You are on page 1of 7

BİRİNCİ BÖLÜM

TÜRKÇE TESTİ (Tür)

1. Bu testte 30 soru vardır.

2. Cevaplarınızı, cevap kâğıdının Türkçe Testi için ayrılan kısmına işaretleyiniz.

1. Aşağıdakilerin hangisinde hem ünsüz yumuşa- 4. (I) Kıyıları dantel dantel, tepeleri zeytinlerle süslü
ması hem de ses düşmesi vardır? Orak Adası’nı geçtik. (II) Balıkçı kayıkları güneyli
rüzgârlarla salınıp duruyordu. (III) Sonra Çökertme
A) Akla gelen başa gelir. Koyu’nda öğle yemeği yedik. (IV) Kaptan demiri top-
layıp koydan çıkarken türküdeki Çökertme’nin burası
B) Keskin sirke kabına zarar verir. olmadığını söyledi. (V) Yalıkavak beldesinin batı sa-
hilindeki Geriş köyünün altına düşen bölgenin eski
C) Kırlangıcın zararını biberciden sor. adı da Çökertme’ymiş ve türkülere konu olan Halil
oralıymış.
D) Her yiğidin gönlünde bir arslan yatar.
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerle ilgili ola-
E) Kurdun adı yaman çıkmış, tilki vardır baş keser. rak aşağıda verilenlerden hangisi yanlıştır?

A) I. cümledeki ikileme sıfat görevindedir.

B) II. cümlenin yüklemi bileşik zamanlıdır.

C) III. cümlede nesne ad tamlamasından oluş-


maktadır.
2. (I) Kışı henüz üzerinden atamamış topraklarda otlar
yeşeriyordu. (II) Gök bir açılıp bir kapandıkça çiçeğe D) IV. cümlenin yüklemi geçişsiz bir fiildir.
durmuş ağaçların da yapraklarına yağmur düşüyor-
du. (III) Böcekler güneşi görünce ortaya çıkıyor, gü- E) V. cümlede “da” ile “ve” sözcükleri bağlaçtır.
neş gidince deliklerine kaçışıyordu. (IV) Arılar burun-
larını taze çiçeklerin göbeğine sokuyor, onların koku-
larıyla sarhoş oluyordu. (V) Göğün maviliğini karar-
tan havalar artık geride kalmıştı.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerin hangisinde


özne, tamlayanı sıfat–fiil grubu olan sıfat tamla-
masıdır? 5. Yayınevimiz 2003’de kuruldu. 60’a yakın şiir kitabı
I
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
yayımladık. Tüm olumsuzluklara karşın şiirde bugün
II

bir hareketlilik yaşanıyor. İyi şiir yazılıyor mu? Evet.


III

Güçlü bir şiir geliyor. Ne var ki yayımladığımız


3. Şimdiye kadar onu ----.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisiyle tamamla- kitaplar çok satılmıyor. Bu, büyük yayınevlerinde de
nırsa cümlenin ögeleri sırasıyla zarf tümleci, nes- IV
ne, zarf tümleci ve yüklem olur?
aşağı yukarı böyle.
A) arkadaşlarından ayrı bir şey yaparken görme- V
dim

B) bütün tehlikelerden ben korudum Yukarıdaki numaralanmış sözlerden hangisinin


yazımı yanlıştır?
C) yemeğe davet etmeyi düşünememiştim
A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.
D) bir kez yazarlar toplantısında gördüm

E) üzecek olayları ona anımsatmamaya çalıştım

Diğer sayfaya geçiniz.

1
6. Hemen hemen her yazar ilk romanında çocukluğu- 8. Bu son kitabında yazar, bilerek açmadığı ama aralık
bıraktığı kapılardan geçmeyi okurlarına bırakıyor.
nu , gençliğini ve o dönemlerde yaşadığı yerleri
Bu cümledeki yazarın, kapıları bilerek açmayıp ara-
I lık bırakması sözüyle anlatılmak istenen aşağıda-
anlatır. Gezip gördüğü yerler, alışveriş yaptığı dük- kilerden hangisidir?

