You are on page 1of 23

I.

TRK
'

USL

! 1
j

1
)

1
l

Usul, felsefi manasiyle, zihnin hakikate ermek iin takibe mecbur yol demektir. Eski Yunan bugnn alimlerine kadar yksek, veya basit birok dieden bu usul mes'elesi, fikri tekaml tarihinde silinmez izler ve denilebilir ki, ilimierin inkiancak, verimli usullerin ve tatbikinden sonra mmkn Tecrbe ve mahsul olan ilmi terakkileri meydana uzuv ( Novum organon)'a atfetmekte, felsefe tarihleri hemen hemen gibidir. Muhtelif ilimleri, hangi esas zerine kat<i surette kestirememekle beraber, Bacon, mteferrik ilim leri pek iyi ve eski usullerin, zihni hakikat yolunda nekadar izah Tarih, Bacon ve verdikleri ehemmiyeti ve kesin bir surette kuvvetlendirdi. Bugn, usul mes'elesine ait her alimleri kendi kendileri tayin etmek lzumunu her mevzu iin birer usl konuleskilerin umumi usul yerine, nisbi usuller yer vehile, fikir iin mutlak bir usul, yani umumi bir ereve kabul etsek bile, onun dahiline muhtelif mevzulu ilimler iin muhtelif usuller koymaktan bizi hibir men<edemez. yani tasnif ve tevhit bilgilerimizin bir silsile edecek surette vahdeti, mani' cihetle, hakiki bir ilim elde edebilmek iin, her mevzua mahsus olan yolu takip mecburiyetindeyiz. Her ilim, ancak kendisine mahsus olan ilmi usullerin kulile edebilir. Msbet ilimierin tarihi
Edebiyat I.

TRK EDEBiYATI

USL

TRK EDEBiYATI

USL

umumi bir

tedkik edilirse, bu hakikat pek kolay aniabilhassa XIX. ile Hey'et-i Riyazfye (Matematik astronomi), Hikmet-i Semavlye (Fizik matematik), Hikmet-i Arzfye (Fizik) gibi msbet ilimler Hayatfye (Biyolojik ilimler)'yi de ithal ederek, usullerini tayin etti. mevzu olarak insan kitlelerini gznne alan itimai ilimler, henz kat<i ve muayyen usullerden mahrum bulunuyor; geen msbet bir itimai ilim te'sisi iin Auguste Comte ile ciciden meyveler vermekle beraber, henz tahayyl ve temenni edilen noktaya Bugnn sosyolojisi, hatta biyoloji ye benzemekten ok fakat bu hususta o iki bilgi da Gerek tarih, gerek sair itimai ilimler hibir zaman riyazi veya tabii ilimler ve mahiyetinde edemiyeceklerinden, onlara, mezkur ilimierin basit usullerini zorla kabul ettirmekte bir mana yoktur. Her bilgi uygun mstakil usuller vermekledir ki mstakil ilimler edebilir; sahte benzeriikiere mahiyet basit derece gstermek, zahiren ilmi grnse bile, hakikatte, ilimin tamamiyle Bir milletin fikri ve hissi gstermek itibariyle, edebiyat tarihi, medeniyet tarihinin, yani bir milletin umumi tarihinin binaenaleyh, tarihte takibedilen usuln, o bilgi de aynen icabetmez mi? Mes'ele bu noktaya gelince, buzahiren g ve mansualin is bat mecburiyetinde Evvela, edebiyat tarihi, umumi tarihin bir cz' olmakla beraber, - ileride izah mhim farklar mevcuttur; bu farklar, tarihin sair ilimlerinde olgibi, edebiyat tarihinde de usullere kalma mecburiyetim meydana koyar. Sonra, mesela tarihiyle Trk tarihini tedkik hususunda birok noktalardaki benzerlik ve ayniyede beraber, usul mevcut ise, edebiyat tarihimizle, mesela tarihi da da mutlaka ayni usul grlecektir; fakat btn bu farklada beraber, ruh ve mahiyet itibariyle, usullerin

inkar olunamaz; nitekim, muhtelif ilimierin muhtelif usulleri de, umumi usuln erevesi iinde ayni birlik ve ahengi gsteriyorlar. Umumi tarih ile edebiyat tarihi ve gen, btn usul en ycti, makalemizin bu hususa bizi mecbur etti; Manod, Seignobos, Langlois, Bordeaux, Henri Berr, Lacombe, Mornet gibi en yeni ve en itimada kaynaklara vcude getirilen hlasa, her nekadar muhtasar, hatta sathi ve eksik ise de, mevzudan mamak ve Tarihte Usul mes'elesini terketmek zarureti, trl Trk tarihinin tedkikinde bir usule kalmak mcs'elesine gelince, kadar, hatta hi olan byle bir mevzu bu ilk tecrbenin tabii iddia olunamaz. Edebiyat tarihimiz senelik srekli, fakat -pek tabii- eksik bir tedkikin fikirler ve mlahazalar, bu makalede olduka hatta cihetlerde belki de biraz mbhem bir surette gze halbuki byle bir mevzu kat<i, vazih ve muayyen bir surette ortaya idi. Tarih usullerine ve sosyolojiye dair bence tedkiklerimi bir tarafa Edebiyat Tarihinde Usul mufassal, fakat vuzuhsuz bir eseriyle Taine'in, Bruntiere'in eserlerinden, bir de Hennequin'in Tenkid ismindeki bu hususa dair bir esere tesadf edemedim. Prof. G u st av e La n s o n'un, de Usul eserin ikinci mevcut Edebiyat Tarihinde Usul makalesi glkler hemen hemen inceekti; fakat Lanson, sahife eden bu uzun makalesini umumiyede edebiyat tarihi usullerine daha ok tarihinin usulne iin, ondan da mutlak surette istifade tabii mmkn Trk edebiyagerek gerek tekaml tarihleri,

TRK

USL

TRK

USL

gerek umumi itibariyle bir ihtilaf, hatta tezat arzederler; bu en ok istifade bile esas mevzu ile nekadar az temas grlyor. I. ve nin manasiyle, mazide cereyan eden btn hey'et-i fikir ve faaliyetidemek olan tarihi, devletlerin ve mnasebetlerine inhisar ettirmek isterler. gibi nakil ve hikaye ileri srdkleri bu fikir, tarihi, bir ilim ve hey'etinde tanzim etmek istiyenlerce asla kabule olamaz; Max N or da u, MaTarih'inde, tarihin en mhim devirlerini siyasi toplulukevvel Nitekim Auguste Comte da, bir Hikmet-i Tabiiye-i ltimafye Fizik sosyoloji ile tarihin biribirine beraber, itimai itibaren tarihin vazifeye Tarih'in V i c o ve M o nt e s q i e u ile ilmi telakkisi, bir taraftan tarihilerin usulnn taraftan Tarih Felsefesi nazariyecilerinin itimai tedkikleri sayesinde cidden terakki etti. Bugn ilmi bir safhaya olan tarihin hususiyetini tedkik etmek, edebiyat tarihi tedkikleri iin faydadan hall Bugnk tarih, insan kadar gibi byk vezirlerin, kumanalim ve mtefekkirlerin, mucitlerinizleri zerinde henz hissedilen ve grlen halk kiltesinde de bu suretle beri bir oluyor. Byk dahilerin tarih zerindeki nfuzunu tamamiyle inkar etmek nekadar ileri bir iddia ise, btn bir birka ferdin hkm ve arzusuna boyun ve her trl iradeden, her trl mahrum kr bir sr addetmek de o kadar Zahiren, ferdi tarihi en parlak bir misal tarihi bile, iyi bir tarihinin elinde bu iddiaTarih,

bir delil olabilir; binaenaleyh, cemiyederin ufak bir mahsus hyk itimai muhitleriyle beraber, yani m nevver temsil eden enmuze ( Type) 'lerle yanyana vukuat sahnesine Bunun iin, tarihi umumi ve resmi her trl husus! ve sicilleri, Defter-i hakani san'at eserlerini tedkikten mecburdur. Gabriel Monod'nun gibi, tarihin en yksek gayesi, zamanlar silsilesi iinde bebtn yeniden tertip ve ihya edebilmektir; eski devirler msbet ve kat'i malumata malik bulunyeni devirlerde, namtenahl mesi, bu tertip ve daima eksik bir halde kalinta ediyor. itimai her devirdeki malum olmazsa, devirleri az-ok yok tarihini Sonra, memleketimizde tarih, hala muharebe ve zafer hikayeleri, hkmdar ve vezirler menkabeleri, msaleha-nameler akdi, isyan ve ihtilal ricalin katil ve gibi telakki olunuyor; halbuki bunlar daha ziyade mstesna ve hakiki bir mahrum Bilhassa bizde, tarihi vesikalar en ziyade bu gibi mevzular zerine iin, tarihilerimizin dikkatini bunlar celbedebiliyor; halbuki her cemiyetin iledeyip byle vak'alarla daimi ve muntazam vak'alarla tayin ve izah olunabilir. Mverrih, ait nakl ve cemiyetin, evvela fiziki ve evresinin yer alan amilleri, siyasi kuvvetinin 5aha ve nfUzunu, aile halk hayat ve bu resmi ile mnasebetlerini, mlkiyet ziraat, ticaret, sanayi, lisan ve edebidini, ilmi tekamln, kavimlerle maddi ve manevi mnasebetlerinin derecesini vazih hatlarla gstermelidir. Eski devirler tarihi eserler ve ancak kendi keyif ve heveslerine uygun grdklerini olan eski tarihilerimiz, itimai bir hakiki ve tabii eden hi farketmemaatteessf bir cemiyetin, onu terkibeden

