You are on page 1of 57

Tape:3911, 10.03.

2008 tarihinde X kişi (Ankesörlü telefondan konuşan) ile


görüşmesinde özetle;X Kişi: "Bugün görüşmek biraz mümkün değil uzaktayım da yarın ee
çok erken saatlerde olur", İhsan: "Tamam o zaman bi çaldırır mısın tekrar", X Kişi: "Aa ne
zaman ha geldiğimde geldiğimde mi bir saat evvel çaldırırım tamam mı", İhsan: "Yani ee", X
Kişi: "Hadi hadi bu şekilde arayacam hadi", İhsan: "Tamam oldu", X Kişi: "Hadi bakalım hadi
hadi" dediği,
Tape:3912, 11.03.2008 tarihinde X kişi ile görüşmesinde özetle;İhsan: "Büyük Yerde
misin sen", X Kişi: "Ha,yok onlar küçük yerdeler.", İhsan: "Küçük evdeler mi", X Kişi: "Öbür
taraftalar.",İhsan: "Onlar toplandı da ben rabıta yapayım onlarla sen büyük yerdesin herhalde",
X Kişi: "Ben Büyük yerde değil ya ben mangaldayım onlar öbür dükkanda.", İhsan: "İşte
Mangalın orasını diyorum da hani "büyük yer" diye.", X Kişi: "Tamam işte sen de gideceksin
oraya burada takılmanın ne anlamı var. Onların yanında olmayacan mı sen", İhsan: "Onlar şu
an başka bir toplantı yapıyor benimle bir alakası yok o toplantının.", X Kişi: "Ee geç orda otur
bir yerde, o senin toplantın başlarsa geçersin.", İhsan: " Oldu tamam anladım dayı sağol"
dediği,
Tape:3913, 11.03.2008 tarihinde X Kişi ile görüşmesinde özetle;İhsan: "...bu Mustafa
ÖZTÜRK var ya bu şeyin sahibi", " O bana biraz JİTEM havası yapan çocuk var burada
onlarla toplantıdalar.", "...bir kumpas kuruyorlar etrafımda gene bu ıı.. ne diyorlar benim
evlendiğim kadının ekibi ama" , X Kişi: "Oraya gelmem mi gerekiyor", İhsan: "Onu
düşünüyorum da ama ıı.. şey yok ne diyorlar senin başını belaya sokmayayım. Şimdi ben
onları takip ediyorum, gözetliyorum ne yapacaklar diye de çünkü o Ayşe Nazmiye UÇA..........
ya yardım eden tayfa şu an burada." , ".. beklemediler benim buraya geleceğimi herhalde,
bakalım acayip bir kumpas kuruluyor gene ama, bakalım nedir Her neyse.", X Kişi: "Gelmem
gerekiyorsa geleyim.", İhsan: "Yok abi nolcak ki. Adam burada silahı çıkarıp sıkarsa
sıkıcaklar. Sıkmazlarsa he he ne bileyim yani bakalım ne olacak, m... ama baya rahatsız
oldular. Baya rahatsız oldular bakalım. Sen beni bi 15 dakka 15 dakkaya bir ara veya 10 dakka
10 dakkaya bir ara oldu mu, Şey çıktı mı bir Ayhan hanım gelmişti ya ziyaretimize", X Kişi:
"Bir şey olursa çaldır." dediği,
Tape:3914, 13.03.2008 tarihinde Faruk ile görüşmesinde özetle;İhsan: "..ben çıktım
toplantıdan" , "Şeydeyim işte bu Ulusal Kanalın orda bir çıkış var ya bu ana caddeye..." , "Şey
yapabildin mi ölçümü alabildin mi sen", Faruk: "Aldım aldım. Hesabını da yaptım 120 küsur.",
İhsan: "O az ya. İnşallah kurtarır.", Faruk: " Yani 50 den, yani senin yaptığın 5 ten
hesapladığım zaman 18 gibi bir rakam çıkıyor." , " Yani masraflar filan cartlar curtlar, kurtarır
yani.", İhsan: "Evet. Iıı.. şey. Sen söyle. Önceki haber müdürleri, benim numarayla beraber
tüymüş gitmiş.", "Adamlar şey ya. ben ne bileyim. Yani hakkaten milleti biraz anlıyorum ama
kimse beni anlamıyo. Iıı. Yani ne diyorlar. Birileri beni Fethullahçı sanıyo, birileri beni JİTEM
zannediyo, birileri beni MİT zannediyor., ya dur be kardeşim hiç birisi değilim. Bir tane işte
normal, biraz cesur, biraz işte korkak olmayan, ıı yurt dışında çalışmış işçi ailesinin bir tene
çocuğuyum. Biraz da deli doluyum, biraz asabiyim. Tamam mı", " Iıı.... Biraz da meraklı
Melahatim karıştırıyorum bazı yerleri. Bir şey çıktı mıydı da getiriyorum devletime teslim
ediyorum yani. Ama tabi inanmıyorlar" dediği,
Tape:3915,19.03.2008 tarihinde X Kişi (İstanbul İl Jandarma Komutanlığı adına kayıtlı
telefonla konuşuyor) ile görüşmesinde özetle; İhsan: "Ha gardaş merhaba. Bi buluşalım senle
ya, bir zaman ayır bana ya.", X Kişi: "Ya şimdi şöyle, ben sana zaman ayırayım da, ben ıı..
şimdi ben bu telefonu kullanıyorum ama ben onun görevine gelmedim.", "Önce onu
söyliyeyim. Yani o senin konun da ıı.. benim de branşım da değil, ben ondan dedim, bir
düşüneyim bakayım bizde bu işlerle ilgilenen kim var onları yönlendireyim diye.", "Ora Polis
bölgesiyse polise veya savcılıkla bir diyalog kursanız, O arkadaş için, Daha iyi olur.", ihsan:
"Vallaha öyle yapacam artık. Çünkü beni 2 buçak-3 sene önce o ben şuyum, buyum diye geldi,
buluştuk. Benden bırak bilgi istemeyi bir tane sayfa evrak bile istemedi ki
ıı.. ben yurt dışında bu konuda korunuyorum. Hakkaten korunuyorum.", "Emniyet tarafından,
daha doğrusu emniyet tarafından, daha doğrusu Alman İstihbaratı tarafından korunan kişiyim.
Çünkü öldürül, onlar o örgütün ölüm listesindeyim ben.", "Hani bunları da bırak evrakı,
televizyonlarda çıkmış bu haberler, çoktan çıktı yani Almanyada ve Türkiye'de", "Ve hala 3
senedir afedersin ıı.. şey kamu malı olduk, medyadan kaçıyorum, magazinden kaçıyorum,
benim derdim magazin değil, benim derdim, bu örgüt askeriyeye sızmak üzere ki sızıyor,
ticarete sızıyor, ıı.. anayasaya saldırı var, derdim bu evrakları bilirkişilere teslim etmek. Ben
sivil insanım ben bu yükü daha fazla taşıyamıyacağım çünkü.", X Kişi: "Evet anlıyorum. Tabi
tabi bence de adli makamlara veya ilgili kurumlara vermekte fayda var. O yüzden ben yani bu,
biz biliyorsunuz normal tayin olunca bize tahsis edilen numaralar. Onlar gidiyor, yeni
gelenlere diyorlar ki "al şu senin al şu senin" O konuyla pek ilgim alakam olmadığı için.",
İhsan: "Evet. Evet ama o uluslar arası olaylarla ilgilenen birim hakkaten beni alsın, hatta bir
odaya kapatsınlar, desinler ki "İhsan gel bakayım buraya", X Kişi: "İhsan ben açıklama şöyle
yapsam daha iyi olur. Yani illa askerle, Jandarmadan biriyle görüşmek istiyorsanız", "Şube
Müdürüyle olmazsa birgün bir gelin bir görüşün, o size gerekli yönlendirme yapar.", İhsan:
"Şube Müdürü şeyde mi Leventte mi", X Kişi: "Bu ha ha Maslak'taki." dediği,
Tape:3916, 22.03.2008 tarihinde X Kişi ile görüşmesinde özetle;İhsan: "Ben şu anda
Malta tarafmdayım aa Jandarmaya gidiyorum orda bi görüşmem toplantı var ondan sonra
gelip şeye gitcem derneğe gitcem", X Kişi: "Jandaraıa'da ne işin var ya", İhsan: "Ara sıra
gidiyorum oraya ben ya", "Ara sıra gidiyorum oraya rahatım yani bu konularda", X Kişi:
"Tamam oldu tamam oldu konuşuruz" dediği,
Tape:3917, 22.03.2008 tarihinde Orhan ile görüşmesinde özetle;Orhan: "Sizle
görüşmek istiyordum bu vazo için", İhsan: "Efendim ben şu an Maslak'tayım aa" , "Oraya
gelmem herhalde benim 1 saati anca 1 saati bulur" dediği,
Tape:3918, 22.03.2008 tarihinde Ayşe Ceylan GEÇYOL ile görüşmesinde özetle;
İhsan: "Bi 40 dakkaya falan orda olması lazım ee hani bi yaşlı bi amca var sakallı hatırlıyor
musunuz geçen gelmişti Osman bey" , "Onu onu aa biz geç kalırsak içeriye al", "Hani onun da
yanında otur yalnız bırakma", Ayşe Ceylan: "O geçen gün geçen gün gelen bey", İhsan'm
Benim odama al ama yalnız bırakma" dediği,
Tape:3919, 25.03.2008 tarihinde Faruk ile görüşmesinde özetle; İhsan: "...şeye
odaklansın abi gazeteci Sedat var ya", "Ona odaklansın ha çok acil", Faruk: "Hı hı tamam",
İhsan: "Çünkü kaç mesaj geldi ee o adamın vakti geldi .... Savcılığa baş vurmam lazım ve",
"Yaptığı pisliği çok net bir şekilde ortaya çıkarmam lazım", "Sedat burda önemli biliyorsun",
"Oldu hadi odaklan ona", Faruk: "Tamam canım" dediği,
Tape:3920, 31.03.2008 tarihinde Ayşe Ceylan GEÇYOL ile görüşmesinde özetle;
İhsan: "...benim büromda hani bu kendi özel evraklarımın olduğu bir plastik mavimsi
akarteyon gibi çanta vardı ya hatırlıyor musun", "Şimdi o dosyanın yanma gitsene sen benim
odaya doğru", Ayşe Ceylan: "Tamam gittim yanındayım", İhsan: "Onu lütfen şu an oturduğun
yere al eline al oturduğun yere koy ve hep senin yanında olsun oldu mu", "Ona Faruk
yaklaşmasın ellemesin" dediği,
Tape:3922, 07.04.2008 tarihinde İlkay ile görüşmesinde özetle; İhsan: "Şimdi telefon
geldi hiç beklemediğim birisinden uzun zamandır. Iıı.. İbrahim DURUL diye birisi var.", "Hep
bahsediyordum ya Jandarma İstihbaratındaki Yavuzla Ayşen'in arasındaki para
trafiği, konuşma trafiğini sağlayan kişi diye", "O kişi aradı beni. Arama saati hangi........işte o
numaradan aradı. Iıı.. A Ne U İbrahim diye kaydetmiştim zaten. Aradı, oba (aba) altından sopa
gösterdi.", "İşte, binanın etrafında dolaşıyormuşsun, yanında adamlarla gelmişsin diyor.", "Şey
var ya hani çete, çete benzetmesi var ya bana mafyaymışım ve saire.", "O daldan takılıyor. İşte
o komşuyu Arzu hanımı rahatsız etmişsin diyor, hani taziye ziyareti rahatsız olarak
görülüyor.", "Iıı.. yani ben bunu, şunu çıkarıyorum bu sonuçtan ıı.. demek ki ne beni nerden
neyi deşmeye çalışcamı, nerde ne bilgi almaya çalışacağımı hani bir şeyleri

^t-

aydınlatmak için. Tabi onlar da biliyorlar.", "Çünkü kendileri biliyor nerde nasıl iz
bıraktılar veya nasıl bir davranış bıraktılar.", İlkay: "Arzu hanım mı acaba aradı da haber
verdi nasıl oldu acaba", İhsan: "Evet evet çünkü yoksa Arzu hanımı aradığımı ıı.. çünkü
şey diyor. Zaten benim telefon kayıtlarım şey altında hani tab kayıtlan yapılıyor.",
"Demiştim birkaç kere, hem de benim güvenliğim için bu ve ıı.. nasıl diyeyim normalde
bilemez yani Arzu hanımı taziye ziyareti için aradığımı, telefon numaramı bıraktığımı
bilemez çünkü bunları da bana telefonda söyledi."dediği,
Tape:3923, 09.05.2008 tarihinde X Kişi ile görüşmesinde özetle;İhsan: "Aa ya
burda ee şu an gündemde olan iki tane kişi var bir de ben vanm üç gündemde olan kişi ee
sosyal anlamda bir faaliyet yapacak ve bu da bu Ergenekon destanını içeriyo yani
....Ergenekon olayı var ya basında ve gazetede .... destanını içeriyo yani bu üç tane", X
Kişi: "Tamam bana mesaj at abi sen bunu mail at mail at mail adresimi gönderiyorum
görüşürüz eyvallah" dediği
Tape:3924, 12.05.2008 tarihinde X Kişi ile görüşmesinde özetle;X Kişi: "Dün dün
seni toplantıya çağıracaktım aa Jandarma Genel Komutanlığından üst düzey bir
arkadaşım geldi", "O dosyayı ben şeyden çıkardım mailden", "Onu güzel bir ara
yerleştiririm dosya halinde (bir kelime anlaşılmıyor) açamamışlar onlar onun için geldiler
İstanbul'a aa onu verdim yalnız birkaç tane soru sordular dedim ki bana ee bu şeyin
dışında soru sormayın ben yüzeysel biliyorum ama hazırlıklannızı bitirin o kardeşimizi
dedim getiririz o şeyin başına geçiririz", "O o çok dedim şeyde geliştire biliyo kardeşim
dedim bana birkaç soru sordular mesela dediler ki manuel kumanda edildiğinde ee ne
kadar mesafede kumanda edebiliyoruz", "Ben dedim ki perhes olması lazım onun" ,
"Onun cevabını veremedim tabi ben", İhsan: "Onlar işte tefarruatta ince şeyler onlar
dedim ya", X Kişi: "Ha teknik teknik konulan dedim bizim yeğenle konuşursunuz dedim
o şekilde şu anda dün akşam gittiler kardeş onlar", "Telefon bekliyorum belki Ankara'ya
gitme durumumuz var haberin olsun tamam mı kardeşim", İhsan: "İnşallah dayı bi yol
açılsmda inşallah dayı", X Kişi: "Sen hiçbir yere şey yapma kardeş hiçbir yerle ilgilenme
tamam mı gerekeni ben yapacam o evle de ilgilenme pek onu daha sonra..." , "Yani hiç ee
komutanın dediği gibi davran hiç bir şey bilmiyorum hatırlamıyorum", "Yani biz seni
şöyle bi bi yere oturtturayım ben ondan sonra ee rahatsız edecem yani", "Dosyayı
beğendiler ee Jandarma kullanacak onu yani tamam mı dayıcığım", İhsan: "İnşallah dayı
vatan için çok iyi olur", X Kişi: "Ben biraz şey konuştum biliyor musun dedim ya
geçmişte de bunu getirdik", "Başkalanna teslim ettiniz yani şu ee bizim dışanya bağımlı
olmamıza gerek yok dedim yani", "Aslan gibi dedim yetişen kardeşlerimiz var", "Bunu
geliştirebiliyo daha şekilde yapabiliyo ben birkaç tanesini söyledim onlara", "Ama teknik
konularda dedim yani o brifing şeklinde verir dedim", "Jandarma Jandarma Genel
Komutanlığı tamam", İhsan: "İnşallah dayı haber bekliyorum" dediği ( Burada şüpheli
İhsan GÖKTAŞ'm tasarladığı iddia edilen GÖKTAŞ GÖZCÜSÜ adı verilen bir kayıt
cihazından bahsedildiği değerlendirilmektedir)

e)- MSN görüşmeleri


Şüphelinin kullandığı isaakhimmelstein@hotmail.com ismi ile Delerium Tremens
ismini kullanan Aylin isimli kişi ile yaptığı görüşmede ; İhsan: ".....................nerden bilsin ki
kendisine düzenlenmiş suikastın bir çok kez engellendiğini,bilemez!,burada ben bir villa
içinde 3 katlı ARGE bulunduruyorum,birçok benim yaptığım bilinmeyen işlerim
var,yammda onun formatmda kişiler var,Ankara'ya çok gidiyorum görev! Anla artık!!!
bende sağcı solcu şu bu yok, az konuşup çok is bitirenler var etrafımda ..."..., Aylin: "ulu
orta yazmışsın ajan olayını", ihsan: "google dolu saten,site girenler de anlamayacak
kadar salak değiller ,önceden bilsinler ki kuracağım ekip ,sonradan duyup
kaçmasmlar,yoksa bütün ön çalışmalar boşa olur,saten bana yiğit lazim yiğit,özellikle
dile getirdim tesadüf değildi,bu çoğu kişiyi güçlendirecektir,Komutan var işin içinde
diyeceklerdir,şaka maka kapasitem çok yüksektir
benim.ben o örgütün INTERCONTINENTAL PARA SCHEFİ VE OFFICE FOR SPECİAL
AFFAİRS CEO ( ÖZEL KONULAR OFİSİ ULUSLAR ARASI BÖLÜM ŞEFİ VE ÜST
DÜZEY YÖNETİCİSİYDİM) suydum, "ben şu an dünyanın en büyük salaklığını yaptım
biliyormusun sana ,seni 999 yıldır tanıyormuşum gibi bu politkl hassas durumda cart diye çok
özel resimler gönderdim... o resimler le sen beni çok fena s.. .sin",
Şüphelinin kullandığı isaakhimmelstein@hotmail.com ismi ile
irfanyildizl964@hotmail.com ismini kullanan İrfan YILDIZ isimli kişi ile yaptığı 16.12.2007
tarihli görüşmede ; İhsan: "Dün KM (Kuvayı Milliye) de darb edildim, ama kontroll
bende...,daha sonra neler oldu dilden anlatmm, 3-4 gün kaldı, medyada gümlüyor herşey,şu an
da ordayım" , 'hz.isa" gece 6 gibi geldi uyuduğum koltuğa çay yap lan dedi...,ters teptim
boğazımı var gücüyle sıktı biraz da yumrukladı....,ben hiçbir şey yapmadım! gerek te yoktu
ağır darp edecek kadar gücü yok...,kafasıda esrar lıydı zaten..,biraz morluklar var ve sesim gitti
hava borusunu sıktığı için..,yani, itat etmeyende suç değilmi..,güzel oluşumlar var inşallah km
temizlenecek", İrfan: "adamlar ot çekiyor devamlı normaldir, birisi gaz verdimi tamam", İhsan:
"dernek yönetimi ni kuruyorum gizliden",İrfan: "kahraman geldimi km ye", İhsan: "bir hareket
ile ördüre bilme imkanım vardı o an, ama amacım daha büyük bir iradeye hizmet etmek...bir
anlık emosyonal hareket ile işi bitirmem...,evet ben yok iken gelmiş, ailesi ona problem
yapmışlar ve gelmesini engelliyorlarmış...", İrfan: "kedini yakmaya gerek yok hiç bir zaman,o
hüseyinin en büyük yardımcısı idi orada", İhsan: "ondan ne derece dikkatli olmam gerek,
birkere gördüm eğer gördüğüm kişi oysa eğer??,uzun boylu, yakışıklı siyah saçlı bir kişi mi?
dikkat çekici uzun boyu var ve zayıf, ttarif ettiğim o kişi midir", İrfan: "hüseyin birşey
diyormu", İhsan: "yok o beni yanında istiyor,"beni scientology ye o sokmuş, onun güdümünde
yapmışım" senaryasu peşinde..,uzun adamları indirmek daha kolay,beden yapıları baştan
fisiksel desavantaj veriyor onalara.. ,yüzden orta boy ile ben çok memnu num,çok spor
müdahelelere katıldım." , "abi burda ibrahim demirhan/kan diye birisi geldi!!,arabasında silah
bulunmuş gazeteye çıkmış ve birkerede ayağından vurulu KM ye gelmiş", "şimdi hüseyin ile
yukarda kulis yapıyorlar,kısa boylu evet ve agresif birisi,bilgi varmı?,2kişi geldiler..", "bilgi
varan abi",İrfan'm evet hüseyinin yanında idi daha önce ve kavgalı aynldı",İhsan: "burada bu
ölüm kalım olayı, ve mevzubahis Kuvvayı Milliye dir...,anladım,anlan bana karşı kurma
ihtimali nekadar? , ibrahim neci,neyapar ", İrfan: "bir yazar var Ali ÖZOĞLU diye onunla
beraber hareket eder bu ibrahim, geçinmesi zor biridir", İhsan: "durşu?MHP mi?,nerden
kilitleye bilirim yani",İrfan'm "orayı ele geçirmeye çalışacaklardır.,sol", "şimdi Ali
ÖZOĞLU ile beraber, bu Ali yazar, orada kitapları vardır,ben uzun zamandır
görmüyorum,valla içerenköyde takılıyordu ama takip etmedim", İhsan: "Devlet de görevi
varmıü,polis, asker, vesaire...,diğer kanaldan haber verdim ben,duruma göre ekip
hazırlandı", "ipini çekeceğin burda mesihin az kaldı."., İrfan: "ibrahim
oralardamı",İhsan: " yok kayboldu,birdaha gelrnedi",İrfan: "o fazla gözükmez oralarda.
aralarında ne problem var bilmiyorum, ama bir değişiklik olursa çıkar herhalde piyasaya",
ihsan: "bana onun adresini versene abi .", İrfan: "içerenköyde yeşil kunduranın arkasında
öğretmen evi nin oralarda biryerde ama adresini bilmiyorum samimi değilim onla hatta
kapıştık",İhsan: "Anladım abi o Ulusal Kanaldaki Perincek ile ortamı var mı", İrfan'm
"Var",İhsan: "Ne derece,Perincek İhsan'ı iyi bilir",İrfan: "Ama çok bilmiş birisi, kendini
beğenmiş.,Perincek' le bu yazar Ali ÖZOĞLU vasıtası ile bağlantısı var sanırım, belki direkt
olabilir,orada o yazarın kitabı vardır adı ŞİFRE ÇÖZÜLDÜ olması lazım",İhsan:
"Perincek'in cebi cebimde..abi..,onun la bağlantısı varsa bu Perincek' i bağlar" dediği,
Şüphelinin kullandığı isaakhimmelstein@hotmail.com ismi ile
irfanyildizl964@hotmail.com ismini kullanan İrfan YILDIZ isimli kişi ile yaptığı 27.12.2007
tarihli görüşmede ;İhsan: "KM yi devirmek üzeriyim.,kadroyu yeniden
kurdum.,TV den seyredersin darbemi.......,insallah faydam' dokunur sana da o zaman, harbi
samimi birisini benziyorsun... şartların iyi olsa dahâçok yardım edeceğini biliyorum.,0 zaman
inşallah 2008 de görüşürüz. Saygılarımla" , "Nadide Sultan ile görüştüm, program yapacağız
beraber.,kabul etti. sadece Flash TV yi ayarlamam gerekiyor, büyük ihtimal ile kabul
ederler,program başı 5 ila lObin ytl her hafta, o zaman hemen yanmdayım,oldugu an
yaşayarak göreceksin,Mustafa bey de dialoglannı sagolsun bana açıyor,çmaraltı nın sahibi",
İrfan: "sen biliyorsun cebinde para olmayınca sokağa bile çıkamıyorsun. senin gibi tek başıma
olsam sorun değil, bende 3 çocuk var ve kirada oturuyorum, bu yüzden el kol bağlı ve yavaş
hareket ediyorum mecburen,sen oradan bir çıkış yakalarsın inşallah",İhsan: "olacak abi. cok
yoğun tempodayım, ..Erhan bekle diye cok aylarımı yedi,asker masker dedi, ortada affedersin
s..k kaldım sonra",İrfan: "kendine dikkat et o ihtiyar Ural dan ses varmı yoksa hala
kayıpmı",İhsan: "O halen kayıp, ama ters adama ters iş koydu gitti,bu onun son oyunuydu.",
İrfan: "valla orada zemin ıslak herzaman dikkatli olmak lazım", İhsan: "Allah Taksiratını af
etsin!!!!,uralm yaptıklarını Rapor ettim.", İrfan:" sen orada sağlam dur. hüseyin i de hafife
alma" , İhsan: "hüseyin bir latife onu hiç hafife alırmıyım ben...,bana ne söyliye bilirsin
hüseyin üzerine samimice!!!,kimin adamı!,kime çalışyor!,neden KM1919 bukadar rencide
ediyor!,neden islam ile bukadar oynuyor!,Fikri karadağ, dediğimi harfiyyen yapıyor.,emir
komuta tıkır ctıkır işliyor.", İrfan: "orayı imar eden o. bunu biliyorum, oranın tüzüğü Selimiye
de hazırlandı bunu biliyorum",İhsan: "selimiye dekiler kim , iste ettirdim Fikri'yi evrakı dün
teslim etti bana.",İrfan'm"Fikri herşeyi biliyor sana konuşmuyor mu" İhsan: "Anlattığı şeyler
var, bunları doğrudur diye şartlanmıyorum ben,Hüseyin'in arkasında bizim Türk askerimizin
durmadığı belli,ya Amerika yada Mit...den düşman yardakçıları var,topunu sk...ceğim.",İrfan:
"belki öyle yola çıkılmıştır ama adamlar sapıtınca planlar suya düştü herhalde" dediği,
Şüphelinin kullandığı isaakhimmelstein@hotmail.com ismi ile Vı Her saadet
yapma, her şeref piç. Her şeyin ihtidası ahiri hiç.: ismini kullanan Merve isimli kişi ile
yaptığı görüşmede ; İhsan: " şu an Ankara'ya çok gidiyorum,bu aralan yani,prof, dr. 1ar ile
özel seminerler veriyorum,yani onarla,ben prof değilim ama benden öğrenmek istedikleri
şeyler var irade dışı hipnoz yöntemi konusunda,Jandarma istihbarat felan yani...,belki birgün
kafe içeriz ankarada olmaz mı?, Merve'nin "istanbulda nerede kalıyorsun" dediği, İhsan: "3
katlı askeri bölge beldesinde..,bir müstakil binada,home ofis yani" dediği,

f)-Diğer Şüphelilerle olan Örgütsel İrtibatı;


Soruşturma kapsamındaki kişiler ile telefon karşılaştırmaları;
Mehmet Fikri KARADAĞ,Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ve Ayşe Ceylan
GEÇYOL'un telefon ve sim kart rehberlerinde kendisinin cep telefonu numarasının,
Kendisinin telefon ve sim kart rehberinde ise Kemal KERİNÇSİZ, Mehmet Fikri
KARADAĞ,Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ve Sevgi ERENEROL'un cep telefonu
numaralarının kayıtlı bulunduğu tespit edilmiştir.
Kemal KERİNÇSİZ'e göndermiş olduğu "İhsan" isimli Win Rar Zip'li dosyada
Scıentology Tarikatı hakkında yurtiçi ve yurt dışı bağlantılarını anlatan resim formatmda
dosya ve gazete kupürlerinin olduğu 40 Sayfalık belge olduğu tespit edilmiştir.
İhsan GÖKTAŞ'm kullanmakta olduğu 05398725788 nolu GSM hattının 01.01.2000
den itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm kolluk
tarafından yapılan analizinde;
Mehmet Fikri KARADAĞ' m kullandığı 5358881514 nolu Telefon hattı ile 15 k Oğuz
Alparslan ABDÜLKADİR' m kullandığı 5378786138 nolu Telefon hattı ile 22 Sevgi
ERENEROL' m kullandığı 5323678060 nolu Telefon hattı ile 4 Mehmet Fikri
KARADAĞ' m kullandığı 5396550456 nolu Telefon hattı ile 10 Ayşe Ceylan GEÇYOL'
m kullandığı 5427120047 nolu Telefon hattı ile 127 Kemal KERİNÇSİZ' m kullandığı
5332949190 nolu Telefon hattı ile 2 kez görüştüğü
belirtilmiştir. ^ „ _- >-v. ..
g)-Diğer Şüpheli ve Tanık Beyanları;
Ayşe Ceylan GEÇYOL; İhsan GÖKTAŞ ile derneğe üye olmak için gediğinde
tanıştığını, kendisinin aynı zamanda Kuvayı Milliye gazetesi çıkartmak istediğini, bu
düşüncesini Hüseyin GÖRÜM'e,kendisine ve orada bulunanlara zaman zaman söylediğini,
Kasım ayından itibaren ortalama olarak her gün derneğe gidip geldiğini, oturduğu yere dernek
binasına uzak olması yüzünden son 1-2 aydır da dernekte yatıp kalkmaya başladığını, derneğe
geldiği zaman Hüseyin GÖRÜM'ün ona istihbarat görevi verdiğini,bu istihbarat görevinin
derneğe gelen üyelerin kim olduklarını araştırma işi olduğunu, İhsan GÖKTAŞ'm Hüseyin
GÖRÜM'e bu istihbarat ile ilgili bilgi verdiğini görmediğini, ancak zaman zaman
konuştuklarını duyduğunu,beyan etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ ; İhsan GÖKTAŞ'm kendisi dernekten ayrıldıktan sonra
dernekteki faaliyetleri anlatmak için yanma gelen bir kişi olduğunu, telefonla ve yüz yüze
görüştüklerini,beyan etmiştir.
Sevgi ERENEROL ; İhsan GÖKTAŞ'm Kemal KERİNÇSİZ'in yanma geldiğinde
kendisinin de orada bulunduğunu, bir kez görüşerek tamştıklannı,kendisinden Scientology
tarikatı ile tv programına birlikte çıkmalarını istediğini, çünkü kendisinin bu tarikatın
Hrıstiyanlıkla hiçbir ilgisinin olmadığını söyleseni istediğini,ancak programa
çıkmadıklarmı,beyan etmiştir.
Hüseyin GÖRÜM ; İhsan GÖKTAŞ'ı derneğe üye olduğundan dolayı tanıdığını,
Almanya ülkesinde kaldığını, bunun haricinde bazı tarikatlar ile ilgili olduğunu bildiğini, İhsan
GÖKTAŞ'tan zihin kontrolü yapılabildiğini duyduğunu, İhsan GÖKTAŞ'm kendisine Amerika
da faaliyet gösteren SİANTOLOJİ tarikatı içerisinde 9 yıl kaldığını, bu örgütün bir makine
vasıtası ile bilinç altına istenilen şeyleri yüklediğini, hafızasına bilgi yüklenen şahsın da robot
gibi kendisinden istenilen şeyleri yaptığını söylediğini, ancak bu zihin kontrol seanslarına hiç
katılmadığını, sadece duyduğunu, İhsan GÖKTAŞ'm bu tarikatın içerisine İshak
HİLMİŞTAYN olarak girdiğini, kendisini Yahudi olarak tanıttığını, bu şekilde zihin kontrolü
yapılabildiğini kendisine anlattığını beyan etmiştir.

h)- Hukuki durumunun Değerlendirilmesi;


Şüpheli İhsan GÖKTAŞ'm Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde istihbarat
toplama faaliyeti ile görevlendirildiği iddia edilmektedir.
Şüpheli, Almanya'da doğduğunu,öğrenimini burada gördüğünü,aynı zamanda Alman
vatandaşı olduğunu,yurtdışmda iken kandmlarak Scientology adlı tarikata üye yapıldığını, şu
anda bu tarikatın Türkiye gizli başkanı olan kişi ile zorla evlendirildiğini,daha sonra bu
tarikatın içyüzünü görerek deşifresi için çalıştığını, Türkiye' deki yayılma şekillerini Levent'
deki Jitem birimindeki Yavuz isimli görevliye bildirdiğini, halen bir işi olmadığını, Kuvayı
Milliye Derneğine yakalanmadan 3 ay kadar önce üye olduğunu, yurtdışına gidip gelmesi ve
bağlantılan nedeni ile dernek bakanı olan Hüseyin GÖRÜM' ün kendisine uluslararası
istihbarat sorumlusu görevi verdiğini,dernek yöneticilerinin zaman zaman toplantı yaptıklannı,
kendisini gizli görüşmelere almadıklarını, elektrik, su parası ödemeyerek kaçak
kullandıklanm,dernekte uyuşturucu işinden, alem yapmaya kadar her türlü pisliğin
bulunduğunu, dernek genel başkanı olan Mehmet Fikri KARADAĞ ile dernekteki olumsuz
işleri kendisine şikayet etmek için zaman zaman görüştüğünü, kendisinden elde edilen CD leri
ve senedi Kuvayı Milliye Demeğini savcılığa şikayet etmek için demekten aldığını, üzerinde
çıkan cep bilgisayarı ve dijital malzemelerde bulunan notlan Kuvayı Milliye demeğine gittiği
üç dört aylık dönem içinde tuttuğunu, Ergenekon Terör Örgütüne üye olmadığım savunmuştur.
Yukarıda geniş olarak özetlendiğinden aşağıda sadece ilgili bölümleri yazılı; 25.11.2007
tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Mustafa ALPAY arasında görüşmesindeki; Oğuz
Alpaslan: ".. .orada İhsan GÖKTAŞ diye bir çocuk girdi oraya yeni" ".. .bu İhsan GÖKTAŞ
kime bağlı ise buraya konmak istiyorlar, ben dedim ki burayı kimseye yar etmem ya adam
gibi kişiler olur anladın mı beni veyahut ta işte kapanıcak gideceksin bunu kimseye ...
etmeyecek dedim şimdi bunlar bu ikisi karar defterini mühürü falan almışlar ben de dün
demeği ayağa kaldırdım Hüseyin GÖRÜM'ün de haberi var şimdi bundan ben şimdi ne
yapayım pazartesiye kadar süre verdim bunlara ama yani bir taşla gidip bunların hakkında suç
duyurusunda mı bulunayım hem kapanış davası yani demekle ilgili suç duyurusunda mı
bulunayım ne yapayım" , " Abi bu İhsan GÖKTAŞ ben diyor orduyla ordu kanalı var diyor
bende diyor bir sürü bir adam daha var adını unuttum ben mesela bir ekipte olabilir oyunlarını
da bozmak istemiyorum eğer doğru bir yerlerde doğru kişilerse o anlamda soruyorum"
07.12.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki ; İhsan: "Göz göze göre
görüşsek çok iyi olur be dayı." , Mehmet Fikri: "Nedir konu İhsan'cim." , İhsan: "Dayı gerçi
onu göz göze konuşmam lazım ama niyetim iyidir dayı. Benden zarar gelmez..." 25.12.2007
tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile görüşmesindeki; İhsan: "...Çınar altı diye bir samimi
dostumun restoranmdayım. Acaba oraya gelme imkânın var mı senin şimdi." "Bir
konuşmamız lazım göz göze. Telefonda biliyorsun rahat konuşamıyorum.", Şeklindeki telefon
konuşmaları,
Yine yukarıda geniş olarak özetlendiğinden aşağıda sadece ilgili bölümleri yazılı;
Delerium Tremens ismini kullanan Aylin isimli kişi ile yaptığı MSN görüşmesindeki
İhsan: ".......burada ben bir villa içinde 3 katlı ARGE bulunduruyorum,birçok benim yaptığım
bilinmeyen işlerim var,yanımda onun formatında kişiler var,Ankara'ya çok gidiyorum görev!
Anla artık!!! bende sağcı solcu şu bu yok, az konuşup çok is bitirenler var etrafımda..."
irfanyildizl964@hotmail.com ismini kullanan İrfan YILDIZ isimli kişi ile yaptığı
16.12.2007 tarihli görüşmedeki ; İhsan: "Dün KM ( Kuvayı Milliye) de darb edildim, ama
kontroll bende...,daha sonra neler oldu dilden anlatırım, 3-4 gün kaldı, medyada gümlüyor
herşey,şu an da ordayım" , "demek yönetimi ni kuruyorum gizliden" dediği, "Devlet de görevi
varmıü,polis, asker, vesaire...?,diğer kanaldan haber verdim ben,duruma göre ekip hazırlandı",
irfanyildizl964@hotmail.com ismini kullanan İrfan YILDIZ isimli kişi ile yaptığı
27.12.2007 tarihli görüşmedeki ;İhsan: "KM yi devirmek üzereyim.,kadroyu yeniden
kurdum.,TV den seyredersin darbemi......" "olacak abi. cok yoğun tempodayım, erhan bekle
diye cok aylarımı yedi,asker masker dedi, ortada affedersin s..k kaldım sonra" "Allah
Taksiratını af etsin!!!!,uralm yaptıklarım Rapor ettim." "...Fikri KARADAĞ dediğimi harfiyen
yapıyor.,emir komuta tıkır ctıkır işliyor." , İrfan'm "orayı imar eden o. bunu biliyorum, oranın
tüzüğü Selimiye'de hazırlandı bunu biliyorum"
l
A Her saadet yapma, her şeref piç. Her şeyin ihtidası ahiri hiç.: ismini kullanan Merve
isimli kişi ile yaptığı görüşmede ; İhsan: " Şu an Ankara'ya çok gidiyorum,bu aralan yani,prof,
dr. 1ar ile özel seminerler veriyorum,yani onarla,ben prof değilim ama benden öğrenmek
istedikleri şeyler var irade dışı hipnoz yöntemi konusunda,Jandarma istihbarat felan yani..." ,
Merve'nin "İstanbul'da nerede kalıyorsun", İhsan "3katlı askeri bölge beldesinde..,bir müstakil
binada,home ofis yani"
Şeklindeki MSN görüşmeleri, içeriğinden ; ^ v
Şüphelinin ,Ergenekon Terör Örgütünün Kuvvai Milliye Derneğindeki yapılanması ile
ilgisinin savunması gibi sadece bu derneğin bir üyesi olmakla sınırlı olmadığının açıkça
anlaşıldığı, Kuvayı Milliye Derneğinin sadece yasalar çerçevesinde kurulup tüzüğüne uygun
faaliyet gösteren bir dernek olmadığını bildiği, örgütün hiyerarşik yapısı içerisinde kendisine
istihbarat toplama görevi verildiği, dernek tüzüğünde de yer almayan ve yasalara da uygun
olmayan bu görevi kabul ettiği, nitekim kendisinden buna ilişkin dernek görev kartı ele
geçirildiği, aynı zamanda örgüt içi istihbarat yaparak yine örgütün gizlilik prensibi içerisinde
Mehmet Fikri KARADAĞ'a bildirdiğinin kendisinden ele geçirilen notlar ve yukarıda yazılı
telefon görüşmeleri ile sabit olduğu anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ile şüphelinin Ergenekon Terör Örgütüne üye olduğu yönünde
hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe oluşturan delillerin bulunduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli İhsan GÖKTAŞ'm eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

