You are on page 1of 83

neri: Tam Ekran Modunda Okuyun.

(Ctrl+L)

PEYGAMBERMZN KURANI TEFSR Suat Yldrm

Kur'n- Kermin Tefsirine Duyulan htiya Kur'n-i Kerm, mans ak bir Arapa ile [5] Cenab- Hak tarafndan Peygamberimize vahy edildi. Her kavme, kendilerinin diliyle tebligatta bulunan bir resuln gnderilmesi, detullhm dstrlanndandr. Kur'n, muhataplarndan yetlerini iyiden iyiy dnmelerini[6] istiyordu. Kur'nm ilk muhataplarnn en ok ndkleri meziyetleri, pazarlarnda en rabet ettikleri meta belagat idi; halin gerektirdii en uygun ifadeyi kullanmakt. O zamanki araplar, ekseriyet itibariyle damk ve istikrarsz gebe hayat yaadklar halde, aralarnda. mterek bir edeb lehe vcuda gelmiti. Burada da belirtilmesine lzum olmayan mteaddid sebepler, o devir araplarmn itima hayatlarnda, ifade kudretine, rakipsiz bir saltanat bah etmiti. Zabt-u rabt tanmayan, otoriteden mahrum o insanlarn savalar, barlar, nfuz kazanmalar veya kaybetmeleri, birinci derecede beli kelma balyd. Sonradan gelen edebiyatlarn bir ok ilm stlahlarla tarif ettikleri belaat hususiyetlerini, onlar selikalar ile kulanyorlard. lahi detlerden biri de mzicelerin, peygamberlerin gnderildikleri topluluun en ok rabet ettii sahada tecelli etmesidir, ilgilerini daha ok ektii, aczlerini daha iyi anlatt iin, geni; kitlelere peygamberlerin doruluunu isbat etmenin mkemmel yolu budur, ite mezkr hikmete binaen, Cenab~ Hak Kur'n- Kerm'i, Hazreti Peygamberin en byk mucizesi klmtr. Kur'n, belaatlanyla bbrlenen arap-lara ye btn insanlara, benzerini getirmeleri hususunda eitli merhalelerde meydan okudu. En ksa bir sredinibile tanzr edemediler.

Selikalar bozulmad mdan, o devrin araplan lgat bakmndan Kur'n anlyorlard. Ancak^ lgavi mnlar bilmekle, laykiyle anlayamayacaklar meseleler de vard. Bu yzden bn Haldun'un ifade ettii Kur'an araplann diliyle ve belagat slblaryla indi.. Araplarn cmlesi onu anlyorlar, mfredat ve terkipler halinde mnlarn biliyorlard. hkm, hakl ola-, rak tenkide uramtr[7] Kur'n, m'minlerin ahsi ve itima hayatlarn, dzenlemek gayesiyle, terii hkmler vaz ediyordu.. Bu hkmleri istinbat etmek, sadece Arapa'y bilmekle mmkn olmaz. Gemi mmetlerin, hussiyle Ehl-i Kitabn sapttklar mevzular bildiriyor, tahrif ettikleri hadiseleri dzeltiyor, ihtilafa dtkleri meseleleri hallediyordu. stikbalde vukua gelecek baz vak'alar-ve keiflere iaret ediyor, uhrev hayat hakknda son derece mcmel malmat veriyordu. Onda mteabih ayetler, mbhem braklan hususlar, tahsisi murad edilen umumi hkmler vard. Bu sahalarda alakal ayetleri laykyla anlamak, o mevzularda yksek bir ilmi seviyeye baldr. Bir ksm mhim vasflarn hlsa ettiimiz byle bir kitabn, herkes tarafndan kolayca ve incelikleriyle anlalmas elbette kolay deildir. Hakikat, biz onu (mnsna) akl erdiresiniz diye Arapa bir Kur'an olarak indirdik[8] yahut Karlarnda okunup duran,.sana indirdiimiz kitap onlara kfi gelmedi mi?[9] mnsna gelen ayetlerle bu fikir reddedilemez. Ayetteki kifayetten murad, Haz-reti Peygamberin, nbvvetine delil olmak hususunda-dr. Kur'n mciz nazmyla bu maksada elbette kfidir.[10]. Kur'nda Sana bu kitab her eyin apak bir beyan... olmak zre peyder pey indirdik. [11] buyurulmaktadr. Zikr edilen beyann hepsi Kur'nn zahirinde nass halinde mevcut deildir. Sahabenin Kur'n anlama mevzuundaki tefavtlerini mlahaza etmek, mezkr hkm kavramamz kolaylatracaktr. Ashab umumiyetle Kur'n en iyi anlayan insanlar idi. nanlar saf idi. Eski medeniyetlerin ve felsefelerin tesiri altnda yetimemilerdi. Baka kavimlerle karmadklar iin lisan zevkleri bozulmamt. Ayetler ve onlarla alkal hadiseler arasndaki irtibatlar biliyorlard. Kur'n iyice anlamak hususunda tam bir tevecchleri vard. Ondan tam mansyla istifade ettiler, ondaki mnlar ruhlarna sindirmeye altlar. Anlayamadklar ayetler hakknda, eitli vesilelerle Peygamberimizin izahlarna da muttali olduklarm unutmamak lazmdr. bn Mes'd'n ifade ettii gibi ileri gelen

sahabeden biri on ayet belleyince, mnlarn ve onlarla amel etmesini de renmedike, baka ayetlere gemezdi.[12]. te bu hususiyetlerinden dolay Kur'n en iyi anlayanlarn sahabler olduu kabul edilir. Sahabe arasnda, tabiatyla, Kur'n anlama bakmndan seviye farklar/ vard. Kur'nla meguliyet, Peygamberle musahabe[13] takl'muhakeme kabiliyeti, Arap dili ve iirine vukuf, tarih malmat derecelerine gre, Kur'n hakkndaki bilgileri de farkl oluyordu. Sahabenin temayz ettikleri sfatlarna ramen eh ileri gelenlerinin dahi anlayamadklar ayetler vard. Hazreti Eb Bekr'le Hazreti mer'i [14] misal olarak zikr edebiliriz. Peygamberin vefatndan sonra, malmat sahibi olmadklar mevzularda ashab, Kur'ndan herhangi bir ayeti tefsir etmekten kanyorlard. Bu noktada, Kur'nm re'y ile tefsirinin hkmnn ne olduu mevzuu ile kar karya geliyoruz ki, ona gemeden nce mevzumuzla alakas nisbetinde, tefsir ile te'vil kelimelerinin stlahdaki mnlarn ksaca belirtmemiz gerekmektedir. Bu iki kelime baz hallerde birbirinin mteradifi olarak rad edilirlerse de, ekseriya farkl maksadlar iin kullanlrlar. Aralarndaki fark tesbit gayesiyle, bu kelimelerin bir ok tarifleri yaplmtr[15]. Nisbe-ten toplayc tariflerden birine gre Tefsir, peygamberlere mahsustur. Te'vil ise hem peygamberlere, hem de bakalarna ait olabilir. Zira tefsir, mnnn tahkik ve tayin edilmesidir. Bu da ancak Allah indinden olabilir. Te'vilde lgavi ihtimaller bahis mevzuudur [16] Yaplan tarifler netice itibariyle, tefsirde kat'iyet mnsnn, te'vilde ise ihtimal mefhumunun galip olduunu ifade ederler. Bundan dolay eski mfessirlerin bir ou, tefsir yerine te'vil lafzn kullanmay tercih etmilerdi. Bir ksm ulemaya gre tefsir ile te'vil ayn mnya gelir [17] bn Teymiyye (. 728/1328) daha mull bir hkm vererek, ilk mfessirler indinde bu lafzlarn msavi olduunu ileri srer. Bu zat te'vil kelimesinin, Kur'nda daima lafzdan zahir olan mnya muvafk olarak kullanldn, lafzn dellet ettii mnya muhalif bir tarzda varid olduunun grlemiyece-ini, halbuki mteahhirunun stlahnda vaziyetin bunun hilafna olduunu syler.[18].

Bylece te'vilin Szn muhtemel olduu mnlardan birine yneltilmesidir. 'yahud Kelam, vaz- aslsinden, isbat delile muhta bir tarafa nakl etmektir ki bu delile dayanarak lafzn zahiri terk edilir. gibi ih-timaliyet ifade eden mnlarn reddeder. Alimlerin ekserisinin ifadelerinden anlaldna gre tefsir rivayete, te'vil ise dirayete racidir.- nk tefsirin mns kef etmek ve aklamaktr. Allah Tel'nn kafi olarak muradnn tayin edilmesi Hz. Peygamberin beyanna ve tenzili mahade eden, Peygamberle mnasebeti olan Sahabenin nakline baldr. Te'-vilde ise, bir delile dayanarak lafzn muhtemil olduu manlardan birinin tercihi sz konusudur. Tercih bir itihada dayanr. Lafzlarn mfredat ve Arap dilindeki medlulleri, siyak itibariyle kullanllar, Araplarn slblanna vukuf ve bunlardan mn istinbat etme kabiliyeti, bu itihadn esasl unsurlardr [19]. Hazreti Peygamber hayatta iken, lazm gelen hususlar ashabna aklyordu. Ayrca kapal kalan ve ihtiya hissedilen meseleleri ona soruyorlar, o da beyan ediyordu. Peygamberin bu tefsirleri, aralarnda yaylyordu. Ashabn ayrca tefsir etmelerine hem lzum kalmyor, hem de peygamberin aralarnda bulunduu bir srada aklamaktan teeddb ediyorlard. Onun tefsirinin yannda baka izahlar caiz grmyorlard. Lkin o ahirete irtihal edince vahye dayanan masum menba'a mracaat etme imknndan mahrum kaldlar. Dier taraftan slmm yaylmasyla yeni meseleler ortaya kt. Islmi kabul yahut ona inkiyad eden, eski kltrleri tevars etmi insanlarn ve bizzat dini- ni muhafaza eden Ehli Kitabn tesiriyle yabanc men-e'li sapk cereyanlar intiar etmeye balad. Bu cereyanlara mensub olanlarn, nazariyelerini Kur'n isti-nad ettirmek gayretleri, tekellften uzak olmamakla beraber, inananlarn bulunmas hususunda neticesiz kalmyordu. nk bir taraftan Kur'nn tefsirini bilmiyenlerin adedi artyor, dier taraftan Kur'nn maksadna muhalif teviller yaplyordu. Ashabn gerekli yerleri malmatlar nisbetinde tefsir etmeleri ihtiyac ba gstermiti.

Tefsir bir bakma Allah adna sz sylemektir. Al-lahm kelmndan muradn ne olduunun tayin edilmesi, mes'uliyetli bir itir. .Bu mes'uliyeti Hz. Peygamber sarahaten ifade ederek, ihtiyat bir tedbir koymutu : Kur1 n hakknda, ilmi olmakszn sz syleyen, cehennemdeki yerine hazrlansn.[20]. Kendi re'yiyle Kur'n hakknda sz syleyen kimse, isabet etse bile hata etmitir.[21]. Baka mteaddid hadislerde Kur'n renerek onu Allann muradndan baka ekilde tevil edenlerin' maruz kalacaklar tehlike haber verilir[22]. Re'yle tefsiri men'eden hadislerin ekserisinin is-na.d mnakaaldr. Bir pk lim, sahih olmak kayd ile, bu hadisleri eitli vecihlerle izah etmiler; bunlarla tefsirin mutlak bir tarzda men'edilmediini Belirt: mislerdir. El-MaVerd (. 450/1058)[23], ElBeyhak (. 458/1066)[24], El-Gazzal (. 505/1111)[25], bn Atiyye (. 542/1147)[26], E-atb (. 790/1588)[27] El-Kurtub" (. 671/1273)[28] bunlardandr. Hadisteki re'y den murad, ekserisine gre *a-asta daha nce mevcut olan bir fikirdir. Yani Kur'-n, bu mezhebine uydurmas zemm edilmitir. Bir kimse srf ahsi gryle Kur'n hakknda sz sylerse, hakka isabet etse bile tuttuu yol hataldr. nk isa-bej; etmesi tesadfidir. mnsna da gelir. * Seleften Ebu Bekr (. 13/G54), mer b. el-Hattb (. 23/643), jbn Mes'ud (. 32/652), Muhammedi b. irin (. 110/728), Sa'id b. el-Museyyeb (. 94/712), Ebu Va'i (. 82/701) gibi zevatn tefsir hususunda ihtiyata davet eden[29] szlerinden, Kur'n tefsirinin caiz olmadn, yahut onlarn bu ii tecviz etmediklerini karmak doru deildir. Onlar bilmedikleri meselelerde fikir beyan etmiyorlar, bildiklerini ise sylyorlard. Bu sebepten, ayn zatlardan tefsir sahasnda fikirler rivayet edilmi olmasnda mnafat yoktur[30]. Ayrca miza farklarn da gz nnde bulundurmak gerekir. Osman b. Affan (. 35/656), ez-Zbeyr t. 36/ 656), Talha (. 36/656) gibi yakm ashab, Hz. Peygamberden iittii szleri, zaruret olmadka nakl etme mevzu-

unda ok ihtiyatl hareket ederken, daha gen sahabiler ok hadis rivayet ediyorlard. Tefsire dair sz sylemekten ekinenlerin durumu da byledir[31]. Re'yin. mutlak olarak men edildiini sylemek doru deildir. Kur'nm mnsn beyan, hkmn jstinbat, lafzn tefsir etmek ve muradn anlatmak lazmdr. Byle olmazsa ahkmn tamam yahut ekserisi muattal hale gelir. Yoksa Reslllahn tevkifi olarak bunlar beyan etmi olmas gerekirdi. O takdirde hi kimse re'yi ile hareket edemez ve sz syleyemezdi. Malumdur ki Peygamber bunu yapmamtr. u halde o bununla mkellef deildi,.. yle ise Kur'nm, tamamnn tefsirinde tevkife lzum yoktur. Byle bir ey doru olsayd, bu hususta en ok ashabn ihtiyatl olmas gerekirdi. Halbuki onlar anladklar nisbelte tefsir etmilerdir [32]. Bilmedikleri taraflarn olmas da tabii karlanmak icab eder. Taber'nin dedii gibi Kur'nn bir ksmnn te'vilini Cenab- Hak'dan bakas bilemez; bu ksmn ilmini kendine tahsis etmitir. Bir ksmnn te'vilini bilmek. Resuln beyanna mtevakkftr... nc ksm ise, Kur'nn kendisiyle nazil olduu dili bilen herkes anlar.[33]. Az nce sahabenin Kur'n tefsirinde oynad role iaret etmitik. imdi onlardan tefsirle uraanlara ksaca temas edeceiz. Tefsirden kand sanlan baz sahablerin bizzat tefsirle megul olduklarn greceiz. Kur'nn mteabih bir ayeti hakknda fikir beyan etmekten kaman Eb Bekr, sonralar ihtiya hasl olunca[34] re'yiyle tefsir etmiti[35][36] hakknda tekellften kanmay tavsiye eden mer[37], ayetin maksadnn anlalmasna tesir eden kelimesini sormu ve Huzeyl kabilesinden olan bir adamdan renmiti[39].
[38]

Ali b. Eb Talib (. 40/661) Kfe minberinden halka Kitabullahdan herhangi bir ayt hakknda sormak isteyen varsa sorsun. diye ilan etmiti. Sorulan ayetleri (ezZriyat 1-4) tefsir etmiti[45]. bn Abbas (. 68/687) Kur'nn hemen hemen her ayeti hakknda fikir beyan etmitir. O, (Allah) hikmeti kime dilerse ona verir. Kime de hikmet verilirse muhakkak ki ona ok hayr verilmidir...[46] ayetin-dekiHikmet'i Kur'n tefsiri, olarak izah etmitir[47]. Mcahid (. 103/721) btn Kur'n bandan sonuna kadar kere tbt Abbas'a arz etmi, her ayetin mnsn, ne hakknda nazil olduunu ondan renmiti[48]. Abdullah b. mer (. 73/692) el-Bakara sresini renmek iin sekiz sene stnde durmutu[49]. Sa'id b. Cubeyr (. 95/713) : Kur'n okuyup da sonra tefsir etmeyen kimse kr veya a'rab gibidir. diyordu[50]. Netice itibariyle unu syleyebiliriz: Hz.' Peygamberin irtihalinden sonra, slm akidesini bid'atlerden siyanet iin sahabiler Kur'n izah etmeye mecbur kalnca, evvela Peygamberimizin hadislerini aratryorlar, onun tarafndan tefsir edilmcmise, ilerinden iin ehli olanlar, bildikleri hususlar aklyorlard. Bir ksm ise nisbeten izaha muhta ayetler hakknda Peygamberimizden iittikleri malumat olmad takdirde, bu hususta re'y izharndan kanyorlard. Ekseriyet hkmlerle alakal bulunmayan, yahut ibrete medar olmayan meselelerde siyaktan anladklar icmali mn ile iktifa ediyorlar, mfredatn mnlarn aratrmakta tekellf ve taammkden saknyorlard. nk sahabe umumiyetle, kendilerinden istenileni yapmak, ayetlerin maksudunu anlamak iin Kur'n okuyorlard. Kur'nm mcerret tetkik gayesiyle ele alnmas, sonralar yava yava balayacaktr. Fakat sahabile-rin bir ou, ihaslar, nfz-u nazarlar, kendilerine mahsus meziyetler sayesinde, tetkik gayesiyle okumadklar halde, tetkikin semeresine ve Kur'nm inceliklerine vasl olmulard.[51] Hz. Peygamberin Kur'n Aklamasna Mteallik Belli Bal Meseleler Bu faslda Peygamberimizin Kur'n- Kerimi tefsir etme vazifesi ve selhiyeti, bu tefsirin deeri. Kur'-nn tefsire muhta olan ve olmayan ksmlar, Peygamberimizin mikdar itibariyle Kur'nm ne kadarn tefsir ettii, hkmen merf olan rivayetler, snnetin Kur'na raci' olup olmad, hadislerin Kur'na muvafakati meselesi, Kur'n

halka

mer bir defasnda[40] ayetinin tefsirini halka sormu, kimse bir ey sylemeyince kendisi bildirmiti[41]. Yine mer bir kere cemaata:[42] ayetinin mnsn sormu, bn Abbas'a syletmi, kendisi de aklamt[43]. Fakat ayn mer, inatla ve kendisini mkil mevkide brakmak gayesiyle Kur'-nm mteabih ayetleri hakknda soran Sabi'i dv-drmt[44]. Dvdrmesi, Goldziher'in sand gibi mcerred sormasnadn dolay deildi.

ile hadisler arasnda tenakuz iddias ile, Peygamberimizden rivayet olunan baz tefsirlerdeki mkiltm, dirayet yolu ile izahlarn ele alacaz. [52] 1- Hz. Peygamber (A.S.M.) 'in Kur'an Tefsir Etme Vazifesi ve Tefsirinin Deeri Cenab- Hakkn rahmet ve hikmeti, ilhi kitab insanlara vahiy suretiyle gndermeyi iktiza ettii gibi, vahye mazhar olan Peygamberin de onu bizzat aklamasn dilemitir. Kitap baz inanmayanlarn istedii gibi, elleriyle tutacaklar ktlar [53] halinde gkten inseydi, insanlar onun emir ve hkmlerini ne ekilde tatbik edeceklerini laykiyle bilemiyeceklerdi. Allann kitabnn mna ve, ahkmn, Peygamberin izah etmesi bundan dolay gereklidir. Ceriab- Hak yle buyurarak Kur'an tefsir etme vazife ve selhiyeti-ni Peygamberin vermitir: Biz sana da Kur'an indirdik. Ta ki insanlara, ken-dilerind ne indirildiini aka anlatasn ve ta ki insanlar da iyice fikirlerini kullansnlar[54] Gerekten, biz sana kitab Allah'n sana gsterdii vech ile insanlar arasnda hkm etmen iin hak olarak indirdik[55] Bu kitab sana (baka bir hikmetle deil) ancak hakknda ihtilf ettikleri eyleri aka anlatman iin... gnderdik[56] Ey peygamber, Rabbinden sana indirileni tebli et. Eer yapmazsan (Allahm) eliliini tebli etmi olmazsn[57] Tebli iki vecihle yaplr: Birisi risaleti yani Kitab tebli, dieri de mnalarn aklamak vg bildirmek eklinde olur [58] Sonra onu aklamak da, bize aittir [59]. Baz limlere gre buradaki aklamaktan murad, Hz. Peygamberin tebyin ve tefsir etmesidir [60] bn Teymiyye, mezkr Cen-Nahl 44) ayeti kerimesine istinad ederek, Hz. Peygamberin, ashabna Kur'a-nn mnalarn bildirmesi ve aklamas vacip olur. demektedir[61]. Et-Taberi (. 310/922) bu ayet hakknda yle diyor: Cenab- Hakkn beyanndan anlalyor ki, Kur'a-nm bir ksmnn te'viline, yce Resuln izah olmakszn ulamak mmkn deildir.. Vcub, nedb, irad eklindeki

emir eitleri, nehiy nevileri, hak ve hadleri, mahlkatnn yek dierlerine kar lzm gelen hkmleri ve emsali ayetlerin ahkm bu cmledendir. Allah'n Resulnden bir nass olmadka, yahut mmetini te'viline irad edecek bir dellet varid olmadka, bu hususlarda hi kimsenin sz sylemesi caiz olmaz[62]. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in tefsiri, Kur'nm mcmel olan ayetlerini tafsil, umum hkmlerini tahsis, mkilini tavzih, neshe dellet etme, mphem olan aklama, garip kelimeleri beyan etme, tavsif ve tasvir ederek mahhas hale getirme, ecleb incelikleri muhtevi ayetlerin maksudunu bildirme gibi belli bal ksmlara taalluk eder. Bunlar ilerde misalleriyle-birlikte zikr edilecektir. Peygamberimiz de bir hadisinde yle buyurmaktadr : unu kat' olarak biliniz ki, bana Kur'an- Kerim ve onun bir misli daha verilmitir Karn tok bir halde, rahat koltuunda oturarak: u Kur'ana sarlnz; onda helal olarak ne grmseniz onu hell kabul ediniz, neyi de haram grmseniz onu haram biliniz, diyecek baz kimseler gelmek zeredir[63] bn Kesir'e C. 774/1373) gre Kur'an ie beraber verilen misli, snnettir [64]. ElHattab (. 388/998) bu hadisi aadaki ekilde erh eder: Bana Kur'an ve onun bir misli daha verilmitir sznn, te'vili, iki vehe muhtemildir. Birincisi: Hz. Peygamber (A.S.M.) metlvv olan zahir valiye maz-har olduu gibi, ona gayr- metlvv olan batm bir va-fjiy de ihsan edilmitir. kincisi: Tilavet edilen vahiy olarak Kitap (Kur'an), bir misli olarak da, kendisine beyan (aklama) verilmitir. Yni Kitaptaki hususlar aklamasna izin verilmitir. Bu sayede mahssu tamim edebilir. Ummu tahsis eder. Kitapda olmayan hkm koyabiIir ve Kitaptakini erh eder. Bunlar, amel edilmesi vcip-folmak ve kabul gerekmek ba-kmmdan, tilavet edilen Kur'an hkmnde olur. ... Diyecek baz kimseler gelmek zeredir fkrasna gelince, bu kavliyle Hz. Peygamber (A.S.M.), Kur'anda zikr olunmayan fakat kendisinin koyduu snnetlere muhalefet etmekten sakndrm oluyor. Nitekim Haricler ve Rafzer byle yapmlar. Kur'ann zahirine tutunarak Kitabn beyann tazammun eden snnetleri terk etmiler, arm ve saptmslardr [65].

bn Kuteybe (. 276/889) ile bn Teymiyye (728/ 1328) de hadisdeki misi i snnet olarak izah etmilerdir[66] En-Necm sresindeki O, kendi arzusuna gre konumaz. O, vahyedilenden baka bir ey deildir[67] ayetindeki vahiyden maksad, baz limlere gre yalnz Kur'an- Kerim, bazlarna gre ise snnetlere de amildir, Zira hadis, ya srf vahiydir. Yahut Hz. Peygamber (A.S.M.)'in muteber bir itihaddr... Onun hakknda hata caiz olsa bile muhakkak surette neti-.cede doru olana rc eder[68]. Kur'an- Kerimin baz ayetlerini anlamakta karlalan glkler, baka ayetlerde vuzuha kavuur. Mesela, bir kssa bir yerde nisbeten mufassal olarak gemise, baka yerde ona yalnz telmihde bulunulur. Bir hkm bir yerde mcmel braklm ise, bir baka yerde tafsil edilmi olabilir. Bir yerde ihtisar edilen, dier yerde geniletilebilir[69]. Bu kabil glkler Kur'an- Kerimi dikkatli okumak ve ayetleri arasnda irtibat kurmak suretiyle halledilebilir, ayrca tefsire muhta olmaz. Ahkma, hiret ahvaline, ksas ve ahbra... aid baz hususlar vardr ki Kur'anda zikr edilmezler. Bunlarn tefsiri Peygamberimize braklmtr. Biz sana da Kur'an indirdik. T ki insanlara, kendilerine ne indirildiini aka anlatasn ayetiyle, Hz. Peygamber aklamakla mkellefti. Onun beyan kavliyle, fiiliyle ve ikraryla olurdu. Bundan dolay Hz. Peygamber ashabnn, Kur'n ve onunla amel etmeyi onar onar ayetler halinde renmelerini temin ediyordu. Bu retimin teferruat hakknda fazla bilgimiz yoktur. Yalnz unu syleyebiliriz ki, Hz. Peygamberin ayetleri tefsir etmesi, programl bir takrir eklinde olmayp ikinci faslda arz edeceimiz mteaddid vesilelerle oluyordu. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'an aklamasna bir rnek olarak u ayeti ele alalm: Ey Peygamber (A.S.M.), kadnlar boayacanz .vakit iddetlerine doru boayn...[70]. Boamann makbul ekli ve keyfiyeti bu ayetten vazh olarak anlalmamaktadr, bn mer'in karsn boamas dolaysyla varid olan hadis-i erif ayeti tefsir etmitir:

bn mer dedi ki: Karm, o hayzh iken (bir talakla)[71] boadm. (Babam) mer bu durumu haber vermek zere Reslullaha gitti. Reslullah ona : Oluna emret, karsna ric'at etsin. Sonra temizlenip, sonra bir hayz daha grp temizlenene kadar tutsun. Sonra mcameat etmeden, isterse boasm, isterse ala-koysun. ite Allah Teala'nm dedii iddet budur[72]. Burada Hz. Peygamber, kavli olarak ve ayetten muradn ne olduunu tasrih ederek, bn mer'in hadisesi mnasebetiyle ayeti aklamtr. E-afii'nin dediine gre: Reslullahm snnetlerinin Kur'an ile iki.vechi vardr: Birincisi, Peygamber Allah'n indirdiine olduu gibi tabi olur. Dieri, mcmeldir. Reslullah Allah adna mcmelin mnasn beyan eder. Farz olu keyfiyetini, umum veya hususi olduunu izah eder. Kullardan ne ekilde yapmalarn istediini bildirir[73]. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'an beyan etmesi, bazan da ondaki sarih hkmlere, yine vahye msteniden ilave yapmakla olur. Hala ve teyzesinin stne kadnn nikhlanmasm, ehli eeklerin etini haram klmas gibi[74]. Mcmel ayetlerden murad lahiyi tayin etmek ok zor veya gayr- mmkn olduundan sahabe, bilhassa ahkm ayetlerinin izahnda, Peygamberimizin aklamalarna son derece ehemmiyet verirlerdi. Burada bu tezahre dair bir ka misal vereceiz. Hz. mer (R..) halka hitaben: Kur'andan en son nazil plan riba ayetidir. Reslullah ribay tefsir etmeden vefat etti. Binaenaleyh ribay da, riba phesi olan da braknz[75] buyurmutur. mran b. el-Husayn'in (. 52/672) bulunduu bir mecliste, adamn biri: Kur'anda olandan bakasndan bahs etmeyin. deyince mran: Sen ahmak bir adamsn! le namaznn drt rekt olduunu, onda kraatin cehr edilmeyeceini Kitabullahda grdn m?" Sonra namaz ve zekt ve emsali hkmleri sralad ve ilave etti: Btn bunlar Allah'n Kitabnda mfesser olarak buluyor musun? Kitabullah bunlar mphem brakmtr. Snnet de tefsir etmitir[76].