A) Her şeyi söylememe


kânlar, gittiği sinemalar romanlarındaki mekânlardır.
B) İçeriği zenginleştirme
Kendimden örnek vereyim : İlk romanımı yazdı-
II C) Uygun sözcükler seçememe
ğımda yirmi yaşındaydım. Roman kahramanları- D) Anlatımda tekdüzeliğe düşme

mın ; neredeyse tümü sokağımızın insanlarıydı. E) Okura deneyimlerini kullandırma


III
Bizden üç ev ileride oturan Ahmet Muhip Dıranas’ın,

“Fahriye Abla” şiirini , evlerinin karşısında otu-


IV

ran ... için yazdığı söylenirdi.


V

Bu parçadaki numaralanmış noktalama işaretle-


rinden hangisi yanlış kullanılmıştır?

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

9. Bir şair düşünün, ölümünden sonraki yaşı, gerçek


yaşının çok üzerinde. Bu durum yalnızca şairler için
değil, öteki sanatçılar için de böyledir. Gerçek yaşları
kaç olursa olsun, ölüm sonrası yaşlarındaki sayı bü-
yüdükçe sanatçılar da büyür, ölümsüzleşir.

Bu parçadaki ölüm sonrası yaşlarındaki sayı büyü-


dükçe sanatçıların büyüyüp ölümsüzleşmesi sözüy-
le anlatılmak istenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Belirli kesimlerce beğenilme


7. Bir yazar için hiç kimseye benzememek bir amaçtır
fakat bunun, yazdıklarının hiçbir şeye benzememesi B) Adına törenler düzenlenme
gibi bir sakıncası vardır.
C) Taklit edilme
Bu cümledeki altı çizili sözlerin yerine, aşağıda-
kilerin hangisinde verilenler sırasıyla getirilirse D) Ödüllendirilme
cümlenin anlamı değişmez?
E) Kalıcı olma
A) ilgi çekmek – yeterince anlaşılmaması

B) kendini kanıtlamak – güvenilir olması

C) özgün olmak – niteliksiz olması

D) sözcüklerle savaşmak – değersiz görülmesi

E) değişiklik yapmak – kimilerince beğenilmemesi

Diğer sayfaya geçiniz.

2
10. (I) Bilinç akışı yöntemi, öykü ve romanlarda karakter- 13.
lerin, geçmişe ve bugüne ilişkin duygu, düşünce ve I. Başarılı eleştirmen, yazarın anlatım pürüzlerini
anılarının aktarımında kullanılan bir tekniktir. (II) Söz ele alır, anlatımla anlatılanlar arasındaki ilişkiyi
konusu duygu ve düşüncelerin hiçbir denetim ya da kurar, geri kalanın yazarın işi olduğunu bilir.
sınırlama olmaksızın, olanca doğallığıyla aktarılma-
sı, anlatıyı zenginleştirir. (III) Bu teknikle yazar, oku- II. Eleştirmenler, dost oldukları yazarların yapıtla-
ra kendi duygularını anlayabilme olanağı sunar. rını değerlendirirken nesnellik süzgecini iki kez
(IV) Bir başka anlatımla okurun, gerçeği farklı boyut- kullanmalıdırlar.
larda görmesini sağlar. (V) Böylece yazar, yüzeysel
olanın anlatımıyla yetinmeyerek, yarattığı kahraman- III. Eleştirmenden, yazarın yaşamı üzerinde dur-
ların iç dünyalarını da yansıttığı için anlatımına de- ması değil, yapıtlarına yeni yorumlar getirmesi
rinlik kazandırmış olur. beklenir.

Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisi IV. Eleştirmen yorum ve değerlendirmeleriyle ya-


tanımsal bir nitelik taşımaktadır? zarları yönlendirici olmalıdır.

A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V. V. Eleştirmenin sorumluluğu, yazarın değil, yapı-


tın bilinmeyen yönlerini bulup ortaya koymaktır.

Yukarıdaki numaralanmış cümlelerden hangileri


anlamca birbirine en yakındır?