84-ŞÜPHELİ RASİM GÖRÜM a)-


Emniyet ifadesinde
Halen Hendek ilçesinde taksicilik yaptığını, herhangi bir sivil toplum kuruluşuna üye
olmadığını , yeğeni Fatih Enes İLKAY adma kayıtlı 0 538 560 58 98 nolu telefon hattını
kullandığını, kendi adma kayıtlı 0 536 704 60 80 nolu telefonu ise eşi Mehtap GÖRÜM'ün
kullanmakta olduğunu,
Hüseyin GÖRÜM'ün amcası olduğunu, 2005 yılında babasının ameliyat olduğunu, amcası
Hüseyin GÖRÜM'ün babasını ziyarete geldiğinde yanında bir şahıs olduğunu, bu şahsı Fikri
ALBAY olarak tanıttığını, bu şahısla bir kez burada görüştüğünü ve başka bir görüşmelerinin
olmadığını, Kahraman ŞAHİN'in 2006 yılı içersinde kendisini bir kez telefonla
aradığını,telefonunu Hüseyin GÖRÜM'den almış olabileceğini, amcası Hüseyin GÖRÜM'ün
kendisiyle görüşmek istediğini niye aramadığı sorduğunu, kendisinin de sen kimsin sana mı
soracağım diyerek telefonu kapattığını, bu şahısla başka bir görüşmesi olmadığım, Raif
GÖRÜM ve Yusuf GÖRÜM'ün de amcaları olduğunu,
Yaklaşık 3 veya 4 yıl önce halası Türkan GÖRÜM' ün kendisini sünnet düğünü var
diyerek fotoğrafta bulunan yerlere götürdüğünü, düğüne katılan şahıslardan, Hüseyin
GÖRÜM, Özgür GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN dışmdakileri tanımadığını, bu düğünde 30-40
kadar kişi olduğunu, düğünün yapıldığı mekanın neresi olduğunu hatırlamadığmı,kendisine
gösterilen fotoğrafların sünnet düğününde çekildiğini,
Türkan GÖRÜM'ün " Yaklaşık iki yıl önce kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün çevresindeki
arkadaşları ile bir gezi düzenliyoruz, önemli kişiler katılacak, senin için de bir değişiklik olur"
diyerek kendisini davet ettiği, birlikte 4-5 araçla bu toplantıya gittikleri,Şile ilçesinde bulunan
Karaca Ali Paşa türbesini ziyaret ettikleri şeklindeki beyanının sorulması üzerine ; Bu geziyi
kendisinin sünnet düğünü olarak bildiğini, o tarihte amcam Hüseyin GÖRÜM ile birlikte çelik
konstrüksiyon işi yaptıklarını, ara sıra bu işten dolayı İstanbul'a gidip geldiğini, uzun süre
kalmadığını, Ancak Kuvayı Milliye derneğine hiç gitmediğini,
Raif GÖRÜM'ün kendisine gösterilen Şile gezisinde ve Maltepe'deki fabrikada çekilen
fotoğraflardaki şahsı Yasin GÖRÜM olarak teşhis ettiğinin sorulması üzerine ; Fotoğraflardaki
resmin kendisine ait olduğunu, fotoğrafın çekildiği yerin Pendik'teki çelik konstrüksiyon işi
yaptıkları yer olduğunu, kendisin gittiğinde bu kalabalığın kuru fasulye ve pilav yenilmiş ve
kalkmak üzere olduklarını, kendisini de, fotoğrafa dahil olduğunu, fotoğraftaki diğer şahıslan
tanımadığını,
Osman YILDIRIM'm 17.04.2008 Tarihinde Tanık Olarak Vermiş Olduğu İfadesinde
"Bana gösterilen fotoğrafların tamamını incelediğimde Cumhuriyet Gazetesine atılan
bombaların bana İstanbul Ataşehirde bir evde Muzaffer TEKİN tarafından teslimi sırasında
Muzaffer TEKİN'in "Oğlum diğer odadan git bombalan getir" demesi üzerine 3 adet bomba bu
kişi tarafından getirildi, bu şahsın adını bilmiyorum ancak ikisini benim aldığım birisini ise
Alparslan ARSLAN'm aldığı bombaları getiren genç 25 yaşlarında birisi olup, fotoğrafların
tamamında görülmektedir. Bu şahıs üzerinde açık renk ceket bulunan siyah sıfır yaka bir
kıyafet bulunan kişi olup 21 sıra numaralı fotoğrafta tek başına gözüken kişidir. Diğer
fotoğrafların tamamında da bu şahıs bulunmaktadır. Örnek olarak 7 sıra numaralı fotoğrafta iş
adamı Kuddisi OKUR'un ayakta durduğu sırada sağ tarafında oturan kişi, 14 sıra numarası
verilen fotoğrafta sol köşede gözüken açık renk takım elbiseli ve sıfır yaka siyah tişört giymiş
kişidir." Şeklindeki beyanının sorulması üzerine ; Kendisinin ne Osman YILDIRIM'ı nede
Muzaffer TEKİN'i tanımadığını, bu olaydan kesinlikle haberinin olmadığını, iftira olduğunu,
ancak fotoğraflardaki, şahsın kendisi olduğunu, kendisinin 2-3 yıldır İstanbul'a gelmediğini,
Ataşehir'i de bilmediğini, Kuddusi OKKIR isimli bir şahsı da tanımadığını,
Osman YILDIRIM'm aynı ifadesindeki "Bu kişi bombaların bana teslim edildiği
toplantıda ve bir öncesinde yapılan Cumhuriyet Gazetesine bomba atılması teklifinde
bulunulduğu toplantıda hazır idi." şeklinde beyanları sorulması üzerine ; Böyle bir olaydan
haberini olmadığını, iftira olduğunu,
4018no Tu iletişim tespit tutanağı okunup sorulduğunda; görüştüğü kişinin Cihan
isimli taksi durağından tanıdığı taksici arkadaşı olduğunu. Fikret GÜNDÜZ'ü
tanımadığını, Bu şahsı kendisine Cihan'm sorduğunu, ancak kendisine sorulan Fikret
GÜNDÜZ isimli şahsı tanımadığını, tanımadığı içinde gerçekten tanımadığını
söylediğini. Daha sonraki yüz yüze görüşmesinde kendisine İzmit'te yemek fabrikası
olan eniştesinin tanıdığı bir şahıs olduğunu bu şahsında ERGENEKONDAN alındığını
gazetelerden öğrenmesi üzerine arkadaşı Cihan ERGEZER'in kendisini arayarak
sorulan görüşmeyi yaptığını.
4019no'lu İletişim Tespit Tutanağı okunup sorulduğunda: Bu görüşmeyi yapmış
olduğu şahsın Muğla Bodrum Turgutreiste bulunan yazlık evinde oturan kiracısı
Mehmet GÖNCÜ olduğunu. Bu yazlığının iki katlı olduğunu bir katında bu şahsın
kaldığını, bu şahsın kira olarak ayda 500 YTL gönderdiğini, görüşmede bahsi geçen
konunda o tarihteki
geciktirdiği kira hakkında olduğunu. Evinin üst katında da başka bir kiracısı olan Atakan.........
isimli şahsın oturduğunu bu şahıstan da aylık 700 YTL. Kira aldığını, bu yazlığı 2004 yılında
Suat KERKÜKLÜ isimli o tarihlerde amcası Hüseyin GÖRÜM'ün ortağı olan şahıstan
aldığını. O tarihlerde amcası Hüseyin GÖRÜM'ün bu şahısla birlikte yapacakları süt işi için
paraya ihtiyacı olduğunu söyleyerek kendisinden borç istediğini. Önceki tarihlerde biriktirdiği
90.000 YTL. parayı kendisine verdiğini. Ancak işlerinin bozuk gitmesinin sebebiyle bu parayı
kendisine geri ödeyemediklerinden yukarıda bahsi geçen yazlığı kendisine devir ettiklerini
beyan etmiştir.

b)-Saveılık ifadesinde
Kolluktaki ifadesini tekrar ettiğini, soruşturma kapsamındaki kişilerden Yusuf GÖRÜM
ve Hüseyin GÖRÜM'ün amcası olduğunu, Raif GÖRÜM'ün ise şu anda ismini hatırlayamadığı
diğer bir amcasının oğlu olduğunu, Mehmet Fikri KARADAĞ'm babası Enver GÖRÜM
ameliyat olduğunda amcası Hüseyin GÖRÜM ile birlikte Hendek'teki evlerine ziyarete
geldiğini, orada tanıdığını, Kahraman ŞAHİN'i yüz yüze hiç görmediğini, ancak Kahraman
ŞAHİN'in kendisin bir kaç kez telefonla arayarak "Neden amcası olan Hüseyin
GÖRÜMÜN'ün yanma gelmediğini, neden arayıp sormadığını" söylediğini, kendisinin "Ben
de amcasını arayıp aramayacağını kendisinden öğrenmeyeceğini" söylediğini, kendisinin
telefonunu Hüseyin GÖRUM'den alttîîş^labîleceğini,
Daha önce İstanbul Maltepe semtindeki Boğaziçi Yazılım Taahüt ve Dış Ticaret Ltd.
Şti. ortağı olduğunu, diğer ortakların Selma BAYDAR ve Cemal KALDAN olduğunu, bu
kişileri daha önceden amcası Hüseyin GÖRÜM aracılığıyla tanıdığını, Şirket faaliyeti olarak
çelik konstriksiyon işi yapmak için kurduklarını, 7-8 ay faaliyette bulunduklarını, bu sırada
Hendek'te bulunduğunu, ancak şirketin bulunduğu İstanbul Maltepe'ye de gelip gittiğini, şirket
bürosunu Hüseyin GÖRÜM'ün kendine ait bir büro şeklinde kullandığım ve buranın "tır
kasasına benzer konteynmn" hemen yan tarafında bulunduğunu, 10 veya 11 işçi
çalıştırdıklarını, Hüseyin GÖRÜM'ün şirkette resmi ortaklığı olmamasına rağmen kendisine
yardımcı olduğunu, bundan dolayı kardan payda aldığını, zaman içerisinde diğer ortakların
işten yeterli parayı kazanmadıklarını söylediklerinden şirketten ayrılıp Hendek'e döndüğünü,
bundan sonra diğer ortaklarının haberi olmadan kendisini şirket ortaklığından çıkarttıklarını
öğrendiğini, ancak zaten çıkmak istediğinden dolayı önemsemediğini,
Üzerinden süre geçtiği için hatırlamadığını ancak İstanbul İçerenköy'de oturan halası
Türkan GÖRÜM'ün kendisini kimin olduğunu söylemediği bir sünnet düğününe çağırdığını,
şu anda askerde olan diğer bir amcasının oğlu Özgür GÖRÜM'ün de geleceğini söylediğini,
Özgür ve Türkan olmak üzere Şile'ye gittiklerini, Burada Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim
ÖZCAN'm da bulunduğunu gördüğünü, diğer kişileri ise tanımadığını, bu kişilerden Mehmet
Fikri KARADAĞ'I daha sonra Hüseyin GÖRÜM'le babasını ziyarete gelince tanıdığını, ancak
o toplantıda olduğunu, burada da yemek yenilip bir mezarın başında dua edildiğini, sünnet
elbisesi giymiş bir çocuğun da bulunduğunu, sonra da geri dönüldüğünü,
Şile'de yapılan bu etkinliğe dair bu fotoğraflar gösterildiğinde; fotoğraflar içerisinde
sadece söylediği kişileri tanıdığını, buradaki İbrahim ÖZCAN'ı da Hüseyin GÖRÜM
aracılığıyla tanıdığını, İbrahim ÖZCAN'm İçerenköy de emlak işleri yaptığını,
Türkan GÖRÜM'ün bu Şile toplantısı hakkında "Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini
arkadaşları ile düzenlediği bir geziye çağırdığını, önemli kişilerin bu geziye katılacağını,
kendisinin de Rasim GÖRÜM'ü davet ettiği" şeklinde beyanı okunup sorulduğunda; Gittikleri
yeri İstanbul'u iyi bilmediği için bilmediğini ancak sünnet düğününe gittiklerini düşündüğünü,
Yine üzerinden süre geçtiği için tarihini tam olarak hatırlamamakla birlikte Şile'deki bu
etkinlikten bir kaç ay sonra Maltepe'deki şirket bürosuna gittiğinde Hüseyin GÖRÜM'ün
kalabalık bir grup ile kurufasülye pilav yediğini gördüğünü, Daha doğrusu toplantının bittiğini,
sonuna gittiğini ve fotoğraf çekilmekte olduğunu, fotoğrafa dahil olduğunu, kişilerin ne amaçla
oraya geldiğini Hüseyin GÖRÜM'e sorduğunda "kurufasülyesi meşhur olan bir yer olduğunu
oradan getirterek arkadaşlarıyla birlikte yediklerini" söylediğini, Bu toplantıda tanıdığı
kişilerin İbrahim ÖZCAN ve Hüseyin GÖRÜM olduğunu, ayrıca o zaman bahsettiği çelik
korstrüksiyon işinde çalışan iki işçinin de olduğunu, Bunların fotoğrafta İbrahim ÖZCAN'm
sağında ve solunda çömelmiş şekilde gözüken Serhat ve Murat isimli demirci ustaları
olduğunu, burada bundan başka bir toplantı yapıldığına şahit olmadığını,
Danıştay saldın olarak bilinen olaydan dolayı Mahkemece cezalandırılan Osman
YILDIRIM isimli kişinin Cumhuriyet gazetesine atılan bombalann kendisine Muzaffer TEKİN
tarafından Ataşehir semtindeki bir evde teslim edildiği, Muzaffer TEKİN'in "Oğlum diğer
odadan git bombalan getir" demesi üzerine 3 adet bombanın eşgalini verdiği kişi tarafından
getirildiği şeklindeki beyanı, bu beyan üzerine temin edilen fotoğraflardan da bu kişiyi Rasim
GÖRÜM olarak teşhis etmesi nedeniyle sorulduğunda; Muzaffer TEKİN'i tanımadığını,
bahsettiği Şile gezisinde aynı ortamda bulunduğu fotoğraflardan da görülmekte olduğunu, o
tarihte kendisini tanımadığını, bu gezide de tanıştınlmadıklannı, daha sonra bu kişinin
soruşturma kapsamında geçince gazetede fotoğraflan çıktığım ve o zaman bu kişi ile birlikte
fotoğraf çekildiğini hatırladığını, ancak kendisi ile hiç bir zaman telefon ile veya yüzyüze
görüşmediklerini, hakkında bu şekilde beyan ve teşhiste bulunan Osman YILDIRIM'ı da
tanımadığını, yaklaşık 3 yıldır İstanbul'a hiç gelmediğini, Ataşehir semtinin nerede olduğunu
dahi bilmediğini, hakkındaki bu beyanın tamamenNbır iftira olduğunu,

2410 :
4011, 4012, 4013, 4017 nolu tapeler okunup, sorulduğunda; Görüşmeleri Ferhan
ÇELİK ile yaptığını, Tamamının şaka mahiyetinde olduğunu, Konuşulan konuların
hiçbirisinin ciddi olmadığım, Kolluk ifadesinde bu konuşmaları Fatih Enes İLKAY ile yaptığı
yazılmış ise de cevabının yanlış geçtiğini düşündüğünü,
4014 nolu tape okunup sorulduğunda; Görüşmeyi Ferhan ÇELİK ile yaptığını, Kolluk
ifadesinde Fatih Enes İLKAY ile yaptığı şeklinde yanlış yazılmış olabileceğini, Konuşmanın
tamamen şaka mahiyetinde olduğunu ve görüşmede emanetten kast edilen kendisinin alacağı
olan bir para olduğunu,
4018nolu tape okunup sorulduğunda; Görüşme yaptığı kişinin aynı durakta taksici olan
Cihan ERGEZER olduğunu, İzmit'te bulunan eniştesinin yanında bulunan bir kişinin
Ergenekon soruşturmasından dolayı gözaltına alındığını söylediğini, gözaltına
alındığını söylediği Fikret GÜNDÜZ'ü tanımadığını, amcası Hüseyin GÖRÜM aynı
soruşturma kapsamında tutuklu olduğu için bu konuyu kendisine sormak istemiş
olabileceğini,
4019nolu tape okunup sorulduğunda; Görüşmeyi Bodrum'da bulunan yazlığında kiracı
olarak oturan Mehmet GÖNCÜ ile yaptığını, 2004 senesinde amcası Hüseyin
GÖRÜM, Suat KERKÜKLÜ isimli kişiyle ortak iş yaptığını, kendisinden borç para
aldıklarını, Ancak ödeyemedikleri için Suat KERKÜKLÜ'ye ait olan bu yazlığı borçlan
karşılığı verdiklerini, Ancak yinede borçlarının tamamen kapanmadığını, Halen 20.000
YTL alacağı olduğunu, Sonradan Suat KERKÜKLÜ'nün başka bir alacak olayından
dolayı öldürüldüğünü gazeteden okuduğunu, Zaten bu olaylardan dolayı Hüseyin
GÖRÜM ile aralarının açıldığını, Yanma gidip gelmemeye başladığını, 2004 senesinde
taksicilik yanında toptan gıda, araç kiralama işleri de yaptığını, Bundan dolayı
birikiminin de olduğunu, düğününden kalan zinet eşyalarının da olduğunu, Bundan
kaynaklanan para ile Hüseyin GÖRÜM ve ortağına borç verdiğini, Ayrıca o tarihlerde
eşine mirastan gelen bir para olduğunu da belirtmek istediğini, Yazlığın tapusunun şu
anda kendi üzerine olduğunu,
4020nolu tape okunup sorulduğunda;Görüşme yaptığı kişinin bahsettiği Cengiz
YAZICI olduğunu, Görüşmenin başında geçen Marmaris konusunun Cengiz tarafından
yanlış söylenmiş olabileceğini, yazlığını devraldığı kişinin öldürülmeden önce kendisi
hakkında dava açtığını, Davanın da Bodrum'da görülmekte olduğunu, Konuşulan
konunun bu olabileceğini, Bundan sonra 120 milyar çek konusunun da yeğeni Fatih
Enes İLKAY'm Cengiz YAZICI adına verdiği çekler olduğunu, Bunların anlaşma
sonucu geri alınması konusunda olduğunu, Görüşmenin devamında Cengiz
YAZICI'nm kendisine daha önce tanımadığı bir kişiden alacaklı olduğunu
söylediğinden bu konuyu sorduğunu, "bu kişinin yanma arabayla gelip gittiğini"
söylediğini bunun üzerine alacağını bu arabayı alarak karşılamasını söylediğini,
yeğeninin patronu olduğu için daha önce görüşmelerinin olduğunu, Bundan dolayı
samimiyet kurduklarını, Anlaşıldığı gibi bu alacağın tahsili için devreye girmediğini,
Sadece alacağını arabayı alarak karşılaması yönünde akıl verdiğini, Alacaklı olduğu
kişi İstanbul'da olduğu için İstanbul'a gitmesini söylediğini, orada olacağını söylemiş
ise de gerçekte gitmeyeceğini, Aynı görüşmenin devamında sahte fatura anlamına
gelecek şeylerden bahsettiğinden telefonla konuşmaması için uyardığını, Yine bunu
halledip diğer işlere yürüyücez derken yeğeni Fatih Enes İLKAY'm başka bir çek işini
daha doğrusu Cengiz YAZICI adına verdiği çek işini kastettiğini,
23.12.2007 tarihli Yusuf GÖRÜM ile yaptığı görüşme okunup sorulduğunda; Bu
görüşmeyi yaptığını, Yusuf GÖRÜM'ün amcası olduğunu, aynı zamanda kendisine Yasin
olarak ta hitap edildiğini, Bu nedenle Yusuf GÖRÜM'ün de kendisine Yasin dediğini, çelik
konstrisyon fabrikasına ait işyerinde çıkan yangından bahsetmekte olduğunu, Bu olayın
oradan ayrıldıktan aylar sonra olduğunu, Görüşmede geçen Nizam AYTEMİZ'i tanımadığını,
Bahsettiği işyeri baskınım da bilmediğini, Yine görüşmede Yusuf GÖRÜM'ün bahsettiği
Kahraman isimli kişiyi şahsen tanımadığını, Ancak bu kişinin kendisini telefonla bir kaç kez
aradığını,
15.03.2007 tarihli Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli kişi arasında geçen görüşme
okunup sorulduğunda;Hendek'te Ayhan isimli bir arkadaşının olduğunu, Soy ismini
hatırlamadığını ancak Ayhan'ın kendisine Yusuf GÖRÜM'ün herhangi bir konuda bir şey
iletmek için konuşmasını hatırlamadığını,
15.03.2007 günü Yusuf GÖRÜM ile Ramiz isimli kişi arasında geçen görüşme
okunup sorulduğunda; Görüşmede geçen Ramiz isimli kişiyi ve 85 milyar liralık işin ne
olduğunu bilmediğini,
15.03.2007 günü Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli kişi arasında geçen görüşme
okunup sorulduğunda; Görüşülen konuyu bilmediğini,
Hüseyin GÖRÜM ile Mehmet Fikri KARADAĞ arasında geçen ve başkalarının
da hazır bulunduğu görüntülü CD'nin çözümündeki Hüseyin GÖRÜM'ün Mehmet Fikri
KARADAĞ ile Hendek'te bir anlaşma yaptıkları, anlaşmayı bozanın kanının diğerine
helal olacağı şeklindeki sözleri okunup sorulduğuna;
Hüseyin GÖRÜM'ün uzun süredir Hendek'e gelmediğini, Yaklaşık 2 yıl önce
babası Enver GÖRÜM ameliyat olunca Mehmet Fikri KARADAĞ ile geçmiş olsuna
Hendek'e geldiğini, Babasının mezarı Hendek'te olduğunu, Mezarlığa da ziyarete
gittiklerini duyduğunu, Hendek'te kalmadıklarını, ziyaretten sonra geri döndüklerini,
görüntü çözümünde geçen Hendek antlaşmasının olup olmadığını, olmuş ise mahiyetini
bilmediğini, böyle bir anlaşmada hazır bulunmadığını,
Ergenekon terör örgütünü bilmediğini, Üyesi olmadığını, Muzaffer TEKIN'i
tanımadığını, Osman YILDIRIM'm iddia ettiği gibi Cumhuriyet gazetesine atılan
bombalan Muzzafer TEKİN'in talimatıyla vermediğini,beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller


Üst aramasında;
(1) adet 352545/00/258914/9 Imeı numaralı Nokia 7250İ marka cep telefonu ve
(1) adet 050415005989 3 nolu turkcell hazır kart elde edilmiştir.

d)-Telefon görüşmeleri
Tape No: 625, 15.03.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile
görüşmesinde özetle ; Yusuf: "He Yasin e söyle bu Metin berberin yanında bir Ramis
diye bir çocuk vardı onun bir işi varmış Hendek te tamam mı hı Yasin i arayacak yani
senin bu numarayı veriyorum ben aradı mı konuştur onu tamam mı Ayhan" "Şimdi bu
numarayı verdim mi sen görüş Yasin şeyle Ramis ile ne işi varsa onun Hendek te
hallediverin tamam mı" "Bilmiyorum bir problemler varmış orda herhalde bir alacak
verecek hesabı" dediği,
Tape No: 626, 15.03.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ;
Yusuf: "Sen Ayhan la görüş onlarla bir işi varmış dedim Hendek te Adapazarı nerde
işiniz", Ramis: "Bi güzel bir iş 85 milyarlık bir iş", Yusuf: "85 tamam size onlar
yardımcı olacaklar Hendek te tamam mı" "Oradan çıkartma yap yani bize de"
Tape No: 627, 15.03.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile
görüşmesinde özetle ; Yusuf: "Şimdi seni arayacak Ramis" "Bi 85 lik iş varmış
herhalde" "Gerekeni yaptın mı bizi de gör yani tamam mı" dediği,
Tape No: 629, 23.10.2007 tarihinde Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ;
Merve kapı'da bulunan fabrikanın yanmasıyla ilgili konuştukları, Hüseyin'in oradan bir
süre önce ayrıldığını ancak kirasını halen aldığını söyleyerek Yusuf: "Nizam AYTEMİZ"
"Nizam bir geceleyin 8-10 kişiyle geliyo fabrikaya, oraya yazıhaneye" "Bekçiyi güzel
bir dövüyorlar, kafasını gözünü kırıyorlar" "Hüseyinlerin bekçisi" "ondan sonra diyorlar
ki bir daha buraya gelirseniz ayaklarınızı kırarız" "Hüseyin de 7-8 kişiyi alıyor gidiyor
oraya, kahramanları var ya hani" "Nizam AYTEMIZ'in 10 tane adamı var, hepsi silahlı,
onçlan sonra diyorlar ki onlar
da Nizam AYTEMİZ bak diyor, al bu adamlarını git tamam mı? Hepsini de diyor burda
kurşuna dizdiririm diyor" dediği, ilerleyen görüşmelerde fabrikayı kimin yaktırmış
olabileceğiyle ilgili görüştükleri tespit edilmiştir.
Tape No: 4009 da kayıtlı 05.05.2008 tarihinde X Erkek Şahıs ile görüşmesinde özetle ;
" Iıı.. Dayısı hayırdır ya gözükmedin merak ettim İstanbul'dan geldim, şimdi uğradım senin
oraya, gözükmedi söylediler merak ettim hayırdır bir sıkıntı yok ya?", RASIM: " Yok bir
adada bir iş vardı da tahsilat işi, Ihı işte. Ordan şimdi geldim bende eve girdim şimdi." dediği
devamında bir süre hal hatır sorduktan sonra, X ERKEK ŞAHIS: " Yav ne güzeli oğlum yaa.
Para arıyorum işte. Onu tamamlarsam gidecem. Gidemezsem başka biri gidecek. Bir kot kot
numuneleri gönderiyorum bir de.", RASİM: " Yaa. Sen neyle gittin İstanbula?", X ERKEK
ŞAHIS: " Oğlum uçaklan gidecem dedim. Bugün İstanbula şeyle gittim Jiplen gittim, Jipi
bıraktım taksiyle geldim.", RASİM: "Hm... İyi yarın gene benim adaya gitmem lazım da onun
için sordum ne var alet var mı diye" X ERKEK ŞAHIS: "E her türlü buluruz. Tamam?",
RASİM:: İyi bakarız hadi yarın görüşürüz Allaha emanet." Diyerek konuşmanın sonlandığı,
Tape No: 4010'da kayıtlı 06.05.2008 tarihinde Fatih isimli şahıs ile görüşmesinde özetle
; FATİH'İN "Herhalde o petrolcü değil de bizim bir tane şirketten şu benim ortak olcam adam
vardı ya? Ben onlara diyordum ya onu ifadeye bizimkiler onun anasını s...cek falan filan öyle
diyodum ona, o herhalde ona bi ince misilleme mi yaptı artık bir şey yaptı. Cengiz abi aradı beni
Napıyon ne ediyon cenazen varmış abisi başın sağolsun" falan. İyi dedim abi. "Ne yaptınız"
falan? Dün dedim uğradık sana bir. Geçerken dedim evrakları da alçaktım, sen dedim
uyuyormuşsun. "He ya uyuyordum" falan filan Volkan'm kasadaydı. Dedim şimdi evdekiler
senle görüşmek istiyor. He şey dedi Fatih dedi arabayı çalıştıramıyor mu abisi hiç bir şey
yapamıyorum falan filan. Dedim abi bu devirde çok zor dedim arabayı falan çalıştıramazsın
dedim. "Bir ortak arıyorum" falan. Dedim ortak ta bulamazsın dedim yani. Seni birebir
tanımayan birisi senle hayatta ortak olmaz dedim. Herkes dedim biliyor şimdi yazıcıları.",
RASİM: "Deseydin Rasim abim senle zaten özel görüşcek deseydin yani.", FATİH'İN "Dedim
zaten abi bu çek mek muhabbetleri dedim birebir bu cezalar dedim bana çıkıyor dedim. Savcı
bana öyle söyledi dedim. "Ne diyon sen ya" dedi. "Allah Allah" dedi. "Yapma yaa" dedi şimdi
bu böyle şaşırdı.", RASİM: "Ha. sanki bilmiyormuş ayağına.", FATİH'İN "Dedim, dedim bunlar
şimdi evdekiler de zaten senle görüşmek istiyor dedim. "Ya Fatih" dedi "Bu tınn borcu bitsin
120 milyar bu yapar" dedi. Kandan da 100-150 milyar para gelecek dedi. İnşaat yapacağım dedi.
Ondan sonra hepsinin borcu cartı curtu biter dedi. Ben dedim kulağıma bir yerden geldi....",
RASİM: "Bizimkilerle bir görüş de deseydin bir mutakıbı var benden iş çıktı deseydin artık.",
FATİH'İN " Ben dedim şimdi yarın akşam onlarla", RASİM: " O tutuştu şimdi ha.", FATİH'İN
"Yarın akşam şimdi Cengiz abiyi alcaz, ben dedim bizimkiler dedim abi mazotçuyu falan bir
araya alıp seni de alçak", RASİM: " Hah tamam dedin mi tamam", FATİH'İN "Öyle bir
konuşcaz "Tamam Fatih oturalım konuşalım" yaptı bu. Baktım yani gayet ılımlı gidiyor bana
anlıyor musun?", RASİM: "Ya isterse ılımlı gitmesin kendi bilir yani. Elimizdeki kozları
oynuycaz." dediği konuşmanın devamında, RASİM: "Hu. Erdoğanı da çağırırız", FATİH'İN "
Ha. Erdoğan da gelir.", RASİM: " Bakarız duruma göre. Dün sen akşam telefon açtın ya şeye o
ondan dolayı döndü sana o. Sen söyledin ya çek çük işleri bilmem ne abi onları hallediyoz
bilmem ne. Ben sana ne dedim? O taksiye öyle de olsa böyle de olsa haber uçar dedim. Bak
götürdü haberi ona. Daha iyi oldu ama bo şver.", FATİH'İN "Ya ben bugün şirkete gitmiş Cengiz
abi izinliyim ya yokum ya şirkette Şirkettekiler yüzde yüz ağzı gevşektir onlar ağzından
kaçırmıştır. Ben biliyorum.", RASİM: " Fark etmez daha güzel oldu işte", FATİH'İN " Boşver
yani o zarfı aldı her türlü. Yoksa böyle ılımlı konuşmazdı benle.", RASİM: " O şimdi korku
saldı ona yüzde yüz korku saldı. Bir oturalım da ondan sonra bakıcam ben ona. Bir oturalım da
aklı gidecek onun hepten. Bu işi bitir dicem ben ona. Bakalım uçuyor mu uçmuyor mu? O şimdi
kolpa yapıyor kafasına göre
kurtarmaya çalışıyor bir şeyleri ama kurtancak bir şeysi yok.", FATİH'İN " Yok şimdi onun da
işi. Ben dedim abi ben seni kurtancam sen dedim rahat ol benim planlarım var dedim. Bu
arabayla ilgili falan filan.", RASİM: "Arabayla kurtancaz işte tam kurtarıcaz onu. Güzellik
yapana ibnelik. Öyle.", FATİH'İN " Yo onun da zaten abi ben çekleri aldım mı kalıyor 100
milyarlık çeki. O 100 milyarı abisi her türlü halleder. Onun açısından da iyi yani bu.",
RASİM: " Ya biz bizi ilgilendirmiyor. Senle olanı işini biz ayıklayalım, ondan sonra baksın
anasının neyine. Ne hali varsa görsün çok ta tın..", FATİH'İN "Tabi tabi." RASİM: " O
akşamki muhabbeti de yemedi o şimdi. O onun da korku saldı o beni de alçaklar hesabına gitti
şimdi. Her neyse boşver." diyerek vedalaşıp konuşmanın sonlandığı,
TapeNo:4011, 07.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle; bir
süre hal hatır sorduktan sonra X ERKEK ŞAHIS: "Ha. hayırdır söylesene amcaoğlu.",
RASİM: "Parayı bulamadın mı hala?", X ERKEK ŞAHIS: "Iı.. işte bulmaya çalışıyorum onun
için yani biraz da çok bi telefonda ağır mağır konuştum da birinden alacağım vardı, çok büyük
ağır konuştum.", RASİM: "Nerde?" X ERKEK ŞAHIS: "İstanbulda şimdi bu. Evine mevine
gitmiştik. Iı.. adam şu anda telefona hemen çıktı. Benim dedi bilmem neyime, bilmem neyime
hiçbir şey yapamazsın dedi. Şimdi ağır konuştuk. İstanbuldan da birine arattırdık. Beylik
düzündeymiş Tamam gel dedi. İyi dedim geliyorum. Adres vermiyor. Ondan sonra.", RASİM
GÖRÜM"ün " Adres verir mi? Hahaha (Gülüyor) 20 dakka sonra gel durağa. İşini bitir de gel
adaya götüreceğim seni" dediği,
Tape No: 4012, 07.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ; X
ERKEK ŞAHIS: " Ya belki müsait olmazsın onun için biraz da tedirginim ya.", RASİM: "
Haaa. Yok ya öteki türlü bir şey yok ya o vatandaşlardan aldığım bir tanesini getirdim zaten
buraya da mâsus işi bitirdim yann esas iş bitcek de.", X ERKEK ŞAHIS: " Haa.. ben de
geleyim şekil mi yapayım?", RASİM: " Yoo gerek yok şekle mekle canım. Gelceksen gel
ama.", X ERKEK ŞAHIS: " Geleceksem geleyim. Kaç kişi varsınız orda", RASİM: " 3 kişiyiz
ya. Sende var mı araba?", X ERKEK ŞAHIS: " Iıı.. Araba bulucam gelecem.", RASİM:
"Araba bulacan gelecen geldin mi 2 kişi geleceksin?", X ERKEK ŞAHIS: "Ya 1 kişi gelecem
ya", RASİM: " Yanında 1 kişi daha olacak 2 kişi olmuş olcan.", X ERKEK ŞAHIS: " Ya tek
başıma gelirim ben ya.", RASİM: "Tek başına geliyorsan gel o zaman.", X ERKEK ŞAHIS:
"Tek başıma geldimmi zaten geliyorum derim tamam mı?", RASİM: " İyi bana öyle şey
yaparsın, geldin mi lastik patlak bilmem ne falan filan deme ha.", X ERKEK ŞAHIS: "Yav
herhal", RASİM: "....ya burlarda seni mi görcektik falan der.", X ERKEK ŞAHIS: "Tamam
işte İstanbul., anladım sen bana telefonda dedin ya İstanbul'dan kalktım geliyorum tamam mı"
Dediği,
Tape No: 4013, 08.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ; bir
süre yer mekan sorduktan sonra RASİM: "Alet var mı?", X ERKEK ŞAHIS: "Var", RASİM:
"Buradan adadan gelirken sağdakindemisin soldakindemi", X ERKEK ŞAHIS:
"Sağdakindeyim, adadan gelirken sağdayım., sağda ilk ee.. şeyin ııı.. topçunun ordayım,
Petrolün yanmdakinde", RASİM: "İyi tamam bende şimdi patates halindeyim, patates
halinden çıkıyom" dediği,
Tape No: 4014, 08.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle:X
ERKEK ŞAHIS: "Anladım eve mi geçiyosun", RASİM: "Yaa oraya geçcem napim şimdi
bundan sonra bişey yapıcam bişey yokda eve geçcem yani bi vatandaşı göndercem şimdi
burdan gaz maz benzin menzin alıyo bunada", bir süre hal hatır sorduktan sonra, X ERKEK
ŞAHIS: "Hayır da bi ıı.. bişey varda onun için geldim buraya da emanet", RASİM:
"Hallettinmi?", X ERKEK ŞAHIS: "Ee halletmeye çalışıyomda orda şimdi ordayım onun için
diyorum", RASİM: "Hu iyi tamam Dayı görüşürüz yann o zaman" dediği,
Tape No: 4017,14.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ;
RASİM: "İyi Dayı senden ne haber", X ERKEK ŞAHIS: " İyi ben İstanbul' dayım, o günden
bu güne daa..", RASİM: "Ee napıyon, hayırdır", X ERKEK ŞAHIS: "Ee.. altyapıda
çalışıyaroum", RASİM: " İyi., güzel" dediği,
Tape No: 4018, 17.05.2008 tarihinde X ERKEK ŞAHIS ile görüşmesinde özetle ;
RASİM: "Burada, senin evin oraya gelmeden berideyim.", X ERKEK ŞAHIS: "Bu Fikret
GÜNDÜZ kim lan?", RASİM: "Fikret GÜNDÜZ mü?", X ERKEK ŞAHIS: "Ergenekon'dan
Almışlar Duydun mu sen onu", RASİM: "Yok. Sen nerdesin" dediği,
Tape No: 4019, 20.05.2008 tarihinde MEHMET GÖNCÜ ile görüşmesinde özetle
MEHMET: "Efendim Yasin abi.", RASİM: "Yatmamış mı oğlum para?", MEHMET:" Daha
yatırmadım abi ya.", RASİM:" La a.... koyayım. Bak diyorum ona ben ya. yattı diyorum,
gözükmüyor burada diyor.", MEHMET: "Daha yatırmadım, yatırmadım ben ya.", RASİM: "
İyi bekliyorum o zaman hadi.", MEHMET: "Dur Yasin abi dur ya yatırcam dur. Allah canını",
RASİM: " Git yatır saat 3 buçuk be kardeşim ya. 2 buçuk-3 dedin bana bak girdim sıraya
baktırdım adama yok diyor bana.", MEHMET: " Tamam Yasin abi tamam.",RASİM: "Tamam
hadi bekliyorum bak.", MEHMET: "Dur daha ayarlayamadım. Ayarladım mı yatırcam dur.",
RASİM: "Ayarla ayarla ya Allah Allah ayarlayamadım yatırcam diyorsun. Ayarla da yatır
daa.", MEHMET: "Yasin abi hemen, Yasin abi hemen kızıp bağırıp çağırma tamam...",
RASİM: "Bağırıp çağırma değil Mehmet sen 2 buçuk-3 diyorsun bak haybeye ben burada
yarım saattir bekliyorum burada." dediği,
Tape No: 4020, 21.05.2008 tarihinde CENGİZ YAZICI ile görüşmesinde özetle ;
CENGİZ: "Yasin, CENGİZ:", RASİM: "..Napıyon bir şey yapmıyor musun?", CENGİZ:
"Bekliyoruz seni, sonuçlancak ya.", RASİM:" Ne sonuçlancak?", CENGİZ: "Gitmedin mi
Marmarise", RASİM: " Abi Marmarise Eylül'e attı ya iş" dediği, devamında, RASİM: "Yok
yok uzamıycak ya Eylül 17 sinde tamam dedi şey, avukat.",CENGİZ: "Aldık şimdi çeklerini
falan geriye aldı Fatih kendi şeylerini 120 milyar çekimiz kalmış orda. Onu da..",RASİM:
"Kaç, 120 mi kalmış?", CENGİZ: "Haa. 120 kalmıştı, 1 sene sonra diyo, ama 1 sene sonra yine
işlem yapanz diyorlar." dediği devamında, RASİM: "O senin alacaklı olduğun adamdan bir şey
var mı?" dediği, CENGİZ: "Yok ondan onu dedim ben ya ordan her türlü bir şeyi yapıp 1 tane
araba mı bir şey alacaz. Fatihle bize bir iş bulman lazım.", RASİM: " Ya bu adamda bir şey
varsa alcaz yoksa neyini alcaz senin dediğin gibi.", CENGİZ: " Yani orası da yok öbür adamın
alacağı bunda öbür adamın hani alacağı vardı ya öbür adamdaki çekleri bize verse, beriki
adamdan ben diyor ödeme yaparım diyor. Onun alacağı olduğu adamdan.", RASİM: " Ben
şimdi seni şimdi İstan. Ben sana alo yapcam İstanbula gelceksin tamam mı", CENGİZ:
"Tamam.", RASİM: "istanbula gelcen, bu alacaklı olduğun adama alo yapcan, bu yanımıza
gelcek bu adam Ondan sonra, bu sen araba şekli diyorsun ya Eğer arabanın üstünde bir şey
yoksa veyahut da plakasını buldurabiliyorsan plakasını buldurtur, bilgisayardan girelim var mı
bir şeysi yok mu, Ona göre ilk bir arabadan başlayalım buna." CENGİZ: "Anladım. O bana
"fatura sat" diyo biliyon mu O işe..", RASİM: " Aau. Telefonda şey yapma onu da o işi boş
versene sen kimi bulcan", CENGİZ: "Yok onu öyle getiririz yanımıza "bize lazım falan"
gibilerden", RASİM: "Haa yok ona bir şekil yapcaz.", CENGİZ: "Anladım tamam.", RASİM:
"Tamam", CENGİZ: "Hadi görüşürüz.", RASİM: "Başka başka napıyon", CENGİZ: "Hiç bir
şey yapmıyom ya. eve, kahveye eve oturuyoruz böyle. Evden de evden de atcaklar beni bu
arada.", RASİM: "Yav öteki işlere de yürüycez de bi bişeyler lazım işte bi şeyler olmadan
yürümüyor bu işler biliyorsun." dediği,

