve incecik k bandnn ucu bir kl kesii kadar net bir ekilde etraf aydnlatmaya baladnda kilise ve kilise avlusu yava yava grnr oldu. Beklentim her ne ise, boa kmad, nk ayn gmi , orada, en sevdiimiz srada yar yarya arkasna yaslanm, kar gibi bembeyaz bir silueti aydnlatt. Bulut bir eyler grmemi engelleyecek kadar abuk geldi, neredeyse hemen ardndan, rtverdi; ama bana yle geliyordu ki, beyaz figrn parlad srann arkasnda karanlk bir ey durmu ve ona doru eilmiti. Ne olduunu -insan m, hayvan m- anlayamadm; bir kez daha grebilmeyi beklemedim, dik merdivenlerden uarak iskeleye indim ve balk pazar boyunca koarak kprye gittim; Dou Falezi'ne ulamann tek yolu buydu. Kasaba l
136

gibiydi nk tek bir insan grmedim; ama kimsenin zavall Lucy'nin durumuna ahit olma* Grkemli sanatsal ya da doal gsterilerin yapld geni, on dokuzuncu yzyl tiyatrolar. -190sn istemediimden buna seviniyordum. Geen zaman ve aradaki mesafe bana hi bitmeyecekmi gibi geliyordu ve manastra kan sonsuz merdivenleri trmanrken dizlerim titriyor, nefesim tkanyordu. Hzl gitmi olmalym, ama bana yine de ayaklanma kurun arlklar balanm ve sanki vcu-dumdaki btn eklemler paslanm gibi geliyordu. Tepeye yaklatmda sray ve beyaz ekli grebiliyordum; nk ara sra oluan glgelere ramen bunu seebilecek kadar yaklamtm. Kukusuz orada bir ey vard; uzun ve siyah, arkasna hafife yaslanm beyaz eklin zerine eilen bir ey. Korkuyla bardm, "Lucy! Lucy!" ve o ey kafasn kaldrd, olduum yerden beyaz bir yz ve krmz, kvlcmlanan gzler grdm. Lucy cevap vermedi ve ben de kilise avlusunun giriine kotum. eri girdiimde kilise, benimle sra arasnda kalyordu ve bir dakikalna Lucy'yi gzden kaybettim. Tekrar grebildiimde bulut gemiti ve ay o kadar parlak vuruyordu ki, ban srann arkasna koymu ve yan yarya sraya yaslanm olan Lucy'yi grebiliyordum. Yalnzd ve evrede canl herhangi bir eyden eser yoktu. zerine eildiimde hl uyuyor olduunu grdm. Dudaklan aralanmt ve nefes alyordu -her zamankinin aksine tatl tatl deil de her nefes alnda cierlerini doldurmaya abalyormu gibi uzun, derin i ekilerle. Yaklatmda uykusunda elini kaldrd ve geceliinin yakasn boazna sard. Bunu yaparken sanki m gibi rperdi. S-191cak al zerine rttm ve ularn ekeleye-rek boazna iyice sardm, stnde bir ey olmadndan gecenin ayaz yznden lmcl bir souk algnl kapmasndan korkuyordum. Onu hemen uyandrmaya ekindim. Bu yzden yardm
137

edebilmek iin ellerim serbest kalsn diye al boazna byk bir engelli ine ile tutturdum; ama kapldm endie yznden sakarlk ederek ineyi ona batrm ya da cann actm olmalym ki, nefesi biraz dzene girince elini boazna gtrd ve inledi. Onu zenle sarp sarmaladktan sonra ayakkablarm ayana giydirdim ve sonra ok yumuak bir ekilde onu uyandrmaya altm. Bata tepki vermedi; ama yava yava uykusunda gittike huzursuzland, ara sra inleyip i ekiyordu. En sonunda zaman hzla getiinden ve baka bir sr sebepten tr onu bir an nce eve gtrmek istedim. Onu biraz daha sert bir ekilde sarstm ve sonunda gzlerini ap uyand. Beni grdne armad, elbette, nerede olduunu hemen anlamamt. Lucy her zaman gzel bir ekilde uyanr ve byle bir durumda bile -bedeni souktan donuyor olmasna ve geceleyin bir kilise avlusunda uyanmaktan tr biraz afallam olmasna ramenzarafetini kaybetmedi. Biraz titredi ve bana tutundu; ona hemen benimle eve gelmesini sylediimde bir ocuk uysallyla tek kelime etmeden ayaa kalkt. Yrrken akl talan ayam incitti ve Lucy irkildii-mi fark etti. Durdu ve ayakkablarm almam konusunda srar etti; ama almadm. Bunun-192la birlikte, kilise avlusunun dndaki patikaya vardmzda frtnadan kalan bir su birikintisinde durup srayla iki ayam da amura buladm, bylece eve giderken birisiyle karlaacak olursak, kimse ayaklarmn plak olduunu fark etmeyecekti. ansmz yaver gitti ve kimseyle karlamadan eve dndk. Bir kez, bir adam grdk, pek aykm gibi grnmyordu. Bir caddede nmzden geiyordu; ama o bir yola sapp da gzden kaybolana kadar bir kap giriinde saklandk. Btn bu sre boyunca kalbim o kadar hzl arpyordu ki, zaman zaman baylacam
138

sandm. Lucy iin ok endieleniyordum, stelik sadece souk havada kald iin salnn bozulacandan deil, bu hikye yaylrsa itibarnn sarslmasndan da korkuyordum. eri girip ayaklarmz ykadktan ve kretmek iin birlikte bir dua okuduktan sonra onu yatana yatrp skca sarmaladm. Uyumadan nce, bu uyurgezerlik macerasndan kimseye, hatta annesine bile bahsetmemem iin bana ricada bulundu, hatta yalvard. lk bata sz verme konusunda tereddte dtm; ama annesinin salk durumunu ve byle bir eyi bilmenin onu nasl kayglandracan dnnce ve bu tip bir hikyenin dile dmesi halinde nasl da arptlabileceini -hatta muhakkak arptlacam- gz nne alnca bu konuyu kimseye anlatmamann daha akllca bir hareket olacana karar verdim. Umarm, doru yapmmdr. Kapy kilitledim ve anahtar da bileime baladm, belki bylece bir daha kayglanmama gerek kalmaz. -193Lucy derin derin uyuyor; afan yansmas denizin zerinde grlebiliyor... Ayn gn, len. - Her ey yolunda gidiyor. Lucy, ben onu uyandrana kadar uyudu ve anlalan yatanda dnmemi bile. Gece yaadmz macera onu olumsuz etkilememi, hatta tam aksine faydal bile olmu; nk bu sabah, haftalardr grndnden daha iyi grnyor. engelli ineyi beceriksizce kullanp onu yaralam olduumu fark etmek beni zd. Gerekten de ciddi olabilirdi, nk boaznn derisi delinmi. Gevek deriyi delip gemi olmalym, nk ine deliine benzer iki kk, krmz nokta ve geceliinin yakasnda bir damla kan var. zr dileyip zldmde gld ve beni okayarak hi hissetmediini syledi. Neyse ki, ok kk olduu iin yara izi kalmaz. Ayn gn, gece - Mutlu bir gn geirdik. Hava ak, gne parlakt ve serin bir meltem vard. le yemeimizi Mulgrave ormanlarna gtrdk; Bayan Westenra
139

arabayla gitti, Lucy ve ben de yardaki patikadan yryerek kapda ona yetitik. Kendimi biraz mutsuz hissediyordum nk Jonathan da yanmda olsayd, mutluluumun mutlak olacan hissetmekten kendimi alamyordum. Ama ite! Sadece sabrl olmak zorundaym. Akam Gazino Taraas'na yrdk, Spohr ve Mackenzie'den* gzel mzikler dinledik. Erkenden yattk. Lucy bir sredir olduundan daha huzurlu grnyor, hemen uykuya dald. Bu ak* Louis Spohr (1784-1859), Alman kemanc. Sir Alexander Mackenzie, sko kemanc. -194am herhangi bir sorun olacan sanmyorum, ama yine de kapy kilitleyeceim ve anahtar da nceki gibi salama alacam. 12 Austos - Beklentilerim yanl kt, nk gece boyunca iki kez Lucy'nin dar kmaya almasyla uyandm. Kapnn kilitli olmasna uykusunda bile sinirlenmi grnyordu ve onu yataa gtrmeme bile kar kt. afakla uyandm, dardan ku cvltlar geliyordu. Lucy de uyand ve onu bir nceki sabahtan bile daha iyi grmek beni sevindirdi. Btn neesi geri gelmi gibiydi, gelip yanma sokuldu ve bana Arthur'la ilgili bir sr ey anlatt. Ben de ona Jonathan iin ne kadar endielendiimi syleyince beni rahatlatmaya alt. Eh, biraz baard da; nk insann duygularnn paylalmas gerekleri deitiremese de onlar daha katlanlabilir bir hale getirebiliyor. 13 Austos - Yine huzurlu bir gn ve yataa nceki gibi bileimde anahtarla giriyorum. Gece yine uyandm ve Lucy'yi yatanda otururken buldum, hl uyuyordu, ama eliyle pencereyi iaret ediyordu. Sessizce kalktm ve perdeyi ekip dan baktm. Parlak bir ay vard ve n deniz ile gkyzndeki yumuak etkisi -byk, sessiz bir gizemle birbirlerine karmlardkelimelerle ifade edilemeyecek kadar gzeldi. Ay yla aramda, byk emberler izerek gelip giden kocaman bir yarasa vard. Bir iki kez ok yaklat, ama sanrm, beni grnce korktu ve limann zerinden manastra doru uzaklat. Pencereden ekilip yerime dndmde Lucy tekrar
140

-195yatmt ve huzur iinde uyuyordu. Btn gece boyunca bir daha kprdamad. 14 Austos - Tm gn Dou Falezi'nde okuyup yazdm. Anlalan, Lucy de bu yere benim kadar k oldu; le yemei, ay ya da akam yemei iin eve dnme vakti geldiinde onu buradan uzaklatrmak zor oluyor. Bu leden sonra garip bir laf etti. Akam yemei iin eve dnyorduk ve Bat skelesi'nin yukarsndaki basamaklarn tepesine geldik ve durup her zaman yaptmz gibi manzaraya baktk. Gkyznde alalm, batmakta olan gne, tam olarak Kettleness'in arkasna iniyordu; Dou Falezi ve eski manastrn zerine gurubun kzll dyordu ve her ey gzel, gl rengi bir kla ykanyordu sanki. Bir sre sessiz kaldk ve Lucy aniden kendi kendine mrldand: "Yine onun krmz gzleri! Hep aynlar." Bu tuhaf bir ifadeydi ve herhangi bir konuyla o kadar balantszd ki, beni olduka rktt. Fark ettirmeden Lucy'yi grebilmek iin hafife dndm ve yznde ne anlama geldiini karamadm garip bir ifadeyle yar dalgn olduunu grdm; bu yzden hibir ey sylemedim, ama baklarn takip ettim. Bizim sramza bakyor gibiydi, srada yabanc biri karanlk bir ekilde yapayalnz oturuyordu. Ben de biraz rktm, nk bir an iin bu yabancnn alev alev yanan, kocaman gzleri olduunu sandm; ama ikinci bir bak yanlsamay datt. Krmz gne sramzn arkasndaki Meryem Ana Kilise-si'nin pencerelerinden yansyordu ve gne -196batarken klarn krlp yansmasnda yle bir deiim olmutu ki, sanki k hareket etmi gibi grnmt. Lucy'nin dikkatini bu zel grntye ektim ve irkilerek kendine geldi, ama ayn zamanda zgn grnyordu; buradaki o korkun geceyi dnyor olmalyd. O geceden hi bahsetmiyorduk; bu yzden bir ey
141

sylemedim ve akam yemei iin eve dndk. Lucy'nin ba aryordu ve erken yatt. Onun uyumasn bekledim, sonra kendi bama kk bir yry yapmak iin dar ktm; falezler boyunca batya doru yrdm, iim tatl bir hznle doluydu, nk Jonathan' dnyordum. Eve dnerken -o sra parlak bir ay vard, o kadar parlakt ki, Crescent'in bizim tarafmza glge dmesine ramen, her ey ok iyi grlebiliyordu- penceremize bir gz attm ve Lucy'nin ban dar uzattn grdm. Beni aryor olabileceini dndm, bu yzden mendilimi ap salladm. Fark etmedi ya da herhangi bir karlk vermedi. Tam o srada, ay binann kesini at ve k pencereye dt. Lucy'nin pencerenin pervazna ban yaslad gzlerinin de kapal olduu ak seik grlebiliyordu. Derin uykudayd ve yannda pencerenin eiine konmu bir ey vard; byk bir kua benziyordu. Souk alabileceinden korktum, bu yzden koarak merdivenlerden ktm, ama odaya girdiimde yine derin uykuda yatana dnyordu ve derin derin nefes alyordu; elini sanki souktan korumak istermi gibi boaznda tutuyordu. Onu uyandrmadm, ama -197skca rttm, kapnn kilitli, pencerenin de skca kapal olmasna dikkat ettim. Uyurken ok tatl grnyor; ama her zamankinden daha solgun ve gzlerinin altnda houma gitmeyen gergin, bitkin bir karalt var. Korkanm bir eyler iin zlyor. Keke ne olduunu renebilseydim. 15 Austos - Her zamankinden daha ge kalktk. Lucy halsiz ve yorgundu, aa arlmamzdan sonra da uyumaya devam etti. Kahvaltda bizi gzel bir srpriz bekliyordu. Arthur'un babas daha iyiymi ve evliliin bir an nce gerekletirilmesini istiyormu. Lucy sessiz bir sevinle doluyor ve annesi de ayn anda hem seviniyor, hem zlyordu. Gn iinde daha sonra bana bunun nedenini syledi. Lucy'yi kaybedecei iin zlyordu, ama ksa bir sre
142

sonra onu koruyacak bir bakas olaca iin de seviniyordu. Zavall, sevgili, tatl kadn! Bana lm fermann aldn syledi. Lucy'ye sylememi ve bana da bunun sr olacana dair sz verdirdi; doktoru ona kalbi zayflad iin en ok birka ay iinde leceini sylemi. Her an, hatta imdi bile ani bir ok onu ldrebilirmi. Ah, Lucy'nin uykusunda dar kt o korkun geceyi ondan gizlemekle iyi etmiiz. J 7 Austos - Tam iki gndr gnle dokunmadm. Yazmaya cesaret bulamadm. Sanki mutluluumuzun zerine bir tr kara rt rtlyor. Jonathan'dan haber yok, Lucy gittike zayflyor gibi ve annesinin saatleri sayl. Lucy'nin bu ekilde solmasn anlamyorum. yi besleniyor, iyi uyuyor ve -198temiz hava alyor; ama yanaklanndaki gller durmadan soluyor ve gn getike zayflayp halsizleiyor; geceleri onun hava alamyor-mu gibi glkle soluduunu duyuyorum. Kapmzn anahtarn geceleri hep bileime balyorum, ama o kalkp odada dolayor ve ak pencerenin kenarnda oturuyor. Dn gece uyandmda onu dar doru eilirken buldum ve onu uyandrmaya altmda baaramadm; baylmt. Onu ayltmay baardmda ayakta duracak hali yoktu ve soluk almak iin verdii uzun, ac verici abalarn arasnda sessizce alad. Ona pencerenin yanna nasl gittiini sorduumda ban iki yana sallad ve srtn dnd. Umarm, hastal boynundaki talihsiz ine yaralarndan deildir. Uyurken boynuna baktm; kk yaralar hi de iyilemie benzemiyordu. Hl aklar ve hatta eskisinden daha bykler ve kenarlar hafife beyazlam. Ortalar krmz, kk beyaz benekler gibi. Bir iki gn iinde iyilemezlerse, doktora gstermesi iin srar edeceim. Mektup, Samuel F. Billington ve Olu, Avukatlar, Whitby'den Bay Carter, Paterson ve Ortaklar, Londra'ya 17 Austos Sayn Baylar,
143

Ekte, Byk Kuzey Demiryollar ile gnderilen mallarn faturas bulunmaktadr. Mallar King's Cross yk istasyonundan alnr alnmaz, Purfleet yaknlarndaki Carfax'a -199gnderilmelidir. Ev u anda botur, ama ekte, her biri etiketlenmi anahtarlar gnderilmektedir. Ltfen, yklemenin tamamn oluturan elli adet sand, evin bir ksmn oluturan ve ekteki kaba emada "A" ile iaretlenmi olan binaya braknz. Vekiliniz, maliknenin eski apeli olan yeri hemen tanyacaktr. Mallar bu gece 9.30 treniyle yola kacak, yarn leden sonra saat 4.30'da King's Cross istasyonuna ulaacaktr. Mterimiz teslimatn mmkn olduunca abuk yaplmasn istediinden ekiplerinizin belirtilen zamanda King's Cross'ta hazr olmasn ve mallarn derhal adrese ulatrlmasn rica ediyoruz. deme konusundaki rutin gereklilikler srasnda gerekleebilecek herhangi bir gecikmeyi nlemek iin zarfn iinde on pound-luk (10 ) bir ek gnderiyoruz; bunun makbuzunu ltfen gnderiniz. Masraflarn bundan daha az tutmas durumunda, bakiyeyi geri gnderebilirsiniz; bu miktar aarsa, sizden haber alr almaz, aradaki fark iin bir ek gndereceiz. karken anahtarlar evin ana salonuna brakmanz gerekiyor, mlk sahibi kendi anahtanyla eve girdiinde bunlar alacaktr. Ltfen, her eyin en hzl ekilde tamamlanmas iin elinizden geleni yapmanz konusundaki srarmz, i nezaketi snrlarn at eklinde dnmeyiniz. Sevgiler, baylar. Sayglarmz sunarz, Samuel F. Bltngton ve Olu -200Mektup, Bay Carter. Paterson ve Ortaklar, Londra'dan, Bay Billington ve Olu, Whitby'ye 21 Austos Sayn Baylar, Gndermi olduunuz 10 'luk eki aldmz bildiriyor ve ekte faturalar gnderilen masraflardan arta kalan 1 17 s. 9 d. iin de bir ek gnderiyoruz.
144

Mallar talimatlara tamamyla uygun bir ekilde teslim edilmi ve anahtarlar da belirtildii gibi bir paket iinde ana salona braklmtr. Sevgiler, baylar, Sayglarmzla, Carter, Paterson ve Ortaklan Adna MINA MURRAYN GNL 18 Austos - Bugn mutluyum ve kilise avlusundaki srada oturarak yazyorum. Lucy ok daha iyi. Dn btn gece boyunca iyi uyudu ve beni bir kez bile uyandrmad. Yanaklanndaki gller geri gelmeye balad, ama hl zc derecede solgun ve donuk grnyor. Eer anemisi olsayd, bunu anlayabilirdim, ama yok. Morali yerinde, hayat ve nee dolu. zerindeki o hastalkl ketumluk gemi gibi ve biraz nce, sanki hatrlatmasna gerek varm gibi, bana o geceyi, onu burada, hemen bu srada uyurken bulduumu hatrlatt. Bana bunu sylerken muzip bir ekilde izmesinin topuuyla mezar tana vurdu ve yle dedi: -201"Zavall, kk ayaklarm o zaman bu kadar grlt karmamt! Zavall yal Bay Swales olsayd, bana bunun Geordie'yi uyandrmak istemediim iin olduunu sylerdi, herhalde." Byle konukan olduu iin ona o gece rya grp grmediini sordum. Cevap vermeden nce, alnnda Arthur'un -Lucy'den altm iin ben de ona Arthur diyorum-sevdiini syledii -ve benim de buna gerekten hi armadm- o tatl krklk belirdi. Sonra sanki hatrlamaya alyormu gibi yan dalgn bir ekilde devam etti: "Pek fazla rya grmedim; ama sanki hepsi gerekti. Nedenini bilmiyorum, yalnzca burada olmak istiyordum, ne olduunu bilmiyorum, ama bir eyden korkmutum. Uykuda olmama ramen caddelerden ve kprnn zerinden getiimi hatrlyorum. Ben kprden geerken bir balk srad ve ben de ona bakmak iin aa eildim ve basamaklar karken bir sr kpein uluduunu duydum -sanki btn kasaba, hep bir azdan uluyan kpeklerle doluydu. Ayn gnbatmnda
145

grdmz gibi krmz gzleri olan uzun boylu, karanlk bir eyi grdm hatrlyorum belli belirsiz ve birdenbire etraf ayn anda hem ok tatl hem de ac verici bir ey sard. Sonra sanki derin, yeil sulara gmldm ve kulaklarmda bir ark sesi duydum; hani boulan insanlarn duyduunu sylerler ya... Sonra her ey benden uzaklar gibi oldu; ruhum bedenimden kyor ve havada szlyor gibiydi. Bir ara, Bat Feneri'nin hemen altmda olduunu hatrlar gibiyim ve sonra sarslyormu-202um gibi ac verici bir ey hissettim ve uyandmda senin beni sarstn grdm. Seni hissetmeden nce bunu yaptn grdm." Sonra glmeye balad. Bu bana biraz rktc geldi ve onu nefesim kesilerek dinledim. Pek holanmamtm ve bu konuyu aklndan karmasnn daha iyi olacan dndm iin baka konulardan bahsetmeye baladm ve Lucy yine eski haline dnd. Eve dndmzde taze rzgr ona kuvvet vermiti ve solgun yanaklar gerekten daha pembe grnyordu. Annesi onu grnce ok sevindi ve hep beraber mutlu bir akam geirdik. 19 Austos - Sevin, sevin, sevin! Her ne kadar tamamyla sevinli olmasam da... Sonunda Jonathan'dan haber geldi. Zavall ocuk hastaym, bu yzden yazamyormu. Artk bildiime gre bunu dnmekten ya da yazmaktan korkmuyorum. Bay Hawkins mektubu bana yollad ve kendisi de byk bir nezaketle bir mektup yazm. Sabahleyin yola kacam ve Jonathan'n yanna gidip, gerekirse baklmasna yardm edeceim ve onu eve getireceim. Bay Hawkins orada evlenirsek, bunun kt olmayacan sylyor. yi yrekli rahibenin mektubunun zerine o kadar ok gzya dktm ki, gsmde -orada duruyorslakln hissedebiliyorum. Bu mektup Jonathan'dan geliyor ve yreimin yaknnda olmal, nk Jonathan da yreimde. Yolculuum btn ayrntlaryla planland ve
146

eyalarm da hazr. Sadece bir tane yedek elbise alyorum; valizimi Londra'ya Lucy getirecek ve ben birini gnderene kadar -203orada tutacak. Gerisini yazmamalym; Jo-nathan'a, kocama sylemek zere saklamal-ym. Onun grd ve dokunduu mektup biz buluana kadar bana teselli olmal. Mektup, Rahibe Agatha, Aziz Joseph ve Azize Mary Hastanesi, Budapete'den Bayan Wilhelmina Murray'e 12 Austos Sevgili Bayan, Size Bay Jonathan Harker'n arzusu zerine yazyorum, kendisinin yazacak gc yok; ama Tanr'ya ve Aziz Joseph ile Azize Mary'ye krler olsun ki, durumu iyiye gidiyor. iddetli bir beyin hummas geiriyor ve yaklak alt haftadr bizim bakmmz altnda. Sevgilerini iletmemi, ayrca bu postayla Exeter'deki Bay Peter Hawkins'e de yazp sayglarn sunduunu, geciktii iin zgn olduunu ve btn ilerini tamamladn belirtmemi istiyor. Dalardaki sanatoryumumuzda birka hafta dinlenmesi gerekecek, ancak bunun ardndan eve dnecek. Yannda yeteri kadar para olmadn ve burada geirdii gnlerin bedelini demek istediini, bylece ihtiyac olan dier insanlarn da yardmdan yoksun kalmayacan iletmemi istiyor. Bana inann, Sayg, sevgi ve kutsamalarmla, Rahibe Agatha Not: Hastam u anda uyuduu iin, size daha fazla bilgi vermek zere mektubu ayorum. Bana hakknzdaki her eyi, yaknda -204onun kars olacanz anlatt. Tanr ikinizi de kutsasm! Kendisi korkun bir ok yaam -doktorumuz byle sylyor- ve kendinde deilken korkun eyler sayklyor; kurtlar, zehirler ve kanlar; hayaletler, iblisler ve adn anmaktan korktuum baka eyler. Uzun bir sre boyunca onu heyecanlandracak eylerle
147

karlamamasna dikkat edin; onunkisi gibi bir hastaln izleri kolay silinmez. Size ok daha nce yazmamz gerekiyordu, ama dostlaryla ilgili hibir ey bilmiyorduk ve zerinde de kimsenin anlayabilecei bir ey yoktu. Klausenburgh treniyle gelmi ve istasyon efi, nbetiye Bay Harker'n memleketine dnen bir trene bilet almak iin bararak istasyona kotuunu sylemi. Sert tavrlarndan bir ngiliz olduunu anlayarak ona en uzak istasyona giden tren iin bir bilet vermiler. Ona burada iyi bakldndan emin olun. Tatll ve nazikliiyle buradaki btn kalpleri kazand bile. Gerekten de durumu iyiye gidiyor ve birka hafta iinde tamamen eski haline dneceinden hi phem yok. Ama kendi gvenliiniz iin ona kar dikkatli olun. Tann'dan, Aziz Joseph ve Azize Mary'den ikinize de uzun, mutlu bir mr diliyorum. DR. SEWARDIN GNL 19 Austos - Dn gece Renfield'de ani ve garip bir deiiklik oldu. Saat sekiz civarnda, heyecanlanmaya ve yerlemeye hazrlanan bir kpek gibi evresini koklamaya balad. -205Bakc tavrndaki deiimi fark etti ve benim ona kar duyduum ilgiyi bildiinden onu konuturmaya alt. Bakcya kar genelde saygl davranr, bazen de yaltaklanr, ama bu gece, adamn bana sylediine gre ok kibirliymi. Onunla konumaya bile tenezzl etmemi. Tek syledii u olmu: "Seninle konumak istemiyorum; artk nemin kalmad; yaknda efendim gelecek." Bakc onun aniden dinsel bir maniye* kapldn dnyor. Eer yleyse, ani heyecanlarna kar dikkatli olmalyz, nk ayn anda hem cinayet hem de din takntl, gl bir adam tehlikeli olabilir. Bu ikisinin bileimi korkuntur. Saat dokuzda onu bizzat ziyaret ettim. Bana kar tavr da bakcya kar takndyla aynyd; yce benlik hissi iinde, onun iin bakcyla benim aramda hibir fark yoktu. Bu dinsel maniye benziyor ve yaknda kendisini Tann zannetmeye balayacaktr. ki insan arasndaki kk ayrmlar, farklar Mutlak Kudrete sahip bir varlk iin ok nemsizdir. te bu deliler de kendilerini
148

byle ele verirler! Gerek Tann iin bir serenin d bile nemlidir; ama insann kibrinin yaratt Tann bir kartal ile sere arasnda hibir fark grmez. Ah, keke insanlar bunu bilselerdi! Yarm saatten fazla bir sre, Renfield gittike daha ok heyecanland. Onu izlemiyor-mu gibi yapyordum, ama btn bu sre iinde her hareketini sk sk gzlemledim. Aniden gzlerine, bir delinin aklna bir ey gel* Duygu, dnce ve hareketlerde grlen an taknlk durumu. -206diinde grdmz o sinsi bak yerleti ve bununla beraber, srtyla kafas da tmarhane grevlilerinin ok iyi tand o sinsi hareketle kprdad. Epeyce sessizleti, gidip uysal bir ekilde yatann ucuna oturdu ve donuk gzlerle bolua bakmaya balad. Kaytszlnn gerek mi, yoksa numara m olduunu anlamak iin onu evcil hayvanlar hakknda konuturmaya altm -her zaman ilgisini eken bir konudur bu. lk bata, hi cevap vermedi, ama sonunda hrn bir tavrla yle dedi: "Hepsi can sknts! Hibirini zerre kadar umursamyorum." "Ne?" dedim. "rmceklerin umrunda olmadn sylemiyorsun ya?" {u anda hobisi rmcekler ve not defteri alt alta yazlm, kk rakamlarla dolu.) Buna anlalmaz bir cevap verdi: "Nedimeler gelinin geliini bekleyen gzleri sevindirir,* ama gelin geldii zaman, doymu olan gzlere nedimeler parlamaz." Ne demek istediini aklamad, ama yannda kaldm sre boyunca inatla yatanda oturmaya devam etti. Bu gece yorgunum ve moralim bozuk. Lucy'yi ve her eyin ne kadar farkl olabileceini dnmeden edemiyorum. Hemen uyumazsam, kloral alacam; modern zamanla-nn Morpheus'u** - C2HCI3O.H2O! Bunu bir alkanla dntrmemeye dikkat etmeliyim. Hayr, bu gece hi imeyeceim! Lucy'yi dndm ve bu ikisini kantrarak onun * Yuhanna 3:29'daki bir pasaja gnderme yaplyor. ** Rya Tanrs. -207adm lekeleyemem. ok gerekiyorsa, bu gece de uykusuz kalaym...
149

Bu karar verdiime memnunum, yerine getirdiim iin ise daha da memnunum. Yatamda dnp duruyordum ve saatin tam ikiyi vurduunu duyduum srada koutan gnderilen gece bekisi gelip Renfield'in katn syledi. Hemen elbiselerimi giyip aa kotum; hastam babo dolaamayacak kadar tehlikeli biri. Fikirleri yabanclar iin tehlikeli olabilir. Bakc beni bekliyordu. Onu daha on dakika nce grdn syledi; kapdaki gzetleme deliinden baktnda adam yatanda uyuyor gibi grnyormu. Sonra pencerenin aldn duymu. Koarak geri dnm son anda ve adamn ayann pencereden karak gzden kaybolduunu grm ve hemen bana haber yollam. Hastann zerinde yalnzca pijamalar vard, fazla uzaklam olamaz. Bakc, hastay takip etmektense nereye gitmi olabileceine bakmann daha ok ie yarayacan dnm, aksi halde binann kapsndan karken onu gzden kaybedebilirmi. Hantal bir adamd, pencereden kamazd. Ben zayf olduum iin onun yardmyla pencereden dar ktm; ama yerden yalnzca bir iki metre yksekte olduumuz iin nce ayaklarm kararak yaralanmadan, ayakst yere inmeyi baardm. Bakc bana hastann sola yneldiini ve dmdz gittiini syledi, bu yzden elimden geldiince abuk, o yne kotum. Aalktan knca beyaz bir siluetin yan ta-rafmzdaki terk edilmi evle aramzda bulunan yksek duvara trmandn grdm. -208Hemen geriye kotum ve gece bekisine, dostumuz tehlikeli olabilecei iin derhal drt adam alp beni Carfax'in arazisine kadar takip etmesini syledim. Ben de bir merdiven aldm ve duvar aarak dier tarafa atladm. Renfield'in tam evin kesinden arka tarafa dnmek zere olduunu grp peinden kotum. Evin dier ucunda, apelin demir ereveli, eski mee kapsna yaslandn grdm.
150

Anlalan birisiyle konuuyordu, ama ne sylediini duyabilecek kadar yaklamaya korkuyordum nk korkup kaabilirdi. Kama krizine giren plak bir deliyi yakalamaya almak, oul veren bir an srsn kovalamaktan farkszdr. Bununla birlikte, birka dakika sonra evresindeki hibir eyin farknda olmadn grdm ve ona biraz daha yaklamay gze alabildim -ayrca adamlarm da artk duvar am, evresini saryorlard. unlar sylediini duydum: "Emrinize amadeyim, efendim. Sizin kle-nizim ve siz de beni dllendireceksiniz; nk sadk olacam. Uzun sredir, uzaktan uzaa size tapyorum. Artk buradasnz ve ben emirlerinizi bekliyorum ve siz, sevgili efendim, nimetlerinizi datrken beni grmezlikten gelmeyeceksiniz, deil mi?" Ne de olsa eski, bencil bir dilenci kendisi. Tann'nn Huzuru'nda olduuna inand bir srada bile somunlar ve balklan* dnyor. Manileri rktc bir hale gelmeye baMatta 15:32-39; Markos 6:37-44; Luka 9:13-17 ve Yu-hanna 6:9-13'te anlatlan somunlar ve balklar hikyesine gnderme yaplyor. -209lad. zerine atladmzda bir kaplan gibi dvt. Son derece gl ve bir insandan ok vahi bir hayvan gibi... Bylesine fke nbeti geiren bir deliyi daha nce hi grmemitim ve umarm, bir daha da grmem. Tanr bize merhamet etmi de ne kadar gl ve tehlikeli olduunu zamannda fark etmiiz. Kafese konulmasaym, byle bir kuvvet ve hrsla ok vahi eyler yapabilirmi. Artk gvenli ellerde. Onu dizginleyen deli gmleinden Jack Sheppard bile kurtulamazd; ayrca pamuk dolgulu odann duvarna zincirlenmi durumda. lklar zaman zaman korkun oluyor, ama onlar takip eden sessizlikler daha da lmcl, nk her hareketi, her dn lm demek. Yakalandndan beri ilk defa anlaml bir eyler syledi. "Sabrl olacam, efendim. Geliyor, geliyor, geliyor!" Ben de imaja uydum ve yaklatm. Uyuya-mayacak kadar gergindim, ama bu gnlk beni sakinletirdi ve bu gece biraz uyuyabile-' ceimi hissediyorum.
151

-210DOKUZUNCU BLM Mektup, Mina Harker'dan Lucy Westenra'ya Budapete, 24 Austos Sevgili Lucy, Whitby'deki tren istasyonunda ayrlmamzdan itibaren btn yaadklarm merak ettiini biliyorum. Eh, canm, Hull'a sa salim vardm ve Hamburg'a* giden gemiye yetitim, oradan da trene bindim. Yolculua dair neredeyse hibir ey hatrlamyorum, yalnz Jo-nathan'a gittiimi ve ona bakmam gerekeceinden imdiden olabildiince uyumam gerektiini biliyordum... Sevgilimi, ah, o kadar zayf, solgun ve bitkin buldum ki. Sevimli gzlerindeki btn kararllk gitmi ve sana yznde grdm sylediim o huzurlu arballk da kaybolmutu. Tam bir enkaz haline gelmi ve uzun bir sredir bana neler geldiini hatrlamyor. Ya da en azndan, benim buna inanmam istiyor ve ben de ona asla sormayacam. Korkun bir ok yaam ve bunu hatrlamaya alrsa, zavall beyninin zorlanabileceinden korkuyorum. ok iyi bir insan ve doutan hemire olan Rahibe Agat-ha, bana onun kendinde deilken korkun * Hull ve Hamburg, srasyla on dokuzuncu yzyln nemli ngiliz ve Alman limanlar. -211eyler saykladn sylyor. Bana bu korkun eylerin ne olduunu sylemesini istedim; ama yalnzca ha karmakla yetindi ve bunlar asla anlatamayacan; bir hastann sayklamalarnn Tann'nn srlan olduunu ve grevi bandaki bir hemire bunlar duyacak olursa, bu emanete sayg gstermesi gerektiini syledi. Kendisi ok tatl biri ve ertesi gn benim zldm grdnde konuyu tekrar at ve benim zavall sevgilimin sayklad eyleri hibir zaman aklayamayacan syledikten sonra ekledi: "Sana yalnz u kadarn syleyebilirim, hayatm: Saykladklar arasnda kendisinin yapt herhangi bir
152

kt ey yok, yani senin, mstakbel kars olarak endielenmeni gerektirecek hibir ey yok. Seni ya da sana borlu olduklarn unutmu deil. Korkusu, hibir lmlnn bahsedemeyecei byk ve rktc eylerden ileri geliyor." Sanrm, tatl kadn, zavall sevgilimin baka bir kza k olduunu dnp kskandm zannediyordu. Benim Jo-nathan' kskandm dnmek! Ama yine de, hayatm, unu gizlice syleyeyim ki, sorunun kaynann baka bir kadn olmadn rendiimde iim sevinle rperdi. imdi yatann kenarnda, o uyurken yzn grebileceim bir yerde oturuyorum. Uyanyor!... Uyandnda benden ceketini istedi, cebinden bir eyler almak istiyordu; Rahibe Agatha'ya rica ettim ve o da her eyi getirdi. Bunlarn arasnda not defteri olduunu grdm ve bakmama izin vermesini isteyecektim -nk orada sorunuyla ilgili bir ipucu bulabilecei--212I mi dnyordum- ama sanrm dileimi gzlerimden anlad, nk bir saniye yalnz kalmak istediini syleyerek beni pencerenin yanna gnderdi. Sonra beni geri ard; dndmde eli not defterinin zerindeydi, ok ciddi bir tavrla unlar syledi. "Wilhelmina," -o zaman ok ciddi olduunu anladm, nk evlenme teklif ettiinden beri bana bu isimle hi seslenmemiti- "karyla koca arasndaki gvene dair dncelerimi biliyorsun, hayatm: kisi arasnda sr olmamal, hibir ey gizlenmemeli. ok byk bir sarsnt geirdim ve ne olduunu dnmeye altmda bam dnyor ve btn bunlarn gerek mi, yoksa bir delinin hayalleri mi olduunu bilemiyorum. Beyin hummas geirdiimi biliyorsun ve bunun delilik demek olduunu. Sr burada gizli ve ben ne olduunu bilmek istemiyorum. Evliliimizle beraber hayatma yeniden balamak istiyorum." nk,
153

hayatm, resmi ilemler tamamlanr tamamlanmaz, evlenmeye karar vermitik. "Cahilliimi paylamaya istekli misin, Wilhelmina? te, defter. Onu al ve sakla, istersen oku, ama asla bana syleme; gerekten ciddi bir grev beni uykuda ya da uyankken, aklm bamda ya da deilken-buraya kaydedilen o ac saatlere geri dnmeye armad srece." Bitkin bir ekilde arkasna yasland, ben de defteri yastnn altna koyup onu ptm. Rahibe Agatha'ya, evliliimizin bu leden sonra gereklemesi iin yneticiyle konumasn rica ettim ve imdi cevabn bekliyorum... -213Gelip bana ngiliz misyoner kilisesinin papaznn arldn syledi. Bir saat iinde ya da Jonathan uyanr uyanmaz evleneceiz... Lucy, zaman geldi ve geti. Kendimi ok saygn, ama ok, ok mutlu hissediyorum. Jonathan bir saati biraz geince uyand, her ey hazrd ve kalkp yastklarla desteklenen yatanda oturdu. "Ediyorum," szn kararl ve gl bir ekilde syledi. Ben ise zar zor konuabildim; yreim o kadar doluydu ki, bu szleri sylerken bile nefesim tkanacak gibi oldu. Sevgili rahibeler ok naziktiler. Ltfen Tanrm, onlar asla unutmayaym; ne de stlendiim ciddi ve tatl sorumluluklar... Sana dn hediyemden bahsetmeliyim. Papaz ve rahibeler beni kocamla yalnz braktklarnda -ah, Lucy, "kocam" kelimesini ilk kez yazyorumbeni kocamla yalnz braktklarnda, defteri yastnn altndan kardm ve beyaz bir kda sarp boynumda asl duran, soluk mavi kurdele ile baladm, dmn zerini de balmumuyla mhrledim, mhr olarak da nikh yzm kullandm. Sonra onu ptm, kocama gsterdim ve ona defterini bu ekilde saklayacam ve o defterin btn hayatmz boyunca birbirimize duyduumuz gvenin gzle grlr bir simgesi olacan; kocamn iyilii iin ya da ok ciddi bir grev uruna olmadka onu hibir zaman amayacam syledim. Sonra elimi eline ald ve -ah, Lucy, ilk defa karsnn elini tutuyordu-bunun btn
154

dnyadaki en gzel ey olduunu, gerekirse bunun iin, gemiteki ac-214lar yeni batan yaayacan syledi. Zavall sevgilim, gemiin bir blmn kastediyordu, ama sanrm henz zaman alglaya-myordu ve aylar bir yana, yllar da kant-nrsa hi armam. Eh, hayatm, ne syleyebilirdim? Ona yalnzca dnyann en mutlu kadn olduumu, ona kendimden, hayatmdan ve gvenimden baka verecek bir eyim olmadn ve bunlara yaamm boyunca duyacam sevgi ve grev duygularnn elik edeceini syledim. Ve hayatm, beni ptnde, zavall, zayf elleriyle beni kendine ektiinde aramzda ciddi bir yemin edilmi gibi oldu... Lucy, hayatm, btn bunlar sana neden anlattm biliyor musun? Yalnzca bana kar hep ok tatl olduun iin deil, ayn zamanda benim iin ok deerli olduun iin. Senin dostun olmak ve okuldan geldiinde seni hayata hazrlamak benim iin bir ayrcalkt. imdi de ok mutlu bir ein gzleriyle, grev duygusunun beni nerelere getirdiini grmeni istiyorum; bylece kendi evlilik hayatnda sen de benim kadar mutlu olabilesin. Canm, btn hayatnn umduun gibi olmas iin Yce Tanr'ya dua ediyorum; gn yla aydnlanan uzun bir gn, hi sert rzgrlar esmeksizin, grevleri unutmakszn ve phe olmadan. Senin iin acsz bir mr dilememeliyim nk byle bir ey asla gereklemez; ama umarm sen de her zaman benim imdi olduum kadar mutlu olursun. Hoa kal, canm. Bu mektubu hemen yollayacam ve belki sana ok -215ksa bir zamanda tekrar yazacam. Burada bitirmeliyim, nk Jonathan uyanyor, kocamla ilgilenmeliyim! Seni her zaman seven, Mina Harker Mektup, Lucy Westenra'dan Mina Harker'a Whitby, 30 Austos Sevgili Mina, Sana okyanuslar dolusu sevgi ve milyonlarca pck yolluyorum, umarm ksa bir
155

sre sonra kocanla birlikte kendi evinde olursun. Keke burada bizimle kalabilecek kadar abuk dnebilseniz. Buradaki temiz hava Jo-nathan' abucak iyiletirirdi. Karabataklar kadar itahm var, hayat doluyum ve iyi uyuyorum. Uykumda yrmeyi neredeyse braktm renmek seni sevindirecektir. Sanrm, bir haftadr yatamdan kprdamadm, yani gece yattktan sonra demek istiyorum. Arthur imanladm sylyor. Bu arada, Arthur'un burada olduunu sylemeyi unuttum. Birlikte yrye kyor, arabayla ya da atla geziyor, krek ekiyor, tenis oynuyor, bala kyoruz ve onu her zamankinden daha ok seviyorum. O da imdi beni daha ok sevdiini sylyor, ama ben bundan kuku duyuyorum, nk bata, beni o an sevdiinden daha ok sevemeyeceini sylemiti. Ama bu samalk. te, bana sesleniyor. Seni seven dostundan imdilik sadece bu kadar, Lucy -216Not: Annem de sevgilerini gnderiyor. Daha iyi grnyor, zavall anneciim... Not: 28 Eyll'de evlenmemiz kararlatrld. DR. SEWARDIN GNL 20 Austos - Renfield vakas gittike daha da ilginleiyor. u ana kadar sessizdi, yle ki, fke nbetleri arasnda durgunluk nbetleri olduunu syleyebilirim. Geirdii krizden sonraki bir hafta boyunca srekli hrnd. Sonra bir gece, tam ay ykselirken sessizleti ve kendi kendine mrldanmaya balad: "imdi bekleyebilirim; imdi bekleyebilirim." Bakc gelip bana syledi, bu yzden ben de ona bakmak iin hemen aaya kotum. Hl deli gmlei iinde ve duvarlar pamuk korumal odadayd; ama yzndeki fke gitmiti ve gzlerine o eski yalvaran -hatta "yaltaklanan" diyebilirim- yumuaklk geri gelmiti. O anki durumu beni tatmin etti ve salnmasn emrettim. Bakclar nce tereddt ettiler, ama en sonunda itiraz etmeden isteimi yerine getirdiler. Hastann onlarn tedirginliklerini grebilecek bir ruh halinde olmas garipti;
156

nk yanma geldi ve durmadan bakclara kaamak baklar atarak fsltyla unlar syledi: "Sizi incitebileceimi dnyorlar! Dnsenize, ben sizi inciteceim! Aptallar!" Bu zavall deli adamn gznde bile dierlerinden ayr tutulduumu grmek nedense avuntu vericiydi; ama ayn zamanda adamn aklndan neler getiini de kestiremiyorum. -217Bunu aramzda ortak bir eyler olduu, bu yzden ayn yerde durduumuz yolunda m yorumlamalym; yoksa benden o kadar muazzam bir kan m var da benim iyiliim onun iin gerekli? Daha sonra bunu renmeliyim. Bu akam konumayacaktr. Bir kedi yavrusu hatta byk bir kedi teklifi bile onu batan karmayacaktr. Sadece yle diyecektir: "Kedilerle ilgilenmiyorum. imdi dnecek baka ilerim var ve bekleyebilirim; bekleyebilirim." Bir sre sonra yanndan ayrldm. Bakc afak vaktinden biraz nceye kadar sessiz kaldn; ama sonra huzursuzlanmaya baladn, sonra iddetle dolduunu, nihayet onu bitkin dren bir kendinden gemilii-e dtn ve sonunda bir tr komaya girdiini syledi. gecedir ayn ey oluyor -btn gn fkeli, sonra ay doumundan gn doumuna kadar sessiz. Keke bunun sebebiyle ilgili bir ipucu bulabilsem. yle grnyor ki, gelip onu etkileyen ve sonra da geen bir ey var. Gzel dnce! Bu gece yine delilie kar aklbamdal oynayacaz. Daha nce yardmmz olmadan kat; bu gece bizim yardmmzla kaacak. Ona bir ans vereceiz ve gerekirse onu takip etmeleri iin adamlan hazr bulunduracaz... 23 Austos - "Her zaman beklenmeyen olur."* Disraeli hayat ne kadar iyi tanyormu. * 1874 ile 1880 yllan arasnda babakanlk yapm olan Benjamin Disraeli'nin Egymion adl eserinin II. Ksm, 4. blmndeki bir satra gnderme yaplyor.
157

"Tahmin ettiklerimiz nadiren olur; hi ummadklarmz ise ounlukla olur." -218Kuumuz, kafesin kapsn ak bulduu zaman uup gitmedi, dolaysyla yaptmz btn ince hazrlklar boa gitti. Yine de bir eyi kantlam olduk: Sessizlik nbetleri belli bir sre devam ediyor. leride, balann her gn birka saat gevetebileceiz. Gece bakcsna, sessizletiinde, gn doumundan bir saat ncesine kadar onu yumuak duvarl odaya kapatmasnn yeterli olacan syledim. Akl bunu takdir edemese bile zavallcn bedeni rahatlayacaktr. Bir ses geliyor! Yine beklenmeyen! Beni anyorlar; hasta yine kam. Daha sonra - Yine bir gece maceras. Ren-field kurnazca bakc onu denetlemek iin ieri girene kadar beklemi. Sonra adamn yanndan frlayp koridordan aa doru komu. Bakclara onu izlemeleri iin haber yolladm. Yine terk edilmi evin bahesine girdi ve onu yine ayn yerde, eski apelin kapsna yaslanm olarak bulduk. Beni grd zaman fkeden deliye dnd, bakclar onu tam zamannda yakalamasalard beni ldrmeye kalkabilirdi. Biz onu tutarken tuhaf bir ey oldu. Aniden elimizden kurtulmak iin iki kat gl bir ekilde aba sarf etti ve sonra yine aniden sakinleti. ster istemez evreme bakndm, ama hibir ey gremedim. Sonra hastann bakn izleyip nereye baktna dikkat ettim, ama ay yla aydnlanan gkyzne bakt iin hibir ey gremedim; sessiz bir hayalet gibi batya doru kanat rpan byk bir yarasa dnda. Yarasalar ounlukla havada emberler izip szlrler, ama bu yarasa sanki nereye gittii-219ni biliyormu ya da kendine has bir amac varm gibi dmdz gidiyordu. Her geen saniye, hasta daha da sakinleti ve biraz sonra unlar syledi: "Beni balamanza gerek yok; sessizce geleceim!" Hi sorun yaamadan eve geri
158

dndk. Sakinliinde uursuz bir eyler olduunu hissediyorum ve bu geceyi unutmayacam... LUCY WESTENRA'NIN GNL Hlingham, 24 Austos - Mina'y taklit etmeli ve her eyi yazmalym. O zaman, bulutuumuzda uzun uzun konuabiliriz. Acaba ne zaman bir araya geleceiz? Keke yine yanmda olsayd, nk kendimi ok mutsuz hissediyorum. Anlalan, dn gece yine Whitby'deki gibi ryalar grdm. Belki hava deiikliinden ya da yine eve dnm olmamz yzndendir. Her ey benim iin ok karanlk ve korkun, nk hibir ey hatrlayamyorum. Ama iim belirsiz bir korku ile dolu ve kendimi ok zayf ve bitkin hissediyorum. Arthur le yemeine geldiinde beni grnce ok zlme benziyordu ve benim de neelenecek halim yoktu. Acaba bu gece annemin odasnda uyuyabilir miyim? Bir bahane uydurup deneyeceim. 25 Austos - Yine kt bir gece. Annem teklifimden pek holanm gibi grnmedi. 0 da iyi grnmyor ve phesiz, beni endielendirmekten korkuyor. Uyank kalmaya altm ve bir sre baardm da; ama saat on ikiyi vurduunda uyandm; demek ki, dalm olma-220lym. Pencereden bir tr rmalama ya da kanat rpma sesleri geliyordu, ama nemsemedim ve baka bir ey hatrlamadma gre o sra tekrar dalm olmalym. Yine kt ryalar. Keke bunlar hatrlayabilseydim. Bu sabah kendimi korkun zayf hissediyorum. Betim benzim atm ve boazm acyor. Akcierlerimde bir sorun olmal; nk hibir zaman yeteri kadar nefes alamyormuum gibi geliyor. Arthur geldiinde neelenmeye alacam, yoksa beni yle grdne ok zlecek. Mektup, Arthur Holmwood'dan Dr. Seward'a Albermarle Oteli, 31 Austos Sevgili Jack,
159

Senden bana bir iyilik yapman istiyorum. Lucy hasta; yani belli bir hastal yok, ama korkun grnyor ve her geen gn daha da ktleiyor. Ona bunun bir sebebi olup olmadn sordum; annesine sormaya cesaret edemiyorum, nk sal bu durumdayken zavall kadn kz konusunda huzursuz etmek lmcl sonulara yol aabilir. Bayan Westenra bana gizlice, sonunun geldiini -kalp hastal- syledi, ama zavall Lucy bunu henz bilmiyor. Sevgilimin zihnini kemiren bir eyler olduundan eminim. Onu dndmde delirecek gibi oluyorum; ona bakmak bana ac veriyor. Senden onu grmeni rica edeceimi kendisine syledim, bata itiraz etti -neden olduunu biliyorum, sevgili dostumama en sonunda raz oldu. Senin -221iin ac verici bir grev olacak, biliyorum, eski dostum, ama bu onun iyilii iin ben ricada bulunmaktan, sen de yerine getirmekten kanmamalyz. Bayan Westenra'yi kukulandrmamak iin yarn, saat ikide Hilling-ham'da le yemeine bekleniyorsun ve yemekten sonra Lucy bir frsatn bulup seninle yalnz kalacak. Ben de aya geleceim, bylece oradan birlikte ayrlabiliriz. Endie doluyum ve sen onu grdkten sonra, seninle mmkn olan en ksa zamanda grmek istiyorum. Ltfen ihmal etme! Arthur Telgraf, Arthur Holmwood'dan Seward'a 1 Eyll Babamn yanna arldm, durumu ktlemi. Bu yzden, yazyorum. Bana her eyi yazp bu gece Ring'e gnder. Gerekirse, telgraf ek. Mektup, Dr. Seward'dan Arthur Holmwood'a 2 Eyll Sevgili, Eski Dostum, Miss Westenra'nin bana gre, herhangi bir ilevsel rahatszl ya da benim bildiim bir hastal olmadn bir an nce syleyeyim. Bununla birlikte,
160

grnnden hi honut kalmadm, onu son grdm zamana gre zc derecede deimi. Tabii ki, istediim gibi bir muayene frsat bulamadm da aklnda bulunsun; dostluumuz, tp bili222minin ya da geleneklerin bile aamayaca, kk bir glk karyor. Neler olduunu sana tam olarak anlatsam ve bylece seni bir bakma kendi sonularn karmaya braksam daha iyi olacak. Ne yaptm ve ne yaplmasn nerdiimi daha sonra syleyeceim. Miss Westenra'yi grnte neeli buldum. Annesi de yanmzdayd ve birka saniye iinde annesini yanltmak ve endielenmesini nlemek iin elinden gelen her eyi yapt kararna vardm. Kesin olarak bilmese bile dikkatli davranmas gerektiini tahmin ettiinden hi kukum yok. Yemeimizi yalnz yedik ve hepimiz neeli olmak iin kendimizi zorladmzdan abalarmzn bir dl olarak en sonunda aramzda, gerek bir tr nee dodu. Sonra Bayan Westenra uzanmaya gitti ve Lucy de benimle yalnz kald. Lucy'nin zel oturma odasna gittik ve oraya varana kadar Lucy'nin neesi yerindeydi; nk hizmetkrlar girip kyordu. Ama kapy kapar kapamaz, yzndeki maske dt ve derin bir i ekile bir sandalyeye kt ve elleriyle gzlerini rtt. Neesinin katn grnce, bir tehiste bulunmak iin tepkisinden yararlandm hemen. Bana tatllkla yle dedi: "Kendimden bahsetmekten ne kadar nefret ettiimi size anlatamam." Ona bir doktora verilen srlarn kutsal olduunu; ama senin, onun iin ok endielendiini hatrlattm. Ne demek istediimi hemen anlad ve tek bir szle konuyu kapatt. "Arthr'a dilediinizi syleyin. Ben kendimi deil, yalnzca onu dnyorum!" Bu yzden olduka zgrm. -223Biraz kansz olduunu kolaylkla grebiliyordum, ama sradan anemi belirtileri
161

yoktu ve ans eseri kannn niteliini gerek anlamyla test edebildim, nk Lucy skm bir pencereyi amaya alrken bir ip boa-nverdi ve krlan cam elini hafife kesti. Aslnda nemsiz bir meseleydi, ama bana gerek bir ans verdi, birka damla kann alp analiz ettirdim. Niteliksel analiz olduka normal bir sonu verdi ve yle diyebilirim ki, salnn ok iyi olduunu gsteriyor. br fiziksel noktalarda da endielenecek bir ey olmadna inanyorum; ama bir yerlerde bir sorun olmas gerektiinden bunun zihinsel bir ey olmas gerektii sonucuna vardm. Zaman zaman yeteri kadar nefes almakta glk ektiini; derin uykusunda onu korkutan ryalar grdn; ama bu ryalarla ilgili hibir ey hatrlamadn syledi. ocukken uykusunda yrdn ve Whitby'deyken bu alkanlnn geri dndn, bir keresinde de geceleyin dar kp Dou Falezi'ne gittiini ve onu orada Bayan Murray'in bulduunu syledi; ama son gnlerde bu alkanln tekrar etmediine beni temin etti. Ben kukuluyum ve bu yzden aklma gelen en iyi eyi yaptm: Amster-dam'daki eski dostum ve stadm, Profesr Van Helsing'e yazdm; kendisi, gizemli hastalklarla ilgili olarak dnyadaki herkesten daha ok ey bilir. Gelmesini rica ettim ve btn masraflarn sana ait olduunu sylediinden, ona senin kim olduundan ve Lucy Westenra ile ilikinden bahsettim. Bu, -224sevgili dostum, yalnzca senin dilein dorultusunda yapld, nk ben Bayan Westenra iin bir eyler yapabilmekten tr zaten fazlasyla gururlu ve mutluyum. Van Helsing'in kiisel bir nedenden tr benim iin her eyi yapacan biliyorum. Dolaysyla, hangi sebeple gelirse gelsin, isteklerini kabul etmeliyiz. Grnte keyfi davranan bir adam, ama bu, neden bahsettiini herkesten iyi bilmesinden kaynaklanyor. Kendisi bir filozof, metafiziki ve gnmzn en iyi bilim adamlarndan biri ve onun son derece ak grl olduuna inanyorum. Bu, elikten sinirler, buzdan bir rmaa benzeyen bir miza,* ylmaz bir irade, kendi kendine hkimiyet ve neredeyse kutsal
162

erdemlerden taan bir hogr ve dnyadaki en nazik, en drst yrekle birleince -bunlar, insanlk iin yapmakta olduu soylu almalarn aralarn oluturuyor- hem teoride hem de pratikte iliyor; nk grleri de her eyi kucaklayan duygular kadar geni. Bunlar, ona neden bu kadar gvendiimi anlaman iin sylyorum. Ondan hemen gelmesini rica ettim. Bayan Westenra'yi yarn tekrar greceim. Benimle Harrod's'ta** buluacak, bylece ziyaretimin bu kadar erken tekrarlanyla annesini telalandrmam olacaz. Her zaman senin olan, John Sevard Bkz. Othello, 5, 2, 256. * Orj. Stores, Londra'daki Harrod's maazas iin kullanlan argo szck. -225Mektup, Abraham Van Helsing, Tp Doktoru, Felsefe Doktoru, Edebiyat Doktoru, vs. vs.'den Dr. Seward'a 2 Eyll Sevgili Dostum, Mektubunu aldm ve hemen sana geliyorum. Talihliyiz ki, bana gvenen bir kimseye hakszlk etmeden hemen yola kabiliyo-rum. Talih yzmze glmeseydi, o zaman bana gvenenler iin kt olurdu. Bana deer veren dostlarm yardm istediklerinde hemen gelirim. Dostuna syle, dier dostumuzun, fazlasyla gergin olmas nedeniyle kaydrd neterin bulatrd kangrenin zehrini hemencecik yaramdan emerek, yardmlarma ihtiyac olan kii iin benden ok daha fazlasn yaptn, nk bana bavurmu olman onun iin ok byk bir talih. Ama onun, yani dostun iin bir ey yapmak benim iin fazladan bir zevk; nk ben senin iin geliyorum. Byk Dou Oteli'nde benim iin oda ayrt, bylelikle yaknlarda olurum; gen hanm yarn ok ge olmadan grmemi sala, nk o gece geri dnmem gerekebilir. Ama gerekirse, gn iinde yine gelirim ve zorunluysa daha uzun kalrm. O zamana kadar hoa kal, dostum John. Van Helsing -226163

Mektup, Dr. Seward'dan Saygdeer Arthur Holmwood'a 3 Eyll Sevgili Art, Van Helsing geldi ve gitti. Benimle birlikte Hillingham'a geldi; Lucy'nin saduyusu sayesinde, annesinin darda le yemei yediini grd, bylece onunla yalnz kalma imkn bulduk. Van Helsing hastay ok dikkatli muayene etti. Bana bilgi verecek ve ben de sana tavsiyede bulunacam, nk elbette muayene srasnda yanlarnda deildim. Korkarm, Van Helsing ok endielendi, ama dnmesi gerektiini sylyor. Ona dostluumuzdan ve bu konuda bana ne kadar gvendiinden bahsettiimde: "Ona dndn her eyi sylemelisin. Tahmin edebilirsen ve istersen, ona benim dndklerimi de syle. Hayr, aka yapmyorum. Bu aka deil, lm kalm meselesi, belki daha da fazlas." Ona bununla ne demek istediini sordum, nk ok ciddiydi. Bu, ehre geri dndmz zaman oldu, Amsterdam'a dnmek zere yola kmadan nce bir fincan ay iiyorduk. Bana baka bir ipucu vermedi. Ona kz-mamalsn, Art, nk suskunluu btn beyninin nianlnn iyilii iin altn gsteriyor. Zaman geldiinde yeterince ak konuacaktr, buna emin olabilirsin. Dolaysyla, sana sanki sadece Daily Telegraph iin be-timleyici bir makale yazyormu gibi ziyaretimizin bir zetini yazacam syledim. Fark etmemi grnd, ama Londra'daki sanayi -227sisinin renciliindeki kadar kt olmadn syledi. Tamamlayabilirse, yarn raporunu alacam. Her koulda, ondan bir mektup bekliyorum. Ziyarete gelince... Lucy onu ilk grdm gnden daha neeliydi ve kesinlikle daha iyi grnyordu. Seni o kadar zen solgunluu biraz gemiti ve nefes alp verileri de normaldi. Profesre kar ok tatl davrand (her zaman olduu gibi) ve onu rahat hissettirmeye alt; ama ben zavall kzn bunun iin epeyce aba harcadn grebiliyordum. Bunu Van Helsing'in de grdn
164

dnyorum, nk gr kalarnn altndan, eski zamanlardan hatrladm gibi, hzla bir bak frlattn grdm. Sonra, kendimiz ve hastalklar dnda her eyden bahsetmeye balad ve bunu yaparken yle canayaknd ki, zavall Lucy'nin oynad neeli rolnn geree dntn grebiliyordum. Sonra, grnte hibir ey deitirmeksizin, konuyu nazike ziyaretinin sebebine getirdi ve gler yzle unlar syledi: "Sevgili kkhanm, bu kadar seviliyor olmanz beni ok memnun etti. Bu iyi bir ey, canm, grmediim eyler olsa da. Bana senin ruh gibi olduunu ve betinin benzinin attn sylediler. Ben de onlara 'peh!' diyorum." Bana doru parman aklatt ve devam etti: "Ama siz ve ben onlara ne kadar yanldklarn gstereceiz. O -bir zamanlar snfta ya da daha sonralar bana hatrlatmay hibir zaman ihmal etmedii zel bir olayda yapt gibi ayn yz ifadesi ve hareketle ia-228ret etti- gen hanmlar hakknda ne bilir ki? Onun oynayaca, tekrar mutlu edip sevenleri arasna gnderecei delileri var. Yapacak ok ey demek bu; ama bunun dlleri de var, insanlara bylesine mutluluk verebilmek gibi. Ama gen hanmlar! Ne kars ne de kz var ve genler kendilerini genlere deil, bir sr acy tanyan ve sebeplerini bilen benim gibi yallara anlatrlar. Bu yzden, hayatm, onu baheye, sigara imeye gndereceiz ve bu arada seninle ben de kendi bamza kk bir konuma yapacaz." Ben iareti aldm ve yava yava oradan uzaklatm. Biraz sonra, profesr pencereye kp beni ieri ard. Ciddi grnyordu, ama yle dedi: "Ayrntl bir muayene yaptm, ama ilevsel bir sebep yok. ok kan kaybettii konusunda sana katlyorum; kaybetmi, ama son gnlerde deil. Ancak u anki durumu kesinlikle anemiden kaynaklanmyor. Ondan hizmetisini bana gndermesini istedim, bir iki soru sorabilir ve bylece
165

hibir eyi atlamam olurum. Hizmetinin ne syleyeceini ok iyi biliyorum. Ama yine de bunun da bir sebebi var; her zaman her eyin bir sebebi vardr. Eve dnp dnmem gerekiyor. Bana her gn telgraf ekmelisin; gerekirse, yine geleceim. Bu hastalk -nk tamamyla iyi olmamak da bir hastalktrilgimi ekti ve tatl, gen hanm, o da ilgimi ekiyor. Beni byledi ve senin iin ya da hastalk iin olmasa bile, onun iin geleceim." Dediim gibi bana baka bir ey sylemedi, yalnz kaldmzda bile. Ve bylece, Art, artk -229benim bildiim her eyi sen de biliyorsun. Lucy'yi sk gzetim altnda tutacam. Umarm, zavall babann durumu iyiye gidiyordur. kisi de senin iin ok deerli olan iki kii arasnda byle bir durumda kalmak, senin iin korkun bir ey olmal, sevgili, eski dostum. Babana kar duyduun sorumluluu biliyorum ve buna bal kalmakta haklsn; ama eer gerekirse, sana hemen Lucy'nin yanna gelmen iin haber yollayacam; bu yzden benden haber alana kadar fazla endielenme. DR. SEWARDIN GNL 4 Eyll - Zoofagus tehisli hasta hl ilgimizi zerinde tutmay baaryor. Yalnzca bir patlama yaad ve bu da dn beklenmedik bir zamanda oldu. len olmadan biraz nce huzursuzlamaya balad. Bakc belirtileri bildiinden hemen yardm arm. Neyse ki, adamlar koup geldiler ve tam zamannda orada oldular, nk tam len olduunda o kadar saldrganlat ki, onu tutmak iin btn glerini kullanmak zorunda kaldlar. Bununla birlikte, aa yukar be dakika iinde gittike sakinleti ve sonunda bir eit melankoliye gmld ve imdi hl bu durumda. Bakc kriz halindeyken att lklarn gerekten de korkun olduunu sylyor; ieri girdiimde ok iim olduunu grdm, onun korkuttuu dier hastalarla ilgilendim. Gerekten de, etkisini olduka iyi anlayabiliyorum, nk uzaktan gelmelerine ramen sesler beni bile -230166

rahatsz etmiti. u anda tmarhanenin akam yemei sonras ve hastam hl bir kede oturmu, donuk, ask, kederli bir yzle, kara kara dnyor; bu haliyle, dorudan bir ey gstermek yerine ima ediyor gibi. Tam olarak anlayamyorum. Daha sonra - Hastamda yeni bir deiiklik... Saat bete gidip ona baktm ve onu grnte, eskiden olduu gibi mutlu ve honut buldum. Sinekleri yakalyor ve onlar yiyordu ve pamuk kapl duvarlarn arasndaki kapnn kenarna trnayla entik atarak ka tane yakaladn not ediyordu. Beni grdnde yanma gelerek kt davran iin zr diledi ve ok alakgnll, yaltaklanr gibi bir tavrla kendi odasna dnmek ve not defterini tekrar alabilmek iin izin vermemizi istedi. Suyuna gitmenin iyi olacan dndm; bu yzden imdi odasnda ve penceresi de ak. aynn ekerini pencerenin pervazna serpmi ve neredeyse bir sinek hasad yapyor. imdi onlar yemiyor, ama eskiden olduu gibi bir kutuya koyuyor ve bir rmcek bulmak iin odasnn kelerini aratrmaya balad bile. Onu son birka gn hakknda konuturmaya altm; nk ne dndne dair herhangi bir ipucunun bana ok byk yaran dokunacakt; ama byle bir ipucu vermedi. Bir iki saniye iin ok zgn grnd ve sonra sanki benimle deil de kendi kendine konuuyormu gibi dalgn bir sesle unlar syledi: "Her ey bitti! Her ey bitti! Beni terk etti. Bunu kendim yapmadm srece, artk be-231nim iin hi umut yok!" Sonra aniden kararl bir ekilde bana dnerek yle dedi: "Doktor, bana byk bir iyilik yapp biraz daha eker almama izin vermez misiniz? Sanrm, bu benim iin iyi olacak." "Ya sinekler?" dedim. "Evet! Sinekler ekerden holanyor ve ben de sineklerden holanyorum, dolaysyla ekerden de holanyorum." Bir de delilerin mantk yrtemeyeceini
167

dnecek kadar cahil insanlar var. Ona istediinin iki kat eker verilmesini saladm ve sanrm, yanndan onu dnyann en mutlu insan yapm olarak ayrldm. Keke aklndan geenleri okuyabilseydim. Gece yars - Hastada yeni bir deiiklik oldu. Lucy'yi grmeye gitmitim -onu ok daha iyi grdm- hastaneye daha yeni dnm, giri kapsnda durmu, gnein batn seyrediyordum. Hastann bir kez daha barmaya baladn duydum. Odas evin bu tarafnda olduu iin, sabahkinden daha iyi duyabiliyordum. Parlak klar, kapkara glgeleri ve kirli suyun zerine olduu gibi, kirli bulutlarn zerine yansyan harikulade renkleriyle Londra'nn zerindeki gnbatmnn puslu gzelliinden uyanp da souk ta binamn btn o korkun hainliini, iinde soluk alan sefalet bolluunu ve btn bunlara katlanmak zorunda olan kendi yalnz kalbimi fark etmek benim iin tam bir ok oldu. Tam gne batarken hastann yanna vardm ve penceresinden krmz yuvarlan batmasn izledim. Gne batarken, hastamn gn-232l gittike azald ve tam batt anda onu tutan ellerden syrlarak bir kle gibi yere yld. Ama delilerin zihinlerinin harika bir iyileme gc var; nk birka dakika iinde olduka sakin bir ekilde ayaa kalkt ve evresine baknd. Bakclara onu tutmamalarn iaret ettim; nk ne yapacan grmek istiyordum. Doruca pencerenin yanna gitti, eker krntlarn temizledi; sonra sinek kutusunu alp dar boaltt ve kutuyu da frlatp att; sonra pencereyi kapatt, odann br tarafna geerek yatana oturdu. Btn bunlar beni artt iin sordum: "Artk sineklerini saklamayacak msn?" "Hayr," dedi; "btn bu pisliklerden ireniyorum!" Kesinlikle fevkalade ilgin bir alma konusu. Zihninden neler getiini ya da ani fke nbetlerinin sebebini keke birazck olsun anlayabilseydim. Dur; lgnlnn bugn neden le vakti ve gnbatmnda geldiini anlayabilirsek bir ipucu olabilir. Gnein
168

zaman zaman baz mizalar etkileyen, zararl bir etkisi olabilir mi -ayn bakalarn etkilemesi gibi? Greceiz. Telgraf, Seward, Londra'dan Van Helsing, Amsterdam'a 4 Eyll - Hasta bugn daha da iyi. Telgraf, Seward, Londra'dan Van Helsing, Amsterdam'a 5 Eyll - Hastann durumunda byk dzelme var. tah iyi; uykusu normal; neesi yerinde; rengi geri dnyor. -233Telgraf, Seward, Londra'dan Van Helsing, Amsterdam'a 6 Eyll - Ktye doru korkun bir deiim oldu. Hemen gelin; bir saat bile kaybetmeyin. Sizi grene kadar Holmwood'a telgraf ekmeyeceim. -234ONUNCU BLM Mektup, Dr. Seward'dan Saygdeer Arthur Holmwood'a 6 Eyll Sevgili Art, Bugnk haberlerim pek iyi deil. Lucy'nin durumu bu sabah biraz ktye gitti. Ama bu olay dolaysyla iyi bir ey oldu: Bayan Westenra doal olarak Lucy iin endielendi ve ona uygulanan tbbi bakmla ilgili olarak bana dant. Ben de bu frsattan yararlanarak ona eski stadm, byk uzman, Van Helsing'in benimle kalmaya geleceini ve Lucy'ye birlikte bakabileceimizi syledim; bylece artk onu gereksiz yere korkutmadan gelip gideceiz, nk bir ok onun aniden lmne sebep olabilir ve bu da u zayf halinde, Lucy iin feci sonulara yol aabilir. Hepimizin drt bir yan glklerle evrili, zavall eski dostum; ama btn bunlarn stesinden gelmemiz iin Tann'ya yalvaryorum. Gerekirse, yazacam; dolaysyla benden haber almazsan, yalnzca haber beklediimi anla. Aceleyle, Her zaman dostun, John Seward -235DR. SEWARD'IN GNL 7 Eyll - Liverpool Caddesi'nde bulutuumuzda Van Helsing'in bana syledii ilk ey u oldu: "Gen dostumuza, kzn sevgilisine bir ey syledin mi?"
169

"Hayr," dedim. 'Telgrafmda da belirttiim gibi sizi grene kadar bekledim. Ona sadece Lucy'nin pek iyi olmad iin sizin buraya geldiinizi ve gerekirse kendisine haber vereceimi bildiren bir mektup yazdm." "Doru olan yapmsn, dostum," dedi, "ok doru! Henz bilmemesi daha iyi; belki de asla bilmemeli. Umarm yle olur; ama eer gerekirse, o zaman her eyi renecek. Ve benim iyi dostum John, seni uyaraym. Sen delilerle urayorsun. Btn insanlar u ya da bu ekilde delidir; madem delilerinle urarken az sk davranyorsun, Tan-r'nn delileriyle, yani dnyann geri kalany-la ilgilenirken de byle yap. Delilerine ne yaptn ya da bunu neden yaptn sylemiyorsun, onlara ne dndn sylemiyorsun. Bu bilgiyi de olduu yerde tutmalsn, kalaca, kendi trnden olanlar evresine toplayabilecei ve reyebilecei bir yerde tutacaksn. Sen ve ben bildiklerimizi imdilik burada ve burada saklayacaz." Kalbimin zerine ve alnma dokundu ve sonra da ayn ekilde kendisine dokundu. "Kendi adma, u anda baz fikirlerim var. Daha sonra bunlar sana da aacam." "Neden imdi deil?" diye sordum. "Bir -236faydas dokunabilir; bir karara varabiliriz." Durup bana bakt ve yle dedi: "Dostum John, msr yetitii zaman,* henz olgunlamasndan bile nce; tabiat anann st daha iindeyken ve gne henz onu sarya boyamamken, ifti koan alr, kaba elleriyle ovuturur, yeil kabuklarn fler ve sana yle der: 'Bak, bu iyi msr; zaman geldiinde iyi hasat verecek.'" Neye varmaya altn kavrayamadm ve ona bunu syledim. Cevap olarak uzanp kulam tuttu, uzun zaman nce derslerde yapt gibi akac bir ekilde ekerek yle dedi: "yi ifti sana bunu zaman geldiinde syler; nk o zaman gelene kadar bilemez. Ama iyi iftinin, byyp bymediini grmek iin msn kknden
170

sktn gremezsin; iftilik oynayan ocuklar yapar bunu, bundan yaamlarn kazananlar deil. imdi anlyor musun, dostum John? Ben msrlarm ektim ve imdi filizlenmesi doann ii; gerekten de filizlenirse, bir eyler vaat ediyor demektir ve ben de koan yetiene kadar bekleyeceim." Sustu, anladm fark etmiti nk. Sonra daha ciddi bir tavrla devam etti: "Her zaman dikkatli bir renci oldun ve vaka defterin herkesinkinden daha dolu olurdu. O zamanlar yalnzca bir renciydin; imdiyse bir ustasn ve bu iyi alkanln kaybetmediini umuyorum. Unutma, dostum, bilgi bellekten daha gldr ve biz daha zayf olana gvenmemeliyiz. Bu iyi alkanl korumu olmasan bile, sana u kadarn syBkz. Luka, 8:8 ve 8:15. -237leyeyim, sevgili kkhanmn olay biz ve dierleri iin ok ilgin olabilir; dikkat et, olabilir, diyorum. Dolaysyla, bu vakann notlarn iyi tut. Hibir ey dikkate demeyecek kadar nemsiz deildir. Sana kukularn ve tahminlerini bile not etmeni neriyorum. Gelecekte, tahminlerinin ne lde doru ktn grmek ilgini ekebilir. Baarlarmzdan deil, baarszlklarmzdan ders alrz!" Lucy'nin semptomlarn anlattm zaman -ayn ama bu sefer daha belirgindilerok ciddi bir tavr taknd, ama hibir ey demedi. Yannda, iinde bir sr alet ve ila bulunan byk bir anta da getirdi. ifa mesleinin profesr, aralarn, "hayrl mesleimizin rktc tehizat," diye adlandrmt bir kez, derslerinin birinde. eri alndmz zaman bizi Bayan Westenra karlad. Endieliydi, ama benim beklediim kadar deil. Doa, iyilikbir anlarndan birinde, lmn bile kendi yaratt dehetlere kar bir panzehir barndrmasn buyurmutu. Burada da herhangi bir okun onun iin lmcl olabilecei bir durumda, her ey yle bir denk gelmiti ki, u ya da bu nedenle, kiisel olmayan eyler; o kadar bal olduu kzmdaki korkun deiim bile; onu
171

etkilememi gibi grnyordu. Tabiat anann yabanc bir nesnenin evresini duyarsz bir dokuyla sarmas, bylece ona temas yoluyla zarar verebilecek bir eyin ktlnden onu korumas gibi bir eydi. Eer bu biteviye bir bencillik olarak anlacaksa, birini ktcl bir egoistlikle sulamadan nce yle bir durup dnmeliyiz, -238nk sebeplerinin, bizim bildiimizden daha derin kkleri olabilir. Ruhsal patolojinin bu aamasyla ilgili bilgimi kullandm ve onun Lucy'nin yannda bulunmamas ya da hastaln gereinden fazla dnmemesi gerektii gibi bir kural koydum. Seve seve kabul etti, hatta yle seve seve kabul etti ki, yine tabiat anann elinin hayat mcadelesi verdiini grdm. Van Helsing ve ben, Lucy'nin odasna karldk. Dn onu grdmde ok armtm, bugn grdmde dehete dtm. Beti benzi atm, kire gibi beyazlamt; sanki dudaklar ve dietlerindeki krmz renk bile gitmi, yz kemikleri gze arpacak kadar belirginlemiti. Soluk alp verileri, grmeye ya da duymaya katlanlamayacak kadar ac vericiydi. Van Helsing'in yz mermer gibi katlat ve kalar neredeyse burnunun zerinde birleecek kadar atld. Lucy hareketsiz yatyordu ve konumaya gc yokmu gibi grnyordu, bu yzden bir sre sessiz sedasz oturduk. Sonra Van Helsing eliyle bana iaret etti ve yavaa odadan ktk. Kapy kapatr kapatmaz, koridorda hzla yryerek kaps ak olan baka bir odaya geti, beni de hzla ieri ekerek kapy kapatt. 'Tanrm!" dedi; "Korkun bir ey bu! Hi vakit kaybetmemeliyiz. Kalbinin almasna bile yetecek kadar kan olmad iin lecek. Hemen kan nakli yapmak zorundayz. Sen mi, yoksa ben mi?" "Ben daha gen ve daha glym, profesr. Ben olmalym." -239"yleyse, hemen hazrlan. Ben antam getireceim. Hazrlkl geldim." Onunla beraber aa indim, biz inerken d kap alnd. Tam salona vardmzda hizmeti kapy at ve Arthur hzla ieri girdi. Bana doru koarak telala fsldad:
172

"Jack, ok endielendim. Mektubun satr aralarn okudum ve byk bir strap iinde kaldm. Babam daha iyiydi, bu yzden kendi gzlerimle grmek iin buraya kotum. Bu beyefendi Dr. Van Helsing deil mi? Geldiiniz iin size ok minnettarm, baym." Profesr onu ilk grdnde byle bir zamanda rahatszlk verdii iin sinirlenmiti; ama imdi grbz yapsn fark edip ondan yaylan gl, gen erkeklii grnce gzleri parlad. Hi duraksamadan elini uzatp byk bir ciddiyetle unlar syledi: "Baym, tam zamannda geldiniz. Siz deerli kkhanmmzn sevgilisi olmalsnz. Durumu kt, ok, ok kt. Hayr, ocuum, kendinizi byle brakmayn." nk Arthur aniden sararm ve baylacakm gibi bir sandalyeye oturmutu. "Ona yardm etmeniz gerekiyor. Yaayan herkesten daha fazlasn yapabilirsiniz ve cesaretiniz en iyi yardmcnz olacaktr." "Ne yapabilirim ki?" diye sordu Arthur, bouk bir sesle. "Syleyin, hemen yapaym. O canmdan daha deerli ve onun iin kanmn son damlasn bile veririm." Profesrn kuvvetli bir mizah anlay vardr ve onu eskiden beri tanyor olmam dolaysyla, verdii cevaptan neler dndn sezdim: -240"Sevgili baym, senden o kadarn istemiyorum, son damlasna kadar deil!" "Ne yapacam?" Arthur'un gzlerinde kvlcmlar parlyor ve ak burun delikleri kararllkla titriyordu. Van Helsing gen adamn omzuna bir aplak indirdi. "Gel!" dedi. "Sen bir erkeksin ve bizim de bir erkee ihtiyacmz var. Benden ve dostum John'dan daha iyisin." Arthur akna dnm gibiydi ve profesr nazik bir ekilde aklad: "Gen hanm kt, ok kt. Kana ihtiyac var, ya kan alacak ya da lecek. Dostum John'la konutuk ve kan nakli dediimiz eyi gerekletirmek zereydik; dolu damarlardan kan alp buna ihtiyac olan bo damarlara aktarmak yani. Benden daha gen ve gl olduu iin John kan verecekti." Arthur burada elimi tuttu ve sessizce skt. "Ama imdi siz buradasnz ve gen ya da yal, dnce
173

dnyasnda ok yorulan ikimizden de daha iyisiniz. Sinirlerimiz sizinkiler kadar sakin, kanmz da o lde salkl deil!" Arthur ona dnp yle dedi: "Onun iin seve seve leceimi bilseydiniz, anlardnz..." Boaz dmlenerek durdu. "yi ocuk!" dedi Van Helsing. "ok gemeden sevdiin kadn iin btn bunlar yaptna memnun olacaksn. imdi gel ve sessiz ol. Nakil yaplmadan nce onu bir kez persin, ama sonra gitmek zorundasn; ben iaret verdiimde odadan kmalsn. Evin hanmna hibir ey syleme; salk durumunu biliyorsun! Hibir ekilde ok yaamamal; bu yaptklarmz bilmesi onda ok yaratr. Gel!" -241Hep beraber Lucy'nin odasna ktk. Arthur sylenildii zere darda kald. Lucy ban evirip bize bakt, ama hibir ey sylemedi. Uyumuyordu, ama konuamayacak kadar da zayft. Bizimle gzleriyle konutu; o kadar. Van Helsing antasndan bir eyler kard ve bunlar gzden uzakta kk bir masann zerine koydu. Sonra uyuturucu bir karm hazrlad ve yatan yanna gelerek neeli bir ekilde yle dedi: "imdi, kkhanm, ite ilacnz burada. Uslu bir ocuk gibi bunu iin. Bakn, kolay yutmanz iin sizi kaldracam. Evet." Lucy imeyi baard. lacn etkisini gstermesinin o kadar uzun srmesi beni artt. Bu, aslnda onun ne kadar zayf olduunu gsteriyordu. Gz kapaklan uykuyla arlamaya balayana kadar geen zaman bana hi bitmeyecekmi gibi geldi. Ama en sonunda, uyuturucu etkisini gstermeye balad ve Lucy derin bir uykuya dald. Profesr yeterince beklediimize inandndan Arthur'u odaya ard ve ceketini karmasn syledi. Sonra ekledi: "Ben masay getirirken o kk pc alabilirsiniz. Dostum John, bana yardm et!" Bylelikle Arthur, Lucy'nin zerine eilirken ikimiz de bakmam olduk. Van Helsing bana dnerek unlar syledi: "Dostumuz gen ve gl; kan da yle
174

temiz ki, defibrine etmemize gerek yok." Sonra, Van Helsing byk bir hzla, ama kendi iinde bir dzenle operasyonu gerekletirdi. Kan nakli srerken, zavall Lucy'nin -242rengi giderek solmasna ramen yanaklarna hayat gelir gibi oldu. Arthur'un yz de tmyle sevinten parlyordu. Bir sre sonra endielenmeye baladm, gl bir adam olmasna ramen, kan kayb Arthur'un zerindeki etkisini gstermeye balamt. Arthur'u zayflatan bu kan kaybnn Lucy'yi yalnzca ksmen iyiletirmesiyle, Lucy'nin vcudunun ne kadar korkun bir hasar grm olduunu fark ettim. Ama profesrn yz kararlyd ve saati elinde, gzleri bir hastaya, bir Art-hur'a dikilerek durup izledi. Kendi kalbimin atlarn duyabiliyordum. Biraz sonra tatl bir sesle, "Bir saniye kprdama. Bu kadar yeter. Sen Arthur'la ilgilen; ben hastaya bakacam," dedi. Her ey sona erdiinde Arthur'un ne kadar zayf dtn grebiliyordum. ne deliine tampon yaptm ve onu gtrmek iin koluna girdim, bu srada Van Helsing arkasn dnmeden konutu; sanki adamn kafasnn arkasnda gzleri vard: "Cesur k, bence bir pc daha hak etti, imdi alacak." Operasyonu bitirdiinden hastann ban yasta koydu. Bunu yaparken, Lucy'nin hep boynuna takt, sevgilisinin verdii eski bir elmas tokayla tutturduu dar, siyah kadife bant biraz yukar doru kayd ve boaznda krmz bir iz grld. Arthur izi fark etmedi, ama Van Helsing'in duygularn da vurma yollarndan biri olan, iine ektii soluun derin tslamasn duydum. O an bununla ilgili bir ey sylemedi, ama bana dnp yle dedi: "imdi, cesur, gen mz aa gtr, ona porto arab ver ve -243brak biraz uzansn. Sonra eve gidip dinlenmesi gerekiyor, bol bol uyuyup yemek yesin, bylece sevgilisine verdiklerini geri kazanabilir. Burada kalamaz. Bir dakika dur. Sonucu merak ettiini grebiliyorum, baym. yleyse, operasyonun her
175

adan baarl olduunu bilin. Bu seferlik onun hayatn kurtardnz ve eve gidip elden gelen her eyin yapldn dnerek huzur iinde dinlenebilirsiniz. yiletiinde ona her eyi anlatacam; bu yaptnz iin sizi daha ok sevecektir. Gle gle." Arthur gittikten sonra odaya geri dndm. Lucy ml ml uyuyordu ve soluk alp verileri daha glyd; gs inip kalkarken yatak rtsnn kprdadn grebiliyordum. Van Helsing yatan kenarna oturmu, dikkatle ona bakyordu. Kadife bant yine krmz izi rtyordu. Profesre fsltyla sordum: "Boazndaki iz ne demek oluyor sizce?" "Sence ne demek?" "Henz grmedim," dedim ve hemen band zmek iin uzandm. Tam ahdamannm zerinde pek byk saylmayacak, ama yine de salkl grnmeyen iki delik vard. Bir hastalk belirtisi falan yoktu, ama kenarlar irinlenmi gibi beyaz ve tahri olmu grnyordu. Hemen aklma bu yarann ya da her ne ise onun ortadaki kan kaybnn sebebi olabilecei geldi, ama kafamda oluur olumaz, bu fikirden vazgetim; nk byle bir ey olamazd. Kz kan naklinden nceki solgunluuna sebep olacak kadar kan kaybetseydi, btn yatak kpkrmz ve slak olurdu. "Ee?" dedi, Van Helsing. -244"Eee," dedim, "hibir anlam veremiyorum." Profesr ayaa kalkt. "Bu gece Amster-dam'a geri dnmek zorundaym," dedi. "Orada ihtiya duyduum kitaplar ve malzemeler var. Sen btn gece burada kalmal ve gzn ondan ayrmamalsn." "Bir hastabakc bulaym m?" dedim. "En iyi hastabakclar biziz, sen ve ben. Btn gece nbet tut; iyi beslendiinden ve hibir eyin onu rahatsz etmediinden emin ol. Gece boyunca uyumamalsm. Sen ve ben sonra uyuyabiliriz. Mmkn olduunca abuk dneceim. Ve sonra balayabiliriz." "Balayabilir miyiz?" dedim. 'Tanr akna ne demek istiyorsunuz?"
176