Gelecek misalde grlecei gibi Peygamberimizin beyanna muttali olmadklar hallerde, baz fakih sa-habiler bile,.Kur'andan yanl hkmler karabiliyor, fakat, Hz. Peygamberin izahn birbirlerine ulatrmak suretiyle mtenebbih oluyorlard. Abdullah b. mer'e, kirpinin haram olup olmad sorulmutu. De ki Bana vahy olunanlar arasnda yiyen bir kimsenin yiyecei iinde haram edilmi bir ey bulmuyorum. Yalnz l, ya dklen kan, ya domuz eti ki bu, phesiz bir murdardr, yahut Allahdan bakasnn adna boazlanm bir fsk olmak mstesnadr[77] ayetini okuyarak ye dedi. Sonra birisi bn mer'e: Ebu Hreyre Reslullahn kirpi hakknda o habis eylerden biridir. dediini rivayet ediyor. deyince : Peygamber byle diyorsa, mesele onun dedii gibidir. dedi[78]. bn Mes'ud gibi, kendisini ime vermi Peygamberimize yakn olan sahabier, rendikleri her ayetin mnasna ve hkmne de vakf idiler. Bunlar bizzat yahut bilvasta Hz. Peygamber (A.S.M.)'den, veya aralarnda mzakere ederek birbirlerinden reniyorlard. Nitekim bn Mes'ud yle demektedir: Kendisinden baka ilah olmayan Allah'a yemin ederim ki, Allann Kitabnda hi bir ayet yoktur ki onun nerede nazil olduunu, hangi hususta nazil olduunu bilmi olmayaym. Kur'an benden daha iyi bilen, bineklerin ulaaca birini bilseydim, onu grmek iin yola koyulurdum[79]. Bu habere istinaden, Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'ann tamamn sahabeye aklad hkm ikar-lamazsa da, onun ilim halkasna dahil olan ileri gelen ashabn, Kur'nda anlamadklar noktalarn mahdut olduuna istidlal edebiliriz. Baz hallerde de sahabler, Peygamberimizin tatbikatndan bir ksm ayetlerin te'vilini reniyorlard. Bu rivayette grld gibi Hz. ie Peygamberimizin, Kur'antn emr ettiini yapmas hakknda Kuran te'vil ediyordu.'ifadesini kullanmtr [80]. Sahabe gibi onlardan sonra gelen balca Ehlu's-sunne alimleri de Hz. Peygamberin izahlarn arayp deerini takdir etmilerdir. Mekhl'e gre (. 113/ 731)

Kur'ann snnete olan ihtiyac, snnetin Kur'a-na olan ihtiyacndan daha fzladr[81]. Kasd ettii ihtiya, aktr ki insanlarn anlamas cihetinden, insanlarn snnete muhta olmasdr. Bu szle, Kur'-an- Kerimin mnalarn en iyi bilen insann, nevadan konumayan, konutuu ancak vahy-i ilh olan Re-sl-i Ekrem olduuna iaret etmek istemitir[82] Yahya b. Eb Kesir (. .129/746) ise : Snnet Kur*-ana kaddir. Kitap ise Snnete kad deildir- demitir[83]. Ed-Darim (. 255/869) bu sz Snnetin Kitaba kad olmas hakkndaki bab da nakl eder ki, kendisinin de bu gre itirak ettii anlalr. bn Ku-teybe bu sz: Snnet Kitab aklaycdr. Kitaptan Allah'n murad ettiini bildirir[84] eklinde aklar, lk nazarda yanl bir intibaa sebebiyet verecek olan bu sz Ahmed b. Hanbel (. 241/855) ak bir ifadeye kavuturmutur: Ben byle sylemeye cesaret edemem, lkin derim ki: Snnet Kitab tefsir ve beyan eder[85]. El-Evza' (. 157/774) Hassan b. Atiyye'nin Cibril Kur1 an getirdii gibi, snneti de Peygambere getiriyordu. dediini nakl eder[86]. bn Huzeyme de (. 311/923) Kur'anm, hadisle anlalabileceini yle ifade eder: Allah Te huss ve umm olarak Resulne indirdii Kitabn aklama iini yine Resulne havale etmitir. Hz. Peygamber (A.S.M.), Snnetiyle Allah'n namaza kalkanlarn hepsine deil de, bir ksmna ab-desti emr ettiini belirtmitir. Nitekim Onlarn mallarndan bir sadaka al...[87] ayetiyle muradnn btn mallardan deil de, bir ksm mallardan zekt (sadaka) alnmas olduunu; Erkek hrszla kadn hrszn... ellerini kesin[88] ayetinden muradn btn hrszlar deil de, baz hrszlar olduunu nk bir dirhem yahut daha az alana da hrsz denilir Reslullah El kesme, bir dinarn drtte birinde ve daha ziyadesinde olur.[89] hadisiyle, Cenab- Hakkn muradnn, btn hrszlar deil, bir ksm hrszlar olduunu beyan etmitir. Cenab- Hak peygamberine: Biz sana Kur'an indirdik. Ta ki insanlara kendilerine ne indirildiini aka anlatasn.[90] buyurmutur. bn Huzeyme bir baka yerde yle diyor: Allah. Tel'nn:

... ak iplik kara iplikten size seilinceye kadar... [91] ayetinde, hayt = iplik ismi, gndzn beyaz ve gecenin karanl hakknda vaki olmutur. Bil ki, arap-lar, haytan bu mnsna in deillerdi. Allah Tel Kitabn araplarn diliyle indirmitir, yoksa (arapla-rin) mnalaryla indirmemitir. Hayt dilleridir, bu ismi, gndzn beyaz ve gecenin siyahl iin kullanmak keyfiyeti, Reslullah kendilerine bildirmeden nce, onlarn anlad bir ey deildi[92]. Kanatimizce bn Huzeyme'nin bu sz izaha muhtatr. yle ki: Arapa'nn lafz ile mnasn birbirinden ayrmak mmkn deildir. Kur'an'n lafznn mnalar, normal olarak, o kelimelerin Arapa'da ifade ettii mnalardr. Anlalan, tbn Huzeyme unu kas-dediyor: Arapa'da mevcut baz lafzlar Kur'an- Kerim, lav mnalarndan er' mnalara nakletmitir (salat, zekt, mnafk gibi). Bu takdirde bu sze, itiraz edilemez. Et-Taberl'nin de mtalaasn nakl ederek bu mevzua nihayet vereceiz: ... Kezalik Kur'anda varid olan mphem kelimelerin hkmn, kyasla, mfesser olana irca etmek caiz deildir. Lakin vacip olan, her biri hakknda tenzilin zahirinin muhtemil olaca ekilde hkm etmektir. Meer ki bunlardan bir ksm hakknda, Resulden zahir hkm batn hkme ihale eden bir haber varid olmu olsun. Bu takdirde onun hkmne teslim olmak vaciptir. Zira Allah'n muradm aklayan odur [93]. Et-Taber, Tefsirinin birok yerinde, ayetleri izah ederken kendisinin daha mtemayil olduu re'yi. Hz. Peygamberden gelen bir haber dolaysyla terk ettiini ifade eder. Mesela, inizden kim dininden dnerse Allah... Kendisinin onlar sevecei, onlarn da Kendisini sevecei bir topluluk getirir...[94] ayetinin tefsirinde : ... Resulden haber varid olmasayd, bu kavm, *Eb Bekr ve beraberinde olanlardr, derdim... Fakat Resuln hadisi dolaysyla bu kavli terk ettik. Zira Allah Tel'nn vahyinde ve Kitabnn ayetlerinin te'vi-linde, beyann ma'dini (asl) Peygamber salla'1-lh aleyhi ve sellem'dir[95]. 2- Kur'ann Tefsire Muhta Olan ve Olmayan Ayetleri:

Umum bir hkm olarak, Kur'an- Kerimin tefsir edilmesinin zaruri olduunu izaha altk. Bizzat Peygamberimizin, Kitab aklama ii ile tavzif edildiini grdk. Fakat bu hi bir zaman, Kur'ann btnnn veya ekserisinin Hz. Peygamber (A.S.M.) tarafndan kafi bir surette tefsire kavuturulmu olduu mnasna gelmez. Bu mevzuda et-Taberi'nin fikri ve tasnifi umumiyetle ilim ehli tarafndan hsn- kabul grmtr. Onun fikirlerini yle hlasa edebiliriz : Kr'ann bir ksmnn te'vilini Cenab- Hakdan bakas bilemez. Bunlarn ilmini Allah Zatna mahsus klmtr. Kyametin vakti, nefh-i sr, Hz. sa'nn nzul ve bunlar gibi... Hi kimse bunlarn vakti hakknda bir ey bilemez. Yalnz artlarna dair haberler gelmitir. Hz. Peygamber (A.S.M.) bu mevzularda bir ey sylediinde, sadece artlarn syler, vaktini tahdid etmezdi. Deccal mevzuu da bunlardan biridir. Bunlar Hz. Peygamber (A.S.M.) de gn gnne, senesi senesine bilmiyordu. Ancak Cenab- Hak, bu kabil hdiselerin delillerini ve artlarn ona bildiriyordu. Kur'ann bir ksmnn te'vilini ise, nazil olduu lisan bilen herkes anlar. Fakat Arapa'ya vakf olan insanlar, nihayet kelimelerin lisanda hangi mnalara geldiini bilirler, yahut baz zel sfatlarla tavsif edilen mevsuflar anlayabilirler. Yoksa bu kelimelerle murad edilen birtakm gerekli hkmleri ve durumlar kolay kolay anlayamazlar. Zira bylesi bilgileri Cenab- Allah Peygamber (A.S.M.)'ine mahsus klmtr. Onun beyan olmadka, bunlar idrk edilemezler. Mesela Onlara: Yeryznde fesad karmaynz denilince : Biz sadece muslinler, dzeltmek iin alanlarz derler. Biliniz ki onlar mfsitlerin ta kendileridir, fakat bunu bilmiyorlar (Bakara, 11-12) ayetini iitince lisan ehli bilir ki ifsad "zararldr, terkedilmesi gerekir; slah ise faydaldr, yaplmas gerekir. Ancak Allah'n ifsad ve slah sayd mefhumlar bilemez. Bilmeyi yalnz Ztna tahsis ettii hususlar ise, Mah'dan bakas bilemez [96]. Buna benzer bir tasnif de Muhammed b. el-Hey-sem'den nakledilir. Bu zat ayrca der ki: Kur'an iinde Cenab- Hakkn, ilmini Ztna tahsis ettii hususlarn olduunu ve bizim iin bunlara vakf olmaya yol bulunmadm kr etmem. Bu ksmnda emir ve

nehiy olarak biz kullara herhangi bir ey terettp etmez. Cenab- Hak, onlara inanmak ve cmeten teslim olmakla kulluumuzu ortaya koymak istemitir [97]. limlerin fikirlerini nazar itibara alrsak, Kur'ani Kerimin ayetlerini, anlalmas itibaryla yle snf-landrabiliriz .a) lmi Allah'a mahsus olanlar. b) lmi yine vahiy ile Hz. Peygamber (A.S.M.) e tahsis edilmi olan ayetler. Bunlar ekseriya ibadetlere ve amel ahkma, bir ksm mugayyabata dair mcmel ayetlerdir. Bu. emir ve hkmler Kur'anda varid olmu ise de, ne ekilde ifa edilecei bildirilmemitir. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in beyan olmakszn, bunlardan ilah murad anlamak imknszdr. Mesela, Kur'anda sarih bir ekilde (namaz kln) emri vardr. Mphem olarak vakitlerine de iaret edilmitir. Fakat arap dilinde dua etmek- ve uyluk kemiklerini hareket ettirmek[98] mnasna gelen salatadan, Cenab- Hakkn muradn ancak Hz. Peygamberin beyan ve tatbikatyla anlamamz mmkn olmutur. te lgaten -biri kalb ve lisan ii olan duaya, dieri de bir hareket-i bedeniye ii olan fi'l-i mahsus iki mnaya gelen salat kelimesi er'an Hz. Peygamber (A.S.M.)'imizden grlegeldii zere kalbi, lisan, beden ef al ve erkn- nahssadan mrekkep, gayet muntazam bir ibadet-i kmilenin ismi olmutur ki necasetten taharet, hadesten taharet, setr-i avret, va-kit, niyet, istikbl-i kble namyla alts dndan balayan art; iftita-h tekbiri, kyam, kraat, rk', scud, teeh-hd mikdar ka'de-i ahire namyla iinde yaplan alt da rkn olmak zere l akal on iki farz-, fatiha, zamm- sure, tadil-i erkn, ka'de-i la ve saire gibi bir takm vacipleri, bunlardan baka birok snnetleri, mstehablar, edebleri, mekrhat ve mfsidat, sonra be vakit ve cuma gibi farz, Vitir ve bayram gibi vacib, ve dier snnet-i mekkede ve gayr- mekke-de nevafil olmak zere enva ve aksam vardr k beyan ktb-i fkhiyeye aiddir[99]. Mezkr misalde olduu gibi, ibadt ve muamelata dair btn ahkm ayetlerini Peygamberimiz hakkyla tefsir ve beyan etmi, teferruatlarna varncaya kadar anlatmtr. Mevzulara gre tasnif edilmi hadis mecmualar, bu ayetlerin geni bir tef-

sirinden baka .bir ey deildir. Ayrca nasih ve mensuh, emirlerin kafi ekli, terib ve terhib babndan olan ayetlerde de murad- ilahiye, hadislerle hkm verilir. mi Hz. Peygamber (A.S.M.)'e mahsus ayetler," sadece ibadt ve ahkma aid olan ayetler deildir. Baz muayyebata, bir takm uhrev ahvle, ahbar ve ksasa dair tafsilat da bu cmledendir. Bunlarn misallerini lerde arz edeceiz. te ilmi kendisine mahsus klman ayetleri ve bu ayetlerden insanlara ulatrmakla mkellef olduu ilah murad, peygamberimiz (A.S.M) beyan etmitir. Bu hkmn haricinde kalan hususlarda eitli vesilelerle aklad ayetler olduu gibi, tefsir etmedii ayetler de olmutur. Bir ksm ayetleri aklamaya matuf izahlar olmu ise de, bunlar ayetin kat'i tefsiridir, diye tevkifi bir tarzda sylememitir. Muhatabn durumuna gre bazan lzmn, bazan semeresini gsterir tarzda beyan etmitir. Bylece muayyen bir seviyeye ve muayyen bir asra deil de, kyamete kadar gelecek btn zamanlardaki btn insanlara hitab eden umum bir irad kitab olan Kur'andan, her asr ve her insan, kalbi ve fikri hayatn tatmin edecek mnalan anlama imknna kavumutur. Bu bazlarnn zannettii gibi Kur'an iin bir naksa deil, bilakis gayesinin lazmdr ve mucive-v taraflarndan biridir. Baz tariflere gre mteabih saylan bu ayetlerin te'vilini, Cenab-i Hak belki de Peygamber (A.S.MJ 'imize bildirmitir. Fakat bu hususlarda Peygamber (A.S.MJ'imizin kat' beyanlarda bulunmay, insanlarn Kur'an-i Kerimin ayetlerini bizzat teemml ve tedebbr etmeleri, tefekkr hrriyetini temin gayelerine matuftur. Bunlardan baka Kitapta ve snnette vafid olmayan, bilmemekte zarar, bilmekte ise ameli bir faide bulunmayan hususlar vardr. Sahabiler bunlar sormamlardr, fbn Abbas'dan rivayet edilen bir sze gre, Hz. Peygamber (A.S.MJ'in ashab, sadece kendilerine faidesi olan meseleleri sorarlard[100]. Fakat birtakm basit zihinler, lzumsuz eyleri kurcalam, eski tefsirlerin bazs, lzumsuz bir konuda bir yn kavillerle doldurulmutur. Mesela el-Bakara sresinin 73. ayetinin tefsirinde Buzann hangi uzvuya maktule vurulduu[101], Hd sresinin 40. ayetinin tefsirinde Hz. Nuh ile beraber gemiye binenlerin ka kii olduu meseleleri[102] gibi. Et-Taberi gibi baz

m-fessirler ise bu kabil meseleleri, istemeyerek, bazan da tenkid ederek nakl etmilerdir. c) Kur'ann bir ksm ayetlerini anlamak, onun ayet ayet nzulne ahit olan, ayetlerin fiiliyle ve kav-liyle tefsirini yapan Peygamberimize msahabct eden sahabenin beyanna mtevakkftr. Bu ksma daha ok, nzul sebepleri dahildir. Nzul sebeplerine dair rivayetler zahiren ashaba mevkuf olsa da, hkmen mer-f saylrlar[103]. ) Ulemann tefsir etmeye muktedir olduu ayetler. Reslullah, Kurann mhim ksmlarn aklamakla beraber, limlerin itihadlanyla istinbat edecekleri hkmler ve nfz-u nazarlaryla kef edecekleri incelikler oklukla bulunmaktadr, ilimde rsh kazanmayan baz kimselere gre tenakuz ve ayetler arasnda ihtilaf zannedilen hususlarn hakikatini beyan etme ii de bu ksma dahildir [104]. d) Arap lisanna aina olan her insann derecesine gre anlayaca hususlar 3- Mikdar tibariyle Hz. Peygamber (A.S.M)'in Tefsiri Peygamber (A.S.M.)'izin Kur'nn ne kadarn izah ettii mevzuunda ihtilaf edilmitir. Kur'ann btn ayetlerini, yahut tamamna yakn ekseriyetini beyan etmitir. diyenler olduu gibi, tefsir ettii ayetler saylacak kadar azdr. diyenler de olmutur. Bu hususta kat' bir delil bulunmadndan, ayrca haberlerin shhati iin ileri srlen artlar farkl olduundan (mesela, bilhassa tefsir sahasnda says ok olan mrsel haberler, bazlar indinde sahih saylrken, bazlarnca ihticaca salih olmayan zaif haberler cmlesinden, addedilmektedir) ve bu sahada, geni ereveli mstakil bir aratrma yaplmadndan, bu mesele hakknda fikir beyan edenler, umum prensiplerden ve birtakm ip ularndan hareket ederek hkm karmlardr. Gelecek sahifelerde, bu iki ar grn delillerini tahlil edeceiz. Dankla meydan vermemek maksadyla, her delili zikr ettikten sonra, mnakaasn da birlikte yapacaz. Fakat daha nce, bn mevzua dair Hz. :ie'nin szn inceledikten sonra her iki tarafn iddialarn tahlil edeceiz. a) Hz. Peygamberin Tefsir ettii mikdar hakknda Hz. ie'nin sz :
[105]

Peygamber (.S.M.), Cebrail'in kendisine rettii, saylabilecek kadar mahdut ayet haricinde, Kur'-andan'bir ey tefsir etmezdi[106]. Bu hadisin isnad hakknda cereyan etmi olan . mnakaalarn ve sahih olmak kayd ile mnasn tevcihe dair fikirlerin hlasasn belirtmemiz gerekiyor. Et-Taberi hadisin senedindeki Ca'fer b. Muham-med ez-Zbeyr'nin hadis ve asar ehli arasnda bulunmadiini syler[107]. bn Kesir (. 774/1373) : Bu hadis mnkerdir ve garibdir. snaddaki Ca'fer b. Muham-med hakknda el-Buhr: Hadisinde mtabeat edilmez. Hafz Eb'1-Feth el-Ezd de : munkeru'l hadis olduunu syler[108] Ahmed Muhammed kir ise, uzun tahkiki neticesinde, cerh ve tadil ulemasnn ekserisinin bu ahs sika saydklarn belirterek, tevsik edilmesini tercih eder. [109] Et-Taberi, !ie hadisini rivayet ettikten sonra hlasa olarak u mtalaay serd eder: Bu hadis bizim iddiamz takviye eder. Zira biz, Kur'ann bir ksm ancak Hz. Peygamber (A.S.M.)'in beyan ile anlalabilir, diyoruz. Emir ve nehye, helal ve harama, hadlere ve farzlara dair mcmel ayetlerin tafsil edilmesi, tenzilin zahirinde mcmel olan sair man-i eriatn aklanmas bu cmledendir. Bunlarn tafsilat ve hkm resuln lisan zere, 'Allah indinden varid olmadka bilinmez. Cenab- Hak bunlar yine vahiy tarikiyle, Cibril yahut diledii bir baka elisi ile, resulne bildirir, te Cibril'in talimi ile, Hz. Peygamber (A.S.M.)' in ashabna beyan ettii ayetler bunlardr. Ve phesiz ki, bunlar saylabilecek kadardr. Mezkr ie hadisinden murad, baz gabilerin vehm ettii gibi, Reslullahm hi denecek kadar az tefsirde bulunduu olsayd, kendisine indirilen Kur'an sanki kendisinin aklamas iin deil de, mnasn ve izahn bakasna brakmas iin nazil olmu olurdu. Cenab- Hak, Resulne* kendisine inzal ettiini, insanlara tebli ve tebyin etmesini emr etmitir. Reslullahm da bu emri yerine getirdii sabittir. Abdullah b. Mes'd'un hadisinde, Peygamberin Kur'an, mnalar vo amel edilecek hkmleriyle anklad sahih olarak rivayet edilmitir. Btn bunlar, mezkr iddiann cehalete dayandn gsterir. Dier taraftan hadisin senedi, Ca'fer b. Muhammed sebebiyle illetlidir. Tbindan tefsirden ictinab edenler, fetvadan kananlar gibidir.

Onlar Genab- Hakkn Resul ile dinini ikml ettiini, her hadisede nass ile yahut delletle bir hkm bulunduunu ikrar ediyorlard. Kanmalar o mevzularda Cenab- Hakkn hkm olduunu inkr etmekten deildi, ttihadlarmn, ulemaya yklenen dereceye ulaamamasndan korkuyorlard. Tefsirden ictinab edenler de, te'vilin ulemaya kapal olmasndan deil, szlerinde isabet edememe endiesinden idi[110] Kitbu'l-Mebn sahibi ie hadisini yle deerlendirir : Hz. Peygamber (A.S.M.)'in, Cibril'den renmeye muhta olduu ayetler vard. Zira o, Reslullahm mahade etmedii ahvali mahade ediyordu. Bize gre Reslullah, kendi indinden ok az tefsir etmitir. Bu zat daha sonra ashabn, vahyin nzuln mahade ettiklerini ve lisana vakf olduklarn zikr ederek, bu sebeple onlarn ok az ayetin tefsirine muhta olduklarn, bunlarn da er'i ahkmn icmal edildii vo izah Peygamberin beyanna mtevakkf olan ayetler olduunu syler. [111] bn Atiyye (. 542/1147) : Bu hadisin mnas; Kur'anm mugayyebat, mcmelinin tefsiri ve emsali gibi Allah bildirmedike ttlana yol olmayan hususlardadr. diyerek, Reslullahn az tefsir etmesini, bu sahalara tahsis eder. [112] bn Kesir de et-Taberi gibi, ie hadisinde geen az ayetlerin, ancak Allah'n tevfikiyle malm olacak ayetler olduunu kabul eder ve : ayet hadis sahih ise,' sahih mnas budur der[113] Bylece anlalyor ki Peygamber (A.S.M.Timizin Kur'an izah; Cibril'in getirdiklerine mnhasr deildir. Tbiundan Hassan b. Atiyye'den el-Evza'i u sz nakl etmektedir: Cibril Kur'an getirdii gibi, Kur'an tefsir edecek snneti de Peygambere getiriyordu.[114] bn Abdi'1-Berr (. 463/1070) gibi snnetin kfi derecede Kur'an izah ettiini syleyen ve re'yle tefsirin hududunu daraltan baz limlerin delillerinden biri de bu szdr.[115] Bu hkm'ie hadisine tamamen muhaliftir. Fakat bu iki sz yle uzlatrlabilir: Snneti gayr- metlvv vahiy sayan limlere gre Cibril'in tefsirini bildirdii ayetler ok fazladr. Bu kanaatta olmayanlara gre ise zah Cibril tarafndan bildirilmi olan ayetler ok azdr. Hadis rivayetlerinde Hz. Peygamberin Cibril'den sorduu nadiren tasrih edildiinden, bu iki anlay da muteber olabilir.

Peygamber (A.S.M.Timizin Cibril'den rendiini tasrih ettii hadis rivayetlerini toplamaya altk. Bunlardan birkan misal olarak arz edip dierlerine iaret edeceiz. Birinci misal: *Allaha ve Resulne (m'minlere) (arb aanlarn, yeryznde (yol kesmek suretiyle} fesdcla koanlarn cezas, ancak ldrlmeleri, ya aslmalar, yahud (sa) elleriyle (sol) ayaklarnn aprazvari kesilmesi, yahud da (bulunduklar) yerden srlmeleridir[116] ayetinin tefsiriyle ilgili olarak u hadis rivayet edilmitir: Buna gre Peygamber (S.A.V.)'imiz, ayette zikr edilen harb aanlardan maksad ve onlar hakkndaki hkmn tafsilatn istemi, Cibril de hrszlk yapan ve yol kesen hakknda, almas sebebiyle elini kes, yol kesmesi sebebiyle de ayan kes. Adam ldreni, sen de ldr. Katil, yol kesme ve namahremin rzna tecavz sularn irtikb edeni de as. diyerek tafsilat getirmi oluyor.[117] kinci misal: *Sen balama yolunu tut. yilii emr.et ve cahillerden yz evir. [118] ayeti inince Peygamberimiz bunun mnasn Cibril'den sormutu. Cibril de: Cenb- Allah, sana zulmedeni balaman, seni mahrum brakana vermeni, seni terkedeni ziyaret etmeni emrediyor[119] demiti. nc misal: ... te onlar ilediklerinin en gzellerini kabul edeceimiz, gnahlarndan geeceimiz kimselerdir,..[120] ayeti hakknda yle bir rivayet gelmitir. bn bbs'dan : Hz. Peygamber (A.S.M.) Rh'l-Emn'den yle nakl etti: Kulun sevaplar ve gnahlar (kyamet gn) getirilir, birbirleriyle ksas ve mukabele edilir. Bir tek hasenesi' kalsa bile, Allah Tel o kulu cennetinde ihsanna mazhar klar. [121] Bu rivayetten, Peygamberimiz sormadan, Cibril'in bu haberi getirdii anlalmaktadr. Az nce iaret etmi olduumuz gibi, Cibril'in tavassutunun tasrih edildii haberler Cok azdr ve bu haberler yaygn deildir.[122] Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Cibril'e sorduuna dair gelen rivayetler incelendiinde u hususlar dikkati eker:

1- Ktb-i sitte, el-Muvatta ve Ahmed b. Han-bel'in Msnedi gibi birinci derecede nazar- itibara alnan hadis kitaplarnda, bu nevi rivayetlere tesadf edilmemektedir.[123] 2- Bahis mevzuu sualler itikad meselelere, yahut amel hayata taalluk etmemektedir. 3- Hz. Peygamber (A.S.M.)'in, sadece Cibril'in rettii ayetlerin tefsirini yaptna dair* olan rivayet sahih ise, herhalde Hz. ie'inin bundan kasd, Cib-' ril'den rivayetin tasrih edildii, Tasladmz az saydaki bu rivayetler deildir. Bundan u netice karlabilir : Cibril t.alinvettii halde, ekseriyetle onun tavassutu zikr edilmiyordu. 4- Hz. ie hadisini ve mevcut rivayetleri ha-zar-i itibara alrsak, buna bir de eskiden Tefsiru Cibril eklinde yazlm" bir mecmuann[124] mevcdiyetini ilave edersek, ttz. Peygamber -(A.S.M.)'in baz ayetlerin izahn Cibril'den sorduu hakknda bir ka-naata sahip oluruz. Reslullahn mahade etmedii baz ahvali, Cibril'in mahede etmesi sebebiyle, baz ayetlerin tefsirini bilmek hususunda, Peygamberin Cibril'den sormas makul bir keyfiyettir [125] b) Hz. Peygamber (A.S.M.)'in ok az tefsir ettiini iddia edenler: Bunlar el-Gazzali (. 505/1111),[126] es-Suyt (. 911/1505)[127] ile son asr bilginlerinden Ahmed. Emn ile[128] Kasm el-Kays[129] gibi limlerdir. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'andan ok az bir ksm tefsir ettiini ileri sren bu limlerin dayandklar balca deliller unlardr: 1- Hz. 'ie'nin sz ki,[130] bu rivayetin tahlilini ve ne ekilde anlalmas lzm geldiini az nce bahis mevzuu etmitik. 2- Baz ayetlerin tefsirinde sahabe ve mfessir-ler ihtilaf etmilerdir. -Burada ok kaviller vardr. demilerdir. Ayn ;mesele hakknda, cem ve tevfik edilmesi mmkin pmayan kaviller oktur. Bu kavillerin hepsinin de Reslullahdan iitilmi olmas ise muhaldir. Biri iitilmi ise, dierleri reddedilmelidir. u halde kafi olarak anlalyor ki, her mfessir istinbat le kendisine inkiaf eden mnay sylemitir.

Bu delile gre yle denilebilir: Sahabe arasnda baz ayetleri tefsir etmek hususunda ihtilaf yok deildi. Fakat ihtilaf bytlecek kadar fazla deildir. Aralarnda ihtilafn en az olduu nesil sahabe neslidir. Ayrca aralarndaki ihtilaf, ekseriyetle tezat ihtilaf deil, tenevv ihtilafdr. Bu tenevv ihtilaf da iki ksmdr : Ayn maksad, farkl ztlar deiik tabirlerle ifade Edebilir veya ayn eyin farkl ynlerine iaret edebilirler. Mesela, iin biri Kur'an'a ittiba, dieri de slm demitir. Her iki kavil de mttefiktir. kisi de ayn eye iaret etmi, lakin her biri sfatlarndan biriyle vasf etmitir. kincisi onlardan her birinin, umumi bir mefhmun baz zelliklerini, misal kabilinden zikretmesidir. Bu durumda onlarn maksad muhatabn dikkatini nev'e ekmektir, yoksa umm ve hususuyla tam tamna bir lahdid ve tayin deildir. Mesela: *...te onlardan kimi nefsine zulmedendir, onlarn bazs mu'tedildir, onlardan bir ksm da Allahn izniyle hayrat (ve hasenat yarlarn) da nc ol (up kazan) andr....[131] farzlar yapmayan, haramlar ileyen kimseyi, farzlar yapan ve haramlar terk eden kimseyi ise ileri geen ve farzlar yapmakla birlikte baka hasenat da ileyen kimseyi ifade eder. mdi onlardan her biri bu umum mefhmu, taat nevilerinden biri hakknda zikr eder .Biri yle der: vaktin evvelinde, vakit ierisinde namazm klandr. se ikindi namazn, sfrar vaktine kadar tehir edendir. Dieri de yle der: Sabk, zektn vermekle beraber sadaka ile de ihsanda bulunandr. Muktasd, yalnz farz zekt verendir. Zalim ise zekt vermeyendir, ite bu iki nevi, selef tefsirinde, ihtilafl zannedilen tefsirin ekseriyetinin durumunu ifade eder. Selef arasndaki ihtilafn-bir ksm da, lafzn iki tarafa da muhtem olmas .sebebiyledir. Bu da ya lafzn lgatte mterek bir kelime olmasndan (mesela, gecenin hem balamas hem de gemesi manasna gelir, yahut her ikisine de muvafk olduu halde, murad o iki neviden yahut iki ahstan biri olmasndan ileri gelir. Mesela sonra yaklati, derken sarkd[132] ayetindeki zamirler gibi. Selef hakknda bazlarnn

ihtilaf sayd hallerden biri de onlarn, mnalar, birbirine yakn lafzlarla ifade etmeleridir.[133] ebeden muhtelif tefsirlerin rivayet edilmesinin sebeplerinden biri de, onlarn bazan ayn ayeti earkl kraatlere gre tefsir etmi olmalardr. Halbuki bu durumda, bir ayet hakknda onlardan iki ayr tefsirin varid olmas ihtilafa dellet etmez. Her tefsir gredir. Nitekim selef buna iaret etmitir. et-Taber Gzlerimiz dndrlmtr[134] ayeti hakknda bn Abbas ve dierlerinden kapatld, grmesine mani oIundu ayrca dndrld, bylendi manasn tahric etmitir. Katde (. 118/736) bu iki tefsiri yle tevfik eder : Tedidle okuyan muhaffef okuyan ise mnasn kasd etmitir. Keza[135] ayetinde kraati cima mnasna, ise el ile temas manasnadr. htilaf yoktur.[136] Selef arasndaki tefsir ihtilaflarnda son olarak, sahabeye nisbet edilen rivayetlerin sahih olup olmadnn iyice.aratrlmas gerektii belirtilmelidir. 3- Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'ann btn mnalarn beyan etmi olmas mteazzirdir. Bu an: cakaz ayetler iin mmkndr. Binaenaleyh ayetlerden murad- ilah, emareler ve delillerle istinbat edilir. Kullarnn iyice dnmeleri gayesiyle Allah, Kitabndaki her ayetin, kat' muradn bildirmesini Resulne emir etmemitir[137] Bu iddiaya ylo itiraz edilebilir: Akl cihetten bu szn doruluu teslim edilemez. Zira Reslullah btn ayetleri de tefsir, edebilirdi. Bunda bir imknszlk yoktu. Byle bir umumi hkmle, Peygamber (A.S.M.) imizin ok az tefsir ettiine istidlal olunamaz. 4- Reslullah btn ayetlerin mnasn aklasayd - Allahm, onu dinde fakih eyle ve ona te'vili ret duasna, bn Abbas' tahsis etmesinin mnas kalmazd.[138] Bu takdirde, tefsir de tenzil gibi sadece nakl edilen bir ey olmak gerekirdi. Sahabenin de anlay bakmndan msavi olmalar iktiza ederdi. Bundan Peygamber (A.S.M.) 'imizin, Kur'amn btn mnalarn izah etmedii karlabilir. Lkin iddia edildii gibi sadece ok azn akladna delil olamaz.