e)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları


Tanık Türkan GÖRÜM'ün ; Rasim (Yasin) GÖRÜM'ün halası olduğunu, kendisine aile
çevresinde Yasin ismi ile hitap ettiklerini Yasin'in daha önceden kardeşi Hüseyin GÖRÜM'ün
yanında olduğunu, Hüseyin GÖRÜM'ün iki yıl kadar önce davet etmiş olduğu geziye
katıldığını, bu geziye zaman zaman dernekte gördüğü Fikri KARADAĞ'mda katıldığını, yine
Rasim GÖRÜM'ünde bu geziye katıldığım, Şile ilçesi Karaca Köye
gittiklerini Karaca Ali Paşa türbesini ziyaret ettiklerini, burada Atatürk hakkında şiirler ve
Çanakkale destanları hakkında konuşmalar yapıldığını, dönüşte Beykoz ilçesinde bir yerde
çay içtiklerini, gezinin ne amaçla yapıldığını bilmediğini beyan etmiştir.
Danıştay saldırısı olayının sanığı Osman YILDIRIM'm tanık olarak alman ifadelerinin
konu ile ilgili bölümü aşağıda özetlenmiştir.
Arkadaşı Alparslan ARSLAN'ın ismini bilmediği bir kişi ile gelerek kendisini
Ataşehir'de Migros'a yaklaşık 500 metre mesafede bulunan dubleks villalardan oluşan bir site
içersindeki villaya götürdüğünü, orada Muzaffer TEKİN, Alparslan ASLAN, Oktay
YILDIRIM, kendisini arabayla alan şahıs ve tanımadığı 10-15 şahsın olduğunu,bu evde
Alparslan ARSLAN'ın bekar olan arkadaşlarının kaldığını, burada Muzaffer TEKİN'in
yanında koruması olarak gezen kişiye diğer odadan 3 adet el bombası getirmesini söylediğini,
bu kişinin de talimat üzerine diğer odadan 3 adet el bombası getirip masaya koyduğunu,
Muzaffer TEKİN'in kendisine "Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse
ölmeyecek. O şekilde olsun. İş bitince sana 500.000 (beşyüz bin) dolar para vereceğiz. Senin
attırdığın kişilere ne kadar verirsen ona karışmayız." Dediğini, kendisinin de (2) iki adet el
bombasını alıp cebine koyduğunu, bir (1) tanesini de Alparslan'ın alarak çantasına koyduğunu
beyan etmiştir.
Bu beyan üzerine soruşturma kapsamındaki şüphelilerin fotoğrafları ile yapılan
aramalarda elde edilen diğer fotoğraflar temin edilip Osman YILDIRIM'dan kendi
beyanındaki gibi Muzaffer TEKİN'in talimatı ile el bombalarını getiren kişinin, fotoğraflardan
teşhisi istanilmiştir.
Osman YILDIRIM'a yaptırılan ifadeli teşhis işleminde aynısı ile ;
"Bana gösterilen fotoğrafların tamamını incelediğimde Cumhuriyet Gazetesine atılan
bombalann bana İstanbul Ataşehirde bir evde Muzaffer TEKİN tarafından teslimi sırasında
Muzaffer TEKİN'in "Oğlum diğer odadan git bombalan getir" demesi üzerine 3 adet bomba bu
kişi tarafından getirildi, bu şahsın adını bilmiyorum ancak ikisini benim aldığım birisini ise
Alparslan ARSLAN'ın aldığı bombalan getiren genç 25 yaşlannda birisi olup, fotoğraflann
tamamında görülmektedir. Bu şahıs üzerinde açık renk ceket bulunan siyah sıfır yaka bir
kıyafet bulunan kişi olup 21 sıra numaralı fotoğrafta tek başına gözüken kişidir. Diğer
fotoğraflann tamamında da bu şahıs bulunmaktadır. Örnek olarak 7 sıra numaralı fotoğrafta iş
adamı Kuddisi OKUR'un ayakta durduğu sırada sağ tarafında oturan kişi, 14 sıra numarası
verilen fotoğrafta sol köşede gözüken açık renk takım elbiseli ve sıfır yaka siyah tişört giymiş
kişidir." şeklinde beyanda bulunarak şüpheli Rasim GÖRÜM'ü fotoğrafından teşhis etmiştir.
İbrahim ÖZCAN, Rasim GÖRÜM'ü Yasin ismi ile Hüseyin GÖRÜM'ün yakını olarak
tanıdığını, Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketinin İstanbul temsilciliğinin kuruluşu
toplantılannm Hüseyin GÖRÜM'ün Maltepe semtindeki fabrikasında yapıldığını, Rasim
GÖRÜM'ün de kendisi ile birlikte bu toplantılara katıldığını, birçok kez bu toplantılarda
kendisini gördüğünü,aynı toplantılarda Muzaffer TEKİN'in de bulunduğunu, Muzaffer TEKİN
ile Rasim GÖRÜM'ün birbirlerini tanıdıklanm, Rasim GÖRÜM'ün Kuvayı Milliye Derneğinin
Kadıköy'deki binasına da geldiğini gördüğünü beyan etmiştir.
Durmuş Ali ÖZOĞLU,Rasim GÖRÜM'ü Hüseyin GÖRÜM'ün yakını olarak
tanıdığmı,Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy'deki binasına gelip gittiğini gördüğünü beyan
etmiştir.
Hatice BAHTİYAR,Rasim GÖRÜM'ü Hüseyin GÖRÜM'ün yakını olarak tanıdığını,
Kuvayı Milliye Derneğinin Kadıköy'deki binasına gelip gittiğini gördüğünü beyan etmiştir.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi


Şüphelinin Ergenekon Terör Örgütü üyesi olduğu, Ergenekon Terör Örgütünün
gerçekleştirdiği 2006 yılında Cumhuriyet Gazetesinin İstanbul'daki binasına el bombalan
atılması eylemleri öncesinde , bu eylemlerin planlandığı İstanbul Ataşehir semtinde yapılan

2416
toplantıya katılarak burada Muzaffer TEKİN'in talimatı ile 3 adet el bombasını Osman
YILDIRIM'a verilmek üzere bir odadan diğerine getirdiği iddia edilmektedir.

Şüpheli özetle ; soruşturma kapsamındaki kişilerden Yusuf GÖRÜM ve Hüseyin


GÖRÜM'ün amcası olduğunu, Raif GÖRÜM'ün ise amcasının oğlu olduğunu, Mehmet Fikri
KARADAĞ'm babası Enver GÖRÜM ameliyat olduğunda amcası Hüseyin GÖRÜM ile
birlikte Hendek'teki evlerine ziyarete geldiğini, orada tanıdığını, Kahraman ŞAHİN'i yüz yüze
hiç görmediğini, ancak Kahraman ŞAHİN'in kendisin bir kaç kez telefonla arayarak "Neden
amcası olan Hüseyin GÖRÜMÜN'ün yanma gelmediğini, neden arayıp sormadığını"
söylediğini, kendisinin "Ben de amcasını arayıp aramayacağını kendisinden öğrenmeyeceğini"
söylediğini, kendisinin telefonunu Hüseyin GÖRÜM'den almış olabileceğini, halası Türkan
GÖRÜM'ün kendisini kimin olduğunu söylemediği bir sünnet düğününe çağırdığını, şu anda
askerde olan diğer bir amcasının oğlu Özgür GÖRÜM'ün de geleceğini söylediğini, Özgür ve
Türkan olmak üzere Şile'ye gittiklerini, Burada Hüseyin GÖRÜM ve İbrahim ÖZCAN'm da
bulunduğunu gördüğünü, diğer kişileri ise tanımadığını, bu kişilerden Mehmet Fikri
KARADAĞ'I daha sonra Hüseyin GÖRÜM'le babasını ziyarete gelince tanıdığını, ancak o
toplantıda olduğunu, burada da yemek yenilip bir mezarın başında dua edildiğini, sünnet
elbisesi giymiş bir çocuğun da bulunduğunu , sonra da geri dönüldüğünü, bu etkinlikten bir
kaç ay sonra Maltepe'deki şirket bürosuna gittiğinde Hüseyin GÖRÜM'ün kalabalık bir grup
ile kurufasülye pilav yediğini gördüğünü, Daha doğrusu toplantının bittiğini, sonuna gittiğini
ve fotoğraf çekilmekte olduğunu, fotoğrafa dahil olduğunu, kişilerin ne amaçla oraya geldiğini
Hüseyin GÖRÜM'e sorduğunda "kurufasülyesi meşhur olan bir yer olduğunu oradan getirterek
arkadaşlarıyla birlikte yediklerini" söylediğini, Bu toplantıda tanıdığı kişilerin İbrahim
ÖZCAN ve Hüseyin GÖRÜM olduğunu, Muzaffer TEKİN'i tanımadığını, bahsettiği Şile
gezisinde aynı ortamda bulunduğu fotoğraflardan da görülmekte olduğunu, o tarihte kendisini
tanımadığını, bu gezide de tamştınlmadıklannı, daha sonra bu kişinin soruşturma kapsamında
geçince gazetede fotoğrafları çıktığını ve o zaman bu kişi ile birlikte fotoğraf çekildiğini
hatırladığını, ancak kendisi ile hiç bir zaman telefon ile veya yüzyüze görüşmediklerini,
hakkında bu şekilde beyan ve teşhiste bulunan Osman YILDIRIM'ı da tanımadığını, yaklaşık 3
yıldır İstanbul'a hiç gelmediğini, Ataşehir semtinin nerede olduğunu dahi bilmediğini,
hakkındaki bu beyanın tamamen bir iftira olduğunu, Ergenekon terör örgütünü bilmediğim,
üyesi olmadığını, Osman YILDIRIM'm iddia ettiği gibi Cumhuriyet gazetesine atılan
bombaları Muzzafer TEKİN'in talimatıyla vermediğini savunmuştur.
Danıştay saldırısı olayının sanığı Osman YILDIRIM'm tanık olarak alman ifadelerinin
konu ile ilgili bölümü aşağıda özetlenmiştir.
Arkadaşı Alparslan ARSLAN'm ismini bilmediği bir kişi ile gelerek kendisini
Ataşehir'de Migros'a yaklaşık 500 metre mesafede bulunan dubleks villalardan oluşan bir site
içersindeki villaya götürdüğünü, orada Muzaffer TEKİN, Alparslan ASLAN, Oktay
YILDIRIM, kendisini arabayla alan şahıs ve tanımadığı 10-15 şahsın olduğunu,bu evde
Alparslan ARSLAN'm bekar olan arkadaşlannm kaldığını, burada Muzaffer TEKİN'in yanında
koruması olarak gezen kişiye diğer odadan 3 adet el bombası getirmesini söylediğini, bu
kişinin de talimat üzerine diğer odadan 3 adet el bombası getirip masaya koyduğunu, Muzaffer
TEKİN'in kendisine "Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O
şekilde olsun. İş bitince sana 500.000 (beşyüz bin) dolar para vereceğiz. Senin attırdığın
kişilere ne kadar verirsen ona karışmayız." Dediğini, kendisinin de (2) iki adet el bombasını
alıp cebine koyduğunu, bir (1) tanesini de Alparslan'ın alarak çantasına koyduğunu beyan
etmiştir.
Bu beyan üzerine soruşturma kapsamındaki şüphelilerin fotoğrafları ile yapılan
aramalarda elde edilen diğer fotoğraflar temin edilip-'Osman .YILDIRIM'dan kendi

beyanındaki gibi Muzaffer TEKİN'in talimatı ile el bombalarını getiren kişinin, fotoğraflardan
teşhisi istanilmiştir.

Osman YILDIRIM'a yaptırılan ifadeli teşhis işleminde aynısı ile ; "Bana gösterilen fotoğrafların
tamamını incelediğimde Cumhuriyet Gazetesine atılan bombaların bana İstanbul Ataşehirde bir evde
Muzaffer TEKİN tarafından teslimi sırasında Muzaffer TEKİN'in "Oğlum diğer odadan git bombaları
getir" demesi üzerine 3 adet bomba bu kişi tarafından getirildi, bu şahsın adını bilmiyorum ancak ikisini
benim aldığım birisini ise Alparslan ARSLAN'm aldığı bombalan getiren genç 25 yaşlarında birisi olup,
fotoğrafların tamamında görülmektedir. Bu şahıs üzerinde açık renk ceket bulunan siyah sıfır yaka bir
kıyafet bulunan kişi olup 21 sıra numaralı fotoğrafta tek başına gözüken kişidir. Diğer fotoğrafların
tamamında da bu şahıs bulunmaktadır. Örnek olarak 7 sıra numaralı fotoğrafta iş adamı Kuddisi
OKUR'un ayakta durduğu sırada sağ tarafında oturan kişi, 14 sıra numarası verilen fotoğrafta sol köşede
gözüken açık renk takım elbiseli ve sıfır yaka siyah tişört giymiş kişidir." şeklinde beyanda bulunarak
şüpheli Rasim GÖRÜM'ü fotoğrafından teşhis etmiştir.
Cumhuriyet Gazetesinin İstanbul'daki binasına atılan el bombasının, şüpheli Oktay YILDIRIM'm
kasasında parmak izlerinin bulunduğu Ümraniye ilçesinde ele geçen kasa içerisindeki el bombalan ile
aynı kafile numarasından olması, tanık Osman YILDIRIM'm buna uygun şekilde söz konusu eylemin
planlandığı toplantıda Oktay YILDIRIM'm da bulunduğunu beyan etmesi, Cumhuriyet Gazetisi binasının
bombalanması eyleminin tanık Osman YILDIRIM'm beyanındaki Muzaffer TEKİN'in kendisine el
bombalan verilirken "Bunlar Cumhuriyet Gazetesine atılacak. Rahat ol kimse ölmeyecek. O şekilde
olsun" sözlerine uygun şekilde gerçekleştiğinin anlaşılması, şüpheli Muzaffer TEKİN'i tanımadığını
beyan etmesine karşılık örgütsel bir etkinlik olan Şile ve Maltete toplantılannda Muzaffer TEKİN ile aynı
fotoğraf karesinde yer alması dikkate alındığında, tanık Osman YILDIRIM'm beyanlanmn gerçekleşen
maddi olaylar ile uyumlu bulunduğu değerlendirilmiştir.
Danıştay saldınsı sanığı Alparslan ASLAN'm kullanmakta olduğu 0532 6713439 nolu GSM
hattının 01.01.2000 den günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma
kayıtlannm kolluk tarafından yapılan analizinde;
Muzaffer Tekin' in kullandığı 0532 2919293 nolu GSM hattı ile 35 Raif Görüm' ün kullandığı 0535
8258383 nolu GSM hattı ile 2 Yusuf Görüm' ün kullandığı 0536 2716692 nolu GSM hattı ile 11 İbrahim
Cingi' nin kullandığı 0535 7184841 nolu GSM hattı ile 94 kez, görüştüğünün tespit edildiği
belirtilmiştir.
Yasin GÖRÜM'ün kullanmakta olduğu 0 538 560 58 98 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden
itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm yapılan analizinde, aynı
soruşturma kapsamında hakkında işlem yapılan: Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 546 647 82 83 nolu
GSM hattı ile 3 Kahraman ŞAHİN' in kullandığı 0 537 375 53 10 nolu GSM hattı ile 2 Yusuf GÖRÜM'
ün kullandığı 0 536 271 66 92 nolu GSM hattı ile 73 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir.
Kahraman Şahin'in kullanmakta olduğu 0537 3755310 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden
itibaren yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm kolluk tarafından yapılan
analizinde;
Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538 5605898 nolu GSM hattı ile 8 Kahraman Şahin'in kullanmakta
olduğu 0546 6478283 nolu GSM hattının 01.01.2000 tarihinden itibaren yapmış olduğu arama-aranma,
mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlannm kolluk tarafından yapılan analizinde de ;
Rasim (Yasin) Görüm' ün kullandığı 0538 5605898 nolu GSM hattı ile 12 kez görüşme yaptığının
tespit edildiği belirtilmiştir.

/"/ 2418
Sadece bu tespitlerin de şüphelinin Kahraman ŞAHİN ve Kuvayı Milliye Dereneği ile
ilgisinin bulunmadığı, Kahraman ŞAHİN'in kendisini birkaç kez aradığı şeklindeki
savunmasının aksini gösterdiği anlaşılmıştır.
Bu kişilerden Yusuf GÖRÜM'ün şüphelinin amcası, Raif GÖRÜM'ün şüphelinin
amcasının oğlu, İbrahim CİNGİ'nin şüphelinin Danıştay saldırısı olayında Alparslan ASLAN
ile bağlantısı nedeni ile gözaltına alınarak serbest bırakılan amcası Hüseyin GORUM'ü beyanı
içeriğine göre kendisini Muzaffer TEKİN ile tanıştıran kişi ve Muzaffer TEKİN'in ise şüpheli
ile Şile ve Maltepe toplantılarmdaki fotoğraflarda aynı karede yer alan, Cumhuriyet Gazetesi
binasına el bombalan atılması eylemlerini planlayan ve kendisine el bombalarını getirmesi
talimatını verdiği iddia edilen kişi, Alparslan ARSLAN'm da söz konusu toplantıya katıldığı,
hatta şüpheli tarafından getirilen 3 adet el bombasını aldığı iddia edilen kişi olduğu, bunların
yanında Osman YILDIRIM'm yukarıda yazılı beyanı dikkate alındığında, şüphelimn Alparslan
ASLAN ve Osman YILDIRIM ve Muzaffer TEKİN'in de aralarında Ataşehir toplantısına
katılmış olabileceği yönünde kuvvetli şüphe oluştuğu değerlendirilmiştir.
Şüphelinin Muzaffer TEKİN ile tanışmadığı şeklindeki savunması, gerek Muzaffer
TEKİN,gerekse kendisinden sonraki tarihlerde yakalanıp ve Ergenekon Terör Örgütü üyesi
olmak suçundan tutuklanan İbrahim ÖZCAN'm beyanı ile çürütülmüştür. Yine aynı
kapsamdaki Durmuş Ali ÖZOĞLU ve Hatice BAHTİYAR'm beyanları da şüphelinin
savunmasını çürütür niteliktedir.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmelerindeki;
Tape No: 625, Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Yusuf:
"He Yasin'e söyle bu Metin berberin yanında bir Ramis diye bir çocuk vardı onun bir işi
varmış Hendek'te tamam mı, Yasin'i arayacak yani, senin bu numarayı veriyorum ben, aradı
mı konuştur onu tamam mı Ayhan" "Şimdi bu numarayı verdim mi sen görüş Yasin şeyle
Ramis ile ne işi varsa onun Hendek te hallediverin tamam mı" "Bilmiyorum bir problemler
varmış orda herhalde bir alacak verecek hesabı" dediği,
Tape No: 626, Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Yusuf: "Sen Ayhan'la görüş
onlarla, bir işi varmış dedim Hendek'te Adapazarı nerde işiniz" ,Ramis: "Bi güzel bir iş 85
milyarlık bir iş", Yusuf: "85 tamam size onlar yardımcı olacaklar Hendek'te tamam mı"
"Oradan çıkartma yap yani bize de"
Tape No: 627, Yusuf GÖRÜM ile Ayhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle ; Yusuf:
"Şimdi seni arayacak Ramis" "Bi 85 lik iş varmış herhalde" "Gerekeni yaptın mı bizi de gör
yani tamam mı" dediği,
Tape No: 629, Yusuf GÖRÜM ile görüşmesinde özetle ; Merve kapı'da bulunan
fabrikanın yanmasıyla ilgili konuştukları, devamında Yusuf: "Hüseyin de 7-8 kişiyi alıyor
gidiyor oraya, Kahraman'lan var ya hani"
Tape No: 4009, 05.05.2008 tarihinde X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; Rasim: "
...Ada'da bir iş vardı da tahsilat işi, Ordan şimdi geldim..." dediği devamında bir süre hal hatır
sorduktan sonra, "Hm... İyi yann gene benim Ada'ya gitmem lazım da onun için sordum ne var
alet var mı diye", X şahsın "..Her türlü buluruz."
Tape No: 4013, X Erkek Şahıs ile görüşmesinde özetle ; Rasim: "Alet var mı", X
Şahıs:"Var",
Tape No: 4018, X Şahıs ile görüşmesinde özetle ; X Şahıs:"Bu Fikret GÜNDÜZ kim
lan" , "Ergenekon'dan almışlar duydun mu sen onu"
Tape No: 4020, CENGİZ YAZICI ile görüşmesinde özetle ; İstanbul ilindeki bir
tahsilat işinden konuştukları,devalında Rasim' " Ben şimdi seni şimdi İstan. Ben sana alo
yapcam İstanbul'a gelceksin tamam mı",Cengiz: "Tamam." , Rasim: "İstanbul' a gelecen, bu
alacaklı olduğun adama alo yapcan, bu yanımıza gelcek bu adam ondan sonra, bu sen araba
şekli diyorsun ya Eğer arabanın üstünde bir şey yoksa veyahut da plakasını buldurabiliyorsan
plakasını buldurtur, bilgisayardan girelim var mı bir şeysi yok mu, Ona göre ilk bir arabadan
başlayalım buna.", Cengiz: "Anladım. O bana fatura sat diyo biliyon mu. O işe.." , Rasim: Aaıı.
Telefonda şey yapma onu da o işi boş versene sen kimi bulcan"
Şeklindeki söz ve beyanlardan,savunması gibi sadece taksicilik yapmakla kalmadığı,
Yusuf GÖRÜM ile bağlantılı olarak yasa dışı hahsilat işleri peşinde koştuğu, savunmasının
aksine Kahraman ŞAHİN'i tanıdığı, İstanbul'a uzun süredir gelmediğini söylemiş ise de
İbtanbuPa yakın zamanda da geldiği anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, tanık Osman YILDIRIM , Ataşehir Semtindeki evde yapılan toplantıda el
bombalarını Muzaffer TEKİN'in talimatı ile şüpheli Raif GÖRÜM'ün bir odadan diğerine
getirdiğini beyan etmiş ise de, şüphelinin bombaları bir yerden diğerine naklettiğine dair iddia
ve tespit olmadığı, evin bir odasından diğerine götürmesinin ise orada bulunan herkesçe
yapılabileceği, bu eyleminin örgüt üyeliği eylemi içerisinde kaldığı, ayrıca patlayıcı madde
bulundurumak veya nakletmek suçundan dolayı kendisine isnatta bulunulamayacağı
değerlendirilmiştir.
Tüm bu açıklamalar ile şüpheli Rasim GÖRÜM'ün Ergenekon Terör Örgütünün üyesi
olduğu yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe uyandıran
deliller elde edilmiş olduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Rasim GÖRÜM'ün eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayılı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