.....-----------------------------8 TRK USL TRK USL


9

grp anlamakta tarihileri de onlardan mterakki bulunmuyorlar. August Comte, tl H !il kanununa uyarak, ilimleri Umumiyet-i (generalite descendante) ve Mu<diliyet-i mteziiyide (Complexite ascendante) 'lerine gre tasnif zaman, bilgilerin zi]:yesine itimai ilimleri tevlizunz ve ( statique ve qynamique) diye ikiye ki bunda tarih de dahiidi; son tarih nazariyecilerinden sosyoloji ile tarihin tarnamiyle iin tevlizunz sosyolojiye, hareki da tarihe terkediyorlar; halbuki ne itimaiyatne de tarihiler bu taksimi istememektedirler: Bir cemiyetin vcud iin zarud tedkik etmek, tamamiyle mcerret bir olmakla beraber, velev bunu kabul etsek bile, sosyoloji bundan ibaret kalamaz. Bir def<a, Adolph Coste'un gibi, intizam ve muvazenet terakkinin zaruri malumat elde edilmeden itimai tekaml, daimi cihetle, itimai tedkiklerin byle iki ma taksimi ancak geici bir malik olabilir. fikri ahenk ve intizam olan tevazn bahsi ile, olan bahsinin bu birlik ve C o m te bile ki, "Biyolojide ve hayat nekadar ise, da biribirlerinden o kadar mmkn diyor. Tarih nazariyedierinin bu yle zannediyorum ki Simmel gibi bu yeni bilgi ve muayyen bir saha hususundaki ve onunla ahenkli bir harekettir; fakat itimai telakkileri daha ziyade biyoloJik bir mahiyet sonra sosyolojisinde en ok bahsine ehemmiyet veren Comte'a, itimai messeseleri ancak itimat hayat ile izah iin, btn sosyolojiyi yani teklimlc addeden Spencer'e ve birok bu yine kabul mmkn XIX. asra tarih diyecek kadar Tarih'in . olan mverrihlere gelince, onlar da bu hudut tahdidi mes'elesinden hi Vak<alar bir masal gibi nakl ve hikaye istisna edersek, Seignobos ve.bilhassa Langlois gibi, tarihte hatta ta<mim (generalisa-

tion)'den bile korkanlar, tarih felsefesi addettikleri bu mes'eleleri istemezler; tarihi, hadiselerin umumi mnasebetleri mcerret ve verecek bir ilim hakikati izah edecek bir tedkik mahiyetinde kabul - hatta M o n o d ve Bougle'nin vehile, tarihte ruhiyat ve itimaiyattan itimai mlahazalar ve ruhi tasvirler vcude getirmekle- beraber, bu gibi nazari nefret ederler. Tarihin liflikilik ( objectivite)'i bu kadar bil'akis onu kendi mahiyetiyle mtenasip bir ilim haJine yani tarihte cemiyet mefhumunu kabul ve kullanmaktan ekinmiyenler ise, bu hudut tahdidi mes'elesinin aleyhindedirler. Mornet'nin gibi, mverrihin gayesi: medeniyetleri umumi manzarasiyle, tabii hayat ile, ve mstesna ehemmiyetini hakiki derecesine indirerek, Bu ve bemaddi ve manevi faaliyetini mevzu alan btn manevi ve ilimlerde en mhim yeri tarih ediyor. ve itimal' ilimler, hukuk, ahlak, siyaset, lisan, edebiyat, gzel san<atlar, felsefe, din, bu suretle bir mazhar oluyor; hatta da, tarihe ilimler giriyor. Bu telakkiye gre, maziye ait vak<alardan hibir yor ki tarihin tedkik dairesine girmesin. Bu bu kadar peyda bir mefhumu, lzumsuz bir tahdit mes'elesiyle kltmek, tabii, tarihinin gelmez. Yeni tarihilerin tarihe ilmi bir mahiyet vermek iin dikkate bir mes'ele de, cemiyederin tarihlerinde ani hareketlerin tedrici bir hkm srmesidir; yani bu suretle tabii ilimler hakim olan tekliml mefhumu, tarihe de nfuz oluyor. ve mstesna bir halinde toplamakla bir tarih vcude getirdiklerine inanan eski tarihiler iin, tarihi hadiselerde bir tenasp ve intizam tahayyl tabii mmkn Her vak<a, tesadfn yahut kudretinin bir neticesi gibi telakki olunuyordu. N d' den, S<adeddin'den son vak<a-nvislerimize kadar geliniz: Devleti'nin

...--------------------------------------o

TRK

USL

TRK

USL

I I

kl bir tabiriyle, Ankara muharebesi Takdir-i ilahi'nin hkumeti Bayezici'in sefahatinden kurtarmak istemesiyle, her Bi-hikmeti'lliihi Ta'ald mtevekkilane ibaresi ile tefsir olunur. tarihi iyi bir mverrihe tesadf etse, izah riayetle, zannolunan, garip grlen birok hareketlerin sebepleri ve teselsl pek kolay Kainatta hibir hadise yoktur; her hadise birok sebep ve arnillerin birlikte meydana ve ait muhtelif sebeplerinden biridir. Mverrih, uzun bir saha zerinde bir nokta grrse, onu ihate ve metinin derecesini id rak edemez; halbuki o yok ederseniz, eskiden tarihiyi hayrete parlak nokta, tabii muhiti iinde sebep ve amilleri ile pek basit grnecektir. Tarihi tedkiklerin bugn yol, surette gsteriyor ki, mverrihler hadiselerin teselslne kanaat ve itimai tekfiml kanununa tebaan muhtelif intikal devreleri e fikir ve messesel erin, inanadetlerin, cereyan eden devirler biribirini takibeden tekfiml ( transformisme) ve istihaleleri, mahsus (image) talada pek kolay Mornet, tabii ilimler tekarnklerini bir kat'iyet ve taassupla iddia ediyor ki, "Tabiat gibi, tarih de yapmaz; uzviyat alemindeki nevi'lerin daha ziyade, insan topbiribirini o byk yeni tekaml nazariyesini isbat eder gibi grnyor." ve felsefenin bugnk gznne tedrid tekaml mes'elesi bu kadar mta1ea cr'et edemeyiz. Darwin'in Tekdml Nazariyesi, Spencer ve Karl himmetiyle btn tabii ve itimai ilimlerde hakim olduktan, hatta sosyolojide cidden mhim ve izler sonra, son gnlerde biraz grnyor. Cinsler ve nevi'leri tabii bir arneliyesine belki tamamiyle yeni ani zuhuruna atfederek, bunun gizli ve tahmini mmkn olmayan sebeplerden ileri iddia eden intikal ( mutation) nazariyesi ile; B er gs o n'un RolDe Veries'nin, bu intikal nazariyesine pek benzeyen

tekaml nazariyesi ve George Sorel'in yine bunlarla hem-ahenk ce bir ve ( Violence) fikirleri ilim ve fikir her an gittike artan bir kuvvetle hkm srmektedir. Bilhassa Bergson, bu dnya malik madenierden insan cemiyetlerine kadar her hayati bir galeyana atfediyor; iradenin muayyen fiili olan bu hayati darbe, maddenin tekaml arndiyesinden bsbtn ve manevi bir kuvvetin mahsuldr; binaenaleyh, bu sayede hayat ve faaliyet yeni yeni ani bir surette tekevvn edebilir. Bu itibar ile Mornet'nin, "Tabiat gibi tarih de yapmaz, demesi ok tenkide bir Bu szn sihhat ( exactitude) 'i iin evvela uzviyat ile itiayniyet ( identite) 'i icabederdi; halbuki Spencer'le Comte muakkiplerinin, Taine ve peyrevlerinin, hulasa btn itimaf uzviyet Tar d ve D ur khe im bunu reddediyorlar; hatta Tabiat ve Cemiyet ufak bir eserin muharriri olanJan k el vi tch, itimai hadiselerin tabii hadiseler gibi telakkisini delil-i limmf ( preuve par l' absurd) ile elde bir farazi ye acidetmektedir; uzviyetcilerin en mfritlerinden Uzviyet ve Cemiyet muharriri W orms bile birka sene nce bu mes'eleye dair ufak bir eski iyiden iyi ye M or n et, tarihin de tabiat gibi iddia ederken evvela bu ihmal ediyor. Sonra, tabii ve itimai daki bu tehalf hi gznne en mnfrit bir uzviyetci gibi hareket etsek bile, Bergson'un Tekdml nazariyesi, tabi.atte ok vuku koyuyor; byle olunca, iradesinin daha ok te'siri bulunan itimaiyat niin bir tedrici tekamln zaruri itimat edelim? Achilles Loria Tekaml Nazariyesi'nin bu son mtekamil sene beynelmilel sosyoloji mhim bir makalede diyor ki: "B er gs o n, nazariyesine r Tekdml vermekle beraber, ayni zamanda Tekdml Nazariyesi'ni oluyor; nk her nerede nagehani bir tekevvn ( mstakil bir ibda' varsa, orada tekamlden

12

TRK

USL

TRK

USL

bahse lzum kalmaz. Tekaml, bir kuvvetin ve dertini neticesinde husule gelen ibarettir; ani bir tekevvn, bir ibda< ile, onun hibir mnasebeti mevcut olamaz., Mevzuun binaen burada Tekaml nazariyesinin tarih ile mnasebet derecesi ve izaha fakat tarih tedrici tekamln itimat edenler, bu ciheti de Yeni mverrihler, mazi tedkiklerin her evvel ilmi bir mahiyeti haiz tecrbi ilimlerde usullere mracaat lzumunu iddia ediyorlar. Bir tecrbi bir ilim etmesi iin, mevzu olarak hakiki yahut mcerret ve tahlili mmkn olmayan gznne sonra, o veya umumi ve ki, onlar akl i ve ilmi ta <mimler (generalisations), tasnifler mttarit ve kat<i mnasebetlerden umumi kanunlar kabil olsun. Tecrbe ve usulleriyle pek neticeler veren fiziki, tabii ve hayati ilimler bu hususta birer misal olabilir; halbuki tarih ve tarihi hadiseler byle midir? Tarihin mahiyeti ile alakah olan ve tarih felsefesi ciltler dolusu mtalealar halde, hala ifrat ve tefritten kurtulmayan bu ciheti -takibedilecek usul ilmin mahiyetine gre taayyn biraz tedkik edelim. Tarihte tecrbf usul ( Mithade experimentale) olanmuhakemeleri Bugnk tarih; fizik ve tabiat ilimleri gibi ilmi bir mahiyeti haizdir; nk mevzuu cemiyetler fertlerinin mazideki ef<alidir ki bunlar da hakiki, mcerret olmayan bu vak<alar mazide cihetle, o zaman maddi, veya manevi izlerin, yani tahlil ve te'vili ile Tarih, mazideki hadiselerin srekli yine az-ok benzerlikler, mmaseletler, hatta sabit mnasebetler bularak zmrelere, hey'etlere eder, onlardan umumi neticeler hadiselerin biribirini takibeden birok mevcuttur ki (precis) bir kat<iyetle daima tekerrr ederek,

umumi sebeplerle imkan dairesine sokar. tarihinin bu ilmi mahiyet, tarihte usuln, tccrbi usule ok benzemesi, bu bilgi tecrbf bir ilim . . Bu muhakemelerin ilk hatta fazla teslim etmemek imkanfakat bir tarihiden daha ziyade, bir sosyolqji m n tesibi gibi meyilli itirafla beraber, yukanki m! bir ta <mimin ok bir neticesi addediyorum. Tarihi, mesela fiziki ilimiere benzetmek, tarih iin belki bir yoldur; maziyi gibi vazifesiyle mkellef olan tarihi, bu gibi hareket tarihi hakikatleri kendi muhayYelesinin eder ve ilim rengi bir hayal mahsul meydana olur. Tabii ve manevi ilimler mak istenen kpr, ilmin terakkileri sayesinde coktan mahvolup gitti; ve ona ait mevzu alan ilimlerde, tabii ilimierin ve dar usullerini icabederken, mevzuun tebaiyet etmiyerek her hadiseyi mutlaka ilmi ruha tarnamiyle yi bir tarihi, tabii ilimierin dar kaidelerini bu ilimierin tedkikinde hakim olan ilmi ruhu almaya ilmi telakkisi, bu bilgi sanan eski tarih mektebine ilmin fakat bu evvela ya. garip bir kmseyen felsefesi ile Nitekim telakkilerin tekaml sosyolojinin tarihi Esasen bu mes'eleyi biraz ted, . muayyeniyeti, tarihi kanun ve tesadf fer<i mes icabetmektedir. V i c o, kendi kendine medeni ve si.safha ve hangi nizama gre tarihin eski telakkilerine oluyordu. Filhakika Max N or da u, Tarihin Mananda r z mus t eh ' 1ak at ve zarif bir surette anlatvehile, Vico'dan evvel Teoloji alimleri tarihi . Tarihin bu

