You are on page 1of 157

YOL ARKADAIM

MAKSM GORK

ocukluk ve ilk genlik, Narodniklerle ilikiler Asl ad Aleksey Maksimovi Pekov'dur. "Ac" anlamna gelen Gorki adn sonradan ald. 1868 ylnda Nijni Novgorod (bugnk Gorki) kentinde dodu. Babas M.S. Pekov, marangozdu. Annesi

V. V. Kairina, bir boya atlyesi sahibinin kzyd. Babasn ocuk yalarda yitiren Gorki, bir sre dedesi V. Kairin'in evinde yaad. Fakat gnn birinde V. Kairin yle dedi torununa: "Aleksey, sen bir madalyon deilsin. Seni mrmn sonuna kadar boynumda tayamam. Haydi git, ekmeini kazan." Gorki "ekmeini kazanmaya" gitti bunun zerine. O srada on bir yandayd. Bir sr ie girip kt. Dkknlarda raklk, bir gemide ah yamakl yapt. Ahba, o dnemin Rusyasnda ok raslanan okumu emekilerdendi. Gorki'nin kitaplara ilgi duymasnda byk etkisi oldu bu adamn. Aleksey hi durmadan okumaya balad ondan sonra. Eline ne getiyse, yutarcasna okudu. 1884 ylnda Kazan niversitesi'ne girmek istediyse de, olumlu bir sonu elde edemedi. Binbir yoksulluk iinde hamallk, frnlarda yamaklk yapt. Rusya'da devrimci hareketin banda Narodnikler vard o srada. Gorki de bu gruplara katld. iler ve kyller arasnda devrimci propagandaya giriti. Sonra halkn hayatn yakndan grmek isteyerek uzun yolculuklara giriti. 1888'de Hazar Denizi balk takmlarnda, sonra Gryaz-Tsar, tsnskay istasyonlarnda alt. 1889'da Nijni Novgorod'da, yazar Korolenko'yla tant. Korolenko sonradan Gorki'nin edebiyata girmesine yardm edecektir.

Polis arivlerine ve edebiyata ilk adm, yolculuklar Devrimci Narodniklerle ilikisi nedeniyle 1889'da tutukland. 1891 ilkbaharnda yeniden Rusya ii yolculuklara giriti. Volga, Don Bozkrlari, Ukrayna ve Tuna boylarn dolat. Oradan Krm yoluyla Kuzey Kafkasya'ya ve Tiflis'e gitti. Burada bir yl kalarak ekici amelelii ve yazmanlk yapt. Devrimci iilerle ve aydnlarla ilikiler kurdu. Yasad bir gruba katld. "Makar udra" bu srada yazld ve gorki ilk kez bu ykyle ("Kafkas" Gazetesi, 1892) yayn yaamna girdi. ok sonra yaymlanan "Kz ve lm" adl iirini de bu srada yazmt. "Eskizler ve ykler" 1892 sonlarnda Ninji Novgorod'a dnen Gorki, edebiyatla daha dzenli olarak uramaya balad. 1895 ylnda Samara'ya geti. Burada yresel gazetelere makaleler yazarak politik sorunlara deiniyor, patronlar eletiriyor, iilerin, kyllerin ve teki emekilerin karlarn savunuyordu. Yine bu srada yazd "Paul Verlaine ve Dekandantlar" adl bir makaleyle, edebiyatta dekandantl ve natralizmi eletiriyordu. ykleri 1895'ten sonra bakent dergilerinde de yaymlanmaya balad.

Bunlar 1898 ylnda, iki ciltte toplad. Kitap ilkin Rusya'da, sonra btn dnyada byk bir ilgi uyandrd. Yazarna dnya lsnde n salad. lk yklerin zellikleri "Eskizler ve ykler", Gorki'nin uzun yolculuklarnda edindii izlenimleri, yaad olaylar konu alr genellikle. Bu ykler, halktan insanlara ilikindir daha ok. Gorki, sosyalistgereki bir sanat olarak ortaya kmamtr henz. Fakat XIX. yzyl gerekiliinin en olumlu geleneklerini ileri bir romantizmle birletirerek, o dnemde de bir yeniliki, yeni bir sanat yolunun ncs olarak belirmektedir. Serserilerin, toplumsal mekanizmann dna frlatlm insanlarn yaamn konu alan "Konovalov", "elka", "Malva", "Bozkrda", "Yemelyan Pilyay", "Yirmi alt adam ve bir kz" gibi yklerde gerekiliin ve insans bir scakln arpc bir biimde kaynamas, dnya edebiyat iin bir yeniliktir. Bata bunlar olmak zere, "Eskizler ve ykler"i oluturan btn ykler yeni bir r am, kuaklar boyunca pek ok dnya edebiyatsn etkileyegelmitir. Gen Gorki'nin gerekiliinde, yeni sosyal-politik bilincin gelimesi, halk ynlarnn gitgide kabaran fkesi, daha iyi, daha insanca bir yaama kar ateli tutku derinden derine yansmaktadr. Fakat

Gorki'nin bu yllardaki kahramanlar daha ok bireysel bakaldrya yaslanmaktadrlar. Yazglar genellikle tirajiktir. Sosyalist gerekilie gei, "ler" ve "Foma Gordeyev" Gorki iki yzyln kesime noktasnda ilk romanlar ve oyunlaryla sosyalist gereklii biimlendirmeye balamaktadr. "Foma Gordeyev" (1899) ve "ler" (1900) adl romanlaryla tarihsel bir kesit iinde Rus kapitalizminin gelime yollarn ve Rus burjuvazisinin tipik kiiliklerini ortaya koyduunu gryoruz. Rakov Mayakin tipi, kendi ekonomik gcnn bilincinde olan, politik iktidar elde etmek iin yanp tutuan burjuvaziyi yanstmaktadr. Gorki yine ilk kez "Foma Gordeyev"de proleteryay ayr bir g olarak ilemekte, teki emekilerden ayr bir yere koymaktadr. "ler"de ise temelde kent yoksulluu alnarak, proletarya ve kk burjuva duyarlklarnn atmas anlatlmakta, mlk sahibi Lunev'e kar ii Graev konulmaktadr. Graev, kurtuluun sosyalizmde olduunu sezinleyen bir iidir. ehov ve Tolstoy'la tanma, ilk oyunlar: "Dipte" ve "Kk Burjuvalar"

Gorki, 1899-1900 yllarnda ehov'la ve Tolstoy'la tant. Bu dev yazarlar, bandan beri Gorki'nin yeteneiyle ilgilenmekte, halkn arasndan kan bu gen yazara byk deer vermekteydiler. 1902'de Akademi onur yeliine seilen Gorki'nin yelii II. Nikolay'n buyruuyla geersiz saylm, bunun zerine Korolenko'nun yan sra ehov da akademi yeliinden istifa etmilerdi. Yine bu yllarda Moskova Sanat Tiyatrosu Gorki'nin ilk oyunlarn, "Dipte"yi (1902) ve "Kk Burjuvalar" (1901) oynuyordu. Oyunlar arlk dzenine kar byk gsteriler yaplmasna yol at. "Kk Burjuvalar"daki Nil tipiyle, tarihin yeni kahraman, Rus ii-sava karakteri, sanatsal bir kiilik kazanmaktayd. "Dipte" oyunundaysa yaamn dibine frlatlm insanlar anlatlmakta, kapitalist dzenin ileyip durduu cinayetler sergilenmekteydi. "Yazlklar", "Gne ocuklar", "Barbarlar" 1904-1905 yllarnda Gorki birka oyun daha yazd. Bu oyunlarda aydn evreler anlatlyor, bunlarn halka ve yaama kar tavrlar, i elikileri ve atmalar ortaya konuyordu. "Yazlklar"da (1904) dnek liberallere kar gerek demokrat aydn tipinin konduunu gryoruz. "Gne ocuklar"nda (1905) burjuva aydnlarnn bamsz kltr ve bamsz bilim

savlar rtlmekte, kltr ustalar halk iin yaratmaya arlmaktadr. "Barbarlar"da (1905) ise burjuvazinin uygarlk grn altnda yatan ahlaksal barbarl gsterilmektedir. 1905 Devrimi ve Gorki, Amerika'ya yolculuk Gorki, 1905 olaylarna dorudan doruya katld. Kanl Pazar'dan sonra yazd bir bildiri nedeniyle Petropavlovskaya Kalesi'ne kapatld. Rusya'da ve Bat Avrupa'da onun iin gsteriler yaplmas zerine ok gemeden serbest brakld. 1905 yl yaznda Bolevik Partisi'ne girdi. Ayn yl, ilk yasal Bolevik yayn organ olan "Yeni Yaam" gazetesinin rgtlenmesine katkda bulundu. Silahl ii birliklerini paraca destekledi, silah donatmlarnn tamamlanmasna yardm etti. Fakat zerindeki bask gitgide younlayordu. 1906 ylnda gizlice Rusya'dan ayrld, az sonra Amerika'da grnd. Yurt dnda, yabanc aydnlar ve proleteryay, Rus devrimcilerini desteklemeye aryordu. Amerikan basnnn aralksz kkrtc yaynlarna karn, gze kadar Amerika'dan ayrlmad. Burada "Grmelerim" (1906) adl yergilerini ve "Amerika'da" (1906) adl gezi notlarn yazd. Zirveye doru: "Dmanlar" ve "Ana"

1905-1907 yllarnda Gorki, edebiyat yaratclnn zirvesine ykselmektedir. Sosyalist gereki edebiyatn sekin tiplerini bu dnemde yaratt. 1906 ylnda yazd "Dmanlar" adl oyununda, grev hareketlerinin burjuvaziye kar nasl politik bir savaa dntn, sosyalist ideolojinin iiler arasnda nasl hzla gelitiini gsteriyordu. Skrobatov tipiyle, aka diktatrlk isteyen kar devrimci burjuvazi damgalanyor, Zahar ve Polina Bardina tipleri halka ho grnerek mutlakiyetle sinsice anlap iktidara szmaya alan liberal burjuvaziyi belgeliyordu. Oyunun sonunda, proleteryann yaklaan zaferi gsterilmekteydi. Gorki yine ayn yl (1906) "Ana"y yazd. Bu romann konusunu, 1902 yl 1 Mays gsterilerinden ve gstericilerin yarglanmasndan almt. "Ana" romanyla, edebiyatta ilk kez devrimci proletaryann sosyalizm iin burjuva dzenine kar savat gsteriliyor, profesyonel devrimcinin parlak tipi yaratlyoru. "Ana" ve "Dmanlar", sosyalist gerekliin klasiklemi rnekleridir. talya yolculuu ve yeni yaptlar Gorki, 1906 gznde talya'ya geerek Capri adasna yerleti. Rusya'da 1905 Devrimi yenilgiye uram, gericilik dnemi balamt. Bir ara Lenin de Capri'ye, Gorki'yi ziyarete geldi. Gorki o

dnemde yazd "Sonuncular" (1908) adl oyununda polis devletinin, arlk rejiminin belirgin tiplerini ortaya koyuyordu. "Vassa Jeleznova" (ilk basm 1910) oyunuyla da burjuvazinin artk rmekte olduunu gsteriyordu. "Yaz" (1909) adl uzun yksnde yeni tip devrimci bir kylnn douu, "Okurov Kenti" (1909) ve "Matyev Kojemyakin'in Yaam" (1910-1911) adl uzun yklerindeyse tara Rusyas'nn kk burjuva evreleri anlatlyordu. "Rus ykleri" (1912-1917) ad altnda toplad talamalarnda, dekadantlarn mezarlk edebiyatyla, gericilikleri ve ovenistlikleriyle alay ediyordu. Rusya'ya dn: "talya ykleri", "ocukluum", "Ekmeimi Kazanrken" Gorki 1913 yl sonunda genel aftan yararlanarak Rusya'ya dnd. Bu srada yazd "talya ykleri"ni (1911-1913), daha sonra, 1913-1916 yllarnda, "ocukluum" ve "Ekmeimi Kazanrken" adl otobiyografik yaptlarn yaynlad. Bu yaptlarda, en aa tabakalardan gelerek, kltr, yaratclk ve zgrlk iin savan doruklarna ykselen bir insann servenleri byk bir itenlikle anlatlmaktayd. 1917 Devrimi ve Gorki:

Hastalk, yeni yolculuklar ve "Benim niversitelerim" Gorki 1917 Devrimi'nden sonra sosyalist kltrn kuruluunda nc bir rol oynad. 1918-1919 yllarnda ilk ii-kyl niversitesinin kurulmasna, Petrograd'da byk bir dramatik tiyatronun almasna emei geti. (Bugn bu byk tiyatro Gorki adn tamaktadr.) "Dnya Edebiyatndan eviriler" yaynn rgtledi. Birok yeni yaynn rgtlenmesine nclk etti. Yerli, yabanc aydnlarla yazarak onlar Rusya'daki sosyalist devrimi ve yeni sosyalist kltrn kuruluunu desteklemeye ard. 1921 yaznda (ilk genliinde bir bunalm srasnda gsne skt kurunun sonucu olarak) tberkloz nbeti yenilendi. Tedavi iin yurt dna kt. 1921-1924 yllar arasnda Almanya, ekoslovakya kaplcalarnda yaad. 1924'te talya'ya geerek bu kez Sorrento'ya yerleti. Yurt dndayken de burjuva ideolojisiyle mcadele etti. Beyaz gmenlerin kar devrimci abalarn knad. Ekim Devrimi'nin baarlarn savundu. 1922'de otobiyografik lsnn sonuncu kitab olan "Benim niversitelerim"i yazd. Edebi portreler, "Artamonovlar" Gorki'nin yaratclnda edebi portreciliin bal bana bir yeri vardr. L.N. Tolstoy'un (1919)

portresiyle balad bu ie, sonra ehov'u, Korolenko'yu, Garin Mihalyovski'yi yazd. Bunu devrimci eylem adamlarnn; Skvortsov, Krasin, Kamo ve Lenin'in (1924-1931) portreleri izledi. 1925'te yazd "Artamonovlar" adl romanndaysa, 1861 reformundan Ekim Devrimi'ne kadar uzanan tarihsel bir kesit iinde "Artamonov" ailesinin yaam anlatlyor, bylece bir burjuva ailesinin kuak boyunca tarihi verilmi oluyor, bunlara kar yine kuak boyunca dokumac Morozov ailesi konuyordu. Yeniden Rusya'ya dn, "Klim Samgin'in Yaam", zirve ve lm Gorki 1928 ve 1929 yllarnda Rusya'ya gelerek geziler yapt. Bu gezilerden edindii izlenimleri "Sovyetler Birlii'nden Notlar" (1929) adl kitabnda topland. 1931 ylnda Rusya'ya temelli dnd. Birok dergi ve kitap yaynn denetledi. I. Sovyet Yazarlar Kurultay'n rgtledi (1924). "Yegor Bulov ve tekiler" (1932) ile "Dostigayev ve tekiler" (1933) adl oyunlarn yazd. Gorki, sanatsal yaratclnn zirvesineyse "Klim Samgin'in Yaam" adl romanyla ulat. Bu epik romana daha 1925'lerde balam, son gnlerine kadar zerinde almt. Romanda, sosyalist devrim ncesi Rus yaamnn krk yl yanstlyordu. Lunaarski'nin szleriyle, "an

hareketli bir panoramasyd" bu. Gorki, temele an keskin ideolojik-sosyal mcadelesini ald "Klim Samgin'in Yaam"nda narodniklii, dekadantl, legal marksistleri, liberal aydnlar, dnek devrimcileri iddetle eletiriyor, emperyalistlerin vahi ideolojisinin maskesini indiriyordu. Gorki ayn yllarda nde gelen bir eletirmen ve gazeteci olarak da almalarn srdrmekteydi. Makalelerinde, felsefe, sosyalahlak, politika ve tarih-edebiyat sorunlarn organik bir btnlk iinde ortaya koyuyordu. 1936'da, edebiyat yaratclnn ve devrimci kavgann zirvesine km olarak ld. Moskova'da, Kzl Meydan'a gmld. an bir baka byk yazar, Romain Rolland, yle dedi Gorki'nin arkasndan: "an dnya kltrn ve devrimi bylesine grkemli bir biimde kaynatrmak Gorki dnda hi kimseye hibir zaman ksmet olmad..." Ataol Behramolu

YOL ARKADAIM ykler MAKAR UDRA

Kyya arpan dalgalarn prtsndan ve ky allarnn hrtsndan doan dndrc ezgiyi bozkra yayarak, nemli souk bir rzgr esiyordu denizden. Kimi zaman hzlanarak, tayp getirdii buruuk, sar yapraklar atee frlatyor; evremizi kuatan gz gecesinin sisi titriyor ve rkerek geriye ekilip, bir an iin, solda snrsz bozkr, sada sonsuz denizi, tam karmda da elli adm temize konmu olan obasnn atlarn bekleyen yal ingene Makar udra'nn grntsn aa karyordu. Yal ingene, yakas ak gocuunun plak brakt kll gsne acmaszca arpan souk rzgr dalgalarna aldr etmeden; yz bana dnk, gzel, gl bir tavrla yar uzanm, kocaman ubuunu dzenle ekiyor, azndan ve burnundan koyu duman ynlar salyor; bamn zerinden bozkrn lm sessizlii iindeki karanlnda bir yerlere gzlerini dikmi, ara vermeden ve rzgrn keskin vurularndan korunmak iin herhangi bir harekette bulunmadan, benimle sohbet ediyordu. - Demek geziyorsun byle? ok gzel! Kendine anl bir kader semisin ahinim! Zaten gerekli olan da budur. Gezip grecek, hayatn tadn karacak, sonra da yatp leceksin... Gerisine kulak asma! Onun bu grne kar ileri srdm

dnceleri kukuyla dinleyerek: - Hayat ha? Baka insanlar ha? diye srdrd szlerini. Hele hele! Sana ne bunlardan? Senin kendi hayatn yok mu? Baka insanlar sensiz yayorlar ve sensiz yaayacaklar. Yoksa birbirlerine gerekli olduunu mu sanyorsun? Sen ne ekmeksin, ne de denek, kimsenin sana ihtiyac yoktur. - renmek ve retmek ha? nsanlara nasl mutlu olacaklarn retebilir misin bakalm? Hayr ahinim, retemezsin. San sakaln aart da, retmek szn sonra al azna. Ne retebileceini sanyorsun? Herkes kendisine gerekli olan eyi biliyor. Akll olanlar her eyi elde eder, aptallarn eline zrnk bile gemez, herkes renmesi gerekli olan eyi kendi kendine renir... - ok gln varlklar u senin insanlarn. ie girmiler, birbirlerini eziyorlar. Oysa, bak, dnya ne kadar geni. (Eliyle bozkr gsterdi.) Herkes alyor. Niin? Kimin yararna? Kimse bilmiyor. ift sren bir insan grdm zaman, gcn ter damlalar halinde topraa akttn, sonra da ayn topran iinde ryeceini dnrm. Zavall adam! Ondan hibir iz kalmayacak geriye. Dnyay tarlasndan ibaret sanarak, doduu gibi, bo bir kafayla lp gidecek. - Peki, niin dodu bu adam? Topra kurcalamak ve kendisine bir mezar bile kazamadan lmek

iin... zgrlk denen eyden haberi var mdr? Bozkrn sonsuzluu ona ne anlatr? Bu dalga dalga yaylan ezgi onun yreine de sevin salar m? Hayr! O bir kle olarak dodu ve btn hayatnca kle olarak yaad, mesele budur ite! Ne gelir elinden? Eer biraz akllanrsa, kendini asmaktan baka hibir ey... - Beri bak, u gzlerimin elli sekiz yldr grdklerini oturup kda dkecek olsam, senin o torban gibi bin tanesi almaz. Haydi, gitmediim bir lke ad syle bakaym. Hi yorulma, syleyemezsin. Grdm nice lkelerin adn bile iitmemisindir sen. te, hayat diye ben bylesine derim. Durmadan gideceksin. Ne varsa bundadr. Bir yerde uzun sre kalma. Niye kalasn ki? Geceyle gndz nasl birbirlerini kovalayarak dnyann evresinde dolayorlarsa; sen de hayattan soumamak istiyorsan, dncelerini onun zerinde toplamaktan kan. Hayat zerine dnmeye baladn m, bil ki soursun ondan... Her zaman byle olur bu. Zamannda benim bama da geldi. Hele hele! Benim bama da geldi ahinim. - Galiina'da, hapishanedeydim. Can skntsndan, "Ben niin yayorum?" diye dnmeye baladm. Hapishane ok skcdr ahinim, of, yle skcdr ki! Ald m beni bir keder... Pencereden tarlalara bakarken yreimi bir keder alp balad m skmaya kskalaryla...

Niin yaadn kim syleyebilir? Hi kimse syleyemez ahinim! Kendine bu soruyu sormann da gerei yoktur. Yaamaya bak, gerisine kulak asma. Gez, dola, evrende olup bitenleri gzle, hibir zaman kedere kaplmazsn. Ben o zaman az kalsn kuamla kendimi asyordum... Ya! - Adamn biriyle konuuyordum. Sizin Ruslardan, sert bir adam. Ona kalrsa, gnlnn diledii gibi deil de, Tanr'nn buyurduu gibi yaamalym. Tanr'ya yakarrsan, dilediin her eyi verirmi sana. Oysa kendisi delik-deik, yrtk-prtk giysiler iindeydi. Dedim ki; "Sana yeni giysiler vermesi iin Tanr'ya yakarsana!" Kzd, svp sayarak kovdu beni. Oysa, az nce insanlar balamak, sevmek gerektiinden sz ediyordu. Eer szlerim ona dokunduysa, beni balasayd ya. Al ite sana retmen! Bakalarna az yemek gerektiini retir, kendileri gnde on n tknrlar. Atee tkrd, ubuunu yeniden doldurarak sustu. Rzgr hazin ve ksk bir uultuyla esiyordu. Karanlkta atlar kiniyor, tatl, tutkulu bir Ukrayna arks akp geliyordu obadan. Makar'n dilber kz Nonka sylyordu bu arky. Onun gsten gelen gr kesini tanyordum artk. "Merhaba" derken ya da ark sylerken, yani her zaman bir tuhaf, honutsuz, tiz bir nlay vard bu sesin. Esmer, donuk yznde bir arienin gururu okunur; glgeli, koyu kahverengi gzleri

kar konulamaz gzelliinin bilinciyle, teki insanlara kar horgryle parlard. Makar, ubuunu uzatt. - ek, dedi. Kz gzel sylyor deil mi? Hele hele! ster miydin byle bir dilber sevdalansn sana? stemezdin ha? Aferin! Kzlara inanma, uzak dur onlardan. Aman aklndan karma bunu. Bir kzla pmek, ttn imekten daha hotur elbette. Ama onu bir kere ptn m, zgrl yreinden sil artk. Seni yle grnmez balarla kendine balar ki, bir daha koparamazsn. Btn benliini yitirirsin. Evet! Kendini kzlardan korumalsn! yle de yalancdrlar ki! Seni dnyada her eyden daha ok sevdiini syler ya, toplu ine ucuyla yle bir dokun bakalm; dnyay bana ykar alimallah! Bilirim ben onlar! He-hey! yle bir bilirim ki! ster misin, gerek bir olay anlataym sana ahinim? Sen de aklndan karma onu. Aklndan karmadn srece de, ku gibi zgr olursun. Zobar adnda gen bir ingene delikanls yaard bir zamanlar, Loyko Zobar. Btn Macaristan, ek lkeleri, Slavya, uzun szn ksas, u denizin evresinde yaayan kim varsa tanrd onu; yle yiit bir delikanlyd ite! O lkelerde hangi kye gidersen git, Loyko'yu ldrmeye yeminli birka adama raslardn. Fakat o yine de yaayp giderdi. Eer houna giden bir at grmse, sen o atn bekilii iin bir alay asker

gnder istersen, fark etmez, Zobar mutlaka boy gsterirdi o atn stnde! He-hey! Sanki kimseden korkusu mu vard onun? eytan btn takm taklavatyla birlikte karsna ksa, diyelim ki ban ekmeye frsat bulamad, herhalde kfr basar, eytanlarn suratlarnn ortasna yaptrrd tekmeyi. Evet, tam tamna byle olurdu ite! Onu tanmayan ya da yklerini iitmeyen ingene obas yoktu. Akl fikri atlardayd Loyko Zobar'n. Ama ok uzun srmezdi hevesi. Biraz bindikten sonra hayvan satar, paray da saa sola datrd. Kimseden gizlisi sakls yoktu. Eer sana gerekliyse, git yreini iste. Kendi elleriyle koparr, verirdi. Yeter ki, sen honut ol! te byle bir delikanlyd o, ahinim! Bizim oba o sralarda, bundan on yl kadar nce Bukovina taraflarnda gteydi. Bir gn, -bir ilkbahar gecesi-, ben, Kouta'ya kar savaan asker Danilo, yal Nur, Danilo'nun kz Radda ve tm oba halk bir arada oturuyorduk. Benim Nonka'y biliyorsun deil mi? arie gibi kzdr! Ama Radda'nn yannda o bir hitir, sz bile edilmez! Radda'nn gzelliini szcklerle anlatamazsn. Bu gzellii belki bir keman dile getirebilirdi. Ama o keman almaya da adam gerek... ok yiidin yreini kuruttu bu Radda, o-hoo, pek ok yiidin. Moravya'da, salar perem

perem yal bir derebeyi ta kesildi onu grnce. Atnn zerinde, stma tutmu gibi titreye titreye baka kald. ok yakkl bir adamd. eytan, bayramlklarn giyinse o kadar yakkl olabilirdi ancak. Kaftan altn srmalarla kaplyd. Brndeki kl; imek gibi parlyor, at einiyor, klcn batan baa kaplayan deerli talar l l ldyordu. apkasna da gk paras gibi mavi bir kadife taklyd... Bylesine grkemli bir derebeyiydi ite! Radda'ya bakt bakt da: "- Hey, kz! dedi. Bir pck ver, bir kese altn al!" Radda arkasn dnverdi. "- Eer incittiysem, bala beni, hi deilse tatl bakn esirgeme..." Yal derebeyi o saat yelkenleri suya indirmiti. Kuandan bir kese altn karp Radda'nn ayaklarnn dibine frlatt. Kocaman bir altn kesesiydi bu, karde! Fakat kz, sanki kazara arpyormu gibi, keseyi ayann ucuyla amura itivermesin mi! Haydi bakalm!.. Derebeyi: "- Alacan olsun kz!" diye ah etti, atn kamlad, bir toz bulutu iinde gzden yitti. Ertesi gn yeniden kp geldi. Obaya doru gk grlts bir sesle: "- Kimdir o kzn babas?" diye grledi. Danilo kt.