85-ŞÜPHELİ ALİ KUTLU


a)-Emniyet ifadesinde
Mersin'de çeşitli muhasebe ve mali müşavirlik şirketlerinde çalıştığını, 2003 yılının
Eylül ayında Türkeli isimli derginin Mersin temsilciliğini yapmaya başladığını, bu işe 2006
yılının başlarına kadar devam ettiğini, bu süreçte 2005 yılında Taner ÜNAL'ın başkanlığını
yaptığı Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Demeğine (VKGB) üye olduğunu ve Taner
ÜNAL tarafından demeğin denetleme kuruluna asil üye olarak atandığını, bu işi herhangi bir
ücret almadan yaptığını, zaten o dönemde Türkeli dergisinin de Mersin dağıtımını yaptığını,
2006 yılının ilk aylarında VKGB üyeliğinden ayrıldığını, bu demekte çalıştığı sırada tanıdığı
Mehmet Fikri KARADAĞ'm teklifi üzerine İstanbul'da kurulan Kuvayı Milliye Demeğine
Mersin Kurucusu olarak girdiğini ve merkeze üye olduğunu, bir süre sonra 2007 yılının
Temmuz ayında İstanbul'a gelerek demek genel merkezinde Denetleme Kurulu Başkanı olarak
çalışmaya başladığını, bu iş karşılığında herhangi bir para almadığını, yaklaşık 3-4 ay kadar
burada görev yaptıktan sonra kendi isteğiyle demekten ayrıldığını ve Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU'nun yanında (Denge Mühendislik) inşaat teknikeri olarak işe başladığını, 2007
yılının Aralık ayma kadar İstanbul-Kadıköy semtinde bulunan Denge Mühendislik isimli
şirkette inşaat teknikeri olarak çalıştığını, buradan ayrıldığından beri, yani yaklaşık 4 aydır
işsiz olduğunu, 2007 yılının temmuz ayından itibaren ailesinden ayrı yaşadığını, geçimimi eski
alacaklarını toplayarak ve arkadaşlarından borç alarak sağladığını,
Kullandığı cep telefonları sorulduğunda; yaklaşık iki aydır kimin adına kayıtlı
olduğunu bilmediği -Açık Hat- tabir edilen 0 534 420 11 91 numaralı telefonu kullandığını, bu
numaradan önce kendi adına kayıtlı olan 0 537 449 37 78 numaralı telefonu kullandığını, bu
numarayı yaklaşık 2 yıl kullandığını ve 2 ay kadar önce kontör yüklemediği için hattının
kapandığını ve iptal olduğunu, bunun dışında yaklaşık 1,5 yıldır kardeşi Hasan KUTLU adına
kayıtlı olan 0 542 327 23 38 numaralı telefonu kullandığını, bu hattı 3 ay kadar önce
kaybettiğini,
Soruşturma kapsamındaki şahıslar sorulduğunda;
Veli KÜÇÜK'ü medyadan tanıdığını, Vatansever Kuvvetler Güçbirliği Demeğinde
Denetleme Kurulu Merkez Asil Üyesi iken, orada bulunan" Yasin ALPASLAN' m yapmış
olduğu telefon sohbetlerinde Halit BOZKURT' un Vatanseverlerden ayrıldığından bahsettiğini,
kendisinin de Yasin'e arkalarında kimin olduğunu sorduğunda, Yasin'in "Bizim Arkamızda
Veli Küçük Paşa Var, Veli Paşa Bizimle" dediğini,
Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ü de basından tanıdığını, bizzat tanışıklığının olmadığını,
bildiği kadarıyla ordudan ihraç edilen bir subay olduğunu, bu şahsın VKGB ile bir ilgisi olup
olmadığını bilmediğini, ama Kuvvayi Milliye Derneğinde bulunduğu dönemde Teşkilat
başkanı olan Hüseyin GÖRÜM'ün çeşitli sohbetlerde Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK' ün
Danıştay Saldırısı nedeni ile verdiği ifadede kendisine iftira attığını, kendilerini karalamaya
çalıştığını söyleyerek aleyhinde konuştuğunu, bu şahsın Kuvvai Milliye Derneği ile de bir
ilgisinin olmadığım,
Sevgi ERENEROL'u, temsilciliğim yaptığı Türkeli Dergisinde yazdığı yazılar nedeni
ile gıyabında tanıdığını, ancak 2004 yılında Ulusal Dernekler ve İşçi Partisinin organize ettiği
Kıbrıs ile ilgili Ankara' da Sıhhıye'deki bir mitingde şahsen tanıştığını, Patrikhane sözcüsü
olduğunu bildiğini, ayrıca ulusalcı görüşleri ile bilinen bir şahıs olduğunu, tanıştığı gün
haricinde Sevgi ERENEROL ile herhangi bir şekilde bir irtibatının olmadığını,
Hüseyin Gazi OĞUZ'u Kadıköy de bulunan Kuvvayi Milliye Derneğinin Pendik Şube
Başkanı olarak bildiğini, Pendik Merkez'de restoran işlettiğini bildiğini, dernekte
karşılaştıklarını, dernekten çok rahatsız olduğunu, Hüseyin GÖRÜM'ü hiç beğenmediğini,
ayrılacağını söylediğini, ancak dernekten ayrılıp ayrılmadığını bilmediğini,
Oğuz Alpaslan ABDULKADİR'i Kuvvai Milliye derneğinde bulunduğu dönemden
tanıdığını, kendisinin Kerküklü olduğunu ve Kadıköy civarında emlakçilik yaptığını bildiğini,
dernekte Genel Sekreterlik yaptığını, gördüğü kadarıyla Kuvayı Milliye derneğinde aktif biri
olduğunu, ancak derneğin fikir yapısını ve gidişatını beğenmediğini,
Raif GÖRÜM'ü Kuvvayi Milliye Derneğinde bulunduğu süre içerisinde ismen
tanıdığını, Hüseyin GÖRÜM' ün kardeşi olduğunu bildiğini, derneğe üye olduğunu ve daha
sonra çıkartıldığını duyduğunu,
Hüseyin GÖRÜM'ü VKGB ye üye olduğu 2005 yılında Ankara Dikmen'de Derneğin
Genel Merkezinde tanıdığını, o dönem Hüseyin GÖRÜM'ün VKGB'de yönetim kurulu üyesi
olduğunu, Hüseyin GÖRÜM'ün çevresindeki hatırı sayılır insanları VKGB'ye üye yaptığını ve
Taner ÜNAL ile tanıştırdığını, ancak daha sonra Taner ÜNAL'm bu hatırı sayılır insanları
Hüseyin GÖRÜM'ü aradan çıkararak topladığını ve kendilerine dernek içerisinde önemli
mevkiler teklif ettiğini, bunu duyan Hüseyin GÖRÜM'ün de dernekten istifa ettiğini ve Taner
ÜNAL ile aralanmn açıldığını bildiğini, Hüseyin GÖRÜM'ün VKGB'den ayrıldıktan sonra
Kuvayı Milliye Derneğini kurduğunu, 2005 yılı içerisinde Hüseyin GÖRÜM'ün arayarak
Kuvayı Milliye derneğinin bir faaliyetine davet ettiğini, yapılan konuşmada Taner ÜNAL'm
sahtekar olduğunu, derneğe üye olduğunu söylediği paşaların aslında üye olmadıklarını,
onların isimlerini kullandığını söyleyip kendisini uyardığını, Hüseyin GÖRÜM'ün yeni bir
oluşum içerisinde olduklarım söyleyerek Kuvayı Milliye isimli derneğe katılmasını istediğini,
pek inandırıcı bulmadığı için hemen üye olmadığını, daha sonra ilerleyen süreçte Taner ÜNAL
ve VKGB ile fikir ayrılığına düştüğünü, VKGB'den ayrılarak Kuvayı Milliye derneğine üye
olduğunu, o dönem Hüseyin GÖRÜM ve VKGB den tanıdığı Mehmet Fikri KARADAĞ ile
sık sık telefon görüşmeleri yaparak dernek hakkında bilgi aldığını ve bu derneğin Mersin
ilindeki alt yapısında çalışmaya başladığını. Mersin'deki faaliyetlerini tamamladıktan sonra
İstanbul'a gelerek derneğin genel merkezinde Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri KARADAĞ
ile buluşarak derneğin İstanbul Merkez teşkilatına üye olduğunu ve Hüseyin GÖRÜM ile
birlikte çalışma sürecinin böylece başladığını,
Erol ÖLMEZ'i Kuvayı Milliye derneğinden tanıdığını, dernekte yatıp kalktığını,
dernek adına herhangi bir faaliyetinin olmadığını, Erol ÖLMEZ'den bir süre sonra çevredeki
insanların rahatsız olduğunu, bunun üzerine Hüseyin GÖRÜM'ün Erol ÖLMEZ'i Maltepe
temsilciliğine gönderdiğini, bir süre Maltepe'de kaldığını ancakjekrar dernek merkezine geri
döndüğünü, yine demekte barmamayarak ayrıldığını, ondan sonra nereye gittiğini ve ne
yaptığını bilmediğini,
Kahraman ŞAHİN'i Kuvayı Milliye demeğinde tanıdığını, teşkilat başkan yardımcısı
olduğunu bildiğini, demekteki en aktif şahıs olduğunu, kendisinin herhangi bir iş yapmadığını,
demeğe giren çıkan tüm paraların Kahraman ŞAHİN'in kontrolünde olduğunu, yani demeğin
kasası olduğunu,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nu Kuvayı Milliye demeğinde tanıdığını, kendisinin
Denge mühendislik isimli işyerinin olduğunu, dernekte ARGE departmanından sorumlu
olduğunu, demekten ayrıldıktan sonra Recep Gökhan SİPAHİOGLU'nun yanında 4-5 ay
çalıştığını, kendisi ile 4-5 aydır görüşmediğini,
Yaşar ARSLANKÖYLÜ'yü VKGB de bulunduğu dönemde tanıdığını, Yaşar'm da daha
sonra VKGB'den ayrılarak Kuvayı Milliye demeğine üye olduğunu, Adana Kuvayı Milliye
demeği başkanı olduğunu, Elektrik teknisyeni olarak Adana'da bir kamu kurumunda görevli
olduğunu bildiğini,
İhsan GÖKTAŞ'ı Kuvayı Milliye demeğinde tanıdığını, ayrı bir tarikatın üyesi
olduğunu bildiğini, demekte herhangi bir rolünün olmadığını,
Kemal KERİNÇSİZ'i basından tanıdığını, Mehmet Fikri KARADAĞ dan aldığı
bilgilere göre ulusalcı bir avukat olduğunu bildiğini,
Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Demeğine nasıl girdiği ve demekteki
faaliyetleri sorulduğunda; Türkeli isimli derginin İçel Bölge Müdürlüğünü yaptığını, bu
derginin sahibi olan Taner ÜNAL isimli şahısla bu vesile ile tanıştıklarını, 2005 yılının son
aylarında derginin demekleşerek VKGB demeğinin yayın organı haline geldiğini, 2005 yılında
Taner ÜNAL tarafından VKGB demeğinin denetleme kurulu asil üyeliğine seçildiğim ve
Adana' da derginin İçel Bölge Müdürlüğünü yapmaya da devam ettiğini,
Görüş olarak Atatürk Milliyetçiliğini benimsemiş ve özümsemiş bir insan olduğunu, bu
nedenle kendi isteği ve rızasıyla Türkeli dergisinin İçel Bölge Müdürlüğünü yaptığını, derginin
kendi fikirleri doğrultusunda yayın yaptığını, Taner ÜNAL'ın da aynen kendisi gibi düşünen ve
hareket eden bir şahıs olduğunu, Taner ÜNAL'ın 2005 yılında Ankara'da VKGB derneğini
kurduktan sonra aradığını ve demeğin denetleme kurulu üyesi olarak kendisini atadığını
söylediğini, bundan dolayı kendisine yakın bir yapıda olan bu demeğe böylece katıldığını,
VKGB demeğinin amacının yasal çerçevede Atatürk' ün fikirlerini ve devrimlerini hayata
geçirmek ve tam bağımsız milli devleti tesis etmek olduğunu, demekte iken herhangi bir yasa
dışı eylemim görmediğini, ancak toplantılarda ve basın yayın organlarında çıkan söylemlere
göre, bazı devlet büyükleri ve üst rütbeli askerler hakkında Vatan Haini, emperyalist, işbirlikçi
gibi beyanları olduğunu bildiğini,Dernekte bulunduğu 6-7 aylık süre içerisinde oldukça aktif
bir pozisyonda olduğunu, demeği tanıtarak yeni üyeler kazandırdığını, 15 Nisan 2006 tarihinde
Mersin de ki bayrak mitingine katıldığını, demeğin başka bir mitingine veya kitle hareketine
katılmadığını, Demekte faaliyetlerine devam ederken başta Taner ÜNAL olmak üzere demek
yöneticilerinin söylemleri ile eylemlerinin çok farklı olduğunu, çok pasif kaldıklarını, üyeleri
ile yeteri kadar ilgilenmediklerini ve mevcut üyelere karşı saygısızca davrandıklarını, ilgisiz ve
sorumsuz olduklarını görünce demeğe karşı sempatisinin ve bağlılığının azaldığını, ilerleyen
süreçte demek başkanı Taner ÜNAL, kendisini, Mersinde faaliyet de bulunan Kemal CANAY,
Ahmet Rasim KARSLIOGLU ve geçici yönetim kurulu üyelerini lağvederek Mesut SEZER,
Yusuf YAMAN ve Murat BULUT isimli şahıslara yetki belgesi verdiğini, Mesut SEZER ve
yeni ekipten duyduğuna göre Taner ÜNAL'ın yeni ekibi vaat ettikleri para nedeni ile tercih
ettiğini, bu yüzden kendilerini lağvettiğini, daha sonra da zaten demeğin bahsedildiği gibi
vatanla milletle, ulusal çıkarlarla herhangi bir ilişkisinin olmadığını, şahsi çıkarlar amacı ile
kullanılan bir örgüt olduğunu anladığını,

2422
Kuvayı Milliye Demeğine ne zaman ve kimin vasıtasıyla katıldığı, demekteki görevi,
demeğin kurucu ve yöneticilerinin kimler olduğu, demek yöneticileri ile ilişkileri
sorulduğunda; VKGB demeğinden ayrıldıktan sonra bu dernekten zaten belirli kopmalar
olduğunu, kendisi gibi bu demekten ayrılan Hüseyin GÖRÜM'ün 2006 yılında telefon ile
ayarak Mehmet Fikri KARADAĞ ve kendisinin İstanbul Merkezli Kuvayı Milliye demeğini
kurduklarını, bu demeğin VKGB ile bir ilişkisi olmadığını, demeğin amacının tam bağımsız
milli bir hükümet kurmak olduğunu, vatan hainlerinden hesap sorulacağını ve Milliyetçi
Atatürkçü anti emparyalist bir demek olduğunu ve bu demeğe katılmasını söylediğini, daha
sonra Mehmet Fikri KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM ve çevresindeki bazı şahıslarla yaptığı
görüşmeler neticesinde demeğe üye olmaya ve temsilcilik yapmaya karar verdiğini, bu kararı
verdikten sonra telefonla merkezle irtibat halinde çalışmalara başladığım ve yeni bir altyapı
kurduğunu, bu aşamada Mersin de bir bina tutarak Kuvayı Milliye Mersin temsilciliğini
kurduklarını, üye kayıtlarına başladıklarını, bu faaliyetleri devam ederken, demek yöneticisi
olan Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM den bu temsilciliğin açılışına
katılmalanm istediklerini, 2006 yılının Ramazan ayında Mehmet Fikri KARADAĞ ve
Hüseyin GÖRÜM'ün Mersin temsilciliğinin açılışı amacı ile Mersine geldiklerini Mersine
gelmeden önce Adana hava limanına indiklerini, burada kendilerini Murat ÇAĞLAR, Seda
YİVLİ, Mersin teşkilat başkanı Kemal CANAY ve Mercan BAŞ ile birlikte karşıladıklarını,
kendilerini Mersin Ordu evine bıraktıklarını,
Aynı gün hep birlikte Kuvayı Milliye il bürosuna geçtiklerini, burada binayı
dolaşıldıktan sonra Kervan Düğün salonunda yaklaşık 400-500 üyenin de katıldığı iftar
yemeğine geçtiklerini, İftar yemediğinden sonra ortamın toplantı havasına döndüğünü ve
karşılıklı soru cevap şeklinde sohbetin başladığını, sohbet devam ederken Hüseyin
GÖRÜM'ün birden bire kendisine Murat ÇAĞLAR'm arabasında bulunan Kuranı Kerimi
getirmesini söylediğini, Kuranı Kerimi bulup salona tekrar döndüğünde salonun masalarının
belirli bir düzen içerisinde bir seramoniye hazırlandığını gördüğünü, masaların üzerinde 2
veya üç silah olduğunu hatırladığını, yanlarında Kuranı Kerim ve bayrağın olduğunu,
Daha sonra Mehmet Fikri KARADAG'ın kalabalığa yönelik bir konuşma yaptığını,
hatırladığı kadarıyla "arkadaşlar şimdi bir yemin edeceğiz, bu yemin Mustafa Kemal
ATATÜRK' ün üniformasını çıkarıp Erzurum Kongresinde sineyi millete döndüğünde kendi
silah arkadaşları ile yaptığı yeminin aynısıdır. Ben söyleyeceğim, sizde tekrar edin, yemin
etmek istemeyenler ayrılabilirler" dediğini ve bölge ve belde temsilcilerini masanın başına
topladıktan sonra basında da silahlı yemin olarak sık sık gündeme gelen malum yemini
ettirdiğini, Yemin metninden hatırladığı kadarıyla "Cumhuriyet, Bayrak, Millet, Vatan, Birlik
Bütünlük uğranda gerekirse canımı seve seve vereceğime namusum şerefim üzerine ant
içerim, bu uğurda ölmek var, öldürmek var, öldürülmek var" dediğini, söz konusu toplantı için
aldıkları, iznin böyle bir yemin konuşmasını kapsamadığını bildiğinden dolayı panikleyerek
geri çekildiğini, bu seramoniden sonra tekrar konferans düzenine geçilerek sohbete devam
edildiğini, toplantıdan sonra Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM' ü ordu evine
bıraktıklarını, ertesi gün çevrede birkaç tarihi yeri gezdikten sonra akşama doğru Adana hava
limanından İstanbul'a yolcu ettiklerini,
Murat ÇAĞLAR, Seda YİVLİ, Mercan BAŞ ve Kemal CANAY isimli şahıslardan
bahsettiği hatırlatılarak bu şahıslarla arasındaki ilişki sorulduğunda; Seda YİVLİ'yi VKGB
demeğinde faaliyette bulunduğu dönemde tanıdığını, Kemal CANAY'm tanıştırdığını,
Mersin'de fırın işlettiğini bildiğini, Kemal CANAY' m Seda YİVLİ'yi tanıştırmaktaki
maksadının ilerleyen süreçte VKGB gençlik kolları başkanı yapmayı düşünmesi olduğunu,
ilerleyen süreçte de Seda'nm VKGB ye üye olduğunu, demekten ayrıldıktan sonra da Seda ile
görüşmeye devam ettiğini, Kuvayı Milliye demeğine üye olduktan sonda Seda YİVLİ'nin de
üye olduğunu ve birlikte İstanbul'a geldiklerini, Yaklaşık 30-35 gün genel merkezde kaldıktan
sonra Mersin'e döndüklerini, daha sonra Seda'nm 6-7 ay kadar Kıbnsta Badigartlık
yaptığını duyduğunu, Seda'mn Kıbrıs'tan döndükten sonda İstanbu'la Kuvayı Milliye
Derneğine tekrar geldiğini, o dönemde Kuvayı Milliye Derneğinden ayrılmaya karar verdiği
ve iş aradığı için Seda ile birlikte Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun yanında işe girdiklerini,
Recep'in yanındaki işlerinin, iş yapılan inşaat şantiyelerini denetlemek ve şirketi tanıtarak yeni
müşteriler bulmak olduğunu, 2007 yılının Aralık ayma kadar Recep'in yanında çalıştığını ama
Seda'nm 15 gün kadar önce işten ayrıldığını, ayrıca Seda ile çalıştıkları dönemde Murat
ZELYURT isimli şahsın da kendileri ile aynı işi yaptığını, Murat'ın da kendisi gibi aynı gün
işten ayrıldığını,
İşten ayrıldıktan sonra Seda ile birlikte memleketine döndüklerini, memlekete
döndükten sonra Seda ile yaptıkları değerlendirmede, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
aslında çevresine karşı caydırıcı olmak ve korku vermek için kendilerini yanma işe aldığını
anladıklarını, çünkü Recep'in kendilerini, genelde anlaşmazlığa düştüğü yerlere gönderdiğini,
bu yerlerden bazılarının İTÜ Uzay Uçak Bölümü, Hayrül Nisa Hastanesi Yenibosna Şubesi,
Koç Üniversite Mimarlık Mühendislik fakültesi gibi yerler olduğunu, bu yerlerden birinin
avukatı ile telefonda yaptığı bir tartışma sonunda, avukatın Yenibosnaya geleceğini söyleyerek
Murat ZELYURT a bir silah verdiğini gördüklerini, zaten bu olaylardan sonra kullanıldıklarını
hissetmeye başladıklarını, ve işten ayrıldıklarını, Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun yanında
çalıştığı dönemde hiç para almadığını, ama bildiği kadarıyla Seda'nm 250 YTL, Murat'ın da 2-
3 bin YTL civarında para aldığını,
Murat ÇAĞLAR'ı Kuvayı Milliye derneğine üye olduktan sonra Seda YİVLİ aracılığı
ile ile tanıdığını, Murat ÇAGLAR'm da derneğe üye olduğunu ve Akdeniz bölge başkanı ve
teşkilat başkan yardımcısı olduğunu, Murat ÇAĞLAR ve Seda YİVLİ'nin Hakkari de askerlik
yaptıkları sırada tanıştıklarını ve arkadaşlıklarının ilerlediğini,
07.01.2007 günü Pendik ilçesinde Murat ÇAGLAR'm ruhsatsız tabanca ve çok sayıda
belge ile yakalanması konusu sorulduğunda; bu olayı ilk önce Mercan BAŞ isimli
arkadaşından duyduğunu, Murat'ın içeri alındığını, yakalandığı arabada birkaç tane ruhsatsız
tabanca, çeşitli dokümanlar ve MİT in kullandığı kod isimler ve bilgilerin bulunduğu başka
belgeler ele geçirildiğini söylediğini, Murat'ın da bu malzemelerin kendisine ait olmadığını ve
komplo olduğunu Mercan BAŞ'm söylediğini, araba da ele geçirilen ajandalardan iki tanesinin
kendisine ait şahsi ajandaları olduğunu, bu araçla sık sık bir yerlere gelip gittiği için
ajandalarını bu araçta bıraktığını, ele geçirilen silahların kime ait olduğunu bilmediğini, ama
hatırladığına göre Murat ÇAGLAR'm o dönem silah almaya çalıştığını, hatta bu amaçla ruhsat
işlemleri için çeşitli insanları araya soktuğunu, araçta çıkan belgelerin ve şifrelerin kime ait
olduğunu bilmediğini,
Kuvayı milliye derneğinin üye sayısı,üyelerin görev ve sorumlulukları sorulduğunda;
bildiği kadarıyla bu derneğin Türkiye genelinde 20-30 bin kadar üyesi olduğunu, ancak
dernekte söylenenlere ve Fikri KARADAĞ' m bizzat kendisinin beyan ettiğine göre derneğin
çok sayıda gizli üyesinin olduğunu, bu üyelerin özellikle ermeni asıllı ve stratejik konumda
bulunan vatandaşlar olduğunu,
Kuvayı Milliye derneği binasının nerden ve ne şekilde kiralandığı, kira ücretinin hangi
gelirle ödendiği, ayrıca ilk dernek kurulduğu sırada binanın tadilat ve dekarasyonu için ne
kadar harcama yapıldığı ve bu harcamanın kaynağının nerden ve nasıl temin edildiği
sorulduğunda; Bildiği kadarıyla bu binanın Milli emlak yada Vakıflar Genel Müdürlüğünden
kiralandığını, Hüseyin GÖRÜM'ün bu binayı kiraladıktan sonra tüm maliyeti tamamen kendi
cebinden karşıladığını, binayı tadil ve dekore ettirdiğini, daha sonra Vakıflar Genel
Müdürlüğündeki tanıdıkları vasıtası ile yaptığı masraflardan düşülmek üzere buranın Kuvayı
Milliye derneğine cüzi bir miktarda kiraya verilmesini talep ettiğini, bu binaya toplamda 120
bin YTL masraf yaptığını duyduğunu, Hüseyin GÖRÜM' ün maddi durumunun iyi olduğu için
bu masrafları karşıladığını,
Kuvayı milleyi derneğinin bu güne kadar gerçekleştirdiği faaliyetler ve bu
faaliyetlerden hangilerine katıldığı sorulduğunda; Mersin ilinde 2006 yılı içerisine Ramazan
ayında gerçekleşen Silahlı yemin olayı, 11 Kasım 2006 tarihinde Genel Merkez yöneticileri ve
Şube temsilcilerinin de katılımıyla Ankara Anıtkabirde atanın huzuruna çıkılması ve basın
açıklaması yapılması, Hrand DİNK cinayetinden sonra Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin
GÖRÜM bir çok gazete dergi ve televizyon programına çıkarak bu cinayetin kendileri ile bir
alakasının olmadığını açıklamaları, Mehmet Fikri KARADAĞ millet vekilliğine adaylığını
koyduğunda bazı bildiriler dağıtarak açıklama yapması olduğunu, bunların haricinde derneğin
faaliyetleri ve gerçekleştirdiği eylemlerden bilgisinin olmadığını,
Kuvayı Milliye derneğinin kuruluş amacı dışında herhangi bir faaliyetine şahit olup
olmadığı sorulduğunda; Derneğin kuruluş amacı haricinde herhangi bir faaliyetine şahit
olmadığını, ancak bu tür söylemlerin olduğunu, Örneğin Hüseyin GÖRÜM'ün bazı
konuşmalarında "dünyanın tüm gizli toplantılarına girdim çıktım" dediğini, tahminnie göre
Hüseyin GÖRÜM'ün sözlerinden Yahudi lobileri ve istihbaratın toplantıları olabileceğini,
fakat Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini üstün göstermek için bu şekilde söylemişte olabileceğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün bunun haricinde yine Bolu Düzce Hendek hattında meydana gelen faili
meçhul cinayetlerin kendisinin üzerine atıldığını, kendisinin çeşitli isimlerle ilişkilendirilmeye
çalışılarak derin devlet gibi gösterilmeye çalışıldığını, bunların hepsinin Kuvayı Milliye
derneğine komplo olduğunu söylediğini,
Bunun haricinde Mehmet Fikri KARADAĞ dernek faaliyetleri haricinde kendisine ve
dernekte bulunan gençlere Namaz kılmanın faydalannı, vücuda yararlarını anlattığını, hatta 17
kez Kuranı Kerim' i hatmettiğini söylediğini,
İstanbul'a en son ne zaman, ne amaçla ve kimlerle birlikte geldiği, nerelerde ve ne
kadar süre kaldığı sorulduğunda; İstanbul'a en son 16 Temmuz 2007 tarihinde geldiğini,
geldiğinde yanında Gürhan AKBULUK isimli eski Mersin Ülkü Ocakları başkanı olan bir iş
adamı olduğunu, birlikte gelmelerinin tesadüf olduğunu, İstanbul'a iş bulmak amacıyla
geldiğini, ancak birkaç gün iş aramasına rağmen bulamadığını, bunun üzerine Kuvayı Milliye
derneğine gittiğini ve burada 3 ay kadar kaldığım, Kahraman ŞAHİN, Hüseyin GÖRÜM,
İslam ve Abdullah isimli şahısların da dernekte kaldığını, muhtelif zamanlarda bazı gençlerin
de ara sıra gelip kaldığını, dernekten ayrıldıktan sonra Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
yanında işe girdiğini ve yaklaşık 3 ay da bu şahsın evinde kaldığını, aslında Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU'nun, kendilerine (Murat ZERYURT,Seda YİVLİ ve kendsine) ev tutacağına
dair söz verdiğim, fakat üç ay oyaladığını,
Hesap sorma söyleminin Kuvayı Milliyenin her toplantıda dile getirdiği bir söylem olduğunu,
buna kulak aşinası olduğu için o anki coşku ile boş bulunup söylediğini, ama Mehmet Fikri
KARADAĞ imzalı her bildiride bu hesap sorma söyleminin geçtiğini, Çantasında bulunan;
-(1) adet Ahmet AKBAL adına tanzim edilmiş KPSS sınav sonuç çıktısı fotokopisi, -(1) adet
Ahmet AKBAL adına tanzim edilmiş Anadolu Üniversitesi öğrenci kimlik kartı fotokopisi,
-(1) adet Hamit Akyol adına tanzim edilmiş karayolları genel müdürlüğü kimlik kartı
fotokopisi,
-(1) adet Mehmet EROL adına tanzim edilmiş Mersin Toros Devlet Hastanesi personel
tanıtma kartı fotokopisi sorulduğunda;
Ahmet AKBAL'm Mersin Toros Devlet Hastanesinde Güvenlik görevlisi olduğunu,
aslen Niğdeli ve 1980 doğumlu olduğunu, Ahmet AKBALi VKGB derneğindeki döneminden
tanıdığını, ayrıca Ahmet'in Kuvayı Milliye çatısı altında da bulunduğunu, Mersin'de Ocak
ayında Ergenekon operasyonunun yapıldığı ilk günlerde otelde kaldığı dönemde Ahmet
AKBAL'm gelerek bu fotokopileri verdiğini, Ahmet..? isimli bîr arkadaşının otele geleceğini
ve bunlan alacağını söylediğini, bu fotokopilerin ne amaçla almıp verildiği hakkında hiçbir

2425 ■ - „ r-~- ^T
7 :. ' ^^HÎ^T
şey söylemediğini, o günlerde otel ücretini ödeyemediği için eşyalarını otelde bırakarak
ayrıldığını ve muhtelif yerlerde kalmaya başladığını, o tarihten sonra Ahmet isimli şahsın
gelmiş olabileceğini ancak kendisini bulamadığını, beyan etmiştir.

b)-Savcıîık ifadesinde
Emniyetteki ifadesini tekrar ettiğini, herhangi bir işinin olmadığını, otelde,
arkadaşlarında kaldığını, zaman zamanda dışarda kaldığını, daha önceden VKGB (Vatansever
Kuvvetler Güç Birliği) Derneğinin ilk kurucularından olduğunu, Taner ÜNAL ile birlikte
kuruluşunda görev aldığını, daha sonra genel başkan ile tartıştığını, tartışmasının sebebinin
ise; tam bağımsız milli devleti ve hükümeti kuracaklarını kendisine söylemelerine rağmen, bu
tür bir faaliyetlerini görmediğinden tartışıp ayrıldığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ'I, VKGB' nin genel kuruluna gelip giderken gördüğünü,
Hüseyin GÖRÜM'ün de yine VKGB' nin genel kurul toplantılarına gelip gittiğini, ABD ve
AB'ye, İMF'ye iyi gözle bakılmadığı için bunlara karşı eylem planı yapıldığını, ayrıca her
yerde örgütlenilmesi ve halkın milli harekete ve direnişe uyandmlması için kararlar alındığını,
örgütlendikten sonra toplu gösteri, yürüyüşü ve eylemleri yapılması ile basın açıklaması
şeklinde kararlar alındığını, yasaya aykırı bir şey konuşulduğunu duymadığını, toplantılara
hükümet komiserinin de katıldığını, gizli toplantı olduğunu bilmediğini, duymadığını,
Muzaffer TEKİN, Sevgi ERENEROL' u bu toplantılarda hiç görmediğini, ancak
Ankara'da yapılan Kıbrıs mitingi ile alakalı olarak 2004 yılında yapılan İşçi Partisi ve
Kamusen, ulusalcı grupların yapmış olduğu toplantıda Sevgi ERENEROL ile tanıştığını ve bir
daha da görmediğini,
VKGB'nin ilk kuruluşunda Hasan KUNDAKÇI'nm kurdurduğunu düşündüğünü, daha
sonra istifa ettiğini duyduğunu, daha sonra Yasin ALPASLAN isimli genel muhasip ile yaptığı
görüşmede derneğin arkasında kimin olduğunu sorduğunda "Veli KÜÇÜK Paşa Var" dediğini,
başka da her hangi bir şey söylemediğini, O dönemde dernekten ayrıldığını,
Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM ile telefon görüşmeleri yaptığını,
Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün kendisine Mersin' de şube açma teklifinde
bulunduklarını, daha sonra Mersin'de kurucu üye olarak bulunduğunu, derneğin genel
denetleme kuruluna adam yokluğundan kendisini seçtiklerini, burada amacın halkı tam
bağımsız milli devleti kurmak için örgütlemesini söylediklerini, ancak daha sonra bu tür bir
faaliyet görmediği için dernekten aynldığım, daha önce Türkeli Dergisinin Mersin temsilcisi
olduğunu, Taner ÜNAL' m isteği üzerine VKGB' nin kuruculuğuna girdiğini,
Mersin'de Kuvva-i Milliye'nin kuruluşundaki silaha yemin toplantısında olduğunu,
ancak tasvip etmediğini, Mersin' deki toplantıya 500'e yakın kişinin katıldığını, yemek
masraflarını o tarihteki üyelerin aidatları ile yaptıklarını, Yemeğin de parasını üyelerden
birisinin bağış yaptığını, silahlı yemin işini savunmadığını,
İstanbul Kuvayı Milliye Derneğinden Erol ÖLMEZ, Raif GÖRÜM, Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR, Hüseyin Gazi OĞUZ, Kahraman ŞAHİN, Ayşe Ceylan GENÇYOL, İhsan
GÖKTAŞ, Yaşar ASLANKÖYLÜ' yü tanıdığını, Dernekten ayrıldıktan sonra Tanju OKAN'm
Kemal CANAY tarafından başkan yapıldığını, bu şahıslan da tanımadığını,
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nu Kuvayı Milliye Derneğinde tanıdığını, Yüksek
makine mühendisi olduğunu, Denge Grubu altında şirketi olduğunu, Kuvva-i Milliye'nin AR-
GE başkanı olduğunu söylediğini, Seda YİVLİ ile birlikte Recep Gökhan'ın yanında
çalıştıklarını, Murat ZELYURT jandarma özel harekettan atılmış, ailesi kabul etmemiş,
olduğunu, Murat ZELYURT'un Mersin' de Kuvayı Milliye ile arasının açıldığını, İstanbul'daki
derneğe geldiğinde tanıştıklarını, daha sonra Recep Gökhan SİPAHİOĞLU' nun yanında işe
başladığını,
2007 yılının 9.aymda Kuvayı Milliye Derneğinden aynldığım, Seda YİVLİ ve Murat
ZELYURT'un derneğe üye olmadığını, birlikte dernekten aynlarak Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU' nun yanında çalıştıklarını, burada Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
kendilerini, çevresindeki insanlara karşı kendi elemanı ve korkutma amaçlı olarak yanında
bulundurduğunu hissettiklerini ve daha sonra Recep Gökhan'ın yanından ayrıldıklarını, Recep
Gökhan'ın 3 ay kadar kendi evinde yatırdığını, Recep Gökhan'ın kendilerine Ev tutacağını
söylediğini, ev de tutmayınca bu şahsın niyetini anladıklarını ve ayrıldıklarını,
Murat ÇAĞLAR'm Kuvayı Milliye' de yönetici olduğunu,
ALPARSLAN ARSLAN'ı tanımadığını, ancak Danıştay olayından sonra Hüseyin
GÖRÜM'e sorduğunda kendisine kızdığını, bizim ile alakasının olmadığını, avukat olduğu
için 2003-2004 yıllarında kendisine bir kaç defa iş verdiğini söylediğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün Maltepete'de bir kamyon konteynın olduğunu, bu konteynırda
Kuvayı Milliye Maltepe temsilciliği açmış olduğunu, konteynmn Laz Nizam diye bir adamın
verdiğini, ancak fabrika gibi bir yer olduğunu, etrafının çinko gibi metallerle çevrili olduğunu,
gençlerin gidip geldiğini, NECİP diye ayağı topal ve aksak birinin olduğunu, onun da gidip
geldiğini, gidecek yeri olmayanların orada gidip kaldıklarını, Laz NİZAM'ın bunun dayısının
akrabası olduğunu, Hüseyin GÖRÜM' e "buraya bak" dediğini, Hüseyin GÖRÜM'ün de masa
sandalye getirerek orayı temsilcilik yaptığını, daha sonra bunun elinden alındığını duyduğunu,
BEKİR ÖZTÜRK' ü tanıdığını, zavallı bir adam olduğunu, bu şahsın MHP' den
dışlanmış ve muhtelemen de kullanılmış bir adam olduğunu, gazeteden okuduğuna göre İshak
ALATON' ya bilgisayarında suikast yapılacağına ilişkin krokiler çıktığını, bu şahsın kroki
çizmeyi bilmediğini, saf bir insan olduğunu, herşeye olumsuzluk yönünde yazı yazan ancak
sonucunu düşünmeyen biri olduğunu,
Kendisinden çıkan kimliklerin, arkadaşı Ahmet AKBAL'a ait olduğunu, Ahmet
AKBAL'm, kendisinin otel parasını verecek olduğunu, daha sonra vermeyince sıkıntı
olduğunu, kendisinde kaldığını, kimliklerin hepsini Ahmet AKBAL'm verdiğini, bunlann hiç
birin kullanmadığını, her hangi bir sahtecilik de yapmadığını beyan etmiştir.

c)-Aramalarda elde edilen deliller


Şüphelinin kaldığı Mersin ili Üçocak Mahallesi 5425 Sokak No.8 sayılı yerde bulunan
Uğur Otelinde yapılan aramada;
-(1) adet Ahmet AKBAL adına tanzim edilmiş KPSS sınav sonuç çıktısı fotokopisi,
-(1) adet Ahmet AKBAL adına tanzim edilmiş Anadolu Üniversitesi öğrenci kimlik
kartı fotokopisi,
-(1) adet Hamit Akyol adına tanzim edilmiş karayolları genel müdürlüğü kimlik kartı
fotokopisi,
-(1) adet Mehmet EROL adma tanzim edilmiş Mersin Toros Devlet Hastanesi personel
tanıtma kartı fotokopisi,
Yeni Mah.Fevzi Çakmak Cad. No:60 Bahçe/OSMANİYE adresinde yapılan aramada;
(Bahse Konu yerin ekmek fırını olduğu tespit edilmiştir.)
- (41) adet "Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi Derneği" "Ali KUTLU
Sekreter" imzalı kartvizit,
- (1) adet "Akıl Yolu Derneği Neden Kuruldu" başlıklı "Mehmet Reşat ATA Kurucu
üye ve kurucu Başkan" ile biten imzalı ve mühürlü doküman, elde edilmiştir.