"Greceiz!" dedi ve aceleyle kt. Bir saniye sonra geri dnp kapdan ban uzatt ve parman uyanrcasma kaldrarak unlar syledi: "Unutma, o senin sorumluluun altnda. Yanndan aynlrsan ve ona bir zarar gelirse, bundan sonra bir daha huzur iinde uyuyamazsn!" DR. SEWARDIN GNL (Devam) 8 Eyll - Btn gece Lucy'nin banda bekledim. Uyuturucunun etkisi akam karanlnda geti ve kendiliinden uyand; operasyondan nceki haline gre ok canl grnyordu. Keyfi daha yerindeydi ve mutlu bir canllkla doluydu, ama yaad srekli bitkinliin izlerini grebiliyordum. Bayan Westen-245ra'ya, Dr. Van Helsing'in onunla kalmam istediini sylediimde kznn kuvvetinin yerine geldiine ve neesinin de iyi olduuna iaret ederek bu fikri neredeyse kmsedi. Ama ben kararlydm ve uzun nbetim iin gerekli hazrlklar yaptm. Hizmetisi onu gece iin hazrlad srada akam yemeimi yiyip ieri girdim ve yatann yanndaki bir koltua oturdum. Lucy hibir ekilde buna itiraz etmedi, aksine ne zaman onunla gz gze gelsem bana minnettar bir ifadeyle bakyordu. Uzun sre sonra uykuya dalar gibi oldu, ama silkinerek kendini toplad ve uykuyu zerinden att. Bu defalarca tekrarland, zaman getike daha byk bir aba gerekiyordu ve daha sk yineleniyordu. Uyumak istemedii aka ortadayd, bu yzden doruca konuya girdim: "Uyumak istemiyor musunuz?" "Hayr; korkuyorum." "Uyumaktan m korkuyorsunuz! Niin? Bu hepimizin ok arzulad bir nimet." "Ah, siz de benim gibi olsaydnz, yle olmazd -uyku sizin iin de bir dehet habercisi olsayd..." "Bir dehet habercisi mi! Tanr akna ne diyorsunuz?" "Bilmiyorum; ah, bilmiyorum. Bu kadar korkun olan da bu. Btn bu zayflk uykuda bastryor; yle ki, uykunun dncesi bile beni dehete dryor." "Ama, sevgili kzn, bu gece uyuyabilirsiniz. Ben burada sizi izliyor olacam
177

ve hibir ey olmayacana sz verebilirim." "Ah, size gvenebilirim!" Bu frsattan ya-246rarlanarak yle dedim: "Sz veriyorum, kt ryalar grdnze dair herhangi bir iaret grrsem, sizi hemen uyandracam." "Uyandracak msnz? Ah, gerekten uyandracak msnz! Bana kar ne kadar iyisiniz! yleyse uyuyacam!" Ve neredeyse bunu syler sylemez rahatlayarak derin bir nefes ald ve arkasna yaslanarak uykuya dald. Btn gece boyunca onu izledim. Hi kprdamad bile; derin, dingin, hayat ve salk dolu bir uykuyla uyudu, uyudu. Dudaklar hafife aralanmt ve gs bir sarka gibi dzenli bir ekilde inip kalkyordu. Yznde bir glmseme vard ve i huzurunu karacak kt ryalar grmedii aka ortadayd. Sabah erken saatlerde hizmetisi geldi ve Lucy'yi onun bakmna brakarak eve dndm, nk endielendiim bir sr ey vard. Van Helsing ve Arthur'a ksa birer telgraf gndererek onlara operasyonun mkemmel sonu verdiini bildirdim. Biriken ilerimi bitirmek btn gnm ald; zoofagus hastamn durumunu soracak vakti bulduumda artk karanlk kmt. Rapor iyiydi; nceki gn ve gece boyunca olduka sessizmi. Akam yemeimi yerken Amsterdam'daki Van Helsing'ten bir telgraf geldi; orada hazr bulunmam iyi olacandan bu akam Hillingham'da olmam neriyor ve kendisinin gece treniyle yola kp ertesi sabah erkenden bana katlacan belirtiyordu. 9 Eyll - Hillingham'a vardmda ok yorgun ve bitkindim. ki gecedir neredeyse gzm bile krpmamtm ve beyin yorgunluu-247nun belirtisi olan o uyuukluk bamda kendisini hissettirmeye balamt. Lucy kalkmt ve neeliydi. Benimle el skrken yzme kararl bir bak att ve yle dedi: "Bu gece bamda oturmak yok. Bitkin dmsnz. Ben imdi olduka iyiyim,
178

gerekten iyiyim ve birisinin banda beklemek gerekiyorsa, ben sizin banzda bekleyeceim." Bu konuda tartmadm, gidip gecikmeli akam yemeimi yedim. Lucy de benimle geldi ve onun byleyici varlyla canlanarak mkemmel bir yemek yedim, daha da mkemmel olan, porto arabndan birka kadeh itim. Sonra Lucy beni yukar kata kard ve kendi odasnn yannda, iinde scack bir atein yand bir odaya gtrd. "imdi," dedi, "burada kalmalsnz. Bu kapy ve kendi odamn kapsn ak brakacam. Kanepede yatabilirsiniz, nk yaknlarda bir hasta varken, hibir eyin siz doktorlar yataa gitmeye ikna edemeyeceini biliyorum. Bir eye ihtiyacm olursa seslenirim, siz de hemen yanma gelebilirsiniz." Kabul etmekten baka arem yoktu, nk "kpekler gibi yorgun" dmtm ve denesem bile uyank kalamazdm. Bu yzden, bir eye ihtiyac olduunda beni aracana dair szn yinelemesi zerine kanepeye uzandm ve her eyi unuttum. LUCY WESTENRANIN GNL 9 Eyll - Bu gece kendimi ok mutlu hissediyorum. O kadar zayf dmtm ki, dnebilmek ve hareket edebilmek, elik gibi -248bir gkyznde uzun sre esen bir dou rzgrndan sonra gn n yeniden hissetmek gibi. Her nedense, Arthur'u kendime ok, ok yakn hissediyorum. Sanki varl iimi styor. Sanrm, hastalk ve zayflk bencilce eyler; i gzmz ve dncelerimizi sadece kendimize evirmemize neden oluyor; buna karlk salk ve kuvvet de dizginleri sevginin eline veriyor, hem dncede hem de duygularda istedii yere gidebiliyor. Ben dncelerimin nerede olduunu biliyorum. Keke Arthur bunu bilseydi! Canm, canm, uyurken kulaklarn nlyor olmal, ayn benimkilerin uyankken nlad gibi. Ah, dn gecenin mutlu uykusu! O sevgili, iyi yrekli Dr. Seward bamda beklerken nasl da uyudum. Bu
179

gece de uyumaktan korkmayacam nk o yaknmda ve seslenebileceim bir yerde. Bana kar bu kadar iyi davrandklar iin herkese teekkrler! Tann'ya kr! yi geceler Arthur. DR. SEWARDIN GNL 10 Eyll - Profesrn elini bamda hissettim ve hemen irkilerek uyandm. Bu akl hastanesinde rendiimiz eylerden biri herhalde. "Hastamz nasl?" "Yanndan ayrldmda ya da daha dorusu o benim yanmdan ayrldnda iyiydi," dedim. "Gel, grelim," dedi. Ve birlikte odaya gittik. Perde inikti ve Van Helsing yumuak, ke-249di gibi admlaryla yatan yanna giderken ben de gidip yavaa perdeyi kaldrdm. Perdeyi kaldrp da sabah odaya dolduunda profesrn nefesini ekerek alak sesle tsladn duydum, bunu ok ender olarak yaptn bildiimden yreime lmcl bir korku sapland. Ben yanna giderken geri ekildi ve azndan kan "Gott in HimmeU"* dehet nlemini anlamak iin yzndeki ac dolu ifadeyi grmeye gerek bile yoktu. Elini kaldrarak yata iaret etti; demirden yz gerilmi, kl gibi bembeyaz olmutu. Dizlerimin titremeye baladn hissettim. Zavall Lucy, yatan zerinde, grnte baygn, korkun bir ekilde solmu, her zamankinden bitkin, yatyordu. Dudaklar bile beyazd ve dietleri, uzun sren bir hastaln ardndan len bir cesedinkiler gibi ekilmie . benziyordu. Van Helsing fkeyle yere vurmak iin ayan kaldrd, ama hayat igds ve onca yln tecrbesi onu engelledi ve ayan yumuak bir ekilde yere koydu. "abuk!" dedi. "Konyak getir." Yemek odasna kotum ve iki srahisi ile geri dndm. Profesr bununla zavall, beyaz dudaklar slatt ve birlikte, Lucy'nin avularn, bileklerini ve kalbinin zerini ovaladk. Kalbini
180

yoklad ve birka saniyelik ac dolu, pheli bir bekleyiten sonra yle dedi: "Henz ok ge deil. Kalbi atyor, ama ok zayf. Btn yaptklarmz boa gitmi; tekrar balamalyz. imdi gen Arthur yok, bu sefer bunu senden istemek zorundaym, Almanca: Cennetteki Tanr. -250dostum John." Bunlar sylerken bir yandan da elini antasna atm, kan nakli iin gerekli aralar karyordu; ben de ceketimi kardm ve gmleimin kollarn kvrdm. imdi uyuturucu kullanmaya ne olanak ne de ihtiya vard, dolaysyla bir an bile kaybetmeden operasyona baladk. Bir sre sonra -pek de ksa bir sre gibi gelmedi bana, nk ne kadar gnll verilirse verilsin, insann kannn ekiliyor olmas korkun bir duygu- Van Helsing parman kaldrarak bir uyanda bulundu. "Kprdama," dedi, "kuvveti yerine gelince uyanmasndan korkuyorum ve bu tehlikeli olur, ah, ok tehlikeli. Ama bir nlem alacam. Deri altna morfin enjekte edeceim." Sonra hzl ve becerikli bir ekilde bu kararn uygulamaya koydu. Lucy zerindeki etkisi kt deildi, nk baygnlk hali yava yava uyuturucudan kaynaklanan bir uykuya dnt. Kiisel bir gurur duygusuyla solgun yanaklara ve dudaklara hafif bir renk geldiini gryordum. Kendi kannn sevdii kadnn damarlarna aktarlmasnn nasl bir duygu olduunu hibir erkek yaamadan anlayamaz. Profesr bana eletiren gzlerle bakt. "Bu kadar yeter," dedi. "Ne abuk?" diye kar ktm. "Arthur'dan ok daha fazlasn almtnz." Bunun zerine hznl bir glmseyile cevap verdi: "Arthur onun sevgilisi, nianls. Senin onun iin ve bakalar iin yapacak ok, ok iin var; imdilik bu kadar yeterli." Operasyonu bitirdiimizde Lucy'yle ilgi-251lendi, bu arada ben de parmamla ine deliine bastrdm. ini bitirip benimle ilgilenmesini beklerken uzandm, nk baylacakm gibi oluyordum ve biraz da
181

midem bulanyor-du. Bir sre sonra ine deliini bantlad ve kendime bir bardak arap almam iin beni aa gnderdi. Tam odadan karken, arkamdan geldi ve yan fsldayarak yle dedi: "Unutma, bu konudan hi kimseye bahsetmemeliyiz. Gen mz nceki gibi beklenmedik bir ekilde kagelirse, ona tek kelime etme. Bu onu hem korkutur hem de kskandrr. Hibiri olmamal. Bu yzden!" Geri dndmde bana dikkatle bakt ve sonra unlar syledi: "Durumun fazla ktlemedi. Odaya git, kanepene uzan ve biraz dinlen; sonra sk bir kahvalt et ve buraya, yanma gel." Bu doru ve bilgece tleri hemen yerine getirdim. in bana den ksmn yapmtm ve imdiki grevim gcm toplamakt. Kendimi ok zayf hissediyordum ve bu zayflk yznden olanlar karsnda duyduum aknlk ksmen yok olmutu. Ama tekrar tekrar Lucy'nin durumunun nasl bu kadar gerilediine ve hibir yerde bunu gsteren bir iz olmamasna ramen, nasl bu kadar kan kaybedebildiine hayret ederek kanepede uyuyakal-dm. Sanrm, bu hayretim ryalarmda da srm olmal, nk uykuyla uyanklk arasnda, aklm srekli boazndaki kk deliklere ve o kadar ufak olmalarna ramen kenarlarnn tahri olmu grntsne taklyordu. Lucy neredeyse gn boyu uyudu ve -252uyandmda, nceki gnk kadar olmasa da iyi ve glyd. Van Helsing onu grdnde, bir saniye bile onun yanndan ayrlmamam gerektiine dair kat emirlerle sorumluluu bana brakarak yry yapmak zere dar kt. Koridordan sesinin geldiini duydum, en yakn telgraf ofisine nasl gideceini soruyordu. Lucy benimle biraz ene ald; olan bitenden habersiz grnyordu. Onu oyalamaya, dikkatini datmaya altm. Annesi onu grmek iin yukar ktnda herhangi bir deiiklik fark etmi gibi bir hali yoktu, ama minnettarlkla bana unlar syledi: "Btn yaptklarnz iin size ok ey borluyuz, Dr. Seward; ama gerekten
182

kendinizi fazla yormamaya zen gstermelisiniz. Siz de solgun grnyorsunuz. Size bakp biraz ilgilenecek bir ee ihtiyacnz var; gerekten!" O konuurken Lucy kpkrmz kesildi, ama sadece bir an iin; nk zavall, bo damarlar byle allmadk bir ekilde baa kan gndermeye uzun sre dayanamazd. Yalvarr gibi gzlerini bana evirdiinde ise ar solgunla-t. Glmseyerek bam salladm ve parmam dudaklarma gtrdm; iini ekerek tekrar yastklarnn arasna gmld. Van Helsing birka saat iinde geri dnd ve biraz sonra bana yle dedi: "imdi sen eve git ve salam bir yemek yiyip bolca su i. Gcn topla. Ben bu gece burada kalr ve k-khanmn banda beklerim. Vakay ikimiz izlemeliyiz ve baka kimsenin bilmesine izin vermemeliyiz. Bunun iin ok ciddi nedenle-253rim var. Hayr, bunlar sorma; istediini dn. En olanakd olan bile dnmekten korkma. yi geceler." Koridorda, hizmetilerden ikisi yanma geldi ve kendilerinin ya da hi olmazsa, birinin Bayan Lucy'nin banda bekleyip bekle-yemeyeceklerini sordular. Onlara izin vermem iin bana yalvardlar; ya kendisinin ya da benim beklememin Dr. Van Helsing'in istei olduunu sylediimde epeyce dokunakl bir tavrla benden "yabanc beyefendi" ile konumam rica ettiler. Bu dnceli davranlar beni ok etkiledi. Belki de o anda zayf olmamdan dolayyd, belki de ballklar Lucy'nin durumunda ortaya kmt; nk kadnlarn iyiliklerinin benzer ekilde ortaya kt durumlar defalarca grmtm. Gecikmeli bir akam yemei yemek zere eve dndm ve hastalarm dolatm; hepsi iyiydi ve uykumun gelmesini beklerken bunlar yazdm. Ve uyku bastryor... 11 Eyll - Bu leden sonra Hillingham'a gittim. Van Helsing'in neesini son derece yerinde ve Lucy'yi de ok daha iyi buldum. Oraya varmamdan ksa bir sre sonra, profesr iin yurtdndan byk bir paket geldi. ok etkilenmi gibi bir
183

tavr taknarak -sahteydi, elbette- at ve beyaz ieklerden byk bir demet gsterdi. "Bunlar sizin iin, Bayan Lucy," dedi. "Benim iin mi? Ah, Dr. Van Helsing!" "Evet, canm, ama oynaman iin deil. Bunlar ila." Bu srada Lucy yzn ast. "Hayr, bunlar kaynatp suyunu imeyecek-254I sin ya da baka mide bulandrc bir ekilde almayacaksn, bu yzden o byleyici burnunu kvrmana gerek yok, yoksa dostum Arthur'a, o kadar sevdii bu gzellii byle arpk urpuk grnce ne aclara katlanmak zorunda kalabileceini sylerim. Aha, benim sevimli kkhanmm o gzel burnunu yine dzeltmi. Bu ila, ama nasl olduunu bilmiyorsun. Birazn pencerene koyacam, bir ksmndan gzel bir kolye yapp boynuna asacam, bylece iyi uyuyacaksn. Ah evet! Lotus iei gibi, bunlar da dertlerini unuttururlar. Tpk Lethe'nin* sular gibi kokarlar ve Conquistadores'in Florida'lar-da arayp ok ge bulduu genlik pnarnn sulan gibi." O bunlar sylerken Lucy iekleri inceleyip kokluyordu. Sonra sinirli sinirli kahkaha atarak ve yan tiksinerek iekleri yere att ve yle dedi: "Ah, profesr, galiba bana aka yapyorsunuz. Bu iekler bildiimiz sarmsak." Van Helsing ayaa kalkt, demirden enesini katlatnp gr kalarn atarak btn sertliiyle unlar syleyerek beni artt: "Benimle alay etmek yok! Ben hibir zaman aka yapmam! Yaptm her eyde belli bir ama vardr ve bana kar kmamanz iin sizi uyaryorum. Kendi iyiliinizi dnmyorsanz, bakalarnn hatr iin kendinize dikkat edin." Sonra zavall Lucy'nin korktuuF * Yunan mitolojisine gre, Hades'teki bu nehir sularn ienler unutkanlar. Aynca bkz. John Keats'n Ode to Melancholy iiri. -255I nu grnce daha yumuak bir tavrla devam etti: "Ah, kkhanm, canm, benden
184

korkmayn. Yalnzca sizin iyiliinizi istiyorum; hem bunlarda sradan ieklerde olduundan ok daha fazla erdem vardr. Bakn, onlar odanza ben kendim yerletiriyorum. Takacanz kolyeyi kendi ellerimle yapyorum. Ama ! Fazla merakl sorular soranlara sylemek yok. Sz dinlemeliyiz ve susmak da sz dinlemenin bir parasdr ve sz dinlemek de sizi gelecekteki gl, sevgi dolu kollara gtrecek. imdi biraz kprdamadan oturun. John benimle gel, oday sarmsakla donatmama yardm edersin; bunlar ta Haarlem'den geldiler, dostum Vanderpool btn yl boyunca seralarnda bitki yetitirir. Ona dn telgraf ektim, yoksa burada olmazlard." iekleri yanmza alarak odaya girdik. Profesrn davranlar gerekten de tuhaft ve duyduum hibir ifa kitabnda bulunmuyordu. nce pencereleri kapatt ve skca mandallad; sonra bir avu iek ald ve sanki ieri girecek her esintinin sarmsak kokmasn garantilemek istermi gibi bunlar pervazlarn her yerine srtt. Sonra baka bir demet alarak kapnn pervazn, minenin evresini ayn ekilde ovdu. Btn bunlar bana ok tuhaf geldi ve biraz sonra unu syledim: "Eh, profesr, yaptnz her eyin her zaman bir sebebi olduunu bilirim, ama bu kesinlikle kafam kartryor. Burada pheci birinin olmamas iyi oldu, yoksa kt ruhlar uzak tutmak iin by yaptnz syleyebilirdi." -256"Belki de yledir!" dedi usulca, Lucy'nin boynuna takaca kolyeyi yapmaya baladnda. Sonra Lucy gece iin stn deitirene kadar bekledik. Gen kz yataa girdiinde ieri girip boynuna sarmsaktan kolyeyi kendi elleriyle ast. Ona son olarak unlar syledi: "elengin boynundan kmamasna dikkat et ve odann havas sana ok boucu gelse de bu gece ne pencereyi ne de kapy a." "Sz veriyorum," dedi Lucy, "ve benim iin yaptklarnzdan dolay ikinize de binlerce kez teekkr ediyorum! Ah, ben byle dostlarla kutsanmay hak etmek
185

iin ne yaptm?" Darda bekleyen tek atl arabamla evden ayrldktan sonra Van Helsing unlar syledi: "Bu gece huzur iinde uyuyabiliriz, buna ihtiyacm da var; iki gece yolculuk, aradaki gnde bol bol okuma ve sonraki gn bol bol endie ve sonra bir gece, gzn krpmadan nbet tutmak. Yarn sabah erkenden bana gel, sevimli kkhanmmz grmeye birlikte gidelim, "by"m glendirmek iin yapacak ok iim var. Ho! Ho!" O kadar kendine gvenli grnyordu ki, iki gece nceki kendi gvenimi ve feci sonucu hatrlaynca dehet ve belli belirsiz bir korku hissettim. Bunu dostuma sylemekte tereddt etmi olmam benim zayflmd, sanrm; ama yine de grtlama bir ey dmlendi. -257ON BRNC BLM LUCY WESTENRANIN GNL 12 Eyll - Hepsi de bana kar ne kadar iyiler! O tatl Dr. Van Helsing'i ok sevdim. Bu ieklerle ilgili olarak neden o kadar endieliydi acaba? Gerekten de beni korkuttu, yle sertti ki. Yine de hakl olmal, nk iekler beni rahatlatmaya balad bile. Nedense bu gece yalnz kalmaktan korkmuyorum ve hi korkmadan uyuyabilirim. Pencerenin dndaki kanat seslerine aldrmayacan. Ah, son zamanlarda uyumamak iin ne korkun bir mcadele veriyordum; uykusuzluun acs ya da uyuma korkusunun acs; bir de uykumda beni bekleyen yle bilinmeyen korkular! Hayatlarnda hibir korku, hibir dehet olmayan baz insanlar ne kadar mutlu; uykunun her gece bir nimet gibi geldii ve tatl ryalardan baka bir ey getirmedii insanlar! Eh, ite ben de bu gece uyumay umuyor ve oyundaki Ophelia gibi "bakire kayglan ve gen kz iekleri"* ile uzanyorum. Daha nce sarmsa hi sevmezdim, ama bu gece houma gidiyor. Kokusunda huzur var; uykum geldi bile. Herkese iyi geceler.
186

Bkz. Hamlet, 5, I, 226-227. Bakire elengi: len bir gen kzn tabutu nne konan elenk. -259DR. SEWARD'IN GNL 13 Eyll - Berkeley'e* gittim ve Van Hel-sing'i her zamanki gibi tam zamannda hazrlanm buldum. Otelin ard araba darda bekliyordu. Profesr, artk hep yannda tad antasn ald. Her eyi tam olarak yazmalym. Van Hel-sing ile ben Hillingham'a saat sekizde vardk. Harika bir sabaht; parlak gn ve gzn ilk gnlerinin taze havas, insana doann yllk dngsn tamamladn gsteriyordu. Yapraklar rengrenk olmutu, ama henz aalardan dklmeye balamamlard. eri girdiimizde sabah odasndan kan Bayan Westenra ile karlatk. Kendisi her zaman erken kalkar. Bizi scak bir ekilde selamlad ve yle dedi: "Lucy'nin durumunun daha iyi olduunu duymak sizi memnun edecektir. Sevgili ocuum hl uyuyor. Odasna baktm ve onu grdm, ama rahatsz etmemek iin ieri girmedim." Profesr glmsedi; yznde sevinli bir ifade belirdi. Ellerini birbirine srtt ve unlar syledi: "Aha! Sanrm, vakay doru tehis etmiim. Tedavim ie yaryor." Bunun zerine Bayan Westenra u yant verdi: 'Tamamen sizin sayenizde olduunu dnmemelisiniz, doktor. Lucy'nin bu sabahki durumu ksmen benim sayemde." "Ne demek istiyorsunuz, hanmefendi?" diye sordu profesr. * Piccadilly Meydan yaknlarndaki otel. -260"Dn gece sevgili ocuum iin endielendim ve odasna girdim. Derin derin uyuyordu -yle derin uyuyordu ki, benim ieri giriim bile onu uyandrmad. Ama oda ok boucuydu. Her yerde o korkun, keskin kokulu ieklerden vard ve boynuna da bunlardan bir demet takmt. O ar kokunun, o zayf haliyle sevgili ocuumu etkileyeceinden korktum, bu yzden hepsini odadan kardm ve biraz temiz hava girmesi iin de pencereyi azck atm. Eminim onu grnce memnun
187

olacaksnz," dedi ve ounlukla erkenden kahvalt ettii odasna doru gitti. O konuurken ben profesrn yzn incelemi ve kl gibi griye dndn grmtm. Zavall kadn yanmzdayken kendine hkim olmay baarmt, nk kadnn salk durumunu ve ani bir okun onun iin ne kadar kt olacan biliyordu; hatta, Bayan Westenra odasna geerken ona kapy atnda glmsyordu. Ama kadn odasna girer girmez, ani ve abuk bir hareketle beni yemek odasna ekip kapy kapatt. O zaman, mrmde ilk kez Van Helsing'in ykldn grdm. Sessiz bir aresizlik hali iinde ellerini bana koydu ve avularn aresizce bana vurdu; en sonunda bir sandalyeye oturdu ve yzn elleriyle rterek yreini paralyormu gibi gelen yksek, kuru hkrklarla alamaya balad. Sonra sanki btn evrene sesleniyormu gibi yine kollarn kaldrd. "Tanrm! Tanrm! Tanrm!" dedi. "Biz ne yaptk, bu zavall ey ne yapt ki, drt bir yanmz byle aclarla kuatld? Eski pa-2611 gan dnyasndan gelen kader hl aramzda m ki, byle eyler olmak zorunda, hem de bu ekilde? Bu zavall anne hi bilmeden ve kendince en iyisini yaptn dnerek kznn bedenini ve ruhunu kaybedebilecei byle bir ey yapyor ve biz ona syleyemiyoruz, hatta onu uyaramyoruz bile; yoksa lr ve sonra ikisi de lr. Ah, nasl bir kapana ksldk! Btn eytani gler nasl da bize kar!" Birdenbire ayaa frlad. "Gel," dedi. "Gel, neler olduunu grp harekete gemeliyiz. eytanlar iin iinde ya da deil, ya da hepsi birden iin iinde, fark etmez; yine de mcadele edeceiz." antasn almak iin koridorun kapsna gitti ve birlikte Lucy'nin odasna ktk. Van Helsing yataa doru giderken ben yine perdeyi kaldrdm. Bu sefer, nceki gibi korkun, mum gibi beyaz, zavall yze bakarken irkilmedi. Yznde iddetli bir znt ve sonsuz bir acma ifadesi vard. "Tahmin ettiim gibi," diye mrldand, o ok ey ifade eden, burnundan i
188

geirmesiyle. Tek kelime etmeden gidip kapy kilitledi ve yeni bir kan nakli operasyonu iin kk masann zerine gerekli aletleri dizmeye koyuldu. Ben nceden bu zorunluluun farkna varmtm ve ceketimi karmaya baladm, ama elini uyanrcasma kaldrarak beni durdurdu. "Hayr!" dedi. "Bugn operasyonu sen yapmalsn. Kan ben vereceim. Sen zaten zayf dtn." Bunlar sylerken ceketini kard ve gmleinin kolunu syrd. Yine operasyonu yaptk; yine uyuturucu verdik; yine kl rengi yanaklara biraz renk -262geldi ve salkl bir uykunun dzenli soluyular balad. Bu sefer, Van Helsing dinlenip toparlanrken ben nbet tuttum. Profesr, bir frsatn bulup Bayan Wes-tenra'ya, kendisine danmadan Lucy'nin odasndan hibir ey karmamas gerektiini; ieklerin tbbi bir deeri olduunu ve kokularn solumann tedavi sisteminin bir paras olduunu syledi. Sonra, o gece ve ertesi gece kendisinin nbet tutacan, gelmem gerektiinde bana haber yollayacan syleyerek vakayla ilgilenmeyi devrald. Bir saat sonra Lucy tazelenmi, canlanm olarak uykusundan uyand; atlatt korkun olaydan fazla etkilenmemi gibiydi. Btn bunlar ne demek oluyor? Uzun sredir deliler arasnda yayor olmam beynimi etkilemeyeoni balad acaba? LUCY WESTENRA'NIN GNL 17 Eyll - Drt gn, drt gece huzur. Tekrar yle glenmeye baladm ki, neredeyse kendimi tanyamyorum. Sanki uzun bir kbus grmm de yeni uyanmm ve tekrar gzel gn n grp evremdeki taze sabah havasn hissetmeye balamm. Bekleyip korktuum uzun, endie dolu saatleri hayal meyal hatrlyorum; yle bir karanlkt ki, znty daha da keskin klacak umudun acs bile yoktu ve sonra uzun sren boluklar ve derin sulardan kan bir dalg gibi ykselerek hayata geri dnmek. Bununla birlikte, Dr. Van Helsing benimle kalmaya ba189

-263ladmdan beri btn bu kt ryalar gemi gibi; dm patlatan sesler, pencereye arpan kanat sesleri, bana o kadar yaknm gibi gelen uzak sesler, nereden geldiini bilmediim ve bana ne olduunu bilmediim eyler emreden buyurgan sesler hepsi durdu. Artk yataa girerken uyumaktan korkmuyorum. Uyank kalmaya bile almyorum. Sarm-saklardan ok holanmaya baladm ve Haarlem'den benim iin her gn bir kutu dolusu sarmsak geliyor. Dr. Van Helsing, bir gnlne Amsterdam'da olmas gerektii iin bu akam gidiyor. Ama bamda nbet tutulmasna gerek yok, kendimi yalnz kalacak kadar iyi hissediyorum. Annem, sevgili Arthur ve bana o kadar iyi davranan btn dostlarmz iin Tanr'ya krler olsun! Deiimi hissetmeyeceim bile, nk dn gece Dr. Van Helsing uzun bir sre sandalyesinde uyudu. ki kez uyandm ve onu uyurken buldum; ama dallar ya da yarasalar ya da her ne ise artk, o eylerin neredeyse fkeyle pencere camlarna vurmasna ramen tekrar uyumaktan korkmadm. Pall Mall Gazetesi, 18 Eyll' KAAK KURT MUHABRMZN TEHLKEL MACERASI Hayvanat Bahesi Bakcs ile Rportaj Pek ok giriim ve bir o kadar da ret yantndan sonra, Pall Mall gazetesi adn bir eit tlsm gibi kullanarak hayvanat bahesindeki kurt blmnn bakcsn bulmay baar* Viktoryen dnemde kan akam gazetesi. -264dm. Thomas Bilder fil kafesinin arkasndaki kulbelerden birinde yayordu. Onu bulduumda ay molas vermek zereydi. Yal ve ocuksuz bir ift olan Thomas ve kars konuksever insanlar ve bana gsterdikleri konukseverlik her zamanki halleriyse, hayatlar olduka rahat olmal. Bakc, gecikmi akam yemei bitmeden ve herkesin karn doymadan "i" konumak istemedi. Masa toplandktan sonra piposunu yakt ve unlar syledi:
190

"Artk, bana ne isterseniz sorabilirsiniz. Yemek srasnda profesyonel konulan konumay istemediim iin kusura bakmayn.* Ben de blmmzdeki kurtlara, akallara ve srtlanlara soru sormadan nce onlara ay veririm." "Onlara soru sormakla ne demek istiyorsunuz?" diye sordum, onu konuturmaya alarak. "Baylar bayanlara biraz kur yapmak istediklerinde kafalarna sopayla vurmak bunun bir yolu; kulaklarnn arkasn kamak da baka bir yolu. Hangisini nce yaptmn nemi yok. Yemeklerini vermeden nce kafalarna vurabilirim, ama kulaklarn kamay denemeden nce serilerini ve kahvelerini vermeyi tercih ederim. Dorusunu isterseniz," diye felsefi bir tavr taknarak ekledi, "hayvanlarla bizim doamz ayndr. Gelip bana iimle ilgili sorular soran siz rnein; sadece kr olasca u on ilinin iin sana cevap vermeden nce karnm iirmeyi tercih Thomas Bilder aksanl konumaktadr. -265ederim. Alay eder gibi, bana soru sormak iin nce amirimden izin alman gerekip gerekmediini sorduunda bile. Darlmaca yok, sana cehennemin dibine gitmeni syledim mi?" "Sylediniz." "Ve kfrl konutuum iin beni ikyet edeceini sylediinde, bu kafama sopayla vurmak gibi oldu; ama on ilin onu iyi etti. Kavga istemiyordum, bu yzden yemei bekledim ve bunu kurtlar, aslanlar, kaplanlar gibi uluyarak yaptm. Ama Tanr seni sevsin, imdi benim ihtiyar hatun azma kekinden iri bir dilim tktna ve beni o eski kr olasca aydanlyla suladna, neem yerine geldiine gre kulaklarmn arkasn istediin kadar kayabilirsin ve benden tek bir hrlama bile duymazsn. Sor bakalm sorularn. Ben senin neden geldiini, o kaak kurdun peinde olduunu biliyorum." 'Tam stne bastnz. Bana olay kendi bak anzdan anlatmanz istiyorum.
191

Bana sadece olayn nasl olduunu anlatn. Gerekleri rendikten sonra neden katn ve tm bu olayn nasl biteceini dndnz soracam." "Peki, patron. te btn hikye u. Bizim Bersicker dediimiz bu kurt, Norve'ten Jamrach'a gelen gri kurttan biriydi; biz de onu drt yl nce oradan satn aldk. Uslu bir kurttu ve u ana kadar bahsetmeye deecek herhangi bir sorun karmamt. Buradaki baka hibir hayvann deil de onun kamak istemesi beni artt. Ama i-266te, kurtlara da kadnlara gvendiinizden daha fazla gvenemezsiniz." "Ona aldrmayn, baym," diye araya girdi Bayan Tom, neeyle glerek. "O kadar uzun sredir hayvanlarla urayor ki, kendisi de ihtiyar bir kurda dnmediyse, ne olaym! Ama zararszdr." "Eh, baym, dn hayvanlar besledikten sonra aa yukar iki saat gemiti ki, bir yaygaradr koptu. Hastalanm bir puma yavrusu iin maymun kafesinde yatak yapyordum; ama inleme ve ulumalar duyunca hemen geldim. Bersicker dar kmak istermi gibi parmaklklara atlyor, deli gibi kendini paralyordu. O gn oralarda fazla insan yoktu; yaknlarda yalnzca bir adam vard; uzun boylu, engel burunlu, sivri sakall, ince bir adam; sakalnda yalnz birka beyaz tel vard. Sert, souk bir grn, krmz gzleri vard ve ondan pek holanmadm; nk bana sanki hayvanlar ona sinirlenmi gibi geldi. Ellerinde beyaz eldivenler vard, bana hayvanlar iaret ederek yle dedi: 'Bakc, bu kurtlar bir eye sinirlenmi gibi grnyor.' "'Belki sana sinirlenmilerdir,' dedim; nk taknd tavrlar sevmemitim. Umduumun aksine kzmad, bunun yerine kstaha srtt; az beyaz, keskin dilerle doluydu. 'Ah, evet, benden pek holanmazlar,' dedi. "'Aa, evet, holanrlar,' dedim, onu taklit ederek. 'ay saatinde hep dilerini temizleyecek bir iki kemik isterler, sizde de bunlardan bir uval dolusu var.' -267192

'Tuhaft, ama hayvanlar bizim konutuumuzu duyunca yere uzandlar ve yanma gittiimde Bersicker her zamanki gibi kulaklarn kamama izin verdi. O zaman adam da geldi. O da tutup ihtiyar kurdun kulaklarn kamasn m!" '"Dikkat et,' dedim. 'Bersicker atelidir.' '"Bo ver,' dedi. 'Ben alm!' "'Sen de bu meslekten misin?' diye sordum apkam kararak, nk kurtlarla falan ilgilenenler bakclarn iyi dosttandr. "Hayr," dedi, "pek saylmaz, ama pek ok hayvan beslemiimdir." Bunu syleyip apkasn lordlar gibi kaldrd ve yryp gitti. htiyar Bersicker, adam gzden kaybolana kadar arkasndan bakt, sonra gidip bir keye yatt ve btn akam yerinden kmad. Eh, dn gece ay kar kmaz btn kurtlar ulumaya balad. Ulumalar iin bir sebep yoktu. Park yolundaki bahelerin arkasnda, bir yerlerde kpeine seslenen birisi dnda, yaknlarda kimse yoktu. Bir ya da iki kez her eyin yolunda olup olmadna bakmak iin dar ktm, sorun yoktu, derken kurtlar durdu. Saat on ikiden nce ieri girmeden son bir kez tur attm ve Tanr cezam versin ki, ihtiyar Bersicker'in kafesinin oraya vardmda parmaklklarn krlp bkldn ve kafesin de bo olduunu grdm. Btn bildiim bu kadar." "Baka kimse bir ey grm m?" "Bizim bahvanlardan biri o srada koro toplantsndan eve dnyormu ve byk, gri bir kpein bahe itlerinden dar atla-268dn grm. En azndan, yle diyor; ama ben pek ihtimal vermiyorum, nk eve dndnde hanmna bundan hi bahsetmemi ve ancak kurdun kat haberi yayldktan ve biz btn gece parkn her yerinde Bersic-ker'i aradktan sonra byle bir ey grdn hatrlad. Bence o koro toplants onun beynini sulandrm." "Peki, Bay Bilder, kurdun neden kat konusunda bir fikriniz var m?" "Eh, baym," dedi pheli bir alakgnlllkle, "sanrm, var; ama bu teori
193

sizi ne kadar tatmin eder, bilemem." "Kesinlikle edecektir. Sizin gibi, hayvanlar bu kadar yakndan tanyan biri bile iyi bir tahminde bulunamazsa, kim byle bir eye kalkabilir ki?" "Peki o zaman, baym, bunu yle aklyorum; bana yle geliyor ki kurt kat nk sadece yle bir turlamak istiyordu." Hem Thomas'n hem de karsnn bu akaya ne kadar yrekten gldne bakarak, daha nce ie yaradn ve tm aklamann, aka iin hazrlk olduunu anladm. Saygdeer Thomas'n espri yetenei ile baa kamazdm, ama yreine giden daha iyi bir yol biliyordum ve yle dedim: "imdi, Bay Bilder, ilk altnn iini grdn dneceiz ve bana ne olduunu anlattnz zaman, kardei de cebinizde ona katlacak." "Haklsnz, baym," dedi i konusuna dnerek. "Size biraz takldm iin kusura bakmazsnz biliyorum, ama bu ihtiyar kadn bana sanki devam etmemi ister gibi gz krpt." -269"Hi de bile!" dedi yal kadn. "Benim dncem u: Bence o kurt bir yerlerde saklanyor. Bahvan, onun bir attan bile daha hzl koarak, drtnala kuzeye doru gittiini syledi, ama ben ona inanmyorum, nk siz de bilirsiniz, baym, kurtlar kpekler gibi drtnala koamaz; yaplar buna elverili deildir. Bir masal kitabnda kurtlar iyidir ve srler halinde gezerler. Kendilerinden daha fazla korkan bir ey grrlerse peine dp bir ton patrt yapp ldrebilirler, ya da artk her neyse. Ama Tanr sizi kut-sasn, gerek hayatta bir kurt zayf bir yaratktr, iyi bir kpek bile ondan daha zeki ya da cesurdur; ayrca iinde kpein eyrei kadar bile dvme istei yoktur. Bu kurt da dvmeye hatta kendi yemeini bulmaya bile alk deildi; byk ihtimalle parkta bir yerlerde saklanm, tir tir titriyordur ve azck akl varsa kahvaltsn nereden bulacan dnyordur; belki bir yerlere inmi, bir kmrlkte saklanyordun Tanrn, bir a onun, karanlktan kendisine bakan prl prl, yeil gzlerini grp de fena halde
194

korkmaz umarm! Eer yiyecek bulamazsa, arayacaktr ve belki de tam zamannda, ans eseri bir kasap dkkn bulur. Eer bulamazsa ve tesadf bu ya bir dad, bebei bebek arabasnda brakp bir askerle yrye karsa eh artk, o zaman nfustan bir bebek eksilirse, buna hi amam. te bu kadar." Tam ona yarm altn uzatyordum ki, bir ey pencereye doru srad ve Bay Bilder'n yz aknlkla sanki iki kat uzad. -270"Eer ihtiyar Bersicker kendiliinden geri dnmediyse," dedi, 'Tanr beni kutsasm!" Gidip kapya at; bu bana son derece gereksiz bir hareketmi gibi geldi. Eer arada salam bir engel yoksa vahi hayvann o kadar da gzel grnmediini dnmmdr. Kiisel bir deneyim bu fikri zayflatmak yerine daha da glendirdi. Bununla birlikte, alkanlk gibisi yoktur; nk ne Bilder ne de kars kurdu bir kpekten farkl grmyorlard. Hayvann kendisi de, Krmz Balkl Kz'n eski dostu kurdun, klk deitirmi halde kkhanmn gvenini kazanmaya alt zamanki kadar barl ve iyi huylu grnyordu. Btn sahne anlatlamaz lde komik ve acklyd. Yarm gn boyunca Londra'y fel eden ve ehirdeki btn ocuklar tir tir titreten kt kurt bir tr pimanlk iindeydi ve kurnaz, hayrsz bir evlat gibi ieri kabul edilip okand. htiyar Bilder onu efkat dolu bir zenle batan aa muayene etti ve tvbek-ryla iini bitirdii zaman yle dedi: "te, zavall ihtiyarn bir ekilde ban belaya sokacan biliyordum, bunu batan beri sylemedim mi? te kafas, kesikler ve krk cam paralaryla dolu. Kr olasca bir duvarn zerinden atlamaya alm. Duvarlarn stne krk ie saplamalarna izin verilmesi ne utan verici. te sonu byle oluyor. Gel hadi, Bersicker." Kurdu ald ve neredeyse iman bir buza kadar byk bir para et verip karnn doyurduktan sonra bir kafese kapatt ve rapor vermeye gitti. -271195

Ben de hayvanat bahesinden kaan kurdun srad hikyesini size aktarmak zere geri dndm. DR. SEWARDIN GNL 17 Eyll - Akam yemeinden sonra, alma odamda, dier ilerin younluu ve Lucy'ye yaptm pek ok ziyaret dolaysyla epeyce geride kalan defterlerimi tamamlamakla urayordum. Birdenbire kap hzla ald ve yz tutkuyla arplm hastam ieri dald. Yldrm arpma dndm; nk bir hastann cam istediinde yneticinin odasna girmesi neredeyse grlmedik bir eydi. Bir an bile duraksamadan zerime atld. Elinde bir yemek ba vard ve adamn tehlikeli olduunu anladmdan masay aramzda tutmaya altm. Ama bana gre fazlasyla hzl ve glyd; nk ben dengemi salamaya frsat bulamadan ba bana doru savurdu ve sol bileimi feci ekilde kesti. Bununla birlikte, tekrar saldrmasna frsat vermeden sa elimle ona bir yumruk indirdim ve srtst yere serildi. Bileim fena halde kanyordu ve damlayan kanlardan halnn zerinde bir glck olumutu. Dostumun daha fazla aba sarf etmek gibi bir niyeti olmadn grdm ve bileimi sarmaya koyuldum; bir yandan da tedbiri elden brakmayp yerde boylu boyunca yatmakta olan adam gzlyordum. Grevliler koarak ieri daldnda ve baklarmz ona evirdiimizde, ne yaptn grmek -272gerekten de midemi bulandrd. Karnst yerde yatm, bir kpek gibi yaral bileimden akan kanlan yalyordu. Kolayca yakaland ve bakclarla birlikte sakin sakin giderken srekli tekrarlad sz beni hayrete drd: "Kan hayattr! Kan hayattr!"* u anda kan kaybetme riskini gze alamam: Son zamanlarda fiziksel adan salkl olamayacak kadar fazlasyla kan kaybettim zaten. Ayn zamanda, Lucy'nin
196

hastalnn uzamas ve bu hastaln korkun aamalarnn gerginlii zerimdeki etkisini gstermeye balad. An sinirli ve bitkinim; dinlenmeye, dinlenmeye, dinlenmeye ihtiyacm var. Bereket versin ki, Van Helsing beni armad, dolaysyla uykumdan vazgememe gerek yok; bu gece uyumadan yapamazdm. Telgraf, Van Helsing, Antwerp'ten Seward, Carfax'a. (Sussex Carfax'a gnderilmi, ile belirtilmedii iin yirmi iki saat ge teslim edilmitir.) 17 Eyll - Bu gece Hillingham'da bulunmay ihmal etme. Btn gece boyunca nbet tutmasan bile Lucy'yi sk sk ziyaret et ve ieklerin yerine konduundan emin ol; ok nemli; ihmal etme. Varr varmaz, yanna geleceim. * Byk ihtimalle Yasann Tekran'na Deuteronomy'ye gnderme yaplyor. "Yalnz kan yemediinizden emin olun; nk kan hayattr ve etle birlikte kan yiyemezsiniz." Ayrca bkz. Yasann Tekrar 12:16; Yaradl 9:4; Levililer: 17:12. -273DR. SEWARDIN GNL 18 Eyll - Londra trenine binmek zere daha yeni ktm. Van Helsing'in telgrafnn gelii iimi dehetle doldurdu. Btn bir geceyi kaybettik ve ben nceki ac tecrbelerimden bir gecede neler olabileceini biliyorum. Elbette ki, her eyin yolunda gitmi olmas da mmkn, ama neler olmu olabilir? Kesinlikle bamzda korkun bir uursuzluk dolayor ve yapmaya altmz her eyde nmze olabilecek tm aksilikleri karyor. Bu silindiri de yanma alacam, bylelikle Lucy'nin fonograf kaydn tamamlayabilirim. LUCY WESTENRANIN BIRAKTII NOT 17 Eyll. Gece - Bunu yazp grlebilecek bir yere brakyorum, bylece kimsenin ba benim yzmden belaya girmeyecektir. Bu, bu gece burada olanlar olarak kaydedilmitir. Zayflktan ldm hissediyorum ve zar zor yazabiliyorum, ama yazarken lsem bile yazmalym. Dr. Van Helsing'in talimat verdii gibi ieklerin yerletirilip yerletirilmediine baktktan sonra her zamanki gibi yataa gittim ve ksa bir
197

sre sonra uykuya daldm. Pencereden gelen kanat rpma sesleriyle uyandm. Bu sesler Mina'nn beni kurtard gn, uykumda Whitby'deki uuruma gitmemden sonra balamt ve artk bu sesleri ok iyi tanyorum. Korkmadm, ama keke Dr. Se-ward yan odada olsayd diye dndm. Dr. -274Van Helsing olacan sylemiti, o zaman onu arabilirdim. Uyumaya altm, ama uyuyamadm. Sonra yine o eski uyuma korkusu iimi doldurdu ve uyank kalmaya karar verdim. Aksi gibi, ben istemezken uykum geliyordu; bu yzden yalnz kalmaktan korktuum iin kapy atm ve darya seslendim: "Orada kimse var m?" Cevap yoktu. Annemi uyandrmaktan korkuyordum, bu yzden kapy tekrar kapattm. Sonra dardan, alln iinden kpek ulumas gibi bir ses geldi, ama ses daha vahi ve derindendi. Pencereye gidip dar baktm, ama kanatlarn pencereye arpan byk bir yarasa dnda hibir ey gremedim. Bylece yataa dndm, uyumamaya kararlydm. Biraz sonra kap ald ve annem ieri bakt; kprdanmamdan uyumadm anlayarak ieri girdi ve yanma oturdu. Bana her zamankinden daha tatl ve yumuak bir ekilde yle dedi: "Senin iin huzursuz oldum tatlm, iyi olup olmadna bakmaya geldim." Orada otururken tmesinden korktum ve yataa girip benimle uyumasn istedim, bylece yataa girdi ve yanma uzand; sabahln karmad; sadece bir sre kalp kendi yatana dneceini syledi. Orada birbirimize sarlm yatarken penceredeki kanat rpma sesleri yine duyuldu. Annem irkildi ve biraz korkarak haykrd: "Bu da ne?" Onu yattrmaya altm ve sonunda baardm; sessizce yatt, ama zavall kalbinin hl korkun bir hzla arptn duyabiliyordum. Bir sre sonra allktaki o derinden uluma yine -275198

duyuldu, biraz sonra da pencereden bir angrt geldi ve knk cam paralan ieriye sald. Pencere perdesi ieri giren rzgrla havaland ve knk camn boluunda byk, clz, gri bir kurdun kafas belirdi. Annem korkuyla lk att, dorulup oturmaya abalad ve yardm umarak evresine deli gibi baknrken Dr. Van Helsing'in boynuma takmam konusunda srar ettii kolyeyi de yakalad ve boynumdan kopard. Bir iki saniye kurdu iaret ederek oturdu; boaznda garip ve korkun bir hrlt vard; sonra yldnm arpm gibi dt ve derken ba alnma arparak bamn bir iki saniye dnmesine sebep oldu. Oda dnmeye balad sanki. Gzlerimi pencereye diktim, ama kurt ban geri ekti ve knk pencereden ieri saysz kk noktack akmaya balad, gezginlerin llerde grdklerini anlattklan, samyeli ktnda olduu gibi tozdan bir stun halinde dnp duruyorlard. Yerimden kprdamaya altm, ama zerimde sanki bir by vard ve annemin daha imdiden soumaya balayan zavall bedeni -nk sevgili kalbi artk atmyordu- zerimde arlk yapyordu ve sonrasn hatrlamyorum. Tekrar aylana kadar geen zaman, bu sefer o kadar uzun gelmedi, ama ok, ok korkuntu. Yaknlarda bir yerlerden bir an sesi duyuluyor, evredeki kpekler uluyor ve bizim allkta, tam danda, bir blbl tyordu. Acdan, korkudan ve halsizlikten akna dnm, sersemlemitim; ama blbln sesi, beni rahatlatmak iin geri dnen, lm -276annemin sesi gibi geldi. Anlalan, sesler hizmetileri de uyandrmt, nk kapmn dnda plak ayaklannn sesini duyuyordum. Onlara seslendim ve ieri girdiler; yatakta zerimde yatan annemi grnce bir lk kopardlar. Knk pencereden ieri bir rzgr esti ve kap arparak kapand. Sevgili annemin
199

bedenini kaldrdlar ve ben kalktktan sonra onu yataa uzattlar, zerini bir arafla rttler. O kadar korkmu ve o kadar gergindiler ki, onlara yemek odasna gidip birer bardak arap imelerini syledim. Kap bir an iin ald ve sonra yine kapand. Hizmetiler lk attlar ve sonra birbirlerinden aynlmadan yemek odasna gittiler. Ben de zerimde ne kadar iek varsa, hepsini annemin gsne yerletirdim. im bittikten sonra Dr. Van Helsing'in bana sylediklerini hatrladm, ama iekleri oradan almak istemedim, aynca, bu gece hizmetilerden birka artk benimle oturabilirdi. Hizmetiler geri dnmeyince ardm. Onlara seslendim, ama cevap veren olmad, bu yzden onlan aramak iin yemek odasna gittim. Ne olduunu grnce yreim duracak gibi oldu. Drd birden yere ylm, glkle nefes alyorlard. arap srahisi yan dolu olarak, masann zerindeydi, ama tuhaf, keskin bir koku yayyordu. Kukulandm ve srahiyi inceledim. Afyonruhu kokuyordu ve bfenin zerine baktmda, o hayattayken annemin doktorunun onun iin kulland ienin bo olduunu grdm. Ne yapacam? Ne yapmam gerekiyor? Odaya, annemin yan-277na dndm. Onun yanndan ayrlamam ve birisinin uyuturduu hizmetiler saylmazsa yalnzm. lyle birlikte, tek bama! Dar kmaya cesaret edemiyorum, nk krk pencereden ban uzatan kurdun ulumasn hl duyabiliyorum. Hava, pencereden gelen cereyann iinde szlp dnen noktacklarla dolu sanki ve klar maviye dnyor. Ne yapacam? Tanrm, bu gece beni ktlklerden koru! Bu kd gsmde saklayacam, bylece beni gmmeye geldiklerinde bulabilecekler. Sevgili annem gitti! imdi de sra bende. Eer bu gece hayatta kalamazsam, hoa kal sevgili Arthur. Tanr seni korusun, canm; Tanrm, bana
200

yardm et! -278ON KNC BLM DR. SEWARDIN GNL 18 Eyll - Zaman kaybetmeden Hilling-ham'a doru yola ktm ve erkenden vardm. Arabam bahe kapsnda bekleterek eve giden yolu tek bama yrdm. Hafife kapy vurdum. Zili elimden geldii kadar sessizce aldm, nk Lucy ya da annesini uyandrmaktan korkuyordum ve kapya bir hizmetkrn gelmesini umuyordum. Bir sre sonra, kimse amaynca, kapy ve zili tekrar aldm; hl kimse cevap vermedi. Bu saate kadar uyuyan hizmetkrlarn tembelliine lanet ettim. nk saat ona gelmiti ve tekrar, ama bu sefer daha byk bir sabrszlkla zili alp kapya vurdum, yine aan olmad. O na dek yalnzca hizmetkrlar suluyordum, ama imdi iimi mthi bir korku sarmaya balamt. Bu sessizlik, evremizi sk skya kuatan uursuz zincirin yeni bir halkas myd? Buras aslnda ok geciktiim bir lm evi miydi? Yine o korkun ktye dnlerden birini yayorsa, gecikilmi dakikalar, hatta saniyelerin bile Lucy iin tehlike saatleri demek olduunu biliyordum ve ans eseri ieri girmenin bir yolunu bulmak iin evin evresini dolandm. eri girebileceim bir yer bulamadm. B-279tn kap ve pencereler kapal ve kilitliydi; aresiz bir ekilde n tarafa dndm. Bu srada, hzla srlen bir atn nal seslerinin patrtsn duydum. Bahe kapsnda durdular ve birka saniye sonra eve giden yolda koan Van Helsing ile karlatm. Beni grnce nefes nefese yle dedi: "Demek sendin ve yeni geldin. O nasl? ok mu ge kaldk? Telgrafm almadn m?" Elimden geldiince abuk ve anlalr bir ekilde telgraf daha bu sabah aldm, buraya gelmek iin bir dakika bile kaybetmediimi, ama evdekilere sesimi duyuramadm syledim. Duraksad ve zntyle unlar sylerken
201

apkasn kaldrd: "yleyse, korkarm, ok ge kaldk. Tan-n'nm buyruu yerine geldi!" Her zaman kendini yenileyen enerjisiyle devam etti: "Gel. eri girmenin bir yolu yoksa, biz bir yol amak zorundayz. Zaman artk bizim iin her ey demek." Evin arkasna, mutfak penceresinin bulunduu yere dolandk. Profesr antasndan ufak bir ameliyat testeresi kard ve bana uzatarak pencereyi koruyan demir parmaklklar iaret etti. Hemen ie koyuldum ve ksa srede n de kesmeyi baardm. Sonra uzun, ince bir bakla pencerenin engelini ittirip atk. Profesrn ieri girmesine yardm ettim ve arkasndan da ben girdim. Ne mutfakta ne de yaknndaki hizmetiler odasnda kimseyi grmedik. Getiimiz yerlerde btn kaplan denedik ve panjurlarn arasndan szan kla hafife -280aydnlanan yemek odasna girdiimizde yerde yatan drt hizmeti kadn bulduk. lm olduklarn hi dnmedik bile, nk horultulu soluk alp verileri ve odadaki keskin afyonruhu kokusu durumlarnn ne olduunu aka gsteriyordu. Van Helsing ile ben birbirimize baktk ve oradan karken doktor, "Onlarla daha sonra ilgilenebiliriz," dedi. Sonra Lucy'nin odasna ktk. Bir iki saniye kadar ieriyi dinlemek iin kapda durduk, ama hi ses gelmiyordu. Bembeyaz kesilen yzler ve titreyen ellerle yavaa kapy ap odaya girdik. Grdklerimizi nasl anlatabilirim ki? Yatakta iki kadn yatyordu; Lucy ve annesi. Annesi i taraftayd ve beyaz bir arafla rtlmt; krk pencereden gelen esintiyle arafn ucu kalkm, dehet iinde donakalm, szlm, beyaz yz aa karmt. Yannda Lucy yatyordu, onun da yz beyazd, ama daha ok szlmt. Boynunda asl olmas gereken iekleri annesinin gs zerinde bulduk; Lucy'nin boaz plakt ve nceden fark etmi olduumuz iki kk yara aktayd, ama bu sefer korkun derecede beyaz ve paralanm grnyorlard. Profesr hibir ey sylemeden yatan zerine eildi, ban neredeyse zavall
202

Lucy'nin gsne dedirdi; sonra dinleyen biri gibi hzla ban evirdi ve ayaa frlayarak bana haykrd: "Henz ok ge deil! abuk! abuk! Konyak getir!" Koarak aa indim ve konyakla geri dndm; bunun da iine masann zerinde bul-281duum arap srahisi gibi uyuturucu katlm olmasn diye koklayp tadna bakmay ihmal etmedim. Hizmetiler hl horluyorlard, ama horultu sesleri artk daha huzursuz kyordu; uyuturucunun etkisini kaybetmeye baladklarn dndm. Orada bundan emin olacak kadar uzun sre kalmayp Van Helsing'in yanna geri dndm. Daha nce de yapt gibi konyakla Lucy'nin dudaklarn, dietlerini, bileklerini ve avu ilerini ovdu. Bana yle dedi: "Bunu ben hallederim; u anda yapabileceimiz tek ey bu. Sen gidip u hizmetileri uyandr. Yzlerine slak bir havluyla sk bir ekilde vur. Ate yakp scak bir banyo hazrlasnlar. Bu zavall ey neredeyse yanndaki kadar soumu. Bir ey yapmadan nce stlmas gerekecek." Hemen gittim ve kadnlarn n uyandrmakta pek zorlanmadm. Drdncs gen bir kzd ve belli ki, uyuturucu onu daha fazla etkilemiti, bu yzden onu kanepeye geirdim ve uyumasna izin verdim. Dierleri ilk bata sersem gibiydiler, ama olanlar hatrladklarnda alamaya, isterik bir ekilde hkrmaya baladlar. Ama benim tavrlarm sertti ve konumalarna izin vermedim. Onlara bir hayat kaybetmenin zaten yeterince kt olduunu ve ellerini abuk tutmazlarsa, Bayan Lucy'yi de feda edeceklerini syledim. Bylece, alaarak buyurduum ie koyuldular ve yan giyinik bir halde ate ve su hazrladlar. Neyse ki, mutfak ve kazan ateleri hl yanyordu ve scak su vard. Bir banyo ha-282I zrladk ve Lucy'yi olduu gibi tayp kvetin iine yerletirdik. Biz kollarn ve bacaklarn ovalamakla megulken kap alnd. Hizmetilerden biri koarak dar kt, zerine bir iki para daha giysi alarak kapy amaya gitti. Sonra geri dnd ve bize Bay Holmwo-od'dan haber getiren bir beyefendinin
203

geldiini syledi. O an hi kimseyle uraamayaca-mz iin, adama beklemek zorunda olduunu bildirmesini syledim. Hizmeti bunu iletmek zere gitti ve kendimizi tamamen iimize vermi olduumuzdan adam unuttum. Onu tandm tm sre boyunca profesrn bu kadar byk bir gayretle altn hi grmemitim. lme kafa tuttuumuzu o da ben de biliyorduk ve ara verdiinde bunu ona da syledim. Bana anlamadm bir ekilde, ama yznde ok sert bir ifadeyle yant verdi: "Bu kadarla kalsayd, hemen burada durur ve onun huzura kavumasna izin verirdim, nk ufukta hayat gremiyor olurdum." ine, sanki yenilenmi ve daha lgnca bir enerjiyle devam etti. Biraz sonra ikimiz de scakln etkisini gstermeye baladn fark ettik. Lucy'nin kalbi, stetoskopun altnda biraz daha duyulur bir ekilde atmaya balad ve cierlerinde gzle grlr bir hareketlenme oldu. Van Helsing'in yz sevinten l sld ve Lucy'yi banyodan karp kurulamak iin scak bir arafa sardmz srada unlar syledi: "Hamle sras bizde! ah!" Lucy'yi o zamana kadar hazrlanm olan baka bir odaya gtrdk, yataa yatrp bo-283gazndan aa birka damla konyak aktmaya altk. Van Helsing'in, Lucy'nin boynuna yumuak, ipek bir mendil doladn fark ettim. Hl baygnd ve daha kt olmasa da, en az ilk grdmz kadar ktyd. Van Helsing kadnlardan birini ard ve Lucy'yle kalmasn, biz geri dnene kadar gzn ondan ayrmamasn syledi; sonra beni odadan danya ard. Merdivenlerden aa inerken, "Ne yaplmas gerektiini konumalyz," dedi. Koridorda yemek odasnn kapsn at ve ieri girip kapy dikkatlice arkasndan kapatt. Panjurlar almt, ama perdeler, alt snftan ngiliz kadnlarnn her zaman mutlaka yaptklar gibi, lme gsterilen sayg ile indirilmiti. Bu yzden oda yan karanlkt. Ama bize yetecek kadar k vard. Van Helsing'in sert ifadesi aknla dnt. Besbelli, kafasn kurcalayan
204

bir eyler vard, bu yzden bir an susup bekledikten sonra dnerek konutu: "imdi ne yapacaz? Kimden yardm isteyeceiz? Yeni bir kan nakli yapmamz gerekiyor, hem de ok ksa bir sre iinde; yoksa zavall kz bir saat bile yaamayacak. Sen zaten bitkinsin; ben de bitkinim. Kan verecek cesaretleri olsa bile o kadnlara gvenmeye korkarm. Onun iin kan verecek birini nereden bulacaz?" "Ben veremez miyim?" Bu ses odann dier ucundaki kanepeden gelmi ve yreimi ferahlatp iimi sevinle doldurmutu, nk Quincey Mor-ris'in sesiydi. Van Helsing ilk bata bu sese -284kar fkeyle dnd, ama ben, "Quincey Morris!" diye hayknp ellerimi uzatarak ona doru kounca, yz yumuad ve gzleri sevinten parlad. Ellerimiz buluurken, "Seni buraya getiren ne?" diye haykrdm. "Sanrm, sebep Art." Bana bir telgraf uzatt. " gndr Seward'dan haber alamyorum ve ok endieliyim. Buradan ayrlamyorum. Babam hl ayn durumda. Bana Lucy'nin durumunu bildir. Geciktirme. -HOLMWOOD." "Sanrm, tam zamannda geldim. Biliyorsun, bana sadece ne yapmam gerektiini sylemen yeterli." Van Helsing ileri doru adm atp Quincey Morris'in elini tuttu ve doruca gzlerinin iine bakarak unlar syledi: "Bir kadnn ba dertteyken dnya yznde bulunacak en iyi ey cesur bir erkein kandr. Sen bir erkeksin, buna phe yok. Eh, eytan bize kar elinden geleni ardna koymayabilir, ama Tanr erkee ihtiyacmz olduunda bize hep bir tane gnderiyor." Bir kez daha o korkun operasyonu yaptk. Ayrntlarn anlatmay yreim kaldrmyor. Lucy korkun bir ok yaamt ve bu onu ncekilerden daha kt etkilemi olmalyd, nk damarlarna verilen oluk oluk kana ramen tedaviye br operasyonlardaki kadar olumlu yant vermedi. Hayata dnme mcadelesini
205

grmek ve duymak korkun bir eydi. Bununla birlikte, hem kalbinin hem de -285cierlerinin durumu iyileti, Van Helsing daha nceki gibi deri altna morfin enjekte etti ve bu ie yarad. Lucy'nin baygnl derin bir uykuya dnt. Ben Quincey Morris ile birlikte aa inip kapda bekleyen arabaclara deme yapmas iin hizmetilerden biriyle para yollarken, profesr, Lucy'nin banda bekledi. Bir bardak arap iirdikten sonra Quincey'yi uzanr halde braktm ve aya sk bir kahvalt hazrlamasn syledim. Sonra aklma bir ey geldi ve Lucy'nin bulunduu odaya geri dndm. Yavaa ieri girdiimde Van Helsing'in elinde bir iki not kd olduunu grdm. Belli ki, bunlar okumutu ve eli alnnda, oturmu dnyordu. Yznde sert bir tatmin ifadesi vard, phesi dorulanm gibi grnyordu. Yalnzca unu syleyerek bana kd uzatt. "Lucy'yi banyoya tarken bu gsnden dt." Kd okuduktan sonra olduum yerde profesre bakakaldm ve bir an bekledikten sonra sordum: 'Tanr akna, btn bunlar ne demek oluyor? Lucy deli mi, delirdi mi? Ya da ne gibi korkun bir tehlike altnda?" O kadar afallamtm ki, syleyecek baka bir ey bulamadm. Van Helsing elini uzatt ve kd alarak yle dedi: "Artk bununla cann skma. imdilik unut. Zaman gelince her eyi renecek ve anlayacaksn; ama daha buna zaman var. Peki, sen ne sylemeye gelmitin?" Bu beni gereklere dndrd ve kendime geldim. "lm sertifikas hakknda konumaya gelmitim. Yerinde ve akllca davranmaz-286sak, bir soruturma alabilir ve o belge sorulabilir. Bir soruturmaya gerek kalmayacan umuyorum, nk baka bir ey olmasa bile byle bir ey zavall Lucy'yi kesinlikle ldrr. Bayan Westenra'nin kalp rahatszl olduunu ben biliyorum, siz biliyorsunuz ve onunla ilgilenen dier doktor biliyor;
206

dolaysyla onun bu hastalktan tr ldn belgeleyebiliriz. Hemen belgeyi hazrlayalm, onu nfus memuruna ben kendim gtreceim ve oradan da cenaze levazmatsma giderim." "Gzel, dostum John! yi dnmsn! Gerekten de etrafn kuatan dmanlar Bayan Lucy'yi zyor olsa bile en azndan onu seven dostlar arasnda mutludur. Bir, iki, kii; hepsi de onun iin kanlarn verdiler, ayrca bir de yal adam. Ah, evet, biliyorum, dostum John; kr deilim! Seni bunun iin daha fazla seviyorum! imdi git." Koridorda Quincey Morris ile karlatm, elinde Arthur'a yazd bir telgrafla bekliyordu; Bayan Westenra'nin ldn, Lucy'nin de hasta olduunu, ama durumunun imdi daha iyiye gittiini; Van Helsing'le benim yannda olduumuzu yazmt. Ona nereye gittiimi syledim, ama ben giderken yle dedi: "Geri dndnde, Jack, seninle ba baa bir iki kelime konuabilir miyim?" Evet, anlamnda bam salladm ve dan ktm. Kayt konusunda hi zorluk yaamadm ve blgenin cenaze levazmatsmn tabut ls alp hazrlklar yapmak iin akam eve gelmesini ayarladm. -287Geri dndmde Quincey beni bekliyordu. Lucy'nin nasl olduuna bakar bakmaz, onunla greceimi syleyip Lucy'nin odasna ktm. Hl uyuyordu ve anlalan, profesr yan bandaki sandalyeden hi kprdamamt. Parman dudaklarna gtrmesine bakarak, Lucy'nin yaknda uyanmasn beklediini ve kendi kendine uyanmasna engel olmaktan korktuunu anladm. Bu yzden Quincey'nin yanna indim ve onu kahvalt odasna gtrdm; buras, perdeler indiril-mediinden dier odalardan biraz daha neeli ya da biraz daha az kasvetliydi. Yalnz kaldmzda bana unlar syledi: "Jack Seward, haddimi amak istemem, ama bu olaand bir durum. O kz sevdiimi ve onunla evlenmek istediimi biliyorsun; btn bunlar gemite kalm
207

olsa da, onun iin endielenmekten kendimi alamyorum. Onun nesi var? kiniz odaya girdiinizde Hollandal adam -iyi bir ihtiyar, bunu grebiliyorumyeni bir kan nakli yapmak zorunda olduunuzu ve ikinizin de bitkin olduunu syledi. Siz tp adamlarnn konutuklarnn gizli olduunu ve kendi aralarnda geenlerin baka birisi tarafndan bilinmemesi gerektiini biliyorum. Ama bu sradan bir durum deil ve her ne olursa olsun, ben zerime deni yaptm. yle deil mi?" "yle," dedim ve devam etti: "Benim bugn yaptm, Van Helsing ile senin nceden yaptnz dnyorum. yle deil mi?" "yle." -288"Ve sanrm, Art da bu iin iindeydi. Drt gn nce onu kendi evinde grdmde garip grnyordu. Pampalar'da* bulunduumdan beri bir eyin bu kadar abuk ktn hi grmemitim; orada ok sevdiim bir ksrak bir gecede lp gitmiti. Geceleyin vampir dedikleri o byk yarasalardan biri ksraa yapm ve kendi midesini iirdikten sonra daman ak kaldndan ksran ayakta durmasna bile yetecek kadar kan kalmamt ve orada kafasna bir kurun skmak zorunda kalmtm. Jack, kimsenin gvenine ihanet etmeden bana syleyebilirsen, Arthur ilkti, yle deil mi?" Zavall adam bunlar sylerken korkun derecede endieli grnyordu. Sevdii kadnla ilgili kukulan ona ikence ediyordu ve onu kuatan korkun gizeme dair hibir ey bilmemek bu acsn artnyordu. Yrei kan alyordu ve onu ykmdan kurtaran yalnzca erkekliiydi. Cevap vermeden nce duraksadm, nk profesrn gizli tutmak istedii herhangi bir eyi aklamamam gerektiini hissediyordum; ama Quincey zaten ok fazla ey biliyor ve tahmin ediyor olduundan gizlemek iin hibir neden yoktu, bu yzden ayn szlerle cevap verdim: "yle." "Peki bu durum ne zamandr devam ediyor?"
208

"Aa yukar on gndr." "On gn! O zaman, Jack Seward, hepimizin k olduu o zavall, gzel yaratn da* Arjantin'de And Dalar ile Atlantik arasnda uzanan aasz ovalar. -289marlanna bu sre iinde drt gl erkein kan verildi. Aman Tanrm, btn bedeni bu kadar kan tayamaz ki." Sonra bana yaklaarak vahi bir ekilde, yan fsltyla yle dedi: "Kann alan ne?" Kafam iki yana salladm. "Asl sorun da bu," dedim. "Van Helsing bu konuda deliye dnm durumda ve ben de aklm kaybetmek zereyim. Bir tahmin bile yrtemiyorum. Lucy'nin banda nbet tutulmasn planladmz halde bizi ve hesaplarmz boa karan bir dizi aksilik oldu. Ama bir daha olmayacak. Her ey dzelene ya da bitene kadar burada kalacaz." Quincey elini uzatt. "Beni de hesaba katn," dedi. "Sen ve Hollandal bana ne yapmam gerektiini syleyin, yaparm." Lucy akamst uyandnda ilk hareketi gsn yoklamak oldu ve Van Helsing'in bana okumam iin verdii kd kardn hayretle grdm. Dikkatli bir insan olan profesr, Lucy uyandnda telaa kaplmasn diye kd yerine geri koymutu. Sonra gzlerini Van Helsing ve bana evirip sevindi. Daha sonra, baklarn odada gezdirdi ve nerede olduunu anlaynca rperdi; yksek sesle haykrd ve zavall, zayf elleriyle solgun yzn rtt. Bunun ne anlama geldiini, annesinin lmn hatrladn anladk; bu yzden elimizden geldiince onu yattrmaya altk. Kukusuz, anlay onu biraz sakinletirdi; morali ok bozuktu, uzun bir zaman boyunca sessiz bir ekilde, zayfa alad. Ona iimizden birinin ya da -290ikimizin de srekli yannda kalacamz syledik ve sanki bu onu biraz rahatlatt. Karanlk kerken uykuya dald. Bu srada ok tuhaf bir ey oldu.
209

Uyurken kd gsnden kard ve yrtt. Van Helsing yanma gidip kt paralarn elinden ald. Bununla birlikte, o kt hl elindeymi gibi yrtma eylemine devam etti, en sonunda da ellerini kaldrd ve paralan havaya sayormu gibi at. Van Helsing arm gibi grnyordu ve kalar dnceli bir ekilde atld ama hibir ey sylemedi. 19 Eyll -* Dn gece Lucy ok huzursuz uyudu, hep uykuya dalmaktan korktu ve uyandnda da ncekinden daha zayft. Profesr ve ben srayla nbet tuttuk ve onu bir an iin bile yalnz brakmadk. Quincey Morris niyetinin ne olduu konusunda hibir ey sylememiti, ama ben btn gece evin evresinde devriye gezdiini biliyorum. Sabah olduunda parlak gn , zavall Lucy'nin ne kadar ok g kaybettiini ortaya kard. Ban bile zor eviriyordu ve yiyebildii azck yemek de fayda etmemi gibi grnyordu. Zaman zaman dalyordu ve uykuyla uyanklk arasnda onda meydana gelen deiimi Van Helsing de ben de fark ediyorduk. Uyurken daha savunmasz olmasna ramen daha gl grnyordu ve soluk alp verileri dzenli oluyordu; az ak olduundan solgun dietlerinin ekildii grlyordu; bu yzden dileri de her zamankinden * Stoker'm, tutarl olmak iin bu tarihi aslnda 20 Eyll olarak yazmas gerekiyordu. -291daha uzun ve keskin grnyordu. Uyand zaman gzlerinin yumuakl yz ifadesini kesinlikle deitiriyordu, nk can ekiiyor olmasna ramen kendisi gibi grnyordu. leden sonra Arthur'u istedi ve ona telgraf ektik. Quincey onu karlamak zere istasyona gitti. Arthur geldiinde saat neredeyse alt olmutu ve batmakta olan yusyuvarlak, scak gnein krmz klan pencereden ieri giriyor, solgun yanaklara biraz renk veriyordu. Onu grdnde, Arthur zntden boulacak gibi oldu ve hibirimiz konuamadk. Geen saatler boyunca, uykular ya da uyku kabul
210

ettiimiz kendinden gemeleri daha da sklat ve onunla konumann mmkn olduu aralar ksald. Bununla birlikte Art-hur'un varl onu canlandrm gibiydi; Lucy biraz toparland ve onunla biz geldiimizden beri konutuundan daha byk bir evkle konutu. Arthur da kendini toplad ve elinden geldiince neeli konutu, bylece her eyin en iyisi yaplm oldu. imdi saat artk neredeyse bir olmutu; Arthur ile Van Helsing, Lucy'nin yannda oturuyorlard. On be dakika iinde nbeti onlardan devralacam, bu kayd Lucy'nin fonografnda yapyorum. Saat altya kadar dinlenmeye alacaklar. Korkanm, yarn nbetimiz sona erecek, nk ok byk bir ok yaam; zavall ocuk, kendisini toparlaya-myor. Tann hepimize yardmc olsun. -292I Mektup, Mina Harker'dan Lucy Westenra'ya (Alc tarafndan amamttr) 17 Eyll Sevgili Lucy, Senden en son haber aldmdan ya da aslnda ben sana en son yazdmdan beri bir yzyl gemi gibi geliyor. Yeni haberlerimi duyduun zaman eminim beni affedeceksin. te, kocam sa salim geri getirdim; Exeter'e vardmzda bizi bekleyen bir araba vard ve iinde de bir gut krizi geirmi olmasna ramen Bay Hawkins bekliyordu. Bizi, bizim iin ok gzel ve rahat odalarn hazrland kendi evine gtrd ve birlikte akam yemei yedik. Yemekten sonra Bay Hawkins unlan syledi: "Dostlanm, salnza ve mutluluunuza imek istiyorum; tm iyilikler sizinle olsun. kinizi de ocukluunuzdan beri tanyorum ve bymenizi sevgi ve gururla izledim. imdi ise yuvanz burada, benim yanmda kurmanz istiyorum. Benim oluum ocuum kalmad; hepsi gitti ve vasiyetimde sahip olduum her eyi size braktm." Sevgili Lucy, Jonathan ve yal adam birbirlerinin ellerini skca kavradnda ben de alyordum. ok, ok mutlu bir akam geirdik.
211

te buraya, bu gzelim, eski eve yerletik. Hem yatak odamdan hem de oturma odamdan, yakndaki katedralin byk karaaalan-n grebiliyorum. Byk kara gvdeleri katedralin eski sar talannn zerinden arpc bir -293ekilde grnyor; gkyzndeki kargalarn da btn gn gaklayp gevezelik ettiklerini, kargalarn da insanlar gibi detleri olduunu, dedikodu yaptklarn duyabiliyorum. Eyalar dzenlemek ve ev ilerini yapmakla megul olduumu sylememe gerek bile yok. Jonathan ve Bay Hawkins btn gn alyorlar; Jonathan artk ortak olduundan Bay Hawkins ona mvekkleriyle ilgili her eyi anlatmak istiyor. Sevgili annenin durumu nasl? Keke seni grmek iin bir iki gnlne ehre gelebil-seydim, canm, ama omuzlarmda bu kadar yk varken henz ayrlmaya cesaret edemiyorum; Jonathan'n da hl bakma ihtiyac var. Tekrar kilo almaya balad; ama uzun sren hastal yznden yle zayf dm ki, imdi bile zaman zaman uykusundan irkilerek uyanyor ve ben onu tatllkla sakinletirene kadar titriyor. Ama Tanrya kr ki, bu uyanlar gn getike azalyor ve zaman iinde tamamen geeceini umuyorum. Artk sana kendi haberlerimi verdiime gre imdi izin ver de seninkileri soraym. Ne zaman, nerede evleneceksiniz, treni kim gerekletirecek, ne giyeceksin, kalabalk m, yoksa kk bir dn m olacak? Bana bununla ilgili her eyi anlat, canm; bana her konudaki her eyi anlat, nk seni ilgilendiren hibir ey benim iin nemsiz olamaz. Jonathan sana "sayglarn" gndermemi istiyor, ama ben bunun Hawkins ve Harker gibi nemli bir firmann gen orta iin yeterli olduunu dnmyorum ve sen beni sevdiin iin, o beni sevdii iin ve ben sizi kelimenin her anlamyla sevdi294im iin sana bunun yerine onun da "sevgilerini" gnderiyorum. Hoa kal, sevgili Lucy'm ve btn gzellikler seninle olsun. Sevgilerimle, Mtna Harker.
212

Rapor, MD., M.R.C.S., L.K.Q.C.P.I., vs. vs. Patrick Hennessey'den * Tp Doktoru John Seward'a 20 Eyll Sevgili Baym, steiniz zerine, ekte sorumluluum altnda braktnz her eye ilikin raporumu gnderiyorum... Hastamz Renfield ile ilgili olarak sylenecek ok ey var. Korkun bir ekilde sonlanabilecek yeni bir kriz daha geirdi, ama talihimiz varm ki, bu kriz talihsiz sonulara yol amad. Bu akam, bir nakliye arabas, zerinde iki adamla birlikte biti-iimizdeki bo eve urad. Hastamzn o eve iki kere katn hatrlarsnz. Adamlar, yabanc olduklarndan, kapcya yol sormak iin bizim bahe kapmzda durdular. Ben de yemek sonras bir sigara ierek pencereden dar bakyordum. lerinden birinin eve yaklatn grdm. Renfield'in penceresinin nnden geerken, hasta onu ieriden azarlamaya ve azna gelen kfrleri etmeye balad. yi birine benzeyen adam ona, "Kapa eneni kfrbaz dilenci," demekle yetindi. Bunun zerine adammz onu kendisini soy* Srasyla Tp Doktoru, Kraliyet Cerrah Koleji yesi, Kral ve Kralie'nin Hekimler Koleji'nden Ruhsatl, rlanda. -295makla, onu ldrmek istemekle sulad ve bunun iin daraacnda sallandrlmas gerekse bile onu engelleyeceini syledi. Pencereyi atm ve adama hastann sylediklerini dikkate almamasn iaret ettim, bylelikle adam evresine baknd ve burasnn ne tr bir yer olduunu anlayarak: 'Tanr sizi kutsasn, baym, kr olas bir tmarhanede bana sylenenleri umursayacak deilim. Bunun gibi vahi bir hayvanla burada yaamak zorunda olduunuz iin size ve amirinize acyorum," dedi. Sonra nazik bir ekilde yolu sordu ve ben de ona bo evin kapsnn nerede olduunu tarif ettim; adammzn tehditleri, lanetleri ve hakaretleri eliinde uzaklat. Hastann fkesinin nedenini renip renemeyeceime bakmak iin yanna gittim; nk kendisi normalde iyi huylu bir hastadr ve ara sra gelen iddetli nbetler dnda byle bir ey hibir zaman olmamtr. Onu olduka sakin ve canayakm bulmak beni artt. Onu bu olay
213

hakknda konuturmaya altm, ama bana uysallkla ne demek istediimi sordu ve olaydan hi haberi yokmu gibi davrand. unu sylemek beni zyor, ama bu durum sadece kurnazlnn yeni bir rneiymi, nk yarm saat iinde odasnn penceresinden kam, bahe yolunda kouyordu. Grevlilere beni izlemelerini syleyerek peinden kotum, nk kt bir ey yapmasndan korkuyordum. Korkum hakl kt, ayn araba, byk tahta kutularla yklenmi, yoldan geiyordu. Adamlar alnlarn si-liyorlard ve sanki ok zor bir i yapmlar gi-296bi yzleri kzarmt. Ben ona yetiemeden hasta, adamlarn zerine atlad ve adamlardan birini arabadan aa ekerek kafasn yere vurmaya balad. Onu tam zamannda yakalamasaydm, sanrm, adam orackta ldrecekti. Dier adam da arabadan atlad ve hastann kafasna ar krbacnn sapyla vurdu. Korkun bir darbeydi; ama adam bana msn demedi, onu da yakalad ve bizi sanki kedi yavrulanymz gibi bir oraya bir buraya savurarak mzle birden mcadele etti. Benim hi de zayf bir adam olmadm bilirsiniz ve dier ikisi de iriyar adamlard. Hasta bata sessizce mcadele ediyordu, ama onu denetim altna almaya baladmzda ve bakclar zerine deli gmleini geirirken barmaya balad: "Onlar engelleyeceim! Beni soyamayacaklar! Beni milim milim ldremeyecekler! Lordum ve efendim iin savaacam!" ve bunun gibi trl trl, tutarsz sayklamalar. Onu eve geri gtrp pamuk kapl odaya koymalar epeyce zor oldu. Bakclardan birinin; Hardy'nin parma krld. Ama ben yerine yerletirdim ve imdi durumu iyi. ki arabac bata grdkleri zararn telafi edilmesi iin harekete geeceklerine dair yksek sesle tehditler savurdular ve zerimize btn cezalan yadrmaya yemin ettiler. Ama tehditlerinde zayf bir deli tarafndan alt edildikleri iin
214

hafiften bir saknma da vard. Kutular tayp arabaya kaldrrken btn glerini harcamam olsalard, onun iini abucak bitirmi olacaklarn sylediler. Yenilgile-297ri iin baka bir neden olarak da kutularn tozlu olmas yznden olaanst susuz kalmalarn ve ilerinin onlar getirdii yerin su bulamayacaklar kadar ehre uzak bir yer olmasn gsterdiler. Niyetlerini anladm ve birer bardak sert rom ve sudan sonra, ellerine birer de altn verince, bu saldry hafife almaya baladlar ve size bu mektubu yazan kii iin "iyi bir adam"la tanma zevki uruna, ondan daha kt bir deliyle bile karlamaya hazr olduklarn sylediler. Gerekli olabilir diye isimlerini ve adreslerini aldm. yle: Jack Smollet, Dudding Evleri, Kral George Yolu, Byk Walworth ve Thomas Snelling, Peter Parley Bloklar, Guide Meydan, Beth-nal Green. kisi de Orange Master's Yard, So-ho adresindeki Harris & Oullan Nakliye irketi hesabna alyor. Burada ilgi ekici bir ey olduu takdirde size bildireceim ve nemli bir ey olursa hemen gelmeniz iin telgraf ekeceim. Bana gvenin, sevgili baym, Sayglarmla, Patrick Henessey. Mektup, Mina Harker'dan Lucy Westenra'ya (Alc tarafndan almamtr) 18 Eyll Sevgili Lucy, ok zc bir darbe yedik. Bay Hawkins aniden ld. Kimileri bunun bizim iin o kadar znt verici olmadn dnebilir, ama -298ikimiz de onu yle sevmeye balamtk ki, babamz kaybetmi gibi olduk. Ben annemi ve babam tanmadm, bu yzden sevgili yal adamn lm beni ok sarst. Jonathan byk znt iinde. Bunun tek sebebi, ona btn hayat boyunca yardm etmi olan ve sonra da ona kendi z oluymu gibi davranp bizim gibi mtevaz bir ekilde yetitirilen insanlar iin agzl ryalarda bile grlemeyecek bir servet brakan sevgili, iyi yrekli adam iin hissettii
215

znt, derin znt deil; baka bir sknts daha var. Omuzlarna yklenen byk sorumluluun kendisini endielendirdiini sylyor. Kendi kendinden phe etmeye balad. Onu neelendirmeye alyorum ve benim ona inanmam onun da kendisine inanmasna yardmc oluyor. Ama geirdii ciddi sarsnt imdi etkisini daha ok gstermeye balad. Ah, onunki kadar tatl, sade, soylu ve gl birinin -sevgili, iyi yrekli dostumuzun da yardmyla, onun birka yl iinde memurluktan ustala ykselmesini salayan mizac -kendi zgvenini kaybedecek derecede zarar grm olmas ok zor. Tam da mutlu gnlerinde dertlerimle cann skyorsam beni bala hayatm; ama Lucy, canm, birisine anlatmak zorundaym, nk Jonathan'a kar srekli olarak cesur ve neeli grnmem gerektii basks beni zorluyor ve burada iimi aabileceim hi kimse yok. br gn Londra'ya geleceiz, ama bundan korkuyorum nk zavall Bay Hawkins vasiyetinde babasnn yanma gmlmek istediini belirtmi. Baka akrabas olmad iin cenaze treninin -299banda Jonathan'n bulunmas gerekiyor. Birka dakikalna da olsa gelip seni grmeye alacam, canm. Seni de sktm iin beni bala. Btn gzellikler seninle olsun, Sevgilerimle, Mina Harker DR. SEWARDIN GNL 20 Eyll - Bu gece bu kayd tutmam salayan tek ey kararllk ve alkanlk. O kadar perian, zgn, dnyadan ve hayat da dahil olmak zere iindeki her eyden o kadar bkm durumdaym ki, u an lm meleinin kanat seslerini duysam, umurumda bile olmazd. Zaten son gnlerde belli bir ama iin kanatlarn rpyordu Lucy'nin annesi, Art-hur'un babas ve imdi de... Baladm ie devam edeyim.
216

Zaman geldiinde Van Helsing'den, Lucy'nin banda durma nbetini devraldm. Arthur'un da gidip dinlenmesini istedik, ama bata reddetti. Ona ancak, gndz boyunca yardmna ihtiyacmz olacan ve Lucy'nin ac ekmemesi iin hepimizin birden yorgunluktan yklmamamz gerektiini sylediimde gitmeye raz oldu. Van Helsing ona kar ok iyiydi. "Gel, ocuum," dedi; "benimle gel. Hasta ve zayfsn; fazlasyla znt ve zihinsel ac yaadn, bildiimizden daha fazla g harcadn. Yalnz kalmamalsn; nk yalnz kalmak, korku ve endielerle dolmaktr. Oturma odasna gel, orada byk bir ate yanyor ve iki tane de kanepe var. Birinde sen -300I yatarsn, brnde de ben, bylece konu-masak, uyusak bile duygudalmzla birbirimizi teselli ederiz." Arthur arkasn dnp Lucy'nin rtlerden daha beyaz yzne zlem dolu bir bak frlatarak onunla gitti. Lucy neredeyse hi kprdamadan yatyordu. Her eyin gerektii gibi olup olmadn grmek iin odaya gz gezdirdim. Profesrn bu odada da, dier odada olduu gibi sarmsak kullanmaya devam ettiini grebiliyordum, btn pencere pervazlar sarmsak kokuyordu ve Lucy'nin boynunda, Van Helsing'in balad ipek mendilin zerinde de ayn kt kokulu ieklerden yaplm, kaba saba bir elenk vard. Lucy'nin soluk al verileri biraz hrltlyd ve yz ok kt grnyordu, ak azndan solgun dietleri grnyordu. Lo, belirsiz kta dileri sabahkinden daha uzun ve keskin grnyordu. zellikle de bir k oyunu yznden kpek dileri dierlerinden daha uzun ve keskin duruyordu. Yanna oturdum, huzursuzca kprdand. Ayn anda pencereden bouk bir kanat rpma sesi geldi. Yavaa pencerenin yanna gittim ve perdenin kesinden dar baktm. Dolunay vard ve
217

o grlty pencerenin dnda dnp duran ve ikide bir kanatlaryla cama vuran byk bir yarasann kardn grdm. Ne kadar clz yansa da, a doru gelmiti. Sandalyeme dndmde Lucy'nin biraz kprdanm ve boazmdaki sarmsak ieklerini koparm olduunu grdm. iekleri elimden geldiince yerine geri yerletirdim ve oturup onu izledim. -301Ksa sre sonra uyand ve Van Helsing'in istedii gibi yemeini verdim. ok az ve isteksizce yedi. Hastal boyunca gze arpan o bilinsiz hayat ve kuvvet mcadelesi artk grlmyordu. Kendine gelir gelmez, sarmsak ieklerini gsne bastrmas bana tuhaf geldi. Ne zaman kendinden gese ve zorla nefes almaya balasa, iekleri kendinden uzaklatrmas, ama uyandnda da onlara sk sk sarlmas gerekten de tuhaft. Bu konuda yanlyor olamam, nk ilerleyen saatler boyunca sk sk uyuyup uyand ve iki hareketi de defalarca tekrarlad. Saat altda Van Helsing nbeti devralmaya geldi. Arthur uyuyakalm ve Van Helsing de acyp onu uyandrmamt. Lucy'nin yzn grdnde soluunu iine ekerken kard tslamay duydum ve bana keskin bir fsltyla yle dedi: "Perdeleri kaldr; k lazm!" Sonra yz neredeyse Lucy'ninkine deecek kadar eildi ve dikkatlice onu inceledi. iekleri kaldrd ve boazndaki ipek mendili kard. Bunu yaptnda irkilerek geri ekildi ve boaznda dmlenen haykr duyabildim: "Mein Gt"* Ben de eilip baktm ve tuhaf bir ekilde rperdiimi hissettim. Boazndaki yaralar tamamen kaybolmutu. Van Helsing, yznde sert bir ifadeyle tam be dakika ona bakt. Sonra bana dnp sakin bir tavrla unlar syledi: "lyor. Uzun srmeyecek. Uykuda ya da uyankken lmesi ok ey fark ettirecek, Aim. Aman Tanrm.
218

-302unutma. O zavall ocuu uyandr; gelip son kez onu grsn; bize gveniyor ve biz de ona sz verdik." Yemek odasna gidip Arthur'u uyandrdm. Bir an iin sersemlemi gibi durdu, ama panjurlarn arasndan ieri giren gne n grnce ge kaldn sand ve bu korkusunu dile getirdi. Ona Lucy'nin hl uyuduunu syledim, ama elimden geldiince nazik bir ekilde Van Helsing'le benim sonun yaklatndan korktuumuzu belirttim. Elleriyle yzn rtt ve kanepeden aa, dizlerinin zerine kayd; bu ekilde belki bir dakika kald; ban ellerinin arasna gizleyerek zntden omuzlan sarsla sarsla yakard. Elini tutup onu kaldrdm. "Gel," dedim, "sevgili eski dostum, kendini topla; bu onun iin en iyisi ve en kolay olacaktr." Lucy'nin odasna girdiimizde Van Helsing'in, her zamanki dncelilii ile, ortal dzelttiini ve her eyin olabildiince gzel grnmesi iin uratn grdm. Lucy'nin salarn bile fralamt ve salar her zamanki parlak dalgalaryla yastn zerine yaylmt. Odaya girdiimizde Lucy gzlerini at ve Arthur'u grnce yumuak bir ekilde fsldad: "Arthur! Ah, sevgilim, geldiine ok sevindim!" Arthur tam onu pmek zere eilmiken Van Helsing ona geri ekilmesini iaret etti. "Hayr," diye fsldad, "henz deil! Elini tut; bu onu daha ok rahatlatacaktr." Bylelikle Arthur onun elini tutup yanna diz kt. Lucy, ok gzel grnyordu, yu-303muak hatlan gzlerinin meleksi gzelliine uymutu. Yava yava gzlerini kapatt ve uykuya dald. Ksa bir sre iin gs hafif hafif inip kalkt ve yorgun bir ocuk gibi soluk alp verdi. Sonra belli belirsiz bir ekilde, geceleyin fark ettiim o tuhaf deiiklik oldu. Soluk alp verirken hrltlar karmaya balad. Az ald ve geri ekilen solgun dietleri, dilerinin her zamankinden daha uzun ve daha keskin grnmesine sebep oldu. Uykuyla uyanklk arasnda, belli belirsiz, bilinsiz bir ekilde, imdi ayn anda hem donuk hem de sert olan gzlerini at ve onun
219

dudaklarndan daha nce hi duymadm tatl, ehvetli bir sesle yle dedi: "Arthur! Ah, akm, gelmene ok sevindim! p beni!" Arthur onu pmek iin hevesle eildi; ama tam o anda, Lucy'nin sesiyle benim gibi irkilmi olan Van Helsing, Arthur'un stne ulland ve onu iki eliyle boynundan yakalayarak, kendisinden hi beklemediim fke dolu bir kuvvetle geri ekti ve neredeyse odann dier ucuna frlatt. "Kendi cann iin yapma!" dedi; "Kendi ruhun ve onunki iin olmaz!" Ve mcadeleye hazr bir aslan gibi aralarnda durdu. Arthur o kadar armt ki, bir an iin ne yapacan ya da ne diyeceini bilemedi ve herhangi bir iddet drtsne yakalanmadan nce nerede ve ne durumda olduunu hatrlayarak sessizce durup bekledi. Van Helsing de ben de gzlerimizi Lucy'den ayrmyorduk ve bir anlna yzn-304i den, bir fke dalgasnn glge gibi getiini grdk; keskin dileri birbirine arpt. Sonra gzleri kapand ve derin bir nefes ald. Bundan ok ksa bir sre sonra da gzlerini btn yumuaklyla at ve zavall, solgun, zayf elini uzatp Van Helsing'in byk, kahverengi elini tuttu; kendine doru ekerek pt. "Benim gerek dostum," dedi hafif bir sesle ama tarifi imknsz derecede dokunakl bir sesle, "benim ve onun gerek dostu! Ah, onu koru ve ona huzur ver!" "Buna yemin ediyorum!" dedi Van Helsing ciddiyet iinde ant ier gibi yanna diz kp elini kaldrarak. Sonra Arthur'a dnp yle dedi: "Gel, ocuum, elini tut ve onu alnndan p, ama yalnzca bir kez." Dudaklar yerine gzleri birleti, sonra ayrldlar. Lucy'nin gzleri kapand ve olanlar dikkatle izlemekte olan Van Helsing, Arthur'un kolunu tutarak onu uzaklatrd. Sonra Lucy nefes alrken yine hrltlar karmaya balad ve aniden durdu. "Her ey bitti," dedi Van Helsing. "ld!" Arthur'un kolunu tuttum ve onu oturma odasna gtrdm; oturdu ve elleriyle yzn rterek grmeye dayanamadn bir ekilde hkra hkra alamaya balad.
220

Odaya geri dndm ve Van Helsing'i, yznde her zamankinden daha sert bir ifade ile zavall Lucy'ye bakarken buldum. Lucy'nin bedeni deimiti. lm, ona gzelliinin bir ksmn geri vermiti, alnna ve yanaklarna yumuak hatlan geri gelmiti; dudaklan bile -305lm solgunluunu yitirmiti. Sanki yrein almas iin artk gerekli olmayan kan, lmn hainliini olabildiince azaltmak iin oraya gitmiti. Uyurken ldn sandk, Ve ldnde uyuduunu.* Van Helsing'in yannda durup yle dedim: "Ah, zavall kz, sonunda huzura kavutu. Sona erdi!" Van Helsing bana dnd ve sert bir ciddiyetle dedi ki: "yle olmad; yazk! yle deil. Bu yalnzca bir balang!" Ona ne demek istediini sorduumda yalnzca bam iki yana sallad ve yle cevap verdi: "Henz hibir ey yapamayz. Bekle ve gr." ON NC BLM lm Dei, Thomas Hood (1799-1845). -306DR. SEWARDIN GNL (Devam) Lucy ile annesinin birlikte gmlebilmesi iin cenazenin bir sonraki gn yaplmasna karar verildi. Btn zc formalitelerle ben ilgilendim ve kibar cenaze levazmats, btn ekibinin dalkavuka nezaketinden payn alm olduunu kantlad. ller iin son grevleri yapan kadn bile l odasndan kt zaman, gizliden, profesyonel bir tavrla, bana yle dedi: "ok gzel bir ceset oldu, baym. Onunla ilgilenmek gerekten bir ayrcalk. Kurumumuza saygnlk kazandracan sylesem, abartm olmam!" Van Helsing'in hi uzaklamadn fark ettim. Evin dzeninin bozulmu olmas bunu kolaylatryordu. Evde hi akraba yoktu ve Arthur da ertesi gn babasnn cenazesine katlmak iin geri dnmek zorunda kaldndan, cenazeyle ilgilenmek isteyebilecek kimseye haber veremedik. Bu artlar altnda evraklar inceleme vs. gibi ileri Van Helsing ile ben stlendik. Van Helsing, Lucy'nin evraklarna
221

srarla kendisi bakmak istedi. Ona neden, diye sordum, nk yabanc olduundan ngiliz yasal dzenlemelerinden pek ha-307berdar olmamasndan ve bilmeden gereksiz bir soruna yol aabileceinden korkuyordum. Bana yle cevap verdi: "Biliyorum; biliyorum. Ama doktor olduum kadar avukat da olduumu unutuyorsun. Kald ki bu tamamen bir hukuk meselesi deil. lmleri soruturan yargc iin iine kartrmaktan kanrken bunu sen de biliyordun. Benim kanacak ondan baka eylerim de var. Bunun gibi baka ktlar da olabilir." Konuurken not defterinin arasndan Lucy'nin gsnden kan ve uykusunda yrtt kd kard. "Merhum Bayan Westenra'nin avukatnn kim olduunu rendiin zaman, btn evraklarn mhrle ve bu gece avukata yaz. Ben bu odada ve Bayan Lucy'nin eski odasnda btn gece nbet tutacam, bulabileceim baka bir ey var m diye bakacam. Ne dndn yabanclarn renmesi iyi olmaz." Bana den ileri yapmaya gittim ve yarm saat iinde Bayan Westenra'nin avukatnn adn ve adresini bulup ona yazdm. Zavall kadnn btn evraklar dzenliydi; nereye gmleceine ilikin ayrntl talimatlar verilmiti. Daha mektubu yeni mhrlemi-tim ki, Van Helsing odaya girip unlar syleyerek beni artt: "Sana yardmc olabilir miyim, dostum John? im yok ve istersen, sana yardm edebilirim." "Aradnz eyi buldunuz mu?" dediimde yle cevap verdi: -308"Belli bir ey aramyordum, ama var olan her eyi buldum; yalnzca birka mektup, birka not ve yeni balanm bir gnlk. Bunlar yanma aldm ve imdilik bunlardan kimseye bahsetmeyeceiz. Yarn akam o zavall delikanly greceim ve onun izniyle bazlarn kullanacam." Ve elimdeki i tamamlannca bana:
222

"imdi, dostum John, sanrm, artk yatmaya gidebiliriz," dedi. "kimizin de kuvvet toplamak iin uykuya ve dinlenmeye ihtiyacmz var. Yarn yapacak ok eyimiz olacak, ama bu gece bize ihtiya yok. Yazk!" Yatmadan nce zavall Lucy'ye bakmaya gittik. Cenaze levazmats iini kesinlikle iyi yapmt, nk oda kk bir chapee ar-dente'a* dnmt. Kr iekleri oday doldurmutu ve lm olabildiince az itici klnmt. Kefenin ucu yze rtlmt; profesr eilip bu ucu yavaa kaldrdnda ikimiz de nmze serilen gzellik karsnda irkildik, uzun mumlar bunu iyice fark etmeye yetecek kadar k veriyordu. lnce Lucy'nin btn gzellii geri gelmiti ve geen saatler "rmenin yok edici parmaklarTnn** izlerini brakmak yerine, yaamn gzelliini yle bir yenilemiti ki, bir cesede bakmakta olduuma inanamyordum. Profesrt sert bir ciddiyet iinde grnyordu. Lucy'yi benim gibi sevmemiti ve gzlerinin dolmas iin bir sebep yoktu. "Ben d* Zaman zaman bir lnn yasn tutmak iin kk bir kilise olarak kullanlan yer. ** Lord George Byron'n Gvur iiri, 72. satr. -309nene kadar burada kal," dedi ve odadan kt. Koridorda bekleyen, o zamana kadar almam olan kutudan ald bir avu yaban sarmsayla geri dnd ve iekleri dierlerinin arasna, yatan evresine yerletirdi. Sonra boynundan, yakasnn iinden; kk, altn bir ha kard ve Lucy'nin dudaklarnn zerine yerletirdi. Kefeni eski yerine koydu ve ktk. Odamda soyunurken kap vuruldu ve Van Helsing ieri girip hemen konumaya balad: "Yarn, akam olmadan bana bir takm otopsi neteri getirmeni istiyorum." "Otopsi yapmamz art m?" dedim. "Hem evet, hem hayr. Bir operasyon yapmak istiyorum, ama senin dndn ekilde deil. Sana imdi bunu sylyorum, ama baka kimseye bundan tek kelime sz etmek yok. Ban kesmek ve
223

kalbini karmak istiyorum. Ah! Ama sen bir cerrahsn ve bylesine ok geiriyorsun! Elin ya da yrein titremeden, bakalarn rperten lm kalm ameliyatlarn yapan sen! Ah, ama unutmamalym, dostum John, ona ktn ve unutmadm da; nk operasyonu yapacak olan benim, sen yalnzca yardm edeceksin. Bu gece yapmay tercih ederdim, ama Arthur'un hatr iin bunu yapmamalym; yarn babasnn cenazesinden sonra buraya gelebilecek ve onu grmek isteyecek. Bu yzden, ertesi gnk cenaze iin tabuta konduu zaman, herkes uyuduunda ikimiz oraya gideceiz. Tabut kapann vidalarn aacaz ve operasyonumuzu yapacaz; sonra her -310eyi eski haline getireceiz, bylece bizden baka kimse bilmeyecek." "Ama btn bunlara ne gerek var? Kz ld. Hi gerek yokken neden zavall vcudunu bozalm? Eer otopsiye gerek yoksa, bundan elde edilecek bir ey yoksa -ona, bize, bilime ve insanla bir yaran dokunmayacaksa- neden byle bir ey yapalm ki? Byle bir sebebi yoksa, bu bir canavarlk saylr." Cevap olarak elini omzuma koydu ve sonsuz bir merhametle unlar syledi: "Dostum John, zavall, kanayan yreine acyorum ve kanad iin seni daha da ok seviyorum. Elimden gelseydi, tadn yk zerime alrdm. Ancak senin u anda bilmediin, ama renecein eyler var ve bunlar ho eyler olmasa da bildiim iin beni kut-sa. John, ocuum, uzun yllardr dostum-sun, benim iyi bir sebebi olmadan herhangi bir ey yaptm u ana kadar hi grdn m? Yanlabilirim -ben de bir insanm, ama yaptm her eyi inanarak yaparm. Sorunlar bydnde beni armann nedeni de bu deil miydi? Evet! Arthur'un akn pmesine izin vermediimde -lmek zere olduu halde- onu btn gcmle geri ektiimde armadn m, hatta dehete kaplmadn m? Evet! Ama Lucy'nin lmek zere olan gzel gzleriyle, o kadar zayf olan sesiyle bana nasl
224

teekkr ettiini, kaba saba yal elimi pp beni kutsadn grdn, deil mi? Evet! Ve ona yemin ettiimi duymadn m, bylelikle gzlerini minnet iinde kapattn grmedin mi? Evet! -311"Evet, imdi yapmak istediim her ey iin iyi bir nedenim var. Yllardr bana gvenirsin; son haftalarda, pheye debilecein o kadar tuhaf eyler olurken de bana gvendin. Bana biraz daha inan, dostum John. Eer sen bana gvenmezsen, o zaman sana ne dndm sylemek zorunda kalrm ve bu pek iyi olmayabilir. Ve dostum sen bana gven duymadan alrsam -ki gvensen de gvenmesen de almalym- ar bir yrekle alrm ve ah! Her trl yardma ve cesarete ihtiyacm varken kendimi ok yalnz hissederim!" Bir an iin sustu ve sonra zntl bir ekilde devam etti: "Dostum John, bizi garip ve korkun gnler bekliyor. ki ayr kii olmayalm, bir olalm ve iyi bir son iin alalm. Bana inanacak msn?" Elini tuttum ve ona sz verdim. karken onun iin kapy atm ve kendi odasna girip kapy kapatmasn izledim. Ben kprdamadan dururken, hizmetilerden birinin sessizce koridordan getiini -arkas dnk olduu iin beni grmedi- ve Lucy'nin yatt odaya girdiini grdm. Bu manzara iime dokundu. Sadakat ok nadir bulunur ve kimse onlardan byle bir ey istemeden sevdiklerimize sadakat gsterenlere ne byk bir minnet duyarz. te, lme kar doal deheti bir kenara brakarak, sevdii hanmnn cenazesinin yannda tek bana nbet tutmaya giden, bylece ebedi uykusuna yatrlmadan nce zavall bedenin yalnz kalmamasn salayan zavall bir kii vard burada... -312Uzun ve deliksiz uyumu olmalym, nk Van Helsing odama gelerek beni uyandrdnda gne oktan ykselmiti. Yatamn yanna geldi ve yle dedi: "Neterler iin endielenmene gerek yok; yapmayacaz."
225