"- Kzn bana sat, ne istersen vereyim!" Danilo ona yle dedi: "- Domuzlarndan vicdanlarna kadar her eylerini Leh beyleri satar sadece. Ben Kouto'ya kar savam adamm, ticaretten anlamam!" Yal derebeyi fkeden kpkrmz kesildi, tam klcna davranmak zereydi ki, bizimkilerden biri atn kulana bir kz paras dedirince hayvan zerindeki biniciyle birlikte tozu dumana katp gitti. Biz de toparlanp yola koyulduk. Birinci gn geti, ikinci gn baktk, seninki gelip yetiti! "- Hey!" diye bard. "Tanr'nn ve sizlerin karsnda, vicdanmn temiz olduuna yemin ederim. Evlenmek istiyorum onunla. Her eyimi sizinle paylamaya hazrm. ok zengin bir adamm ben!" Yalm yalm yanyor, rzgra tutulmu deve dikeni gibi, eyerin zerinde sallanyordu. Hepimiz bir kararszlk iinde kaldk. Danilo: "- Haydi bakalm kz! Konu!" dedi. Radda bize bakarak: "- Gnl rzasyla karga yuvasna giren dii kartal grdnz m siz? diye sordu. Danilo glmeye balad. Biz de onunla birlikte gldk. "- Aferin kz! ittin mi bey? Olmad bu i! Sen kendine bir gvercin ara en iyisi, o daha uysaldr."

Yeniden yola koyulduk. Derebeyi apkasn bandan alp yere ald, atn yle bir srd ki, yer yerinden oynad sanrsn. te Radda byle bir dilberdi ahinim! Evet! Gecelerden bir gece oturmu, bozkrdan dalga dalga yaylan ezgiyi dinliyorduk. Ne ezgidir o! Sanki kanmz tututuruyor, bir yerlere aryordu bizi. imizde yle bir ey yapmak istei uyanyordu ki, artk yaamann da gerei kalmayacakt ondan sonra. Ya da yaarsan btn dnyann ar olarak yaayacaktn, ahinim! Anszn karanlklar iinde bir at belirdi. zerinde keman alan bir adamla bize doru yaklat. Adam atein yannda at durdurdu, almay brakt, glerek bizden yana bakt. Danilo sevinle: "-He-hey!" diye bard. "Zobar, sen misin? Ta kendisi, Loyko Zobar!" Byklar neredeyse omuzlarna deiyor, salarnn kvrmlaryla karyordu. Gzleri yldzlar gibi prl prld. Ya gl, hey Tanrm, bir gneti sanki! Atyla birlikte sanki tek bir demir parasndan dvlmt. Atein kzll iinde kana batm gibi duruyor, ak dilerini gstererek glmsyordu. Eer tek bir sz sylemesinden ya da u dnyada benim de yaadm fark etmesinden daha nce onu kendi zm gibi sevmediysem gzm kr olsun! Dnyada byle insanlar da vardr ahinim!

Gzlerine bir kere bakar, ruhunu tutsak ederler. Sen de bundan utan duymadn gibi, gururlanrsn bile. Olursan, byle bir adam ol ite. Byle adamlar azdr dostum. Fakat iyi ki de azlar. Dnyada iyi eyler ok olsayd, nereden belli olurdu iyilikleri? Uzatmayalm! ykmze dnelim! Radda yle dedi: "- ok gzel alyorsun Loyko! Bu kadar gzel sesli keman kim yapt sana?" Loyko glerek: "- Kendim yaptm," diye karlk verdi. "Hem de aatan deil, ok sevdiim bir kzn gsnden yaptm onu. Tellerini de kzn yreinden kendi ellerimle skp kardm. Keman hl biraz yalan sylyor ama, yay kullanmakta ustaymdr ben!" Kzlarn ban dndrp onlar kendimize balamak iin sk sk bavurulan bir oyundur bu. Ama Loyko yanl kap almt bu kez. Radda te yana dnp esneyerek: "- Bir de Zobar'n akll, becerikli bir adam olduunu sylerlerdi" dedi. "u insanlar amma da yalanc oluyor!" Sonra oradan uzaklat. Loyko, gzleri parlayarak: "- Vay! ok keskin dilerin varm gzelim!" diye bard. Atndan indi, yanmza gelerek: "- Merhaba kardeler!" dedi. "te ben de

aranzdaym!" Danilo: "- Ho geldin, safalar getirdin ahinim!" diye karlk verdi. ptk, sohbet ettik, sonra yatmaya ekildik... Deliksiz bir uyku ektikten sonra, sabahleyin bir de baktk Zobar'n kafas bir aputla sarl. Bu da nesi? Uyurken at tepmimi... Breh, breh, breh! Tabii atn kim olduunu anlayp byk altndan glmeye baladk. Danilo da bizimle birlikte glyordu. Loyko, Radda'ya layk deil miydi sanki? Laykt elbette! Fakat bir kz ne kadar gzel olursa olsun, ruhu s ve dardr. stersen bir batman altn as boynuna, fark etmez, yine de yaranamazsn. Neyse, uzun szn ksas, ite byle oldu ahinim! Oralarda yaayp gidiyorduk. lerimiz fena deildi o sralar. Zobar da bizimle birlikteydi. Arkada diye ben ylesine derim ite! Yal bir adam kadar bilgiliydi. Anlamad ey yoktu. Hem Rusa, hem de Macarca okuyup yazmas vard stelik. Kimi zaman yle bir sohbet aard ki, mrn boyunca uyank kalp dinlemek isterdin! Hele bir keman al vard, dnyada onun gibi keman alan bir bakas daha karsa, yldrm arpsn beni! Yay tellerin zerinden bir geirdi mi yrein titrerdi. kinci geiriinde soluun tutulur, kulak kesilirdin. Glmseye glmseye alard. Dinlerken, ayn zamanda hem alamak,

hem glmek isteiyle dolard iin. Bakarsn, ac ac inleyen birisi senden yardm ister, sanki bir bakla yreini oyard. Bakarsn bozkr, gkyzne ackl masallar anlatrd. Bakarsn gen bir kz, yiit bir delikanlnn ard sra gzya dkerdi!.. Yiit delikanl, bozkra sevgilisinin adn nlerdi. Ve anszn, hey anam! Bir de bakmsn, dolu dizgin, capcanl bir ark nlamaya balar, sanki gkteki gne bile bu arknn ezgileriyle oynamaya koyulurdu! Ya, ite byle ahinim! nsan btn varlyla o arky iine sindirir, btn benliiyle klesi olurdu onun. Eer o srada Loyko "Davrann baklara arkadalar! diye baracak olsa, hepimiz baklarmz eker, gzmz krpmadan yrrdk onun gsterdii yere. nsanlara istedii her eyi yaptrabilirdi. Hepimiz seviyorduk onu, candan seviyorduk. Sadece Radda hi yz vermiyordu delikanlya. bu kadarla kalsa neyse ne, stelik bir de alay ediyordu onunla. Zobar'a ok satayordu kz, domuzuna satayordu! Loyko dilerini gcrdatyor, byklarn ekitiriyor, gzleri uurumlardan daha kara, bakp duruyordu. Kimi zaman yle bir parlt gelirdi ki onlara, korkardn. Geceleri bozkrn uzaklarna alr, keman sabaha kadar alar, sanki sahibinin len zgrl iin gzya dkerdi. Bizlerse yattmz yerde bu ezgileri dinler, ne yapmamz gerektiini dnp

dururduk. Biliyorduk ki, birbirine doru yuvarlanan iki kayann arasnda durulmaz, ezilirsin. Bylece gnler geip gidiyordu. Bir gn hep birlikte oturmu, ilerden konuuyorduk. Canmz skld. Danilo, Loyko'ya: "Zobar, bir ark syle de iimiz alsn!" dedi. Loyko az tede srtst yatp gkyzne bakan Radda'ya gzlerini dikti, kemann tellerine dokundu. yle ezgiler dkld ki, keman gerekten de bir kz yreinden yaplmt sanrsn. Loyko u arky sylemeye balad: Hey-hey! Bir ate yakar barm, Bozkr nasl da genitir! Atm rzgr kadar hzl, Bileim elik gibidir. Radda ban dndrd, azck kalkarak arkcnn gzlerine bakp hafife glmsedi. Loyko afak gibi alev alev tututu. Hey-hop! Haydi arkadam, davran! Srelim atlarmz drt nala! Bozkr kaplam kara bir duman, Ama bizi bir afak bekliyor uzakta! Hey-hey! Uarak karlayalm gn, Dnp ykselerek havaya! Fakat atlarmzn yelesi Zarar vermesin gzelim aya!

te, buydu syledii ark! Kimse byle arklar syleyemez imdi! Fakat Radda szle szle: "- Sen bari o kadar ykseklere karmasaydn Loyko, korkarm burnunun stne bir su birikintisine dersin de, byklarn kirlenir!" demez mi! Loyko azgn bir canavar gibi bakt kza, fakat hibir ey sylemedi. Sabrederek arksna dnd yine: Hey-hop! Anszn bir gn doacak Sarlp uyuyacaz senle ben. Hey-hey! Bir utan alevi bedenlerimizden Geip ikimizi de yakp kavuracak! Danilo: "- ark diye ben buna derim ite!" dedi. "mrmde iitmemitim bylesini. Eer yalanm varsa eytann ttn ubuu olaym!" Yal Nur hem byklarn oynatyor, hem de omuzlarn titretiyordu. Loyko'nun yiit koaklamas hepimizin kann kaynatmt! Sadece Radda'yd honut olmayan. zerimize bir kova buzlu su dker gibi: "- Kartal lna zenen sivrisinein biri, bir gn tam byle vzldyordu ite!" dedi. Danilo kzna dnerek: "- Sen kamlanmak istiyorsun galiba Radda?" diye kt.

Zobar apkasn yere ald, yz toprak gibi karararak yle dedi: "- Dur Danilo! Kzgn katra elik gem gerek! Kzn bana karla ver!" Danilo: "- Amma da laf!" diye glmsedi. "Alabilirsen al, senin olsun!" Loyko: "- Pekl!" dedi ve Radda'ya unlar syledi: "- Bana bak kz, o kadar bbrlenme! Senin gibi ok kz grdm ben, hey anam, ok kz grdm! Fakat hibiri senin kadar sarsmad yreimi. Eh, Radda, ruhumu tutsak ettin! Ne yapalm? Baa gelen ekilir! stne binip kendinden kaabilecein bir at yok!... Tanr'nn, kendi vicdanmn, babann ve btn burada bulunanlarn nnde, bana varman istiyorum. Fakat, sakn bana gem vurmaya kalkma. Ben zgr bir adamm, gnlmn diledii gibi yaamak isterim!" Sonra dileri sklm, gzleri akmak akmak, Radda'ya doru yrd. Elini kza uzatt. Eh, bozkr at Radda'ya da gem vuruldu diye dnyorduk ki, delikanlnn, kollar havada sallanarak kt diye ensesi stne yere yuvarlandn grmemiz bir oldu!.. Bu ne itir? Loyko'nun yreine bir kurun demiti sanki. Radda onun ayaklarna bir kam dolam, sonra da kendine doru ekmiti.

Loyko'nun dmesinin nedeni buydu. Kz yeniden uzanm, kmldamadan, sessizce glmsyordu. Loyko yere oturmu, sanki atlayacandan korkuyormuasna, ban ellerinin arasna alm, sktryordu. Sonra sessizce kalkt, kimsenin yzne bakmadan bozkrn ierlerine doru yryp gitti. Nur bana: "Onun peinden git!" diye fsldad. Ben de gecenin karanlnda, Loyko'nun pei sra sessizce bozkra szldm. Evet, ite byle oldu ahinim! Makar ubuundaki klleri silkti, yeniden ttn doldurmaya balad. Ben kaputuma daha sk sarndm, yere uzanp onun gneten ve rzgrdan kararm yal yzne bakmaya koyuldum. Ban sert, keskin bir hareketle sallayarak kendi kendine bir eyler mrldand. Aarm byklar kmldad, rzgr salarn savurdu. zerine yldrm dm yal bir meeyi andryordu. Fakat yine de gl, salam ve marurdu. Deniz, eskisi gibi kyyla fsldayor, rzgr yine onun hrtsn bozkra yayyordu. Nonka ark sylemiyordu artk. Fakat gkyznde toplanan bulutlar, gz gecesini daha da karartmlard. Loyko ban ne emi, kollarn kam gibi sarktm, ar admlarla yryordu. Dere kysna varnca bir tan zerine oturdu, derin bir ah ekti. Merhametten yreim para para oldu.

Ama yine de yanna varamadm. Ac karsnda szn ne deeri var? yle deil mi? Ya! Bir saat, iki saat, saat geti. O kmldamadan, ylece oturuyordu. Ben de az tede uzanmtm. Aydnlk bir geceydi. Ay, bozkr gm klarna bouyor, uzaklar kolayca grlyordu. Anszn Radda'nn obadan bize doru hzl hzl geldiini grdm. im sevinle doldu. "Yaasn!" diye dndm. "Aslan kzdr u Radda!" Delikanlya doru yaklat. Loyko hl bir eyin farknda deildi. Elini onun omuzuna koydu. Loyko titredi, ellerini geveterek ban kaldrd ve sramasyla bana davranmas bir oldu. Vay! Baktm, boazlayacak kz! Hemen obaya seslenip Loyko'nun zerine atlmak zereydim ki, Radda'nn sesini iittim: "- Brak onu! Kafan paralarm yoksa!" Bir de baktm, Radda elinde bir tabanca tutuyor, namlusunu da Zobar'n alnna dorultmu! Vay eytann kz! Eh, imdi gleri eit, bakalm bundan sonra ne olacak diye dndm. Radda tabancay kuana sokarak: "- Dinle!" dedi. "Buraya seni ldrmeye deil, uzlamaya geldim, brak o ba!" Delikanl ba yere att, ask bir yzle kzn gzlerine bakmaya balad. Grlecek eydi bu karde! ki insan kar karya durmu,

canavarlar gibi birbirlerine bakyorlar. kisi de ylesine iyi, ylesine yiit kiiler. Parlak ay, bir de ben, onlara bakyoruz. Radda: "- Dinle beni Loyko," dedi. "Seni seviyorum ben!" teki elleriyle ayaklar balymasna, sadece omuzlarn oynatt. "- ok yiit grdm. Ama sen yiitlikte de, gzellikte de hepsinden stnsn. Hangisine bir gz krpsam byklarn keser, istesem hepsi ayaklarma kapanrd. Fakat ne anlam var bunun? Hibiri gerekten yiit deildi. Hepsi de snepe gibi olacakt karmda. Dnyada yiit ingeneler ok azald Loyko, ok azald! imdiye kadar kimseyi sevmedim, fakat seni seviyorum. Ama zgrl de severim ben! zgrl senden daha ok seviyorum Loyko! Ben sensiz yaayamam, sen de bensiz yaayamazsn. te bu yzden, btn benliinle benim olman istiyorum. itiyor musun?" Delikanl glmsedi: "- itiyorum! Szlerin yreime sevin veriyor! Devam et!" "- Bir ey daha var Loyko. stediin kadar kaamak yap, nasl olsa yeneceim seni, benim olacaksn. yleyse bo yere zaman yitirme. plerim, okaylarm seni bekliyor... Seni yle bir peceim ki Loyko!.. plerim vahi hayatn unutturacak sana... Ve yiit ingenelerin ylesine

holandklar canl arklarn bozkrda nlamayacak artk... Bana, Radda'ya ak arklar, tatl arklar syleyeceksin... yleyse zaman yitirme bo yere. Demem o ki, gen bir olann yal yoldana boyun emesi gibi, yarn bana boyun eeceksin. Btn obann nnde ayaklarma kapanp sa elimi pmeni istiyorum. te o zaman senin karn olacam." Bak sen iblisin kznn istediine! itilmi ey deildi bu! Yallar, ok eskiden Karadallarda byle bir detin bulunduundan sz ederlerdi ya, ingeneler arasnda hibir zaman byle bir ey olmamt! Haydi bakalm, bundan daha gln bir ey bulabilir misin ahinim? Bir yl kafa patlatsan, bulamazsn! Loyko sarsld; gsnden yaralanmasna yle bir haykrd ki, btn bozkr nlad. Radda titredi, fakat hemen toparland. "- Haydi, yarna kadar hoa kal, fakat yarn sana emrettiim eyi yapacaksn. Tamam m Loyko?" Zobar: "- Tamam!" diye inledi. "Yapacam!" ve ellerini kza uzatt. Radda delikanlya bakmad bile. Zobar, rzgrn bitii bir aa gibi sendeledi; yar hkrarak, yar glerek yere kapakland. Lnet olas Radda, delikanly bylesine yiyip bitirmiti ite. Onu glkle kendine getirebildim. Th! Hangi eytan ister insanlarn ac ekmesini?

nsan yreinin acdan yrtla yrtla inlediini iitmekten kim holanr? in yoksa, dn artk!... Obaya dndm, olup bitenleri yallara anlattm. Dnld, iin nereye varacan beklemeye karar verildi. Sonra ne oldu bak: Akamst hepimiz atein evresinde toplandmzda Loyko da geldi. Bir gece iinde korkun ktlemi, zayflamt. kk gzlerini yere indirdi, kimsenin yzne bakmadan unlar syledi: "- Bakn ne oldu arkadalar: Bu gece yreimi gzledim; eski, zgr hayatma yer bulamadm onda... Orada sadece Radda yayor, hepsi bu! te o, gzel Radda, bir arie gibi glmsyordu! zgrln benden daha ok seviyormu. Bense onu zgrlmden daha ok seviyorum. Ona varasya kadar, bir ahinin rdeklerle oynamas gibi kzlarla oynayan yiit Loyko Zobar'n onun gzellii karsnda nasl boyun ediini gresiniz diye emrettii zere hepinizin nnde Radda'nn ayaklarna kapanmaya karar verdim. Sonra benim karm olacak, beni ylesine sevip okayacak ki, iimden sizlere ark sylemek gelmeyecek artk. Yok olan zgrlme yanmayacam! yle deil mi Radda?" Delikanl gzlerini kaldrarak kukuyla Radda'ya bakt. Kz hibir ey sylemeden ban serte sallad, eliyle ayaklarn gsterdi. Bizler, ta

kesilmiesine bakyorduk. Hatt, Loyko Zobar'n -bu kz Radda bile olsa- bir kzn ayaklarna kapandn grmemek iin ekip bir yerlere gitmek istiyorduk. Yrekler acs bir eydi bu. Radda: "- Haydi!" diye bard Zobar'a. Delikanl: "- Dur bakalm, acele etme, istediin olacak. Bkacaksn hatt..." diyerek gld. Sanki glmedi de, bir elik nlad sanrsn. Sonra bize dnerek: "- te her ey tamam arkadalar!" dedi. "Ne kalyor geriye? Radda'nn yrei bana syledii gibi salam m gerekten? Geriye bunu denemek kalyor sadece. Kusura bakmayn kardeler, ben de bunu deneyeceim imdi!" Biz daha onun ne demek istediini anlayamadan, Radda'nn yerde yattn grmemiz bir oldu. Zobar'n sapna kadar saplanm eri ba gsnde sallanyordu. Donakaldk. Radda ba ekip kard, bir yana frlatt, kara salarnn bir tutamn gsne bastrd ve glmseyerek; gr, ak bir sesle: "- Elveda Loyko! Byle yapacan biliyordum!..." dedi ve ld... Gryor musun kz ahinim? Yalanm varsa Allah belam versin! Bylesine iblis bir kzd! Loyko bozkra dnerek: "- He-hey! imdi ayaklarna kapanabilirim ite gururlu kralie!" diye haykrd. Yere atld ve

dudaklarn l Radda'nn ayaklarna bastrarak ylece kald. Bizler apkalarmz karm, sessizce duruyorduk. Byle bir durumda ne yaparsn ahinim? Haydi bakalm! Nur, "Balayalm onu..." diyecek oldu, fakat hibirimizin Loyko Zobar' balamaya kalkmayacan, iimizin byle bir ey gtrmeyeceini o da biliyordu. Elini sallayarak bir kyya ekildi. Danilo, Radda'nn bir yana frlatt ba yerden ald, aarm byklarn oynatarak uzun uzun bakt ona. zerinde Radda'nn kan kurumamt daha. nadna eri, inadna sivri bir bakt bu. Sonra Zobar'a yaklat, ba onun srtna, tam kalbinin hizasna saplad. Eski asker Danilo, Radda'nn babasyd ne de olsa! Loyko, Danilo'ya dnerek; ak, anlalr bir sesle: "- Bak hele!" dedi ve Radda'ya yetimeye gitti. ylece bakakaldk. Radda elindeki bir tutam sa gsne bastrm, ak gzleri mavi gkyzne dikili, yatyordu. Onun ayaklarnn ucunda da yiit Loyko Zobar uzanyordu. Peremleri dalm, yz grnmez olmutu. Derin bir dnceye dalmtk hepimiz. Yal Danilo'nun byklar titriyordu. Gr kalarn atm, gzlerini gkyzne dikmi, bir ey sylemeden ylece duruyordu. Akbaba gibi apak bir adam olan Nur, yzkoyun yere uzanm,

zayf omuzlar sarsla sarsla alyordu. Alanacak eydi bu ahinim! -... Gidiyorsan dosdoru kendi yolundan git, bir yana sapaym deme. Hayat dediin budur ite, gerisine kulak asma!... Makar sustu. ubuunu ttn kesesine yerletirerek gocuunun nn rtt. Damla damla bir yamur serpitirmeye, rzgr iddetlenmeye balamt. Deniz bouk, kzgn bir sesle grlyordu. Atlar, birbiri arkasna, snmekte olan atee yaklayor; iri, akll gzleriyle bizi inceleyerek sessiz bir halka halinde evremizde toplanyorlard. Makar onlara okayc bir sesle: "- Hop, hop, hey!" diye nledi. Sonra kuzgun renkli sevgili atnn boynuna eliyle vurdu, bana dnerek "Uyuyalm artk" dedi ve gocuunu bana ekip topraa uzanarak sessizlie gmld. Ben uyuyamyordum. Gzlerimi bozkrn karanlna dikmitim. Orada, havada, Radda'nn bir arie kadar gzel ve marur grnts yzyordu. Elindeki bir tutam sa gsndeki yaraya bastrmt. Esmer, ince parmaklarnn arasndan damla damla akan kan, ate kzllnda yaldzcklar gibi topraa dklyordu. Yiit Loyko Zobar'n grnts de onun pei sra akp gidiyordu. Gr, kara peremleri yzne dklmt. Onlarn altndan da souk, iri

gzya damlalar birbiri arkasna yuvarlanyordu... Yamur iddetleniyor; deniz, eski asker Danilo'nun kz Radda'yla yiit Loyko Zobar'a, bu gzel ve marur ingene iftine karanlk, grkemli bir at yakyordu. Onlar gecenin karanlnda, sessizce, yava yava kouyorlar, yakkl Loyko marur Radda'ya bir trl yetiemiyordu. 1892

YEMELYAN PLYAY - Tuza gitmekten baka are kalmad! Bu i bize ok tuzluya oturacak ya, hi yolu yok kardeik. Bu gidile alktan kuyruu titreteceiz yoksa. Arkadam Yemelyan Pilyay bunu syleyip elini ttn kesesine att, sabahtan beri belki onuncu kez karp bakt. Onun tpk dnk gibi bombo olduuna akl kesince iini ekti, tkrd, srtst uzand. Kzgn bir gnele aydnlanan bulutsuz ge bakarak slk almaya koyuldu. Odesa'dan verst tede, deniz kysnda bir kumsala uzanm, a karnna yatyorduk. Ne kadar aradysak i bulamamtk orada. Yemelyan, ban bozkra, ayaklarn denize vererek uzanmt. Kyya doru birbiri arkasna

koup gelen dalgalar, onun plak ve kirli ayaklarn yumuak bir hrtyla yakyor; arkadam gneten kamaan gzlerini krptrarak kh bir kedi gibi geriniyor, kh vcudunu denize doru biraz daha kaydryordu. O zaman dalgalar neredeyse omuz balarna kadar kyor, bu da pek houna gidiyordu onun. Ben limandan yana bakyordum. Mavi, youn bir duman tabakasyla rtl direkler yn grnyor; apa zincirlerinin bouk angrtlar, lokomotiflerin lklar bize kadar ulayordu. Orada, karnmz doyurma konusunda snp giden umudumuzu canlandracak bir ey gremeyip ayaa kalktm; Yemelyan'a: - Davran yleyse! dedim. Tuzlaya gidiyoruz. Yemelyan, gzlerini gkyznden ayrmadan: - yi ya, git!.. dedi. Bakalm stesinden gelebilecek misin bu iin? - Orada belli olur. O, parman bile kprdatmadan: - Demek gidiyoruz ha? diye sylendi. - Gidiyoruz dedik ya! - Pekl! Ne yapalm? tir... gideceiz... Yerin dibine batas Odesa da burada, olduu yerde kalacak! eytanlar gtrsn onu!.. Liman kentiymi!.. Hh!.. Allah belasn versin!.. - yi, iyi... Anladk... Kalk da gidelim. Svp saymakla karnmz doymaz. - Nereye gidiyoruz? Tuzlaya m? Peki... gideriz...

Fakat orada da elimize bir ey gemeyeceini unutma kardeik... - "Gidelim" diyen sendin. - yi ya... Szm geri alacak deilim... Ama yine de elimize bir ey gemeyecek!... - Niye? - Niye ha?.. Orada bizi drt gzle beklediklerini, varr varmaz: "Ho gelip safalar getirdiniz Yemelyan ve Maksim efendiler; eek sudan gelinceye kadar aln ve paracklarmz aln!..." diyeceklerini mi sanyorsun? Yok azizim... Hi yle olmayacak! u anda her ikimiz de derilerimizin sahibiyiz; bunu unutma!... - Anladk... Uzun etme... Kalk da gidelim artk... - Dur bakalm!... Orada ne olacak biliyor musun? Dosdoru tuzla mdrnn karsna kacak, son derece saygl bir tavrla: "Sayn soyguncu, merhametli kan iici!" diyeceiz. "Derilerimizi ikembenize sunmaya geldik! Altm kapik karlnda onlar yirmi drt saat yzmek ltfunda bulunmaz msnz?" Eh... Belki o zaman ie alrlar bizi... - nceldii yerden kopsun... Hadi, davran da gidelim... Akam st dalyana urar, alarn ayklanmasna yardm ederiz. Bakarsn akam yemeini karrz bylece. - Akam yemei ha? Bak bu olabilir! Balklar yiit insanlardr. Doyururlar bizi. yi ya... gidelim yleyse... Fakat elimize bir ey gemeyeceini de

aklndan karma kardecik. Bu hafta iimiz hep ters gitti. Dzelecei de yok... Srlsklam bir halde kalkt; silkindi. ki un uvalnn birbirine eklenmesiyle yaplm pantolonunun ceplerini aratrd; bombo kan ellerini yzne yaklatrarak alamakl bir sesle: - Zrnk bile yok!.. dedi. Drt gndr aryorum; hibir ey kmyor! ler pek kt kardecik!.. Ara sra laflaarak ky boyunca yrmeye baladk. Ayaklarmz kk deniz hayvanlarnn kabuklaryla kapl yumuak kumsala batp kyor, dalgalar uyumla hrdyordu. Denizin tayp getirdii adalam denizanalarna; imi, kararm aa paralarna ve kk balklara raslyorduk kimi zaman... Serin, taze bir meltem denizden bozkra doru esiyor, kumlar tozutarak uzaklayordu. Neeli bir adam olan Yemelyan bugn skntlyd. Onu elendirmek iin: - Yemelyan, bir eyler anlatsana! dedim. - Anlatrdm anlatmasna ya, insann midesi bo olunca dili de dnmyor karde! u dnyada eit eit insana raslarsn; ama midesi olmayana raslayamazsn! nsann midesi doldu mu, ruhu da canlanr! Her eyin ba midedir... Sustu. Sonra: - Eh, kardecik... diye szlerini srdrd. imdi u deniz bin ruble frlatverseydi bana! Hey anam be! Hemen bir meyhane aardm. Seni yanma

yamak alr, kendime de tezgahn arkasnda bir dek serdirip bir arap fsn hortumla azma balatrdm. Canm biraz neelenmek istedi miydi, "Hey Maksim!" diye barrdm, "A u musluu" Lk-lk-lk... babam ierdim... Olum Yemelyan, yutkun bakalm... Ne ho olurdu be!.. Kyl milletine, o toprak sahiplerine de bilirdim yapacam... Soyup soana evirir, derilerini yzer yzer de iine saman teperdim!.. "Yemelyan Pavl! Veresiye bir kadehcik isem!.." "Ha?.. Ne dedin?.. Veresiye mi?.. Veresiyemiz yok arkada!.." "Yemelyan Pavl!.. Ac bana!.." "Peki, nce biraz terle de bir dneyim; sonra bir kadehcik veririm belki..." Hah! Hah! Hah! Bilirdim o eytanlara yapacam... - Bu kadar merhametsiz olmann sebebi ne? Grmyor musun, kyl de a!.. - Ne? Kyl de a, yle mi? Peki, ben a deil miyim? Ha?.. Kardecik... Dodum doal am ben... Hem de hibir kanun maddesi sz etmez bundan... Ya!.. Kyl am... Niin? Ktlktan m? Ktlk onun kendi kafasnda!.. Tarladaki ktlk sonra gelir, anladn m?.. Niin yabanc lkelerde ktlk olmuyor? nk ordaki insanlarn kafas ense kamak deil, dnmek iin yaratlm!.. Ya... Kardecik... Oradaki insanlar istediler mi bugnn yamurunu yarna ertelerler. Gne yakc olmaya balad m onu da bir bulutla rtverirler. Ya biz? Biz ne yapyoruz? Hi!..

Neyse, can cehenneme!.. imdi bin rublem olsa da bir meyhane asaydm, gerisi vz gelirdi... Sustu, elini alkanlkla yine ttn kesesine att. kard, evirip evirdi, bakt... bakt... fkeyle tkrd ve denize frlatt onu. Dalgalar bu kirli armaan nce bir para aa srklediler, fakat az sonra gerisin geri getirip kyya braktlar. - Demek almyorsunuz ha? imdi grrz!.. Yemelyan slak keseyi yerden ald; iine bir ta koydu; kolunu hzla sallayarak denizin uzaklarna frlatt. Gldm. - Hey!.. Niin dilerini gsteriyorsun?.. Ne insanlar be!.. Kitap okuyor, hatta onlar yannda tayor, ama bir insan anlayamyor! Drt gzl hayalet!.. Banayd bu sz. Yemelyan'n adamakll kzgn olduunu anladm. nk ancak herkese ve her eye kar nefretle dolu olduu zamanlar gzlklerime dil uzatrd. Yoksa, elimde olmakszn tadm bu ss, onun gznde zel bir sayg kazandrmt bana. Tantmz ilk gnlerde, hatta bir Romanya gemisine birlikte kmr yklerken, ikimiz de eytan gibi kapkara kesildiimiz, ikimiz de paavralar ve yara bere iinde olduumuz halde, bana hep "Siz" demekten kendini alamam, hep saygl bir tavrla konumutu.

zr diledim ve onu bir para olsun yattrabilmek iin yabanc lkelerden sz atm. Az nce yamur ve gne iin sylediklerinin gereklere dayanmadn, bunlarn mitolojiden kma eyler olduklarn anlatmaya koyuldum. Yemelyan arada bir: - Bak hele!.. Vay canna!.. Demek yle!.. diye sylenip duruyordu ya, onun u srada ne yabanc lkelere, ne de orada yaayan insanlara aldr etmediini seziyordum. Bu konu kendisini her zaman ilgilendirdii halde, o srada beni hemen hemen hi dinlemiyor; gzlerini ksm, uzaklara bakyordu. Bir ara eliyle belirsiz bir hareket yaparak: - Varsn yle olsun, dedi. Ben senden unu sormak istiyorum: imdi paral bir adam ksa karmza, (yzme yandan bir gz att, szcklerin stne basa basa tekrarlad) hem ok paral bir adam; u dnyada biraz da insanca yaamak iin eekler cennetine gnderir miydin onu? - phesiz ki hayr! diye karlk verdim. Hi kimse mutluluunu bir bakasnn hayatyla satn alma hakkna sahip deildir. - Ya!.. yle mi dersin... Bunlar kitap laflardr olum; kitaplarda yazar. Bu samalar ilk olarak yumurtlayan efendi, ba darda kalsa, gzn krpmadan cann alrd bir bakasnn. Hi kukum yok bundan. Hak! Senin hak dediin ey

budur ite!.. Yemelyan'n iri yumruu burnumun dibinde bitiverdi. - Herkes u ya da bu biimde ite bu hakka dayanarak iini yoluna koyar! Anladn m? Gzlerini kst, soluk renkli kalarn atarak sustu. Ben de susuyordum. Kzd zaman ona kar kmakla bir ey elde edilemeyeceini renmitim artk. Dalgalarn getirip ayaklarnn dibine brakt bir aa parasn denize frlatarak iini ekti: - imdi bir para ttn olsayd... Baktm, samzda, bozkrda iki oban oturuyor. Yemelyan: - Merhaba delikanllar! diye seslendi. Bir para ttnnz yok mu? obanlardan biri arkadana dnd; inedii ot parasn tkrerek: - ittin mi Mihail, ttn istiyorlar, dedi. Mihail bizimle konumadan nce izin almak istermi gibi gkyzne bakt, sonra bize dnerek: - Merhaba! dedi. Nereye gidiyorsunuz? - Oakov'a. Tuzlaya. - Vay anasn! Adamlarn yannda bir yere oturarak sustuk. - Hey Nikita! u heybeni toparla da kargalar gagalamasn...

Nikita, byk altndan glerek heybesini toparlad. Yemelyan dilerini gcrdatt. Mihail: - Demek ttn istiyorsunuz? diye sordu. Ben: - oktandr imedik, dedim. - Ne yapalm, iseydiniz!.. Yemelyan gzlerini belerterek: - Hey, Ukraynal eytan! diye kkredi. Eleniyor musun bizimle? Pi! Bozkrda dolamaktan insanln da m yitirdin yoksa? Tepene yumruu indirirsem gk demeden geberirsin. obanlar srayp kalktlar. Ellerinde uzun sopalar, yan yana durdular. - Hey ahbaplar, cannz dayak istiyor galiba!.. Haydi, yaklan da grelim... Ukraynal eytanlarn can dvmek istiyordu. Besbelliydi bu. Sklm yumruklarna, akmak akmak parlayan gzlerine baklrsa, Yemelyan da kavgadan kac deildi. Benimse, hi niyetim yoktu byle bir atmaya. Taraflar uzlatrmaya alarak: - Kardeler, durun! dedim. Arkada sinirlendi, hepsi bu. Siz de eer verebilirseniz bir para ttn verin, yolumuza gidelim. obanlar birbirlerine bakp gltler: - unu daha nce syleseydiniz ya! Mihail elini yeleinin cebine soktu, kocaman bir ttn kesesi karp bana uzatt.

- stediin kadar al! Nikita da heybesinden byk bir ekmek parasyla bolca tuzlanm bir ya topa karp uzatt. Aldm. Mihail gld; biraz daha ttn verdi. Nikita: - Salcakla kaln! dedi. Teekkr ettim. Yemelyan fkeyle topraa kt; adamlarn duyabilecekleri bir sesle: - Domuz olu domuzlar! diye homurdand. Ukraynal obanlar salna salna, arada bir bize gz atarak bozkrn derinliklerine doru ekip gittiler. Ben de Yemelyan'n yanbana ktm, onlara artk aldrmadan, byk bir itahla ekmekle ya yemeye koyulduk. Yemelyan azn iddetle aprdatyor, burnundan hzl hzl soluk alyor ve nedense gzlerini benden karmaya alyordu. Akam olmak zereydi. Denizin enginlerinde bir karanlk belirdi; az sonra dalgalar bulank, koyu mavi bir renge brndler. Altnms bir kzllkla evrelenmi sar ve leylak renkli akam bulutlar ufka dizildiler. Gitgide koyulaan karanlk, bozkra doru kayd. tede, bozkrn en uzak noktasnda, batan gnn nlar erguvan renkli kocaman bir yelpaze gibi alarak topra ve gkyzn yumuak, tatl bir aydnlkla tt. Dalgalar uyumlu bir hrtyla kyya arpyordu. Kyda pembemsi, enginlerde koyu mavi bir renge

brnen deniz, alacak kadar gzel ve grkemliydi. Yemelyan: - imdi ttnmz ielim ite! dedi. eytan gtrsn sizi, Ukraynallar! (Ve Ukraynal obanlar kafasndan bsbtn silmenin ferahlyla derin bir soluk alarak.) Daha gidelim mi, yoksa burada m geceleyelim? diye sordu. Yrmeye eniyordum. - Burada geceleyelim! dedim. - yi ya... Topraa srtst uzand, gzlerini gkyzne dikti. Arada bir tkrerek sigarasn tttryor, bense akamn gzelliini iime sindire sindire evreme bakyordum. Dalgalarn tekdze ezgisi, hrdayarak bozkra yaylyordu. Yemelyan anszn: - Paral bir adam zokalamak hi de yabana atlacak ey deil! dedi. Hele ii iyi ayarlarsan.. - Bo laf brak! diye karlk verdim. - Bo laf m? Ne bo laf? Krk yedi yandaym ve yirmi yldr bu ie yoruyorum kafam. Benim hayatm hayat mdr? Bir kpek hayat! Hatta ondan da kt!.. Onun bir kulbesi, kemirecek bir para kemii vardr hi deilse!.. Ben bir insan mym? Hayr karde, deilim. Bir solucandan, vahi bir hayvandan daha ktym. Beni kim anlayabilir? Hi kimse! Peki... Eer insanlarn rahat bir hayat yaayabileceklerini biliyorsam,

niin ben de yle yaamayaym? Ha? Hayat sadece o iblisler iin midir? Anszn yzme bakt, abuk abuk: - Biliyor musun, dedi. Bir gn az kalsn oluyordu bu i... Ama Allah kahretsin! Bir budalaydm, aptaln tekiydim!.. Acyacam tuttu! ster misin anlataym sana bu hikyeyi? Tabii steletmedim. Yemelyan bir sigara daha sararak balad: Kardecik; Poltava'da oldu bu i... Sekiz yl nce, bir kereste tccarnn yannda alyordum. e gireli bir yl olmutu; durumum da kt saylmazd. Anszn kendimi ikiye kaptrp patronun altm rublesini bu ie yatrdm. ay hapse attlar beni. ktmda ne yapacam arp kaldm. Nereye gidersin? Ne stte var, ne bata. On param yok. Kentte tanyorlar; kimse i vermez. Karanlk iler evirmekle n yapm bir adamdan sz edildiini iitmitim. Bir meyhane iletiyor, kentin serserilerine yataklk ediyordu. Gidip onu buldum. yi yrekli, son derece akll ve drst bir delikanl kt karma. Byk bir kitapl vard. ok okuyan, hayatn btn cilvelerini bilen bir kimseydi. - Pavel Petrovi, yardm edin bana! dedim. - Tabii, diye karlk verdi. Grevimiz. Ayn hamurdan yaplm insanlar birbirlerine yardm etmelidir. Burasn evin belle. Yaa, ye, i, dnyada olup bitenleri gzetle!

Kardecik, ok akll bir adamd bu Pavel Petrovi! Kendisine byk saygm vard. O da ok severdi beni. Kimi zaman btn bir gn tezgahn arkasnda oturur, Fransz haydutlarnn servenlerini anlatan kitaplar okurdu yksek sesle. Zaten btn kitaplar haydutluk, soygunculuk, adam ldrme ileri zerine dnerdi. Hayran kalrdm bu Franszlara. Hikyelerini dinlerken kendimden geerdim... Olaanst ocuklard bunlar; olaanst iler evirirlerdi. Kafa ve kol iiydi yaptklar. Ah, ne yiit adamlard be! Fakat bir yerde mutlaka uvallar, kitabn sonunda birdenbire adaletin penesine dverirlerdi. Her ey tuzla buz olurdu... Pavel Petrovi'in hikyelerini dinleyerek iki ay geirdim orada. Meyhaneye karanlk delikanllar girip kar; birtakm parlak eyler, saatikler, bilezikler, buna benzer incik boncuk getirirlerdi. Yaptklar iin kendilerine bir hayr dokunmadn gryordum. Pavel Petrovi getirilen eyalar yar fiyatna satn alrd. Bu konuda hi hile hurda yapmaz, paray tkr tkr sayard. Sonra bir enliktir balar; iki smarlamayd, barp armayd derken, soygunu yapan delikanlnn cebinde metelik kalmazd. Ufak ilerdi bunlar kardecik! Kah biri, kah teki, adaletin penesine derdi. Hem de ne iin? Yz ruble alnm da, ondan! Yz ruble! Bir insann hayat yz rubleden

fazla etmez mi acaba? Sersemler! Bir gn Pavel Petrovi'e: - Btn bunlar ok ahmaka eyler, dedim. nsan bu gibi iler iin kolunu bile kprdatmamal. Bana: - Hm!.. diye karlk verdi. imdi bunu nasl anlatmal sana? nsanlarn kendilerine saygs yok; ite meselenin dm noktas burada! Kendi deerini bilen bir adam yirmi kapik uruna bir kilit krarak elini kirletir mi? Asla! Beni ele alalm: imdi ben, Avrupa kltr alm bir insan olarak, yz rubleye satar mym kendimi? Ve kendini bilen bir insann nasl davranmas gerektii konusunda bana eitli rnekler verdi. Bylece uzun sre konutuktan sonra: - Pavel Petrovi, dedim. oktandr ansm denemek istiyorum ben de. Bu dnce aklmdan kmyor. Grm geirmi bir insan olarak bu konuda benden tlerinizi esirgemeyin. - Hm!.. Niye esirgeyeyim... diye karlk verdi bana. Fakat bir i adam olarak karn ve zararn kendine gre hesaplaman gerektiini de unutma!. Neyse... Obaimov'u tanrsn. Kereste deposundan Vorskla yoluyla hep tek bana dner. Bildiin gibi, paracklar da hep stndedir. Kahyadan haftalk geliri almtr nk. Gnde yz rublelik, hatta daha ok sat yaptklarna gre, gerisini sen hesapla! Ne dersin bu ie? Dnceye daldm. Obaimov eski patronumdu. Bir

tala iki ku vurmu olacaktm. Hem bana yaptn detecek, hem de iyi bir vurgun vuracaktm. - yice bir dneyim, dedim. Pavel Petrovi: - Zaten baka trl olmaz, diye karlk verdi. Yemelyan sustu; sigarasn ar ar parmaklar arasnda dndrd. Gnein son nlar da hemen hemen snmt. Sadece kk, pembe bir k demeti; gittike kararan gkyzne tiftik tiftik yaylan yumuak bir bulutun ucunu sslyordu. Bozkr kederli, derin bir sessizlie gmlmt. Dalgalarn kesiksiz, tekdze prts, bu kederli sessizlii daha da belirginletiriyordu. Denizin stnde birbiri arkasna yldzlar parlamaya balad. Bunlar o kadar parlak, o kadar l ldlar ki, gneyin kadife gibi gn sslesinler diye daha dn yaplmlard sanki. "te kardecik... Bu ii kafamda iyice tasarlayp ayn gece Vorskla yolu kysndaki allklarda pusuya yattm. Kaln bir demir ubuk vard elimde. Aklmda yanl kalmadysa, ekim sonlarnda oluyordu bu i. Gece, bir insann kalbi kadar karanlkt... Pusuya yatmak iin daha elverili bir yer bulamazdm. Hemen ilerde, nehrin zerinde bir kpr vard. Ucundaki tahtalardan birka tanesi eksik olduu iin yayan gemek zorundayd buradan. ylece sinmi,

bekliyordum. im o kadar ktlkle doluydu ki, bir deil bin tccar gelse temizlerdim! Kafamda en ufak bir prz yoktu. Bir vuru, tamam!.. Ya!.. Her ey bu kadar basitti ite! Btn sinirlerim yay gibi gerilmi, bekliyordum. Tek bir vuru! Paralar cebe! Evet! Tek bir vuru! Bundan daha kolay bir ey olamazd. Sen, insan istedii eyi yapabilir diye dnyorsundur belki. Yok kardecik, yok! Yarn ne yapacan syle bakaym. Sama! Hangi yne gideceini bile syleyemezsin. Ben orada pusuya yatm, kereste tccarnn gemesini bekliyordum. Ama evdeki hesap arya uymad. yle bir ile karlatm ki, dnyada aklna gelmez. Baktm, kent ynnden bir gelen var. Elinde bastona benzer bir ey, sarho gibi sendeleye sendeleye ilerliyor. Bir yandan da birbirini tutmaz bir eyler mrldanp hkryor. Biraz daha yaklanca ne greyim: Bir kadn! Evet, bir kadnd bu! Hey gidi kr eytan!.. Az daha yakla da boynunu bir okayvereyim! diye dnrken, o dosdoru kprye yryp birdenbire: - Dostum niin, niin? diye haykrmasn m!.. Karde, yle bir haykrt ki bu, iim paraland. Hay Allah! Ne itir!.. Kadn tam benim bulunduum yere doru geliyordu. Topraa smsk abanm, tir tir titriyordum. Az nceki kararl adam ben deildim sanki.

Yaklat...Yaklat... Neredeyse aya bana taklacak. Yine birdenbire, yrek paralayc bir sesle: - Niin? Niin? diye haykrd ve anszn oraca, hemen yanbama yuvarland. ylesine hkryordu ki karde, anlatamam. Onu dinlerken iim paralanyor, fakat soluk bile almadan ylece yatyordum. Hkrklar dinmek bilmiyordu. imi bir keder kaplad. Kalk, ka buradan diye dndm. Tam o srada ay bulutlarn arasndan kt. O kadar parlakt ki, ortalk gn gibi aydnland. Dirseklerimin zerinde dorulup ona bir gz attm. te o zaman, kafamdaki btn tasarlar uup gitti; yreim duracak gibi oldu... Minnack bir gen kzd bu, kardecik. ocuk denebilecek kadar kk bir eydi. akaklarnda buklecikleri, aka paka bir ocuk. ri iri alm gzlerinden kocaman yalar yuvarlanyor... Omuzcuklar titriyor, titriyor... im cz etti kardecik. Yreimi bir ate dalad sanki. h! h! h! diye ksrdm. Kzcaz: - Kim o? Kim o? Kim var burada? diye bard. Korkmutu besbelli... Hemen ayaa kalkp: - Benim, dedim. - Siz kimsiniz? Gzleri korkudan bir kat daha bymt. ncecik bedeni rzgra tutulmu, kk bir yaprak gibi tir tir titriyordu. Ya!.. te byle!.. "Kimsiniz?" diye

sordu bana... Yemelyan gld. - Kim miyim? lkin, benden korkmayn kk hanm. Size bir ktlm dokunmaz. Ben baldrplaklar takmndan biriyim. Anlarsnz ya... Sonra da bir yalan uydurdum tabii. Orada adam ldrmek iin pusu yattm syleyecek deildim ya!.. - Benim iin hepsi bir, diye hkrd. Ben kendimi nehre atmaya geldim. Karde; yle bir sesle syledi ki bunu, yreim titredi. Dediini yapaca besbelliydi. ok kt bir durumda kalmtm. Onun iin ne yapabilirdim acaba? Yemelyan ellerini kederle iki yana at; prl prl bir glmsemeyle yzme bakt. Anszn konumaya baladm kardecik. Neler sylediimi bilmiyorum. Fakat szlerimi dinlerken ben de heyecanlanyordum. Anlatmak istediim, onun o kadar gen ve gzel oluuydu. Gerekten de gzeldi, kardecik, ok gzeldi! Eh, neyse!.. Ad Liza'yd. Ne sylediimi bilmeden konuup duruyordum. Konuan kalbimdi. O, gzlerini am, beni akn akn dinlerken, anszn glmseyiverdi!.. Yemelyan, yrei dalanm gibi, bozkr nlatan bir sesle haykrd. Gzlerinde yalar tanelenmi, yumruklarn havaya kaldrmt.

O glmseyince, iim eridi sanki. nnde diz ktm: - Kk hanm! Kk hanm! dedim. Bakaca bir sz kmad azmdan. O, kardecik, bam ellerinin arasna ald, yzme bakarak tpk bir resim gibi glmsedi. Dudaklar kmldyor, bir eyler sylemek istiyordu. Sonunda gcn toplayarak: - Sevgili dostum, siz de benim gibi mutsuzsunuz, deil mi? dedi. yle deil mi? Ha? Syleyin, iyi dost! te byle syledi. Ve kardecik, beni alnmdan, tam uracktan pt! Anlyor musun? Hey Tanrm! pt beni!.. Dostum! Krk yedi yllk hayatmda bundan daha gzel bir ey olmad! Ya? te byle! Oysa ben hangi niyetle gitmitim oraya! Eh, hayat!.. Ban ellerinin arasna alarak sustu. Bu tuhaf yk ok etkilemiti beni. Derin uykuya dalm bir insan gibi geni gs dzenle inip kalkan denize bakarak susuyordum. Sonra kalkp: - Beni eve kadar gtrn, dedi. Yan yana yrmeye baladk. Sanki bulutlarn stnde yryordum. O da yanbamda hikyesini anlatyordu bana. Zengin bir ailenin tek kzym. mark bytlm, anlarsn ya? Ders versin diye bir renci tutmular. ocuklar birbirlerine k olmu. Sonra olan gitmi; kz da

onu beklemeye balam. Anlamalar byleymi. Okulu bitirdikten sonra evleneceklermi. Fakat gidi o gidi; olan dnmemi bir daha. Kza da "Sen bana yaramazsn" diye bir mektup gndermi. Kzn onuru krlm tabii. Kendini ldrmeye karar vermi. Hikyesi buydu ite. Bylece evlerinin nne kadar geldik. Bana: - Dostum, elveda! dedi. Yarn gideceim buradan. Paraya ihtiyacnz var m? Ha? ekinmeyin, syleyin. - Hayr kk hanm, dedim. Hayr. Teekkr ederim. O durmadan: - Ne olur ekinmeyin, syleyin! diye srar ediyor; bense: - Hayr, ihtiyacm yok kk hanm, diyordum. Karde, dnya gzmde deildi o srada. Vedalap ayrlrken tatl bir sesle: - Seni hibir zaman unutmayacam, dedi. Ne kadar tanmyorsam da... umurumda deil!" Yemelyan iini ekerek bir sigara daha sard. Gitti. Ben kaplarnn nndeki bir sekiye oturdum. im hzn doluydu. Gece bekisi gelip: - Ne aryorsun burada, dedi. Bir ey yrtmek niyetindesin, deil mi? Bu szler yreime ok gibi dedi. Suratnn ortas budur deyip bir yumruk yaptrdm bekiye! Barmalar, ddkler... Haydi bakalm karakola!

yi ya, gideriz... Umurumdayd sanki!.. Yolda bekiye bir yumruk daha indirdim. Gece nezarette kaldm. Sabahleyin salverdiler. Doru Pavel Petrovi'in yanna gittim. Glerek: - Nerelerde srttn? dedi. Baktm, dnk adamd. Fakat yine de yeni bir ey grr gibiydim onda. O gne kadar fark etmediim bir ey. Olup biteni bir bir anlattm. Beni ask bir yzle dinledi, sonra: - Yemelyan Pavl! Siz bir budala ve bir hayvansnz, dedi. Defolup gitmek ltfunda bulununuz! Ne olmu? Adam hakl deil miydi sanki? kp gittim. Ya! Bamdan ite byle bir olay gemiti kardeik!" Sustu; ellerini boynunda kenetleyip uzand, gkyzn seyretmeye koyuldu. Gk kadife gibi, yldzlar cvl cvld. Drt bir yanmz derin bir sessizlie gmlmt. Dalgalarn imdi daha hafiflemi, yumuam hrts; uykulu, lgn bir i eki gibi geliyordu kulaklarmza. 1893

ELKA Limandan ykselen toz bulutu gneyin mavi

gn karartmt. Gnein kzgn nlar yeilimtrak denize ince, boz renkli bir tl perde arkasndan geliyor gibiydiler. Deniz de bulank bir renk almt. Krek vurular, vapur arklar, saa sola hareket eden Trk filikalaryla dier mavnalarn keskin omurgalar, su yzeyinde derin yarklar ayordu. Granit ynlarn andran dalgalar, zerlerinde tadklar arln altnda ezilmiesine inliyor, kpre kpre kabararak kyy ve mavnalarn bordasn dvyorlard. Denizin stnde binbir trl pislik yzyordu. Zincir akrtlar, birbirine arpan yk vagonlarnn kard gmbrt, kaldrmn zerine atlan demir tabakalarnn madeni haykr, yk arabalarnn zangrts; kimi zaman tiz bir l, kimi zaman brty andran vapur ddkleri; hamallarn, tayfalarn, gmrklerin barlar; btn bu sesler tek bir ezgi, bir i gn ezgisi olarak birleiyor, kabarp ykseliyor, limanla gkyz arasnda bir yerde aslp kalyordu. Kazan Tanrs Mercurius'un erefineydi btn bu uultu. Fakat gemilerden; granit ve demir ynlarndan ykselen sarlatrc grltnn arasnda insan sesleri glkle iitiliyor, clz ve gln kalyordu. nsanlarn kendileri de gln ve zavallydlar. Limandaki grltnn asl yaratclar onlard. Ama evrelerindeki demir

ynlaryla, st ste istif edilmi yk sandklaryla, gmbr gmbr ten vagonlarla, yani kendi yarattklar eylerle karlatrldklarnda; srtlarndaki ykn arl altnda iki bklm, kan ter iinde saa sola koup duran bu varlklar pek gln kalyorlard. Kendi rnlerinin tutsa olmular, kiiliklerini yitirmilerdi. Yzleri gzleri kapkara, toz toprak iinde adamlar, iskeleye yanam kocaman iki geminin ambarna yk tayorlard. Motorlar har har alan, ddkleri ten, pervaneleriyle suyu kprten gemiler, hamallarn haline glyor gibiydiler. Midelerine bir lokma ekmek sokabilmek iin mavnalarn demirden karnlarn binlerce kilo tahlla dolduran hamal dizileri, insann iinde hem glme, hem alama duygusu uyandryordu. Scaktan, grltden ve yorgunluktan bunalm, srtlarndaki paavralar srkleyerek saa sola kouan insancklarla, kocaman gvdeleri gne altnda parl parl parlayan makineler arasndaki fark korkuntu. Oysa bu makineleri insanlar yaratmt. stelik onlar harekete geiren ey de motordan nce yine insan gcyd. Grlt, insann kulaklarn sar ediyor; toz, burun deliklerini, gzleri dolduruyor; scak, yakp kavuruyordu. Her yan yle bir gerginlik kaplamt ki, sanki anszn bir patlama olacak, hava temizlenecek, rahat soluk alnabilecek,

grlt dinecek, insan umutsuz bir fkeyle dolduran bu sinir bozucu kargaalk yok olup her yerde sessizlik, rahatlk, gzellik egemen olacakt. Saat onikiyi vurdu. Son vuruun titreimleri de havada kaybolunca, grlt biraz hafifledi; az sonra da bouk bir homurtuya dnt. nsan sesleriyle denizin prts iitilmeye balamt artk. le paydosuydu. I almay brakan hamallar, grltc kmeler halinde saa sola daldlar. Satc kadnlardan aldklar teberiyi yemek iin glgeli kelere ekildiler. Grika elka grnd bu srada. Limanda tanmayan yoktu bu eski kurdu. Azl bir ayya, becerikli, gzpek bir hrsz olduu herkese bilinirdi. Kaba kadifeden pantolonu adamakll anmt. Yalnayak ve apkaszd. Srtndaki yrtk prtk basma mintan; sivri, frlak kemikleriyle, tunlam derisini akta brakyordu. Yer yer aarm salarnn danklndan, yabanl bir hayvannkini andran sivri suratndaki bozuk ifadeden, az nce uyand anlalyordu. Kr dm byklarnda bir saman p sallanyordu. Bir baka saman p de sol yanann tyleri arasndayd. Az nce kopard kk bir hlamur daln kulann

arkasna ilitirmiti. Bu uzun boylu, frlak kemikli adam, srtn hafife emi, limann talar zerinde ar ar yryor; sivri, gaga burnunu saa sola evirerek klrengi gzlerinin souk baklaryla hamallar szyordu. Arkasna balad ellerinin uzun, eri br parmaklarn sinirli sinirli outuruyor; burma byklar bir kedininkiler gibi kprdyordu. Burada, kendisi gibi yzlerce serseri arasnda da; bir ahini andran yrtc grnyle hemen gze arpyordu. Av arayan yrtc bir ku gkyznde nasl usul usul szlrse, tpk onun gibi rahat, sakin bir tavrla yryor; fakat, iinde ne hainlikler kaynad ilk bakta belli oluyordu. Kmr sepetlerinin glgesine oturmu yemek yiyen bir hamal grubunun yanndan geerken; ablak suratndaki krmz lekelerden, boynundaki trnak izlerinden, az nce dayak yedii anlalan tknaz bir delikanl kalkt; elka'n yansra yrmeye balayarak hafif bir sesle: - ki sandk kuma kaybolmu... Gmrk Koruma Memurlar aryorlar, dedi. elka delikanly kaygszca szerek: - Eee? diye sordu. - Esi, mesi yok. Aryorlar ite. Gerisine aklm ermez. - Kendilerine bir yardmm dokunur diye, beni mi aryorlar yoksa? elka bunu sylerken eya ambarna doru

bakt, alayl alayl glmsedi. Delikanl: - Ne halin varsa gr! deyip geri dnd. - Hey, dur hele! Seni kim slatt byle? Fena pataklamlar ulan... Mika'y grdn m buralarda? Delikanl: - oktandr grmedim! diye bararak arkadalarnn yanna gitti. elka herkesle laflaarak biraz daha yrd. Fakat her zamanki neesi, hazrcevapl yoktu bugn. Cannn skkn olduu anlalyordu. Sorulanlara ksa, kestirme karlklar verip geiyordu. Koyu yeil niformas toz toprak iinde bir Gmrk Koruma Memuru, anszn bir eya denginin arkasndan kt, kaslarak elka'n yolunu kesti. Bir eli klcnn sapndayd. teki eliyle serserinin yakasn tutmaya alarak: - Dur! Nereye gidiyorsun? diye sordu. elka bir adm geriledi. Gmrk Memuruna bakp souk souk glmsedi. Serseriyi korkutmak isteyen memurun hileci, krmz surat bsbtn kzard; yusyuvarlak oldu. Kalarn atyor, gzlerini falta gibi ayor, bsbtn glnleiyordu. Sonra kzgn bir sesle: - Sana bir daha limana girme, yoksa krarz kemiklerini denilmedi mi, diye bard. Hangi

cesaretle geliyorsun? elka istifini bozmadan: - Merbaha Semyon! oktandr grmedik, diyerek elini memura uzatt. - Keke bir daha hi grmesek! ek araban! Fakat Semyon da elini uzatmt. elka kerpeten gibi parmaklarnn arasna ald bu eli brakmadan, ahbapa sallayarak: - Ne diyecektim... diye mrldand. Mika'y grdn m, Mika'y? - Mika da kim? Mika'dan filan haberim yok benim! ek araban hemerim! Ambarc grrse fena olur bak... elka kendi bildiini okuyordu: - Canm, hani u geen sefer "Kostroma"da birlikte altm kzl sal herif. - Birlikte hrszlk yaptmz desene! Senin o Mikan hastanede yatyor imdi. Ayana demir ubuk dm. yilikle sylyorum, ek araban, yoksa fena olacak!... - Hele hele! Bir de Mika'y tanmadn sylyordun, bal gibi tanyormusun ite! Bugn niye bu kadar fkelisin Semyon? - Benimle ene yartracana voltay alsan daha iyi olur! Memur fkelenmeye, saa sola baknmaya balad. Bir yandan da elini elka'n elik gibi penesinden kurtarmaya abalyordu. elka gr kalarnn altndan sakin sakin bakyor, adamn

elini brakmadan konumasn srdryordu: - Acele ie eytan karr. Biraz daha hobe edelim de, sonra nasl olsa gideceim. Ee, ne var ne yok?.. Karn nasl? ocuklar ne lemde? (Dilerini gstererek srtt.) Bir bo zaman olsa da ziyaretinize gelsem diyorum, ama nerde... Kafay ekmekten zaman m kalyor? - Hadi, hadi, brak zrvay! akann sras m imdi, eytan herif! Bana bak, ben... Hey, yoksa evlerde, sokaklarda m soygunculua balyorsun artk? - Niye? Buradaki mallar sana da, bana da mrmzn sonuna kadar yeter... Yeter de artar bile! ittin mi, iki sandk kuma yrtmler yine! Bana bak, Semyon, ayan denk at! Yakalanaym deme!.. Gmrk Koruma Memuru fkeden kpkrmz kesildi. Titredi, az kprd, bir eyler sylemek istedi. elka adamn elini brakt. stifini bozmadan, uzun admlarla gerisin geri liman kapsna doru yrmeye balad. Memur da svp sayarak onun arkasndan gidiyordu. elka'n keyfi yerine gelmiti. Elleri pantolonunun ceplerinde, hafif bir slk tutturmu, saa sola laf atarak usul usul yryordu. Hamallar da onun akalarna ayn ekilde karlk veriyorlard. Yemeklerini yiyip bitirmiler, srtst yatm dinleniyorlard imdi. lerinden biri:

- Hey, Gria! diye bard. Bakyorum hkmet gvenlii altndasn! elka: - Ayaklarm plak da, Semyon p batmasn diye peimden geliyor, dedi. Liman kapsna vardlar. ki asker elka'n stn ban yoklayp serseriyi yavaa sokaa ittiler. elka soka geti, meyhanenin nndeki sekiye oturdu. Ykl arabalar liman kapsndan grltlerle, birbiri arkasna kyordu. Onlarn yerine de, arabaclar sarsntdan zangn zangr titreyen bo arabalar giriyordu. Limandan keskin bir toz bulutuyla, korkun bir grlt ykseliyordu... Bu azgn kargaaln ortasnda elka tam kvamnda hissediyordu kendini. Az emek, ok ustalk isteyen olduka ykl bir kazan bekliyordu onu. Ustalna gveni tamd. Yarn cebi kt paralarla doluyken nasl en akrak dolaacan dnerek gzlerini krptrd... Arkada Mika'y anmsad birden. Eer ayan yaralamam olsayd, ok ie yarayacakt bu gece. i tek bana belki de kvramayacan dnerek kendi kendine svp sayd. Hava nasl olacakt acaba?.. Ban kaldrp gkyzne bakt, sonra yeniden soka gzetlemeye balad. Srtnda kaba ketenden mavi bir mintan, ayanda ayn cins ketenden bir pantolon, arkl, yrtk

prtk kasketli gen bir olan srtn baka bir sekiye dayam, kaldrmn stnde oturuyordu. Yannda da kk bir knla, sapsz bir orak duruyordu. Orak kuru otla sarlm, bir sicimle skca balanmt. Geni omuzlu, tknaz yapl; yz gneten, rzgrdan yanm, sarn bir delikanlyd bu. Kocaman mavi gzleriyle saf saf elka'a bakyordu. elka dilerini gsterdi, dilini kard, gzlerini falta gibi ap suratn buruturarak olann yzne bakt. nce bir ey anlamayan delikanl gzlerini krptrd. Sonra "Deliye bak!" diye bararak bir kahkaha att, oran talara arpa arpa, knn toz toprak iinde srkleyerek elka'n sekisine yaklat. Serserinin paasn ekitirerek: - Babalk, keyfin yerinde galiba!.. dedi. elka glmseyerek: - yle oldu evlat!.. diye karlk verdi. (Bu ocuk bakl koca olan houna gitmiti birdenbire.) Ne o, ekin bimekten mi geliyorsun? - yle!... Dnm bana yarm kapik... ler ok kesat! Kum gibi adam kaynyor! Nereye baksan bir sr a var. Fiyatlar dm. Kuban'da hektar bana altm kapik alrdm. Gel keyfim gel!... Hele eskiden, dnm bana ruble, drt ruble, hatta be rubleye kadar verdikleri olurmu!.. - Eskiden ha!.. Eskiden bir Rus delikanlsn grmek iin ruble verirlerdi be! On yl nce

ben geimimi yle salardm ite. Kasabann birine gidip "Hey!" diye barrdm, "Gznz an, bir Rus delikanls geldi!" Hemen koup gelirler, acaba gerek mi diye elleriyle yoklarlar, sonra da rubleleri sklrlerdi! stelik yemen imen de onlardan... Bey gibi yaardn!.. Delikanl, nce az bir kar ak, elka' dinliyordu. Serserinin palavra sktn anlaynca katla katla glmeye balad. elka istifini bozmuyor, byk altndan glmsemekle yetiniyordu... - Deli mi ne!.. Ben de oturmu, saf saf dinliyorum... Yok, yok, eskiden her ey bambakaym... - yi ya, biz ne diyoruz? Eskiden iler bambakayd canm... Delikanl elini sallayarak: - akay brak! dedi. Ne i yaparsn? Kunduraclk m? Terziye de benziyorsun ya... elka: - Ben mi? diye sordu. (Bir sre dndkten sonra) Balkym, dedi. - Balk ha! Vay anasn! Demek balk avlyorsun? - Yoo! Buradaki balklar sadece balk avlamakla yetinmezler. Boulmu adamlar, eski apalar, batk tekneler de karrlar denizden. Bunlar iin de ayrca oltalar vardr... - Amma da atyorsun ha! Sakn u kendileri iin: Biz alarmz

Susuz kylara atarz Ambarlarda, kilerlerde balk avlarz!.. diyen balklardan olmayasn? elka, olann yzne alayc bir glmsemeyle bakarak: - Sen yle balklara raslamadn m hi? diye sordu. - Yoo, nerede raslayaym! ittim... - Nasl? Holanyor musun onlardan? - Holanmaz olur muyum? Gzpek, zgr adamlar... - Sana ne zgrlkten? Sen zgrl sever misin? - Sevmez olur muyum? Kendi kendinin efendisi olmak fena m? Cann istedii yere gider, cann ektii gibi yaarsn... nsann kendi bana buyruk olmasndan daha iyi ey var m? Gez, elen, yeter ki Tanr'y aklndan karma. elka nefretle tkrerek srtn delikanlya dnd. Olan konumasn srdryordu: - Beni ele alalm... Babam ld. Elde avuta bir eyimiz yok. Anam yaland. Toprak desen, ilemek iin para ister! Sen benim yerimde olsan ne yaparsn? Yaamak gerek. Ama nasl? Belli deil... Diyelim ki paral bir eve igveyi girdin. Gzel... Fakat eytan kaynata, kzn payn ayrr m bakalm?.. Maln blmek ister mi?.. Eh, iin yoksa arpac kumrusu gibi dn dur artk!

Yllarca kapsnda kulluk et!.. Ah, elimde yz elli ruble kadar bir para olsa, yapacam bilirdim ben!.. Kaynatann karsna dikilir: "Marfa'nn payn ayryor musun arkada?" derdim. "Ayrmyorsun, yle mi? Pekl! ok kr, kyde, kz kkne kran girmedi!" Kendi bama buyruk olur, keyfimin ektii gibi yaardm... Ama nerde! Ah!.. (Delikanl iini ekti.) Bu durumda igveyi girmekten baka are yok. Kuban'a gidip iki yz ruble kazanrm diye dnyordum, o i de suya dt! Irgatlktan baka i bulamyorsun... Bu gidile hibir zaman ift ubuk sahibi olamayacam!. Eh, bizimki de byle gelmi... Delikanl igveyi girmekten nefret ediyordu. Bu dnceyle yz kararm, gzleri buulanmt. Skntl skntl kprdand. elka: - Nereye gideceksin imdi? diye sordu. - Nereye mi gideceim? Kyden baka nereye gidilir? - Ne bileyim, belki Trkiye'ye filan gidersin diye dndm de... Delikanl gzlerini falta gibi aarak: - Trkiye'ye mi dedin? diye bard. Hristiyanlarn ne ii var orada? Amma da laf ettin ha!... elka: - Ne salak olansn! diyerek srtn dnverdi

yine. Bu grbz kyl delikanls, gemi gnleri anmsatan birtakm belli belirsiz duygular uyandryordu onda... inin bir kesinde, yava yava olgunlaan, bulank, kederli birtakm duygular kaynayor; gece yapaca ii bir trl toparlyamyordu kafasnda. Hakarete urayan delikanl kendi kendine bir eyler mrldanyor, kaamak baklar frlatyordu serseriye. Yanaklarn iirmi, dudaklarn kskn bir ocuk gibi sarktmt. yice kst gzlerini ikide bir krptrp duruyordu. Konumann byle birdenbire bitmesini beklemedii belliydi. elka onunla ilgilenmiyordu artk. Dnceli dnceli slk alyor; kirli, plak topuklaryla da sekinin stnde tempo tutuyordu. Kylolu ondan almak hevesine kaplarak: - Hey, balk! diye bard. Kafay biraz fazla ekiyorsun galiba? Fakat balk da ayn anda ona dnerek: - Bana bak, yavru! dedi. Bu gece benimle ie kmak ister misin? Ha? Hemen syle! Olan kukuyla sordu: - Ne ii? - Seni ilgilendirmez!.. Ben ne emredersem onu yaparsn.. Bala kacaz. Sen krek ekeceksin... - ey... Ne bileyim? almaksa almak. Fakat... Hani, bir belaya girmeyelim de... Seni... gzm

tutmad pek... elka'n iinde bir fke dalgas kabard. Souk, ktcl bir sesle: - Aklnn ermedii konuda azn ama. Yoksa bir yumrukta beynini patlatrm... diyerek yerinden frlad. Sa yumruunu balyoz gibi skmt. Sol eliyle byklarn ekitiriyor, gzlerini kvlcmlar sayordu. Olann d koptu. O da ayaa frlamt. Saa sola baknyor, gzlerini rkek rkek krptryordu. t karmadan birbirlerini szyorlard. elka sert bir sesle: - Ee? t bakalm! dedi. fkeden tir tir titriyordu. Bu kylolunun kendisiyle byle konuabilmesi fena halde arna gitmiti. inde onun mavi gzlerine, grbz bedenine, tunlam yzne, kt parmakl salam ellerine kar bir nefret uyanmt. Demek bir ky, bir evi vard bu danann! Ona kz vermek isteyen adamlar vard! stelik bir de kalkm, zgrlk sevgisinden sz ediyor, onun, elka'n yannda bu sz azna alabiliyordu... Kendimizden aa grdmz kimselerin bizimle ayn eyleri sevdiklerini ya da ayn eylerden nefret ettiklerini grmek her zaman tatsz bir duygu uyandrr iimizde... Olan elka'a bakyor, iten ie onun

stnln kabul ediyordu. - Ben... demek istedim ki... diye mrldand. olsa alrm tabii. ster senin yannda alaym, ister bakasnn; bana gre hava ho. Hani... alan adama pek benzemiyorsun da... stn ban... Fakat, dmez kalkmaz bir Allah... Sonra, sarho grmemi adam myz yani! Ohoo!.. Sryle grdm senin gibisini! Hem de sen onlarn yannda solda sfr kalrsn... elka sesini yumuatarak: - Anladk, anladk! dedi. Kabul ediyor musun? Sen ondan haber ver. - Ben mi? Ohoo!.. Ben dnden kabul etmiim!... Ka para vereceksin bakalm? - Yapacamz ie bal. Eer iyi bir voli vurabilirsek... be ruble filan alrsn. Tamam m? in ucu paraya dokununca, kyl kl krk yarmak istiyor, patrondan da ayn titizlii bekliyordu. Olann gznde yeniden bir kuku kvlcm akmt. - Bu i beni amad karde! elka anlamazlktan gelerek: - Kes sesini! dedi. Meyhaneye gidiyoruz imdi! Sokak boyunca yan yana yrmeye baladlar. elka byk bir patron tavryla byklarn buruyordu. Kylolu boynunu bkm, onun yansra yryordu ya, hem korktuu, hem de hl kukuland belliydi. elka:

- Adn ne? diye sordu. Delikanl: - Gavrila! diye karlk verdi. Khne, bask tavanl meyhaneye geldiklerinde isli bir hava genizlerini yakt. elka tezgaha yanaarak devaml mterilerin alkn tavryla bir ie votka, lahana orbas, kzarm et ve ay smarlayp ksaca: "Hepsi hesabma yazlsn!" dedi. Garson ban sessizce edi, smarlananlar getirmeye gitti. Klkszn biri olduu halde elka'a gsterilen bu sayg Gavrila'y etkilemiti. inde patronuna kar derin bir sayg uyand. elka: - Ben gelene kadar sen burada otur, birazdan yiyip ierken her eyi konuacaz, diyerek kt. Gavrila evresini gzetlemeye koyuldu. Bodrumdan bozma bir meyhaneydi buras, nemli ve karanlkt. spirtolu votka, ttn duman ve zift kokusu, daha keskin birtakm baka kokular insann genzini yakyordu. Gavrila'nn karsndaki masada batan aa kmr tozuna, zifte batm, kzl sakall bir gemici oturuyordu. yice kafay ttsledii belliydi. Sk sk hkrklarla kesilen, tuhaf, uyumsuz bir ark sylyor; sesi bir inceliyor, bir kalnlayordu. Rus deildi besbelli. Onun arkasndaki masaya iki Moldoval yerlemiti. Bu kara sal, yank benizli hrpani klkl adamlar da yayvan bir sarho trks tutturmulard.

Sonra paavralar iinde, yar sarho, yaygarac, tedirgin birtakm baka grntler belirlemeye balad karanlkta... Gavrila korkmaya, patronunun bir an nce dnmesi iin sabrszlanmaya balamt. Meyhaneyi dolduran sesler tek bir ezgide birleiyor, kocaman bir hayvann brtsn andryordu. Drt duvar arasna kapatlm bir canavar, umutsuz zgrlk lklar atyordu sanki... Gavrila'nn ii eziliyor, ba dnyor, rkek rkek evrede dolatrd gzleri kararmaya balyordu... elka geldi. Yiyip imeye, ene almaya baladlar. Gavrila nc kadehte sarho oldu. Bir ara cotu ve patronuna (bu yiit adama), kendisini bylesine arlad iin gzel, vc szler sylemek istedi. Fakat grtlana doru cokun bir sel gibi ykselen szckler, dilinin ucuna gelince nedense arlayor, birbirine karyordu. elka delikanlya bakt, alayc bir glmsemeyle: - Kafay buldun!.. dedi. Seni gidi domuz yavrusu!.. Daha beinci kadehi bile imeden!.. Nasl alacaksn imdi? Gavrila: - Dostum!.. diye kekeledi. Korkma! Benim sana saygm var!.. Dur, seni bir peyim. Ha? - Peki, peki!.. Hadi, ek bakalm!.. Gavrila kadehleri stste yuvarlad. yle ki,

evresindeki her ey dnmeye balad. Midesi bulanyor, alk alk glmseyip duruyordu. Konumak istediinde, birtakm anlalmaz mrltlar dklyordu azndan. elka bir ey anmsyormu gibi gzlerini kylolunun yzne dikmi dalgn dalgn glmsyor, bir yandan da byklarn svazlyordu. Sarholar yaygaray arttrmt. Kzl sakall gemici kollarn masaya dayam uyuyordu. elka kalkarak: - Haydi gidiyoruz! dedi. Gavrila dorulmak istedi; beceremeyince bir kfr savurdu, btn sarholar aptal aptal srtt. elka yeniden onun karsna otururken: - Zom olmusun! dedi. Gavrila anlamsz gzlerle patronuna bakyor, kahkahalarla glp duruyordu. Berikiyse dnceli, keskin baklarla taryordu delikanly. u karsnda oturan varln hayat, onun yrtc peneleri arasndayd ite. stese bu hayat bir iskambil kad gibi yrtp atar ya da delikanlnn kyde salam bir dzen kurmasna yardm edebilirdi. Kendini bir bakasnn efendisi olarak hissediyor; bu kylolunun alnyazsyla kendi alnyazs arasndaki fark dnyordu... Olaylar ne kadar deiik yollara srkleyebiliyordu insanlar... Bu gen hayat hem kskanyor, hem de acyordu ona... Hatt gnn birinde yeniden kendisininki gibi kirli ellere debilecei aklna

gelince, can skld... Birtakm babaca duygular uyand iinde. Delikanlya acyordu, ama yapacak ileri vard onunla. Kalkp Gavrila'nn koluna girdi. Dirseiyle usul usul drterek meyhanenin dna kard. Delikanly orada bir ktk ynnn dibine yatrd, kendisi de, yanbana oturup ubuunu ateledi. Gavrila biraz saa sola dnp bir eyler mrldandktan sonra uykuya dald. II elka krekleri takmaya alan Gavrila'ya hafif bir sesle: - Ne oldu? Tamam m? diye sordu. - Bir dakka! Iskarmoz sallanyor, krekle bir kere vursam olmaz m? - Yok, yok! Grlt etme sakn! Elinle skca vur, o kendi kendine yerine oturur. Byk bir yelkenlinin kna bal sandal zmeye alyorlard. Yelkenli, mee ktyle doluydu. Palmiye ve mersin aalaryla ykl Trk filikalar arasndaydlar. Karanlk bir geceydi. Gkyznde kocaman bulutlar ar ar kmldanyordu. Deniz, petrol gibi koyu, karanlk ve kprtszd. Kyya, mavnalarn bordasna usul usul arpan; elka'n sandaln yavaa sallayan kck dalgalar ho bir fslt karyor, havay tuzlu bir buhar

kokusuyla dolduruyorlard. Enginde, sivri direklerini gkyzne uzatm karanlk gemi grntleri ykseliyordu. Tepelerinde parlayan renk renk fenerlerden, denize sar k lekeleri dklyordu. Yumuak, kara bir kadifeyi andran denizin zerinde bu k titreimlerini grmek ho bir eydi. Deniz, btn gn almaktan bitkin dm bir ii gibi, derin bir uykuya dalmt. Gavrila krekleri suya indirerek: - Hazrm! dedi. elka: - Tamam! diyerek dmeni serte krd; kaygan su yzeyinde, teki sandallarn arasndan, hzla ileriye frladlar. Krek vurularnn yaratt bir yakamoz aknts, yanp snerek geriye doru uzayp gitti. elka yumuak bir sesle: - Ban hl aryor mu? diye sordu. - Ne diyorsun!.. Ar kovan gibi uulduyor. yle suya sokup bir ykasam... - Nene gerek! Al unu da, iini yka! O saat akln bana gelir. elka bunu syleyerek Gavrila'ya bir ie uzatt. Gavrila ieyi ald: - Allah raz olsun! deyip kafasna dikti. Lkr lkr imeye balad. elka: - Hey! Dur bakalm! Yeter! diyerek durdurmasayd, btn ieyi iip bitirecekti.

Sandal yeniden, mavnalarn arasndan kvrla kvrla, sessizce ilerlemeye balad... Anszn limann kalabalndan kurtularak ak denize ktlar... Orada, engin mavilikte, gkle denizin birletii yerde; ular tiftik tiftik, leylak renkli bulutlarla; youn, can skc glgeleri denize den klrengi bulutlar ar ar kmldyordu. Birleiyor, ayrlyor, biimleriyle renkleri birbirine karyor, sonra yeniden insana rknt veren ycelikleriyle beliriyorlard... Uursuz bir ey vard bu duygusuz ynlarn kmltsnda. Sanki tkenmez bir kaynaktan karak durmadan birikiyorlar; insanlarn iini umutla, esenlikle dolduran yldzlarn bir daha domamas iin gkyzn rtmeye alyorlard. elka: - Nasl? diye sordu; deniz ok gzel, deil mi? Gavrila: - Neresi gzel! diye karlk verdi. nsan korkuyor... Krekleri kuvvetle, dzenle ekiyor; su usul usul hrdyor, yakamoz aknts uzayp gidiyordu. elka glmseyerek: - Korkuyormu! diye homurdand. Aptal!... Hrsz elka denizi severdi. Bu usuz bucaksz, zgr ve gl karanla bakmaya doyamyor, ii iine smyordu. Gavrila'nn cevab cann skmt. Gzlerini telere dikmi, sessizce dmen tutuyor; denizin kadife gibi yumuak barn yara

yara, gittike daha telere, daha telere ulamak istiyordu... Deniz her zaman byk, gzel duygular uyandrrd onda. ini gnn pisliklerinden az ok arndrrd. Burada, gkyzyle dalgalar arasnda, insann yrei hafifler, gnl sevinle dolard. Kederli dnceler uzaklar, yaamak bile bir bakma anlamszlard... Baz geceler yumuak, uykulu bir fslt gelir denizden. Kt dnceleri silip sprr; byk, gzel hayallerle doldurur iimizi... Gavrila sandal kukuyla gzden geirerek, birdenbire: - A nerede? diye sordu. Gremiyorum. elka irkildi. - A m? Burada, k altnda. Fakat bu bacak kadar olana yalan sylemek zorunda kal cann skmt. Bir yandan da dncelerinden koparlna sinirlenmiti. Anszn bir fke dalgas kabard iinde. Byle zamanlarda gsnden boazna kadar yakc bir scakln ykseldiini hissederdi hep. Yine yle olmutu. Vahi bir sesle: - Bana bak, dedi. Adam gibi otur oturduun yerde!.. stne grev olmayan eye karma. Seni krek ekmek iin tuttularsa, kreini ek. Bir daha azn aarsan, beynini patlatrm! Tamam m? Sandal bir an iin sarslp durdu. Krekler suyu

kprterek ylece kaldlar. Gavrila oturduu yerde skntyla kprdand. - Asl kreklere! Hava keskin bir kfrle sarsld. Gavrila krekleri kaldrd, sandal sanki bir eyden rkyormu gibi, suyu grltyle hrdatarak sarsla sarsla ilerlemeye balad. - Doru ek! elka dmeni brakmadan k stnde hafife dikilmi, buz gibi gzlerini Gavrila'nn solgun yzne dikmiti. Kamburlam srtyla, sramaya hazrlanan bir kediye benziyordu tpk. Dilerinin kt kt gcrdad, eklem yerlerinin atrdad iitiliyordu. Anszn sert bir ses nlad: - Kim var orada? elka: - Doru eksene!.. eytan!.. Bir, ki!.. Yava!.. Geberteceim imdi, kpek! Asl kreklere!.. Kar kmay bilirsin!.. Hergele!.. diye kzgn kzgn homurdanyordu. Gavrila elden ayaktan kesilmiti: - Tanrm... Meryem Ana... diye mrldanp duruyordu... elka limana doru dmen krd. Fenerler yine renk renk klarn sayor, direkler g delecekmi gibi ykseliyordu. Ses yeniden nlad: - Hey! Kim var orada? Kim o baran?