d)-Telefon görüşmeleri
26.06.2006 tarihinde Ahmet CİNALİ ile Mesut SEZER isimli kişi arasındaki
görüşmede özetle ( VKGB Dosyasından alınmıştır) ; Mesut: "Mersin'deyim" , Ahmet'in
"Bakalım bir hafta sonra dönerim, siz ne yapıyorsun". Mesut: "... şeyle görüştüm mü
hurdayken Ali KUTLU ile, Ali KUTLU ile burda hiç", Ahmet'in "Yok Ali mesaj yazmıştı,
görüşelim falan diye de görüşmedim,yok işte bilmem ne orda burda işte yürüyüş-mürüyüş

işte kaynak diyor biraz diyor ...mala diyor işte yardım yapacaklar diye mesaj yazmışdılar
görüşmedim", "Çağır görüş istersen", Mesut: "...yok ya o gevezelik yapıyormuş sağda solda",
Ahmet'in "Mesaj yazmıştı bana", Mesut: "Sağda sola gevezelik yapıyormuş benim hakkımda da" ,
"Yav işte mesela, Taner beye falan söylemiş, üç liralık malı beş liraya satıyormuş diyor, böyle ticaret
yapan adamın dernek başkanlığında ne işi var diye de", Ahmet'in "Ona mı kalmış bu işler yani,..",
Mesut: "Taner bey bunun kafasını kır yada ben kıracağım diyor", Ahmet'in "...oğlu ... bunlar ne biçim
insanlar ya, Taner'e mi söylemiş bunu ya", Mesut: "Ya ona da söylemiş", Ahmet'in "Taner niye
söylememiş sana ne diye ona söylememiş", "Söylemiş canım Taner bey söylemiş", Ahmet'in "Seni ne
ilgilendirir yani adamın ticareti sana ne dememiş mi", Mesut: "Demiş demiş zaten Taner bey demiş
de", Ahmet'in "Bana mesaj yazmış, bilmem para noktasında yardım edecekler var, işte miting
yapalım, yapacak insanlar var şu var bu var, işte bu sürü bir şey yazmışta dikkate bile almadım yani,
mesaj olarak geçmişte", Mesut: "Sen görüşürsen sen bir fırçala diyecektim.."
Tape:636, 07.03.2007 tarihinde Ferahi SES ile görüşmesinde ;Ali KUTLU'nun Ferahi
SES'ten Kahraman isimli şahsın cep telefonunu istediği,
Tape:342, 13.06.2007 tarihinde Erol ÖLMEZ ile Kahraman ŞAHİN arasındaki görüşmede
özetle ; Erol: "Komutanım şimdi bizim bu Mersinli Ali vardı ya" "Şimdi onla görüştük de, o biraz
İstanbul'a geliyormuş haberin var mı senin" Öyle diyor İstanbul'a geliyorum diyo" "Kahraman
Binbaşıya da selam söylersin diyo" "Gel dedim kafanı kırayım dedim senin burda" "Biz dedim zaten
dedim dağı bıraktık dedim indik yaylaya" dediği,
15.07.2007 tarihinde Yusuf KARLIOĞLU ile Erol ÖLMEZ arasındaki görüşmede özetle ;
Erol'un kendisini Jandarma binbaşı Erolhan EJDEROĞLU olarak tanıttıktan sonra "Ulan o Ali var ya
Ali Ali var ya .... fırlama telefonları kapalı biliyormusun" "He bu işte Taner ÜNAL bilmem ne falanı
filanı seçimleri meçimleri topladılar ya" "Bu da alayını tanıyo ya , onları bir araya getiren bu
vatandaş ya" "Ondan dolayı telefonlarını kapatıyo tırsıyo yani" "Gazetelerde çıktı ya şimdi asker
kökenliler toplanıyor bilmem ne hesabı subaylar mubaylar"
Tape:375, 27.07.2007 tarihinde Şerafettin GÖZÜKELEŞ (Görüşme Kahraman ŞAHİN'in
telefonundan yapılmıştır. ) ile görüşmesinde özetle ; Şerafettin:"Yardımcı olsanıza Kuvayı
milliyeciler olarak" "Ne yapmış ki. ..bir sürü it uğursuz köpek varken yani bunları mı almak
gerekiyormuş" "Dün yazı hazırladım gene hazırlıyorum, AKP ile artık daha şiddetli mücadele edicez
yani" "Senide içeri aldılar mı", Ali: "Biz İstanbul'dayız" "Çok kalabalığız burada, EKİP var",
Şerafettin:"Nasıl şey yapıyorlar mı yani yine devlet üstüne gidiyor mu", Ali: "Hiç üstüne gitmiyor.
Genelkurmay n araştırma yaptık, tek Kuvayı Milliye orada Kadıköy'deki Kuvayı milliye dedi, dün
Genelkurmayın basın açıklamasında" "Bizi işaret ediyor yani Genelkurmay", Şerafettin:"Türkiye'de
genel durum nasıl şu anda" diye sorduğu, Ali: "Şu an kötü, berbat. İşte bakacaz, bi hamle yapacaz
yakında, herşeyi haberlerden okursun zaten, haberleri dinlersin birşey oldu mu", Şerafettin:"Ne
Hamlesi Yapacaksınız" diye sorduğu, Ali: "Telefonda Olmaz Tamam", Şerafettin:"Kardeşim bu
tarikatlara cemaatlere komple el koysunlar kapatsınlar", Ali: "Öyle Yapıcaz Zaten" "11 kasım
1938'den bu güne her kurum kuruluş şahıstan hesap sorucaz. Sen hiç kafanı yorma rahat ol yani",
Şerafettin:"Yeni Şafak yeni Türkiye gazetesi var birde bu a... kodumun tam militan bir gazete o da
ya", Ali: "Hepsine El Koyacaz Kafanı Yorma Hepsini", Şerafettin:"Ya düşündükçe sinirleniyorum
vallahi billahi ya, gidip eylem yapasım geliyor ya", Ali: "Ya boşver, akşam msn'de şey yaparız.
Telefonda girme bu tip şeylere tamam mı" dediği ve telefonların dinlendiğini ima ederek bu konu
hakkında akşam MSN'den görüşmeyi tavsiye ettiği,
Tape:584, 19.07.2007 tarihinde Yusuf KARLIOĞLU'nun kullanımında bulunan 0 536 332 13
56 telefonla Ali KUTLU'nun Hikmet YILMAZ ile yaptığı görüşmede özetle; Ali: "Merhaba Hikmet
bey" "Ali KUTLU dün Kuvayı Milliyede tanışmıştık ya esmer

olan akdeniz bölgesinden" "He şimdi biz o tapu Gaziosmanpaşayla ilgili abiyle sizi tanıştıracaktım
da uygunsanız biz karşıdayız şuan Güngören tarafmdayız o tarafa geçicez de
Uygunsamz bu konuda bi buluşalım diyecektim hocam" "Teşkilatı bu......bunu şey tutalım da
bunu onlardan şimdi muaf tutalımda bunu" "Buluştuğumuzda konuşuruz zaten" dediği,
Tape 581,19.07.2007 tarihinde Candan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Ali: " Ali
KUTLU Murat ÇAĞLAR'm arkadaşı ben", "Murat bizi yedi bitirdi ne yaptın nerdesin", Candan:
"Vallahi Alanyadayım", "... valla ne yaptı ya o adamı siz görüyorsunuzdur heralde çünkü bizide
hep burda şey yaptı gitti", Ali: "Murat'ı tamam MSN de birara konuşalım MSN'de MSN adresini
falan ver bu numaradan sürekli bana ulaşabilirsin sen Yusuf abi var ya bizim Yusuf, "Genel
merkezdeki onun numarası bu cep numarası açık yani sürekli", Candan: "Anladım anladım vallahi
ne bileyim ben hani çünkü yazık ya biz burda hani anlıyon mu hani arkadaştık yani şöyle birşeydik
hani burda ... sen gördün işte", Ali: " Abi anladım .... çok şeyler var onun hakkında çok şeyler
yaşadık yani ben gördüm herşeyini herşeyini biliyorum onun herşeyini biliyorum", Candan: "İşte
ne bileyim burda hani 5-6 kişinin anlıyon mu", "Parasını pulunu aldı burda 5-6 kişinin en son
ordan", Ali: "Biliyorum abi bende vardım orda o berberin bir buçuk milyar sonra..." dediği,
Tape:175, 25.09.2007 tarihinde Mehmet Fikri KARADAĞ ile Kemal CANAY arasındaki
görüşmede özetle ; Kemal: " Gelmediniz o diğer konularda ne karar verdiniz genel başkanım şimdi
o Adana'daki arkadaşlar soruyor bunlarda buradakiler de burayı boşaltmıyorlar adam kirayı istiyor
ney yani o konuda siz karar verdiniz mi yani", Mehmet Fikri: "Ya o sıkıntıya girilirse bırakın şart
değil ya bina bina şart değil siktir edin atın verin p....evini ya", Kemal: "Öbürleri gitti gelmiyor
hepsi koptu çocuklar adamlar" , "Hepsi hepsi şey çıktı genel başkanım ya yani üç aydır dört aydır
elektrik telefon parası gelmiş internet parası gelmiş benim adıma kayıtlı hepsi hiç birisi beş kuruş",
"Gelmiyorsan buraya demişler istifanı gönder o Ali KUTLU kim oluyor orda yetkili o da telefon
açıyor ona", Mehmet Fikri: " Bunlar zaten gitsin yaa bırak onla mı uğraşacaksınız yaa", Kemal:
"Onların hiç birisinin umurunda değil diğer şerefsizler hepsi şerefsiz çıktı buradakilerin
buradakilerin hepsi şerefsiz çıktı yani bu yemin edenler var ya hepsi şerefsiz çıktı", Mehmet Fikri:
"Bu milletle hiç Kemal abi bu milletle hiç bir yere gidilmiyor", Kemal: "Hep şerefsiz çıktı yaa yani
yemin etti bayrağa silaha kurana yemin etti böyle mi olması lazım genel başkanım ya", Mehmet
Fikri: " Yollayın gitsin anasnı satayım onla mı uğraşıcaz bunlarla bu millete hiç birşey yapılmaz yaa
boşuna üzüyoruz kendimizi ya", "Bırak ya bırak anasını satayım ne b.. yiyorlarsa yesinler ya",
"Ordusu var bilmem nesi var gözü kör mü onlar yapsın pezevenkler ya" , "Yaşar'a da telefon et
Yaşar'a da telefon et beni arasın ona da söyle", Kemal: "Yaşar'da arasın şey Tanju da Tanju da Tanju
da arasın sizi söyleyin efendim ona da söyleyin borçlan benim başıma bırakmayın ben diyorum ki
ben o evi düzdüm orda 10 milyarlık eşya var hepsini satın borçlan kapatın diyorum yani benim
başıma bırakmayın diyorum alın eşyayı satıyor musunuz atıyor musunuz yani çocukta hasta oldu
hiç kimse ilgilenmiyor genel başkanım", Mehmet Fikri: "Bu iş böyle işte bu kadar herkes
nemalanmak için gelmişti ...", Kemal: "Evet evet parayı o ihaleleri alsaydık o şerefsizlerin hepsi
diyom buradan çıkmazdı diyorum" dediği,
Tape:788, 24.10.2007 tarihinde Recep Gökhan SİPAHİOĞLU ile Seda YİVLİ arasındaki
görüşmede özetle ; Recep Gökhan: "Ne haber bazı pürüzler çıktı, bu saate ben ...Yenibosnadayım"
"Mecidiyeköy'de, Toplantıyı sonlandıracaz" "Siz akşam eve gelsenize" "siz evde bekleyin" "Dur bi
dakka Ali'yi veriyorum" dediği,
Tape:767, 27.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Ali (Ali KÜTLU-
görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adma kayıtlı telefonla yapılmıştır) arasında yapılan
görüşmede özetle; Oğuz Alpaslan: "... yok SedaTar gelmiyor o zaman bu
akşam", Ali: "Bilmiyorum belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beyes de.......çıktı şeyi bekliyor
makina gelecek de onu takacaz Turan" , " Şeyi söyieyecem Selim'le görüştün mü Selim'le Selim'le
anlarsın sen", Oğuz Alpaslan: " He yok daha görüşmedim", Ali: " Öyle kaldı değil
mi" , " Sonra yüz yüze görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz yüze görüşünce", " Siktir
et takma kafana ya", O.Alpaslan: " Tamam tamam tamam takmıyorum zaten bitti gitti" dediği,
Tape:769, 31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Murat ZELYURT
arasındaki görüşmede özetle ;Murat: "Allaha çok şükür tadımız tuzumuz yok abi", "Gökhan
olayım bitiriyoruz tamam mı bitirdik", " Eğer bugün ordaysan bugün akşam geliyoruz tamam
mı ya akşam değil belki şimdi de çıkabiliriz de haberin olsun diye aradım tamam mı bugün
geliyoruz kesin geliyoruz yani bitirdik tamamen tamam mı",Oğuz Alpaslan: "Şey olmadı
anlaşamadız ha", Murat: " Sen hiçbir şekilde arama onu tamam mı abi hiçbir şekilde arama",
"Tamam mı abi gelince konuşuruz tamam mı" dediği,
Tape:770, 31.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR üe Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU arasındaki görüşmede özetle ; Recep Gökhan: "O çocuklar da bizim işin
stresini mitresini falan kaldıramadılar.", Oğuz Alpaslan: "Kimle kavga etmişler abi Turan'la
mı?", Recep Gökhan:"Yok hayır. Yani genelde herkesin tavırlarından falan bahsediyorlar.
Cenaze var, bu cenazenin kalkması lazım." "Ya cenaze ortadayken ben kimseye pof pof
yapabilir misin Alparslan" diyerek Ali ve Seda isimli şahıslar ile yaşadıkları problemlerden
bahsettikleri,
Tape:774, 01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU arasındaki görüşmede özetle ; Oğuz Alpaslan: "Ne yapayım, şuanda şey müsait
de değilim. Yanımda arkadaşlarım var ama Seda delirmiş vaziyette. Murat hadi ondan biraz
daha şeyli. Ne bileyim işte böyle yani. Gittiler geldiler bi akşamleyin bi paşa mı vardı onun
yanma gittiler geldiler hani bi adamlar vardı ya ...abi neyse konuşmamız lazım konuşuruz
seninle yani" "Müsait değilim anladın mı, Abi yüzyüze görüşmemiz lazım telefonda olmaz.",
Recep Gökhan : "Niye kızmışlar" "Her şeyi başında herkesle konuştuk Alpaslan" , Oğuz:
"...Biliyorum da ben de sana söyliyim. Normal insanlar değil bunlar. Öbürü 149 tane kelle
almış. Tam 149 tane saymış. Bana şeylerini gösteriyor bunlar. Bak ben bunlan var ya
parmağımda oynatmm derken o anlamda söylemiyorum. Beni sevdikleri için anlıyor
musun.Abi hiçbir karşılık beklemeden benimle herşeyi yaparlar. Senin de öyle. Yaklaştılar
sana yani, sen de bunlarla aslında çok yani seviyorlar..." " Hiçbir karşılık beklemeden benle
herşeyi yaparlar senide öyle yaklaştılar sana yani sende bunlarla aslında çok yani seviyorlar
halende seviyorlar sevmeseler bu kadar kızamazlar zaten anladın mı beni" Recep
Gökhan:"Herşeyi söyledim ben bunlara ama dedim herşey kilit üstesinden gelin açın"
Tape:936, 06.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in X şahıs (Mustafa
ALPAY) ile yaptığı görüşmede özetle ; X Şahıs:"Ali KUTLU ile görüştüm ben", "Şenlen ben
Ali KUTLU biraraya gelmemizi pek istemedi", "Hee Özel Harekatçı şu atılan biri vardı
hatırlıyormusun", Oğuz Alpaslan: " Evet Abi", X Şahıs:"Onu getirmiş yanma adı neydi Murat
mıydı", " Bir o birde Ömer Lütfü TOPAL' m yeğeni diye birisini getirdi kim", " He Kuvayı
Milliyeye geliyormuş", "Bunların bir tapu işleri falan varmış diye", "Getirdi abi dedi işte
Alpaslanm haberi olmasın dedi bizim buluşacağımızdan, biz buluşalım ben Ali' yi çağırdım
Ali ile görüştüm yanıdaki o getireceği Özel Harekatçıyla o şeyi Ömer Lütfü TOPAL' m oğlunu
istemedim yeğenini, görüşmedim", Oğuz Alpaslan: "Anladım abi", X Şahıs:"Anlat bakim
dedim abi dedi işte Alpaslan bize geldide bir varlık gösteremiyor dedi pek bir şey yapamıyor
dedi. Hüseyin, abi Hüseyin de kendini dine vermiş", "İşte olmuş şöyle böyle ben Ali'ye
dedimki Ali git evraklı gel doneli gel birde dedim Alpaslan arasın beni dedim, Alpaslan ararsa
dedim senin arkadaşlarına dostlarına yardımcı olurum dedim.", Oğuz Alpaslan: "Eyvallah abi
sağol", X Şahıs:"Ali KUTLU' nun söylediği yani sensiz toplanalım abi ben onu görüşmemi
kabul etmemi sen bilmiyosun", "Amam sana söylüyorum çünkü sana önem veriyorum
tamam", Oğuz Alpaslan: "Anladım abi burdamısm sen", X Şahıs:" Ben İstanbul'dayım gece
Ankaraya geçmezsem yarın geçecem, geçmezsem yarın buradayım", "Alpaslan ben seni bir iki
şeydede ikaz edecem", "O Güney Doğudan Özel Harekattan atılan
tip, hala senle ilişkisi varmı", Oğuz Alpaslan: "Yok, onlarla", X Şahıs:"Ama Ali KUTLU ile
benim görüştüğümü falan sen bilmiyorsun, ben sana bunu söylüyorum", "Yarın görüşelim ben
sana anlatacam herşeyi hakim olursun" dediği,
Tape:948, 07.11.2007 tarihinde Ali KUTLU ile (Görüşme Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefondan yapılmıştır) Emre isimli kişi arasındaki görüşmede
özetle ; Ali: " Ne diyecektim burda durumlar çok iyi, iyiye gidiyo işte bişey söyleyecektim
sana", " Hani Tanker bize Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle, isim verme isim
kullanma tamamını onunla görüşecem görüşüyoruzda gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize
destek olacaktı" devamında başka konuya geçerek "Biz aynı zamanda ısıtma soğutma işine
girdik kalorifer işine bi Abiyle Yüksek İnşaat Makina Mühendisi, ben aynı zamanda orta
olacam hissedar olacam ne diyosun gideyimmi bu adamların ...", Emre'nin bir önceki sözünü
anlamadığından Emre:"Kim o biraz ipucu ver", Ali: " Ya Efsane varya Efsane diyolar
hatırlasana", Emre:"Ya şimdi Ali ne garip adamsın sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim
dinliyorsa artık kim olduğunu anlamayacak mı" , Ali: "...bunu daha sonra konuşuruz
uzunlamasma ben gir ben girmeyecemde arkadaşlar girecek, benim bağlı olduğum ekibimdeki
arkadaşlar" "Bu numaradan ara bundan sonra bu numaradan bana ulaşabilirsin" , " Öbürlerini
diğerlerini hepsi geçersizdir bundan sonra"

e)-Diğer şüpheliler ile örgütsel irtibatları


Şüpheli Ali KUTLU'nun VKGB Demeğinin kuruluşunda yer aldığı ve bir süre burada
faaliyet gösterdiği, aynı hareket içerisinde yer alıp daha sonra ayrılarak Kuvayı Milliye
Demeğini kuran Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün çağrısı ile Kuvayı Milliye
Demeğinin Mersin Şubesinin kurulmasında aktif rol aldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ'm
14.10.2006 tarihinde Mersin Kuvayı Milliye Demeğinin düzenlediği toplantıda yeni üye
olacak kişilere özetle ; " bu uğurda ölmeyi,öldürülmeyi ve öldürmeyi de göze almaları
gerektiğini, bunu göze almayanların şimdiden ayrılması gerektiğini" ikaz ettikten sonra
Kuran,Bayrak ve Silah üzerine Kuvayı Milliye Yemini olarak tabir ettikleri yemini ettirdiği
törenin organizesinde yer aldığının kendi beyanı içeriğine göre sabit olduğu,
Yine Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün çağrısı ile Mersin ilinden
Demeğin İstanbul'daki merkezine geldiği ve demek binasında kalarak faaliyetlerine burada
devam ettiği, Demeğin illegal yapılanmasmdaki hemen herkes ile bağlantılı olduğunun ifade
içerikleri,telefon görüşmeleri ve soruşturma evrakı genelinden anlaşıldığı,
Bu kapsamda daha çok Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in hiyerarşisinde Murat
ÇAĞLAR,Seda YİVLİ ve Murat ZELYURT ile birlikte örgüte gelir temin etme adına tahsilat
işleri yaptığı, yine Oğuz Alpaslan ABDUÜLKADİR'in görevlendirmesi ile diğer bir örgüt
üyesi Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun yanında bu kişinin illegal işlerini takip ettiği
değerlendirilmiştir.

f)-Diğer şüpheli ve tanık beyanları


Hüseyin GÖRÜM, Ali KUTLU'yu tanıdığını, demek üyesi olduğunu, muhasebe işi ile
uğraştığını bildiğini, herhangi bir irtibatının olmadığını beyan etmiştir.
Mehmet Fikri KARADAĞ, Mersin'e gittiğinde kendisini karşılayan şahıslardan birisi
olduğunu, Ali KUTLU'nun İstanbul'a geldiği zaman Hüseyin GÖRÜM'ün bilgisi dahilinde
demekte yatıp kalktığını beyan etmiştir.
Oğuz Alparslan ALBÜLKADİR, 18.10.2007 tarihinde Hüseyin KÜÇÜK ile
görüşmesindeki "Bizim özel harekattan bi arkadaşımız geldi. Ayrıldı ordan yani. Şu anda
davaları falan var." "Çalışması lazım, iş beğenmemezlik proplemi yok. anlıyor musun", "Ona
yardımcı ol sen. bizim arkadaşımız, bizden yani." şeklindeki beyanlarının sorulması üzerine ;

Dernekte çaycı olarak bulunan Ali KUTLU'nun kendisini Murat isimli emekli özel harekat
polisi olan şahısla tanıştırdığını, Ali KUTLU'nun emekli polis için evsiz ve barksız
olduğunu, dernek olarak bu şahsa yardımcı olmalarını istediğini, bunun üzerine Hüseyin
KÜÇUK'ten emekli polise iş bulması konusunda yardımcı olmasını rica ettiğini,
görüşmenin bundan ibaret olduğunu beyan etmiştir.
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU, 2007 yıl Mayıs ayında Kahraman ŞAHİN'in kendisini
aradığını ve Kadıköy bölgesinden bağımsız milletvekili adayları olduğunu, seçime Kadıköy
bölgesinden katıldıklanm, Genel Başkanlannm kendisi ile tanışmak istediğini söyleyerek
derneğe davet ettiğini, bunun üzerine demeğe gittiğim, derneğe gittiğinde Mehmet Fikri
KARADAĞ, Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve Ali KUTLU'nun olduğunu, Hüseyin
GÖRÜM ve Kahraman ŞAHİN'in kendisini Mehmet Fikri KARADAĞ'm odasına
götürdüklerim , evinde yapılan aramada ele geçen, içeriğinde "Türkiye artık bizim
kontrolümüzde" ile başlayan, kuvayı milliye asla unutmaz, asla affetemez ile biten,
Ergenekon SS'leri (schutzstaffel) kurmaya başladı, sırada kamplar var yazılan ve Hüseyin
BEYAZIT İsmail PAKER ve Mehmet Zekeriya ÖZTÜRK'ün fotğraflanmn bulunduğu CD
lerin oğlu Turhan SİPAHİOĞLU'na Kuvayı Milliye derneğindeki çaycı olan Ali KUTLU
tarafından verilmiş olabileceğini, Ali KUTLU'nun konuşma ve tavırlannı beğenmediği için
oğlunun bu kişiyle samimiyetini engellemek istediğini, Ali KUTLU'nun dernekte herkesin
gözü önünde gözü önünde Genel Kurmay ve bayrağa karşı saygısızlık yaptığını, bu nedenle
kendisini orada dövdüğünü, "16 bayrağımız var, şu an onyedincisi var, sen de büronda
asıyorsun, 18 incisini yapsak ne olur" dediğini, bu sözünü onaltı yıkılan devlet gibi Türkiye
Cumhuriyeti Devleti de yıkılsa yerine yenisi kurulsa yeni bayrağımız olsa ne olur şeklinde
anlayarak kendisine dayak attığını, Ali KUTLU'nun seçimlerden sonra sürekli olarak
dernekte olmaya başladığmı,kendisine derinlik ve gizem kazandırmaya çalışan bir kişiliğe
sahip olduğunu, Ali KUTLU ve Seda isimli arkadaşı kendisinin ticari ilişkilerini bildikleri
için iş bağlayabileceklerini, mimarlar, fabrikatörler, işadamlan ile tanıştıracaklannı
söylediklerini, üç-dört gün kendisinin Hasanpaşa'daki bürosuna geldiklerini,fakat herhangi
bir şey yapmadıklannı, daha sonra Kuvayı Milliye'deki kavga olayı olunca yanından
aynldıklannı, kendisinin de bu tedirginlikle büro ve evini taşıdığını, Ali KUTLU'nun kendisi
hakkındaki ".. Ali KUTLU,Seda YİVLİ ve Murat ZELYURT'a iş yaptığı inşaat şantiyelerini
denetlemek ve şirketi tanıtarak yeni müşteriler bulmak görevi verdi, çalıştıklan süre
içerisinde ailesinin kaldığı evde kaldıklan, kendisinin Murat ZELYURT'a silah vererek tehdit
amaçlı bir yere gönderdiği" şeklindeki beyanlarının doğru olmadığını, kendilerine böyle bir
görev vermediğini, kendisinin evinde sadece iki gün kaldıklarını beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 , ifadesinde aynısı ile ; "Ali KUTLU, Mersin ilinden derneğe gelmişti.
Kendisinin VKGB oluşumunun başlangıcında yer aldığını anlatıyordu. Bu kişinin Mersinde
VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer aldığını, bu miting öncesi 2 adet
Türk bayrağının VKGB tarafından halkın galeyana getirilmesi için özellikle yaktınldığmı,
bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk bayrağı açtığını bizzat kendisinden
duydum." şeklinde beyanda bulunmuştur.

g)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi


Şüpheli Ali KUTLU'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon Terör
Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyannca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşlan
alanındaki faaliyet şekil ve esaslanm belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllannda kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde , örgüte
eleman kazandırma, örgüt adına gelir temin etme ve sivil toplum hareketi görüntüsündeki
eylemlerde yer alma faaliyetleri ile görevlendirildiği, gerektiğinde provakatif terör
eylemlerinde istihdam edilmesinin düşünüldüğü iddia edilmektedir.
Şüpheli özetle, 2003 yılında Taner ÜNAL'm çıkarttığı Türkeli isimli Derginin Mersin
Temsilciliğini yaptığını, 2005 yılında Taner ÜNAL'm başkanlığını yaptığı Vatansever
Kuvvetler Güçbirliği Hareketi Demeğine (VKGB) üye olduğunu ve Taner ÜNAL tarafından
demeğin denetleme kuruluna asil üye olarak atandığım, bu işi herhangi bir ücret almadan
yaptığını, zaten o dönemde Türkeli dergisinin de Mersin dağıtımını yaptığını, 2006 yılının ilk
aylarında VKGB üyeliğinden ayrıldığını, bu demekte çalıştığı sırada tanıdığı Mehmet Fikri
KARADAG'm teklifi üzerine İstanbul'da kumlan Kuvayı Milliye Demeğine Mersin Kumcusu
olarak girdiğini ve merkeze üye olduğunu, bir süre sonra 2007 yılının Temmuz ayında
İstanbul'a gelerek demek genel merkezinde Denetleme Kurulu Başkanı olarak çalışmaya
başladığını, bu iş karşılığında herhangi bir para almadığını, Demek faaliyetlerinden Mersin
ilinde 2006 yılı içerisine Ramazan ayında gerçekleşen Silahlı yemin törenine katıldığını,
Ergenekon Terör Örgütüne üye olmadığını savunmuştur.
Yukarıda geniş olarak özetlenen telefon görüşmeleri içeriğinden, şüphelinin Kuvayı
Milliye Demeğinin Ergenekon Terör Örgütünün Sivil Toplum Kuruluşları alanındaki
yapılanması olduğunu bildiği, bu yapılanmanın hiyerarşisi içerisinde yer aldığı , özellikle
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR,Kahraman ŞAHİN ve Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'na bağlı
olarak örgüte gelir temin etme adına yardım toplama, yasadışı tahsilat yapma faaliyetlerinde
görevlendirildiği, şüphelinin de kendisine verilen görevi benimseyerek bu konuda faaliyette
bulunduğu, soruşturma evrakı geneli ve şüphelinin kendi konuşmalan içeriğinden demekteki
illegal yapılanmayı devletin bazı kuramlannm desteklediği , bu durumu kullanarak yapacağı
illegal işler ile örgüte ve kendisine maddi çıkar elde edebileceğini düşündüğü, bu amaçla terör
örgütüne maddi gelir temin etme adına cebir,şiddet ve tehdit yöntemlerini de kullanarak
tahsilat yapma gibi eylem veya eylem hazırlıkları içerisinde yer aldığı,telefon görüşmelerinde
muhataplarını uyararak örgütün faaliyetlerindeki gizlilik prensibine uyduğu anlaşılmaktadır.
07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde yönetiminde bulunan 34 AD 4374 plakalı araç
içerisinde yakalanan Murat ÇAĞLAR'm üzerinden ve kullandığı araçtan 1 adet ruhsatsız silah
ye Kuvayı Milliye Demeğinin illgal yapılanmasına ilişkin çok sayıda doküman ele geçmiş,
Murat ÇAĞLAR ruhsatsız silahın kendisine ait olmakla birlikte dokümanların ise kendisine
ait olmadığını,aracm Kuvayı Milliye Demeğine ait olduğunu ve kendisinden başka Ali (Ali
KUTLU), Kahraman (Kahraman ŞAHİN) ve Ahmet isimli kişilerin de kullandığını beyan
etmiştir. Murat ÇAĞLAR'm kollukta kendisi ile yapılan mülakatta "kendilerine, vatanın elden
gittiğini, bir an evvel halkın ayaklandmlması gerektiğini, ayrıca Kuvvayi Milliye Demeğinin
mevcut orduya alternatif yeni bir ordu kurma yetkisinin olduğunu, bunun için maddi güç
kazanmaları gerektiğini, bu nedenle sık sık yardım toplandığını, mevcut ordunun içinde
bölünmeler olduğunu, vatan hainlerinin olduğunu anlattıklarım, bu çerçevede kendisinin de
çok defa bu yardım toplama faaliyetlerine katıldığı" şeklinde beyanda bulunduğu belirtilmiş,
daha sonra alman C.savcılığı ifadesinde de benzer şekilde beyanda bulunarak kolluk
mülakatmdaki beyanlarını doğrulamıştır.
Bu konu ile ilgili aşağıda yazılı telefon görüşmelerindeki;
19.07.2007 tarihinde Ali KTULU ile Candan isimli kişi arasındaki görüşmede
söylediği "Ali KUTLU Murat ÇAĞLAR'm arkadaşı ben"
27.07.2007 tarihinde X Şahıs (Şerafettin GÖZÜKELEŞ)- (Görüşme Kahraman
ŞAHIN'in telefonundan yapdmıştır. ) ile görüşmesinde, ülkedeki genel gidişatın kötü
olduğundan bahsedildikten sonra "Şu an kötü, berbat. İşte bakacaz, bi hamle yapacaz yakında,
herşeyi haberlerden okursun zaten, haberleri dinlersin birşey oldu mu" , X Şahıs:"Ne Hamlesi
Yapacaksınız" , Ali: "Telefonda Olmaz Tamam"
Sözlerinden de, şüphelinin arkadaşı olduğunu beyan ettiği Murat ÇAĞLAR ile birlikte
yardım adı altında örgüte gelir temin etmek için faaliyette bulunduğunu, ülke genelinde ses
getirecek bir eylem hazırlığı içerisinde bulunduğunu göstermekte olduğu değerlendirilmiştir.
Soruşturma kapsamında olup daha sonraki bir tarihte yakalanan şüpheli ihsan
GÖKTAŞ'tan elde edilerek 2 , 3 rakamları ile numaralandırılan CD'ler içerisinde Kuvayı
Milliye Derneği binasında 12 kişinin katılımı ile yapılan bir toplantıda Hüseyin GÖRÜM ve
Mehmet Fikri KARADAĞ'm görüntülü konuşmalarının kayıtlı bulunduğu tespit edilmiş, Gizli
Tanık-17 bu görüntülerin Kahraman ŞAHİN tarafından kayda alındığını beyan etmiştir. Söz
konusu CD lerdeki görüntülü konuşmalarda Hüseyin GÖRÜM ve Mehmet Fikri
KARADAĞ'm tanışmalarından itibaren Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi ve Kuvayı
Milliye Derneğinin kuruluş aşaması, süreç içerisinde gelişen olayların tabii bir şekilde
konuşulduğu değerlendirildiğinden çözümü yaptırılarak özet olarak Mehmet Fikri
KARADAĞ'a ait bölümde yazılmıştır.
Bu tartışmanın bir bölümüne şüpheli Ali KUTLU'nun da dahil olduğu ve aralarında
aşağıda yazılı konuşmaların geçtiği tespit edilmiştir.
Ali: "...Buraya geldik genel merkeze, baktık maddi problemleri vardı, bayağı ciddi had
noktasındaydı, kış ayında burada bir soba, kapıları olmayan odada ne yapalım ne edelim, kendi
aralanmızda toplantı yaptık, Mersin'de beraber çıktığımız abiler, arkadaşlanmızla Kahraman
abiye, olsun Hüseyin abiye olsun, paşamızla o zamanlar sık sık görüşemiyorduk genel
başkanımızla durum üzerine ne yapılabilir diye işte dedi tanıdık şey falan var mı Mersin'li
hayırsever işadamlan olur, bağış yapabilecek falan filan, ben düşündüm düşündüm sözümüzün
geçtiği nazımızın geçtiği daha önce yola beraber çıkıp bize bu hak davada yardım eden
insanlar oldu, onlan buraya çağımız dedim falan, Hüseyin başkanımız da dedi ben kollan
tülleri yığanm..., ...Mehmet Fikri: "Kimmiş O" , Ali: "A.R. K.diye bir şahısı çağırdık buraya,
ben paşama sonra gittikten sonra benim arkamdan esrarkeş diye bahsetmiş burada, ben
hayatımda", Mehmet Fikri: "Ali buradaysa benim ne işim var", Ali: "...halbuki ben aldım
havalimanından getirdik paşamızı da kalender ordu evinde yemek verdim", Mehmet Fikri:
"Manyak mısın sen", Ali: "Hüseyin başkanımız da vardı", Mehmet Fikri: "....bu gün bu kadar,
yann bu kadar vereceğiz, Hüseyin GÖRÜM hep öyle, bu gün 50 bin lira, yann 100 bin lira
vereceğiz, çok hep öğle", Ali: "...görüşme oldu, telefonla sayın genel başkanımız Mehmet Fikri
KARADAĞ o zaman işte esrarkeş Aykut varsa demiş ne işin var demiş, yani böyle şeyler
yaptım, ondan sonra Kemal amca aramış, Mersin teşkilatı il başkanı Ali KUTLU'yu oradan
kov, Hüseyin başkanımızın yanmdaydık, Kahraman abi de vardı, siz de Hüseyin başkanımıza
Ali KUTLU'yu kov gibisinden, Ali KUTLU hain gibisinden şeyler", Mehmet Fikri: "Ne haini
gönderin", Ali: "Böyle şeyler, öğle demişsin, gönderin demişsin, şimdi sayın paşam, orda ben
Mersin teşkilatında Vatan Sever Kuvvetlerde", Mehmet Fikri: "O da, dedi ki niye buna şey
yapıyorsun, garip burada dursun, yav dedim Kuvayı Milliye",
Şeklindeki sözler ile ifade içeriklerinden, şüpheli Ali KUTLU'nun VKGB Derneğinin
kuruluşunda yer aldığı ve bir süre burada faaliyet gösterdiği, aynı hareket içerisinde yer alıp
daha sonra ayrılarak Kuvayı Milliye Derneğini kuran Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin
GÖRÜM'ün çağrısı ile Kuvayı Milliye Derneğinin Mersin Şubesinin kurulmasında aktif rol
aldığı, Mehmet Fikri KARADAĞ'm 14.10.2006 tarihinde Mersin Kuvayı Milliye Derneğinin
düzenlediği toplantıda yeni üye olacak kişilere özetle ; " bu uğurda ölmeyi,öldürülmeyi ve
öldürmeyi de göze almaları gerektiğini, bunu göze almayanların şimdiden ayrılması
gerektiğini" ikaz ettikten sonra Kuran,Bayrak ve Silah üzerine Kuvayı Milliye Yemini olarak
tabir ettikleri yemini ettirdiği törenin organizesinde yer aldığını, örgüte gelir temin etme
amaçlı yardım toplama faaliyetlerine de katıldığı, kendi beyanı içeriğine göre sabit olduğu da
anlaşılmaktadır. -