5- Allah Tel Halbuki onu Resule veya aralarnda yetki sahibi kimselere gtrmelerdi, onlardan istinbat edebilenler onun ne olduunu bilirlerdi [139] buyurmak suretiyle ilim ehli iin istinbat (delillerden itihad ederek hkm karmay) kabul etmitir. Malmdur ki istinbat sema'nm (iitmenin ve naklin) zdddr.[140] Bu delil de mddeay isbata kfi deildir. Peygamberimizin Kurann ekserisini beyan etmesiyle, itihada meydan kalmas birbirine mnafi deildir. 6- Kur'amn yalnz bir ksm ayetleri iin Hz. Peygamber (A.S.M.)'e merf ve msned tefsir rivayetlerine tesadf edilir[141] 7- Ahmed b. Hanbel (. 241/855) gibi rivayete ehemmiyet veren bir zat bile eyin asl yoktur: Mez, melahim ve tefsir. demitir. Onun gibi baz limler, bu babdan gelen'rivayetlerin shhatini kafi olarak inkr etmilerdir. Mfessirlerin bu sahada va-rid olan rivayetlere gvenmediinin bir delili de, onlarn rivayet edilenlerle bal kalmayp, itin adlaryla ilaveler yapm olmalardr. ayet bu rivayetler onlarn nezdinde sahih olsayd, nassm hududunda dururlard.[142] bn Teymiyye'ye gre mam Ahmed'in bu sznden murad; tefsire dair rivayetlerin ekseriyet itibariyle mrsel haberlere dayanddr.[143] Yine mam Ahmed'in mezhebinde olan muhakkikler: Bu szden murad, ounun muttasl sahih senetleri yoktur. demektir. Yoksa tefsir hususunda sahih rivayetler oktur. [144] demilerdir. Ayrca Ahmed b. Hanbel, AH b. Ebi Talha'mn (. 143/760), bn Abbas'dan mervi tefsiri hakknda Msr'da tefsire aid bir sahife vardr. Bu sahifeyi Ali b. Eb Talha rivayet etmitir. Bir kimse bu sahife iin Msr'a sefer etse, seyahati boa gitmez. demitir.[145] Ayrca kendisi Msned'inde tefsire dair birok hadis rivayet etmitir. Mevzulara gre Msned'i tertib eden el-Fethu'r-Rabbn isimli eserin XVIII., cildinin (5-354.) sahifeleri arasnda, onun tefsire dair rivayetleri toplanmtr. bnu'n-Nedim el-Fihrist adl kitabnda Ahmed b. Hanbel'in mstakil bir tefsir kiteib olduunu bildirir.[146] bn Teymiyye de onun bu tefsirini zikr eder.[147]

u h^lde Ahmed b. Hanbel'in tefsirin asl yoktur demekten kasd, sahih tefsir rivayetlerini nefy etmek deil, zihinleri ikaz ve tenbih etmektir. Fecru'l-slam yakar, Ahmed b. Hanbel'in bir sznn zahirine istinaden sath bir hkmle, onun sahih ve merf tefsiri mutlak surette nefy ettiini ileri srmesi ve bunu tefsirijc bu nevini inkr sadedinde sevk etmesi, bu mevzuda, tafsilat vermemize sebep olmutur. Es-Suyt, ez-Zerke (. 794/1392) nin, merf sa-hh tefsirin ok olduuna dair szn nakl ettikten sonra: Ben derim ki, bu ksmdan sahih olan ok azdr. Hatt, hakiki olarak merf olan, son derece azdr. Bunlarn cmlesini kitabmzn sonunda serd edeceim.[148] diyor. Es-Suyt ayn eserinde tasrih ettii gibi, kitabnda, merf rivayetler arasndan yalnz sahihlerini deil, mrsel ve zaif hadisleri de riakl etmitir.[149] Ayn mellif ed-Durru'UMensur eserinde ise, yzlerce merf rivayet nakleder. Bu tezat undan ileri gelmitir: Bir talebesine, kendi hattyla,, el-tkan' rivayet izni verdii icazetname 883 tarihini tamaktadr.[150] Halbuki ed-Durru'1-Mensur'u, 898'de bitirdiini, eserin sonunda kaydeder. Demek ki aradan geen 15 senede, bilgisini artrm ve bu konuda fikrini deitirdiini belirtmitir. [151] Ancak es-Suyt, el-tknda merf rivayetleri sraladktan sonra u szlerle kitabna nihayet verir: bn Teymiyye nakl ettiimiz szlerinde ve baka yerlerde Hz. Peygamberin, ashabna Kur'anih tamamn yahut tamamna yakn ekseriyetini tefsir ektiini sarahaten sylemektedir. Ahmed ve bn Mce'riin mer'den rivayet ettikleri" haber de bu kavli te'yid etmektedir.[152] el-Bezzr'm ie'den tahri ettii hadis bn Kesr'in dedii gibi mnker bir hadistir, bn Cerir ve dierleri bu hadisi yle te'vil ederler: Habisteki az ayetler, Reslullah (A.S.M.)'m anlamakta mkat ektii ve, Cenab Haktan ilmini taleb ettii, Cenab- Hakkn'da Cibril lisanyla indirdii mkil ayetlere iarettir.[153] Bu szleri ile es-Suyti; az nce nakl ettiimiz iddiasndaki arl[154] hafifletmi oluyor. Netice olarak diyebiliriz ki, Hz. Peygamber (A.S. M.)'in Kur'andan ok az ayeti tefsir ettiini, bunun haricinde! beyanda bulunmadn ileri sren zevatn delilleri, mddealarm isbata kfi gelmemektedir. Daha ok utumi prensiplerden ve bir takm ip ularndan hareket ederek dvalarn isbata almlardr.

c) Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'ann tamamn akladn iddia edenler: Bu icfliay ortaya atanlarn banda bn Teymiyye (. 7J28/1328) gelir. Fikirlerini tefsir usulne dair yazd [Mukaddime fi Usli't-Tefsir adl eserinde aklar.[155] Delillerini yle sralayabiliriz: 1- Allah Tel Resulne hitaben : Biz sana da Kur'm indirdik. Ta ki insanlara, kendilerine ne indirildiini aka anlatasm. buyurmutur. Ayetteki beyan,; Kur'ann btn mnalarn iine alr. Res-lullah Kur'nm lafzlarn olduu gibi, mnalarn da beyan ermeseydi, Allah'n kendisine ykledii aklama iinde kusurlu olurdu. Bu iddiaya yle itiraz edilebilir : Mddea iin ayetin umubiyeti ile istidlal etmek sahih bir istidlal deildir. Reslullah beyan ile mkellef olmak hasebiyle, insanlarn fikir ve itihatlaryla vasl olamayacaklar meselelere, onlarn anlamakta mkilat ektikleri ve kendisine sorduklar ayetleri aklard. Anlayabildikleri ayetleri aklamasna lzum yoktu. Cenab- Allah ayetlerinin tedebbr edilmesini, ibret alnmasn mteaddid yerlerde emr etmektedir. Tedebbr, meseleyi iyice dnp varaca akibeti anlamaktr. Allah insanlara anlayamayacanz u ayetleri dnlp ibret alnz diyerek abes i yapmaktan mnezzehtir. Halbuki ,ashabn birou Kur'an mcerred dinlemekle, Res-lullah kendilerine aklam aks izin, anlamlar ve mteessir olarak mslmanh kabul etmilerdi. 2- Osman b. "Affn ve Abdullah b. Ivjes'd gibi ashabn, Reslullahdan on ayet renince, onlardaki ilim ve ameli renmeden dierlerine gemlediklerino dair Eb Abdirrahmn es-Slem rivayeti, Hz. Peygamberin, onlara btn ayetlerin mnasn rettiini gsterir. Keza Abdullah b. mer'in, el-Bakara sresini renmek gayesiyle sekiz sene megul plmas da buna dellet eder. Allah Tel ayetlerinin iyice dnlmesini emr ediyor. Sahabe bu emre imtisalen, Kur'-n ayetleri zerinde oka gururlard. Mnasn anlamadan kelmn tedebbr edilmesi mmkn deildir, te bunlar, sahabenin Kur'ann lafzlarn olduu gibi, mnalarn da Hz. Peygamber (A.S.M.)'den renmi olduklarna deli tekil eder.

Kur'ann onar onar ayetler halinde re bilmesine dair-rivayet, mddeay isbata kfi gelmez. Bu szden maksat u olmaldr: Hz. Peygamber (A.SM.) Kitabullahm sath bir nazarla okunup geilmesini istemiyor, ashab tezekkre sevk ediyor, ayetlerin mtemil olduu mnalar, hkmleri ve ibretleri iyice anlamalarn istiyordu. Mki gelen yerleri izah pdiyordu. Yahut imal-i fikr etmeleriyle mnalar kendilerine inkif ediyordu. On ayetin ihtiva ettii belli pasl mnalar akllarna ve kalplerine nak edince, dierlerine geiyorlard. Bylece Peygamber (A.S.M.)'imiz onlarn Kur'n, onar onar ayetler halinde renmelerini temin ediyordu. Yoksa bu rivayetten Peygamber (A.S.M.) 'imizin, programl bir takrir suretinde her on ayeti okuyup sonra onlar teker teker aklad mnas karlmamaldr. 3- Herhangi bir topluluk tp, matematik gibi bir ilim dalna ait bir kitab okuduu halde, onun izahn istememeleri deten mmkin deildir. Kendilerine dnya ve ahiret saadetini tekeffl eden Allah'n kitab ise, buna daha. ok layktr. Bununla, sahabenin Kur'an, anlam olmalar lazm geldii kasd ediliyor. Sahabe Kur'anla nasl amel edeceklerini biliyorlard. Kur'ann mnalarn umumiyetle en iyi anlayan insanlard. Fakat bu, Kur'ann her ayetinin mnasn Hz. Peygamber (A.S.M.)'den renmi olduklar mnasna gelmez. 4- mer b. el-Hattb'n, ribanm Hz. Peygamber (A'.S.M.) . tarafndan tefsir edilmediine dair sz. mer: Kur'andan en son nazil olan, riba ayetidir. Be-slullah riba ayetini tefsir etmeden irtihal etti. Binaenaleyh ribay da, riba phesi olan da braknz[156] Bu sz fehvas ile dellet eder ki, Hz. Peygamber (.S.M.) nazil olan her eyi aklyordu. Vefatna yakn olduundan, bu ayeti aklamamt. Eer byle olrriasayd, mer'in tahsisen bu ayetin tefsir edilmediini ' zikr etmesinin mnas olmazd. Bu szden sahabenin, riba ayetini anlamakta m-kilat ektii karlr. Nitekim hkmn iyice bilmedikleri baka ayetler de vard. Lkin bundan, her ayetin mnasn ayr ayr Peygamber (A.S.M)'imizin bildirdii mnas karlamaz.[157]

Grlyor ki bu iddiann kifayetsizliine baka deliller olmasa bile, bizzat iddia sahiplerinin ileri srdkleri deliller dahi, tenkide tahamml edemiyecek kadar zayf ve mddeay isbattan uzaktr. Kur'anm tamamnn mnasn Resulullah ashabna bildirmiti." eklinde verilen hkm, acele ile verilmi bir hkme benzemektedir. Ancak bu noktada yle bir sual zihinlerde beli-rebilir: *Hz. Peygamber (A.S.M.) Kur'anr tamamm aklad halde, bu izahlar bize intikal etmemi olamaz m?* Byle bir sual, mezkr tezi mdafaa edenlerin iddiasn takviye edebilir. imdi zikredeceimiz rivayet, byle bir ihtimali hatra getirebilir: Abdur-rezzak'm Eb Hureyre'den rivayetine gre (o yle demitir : mer halife olunca amel edilenle^ mstesna olmak art ile, Reslullaltan az rivayet ediniz. dedi.[158] Ed-Drim de bunu uzun bir hadhs ierisinde Kuraza b. K'b'den rivayet ettikten sonra der ki : Bize gre bu nehiy, Reslulah zamannda vaki olan h-disat, (oyym-j Eeslillhl hakkndadr. Yoltsa farz ve snnetler hakknda deildi.[159] Belki dejbu ve emsali tedbirler, ahkm ayetlerinin haricinde alan ayetlerin tefsirine dair oan haberlerin rivayetini azaltm olabilir. Fakat bu tedbirin mer devrinde ;ne derece cri olduunu ve onun vefatndan sonra ashabn buna ne kadar riayet edip etmediini bilmiyoruz. Osman, Talha, ez-Zubeyr gibi yakn sahbilerin ok az hadis rivayet ettikleri de burada hatra gelebilir. Mesel ez-Zubeyr, Reslulahdan. rivayet edilmi baz szleri iittiinde, bunlar kendisinin de bildiini, fakat rivayet etmediini sylemitir. Keza sahabenin baz ayetler hakknda ancak sorulduklar zaman, Peygamberimizin izahn naklettiklerine dair rivayetler de az deildir. Bundan, rivayet etmediklerinin de bulunduu dnlebilir. Fakat on-lann bu davranlar kasda makrun da olmayabilir. Sonra baz sahbilerin az hadis rivayet ettiine dair, haberler, olsa olsa onlardan, mlm olan bir ksmnn davranlarn ve miza hususiyetlerini belirtir. Umumuna temil edilemez. Burada sahabenin ancak sorulduu zaman sylediklerine ait birka misal vereceiz. Umeyye, ie'den el-Bakara sresinin 284. ayetiy-le eri-Nis sresinin 123. ayetinin tefsirini sordu. Hz. 'ie: Ben bu ayetleri Reslulahdan soral beri, hi kimse onu

benden sormad. dedi. Sonra Peygamberimizin bu ayetler hakkndaki izahm zikr etti.[160] Msrl bir adam Eb'd-Derd'ya: Dnya hayatnda da, hretde de onlar iin mjde vardr.[161] ayeti hakknda ne dersin? Diye sormutu. Ebu'd-Der-d cevaben dedi ki: Sen yle bir ey sordun ki, onu Reslullahdan sormu olan bir adamdan sonra, onu soran iitmedim. Dnya hayatndaki mjdeleri sadk r,ya grmektir.[162] Baz rivayetlerden anlaldna gre, Hz. Peygamber, amel ve ibadete ait olmayan, baz ayetleri, kendisinden sorulmadan nce izah etmiyordu. Ancak sorulduunda, Cenab- Hakkn kendisine bildirdiini sylyordu: Hz. ie Peygamberimizden (A.S.M.), yer baka bir yere deitii gn insanlarn nerede olacan sorunca Hz. Peygamber (A.S.M.) : Sen bana yle bir ey sordun ki, onu daha nce mmetimden hi kimse sormamt. Bu, insanlarn Cehennem kprs zerinde (baka rivayetlerde: Srat zerinde) olduu sradadr. demiti.[163] Hz. Osman - Gklerin ve yerin anahtar onundur... (Zmer, 63) ayetinin izahn Peygamberimizden sorunca Peygamberimiz mezkr anahtarlar hakknda : Bunu senden nce hi bir kimse sormad onun tefsiri udur: 'Allah'dan baka tanr yoktur. Byk Allah'dr. her noksandan mnezzehtir ve hamd O'nadr. Allah'dan mafiret dilerim. Allah'n yardm olmakszn kuvvet yoktur. Evvel ve hir, Zahir ve Batn O'dur. Hayr O'nun elindedir. ldren ve hayat veren O'dur. Ve O her eye kadirdir. Ey Osman, kim her sabah on kere bunlar sylerse, kendisine alt haslet verilir. Birincisi : blisten ve askerlerinden korunur. kincisi: Kendisine bir kmtar ecir verilir. ncs: Cennetteki mertebesi bir derece daha ykseltilir. Drdncs .-Kendisine huriler e klnr. Beincisi: Yanma on iki melek gelir. Altncs: Kur'an', Tevrat', ncil'i ve Zebur'u okuyann sevabna nail olur. Aynca ey Osman, makbul bir

hac ve makbul bir umre yapmann sevab ona verilir ve o gn vefat ederse ehid saylr.[164] Hz. Peygamberin (A.S.M.), Kur'nn tamamn tefsir ettiine dair iddiann tahlilini bitirirken, ms-takilen Peygamberimize (A.S.M.) isnad edilen bir tefsire de ksaca temas etmemiz gerekmektedir. Es-Sa'-lebi (. 427/1035) tefsirinin mukaddimesinde, kaynaklarn sralarken diyor ki: ... Tefsru Cebr'il ki tamamn mellifine okudum. Tefsru'n-Neb ki bir ksmn musanmfmdan dinledim, kalan iin de bana icazet verdi. Tefsru's-Sahbe ki tamamn musannfma okudum. Bunlarn hepsini de fakih Eb'lHasan Mu-hammed b. el-Ksm tasnif etmitir[165] Ykt el-Hamav, el-Vhid'nin (. 468/1075) eserleri arasnda Tefsro'n-Neb isimli bir eserin bulunduunu yazar.[166] Bunlardan anlalyor ki, baz limler, Peygamberimizden (A.S.M.) nakl edilen tefsir rivayetlerini bir araya toplamaya almlard. Her halde bu mecmualar Kurnn btn ayetlerine dair tefsir rivayetlerini ihtiva etmemek gerekir. Zira Peygamberimizden (A.S.M.) izah rivayet edilmeyen ayetler oktur, hatta ekseriyettedir. Bata Peygamberinize (A.S.M.) ait olmak zere me'sr tefsiri toplamay istihdaf eden balca rivayet tefsirlerinden Abdurrezzk (. 211/820), Yahya b. Sellm (. 200/815), et-Taber, bn Eb Hatim (. 327/939), bn Kesr, (. 774/1372) gibi limlerin tefsirleriyle, btn bu eserlerden ve ayrca rivayete dayanan yzlerce eserden, me'sr tefsire dair her trl rivayeti toplamaya alm olan es-Sytnin ed-Durru'1-Mensr isimli tefsiri gzden geirilirse bu neticeye varlr. Ancak ayetlerle herhangi bir ynden ilgisi bulunan hadisi erifleri, ilgili ayetin tefsirinde nakl etmek suretiyle hareket edilirse, o takdirde, Tef-sru'n-Neb ad verilen bir mecmuann hacmi tabia-tiyle ok byk ve tefsiri yaplan ayetlerin de Kur'a-nn tamamna yakn bir ekseriyetini tekil edecei dnlebilir. Rivayetlerin hayli kabark bir yekn te'kil ettii ve rivayetlerin geni apta toplanmasna ehemmiyet verildii hicri drdnc ve beinci asrlarda, hayli zaif rivayetlerle iirilmi hacimli bir Tef-sru'n-Neb derlenmi olmas da, bsbtn uzak bir, ihtimal deildir. ) Hz. Peygamberin (A.S.M. Tefsirinin Mikdan Hakknda ahs Fikrimiz:

Hz. Peygamberin (A.S.M.), Kur'ndan ne kadarn izah ettiine dair biri ifratn, dieri de tefritin ifadesi olan her iki iddiann delillerini serd edip, mnakaasn yapm bulunuyoruz. Her iki tarafn delillerinde de, tabiatiyle hakikat pay vardr. Onlarn hatas, bunlar mikdarmca takdir etmeyip, ok byk neticeleri bu delillere bina etmeye alm olmalarndadr. Kanaatimiz odur ki Hz. Peygamber (A.S.MJ ne birincilerin dedii kadar az tefsir etmi, ne de bn Teymiyye'niri iddia ettii gibi Kur1 nn tamamn veya tamamna yakn ekseriyetini izah etmitir. Bu kanaatten dolaydr ki, her iki tarafn arln tenkid ettik. Hadis kitaplar ile belli bal rivayet tefsirlerini taramak neticesinde bu kanaata sahib olduk. Vasl olduumuz netice, mevhum ve mphem bir orta yol taraftarlndan uzak, kifyetli bir istikra sonucunda, nisbeten tebellr etmi bir kanaatin ifadesidir, ileride gelecek olan, Hz. Peygamberin (A.S.M.). tefsirine dair oka misalleri muhtevi fasl mtalaa edildii takdirde, bu kanaatimizin hakl olduu anlalacak ve grlecek-tir ki; Hz. Peygamber (A.S.M.) mkellef olduu kadar ile Kur'n beyan etme iini yerine getirmitir. ti-kad, ibadet ve ameli hkmlere dair mcmel ayetleri, teferruatna varncaya kadar aklam, bunlardan murad- ilahyi kavliyle ve fiiliyle beyan etmitir. Bu ksma dahil olan ayetlerden, limlerin itihadla-ryla ulaabilecekleri bir ksm mcmel ayetleri ise aklamad da olmutur. Bundan dolay sahabe devri de dahil olmak zere, baz ayetlerin tefsirinde farkl itihadlar bulunagelmitir, Uhrev ahvle dair ayetleri, terib ve terhib babndan olan ayetleri, bir ksm muayyebata, ibrete medar olan kssalara ait ayetleri tavsif ve tasvir ederek, bazan temsil yolunu kullanarak, insanlarn anlayacaklar tarzda aklam ve teferruatlarn bildirmitir. Keza baz mbhemleri vuzuha kavuturmu, maksudu tayine medar olacak lgavi izahlarda bulunmu, mkil ayetleri tavzih etmitir. Hz. Peygamber (A.S.M.), insanlarn ilm seviyelerinin terakki etmesi ile daha iyi anlayacaklar birtakm mteabih ayetleri, keza arap diline vakf olmakla anlalabilecek ayetleri izah etmemitir. Ayrca normaL bir kltr seviyesine sahip olanlarn idrk edebilecei hususlar da aklamasna lzum kalmamtr. Ancak bu neviden olan

ayetler hakknda suale muhatap olduu hallerde, muhatabn akl seviyesine gre izahda bulunduu vakidir. Bylece o, Peygamber (A.S.M.)'in azanlarn bir tarafa atarak Kur'an re'yine gre tefsir etmek isteyenlere meydan bo brakmad gibi, ayetlerin tamamn veya ekserisini kafi bir tefsire kavuturmak suretiyle, Kuran tefsirini de Tenzil gibi nakl edilen bir hale getirmemi ve tefsiri dondurmayarak akllarn ve istiddlaru kyamete kadar onda yeni yeni ve-cihler bulabilmesini mmkin klmtr.[167] Kur'an tefsir etmek isteyen her ahs, dier artlaryla birlikte, ilk planda sahih bir surette Peygamber (A.S.M.)'imizden rivayet edilen tefsirlere vakf olmak ve bunlardan kat' olarak tahdid ifade edenlerin hududunda durmak mecburiyetindedir.[168] Peygamber (A.S.M.) 'imizden menkul, sahih beyanlara muttali olduktan sonra, mfessir Kur'an tefsir ederken hata ihtimalini olduka azaltm saylr. Bunlar nazar- itibara aldktan sonra, tefsir etme artlarn haiz olan zat, kabiliyetine gre Kura'n izah edebilir.[169] 4- Hz. Peygamber (A.S.M)'e Hkmen Merf Olan Tefsir Rivayetleri: Mikdar bakmndan Peygamber (A.S.M.)'imizin tefsirini ele almak bizi, zahiren sahabeye mevkuf olduu halde, hkmen ve manen Hz. Peygamber (A.S. M.)'e merf olduu ileri srlen rivayetlerin hkmnn ne olduu hakknda beyana sevk etmektedir. Ri-. vayete fazla ehemmiyet verip, re'ye'ok az hak tanyanlar ve Peygamber (A.S.M.).'imizin, Kur'ann hemen hemen tamamn izah ettiini kabul edenler, umumiyetle sahabe tefsirinin hkmen merf olduunu kabule mtemayildirler. Bu tezin en mehur temsilcisi plan Jbn Teymiyye diyor ki: Sahabeden nakl-i sahih ile nakl edilene insann ii yatar. Zira ya bizzat veya bilvasta Reslullahtan iitmi olmas ihtimali kuvvetlidir. Onlar, Ehl-i kitap--tan nadiren rivayet ederler. Hele sahab kat'i bir ifade ile sylemise, Ehl-i kitaptan rivayet etme ihtimali dnlemez. nk Peygamber tarafndan, onlar tasdik etmekten nehy edilmilerdi.[170]

El-Hkim de (. 405/1014) Bizim indimizde sahabenin tefsiri Peygambere merfdur.[171] diyor. Es-Suyt onun bu szn nakl ettikten sonra Mteahhirundan bnu's-Salh C. 663/1245) ve dierleri, el-Hkim'in bu szne itiraz etmilerdir. Zira bu hkm sebeb-i nzul gibi, re'y dahli olamayaca hususlardadr. Ben sonra Ulmu'l-Hadis kitabnda, bizzat el-Hkim'in, bu hususu u ifadesiyle tasrih ettiini grdm : Sahabenin tefsiri de mevkuf haberler arasndadr. Msned, fyani merf) olduunu syleyenler, sebeb-i nzule dair haberleri kasd ederler. Bylece elMstedrek'de temil ettii hkm, burada tahsis etmi oluyor.[172] Sahabe tefsirim, umumi olarak merf kabul edenler, bu kanaatin bir gerei olarak, onlar arasndaki tefsir ihtilaflarn tevfik etmeye gayret ederler. Bu ihtilafn tezat ihtilaf deil de, tenevv ihtilaf olduunu isbata alrlar.[173] Kur'andan herhangi bir ayetin nzul sebebi hakknda, vahyi mahede eden sahabinin verdii haber, msned (merf) bir hadis saylr. el-Hkim, bnu's-Salh ve bakalar buna kaildirler.[174] Nzul sebebini bildiren rivayetler umumiyetle Bu ayet flan hdise hakknda nazil oldu. sigas ile varid olur.. Bu ekilde gelen rivayetlerin, her zaman ayetin, hakikaten o hdise hakknda nazil olduuna dellet etmeleri gerekmez. Zira sahab bazan ayetin, o hkm de tazamtnun ettiini anlatmak iin byle sylemi olabilir.[175] Bundan dolay bu sigaya gelen rivayetlerin merf saylp saylmayaca hakknda iki gr vardr. el~Buhri bunlar da msned haberlere idhal eder. Bakalar msned haberler arasna almaz. Msned eserlerin ekserisinde byle kabul ederler. Fakat sahab nce sebep tekil eden hadiseyi zikr eder, sonra ayetin nazil olduunu sylerse, hepsi boy-leini msned sayarlar.[176] Bundan baka, Peygamber (A-S.M)'imizden renmi olduklarna delalet ettii iin, sahabenin icma ettikleri herhangi bir meselenin shhatinde ve kabulnn vacip olduunda ihtilaf yoktur. cma etmedikleri takdirde beyanlarnn hccet olup olmad hakknda mnakaa varsa da, beyanlarna itimad etmek ,taraf galip gelir.[177] elGazzli ise: Sahabi ref etmeyince itihad ettii sabit olur. Sahabe de itihadnda dier mtehidler gibidir.[178] diyerek sahabeye mevkuf tefsirin kabulnn vacip olmadn belirtir.