Bu kez daha uzaktan geliyordu. elka'n ii rahatlad. Sesin geldii yne dnerek: - Sen kendin baryorsun ya! dedi. (Sonra gzlerini hl bir dua mrldanmakta olan Gavrila'ya evirerek) ansn varm evlat, diye ekledi. Eer bu eytanlar peimize dm olsalard, iin bitikti. Anlyor musun? Kaldrr denize atardm seni!.. Balklara yem olurdun... elka'n fkesi gemiti. Yumuak bir sesle konuuyordu. Fakat Gavrila hl korkudan tir tir titreyerek yalvarmaya balad: - Ne olur, brak beni gideyim! sa akna, brak beni! (Bir yandan da alyordu.) Ben artk mahvoldum!.. Sende Allah korkusu yok mu? Benden ne istiyorsun? Ben senin iine yaramam!.. Bu ilerden ne anlarm?.. Vay bama gelenler... Allahm! Gnahlarm bala! Karde, ne istiyorsun benden? Gnah deil mi...? Niin Allah yolundan uzaklayorsun..? Bu gibi iler... elka sert bir sesle: - Hangi iler? diye sordu. Ha? Syle bakaym, hangi ilerden sz ediyorsun? Kyl delikanlsnn korkusu, serserinin houna gitmiti. Bir yandan da kendi kabadayln dnerek keyifleniyordu. Gavrile titrek bir sesle: - Karanlk iler, karde... diye mrldand. Allah akna brak beni! Ben senin ne iine yararm..? Ha..? Ne olur...

- Hey, kes sesini! ime yaramasan seni yanma almazdm. Anladn m? Bir daha azn aaym deme! Gavrila: - Allahm! diye inledi. elka: - Yeter! diye tersledi. imdi tepeleyeceim ha!.. Fakat Gavrila kendini tutamyor, hkra hkra, burnunu eke eke alyordu. Bir yandan da btn gcyle aslyordu kreklere. Sandal hzla ilerliyordu. Yeniden mavna ynlar arasna girip kvrla kvrla ilerlemeye baladlar. - Hey, bana bak! Kulan a, iyi dinle! Eer azndan bir ey karacak olursan toz ederim seni! Anladn m? Gavrila: - Allahm! Ben mahvoldum!.. diye inledi. elka buz gibi gzlerini onun yzne dikerek rktc bir tonla: - Kes u zrlty dedim ulan! diye fsldad. Gavrila'nn eli aya buz kesildi. Dnme yeteneini bsbtn yitirdi. Bir daha ne azn at, ne de elka'n yzne bakmaya cesaret etti. Sadece, kurulmu bir makina gibi krek ekmekle yetindi. Dalgalar rktc bir sesle uulduyordu. Limana girdiler... nsan sesleri, dalgalarn uultusuna karyor; bir ark ve ince slk sesleri iitiliyordu. Limanla deniz arasndaki duvara

yanatlar. elka: - Dur! diye fsldad. Krekleri brak! Ellerinle duvara dayan! Daha yava, hayvan!.. Gavrila kaygan talara abanarak sandal yana doru, duvar boyunca ilerletti. Talar bir yosun tabakasyla kapl olduu iin sandaln bordas srnrken grlt karmyordu. - Dur!.. Krekleri bana ver!.. Yol kdn nerede? knnda m? knn da ver bakaym! abuk ol! Dostum, tymeyesin diye yapyorum bunu... imdi yerinden kmldayamazsn ite... Krekler olmadan da belki bir yolunu bulup kaabilirdin ama, skysa git imdi... Ben gelene kadar buradasn... Tamam m? t kardn duyarsam denizin dibini boylayacan unutma!.. elka bunlar syledikten sonra elleriyle bir yerlere tutundu; anszn, kedi gibi duvarn arkasnda kayboldu. Gavrila titredi... Bu pos bykl, kk avurtlu adam yanndan ayrlr ayrlmaz stnden sanki bir yk kalkm, yrei hafiflemiti... imdi kamalyd ite!.. Rahat rahat nefes alarak evresine baknd. Solda kapkara, direksiz bir gemi iskeleti ykseliyordu. Kocaman bir tabutu andran bu teknenin iinde insan olmad belliydi... Dalgalar, bordasna vurduka bouk bir uultu kyordu. Sada, souk, slak bir ylana benzeyen dalgakran uzayp gidiyordu. Arkada

yine birtakm gemi iskeletleri vard. Deniz durgundu. Gkyznde kara kara bulutlar dolayor; ar ar kmldanarak insan arlklaryla ezmek istiyorlard sanki. Souk, karanlk, uursuz bir ey vard her yanda... Gavrila korkmaya balad. elka'n yannda duyduu korkudan daha da beterdi bu. Bir el gsn eziyordu sanki. Oturduu yerde bzldke bzld... Denizin mrltsndan baka ses yoktu evrede. Bulutlar yine ar ar gkyznde dolayorlard. Fakat daha ykseklere kmlard imdi. Gkyz de tpk denize benzemiti. Ama daha dalgal, daha hrn bir denize. Bulutlar, yeryzne saldran beyaz kpkl dalgalar andryordu. Gavrila bu korkun sessizliin, bu yce gzelliin ortasnda ezildike eziliyor, Tanr'dan patronunun bir an nce dnmesini diliyordu... Ya elka geri dnmezse..? Zaman gkyzndeki bulutlardan daha ar ilerliyordu... Sessizlik, gittike daha ok rktc oluyordu... Anszn dalyann ordan bir prd, insan seslerine benzeyen birtakm grltler geldi. Gavrila korkudan az kalsn lyordu... Az sonra elka'n bouk bir sesle: - Hey! Uyuyor musun? Tutsana unu!.. Daha yava!.. diye homurdand iitildi. Drt ke, ar bir sandk uzatmt duvardan. Sonra onun gibi bir tane daha uzatt. Gavrila

sandklar sandala yerletirdi. elka Gavrila'nn knyla krekleri de bir rpda uzattktan sonra yine kedi gibi duvardan szld; sandaln kndaki yerini ald. Gs hzl hzl inip kalkyordu. Gavrila rkek rkek glmsedi; neeli bir sesle: - Yoruldun mu? diye sordu. - Azck yoruldum, kk dana! Haydi bakalm, yap imdi kreklere! Olanca gcnle ek! Kardelik, ansn yaver gitti! in yarsn baardk saylr. imdi eytanlarn gzne grnmeden tymek kald. Kyya varnca paralarn alp doru Maka'nn yanna gidersin. Hey delikanlck! Senin Makan vard, deil mi? - Yo-ok! Gavrila krekleri elik gibi peneleriyle kavram, olanca gcyle ekiyordu. Gs krk gibi inip kalkyordu. Deniz sandaln altnda hrdyor, imdi daha geni bir yakamoz aknts brakyordu geride. Gavrila kan ter iinde kalmt. Ama yine de olanca gcyle kreklere aslyordu. ki kez korkudan lecek gibi olmutu bu gece. Ayn eyi bir kez daha yaamak istemiyordu. stedii tek ey, bu uursuz iten bir an nce kurtulmak, kyya varr varmaz da kap gitmekti. Yoksa bu adam onu ya ldrecek, ya da hapishaneyi boylatacakt. Azn amamaya, elka'n btn buyruklarn yerine getirmeye karar vermiti. Aziz Nikola'ya adaklar adyor, bildii btn dualar bir

bir geiriyordu iinden... Arada bir elka'a yan gzle bakarak buhar kazan gibi oflayp pufluyordu... elka umaya hazrlanan bir ahin gibi dmenin bana melmi, bir eliyle sandal ynetiyor, teki eliyle byklarn svazlyordu. Yine bir ahininkini andran keskin gzlerini karanla dikmiti. Dudaklarnda hafif bir glmseyi dolayordu. yi bir voli vurmutu. Hayatndan memnundu. Yrtnrcasna krek eken kyl oluna kar da iinde bir scaklk duyuyordu. Kendisinden nasl korktuunun farkndayd onun. Bir eyler syleyerek gnln almak istedi. Glmseyerek: - Eey! dedi, syle bakalm, ok mu korktun? Ha? Gavrila soluunu verirken: - Yo-ok!.. deyip yutkundu. - O kadar hzl ekme artk. Geeceimiz bir yer daha kald... imdi biraz dinlen... Gavrila durdu. Mintannn yeniyle yzndeki terleri sildi. Sonra krekleri yeniden suya daldrd. - Hit, usul usul ek. Su hrdamasn. Ses duyulabilir. Karde, burann insanlar ok serttir. Tfekle oynamay da ok severler... Alnnda bir delik aarlar, neye uradn anlayamazsn... Sandal denizin zerinde t karmadan kayp gidiyordu imdi. Kreklerin ucunda su damlalar birikiyor; dtkleri yerlerde beliren kk

lekecikler az sonra siliniyordu. Gece daha karanlk, daha sessiz olmutu. Gkyz hrn bir denizi andrmyordu artk. Kapkara, kaln bir bulut tabakasyla kaplanmt. Deniz de daha karanlk, daha kprtszd. Uzaklar iyice belirsizlemiti. Hava scak, tuzlu bir bahar kokusuyla doluydu. elka: - Ah, bir yamur yasa! diye fsldad. Tereyadan kl eker gibi tehlikeyi atlatrdk. Sandal, kocaman, karanlk gvdeleri gkyzne uzanan mavna ynlar arasndan geiyordu imdi. Mavnalardan birinde fenerli bir adamn kmldad grld. Bordalara arpan denizin, uultulu, bouk bir ses kard iitiliyordu. elka, ancak duyulabilen bir sesle: - Devriyeler!.. diye fsldad. Krekleri daha yava ekmesi sylendiinden beri Gavrila korku iindeydi zaten. Gzlerini karanla dikmi, kulak kesilmiti. Bedeninin btn damarlar, btn sinirleri gerilmiti sanki. Ba atlayacakm gibi zonkluyor, srt rperiyordu. Ayaklarna sivri ulu, kck ineler batyordu durmadan. Gzleri karanla bakmaktan iyice yorulmutu. Kalbi kt kt atyor, her an "Hrszlar!.. Durun!.." diye barlmasn bekliyordu... elka, "Devriyeler!" diye fsldadnda zavall delikanl bsbtn fenalat. Beyninden vurulmua dnd. Barmak, onlar yardma

armak istiyordu... Oturduu yerden birazck doruldu, derin bir soluk ald, barmak iin azn at; fakat birdenbire mthi bir korkuya kaplarak, suratna bir kam yemiesine sandaln iine yuvarlanverdi! ...Il l yanan kocaman bir kl gecenin karanln bimi, keskin dilini gkyznde gezdirmi; imdi geni, mavi kl bir yol aarak denizin stnde uzanyordu. Gecenin gz alc sisiyle rtl dilsiz sandallar, mavnalar yn belirmiti karanlkta. Sanki uzun sredir deniz dibinde kalan bu sandallar ve mavnalar yn, imdi anszn, denizin barndan doan o ateli klcn buyruuyla yeniden su stne kmlar, dnyay seyrediyorlard... Mavnalarn direkleriyle yelkenleri, kkleri derinlerde, tuhaf deniz bitkilerini andryordu. Bu korkun, mavi kl kl, prl prl parlayarak yeniden ykseldi, gecenin karanln biti, bu kez baka bir ynde yeniden denizin barna uzand. Baka sandallar, mavnalar yn belirdi karanlkta... elka'n sandal durmu, bir o yana bir bu yana sallanyordu. Gavrila yzn elleriyle rtm, sandaln dibinde yatyor; elka onu ayayla drterek, fkeden kudurmuasna: - Hayvan! diye homurdanyordu ksk bir sesle. Gmrk kruvazr dolayor... Iklaryla denizi taryorlar. Kalksana, ktk!.. imdi grecekler bizi. Kendini de, beni de mahvedeceksin.

Kalksana ulan!.. Sonunda, hzlca bir tekme yiyen Gavrila srayp doruldu, yerine oturdu, krekleri el yordamyla bulup ekmeye balad.. - Yava ek! Geberteceim ulan! Yava dedim!.. Allah belan versin, salak herif!.. Niye korktun ulan? Ha? apal!. Adam fenerden korkar m..? Yava ek!.. Dangalak!.. Kaak aryorlar. Uzaklatlar artk, bizi gremezler. Korkma, bizi gremezler artk. (elka tepeden bir bakla evresini szd.) Tamam, tehlike geti!.. Of be!.. Hey, ktk, keyfin yerine geldi mi? Gavrila ses karmadan, soluk solua krek ekiyor, hl uzakta bir yerlerde denizle gkyzn tarayan o ateli klca bakyordu yan gzle. elka onun fener olduunu sylemiti ya, Gavrila'nn akl bir trl yatmyordu bu ie. Ildan souk, mavi denize gm renkli bir aydnlk sayor, kyl delikanlsnn iini rpertiyle dolduruyordu. Kurulmu bir makine gibi krek ekiyor, sanki anszn gkten tepesine bir ey decekmiesine bzldke bzlyordu. Hayvansal bir korkuydu bu. Olup bitenler, insans hibir ey brakmamt iinde. elka'nsa keyfi yerindeydi. Sinirleri iyice yatmt. Byklar kprdanyor, gzleri sevinle parlyordu. Dilerinin arasndan bir slk tutturmutu. Cierlerini nemli havayla dolduruyor, evresine baknyor, gzleri

Gavrila'ya iliince tatl tatl glmsyordu. Serin bir esinti denizi dalgalandrd. Bulutlar daha incelmi, daha saydamlamlard imdi. Fakat gkyz hl kapankt. Denizi dalgalandran esinti, bulutlar kmldatamamt. - Hey, kardelik, kendine gel artk! Betin benzin kl gibi oldu be! Tamam, tehlike geti artk. Hey, iitiyor musun beni? elka'n sesi de olsa, bir insan sesi duymak Gavrila'nn houna gitmiti. Usulca: - itiyorum, dedi. - Yeter artk! Kendine gel... Haydi, biraz da dmene ge bakalm, krek ekmekten yoruldun! Yer deitirdiler. Gavrila'nn bacaklar titriyordu. elka bunu grnce daha ok acd olana. Omzuna vurarak: - Haydi, haydi, korkma artk! dedi. yi para kazandn! Kardelik, bir yirmi be rublelie ne dersin, ha? - Ben para istemiyorum... Kyya bir varabilseydik... elka elini sallad, bir tkrk frlatt, sonra kreklere yaparak uzun kollarnn geni hareketiyle ekmeye balad. Deniz kprdanyordu. Kk, kpkl dalgalar birbiri arkasna kouyor, arpan sularn zerrecikleri ince bir toz tabakas gibi ykselip dalyordu. Eriyen kpklerin kard hrt havay tatl bir ezgiyle dolduruyordu. Karanlk

daha bir canlanm gibiydi. elka: - Ee... dedi. Demek kye gideceksin imdi? Evlenecek, topra ekip bimeye balayacaksn. Karn, bir sr ocuk douracak, nasl besleyeceini aracaksn. Btn bunlar iin uramaya deer mi?.. Ha, syle bakaym? Ne zevk var bunda? Gavrila titreyerek, rkek bir sesle: - Bundan zevkli ne olur!.. dedi. Rzgr bulutlar aralamaya balam, gkyz yer yer ortaya kmt. Yldzlar da bir bir grnmeye balamt. Iltlar denize yansyor, dalgalarn zerinde bir grnp bir kayboluyordu. elka: - Saa dmen kr! dedi. Az sonra varyoruz! Evet!.. Bu i de bylece bitti. yi voli vurduk dorusu!.. Ne dersin, ha? Bir gecede beyz papel!.. Fena para saylmaz, deil mi? Gavrila az bir kar ak: - Beyz papel ha?.. dedi. (Sonra korktu, ayayla sandklara dokunarak.) Ne var ki bunlarda? diye sordu. - ok deerli eyler. Asl fiyatlarna gre satsam, bin ruble de eder. Ama ben pahac deilim... Anlyorsun ya? Gavrila akn akn: - Vay be... dedi. Eer bu para benim elime geseydi!..

ini ekti. Kyn, yoksul evceizini, anasn anmsamt anszn. Onlar iin alyor, bunca ileyi onlar iin ekiyordu. Yaln bir tepenin yamacna kurulmu evleri, iinden geen kk deresiyle, evresindeki ide, kayn aalaryla, ky gzlerinin nnde canland. Bir daha iini ekti... - Of!.. ok iyi olurdu be!.. - Hele hele!.. Trene atladn gibi kyn yolunu tuttuunu grr gibi oluyorum... Kzlar evrende fr fr dnerlerdi artk!.. Gnlnn ektiini se!.. Evi de yktrr, yenisini yaptrrdn... Fakat ev yaptrmaya bu para yetmez belki... - yle... Ev yaptrmaya yetmez. Bizim orada tahta pahaldr. - Ne olacak canm? Eskisini onartrdn sen de. Atn var m, atn? - At m? Var ama, ok yaland fukara. - yi ya... Sen de g-zeel bir at ekersin altna!.. nek...Koyun...Tavuk mavuk... Ne dersin, ha? - Ne olur, sus!.. Oh, Tanrm! Ne gzel yaayp giderdim! - Karde, keyfine diyecek olmazd dorusu... Ben de bu ilerden anlarm biraz. Bir zamanlar benim de yuvam vard.. Babam kyn en zenginlerinden biriydi... elka krekleri ar ar ekiyor; sandal, bordasna neeli prtlarla arpan dalgalarn zerinde beik gibi sallana sallana ilerliyordu.

Deniz, gitgide daha oynaklayordu. Sandaldaki adamlar derin bir dnceye dalmlard. Dalgn dalgn evrelerini szyor, her biri kendi hayatn dnyordu. elka, Gavrila'y biraz canlandrmak, neelendirmek iin kyden sz amt. Konuurken byk altndan glyordu nceleri. Fakat delikanlya ky hayatnn mutluluklarn anlatrken, birdenbire kendi szlerinin etkisi altnda kalm, gemi gnler gzlerinin nnde canlanmt. Delikanly konuturmak isterken, kendisi sz brakmak istemiyordu imdi: - Karde, ky hayat demek, zgrlk demektir! Kendi kendinin efendisidir insan. Belki ykk dkktr ama, senin olan bir evceizin vardr. Topu topu bir evleklik de olsa, toprak kendinindir! Bey de sensin, paa da!.. Herkesten sayg beklemek hakkna sahipsindir... yle deil mi?.. elka heyecanlanmt. Gavrila da heyecanlanm, karsndaki adama merakla bakyordu. O da kendisi gibi bir kylyd demek. Btn benliiyle bal olduu topraktan elinde olmakszn ayr dm, bu ayrln acsn yayordu imdi. - Haklsn karde, haklsn! Yerden ge kadar haklsn! te, szgelii seni ele alalm: Topraksz bir adam neye yarar? Karde, toprak ana gibidir, mr boyunca unutulmaz.

elka dnceye dalmt... Gsnde bir fke dalgasnn kabardn hissediyordu. O, gerek bir kabadayyd. Onuruna dil uzatldnda, hele bunu yapmaya kalkanlar, be paralk adamlar olursa, hep byle bir fke duyard iinde. Anszn, kudurmuasna: - Kes sesini!.. diye bard. Benim ciddi konutuumu mu sandn? aarm aklna! Gavrila yeniden rkekleerek: - Amma da i! dedi. Ben senden mi sz ediyorum sanki? Dnyada senin gibi ok adam var!.. Her yer mutsuz insanlarla dolu!.. Sendeleyip duruyorlar... elka dilinin ucuna kadar gelen kfrleri nedense tuttu, ksaca: - Aybal, ge bakalm kreklere! buyruunu verdi. Yeniden yer deitirdiler. elka dmene geerken, iinde Gavrila'y bir tekmede suya yuvarlamak istei uyand. Konumuyorlard artk. Fakat, Gavrila'nn susuu da elka'a ky anmsatyordu imdi... Gemi gnlere dalp gitmi, dmen tutmay bile unutmutu. Sandal denizin akntsna kaplm, bir yerlere doru srkleniyordu. Dalgalar da bunu anlam gibi, bordasna daha serbest arpyorlard artk. Mavi bir yakamoz aknts, kreklerin ucundan balyor, kvrla kvrla dibe doru iniyordu. On bir yllk serserilik hayatnn

kaln bir duvar gibi ayrd gemi gnler canlanmt elka'n gzlerinde. ocukluk yllarn; krmz yanakl, scak bakl, tombul bir kadn olan anasn; sert baklar, kzl sakalyla bir devi andran babasn anmsad. Sonra bym, gvey olmutu. Kara gzleri, uzun sa rgleri, neeli, yumuak tavrlaryla Anfisas gzlerinin nne geldi. Kendisi de yakkl, kanl canl bir askerdi. Babas o sralar yal bir adamd artk. ift srmekten iki bklm olmutu. Anasnn yz de buru burutu. Askerden dnd gn anmsad. Babas nasl da vnmt onunla. Gr bykl, aslan gibi bir yiit olan oluna, Grigorisine nasl da bakmaya doyamamt... Gemi gnleri anmsamak iimizde her zaman tatl duygular uyandrr... Gemite iilen au bile, sonradan erbetmi gibi gelir insana... Tandk, dost bir rzgr okuyordu elka'n yzn. Anacnn tatl szleri, gerek bir kyl olan babasnn sert sesi, gemite kalan, unutulmu ynla ses nlyordu kulanda. Buram buram bir toprak kokusu geliyordu burnuna... elka, btn benliiyle bal olduu ky hayatndan, bir daha dnmemecesine kopmu olmann acsn yayor; yapayalnz, kimsesiz bir ocuk gibi hissediyordu kendini. Gavrila anszn: - Hey! Nereye gidiyoruz byle? diye sordu.

elka irkildi. Yrtc bir ku gibi evresine baknd. - Vay canna, uzaklamz!.. Krekleri daha hzl ek... Gavrila glmseyerek: - Dalmtn galiba? diye sordu. - Yorulmuum... Delikanl, ayayla sandklara dokunarak: - Artk yakalanmayz, yle mi? dedi. - Yok... in rahat olsun. Birazdan mallar satp paramz alacaz... Yaa! - Be yz ruble? - En azndan. - yi para be! Eer hepsi benim olsa!.. Neler yapmazdm ki... - Kyde mi? - Tabii. Baka nerde olacak?.. Gavrila hayale dald. elka ise susuyordu. Byklar sarkm, gzleri snklemiti. Kirli gmleinin kvrmlarna varncaya kadar, bir gariplik kmt stne... Serte dmen krd; sandal, suyun zerinde kapkara grnts ykselen bir mavnaya doru yaklamaya balad. Gkyz bulutlarla kaplanmt yine. Usul usul serpitirmeye balayan lk, ince bir yamur, tatl bir prt kararak dalgalara karyordu. elka: - Dur! Yava ol! komutunu verdi.

Sandaln engelini, mavnann bordasna sarkan bir ipe balayarak: - eytan herifler!.. Uyuyorlar m yoksa?.. diye homurdand. Hey! Merdiveni uzatn!.. Yamur da daha nce yaamazd sanki!.. Hey!.. Tanrnn cezalar!.. Heeey!.. Uykulu bir ses duyuldu: - elka, sen misin? - Evet, evet, merdiveni sarktn. - elka geldi, Kalimera! elka kzgn bir sesle: - eytan herif, merdiveni sarktsana!.. diye grledi. - Oo, seninki kzgn gelmi bugn... elka, arkadana dnerek: - Gavrila, trman! dedi. Az sonra gvertedeydiler. Kendi aralarnda tuhaf bir dille fsr fsr konuan sakall, karanlk bakl adam, elka'n sandaln gzden geiriyorlard. Uzun bir tulum giyinmi drdnc bir adam elka'a yaklat, sessizce elini skt. Sonra kukulu baklarla Gavrila'y szd. elka ksaca: - Para sabaha hazr olsun, dedi. Ben yatmaya gidiyorum imdi. Gavrila, haydi gidelim! Karnn a m? Delikanl: - Uyusam iyi olur... diye karlk verdi. Be dakika sonra da horul horul uyuyordu. elka

ise onun yanna oturmu, bir izmeyi ayana uydurmaya alyor, ara sra dnceli bir tavrla tkrerek, dilerinin arasndan hznl bir slk alyordu. Sonra ellerini bann altnda kenetledi, o da Gavrila'nn yanna uzand. Mavna usul usul sallanyor, hazin bir tahta gcrts geliyordu bir yerlerden. Gverteye yumuak bir yamur yayor, dalgalar mavnann bordasna arpyordu... Btn bu kederli sesler, olunun geleceinden umutlu olmayan bir anann syledii ninniyi andryordu... elka dilerini skt; ban kaldrp evresine baknd; bir eyler mrldand, sonra yeniden uzand... Yatarken alm bacaklaryla byk bir makas andryordu. III lk uyanan elka oldu. Bir sre kaygyla evresine bakndktan sonra yatt; henz uyumakta olan Gavrila'ya gz att. Beriki tatl tatl horluyor; gne yan, salkl, ocuk yz irin bir glmseyile aydnlanyordu. elka iini ekti; dar bir ip merdivenden trmanarak yukarya kt. Bulutlar dalmt. Fakat sonbahar gnn klrengi aydnl yine de hzn vericiydi. ki saat sonra dnd. Yz pembelemi, byklar keyifle yukar doru kvrlmt. Uzun, salam izmeler vard ayanda. Deri bir pantolon giymi, srtna gzel bir gocuk geirmiti. Kullanlm,

fakat salam eylerdi hepsi de. Bu klk, elka'a ok yakmt. ri yar, gl kuvvetli bir adam olmutu imdi. Gavrila'y ayayla drterek: - Hey, kk dana, kalk artk! diye bard. Gavrila srad, bir sre bulank gzlerle rkek rkek elka'a bakt. elka kahkahalarla glyordu. Gavrila onu neden sonra tanyabildi. - Vay anam vay!.. diye glmsedi. Beyefendi olmusun! - Ne sandn!.. Fakat amma da dlek eymisin be!.. Dn gece ka kere lp dirildin, ha?.. - nsaf et, sen benim yerimde olsan ne yapardn? Bama ilk kez byle bir ey geliyor. Sonra, insan btn mrnce ruhunu kirletmi olabilir! - yle mi? Bir voliye daha kmak istemez misin yani? Ha? - Bir voli daha m? ey... Bilmem ki... Ka para iin? - Diyelim ki iki yz ruble!.. - ki yz ruble ha? Bilmem ki... karm belki!.. - Dur bakalm! Ya ruhun kirlenirse ne olacak? - ey... Olabilir tabii... Belki de... kirlenmez... (Gavrila glmseyerek szlerini tamamlad.) Ruhuna bir eycik olmaz, mrn boyunca da bey gibi yaarsn. elka keyifli keyifli glerek: - Peki, peki! dedi. aka ettim. Haydi, kyya gidiyoruz...

Yeniden sandala bindiler. elka dmene, Gavrila kreklere geti. Gkyz ince, klrengi bir bulut tabakasyla kaplyd. Sandal, koyu yeil bir renk alm olan denizin zerinde sarslarak ilerlemeye balad. Sandaldakilerin zerine kk dalga serpintileri sryordu. lerde kynn sar izgisi grnyor, engin deniz beyaz kpkl dalga srleriyle gitgide geride kalyordu. Limana yaklatka, sandallar, mavnalar daha belirginleiyordu. Solda da kentin beyaz evleri grnmeye balamt. Ordan kopup gelen bouk bir uultu, dalgalarn prtsna karyor, etkili, ho bir ezgi douyordu bu birlemeden... Btn bu grntler ince, klrengi bir sis tabakasyla rtlyd... elka, bayla denizi gstererek: - Eh, akama bir iyilik dnyor! dedi. Btn gcyle kreklere aslmakta olan Gavrila: - Frtna m patlayacak? diye sordu. Rzgrn tayp getirdii serpintiler delikanly tepeden trnaa slatmt. elka: - Evet!.. dedi. Gavrila merakla ona bakyordu... Sonunda, elka'n sze balamaya niyetli olmadn grerek: - ey, ka para verdiler? diye sordu. elka cebinden kard bir tomar paray Gavrila'ya gstererek:

- te! dedi. Renk renk kt paralar Gavrila'nn gzlerini kamatrd. - Vay be!.. Ben de yalan sylyorsun sanmtm!.. Ka para var orada? - Beyz krk ruble! elka'n yeniden cebe indirdii para tomarn gzleri parlayarak izleyen Gavrila: - Harika!.. diye mrldand!. Aahh!.. Eer bu paralar benim olsayd... (zntyle iini ekti.) elka heyecanl bir sesle: - Bu gece seninle eleneceiz delikanlck!.. diye bard. Sen paradan yana merak etme... Karde, senin payn ayrdm ben... Krk ruble yeter mi? Ha, ne dersin? stersen hemen vereyim? - Eer sana gre bir ey yoksa... Ben kabul ederim! Gavrila'nn heyecandan eli aya titriyordu. - Seni gidi yavru eytan seni! Kabul edermi! Karde, ltfen kabul et! ok rica ederim, kabul et! Bu para tomarn nereye koyacam bilmiyorum! Kabul et de, bu ykten kurtulaym!.. elka Gavrila'ya birka tane on rublelik uzatt. Beriki, krekleri brakt; titreyen elleriyle paralar alp knnn bir yerine gizledi. Bir yandan da, scak bir ey iiyormu gibi hzl hzl soluyordu. Sonra yeniden krekleri kavrad; bir eyden korkuyormuasna gzlerini nne indirip sinirli, tedirgin hareketlerle ekmeye balad.

Omuzlarnn, kulaklarnn titredii grlyordu. elka dnceli bir tavrla: - Amma da agzlymsn ha!.. ok kt... Fakat, ne yaparsn, kyl milleti byledir ite... Gavrila birdenbire, kendinden gemiesine heyecanlanarak: - Parasz hayat olur mu!.. diye bard. Sonra kesik kesik, aceleden dili dolaarak, zengin kylyle yoksul kyl arasndaki fark anlatmaya balad. Kafasndan hzla geen dnceleri yakalamaya alyor, bir rpda her eyi syleyivermek istiyordu sanki!.. Sayg, elence, mutluluk; her ey parann ucundayd!.. elka ilgiyle dinliyordu onu. Kimi zaman yz aslyor, kimi zaman tatl tatl glmsyordu. Bir ara: - Geldik!.. diyerek Gavrila'nn sylevini kesti. Dalgalar sandal kumsala doru srklyorlard. - Bu i burada bitti kardeik. Sandal biraz ileri ekelim de dalgalar gtrmesin. Sonra gelip alacaklar onu. Biz de ayrlyoruz artk!.. Kent buradan sekiz verst eker. Oraya m gideceksin yine? Ha? elka kurnaz kurnaz glmsyordu. Karsndakine, onun hi ummad bir iyilik yapmaya hazrlanan, bu dnceyle iin iin sevinen bir adam hali vard zerinde. Elini cebine sokmu, paralar kartryordu. Gavrila glkle soluk alarak, ezile bzle:

- Yok... Ben... Gitmeyeceim... Ben... diye mrldand. elka onu tepeden trnaa szerek: - Ne oluyor? Niin ezilip bzlyorsun? diye sordu. - Hii... Fakat delikanlnn yz bir kzaryor, bir bozaryordu. Ne yapacan bilemeyen bir adam gibi tedirgin tedirgin kprdanp duruyordu. Gavrila'nn bu durumu elka'n houna gitmemiti. in sonu nereye varacak diye beklemeye balad. Kylolu birdenbire, hkr andran bir kahkaha nbetine tutuldu. Ban ne emi, glp duruyordu. elka yzn gremiyordu ama, kulaklarnn ikide bir kzarp bozardn grebiliyordu delikanlnn. Elini sallayarak: - Cann cehenneme! dedi. Yoksa ak m oldun bana? Kz gibi ne krtp duruyorsun!.. Ayrlacamza ok mu zldn? Hey, st kuzusu! Sylesene, ne oldu? Yoksa ben gidiyorum!.. Gavrila tiz bir sesle: - Gidiyorsun ha? diye bard. Sesi ssz kyda n n tt. Dalgalarn slatt kum ynlar titrediler sanki. elka da irkildi. Gavrila anszn onun ayaklarna atld, elleriyle kucaklayp kendine ekti. elka dmemek iin sendeledi, dengesini glkle koruyarak kumsala

otururken dilerini skp yumruunu hzla sallad. Fakat tutturamamt. Gavrila karsnda durmu, utantan titreyen bir sesle yalvaryordu: - ki gzm!.. O paralar bana ver! sa akna bana ver!.. Sen ne yapacaksn? Bir gecede, bir gececikte kazandn onlar.. Bana verirsen, hayatm kurtulacak... Sana dua ederim... Tanrnn seni balamas iin btn mrmce dua ederim!.. Sen onlar rzgra fleyeceksin, bir anda uup gidecekler... Ama ben toprak alacam... Ne olur, ver onlar bana! Sen onlar ne yapacaksn? Senin iin ne deeri var? stesen, bir gecede yine zengin olursun! Benden bu iyilii esirgeme! Sen yklm bir adamsn... Artk kendini kurtaramazsn... Oysa ben!... Ooh!.. Onlar bana ver!.. elka hem korkmu, hem arm, hem fkelenmiti. Arkaya doru kayklm bir durumda, elleriyle Gavrila'ya tutunarak kumsaln zerinde oturuyordu. Gzlerini falta gibi amt. Gavrila, ban onun dizlerinin arasna sokmu, yalvarp yakaryor; elka ses karmadan dinliyordu. Sonunda onu itti, srayp doruldu, para tomarn cebinden kararak Gavrila'nn suratna frlatrken: - Al kpek! Tkn!.. diye bard. Bu agzl kleye hem iddetle acyor, hem de ireniyordu ondan. Paralar frlatrken iinde bir kahramanlk duygusu uyanmt.

- Daha ok para vermek istiyordum sana. "u delikanlya yardm edeyim" diye dnmtm. Dn ky aklma gelince iim bir tuhaf olmutu... Bakalm, nasl davranacaksn diye bekliyordum; kendiliinden para isteyecek misin? u yaptna bak... Zavall dilenci!.. nsan para iin bu kadar alalr m? Aptal! Agzl kleler!.. nsanlktan haberiniz yok... Be kapik iin kendinizi satarsnz!.. - Velinimetim!.. sa seni korusun! Demek bu paralar benim oldu ha?.. Demek... zengin oldum ha.. (Gavrila bir sevin l kopard, paralar titreyen elleriyle toplayarak knna gizledi.) Ah, velinimetim benim!.. mrm boyunca unutmayacam bunu!.. Hi bir zaman!.. Karma, ocuklarma, senin iin dua etmelerini syleyeceim! elka bu sevin lklarn dinliyor, Gavrila'nn bozulup irkinleen yzne bakyordu. Haydutun, serserinin, btn sevgilerden kopmu ipsizin biri olduu halde, hibir zaman bu kyl delikanls kadar alalmayacan, insanlktan uzaklamayacan dnyordu. Hayr, o hibir zaman byle bir duruma dmeyecekti!.. Bu dnce, iini zgrlk sevgisiyle doldurdu. Gavrila'nn yannda, bu ssz deniz kysnda, yce bir insan olduunu hissetti. Gavrila: - Sen bana dnyalar verdin! diye bararak

elka'n ellerini yakalad, yzne gzne srmeye balad. elka dilerini bir kurt gibi skm, susuyordu. Gavrila ise susmak bilmiyordu: - Sen bir de benim aklmdan geenlere bak: Buraya gelirken... diyordum ki... unun kafasna bir krek indirsem!.. Paralar alp cesedini de frlatsam denize... Ya!.. Diyordum ki, kim kime dum duma... Nasl olsa arayp soran yoktur!.. Kimsenin kl bile kprdamaz... Dnyaya onun ne yarar var? Onunla kim uraacak? elka Gavrila'nn grtlana sarlarak: - kar paralar!.. diye haykrd. Gavrila kurtulmaya abalarken elka'n teki eli de delikanlnn boazna ylan gibi doland... Yrtlan bir gmlek sesi iitildi; Gavrila yere yuvarland. Gzleri falta gibi almt. Parmaklarn ap kapyor, debeleniyordu. elka kt kt glmsyordu. Dilerini skmt. Sinirden byklar titriyor, her haliyle yrtc bir kuu andryordu. mrnde hibir zaman bylesine onuru krlmam, hibir zaman bu kadar fkelenmemiti. Dilerinin arasndan, Gavrila'ya: - Nasl, memnun musun imdi? diye sordu. Sonra srtn dnerek kente doru yola koyuldu. Fakat daha be adm atmadan Gavrila kedi gibi srayarak kalkt; iyice gerilerek elka'a byk, yuvarlak bir ta frlatrken:

- Al sana!.. diye bard kinli bir sesle. elka'n boazndan bir inilti koptu; ban elleriyle kavrad, ileriye doru sendeledi. Gavrila'ya dnd ve yz koyun yere kapakland. Gavrila ona bakarken donup kalmt. elka ban kaldrmaya alyor, dorulmaya abalyor, tir tir titriyordu. Gavrila o zaman korkuya kaplarak bozkra doru kamaya balad. Bozkrn zerinde asl duran kara, kadife gibi bir bulut havay karartmt. Dalgalar hrdayarak kumsala trmanyor, kumlara karyor, sonra yeniden geri ekiliyorlard. Kpkler czrtyla snyor, havada su serpintileri uuuyordu. Yamur balad. nce ar ar serpitirirken, gittike iddetini artrd. Az sonra bozkr ve deniz, bulank bir su tabakas ardnda grnmez oldu. elka, uzun gvdesiyle, yamurun altnda, denizin kysnda ylece yatyordu. Uzun sre, onunla yamurdan baka hibir ey grnmedi. Fakat sonra yamurun bulank perdesinin ardnda Gavrila'nn grnts belirdi. Delikanl bir ku gibi sekerek elka'n yanna vard, yere kt, onu kmldatmaya alt. Eli scak bir kan szntsna bulanca titredi, sendeleyerek geriledi. Yz sapsar olmu, anlamszlamt.. Tir tir titriyordu. Sonra yeniden yaklat, elka'n kulana eilerek: - Karde, ne olur kalk! diye mrldand.

elka kendine geldi; Gavrila'y iterek, hrltl bir sesle: - Defol git!.. diye inledi. Gavrila elka'n elini pyor, titreyen bir sesle: - Karde! Bala beni!.. eytan drtt!.. diye yalvaryordu. Belki yine: - Defol!.. ek araban!.. diye hrldad. - Ruhumu gnahtan arndr!.. Yalvarrm!.. Bala beni!.. elka anszn: - ek araban!.. ek araban, cehennemin dibine git!.. diye bararak dorulup oturdu. Yz sapsaryd. Gzleri, ok uykusuz adamlarnki gibi, bulankt. - Daha ne istiyorsun? ini grdn... Defol! Gavrila'ya bir tekme savurdu, fakat tutturamad. Delikanl onu omuzlarndan yakalamasa, yine yuvarlanacakt. elka'n gz tam Gavrila'nn yznn karsndayd imdi. kisinin yz de sapsar olmu, insanlktan kmt. elka, yardmcsnn kocaman kocaman alm gzlerine: - Tuu! diye tkrd. Beriki, ses etmeden mintannn yeniyle yzn kurulad. - Ne yaparsan yap... Azm amayacam... diye mrldand. sa akna, bala beni! elka nefretle:

- Alak!.. diye bard. Sen serseri bile olamazsn!.. Gocuumu at, gmleini paralad, kopard bir para bezle ban sarmaya koyuldu. Ses etmiyor, arada bir dilerini gcrdatyordu. ini bitirdikten sonra, tkrr gibi: - Paralar aldn m? diye sordu. - Almadm karde! Eksik olsun!. Beni gnaha soktular!.. elka elini gocuunun cebine sokup para tomarn kard. Birini ayrp yeniden cebine koydu; tekileri Gavrila'ya frlatt: - Al da defol! - Karde, alamam... Olmaz! Bala beni! elka'n gzleri dnd. Korkun bir sesle: - Al diyorum sana!.. diye uludu. Gavrila korkudan titreyerek: - Bala!.. O zaman alrm... dedi. elka'n ayaklarna, slak kumsala kapand. elka: - Yalan sylyorsun alak, nasl olsa alacaksn!.. diye homurdand. Sonra salarndan tutup Gavrila'nn ban zorla kaldrd, paralar delikanlnn yzne srmeye balad: - Al! Al! Hakkndr! Korkma, al! Az kalsn adam ldryordun diye kendini zme! Benim gibilerin arayan soran olmaz. ldm duyunca, katile teekkr bile ederler. Al, utanma!

elka'n gldn grnce Gavrila bir para yatt; paralar avulad; gzyalar arasnda: - Karde! Beni balyorsun deil mi? Ha? Ne olur? diye sordu. elka ayaa kalkt; sendeledi; sesini Gavrila'nnkine benzeterek: - Kk karde! Niin balayaym seni? diye karlk verdi. Bugn banaysa, yarn sana... Gavrila ban sallayarak: - Ah, karde, karde!.. diye inledi. elka ayakta durmu tuhaf tuhaf glmsyor; bandaki sarg kzararak gitgide bir fese benziyordu. Yamur bardaktan boanrcasna yayordu. Deniz bouk bouk uulduyor; dalgalar fkeyle, kudurmuasna saldryorlard kyya. kisi de susuyordu. elka alayc bir sesle: - Eh, salklca kal! diyerek gitmeye davrand. Sendeliyor, bacaklar titriyordu. Ban, yitirmekten korkuyormuasna, tuhaf bir biimde kavramt. Gavrila bir kez daha: - Karde, bala beni!.. diye yalvard. elka souk bir tavrla: - Fark etmez! dedi. Sendeleye sendeleye yola koyuldu; yryp gitti. Sol eliyle ban tutmutu. Sa eliyle, krl byklarn svazlyordu sessizce.

Yamur iddetleniyor, bozkr kaplayan sis perdesi gitgide younlayordu. Gavrila, gzden yitinceye kadar izledi onu. Sonra srl sklam olmu kasketini bandan kard, eliyle ha iareti yapt. Avucunda skca tuttuu paralara gz iliince rahat bir soluk ald; onlar knna gizledi; geni, salam admlarla, elka'a ters ynde, ky boyunca yryp gitti. Deniz uulduyordu. Kumsala arpan kocaman dalgalar grltyle paralanyor, kyy kpk iinde brakarak geri ekiliyorlard. Yamur, topra ve denizi iddetle dvyor, rzgr uuldaya uuldaya esiyordu... Az sonra deniz de, gk de grnmez olmutu... Dalgalar ve yamur; elka'n yatt yerdeki kan birikintisini, onun ve kyl delikanlsnn ky boyunca uzayp giden ayak izlerini ok gemeden silip sprdler... Bu ssz deniz kysnda, iki adam arasnda geen kk dramdan en ufak bir iz kalmad. 1894 YOL ARKADAIM I Ona Odesa limannda rasladm. Tknaz, salam yapl bedeni, biimli bir sakalla evrelenmi Doulu yzyle gn dikkatimi ekip durdu.

kide bir gzme arpyordu. Bastonunun sapn emerek saatlerce rhtmn granitleri stnde durduunu; kara, badem gzleriyle zgn zgn limann kirli sularn seyrettiini gryordum. Gnde belki on kez salna salna geip giderdi nmden. Kimdi o? Uzaktan gzetlemeye baladm. O da sanki beni bsbtn ayartmak iin, gittike daha sk kyordu karma. yle ki; kareli, parlak bir kumatan yaplm k elbisesini, kara apkasn, tembel yryn, can skc, alk baklarn ne kadar uzaktan olursa olsun bir grte tanmaya balamtm artk. Vapur ve lokomotif ddklerinin, zincir akrtlarnn, iilerin barp armalarnn birbirine kart; insan serseme eviren, kudurmuasna sinirli bir kalabaln kaynat bu limanda onun varlna bir anlam veremiyordum. nsanlar kaygl ve yorgundu. Kan ter iinde saa sola kouyor, baryor, kfrleiyorlard. Bu lesiye mahzun yzl tuhaf adam ise, kendisinden baka hibir ey umurunda deilmiesine, alan insanlarn arasnda tembel tembel gezinip duruyordu. Drdnc gn le yemei srasnda anszn yine gzme arpt. Artk bir yolunu bulup onun kim olduunu renmeye karar verdim. Yaknda bir yere oturup ekmekle karpuz yerken gzlerimi ondan ayrmyor, laf amak iin uygun bir frsat kolluyordum. O, ay sandklarna yaslanm, kaygsz gzlerle

evreye baknyor; parmaklarn flavta alar gibi bastonunun zerinde dolatryordu. Benim gibi srtnda bir yk semeri, kmr tamaktan kapkara kesilmi, paavralar iinde bir adamn, bir zppeyle lafa girmesi kolay deildi. Fakat birdenbire, onun da gzlerini hi ayrmadan bana baktn fark edip irkildim. Sevimsiz, arsz, hayvanca bir lt vard bu gzlerde. Gnlerdir ilgimi eken adamn a olduunu anladm, drt bir yana yle bir baktktan sonra, usulca: - Yemek ister misiniz? diye sordum. Titredi. Salam, beyaz dilerini a bir kurt gibi gstererek kukuyla evresine baknd. Kimsenin bizimle ilgilendii yoktu. O zaman ona bir para buday ekmeiyle karpuzun yarsn uzattm. Onlar elimden kaparcasna almasyla gidip sandk ynlarnn arasna oturmas bir oldu. Arada bir ban gryordum. apkas ensesine kayklm; esmer, terli aln ortaya kmt. Yz geni bir glmsemeyle aydnlanmt. Yiyeceini hrsla attrrken nedense arada bir gz krpyordu bana. Biraz beklemesini iaret edip et almaya gittim; getirip verdim; zppeyi yabanc baklardan iyice gizleyecek biimde sandklarn yannda durdum. O zamana kadar nnden yiyeceini kapacaklarm gibi evresini yrtc baklarla szerek lokmalarn inemeden yutarken, imdi

biraz yatmt. Fakat yine yle bir hrsla ve abuklukla attryordu ki, bu a adama bakmay iim gtrmediinden srtm dndm ona. - Teekkr! ok teekkr! Tutup omuzlarm sarst. Elimi yakalayp skt, hzl hzl sallad. Be dakika iinde de hikyesini anlatvermiti. Grc prensi akro Ptadze'ymi bu. Kutayisli zengin bir derebeyinin tek oluymu. Transkafkasya istasyonlarnn birinde memur olarak alyor, bir arkadayla oturuyormu. Bu arkada gnn birinde Prens akro'nun paralar ve deerli eyalaryla birlikte gzden kaybolmu. Prens de onun peine dm. Naslsa Batum'a bilet aldn renip o da doru oraya gitmi. Fakat Batum'a varnca arkadan Odesa'ya gittiini anlalm. Prens akro burada Vano Svanidze adnda, (yine yat ve arkada olan, fakat kendisine benzemeyen) bir berberin pasaportunu alarak Odesa'nn yolunu tutmu. Odesa polisine hrszl haber vermi. Ona hrsz bulacaklarn sz vermiler. te iki haftadr bekliyormu. Bu arada paras tkenmi, azna da iki gndr bir lokma yiyecek girmemi. ine kfrler kartrd hikyesini dinlerken ona bakyor, anlattklarna inanyordum. Acmtm bu ocua. (Yirmi yanda gsteriyordu ya, saflna bakarak insan daha da kk olduunu dnebilirdi.) Hrsz arkadaa nasl da inand

aklna geldike fkeleniyor; alnan eyalar bulunmazsa, ok sert bir adam olan babasnn onu hi kukusuz "haneriyle ktr ktr keseceini" sylyordu. Bu ocua yardm etmezsem agzl kentin onu yutacan dnyordum. Serseriler snfn kalabalklatran olaylarn kimi zaman ne kadar nemsiz eyler olduunu biliyordum nk. Prens akro'nun, saygdeer olduu halde sayg grmeyen bu toplumsal tabakaya dmek iin btn anslara sahip olduu da aka grlyordu. imde ona yardm etmek istei uyand. Gidip emniyet amirliinden bir pasaport karmasn nerdiimde aalad; gitmeyeceini syledi. Neden? Meer kald odann parasn dememi. stelik paray istemeye geldiklerinde adamn birini yumruklam. Bu yzden saklanyormu imdi; demedii parayla att yumruklar iin de polisin kendisine teekkr etmeyeceini pekl biliyormu. Sonra att yumruklarn says da tam olarak aklnda deilmi dorusu... Durum gittike karyordu. alp onu Batum'a gtrecek kadar para kazanmaya karar verdim. Fakat, ne yazk ki uzun srecee benziyordu bu i. nk a kalan akro bir oturuta kiilik, hatta daha ok yemei silip spryordu. "Alarn" akn yznden limanda gndelikler ok dkt o srada. Seksen kapiklik kazancmn altm kapii ikimizin yiyeceine ancak yetiyordu.

Zaten prensle karlamadan nce de Krm'a gitmek istediimden, Odesa'da uzun sre kalmak niyetinde deildim. Bunun iin prense, yryerek yola kmay nerdim. Yanna bir yol arkada bulamazsam Tiflis'e kadar kendim gtrecektim onu. Bulursam ayrlacaktk. Prens ince potinlerine, apkasna, pantolonuna bakt; ceketiyle oynad; dnd, tand; birka kez iini ekti, sonunda raz oldu. Bylece, Odesa'dan Tiftis'e doru yola koyulduk. II Kerson'a vardmzda yol arkadam tanyordum artk. ok az gelimi, ilkel bir insand. Tokken neeli, aken neesizdi. Gl, sevimli bir hayvandan farkszd. Yol boyunca, Kafkasya, Grc prenslerinin yaaylar, elenceleri, kyllerle ilikileri zerine hikyeler anlatp durdu. Kendilerine zg bir gzellikleri olan, ilgin hikyelerdi... Fakat insan, anlatclar hesabna hi de iyi bir sonu karmyordu bunlardan. te hikyelerden biri: Zengin bir prens, komularn yemee arm bir gn. araplar iilmi; rekler, alklar, lavalar, pilavlar yenmi. Prens yemekten sonra konuklarn tavlaya gtrm. Atlar eyerlenmi. Ev sahibi kendine en iyi at seip tarla boyunca drt nala srm. Yaman bir atm bu! Konuklar

hayvann gsteriini, hzn vmler. Prens bir daha drt nala kaldrm onu. Fakat tam bu srada beyaz atl bir kyl ortaya kp prensi geride brakm. stelik bir de kurumlu kurumlu glyormu... Konuklarn karsnda kk den prens, kalarn atm; kylye yanna gelmesini iaret edip bir kl vuruuyla kafasn gvdesinden ayrm adamn; atn kulana da bir kurun sktktan sonra gidip hkmete teslim olmu. Prensi kalebentlie mahkm etmiler... akro, prense acr gibiydi. Bunun yanl olduunu anlatmaya altmda, ok bilmi bir tavrla: - Prensler az, kyller oktur, dedi. Bir kyl yznden bir prens cezalandrlmaz. Kyl nedir? te! (Bir toprak kesei gsterdi.) Ya prens? O bir yldzdr! Tarttk. akro fkelendi. Byle zamanlarda bir kurt gibi dilerini gsteriyor, yz izgileri keskinleiyordu. - Sus Maksim! Sen Kafkasya hayatn bilmezsin! Szlerim onun yalnl karsnda etkisiz kalyor, bana gre ok ak olan eyler ona gln geliyordu. Hakl kantlarmla onu bir kmaza soktuum zamanlardaysa, dnecek yerde, yle deyip iin iinden kveriyordu: - Kafkasya'ya git, orada yaa. Sylediklerimin doru olduunu greceksin. Herkes nasl davranyorsa, yle davranmak gerekir. Binlerce kiinin ak dediine sen kara diyorsan ne diye

sana inanaym? O zaman, akl hayatn yasalarndan baka eye ermeyen bir insana szcklerle deil, olgularla kar kmak gerektiini anlayarak susuyordum. Ben susunca akro daha da couyor; vahi bir gzellikle, atele, canllkla dolu Kafkas hayatn ballandra ballandra anlatmaya koyuluyordu. Bu ykler bir yandan beni saryor, bir yandan da acmaszlklar, zenginlie ve kaba kuvvete tapmalaryla tepemi attryorlard. akro'ya bir keresinde sa retisini bilip bilmediini sordum. Omuzlarn silkerek: - Elbette biliyorum! diye kestirip att. Fakat az sonra, bildii eyin u kadarck olduu ortaya kt: sa adnda biri, Yahudilerin yasalarna kar km. Yahudiler onu haa germiler. Fakat sa ayn zamanda Tanr olduundan, han zerinde lmemi, ge umu, oradan insanlara yeni bir hayat yasas gndermi... - Nasl bir yasa bu? diye sordum. Yzme elenir gibi akn akn bakarak: - Sen Hristiyan msn? diye sordu. Gzel! Ben de Hristiyanm. Yeryznde hemen hemen herkes Hristiyan. Peki, bana sorduun ey nedir? Herkesin nasl yaadn grmyor musun?.. te sa'nn yasas budur. Ben coarak ona sa'nn hayatn anlatmaya koyuldum. Szlerimi nce ilgiyle dinlerken yava

yava dikkati dald, az sonra da esnemeye balad. Bunu grnce, yeniden aklna seslenmeyi denedim. Bilimin, yardmlamann, yasalarn yararlarndan sz edeyim dedim. Fakat sylediim her ey onun hayat anlay karsnda tatan bir duvara arpmcasna tuzla buz oluyordu. - Gl olan kendi yasasn kendi yapar! Onun bilgiye ihtiyac yoktur; gz grmese de yolunu bulur! Prens akro byle syleyerek tembel tembel kar kyordu bana. Kendine bir gveni vard. Bu ona sayg duymam salyordu. Fakat o kadar vahi ve merhametsizdi ki, iimde kimi zaman bir nefretin alevlendiini hissediyordum. Buna karn yine de onunla bir noktada anlaacamza olan inancm yitirmiyordum. Perekop'u gemi, Yayla'ya doru ilerliyorduk. Ben hayalimden Krm'n gney kylarn geirirken, prens suratn asm, dilerinin arasndan tuhaf arklar mrldanyordu. Paramz suyunu ekmiti. Bir kazan kaps da grnmyordu imdilik. Bir an nce Feodosya'ya varmaya alyorduk. O srada rhtm yapmna balanmt orada. Prens, kendisinin de alacan, para kazanp gemiyle Batum'a gideceimizi sylyordu.

Batum'da ok tand varm. Bana kapclk ya da bekilik gibi bir i bulacakm. Omuzlarma vuruyor, azn aprdata aprdata benim iin dnd gzel eyleri anlatyordu: - yle bir hayat kuracam ki sana! Ck, ck! Cann arap m ekti? stediin kadar i! Koyun eti mi? Ye yiyebildiin kadar! Tombul bir Grc kzyla evlenirsin! Ck, ck, ck!.. Sana rek piirir, ocuk dourur, hem de bir sr ocuk! Ck, ck ck!.. Bu "ck ck"lar da neyin nesiydi? nce ardm, sonra sinirime dokundu, en sonunda da fena halde sklmaya baladm. Rusya'da domuz armak iin karrlar bu sesi. Kafkasya'daysa hem hayranlklarn, hem zntlerini, hem sevinlerini, hem de aclarn belirtiyorlard bununla. akro'nun k elbisesi stnden dklmeye balam, potinleri para para olmutu. Bastonuyla apkasn Kerson'da satmtk. apka yerine eski bir trenci kasketi satn almt kendine. Onu ilk giyiinde kulaklarna kadar geirmi, bana dnerek: - Nasl? diye sormutu, yakt m? III te Krm'dayz. Simferopol' geip Yalta'ya

yneldik. Ben dilsiz bir hayranlk iinde, denizle bezenmi bu gzel toprak parasn seyrediyordum. Prens ac ac iini ekiyor, zgn baklarn evrede geziriyor, bo midesinin feryadn birtakm tuhaf yemilerle bastrmaya alyordu. Bu abas ou zaman kt sonu verince de ineleyici bir alayla: - imdi iim dma karsa, yola nasl devam ederim? Ha? Sylesene, nasl? diye soruyordu. Ufukta bir eyler kazanmak olana grnmedii, cebimizde de on para kalmad iin yemilerle ve gelecee ilikin mitlerle beslenmek zorundaydk. akro tembellikle sulamaya balamt beni. Onun deyimiyle "lakaytsz" bir adammm. Yry gitgide arlayor, stelik snrsz itahn gsteren hikyeleriyle iime fenalk veriyordu. Meer saat on ikide kahvalt niyetine ie arapla "kk bir kuzucuu" gvdeye indirip iki saat sonraki le yemeinde kendini hi zorlamadan tabak "akakbili" ya da "ikirtma", bir anak pilav, bir i dolusu "alk", "istediin kadar dolma" ve daha bir sr Kafkas yemei yuvarlad, bu arada da "lkr lkr" arap itii olurmu. Gnlerce, gzleri parlayarak, beyaz dilerini gcrdatarak, azndan akan salyalar yutarak yiyecekler konusunda ne biliyorsa sayp dkt. Bir gn Yalta yaknlarnda bir meyva bahesini

budama iine girdim. Gndeliklerimden birini pein ekip elli kapiine ekmekle et aldm. Bu srada bahvan beni ard. akro bann ardn ileri srerek almaya yanamamt. Yiyecekleri ona teslim edip adamn yanna gittim. Bir saat sonra dndmde, itah konusunda akro'nun hi yalan sylemediine aklm kesti. Ekmekle etten en ufak bir krnt kalmamt. Arkadala smayan bir davrant bu. Fakat azm amadm. Bununla da hi iyi etmediim sonradan ortaya kt. Ses karmadm gren akro bundan kendi bildiince yararlanmaya balamt. Tuhaf, anlamsz bir iliki dodu aramzda. Ben alrken o birtakm bahaneler ileri srerek buna yanamyor, boyuna yiyor, uyuyor, stelik durmadan azarlyordu beni. ten yorgun argn dndmde bu kanl canl delikanly karmda grnce hem glesim gelir, hem zlrdm. Glgeli bir keye yerleip dnmemi bekler, a gzlerini zerimde gezdirirdi. Fakat hepsinden daha kts, altm iin benimle alay etmesiydi. almamla alay ediyordu; nk kendisi dilenmeyi renmiti. Balangta sadaka toplarken utanyordu benden. Fakat sonralar, bir Tatar kyne yaklatmzda, gzmn nnde hazrla balamt. Cimri Tatarlarn salam adama be para vermeyeceklerini bildii iin bir denee dayanyor, topal ss veriyordu

kendine. Bunun utanlacak bir ey olduunu sylediimde: - Ne yapaym, almak elimden gelmiyor, diye kestirip atard. ok az bir para toplayabiliyordu. Ben de o srada hastalanmtm. Yolculuk gitgide etinleiyor, akro'yla ilikilerimiz gnden gne bozuluyordu. Artk dpedz kendisini beslememi istiyordu. - Gtrecek misin beni? Gtr! Bakalm bu kadar uzun yolu yryebilecek miyim? Ben byle eye alkn deilim. Kim bilir, belki de lrm! Niin zyorsun beni? Amacn beni ldrmek mi? lrsem herkes ne yapar, bir dnsene! Anam alar, babam alar, arkadalar alar! Bu ne kadar gzya? Bunlar sk sk iitiyor, fakat kzmyordum bir trl. Bu srada iimde beliren tuhaf bir dnce beni fkelenmekten alkoyuyordu. Uyuduunda yanbana oturuyor; onun durgun, kprtsz yzne bakarak bir ey kefediyormuum gibi "Yol arkadam... Yol arkadam..." diye dnyordum... Kimi zaman baka bir bulank dnce geiyordu aklmdan. Benden yardm istemeye ve ilgi grmeye kendinde hak bulduuna gre, bu gerekten de hakk deil miydi onun? Bu istemede bir eit kiilik vard. Beni tutsak etmiti. Ben de onu incelemeye kaptrmtm kendimi. Her davrann izliyor, bir baka insan

zerinde kurduu egemenlii nereye kadar vardracan merak ediyordum. Hayatndan pek memnundu. ark sylyor, uyuyor, can isteyince de benimle eleniyordu. Kimi zaman iki gnlne birbirimizden ayrlr, baka baka ynlere giderdik. Eer varsa ona ekmek ve para verir, beni bekleyecei yeri sylerdim. Ayrlrken beni kukuyla, hznl bir fkeyle uurlar; yeniden bulutuumuzdaysa pek keyiflenir, kurumlu kurumlu glerdi: - Beni brakp gittin sanmtm! Ha, ha, ha!.. Ona yiyecek getirir, grdm gzel yerlerden sz ederdim. Bir keresinde Bahesaray' anlatm, Pukin'in iirini okumutum bu arada. Kl bile kprdamad. - He, iir!.. iir deil, ark sylemeli! Tandm bir Grc vard, arky ondan dinleyecektin sen! Ne arklard be! Bir balad myd "ay! ay! ay!.." diye... Yer gk inlerdi! Hanerle grtladn oyuyorlard sanrsn!.. Bir meyhaneciyi boazlad sonunda; Sibirya'da imdi. Her dnten sonra gznden biraz daha dyordum. Bunu benden gizlemeyi de beceremiyordu. ler kt gidiyordu. Haftada, bir ya da bir buuk ruble kazanabiliyordum; o da bin bir glkle. Bu para neyimize yeterdi? akro'nun toplad sadakalarn da bir hayrn grdmz yoktu. Midesi kk bir uurumdu nk. zm, kavun,

tuzlu balk, ekmek, kuru yemi; yani ne bulursa hi ayrt etmeden yutan, geniledike de daha ok kurban isteyen bir uurum. Bir sredir, sonbaharn geldiini, buna karlk daha epeyce yolumuz olduunu syleyerek Krm'dan bir an nce ayrlmamz iin sktrp duruyordu beni. Raz oldum. Krm'n bu blgesinde grmediim yer kalmamt zaten. Bylece, her zamanki gibi tamtakr olan ceplerimiz biraz "mangr grr" umuduyla Feodosya'ya doru yola koyulduk. Aluta'dan yirmi verst tede gecelemek iin durduk. akro'yu ky boyunca yrmeye raz etmitim. Yol uzuyordu ama, deniz havas almak istiyordum ben. Bir ate yakp yanna uzandk. ok gzel bir geceydi. Koyu yeil dalgalar altmzda kayalara arpyor, gkyz zaferle susuyordu. evremizde otlar ve aalar usul usul hrdyordu. Ay douyor, nar yapraklarnn desen desen glgeleri topraa dklyordu. Bir ku cvl cvl tyor, gmten nltlar dalgalarn durgun ve okayc hrtsyla dolu havada eriyor; sonra bir bcein keskin, sinirli crlts iitiliyordu. Ate sevinle trdyor; krmz ve sar ieklerden yaplm bir demeti andran yalmlarn glgeleri, gecenin durgun glgeleriyle yarrcasna evremizde srayp duruyordu. Denizin usuz bucaksz gs bombotu. stnde de bulutsuz bir gkyz

uzayp gidiyordu. Ben kendimden gemiesine bu enginlie dalp gitmitim... Byk bir eye yakn olmann rktc duygusu kaplamt iimi. akro anszn grltl bir kahkaha koyuverdi: - Ha, ha, ha!.. u surata bak! Tpk koyuna benziyor! Ha, ha, ha!.. Tepemde gk grlemicesine irkildim. Fakat bu ondan da beterdi. Gln... Hayr, onur krc bir eydi bu!... akro'nun glmekten gzlerinden ya geliyordu. Bense bir baka nedenle neredeyse alamak zereydim. Gelip bir ey tkanmt grtlama. Konuamyor, akro'ya vahi gzlerle bakyordum. Bu onun glmesini artrmaktan baka ie yaramad. Karnn tutmu, yerlerde yuvarlanyor, bense uradm hakaretten sonra kendimi bir trl toparlayamyordum. Pek az kimsenin (eer byle bir eyle karlatlarsa) bunu anlayabileceini sanrm. Kudurmu gibi: - Yeter! diye haykrdm. rkp afallad. Fakat hl tutamyordu kendini. Glme nbetine yakalanmt. Yanaklarn iiriyor, gzlerini falta gibi ayor, sonra birdenbire yeniden boanveriyordu. O zaman kalkp uzaklatm oradan. imde zehir gibi ac bir onur krkl, hibir ey dnmeden, nereye gittiimi bilmeden uzun sre yrdm. Ben kendimi doayla eletirmi, bir para air olan insanolunun ona kar duyduu sevgiyi sessizce

ve btn benliimle yaarken; sanki o, akro'nun kiiliinde benim bu tutkuma kahkahalarla glyordu. Doaya, akro'ya, tm hayata kar sulamalarm daha da ilerlere gtrdm ya, telal ayak sesleri geldi arkamdan. akro omzuma usulca dokunarak utanga, rkek bir sesle: - Darlma, dedi. Dua m ediyordun? Bilmiyordum. Sust yaklanm yaramaz bir ocua benziyordu. fkeme ramen, utan ve korkuyla bzlm bu zavall vcuda bakp glmemek elde deildi. - Sana satamayacam artk. Vallahi. Hi satamayacam! Szn pekitirircesine ban sallyordu. - ok uysalsn. alyorsun. Zorlamyorsun beni. Ben de tabii, niin byle yapyor acaba diye dnyorum. Yoksa koyun gibi aptal da, ondan m?.. Aklnca kendini balatmak istiyor, zr diliyordu benden. Bu szleri iittikten sonra onu yalnz gemi iin deil, gelecek iin de balamaktan baka are kalmadn kabul edersiniz. Yarm saat sonra derin bir uykuya dald. Ben de yanna oturup ona bakmaya baladm. Uyurken gl bir adam bile ocuk gibi korunmaszdr. akro'ysa iini szlatyordu insann. Kaln dudaklar, kalkk kalaryla alacak kadar ocua benziyordu o srada. Dzenli soluklarla

uyuyor, fakat arada bir rpnarak abuk abuk yalvarr gibi, birtakm Grcce eyler sayklyordu. evremiz rktc, sinir bozucu bir sessizlie gmlyd. Uzun srerse insan ldrtabilecek bir durgunluktu bu. Dalgalarn hrts da bize kadar gelmiyordu. Ta kesilmi bir hayvann kll azn andran sk fundalklarla kapl bir ukurdaydk. akro'ya bakyor ve: "Bu, yol arkadam benim..." diye dnyordum. Onu burada brakabilirim imdi; fakat onsuz bir yere gidemem. Alnyazlarmz birleti bir kere... mrm boyunca bana yoldalk edecek... lnceye kadar ayrlmayacaz..." Feodosya'da umduumuzu bulamadk. Kente girdiimizde, bizim gibi i bulmak umuduyla gelen, fakat rhtm yapmnda seyircilik rolyle yetinmek zorunda kalan drt yz kadar adam vard orada. Trkler, Rumlar, Grcler, Smolenskliler ve Poltavallardan oluan bir ii kalabal harl harl alyordu. "Alar" her yeri doldurmutu. Kentin sokaklarnda, iilerin evresinde boz renkli, sinir bozucu kalabalklar halinde dolayor; Azak ve Tavr serserileri kurtlar gibi kouuyorlard. Ver elini Ker. Yol arkadam sznde duruyor, artk satamyordu bana. Fakat mthi alk ekiyor, yemek yiyen birini grnce tpk bir kurt gibi dilerini gcrdatyor, anlatt yemek ykleriyle

dehete dryordu beni. Bir sreden beri de kadnlara takmt akln. nceleri gemi gnlerini anmsayarak arada bir i ekmekle yetiniyordu. Fakat sonradan, yznde "doulu adam"n o hrsl glmsemesi, gitgide dozunu arttrmt iin. yle ki, gen yal, gzel irkin, kadn cinsinden hi kimsenin yanndan gemesine izin veremeyecek duruma geldim. Vcutlarnn u ya da bu paras zerine ileri srlen pratik ve filozofa grleri benimle birlikte iitmelerini istemiyorum nk. akro kadnlara yle dolaysz bir adan bakyor, onlardan yle serbeste sz ediyordu ki, dudam srmaktan baka yapacak ey yoktu... Bir keresinde, herhangi bir kadnn ondan daha aa bir varlk olmadn kantlamay denedim. Fakat dncelerimden tr bana gcenmekle kalmadn, kendisini byk bir hakarete uram sayp kudurmu gibi bir fkeye kaplmak zere olduunu grnce, deneyimi bir baka zamana erteledim. Tabii akro'nun tok olaca bir zamana... Yol ksalsn diye Ker'e kydan deil, bozkrdan gidiyorduk artk. Torbamzda, son be kapiimizle bir Tatar'dan satn aldmz bir buuk iki kiloluk arpa rei vard sadece, akro'nun kylerden ekmek dilenmesi sonusuz kalyordu. Her yerden u ksa karl alyorduk; "Sizin gibiler ok!.." Byk bir gerekti bu. Ktlk olmu, insanlar srler halinde bir lokma ekmek peine

dmlerdi o yl. Yol arkadam ekmeine engel olan bu "alar"a ok kzyordu. Yol ne kadar etin, beslenmemiz ne kadar yetersiz olursa olsun, zamannda iyi gn gren akro onlar kadar salveremiyordu kendini. Hani onlar da durumlaryla vnseler yeriydi. akro baldrplaklar kalabaln daha uzaktan grr grmez: - te yine geliyorlar! diye sylenirdi. Tu, tu, tu! Nereden gelir nereye gider bu insanlar? Rusya onlara dar m geliyor? Aklm ermiyor vallahi! u Ruslar ok sersem oluyorlar!... Sersem Ruslarn ekmek peinde Krm'a kadar gelmelerinin nedenini anlatnca da ban gvensizlikle sallayarak kar kard: - Aklm ermiyor! Nasl olur?.. Bizim Grcistan'da byle sersemlikler olmaz!.. Ker'e ge vakit geldik, geceyi bir vapura uzatlan tahta iskelenin altnda geirmek zorunda kaldk. Gizlenmek zorundaydk. Kente varmazdan az nce isiz gsz takmnn dar atldn iitmitik nk. Polisin eline dmekten korkuyorduk. akro'nun yabanc bir pasaportla yolculuk etmesi de ayr bir belayd. Gece, dalga serpintileri adamakll slatt bizi. Sabahleyin yukar trmandmzda srlsklamdk; tir tir titriyorduk. Akama kadar kyda srtp durduk. Pazardan bir papaz karsnn bir uval kavununu tadm. Btn kazancmz onun verdii

on kapik oldu. Boaz geip Taman'a gitmekten baka kar yol yoktu. Ne kadar yalvarp yakardysam hi bir kayk kar kyya kadar kreki tutmad bizi. Herkes serserilere kar kukudayd. Bizden az nce bir sr olay karmlar nk. Bizi de hakl olarak onlarla bir tutuyorlard imdi. Akam gelip att. Baarszlklarmzn verdii znt ve btn dnyaya kar duyduum fkeyle, olduka sakncal bir dnce belirdi kafamda. Gece olunca da hemen uygulamaya getim. IV Gmrk binasnn yannda sandal duruyordu. akro'yla birlikte oraya yaklatk. Sandallar, zincirlerle kynn ta duvarndaki halkalara balanmt. Karanlk bir geceydi. Rzgr estike sandallar birbirine arpyor, zincirler angrdyordu. Halkalardan birini zorlayarak karabildim. Drt be metre yukarmzda, dilerinin arasndan slk alarak nbeti bir gmrk eri dolayordu. Bize yakn bir yerde durunca brakyordum ii. Aslnda bunun da gerei yoktu pek. Aada, grtlana kadar su iinde bir adamn bulunabilecei aklna bile gelmezdi. Zaten ben dokunmadan da zincirler kendi kendine

angrdyordu. akro oktan sandala yerlemi, bana bir eyler fsldayp duruyordu ya, dalgalarn sesinden ne dediini duyamyordum. Neden sonra halkay kardm... Dalgalar sandal aa srkledi. Ben zincire yaparak bir sre onun yansra yzdm, sonra yukar trmandm. Kopardmz iki kenar tahtasn skarmozlara baladk, krek gibi kullanarak ilerlemeye baladk... Dalgalar sandal salladka kta oturan akro kh alalarak grnmez oluyor, kh ykselerek neredeyse tepeme kyor, bir yandan da bar bar baryordu. Nbetinin duymasn istemiyorsa susmasn tledim. Hemen sesini kesti. Yz karanlkta beyaz bir leke gibi grnyordu. Dmeni elinden brakmyordu. Yer deimeye frsat yoktu. Hareket etmekten korkuyorduk. akro'ya ne yapmas gerektiini bararak sylyordum. Hemen anlyor, doutan denizciymi gibi bir anda uyguluyordu sylediklerimi. Krek yerine kullandm tahtalar pek az i gryordu. Rzgr pupadan esiyor, ben gideceimiz yeri pek umursamadan boaz enlemesine tutturmaya abalamakla yetiniyordum. Bunu baarmak da g deildi. Ker'in klar hl grnyordu nk. Dalgalar iki yanmzdan ykselerek bize bakyor, kzgn kzgn homurdanyorlard. Boaza aldka ykseklikleri artyor; vahi, rktc bir brt

iitiliyordu uzaktan.... Sandal gitgide hzlanyor, rotay korumak gleiyordu. Kh derin ukurlara yuvarlanyor, kh tepelere trmanyorduk. Gece karardka kararyor, bulutlar stmze abanrcasna alalyordu. Sonunda arkadaki klar karanlklara gmld. te o zaman korkun bir durumda kaldk. Kudurmuasna, stmze stmze saldran su ynnn ucu buca yok gibiydi. Karanlkta uuan dalgalardan baka bir ey grnmyordu. Tahtalardan biri elimden frlayp gitti. Ben de tekini sandaln dibine frlatarak ellerimle skca bordaya yaptm. Sandaln her ykseliinde akro vahi bir sesle uluyordu. Karanlklara gmlm; doann azgn glerince kuatlm; zavall, gsz bir bcek gibi kalakalmtm. Kt bir umutsuzluk kaplamt yreimi. evremde, dalar gibi kabararak tuzlu sular fkrtan beyaz yeleli dalgalardan baka bir ey grnmyordu. Para para kapkara bulutlaryla gkyz de dalgalar andryordu... Doa, benimle oynuyordu sanki. Onur krc bir eydi bu. lmden kalmaz. Fakat bu souk yasay yine de bir eylerle sslemek gerekir. Yoksa ok ar ve kabadr o. Atete yanmakla bataklkta boulmak arasnda bir seim yapmak, zorunda kalsam, kukusuz birinciyi seerdim. Ne de olsa insana daha yarar bir lmdr. ..........

akro: - Yelken aalm! diye haykrd. - Hani, yelken nerede? - Beni gocuum... - Frlat buraya! Dmeni brakma!.. Oturduu yerde sessizce abalad. - Tut!.. Gocuu frlatt. Dibe doru glkle kayarak bir kenar tahtas daha kopardm. Onu gocuun bir kolundan geirip oturma srasna bastrdm. Ayamla sktrp elimle teki kolu ve etei tutmutum ki beklenmedik bir ey oldu... Sandal yukarlara frlad, sonra aa doru uarcasna kayd ve ben kendimi suyun iinde buldum. Bir elimde gocuu tutuyordum, br elimle de bordadan sarkan bir ipe tutunmutum. Dalgalar grltyle bamn stnden geiyor; boazma, kulaklarma, burnuma tuzlu, ac sular doluyordu... pe var gcmle aslarak kendimi yukar ektim; suyun stne ktm. Bam bordaya arparken, elimdeki gocuu ters dnm sandaln omurgasna frlattm. Kendim de oraya sramaya altm. Tam gcm tkenecei srada baardm bunu ve ayn anda akro'yu grdm. Az nce braktm ipe tutunmu, suyun iinde taklalar atyordu. p, bordadaki demir halkalardan geerek btn sandal dolanyordu anlalan. akro'ya:

- Sa msn? diye haykrdm. Suyun stne frlad, tpk benim gibi kendini sandaln omurgasna ekti. Onu yakaladm; yz yze geldik. Ben ayaklarm zengiden geirir gibi ipten geirmi, ata biner gibi oturmutum. Fakat sallantl bir durumdu bu. Bir dalga eyerden alaa edebilirdi beni. akro elleriyle dizlerime yapm, ban gsme vurup duruyordu. Her yan tir tir titriyordu. enesinin arpn duyuyordum. Bir eyler yapmak gerekiyordu. Omurgalar ya gibi kaygand. akro'ya suya girip bordalardan birinin yannda ipe tutunmasn syledim. Ben de te yanda ayn eyi yapacaktm. Sylediimi yapacana, ban gsme daha beter vurmaya balad. Dalgalar vahi bir dans yaparcasna yanmzdan geiyor, yuvarlanmamak iin son gcmz harcyorduk. p, ayaklarmdan birini kesiyor, ok canm yanyordu. Drt bir yanmzda dalar gibi ykselen dalgalar grltyle atlayp yarlyorlard. Ayn eyi bu kez daha sert syledim. Ama akro ban var gcyle gsme arpmaya devam ediyordu. Beklenecek zaman deildi. Ellerini birbiri arkasna dizlerimden ayrdm, onlar ipten geirmeye abalayarak akro'yu suya itmeye baladm. te o zaman o korkun gecenin en korkun olay oldu. akro yzme bakarak: - Beni boacak msn? diye fsldad.

Korkun bir soruydu bu. Ama sorulu daha da korkuntu. akro'nun sesinde hem rkek bir boyun ei, hem bir yakar, hem de uursuz sonutan kurtulma konusunda btn umudunu yitirmi bir insann son i ekii vard. Fakat slak yznde bir l beyazlyla parlayan gzleri belki her eyden daha korkuntu. Ona: - Sk tutun! diye bararak ipi yakaladm, kendimi suya koyuverdim. Ayam bir eye arpt ve ilk anda acdan hibir ey anlayamadm. Fakat az sonra bir ey alevlendi iimde, sarholadm, kendimi hibir zaman olmadm kadar gl hissederek: - Toprak! diye bardm. Yeni lkeler bulan denizciler o srada benden daha cokuyla barmlardr belki; ama seslerinin daha yksek ktn pek sanmyorum. akro uluyarak kendini suya att. Ne var ki, yeniden kayglandk bir sre sonra. Su henz gsmze kadar kyor, evrede de kyya geldiimizi gsteren herhangi bir belirti grnmyordu. Deniz daha durgundu burada. Dalgalar artk sramyor, tembelce yuvarlanp geiyorlard evremizden. Bereket versin sandaln ipini brakmamtm. Bylece ben bir yana, akro bir yana geerek kurtarc ipe tutunduk; sandal da ardmz sra srkleyerek korka korka bir yere doru yrmeye baladk.

akro bir eyler mrldanarak glyordu. Ben kaygyla evreye baknyordum. Arkamzda ve samzda dalgalarn sesi daha iddetliydi. nmzde ve solumuzdaysa hafifti. Sola doru yrdk. Altmz sk bir kumsald, fakat yer yer ukurlara raslyorduk. Arada bir ayamz yerden kesiliyor, o zaman teki elimizi ve ayaklarmz kullanarak yzyorduk. Su kimi zaman da dizlerimize kadar iniyordu. Derin yerlerde akro uluyor, bense korkudan titriyordum. Anszn, oh! Karmza bir ate kverdi. akro avaz kt kadar bard. Ben sandaln alnm olduunu unutmamtm. Bunu hemen ona da hatrlattm. Sustu, az sonra da hngr hngr alamaya balad. Ne yaptysam yattramadm. Derinlik gitgide azald... dizlerimize... topuklarmza kadar indi... alnm sandal hl yedeimizdeydi. Fakat gcmz de tkenmiti artk. Onu orada braktk. Kara bir ktk duruyordu yolumuzda. stnden atlayp geince birtakm dikenli otlarn zerine dtk. ok canmz yand. Toprak ite byle ho geldin diyordu bize. Fakat buna aldr etmeyip atee doru komaya baladk. Bir verst kadar temizdeydi. Sevinle parlyor, kurtuluumuzu kutluyordu sanki. V

Karanln iinde bir yerden, tyleri karmakark kocaman kpek stmze atld. O zamana kadar sarsla sarsla alayan akro, bir lk kopararak yere yld. Ben slak gocuu hayvanlarn stne frlattm; dnp el yordamyla ta, sopa gibi bir eyler arandm. Elimi dalayan otlardan baka bir ey yoktu. Kpeklerin birden saldryordu. ki parmam azma gtrp var gcmle slk aldm. Hayvanlar geriye srad, ayn anda da koumalar duyuldu. Birka dakika sonra atein karsnda, koyun postundan abalarna brnm drt obann arasndaydk. kisi yere oturmu, ttn iiyordu. Uzun boylu, gr kara sakall, bana bir Kazak papa geirmi olan ncs, sopasnn kocaman sapna dayanm, arkamzda duruyordu. Drdnc oban, sarn bir delikanl, hl alayan akro'nun soyunmasna yardm ediyordu. Toprak on onbe metre temizden balayarak gz alabildiince geni bir alana yaylan boz renkli, youn bir rtyle kaplanmt. Henz erimeye balam ilkbahar karn andryordu... nsan ancak uzun sre ve dikkatle baknca birbiri stne abanm tek tek koyunlar seebiliyordu. Birka bin kadar vardlar. Gecenin karanlnda uyuklayarak birbirlerine sokulmular; bozkr boydan boya kaplayan koyu, scak, kaln bir yumak haline gelmilerdi. Arada bir rkek, ac

meleyiler iitiliyordu. Ben gocuu kuruturken, obanlara bamzdan geenleri olduu gibi anlattm. Sandal nasl elde ettiimizi syledim. Kr sal, sert bir ihtiyar olan oban, yzme dik dik bakarak: - Peki, sandal nerede imdi? diye sordu. Syledim. Mihal, obanlardan kara sakall olan, sopasn omuzuna vurup kyya doru gitti. Souktan tir tir titreyen akro, biraz snan fakat henz kurumayan gocuu istedi benden. htiyar: - Dur bakalm1 dedi. Kann kzdrmak iin nce ko biraz. Atein evresini dolan, haydi! akro ilkin bir ey anlamad. Fakat az sonra yerinden frlamasyla, rlplak, vahi bir dansa balamas bir oldu. Atein evresinde zp zp zplyor, topuklaryla olduu yerde tepiniyor, kollarn aarak avaz kt kadar baryordu. Grlecek eydi bu. ki oban glmekten yerlerde yuvarlanyor, ihtiyar hi istifini bozmadan el rparak tempo tutmaya alyorsa da beceremiyordu bir trl. Danseden akro'ya bakarak ban sallyor, byklarn oynatyor, kaln bir sesle hi durmadan: - Hop, hop! Hay, ha! Hop, hop! Hay, ha! diye baryordu. akro yalmlarn aydnlnda bir ylan gibi

kvrlyor, tek ayann zerinde sryor, ikisiyle birden tepiniyor, plak bedenini kaplayan ter taneleri, bu kzl aydnlkta kan damlalarn andryordu. teki iki oban da el rpyordu imdi. Ben dilerim takrdaya takrdaya atete kurunurken yaadmz servenin bir Cooper ya da bir Jules Verne okuyucusunu pek memnun edeceini dnyordum. Kazaya urayan gemi, konuksever yerliler, bir vahinin ate dans... Dans sona erdi. akro gocua sarnp yere oturdu. Bir eyler yerken kara gzleriyle dik dik yzme bakyordu. Houma gitmeyen bir ey ldyordu bu baklarda. Elbiseleri atein yanndaki bir denekte kuruyordu. Bana da ekmekle tuzlu ya verdiler. Mihal geldi. Sessizce ihtiyarn yanna oturdu. htiyar: - Ne oldu? diye sordu. Mihal ksaca: - Sandal orada! dedi. - Su alp gitmesin? - Yok! Hepsi sessizce bana bakmaya balad. Mihal ortaya konuur gibi: - Bunlar atamann yanna m gtreceiz imdi? dedi. Yoksa dosdoru gmrklere mi teslim edelim? Karlk veren olmad. akro ses karmadan

yemeini yiyordu. htiyar biraz sustuktan sonra: - Atamana da gtrebiliriz... gmrklere de... dedi. kisi de olur. - Dede, dinle beni... diye sze balayacak oldum. htiyar, beni iitmemi gibi: - Demek byle, Mihal! diye szn srdrd. Sandal orada, ha? - He, orada... - Hm!... Sular srklemesin? - Yok... Srklemez. - yleyse varsn orada kalsn. Yarn sandalclar Ker'e giderken onu da yedee alrlar. Bo bir sandal gtrmekte ne var? Deil mi? Neyse... gelelim size, klhanbeyler... ok mu korktunuz? Korkmadnz m? Hadi, hadi!.. Yarm verst daha alsaydnz grrdnz gnnz. Balta gibi denizin dibini boylar, boulup giderdiniz!.. Ne olacak! Boulurdunuz ite... Hepsi bu... htiyar sustu. Dudaklarnda alayc bir glmsemeyle bakt bana: - Ne susuyorsun oul? Yarglar kafam iirmiti. Ne dediini anlamyor, bizimle alay ettiini sanyordum. Olduka kzgn bir tavrla: - Seni dinliyorum ya! dedim. htiyar ilgilendi: - Ee, sonra? - Hii...

- Peki, niye kzyorsun? nsan byne kzar m? Sustum. htiyar oban: - Daha yiyecek ister misin? diye srdrd szlerini. - stemem. - yi ya. Cann istemeyince yeme. Ama biraz yolluk ekmek alrsn belki! Sevinten titredim, fakat hi renk vermedim. Usulca: - Yolluk alrdm... dedim. - Gzel!.. yleyse bunlara yolluk ekmekle ya verin oradan... Bakn, baka bir eyler varsa ondan da verin... Mihal: - Gidiyorlar m yoksa? diye sordu. teki ikisi de ihtiyara baktlar. - Ne ileri var bizimle? Mihal d krklna uramt. - Onlar atamana ya da gmrklere gtrecektik hani? dedi. akro ban merakla gocuktan karm, atein evresinde dolanp duruyordu. Sakindi. - Atamann yannda ne yapsnlar? Ne ileri var onunla? sterlerse sonra kendileri giderler... Mihal inatlaarak: - Ya sandal? diye sordu. - Sandal m? Ne olmu sandala? Orada durmuyor mu?

- Duruyor... - yi ya, brak dursun... Sabahleyin van iskeleye eker onu... Oradan da alp Ker'e gtrrler. Sandaln ii bu kadar. htiyar obana gzm krpmadan bakyor; fakat onun gneten ve rzgrdan yanp kavrulmu yznde, yalmlarn kvrak glgelerinden baka bir ey gremiyordum. Mihal yelkenleri suya indirmeye balad: - Bamza bir i gelmeseydi de... - Dilini tutarsan hibir ey gelmez. Ama onlar atamana gtrrsek korkarm hepimizin ba arr. Biz iimize bakalm, onlar da yollarna koyulsun. Hey! Yolunuz uzak m? Bunu daha nce sylemitim ya, ihtiyar bir daha soruyordu. - Tiflis'e gidiyoruz... - Dnyann yolu! imdi ataman eler bunlar. yisi mi brakalm da yollarna gitsinler. Ne dersiniz? htiyar bu ar aksak sylevi bitirince dudaklarn smsk kenetledi, krl sakaln svazlayarak gzlerini arkadalarnn zerinde dolard. O zaman teki obanlar: - Ne olacak? Gitsinler! diye kararlarn belirtiler. htiyar oban elini sallayarak: - Haydi, Tanr yardmcsnz olsun cocuklar! dedi. Biz sandal yerine gndeririz. Oldu mu? Ben apkam kardm:

- Teekkr ederiz dede! dedim. - Ne iin teekkr ediyorsun? Heyecanlanmtm: - Teekkr karde, ok teekkr! diye tekrarladm. - Peki, niye teekkr ediyorsun canm? u ie bak! Ben Tanr yardmcsnz olsun diyorum, o kalkm teekkr ediyor! Yoksa seni eytana teslim ederim diye mi korktun? Ha? - Ne yalan syleyeyim, korktum!.. htiyar kalarn kaldrarak: - Oo!.. dedi. nsanolunu niin kt yola srkleyeyim? Onu kendi gittiim yola gnderirim daha iyi. Dnya kktr, belki yine karlarz. Da daa kavumaz, insan insana kavuur... Hadi salcakla kaln. Tyl kalpan karp selamlad. Biz de onu ve arkadalarn selamladk, Anapa yolunu renip ayrldk. akro nedense glp duruyordu. VI - Niye glyorsun? diye sordum. htiyar oban heyecanlandrmt beni. Onun hayat felsefesini dnyordum. Serin, diriltici bir sabah yeli gsme arpyor; gitgide berraklaan gkyzne bakarak az sonra parlak, gzel bir gnn balayacan dnp seviniyordum...

akro kurnazca gz kpt bana. Sonra daha ok glmeye balad. Onun en, salkl kahkahas beni de gldrd. oban ateinin banda geirdiimiz birka saatten, yediimiz lezzetli yiyeceklerden sonra dirilmi, kendimize gelmitik. Kemiklerimizde yine de hafif bir krklk vard ama, yaama sevinci bastryordu bunu. - Niye glyorsun? Yaamak gzel ey deil mi? stelik karnn da tok, ha? akro ban iki yana sallad. Dirseiyle brm drtt. Yzn buruturdu. Yeniden bir kahkaha koyuverdi. Neden sonra krk dkk Rusasyla: - Niye gldm anlamyor musun? dedi. Anlamyorsun ha? imdi anlarsn! Eer bizi o gmrk atamana gtrecek olsalard, ne yapacaktm biliyor musun? Bilmiyor musun? Seni gsterip, "beni bomak istedi bu" diyecektim! Sonra da balayacaktm alamaya! O zaman acyp hapse atmazlard beni. Anlyor musun? nce aka ediyor sandm. Ne gezer! Beni tasarsnn gerekliine inandrmay baard. yle iten konuuyordu ki, bu ilkel utanmazlk karsnda kzacak yerde derin bir acma duydum. Sizi ldrmeyi tasarladn byk bir itenlikle, tatl tatl glmseyerek anlatan bir insan hakknda ne dnrsnz? Eer o su saymyorsa bunu; ho bir oyun, zekice bir aka olarak gryorsa, ne yaparsnz? akro'ya tasarsnn ne kadar ahlakszca olduunu

anlatmaya altm. Ne dese iyi? Onu hi dnmyormuum; yabanc bir pasaportla dolatn unutuyormuum; bu yzden bann belaya gireceini hesaba katmyormuum... v.b. Anszn korkun bir dnce geti aklmdan: - Dur hele, dedim. Yoksa seni o srada bomak istediime inanyor musun gerekten? - Yoo!.. Beni suya ettiinde yle sanmtm ya, sonra sen de girince yanldm anladm. - Teekkr! diye bardm. Hi deilse bunun iin teekkr ederim sana! - Yok teekkr etme! Ben sana teekkr ederim! Orada, atein yannda, ikimiz de yorduk... Gocuk senindi. Ama almadn onu. Kurutup bana verdin. te bunun iin sana teekkr ederim! ok iyi bir adamsn sen. Anlyorum bunu. Tiflis'e bir varalm, bak neler olacak. Seni babama gtrp "te adam dediin byle olur!" diyeceim. "Besle onu. Beni de ahra, eeklerin yanna bala!" Byle diyeceim ite. Birlikte yaayacaz. Bahvan olacaksn. stediin kadar ye, i!.. Ah, ah, ah!.. Hayatn yle enlenecek ki! Yan gelip yatacaksn!... tiimiz su ayr gitmeyecek!.. Tiflis'te kavuacam gzel hayat uzun uzun, ballandra ballandra anlatyor; bense yeni bir ahlak uruna dvmek iin yollara den, fakat kendilerini anlamakta yeteneksiz yol arkadalarna raslayan insanlarn o byk

mutsuzluunu dnyordum... Bu yalnz kiilerin hayat ok etindir! Onlar topran zerinde, havadadrlar... yi bir tohum gibi kimi zaman berketli bir topraa dseler de ou kez oradan oraya srklenirler... Gn aaryordu. Denizin enginlerini pembe bir aydnlk brmt. Durduk. akro kynn az tesinde rzgrn at bir ukura uzand, gocuu bana ekerek az sonra uykuya dald. Ben onun yanbana oturup denize bakmaya koyuldum. Engin, usuz bucaksz hayatn yayordu deniz. Srler halinde kyya koan dalgalar kumsala arparak paralanyor, kumsal tuzlu suyu emerken hafife czrdyordu. Beyaz yelelerini savurarak gelen ilk dalga srleri gslerini grltyle kyya arpyor, onun kar koymasyla geri ekiliyorlard. Fakat arkadan gelen dalga srleri birincileri gslyordu. Bir kpk ve serpinti yn iinde smsk kenetlenerek yeniden kyya doru yuvarlanyor, hayatlarnn snrlarn geniletmek istercesine hnla dvyorlard karay. Gn yla aydnlanan en uzaktaki dalgalar kan gibi kpkrmzyd. Her yandan dalgalar douyordu. Sanki bilinli bir amala canlanan bu koca su ktlesi, tek damlasn yitirmeden geni ve dzenli aknlarla amacna ulamaya alyordu. Sessiz kyya hnla atlan nc dalgalarn yiitlii heyecanlandryordu

insan. Onlarn arkasndan da gn nn renkleriyle bezenmi, gl, marur ve gzel denizin ilerleyiini grmek ho bir eydi... Burnun hemen arkasnda, bordasna kudurmuasna arpan dalgalar yara yara, denizin cokun barnda grkemle salnarak byk bir vapur ilerliyordu. Hani baka zaman olsa, gnein prl prl aydnlatt bu gzel ve gl makineye bakarak doann kr glerini tutsak eden insanolu adna gurur duyabilirdim... Fakat yanbamda doann kr glerine ta kartan bir insanolu yatyordu. VII Tersk blgesinde ilerliyorduk. akro'nun st ba alacak kadar paralanm, kendisi de domuzuna hnzrlamt. Oysa alk ekmiyorduk artk. Kazancmz yerindeydi. Elinden hibir i gelmedii belliydi. Bir gn harman makinesiyle sap ayrmaya kalkm, leden sonra avular kan iinde kagelmiti. Bir baka gn aa kk ayklamaya giritiinde kazmayla boynunun derisini syrmt. ki gn alp bir gn yryerek olduka ar ilerliyorduk. akro'nun karn doymak bilmedii iin boazndan artrp stne bir ey alamyordum. Elbise olarak renk renk yamalarla yle byle tutturulmu bir paavra yn

kalmt srtnda. Bir gn bir Kazak kynde, bin glkle ve gizlice biriktirdiim be rubleyi knmdan ard; akam st zil zurna sarho, yannda da iri bir Kazak karsyla, o srada altm bostana kp geldi. Kadn: - Merhaba melun kfir! diye selamlad beni. Bu sfat hak etmek iin ne yaptm sorduumda, Kazak kars kurula kurula yle karlk verdi: - nk, eytan herif, bu delikanlnn kadnlar sevmesine engel oluyormusun! Yasalarn izin verdii eyi sen nasl yasaklarsn?.. Melun! akro kadnn yannda duruyor, bayla onaylyordu onu. Fitil gibiydi. kide bir decekmi gibi sendeliyordu. Alt dudan sarktm; bulank, anlamsz baklarn yzme dikmiti. Ben hayretle onlara bakyordum. Dev anas: - Hey, ne diye gzlerini belertiyorsun? diye bard. k bakalm ocuun parasn! Ben bsbtn ararak: - Ne paras? diye sordum. - k paray! Yoksa karakolu boylarsn! Ondan Odesa'da arakladn yz elli rubleyi skl bakalm! Bakakaldm. eytan kar sarho kafayla gerekten de yapmaya kalkarsa dediini, ok kt olurdu. Yabanclara kar zaten sert davranan karakol

komutan tutuklayverirdi bizi. Ondan sonra aykla pirincin tan! yisi mi, alttan alaym dedim. Neden sonra, ie arabn da yardmyla yle byle yattrabildim onu. Kadn topraa, karpuzlarn arasna yuvarlanp szd. Ben de akro'yu yatrdm. Ertesi sabah erkenden, kadn karpuzlarla babaa brakarak kyden ayrldk. akro, bir gn nceki sarholuktan yar hastayd. Eki, i bir suratla ikide bir tkryor, glkle soluk alyordu. Bir iki kez konuturmak istedimse de oral olmad. Kafasn koyun gibi sallamakla yetindi. Dar bir keiyolunda ilerliyorduk. Kk, krmz kertenkeleler kap gidiyordu ayaklarmzn altndan. Doa, insana uyku veren tuhaf bir sessizlik iindeydi. Gkyz ardmz sra kara bulutlarla kaplanyordu. nmz henz aydnlkt. Uzakta bir yerlerde gk grldyor, homurtular gitgide yaklayordu. Yamur damlalar halinde dklmeye balad. Otlar madeni bir sesle hrdad. Gizlenecek bir yer yoktu. Havann kararts artt ve otlarn hrts rktc bir ekilde ykseldi. Gk gmbrdyor, mavi bir kla aydnlanan bulutlar sarslyordu. Yamur seller gibi yamaya, bombo bozkrda yldrmlar birbiri arkasna grldemeye balad. Rzgrn ve yamurun iddetinden otlar yere kapaklanmt. Her ey zangr zangr sarslyordu. imekler gz

kamatrarak bulutlar yrtyordu... Onlarn mavi ltsnda uzaktaki sradalar bir an iin souk, gmms bir parlaklkla grnyor; sonra karanlk bir uuruma yuvarlanmcasna gzden siliniyorlard. Her ey grldyor, titriyor, bir ses kayna oluyordu. Tm doa sese gelmiti sanki. Gkyz ateler saarak kendini yeryznden ykselen tozlardan, alaklklardan arndryor; yeryz onun fkesi karsnda dehete dmesine sarslyordu. akro rkm bir kpek gibi hrldyordu. Bense sevin doluydum. Bozkr frtnasnn gl karanlk tablosu karsnda ycelmi gibiydim. Bu olaanst kargaa beni kendine ekiyor, ruhumda kahramanlk zlemleri uyandryordu... imde birdenbire, doann byk korosuna katlmak, ruhumu dolduran cokuyu bir eylerle anlatmak istei ykseldi. Gkyzn kucaklayan mavi alev, benim gsmde yanyordu sanki. Nasl anlatabilirdim bu cokuyu? Anszn, sesimin olanca gcyle bir arkya baladm. Gk grldyor, imekler akyor, otlar hrdyor ve ben kendimi btn bu seslerle tam bir uyum iinde hissederek ark sylyordum... Aklm karm gibiydim. Ama ho grlebilirdi bu. Kendimden bakasna bir zarar yoktu nk. Denizde tayfun, bozkrda frtna! Doann en mthi olaylardr bunlar. Bylece, herhangi bir kimseyi tedirgin ettiimi ya

da birinin beni knamaya kalkacan aklma bile getirmeden barp duruyordum. Fakat birdenbire bacaklarmdan yakalandm hissettim ve ister istemez bir su birikintisi iinde buldum kendimi... akro fkeyle yzme bakyordu. - Akln m kardn? Ha? Karmadn m? yleyse sus! Barma! Yoksa grtlan paralarm! Anlyor musun? armtm. lkin suumun ne olduunu sordum ona. - Korkutuyorsun beni! Anladn m? Gk grlyor, Tanr konuuyor, sense baryorsun... Dncen nedir?.. Ona herkesin istedii zaman ark sylemek hakkna sahip olduunu bildirdim. - Ben sylemek istemiyorum! diye kestirip att. - stemezsen sylemezsin! Sert bir sesle ve szcklerin stne basa basa: - Sen de syleme! dedi. - Ya sylersem? akro fkeyle: - Bana bak, dedi. Kendini ne sanyorsun? Kimsin sen? Evin var m? Anan var m? Baban? Hsm akraban var m? Topran? u yeryznde kimsin sen? Kendini insandan m sayyorsun? nsan benim! Her eyim var!.. (Elini gsne vurdu.) Beni btn Kutayis, btn Tiflis tanr!.. Anlyor musun? Bana kar gelme! Bana hizmet edersen karln alrsn! Hem de on katyla! Yapacak

msn bunu? Ha? Zorunlusun buna! Tanrnn herkese karlk beklemeden almak emrettiini syleyen sendin! Oysa benden karln alacaksn! Niye zyorsun beni? Akl retmeye, gzm korkutmaya alyorsun! Senin gibi olmam m istiyorsun? yi bir ey deil bu! Ck, ck, ck!.. Tvbe, tvbe!.. Soluk solua konuuyor, iini ekiyor, oflayp pufluyordu. Ben, azm bir kar ak bakakalmtm. Yol boyunca bana kar iinde biriktirdii btn honutsuzluklarn ve fkelerini boaltt belliydi. Szlerinin etkisini artrmak iin parman gsme dayyor, omuzlarm sarsyor, zellikle nemli yerlerde de btn arlyla stme abanyordu. Yamur bamzdan aa seller gibi akyor, gk aralksz gmbrdyor, akro sesini duyurmak iin avaz kt kadar baryordu. Durumun glnl her eyi bastrd ve kahkahalarla glmeye baladm... akro tkrp te yana dnd. VIII ...Tiflis'e yaklatka yol arkadamn durgunluu artyor, yz gitgide aslyordu. Eski ablakl kalmayan bu kprtsz yzde yeni bir eyler belirmiti. Vladikafkas yaknlarnda bir erkes kyne urayp msr toplama iine girdik.

Aa yukar hi Rusa bilmeyen, durmadan satap bize kendi dillerinde sven erkeslerin arasnda iki gn altktan sonra evremizdeki dmanlk emberinden rkerek kyden ayrldk. On verst kadar uzaklamtk ki, akro: - Artk almaya paydos! Bunu satp her eyi alacaz! Bizi Tiflis'e kadar gtrecek! Anlyor musun? diye bararak koynundan bir tomar ipek kuma kard. Kan beynime srad. Kuma elinden kaptm gibi bir yana frlattm, drp arkaya baktm. erkeslerin akas yoktur. Ksa bir sre nce u hikyeyi dinlemitik Kazaklardan: Kyde iilik yapan bir serseri, ayrlrken bir demir kak gtrm. erkesler yetiip yakalamlar adam. zerini arayp ka bulmular. Karnn hanerle deip ka yaraya yerletirmiler. Sonra da yaraly ylece brakp gnl rahatlyla ayrlmlar oradan. Kazaklar adam can ekiirken bulmular. Olay anlatm ve daha kye varmadan yolda lm. erkesler konusunda sk sk uyarlmtk. Bu ve buna benzer pek ok hikyeye inanmamak iin bir sebep yoktu. akro'ya bunlar hatrlattm. Karmda durmu beni dinliyordu. Anszn dilerini skt, gzlerini krptrd, hi ses etmeden bir kedi gibi zerime atld. Birka dakika adam akll dalatk. Sonunda, fkeyle: - Yeter!.. diye bard.

Adamakll yorulmutuk. Kar karya oturup uzun sre sustuk... akro alnm kuma frlattm yere ackl bir yzle bakarak: - Niin dvtk sanki? dedi. Ck, ck, ck!.. Ne sama ey. Senin maln almadm ya. Ne oldu, acdn m bana? Asl ben sana acdm da onun iin aldm... Sen alyorsun... Benim elimden i gelmiyor... Baka ne yapabilirim? Sana yardm etmek istedim... Ona hrszln kt bir ey olduunu anlatmaya altm. - Ltfen sus! diye szm kesti. Ktk gibi kafan var... (Sonra horgryle srdrd szlerini.) lmek mi istersin, hrszlk yapmak m? Ha? Haydi oradan! Bu hayat mdr? Sus! Yine sinirlenmesinden korkarak sustum. Bu akro'nun ikinci hrszlyd. Bir keresinde Karadeniz kysndayken Rum balklardan bir cep saati armt. O zaman da az kalsn dvyorduk. Bir sre dinlenip yattktan sonra, akro: - Haydi, gitmiyor muyuz? dedi. Yine yola dtk. Yz gitgide aslyor; arada bir tuhaf, kaamak baklar frlatyordu bana. Daryal boazn geip Gudavur'a inmeye baladmzda: - ki gn sonra Tiflis'teyiz, dedi. Ck, ck, ck! (Dilini aprdatt, yz gn gibi d.) Eve giderim. "Neredeydin?" derler. "Gezideydim!" Sonra doru hamama! Of be! Tka basa

doyururum karnm! Anama, "karnm ok a" derim. Babama, "bala beni" derim. "ok ac ektim, hayat rendim! Serseriler ok iyi insanlarm! Gn gelir de onlardan birine raslarsam karp bir ruble vereceim. Meyhaneye gtrp i bakalm arkada diyeceim, bir zamanlar ben de serseriydim! Sonra seni anlatrm babama... te bana aabeylik eden insan... Beni eitti. Dvd beni, kpek!.. Besledi... imdi buna karlk sen de onu besle. Bir yl besle! Tam bir yl, anladn m?" Maksim, iitiyor musun? Bir ocuk saflyla sylenen bu szler houma gidiyordu. Ayrca, k gelmek zereydi, benimse Tiflis'te tandm kimse yoktu. Gudavur'da ilk kara raslamtk. akro'nun szleri bu bakmdan da ilgilendiriyordu beni. Ne de olsa bir eyler bekliyordum ondan. Hi durmadan ilerliyorduk. te, eski berya'nn bakenti Mehet'teyiz. Yarn Tiflis'e varyoruz. Kafkasya'nn iki da arasna skm bakentini daha be verst teden grdm. akro sakindi. Alk gzlerle ilerlere bakyor, saa sola salyalarn tkryor, ikide bir yzn ekiterek karnn outuruyordu. Yolda bulduu i bir havucu mideye indirmiti nk. - Benim gibi soylu bir Grc, memleketine gpegndz bu paavralar iinde girer mi sanyorsun? Yooook! Akam bekleyeceiz. Dur

bakalm! Bo bir yapnn duvar dibine ktk, son sigaralarmz sardk ve souktan titreye titreye imeye baladk. Grcistan askeri yolu zerinde keskin bir rzgr esiyordu. akro dilerinin arasndan hznl bir trk mrldanyordu... Ben scak bir odann ve yerleik bir dzenin, gebe hayatna olan stnlklerini dnyordum. Yol arkadam kalkt, kararl bir yzle: - Haydi, dedi. Hava kararyordu. Kentin klar tek tek yanmaya balamt. Gzel bir grnmd bu. Vadiyi saran karanln iinde klar yavaa, birbiri arkasna srayp kyordu. - Dur! u bal bana ver de yzm gizleyeyim... Bakarsn bir tanyan olur... karp verdim. Olginskoy Soka boyunca ilerliyoruz. akro kararl bir tavrla slk alyor. - Maksim! u tramvay duran gryor musun, Veriyski Kprs'n? Orada otur, bekle beni! Ama bekle ha! Ben urda bir eve urayp arkadatan bizimkileri, babam, annemi soraym... - ok mu kalacaksn? - Hemen geliyorum! Bir dakika sonra!.. Bir anda karanlk, dar bir sokaa dald, gzden kayboldu. Bir daha grnmemek zere... Hayatmn hemen hemen drt aylk bir sresinde bana yol arkadal eden bu adama bir daha hi raslamadm. Fakat iyi duygularla, en bir

glmsemeyle sk sk anarm onu. O bana, akll insanlarn yazd koca koca kitaplarda bulunamayacak pek ok ey retti. Hayat, insanlarn bilgeliinden daha derin ve anlamldr nk. 1894

You might also like