/O 2434
Gizli Tanık 17'nin, " Ali KUTLU'nun bizzat kendisinin VKGB oluşumunun
başlangıcında yer aldığını, Mersinde VKGB tarafından organize edilen bayrak mitinginde yer
aldığını, bu miting öncesi 2 adet Türk bayrağının VKGB tarafından halkın galeyana
getirilmesi için özellikle yaktınldığmı, bundan dolayı da 10.000 kişinin tepki amaçlı Türk
bayrağı açtığını söylediği " şeklindeki beyanı da , şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün aynı
amaç doğrultusunda faaliyet gösteren bir başka sivil toplum kuruluşu olan VKGB içerisindeki
faaliyetlerini göstermesi açısından önemli görülmüştür.
Yukarıda özetlenen telefon görüşmeleri içerisindeki;
27.10.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Ali (Ali KUTLU-görüşme
Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı telefonla yapılmıştır) arasında yapılan görüşmede
özetle; Oğuz Alpaslan: "... yok SedaTar gelmiyor o zaman bu akşam" , Ali: "Bilmiyorum
belki de gelmiyordur şimdi Gökhan beye de.........çıktı şeyi bekliyor makina gelecek de onu
takacaz Turan" , " Şeyi söyleyecem Selim'le görüştün mü Selim'le Selim'le anlarsın sen" ,
Oğuz Alpaslan: " He yok daha görüşmedim" , Ali: "...Öyle kaldı değil mi" , " Sonra yüz yüze
görüşünce sana bir şey daha söyleyecem yüz yüze görüşünce"
Sözleri içerisinde geçen Selim isimli kişinin,yukanda da geniş olarak anlatılan dernek
içindeki yapılanmanın Orhan PAMUK ve bir kısım kişilere karşı gerçekleştirmeyi planladığı
eylemde tetikçi rolü üstlenmesi düşünülen Selim AKKURT olabileceği,nitekim şüphelinin de
içerisinde bulunduğu Kuvayı Milliye grubu içerisinde Selim isminde bir başka kişinin
bulunmadığı, görüşmenin yapılanmanın gizlilik prensibi ve özellikle planlanan bu eylemin
özelliği gereği açıklıktan yoksun yapılarak yüz yüze konuşmaları gerektiğinin belirtildiği,
13.11.2007 günlü fiziki takip tutanağında bu görüşmeyi yapanlardan Oğuz Alpaslan
ABDÜLKADİR'in Mehmet Fikri KARADAĞ ile birlikte Kadıköy'den vapurla geçerek
Mahmut KUZ ile buluştukları,bir süre birlikte vakit geçirdikten sonra ayrıldıkları, bundan
sonra M. Fikir KARADAĞ'm yaya olarak gidip ankesörlü telefonlar ile Selim AKKURT'u
aradığı,ancak ulaşamadığı,sonrasmda ise Beşiktaş - Kadıköy iskelesine gelerek Kadıköy
feribotuna bindiğinin belirtildiği, görünürde Selim AKKURT ile bir bağlantısı bulunmayan
Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'e şüpheli Ali KUTLU'nun bu kişi ile görüşüp görüşmediğini
sormasının ve bu görüşmenin söz konusu eylemin planlandığı tarihler ile uyuşmasının
şüphelinin de bu eylem planı içerisinde yer aldığı yönünde şüphe oluşturduğu
değerlendirilmiştir.
Yukarıda özetlenen telefon görüşmelerindeki;
01.11.2007 tarihinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR ile Recep Gökhan SİPAHİOĞLU
arasındaki görüşmede Oğuz Alpaslan: "..Gittiler geldiler bi akşamleyin bi PAŞA mı vardı
onun yanma gittiler geldiler hani bi adamlar vardı ya ...abi neyse konuşmamız lazım
konuşuruz seninle yani" "Müsait değilim anladın mı, Abi yüzyüze görüşmemiz lazım
telefonda olmaz." Şeklindeki açıklıktan yoksun sözleri ile Ali KUTLU,Seda YİVLİ ve Murat
ZELYURT'un Paşa olduğunu söylediği bir kişi ile görüştüklerini söylediği,
07.11.2007 tarihinde Ali KUTLU ile (Görüşme Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına
kayıtlı telefondan yapılmıştır) Emre isimli kişi arasındaki görüşmede Ali: " Hani Tanker bize
Çerkez diyodu ya, telefonla sana özellikle, isim verme isim kullanma tamam mı onunla
görüşecem, görüşüyoruz da gene şu şeyi yapıyoruz burda baya bize destek olacaktı..." , Emre:
"Kim o biraz ipucu ver", Ali: " Ya Efsane varya Efsane diyolar hatırlasana" , Emre: "Ya şimdi
Ali ne garip adamsın sen şimdi bu lafı deyince yani telefonu kim dinliyorsa artık kim
olduğunu anlamayacak mı" Şeklindeki açıklıktan yoksun sözleri ile de Ali KUTLU'nun ısrarla
ismini telefonda söylemek istemediği, kendisine "Efsane" denilen kişi ile görüştüklerini,
söylediği,
Dikkate alındığında, şüpheli ve birlikte hareket ettikleri anlaşılan Seda YİVLİ ve
Murat ZELYURT'un, Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in "Paşa", kendisinin ise "Efsane"

2435
dediği bir kişi ile örgütsel gizlilik içerisinde görüştüklerine dair şüphe oluşturduğu
değerlendirilmiştir.
Şüpheli Ali KUTLU'nun, Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneği
yapılanması hiyerarşisi içerisinde Oğuz Alpaslan ABDÜLKADİR'in talimatı ile Seda YİVLİ
ve Murat ZELYURT ile birlikte diğer bir örgüt üyesi Recep Gökhan SİPAHİOĞLU'nun
yanında bu kişinin illegal işlerini takip etmekle görevlendirildiği, Recep Gökhan
SİPAHİOĞLU'nun evinde kaldığı, hatta bir süre Recep Gökhan SİPAHİOĞLU adına kayıtlı 0
505 304 39 24 nolu GSM hattını kullandığı anlaşılmaktadır. Bu GSM hattının 01.01.2000 den
günümüze kadar yapmış olduğu arama-aranma, mesaj gönderme-mesaj alma kayıtlarının
kolluk tarafından yapılan analizinde; Danıştay saldmsı sanığı Alparslan ASLAN' m kullandığı
0 532 671 34 39 nolu GSM hattı ile 1 kez görüştüğünün tespit edildiği belirtilmiştir. Alparslan
ASLAN'm yakalandığında üzerinden VKGB ait kart çıkmış olması, şüpheli Ali KUTLU'nun
da daha önce VKGB içerisinde faaliyette bulunmuş olması dikkate alındığında, Alpaslan
ASLAN ile telefon görüşmesi yapmasının içerisinde bulunduğu ilişkileri göstermesi açısından
önemli görülerek Mahkemenin dikkatine sunulmuştur.
Tüm bu açıklamalar ile şüpheli Ali KUTLU'nun Ergenekon Terör Örgütünün üyesi
olduğu yönünde hakkında kamu davası açılmasını haklı kılacak derecede şüphe uyandıran
deliller elde edilmiş olduğu anlaşıldığından,
Şüpheli Ali KUTLU'nun eylemine uyan TCK'nun 314/2 ve 3713 Sayüı Terörle
Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca cezalandırılması talep edilmiştir.

86-ŞÜPHELİ MURAT ÇAĞLAR


a) Emniyet İfadesinde;
Askerden döndükten sonra bir iş adamının yanında özel koruma olarak çalışmaya
başladığını, ancak işadamı iflas edince işten ayrılmak zorunda kaldığını, İstanbul'da çeşitli
işlerde çalıştıktan sonra Antalya ili Alanya ilçesine gittiğini, Alanya'da Grand Kaptan isimli
otelde güvenlik görevlisi olarak 1 yıl çalıştığını, daha sonra Candan KISACIK isimli arkadaşı
ile beraber balıkçılık ve tekne turlan düzenlemeye başladıklannı, daha sonra Kaş ilçesinde
bulunan Otağ Otel'e % 49 ortak olduğunu, diğer ortağının isminin Mustafa DEMİRCİ
olduğunu, halen bu oteli işlettiğini,
Kullandığı telefon hatlan sorulduğunda; 0539 922 14 50 numaralı telefon hattını
yaklaşık 1 yıldır kullandığını, kullandığı bu hattın açık hat olduğunu,
Soruşturma kapsamında yakalanan şahıslardan,
Mehmet Fikri KARADAĞ'I tanıdığını, Kuvayı Milliye Derneğinin genel başkanı
olduğunu, kendisi ile teke tek görüşmesinin hiç olmadığını, Kuvayı Milliye Derneğine gidip
geldiği zamanlarda toplandıklannda Mehmet Fikri 'nin kendileri ile konuştuğunu, çok sık
görünmeyen bir kişi olduğunu, derneğe geldiğinde direk odasına çıktığını, akşam da dernekten
gittiğinden bile kimsenin haberi olmadığını,
Hüseyin GÖRÜM'ü Kuvayı Milliye Derneğinde Teşkilat Başkanı olarak tanıdığını,
Hüseyin GÖRÜM ile Mersin ilinde yapılan yemin töreninde tanıştığını, Hüseyin ile kendisini
Seda YİVLİ isimli asker arkadaşının tanıştırdığını,
Erol ÖLMEZ'in dernekte çaycılık yaptığını, Hüseyin GÖRÜM bir yere gittiğinde Erol
ÖLMEZ'in de Hüseyin ile birlikte gittiğini, Hüseyin GÖRÜM, Erol ÖLMEZ, Kahraman
ŞAHİN ve Romen Ali lakaplı kişilerin birlikte gezdiklerini,
Kahraman ŞAHİN'i tanıdığını, bu şahsın Hüseyin GÖRÜM'ün dernekteki yardımcısı
olduğunu, derneğe yapılan bağışlarla ilgilendiğini, yani dernekte olan tüm parasal işlemlerle
Kahraman ŞAHİN'in ilgilendiğini,
Ayşe Ceylan GEÇYOL isimli şahsı Kuvayı Milliye Derneğinde gördüğünü, bu şahsın
derneğe gazeteci olarak gelip gittiğini, daha sonra fotoğrafını gazetelerde Kuvva Nikahı ile
evlendirilmiş diye gördüğünü,
Ali KUTLU ile Mersin ilinde yapılan yemin töreninde tanıştığını, Ali ile kendisini
Seda YİVLİ'nin tanıştırdığını, bu şahsın Vatansever Kuvvetler Güç Birliği Hareketi isimli
derneğin kurucu üyelerinden olduğunu duyduğunu, Ali KUTLU'nun yaşı küçük olmasına
rağmen yaptığı işlerin büyük olduğunu fark ettiğini, askerlik şubesine gittiğinde ordaki
komutanların kendisini ayakta karşıladığını duyduğunu, bu şahsın yaptırım gücü olduğunu,
Kuvayı Milliye derneği ile ilişkisini tamamen kesip Antalya'ya gittiğinde Ali KUTLU'nun
yanma gelerek "yeni bir dernek kuracağız, bizimle sende beraber ol" dediğini, ancak bu
teklifini kabul etmediğini,
Hüseyin Gazi OĞUZ'un Kuvayı Milliye Derneği üyesi olduğunu, Kuvayı Milliye Derneğine
üyeliği olup olmadığı, oldu ise bu dernekte yapmış olduğu faaliyetler sorulduğunda; 2007
yılında Antalya ilinde çalıştığı zaman asker arkadaşı olan ve 9 yıldır görüşmediği Seda
YİVLİ'nin yanma geldiğini ve kendisine Kuvayı Milliye Derneğinden bahsettiğini, bu derneğe
Türk olan, milliyetçi olan herkesin gelmesi gerektiği yönünde konuşmalar yaptığını, bunun
üzerine Mersin ilinde Kuvayı Milliye derneğinin düzenlemiş olduğu açılış ve yemin törenine
davet ettiğini, Mersin'e gittiğinde Seda'nm kendisini bir çay bahçesine götürdüğünü, bu çay
bahçesinde emekli istihbarat müdürü olarak tanıtılan Kemal CANAY, Mercan BAŞ, Ali
KUTLU, suratının bir tarafı lekeli olan Ekrem isimli şahısların olduğunu, burada Mersin'deki
Kuvayı Milliye Derneğinin açılış töreni hakkında konuşulduğunu, Mehmet Fikri
KARADAĞ'm geleceğinden bahsedilerek eksikliklerden konuşulduğunu, Mersin teşkilatı için
Kemal CANAY'm başkan olarak seçildiğini duyduğunu, Seda YİVLİ'nin kendisinden
Mersin'deki Kuvayı Milliye Derneğinin açılışı için eksiklikleri olduğunu söyleyerek "sen bize
para ver, biz açılışta toplayacağımız paralarla senin param geri veririz" dediğini ve
kendisinden bağış adı altında 5 milyar para aldığını, bunun karşılığında bir tane Kuvayı
Milliye flaması hediye ettiğini,
Daha sonra Seda YİVLİ'nin Ali KUTLU ile birlikte ayrıldığını, kendisini Mercan
BAŞ'a emanet ettiklerini, akşam buluşacakları yer olarak ayarladıkları Mersin Kuvayı Milliye
ofisine gittiklerini, bu ofisin Mersin Merkez'de Kuvayı Milliye Caddesi (Hastane Caddesi)
üzerinde sol tarafta kalan bir yer olduğunu, yani Mersin'in en yüksek binası olan binadan önce
2 sokak geride olduğunu, gittikleri bu iş hanının 3 katlı olduğunu, 2.kata çıktıklarını, 2.Katta
toplam 3 ayrı ofisin olduğunu, Mersin Kuvayı Milliye Derneğinin ortadaki ofis olduğunu,
derneğin açılışı olduğu için çok kalabalık olduğunu, daha sonra açılışa Mehmet Fikri
KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün geldiğini, Fikri KARADAĞ'm derneğin Mersin
Teşkilatını açtığını, daha sonra hep birlikte ofisin çaprazında bulunan bir düğün salonuna
gittiklerini, burada medyaya da yansıyan yemin töreninin yapıldığını, ancak kendisinin yemin
törenine katılmadığını, sadece izlediğini,
Yemin töreni bittikten sonra İstanbul'dan gelen Fikri KARADAĞ ve Hüseyin
GÖRÜM'ü kendi arabası olan 34 TH 375 plakalı Saab marka aracı ile Ordu evine bıraktığını,
araçta Seda YİVLİ ve Mercan BAŞ'm da olduğunu, şahısları ordu evine bıraktıktan sonra
Mercan BAŞ'm evine gittiğini ve geceyi orda geçirdiğini,
Ertesi gün yine açılışı yapılan Kuvayı Milliye derneğine gittiklerini, burada Fikri
KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM konuşma yaptıklarını, yapılan bu toplantının çok kalabalık
olduğunu, Seda YİVLİ'nin kendisini orada bulunan şahıslarla tanıştırmaya başladığını, orada
birçok kişi ile tanıştığını, anladığı kadarıyla bu yapılan toplantının herkesin birbiriyle
tanışması için yapılan bir toplantı olduğunu, son defa Fikri KARADAĞ Mersin'den ayrılırken
Havaalanına kadar konvoy eşliğinde gittiğini,
Daha sonra Antalya'ya döndüğünü, Antalya'da iken İstanbul'dan Kahraman ŞAHİN ve
Yusuf KARLIOĞLU'nun aradığım, Ankara'da Anıtkabir'e'gidileceğini ve getirebildiği
kadar insan getirmesini istediklerini, bunun üzerine Antalya'dan bir otobüs dolusu kişiyi
Ankara'ya Anıtkabir'e götürdüğünü, burada bütün illerden gelen Kuvayı Milliye derneklerinin
buluştuğunu, Anıtkabir'e çelenk konulduğunu ve Ankara'dan geldikleri otobüsle geri
döndüklerini, Anıtkabir gezisinden sonra Antalya'da arkadaşları Seda YİVLİ ve Zafer
YILMAZ ile birlikte konuştukları sırada, Zafer'in bu şahısların Ankara'dan İstanbul'a dönüşte
benzin parasını dahi zor topladıklarını gördüğünü, bu şahıslara hiç güvenmediğini söylediğini,
bunun üzerine bu dernekten kuşkulanmaya başladıklarını, İstanbul Genel Merkezi
aradıklarında ulaşamadıklarını bunun üzerine Seda ve Zafer ile birlikte İstanbul'a gittiklerini,
İstanbul Kuvayı Milliye Derneğine gittiklerinde derneğin kötü durumda olduğunu,
sularının dahi kesik olduğunu gördüklerini, burada yine yiyecek ve içecek yardımı
yaptıklarını, Kuvayı Miliye Derneğini daha iyi tanımak için birlikte bu dernekte biraz zaman
geçirmeye karar verdiklerini, ailesi İstanbul'da olduğu için geceleri ailesinin yanında
gündüzleri dernekte kaldığını,
Derneğe gelen insanlarla Kahraman ŞAHİN'in ilgilendiğini, Kahraman ŞAHİN'in
gelen insanlara vatan, millet üzerine konuşmalar yaptığını, ilerleyen dönemlerde Hüseyin
GÖRÜM'ün esrar kullandığını, bir elinde kuran, diğer elinde esrar olduğunu görünce bu
şahıstan soğuduğunu,
Derneğe Zaferle birlikte gittiği bir akşam derneğin yanında bulunan taksicilerin
"Sizinkiler tüfekleri alarak, Maltepe'ye gittiler" dediğini, bunun üzerine derneğe girdiklerinde
Seda YİVLİ'nin olduğunu gördüklerini, bunun üzerine Seda ve Zafer ile birlikte Maltepe'de
bulunan KARARGAH dedikleri yere gittiklerini, bu yere Seda YİVLİ'nin tarifi üzerine
gittiklerini, Karargah dedikleri yere gittiğinde Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN, Yusuf
KARLIOĞLU, Erol ÖLMEZ ve ismini bilmediği bir kişinin olduğunu, burada Laz Nizam
isimli bir şahsın KARARGAH'ı bastığını, oradaki bekçiyi dövdüğünü öğrendiğini,
KARARGAH dedikleri yerin Maltepe'de Köprüsünün hemen altında bulunan bir arsa üzerinde
Konteynırdan oluşan bir yer olduğunu, bu yere gittiğinde Hüseyin'in telefonla konuştuğunu
gördüğünü, Hüseyin'in konuştuğu kişi ile sürekli küfürleştiğini duyduğunu, telefon görüşmesi
bittikten sonra hep birlikte Tuzla'daki Laz Nizam'm oteline gittiklerini, burada Hüseyin'in Laz
Nizam'dan korktuğunu, herkesin orda silahlı olduğunu, kendisinde silah olmadığını, sadece
Kuvayı MillPye derneğinin 2 tane pompalı tüfeği olduğunu, daha sonra bir tatsızlık olmadan
buradan ayrıldıklarını,
Daha sonra Hüseyin GÖRÜM'ün kendi arsası olduğunu söylediği KARARGAH
dedikleri yerin Hüseyin'e ait olmadığını, arsanın Laz Nizam'a ait olduğunu öğrendiğini,
Hüseyin GÖRÜM'ün tutarsız davranışlarından dolayı iyice kendisinden soğuduğunu,
Daha önce yakalandığı BMW marka aracın Kuvayı Milliye derneği tarafından
kiralandığını, o günler maddi sıkıntı çektiği için derneğin kiraladığı BMW marka araca
bindiğini, BMW marka araca ailesinin yanına gitmek için bindiğini, ailesiyle görüştükten
sonra dönüş yolunda polis tarafından yakalandığını, Kuvayı Milliye Derneğinin kiralamış
olduğu BMW marka aracı aldığı akşam Yusuf KARLIOĞLU'nun kendisine "araçla fazla
dolaşma, benzini bitirme, bu araç ile KOÇ HOLDİNG'e gidilecek" dediğini, ancak Yusuf a
neden gideceklerini sormadığını,
Araç ile yakalandıktan sonra savcılığa sevk edildiğini ve serbest kaldığını, sonra tekrar
Kuvayı Milliye Derneğine gittiğini, kendisini içeri almadıkları için zorla içeri girdiğini, dernek
içersinde bağırmaya başladığını, çünkü bu şahıslar yüzünden yakalandığını, Fikri
KARADAĞ'a ve Hüseyin GÖRÜM'e küfürler ettiğini ve dernekten çıktığını ve bir daha
derneğe hiç gitmediğini,
07.01.2007 günü Pendik ilçesinde yakalandığın 34 AD 4374 plakalı oto içersinde
yapılan aramada bulunan -(1) numarası ile numaralandırılan, el yazısı ile yazılmış not
kağıdında; istihbarat jargonu başlığının olduğu ve altında "çiftçi=tetik çeken kelle alan,
çöpçü=silahşörlere lojistik destek sağlayan, tavşan=operasyondaki hedef, namazdan
sonra=cuma öğleden sonra, alış veriş=operasyon, yemlemek^dolar vermek, kış uykusuna
yatmak=emir gelinceye kadar hiçbir şey yapmamak, perdeleme=koruma altına alma,
çizgi=ülke sınırı, şirket=cıa merkezine denir türk istihbaratçılarda mit' e şirket diyor" şeklinde
notlar sorulduğunda;
Bu belgelerin kendisine ait olmadığını, belgelerin çıktığı aracın Kuvayı Milliye'nin
adına kiralanmış, Kuvayı Milliye üyelerinin kullandığı araç olduğunu, bu aracı Kahraman
ŞAHİN, Yusuf KARLIOĞLU ve Romen Ali lakaplı şahıslann kullandığım, aracı yaklaşık 1
hafta 10 gün kadar kullandıklannı, araç içersinden çıkan belgelerin de bu şahıslara ait
olabileceğini, derneğin belgeleri de olabileceğini, kendisinin bir alakası olmadığını,
Yine yakalandığını otoda yapılan aramada; (2) numarası ile numaralandmlan, el yazısı
ile yazılmış not kağıdında; "pantolonun ağ kısmı derin ve bol olacak, ayakkabı kaymamak ses
çıkarmamalı koşmaya müsait olmalı, ceket kabalanndan aşağıda uzun olur dışanya hafif
bombe verilir tabanca tamamen kaybolur, takım elbiselerin astarlan düğmeleri kolay
sökülmeyecek cinsten olmalı kavgada sökülenler ileride yakalandığında mahkemede delil
olarak kullanılabilir, büyük ve sağlam pamuk mendil çok önemlidir, her işe yarar yaranın
üzerine bastmrsan kan kaybını önler, iç çamaşm slip olmaz, bokser gibi şort olmalıki aleti yani
tabancayı rahat koyabilesin külotunun lastikleri elinin kalınlığında olmalıki alet düşmesin,
kemerler amerikadan özel gelir son delikten sonra kemer içinde bir boğayı rahatlıkla
kesebileceğin çok keskin bıçak görevi yapan bir metal vardır bu kemerler çok pahalıdır
piyasada satılmaz" şeklinde notlar sorulduğunda;
Bu belgelerin kendisine ait olmadığını, Kuvayı Milliye derneğine ait olabileceğini,
Bu tarz istihbari ve tetikçilerin davranışlanm belirten belgeler ile Kuvayı Milliye
derneğinin ne tür bir ilişkisi olabileceği sorulduğunda; Dernekte kaldığı bir akşam 5-6 kişilik
bir grubun derneği bastığını, bu şahıslann birinin belinde silah gördüğünü, direk Kahraman
ŞAHİN'e saldırarak Hüseyin GÖRÜM'ün odasına çıktıklannı, bu şahıslann Hüseyin
GÖRÜM'ün odasında görüşme yaptıklannı, ertesi gün derneğe tekrar gittiğinde Kahraman
ŞAHİN'in kendisine "Dün gelen kişiler bizim Maltepe'deki karargahın adamları, bu
kişiler ÖZEL EKİP'tir" dediğini, Kahraman ŞAHİN'in ÖZEL EKİP diye bahsetmesi, daha
önce yakalandığı otoda çıkan tetikçilerle alakalı notlann bu şahıslarla ilişkili olabileceğini
tahmin ettiğini,
Şüpheliler Mehmet Fikri KARADAĞ ve Hüseyin GÖRÜM'ün alman ifadelerinde
yakalandığı otonun kesinlikle Kuvayı Milliye Derneğine ait olmadığı şeklindeki beyanlan
sorulduğunda; şahıslann yalan konuştuğunu, çünkü aracın kiralandığı yeri dahi bildiğini, bu
aracın Kadıköy'de Titan Otomotiv isimli işyerinin karşısında bulunan bir rent a car'dan Kuvayı
Milliye Derneği adıyla kiralandığını, işyeri sahibinin isminin Murat olduğunu hatırladığını,
Hüseyin GÖRÜM'ün, Murat'ın babasını tanıdığını bu sayede BMW marka aracı kiraladığını
bildiğini, hatta bu araçla yakalandıktan sonra rent a car sahibi olan Murat'ın kendisini telefonla
aradığını ve aracın kirasını istediğini,
Özel Kuvvetler Komisyonu hakkında bildikleri sorulduğunda; Özel Kuvvetler terimini
ilk defa Hüseyin GÖRÜM, Mersin iline geldiğinde bir askeri hastaneye girerken Özel
Kuvvetler diyerek kart gösterdiğinde duyduğunu, birde Kahraman ŞAHİN'in kendisine
söylediği "ÖZEL EKİP" dediği şahıslan bildiğini, bunun haricinde özel kuvvetler komisyonu
diye bir şey duymadığını,
Kuvayı Milliye Derneğinde ele geçirilen 2 numaralı CD'nin incelenmesi sonucu, uzun
bir konuşma yapıldığı, konuşmanın sonunda Kuvayı Milliye Derneği Başkanı Mehmet Fikri
KARADAĞ m ".........Elimizde Türkiye'nin Kaynaklannı, Siyasi Kimlik Kartını Kullanarak
Çalan, Sömüren Yağmalayan 13500 Kişinin İsmi Vardır, bunun karşılığı da yurt dışındaki
değeri 480 milyar dolardır, bunlan sentine kadar getireceğiz, Kuvayı Milliye olarak buna and
içtik" şeklinde konuşmalar olduğu tespit edilmiş, bahsi geçen 13500 kişi listesi sorulduğunda;
Fikri KARADAĞ'm Mersin açılışında yaptığı konuşmada 13500 vatan haininden bahsettiğini,
ancak içeriğinin ne olduğunu bilmediğini, yine İstanbul derneğinde de Hüseyin GORUM,
Kahraman ŞAHİN isimli şahısların yaptıkları konuşmalarda 13500 hainden bahsettiklerini,
kendilerine "kim bu hainler" diye sorduğunda, "zamanı gelince görürsünüz" dediklerini,
Daha önce yakalandığı tarihlerde kendisi ile yapılan mülakatta; "Kuvayı Milliye
Derneğinde kaldığı süre içerisinde, vatanın elden gittiğini, bir an evvel halkın ayaklandmlması
gerektiğini, aynca Kuvvayi Milliye Derneğinin mevcut orduya alternatif yeni bir ordu kurma
yetkisinin olduğunu, bunun için maddi güç kazanmaları gerektiğini, bu nedenle sık sık yardım
toplandığını, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğunu, vatan hainlerinin olduğunu
anlattıklarım" beyan ettiği hatırlatılarak bu tarz konuşmaları kim yada kimlerin yaptığı,
yapılan bu tarz konuşmalarla ilgili dernekte yapılan bir çalışma görüp görmediği
sorulduğunda; İstanbul Derneğine geldiğinde yukarıdaki gibi konuşmaların sürekli yapıldığını,
bu konuşmaları İstanbul Kuvayı Milliye'de Hüseyin GÖRÜM, Kahraman ŞAHİN ve Yusuf
KARLIOĞLU'nun yaptığını,
Hüseyin GÖRÜM'ün talimatı ile herhangi bir tahsilat işi yapıp yapmadığı
sorulduğunda; Yapmadığını, Hüseyin GÖRÜM'ün kendisini hiçbir tahsilat işine
göndermediğini,
Soruşturma kapsamında Gizli Tanık 17'nin alman ifadesinde; "Murat ÇAĞLAR, Ali
KUTLU ile birlikte derneğe gelmişti. Dernekte yatıp kalkıyordu. Mersedes marka bir aracı
vardı. Çek senet tahsilatı işi yaptığını biliyorum. Bir seferinde, Hüseyin GÖRÜM' ün
kendisine bağırarak adamları arabanın bagajında niye buraya getirdin dediğini duydum. Daha
sonra alacaklı olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için Hüseyin GÖRÜM' e
müracat ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM' ün de bu işin Murat ÇAĞLAR' a havale ettiğini, Murat
ÇAĞLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe getirdiğini
öğrendim" şeklinde beyanları sorulduğunda; Bu ifadenin tamamen asılsız olduğunu, böyle bir
şeyi asla kabul etmediğini, zaten dernekte geceleri hiç kalmadığını, İstanbul'un göbeğinde bir
şahsı arabanın bagajına koyupta Kuvayı Milliye derneğine götürmenin imkansız olduğunu, bu
ifadeyi veren kişinin Hüseyin GÖRÜM'ün esrar içtiği grubundan biri olduğunu tahmin
ettiğini, suçlamaları kabul etmediğini,
Telefon görüşmelerinde geçen tahsilat işini kim yada kimlerle birlikte gerçekleştirdiği
sorulduğunda; bu tahsilat işini tek başına yapmaya çalıştığını ancak beceremediğini,
kendisinin hiç adamı olmadığını, sadece yanında 2-3 kişi olduğu izlenimi vermek için bu tarz
bir konuşma yaptığını, çünkü kendisini tahsilata gönderen Mercan BAŞ'm tek başına tahsilatı
yapamayacağını düşünür diye bu şekilde yanında 2-3 kişi varmış gibi konuştuğunu, sonuçta
kimseden para tahsilatı yapamadığını,
2007 yılı Ocak ve Mart ayında yakalattığı tabancaların kendisine ait olup olmadığı
sorulduğunda; daha önce yakalandığında ayrı ayrı 2 adet silah yakalattığını, bu silahların
ikisinin de kendisine ait olduğunu,
16.03.2007 tarihli Muşika VATANKULU ile yaptığı görüşmede; Murat: "Tutuklandım
ben" "Silahla yakalandım" "Şuan Bakırköyde karakoldayız", Muşika: "Kim var yanında",
Murat: "Ahmet var", Muşika: "yapacağımız bir şey var mı?", Murat: "Hiç bir şey yok,
Hüseyin abiye bildirdik, avukatımıza o halledecek"
16.03.2007 tarihli Hüseyin Gazi OĞUZ ile Muşika VATANKULU'nun yaptıkları
görüşmede özetle; Muşika: " Ya! Senin silah ta gitti. Zeynep'e söyledin mi", Gazi: "Ya üç
günlüğüne aldı", Muşika: "ben, sana geçen gün verme dedim", Gazi: "Lama'yla
değiştiriyorum arkadaş, aletimi ver dedim istedim.Bana lazım dedim. Abi sen Lama'yi al, bu
bende kalsın" diyerek Murat ÇAĞLAR'm yakalattığı silahı kendisinin verdiğini söyledikten
sonra görüşmenin devamında Muşika: "bilgin olsun, herhangi bir şey olursa, silah Özcan'm
meselesi, sakın kabul etme" "Özcan'm meselesi, silaha .Gazi'nin silahı mı falan"
/S^~ '