"Neden?" diye sordum. nk geceki ciddiyeti beni ok etkilemiti. "nk," dedi serte, "artk ok ge -ya da ok erken. Greceiz!" Elindeki kk, altn ha havaya kaldrd. "Bu dn gece alnm." "Nasl alnr," diye sordum hayretle, "imdi elinizde ya?" "nk onu alan kymetsiz sefilden, lleri ve yaayanlar soyan kadndan geri aldm. Cezasn ekecektir elbette, ama benim elimden deil; ne yaptn bile tam olarak bilmiyordu ve hi bilmeyerek, yalnzca ald. imdi beklemek zorundayz." Bunu syler sylemez odadan kt ve beni dnecek yeni bir gizem, bouacak yeni bir muammayla ba baa brakt. leden nce skc geti, ama len avukat geldi. Wholeman, Oullan, Marquand ve Lidderdale'den Bay Marquand. ok cana yakn bir adamd, yaptklarmz takdir etti ve ayrntlarla urama sorumluluunu kendi stne ald. le yemei srasnda, bize Bayan Westenra'nin bir sredir kalbi yznden aniden lmeyi beklediini ve tm ilerini tamamen dzenlediini syledi; Lucy'nin babasndan kalan belli bir mlkn, olu olmadndan uzak bir akrabalarna gittiini, ama bunun dndaki btn mlkn tamamen -313I Arthur Holmwood'a brakldn aklad. Bunlar anlattktan sonra yle devam etti: "Drst olmak gerekirse, byle bir vasiyetname brakmasn nlemek iin elimizden geleni yaptk ve kzn ya be parasz brakacak ya da evlilik ba iinde gerektii kadar zgr davranmasna engel olacak baz olaslklara dikkat ektik. Aslna baklrsa, bu meselenin zerine o kadar gittik ki, neredeyse atma noktasna geldik, yle ki, bize isteklerini yerine getirmeye hazr olup olmadmz sordu. Tabii ki bu durumda kabul etmekten baka aremiz kalmad. lkesel olarak haklydk ve olaylarn mant, dncemizin doruluunu yzde doksan dokuz gsterecekti. Akas, bu durumda baka bir vasiyetnamenin de
226

isteklerini yerine getirmeyi olanakszlatracan kabul etmeliyim. nk, kzndan nce ldnde, mlkn sahibi kz olacakt ve kz annesinden be dakika bile fazla yaasayd, vasiyetname olmad takdirde -ve byle bir durumda bir vasiyetname bulunmas imknszd- lmnde btn mlk vasiyetnamesiz saylacakt. Bu durumda, ok deerli bir dostlar olmasna ramen Lord Godalming hibir hak iddia edemeyecekti ve miraslar da uzak akraba olduklar iin duygusal nedenlerle, tamamyla yabanc biri iin yasal haklarndan vazgemeyeceklerdi. Sizi temin ederim, sevgili baylar, bu sonu beni sevindirdi, kesinlikle ok sevindirdi." yi bir adamd, ama bu kadar byk bir trajedinin bu kadar kk bir ksmna -onu resmi olarak ilgilendiren ksmna-314sevinmesi duygusal anlayn snrlan konusunda bir ibret oluturuyordu. Uzun kalmad, ama gnn ilerleyen saatlerinde urayp Lord Godalming'i greceini syledi. Bununla birlikte gelmesi bizi kesinlikle rahatlatmt; nk bu ziyaretle, yaptmz herhangi bir ey yznden dmanca eletirilere maruz kalacamzdan korkmamza gerek olmadn grmtk. Arthur'un saat bete gelmesi bekleniyordu, bu yzden o gelmeden biraz nce l odasn ziyaret ettik. Artk hem anne, hem de kz orada yattndan bu deyim o kadar yerindeydi ki, mesleine sadk cenaze levazmats mallarn en iyi ekilde sergilemiti ve meknda insann moralini hemen bozan bir morg havas vard. Van Helsing, daha nceki yerleime sadk kalnmas gerektiini, Lord Godal-ming'in ksa sre sonra geleceini ve nianlsndan kalanlar yalnz grmesinin duygularn daha az inciteceini syledi. Cenaze levazmats kendi aptall karsnda ok geirmi gibi grnyordu ve her eyi bir gece nce braktmz haline geri getirmek iin elinden geleni yapt; bylece Arthur geldiinde elimizden geldiince bu trden oklar yaamasn engellemeye altk. Zavall dostum! mitsizce zgn ve yklm grnyordu; grbz biri olmasna
227

ramen duygusal kntnn basks nedeniyle sanki klm gibiydi. Babasna gerekten ok bal olduunu biliyordum ve onu kaybetmek, hem de byle bir zamanda kaybetmek, onun iin ok ac bir darbe olmutu. Bana -315kar her zamanki gibi cana yaknd ve Van Helsing'e de tatl bir nezaket gsterdi; ama kendini zorladn grebiliyordum. Bunu profesr de fark etti ve bana onu yukar gtrmemi iaret etti. Ben de yle yaptm ve Lucy ile yalnz kalmak isteyeceini dndmden onu odann kapsnda brakarak yanndan ayrldm; ama o kolumu tuttu ve beni ieri sokarak bouk bir sesle u szleri syledi: "Onu sen de seviyordun, eski dostum; bana her eyi anlatmt ve yreinde ona senden daha yakn baka bir arkada yoktu. Onun iin yaptn her ey iin sana nasl teekkr edeceimi bilemiyorum. Henz dnemiyorum..." Burada aniden sustu ve kollarn omuzlarma att, ban gsme dayad ve alamaya balad: "Ah, Jack, Jack! Ben ne yapacam? Sanki btn hayatm birden ellerimden kayp gitmi gibi geliyor ve u koca dnyada yaamak iin hibir sebep bulamyorum." Onu elimden geldiince teselli ettim. Byle durumlarda, erkeklerin ok fazla konumasna gerek yoktur. Elin bir kez sklmas, kolun omza atlmas, birlikte dklen bir gzya, her adamn yreini stan ifadelerdir. Hkrklar dinene kadar kprdamadan, sessizce durdum ve sonra yumuak bir sesle: "Gel, ona bak," dedim. Birlikte yatan yanna gittik ve ben yzndeki kefeni kaldrdm. Tanrm! Ne kadar da gzeldi. Her geen saat gzelliine gzellik katyor gibiydi. Bu durum beni korkuttu ve -316biraz da artt. Arthur'a gelince titremeye balad ve sonunda sanki stma tutmu gibi kukuyla sarsld. Uzun bir sessizliin ardndan, fsltyla yle
228

dedi: "Jack, o gerekten ld m?" zlerek, yle olduu konusunda onu temin ettim ve byle korkun bir kukunun bir andan daha fazla srmesine izin veremeyeceim iin, lmden sonra, zellikle de bu lm iddetli ve uzun sren bir hastalktan sonra geldiyse, yzn sklkla yumuadn ve hatta genlik gzelliini geri kazandn syledim. Aklamalarm, iindeki kukular gidermi grnyordu; divann yannda bir sre diz kp ona uzun uzun ve sevgiyle baktktan sonra ban evirdi. Ona bunun, elveda demek olduunu, nk tabutun hazrlanmas gerektiini syledim; geri dnd, lnn elini eline alarak pt ve sonra eilip alnn pt. Geri ekildi ve yanma gelirken omzunun zerinden ona sevgiyle bakt. Onu oturma odasna braktm ve Van Helsing'e vedalamann sona erdiini haber verdim; Van Helsing de mutfaa gidip cenaze levazmatsnn adamlarna tabutu vidalamak iin gerekli hazrlklar yapmalarn syledi. Tekrar odadan ktnda ona Art-hur'un sorduu sorudan bahsettim; yle cevap verdi: "armadm. Biraz nce, ben de bir an iin kuku duydum!" Hep beraber yemek yedik; ben zavall Art'm acsn saklamak iin elinden geleni yaptn grebiliyordum. Van Helsing yemek -317boyunca sessiz kald, ama purolarmz yaktmzda konumaya balad: "Lord..." Ama Arthur onun szn kesti: "Hayr, hayr, bunu kullanmayn, Tanr akna! Henz deil. Beni balayn baym, yakksz davranmak istemem; ama kaybm henz ok yeni." Profesr ok tatl bir ekilde cevap verdi: "Bu unvan kullandm, nk kararszdm. Size "baym" diye hitap etmemeliyim ancak sizi Arthur olarak sevmeye baladm -evet, sevgili olum, sevmeye dedim." Arthur elini uzatt ve yal adamn elini scak bir ekilde skt. "Bana nasl isterseniz, yle hitap edin," dedi. "Umarm, dost unvanna her zaman sahip olurum. Ve zavall sevgilime yaptnz btn iyilikler iin size ne kadar teekkr etsem az olacan belirtmeme izin verin." Bir an sustu ve sonra
229

szlerine devam etti: "Onun, yaptnz iyilikleri benden daha iyi anladn biliyorum ve eer size kaba dav-randysam ya da siz bu denli iyi davranrken hatrladnz herhangi bir kusurum olduysa -profesr ban sallad- beni balayn." Profesr arbal bir nezaketle cevap verdi: "O srada bana gvenmenizin zor olduunu biliyorum, nk yle bir iddete gvenmek iin anlamak gerekir ve imdi bana gvenmediinizi -gvenemeyeceinizigryorum, nk henz anlamyorsunuz. Ve daha defalarca bana gvenmenizi -siz gvenemezken, gvenmeyebilirken- isteyebilirim, ama yine de henz anlamaman gerekiyor. Ancak -318bana olan gveninizin tam olaca ve gerekleri parlayan gne gibi aka anlayacanz zamanlar da gelecek. O zaman kendi hatrn, bakalarnn hatr ve benim korumaya yemin ettiim o sevgili kzn hatr iin batan sona beni kutsayacaksn." "Gerekten, gerekten, efendim," dedi Arthur sevecen bir ekilde. "Size her adan gveneceim. ok soylu bir yreiniz olduunu biliyorum ve buna inanyorum, ayrca Jack'in dostusunuz ve Lucy'nin de dostuydunuz. Ne isterseniz yapabileceksiniz." Profesr konuacakm gibi birka kez boazn temizledi ve en sonunda yle dedi: "imdi size bir ey sorabilir miyim?" "Kesinlikle." "Bayan Westenra'nin btn mlkn size braktn biliyor musunuz?" "Hayr, zavallck; hi aklma gelmezdi." "Ve her ey sizin olduuna gre, onlarla dilediinizi yapmakta zgrsnz. Bayan Lucy'nin btn evraklarn ve mektuplarn okumama izin vermenizi istiyorum. nann bana, bu hibir ekilde beyhude bir merak deil. Kendisinin de onaylayacandan emin olduum bir sebebim var. Hepsini yanma aldm. Onlar, hepsinin size ait olduunu renmeden nce almtm, bylece hibir yabanc el
230

onlara dokunamayacak, hibir yabanc gz, Lucy'nin ruhunu anlatan kelimeleri gremeyecekti. zin verirseniz, onlar saklayacam; siz bile henz gremeyeceksiniz; ama gvende olacaklar. Hibir kelimesi kaybolmayacak ve zaman gelince onlar size vereceim. Sizden -319istediim zor bir ey; ama Lucy'nin hatr iin bunu yapacaksnz, deil mi?" Arthur eski haline dnm gibi yrekten konutu: "Dr. Van Helsing, ne isterseniz yapabilirsiniz. Bunu sylerken sevdiimin onaylayaca bir ey yaptm biliyorum. Zaman gelene kadar sizi sorularmla rahatsz etmeyeceim." Yal profesr ciddi bir tavrla unlar sylerken ayaa kalkt: "Doru olan yapyorsunuz. Hepimiz ac ekeceiz; ama ne ektiimiz btn aclar bundan ibaret olacak ne de bu ac sonuncusu olacak. Ben ve siz de -en ok da sen, sevgili olum- tatl sulara ulamadan nce ac sulardan gemek zorunda kalacaz. Ama yreimiz cesur olmal ve bencil olmamal. Grevimizi yapmalyz, bylece her ey yoluna girecek!" O gece Arthur'un odasndaki bir kanepede uyudum. Van Helsing hi yatmad. Evin iinde devriye geziyormu gibi bir aa bir yukar dolat ve Lucy'nin tabutunun durduu odadan hi uzaklamad; tabutun her tarafna, zambak ve gl kokulan arasndan ykselen ve geceyi ar, ezici bir kokuyla dolduran yaban sarmsa iekleri serpitirilmiti. MINA HARKERIN GNL 22 Eyll - Exeter'e giden trendeyiz. Jonathan uyuyor. Bu gnl en son sanki daha dn yazmm gibi geliyor, ama Whitby'deyken ve tm dnya nmde uzanrken yazdklarmla im-320diki durumum arasnda ne kadar byk fark var. O zaman Jonathan uzaklardayd ve ondan hi haber yoktu; imdi ise Jonathan'la evliyim. Jonathan zengin bir avukat ve i orta, ayn zamanda kendi iinin sahibi oldu; Bay Hawkins ld ve defnedildi ve Jonathan kendisine zarar verebilecek yeni bir kriz geirdi. Bir
231

gn bana btn bunlar sorabilir. Hepsini kaydediyorum. Steno konusunda paslanmm -bak ite, beklenmedik bir servet bamza ne iler at- bu konudaki bilgilerimi tazeleyip bir ekilde altrma yapmam iyi olur... Cenaze treni ok sade ve resmiydi. Yalnzca biz, hizmetkrlar, Bay Hawkins'in Exe-ter'den bir iki eski arkada, Londra temsilcisi ve Anonim Hukuk irketi bakan, Sir John Paxton'i temsilen gelmi bir beyefendi vard. Jonathan ile ben el ele tututuk ve en iyi, en deerli dostumuzun bizi brakp gittiini hissettik... Hyde Park* Kesi'ne giden bir otobse binerek sessiz sessiz ehre dndk. Jonathan bir sreliine Row'a** gitmenin ilgimi ekeceini dnd, bu yzden oturduk; ama ok az insan vard ve o kadar ok bo sandalye grmek zcyd, insana terk edilmilik duygusu veriyordu. Bize evdeki bo sandalyeyi dndrd; bu yzden kalkp Picca-dilly'ye yrdk."* Jonathan, ben okula git* Hyde Park. Westminster'da yaklak 350 dnm arazi zerine kurulan, Kensington Baheleri'nin bitiiindeki, Londra'nn en byk ak alanlarndan biri. ** Hyde Park'ta at binicileri iin ayrlm, Rotten Row adndaki geni yol. *** Londra'nn merkezindeki bir semt. -321meden nceki eski gnlerde yapt gibi kolumdan tutuyordu. Bana yakksz bir hareket gibi geldi, nk yllar boyunca baka kzlara grg ve nezaket kurallarn rettikten sonra ineyi biraz da kendinize batrmadan edemiyorsunuz; ama bu Jonathan'd ve benim kocamd ve etraftaki kimseyi tanmyorduk -ve aldrmyorduk da- bu yzden yrmeye devam ettik. Giuliano'nun Yeri'nin dnda, iki kiilik bir arabada oturan, geni kenarl bir apka takm, ok gzel bir kza bakyordum ki, Jonathan'n kolumu actacak kadar sktn hissettim. Alak sesle, 'Tanrm!" dedi. Bir sinir buhrannn onu tekrar altst edebileceinden korktuumdan Jonathan iin srekli endieleniyorum; bu yzden abucak dndm ve onu neyin rahatsz ettiini sordum. ok solgundu ve gzleri yuvalarndan frlam gibiydi. Yar dehet, yar aknlkla uzun boylu, zayf, engel burunlu, siyah bykl, sivri sakall bir adama bakyordu; adam da gzel kz inceliyordu. Adam kza o kadar dikkatli
232

bakyordu ki, bizim de kendisine baktmz grmedi, bylece onu iyice inceleyebildim. Yz, iyi bir yz deildi; sert, acmasz ve zevkine dkn bir grnts vard, dudaklar ok krmz olduu iin ar beyaz grnen byk dileri bir hayvannkiler gibi sivriydi. Jonathan ona bakmaya devam ediyordu, yle ki, adamn fark edeceinden korktum. Bundan rahatsz olmasndan endie ettim, nk adam ok vahi ve tekinsiz grnyordu. Jonathan'a niin bu kadar hu-322I zursuz olduunu sordum ve belli ki, benim de kendisinin bildiklerini bildiimi dnerek cevap verdi. "Onun kim olduunu gryor musun?" "Hayr, canm," dedim: "Onu tanmyorum; kim ki?" Cevab beni artt ve korkuttu, nk sanki konutuu kiinin ben, yani Mina olduumun farknda deilmi gibi yle dedi: "O adam, ta kendisi!" Zavall sevgilim, belli ki bir eyden korkmutu; ok korkmutu. Orada olup da ona destek olmasaydm, yere ylacandan eminim. Bakmaya devam etti; bir adam elinde kk bir paketle dkkndan kt ve paketi kadna verdi; kadn da arabasyla uzaklat. Karanlk adam gzlerini onun zerinden ayrmad ve araba Piccadilly'den yukar doru uzaklatnda bir araba ararak ayn ynde onu izledi. Jonathan adamn arkasndan bakmaya devam etti ve kendi kendine konuur gibi unlar syledi: "Bunun Kont olduuna eminim, ama genlemi. Tanrm, eer gerekten byleyse! Aman Tanrm! Tanrm! Keke bilebilseydim! Keke bilebilseydim!" O kadar huzursuzdu ki, soracam herhangi bir soruyla aklnn bu konuya saplanacandan korktum ve sessiz kaldm. Onu oradan uzaklatrmak iin usulca ektim ve o da koluma tutunarak kolayca benimle geldi. Biraz daha yrdk ve sonra Green
233

Park'a* girerek bir sre oturduk. Sonbahar iin scak bir gnd ve glgelik bir yerHyde Park'n dou ucunun karsndaki kk bir park. -323I de, gzden uzak bir sra vard. Jonathan'n gzleri birka dakika bo bo baktktan sonra kapand ve ba omzumda, sessizce uykuya dald. Onun iin en iyisinin bu olduunu dndm, bu yzden onu uyandrmadm. Aa yukar yirmi dakika sonra uyand ve epey neeli bir ekilde bana yle dedi: "Ne tuhaf, Mina, sanrm uyuyakaldm... Ah, bu kadar kaba olduum iin beni bala. Gel, bir yerlerde bir fincan ay ielim." Aka grlyordu ki, hastal srasnda her eyi unutmas gibi, bu unutkanlk houma gitmiyor; beyninde bir hasar yaratabilir ya da nceden verdii zararn srmesine sebep olabilir. Ona sormamalym, nk yarardan ok zararm dokunabilir; ancak yurtd yolculuunda olanlar bir ekilde renmek zorundaym. Korkarm, o paketi ap iinde neler yazdn renmemin zaman geldi. Ah, Jonathan, bir hata yaparsam beni balayacan biliyorum, nk bu senin iyiliin iin. Daha sonra - Eve, bize kar o kadar iyi davranan sevgili adamn olmad, bo eve dnmz her adan hzn vericiydi. Jonathan, hastalnn ksa sreliine nksetmesi yznden hl solgun ve ba dnyor ve bir de Van Helsing diye birinden gelen bir telgraf; o da her kimse: "Bayan Westenra'nin be gn nce, Lucy'nin de evvelki gn ldn duymak sizi zecektir. kisi de bugn topraa verildi." Ah, birka kelimede ne byk bir ac gizli. Zavall Bayan Westenra! Zavall Lucy! Git-324miler, gitmiler; bir daha bize asla geri dnmemek zere! Ve hayatndan yle bir tatllk eksildii iin zavall, zavall Arthur! Tanrm, ektiimiz aclara katlanmamza yardm et. DR. SEWARDIN GNL 22 Eyll - Her ey bitti. Arthur, Ring'e geri dnd ve Quincey Morris'i de
234

yannda gtrd. Bu Quincey ne kadar iyi bir adam! Lucy'nin lmesi nedeniyle en az bizim kadar ac ektiine btn yreimle inanyorum; ama bu acya gerek bir Viking gibi katlanmasn bildi. Eer Amerika byle adamlar yetitirmeye devam ederse, gerekten de dnyada byk bir g olacak. Van Helsing uzanyor, yolculuundan nce biraz dinleniyor. Bu gece Amsterdam'a hareket edecek, ama yarn gece dneceini, nk sadece kendisinin el atabilecei baz hazrlklar yapmak istediini sylyor. Sonra yapabilirse bana urayacak, Londra'da, biraz zamann alabilecek ileri varm. Zavall, yal adam! Korkarm, getiimiz hafta yaadmz zorluklar onun demirden direncini bile krd. Cenaze sresince kendisini zor tuttuunu grebiliyordum. Her ey bittiinde, Arthur'un yannda duruyorduk ve Arthur, zavall adam, Lucy'nin damarlarna kan nakledilirken, operasyonda kendine den rolden bahsediyordu; Van Helsing'in yznn bir an bembeyaz kesildiini, bir an mosmor olduunu grebiliyordum. Arthur, Lucy ile o an evlenmiler gibi hissettiini, Tann'nn gz nn-325de kars olduunu sylyordu. Hibirimiz ona dier operasyonlardan bahsetmemitik ve hi bahsetmeyecektik de. Arthur ile Qu-incey birlikte istasyona gittiler ve Van Hel-sing ile ben de buraya geldik. Arabada yalnz kaldmz anda Van Helsing tam bir isteri krizine girdi. O zamandan bu yana bunun isteri krizi olduunu reddetti ve yalnzca mizah duygusunun korkun artlar altnda ortaya ktn syledi. Gzlerinden yalar akana kadar gld; kimse bizi grp de yanl kanlara kaplmasn diye arabann perdelerini indirmek zorunda kaldm ve sonra tekrar kahkahalar atana kadar alad, sonra da tpk bir kadn gibi hem gld, hem alad. Bu artlar altnda bir kadna davranlmas gerektii gibi ona kar sert davranmaya altm, ama etkisi olmad. Erkekler ile kadnlar sinirsel glerini ya da zayflklarn ortaya
235

koymada o kadar farkllar ki! Sonra, yz dinginletii ve sertletii zaman, neden bu kadar neeli olduunu, bunun neden byle bir zamanda ortaya ktn sordum. Verdii yant kendisine zgyd, nk hem mantkl, hem gl hem de gizemliydi. yle dedi: "Ah, anlamyorsun, dostum John. Glyorum, ama zgn olmadm dnme. Grdn, katla katla glerken bile aladm. Ama aladmda da o kadar zgn olduumu sanma, nk glmek de ayn anda geliyor. Kapn tklatp 'Girebilir miyim?' diyen kahkahann, iten bir kahkaha olmad hep aklnda bulunsun. Hayr! Kahkaha bir kraldr ve -326can ne zaman isterse o zaman, nasl isterse yle gelir. Kimseye sormaz; uygun zaman kol-lamaz. "Ben geldim," der yalnzca. Bak, rnein, benim o tatl gen kz iin yreim paralanyor; yal ve bitkin olmama ramen kanm verdim ona; zamanm, yeteneimi, uykumu verdim; o her eye sahip olabilsin diye dier ac ekenlerin ihtiya iinde kalmasna sebep oldum. Ama yine de onun mezar banda glebiliyorum -zangocun kreindeki toprak, tabutunun zerine dp, 'Pat! Pat!' ettii zaman gldm, ta ki yanaklarmdan kan ekilene kadar. Yreim o zavall delikanl iin kan alyor; ya, hayatta kalsayd benim kendi olumla ayn olacak, ayn salara, ayn gzlere sahip o sevgili ocuk iin. te, imdi onu neden bu kadar ok sevdiimi biliyorsun. Ama yine de yle eyler syledi ki, koca yreime dokundu ve baba yreimin ona, baka hi kimseye acmad kadar acmasna yol at -sana bile o kadar acmadm, dostum John, halbuki deneyimlerimiz baba oul seviyesine daha yakn- ama yine de yle bir anda Kral Kahkaha bana geldi ve kulama, "te geldim! te geldim!" diye bard. Ta ki kan geri dnp dans etmeye balayana ve kahkaha, yannda getirdii gne
236

nn birazn yanaklarma verene kadar. Ah, dostum John, bu garip bir dnya, zc bir dnya, aclar, straplar ve dertlerle dolu bir dnya; ama yine de Kral Kahkaha geliyor ve herkesi ald ezgiye gre dans ettiriyor. Kanayan yrekler, kilise mezarlndaki kuru kemikler ve derken insan kvrandran gzyalar hep -327beraber, Kral'n glmseyiten yoksun azyla ald mzie gre dans ediyorlar. Ve inan bana dostum John, gelmekle iyi ediyor ve nezaket gsteriyor. Ah, biz erkekler ve kadnlar; bizi farkl ynlere eken, ama zorla sk skya birbirine balanm halatlar gibiyiz. Sonra, gzyalar gelir ve halatlara yaan yamur gibi gerer bizi, ta ki, belki de bu gerginlik daya-nlamayacak kadar artp bizi birbirimizden koparana kadar. Ama Kral Kahkaha, gne gibi gelir, gerginlii tekrar azaltr ve artk her neyse, iimize gcmze devam etmeye katlanabiliriz." Dncelerini anlamam gibi yaparak onu incitmek istemiyordum; ama glmesinin sebebini henz anlayamadm iin ona sordum. Bana cevap verirken yz sertleti ve olduka farkl bir tonda unlar syledi: "Ah, her eyin iindeki acmasz ironi de buydu: iekli talarla sslenmi, teker teker hepimizi, gerekten l olup olmadn merak ettirecek kadar gzel grnen bu ok sevimli kadn; akrabalarnn ounun yatt o ssz mezarlkta, o gzel mermer tan altnda yatyor; onu seven ve onun da sevdii annesiyle birlikte yatyor ve kutsal an, yle hznl ve yle ar bir ekilde "n! n!" alyor; meleklerin beyaz elbiselerini giyinmi o kutsal adamlar kitap okuyormu gibi yapyorlar, ama btn bu sre boyunca gzlerini bir kez olsun sayfada gezdirmiyorlar ve bizim, hepimizin ba eik. Peki btn bunlar ne iin? O ld; ee! yle deil mi?" "Eh, hayatm stne yemin ederim, pro237

-328I fesr," dedim, "ben bunda glnecek bir ey gremiyorum. Tuhaf, aklamanz bunu ncekinden daha zor bir bulmacaya dntryor. Ama cenaze treni komik olsa bile, zavall Arthur ve ektii acya ne diyeceksiniz? te, onun yrei kesinlikle para para oluyor." "Kesinlikle. Kannn Lucy'nin damarlarna nakledilmesiyle Lucy'nin gerekten onun kars olduunu sylemedi mi?" "Evet, bu onun iin avuntu verici ve tatl bir dnce." "Kesinlikle. Ama bir glk vard, dostum John. Eer yleyse, dierleri ne olacak? Ho, ho! O zaman bu tatl gen kz okeli oluyor ve ben, zavall karm, benim iin lm, ama kilise yasalarna gre hayattayken, ama akl yokken, ben bile, bu yok saylan karm ile iki eliyim." "Bunda da gln bir yan gremiyorum," dedim; byle eyler sylemesi pek de houma gitmemiti. Elini koluma koydu ve yle dedi: "Dostum John, sana ac veriyorsam beni bala. ncitebilecekken duygularm bakalarna gstermedim, yalnzca gvendiim bir insan olduun iin sana gsterdim, eski dostum. Ben kahkaha atmak istediimde yreimin derinliklerini grebseydin; kahkaha geldiinde bunu yapabilseydin ve eer bunu imdi, Kral Kahkaha tacn ve ona ait olan her eyi toplayp gittiinde bunu yapabilseydin nk benden ok, ok uzaa gitti ve ok, ok uzun bir zaman iin- belki bana herkesten daha ok acrdn." -329Sesindeki duygusallk iime dokundu ve ona neden diye sordum. "nk biliyorum!" imdi hepimiz daldk ve uzun gnler boyunca yalnzlk, her yan saran kanatlaryla yuvalarmzn zerine tneyecek. Lucy, kum gibi insan kaynayan Londra'dan uzaktaki ssz bir kilise avlusunda, asil bir lm evi olan aile mezarlnda yatyor; orada hava temiz, gne Hampstead Tepesi zerinden douyor ve kr iekleri diledikleri gibi byyebiliyorlar. Artk bu gnl bitirebilirim ve yeni bir gnle balayp balamayacam
238

yalnz Tanr bilir. Eer balarsam ya da bu gnl tekrar aarsam, farkl insanlar, farkl olaylar anlatmak iin olacak; nk hayatmn romansnn anlatld hikye burada bitiyor. Yaam siciminin ucunu tekrar elime almadan nce, zntyle ve umutsuz bir ekilde yle diyorum, SON Westminster gazetesi," 25 Eyll HAMPSTEAD'TE ESRARENGZ BR OLAY u anda Hampstead yresinde, gazete manetlerinde "Kensington Deheti", "Hanerli Kadn" ya da "Siyahl Kadn" olarak yer alan hikyelere paralel gibi grnen bir dizi olay yaanmaktadr. Son iki gnde, kk ocuklarn evlerinden uzaklatklar ya da oyun oynadklar fundalktan dnmedikleri pek ok 1893'te kurulmutur. -330durum yaand. Bu olaylarn her birinde ocuklar balarna ne geldiini doru dzgn anlatamayacak kadar kklerdi, ama baha-nelerindeki ortak nokta, "gzel kadn" ile birlikte olduklar idi. Kaybolduklar anlaldnda hep gecenin ge saatleriydi ve iki seferinde ocuklar ertesi gnn erken saatlerine kadar bulunamad. evre halknn genel kans, kaybolan ilk ocuk, "gzel kadn"n yrye kmalarn sylediini anlatt iin, dier ocuklarn da bu deyii alp, gerektii zaman bahane olapak kullandklar ynnde. imdilerde kklerin en sevdikleri oyunlardan biri de hilelerle birbirlerini kandrmak olduundan bu daha normal karlanabilir. Bir muhabirimiz, "gzel kadn" taklit etmeye alan ufaklklarn son derece komik olduunu yazyor. Karikatristlerimizden bazlarnn gereklik ile canlandrmay karlatrarak groteskin* ironisi** konusunda ders alabileceklerini sylyor. Bu alfresco temsilcilerinin popler rolnn "gzel kadn" olmas, insan doasnn genel prensiplerine uyum gsteriyor. Muhabirimiz naif bir ekilde, "gzel kadn" rol yapan, hatta yle olduklarn sanan kt ocuklarn yannda, Ellen Terry'nin*** bile o kadar sevimli bir cazibesi olmadn sylyor. * Grotesk: Kaba glnlklerden, tuhaf ve olmayacak akalamalardan yararlanan,
239

kart grntleri, badamaz durumlar artc biimde birletiren gldr biimi. ** Alay, alayclk. Dndn alay amacyla tersine bir anlatmla syleme. *** 1878den itibaren Henry Irving iin en nl barol oyuncularndan olan ve Shakespeare oyunlarndaki rolleri ustalkla oynayan ngiliz aktris (18471928). -331Bununla birlikte, ocuklardan bazlar iin muhtemelen bu sorunun ciddi bir yan da var, gerekten de geceleyin karlan ocuklarn hepsinin boazlarnda ufak bir delik ya da yara var. Yaralar bir san ya da kk bir kpek srna benziyor ve tek tek bakldklarnda pek nemli olmasalar da onlar hangi hayvan yaraladysa, kendine zg bir sistemi ya da yntemi var gibi grnyor. Blge polisine babo dolaan ocuklar -zellikle de ok kk olanlar ve Hampste-ad Fundal civarnda dolaanlar- sk bir gzlem altnda tutmalar ve evredeki sokak kpeklerinden gzlerini ayrmamalar talimat verildi. Westminster gazetesi, 25 Eyll - ok zel HAMPSTEAD DEHET -BR OCUK DAHA YARALANDI "Gzel Kadn" Dn gece bir ocuun daha karldn ve ancak sabahleyin ge saatlerde, Hampste-ad Fundal'nm, dier ksmlarndan muhtemelen daha ssz olan Shooter's Tepesi'ndeki bir karaalnn altnda bulunduunu haber aldk. ocuun boaznda dier vakalarda da grlen kk yaradan var. ocuk son derece gszd ve bir deri bir kemik kalmt. Ksmen kendine geldiinde bu ocuk da "gzel kadn" tarafndan kandrlarak karldn anlatt. -332ON DRDNC BLM MINA HARKER'IN GNL 23 Eyll - Jonathan, geirdii kt geceden sonra, imdi daha iyi. Yapacak ok ii olmasndan ok memnunum; nk bunlar aklna korkun eyler gelmesini nlyor ve ah, yeni konumunun sorumluluklar altnda kmedii iin ok
240

seviniyorum. Kendine kar sorumluluklarn yerine getireceini biliyorum ve imdi, Jonathan'mm terfi ettiini ve zerine den grevlere her adan ayak uydurduunu grmekten ne kadar byk bir gurur duyuyorum. Ge saatlere kadar, btn gn darda olacak, nk le yemei iin eve gelemeyeceini syledi. Ev ileri yapld, ben de bu frsattan istifade, yurtdnda yazd gnln alp kendimi odama kilitleyeceim ve bu gnl okuyacam... 24 Eyll - Dn gece yazacak yrek bulamadm; Jonathan'n kaydn tuttuu o korkun eyler beni altst etti. Zavall sevgilim! ster gerek olsun, isterse de hayal grm olsun; yine de ok ac ekmi olmal. Btn bunlarn iinde hi gerek pay var m acaba? Btn bu korkun eyleri beyin hummas geirdikten sonra m yazd acaba? Yoksa hepsi iin bir nedeni var myd? Sanrm, hibir zaman bilemeyeceim, nk bu konuyu ona -333amaya cesaret edemem... Ve dn grdmz o adam! Onu tandndan ok emin grnyordu... Zavall sevgilim! Sanrm, sinirlerini bozan ve zihnini bir dnce ak ile geriye gnderen cenaze oldu... Kendisi btn bunlara inanyor. Dn gnmzde dediklerini hatrlyorum: "Uykuda ya da uyank, aklm bamda ya da deil, ok ciddi bir grev beni o ac saatlere geri dnmeye armadk-a..." lerinde bir tutarllk varm gibi grnyor. O korkun Kont'un Londra'ya gelmesi... Eer bu doruysa ve milyonlarca kiinin yaad Londra'ya geldiyse... Zorlu grev onu arabilir ve kar karya gelirsek bu grevden kanmamalyz... Ben hazrlkl olacam. Hemen u an, daktilomu alp Jonathan'n gnln zmeye balayacam. Bylece, gerekirse bakalarnn okumas iin de hazr olacaz. Ve gerekirse, belki ben de hazr olursam, zavall Jonathan zlmeyebi-lir, nk onun adna konuabilirim ve btn bunlar yznden zlp endielenmesini engelleyebilirim. Eer Jonathan zerindeki gerginlikten
241

kurtulacak olursa, bana her eyi anlatmak isteyebilir ve ben de ona sorular sorarak baz eyleri ortaya karabilirim, onu nasl rahatlatabileceime bakarm. Mektup, Van Helsing'ten Bayan Harker'a 14 Eyll (zeldir) Sevgili Hanmefendi, Size yazdm iin beni balamanz rica ediyorum, nk Bayan Lucy Westen-334ra'nn lmyle ilgili zc haberi size veren kii olarak ok uzak bir dostunuzum. Lord Godalming'in incelii sayesinde, Lucy'nin mektuplarn ve evraklarn okuma iznini aldm, nk hayati nem tayan belli konularda byk endielerim vard. Bu evraklarn iinde, sizden gelen ve ikinizin ne kadar iyi dost olduunuzu, onu ne kadar sevdiinizi gsteren birka mektup buldum. Ah, Bayan Mink, o sevginin hatr iin size yalvaryorum, bana yardm edin. Bakalarnn iyilii iin istiyorum bunu -byk bir ktl dzeltmek ve tahmin edebileceinizden ok daha byk ve korkun bir sr sorunu ortadan kaldrmak iin- bunlar sizin tahmin edebildiinizden de byk olabilir. Sizi grmem mmkn olabilir mi? Bana gvenebilirsiniz. Dr. Seward ve Lord Godalming'in (Bayan Lucy'nin nianls, Art-hur'un) dostuyum. Bunu imdilik herkesten gizli tutmak zorundaym. Bana bu ayrcal verir ve ne zaman, nerede buluacamz sylerseniz, hemen Exeter'e, sizi grmeye gelmeliyim. Affnza snyorum, hanmefendi. Zavall Lucy'ye yazdnz mektuplar okudum ve ne kadar iyi olduunuzu, kocanzn ne byk aclar ektiini biliyorum; bu yzden size yalvaryorum, mmknse, bir zarar dokunmamas iin ona bundan bahsetmeyin. Tekrar affnza snyorum, beni balayn. Van Helsing -335Telgraf, Bayan Harker'dan Van Helsing'e 25 Eyll - Yetiebilirseniz, bugn on eyrek treniyle gelin. Ne zaman gelirseniz, beni grebilirsiniz.
242

Wilhelmina Harker MINA HARKER'IN GNL 25 Eyll - Dr. Van Helsing'in ziyaret saati yaklatka mthi heyecanlanmaktan kendimi alamyorum, nk her nedense bu ziyaretin Jonathan'n yaad zc eyleri biraz olsun aydnlatacan umuyorum ve Dr. Van Helsing hastal boyunca zavall Lucy'yle ilgilendii iin bana onunla ilgili her eyi anlatabilir. Geli nedeni bu; Lucy ve uyurgezerlii, Jonathan iin gelmiyor. Demek, hibir zaman gerei renemeyeceim! Ne kadar aptalm. O korkun gnlk btn hayal gcm ele geirdi ve her eyi kendi renklerine boyuyor. Elbette ki, Lucy iin geliyor. O alkanlk zavall dostumu tekrar rahatsz etti ve uurumdaki o korkun gece onu hasta etmi olmal. Kendi ilerim arasnda onun o geceden sonra ne kadar hastalandn neredeyse unutmutum. Lucy, Van Helsing'e uurumdaki uyurgezerlik macerasn ve benim her eyi bildiimi anlatm olmal ve imdi Dr. Van Helsing her eyi anlayabilmek iin beni dinlemek istiyor. Umarm, Bayan Westenra'ya bundan hi bahsetmemekle iyi etmiimdir; olumsuz bir ey olmasa bile benim herhangi bir hareketim zavall, sevgili -336Lucy'ye zarar verdiyse, kendimi hibir zaman balayamam. Umarm, Dr. Van Helsing de beni sulamaz; son gnlerde o kadar ok sknt ve endie yaadm ki, u anda daha fazlasna dayanabileceimi sanmyorum. Sanrm, zaman zaman alamak hepimize iyi gelir -yamurun yapt gibi havay temizler. Belki de beni kayglandran dn o gnl okumam oldu ve sonra Jonathan bu sabah, bir gn ve bir gece gelmemek zere ehir dna gitti, evlendiimizden beri ilk defa ayr kalyoruz. Umarm kendine dikkat eder ve onu zecek hibir ey olmaz. Saat iki ve doktor birazdan burada olacak. Kendisi sormadka Jonathan'n gnlnden hi bahsetmeyeceim. Kendi gnlm daktiloya ektiim iin ok memnunum, bylece bana Lucy'yi sorduu takdirde
243

gnl ona verebileceim; dolaysyla bana ok soru sormasna gerek kalmayacak. Daha sonra - Doktor geldi ve gitti. Ah, ne tuhaf bir grmeydi ve nasl da bamn dnmesine sebep oluyor! Kendimi ryada gibi hissediyorum. Btn bunlar, hatta bir ksm bile gerek olabilir mi? lk nce Jonathan'n gnln okumasaydm, hibir zaman bunu bir olaslk olarak bile grmezdim. Zavall, zavall, sevgili Jonathan! Ne ok ac ekti kim bilir. Yce Tanrm, ltfen btn bunlar onu yine altst etmesin. Onu bundan korumaya alacam; ama gzlerinin, kulaklarnn ve beyninin onu yanltmadn, hepsinin gerek olduunu bilmek onun iin bir teselli de olabilir ve ona yardm edebilir -gerekler ne ka-337dar korkun ve sonular dehet verici olsa da. Onu zen ey aklndan kmayan kuku olabilir; bylece kuku ortadan kalktnda -uyank ya da rya gryor olsun, fark etmez- gerek kantlandnda, kendisini daha iyi hissedebilir ve yaad oka daha kolay katlanabilir. Dr. Van Helsing, Arthur ve Dr. Seward'in dostu olduuna ve Lucy'ye bakmas iin onu ta Hollanda'dan getirdiklerine gre zeki olduu kadar iyi de bir adam olmal. Edindiim izlenimlere dayanarak, gerekten de iyi, nazik ve soylu bir doas olduunu hissediyorum. Yarn geldiinde ona Jonathan' soracam; o zaman, ltfen Tanrm, btn bu znt ve endieler iyi bir sonla bitsin. Eskiden rportaj altrmas yapmann houma gideceini dnrdm; Jonathan'n Exeter News gazetesindeki arkada ona byle bir ite bellein en nemli ey olduunu -bazlarn sonradan dzeltmek zorunda kalsanz bile, neredeyse sylenen her sz tam olarak yazabilmek gerektiinisylemi. Bizimki de ender rastlanabilecek bir rportajd. Harfi harfine kaydetmeye alacam. Kap alnd zaman saat iki buuktu. Btn cesaretimi topladm ve bekledim. Birka dakika sonra Mary kapy at ve "Dr. Van Helsing" diyerek onu takdim
244

etti. Yerimden kalkp reverans yaptm, bana doru geldi; orta boylu, salam yapl bir adam; geni, gl gvdesinin zerindeki omuzlan dik; boynu ve ba gvdesinin zerinde dengeli duruyor. Bann duru ekli dnce ve kuvveti simgeledii iin insan ilk -338grte etkiliyor, ba da soylu grnml, bykl iyi ve kulaklarnn arka tarafnda irileip geniliyor. Temiz tral yznde, sert, keli bir enesi; geni, kararl, hareketli bir az; dzgn lleri, daha ok dz, ama hzla alp kapanan ve duyarl delikleri olan bir burnu var; yle ki, byk, al gibi kalar aa indiinde ve az gerildiinde burun delikleri geniliyor sanki. Aln, geni ve gzel, ilk bata neredeyse dmdz ykseliyor, sonra birbirinden ayr, iki tmsein zerinden arkaya eiliyor; yle bir aln ki, kzlms salar zerinden aamyor ve doal bir ekilde arkaya ve yanlara dyor. ri, koyu mavi gzlerinin arasnda geni bir mesafe var ve bu gzler ruh haline gre atik, efkatli ya da sert olabiliyor. Bana: "Bayan Harker, deil mi?" dedi. Ben de onaylayarak bam edim. "Eskiden Bayan Mina Murray idi, deil mi?" diye srdrd. Yine bam edim. "Benim grmeye geldiim, o zavall ocuk Lucy Westenra'nin arkada, Mina Murray. Bayan Mina, merhumla ilgili olarak sizinle grmek iin geldim." "Beyefendi," dedim, "Lucy Westenra'nin dostu olduunuz ve ona yardm ettiiniz iin zerimde her hakka sahipsiniz." Ve elimi uzattm. Elimi tuttu ve mfik bir ekilde unlar syledi: "Ah, Bayan Mina, o zavall, inci gibi kzn arkadann iyi biri olmas gerektiini biliyordum, ama daha renmem gereken eyler varm." -339Konumasn nazike ban eerek bitirdi. Ona, beni grmek istemesinin sebebini sordum, hemen anlatmaya balad: "Bayan Lucy'ye yazdnz mektuplar okudum. Beni balayn, ama aratrmaya bir yerlerden balamak zorundaydm ve soracak kimse yoktu. Sizin Whitby'de onun
245

yannda kaldnz biliyorum. Zaman zaman bir gnlk tutmu. armanza gerek yok, Bayan Mi-na; siz ayrldktan sonra balanm ve size yknerek yazlm. O gnlkte, yer yer, sizin onu kurtardnz bir uyurgezerlik olayna deinilmi. Bu yzden byk bir aknlk iinde kalarak sizi grmeye geldim ve sizden, hatrladnz kadaryla bana bu olay anlatarak byk bir iyilik yapmanz rica ediyorum." "Bu konudaki her eyi anlatabilirim, sanrm, Dr. Van Helsing." "Ah, yleyse olaylar ve ayrntlar aklnzda tutabildiiniz iyi bir hafzanz var. Gen hanmlarda sk rastlanmaz buna." "Hayr, doktor, ama o zaman her eyi yazmtm. sterseniz, size yazdklarm gsterebilirim." "Ah, Bayan Mina, minnettar olurum; bana ok byk bir iyilik yapm olursunuz." Onu biraz artmann cazibesine dayanamadm -sanrm, tad hl damamzda kalan ilk elma yznden- bu yzden ona steno ile tuttuum gnl verdim. Minnettar bir ekilde ban eerek gnl ald ve yle dedi: "Okuyabilir miyim?" "sterseniz," diye cevap verdim elimden geldiince arbal bir tavr taknarak. Gn-340l at ve annda surat asld. Sonra ayaa kalkt ve eildi. "Ah, siz ne zeki bir kadnsnz!" dedi. "Uzun zamandr Bay Jonathan'n kran dolu olmas gerektiini biliyordum; ama imdi gryorum ki, kars da btrHyi zelliklere sahip. Bana eref verip gnl okumama yardm eder misiniz? Yazk ki, ben steno bilmiyorum." Bu srada kk akam sona ermiti ve neredeyse kendimden utanmtm; bu yzden i sepetimden daktilo edilmi kopyay kardm ve ona uzattm. "Beni balayn," dedim: "Bunu yapmaktan kendimi alamadm; sevgili Lucy'yi sormay dilediinizi dndm ve beklememeniz iin -srf benim iin deil, zamannzn deerli olacan dndm iin- daktiloya ektim." Ktlar ald ve gzleri parlad. "ok iyisiniz," dedi. "Peki bunu imdi
246

okuyabilir miyim? Bitirdiimde size birka soru sormak istiyorum." "Kesinlikle," dedim, "ben le yemei hazr-lklann yaparken, siz okuyun; sonra yemeimizi yerken sorularnz sorabilirsiniz." Eildi; srtn a vererek bir sandalyeye yerleti. Ben, daha ok, o rahatsz olmasn diye le yemeini ayarlamaya giderken sayfalarn arasna gmld. Geri dndmde onu odann iinde huzursuzca bir aa bir yukar dolarken buldum, yz heyecandan parl panld. Bana doru kotu ve iki elimi birden tuttu. "Ah, Bayan Mina," dedi, "size ne kadar ok ey borlu olduumu nasl anlatabilirim? Bu ktlar gne gibi. Bana kaplar ayor. -341Bu kadar ok ktan sersemledim, gzlerim kamat; ama yine de her seferinde n ardndan bulutlar yuvarlanarak geliyor. Ama siz anlamyorsunuz, anlayamyorsunuz. Ah, ama ben size minnettarm, o kadar zeki bir kadnsnz ki. Hanmefendi," -bunu byk bir arballkla syledi- "Abraham Van Helsing sizin iin ya da sevdikleriniz iin bir ey yapa-bilecekse, bana mutlaka bildireceinize inanyorum. Bir dost olarak size hizmet etmek benim iin zevk ve eref olacaktr; bir dost olarak, btn rendiklerimle, btn yapabileceklerimle, size ve sevdiklerinize yardma hazr olacam. Hayatta karanlklar da vardr, aydnlklar da ve siz o aydnlklardan birisiniz. Mutlu ve gzel bir hayatnz olacak ve kocanz size sahip olduu iin mutlu olacak." "Ama doktor, bana ok fazla iltifat ediyorsunuz ve beni tanmyorsunuz bile." "Sizi tanmyor muyum? Ben, bunca yl yaayan ve tm hayatm boyunca erkekleri ve kadnlar inceleyen ben; beyni ve ona ait her eyi ve ardndan gelen her eyi zel ilgi alanm yapan ben! Ayrca byk bir iyilik yaparak benim iin yazdnz gnlnz okudum ve her satrndan itenlik okunuyor. Zavall Lucy'ye evliliinizi ve gveninizi anlatan o tatl mektubunuzu okuyan ben, sizi tanmyorum, yle mi? Ah, Bayan Mina, iyi kadnlar btn hayatlarn ve meleklerin okuyabilecei o eyleri, gn gn, saat saat, dakika dakika anlatrlar ve biz erkekler iimizde meleklerin gzlerinden bir eyler tamak isteriz. Kocanz soylu bir insan ve siz de soylusunuz, nk gveni247

-342yorsunuz ve gven kt bir kiilikte barnamaz. Ya kocanz, bana ondan bahsedin. Sal iyi mi? Humma tamamen geti mi, imdi gl ve salkl m?" Burada ona Jonathan'la ilgili sorular sormam salayacak bir frsat grdm ve yle dedim: "Neredeyse tamamen iyileti, ama Bay Hawkins'in lm onu ok zd." Araya girdi: "Ah, evet, biliyorum, biliyorum. Son iki mektubunuzu okudum." Devam ettim: "Bunun onu sarstn dnyorum, nk geen perembe ehre gittiimizde bir eit ok yaad." "Bir ok mu, hem de beyin hummasndan bu kadar ksa bir sre sonra! yi olmam. Ne tr bir oktu bu?" "Ona korkun eyleri hatrlatan, beyin hummas geirmesine sebep olan birisini grdn sand." Ve burada btn her ey beni bir telaa bodu. Jonathan'a duyduum merhamet, onun yaad dehet, gnlndeki o korkun gizem ve o zamandan beri beni brakmayan korku, hepsi karmakark bir ekilde azmdan dkld. Sanrm, isteriye kapldm, nk kendimi dizlerimin zerine attm, iki elimi birden ona doru kaldrarak kocam tekrar iyi etmesi iin yalvardm. Ellerimi tuttu, beni ayaa kaldrp kanepeye oturttu ve kendisi de yanma oturdu; elimi elinde tuttu ve bana, ah, sonsuz bir tatllkla unlar syledi: "Benim hayatm orak ve yalnz; o kadar ok alyorum ki, dostluklar iin vaktim kalmyor, ama dostum John Seward beni buraya ardndan beri o kadar ok iyi insan -343tandm ve yle bir soyluluk grdm ki, ne kadar yalnz bir hayat srdm -ve bu ilerleyen yalarmda daha da artt- her zamankinden daha fazla hissediyorum. Bu yzden, buraya size kar byk bir sayg duyarak geldiime inann ve siz bana umut verdiniz -umut, aradm eyde deil, ama hayat mutlu klacak
248

kadnlarn hl var olduunu grmekten doan umut- hayatlar ile, doacak ocuklara iyi rnek olabilecek iyi kadnlardansnz. Burada size faydam dokunabilecei iin mutluyum; nk eer kocanzn bir hastal varsa, bu hastalk benim alma alanm ve deneyimlerim dahilindedir. Size, onun iin elimden gelen her eyi -onun gl ve mert bir hayat yaamas iin ve sizin de mutlu bir mr srmeniz iin gereken her eyi- seve seve yapacama sz veriyorum. imdi yemek yemelisiniz. ok heyecan yaadnz ve belki an endielisiniz. Sizi bu kadar solgun grmek kocanz Jonathan'n houna gitmeyecektir ve sevdii kiide houna gitmeyen eyler grmek onun iin iyi olmaz. Bu yzden, onun hatr iin yemek yiyip glmse-melisiniz. Bana Lucy ile ilgili her eyi anlattnz ve imdi sizi zmesin diye bundan bahsetmeyeceim. Bu gece Exeter'de kalacam, nk bana anlattklarnz zerine uzun uzun dnmek istiyorum ve dndkten sonra izin verirseniz size sorular soracam. Ve sonra, siz de bana, elinizden geldiince kocanz Jonathan'n sorununu anlatabilirsiniz. Ama henz deil. imdi yemek yemelisiniz; ondan sonra bana her eyi anlatrsnz." -344le yemeinden sonra, furma odasna geri dndmzde bana unlar syledi: "imdi bana onunla ilgili her eyi anlatn." Sra bu byk, eitimli adamla konumaya gelince, benim zayf bir budala ve Jonathan'n da deli olduunu dneceinden korkmaya baladm -o gnlk o kadar tuhaf ki- ve devam etmek konusunda tereddde dtm. Ama ok tatl ve nazikti; bana yardm etmeye sz vermiti, bu yzden ona gvenip anlatmaya baladm: "Dr. Van Helsing, size anlatacaklarm o kadar tuhaf ki, bana ya da kocama glmeme-lisiniz. Dnden beri bir eit kuku iinde kvranyorum, bana kar nazik davranmalsnz ve baz ok tuhaf eylere yan inanm olduum iin beni
249

aptal sanmamalsnz." Bana hem tavrlar hem de szleriyle gven verdi: "Ah, canm, burada olma nedenimin ne kadar tuhaf olduunu bilseydiniz, glecek olan siz olurdunuz. Ben, ne kadar tuhaf olursa olsun, kimsenin inanlarna glmemeyi rendim. Zihnimi her zaman ak tutmaya alm-mdr ve zihni kapatacak eyler hayatn sradan olaylar deil, tuhaf eylerdir, srad eylerdir, insann deli mi, akll m olduundan kuku duymasna sebep olan eylerdir." 'Teekkr ederim, binlerce kez teekkr ederim! Zihnimden byk bir arlk aldnz. Eer bana izin verirseniz, size okumanz iin bir evrak vereceim. Uzun bir ey, ama ben onu daktiloya ektim. Bu evrak size benim ve Jonathan'n sorunu hakknda fikir verecek. Yurtdndayken tuttuu gnln ve orada -345olup bitenlerin bir kopyasdr. inde yazanlardan bahsetmeye cesaret edemiyorum; siz kendiniz okuyup karar verin. Ve sonra, grtmzde, belki de bana ne dndnz syleyerek byk bir iyilik yapm olursunuz." "Sz veriyorum," dedi ben ona ktlar verdiimde; "Yarn sabah, elimden geldiince erken bir saatte gelip sizi ve kocanz greceim, izin verirseniz." "Jonathan on bir buukta burada olacak; bize le yemeine gelip onu o zaman grmelisiniz; ekspres 3.34 trenini yakalayabilirsiniz, sizi sekizden nce Paddington'da* brakr." Tren saatlerini hi dnmeden syleyivermeme armt; haliyle acelesi olmas durumunda Jonathan'a yardmc olabilmek iin Exeter'e gelip giden btn trenleri ezberlediimi bilmiyordu. Bylece ktlar da yanna alp gitti ve ben buraya oturup dnmeye baladm; dnyorum ama ne dndm bile bilmiyorum. Mektup (el yazsyla) Van Helsing'ten Bayan Harker'a 25 Eyll, saat 6 Sevgili Bayan Mina, Kocanzn fevkalade gnln okudum. huzuruyla uyuyabilirsiniz. Garip ve korkun, ama gerek! Hayatm zerine yemin Kensington Baheleri yaknndaki Londra ortabat tren istasyonu.
250

-346edebilirim. Bakalan iin dahaNkt eyler de olabilir, ama kocanz ve sizin iin korkacak bir ey yok. Kocanz soylu bir insan; size erkeklerle ilgili birikimime dayanarak syleyeyim ki, o duvardan aa inip o odaya gitmesi -evet, hem de iki kez- sarsnt sonucu beyin hasar grm birinin yapaca ey deildir. Beyni de, yrei de salam, onu grmeden bile bunun zerine yemin edebilirim; dolaysyla huzur iinde olun. Ona baka konularda soracak ok eyim var. Bugn sizi grmeye geldiim iin ok mutluyum, nk birdenbire o kadar ok ey rendim ki, gene sersemledim; her zamankinden daha fazla sersemledim ve dnmek zorundaym. En iten sayglarmla, Abraham Van Helsing Mektup, Bayan Harker'dan Van Helsing'e 25 Eyll, saat 6:30 Sevgili Dr. Van Helsing, stmden byk bir yk kaldran nazik mektubunuz iin binlerce kez teekkr ediyorum. Ve yazlanlar doruysa, dnyada ne korkun eyler var ve o adam, o canavar gerekten Londra'daysa, bu ne dehet verici bir ey! Dncesi bile beni korkutuyor. u anda Jonathan'dan bir telgraf aldm, Launces-ton'dan,* bu akam 6:25'te ayrlacan ve 10:18'de burada olacan sylyor, yani bu * Exeter'den yaklak olarak elli mil uzaklktaki Corn-wall'daki bir pazar ehri. -347gece korkmam gerektirecek bir ey yok. Bu yzden, yarn le yemeine gelmek yerine sabah sekizde kahvaltya gelir misiniz, sizin iin ok erken olmayacaksa? Aceleniz varsa, 10:30 treniyle ehirden ayrlabilirsiniz, bu trenle saat 2:35'te Paddington'da olursunuz. Cevap yazmayn, eer sizden haber almazsam, bunu kahvaltya geleceiniz eklinde yorumlayacam. Bana gvenin, Sadk ve minnettar dostunuz, Mina Harker JONATHAN HARKERIN GNL 26 Eyll - Bu gnle bir daha hibir zaman yazmayacam dnmtm, ama
251

zaman geldi. Dn gece eve geldiim zaman Mina akam yemeini hazrlatmt ve yemek yerken bana Van Helsing'in ziyaretini, ona iki gnln kopyasn verdiini ve benim iin ne kadar endielendiini anlatt. Bana doktorun btn yazdklarmn doru olduunu syleyen mektubunu gsterdi. Bu mektup beni baka bir insan haline getirdi sanki. Beni ykan, btn her eyin gerek olup olmad phesiymi. Kendimi gsz, karanlkta ve gvensiz hissediyordum. Ama imdi bildiim iin korkmuyorum, Kont'tan bile. Demek ki, planlad gibi Londra'ya gelmeyi baarm ve grdm oymu. Genlemi, ama nasl? Eer Mina'nn syledii gibi bir eyse, onun maskesini drecek ve onu arayp bulacak olan kii Van Helsing'dir. Ge -348saatlere kadar oturduk ve bundan konutuk. Mina giyiniyor, ben de birka dakika iinde otele gideceim ve Van Helsing'i getireceimi Sanrm, beni grnce ard. Bulunduu odaya girip kendimi tanttmda omzumdan tutup yzm a evirdi ve dikkatli bir ekilde inceledikten sonra yle dedi: "Ama Bayan Mina bana hasta olduunuzu, bir ok geirdiinizi syledi." Bu mfik, gl yzl yal adamn karmdan "Bayan Mina" diye bahsetmesi garibime gitti. Glmsedim ve yle dedim: "Hastaydm gerekten ve bir ok yaadm; ama beni daha imdiden iyiletirdiniz." "Peki nasl?" "Dn gece Mina'ya gnderdiiniz mektupla. Kuku iindeydim, o zamanlar her eyin zerinde dsel bir hava vard ve neye gveneceimi bilmiyor, kendi duyularmn tanklna bile gvenemiyordum. Neye gveneceimi bilmediim iin, ne yapacam da bilmiyordum; bu yzden de tek yapabildiim bugne kadar altm yaam tarzm olan almaya tutunmakt. Bu alkanln da artk bana bir yaran
252

dokunmuyordu ve kendime bile gvenemiyordum. Doktor, her eyden, kendinizden bile phe etmenin ne demek olduunu bilemezsiniz. Hayr, bilemezsiniz; sizinki gibi kalarla bu mmkn deil!" Honut grnyordu ve unlar sylerken glmsedi: "Demek bir fzyonomsunuz! Burada her saat ba yeni bir eyler reniyorum. Size kahvaltya memnunlukla geliyorum ve ah, beyefendi, yal bir adamn vgsn ba-349larsnz herhalde, ama karnz dolaysyla ok anslsnz." Onun Mina'y vmesini koca bir gn boyunca dinleyebilirdim, bu yzden yalnzca bam salladm ve sessizce durdum. "O, Tanr'nn, biz erkeklere ve dier kadnlara girebileceimiz bir cennet olduunu, onun nn dnyaya vurduunu gstermek iin kendi eliyle yapt, Tanr'nn kadnlarndan biri. yle drst, yle tatl, yle asil, yle mtevaz -ve bu, sylememe izin verin, onca pheci ve bencil olan bu ada byk eydir. Zavall Bayan Lucy'ye yazlan btn mektuplar okudum ve bazlar sizden bahsediyordu, bu yzden, bir sredir sizi, bakalarnn bilgisi araclyla tanyorum, ama sizin gerek kimliinizi dn gece rendim. Bana elinizi verirsiniz, deil mi? Ve kalan hayatmz boyunca dost olalm." El sktk, o kadar iten ve o kadar nazikti ki, boazm dmlendi. "Peki imdi," dedi, "sizden biraz yardm isteyebilir miyim? Yapacak ok byk bir grevim var ve bilmekle balyor. Bana bu konuda yardmc olabilirsiniz. Bana Transilvan-ya'ya gitmenizden nce neler olduunu anlatr msnz? Daha sonra, sizden daha fazla, daha farkl trde yardm isteyebilirim; ama balang iin bu yeterli olacaktr." "Bakn, beyefendi," dedim, "yapmak zorunda olduunuz ey Kontla m ilgili?" "Evet," dedi ciddi bir tavrla. "O zaman btn kalbim ve ruhumla yannzdaym. 10:30 treniyle gideceiniz iin onlar okumaya vaktiniz olmayacak; ama size bir -350253

tonar evrak getireceim. Bunlar yannza alabilir ve trende okuyabilirsiniz." Kahvaltdan sonra onunla istasyona gittim. Ayrlrken yle dedi: "Belki sizi arrsam ehre gelirsiniz ve Bayan Mina'y da getirirsiniz." "Ne zaman isterseniz ikimiz de geliriz," dedim. Ona sabah gazetelerini ve nceki gecenin Londra gazetelerini aldm; trenin kalkmasn bekleyip vagonun penceresinden konutuumuz srada gazeteleri kartryordu. Birdenbire gz gazetelerden birindeki -Westminster gazetesindeki- bir eye iliti ve yz bembeyaz oldu. Kendi kendine "Mein Gott! Mein Gotti Bu kadar abuk! Bu kadar abuk!" diye sylenerek bir haberi dikkatlice okudu. Varlm unutmu grnyordu. Tam o srada trenin dd ald ve tren hareket etti. Bu onu kendine getirdi ve pencereden eilerek elini sallad ve seslendi: "Bayan Mina'ya sevgiler; en ksa srede size yazacam." DR. SEWARDIN GNL 26 Eyll - Gerekten de son diye bir ey yok. "Son" dediim gnden beri bir hafta bile gemedi ve ben tekrar yazmaya ya da daha dorusu ayn kayda devam etmeye baladm. Bu leden sonraya kadar, neler olduu konusunda dnmem iin hibir nedenim yoktu. Renfield, esas olarak, her zamanki kadar akl bandayd. Sinek iini bitirmi ve rmceklere merak sarmt; bu yzden de bana -351herhangi bir sorun karmyordu. Arthur'dan pazar gn yazlm bir mektup aldm ve bu mektuptan, acsna sabrla katlandn anladm. Quincey Morris onunla birlikteydi ve bunun ok yardm dokunuyor, nk kendisi ok neeli bir insandr. Quincey de bana bir iki satr yazm ve ondan da, Arthur'un eski neesini ksmen kazanmaya baladn rendim; bu yzden onlar asndan iim rahat. Bana gelince; eskiden duyduum evkle kendimi iime veriyordum, bu yzden zavall Lucy'nin bende brakt yarann kabuk balamaya baladn rahatlkla syleyebilirdim. Bununla birlikte, her ey yeniden balad ve sonunun ne
254

olacan ancak Tanr bilir. Van Helsing'in de bildiine dair bir inancm var; ama her seferinde, ancak merak uyandracak kadarn aklyor. Dn Exeter'e gitti ve btn gece orada kald. Bugn geri dnd ve aa yukar saat be buukta odaya neredeyse dalarak girdi ve dn gecenin Westminster gazetesini elime sktrd. "Bu konuda ne dnyorsun?" diyerek geri ekildi ve kollarn kavuturdu. Gazeteye gz gezdirdim, nk ne demek istediini gerekten anlamamtm; ama gazeteyi elimden ald ve Hampstead'te, kandrlp karlan ocuklarla ilgili bir habere iaret etti. Benim iin pek bir ey ifade etmiyordu, ta ki, boazlarndaki, delik gibi kk yaralar tarif eden bir blme gelinceye kadar. Aklma gelen bir fikir beni sarst ve bam kaldrdm. "Ee?" dedi. "Zavall Lucy'ninkilere benziyor." -352"Peki bundan ne gibi bir sonu karyorsun?" "Yalnzca ortak bir sebep olduunu. Lucy'yi yaralayan ey her neyse, onlar da yaralam." Verdii cevab pek anlamadm: "Bu dolayl olarak doru; dorudan deil." "Ne demek istiyorsunuz, profesr?" diye sordum. Ciddiyetini hafife alma eilimindey-dim -ne de olsa, yakp kavuran, mahveden endielerden drt gn boyunca uzak kalmak ve dinlenmek insann moralini dzeltiyor-ama yzndeki ifadeyi grnce kendime geldim. Yz, hibir zaman, zavall Lucy ile ilgili umutsuzluumuzun ortasnda bile, bu kadar sert grnmemiti. "Bana anlatn!" dedim. "Aklma hibir ey gelmiyor. Ne dneceimi bilmiyorum ve elimde, bir varsaymda bulunabileceim hibir veri yok." "Dostum John; bana, zavall Lucy'nin neden ldne dair phelendiiniz bir ey olmadn m sylemek istiyorsunuz; yalnzca olaylarn deil, benim de verdiim onca ipucundan sonra?" "ok fazla kan kaybnn ardndan gelen sinirsel bitkinlikten ld." "Peki o kan nasl kaybedildi?" Kafam iki yana salladm. ne doru bir adm att ve yanma oturup devam etti:
255

"Sen akll bir adamsn, dostum John; iyi mantk yrtrsn, cesur ve kvrak bir zekn var; ama an nyarglsn. Gzlerinin grmesine, kulaklarnn duymasna izin vermiyorsun ve gnlk hayatnn dnda kalan eyler -353senin iin hibir ey ifade etmiyor. Anlayamayacan, ama yine de var olan eyler olabileceini; baz insanlarn tekilerin gremeyecei eyleri grebileceini dnmyor musun? Ama bir insann gzleri ile izlenmemesi gereken eski ve yeni eyler vardr, nk br insanlarn onlara anlatt eyleri bilirler ya da bildiklerini sanrlar. Ah, bilimimizin hatas da bu; her eyi aklamak istiyor ve aklayamaz-sa da aklanacak bir ey olmadn sylyor. Ama yine de her gn evremizde, kendilerini yeni sanan tredi inanlarn doduunu grrz; kendilerini yeni sayyorlar, ama gen grnmeye alan khnemi inanlar onlar; operadaki gzel kadnlar gibi. imdi senin beden deitirmeye inanmadn farz ediyorum. Hayr m? Cisimlemeye de. Hayr m? Astral bedenlere de. Hayr m? Ne de dnce okumaya. Hayr m? Hipnotizmaya da..." "Evet," dedim. "Charcot* bunu olduka iyi bir biimde kantlad." Glmseyerek devam etti: "O zaman bu konuda ikna oldun. Deil mi? Ve elbette bunun nasl olduunu arlayabiliyorsun ve byk Charcot'nun -yazk ki, artk yaamyorfikirlerini, hipnotize ettii hastann ruhuna dek takip edebiliyorsun. Hayr m? O zaman, dostum John, bunu sadece gerei kabul ettiin ve nclden sonuca giden yolun bo olmasna izin verdiin eklinde yo Jean Martin Charcot (1825-1893): Sinir sistemi hastalklar zerine alan Fransz nrolog; skleroz, lokomo-tor ataksiya, isteri ve yallk hastalklar zerine almalaryla tannr; Paris'te belli zihinsel hastalklarn beyinde sebep olduu fiziksel deiimler zerine almtr. rencilerinden biri de Sigmund Freud'dur. -354256

rumlayabilir miyim? Hayr m? O zaman bana syle -nk ben bir beyin uzmanymnasl oluyor da hipnotizmay kabul ettiin halde dnce okumay reddediyorsun? Sana unu syleyeyim dostum, bugn elektrik biliminde, elektrii kefeden bundan ksa bir sre sonra da byc diye yaklan- adamlarn kendileri tarafndan bile sama sapan olarak grlecek eyler yaplyor. Hayatta daima esrarengiz eyler vardr. Peki o zaman, Metuelah* dokuz yz yl ve ihtiyar Parr** da yz altm yl yaamken zavall Lucy, damarlarnda drt erkein kan dolarken, bir gn bile yaayamyor! nk, bir gn daha yaasayd, onu kurtarabilirdik. Yaamla lmn btn srlarn biliyor musun? Karlatrmal anatomiyi tamamen biliyor musun ve neden baz insanlarda hayvani yanlar olduunu, bazlarnda olmadn syleyebilir misin? Bana neden baz rmcekler o kadar kkken, o kadar ksa srede lrken, bir rmcein nasl yzyllarca eski spanyol Kilisesi'nin kulesinde yaadn, bydn, bydn ve aa indii zaman tm kilise lambalarnn yan iebildiim syleyebilir misin? Bana Pampalar'da, evet, Pampalar'da ve baka yerlerde yarasalarn geceleyin gelip srlarn ve atlarn damarlarna yapmalarn, damarlarndaki kan em* Eski Ahit'te; Tufan'dan nceki bir brani hkmdar. 969 yl yaam olmasyla uzun mrn simgesi olarak anlmaktadr. ** 1483-1635 yllar arasna yaad dnlen efsanevi figr, Thomas Parr. Ancak bu efsane byk ihtimalle, tek bir kiiden deil ayn ismi tayan farkl nesilden kiiler dolaysyla domutur. -355I i melerini aklayabilir misin? Bat denizlerindeki baz adalarda btn gn boyunca aalarda asl duran yarasalar -yle ki bunlar grenler dev cevizlere ya da bezelyelere benzediklerini sylyorlar- ve bunlarn, hava scak olduu
257

iin gvertede uyuyan denizcilere saldrmalarn ve sonra sabahleyin bu denizcilerin Bayan Lucy kadar bembeyaz bir halde, l bulunduklarn nasl aklayabilirsin?" "Aman Tanrm!" dedim, irkilerek. "Profesr, bana Lucy'nin byle bir yarasa tarafndan stldn ve burada, Londra'da, on dokuzuncu yzylda byle bir ey olduunu mu sylemeye alyorsunuz?" Susmam iin elini sallad ve devam etti: "Bana kaplumbaalarn neden insanlardan nesillerce uzun yaadn; fillerin bir sr hanedan grene kadar yaamaya devam ettiini ve papaanlarn, bir kedi ya da kpek tarafndan snlmadka ya da baka bir hastala uramadka neden asla lmediini syleyebilir misin? Her ada ve her yerde, izin verildii srece hep yaamaya devam edecek olan birka insan olduuna; hibir zaman lmeyecek adam ve kadnlar olduuna neden inanldn syleyebilir misin? Binlerce yl kayalklarn arasnda saklanan ya da onu dnyann genliinden beri ayakta tutan kk bir delie gizlenen kara kurbaalan olduunu hepimiz -bilim bu olaya kefil olduu iin- biliyoruz. Hint fakiri kendini ldrp gmlyor, mezar mhrlenip zerine tohum ekiliyor ve bu tohum biilip kaldrldktan sonra ve hatta bu i defalarca tekrarlandktan sonra adamlar -356gelip hi krlmam mhr ayorlar ve orada Hint fakirini, hi lmemi gibi buluyorlar, kalkp nceki gibi yryor; bunu nasl aklayacaksn?" Burada szn kestim. Kafam karmaya balamt; kafam doann gariplikleri ve olas gizleriyle yle doldurmutu ki, hayal gcm tutumutu. Uzun sre nce Amsterdam'daki almam srasnda yapt gibi bana bir ders verdiine dair belli belirsiz bir dnce vard aklmda; ama o zamanlar, dncelerinin izini srebilmem iin bana ders konusunu da sylerdi. imdiyse yardm etmiyordu, ama yine de sylediklerini takip edebilmek istiyordum, bu yzden yle dedim:
258

"Profesr, brakn, tekrar gzde renciniz olaym. Bana tezinizi syleyin ki, siz devam ederken bilginizi buna uygulayabileyim. u anda aklm deli gibi bir yerden bir yere koturuyor, dncelerinizi akl banda biri gibi takip edemiyorum. Kendimi sisli bir bataklkta yalpalayarak ilerlemeye alan bir aylak gibi hissediyorum, nereye gittiimi bilmeden, krlemesine bir imen tepeciinden brne atlayp duruyorum." "Bu gzel bir benzetme," dedi. "Peki, sana syleyeceim. Benim tezim u: nanman istiyorum." "Neye?" "nanamayacan eylere. yle bir rnek vereyim. Bir keresinde bir Amerikal'nn* inanc yle tanmladn duymutum: 'nan, bi* Bu Amerikal on dokuzuncu yzyl roman ve mizah yazan Mark Twain olabilir ve deyi de Pudd'nhead Wilson's New Calender adl eserinden alnmtr: "nan yle olmadn bildiiniz eye inanmaktr." -357zi gerek olmadn bildiimiz eylere inandran eydir.' Adamn kastettiini anlayabiliyorum. Ak fikirli olmamz gerektiini, kk bir tan bir treni yoldan karmas gibi, kck bir doru parasnn byk bir dorunun alamasn engellememesi gerektiini anlatmak istiyordu. lk nce kk gerei elde ettik. Gzel! Onu aklmzda tutar ve bu bilgiye deer veririz; ama yine de onun evrenin tm gereklii olduunu dnmeyiz." "yleyse, nceki kanaatlerimin, garip bir meseleyle ilgili olarak algmn nn tkamasna izin vermememi istiyorsunuz. Dersinizi doru anlam mym?" "Ah, hl en gzde rencimsin. Sana ders vermeye deer. imdi anlamaya istekli olarak, anlamaya giden ilk basama gemi oldun. Demek, o ocuklarn boazlarndaki kk deliklerin, Bayan Lucy'nin boaznda-kileri yapan ey tarafndan yapldn dnyorsun, yle mi?" "Sanrm, yle." Ayaa kalkt ve ciddi bir tavrla yle dedi: "O zaman, yanlyorsun! Ah, yle olsayd keke! Ama yazk ki, deil! Daha kt, ok, ok daha kt."
259

'Tanr adna, Profesr Van Helsing, ne demeye alyorsunuz?" diye haykrdm. Kendisini umutsuzca bir hareketle sandalyeye att ve dirseklerini masaya dayad, elleriyle yzn rterek yle dedi: "Onlar Bayan Lucy yapt!" -358ON BENC BLM DR. SEWARDIN GNL (Devam) Bir sre, keskin bir fkeye kapldm; Dr. Van Helsing sanki yaarken Lucy'ye tokat atm gibi hissettim. Hzla masaya vurdum ve yle diyerek ayaa kalktm: "Dr. Van Helsing, siz ldrdnz m?" Ban kaldrp bana bakt ve yzndeki efkat, her nedense beni hemen sakinletirdi. "Keke deli olsaydm!" dedi. "Bunun gibi gereklerle karlatrldnda delilie katlanmak daha kolaydr. Ah, dostum, laf neden o kadar dolatrdm, byle basit bir eyi sana sylememin neden o kadar uzun srdn sanyorsun? Senden nefret ettiim iin mi, senden btn hayatm boyunca nefret ettiim iin mi? Sana ac vermek istediim iin mi? imdi bu kadar ge olmuken, hayatm kurtardn, beni korkun bir lmden kurtardn iin senden intikam almak m istiyordum? Ah hayr!" "Beni balayn," dedim. Devam etti: "Dostum, bunun sebebi bu haberi sana yava yava vermek istememdi, nk senin o tatl kza k olduunu biliyordum. Ama imdi bile inanman beklemiyorum. Bylesine soyut bir gerei hemen kabul etmek yle zordur ki, hep bunun "imknsz" olduuna -359inanrken, byle bir eyin mmkn olmasndan bile kuku duyarz; Bayan Lucy'nin durumunda olduu gibi byle zc, somut bir gerei kabul etmek ise daha da zordur. Bu gece gidip bunu kantlayacam. Benimle gelmeye cesaretin var m?" Afalladm. Bir erkek byle bir gerein kantlanmasn istemez; Byron kskanlk
260

durumunu bunun dnda tutmutur. Ve en ok tiksindii gerei kantlad.* Teredddm grd ve yle dedi: "Basit bir mantk, bu sefer sisli bir havada bir imen tepeciinden brne atlayan deli mant falan yok. Eer doru deilse, o zaman bu snama iimizi ferahlatacaktr; en kt ihtimalle hibir zarar olmayacaktr. Eer doruysa! Ah, ite dehet burada balyor; ama bu dehetin kendisi amacm gerekletirmeme yardm edecektir, nk bunun iin biraz inanca ihtiya var. Gel, sana niyetimin ne olduunu anlataym; ilk nce hemen gidip hastanedeki o ocuu greceiz. Gazetenin sylediine gre, ocuun yatt Kuzey Has-tanesi'nde alan Dr. Vincent, arkadam oluyor ve sanrm, senin de arkadan, nk Amsterdam'da ayn snftaydnz. ki arkadana izin vermese bile, iki bilim adamnn bu vakay grmesine izin verecektir. Ona sadece vakay renmek istediimizden baka bir ey sylemeyeceiz. Ve sonra..." * Byron'm Don Juan (I. 39. III2) adl eserinden yanl bir alnt yaplmtr, dorusu: "En ok nefret ettii ey ol-mak'tr. -360"Ve sonra?" Cebinden bir anahtar kard ve yukar kaldrd. "Ve sonra, sen ve ben, geceyi Lucy'nin yatt kilise avlusunda geireceiz. Bu, mezarn kapsn kilitleyen anahtar. Arthur'a vermek iin mezarcdan almtm." ime bir sknt kt, nk bizi korkun bir snavn beklediini hissediyordum. Ama elimden bir ey gelmezdi, bu yzden btn cesaretimi topladm ve acele etmemizin iyi olacan syledim; nk vakit leyi geiyordu... ocuu uyank bulduk. Uyuyup bir eyler yemiti ve durumu tamamyla iyiye gidiyordu. Dr. Vincent boazndaki sargy kard ve bize yaralan gsterdi. Bunlarn Lucy'nin boazn-dakilere benzedii konusunda yanlyor olamazdk. Daha kktler ve kenarlar daha taze grnyordu; o kadar. Vincent'a bu deliklerin
261

sebebini neye baladn sorduk ve bir hayvan, belki san sr olmas gerektiini syledi; ama ona kalrsa, bunlarn Londra'nn kuzey tepelerinde ok fazla bulunan yarasalardan biri tarafndan yapldn dnmeye eilimliydi. "Bir sr zararsz yarasann arasnda," dedi, "gneyden gelen, daha zararl trlere ait birka vahi yarasa olabilir. Denizcinin biri eve yannda bir tane getirmi ve hayvan kamay baarm olabilir; hatta hayvanat bahesinden gen bir yarasa kam ya da bir tanesi oradan bir yarasa ile iftlemi olabilir. Byle eyler oluyor, siz de biliyorsunuz. Daha on gn nce bir kurt kat ve sanrm, bu tarafa gelmi. Bir hafta sonra da bu 'gzel kadn' korkusu her taraf sarmadan nce ocuklar -361krda ve civardaki btn sokaklarda Krmz Balkl Kz'clk oynamaktan baka bir ey yapmyorlard, o zamandan beri ocuklar iin tam bir enlik zaman gibi... Hatta bu zavall yavrucak bile, bugn uyandnda hemireye, gidip gidemeyeceini sormu. Kadn ona neden gitmek istediini sorunca da 'gzel kadnla oynamak istediini sylemi." "Umarm," dedi Van Helsing, "ocuu evine gnderirken ailesine, ona ok sk gz kulak olmalarn tembihlersiniz. Bu babo dolama hayalleri ok tehlikeli ve ocuk bir gece daha darda kalrsa, bu muhtemelen lmcl olur. Ama her hal krda, ocuu daha birka gn brakmayacaksn, deil mi?" 'Tabii ki brakmayacaz, en azndan bir hafta; yaras iyilemezse daha da uzun." Hastane ziyaretimiz tahmin ettiimizden daha uzun srd ve biz daha dar kama-dan gne batt. Van Helsing ne kadar karanlk olduunu grdnde yle dedi: "Acelemiz yok. Dndmden daha ge olmu. Gel, yemek yiyebileceimiz bir yerler bulalm, sonra kendi yolumuza gideriz."
262

Jack Straw's Castle'da* olduka grltc kk bir bisikleti grup ve baka mterilerle akam yemeimizi yedik. Saat 10 sularnda handan ktk. Artk gece kmt ve tek tk lambalar, tek tek yaydklar k emberinden knca evreyi zifiri karanlk gsteriyorlard. Belli ki, profesr gideceimiz yolu nceden planlamt, nk hi tereddt etmeden ilerliyordu; ama ben nerede olduu Hampstead Fundalnda bir han. -362muzu kartrmtm. lerledike daha az insanla karlayorduk, hatta sonunda, her zamanki gibi d mahallelerde devriye gezen bir atl polis grnce ardk. En sonunda, kilise avlusunun duvarna ulatk ve trmanp ieri szldk. ok karanlk olduundan ve her yer bize ok yabanc geldiinden Wes-tenra kabrini bulmamz biraz zor oldu. Profesr anahtar kard ve gcrdayan kapy ap usulca geri itti, ama olduka bilinsiz bir ekilde beni nden buyur etti. Bu teklifte; byle korkun bir durumda ncelii karndaki-ne verme nezaketinde harika bir ironi vard. Arkadam arkamdan abucak ieri girdi ve kilidin yayl deil, asma kilit olduundan iyice emin olduktan sonra kapy dikkatlice ekti. Kilit yayl olsayd, kt bir durumda kalabilirdik. Sonra karanlkta antasn kartrd ve bir kibrit kutusuyla mum kararak k yakt. Mezar gn nda, taze ieklerle bezenmiken bile yeterince sevimsiz ve korkun grnmt; ama imdi, birka gn sonra, iekler solgun ve l balarn emiken, beyazlar pas rengine, yeilleri kahverengiye dnmken; rmcek ve bcekler her zamanki hkmranlklarna kaldklar yerden devam ederken; zamann eskittii talar ve toz kapl beton, pasl, rutubetli demir ve kararm pirin, bulutlanm gm kaplama mumun zayf n geri yanstrken, insanda uyandrd etki hayal
263

edilebileceinden de sefil ve ktyd. Geip gidebilecek tek eyin yaam -hayvan yaam- olmadn kar konulamaz bir ekilde anlatyordu. -363Van Helsing sistematik bir ekilde iini yapmaya koyuldu. Mezar plakalarn okuyabilmek iin mumu tutarak -yle bir tutuyordu ki, mum beyaz paralar halinde damlyor ve metale deer demez katlayordu-Lucy'nin mezarn buldu. antasn bir kez daha kartrd ve bir tornavida kard. "Ne yapacaksnz?" dedim. 'Tabutu aacam. Hl ikna olman gerekiyor." Hemen vidalan karmaya balad, en sonunda kapa kaldrd ve kapan altndaki koruyucu kurun kaplama grnd. Bu manzara benim iin ok fazlayd. Yaayan birinin uykusunda elbiselerinin karlmas gibi, lye yaplan bir saygszlkt bu bence; gerekten de durmas iin elini tuttum. Sadece, "Greceksin," dedi ve tekrar antasn kartrarak kk bir kl testere kard. Tornaviday hzl bir hareketle kuruna saplayarak -bu beni irkiltti- zerinde kk, ama testereyi sokmaya yetecek byklkte bir delik at. Bir haftalk cesetten hzla gaz yaylmasn bekliyordum. Karlaacamz tehlikeleri renmek zorunda olan biz doktorlar bu tr eylere alzdr, bu yzden kapya doru, geri ekildim. Ama profesr bir an bile durmad; kurun tabutun nce bir tarafn testereyle birka ayak boyunca kesti, sonra enlemesine, sonra da br tarafn kesti. Gevek kenarn tutup kaldrarak tabutun ayak ucuna dayad ve mumu tabutun iine doru tutarak gelip bakmam iaret etti. Yaklatm ve baktm. Tabut botu. Bu benim iin kesinlikle bir srpriz oldu -364ve bana byk bir sarsnt yaatt, ama Van Helsing hi etkilenmemiti. imdi, yaptndan, her zamankinden daha ok emindi ve iine devam etme cesareti buldu. "imdi ikna oldun mu, dostum John?" dedi. Ona cevap verirken iimdeki btn inatln, tartmaclm uyandn
264

hissettim: "Lucy'nin cesedinin tabutta olmad konusunda ikna oldum; ama bu sadece bir eyi kantlar." "Peki nedir o, dostum John?" "Cesedin burada olmad." "imdilik gzel bir mantk," dedi. "Ama cesedin burada olmamasn nasl aklarsn ya da aklayabilirsin?" "Belki de bir mezar hrszdr," dedim. "Cenaze levazmatsnn adamlarndan biri onu alm olabilir." Budalaca konutuumu hissediyordum, ama dnebildiim tek gerek neden buydu. Profesr iini ekti. "Ah, pekl!" dedi, "Bize daha fazla kant gerek. Benimle gel." Tabutun kapan tekrar kapatt ve eyalarn toplayarak antasna yerletirdi, mumu fledi ve onu da antasna koydu. Kapy atk ve dar ktk. Arkamzdan kapy kapatt ve kilitledi. "Sende kalsn m? Emin olsan, iyi olur," diyerek anahtar bana uzatt. Ona anahtarn kendisinde kalmasn iaret ederek gldm, ama bunun pek neeli bir gl olmadn sylemek zorundaym. "Anahtarn hibir anlam yok," dedim; "kopyas karlabilir ve zaten o trden bir kilidi skmek de zor deildir." Hibir ey sylemedi ve anahtar ce-365bine koydu. Sonra bana, o kilise avlusunun bir yanma gz atarken, benim de dier yann gzetlememi syledi. Bir porsukaacnn arkasnda yerimi aldm ve araya giren mezar talan ve aalar gr alanm kapayana kadar Van Helsing'in karanlk siluetinin br tarafa doru gidiini izledim. Yalnz bir nbetti. Yerimi aldktan hemen sonra, uzaktaki bir saatin on ikiyi vurduunu duydum. Sonra biri, ikiyi vurdu. yordum, sinirlerim bozulmutu ve beni byle bir ayak iine kotuu iin profesre, geldiim iin de kendime kzyordum. Tetikte bir gzlemci olamayacak kadar m ve uykuluydum, ama bana duyulan gvene ihanet edecek kadar da bitkin deildim; dolaysyla zaman kasvet ve bkknlkla geiyordu.
265

Birdenbire, arkam dndmde, kilise avlusunun mezarlktan en uzak tarafndaki iki karanlk porsukaacnn arasnda hareket eden beyaz, izgi gibi bir ey grdm sandm; ayn anda profesrn bulunduu ynde bir karalt hareket etti ve hzla ilerledi. Sonra ben de harekete getim; ama mezar talarnn evresinden dolanmak zorundaydm, ama kabirlerin orada ayam kayd ve mezarlarn zerine kapaklandm. Gkyz kapalyd ve bir yerlerde erkenci bir horoz tt. Biraz ileride, kiliseye giden patikann kenarndaki tek tk ard aalarnn tesinden, beyaz, belirsiz bir ekil kabire doru szld. Kabir, aalarn arkasnda kalyordu ve eklin nereye kaybolduunu gremedim. Karalty ilk grdm yerde belirgin bir hareketin tkrt-366sn duydum ve profesrn, kucanda kk bir ocukla bana doru geldiini grdm. Beni grnce ocuu uzatt: "imdi ikna oldun mu?" dedi. "Hayr," dedim, saldrgan olduunu hissettiim bir tavrla. "ocuu grmyor musun?" "Evet, bu bir ocuk, ama onu buraya kim getirdi? Peki yaralanm m?" diye sordum. "Greceiz," dedi ve profesrn kucanda ocukla, hemen kilise avlusundan ka yneldik. Biraz uzaklanca bir aala girdik, kibrit akp ocuun boazna baktk. Ne bir izik ne de yara vard. "Hakl mymm?" diye sordum zafer ka-zanmasna. "Tam zamannda yetimiiz," dedi profesr kredercesine. imdi ocuu ne yapacamza karar vermemiz gerektiinden, bu konuda tarttk. Onu bir polis karakoluna gtrsek, gece gece ne yaptmzn hesabn vermek zorunda kalacaktk; en azndan ocuu nasl bulduumuzla ilgili bir aklama yapmamz gerekecekti. Bu yzden, sonunda ocuu fundala gtrmeye ve bir polisin geldiini duyunca, ocuu polisin mutlaka bulabilecei bir yere
266

brakmaya karar verdik; sonra elimizden geldiince abuk eve dnecektik. Her ey yolunda gitti. Hampstead Fundal'nm kenarna gelince bir polisin ar ayak seslerini duyduk ve ocuu yolun zerine brakarak bekledik. Polis fenerini oraya buraya sallarken ocuu -367grd. aknlkla haykrdn duyduk ve sonra sessizce oradan uzaklatk. ans eseri, spanyol'un Han'nn* orada bir araba bulduk ve ehre dndk. Uyuyamyorum, bu yzden bunlar gnle yazyorum. Ama birka saat de olsa uyumak zorundaym, nk Van Helsing lende beni aracak. Onunla bir keif gezisine daha kmam konusunda srar ediyor. 27 Eyll - Uygun bir frsat bulana kadar saat iki oldu. le vakti yaplan bir cenaze treni bitmiti, son yasl grup da yava yava uzaklatktan sonra, bir grup akaaacn arkasndan dikkatle bakarken mezarcnn arkasndan kapy kilitlediini grdk. Bylece istersek, sabaha kadar gvende olduumuzu anladk; ama profesr en fazla bir saat zamana ihtiyacmz olduunu syledi. Yine, zerre kadar hayal gc gerektirmeyen gereklii korkun bir ekilde hissettim ve yaptmz saygsz i dolaysyla hukuki adan karlaacamz tehlikelerin ak ve net olarak farkna vardm. Ayrca btn bunlarn hibir faydas olmadn hissediyordum. Yaklak bir haftadr l olan bir kadnn gerekten l olup olmadn grmek iin kurun bir tabutu amak, imdi de, kendi gzlerimizle tabutun bo olduunu grdmz halde, ayn mezar tekrar amak aptalln doruk nokta-sym gibi geliyordu. Bununla birlikte omuzlarm silktim ve sessiz kaldm, nk kim kar karsa ksn, Van Helsing'in kafasna Hampstead Fundal yaknlarnda spanyol Han diye bilinen eski bir bar. -368takt eyi yapmak gibi bir zellii vard. Anahtar kard, mezarn kapsn at ve yine nazike, nden beni buyur etti. Mezar nceki gece kadar korkun
267

deildi, ama ah, gne ieri szlnce kelimelerle ifade edilemeyecek kadar kt grnyordu. Van Helsing, Lucy'nin tabutunun yanna gitti ve ben de onu takip ettim. Eildi ve yine kurun plakay arkaya itti; iimden bir aknlk ve dehet dalgas geti. Lucy, tpk cenazeden bir gece nce grdmz haliyle orada yatyordu. Eer byle bir ey mmknse, her zamankinden ok daha gzeldi ve l olduuna inanamadm. Dudaklar kpkrmz, hatta eskisinden daha krmzyd ve yanaklarnda ho bir pembelik vard. "Bu bir aldatmaca m?" dedim profesre. Profesr, karlk olarak, "imdi ikna oldun mu?" dedi ve konuurken elini uzatp beni rperten bir ekilde, l dudaklar kaldrd ve bembeyaz dileri gsterdi. "Bak," diye devam etti, "bak, eskisinden bile daha keskinler. Bununla ve sununla," -kpek dilerinden birine ve sonra da altn-dakine dokundu"kk ocuklar srabilir. Artk bana inanyor musun, dostum John?" Bir kez daha, iimdeki tartmac kindarlk uyand. ddia ettii bu ykc fikri kabul edemezdim; bu yzden imdi bile dndke kendimden utandm bir tartmaya girierek yle dedim: "Buraya daha dn gece konulmu olabilir." "Gerekten mi? Peki yleyse, kim tarafndan?" -369"Bilmiyorum. Birisi yapm olmal." "Ama bir haftadr l. Bu kadar zaman getikten sonra insanlar byle grnmezler." Buna verecek cevabm yoktu, bu yzden sessiz kaldm. Van Helsing sessizliimi fark etmi gibi grnmyordu; fark etti ya da etmedi, ama ne znt ne de zafer belirtisi olan bir hareket yapt. Dikkatli dikkatli l kadnn yzn inceliyor, gzkapaklann kaldrp gzlerine bakyor ve bir kez daha dudaklarn ap dilerini inceliyordu. Sonra bana dnp unlar syledi: "Burada, kaytlara geen btn durumlardan farkl bir ey var: Burada pek
268

grlmeyen ikili bir hayat var. Trans halindeyken, uykuda gezerken bir vampir tarafndan snl-d -ah, irkiliyorsun; bunu biliniyordun dostum John, ama daha sonra her eyi reneceksin- ve vampir en iyi transta kan almaya gelebilirdi. Lucy transtayken ld ve imdi transtayken lmden Dnd. Dierlerinden bu adan farkl. ounlukla lmden Dnmler evde uyurken," -konuurken bir vampir iin "ev"in neresi olduunu gstermek iin kolunu aarak etraf iaret etti- "yzleri, ne olduklarn gsterir ama lmden Dnmeden nce de tatl bir ey olan bu kz, uyuduunda sradan llerin hiliklerine geri dnyor. Gryorsun, burada hi ktlk yok ve bu da onu uykudayken ldrmemi zorlatryor." Bu szler kanm dondurdu ve Van Hel-sing'in teorilerini kabullenmeye baladm fark ettim; ama ya gerekten ldyse, onu ldrme fikrinin neresi dehet vericiydi? Van -370Helsing gzlerini kaldrp bana bakt ve anlalan yzmdeki deiimi grd, nk neredeyse sevinle unlar syledi: "Ah, imdi bana inanyor musun?" Ona, "Birden bu kadar stme gelmeyin. Kabullenmeye gnllym. Bu kanl ii nasl yapacaksnz?" diye cevap verdim. "Ban keseceim, azn sarmsakla dolduracam ve gvdesine bir kazk akacam." Sevdiim kadnn bedeninin bu ekilde rseleneceini dnnce tylerim rperdi. Ama yine de bu duygu beklediim kadar kuvvetli deildi. Aslna baklrsa, imdi bu eyin, Van Helsing'in deyiiyle lmden Dnm'n varl karsnda rpermeye ve ondan tiksinmeye balamtm. Akn bu kadar znel -ya da bu kadar nesnel- olmas mmkn m? Uzunca bir sre Van Helsing'in konumasn bekledim ama o dncelere dalm gibi ayakta dikiliyordu. Bir sre sonra, antasnn kilidini pat diye kapatt ve unlar syledi:
269