TRK

USL

TRK

USL

rs

hadiseleri idare eden yksek kanunu kudreti (La Providence )'nde arayarak, ( createur) 'de hatta birkadar onlara 'losof da Schelling'e Fich te'ye o k f ' ' 1' kk'l . peyrev fakat Jean-Bapti s te V.ico nuntea e? kelama ait ari idi ve Jean . w o lf'un onu ilk tarih felsefesi alimi bundan d k d ileri geliyordu. Vico, kendisinin yeni ana oy vicdanen kanaat ilim terdiften V co dan sonra Tarih Felsefesine Hizmet Eden ve muhayyele ve medemile:lemesi zerindeki te' sirlerini -ilmi olmaktan pek uzak bir onu mteakip He?'el, s Comte , Spencer ve son . . _ S rinden medeniyet ve terakki medlullerinden, kanunlardan ve sosyoloji bahsederken, v tarih felsefesi d ogru d a n 'dogvruya , veya . . ,. "l muhtelif mlahazalar ileri D ar w n e amu .Nazariyesi'ni itimaiyata tatbik. a rl Ma rx'tarihini madd.i atfeden Tarihi Maddecilik bu hususta pek tedkik ve mtaleaya Karl Marx, August Comte'u bir makla beraber, taraftan onunla ma arzeder-. Comte , tarihin btn .< . fikrinin hareketlerine r.x' . . tn tarihi hadiselerde, iin bulmaz.' Ona hukumet ve cemiyetin tayin eden sal temellk arzusu, ef<ali toprak elde etmek .btn messeselerin ve her . arneliyeleri ancak bu suretle olur: evvel V c da fakr ve servetin bu tarihi tarihin yegane muharrik arnili gibi telakki buki Marx tarihi tekaml, atfeyliyor ve manevi hi gz

almamakla, nazariyesinin mnekkidleri, tarihin birok byk gsteriyorlar ki, sebeplerle izah etmek mmkn gibi, tarih felsefesinde en maddi ghareket etmek mtefekkirler bile, hakiki ve aldangibi gremerlikleri iin, bir fikir halbuki tarihi yapan, btn hususiyetleri, ile insanlar ve insan kitleleridir. bir nebat, cemiyeti bir hayvan gibi tedkike tarihin hakiki Gaston gibi, itimaiyat ilmine terkeden tarih felsefesinin hareket "tarihin bir kanun ile idare faraziye (hypothese) sidir ki, tarih felsefesinden nefret eden mverrihler bile o Mornet'nin da zikredilen tarihin ahiresi bu hususta ne kadar ve Louis Bordeaux daha Tarih ve Mverrihler ismindeki b-' yk ve eserinde, tarihi zanneden eski mverrihleri sonra, eserinin drdnc tarihin ve bu te'sisi zaruretine hasrediyordu; nk, "vak<alar alelade malumat bir ilim etmez; o ilmin iptidai maddelerini olur. nazarda btn o kavramak zihin iin, onbir nizam, tehalflerine bir vahdet mevcuttur., Kanun, Stuart Mill'in tarifince "Hadiseleri biribirine daimi benzerlikler ve hepsini tevhit e?en teakublardan, ibaret olunca, tarihin ilmi surette zapt ve tesbit iin eski tasvir usul yerine istatis ike daya?an. usul icabediyordu. B or d e a ux'nun .usul hep bu esastan ilmine bu kadar mhim bir vazife yklemek (Le determinisme Social) prensipine matematik, fizik ve sosyal her kanunlara tabi< ve tesadf k' inanmak Bu

TRK

Tl

USL

TRK EDEBiYATI

USL

mdMilerinden Qu e tl et, Hikmet-i tabi<[ye-i itima<[ye eserinde, mnferiden muhtariyeti haiz olmakla beraber, toplu bir surette hey' etl erin bir kaideye tabi< gibi, Vagner de, "Zahiren keyfe tabi< gibi grnen hareketlerinin istatistik ilmi tedkiki takdirinde hususi kaidelere tabi olarak fikrinde bulunuyor. hadiselerin muayyeniyetini bu kadar kat<iyetle kabul etmiyen tarihi Sorel, tesadfe, hadiselerin derecede bir te'sir atfeylemektedir: "Tarihi hadiseler fiziki hadiseler gibidir. zuhura gelmesi iin tesadfn nfuzu kabul edilemez; bu, teakup ve tevali kanununa tabi<dir. Vak<alar, ve mcerret cmlesinin biribiriyle Tesadf, hadiseleri de, tabii hadiseler gibi muayyen kanunlara tabi< addedince, o bulmak iin tecrbe ve ilmi usullerine mracaat lUzumu ortaya ve tecrbe, itimai hadiseler iin hemen cihetle, itimaiyatta ancak ile iktifaya mecburiyet grlerek, bu hususta en maddi ve hakiki olan ihsaiyat'a ihtiya hissolunuyor; ma<mafih, sosyoloji mellifi Giddings ile Gabriel bu husustaki btn mdaGu ya u ilmi( mutlak bir hakikat atf ve isnadetmek, btn usul taraftan da ki tarih ile sosyoloji dikkate farklar sosyolojik bir usul gibi telakki edilen tarih mevzuu sair ilimlerden ve mstakil bir tarih, ancak bilile iktifaya mecburdur. Tarihi vesikalar, gehadiselerin izlerdir ki, ile . hadiseye intikal olunabilir. Bqeri hadiseler, birka yerde te'yit gibi, tabii hadiselerin irca cihetle, Lo u i s B or d e a ux'nun usul-i veed-amiz takdirlerini ok ve ilmi hakikatiere uygunluktan ok uzak bulmakta mazuruz. . Emi le Bo u troux, ve Felsefede Tabit Kanun Fikri nilkk, fakat mhim bir risalesinde, iddia en

ettikleri tarih fikrini, nazariye itibariyle fakat hakikatte mbhem ve grerek diyor ki: "Biraz daha ileri gidip, acaba hakikaten Tarih'e ait kanunlar mevcut mudur, midir diye kendi kendimize sorabiliriz. mlahazaya ki mverrihler, onu tasdikte ekiyorlar. Fustel de Coulanges, Tarih'te bazen pek az olarak sebepler tayin fakat kanunlar bulmaktan vazgeilmesi lzumunu sylerdi. Fi'lhakika o, bir kanunun, eski bir tekerrr ifade pek ala takdir ediyordu. Biz, Tarih'in tekerrrn nerede gryoruz? Jules Zeller, Tarih fikrinin mmeyyiz alameti her devre mahsus olan seeiyeleri der ve maziye, hal ile; hale maziyle hkmedilmenin umumiyede herkesi sylerdi. Tarihi vak<alar, oldukgibi tekerrr etmek iin hi de sabit olmayan ve pek onlar, kanunlar gizliyorsa, bu mcerret olmayan teakubunda aramak icabeder." E mi I e B o u tr o ux son cmledekl mtaleasiyle, tarihi ihtimal oluyor; ma<mafih Fustel de o husustaki fikri, her halde biraz Gaston sosyolojisinde pek gzel Cournot ve Renouvier gibi tesadfn mhim bir nfuz sahberaber, buna dayanarak, "tarihin kendine has kanunlara malik fikrini tamamiyle tariht: usulden bahsederken, tarihin, ilim olup bir cevap olmak zre ef<al ve mevzu ittihaz eden manevi ilimleri, tabii ediyor ve onlardaki usuln aynen tarihe tatbik sylemekle beraber, bunun tarihteki ilmi _tamamiyle yok iddia eyliyor: "ilim kanun ifade olunabilen bilgileriayni hadiselerin kat<i avdetini evvelce bildirebilmekanunun hassalanndan inanmak bilgilerimizin ve mahiyetini demektir. Hakikatte, tarihi gilmin, her trl tedkik iin ihtiyar iki nazardan biridir: ilim, tekerrrleri itibariyle
Edebiyat II

TRK EDEBiYAT!

USL

TRK EDEBiYAT!

USL

rg

gre dikkate zaman tarihi nokta-i nazara ittiba' demektir. Xenopaul'un vazih bir surette vehile, tekerrr eden vak'alardan bahis bir ilim, o meydana getiren kanunlar ifade eyler; halbuki tevali eden vak'alardan bahis bir ilim, kanun meydana koyamaz; o mtevali birer silsile zmrelere sebep ve netice mnasebetleri te'sis eyler. btn hadiseleri, bu suretle tarihi olarak tedkik olunabilir ve bu tedkik, faaliyetin tezahrlerine tatbik takdirde, tarih Usul Seignobos 'un hulasa gibi, olmakla, tesadfn ve birok ferdi arnillerin te'sirlerine maruz bulunmakla, tahlil ve bilhassa terkibinde Enfsiyet ( Subjectivite) gstermekle beraber tarihin, ilmi mahiyeti bundan ok olmaz. Lacombe'un, tarihte biribirini vak'alar tekrarlananlar buXenopaul'e bu itibar ile mfrit bir usul addedebiliriz. Tarihin, bir ilim olmak haysiyetiyle kat'ilikten ok mahrum ve ok enfsi iddigelince, bunun btn manevi ilimlerde byle tabiidir. Madem ki mverrihin gayesi zaman silsilesi iinde bebtn Simmel'in vehile bunun tehakkuku bir hayal gznne almasak bile, o daima noksan tabiidir. ait muhafaza ve bizim onele farzolunsa bile, delalet ettikleri takdir hususunda herkesin kendi isti 'dat ve temayllerine tabiidir; binaenaleyh tarihe ait bilgilerimizde daima mehule byk bir yer bilmeli ve gaye olarak, nisbeten en az mehul hususi usuller bulmaya

II.
Hippoljte Taine, tarihi eserinin mukaddimesinde, bir milletin bir tarihi vesika addederek, sair hibir onunla en

syledikten sonra der ki, bu sebeple, bir milletin manevi tarihini vcude getirmek ve kendisine ruhi kanunlar malumat elde etmek iin, bilhassa tedkik etmelidir. Ben, burada, bir tarihini ve onda bir kavmin ettim; bu hususta intihap etmem sebepsiz nk byk ve tam bir edebiya ta malik bir millet bulmak icabediyordu ki, bu, cidden nadirdir. Btn hakikaten bir kavim pek Eski edebiyatlar iinde, Latin hi, sonra mstear ve mukallittir." Prof. Gustave Lanson da, edebiyat tarihini medeni tarihin mhim bir cz' gibi telakki ederken, Taine'ninkine pek benzer bir mtalea yrtyor: milli bir tazahr o, zengin ve uzun tekemmlnde siyasi ve itimai vak'alar kadar te'siri devam eden fikri ve hissi hareketleri hatta fazla olarak, fiiliyat alemine elem ve hayallerden mrekkep gizli, dahili Bizim en yksek vazifemiz, Montaigne'in bir sahifesinde, Corneille'in bir piyesinde, hatta Voltaire'in bir sonnet'sinde, btn yete, yahut Avrupa'ya, veya Fransa'ya has medeniyetin inceliklerini ya sevketmektir." Cemiyetin ifadesi bile, her halde samimi bir mahsul olan ve ehemmiyetini fikrinden tamamen azade olmakla beraber ' Trk mverrihinin Lanson'la ayni gayeyi takibedebilmekten epeyi uzak maatteessf itiraf etmeliyiz; bugn mesela Sinan bir sahifesinde, Cem S'adisi'nin bir Felek-Name'sinde, Necati'nin bir kasidesinde o Trk ve medeniyetini gstermek, o devrin hissi ve fikri tem;lyllerini tesbit etmek bile, ok kildir. bir edebiyat tarihisi, Trk henz ok Turfan eserlerinden Orhun .Abideleri'ne ve Kutadgu Bilig'e, N eva i'ye kadar, Anadolu Trkleri'nde ise -kendisine tekaddm eden mhim, fakat bir edebi devrenin mevcudiyeti lisatekemml Yunus Emre'den Galib'e kadar inceden ineeye bir tahlil ve onu mteakip

20

TRK

USL

TRK EDEBiYAT!