2440
diyebileceklerini düşündüğünü, Gazi: "Yok canım derler mi ya", Muşika: "Yok, Murat demez
ama ne olur ne olmaz"
Görüşmelerinden daha önce yakalattığı silahın Hüseyin Gaz OĞUZ'a ait olduğunun
anlaşıldığı, neden başkasının silahını üstlendiği sorulduğunda; Yakalattığı silahı Hüseyin
Gazi'den 900 milyona aldığını, yani kimsenin silahını üstlenmediğini, Müşika diye söylenen
kişiyi Öznur VATANKULU olarak tanıdığını, Gazi ile Öznur arasında yapılan görüşmelerden
haberi olmadığını,
14.06.2008 günü Antalya ilinde yakalandığında kendisinden el konulan (1) adet
7.62mm çaplı, H-95848 seri numaralı, markası tespit edilemeyen ruhsatsız tabanca, (1) adet
şarjörü, (5) adet 7,62mm çaplı menşei belli olmayan fişek, (4) adet 9mm çapında MKE yapımı
fişek sorulduğunda; Bu silahın otelindeki kasada bulunan bir silah olduğunu, sürekli bu kasada
durduğunu, silahın çok eski bir silah olduğunu, bu silahı kimden aldığını hatırlamadığını,
Otelinin ormanlık alanda olduğu için silahı güvenlik açısından kasada bulundurduğunu, bu
silahı daha önce hiç kullanmadığını, zaten şu anda silahın çalışıp çalışmadığını dahi
bilemediğini,

b) Savcılık ifadesinde;
Emniyette verdiği ifadeyi aynen tekrar ettiğini, 2006 sonunda Kuvai Milliye derneği
üyesi olduğunu, Seda YİVLİ'nin Mersin'de yemin töreninden sonra kendisini İstanbul'a
Kuvayı Milliye yeni oluşumu sebebiyle getirdiğini, burada Hüseyin GÖRÜM'le tanıştığını,
daha sonra dernekte bir kaç sefer kaldığını, burada Hüseyin GÖRÜM'ün esrar içtiğini
gördüğünü, bir elinde Kuran-ı Kerim etrafına topladığı gençlere ayet okuduğunu, bir elinde de
esrar çektiğini, bunu görünce soğuduğunu, derneğin gündüzleri normal bir yer olduğunu, lise
öğrencilerinin dahi geldiğini, gece kalınca bazı şeyleri fark ettiklerim ve ilişiğini kestiğini,
daha sonra tesadüfen polise yakalandığını, araçta ruhsatsız silah ve Kuvai Milliye derneğine
ait notların olduğunu, notlan bilmediğini,
Daha sonra Ali KUTLU'nun kendisini yeni bir oluşum için bir kaç kez aradığım, ancak
yeni bir iş kurduğu için kabul etmediğini, Seda YİVLİ'nin şu an Alanya'da bulunduğunu,
ancak adresini ve telefonunu bilmediğini,
İstanbul Kuvai Milliye derneğine uzun süre gidiş geliş yaptığını, ailesinin evinde
kaldığını, derneğe gelip gidenlerle ilgili emniyette teşhis tutanağı yaptığını, doğru olduğunu,
fotoğrafını gördüğü şahsın Sami HOŞTAN olduğunu emniyette öğrendiğini, Hüseyin
GÖRÜM'e ait karargah dedikleri fabrika bahçesinde bulunan konteynmn olduğu yere bir sefer
gittiğini, gitme amacının ise, bir gün önce orada bulunan bekçiyi birilerinin dövdüğünü,
Hüseyin GÖRÜM, Erol ÖLMEZ, Kahraman ŞAHİN, Yusuf KARLIOĞLU'nun kendilerini
oraya çağırdığını, gidince böyle bir olay olduğunu öğrendiklerini, sonra geri döndüklerini,
orasının Hüseyin GÖRÜM'ün değil de Laz Nizam denilen bir adamın olduğunu öğrendiğini,
konteynıra gittiğinde Hüseyin GÖRÜM'ün telefonla küfürlü konuştuğunu gördüğünü, birlikte
Nizam'm Tuzla'daki oteline görüşmeye gittiklerini, ancak karşı tarafin daha kalabalık olması
sebebiyle kendilerine saldırmaya başladıklarını, kendisinde silah olmadığını ancak Kahraman
ŞAHIN'de pompalı tüfek olduğunu, bu tüfeğin geçen sene Kuvai Milliye derneğinde
yakalanan tüfek olduğunu,
Dosyada mevcut telefon görüşmelerinin kendisine ait olduğunu, kesinlikle tahsilat
işleri yapmadığını, telefon görüşmelerinin günlük konuşmalar olduğunu, herhangi silahlı bir
eyleminin olmadığını, silahını bir eylemde kullanmadığını, herhangi bir otele gasp amaçlı
çöküntü yapmadığını,
Ergenekon terör örgütü üyesi olmadığını, Kuvai Milleye'ye üye olmadığını,
Mersin'deki yemin törenine katıldığını, İstanbul'daki bazı toplantılara katıldığını, yakalandığı
BMW aracın kuvai milliye derneğinin kiraladığı araç olduğunu, arabada çıkan notların
kendisine ait olmadığını,
Dosyada mevcut gizli tanık beyanları sorulduğunda; iddia edildiği gibi araba bagajına
insan koyup Kuvayı Milliye derneğine getirmediğini,
Dernekte bulunduğu sırada 5-6 kişilik bir grubun derneği bastığını, Kahraman
ŞAHİN'e saldırıp Hüseyin GÖRÜM'ün odasına çıktıklarını, ertesi gün geldiğinde Kahraman
ŞAHİN'in gelen kişilerin "Maltepe'deki karargahın adamları, bu kişiler özel ekiptir" dediğini,
bu kişilerin sürekli orada kaldıklarını söylediğini, ancak kendisine bir şey anlatmadığını,
Kahraman ŞAHİN'in dernekte en yetkili adamlardan biri olduğunu, Fikri KARADAĞ derneğe
gelirken herkesin kendisini kapıda karşıladığını, hatta Kadıköy'de trafiğin kesildiğim,
Recep Gökhan SIPAHİOĞLU, Özel harekatçı Murat ZERYURT'u tanımadığını,
Bakırköy'de yakalattığı silahın kendisine ait olduğunu, 900 YTL'ye Hüseyin Gazi
OĞUZ'dan satın aldığını, bu konudaki telefon görüşmesini kabul etmediğini,
Hüseyin GÖRÜM ile Fikri KARADAĞ'm yaptığı kavgada olmadığını, Hüseyin
GÖRÜM'ün kendisine teşkilat başkan yardımcısı adı altında kart verdiğini, bu kartı bütün
üyelere de verdiğini, kart yüzünden Fikri KARADAĞ ile Hüseyin GÖRÜM'ün tartıştığım,
Fikri KARADAĞ herkese kart verilmesine kızdığını, Hüseyin GÖRÜM'ün de "benim işime
karışma" dediğini,
Candan KISACIK'm Osmaniyeli olduğunu, birlikte İstanbul'a Antalya'dan birlikte
geldiklerini, onun hemen geri döndüğünü, Candan'm telefon görüşmesinde kendisi hakkında
söylediği milletin parasını alıp kaçtı şeklindeki ifadesini kabul etmediğini,
Antalya'da şuanda işlettiği oteli biriktirdiği 40.000 YTL ile aldığını, herhangi bir
çökme yapmadığını, 20 odalı oteli şuanda işlettiğini, Otel kaçak olduğu için bu konuda
mahkemenin devam ettiğini,
Hüseyin GÖRÜMÜ'ü ilk tanıdığında, kendisini Özel Kuvvetlerde görevli olarak ve
Hüseyin Kerim BAYRAKTAROĞLU olarak tanıttığını. Hatta Hüseyin'in Mersin'de orduevine
girerken de kendisini bu şekilde tanıttığını, kapıdaki teğmen veya üstteğmenin selam
durduğunu, oraya girerken Özel Kuvvetler kimlik kartı gösterdiğini,
Kendisinin Dernekte Akdeniz Teşkilatı Başkan yardımcılığı yapmadığını, öyle bir
görevinin olmadığını beyan etmiştir.

c) Aramada elde edilen deliller;


Şüpheli Murat ÇAĞLAR 07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde 34 AD 4374 plakalı
araç içerisinde yakalanmış, araçta yapılan aramalarda, sol ön koltuğunun altında deri kılıf
içerisinde saklanmış vaziyette,
(1) adet 43704 seri numaralı CZ 75 marka 9. mm çap ruhsatsız tabanca, tabancaya
takılı (1) adet şarjöre basılı vaziyette,
(15) adet 9 mm çaplı MKE fişek,
(1) adet yedek şarjör ve şarjöre basılı vaziyette
(15) adet 9 mm çaplı MKE fişek,
Otonun bagajında yapılan aramada;
(51) adet 9 mm çaplı MKE fişek,
(8) adet 12'lik üzerinde MIRAGE CLEVER ibareleri bulunan 11/0 misket dolum tabir
edilen av fişeği,
(1) adet 12'lik üzerinde WINCHESTER ibareleri bulunan 11/0 misket dolum tabir
edilen av fişeği,
(1) çift 34 AD 4374 ibareli oto plakası,
(1) adet Kuvayı Milliye Dernek gelirleri alındı makbuz koçanı,
(1) adet Murat YILMAZ adına düzenlenmiş 24.09.2006 ödeme tarihli 72.500. YTL
senet,
(1) adet Murat YILMAZ adına düzenlenmiş 24.08.2006 ödeme tarihli 72.500. YTL
senet,

s £=
^V^ ^r' ^^ı
(1) adet Murat KAÇAR adına düzenlenmiş Kuvai Milliye Derneği başvuru formu,
(3) adet ajanda, (23) adet CD,
(3) adet Yazarı Yusuf Ziya ARPACIK olan Kan Fırtınası isimli kitap,
Kuvayı Milliye ibareleri bulunan bir çok belge, doküman ve not kağıdı, çeşitli kart vizitler, bir
çok şahsa ait kimlik fotokopileri ve fotoğraflar ele geçirilmiştir. Murat ÇAĞLAR'm üst
aramasında;
(l)adet Murat ÇAĞLAR adına düzenlemiş Kuvayı Milliye Kimlik kartı,
(1) adet 0505230717768 seri numaralı Türkcell sim kart, (1) adet
0506210029391 seri numaralı sim kart, (1) adet 0401310155694 seri
numaralı sim kart, (1) adet 0605220454738 seri numaralı sim kart, (1)
adet 926973071428626969 seri numaralı telsiz sim kart, (7) adet kroki,
(1) adet Seda YİVLİ isimli şahıs adma düzenlemiş Kuvayı Milliye Kimlik kartı, (1) adet
Hikmet HAYIR isimli şahıs adma düzenlemiş Kuvayı Milliye Kimlik kartı, (1) adet
A02B80122297202079 seri numaralı Türk Telekom 100 lük telefon kartı ele geçirilmiştir.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR 16.03.2007 tarihinde Bakırköy İlçesiNDE 34 TA 0937
plakalı araç içerisinde yakalanmış, Araçta yapılan aramada;
(1) adet seri numarası bulunmayan 9 mm çaplı, üzerinde FABRİQUE NATİONAL
DARMESTE GUERRE PATENT BROWNINGS FABRIQUE DARMES DEİ BECHEVERIA
EİBAR-ESPANA S.A. CAL 9m/m P ibareleri bulunan 9 mm çaplı ruhsatsız tabanca,
tabancaya ait,
(1) adet şarjör ve şarjöre basılı vaziyette,
(9) adet 9 mm çaplı MKE yapımı fişek,
(1) adet Mehmet DURU adma tanzim edilmiş tapu senedi fotokopisi,
(1) adet kroki
(1) adet Yapıkredi Bankası 204925 referans numaralı banka dekontu,
(1)adet Murtaza SUCU isimli şahsın çeşitli tarihlerde yaptığı ödemeleri gösterir
bilgisayar çıktısı,
(2)adet Çetin ÇOŞKUNSOY adma not alınmış üzerinde telefon numaraları bulunan
not kağıdı bulunarak el konulmuştur.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR 14.06.2008 tarihinde Antalya ili Kaş ilçesi Limanağzı Mevki
Otağ Otel Oda No:308 sayılı yerde yakalanmış, kaldığı odada yapılan aramada;
(1) adet 7.62mm çaplı, H-95848 seri numaralı, markası tespit edilemeyen ruhsatsız
tabanca,
(1) adet şarjörü ve şarjör içersinde,
(5) adet 7,62mm çaplı menşei belli olmayan fişek,
(4) adet 9mm çapında MKE yapımı fişek,
(1) adet Nokia marka 1101 model 35880300/761720/7 seri numaralı cep telefonu,
telefona takılı vaziyette
(1) adet 0702140214506 seri numaralı sim kartı,
(1) adet siyah renkli el çantası içersindeki muhtelif evraklar bulunarak el konulmuştur.
İstanbul Emniyet Müdürlüğü Kriminal Polis Laboratuarı Müdürlüğünden aldırılan
15.06.2008 gün ve 2008/BLS.7827 sayılı ekspertiz raporunda ; Murat ÇAĞLAR'dan ele geçen
silah ve mermilerin 6136 S.K. kapsamında oldukları belirtilmiştir.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR'm 07.01.2007 ve 16.03.2007 tarihlerinde yakalattığı silahlar
hakkında Kadıköy ve Bakırköy C.savcılıklarınca işlem yapıldığından burada tekrar
edilmeyecektir.

2443 ' <_—

Şüpheli Murat ÇAĞLAR 07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde kullanımındaki 34 AD


4374 plakalı araçta yakalanmış, araçta yapılan aramada çok sayıda evrak ve dokümanın ele
geçirilmiştir. Bunların incelemesinde;
Evraklar arasında "Sabancı Üniversitesi" başlıklı 4 adet not kağıdından;
(1) numarası ile numaralandırılan, el yazısı ile yazılmış not kağıdında; İstihbarat
Jargonu "çiftçi=tetik çeken kelle alan, çöpçü=silahşörlere lojistik destek sağlayan,
tavşan=operasyondaki hedef, Namazdan sonra=Cuma öğleden sonra, Alış veriş= operasyon,
Yemlemek=Dolar vermek, Kış uykusuna yatmak=Emir gelinceye kadar hiçbir şey yapmamak,
Perdeleme=Koruma altına alma, Çizgi^Ülke sının, Şirket=CIA merkezine denir Türk
istihbaratçılarda MİT' e şirket diyor" şeklinde notların yazılmış olduğu,
-(2) numarası ile numaralandırılan, el yazısı ile yazılmış not kağıdında; "pantolonun ağ
kısmı derin ve bol olacak, ayakkabı kaymamalı ses çıkarmamalı koşmaya müsait olmalı, ceket
kabalarından aşağıda uzun olur dışarıya hafif bombe verilir tabanca tamamen kaybolur, takım
elbiselerin astarlan düğmeleri kolay sökülmeyecek cinsten olmalı kavgada sökülenler ileride
yakalandığında mahkemede delil olarak kullanılabilir, büyük ve sağlam pamuk mendil çok
önemlidir, her işe yarar yaranın üzerine bastmrsan kan kaybını önler, iç çamaşm slip olmaz,
bokser gibi şort olmalıki aleti yani tabancayı rahat koyabilesin külotunun lastikleri elinin
kalınlığında olmalıki alet düşmesin, kemerler amerikadan özel gelir son delikten sonra kemer
içinde bir boğayı rahatlıkla kesebileceğin çok keskin bıçak görevi yapan bir metal vardır bu
kemerler çok pahalıdır piyasada satılmaz" şeklinde notlann yazılmış olduğu,
-(3) numarası ile numaralandmlan, el yazısı ile yazılmış not kağıdında; "Afganlara para
sağlamaktadır, 11 milyar dolar, 46 yaşında, el kayde örgütü, usame bin laden, amerikanın aranan
adamı, mısır islami cemaati, Pakistan İslam cemati, Yahudi ve hclılann öldürülmesi cemati
amerikanın başkanın uçağıdır, aır force one uçağı, useme bin laden 46 yaşında el kayda
örgütünün başı, Afganlara para desteği sağlamakta 11 milyar dolara yaklaşan bir servete sahip
olduğu bilinmekte, mısır islami cemati, Pakistan islami cemati, Yahudi ve haçlı cihat örgütlerin
başında oldu bilinmektedir, bu örgütü zamanında american gizli servisi tarafından eğitildiği
bilinmektedir Sovyetler birliğine karşı kullanılmış olan Müslümanlar şuan americaya karşı
celmiştir america kendi tuzağına düşmüştür" şeklinde notlann yazılmış olduğu,
-(4) numarası ile numaralandmlan, el yazısı ile yazılmış not kağıdında; "kimlik gizli
kalmalıdır, anne-baba kardeş senin kimliğini bilmemelidir, kimlik taşınmaz, şirket
telefonundan ulaşılır, numara gizlidir, yazı tipleri çok yönlüdür, sağ ve sol el kullanılmalıdır"
şeklinde notlann yazılmış olduğu
-Depi-Peel başlıklı (1 den 9) numarasına kadar numaralandınlmış, el yazısı ile yazılmış
not kağıtlannda; "S.Ç. 0532....Diyarbakır'lı, astsubaylıktan ihraç, baba memur emeklisi, anne
ev hanımı ... yıllarda ... adlı bir şirketi var, minibüs ile filitre pazarlaması yapıyordu, 1980-1990
arası durumu hayli kötü, ancak tüm Türkiye'yi turalıyor ve çok hırslı, .... arası Köy
Hizmetlerinden önemli yol işleri alıyor...." şeklinde başlayan ve ilgili kişi hakkında çok
kapsamlı bir istihbarat çalışması verilerinin yazılmış olduğu,
(1) adet A-4 kağıdına el yazması not incelendiğinde; "Kuvayı MİLLİYE alt birimi Özel
Büro Erkut Ersoy, Ali ÖZOĞLU başkan yrd, Av. Alpaslan ARSLAN" şeklinde not yazıldığı,
-(1) adet Kuvayı milliye dernek gelirleri alındı makbuz koçanının; "000451" seri
numarasından başlayıp, "000500" seri numarasında biten bir koçan olduğu, Kuvayı Milliye
derneği genel başkan yardımcısı sıfatı ile Hüseyin GÖRÜM ve sayman sıfatı ile Kahraman
ŞAHİN isimli şahıslann imzalannm olduğu, aidat bedellerinin tahsil edildiğine dair belge
olduğu, bu şekilde "000460" seri numaralı sayfaya kadar koçanın doldurulmuş olduğu, diğer
bölümlerinin ise boş olduğu,
-(1) adet senetin; Murat YILMAZ adına düzenlenmiş 24.09.2006 ödeme tarihli 72.500.
ytl meblağlı, ödeyecek hanesinde Mustafa DEMİRCİ isimli şahıs yazılı bulunan senet olduğu,
(8) adet nüfus cüzdan fotokopisi, Kuvayı milliye derneği üye formu ve vesikalık
fotoğrafların;
(1) adet Murat ÇAĞLAR adına düzenlenmiş, Kuvayı Milliye Derneği üye başvuru
formu ve şahsın vesikalık fotoğrafı,
(1) adet Murat ÇAĞLAR isimli şahsın vesikalık fotoğrafı ve sürücü belgesi fotokopisi,
(üzerine iskele cad.No.47 Alanya Antalya Güney Bölge Başkanı İstihbarat şeklinde not
düşülmüş)
(1) adet Hikmet HAYIR isimli şahsın vesikalık fotoğrafı ve nüfus cüzdan fotokopisi,
(1) adet Ali KUTLU isimli şahsın vesikalık fotoğrafı ve nüfus cüzdan fotokopisi,
(1) adet Sedat YİVLİ isimli şahsın Kuvayı Milliye Derneği üye başvuru formu ve
şahsın vesikalık fotoğrafı,
(1) adet Seda YİVLİ isimli şahsın vesikalık fotoğrafı ve nüfus cüzdan fotokopisi,
(üzerine güney kent mahal. 94038 Sk. Yıldmm Apt. El blok No.3/2 Güney Bölgesi İstihbarat
şeklinde not düşülmüş)
(1) adet Candan KISACIK isimli şahsın vesikalık fotoğrafı ve nüfus cüzdan
fotokopisi,(üzerine iskele cad.No.47 Alanya Antalya Güney Bölge Bşk.Yrd. şeklinde not
düşülmüş)
(1) adet Özcan SARAÇ isimli şahsın vesikalık fotoğrafı ve nüfus cüzdan fotokopisi,
(üzerine el yazısı ile İskele cad.No.6 Kadıköy Güney Bölge Başkanı Yardımcısı olarak not
düşülmüş)
-Küçük bir not kağıdı üzerinde ; "Kaya su deposu Şerefsiz Ümit" ile başlayan,
kerestecinin alacağı şeklinde devam eden not kağıdı,
-Onduline başlıklı kağıt üzerine ; Hurdacı Nejet, Fatih KUZU, Manavgat hurdacı
Ömer ÇELİK, Santane Otel Mehmet ERAT şeklinde not kağıdı,
-(1) adet Özel sözleşmedir başlığı ile başlayan "Alıcı Murat ÇAĞLAR", "Satıcı
Mustafa DEMİRCİ" "Konu Arsa ve Otel tesisleri hakkında" satış sözleşmesi,
-(1) adet Mustafa DEMİRCİ adına tanzim edilmiş tapu senedi fotokopisi,
-(1) adet Mavi plastik dosya içersinde; "Kaş Asile Hukuk Mahkemesince
Esas:2003/216 - Karar:2004/84 sayısı ile yürütülen ve bir hazine arazisi ile ilgili olduğu
anlaşılan mahkeme evraklarının olduğu, dosyanın başında Otağ Otel Hakkında Rapor başlıklı
bir raporun olduğu,
(1) adet Mavi plastik dosya içersinde; Kaş Kadastro Mahkemesinde 2003/59 notu
düşülmüş, Otağ Otel Bayındır Köyü Limanağzı Mevkii Kaş Antalya adresindeki muhtemelen
bir otelin krokilerinin bulunduğu ve bu otelle ilgili Mahkeme kararlannm olduğu dosya
olduğu,
(1) adet "2007 denge grup" yazılı ajanda, (1) adet Teknosa ibareli ajanda, (1) adet
üzerinde "2006" ibaresi bulunan kahve renkli ajanda bulunmuştur.
- Üzerinde Denge Grup ibaresi yazılı ajanda incelendiğinde; bazı isimlerin karşısında
telefon numaralarının yazılı olduğu,
-Teknosa ibareli ajanda içersinde; isim ve telefon numaralan olduğu,
-Kahve renkli ajandanın içersinde isim ve telefon numaralannm olduğu ve bazı
hesaplamalann yapıldığı, görülmüştür.
-"Kan Fırtınası, Yusuf Ziya ARPACIK" ibareli (3) adet kitap,
-Antalya-Alanya bölgesinde faaliyet gösteren ufak ölçekli şirketlere ait çeşitli
kartvizitler,
-(4) adet turistlik bir yer ile ilgili çizilmiş eskiz .çâhşmalan, -(4)
adet turistlik bir yer ile ilgili çizilmiş krokinin-"fotokopisi,
d) Telefon görüşmeleri;
Tape:662, 16.03.2007 tarihinde Murat ÇAĞLAR ile Muşika VATANKULU
arasındaki görüşmede özetle ; Murat'ın "Tutuklandım ben" , "Silahla yakalandım" "Şu an
Bakırköy'de karakoldayız" dediği, Muşika'nm "Kim var yanında" dediği, Murat'ın "Ahmet
var" dediği, Muşika'nm "Yapacağımız bir şey var mı" dediği, Murat'ın "Hiç bir şey yok,
Hüseyin abiye bildirdik, avukatımıza o halledecek" dediği,
16.03.2007 tarihinde Muşika VATANKULU ile görüşmesinde özetle; Muşika: "Ya
dün Murat geldi, illa bana faturalı hat alalım abla", Gazi'nin "Bu gün alalım", Muşika:
"Bugün alalım da, faturalı hat farklı yerlerde kullanılırsa" "Tehdit amaçlı, borcundan
harcından da vazgeçtim de" dediği,
16.03.2007 tarihinde Muşika VATANKULU ile görüşmesinde özetle; Muşika: " Ya!
senin silahta gitti. Zeynep'e söyledin mi?", Gazi: "Ya üç günlüğüne aldı", Muşika: "ben, sana
geçen gün verme dedim", Gazi: "lama'yla değiştiriyorum arkadaş, aletimi ver dedim, istedim,
bana lazım dedim, abi sen lama'yı al, bu bende kalsın" diyerek Murat ÇAĞLAR'm yakalattığı
silahı kendisinin verdiğini söyledikten sonra görüşmenin devamında Muşika: "bilgin olsun,
herhangi bir şey olursa, silah Özcan'ın meselesi, sakın kabul etme" "Özcan'ın meselesi, silah
Gazi'nin süahı mı falan" diyebileceklerini düşündüğünü, Gazi: "Yok canım derler mi ya",
Muşika: "Yok, Murat demez de,ne olur ne olmaz"
Tape 581, 19.07.2007 tarihinde Ali KUTLU üe Candan isimli şahıs arasındaki
görüşmede özetle; Ali: " Ali KUTLU Murat ÇAĞLAR'm arkadaşı ben", "Murat bizi yedi
bitirdi ne yaptın nerdesin", Candan: "Vallahi Alanyadayım", "... valla ne yaptı ya o adamı siz
görüyorsunuzdur heralde çünkü bizide hep burda şey yaptı gitti", Ali: "Murat'ı tamam MSN de
birara konuşalım MSN'de MSN adresini falan ver bu numaradan sürekli bana ulaşabilirsin sen
Yusuf abi var ya bizim Yusuf, "Genel merkezdeki onun numarası bu cep numarası açık yani
sürekli", Candan: "Anladım anladım vallahi ne bileyim ben hani çünkü yazık ya biz burda
hani anlıyon mu hani arkadaştık yani şöyle birşeydik hani burda ... sen gördün işte", Ali: " Abi
anladım .... çok şeyler var onun hakkında çok şeyler yaşadık yani ben gördüm herşeyini
herşeyini biliyorum onun herşeyini biliyorum", Candan: "İşte ne bileyim burda hani 5-6
kişinin anlıyon mu", "Parasını pulunu aldı burda 5-6 kişinin en son ordan", Ali: "Biliyorum abi
bende vardım orda o berberin bir buçuk milyar sonra..." dediği,
Tape: 1902 28.04.2008 tarihinde Mercan BAŞ ile görüşmesinde özetle; Mercan: "..ne
oldu nasıl gidiyor", Murat:"Valla iyi işte yani ağzı şuanda dolu konuşmadım biliyor musun"
"He ceza yedi" "5 milyar 5 milyar", Mercan: "Plajdan mı", Murat:"Sahil tekneden", Mercan:
"Tekneden evraklarını mı yaptırmadı.", Murat:"He 10 milyardı ceza" "5 e düşürttürdüm işte",
Mercan: "Keşke bişey isteseydin de zekatını alsaydm", Murat:"Alacam yine", Mercan: "İyi
şimdi şey et bana bi şey geldi de bir Antalya da iş varmış bi 15 milyarlık" "Bi astsubay
ahimizin şeyini çarpmışlar çek vermişler" "Antalyamn içinde şey bi kundura şeyi satan
birisiymiş" Ama abimiz emekli astsubay şey ne derler adı elektronikçi yani" "Böyle şey işleri
görüntülü kamera sistemleri falan filan", Murat:"Evrak yanında mı", Mercan: "Evrak başka
yerde de. Adresi madresi", Murat:"0 basit iş be abi onun için özellikle zaten onun içinde
geçerim fark etmez yanide o iş basit iş yani" "Burdan bişey var mı" "Yani varmı dost işi mi"
"Hayır hayır bize bişey olucak mı burada", Mercan: "He tamam yani hiç olmazsa masrafları
olacak günah yani masraf aldık hesabı" ve görüşmenin bu şekilde sona erdiği,
Tape: 1887, 30.04.2008 tarihinde Müjdat isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Murat:
"Şimdi bu Tubi dönmedi abi" "Yok tamam aradı abi dedi şimdi müsait değilim pazar günü
arayacam dedi pazarın üzerine ikinci pazar geldi"' "Ben yokum mokum falan bişeyler diyo
artık, ben artık babamlarla beraberim bilmem rie fılan*I^ağı yapıyo", Müjdat:"Abi yoksa
o zaman kendi adına hallet bu işi sen, s....im ecdatlarım a... koyum", Murat: "Ben geliyorum
ben geldiğimdede sen olacaksın Ömer abim olacak, gerisine ben teslim edecem ben sana
verecem eğer sen birazcık benim eğer abimsen kanımsan onu onlara teslim edersen ben seni
tanımam abi bi daha" "Ben çünkü bak bunu...ben sana bişey söyleyim mi ben bunu Ömer
ÇAĞLAR' a söz verdim sana söz verdim ben anlatabiliyo muyum, bu iş bitecek dedim ama
bunlar" "Abi gelecek gelecek banada ucu ucu dokunuyo banada bi zaran olacak ama olsun ben
onun üstesinden gelirim ben onun üstesinden gelecem ama o Allah onları benden korusun
yani" "...ben oraya geldiğimde onların işini bitirecem abi" "Tamam mı ben abi işi bitirecem
gelecem geldiğimde sizlerle beraberim" dediği,
Tape:1888, 01.05.2008 tarihinde Nurcan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Nurcan:
"He nasıl oldu akşam konuştunuz mu bu Davayı senin söylediğini", Murat: "Yok geç geldi...",
Nurcan: "Ya iyi fikir verdinde inşallah hallolur ya" "O Mahkemede iyi bi şey olacak benim
için eğer imzalı bişey alabilirsek senin dediğin fikir iyiydi" dediği,
Tape:1889, 02.05.2008 tarihinde Mercan BAŞ ile görüşmesinde özetle; Murat: "Ben
şimdi dışarı çıktımda daha daha rahat görüşeyim diye senle" "Şimdi abi evrakları inceledik biz"
"Şimdi bi tane daha lavuk darbe yemiş bunlardan" "O icraya hemen başvurmuş icra yoluyla
zaten mallan kaldırmış" "Anlatabiliyor muyum mobilyacı" "Bunlar geç kalmışlar bunlar hiç bir
şey tahsil etmemişler şimdi bu adamlar var burda ağa gibi yayılmışlar bunlar buraya" "Bu iş
hallolmaz değil hallolur" "Hallolur ama zaten ben adama da söyledim fazla kalamam dedim
ben" "Bu işi en geç dedim pazartesi günü bu işi bitirmem lazım benim" "Senin bana bu
konuda her konuda dedim açık olman lazım bana yardımcı olman lazım" "Bunun üzerinede
atladık gittik bir mobilyacıya icra yoluyla malını kaldıran adama" "Onunlada görüştük tamam
mı orda da şimdi bir kaç kişinin ismi dolanıyor ordan başlıcaz biz" "Yok zaten teşkilat abi 4-5
kişinin ismi var burda" "Ofislerinden bitanesini bunlarda hem deri var hem ayakkabı var hem
bilmem ne var bi dünya yer var yani adı geçen" "Şimdi oralara geçicez işte bakı caz" "Şimdi
ben fiyat olarak zaten bişey konuşmadım normalde şimdi bitek şu kelimeyi kullandım"
"Normalde dedim biz yüzdelik alırdık" "Fakat bu iş dedim başkanın işi dedim özelle özellikle
BAŞKAN'm dost işi dedim bu yani" "Başkada bişey söylemedim yani anlatabiliyor muyum
yani ne verirsen hesabı sadece günlük masraf hani masrafı karşıla gerisini bi şey istemiyoruz
dedim ben" "Ondan sonra dedim bize yardımcı olacaksın hani başka konularda hani bildiğin
yerler varsa bizi götür" "Bütün hadise bu yani onu haber vereyim dedim" "Şimdi elde bitane
araba var abi 2007 model Peugeot 407" "Plakası milakası her şey bunlann altmdaymış adamlar
bu arabayı kullanıyorlarmış" "Şimdi araba başkasını üzerine de çıksa önemli değil o başkası
arabayı alıcaz bi kere biz" "Arabayı aldık mı sahibini de öttüreceğiz" "Sonuçta bunlann yeri
çıkacak ortaya anlatabiliyor muyum" "İşin ne kadar erken bitmesi demek hem senin açından
hem bizim açımızdan iyi olur dedim" , Mercan: "Kaç yaşlannda bu adam" "Astsubayımız",
Murat: "Sen yaşlannda abi" "Akşam konuşuruz olmazsa yine haberleşiriz senle ben şimdi
adama yüklenmiyorum abi" "Para içinde yüklenmiyorum" "Kontör bize en önemli kontör
Mercan abi" "Sigaramız arabamıza benzinimiz yatacak yerimiz başka bir şey istemiyoruz
yani", Mercan:"Şimdi buradan da öbürünün işini hallet yani bir terslik olmasın yani şimdi
şeyine şeyciler geldi Ofis şeyleri geldi", Murat: "Şimdi beni aradılar Ofisçiler görüştük
konuştum hallettim he" "Tamam yani bir de bak sana şunu söyleyeyim de şimdi arada sen
varsın yani senin bilgin olsun istiyorum ben şimdi bu adamdan hani biz ne kadar para alalım
yani karşılık dedik ama bir adı yok mu bir adını koy" "Hayır hayır şimdi şimdi günlük harçlık
ne alalım diyorum yani çünkü kontörü var bu işin sigarası var yemeği var" dediği,
Tape:1903 03.05.2008 tarihinde Mercan BAŞ ile yaptığı görüşmede özetle; Murat:
"Hee şimdi şeye geldik burda gelmiştik ya senle de hani" "Lara tarafında bi yer" "Ofisleri orda
ofisler bom boş ondan sonracığıma şimdi bi kaç yerden telefon numarası falan aldım onlan
araştıracam şimdi bi adamı bulduk yine Bedri dîye onlarla bağlantılı" "Bi de

, / '' ;-^T~*r—r- <" \ T^—^


şimdi Bedri'yi araştıracaz Bedri büyük bi ihtimal arabanın sahibi gözüküyor şimdi onun da
haberi gelecek şimdi eee" "Bedri de şu anda halende aktif durumda burda" "Bedri orta
yaşlarında 40 yaşlarında ama Bedri biraz şey sağlam yani sağlam gibi gözüküyor sağlam
izlenimi veriyor Bedri", Mercan:"Olsun ama bunlar yanlış yapmışlar" "Bole bi Türk Subayına
yanlış yapmışlar", Murat: "Onlar var yine telefonları filan var o telefonları da sana veririm
istersen bilgilendirecem ben seni yine gidişattan" "Ama şey var yani şey heyecanlı biraz yani
onun tipi biraz heyecanlı Seyhan'ın" "Hani atlıyım zıplıyım vurayım kırayım hesabı dedim abi
dur bu işler bole olmaz yani dedim yani sakin ol biraz bide bi kafe bulduk" dediği,
Tape:1890, 03.05.2008 tarihinde Mercan BAŞ ile görüşmesinde özetle; Murat: "Abi
şimdi buldum bu adamlardan bi tanesini" "İstanbul'da gözüküyo" "Telefon numaralan var"
"Bide bitane daha numara var bunlann verdiği şirket numarası kayıtlı" "Kadının üzerine çıktı
bitane kadının" "S.Ç.", Mercan:"Aradınız mı", Murat: "Aramadım daha abi ben şimdi sana
bulduklanmı bildireyim de" "Şimdi bunun aradığı adamlardan bitanesinin adma 5 tane numara
çıktı", Mercan:"Orda olanı mı yakalayacaksınız", Murat: "Abi öyle yapacaz da yani bunun asıl
istediği adam İstanbul'da yani onu sana söyleyimde" "Şimdi arabanın seyide adresi de gelecek
şimdi", Mercan:"Bunlann bi yakmıysa el koyun işte", Murat: "İşte bakacam işte abi"
"Saldmyoruz yani iyi gidiyoruz yani" "Biz bitek sıkıntımız var adam bitik ya" "Adam bitik
olduğu için bizde bitik oluyoruz yani şey kontur bile alamıyoruz yani abi" dediği,
Tape:1891, 03.05.2008 tarihinde Mehmet isimli şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle;
Murat: "Allah'a çok şükür ya sen Antalya'yı iyi bilir misin Antalya'yı" "Ya bu Süha gıda diye
bir yer var abi" "Bunlan hiç duydun mu abi sen" "Bunlan anyorum ya", Mehmet: "Vallahi ben
Süha gıda diye arabalannı gördüm de işyerleri nerededir onu bilmiyorum" "Yani şey mi
meblağ mı var", Murat: "Meblağımız var onlarda da" "Abi yüksek rakam ya" "Tamam ya birde
şey var Kredi iletişim Vodafon Kredi iletişim", Mehmet:"Onu bilmiyorum",Murat: "Onlar aynı
abi ortaklarda", Mehmet:"Tamam pazartesi günü geldiğimde sana bilmiyorum yardımcı
olabilirmiyim" dediği,
Tape:1892, 05.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Murat:
"Valla nasıl olayım Antalya'ya geldim" "70 80 bin dolar bir paramız kayıptı adamlar kayıptı
adamlar kaçıyordu işte bulduk şimdi adamlan da onlan almaya tahsilata çıktım yani", Emre:"E
abi tahsilat çağımızın mesleği yani gelmeyecek misin buralara", Murat: "Geleceğiz geleceğiz
de şu işleri bitireyim de Emre şimdi sezon da açılacak" "Otelide açacağız ya şimdi" "Resul ile
görüştümde Emre daha iyi o konuda yardımcı olur dedi şimdi bir araba var benim elimde de"
"Arabaya el koydum ben bu arabadan ruhsat sahibini öğrenme gibi bir lüksümüz var mı"
"Abrabamm plakası 07 D 8987", Emre:"Kime ait olduğunu öğreniriz" "Hemen abi hemen
haber veriyorum sana" dediği,
Tape:1893, 05.05.2008 tarihinde Resul isimli şahıs görüşmesinde özetle; Murat: "Ne
olsun işte ya arabayı aldım arabaya el koydum da" "Olmazsa ruhsat kimin adma onu
öğrenmem lazımda" "Ona göre olmazsa hemen noterden satış alacağım hemen arabayı
bozduracağım" "5'e kadar dedim zamanınız var a... koyacağım Resul kimseye artık
acımayacağım avradını s....imin yerinde it gibi dolanıyorum paranın peşinde ya" "Arabanın
piyasası nedir" "Peogeut 407" "2008", Resul:"Üç aşağı beş yukan 2008 40 civan falandır abi"
dediği,
Tape:1894, 05.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle;
Emre:"Abi 07 D 8987 araç şey değil mi Peogeut 407 conforline 1,6 2007 model" "Aracın
şubat ayma kadar sahibi Birol ÇİVİK diye bir adam. "Hı hı Evet 13.02.2008 tarihinde de
Mustafa GÜLTEKİN. GÜLTEKİN devir almış arabayı." "İşte onun üzerinede 1,5 senedir onun
üzerineymiş abi araba Birol ÇEVİK' in üzerineymiş.", Murat:"Peki adres belli mi peki.",
Emre:"Adres yok abi." dediği,
Tape:1895 , 05.05.2008 tarihinde Emre^MiS Ophjs ile görüşmesinde özetle;
ır
Murat: "Kardeşim yine rahatsız ediyorum seni."/ 'Bir pî akivaSMaha ihtiyacım var benim.",

Emre:"Bir dakika abi hemen onu yazayım ama hemen bildiremem onu şu anda dışardayım abi
ofisten bakabiliyorum.", Murat:"34 Edirne Bursa 2534 Santa fe Hyundai", "Santa fe bir buna
birde şuna tekrardan bakabilir miyiz kardeşim ya." "Vermiştim ya 07 D 8987", Emre:"Gene
bakarım ben ama sana haber veririm." dediği,
Tape:1896, 05.05.2008 tarihinde Resul isimli şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle;
Murat: "Ne yapayım bekliyorum işte şimdi telefon açtık dükkânlanndayım onların oturuyorum
da." "şimdi telefon açtık işte dışardayım gelecem melecem diyor bekliyoıruz işte araba maraba
bende." "Başka yerden bir şey öğrenemiyoruz değil mi.", Resul:"Yok ya bir Emreden bende
daha önceden Trafikten arkadaşlara sordum bulamadılar söyleyemeyiz falan yaptılar ancak
borcu vardır yoktur ona göre biliyorsun zaten Emre poliçe falandan Poliçe şeyinden giriyor
abi." "Nereye kayıtlı olduğunu buluyor Emre." dediği,
Tape:1897, 05.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle;
Emre:"Bak şimdi sana şey vereceğim bu sana söylediğim daha sonra devrolmuş dediğim var ya
zannediyorum aynı plaka üzerinde farklı araçlar ikiside tesadüf peogeut 407." "Şimdi o Birol
CİVİL adına olan hani bir poliçe vardı ya peogeut 407 confort 1.6 HDİ." "Abi ben sana onun
neyini vereceğim biliyor musun acentesinin adresini ve telefon numarasını vereyim.", Murat:
"Ya şimdi ne var biliyor musun." "Ya bizim araba bordo kardeşim." Emre:"İşte ben plakadan
şimdi ne oluyor abi biliyor musun sen mesela arabanı sattın plakasıyla beraber satıyorsun ya
yeni alan adamda devir alıyor aynı plakayı bir başkasına da verebiliyorlar.", Murat: "Ben sana
direk şirket adı versem şirket adma kayıtlı peogeut bulabilir misin.", Emre:"Şirket adı arabanın
plakasını ver bana birde şirketin vergi kimlik numarasını ver abi." "Diğer şeyede baktım abi
G.T.adma kayıtlı 34 EB 2534." "Evet 2006 model Santefe 2.0 CRDI VGTH matik diye böyle bir
model geçiyor şimdi ben sana istersen şu anda kaskoda kaç para ettiğini araba phert olursa kaç
para alacağını söyleyebilirim.", Murat: "Yok onların perilikle bir alakası yok onlara el
koyuyorum da ben." dediği,
Tape:1898 05.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Murat:
"Kardeşim alayım mı adresleri.", Emre:"Bu şey sana vereceğim adres acentenin adresi adamın
ismi Naim Vehbi GÜNAY." "Abi adam güven sigortanın acentesi." "Sen bu adama gidip ne
diyeceksin biliyor musun." "Kardeşim diyeceksin bu adamın bize borcu var ben avukatımla da
senden güzel güzel almasını bilirim ama hani sen bize yardımcı ol." "Ondan sonra hani bu araba
zaten hacizli ondan sonra elimde adamın sendi var." "Hani ben bu adamın adresine bir türlü
ulaşamıyorum farklı yollardan da ulaşabilirim ama zorlaştırma işimi diyeceksin yani." "Adresini
veriyorum abi" "Yükseliş M... telefon numarası var onları da veriyorum." "335 ...Antalya tabi
bu. 335 ...." "Bu adamdan sen abi sen bu alan kişiyi de satan kişiyi de sen Mustafa TÜRKOĞLU
şey Mustafa neydi o." "Ha Mustafa GÜLTEKİN'i tanıyor musun", Murat:"Yok", Emre: "İkisinin
de telefon numarası şey ikisinin de ev adreslerini bulursun ordan veya iş adreslerini bulursun.",
Murat'Tamam kardeşim Mustafa'nın var zaten ev adresi." "Sen bana bak değiştirmeye karar
verdin mi firmayı", Emre:"Ya abi değiştireceğiz de", Murat:"değiştir bak ona göre iş var he"
"Valla çok adam var yani" "Şimdiden 30 kişi var", Emre : "Sen buraya geldiğin zaman ben hem
sana hem Engin abiye yüzde yüz ödemeli her şekilde yüzde yüz ödemeli poliçe yapacağım abi
hiç senin başın ağrımayacak yanında kartı bile tutmana gerek kalmayacak" dediği,
Tape:1899 07.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile görüşmesinde özetle; Emre:"Şey
bu Turgut ERGÜN adma hiç bu güne kadar ne trafik sigortası ne kasko yapılmış abi yani bu
adamın kendi üzerine hiç arabası olmamış", M..ÇAGLAR'm "Allah kahretmesin onu ya",
Emre:"Sen sormak istediğin aracın plakası neydi abi daha sonra", Murat:"D 8987 vardı ya.",
Emre:"E o şey başkasının adma", Murat:"İşte ben ona zaten aldım şu anda" "He şirketinde
şerefsizlik yapıyorlar başkasının da ben efkoydum ona şu anda." "Farketmez o zaman a...
koyucam hepsinin zaten, anasını s....em nasıl delirdıtrı biliyormusun elimde şu anda dört tane
çekleri de var el koydum hepsjne a..,. kqyacam ya, ya millet burası şu anda
ortalıkta yoklar ben şimdi geldim şeye çöktüm de ofise falan millet hani burdan millet bir
şeyleri kapışıp gitmesin diye yatıyorum burda şerefsizim bak", Emre:"Anladım adamları
bulabilecen mi", Murat:"Abi yok bulumayorum.", Emre:"Bu adamın üzerine cep telefonu
falan yok muymuş abi", Murat:"Abi hepsi hepsi hepsi kapalı ama burda millet konuşuyor 1,5
trilyon tokatlamışlar." "Benim alacağım 100.000 dolar ya 100.000 dolara endeksliyorum bu
anki bu tarihe vurursam", Emre:"Bi tane bi tane 407 değil mi 407' nin şu an piyasa değeri 50
milyar abi ondan sonra bide senin şey lazım Santa Fe falan vardı ya anca belki ikisi anca ikisi
yani senin borcunu kapatır", Murat:"Yok ben şeyler falan var bilgisayarlar falan var hepsine el
koydum ben ya" "Senin öyle mesela telefon numarası ile firma ismini verdiğimiz zaman o
firmanın bilgilerine ulaşabileceğimiz bir kaynağın varmı", Emre:"Vergi numarası olsa bizde
ben sana adresimde çıkartırım şirketin nerde olduğunuda çıkartırım telefon numarasını da
bulurum", Murat:"İşte onun vergi numarası yok Llerin işte korktuğum ne biliyonmu o çakallar
bunların yan kuruluşu gibi gözüküyor" "Ah keşke onu bur ispatlasam onların a... koyacam
hepsinin mermi manyağı yapacam burada" "Emre az uz para değil bak benim yüzümden Resul
bile sıkıntı çekiyor" dediği,
Tape:1900 08.05.2008 tarihinde Mercan BAŞ ile görüşmesinde özetle; Murat:"Ne
yaptın o Allahm Peşmergesini", Mercan:'... i..ne telefonuma çıkmadı", Murat:"Açıyor
kapatıyor i...nin çocuğu", Mercan: "Şey yapmamış sabah karıyla görüştük" "Aradın mı
müşteriyi dedim falan yok dedi dün dedi şarzımda bitti dedi", Murat:"Yani şeye abisine felan
söyleme mevzusunu konuştun mu" "Bırakalım bu uğraşsın bu diyo çok ahkam kesiyo ya
çevrem var şu var anında adamı aldırırım ederim Güneydoğuda nerde olursa olsun" "O
gelecek büyük bi ihtimal ordan ordan almaya başlıyorum şimdi tamam abi", Mercan: "Hadi
günler daralıyor yani biliyosun" dediği,
Tape:1901 08.05.2008 tarihinde Emre isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Emre:"...şey şimdi bu adamın üzerine 2 tane araba var abi" "07 Adana LL 28" "07 Yozgat
Sinop 294" "Evet bu Yozgat Sinop 294 Mitsubuşi L 300 Panelvan 2005 Model",
Murat:"Öbürü ne babacan", Emre:"Opel Kombo 1.7 Tidiay klap diye geçiyo 2004 model"
dediği,
Tape:1904 04.06.2008 tarihinde Seyhan isimli şahıs ile görüşmesinde özetle;
Seyhan:"İyi abi oturuyoruz" "Otur geleyim paraları saymaya gel diyosan atlıyım hemen",
Murat: "Atla hemen gel" "Valla kafaya sıkıcaz" "Sıkıcaz işte bi kaç kişinin kafasına",
Seyhan:"Sıkalım abı", Murat: "Harbi diyorum bak dolu gel" "Akşam çık gel seni ondan sonra
boş döndermem bi daha", Seyhan:"Bi işim var yarım saat falan ondan sonra çıkabilirim
ancak", Murat: "Emanetleri de al yanma gel bende yarın seni burdan dolu göndereyim" dediği,
Tape:1905 05.06.2008 tarihinde Engin ÇAĞLAR/Murat ÇAĞLAR ile Seyhan isimli
şahıs ile yaptığı görüşmesinde özetle; Engin:"İşte ne bileyim ben para .. yönden anlaşmazlık
çıktı" "Onlar .... fiyatı istiyorlar Murat abimde vermedi öleyse kalsın dedi" "Ölü
fiyatı istiyorlar" "Eee bilmiyorum baya ucuz yani", Seyhan:"Nasıl baya ucuz.........700 milyar
veriyor du" , Engin: "Buranın maliyeye borcu var elektrik su o tür şeyler işte" "Ya 100 Kağıt
onlar tutuyor her halde 100-120 milyar onlar tutuyor bizim elimizde bi şey kalmıyor
konuştum bende dün akşam bole bole dedim o zaman hiç verme daha iyi dedim elimize
geçicek 300 milyar para koskoca otele 300 milyar gider mi ya yazık günah dedim satma o
zaman konuş adamlarla öle bi karar aldık yani dün şimdi adamlarla konuşuyor işte" "Ne
demek neden ya bizim de ona göre bi yerlere ödememiz vardı biz o paraya bağlamıştık bide iş
kuracaktık bide", Seyhan:"Adada ki otelden bahsetmiyoruz değil mi biz", Engin:"Yok başka",
bu sırada Engin'in yanında bulunan Murat ÇAĞLAR telefonu alarak "Şeyleri getir bana
dosyalan getir bana" "Babacan napıyım bi görüşmem *vsf şu, anda da a...a koyucam
birilerinin de", Seyhan:"Olmamış abi ölemi", Murat:- "bi.k-onuşıiyorurn şuanda ben görüşürüz
sonra senle tamam" dediği, •' - ,'" ' ^ *
Tape:1906 06.06.2008 tarihinde Celil isimli şahıs ile yaptığı görüşmede özetle;
Murat: "Keyif iyi aldım oteli" "Tamamını her şeyini geçirdim üstüme" "He her şey üzerimde
şuan" "Eyvallah satacam zaten moruk haber verdim sağa sola", Celil:"O adamları ariyaydın"
"O adamları hani sen dedin ya parayı almışlar gelmişler", Murat: "Ya yok o a... kodumunun
çocukları gittiler ya" "S.......im anasını zaten adamlara buranın değeri 3-4 trilyonluk değeri
var" "A... koyim adamlar kalkmışlar 400-500 milyardan bahsediyorlar", Celil:"...bi kaç gün
sonra yola gitçem işte Eskişehir'e" "O piç arabanın davası varya" "He gidecez Eskişehir'e
adamın yanma Eskişehir'e galericinin yanma" "Anlaşma yolu anyıcaz uyarsa bize uyacak
uymazsa Allah yolunu açık etsin......" dediği, tespit edilmiştir.

e)- Diğer şüpheli ve tanık beyanları;


Şüpheli Mehmet Fikri KARADAĞ; Murat ÇAĞLAR'ı demek binasına Hüseyin
GÖRÜM'ün getirdiğini, Murat ÇAĞLAR'dan hiç haberinin olmadığını, Hüseyin'in Murat'a
teşkilat başkan yardımcısı diye kartvizit bastırdığını, demek binasında yapılan aramadan sonra
bu olaylardan haberi olduğunu, Murat'ın bir daha demek binasına gelmemesi için Hüseyin
GÖRÜM'ü ve Murat'ı uyardığını, daha sonra birkaç defa demek civannda gördüğünü, Murat
ÇAGLAR'm Pendik'te yakalanması olayını demekte arama yapıldığı zaman öğrendiğini,
Bakırköy'de yakalanmasından haberinin olmadığını, Murat ÇAGLAR'm yakalandığı 34 AD
4374 plakalı otonun kesinlikle demeğin kullandığı bir oto olmadığını, otoda çıkan belgeleri
kendisinin yazmadığını, konu hakkında bilgisinin olmadığını, hiç kimseye istihbarat toplaması
için talimat vermediğini, elde edilen belgelerden haberinin olmadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Hüseyin GÖRÜM; Murat ÇAĞLAR'ı Mersin'de yaptıkları yemin töreninde
Emniyet Müdürü olan Kemal CANAY vasıtasıyla tanıdığını, Murat ile daha sonra iki kez
İstanbul'da görüştüğünü, demekle bir ilgisinin olmadığını, Murat ÇAGLAR'm ruhsatsız
silahlarla İstanbul'da yakalandığını medyadan öğrendiğini, bu konuda bilgisinin olmadığını,
Murat ÇAGLAR'm yakalandığı 34 AD 4374 plakalı otonun Kuvai Milliye demeğine ait
olmadığını, Murat'ın beyanlarının doğru olmadığını, otonun içerisinden elde edilen istihbarat
notlarının kime ait olduğunu bilmediğini, bu istihbarat notlan ile demeğin hiçbir ilgisinin
olmadığını, bu belgelerin hepsinin Murat ÇAĞLAR'a ait olduğunu, aracın demekle bir
ilgisinin olmadığını beyan etmiştir.
Şüpheli Ali KUTLU; Murat ÇAĞLAR'ı Kuvayı Milliye demeğine üye olduktan sonra
Seda YİVLİ vesilesi ile tanıdığını, daha sonra Murat ÇAGLAR'm demeğe üye olduğunu ve
Akdeniz bölge başkanı ve teşkilat başkan yardımcısı olduğunu, Murat ÇAGLAR'm
07.01.2007 günü Pendik ilçesinde yakalanması olayını ilk önce Mercan BAŞ isimli
arkadaşından duyduğunu, Mercan'm kendisine Murat'ın içeri alındığını, yakalandığı arabada
birkaç tane ruhsatsız tabanca, çeşitli dokümanlar ve MİT in kullandığı kod isimler ve bilgilerin
bulunduğu başka belgeler ele geçirildiğini söylediğini, Arabada ele geçirilen ajandalardan iki
tanesinin şahsi ajandası olduğunu, bu araçla sık sık bir yerlere gelip gittiği için ajandalannı bu
araçta bıraktığını, ele geçirilen silahlann kime ait olduğunu bilmediğini, araçta çıkan belgelerin
ve şifrelerin kime ait olduğunu bilmediğini beyan etmiştir.
Şüpheli Erol ÖLMEZ; Murat ÇAĞLAR'ı tanımadığını, demeğe çeşitli şahıslann gelip
gittiğini ancak bu şahıslan isim olarak bilmediğini, Murat ÇAGLAR'm Pendik'te yakalanması
olayını demeğe gelip giden şahıslardan ve Kahraman ŞAHİN'den bir sohbet esnasında
duyduğunu, ancak olaylar hakkında bir bilgisinin olmadığını,
Gizli Tanık 17 ifadesinde; Murat ÇAGLAR'm ALİ KUTLU ile birlikte demeğe
geldiğini, demekte yatıp kalktığını, Mercedes marka bir aracının olduğunu, çek senet tahsilatı
işi yaptığını bildiğini, bir seferinde Hüseyin GÖRÜM'ün Murat ÇAĞLAR'a bağırarak
"adamlan arabanın bagajında niye buraya getirdin'1' dediğini.duyduğunu, daha sonra alacaklı
olan bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması" için Hüseyin GÖRÜM' e müracaat
ettiklerini, Hüseyin GÖRÜM'ün de bu işi Murat ÇAĞLAR'a havale
ettiğini,MuratÇAGLAR'm da borçlu olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe
getirdiğini öğrendiğini, beyan etmiştir.

f)-Hukuki durumunun değerlendirilmesi;


Şüpheli Murat ÇAGLAR'm Ergenekon Terör Örgütünün üyesi olduğu , Ergenekon
Terör Örgütünün kendisine bağlı "Sivil Unsurların" kurulması ve örgütlenmesi amacı ile
hazırladığı "Lobi" adı verilen gizli-örgütsel çalışması uyarınca kurulan Ergenekon Terör
Örgütüne bağlı "Lobi Yapılanmasının" karan ve bu yapılanmanın Sivil Toplum Kuruluşları
alanındaki faaliyet şekil ve esaslarını belirlemek için hazırladığı "Dinamik" adı verilen örgüt
dokümanında gösterilen "Kuvayı Milliye Cephesi gibi Milli Mücadele yıllarında kurulan
örgütlerin günümüzde yeniden kurulması ve faaliyete geçirilmesi uygun görülmüştür"
hedefinin uygulamaya konulması amacı ile kurulan Kuvayı Milliye Derneğinde , örgüte
eleman kazandırma, örgüt adına gelir temin etme, örgüt amaçlan doğrultusunda istihbarat
toplama ve sivil toplum hareketi görüntüsündeki eylemlerde yer alma faaliyetleri ile
görevlendirildiği, gerektiğinde provakatif terör eylemlerinde istihdam edilmesinin
düşünüldüğü iddia edilmektedir.
Şüpheli özetle , asker arkadaşı Seda YİVLİ aracılığı ile Kuvayı Milliye Derneğini
öğrendiğini, yine bu kişinin daveti üzerine Derneğin Mersin ilindeki yemin törenine katıldığını,
kendisi Antalya'da iken İstanbul'dan Kahraman ŞAHİN ve Yusuf KARLIOĞLU'nun aradığını,
Ankara'da Anıtkabir'e gidileceğini ve getirebildiği kadar insan getirmesini istediklerini, bunun
üzerine Antalya'dan bir otobüs dolusu kişiyi Ankara'ya Anıtkabir'e götürdüğünü, daha sonra
İstanbul'a gittiklerini, Kuvayı Miliye Derneğini daha iyi tanımak için birlikte bu dernekte biraz
zaman geçirmeye karar verdiğini, ailesi İstanbul'da olduğu için geceleri ailesinin yanında
gündüzleri dernekte kaldığını, daha önce yakalandığı BMW marka aracın Kuvayı Milliye
derneği tarafından kiralandığını, o günler maddi sıkıntı çektiği için derneğin kiraladığı BMW
marka araca bindiğini,araç ile yakalandıktan sonra savcılığa sevk edildiğini ve serbest
kaldığını, sonra tekrar Kuvayı Milliye Derneğine gittiğini, kendisini içeri almadıklan için zorla
içeri girdiğini, dernek içersinde bağırmaya başladığını, çünkü bu şahıslar yüzünden
yakalandığını, Fikri KARADAĞ'a ve Hüseyin GÖRÜM'e küfürler ettiğini ve dernekten
çıktığını ve bir daha derneğe hiç gitmediğini, yakalandığında üzerinde bulunan ruhsatsız
silahın kendisine ait olduğunu, notlann ise kendisine ait olmadığını, belgelerin çıktığı aracın
Kuvayı Milliye'nin adına kiralanmış, Kuvayı Milliye üyelerinin kullandığı araç olduğunu,
Kuvvayi Milliye Derneğinde kaldığı süre içerisinde Hüseyin GÖRÜM,Kahraman ŞAHİN ve
Yusuf KARLIOĞLU tarafından sürekli olarak vatanın elden gittiği, bir an evvel halkın
ayaklandınlması gerektiği, aynca Kuvvayi Milliye Derneğinin mevcut orduya alternatif yeni
bir ordu kurma yetkisinin olduğu, bunun için maddi güç kazanmalan gerektiği, bu nedenle sık
sık yardım toplandığı, mevcut ordunun içinde bölünmeler olduğu, vatan hainlerinin olduğu
konuşmalannm yapıldığını, kendisinin Hüseyin GÖRÜM'ün talimatı ile herhangi bir tahsilat işi
yapıp yapmadığını , 2007 yılı Ocak ve Mart ayında ve en son yakalandığında bulunan ruhsatsız
tabancalann kendisine ait olduğunu, güvenlik amaçlı bulundurduğunu savunmuştur.
Şüpheli Murat ÇAĞLAR , 07.01.2007 tarihinde kendisinin Kuvayı Milliye Derneğine
ait olduğunu beyan ettiği 34 AD 4374 plakalı araç içerisinde yakalanmış, üzerinden ruhsatsız
silah çıkmış, araçta ise yukanda aynntısı ile anlatılan istihbari mahiyetteki notlar ile örgütsel
dokümanlar ele geçirilmiştir. Şüpheli kendisi ile yapılan mülakatta dernek yöneticilerinin
Kuvvayi Milliye Derneğinde kaldığınız süre içerisinde, vatanın elden gittiğini, bir an evvel
halkın ayaklandınlması gerektiğini, aynca Kuvvayi Milliye Derneğinin mevcut orduya
alternatif yeni bir ordu kurma yetkisinin olduğunu, bunun-için maddi güç kazanmalan
gerektiğini, bu nedenle sık sık yardım toplandığını,, mevdüt ordunun içinde bölünmeler

2452 -

olduğunu, vatan hainlerinin olduğunu anlattıklarını, kendisinin de zaman zaman bu yardım


toplama faaliyetlerine katıldığını söylemiştir. En son yakalandığında ise bu mülakatı verdiğini
kabul etmiştir.
Şüpheli en son Antalya ilinde yakalandığı dahil olmak üzere iki defa daha ruhsatsız silahla
yakalanmış, silahların kendisine ait olduğunu beyan etmiştir.
Gizli Tanık 17 Murat ÇAĞLAR hakkında "Murat ÇAĞLAR'm Ali KUTLU ile birlikte
derneğe geldiğini, dernekte yatıp kalktığını, Mercedes marka bir aracının olduğunu, çek senet
tahsilatı işi yaptığını bildiğini, bir seferinde Hüseyin GÖRÜM'ün Murat ÇAGLAR'a bağırarak
"adamlan arabanın bagajında niye buraya getirdin" dediğini duyduğunu, daha sonra alacaklı olan
bir kısım kişilerin tahsilata yardımcı olması için Hüseyin GÖRÜM' e müracaat ettiklerini,
Hüseyin GÖRÜM'ün de bu işi Murat ÇAGLAR'a havale ettiğini, Murat ÇAĞLAR'm da borçlu
olan kişileri bulup arabanın bagajına kapatıp derneğe getirdiğini öğrendiğini"beyan etmiştir. Bu
beyan,şüphelinin ilk yakalandığı tarihte verdiği mülakat, son yakalandığında bu mülakatı
doğrulaması, kendisinden üç ayn tarihte ruhsatsız silah ele geçmesi ile birlikte
değerlendirildiğinde ; şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneğindeki
yapılanmasında Hüseyin GÖRÜM'e bağlı olarak örgüt adına gelir temin etmek için mafya tarzı
faaliyetlerde bulunduğunu doğrulamaktadır.
Yukarıda yazılı telefon görüşmeleri de şüphelinin bu tür faaliyetler içerisinde bulunduğunu
göstermektedir.
Bunun dışında ; 07.01.2007 tarihinde Pendik ilçesinde yönetiminde bulunan 34 AD 4374
plakalı araç içerisinde yakalanan Murat ÇAĞLAR'm üzerinden ve kullandığı araçtan 1 adet
ruhsatsız silah ve Kuvayı Milliye Derneğinin illegal yapılanmasına ilişkin çok sayıda doküman
ele geçmiş, Murat ÇAĞLAR ruhsatsız silahın kendisine ait olmakla birlikte dokümanların ise
kendisine ait olmadığım,aracm Kuvayı Milliye Derneğine ait olduğunu ve kendisinden başka Ali
(Ali KUTLU), Kahraman (Kahraman ŞAHİN) ve Ahmet isimli kişilerin de kullandığını beyan
etmiş, ruhsatsız silah bulundurma eyleminden dolayı hakkında Kadıköy C.savcılığınca işlem
yapılmış, Murat ÇAĞLAR bu olaydan sonra Mart ayı içerisinde yine ruhsatsız silah ile
yakalanmış,bu silahın da kendisine ait olduğunu beyan etmiş, hakkında düzenlenen evrak
Bakırköy C.savcılığına gönderilmiş ise de , 16.03.2007 günlü Hüseyin Gazi OĞUZ ile Muşika
VATANKULU arasında yapılan görüşmede geçen ; Muşika: "Bilgin olsun, herhangi bir şey
olursa, silah Özcan'm meselesi, sakın kabul etme", "Özcan'm meselesi, silah Gazi'nin silahı mı
falan", "Yok canım derler mi ya","Yok, Murat demez ama ne olur ne olmaz" şeklindeki sözlerden
de Murat ÇAĞLAR'dan ele geçirilen tabancanın aslında Hüseyin Gazi OĞUZ' a ait olduğuna,
örgüt içerisinde faaliyet gösterdiği anlaşılan Murat ÇAGLAR'a illegal faaliyetlerde kullanması
için verdiğine, Murat ÇAGLAR'a silahın gerçek sahibini söylemeyerek suçu üstüne alacağı
yönünde örgütsel güven duyulduğu anlaşılmaktadır.
Murat ÇAĞLAR'dan ele geçirilen ruhsatsız silah konusunda Bakırköy C.savcılığmca
işlem yapılıp dava açıldığı , temin edilen soruşturma evrakından Murat ÇAĞLAR'm ruhsatsız
silahın kendisine ait olduğunu beyan ettiği tespit edilmiştir. Murat ÇAĞLAR C.savcılığımızdaki
ifadesinde ise ruhsatsız silahı Hüseyin Gazi OĞUZ'dan satın aldığını beyan etmiştir. Ancak
yukarıda yazılı telefon görüşmesi içeriği ve soruşturma evrakı genelinden Hüseyin Gazi
OĞUZ'un bu silahı mafya tarzı faaliyetlerde bulunup örgüte gelir temin etmesi için istihdam
ettiği Murat ÇAGLAR'a parasız devrettiği anlaşılmıştır.
16.03.2007 tarihinde Hüseyin Gazi OĞUZ ile Muşika VATANKULU arasındaki
görüşmede söylenen ; Muşika: "Ya dün Murat geldi, illa bana faturalı hat alalım abla", Gazi: "Bu
gün alalım", Muşika: "Bugün alalım da, faturalı hat farklı yerlerde kullanılırsa" "Tehdit amaçlı,
borcundan harcından da vazgeçtim de'1" *
16.03.2007 tarihinde Murat ÇAĞLAR ile Muşika^ VATANKULU arasındaki görüşmede
söylenen ; Murat: "Tutuklandım ben", "Silahla yakalandım" "Şu an Bakırköy'de
karakoldayız" , Muşika :"Kim var yanında" , Murat: "Ahmet var" , Muşika : "Yapacağımız
bir şey var mı", Murat :"Hiç bir şey yok, Hüseyin abiye bildirdik, avukatımızı o halledecek"
Sözleri, Kuvayı Milliye Derneğinin Teşkilatlanmadan sorumlu genel başkan
yardımcısı olan Hüseyin GÖRÜM ve Pendik Temsilcisi Hüseyin Gazi OĞUZ ile bağlantısını
ve bu bağlantının niteliğini açıkça göstermektedir.
Şüphelinin Ergenekon Terör Örgütünün Kuvayı Milliye Derneği yapılanmasında,
ayrıca örgüt amaçlarına yönelik olarak istihbarat topladığı içerisinde yakalandığı araçtan
çıkan yukarıda yazılı dokümanlardan anlaşıldığı gibi, yine yakalandığı araçtan ele geçen
kendisine ait sürücü belgesi fotokopisinde not olarak yazılı Alanya Antalya Güney Bölge
Başkanı İstihbarat yazısından da anlaşıldığı,
Şüphelinin bu faaliyeti kapsamında da S.Ç. isimli kişi hakkında kapsamlı bir istihbarat
çalışması yapıp "S.Ç. 0532....Diyarbakırlı, astsubaylıktan ihraç, baba memur emeklisi, anne
ev hanımı ... yıllarda ... adlı bir şirketi var, minibüs ile fılitre pazarlaması yapıyordu, 1980-
1990 arası durumu hayli kötü, ancak tüm Türkiye'yi turalıyor ve çok hırslı, .... arası Köy
Hizmetlerinden önemli yol işleri alıyor..,." şeklinde başlayıp devam yazı ile hukuka aykırı
olarak kişisel veri olarak kaydettiği anlaşılmıştır.
Tüm bu açıklamalar ile şüpheli Murat ÇAĞLAR'm Ergenekon Terör Örgütünün
üyesi olduğu , kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydettiği yönünde hakkında kamu davası
açılmasını haklı kılacak derecede şüphe uyandıran deliller elde edilmiş olduğu
anlaşıldığından,
Şüpheli Murat ÇAĞLAR'ın eylemine uyan TCK'nun 314/2, 3713 Sayılı Terörle
Müeadele Kanunun 5, TCK'nun 314/3 ve 220/4. maddeleri yollaması ile TCK'nun 135/2,1
maddeleri,
Ayrıca, son yakalandığında ele geçirilen ruhsatsız silahı nedeni ile de 6136 Sayılı
Kanunun 13/1 ve 3713 Sayılı Terörle Mücadele Kanunun 5. maddeleri uyarınca
cezalandırılması talep edilmiştir.

SONUÇ
Dosyamızda mevcut tüm delillerin değerlendirilmesi sonucu Ergenekon terör örgütü
yapılanması adı altında oluşuturulan örgütün bir çok alanda örgütlenmesini tamamladığı,
örgütün yönetici kadrolarının toplumda ve devlet kademelerinde önemli görev ve mevkilerde
bulunmuş kişilerden oluştuğu, amaçlarına ulaşmak için hertürlü kanun dışı yolları kullanmayı
prensip edindikleri, amaçlarına ulaşmak için gerekli silah mühimmat ve diğer malzemeleri
kolaylıkla temin edebildikleri gibi devletin çok gizli belgelerini de ele geçirdikleri ve örgütün
amaçları doğrultusunda kullandıkları, birçok şüphelide devlete ait gizli bilgi ve belgelerin
bulunduğu ortaya konulmuştur.
Ergenekon terör örgütünün amacına ulaşabilmek için Danıştay Suikastını
gerçekleştirdiği gibi birçok suikastı da planladıkları ele geçirilen belgeler, iletişim tespit
tutunakları, bir kısım şüpheli ve tanık beyanlarından anlaşılmıştır. Ergenekon terör örgütünün
bu tür eylemler için sabıkalı ve suça meyilli insanları Kuvayı Milliye Derneklerine üye
yaptırdığı, bu tür insanlan derneklerde toplayıp çeşitli rütbeler ve sözde askeri görevler
verdiği, basın yayın kuruluşlarını, mafyayı ve terör örgütlerini kontrol altına almaya çalıştığı
belirlenmiştir.
Sivil toplum kuruluşların üst düzey yönetimlerinde örgütlenerek bu kuruluşları
amaçları doğrultusunda sevk ve idare etmeleri, yukarıda belirtilen medya mafya ve terör
örgütleri üzerindeki etkileri dikkate alındığında/ anılan-, örgütün her yönüyle hükümetleri
devirip yönetimi ele geçirmeye elverişli olanaklara sahip.oldukları anlaşılmıştır.
Örgütün, mafyayı ve terör örgütlerini tasfiye etmek yerine yeniden düzenlenip
organize ettikleri, kendi amaçları doğrultusunda hareket edecek kişileri bu oluşumların
yönetimine geçirmeye çalıştıkları tespit edilmiştir.
Ergenekon terör örgütünün Türk Silahlı Kuvvetlerinde gizlice yapılandığı, devletin
birçok birimine de sızmaya yönelik amaç ve faaliyetlerde bulundukları anlaşılmıştır.
Yukarıda izahı yapılan açıklamalar doğrultusunda, Ergenekon terör örgütünün,
Türkiye Cumhuriyeti Hükümetine karşı halkı silahlı isyana tahrik ettiği gibi, cebir şiddet
kullanmak sureti ile Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini cebren ortadan kaldırmaya teşebbüste
bulunduğu, amaçlanna ulaşmak için kontrolü altında bulunan medya ve sivil toplum
kuruluşları vasıtasıyla ülkede kaos ve iç çatışma ortamı oluşturmaya çalıştıkları, oluşacak
gerginlik ortamından faydalanarak, görevde bulunan hükümetleri çalışamaz hale getirip, nihai
olarak ordu içerisinde kendilerine destek vereceklerini umdukları askeri şahısların yardımı ile
yönetimi değiştirmek amacıyla hükümeti yıkmaya teşebbüs ettikleri,
Dosyada mevcut Ergenekon terör örgütüne ait olan örgütsel içerikli dokümanlardan,
suikast planlarından telefon görüşmelerinden toplu gösteri yürüyüşü ve protesto
eylemlerinden açıkça anlaşılmıştır.

NETİCE VE TALEP :
Öncelikle 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 170. maddesine uygun olarak
düzenlenen iş bu iddianamemizin kabulüne,
Şüphelilerin mahkemenizde 5271 Sayılı CMK'nun 250-252. maddeleri gereğince
yargılamalarının yapılarak, her bir şüphelinin yukarıda belirttiğimiz sevk maddeleri gereğince
AYRI AYRI CEZALANDIRILMALARINA,
Şüpheliler hakkında TCK'nun 53/1-2-3 ve 58/9. maddesindeki güvenlik tedbirlerinin
UYGULANMASINA,
Adli Emanette kayıtlı değişik tip ve çapta tabanca, tüfek, şarjör, mermiler, bıçaklar,
pala, kılıç, muşta, telsiz, içi boşaltılmış el bombası, suçta kullanılan cep telefonları ile sim
kartların 5237 sayılı TCK'nun 54. maddesi gereğince MÜSADERELERİNE,
Adli Emanette kayıtlı belgelerin gizlilik dereceli olanların ilgili kurumuna
gönderilmesine, diğerlerinin delil niteliğinde olmaları nedeniyle DOSYADA
SAKLANMASINA,
Gözaltına alman veya tutuklanan şüphelilerin gözaltında ve tutuklulukta geçirdikleri
sürelerin 5237 sayılı TCK'nun 63. maddesi gereğince CEZALARINDAN İNDİRİLMESİNE,
Karar verilmesi kamu adına iddia ve talep olunur. 10/07/2008

ZekeriyaOZ - 35387/ MehmemjJffiKGUZEL


33954 İst. Cumhuriyet Savcısı İstanbul
lj ' ^$Û\jk
Nihat TAŞİ
İst. Cumhuriyet Savcısı
Cumhuriyet Savcısı
*&■ ' JiŞf-

NOT : - Bir kısım ŞüplMüer hakkında ek kovuşturmaya yer olmadığınağair karar verilmiştir. ■
Bir kısım şüpheliler hakkında evrak tefrik edıfintştıp •r/-~Z^\ %,

• ^ w.-*'
•%
%
-'s , «-. 4 \ ,. S

2455

You might also like