"Yaplmas gereken en iyi eyin ne olduunu dnyordum ve kararm verdim. Sadece kendi dncelerimi gz nne alsaydm, imdi, u an yaplmas gereken en iyi eyi yapardm; ama gz nne alnacak baka eyler de var ve bunlar bizim bildiimizden bin kat daha zor eyler. Bu basit. Zaman gelmi olmasna ramen, u ana kadar hi can almad ve imdi harekete gemek onu bir tehlike olmaktan sonsuza kadar karmak olurdu. Ama sonra Arthur'a ihtiyacmz olabilir ve ona bunlar nasl anlatrz? Sen bile; Lucy'nin boazndaki yaralar ve -371hastanedeki ocuun boazndaki, bunlara o kadar benzeyen yaralan gren sen bile; dn gece tabutu bo ve bugn de iinde, lmnn zerinden koca bir hafta gemesine ramen daha pembeleip gzellemek dnda hi deimeyen kadnn durduunu gren sen bile; bunu bildiin ve kilise mezarlna o ocuu getiren karalty grdn halde, kendi duyularna bile inanmyorsan, bunlarn hibirini bilmeyen Arthur'un inanmasn nasl bekleyebilirim? lrken onu pmesini engellediim iin benden kukulanmt. Beni baladn biliyorum, nk yanl bir kanya kaplarak olmas gerektii gibi veda etmesini engellediimi dnyor ve daha byk bir yanlgya derek bu kadn canl canl gmdmz ve en kts onu yanllkla bizim ldrdmz dnebilir. O zaman, yanlgya derek onun deneylerimiz yznden ldn iddia edecek ve bu yzden, her zaman ok mutsuz olacaktr. Ama hibir zaman emin olamaz ve en kts de budur. Zaman zaman sevdii kadnn canl canl gmldn dnecek ve bu kadnn ektiini dnd aclar ryalarna girip onu dehete boacaktr. Ve sonra yine bizim hakl olabileceimizi ve o kadar sevdii kadnn lmden Dnm olduunu dnecektir. Hayr! Ona bir kez syledim ve dersimi aldm. imdi hepsinin doru
270

olduunu bildiime gre, yz bin kat daha iyi biliyorum ki, tatl sulara erimeden nce ac sulardan gemek zorunda kalacak. O zavall adam, cennetin yznn kendisine simsiyah g-372I rnd bir saat daha yaamak zorunda; sonra herkesin iyilii iin harekete geebilir ve onu huzura kavutururuz. Kararm verdim. Hadi, gidelim. Sen bu gece eve, tmarhanene dnp her eyin yolunda olup olmadna bakarsn. Bana gelince, ben geceyi burada, bu kilise avlusunda kendi bildiim ekilde geireceim. Yarn gece, saat onda Berkeley Oteli'ne beni grmeye gelirsin. Arthur'u da artacam ve Lucy'ye kan veren Amerikal o gen adam da... Sonra hepimizin yapacak ileri olacak. imdi ben de seninle Piccadilly'ye kadar gelip yemek yiyeceim, nk gne batmadan geri dnmek zorundaym." Bylece mezar kilitledik ve dar ktk, kilise avlusunun duvarndan atladk -pek zor bir i saylmaz- ve arabayla Piccadilly'ye geri dndk. Van Helsing tarafndan Berkeley Oteli'ndeki dolabna, Dr. John Sevard adna braklm not (teslim edilmemitir) 27 Eyll Dostum John, Ne olur ne olmaz diye bu notu brakyorum. Yalnz bama, o kilise avlusunda nbet tutmaya gidiyorum. lmden Dnm olann -Bayan Lucy'nin- bu gece yerinden kmayacak olmas beni sevindiriyor, bylece yarn gece daha hevesli olacak. Dolaysyla, holanmad baz eylerle -sarmsak ve ha-373mezarn kapsn mhrleyeceim. lmden Dnm biri olarak henz gen ve itaat edecektir. Zaten, bunlar yalnzca dar kmasn engeller; ieri girme isteinin stesinden gelemezler, nk lmden Dnm olanlar aresiz kalrlar ve bu her neresi ise, en az direni grecekleri hatt bulmak zorunda olurlar. Gn batnmdan afaa dek btn gece orada hazr bulunacam ve renilmesi
271

gereken bir ey varsa, reneceim. Bayan Lucy iin ya da kendi adma ondan bir korkum yok; ama lmden Dnm olmasna yol aan kii, onun gc, imdi Lucy'nin mezarn aramaya ve oraya snmaya yeter. Bay Jo-nathan'dan rendiklerime ve Bayan Lucy'nin hayat iin mcadele verdiimiz ve kaybettiimiz srada bizi kandrmak iin batan beri oynad btn o oyunlara baklrsa, kurnaz biri ve ayrca lmden Dnm olanlar pek ok adan gldrler. Bir elinde yirmi adamn gc vardr; hatta kanmz Bayan Lucy'ye vermi olan biz, drt kii de, gcmz ona aktarm olduk. Bunlarn yan sra kurdunu ve artk bilmediim baka neleri varsa, onlar arabilir. Yani bu gece olur da oraya gelirse, beni bulacaktr -ama baka kimse beni bulamaz- ta ki ok ge olana kadar. Oraya gelmeye kalkmayabilir de. Bunu yapmas iin hibir neden yok; avlanabilecei dier alanlar, lmden Dnm kadnn uyuduu ve yal bir adamn nbet tuttuu kilise avlusundan daha elenceli. Dolaysyla, her ihtimale kar bu notu yazyorum... Bunun yanndaki ktlar, -374Harker'larn gnlklerini ve dier her eyi al ve oku. Sonra bu muazzam lmden Dn-m' bul, kafasn kes, kalbini yak ya da kalbine bir kazk ak, bylece dnya ondan kurtulabilir. Ben dnmezsem, elveda. Van Helsing DR. SEWARD N GNL 28 Eyll - yi bir gece uykusunun insann zerinde harika bir etkisi olabiliyor. Dn, Van Helsing'in canavarca dncelerini kabul etmeye neredeyse hazrdm; ama imdi saduyuya yaplm apak birer hakaret gibi duruyorlar nmde. Onun btn bunlara inandndan hi phem yok. Acaba bir ekilde akln oynatm olabilir mi? Btn bu esrarengiz eylerin mantkl bir aklamas vardr mutlaka. Bunlar profesrn bizzat kendisi yapm olabilir mi acaba? O kadar olaand bir zeks var ki, akln kardysa,
272

kafasna takt bir dnceyle ilgili niyetlerini muazzam bir ekilde yerine getirebilir. Bunu dnmekten nefret ediyorum; gerekten de Van Helsing'in delirdiini renmek, neredeyse iddia ettii o dier ey kadar alacak bir ey olurdu; ama yine de onu dikkatle izleyeceim. Bu gizeme k tutacak bir eyler bulabilirim belki. 29 Eyll, sabah... Dn gece, saat ondan biraz nce, Arthur ve Quincey, Van Helsing'in odasna geldi; Van Helsing bize yapmak istedii her eyi anlatt, ama sanki hepimizin ira-375desi onda odaklanm gibi zellikle Arthur'a hitap ediyordu. Hepimizin onunla gideceini umduunu syleyerek balad, "nk," dedi, "orada yaplmas gereken ciddi bir grev bizi bekliyor. Hi kukusuz, mektubuma ardnz?" Bu soru dorudan Lord Godal-ming'e yneltilmiti. "Evet. Daha dorusu, beni biraz zd. Son zamanlarda evimde o kadar ok sorun yaand ki, daha fazlas olmadan da yaayabilirdim. Ayrca ne demek istediinizi merak ettim. Quincey'yle bunun zerine konutuk; ama konutuka daha ok kafamz kart, yle ki, kendi adma ben, hibir eyden hibir anlam karamayacak kadar aresiz kaldm." "Ben de," dedi Quincey Morris, ksaca. "Ah," dedi profesr, "yleyse, ikiniz de balangca, buradaki dostum John'dan daha yaknsnz; kendisi balangca gelmeden nce uzun bir yolu geri gitmek zorunda nk." Tek kelime etmediim halde, eski kukulanma dndm fark etmiti anlalan. Sonra, dier ikisine dnerek, byk bir ciddiyetle unlar syledi: "Bu gece, doru olduunu dndm eyi yapmak iin sizden izin istiyorum; ok ey istediimi biliyorum ve yapmay dndm eyi rendiinizde, yalnzca o zaman, ne kadar ok ey istediimi anlayacaksnz. Bu yzden, henz hibir ey
273

bilmiyor-ken, bana sz vermenizi istiyorum; bir sre bana kzsanz da -bunun byle olma ihtimalini kendimden gizleyemem- hibir ey iin kendinizi sulamayacaksnz." -3761 "Her ne olursa olsun bu drste bir davran," diye araya girdi Quincey, "ben profesre kefil olurum. Ne yapmak istediini pek anlamyorum, ama drst olduuna yemin ederim ve bu da benim iin yeterli." 'Teekkr ederim, baym," dedi Van Hel-sing gururla. "Sizi bana gvenen dostlardan biri olarak gryordum ve bu desteiniz benim iin ok deerli." Bir elini uzatt, Quincey de o eli skt. Sonra Arthur konutu: "Dr. Van Helsing, skoya'da dedikleri gibi, 'boyal domuz' olmak istemem ve bir centilmen olarak erefimi ya da bir Hristiyan olarak inancm ilgilendirecek bir konuda ise, byle bir sz veremem. Bana, niyetinizin bu ikisine aykr bir ey olmad konusunda garanti verebilirseniz, size hemen izin verebilirim; ama hayatm stne yemin ederim, nereye varmak istediinizi anlayamyorum." "Snrlamanz kabul ediyorum," dedi Van Helsing, "ve sizden tek istediim herhangi bir eylemimi knama gerei duyarsanz, nce bunu iyice tartmanz ve kendi koullarnza aykr olmadna emin olmanz." "Kabul!" dedi Arthur; "Bu adil. imdi pourparlers* sona erdiine gre, ne yapacamz sorabilir miyim?" "Benimle birlikte, gizlice Kingstead'teki" kilise mezarlna gelmenizi istiyorum." Arthur'un yz asld ve arm bir halde * Esas pazarlklardan nceki, resmi olmayan tartmalar. ** Muhtemelen "Hampstead" yerine kullanlan uydurma bir isim. -377yle dedi: "Zavall Lucy'nin gmld yere mi?" Profesr ban eerek onaylad. Arthur devam etti: "Peki ya oraya gittikten sonra?" "Mezara gireceiz!" Arthur ayaa kalkt. "Profesr, siz ciddi misiniz; yoksa bu adi bir aka m?
274

Beni affedin, iten olduunuzu gryorum." Tekrar oturdu, ama onun mevkisindeki biri gibi kararl ve gururlu bir tavrla oturduunu grebiliyordum. Bir sessizlik oldu, sonra Arthur yine sordu: "Peki mezara girdikten sonra?" 'Tabutu aacaz." "Bu kadar da ok fazla!" dedi, fkeyle yine ayaa kalkarak. "Mantkl olan her konuda sabrl davranmaya haznm; ama bu -mezara bu ekilde saygszlk edilmesi- hem de benim.." fkeden boaz dmlendi. Profesr ona merhametle bakyordu. "Eer seni, duyduun aclarn bir tek sancsndan bile kurtarabilseydim, zavall dostum," dedi, "Tanr biliyor ki, bunu yapardm. Ama bu gece ayaklarmz dikenli yollardan gemek zorunda; yoksa sonra ve sonsuza kadar, sevdiinin ayaklan alevli yollarda yrmek zorunda kalr!" Arthur, kan ekilmi bir yzle ve sert bir ifadeyle ban kaldrd ve yle dedi: "Dikkat edin, baym, dikkat edin!" "Sylemem gerekenleri dinlemeniz daha iyi olmaz myd?" dedi Van Helsing. "O zaman hi olmazsa, amacmn boyutlarn bilirdiniz. Devam edeyim mi?" "Bu yeterince adil," diye araya girdi Morris. -378Van Helsing bir an durduktan sonra devam etti, bunun iin kendini zorlad belli oluyordu: "Bayan Lucy ld, yle deil mi? Evet! yleyse, ona ktlk yaplamaz. Ama eer l deilse..." Arthur ayaa frlad. "Aman Tanrm!" dedi. "Ne demek istiyorsunuz? Bir hata m yapld; diri diri mi gmld?" Umudun bile hafifletemeyecei bir strapla inledi. "Diri olduunu sylemedim, ocuum; bunu dnmedim bile. lmden Dnm olabileceini sylemekten teye gidemem." "Hem lmden Dnm! Hem de Yaamyor! Ne demek istiyorsunuz? Btn bunlar bir kbus mu, deilse ne?" "nsanlarn yalnzca tahmin edebilecei ve alar gese de yalnzca ksmen
275

zlebilecek gizemler vardr. Bana inann, u anda byle bir gizemin eiindeyiz. Ama bunu ben yapmadm. lm olan Bayan Lucy'nin kafasn kesebilir miyim?" 'Tanr akna, hayr!" diye bard Arthur, bir fke nbetine kaplarak. "Onun l bedenini bozmanza dnyada izin vermem. Dr. Van Helsing beni ok fazla zorluyorsunuz. Size ne yaptm ki bana byle eziyet ediyorsunuz? O zavall, tatl kz ne yapt ki, onun mezarna byle bir saygszlk etmek istiyorsunuz? Aklnz m kardnz da byle eyler sylyorsunuz? Ya da ben mi delirdim de bunlar dinliyorum? Byle bir saygszl bir daha aklnza bile getirmeyin; hibir ey yap-379manza izin vermeyeceim. Onun mezarn, saygszlklara kar korumak benim grevim ve Tanr adna, bu grevi yerine getireceim!" Van Helsing, btn bu sre boyunca oturduu yerden kalkt, ciddi ve sert bir tavrla u szleri syledi: "Lord Godalming, benim de yapmam gereken bir grevim var; insanlara kar bir grev, size kar bir grev, lye kar bir grev ve Tanr adna, bu grevi yerine getireceim! imdi sizden tek istediim benimle gelmeniz, etraf gzleyip kulak kabartmanz ve daha sonra sizden ayn eyi rica ettiimde bu grevin gerekletirilmesi iin benden daha istekli olmazsanz, o zaman -o zaman, grevimi yaparm. Ve sonra, lordumun dileklerini yerine getirmek zere, nerede ve ne zaman isterseniz, size hesap vermeye hazr olacam." Sesi biraz bouklat ve merhamet dolu bir tonla devam etti: "Ama size yalvaryorum, bana bu kadar fkeyle yaklamayn. Yapmak zorunda olduum, pek de ho olmayan ve zaman zaman yreimi paralayan ilerle dolu u uzun mrmde, imdiye kadar hi byle ar bir grevim olmamt. Bana inann, bana kar fikrinizi deitireceiniz bir zaman gelirse, bir baknz bile bu
276

zc saati silmeye yetecektir; nk senin zlmeni engellemek iin bir insann elinden gelebilecek her eyi yapardm. Bir dn. Neden kendimi bu kadar zahmete sokup bu kadar zleyim ki? Kendi lkemden buraya iyilik adna, elimden geleni yapabilmek iin geldim; bu ilk bata dostum John'u -380mutlu etmek ve sonra da sevmeye baladm tatl bir gen kza yardm etmek iindi. Onun iin -bu kadar ok konumaktan utanyorum ama nezaketen sylyorumsizin verdiiniz gibi kan verdim; damarlanmdaki kan verdim, ben, senin gibi onun sevgilisi deil, sadece doktoru ve dostu olan ben. Ona gecelerimi ve gnlerimi verdim -lmnden nce ve lmnden sonra ve benim lmmn imdi bile- lmden Dnm bir l olduu u zamanda bile, ona bir yaran dokunacaksa, gnl rahatlyla canm da veririm." Bunu ok ciddi, tatl bir gururla syledi ve Arthur bu szlerden ok etkilendi. Yal adamn elini tuttu ve krgn bir sesle: "Ah, dnmesi zor ve bunu anlayamyorum, ama en azndan sizinle gelecek ve bekleyeceim," dedi. -381ON ALTINCI BLM DR. SEWARD'IN GNL (Devam) Alak duvarn zerinden atlayp kilise mezarlna girdiimizde saat tam olarak on ikiye eyrek vard. Gece karanlkt, gkyzn hzla yaran ar bulut kmeleri arasndan yer yer ay szyordu. Yolu gsteren Van Hel-sing biraz nmzden gidiyordu ve nedense hepimiz birbirimize yakn duruyorduk. Mezara yaklatmzda dikkatle Arthur'a baktm, nk byle znt verici bir hatrayla dolu olan bu yere yaklamann onu zeceinden korkuyordum; ama iyi grnyordu. Olanlarn gizeminin, kederini bir ekilde etkisiz kldn dndm. Profesr kapnn kilidini at ve aramzda, eitli nedenlerle doal bir tereddt olutuunu grnce ieri ilk kendisi girerek bu sorunu zd. Biz
277

de arkasndan girdik ve kapy kapatt. Sonra bir fener yakt ve tabutu iaret etti. Arthur tereddtle bir adm att; Van Helsing bana yle dedi: "Sen dn benimle buradaydn. Bayan Lucy'nin bedeni tabutta myd?" "Evet." Profesr dierlerine dnerek yle dedi: "Duydunuz; ama yine de bana inanmayan biri var." Tornavidasn ald ve tekrar tabutun -383kapan kaldrd. Arthur ok solgun grnyor, ama sessizce izliyordu; kapak kalktnda ne doru bir adm att. Belli ki, kurun bir tabut olduunu bilmiyordu ya da hi dnmemiti. Kurunun zerindeki delii grdnde bir an iin yzne kan hcum etti, ama abucak geri ekildi, bu yzden, yz l gibi bembeyaz kesildi; hl sessizdi. Van Helsing kurun plakay arkaya itti, hepimiz iine baktk ve irkildik. Tabut botu! Birka dakika kimse tek kelime etmedi. Sessizlii, Quincey Morris bozdu: "Profesr size kefil olmutum. htiyacm olan tek ey sizin sznz. Baka zaman olsa byle bir ey sormazdm -kukulandm ima ederek onurunuza leke srmezdim- ama bu herhangi bir onur ya da onursuzluk meselesini aan bir gizem. Bunu siz mi yaptnz?" "Kutsal saydm her ey zerine yemin ederim ki, ona ne dokundum ne de yerini deitirdim. Olan u: ki gece nce dostum Se-ward'la birlikte buraya geldik, iyi niyetlerle, bana inann. Ben o zaman mhrl olan u tabutu atm ve imdiki gibi bo olduunu grdk. Sonra bekledik ve aalarn arasndan beyaz bir siluetin geldiini grdk. Ertesi gn, gndz vakti buraya geldik ve Lucy orada yatyordu. yle deil mi, dostum John?" "Evet." "O ilk gece tam zamannda gelmitik. Bir kk ocuk daha kaybolmutu ve Tann'ya kr, biz onu, hi zarar grmemi bir halde mezarlarn arasnda bulduk. Ben dn yine, -384278

gne batmadan nce buraya geldim, nk lmden Dnmler gnbatmnda hareket ^edebilirler. Btn gece, gne doana kadar burada bekledim, ama hibir ey grmedim. Bu ok normaldi, nk kapnn aralklarna sarmsak koymutum ve lmden Dnmler sarmsaa ve baz baka eylere dayanamaz. Dn gece kimse dar kmad, ama bu gece gne batmadan nce sarmsaklarm ve dier eyleri kaldrdm. te bu yzden, tabutu bo bulduk. Ama bana kar sabrl olun. u ana kadar ok fazla garip ey oldu. Kimseye grlmeden ve sesinizi duyurmadan benimle darda bekleyin ve grlecek ok daha garip eyler olacak. Dolaysyla," -burada fenerinin kapan indirdi- "imdi dar kma vakti." Kapy at ve srayla dar ktk, kendisi en arkadan gelip ktktan sonra kapy kilitledi. Ah! Mezarn dehetinden sonra gece havas ne kadar da taze ve temiz geldi. Bulutlarn hzla hareket etmesini ve onlar geerken bir an belirip kaybolan ay n -insan hayatndaki mutluluklar ve aclar gibi- grmek ne tatl bir duyguydu; lm ve rmeyle lekelenmemi taze havay solumak ne tatlyd; tepenin arkasndaki gkyznn krmz aydnln grmek, byk ehir hayatn ifade eden bouk grlty duymak ne kadar da insanlatnc idi. Her birinin kendine zg bir heybeti ve gc vard. Arthur sessizdi ve bu gizemin amacn ve kendi iindeki anlamn kavramaya altn grebiliyordum. Ben olduka sabrlydm ve bir kez daha kukulan-385I m bir kenara brakp Van Helsing'in vard sonular kabullenme eilimi gstermeye balyordum. Quincey Morris her eyi kabullenen ve bunlar, almak zorunda olduu btn tehlikeleri de gz nne alarak serinkanllkla benimseyen bir adam gibi sakindi. Sigara iemedii iin kendisine iri bir para ttn kesti
279

ve inemeye balad. Van Helsing'e gelince, o belli bir ile meguld. lk nce antasndan dikkatle beyaz bir peeteye sarlm ince, mayasz ekmee benzer bir biskvi kard; sonra hamur ya da macun gibi beyaz bir eyden iki avu dolusu ald. Biskviyi iyice ufalad ve ellerindeki hamurumsu eye yedirdi. Sonra bunu alp ince ubuklar halinde yuvarlad ve kapyla kasas arasndaki aralklara yerletirmeye balad. Bu beni biraz artmt ve yaknnda olduumdan ona ne yaptn sordum. Arthur ile Quincey de merak edip yaklatlar. Cevap verdi: "lmden Dnm ieri giremesin diye mezar kapatyorum." "Peki oraya yerletirdiimiz madde mi bunu yapacak?" dedi Quincey. "Yce sko adna! Bu bir oyun mu?" "yle." "Kullandnz ey ne?" Bu sefer, soruyu Arthur sormutu. Van Helsing cevap verirken saygyla apkasn kaldrd: "Komnyon ekmei. Amsterdam'dan getirdim. Tvbekar oldum." Bu aramzdaki en phecileri bile artan bir cevapt ve her birimiz profesrnki gibi, en kutsal eylerin kullanld, byle iten bir amacn huzurun-386da gvensizlik duymann olanaksz olduunu hissettik. Sayg dolu bir sessizlik iinde me-^ann evresindeki yerlerimizi aldk; ama yaklaan herhangi biri bizi buradan gremezdi. Dierlerine, zellikle de Arthur'a acyordum. Ben daha nceki ziyaretlerimden bu nbet dehetine almtm; yine de daha bir saat nceye kadar kantlan yadsyan ben bile yreimin daraldn hissediyordum. Mezarlar gzme daha nce hi bu kadar beyaz grnmemiti; serviler, porsukaalan ya da ardlar hi bu kadar lm kasvetinin simgesi olmamt, aalar ya da otlar hi bu kadar uursuz bir ekilde dalgalanmam, hrda-mamt; dallar hi bu kadar esrarengiz bir ekilde trdamamt: uzaktaki kpeklerin ulumalar gecenin iinden hi bu kadar ac dolu iaretler yollamamt.
280

Uzun bir sessizlik oldu; byk, ac veren bir boluk ve sonra profesr keskin bir ekilde, "!" dedi. aret etti ve porsukaalan-nn evreledii yolun aalarnda, beyaz bir siluetin ilerlediini grdk -karanlk bir eyi gsne bastran, silik, beyaz bir ekil. ekil durdu ve o anda bir demet ay srklenen bulut kmelerinin arasndan szlerek, irkiltici bir berraklkla, siyah sal, kefene brnm bir kadn gsterdi. Yzn gre-miyorduk, nk san sal bir ocuk olduunu grdmz eyin zerine eilmiti. Bir sessizlik oldu ve sonra, bir ocuun uykusunda att ya da atein nnde uzanp ryalar gren bir kpein kard gibi tiz kk bir lk koptu. ne atlacak olduk, ama -387bir porsukaacnn arkasnda duran profesrn eli uyanrcasna alarak bizi durdurdu. Ve sonra beyaz ekil yine ilerledi. imdi ak ve net olarak grebileceimiz/kadar yakndayd ve ay hl parlyordu. Lucy Westenra'nin yz hatlarn tandmzda yreim buz kesti ve Arthur'un kesik kesik inlediini duydum. Lucy Westenra, ama ne kadar da deimiti. Tatll, sert, kalpsiz bir acmaszla ve safl da ehvet dolu bir ahlakszla dnmt. Van Helsing bir adm ne kt ve ona uyarak biz de ilerledik; drdmz de mezarn kapsnn nne dizildik. Van Helsing fenerini kaldrd ve kapan at; Lucy'nin, yzne den youn k altnda, dudaklarnn taze kan ile kpkrmz olduunu, kann enesine szldn ve ince ketenden lm giysisinin safln lekelediini grebiliyorduk. Dehet iinde rperdik. Titrek k altnda Van Helsing'in elikten sinirlerinin bile etkilendiini grebiliyordum. Arthur benim yanmda duruyordu ve ben kolunu kavrayp desteklemesem, yere ylacakt. Lucy -sadece onun silueti olduu iin nmzdeki bu eye Lucy diyorum- bizi grdnde gafil avlanm bir kedi gibi fkeli bir hrltyla geri ekildi; sonra gzleri zerimizde dolat. Biim ve renk olarak Lucy'nin gzleri, ama
281

bizim bildiimiz, saf, narin kreler yerine pis, cehennem ateiyle dolu gzler... O an akmdan geriye kalan her ey, yerini nefret ve tiksintiye brakt; o srada ldrlmesi gerekseydi, bunu vahi bir zevkle kendim ya-388pabilirdim. Bakarken, gzleri gnahkr bir kla alevlendi ve yz ehvetli bir glmsemeyle arpld. Ah, Tanrm, bu glmsemeyi grmek beni nasl da rpertti! O ana kadar sk skya gsne bastrd ocuu, bir eytan gibi duygusuz, kaytsz bir hareketle yere savurdu ve kemiinin zerinde hrlayan bir kpek gibi ocuun stnde tslad. ocuk tiz bir lk kopard ve inleyerek uzand kald. Bu harekette Arthur'un acyla inlemesine sebep olan bir soukkanllk vard. Lucy kollarn uzatp yznde ahlaksz bir glmsemeyle ona doru ilerlediinde Arthur geri ekildi ve elleriyle yzn rtt. Ama Lucy iveli, ehvetli bir zarafetle ilerlemeye devam etti ve yle dedi: "Gel bana, Arthur. Onlar brak ve bana gel. Kollarm sana a. Gel de birlikte yatalm. Gel, kocam, gel!" Sesinde eytani bir tatllk vard -cam bir kadehin nlamas gibi bir eyszlerin bir bakasna yneltildiini duyan bizim bile beyinlerimiz bu sesle nlad. Arthur'a gelince, bylenmi gibiydi; ellerini yznden ekerek kollarn at. Lucy tam kollarna atlacakken Van Helsing ne doru srad ve kk altn ham ikisinin arasna tuttu. Lucy hatan uzaklat ve aniden arplan, fke dolu bir yzle, mezara girecekmi gibi hzla Van Helsing'in yanndan seirtti. Bununla birlikte, kapya bir iki adm kala, nne amansz bir g km gibi durdu. Sonra dnd, parlak ay ve Van Helsing'in elikten sinirleri sayesinde artk titremeyen -389lambann altnda yz aka grlyordu. Bir yzde hi bu kadar gz dnm bir aknlk grmemitim ve umarm, u lml gzlerimle bir daha da grmem. Gzel rengi mora dnd, gzlerinde cehennem ateleri yanyordu, kalar
282

yle atlmt ki, derisinin kvrmlar Medusa' nn ylanlarna* benziyordu ve kan lekeli, sevimli az byyerek Grek-Ve Japonlarn fke masklanndaki gibi ailm bir kare oluturdu. Eer lm anlamna gelen bir yz varsa -eer baklar ldrebiliyorsa-biz o an, bu yz grdk. Bize sonsuzluk kadar uzun gelen bir yarm dakika boyunca, Van Helsing'in kaldrd ha ile giri yolunu kapatan kutsal eyler arasnda ylece kald. Van Helsing, Arthur'a sorduu soruyla sessizlii bozdu: "Cevap ver, dostum! ime devam edeyim mi?" Arthur kendini dizlerinin zerine att ve elleriyle yzn rterek cevap verdi: "stediiniz gibi yapn, dostum; istediiniz gibi yapn. Artk bundan daha dehet verici bir ey olamaz!" diye teslimiyetle inledi. Quin-cey ve ben ayn anda ona doru gittik ve kollarndan tuttuk. Van Helsing'in feneri kapattn duyduk; mezara yaklaarak kapnn aralklarna yerletirdii kutsal simgelerin bir ksmn karmaya balad. Van Helsing geri ekildiinde o an bizimki kadar gerek gr* Yunan mitolojisinde; gzel bir kadn olan Medusa, kskan tanra Althea tarafndan, kendisine bakanlar taa eviren, ylan sal dii ifritten birine dntrlr. Medusa'y ldren Perseus, kadnn kesik kafasn br canavarlardan korunmak iin kullanr. -390nen bir vcudu olan kadnn, bir ban ancak geebilecei bir aralktan ieri girdiini dehet dolu bir aknlkla izledik. Profesrn sakin bir ekilde macun ubuklarn tekrar kapnn kenarlarna yerletirdiini grdmzde iimiz rahatlad. Bu i bittikten sonra ocuu yerden kaldrd ve yle dedi: "imdi gelin, dostlarm; yarna kadar baka bir ey yapamayz. len bir cenaze olacak, ondan ksa bir sre sonra hepimiz buraya geleceiz. Cenaze treni yaplan lnn dostlar saat ikiye kadar gitmi olacak ve mezarc kapy kilitlediinde biz burada kalacaz. O zaman yapacak baka ilerimiz olacak; ama bu geceki gibi bir ey deil. Bu ufakla gelince, pek fazla zarar grmemi,
283

yarn akama kadar iyileir. Onu, geen gece yaptmz gibi, polisin bulabilecei bir yere brakrz; sonra da evlerimize gideriz." Arthur'a yaklaarak szlerine devam etti: "Dostum Arthur, ac bir snavdan geiyorsun; ama sonra geri dnp baktnda bunun ne kadar gerekli olduunu greceksin. imdi ac sulardasn, ocuum. Ama yarn bu vakitlerde, Tanr izin verirse, bu sulan gemi ve tatl sulardan imeye balam olacaksn; bu yzden fazla yas tutma. O zamana kadar senden beni balaman istemeyeceim." Arthur ve Quincey benimle birlikte eve geldiler ve yolda birbirimizi neelendirmeye altk. ocuu gvenli bir yere braktk. Yorgunduk; bu yzden hepimiz, az ok gerek uykuya benzeyen bir uyku uyuduk. -39129 Eyll, gece - Saat on ikiden biraz nce, mz -Arthur, Quincey Morris ve ben-profesre uradk. Anlam gibi hepimizin siyah giymi olmas tuhaft. Arthur derin bir yasta olduu iin tabii ki siyah giyiyordu, ama biz de igdsel olarak byle giyinmitik. Mezarla saat bir buukta vardk ve resmi grevlilere grnmemeye alarak etrafta dolatk, bylece mezar kazclar ilerini bitirdiinde ve herkesin gittiini sanan mezarc kapy kilitlediinde btn mezarlk bize kald. Van Helsing'in yannda, kk siyah antasnn yerine, uzun, kriket antas gibi deri bir anta vard ve epeyce ar olduu belliydi. Yalnz kaldktan ve yoldaki son ayak sesleri de duyulmaz olduktan sonra, sanki emir alm gibi, mezara kadar sessizce profesr izledik. Kapnn kilidini at, ieri girdik ve kapy arkamzdan kilitledi. Sonra antasndan feneri karp yakt; ayrca, alrken yeteri kadar aydnlk olmas iin iki mum daha karp yakt ve ularn eriterek dier tabutlarn zerine dikti. Tekrar Lucy'nin tabutunun kapan kaldrdmzda hepimiz iine baktk -Arthur yaprak gibi titriyordu- ve cesedin orada lm gzellii iinde yattn grdk. Artk benim
284

kalbimde ak yoktu, Lucy'nin bedenini -iinde ruhu yoktu- alan iren eye kar tiksintiden baka hibir ey hissetmiyordum. Arthur'un bile yznn baktka sertletiini grebiliyordum. Biraz sonra Van Helsing'e yle dedi: "Bu gerekten Lucy'nin bedeni mi, yoksa onun eklini alan bir eytan m?" -392"Bu hem onun bedeni, hem de deil. Ama biraz bekleyin, onun eskiden ne olduunu, imdiyse neye dntn greceksiniz." Orada yatan, Lucy'nin kbusu gibi bir eydi: Sivri diler, greni rperten kanl, ehvetli bir az; btn bu ehvetli ve gnahkr grnt, Lucy'nin tatl saflnn eytani bir taklidi gibi grnyordu. Van Helsing, her zamanki sistemli tavryla antasndan eitli malzemeler karmaya ve bunlar kullanma hazr bir ekilde yerletirmeye balad. lk nce bir havya ve biraz lehim, sonra da mezarn bir kesinde yakldnda mavi bir alevle iddetle yanan, kk bir gaz lambas kard; sonra neterlerini karp elinin altna yerletirdi; en sonunda da, yedi sekiz santim geniliinde ve aa yukar bir metre uzunluunda, yuvarlak, tahta bir kazk kard. Kazn bir ucu atete kzdrlarak sertletirilmi ve sivriltilmiti. antadan kazn yan sra bir de, evlerin kmr depolarnda iri topaklan krmak iin kullanlan ar bir eki kt. Bir doktorun her tr i iin yapt hazrlklar bana heyecan verici ve ilgin geliyordu, ama bu eyler Arthur ile Quincey'nin dehetle irkilmelerine yol at. Ama ikisi de cesaretlerini korudular ve sessiz kaldlar. Her ey hazr olduu zaman Van Helsing u szleri syledi: "Herhangi bir ey yapmadan nce size unu syleyeyim: Bu, kadim insanlarn ve lmden Dnmler'in gleri zerine aratrmalar yapanlarn bilgi ve deneyimlerinden gelmektedir. lmden Dndklerinde, lm-393szlkle lanetlenirler; lemezler ve alar boyunca kurbanlarna yeni kurbanlar ekleyip dnyadaki ktlkleri oaltarak yaamaya devam ederler; nk lmden Dnmler'e yem olarak lenlerin kendileri de lmden Dnm olur ve kendi trleriyle beslenirler. Bylece, suya atlan bir tan yarattj dalgalar gibi
285

bu halka srekli geniler. Dostum Arthur, eer zavall Lucy lmeden nce o pc alsaydn; ya da sonradan, dn gece ona kollarn atnda onu pseydin, ldnde, Dou Avrupa'da dedikleri gibi nosferatu olacaktn ve iimizi byle dehetle dolduran lmden Dnmler'den retmeye devam edecektin. Bu zavall, sevgili hanmefendinin kariyeri daha yeni balad. Kanlarn emdii o ocuklar henz o kadar kt bir durumda deiller, ama o, lmden Dnm olan yaamaya devam ederse, ocuklar gittike daha ok kan kaybedecek ve Lucy'nin onlarn zerinde sahip olduu gle, ona gitmeye devam edecekler; dolaysyla o kt az ile kanlarn emmeye devam edecek. Ancak gerekten lrse, her ey bitecek; ocuklarn boazlarndaki kk yaralar yok olacak ve neler olup bittiinden habersiz oyun oynamaya devam edecekler. Ama en sevindirici ey u ki, imdi lmden Dnm olan bu ey gerekten ldnde, o zaman, sevdiimiz o zavall kadnn ruhu tekrar zgr olacak. Geceleri ktlk yapmak ve gndzleri de yapt ktl benimseyerek gittike daha da alal-mak yerine, br meleklerin arasndaki yerini alacak. Bu yzden, dostum, onu zgr k-394lacak darbeyi indiren el kutsanm olacak. Ben bunu yapmaya gnllym, ama aramzda bunu yapmaya daha ok hakk olan biri yok mu? Bundan sonra, gecenin sessizliinde, uyku tutmadnda, 'Onu yldzlara gnderen benim elimdi; onu en ok seven kiinin eliydi; seme ans olsayd, kendisinin de seecei eldi,' diye dnmek onun iin sevin olmayacak m? Syleyin bana, aramzda byle biri yok mu?" Hepimiz Arthur'a baktk. O da, Lucy'yi bize gnahkr deil, kutsal bir hatra olarak geri verecek elin onunki olmas gerektiini ileri srerken, sonsuz bir efkatle hareket ettiimizi grd; ne kt, elleri titremesine ve yz kar
286

gibi bembeyaz olmasna ramen cesur bir tavrla yle dedi: "Benim gerek dostum, krk kalbimin en derinlerinden size teekkr ediyorum. Bana ne yapacam syleyin, bir an bile tereddt etmeyeceim!" Van Helsing elini Arthur'un omzuna koydu ve unlar syledi: "Cesur ocuk! Bir anlk cesaret gerekiyor ve sonra bitmi olacak. Bu kazn ona aklmas gerekiyor. Korkun bir i olacak -bu seni yanltmasn- ama ok ksa srecek; sonra da sevincin imdi duyduun acdan byk olacak; bu korkun mezardan uarcasna kacaksn. Ama bir kez baladnda tereddt etmemelisin. Sadece bizim, gerek dostlarnn yannda olduunu, her zaman senin iin dua ettiimizi dn." "Hadi," dedi Arthur bouk bir sesle. "Bana ne yapacam syleyin." -395"Bu kaz, sol eline al ve kalbin zerine yerletir, ekici de sa eline al. Sonra l iin dua okumaya baladmzda -ben okuyacam, kitab getirdim ve dierleri de beni takip edecek- Tann'nn adyla vur, bylece sevdiimiz lyle ilgili her ey dzelecek ve lmden Dnm olan ebediyete geecek" Arthur kazkla ekici ald ve\ kendini bu ie hazrladnda elleri bir daha ne titredi ne de duraksad. Van Helsing dua kitabn at ve okumaya balad, Quincey ile ben de elimizden geldiince onu izledik. Arthur kazn ucunu kalbin zerine yerletirdi; baktm yerden beyaz tene dediini grebiliyordum. Sonra btn gcyle vurdu. Tabuttaki ey arpld ve ak, krmz dudaklarnn arasndan iren, insann kann donduran bir lk geldi. Bedeni sarsld, titredi ve vahi kvrmlarla bkld; keskin, beyaz diler, dudaklar kesilip az kan krmz bir kpkle lekelenene kadar birbirine arpt. Ama Arthur hi tereddt etmedi. Hi titremeden kalkp inen kolu, merhamet getiren kaz gittike daha derin akarken, paralanan kalpten kanlar szp fkrrken, bir Thor* figrne benziyordu. Yz kararlyd ve sanki yerine getirdii yce grev dolaysyla
287

ldyor gibiydi; grnts bize cesaret verdi ve seslerimiz kk mezarda nlamaya balad. Derken bedenin kvranp titremesi azald, dilerin birbirine arpmas, yzn titremesi skandinavlann gk grlts tanrs olan Thor'un silah ekitir. -396durdu. En sonunda hareketsiz kald. Korkun grev sona ermiti. eki Arthur'un elinden dt. Gen adam sendeledi, onu yakalamasaydk yere ylacakt. Aln damar damar terlemiti ve kesik kesik soluyordu. Yapt ey, zerinde korkun bir gerilim yaratmt; insani olandan uzak eyler onu buna zorlamam olsayd, kesinlikle bu ii baaramazd. Birka dakika iin onunla ilgilenmeye o kadar dalmtk ki, tabuta bakmadk bile. Ama sonunda baktmzda, her birimiz rkek bir aknlkla mrldandk. O kadar dikkatle bakyorduk ki, yerde oturan Arthur da kalkt ve gelip bakt; sonra yzne mutlu, garip bir k yayld ve kapld dehetin kasvetini tamamen datt. Tabutta artk, o kadar korktuumuz ve yok edilmesini bir ayrcalk olarak, buna en ok hakk olan kiiye brakacak kadar nefret ettiimiz kt ey yoktu; yznde esiz bir tatllk ve saflk bulunan, hayattayken grdmz haliyle Lucy vard. Doru, yznde hayattayken grdmz kayg, ac ve bitkinliin izleri de grlyordu; ama btn bunlar bizim iin ok deerliydi, nk gerekten de bizim tandmz kii olduunu gsteriyordu. Bitkin yz ve bedeninde grlen, gne gibi kutsal dinginliin, dnyevi bir iaret ve sonsuza kadar hkm srecek olan dinginliin bir simgesi olduunu hissettik hepimiz. Van Helsing gelip elini Arthur'un omzuna koydu ve ona yle dedi: "Ve imdi Arthur, dostum, sevgili olum, balandm m?" -397Arthur, yal adamn elini eline alp dudaklarna gtrdnde ve "Balanmak m! Sevdiime ruhunu geri verdiiniz ve beni de huzura kavuturduunuz iin Tanr sizi kutsasn," dediinde yaad korkun gerilimin etkisi kendini
288

gsterdi. Ellerini profesrn omzuna koydu ve\ban gsne yaslayarak bir sre sessizce alad. Biz kprdamadan durduk. Ban kaldrdnda Van Helsing ona unlar syledi: "Artk, ocuum, onu pebilirsin. stersen, l dudaklarn p; seebilecek olsayd, o da bunu isterdi. nk artk srtkan bir iblis deil; artk sonsuza kadar yaayacak kt bir ey deil. Artk eytann lmden Dnm' deil. O Tann'nn gerek ls ve ruhu da onunla!" Arthur eilip Lucy'yi pt ve sonra onunla Quincey'yi mezardan dar yolladk. Profesr ile ben ucunu bedenin iinde brakarak kazn tepesini kestik. Sonra kafay kestik ve azna sarmsak doldurduk. Kurun tabutu lehimledik, kapan vidaladk ve eyalarmz toplayp mezardan ktk. Profesr kapy kilitledikten sonra anahtar Arthur'a verdi. Darda hava gzeldi, gne parlyor ve kular tyordu ve sanki doann her unsuru farkl bir ezgi tutturmu gibiydi. Her yerde mutluluk, nee ve huzur vard, nk biz de huzurluyduk ve duyduumuz, buruk bir sevin de olsa halimizden memnunduk. Oradan uzaklamadan nce Van Helsing unlar syledi: -398"imdi, dostlarm, grevimizin ilk adm, bize en zor gelen adm tamamland. Ama geriye daha zorlu bir i kald: Btn bu aclara sebep olan kiiyi bulmak ve onu yok etmek. zinden gidebileceimiz ipular var; ama bu uzun ve de zahmetli bir i, ayrca iinde tehlike ve ac da var. Bana yardm etmez misiniz? Hepimiz inanmay rendik, yle deil mi? Ve bu yzden, grevimizin ne olduunu grmyor muyuz? Gryoruz! Ve bu iin sonuna kadar gitmeye sz vermez miyiz?" Hepimiz srayla elini sktk ve sz verdik. Oradan uzaklarken profesr u szleri syledi: "ki gece sonra buluuruz ve saat yedide, dostumuz John'da akam yemei yeriz.
289

ki kiiden daha gelmelerini rica edeceim -henz tanmadnz iki kiive bu arada ben de size yapacamz ii gstermek ve bir plan yapmak iin hazr olacam. Dostum John, sen benimle eve gel, nk konumamz gereken ok ey var ve sen bana yardm edebilirsin. Bu gece Amsterdam'a doru yola kacam, ama yarn gece geri dneceim. Ondan sonra da meakkatli araymz balayacak. Ama bundan nce size diyeceklerim olacak; bylece ne yaplmas ve nelerden korkulmas gerektiini renmi olacaksnz. Sonra birbirimize tekrar sz vereceiz; nk nmzde korkun bir grev var ve ayamz bir kez sabann demirine* koyduk mu, bir daha geri ekmemeliyiz." * Bkz. Luka. 9:62. -399ON YEDNC BLM DR. SEWARDIN GNL (Devam) Berkeley Oteli'ne vardmzda Van Helsing, kendisini bekleyen bir telgraf buldu: Trenle geliyorum. Jonathan, Whitby'de. nemli haberlerim var. Mina Harker Profesr ok sevinmiti. "Ah, o harikulade Bayan Mina," dedi "kadnlarn incisi! O geliyor, ama ben kalamam. Senin evine gelmesi gerekiyor, dostum John. Onu istasyonda kar-lamahsn. Ona yoldan telgraf ek, bylece hazrlkl olur." Telgraf gnderildikten sonra Van Helsing bir fincan ay iti; bu srada bana Jonathan Harker'n yurtdndayken tuttuu bir gnlkten bahsetti ve bu gnln ve ayrca Bayan Harker'n Whitby'de tuttuu gnln daktiloya ekilmi birer kopyasn verdi. "Bunlar al," dedi, "ve iyice incele. Ben geri dndmde btn olaylara hkim olursun, bylece aratrmamza daha iyi bir ekilde balayabiliriz. Gnlkleri iyi sakla, nk ilerinde ok kymetli eyler var. Bugn yle bir deneyim edinmi olsan da btn inancna ihtiyacn olacak. Burada anlatlanlar," -bunlar -401290

sylerken elini ar ve ciddi bir hareketle kt ynnn zerine koydu"senin iin -benim iin ve bakalar iin de- sonun balangc ya da yeryznde yryen lmden Dnmler'in matem an olabilir. Sana yalvaryorum, hepsini ak fikirlilikle oku ve burada anlatlan hikyeye kendinden bir eyler katabilirsen, kat, nk hepsi ok nemli. Sen de btn bu garip eylerin gnln tutuyordun, yle deil mi? Evet! yleyse, yeniden bulutuumuzda btn bunlarn zerinde birlikte dururuz." Sonra yola kmak zere hazrland ve ksa bir sre sonra da arabayla Liverpool Caddesi'ne gitti.* Ben de Paddington'a doru yola ktm ve oraya tren gelmeden on be dakika nce vardm. Bir tren geldiinde her zaman grlen o kouturmadan sonra kalabalk yava yava dald; tam konuumu karacam diye hu-zursuzlanmaya balamtm ki, sevimli yzl, narin grnl bir kz bana yaklat ve yle bir baktktan sonra, "Dr. Seward, deil mi?" dedi. "Ve siz de Bayan Harker'snz!" dedim hemen, bunun zerine bana elini uzatt. "Sizi zavall, sevgili Lucy'nin tarifinden tandm, ama..." Aniden durdu ve yz kpkrmz kesildi. Ayn krmzlk benim de yanaklarma yayld ve her naslsa ikimizi de rahatlatt, nk bu onun kendi sorusuna, szsz bir yant oluturmutu. inde bir de daktilo bulunan bagajn aldm ve khya kadna, Londra merkez tren istasyonunun bulunduu son durak. -402Bayan Harker iin hemen bir oturma ve yatak odas hazrlamasn bildiren bir telgraf ektikten sonra metroya binerek Fenchurch Caddesi'ne gittik. Eve zamannda vardk. Burann bir akl hastanesi olduunu biliyordu elbette, ama ieri girdiimizde hafife irkilmekten kendini alamadn fark ettim. Konuacak ok eyi olduu iin, mmknse biraz sonra alma odama gelmek istediini syledi. Dolaysyla, imdi onu beklerken fonograf gnlme kaydedeceklerimi tamamlyorum. nmde ak durduklar halde Van Helsing'in bana brakt ktlara henz bakma frsatm olmad. Bayan Harker'n ilgisini ekecek bir eyler bulmalym, bylelikle ktlar okuma frsat bulmu olurum. Zamann ne kadar deerli olduunu ya da bizi nasl bir grevin beklediini
291

bilmiyor. Onu korkutmamaya zen gstermeliyim. te geldi! MINA HARKER'IN GNL 29 Eyll - stme bama ekidzen verdikten sonra, Dr. Seward'm alma odasna indim. Kapda bir an iin durdum, nk biriyle konutuunu duyduumu sandm. Ama sonra, acele etmem konusunda srar ettii iin, kapy aldm ve "Girin," diye seslenmesi zerine ieri girdim. Yannda kimse olmadn grnce ok ardm. Yalnzd ve masann zerinde, karsnda, daha nce duyduklarmdan bir fonograf olduunu hemen anladm ey duruyor-403du. Daha nce hi fonograf grmemitim ve bu ok ilgimi ekti. "Umarm, sizi bekletmemiimdir," dedim; "ama konutuunuzu duyunca kapda durdum, nk yannzda biri olduunu sandm." "Ah," dedi glmseyerek, "sadece gnlme kayt yapyordum." "Gnlnz m?" dedim ararak. "Evet," dedi. "Bununla tutuyorum." Bunu sylerken elini fonografn zerine koydu. ok heyecanlandm hissettim ve kendimi tuta-madan unlar syleyiverdim: "Vay canna, bu stenodan bile daha iyi bir ey! Bir eyler sylemesini dinleyebilir miyim?" "Elbette," diye cevap verdi hevesle ve fonograf konumaya ayarlamak zere ayaa kalkt. Sonra duraksad ve yzne endieli bir ifade yayld. "Aslna bakarsanz," diye balad mahcup bir tavrla, "bununla yalnzca gnlm tutuyorum ve tamamen, neredeyse tamamen hastalarmla ilgili eyler olduu iin anlalmas zor olabilir, yani, demek istiyorum ki..." Durdu ve ben de onu iine dt utantan kurtarmaya altm: "Son anlarna kadar sevgili Lucy'nin bakmna yardm ettiniz. Brakn nasl ldn duyaym; nk onunla ilgili ne kadar ok ey renirsem, o kadar minnettar olacam. O benim iin ok, ok deerliydi." Yznde dehet dolu bir ifade ile cevap vermesi beni artt: -404"Size onun lmnden mi bahsedeyim? Dnyada olmaz!" "Neden olmasn?" diye sordum, nk zerime ar, korkun bir his kmeye
292

balamt. Yine duraksad; bir bahane uydurmaya altn grebiliyordum. Sonunda, kekeleyerek yle cevap verdi: "Gryorsunuz, gnln hangi parasn semem gerektiini bilemiyorum." Konuurken aklna bir fikir geldi ve bilinsiz bir sadelikle, farkl bir ses tonu ve bir ocuun masumluu ile yle dedi: "Bu gerekten de doru; erefim zerine yemin ederim. Drst Kzlderili!" Glmsemekten kendimi alamadm, bunun zerine yzn buruturdu. "Kendi kendimi ele verdim!" dedi. "Ama biliyor musunuz, aylardr bu gnl tutmama ramen, bakmak istediim takdirde herhangi bir ksmn nasl bulacam bir kez bile dnmedim?" Bu zamana kadar Lucy'nin doktorunun gnlnde o korkun varlkla ilgili bilgimize katkda bulunacak bir eyler olabileceine karar vermitim ve cesurca yle dedim: "yleyse, Dr. Seward, daktilomda sizin iin bir kopyasn karmama izin verseniz, iyi olur." u cevab verirken l gibi bembeyaz kesildi: "Hayr! Hayr! Hayr! O korkun hikyeyi renmenize dnyada izin vermem!" Demek, korkun bir hikyeydi; demek sezgilerimde yanlmamtm. Bir an dndm ve gzlerim, bilinsiz bir ekilde bana yardm edecek bir ey ya da bir frsat arayarak odada dolarken masann zerindeki -405daktiloyla yazlm, byk kt ynna takld. Dr. Seward'in gzleri benimkileri yakalad ve hi dnmeden baklarmn ynn izledi. Kt ynn grdnde, ne demek istediimi anlad. \ "Beni tanmyorsunuz," dedim. "O ktlar -benim daktilo ettiim kendi gnlm ve kocamn gnl- okuduunuzda beni daha iyi tanyacaksnz. Bu ama iin yreimden geen hibir dnceyi yazmakta tereddt etmedim; ama elbette beni tanmyorsunuz; henz ve imdilik bana gvenmenizi bekleyemem." Kesinlikle asil bir mizaca sahip bir adam; zavall Lucy onunla ilgili dncelerinde haklym. Dr. Seward yerinden kalkp iinde, siyah balmumuyla kapl, bir dizi bo, metal silindirin bulunduu byk bir ekmeceyi at ve
293

unlar syledi: "ok haklsnz. Sizi tanmadm iin size gvenmiyordum. Ama artk sizi tanyorum ve unu syleyeyim ki, keke sizi daha nce tansaydm. Lucy'nin size benden bahsettiini biliyorum; bana da sizden bahsetti. Elimden gelen tek ekilde gnlnz alabilir miyim? Bu silindirleri aln ve dinleyin -ilk alt tanesi kiiseldir ve sizi dehete drmeyecektir; o zaman beni daha iyi tanyacaksnz. Siz dinleyene kadar akam yemei hazr olur. Bu arada ben de bu belgeleri okuyacam ve baz eyleri daha iyi anlamaya alacam." Fonograf oturma odama tad ve benim iin ayarlad. imdi ho bir eyler reneceimden eminim; nk ba-406na, bir tarafn zaten bildiim gerek bir ak hikyesinin br tarafn da anlatacak... DR. SEWARD'IN GNL 29 Eyll - Jonathan Harker'n o muhteem gnlyle karsnn gnlne o kadar dalmtm ki, farknda olmadan zaman akp gidivermi. Hizmeti akam yemeinin hazr olduunu bildirmek iin geldiinde Bayan Harker henz aa inmemiti, bu yzden "Muhtemelen yorgundur; yemei bir saat bekletin," dedim ve iime devam ettim. eri geldiinde Bayan Harker'n gnln yeni bitirmitim. ok gzel, ama zntl grnyordu ve gzleri alamaktan kzarmt. Bu durum, nedense beni ok etkiledi. Tanr biliyor, son zamanlarda gzya dkmek iin bir sr sebebim oldu! Ama alamann getirecei rahatlk benden esirgenmiti ve imdi, dkt gzyalar nedeniyle parlayan o tatl gzler yreime dokundu. Bu yzden elimden geldiince nazik bir ekilde yle dedim: "Korkarm, sizi ok zdm." "Ah, hayr, beni zmediniz," diye cevap verdi, "ben daha ok sizin acnzdan, anlatamayacam kadar ok etkilendim. Bu harika bir makine, ama zalimce gereki. Bana sizin sesinizle, yreinizin ektii aclar anlatt. Yce Tann'ya yakaran bir ruhu dinlemek gibiydi. Bunlar bir daha kimse dinlememeli!
294

Bakn, ben de bir faydam dokunsun istedim. Daktilomla anlatlanlarn kopyasn -407kardm, bundan sonra kimsenin, benim gibi, yreinizin nasl arptn duymasna gerek kalmayacak." ___^ "Bilmesi gerekmeyen kimse bilmeyecek," dedim sesimi alaltarak. Elini elimin stne koydu ve ok ciddi bir ekilde yle dedi: "Ah, ama bilmek zorundalar!" "Zorundalar m? Ama neden?" diye sordum. "nk bu da o korkun hikyenin, zavall Lucy'nin lmnn ve buna yol aan her eyin hikyesinin bir paras; nk dnyay bu korkun canavardan kurtarmak iin vereceimiz mcadelede btn her eyi bilmek ve alabileceimiz her trl yardm almak zorundayz. Sanrm, bana verdiiniz silindirlerde bilmemi istediinizden daha fazla ey vard; ama kaytlarnzda bu karanlk gizeme k tutabilecek bir sr ey gryorum. Yardm etmeme izin vereceksiniz, deil mi? Belli bir noktaya kadar her eyi biliyorum ve gnlnzde yalnzca 7 Ey-ll'e kadar olan olaylar gryorum; Lucy'nin nasl drt bir yandan kuatldna ve korkun sonuna giden olaylarn basl gelitiine kadar olan ksm. Profesr Van Hel-sing bizi grmeye geldiinden beri Jonathan ile ben gece gndz alyoruz. Jonathan daha fazla bilgi toplamak iin Whitby'ye gitti ve yarn bize yardm etmek iin burada olacak. Aramzda hibir sr olmamal; birlikte ve mutlak bir gvenle alrsak, ok daha gl olabiliriz." Bana yalvarr gibi bakyordu, ama ayn zamanda tavrlarndan yle bir -408cesaret ve kararllk okunuyordu ki, dileklerine hemen teslim oldum. "Bu konuda istediiniz gibi hareket edeceksiniz," dedim. "Tanrm, hata yapyorsam beni bala! Henz renmediiniz korkun eyler var; ama zavall Lucy'nin lmne giden yolda bu kadar ilerlediyseniz, karanlkta kalmakla yetinmeyeceinizi
295

biliyorum. Hatta, size sadece sonu -en sonu- biraz huzur verebilir. Gelin, yemek yiyelim. nmzdeki grev iin gl olmalyz; amansz ve korkun bir grev bizi bekliyor. Yemeinizi yedikten sonra gerisini de reneceksiniz ve orada bulunan bizler iin her ey apak ortada olmasna ramen siz herhangi bir eyi anlamazsanz, soracanz her soruya cevap vereceim." MINA HARKER'IN GNL 29 Eyll - Akam yemeinden sonra Dr. Seward ile birlikte alma odasna gittik. Odamdaki fonograf geri getirdi ve ben de daktilomu kardm. Beni rahat bir sandalyeye oturttu ve fonograf yerimden kalkmadan uzanabileceim bir yere yerletirerek, durdurmak istersem, bunu nasl yapacam gsterdi. Sonra da byk bir dncelilikle mmkn olduunca rahat davranmam iin arkasn bana dnerek bir sandalyeye oturdu ve okumaya balad. Ben de atal biimli metali kulaklarma taktm ve dinlemeye baladm. Lucy'nin lmnn -ve arkasndan gelen btn olaylarn- korkun hikyesi sona erdi-409inde, gsz dm bir ekilde arkama yaslanp kaldm. Neyse ki, yle hemencecik baylan biri deilim. Dr. Seward beni grdnde korku dolu bir nidayla yerinden frlad ve dolaptan telala bir ie kararak bana biraz konyak verdi; bu beni birka dakika iinde kendime getirdi. Beynim durmadan dnyordu ve saysz dehetin arasndan, benim sevgili, sevgili Lucy'min en sonunda huzura kavutuunu bildiren kutsal k gelmeseydi, sanrm, buna bir rezalet karmadan dayanamazdm. Her ey o kadar korkun, gizemli ve garipti ki, Jonathan'n Transilvanya'da yaadklarn bilmeseydim, bunlara inanmazdm. u halde bile neye inanacam bilmiyordum ve iine dtm zor durumdan ancak baka bir eyle ilgilenerek kurtulabilirdim. Daktilomun rtsn kaldrdm ve Dr. Seward'a yle dedim:
296

"imdi btn bunlar yazmama izin verin. Dr. Van Helsing'in geliine hazr olmak zorundayz. Whitby'den Londra'ya geldiinde, buraya gemesi iin Jonathan'a bir telgraf gnderdim. Bu konuda tarihler ok byk bir anlam tayor ve bence btn malzemelerimizi hazrlayp her eyi kronolojik srasna gre dzenlersek, ok ey yapm olacaz. Bana Lord Godalming ile Bay Morris'in de geleceini sylediniz. Geldiklerinde onlara her eyi anlatabilecek durumda olalm." Bylelikle fonograf yava ayara getirdi ve yedinci silindirin bandan itibaren anlatlanlar daktiloya ekmeye baladm. Kopya kd kullandm, dolaysyla dierlerinde de yapt-410m gibi gnln kopyasn karm oldum. Bitirdiimde vakit ge olmutu, Dr. Seward hastalar dolamaya gitti; iini bitirdiinde geldi ve alrken kendimi yalnz hissetmeyeyim diye yanma oturup okumaya balad. Ne kadar iyi ve dnceli biri; aralarnda canavarlar olsa bile dnya, iyi adamlarla dolu gibi. Yanndan ayrlmadan nce, Jonathan'n gnlne yazd olay; profesrn, Exeter'deki istasyonda ald akam gazetesindeki bir eyi okuyup kayglandn hatrladm; bu yzden, Dr. Seward'in gazetelerini sakladn grnce, Westminster gazetesi ile Pall Mall gazetesini dn alarak odama gtrdm. Daygraph ve Whitby gazetesinden kestiim kuprlerin Kont Drakula'nn gelmesi ile Whitby'de balayan korkun olaylar anlamamza ne kadar yardmc olduunu hatrlyorum, bu yzden, o zamandan beri kan akam gazetelerine bir gz gezdireceim, belki yeni bir k bulurum. Uykum yok ve almak sakinlememe yardmc olacaktr. DR. SEWARD'IN GNL 30 Eyll - Bay Harker saat dokuzda geldi. Karsnn telgrafn yola kmadan hemen nce alm. Yznden anlald kadaryla srad bir zeks olan, enerji dolu bir insan. Eer gnl doruysa -ve benim kendi olaanst
297

deneyimlerim gz nnde bulundurulursa, dorudur- ayrca ok cesur bir adam olmal. O yeralt mezarna ikinci kez -411gitmesi kayda deer bir cesaret rneim Bununla ilgili yazdklarn okuduktan sonra mertliin iyi bir rneiyle karlamaya hazrdm, ama bugn buraya gelen, sessiz, iadam tavrl beyefendiyle karlamay neredeyse hi beklemiyordum. Daha sonra - le yemeinden sonra Har-ker ile kars kendi odalarna ekildiler ve bir sre nce kapnn nnden geerken daktilonun tkrtsn duydum. Bu ie iyice aslyorlar. Bayan Harker ellerindeki btn bulgular kronolojik sraya dizdiklerini sylyor. Harker, kutularn Whitby'de gnderildii nakliyecilerle Londra'da sorumluluu alan tama irketi arasndaki mektuplar alm. imdi karsnn, daktiloya ektii gnlm okuyor. Acaba ne dnecek? te geldi... Hemen yanmzdaki evin Kont'un gizlenme yeri olabileceini renmenin beni hi artmamas tuhaf. Tanr bilir, hasta Renfi-eld'in davranlarnda yeteri kadar ipucu vard! Evin satn alnmasyla ilgili mektuplar daktiloda yazlmt. Ah, bunlar elimize daha nce gemi olsayd, zavall Lucy'yi kurtarabilirdik! Dur; bu iin iinde bir delilik var! Harker geri dnd ve yine malzemelerini topluyor. Akam yemeine kadar birbiriyle balantl bir metin karabileceklerini sylyor. Bu arada benim de Renfield'i grmem gerektiini, nk onun, imdiye kadar Kont'un geli gidilerinin bir tr gstergesi olduunu sylyor. Ben bunu henz pek anlayamyorum, ama tarihler elime getiinde anlayacam sanyorum. Bayan -412Harker'm silindirlerimi daktilo etmesi ne iyi oldu! Aksi takdirde, hibir zaman tarihleri bulamazdk... Renfield'i, odasnda kollarn kavuturmu, sakin sakin otururken buldum,
298

uysalca glmsyordu. O an iin, grdm herhangi biri gibi akl banda grnyordu. Oturup onunla bir sr ey konutum, hepsine doal tepkiler verdi. Sonra, kendi isteiyle, eve dnmekten bahsetti, burada kald sre boyunca bana hi amad bir konuydu bu. Aslna baklrsa, hemen taburcu edileceinden olduka emin bir ekilde konuuyordu. Sanrm, Harker'la konumam, mektuplar okumam ve Renfield'in kriz geirdii tarihlerden haberdar olmam olsaydm, ksa bir gzlem sresinden sonra taburcu kdn imzalamaya hazr olurdum. Ama imdi, son derece kukuluyum. Btn o krizlerin, bir ekilde Kont'un yaknlarda bulunmasyla ilgisi vard. O zaman bu mutlak inan ne anlama geliyor? gdlerinin, vampirin nihai zaferi kazanacandan kuku duymadn m gsteriyor? Bir dakika, kendisi bir zoofagus ve terk edilmi evin apelinin kapsnda lgnca barp arrken hep bir "efendi"den bahsediyordu. Btn bunlar dncemizi doruluyor gibi. Bir sre sonra yanndan ayrldm; dostum u anda, kendisini sorularla sktrmam iin fazla akl banda duruyor; dnmeye balayabilir ve sonra!.. Bu yzden yanndan ayrldm. Bu sessiz ruh hallerine hi gvenmiyorum, bu yzden bakcya onu yakndan izlemesini ve -413ihtiya olursa diye bir deli gmleini hazr bulundurmasn tlattm. JONATHAN HARKERIN GNL 29 Eyll, Londra treninde - Bay Billing-ton'n, yetkisi dahilindeki her tr bilgiyi bana verebileceini bildiren nazik mesajn aldmda Whitby'ye gidip istediim aratrmalar yerinde yapmann en iyisi olacan dndm. Amacm Kont'un o korkun kargosunun izini Londra'ya kadar srmekti. Daha sonra, onun hakkndan gelebiliriz. Billing-ton'm olu -nazik bir delikanl- beni istasyonda karlad ve babasnn evine gtrd; gece orada kalmam gerektiine karar vermiler. Konuksever insanlar; tam bir Yorkshire konukseverlii: Her eyi ver
299

ve konuunu istedii gibi davranabilmesi iin serbest brak. Hepsi megul olduumu, ziyaretimin ksa sreceini biliyordu ve Bay Billington ofisinde, kutularn nakliyat ile ilgili btn evraklar hazr etmiti. eytani planlarn renmeden nce Kont'un masasnda grdm mektuplardan birini tekrar grnce sarsldm. Her ey dikkatle dnlm, sistemli bir biimde ve hassasiyetle yrtlmt. Hedeflerini gerekletirmede nne kabilecek her tr engele kar hazrlkl gibi grnyordu. Amerikallarn deyiiyle, "ii ansa brakmamt" ve talimatlarnn tam olarak yerine getirilmesi, sadece gsterdii zenin mantkl bir sonucuydu. Faturay grdm ve not aldm: "Deneysel amalar iin kullanlmak ze-414re elli kutu sradan toprak." Ayrca Carter Pa-terson'a yazlan mektup ve bunun cevabn da bulup ikisinin de kopyasn aldm. Bay Billington'm bana verebilecei bilgilerin tamam buydu, bu yzden limana inip sahil gvenlik grevlileri, gmrk memurlar ve liman efyle grtm. Hepsinin de geminin, yerel gelenekte yerini almaya balayan limana giriiyle ilgili olarak anlatacak tuhaf eyleri vard; ama kimse, "elli kutu, sradan toprak" eklindeki basit tarifin zerine bir ey ekleyemiyordu. Sonra istasyon efiyle grtm, kendisi nezaket gstererek kutular tayan adamlarla iletiime gememi salad. Onlar da ayn kargo beyann verdiler ve kutularn, "esasl ve lmcl derecede ar" olduu, tarken boazlarnn kuruduu dnda ekleyecek bir eyleri yoktu. lerinden biri abalarn bir iecek ile takdir edecek "benim gibi beyefendi" bir adam bulmann zor olduunu ekledi; bir bakas da aradan geen zamann bile susuzluklarn tamamen geirmediini belirtti. Eklemeye gerek yok; ama yanlarndan ayrlmadan nce, bu ikyetin kaynan sonsuza kadar ve yeterli lde gidermeye zen gsterdim. 30 Eyll - stasyon efi, benimle, eski dostu olan King's Cross istasyon efine
300

hitaben iki satrlk bir not gnderme inceliini gsterdi, bylece sabah oraya vardmda King's Cross istasyon efine kutularn geliini sorabilecektim. O da beni hemen ilgili memurlarla grtrd ve onlarn saymnn da orijinal faturayla uyutuunu grdm. Burada anor-415mal derecede susuzluk yaknmalar daha snrl olmutu; ama yine de bu frsat asil bir ekilde kullanlm ve yine bu durumun sonularnn, ex post facto bir ekilde aresine bakmak zorunda kalmtm. Oradan Carter Paterson'm merkez ofisine gittim ve ok byk bir nezaketle karlandm. Gnlk defterleri ve mektup defterlerinde ilemi aradlar ve ayrntlar iin hemen Ring's Cross ofislerine telefon ettiler. ans eseri, tama iini yapan adamlar i bekliyorlarm ve memur, hemen adamlar ile irsaliye araclyla Carfax'a kutulan teslim etmeleri ile ilgili belgeleri gnderdi. Burada da beyann yine tamamen ayn olduunu grdm; nakliyecinin adamlar, yazl bilgilerin yetersiz kald yerleri birka ayrntyla tamamlad. Ksa bir sre sonra bunlarn da neredeyse tamamen iin tozlu ortam ve sonu olarak nakliyeci adamlarda yaratt susuzlukla ilgili olduunu anladm. lkenin para birimi araclyla, bu pek sevimli zararn telafisi iin gerekli kolayl gsterince adamlardan biri yle dedi: "O ev, patron, grdm en dknt yerlerden biri. Yemin ederim, yz senedir insan eli dememi. erdeki toz tabakas yle kalnd ki, kemikleriniz acmadan stnde uyuyabilirdiniz; ylesine unutulmulua terk edilmiti ki, iinde Kuds'n kokusunu alabilirdiniz. Ama eski apel -ite oras berbatt! Ben ve arkadam, oradan kamadan leceimizi sandk. Tanrm, karanlk bastktan sonra orada bir an bile kalmak iin bir ster-416linden aasn kabul etmezdim." O eve ben de girdiim iin buna inanabilirdim; ama bu adam benim bildiklerimi bilseydi, pazarlk koullarn ykseltirdi herhalde. Artk bir konudan emin oldum: Demeter adl gemiyle Varna'dan Whitby'ye gelen kutularn hepsi Carfax'taki eski apele gvenli bir ekilde ulatrlm.
301

Herhangi biri daha sonra gtrlmediyse, orada elli kutu olmas gerekiyor; ama Dr. Seward'in gnlne baklrsa, korkarm gtrlm. Kutular Carfax'tan gtrrken Renfi-eld'in saldrsna urayan arabacyla grmeye alacam. Bu ipucunun izinden giderek epeyce ey renebiliriz. Daha sonra - Mina ve ben btn gn altk ve btn belgeleri sraya koyduk. MINA HARKER N GNL 30 Eyll - O kadar memnunum ki, kendime nasl hkim olacam bilemiyorum. Bu, sanrm, peimi brakmayan korkunun etkisi: Bu korkun olay ve eski yarann tekrar almas Jonathan'a zarar verebilirdi. Onu Whitby'ye uurlarken elimden geldiince cesur grnmeye altm, ama meraktan deli oldum. Ancak bu aba ona iyi geldi. Hibir zaman, imdi olduu kadar kararl, bu kadar gl ve hi bu kadar volkan enerjisiyle dolu olmamt. Tpk o sevgili, iyi yrekli Profesr Van Helsing'in dedii gibi, Jonathan gerekten azimli biri ve daha zayf mizaca sahip birini ldrebilecek bir bask altndayken, bu -417azim daha ok ortaya kyor. Geri geldiinde hayat, umut ve azim doluydu; bu gece iin her eyi dzene soktuk. Ben de heyecandan yerimde duramyorum. Kont gibi avlanan herhangi bir eye acmak gerektiini dnyorum. te bu: O ey insan deil, hayvan bile deil. Dr. Seward'in, zavall Lucy'nin lmne ve bunu takip eden olaylara ilikin anlattklarn okumak, insann yreindeki merhamet pnarlarn kurutmaya yetiyor. Daha sonra - Lord Godalming ve Bay Morris umduumuzdan daha erken geldiler. Dr. Seward i iin dar km ve Jonathan' da yanna almt, bu yzden onlar benim karlamam gerekti. Benim iin ac bir karlama oldu, nk bana zavall Lucy'nin daha birka ay nceki umutlarn hatrlatt. Elbette, Lucy'nin benden bahsettiini duymulard ve yle grnyordu ki, Dr. Van Helsing de, Bay
302

Morris'in deyiiyle olduka "reklamm yapm." Zavall adamlar, ikisinin de Lucy'ye evlenme teklif edileriyle ilgili her eyi bildiimden haberleri yok. Ne syleyeceklerini ya da nasl davranacaklarn pek bilemiyorlard, nk neleri bildiim konusunda hibir fikirleri yoktu; bu yzden sradan konulardan bahsetmek zorundaydlar. Ama ben bu konuyu dndm ve onlar bugne kadarki olaylardan haberdar etmenin en iyisi olaca sonucuna vardm. Dr. Seward'in gnlnden, Lucy'nin lmnde -gerek lmnde- orada olduklarn renmitim ve zaman gelmeden herhangi bir srr aa vurmaktan korkmama gerek yoktu. Dolaysyla, onlara dilim -418dndnce, btn evraklar ve gnlkleri okuduumu, kocamla birlikte bunlar daktiloya ektiimizi ve tarih srasna gre dizmeyi henz bitirmi olduumuzu syledim. Ktphanede okumalar iin ikisine de birer kopya verdim. Lord Godalming kendisininki-ni alp kartrdktan sonra -olduka byk bir yn oluturuyordu- yle dedi: "Bunlarn hepsini siz mi yazdnz, Bayan Harker?" Bamla onayladm; devam etti: "Bunun amacn tam olarak anlamyorum, ama siz, hepiniz o kadar iyi ve naziksiniz ve o kadar itenlikle ve cokuyla alyorsunuz ki; tek yapabileceim, gzm kapal olarak fikirlerinizi kabul etmek ve size yardm etmeye almak. Bir insann hayatnn son anna kadar alakgnll olmasna sebep olacak baz gerekleri kabul ederek bir ders aldm zaten. Ayrca, sizin zavall Lucy'mi sevdiinizi biliyorum..." Burada srtn dnd ve elleriyle yzn rtt. Sesindeki acy duyabiliyordum. Bay Morris, igdsel bir duyarllkla sadece bir anlna elini onun omzuna koydu ve sessizce odadan kt. Sanrm, kadnlarn doasnda, erkeklerin kendilerini serbest brakmalarn ve erkeklik onurlarnn krldn dnmeden, hassas, duygusal taraflarn amalann salayan bir eyler var; nk Lord Godalming benimle yalnz kalnca kanepeye oturdu ve tamamen ve ak
303

bir ekilde duygularna teslim oldu. Yanna oturdum ve elini tuttum. Umarm, kstah olduumu dnmemitir ve sonradan bu olay -419dnecek olursa, aklnda byle bir fikir be-lirmez. Burada ona hakszlk ediyorum; asla byle bir ey dnmeyeceini biliyorum -o gerek bir beyefendi. Istrap iinde olduunu grdmden ona yle dedim: "Sevgili Lucy'yi seviyordum ve onun sizin iin, sizin de onun iin neler ifade ettiini biliyorum. O ve ben karde gibiydik ve imdio gittiine gre, skntl zamanlarnzda sizin iin de bir karde gibi olmama izin vermez misiniz? Ne kadar derin olduklarn kestire-mesem de ne aclar ektiinizi biliyorum. Duygudalk ve merhamet, acnzn hafiflemesine yardmc olabilecekse, Lucy'nin hatn iin size biraz yararm dokunmasna izin vermez misiniz?" Zavall adam, bir an kedere bouldu. Bana yle geliyordu ki, son zamanlarda sessizce ektii btn aclar, bir anda kendilerini da vuracak bir yol bulmutu. Duygularna hkim olamaz bir hale geldi ve ellerini ap kaldrarak byk bir acyla birbirine vurdu. Ayaa kalkt, sonra yine oturdu, yanaklarndan yalar szlyordu. Ona kar sonsuz bir merhamet duydum ve hi dnmeden kollarm atm. Hkrarak ban omzuma yaslad ve bitkin bir ocuk gibi sarsa sarsla alad. Biz kadnlarn iinde, annelik ruhu uyand zaman meselelerin stesinden gelmemizi salayan, ana bir eyler var; omzuma yaslanan bu kederli koca adamn ba, bana sanki bir gn gsmde tutacam bebeimin ba gibi geldi ve salarn kendi ocuumun salarn okar gibi okadm. Btn -420bunlann ne kadar tuhaf olduunu o an hi dnmemitim. Bir sre sonra hkrklar dindi ve zr dileyerek doruldu, ama duygularn gizlemeye almad. Gnler ve geceler boyunca -bezgin gnler ve uykusuz geceler- ac iindeki bir adamn yapmas gerektii gibi kimseyle konuamadn anlatt. Duygularn paylaaca ya da acsn evreleyen korkun koullar
304

yznden serbeste konuabilecei bir kadn olmamt. "imdi ne kadar ok ac ektiimi biliyorum," dedi, gzlerini kurularken, "ama sizin tatl duygudalnzn benim iin ne anlam ifade ettiini henz bilmiyorum -ve kimse de bilemez. Bunu zamanla daha iyi anlayacam ve bana inann, u anda duyduum minnettarlk sizi anladka daha da byyecek. Btn mrmz boyunca sizin iin bir karde olmama izin vereceksiniz, deil mi? Sevgili Lucy'nin hatn iin?" "Sevgili Lucy'nin hatn iin," dedim, ellerini sk sk tutarken. "Ve sizin hatrnz iin," diye ekledi, "nk eer bir erkein saygs ve minnettarl kazanmaya deer bir eyse, siz bugn benimkini kazandnz. Gelecekte bir erkein yardmna ihtiya duyacanz bir zaman gelirse, bana inann, hibir zaman geri evrilmeyeceksiniz. Tann, hayatnzn nn kesilecei bir zamann gelmesine asla izin vermez, umanm; ama eer olursa, bana haber vereceinize sz verin." O kadar itendi ve acs o kadar tazeydi ki, bunun onu teselli edeceini dnerek, "Sz veriyorum," dedim. -421Koridorda yrrken Bay Morris'in bir pencereden dar baktn grdm. Ayak seslerimi duyunca dnd. "Art nasl?" dedi. Sonra gzlerimin kzarm olduunu fark ederek devam etti, "Ah, gryorum ki, onu teselli ediyordunuz. Zavall eski dostum! Buna gerekten ihtiyac var. Yrei dertliyken bir erkee yalnzca bir kadn yardm edebilir ve onun, teselli edecek kimsesi yoktu." Kendi zntsne o kadar cesurca katlanyordu ki, yreim onun iin kanyordu. Elindeki ktlar grdm; bunlar okuduunda ne kadar ok ey bildiimi anlayacan biliyordu, bu yzden ona yle dedim: "Keke yrei ac iinde olan herkesi teselli edebilseydim. Dostunuz olmama izin verir ve ihtiyacnz olduunda teselli bulmak iin bana gelir misiniz? Bunlar neden sylediimi sonra anlayacaksnz." ten olduumu grd ve eilerek elimi tuttu, dudaklarna gtrerek pt. Bu kadar cesur ve cmert biri iin, ne kadar
305

kk bir teselliydi ve itenlikle eilip onu ptm. Gzleri doldu ve bir an iin boaz dmlendi; olduka sakin bir ekilde yle dedi: "Kk kz, bu iten iyiliinizden tr, yaadnz srece hibir zaman pimanlk duymayacaksnz!" Sonra alma odasna, arkadann yanna gitti. "Kk kz!" Lucy iin kulland szlerdi ve ah, dost olduunu nasl da kantlad. ON SEKZNC BLM -422DR. SEWARDIN GNL 30 Eyll - Eve saat bete vardm ve Godal-ming ile Morris'in geldiini, stelik Harker ile muhteem karsnn yazp dzenledii eitli gnlk ve mektuplann kopyalarn incelemi olduklarn grdm. Harker, Dr. Hennes-sey'nin mektubunda bahsettii nakliyecinin adamlarna yapt ziyaretten henz dnmemiti. Bayan Harker bize birer fincan ay ikram etti ve drste syleyebilirim ki, iinde yaamaya baladmdan beri bu eski ev, ilk kez olarak gerek bir yuva gibi grnyordu. aylarmz bitirdiimizde Bayan Harker unlar syledi: "Dr. Seward, sizden bir iyilik isteyebilir miyim? Hastanz Bay Renfield'i grmek istiyorum. Ltfen onu grmeme izin verin. Gnlnzde onunla ilgili olarak syledikleriniz ok ilgimi ekti!" Bunu ok istedii anlalyor ve o kadar sevimli grnyordu ki, onu geri eviremedim ve evirmem iin de hibir neden yoktu; bylece onu da yanmda gtrdm. Odaya girdiimde adama bir hanmn kendisini grmek istediini syledim; bunun zerine sadece "Neden?" diye sordu. "Evi dolayor ve burada yaayan herkesi grmek istiyor," dedim. "Ah, ok gzel," dedi, -423I "yleyse, girsin; ama ortal toplamam iin bir dakika bekleyin." Ortal toplama yntemi garipti: Ben ona engel olamadan kutular-daki btn sinekleri ve rmcekleri yutuver-di. ine karlmasndan korktuu akt; ya da rmcekleriyle sineklerini kskanyordu. ren iini bitirdiinde neeyle, "Hanmefendi gelsin," dedi ve ban eerek yatann kenarna oturdu, ama Bayan
306

Harker'n ieri giriini grebilmek iin gzkapaklarn kaldrmt. Bir an iin cinayet ilemek gibi bir niyeti olabileceini dndm; alma odamda bana saldrmasndan nce ne kadar sakin olduunu hatrladm ve Bayan Harker'n zerine atlamaya kalkrsa onu hemen yakalayabilecek bir konumda durmaya dikkat ettim. Bayan Harker odaya, her delinin saygsn hemen kazanabilecek rahat bir zarafetle girdi; nk rahatlk delilerin en ok sayg gsterdii zelliklerden biridir. Bayan Harker gzel bir glmsemeyle ona doru yrd ve elini uzatt. "yi akamlar, Bay Renfield," dedi. "Grdnz gibi sizi tanyorum, nk Dr. Se-ward bana sizden bahsetti." Renfield hemen cevap vermedi, bunun yerine, kararl bir ekilde kalarn atarak onu batan aa dikkatle szd. Bu bakta kukuyla kark bir merak okunuyordu ve yle deyip beni ok artt: "Sen doktorun, evlenmek istedii kz deilsin, yle deil mi? Sen olamazsn, biliyorum, nk o ld." Bayan Harker tatl bir ekilde glmseyerek cevap verdi: -424"Ah, hayr! Benim zaten bir kocam var, onunla Dr. Seward ile tanmadan nce evlenmitim, ya da o benimle evlenmiti. Ben, Bayan Harker." "Peki burada ne yapyorsun?" "Kocamla ben Dr. Seward'i ziyarete geldik." "O zaman kalmayn." "Ama neden olmasn?" Bu tarz bir konumann, benim iin olduu kadar Bayan Harker iin de ho olmayacan dndm ve konumaya katldm: "Biriyle evlenmek istediimi nereden biliyorsun sen?" Cevab basite aalaycyd; gzlerini bir anlna Bayan Harker'dan bana evirip, "Ne ahmaka bir soru!" demi ve gzlerini yine hemen Bayan Harker'a evirmiti. "Ben hi de yle dnmyorum, Bay Renfield," dedi Bayan Harker, hemen beni savunmaya geerek. Renfield, bana ne kadar saygszlk ediyorsa, ona o kadar byk bir nezaket ve saygyla cevap verdi.
307

"Ev sahibimiz kadar sevilen ve ereflendirilen bir adamn kk topluluumuzda olduka byk ilgi ekmesini anlayacaksnz-dr elbette, Bayan Harker. Dr. Seward yalnz ev halk ve dostlar tarafndan deil, kimilerinin akli dengeleri pek yerinde olmad iin neden-sonu ilikilerini arptmaya eilimli hastalan tarafndan da sevilir. Ben bir akl hastanesi sakini olarak bu hastanenin baz sakinlerinin non causae ve ignoratio elench hatalar yapma konusunda ne kadar komplike eilimler gsterdiklerini fark etmekten * "Sebepsiz yere" ve "sulamadan habersiz". -425kendimi alamyorum." Bu yeni gelime karsnda gzm drt atm. te benim evcil hayvan yetitirme delisi hastam -trnn karlatm en arpc rneieitimli bir beyefendi tavryla felsefi konumalar yapyordu. Hafzasndaki bir tele dokunan, Bayan Harker'n varl myd, merak ediyorum. Bu evre kendiliinden ortaya ktysa ya da farknda olmadan buna etkisi olduysa, Bayan Harker'da ender rastlanan bir yetenek ya da g olmal. Bir sre daha konumaya devam ettik ve Bayan Harker, onun epeyce mantkl davrandn grdnde, bana sorarcasna bir bak attktan sonra onun sevdii konuyu ama cesaretinde bulundu. Tekrar armtm nk soruya tam olarak akl banda bir insann tarafszlyla cevap verdi; hatta baz eylerden bahsederken kendini rnek gsterdi. "Gerekten ben kendim de tuhaf inanlar olan insanlara rnek gsterilebilirim. Aslnda, dostlarmn endieye kaplmas ve denetim altnda tutulmamda srar etmeleri alacak bir ey deil. Yaamn olumlu ve daimi bir varolu olduunu; dolaysyla yaratm cetvelinde ne kadar aalk olurlarsa olsunlar, saysz canlyla beslenerek, insann mrn sonsuza kadar uzatabileceini dnrdm. Bu inancmn ok kuvvetli olduu anlarda insan can almaya kalktm da olmutur. Buradaki doktor, bir keresinde, kann ierek cann kendi bedenime geirmek ve kendi yaamsal glerimi artrmak amacyla onu ldrmeye altm
308

dorulayacaktr. Bu sra-426da tabii ki, ncil'deki 'Kan hayattr' szne dayanyordum. Ama kocakar ilac satanlar gerekleri aalk dzeylere ekmitir. Bu doru deil mi, doktor?" Bamla onayladm, nk o kadar armtm ki, ne dneceimi ya da syleyeceimi bilemiyordum; daha be dakika nce onu rmceklerini ve sineklerini yutarken grdme inanmak zordu. Saatime baktmda Van Helsing'i karlamak iin istasyona gitmem gerektiini fark ettim, bu yzden Bayan Harker'a artk ayrlmamz gerektiini syledim. Bay Renfield'e cana yakn bir ekilde, "Hoa kaln, umarm sizi daha sk ve sizin iin daha ho koullarda grrm," diyerek hemen geldi; Renfeld'in buna verdii cevap beni artt: "Gle gle, hayatm. Tann'dan dilerim, senin tatl yzn bir daha asla grmem. Tanr seni kutsasn ve korusun!" Van Helsing'i karlamak iin istasyona gittiimde, dierlerini arkada braktm. Zavall Arthur, Lucy'nin hastalanmasndan bu yana ilk kez bu kadar neeli grnyordu ve Quincey de gnlerdir nihayet eski canllna geri dnmt. Van Helsing vagondan bir olan ocuunun sabrsz evikliiyle indi. Beni hemen grd ve unlar syleyerek aceleyle yanma geldi: "Ah, dostum John, her ey nasl gidiyor? yi mi? Gzel! lerim vard, gerekirse, kalmak zere geldim buraya. Btn ilerimi yoluna koydum ve anlatacak ok eyim var. Bayan Mina seninle mi? Evet. Peki o nazik ko-427cas? Arthur ile dostum Quincey de seninle, deil mi? Gzel!" Arabay eve srerken ona neler olduunu ve gnlmn Bayan Harker'n nerisiyle nasl faydal hale geldiini anlattm, bunun zerine profesr szm kesti: "Ah, o harikulade Bayan Mina! Onda bir erkein beyni -ok yetenekli bir erkekte olmas gereken bir beyin- ve bir kadnn yrei var. Bu kadar iyi bir bileim
309

yaparak Tanr onu belli bir ama iin yaratm, inan bana. Dostum John, u ana kadar talih, bu kadnn bize yardmc olmasn salad; ama bu geceden sonra onun bu korkun ile bir ilgisi olmamal. Bu kadar byk bir risk altna girmesi iyi deil. Biz erkekler bu canavarn iini bitirmeye karar verdik, hatta yemin bile ettik, deil mi? Ama bu bir kadnn ii deil. Zarar grmese bile, bylesine bir dehet karsnda yrei yetersiz kalabilir ve bundan sonra; hem uyankken sinirleri hem de uyurken ryalar yznden ac ekebilir. Ve ayrca, gen bir kadn olduu ve ksa bir sre nce evlendii iin imdi olmasa bile ileride dnecek baka eyler de olabilir. Bana onun her eyi yazdn syledin; yleyse bizimle grmesi gerekiyor; ama yarn bu ie veda eder ve biz de yolumuza yalnz devam ederiz." Ona yrekten katldm belirttim ve sonra onun yokluu srasnda ne bulduumuzu syledim: Drakula'nn satn ald evin benimkinin hemen yanndaki ev olduunu. Bunu duyunca ard ve byk bir kaygya kaplm gibi bir hal ald. "Ah, keke bunu nceden bilsey-428dik!" dedi, "nk bu durumda ona zamannda ulaabilir ve zavall Lucy'yi kurtarabilirdik. Ama senin de dediin gibi 'dklen ste alanmaz'. Bunu dnmek yerine iimizi sonuna kadar gtreceiz." Sonra, evimin bahe kapsndan ieri girinceye kadar sren bir sessizlie gmld. Akam yemeine hazrlanmak iin ekilmeden nce Bayan Harker'a unlar syledi: "Madam Mina, dostum John bana kocanzla birlikte u ana kadar olan her eyi tam olarak sraya koyduunuzu syledi." "u ana kadar olan her eyi deil, profesr," dedi abucak Bayan Harker. "Bu sabaha kadar." "Ama neden u ana kadar olmasn? imdiye kadar btn kk eylerin bizi nasl aydnlattn grdk. Birbirimize srlarmz syledik ve kimse u anda bu yzden daha kt durumda deil." Bayan Harker kzard ve cebinden bir kt kararak yle dedi:
310

"Dr. Van Helsing, bunu okuyup, bana bunun da dahil olmas gerekip gerekmediini syler misiniz? Bu bugnn kayd. u anda, ne kadar nemsiz olursa olsun, her eyi kaydetme gerei grdm; ama bunda kiisel meseleler dnda ok az ey var. Bu da belgelerin iine dahil olmal m?" Profesr yazy ciddi bir ifadeyle okudu ve kd geri uzatarak unlar syledi: "stemiyorsanz, girmesine gerek yok; ama ben bunu da dahil etmenizi rica ediyorum. Kocanzn sizi daha ok sevmesini ve hepimizin, -429dostlarnzn sizi daha ok onurlandrmasn -daha fazla sayg ve sevgiye ek olarak- salayacaktr yalnz." Bayan Harker kd yine k-zararak ve sevinli bir tebessmle geri ald. Artk elimizde bulunan ve u saate kadar olan btn kaytlar tamamlanm ve sraya konulmu oldu. Profesr akam yemeinden sonra, saat dokuzdaki toplantmzdan nce incelemek zere bir kopya ald. Geri kalanmz her eyi zaten okumutuk; dolaysyla alma odasnda toplandmzda hepimiz her eyden haberdar olacamzdan bu korkun ve esrarengiz dmanla nasl savaacamz planlayabileceiz. MINA HARKER'IN GNL 30 Eyll - Akam saat altdaki yemekten iki saat sonra Dr. Seward'in alma odasnda bulutuumuzda gayr ihtiyari bir eit kurul ya da komite oluturmutuk. Profesr Van Helsing, odaya girdiinde Dr. Seward'in buyur etmesi zerine masann bana geti. Beni sa yanna oturttu ve sekreterlik yapmam rica etti; Jonathan da yanma oturdu. Lord Godalming, Dr. Seward ve Bay Morris karmza oturdular; Lord Godalming, profesrn yannda, Dr. Seward da ortada oturuyordu. Profesr yle dedi: "Bu belgelerdeki gerekleri hepimizin bildiini kabul edebilirim, sanrm." Hepimiz onayladk ve devam etti: "O zaman size stesinden gelmemiz gereken dmann tryle ilgili bir eyler anlat311