A) I. ve II. B) II. ve III.

11. Her şeyi bütün yönleriyle açıkça ortaya koyma, bü- C) III. ve IV. D) III. ve V.
yük sanatçılara özgü bir tutum olamaz çünkü düş
gücüne bir şey bırakılmadığı zaman okurun dünya- E) IV. ve V.
sı sınırlanır, bu da onun sıkılmasına yol açar.

Bu cümlede sanatçıyla ilgili olarak anlatılmak is-


tenen aşağıdakilerden hangisidir?

A) Değişik yeteneklere sahip olmalıdır.

B) Farklı yorumlara açık ürünler ortaya koymalıdır.

C) Yapıtlarıyla, insanı değiştirmeye yönelmelidir. 14. (I) Ben, yaşamı bir paylaşım olarak görüyorum.
(II) Bu nedenle insanların yaşamını zenginleştirmek,
D) Okuru duygulandırma amacı gütmelidir. onlara ölümsüz bir şeyler bırakmak gerektiğini düşü-
nüyorum. (III) Ölümsüz sözüyle anlatmak istediğim,
E) Söylemini okurların düzeyine göre belirlemelidir. kendi ölümsüzlüğüm değil tabii ki, yapıtın ölümsüz-
lüğü; işte sergimi bu düşüncelerle düzenledim.
(IV) İnsanların sergiyi gezip, gördükleriyle ilgili birta-
kım değerlendirmeler yapması benim için çok hoş bir
şey. (V) Benim istediğim de zaten buydu, ticari bir
kaygım hiç olmadı.

Bir ressamın düşüncelerinin anlatıldığı bu parça-


12. Bir eleştirmen öyküyle romanı karşılaştırırken şöyle daki numaralanmış cümlelerle ilgili olarak aşağı-
diyor: “Öykü bir C vitamini hapıysa, roman o hapa eş da verilenlerden hangisi yanlıştır?
değerde bir kilo limondur.”
A) I. cümlede, kendi bakış açısını ortaya koyuyor.
Bu karşılaştırmadan aşağıdakilerin hangisi çıka-
rılabilir? B) II. cümlede, kimsenin ulaşamadığı başarılar pe-
şinde koştuğunu belirtiyor.
A) Romanın, okuyucuları öyküden daha çok etkile-
diği C) III. cümlede, kullandığı bir kavramla ilgili açıkla-
ma yapıyor.
B) Öyküde kişilerin daha ayrıntılı olarak anlatıldığı
D) IV. cümlede, başkalarını yapıtları üzerinde dü-
C) Öykünün daha yoğun bir anlatımla oluşturul- şündürmekten mutluluk duyduğunu açıklıyor.
duğu
E) V. cümlede, maddi bir beklentisinin bulunmadı-
D) Öykü yazmanın daha çok çaba gerektirdiği ğını söylüyor.
E) Romanda öyküye göre daha değişik konuların
işlendiği

Diğer sayfaya geçiniz.

3
15. Andersen’i özgün kılan bir özellik, çevremizdeki sıra- 17. Sevda Hanım’a bu mahalledeki bütün kadınlar dert
dan nesneleri kişileştirip birer masal kişisine dönüş- yakınır, sorunlarını anlatır.
türmesidir. Öykülerinde küçücük nesneler, nesne ni-
teliklerini hiç yitirmeden insanlarınkine benzer serü- Bu cümledeki anlatım bozukluğu aşağıdaki deği-
venler yaşar: Kurşun asker, yıkımdan yıkıma sürük- şikliklerin hangisiyle giderilebilir?
lenirken gözüpekliğinden ve iyimserliğinden bir şey
yitirmez; tencere vurulur, çömlek ve masa konuşur. A) “bu mahalledeki bütün kadınlar” yerine “bu ma-
Bunun yanında Andersen bize, kişileri hiç de masal- hallenin bütün kadınları” sözü getirilerek
sı sayılamayacak, oldukça gerçekçi masallar da an-
latır: Eski Ev, Kapıcının Oğlu. B) “dert yakınır” yerine “dert yanar” sözü getirilerek

Bu parçanın anlatımında özellikle aşağıdakiler- C) “bütün” sözcüğü atılarak


den hangisine başvurulmuştur?
D) “sorunlarını anlatır”dan önce “ona” sözcüğü ge-
A) Tanık gösterme B) Tanımlama tirilerek

C) Örneklere yer verme D) Betimleme E) “anlatır” yerine “anlatırlar” sözcüğü getirilerek

E) Tartışma

16. Güzeldere’de kışın bembeyaz bir sessizlik kaplar her 18. (I) Araç yapabilme insanın insanlaşmasında önemli
yanı. İlkbaharda taze yeşilin, eflatun orman gülleriyle bir aşamaydı. (II) Önceleri herkes yeteneği ölçüsün-
uyumu göze çarpar. Yazın koyu bir yeşil hâkim olur de kendi aracını yaptı ve kullandı. (III) Birlikte yaşa-
dağlara. Ya sonbaharda? Kayınların, gürgenlerin kır- manın başlamasıyla her insan ortaklaşa üretilen bir
mızısı, ıhlamur yapraklarının saman gibi sarısıyla aracın en iyi yapabildiği bölümünü üstlendi. (IV) Halk
güze direnen çalıların yeşili birbirine karışır. Güzel- arasında da en iyi yaptığı işle sevilir sayılır duruma
dere’nin en görkemli zamanıdır sonbahar. düştü. (V) Böylece insan yeteneklerinin keşfedildiği
bu çalışmalarla sanatta yaratıcılığa giden ilk adımlar
Bu parçanın anlatımıyla ilgili olarak aşağıdakiler- atıldı.
den hangisi söylenemez?
Bu parçadaki numaralanmış cümlelerin hangisin-
A) Benzetme yapılmıştır. de bir anlatım bozukluğu vardır?

B) Betimleyici ögelere yer verilmiştir. A) I. B) II. C) III. D) IV. E) V.

C) Öznellik ağır basmaktadır.

D) Bir varlığa insana özgü bir nitelik aktarılmıştır.

E) Yinelemelere başvurulmuştur.

Diğer sayfaya geçiniz.

4
19. Bu yazar, dilin şiirini yakalamak için söz dizimiyle oy- 21. Tarihsel yapıların eskimiş bölümlerini, özelliklerini
nuyor. Yalın, bileşik, eksiltili, düz, devrik, iç içe cüm- yitirmeden yenileştirme konusunda insanların bir
leler kuruyor. Kıpırtılı, devingen bir söyleyişe ulaşı- yanılgısı var. Böyle bir işlem “bugünü” de yaşatmak
yor. Bunu yaparken genel dilden tamamen ayrılmı- için yapılır ama eskinin izlerini silmeden, bozmadan.
yor, öznel bir dil yaratmıyor. Burada şunu da ekleye- Bir de yapıyı insan sıcaklığına kavuşturmak önemli-
lim: Bir dil işçisi olarak yazar, dilin anlatım olanakla- dir. Antalyalı bir teyzeye sormuştum: “Teyze onarım
rını sonuna kadar zorlayabilir. Onları kendince yeni- nedir?” “Düşen taşı yerine koyarsın, onarım olur.”
den kurup biçimlendirebilir. Ama bu, yüzde yüz öz- dedi. İşte düşen taşı yerine koyabilmek için, o yapı-
nel, kişisel bir dil yaratma anlamına gelmez. Böyle nın içinde birilerinin yaşaması gerekir. Yapı yalnız-
bir dil temelde sanatın işlevine aykırıdır. lıktan hoşlanmaz, onun onarılması şarttır. Ama öyle
olmuyor. Örneğin evi yıkıyorlar, yeniden yapıyorlar;
Bu parçada yazarlarla ilgili olarak neye karşı tarih bitiyor o zaman.
çıkılıyor?
Bu parçada tarihsel yapılarla ilgili olarak aşağı-
A) Çok hareketli ve değişken bir anlatımı yeğleme- dakilerin hangisinden yakınılmaktadır?
lerine
A) Onarılırken gerekli ön hazırlıkların yapılmama-
B) Toplumca kullanılan dilden çok farklı, kendileri- sından
ne göre bir dil yaratma yönelimlerine
B) Halkın, oturduğu bu evleri özenli kullanmama-
C) Değişik cümle tiplerini gereksiz yere bir arada sından
kullanmalarına
C) Bu nitelikteki evlerin oturmaya elverişli olmama-
D) Sözcüklerin anlam alanlarını genişletmekten sından
çekinmelerine
D) Onarılırken onların özgün özelliklerinin korun-
E) Dilin söz varlığını, gerektiği ölçüde değiştirmek- mamasından
ten kaçınmalarına
E) İnsanlara bu yapıların değerine yönelik bilgiler
verilmemesinden

22. Öyküleri üzerinde çok çalışan, az ve öz öykü yayım-


layan bir yazar. Kapalılığı kendine ilke edinmiş. Öy-
20. Şiirin yüzlerce tanımı vardır. Bence şiir, şairin dünya- külerinin öylesine yoğun bir içeriği var ki bunu kolay-
ya sığmama hâlidir. Bu dünyayı biraz daha geniş kıl- ca anlamak olanaksız. Anlamlar açık seçik bir biçim-
ma, onu farklı bir dünya hâline getirme çabasıdır. de ortaya konmuyor, onları çok yönlü ve incelikli bir
yaklaşımla irdelemek gerekiyor. Bunlardaki gizli gü-
Bu parçada anlatılmak istenenle, aşağıda şiirle zelliklerin tadına bu yolla varılabiliyor.
ilgili olarak verilenlerden hangisi arasında an-
lamca bir bağlantı kurulabilir? Bu parçada sözü edilen sanatçının tutumuyla il-
gili olarak aşağıdakilerden hangisi söylenebilir?
A) En güzel yanı, insanı yaşama bağlamasıdır.
A) Yazdıklarının anlaşılmasını okurlarının çabasına
B) Düz yazıdaki tadın ve iletinin yoğunlaştırılmış bıraktığı
biçimidir.
B) Farklı biçemler kullanmaktan kaçındığı
C) Yaşamın sınırlarını aşma, ona yeni anlamlar ve
duyarlıklar yüklemedir. C) Sıradan, kalıplaşmış konuları işlemek istemediği
D) Belli bir birikimin sonucunda oluşan etkileyici bir D) Söylemini belirli düşüncelere göre biçimlendir-
üründür. diği
E) Duygularımıza seslenen, onları besleyen bir E) Anlatımında benzetmelerden yararlandığı
güçtür.

Diğer sayfaya geçiniz.

5
23. Kuşkusuz, bir toplumun dili, o toplumun dünya görü- 25. Yüz yılı aşkın bir tarihe sahip olan çizgi romanın sa-
şünden ayrılmaz. Toplumun dünya görüşü, dilinin nat olup olmadığı çoğu Batı ülkesinde tartışılmıyor
gelişmesinde etkili olduğu gibi, dünya görüşünün be- bile. Ülkemizde ise bu sanat kolu, ne yazık ki oku-
lirlenmesinde de dil bir etkendir. Toplumlardaki kültü- nup atılan, yoz ürünlerin kaynağı olarak görülmekte,
rel değişiklikleri inceleyen insan bilimciler bu bağıntı- az okumanın göstergelerinden biri sayılmaktadır.
yı uzun uzun araştırmışlardır. Nitekim Eskimo dilinin Çocukların okuma alışkanlığı edinmesini engellediği
sözcükleri üzerinde yapılan bir araştırmada savaşla düşünülmektedir. Gerçekten de evlerde, okullarda
ilgili tek bir sözcüğe rastlanmamış. Buradan şöyle bir çizgi roman okuyanların uyarıldığı, ayıplandığı bir
yargıya varmışlar: “----.” çocukluk dönemini çoğumuz az çok yaşadık. Oysa
okuyanların üzerinde birleştiği ortak bir nokta, çizgi
Bu parça düşüncenin akışına göre aşağıdakiler- romanın bütün sevimliliğiyle, kendine özgü mizahıy-
den hangisiyle sürdürülebilir? la hiç de incitici olmayan, sayısız örnek içerdiğidir.

A) Eskimolar savaşçı bir toplum değildir Bu parçaya göre çizgi romanla ilgili olarak aşağı-
dakilerden hangisi söylenemez?
B) Eskimolar geleneklerine bağlı bir toplumdur
A) Sanat değeri yönünden eleştirilere konu olduğu
C) Toplumsal ilişkileri düzenlemede dil, savaştan
daha etkilidir B) Okumayı olumsuz yönde etkilediğine inanıldığı
D) İnsanlar artık, sorunların savaşla çözülemeye- C) Düş gücünü geliştiren özellikler içerdiği
ceğini anlamıştır
D) Okurların hoşuna giden yönlerinin bulunduğu
E) Eskimoların dili öteki dillerden daha az geliş-
miştir E) Gülmecesel nitelikler taşıdığı

26. Bir dildeki yeni sözcüklerin başlangıçta anlamları ve


çağrışımları sınırlıdır. Daha doğrusu bunlar tam an-
24. Karşılaştığımız kişilerde ve yaşadığımız olaylarda lam bağlamış sayılmaz. Bunların çağrışımsal bir bi-
farkına vardığımız ortak özellikler, genelleme yap- rikim edinmesi, öncekilerden başka anlamları da
mamıza neden olmuştur çoğu zaman. Bu da bizde içermesi, kullanılmasına bağlıdır. Bu da yazarlar ve
“bir teknede yoğurmak” diye adlandırabileceğimiz bir ozanların özel bir çaba göstermelerini, dil duyarlık-
alışkanlık yaratmıştır. Artık kişilerin ya da olayların larını bütün zenginliğiyle yeni sözcüklere yansıtma-
birbirine benzeyen yönlerine bakarak, yalnızca bun- larını gerektirir. Bu yönden Türkçe gibi özleşme ve
ları göz önünde tutarak, onları sanki aynı şeymiş gibi yenileşme süreci içinde bulunan dillerde yazarların,
düşünür hâle gelmişizdir. Öyle ki yeni tanıdığımız in- ozanların işi, durmuş oturmuş dillere oranla daha
sanların ya da ilk kez karşılaştığımız olayların bazı güçtür.
belirgin özelliklerini görmemiz ----.
Bu parçadan, dildeki yeni sözcüklerle ilgili olarak
Bu parçanın sonuna düşüncenin akışına göre aşağıdakilerin hangisi çıkarılamaz?
aşağıdakilerden hangisi getirilmelidir?
A) Önceleri anlam alanları dardır.
A) söz konusu durumları daha ayrıntılı bir biçimde
değerlendirmemizi sağlar B) Sanatçıların çalışmalarıyla gelişir.

B) onları başkalarıyla özdeşleştirmemize yol aç- C) Zaman içinde yeni anlamlar kazanır.
mıştır
D) Anlamsal sınırları belirlenmemiştir.
C) gördüklerimizin başkalarından ayrılan yönlerini
bulmamızı kolaylaştıracaktır E) Yaygınlaşmaları, halkın bilinçlenmesine
bağlıdır.
D) bizde, onları tanımaya karşı istek uyandıracaktır

E) bir anlamda, onların kimi özelliklerine kolayca


alışamayacağımız anlamına gelir

Diğer sayfaya geçiniz.

6
27. Büyük edebiyatçılar sadece yapıtlarıyla değil, yarat- 29. İnsan ruhundaki dalgalanmaları, bulutlanmaları gü-
tıkları imgelerle de yaşarlar. Bu sanatçı, gerek kişili- zel bir duygusal söylemle yansıtmayan bir yazınsal
ği, gerek edebiyat bilinci, gerekse yapıtlarıyla kendi- yaratının kalıcı olması zordur. Dünden bugüne ka-
sinden sonraki kuşaklara yol göstermiştir. O, özellik- lan, zamanın aşındırıcı, yok edici rüzgârlarına da-
le 1970’li yıllarda öykücülüğümüze yeni bir soluk ge- yanmış yapıtların tümünde bu özelliği görebiliriz. İn-
tirmiştir. Öyküyü, romana geçiş için bir basamak gibi sana odaklanmayan, bizi değişik yaşamlarla yüz yü-
kullanmaması, edebiyat bilincinin çok önemli bir gös- ze getirmeyen, düşler kurdurmayan dilsel ürünler,
tergesiydi. Günlükleri, eleştirileri ve çevirilerinde gös- yazıldığı günlerde ne denli yankı uyandırırsa uyan-
terdiği titizlikle öyküdeki başarısının bir rastlantı ol- dırsın, çok geçmeden yazın gömütlüğünün malı ol-
madığını bize açıkça kanıtlamıştı. maktan kurtulamayacaktır. Çünkü yazının işlevi, in-
sanı ve insanlık durumlarını anlatmaktır.
Bu parçadan, sözü edilen sanatçıyla ilgili olarak
aşağıdaki yargıların hangisi çıkarılamaz? Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinil-
memiştir?
A) Genç yazarlara örnek olmuştur.
A) Kimi yapıtların yalnızca yazıldığı dönemde be-
B) Sanatın toplumsal işlevi olduğuna inanmıştır. ğenildiğine

C) Öykücülüğümüzün havasını değiştirmiştir. B) Anlatılarda insanın temel öge olması gerektiğine

D) Değişik yazınsal türlerde ürün vermiştir. C) Yazarların, insan yaşamını değişik boyutlarıyla
yansıtması gerektiğine
E) Yapıtlarında belirli bir düzeyi korumuştur.
D) Başarılı yazarların dili kendine özgü biçimde
kullandığına

E) İnsanın iç dünyasını yansıtmayan yaratıların


etkili olamayacağına

30. Bu öyküde, ölülerin canlandığı bir sahne yer almak-


tadır. Yazar bu sahneyi çıkarsa ve “kahramanların
vücutlarını öpen sayısız kırmızı kelebek” imgesini
28. Ünlü bir yazar, “Konu mu arıyorsun yazmak için? “vücutları kana bulandı” gibi sıradan bir ifadeyle de-
Uzağa gitmene hiç gerek yok. Şu sokaktaki evlerden ğiştirseydi belki öykünün tadı azalır, fantastik boyutu
birini seç. Yeter ki gönlünde o evin insanlarını tanı- kaybolurdu. Ama öykü, anlamından ve temasından
maya yönelik tutkun, onları anlatırken gerçeği düşe hiçbir şey yitirmezdi. İyi bir fantastik öykü de böyle
dönüştürecek yaratma gücün, bir de dilin inceliklerini olmalı. İçinden hayal gücünü çıkardığınızda kalan
tanıyıp onları kendince kullanabilme yeteneğin ol- metin hâlâ eskisi kadar okunurluğunu koruyorsa, iş-
sun.” diyor. te o, iyi bir edebiyat yapıtıdır.
Bu parçada, yazarda bulunması gereken nitelik- Bu parçada, iyi bir fantastik edebiyat yapıtında
lerden hangisine değinilmemiştir? bulunması gerekli niteliklerden hangisine deği-
nilmemiştir?
A) Toplumun geçmişini ve geleceğini bütünüyle
kucaklamaya A) Düşsel ögeler üzerine temellenmesine
B) Yazacaklarını günlük yaşamdan seçmeye B) Klişe sözlerin yeni çağrışımlarla biçimlendiril-
mesine
C) Görülenleri olduğu gibi anlatmaktan kaçınmaya
C) Anlatımla anlatılan arasında bağıntı bulunma-
D) Anlatımına, başkalarında olmayan özellikler
sına
katmaya
D) Güçlü bir içeriğinin olmasına
E) Gözlem gücüne sahip olmaya
E) Öğretici bir yönünün bulunmasına

TÜRKÇE TESTİ BİTTİ.

Diğer sayfaya geçiniz.

You might also like