USL

2I

mtebahhidme bir terkip vcude getirirse, Trk ruhunun tahavvlleri ve Trk cemiyeti mnasebet derecesini az-ok bir vuzuh ile meydana Anadolu Trkleri'nde bilhassa Mevlid sahibi Sleyman elebi'den sonra edebiy'at halk kitlesinden tamamiyle Bizans ' ' h as b' saray e Acem te'sirleri pek bir V b' yani san'atkarlar edebiyat, halk iin bir edebiyat, tekkeler vecd ve tasavvuf iin bir edebiyat vcude gelerek, medeni tekaml te'sirini ruhu ile hi alakadar saray ilk devrinden edecek olursak, bu sahte ve acidolunan san at ne samimi bir ruhi vesika bir surette Fa g u et'nin vehile, eserden istidlal ( raisonnement)'e her nekadar sahne zerindeki oyuncuhareketlerini ciddi benzerse de, da muki bir san 'at eseri, messiriyle ruhunu -belki biraz mbhem, fakat her halde kat'i bir surette- gsterir. Trk btn tezahrlerinde, vezninde, hikaye ve tasvirde, .Acem ken 0 debiya tm mvellid ( ve da ve .haayni rengi gsteriyorlar, ve o nin ruhundan tamamiyle Osman Gazi maiyyetincieki cengaverlere pek bir geirirken, Orhan, tekkeler, zaviyeler kurdururken, Eflatuni'lerin eski Hind Iran siyle sfiyane yine Acem fakat ok ruhuna binaenaleyh o devrinedebi mahsul olan Yunus Emre ile, ona pek benziyen Hamza, gibi eserlerinden, bir de oglu E 1va n e 1e b i'nin ayni tarzda dini ve ahlaki ibaret gibi Trkler'de hayat basitlik ve ettike, edebiyat bu ilerledi; nk ve saray halka okutmak, onlara henz bir saray ve bir kbera hey' eti ede-

cihetle,

kaside ve caize usuln

getir-

Bayezid elebi'nin tabirince, "Herkes, asan terbiyet-i mihrden nema ve ve bulmak binaen, devletlerinden dahi bi-hasb'l- isti<dat o hisse-i feyz asar zuhur etti,; yani Bizans sefahat ok mlhem az-ok bir saray Niyazi'nin kasideleri ile onu medhiyeleri yer halktan bir saray teesss Jzumu demekti; fakat da dikkate ki eski saf ve sade hayat, en ince kadar henz sefihane dan tekdir edecek bir Emir Buhar! henz mevcuttu. Sleyman Fakih'in Mevlid'i ve biraz sonra Muhammediye ve Ahmediye'si -ki halk saray demekti- an'anelerin birer yadima<mafih, Bayezici'ten sonra Mir Sleyman, saray tehassn ve teesssne ok elebi, o devir suretle takdirlerini ifade ediyor: "Gayet mertebe ve idi, ol sebepten ilc lfet idi. Hamza ve Ahmed nam peyda olup Hamzavi ve tehallus edinp Name'yi remel-i mseddes'te ve Hamzavi lskender ve Hamza nesr ile cem'edp mahal mahal kendi Hamzavi'nin malumdur ve amma Ahmed i bi-hasb'l iktiza't-tertip bu kitapta merkurodur ve dahi ahdden Ahmed Da<i ve demekle bir kimse ki Perah-Name derler bir cmlesi sohbet ve bisat busleriylc idiler ve muvazzaf idiler." Bundan sonra, elebi Sultan Mehmed, Murad II. zamanlave bilhassa Fatih devrinin parlak medeni halk kat'i tabii idi; nku meratip teesss daha nazik, hayat daha bir itimal ve saray eski debdebesine varis Sultan

22

TRK

USL

TRK EDEBiYAT!

USL

23

Mehmed kubbe bile tenezzl etmiyor ve Rum'un btn Arap ve Acem'in hamilik ediyordu. Mesela ile Ahmed arabiraz da H. 730 (I 329- I 330) tarihindeki ile fetihten sonraki Garib-Name'. ' ibret verici ahlaki hikayelerle, Ahmed deki Yeni Saray kasidesi, o gibi sebeplerden biribirinden kadar ne bir btn halinde, ne de devirbir ciddi tedkike mazhar Trk tedkik edecek mverrih, henz Trk medeni ve siyasi tarihini de tedkik ve zahmetine katlanmak mecburiyetindedir. L eon Cahun'un -her halde olarak- iddia gibi, Trkler fikriyatta galiba ziyade taklide meyilli olduklabu byk kavmin IOO senelik edebiyat tarihinde maatteessf -Taine'in gibi- hususi ve daimi bir tefekkr ve tahrir mevcut biraz da cihangirlikten, hey'etler te'sisinden ileri gelen bu kusur, bilhassa Anadolu Trkleri'nin 6oo senelik ve parlak teessfe bir surette grlyor; fakat onu, mevzuun ve ehemmiyetini ediyor zannetmek bir En az yedi muntazam ve bir ve tekemml arzeden ve byk, cengaver bir milletin fikri ve medeni gstermek itibariyle ok dikkate olan Trk tarihi, hen_z mverrihine tesadf edemedi. Mister Gibb'in, Trk addetmek suretiyle, pek eksik bir tahlilin, eksik bir terkibi meydana Tarihi'yle, Trke, Almanca k k ve eserleri gznne ?nk da ilmi bir usule dursun, hatta alel'ade tahkiye usulne bile tabi' ne eserler, ne de ler tedkik halbuki milli bir Trk Tarihi, ilmin en son vcude , uzun ve inceden tahliller mahsul bir terkip eseri Trkler'in

leri ve

btn fikri ve medeni tezahrlerini boyunca tam ve bir surette byle bir eser, milli ayni zamanda ve ilmi bir abide s i mm cl' in tarih felsefesine ait bir eserinde vehile, idare adat ve fikri terbiyenin, edebiyat ve tarihleri ok olmakla beraber, noktalardan tedkiki de mmkndr; binaenaleyh Trk tarihini tedkik ederken bu de unutmamak icabeder. :iviakalemizin birinci umumiyede tarih ve tarihte usl edebiyat tarihine de tabii ise de, bu bilgi hususiyederi itibariyle usulde ne gibi ihtiya grlegibi lde izah

*
:\Iahdut ve manasiyle Tarih'in mevzuu ile edebiyat tarihi'nin mevzuu mhim farklar ki mevcudiyetinden usulde de tehalfler meydana Evvela, mverrihlerin mevz mazidir; yle bir mazi ki eseri ancak bi'lvaizler, vesikalar mverrih, miyle, geen bir yeniden halbuki bizim mevzuumuz mazi olmakla beraber, ayni da devam eden, gzlerimiz nnde ya.. Sultan Mehmed'in dahili siyaseti, Sleyman Siget;ar seferi yeniden ihyaya Ahmed Divan'iyle Baki'nin ise, hala ayni mufermanlar, name-i hmayunlar, defterleri gibi vesikalar zaman ve mekandan ve bugnk hayat ile olmayan mverrih eski sahneleri iin, bir olarak halbuki edebi mi'mad abideler ve gibi ve iinde zamanla bsbtn Burada Gustave Lanson'a muhalefetle bsbtn kaydini edebiyat tarihisini herhangi-

24

TRK

USL

TRK

USL

25

bir kari', yahut tamamiyle te'sirlerine bir mnekkid. den Edebiyat tarihi bir ilim olmak itibariyle, mmkn kadar edebiyat tarihisi, kendisine hibir bedii zevk vermiyen, yani ruhu ile hi alakah bir eseri uzun bahis mevzuu edebilir; nk o eser, temayl ve vaktinde nefis bir san'at gibi telakki olabilir. Bugn en ok sevilen eski bir eser bile, mutlaka muhit takdir olunur. Sonra, edebiyat tarihisi, bir san'at eserini izah ederken, ayni zamanda, muharririnin ruhunu ve hissi ve fikri temayllerini gstermek mecburiyetindedir; bu itibarla edebi eser de -tarihi bir tedkikteolarak demektir; binaenaleyh Lanson'un, "ok eski bir edebi eser ilk zerinde ne te'sir bugn de ayni te'siri yapar, buok ve zevk tekaml hakikatinden gaflet edilerek ileri addolunabilir; esasen Tarihi mdlifinin edebiyat tarihi mtaleaile bu garip tam bir tezat gze edebi eserlerin hala ve zamanla alakah edebiyat tarihi usulnde farklar vcude gelmesini icabettiriyor; fi'lhakika, biz de, mverrihler gibi, matbu birok ancak o mahiyetle tedkik ediyoruz; fakat onlar, bizim mevzuumuz olan edebf eserleri tenvir ve izaha mevzuumuz olan edebf eserler'in ve tarifine gelince, ite usul burada gze ma 'mafih Lanson'la beraber bu tabiri tarif ve tesbite Burada iki muhtelif iki tarif var ki, tek noksan olmakla beraber, beraberce ve btn tedkik mevzuumuzu izah ediyor. Evvela, edebiyat kari'lere gre tarif olunabilir: Edebi eser, bir kari'in zevk, veya fikirce istifade maksadiyle heyecan hissettikle rine kalbierde ma 'kes eserlerdir; fakat pek harici bir esasa dayanan bu tarif, edebi bir eseri hibir vehile anla nk edebi eser ancak dahili mahiyeti ile o isme hak Edebi eserin gsteren biri, onda

bir maksat, bir san'at gayesi yani, ve mana itibariyle haiz hisleri okuyuc.u ayni kuvvetle olan eser, edebi addolunur. ve bedii bir tahlil ile izah olunan bu gibi eserler iin, okuyanlar zmresinin adedi bahis olamaz. Biz, insan fikrinin ve milli medeniyetin tarihini bilhassa edebi tezahrlerinde aramakta, fikir ve hareketlerini daima slup ve tesbite abu itibarla bizim mihver veya tedkik merkezitqkil edecektir; fakat bu tabiri, bugnk ilc, cnfsi bir tarzda tefsir ve izah etmemeli; bizim burada bahmuayyen bir zaman bir okuyucu kendi ruhunu, kendi temayllerini taklit ve tekrar yani edeib mahsullerdir: Sleyman .Fa ki jVJevlid'i, Hamza vi'nin Hamza-Niime'si, Yaz nun Mulzammediye'si, kasideleri, Nabi'nin Hayri]e'si, Enderunlu hatta N aci Efendi'nin manzumeleri birer nk muayyen bir devir muayyen bir kari'ler ruhunu onda bulonu tekrar ve taklit Sonrao eserlerin muhafaza halde, byk da lyor, unutuluyor, hatta bazen bir iz bile Acaba sebepleri ne? Evvela, o eserler niin birer san'at eseri acidolunuyor; sonra, niin lyor; yahut neye Daha garibi, unutulan bir san'atkar, uzun bir unutulma devresinden sonra, manevi bir hayat anlamak iin, kendimizi o devre ve o okuyanlar zmresi yani o hadiselere bir icabeyler. Birok arniller sebebiyle eseriere mtemayil ve takdirkar, ise tarnamiyle davranmak mecburiyeti, mnekkid iin o kadar olmasa bile, bir ilim edebiyat olan iin ok tehlikeli ve ancak mak ilk usul buradan Sonra, Lanson'un hi gznne bir d.aha var ki halli ve tedkiki iin ok gayret lzum gstedem ki ifade hisleri bir kari'ler zmresine ayni

TRK EDEBiYATI

USL

TRK EDEBiYATI

USL

27

kuvvetle sirayet ettirmiye muktedir olan bir eser edebi addolunu. yor; cemiyetin bir muayyen muhtelif zmreler bu. , :;:. ve her zmrenin kendisine has eserlerle bedii ihtiya. tatmin ettikleri tabiidir. Emile Faguet'nin iddiaM vehile, "Edebiyat mtecanis bir kitle Her devrede " -drt edebiyat tekaml, insan cemiyetlerinde meydana getiriyorsa, ayni suretle, edebi de ve ve netice olarak muhtelif iin muhtelif edebiyatlar vcude gelmesine yol Trk saray ve halk diye gsterirken, bu nazariyemize bir tatbik bir devrin edebi tarihini tedkik ederken, acaba hangi zmrelerin mevzu ittihaz Lanson, bu ciheti tamamen skutla gemekle beraber, daima yksek has olan yksek ve hakiki onun birinci ve ikinci derecedeki mmessillerini bahis mevzuu ediyor; halbuki edebiyat tarihi ilim olmak itibariyle, daha ziyade umumiyetleri gznne almak ve cemiyetin fikri tekamln ona ma'kes olan eserlerde aramak edebiyat tarihisi iin daha mnasip midir?. . Emile Faguet, ve tarih ve felsefeye ait san'at yksek edebi eserlerin, ruh halini daha ziyade vcude getiren byk sekin bir kari' zmresinin ruh haletini syliyerek, cemiyetin ifadesi acideden Taine'e itirazla diyor ki: "Byk muharrirler onlar, kendilerinden bir sonra necekleri iin istikbalin Yksek eserler, edebiyattan tiyle, edebiyat cemiyetin ifadesidir. edebiyatta tarih olunursa, o vakit byle fakat, dikkate olan cihet ki Taine byk muharrirleri tedkik ediyordu. Onun usuliyle mevzuu ara adeta bir nevi' mcadele Emile Faguet'nin bu San'af Felsifesi muharririne ta Sainte-Beu ve za serdedilen ve umumi bir fakat Fague t burada tarih demekle ne kastediyor? edebiyat tarihini kasdetmek istiyorsa, o kabulde mazuruz;

eserlerin bir tedkik fakat de aLlkah bir mevcut oldugunu milletin fikir ve zevk tekamln bir slup ve tesbite edebiyat tarihisi, her devrin gzden ,. de milli gsteren yksek ve yolla:ayin eden byk anlamak iin bir gibi nk, bir dahi, milletinin btn kabiliyetlerini, btn gizli tcmayllerini nefsinde temsil ederek, istikve gsterir; binaenaleyh edebiyat tarihisi, milletin her trl fikri tezahrlerini gzden kaybetmemekle ve birer tedkik mihveri her zmrenin her devirdeki yapmakla beraber, btn bu ilk ile milli dr h mmessillerini izah ve tahlil e edebivat tarihinele Lanson'un hi gznne ikinci usul de budur. l\Ivcrrih, herhangibir vesika muharririn gizleyerek hakiki tayine halbuki bir eserin bedii yapan muharririn yeti biz bii<akis umumiyetleri bir yana o tayin ve tesbite Mverrih, umumi gstermek ve fertleri ancak zmrelerin mmessili dikkate almak mecburiyetinde halbuki tehasss, ihtiras, zevk, gzellik gibi cemiyet makla beraber, ferdi birer mahsul mahiyetinde de bulunduklaedebiyat tarihisi evvela ferdiyetleri tedkik eder. Ruhi, Fuzli, Vecdi ancak dikkatimizi ve celbetmekteclir. Tarihte tedkikine byk bir sylerler; biz, umumi hadiselerde fertlere kadar iin, tarihi daha ziyade hak Bizim ferdi hususiyederi tahlil ve tayin etmektir: nc bir Ma'mafih, fertler nekadar byk ve deha sahibi olursa olsun, zaman ve mekandan olarak anlatmak Edebiyat Tarihinin Usul eserin Renard der ki: "Bir eser, bir muharrir, mnfeV

.. k"" d un u c c

f
TRK EDEBiYATI USL TRK EDEBiYATI USL

29

rit ve mcerret olarak asla bir fert kafi bir fikir elde edilmek istenilirse, onun merkezleri ayni olan itimai muhtelif daireleri, yani ailesini, yerini, vilayetini, milliyetini Bir edebi eser bir edilebilir: iek kendini tutan dala, dal saka iin, o anlamak btn hatta onun ihtiya gsterir., Fi'lhakika bir muharriri tek her trl alakalardan olarak onu hi anlamamak demektir. En bir san'atkar, mutlaka muhitine, ailesine, temayllerine birok borludur; binaenaleyh, onun tayin iin, kendisinde imtidat eden maziyi ve zerinde te'sir icra eden hali fakat bu da kifayet etmez; onun hayati ve teesssn, nfuz ve te'sirlerini, edebi ve itimai yerini, manevi da byk bir gelen ruhi, itimai, edebi tetebbuat .. Bu vs'at ve tenevv' iinde her nisbetini ve hakiki bularak inceden ineeye tahliller sonunda elde edilmesi mmkn her trl bilgilere dayanan bir ter ki b ( synthese) vcude getirmek, ne ne tahammlsz ve ayni zamanda bir ilham ve isti 'd ada nekadar Bir def'a, mmtaz bir asli mahiyet ve gsterdikten sonra, onun temsil devri, yani mensup zmre ile o zmreyi vcude getiren byk hey'eti de binaenaleyh burada iki hareketicra oluyoruz: Evvela ferdiyeti bulup, onu muhtevahdetiyle gsterdikten sonra, o bir silsile dahiline koyup bir muhitin mahsul, bir zmrenin mmessili, bir devrin addediyoruz. drdnc bir daha .. ilmi fikir, benzerlikler zerine parlak ve fikir ve muhakeme kurmakla tenkid ve tecrbeye olunan temayln derecesiyle llr. Bu itibar ile, edebiyat tarihisinin kadar ileri srlen noktalar zerinde byk bir vukuf ve ihtiyat ile ilerlemesi ve hata ihtimalini daima n plana alarak, mfrit ta'mim (generalisation) lerden

geliyor. Bilhassa bu bilgi edebi zevk gibi seyyal ve mtehavvil bir unsurun mdahalesi, edebiyat tarihi hadiselerini al el 'ade tarihi hadiselerden daha ve daha halli bir hale Edebi eserin kari' zerinde zevk, his, hayal aksl'amelleri oledebiyat tarihisinin-bilhassa hala rini kaybetmeden eserler teessrlerinden ne dereceye kadar ok tereddde bir Baki'nin, mesela benim te'sirlerinden hangisi eser e, hangisi benim tabi 'dir? Ben teessrlerimi bir umumi mikyas addederek, bana has umuma edebilirim? Halbuki tarifi bile, onun ruhundaki gstermiyor mu? Biz, bir tasvir ve tersim ederken, onun kendi zerimizdeki te'sirlerini ve zaptetmekle iktifa ediyoruz; halbuki byle enfsf ( subjective) olan bir bilgiye umumi ve kat'i bir mahiyet, bir ilmi vermek ne dereceye kadar olabilir? bir tarafdar olan mnekkid gibi, edebiyat tarihisi de, mesela Fuzuli'yi tasvir ederken, kendi temayllerini olmaz Kezalik, hususiyi umumiye irca' etmek, bir ferdi te'sir ile, itimai te'sirin derecelerini tayin eylemek, etmeden onu meydana getiren muhtelif sebepleri gstermek ve btn bunlarda ilmi bir noktadan hareket etmek ne ne tehammlsz, ne bir mes'eledir! Edebiyat tarihisi, kendi zevk ve hayalinin olmamak iin ne gayretler sarfina mecburdur! Her halde bizim iin bu hususta en byk tehlike, yerine tahayyl etmek, biliyoruz Mverrihler de bu tehlikeden bsbtn fakat kendilerini bu derece iinde Hlasa bizim .. ' yegane ilmi yol, mtemadiyen ve tedkik etmek hatalara maruz bilerek, her an ( exactitude) 'i davranmak, enfsi unsurmmkn mertebe ve yok .Ma'mafih bu enfsf (subjective) ve yok edilfazla gayret gstermek ne mmkn, ne de temenniye

l
''
go

TRK

USL

TRK

USL

gr

ta.rifi bile mesaimizin kafi iken, edebi eseriere durnefsimizi Bir edebi eser mtabize nisbetle zahiren nekadar olmasa, o esere nisbetle mutlaka enfsidir. Bu itibarla, tabiat tarihi ile edebiyat tarihini ayni mahiyette acidederek fizik gibi, kimya gibi bir ilim te'sis zannetmiyelim; edebiyat tarihisinin eserden hissi te'sir, edebiyat tarihinin tabiatiyle girer; fakat bu hibir vakit merkez-i edecek kadar mutlak bir alamaz. O bir ki falan zaman ve falan zmreye mensup, muayyen bir fikri kabiliyete ve hususi temayllere malik bir mezkur eseri e ra gsterir; bu itibar ile tedkiklerimize eder, eserin dahili ve harici bir surette olmayan, afaki ( objectif) bir tarzda- tahlili, onun muhtelif devirlerde, muhtelif tabiadar trl trl telakkilere zamanda hlasa btn bu mes'eleler tedkik olununca, mverrihin enfsi temaylleri makul ve asgari haddine iner; yani, falan eserin edebiyat tarihisi zerindeki te>sirleri, onun ilk rindenberi mazhar binlerce telakkilere munzam olarak ahenkli bir kl vcude getirir. Edebiyat tarihi tedkiklerinde hassasiyetimizi ancak cevap noktalarda afaki ve tenkidi usullerle mutlaka o suretle mevzu elde edilebilecek btn kat'i bilgileri ayni yol ile Te'sir ve keancak, bir usul ile istidlal ve mmkn derin ve vicdani noktalarda mracaat edelim. Maddi tedkiklerin izhar noktalar manevi ve vicdani ab es ve bir ma 'mafih, mukayese etmek her edebi eser da ferdi tecrbelerde bulunmak, yani onlardan teessr (impression)'ler olamaz; edebiyat tarihi tedkiklerinde zaruri olan ( subjectivite) 'i inkardan ise, tanzim etmek her halde daha ilmidir; bir hakikati inkar etmek onun vcudn yok cihetle, tedkiklerimizde unsuru inkar edecek olursak, o, gizli bir surette ve mukayesesiz bir derecede dahil madem ki manevi

te'sir ( impressionisme), edebi eserlerin gzellik ve kuvvetini anlaeden yegane usuldr, onu kullanmaktan fakat onu tahdit edelim. bu suretle, yani onu tayin, ve tahdit etmek suretiyle tedkiklerimizde oluruz. Bilmek ile hissetmek'in ve bu hissetmeyi bilmiye ve makul bir yapmak iin gelen ihtiyat! tedbirlere lursa, aldanmak asgari haclde iner. izah vehile, ait eserlerden zevk almak ve bu ve mmkn mertebe sihhat ( exactitude) ile lmek iin, san hangi ideale hizmet o devir hayat ve temayllerine dnmemiz icabeder; yani edebiyat tarihisi, eski eserleri keyfi iin okuyan bir kari' gibi bir zevke tarihi bir zevke de malik Lale Devri'ni tarihen N edi m S 'ad i-i Cem ancak o rind ve bedbaht kafi derecede Bugn alel'ade bir adam da N ed im, veya Sa 'di ciciden eserler yazsa, hi dikkatini ekmez; nk N edim'e Ihrahim devrinin mmessil (maximum)'i itibariyledir. zevk ile, tarihi zevk fark bu noktada gsteriyor. ' Prof. Lanson, usul hususunda tecrbi ve msbet ilimlerden ne dereceye kadar istifade gstermek maksaFrederic Rauh'un tekrar ediyor: "Bizim ilimden icabeden falan veya falan tarz (sryle)'lar onun ruhudur; fi'lhakika bize yle grnyor umumi bir ilim, umumi bir usul umumi ve ilmi hareket mevcuttur. neticelere sevkettiuzun mddet falan ilme mahsus bir usul ile Harici aleme mahilmi fikir, ilmi ruh sus ilimler, bu suretle yegane ilim enmuzec ( rype) 'i olup kalFiziki ilimler ile manevi ilimierin vahdeti bir kaziyeden. ma'mafih, zihnin tabiat ki, o, btn alimler terek bulunuyor." Ilmi usul bu mtalea,

l
32
TRK EDEBiYAT! USL TRK EDEBiYAT! USL

33

dirmektedir. retle

mdMaa edilen bir nokta zerinde bulunan, bir hayvanlar veya uzun

kuvvetlen-

bir tabiat aliminin de vetle Acaba, bu gibi mmtaz bir edebiyat tarihine tabiiye kadar ( kat'iyet verebilir mi, veremez kat alakadar etmez; ki, o suretle biyat tarihi, en iyi bir ilmi eser ilme has bir bulunduran edebiyat tarihisine mahsus hakikate en ok terkip ( synthese) 'ler yapacak, ve hissi tekamln sluplar ve levhalar meydana koyacak bir edebiyat tarihisine, kad: 0 maddi sakit hakikate ancak o mevhUbe sayesinde mmkn olabilir. Her bilgi iin hususi bir usul lzum.unu edebiyat tarihini, tabii tarih tertip ve teu'sika ve bu yolda z:rine hkmler vermek ve .. Avamil-i Selase ( Amil) ve Tekaml demektir. Edebi nevi'lerin ve tekamln mcerret bir ile izaha muhit, an ile byk bir ilmi bir cila ile olsa ruha ok muhaliftir. Mesela, Lale Devri'nin en cazip edim'i tedkik edelim: ki Nedim, Trk ve Istanbul bir mahsuldr. H. noo'den II44 1743)'e kadar devam eden bu senelik hadiselerin trl trl te'sirleri San'at felsefesi mdlifine gre N edim'i anlamak iin bu kafidir; fakat yle mi? Ayni hemen hemen Sami'ye, Mnif'e, Vehbi'ye de, az-ok farklada izafe olunabilir. Grlyor ki bu kadar N edim'i onun san'at edebi nfu-

zunu hi anlamamak demektir. Taine ve Brunetiere'nin zahiren ilmi yzlerce mnekidden sonra tekrar tedkik ve tenkide fakat bir daha tekrar edelim ki tabii tarih ile tarih fark, bir derece henz yok edilmesi bir mahiyet Hakiki badiselerden iin tabii tarih tabiat alimlerine mevzuumuzla mtenasip usuller, lahlar Usul kadar ileri mlahazalar gznne hedefi adeta kendi kendine ortaya Edebi metinleri anlamak, ve orijinal her san'atkarda rastlanan o devre ait unsurlardan iin, biribiriyle mukayese etmek, sonra o metinleri nevi'lere byk mukallideri benzerliklerine gre eylemek, edebi eserlerin itibaren tekaml ve ve bunda te'sir icra eden muhtelifnevi'de arnilieri gstermek, nihayet her fert veya her zmrenin fikri, manevi ve ahlaki o muhit ile mnasebetlerini bulmak, eski deviderimizde o devir edebiyat ve ilimlerinin bizdeki te'sirlerini, dcvirde ise Garp te'sirlerini dereceleriyle ve zaptetmek. .. Bu uzun ve zahmetli yolunda ilerilernek iin muhtelif tarzlara mracaat olunabilir; subjectif ve hissi dayanan bir tahlil, makul ve uygun usuller olmakla beraber kafi Maddi vesikalar, harici tahliller ile meydana indi hkmlerle tefsir etmemek iin, matbu' olmayan metinlerin tedkiki, kitabiyat takvimiyat, teracim, metinler tenkidi, lisan tarihi, ilimler ve sefe tarihi, adetler tarihi, gzel san'atlar tarihi, siyasi tarih, hatta arkeoloji gibi sair btn tarihi ilimiere mracaat eder. Her husus! mevzu elde edilebilecek btn elde ettikten sonra, icabeden noktalarda ilimierin mracaat edilerek, uzun tahliller netibir mtebahhirane terkib vcude getirmelidir; o muhve bilgilerin, derecelerine uygun &urette tertiedebiyat tarihisinin kudret ve manevi ne ve pek tabii olarak bir kat'i usulden mahrumdur.
Edebiyat III.

34

TRK

USL

TRK EDEBiYAT!

USL

35

Bir metni evveH't onun demek. tir. An'aneler ve bilhassa kita,biyat sayesinde buna muvaffak olabiliriz. Trk bir Fuzuli:'nin, bir N evai'nin, bir Galib'in mevcudiyeti an'anelere bir bilgidir; fakat edebiyat tarihimiz hi tedkikat gibi, , orta ve yksek dereceli mekteplerimize bu yolda derslerin da pek yeni daimi ihtifaller ile mazinin byk borlu hrmetler gsterilmedi. ve bilhassa eski eserlerin hemen hepsi ve mehul an'aneler, bu hususta bize kafi derecede rehberlik edemez; binaenaleyh her evvel yola mracaat mecburiyetindeyiz; fakat, bu hususta ki fikrimizi biraz ihtiyatla ifade edelim; nk, her gibi kita. biyat da memleketimizde pek iptidai bir halde, adeta tohum Biz, Trk bibliyografik malumat almak istedikleri halde meydancia mazbut ve mdevvin biqey ve binaenaleyh lzumlu en muhtasar bir Trk tarihi kanaat getiren edebiyat muallimleri ile, sair tedkik bu hususta takip edecekleri en ve en kat'i Trk tarihinin nisbeten en tam bir -ilmi olmasa bileyolda tasnif edilebilir: Garb ait kaynaklar. .. b'e ait kaynaklar Alman, Rus, Macar lisanla Trkler ve lisan ve eden ehemmiyetli ehemmiyetsiz birok mecmualar, risaleler, kitap ' ki bilhassa ekseriyetle evvelki Trk !isan ve ile alakah olmak itibariyle ok dikkate Turjan Orhun abidelerine, en eski Trk ait birok mhim eser ve makaleler ile, Kutadgu Bilig, Mi'rac-Name, Tezkiret' l-Evliya, Mahzen' Emir Haydar, Hikmet, Babur-Name gibi eski metinleri ve sair birok lisani ve edebi eserleri bu meyanda sayabiliriz. Zeki Yelidi Bey'in birinci cildini Trk-Tatar Tarihi ile, Le on Ca h un'un A,rya Tarihine Medhal'inde ve Hammer'in drt cildi nakledilen byk tarihi ile M i st er Gi b b'in Os Tarihi'nde-evvelkilerde eski Trk edebiyat ve mede niyetine, son ikisinde aitmalumat mev

cuttur. Bilhassa Hammer'in ilk cildinde eserin hakedebiyat tarihi zerinde iin gayet Garb her ansiklo>rdilcrinc, o gibi !srrlcri basan mracaat edilebilir. Eski Trk iin, Mahmud \T 10 77 tarihinde ve pek ok eski Trk ihtiva eden D[viinu Lugti't- Trk eserin emsalsiz bir kaynak Henz hi kimsenin haberdar bu yegane Juzaladan AI i Emiri Efeneli'nin ktphanesinde bulunuyor. Trk edebiyat ari hi gelince, evvela, Kati b elebi'nin gelmernek bir de zeyli ihtiva bu itibar ilc stndr. Btn eski tarihler, bilhassa 1/oca Tariizi ile 'Ali, Na 'ima, Cevdet, kezalik 'A'lf'nin ciltleri, Hadikat' l-Cevami' ve Hadikat' l- Vzera, biraz olmamakla beraber Tarih-i 'Ata ve daha sair umumi, tarih eserleri, Hammer, Trk tarihi ok birer 'Atai zeyliyle beraber iki biiyk cilt eden tercemesi, Murad v. devrinin nihayetine kadar Trk alim ve hal tercemelerini olmak itibariyle pek Feridun Bey da itibariyle ondan kalmaz. 'Al i'nin yazma Menaile, M stekim-zade'nin Tezkiret'l-Hattatin'i 'Ataullah ve Zeyl-i zeyilleri i'timada malmat, tezkirderinde edebiyat tarihi mellifi mecburdur: Matb olan Sehi , L't'f' S'l' m, F. . . . a a .'ll 'Ah d i'nin Hasan elebi, Faizi, Riyazf, Rfa'i Ke+evi .r H' ' "J' ' ' U' ' asu' .. zmmet-zade, Mceyyib tezkirderi ve bu silsileden , 1 ?lmak uzre Ebu Bekir Akif Bey'in Enderun Mir' at' Arif Hikmet N ' tez k' en, bu . ' . d' olmayan mhim vesikalar cmleh' veya b' . B1za b' ' 'n iin ter-

g6

TRK

USL

TRK

USL

37

tip hususi tezkireler Belig'in Bursa matbu Gldeste-i ile, ona birok zeyiller, mdekkik Hseyin Efendi'nin ancak birinci cildini mufassal Ama.rya Tarihi, Ali Emiri Efendi'nin keza birinci cildini Tezkire-i Amid'i, bu meyanda birdenbire gelen eserlerdendir. Mevlevi iin tertip Dede Tezkiresi'yle, Esrar Dede Tezkiresi ve bunlardan hlasa suretiyle son senelerde Sema'-hane-i edeb, sonra Habib Efendi'nin, M stekim-zade'den Hatt-u Fehim'in SeflneEs< ad Efendi'nin bahis Etrab'lEvliya elebi Seyahat-Namesi, lvfevzu<at' l- Ulum tercem esi, Sruri'nin Mustafa emriyle tertip Bahr'l-Madrif, edebiyat tarihisi iin ok dikkate Kemal'in H. 918 (M. rsr2-r3) 'de ikmal yegane Bayezici'de Umumi Ktphane'de mevcut, Cami''l-Nezair eseri, ilk devirlerine ait mehul ikiyz 2946r beytini havidir ki bu itibar ile acidolunabilir; bu kitap, edebiyat tarihisi iin gnlerce, hatta aylarca tedkike Kitabiyattaki kudret ve ihatasiyle marlif B ursa Ta h ir B e y'in uzun mddet muharririn ancak kendi istifade ulum ve Maarifi eseri edecek olursa, edebiyat tarihi birok zahmetlerden herhangibir mevzu bu muteber vesikalardan gelenlerine mracaat eden bir ilim o hususta az-ok malumata sahip olur; fakat onu mteakip, hayat ve malumat eserine mracaata mecbur olur ki, burada ikinci bir daha tesadf eder: Mesela Burhaneddin'in tedkik iin ne Eski edebi eserlerimizden byk matbu ufak bir tedkik neticesinde matbu eserlerin nelerden ibaret kolayca Matbu olmayan eserler iin, evvela umumi ktphanelerin M ni f tanzim edilen fihristierine mracaat bundan sonra Halis Efendi, Riza Erniri Efendi, ktphaneleri gibi hususi ktp-

haneler ile mze, ve ktphanelerinin ve sonra, vilayetlerde tek-tk ktphanelerin fihristieri tedkik edilmelidir; ma <mafih buralarda eseriere Petcrsburg, Viyana, Berlin, Londra, Paris, Vatikan, Venedik ktphanelerinde, yahut hususi ellerde tesadf da ihtimal dairesindedir; binaenaleyh Avrupa ktphanelerinin eserlerine ait fihris.tlerini dikkatle edebiyat tarihisi iin ok Istanbul ktphanelerinde uzun mddet da Burhaneddin Londra ktphanesinde tesadfen, cz cz eden Ansiklopedisi'nde Cl. H u geen maddeden Tezkirelerde isimleri binlerce hepsinin mevcut bulubulunmayandan iin, mverrihin btn fihristiere malikiyeti mbrem bir ma<mafih ktphanelerimizin matbu fihristieri ok fena ve bir surette tertip onlara fazla i <timat gstermek de S i na n Bayezici Ktphanesi fihristinde Tezarruat Ayasofya'daki Ahmed fihristte Ahmed ismiyle diye kadar tesadf buna benzer daha yzlerce lar var ki en birer delil olabilir; ma<mafih bu tedkik edebiyat tarihisi iin henz kafi dir; byk ktphanelerde edebi metinlerin tedkikine hasreden alim, orada muhtelif mevzulardan bahis mecmualar ki, fihristierde ekseriya Mecmuat'r-Risail geen bu trl vesikalar, hakikat halde medfun ve mehul birer hazine hkmndedir; eski hususi hamuhiti ile mnasebetlerine ait birok noktalar o sayede Bazan hi cilder aramid edilmeyen malumat definelerine tesadf olunabilir. Mn;eiit kabilinden eserlerde de o gibi tafsilata tesadf vaki<dir. Sonra, bir hususi ve edebi veya kendinden ncekiler ve muakkiplerinin onun elde etmek iin edebi metinleri byk bir dikkat ve i<tina tahlil etmelidir: Bir kendinden ncekilerden

TRK

USL

TRK

USL

39

birini tanzir etmesi, bir gazelinin yahut ona dair bir mtiUea beyan etmesi ekseriyetle vaki' ve dikkate Mesela, Ahmed nfuzunu anlamak iin, ona gelinceye kadar ekli, onun bir tekamle sebebiyet tezkirecilerin, mverrihlerin onun ve muakkiplerinin divanlaAhmed Paa yrtlm mevzu ve ondan ne dereceye kadar mteessir oldukonun, byk Trk veya Acem <liderinden ne dereceye kadar mlhem ve btn o mtalea ve mlahazasebepleri ile derecesini tedkik etmelidir. Bunun ne yorucu, ne uzun, lzumu derecesinde bol bir manevi kqfe derhal grlr. Bu mesaiye bir de muhite ait itimai tahlili ilave edersek, edebi bir ahsiyetin iin icabeden gayretin derecesi bir fikir elde edilebilir; ma'mafih mecmualardan, mneatlardan, eserin kendinden elde edilen ekseriya tarih ve tezkirderin pek fazla bu ile malumdur. Bir edebi metni onun kendi kendine suallere maruz kalmak demektir; bu suallerin vermekle, eser dnce ve tehassslerimizin yok ederek, onlara salim ve sahih esaslar oluruz: I. metin muharririn uygun mudur, midir? Acaba uygun olarak isnad olunuyor; yoksa tamamen uydurma II. Metin acaba tam ve sahih ( exact) midir, yoksa fazla veya eksik midir? Bu sualler, matbu eserler iin gibi, matbu olmayan metinler iin de varit nk atfolunarak eseriere de tesadf olunuyor. Seluk sulatfolunan ile, Sultan diye mqhur olan manzume, sonra Kemal'in Sultan Veled'e iirler ekil ve pek kolay vehile ok sonraki zamanlara ait eserlerdir. Sonra, bizde

de ok bir mes' eledir: ey h i drt-bq Trk airi mevcut iken, mesela bir mecmuada tesadf ey bir gazel, veya kasideyi onlardan etm eli? V icabeden. tenkidli bu gibi mes'eleleri pek ve slubu, kasidenin takdim zat tarihi malumat, mracaat tarihi bu hususta kafi bilgiler te'min eder: Metinlerin sihhat ve gelince, matbu Divan'lardan yazma nshalarla mukabele edilerek pek kolay Yazma nshalar ok ise, biribiriyle tam bir asli nsha vcude getirmek elzemdir; muharririn el ile bir eser mevcut olursa, mukibele mes'elesi kat daha bir air bazan birok def'alar Divan ile bir nsha bulunca, onunla iktifa etmemeli ve onun tertip tarihinden sonra airin tabii birok eserler daha vcude dnerek mecmualarla nshalara mracaat eylemelidir. Tevarih ve Galib gibi matbu eserler, byk bir ve i'tina ile tertibedildiklerinden, onlar bu gibi lzum yoktur. [Fakat buna Galib'in mevcut eserlerini elde ettim.] . III. Metnin tarih ve mstensihi malum lara .tesadf yer, istinsah tarihi, istinsah Yazma eserlerde bu iin, bu hususta mkilat ekilmez. yerinin malum ne gibi elde muhta tarih ve istinsah mstensihin bilinmesi ise, eserin intiar sahih olup bildirmek itibariyle dikkate Mesela bundan drtyz sene evvel Tebriz'de bir yahut nce .Hamsesi'ni elde etmek, Maverannehr ve Azerbaycan Anadolu Trkleri'nin fikri mnasebetlerini gsterrrck ok mhim bir vesika bulmak demektir. Bu gn Fuzuli hayatta iken bir Fuzulf bulacak olsak, airin daha o zaman hret

TRK

USL

'
1

TRK

USL

kazanma dairesini saltanat kadar farzedebilirdik. Bu gibi faraziyeler mutlak bir hakikati haiz olmasalar bile, icra edilecek sair tenkidli tahkikat ile belki de mevsuk ( authentique) bir mahiyet alabilirler. IV. Metnin kavramak ve tesbit eylemek, yani muhtelif tekaml devirlerine gre kelimelerin, cmlelerin husus! ve tabirlerin delalet ' . tayin etmek gelir. O devir suretiyle cihetleri, mitolojiye anlamadan bir metin fikir beyan etmek mmkn olabedihi ise de, bu sahte mtebahhirler tagznne her gn grlyor. ki, metnin V. Btn bu gibi ilk mevzuu slubu nkte ve incelikleri, hususiyederi tedkik edilmelidir; edebi ve binaenaleyh daha fazla enfsi olan bu tedkik edebiyat tarihisinin meziyetleri faaliyet icra edecektir. Metnin fikri, hissi karane kuvvetini tayin etmek demek, eserin bizim bedii te'sirine meydan vermek demektir. Burada lisan ve sl"up cihetiyle kendinden ncekilerden ve dan umumi tehasss ve tefekkr gibi ruhi hususiyeder meydana umumi ve ifadeleri ve muhitinde umumiyede hkm sren ve binaenaleyh eserde umumi hatlar, ima ile gsterilmekle iktifa edilmelidir. Bir cmlenin tertibi lauball bir bir imalesinde, ahenkli ifadesinde renkli bir seci'de bir devrin btn ruhu, btn teksif olabilir ki bunu zevahiri edebiyat tarihisinin manevi kabiliyeti meydana fakat keyfimiz e, ok fazla. mesela hi ve Necati'yi anlatmak isterken anlatBir edebi eser, evvelce gibi, eserin meydana muhit ve zaman ile, muharririne gre, yani daha ziyade tarihi bir tedkik
' o
A

VI. Tedkik eser ne gibi ruh halleri ( etat de conscience)'nin ve teessr (impression)'lerin, ne trl bir tabiat zerine nfuzundan vcude Bunu anlamak iin hal trrcemelerine, muharririn ve umumi tahsil ve tefekkr ve daha sair irsi ve muhite ait te'sirlere mracaat etmelidir. bu husustaki hemen hemen edebiyat tarihisi daha ziyade istidlal (raisonnement)'lere mracaata mecbur kalacak ve ekseriyetle faraziyeler ileri lzum grecektir; sair tedkikat ile o istidlallerin sihhat ve edebiyat tarihisi iin mhim bir kil edebilir. VII. Eserin nail ve icra edebi ve itimai: nfuzu tayin etmelidir. Nfuz mes'elesi daima betle tev'em olmaz: Bazan ok kazanan bir eser ok gemeden halde, uzun zaman dikkati ekmeyen bir eser de bir nfuz edebilir. Enderunlu birinci, Fuzull'ningazelleri ikinci hale kafi birer misaldir. Edebi te'sirleri anlamak iin uzun ve zahmetli bir tedkik itimai: te'sirler mes'elesine gelince, onun iin edebi: eserlerden daha kaynaklara, o devir ile alakah vesikalara mracaat icabeder; fakat bilhassa saray mrekkep gibi olan edebi eserlerimizden umumi bir te'sir, yani btn itimai has bir nfuz beklememelidir. bir edebi: eser nisbeten en ve en malumat almak iin icabeden bunlardan ibarettir; bir muharririn muhtelif eserleri ayni usullere bu suretle malumat ve sonra o tahlil semereleri, umumi: bir terkip ile ihya ve tertibeDaha sonra, eserler ve gre taksim ve tasnif edebi nevi<lerin tarihi tekaml vcude devrin muhtelif mnasebetler benzerlikler bulunarak zmrelerin ve devrelerin tarihi de teceddt devrine kadar gelen eski safhatlar ve mmeyyiz seeiyeleri ile edebi: devreler

TRK

Tl

USL

TRK

USL

43

.. k'l ve ok uzun tedkiklere 1 , l d hdut birka tahrif edil.. d b' a ma . . d' Bu gun e e adf edilen taksimat tes .. .. b 'h tler teayyn ve tekarrr e B' d f'' butun u d e a ' tarihi izah ve f'k ' cereyan a ettikten sonra, ve . 1 . h k' bT a '; ve tesbit oluna a t e eseriere m. . .. .. b t dk'klerde v . 1 butun u e h . d"l lidir. nk bir him bir tetebbu ta e me nl:k ren i daha adi eser7er san'at bediakuvvetle gze arpar; o t" e iz aha hizmet ederler. v hatta ter v amaga, k dd" ettig halde orta vi , d ta a um ' . Sonra, d eh a . 1 h'tlerinin mahsul ve mette ve adi eserler e mdu zevk ve temayllerini, . , h dir; ey k . . eseriere mramanevi haletini slubu yani "1 "1" caat o un ur ve dahinin . . v . ve ve ' o u ur. edebi yani edebiyat ile Edebiyat so,n. te . 1" ce burada ok dikkatli cemiyetin te ge ilim narnma oyuncag k ve mu h a davranma . d 'dd tle icabeder. f 't t en e . sahte ve a "b'd . b' bir elde .. .. k 1 e , , Boi e dikkatli tahliliere ihtiya gsteri:; sonrald' me ' u k rluk e e e ilimlerde, mevzu zo vuzuhsuz bir . de o k a d ar o mayan ve ok t .

lere ve kaynaklara olan derecesini anlaki, mdekkiklerimiz birok edebi mahsullerin hakiki isimlerini, tarihlerini bilmiyerek sarfederler. Mesda, Sinan Tezarru'-Name'sinin hakiki ismi ile, Carib-Name'sinin isimini, ancak son zamanlarda menlerde icra tahkikat ile Sonra, ayni mevzu muhtelif biribirine hi gznne nk en mdekkikler bile bir kaynak ile iktifa ederler. Tezarru'-Niime'yi matbu ibaret zannederek ona gre hkm yrten, falan kitapta o yolda bir iddiasiyle mevcut olmahkmeden edebiyat mverrihlerine ok tesadf edilir. hususunda tedkiklerde bilmiyenler iin umumi olan bu kusurdan edebiyat tarihisi

*
d bir neticeye varEdebiyat a a aruz d. . h d kika ata ara m . mak er a .. tedbirli ve basiretli ve ona gore . . . . . 'f: ki malumattan esaa b d . enfsi .k' k ma dah a c:az 1a b' vu"s'at vermekle bera er, , bu b' h C lardan Mesela, umumiyede ( a a . i maedebi hadiseler san metinlerden lumat, daima ve Metinmetsiz ve mevsuk olmayan ayna . .. 1

VIII. Edebiyat tarihisi evvel hi i'timat edilerniyecek menba'lardan fakat messes kanaatlerini hertaraf etmelidir. i'tibariyle sahip olmak ve ve tedkik memleketimizde henz birer mefhum gibi olunher bilgi hkm sren mutasallifiine, umumi ve ekseriyetle telakkilerden edebiyat tarihi de kurtulamaEdebiyat tarihi yahut bu mevzu ile alakah makaleleri biraz tedkik edersek, bu derhal tezahr eder: Ziya mesela Hariibiit mukaddimesinde filan ve falan ne gibi mtalealar ileri srd ise, herkesten ayni hkm ve her kitapta ayni mlahazalara tesadf edersiniz. Harabiit'ta, mesela Galib'in Hsn- iin cihana diye, herkes, sair isnad ederler; halbuki bunlar Galib'in tedkik etmek dursun, hatta grenler bile pek Bu tasalluf ( snobisme) illeti, son derece znt ile i 'tirafa mecburuz ki ihtiyarlardan ok ziyade genler hkm srmekte ve mekteplerimiz, en zeki talebderi fena birer mutasallif olarak fikirleri derhal biribiriyle mnasebet ve hi tam bir huzur

44

TRK

USL

TRK

USL

45

ile zihnimizin

. o1ara k ' bugn eskiler 1 .am , d lar ya Ziya . b'ld' z yegane a am , h . yahut KudeEb.. Ktp me ' l . Eslaf gibi risalelerde grdmadan Birka Osman da isimle' d . h a. . on cehaletimiz bu rini biliriz. ha mesela Trk k' gence . , kesif iken, herh ze 1 . , h Edeb-ryat , "1" .. mer umun . 'h . nin tekamu unu . h 1 en 1, tiylea a dan ma uma k d' . d . cehalet, .. d en e .. h o . b d'h' gstermese, bugun er . k dar ve e d'k' insana her. o a ht rast gelmez .. bilgi bu kada: sa e 'h' .. tedkik etmek , , ll 1 d tan . usu er e e e . .. '1 1 dan ve muta ea ar ' evvela bu gibi a d am, b b aatteessf hala anlaettikten sonra 'h' er d 1 0 1m akla era b' m tarihisini tedkiklePek basit ve be d t 'h 1 d n sonra e e . bu at er e. k' 1 da edelim: k b' no ta rinde mu , miyetten tenkidi ve fel'kl . d e ve umu k k ' ve b' tarihi . b, t tan o . . sefi 'k . . amanla ala a1 o1a b'l ecek her nevi' anlamak onu . . 1 b' edebi hadiseyi . . h lb e ihmal a . h Eski edebiyat bir nevi' sebeplerle ka teesss etmesini kiyerine ondan Aur e d taklit olu' .1 . cem e e . d . . kimisi son e misi Garp te nacak byk kimisi nazireGalib'den byk, .e isnad ediyorcilik illetinin eski vukua gelmesinde . b k d r a 1 lar; u a. si alakah olabilir. M es' ele, on bu . h k'ki ve olmayan bir su, ennin a . .. tarz ve te . . b' debiyat za, d e d t rette e e . . 1 hakiki e"t"n en 1 d man d a b u u bu uktedir olma .. ve kavramaga m n cihetlerden biri de, en mu: U mumiyetle i ue messil (maximum)' en, ) beraber, temayu en
A

i'tiraf edelim ki en yksek, en intihfiz (extremes) en mmessil ve en enmuzeci acidediyoruz; halbuki yksek ve intihfiz vak'alar, istisnai hadiselerdir: Onlar azami haddi gstermek hususunda mmessildirler. bu kabil hadiselerdendir: Hsn- devrin hakim temaylleri ve ziyade, Galib'in san'at gsterir; A vni, Hoca N et, Esrar Dede, Pertev Efendi, eserleriyle o devrin daha ma'kesleri, yani daha nek eden hadiseleri vasati haiz hadiselerin umumi olmak itibariyle daha gze arpan bir mhaiz edebiyat tarihisi onlar araen rnek edenleri ve tedkike mecburdur. Btn o orta eserlerin stndeki ve ehemmiyeti, hususiyeti ancak, o suretle Orta bir zmre toplamak ekseriya mmkn Prof. Lanson bu hususta Mornet'nin usuln ediyor: Biribirinin aksi ve olan tarih mvazi silsildere (mteziiyid) bir halde ileriiyen silsile yeni temaylleri, eksilen cihet ise, iinde maziden srklenip gelen, yz gsterir. Umumiyede bir gibi olunan gelince, onlar da -Lanso n'nun pek gzel hulasa vehileihtimaller gelir:
r.

snk
2.

eserlerin mecbur olabilir. Esasen olabilir. hcum olan bir

yeri

ile, iin son darbeyi ala-

3 olabilir . 4 me ile olabilir.

veren bir harb

birok zihinleri bir noktada temayllerine uygun bir fikir meydana olmave binahadiseleri asla Bilhassa bi-

bu ihtimalierin hepsinde de, edebi eserlerden sonra meydana cnaleyh onu anlamak iin orta gzden

r
TRK EDEBiYATI USL TRK EDEBiYATI USL
47

zim

hi ancak uzun bir bekleme devresinden sonra ki, biraz da ve ve ileri gelen bu gibi hallerde, yine orta eserleri anlamak ve bu suretle o devir zevk ve temayllerini tahlil ederek sebeplerini meydana icabeder. Edebiyat tarihi tedkiklerinde, tedkik mevzuu ykselip umumiyet hakikat ve kat'ilik de o nisbette azaive basit mes'elelerde birok re'y ile hkm beyan edebilirler; fakat basitlik yok olduka, hkmler gittike daha biribirine uymayan ve daha birer hal alabilir. Btn manevi ilimiere has olan bu. n_akise edebiyat tarihisini Nisbilik (relativite) ve ve mverrihin manevi sihhati ve selameti iin pek Sahte benzerlikler ve mfrit ta'mim (generalisation)'ler zerine, daha basit ilimierin taklit suretiyle, zahiren ilmi binalar kurmak ne kadar muzir ise, edebiyat tarihinin tavzih ve hususi usullerine uygun olarak da o kadar verimlidir.
' o

ile anlamak midiyle tedkik eder. fikrin bu tem' 'h' b" "h. . ayu u, ru. tezahr gibi telakki umuen . mevzuu etmesinden nazar, tahl"l e para. . , h terkip ile ihya ve tesbit etmek, Max N ordau'nun bir idd" ru h . . . ve h"l e, her tahli: ile O paralar eski kl ve hibir veremez; halbuki terkip kat ve hakikate daha ve ve terkip, tamamlayan . acidolunabilir. Tahlilin eh .. . . . gelen t er k"b" k .d . . n, e ve yarareasma tahlilierin mahsul olher kilidi aan sihirli bir anahtar tarihisi terkip hususunda k k d" d'd anca en a ve a ile, bazan ile h go st Bu h es k szlerimize ilave cihet, ilmi fikir ve Fustel de C ou anges ' a h , . . . . ur gnlk terkip iin senelerce tahlil
o o o

son kadar, Trkler'in fikri ve hissi tekamln muntazam bir silsile bir edebiyat tarihi vcude getirmek iin gelen tabi' olunacak usulleri fakat vazih bir surette Evvela tahlil ( analyse), sonra terkib ( synthese) gibi iki byk noktaya bu uzun ve bilhassa ikincisi byk ve bir isti 'd ada nk tahlil, birer birer halde, terkib, tahlil neticesinde elde mezc ve tertip ile, hakikatleri en kk noktakadar ve umumi izgileri ile tesbit eder. M o n o d 'nun gibi, insan tabiat hadiselerini, btn ile anlamak maksadiyle tedkik ediyorsa, de, cemiyederin ve onu idare eden ve tekemmllerin byk izgilerini umumi

Edebiyat . tarihine hevesli her Trk genci , hen ' ma . uz bu b k , 'b"d . . . . uyu ve a e usuller dairesinde hi olmazsa birer ta nk, vcude gelecek bu buyuk v: Trk milletinin boyunca muhtelif fikri ve hissi ve 0 muhtelif _gst:ren_ Trk milli vahdetini gste:.erek, ayni vahdet gayesine sevkedecektir. Turk bundan daha asil ve mukaddes bir hedef tasavvur olunabilir!

You might also like