El-Gazzli'nin bu ifadesinde bulunmayan veya gizli kalan bir yn vuzuha kavuturmak -gerekir. yle ki: Sahab Hz. Peygamber (A.S.M.)'den iittii veya grd bir meseleyi nakletmeyip, kendisine ait bir izahta bulunabilir, fakat bu izah herhangi birinin mtalaas durumunda deildir. Yani deta itihadla elde edilmesi mmkn olmayan bir bilgi sz konusudur. Sahab, ancak vahiy anda yaam bir kimsenin vakf olabilecei bir karineye yahut yine ancak yle birinin muttali olabilecei bir lisan inceliine dayanarak bu izah yapm olabilir. Bu izah Kur'an veya snnetin bir mevzunun tefsiri olup, bu aklama olmakszn o nass, anlalmas gereken tarzda anala-mayacaksa, bu takdirde Sahab'nin bu izah ile amel etmek art olur, srf itihad bir mes'ele saylamaz.[179] Zahiren sahabeye mevkuf rivayetler iinde, hkmen ve manen merf saylmas icab eden sahalardan biri de, re'y ve itihatla haber verilmesi mmkin olmayan ayb ve uhrev ahvli bildiren rivayetlerdir.[180] Bu nevi rivayetlerin manen merf saylmas iin onlarn Ehl-i kitaptan nakl edilmediinin m-teyakkan olmas ve ahabnn kat'i bir ifade kullanm olmas arttr. Keza herhangi bir eyin haram veya helal olduu meselesinde, ahab, kat' bir ifade kullanyor ve itihat ettiine dair bir karineye rastlanmyorsa, bunlar da helal ve haramn kendisinden alnd zattan renmi olduklarna hkm edilir.[181] Gelecek haber, buna bir misal tekil eder : Mesrk diyor ki: ie'den kars hayizl iken, kocasna ondan neyin helal olduunu sordum. *Cima haricinde her eyi yapabilir. dedi.[182] Hz. ie'nin bunu kendi indinden sylemedii anlalmakta olduundan, hadis hkmen merf saylr. Burada, manen merf saylan dier neviden olan rivayetlere de birka misal vermek istiyoruz: Abdullah b. Mes'd dedi ki : demolunda bir eytan, bir de melek lmmesi[183] vardr. eytan lm-mesi er ile tehdd ve hakk tekzib eder. Melek lmmesi ise, hayr vd eder ve hakk tasdik eder; her kim (iinde bu hissi) bulursa bilsin ki o Allahtandr, Alla-ha hamd etsin. brn hisseden de eytandan Alla-ha snsn. bn Mes''d sonra: eytan sizi fakir olacaksunz diye korkutur.,. [184] mealindeki ayeti okudu.[185]

Grlyor ki bu haberde fan Mes'd gayb ve esrar leminden kafi bir ifade ile haber vermektedir. Ehl-i Kitabdan nakl edilmedii kanaati de hasl olduundan, bunu Peygamber (A.S.MJ'imizden renmi olduuna hkm edilir. Yine Abdullah b. Mes'd'un anlatt bir kssa ierisinde yle dedii rivayet edilmitir. ...Hi bir insan yoktur ki, biri Cennette, dieri Cehennemde olan bir konaa" bakmasn. te hasret gn o gndr. Cehennem, ehli Cennet tekiIeri grr ;ve onlara denir ki: Siz de alm olsaydnz! .(Oraya girerdinizJ Onlar bir hasrettir ahr. Cennet ehli de Cehennemdeki evi grr ve onlara.- Allann ltfu size yetimeseydi! (oraya girecektiniz) denir[186] Bu kabil manen merf hadisler, nisbeten bir yekn tekil edecek kadar oktur. Bunlara sadece iaret etmekle yetineceiz.[187] [188] 5-Hadislerin Kur'ana Muvafakati ve Hadislere Ayetlerle stihad Etme Meselesi: Hadisler Kur'an tefsir eder. Bu tefsir bakalarnn!" gibi deil, yine vahiyle te'yid edilmi Reslullah (A.S.M.)'m izahdr. Binaenaleyh hadislerin Kur'ana muvafk olmas ve ondan bir asla dayanmas, prensip olarak kabul edilmesi gereken bir keyfiyet olur. Bu sebeple menei sahabe devrine kan erken bir zamanda, rivayet edilen hadislerin Kur'andaki mesned-lerinin bahis mevzuu olduunu mahede ediyoruz. Bundan sonra greceimiz her hadisin mutlaka Kur'-andan bir ayete raci olmas gerektii mevzuu ile yakndan alkal ve byk bir ihtimalle orada ele alacamz nazariyelere sebep tekil eden hadislerin Kur'-ndan msdaklarnn bildirilmesi vakas acaba hangi zemin zerinde nev nema bulmutur? Kanaatimizce bu hdisenin milleri unlar olmaldr: a) Bu suale kar phesiz ki hatra gelen ilk cevap, hadislerin Allann kitabna arz edilmesini bildiren bir hadis-i erifin mevcudiyetidir. stne mhim hkmlerin bina edildii baz hadisler gibi, bu hadis hakknda da uzun mnakaalar cereyan etmitir ki, biraz sonra bunlara temas edeceiz.

b) Kur'anda her eyin aklandna dair baz ayetlerin varl. [189] c) Bunun, Hz. Peygamber (A.S.M.)'e nisbet ederek hadis uydurmaya veya ona nisbet edilen sz ve hkmlerde hataya dlmesine kar bir tedbir olmas da, hatra gelen belli bal sebepler arasndadr. ) Hadis rivayetinde iddet gsteren halife mer b. el-Hattb'm tedbirleri ve'birok sahabenin hassasiyeti[190] karsnda, ravilerin doruluklarn isbat vo kendilerini thmetten uzak tutmak gayretleri de, buna sebebiyet vermi olabilir. d) Demin iaret edilen hadisin. Peygamber (A.S.M.)'imiz tarafndan sylenmediini farz etsek bile, birok hadisin nihayetinde bizzat Peygamber (A.S.M)'i-miz tarafndan, Kur'andan alakal bir ayetle istihad edilmesinde, byle hareket etmeye ak bir tevik sezmekteyiz. Peygamber (A.S.M.)'imizin hadisin nihayetinde, ilgili ayeti okumas, mteaddid gayelere matuflmakta ise de, bu tevik ruhu hepsinde mterek bir unsur olarak kendini hissettirmektedir. O, bylece syledii szn, o ayetin aklamasna dair olduunu belirtmek, mslmanlar Kur'anla devaml bir mnasebet kurmaya yneltmek, sylenen szlerin ve verilen hkmlerin mutlaka bir delile dayanmas icap ettiini ders vermek istiyordu. Belki de syledii her eyin, Kur'andan bir esasa dayandn belirtmek, kendisinin onun aklaycs mevkiinde olduunu hatrlatmak istiyordu. Mevzuu datmamak iin bu, ayetle istihad meselesine ait misalleri az sonra topluca vereceiz. e) Daha sonra umum bir hkm halinde ifade edilecek olan snnetteki her ey Kur'andan bir esasa dayanr. kanaatine itirak eden sahablerin mevcut olmas. Mesela-, Abdullah b. Mes'd'un (. 34/ 654) rivayet ettii hadislere, Kur'andan bir ayeti ahid getirmesinin misalleri ok fazladr, hatta bunun kendisi tarafndan bir kaide ittihaz edildii, bizzat ifadesiyle sabittir: Bu haberde bn Mes'd'un Biz size bir hadis sy-ledikmi, Allann Kitabndan onun tasdik edici delilini de getiririz. [1]dedii ve hadsin arkasndan onu dorulayan bir ayet okuduu aka grlmektedir.

Abdullah b. Abbs (. 68/687) Resiullah (.S. M.)'in kuluk namazn kldn iitince, Dvud Aley-hisselam hakkndaki Biz dalan kendisine musahhar kldk ki, bunlar akamleyin ve kuluk vakti onunla birlikte durmayp tebih ederlerdi. [191] ayetine irca etmiti.[192] Bir rivayete gre o yle demiti: Duna namazn bu ayetten bakasnda bulamadm..[193] Eb Musa el-E'r (. 44/664) Bu mmetten, Yahudi ve Hristiyaniardan her kim beni iitir de, sonra benimle irsal edilene iman etmezse Cehenneme girer. hadisi hakknda diyor ki.- Kendi kendime dedim : Re-.slullahn syledii her ey Allah'n Kitabnda vardr. Okuyup araynca (dayand ayeti) buldum [194] Herhangi bir gruh onu tanmazsa ate onun va'd edilen yeridir. Sen de bundan phe iinde olma...[195] Sa'd b. Cubeyr (O. 95/713) : Bana ResJulIahdan hi bir hadis vechi zere ulamad ki, onun msdakn Allahm Kitabnda bulmu olmayaym. diyor. Sonra mezkr (Hd 17) ayeti ve onunla iJgili misal verir.[196] f) Hadisler iin ayetlerden ahid getirme mevzuuna son bir sebep olarak da u husus hatra gelmektedir: Kur'an kendi re'ylerine gre tefsir etmek isteyen garazkrlarn ve onlarn tesirinde kalan saf insanlarn, kendilerine hadis rivayet eden sahabeden, nakl ettikleri hadislerin Kur'andaki asllarn istemi olmalar da bu vakaya sebep tekil etmi olmaldr.[197] a) Peygamber (A.S.M.)'imizin hadsle beraber ilgili ayeti okumasna dair misaller Bu rivayetlerde balca u salar kullanlr: 1- Eb Hureyre dedi ki, Reslullah yle buyurdu: Yce Allah yarataca mahluklarn ne hal zere bulunacaklarn takdir edip de onlara ait kazay tamamlad zaman, akrabalk ayaa kalkp : CYarab!) buras akrabalk mnasebetlerini kesmekten sana snanlarn makamdr, dedi... Bundan sonra Reslullah (A.S.M.) isterseniz u ayetleri okuyunuz buyurdu:[198] Demek idareyi ve hakimiyeti ele alrsanz hemen yer yznde fesad karacak, akrabalk mnasebetlerini bile paralayp keseceksiniz yle mi?[199]

Eb Hureyre Peygamber (A.S.M.)'imizin yle de-. diini rivayet eder: phesiz Cennette bir aa vardr ki bir svari onun glgesinde yz sene yrse de onun glgesini kat' edemez. isterseniz[200] yaylm (daimi) glgeler- ayetini okuyun.[201] 2- Sonra Reslullah u ayeti okudu. Abdullah b. Mes'd Reslullah (A.S.M.)'in yle dediini rivayet eder: Zektn vermeyen herkesin karsna kyamet gn, boynuna dolanan ok zehirli bir erkek ylan dikilir. Sonra Reslullah bize : Allann fazlndan kendilerine verdiini infakta cimrilik edenler zinhar bunun, kendileri iin bir hayr olduunu sanmasnlar. Bilakis bu onlar iin bir serdir. Onlarn cimrilik ettikleri ey kyamet gn boyunlarna dolanacaktr...[202] ayetini okudu.[203] Ukbe b. !mir Reslullah (A-S.M.)'n yle dediini rivayet eder:[204] Kul isyan iinde olduu halde Allah', ona arzu ettiini veriyor grrsen (bil ki) bu istidratr. Reslullah sonra u ayeti okudu: *Onun iin, bunlar kendilerine ne hatrlatld, t verildiyse onlar unutunca zerlerine her eyin (her zevkin, her nimetin) kaplarn atk, nihayet kendilerine verilen o eyler (o genilik ve o serbestlik) yznden (tam -marp) ferahladklar vakit de onlar anszn tutup ya-kalay verdik ve artk o anda onlar btn, mitlerinden mahrum kaldlar. [205] Sonra Reslullah (A.S.MJ dedi ki sigasyla gelen rivayetler: Eb Sa'd'den; Reslulah dedi ki: M'minin ferasetinden saknn. Zira o, Allah'n nuru ile bakar, Sonra Resluliah dedi ki[206] ... Elbette bunda feraseti olanlar iin ibretler vardr.[207] 5- Bunun, Allah'n kitabnda tasdik edici delili u ayettir. [208] sigasyla varid olan rivayetler: Eb Hureyre[209] Hz. Peygamber (A.S. M.)'den yle dediini rivayet ediyor: Allah Tel buyuruyor ki: Salih kullarunirt gzlerin grmedii, kulaklarn iitmedii ve hi bir beerin kalbine gelmeyen nimetler hazrladm. Bunun Allah'n Kitabndan onu tasdik edici delili Artik onlar iin yapmakta olduklarna bir mkfat ola-

rak; gzlerin aydn olaca (nimetlerden) neler gizlenmi bulunduunu kimse bilemez. ayetidir.[210] Bu hadis Mslim tarafndan, el-Mure br.u'ba dan merv, baka uzun bir hadis iinde zikredildikten sonra[211] lafzyla varid olmaktadr. Eb Hureyre'den, Reslullah dedi ki: Allah sadakay kabul eder ve onu sa eline alarak, sizden birinin tayn besleyip bytt gibi bytr, yle ki bir lokma (sadaka) Uhud Da gibi olur. Bunun Allah'n Kitabndan tasdik edici delili u ayettir: Onlar bilmediler rai ki bhesiz Allah, kullarndan (sadr olan) tevbeyi kabul edecek, sadakalar alacak olan ancak Kendisidir ve hak i kt de tevvab,ve rahim yalnz Odur. [212] Baz hallerde, hadisin . nihayetinde ayet okunduuna dair fkralar zahiren Peygamber (A.S.M.)'imize mensub ise de,'hakikatte mdrec olduu sarihler tarafndan ifade edilir. Mdrec olup olmadn tayin etmek bazan hakikaten zorlar. nk fail tasrih edilmeyince, gaib fiildeki (nc ahs) zamir. Peygamber (A.S.M.)'imize, rvi sahabye veya isnaddaki r-vilerden herhangi birine rci olabilir. Mesela; Eb Hureyre, Reslullah (A.S.M.)'n yle buyurduunu sylemitir -. Fakir, bir iki hurmann veya bir iki lokmann savuturduu kimse deildir. Asl fakir, istemekten ekinendir. sterseniz u ayeti okuyunuz. nsanlardan srarla bir ey istemezler. (el-Bakara, 273)[213] bn Hacer hadisin sonundaki ayetin, el-Buhri'nin eyhi bn Eb Meryem tarafndan okunduunu tahkik eder.[214] Fakat en-Nes''nin tef irindeki rivayetin sonunda eklinde merf olarak grnmektedir.[215] Eb Hureyre'nin rivayetine gre Reslullah dedi ki: Kyamet gn, iriyan bir adam gelir ki, Allah katnda sivrisinek kanad kadar ekmez (yani hibir kymeti olmaz.) Ve dedi ki [1]u ayeti okuyunuz ... Biz kyamet gnnde onlar iin hibir l tutmayacaz.[216] bn Hacer bu hadisi erh ederken diyor ki:

*Ve dedi ki:[217] u ayeti okuyunuz, sznde, kail sahabi olabilecei gibi, hadisin bakiyesi cmlesinden olarak merf da olabilir..[218] Hadisin Mslim rivayetinde ksm yoktur. et-Taber rivayetinde ise eklindedir. Hi birinde fail tasrih edilmemitir. b) Sahabenin ayetlerle istihad etmelerine misaller: Rivayetlerden anlaldna gre, ok hadis rivayet . eden ashabdan Eb Hureyre (. 58/678), Enes b. Mlik (. 93/712), Eb Sa'd el-Hudri (. 78/697), Abdullah b. Mes'd (34/654), ie (58/678) gibi sahabilerde-daha ok rastlanmak zere, sahabler muhatabarn ikna etmek ve doruluklarna ahid getirmek gayesiyle, itihadlanyla hadise muvafk ayeti zikr ediyorlard. I. Misal: Eb Hureyre yle diyordu: Reslullah buyurdu ki: Her doan ocuk ancak ftrat zere doar. Bundan sonra anas, babas onu yahudi yaparlar, nasrni yaparlar, mecs yaparlar.[219] Bundan sonra Eb Hureyre: sterseniz u ayeti okuyunuz, dedi: O halde sen, yzn bir muvahhid olarak dne, Allah'n a ftratna evir ki, o insanlar bunun zerine yaratmtr. Allah'n yaratna (hibir ey) bedel olamaz. Bu dimdik ayakta duran bir dindir. Fakat insanlarn o u bunu bilmezler. [220] II. Misal: Eb Sa'd el-Hudri'nin Peygamber (A.S.M.)'imiz-den rivayet ettii uzun bir hadis iinde kyamet gnnde insanlarn hli ve z ok sevab olanlarn Cehennemden karlacaklar bildirilir, En sonunda Allah meleklerine yle buyuracaktr: Gidiniz, kalbinde zerre kadar hayr olanlar karnz.[221] Eb Sa'id bu hadisi syledii zaman unu da ilave ederdi : Eer tasdik etmezseniz, (u ayeti) okuyun. phesiz ki Allah zerre kadar hakszlk etmez. (Zerre mikdar) bir iyilik olursa onun (sevabn) kat kat artrr. Kendi canibinden ayrca pek byk bir mkfat verir.. [222] III. Misal:

Abdullah b. Mes'd en byk gnahlarn irk, ocuunu ldrme ve komunun karsyla zina olduunu, Hz. Peygamber (A,S.M.)'den rivayet ettikten sonra diyor ki: u ayet, Reslullahn bu sznn tasdiki olarak inmitir: OnIar ki Allah'n yannda baka bir Tanr daha (katp) tapmazlar. Allah'n haram kld cana haksz yere kymazlar, zina etmezler. Kim bunlar (dan birini) yaparsa cezaya arpar. [223] Grld gibi sahabler, hadis nakl ettikten sonra, kalplam eitli ibareleri kullanmalarm mte-akib, herhangi bir ayet okumakla, Hz. Peygamber (A. S.M.)'in o sznn, okuduklar ayetin tefsiri olduunu anlatmak istiyorlard. Bazan kendilerini thmetten kurtarmak iin byle yapyorlar, bazan muhataplarnda bir tereddd eseri grm olduklarndan, hadisin Kur'andaki msdakn belirtmi oluyorlard. Bu tatbikatn misalleri ok fazladr[224]. 6- Shhatini Tesbit Gayesiyle Hadisi Kur'ana Arz Etme Meselesi: Mebde' itibar ile, snnetin Kur'ana muvafk olmas gerektii kabul edilince, rivayet edilen hadislerin muteber olup olmayaca, Kur'anla mukabele etmek suretiyle anlalmak istenmitir. Bu fikirde olanlar, bu mevzuda bir de hadis rivayet ederler. Buna g re Peygamber (A.S.M.)imizin yle dedii rivayet edilir: Bana nisbet edilen her eyi, Allah'n Kitabna arz ediniz. Ona uyarsa ben sylemiimdir. Ona muhalif ise ben sylememiimdir. Ben ancak Kitabullaha mu-, vafk olurum. Zaten Allah beni onunla hidayet etmitir,[225]. Bu hadisin sebebiyet verdii mnakaalara demin iaret etmitik. imdi bu mnakaalarn hlasasn arz edeceiz. bn Abdi'1-Berr (. 463/1070) : Bu szn, sahih nakli, sakminden ayrt eden ilim ehli indinde, Peygambere nisbeti sabit deildir. diyor[226]. El-Hattb C. 388/998), -Bana Kur'an ile bir misli daha verildi. hadisini aklarken yle diyor: Bu rada, hadisin Kur'ana arz edilmeye ihtiya olmadna da dellet vardr. Zira hadis sabit olunca bizatihi hccet olur. Benden size gelen hadisi Kitabullaha arz ediniz...- diye rivayet edilen szn asl yoktur, batl bir hadistir [227]. Abdurrahmn b. Mehdi (. 198/813) : Bu hadisi zndklar ve hriciler uydurmulardr. [228] diyor.

Bir ksm ilim ehli Biz her eyden nce bu hadisi Kitabullaha arz eder ve grrz ki, bu hadis Kitaba muhaliftir. nk Kur'anda, Peygamberin szlerinden yalnz Kitaba muvafk olann alnmas art yoktur. Bilakis o, mutlak surette Peygambere ittiba emr etmektedir[229]. Bu mevzuda e-tb (. 790/1388) ise yle demitir : Bu hadis, rivayet itibar ile sahih deilse, iki taraftan hi biri iin hccet tekil etmez. ayet sahih ise, yahut kabul gerekli bir tarikten geliyorsa, elbette na-zar- itibara almak lazmdr. Zira hadis, ya srf Allah tarafndan gelen vahiydir, veya Reslullahm makbul bir itihaddr. Her iki takdirde de onun Kitabullah ile tenakuz halinde olmas mmkin deildir. Zira Peygamber Kendi nevasndan sylemez. O kendisine (Allah tarafndan) gelen bir vahiyden bakas deildir. [230] Bu kavle, Peygamber hakknda hatann cevaz tefer-ru' etse bile, hatada devam etmesi mmkin deildir. Muhakkak surette doruya rc eder. Ancak onun hakknda hatay nefy etmek, itihadiyle Kur'ana mua ve muhalif hkm vermiyeceini sylemekden evldr... O halde her hadis, mezkr hadisin tasrih ettii gibi Kitabullaha muvafk olmaldr. Senedi ister sahih olsun, ister olmasn, mnas sahihtir. Et-Tahv bu mnada Reslullahdan u hadisi rivayet eder: Bu da hadisin doruluunda kstas olarak, mminlerin kalblerinin yatmasn ve o hadise snmalarn gstermektedir. Yine et-Tahv (. 321/933) u hadisi rivayet eder: Benden, tanyp (nsiyet edeceiniz) ve garib kar-lamyacamiz bir hadis size sylendiinde, sylemi veya sylememi olaym onu tasdik edin, bilip kabul edemiyeceiniz ve sizce maruf olmayan bir hadis bana nisbetle sylendiinde, o sz tekzib ediniz. Zira ben nsiyet edilmeyen, kabul edilemiyecek eyi sylemem. Bu yle olur: Allann Kitabna ve Peygamebr (A.S.M.)'in snnetine, -mnasnn onlarda bulunmas sebebiyle muvafk olursa kabul gerekir. Zira Hz. Peygamber (A.S.M.) bu lafzlarla olmasa da, bu mnay baka lafzlarla ifade etmi olmaldr. ayet sylenen hadisi Kur'an ve Snnet tekzib ediyorsa, onun reddedilmesi ve syle-

memi olduunun bilinmesi vacip olur. Elhasl, hadisin muteber olmas iin, Kur1 ana mu-vafk olmas ve muhalif olmamas arttr.[231]. Ibn Abbas, Reslullah (A.S.M.)'dan hadis nak eden, Ber el-Adav'ye kulak vermemi, sebebini sorunca da bn Abbas: Bir zamanlar (yalancln zu. hr etmesinden nce) bir ahs Resiullah yle dedi der demez, gzlerimiz ona evrilir, hemen onu dinlemeye koyulurduk. nsanlar hertrl ii irtikp etmeye balaynca, hakdan yalnz bizce maruf olan (hadisi) almaya baladk. demiti[232]. Bu hadis hakkndaki mnakaay bylece hlsa ettikten sonra, inldi de Kur'ana muarz bir hadis karsnda limlerin ne ekilde harket ettiklerini greceiz. Onlar hla Kur'an gerei gibi dnmeyecekler mi? Eer o AHahdan bakas tarafndan olsayd, elbet iinde bir birini tutmayan, birok eyler bulurlard.[233] ayeti kerimesine dayanarak, btn mmet eriatta ihtilaf ve tenakuz olmayacanda ittifak etmilerdir. Hal byle olunca, Kur'ana muvafk olmayan hadisler olabilir mi ve bunlarn durumu ne olacaktr? suali, hadisin, Kur'an aklamas mevzuunda g bir mesele, olarak karmza kmaktadr. Dinin asli olan Kur'ana, muhalif olduu kat' surette tayyn eden haber merdddur. u muhalefet kat' deil de zann ise, bu takdirde mtehitlerin eitli grleri vardr. Shhat artlan tekemml eden haber-i vahidin, makbliyetine karar vermek iin Kitabulla-ha arz edilmesi Jazim mdr deil midir? mnakaas kmtr. E-fi'i (. 204/819) arz edilmesi gerekmez. derken, Isa b. Ebn f. 220/835)[234] -Size bir hadis rivayet edildiinde, onu Kitabullaha arz ediniz. Ona muvafakat ederse kabul ediniz, yoksa reddediniz. hadisiyle ihticac ederek gerekli olduunu sylemitir. Bu meselenin, selef-i salihinde asl vardr. 'ie l, ailesinin alamas dolaysyla tazib olunur. hadisini, bu asla istinaden Hakikaten hibir gnahkr dierinin gnh ykn ekmez. Hakikaten insan iin kendi altndan bakas yoktur. [235] ayetlerini delil gstererek reddetmiti. Keza sra gecesi, Peygamber (A.S.M.Timizin Cenab- Hakk grdn de Ona gzler eriemez.[236] ayetine dayanarak reddetmiti. Fa-

kat bakalarna gre bu, ayetle tenakuza dmeyen bir baka asla dayanmaktadr. O da ahirette Allah Telnm grleceine dair, kat'iyet derecesine ulaan, Kur'an ve snnetteki delillerdir. Dnyadaki ile ahiretteki grlmesi arasnda fark yoktur. mer b. el-Hattb ile ie, Ftma b. Kays'm, talakla boanan kadnn skna ve nafaka hakk olmadna dair rivayet ettii hadisi, Kitabullaha muhalefetinden dolay reddetmilerdi[237]. mer din hkmleri byle bir kadndan almayacan, 'ie ise onun hafzasnn ve zabtnn yerinde olmadn belirtmiti. Selefin bu arz keyfiyetini tatbik ettiine dair baka misaller de vardr[238]. Mlik b. Enes (. 179/795) de bunu birok meselede muteber saymtr. Mesela, Kpein yalad cabn yedi kere ykanmas hadisi hakknda: Byle bir hadis rivayet edilmektedir ki, hakikatini bilmiyorum, diyor. Sonra hadisin zaif olduunu syleyerek avlad yenir de, nasl olur salyas kerih grlr? def. Yine mam Mlik Her kim oru borcu olarak lrse, onun yerine velisi on tutar.[239] hadisini, klli Kur'an asla, Hakikaten hibir gnahkr dierinin gnh ykn ekmez. Hakikaten insan iin kendi altndan bakas yoktur. aslna mnafi olmas sebebiyle ihmal etmitir. Hadislerin Kur'ana muvafakati meselesinde mam Eb Hanife de . 150/767) Mlik gibi hareket eder. Nitekim kur'a haberini, er' asllara muhalefeti sebebiyle reddetmitir. nk asllar kafidir, Haber-i va-hid ise zann delildir.[240] Kat' bir delilin (Kur'an-dan bir esasn) ehadet etmedii, bununla beraber kafi bir esasa muarz da olmayan haber de umumiyetle makbul saylmaz[241][242] 7- Hadislerin Kur'ana Rcu Meselesi Hz. Peygamber (A,S.M.)'in hadislerinin Kur'anla mnasebeti, yani hadisler Kur'ann tefsiri midir? Yoksa mstakil hkmler mi ifade ederler? meselesini de burada incelememiz lazm gelmektedir. Bu mevzuda belli bal birka nazariye vardr. Snnetin, sadece Kur'ann beyanndan ibaret olduunu kabul edenler, her hadisin muhakkak surette bir ayete raci olduunu ileri srerler. Snneti mstakil bir hkm ve biza-

tihi hccet telakki edenler, hadislerin Kur'ana rcunun art olduunu kafi olarak reddederler. Bir de, esas itibariyle, rc meselesini benimsemekle beraber, snnetin bir ksmn bundan istisna eden, nisbeten te'lifci bir gr vardr. imdi srasyla bu nazariyeleri ele alacaz. a) Her hadisin mutlaka bir ayete raci olduunu leri srenler: Sahabe devrinden itibaren, snnetin Kur'ana rac olduunu ifade eden limler olmutur. Fakat meselenin mnakaasna daha sonra, hicr nc asrda balanm ve snnetin Kur'ana raci olduunu, istikra ve tetkik neticesinde e-fi' u szyle vuzuha kavuturmutur : Reslullahm btn hkmleri, Kur'andan fehm ettii esaslara dayanr[243] Bu fikri benimseyenler derler ki; Snnet, mnas itibar ile Kitaba racidir. Yani o, mcmelinin tafsili, mkilinin beyan, muhtasarnn geniletilmiidir. nk Cenab- Hakkn u kavlinin delaletiyle snnet, Kitabn aklamasndan ibarettir: Biz sana da Kur'a-n indirdik. Tki insanlara, kendilerine ne indirildiini aka anlatasm.[244]. Snnette hi bir ey yoktur ki, Kur'an onun mnasna icmali veya tafsili olarak delet etmesin. Allah Tel Kur'an Her eyin apak bir beyan [245] yapmtr. Bu sebeple snnetin de, filcmJe onda olmas lazm gelir, Biz o Ktanda Jibir oyi eksik brakmadk.[246] Bu gn irin dininizi kemle erdirelim.[247] ayetleri de bu mnadadr. Bu son ayetten maksat Kur'an indirmekle dinin kem-Jo erdiidir. u halde neticede snnet, Kitapdakinin beyandr. Kitaba raci olmasnn mnas da budur. Keza istikra da buna dellet eder [248]. Sahabeden bu kanaatte olanlarn bir ksmn daha nce zikr etmi-tik[249]. leri gelen birok muhaddisin do ayn fikirde olduunu, hadis kitaplarndan anlyoruz. Bu hususiyet en fazla el-Buhri'de C. 256/870) gze arpar. el-Buhr Sabih'inin hemen her sahifesinde, rivayet ettii hadisleri, Kur'andaki asllarna ra.pt eder. Ezcmle : Kitbu'l-Vuz[250]:

[251]

Ayeti ile balar. Sonra bu mevzudaki btn hadisleri zcr eder.

Kitbu'1-Hayz[252]
[253] [255]

eklinde balar. Kitbu'1-Hac[254] eklinde balar.

El-Buhr'nin ayetlerin tefsiri sadedinde rivayet ettii hadislerin, ayetle alakas yakn olduu gibi, gelecek misalde grlecei ekilde, uzak da olmaktadr: [256] unvannda zikrettii ayet hakknda, bn mer'in Hz. Peygamber (A.S.M.)'i Z'1-Huleyfe mevkiinde ihrama girerken grdne dair hadisi rivayet eder [257]. Bazaot ayet iin bir bab tahsis ettii halde, hi hadis nakl etmez. Ayeti nihayetine kadar yazmakla iktifa eder. Ayetin mnasnn, siyak ve sibaktan anlalacan belirtmek ister:[258]
[259] [260]

ayetini yazmakla yetinir. .Bu babda Kabe'yi, Habellerden birinin tahrip edeceine dair hadisi zikr eder.

EI-Buhri'de bu mevzuda saylamyacak kadar ok misal vardr. Bylece el-Buhri, ayetle balatt babda, rivayet edecei hadislerin, herhagi bir cihetten o ayetin izahn mutazammm olduunu gstermek istemektedir. Byle olduu halde onun, keza Mslim (. 261/874), et-Tirmiz (., 279/892), en-Nes'i (. 303/915) gibi imamlarn hadis mecmualarnda Kit-bu't-Tefsr adl bir blm ayrmalarndan maksat, dar mnada, tefsirin mulne giren hususlar nakl etmek iin olmaldr, En-Nes' Snen'e yle balar:[261] Mteakiben taharetle alakal-hadisleri zikr eder. Kitbu'l-Hayz'a yle balar:[262] bn Mce (. 273/886) Snen'inde[263]

ayetini yazp mteakiben, Hz. Peygamber (A.S. M.)'den Yannda olan yetimin malndan, israf etmeyerek ve istifade etmek iin iddihar etmeyerek ye! hadisini rivayet etmektedir. Ed-Drimi de Snen'inde [265][266]dedikten sonra ilgili hadisleri nakl eder [267] Bu takdirde, btnyle sahih hadisler, Peygamber (A.S.M.)'imizin Kur'an- Kerim'i aklamasndan ibarettir. Nitekim e-fi' pek kesin bir dille bunu da yle ifade etmitir: mamlarn btn syledikleri snnetin erhidir; btn snnet de Kur'an- Kerim'in erhidir.[268]. Kitabn filcmle snnetin klliyatn ta-zammun etmesini etib yle izah eder : 1- Dellet vechi son derece ummi olabilir. Snnetle amel etmenin shhatine ve ona ittiba etmenin lzumuna, Kitaptan delil bulmak eklinde olan dellet gibi. 2- Namaz, zekt, oru, taharet ,hac, zebih, sayd, eti yenilen ve yenilmeyen hayvanlar, nikh, talak, z-har; lian, by, cinayet gibi Kur'anda mcmel olan hkmleri beyan eden ve limler indinde mehur olan hadier. Biz sana da Kur'an indirdik. T ki insanlara, kendilerine ne indirildiini aka anlatasm. [269] ayeti kerimesinin mulne girdii en zahir olan ksm budur. 3- Kitapta icmalen, snnette ise erh ve ziyade ile keml vehile bulunan hususlar. Kur'an celb etmek iin dnya ve ahiret mesalihini, def etmek iin onlarn mefasidini bildirir. Maslahatlar ksm gemez : Zaruriyyatla tamamlayclar; hciyyt ve tara amlayclan; tahsniyyt ve tamamlayclar. Snnete gz gezdirirsek, onun bu mes'eleleri takrir etmekten baka bir ey yapmadn grrz. Yalnz Kitap, rc edilecek asllar vermitir, snnet ise teferruatn bildirmitir [270]. 4- ki vazh taraf arasnda kalan itihad sahas vardr. yle ki: Kur1 anda iki u hakknda nass bulunur, ilcisi arasnda hangi tarafa ait olduu sarih olarak bilinmeyen bir saha kalr. Eer hkm kolayca ulalabilecek neviden olursa, mtehitlerin nazarlarna braklr; zor ise yahut itihadn cereyan etmedii taabbd bir mahal ise, o halde Reslullahdan beyan varid olur. ki taraftan birine lahik olup olmadn veya baka trl olan hkmn aklar. Mesela; Allah Tel tayyibat helal, habisi haram kl-

[264]

mtr. Bu iki asl arasnda, taraflardan birine lahik olmas muhtemel olan hususlar kalmtr. Hz. Peygamber (A.S.M.) vuzuha kavuturacak hkmleri beyan etmitir. Nitekim drt ayakl yrtc hayvanlardan az dili olanlarla, kulardan trnakl ve peneli olanlarn etini haram kld[271], ehl eeklerin etini haram kld ve onlar murdardr dedi[272]. Btn bunlar, habis aslna ilhak mnasna racidir. Nasl ki keler (zabbl[273], tavan[274], vs.yi tayyibat aslna ilhak etmitir [275]. 5- Usl ile fr arasnda kalan kyas sahas. Kur'anda birtakm asllar varid olmutur ki, benzerlerinin hkmnn de, o asllarn hkmnn ayn olduuna iaret eder. Kitapta bir asl bulunur, snnette de o mnada, ona ilhak edilecek yahut ona benzeyecek ekilde bir hkm grlr. ster bunu Hz. Peygamber (A.S.M.) kyasla sylemitir, isterse vahiy ile sylemistir, diyelim netice ayndr; zira bizim anlaymzda kyas yerine geer. Asl olan kitap, mfesser mna ile onu iine alr. Mesela; Allah Tel, zevcin, anne ile kzn, bir arada nikh altnda bulundurmasn nehy etmitir. Kur'-anda zikr edilenlerden bakasnn helal olduu[276] varid olmutur. Hz. Peygamber kyas babndan, kadnn teyzesi ve halas ile nikh altnda cem edilmesini de Karam klmtr[277]. Zira dierleriyle cem edilmesini zemmeden mna ve sebep, burada da mevcuttur. Bu mevzuda hadis de rivayet edilir: Siz bunu yaparsanz, rahiminizi kat1 edersiniz. Buradaki ta'Hl, kyas vehini i'r eder [278]. 6- Kur'ann mteferrik delillerinin, mecmuun-da bulunan ayn mnay, bir hkm halinde hadisin ifade etmesidir. Bylece anlalr ki bu mna, tek tek delillerin mecmuundan alnmtr. Mesela; Hz. Peygamber zarar ve mukabele bizzarar yoktur demitir. Bu hkm, bu mevzudaki kat' Kur'-an aslnn hkmne dahildir. nk karlkl zarar vermek, eriatn klli kaidelerinde ve cz' vak'alarn-da men' edilmitir. Srf zulm edebilmeniz iin zararlarna, olarak tutmayn.[279] (evleri) Balarna dar etmek iin kendilerine zarar yapmayn.[280], Ne bir anne ocuu yznden, ne de ocuk kendisinden olan (bir baba), ocuu sebebiyle zarara sokulmasn[281] gibi ayetlerde zarar men' edilmitir. Cana, mala, rza tecavzn, gasb ve zulmn yasaklanmas da hep bu mnadadr[282].

7- Snnette daha fazla aklama olmakla beraber hadislerin tafsilat, Kur'ann tafsilatnda aranabilir. Fakat bunu iddia eden kimse, snnetteki btn mnalar, Kur'anda nass veyahut iaret olarak bulmakla mkelleftir ve bu mnasebet baka cihetten deil de, vaz- lgav ynnden olmak gerekir. Misal olarak, kocas tarafndan talakla boanan Ftma b. Kays'a, Peygamberin skna've nafaka hakk vermediine dair hadisi zikredebiliriz. Aslnda, bu durumda olan kadnn (mebtte) nafaka olmasa da, skna hakk vardr. Onlar eylerinden karmayn. Kendileri de kmasmlar, meer ki apak bir ktlk (meydana) getirmi olsunlar...[283]ayetinde bu hkm vardr. Yalnz Ftmab. Kays'm meselesinde farkl bir durum mevcuttur. O da, kocasna lisanyla kt szler sylemi olmasdr. Reslullam bu tatbikat, ayetin (apak bir ktlk) ksmnn tefsiri oluyordu[284]. Hadiste, sarih ayetlere mnafi zannedilen hkm, buna dayanmaktadr. Hz. Peygamber (A.S.M.) Cennette kam kadar bir yer, dnyadan ve dnyada olanlardan hayrldr* buyurduktan sonra: sterseniz (O vakit) kim o ateten uzaklatrlp cennete sokulursa artk o, muhakkak muradna ermi olur..! [285]ayetini okuyun. demitir[286]. E-tb bu hususta on misal getirdikten sonra diyor ki: Bu tarza snnette ok rastlanr. Lkin Kur'an nass yahut araplarn kulland iaret ve emsali slplarla iaret etmek bakamndan bu maksat iin kfi gelmez. Bunun birinci ahidi namaz, hac, zekt, hayz, ni-fas, lukata, karz, musakat, diyat, kesmt ve sayla-rmyacak kadar benzeri meselelerdir. Bu fikri iltizam eden ahs, iddiasn isbattan aciz kalr. Meer ki arap dilinin kabul edemiyecei, selef-i salihinin ve rsh sahibi limlerin muvafakat edemiyecei tutamaklar bulmakta tekellfe girmi olsun. Bir adam, demin ten-bih edilen bu kapy amay arzu etti. Fakat tekellfe dmeksizin bu ii eda edemedi. Marnileyh, bu makamda yalnz Mslim'in Sahih'indeki hadislerin mnalarn istihra etmek iin abalad...[287]. K-tb'nin zikrettii iddiada olanlardan biri Ab-dusselm b. Berrecn'dr (. 627/1270). Bu zat el-rd isimli tefsirinde yle demektedir: Reslullahm syledii

her ey, Kur'anda mevcuttur. Uzak olsun, yakn olsun asl Kur'andadr. Onu anlayan anlar, grmeyen grmez. Cenab Hak Biz o Kitapta hi bir eyi eksik brakmadk.[288] buyuruyor[289]. ez-Zerkei bn Berrecn'dan bu mevzua dair on be sahifelik bir ksm iktibas eder. Bu ksm her hadisin, Kur'andan bir asla irca edilebileceine dair misalleri ihtiva eder[290]. Bu misallerin bir ksmnda, tekellfe dt ma-hade edilir. Tekellfe birka misal verelim. Mesela stteki (veren) el, alttaki (alan) elden hayrldr hadisini Mstani olan Allandr, sizler muhtasnz [291]ayetinden karmaktadr. Keza Deccah Sana va'dedilen bir cezan var ki mutlaka, o cezan tam zamannda bulacaksn[292] ayetine irca eder. Siz dnerseniz biz de dneriz...[293] ayetinden ise Hz. sa'nn geleceini karr. b) Hadislerin Kur'ana rcunun art olmadn syleyenler: Bir ksm limler, snnetin Kur'ana raci olmas artn reddederler. Bunlarn delilleri yle sralanabilir: 1- Cenab- Hak Kur'anda birok ayetlerde Hz. Peygamber (A.S.M.)'in hkmne raz olunmasn, onun emir ve nehiylerine ittibam farz olduunu tasrih etmektedir[294]. Bunlar Hz. Peygamber (A.S.M.V in snnetinde, Kitapta olmayan hususlarn mevcudiyetine delil tekil eder. Aksi tezi mdafaa edenler bu delile kar yle cevap verirler. Kitabn anlalmasnda baka ihtimaller de olacandan, Kitabn snnet tarafndan ak-ianmas gerekmitin Snnet, ihtimallerden birini beyan eder. Mkellef beyana muvafk amel ederse, Allah'n, kelmndan murad ettii eye itaat etmi olur. Beyana, muhalif hareket ederse Allah'n murad ettiine muhalefet, dolaysyla isyan etmi olur. Beyannn muktezasinda da Resulne si olur. u halde her iki itaati ayr ayr emr etmek, itaat edilenin mutlaka te-baVnn gerektirmez. Bu lazm gelmeyince mezkr ayetlere dayanarak, snnette, Kitapta bulunmayan eylerin mevcut olduuna istidlal olunamaz. Belki Allah ve Resul (A.S.M.)'nn emri, ayh-i mnada itima ederler. Bylece iki isyan ve iki itaat, iki cihetten vaki olabilir. Bu muliaz deildir.

Snnette, Kitaba ziyade olduu msellemdir. Lkin bu ziyade, erhin merh zerine ziyadelii gibi midir? (nk erhte merhta olmayan beyan vardr. Byle olmasa erh olmazd.) Yoksa Kitapta olmayan baka mnann ziyadelii midir? Bu husus mnakaaldr. Snneti Kitaba irca edenlere gre, bu mnasebet, merhta olmayann erh de mevcudiyeti kab-mdendir. Hkm Kur'anda icmali, snnette tafsili ise birbirinden farkl zannedilir. Mesel (egumussalah) kavlinde salat mnas icma edilmitir. Peygamber (A.S.M.)'imiz de aklamtr. Bylece beyanda, mbey-yende olmayan ortaya kmtr. Fakat beyann mnas tpk mbeyyenin mnsdr. Ama hkmde muhteliftirler. nk aklanmadan nce mcmel hakknda yaplmas gereken i, tevakkuf etmektir. Aklandktan sonra ise muktezasmca amel etmek art olur. Hkmde muhtelif olunca, mnaca da muhtelif zannedilirler. 2- Snneti brakarak yalnz Kur'ana ittiba etmek isteyenleri zemmeden hadisler varid olmutur. Snnette mevcut olan, Kitapta da bulunmu olsayd, o takdirde snnet terk edilmi olmazd. Nitekim Peygamber (A.S.M) 'imizden yle bir hadis. rivayet edilmitir : inizden hi birinin, koltuuna yaslanm vaziyette iken, kendisine benim emir ve nehiylerimden biri ulatnda Bakasn bilmem, biz Allah'n Kitabnda grdmze uyarz. dediini sakn grmeyeyim.[295] Baka hadislerde, Reslullah (A.S.M.)'in haram kldnn, Allah'n haram kld gibi olduu bildirilmitir.[296] te bu hadisler, snnette Kitapta olmayann mevcudiyetini gsterir. 3- stikra, yani tam bir aratrma, snnette olduu halde Kur'anda nass halinde bulunmayan birok hkmn mevcudiyetini gsterir. Kadnn, halas ve teyzesi stne nikhlanmasnm, ehli eeklerin ve drt ayakl her az dili yrtc hayvann haram olunmas, mslmanm kfire ksas edilerek ldrlmeyecei gibi. Keza Mu'z b. Cebel ile Peygamber (A.S.M ) imiz arasnda yle bir muhavere gemiti. Peygamber: Ne ile hkm edeceksin? Allahm kitab ile.

Onda bulamazsan? Resullahn snneti ile hkm ederim. Mu'z'n bu cevabndan da, Kur'anda olmayann, snnette mevcut olduu aka anlalmaktadr. kinci ve nc maddelerde yaplan itirazlara kar, snnetin Kitaba raci' olduunu syleyenler; Kur' anda olmad ileri srlen bu meselelerin, aslnda yine ona dayandn, Reslullah (A.S.M.)'n vahiyle yahut itihad etmek suretiyle bu hkmleri beyan ve tafsil ettiini, lkin onun bu isnbatlarmn dier mte-hidlerin yapt itihadlar nev'inden olmadn tek tek izah etmeye alrlar[297]. Yine bunlara gn Mu'z hadisi mnakasaldr. Zira Kur'anda olan her bkm, snnetin tamamna takdim edilmez. nk mtevatir hadisler, delil olma babnda Kur'andan geri kalmaz. Bu sebebten Mu'z hadisindeki takdim key-fiyyeli, daha kolay ve yakn olanla, yani Kitapla balama mnasna te'vil edilmitir[298]. 4- Yalnz Kur1 ana iktisar etmek, snnetin haricine kan nasipsiz kimselerin krdr. Onlar her eyin Kur'anda beyan edildii esasna dayanarak, snnet ahkmn bir tarafa atmlar ve bu hal onlarn Cemaatten kmalarna ve Kur'an, Allah'n indirdii maksattan baka bir tarzda te'vil etmelerine mncer olmutur. Rivayete gre mer b. el-Hattb demitir ki: Size birtakm insanlar gelerek, Kur'ann mteabih ayel-leriyle size kar kacaklardr, sizinle mcadele edeceklerdir. Siz de onlar hadislerle kstrn. Zira snnete vakf olanlar, Allah'n Kitabn en iyi bilenlerdir. mer gibi baka sahaber de snnete sarlmann lzumuna dair szler sylemilerdir[299]. Snnete ehemmiyet vermiyenler bir de hadis zikr ederler. Buna gre Kur'ana muvafakat etmedike, hadis nazar- itibaxa alnmamaldr. (Hadislerin Kur'a-na arz edilmesine dair olan bu hadis ve hakkndaki mnakaalar kitabmzn 91-95. sahifelerinde gemiti. Snnetin Kur'ana rcunun art olmadn kabul edenler, o hadisin sahih olmadn sylerler.)

Aksi tezi mdafaa edenler bu itiraza kar cevaben derler ki: Snnetten hurc edenler, re'ylcrine itimad edip, snneti bir tarafa attklar iin bu balo dmlerdir, baka cihetten deil. Snnet Kitaptaki mcmeli beyan, mutlak takyid, umumu tahsis ederek Kur'a-n Kerimin birok salarn, lgat mnasndan baka mnaya tahvil eder. Bylece bilinir ki Allah'n murad, snnetin beyan ettiidir.' Snnet bir tarafa atlrsa, mcerret lieva ile salarn zahirine ittiba edilirse, byle yapan kimse istidlalinde dil, Kitap hususunda da cahil saylr. Karanlkta dolar, doruyu bulamaz. Zira dnyevi hususlara ait menfaat ve mazarrat idrk etmekte bile akllarn iktidar ok mahduttur. Uh-rev meselelerde ise hakikati idrkten daha uzaktr[300]. c) Snnetin Kur'ana raci olduunu baz istisnalarla kabul eden te'lifi gr: Snnetin Kur'ana raci olup olmad mevzuunda bir baka nazariye de, etb'ni benimsedii, nis-beten te'Iifi bir grtr. Ona gre Kitap snnete dellet eder. Snnet sadece onu aklamak iin gelmitir. Fakat bu beyan emir, nehiy, izin gibi meselelere nisbetledir ve bilcmle, teklif cihetinden efl-i mkellefine taalluk eden hususlardadr. Lkin bunun haricinde kalan, gemi ve gelecekten haber verme gibi emir, nehiy ve izne ait olmayan meseleler iki ksmdr: 1- Kur'an tefsir mevkiinde varid olan haberler ki, byle hadislerin Kitab beyan ettiinde mnakaa yoktur. Mesela: ...Kapsndan secde ederek (eilerek, sayg gstererek) girin ve dileimiz htta (dr, gnhlarmzn dklp dmesidir) deyin,..[301]ayeti hakknda: Kapdan klar zerinde emekleyerek girdiler.[302] demesi, Zulri edenler sz, kendilerine sylenenden bakasna evirmilerdi. [303] ayeti hakknda da demesi gibi. Allah yolunda ldrlenleri salan ller sanma, bilakis onlar Rableri katnda diridirler.[304] ayeti hakknda: Uhud'da kardeleriniz ehid olunca, Allah Tel onlarn ruhlarn yeil kularn ilerine koydu ki, Cennetin rmaklarndan su ierler, meyvelerinden yerler ve Ar'm glgesinde asl altn kandillere giderler, istirahat ederler...[305] demesi gibi.

Keke benm size kar bir kuvvetim olsayd, yahut sarp bir kal'aya snabilseydim![306] ayeti hakknda : Allah Lt Peygambere rahmet etsin. Andolsun o ok salam bir kal'aya snp duruyorken, kavmine Keke benim size kar bir kuvvetim olsayd!... demitir. Allah ondan sonra hibir Peygamber gndermedi ki, bir cemaate dayanmam olsun.[307]demesi gibi. 2- Varid olan hadisin tefsir mevkiine gememesi ve onda itikadi veya amel bir teklif bulunmamasdr. Bu snfa dahil olan hadislerin Kur'andan bir esasa dayanmalar lazm gelmez. Zira bu snfa dahil olanlar, teklif haricinde kalan zaid meselelerdir. Kur'an teklifle alakal olarak nazil olmutur. Snnetin bunun haricine kmasnda mahzur yoktur. Sahih hadislerden bu ksma dahil olan hadisler vardr. Abra, kel ve kr hakkndaki hadis[308], bid Creyc[309], yahut Hz. Musa'nn vefatn anlatan hadis gibi[310]. Peygamber kssalar, bizden nceki mmetlerin kssalar gibi, zerine amel bina edilmeyen hususlar da byledir. Lkin bu kssalarda da, Kur'an kssalar gibi ibretler vardr. e-tib ilaveten der ki: Baz hallerde bunlar terib ve terhibe raci olmalar, dolaysyla emir ve nehye hizmet etmeleri sebebiyle, Kitapta ok umumi bir ekilde mevcut olan mcmeller ksmna dahil olmaktan bsbtn hli saylmazlar [311]. Muasr limlerden Subh es-Salih de bu te'lifi gr benimsemektedir: Bu durum karsnda snnet, btn tafsili delilleriyle birlikte Kur'an- Kerim'e ynelmi oluyor; zira hibir lim, snnetin getirdii ile amel etmenin, Kur'an ile amel olduuna itiraz etmez. nk snnetle amel etmenin vacip olduunu gsteren Kur'an- Ke-rim'dir. Kur'an Kerim daha umumi, hadis ise daha hususdir. Klli hkmleriyle daha umum olann, cz'i hkmleriyle daha husus olan kapsadnda pho yoktur. Kur'an ile hadis arasnda prensip bakmndan mevcut olan birlik, prensipler zerinde bile olsa hadisin yalnz bana bir hkm getirmesine veya mevcut bir hkm izah etmesine mni deildir. uras muhakkak ki Allah Tel, Allah'a ve hiret gnne mn eden ve ztn ok ananlar iin Resuln nder, snnetini klavuz ve nebevi hidayetini de gzel bir rnek yapmtr.[312].

Ona gre Kur'nm her eye mil olduu, her eyi aklad ve Allah Tel'nm ona dere etmedik bir ey brakmad mes'elesi ile, ana prensipleri Kur'an-da mevcut olmakla beraber, onun ne isbt ne de nefy etmedii hkmlerin, snnette yer ad mes'eJesini hibir mkilta ve hakszla mahal kalmadan uz-latrabiiriz. Bu mutedil gr, hadise islm m teri asllarndan ikincisi adm tereddtsz vermemizi mmkn klmaktadr.[313]. yle anlalyor ki, rivayete fazla ehemmiyet verenler, birok hadisin ihmaline mncer olacana kanaat getirdiklerinden, snnetin Kitaba raci olduu, hadislere Kitaptan bir mesned bulmann gerektii fikrini kabul etmemiler ve bunu baz delillerle de takviye etmeye alm iardr. Bu sebeple senedi mnakaal olan hadislerin Kur'ana arz edilmesini isteyen hadisi kabul etmemilerdir. Hadislere kasden ehemmiyet vermeyen ve Allah'n Kitabn heva ve heveslerine gre anlamak isteyenleri br tarafa brakacak olursak, bir ksm limler de, Hz. Peygamber (A.S.M.)'e nisbet edilerek, shhatinin tesbiti zor olan birok hadisin yayldn grerek, rivayet edilen hadislerin makbuliyetini salam bir esasa balamaya taraftar olmular, ve onlarn Kitabullah ile karlatrlmasn art komulardr. Kullanlmasnda mbalaa edilmemek, tefrite dmemek artiyle bu karlatrma keyfiyeti, yerinde bir tedbirdir. Sonra bu arz (karlatrma) ini, mezmum sfatlardan arnm rsih alimlerin yapmas elzemdir. Shhat artlarm kendinde toplayan haber, haber-i vahid de olsa, iyice lp bimeden inkra msaraat etmemelidir. Zira lim sahabler bile (ie ve tbn mer gibi) [314]bu arz iinde ihtilafa derek, hata edenleri olmutur. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in syledii mteyekkan olan sz, muteber saymak gayesiyle Kitaba arz etmek doru olmaz. nk bu hadis bizatihi hccettir. Her halde bundan olmaldr ki, bir taraftan snnetin btnyle Kitab'n erhi olduunu^ kabul eden man e-afi', sahih hadisleri Kur'an ile karlatrmaya lzum grmemitir. nk hadisin, Kitaptan bir asla dayand muhakkaktr. Faka! biz her zaman bu mnasebeti bilemeyebiliriz. Kanaatimizce bu mnakaa daha ok nazardir. Mebde' itibariyle snnet ister Kitaba raci olsun, ister olmasn, amel bakmdan hibir mte-

hid ve hibir mfessir snnetten mstani kalamaz ve kalamamtr. Dorusu Kitabn snnete terk ettii bir saha, snnetin de Kitaba brakt bir saha vardr. [315] 8- Kur'nla Hadisler Arasnda Tenakkuz ddias : Sahabe devrinin sonlarnda, islamiyeti anlamakta mezmm re'ye dayanan bir takm sapk zihniyetlerin yava yava ortaya kt grlr. Zamanla hem bunlarn, hem de Kitabullah bilmeyenlerin adedi artt. Kur'nm sahih izahnn, mevcud olmas halinde, birinci derecede, hadislere bal olduunu idrk eden enlu'sSnnenin yannda, bir takm haric mene'le-rin tesirinde kalan bidat ehli boy gstermeye balad. Bunlar, hadisleri kendileri iin byk bir engel sayyor, bu sebepden de onlar hkmsz brakmann, ehemmiyetini azaltmann eitli yollarn aryor, bylece hainne emellerini gerekletirmeye alyorlardi. Sanki Allah ile Resulnn arasn ayrmak istiyorlard[316]. Kitab szleriyle ve fiilleriyle aklayan, hevasy-la sz sylemeyen zatn snnetlerini bir kenara itince, Kur'nm mteabih ayetlerinden istifade ederek maksatlarna ulamak kolay olacakt. Hz. Peygamber (A.S.M.) Kur'n- Kerm'in hevaya ve mezmm re'yo gre tefsir edilmesini nehiy ve faillerini mthi azapla tehdit ettii gibi, Kur1 n maksadndan baka ekilde izaha giriecek olanlarn kacan da haber vermiti : mmetimin helaki, Kitapta ve stte olacaktr. Ey Allah'n Resul, buradaki kitap ve st nedir? diye sorulunca buyurdu ki; Kur'n renip onu Allah'n indirdii gayeden baka bir ekilde te'vil ederler... Bir baka hadiste de yle buyurmutur: mmetim iin en ok korktuum, lisan iyi bilip Kur'nla mcadele eden mnafktr[317]. Bu mnada baka hadisler de vardr[318]. Bunlar sanki Kitab aklamaya yetkili klnan Reslullah (A.S.M.) deil de, kendileri imi gibi, Kur'n- Kerim'i gelii gzel, daha dorusu leva ve heveslerine gre te'vil etmek istiyorlard. Mutezile frkasna dahil olanlarn ekserisi, Revafz, Havaric, Mrcie ve Cebriye frkalar heva ehlinin belli bal guruplarn tekil ediyordu. bn Abdi'l-

Berr'in dedii gibi Her trl b.id'at ehli snnetlerden yz evirmiler, Kitab snnetin beyan ettiinden baka tarzda tefsir ederek sapmlar ve saptrmlardr [319]. Butlan zahir birok frka bir tarafa, slmm hakiki temsilcileri olduklarn iddia eden Mutezileden bazlar, Cenab- Hak tarafndan tekvin ve tenzil iinde mavir seilmiler gibi, kurulduklar yerden Falan hadisi akl hcceti tekzib eder. Filan hadis Allah'n Kitabna aykrdr gibi hkmler vermilerdir. Bunlar bir nevi Allah ile Resulnn arasn amaya alm, gya Kur'na temessk ederek, nevalarna uymayan hadisleri ona muhalif sayarak inkr etmilerdir. Bu iddialarna birka misal vermek, mevzuu daha da.vuzuha kavuturacaktr. Fakih sahabilerden mrn b. Husayn'n (. 52/ 672) bulunduu bir mecliste adamn biri: Kur'nda olandan bakasndan bahs etmeyin deyince mrn : Sen ahmak bir adamsn! dedi. Sonra namaz, zekt ve emsali hkmleri sralad ve Bunlar Allah'n Kitabnda tefsir edilmi olarak buluyor musun? Kita-bullah bunlar mbhem brakmtr, snnet de tefsir etmitir demiti[320]. Yine ayn sahabye bir adam : Siz bize yle hadisler sylyorsunuz ki, Kur'nda onlarn asln bulamyoruz deyince kzm ve onu irad etmeye almt[321]. Sa'd b. Cubeyr bir gn Peygamberimiz (A'.S.M.)'-den bir hadis rivayet etti. Bir adam: Allahu Kitabnda buna muhalif ayet var dedi. Sa'd cevaben: Sana Resulullahdan bir hadis sylerken, sakn ona Allann Kitabyla muaraza ettiini grmeyeyim! Allahn Resul Kitabullah senden daha iyi bilirdi diye cevap vermiti[322]. Gelecek misalde greceimiz gibi, hadislerin Kur1-n ile tenakuza deceini iddia edenler her zaman kt maksatl kimseler deildi. Bazen derinliine bilgisi olmayan, bir ayetin zahirine tutunarak itiraz eden, malmat az ahslar da bulunuyordu: Ma'mer b. Raid el-Cmi' isimli hadis mecmuasnda Talik b. Habb'den yle nakl ediyor. Talik dedi ki, Cbir b. Abdullah'a Onlar ateten kmalarn dilerler. Halbuki onlar bundan cilaclar deildir. Onlar iin kendilerini tutup durduracak bir azap vardr.[323] yeti hakknda ne dersin? Halbuki sen, bir kavmin ateten kacan iddia ediyorsun! Dedim. Cabir cevaben : ehadet .ederim ki, bu ayet Reslullaha nazil oldu. Sen ona iman etmeden nce biz iman ettik, sen tasdik etmeden nce biz tasdik

ettik. Yine ehadet ederim ki, ResIuHahdan, Cehennemden bir kavmin kacan bizzat iittim. Bunun zerine Talik: phe yok ki byledir. Vallahi bundan byle, seninle mcadele etmem" dedi[324]. Bu mevzuun ok kurcalandn, Kitapla snnet arasnda, tenakuz zannedilen hallerde, takip edilecek hatt- hareketi gstermek zere mutaki] kitaplar te'-Jif edildiinden anlyoruz. Mesela, Ahmed b. Hanbel (. 240/855) bu mevzuda T etu'rResl adl bir kitap te'lif etmitir[325]. imdi bazlarnn akllarna dayanarak ve bir ksm ayetleri serrite ederek inkr ettikleri meselelere birka misal vereceiz: I. Misal : Hz. Peygamber (A.S.M.) "Kabirde'suale ekileceiniz bana bildirildi buyurmakla ve birok dualarnda kabir azabndan Allah'a snmakla, kabirde sual ve azap cereyan edeceini, tevatr derecesine varan birok hadisleriyle bildirmitir [326] Meselenin Kur1-n ayetlerinden de delili vardr. Allah Teala yle buyurarak kyamet gnnden nce, baz kimseleri tazib edeceini bildirmitir: (Azbdan biri de atedir ki onlar sabah, akam arzolunacaklar, kyametin kopaca gn de Fir'avn haanedmn azabn en etinine sokun (denilecek)[327]. Onlarn ne dnyada, ne de kyamet gnnde atee arz edilmeleri caiz deildir. Zira kyamet gn onlar iddetli azaba atlacaklardr... Sika kimselerden, Peygamberin kabir azabndan istiaze ettii, birok tariklerden rivayet edilmitir... te bunlar kfirlerin kabir azabna duar olacaklarn bildirir[328]. Peygamberimiz (A.S.M.) bu ayetin tefsiri mahiyetinde yle demitir: Sizden biriniz lnce, mevkii sabah akam kendisine gsterilir. Cennetlik ise cennetteki mevkii, cehennemlik ise cehennemdeki yeri arzedilir ve bu i kyamet gn onu diriltinceye kadar devam eder[329] Ayrca Peygamberimiz (A.S.M.) Allah, man edenlere dny hayatnda da, hiretde de, o sabit szlerinde, dima sebat ihsan eder. Allah zaalimleri (kfirleri) artr. Allah ne dilerse yapar [330] ayetinin, kabir azab hakknda olduunu tasrih etmitir [331].

Btn bu delillere gz yumarak, onlar kabir azabn inkr etmilerdir. Onlarn tutamaklar u ayetlerdir : De ki: Sizi Allah diriltiyor, sonra sizi O ldrecek. Bilahere yine sizi, hakknda hibir phe bulunmayan kyamet gnne O getirip toplayacaktr [332]. O, (nce) size hayat veren, sonra sizi ldrecek, daha sonra da sizi yine diriltecek olandr [333]. Onlar ihya ile imate arasnda baka bir hayattan haber vermeyen bu ve benzeri baz ayetleri ne srerek derler ki: Allah Teaa insani; lmle kyamet gnndeki diriltme arasnda, ihya edeceini, azap yahut mkfat vereceini icmalen olsun, tafsilen olsun zikr etmemitir. bn Kuteybe (. 276/889) bunlara cevaben der ki: Biz de deriz ki: Kitabullahda icaz, ihtisar, iaret ve ma vardr. Bazan sfat bir yerde getirir, baka yerde getirmez. Bylece iki yerden birinde hazf edildiine istidlal olunur. Reslullahm hadisi de kitab aklar, Allah'n neyi murad ettiine dellet eder[334]. ; II. Misal: Hz. Peygamber (A.S.M.) bir hadisinde : Biz peygamberler topluluu varis brakmayz; braktmz mal sadakadr demitir [335]. Onlar: Siz Peygamberin byle sylediini rivayet ediyorsunuz. Bu Allah'n u kavline muhaliftir: Ki bana da miras olsun, Yakub hanedanna da miras olsun...[336]. Keza Sleyman Davud'a miras oldu...[337] ayetine muhaliftir. Ayrca Fatma, halife Eb Bekr'den babasnn mirasn istemiti. Ali b. Ebi Tlib ile Abbas da ayn ekilde hareket etmilerdi. bn Kuteybe onlara kar yle cevap verir: Biz deriz ki: Bu hadis Hz. Zekeriya'nm szne muhalif deildir. Maksat mala varis olmas deildir[338]. bn Abbas'm tefsirine gre Hz. Zekeriya'-nn ilmine, Yakub hanedannn ise mlkne varis oldu. Hz. Sleyman'n veraseti de mlk, nbvvet ve ilim verasetidir. Mlk ise sultan, hkm ve siyaset demektir. Mal deildir [339]

Kader, r'yet (ahirette Allah Teala'nin m'minler tarafndan grlmesi), efaat, mcizat ve sfat ilahiye gibi usl ve vasiyet, muharremat gibi birok fr meselelerinde Mutezilenin tutumu ayn ekildedir. Bunlarn ve benzerlerinin souk tekellfleri de gstermektedir ki, Allah'n Kitabn Reslullah (A.S.M.)'in izahlarna dayanarak anlamak lazmdr. Yoksa herkes kafasndan hadislerin Kur'na veya akla muhalif olduunu ileri srerse, i kmaza varr. 9- Hz. Peygamber (A.S.M.)'den Gelen Baz Tefsir Rivayetlerini limlerin Dirayet Yolu ile zah Etmeleri : Hz. Peygamber (A.S.M.)'in bir ksm ayetler hakknda yapt tefsir kat'yyet ifade eder. Mesela, Ce-nab- Hakkn m'minler tarafndan ahirette grlmesi mevzuundaki sahih hadisler, r'yeti nefy ettii intiban veren ayetleri (el-En'm 103 ve el-A'rf 143) kat' tefsire kavuturmu[340] ve nefyin mutlak olmadn belirtmitir. Kabir sualine iaret eden ayetle (brhm 27) kabir azabna iaret eden (el-M'min 46) ayetini birok hadisleriyle kat' tefsire kavuturmutur[341]. Bu hallerde mmete den, Allah'n muradn, olduu gibi Hz. Peygamber (A.S.M.)'in beyanndan almaktr. Fakat baz hallerde limler, Reslullah (A.S.M.)'m herhangi bir ayeti tefsir eden hadisini, ilk nazarda akla gelen ekliyle deil de, baz izahlarda bulunarak mnasn tevcih etmek suretiyle kabul ederler. Bu, daha ok herhangi bir ayetin tefsirinde, hasr iham eden lafzlarla varid olan hadisler iin sz konusu olur. Mesela, baz hallerde Hz. Peygamber (A.S.M.), bir hadis syledikten sonra te AIlah Teala'nn u ayeti, bunu ifade eder. diyerek ayet -okumas halinde, o ayetin baka mnas nefy edilmi olmayabilir. Peygamberimiz (A.S.M.), ayetteki bir veya birka mnay belirtmi olur. Nitekim gelecek hadisten bunu anlamaktayz. Peygamberimiz (A.S.M.) el-Bakara 143 ayeti hakknda, mmet-i Muhammed'in kyamet gn, dier mmetler hakknda ahidlik edeceini belirterek buyurmutur[342]. Yine ayni ayetin tefsiri hakknda Peygamberimiz (A.S.M.)'den u hadis rivayet edilmitir :

Eb Hureyre yle anlatyor: Hz. Peygamberle beraber bir cenazeye gittik. Cenaze zerine namaz kldktan sonra, cemaat l iin ne iyi adamd! deyince, Reslulah vacip oldu dedi. Sonra yine beraberce bir cenazeye gittik. Meyyit zerine namaz kldktan sonra, cemaat ne kt adamd! deyince Reslulah vacip oldu dedi. Ubey b. K'b kalkarak: Ya Resle-lah, vacip oldu sznzn mnas nedir? dedi. Buyurdu ki: Allah Teaa'nn u szdr: Bu hadislerle izaha kavuturulan ibu Bakara, 143 ayeti, mslmanlarm insanlar zerinde ahitler olduklarn beyan ediyor. Birinci hadiste mslmanlarm ahiretteki ehadetlerinin, ikinci hadiste ise dnyadaki ehadetlerinin muteber olduu bildirilmektedir. Bylece hadisler, ayetin, birbirine zd olmayan ayn ayr ynlerini ifade etmi olmaktadrlar. Peygamberimiz (A.S.M.) bazan, umumi bir ismin mulne giren nevilerden bir ksmn temsil tarikiyle zikr etmi olabilir. Maksad muhatabn dikkatini nev'e ekmektir, yoksa umum ve hususu ile o ismi, tam tamna tahdit ve tarif deildir. Mesela, [343] ayetindeki mehd hakknda kyamet gn[344], cuma gn[345] ve arefe gn[346] denildii merfu olarak rivayet edilmitir. Bu rivayetlerin hepsinin de sahih olmasna bir mani yoktur. Zira grlmek ve ehadet edilmek mnas bunlarn hepsi iin sahihtir. Bu ayetin tefsiri olmaya, bunlar ve bu neviden olan dier mefhumlar, muvafk olabilir. Andolsun fecre, on geceye, hem ifte, hem teke [347] ayeti hakknda Ca-bir'den merfen: On gece: Kurban bayramndan nceki on gece, vitr (tek) : arefe gn, ef (ift) ise kurban bayram gndr hadisi rivayet edilmitir[348]. mrn b. Hu-sayn ise yle rivayet eder: Buradaki tek ve iftken maksud namazlardr ki onla rn bazs lekf-bazs ise ift rek'atldr[349]. Ayrca baka iki riy.ayek daha vardr [350]. Bu tefsirlerin her-biri umum bir ismin, mulne dahil olan mnalardan birini zikr ettii iin, tefsirler birbirine mnafi deildir.

Baz lafzlar lgatte mterek olur. Byle kelimelerde, Hz. Peygamber (A.S.M.)'in istimaline bakarak hemen kafi murad tayin hususunda acele etmemek lazmdr. Ftma b. Eb Hubay Reslullah (A.S.M.)'a gelerek stihaza kanndan ikyet etmiti. Reslullah (A. S.M.) ona dedi ki: Bekle, det (hayjz zamann gelince artk namaz klma. det zamann geince gusledip gelecek det zamanna kadar namazn kl [351]. Burada Hz. Peygamber (A.S.M.) i hayz mnasna kullanmtr. Buna bakarak lgatte ezdaddan olan in hayz olduu sylenebilir. Nitekim hadisi rivayet ederi en-Nes' Bu hadis kar'in hayz olduuna delildir demitir. en-Nes''nin ayn babda rivayet ettii bir baka hadiste Peygamberimiz (A.S.M.)'in bir kadna, kar' mddetince namaz terk etmesini syledii grlr. Byle kabul edilince, sahabeden mer ile ie arasndaki ihtilaf, keza sonra gelen mtehitler arasndaki kar' kelimesi hakknda grlen anlay fark yersiz sanlr. Et-Tahv bu mevzudaki haberleri serd ettikten sonra der ki: Bu hakik bir muarazadr. Reslullahm msta-haze hakknda kar' gnlerinde namazn brak ha-disiyle ihticac ederek, kar' Reslulahm lisan zere hayzdr, diyebilirdik. Fakat byle yapmayacaz. Zira araplar hem hayz, hem de tuhr, hem de hayz ve tuhru cem ederek ikisini birden kar olarak adlandrrlar[352]. Herhangi bir ayetin izahn Reslullah (A.S.M.) bazan lazm, bazan naziri, bazan da semeresi ile yapm olabilir. Bu hususlara dikkat edip, baz hadislerin hasr ifade ettii tevehhm edilmemelidir. imdi mfes-sirJerden bazlarna gre hasr ifade ettii sanlan. Peygamberimiz (A.S.M.)'e ait bir ksm ayet tefsirlerini ve bunlar hakknda baz alimlerin tevcihlerini zikr edeceiz. . Misal: Bu hadislerde Peygamberimiz (A.S.M.)'in gazaba urayanlar yahudiler; sapklar da hristiyanlar-dr[353] dedii rivayet edilmektedir. et-Tirmizi'nin rivayeti yledir:

Yahudiler gazaba urayanlar, hristiyanlar ise sapklardr. Peygamberimiz (A.S.M.)'e ait olan bu tefsir, sahih isnadla nakl edildiinden, hemen hemen btn mufessirler tarafndan kabul edilmitir. Halbuki ga-zaba urayanlar ve sapklar mefhmu umumidir, hak .yoldan sapan her eit frka, taife ve insan bu umumiyet iine dahil olur. yleyse Hz. Peygamber (A.S.M.)'in bu mefhumlar mezkr iki taifeye tahsis-etmesinin hikmeti nedir? el-sfahn diyor ki: Gazaba urayanlardan murad, slm caddesinden sapan her frka ve mezheptir. Baz mfessirlerin onlardan bir frkay tayin etmeleri,, umumiyeti en mehur ve en vazh ferdi ile temsil etme babndandr. bn Eb Htim'in Mufessirler arasnda in yahudiler, in ise hristiyanlar olduunda ihtilaf edildiini bilmiyorum sznden de murad budur [354]. Muhterem smail Cerraholu da bu mevzuda yle bir tevcihte bulunmaktadr: Buna gre yahudilerin ve hristiyanlarm, Fatihadaki madubun aleyhim ve dllinden birer misl olduklar anlalmaktadr. Yahudiler ve hristiyanlar ehli kitb olduklarndan, mrik ve sair din mensuplarndan daha ehvendirler. Dierlerine nazaran islma zd olsalar da daha yakndrlar. Burada yetin iki nev'e tahsis edilmesindeki ibret aka kendini gstermektedir. Artk islmm zdd-karbi olandan kanlmas emredilirse, Zdd- badi olandan kanlmas evleviyyetle sabit olacaktr. O halde, Peygamber, sapklk grubunda olan herkese tlak edilebilecek Madubun aleyhim ve dllin mefhumlarm baz muayyen gruba tahsis edebiliyordu [355] Es-Suheyl ise; Allah Tealanm yahudiler hakknda gazab stne gazaba uradlar[356] ayetini, hristi-yanlar hakknda ise Bundan evvel hakkaten hem kendileri sapm, hem bir ounu sapdirm ve (hal da) dmdz yoldan ay-rhp sapagelmi bir kavmin heva (ve heve) sine uymayn[357] ayetini bu hadis iin ahit gstermekledir (306). . II. Misal:

Eb Sa'd el-Hudr dedi ki: M adam (Kr'nda zikr edilen) T ilk gnnde temeli takva zerine te'-sis edilen mescid[358] hakknda mnakaa etmilerdi. Biri Kub mescididir diyor, dieri Reslullahn (Medine'deki) mescididir diyordu. Bunun zerine Resullah dedi ki: O, benim bu mescidimdir[359]. Bu mescidin Medine'deki mescid- nebevi olduu hakkndaki rivayetler sahihtir. Halbuki ayet Kba* mescidi hakknda nazil olmutu. Nitekim bn Atiyye Kssaya mnasib olan, Kub' mescidi olmasdr. Lkin hadis varken fikir yrtlmez demitir[360]. el-rki de Kub mescidi olduuna dellet eden hadisler de varid olmu ise de,- bu hadis daha sahih, daha sarih ve daha mreccahtr demektedir [361]. bn Kesir ise umumi bir kaide koyarak, bu hadisi o kaidenin nda yle tevcih eder;' Sahih olan udur ki, bu hadisle, ayetin Kub' mescidi hakknda nazil olmas arasnda mnafat yoktur. Zira muayyen bir vasfta mterek olunca, bir eyi zikr etmek, dierlerini zikr etmeye mnafi olmaz. Allah pek iyi bilendir[362] bn Kesir'in ifadesine gre[363] seleften bn Ab-bas, Urve b. ez-Zubeyr, e-a'b, elHasanu'l-Basr, Sa'id b. Cubeyr ve Katde Kub mescidi olduunu tasrih etmilerdir. Onlarin buna kail olmas da, hadisin 1 hasr ifade etmediini gstermektedir. Bir hadisinde Peygamberimiz (A.S.M.) Fatiha sresi hakknda Elhand lillahi.Rabbi'l-lemn (sresi) seb'-i mesan ve yce Kur*ndr[364] demitir. bn Kesir, el-Hicr 87 ayetinin tefsirinde, ashabn bir ksm ile bas alimlerin hakknda: En uzun yedi sre- dediklerini nakl ettikden sonra ilave ederek der ki: Netice bakmndan Jbu kaviller arasnda mnafat yoktur. Zira el-Mesan sfat her ikisinde de mevcuttur. Nitekim Kur'n- Kerm'in tamamn da bu ekilde tavsif etmek dahi buna mnafi olmaz...[365]. III. Misal: Eb Hureyre'den: Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem dedi ki: Allah'n, kendisi sebebiyle hatalar afvettii ve dereceleri ykselttii eyi size bildireyim mi? Bildir ey

Allah'n Resul! dediler. Buyurdu ki: Zor artlarda abdesti gzelce tamamlamak, mescitlere ok adm atmak ve bir namazn peinden dierini beklemektir. te bunlar ribattr, bunlar ribat-tr[366]. Hz. Peygamber (A.S.M)'n bu hadisiyle li mrn, 200 ayetindeki ribat yapnz ksmn tahsis ittii sylenmitir. lk nazarda da byle anlalmaktadr. Ribtm lgat mnas, dman iin at balamaktr. Sonralar dmann taarruz ve errine kar kalelerde nbet bekleyen, atl olsun, piyade olsun herkes iin murabt denmitir[367]. bn Atiyye diyor ki: Dorusu, ribat Allah yolunda mdavemet etmektir... Hz. Peygamberin ribat budur demesi, muharebe iin Allah yolunda at beslemeye te-bihden ibarettir. nk bir namazn arkasndan brn beklemek suretiyle namaza mdavemet etmek de kurtarc yollardan biridir. Ribatm lgatteki mnas, bata zikr ettiimiz mnadr (Dman iin beslenen atlar). Reslulah (A.S.M.)'m byle demesi onun Kuvvetli olan, pehlivan deildir. Pehlivan, gazabna hakim olandr. Yahut Miskin (fakir) ortalkta dolap da bir iki lokma ile savlan kimse deildir demesi kabilindendir[368]. Es-Sind ise hadisi yle izah ediyor-: Hadisteki te ribat budur sz ile, ayet-i kermedeki ve rbt kavlinin murad dilcii sylenmitir. Ribatn hakikati, nefs ve cismi taatlere balamaktr. (Hadisteki ribattan kasdn) efdal olan ribat olduu ifade edilmitir. Bibat dman men' etmek iin hudutta beklemektir. Bu ameller de insanda eytann yollarn tkar ve nefsi ehvetlerden men' eder. Nefis ve eytana adavet etmek, dman kahre mncer olacak byk cihattr. Bunun iin ann tazim gayesiyle muarref ve mkerrer olarak :denilmitir[369]. IV. Misal:

Ukbe b. mir minberde yle syledi = Allah, Siz de onlara (dmanlara) kar gcnzn yetdii kadar kuvvet ve (cihad iin) tialanp beslenen atlar hazrlayn ki... buyuruyor. Biliniz ki ben Resulullahdan iittim, kendisi minber zerinde iken: Allah buyruyor: Siz de onlara kar gcnzn yetdi kadar kuvvet... hazrlayn[370]. Gznz an, kuvvet .ancak atmaktr. Gznz an, kuvvet ancak atmaktr. ( defa) byle buyuruyordu. lk nazarda Hz. Peygamber (A.S.M.)'in, bu hadisle, kuvvet mefhumunu, atmak eklinde tahsis ettii anlalyor. Halbuki kuvvetin mnasnn ok daha geni olduu malmdur. et-Taber bu hadisi yle izah ve tevcih ediyor: Dorusu udur ki, Allah Teala m'minlere, cihada hazr olmalarn, harp letlerini ve dmanlarna kar kendilerine kuvvet salayacak eyleri (silah, atclk, dman iin balanp beslenen atlar vs.) hazrlamalarm emr etmitir. Allah Teala kuweti umum olarak zikr etmiken, onu kuvvetin mnalarndan birine tahsis etmeye sebep yoktur. Mezkr hadisle tahsis edildiini syleyenlere cevaben deriz, ki: Haberde bu ekilde varit olmu ise de, o haberde, kuvvetin sadece atmak mnasnn murad edildiine dellet eden bir ey yoktur. Zira haberde Gznz an, kuvvet atmaktr diyor. Kuvvet atmaktr, bakas kuvvet deildir demiyor. Kl, mzrak, karg da, mriklerle savata yardmc olacak her ey de atmak gibi kuvvet cmlesindendir...[371] El-Beyzv de ayetteki kuvveti, savata kuvvet temin eden her ey olarak tefsir ettikten sonra Ukbe hadisini zikr etmesini mteakip, hadisi yle tevcih eder: Aleyhi's-salt ve's-selmm, kuvveti ata tahsis etmesi, onun kuvvetin en bata gelen, en kuvvetli unsuru olmasndandr[372]. Kuvvetten istifade ata baldr. Kuvvet miyannda bilhassa atn hususi ehemmiyeti vardr demek istemitir. Yoksa kuvvet demek sde at demek deildir[373]. Bu misallerden anlald zere, Peygamberimiz (A.S.M.)'e mensup baz tefsir rivayetlerini, maksat ve hikmetten sarf- nazar ederek, lafzn zahirine gre anlamamak lazmdr. Bilakis ehliyetli limlerin, onlar tevcih etmek suretiyle hikmetlerini anlatmalar gereklidir.[374]

MSALLERLE HZ. PEYGAMBERN TEFSR A- Tefsirine Vesile Tekil Eden Durumlar Daha nce mteferrik yerlerde iaret edildii gibi, Hz. Peygamber (A.S.M.) Kur'ndan ashabna aklam olduu hususlar, programla ders veren bir muallim gibi takrir etmiyordu. Birtakm vesilelerle, baz ayetleri izah ediyoi'du. Kendisine vahy olunan ayetleri insanlara tebli eder, ameli hkm ihtiva eden. ayetlerden, mcmel olan birounu aklar, ne ekilde amel edileceini kifayet mikdar beyan ederdi. Onlara daha fazla teferruat ilave edilmesi, bilahere kendilerinin tatbikat ve izahlar, mslmanlarm tatbikatn deerlendirmesi v eklinde zamanla oluyordu. O bazan herhangi bir ayeti okurken kendiliinden aklyor, bazan mslmanlarm veya gayri mslimlerin suallerine muhatap olmas zerine^ yahut makam ve siyak mnasebetiyle aklyordu. Bazan bir hadisinin sonunda, hadisin tefsirini tazammun eden ayeti okumak suretiyle Kur'nm mnalarn retiyordu. Mteakip sa-hifelerde, Hz. Peygamber (A.S.M)in tefsirine vesile tekil eden bu durumlar misalleriyle arz edeceiz. 1- Hz. Peygamber (A.S.M).'in ayeti okuyarak kendiliinden tefsir etmesi: Ayetin nazil olmasnn akabinde, hutbe irad ederken yahut baka bir vesile ile Peygamberimiz ayeti okurken, herhangi bir suale muhatap olmakszn, bazan tefsir edeceini tasrih ederek, bazan etmeyerek, baz ayetlerin mnasn bildirirdi. Aada bunlarn misallerini zikr edeceiz. a) Tefsir edeceini tasrih etmesi: Hz. Ali (R.A.) dedi ki: Size en byk mjde ihtiva eden ayeti bildireyim mi? O ayet udur: Banza gelen her musibet, kendi yaptklarnz sebebiyledir. Allah ise gnahlarn bir ounu balyor (ra, 30). Resullah bu ayeti okuyup bana dedi ki: Ey Ali, bu ayeti sana tefsir edeceim . Size dnyada gelen her trl hastalk, ceza, be^I yaptklarnz sebebiyledir. Allah Teala, ahirette onlan ayrca tekrar cezalandrmayacak bir kerem sahibidir. Dnyada affedip de ceza vermedii duruma gelince, Allah Teala, affndan sonra cezalandrmaya dnmeyecek olan bir liim sahibidir[375] Grld gibi Hz. Peygamber (A.S.M.) :

Ben o ayeti sana tefsir edeceim ya Ali! demek suretiyle tefsir edeceini aka bildirmitir. Bu duruma baka misaller de vardr[376]. b) Herhangi bir vesile ile Kur'n okurken tefsiri : Adi b. Hatim dedi ki.- Tevbe sresinden (Yahudiler ve Hristiyanlar) hahamlarn ve papazlarm, AI-Iah'dan baka rabler edindiler (Tevbe, 31) ayetini okuduu srada Reslullahn huzuruna vardm. Dedi ki.- Onlar, hahamlarna ve papazlarna ibadet etmediler, lakin onlar herhangi bir eyi helal klnca, brleri de onlara uyarak helal saydlar[377] II. Misal: Suheyb (R.A.) dedi ki: Reslullah (A.S.M.) yi iler yapanlara en gzel bir mkfat ile bir de ziyade vardr* (Ynus, 26) ayetini okuyup dedi ki: Cennetlikler cennete, cehennemlikler de cehenneme girince bir mnadi yle seslenir : Ey cennet ehli, Allah Teala-nm size kar bir vadi vardr ki onu gerekletirmek istemektedir. Onlar: Allah bizim mizanmz ar klmad m, yzmz ak karmad m ve cennete girdirip cehennemden kurtarmad m? Daha baka no vadi olabilir ki? derler. Reslullah devamla: Bunun zerine Allah hicab aar, onlar da O'na bakarlar. Allah'a yemin ederim ki onlara bu temaadan daha sevimli gelen hi bir ey olmayacaktr[378]. III. Misal: Ber b. zib (R.A.)'den: Hz. Peygamber (A.S.M.) Allah, iman edenlere dnya hayatnda da hirette de o sabit szde daima sebat ihsan eder (brahim, 27) ayeti hakknda: Bu ayet kabir azab hakknda nazil olmutur. Kabirde lye: Rabbin kimdir? diye sorulur. O da: Rabbim Allah ve Peygamberim Muh'am-med'dir. te bu, Aziz ve Celil olan Allah'n Allah iman edenlere dnya hayatnda da hirette de o sa-Bit szde daima sebat ihsan eder ayetindeki sabit: szn dellet ettii szdr buyurdu[379]. Misallerde grld gibi Hz. Peygamber tA.S.M.), herhangi bir vesile ile ayeti okumasn mteakip, onun hakknda bir aklamada bulunuyordu. Buna dair ok misal mevcuttur[380].

c) Ayetin nzuln mteakip tefsir etmesi: I. Misal: mran bin Husayn diyor ki: Reslullah bir gazvede bulunuyordu. Yolda ilerlerken O'nun ashab birbirlerinden uzaklamlard. Birden Reslullah u ayeti yksek sesle okudu. Ey insanlar, Rabbinizden saknn zira kyamet zelzelesi pek mthi bir eydir (Hac, 1). Ashab derhal bineklerini sratlendirerek Hz. Peygamberin etrafnda toplannca: Bu gnn hangi gn olduunu biliyor musunuz? dedi. Allah ve Resul pek iyi bilir dediler. Bu gn, Allah'n Hz. dem'i araca gndr. O'na Ey dem, atee girecekleri gnder der. O: Atee girecekler ne kadardr? diyecek. Allah: Her bin kiiden dokuzyz doksan dokuzu cehennemde, biri cennettedir. Bunun zerine ashab derin bir skta gmlp, ok zldler. Reslullah bu durumlarn grnce onlar mjdeler ve Sizden bir kiiye mukabil Ye'cc ve Me'cc'den bin kii cehenneme gnderilecektir buyurur[381]. Tebk gazvesinden dnerken[382] nazil olan bu ayet;i, Peygamberimiz (A.S.M.) ashabn toplayarak izalr etmitir. Ayette (9) zikri geen gnn, hangi gn olduunu bildirmitir. II. Misal: Ebu Hureyre dedi ki: Eer yz evirecek olursanz, yerinize baka bir topluluk getirir de onlar sizin gibi olmazlar (Muhammed, 38) ayeti indiinde Sel-man Reslullahm yannda bulunuyordu. Ashab: Biz yz evirdiimizde bizim yerimize getirilecek olanlar kimlerdir acaba? deyince( Reslullah, elini Selman'm omuzuna koyarak: Bunun kavminden kimseler olacaktr. Nefsimi elinde tutan Allah'a yemin ederim ki din, ker yldznda asl olsayd bile Faris diyarndan baz ahsiyetler ona kavuabilirler di buyurdu [383]. Bu rivayete gre, Hz. Peygamber (A.S.M.) bu ayeti nazil olmasn mteakip izah etmi, ondaki mb-hem bir hususu bildirmitir. ) Hutbe irad ederken aklamasna dair misaller :

I. Misal: Ebu'd-Derd diyor ki: Hz. Peygamberin minberde Rabbinin huzurunda hesap vermekten korkan kimseye iki cennet var (Rahman, 46) ayetini okuduunu iitince dedim ki: Ey Allah'n Resul, zina etse, hrszlk yapsa da (yine buna nail) olur) mu? Reslul-lah yine ayeti okudu; Ben tekrar ayn soruyu sordum. Hadisin devamnda nc defa sormasndan sonra Reslullah yine ayeti okudu ve Ebu'd-Derd istemese de (byledir) buyurur[384] II. Misal: Eb S'd el-Hudr anlatyor: Reslullah bir gn .hutbe irad edip *Kim Rabrnne sulu olarak gelirse onun iin cehennem vardr, orada ne lr ne de yaar (Th, 74), ayetine gelince buyurdu ki: Cehennemde temelli kalacak olanlar vardr, ne lrler ne de yaarlar. Ama orada devaml kalmayacak olanlara gelince, ate onlara bir miktar dokunur, sonra efaatiler efaat ederler. Mteakiben onlar blk blk alnp hayat veya haya nehri denilen bir rmaa atlp oradan sel uranda kalan otlar gibi sr'atle biterler"[385]. Buna baka misal de vardr[386]. Allah Tealanm u kavli hakknda Reslullah (A.S. M.) dedi ki... sigas ile varid olan tefsirler: Daha ziyade rivayete dayanan eski tefsirlerde bu siga ile rivayet edilen ayet tefsirlerine ok rastlanr. Bu neviden olan rivayetlerle gelen izahlar, Peygamberimiz (A.S.M.)'in hangi vesilelerle yapt hakknda kat'i bir sz sylenemez. Bu hadisleri sylerken, ekse riyet itibariyle Hz. Peygamber (A.S.M.)'in sz konusu ayetleri okumadn zannediyoruz. Bazan sahabenin, oka da sonradan gelen herhangi bir rvinin, ilgili hadisi, ayetin mnasna muvafk grmesi neticesinde1, bu siga ile rivayet edilen tefsirlerin ounun meydana geldii kanaatindeyiz. Fakat her hal u krda, ayetin mnasna uyduunu gsterir. Misal olarak bu rivayetlerden birini zikr edelim : Siz insanlar iin karlm en hayrl bir mmetsiniz... (Ali mran, 110) ayeti hakknda, Reslullah (A.S.M.)'m Siz daha nce gelmi olan yetmi, mmetin en hayrls ve Allah katnda en kerm olansnz. dedii rivayet olunmaktadr [387]. Bu neviden baka misaller de mevcuttur[388].[389]

2- Hz. Peygamber (A.S.M.)'n Ayet Hakknda Sai Atktan Sonra Ayetin Mnasn Aklamas: Bu, Reslullah (A.S.M).'n herhangi bir ayeti okuyarak mnas nedir bilir misiniz?, Bu ayetin ne hakknda indiini bilir misiniz? gibi' muhataplarnn dikkatini ekecek bir sual sormas suretiyle olur. Sual bazan ayette geen bir kelime ile ilgili olur. Baz hallerde de Niin gldm^ biliyor musunuz? gibi, ayetle ilgili olmad halde, verdii cevap bir ayetin tefsiri olur. Maksat, etrafmdakilerin zihinlerini yeni bir ey renmeye hazrlamaktr, yoksa onlardan istizahta bulunmak veya bilip bilmediklerini anlamak deildir. Zaten ashab, bildikleri bir ey olsa bile, Re-slullaha kar sylemelerine, edebleri msait deildi. Onun iin cevap, hemen hemen her zaman Allah ve Resul ok iyi bilir eklinde olurdu. I. Misal: Hz. Peygamber (A.S.M), Kim Benim zikrimden yz evirirse onun hakk da dar bir geimdir... (T-ha, 124) ayeti, biliyor musunuz kimin hakknda inzal buyurulmutur? diye sorunca dediler ki: Allah, ve Resul pek iyi bilir. Buyurdu : O, kfirin kabrinde grecei azaba dairdir.... Hz. Peygamber bundan sonra, ona doksan dokuz ylan musallat klnp, kyamete kadar onu sracaklarn bildirmitir [390]. II. Misal: Reslullah CA.S.M.) O gn (yer) btn haberlerini anlatacaktr ayetini okuyarak, Onun haberleri nedir, bilir misiniz? dedi. Allah ve Resul pek iyi bilir dediler. Buyurdu: Onun haberleri, srtnda tad her erkek ve kadn hakknda, falan gn, falan eyi yapt diyerek ahitlik etmesidir [391]. III. Misal: Enes diyor ki: Hz. Peygamberin huzurunda bulunuyorduk. Gld ve Biliyor musunuz neye glyorum? dedi. Allah ve Resul pek iyi bilir dediler. Buyurdu ki: Kyamet gnnde, kulun Rabbiyie mcadele etmesine glyorum (ayorum) .Kul diyecek ki: Ey Rabbim, sen beni zulmden masun klmadn m? Cenab- Allah : Evet.

Kul: yleyse ben kendim hakknda, sadece kendimden ahid isterim, bakasn kabul etmem. Allah Teala: ahid olarak ben kfi deil miyim, kirmen ktibin melekleri kfi deil mi? diye defalarca tekrar buyurur. Sonra da o kulun az mhrlenir, azalar ne yapmsa anlatr. O kul: ste-miyorum sizi, defolun, ben mcadele ediyorum der[392]. Grld zere, insann kendisi aleyhindeki ahitlii bildirilerek u ayetler tefsir edilmitir; Nihayet oraya, vardklarnda kulaklar, gzleri ve derileri, yaptklar hakknda onlarn aleyhine ahitlik ettiler, derilerine dediler ki % Niin aleyhimize ahitlik ettiniz?.. (Fussilet, 21-22). Bu nev'in baka misalleri de vardr. 3- Muhtelif ahslarn Sormalar zerine Aklamalar : A) ok Sual Sormann Nehy Edilmesi Meselesi: Kur'n araplarm belagata ok ehemmiyet verdikleri, beli sz anlayarak tesirinde kaldklar bir devrede nazil oldu. Sonralar yabanc milletlerle karmalar neticesinde araplarn ounun anlayamaz hale geldii, lisana mteallik baz Kur'n incelikleri, sahabe umumiyetle idrk ediyordu. Yalnz eitli sebepler dolaysyla, aralarnda Kur'n anlama bakmndan farkllklar vard. Daha nce grm olduumuz gibi, lisana vakf olmakla bilinemiyecek hususlar bulunduundan, onlar baz hallerde Hz. Peygamber (A.S.M)'e sormaya muhta oluyorlard. Sualler, ne ekilde amel edeceklerini renmek iin bir ksm ayetlerle ilgili olduu gibi, bazan Kur'ndaki veciz kelimeler sebebiyle, yahut iki veya daha ok ihtimalin mevcut olduu hallerde, onlardan birinin tercih edilmesi sebebiyle oluyordu [393]. Bazan merakn tahrik etmesi neticesinde, ayb veya uhrev bir meseleyi renmek arzusu ile oluyordu. Sual sorma hakknda, birtakm kaytlar ve tahditleri ihtiva eden ayetler olduu gibi, Peygamberimiz (A.S.M.)'in nehye dellet eden hadisleri, sahabenin de bir vaka olarak nehyi ikrar eden haberleri vardr. Bilindii gibi, renme arzusu ile sorulan faydal sorular olduu gibi elenmek, istihfaf etmek, mkil durumda brakmak gayeleriyle sorulan yahut inkr edas ile yneltilen veya neticesine fayda terettp etmeyen sualler de bulunabilir. Varid olan nehiyler b ka-bl sualler iindir. Ancak naslann

zahirine bakarak, nehyin muln geni telakki eden ve geniletmek isteyen kimseler de olmutur. inidi nehye dair ayetr hadis ve haberleri serd edeceiz. Ey mari edenler, Allann afvetdii eyleriki eer size aklanrsa ve siz bunlar Kur'n inerken sorul da hkm kendinize izhar edilirse fenanza gidecektir sormayn. Allah ok yarlaycdr, cezada da aceleci deildir. Sizden evvel bir kavm da onlar sordu da, sonra o yzden kfirler oldular[394]. Bu ayetin nzul sebebi olarak muhtelif hadiseler rivayet edilmitir . etTaberi'nin dedii gibi Sebebi, ok sual sorarak Peygamber'! iz'a etmeleridir. Babasnn kim olduunu soran, haccn her sene mi olduunu soran ve buna benzer sorular soranlar hakknda nazil olduu anlalmaktadr. Zira bu hususlarda sahih haberler varid olmutur*[396]. Nehiy konusunda bir baka ayet meali yledir: Yoksa sz de evvelce Musya sorulduu gibi Peygamberinizi sorguya m ekmek istiyorsunuz? Kim mann kfr ile deiirse dmdz yolu saptm olur[397]. Bu mevzdaki hadislere gelince : Ebu Hreyre'den rivayete gre, ResluJlah hac ayetini tebli ettiinde, bir adam haccn her sene iin mi farz olunduunu sordu. Reslullah: Evet, dersem farz olur. Farz olduu halde terk ederseniz saparsnz. Ben bir ey sylemediim mddete, siz de skt edin (sormayn). Zira sizden nceki milletleri, ok sormalar ve peygamberlerine kar olan ihtilaflar mahv etmitir!..[398]. Ma'mer b. Rid ile et-Tirmizi rivayetinde' farkl olarak Ben sizi kendi halinize braktka, siz de beni brakn; size bir ey sylediimde ise derhal benden renin. Sizden nceki mmetlerin helakine sebeb olan ey, ok sual sormalar, olmutur[399]-. Allah birtakm hudutlar izdi, onlar amayn. Birtakm farzlar koydu onlar zayi etmeyin. Baz eyleri haram kld, onlar inemeyin. Baz hususlar ise, unuttuundan deil, merhamet sebebiyle terke-dip (bildirmedi), siz de bylece kabul edip kurcalamayn[400] eklindedir. Bu ve bu mnadaki hadislerle Hz. Peygam[395]

ber (A.S.M.) tebli ettii emirlerin yerine getirilmesini, meskt geilen hususlarn kurcalanmamasn emr etmektedir. u hadis bunu daha sarih olarak belirtmektedir: Sz konusu hadisinde Reslullah (A.S.M.) yle demektedir: Mslmanlarn iinde, phesiz byk gnh sahibi olan, o kimsedir ki insanlara haram edilmedik bir eyin hkmn sorar da o, srf bu sualden dolay haram klnm olur[401]. Sahabeden Enes b. Mlik, Biz, Kur'nda Reslul-laha bir ey sormaktan nehy olunmutuk demektedir[402]. Yine ayn sahabi bir baka haberde yle diyor : *ReslulIaha bir ey hakknda sual sormaktan nehy olunmutuk. Bundan dolay l ahalisinden akll bir'kimsenin gelmesi, Peygambere sual sorup bizlerin de onu dinlememiz houmuza giderdi[403]. Nevvs b. Sem'n da b mevzuda yle diyor: Ben Medine'de Reslullahn maiyyetinde 'bir sene (bir ziyareti gibi) ikamet ettim. Beni vatanmdan hicret edip Medine'ye yerlemekten, ancak Reslullaha (bol bol) sual sormak hevesi men' ediyordu. Zira herhangi birimiz Medine'ye hicret edip orada vatan tuttuu zaman, artk Reslullaha bir eyin mahiyyetin-den sa soramazd. te ben Medine'de msafir iken Reslulaha birr ve ismin[404] mahiyetini sordum. Re-slullah: "Birr, ahlkn gzellii, ism ise, vicdann trmalayp seni huzursuz klan ve insanlarn muttali olmalarn istemediin eydir buyurdu[405] Kjrij yz'n aklamasna gre, Reslullah (A.S. (M.) byle sual sorma imknnn Medine'de yerleen muhacirlere deil, muvakkaten ikamet eden ziyaretilere veriyordu. Muhacirler de bedevilerden ve dierlerinden, byle ziyarete gelen yabanclarn sual sormalar ile ferahlyorlard. nk yabanclar hem sual sormak hususundaki meakkati ykleniyorlar, hem de bunda mazur tutuluyorlard. Muhacirler de onlara verilen cevaptan istifade ediyorlard[406]. El-Ber1 b. zib, Eb Ya'l'nm kendisinden rivayetine gre yle demitir : Bazan Reslulaha bir ey hakknda sormak isterdim, bir sene getii halde onun mehabetinden sormaktan ekinirdim. Dorusu, biz bedevilerin gelmesini temenni ederdik[407].

Eb mme anlatyor-. Reslullahn ashab derlerdi ki, Allah bedevilerle ve onlarn salleriyle bizi mstefid ediyordu. Bir gn bedevinin biri gelerek, Allah Kur-nda eza verici bir aa zikr ediyor. Cennette insan inciten aacn olacan sanmazdm deyince Hz. Peygamber: Hangi aa? diye sormu, bedevi : *Sidr = Arabistan Kiraz, zira onun insana batan dikenleri vardr diye cevap vermiti. Bunun zerine Reslullah buyurdu ki: Allah Tela Dikensiz kiraz aalan . (el-Vak'a, 28) buyurmuyor mu? Allah onlarn dikenlerini gidermi ve her dikenin yerine bir meyve koymutur. O aa yle meyve verir ki, her bir meyvenin yetmi iki eit tad bulunur, o tadlardan hi biri dierini tutmaz[408]. Bir defasnda ashab, bir a'rabiyi, el-Ahzb 23'de geen adadn deyenlerdin, kimler olduunu Reslullah (A.S.MJ'dan sormaya tevik etmilerdi. Rv Talha anlatyor: Bedevi sorunca Hz. Peygamber cevap, vermedi, tekrar sordu yine cevap vermedi. Sonra ben mescidin kapsndan karken buyurdu ki: adadn deyenleri soran nerede? dedi. Bedevi: Benim deyince (beni gstererek) ite bu adadn deyenlerdendir buyurdu[409] bn Abbas da ashabn sual sorma hakkndaki tutumlarn u szleriyle ifade etmektedir[410]; Reslullahm ashabndan daha hayrl olan hi kimse grmedim. Reslullah aralarndan ayrldnda, ondan sadece on mesele sormu bulunuyorlard. O meselelerin hepsi de Kur'anda mevcuttur: Sana haram olan "d ay, ondaki muharebeyi sorarlar...[411]. Sana kadnlarn ay halini de sorarlar... [412] gibi. Onlar sadece kendilerine faydas olan eyleri sorarlard^. El-Bezzr'm rivayetine gre, onlarn sorduklar meseleler on iki tane olup hepsi de Kur'ndadir[413]. bn Abdilberr'in rivayetinde on tane olduu grlr[414]. er-Rz ise on drt mesele olarak rad eder [415]. Hem ed-Darin, hem de el-Bezzr'n isnad-lar sahih, ricalleri mruftur.-e-atb. Sadece kendilerine faydas olan eyleri sorarlard ksmndan sonra:

-Yani onlarn durumlar ekseriya byle idi diyerek istisnalarn olabileceine iaret etmektedir[416]. bn Abbas bu szyle, mslmanlar arasnda sonradan itihar eden mruf sahabe tarifi mulne giren insanlarn deil de, Reslullah (A.S.M.)'la mu-sahabeti fazla olan, ona yakn ve ileri gelen ashab kasd etmi olmaldr. Az nce nakl ettiimiz, sualden nehye dair sahabe haberlerinden de, ashabdan biri tarafndan kullanlan ashab Reslillah tabiriyle, onlardan ileri gelenlerinin maksd olduuna istidlal edebiliriz. Bu tarzda tevcih edilmezse, bn Abbas'a nisbet edilen bu sz doru olmaz. Zira Hz. Peygamber (A.S. M.)'e bunlarn haricinde, Kur'n tefsirine dair ok sualler sorulmutur. Bu sz, ashabn fazla, lzumsuz ve iz'a edici sualler sormad hakikatini ifade ederse de, istisnalar olmad sylenemez. Kurn- Kerim'de, bu on iki veya on meseleyi tadad eden limlerin dahil etmedikleri bunlardan baka, mslmanlar tarafndan sorulduu anlalan iki mesele daha grmekteyiz: Senden kadnlar hakknda fetva isterler. De ki: Onlara dair fetvay size Allah veriyor...[417] ve Senden fetva isterler. De ki: Allah, kellenin yani babas ve ocuu olmayann miras hakkndaki hkm (ylece) aklar...[418]. Ayn zamanda, gelecek haberden, mer b. elHattb'm bu ikinci.meseleyi Hz, Peygamber (A.S.MJ'e sormu olduunu anlamaktayz: mer Cuma gn hutbede, cemaata dedi ki: Arkamda, bana gre kelle'den daha mhim bir mesele brakmyorum. Onun hakknda Reslullaha sormutum, bu mevzuda olduu kadar; hi bir zaman bana ylesine sert davranmamt. yle ki kargyla boazma dokundurarak en-Nis' sresinin sonundaki yaz ayeti[419] sana yeter! demiti[420]. Geen misalden Reslullah (A.S.M.)'m bir sual karsnda kzdn anlyoruz. Cevabnda sana yeter dedii ayet, kelle hakknda nisbeten beyan muhtevidir. Muhtemelen Peygamberimiz' (A.S.M.), Hz. me gibi birisine, o ayetteki.beyann kfi gelmesi gerektii kanaatinde olduundan, tafsilat vermeye lzum grmemiti. Maa-

mafih suali tamamen cevapsz da brakm saylmaz. Bu hadiseye bakarak, sual sormann mutlak bir ekilde mezmm olduuna istidlal edilemez. Bunlarn yannda, imdiye kadar zikr ettiimiz, haberler kadar mehur olmamakla beraber sual sormaya tevik eden bir hadisi de kayd etmek isteriz : Mikdd diyor ki: Hz. Peygambere dedim, Senden iittiim bir eyde phem var. Buyurdu: Herhangi bir ite phe eden, onu benden sorsun [421]. Ayrca faydal meseleleri sormaya tevik eder mahiyette u ayetler de grlmektedir : Eer bilmiyorsanz eh-i zikre sorun[422]. Halbuki bunu peygambere ve onlardan emir sahiplerine dndrm olsalard, ilerinden istinbat edebilecek olanlar herhalde bilirlerdi-[423]. , Sualden nehy eder mahiyetteki, tafsilatl olarak sralam olduumuz naslar, dikkatli bir ekilde dnlrse, bu nehyin mutlak olmad neticesine varlr[424]. Nitekim yanl b;r.zehaba kaplmay nlemek iin, bir ok lim bu meseleyi izah etmilerdir. El-Hattab ylo aklamtr: Bu nehiy, ihtiya duyulmayan, abes olarak ve te-kellfe girerek sual soran hakkndadr; yoksa zaruret ve ihtiya halinde soran iin deildir. Mesela, Ben sr'l'in bakara hakkndaki sualleri abesle itigal nev'indendir. Lkin bir hkmn aklanmasn isteyen ve ilm bir istifade iin soran kimse, bu tehdidin mulne dahil deildir[425] Eb Bekr bnu'l-Arab nehy olunan suallerin, bizzat ayetle mukayyed olduunu belirtmitir: . Bir gafil topluluk bu ayete (el-M'ide '101) tutunarak hkme muhta meselelerin (navzil), vukua gelmeden nce sorulmasn men' etmilerdir ki, doru deildir. Zira ayette tasrih ediliyor ki nehy edilen sual, cevabnda fealalan, ho karlanmayan suallerdir. Navzil meselelerinde bu durum sz konusu deildir.

bnu'I-Arab'den mezkr mtalaay nakl eden bn Hacer, Onun bu sz dorudur; lkin el-Kurtub'nin dedii gibi, deti vehile gafiller tabirini kullanmas doru deildir. Mslim'in rivayet ettii Mslmanlarn iinde byk gnh sahibi olan, 'O kimsedir ki insanlara haram edilmedik bir eyin hkmn sorar da o, srf bu sualden dolay haram klnm olur hadisi, .ayetten murad aklamaktadr [426]. E-tb mezmm sualleri yle sralamaktadr; 1- Din cihetten faydas olmayan sualler (Hz. Peygamber (A.S.M.)'e babasnn kim olduunu soran adamn suali gibi). 2- Kifayet mikdar bilgi sahibi olunduu halde .sorulan sualler (Ben Isr&'ll'in bakara hakkndaki sualleri gibi). 3- Mevcut durumda ihtiya hissedilmeyen eyi sormak. Bu Allah bilir ya hakmda hkm nazil olmayan meselelere mahsustur. Hz. Peygamber (A.S. M.)'in: Ben sizi kendi halinize braktka siz de beni kendi halime brakn sz ile: Allah Teala, baz hususlar da, unuttuundan deil, size merhametinden dolay bildirmeyip, meskt gemitir, binaenaleyh siz de onlar kurcalamayn sz buna dellet etmektedir. 4- Reslullah (A.S.M.)'m aka nehy ettii zor, etrefilli meseleleri sormak. 5- Hkmn illetini sormak. 6- Tekellf derecesinde sormak. 7- Kitab ve snnete re'yle kar kmak gayesiyle sormak. 8- Kur'nm mteabihat hakknda sormak. 9- Selef-i salihin arasnda cereyan eden hadiseyi sormak. 10- Hasm zelil etmek, ilzam etmek ve galebe talebiyle sormak.

Bizim tanrlarmz m iyi yoksa o mu? dediler. Bunu sadece tartma iin ortaya attlar. Dorusu onlar kavgac bir kavimdir (Zuhruf, 58). nsanlardan ylesi vardr ki dnya hayatna dair sz, houna gider. Kalbinde olana (yani sznn zne uyduuna* da Allah' ahid tutar. Oysa o hasmlarn en yaman-dr (el-Bakara, 204) gibi ayetlerde, zemmedilen durum budur[427]. Bylece sual sormann mutlak bir ekilde men1 edilmemi olduunu grdkten sonra, bir ksm ayetler hakknda mslmanlann Reslullaha tevcih ettikleri sualleri ele alacaz. [428] B) Mslmanlar Tarafndan Sorulan Sualler: B1- Mbhemin Tayinine Dair Sualler: Kur'nda baz hususlar mbhem braklm, kas-den tayin edilmemitir.- Tayin etmemek u gayelere matuftur: Baka yerde aklandndan ihtiya olmamas, hreti sebebiyle bilinmesi, setr edilmesinin mu-rad olmas, tayininde zikre deer bir. fayda bulunmamas, hkmn umum olduuna tenbih etme gayesi, ismi zikr etme yerine mkemmel bir tavsifle tazim etme yahut eksik tavsifle tahkir etme gayesiyledir [429]. Baz mslmanlar, Kur'ndaki baz mbhemleri sormu,, Reslullah da onlar tayin etmitir. I. Misal: bn-i bbas dedi ki: Birisi Hz. Peygamberden Sebe* hakknda (Sebe\ 15) sorup, Ey Mahm Resul Sebe nedir, erkek mi kadn m yoksa bir yerin rai addr? Reslullah buyurdu ki: Bir adamn addr; onun on evlad oldu. Onlardan alts Yemen'e, drd de am'a yerleti. Yemen'dekileri Mezcih, Kinde, Ezct, E'aryyn, Enmr ve Himyer'dir, hepsi de araptr. am'dakiler ise: Lalm, Czam, 'mile ve Gassan'-dr[430]. II. Misal: Hz. Ali : Reslullahdan hacc- ekber gnn sordum, o da: Kurban bayram gndr dedi[431]

III. Misal: Ubey b. K'b bildiriyor: Onu (Yunus'uJ yz bin insana, ya da daha fazla olanlara peygamber gnderdik (es-Safft, 147) ayetindeki (fazlal) sordum, Re-slullah yirmibin dedi[432]. Bu nev'in baka misalleri de vardr[433][434] B2- Mcmel Ayetler Hakkndaki Sualler: Mcmel, delleti vazh olmayan, maksadn kafi olarak anlalmas iin beyan edilmesi gereken sze denir. Kelimenin lgatte mterek olmas, zamir merciinin ihtilafl olmas, atf veya sti'naf ihtimali, lafzn garabeti icmal sebepleri arasndadr [435]. 1. Misal: Haccn farziyyetine dair ayette ... Ona bir yol bulabilenlerin (gc yetenlerin) Beyti hacc etmesi Alla-hin insanlar zerinde hakkdr...[436] buyurulmak-tadir. Bir adam buradaki yol un mnasn sorunca, Beslullah (A.S.M.) azk ile binek olduunu bildirmitir[437]. II. Misal: mm Hni ... Toplant yerinde meru olmayan yapacak msnz? (el-Ankebut, 29) ayetinde bildirilen meru olmayan iin ne olduunu sorunca, Reslul-lah Yoldan geenlerle alay ediyorlar ve onlara fiske halinde ta atyorlard demitir[438]. II. Misal: Mahmd b. er-Rebi diyor ki: Elhkm't-teksr nz olunca Reslullah sreyi bize okudu, Sonra o gn size verilen nimetlerden elbette sorulacaksnz [439] ayetine gelince, yanndakiler: Hangi nimetlerden sorulacaz ki ola ola bir suyumuz, bir de hurmamz var, kllannz boynumuzda as (her an sava iindeyiz), dmanmz ise karda, daha neden sorulacak bize? deyince buyurdu ki: Bu nimetler ilerde olacaktr[440]. Gnl ferahlnn[441], shhat ve emniyetin[442], karn doyurma, souk su, glge, gzel ve normal yaradln, uyku lezzetinin[443] insan rtecek esvabn, ban

sokacak evin[444] sorulacak nimetler cmlesinden olduuna dair rivayetler de vardr. Mcmel ayetler hakknda sualler azimsanmyacak kadar oktur [445]. B3- Lgav Sualleri Baz mslmanlara garib gelen kelimelerin ReS-lulah (A.S.M.)'a sorulduuna da rastlamaktayz. I. Misal: Hz. lie'nin sorusu zerine Reslllah (A.S.M.) Hacc, 78 ayetindeki harec kelimesini darlk olarak tefsir etmitir[446]. II. Misal: Bu rivayete gre Reslllah (A.S.M.)'a tebihin yani subhnallahi sznn mnas sorulmu, o da Allah' ktlklerden tenzih etmektir cevabn vermitir[447]. III. Misal: mm Selemo diyor ki: Ya Reslallah, bana Allah ; Teala'nn (el-Vak'a, 22) kavli hakknda bilgi verir misin? dedim. Dedi ki: Hr: beyaz, yn i ceylan gzl, etrb, yani ayn yatadrlar demekdir[448]. Bu hususta baka misaller de vardjr [449].[450] B4- Ayetten Maksdun Tayin Edilmesi in Sorulan Suallert Ubde b. Smit'ten rivayete gre o, Hz. Peygamber (A.S.M.)'e cfyle bir sual sormutu: Ya Reslal-lah, Allah Tealann Dnya hayatnda da ahirette de onlara mjde vardr (Ynus, 64) kavli hakknda ne dersiniz (bu mjde nedir?) Reslulah buyurdu ki: mmetimden hi kimsenin senden nce sormad yahut senden nce hi kimsenin sormad bir ey sordun, ayetteki bur (mjde) salih kiinin (bir lafza gre: mslman kiinin) grd veya ona gsterilen sadk ryadr[451]. Baz hallerde ayette varid olan kelimenin mnas maruf olur, fakat maksdu anlalmaz ve lgav malmat iin deil de, maksdu anlamak gayesiyle Hz. Peygamber

(A.S.M.)'e sual tevcih edilir. Bu hadiste, Reslulah (A.S.M.), Allann veli kullarna dnyada ihsan edecei mjdenin salih ve sadk r'ya olduunu tayin etmitir. B5- Mnasn Bildikleri smin Sfatlarm Sormalar: Hkm ifade eden ismin tavsifine dair sualler: I. Misal: 'Ayet, selam vermeden ve istinas edilmeden[452] baka bir eve girmeyi men' etmektedir. Eb Eyyb diyor ki: Ey Allann Resul, selam biliyoruz, ya istinas nasl olur? buyurdu ki: Adamn subhanal-lah, elhamdlillah, Allahu ekber (gibi bir ey) sylemesi, ksrmek suretiyle hane halkna geldiini bildirmesidir[453]. II. Misal: Mu'z ayette[454] emr edilen nash tevbenin nasl olacan sorunca buyurmular ki Kul bulat gnhtan tam. nadim olur, Alahdan afv diler, stn memeye dnmemesi gibi o gnha dnmez[455].bb. Herhangi bir smin tavsifini istemeleri-. I. Misal: bn Abbas'tan rivayete gre : yi bilin ki Allah'n velilerine korku yoktur, onlar mahzun da olmayacaklardr[456] ayetinde geen Allah'n veli kullanann tavsifi istenmi, Reslullah: O kimselerdir ki grldklerinde Allah Teala hatrlanr buyurmutur[457]. II. Misal: Hurileri tavsif eden bir ayette[458] geen Sakl inci timsalleri gibi tabirinin mnas sorulunca, Onlarn safveti, el dememi olan, sedefteki inci safveti gibidir demitir[459]. Bu hususta baka misaller do vardr[460].[461] B6- Muayyebata Dair Sualler: I. Misal:

Peygamberimizden, Itabbinln, seni vgye deer bir makama karacan, umabilirsin (sra, 79) aye-tindeki makam sorulmutu. Onun efaat makam olduunu syledi[462]. II. Misal: ... Gkleri ve yeri alt gnde yaratandr. (Bundan evvel ise) Onun ar su stnde idi[463] ayetiyle ilgili olarak, Eb Rezin el-Ukeyl diyor ki: Ya Res-lallah, gkleri ve yeri yaratmadan nce Rabbimiz nerede idi? diye sordum. Dedi d : Yksek ve kesif bir bulutun stnde idi ki o bulutun stnde de altnda da hava bulunuyordu, sonra da Arn su zerine yaratt[464]. Bu hadis-i erif, ayet-i kerime gibi mteabihtir. Yani baz mnalar anlalmakla birlikte, kafi bir mnaya hkmetmek zorluu ile kar karyayz. Ayet ile hadisin hatrlatt bir hususu ksaca yazmak istiyoruz : Astronomide, kinatn balangta bir gaz bulutu halinde olduu, sonra bu maddeden cisimlerin frlad, dnyann da bunlardan biri olup, oradan ykselen gazlarn ve buharlarn yamur eklinde tekrar dnyaya dnerek denizlerin meydana geldii, hakim bir kanaattir [465]. III-. Misal: Sonra (ey insanlar), hi phesiz, hepiniz Rab-binizin huzurunda muhakemeye duruacaksniz[466].ayeti inince Zbeyr: Aramzda dnyada olup bitenden sonra, yine rni muhakeme tekerrr edecek? diye sordu, ResluIIah Her hak sahibine hakk verilinceye kadar cevabn verince Zbeyr: yleyse vaziyet mthi! dedi[467]. Bu konuda baka misaller de vardr[468].[469] C) Ehli Kitabn Sualleri; M'minler Allahm kitabn anlamak ve zerlerine terettp eden amellerin keyfiyyetini renmek iin so rarken, dier taraftan mrikler, hristiyanlar ve bilhassa yahudiler kh istihza ve imtihan etmek, kh mslmanlan artmak yahut Hz. Peygamber (A.S.M.)'i mkil mevkide brakmak zan ve emeliyle birtakm sualler sorarlard. Bu sualler mevzu itibariyle, Kur'nda tenakuz arama, kevniyyat, bed-i hilkat, gemi

mmetlerin ve peygamberlerin, ahvali vs. meselelerine racidir. ekil itibariyle de sualler ekseriya bir hey'et tarafndan, mrettep bir tarzda tevcih edilirdi. [470] C1 Yahudilerle lgili Sualler Aa. Yahudilerin Peygamberimiz (A.S.M.)'E Sormalar: I. Misal: Yahudiler gelerek Reslullah (A'.S.M.)'a dediler ki: Senden be ey soracaz. Bunlarn cevabn verirsen hak peygamber olduunu anlayacaz. Sonra. sr'il'in kendine haram kld eyi[471], peygamberin almetini, ra'di ve sesini[472], ocuun erkek veya kz olmasnn sebebini ve semann haberini kendisine kimin getirdiini [473] sordular. Peygamberimiz (A.S. M.) bunlarn cevaplarn vererek, ilgili ayetleri aklamtr. Uzunca olan bu hadiste, rivayete gre Peygamberimiz (A.S.M.) birinci soruya Deve eti, ikincisine Gzleri uyur, kalbi uyumaz ncsne Buluta mvekkel melektir, drdncsne: kisinin suyu birleir, erkeinki galip gelirse ocuk erkek, kadnmki galip gelirse kz olur, beincisinin Cibril diye cevap vermitir. Yahudiler de tasdik etmilerse de Cibril hakknda O bizim dmanmzda, harb ve azab in- dirir, Mikil deseydiniz tabi olurduk demilerdir [474] II. Misal: Bir yahudi gelerek Reslullah (A.SM.)'a dedi ki: Sen cennette, cennet ehlinin yiyip ieceini iddia ediyorsun? cevaben buyurdu ki: Onlardan her birine; yemek, imek ve cins iktidar bakmndan yz adamn kuvveti verilecektir. Adam : Yiyen ve ienin dar kma ihtiyac olur. Halbuki cennette bu yoktur, deyince Hz. Peygamber bu ihtiyacn ter eklinde vcuttan atlacan bildirdi[475]. Bu hadise vesilesiyle cennette yeme ve imeyi haber veren ayetlerin tefsiri[476] yaplm olmaktadr. III. Misal:

Bir yahudi arkadana dedi ki: Gel seninle u peygambere gidelim de Andolsun ki biz Musa'ya ak Ak dokuz yet verdik[477] ayeti hakknda soralm dedi. br: Onun hakknda peygamber deme, zira :seni iitirse gz drt alr dedi. Derken gelip sordular; Nebi (A.S.M.) dedi ki: (O dokuz ayet.unlardr) : Allah'a hi bir eyi ortak komayn, hrszlk etmeyin, zina etmeyin, haksz yere Allann muhterem kld can ldrmeyin, sihir yapmayn, faiz yemeyin ve susuz brini, ldrtsn diye idareciye tesli metmeyin, namuslu kadna zina iftiras atmayn (yahut savatan kamayn, dedi. Bu tereddt rv u'be'dendir). Ve size mahsus olarak ey yahudiler, Cumartesi gn hududu amayn[478] Bundan sonra yahudiler, Hz. Peygamberin elini ayan pmler, peygamberliine ehadet ettikleri halde, yahudilerin ldrmelerinden korkarak aka slama girmemilerdir. Yahudilerin sual tevcih etmelerine baka misaller de vardr[479].[480]. Bb. Hz. Peygamber (A.S.M.)'n Yahudilere Sormas: Yahudiler birok meseleyi Peygamberimiz .(A.S.M.)'e sorduu gibi, bazan Hz. Peygamber (A.S.M.)'in de onlara sual sorduuna ve bu sualin herhangi bir ayetin tefsirine vesile olduuna ahit oluyoruz: Zeyd diyor ki: Reslullah yahudilere haber gnderdi ve dedi ki: Onlara niin haber1 gnderdiimi biliyor musunuz? Dediler: Allah ve Resul bilir. Buyurdu : Ben onlara Allann *O gn ki yer baka bir yere tebdil olunacaktr... [481] sz hakknda sormak iin haber gnderdim. O gn yer gm gibi beyaz olacaktr. Yahudiler gelince onlara sordu. Cevaben dediler: Beyaz, has undan yaplm ekmek gibi beyaz olacaktr[482] C 2- Hristiyanlarm Sualleri: Mure b. u'be dedi ki: Hz. Peygamber baz ihtiyalar iin beni, Necrn ahalisine gnderdi. Onlar bana Senin inandn peygamber, Musa'nn kardei olan Harun'un, Meryem'in kardei olduunu iddia etmiyor mu? Halbuki Ms, s'dan u kadar sene nce yaamtr. (Mslim rivayetinden) dediler. Buna kar nasl cevap vereceimi bilemedim. Avdet ettiimde meseleyi Reslullaha anlattm. Buyurdu ki: Hz.

Meryem zamanndaki insanlar, kendilerinden nce geen peygamberlerinin ve iyi kimselerin isimlerini ocuklarna isim yaparlard[483] Necrn hristiyanar Ey Harun'un kz kardei senin baban kt bir adam deildi. Anan da iffetsiz bir kadn deildi[484] ayetini kasd ediyorlard. K'bu'l-Albr da tarih malmatna itimad ederek, ayetteki Harun'un, Hz. Musa'nn kardei olmadn sylemiti[485]. Hz. Peygamber (A.S.M.) bu ayetteki kardeten muradn, ayn ana veya babadan dnyaya gelen ocuklar olmadn, buradaki HruVun, Musa'nn kardei deil de, onun adnn verilmi olduu baka bir Hrn olduunu bildirmitir [486]. Yahut Ms'-nm kardei olan Harun'un soyundan olduu iin, bu karabete iaret edilmitir. Nasl ki Tamm kabilesinden olana y eh Tamim! (ey Tamimin kardei!), Mezarye y eh Muzar! denilir. li b. Eb Talha ile es-Suddi bu ihtimale iaret etmilerdir. Meryem'in kavmi iinde, Hrn isimli salih bir adam, zehadet.ve ibadette nmne alm olmas sebebiyle, o adama nis-bet edildii ihtimali zerinde de durulmutur[487]. Mezkr hadis, bu tefsirlere kap am ve hristiyanla-rn inkr mahiyyetini tayan bu sualleri vesilesiyle aylti aklamtr. Mriklerin, yahudilerin ve hristiyanlarm birok sualleri, mteaddit ayetlerin nzulne sebep olmak suretiyle, o ayetlerin anlalmasn kolaylatrmtr. Fakat bu kabil haberleri bahsimizden hari tuttuumuzdan, burada onlara misl vermeyeceiz.
[488]

4- Hadislerin Sonunda Ayet Okumak Suretiyle Aklamas: Hz. Peygamber (A.S.M.) bazan bir hkm belirttikten yahut izah ettikten, bir nasihatta bulunduktan veya herhangi bir davranta bulunduktan sonra bir ayet okurdu. et-Taber bir yerde, Reslullah (A.S.M.)'-m byle hareket etmesi hakknda ayetle temessl etmesi, temessl suretiyle aklamas tabirini kullanr ki yerinde bir tabirdir[489]. Hz. Peygamber (A.S.M.)'-in Kur'n aklamasnn en mhim unsurlarndan ve en ok rastlanan tarzlarndan biri budur. Bu konuya baka bir vecihten daha nce temas etmitik[490]. Reslulah (A.S.M.'m ayet okumas her zaman ayn gayeye matuf deildir ve ayn makamda cari olmaz, mteaddit hallerde tezahr edebilir ki yle snflandrabiliriz: [491]

A) Te'kid Gayesiyle Okumas: Ayetin mnasn sadece te'kid eden hadisi syledikten sonra Resullah (A.S.M.)'n o ayeti okumas eklinde tezahr eder. I. Misal: Eb Hreyre'den rivayete gre Resullah (A.S. M.) : Kadnlarn hayrls odur ki, kocas kendisine bakarken mesrur olur, bir ey emr ettiinde yapar, yalnz kalnca kendi rzn ve onun maln korumakla kocasnn hukukunu muhafaza eder dedikten sonra Erkekler kadnlar zerine hkimdirler. nk Allah, insanlardan bir ksmn dierlerine stn klm ve ayrca erkekler mallarndan (kanlarn ve ocuklarn geindirmek iin) harcamada bulunmulardr[492] ayetini okumutur[493]. II. Misal: Eb Musa'nn rivayetine gre Peygamberimiz (A.S.M.) : Allah zalime muhakkak ki mhlet verir, verir de onu yakalayaca zaman gz atirmakszm anszn yakalar buyurduktan sonra[494] Rabbinin yakalay (ahalisi) zulm eder halde bulunan memleketleri yakalad zaman ite byle olur. phesiz ki onun arpmas pek ackldr, pek etindir[495] ayetini okumutur. Her. iki misalde zikr edilen hadisler, okunan ayetlerin mnasn te'kid etmektedirler. [496] B) stihad Etmek Gayesiyle Okumas oka rastland gibi, Hz. Peygamber (A.S.M.) bir hadis syledikten sonra, onun doruluuna bir ahit olmalt gayesiyle Allahin kitabndan tasdik edici delilini okurdu. htiyac olmad halde byle bir davrana girmesinin hatra gelen milleri daha nce zikr edilmiti[497], Ayrca buna dair birok misaller verilmiti (114). Hadisinin Kur'ndaki asimi bizzat kendisinin bildirmesiyle Reslullah (A.S.M.), syledii szn, o ayetin tefsirini tazammun ettiini belirtmi olmaktadr. [498] C) Mcmel Bir Mnay Aklamak Gayesiyle Okumas:

Hz. Peygamber (A,S.M.) bazan bir hadisiyle, ayetin ihtiva ettii mcmel bir noktay beyan eder ve beyannn raci olduu asla dikkati ekmek iin, o ayeti okurdu. Bu icmal baz hallerde o kadar iddetlidir ki, Reslullah (A.S.M.)'m ayeti okumadm farz ettiimizde, hadisin ayetle ilgisini bulmak deta imknsz olurdu. , I. Misal: Reslullah (A'.S.M.) yle buyurdu: Kyamet gn (cennet ehli, cennete; cehennemlikler de cehenneme ayrldkdan sonra) lm, akl karal alaca bir koyun suretinde olarak getirilir. (Cennet ile cehennem arasnda durdurulur). Mteakiben : Ey cennet ahalisi! Sizler bunu tanyor musunuz? denilir. Cennetlikler hemen boyunlarn uzatp balarn ona doru -kaldrrlar ve ona (o koyuna) bakarlar. Ve cennet ahlsi: Evet, tanyoruz, bu lmdr derler. Sonra: Ey cehennem ahlsi! Sizler bunu tanyor musunuz? diye sorulur. "Onlar da balarn kaldrarak bakarlar ve: Evet tanyoruz, bu lmdr derler. Bunu ta'kben koyun suretindeki lmn (cennetle cehennem arasnda) kesilmesi emrolunur ve derhal boazlanr. Bundan sonra: Ey cennet halkl .Cennetde ebed yayacaksmz, artk lm yoktur. Ve ey cehennem halk! Sizler de kararghnzda ebedsiniz, artk lm yoktur denilir. Bundan sonra Reslullah u ayeti okudu: Sen. onlar ilh emrin yerini bulduu vakit ile, hasret (ve nedamet) gn ile korkut. Onlar hl gaflet iindedirler, onlar hl man etmiyorlar. phe yok ki arza ve onun zerindekilere biz vris olacaz biz! Onlar (nihayet) bize dndrleceklerdir[499]. Reslullah (A.S.M.) bu ayeti okurken eliyle dnyya iaret etmitir [500]. II. Misal: Hibir bir kul yoktur ki onun iin gkte iki kap bulunmasn. Kaplardan birinden rzk kar, brnden yaptklar ve syledikleri girer. Kul lnce, onlar da onu kaybederler ve zerine alarlar Reslullah bunu syledikten sonra [501] Ne gk, ne yer onlarn stne alamad[502] yetini okudu ve kfirlerin, yerde salih bir amel ilemedikleri gibi, Ge de hibir szlerinin ykselmediini syledi. III. Misal:

Ber (R.A.)'den rivayete gre Reslullah (A.S.M.) kfirin ruhunun kabzedilip ge karln anlatrken dedi ki: Melekler onu ykseltirler, meleklerden mteekkil hi bir meclise uramazlar ki nedir bu habs rh? denilmesin. Ykselten melekler de dnyada iken kendisine verilen en kt vasfla onu anarak flancadr diye cevap verirler. Nihayet ge varrlar ve gk kapsnn almasn isterler, ama bu kap onlara almaz[503]. Reslullah bunu sylemesini mteakip : Bizim yetlerimizi yalan sayb da onlara kar kibirlenmek isteyenler (yok mu?) onlar iin gk kaplar almayacak, onlar deve ine deliine girinceye catlar, cennete girmeyeceklerdir. Biz gnahkrlar byle cezalandrrz[504] ayetini okumutur. Bu misalde zkr edilen hadislerle Reslullah (A.S.M.), sz konusu ayetlerde geen hasret gn, gk ve yerin, alamas ve gk kaplarnn almas mefhumlarn beyan etmi, ayetleri okumak suretiyle de onlar akladna dikkatleri ekmitir[505].[506] ) Ayetle stidlal Ettiini Bildirmek in Okumas: I. Misal: Reslullah (A.S.M) Dua ibadetin ta kendisidir dedikten.sonra, Rabbiniz yle buyurdu: Bana dua edin. Size icabet (ve duanz kabul) edeyim. nk bana ibdetden byklk taslay (b uzakla) anlar hor ve hakyr cehenneme gireceklerdir [507] ayetini okudu[508]. Hz. Peygamber hadisinde belirttii hkm ayetten, karm, ayeti okumak suretiyle de merciini bildirmitir. II. Misal: Reslullah (A.S.M.) Yalan ahitlik, Allaha irk komaya denk saylr dedikten sonra ...O halde murdardan, putlardan kann, yalan szden ekinin [509] ayetini okuyarak[510], onunla istidlal ettiini bildirmitir. III. Misal:

Hz. Eb Bekir'den rivayete gre, Reslullah (A.S. M.) : Herhangi bir gnh iledikten sonra abdest alp iki rek'at namaz kldktan sonra, o gnhtan dolay Allah'a istifar eden hi bir mslman yoktur ki Allah onu afv etmesin dedikten sonra Kim bir ktlk yapar, yahud nefsine zulmeder de sonra Allahdan mafiret isterse o, Allah ok yarhayc, ok esirgeyici bulur[511] ve Ve irkin bir gnh iledikleri, yahud nefslerine zulmetdikleri vakit Allah hatrlayarak hemen gnhlarnn yarlanmasui isteyenlerdir...[512] ayetlerini okumutur[513] Mafiret dileyenin afv olunacana dair szne, bu ayetlerle istidlal olunacana dikkati ekmitir. Bu hususta baka misaller de vardr[514][515] D) Makam Mnasebetiyle Ayeti Okumas: I. Misal: M'minin firasetnden saknn; zira o Allann nuru ile bakar dedikten sonra Reslullah Elbette bunda iaretten anlayanlar iin ibretler vardr [516] ayetini okudu[517] M'minin firasetinden bahs etme rakamnda Hz. Peygamber (A.S.M), firaset ehline yer veren ve onlara mahsus birtakm ibretler olduunu bildiren bu ayeti .okumu, ibret alanlarn da m'minler olduuna iaret etmitir. II. Misal: Dnyada (hret iin) kmak istedii makam ve dereceye kan hi bir kul yoktur ki Allah ahirette, ondan daha byk derece indirmesin (veya ... Allah, onu ahirette daha byk bir dereceye koymasn.)[518] dedikten sonra, makam mnasebetiyle hiretteki derece farklarnn daha byk olduunu bildiren Bak, biz onlarn kimini kiminden nasl stn kldk. Elbette hiret, derece farklar itibariyle de daha byktr, stn klmak bakmndan da daha byktr [519] ayetini okumutur. III. Misal: Mekke'nin fethi gn, K'benin etrafndaki 360 putu, Hz. Peygamber asasiyle iterken, bu vaziyetin, u ayetlerin bir nevi tefsiri olduuna iaret etmek, zere De ki: Hak geldi, batl zeval buldu. phesiz ki batl dim zeval bulucudur[520] ayeti ile,

De k: Hak geldi, batl (irk) kayboldu gitti ve geri de dnmez [521] ayetini okudu[522].[523] 5- Siyak Mnasebetiyle Aklamas Hz. Peygamber (A.S.M.) baz hallerde, ayetle dorudan doruya ilgisi olmayan bir mevzu hakknda konuurken, siyak mnasebetiyle konuyu bir ayete getirir ve bu vesile ile o ayet hakknda beyanda bulunurdu. I. Misal: Bu rivayete gre, bir gn Reslullah (A.S.M.) diyordu ki : Kim Allaha kavumak isterse, Allah da ona kavumay ister. Kim Allaha kavumaktan holanmazsa, Allah da ona kavumaktan holanmaz. Rvi diyor ki: Bunun zerine oradakilerden bir topluluk yere kapanp alamaya koyuldular. Niin alyorsunuz? deyince Biz de lmden holanmyoruz dediler. Bunun zerine buyurdu ki: yle deil, lm gelip attnda imdi, eer o, mukarreblerden ise, artk rahatlk, gzel rzik ve Naym cenneti onundur[524]. O vakit, len kimse bununla mjdelenince Aziz ve Celil Allaha kavumak arzu eder, Allah Teala ise ona kavumay daha ok ister. Lkin (len) eer tekzibilerden, sapklardansa, ite (ona da) kaynar sudan bir ziyafet! Ve cehenneme bir atl[525]. O adam bununla mjdelenince Allaha kavumay istemez, Allah Teala ise ona kavumay daha ok kerih grr [526]. II. Misal Reslullah (A'.S.M.)'a iinde taze kurma bulunan bir tabak getirilince Gzel bir kelime, kk sabit (ve salam) ve dal (lar) da yukarda olan gzel bir aa gibidir[527] ayetini okudu ve O aa hurmadr* dedi. Kt bir kelimenin hali de (gdesi) topran stnden kopanlvermi kt bir aa gibidir ki onun li bir sebat (tutunma ve yerinde kalma kabiliyyeti) yokdur [528]. O da hanzala (ebu cehil karpuzu) dr[529] dedi[530]. Hurma getirilmesi, bu ayetlerin bylece aklanmasna vesile olmutur.

III. Misal: Eb Hreyre yle dedi: Reslullah (A.S.M.) buyurdu ki:[531] Ey insanlar Allah tayyibdir (yani noksanlardan mnezzeh, paktr) ve tayyib (pk, helal) olandan bakasn kabul etmez. Allah Teala (bu hususta) Resullere ne emretmise, m'minlere de onu emretmitir. Resullere: Ey resuller, tertemiz ve helal olan eylerden yiyin, gzel amellerde bulunun. nk Ben ne yaparsanz hakkiyle bilenim (el-M'min, 51). M'minlere de: Ey iman edenler! Size nzk olarak verdiimiz eylerin temizlerinden yiyin. Yalnz Allah'a kulluk ediyorsanz, O'na kredin (el-Baka-ra, 172) buyurdu. Sonra Reslullah dedi ki,: Bir kimse ki llaha itaat yolunda kirlenmi ve tozlara karm olarak uzun seferler yapar, ellerini semya uzadr: Ya Rab! diyrek dua eder. Halbuki yemesi haram, imesi haram, giymesi haramdr, haram ile gdal anm tr. te sfat unlar olan bylesi iin nereden ve nasl dua kabul edilir. Bir baka hadisinde Temiz ve helal ye ki duana icabet edilsin? Muhammed (A.S.M.)'in nefsi yedinde olan Allaha yemin ederim ki, kii haram lokmay iine yuvarlaynca krk gn mddetle ondan kabul olunmaz demitir[532]. Grld gibi Hz. Peygamber (A.S.M.) helal yemenin lzumundan sz ederken, siyak mnasebetiyle umum ve mutlak olarak duaya icabet edileceine dair u ayetleri tahsis etmek suretiyle aklamtr: Kullarm sana Beni sorarlarsa bilsinler ki Ben yaknm. Onlardan biri Bana dua ederse duasna karlk veririm. O halde onlar da Bana icabet etsinler. Beni tasdik etsinler ki doru yolu bulalar (el-Bakara, 186). Rabbiniz buyurdu ki! Bana dua edin, duanza icabet edeyim. Bana kulluk etmeye tenezzl etmeyenler, zelil olarak cehenneme gireceklerdir (el-M'min, 60.) IV. Misal: Bu misalden de bir cenaze mnasebetiyle Hz. Peygamber (A.S.M.)'in mezkr iki ayeti aklam olduunu anlyoruz.

Seleme b. el-Ekva diyor ki: Hz. Peygamber (A.S. M.) ile beraber bulunuyorduk, yanmzdan bir cenaze geirildi ve l hakknda gzel eyler sylendi. Bunun zerine : Vacib oldu buyurdu. Sonra yanndan bir baka cenaze geirildi ve l hakknda baka trl szler sarfedildi (yani kendisinden iyi ekilde bahsedilmedi) . Yine: Vacib oldu buyurdu. - *Ne vacib oldu ya Reslellah? dediler. Cevap verdi: Melekler, llaht semdaki ahitleri, siz ise yerdeki ahitlerisiniz, neye ahitlik ederseniz vacib olur, olmas gerekir. Sonra da u ayetleri okudu: De k: aln; Allah, Resul ve m'minler amellerinizi greceklerdir (Tevbe, 105). Dedi ki: (Bu) Allah Teala'mn u sznn manasdr: T ki insanlar hakknda ahidler olasnz (Bakara, 143)[533]. Peygamberimiz (A.S.M.)'in siyak mnasebetiyle beyan ettii baka ayetler de vardr[534].[535] 6- Tefsir Edici Ksa Ziyadelerle Aklamas Ksa ziyade kelimeler kullanmak suretiyle baz veciz ayetleri aklama tarznn ilk numunelerini Hz. Peygamber (A.S.M.)'in tefsirinde bulmaktayz. Bu ziyadeler ksa.olmakla beraber bazan ok mhim izahlara medar olurlar. Ummun tahsisi, mcmelin beyan edilmesi gibi vazifeler ifa ederler. I. Misal: Hz. Eb Bekir'den rivayete gre Reslullah, ... Kira bir ktlk yaparsa onunla cezalanr[536] ayetini, ksa bir ziyade ile Kim bir ktlk yaparsa onunla dnyada .cezalanr* eklinde, dnya hayatna tahsis etmek suretiyle tefsir etmitir [537]. Baka hadislerden, bu tahsisin m'minler hakknda olduu anlalmaktadr. Mesela, ie'nin rivayet ettii bir hadiste, bu ayet hakknda Hz. Peygamber (A.S.M.) : M1-min, ilemi olduu en kt amelle dnyada cezalanr dedikten sonra hastalk, meakkat, musibet gibi elem veren durumlarn, m'minin gnahlarna keffa-ret olaca ve onun, dnyadan temizlenmi olarak kaca bildirilir[538]. II. Misal: Rivayete gre Hz. Peygamber (A.S.M.), Ey man edenler! Siz nefisleriniz (i slah etmiy) e bakn. Kendiniz doru yolu bulunca sapanlar size zarar vermez[539] ayetine,

ksa bir ziyade ile u aklamay getirmitir : ... Kendiniz doru yolu bulunca kfirlerden sapanlar size zarar vermez[540]. Byle bir aklama olmasa, bu ayetten bir oklarnn anlad gibi, herkesin sadece nefsi ile ilgilenmesi eklinde bir mna karlrd[541]. Bu tefsir, m'minlerin kendi aralarnda neme lazmchk olamayacan, marufu emir, mnkerden nehy etmelerinin lzm geldiini gstermektedir. III. Misal: Cennetlikler iin orada temizlenmi eler vardr (el-Bakara, 25) ayeti hakknda, Eb Sa'd el-Hudr Hz. Peygamber (A.S.M.)'in: Hayzdan, gaitadan, tkrk ve balgam gibi hallerden temizlenmi izahn rivayet etmitir[542]. IV. Misal: Rivayete gre Hz. Peygamber (A.S.M.) Dinlerini (bir ksmna inanb bir ksmn inkr etmek sretiyle) para para edenler, ayr ayr frkalar olanlar (yok mu?) sen hi bir vech ile onlardan deilsin[543] ayetine u fkray ziyade ederek. Onlar da senden deildirler, onlar bu mmetten olan bid'at, phe ve dallet ehlidir demitir[544]. Bylece, itikad ve ameli dzgn olan m'minlerin birbirleri hakknda bu ayeti kolayca tatbik ederek, byk zararlara yol almasna mani olmutur. Bu neviden baka misaller de mevcuttur[545]. [546] B- Hz. Peygamber (A.S.M.)'n Tefsirinin Belli Bal Ksmlarna Dair Misaller I- Kur'n Kur'nla Tefsirine Misaller Bilindii gibi tefsir yollarnn en gzeli ve en dorusu, Kur'nn yine Kur'n ile aklanmasdr[547] Zira Kur'nn bir yerinde umum olan, bir baka yerinde tahsis edilir. Herhangi bir ayette mcmel olan husus, bir baka ayette mufassal olarak zikr edilmi olabilir. Bunlara ait misaller oktur. Kur'nm aklanmasnda bu yola ba vurmann ilk numunelerini de Hz. Peygamber (A.S.M.)'in tefsirinde buluyoruz. I. Misal:

man edenler, bununla beraber manlarn zulmle de bul aktrmayan! ar, ite ancak onlardr ki emin olmak hakk kendilerinindir. Onlar doru yolu bulmu kimselerdir[548] ayeti inince, -imizde nefsine zulm etmeyen kim var? diyerek, bu durum Reslullah (A. S.M.Vm ashabna ar gelmiti. Bunun zerine Reslullah (A.S.M.) dedi ki: Zannettiiniz gibi deil, buradaki zulm Lokman'in oluna dediidir: Evladm sakn Allaha ortak koma. nk irk elbette byk bir zulmdr [549] (Lokman, 13). Bylece Peygamberimiz (A.S.M.), baka br ayete dayanarak, umum bir mnay tahsis etmi ve yanl anlamann nne gemitir. II. Misal: De ki: Ey kendilerinin aleyhinde (gnhda) haddi aanlar, Allann rahmetinden midinizi kesmeyin. nk Allah btn gnhlar balar[550] ayeti inince bir adam kalkarak: *irki de mi ey AHahm Resul? deyince Hz. Peygamber CA.S.M.) bu suali kerih grerek buyurdu[551]: phesiz ki Allah, kendisine e tannmasn balamaz. Ondan bakasn, dileyecei kimseler iin, yarhar. Kim AJIaha e tutarsa muhakkak pek byk bir gnh ile iftira etmi olur [552]. Burada Hz. Peygamber (A.S.M.)'in, mutlak bir ayeti, mukayyed olan dier bir ayete hami etmek suretiyle Kur'm Kur'nla tefsir ettiini gryoruz. III. Misal: Peygamberimiz Gaybm anahtarlar O'riun riez-dindedlr, onlar 'ndan bakas bilemez... (En'am, 59) mcmel ayetinde geen gaybn anahtarlarndan muradn ne olduunu u mbeyyen ayetle tefsir etmitir. Gaybm anahtarlar betir M onlar Allah'dan bakas bilemez: Kyamet saatini bilmek ancak Allah'a mahsustur. Yamuru O indirir, rahimlerde bulunan O bilir. Kimse yarn ne kazanacan ve hi kimse nerede leceini bilemez. Muhakkak ki Allah her eyi hakkyla bilen ve her eyden haberdar olandr (Lokman, 34)[553]. IV. Misal:

Hz. ie Andolsun, sizi ilk deta (doumunuzda) yaratdmiz gibi (hiretde de) yapayalnz, teker teker (rlplak) huzurumuza gelmisinizdir (geleceksiniz)...[554] ayetini okuyunca.- Eyvah, o ne sefalet! Erkeklerle kadnlar bir arada har olunacaklar, birbirinin aybna bakacaklar! dedi. ResJulJah bunun zerine dedi ki.- O gn bunlardan herkesin kendine yeter bir ii fderdi, belas) vardr [555]. Ne erkekler kadnlara, ne de kadnlar erkeklere bakmazlar. nsanlar b'birine bakamayacak derecede meguldrler[556]. Bir baka rivayette bn Abbas demitir ki: Hz. Peygamber Yalnayak, rlplak, slpk fsnnetsiz) olarak harolunacaksnz deyince, bir kadn : Ne o birbirimizin avret yerine mi bakacaz?" dedi. Res-lullah adn syleyerek: *Ey falanca, o gn bunlardan herkesin kendine yeter bir ii (derdi, bels) vardr (Abese, 37) dedi. Burada Hz. Peygamber (A.S.M.), birinci ayetin ifade ettii mnay, baka bir ayetteki iaretten istifade ederek vuzuha kavuturmutur. Bu durumun baka misalleri de vardr[557].[558] 2- Mcmeli Beyan Etmesi A) Ahkma Dair Mcmelleri Beyan Etmesine Misaller: ...Artk inizden kim hasta olur, yahud bandan bir eziyyeti bulunursa ona orucdan, ya sadakadan, yahud da kurbandan (biriyle) fidye (vacip olur)... [559] ayetinin tefsiri makamnda u hadis va-rid olmutur. K'b b. Ucre diyor ki: hramda iken Reslullah bana urad. O srada ben de tencerenin altnda ate yakyordum. Bitler ise yzme dalacak kadar fazla idi. Reslullah bana: Bandaki bu hae-rat sana eziyet vermiyor mu? dedi. Evet dedim. Buyurdu ki: Ban tra et, gn oru tut, y Cher fakire yarm ' olmak zere)[560] alt fakir doyur, yahut da bir koyun boazla* demitir[561]. Bylece ayetteki oru, sadaka veya kurban fidyesinin keyfiy-yetini izah etmitir. II. Misal:

Kur'nda ... br hak olmadka AHahin haram ettii cana kymayn...[562] buyurulmutur. Reslullah (A.S.M.) bu hadisiye ayetteki bir hak olmadka- ksmn aklam, hangi hallerde ldrmenin hakl olacan yle vuzuha kavuturmutur: Allah'dan baka tanr olmadna ve benim Allattn resul olduuma man eden hibir mslman kiinin kan helr olmaz. Ancak u eyden birini yaparsa (kan hell olur) : Adam ldrmek, evli iken zina etmek, dinden, kp mslmanlardan ayrlmak[563]. III. Misal: Hrszlk yapanlar hakknda Kur'nda Hrsz erkek ve kadnn yaptklarna karlk Allah'dan bir ceza olarak ellerini kesiniz[564] Duyurulur. Ayette umum olarak zikr edilen sirkatin, ukubete mstahak olan haddini, Reslullah (A.S.M.) u hadisiyle yle tahsis ve tebyin etmitir: eyrek dinar veya daha fazla mikdar alann eli kesilir [565], Hz. Peygamber (A.S.M.)'in ibadetlere ve muamelata dair mcmel ayetleri beyan etmesinin misalleri saylamyacak kadar ok ve teferruatldr. Fkh mev-zularma gre tertib edilmi olan sahih hadis kitaplar, hep bu neviden olan aklamalarla doludur.
[566]

Bu hadis O, rahmet etmeyi (Itfu ile) kendi stne almtr [568]ayetini aklamaktadr. Buna gre Eb Hreyre, Hz. Peygamberin yle dediini bildirmektedir.Allah Teala mahlkat ilk yarattnda, Muhakkak ki Benim merhametim gazabmdan ileridir diye nezdinde duran bir taahhdname yazarak Arnn zerine koymutur [569] II. Misal: Ebf Rezin el-Ukeyl diyor ki: Ya Resallah, gkleri ve yeri yaratmadan nce Rabbimiz nerede idi? diye sordum. Dedi ki: Yksek ve kesif bir bulutun stnde idi ki o bulutun stnde de altnda da hava bulunuyordu, sonra da Arn su zerine yaratt[570]. Bu hadis-i erif, ayet-i kerime gibi mfeabihtr. Yani baz mnalar anlalmakla birlikte, kafi bir mnaya hkmetmek zorluu ile kar karyayiz. Ayet ile hadisin hatrlatt bir hususu ksaca yazmak istiyoruz : Astronomide, kinatn balangta bir gaz bulutu halinde olduu, sonra bu maddeden cisimlerin frlad, dnyann da bunlardan biri olup, oradan ykselen gazlarn ve buharlarn yamur eklinde tekrar dnyaya dnerek denizlerin meydana geldii hakim bir kanaattir. Melekler nurdan, cinn halis ateten, dem ise size tavsif edilen eyden (balktan, szlm hlasadan, atete pimi gibi kuru amurdan) yaratld [571]. Bu nevin misalleri fazla deildir[572] [573] B 2- nsann Yaradl Hakknda Aklamalar! aa. Hz. Adem'in yaradl hakknda aklamalara Eb Musa el-E'ar'den yle dedii rivayet olunuyor : Reslullah buyurdu ki: Allah Teala dem'i, yeryznn her yerinden avulad bir avu topraktan yaratt, bundan trdr ki, demoullar yere gre olmulardr; onlardan kimisi pembe tenli, kimisi siyah, kimisi beyaz, kimisi de esmer ve bu renklerin arasndaki renklerdedir. dem. oullarnn da (yer gibi) sarp olan, dz ve yumuak olan, iyi olan ve kt olan vardr [574].

B) Muayyebata Dair Mcmel Ayetleri Beyan: Mikdar itibariyle Hz. Peygamber (A.S.M.)'in tefsirini incelerken kayd ettiimiz gibi, Ibn 'tyye ve baka limlere gre, tefsirini Cibril'in rettii ayetlerin nemli bir ksm, muayyebata ait olan ayetlerdir. Reslullahm bu ksma dahil olan beyanlar balca u mevzular ihtiva eder: Hilkatin balangc, insann yaradl, Allah Tealanm kinat tedbiri, kader ve ecel, lmden sonraki ahval, kalb ve nefsin halleri, islm, mmetinin gelecei, hir zaman halleri, cennet ve cehennem ahvali v.b. imdi mezkr mevzulara dair misaller vereceiz. [567] B 1 Hilkatin Balangc Hakknda Aklamalar: I. Misal:

Bu hadis Sizi bir toprakdan yaratm olmas da O'nun ayetlerindendir [575] ve Gkleri ve yeri yaratmas, dillerinizin ve renklerinizin birbirine uymamas dk O'nun ayetlerindendir[576] ayetleri ile ilgilidir. