You are on page 1of 7

Radyolarmzda, gazinolarda elli yldr sahneden inmeyen nl tanbur ustas Sadun Akst anlarn yazd: "Alklarla Geen Yllar",

320 sayfa, Aksoy Yay... Kitap u cmlelerle balyor: "Musiki, gzel sanatlarn en gzeli, en fevkaladesi, insan ruhuna en fazla etki yapan..." Kimler yok ki kitapta, Mzeyyen Senar'n, Safiye Ayla'nn sahnede neden bacak gsterdii, Mnir Nureddin'in, Mesud Cemil'in bir ucundan da olsa krd cevizler, byk ustalarn gnl maceralar, repertuvar kurullarnda yedii haltlar, bir bir ortaya dklyor! Altml yllarda bunlan sylemek yrek isterdi, imdi krk yl gemi, hepsi kurumu, kocam, kimsenin de umurunda deil, beyimiz sklm anlalan. "Bir kadn sanat, ayn sahneden be arkadala yatm. Bir bakas bir erkek sanatnn sevgilisi iken bir dierinin kars oluvermi. Birbirleriyle de gryorlar. Vay be, ne geni mezhepli pezevenk bunlar..." Dedii insanlar ayn sahneden arkadalar ve elli yldr byk sanat diye alklad insanlar! Bu fevkalade musiki bu ince beyfendilerin ruhunu hi mi gzelletirememi, "televoleden" beter bir dil, kimin kimle, nerde dztgnn hikayeleri, sahnede tanburu alp bizlere "titrerim mcrim gibi istikbalime" deyip, sahne arkasnda baka eylere titremiler... Bu kadar kt, rezil bir dili olmamalyd elli yl tanbur alan bir sanatkarn. 320 sayfalk kitapta, Sadun Akst'n ruhunun mzikle cotuu, ya da kendimi kaybettii eserleri icra ettii o ulvi, cokun anlardan eser yok! Fazl Say daha gen ve belki de beenmeyebiliriz, ama, Uak Notlar adl ayakst yazd kck kitabnda dahi byk bestekarlardan ierden konumaya, anlamaya alyor. sterdim ki, bir byk sanatkar, Trk mziinin ruhunda derin tesirler brakm, mkemmel arklarndan da rnekler verebilseydi. Varsa yoksa kim ne para kazanm, kim kiminle yatm, kim hangi iadam torpiliyle mehur olmu, Erol Simavi kimi kayrm. 1950'li, 60'l yllarda Zeki Mrenler, Ercment Batanaylar gemi, gazetelerin ba-kelerinden inmeyen bu mzik devlerinin hayatlarndan geriye hibir ey kalmam, bu sefer gerekten ve sahiden, "yreimde yare var" arksn bizler sylemeliyiz. Osmanl'nn en gzel, dounun bu en mkemmel eserlerini talan edip,

piyasalarda o karya-bu karya peke ekmiler ve bunu iftiharla anlatyorlar. Yksel Uzel nasl kazk atm, kran zer neler yapm ve sonunda bu muhteem emaneti, -be Sulukuleli ingenenin eline braktlar... Anlatt bir espri tm gazino hayatn zetliyor bize: "Radyonun byk stdyosunda bir koro programnda yan yana alarken, stdyoya gen ve ok gzel bir kadn girer. Haluk Recai'nin gz kadna taklr. Yannda bulunan Necati'ye dnerek, fltl sesle: "Necati, kzn gzelliini grdn m?" der, ve aralarnda fsltl bir sesle konumaya devam eder: -Gryorum abi. -Necati, imdi bu kz alacaksn, banyoya sokup bir gzel ykayacaksn, o byle misler gibi kokarken kucaklayp yataa gtreceksin. Onu ayandan sana kadar pecek, koklayacak, seveceksin. Sonra bir gzel s ahane olur deil mi? -Buraya kadar sessiz kalan Necati, Haluk Recai'ye dnerek, gayet ciddi: -Haldun abi, o kadn benim karm! Sizin o rzna getiiniz mzik, Itri'nin, Dede Efendi'nin, annemizin "akst"yd, Sadun Bey! Bu, insan ruhuna fevkalade tesir eden musikinin gzelletirdii byk sanatkardan bir aka daha: "Kemal Grses, iyi bir hanendeydi. Belediye konservatuvarnda bizlere fasl eflii, hocal yapmt. 11 Nisan 1991 Perembe gecesi Kadir gecesine rastlar. Vefat eden Kemal Grses, son derece muzip, akac bir kiiydi. Neler yapmazd, neler. Mesela ok ok kalabalk bir snnet dn, en az yz ocuk snnet edilmiti. ocuklarn snnet edilen paralarn sen al, gtr aya sote yaptr ve de arkadalarna yedir. Olacak ey deil. Bunu da Udi Hasan Erko (Fatih Erko'un babas) farketmitir...." Dorusu bu fevkalade musikinin insan ruhuna mkemmel tesir etmi sanatkarlar ok inceltivermi. Sahnede alarken neler oluyor dersiniz, Sadun Akst anlatyor: "-Sadun (sahnedeki arkc iin) u kadnn ayaklarna bak. Amma gzel, harika. Bayldm dorusu dedi, baktm st ve arkas ak, beyaz bir ayakkab giymi olan bu hanmn ayaklan gerekten gzel grnyordu. - Hasan abi, gerekten gzel ayaklar varm kadnn. ok mu beendin. Baktm Hasan abiye, yz kzarm, hem saz alyor, hem de titriyor sanki... Bana: '-Gzel de sz m.. Beenmemek ne kelime, bittim. Resmen bitiyorum u anda diye, ksk bir sesle cevap verdi. Gz zinasnn bu derece etkili olup, birisini orgazma kadar gtrmesini bizzat gzlemledim..?" (Yani bu devasa sanatmz kadn arkcya arkadan yani sahnede alarken mastrbasyon yapyor.) Sanatlarn bu en fevkaladesini ruhlarna sindirmi bu byk sanatkardan bir espri daha: "Demirhan Altu, orkestra ynetecei zaman ben stdyoya girer, merak eder, sorardm: - efim, bugn acaba Bach'n Ah'n m, Mozart'n Zart'nr mj alacaksnz? . Hiddetlenir: "-Hayr, Anann .. alacam!" Yetitirdii talebeleri torpille, radyoya, gazinoya nasl aldklarn, hret olduktan sonra yzlerine bakmadklarn (yani bahi vermediklerini) ac bir hayflanmayla anlatan Sadun Akst, elli yl yiyip, iip, ziflendikten sonra bize anlattktan bunlar, Mzeyyen Senar bacan niye am, kran zer kiminle yatm? Fevkalade musikinin ruhlarnda brakt tesir bu! 50'li, 60'l yllarda her Allah'n akam Makber'i, Pirnur o mevki, syleyip, hergn bu kadnlar dzmek... Pirnur o mevkiyi biz "kabir" sanyormuuz, pirnur o mevki, byk sanatlarmzn bacaklan arasndaymi. Ve pirnur o mevkide, uan kular martlar, yeil tatl bir bahar vard... Arzular orada, zevk oradayd, bir deniz ki ak dolu...

Sadun Bey, bu muhteem emenat, devlet kurumlaryla orospulara peke ekilirken ordaydnz, birgn olsun kimse azn amad, biz de ne tuhaf teoriler uydurduk, gya sanat mzii insan- lan efemine yapyor, gya, keder zihni yavalatyor sanatlar mongol bir zeka sahibi oluyor diye, meer sanatn azgnlatrd yerler de varm.. Trk sanat mzii diye birey sizlerin sayesinde artk yok ve elli yl sonra, televoleden beter bu zrvalar anlatyorsunuz, o sanatlarn gt de, kalas da, ulu memeleri de oktan kurumu boka dnd, lkenin en mehur gazinolarnda, en mehur patronlanna servis yaptnz, en ok para yiyen kurumlan radyolarda, TV'lerde alka, kadna, ikiye doymayp bu muhteem emaneti "servis" yaptnz, dolaplar evirdiniz, sonunda, bize kalkp, ne aldnz, dediimizde: "Ananzn ... aldk!" demeye getiriyorsunuz! te yetitirdiiniz sanatlar TV'leri oktan e bekletirdi. Tanbur alnzdaki mthi yeteneinize ben de apka karyorum, elli yl bu denli aaal arklarn iinden her gece geip, bize duygusal gerilimli iki cmle edemeyiinizi grdmde, bu yetenei ciddiye almyorum artk. Yeteneinizin beyin ve yrek deil, imdi Sulukuleliler'in icra ettii gibi parmak alkanl olduunu boklar kuruduktan sonra, imdi reniyorum. zlmeyin, saygdeer adnz, incecik ruhunuzu imdiden medyamz oktan mezartalanna "Byk Sanat" diye yazverdi. Ne diyelim, "Kimi en bu alemde, kimi ekmekte ile!"... imin ad ne, oturdum, -drt gn iinde Burhan Ouz'un 768 sayfalk dev kitabn okudum: "Yaadklanm-Dinlediklerim", Simurg Yaynlan. Trkede yaynlanm en birinci an kitab dln bu kitaba veriyorum, nk, yazar, genliini anlatrken, bakkaln, hamaln bile fotoraflann zenle saklam, yzlerce fotoraf, Anadolu'dan. Burhan Ouz, bir gzel adam. stanbul sosyetesinin iinde byyor. Akrabalan, ailesi ittihatlarla, paalarla iie, varlkl bir gemi, srgnler, an ok. Bugn 90 yalannda olmal, liseyi Saint Benoit'deokuyor. t'y bitiriyor, dkmclk, antiye eflii ve ok sonra Anadolu'nun yzlerce kasabasnda enerji nakil hatlar, ehir ebekeleri kuruyor, onlarca fabrikada uzayan bir hayat! Tuhaf taraf, 1946'da kapatlan Trkiye Sosyalist Partisi'ne aza oluyor, zekilii, nktedanl burdan. Sonra sendika bakanl. nn ise, "Trkiye Halknn Kltr Kkenleri" adl ikibin sayfann stndeki mthi kitaplaryla buluyor,-ben de hayran kaldm. Anlaryla cumhuriyet tarihini yeni batan zihninizde bir daha temize ekiyorsunuz! Eksikleri dolduruyor, bilmediklerinizi reniyorsunuz. Ancak, bu stuna skc gelebilir, esprili, ilgin notlarla aktarmaya alaym,. "Erkanharp snfnda okurken Mustafa Kemal birgn, 'yahu, Beyolu'na apknla gidiyoruz, hep Yahudi Rum kzlaryla dp kalkyoruz. Paralarmz onlara veriyoruz. Yok mu birka yz tane Trk kz, hem paramz bizlere kalsn, hem de doya doya sevielim' demi. Bu lafa Halil Paa fena kzm, 'haydi namussuzlar, sizinle konuulur mu!' diye ordan karken, Fethi Okyar, barm 'Ne kzyorsun be doru sylyor!' Eski tfeklerin ok korkusuz dilleri var, insan 'alnt' yaparken bile rkyor, bakn, nl gazeteci Ahmet Emin'le nasl eleniyor: "Ahmet Emin, Vatan gazetesinde bir stunda Hz. Muhammedin hayatn tefrika ediyor, yan stunda, Peyami Safa'nn Cingz Recai'nin maceralarn... yi de halkmz okuma yazma bilmez, stunlar kartrlabilir. Olsun (Ahmet Emin iin) farketmez. Birgn iki masasnda Halil Paa "Vallahi ben bugne kadar harama hi ukur zmedim" der, raknn verdii holuk ile yanndaki arkada:

Keke helaline de zmeseydin" der. Enver Paa'dan bir askerlik hatras, nizamiye kapsnda Mehmetik'e sorar. "Dman grrsen ne yaparsn?", "Tfek atarm", "Mermin biterse?", "Sng takarm", "Sngn krlrsa", "evirir dipikle kafasna vururum", "Adam kuvvetli, tfei tuttu..?", Mehmetiin gz imek gibi akm: "Anasn s..m!" Mhendis gnlerinde Anadolu'nun fakir kylerinde gezerken, bir kylye sormu: "Siz bu kadnlarnz ne ok altryorsunuz?" diye. Kyl: "Beyim, akama kadar altrp- yoruyoruz, yine gece olunca canmz kartyorlar, hi altrmazsak, Anadolu'da erkek kalmaz!"... Burhan Ouz, 40'l, 50'li yllarda yoksul Anadolu kylerinde grdklerine inanamaz, "kan" bile yoktur, Hititler'den kalma, kzlerin ektii "paheli" uzun uzun anlatr, fotoraflarn eker. Giyecek elbise bulamadklan iin mahrem yerleri yrtk prtn iinde grlen kadnlardan szeder. Yine de ky camiindeki cahilane konumalar cann actr. Hocann biri, erkek adam plak grnemez, mahremini rtmelidir gibi, uzun vaazna balar. Cemaat iinden bir adam: "Hocam, diyelim gemideyiz, gemi batt, sahile vardk rlplak, nmz ardmz rtecek, bir aputtan baka birey yok, bu aptla, nce arkamz m rtelim, yoksa dinimizce nce nmz m rtmeliyiz" diye bo konuuklar iinde uzun uzun fkh tartrlarken, arka srada oturan Ofli hoca dayanamaz lafa girer: 'Sen o aputu iyisi mi ...tne sok!"... Yine bir Ofli fkras. Hoca bir kadn alm, salam kmam. Olgun adam, ses karmam. Yllar sonra kadn, "bey", demi, "kpe takacam u kulam deler misin?", Hoca kadn kucana alm: "Ulan kadn, anann deleceini bana deldirirsin, benim deleceimi bakasna deldirirsin!.." Tarihi kartrdnzda bazen bir cmle, bir byk romandan, bir byk bombadan daha etkili oluyor zihninizde, mesela, 21 Mart 1992 gn Star televizyonunda geen u alt yaz hereyi anlatyor: "rnak Dt!"... Byle bir tarih yaand ve byle cmle kaznd beynimize! te size ayrnt bir tarih, ili'de Eva peron ldnde Trkiye'de ruhuna mevlt okutuldu. te size bir ayrnt tarih daha, 28 ubat darbesinin gerekelerinin banda saylr, Erbakan'n ankaya'ya eyhleri iftara daveti. "smet Paa, cumhuriyet tarihinin en azgn tarikat ticanilerin eyhi Kemal Pilavolu'nu makamna davet eder!". Celal Bayar, smet Paa'ya, "hani dini siyasete kartrmayacaktk" diye sitem eder. Burhan Ouz, Sabahattin Eybolu-Azra Erhat-Vedat Gnyol'dan oluan nl hmanist lsn sevmez, tatlsu solcular diye eletirir. 12 Mart'n bunlar tevfik ederek, nlerine n kattn syler. Ayn ekilde lhan Seluklar da 12 Mart'n nlendirdiini, 12 Mart' arkasna alan bu yazarlarn yirmi yl solculuk bayran tadklarn anlatr. Cumhuriyet gazetesine verdii yazlarn sansre uramasndan ikayet eder, Osmanlca cmlelerini deitirilip, yerine -sel, -sal- ekleriyle uydurukaya evrilmesinden nefret eder. Cumhuriyetin nl hukuku, laik yazar Hfz Veldet Velidedeolu'nu ise hi sevmez. Trabzon lisesi mezunu, aslen orumlu'dur, Hfz Veldet. Burhan Ouz, Hfz Veldet'in neden hep "aziz ata" dediini sorar, Atatrk'n, eyhlii, kutsal makamlar kaldrdn, "aziz" denmeyeceini ekler, sonra dalgasn geer. Hfz Veldet "aziz" diyor, nk aziz, veli, demektir, Ata kelimesi de "dede" anlamna gelir, yani Hfz Veldet, laf "Velidede"ye getirmek istiyor.

-be kk fkrayla bu byk kltr adamlarn anlatmamz imkansz, nk bu insanlar biz ok seviyoruz, anlarnda, yle hikayeler de anlattklar iin: "...Florya'da oturuyorduk. Kn av iin rtkan mhre olarak yabani rdek retmitik. Bizlere iyice almlard. Ana, yavrularn alr, penceremizin dibine gelip ekmek isterdi. Gnn birinde havadan bir ift yabani rdek geer, bunlarn davetine uyarak senelerden beri ka kuak burada domu bym sr havalanr, bir-daha dnmemek, zere giderdi... Bunu nlemek iin, her baharda bunlar tutulur, kanatlanndan biri kesilirdi. " Bu dev adamlar tanyn, birileri gelip "kanatlarnz kesivermesin" diye. Tarih yalnz, Mustafa Kemallerin, smet Paalarn hayat deildir, "rdeklerin" de hayatdr. Birgn pencerenize yanaan minik bir serenin uzun uzun pleri, douda ldrlm otuzbin insann hayatndan daha derin izler brakr sizde... Birka ebek tiyatrocu ikide bir, elinde fener, gya Diyojen klnda Beyolu sokaklannda ov yapyorlar, soranlara, "Adam aryoruz" diyorlar. Demek ki, adam arayacak, adammz bile kalmad. Ben de adam aryorum, kitapevlerinin tozlu sayfalarnda buluyorum o adamlar. Adam aramak iin nce bizim, birazck adam olabilmemiz gerekir. te, ayn tarihte yaam ayn yata iki adam, Birinin elli yl Mzeyyen Senar'n donuyla gemi, dierinin elli yl, Hitit kzlarnn kpeleri peinde... Bense bambaka birey anlatmak istiyorum, bu yazmda. Tarih, an, biyografi kitaplar okurken, savalarn, anlarn, ac, yara dolu kelimelerini unutmak istiyor, "glnecek" yerlerini hatrlamaya alyorsunuz, neden? Bunca ihanet, aldatlmlk, hayal krkl, karde kan grm insanlardan sonunda hereye ramen uzun, upuzun bir p bekliyorsun, yok! Hepsi, hepimiz, acyarak kuru lam yaralanmz gsteriyoruz, benim daha ok yaram var, beni pn diye yalvarr oluyoruz, sanki. Czzamllar perek ilahi bir eziyetle sevap kazanmak isteyen Hristiyan azizlere dnyoruz. Yaralarmz perek mi, sevgili, ak olacaz! Neden uzun pler yok bu kitaplarda! Tarihi kitaplarla tarihi filmler arasndaki fark burda m? Suat Yalaz'n izgi roman Karaolan'daki uzun pleri bile zler, isteriz. Rzgar Gibi Geti filminin konusu gney-kuzey sava, amma, asl hikayemiz bu uzun ptr! Dnya sinema tarihine akl kalmtr bu uzun p! stelik Clark Gable, gnll askerlie bile gitmemi, kahraman bir taraf yok. Bu uzun pn arkasnda karde kan dkmek istemeyiinin de derin arzusu mu var, ya da bu uzun p sava m lanetliyor. Sinemadaki tarihle, kitaptaki tarih arasnda bu uzun plerin byl fark var, filmde ne denli sava, ac, lm grsek de, son karedeki uzun p beynimizde, bedenimizde baka eyler uyandnyor. Tarihi kitap yle deil, "kazk" gibi kalyor iinizde, yaralar yazarn, corafyann derisinden kalkp, sizin derinize yapyor, umutsuz, aulu bir kfle, kaplanp, arlayorsunuz. Yoksa, her ar kitaptan sonra uzun bir p m denemeli, Aynnt'dan kan, "pme" adl kitab bir solukta okuyorum.

Kurbaa prens bize ne anlatr! pnz kurbaay dahi olgunlatracak, gzelletirecek. Yrekten inanrz, nk, annemizin pckleriyle bydk, perek gzelleeceimize inancmz tamdr. Uyuyan Gzel bize ne anlatr. Prens onu per ve uyanr! pck bizi tm uykularmzdan uyandrr m? Prenses, biri kendini pene kadar uyumak, salak salak beklemek zorunda m? Erkein pme anna kadar "kmltsz" lm gibi mi yatacak! Uyanmak iin bakasnn pcn m bekleyeceiz. Dudaklar akn eti. Et inenir! Yutulmadan yenir. Tutuan ruhumuz dudaklarmzda. Dudak aralarnda scack alevler, bedenimizin en doyurucu besini. Dnyaya geliimizin talihsizlii, gndelik telan berbat yorgunluunu uzun plerle peri masalna eviririz! Bu yzden mi Kont Drakula filmleri bizi canevimizden vurmutur. Scack pleri "lme" evirmitir. Masum bir pce kurban ediliriz. Vampir p bugn, gerek oldu, frengi, ADS pn salglaryla deil, dilerin src-kesici zehriyle geiyor! Hayvanat bahesinin rknl burda, karan yok, nlerine ekmek atlyor, akama kadar upuzun bo zaman, dinimize aykrdr diye vaaz veren de yok, yine de pen hayvanlara rastlamyorsunuz! Oysa, tabiatn iinde, ya da pencerenizin nne gelen kular nasl her frsatta cvldaarak, oynaarak pyorlar! Kazanmadan, savamadan uzun pleri hakedemiyor mu insan! Ya da, hereyi ele geirir, hereyin sahibi olursunuz, ama uzun pler iin, uzun ve onurlu bir kavganz m olmal! Clark Gable (Rhett), bir gece, kurnaz, hesapl ve henz a olmam Scarlett'i per. Scarlett neye uradn anr. Hayatnda ilk kez kendinden gl birini ve kendinden gl bir duyguyu tanmtr. Film, bu uzun pn duygusuyla, bir insann kinini, hayatn, hesaplln, tm karakterini deitirmesini anlatr. Ve bu uzun pler, kan gvdeyi gtren karde kavgasnn paralad lkeyi, ailenin tm ac dolu hayatlarn unutturur bize. Bir uzun p, Amerikan tarihinin en byk karde kavgas kuzey-gney savann insanlk d kymlarn unutturur... Anlar, tarih, kurumu bok gibi hayatlar, havaya zurna alan yzlerce bo sayfa, kazk gibi giriyor iinize, yaralan saracak bir uzun p aryorsunuz, yok! Cezaevi nnde bir tahliye gn. Gne tam tepede! Bir otobs dolusu kyl doulu kadn. oluk, ocuk, al, alvar! Otobsn btn pencereleri ak. Rzgar her yerden giriyor. Pamuk gibi birka bulut, bir de cezaevi kaps nnde onlarn tiz lktan var. Bugn bir tahliye varm. Otobs sekizyz kilometre gelmi, amurdan grnmyor. Yksek yaylalarda yayorlarm, bugn ne bir ot, ne bir imen tanyor kk ocuklan. Otobsn her bir koltuu karmakark yatak gibi. Pakistan otobsleri gibi her yerinde bir tuhaf incik cincikli renk! irkin irkin kei srs gibi ocuklar, kavanozdan dklen misketler gibi her bir yana daldlar. Nereye kasalar o tarafa anlamsz sevinli sesler kartyorlar, sanki hepsinin boynunda gizli bir ngrak! Yalnz bir kadn, ylan gibi ince, Kleopatra gibi gzel, yznde sivrilmi bir hzn, geriye, arka kaldrma kt, tek bana. Vahi dalardan den sert kaya paralan gibi PKK'li gencin boynuna sarldlar. Herkes herkesi ekitiriyor. Kapda grnnce gen delikanl, kafilenin dili tutulmu gibi donakaldlar, o an. Sonra tozu dumana katan yabani bir hayvan srs gibi stne atldlar delikanlnn. Vahi hayvanlarn inine yldrm dm gibi, acl lklar, paralayarak sarldlar delikanlya. Kucaklatlar, ayrldlar, gzlerinden

ptler, durdular, dinlendiler, yine kucaklatlar! niltili, lkl grltlerle bir saat alt stne geldi, caddenin. Kilitli geni kaplar ardndan demir kaplar ald, bir jandarma bard kalabala: "ekin u otobs burdan". Bir tenhalk sindi kalabala, akmakta gibi kaskat bir elektriklenme.. Geride, kaldrmda, ylan gibi ince, srma sal, kapkara ve iri gzl bir kz, henz sarlmamt delikanlya, kalabalktan vakit bulup! All, yeilli, morlu gllerle ssl kadife alvar yerleri spryor. ince belli srahi gibi boynu, kzn. Delikanl ok nceden grmt, ama, anneyi, babay, halay atlayp, sarlamamamt.. Serin ve ok kuvvetli bir rzgar girdi caddeye, delikanl usulca yanat kza, yavaa sarld boynuna! yle kaldlar. Yukarda, tepede, kule nbeti tutan asker, iki bin yldr gzlyor sanki bu sahneyi, o da grd bu sarlmay. Tm kalabalk delikanlya fazla sarlp, nianlsna zaman vermedikleri iin utanm gibi. ylece balarn yere edi krl sakall birka ihtiyar. Kzn boynunda acem al. Olan, ban kzn boynundan kartmadan, arkadan elleriyle alla, gzlerini sildi!.. Sessizliin iinde bu uzun sarlmann "hkr" duyuldu... Orada aklma geldi, Rzgar Gibi Geti! Yirmi yl sonra, belki elli yl sonra, ne kalacak geriye bu karde kavgasndan geriye, bir kk not: 1992, Star'da alt yaz, rnak Dt. Ya da baka bir tarih notu, kurumu bok gibi bir sr hayat anlatlacak, ihanetler, kan, acmasz bir tarih... Ey doulu, Krt kardeim, birgn anlarn yazarsan tarih diye, cepheden, karde kanndan tarih istemiyorum, anlatma. Tarih, ite bu sarlmalar. Bu uzun pler, btn aclar unutturacak bize! Ne olur hi deilse bundan sonra uzun pl bir tarih kitabmz olsun!

You might also like