-430mam iyi olacak, sanrm. Bu yzden size, gemiine dair benim iin kesin olan baz eyleri anlatacam. Bylece nasl hareket edeceimizi tartabilir ve buna gre nlemlerimizi alabiliriz. "Vampir denilen varlklar vardr; bazlarmzn elinde bunlarn varolduuna dair kantlar var. Bizim kendi yaadmz talihsiz olaylarla ilgili kantlarmz olmasa bile, rendiklerimiz ve gemie dair kaytlar akl banda insanlar iin yeteri kadar kant oluturuyor zaten. lk bata bu konuda pheci olduumu itiraf etmeliyim. Uzun yllar boyunca kendimi ak fikirli olmaya altrmasaydm, gerek kulaklarmn dibinde gk grlts gibi grlemeden inanmazdm. 'Bak! Bak! Kantlyorum; kantlyorum.' Yazk! imdi bildiklerimi ilk bata da bilseydim -en azndan tahmin edebilseydim- onu seven bunca kii iin onca kymetli bir yaam kaybedilmemi olurdu. Ama artk giden gitti ve onlan kurtarabilecek frsatmz varken, baka canlar kaybetmemek iin almak zorundayz. Nosferatu anlar gibi bir kez soktuktan sonra lmez. Yalnzca daha da glenir ve bylece ktlk yapmak iin daha ok g bulur. Aramzdaki bu vampirde yirmi adamn gc var; lmllerden ok daha kurnazdr; nk kurnazl yzyllar iinde gelimitir; ayrca ruhanclktan, yani kkenbiliminin ifade ettii gibi llerin kehanetinden de yardm alr ve yaklaabildii btn ller emri altndadr; zalimdir, hatta zalimden daha zalimdir; duygusuz bir eytandr ve yrei yrek deildir; kendi snrlan iinde -431ne zaman, nerede isterse, diledii biimde grnebilir; kendi menzili iindeki doa olaylarn -frtna, sis, gk grlts- ynlendirebilir; btn aa varlklara hkmedebilir: san, bayku, yarasa, pervane, tilki, kurt; byyp klebilir ve zaman zaman yok olabilir ve ortadan kaybolur. yleyse, onu yok etmek iin vereceimiz mcadeleye nasl balayacaz? Nerede olduunu nasl
312

bulacaz ve onu bulduktan sonra nasl yok edeceiz? Dostlarm, bu ok fazla; stlendiimiz korkun bir grev ve en cesurlarn bile tylerini rpertecek sonulan olabilir. Biz bu mcadelemizde baarsz olursak, kesinlikle o kazanacaktr: O zaman sonumuz ne olur? Hayat yok olur! Ben lm nemsemiyorum. Ama burada baarsz olmak, yalnzca lm kalm meselesi deil. Biz de onun gibi oluruz; bundan sonra onun gibi gecenin kt varlklar haline geliriz; kalpsiz, vicdansz ve en sevdiklerimizin bedenleri ve ruhlanyla beslenen varlklar. Cennetin kaplan bizim iin sonsuza kadar kapanr; nk bizim iin bu kaplan, sonra kim aar ki? Herkesin irendii bir yaam srdrrz. Tann'nn gn nn yznde bir leke; insanlar iin cann feda eden meinin bedeninde bir ok. Ama grevle kar karyayz ve byle bir durumda kaacak myz? Ben, kendi adma, 'hayr' diyorum; ama ben ihtiyanm ve benim iin gn , gzel yerleri, kularn cvlts, mzii ve sevgisi ile hayat ok gerilerde kald. Sizler gensiniz. Bazlarnz acy tand, ama ileride gzel gnler var. Ne diyorsunuz?" O konuurken Jonathan elimi tutmutu. -432Elinin bana uzandn grdmde ah, iinde bulunduumuz tehlikenin dehet verici doasnn onu mahvedeceinden ok korktum; ama dokunuunu hissetmek bana hayat verdi -o kadar gl, kendinden emin ve kararlyd ki. Cesur bir adamn eli ok ey ifade edebilir; bu elin mziini duymak iin bir kadnn akna bile ihtiya yoktur. Profesr konumasm bitirdiinde kocam gzlerimin iine bakt, ben de onunkilere baktm; aramzda szlere gerek yoktu. "Mina ve kendi adma gvence veriyorum," dedi. "Beni de sayn, profesr," dedi Bay Quin-cey Morris, her zamanki gibi ksa ve z. "Ben de sizinleyim," dedi Lord Godalming, "baka hibir sebep olmasa bile, Lucy'nin ha-tn iin."
313

Dr. Seward sadece ban "evet" anlamnda sallad. Profesr ayaa kalkt ve altn han masann zerine koyduktan sonra her iki yana ellerini uzatt. Ben sa elini tuttum, Lord Godalming de sol elini tuttu; Jonathan sol eliyle benim sa elimi tuttu ve br elini de Bay Morris'e uzatt. Bylece hepimiz el ele tututuumuzda anlamamz yapm olduk. Kalbimin buz kestiini hissediyordum, ama vazgemek aklmn ucundan bile gemiyordu. Yerlerimize oturduk ve Dr. Van Hel-sing zorlu grevimizin baladn gsteren bir tr neeyle devam etti. Yaamdaki btn dier iler gibi bu da, olabildiince byk bir arballk ile, olabildiince i zihniyetiyle ele alnacakt. -433I "Pekl, neye kar mcadele edeceimizi biliyorsunuz; ama biz de gsz saylmayz. Bir arada durma gc -vampir trnden esirgenen bir g; bilimin kaynaklan bizimle; dnmekte ve harekete gemekte zgrz; ayn ekilde gndzn ve gecenin saatleri de bizimle. Aslnda, bizim glerimizin kapsam dnlnce bunlar snrszdr ve biz de onlar kullanmakta zgrz. Kendimizi adadmz bir davamz ve ulamak istediimiz, bencilce olmayan bir amacmz var. Bunlar ok anlaml eyler. "imdi bize kar olan nesnel karakteristiklerin bizi nasl kstladn ve znel olanlann-sa nasl kstlamadn grelim. Baka bir deyile, genel olarak vampirlerin ve zel olarak da bu vampirin zayf noktalarn dnelim. 'Temel alabileceimiz btn her ey, gelenekler ve batl inanlardan ibaret. Bunlar bata, mesele bir lm kalm meselesi olduunda -hatta lm kalm meselesinden daha fazlas- pek bir ey saylmazlar. Ama bununla yetinmek zorundayz; ilk olarak elimizde baka bir yol olmadndan; ikincisi de her eye ramen bu eyler -gelenekler ve batl inanlar- her ey demek olduundan.
314

Vampirlere inanmann dayana bakalar iin -ama yazk ki, bizim iin deilbunlar deil midir? Bir yl nce, bilimsel, kukucu, gereki on dokuzuncu yzylmzn ortasnda hangimiz bunu bir olaslk olarak kabul ederdik ki? Hatta kendi gzlerimizin nnde dorulanan bir inantan bile phe duyduk. O zaman bir anlna, vampirin ve onun smrla-434nna, onun tedavisine inancn da ayn temele dayandn dnn. nk size unu syleyeyim, vampir, insanlarn bulunduu her yerde tannyor. Eski Yunan'da, eski Ro-ma'da; Almanya'da, Fransa'da, Hindistan'da ve hatta Trakya'da ve her adan bize o kadar uzak olan in'de bile bu inan gelimi; orada bile var ve insanlar ondan bugn bile korkuyorlar. zlanda'nn savalarn, eytann ele geirdii Hunlan, Slavlar, Saksonlan ve Magyarlar takip etmi. yleyse, temel alabileceklerimiz bundan ibaret; size unu syleyeyim, bu inanlarn ou bizim kendi talihsiz deneyimimizde grdmz ekilde dorulanmtr. Vampir yaamaya devam eder ve sadece zamann gemesiyle lmez; yaayanlarn kanyla beslenebildii srece geliebilir. Dahas, aramzdan bazlar genleebildiini, yaamsal zelliklerinin glendiini, zel gdas bol olduunda kendini tazelemie benzediini grd. Ama besin olmadan geliemez, bakalar gibi yemek yiyemez. Hatta, haftalarca onunla yaayan dostumuz John bir kere bile yemek yediini grmemi, bir kere bile! Glgesi olmaz; yine Jonathan'n gzlemledii gibi aynada yansmaz. Onda yirmi adamn gc vardr -kurtlara kapy kapatrken, onun arabadan inmesine yardmc olurken Jonathan'n tank olduu gibi yine. Whitby'ye giren gemiden ve kpei paralad zamandan anladmza gre kurda dnebilir; Bayan Mina'nn Whitby'de pencerede grd gibi, dostumuz John'un onun bu evin yaknna utuunu grd gibi, dostum Quin-435315

cey'nin de Bayan Lucy'nin penceresinde grd gibi yarasa olabilir. Kendi yaratt sisin iinde gelebilir -o geminin soylu kaptan bunu kantlam oluyor; ama bildiimiz kadaryla, bu sisin mesafesi snrl ve bunu yalnzca kendi etrafnda yapabilir. Toz zerreciklerine dnp ay yla gelebilir; yine Jonat-han'n, Drakula atosu'nda, o kadn grd gibi. ok kk de olabiliyor, -huzura kavumasndan nce Bayan Lucy'nin, mezarn kapsndaki sa teli gibi incecik yerden getiini kendi gzlerimizle grdk. Ne kadar sk skya balanm ya da atele birletirilmi -siz lehimleme diyorsunuzolsa bile yolunu bir kez buldu mu her yerden kabilir ya da her yere girebilir. Karanlkta grebilir; yans ksz kalan bir dnyada hi de nemsiz bir g deil bu. Ah, ama sonuna kadar dinleyin. Btn bunlar yapabilir, ama zgr deil. Hatta, tutsakl krek mahkmundan, hcresindeki bir deliden daha kt. stedii her yere gidemez; doaya ait olmayan bu vampir yine de doann baz yasalarna uymak zorunda -neden bilmiyoruz. Ev halkndan birisi davet etmedii srece ilk kez geldii bir yere giremez; ama sonradan istedii gibi girip kabilir. Btn kt eylerde olduu gibi onun da gc gnn gelii ile sona erer. Yalnzca belli zamanlarda snrl bir zgrl vardr. Ait olduu yerde deilse, kendisini ancak le vaktinde ya da tam gne doarken ve batarken deitirebilir. Bunlar bize sylenen eyler, ayrca kaytlarmzda karm yoluyla ulaabileceimiz deliller de bulu-436nuyor. Dolaysyla, kendi snrlan ierisindeyken; toprak yuvasnda, tabut evinde, cehennem evinde, kutsal olmayan yerde dilediini yapabilir, Whitby'de intihar eden adamn me-zanna gittiinde grdmz gibi; ama dier zamanlarda yalnzca vakti geldiinde deiebilir. Aynca akan suyu ancak gelgitin alalma ya da ykselme vaktinde geebildii sylenir. Sonra, onu gsz brakacak kadar etkileyen eyler de var; bildiimiz gibi sarmsak rnein ve imdi karar verirken bile aramzda duran bu sembol, yani ha gibi kutsal eyler; bunlar
316

karsnda vampir hibir ey yapamaz, bunlann huzurunda uzaa ekilir ve saygl bir sessizlie brnr. Baka eyler de var, araymzda ihtiyacmz olabilir diye size anlatacam. Tabutunun stne konulan yaban gl dal oradan kprdamasn engeller; tabutuna atlan kutsal kurun onu gerek bir lye evirir ve aklacak kaza gelince, bunun getirdii huzuru zaten biliyoruz; ya da kafasn kesmek de huzura kavumasn salar. Bunu kendi gzlerimizle grdk. "Dolaysyla eskiden insan olan bu adamn kald yeri bulduumuzda bildiklerimize uyarsak, onu tabutuna hapsedebilir ve yok edebiliriz. Ama zekidir. Budapete niversite-si'ndeki dostum Arminius'a* gemiini sordum; elindeki btn kaynaklardan rendii kadanyla bana onun gemiini anlatt. Gerekten de, Trk topraklannn snnndaki byk nehrin orada Trklere kar verdii sa* Stoker'n 1890 ylnda tant Arminius Vambery (1832-1913) Budapete'de Dou dilleri profesryd. -437vala n kazanan Voyvoda Drakula olmas gerekiyor. Eer yleyse, hi de sradan bir adam deil; nk o zamanlarda ve zerinden yzyllar getikten sonra bile, 'ormann tesindeki lke'nin oullar arasnda en zeki, en kurnaz ve en cesuru olarak anlyormu. Onunla mezara giden o gl beyin ve elikten irade imdi bile bize kar. Arminius'un anlattklarna gre, Drakulalar byk ve soylu bir rkm; ama arada srada, adalar tarafndan eytanla ilikisi olan ocuklar olduuna inanlm. eytann srlarn, eytann onuncu bilgini kendi hakk sayd Scho-lomance'de* -Hermanstadt Gl'nn** oradaki dalarn arasnda bulunan- renmiler. Kaytlarda "stregoica" (cad), "ordog" ve "po-kol" (eytan ve cehennem) gibi kelimeler geiyor ve bir elyazmasmda da bu ayn Draku-la'dan "wampyr" diye bahsediliyor ki bunun ne anlama geldiini hepimiz ok iyi
317

anlyoruz. Bu byk adamn ve iyi kadnlarn kasklarndan ocuklar dodu ve ancak onlarn mezarlar bu ktln yaayabildii kutsal topraklar oluturuyor. nk bu er varln her iyiliin kklerinde var olmas dehetlerinin en k deil; kutsal anlardan yoksun topraklarda yatamyor." Onlar konuurken Bay Morris dikkatle * Emily Gerard'a gre Scholomance eytan tarafndan "doann srlarnn, hayvanlarn dillerinin ve btn bylerin" retildii okul. Efsaneye gre iinde uyuyan bir ejderha ve gk grltsnn yaad "son derece derin" bir gl; kylarnda da Fareli Kyn Kavalcs'nn byleyip gtrd ocuklar yaar. -438pencereye bakyordu; sonra sessizce yerinden kalkt ve odadan kt. Ksa bir sessizlik oldu, sonra profesr devam etti: "imdi ne yapacamza karar vermeliyiz. Elimizde ok fazla bilgi var ve harektmza planl devam etmeliyiz. Jonathan'n aratrmasndan, atodan Whitby'ye elli kutu toprak geldiini, bunlarn hepsinin Carfax'a teslim edildiini biliyoruz; ayrca bu kutularn en azndan birka tanesinin oradan tandn da biliyoruz. Bana yle geliyor ki, atacamz ilk adm, kalan kasalarn, bugn bakacamz o duvarn tesinde olup olmadn belirlemek olmal; ya da oradan baka kasa tanp tanmadn. Eer tanmsa, izlerini srmeli..." Burada ok rktc bir ekilde sz kesildi. Evin dndan bir tabanca sesi geldi; bir kurun pencere camn paralad ve pencere boluunun stnden sekerek karki duvara sapland. Sanrm, ben aslnda bir korkam, nk lk attm. Btn erkekler ayaa frlad; Lord Godalming hemen koup pencereyi atnda dardan Bay Morris'in sesini duyduk: "zr dilerim! Galiba sizi korkuttum. eri gelip her eyi anlatacam." Bir dakika sonra odaya girdi ve unlar syledi: "Aptalca bir ey yaptm ve sizden btn yreimle beni balamanz diliyorum, Bayan Harker; korkarm, sizi fena halde korkuttum. Ama gerek u ki, profesr
318

konuurken byk bir yarasa geldi ve pencerenin nne kondu. Son olaylardan beri lanet hayvanlar-439dan yle bir dehete kaplyorum ki, onlara tahamml edemiyorum; bu yzden son zamanlarda, geceleri ne zaman bir yarasa grsem yaptm gibi, onu vurmak iin dar ktm. O zamanlar bu yzden bana glerdin, Art." "Vurdun mu?" dedi Dr. Van Helsing. "Bilmiyorum, sanrm vuramadm, nk aalklara doru uup gitti." Baka bir ey sylemeden yerine geti ve profesr szlerine kald yerden devam etti: "Bu kutularn her birinin izini srmeliyiz ve hazr olduumuzda bu canavar kendi ininde yakalamal ya da ldrmeliyiz; ya da yle sylemek gerekirse, bir daha iine s-namasn diye topra sterilize etmeliyiz. Bylelikle, sonunda onu le vaktiyle gn batm arasndaki saatlerde insan biiminde bulabilir ve ona en zayf halindeyken saldrabiliriz. "Ve size gelince, Bayan Mina, her ey dzelene kadar bu gece sizin iin artk son. Bizim iin byle bir tehlikeye atlamayacak kadar deerlisiniz. Bu gece ayrldktan sonra, artk hibir ey sormamanz gerekiyor. Zaman gelince size her eyi anlatrz. Biz erkeiz ve buna dayanabiliriz; ama siz bizim yldzmz, bizim umudumuz olmalsnz ve u anda olduunun aksine, tehlikede olmadnzda ok daha zgrce hareket edebiliriz." Btn erkekler, hatta Jonathan bile rahatlam grnyordu; ama benim gvende olmam salayarak tehlikeye meydan okumalar ve belki de kendi gvenliklerini azaltmalar -birhk en byk gvenlik olduundan-bana doruymu gibi gelmiyordu; ama karar-440lann vermilerdi ve benim iin yutmas zor, ac bir ila olsa da bana gsterdikleri cmert zeni kabul etmekten baka yapabileceim bir eyim yoktu. Bay Morris konuya dnd:
319

"Kaybedecek hi vakit olmadndan hemen imdi o eve bakmay neriyorum. Drakula'yla ilgili konularda, zaman her ey demek; abuk hareket edersek, bir baka kurban kurtarabiliriz." Harekete geme zaman bu kadar abuk geldiinde yreimin bana ihanet etmeye baladn kabul ediyorum, ama hibir ey sylemedim, nk ilerine ayakba ya da engel oluyormu gibi grnrsem, beni bu toplantlarn bile dnda tutabileceklerinden korkuyordum. imdi, eve girmek iin gerekli aletleri de alarak Carfax'a gittiler. Ayn erkek tavryla, bana yataa girip uyumam sylediler; sanki bir kadn, sevdikleri tehlikedeyken uyuyabilirmi gibi! Jonathan dndnde, bir de benim iin endielenmesin diye yataa yatp uyuyormu gibi yapacam. DR. SEWARDIN GNL 1 Ekim, sabah 4 - Tam evden kmak zereyken Renfield'den bana, hemen onu grp gremeyeceimi soran acil bir mesaj geldi; bana sylemek istedii ok nemli bir ey varm. Mesaj getiren bakcya onunla sabah ilgileneceimi, o an megul olduumu syledim. Bakc ekledi: -441"ok srarl grnyor, efendim. Onu hi bu kadar sabrsz grmemitim. Nedir bilmiyorum, ama onu ksa srede grmezseniz, iddetli krizlerinden birine yakalanacak." Adamn sebepsiz yere byle bir ey sylemeyeceini biliyordum, bu yzden "Pekl; imdi gelirim," dedim ve dierlerinden, gidip hastam grmek zorunda olduumdan beni birka dakika beklemelerini rica ettim. "Ben de seninle geleyim, dostum John," dedi profesr. "Gnlndeki vaka ok ilgimi ekti ve zaman zaman bizim konumuzla da ilgisi olmu. Onu grmeyi ok isterim, zellikle de zihni rahatsz iken." "Ben de gelebilir miyim?" diye sordu Lord Godalming. "Ya ben?" dedi Quincey Morris. Bamla onayladm ve hep beraber koridordan aa yrdk.
320

Onu epeyce byk bir heyecan iinde bulduk, ama konumalar ve tavrlar hi grmediim kadar mantklyd. Kendisiyle ilgili eyleri yle srad bir ekilde kavramt ki, bu bir delide karlatm hibir eye benzemiyordu ve akl yrtmesinin tamamen akl banda olanlarda baarl olacandan emin grnyordu. Drdmz birden odaya girdik, ama dierleri ilk bata hibir ey sylemediler. Hastann ricas onu hemen tmarhaneden taburcu edip evine gndermemdi. Bunu tamamen iyiletii savlaryla destekledi ve o anki aklbandaln delil olarak gsterdi. "Arkadalarnza rica ediyorum," dedi; "belki de benim durumumla ilgili bir yargda bulunma-442nn onlar iin bir sakncas yoktur. Bu arada bizi tantrmadnz." O kadar armtm ki, tmarhanedeki bir deliyi tantrmann ne kadar tuhaf olduunu o an hi dnmedim; ayrca, adamn tavrlarnda belli bir vakar vard, dierlerine eitmi gibi, yle rahat hareket ediyordu ki, hemen tantrdm onlar: "Lord Godalming, Profesr Van Helsing, Tek-sas'tan Bay Quincey Morris; Bay Renfield." Her biriyle el skt ve srayla unlar syledi: "Lord Godalming, Windham'da babanza yardm etme erefine sahip oldum; unvannn size gemesinden anladma gre artk hayatta olmamasna ok zldm. Kendisini tanyan herkes tarafndan sevilen ve saylan bir adamd ve Derby gecesinde* srekli iilen yank rom pann genliinde onun icat ettiini duymutum. Bay Morris, byk eyaletinizle gurur duymalsnz. Eyaletinizin Birleik Devletler'e** kabul, bundan sonra Kutup ve Tropikler de*** bayranz altnda birletiinde ok nemli etkisi olabilecek bir rnek. Monroe doktrini siyasi sylenceler iindeki gerek yerini aldnda antlamann gc byk bir genileme potansiyeli olduunu kantlayacak. Van Helsing ile tanma zevki karsnda insan ne diyebilir ki? Baym, her tr geleneksel unvan bir kenara braktm iin zr dilemiyorum. Bir insan, beynin srekli evrimini kefederek tedavi biliminde
321

Londra'nn gneybatsndaki Epsom Downs'da yaplan Derby, ngiltere'de her yl dzenlenen klasik at yarlarnn en nlsdr. Teksas 1845'te eyalet olmutur. Alaska ve Hawaii. -443devrim yapnca geleneksel unvanlar uygunsuz kayor; nk sanki bu, insan sadece bir konumla snrlyor. Ulus, soy ya da doal yetenekleri dolaysyla ilerleyen dnyadaki kiisel yerlerinizi korumaya layk olan sizlerden, baylar, benim, tamamyla zgr olan insanlarn en azndan bir ksm kadar akl banda olduuma tanklk etmenizi istiyorum. Ve sizin Dr. Seward, bir bilim adam olmann yan sra bir hmanist ve tp hukuku uzman olarak benimle olaanst artlar altndaki biriyle ilgilendiiniz gibi ilgilenmeyi ahlaki bir grev olarak greceinizden eminim." Bu son ricasn, kendine zg bir bys olan nazik bir inan havas iinde yapmt. Sanrm, hepimiz afallamtk. Kendi adma ben, adamn karakterini ve gemiini bilmeme karn, aklnn bana geldiine ikna olmutum ve ona akl salnn yerine geldiine ikna olduumu, taburcu olmas iin gerekli formaliteleri ertesi sabah halledeceimi sylemek iin kuvvetli bir istek duyuyordum. Ama bu kadar ciddi bir aklama yapmadan nce beklemenin daha iyi olacan dndm, nk bu hastann ani deiimler geirmeye ne kadar meyilli olduunu nceki tecrbelerimden biliyordum. Bu yzden hzla gelime gsterdiini belirtmek, sabahleyin onunla daha uzun konuacam ve dileklerini gerekletirme konusunda ne yapabileceimi yarn sabah dneceimi sylemek gibi genel birtakm aklamalarla yetindim. Bu onu hi tatmin etmedi, nk hemen unlar syledi: -4441 "Ama korkarm, Dr. Seward, dileimi tam olarak anlamadnz. Mmknse, hemen
322

imdi, u saat, u an kmak istiyorum. Zaman daralyor, ihtiyar trpancyla yapm olduumuz anlamaya gre, szlememizin z bu. Gerekletirileceini garantilemek iin, Dr. Seward gibi takdire deer bir hekimin karsna sadece bu kadar basit, ama yine de bu kadar ciddi bir dilekle kmak yeterlidir, eminim." Bana dik dik bakt ve yzmdeki olumsuz ifadeyi grnce dierlerine dnp onlan da dikkatle inceledi. Yeterli tepki ile karla-amaynca devam etti: "Tahminimde yanlm olmam mmkn m?" "Yanldn," dedim drste, ama ayn zamanda zalimce olduunu hissettiim bir tavrla. Uzun bir sessizlik oldu ve sonra yava yava yle dedi: "yleyse, ricam dayandrdm zemini deitirmek zorundaym. zin verin u tavizi -ya da iyilik, ayrcalk, ne isterseniz yle diyebilirsiniz- isteyeyim. Byle bir durumda kiisel karlarm iin deil bakalarnn iyilii iin yalvaryorum. Size nedenlerimi btnyle anlatma zgrlm yok; ama sizi temin ediyorum, bunlarn en yce grev bilincinden kaynaklanan iyi, akla yatkn ve bencilce olmayan nedenler olduuna inanabilirsiniz. Yreimin iini grebilseydiniz, baym, bana hayat veren duygulan tamamyla onaylardnz. Hatta, dahas, beni en iyi ve en hakiki dostlannz arasnda sayardnz." Yine hepimize dikkatli dikkatli bakt. Kulland zihinsel -445yntemdeki bu ani deiikliin yalnzca deliliinin baka bir biimi ya da aamas olduuna inanmaya baladm ve bu yzden tecrbelerimden, btn deliler gibi onun da en sonunda kendi kendini ele vereceini bildiimden biraz daha devam etmesine izin vermeye karar verdim. Van Helsing ona ok byk bir dikkatle bakyordu, bakndaki sabit konsantrasyon yznden gr kalar neredeyse birlemiti. Renfeld'e o srada deil, ama sonradan dndmde beni artan bir ses tonuyla -nk bir dengiyle konuuyor gibiydi- yle dedi: "Bu gece zgr kalmak istemenin gerek nedenini bana aka syleyebilir misin? Eer beni -ak fikirli olmay alkanlk haline getirmi, nyargsz bir
323

yabancy- ikna edebi-lirsen, risk ve sorumluluk sahibi olan Dr. Seward'm istediin ayrcal vereceini garanti ediyorum." Hasta, ban zntyle ve yznde dokunakl bir pimanlk ifadesiyle iki yana sallad. Profesr devam etti: "Hadi, baym, dn. Bizi tamamen mantkl olduuna ikna etmeye altna gre, mantkl olma ayrcalna sahip olduunu iddia ediyorsun. Akl bandalndan phe etmek iin nedenlerimiz olan sen yapyorsun bunu, nk mantk yoksunluundan tr grdn tbbi tedavi henz bitmi deil. En akllca yolu seme abamzda bize yardmc olmazsan, nmze koyduun grevi nasl yerine getirebiliriz? Akllca davran ve bize yardm et ve biz de elimizden gelirse, dileini gerekletirmene -446yardm edelim." Hasta yine ban iki yana sallayarak unlar syledi: "Dr. Van Helsing, syleyecek hibir eyim yok. Savnz kusursuz ve serbeste konuabilseydim bir an bile tereddt etmezdim; ama bu konuda kendi kendimin efendisi deilim. Sizden yalnzca bana gvenmenizi isteyebilirim. Eer reddedilirsem, sorumluluk bana ait deildir." Gln bir biimde ciddileen bu sahneye artk bir son vermenin zaman geldiini dndm ve sadece u szleri syleyerek kapya doru yrdm: "Hadi, dostlarm, yapacak ilerimiz var. yi geceler." Ama ben kapya yaklarken, hastada yeni bir deiiklik oldu. O anda bana o kadar hzla yaklat ki, yeni bir cinayet giriiminde bulunacandan korktum. Bununla birlikte korkularm yersizdi, nk hasta yalvarr gibi iki elini de yukar kaldrarak talebini etkileyici bir ekilde dile getirdi. Duygularnn arlnn, bizi eski durumumuza getirerek kendi aleyhine olduunu grdnde daha da duygusallat. Van Helsing'e bir bak attm ve gzlerinde kanaatimin yansmasn grdm; bu yzden daha sert olmasa da biraz daha kararl bir tavr takndm ve ona abalarnn bir faydas olmadn belirttim. Daha nce de,
324

zerinde ok dnd bir ricada bulunduu zaman, rnein bir kedi istediinde ayn bu ekilde srekli byyen bir heyecana kapldn grmtm ve imdi de ayn, fke dolu boyun eii grmeyi bekliyordum. Ama beklentim gereklemedi, nk -447ricasnn yerine gelmeyeceini fark ettiinde lgna dnd. Kendini dizlerinin zerine att, ellerini yalvarrcasna kavuturarak kaldrd ve yanaklarndan szlen gzyalaryla, bir yakan seli dkt. Yz ve tavr en derin duygulan ifade ediyordu: "Beni hemen bu evden dar salmanz iin size yalvarmama, ah, yakarmama izin verin, Dr. Seward. Beni istediiniz yere, istediiniz ekilde gnderin, yanma krbal, zincirli bakclar verin; bana deli gmlei giydirsinler; kelepe taksnlar, ayaklanma prangalar vursunlar, hatta bir hapse tksnlar; ama buradan kmama izin verin. Beni burada tutarak ne yaptnz bilmiyorsunuz. Yreimin ve ruhumun derinlerinden sylyorum. Kime, nasl ktlk ettiinizi bilmiyorsunuz ve ben de syleyemem. Ah benim dertli bam! Syleyemem. Kutsal saydnz -deer verdiiniz- her ey adna, kaybettiiniz aknz, hl sren umudunuz adna, Yce Tann adna, beni buradan kann ve ruhumu gnahtan kurtarn! Beni duymuyor musun, adam? Anlayamyor musun? Asla renmeyecek misin? u anda akl banda ve drst olduumu; kriz geiren bir deli deil, ruhu iin mcadele veren akl banda bir adam olduumu grmyor musun? Ah, beni dinle! Beni dinle! Ne olur, brak beni! Ne olur, brak beni! Ne olur, brak beni!" Bu durum srdke daha da vahileece-ini ve bir krize gireceini dndm; bu yzden elini tuttum ve ayaa kaldrdm. "Hadi," dedim serte, "artk yeter; yeteri -448kadar dinledik. Yatana dn ve daha saduyulu davranmaya al." Aniden durdu ve birka saniyeliine bana dikkatle bakt. Sonra tek kelime
325

etmeden ayaa kalkt, gidip yatann kenanna oturdu. Tpk umduum gibi, nceki seferlerde olduu gibi kabullenme vakti gelmiti. Arkadalanmn arkasnda odadan karken bana sakin, terbiyeli bir sesle: "Umanm, Dr. Seward, daha sonra, bu gece sizi ikna etmek iin elimden geleni yaptm hatrlama adaletini gsterirsiniz," dedi. -449I ON DOKUZUNCU BLM JONATHAN HARKERIN GNL 1 Ekim, sabah 5 - Arama operasyonuna grupla beraber, iim rahat olarak gittim, nk sanrm, Mina'y daha nce hi bu kadar gl ve iyi grmemitim. Geri ekildii ve ii biz erkeklerin yapmasn kabul ettii iin ok memnunum. Nedense, onun bu korkun iin iinde olmas benim iin dehet vericiydi ama imdi grevin ona den ksm tamamlandna gre; onun enerjisi, zeks ve ngrs sayesinde btn hikye, her noktann grlebilecei bir ekilde bir araya getirildiine gre; kendi grevinin bittiine inanabilir ve bundan sonrasn bize brakabilir. Sanrm, hepimiz Bay Renfleld'le yaadmz olaydan dolay biraz sarslmtk. Odasndan ktktan sonra, alma odasna geri dnene kadar hepimiz sessiz kaldk. Sonra Bay Morris, Dr. Seward'a unlar syledi: "Sylesene, Jack, eer o adam blf yapmyorsa, kendisi u ana kadar grdm en akl banda deliydi. Emin deilim, ama ciddi bir amac olduuna inanyorum ve eer bu doruysa, bir ans vermemek onun iin ok byk bir ktlk olmutur." Lord Go-dalming ve ben sessizdik, ama Dr. Van Hel-sing ekledi: -451"Dostum John, sen deliler hakknda benden daha ok ey biliyorsun ve bunun iin memnunum, nk korkarm, karar vermek bana kalsayd, son isteri krizinden nce onu serbest brakrdm. Ama yaayp greceiz ve u anki grevimiz srasnda, dostum Quin-cey'nin de deyiiyle ii ansa brakmamalyz. Her eyin olduu gibi
326

kalmas en iyisi." Dr. Seward dalgn bir ekilde ikisine birden cevap verdi: "Bilmiyorum, ama sizinle ayn fikirdeyim. O adam sradan bir deli olsayd, riski gze alp ona gvenirdim; ama baz iaretler Kont'la bir ilgisi olduunu gsteriyor ve onun gelip geici heveslerini gerekletirmesine yardmc olacak yanl bir ey yapmaktan korkuyorum. Neredeyse buna eit bir cokuyla bir kedi iin nasl yalvardn ve sonra dileriyle boazm paralamaya altn unutamyorum. Ayrca, Kont'a "lordum ve efendim" diye hitap ediyordu ve eytanca bir i iin ona yardm etmek zere dar kmak istiyor olabilir. O korkun eyin, kendisine yardm edecek kurtlan, sanlar ve kendi trdeleri var, bu yzden drst bir deliyi de kullanmaya kalkabilecek kadar alak olduunu dnyorum. Ama yine de kesinlikle iten grnyordu. Sadece en dorusunu yaptmz ummaktan baka arem yok. Elimizdeki ile balants olan bu eyler, insann sinirlerini bozuyor." Profesr yanna gitti ve bir elini omzuna koyarak arbal ve sevecen tavryla yle dedi: "Dostum John, herhangi bir korkun olma-452sn. ok znt verici ve korkun bir olayda grevimizi yapmaya alyoruz; sadece en iyisi olduunu dndmz eyi yapabiliriz. Yce Tann'nn merhameti dnda umut balayabileceimiz baka ne var ki?" Lord Godalming birka dakikalna yanmzdan gitmi, ama o anda dnmt. Elinde tuttuu kk, gm bir dd havaya kaldrarak yle dedi: "O eski ev sanlarla dolu olabilir ve eer yleyse, benim hazrda bir arem var." Duvar geip eve doru ilerledik; ay parlarken bahedeki aalarn glgelerinden kmamaya zen gsteriyorduk. Verandaya vardmzda profesr antasn aarak iinden bir sr ey kard ve bunlar merdiven basamana
327

yerletirerek belli ki, her birimiz iin bir tane olmak zere drt kk gruba ayrd. Sonra konutu: "Dostlarm, korkun bir tehlikeye atlyoruz ve her trden silaha ihtiyacmz olacak. Dmanmz sadece ruhani deil. Yirmi adamn gcne sahip olduunu ve bizim boyunlarmzla soluk borularmzn sradan organlar olduunu, dolaysyla krlabilir ya da paralanabilir olduunu; onunkisinin ise kaba kuvvet karsnda bklemeyeceini unutmayn. Daha gl bir adam ya da toplamda ondan gl bir adam topluluu, onu belki tutabilir, ama onun bizi incitebilecei ekilde onu incitemez. Bu yzden, kendimizi korumal, onun bize dokunmasna izin vermemeliyiz. Bunu kalbinizin yaknlarnda tutun," -konuurken kk, gm bir ha kard -453ve en yaknnda ben olduum iin bana uzatt- "bu iekleri boynunuza takn," burada bana kurutulmu sarmsak ieklerinden yaplm bir kolye verdi"daha dnyevi baka dmanlar iin de bu tabanca ve bu bak; her eyde yardmc olmas iin gsnze balayabileceiniz bu kk elektrik lambalar ve son olarak her ey iin ve her eyden nemlisi, gereksiz yere saygszlk etmemeniz gereken bu..." Bu bir zarfa koyup bana uzatt bir para kutsal ekmekti. Dierleri de ayn silahlarla donanmt. "imdi," dedi, "dostum John, maymuncuklar nerede? Kapy aabilirsek, nceden Bayan Lucy'nin evine girdiimiz gibi buraya da pencereden girmemize gerek kalmaz." Dr. Seward bir iki maymuncuu denedi, bir cerrah olarak el becerisi sayesinde bu ie uygundu. Ksa sre sonra bir tanesi uydu; biraz ileri geri oynattktan sonra srg teslim oldu ve pasl bir tangrt ile geri srld. Kapy ittirdik, pasl menteeler gcrdad ve yavaa ald. Bunlar, Dr. Seward'in gnlnde, Bayan Westenra'nin mezarnn ald sahneyi anlatt zaman gzmde canlananlara rktc derecede benziyordu; ayn fikrin dierlerini de sarstn dnyorum,
328

nk hep birden geri ekildiler. leri atlp ak kapdan ieri adm atan ilk kii profesr oldu. "in manus tuas, Domine,"" dedi, eikten geerken ha kard. Kk lambalarmzn yoldan geenlerin dikkatini ekmesi ihtimali "Senin ellerine, Tanrm!" Bkz. Luka, 23:46, ayrca Alfred Tennyson'un Becket adl oyununun son szleri. -454ne kar kapy arkamzdan kapattk. Profesr, aceleyle dar kmamz gerekirse, kapy ieriden aabilir miyiz diye dikkatle kilidi denedi. Sonra hepimiz lambalarmz yaktk ve aratrmamza baladk. Kk lambalarn , nlar birbirini kestii ya da bedenlerimiz byk glgeler yapt iin trl trl tuhaf ekillere giriyordu. Aramzda baka birinin daha olduu hissinden bir trl kurtulamyordum. Sanrm bu, iinde bulunduumuz rktc ortamn, bana TYansilvanya'da yaadm korkun eyleri gl bir ekilde hatrlatmas yzndendi. Sanrm, bu hepimizin hissettii ortak bir eydi, nk dierlerinin de durmadan, tpk benim gibi, her ses ve yeni glgede omuzlarnn zerinden arkalarna baktklarn fark ettim. Her yer kaln bir toz tabakas ile kaplanmt. Yerdeki toz santimetreler kalnlnda gibiydi. Taze ayak izlerimizin olduu yerler dnda, lambam aaya tuttuum zaman, toz tabakasnn ezildii yerlerde beliren izleri grebiliyordum. Duvarlar tozdan kabarm ve arlamt ve kelerde yn yn rmcek alan vard. yle toz toplamlard ki, kendi arlklar ile ksmen yrtlm, eski, lime lime hallara benziyorlard. Koridordaki bir masann zerinde byk bir deste anahtar ve her birinin zerinde de geen zamanla sararm etiketler vard. Pek ok defa kullanlmt bunlar, nk masada, toz tabakasnn zerinde, profesr anan tarlan aldnda ortaya kan ize benzer ok iz vard. Profesr bana dnd ve yle dedi: -455|W "Sen bu yeri biliyorsun, Jonathan. Evin planlarn kopyalamtn ve en azndan, bizden daha fazla ey biliyorsun. apele nereden gidiliyor?" nceki ziyaretimde iine girememi olsam da ne ynde olduu konusunda bir fikrim vard, bu yzden
329

yolu gsterdim ve birka kez yanl yne dndkten sonra kendimi demir eritlerle tutturulmu, mee aacndan yaplm, kemerli, alak bir kapnn nnde buldum. "Buras," dedi profesr ve lambasn, benim evi satn alma ilemlerimle ilgili orijinal yazmalarmdan kopyalad, kk bir haritann zerine tuttu. Biraz aradktan sonra anahtar destesi iindeki anahtar bulduk ve kapy atk. Ho olmayan bir durumla karlamaya hazrdk, nk kapy aarken aralklardan dar belli belirsiz, kt bir koku yaylyordu, ama hibirimiz o srada karlatmz koku kadar kt bir koku beklemiyorduk. Dierlerinin hibiri Kont ile kapal meknda karlamamt ve ben onu grdmde, ya varlnn oru dneminde, kendi odasndayd ya da taze kanla tka basa dolmu bir halde, taze hava cereyan olan yknt bir binadayd; ama buras kk ve havasz bir meknd ve uzun sredir kullanlmam olmas havay durgun ve pis bir hale getirmiti. Dahas pis havann iinden, kuru miyasma* gibi toprak kokusuna benzer bir koku geliyordu. Ama esas pis kokuya gelince, onu nasl tarif edebilirim ki? lmlln btn pisliklerinden oluan, keskin, eki bir kan kokusuyla kark olmaEskiden salgn hastalklara yol atna inanlan etken. -456snn yan sra, bir de rmln kendisi rm gibiydi. ff! Dnmek bile midemi bulandryor. O canavarn iine ektii her soluk sanki o mekna yapm da irenliini daha da artrm gibiydi. Normal artlar altnda, byle pis bir koku giriimimizi sona erdirebilirdi; ama bu hi de sradan bir durum deildi ve hedeflediimiz byk ve korkun ama, fiziksel artlan grmezden gelmemiz iin bize g verdi. lk mide bulandrc nefesi almamz zerine ister istemez geri ekildikten sonra, hep beraber, o iren yer sanki bir gl bahesiymi gibi, ie koyulduk. Mekn dikkatle inceledik ve ie balarken profesr yle dedi:
330

"lk i olarak ka kutu kaldna bakmamz gerekiyor; sonra her delii, btn ke buca incelemek ve br kutulara ne olduuna dair bir ipucu aramak zorundayz." Ka kutu kaldn anlamak iin bir bak yeterliydi; nk byk toprak sandklan iriydi ve hata yapmak imknszd. Elli kutudan yalnzca yirmi dokuzu kalmt! Bir ara korkuya kapldm, nk Lord Godalming'in aniden arkasn dnp kemerli kapdan, dandaki karanlk koridora baktn grerek ben de o yana baktm ve bir an iin kalbim duracak gibi oldu. Bir yerde, glgelerin iinde, kemerli burnu, krmz gzleri, krmz dudaklan ve korkun solgun benziyle Kont'un ktlk dolu yznn hatlarn grdm sandm. Bu, yalnzca bir an srd, nk Lord Godalming, "Bir yz grdm -457sandm, ama yalnzca glgeymi," dedi ve aratrmasna devam etti. Ben lambam o yne evirdim ve koridora ktm. Kimse yoktu ve koridorun kat duvarlanndan baka ne bir ke ne kap ne de herhangi bir aralk olmadndan onun bile saklanabilecei bir yer yoktu. Korkunun hayal gcm etkilediini dndm ve kimseye bir ey sylemedim. Birka dakika sonra Morris'in aniden incelemekte olduu keden geri ekildiini grdm. Hepimiz gzlerimizle hareketlerini izledik -nk hi kukusuz sinirlerimiz geriliyordu- ve yldzlar gibi krpan fosforlu bir aydnlk grdk. Hepimiz igdsel olarak geri ekildik. Her yer san kaynyordu. Bir iki saniye kadar hepimiz sersemlemi gibi kalakalmtk, ama anlalan Lord Godal-ming byle acil bir duruma hazrlklyd. Dr. Seward'm dardan tarif ettii, benim de nceden grdm byk demir srgl, mee kapya koarak kilitteki anahtar evirdi, byk srgleri ekti ve kapy at. Sonra cebinden kk, gm ddn kararak alak, tiz bir ekilde ttrd. ars, Dr.
331

Seward'm evinin arkasndan gelen kpek havlamalanyla yantland ve aa yukar bir dakika sonra da teriyer koarak evin kesini dnd. Hepimiz bilinsizce kapya doru ekilmitik ve biz hareket ederken toz tabakasnn yer yer olduka azalm olduunu fark ettim; evden gtrlen kutular, dar bu kapdan karlmt. Ama her geen dakika sanlarn says artyordu. Yeri yle kaplamlard ki, hareket eden karanlk vcutlarna, parlak, eytani gzlerine -458vuran lamba , meknn atebcekleriyle kapl bir toprak yn gibi grnmesine sebep oluyordu. Kpekler frlayp geldiler, ama eikte aniden durup hrladlar ve ayn anda burunlarn kaldrarak kederli kederli ulumaya baladlar. Sanlarn says gittike katlanyor, binlere ulayordu; dar ktk. Lord Godalming kpeklerden birini kaldrd ve ieri gtrerek yere brakt. Hayvann ayaklar yere deer demez, cesaretini yeniden kazanm gibi grnd ve doal dmanlarnn zerine saldrd. Sanlar kpein nnden yle bir hzla katlar ki, yirmi tanesinin falan cann almasna kalmadan, ayn ekilde kaldrp ieri braklan dier kpeklere ok az bir av kald, nk btn hepsi ortadan kaybolmutu. Sanlarn gitmesiyle kpekler sanki bir ktlk savumu gibi hoplayp zplamaya ve neeyle havlamaya baladlar, ieride kalan sersemlemi dmanlarna ani darbelerle saldryor ve onlar ters yz edip gaddarca savurarak havaya frlatyorlard. Hepimiz moralimizin dzeldiini hissettik. apel kapsnn almasyla lmcl havann temizlenmesinden midir, yoksa kendimizi ak havada bulmann getirdii ferahlamadan mdr bilmiyorum; ama zerimizdeki dehet glgesi bir rt gibi ekilmi ve buraya geliimiz rktcl-nden bir eyler kaybetmiti; yine de kararllmz zerre kadar bile azalmamt. D kapy kapattk, srgsn ekip kilitledik ve kpekleri de yanmza alarak evi aramaya baladk. Olaanst younlukta tozdan baka, -459hibir yerde hibir ey bulamadk; ilk ziyaretim srasnda benim braktm ayak
332

izlerinden baka toz tabakasn bozan hibir ey olmamt. Kpekler bir kez bile huzursuzluk belirtisi gstermediler ve hatta apele geri dndmzde sanki bir yaz gn, ormanda tavan avna kmlar gibi hoplayp zpladlar. n kapdan ktmzda douda hzla sabah oluyordu. Dr. Van Helsing anahtar destesinden koridor anahtarn alm ve kapy kilitleyerek ii bittiinde de anahtar cebine koymutu. "u ana kadar," dedi, "gecemiz son derece baarl oldu. Korktuumun aksine iimizden kimseye zarar gelmedi ve imdilik ka kutunun eksik olduunu belirledik. Hepsinden ok una seviniyorum, ilk -ve belki de en zor ve en tehlikeli- admmzda Bayan Mina'y ie kartrmadk ya da onun uykudaki ya da uyankkenki dncelerini, bir daha asla unutamayaca sesler, korkular ve dehetlerle rahatsz etmedik. A parttculari konumak mmknse bir ders daha aldk; Kont'un emrine bal olan zalim hayvanlar onun ruhani glerini tamyorlarm; rnein onun ars zerine gelen u sanlar -ayn senin atodan gitmek istemen zerine ve o zavall annenin lklar zerine, atonun tepelerinden ard kurtlar gibi-'"geldiler, ama dostum Arthur'un kck kpeklerinden ke bucak katlar. nmzde baka konular, baka tehlikeler ve baka korkular var ve o canavar, bu gece hayvanlar lemi zerindeki gcn tek ya da son kez kullanmad. Demek -460ki, baka bir yere gitti. Gzel! Bu da bize insan ruhlar iin oynadmz bu satran oyununda bir ekilde "ah" deme frsatn verdi. imdi eve dnelim. afak vakti geliyor ve ilk geceki almamzdan memnun olmamamz iin bir neden yok. Kaderimizde daha birok gece ve gndz olabilir, bunlar tehlikelerle dolu olsa bile devam etmeli ve hibir tehlikeden ekinmemeliyiz." Geri dndmzde ev, uzak koulardan birinden gelen lklar ve Renfield'in odasndan gelen inlemeler dnda sessizdi. Zavall adam, hi kukusuz, tm deliler gibi, bo
333

yere, ac verici dncelerle kendine eziyet ediyordu. Ayak ularma basarak odamza girdim ve Mina'y uyur buldum; soluk alp verileri o kadar hafifti ki, duymak iin kulam yaklatrmak zorunda kaldm. Her zamankinden daha solgun grnyordu. Umarm, bu geceki toplant onu zmemitir. Gelecekteki ilerimizin, hatta tartmalarmzn dnda tutulacak olmasna gerekten minnettarm. Bir kadnn dayanamayaca kadar byk bir gerginlik bu. Bata byle dnmyordum, ama artk daha iyi biliyorum. Bu yzden, byle bir karar alnmasndan memnunum. Duyduunda onu korkutacak eyler olabilir; yine de bir kez baz eylerin gizlendiinden phelenirse, bunlar ondan gizlemek ona anlatmaktan daha kt olabilir. Bundan sonra yapacamz iler onun iin mhrl bir kitap gibi olacak, en azndan ona her eyin bittiini, dnyann, aa katmanlardaki lemin bir canavarndan kurtulduunu syleyene bileceimiz bir zaman gelene kadar. Aramzdaki srdalktan sonra sessiz kalmaya balamann zor olacan syleyebilirim; ama kararl olmak zorundaym ve yarn, bu gece yaptklarmz ondan saklayacam ve olanlardan bahsetmeyi reddedeceim. Onu uyandrmamak iin kanepeye uzanyorum. 1 Ekim, daha sonra - Sanrm, hepimizin fazla uyumu olmas doal bir ey, nk yorucu bir gn geirmitik ve gece de hi dinlenmemitik. Mina bile bu yorgunluu hissetmi olmal, nk ben gne iyice ykselene kadar uyumu olmama ramen, ondan nce uyandm ve onu uyandrmak iin iki kez seslenmek zorunda kaldm. Gerekten de, o kadar derin uyuyordu ki, uyandnda birka saniye boyunca beni tanyamad ve bana, kt bir ryadan uyanan biri gibi bo bo, korku dolu gzlerle bakt. Biraz yorgun olduundan yaknd ve ben de onu, biraz daha uyumas iin braktm. imdi yirmi bir kutunun evden karldn biliyoruz ve bu nakillerin her birinde byk bir ksm gtrldyse, hepsinin izini srebiliriz. Elbette, bylesi iimizi son derece kolaylatrr ve bu mesele ne kadar abuk biterse, o kadar iyi olur. Bugn Thomas Snelling'i
334

arayacam. DR. SEWARDIN GNL 1 Ekim - Profesr odama girerek beni uyandrdnda len oluyordu. Her zamankinden daha neeli ve cokuluydu; dn geceki iin, zihnindeki karamsar dncelerden -462bir ksmn ortadan kaldrd aka grlyordu. Gece yaadmz maceramzdan bahsettikten sonra aniden unlar syledi: "Hastan ok ilgimi ekiyor. Bu sabah seninle beraber gelip onu ziyaret edebilir miyim? Ya da sen ok megulsen, mmknse yalnz da gidebilirim. Felsefe konuabilen ve bu kadar mantkl bir ekilde akl yrtebilen bir deli bulmak benim iin yeni bir deneyim." Acilen yapmam gereken baz iler vard, bu yzden ona yalnz giderse memnun olacam, onu bekletmeme gerek olmadn syledim; bylece bir bakc ardm ve gerekli talimatlar verdim. Profesr odadan kmadan nce, hastamla ilgili yanl izlenimlere kaplmamas konusunda onu uyardm. "Ama," dedi, "onun kendisinden ve canllar yemek konusundaki saplantsndan bahsetmesini istiyorum. Senin gnlnde de grdm gibi Bayan Mina'ya bir zamanlar byle bir inan olduunu sylemi. Neden glmsyorsun, dostum John?" "Affedersiniz," dedim, "ama cevab burada." Elimi daktiloya ekilmi ktlarn zerine koydum. "Bizim akl banda ve eitimli delimiz, eskiden nasl da canllar yediinden bahsederken aslnda aznda hl Bayan Harker odaya girmeden hemen nce yutuver-dii sineklerin ve rmceklerin irenlii vard." Van Helsing glmsememe karlk verdi. "Gzel!" dedi. "Bellein kusursuz, dostum John. Benim de hatrlamam gerekirdi. Yine de zihinsel hastalklar bu kadar ilgi ekici bir alma alan haline getiren de bu dnce ve bellek dolamball. Belki de, bu delinin ap-463335

talca hareketlerinden, en bilge insanlarn retilerinden rendiimden daha ok ey renebilirim. Kim bilir?" ime geri dndm ve uzun zaman gemeden elimdekini bitirdim. Zaman gerekten de ok abuk gemi gibiydi, Van Helsing alma odama dnmt bile. "Rahatsz ediyor muyum?" diye sordu nazike, kapda dururken. "Hi de deil," dedim. "eri gelin. im bitti ve artk serbestim. sterseniz, imdi sizinle gelebilirim." "Gerek yok; ben onu grdm bile!" "yle mi?" "Korkarm, benden pek holanmyor. Grmemiz ok ksa srd. eri girdiimde, odann ortasndaki bir taburede oturuyordu, dirseklerini dizlerine dayamt ve yznde de huysuz, memnuniyetsiz bir ifade vard. Onunla elimden geldiince neeli bir ekilde ve taknabildiim en saygl tavrla konutum. Ama hi cevap vermedi. "Beni tanmyor musunuz?" dedim. Cevab gven verici deildi: "Seni yeterince iyi tanyorum; sen budala ihtiyar Van Helsing'sin. Ahmaka beyin teorilerini de alp baka bir yere gitsen, diyorum. Btn kaln kafal Hollandallara lanet olsun!" Bundan sonra tek kelime etmedi, yalnzca sanki odada deilmiim gibi bana kar kaytsz bir tavr taknp honutsuzlukla somurtarak oturdu. Bylece, imdilik bu zeki deliden pek ok ey renme ansn da karm oldum; bu yzden, imdi gidip tatl Bayan Mina'yla gzel gzel sohbet edip biraz neelenmek istiyorum. Dostum John, onun -464artk bizim korkun ilerimiz yznden ac ekmeyeceini ve endielenmeyeceini bilmek beni ok sevindiriyor. Onun yardmlarn ok arayacak olsak da, bylesi daha iyi." "Size btn kalbimle katlyorum," diye itenlikle cevap verdim; nk onun bu konudaki fikirlerinin zayflamasn istemiyordum. "Bayan Harker'n bu iin dnda kalmas daha iyi. Gnmz dnyas skntlarla bouan bir dolu erkekle
336

zaten yeterince kt; ama buras bir kadna gre deil ve eer bu ile har neir olmaya devam etseydi, zamanla kanlmaz olarak mahvolurdu." Bylelikle Van Helsing, Bay ve Bayan Har-ker'la konumaya gitti; Quincey ile Art toprak sandklaryla ilgili ipularnn izini sryorlar. Ben de gnlk ilerimi bitirip bu gece onlarla buluacam. MINA HARKER'IN GNL 1 Ekim - Bugnk gibi hibir eyden haberdar olmamak; yllardr Jonathan'la aramzdaki kusursuz srdalktan sonra onun ak ak belli konulardan, zellikle de en can alc olanlardan bahsetmediini grmek bana garip geliyor. Dnk yorgunluktan sonra bu sabah ge saatlere kadar uyudum; Jonathan da ge yatm olmasna ramen benden erken kalkt. Dar kmadan nce benimle hi olmad kadar tatl ve efkatli bir ekilde konutu, ama Kont'un evine yaptklar ziyarette neler olduundan hi bahsetmedi. Ne kadar endielendiimi biliyor olmal. Zavall sevgi-465lim! Bunlar onu benden daha ok kayglandryor olmal. Hepsi, benim artk daha fazla bu korkun ie bulamamamn en iyisi olacanda hemfikirdiler ve ben de sesimi karmadm. Ama onun benden bir eyler gizledii dncesi! imdi, bunun, kocamn byk sevgisi ve dier gl adamlarn, iyi niyetlerinden ileri geldiini bildiim halde bir budala gibi alyorum... Bu bana iyi geldi. Eh, Jonathan bir gn bana her eyi anlatacaktr ve bir anlna bile ondan bir eyler sakladm dnmemesi iin her zamanki gibi gnlm tutmaya devam edeceim. Sonra eer gvenimden phe edecek olursa, bunu ona gstereceim; onun sevgili gzlerinin okumas iin buraya yreimden geen her dnceyi kaydediyorum. Bugn kendimi garip bir biimde zgn ve keyifsiz hissediyorum. Sanrm, bu yaadm korkun heyecann bir sonucu. Dn gece erkekler gittikten sonra srf onlar yatmam syledi diye yataa girdim. Uykum yoktu ve iimi kemiren bir endieyle doluydum. Jonathan beni grmeye,
337

Londra'ya geldiinden beri olup biten her eyi dnp durdum ve her ey, kaderin amanszca belli bir sona ulamakta srarl olduu korkun bir trajediye benziyor. Ne kadar doru olursa olsun, yaplan her ey sanki en ok korktuumuz eyi bamza getirecekmi gibi geliyor. Ben Whitby'ye gitmeseydim, belki imdi zavall Lucy aramzda olacakt. Ben oraya gidene kadar kilise avlusunu ziyaret etmek gibi bir alkanl yoktu ve gndz vakti be-466.1 nimle oraya gitmeseydi, uykusunda da gitmezdi ve geceleyin, uyurken oraya gitmeseydi, o canavar onu mahvedemeyecekti. Ah, neden Whitby'ye gittim ki? te, yine alamaya baladm! Bugn bana ne oldu, bilmiyorum. Bu gnl Jonathan'dan saklamalym, nk bir sabah boyunca, iki kez aladm renirse -ki ben hibir zaman sebepsiz yere alamam ve o tek bir damla gzya dkmeme bile sebep olmamtr- zavall adam, nasl da zlr. Cesur bir tavr taknacam ve eer iimden alamak gelirse, o bunu asla grmeyecek. Sanrm, bu, biz zavall kadnlarn almas gereken derslerden biri... Dn gece nasl uyuyakaldm pek hatrlayamyorum. Kpeklerin aniden havlamaya baladn ve Bay Renfield'in bu odann altnda bir yerlerde olan odasndan, ok heyecanl bir ekilde dua ediliyormu gibi tuhaf sesler geldiini hatrlyorum. Sonra her yeri bir sessizlik kaplad, o kadar derin bir sessizlikti ki beni rktt; kalkp pencereden dar baktm. Her yer karanlk ve sessizdi, ay nn yaratt siyah glgeler, sanki kendilerine zg sessiz bir gizemleri varm gibi grnyordu. Tek bir ey bile kprdamyordu; her ey lm ya da kader gibi korkun ve sabitti; bu yzden, imenlerin zerinde alglanamaz bir yavalkla eve doru gelen ince bir sis tabakasnn kendine has bir sezgisi ve canll varm gibi geldi. Sanrm, dncelerimin baka ynlere dalmas bana iyi geldi, nk yataa geri dndmde stme bir
338

uyuukluk ktn hissettim. Bir sre ylece -467uzandm, ama uyuyamadm, bu yzden yataktan kp tekrar pencereden dar baktm. Sis yaylyordu ve imdi eve o kadar yaklamt ki, sanki gizlice pencerelere sokuluyor-mu gibi kaln bir rt halinde duvara yaslanmt. Zavall deli adam her zamankine gre daha ok grlt karyordu ve dediklerinden tek kelime anlamasam da bir ekilde ses tonunda tutkulu bir yalvarma olduunu seebiliyordum. Sonra bir bouma sesi geldi ve bakclarn onunla ilgilendiklerini anladm. O kadar korkmutum ki, yataa girdim ve rtleri bamn zerine kadar ekerek parmaklarmla kulaklarm tkadm. O srada biraz bile uykum yoktu; en azndan ben yle sanyordum; ama uyuyakalm olmalym, nk ryalar saymazsak, sabah, Jonathan beni uyandrana kadar neler olduuna dair hibir ey hatrlamyorum. Sanrm, nerede olduumu, zerime eilenin Jonathan olduunu hatrlamam biraz zaman ve aba gerektirdi. Ryam ok garipti ve uyankken dnlenlerin ryalara karmasna ya da ryalarda devam etmesine tipik bir rnekti. Ryamda uykuda olduumu dnyor ve Jonathan'n dnmesini bekliyordum. Onun iin ok endieleniyordum ve kprdayacak gcm yoktu; ayaklarm, ellerim ve beynim arlamt, yle ki, hibir ey normal hzyla ilerlemiyordu. Bu yzden huzursuz bir ekilde uyuyor ve dnyordum. Sonra havann ar, nemli ve souk olduunu fark etmeye baladm. rtleri yzmden kaldrdm ve aknlk iinde evremdeki her -468eyin lo olduunu grdm. Jonathan iin yank braktm, ama kstm gaz lambas sisin iinden minik, krmz bir kvlcm gibi grnyordu. Anlalan sis younlam, odaya dolmutu. Sonra aklma yataa girmeden nce pencereyi kapatm olduum geldi. Bundan emin olmak iin yataktan kacaktm, ama
339

zerimdeki kurun gibi bir arlk, kollarm ve bacaklarm, hatta irademi bile balam gibiydi. Kprdamadan yatp bu duruma katlandm; o kadar. Gzlerimi kapadm, ama hl gzkapaklanmn arkasndan grebiliyordum. (Ryalarn bize oynad oyunlar ve ayn ekilde bizim de kurduumuz hayaller mthi eyler.) Sis gittike daha da younlat ve artk ieri nasl girdiini grebiliyordum; nk bir duman gibi -ya da kaynayan suyun beyaz buhar gibipencereden deil, kapnn aralklarndan ieri doluyordu. Gittike daha da younlat, ta ki, odada buluttan bir stun oluturana kadar ve stunun tepesinde, gaz lambasnn nn krmz bir gz gibi parladn grebiliyordum. Bulutsu stun artk odann iinde dnmeye balad iin benim de beynim dnmeye balad ve sisin iinden ncil'deki u szler geldi; "Gndzleri buluttan, geceleri ateten bir stun."* Acaba bu ruhani szler, uykumda bana yol mu gsteriyordu? Ama bu stun hem gndzden hem de geceden oluuyordu; nk ate krmz gzn iindeydi ve dnnce, bu gz ilgimi yeniden ekti; ona bakarken ate blnd ve sisin iinden zerime iki krmz gz gi* Bkz. Hicret, 13:21-22. -469bi parlamaya balad, tpk Lucy'nin yamataki anlk dalgnl srasnda, batan gnein nlan Azize Meryem Kilisesi'nin pencerelerine vurduu zaman syledii gibi. Birden iimi byk bir korku kaplad, nk Jonathan, ay altnda dnen sisten o korkun kadnlarn vcut bulduunu grmt ve ryamda baylm olmalym, nk sonra her ey kapkaranlk oldu. Bilincimi kaybetmeden nce hayal gcmn bana gsterdii son ey, kuruni beyaz bir yzn sislerin arasndan bana doru eildiiydi. Bu tr ryalara kar dikkatli olmalym, nk fazlas, insana akln kartabilir. Onlar endielendirmekten korkmasaydm, Dr. Van Helsing ya da Dr. Se-ward'dan beni uyutacak bir ila
340

yazmalarn isterdim. u anda byle bir rya grdm bilmek benim iin duyduklar korkuyu artracaktr. Bu gece kendi kendime uyumaya alacam. Eer uyuyamazsam, yarn gece bana bir doz kloralidrat vermelerini isteyeceim; bir kez kullanmann zarar olmaz ve iyi bir uyku ekmemi salar. Dn gece beni yle yordu ki, hi uyumasam daha az yorulurdum. 2 Ekim, gece 10- Dn gece uyudum, ama rya grmedim. ok derin uyumu olmalym, nk Jonathan'n yataa geldiini bile duymadm; ama uyumak beni dinlendirmedi, nk bugn kendimi son derece halsiz ve keyifsiz hissediyorum. Dn btn gn okumaya alarak ya da uzanp kestirerek geirdim. leden sonra Bay Renfield beni grmek istemi. Zavall adam ok nazikti ve yanndan ayrlrken elimi pp Tann'dan beni kutsa-470masn diledi. Bu, nedense beni ok etkiledi; onu dndm zaman alamaya balyorum. Bu da dikkatli olmam gereken yeni bir zayflk. Jonathan aladm bilse perian olurdu. O ve dierleri akam yemeine kadar dardaydlar ve hepsi ok yorgun geldiler. Onlar neelendirmek iin elimden geleni yaptm ve sanrm, bu aba bana faydal oldu, nk ne kadar yorgun olduumu unuttum. Yemekten sonra beni yatmaya gnderdiler ve hep beraber sigara imeye gittiler; byle sylediler, ama ben, gn boyunca neler olduunu birbirlerine anlatmak istediklerini biliyordum; Jonathan'n tavrlarndan anlatmak istedii nemli bir eyler olduunu grebiliyordum. Olmam gerektii gibi uykulu deildim, bu yzden yatmaya gitmeden nce Dr. Se-ward'a, nceki gece iyi uyuyamadm syleyerek bana bir uyku ilac vermesini rica ettim. Byk bir nezaket gstererek benim iin bir yudumluk bir ila hazrlad ve ok hafif bir ila olduu iin bana hibir zararnn dokunmayacan syledi... lac aldm ve hl bana uzak duran
341

uykunun gelmesini bekliyorum. Umarm, yanl bir ey yapmammdr nk uykum gelmeye balaynca iimi yeni bir korku saryor: Bu ekilde, kendimi kolaylkla uyanma gcnden yoksun brakarak budalalk etmi olabileceim korkusu. Uyanmay isteyebilirim. te uyku geldi. yi geceler. -471YRMNC BLM JONATHAN HARKER'IN GNL 1 Ekim, akam - Thomas Snelling'i Beth-nal Green'deki* evinde buldum; ama ne yazk ki, herhangi bir ey hatrlayacak durumda deildi. Beklenen ziyaretimle bir bira kazanma olasl kendini fazlasyla gstermi ve allm sefasna ok erken balamt. Ama terbiyeli, ezik bir insan gibi grnen karsndan onun, iki arkadan sorumlu olduu Smollet'in asistan olduunu rendim. Bylelikle arabayla, Walworth'a gittim ve Bay Joseph Smollet'i evinde, zerinde bir gmlekle ay tabandan akamst ay ierken buldum. Nazik, akll bir adam, iyi, gvenilir bir ii olduu ak ve akl banda. Kutularla ilgili olay hatrlad ve pantolonun arka tarafndaki esrarengiz bir yerden, keleri kvrlm muhteem bir defter kararak kaln bir kurunkalemle yazlm, yan silinmi hiyeroglif notlardan bana kutulann gnderildii yerleri syledi. Carfax'tan ald alt kutuyu, Mile End New Town, Chicksand Caddesi, 197 numaraya, dier alt tanesini Bermondsey'deki** Jamaica Geidi'ne teslim etmi. Eer Kont bu korkun barnaklarn Londra'nn her yerine * Londra'nn dousundaki endstri blgesi. ** Londra'nn gneydousundaki bir semt. -473yaymay hedeflemise, bu meknlar seilmi ilk teslimat adresleri olabilirdi, bylece daha sonra ayrntl olarak datlabilirlerdi. Bunun byle yntemli bir ekilde yaplmas, bana kendisini Londra'nn iki yakasyla snrlandrmayacan
342

dndrd. imdi kuzey kysnn en dou ucuna, gney kysnn dousuna ve gneye yerlemi bulunuyordu. Kuzey ve bat blgeler de eytani plannn dnda tutulmayacakt elbette -hele Kent Merkezi* ve modern Londra'nn tam gbei olan gneybatyla bat blgeleri. Smollet'in yanna geri dndm ve Carfax'tan baka kutu tandn bilip bilmediini sordum. yle cevap verdi: "Eh, patron, bana ok iyi davrandnz -ona ykanm altn vermitim- ve ben de size btn bildiklerimi anlatacam. Drt gece nce, Pincher's Soka'ndaki Tavan ve Taz Meyhanesi'nde, Bloxam adnda bir adamn, ortayla birlikte Purfleet'teki eski evde, ender rastlanr, ok tozlu bir i aldklarn sylediini duydum. Buralarda o tr ilerden pek kmaz ve Sam Bloxam'in size bir eyler anlatabileceini dnyorum." Ona bu adam nerede bulacam sordum. Bana adresini bula-bilirse, bir yarm altn daha kazanacan syledim. Bu yzden aynn kalann bir dikite bitirdi ve evrede aratrmaya balayacan syleyerek ayaa kalkt. Kapda durdu ve unlar syledi: "Bakn, patron, sizi burada bekletmemin Londra'nn merkezindeki, genellikle bankaclk ve finan-sal alanlarla anlan zerk semt. -474bir anlam yok. Sam'i ksa srede bulabilirim de bulamayabilirim de; ama zaten bu gece size pek bir ey syleyecek halde olmayacaktr. Sam kafay ekmeye baladnda farkl biri olur. Bir zarfn zerine adresinizi yazp bir de pul yaptrp bana verirseniz, Sam'in nerede olduunu renir ve bu gece size postalarm. Ama sabah erkenden peine dseniz iyi edersiniz, yoksa onu yakalaya-mayabilirsiniz; nk nceki gece ne kadar imi olursa olsun, Sam genelde erkenden evden kar." Bu ok uygundu, bu yzden ocuklardan biri, bir peni ile bir zarf ve kt almak ve parann st de kendinde kalmak zere dan frlad. Geri dndnde zarfn
343

zerine adresimi yazp pul yaptrdm ve Smollet yine, Sam'i bulduu zaman adresi yazp bunu bana gndereceine sz verince ben de evin yolunu tuttum. Bir ekilde iz stndeyiz. Bu gece yorgunum ve uyumak istiyorum. Mina derin derin uyuyor ve biraz fazla solgun grnyor; gzleri alam gibi ikin. Zavall sevgilim, olanlar konusunda karanlkta braklmann onu zdne hi phem yok ve bu da benim iin ve dierleri iin iki misli endielenmesine sebep olabilir. Ama bu en iyisi. Sinirlerinin bozulmasndansa, bu ekilde bir hayal krkl yaayp endielenmesi daha iyidir. Doktorlar, onun bu korkun iten uzak tutulmas konusunda srar etmekte kesinlikle haklydlar. Kararl olmak zorundaym, nk bu sessizlik yk zellikle benim srtmda. Ne olursa olsun, ona bu konuyu -475amamalym. Aslnda, bu o kadar da zor bir grev olmayabilir, nk kendisi de bu konuda ketum davranyor ve ona kararmz akladmzdan beri Konttan ya da yaptklarndan hi bahsetmiyor. 2 Ekim, akam - Uzun, yorucu ve heyecanl bir gn oldu. lk postayla stne adresimi yazdm zarf geldi; iinde kirli bir kt paras vard. Kdn zerinde bir marangoz kalemi ve arpk bir el yazs ile yle yazlmt: "Sam Bloxam, Bartel Caddesi, lmeki-ler Meydan, Korkrans, 4 numara, Walworth. Mavini sorun." Mektup daha ben yataktayken geldi ve Mina'y uyandrmadan kalktm. Yorgun, derin uykuda ve solgundu; hi iyi grnmyordu. Onu uyandrmamaya karar verdim ama bu yeni aratrmadan dndmde Exeter'e geri dnmesi iin gerekli dzenlemeleri yapacaktm. Sanrm, aramzda ve karanlkta yaarken deil, kendi evimizde, ilgisini ekecek gnlk ileri varken daha mutlu olur. Dr. Seward'i yalnzca ok ksa bir sre iin grdm ve ona nereye gittiimi syleyerek bir eyler bulur
344

bulmaz geri dneceime ve onlara anlatacama sz verdim. Walworth'a gittim ve biraz zorlukla da olsa mlekiler Meydan'n buldum. Bay Smollet'n imla hatas beni yanltmt; nk mlekiler Meydan yerine, lmekiler Meydan'n sormutum. Ama meydan bulduktan sonra Corcoran'n pansiyonunu bulmakta hi glk ekmedim. Kapya gelen adama 'mavin'i sorduumda ban iki yana sallad ve yle -476dedi: "Onu tanmyorum. Burada yle biri yok; kr olasca hayatm boyunca hi yle birini duymadm. Burada ya da herhangi baka bir yerde yle birinin yaadn hi sanmyorum." Smollet'in mektubunu kardm ve meydann adnn yazlndan kardm ders beni ynlendirebilecei iin bir daha okudum. "Siz kimsiniz?" dedim. "Ben maavinim," dedi. Hemen doru yolda olduumu anladm; imla hatas yine beni yanltmt. Yarm penilik bir bahi 'mu-avin'den bilgi almam salad ve nceki gecenin birasnn etkisini Corcoran'n pansiyonunda uyuyarak atan Bay Bloxam'in sabah bete Poplar'daki* iine gitmek zere ktn rendim. Bana tam olarak nerede altn syleyemedi, ama "yeni yaplan bir depo" olduu konusunda belirsiz bir fikri vard ve bu yarm yamalak ipucuyla Poplar'a doru yola ktm. Byle bir binayla ilgili tatmin edici bir ipucu bulana kadar saat on iki oldu ve bu ipucunu da birka iinin le yemeklerini yedii bir kahvehanede buldum. lerinden biri Cross Angel Caddesi'nde yeni bir "souk depo" binas yapldn syledi ve bu da "yeni yaplan depo" tarifine uyduu iin hemen o caddeye gittim. Aksi huylu kapc ve ondan daha aksi olan ustabayla -ikisi de kesenin azn amam sayesinde yattlar- yaptm bir grme sonunda Bloxam'in izini buldum. zel bir konuda ona birka soru sorma ayrcaln bana verirlerse, ustabana gnlk yevmiyesini deLondra'nn dousundaki endstri ve tamaclk blgesi. -477345

meye hazr olduumu sylemem zerine Bloxam'i arttlar. Konumas ve tavrlar kaba olmasna ramen epeyce zeki bir adamd. Bana verecei bilginin karln deyeceime sz verip bir ksmn da nceden verince bana Carfax ile Piccadilly'deki bir ev arasnda iki yolculuk yaptn ve bu evden dokuz byk kutu -"byk, ar kutular"- alp bu ama iin kendisinin kiralad bir at arabasyla Piccadilly'deki eve gtrdn syledi. Ona Piccadilly'deki evin numarasn syleyip syleyemeyeceini sordum; buna karlk olarak unlar syledi: "Eh, patron, numaray unuttum, ama ksa bir sre nce yaplm olan byk, beyaz kilisenin ya da ite her neyse onun, birka ev yanndayd. Tozlu, eski bir evdi, ama krola-sca kutular aldm evdeki tozun yannda hi kalrd." "kisi de bosa, bu evlere nasl girdiniz?" "Purfleet'teki evde beni bekleyen bir ihtiyar vard. Kutular kaldrp arabaya koymama yardm etti. Allah canm alsn ki, u ana kadar rastladm en gl adamd ve bu beyaz bykl ihtiyar o kadar zayft ki, glgesi bile yok sanrdnz." Bu szler beni nasl da heyecanlandrd! "Ama ite, sanki ay torbalanym gibi kutular bir ularndan tuttuu gibi kaldryordu; ama ben kutularn kendi tarafmdaki ularn kaldrana kadar oflayp pufluyordum ki, hi de kuvvetsiz bir adam deilimdir." "Piccadilly'deki eve nasl girdiniz peki?" dedim. -478"Orada da o adam vard. Herhalde yola kp benden nce oraya varmt, nk zili aldmda gelip kapy at ve kutular salona tamama yardm etti." "Dokuzunu da m?" diye sordum. "Evet, ilk seferde be, ikincisinde drt tane vard. nsan susatan bir iti ve eve nasl dndm hatrlamyorum bile." Szn kestim: "Kutular salonda m braktn?" "Evet, byk bir salondu ve iinde baka bir ey yoktu." Daha ok ey renebilmek iin kesenin azn atm. "Sende anahtar yok muydu?" "Ne anahtar ne de baka bir ey kullandm. Yal adam kapy at ve ben
346

gittikten sonra kapatt. Son seferi hatrlamyorum, ama bu bira yzndendi." "Ve evin numarasn da hatrlamyorsun, deil mi?" "Hayr, efendim. Ama bulmakta hi zorlanmazsnz. Yksek bir bina, nnde kemerli bir veranda ve kapya kan yksek merdivenler var. O merdivenleri biliyorum, birka kuru kazanmak iin kapya gelen aylakla beraber kutular ieri tamak zorunda kaldm. Yal adam onlara birer ilin verdi; ama onlar daha ok koparabileceklerini grdkleri iin daha fazla istediler, ama adam ilerinden birini omzundan yakalad, neredeyse merdivenlerden aa frlatacakt ve sonunda hepsi kfrederek katlar." Bu tarifle evi bulabileceimi dndm ve verdii bilgiler iin dostumun parasn deyerek -479Piccadilly'ye doru yola ktm. Bana ac veren yeni bir deneyim edinmitim: aka ortadayd ki, Kont toprak sandklarn tek bana tayabiliyordu. Eer yleyse, zaman ok kymetliydi, nk imdi datmn belli bir miktarn yapm olduuna gre istedii zaman, hi ahit brakmadan bu ii tamamlayabilirdi. Piccadilly Circus'ta* arabadan indim ve batya doru yrdm; Junior Constitutional'** geince tarif edilen evi buldum ve Drakula'nm kendisi iin setii yeni inin bu olduuna ikna oldum. Ev, uzun sredir hi kimsenin yaamad bir yere benziyordu. Pencereler tozla kaplanm, panjurlar kaldrlmt. Btn ereveler zamanla kararm ve demirlerin stndeki boya neredeyse tamamen soyulmutu. Balkonun nnde son zamanlara kadar byk bir ilan tahtas asl olduu belliydi; ama kabaca sklp atlmt. Tabelay tutan direkler ise hl duruyordu. Balkonun parmaklklarnn arkasnda, yerinden sklm birka levha durduunu grdm, kenarlar beyaz grnyordu. lan tahtasn paralanmadan nce grmek iin neler vermezdim, nk bana evin kime ait olduu konusunda bir ipucu verebilirdi. Carfax'i aratrp satn almamla ilgili tecrbelerimi hatrlyor ve evin eski sahibini
347

bulabilirsem, eve girmenin de bir yolunu bulabileceimi dnmeden edemiyordum. * Stoker'n zamannda Londra'daki, tiyatrolarn, kulplerin, otellerin ve alveri merkezlerinin bulunduu semt. ** Piccadilly, No:101'deki Muhafazakrlar Kulb. -480O an iin Piccadilly tarafnda renilecek ya da yaplacak hibir ey kalmamt; o yzden baka bir ey renip renemeyeceimi grmek iin evin arka tarafna dolandm. Pic-cadilly'deki evler genellikle bo olmadndan sokak hareketliydi. evrede grdm bir iki seyis ve bakcya bo ev hakknda bildikleri bir ey var m, diye sordum. lerinden biri evin geenlerde satn alndn duyduunu, ama kimin aldn bilmediini syledi. Bununla birlikte, son gnlere kadar "Satlk" tabelas zerinde kalmt ve evi satan emlak-lar, Mitchell, Oullan ve Candy bana bir eyler anlatabilirdi. Tabeladaki irket isminin bu olduunu sanyordu. Ar hevesli grnmeyi ya da bana bilgi veren adamn ok fazla ey bilmesini ya da tahmin etmesini istemedim, bu nedenle sakin bir tavrla ona teekkr ederek oradan ar ar uzaklatm. Artk hava kararyordu ve bir sonbahar gecesi kyordu, bu yzden hi vakit kaybetmedim. Berkeley'deki bir adres defterinden Mitchell, Oullan ve Candy irketinin adresini renir renmez, Sackville Caddesi'nde-ki* ofislerine gittim. Benimle ilgilenen beyefendi ok nazik tavrl, ama ayn derecede ketum biriydi. Bana Piccadilly'deki evin -grmemiz boyunca evden "malikne" diye bahsediyordu- satldn syledikten sonra iimizin bittiini dnd. Ona evi kimin satn aldn sorduumda gzlerini falta gibi at ve cevap vermeden nce birka saniye bekledi. Piccadilly Circusun batsnda. -481"Satld, baym." "Beni balayn," dedim ayn nezaketle, "ama o evi kimin aldn renmek iin zel bir nedenim var." Tekrar duraksad, ama bu duraksama daha uzun srd ve kalarn da daha ok kaldrd. "Satld, baym," diye ksaca cevap verdi yine. "Kukusuz benim bu kadarn bilmemde saknca grmezsiniz," dedim.
348

"Ama gryorum," diye cevap verdi. "Mitchell, Oullar ve Candy'de, mterilerimizin bilgileri kesinlikle emin ellerdedir." Adam su katlmam bir erdemlilik kumkumasyd ve onunla tartmann bir faydas yoktu. Onunla kendi dilinden konumann en iyisi olacan dnerek yle dedim: "Mterileriniz, baym, srlarn saklamakta bu kadar kararl muhafzlar olmasndan mutludur. Ben de profesyonelim." Burada ona kartm uzattm. "Bunu meraktan sormuyorum; Lord Godalming iin alyorum; kendisi son zamanlarda satla karlm olan bu mlk hakknda bilgi almak istiyor." Bu szler iin rengini deitirdi. yle dedi: "Elimden gelse, size yardmc olmak isterdim, Bay Harker; zellikle lord hazretlerine yardmc olmak isterdim. Bir zamanlar, kendisi henz Saygdeer Arthur Holmwood iken onun iin bir daire kiralamak gibi kk bir i yapmtk. Eer lordun adresini almama izin verirseniz, bu konuyu Ev'e danrm ve bu gecenin postas ile lord hazretlerine bilgi veririm. Kendisine gerekli bilgiyi verebilmek -482iin ilkelerimizi bu kadar esnetebilirsek, bu bizim iin bir zevk olur." Dman deil, bir dost kazanmak istiyordum, bu yzden ona teekkr ettim ve Dr. Seward'in adresini verip ayrldm. Artk karanlk olmutu ve ben de hem yorulmu hem de ackmtm. Aerated Bread Company'de* bir fincan ay itim ve bir sonraki trenle Purf-leet'e dndm. Herkesi evde buldum. Mina yorgun ve solgun grnyordu, ama neeli ve canl grnmek iin cesurca aba gsterdi. Ondan bir eyler gizlemek zorunda olduumu ve huzurunun kamasna yol atm dnmek yreimi burktu. Tanr'ya kr ki, toplantlarmzn dnda kalmann ve ona gvenme-yiimizin verdii acy hissettii son gece olacak bu. Onu bu uursuz iimizden uzak tutma kararllm korumak iin btn cesaretimi toplamak zorunda kaldm. Her naslsa, bunu biraz
349

daha kabullenmi gibi grnyor; ya da bu konu artk ona tiksindirici gelmeye balad, nk kazara bahsinin gemesi bile onu rpertiyor. Kararmz zamannda verdiimize memnunum, nk byle bir duygu, gittike artan bilgimizle birlikte, onun iin bir ikence olacakt. Bugn rendiklerimi, ba baa kalana kadar dierlerine anlatamazdm; bu yzden akam yemeinden sonra -biz bize olsak bile grn kurtarmak iin biraz mzik dinledik- Mina'y odasna gtrdm ve yatmas iin yanndan ayrldm. Zavall kzcaz, bana ay dkkn zinciri. -483kar her zamankinden daha fazla efkat doluydu ve gitmeme izin vermeyecekmi gibi sk sk sarld; ama konuulacak ok ey vard ve odadan ktm. Tann'ya kr ki, artk olanlar konumuyor olmamz, aramzdaki hibir eyi deitirmedi. Tekrar aa indiimde dierlerini, alma odasndaki atein evresinde toplanm bir halde buldum. Trende gnlmn o ksmn yazmtm ve edindiim bilgileri tam olarak aktarmann en iyi yolu olduu iin onlara gnl okudum; bitirdiimde Van Hel-sing unlar syledi. "Bugn iyi i karmsn, dostum Jonathan. Kayp kutularn izini bulduumuz kuku gtrmez. Eer hepsini o evde bulursak, o zaman iimizin sonuna yaklamz demektir. Ama baka eksik varsa, onlar da bulana kadar aramaya devam etmek zorundayz. Sonra, son darbemizi indireceiz ve o ala avlayp gerek lme gndereceiz." Bu arada hepimiz sessizce oturuyorduk; Bay Morris aniden: "Syleyin! Peki, o eve nasl gireceiz?" diye sordu. "Dierine nasl girdiysek!" dedi Lord Go-dalming abucak. "Ama Art, bu farkl. Carfax'a girdik, ama vakit geceydi ve bizi koruyacak duvarlarla evrili bir park vard. Gece ya da gndz, Piccadilly'deki bir eve gizlice girmeye kalkmak ok farkl olacaktr. tiraf ediyorum, o emlak budalas bize bir anahtar bulmadka ieriye nasl gireceimizi bilemiyorum; belki de sabah emlaknn mektubunu aln350

-484ca reniriz." Lord Godalming'in kalar atld, ayaa kalkp odada dolamaya balad. Biraz sonra durdu ve srayla hepimize bakarak unlar syledi: "Quincey hakl. Bu hrsz gibi evlere girme ii ciddilemeye balad; ilkini iyi atlattk, ama imdi zor bir ile kar karyayz. Kont'un anahtar sepetini bulmadmz srece." Sabah olmadan doru dzgn bir ey yaplamayacandan ve en azndan Lord Godalming, Mitchell's irketinden haber alana kadar beklemek daha iyi olacandan kahvalt vaktinden nce herhangi bir adm atmamaya karar verdik. Uzun bir sre oturup sigara itik, meselenin eitli ynlerini tarttk; ben de gnlm tamamlama frsat buldum. ok uykum var, yatmaya gideceim... Son bir satr daha. Mina derin derin uyuyor ve soluk alp verileri de dzenli. Alnnda, sanki uykusunda bile dnyormu gibi kk krklar olumu. Hl ok solgun, ama sabahki kadar harap grnmyor. Sabahn btn bunlar dzelteceini umuyorum; Exeter'de, evde kendini toplayacaktr. Ah, ne kadar uykum var! DR. SEWARDIN GNL 1 Ekim - Renfield beni yine artyor. Ruh halleri o kadar hzl deiiyor ki, takip edemiyorum ve bu ruh halleri her zaman onun kendi salndan daha fazla ey ifade ettiinden ilginten de te bir alma konusu oluturuyorlar. Bu sabah Van Helsing'i reddet-485meinin ardndan onu grmeye gittiimde kadere hkmeden bir adamn tavrlar iindeydi. Gerekten de kadere hkmediyordu; hayali olarak. Aslnda yalnzca salkla ilgili hibir eyi nemsemiyordu; bulutlarn stnde yayordu ve biz zavall lmllerin zaaflarna ve gereksinimlerine tepeden bakyordu. Bu durumdan yararlanp bir eyler renebileceimi dndm iin sordum: "Bugnlerde sineklerden ne haber?" Bir eit stnlk duygusu iinde glmseyerek -Malvolio'nun* yznde grlebilecek trden bir glmseme- cevap
351

verdi: "Sineklerde, sevgili baym, ok arpc bir zellik vardr; kanatlan psiik yeteneklerin anten vazifesi gren glerine tipik bir rnek oluturur. Eskiler, ruhu kelebee benzeterek ok iyi bir i yapmlar!" Benzetmesini mantksal olarak son raddesine kadar zorlamak istediimden hemen yle dedim: "Ah, demek imdi de bir ruh peindesin, yle mi?" Delilii mantn engelledi ve yzne akn bir ifade yayld, onda ancak nadiren grdm bir kararllkla ban iki yana sallayarak yle dedi: "Ah hayr, ah hayr! Ruh falan istemiyorum. Btn istediim yaam." Burada neelendi: "u anda bu konuda olduka kaytszm. Yaam meselesi hallolmutur; istediim her eye sahibim. Yaam yiyicilii incelemek istiyorsanz, doktor, kendinize baka bir hasta bulmak zorundasnz!" Shakespeare'in On kinci Gece'sinde Olivla'mn ua. -486Bu beni biraz artt, bu yzden stne gittim: "O zaman yaama hkmediyorsun; bir tanrsn, sanrm?" Tarifi imknsz ve iyilik dolu bir stnlkle glmsedi. "Ah hayr! Tann'nn zelliklerini kendime mal etmek benden uzak olsun. Hatta O'nun, zellikle ruhani ileriyle ilgilenmiyorum. Eer entelektel konumumu aklamama izin verirseniz, tamamen dnyevi eyler sz konusu olduunda, Hanok'un* ruhsal olarak bulunduu konumdaym biraz." Bu beni afallatm ti. O an Hanok'un konumunu hatrlayamadm iin, bunu yaparak bir delinin gznde kendimi kk drdm hissetsem de basit bir soru sormak zorunda kaldm: "Peki neden Hanok?" "nk o Tann'yla yryordu." Kurduu paralellii anlayamyordum, ama bunu itiraf etmek de istemiyordum, bu yzden inkr ettii konuya geri dndm: "Demek yaam umursamyorsun ve ruh falan da istemiyorsun. Ama neden?" Onu telalandrmak iin sorumu hzla ve biraz serte sordum. Bu ie yarad; nk
352

bir an iin bilinsizce, eski, klece tavrlarna dnd, * Eski Ahit'teki bir karakter. Yaratl 4'teki Kabil eceresine gre, Kabil'in olu, dolaysyla Adem'in torunudur. Ayrca Methuselah'n babasdr. Tann'yla mkemmel bir arkadalk kurduu iin, lm yaamam ve doruca cennete alnmtr. Kyamet gn literatrne gre, mr 365 yl olan Hanok Babil, gne tannsyla badatrlr, tvbeyle ilgili vaazlar verir, gelecekteki olaylar bilen bir khindir ve cennet ile yeryznn srlaryla ilgili doast bilgilere sahiptir. -487nmde yerlere kadar eildi ve hatta cevap verirken yaltakland: "Hibir ekilde ruh istemiyorum, gerekten, gerekten! Onlar elime geirsem bile kullanamazdm! Bana hibir ekilde faydalar dokunmazd. Onlar ne yiyebilir ne de..." Aniden durdu ve yzne yine o eski kurnazca ifade yayld; suyun yzeyini spren rzgr gibi. "Ve doktor, yaama gelince, yaam nedir ki? stediiniz her eye sahip olunca ve bir daha hibir zaman bir eye ihtiyacnz olmayacan bilince, bu her eydir. Benim dostlarm var -iyi dostlarmsizin gibi, Doktor Seward," dedi anlatlamaz derecede kurnazca pis pis glerek. "Yaam iin gerekli eylerin skntsn hibir zaman ekmeyeceimi biliyorum!" Sannm, delilik bulutunun iinden bende bir dmanlk grd, nk hemen son snana -inat bir sessizlie- geri ekildi. Ksa bir sre sonra, u an iin onunla konumann faydasz olduunu anladm. Suratn asmt ve ben de odadan ktm. Daha sonra, gn iinde beni artt. Normalde zel bir neden olmadan gitmezdim, ama u an iin ok ilgimi ektiinden seve seve bu gayreti gsterdim. Ayrca, zamann gemesine yardmc olacak bir eyler bulmaktan da memnunum. Harker darda ipularnn peinde; Lord Godalming ile Quincey de yle. Van Helsing alma odamda oturmu, Har-ker'lann hazrlad kaytlan inceliyor; anlalan,
353

btn ayrntlar tam olarak bilirse, bir ipucu bulacan dnyor. alrken ne-488densiz rahatsz edilmek istemiyor. Hastay grmeye giderken onu da yanma alrdm, ama geri evrildikten sonra bir daha gitmek istemeyeceini dndm. Baka bir nedenim daha vard: Renfield, nc bir kiinin yannda, ba baa kaldmz zamanki kadar rahat konumayabilirdi. Onu odasnn ortasndaki taburede otururken buldum; bu genellikle zihinsel enerji harcadnn gstergesidir. eri girdiimde, sanki sorusu dudaklarnda bekliyormu gibi, hemen yle dedi: "Ruhlara ne olmu ki?" Tahminimin doru olduu aka ortadayd. Bilinsiz bir beyin faaliyeti bir delide bile kendini gsteriyordu. Meseleyi akla kavuturmaya karar verdim. "Sen kendin syle, ruhlara ne olmu?" dedim. Bir sre cevap vermedi, ama evresinden medet umar gibi bir aa bir yukar baknd. "Ben ruh falan istemiyorum!" dedi zayf, zr diler gibi bir tavrla. Mesele kafasn kurcalyor gibiydi, bu yzden bundan faydalanmaya karar verdim; "iyilik uruna zalim olmak" iin.* Bu yzden yle dedim: "Yaam seviyorsun ve can istiyorsun, yle deil mi?" "Ah, evet! Ama bunda zarar yok: Bu konuda endielenmenize gerek yok!" "Ama," dedim, "ruhu da almadan can nasl alrz ki?" Bu onu artm gibiydi, bu yzden devam ettim: "evrende vzldayan, cvldayan ve miyav Bkz. Hamlet, 3, 4, 178. -489layan binlerce sinek, rmcek, ku ve kedinin ruhlanyla birlikte darda uarken bir sr gzel vakit geireceksin. Canlarn aldn, biliyorsun ve ruhlarna da tahamml etmek zorundasn!" Grne baklrsa, hayal gcn etkileyen bir eyler vard, nk parmaklaryla kulaklarn tkad, gzlerini yz sabunlanan kk bir ocuun yapt gibi sk sk yumdu. Bunda iime dokunan ackl bir eyler vard; ayrca bu durum bana bir ders de verdi, nk
354

karmda bir ocuk var gibiydi; yz hatlar ypranm ve enesindeki hafif kirli sakal beyazlam da olsa, yalnzca kk bir ocuk. Bir tr zihinsel huzursuzluk srecinden gemekte olduu akt ve gemiteki ruh hallerinin, grnte ona yabanc olan eyleri akladn bildiimden, elimden geldiince zihnine girip onunla birlikte ilerlemenin daha iyi olacan dndm. Atmam gereken ilk adm gvenini yeniden kazanmakt, bu yzden kapal kulaklaryla beni duyabilecei kadar yksek sesle sordum: 'Tekrar sinek toplamak iin biraz eker ister misin?" Birdenbire kendine gelmi gibi oldu ve ban iki yana sallad. Bir kahkaha atarak cevap verdi: "Pek sanmyorum! Sinekler zavall yaratklar ne de olsa!" Ksa bir duraksamadan sonra ekledi, "Ama ruhlarnn da evremde vzldayp durmasn istemem." "Ya rmcekler?" diye devam ettim. "rmceklere lanet olsun! rmceklerin ne faydas var ki? Onlarda ne yiyecek bir ey -490r var ne de..." Sanki yasakl bir konuyu hatrlam gibi aniden durdu. yleyse, diye dndm kendi kendime, 'imek' kelimesinde ikinci seferdir birdenbire duruyor; bu ne anlama geliyor? Renfi-eld'in kendisi de bir hata yaptn fark etmi gibi grnyordu, nk dikkatimi bu konudan uzaklatrmak istermi gibi aceleyle devam etti: "Bu trden meseleler hi ilgimi ekmiyor. Shakespeare'in dedii gibi 'Sanlar, fareler ve byle kk karacalar'* bunlara 'kilerdeki tavuk yemi' de diyebilirsin. Btn bu samalklar atm ben. Bir adama yemek ubuklaryla molekl yemesini de syleyebilirsin; beni neyin beklediini bilirken daha kk etoburlarla ilgimi ekmeye alman, buna benziyor." "Anlyorum," dedim. "Diini geirebilecein daha byk eyler istiyorsun, yle mi? Bir fille kahvalt etmeye ne dersin?"
355

"Ne sama eyler sylyorsun!" yice dikkat kesilmiti, bu yzden onu daha fazla s-ktrabileceimi dndm. "Acaba," dedim dnceli bir tavrla, "bir filin ruhu neye benzer?" Arzu ettiim etkiyi elde ettim, nk hemen yksek atndan dt ve yine bir ocuk oldu. "Bir filin ruhunu istemiyorum, hibir ruh istemiyorum!" dedi. Birka saniye umutsuzluk iinde oturdu. Sonra gzleri alev alev parlayarak ve iddetli bir beyinsel heyecann btn iaretleriyle ayaa frlad. "Senin de, ruh Bkz. Kral Lear, 3, 4, 142. -491larnn da can cehenneme!" diye bard. "Neden ruhlarla bam iiriyorsun? Ruhlar olmadan da, zaten endielenecek, ac ekecek ve dnecek yeterince derdim yok mu?" O kadar saldrgan grnyordu ki, yeni bir cinayet krizine girmi olabileceini dndm, bu yzden ddm ttrdm. Ama ben dd ttrr ttrmez sakinleti ve zr dilercesine unlar syledi: "Balayn beni, doktor; kendimi kaybettim. Yardma ihtiyacnz yok. O kadar endieliyim ki, abucak sinirlenebiliyorum. Kar karya kaldm, zmeye uratm problemi bir bilseydiniz, bana acr, beni hogrr ve balardnz. Ne olur, bana deli gmlei giydirmeyin. Dnmek istiyorum ve bedenim o gmlein iine hapsedildii zaman rahat dnemiyorum. Bunu anlayacanza eminim!" Kendine hkim olabiliyordu; bu yzden bakclar geldiinde, onlara ilgilenmelerine gerek olmadn syledim ve ekildiler. Ren-fleld onlarn gidiini izledi; kap kapandnda kayda deer bir arballk ve tatllkla unlar syledi: "Dr. Seward, bana kar ok anlayl davrandnz. nann, size ok, ok minnettarm!" Onu bu ruh halinde brakmann iyi olacan dnerek yanndan ayrldm. Bu adamm durumunda kesinlikle dikkatle dnmeyi gerektiren bir eyler var. Amerikan gazetecilerin "bir hikye" dedikleri eyi oluturacak pek ok nokta var; doru sraya sokulursa... yle ki: "mek"ten bahsetmek istemiyor.
356

-492Herhangi bir eyin "ruhu"nun ykn omuzlarnda tamaktan korkuyor. Gelecekte "yaam" eksiklii ekmekten korkmuyor. Daha dk canl trlerini tamamen kmsyor, ama ruhlarnn kendisine musallat olmasndan korkuyor. Mantksal olarak btn bunlar tek bir eyi iaret ediyor! Daha yksek bir yaam biimi elde edeceine dair bir eit teminat alm. Ama sonucundan korkuyor; bir ruhun yk. O zaman, insan ruhu var aklnda! Ya teminat? Balayc Tanrm! Kont onu bulmu ve yeni bir dehet plan kapda! Daha sonra - Hastalar ziyaret ettikten sonra Van Helsing'in yanna gittim ve ona kukularmdan bahsettim. ok ciddileti ve bir sre dndkten sonra benden onu Renfeld'e gtrmemi istedi. Dediini yaptm. Kapya geldiimizde, ieriden delinin, imdi ok uzun bir sre nceymi gibi grnen eski zamanlarda yapt gibi neeyle ark sylediini duyduk. eri girdiimizde, aknlk iinde, eskiden olduu gibi pencerenin nne ekerini serdiini grdk; sonbahardan uyumu olan sinekler vzldayarak odann iine dolmaya baladlar. Onu nceki sohbetimizin konusu zerine konuturmaya altk, ama ilgilenmedi. Sanki biz orada deilmiiz gibi ark sylemeye devam etti. Bir para kt bulmu, katlayarak not defteri haline getiriyordu. eri girdiimizdeki gibi elimiz bo kmak zorunda kaldk. -493Renfield gerekten de ilgin bir vaka; bu gece onu izlemeliyiz. Mektup, Mitchell, Oullar ve Candy'den Lord Godalming'e 1 Ekim Lord'um, Dileklerinizi yerine getirmekten her zaman ok mutlu oluruz. Adnza hareket eden Bay Harker'n ifade ettii arzunuzla ilgili olarak Piccadilly, 347 numaradaki maliknenin alm satm zerine aadaki bilgiyi vermek istiyorum. Satclar, merhum Bay Archibald Winter-Suffield'in vasiyetini yerine getiren
357

kiilerdi. Alc ilemini bizzat gerekletiren soylu bir yabanc, Kont de Ville idi ve lord hazretleri byle kaba bir ifade kullanmamz balarsa, alm bedelini "tezghn stne sayd." Bunun dnda, onunla ilgili baka bir ey bilmiyoruz. Lordum, Lordumuzun sadk hizmetkrlar, Mitchell, Oullan ve Candy DR. SEWARDIN GNL 2 Ekim - Dn gece koridora bir adam yerletirdim ve ona Renfield'in odasndan duyaca her sesi tam olarak not etmesini syledim ve tuhaf bir ey olursa, beni armas gerektii konusunda talimatlar verdim. Akam yemeinden sonra, hepimiz alma odasndaki atein evresinde toplandk -Bayan Harker yataa gitmitign iinde yaptmz -4941 ileri ve keifleri tarttk. Herhangi bir sonuca ulaan tek kii Harker'd ve bulduu ipucunun nemli olabileceine dair byk umutlar besliyorduk. Yatmadan nce hastann odasna uradm ve gzetleme penceresinden ieri baktm. Derin derin uyuyor ve gs dzenli soluk alp verilerle inip kalkyordu. Bu sabah, grev bandaki adam gece yansndan biraz sonra, Renfield'in huzursuzlan-dn ve yksek sesle dua edip durduunu bildirdi. Ona hepsi bu kadar m, diye sordum; duyduklarnn bundan ibaret olduunu syledi. Tavrlar yle kuku uyandrcyd ki, ona ak ak uyuyakalp kalmadn sordum. Uyuduunu inkr etti, ama bir sre "kestirdiini" itiraf etti. nsanlara gvenebilmek iin onlar srekli kontrol etmek ne kt. Harker bugn, bulduu ipucunun peinden gitti ve Art ile Quincey de atlara bakyor. Godalming atlan her zaman hazr bulundurmann iyi olacan dnyor, nk aradmz bilgiyi bulduumuzda kaybedecek zamanmz olmayacak. Gndoumu ile gnbat-m arasnda, yurtdndan getirilen btn topra sterilize etmeliyiz; bylece Kont'u kaacak bir sna kalmadnda, en zayf halinde yakalayabiliriz. Van Helsing, British Mu-seum'a gitti, eski ilalar konusunda bilgi sahibi birilerini anyor. Eski hekimler, kendilerinden sonra gelenlerin
358

kabul etmedii eyleri dikkate alrm ve profesr daha sonra yararl olabilecek cad ve iblis tedavileri aryor. Zaman zaman hepimizin delirdiini ve an-495cak deli gmlekleri iinde aklmzn bana geleceini dnyorum. Daha sonra - Yine bir araya geldik. Sonunda iz stnde gibiyiz ve yarnki iimiz sonun balangc olacak. Renfield'in sessizliinin bununla bir ilgisi olup olmadn merak ediyorum. Ruh halleri Kont'un eylemlerini yle bir biimde izliyordu ki, canavarn yaklaan yok ediliini anlalmaz bir ekilde sezmi olabilir. Dnk tartmamz ile sinek yakalama iine geri dn arasnda zihninden geenlere dair bir fikrimiz olsayd, bu bizim iin ok deerli bir ipucu olabilirdi. imdi grne gre sessiz bir dnem yayor... Ya da, yle mi? O vahi lklar onun odasndan geliyor gibi... Bakc odama dald ve Renfield'in, her nasl olduysa, bir kaza geirdiini syledi. Bardn duymu ve odasna gittiinde onu yzkoyun bir ekilde, yerde kanlar iinde yatar vaziyette bulmu. Hemen gitmeliyim... YRM BRNC BLM -496DR. SEWARDIN GNL 3 Ekim - Gnlme son kez yazdmdan beri olanlar, hatrlayabildiim kadaryla tam olarak yazaym. Hatrlayabildiim hibir ayrnty atlamamal, sakin sakin yazmalym. Renfield'in odasna girdiimde, onu yerde, sol tarafnda parldayan bir kan glnn iinde yatarken buldum. Hareket ettirmek iin yanna gittiimde korkun yaralar ald hemen anlalyordu; organlar arasnda, uyumu bir insanda bile grlebilecek o ama birlii hi yoktu. Yzn yukar evirdiimde sanki yere vurulmu gibi korkun bir ekilde berelenmi olduunu grdm -yerdeki kan birikintisi yzndeki yaralardan geliyordu. Onu ters evirdiimizde Renfield'in yannda diz km olan bakc yle dedi: "Bence beli krlm, efendim. Bakn, hem sa kolu ve sa baca, hem de yznn
359

sa taraf tamamen fel olmu." Byle bir eyin olabilmesi bakcy son derece artmt. Sersemlemi gibi grnyordu ve unlar sylerken kalar atlmt: "ki eyi anlayamyorum. Ban yere vurarak yzn bu ekilde yaralayabilir. Bir keresinde Eversfield Tmarhanesi'ndeki bir kadnn kimse onu tutmaya frsat bulamadan by-497le bir ey yaptn grmtm. Ve belini de yataktan dp krm olabileceini dnyorum, eer kt bir ekilde dolanmsa. Ama canm ksn ki, ikisinin ayn zamanda nasl olabileceini hayal edemiyorum. Eer beli k-rldysa, yzn yere vuramazd ve yataktan dmeden nce yzn bu hale getirdiyse, yatakta kan izleri olurdu." Ona yle dedim": "Dr. Van Helsing'e git ve ona hemen buraya gelme nezaketinde bulunmasn syle. Hi gecikmeden gelmesini istiyorum." Adam koarak gitti ve birka dakika iinde profesr, stnde sabahlk ve ayanda terliklerle geldi. Renfeld'i yerde grnce bir an iin ona dikkatle bakt ve sonra bana dnd. Sanrm, ne dndm gzlerimden okudu, nk belli ki, bakcnn duymamas iin usulca yle dedi: "Ah, ok zc bir kaza. Byk bir dikkatle ve zenle baklmas gerekecek, seninle kalacam, ama nce gidip giyinmem gerek. Burada kalrsan, birka dakika sonra dnerim." imdi hasta glkle nefes almaya balamt ve korkun bir yaras olduunu anlamak zor deildi. Van Helsing srad bir hzla geri dnd, yannda da ameliyat antas vard. Belli ki dnm ve kararn vermiti; nk hastaya bakmadan, bana: "Bakcy gnder. Ameliyattan sonra kendine geldiinde onunla yalnz olmalyz," diye fsldad. Bu yzden ben bakcya unlar syledim: "Sanrm, imdilik bu kadar yeterli, Simmons. u an iin elimizden gelen her eyi -498360

yaptk. Sen iinin bana dnsen daha iyi olur. Dr. Van Helsing ameliyat yapacak. Herhangi bir yerde, srad bir ey olursa, hemen bana haber verirsin." Adam kt ve biz de hastay dikkatle muayene etmeye koyulduk. Yzndeki yaralar yzeyseldi; gerek yara, knlan kafatasndaki kmeydi, doruca motor alana uzanyordu. Profesr bir an dnd ve unlar syledi: "Basnc azaltmal ve hastay mmkn olduunca normal koullara dndrmeliyiz; yaylmann hz, ald yarann korkun olduunu gsteriyor. Grne gre btn motor alan etkilenmi. Beyindeki kanama hzla artacak, bu yzden hemen kafatasn delmek zorundayz, yoksa ok ge olabilir." O konuurken kap hafife tklatld. Gidip atm ve koridorda, pijamalar ve terlikleriyle gelmi olan Arthur ve Quincey'nin durduunu grdm. Arthur: "Adamnn Dr. Van Helsing'i ardn ve ona kazadan bahsettiini duydum," dedi. "Bu yzden Quincey'yi uyandrdm, daha dorusu, ona seslendim, nk zaten uyumuyordu. Bugnlerde her ey o kadar hzl ve o kadar garip bir biimde ilerliyor ki, iimizden kimsenin derin derin uyumas mmkn deil zaten. Yarn gece baz eylerin deieceini dnyordum. Gemie ve gelecee eskisinden daha dikkatle bakmamz gerekecek. eri girebilir miyiz?" Bam "evet" anlamnda salladm ve onlar girene kadar kapy ak tuttum; sonra yine kapattm. Quincey, hastann halini grp yerdeki youn kan birikintisini fark edince alak sesle yle dedi: -499I 'Tanrm! Ona ne olmu! Zavall, zavall eytan!" Ona olan biteni ksaca anlattm ve ameliyattan sonra bilincinin yerine gelmesini -ksa bir sre iin de olsaumduumuzu ekledim. Hemen gidip yatan kenarna oturdu ve Godalming de yanna geti; hepimiz sabrla izlemeye baladk. "Bekleyeceiz," dedi Van Helsing, "sadece delme ilemi iin en uygun noktay bulana kadar, bylece kan phtsn en abuk ve en mkemmel ekilde alabiliriz; nk kanamann artt aka grlyor."
361

Bu arada sanki zaman bir trl gemek bilmiyordu. Benim yreimde korkun bir sz vard ve Van Helsing'in yznden de olacaklardan korktuunu ya da endielendiini anladm. Renfield'in syleyebilecei szlerden korkuyordum. Kesinlikle dnmeye korkuyordum; ama lm nbeti tutanlarda olduu gibi, bir eyler olacandan emindim. Zavall adam belli belirsiz i ekerek soluk alyordu. Her an gzlerini ap konuacakm gibiydi; ama arkasndan uzun sren hrltl soluk alp veriler geldi ve fenalaarak bilincini daha belirgin bir ekilde yitirdi. Hastalara ve lm deklerine alk olduum halde iimdeki bu kuku gittike byyordu. Neredeyse kendi kalp atlarm duyabiliyordum; akaklarma hcum eden kan beynimde eki darbeleri gibi zonkluyordu. Sessizlik, sonunda strap verici olmaya balad. Teker teker arkadalarma baktm ve kzaran yzleriyle nemli alnlarndan onlarn da ayn ikenceyi yaadklarn anladm. Hepimiz gergin ve p-500heli bir bekleyi iindeydik, sanki yukarda bir yerlerde hi beklemediimiz bir anda korkun bir an deli gibi almaya balayacakt. En sonunda yle bir an geldi ki, hasta hzla kmeye balad; her an lebilirdi. Gzlerimi kaldrp profesre baktm ve gzlerini bana diktiini grdm. Konuurken yz son derece sertti: "Kaybedecek zaman yok. Syleyecekleri pek ok hayat kurtarabilir; burada durmu bunu dnyordum. Bir ruh tehlikede olabilir! Ameliyat kulan hemen stnden yapacaz." Tek kelime daha etmeden ameliyat yapt. Birka saniye iin hastann nefesi hrltl kmaya devam etti. Sonra yle uzun bir nefes verdi ki, sanki gs yrtlp alacakm gibi oldu. Aniden gzlerini at ve vahi, aresiz bir bak ile kprdamadan durdu. Bu birka saniye srd; sonra baklar yumuayarak mutlu bir aknla dnt ve dudaklarndan rahatlam gibi bir i eki geldi. rpnarak kprdad ve bir yandan da unlar syledi: "Sakin duracam, doktor. Deli gmleini stmden karmalarn syle. Korkun
362

bir rya grdm ve bu beni o kadar zayf drd ki, kprdayamyorum. Yzmde ne var, sanki her yeri imi ve ok fena acyor." Ban evirmeye alt; ama bu abayla birlikte gzleri tekrar donuklamaya balad; bu yzden ban nazike eski haline getirdim. Sonra Van Helsing olduka ciddi bir ses tonuyla yle dedi: "Bize ryanz anlatn, Bay Renfield." Onun -501sesini duyunca hastann yz arplm olmasna ramen aydnland ve yle dedi: "Dr. Van Helsing... Burada olmanz ne kadar iyi. Bana biraz su verin, dudaklarm kurudu; sonra size anlatacam. Ryamda..." Durdu ve baylacak gibi oldu. Usulca Quin-cey'ye seslendim. "Konyak -alma odamda-abuk!" Uarcasna gitti ve konyak iesi, bardak ve su srahisiyle geri dnd. Susuzluktan kavrulan dudaklar slattk ve hasta hemen kendine geldi. Ama anlalan, zavall yaral beyni, kendine gelene kadar geen bu sre iinde de alm gibiydi, nk bilinci iyice yerine geldiinde bana hibir zaman unutamayacam ac dolu bir aknlk ve delici gzlerle bakt. "Kendimi kandrmamalym; bu rya falan deil, tamamyla korkun bir gerekti." Sonra gzlerim odann iinde gezdirdi ve baklar sessizce yatan kenarnda oturan iki ekle iliince devam etti: "Zaten emin olmasaydm da onlar grnce anlardm." Bir an iin gzlerini kapad; ac ya da uykudan deil, tm yeteneklerini toplamaya alyormu gibi, isteyerek. Gzlerini atnda aceleyle ve imdiye kadar gsterdiinden daha byk bir enerjiyle unlar syledi: "abuk, doktor, abuk. lyorum! Yalnzca birka dakikam kaldn hissediyorum, sonra lme gitmeliyim ya da daha ktsne! Dudaklarm konyakla slatn tekrar. lmeden nce sylemem gereken eyler var; ya da zavall paralanm beynim bir ekilde lme-502363

den nce. Teekkr ederim! Her ey, gitmeme izin vermeniz iin yalvardn gece, siz yanmdan ayrldktan sonra oldu. O zaman konuamazdm, nk dilimin balandn hissediyordum; ama o zaman da imdi olduum kadar aklm basmdayd. Siz yanmdan ayrldktan sonra, uzun bir sre umutsuz bir halde, aclar iinde kaldm ve bu durum sanki saatler srd. Sonra aniden zerime huzur kt. Beynim tekrar sakinlemeye balad ve nerede olduumu fark ettim. Evimizin arkasndan kpeklerin havladn duydum, ama O'nun olduu yerden havlamyorlard!" O konuurken Van Helsing gzn bile krpmad, elini uzatp benimkini tuttu ve skt. Bununla birlikte, kendini brakmad; hafife ban sallad ve alak bir sesle, "Devam et," dedi. Renfield devam etti: "Daha nce de sk sk yaptn grdm gibi, sisin iinde pencereye geldi; ama bu sefer katyd -bir hayalet deildi- ve gzleri fkeli bir adamn gzleri gibi vahiydi. Krmz azyla glyordu; kpeklerin havlama seslerinin geldii aalarn oraya bakmak iin arkasn dndnde keskin, beyaz dileri, ay altnda panldad. Bata O'nu ieri davet etmedim, ama bunu istediini biliyordum -tpk batan beri istedii gibi. Sonra bana baz eyler vaat etmeye balad; kelimelerle deil, onlar yaparak." Profesr tek kelimeyle szn kesti: "Nasl?" "Onlarn olmasn salayarak; tpk gne parlarken sinekleri ieri gndermesi gibi. Ka-503'I natlan elik ve safir rengi olan byk, iman sinekler; geceleyin de srtlarnda kafatas gibi ve apraz kemik resimleri olan byk pervaneler." Van Helsing ban sallad ve farknda olmadan bana fsldad. "Sfenks Acherontia atropos'u, yani sizin 'lmn kafatas pervanesi' dediinizden!" Hasta hi durmadan devan etti.
364

"Sonra fsldamaya balad: 'Sanlar, sanlar, sanlar! Yzlercesi, binlercesi, milyonlarcas ve her biri bir hayat demek ve onlar yiyecek kpekler, kediler. Hepsi hayat! Hepsi kpkrmz kan, ilerinde yllarn yaamn tayan; yalnzca vzldayan sinekler deil!' O'na gldm. nk ne yapabileceini grmek istiyordum. Sonra O'nun evindeki karanlk aalarn tesinde kpekler ulumaya balad. Bana pencereye gelmemi iaret etti. Kalkp dar baktm, ellerini kaldrd; szckleri kullanmadan seslenir gibi oldu. imenlerin zerine siyah bir ktle yayld, alev eklinde ilerliyordu. Sonra, sisi saa ve sola hareket ettirdi ve ben alev alev krmz gzleri -onunkiler gibi ama daha kk- olan binlerce san grdm. Elini kaldrd ve hepsi durdular ve bana yle der gibi geldi: 'Dizlerinin zerine kp bana tapnrsan btn bu canlan sana vereceim, hatta saysz a boyunca, daha fazlasn ve daha byklerini!' Derken kan krmzs bir bulut gzlerimi rtt ve ben daha ne yaptm anlayamadan kendimi pencereyi ap ona yle derken buldum: 'eri gelin, Lordum ve Efendim!' Sanlarn hepsi gitmiti; ama o, yalnzca bir parmak alm ol-504masna ramen pencerenin kenarndan odaya kayd; tpk en kk bir atlaktan sk sk ieri szlen ve btn bykl ve ihtiamyla nmde duran Ay gibi." Sesi zayflamt, bu yzden yine konyakla dudaklarn slattm. Devam etti, ama bellei bu sre iinde de almaya devam etmi gibiydi, nk hikyesine daha ileriden balad. Ona kald yerden balamasn syleyecektim, ama Van Helsing bana yle fsldad: "Brak, devam etsin. Szn kesme; geri dnemez ve belki, dncelerinin ucunu bir kez kaybederse, hi devam edemeyebilir." Reinfi-eld devam etti: "Btn gn O'ndan haber almay bekledim, ama bana hibir ey gndermedi, bir et sinei bile ve ay ktnda O'na artk iyice kzmtm. Kapal olduu halde
365

tklatmaya bile tenezzl etmeden pencereden ieri szl-dnde, fkeden deliye dndm. Alayl alayl gld bana ve parlayan krmz gzleri, beyaz yzyle sisin iinden bakt. Sanki btn meknn sahibiymi ve ben bir himiim gibi yanmdan yryp gitti. Yanmdan getii srada ayn ekilde bile kokmuyordu. O'nu tutamadm. Her naslsa, Bayan Harker'n odaya girdiini sandm." Yatakta oturan iki adam ayaa kalkt ve hastann yanma geldi, arkasnda durduklar iin onlar gremiyordu, ama onlar, sylediklerini daha iyi duyabiliyorlard. kisi de sessizdi, ama profesr ir kildi ve titredi; bununla birlikte yz daha sert ve acmasz bir hal ald. Renfield bunu fark etmeden devam etti: -505"Bayan Harker bu leden sonra beni grmeye geldiinde eskisi gibi deildi; demlie su eklendii zaman ay nasl grnrse, yle grnyordu." Burada hepimiz kprdandk, ama kimse bir ey sylemedi ve o da devam etti: "Konumaya balayana kadar burada olduunu anlamadm ve eskisi gibi grnmyordu. nsanlarn solgun olmasndan holanmam, ben onlarn kanla dolu olmasn severim; ama onun btn kan tkenmi gibiydi. O srada bunu dnmedim, ama o gittikten sonra dnmeye baladm ve O'nun, Bayan Harker'n hayatn almakta olduunu anlaynca deliye dndm." Benim gibi dierlerinin de rperdiini hissedebiliyordum; ama yine de sessiz kaldk. "Bu yzden bu gece geldiinde O'nunla karlamaya hazrdm. Sisin yavaa ieri sokulduunu grdm ve onu sk sk yakaladm. Delilerin olaand bir gce sahip olduunu duymutum ve ben de bir deli olduuma gre -zaman zaman olsa da-bu gcm kullanmaya karar verdim. Evet, bunu O da fark etti, nk benimle dvmek iin sisin iinden kmak zorunda kald. Sk sk tutuyordum, nk Bayan Harker'n hayatn daha fazla emmesini istemiyordum ve kazanacam dnyordum, ta ki O'nun gzlerini grene kadar. imi yakp kavurdular ve gcm eriyip gitti.
366

Ellerimden kat ve O'nu yakalamaya altmda beni havaya kaldrp yere frlatt. Krmz bir bulut gzlerimi rtt, kulaklarmda gk grlts gibi bir ses yankland ve sis kapnn altndan yava-506a dar kt." Sesi gittike zayflyor ve soluk alp verileri de gleiyordu. Van Helsing igdsel olarak ayaa kalkt. "Artk en ktsn biliyoruz," dedi. "O burada ve amacn biliyoruz. ok ge olmam olabilir. Silahlanalm -ayn nceki gece yaptmz gibi- ama hi zaman kaybetmeyelim; kaybedecek bir saniyemiz bile yok." Korkumuzu, daha dorusu dncelerimizi szlere dkmeye gerek yoktu -hepimiz ayn eyi dnyorduk. Aceleyle odalarmza gidip Kontun evine girerken zerimizde olan eyleri aldk. Profesr kendininkileri zerinde tayordu ve koridorda bulutuumuzda onlan gstererek yle dedi: "Bunlar asla yanmdan ayrmyorum ve bu talihsiz i sona erene kadar da ayrmayacam. Siz de akll davrann, dostlarm. Karmzdaki sradan bir dman deil. Yazk! Sevgili Bayan Mina'nn ac ekmesi ne kt!" Durdu; sesi atallanyordu ve ben kendi yreimde ar basann, fke mi dehet mi olduunu bilmiyordum. Harker'lann kapsnda durduk. Art ve Qu-incey geri ekildi. Quincey, "Onu rahatsz etmemiz art m?" dedi. "Bunu yapmak zorundayz," dedi Van Helsing sert bir tavrla. "Eer kap kilitliyse, krarak ieri gireceim." "Bu onu korkutmaz m? Kapsn krarak bir kadnn odasna girmek olaan bir ey deil!" Van Helsing ciddi bir ekilde unlar syledi: "Her zaman doruyu sylersin, ama bu bir -507lm kalm meselesi. Bir doktor iin btn odalar ayndr ve yle olmasayd bile, bu gece benim iin yle olurdu. Dostum John, kapnn kolunu evirdiimde kap almazsa, omzunu dayayp ittir; siz de, dostlarm. imdi!"
367

Bunu sylerken kolu evirdi, ama kap almad. Kapy omuzladk; atrdayarak ald, nerdeyse tepetaklak yere kapaklanyorduk. Profesr dt; elleri ve dizlerinden destek alarak kalkt srada onun stnden odann kar tarafn grdm. Grdklerim karsnda aknlktan donakaldm. En-semdeki tyler diken diken ve kalbim duracak gibi oldu. Ay o kadar parlakt ki, penceredeki kaln san perdelerin arkasndan vuran k oday grebileceimiz kadar aydnlatyordu. Yatan pencere tarafnda Jonathan Harker yatyordu, yz kzarmt ve sanki sarho gibi ar ar nefes alyordu. Yatan da dnk olan dier ucunda beyazlara brnm kars duruyordu. Yannda, siyahlara brnm, uzun boylu, zayf bir adam vard. Yz bize dnk deildi, ama onu grr grmez hepimiz Kont olduunu anladk alnndaki yaraya kadar her ey tamd. Sol eliyle Bayan Harker'n ellerini yakalam ve onlar kendisinden uzakta tutuyordu; sa eliyle de ensesini kavram Bayan Harker'n yzn, kendi gsne bastrmaya alyordu. Beyaz geceliinde kan lekeleri vard ve adamn yrtlarak alm gmleinden grlen plak gsnden ince bir kan damlas szlyordu. kisinin duruu, bir ocuun, bir kedi yavrusunun burnunu -508st anana sokarak zorla iirmeye almasna korkun derecede benziyordu. Biz odaya daldmzda Kont yzn evirmi ve tarif edilen o cehennemi bak yzne yaylmt. Gzleri eytani bir tutkuyla krmz krmz yanyordu; beyaz, kemerli burnundaki byk burun delikleri ald ve ular titredi; kan damlayan dudaklarnn arkasndaki beyaz, keskin diler vahi bir hayvann dileri gibi birbirine arpt. Kurbann ekip sanki yksek bir yerden savuruyormu gibi yatan zerine frlatt, bize dnd ve zerimize atld. Ama profesr o ana kadar ayaa kalkm ve Kutsal Ekmek'in bulunduu zarf ona doru uzatmt. Kont
368

aniden durdu -tpk zavall Lucy'nin, mezarnn dnda yapt gibi- ve geri ekildi. Biz halarmz kaldrp ilerleyince o yava yava daha da geriye ekildi. Birdenbire ay snd, nk gkyznde byk, siyah bir bulut szlmeye balamt ve Quincey kibritiyle gaz lambasn yaktnda dalan bir dumandan baka bir ey gremedik. Duman, hzla arpan kapnn altndan dar szld. Van Helsing, Art ve ben Bayan Harker'a doru ilerledik, Bayan Harker o srada derin bir nefes alm, vahi, kulak paralayan bir lk koparmt. yle korku dolu bir lkt ki bu, lene kadar kulaklarmda yan-klanacakm gibi geliyor. Birka saniye aresiz ve bitik bir halde uzand. Benzi atmt ve dudaklarna, yanaklarna ve enesine bulam kan yznden solgunluu daha belirgin bir biimde grlyordu; boazndan da ince bir damla kan szlyordu. Gzlerinde deh-509setten lgna dnm gibi bir ifade vard. Sonra Kont'un korkun ellerinin krmz izlerini tayan, berelenmi, zavall beyaz elleriyle yzn rtt ve arkasndan biraz nceki korkun l sonsuz bir kederin sadece ilk ifadesiymi gibi gsteren alak sesli, perian bir inilti geldi. Van Helsing ne doru adm att ve yatak rtsn nazike Bayan Harker'm stne ekti. Bu arada onun yzne bir an umutsuzca bakan Art, koarak odadan kt. Van Helsing bana fsldad: "Jonathan, ancak bir vampirin yaratabileceini bildiimiz bir uyuukluun etkisi altnda. Kendine gelene kadar, birka dakika, Bayan Mina iin hibir ey yapamayz; kocasn uyandrmalym!" Bir havlunun ucunu souk suya batrd ve hafif hafif Jonathan'n yzne arpmaya balad. Bu arada kars yzn ellerinin arasna alm, canhra hkrklara boulmutu. Perdeyi kaldrdm ve pencereden dar baktm. Ay ok parlakt ve pencereden bakarken Quincey Morris'in bahede kotuunu ve byk bir porsukaacnn glgesine saklandn
369

grdm. Bunu neden yaptn anlayamadm; ama tam o srada ksmen kendine gelen Harker'n haykrn duydum ve yataa dndm. Yznde, olmas gerektii gibi, vahi bir hayret ifadesi vard. Birka saniye sersemlemi gibi bakt ve sonra birdenbire tamamen kendine geldi ve irkilerek doruldu. Ani hareketini fark eden kars sanlacakm gibi kollarn uzatarak ona dnd; ama sonra hemen kollarn geri ekti ve dirseklerini birletirerek elleriyle yzn -510rtt ve yle bir ekilde titremeye balad ki, altndaki yatak sarslyordu. 'Tanr adna, btn bunlar ne anlama geliyor?" diye haykrd Harker. "Dr. Seward, Dr. Van Helsing, neler oluyor? Ne oldu? Ne var? Mina, canm, neyin var? Bu kan da ne? Tanrm, Tanrm! Bu da m olacakt?" Ve dizlerinin zerine kalkarak ellerini lgnca birbirine vurmaya balad. "Yce Tanrm, bize yardm et! Kanma yardm et! Ah, ona yardm et!" evik bir hareketle yataktan atlad ve elbiselerini giymeye balad; iindeki erkek uyanm, hemen eyleme geme ihtiyac iindeydi. "Ne oldu? Bana her eyi anlatn!" diye haykrd hi duraksamadan. "Dr. Van Helsing, siz Mina'y seversiniz, bilirim. Ah, onu kurtarmak iin bir eyler yapn. Henz ok ilerlemi olamaz. Ben onu ararken Mina'y koruyun!" Ama kars, kendi yaad korku, dehet ve zntye ramen kocasnn atlaca tehlikeyi grd; hemen kendi zntsn unutarak Jonathan' yakalad ve haykrd: "Hayr! Hayr, Jonathan, yanmdan ayrlmamalsn. Tanr biliyor, bu gece, sana zarar gelecek korkusu olmadan da yeteri kadar ac ektim. Benimle kalmalsn. Sana gz kulak olacak bu dostlarla kal!" Konuurken yznn ald ifade ok heyecanlyd ve kocas ona boyun eince, onu ekip yatan kenarna oturttu ve sk sk sarld. Van Helsing ve ben ikisini de sakinletirmeye altk. Profesr kk altn han kaldrd ve harikulade bir sakinlik iinde unlar syledi: -511"Korkma, canm. Biz buradayz ve bu ya-nmzdayken hibir ktlk size
370

yaklaamaz. Bu gece gvendesiniz ve sakinleip konumalyz." Bayan Harker rperdi, ban kocasnn gsne yaslam sessizce duruyordu. Ban kaldrdnda kocasnn beyaz geceliinde, dudaklarnn dokunduu yerlerde kan izleri olduunu grd; boynundaki incecik, ak yaradan da kan damlyordu. Bunu grr grmez, tiz bir lkla geri ekildi ve boulacak-m gibi hkrklarla yle fsldad: "Pis, pis! Ona artk ne dokunabilirim ne de onu pebilirim. Ah, artk en kt dmannn ve en ok korkmas gereken kiinin ben olmam ne korkun." Bunun zerine Jonathan kararl bir tavrla konutu: "Samalk bunlar, Mina. Senden byle bir sz duymam ne ayp. Senden beklemezdim, bir daha da senden bunu duymayaym. Eer benim herhangi bir hareketim ya da isteimle aramza bir ey girerse, Tanr benden elini eksin ve u saat ektiim aclardan daha byyle cezalandrsn!" Kollarn uzatt, karsn gsne bastrd; Bayan Harker bir sre gsne yaslanarak alad. Jonathan karsnn eik bann zerinden, nemli gzlerini krptrarak bize bakt; burun delikleri titriyordu; az elik gibi sertti. Bir sre sonra hkrklar azald ve hafifledi. Sonra Jonathan bana, sahip olduu sinir gcn kantlayan zorlama bir sakinlikle yle dedi: "imdi, Dr. Seward, bana her eyi anlatn. Genel olarak biliyorum, ama bana olup -512biten her eyi btn ayrntlaryla anlatn." Ona tam olarak neler olduunu anlattm ve o da grnte hi tepki vermeden dinledi; ama ben Kont'un acmasz ellerinin karsn o korkun, dehet verici pozisyonda nasl tuttuunu, aznn yarann zerine nasl uzanm olduunu anlatrken burun delikleri seirdi, gzleri alev alev parlad. O an bile, karsnn eik ba zerindeki beyaz kararl yz fkeyle kaslrken, ellerinin sevgi ve efkatle karsnn dank salarn okamas dikkatimi ekti. Tam bitirdiim srada Quin-cey ile Godalming
371

kapy aldlar. Seslenince ieri girdiler. Van Helsing bana soru dolu baklarla bakt. Gelmelerini frsat bilerek, mmknse, talihsiz kan kocann dncelerini birbirlerinden baka bir yere ekmemizi istediini anladm; bunun zerine bam onaylarcasna salladmda onlara ne grdklerini ya da yaptklarn sordu. Buna Lord Godalming cevap verdi: "Onu hibir yerde bulamadm, ne koridorda ne de odalarn herhangi birinde. alma odasna baktm, oraya uram, ama gitmi. Bununla birlikte, o..." Yatan zerindeki zavall, km ekle bakarak aniden durdu. Van Helsing ciddi bir tavrla yle dedi: "Devam et, dostum Arthur. Artk hibir eyi gizlemeye gerek yok. imdi tek umudumuz her eyi bilmekte. ekinmeden!" Bylelikle Arthur devam etti: "Oradan gemi ve bu yalnzca birka saniye srmesine ramen, odann altn stne getirmi. Btn belgeler yaklmt ve beyaz kl-513lerin arasnda hl mavi alevler titreiyordu; fonografn silindirleri de atee atlm ve silindirlerdeki balmumu atei harlam." Burada araya girdim. 'Tanrya kr, kasada bir kopyas vard!" Bir an iin yz aydnland ama sonra yine asld ve devam etti: "Hemen aa kata kotum, ama izine rastlayamadm. Renfi-eld'in odasna baktm; ama orada da hibir iz yoktu, yalnz!.." Yine duraksad. "Devam et," dedi Harker, bouk bir sesle. Arthur ban edi ve diliyle dudaklarn slatarak ekledi: "Yalnz, zavall adam lm." Bayan Harker ban kaldrd, gzlerini teker teker zerimizde gezdirerek ciddi bir tavrla unlar syledi: "Tanr'nn istedii olur!" Art'n bir eyler gizlediini hissetmekten kendimi alamyordum, ama bunun bir amac olduunu dnerek bir ey sylemedim. Van Helsing, Mor-ris'e dnd ve: "Ya sen, dostum Quincey, senin anlatacak bir eyin var m?" diye sordu. "Pek az," dedi Quincey. "Sonradan iimize yarayabilir, ama imdi yarar m,
372

bilmiyorum. Evden ktktan sonra Kont'un nereye gideceini renmenin iyi olacan dndm. Onu gremedim; ama Renfield'in odasndan bir yarasann havalandn ve batya doru utuunu grdm. Onun bir ekilde Carfax'a geri dnmesini bekliyordum; ama belli ki, baka bir ini var. Bu gece geri dnmeyecektir; nk gkyz doudan kzllamaya balad ve afak skyor. Yarn almalyz!" Bu son szleri skt dilerinin arasndan syledi. Belki birka dakika sessizlik oldu; -514neredeyse kalplerimizin atn duyuyordum; sonra Van Helsing, elini efkatle Bayan Har-ker'n bann zerine koyarak, yle dedi: "imdi, Bayan Mina -zavallck, sevgili, sevgili Bayan Mina- bize neler olduunu tam olarak anlatn. Tanr biliyor, ac ekmenizi hi istemem; ama her eyi bilmemiz gerekiyor. imdi her ey, her zamankinden daha abuk ve kesin bir ekilde ve son derece byk bir kararllkla halledilmeli. Her eye bir son vermemiz gereken gn yaklat ve yleyse, imdi yaayp renme ansna sahibiz." Zavall, sevgili kadn titredi; kocasna daha sk tutunup ban onun gsne yaslarken sinirlerinin iyice gerildiini grebiliyordum. Sonra gururla ban kaldrd ve bir elini Van Helsing'e uzatt; Van Helsing bu eli tuttu ve eilip saygyla ptkten sonra skca kavrad. Bayan Harker'n dier eli kocasnn eline kenetlenmiti ve Jonathan, br kolunu, korumak istercesine karsnn omzuna dolamt. Bayan Harker, anlalan dncelerini toplamaya alt bir duraksamadan sonra yaadklarn anlatmaya balad: "ncelik gstererek bana vermi olduunuz uyku ilacn imitim, ama bir sre iin etkisini gstermedi. Sanki uykum daha da alm gibiydi ve kafama saysz korkun hayaller meye balamt. Hepsi de lm ve vampirlerle ilgiliydi: Kan, ac ve skntlar." Kocas elinde olmadan inledi. Bunun zerine Bayan
373

Harker ona dnerken sevgiyle u szleri syledi: "Endielenme, canm. Cesur ve gl olmalsn, bu korkun grevde bana -515yardm etmelisin. Bu korkun eyi anlatmann benim iin ne kadar zor olduunu buseydin, yardmna ne kadar ihtiyacm olduunu anlardn. Eh, bana bir faydas dokunacaksa, ilacn ie yaramas iin irademi kullanarak ona yardmc olmam gerektiini dndm, bu yzden uyumaya kararl bir ekilde yattm. ok gemeden uyumu olmalym, nk daha fazlasn hatrlamyorum. Jonat-han'n gelii beni uyandrmad, nk onu yanmda uzanm buldum. Odada daha nce de fark ettiim ince, beyaz bir sis vard. Ama bunu bilip bilmediinizi hatrlamyorum; size daha sonra gstereceim gnlmde hepsini bulacaksnz. Daha nce de hissettiim ayn belirsiz deheti ve odada birisinin varln hissettim. Jonathan' uyandrmak iin dndm, ama o kadar derin uyuyordu ki, sanki uyku ilacn alan ben deildim de oydu. Denedim, ama onu uyandramadm. Bu beni byk bir dehete drd, korkarak etrafma bakndm. Sonra gerekten yreim duracak gibi oldu. Yatan yannda, sanki sisin iinden km gibi ya da daha dorusu sis ona dnm gibi -nk sis artk tamamen kaybolmutubatan aa siyahlar giymi, uzun boylu, zayf bir adam duruyordu. Dierlerinin tarifinden onu hemen tandm. Solgun bir yz; n, zerine ince, beyaz bir izgi halinde dt yksek, kemerli bir burun; ayrk, krmz dudaklar, aralarndan grnen keskin, beyaz diler ve gnbatm srasnda, Whitby'deki, Meryem Ana Kilisesi'nin pencerelerinde grdm sandm krmz gzler. -516I Jonathan ona vurduunda, alnnda oluan krmz yara izini de tandm. Bir an iin yreim atmaz oldu; lk atacaktm, ama fel olmu gibiydim. Bu arada, Jonathan' iaret ederek keskin, delici bir fsltyla konutu: "Sessiz ol! Sesini karrsan onu alp senin gzlerinin nnde beynini
374

datrm." Hibir ey syleyip yapamayacak kadar arm ve sersemlemitim. Alay eder gibi bir glmsemeyle, bir elini omzuma koydu ve beni smsk tutarak br eliyle boynumu at ve unlar syledi: "lk nce abalarm dllendirmek iin biraz imem lazm. Sen de sessiz olsan iyi olur; damarlarnn susuzluumu dindirdii ne ilk sefer bu, ne de ikinci!" armtm ve iin tuhaf yanysa, ona engel olmak istemedim. Sanrm, kurbanna dokunduunda bunun olmas, o korkun lanetin bir paras. Ve ah, Tanrm, Tanrm, ac bana! Le kokulu dudaklarn boazma dayad!" Kocas yine inledi. Bayan Harker onun elini daha sk kavrad, sanki yaral olan oymu gibi acyarak kocasna bakt ve devam etti: "Gcmn solup gittiini hissettim ve yar baygn bir hale geldim. Bu karabasan ne kadar srd bilmiyorum; ama o pis, alayc, korkun azn ekene kadar uzun bir sre gemi olmal. Azndan taze kan damladn grdm!" Bir sre iin hatrladklar onu gsz brakt ve kocasnn destek veren kolu olmasayd dp baylacakt. Byk aba gstererek kendine geldi ve devam etti: "Sonra alayla konutu: 'Demek sen de dierleri gibi zekn benimkiyle yartryor-517sun. Demek bu adamlarn beni avlamalarna ve planlarma engel olmalarna yardm ediyorsun! Yoluma kmaya almann ne demek olduunu artk sen biliyorsun, onlar da ksmen biliyorlar, ama ok gemeden tamamen renecekler. Enerjilerini evlerine daha yakn yerlere saklamalar gerekiyordu. Daha onlar domadan yzyllar nce uluslara hkmeden, entrikalar eviren ve savaan bana kar oyunlar oynarlarken ben yuvalarnn altn oyuyordum. Ve sen, en sevdikleri insan, imdi bana aitsin, etimden et;* kanmdan kan; soyumdan soy; bir sreliine bereketli arap makinemsin ve daha sonra arkadam, yardmcm olacaksn. Karlnda intikamn alnacak; nk ihtiyalarn karlayacak
375

olan, ilerinden yalnzca biri olmayacak. Ama imdi yaptklarn iin cezalandrlman gerekiyor. Beni engellemeye almalarna yardm ettin; artk benim arma geleceksin. Benim beynim sana 'Gel!' dediinde emrime uymak iin lkeler, denizler aacaksn; artk bu kadar yeter!' Bunu syleyerek gmleini at ve uzun, keskin trnaklaryla gsndeki bir damar yard. Kan fkrmaya baladnda bir eliyle ellerimi skca tuttu ve bryle de boynumu kavrayp azm yarasna bastrd, ya boulacaktm ya da o kan yutacaktm. Ah, Tanrm, Tanrm! Ben ne yaptm? Btn mrm boyunca alakgnlllk ve drstlkle yaamaya alan ben, byle bir alnyazsn hak etmek iin ne yaptm? Tanrm, ac bana! lm tehlikesinden Bkz. Yaradl, 2:23. de byk bir tehlike iinde olan bu zavall kuluna bak ve ona deer verenlere merhamet et!" Sonra, kirlilikten arndrmaya alyormu gibi, dudaklarn ovalad. Korkun hikyesini anlatrken gkyz doudan hzla aarmaya balad ve her ey gittike daha net grlr oldu. Harker kprtsz ve sessizdi; ama dehetengiz hikye srerken, yzne, sabah ile gittike koyulaan gri bir grnt geldi; yle ki, afan ilk krmz vurduunda, yz aklaan salarnn nnde kararm gibiydi. imizden birinin, tekrar toplanp plan yapana kadar talihsiz iftle kalmasna karar verdik. Bir eyden eminim: Gne bugnk byk turunu yaparken zerinde ykseldii hibir ev bundan daha mutsuz olmayacak. -518-519I YRM KNC BLM JONATHAN HARKER IN GNL 3 Ekim - Bir eyler yapmalym, yoksa ldracam, bu yzden bu gnl
376

yazyorum. imdi saat alt; yarm saat iinde alma odasnda toplanp bir eyler yiyeceiz; nk Dr. Van Helsing ile Dr. Seward yemek yemez -sek, en iyi ekilde alamayacamz sylyorlar. Tanr biliyor ki, bugn elimizden gelenin en iyisini yapmak zorundayz. Bulduum her frsatta yazmay srdrmeliyim, nk durup dnmeye cesaret edemem. Byk kk, her ey yazlmal; belki de sonunda kk eyler bize en nemli eyi retebilir. Byk ya da kk, alacamz her ders, Mi-na'y ya da beni, bugn bulunduumuz durumdan daha kt bir duruma sokamaz. Ama gvenmeli ve umut etmeliyiz. Zavall Mi-na, biraz nce bana, sevgili yanaklarndan yalar dklerek, inancmzn skntl ve zor gnlerde snandn, bu yzden gvenmeye devam etmek zorunda olduumuzu ve Tan-n'nn bize sonuna kadar yardm edeceini syledi. Son! Ah, Tanrm! Hangi son?... almal! almal! Dr. Van Helsing ile Dr. Seward zavall Renfield'e bakp dndklerinde arballkla ne yaplmas gerektiini konutuk. lk nce -521Dr. Seward bize, Dr. Van Helsing ile aadaki odaya girdiklerinde Renfield'i dertop olmu, yerde yatarken bulduklarn anlattlar. Yz yara bere iindeymi ve ie km; boyun kemikleri de krlm. Dr. Seward koridorda nbet tutan bakcya herhangi bir ey duyup duymadn sormu. Bakc oturup beklerken ksa bir sre uyuyakaldn itiraf etmi; bu srada odadan sesler geldiini duymu ve sonra Renfield defalarca, "Tanrm! Tanrm! Tanrm!" diye barm. Sonra bir dme sesi duymu ve bakc odaya girdiinde, onu, tpk doktorlarn da grd gibi, yzkoyun yerde yatarken bulmu. Van Helsing "sesler" mi, yoksa bir "ses" mi duyduunu sormu, ama adam karamam; bata sanki iki kii varm gibi gelmi, ama hasta odada yalnz olduundan ancak bir kii olabileceini tahmin ediyormu. Gerekirse, 'Tanrm" szn hastann sylediine yemin edebilirmi. Yalnz kaldmzda, Dr. Seward
377

bu konuyu demek istemediini, bir soruturma alabileceini dnmemiz gerektiini ve kimse buna inanmayaca iin de gerei syleyemeyeceimizi belirtti. Bakcnn tankln gstererek bir kaza sonucu yataktan derken ldn belirten bir lm raporu yazabileceini dnyordu. Sorgu yargc talep ederse, resmi bir soruturma yaplr, ama zorunlu olarak ayn sonuca varrd. Bir sonraki admmzn ne olaca konusu tartldnda, karar verdiimiz ilk ey, Mi-na'ya her eyin anlatlmas gerektii oldu; ne -522kadar ac olursa olsun ondan hibir ey saklamamamz gerekiyor. O da bunun akllca olacan kabul etti; onu hem bu kadar cesur hem de bu kadar zntl, byle derin bir umutsuzluk iinde grmek ok ac. "Artk aramzda hibir ey gizlenmemeli," dedi. "Ne yazk ki, zaten ok fazla srrmz oldu! Ayrca, u dnyada bana, zaten yaadklarmdan ve u anda yaamakta olduumdan daha byk bir ac verecek hibir ey yok! Ne olursa olsun, bana bir ey yeni bir umut ve yeni bir cesaret vermeli!" O konuurken Van Helsing gzlerini sabitlemi, ona bakyordu. Aniden, ama sakin bir tavrla yle dedi: "Ama, sevgili Bayan Mina, korkmuyor musunuz; kendiniz iin deil, ama olup bitenlerden sonra bakalar iin?" Mina'nn yzndeki izgiler sertleti, ama cevap verirken gzleri bir ehidin adanmlyla parlyordu: "Ah, hayr! nk kararm verdim!" "Ne karan?" diye sordu Van Helsing nazike; bu arada hepimiz kprdamadan duruyorduk, nk her birimizin ne demek istediine dair belli belirsiz bir fikri vard. Cevabnda, sanki sadece bilinen bir gerei ifade ediyormu gibi, kesin bir sadelik vard: "nk, eer kendimde, sevdiim herhangi birine zarar vereceime dair bir iaret grrsem ki, bunu dikkatle gzlyorum, leceim!"
378

"Kendinizi ldrmeyeceksiniz, deil mi?" dedi bouk bir sesle, Van Helsing. "ldreceim; eer beni seven ve beni byle bir acdan, byle umutsuz bir teeb-523bsten kurtaracak bir dost bulamazsam!" Konuurken profesre anlaml anlaml bakt. Profesr oturuyordu, ama sonra kalkarak Mi-na'nn yanna gitti ve elini bana koyarak ciddi bir tavrla unlar syledi: "ocuum, senin iyiliin iin olacaksa, yle biri var. Ben kendi adma, en iyisi olacaksa hayr, en gvenlisi olacaksa... u anda bile senin iin yle acsz bir lm bulma konusunda Tanr'ya hesap verebilirim. Ama ocuum..." Bir an iin tkand ve boazndan byk bir hkrk ykseldi; yutkunarak devam etti: "Burada, seninle lm arasnda duracak kiiler var. lmemelisin. Herhangi bir elin yardmyla lmemelisin, zellikle de kendi elinle. Senin tatl hayatn lekeleyen kii gerekten lene kadar lmemelisin; nk o henz lmden Dnmlerin arasndayken lrsen, lmn seni onun gibi yapar. Hayr, yaamak zorundasn! lm senin iin ifade edilemez bir ltuf gibi gelmeye balasa da yaamaya almal, mcadele etmelisin. Sana ac da getirse, sevin de; gndz de gelse, gece de; gvenlik de getirse, tehlike de; lmle savamaksn! Yaayan ruhuna sylyorum lmemelisin hatta lm dnmemelisin ta ki ^u byk ktlk geip gidene kadar." Zavall sevgilimin yz bembeyaz kesildi, gelgit zaman ykselen dalgalarla titreyip sarslan bataklk kumlar gibi titreyip sarsld. Hepimiz sessizdik, hibir ey yapamyorduk. Sonunda biraz sakinleti, Van Helsing'e dnerek elini uzatt ve tat-524llkla, ama ah, byk bir znt iinde unlar syledi: "Size sz veriyorum, sevgili dostum; eer Tanr yaamama izin verirse, yaamak iin mcadele edeceim; belki O zaman geldiine hkmederse, bu dehet geip gider." O kadar iyi, o kadar cesurdu ki, hepimiz yreklerimizin, onun iin
379

almak, onun iin aclara katlanmak zere glendiini hissettik ve ne yapmamz gerektiini tartmaya baladk. Ona kasadaki btn belgeleri; bundan sonra kullanabileceimiz btn ktlar, gnlkleri ve fonograf kaytlarn almasn ve eskisi gibi kayt tutmasn syledim. Yapacak bir eyi olmas fikri onu memnun etti. Eer bylesine amansz bir ama iin 'memnun olmak' fiili kullanlabilirse. Van Helsing her zamanki gibi herkesten nce dnm ve yapacamz ileri tam olarak sralamt. "Belki de," dedi, "Carfax'a yaptmz ziyaretten sonraki toplantmzda orada duran toprak sandklaryla ilgili bir ey yapmamaya karar vermemiz iyi olmutur. Bir ey yapsaydk, Kont amacmz tahmin edebilir ve dier sandklarla ilgili amaladklarmz engellemek iin, kukusuz, nceden nlem alrd, ama imdi amacmz bilmiyor. Dahas, byk bir ihtimalle, snaklarn sterilize etmek gibi bir gcmz olduunu, bylece onlar eskisi gibi kullanmasn engelleyebileceimizi bile bilmiyor. imdi sandklarn yeriyle ilgili bilgilerimiz o kadar ilerledi ki, Piccadilly'deki evdeki sandklar inceledikten sonra, en son -525sanda kadar izlerini srebiliriz. Demek ki, gn bizim ve umudumuz bugnde. Bu sabah zntmzn zerine doan gne, batana kadar bizi koruyacaktr. Canavar imdi hangi ekle girdiyse, bu gece gne batana kadar o ekilde kalmak zorunda. Dnyevi klfnn snrlar iinde hapsolmu durumda. Ne eriyip havann iine karabilir ne de atlaklardan, yarklardan ya da aralklardan szlp kaybolabilir. Bir kapdan geecekse, bir lml gibi o kapy amak zorunda. Ve btn snaklarn bulmak ve sterilize etmek iin bu gnmz var. Bylelikle, bu sre iinde onu yakalayp yok edemezsek, kukusuz zaman iinde onu bir yerde sktracaz, yakalayacaz ve yok edeceiz." Burada ayaa
380

frladm; nk Mina'nm hayat ve mutluluuyla dolu o ok kymetli dakikalarn ve saniyelerin, olas eylem plan zerinde konuurken elimizden uup gittii dncesiyle yerimde duramyordum. Ama Van Helsing uya-nrcasna elini kaldrd. "Hayr, dostum Jonathan," dedi, "bu durumda, sizin atasznzn de belirttii gibi, eve giden en ksa yol, en uzun olandr. Zaman geldiinde hepimiz harekete geeceiz ve atik davranacaz. Ama dn, byk olaslkla durumun anahtar Piccadilly'deki ev. Kont birok ev satn alm olabilir. Bunlara ait alm senetleri, anahtarlar ve baka eyler olmal. zerine yazd ktlar vardr; ek defterleri vardr. Bir yerlerde saklamak zorunda olduu bir sr eyas olmal; peki, bu saklama yeri neden bu kadar merkezi, bu kadar sessiz, gelip giden onca -526ara ve insann arasndan kimse fark etmeden istedii saatte, ister n kapdan ister arka kapdan girip kabilecei bu ev olmasn? Oraya gidip evi arayacaz ve iinde neler olduunu renince, dostumuz Arthur'un avclk deyimiyle "delii tkayacaz" ve ihtiyar tilkimizi keye sktracaz, yle deil mi? Ne diyorsunuz?" "O zaman hemen gidelim," diye haykrdm; "deerli zamanmz harcyoruz!" Profesr kprdamad, ama yalnzca unu syledi: "Ama Piccadilly'deki o eve nasl gireceiz?" "Nasl olursa!" diye haykrdm. "Gerekirse, kapy krar, yle gireriz." "Ya sizin polisler; onlar nerede olacaklar, ne diyecekler?" Afallamtm; ama bu ii geciktirmek istiyorsa, bunun iin iyi bir nedeni olmas gerektiini biliyordum. Bu yzden, elimden geldiince sakin bir tavrla yle dedim: "Gerektiinden fazla beklemeyin; nasl bir ikence ektiimi bildiinizden eminim." "Ah, ocuum, biliyorum ve hibir ekilde acn artrmak gibi bir dileim yok. Ama bir dn, tm dnya harekete gemeden ne yapabiliriz? O zaman sra bize
381

gelecek. Dndm, dndm ve en basit yolun en iyisi olduuna karar verdim. imdi o eve girmek istiyoruz; ama anahtarmz yok; yle deil mi?" Bamla onayladm. "imdi, farz et ki, o evin sahibisin ve yine de ieri giremiyorsun ve hrszlar gibi kapy zorlayarak eve girecek bir vicdann yok; ne yapardn?" -527"Saygdeer bir ilingir bulur ve benim iin kapy amasn salardm." "Ya polisiniz; bu ie karr myd, karmaz myd?" "Ah, hayr! ilingirin usulne uygun bir ekilde tutulduunu biliyorlarsa, karmazlar." "yleyse," konuurken keskin gzlerle bana bakt, "btn i, ilingiri tutann vicdanna ve polisinizin bu iverenin vicdannn temiz olup olmadna dair inancna kalm. Polisleriniz, byle bir konuda kendilerini skntya soktuklarna gre, gerekten de insanlarn ilerini okumada alkan ve zeki adamlar olmal. Ah, ok zeki! Hayr, hayr, dostum Jonathan, Londra'da ya da dnyann neresinde olursa olsun istersen yz tane evin kilidini atr, eer ii gerektii gibi yaparsan buna kimse karmaz. Bir yerlerde okumutum; Londra'nzda ok gzel bir evi olan bir beyefendi yaz aylar iin evini kilitleyip svire'ye gitmi. Bir hrsz gelip evin arka tarafndaki bir pencereyi krarak ieri girmi. Sonra gidip n taraftaki panjurlar am ve polisin gzleri nnde n kapdan kp tekrar girmi. Sonra o evde bir ak artrma dzenlemi, ilan vermi ve byk bir tabela asm ve ak artrma gn geldiinde nl bir mezat- araclyla br adama ait olan btn eyalar satm. Sonra bir inaatya gidip evi belli bir sre iinde ykp tamamen tamas iin bir anlama yaparak evi de satm. Polisinizle dier yetkililer de ona ellerinden geldiince yardm etmiler. Evin sahibi svire tatilinden dndnde evinin bulunduu yerde -528yalnzca bo bir arsa bulmu. Btn bunlar en regle" yaplm ve bizim iimizde biz de en regle olacaz. ok erken gitmeyeceiz; nk o srada dnecek pek
382

bir eyi olmayan polis bunu tuhaf bulacaktr; saat ondan sonra, evrede ok insan varken ve evin gerek sahiplerinin byle bir eyi yapmak iin seecei saatte gideceiz." Ne kadar hakl olduunu kabul etmekten kendimi alamyordum. Mina'nn yzndeki korkun umutsuzluk da, sanki byle iyi bir neri karsnda umutlanm gibi rahatlad. Van Helsing devam etti: "Bir kez o eve girdik mi, daha fazla ipucu bulabiliriz; bir ksmmz daha fazla toprak sandn bulunabilecei dier yerlere Ber-mondsey ve Mile End'e giderken bir ksmmz da orada kalabilir." Lord Godalming ayaa kalkt. "Ben bu konuda faydal olabilirim," dedi. "Hizmetkrlarma telgraf ekerek, ie yarayabilecekleri yerlerde atlan ve arabalar hazr tutmalarm syleyebilirim." "Buraya bak, eski dostum," dedi Morris, "at binmeye karar verirsek her eyin hazr tutulmas harika bir fikir olur; ama senin armal, k arabalarn Walworth ya da Mile End'in yan yollarnda amacmza aykr olarak fazla dikkat ekmez mi, sence de? Bana kalrsa, gneye ya da douya giderken kiralk arabalara binmeli ve hatta bunlardan gittiimiz semtin yaknlarnda bir yerlerde inmeliyiz." Usulne uygun. -529"Dostumuz Quincey hakl!" dedi profesr. "Sizin deyiinizle, ba ufuktan yukarda deil. Yapmamz gereken zor bir i ve hi kimsenin bizi izlemesini istemeyiz." Mina gittike her eyle daha fazla ilgileniyordu ve olaylarn hzl gidiatnn, ona dn gece yaad korkun deneyimi bir sreliine unutturmas beni mutlu ediyordu. ok, ok solgundu. Neredeyse l gibi ve o kadar zayf grnyordu ki, dudaklar ekilmi, dilerini daha belirgin hale getirmiti. Onu sebepsiz yere zmemek iin bu sonuncudan ona bahsetmedim; ama Kont kann emdiinde zavall Lucy'nin bana gelenleri dnnce damarlarmda akan kan buz kesti. Henz,
383

dilerinin keskinletiine dair bir iaret yoktu; ama ksa bir sre gemiti ve daha korkacak zaman vard. lerimizin srasn ve glerimizi nasl datacamz tartmaya gelince, bu konuda yeni pheler dodu. Sonunda, Piccadilly'ye doru yola kmadan nce Kont'un yakndaki snan yok etmemiz gerektiine karar verdik. Bunu ksa bir sre iinde anlarsa, yine de yok etme iimizde ondan ileride olacaz ve saf madde eklindeki, en zayf varlyla bize yeni ipular verebilecek. G dalmna gelince, profesr Carfax'a yapacamz ziyaretten sonra Piccadilly'deki eve hep beraber girmeyi ve Lord Godalming ile Quincey'in, Walworth ve Mile End'deki smaklar bulup yok etmeye gitmelerini; iki doktorla benim Piccadly'de kalmamz nerdi. Profesr, pek byk bir ihtimal olmasa -530da, Kont'un gn iinde Piccadilly'ye gelebileceini ve gelirse, onunla hemen orada baa kabilecek durumda olmamz gerektiini sylyordu. Her hal krda, onu hep beraber izleyebilirdik. Ben bu plana, zellikle de benim de gitmem gereken ksmna iddetle kar ktm, evde kalp Mina'y korumak niyetinde olduumu syledim. Bu konudaki kararmn kesin olduunu sanyordum, ama Mina benim itirazma kulak asmad. Benim yardmc olabileceim hukuki bir mesele olabileceini; Kont'un belgelerinin arasnda Transil-vanya'daki tecrbelerime dayanarak anlayabileceim baz ipular bulunabileceini syledi; bylece Kont'un olaand gcnn stesinden gelmemiz iin gereken btn g bir araya toplanm olacakt. Boyun emek zorunda kaldm, nk Mina'nm karan kesindi; bu, onun iin son umut olduundan hep beraber almamz gerektiini syledi. "Bana gelince," dedi, "hi korkmuyorum. Her ey zaten olabildiince kt gitti ve bundan sonra her ne olursa olsun, iinde biraz umut ve teselli unsuru olmal.
384

Git, hayat arkadam! Tanr dilerse, beni yalnzken de yanmda birisi varm gibi koruyabilir." Bu yzden hayk-rarak ayaa kalktm: "yleyse, Tanr akna hemen gidip gelelim, nk zaman kaybediyoruz. Kont Piccadilly'ye sandmzdan daha erken gelebilir." "Pek sanmyorum!" dedi Van Helsing, elini kaldrarak. "Ama neden?" dedim. "Unutuyor musun?" dedi glmseyerek, -531"Dn gece zaten kendisine byk bir ziyafet ekti ve ge saatlere kadar uyuyacak." Unutmak m! Hi unutabilir miyim? Unutmay hi baarabilecek miyim! imizden hangimiz o korkun sahneyi unutabilir? Mi-na cesur yz ifadesini korumak iin epey aba harcyordu; ama acs ona stn geldi ve ellerini yzne kapatarak, inleyerek titredi. Van Helsing yaad korkun eyleri hatrlatmak istememiti. Yalnzca entelektel abasndaki roln unutmutu. Ne sylediini fark edince bu dncesizlii karsnda dehete dt ve onu teselli etmeye alt. "Ah, Bayan Mina," dedi, "canm, sevgili Bayan Mi-na! Size o kadar sayg duyan onca kii arasnda byle unutkanlaarak bunu syleyenin ben olmam ne kt! Bu aptal yal dudaklarm ve bu aptal, yal kafam bunu hak etmiyor; ama bunu unutacaksnz, deil mi?" Konuurken Mina'nn yannda eildi ve Mina onun elini tuttu, gzyalarnn arasndan ona bakarak bouk bir sesle unlar syledi: "Hayr, unutmayacam, nk hatrlamak daha iyi ve bununla beraber sizin ne kadar tatl bir insan olduunuza dair o kadar ok ey var ki belleimde, onlar da beraber hatrlayacam. imdi, hepiniz ksa bir sre sonra gitmek zorundasnz. Kahvalt hazr ve hepimiz gl olmak iin yemek zorundayz." Kahvalt hepimiz iin garip bir yemek oldu. Neeli olmaya ve birbirimizi yreklendirmeye alyorduk; iimizde en canl ve neeli olan Mina'yd. Kahvalt bittii zaman Van Helsing ayaa kalkt ve unlar syledi: -532385

"imdi, sevgili dostlarm, korkun iimize balyoruz. Dmanmzn snan ilk kez ziyaret ettiimiz zaman olduu gibi silahl myz hepimiz? Bedensel saldrlara olduu kadar ruhsal saldrlara kar da silahl myz?" Hepimiz onayladk. "O zaman, gzel. imdi, Bayan Mina, her hal krda, gnbatmna kadar burada olduka gvendesiniz ve gn batmadan nce de dneceiz zaten; dnebilirsek dneceiz! Ama gitmeden nce sizin de saldrlara kar silahlandnzdan emin olaym. Siz aa indikten sonra, O'nun girememesi iin, hepimizin bildii eyleri yerletirerek odanz bizzat hazrladm. imdi sizi de hazrlamama izin verin. Alnnza bu Kutsal Ekmek paras ile dokunacam; Baba, Oul ve..." Neredeyse yreklerimizi donduran korkun bir lk koptu. Van Helsing, Kutsal Ekmek'i Mina'nn alnna dokundurur dokundurmaz, ekmek alnn dalam, etini sanki bir para scak demir gibi yakmt. Zavall sevgilimin, sinirleri acy alglar alglamaz, beyni de ona bunun anlamn sylemiti: kisi birden onu yle etkilemiti ki, zaten an derecede gerilmi olan ruhu, bunu o korkun lkla seslendirmiti. Ama szler de abuk geldi; daha ln yanksnn havada nlay bitmeden tepki de geldi ve aalanmann strabyla yere diz kt. Eski zamanlardaki czamllarn rtlerini zerlerine ekmeleri gibi gzel salarn yzne rterek feryat etti: "Kirliyim, kirliyim!* Yce Tanr bile benim kirlenmi bedenimden uzak duruyor! Bu Bkz. Leviticus, 13: 45. -533utan izini, alnmda Maher Gn'ne kadar tayacam." Herkes sustu. Ben, aresiz bir kederin strabyla kendimi onun yanna attm ve kolumu dolayarak ona smsk sarldm. Birka dakika boyunca, kederli yreklerimiz hep beraber arpt ve evremizdeki dostlarmz, sessizce gzya dken gzlerini kardlar. Sonra Van Helsing dnp yle byk bir ciddiyetle konutu ki, bir ekilde ilham
386

geldiini, aslnda her eyin farknda olduunu hissetmekten kendimi alamadm: "Gerekten de Tanr Maher Gn'nde dnyann tm hatalarn dzeltmek ve ocuklarn oraya yerletirmek isteyene kadar, ki kukusuz yapacaktr bunu, o iareti tamak zorunda kalabilirsin. Ve ah, Bayan Mi-na, canm, canm, Tanr'nn olanlar bildiine dair bir iareti olan bu kzl leke silinecek ve alnn da yrein kadar temiz olacak; biz seni sevenler de o gn orada olacaz ve bunu greceiz. nk yaadmz kadar aka ortada olan u ki, Tanr zerimizdeki bu ar ykn kalkmasna karar verdii zaman o yara izi yok olacak. O zamana kadar, Olu'nun, Tanr'nn iradesine boyun eerek tad gibi biz de hamz tayacaz. Belki de O'nun memnuniyeti iin setii aralanzdr. Biz Tanr'nn ars zerine ykselirken o kii, krba izleri ve utan, gzyalar ve kan; kuku ve korkularla, Tanr ile insan arasndaki fark oluturan ne varsa, onunla gidecek." Szlerinde umut ve teselli vard ve tevekkl yarattlar. Mina da, ben de byle hissettik ve ikimiz de ayn anda yal adamn birer eli-534ni tutarak eilip ptk. Sonra tek kelime etmeden hepimiz bir arada diz ktk ve el ele tutuarak birbirimize sadk kalmaya yemin ettik. Biz erkekler, her birimizin kendine gre farkl ekillerde sevdii kadnn alnndaki hzn perdesini kaldrmaya ant itik ve nmzdeki korkun grevde bize yardm edip yol gstermesi iin Tanr'ya dua ettik. e koyulma vakti gelmiti. Bylelikle, Mi-na'ya veda ettim, bu ikimizin de lene kadar unutamayacamz bir ayrl oldu ve yola ktk. Bir konuda kararm verdim: Eer Mi-na'nn sonunda bir vampir olacan anlarsak, o bilinmeyen, korkun lkeye yalnz bana gitmeyecek. Sanrm, eski zamanlarda bu yzden, bir vampir birok vampir anlamna geliyordu; tpk iren bedenlerinin ancak kutsal toprakta dinlenebilmesi gibi, en kutsal sevgi de korkun saflarna asker katmak iin arac oluyordu.
387

Hi zorluk ekmeden Carfax'a girdik ve her eyi ilk girdiimiz zamanki gibi bulduk. Alelade bir terk edilmilik vard. Bu kadar toz ve rme ortamnn, tandmz gibi korkulara zemin olduuna inanmak zordu. Hibir belge, evin kullanldna dair hibir iz bulamadk. Eski apeldeki byk sandklar da onlar en son grdmz gibi grnyorlard. Sandklarn nnde durduumuzda Van Helsing kasvetli bir tavrla unlar syledi: "Ve imdi dostlarm, burada yapmamz gereken bir grev var. Kutsal hatralarla dolu -535olduu iin o kadar uzaktan, byle korkun bir ama iin getirilen bu topra kutsamal-yz. Bu topra kutsal olduu iin semiti. Bylece biz de onu kendi silahyla vuracaz, nk onu daha da kutsal hale getireceiz. O adamn kullanm iin kutsallatrlmt ve imdi biz onu Tanr iin kutsallatracaz." Konuurken antasndan bir tornavida ve pense kard ve ok gemeden sandklardan birinin kapa kaldrld. Topran kokusu kfl ve boucuydu; ama her naslsa, buna aldrmadk, nk dikkatimizi profesre vermitik. antasndan bir para Kutsal Ekmek karp saygyla topran zerine yerletirdi ve sonra kapa kapatarak vidalamaya balad. Biz de ona yardm ettik. Teker teker btn byk sandklara ayn eyi yaptk ve onlar grnte bulduumuz gibi braktk, ama imdi her birinin iinde bir para Kutsal Ekmek vard. Arkamzdan kapy kapattmzda profesr ciddi bir tavrla unlar syledi: "ok ey yapm saylrz. Dier sandklar konusunda da bu kadar baarl olursak, bu akam gnbatmnda gne Bayan Mina'nn alnnda fildii kadar beyaz parlayabilir ve lekelerini silebilir!" Trene yetimek zere istasyona gitmek iin baheden geerken tmarhanenin nn
388

grebiliyorduk. Merakla baktm ve odamn penceresindeki Mina'y grdm. Ona el salladm ve iimizi baaryla tamamladmz ifade etmek iin bam edim. O da anladn belirtmek iin cevap olarak ban sallad. -536Son grdmde, el sallayarak veda ediyordu. zgn yreklerle istayona vardk ve biz tam platforma ulatmzda buhar pskrtmeye balam olan treni yakaladk. Bunu trende yazdm. Piccadilly, 12:30 - Fenchurch Caddesi'ne ulamamzdan hemen nce Lord Godalming bana yle dedi: "Quincey ile ben bir ilingir bulacaz. Bir sorun kma ihtimaline karlk sen bizimle gelmesen daha iyi olur; nk bu artlar altnda bizim bo bir eve zorla girmemiz o kadar kt grnmeyebilir. Ama sen bir avukatsn ve Birleik Hukuk Dernei sana bunu yapmam olman gerektiini syleyebilir." Yapacamz ho bir ey olmasa da bu neriye itiraz ettim, ama o devam etti: "Ayrca, bu kadar kalabalk gitmezsek, daha az dikkat ekeriz. Benim unvanm, ilingirde ve karlaabileceimiz herhangi bir polis memurunda ie yarar. Jack ve profesr ile gidip Green Park'ta, evi grebileceiniz bir yerde bekleeniz daha iyi olur; kapnn aldn, ilingirin gittiini grnce gelirsiniz. Sizi bekliyor olacak ve ieri alacaz." "Bu iyi bir neri!" dedi Van Helsing, bylece baka bir ey konumadk. Godalming ile Morris aceleyle bir arabaya atladlar ve biz de arkalarndan baka bir arabaya bindik. Arlington Caddesi'nin kesinde arabadan indik ve ar ar Green Park'a doru yrdk. Umutlarmzn o kadar byk bir ksmn baladmz evi grdmde kalbim hzla arpmaya balad; evresindeki daha canl ve -537temiz grnml evlerin arasnda, terk edilmi haliyle korkun ve sessiz grnyordu. Evi grebileceimiz bir banka oturduk ve mmkn olduunca az dikkat
389

ekmek iin puro imeye baladk. Dierlerinin gelmesini beklerken zaman kurundan ayaklarla ilerliyor gibi geldi. Sonunda drt tekerlekli bir arabann geldiini grdk. Lord Godalming ve Morris acele etmeden arabadan indiler; src yerinden de elinde alet antasyla tknaz yapl bir ii kt. Morris arabacnn parasn dedi, adam apkasna dokunarak selam verdi ve arabasn srp uzaklat. Merdivenleri ktlar ve Lord Godalming ne yaptrmak istediini gsterdi. i ar hareketlerle ceketini kararak parmakln sivri ularndan birine ast ve o srada oradan gemekte olan polise bir eyler syledi. Polis ban sallayarak onaylad ve adam yere diz kerek antasn yanna yerletirdi. antasnn iini kartrdktan sonra bir dizi alet kard ve dzgn bir ekilde yanna dizdi. Sonra ayaa kalkp anahtar deliine bakt, iine fledi ve iverenlerine dnerek bir yorum yapt. Lord Godalming glmsedi ve adam, byk bir deste anahtar kaldrd; ilerinden birini seerek iini hissetmeye alyormu gibi kilidi yoklamaya balad. Bir sre uratktan sonra ikinci bir anahtar, sonra da ncsn denedi. Birdenbire hafife itmesiyle kap ald; o ve Lord Godalming'le Morris hole girdiler. Kprdamadan oturuyorduk; benim purom hrsla yanyordu, ama Van Hel-538sing'inki bsbtn snmt. Sabrla bekledik ve iinin antasn da alp dar ktn grdk. Sonra dizleriyle sabitleyerek kapy yan ak tuttu ve kilide uygun bir anahtar soktu. En sonunda bunu Lord Godalming'e uzatt ve o da czdann karp iiye bir eyler verdi. Adam selam verip antasn ald, ceketini giydi ve uzaklat; btn bu ilemi fark eden tek bir kii bile olmamt. Adam iyice uzaklatktan sonra mz caddeyi getik ve kapy aldk. Kap hemen Quincey Morris tarafndan ald ve yannda da purosunu yakmakta olan Lord Godalming duruyordu.
390

"Buras ok berbat kokuyor," dedi Lord Godalming biz ieri girerken. Gerekten de berbat kokuyordu. Tpk Carfax'taki eski apel gibi. nceki tecrbelerimize dayanarak, Kont'un buray sk sk kullandn anladk. Evi incelemek zere harekete getik, herhangi bir saldn ihtimaline kar birbirimizden ayrlmyorduk, nk karmzdakinin ne kadar korkun ve gl bir dman olduunu biliyorduk ve Kont'un evde olup olmadn henz bilmiyorduk. Holn hemen arkasndaki yemek odasnda, sekiz sandk toprak bulduk. Aradmz dokuz sandktan yalnzca sekizi! imiz bitmemiti ve kayp sand bulana kadar da asla bitmeyecekti. lk nce; ta deli dar bir avluya alan ve bir ahrn, minyatr bir evin n yz gibi ekil verilmi bo yzne bakan pencerenin kepenklerini atk. Ahrn bu yznde hi pencere yoktu, bu yzden gzetlenmekten korkmuyorduk. Hi zaman -539kaybetmeden sandklan inceledik. Yanmzda getirdiimiz aletlerle bunlan teker teker atk ve eski apeldeki sandklara yaptmz ilemi bunlara da yaptk. Kont'un evde olmad akt ve ona ait baka bir ey olup olmadna bakmaya baladk. Bodrumdan at katna kadar btn odalara geliigzel bir gz gezdirdikten sonra, Kont'a ait olabilecek btn eyalarn yemek odasnda bulunduu sonucuna vardk; bu yzden her birini dikkatle incelemeye baladk. Hepsi kark bir ekilde, ama yine de belli bir dzen iinde, byk yemek masasnn zerinde duruyorlard. Piccadilly'deki evin tapu senetleri byk bir deste halinde duruyordu; sonra Mile End ve Bermondsey'deki evlerin alm senetleri; not ktlar, zarflar, kalemler ve mrekkep. Tozdan korunmalar iin de ince bir paket kdna sarlmlard. Ayn zamanda bir elbise fras, bir sa fras ve tarak, bir srahi ve iinde kandan krmzlam kirli su bulunan bir de anak vard. Son olarak da trl trl byklk ve boyutlarda anahtarlann
391

bulunduu bir deste bulduk, bunlar muhtemelen dier evlere aitti. Bu sonuncu bulgumuzu inceledikten sonra Lord Godalming ile Quincey Morris, dou ve gneydeki evlerin adreslerini not edip, anahtar destesini alarak bu evlerdeki sandklan yok etmek zere yola ktlar. Biz de elimizden geldiince sabrla onlarn dnmesini bekliyoruz ya da Kont'un gelmesini. -540TRM NC BLM DR. SEWARDIN GNL 3 Ekim - Godalming ile Quincey Morris'in dnmesini beklerken zaman korkun derecede ar geiyordu. Profesr zihinlerimizi srekli megul ederek bizi uyank tutmaya alyordu. Zaman zaman Harker'a att baklardan iyilik dolu amacn anlyordum. Zavall adam kahredici bir zntye boulmutu. Daha dn gece, gl, genlik dolu yz, enerji dolu hali ve koyu kahverengi salanyla drst ve mutlu grnl bir adamd. Bugn ise gergin, perian ve yal bir adam; beyaz salar; km alev alev yanan gzlerine ve yznn keder dolu izgilerine uyum salyor. Yine de enerjisi hl yerindeydi; aslnda canl bir alev gibiydi. Bu onun kurtuluu olabilir, nk her ey yolunda giderse, bu onu bu umutsuz dnemde ayakta tutacak ve sonra gzleri, bir ekilde tekrar hayatn gereklerine alacak. Zavall adam, kendi derdimin ok kt olduunu sanyordum, ama onunki... Profesr bunu ok iyi biliyor ve akln megul etmek iin elinden geleni yapyor. Syledii eyler, bu artlar altnda, ilgi ekiciydi. Hatrlayabildiim kadanyla yleydi: "Elime getiklerinden beri bu canavarla ilgili belgeleri tekrar tekrar inceledim ve incele-541dike onun iini bitirmenin ne kadar art olduunu grdm. Btn bu belgelerin iinde onun ne kadar gelimi olduuna dair iaretler var; sadece gcnn deil,
392

bu konudaki bilgisinin de. Budapete'deki dostum Armini-us'un aratrmalarndan rendiime gre, hayattayken harika bir adamm. Asker, devlet adam ve simyac. Simyacl ann bilimindeki en yksek aamaym. Gl bir beyni, kyas tanmaz bir bilgisi, korku ya da vicdan azab nedir bilmeyen bir yrei varm. Scholomance'ye girmeye bile cesaret etmi ve zamannda denemedii bilim dal yokmu. Beyninin gleri, fiziksel lmnden sonra da varln srdrm; ama bellei tamamlanm gibi grnmyor. Akln baz becerileri asndan gemite neyse o ve bata ocuksu olan baz eyler artk iyice olgunlam. Bir deney yapyor ve bunu iyi de beceriyor; eer biz yoluna kmasaydk, yolu yaamdan deil, lmden geen yeni bir varlk trnn babas ya da kurucusu olacakt ki, biz baarsz olursak, yine olabilir." Harker inledi ve yle dedi: "Ve btn bunlar benim sevgilime kar saf tutmu! Ama nasl bir deney yapyor? Bunu bilmek, onu alt etmemize yardmc olabilir!" "En batan beri, geldiinden beri, gcn deniyor; yava yava, ama emin admlarla; o byk, ocuksu beyni alyor. Bunun henz bir ocuk beyni olmas bizim iin iyi; nk baz eyleri yapmaya en bata kalk-sayd, oktan bizim gcmzn yetemeyece-i bir yerde olurdu. Bununla birlikte, baan-542l olmaya kararl ve nnde yzyllar olan bir adam bekleyip yava yava yol almay gze alabilir. Dsturu festina tente* olabilir." "Anlayamyorum," dedi Harker bitkin bir tavrla. "Ah, ltfen daha ak konuun! Belki de znt ve sknt beynimi kreltiyor." Profesr elini efkatle onun omzuna koyarak konutu: "Ah, ocuum, ak konuacam. Bu canavarn son gnlerde, nasl da deneyler yaparak bilgi edindiini grmyor musun? Dostumuz John'un evine girebilmek iin
393

zo-ofaguslu hastay nasl da kulland; nk vampirimiz, sonradan istedii zaman, istedii gibi gelip gidebilmek iin bir eve ilk nce, orada yaayan birinin davetiyle girmek zorundadr. Ama bunlar onun en nemli deneyleri deil. Bu byk sandklar ilk nce bakalar tarafndan tanyor. O zaman bilmiyordu, byle olmas gerektiini dnyordu. Ama btn bu sre boyunca, onun ocuk beyni byyordu ve sandklar kendi bana da tayp tayamayacan grmek istedi. Bu yzden yardm etmeye balad ve sonra, bunu halledebileceini grdnde, hepsini kendisi tamaya alt. Ve bylece ilerledi, mezarlarn datt ve ondan baka kimse onlarn nerede sakl olduunu bilmiyor. Onlar topran derinliklerine gmmeyi dnm olabilir. Bylece onlar yalnzca geceleri ya da biimini deitirebilecei zamanlarda kullanabilir; bu da ayn ekilde iine yarar ve kimse bunlarn, onun saklanma Ardan alarak hzl git. -543yeri olduunu bilemez! Ama ocuum, umutsuzlua kaplma; bu bilgi ona ok ge geldi! oktan snaklarndan biri hari hepsini kutsadk; gnbatmmdan nce byle olacak. Sonra gidip saklanabilecei hibir yer kalmayacak. Bu sabah emin olabilmek iin ie balamay geciktirdim. Bizim iin tehlikede olan daha ok ey yok mu? O zaman neden ondan daha dikkatli davranmayalm? Benim saatime gre, saat bir ve her ey yolunda gitmise, dostumuz Arthur ile Quincey buraya doru yola kmlardr. Bugn bize ait ve yava olsa da emin admlarla ilerlemeli, hibir frsat karmamalyz. Bakn! Dierleri de dndnde be kii olacaz." O konuurken hol kapsnn iki kez vurul-masyla irkildik; telgraf ocuun iki kez vuruuydu bu. Hi. dnmeden hepimiz hole doru atldk ve Van Helsing sessiz olmamz iin elini kaldrarak kapya doru gitti ve at. Telgraf ocuk
394

bir telgraf uzatt. Profesr tekrar kapy kapatt ve adrese baktktan sonra ap yksek sesle okudu: "D.ye dikkat edin. imdi, 12:45'te aceleyle Carfax'tan kt ve gneye doru gitti. Tura km gibi grnyor ve sizi grmek isteyebilir. -MINA." Bir sessizlik oldu, sonra bu sessizlik Jonathan Harker'n sesiyle bozuldu: "te, Tanr'ya krler olsun, yaknda karlaacaz!" Van Helsing hzla ona dnd ve yle dedi: 'Tanr zaman geldiinde, takdirini istedi-544i ynde kullanacak. Korkma, ama henz sevinme de; nk u anda dilediimiz ey, kendi mahvoluumuz olabilir." "u anda hibir eyi umursamyorum," dedi Jonathan fkeyle, "bu hayvan dnya yznden silmek dnda hibir eyi. Bunun iin ruhumu bile satardm!" "Ah, sus, sus ocuum!" dedi Van Helsing, 'Tanr bu ekilde ruh satn almaz ve eytan, satn alsa bile, anlamaya sadk kalmaz. Ama Tanr merhametli ve adildir, ektiin acy, sevgili Bayan Mina'ya ne kadar bal olduunu biliyor. lgnca szlerini duysayd Bayan Mina'nn acs nasl katmerlenirdi bir dn. Herhangi birimizden korkun olmasn; hepimiz kendimizi bu amaca adadk ve bugn sonu greceiz. Eyleme geme zaman geliyor; bugn" bu Vampir insan gleriyle snrl ve gnbatmna kadar deiemeyecek. Buraya ulamas zaman alacaktr. Bakn, saat biri yirmi geiyor ve buraya gelmesine daha zaman var, asla bu kadar hzl olamaz. Lord Arthur ile Quincey'nin ondan nce gelmelerini ummalyz." Bayan Harker'n telgrafn almamzdan yarm saat kadar sonra, hol kapsnn usulca, ama kararl bir ekilde vurulduunu duyduk. Binlerce beyefendinin vurduu gibi sradan bir vurutu, ama profesrn de benim de kalbimin hzla arpmasna sebep oldu. Birbirimize baktk ve birlikte hole ktk; silahlarmz kullanmaya hazr bir biimde elimizde duruyordu; ruhani olanlar sol, dnyevi
395

olanlar sa elimizde. Van Helsing srgy ekti -545ve kapy yar ak tutarak, iki eli de eyleme gemeye hazr biimde geri ekildi. Eikte, Lord Godalming ve Quincey Morris'i grdmzde yreklerimizdeki mutluluk yzlerimize yansm olmal. abucak ieri girdiler ve kapy arkalarndan kapattlar. Holde ilerlerken Godalming yle dedi: "Tamamdr. ki evi de bulduk; her birinde alt sandk vard ve hepsini yok ettik!" "Yok mu ettiniz?" diye sordu profesr. "Onun asndan!" Bir dakika kadar sessiz kaldk, sonra Quincey konutu: "Burada beklemekten baka yapacak bir ey yok. Ama eer saat bee kadar gelmezse, buradan ayrlmalyz; nk gnbatmndan sonra Bayan Harker' yalnz brakmak doru olmaz." Not defterine bakan Van Helsing, "ok gemeden burada olacak," dedi. "Nota bene* Bayan Mina'nn telgrafna gre Carfax'tan gneye gitmi, demek ki, rma gemek zorunda, bunu yalnzca gelgit alaldnda, yani saat bire doru yapabildiine gre gneye gitmesi bizim amzdan anlaml. imdilik sadece pheleniyor ve Carfax'tan sonra, mdahaleyi en az bekleyecei yere gitti. Siz onun gelmesinden ksa bir sre nce Ber-mondsey'den ayrlm olmalsnz. Henz buraya gelmemi olmas da sonra Mile End'e gittiini gsteriyor. Bu onun biraz zamann almtr; nk sonra bir ekilde nehri gemek zorunda. nann bana, dostlarm, artk fazla beklemeyeceiz. Hibir ans karmatyi not edin. -546mak iin bir saldn plan hazrlamalyz. , artk zaman kalmad. Hepiniz silahlarnz aln! Hazr olun!" Konuurken elini uyarr gibi kaldrd, nk hepimiz holdeki kapnn kilidine yavaa bir anahtar sokulduunu duymutuk. Byle bir anda bile, hkim alkanlklarn nasl ortaya ktm grp hayran olmamak elimde deildi. Dnyann farkl blgelerindeki btn av partilerimizde ve maceralarmzda eylem plann hazrlayan hep Quincey Morris olurdu ve Arthur
396

ile ben de bir ekilde ona uymaya almtk. imdi bu eski alkanlk igdsel olarak yeniden uyanm gibiydi. Quincey gzlerini abucak odada gezdirerek hemen saldn planmz hazrlad ve tek kelime etmeden, bir hareket ile, her birimizi pozisyonumuza yerletirdi. Van Helsing, Harker ve ben kapnn hemen arkasnda duruyorduk, bylece kap aldnda profesr kapy korurken biz ikimiz de ieri giren kiiyle kapnn arasna geecektik. Pencerenin hemen nnde, harekete gemeye hazr bir biimde, Quincey nde, Godalming arkada gizlenmilerdi. Saniyelerin bir kbus yavalyla gemesine sebep olan bir kuku iinde bekledik. Holden yava, dikkatli ayak sesleri geldi; anlalan Kont bir srprize hazrlklyd; en azndan bundan korkuyordu. Aniden, tek bir sray ile odaya dald ve aramzdan herhangi biri onu durdurmak iin elini bile kaldramadan aramzdan geti. Bu hareketinde panterlerin hareketlerine o kadar benzeyen, o kadar insanlkd bir ey -547vard ki, geliinin okunu hepimizin atlatmasna sebep oldu. lk harekete geen Harker oldu, abuk bir hareketle kendisini, evin n tarafndaki odaya alan kapnn nne att. Kont bizi grdnde yznden korkun, hrlar gibi bir ifade geti, uzun ve sivri ulu kpek dileri grnd; ama ktcl glmseme geldii gibi hzla kaybolarak yerini as-lanlannkine benzer, kmseyen, souk bir baka brakt. Hep beraber zerine doru ilerlediimizde yzndeki ifade yine deiti. Daha iyi bir saldn plan yapmam olmamz ok ktyd, nk o an bile bundan sonra ne yapacamz merak ediyordum. ldrc silahlarmzn bir ie yarayp yaramayacan bilemiyordum. Anlalan Harker bunu bir denemek istemiti, nk byk Kukri ban hazrlam, aniden, vahice sallamt. Gl bir darbe savurmutu; Kont'u yalnzca, geri srayndaki eytani eviklik kurtarabildi. Bir an ge kalsayd, keskin bak yreine girecekti. Ban ucu ceketinin
397

kuman kesti ve at geni yarktan bir deste banknot ve bir altn rma dkld. Kont'un yzndeki ifade o kadar cehennemiydi ki, bir an Harker iin korktum, ama tekrar saldrmak iin o korkun ban bir daha kaldrdn grdm. Ha ve kutsal ekmei sol elimde tutarak koruma igdsyle hemen ne ktm. Btn koluma ok byk bir g yayldn hissettim ve her birimiz ayn ekilde ilerleyince canavarn geri ekildiini grmek beni artmad. Kont'un yzne yaylan nefret ve engellenmi ktcll -548-kzgnlk ve cehennemi bir fke vard- kelimelerle anlatmak olanaksz. Balmumu ans rengi alev alev yanan gzleriyle tezat oluturarak yeilimsi bir sanya dnd ve alnndaki krmz yara izi, solgun derisinin zerinde, kalp at gibi kabanyordu sanki. Hemen ardndan, ylankavi bir dalla Harker'n kolunun altndan -o daha darbesini indireme-den- geti ve yerden bir avu dolusu para alarak odann kar tarafna frlad ve kendini pencereden dan frlatt. Paralanan camlarn angrts ve panltlan arasnda aadaki ta deli alana yuvarland. angrda-yan cam seslerinin arasndan, altn paralardan bir ksmnn ta demenin zerinde derken kard altn "nlamalar" duydum. Koarak pencereye gittik ve hi incinmemi bir ekilde yerden zplayarak kalktn grdk. Hzla merdivenleri karak ta deli avluyu geti, ahnn kapsn ittirip at. Sonra bize dnp unlan syledi: "Kasap dkkanndaki koyunlar gibi dizilmi solgun yzlerinizle beni durduracanz sanyorsunuz. Hepiniz zleceksiniz! Bana dinlenecek bir yer brakmadnz sanyorsunuz; ama baka yerlerim var. ntikamm daha yeni balad! Bunu yzyllara yaydm ve zaman benim yanmda. O kadar sevdiiniz kzlar oktan benim oldu ve onlar araclyla siz de benim olacaksnz, dierleri de; benim yaratklanm, emirlerimi yerine getirecek, beslenmek istediimde akallanm olacaksnz. Peh!" Kmseyen bir sntla abucak kapdan ieri girdi ve arkasndan ka398

-549py srgledii srada pasl srgnn gcrtsn duyduk. Onun tesindeki baka bir kap ald ve kapand. Ahrn iinden geerek onu takip etmenin zorluunu fark ettiimiz iin hole doru harekete getiimizde ilk konuan profesr oldu. "Bir eyler rendik, epeyce bir ey! Cesur szlerine karn, bizden korkuyor; zamandan korkuyor, yoksunluktan korkuyor! nk korkmasa, neden byle hzl hareket etsin? Ya ses tonu onu ele veriyor ya da benim kulaklarm yanlyor. Neden o paray ald? abuk takip edin. Siz vahi hayvan avclarsnz ve byle dnn. Bana gelince, geri dnse bile, buradaki hibir eyin ona fayda etmemesini salayacam." Konuurken yerde kalan paray cebine koydu, tapu senetlerini Harker'n brakt gibi deste halinde ald ve geri kalan eyleri minenin iine sprerek bir kibritle bunlar atee verdi. Godalming ile Morris avluya kotular ve Harker, Kont'u izlemek iin pencereden indi. Ama Kont ahr kapsn srglemiti ve kapy zorlayp atklar zaman, ieride ondan bir iz yoktu. Van Helsing ile ben evin arka tarafnda bir soruturma yapmay denedik; ama arka sokaklar sszd ve onun gidiini kimse grmemiti. Artk leden sonrann ge saatleri olmutu ve gnbatmna ok kalmamt. Oyunumuzun burada bittiini kabul etmek zorundaydk; profesr unlar sylediinde arlam yreklerimizle ona katldk: "Hadi, artk Bayan Mina'ya geri dnelim; -550zavalh, sevgili Bayan Mina'ya. imdilik elimizden geleni yaptk ve en azndan oraya gidip onu koruyabiliriz. Ama umutsuzlua kaplmaya gerek yok. Sadece bir sandk toprak kald ve onu bulmaya almalyz; bu da halledildiinde her ey yoluna girecek." Harker' rahatlatmak iin elinden geldiince cesur bir tavr taknarak konutuunun farkmdaydm. Zavall Harker epeyce kmt; kendini tutamyor, karsn dnyor ve azndan bas-tramad bir inleme kyordu.
399

zgn yreklerle evime dndk ve Bayan Harker' bizi beklerken bulduk; neeli grnmeye alyor ve bu da cesaretini ve bencil olmayn daha da saygdeer bir ekilde gsteriyordu. Yzlerimizi grdnde kendi yz de l gibi bembeyaz kesildi; bir iki saniyeliine, gizlice dua ediyormu gibi gzlerini kapad ve sonra neeyle yle dedi: "Hepinize ne kadar teekkr etsem azdr. Ah, benim zavall sevgilim!" Konuurken kocasnn ak ban ellerinin arasna ald ve pt. "Zavall ban buraya yasla ve dinlen. Her ey yoluna girecek, hayatm. Tanr, iyi niyetiyle isterse, bizi koruyacaktr." Zavall adam yalnzca inlemekle yetindi. Katlanla-maz acs kelimelerle avunmuyordu. Birlikte batansavma bir akam yemei yedik ve sanrm bu hepimizi biraz canlandrd. Belki de bize iyi gelen, a insanlara da geldii gibi yiyecein hayvani ssyd; nk hibirimiz kahvaltdan beri hibir ey yememitik; ama belki de dostluk hissiydi; ama ne olursa olsun, mutsuzluumuz azalmt ve -551yarna o kadar da umutsuz bakmyorduk. Verdiimiz sze sadk kalarak Bayan Harker'a olup biten her eyi anlattk ve kocasnn tehlikede olduu zamanlan anlattmzda kar gibi bembeyaz kesilmesine, kocasmn ona ball ortaya kt dier zamanlarda da kpkrmz olmasna ramen cesaretle ve sakin bir ekilde dinledi. Harker'n o kadar korkusuzca Kont'un zerine atld ksma geldiimizde kocasnn kolunu kavrad ve sanki kavray onu, bana gelebilecek herhangi bir tehlikeden koruyabilecekmi gibi sk sk tuttu. Bununla birlikte, hikyemiz sona erene ve u zamana kadar olup biten her ey anlatlana kadar hibir ey sylemedi. Sonra kocasnn kolunu brakmadan ayaa kalkt ve konutu. Ah, o sahneye dair herhangi bir fikir verebilsem keke: o tatl, iyi kadn, genlik ve canllk iinde, parlak bir gzellik iinde; nereden, nasl geldiini bilerek ve dilerimizi gcrdatarak baktmz alnndaki o krmz yarayla ne kadar akl bandayd. Bizim byk nefretimize
400

karlk onun sevgi dolu iyiliiyle; bizim korkularmza ve kukularmza karlk onun sevecen inancyla ve biz, simgeler sz konusu olduunda, onun btn iyilii, safl ve inanc ile Tann'nn reddettiklerinden olduunu bilirken. "Jonathan," dedi ve bu kelime o kadar sevgi ve efkat doluydu ki, dudaklarndan bir mzik gibi dkld, "Jonathan, hayatm ve sizler, benim gerek, gerek dostlarm, btn bu dehet verici zamanlar boyunca bir eyi aklnzdan karmamanz istiyorum. Sava-552mak zorunda olduunuzu biliyorum. Gerek Lucy, ahirette yaayabilsin diye sahte Lucy'yi yok ettiiniz gibi bunu da yok etmek zorunda olduunuzu biliyorum: Ama bu bir nefret grevi deil. Btn bu zntlere neden olan o zavall adam aslnda aramzdaki en acnacak kii. Kt taraf yok edildiinde ve iindeki iyi taraf ruhsal lmszle kavutuunda ne kadar sevineceini bir dnn. Bu, ellerinizi onu yok etmekten alkoyamayacak olsa da, ona kar da merhametli olmalsnz." O konuurken kocasnn yznn karardn ve iindeki fkenin, varln en derinlerine kadar kurutuyormu gibi kalarnn a-tldn grebiliyordum. gdsel olarak karsnn elini daha ok skmaya balad, ta ki parmaklarnn eklem yerleri bembeyaz kesilene kadar. Bayan Harker ektiinden emin olduum acdan kanmad, ona her zamankinden daha dokunakl gzlerle bakt. O konumay bitirdii zaman, Jonathan ayaa frlad ve konumaya baladnda elini neredeyse koparr gibi ondan ekti: "Umarm Tanr onu, yok etmeme yetecek kadar uzun sre ellerimde brakr. Dahas, elimden gelse, onun ruhunu sonsuza kadar yanmas iin cehenneme gnderebilirdim!" "Ah, sus! Ah, sus! Yce Tanr adna. Byle eyler syleme Jonathan, kocam; yoksa beni korku ve dehet ile ykarsn. Sadece bir dn, hayatm ben btn gn
401

boyunca bunu uzun uzun dndm belki... bir gn... ben de byle bir merhamete gereksinim duyarm ve senin gibi biri ya da fkelenmeye se-553nin kadar sebebi olan baka biri bunu benden esirgeyebilir! Ah, kocam! Kocam, baka bir yolu olsayd, gerekten de seni byle bir dnceden korurdum; ama Tanr'ya, lgnca szlerini dikkate almamas, bunlar yalnzca sevgi dolu, yaral bir adamn kalbi krk haykrlar olarak grmesi iin yalvaryorum. Ah, Tanrm, bu beyaz salar, btn hayat boyunca yanl bir ey yapmam, ama bunca znt yaam olan bu adamn ektii aclarn bir kant olarak gr." imdi, biz erkekler gzyalar iindeydik. Gzyalarna direnmenin bir yolu yoktu ve ak ak aladk. Tatl tavsiyelerinin etkili olduunu grnce Bayan Harker da alad. Kocas kendini onun yanna, dizlerinin zerine att ve kollarn ona dolayarak yzn elbisesinin kvrmlar arasna saklad. Van Helsing bize iaret etti ve iki k kalbi Tann'yla ba baa brakarak usulca odadan ktk. Onlar yatmadan nce profesr, Vampir'in gelme ihtimaline karlk oday hazrlad ve Bayan Harker'a huzur iinde uyuyabilecei konusunda gvence verdi. Bayan Harker buna inanmaya alt ve anlalan, kocasnn hatr iin ikna olmu gibi grnd. Bu cesur bir mcadele oldu ve sanrm dlsz kalmad. Van Helsing ikisinin de uzanabilecei bir yere, acil bir durumda alabilecekleri bir an yerletirdi. Onlar yattktan sonra Quincey, Godalming ve ben geceyi aramzda blerek uyank kalmaya ve felakete uram, zavall kadnn gvenlii iin nbet tutmaya karar verdik. lk nbet Quincey'nin olduu iin geri -554kalanmz mmkn olduunca abuk yatacaz. kinci nbet onun olduu iin Godalming oktan odasna ekildi bile. imdi iim bittiine gre ben de yatacam. JONATHAN HARKER IN GNL 3-4 Ekim, gece yarsna yakn - Dnn hi bitmeyeceini sandm. Uyandmda her
402

eyin ok daha iyi olarak deitiini grecek-miim gibi kr bir inanla uyumak iin can atyordum. Ayrlmadan nce, bir sonraki admmzn ne olmas gerektii konusunda tarttk, ama bir sonuca varamadk. Tek bildiimiz, bir toprak sandnn kald ve bunun yerini bir tek Kont'un bildiiydi. Eer gizlenmeye karar verirse, dncesi bile korkun, ama bizi yllarca atlatabilir ve imdi bile dnmeye cesaret edemiyorum. unu biliyorum: Eer tamamyla mkemmel bir kadn varsa, o da benim hakszla uram, zavall sevgilimdir. Dn geceki tatl merhametinden dolay onu bin kat daha fazla seviyorum, canavara kar duyduum nefreti aalk bir ey gibi gsteren o merhamet. Tanr, dnyann byle bir varl kaybederek daha da yoksullamasna izin vermeyecektir, elbette. Benim umudum bu. imdi hepimiz s kayalklara doru srkleniyoruz ve elimizdeki tek apa inancmz. Tanr'ya kr! Mina uyuyor, rya grmeden uyuyor. Arkalarnda byle dehet verici anlar varken dlerinin neye benzeyeceinden korkuyorum. Gnbatmndan bu yana hi bu kadar -555sakin olduunu grmemitim. Sonra bir sreliine, yzne, mart frtnalarndan sonraki bahar gibi bir dinginlik geldi. O sra bunun, yzne vuran kzl gnbatmnn yumuakl olduunu dnmtm, ama imdi her nedense, bunun daha derin bir anlam olduunu dnyorum. Yorgun, hem de lmne yorgun olmama ramen benim uykum yok. Ama uyumaya almalym, nk yarn dnmek gerekiyor ve bana hi huzur yok, ta ki... Daha sonra - Dalm olmalym, nk beni yznde korku dolu bir ifadeyle yatakta oturan Mina uyandrd. Oday karanlk brakmadmz iin yzn kolaylkla grebiliyordum; elini uyanrcasma azma gtrd ve sonra kulama fsldad: "! Koridorda biri var!" Yavaa kalktm ve oday ap kapy hafife atm.
403

Hemen darda, Morris, bir iltenin zerinde uyank olarak uzanyordu. Sessiz olmam iin elini kaldrarak fsldad: "! Yatana dn; her ey yolunda. Btn gece iimizden biri burada kalacak. i ansa brakmak istemiyoruz!" Yzndeki ifade ve mimikleri itiraz kabul edecek gibi deildi, bu yzden geri dndm ve Mina'ya syledim. ini ekti, zavall, solgun yzne bir glmseme dalgas yayld ve kollarn bana dolayp tatl bir ekilde yle dedi: "Ah, bu iyi yrekli, cesur adamlar iin Tanr'ya krler olsun!" ini ekerek tekrar uykuya dald. Uykum olmad iin im-556di bunlar yazyorum, ama yine uyumay denemeliyim. 4 Ekim, sabah - Geceleyin, Mina beni bir kez daha uyandrd. Bu sefer ikimiz de iyi bir uyku ekmitik, nk yaklaan afan gri rengi pencereleri keskin dikdrtgenler gibi gsteriyordu ve gaz lambasnn alevi byk, yuvarlak bir ktan ok, ufak bir nokta gibi kalmt. Telala yle dedi: "Gidip profesr ar. Onu hemen grmek istiyorum." "Neden?" diye sordum. "Bir fikrim var. Sanrm, geceleyin aklma gelmi ve ben fark etmeden kendiliinden olgunlam olmal. afak skmeden beni hipnotize etmesi gerek; belki o zaman bir eyler syleyebilirim. abuk git, hayatm; zaman daralyor." Kapya gittim. iltenin zerinde Dr. Seward yatyordu ve beni grnce ayaa frlad. "Bir sorun mu var?" dedi telala. "Hayr," dedim; "ama Mina, Dr. Van Hel-sing'i hemen grmek istiyor." "Ben giderim," dedi ve profesrn odasna kotu. Van Helsing, iki dakika sonra sabahl-yla odaya geldi; Bay Morris ve Lord Godal-ming de kapda durmu, Dr. Seward'a sorular soruyorlard. Profesr, Mina'nn glmse-diini -ki bu iyiye iaretti- grnce yzndeki endie yok oldu; ellerini ovuturarak unlar syledi: "Ah, sevgili Bayan Mina, bu gerekten de gzel bir deiiklik. Bakn, dostum Jonathan,
404

-557eski, sevgili Bayan Mina'mz aramza dnd!" Sonra ona dnerek neeyle yle dedi: "Peki sizin iin ne yapabilirim? nk beni bu saatte yok yere armamsmzdr." "Beni hipnotize etmenizi istiyorum," dedi Mina. "Bunu afak skmeden yapn, nk o zaman konuabileceimi, zgrce konuabileceimi hissediyorum. abuk olun, nk az zamanmz kald!" Profesr tek kelime etmeden ona yataa oturmasn iaret etti. Gzlerini Mina'ya dikerek srayla her iki elini de yznn nnden geirmeye balad, bann stnden balayp aa doru indiriyordu. Mina dakikalarca sabit gzlerle bakarken, benim kalbim aksak bir ritimle vuruyordu; nk bir krizin yakn olduunu hissediyordum. Mina'nn gzleri yava yava kapand ve kaskat kesildi; yaad, yalnzca gsnn yava yava inip kalkmasndan anlalyordu. Profesr ellerini birka defa daha yznn nnden geirdi, alnnn byk ter damlalaryla kaplandn grebiliyordum. Mina gzlerini at; ama sanki ayn kadn deildi. Gzlerinde uzak bir bak ve sesinde bana yabanc gelen, hlyal bir hzn vard. Profesr sessizlik istediini belirtmek iin elini kaldrarak bana dierlerini ieri getirmemi iaret etti. Parmak ularna basa basa ieri girdiler, arkalarndan kapy kapatarak yatan ucunda durdular ve izlemeye baladlar. Mina onlar grme benzemiyordu. Sessizlik, Van Helsing'in, Mina'nn dncelerinin akn bozmamak iin alak bir sesle konumasyla bozuldu: -558"Neredesin?" Donuk bir sesle cevap verdi: "Bilmiyorum. Uykunun kendine ait bir mekn yoktur." Birka dakika sessizlik oldu. Mina kaskat oturuyor ve profesr ayakta, gzlerini dikmi ona bakyordu; geri kalanmz neredeyse nefes almaya bile cesaret edemiyorduk. Oda gittike aydnlanyordu; Dr. Van Helsing gzlerini
405

Mina'dan ayrmadan bana perdeyi kaldrmam iaret etti. Kaldrdm ve gn sanki zerimize dodu. Odann iine krmz bir k yayld. Tam o anda profesr tekrar konutu: "imdi neredesin?" Cevap dalgn, ama kararl bir sesle geldi; sanki bir eyleri yorumlamaya alr gibiydi. Notlarn okurken de bu ses tonunu kullandn duymutum. "Bilmiyorum. Her ey bana ok yabanc!" "Ne gryorsun?" "Hibir ey gremiyorum; her yer karanlk." "Ne duyuyorsun?" Profesrn sabrsz sesindeki gerginlii alglayabiliyordum. "Su sesi. aldyor ve kk dalgalar sryor. Dardan duyabiliyorum onlar." "yleyse, bir gemidesin?" Hepimiz bir eyler karmaya alarak birbirimize bakyorduk. Dnmeye korkuyorduk. Cevap abuk geldi: "Ah, evet!" "Baka ne duyuyorsun?" "Yukarda kouturan adamlarn ayak seslerini. Bir zincir sakrdyor. Bocurgat freni makaraya yerleirken grltl bir tangrt geldi." "Sen ne yapyorsun?" -559"Ben hareketsiz yatyorum, ok hareketsiz. l gibi!" Ses, zayflayarak uyuyan birinin derin nefes alp verilerine dnt ve ak gzler tekrar kapand. Artk gne ykselmiti ve her yer gn yla dolmutu. Dr. Van Helsing ellerini Mi-na'nn omuzlarna koydu ve ban yavaa yastna yerletirdi. Mina birka dakika uyuyan bir ocuk gibi yatt, sonra uzun bir i ekile uyand ve gzlerini zerimizde gezdirdi. "Uykumda konutum mu?" dedi. Ama biz sylemeden de durumu anlam gibiydi; ancak neler sylediini renmek iin sabrszlanyordu. Profesr ona aralarnda geen konumay tekrarlad ve o da yle dedi: "yleyse, kaybedecek bir an bile yok; henz ok ge deildir belki!" Bay Morris ve Lord Godalming kapya doru atld, ama profesrn sakin sesi onlar geri
406

ard: "Durun, dostlarm. O gemi her neredeyse Bayan Mina konuurken demir alyordu. Sizin o kadar byk Londra Liman'nzda u anda demir alan pek ok gemi var. Sizin aradnz hangisi acaba? Bizi nereye gtrr bilmiyoruz, ama Tann'ya kr yine elimizde bir ipucu var. Kr gibiydik; insanlar gibi kr, nk geriye dnp baktmzda, ne baktmzda grm olabileceimiz eyleri gryoruz! Eyvah! Amma da kark bir cmle oldu, deil mi? Artk, Jonathan'n vahi ba ona tehlike yaratrken Kontun o paralar neden kaptn biliyoruz. Kamay dnyordu. Beni duyuyor musunuz? KAMAYI! Yalnz bir sandk topra kalm bir -560halde, bir tilkinin peindeki kpekler gibi, arkasndan kovalayan bir sr adamn olduunu grnce bu Londra'nn ona gre bir yer olmadn anlad. Son toprak sandn bir gemiye ykletti ve bu lkeyi terk etti. Kamay dnyor, ama hayr! Biz onu takip edeceiz. Hadi bakalm! Dostumuz Art-hur'un, krmz ceketini giydiinde syleyecei gibi! Bizim ihtiyar tilki kurnaz; ah, ok kurnaz ve biz de onu kurnazlkla takip etmeliyiz. Ben de kurnazmdr ve ksa bir sre iin onun aklndan geebilecekleri dneceim. Bu arada huzur iinde dinlenebiliriz, nk gemi karaya ancak gelgit alalnca ya da ykselince yanaabilir. Dolaysyla aramzda istese de aamayaca sular var. Bakn, gne de ykseldi ve gnbatmna kadar btn gn bizim. Banyo yapp giyinelim ve kahvalt edelim; buna hepimizin ihtiyac var ve o artk bizimle ayn topraklarda olmad iin rahatlkla yemek yiyebiliriz." Mina ona yalvarrcasna bakarak u soruyu sordu: "Ama o bizden kaarken neden onu aramaya devam etmemiz gerekiyor ki?" Profesr onun elini tuttu ve cevap verirken okad: "imdilik bana hibir ey sorma. Kahvaltmz ettikten sonra btn sorularnza cevap vereceim." Baka bir ey sylemedi ve giyinmek iin ayrldk.
407

Kahvaltdan sonra Mina sorusunu tekrarlad. Profesr bir dakika boyunca ona ciddiyetle bakt ve sonra zntyle cevap verdi: "nk, sevgili, Bayan Mina, cehennemin kaplarna kadar peinden gitmemiz gerekse -561de imdi onu bulmamz her zamankinden daha byk bir zorunluluk." Mina'nn yz sarard ve zayf bir sesle sordu: "Niin?" "nk," dedi ciddi bir tavrla profesr, "o yzyllar boyunca yaayabilir ve siz sadece lml bir kadnsnz. Artk zamandan korkmamz gerek, boaznzda o izi braktndan beri." Mina baylp dmek zereyken onu tam zamannda tuttum. YRM DRDNC BLM -562DR. SEWARDIN FONOGRAF GNL, VAN HELSING TARAFINDAN DOLDURULMUTUR Bu, Jonathan Harker'a. Senin sevgili Bayan Mina ile kalman gerekiyor. Biz gidip aratrmamz yapacaz eer buna 'aratrma' denebilirse, nk bu aratrma deil, biliyoruz ki biz yalnzca pislii aryoruz. Ama sen bugn evde kalp ona gz kulak ol. Bu en iyi ve en kutsal grevin. Bugn Kont'u hibir ey bulamaz. Dierlerine daha nceden sylediim iin drdmzn bildii eyleri sana da sylememe izin ver. O, dmanmz, uzaklara gitti; Transilvanya'daki atosuna geri dnd. Bunu, sanki ateten harflerle duvara yazlm kadar iyi biliyorum. Bir ekilde bunun iin hazrlk yapt ve son sandk toprak da bir yerlerde bir gemiye yklenmeyi bekliyor. Paray bunun iin ald; bunun iin acele etti; gne batmadan onu yakalamayalm diye. Bu onun son umuduydu, mezarda saklanabileceini saymazsak, nk zavall Bayan Lucy'nin de onun gibi olduunu ve ona kapsn aacan
408

dnyordu. Ama zaman yoktu. Bu da baarsz olunca dorudan son aresine bavurdu -double en-563tente* de diyebileceim son toprak evine. Zeki biri, ah ok zeki! Buradaki oyununun sona erdiini biliyordu ve bu yzden eve dnmeye karar verdi. Geldii yne giden bir gemi buldu ve onunla gitti. imdi hangi gemiye bindiini ve bu geminin nereye gittiini renmeye gidiyoruz; bunu rendiimizde gelip size her eyi anlatacaz. O zaman seni ve zavall, sevgili Bayan Mina'y her eyin sona ermemi olduunu syleyip teselli edeceiz. Takip ettiimiz bu yaratn Londra'ya kadar gelmesi yzyllar srd; ama biz nerede olduunu rendiimizde onu bir gnde buradan uzaklatrdk. ok zarar verecek kadar gl olsa da ve bizim gibi zarar gr-mese de, yine de gc sonsuz deil. Ama her birimiz kendi alanmzda olmak zere biz de glyz ve bir araya geldiimizde daha da gl oluyoruz. Cesaretini yeniden topla, Bayan Mina'nn sevgili kocas. Savamz daha yeni balad ve sonunda biz kazanacaz. Bu, Tann'nn, yukardan ocuklarna gz kulak olduu kadar kesin. Bu yzden biz dnene kadar rahat olun. Van Helsing JONATHAN HARKERIN GNL 4 Ekim - Mina'ya, Van Helsing'in fonograf mesajn okuduumda zavall kz olduka neelendi. Kont'un kesinlikle lke dnda olduunu renmek de zaten onu teselli etmiti ve yi bir uyum ya da dosta iliki anlamna gelir. Double entendre deyii yanl kullanlm da olabilir. -564bu teselli ona g veriyordu. Artk bu korkun tehlikeyle kar karya olmadmza gre, kendi adma, olan bitenlere inanmak bile g geliyor. Drakula atosu'ndaki kendi korkun deneyimlerim bile uzun bir sre nce unutulmu bir rya gibi geliyor. Hele burada serin gz havasnda ve parlak gn nda... Heyhat! Nasl inanmayabilirim ki! Dncelere dalmken gzm, zavall
409

sevgilimin beyaz alnndaki krmz yara izine iliiyor. Bu yara orada kald srece inanmamak olanaksz. Bunun hatras sonralar da inancm kristal kadar berrak tutacak. Mina'yla ben bo kalmaktan korkuyoruz, bu yzden tekrar tekrar gnlklerin zerinden geiyoruz. Nedense, gerekler her seferinde daha byk grnmesine ramen ac ve korku azalyor gibi. Gnlklerin bandan sonuna kadar gze arpan yol gsterici bir ama var ve bu bizi rahatlatyor. Mina belki de mutlak iyinin aralar olduumuzu sylyor. Olabilir! Ben de onun gibi dnmeye alacam. Henz gelecek hakknda birbirimizle konumadk. Aratrmalarndan sonra profesr ile dierlerini beklemek daha iyi. Bugn, bir gnn bir daha hi bu kadar hzl geeceini dnmediim kadar hzl geiyor. Saat oldu bile. MINA HARKERIN GNL 5 Ekim, akamst 5 - Toplant tutana. Katlanlar: Profesr Van Helsing, Lord Godal-ming, Dr. Seward, Bay Quincey Morris, Jonathan Harker, Mina Harker. -565Dr. Van Helsing, Kont Drakula'nn hangi gemiyle kat ve nereye gittiinin renilmesi iin gn boyunca atlan admlan anlatt: "Transilvanya'ya geri dnmek istediini bildiimden, Tuna Nehri'nin azndan gitmesi gerektiinden emindim; ya da Karadeniz'den bir yerden, nk o yoldan gelmiti. nmzde kasvetli bir boluk vard. Omne ignotum pro magnifico;* bu yzden znt iindeki yreklerimizle, dn gece hangi gemilerin Karadeniz'e gitmek zere demir aldn renmek iin aratrmamza baladk. Bayan Mina yelkenlerin aldndan bahsettiine gre yelkenli bir gemideydi. Bu gemiler The Times'daki gemi listenize dahil edilecek kadar nemli olmadndan Lord Godalming'in nerisi zerine, ne kadar kk olursa olsun yola kan btn
410

gemilerin kaydnn tutulduu Lloyd's'a gittik. Orada, sularn ykselmesiyle alan ve Karadeniz'e giden bir tek gemi bulduk. Bu gemi arie Katerina idi ve Varna'ya, oradan da Tu-na'nn dier blgelerine ve st ksmlarna gitmek zere Doolittle skelesi'nden yola kmt. "te!" dedim, "Kont'un bulunduu gemi bu." Bu yzden hep beraber Doolittle s-kelesi'ne gittik ve orada kk ahap bir ofiste bir grevli bulduk; ofis o kadar kkt ki, adam ofisten daha byk grnyordu. Adama arie Katerina'nm urayaca limanlar sorduk. ok fazla kfr eden, krmz yzl, bararak konuan bir adamd, Bilinmeyen byleyicidir (ya da harikadr); bkz. Taci-tus'un Agricola adl eserinin 30. blm. -566ama yine de iyi biriydi; Quincey cebinden kvrldnda hrdayan bir ey karp ona verdiinde bunu giysilerinin altna saklad kk bir antann iine koydu ve ok daha iyi bir adam ve alakgnll hizmetkr oldu. Bizimle gelip kaba saba ve fkeli grnen bir sr adama sorular sordu; susuzluklar giderilince bunlar da iyi adamlar oluverdiler. Kr olmaktan, lanetten ve anlamadm daha bir sr eyden bahsediyorlar, ama ne dediklerini tahmin edebiliyorum; yine de bize bilmek istediimiz her eyi sylediler. "Bize, dn leden sonra saat be sularnda tela iinde gelen bir adamdan bahsettiler. Uzun boylu, zayf ve solgun bir adam, engel burnu, bembeyaz dileri varm ve gzleri kvlcmlar sayormu. Batan aa siyahlara brnmm, yalnz banda ne kendisine ne de saate uymayan hasr bir apka varm. Hangi geminin Karadeniz'e gideceini ve hangi limanda duracan abucak renmek iin herkese para sam. Birileri onu ofise ve sonra da gemiye gtrm, ama o gemiye binmeyip borda iskelesinin ucunda, kyda durmu ve kaptann yanna gelmesini istemi. Adamn iyi para dediini duyan kaptan gelmi
411

ve bata o da ok kfr etmi, ama koullarda anlamlar. Sonra zayf adam gidip nereden bir araba ve bir at kiralayabileceini renmi. Araba kiralanan yere gitmi ve ksa bir sre sonra bir arabayla geri dnm, kendisinin srd arabann iinde byk bir sandk varm; bu sand arabadan kendisi indir-567mi, ama gemiye yklemek iin birka adam gerekmi. Sandnn nereye ve nasl yerletirileceini kaptana uzun uzun anlatm, ama kaptan bundan holanmam ve bu sefer birok dilde kfredip gemiye gelip sandnn nereye yerletirileceine kendisinin karar vermesini sylemi. Ama o "hayr" deyip daha yapacak ok ii olduunu sylemi. Bunun zerine kaptan ona o lanet olasca elini abuk tutmasn, nk kahrolas-ca aknt deimeden geminin o krolasca yerden ayrlmas gerektiini. Sonra zayf adam glmsemi ve elbette ki, uygun grd zaman yola kabileceini, ama o kadar abuk yola kabilirse aracan sylemi. Kaptan yine ona kfrederken zayf adam eilip teekkr etmi ve gemi yelken amadan hemen nce gelerek kaptann nezaketinden fazlasyla yararlanacan sylemi. Yz kpkrmz kesilen kaptan krolasca gemisinde lanetli Franszlardan hibirini istemediini sylemi. Ve bylece, zayf adam nakliye belgeleri alabilecei en yakn ofisi sorarak oradan ayrlm. Dnecek lanet olas baka ileri olduundan ve zaten pek takan da olmadndan kimse onun nereye gittiini bilmiyormu. Ksa bir sre sonra arie Katerina'nn umulan zamanda yelken aamayaca anlalm. Nehrin zerinden yava yava ince bir sis ykselmeye balam ve gittike bym; ok gemeden de youn bir sis tabaka- sna dnm. Kaptan yine birok dilde bir sr krolasca ve lanet kelimelerini kulla-568narak kfretmi, ama hibir ey yapamam. Sular ykselmi, ykselmi ve en
412

sonunda kaptan gelgiti karacandan korkmaya balam. Sular tamamen ykselip de zayf adam tekrar borda iskelesine gelerek sandnn nereye konulduunu grmek istediinde kaptann hi de arkada canls bir hali yokmu. Bunun zerine, onun da, eski ve lanet olas sandnn da cehenneme gitmesini sylemi. Ama zayf adam alnmam ve ikinci kaptanla birlikte aa inip sandnn nereye konulduunu grm, sonra yukar kp bir sre gvertede, sisin iinde durmu. Kendi kendine kp gelmi olmalym, nk kimse onu fark etmemi. Gerekten de onu hi dnmemiler; nk ksa bir sre sonra sis dalmaya balam ve her ey yeniden berraklam. Susuz kaldklar iin dilleri dolaan dostlarm kaptandan iskelenin evresinden baka yerde pek sis gren biri olmadn renmiler. Denizcilerin kfrleri hangi dilden olursa olsun anlalr trdenmi. O saatte rmakta bulunan denizcileri sorguladmda, sisi pek aznn grdn, grenlerin de sisin yalnzca iskele evresinde grdn rendim. Bununla birlikte, gemi sular alalrken yola km ve hi kukusuz sabaha kadar nehrin azna varm olmalym. Bize bunlar anlattklar srada da denize alm olabileceini sylediler. "Dolaysyla, Bayan Mina, bir sre dinlenmemiz gerekiyor, nk dmanmz emrindeki sisle birlikte u anda denizde, Tuna -569Nehri'nin azna doru ilerliyor. Yelkenli bir gemiyle yolculuk etmek zaman alr ve asla ok hzl gidemezler; biz yola ktmzda karadan daha abuk gider ve onu orada karlarz. En iyi ihtimalle onu, gndoumuyla gnbatm arasndaki bir zamanda sandkta yakalamay umut ediyoruz; nk o zaman mcadele edemez ve iini bitirebiliriz. nmzde, planmz yapabileceimiz gnler var. Nereye gideceini biliyoruz; nk geminin sahibiyle grtk, bize olabilecek btn faturalar ve belgeleri gsterdi. Aradmz sandk Varna'da indirilecek ve
413

itimatnameleriyle orada hazr bulunacak olan, Ristics adnda bir vekile teslim edilecek ve bylelikle tccar dostumuz roln oynam olacak. Bize bir sorun olup olmadn, yle bir durum varsa, telgraf ekip Varna'da bir soruturma balatlmasn salayabileceini sylediinde yaplmas gerekenin polis ya da gmrkle bir ilgisi olmad iin 'hayr,' dedik. Bu i yalnzca bizim tarafmzdan ve bizim yntemlerimizle halledilmeli." Dr. Van Helsing konumasn bitirdiinde ona Kont'un gemide kaldndan emin olup olmadn sordum. yle cevap verdi: "Bu konuda ok iyi bir kantmz var; bu sabah hipnotik transtayken sizin bizzat saladnz tanklk." Ona tekrar, Kont'u kovalamann gerekten gerekli olup olmadn sordum, nk ah! Jonathan'dan ayrlmaktan korkuyordum ve dierleri giderse onun da kesinlikle gideceini biliyordum. lk bata sakin olmasna ramen gittike byyen bir -570tutkuyla cevap verdi. Konumasna devam ettike de daha da kzp fkelendi, yle ki en sonunda onu uzun sredir erkekler arasnda bir stat haline getiren baskn karakterin en azndan bir ksmn grm olduk. "Evet, gerekli, gerekli, gerekli! Bata sizin iyiliiniz iin ve sonra da insanlk iin... Bu canavar zaten, kendisini bulduu dar sahada ve henz karanlkta, bilgisizce kk apl ilerini yapan bir bedenden bile ok fazla ktlk yapt. Btn bunlar dierlerine anlattm; siz de sevgili Bayan Mina, dostum John'un ya da kocanzn fonografndan bunlar reneceksiniz. Kendi ssz insansz topraklarn terk edip olgun bir msrn taneleri gibi insan kaynayan yeni bir lkeye gelmesinin yzyllardr planlad bir i olduunu onlara anlattm. Onun gibi baka bir lmden Dnm onun yaptn yapmaya alsayd, belki de dnyann grd ve grecei btn yzyllar bile ona yardm edemeyecekti. Ama bu canavar sz konusu olduunda, doann btn gizemli, derin ve byk gleri olaanst bir ekilde onun iin alm olmal. lmden
414

Dnm olarak yaad yerin kendisi jeolojik ve kimyasal adan tuhaflklarla dolu. Nereye kadar uzandn kimsenin bilmedii maaralar ve yarklar var. Kraterlerinden hl tuhaf zelliklere sahip sular, insan ldren ya da canlandran gazlar fkrtan yanardalar var. Hi kukusuz, gizemli glerin bu bileimlerinde fiziksel hayat tuhaf bir ekilde etkileyen manyetik ya da elektriksel bir ey-571ler var ve adamn kendisinde de batan beri mthi baz nitelikler vard. Savalarla geen zor bir zamanda herhangi bir insandan daha kuvvetli sinirleri, daha ince bir zeks, daha cesur bir yrei olmasyla nlyd. Baz yaamsal unsurlar, tuhaf bir ekilde onda zirve noktasna ulamlard ve bedeni glenmeye ve gelimeye devam ederken beyni de geliiyordu. Btn bunlar, kesinlikle ald eytani yardm olmakszn sahip olduu eyler; nk bunlar iyilikten kaynaklanan ve iyilii temsil eden glere teslim olmak zorunda. Ve imdi bizim iin o, bu anlama geliyor. Hastaln sana bulatrd ah, byle sylemek zorunda olduum iin beni bala, hayatm; ama konumam senin iyiliin iin. Hastaln sana yle akllca bir ekilde bulatrd ki, artk daha fazlasn yapmasna gerek yok, sadece yaaman yeterli, kendi eski, tatl hayatn yaaman ve bylece zaman iinde, her insann ortak kaderi ve Tanr'nn emri olan lm, seni onun gibi yapacak. Bu gereklememeli! Gereklemeyeceine dair yemin ettik. Bylece bizler, Tanr'nn iradesinin bir rn olan insanlar, varlklar bile Tanr'y karalayacak olan canavarlara teslim edilmeyecek. Tanr bir ruhu kurtarmamza izin verdi ve biz de hal valyeleri gibi daha fazlasn kurtarmaya gidiyoruz. Onlar gibi gndoumuna doru yolculuk edecek ve ehit olursak onlar gibi kutsal bir ama uruna ehit olmu olacaz." Durdu ve ben konutum: "Ama Kont, akllca davranp baanszl-572415

n kabul etmeyecek midir? ngiltere'den srldne gre avland bir kyden uzak duran bir kaplan gibi, ngiltere'ye gelmekten kanmayacak mdr?" "Aha!" dedi, "Kaplan benzetmeniz bana da uygun ve ben de onu kullanacam. Sizin insan yiyeniniz, Hindistan'da insan kannn tadn bir kez alan kaplana byle derler, artk baka avlarla ilgilenmez, yine insan bulana kadar aramaya devam eder. Bizim bu kyden srdmz bu canavar da bir kaplan, bir insan yiyen ve insan avlamay hibir zaman brakmayacaktr. Hatta, kendi iinde de geri ekilip uzak durma gibi bir zellii yok. Yaad yllarda, Trkiye snrna gitmi ve dmanna kendi topraklarnda saldrmtr; geri pskrtlm, ama uzak durmu mu? Hayr! Tekrar tekrar geri dnm. Israrna ve dayankllna bakn. Kendi ocuk beyniyle, byk bir ehre gelmeyi tasarlad. Peki ne yapt? Btn dnyada kendisine en ok ey vaat eden ehri buldu. Sonra bilinli bir ekilde bu i iin hazrlanmaya koyuldu. Sabrla, gcnn snrlarm ve yeteneklerinin neler olduunu kefetti. Yeni diller rendi. Yeni bir sosyal yaam, eski detlerden, politikadan, hukuktan, fi-nanstan, bilimden oluan yeni bir halkn alkanlklarn rendi. rendii bu eyler yalnzca itahn bilemeye ve hevesini daha da artrmaya yarard. Dahas, bunlar beyninin gelimesine yardmc oldu; nk bunlar en batan beri tahminlerinde ne kadar hakl olduunu kantlad. Bunu yalnz ba-573na yapt; yapayalnz! Unutulmu bir lkede, bir mezar ykntsnn iinden. Daha byk bir dnce dnyas ona ald zaman daha neler yapmaz ki? Bizim bildiimiz gibi lme glp geebilir; halklar ldren salgnlarn iinden canl kan o. Ah! Byle biri eytandan deil de Tanr'dan geliyor olsayd, u bizim ihtiyar dnyamzda iyilik iin nasl da bir g olabilirdi! Ama biz dnyay zgr klmaya yemin ettik. almamz sessizlik iinde yrtlmeli ve
416

abalarmz tamamen gizli tutulmaldr; nk insanlarn grdklerine bile inanmadklar bu aydnlanm ada, bilge adamlarn kukusu, onun en byk gc olacaktr. Onun zrh ve kalkan olacaktr ve bizi; sevdiklerimizin gvenlii iin ruhlarn tehlikeye atmaya hazr olan dmanlarn yok edecek silahlar olacaktr... insanlk uruna, Tanr'nn onuru ve zaferi uruna."* Genel bir tartmadan sonra bu gece hibir eyin kesin olarak belirlenemeyecei iin herkesin olanlar dnerek uyumasna ve uygun sonular karmaya almasna karar verildi. Yarn, kahvaltda tekrar buluacaz ve vardmz sonular birbirimize akladktan sonra, bir eylem planna karar vereceiz. Bu gece harikulade bir huzur hissediyorum. Sanki beni sk sk rahatsz eden bir varlk uzaklam gibi. Belki de... Tahminim sona varmad; varamazd; sa Cemiyeti'nin dsturunu tekrarlyor; Ad mqjoram Dei gloriam (Tanr'nn byk zaferi iin). -574nk aynaya baktmda alnmdaki krmz yara izi gzme iliti ve hl kirli olduumu anladm. DR. SEWARDIN GNL 5 Ekim - Hepimiz erken kalktk ve sanrm uyumak hepimize ok iyi geldi. Kahvalt iin erkenden bulutuumuzda hibirimizin bir daha yaayabileceimizi sanmadmz genel bir nee vard. nsan doasnn bu kadar dayankl olabilmesi gerekten mthi. Bize engel olan sebep her ne olursa olsun -lm bile- bir ekilde ortadan kalktnda hemen bataki umut ve haz durumuna geri dnveriyoruz. Masann evresine oturduumuzda, yaadmz son gnlerin bir rya olup olmadn merak ederek gzlerimi hayretle atm. Ancak Bayan Harker'n alnndaki krmz lekeyi grdm zaman gereklie geri dnebildim. imdi, ciddi ciddi bu meselenin zerinde dnrken bile, yaadmz btn skntlarn kaynann hl var
417

olduuna inanmak neredeyse olanaksz. Bayan Har-ker bile ara ara derdini unutmu grnyor; korkun yara izini ancak bir ey bunu ona hatrlattnda dnyor. Yarm saat iinde burada, alma odamda buluup eylem planmz kararlatrmamz gerekiyor. Bir tek acil sorunumuz olduunu dnyorum; bunu mantk yrterek deil de daha ok igdsel olarak biliyorum: Hepimizin ak ak konumas gerekecek; ama ben za-575vall Bayan Harker'n dilinin esrarengiz bir biimde balanm olmasndan korkuyorum. Onun kendi sonularn kardn biliyorum ve btn olup bitenlerden, bunlarn ne kadar zekice ve doru olduunu tahmin edebiliyorum; ama bunlar ifade etmeyecek ya da edemeyecek. Van Helsing'e bundan bahsettim ve yalnz kaldmzda bu konu zerine konuacaz. Sanrm, damarlarna ileyen o iren zehir etkisini gstermeye balad. Van Helsing'in "Vampirin vaftiz kan" dedii eyi ona vermek iin, Kont'un kendince sebepleri vard. Eh, kendi iindeki iyi eyleri imbikten geiren bir zehir olabilir ve ptomain'lerin* varlnn aklanamad bir ada hibir eye armamamz gerek! Bir eyi biliyorum: Eer zavall Bayan Harker'n sessizlikleriyle ilgili igdlerim doru karsa, o zaman bizi bekleyen grevde korkun bir glk, bilinmeyen bir tehlike var demektir. Onu sessizlie zorlayan g ayn ekilde konumaya da zorlayabilir. Daha fazla dnmeye cesaret edemiyorum, nk dncelerimde soylu bir kadna saygszlk etmek istemiyorum! Van Helsing alma odama dierlerinden biraz daha nce gelecek. Ona bu konuyu amaya alacam. Daha sonra - Profesr geldiinde olup bitenlerin zerinden genel olarak getik. Aklnda sylemek istedii bir ey olduunu, ama konuyu amakta tereddt ettiini grebiliyorryen hayvan ya da sebzelerde bulunan, zehirli, alkaloit maddeler. -576dum. Sz biraz dndrp dolatrdktan sonra aniden yle dedi:
418

"Dostum John, seninle yalnz konumamz gereken bir ey var, en azndan balangta. Daha sonra, srrmz dierlerine de aabiliriz." Sonra durdu. Ben bekledim; o da devam etti: "Bayan Mina, bizim zavall, sevgili Bayan Mina'mz deiiyor." En ok korktuum eyin bu ekilde onaylanmas, zerimden souk bir rpertinin gemesine neden oldu. Van Helsing devam etti: "Bayan Lucy'den edindiimiz ac tecrbelere dayanarak sylyorum ki, bu sefer iler ok ileri gitmeden gzmz drt amalyz. Grevimiz imdi artk her zamankinden daha zor ve bu yeni sorun geen her saati ok nemli bir hale getiriyor. Yznde vampirlerin zelliklerinin belirdiini grebiliyorum. imdilik ok, ok hafif; ama nyargsz gzlerle baktmzda grlebiliyor. Dileri keskinleti ve gzleri de zaman zaman sertleiyor. Ama hepsi bu kadar deil; Bayan Lucy'de olduu gibi sk sk sessizleiyor. Daha sonradan renilmesini istedii eyleri yazd halde konumuyor. Benim korkum u. Onu hipnotize ettiimiz srada bize Kont'un ne grdn ve duyduunu syledi. O zaman onu ilk hipnotize eden, kann ien ve kendi kann da ona iiren Kont da, isterse, onun bildiklerini renmek iin Mi-na'nm zihnini kendisine amaya zorlayamaz m?" Bam sallayarak ona katldm gsterdim; devam etti: -577"yleyse, yapmamz gereken bunu nlemek; onu niyetlerimizden haberdar etmemeliyiz, bylece bilmedii eyleri syleyemeyecektir de. Bu ac verici bir grev! Ah! O kadar ac verici ki, dnmek bile kalbimi kryor; ama byle olmak zorunda. Bugn bulutuumuzda ona, aklayamayacamz bir nedenden tr, kendisinin artk toplantlarmza katlamayacan, ama bizim tarafmzdan korunacan syleyeceim." u zamana kadar zaten bunca ikence ekmi olan
419

zavall kadnn yine ac ekmesine sebep olacan dnnce terler boalan alnn sildi. Benim de ayn sonuca varm olduumu sylememin onu biraz rahatlatacan biliyordum; en azndan bu konudaki phelerinden dolay ektii acy yok edecekti. Ona syledim ve bunun, zerindeki etkisi umduum gibi oldu. imdi topluca buluma saatimiz yaklat. Van Helsing toplant ve oynayaca ac rol iin hazrlanmaya gitti. Aslnda, amacnn yalnz bana dua etmek olduuna inanyorum. Daha sonra - Toplantmzn banda Van Helsing de ben de byk bir rahatlama yaadk. Bayan Harker kocasyla bir mesaj gndermi, onun bizi rahatsz edecek varl olmadan eylemlerimizi serbeste tartabilmemizin daha iyi olacan dnd iin u anda bize katlmayacan sylyordu. Profesr ve ben bir an iin birbirimize baktk ve bir ekilde ikimiz de rahatlam grndk. Ben kendi adma, Bayan Harker'n kendisi de teh-578likeyi fark etmise, ok fazla tehlikenin yan sra ok fazla acnn da nlendiini dndm. Mevcut artlar altnda birbirimize sorarcasna bir bak atp bir parmamz dudamza gtrerek phelerimiz konusundaki sessizliimizi tekrar yalnz kalp bu konuyu grene kadar koruma konusunda anlatk. Hemen seferberlik planmz tartmaya koyulduk. lk nce Van Helsing kabaca elimizdeki bilgileri zetledi: "arie Katerina dn sabah Thames'tan ayrld. En hzl ekilde gitse de Varna'ya ulamas en az hafta alr; ama biz karadan ayn yere gnde gidebiliriz. imdi, bildiimiz gibi Kont'un yaratabilecei hava artlarn dnerek geminin yolculuundan iki gn karrsak ve bizim yaayabileceimiz her trl gecikme iin bir gn ve bir gece eklersek, o zaman yaklak iki haftalk bir fark elde ediyoruz. Bu yzden, emin olabilmek iin en ge ayn 17'sinde yola kmalyz. O zaman her durumda gemi Varna'ya varmadan bir gn nce orada olur ve gerekli hazrlklar yapabiliriz. Elbette, hepimiz
420

silahlanm olarak gideceiz. Fiziksel olduu gibi ktlklere kar ruhani olarak da silahlanacaz." Burada Quincey Morris ekledi: "Anladm kadaryla Kont kurtlarla dolu bir lkeden geliyor ve oraya bizden nce de varabilir. Ben silahlarmza Winchester'lan* da eklemeyi neriyorum. O trden bir sorun ktnda bir Winchester'a gvenirim. To* lk nce 1866 ylnda, Birleik Devletler ve Kanada'da kullanlan tfekler. -579bolks'ta* peimize bir sr takld zaman hatrlyor musun, Art? O zaman otomatik bir tfek iin neler vermezdik, deil mi!" "Gzel!" dedi Van Helsing, "Winchester'lar da olacak. Quincey'nin kafas her zaman iyi alr, ama sz konusu av olduu zaman daha da iyi alr, ama benim metaforumun" bilime yapt saygszlk, kurtlarn insanlar iin oluturaca tehlikeden daha byk. Bu arada, burada hibir ey yapamayz ve sanrm, Varna hibirimizin bilmedii bir yer olduuna gre, oraya neden daha erken gitmeyelim ki? Beklemek sz konusu jlunca zaman orada da burada da yava geecek. Bu gece ve yarn hazrlanabiliriz ve sonra da, eer her ey yolunda giderse, drdmz yola kabiliriz." "Neden drt?" dedi Harker sorar gibi, srayla her birimize bakarak. "Elbette," diye cevap verdi profesr abucak. "Sen tatl karna gz kulak olmak iin burada kalmalsn!" Harker bir sre sessiz kald ve sonra bouk bir sesle yle dedi: "in bu ksmn sabahleyin konualm. nce Mina'ya danmak istiyorum." Van Helsing'in, planlarmz karsna amamas konusunda onu uyarmasnn zamannn geldiini dndm; ama o aldr etmedi. Ona anlaml anlaml baktm ve ksrdm. Cevap olarak parman dudaklarna gtrd ve br tarafa dnd. * Sibirya'nn batsndaki bir ehir. ** Metafor: Eretileme, bir eyi anlatmak iin ona benzetilen baka bir eyin adn ereti olarak kullanma.
421

-580JONATHAN HARKER N GNL 5 Ekim, leden sonra - Bu sabahki toplantmzdan sonra bir sre dnemedim. Olup bitenlerin geldii yeni aamalar zihnimi doru dzgn dnemeyecek kadar akna evirdi. Mina'nn tartmada yer almama konusundaki kararll beni dnrd ve bu konuyu onunla tartamadmdan da yalnzca tahmin yrtebildim. imdilik bir zmden her zamankinden daha uzam. Dierlerinin de bunu kabul etmesi kafam kartrd; bu konuyu son kez konutuumuzda artk aramzda hibir eyin gizlenmeyeceinde anlamtk. Mina imdi kk bir ocuk gibi huzur iinde ve tatl tatl uyuyor. Dudaklar kvrlm ve yz mutluluktan iiyor. Hl byle anlar olduu iin Tanr'ya krler olsun. Daha sonra - Her ey ne kadar da tuhaf! Oturmu Mina'nn mutlu uykusunu izliyordum ve bundan sonra hibir zaman olacam sanmadm kadar mutlu olmaya yaklamtm. Gece kerken ve yeryz batan gnein yaratt glgelere brnmeye baladnda, odann sessizlii benim iin gittike daha kasvetli bir hal almaya balad. Mina birdenbire gzlerini at ve bana bakarak efkatle unlar syledi: "Jonathan, bana bir konuda eref sz vermeni istiyorum. Bana verdiin bir sz olacak bu, ama ayn zamanda Tann'nn da duyduu kutsal bir sz olacak ve dizlerimin zerine kp ac gzyalar dkerek sana yal-581varsam bile bozulmayacak. abuk, bana hemen sz vermelisin." "Mina," dedim, "hemen byle bir sz veremem. Bunu yapmaya hakkm olmayabilir." "Ama, canm," dedi, gzlerinin kutup yldzlan gibi parlamasna sebep olan ruhsal bir heyecanla, "bunu isteyen benim ve kendim iin istemiyorum. Dr. Van Helsing'e hakl olup olmadm sorabilirsin; eer ayn fikirde deilse, istediini yapabilirsin. Dahas, daha sonra hepiniz ayn fikirde olursanz, bu
422

sz bozabilirsin." "Sz veriyorum!" dedim ve bir an iin ok mutlu grnd; ama alnndaki krmz yara izi benden onun adna duyacam her trl mutluluu esirgiyordu. yle dedi: "Kont'a kar oluturulan seferberlik planlarnzn hibirini bana anlatmayacana sz ver. Ne bir sz, ne bir karm ne de ima istiyorum; hibir ey, bu bende kald srece!" dedi ve arballkla yara izini iaret etti. ten olduunu grdm ve ciddiyetle yle dedim: "Sz veriyorum!" ve bunu sylerken o andan itibaren aramzda bir kapnn kapandn hissettim. Daha sonra, gece yans - Mina btn akam canl ve neeliydi. yle ki, neesi bula-cym gibi, tm dierleri de cesaret bulmu gibi oldu; bunun sonucunda, ben bile zerimizdeki kasvet rtsnn biraz kalktn hissettim. Hepimiz erkenden yattk. Mina imdi kk bir ocuk gibi uyuyor; bu korkun zntsnn ortasnda bile hl uyu-582may baaryor olabilmesi harika bir ey. Bunun iin Tann'ya krler olsun, nk en azndan uyurken zntsn unutabilir. Bu geceki neesi gibi, belki bu da bana rnek oluturabilir. Uyumay deneyeceim. Ah! R-yasz bir uykuyu ne kadar isterdim. 6 Ekim, sabah - Yeni bir srpriz. Mina beni dnk gibi erken bir saatte uyandrd ve benden Dr. Van Helsing'i getirmemi istedi. Yeniden hipnotize edileceini dndm ve hibir ey sormadan profesr armaya gittim. Anlalan arlmay bekliyordu, nk onu odasnda, giyinik bir halde buldum. Odamzn kapsnn aldn duyabilmek iin kendi kapsn aralk brakmt. Hemen dar kt; odaya girdiinde Mina'ya dierlerinin de gelip gelemeyeceini sordu. "Hayr," dedi Mina ksaca. "Gerek olmayacak. Siz onlara sylersiniz. Yolculuunuzda ben de sizinle gelmeliyim." Benim gibi Dr. Van Helsing de ard. Bir an duraksadktan sonra sordu: "Ama neden?"
423

"Beni de yannzda gtrmeniz gerekiyor. Sizin yannzda daha gvende olurum, siz de daha fazla gven iinde olursunuz." "Ama neden sevgili Bayan Mina? Gvenliinizin bizim en ciddi grevimiz olduunu biliyorsunuz. Biz tehlikeye atlyoruz ve siz koullar, olup bitenler yznden bizden daha ok tehlikede olursunuz ya da olabilirsiniz." Utan iinde sustu. Mina cevap verirken parman kaldrp alnn iaret etti: -583"Biliyorum. te bu yzden gelmek istiyorum. Size imdi, gne ykselirken anlatabilirim; ama daha sonra anlatamayabilirim. Kont beni ard zaman ona gitmek zorunda olduumu biliyorum. Bana gizlice gelmemi sylerse; hileyle, aldatmacayla, hatta Jonat-han' bile kullanarak gitmek zorunda olduumu biliyorum." Konuurken gzlerini bana evirdiinde o bakn Tanr da grm olmal ve eer gerekten bir Kayt Melei varsa, o bak onun sonsuz onurunu kantlamak zere kaydedilmi olmal. Elini tutmaktan baka bir ey yapamadm. Konuamyordum; gzyann huzuruna bile snamayacak kadar duygulanmtm. Devam etti: "Siz erkekler, cesur ve glsnz. Saynz fazla, tek bana kendini savunmak zorunda kalan birinin dayanma gcn kracak olan bir kiiye hep beraber meydan okuyabilirsiniz. Ayrca, yardmm dokunabilir, nk beni hipnotize edebilir ve benim bile bilmediim eyleri renebilirsiniz." Dr. Van Helsing ok ciddi bir tavrla unlar syledi: "Bayan Mina, her zaman olduu gibi ok bilgece dnyorsunuz. Siz de bizimle geleceksiniz ve birlikte, baarmak zere yola ktmz eyi yapacaz." O konutuktan sonra Mina'nn uzun sessizlii ona bakmama sebep oldu. Yastna yaslanp uykuya dalmt; perdeyi kaldrp oday gne na boduum zaman bile uyanmad. Van Helsing bana sessizce kendisiyle gitmemi iaret etti. Odasna
424

gittik ve bir dakika iinde Lord Godalming, Dr. Seward ve Bay Morris de yanmza geldi-584ler. Van Helsing onlara Mina'nn sylediklerini anlatt ve devam etti: "Sabahleyin Varna'ya doru yola kacaz. Yeni bir durumla kar karyayz: Bayan Mina. Ah, ruhu ok drst. Bize bu kadarn bile anlatmak onun iin ok ac vericiydi, ama dedii ok doru ve zamannda uyarldk. Hibir frsat karmamalyz ve Varna'da, gemi varr varmaz harekete gemeye hazr olmalyz." Tam olarak ne yapacaz?" dedi Bay Morris, ksa ve z. Profesr cevap vermeden nce duraksad: "lk nce gemiye bineceiz; sonra sand bulduumuzda zerine bir yabangl dal koyacaz. Bununla sand balam olacaz, nk o oradayken sandktan kamaz; en azndan batl inanlar byle diyor. Ve biz de en bata batl inanlara gvenmeliyiz, eskiden insanlar bunlara inanrd ve kklerini hl inantan alyor. Sonra, aradmz frsatn domasn bekleyecek ve yaknlarda bizi grecek kimse olmaynca sand aacaz... ve her ey yoluna girecek." "Ben frsat falan beklemem," dedi Bay Morris. "Sand bulduumuzda etrafta bin tane adam olsa da, bir sonraki an beni yeryznden silecek olsalar da sand ap o canavar yok edeceim!" gdsel bir hareketle elini yakaladm ve elik gibi sert olduunu hissettim. Bakmn ne anlama geldiini anladn, umarm anlamtr. "yi ocuk," dedi Dr. Van Helsing. "Cesur ocuk. Quincey tam bir erkek, Tanr bunun -585iin onu kutsasn. ocuum, inan bana, hibirimiz bundan geri kalmayacaz ve bir an bile korkup durmayacaz. Ben yalnzca yapabileceklerimizi -yapmak zorunda olduklarmz- sylyorum. Ama ne yapacamz, gerekten, gerekten bilemeyiz. Bir sr ey olabilir, trl trl sonulara giden yle farkl
425

durumlarla karlaabiliriz ki, o an gelene kadar ne yapacamz syleyemeyiz. Yanmzda her trden silah olacak ve zaman geldiinde elimizden geleni ardmza koymayacaz. imdi, bugnk ilerimizi sraya koyalm. Sevdiklerimiz ve bize baml olanlarla ilgili ilerimizi tamamlayalm, nk nasl bir sonla karlaacamz, ne olacan, bu iin, ne zaman ve ne ekilde biteceini hibirimiz bilemeyiz. Kendi adma, ben ilerimi dzene koydum ve imdi yapacak baka bir iim olmad iin gidip yolculukla ilgili ayarlamalar yapacam. Yolculuumuz iin gerekli biletleri falan alacam." Sylenecek baka bir ey yoktu ve ayrldk. Ben de imdi gnlk ilerimi dzene koyacam ve bamza gelebilecek her eye hazrlkl olacam... Daha sonra - Her ey halledildi; vasiyetim hazrland ve bitti. Mina, eer hayatta kalrsa, tek vrisim. Eer kalmazsa, bize kar bu kadar iyi olan dierleri vrisim olacak. imdi gnbatm yaklayor; Mina'nn huzursuzluu dikkatimi ekti. Zihninde, gnbatmnn aa karaca bir eyler olduundan eminim. Bu anlar hepimiz iin sinir bozucu anlar oluyor, nk her gndoumu -586ve gnbatm her ne kadar Tann'nn iradesiyle iyi bir sonuca giden bir ara olsa da yeni bir tehlike yeni bir ac getiriyor. Sevgilimin imdi bunlar duymamas gerektiinden btn bu eyleri gnlme yazyorum; ama onlan tekrar grebilecei bir zaman gelirse, hazr olacaklar. Beni aryor. -587YRM BENC BLM DR. SEWARDIN GNL 11 Ekim, akam - Jonathan Harker, kendisi bu ii yapacak durumda olmad ve yine de tam bir kaydnn tutulmasn istedii iin bunu not etmemi rica etti. Gnbatmndan biraz nce Bayan Harker' grmemiz istendiinde, hibirimizin ardn sanmyorum. Son zamanlarda, gndou-mu ve gnbatm zamanlarnn onun belli bir zgrlk bulduu; kendisini boyunduruk altna alan, dizginleyen
426

ya da onu eyleme zorlayan hkim bir g olmakszn eski benliinin ortaya kt zamanlar olduunu anlamtk. Bu ruh hali ya da durum, gne domadan ya da batmadan aa yukar yarm saat nce balyor ve gne ykselene kadar ya da bulutlar ufkun stnde batan gnein nlaryla parlayana kadar sryor. Bata, sanki bir ba zlyormu gibi olumsuz bir durum hasl oluyor, sonra hemen ardndan mutlak zgrlk geliyor; ama zgrlk bittiinde uyarc bir sessizlik nbetini takiben geri dn ya da ktleme de abucak geliyor. Bu gece, bir araya geldiimizde biraz skntlyd ve kendi iinde bir mcadele verdiini anlamamak mmkn deildi. Ben elinden geldiince, ok byk bir aba sarf ettiini fark ettim. Bununla birlikte, birka daki-589p ka iin kendine tamamen hkim oldu; ardndan kocasna, kendisinin yar uzand divana, yanna oturmasn iaret ederken, bizden de sandalyelerimizi daha yakna getirmemizi istedi. Kocasnn elini tutarak: "Hepimiz burada belki de son kez zgrlk iinde bir araya geldik," dedi. "Biliyorum, canm; sonuna kadar her zaman benimle olacan biliyorum." Bunu, elini sk sk tuttuunu grdmz kocasna sylemiti. "Sabahleyin, grevimizi gerekletirmek iin ie koyulacaz -yola kacaz- ve bizi nelerin beklediini bir tek Tanr biliyor. Yannzda gtrecek kadar iyi davranyorsunuz bana. Belki de ruhu kaybolmu -hayr, hayr, henz deil ama yine de ruhu tehlikede olan; zavall, zayf bir kadn iin cesur, drst adamlarn elinden gelen her eyi sizin de benim iin yapacanz biliyorum. Ama benim sizin gibi olmadm unutmamalsnz. Kanmda ve ruhumda beni yok etme ihtimali olan bir zehir var; bir ekilde kurtulamazsam, beni yok edecek olan bir zehir. Ah, dostlarm, ruhumun tehlikede olduunu siz de benim kadar iyi biliyorsunuz ve bundan kurtulmann bir yolu olduunu bildiim halde ne siz ne de ben o yola
427

bavurmamalyz!" Sonra kocasndan balayarak ve en son yine ona dnerek srayla hepimize yalvarrcasna bakt. "Nedir o yol?" diye sordu Van Helsing bouk bir sesle. "Bavurmamamz gereken, bavuramayacamz o yol nedir?" "O byk ktlk tamamen yok edilmeden -590nce benim kendi elimle ya da bir bakasnn eliyle lmem. Bir kez ldkten sonra, zavall Lucy'min ruhuna yaptnz gibi benim lmsz ruhumu da zgrletirebileceinizi ben de biliyorum, siz de biliyorsunuz. Bu yolla aramda duran tek ey lm ya da lm korkusu olsayd, hemen burada, beni seven dostlarn arasnda lmekten kanmazdm. Ama lm her ey deil. nmzde bir umut ve yaplacak daha iyi bir i varken, byle bir durumda lmemin Tann'nn istei olduuna inanmyorum. Bu yzden, ben kendi adma, sonsuz huzur ihtimalinden vazgeiyorum ve dnyann ya da br dnyann sahip olduu en kara eylerin barnd karanla gidiyorum!" gdsel olarak bunun yalnzca bir balang olduunu bildiimizden hepimiz sessiz kaldk. Dierlerinin yz ifadeleri sertlemi, Harker ise kl gibi solmutu; belki de bundan sonra syleyeceklerini hepimizden daha iyi tahmin ediyordu. Bayan Harker devam etti: "Benim iade ykmllm* bu." Byle bir yerde byk bir ciddiyetle kulland bu hukuki terimi belirtmeden geemeyeceim. "Siz ne vereceksiniz? Canlarnz, biliyorum," diye devam etti telala; "bu, cesur adamlar iin kolay bir ey. Sizin canlarnz Tann'ya ait ve onlar O'na verebilirsiniz; ama bana ne vereceksiniz?" Yine sorarcasna bakt, ama bu sefer kocasnn yzne bakmaktan kand. Quin-cey anlam gibi grnyordu; ban sallad ve Bayan Harker'n yz aydnland. "yleyse, Orj. hotch-pot: len bir kiinin vrisleri arasnda blnecek olan mallan iin kullanlan hukuki terim. -591428

I size ne istediimi ak ak syleyeyim, nk bundan sonra aramzda artk bu konuda hibir kuku kalmamal. Zaman geldiinde beni ldreceinize sz vermelisiniz, teker teker ve hepiniz -hatta, sen de, sevgili kocam." "Ne zaman peki?" Bu ses Quincey'ye aitti, ama ksk ve gergindi. "Yaamaktansa lmemim daha iyi olacan dnmenize sebep olacak kadar deitiime ikna olduunuz zaman. Bu ekilde bedenen ldmde bir an bile kaybetmeden bana bir kazk akp bam keseceksiniz; ya da beni huzura kavuturacak ne gerekiyorsa, onu yapacaksnz!" Ksa bir sessizlikten sonra ilk ayaa kalkan Quincey oldu. Bayan Harker'n nnde diz kt ve elini tutarak byk bir ciddiyetle yle dedi: "Ben belki de byle bir ayrcala sahip olmas gereken bir erkek gibi yaamam, sadece kaba bir adamm; ama kutsal saydm ve deer verdiim her ey zerine size yemin ederim ki, zaman geldiinde bize verdiiniz grevi yerine getirmekten kanmayacam. Bunda kukuya yer vermeyeceime de sz veriyorum, nk kukulanrsam bile o zamann geldiini anlayacam!" Bayan Harker hzla akan gzyalarnn arasndan yalnzca, "Benim gerek dostum!" diyebildi ve eilip Quincey'nin elini pt. "Ben de ayn ekilde yemin ediyorum, sevgili Bayan Mina'm!" dedi Van Helsing. "Ben de!" dedi Lord Godalming. kisi de yemin etmek iin srayla onun nnde diz -592ktler. Ardndan ben de sz verdim. Sonra kocas, solgun gzlerle ve salarnn kar gibi beyaz rengini bastran yeilimsi bir renk alarak ona dnd ve sordu: "Ben de byle bir sz vermek zorunda mym, ah, kancm?" "Sen de, hayatm," dedi Bayan Harker, sesinde ve gzlerinde sonsuz bir merhametle. "Bundan kanmamalsn. Sen benim en yaknm, en sevdiim ve btn hayatmsn; ruhlarmz mrmz boyunca ve sonsuza kadar birleti. Cesur adamlarn, dmann ellerine dmesinler diye kanlarm ve kzlarn ldrdn
429

dn, canm. Elleri bir kez bile titrememitir, nk sevdikleri, kendilerini ldrmeleri iin onlara yalvarmtr. Byle ac gnlerde, erkeklerin sevdiklerine kar grevidir bu! Ve ah, sevgilim, birinin elinden leceksem, brak bu el beni en ok sevenin eli olsun. Dr. Van Helsing, zavall Lucy'nin durumunda, onu en ok sevene -utanarak durdu ve lafn deitirdi- ona huzur vermeye en ok hakk olana gsterdiiniz merhameti unutmadm. Eer o zaman bir kez daha gelirse, beni o korkun klelikten kurtarann onun sevgi dolu eli olmasn salayarak, bunu kocamn gzel bir ans haline getirmenizi bekliyorum." Profesrn, "Yine yemin ediyorum!" diyen yankl sesi duyuldu. Bayan Harker glmsedi, rahatlam gibi iini ekerek arkasna yaslanrken gerekten glmsedi ve yle dedi: "Ve imdi bir uyan, hibir zaman unutmamanz gereken bir uyan: Bu zaman, eer -593gelirse, abucak ve beklenmedik bir anda gelebilir, byle bir durumda hi zaman kaybetmemelisiniz. Byle bir zamanda ben, size kar dmannzla ibirlii yapm olabilirim -hayr! O zaman gelmise, kesinlikle yapmmdr." "Bir ricam daha var;" bunu sylerken ok ciddileti, "bu dieri kadar hayati ve gerekli deil, ama sizden benim iin bir ey yapmanz istiyorum." Hepimiz kabul ettik, ama sesimizi karmadk; konumaya gerek yoktu. "Cenaze duasn okumanz istiyorum." Kocasnn derin derin inlemesiyle sz kesildi, Bayan Harker onun elini ellerinin arasna alarak yreinin zerine gtrd ve devam etti. "Bir gn bunu benim iin okumak zorunda kalacaksnz. Btn bu korkun olaylarn sonucu ne olursa olsun, bu hepimiz iin ya da bazlarmz iin mutlu bir dnce olacak. Sevgilim, umarm bunu sen okursun, nk o zaman sonsuza kadar belleimde senin sesinle kalacak; ne olursa olsun!" "Ama ah, bir tanem," dedi Harker yalvarrcasna, "lm sana ok uzak."
430

"Hayr," dedi Bayan Harker elini uyanrca-sna kaldrarak. "u anda toprak bir mezarn arl zerimdeyken hissedeceimden daha fazla lm gibi hissediyorum kendimi!" "Ah, kancm, okumam art m?" dedi balamadan nce. "Beni teselli edecek, kocam!" dedi Bayan Harker yalnzca ve o kitab hazrladktan sonra kocas okumaya balad. O tuhaf sahneyi, ciddiyetini, kasvetini, -594hznn, dehetini ve hepsinin yan sra tatlln nasl anlatabilirim; anlatabilecek kimse var mdr? Kutsal ya da duygusal herhangi bir eyde ac gerekliin bir karikatrnden baka bir ey grmeyen pheci bir insann bile bu manzara karsnda yrei erirdi; harap dm, znt iindeki bu kadnn evresinde diz ken, sevgi dolu ve sadk dostlarndan oluan kk grubu grseydi ya da kocasnn sesindeki efkatli tutkuyu iit-seydi, o sade ve gzel duay acdan sk sk duraksayarak okurken sesindeki krkl duysayd. "Ben... ben... devam edemeyeceim... okuyacak gcm kalmad!" Bayan Harker sezgilerinde haklyd. Ne kadar garip olsa da, o sra duann kuvvetli etkisini hisseden bizlere bile sonradan ne kadar tuhaf gelirse gelsin, bu durum bizi rahatlatmt ve Bayan Harker'n ruhunun zgrln tekrar yitirdiini gsteren sessizlik hibirimize korktuumuz kadar umutsuz grnmemiti. JONATHAN HARKER'IN GNL 15 Ekim. Varna - 12'si sabah Charing Cross'tan* ayrldk, ayn gece Paris'e ulatk ve ark Ekspresi'nde** bizim iin ayrlan yerlerimize yerletik. Bir gece ve bir gn yolculuk ederek saat bete buraya vardk. Lord * Londra'da, Trafalgar Meydan yaknlarndaki byk tren istasyonu. * Paris ile stanbul arasnda sefer yapan, romanlara konu olan, lks ekspres tren. -595Godalming kendisine herhangi bir telgraf gelip gelmediine bakmak iin konsoloslua gitti, biz de bu otele, Odessus'a geldik. Yolculuk boyunca baz olaylar olmu olabilir, ama ben onlara aldrmayacak kadar byk bir
431

sabrszlkla yolculuun bitmesini bekliyordum. arie Katerina limana girene kadar u koca dnyada beni ilgilendirecek hibir ey olmayacak. Tann'ya kr! Mina iyi ve grne gre kuvvetini tekrar topluyor; yznn rengi geri geliyor. ok fazla uyuyor; neredeyse btn yolculuk boyunca uyudu. Bununla birlikte, gnbatmndan nce ve sonra tamamyla uyank ve tetikte oluyor ve Van Helsing bu zamanlarda onu hipnotize etmeyi alkanlk haline getirdi. Balarda biraz uratryordu ve profesr ellerini defalarca yznn nnden geirmek zorunda kalyordu; ama imdi Mina, sanki alkanlk haline getirmi gibi hemen kendini brakyor ve neredeyse hi uramak gerekmiyor. Grne baklrsa, profesrn byle anlarda sadece istemesi yetiyor ve Mina'nn dnceleri de ona itaat ediyor. Profesr her zaman ne grdn ve duyduunu soruyor. Mina ilk soruya yle cevap veriyor: "Hibir ey; her yer karanlk." kinci soruya ise yle: "Gemiye arpan dalgalar ve yanmzdan grleyerek geen suyun sesini duyuyorum. Yelkenler ve halatlar geriliyor, direkler ve serenler gcrdyor. Rzgr var, yelken bezine arptn ve pruvann dalgalarn kpklerini arkaya attn duyuyorum." Anlalan -596arie Katerina hl denizde, hzla Varna'ya doru ilerliyor. Lord Godalming daha yeni dnd. Drt telgraf gelmi yola ktmzdan beri. Her gn iin bir tane ve hepsi de ayn eyi sylyor: arie Katerina henz hibir yerden Lloyd's* acentasna rapor edilmemiti. Londra'dan ayrlmadan nce vekilinden her gn kendisine bir telgraf gndererek geminin rapor edilip edilmediini bildirmesini istemiti. Gemi rapor edilmemise bile telgraf almas gerekiyordu, bylece, telgraf hattnn dier ucunda nbet tutulduundan emin olacakt. Akam yemei yedik ve erkenden yattk. Yarn ikinci konsolosla greceiz ve gemi limana girer girmez, gverteye kma iini ayarlamaya alacaz. Van
432

Helsing gemiye gndoumu ile gnbatm arasnda kmann bizim ansmz olacan sylyor. Kont, yarasa biimine girse bile, bu sre iinde kendi bana suyu geemez ve dolaysyla gemiden de ayrlamaz. phe ekmeden insan ekline dnemeyeceinden; belli ki bundan kanmak istiyor sandkta kalmak zorunda. Bu durumda, eer gndoumun-dan sonra gemiye kabilirsek, kaderi bizim merhametimize kalm olacak; nk o zaman sand ap, zavall Lucy'ye yaptmz gibi, uyanmadan nce onu etkisiz hale getirebiliriz. Bizden nasl bir merhamet grecei ise fazla nemli deil. Resmi grevlilerin ya da denizcilerin bize fazla sorun karacan sanmyoruz. Tann'ya kr ki, buras r Londra'daki sigorta irketi. -597vetin her ii halledebilecei bir lke ve bizim de yeteri kadar paramz var. Yalnzca geminin limana, bizim haberimiz olmadan, gn-batm ile gndoumu arasnda girmesini engellememiz gerekiyor, bylece gvende oluruz. Yarg Para uval bu ii halledecek. Umarm! 16 Ekim - Mina'nn raporu hl ayn: Gemiye arpan dalgalar ve geip giden su, karanlk ve geminin lehine esen rzgrlar. Anlalan zamannda gelmiiz, arie Kateri-na'dan haber aldmzda hazr olacaz. anakkale Boaz'ndan gemesi gerektii iin bir rapor alacamz kesin. 17 Ekim - Artk, Kont'un gezisinden dnecei zaman yapacamz karlama iin gerekli her ey hemen hemen hazr sanrm. Godal-ming nakliyecilere gemiyle gnderilen sandkta arkadandan alnan baz eylerin bulunduundan kukulandn syledi ve sorumluluu stlenerek sand amas iin yarm onay gibi bir ey ald. Geminin sahibi Godal-ming'e, kaptana gsterilmek zere, gemide istedii her eyi yapmasna izin verdiini syleyen bir belge verdi ve Vama'daki temsilcisine de benzer bir izin mektubu yazd. Godal-ming'in kendisine kar taknd nazik, tavrdan ok etkilenen temsilciyle grtk ve
433

dileklerimizi yerine getirmek iin elinden ne gelirse yapacandan eminiz. Ayrca sand atmz takdirde ne yapacamz da kararlatrdk. Kont oradaysa, Van Helsing ile Seward hemen kafasn kesip kalbine bir kazk akacak. Morris, Godalming ve ben de hazr bu-598lunduracamz silahlan kullanmak pahasna da olsa iimize kanmasn engelleyeceiz. Profesr, Kont'un bedenine bu ilemi yapabilirsek, ksa sre sonra toza dneceini sylyor. Bu durumda, herhangi bir cinayet phesi domas ihtimaline kar aleyhimize herhangi bir kant kalmayacak. Ama byle bir ey olmasa bile, eylemlerimizin sonucuna gs germemiz ya da yenik dmemiz gerekiyor, belki de bir gn bu metinler iimizden birileriyle daraac arasna girecek kantlan oluturabilir. Ben kendi adma, karmza kabilecek herhangi bir frsat minnetle deerlendiririm. Amacmz gerekletirmek iin bavurmadmz are brakmayacaz. arie Katerina grlr grlmez, zel bir ulakla bize haber vermeleri iin birka memuru ayarladk. 24 Ekim - Beklemekle geen koca bir hafta. Godalming her gn telgraf ald, ama ayn hikye: "Henz rapor edilmedi." Mina'nn hipnoz altnda verdii cevap da deimedi: "Gemiye arpan dalgalar, geip giden su, gcrdayan direkler." Telgraf, Lloyd's, Londra, Ruf us Smith'ten Lord Godalming'e, Majesteleri'nin Temsilcisi, kinci Konsolos eliyle, Varna 24 Ekim arie Katerina'nm bu sabah anakkale Boaz'ndan getii rapor edilmitir. -599DR. SEWARD'IN GNL 24 Ekim - Fonografm nasl da zlyorum! Gnlm kalemle yazarak tutmak bana ok skc geliyor; ama Van Helsing yazmam gerektiini sylyor. Bugn, Godalming, Lloyd's'tan gelen telgraf aldnda hepimiz heyecandan lgna dndk. Artk savaa giden erkeklerin, sefer emri geldii zaman ne hissettiini biliyorum. Aramzdan yalnzca Bayan Harker herhangi bir duygu belirtisi gstermedi. Ama bu garip deil; nk onun bu konuda herhangi bir ey
434

bilmemesine zel nem gsterdik ve onun yanmdayken heyecanmz belli etmemeye altk. Eski gnlerde olsayd, biz ne kadar gizlemeye alrsak alalm, eminim, o bunu fark ederdi; ama son haftada ok deiti. zerindeki durgunluk artyor; gl ve iyi grnmesine, yznn renginin geri gelmesine ramen Van Helsing ile ben memnun deiliz. Sk sk ondan bahsediyoruz; ama dierlerine tek kelime etmiyoruz. Bizim bu konuda en ufak bir kukumuzun bile olduunu bilmek zavall Harker'n kalbini -ve kesinlikle cesaretini de- krabilir. Van Helsing bana, hipnoz altndayken Bayan Harker'n dilerini ok dikkatlice incelediini sylyor nk diler sivrilmeye balamadklar srece ondaki deiimde acil bir tehlike yokmu. Bu deiiklik olursa, baz admlar atmak art olacak!... Dncelerimizden birbirimize bahsetmesek de ikimiz de bu admlarn ne olacan biliyoruz. Dnmesi ne kadar korkun olsa da ikimizin de bu grevden -600kanmamas gerekiyor. tanazi* mkemmel ve rahatlatc bir kelime! Her kim icat ettiyse, ona minnettarm. Bir geminin veya arie Katerina'nn Londra'dan geldii hzla, anakkale Boaz'ndan buraya gelmesi yalnzca 24 saat srer. Dolaysyla sabahleyin burada olmas gerekiyor; o zamandan nce varmas olanaksz olduu iin hepimiz erkenden yatacaz. Hazr olabilmek iin gece bire kadar uyuyup kalkacaz. 25 Ekim, len - Henz geminin vardna dair bir haber yok. Bayan Harker'n bu sabahki hipnotik raporu her zamanki gibiydi, bu yzden her an haber alabiliriz. Biz erkekler, bir heyecan dalgas iindeyiz; sakin olan Harker dnda; onun elleri buz gibi souk ve bir saat nce onu, her zaman yannda tad byk Ghoorka bann azn bilerken grdm. O hain ve buz gibi souk elin kulland bu "Kurki"nin ucu boazna deecek olursa, Kont iin ne kadar da berbat bir durum olur ama! Van Helsing ile ben bugn Bayan Harker iin biraz endielendik. le civan
435

houmuza gitmeyen bir uyuukluk durumuna girdi; dierlerine kar sessizliimizi korusak da ikimiz de bu durumdan honut deildik. Btn sabah huzursuzdu, bu yzden uyuduunu renince ilk bata memnun olmutuk. Ama kocas sradan bir sohbet arasnda, ok derin Oxford English Dictionary'ye gre 'tanazi' kelimesi 1869 ylnda huzurlu ve acsz bir lm salama ii iin kullanlmaya balanmtr. -601uyuduunu, hatta onu uyandrmay baaramadn syleyince, kendimiz grmek iin odasna gittik. Soluk alp verileri normaldi ve o kadar salkl ve huzurlu grnyordu ki, uyumasnn onun iin her eyden daha iyi olduuna karar verdik. Zavall kz, unutacak o kadar ok eyi var ki, eer uyku, unutturuyorsa, ona iyi gelecektir. Daha. sonra - Dncelerimizde hakl ktk, nk birka saatlik dinlendirici bir uykudan sonra gnlerdir olmad kadar neeli ve salkl uyand. Gnbatmnda her zamanki hipnotik raporunu verdi. Artk Karadeniz'in her neresindeyse, Kont hedefine doru ilerliyordu. Umarm bu hedef lmdr! 26 Ekim - Yeni bir gn ve arie Kateri-na'dan hi haber yok. imdiye kadar burada olmas gerekiyordu. Hl bir yerlerde yolda olduu ak, nk Bayan Harker'n gndou-mundaki hipnotik raporu yine aynyd. Gemi, sis yznden zaman zaman hareketsiz kalyor olabilir; nk dn akam gelen birka buharl gemi limann kuzeyinde de, gneyinde de yer yer sis grldn bildirmiler. Nbet tutmaya devam etmek zorundayz, nk her an geminin geli haberini alabiliriz. 27 Ekim, len - ok tuhaf; henz gemiden beklediimiz haber gelmedi. Bayan Harker'n dn gece ve bu sabahki raporlar her zamanki gibiydi: "Gemiye arpan dalgalar, hzla akan su" ama "dalgalarn ok hafif olduunu da ekledi. Londra'dan gelen telgraflar da aynyd: "Baka rapor yok." Van Helsing son derece endieli ve biraz nce bana,
436

-602Kont'un elimizden kamasndan korktuunu syledi. Anlaml anlaml ekledi: "Bayan Mina'nn o uyuukluk hali houma gitmedi. Ruhlar ve anlar trans srasnda garip eyler yapabilirler." Tam ona daha fazlasn sormak zereyken Harker ieri girdi ve Van Helsing elini uyanrcasna kaldrd. Bu akam, gnbatmnda, hipnoz altnda onun daha fazla konumasn salamaya alacaz. Telgraf. Londra, Ruf us Smith'ten Lord Godalming'e, Majestelerinin Elisi, kinci Konsolos eliyle, Varna 28 Ekim arie Katerina'nm bu sabah saat birde Galatz'a* girdii rapor edilmitir. DR. SEWARDIN GNL 28 Ekim - Geminin Galatz'a vardn bildiren telgraf geldiinde iimizden kimsenin sanld kadar byk bir ok geirdiini dnmyorum. Evet, okun nereden, nasl ya da ne zaman geleceini bilmiyorduk; ama sanrm, hepimiz tuhaf bir eyler olmasn bekliyorduk. Geminin Varna'ya varnn gecikmesiyle olaylarn tam olarak beklediimiz gibi gelimeyeceini anlamtk; yalnzca deiimin nerede olacan renmeyi bekliyorduk. Ama yine de bir srpriz oldu. Sanrm, doa yle bir umut temelinde alyor ki, ilerin nasl gideceini bilmemize ramen, yine * Karadeniz'deki Romanya liman. -603de bir ekilde her eyin olmas gerektii gibi olacana inanyorduk. Transandantalizm,* insanlar iin bo bir hayal olsa da melekler iin bir yol gstericidir. Garip bir deneyimdi ve hepimiz farkl tepkiler verdik. Van Helsing, bir an iin Tann'y protesto ediyormu gibi ellerini bann zerine kaldrd; ama tek kelime etmedi ve birka saniye sonra sert ve kararl bir yzle ayaa kalkt. Lord Godal-ming'in benzi att ve ar ar nefes alarak yerinde oturdu. Ben afallamtm ve aknlk iinde, srayla herkese baktm. Quincey Morris ok iyi tandm hzl bir hareketle kemerini skt; eski, gezgin gnlerimizde bu "harekete gemek" anlamna geliyordu. Bayan Harker'n beti benzi
437

att; yle ki alnndaki yara izi alev sayor gibiydi; ama yumuakballkla ellerini kavuturdu ve dua ederek gzlerini ge kaldrd. Harker glmsedi gerekten glmsedi; umudunu kaybetmi birinin karanlk, ac glmseyiiydi bu; ama ayn zamanda, yapt hareket szlerini yalanlad, nk elleri igdsel olarak byk Kuk-ri bann kabzasn arad ve orada kald. "Galatz'a gidecek bir sonraki tren ne zaman kalkyor?" dedi Van Helsing bize. "Yarn sabah, 6.30'da!" Hepimiz bakakal-dk, nk cevap Bayan Harker'dan gelmiti. 'Tanr akna, bunu nereden biliyorsunuz?" dedi Art. "Benim bir tren dkn olduumu unuTemel olarak Amerikal deneme yazan ve air Ralph Waldo Emerson ile birlikte dnlen, doa ile insan arasnda tinsel bir kaynama fikrini temel alan on dokuzuncu yzyl dnyevi felsefesi. -604tuyorsunuz ya da belki bilmiyorsunuz, ama Jonathan biliyor, Dr. Van Helsing de. Exe-ter'deyken kocama yardmc olabilmek iin hep tren tarifelerini ezberlerdim. Zaman zaman yle faydasn grdm ki, artk tren tarifelerini ezberlemeyi alkanlk haline getirdim. Eer Drakula atosu'na gitmemiz gerekirse, Galatz'tan ya da en azndan Bkre'ten gememiz gerektiini bildiimden tren saatlerini dikkatle ezberledim. Ne yazk ki, ezberleyecek fazla bir ey yoktu, nk tek tren, sylediim gibi yarn kalkyor." "Muhteem kadn!" diye mrldand profesr. "zel bir tren tutamaz myz?" diye sordu Lord Godalming. Van Helsing kafasn iki yana sallad: "Korkarm, hayr. Bu lke sizin ve benim lkelerimizden ok farkl; zel bir tren tutsak bile, muhtemelen normal trenden daha erken gelmeyecektir. Dahas, hazrlamamz gereken eyler var. Dnmek zorundayz. imdi, organize olalm. Sen, dostum Arthur, istasyona gidip biletleri al ve sabah yola kabilmemiz iin her eyin hazr olmasn sala.
438

Sen, dostum Jonathan, geminin temsilcisine git ve ondan Galatz'taki temsilciye hitaben mektup al, bylece burada olduu gibi orada da gemiyi aramak iin iznimiz olsun. Quincey Morris, sen ikinci konsolosla gr ve Galatz'taki meslektayla ilgili olarak, ilerimizin sorunsuzca halledilmesi iin yardmn al, bylece Tuna zerinde hi zaman kaybetmeyelim. John sen, Bayan Mina ve -605benimle kalacaksn ve gr alveriinde bulunacaz. Bylece, iiniz uzun srer de gecikirseniz; gnein ne zaman batt nemli olmayacak, nk ben raporunu almak iin burada Bayan Mina'yla olacam." "Ve ben de," dedi Bayan Harker canl bir tavrla ve gnlerdir ilk defa eskisi gibi, "her bakmdan yardmc olmaya alacam, eskiden yaptm gibi dnp sizin iin yazlar yazacam. Tuhaf bir ekilde stmden bir eyler kayp gidiyor ve kendimi son gnlerde hi olmadm kadar zgr hissediyorum!" gen adam, o an, sanki sylediklerinin anlamn kavram gibi daha mutlu grnd; ama Van Helsing ile ben endieli baklarla birbirimize dndk. Ancak hibir ey sylemedik. adam grevlerini yerine getirmeye gittiklerinde Van Helsing, Bayan Harker'a gnlklerin kopyasn inceleyerek, onun iin Har-ker'n gnlnn ato'da geen ksmn bulmasn istedi. Bayan Harker gnl bulmak zere yanmzdan ayrld; kap arkasndan kapanr kapanmaz profesr bana yle dedi: "Ben de ayn fikirdeyim! Konu!" "Bir deiiklik oldu. Bu beni skntya sokan bir umut, nk bizi aldatabilir." "Kesinlikle. Gnlklerin kopyasn getirmesini neden istedim, biliyor musun?" "Hayr!" dedim, "Benimle yalnz grme frsat yaratmak iin deilse..." "Ksmen haklsn, dostum John, ama yalnzca ksmen. Sana bir ey sylemek istiyorum. Ve ah, dostum, byk ve ok korkun bir risk alyorum, ama hakl olduuma inan-606439

I yorum. Bayan Mina'nn, ikimizin de dikkatini eken o szleri syledii an aklma bir fikir geldi. gn nceki transta, Kont onun zihnini okumak iin ruhunu gnderdi; ya da daha dorusu, onu gemideki toprak sandnn iini grmesi, geip giden suyun sesini dinlemesi iin onu yannda gtrd, tpk gndo-umunda ve gnbatmnda yapmakta zgr olduu gibi. Bylece bizim burada olduumuzu rendi; nk grecek gzleri, iitecek kulaklar varken Bayan Mina, onun tabut kutusundaki kapal hayatnda olduundan daha fazla ey anlatabilir. imdi bizden kamak iin elinden geleni yapyor. u anda Bayan Mina'y istemiyor. O byk bilgisiyle, ard zaman geleceini biliyor, ama onunla iletiimi kesti, ona gidemesin diye Bayan Mina'y elinden geldiince kendi gcnn etkisinden uzaklatrd. Ah! Bizim onca zamandr yetikin olan, Tann'nn ihsann kaybetmemi erkek beyinlerimizin, onun, yzyllardr mezarnda yatan, henz bizimkiler kadar olgunlamam olan ve yalnzca kendi bencil ve dolaysyla kk ilerini yapan ocuk beyninin stesinden gelmesini umuyorum. te Bayan Mina geliyor; ona transn-dan hi bahsetme! Bilmiyor ve onun tm midi ve cesaretine ihtiyacmz varken, onun alt edilmesi, mitsizlie dmesi olmaz. Bir erkek beyni gibi eitilmi, ama tatl bir kadnn beyni olan ve Kont'un ona verdii, aksini dnse de tamamen geri alamayaca zel glere sahip olan byk beynine ihtiyacmz var. Sus! te geliyor!" -607Profesrn kendini kaybedip Lucy ld zaman olduu gibi bir isteri krizine gireceini sandm, ama byk bir aba gstererek kendini toplad ve ilerini yaparken zntsn unutmu gibi grnen Bayan Harker neeli ve mutlu bir ekilde odaya girdiinde, sinirsel olarak mkemmel bir denge tutturdu. Bayan
440

Harker ieri girdiinde Van Helsing'e daktiloyla yazlm sayfalar uzatt. Van Helsing bunlara ciddiyetle gz gezdirdi ve okuduka yz aydnland. Sonra, sayfalan baparmayla iaretparma arasnda tutarak yle dedi: "Dostum John, ok fazla tecrbe sahibi olan sana -ve henz ok gen olan size, sevgili Bayan Mina- bir ders: Hibir zaman dnmekten korkmayn. Son gnlerde, beynimde, yarm yamalak bir dnce vzldayp duruyordu, ama ben kanatlanmasna izin vermekten korkuyordum. imdi burada, elimde daha fazla bilgiyle, bu ham dncenin geldii yere dnyorum ve bunun aslnda hi de ham bir dnce olmadn anlyorum. Meer tam bir dnceymi, ama o kadar kkm ki, henz kk kanatlarn kullanacak kadar gl deilmi. Hatta, dostum Hans Andersen'in* "irkin rdek"i gibi rdek bile deil, kanatlarn deneme vakti geldiinde byk kanatlaryla soylu bir ekilde uacak byk bir kuuymu. Bakn, Jonat-han'n buraya yazdklarn okuyorum: "Irknn daha sonraki alarda tekrar tekrar glerini byk rmaktan arp, Trk Danimarkal yazar, Hans Christian Andersen (1805-1875). -608topraklarna girmesini esinleyen, alt edildii zaman, yalnzca kendisinin nihai zafere ulaabileceini bildii iin, tm birlikleri katledildii halde kanl sava alanndan tek bana kmak zorunda kalan ve tekrar tekrar saldran o deil miydi?" "Bu bize ne anlatyor? Pek fazla bir ey deil, yle mi? Hayr! Konfun ocuk akl hibir ey grmyor; bu yzden bu kadar serbeste konuuyor. Sizin yetikin dnceleriniz hibir ey grmyordu; benim yetikin erkek-aklm hibir ey grmyor, ta ki u ana kadar. Hayr! Ama sonra bir bakas, ne anlama geldiini ne anlama gelebileceini bilmeden bir baka szck sylyor. Tpk doada duran, ama doann aknda zamanla yollarn bulan ve birbirlerine dokunan elementler
441

gibi sonra puf! gklere yaylan bir imek akyor ve baz eyleri kr ediyor, ldryor ve yok ediyor, ama ayn zamanda yeryznn fer-sahlarca aasn da gzler nne seriyor. yle deil mi? Peki, aklayacam. Balang olarak, hi su felsefesi altnz m? 'Evet' ve 'Hayr'. Sen, John, evet; nk bu da delilik alannda bir almadr. Siz, hayr, Bayan Mina; nk suun sizinle bir ilgisi olamaz, bir kez dnda da olmad. Yine de zihniniz doru iliyor ve a particulari ad universale* kar kmyor. Sulularn bir zellii vardr. Bu btn lkelerde ve btn alarda o kadar deimez bir eydir ki, felsefeden pek anlamayan polisler bile bunun byle olduunu deneysel olarak anlarlar. Zaten deneyselin zelden genele. -609anlam budur. Sulu, yalnzca tek su iler; sua yazgl olan ve baka su istemeyen gerek sulu byledir. Bu sulunun beyni tam olarak yetikin deildir. Zeki, kurnaz ve beceriklidir; ama beyin asndan yetikin deildir. Daha ok bir ocuk beyni gibidir. imdi, su ilemek bizim sulumuzun da alnnda yazl; onun da beyni ocuk beyni ve yaptklarn ancak bir ocuk yapar. Kk kular, kk balklar, kk hayvanlar prensiplerle deil, deneysel olarak renirler ve rendikleri zaman, artk daha fazlasn yapmak iin bir zeminleri vardr. "Dos pou sto, "* demi Ar-imet. 'Bana bir kaldra verin, dnyay yerinden oynataym!' Bir ii bir kez yapmak, ocuk beyninin yetikin beyni olmasn salayan kaldratr ve daha fazlasn yapmak iin bir sebebi olana kadar her seferinde ayn eyi yapmaya devam eder, tpk daha nce yapt gibi! Ah, hayatm, gzlerinizin aldn, akan imein size fersahlar tesini gsterdiini gryorum." nk Bayan Harker ellerini rpmaya balamt ve gzleri akmak akmakt. Van Helsing devam etti:
442

"imdi siz konuacaksnz. Bu iki kuru bilim adamna o parlak gzlerinizle neler grdnz anlatn." Bayan Harker'n elini tuttu ve o konutuu srece brakmad. Bayan Harker konuurken, Van Helsing'in ia-retparma ve baparma, sanrm, igd* Arimet'in Geomatra isimli eserindeki bir satra gnderme yaplyor: Dos moi pou sto Kai ten gen kineso: "Bana dayanacak bir yer verin, dnyay yerinden oynataym." -610sel olarak ve bilinsiz bir ekilde onun nabznn zerine kapand: "Kont bir sulu ve ve sulu tipine sahip. Nordau ile Lombroso* onu byle snflandrrlard ve Kont'un sulu karakteriyle birlikte tam olarak gelimemi bir zihni var. Dolaysyla, bir glkle karlatnda areyi alkanlklarnda aramak zorunda. Gemii bize ipucu veriyor ve bu gemiin bizim bildiimiz hem de kendi azndan bir sayfas bize, Bay Morris'in deyiiyle 'ba sknca,' istila etmeye alt lkeden kendi lkesine geri dndn ve orada, amacndan vazgemeden, yeniden saldrya gemek iin hazrlandn sylyor. Daha iyi bir donanmla tekrar gitmi ve kazanm. Ayn ekilde Londra'ya da yeni bir lkeyi istila etmek iin geldi. Yenildi ve baaracana dair btn umutlarn kaybettiinde ve varl tehlikeye girdiinde, deniz yoluyla kendi lkesine kat; tpk nceden de Tuna Nehri'ni geerek Trk topraklarndan kat gibi." "Gzel, gzel! Ah, siz, ne kadar zeki bir kadnsnz!" dedi Van Helsing cokuyla, eilip Mina'nm elini perek. Bir an sonra sanki bir hasta odasnda konsltasyon yapyormu gibi sakin bir ekilde bana unlar syledi: "Yalnzca yetmi iki; hem de bu heyecan iinde. Umudum var." Tekrar Bayan Harker'a dnerek keskin bir beklenti iinde yle dedi: Max Nordau (1849-1923): Macar hekim, romanc ve Siyonist lider; Yozlama (18921893) adl kitabnda deha ile ahlaki yozlama arasnda bir ba olduunu gstermeye almtr. Cesare Lombroso (1836-1909) zaman zaman modern kriminolojinin kurucusu olarak anlr. -611443

"Ama devam edin. Devam edin! sterseniz, anlatacak daha ok ey var. Korkmayn: John ve ben biliyoruz. Ben her hal krda biliyorum ve size hakl olup olmadnz syleyeceim. Korkmadan konuun!" "Konumaya alacam; ama hep kendimi merkeze koyuyor gibi grnrsem beni balayacaksnz." "Hayr! Korkmayn, yle yapmak zorundasnz, nk bizim dndmz de sizsiniz" "yleyse, bir sulu olduu iin bencil; zeks kk olduu ve eylemleri de bencillii temel ald iin kendisini tek bir amala kstlyor. Bu acmasz bir ama. Birliklerini katledilmeye terk ederek Tuna zerinden kat gibi imdi de kimseyi umursamadan gvenliini salamaya kararl. Dolaysyla, onun kendi bencillii, o dehet dolu gecede beni ele geiren korkun gten biraz olsun kurtaryor ruhumu. Bunu hissettim, ah! Bunu hissettim yce merhameti iin Tann'ya krler olsun! Ruhum, o saatten beri hi olmad kadar zgr ve peimi brakmayan tek endie bir trans ya da rya srasnda kendi amalan iin benim bildiklerimi kullanm olduu korkusu." Profesr ayaa kalkt: "Bu ekilde zihninizi kulland bile ve bu sayede bizi burada, Varna'da brakt ve onu tayan gemi kendisini saran sisin iinde hzla, hi kukusuz, bizden kamak iin hazrlklar yapt Galatz'a gitti. Ama ocuk beyni o kadar uza grebildi ve hep Tann'nn takdirinde olduu gibi, bencilce kendi iyilii iin -612en ok gvendii eyin, ona en byk zarar vermesi de mmkn. Byk Mezmurcu'nun* syledii gibi kendi kurduu tuzaa kendisi dyor. imdi bize izini kaybettirdiini ve ona saatlerce uzak olduumuzu dndnde bencil, ocuk beyni ona uyumasn fsldayacak. Sizin zihninizden bir eyler renme yolunu da kapattna gre sizin de onun hakknda hibir ey bilemeyeceinizi sanyor; ite burada yanlyor! Size verdii o korkun vaftiz kan sayesinde,
444

gne doarken ve batarken yaadnz zgrlk zamanlarnda yaptnz gibi onun ruhuna girmekte hl serbestsiniz. Byle zamanlarda onun deil benim irademle gidiyorsunuz ve sizinle dierleri iin iyi olan bu gc, onun ellerinde ac ekerek kazandnz. Bunu bilmemesi artk ok daha kymetli, kendisini korumak iin bizim nerede olduumuz bilgisinden mahrum brakt kendini. Ama biz o kadar bencil deiliz ve btn bu karanln iinde, bu karanlk saatlerde Tann'nn bizimle olduuna inanyoruz. Onu takip edeceiz; grevimizden vazgemeyeceiz; kendimizi onun gibi olma tehlikesine atsak bile. Dostum John, bu muhteem bir saat oldu ve yolumuzda ilerlememizde bize ok yaran dokundu. Yazc olup btn bunlan yazmalsn ki, ilerinden dndklerinde bunlar dostlanmza verebilesin, o zaman onlar da bizim bildiklerimizi bilir." Bylece onlarn dnn beklerken olanlar yazdm ve Bayan Harker da daktilosunu yannda getirdii iin hepsini daktiloya ekti. * Bkz. Mezmur, 69:22. -613YRM ALTINCI BLM DR. SEWARDIN GNL 29 Ekim - Bu metin, Varna'dan Galatz'a giden trende yazld. Dn gece hepimiz gn-batmndan biraz nce toplandk. Her birimiz grevini elinden geldiince yerine getirmiti; dnce, eylemler ve frsatlar bakmndan, yolculuumuzun tamam iin ve Galatz'a vardmzda, oradaki iimiz iin hazrz. Zaman geldiinde Bayan Harker kendisini hipnoz iin hazrlad ve Van Hel-sing asndan daha nce hi olmad kadar uzun sren, zorlu bir abadan sonra, Bayan Harker transa girdi. Normalde ufak bir iaret zerine konuurdu ama bu sefer profesr, bir eyler renebilmek iin ona kararl sorular sormak zorunda kald; en sonunda cevab geldi: "Hibir ey gremiyorum; hareketsiz duruyoruz; arpan dalga sesleri yok, yalnzca geminin halatlarna arpan sabit bir su aknts var. Uzaktan ve yakndan seslenen adamlar ve skarmozlardaki kreklerin dnp gcrdadklarn duyuyorum. Bir yerlerde bir silah patlad; yanks uzaktan geliyor gibi.
445

Yukardan ayak sesleri geliyor, halatlar ve zincirler srkleniyor. O da ne? Bir k parlts var; zerime esen havay hissedebiliyorum." -615Burada durdu. Uzand divandan bilinsiz bir ekilde dorulmu, sanki bir arlk kaldryormu gibi, her iki avucunu havaya kaldrmt. Van Helsing ve ben bunu anlayarak birbirimize baktk. Quincey hafife kalarn kaldrd ve dikkatli dikkatli Bayan Har-ker'a bakt, bu arada Harker'm eli de igdsel olarak Kukri'sinin kabzasn kavrad. Uzun bir sessizlik oldu. Hepimiz konuabilecei zamann gemekte olduunu biliyorduk; ama bir ey sylemenin de yararsz olduunu hissediyorduk. Aniden dorulup oturdu ve gzlerini aarak tatl bir ekilde yle dedi: "ay almaz mydnz? Hepiniz ok yorulmu olmalsnz!" Elimizden onu mutlu etmekten baka bir ey gelmeyeceinden kabul ettik. Aceleyle ay getirmeye gitti, o ktnda Van Helsing yle dedi: "Gryorsunuz, dostlarm. O karaya yakn bir yerde; toprak sandndan kt. Ama daha kyya kmas gerekiyor. Geceleyin bir yerlere snp saklanabilir; ama birileri onu sandy-la birlikte kyya tamazsa ya da gemi kyya demezse, karaya ulaamaz. Byle bir durumda, eer gece olursa, biimini deitirebilir ve Whitby'de yapt gibi kurt biiminde zplayarak ya da yarasa biiminde uarak karaya ulaabilir. Ama eer o karaya kmadan gndz olursa, birileri tarafndan tanmad srece kaamaz. Birileri onu tarsa da o zaman gmrk memurlar sandn iinde ne olduunu kefedebilir. Dolaysyla, bu gece ya da afaktan nce karaya kmazsa, tm bir gn kaybetmi olacak. Byle olursa, oraya -616I zamannda varabiliriz; nk bu gece kaa-mazsa, gndz vakti kimse fark etmesin
446

diye uyank ve grnr bir biimde kendisi olamayacandan onu sandnda ve bizim merhametimize kalm bir sekide yakalarz." Sylenecek baka bir ey yoktu, bu yzden gerisini Bayan Harker'dan renebileceimiz afaa kadar sabrla bekledik. Bu sabah erken saatte, soluumuzu kesen bir endieyle, transta verecei cevab bekledik. Hipnozun gelmesi ncekinden de uzun srd ve geldii zaman, gnein domasna o kadar ksa bir sre kalmt ki, umutsuzlua kaplmaya baladk. Van Helsing btn ruhunu harcad abaya vermi gibi grnyordu; en sonunda, Bayan Harker onun iradesine boyun eerek cevap verdi: "Her yer karanlk. Gemiye arpan ve alkalanan dalgalan duyuyorum, benimle ayn hizada ve tahtaya srtnen tahtann gcrtsn duyuyorum." Sustu ve kzl gne ykseldi. Bu akama kadar beklemek zorundayz. Bylece, bir bekleyi strab iinde Ga-latz'a doru ilerliyoruz. Sabah iki ile arasnda varmamz gerekiyordu; ama daha imdiden Bkre'te saat rtar yaptk bile, bu yzden gne domadan nce oraya ulamamz mmkn deil. Bayan Harker'dan iki hipnotik mesaj daha alacaz; bunlardan biri ya da ikisi birden neler olup bittii konusunda daha fazla k tutabilir. Daha sonra - Gnbatm geldi ve geti. Bereket versin ki, dikkat datacak bir eyin olmad bir zamanda geldi; nk istasyonda -617olsaydk, gerekli skneti ve izolasyonu salayamazdk. Bayan Harker hipnotik etkiye bu sabahkinden ok daha zor teslim oldu. Kont'un duyularn okuma gcnn, buna tam da en ok ihtiyacmz olan zamanda yok olmasndan korkuyorum. Bana hayal gc almaya balam gibi geliyor. imdiye kadar trans halindeyken yalnzca en basit gereklerden bahsediyordu. Eer bu ekilde devam ederse, bizi tamamen yanl ynlendirebilir. Eer Kont'un onun zerindeki gcnn bu iletiim yetenei ile birlikte leceini bilsem, bu mutlu bir dnce olurdu; ama korkarm, yle olmayacak. Konutuu zaman szleri bilmece gibiydi:
447

"Bir ey dar kyor; souk bir rzgr gibi zerimden getiini hissedebiliyorum. Uzakta, adamlarn yabanc dillerde konumalarn, yksekten dklen sularn sesini, kurtlarn ulumasn duyabiliyorum." Sustu, rperdi, birka saniye iinde rpertinin iddeti yle artt ki, en sonunda fel geiriyormu gibi sarslmaya balad. Baka bir ey sylemedi, hatta profesrn buyurgan sorularna bile cevap vermedi. Transtan ktnda m, yorgun ve halsizdi; ama zihni tamamyla uyuuktu. Hibir ey hatrlayamad, ama ne sylediini sordu; syledikleri anlatldktan sonra uzun bir sre, sessizlik iinde derin derin dnd. 30 Ekim, sabah 7 - Artk Galatz'a yaklatk ve daha sonra yazmaya vakit bulamayabilirim. Bu sabah hepimiz endieyle gndou-munu bekliyorduk. Hipnotik trans salama-618i nn gittike zorlatn bildiimizden Van Helsing bu sefer uramaya her zamankinden erken balad. Ama zaman gelene kadar bunun hibir etkisi olmad ve Bayan Harker ok daha byk bir zorlukla, gne domadan yalnz bir dakika nce teslim oldu. Profesr onu sorgulamak iin hi vakit kaybetmedi; cevab da ayn hzla geldi: "Her yer karanlk. Kulaklarmla ayn hizada akan suyun sesini ve tahtann tahtaya srterken kard gcrty duyuyorum. Uzakta sr sesleri. Bir ses daha var, ok tuhaf bir ses, ey gibi..." durdu, yznn rengi gittike soldu. "Devam et! Devam et! Konu, sana emrediyorum!" dedi Van Helsing ac dolu bir sesle. Ayn zamanda gzlerinde de umutsuzluk vard, nk ykselmekte olan gne Bayan Harker'm solgun yzne bile krmz bir renk veriyordu. Gzlerini at ve tatllkla, grne baklrsa, byk bir kaygyla yle dediinde hepimiz irkildik: "Ah, profesr, neden benden yapamayacam bildiiniz bir eyi istiyorsunuz ki?
448

Hibir ey hatrlamyorum." Sonra, yzlerimizdeki aknl grnce srayla hepimize bakp unlar syledi: "Ne dedim? Ne yaptm? Hibir ey bilmiyorum, yalnz burada yan uyur vaziyette yatyordum ve sizin 'Devam et! Konu, sana emrediyorum!' dediinizi duydum. Sanki kt bir ocukmuum gibi bana emir verdiinizi duymak ok tuhaf geldi!" "Ah, Bayan Mina," dedi profesr znty-619le, "bu ancak sizi ne kadar sevdiimi ve saydm gsteren bir kant, eer kant gerekiyorsa, bu her zamankinden daha byk bir aklkla, iyiliiniz iin sylenen bir sz; sylenenlere itaat etmekten byk gurur duyacam." Ddkler tyor; Galatz'a yaklayoruz. Endie ve sabrszlk yznden ate stndeyiz sanki. MINA HARKER'IN GNL 30 Ekim - Bay Morris beni, telgrafla odalarmz ayrttmz otele gtrd, herhangi bir yabanc dil bilmedii iin yanlarndan ayrlabilecek en uygun kii oydu nk. Kuvvetler, Varna'da olduu gibi dald, yalnz son derece acelemiz olduu iin konumu dolaysyla memuru hemen etkileyebilir diye ikinci konsolosla grmeye Lord Godalming gitti. Jonathan ile iki doktor, arie Katerina'nn varyla ilgili ayrntlar renmek iin gemicilik acentasna gittiler. Daha sonra - Lord Godalming dnd. Konsolos yokmu ve ikinci konsolos da hastaym; dolaysyla rutin ilerle bir memur ilgileniyormu. ok nazikmi ve gcnn yettii her yardm yapabileceini sylemi. JONATHAN HARKER'IN GNL 30 Ekim- Saat dokuzda, Dr. Van Helsing, Dr. Seward ve ben, Londra'daki Hapgood irketinin acentas olan Mackenzie & Stein-koff a gittik. Lord Godalming'in telgrafla be-620i lirttii ricasna cevaben Londra'dan, bize ellerinden gelen her tr yardm
449

gstermelerini isteyen bir telgraf almlard. Son derece iyi ve nazik davrandlar ve bizi hemen nehirdeki limanda demirlemi olan arie Katerina'ya gtrdler. Donelson isimli kaptanla orada grtk ve bize yolculuu anlatt. mr boyunca hi bu kadar rahat bir yolculuk yapmadn syledi. "Adamm!" dedi, "Nasl da korkuttu bizi, nk ortalamaya uyalm diye, bu ansmz byk bir talihsizlikle demekten korktuk. Londra'dan Karadeniz'e kadar, sanki eytan kendi amalan iin yelkenlerinizi iiriyor-mu gibi, rzgr peinize takp gelmeniz doal bir ey deil. Ve bir sre hibir ey gremedik. Bir gemiye, limana ya da buruna yaklatmz zaman zerimize bir sis kyordu ve ancak sis kalktktan sonra bir ey grebiliyorduk. Cebelitank' sinyal gnderemeden getik ve anakkale Boaz'na gelip de gei iznimizi beklemek zorunda kalana kadar hi kimseyi grmedik. Bata yelkenleri indirip sis kalkana kadar beklemeyi dndm, ama bu arada eytan bizi Karadeniz'e abuk gtrmeye karar verdiyse, bunu yelkenleri indirsek de indirmesek de baaracan dndm. abuk yol alrsak, geminin sahipleri bundan honutsuz olmayacaklard ya da deniz trafiini bozmayacaktk ve iini gren ihtiyar* onu engellemediimiz iin bize minnettar kalacakt." Bu basitlik ve kurnazlk, batl inan ve ticari mantk karm, Van Helsing'i harekete eytan. -621geirdi ve profesr yle dedi: "Dostum, o eytan kimilerinin sandndan daha zeki ve dengine dt zaman onu tanr!" Bu iltifat kaptann houna gitti ve devam etti: "stanbul Boaz'n getiimizde adamlar homurdanmaya baladlar, baz Romenler geldiler ve Londra'dan yola kmadan hemen nce tuhaf grnl yal bir adam tarafndan gverteye konulan byk sand denize atmam istediler. Adama dik dik baktklarn ve onu grdklerinde kemgzden korunmak iin iki parmaklarn
450

kaldrdklarn grmtm. Adamm! u yabanclarn batl inanlar gerekten de gln oluyor! Onlar abucak ilerinin bana yolladm, ama zerimize sis ktkten hemen sonra, sanki bir eyin peindeymiler gibi hissettim, ama bunun byk sandkla ilgili olup olmadn karamadm. Eh, yolumuza devam ettik ve sisin kalkmad be gn boyunca rzgrn bizi gtrmesine izin verdim; nk eytan bir yere yetimek istiyorsa eh, her durumda yetiirdi. Ve eer gidemezse de, eh, bir ekilde gzmz drt aacaktk. uras kesin ki, rahat yol aldk ve su da srekli derindi ve iki gn nce, sisin iinden sabah gnei doduu zaman kendimizi Galatz'n karsndaki nehirde bulduk. Romenler ldrm gibiydi ve benden ne olursa olsun sand karp nehre atmam istediler. Onlara kzdm ve demir ulu bir manivelayla olaya mdahale etmek zorunda kaldm; sonuncusu da kafasn tutarak yerden kalktnda, kemgz olsun ya da olmasn, gemi sahiplerinin mallan ya da -622emanetlerinin benim ellerimde, Tuna'nn dibinde olduundan daha gvende olduu konusunda ikna etmitim onlar. Dikkatinizi ekerim, sand nehre atmak iin gverteye karmlard bile ve zerinde Varna yoluyla Galatz yazd iin sand limanda indirip ondan tamamen kurtulana kadar gvertede kalmasnn daha iyi olacan dndm. O gn fazla yk boaltmadk ve geceleyin demirleyip beklemek zorunda kaldk; ama sabahn krnde, gne domadan bir saat nce, elinde kendisine ngiltere'den yollanm bir emirle, birisi Kont Drakula adna gnderilen bir kutuyu almaya geldi. Teslim almak iin gerekli eyleri hazrd. Belgeleri eksiksizdi ve ben de lanet eyden kurtulacam iin memnundum, nk o sandk beni de huzursuz etmeye balamt. Eer eytan gemiye bagajn koyduysa, bu o sandktan bakas olamaz, diye dnyordum!"
451

"Sand alan adamn ad neydi?" dedi Dr. Van Helsing, gergin bir sabrszlkla. "Size hemen syleyeyim!" dedi ve kamarasna inerek "Immanuel Hildesheim" adyla imzalanm bir makbuz getirdi. Adamn adresi, Burgen-strasse, 16 numara idi. Kaptann btn bildiinin bundan ibaret olduunu anladk; bunun zerine teekkr ederek oradan ayrldk. Hildesheim' ofisinde bulduk; koyun gibi burnu olan, fes takm, daha ok Adelphi tipinde bir brani. tirazlar parayla noktaland. Noktalamay biz yaptk ve biraz pazarlktan sonra bildiklerini anlatt. Bildikleri ba-623sit, ama nemli eylerdi. Londra'daki Bay de Ville'den bir mektup almt, bu mektupta arie Katerina ile Galatz'a gelecek olan bir sand, eer mmknse, gmrkten karmak iin gndoumundan nce teslim almas isteniyormu. Bunu, nehirden limana tamaclk yapan Slovaklarla i yapan Pet-rof Skinsky adnda birine teslim etmesi gerekiyormu. Bu iin cretini ngiliz paras olarak alm ve para da Uluslararas Tuna Bankas'nda altna evrilmi. Skinsky kendisini grmeye geldiinde, hamal masrafndan kurtulmak iin onu doruca gemiye gtrm ve sand ona teslim etmi. Baka da bir ey bilmiyormu. Sonra Skinsky'yi aradk, ama bulamadk. Grne baklrsa, ona kar ok da byk sevgi beslemeyen bir komusu iki gn nce bir yere gittiini, ama nereye gittiini kimsenin bilmediini syledi. Bunu ev sahibi de dorulad. Bir haberci ile kendisine evin anahtar ve kira borcunu -ngiliz paras olarakgndermiti. Bu, nceki gece on ile on bir arasnda olmutu. Yine yolumuz tkanmt. Biz konuurken birisi nefes nefese, koarak geldi ve Skinsky'nin cesedinin Aziz Peter Kilisesi'nin avlusunda bulunduunu syledi. Boaz, sanki vahi bir hayvan tarafndan paralanmt. Bizim konutuumuz insanlar dehet sahnesini grmeye kotular, kadnlar, "Bu bir Slovak'n ii!" diye haykrmaya baladlar. Biz de
452

bir ekilde bu meselenin ie karp tutuklanmaktan korkarak oradan uzaklatk. -624Belli bir sonuca varamamtk. Hepimiz sandn, nehir zerinden bir yere gitmekte olduu konusunda ikna olmutuk; ama bu yerin neresi olduunu bulmamz gerekiyordu. znt iinde otele, Mina'mn yanna dndk. Bir araya geldiimizde, konutuumuz ilk ey Mina'ya yine her eyi anlatmak gerektii oldu. ler giderek umutsuz bir hal alyordu ve tehlikeli olmasna ramen bu bize en azndan bir ans veriyordu. lk adm olarak ona verdiim szden muaf tutuldum. MINA HARKER N GNL 30 Ekim, akam - O kadar yorulmular, bitkin dmlerdi ve cesaretleri o kadar krlmt ki, onlar biraz dinlenene kadar yapacak bir ey yoktu; bu yzden, ben u ana kadar olan her eyin kaydn tuttuum srada yarm saat uzanmalarn syledim. "Yolcu" daktilosunu icat eden adama ve bana bu daktiloyu ald iin de Bay Morris'e ok minnettarm. Kalemle yazmak zorunda kalsay-dm, kendimi olduka akn hissederdim... Hepsi bitti; zavall, sevgili, Jonathan, ne aclar ekmi ve imdi de ekiyor olmal! Divanda yatyor ve neredeyse nefes bile almyor, btn vcudu km gibi grnyor. Kalar atlm ve acdan yz gerilmi. Zavall adam, belki de dnyor ve dncelerinin arlndan btn yznn krtn grebiliyorum. Ah! Keke bir yardmm dokunabil-seydi.... Elimden geleni yapacam... -625Dr. Van Helsing'den rica ettim ve bana henz grmediim btn belgeleri getirdi... Onlar dinlenirken hepsinin zerinden dikkatle geeceim, belki bir sonuca ulaabilirim. Profesr rnek almaya alacam ve nmdeki gerekler hakknda nyargsz bir ekilde dnmeye alacam... Tanr'nn izniyle bir ey kefettiime inanyorum. Haritalar getirip inceleyeceim.
453

Hakl olduumdan her zamankinden fazla eminim. Vardm yeni sonu hazr; bu yzden herkesi bir araya toplayacam ve bunu onlara okuyacam. Onlar bunu deerlendirebilirler; her eyi eksiksiz yazmak iyi olur ve geen her dakika ok deerli. MINA HARKER'IN NOTU (Gnlne Kaydedilmitir) Aratrma Zemini - Kont Drakula'nn sorunu, kendi meknna geri dnmek. (a) Birileri tarafndan geri gtrlmek zorunda. Bu aka ortada; nk diledii gibi hareket edebilme gc olsayd; insan, kurt, yarasa olarak ya da baka bir biime girerek gidebilirdi. Belli ki, yakalanmaktan ya da iine karlmasndan korkuyor; byle aciz durumdayken ki yle olmal gndoumundan gnba-tmna kadar tahta sandnda hapsoluyor. (b) Nasl gtrlecek? Burada bir yntemi darda brakmak bize yardmc olabilir. Karayoluyla m, demiryoluyla m, su yoluyla m? 1. Karayolu - Saysz glk var, zellikle de ehri terk ederken. -626a) nsanlar var ve insanlar merakldr, sorular sorarlar. Sandn iinde ne olduuna dair en ufak bir ipucu, tahmin ya da kuku onu mahvedebilir. b) nnden gemesi gereken gmrk ya da ehre giri vergisi memurlar var ya da olabilir. c) Peindekiler onu takip edebilir. Bu en byk korkusu ve yakalanmamak iin kurbann -beni!- bile elinden geldiince kendisinden uzaklatrd. 2. Demiryolu - Kutunun banda hi sorumlu kimse olmaz. Trenin rtar yapmas ihtimalini gze almak zorunda kalr ve peinde dmanlar varken, gecikme lmcl olur. Geceleyin kaabilecei doru; ama kaabilecei bir snak olmadan yabanc bir yere braklrsa, ne yapar? Amac bu deil ve risk almak istemiyor. 3. Su yolu - Bir adan en gvenli, ama baka bir adan da en tehlikeli yol bu. Geceleri saymazsak, su zerindeyken gsz kalyor; ama o zaman bile sisi, frtnay, kan ya da kurtlarn arabilir. Ama bir kaza geirip suya derse,
454

yaayan su onu, aresiz, iine ekip yutar; ite o zaman gerekten mahvolur. Tekneyi karaya srebilir; ama buras diledii gibi hareket edemeyecei dman bir topraksa, yine aresiz kalr. Kaytlardan su zerinde olduunu biliyoruz; dolaysyla bunun hangi su olduunu belirlememiz gerekiyor. lk anlamamz gereken, imdiye kadar ne -627yapt; bylece bir sonraki iinin ne olduuna k tutabiliriz. lk olarak, genel eylem plannn bir paras olarak Londra'yken, zaman darken ve her eyi elinden geldiince iyi bir ekilde ayarlamak zorundayken yaptklarn gz nne almalyz. kinci olarak, elimizdeki bulgulara dayanarak, tahmin edebildiimiz kadaryla burada neler yaptn dnmeliyiz. lki ile ilgili olarak; belli ki Galatz'a gelmek niyetindeydi ve ngiltere'den ka yolunu -renemeyelim diye bizi yanltmak iin faturay Varna'ya gnderdi; o zaman en acil ve tek amac kamakt. Bunun kant, Immanuel Hildesheim'a gnderdii ve sand gndoumundan nce gemiden indirip gtrmesini isteyen talimat mektubu. Bir de Petrof Skinsky'ye gnderdii talimatlar var. Bunu ancak tahmin edebiliyoruz; ama Skinsky, Hildesheim'a gittiine gre bir mektup ya da mesaj olmal. imdiye dek planlarnn baarya ulatn biliyoruz. arie Katerina olaanst hzl bir yolculuk yapt -yle ki, Kaptan Donelson bundan kukuland; ama batl inanlarn kurnazlkla birletirerek Kont'un oyununu onun iin oynad, rzgr arkasna alarak sislerin iinde ilerledi ve en sonunda hibir ey grmeden kendisini Galatz'da buluverdi. Bylece Kont'un her eyi iyi ayarlad kantlanm oluyor. Hildesheim sand gemiden indirdi ve Skinsky'ye teslim etti. Skinsky sand ald ve burada izini kaybediyoruz. -628Yalnzca, o sandn su zerinde bir yerlerde yolculuk ettiini biliyoruz. Bylece, gmrk ve ehre giri vergisi memurlarndan kurtulmu oluyor. imdi, Kont'un geldikten sonra, karada, Galatz'da ne yaptna geliyoruz. Sandk, gndoumundan nce Skinsky'ye teslim edildi. Kont, gndoumunda kendi
455

biimine brnebilirdi. Burada, bu ie yardm etmesi iin neden Skinsky'nin seildiini sormamz gerekiyor. Kocamn gnlnde, Skinsky'nin, nehir boyunca limana mal tayan Slovaklarla i yaptndan bahsediliyordu ve adamn, cinayetin bir Slovak'n ii olduunu sylemesi, halkn Slovaklara kar hislerini gsteriyor. Kont yalnz kalmay istiyordu. Benim tahminim yle: Kont Londra'dayken, en gvenli ve en gizli yol olduu iin atosuna su yoluyla dnmeye karar verdi. Onu atodan Szagany'ler getirmiti ve yklerini muhtemelen Slovaklara teslim etmilerdi, onlar da sandklan Varna'ya tamlard nk sandklar oradan gemiyle Londra'ya gnderilmiti. Dolaysyla, Kont bu hizmeti yerine getirebilecek olan kiileri tanyordu. Sandk, gndoumundan nce ya da gnbatmndan sonra karaya karldnda Kont da sandktan kp Skinsky'yle grt ve ona sand rmaktan yukar tatmas iin talimat verdi. Bu i bittiinde ve her eyin yolunda gittiine emin olduunda tuttuu adam ldrrse izlerini de kaybettireceini dnd. Ben haritay inceledim ve Slovaklann yolculuk edebilecei en uygun nehrin Pruth -629ya da Sereth* olduunu grdm. Daktilo edilmi gnlklerde, transtayken inek sesleri, kulaklarmla ayn hizada alkanan su sesleri ve tahta gcrts duyduumu okudum. O zaman, Kont sandnda, ak bir tekneyle yolculuk ediyor bu tekne muhtemelen krek ya da srklarla idare ediliyor, nk kylar yaknda ve akntya kar krek ekiliyor. Aknt ynnde gidiyor olsayd, byle bir ses duyulmazd. Elbette, bu nehir Sereth de, Pruth da olmayabilir, ama daha fazla aratrmamz da mmkn. imdi bu ikisinden, Pruth zerinde yolculuk yapmak daha kolay, ama Sereth, Fundu'da Borgo Geidi'ne kadar uzanan Bistritza ile birleiyor. Bu nehrin yapt emberin, su yoluyla Drakula'nn atosuna ulaabilecek en yakn yer olduu ak. MINA HARKER'IN GNL (Devam)
456

Okumay bitirdiimde Jonathan beni kollarna alp pt. Dierleri iki elimi de tutmu, skyorlard. Dr. Van Helsing yle dedi: "Sevgili Bayan Mina'mz, bir kez daha retmenimiz oldu. Bizim kr olduumuz yerde onun gzleri grd. Artk yine iz stndeyiz ve bu kez baarl olabiliriz. Dmanmz ok savunmasz durumda ve eer onu gndz, suyun zerinde yakalayabilirsek, ii biter. Yola kt, ama acele edemez, nk onu taPruth Nehri, Reni'nin hemen zerinden ve Sereth Nehri de Galati'nin zerinden Tuna'yla birleir. -630yanlar phelenmesin diye sandndan kamaz; nk phelenirlerse, onu hemen nehre atarlar ve orada yok olur. Bunu biliyor ve onlar phelendirmeyecektir. imdi, baylar, sava konseyimizi toplayalm, nk hemen burada, hep birlikte, her birimizin ne yapacan planlamalyz." "Ben bir buharl gemi bulup onu takip edeceim," dedi Lord Godalming. "Ben de karaya kmas ihtimaline karlk, atlan bulup kydan takip edeceim," dedi Bay Morris. "Gzel!" dedi profesr. "kisi de gzel. Ama ikiniz de yalnz gitmemelisiniz. G gerekirse, onu alt etmek iin gce ihtiyacnz olacak; Slovaklar gl ve serttir, ayrca silah tarlar." Btn erkekler glmsedi, nk yanlarnda kk cephanelik tayorlard. Bay Morris yle dedi: "Ben birka Winchester getirdim; kalabalkta olduka kullanldrlar ve kurtlar da olabilir. Hatrlarsanz, Kont baz nlemler almt; Bayan Harker'n tam olarak duyamad ya da anlayamad talimatlar vermiti birilerine. Her adan hazr olmalyz." Arkasndan Dr. Seward konutu: "Sanrm, benim Quincey ile gitmem daha iyi olur. Birlikte avlanmaya alz ve ikimiz de iyi silahlanrsak, karmza ne karsa ksn, iyi bir ikili oluruz. Sen de yalnz gitmemelisin, Art. Slovaklarla dvmek gerekebilir ve talihsiz bir haner darbesi nk bu adamlarn ateli silah tadn hi sanmyorum btn planlarmz altst edebilir. Bu -631sefer ii ansa brakmamalyz; Kont'un kafas bedeninden ayrlana ve bir daha
457

dirilmeye-ceine emin olana kadar bize huzur yok." Konuurken Jonathan'a bakt ve Jonathan da bana bakt. Zavall sevgilimin kararszln grebiliyordum. Elbette ki benimle kalmak istiyordu; ama... eyi... eyi... Vampir'i (bu kelimeyi yazmakta neden tereddt ediyorum ki?) byk ihtimalle teknedekiler yok edecekti. Ksa bir sre iin sessiz kald ve onun sessizlii srasnda Dr. Van Helsing konutu: "Dostum Jonathan, iki sebepten dolay bu grev senin. Birincisi, sen gensin, cesursun, dvebilirsin ve iin sonuna kadar tm enerjine ihtiya olabilir; ikinci olarak da, onu sana ve karna byle byk aclar veren onu yok etmek senin hakkn. Bayan Mina iin korkma, ben ona gz kulak olurum. Ben yalym. Bacaklarm eskisi kadar hzl koamyor ve o kadar uzun sre at binmeye, gerektii gibi adam kovalamaya ya da ldrc silahlarla savamaya alk deilim. Ama baka hizmetlerim olabilir; baka ekilde savaabilirim. Ve gerekirse, tpk genler gibi lebilirim. imdi size ne yapacam syleyeyim: siz, Lord Godalming ve dostum Jonathan, kk buharl teknenizle nehirden yukar ilerlerken ve John ile Quincey de karaya kma ihtimaline karlk kyy gzlerken ben Bayan Mina'y dmanmzn topraklarnn tam gbeine gtreceim. htiyar tilki sandnn iinde karaya kaamayaca akarsu zerinden yolculuk ederken -ayn zamanda, Slovak tayclar onu l-632me terk etmesin diye tabut-sandn kapan kaldrmaya bile cesaret edemezkenbiz Jonathan'in gittii yerden Bistritz ve Borgo zerinden oraya gideceiz ve Drakula ato-su'nu bulacaz. Burada, Bayan Mina'nn hipnotik gc kesinlikle ie yarayacak ve biz de, hayati nem tayan o yere yaklatmzda ilk gndoumundan sonra, aksi takdirde tamamyla karanlk ve bilinmez olan yolumuzu bulacaz. Engereklerin yuvasn yok etmek iin yaplacak ok i ve arndrlacak ok yer var." Burada Jonathan hararetle szn kesti: "Profesr Van Helsing, bu zntl halinde ve eytann hastalyla
458

lekelenmiken Mina'y lm tuzann tam azna gtreceinizi mi sylyorsunuz? Dnyada olmaz! Ne cennet ne de cehenem iin olmaz!" dedikten sonra ksa bir an sustu ve sonra devam etti: "Orann nasl bir yer olduunu biliyor musunuz? eytani alakln o korkun yuvasn hi grdnz m ay nn kendisinin bile rktc ekillere brnd ve rzgrda savrulan her bir toz zerresinin yok edici bir canavarn durumda ve embriyosu olduu o yeri? Vampir'in dudaklarn boaznzda hissettiniz mi?" Burada bana dnd ve gzleri alnma taklnca haykrarak kollarm havaya savurdu: "Ah, Tanrm, bu deheti hak etmek iin ne yaptk biz?" Ve perian bir ekilde divana kt. Profesrn, havada titreen, berrak, tatl sesi hepimizi sakinletirdi: "Ah, dostum, Bayan Mina'y o korkun yerden kurtarmak iin gidiyorum. Tanr beni -633onu oraya sokmaktan korusun! Orada yaplacak, ama onun gzlerinin grmemesi gereken vahi iler var. Jonathan dnda, buradaki erkeklerin hepsi o yeri arndrmak iin neler yapldn kendi gzleriyle grdler. Korkun bir d olduumuzu unutmayn. Eer Kont bu sefer de elimizden kaarsa, gl, zeki kurnaz bir yzyl boyunca uyumay seebilir; o zaman da bizim sevgili Bayan Mina'mz" -elimi tuttu- "ona arkadalk etmek iin yanna gider ve Jonathan, senin grdn dierleri gibi olur. Onlarn eytani dudaklarn bize sen anlattn; Kont'un onlara frlatt kmldanan torbay kaptklarnda attklar uh kahkahalar sen duydun. rperiyorsun ve bu doal. Sana bu kadar ok ac ektirdiim iin beni bala, ama bu gerekli. Dostum, gerekirse, uruna hayatm verebileceim bu i korkun bir zorunluluk deil mi? Eer bir kii kalmak zere oraya gidecekse, onlara elik etmek iin gitmesi gereken benim."
459

"Dilediiniz gibi yapn," dedi Jonathan, btn bedenini sarsan bir hkrkla, 'Tan-n'ya emanetiz!" Daha sonra - Ah, bu cesur adamlarn nasl altn grmek bana iyi geldi. Kadnlar, bu kadar iten, bu kadar sadk ve bu kadar cesur erkekleri sevmekten kendilerini nasl alabilirler ki! Bir de bu, parann muhteem gcn dnmeme sebep oldu! Doru bir ekilde kullanldnda parann gc neye yetmez ki ve adi bir ekilde kullanldnda neler yapmaz ki! Lord Godalming zengin ol-634duu iin ve hem o hem de epeyce paras olan Bay Morris, paralarn bu kadar zgrce harcadklar iin kran duyuyorum. Eer harcamasalard, bir saat iinde yola kabilmemiz ne bu kadar abuk gerekleirdi ne de bylesine iyi donanml olurduk. Her birimizin ne yapacan planlamamzn zerinden daha saat bile gememi olmasna ramen, imdi Lord Godalming ile Jonat-han'n harika bir buharl teknesi var, kazanlar yaklm, her an yola kmaya hazr. Dr. Seward ile Bay Morris de yarm dzine bakml, gzel at aldlar. Hepimizde haritalar ve gerekebilecek trl trl ara-gere var. Profesr Van Helsing ve ben bu gece 11:40 treniyle Veresti'ye gideceiz, oradan da Borgo Geidi'ne gitmek zere bir araba bulacaz. Araba ve atlan satn almamz gerekeceinden yanmzda epeyce para gtryoruz. Bu konuda gvenebileceimiz kimse olmad iin arabay kendimiz sreceiz. Profesr birok dili biraz olsun biliyor, bu yzden kendi iimizi grebiliriz. Hepimiz silahlandk, benim bile byk kalibreli bir tabancam var; ben de herkes gibi silah tamazsam Jonathan mutlu olmayacakt. Yazk! Dierlerinin tad silahlardan birini ben tayamyorum; alnmdaki yara izi bunu engelliyor. Sevgili Dr. Van Helsing kurtlara kar iyi silahlandm syleyerek beni teselli ediyor; hava her geen saat daha da souyor azar azar attrmaya balad.
460

Daha sonra - Sevgilime veda etmek iin btn cesaretimi toplamak zorunda kaldm. -635Birbirimizi bir daha asla gremeyebiliriz. Cesaret, Mina! Profesr keskin gzlerle sana bakyor; baklar bir uyar. imdi gzya dk-memelisin; Tanr, onlar daha sonra mutluluk iinde dkmene izin vermedii srece. JONATHAN HARKER IN GNL 30 Ekim, gece - Bunu, buharl geminin ocann kapandan gelen kta yazyorum; Lord Godalming atei besliyor. Bu ite tecrbeli, nk yllardr Thames Nehri'nde ve Norfolk Broads'ta* kendine ait birer teknesi varm. Planlarmza gelince, sonunda Mi-na'nn tahmininin doru olduuna ve Kont atosuna kamak iin su yolunu setiyse, bunun Sereth Irma ve sonra da birletii Bistritza olduuna karar verdik. Nehirden Karpat Dalan'na gemek iin seilen yerin 47. kuzey enleminin yaknlarnda bir yer olmas gerektiini dndk. Geceleyin nehirde hzla yol almaktan korkumuz yok; bol su var ve kylar, karanlkta bile yol almay kolaylatracak kadar uzak. Lord Godalming, imdilik sadece bir kiinin nbet tutmas yeterli olduu iin bana biraz uyumam sylyor. Ama uyuyamam sevgilimin bandaki korkun tehlikeyi ve onun o korkun yere gitmekte olduunu bilerek nasl uyuyabilirim ki... Tek tesellim, Tanr'ya emanet olmamz. Ancak bu inanla lmek yaamaktan daha kolay olabilir ve bylece tm dertlerden kurtulabiliriz. Bay Morris ve Dr. Seward biz yola * ngiltere kylarnda, Londra'nn kuzeydousunda. -636kmadan nce uzun yolculuklarna koyulmulard bile; sa kydan gidecekler, rma grebilecekleri ve kvrmlarndan kanabilecekleri kadar yksekten. lk aamalar iin yanlarna, yedek atlarn srecek iki adam aldlar merak uyandrmamak iin toplam drt yedek at var. Adamlar gnderdikten sonra ki bu ksa bir sre iinde yaplacak atlara kendileri bakacaklar. Glerimizi birletirmemiz gerekebilir; byle bir durum olursa diye herkesin binebilecei kadar at var. Eyerlerden biri, gerekirse Mina'nn kolayca binmesi iin
461

ayarlanabilir trden. lgnca bir maceraya atldk. Burada, karanln iinde hzla ilerlerken, souk, rmaktan ykselip bize arpyor gibi geliyor; gecenin tm gizemli sesleri ile birlikte, nasl bir maceraya atldmz sonunda kafamza dank ediyordu. Sanki bilinmeyen yerlere ve bilinmeyen yollara doru srkleniyoruz; karanlk ve dehet verici eylerle dolu bir dnyaya. Godalming kazann kapan kapatyor. .. 31 Ekim - Hl hzla ilerliyoruz. Gne dodu ve Godalming uyuyor. Ben nbetteyim. Sabah souu keskin; kaln krk paltolarmz olmasna ramen, ocaktan gelen sya minnettarm. imdiye kadar yalnzca birka ak tekne getik, ama hibirinin gvertesinde herhangi bir sandk ya da bizim aradmz byklkte bir yk yoktu. Adamlar, elektrikli lambalarmz zerlerine evirdiimiz her seferde korkuya kapldlar ve dizlerinin zerine kerek dua ettiler. -637i Kasm, akam - Btn gn hi haber kmad; aradmz trden bir eye rastlamadk. imdi Bistritza'ya gemi bulunuyoruz ve tahminimiz yanl karsa, ansmz kaybetmi olacaz. Kk byk her tekneyi gzden geirdik. Bu sabah, erken saatlerde, bir teknenin mrettebat bizi hkmet teknesi zannederek buna gre davrand. Bu durumun, ileri kolaylatracak bir ey olduunu fark ettik, bu yzden Bistritza'nn Sereth'e akt Fundu'dan bir Romanya bayra aldk ve imdi gze arpacak bir ekilde dalgalandryoruz. O zamandan sonra yanmzdan geen tm teknelerde, hilemiz ie yarad; grebileceimiz her trl saygy gryoruz ve ne sorarsak soralm ya da ne yaparsak yapalm, bir kez bile itirazla karlamadk. Slovaklar-dan bazlar bize yanlarndan byk bir teknenin getiini, mrettebat says normalin iki kat olduu iin teknenin de normalden hzl gittiini syledi. Bu Fundu'ya varmalarndan nceymi, bu yzden
462

teknenin Bistritza'ya m dndn, yoksa Sereth zerinden yoluna devam m ettiini syleyemediler. Fundu'da byle bir tekneye dair hibir ey renemedik, demek ki, oradan geceleyin gemi. ok uykum geldi; herhalde souk etkisini gstermeye balyor; insan vcudu bazen dinlenmek zorunda kalyor. Godalming ilk nbeti tutmakta srar ediyor. Tanr onu, zavall Mina ve bana gsterdii btn iyilikler iin kutsasm. 2 Kasm, sabah - Neredeyse len olmu. yi yrekli adam beni uyandrmam. O ka-638dar byk bir huzurla uyuyormuum ki, beni uyandrmann gnah olacan dnm; dertlerimi de unutmu grnyormu-um. Bu kadar uzun uyumam ve btn gece onun nbet tutmasna izin vermem ok bencilce; ama ok hakl. Bu sabah yepyeni bir adam olarak uyandm ve burada oturmu, onun uyumasn izlerken hem motorla ilgilenmek, hem dmeni kullanmak hem de nbet tutmak iin gereken her eyi yapabiliyorum. Gcmn ve enerjimin geri dndn hissedebiliyorum. Mina'nm ve Van Helsing'in nerede olduklarn merak ediyorum. aramba gn, le vakti Veresti'ye varm olmallar. Araba ve at bulmalar biraz zaman alacaktr; bu yzden eer yola km ve hzla ilerlemilerse, imdilerde Borgo Geidi civarlarnda olmallar. Tanrm, onlara rehberlik ve yardm et! Neler olabileceini dnmekten korkuyorum. Keke daha hzl gidebilseydik! Ama gidemeyiz. Motorlar alyor ve gidebileceimiz en yksek hzda gidiyoruz. Acaba Dr. Seward ile Bay Morris ne durumda? Dalardan bu nehre ok sayda rmak dklyor, ama hibirisi de fazla byk olmad iin -en azndan imdilik, kukusuz baharda karlar eridiinde korkun oluyorlardratllar fazla engelle karlamamlardr. Umarm, Strasba'ya varmadan onlar grebiliriz; nk o zamana kadar Kont'a yetiememisek, konumamz ve ne
463

yapacamza karar vermemiz gerekebilir. -639DR. SEWARDIN GNL 2 Kasm - gndr yoldayz. Hi haber kmad, ksayd da yazacak zaman yoktu, nk geen her dakika deerli. Yalnzca atlarn dinlenmesi gerektiinde duruyoruz, ama ikimiz de ok iyi idare ediyoruz. Eski maceral gnlerimizin imdi faydasn gryoruz. Devam etmeliyiz; tekneyi tekrar grene kadar hibir zaman kendimizi mutlu hissede-meyeceiz. 3 Kasvn - Fundu'da teknenin Bistritza'ya dndn rendik. Keke hava bu kadar souk olmasayd. Kar yaacana dair iaretler var ve ok yaarsa, bizi yolumuzdan alkoyacaktr. yle bir durumda bir kzak bulmak ve Ruslar gibi devam etmek zorundayz. 4 Kasm - Bugn teknenin, akntnn hzl olduu bir yerden gemeye alrken kaza yaptn rendik. Slovak tekneleri, hem bir halattan yardm aldklarndan hem de ilerledikleri nehri bildiklerinden kolaylkla buralar geiyorlar. Daha birka saat nce bazlar geti. Godalming de amatr bir tamircidir ve anlalan tekneyi de o tamir etmi. En sonunda, yredekilerin yardmyla hzl aknty amlar ve yeniden takibe koyulmular. Korkarm, kaza yznden teknenin durumu iyi deil; kyller durgun suya getikten sonra, gzden kaybolana kadar tekrar tekrar durduunu sylediler. Her zamankinden daha hzl gitmeliyiz; ksa bir sre sonra yardmmza ihtiyalar olabilir. -640MINA HARKER'IN GNL i Kasm - Veresti'ye le vakti vardk. Profesr, bu sabah, afakta beni ok zor hipnotize ettiini syledi; tek syleyebildiim "karanlk ve sessiz" olmu. imdi bir araba ve at almaya gitti. Daha sonra yedek atlar almaya alacan sylyor, bylece yolda at dei-tirebilecekmiiz. Daha nmzde yetmi milden daha uzun bir yol var. Manzara harika ve ok ilgin; keke farkl koullar altnda gel-seydik, btn bunlar grmek ne kadar da keyifli olurdu! Jonathan
464

ile ben ba baa geziyor olsaydk, ne byk bir zevk olurdu! Durup insanlarla konumak, hayatlaryla ilgili bir eyler renmek, zihinlerimizi ve belleimizi bu vahi, gzel lkenin ve deiik insanlarnn btn o renkleri ve grlesi zellikleriyle doldurmak!.. Ama, yazk ki!.. Daha sonra - Dr. Van Helsing dnd. Arabay ve atlan alm, yemek yiyecek ve bir saat iinde yola kacaz. Ev sahibi kadn bize byk bir sepet dolusu erzak hazrlyor; bir blk askere yetecek gibi grnyor. Profesr de onu cesaretlendiriyor ve bana bir daha iyi yiyecek bulana kadar bir hafta geebileceini sylyor. Alveri de yapt ve eve bir sr krk palto, al ve insan scak tutacak her trl eya gnderdi. Muhtemelen hi meyeceiz. Ksa bir sre iinde yola kyoruz. Bamza gelebilecekleri dnmekten korkuyorum. Gerekten de Tann'ya emanetiz. Neler -641olabileceini yalnz O bilir ve ben de zgn ve mtevaz ruhumun btn gcyle O'na, sevgili kocam gzetmesi iin dua ediyorum; ne olursa olsun, Jonathan onu, ifade edemeyeceim kadar ok sevdiimi ve saydm, dncelerimin itenlikle, hep onunla olduunu bilsin. -642YRld YEDNC BLM MINA HARKER N GNL 1 Kasm - Btn gn boyunca yolculuk yaptk, hem de hzla. Sanki atlar kendilerine nazik davranldn biliyor gibiler, nk kendi istekleriyle en yksek hzlaryla kouyorlar. imdiye kadar o kadar ok zorluk yaadk ve yine de o kadar kararl bir ekilde dze kmay baardk ki, artk yolculuumuzun kolay olacan dnmeye cesaret edebiliyoruz. Dr. Van Helsing az ve z konuuyor; iftilere Bistritz'e gittiimizi sylyor ve at deiimi iin iyi para dyor. Scak orba, kahve ya da ay iip hemen yola kyoruz. Buras gzel bir lke; akla gelebilecek her trden gzellikle dolu ve insanlar cesur, gl, basit, grne gre bir sr ho zellikleri olan insanlar. Batl inanlara ok, ok ballar. Durduumuz ilk evde bize hizmet eden kadn
465

alnmdaki yara izini grdnde ha kard ve kemgzden korunmak iin iki parman bana doru uzatt. Sanrm yiyeceklerimize fazladan sarmsak koymak iin zel aba gsterdi ve ben sarmsaa tahamml edemiyorum. O zamandan beri apkam ya da peemi karmyorum, bylece kukulu baklardan kurtulmu oluyorum. Hzl yol alyoruz ve yanmzda hikye yayacak bir ara-643bac olmadndan, dedikodularn nnde gidiyoruz; ama o kemgz korkusunun btn yol boyunca arkamzdan geleceini syleyebilirim. Profesr yorulmak nedir bilmiyor; btn gn hi dinlenmedi, ama benim uzun uzun uyumama izin verdi. Gnbatmnda beni hipnotize etti ve her zamanki gibi cevap verdiimi syledi: "Karanlk, alkalanan sular ve gcrdayan tahtalar..." Demek ki, dmanmz hl nehirde. Jonathan' dnmeye korkuyorum, ama imdi nedense, ne onun iin ne de kendim iin bir korkum var. Bunu, bir iftlik evinde atlarn hazrlanmasn beklerken yazyorum. Dr. Van Helsing uyuyor. Zavall adam ok yorgun ve yal grnyor, salarna aklar dm, ama az bir fatihin az gibi kararl; uykusunda bile igdsel olarak azmini koruyor. Yola ktmzda ben arabay srerken onun dinlenmesini salayacam. Ona nmzde gnlerce yolumuz olduunu ve gcnn en ok ihtiyacmz olduunda tkenmemesi gerektiini syleyeceim. .. Her ey hazr; birazdan yola kyoruz. 2 Kasm, sabah - Baardm ve btn gece boyunca arabay srayla srdk; imdi nmzde parlak, ama souk bir gn uyanyor. Havada tuhaf bir sknt var. Daha iyi bir kelime bulamadm iin sknt diyorum; demek istediim, ikimizi de bunaltt. Hava ok souk, ancak kaln krklerimiz sayesinde rahat ediyoruz. afak vakti, Van Helsing beni hipnotize etti; "Karanlk, gcrdayan tahtalar ve grleyen su," demiim; demek ki, yukar trmanrken nehir deiiyor. Umarm, -644466

sevgilim kendini tehlikeye atmaz gerektiinden fazlasna yani; ama hepimiz Tann'ya emanetiz. 2 Kasm, gece - Btn gn araba srdk. Manzara gittike rktc bir hale geliyor, Karpatlar'in Veresti'de bize ok uzak ve alak grnen byk zirveleri imdi bir araya geliyor ve tepemizde dikiliyor gibi grnyor. Grne gre ikimizin de morali iyi; birbirimizi neelendirmek iin ikimizin de aba gsterdiini; bylelikle kendimizi de neelendirdiimizi dnyorum. Dr. Van Helsing sabaha kadar Borgo Geidi'ne ulaacamz sylyor. Artk ok az ev gryoruz ve profesr artk at deitiremeyebileceimizi ve son aldmz atlarla devam etmek zorunda kalacamz sylyor. Deitirdiimiz iki ata ek olarak iki tane de yedek at ald, bu yzden imdi elimizde drt at var. Sevgili atlar sabrl ve iyi hayvanlar ve bize hi sorun karmyorlar. Yoldan baka araba gemiyor, bu yzden arabay ben bile srebiliyorum. Geite gn nda gireceiz; daha nce varmak istemiyoruz. Bu yzden ii ardan alyoruz ve ikimiz de srayla uzun uzun dinleniyoruz. Ah, yarn bize neler getirecek? Zavall sevgilimin o kadar ac ektii yeri aramaya gidiyoruz. Tann'dan diliyorum ki, doru yoldayzdr ve umarm, kocam ve ikimiz iin de ok deerli olan, lmcl bir tehlike iindeki dierlerini korur. Bana gelince, ben O'nun gznde deerli deilim. Yazk! O'nun gznde ben kirliyim ve O'nun nnde gazabna uramayanlardan biri gibi durmama izin verene kadar yle de kalacam. -645ABRAHAM VAN HELSINGN NOTU 4 Kasm- Bu notu, bir daha onu gremezsem diye, kadim ve gerek dostum, Londra, Purfleet'li Dr. John Seward'a yazyorum. Bu not durumu akla kavuturabilir. Sabah oldu ve ben btn gece Bayan Mina'nn yardmyla kllendirmediim atein banda yazyorum. Hava souk, ok souk; o kadar souk ki, arlam gri
467

gkyz karla dolu ve kar yamaya baladnda tutacak ve btn k yerde kalacak; nk toprak, kan karlamak iin katlayor. Havann durumu Bayan Mina'y etkilemi gibi; tm gn tavrlar o kadar ard ki, hi kendi gibi deildi. Durmadan uyuyor, uyuyor, uyuyor! Genellikle o kadar tetikte olan o, btn gn hemen hemen hibir ey yapmad; itahn bile kaybetti. Her verdiimiz molada yazacak kadar sadk olan o, bugn kk gnlne hibir ey yazmad. imden bir ses bana yolunda gitmeyen baz eyler olduunu fsldyor. Ama bu gece daha canl. Gn boyunca uzun uzun uyumas onu dinlendirmi ve kendine getirmi, nk imdi her zamanki gibi tatl ve canl. Gn-doumunda onu hipnotize etmeye altm, ama ne yazk ki, hi sonu alamadm! Gc her geen gn azald ve sonunda tamamen tkendi. Eh. Tann'nn dedii olur o her ne ise ve bizi nereye gtrecekse! imdi olup bitenlere gelelim, Bayan Mina steno kullanarak yazmadna gre, ben kendi, eski, kullansz yntemimle yazmalym ki, hibir gnmz kaydedilmeden kalmasn. -646Dn sabah gndoumundan hemen sonra Borgo Geidi'ne vardk. Gnn ilk klaryla hipnotizma iin hazrlandm. Arabamz durdurduk ve herhangi bir ey bizi rahatsz etmesin diye arabadan indik. Uzanmas iin krkleri serdim ve Bayan Mina uzanarak, her zamanki gibi, ama her zamankinden daha yava ve daha ksa bir sre iin kendisini hipnotik uykuya teslim etti. Cevap ncekiler gibiydi: "Karanlk ve alkalanan sular". Sonra neeli ve canl bir halde uyand, yolumuza devam ettik ve ksa bir sre sonra da geite ulatk. Bayan Mina burada cokuyla yanp tutumaya balad; iinde yol gsterici yeni bir g ortaya km olmalyd, nk bir yolu iaret etti ve yle dedi; "Yol bu." "Nereden biliyorsunuz?" diye sordum.
468

"Elbette, biliyorum," dedi ve bir duraksamadan sonra ekledi: "Jonathan'm buraya gelip, yolculuunu anlatmad m?" Bata bunun biraz tuhaf olduunu dndm, ama ksa bir sre sonra buna benzer bir yolun yalnzca bir tane olduunu grdm. ok az kullanlmt ve BukovinaBist-ritz arasndaki, daha geni ve sert olan, ayrca daha ok kullanlan araba yolundan ok farkl grnyordu. Bylece bu yola saptk; yol baka yollarla kesitii zaman -bunlarn yol olduundan her zaman iin emin olamyorduk nk ok bakmszdlar ve hafif bir kar yamt- bir tek atlar hangisine sapacaklarn biliyorlard. Dizginleri koyverdim ve sabrla ilerlemeye -647I devam ettiler. Yava yava Jonathan'n o muhteem gnlnde yazd her eyi gryorduk. Sonra uzun, saatler boyunca devam ettik. Bata, Bayan Mina'ya uyumasn syledim; denedi ve baard. Durmadan uyuyordu; en sonunda kukulanmaya baladm ve onu uyandrmaya altm. Ama uyumaya devam etti ve uramama ramen onu uyan-dramadm. Ona zarar vermekten korkarak, ok zorlamak istemiyorum; nk ok fazla ac ektiini ve byle bir zamanda uykunun onun iin en iyisi olduunu biliyordum. Sanrm, ben de uyuyakalmm, nk aniden kendimi fena bir ey yapmm gibi kt hissettim; dizginler elimde, irkilerek uyandm ve gzel atlarn her zamanki gibi koturmaya devam ettiklerini anladm. Bayan Mina'ya baktm ve hl uyumakta olduunu grdm. Artk gnbatmna az kalmt ve karlarn zerinde gnein nlan byk, sar bir sel gibi akyor, bylece dalarn dik bir ekilde ykseldii yerlerde uzun glgeler salyoruz. Devaml trmanyoruz ve her ey o kadar vahi ve kayalk ki, sanki dnyann sonuna gelmiiz gibi. Sonra Bayan Mina'y kaldrdm. Bu sefer fazla zorlanmadan uyand ve onu
469

hipnotize etmeye altm. Ama uyumad. Yine de denedim durdum ve en sonunda, birdenbire kendimi karanlkta buldum, sonra evreme bakndm ve gnein batm olduunu grdm. Bayan Mina gld ve dnp ona baktm. imdi tamamen uyankt ve Carfax'ta Kont'un evine ilk kez girdiimiz geceden beri -648onu ilk kez bu kadar iyi grdm. ardm ve huzursuz oldum; ama o kadar canl, bana kar o kadar efkatli ve dnceliydi ki, btn korkumu unuttum. Bir ate yaktm, nk yanmzda odun getirmitik ve ben atlan zp, besleyip hazrlarken, o yemek hazrlayacakt. Atein yanna dndmde Bayan Mina yemeimi hazrlamt. O da yesin diye yanna gittim; ama glmseyerek kendisinin ok ackt iin bekleyemediini ve yediini syledi. Bu houma gitmedi, ciddi ciddi pheye dtm; ama onu huzursuz etmek istemedim, bu yzden sesimi karmadm. Bana servis yapt ve yemeimi yalnz yedim; sonra krklerimize sannp atein yanna uzandk. Ona ben nbet tutarken uyumasn syledim. Ama biraz sonra nbeti tamamen unutup uyumuum ve birdenbire uyanp nbette olduumu hatrlaynca onu sessizce, ama tamamen uyank bir ekilde yatarken buldum; o parlak gzleriyle bana bakyordu. Ayn ey iki kez daha oldu ve sabaha kadar iyi bir uyku ektim. Uyandmda onu hipnotize etmeye altm; ama ne yazk ki, itaatkr bir ekilde gzlerini kapasa da hipnoza giremiyordu. Sonra gne ykseldi, ykseldi, ykseldi ve uykusu geldiinde ok ge olmutu, ama bu o kadar ar bir uykuydu ki, onu uyand-ramyordum. Atlan arabaya koup her eyi hazrladktan sonra onu uyurken arabaya tamak zorunda kaldm. Bayan Mina uyumaya devam etti, uyudu, uyudu; uykusunda her zamankinden daha salkl, daha canl grnyordu. Bundan da holanmadm. Korku-649yorum, korkuyorum, korkuyorum! Her eyden dnmekten bile korkuyorum; ama
470

yoluma devam etmek zorundaym. Bu bir lm kalm meselesi, hatta bundan da fazlas ve gerilememeliyiz. 5 Kasm, sabah - Her eyi tam olarak anlataym, nk seninle beraber baz tuhaf eyler grm olsak da bata benim, yani Van Helsing'in akln kardn yaadm saysz dehetin ve uzun sredir sinirlerimin gerginlik iinde olmasnn en sonunda beynimi etkilediini- dnebilirsin. Dn, btn gn yolculuk ettik, gittike dalara daha ok yaklayor ve ok daha vahi ve ssz topraklara giriyoruz. Birbiri iine gemi byk uurumlar, alayanlar var ve doa zaman zaman karnaval yayor gibi grnyor. Bayan Mina hl mtemadiyen uyuyor ve ben ackp karnm doyurmama ramen yemek yemesi iin bile onu uyandramadm. Vampir'in vaftiziyle lekelendii iin bu yerin lmcl bysnn onu etkilediinden korkmaya baladm. "Eh," dedim kendi kendime, "eer btn gn uyuyacak olursa, ben de btn gece uyumam." Engebeli bir yolda -nk yol ok eski ve bozuktu- ilerlerken bam edim ve uyudum. Yine bir sululuk ve zamann akp gittii duygusuyla uyandm ve Bayan Mi-na'nn hl uyuduunu ve gnein batmakta olduunu grdm. Ama btn manzara deimiti; birbiri iine gemi dalar daha uzakta grnyordu ve zirvesinde Jonat-han'n gnlnde anlatt gibi bir atonun -650bulunduu dik bir tepeye trmanyorduk. Ayn anda hem sevindim, hem de korktum; nk artk, iyi ya da kt, sona yaklayorduk. Bayan Mina'y uyandrdm ve yine hipnotize etmeye altm; ama ne yazk ki hibir sonu alamadm. Sonra, byk karanlk zerimize kmeden nce -nk gnbat-mndan sonra bile gkyz batm gnn n, karlarn zerine yanstyor ve bir sre alacakaranlk oluyor- atlan zdm ve kurulua ektim. Ate yaktm ve uyanm ve her zamankinden de sevimli grnen Bayan Mina'y battaniyelere sararak atein yanna
471

oturttum. Yemei hazrladm; ama Bayan Mina sadece ackmadn syledi ve yemedi. Bir yarar olmayacan bildiimden onu zorlamadm. Ama ben yedim, nk artk her eye kar gl olmak zorundaydm. Sonra, neler olabileceinden korkarak onu rahatlatmak iin Bayan Mina'nn oturduu yerin evresine bir ember izdim ve iyi bir koruma salamak iin biraz Kutsal Ekmei ince ince ufalayarak emberin zerine serptim. Btn bu sre boyunca kprdamadan l gibi kprtsz oturdu ve gittike rengi att, kar gibi bembeyaz kesildi ve tek kelime etmedi. Ama yanna yaklatmda bana tutundu ve zavallcn tepeden trnaa titrediini hissederek ac duydum. Biraz sonra, daha da sessizletiinde yle dedim: "Atein bana gelmeyecek inisiniz?" nk ne yapabileceini grmek istiyordum. taatkr bir ekilde ayaa kalkt, ama bir adm attktan sonra durdu ve arplm gibi kalakald. -651"Neden devam etmiyorsun?" dedim. Ban iki yana sallad ve geri dnerek yerine oturdu. Sonra uykudan yeni uyanm biri gibi gzlerini kocaman aarak bana bakt ve sadece "Yapamyorum!" deyip sustu. Sevindim, nk onun bir eyi yapamyorsa, bizim korktuklarmz da yapamayacan biliyordum. Bedeni tehlikede olsa da ruhu henz gvendeydi! Ksa bir sre sonra atlar kinemeye ve yularlarn ekitirmeye baladlar, ta ki yanlarna gidip onlar sakinletirene kadar. Ellerimi stlerinde hissettikleri zaman sevinle, alak sesle szlandlar, ellerimi yaladlar ve bir sre iin sakinletiler. Gece boyunca, doadaki her eyin zayflad o souk saate kadar pek ok kez yanlarna gitmem gerekti ve her seferinde yanlarna gidiim onlar sakinletirdi. Hava iyice souduunda, ate snmeye balad ve ben de atei canlandrmak iin emberden dar kmaya hazrlanyordum, nk kar artk tipi eklinde ve souk bir sisle geliyordu. Karanln iinde bile,
472

kann zerinde a benzer bir ey vard, sanki kar taneleri ve sis dalgalan, pelerinde giysileri srklenen kadn ekillerine dnt. Her ey amansz, lm sessizlii iindeydi, yalnzca atlar, sanki ok kt bir eyden korkarm gibi kiniyor, geri ekiliyordu. Korkmaya baladm -dehet verici bir korkuydu bu; ama sonra iinde bulunduum emberin verdii gvenle rahatladm. Ayn zamanda, gece, karanlk, yaadm huzursuzluk ve btn o korkun endieler yznden hayal grdm dnmeye balamtm. Sanki Jonathan'n yaad btn o -652I korkun eyler zerine yazdklan beni aldatyordu; nk kar taneleri ve sis tekrar dnmeye balamt, ama sonunda Jonathan' pm olabilecek o kadnlann glgeli grntlerine brnd. Sonra atlar gittike daha ok kerek sindiler ve insanlarn ac iinde inlemesi gibi, dehet iinde inlediler. Artk korkmak iin bile halleri kalmam, iplerini kopa-np kamaya bile kalkmamlard. O ucube ekiller yaklap etrafmz sardklarnda sevgili Bayan Mina iin korktum. Ona baktm, ama o sakin sakin oturuyordu, bana glmsedi; atei canlandrmak iin emberden kmaya kalktmda beni yakalad ve geri ekti; ryadaym gibi alak bir sesle fsldad: "Hayr! Hayr! Dan kmayn. Burada gvendesiniz!" Ona dndm ve gzlerinin iine bakarak yle dedim: "Ama ya siz? Ben sizin iin korkuyorum!" Bunun zerine gld tiz ve tyler rperten bir glt bu ve yle dedi: "Benim iin mi korkuyorsunuz! Benim iin neden korkasnz ki? Onlara kar, dnyann baka hibir yerinde, burada olduum kadar gvende olamam." Ben bu szlerle ne demek istediini merak ederken ykselen rzgr, alevlerin harlanmasna sebep oldu ve alnndaki krmz yara izini grdm. te o zaman,
473

anladm! Anlamasaydm da ksa bir sre sonra renecektim zaten, nk dne dne ilerleyen sis ve kann iindeki ekiller bize yaklam, ama Kutsal emberin dnda durmulard. Sonra maddelemeye baladlar ve en sonunda -eer Tann aklm bamdan al-653madysa, nk kendi gzlerimle grdm-Jonathan'n odada grd, boazn pmeye kalkan kadnn etten kemikten bir ekilde nmde durduunu grdm. Sallanan yuvarlak hatlarn, parlak sert gzlerini, beyaz dilerini, krmz yanaklarn ve ehvetli dudaklarn tandm. Zavall Bayan Mina'ya glmsediler ve gecenin sessizliinde yanklanan kahkahalarla kollarn aarak ona doru uzattlar, Jonathan'n dedii gibi, cam kadehlerin dayanlmaz nlamas gibi tatl bir ses tonuyla yle dediler: "Gel, kardeim. Bize gel. Gel! Gel!" Korku iinde zavall Bayan Mina'ma dndm ve yreim mutluluktan bir alev topu oluverdi; nk ah! onun tatl gzlerindeki dehet, tiksinti ve korku, yreime bir umut masal anlatt. Henz onlardan biri olmad iin Tan-n'ya krler olsun. Yanmda duran odunlardan birini kaptm ve bir para Kutsal Ek-mek'i uzatarak atee doru ilerledim. Geri ekildiler ve tslar gibi, iren kahkahalarla gldler. Atei besledim, onlardan korkmuyordum, nk emberin iinde gvende olduumuzu biliyordum. Bu ekilde silahlanmken ne bana ne de emberin iindeki Bayan Mina'ya yaklaamazlard; onlar emberin iine giremedii gibi Bayan Mina da dar kamazd. Atlar inlemeyi kestiler, yerde kprdamadan yatyorlard; kar yumuak yumuak stlerine dklyordu ve gittike beyazla-yorlard. Zavall hayvanlar iin artk korkunun sona erdiini anladm. Ve afan kzl klan karn kasvetinin -654zerine dmeye balayana kadar byle kaldk. Perian bir haldeydim ve
474

korkuyordum, ac ve dehet iindeydim; ama o gzelim gne ufukta ykselmeye baladnda, benim iin hayat geri dnd. afan ilk klaryla birlikte, korkun ekillerle dnp duran sis karn iinde kayboldu; karanlk bir saydamlk tayan halkalar halinde atoya doru szldler ve gzden kayboldular. afak skmeye balaynca igdsel olarak onu hipnotize etmeyi dnerek Bayan Mina'ya dndm; ama ani; derin bir uykuya dalm yatyordu ve onu uyandramadm. Onu uykusunda hipnotize etmeyi denedim, ama tepki vermedi ve gn dodu. Hl yerimden kprdamaya korkuyordum. Ateimi yaktm ve atlara baktm; hepsi lmt. Bugn burada yapacak ok iim var ve gne iyice ykselene kadar bekleyeceim; nk o gnein, kar ve sis onu grnmez klsa da, tek gvencem olaca yerlere gitmem gerekecek. Kahvalt edip gcm toplayacam ve sonra korkun iime balayacam. Bayan Mina hl uyuyor ve Tann'ya kr, uykusunda huzurlu grnyor... JONATHAN HARKERIN GNL 4 Kasun, akam - Teknenin kaza yapmas bizim iin korkun bir ey oldu. Kaza olmasayd, Kont'un teknesine oktan yetimitik ve sevgili Mina'm imdi zgrlne kavumutu. Onun o korkun yerin yaknlarndaki tepelerde olduunu dnmek beni korkutu-655yor. At bulduk ve karadan gidiyoruz. Bunu Godalming hazrlanrken yazyorum. Silahlarmz var. Szgany'ler savamak isterlerse, dikkatli olmalar gerekecek. Ah, keke Morris ile Seward da yanmzda olsayd. Umut etmekten baka bir ey yapamayz! Eer daha fazlasn yazamazsam, hoa kal Mina! Tanr seni korusun ve kutsasn. DR. SEWARD IN GNL 5 Kasm - afakla beraber, nehirden bir arabayla hzla uzaklamakta olan Szgany topluluunu grdk. Arabay evrelemiler, telala ilerliyorlard. Hafif hafif kar yayor ve havada garip bir heyecan var. Bu bizim kendi heyecanmzdan
475

olabilir, ama keyifsizlik garip bir ey. Uzaktan kurtlarn ulumas geliyor; kar onlar dalardan aa indiriyor ve hepimizin, drt bir yan tehlikelerle evrili. Atlar neredeyse hazr ve birazdan yola kyoruz. Birisinin lmne gidiyoruz. Bunun kim ya da ne olacan, nerede, ne zaman ve nasl olacan ancak Tanr bilir... DR. VAN HELSINGN NOTU 5 Kasun, leden sonra - En azndan aklm bamda. Her hal krda bunun iin Tann'ya krler olsun, ama bunun snanmas korkun oldu. Bayan Mina'y kutsal emberin iinde uyur brakp atoya gittim. Veresti'de arabaya aldm demirci ekici ie yarad; btn kaplar akt, ama ben ieri girdikten -656sonra bir daha dar kamayaym diye kt niyetli biri tarafndan ya da kt bir tesadf sonucu kapanmalarn engellemek iin hepsini pasl menteelerinden sktm. Burada Jo-nathan'n ac tecrbelerinin bana faydas dokundu. Gnlne yazdklarm hatrlayarak eski apele giden yolu buldum; nk iimin orada olduunu biliyordum. apelin boucu bir havas vard; zaman zaman bam dndren kkrtl bir duman vard sanki. Ya kulaklarmda bir uultu vard ya da uzaktan kurtlarn ulumasn duyuyordum. Sonra sevgili Bayan Mina aklma geldi ve kendimi ok kt hissettim. kilem beni boynuzlarnn arasna almt. Onu bu yere getirmeye cesaret edememitim, evresine kutsal emberi izerek gvenli bir durumda brakmtm, ama yine de kurtlar gelebilirdi! Benim iimin burada olduuna karar verdim, kurtlara gelince bu Tann'nn isteiyse, boyun emek zorundaydk. Ne olursa olsun, bu yalnzca lm ve onun tesinde zgrlk anlamna geliyordu. Bu yzden, onun adna bir seim yaptm. Kendi adma olsayd, bu seim kolay olurdu; Vampir'in mezanndansa kurdun midesinde yatmak daha iyiydi! Bylelikle tercihimi iime devam etmekten yana kullandm.
476

En azndan mezar bulmam gerektiini biliyordum -u anda kullanlan mezarlarbu yzden aradm, aradm ve bir tanesini buldum. Kadn, Vampir uykusunu uyuyordu, o kadar hayat doluydu ve yle ehvetli bir gzellii vard ki, sanki cinayet ilemeye gelmiim gibi rperdim. Ah, eski gnlerde bu tr -657eyler olurken, benim gibi, bylesi grevleri yerine getirmek zere yola kan pek ok adamn en sonunda yreklerinin, sinirlerinin buna elvermediine hi phem yok. Bylelikle, ilerini geciktirmiler de geciktirmilerdir, ta ki ehvet dkn lmden Dnmler'in iffetsiz gzellii ve byleyicilii onlar byleyene kadar ve orada ylece durmular da durmulardr, ta ki gnbatm gelip de Vampir uykusu sona erene kadar. Sonra gzel kadnn gzel gzleri alm, akla bakm ve ehvetli az bir pck almak istemitir -ve adam da zayf dmtr. Ve Vampir saflarna bir kurban daha eklenmi ve lmden Dnmler'in amansz ve korkun ordusu bir kii daha oalmtr!.. Ben byle sadece bir tanesinin nnde et-kilenmisem, bir by olduu kesin; hem de geen zamanla anm ve yzyllarn tozuyla arlam bir mezarda yatyor ve etrafta Kont'un snaklanndakine benzer iren bir koku var. Evet, etkilendim -ben, Van Hel-sing, onca kararllma ve nefret gdme ramen- ben de yetilerimi fel eden ve ruhumu engelleyen bir gecikme zlemi ile etkilendim. Doal bir uyku ihtiyacnn ve havadaki garip arln beni bunaltmaya balamasndan olabilir. Kesinlikle uyuyakalmak zereydim, tatl bir byye teslim olan biri gibi gzlerim ak uyumak zereydim ki tam o srada karn durgunlatrd havann iinden uzun, derinden bir feryat geldi; yle acyd ve merhamet hissi uyandryordu ki, bir boru sesi gibi beni uyandrd. -658nk duyduum Bayan Mina'nn sesiydi. Sonra tekrar iren iime asldm ve mezar kapaklarn kaldrarak gelinlerden birini daha, esmer olan da buldum. Bir
477

kez daha bylenmemek iin durup bu geline bakmaya cesaret edemedim; aramaya devam ettim ve ksa sre sonra, Jonathan'n grd gibi sis zerrecikleri arasnda maddeletiini grdm, ok sevilen dier sansn gelin iin yaplm byk, yksek bir mezar buldum. O kadar ho, o kadar gzel ve o kadar ehvetli grnyordu ki, cinsimi onun cinsinden birini sevmeye ve korumaya aran iimdeki erkeklik igds yeni bir duyguyla bam dndrd. Ama Tann'ya krler olsun ki, sevgili Bayan Mina'mn ruhunun feryad daha kulaklarmdan silinmemiti ve byye kaplmadan nce, vahi grevim iin cesaretimi topladm. Bu zamana kadar apelde bulabildiim btn mezarlara bakmtm ve geceleyin evremize yalnzca bu lmden Dnm'n hayaleti geldii iin, burada baka lmden Dnm olmadna karar verdim. Dierlerinden daha heybetli duran byk bir mezar daha vard; devasa bir byklkte olduu gibi asil oranlara da sahipti. zerinde tek bir szck yazyordu: DRAKULA Demek ki, pek ok lmden Dnm'n bal olduu Kral Vampirin ini buydu. Mezarn bo olmas zaten bildiim eyi kantlam oldu. Bu kadnlar, korkun grevimi yaparak gerek lme gndermeden nce -659Drakula'nm mezarnn iine bir para Kutsal Ekmek koydum, bylece onu, lmden Dnm' sonsuza dek bu mezardan srm oldum. Sonra dehet verici grevime korkarak baladm. Yalnz bir tane olsayd, belki daha kolay olurdu. Ama tane vard! Bir dehet eylemini gerekletirdikten sonra ikincisine balamak; -nk tatl Bayan Lucy'ninki korkun olmutuyzyllarca hayatta kalan, geen yllarla glenen, ellerinden gelse, kirli hayatlar iin savaacak olan bu yabanclarda nasl olacakt, kimbilir... Ah, dostum John, tam bir kasaplkt bu; dier ly ve zerinde byle bir korku rtsyle yaayan br kadn dnerek cesaretimi toplamasaydm, bu ie devam
478

edemezdim. Titriyordum, Tann'ya kr ki, sinirlerim dayanm ve her ey bitmi olmasna ramen imdi bile titriyorum. Sonu gelmeden nce ilk yze yaylan huzuru ve memnuniyeti grmeseydim, ruhunu kazanm olduumuzu anlamasaydm, yaptm bu kasapla daha fazla devam edemezdim. Kaz yerine akarken gelen o son la, kaslan bedenin sarslmalarna ve kanl kpklerle dolan dudaklara dayanamazdm. Dehet iinde kaar, iimi yarm brakrdm. Ama bitti! Ve zavall ruhlar; yok olmadan nce ksa bir an iin gerek lm uykusunda her birinin yznde oluan huzuru dnnce, imdi onlara acyp alayabilirim. nk, dostum John, bamla her birinin ban keser kesmez, btn beden eriyerek ufalanp, asl -660I olan topraa dnmeden nce, sanki yzyllar nce gelmesi gereken lm en sonunda kendini gstermi ve bir kez ve yksek sesle, "Onunlaym!" demi gibi. atodan ayrlmadan nce Kont bir daha lmden Dnm olarak oraya giremesin diye girileri hazrladm. Bayan Mina'nn uyumakta olduu embere girdiim zaman, uykusundan uyand ve beni grnce, ok fazla eye katlandm syleyerek acyla haykrd: "Gel!" dedi, "Bu korkun yerden gidelim! Gidip kocam karlayalm, biliyorum imdi bize doru geliyor." Zayf, solgun ve bitkin grnyordu; ama gzleri masumdu ve heyecandan parlyordu. Onun solgunluunu ve hastaln grmek beni sevindirdi, nk aklm al yanakl Vampir uykusunun taze dehe-tiyle doluydu. Ve bylelikle, gven ve umutla, ama yine de korku dolu olarak dostlarmz ve Bayan Mina'nn bizimle bulumaya geldiini bildiini syledii kiiyi karlamak zere douya doru yola ktk. MINA HARKER'IN GNL 6 Kasm - Profesrle ben, Jonathan'n geldiini bildiim, dou ynne doru yola
479

ktmzda akamn ge saatleri olmutu. Yol yoku aa olmasna ramen hzl gitmiyorduk; souk ve karn ortasnda bizi scak tutacak eyleri brakmaya cesaret edemediimizden yanmzda ar battaniye ve sallan da gtr-661mek zorundaydk. Ayrca erzamzn bir ksmn da almak zorunda kalmtk, nk tam bir sszln ortasndaydk ve yaan karn arasndan grebildiimiz kadaryla yaknlarda bir yerleim yeri olabileceine dair en ufak bir ize bile rastlamamtk. Bir mil kadar gittikten sonra, zorlu yry yznden yoruldum ve dinlenmek iin oturdum. Sonra arkamza baktk ve Drakula atosu'nun sert hatlarnn gkyzn deldii yeri grdk; tepenin ok derinlerine inmitik ve atoyu yle bir bak asyla gryorduk ki, Karpat Dalar ok aada kalyordu. Dik bir uurumun zirvesinde yz metre ykselen ve en yakn da yamac ile arasnda byk bir boluk olan atoyu btn ihtiamyla grdk. Bu yerde vahi ve tekinsiz bir ey vard. Uzakta uluyan kurtlar duyabiliyorduk. ok uzaktaydlar ama sesleri, kar yann arasndan bouk gelse de, dehet vericiydi. Dr. Van Helsing'in evresine baknmasndan, kurtlarn saldrsna urama ihtimalimizin daha dk olaca korunakl bir yer aradn anladm. Bozuk yol hl aa doru eimliydi; havada srklenen karlarn arasndan bunu grebiliyorduk. Ksa bir sre sonra profesr bana iaret etti ve yerimden kalkp yanna gittim. Harika bir yer bulmutu; bir kayalkta, iki byk tan kap gibi bir giri oluturduu doal bir oyuk. Beni elimden tutarak oraya gtrd ve ieri soktu: "Bakn!" dedi, "Burada gvende olacaksnz; kurtlar gelecek olursa, ben onlar teker teker karlayabilirim." Krklerimizi ieri getirdi ve benim iin rahat ve scak bir kovuk -662480

I hazrlad, biraz erzak kararak yemem iin zorlad. Ama yiyemiyordum; yemeye almak bile benim iin tiksinti vericiydi. Ve onu memnun etmeyi ne kadar istersem isteyeyim, bir trl yiyemiyordum. ok zgn grnyordu, ama bana sitem etmedi. antadan drbnn kararak kayann tepesine kt ve ufka bakmaya balad. Aniden seslendi: "Bakn! Bayan Mina, bakn! Bakn!" Yerimden frladm ve kayann stne, onun yanna gittim; bana drbnn verip bakacam yeri gsterdi. Sert bir rzgr esmeye balamt. Kar imdi daha youn ve havada dne dne yayordu. Bununla birlikte, kar frtnas ara ara duruyor ve uzun bir mesafeyi grebiliyordum. Bulunduumuz ykseklikten geni bir alan grmek mmknd ve uzakta, karla kapl, beyaz, orak alann tesinde, nehrin kvrmlar yaparak siyah bir kurdele gibi uzandn grebiliyordum. Hemen nmzde ve pek de uzak saylmayacak bir mesafede -aslnda o kadar yaknd ki, neden daha nce fark etmediimizi merak ettim- bir grup atl hzla ilerliyordu. Ortalarnda bir at arabas, st ak, uzun bir araba vard; yolun sert engebelerinden geerken kpek kuyruu gibi bir o yana, bir bu yana sallanyordu. Karn zerinde ak bir ekilde grebildiimden, adamlarn elbiselerinden bir tr kyl ya da ingene olduklarn anladm. Arabada byk, dikdrtgen bir sandk vard. Bunu grnce kalbim yerinden kacak gibi oldu, nk sonun yaklamakta olduunu hissetmitim. Artk gece iniyordu ve -663gnbatmnda, o zamana kadar orada hap-solmu olan ey'in yeniden zgrle kavuabileceini, istedii ekle brnerek pein-dekilerden kolaylkla kaabileceini ok iyi biliyordum. Korku iinde profesre dndm; ama orada olmadn grnce dehete kapldm. Bir an sonra aada olduunu grdm. Kayann evresine, nceki gece sndmza benzer bir ember iziyordu. emberi tamamlaynca tekrar yanma gelip durdu ve yle dedi:
481

"Burada, en azndan ona kar gvende olacaksnz!" Drbn benden ald ve karn bir sonraki duraklamasnda altmzdaki tm alan tarad. "Gryor musunuz?" dedi, "Hzla geliyorlar; atlar krbalyorlar ve drtnala koturuyorlar." Sustu ve bouk bir sesle devam etti: "Gnbatmna yetimeye alyorlar. ok ge kalm olabiliriz. Tann'nn dedii olur!" Kr edici, yeni bir kar frtnas geldi ve manzara tamamyla grnmez oldu. Ama ksa bir sre sonra geti ve profesr drbnyle bir kez daha ovaya bakt. Sonra aniden bard: "Bakn! Bakn! Bakn! Gryor musunuz, arkalarndan hzla iki atl geliyor, gneyden geliyorlar. Bunlar Quincey ile John olmal. Drbn aln. Kar her eyi rtmeden bakn!" Drbn alp baktm. Bu iki adam Dr. Se-ward ve Bay Morris olabilirdi. Her hal krda ikisinin de Jonathan olmadn grebiliyordum. Ayn zamanda, Jonathan'm da uzakta olmadn biliyordum; evreye baktmda, bu tarafa doru gelen ikilinin kuzeyinde, rz-664gr gibi hzla iki adamn daha gelmekte olduunu grdm. lerinden birinin Jonathan olduunu biliyordum ve dieri de elbette, Lord Godalming olacakt. Onlar da arabal toplulua doru at sryordu. Bunu profesre sylediimde kk bir ocuk gibi sevinle haykrd ve kar frtnas grmeyi olanakszlatrana kadar dikkatle baktktan sonra Winchester tfeini kullanmaya hazr halde, snamzn giriindeki kayaya yaslad. "Hepsi bir noktada birleecekler," dedi. "Zaman geldiinde ingeneleri drt bir yandan sarm olacaz." Tabancam karp hazrladm, nk biz konuurken kurtlarn ulumas daha yksek ve daha yakndan gelmeye balad. Kar frtnas bir anlna hafiflediinde tekrar baktk. Karn bizim yaknlarmzda bu kadar iddetli yadn ve ileride, gnein, uzaktaki dalarn zirvelerine doru alaklka daha da canl parladn
482

grmek garipti. Drbnle tm evremizi taradmda orada burada, teker teker, ya da ikili, l gruplar halinde beneklerin hareket ettiini grebiliyorduk; kurtlar avlanmak iin bir araya toplanyorlard. Beklerken geen her an bize bir asr gibi geliyordu. Rzgr artk iddetli frtnalar halinde geliyordu ve zerimizde burgalar yaparak yaan kar fkeyle srkleniyordu. Zaman zaman bir kol boyu uzakl bile gremi-yorduk; ama bazen de bouk sesli rzgr yanmzdan esip geerken, evremizdeki boluu spryor gibi geliyordu ve ok uzaklar grebiliyorduk. Son zamanlarda gndoumunu ve gnbatmn beklemeye o kadar -665almtk ki, ne zaman geleceini neredeyse tam olarak tahmin ediyorduk ve gnbatmna fazla zaman kalmadn biliyorduk. Saatlerimize baknca, deiik gruplar zerimize gelmeye balamadan kayalk snamzda bir saatten az beklediimize inanmak zor geldi. Rzgr artk daha iddetli, daha keskin dalgalar halinde ve daha sabit bir ekilde kuzeyden esiyordu. Kar bulutlarn zerimizden uzaklatrm gibiydi, nk zaman zaman patlamalar halinde gelmekle beraber, kar imdi daha aaya doru yayordu. Her bir gruptaki kiileri, takip edilenleri ve edenleri, aka ayrt edebiliyorduk. Takip edilenlerin, takip edilmekte olduklarn fark etmemeleri ya da en azndan buna aldrmamalar tuhaft; ama gne dalarn zirvelerinde alaldka onlar da hzlarn iki katma karmlard. Gittike yaklatlar. Profesr ve ben kayamzn arkasna meldik ve silahlarmz hazr bulundurarak bekledik; profesrn arabal topluluun geip gitmesine izin vermemeye kararl olduunu grebiliyordum. Hibiri varlmzn farknda deildi. Birdenbire iki ses birden, "Durun!" diye bard. Biri Jonathan'mn fkeyle ykselen sesiydi; dieri ise Bay Morris'in gl, kararl, sakin emir szc idi. ingeneler dili bilmiyor olabilirlerdi, ama emir hangi dilde verilmi
483

olursa olsun, bu ses tonunun yanl anlalmas olanakszd. gdsel olarak dizginleri ektiler ve o anda Lord Godalming ile Jonathan bir yanlarna, Dr. Seward ile Bay -666Morris de dier yanlarna frlad. ingenelerin lideri -atn zerinde bir atadam gibi oturan heybetli adam- onlara eliyle geri ekilmelerini iaret etti, arkadalarna da fkeli bir sesle ilerlemelerini belirten bir eyler syledi. ingeneler ileri doru atlan atlan krbaladlar; ama drt adam Winchester tfeklerini kaldrdlar ve yanl anlalmas olanaksz bir tavrla durmalarn emrettiler. Ayn anda Dr. Van Helsing ve ben de kayann arkasndan kp silahlarmz onlara dorulttuk. Kuatldklarn grnce dizginlerini ekip durdular. Liderleri dnp bir eyler syledi, bunun zerine ingene topluluundaki btn adamlar, bak ya da tfek, tadklar btn silahlan ektiler ve saldrmaya hazr bir ekilde beklediler. Annda bir araya toplanmlard. Lider, dizginleri hzla ekerek atn ne srd ve nce gnei -artk tepelere yaklamt- sonra da atoyu iaret ederek anlamadmz bir eyler syledi. Buna cevap olarak bizim ekipten drt adam atlarndan atlayarak arabaya doru frlad. Jonathan'n byle bir tehlike iinde olduunu grnce byk bir korku hissetmeliydim, ama sava cokusu dierleri gibi beni de etkilemi olmalyd; hi korkmadm, yalnzca bir eyler yapmak iin byk bir istek duydum. ingenelerin lideri, ekibimizin ani hareketini grnce bir emir verdi; adamlar hemen arabann evresinde disiplinsiz bir ember oluturdu; bu emri yerine getirmek iin birbirlerine omuz atyor, itiip kakyorlard. Btn bunlarn ortasnda, adamlarn -667oluturduu emberin bir yanndan Jonat-han'n, dier yanndan da Quincey'nin arabaya doru yol amaya altklarn gryordum; ilerini gne batmadan bitirmeye kararl olduklar akt. Hibir ey onlar durdurabilecek ya da
484

engelleyebilecek gibi grnmyordu. Ne ndeki ingenelerin kaldrd silahlar, ne parlayan baklar ne de arkadaki kurtlarn ulumas dikkatlerini ekmi gibi grnyordu. Jonathan'n hz ve amacn gerekletirmekteki kararll nndekileri teslim alm gibiydi; igdsel olarak yana ekildiler ve gemesine izin verdiler. Bir anda arabann stne atlad ve akl almaz bir gle byk sand kaldrarak tekerlein zerinden yere savurdu. Bu arada, Bay Morris Szgany'lerin oluturduu emberi yarabilmek iin g kullanmak zorunda kalmt. Nefes bile almadan Jonathan'i izlediim btn bu sre boyunca, gz ucuyla, onun da lgnca ne doru ilerlemeye altn gryordum; aralarndan gemeyi baardnda ingenelerin baklarnn parladn ve ona doru savrulduunu grmtm. Byk av bayla saldrlan savuturdu ve bata onun da yara almadan getiini sandm. Ama imdiye kadar arabadan atlam olan Jonathan'n yanna sradnda, sol eliyle bir yann tuttuunu ve parmaklarnn arasndan kan szdn grdm. Buna ramen durmad; gz dn-mesine bir enerjiyle sandn bir ucuna saldran Jonathan, byk Kukri bayla kapa kaldrmaya alrken, Bay Morris de av bayla lgn gibi sandn br ucuna gi-668riti. ki adamn abalan ile kapak yerinden oynamaya balad; iviler gcrdayarak skld ve kapak arkaya atld. Bu srada, Winchester'larla evrilmi ve Lord Godalming ile Dr. Seward'in merhametine kalm olduklann gren ingeneler teslim olmu ve direnmeyi brakmlard. Gne dalann tepesinden batmak zereydi ve topluluktakilerin karlann zerine den glgeleri uzamt. Kont'un, sandktaki topran zerinde yattn grdm; sandk arabadan hzla dt iin topran bir ksm zerine salmt. l gibi solgundu; tpk bir mumya gibiydi ve krmz gzleri ok iyi bildiim o korkun, kin dolu bakla parlyordu. Bu srada, gzler gnein battn grd ve ilerindeki nefret bir zafer
485

ifadesine dnt. Ama, tam o anda, Jonathan byk ban savurdu. Ban, boaz kestiini grnce bir lk kopardm; ayn anda Bay Morris'in av ba da yree sapland. Bir mucize gibiydi; gzlerimizin nnde ve neredeyse bir nefes alm sresinde btn beden toza dnt ve gzden kayboldu. O son dalma annda bile olsa, o yze, orada grebileceimi hibir zaman tahmin edemeyeceim bir huzur ifadesinin gelmi olmasna yaadm srece memnun olacam. Drakula atosu, imdi krmz gkyznn nnde duruyordu ve batan gnein altnda krk siperlerinin her bir ta se-ilebiliyordu. Adamn srad yok oluuna bir ekilde bizim sebep olduumuzu dnen ingeneler -669tek kelime etmeden dndler ve canlarn kurtarmak istermi gibi hzla uzaklatlar. Atlan olmayanlar arabann zerine sradlar ve kendilerini brakmamalar iin atllara yalvardlar. Gvenli bir mesafeye ekilen kurtlar da arkalarndan giderek bizi rahat braktlar. Yere km olan Bay Morris dirseinin zerine yaslanm, elini yan tarafna bastryordu; parmaklarnn arasndan hl kan szyordu. Yanna kotum; nk artk kutsal ember beni engellemiyordu; iki doktor da kotular. Jonathan arkasnda diz kt ve yaral adam ban onun omzuna yaslad. ini ekerek ve zayf bir hareketle elimi lekesiz eline ald. Yzmden yreimdeki acy okumu olmalyd; nk bana glmsedi ve yle dedi: "Bir hizmetim olduu iin ancak mutlu olabilirim! Ah, Tanrm!" diye aniden haykrd, zorlukla dorulup oturdu ve bana iaret etti. "Bunun iin lmeye deerdi! Bakn! Bakn!" Gne artk tam dan tepesindeydi ve krmz nlan yzme dyor, yzm pembe bir kla ykanyordu. Erkeklerin hepsi birden dizlerinin zerine ktler, gzleri parman iaret ettii yere bakarken hepsinden derin ve iten
486

bir "Amin" sz geldi. lmekte olan adam ise unlan syledi: "imdi, hibir ey boa gitmedii iin Tan-n'ya krler olsun! Bakn! Aln kardan daha beyaz! Lanet geti!" Ve cesur bir centilmen, bizi keder iinde brakarak, yznde bir tebessmle ve sessizlik iinde ld. -670NOT Yedi yl nce hepimiz atein imtihanndan getik ve o zamandan beri bazlanmzn yaad mutluluun, ektiimiz aclara dediini dnyoruz. Olumuzun, Quincey Morris'in lm yldnmnde domas, Mi-na ile benim iin ayr bir sevin oldu. Biliyorum, annesi gizlice, cesur dostumuzun ruhundan ona da bir eyler getiine inanyor. simleri bizim kk topluluumuzdaki herkesi birbirine balyor; ama biz onu Quincey diye aryoruz. Bu yl, yazn Transilvanya'ya bir gezi yaptk ve bizim iin bunca canl ve korkun anlarla dolu topraklar gezdik. Gzlerimizle grp kulaklarmzla iittiimiz eylerin gerek olduuna inanmak neredeyse olanakszd. Olup bitenlere ilikin btn izler silinmiti. ato eskisi gibi sszlklarn zerinde ykseliyordu. Eve dndmzde eski gnlerden konutuk; hibirimiz o gnleri umutsuzluk iinde dnmyorduk; nk Godalming ve Seward mutlu birer evlilik yapmlard. Uzun zaman nce geri dndmzden beri kasada duran ktlan aldm. Bu kaytlarn oluturulduu onca malzeme yn iinde neredeyse hi orijinal belge olmadn grnce ok ardk; Mina, Seward ve benim yazdmz son defterler ve Van Helsing'in notlanndan baka her ey daktiloya ekilmi ktlardan ibaretti. Bunlan, o kadar inanlmaz bir hikyenin kantlan olarak kabul et-671meini kimseden isteyemezdik. Olumuz dizlerinin zerinde otururken Van Helsing, bu durumu yle zetledi: "Bizim kanta ihtiyacmz yok; kimseden bize inanmasn istemiyoruz! Bu ocuk bir gn annesinin ne kadar cesur ve yrekli bir kadn olduunu anlayacak.
487

imdilik tatlln ve sevgi dolu zenini grd; daha sonra birka erkein onu nasl bu kadar ok sevdiini ve onun uruna neden bunca eye meydan okuduklarn anlayacak." Jonathan Harker NOTLAR -672-

488

You might also like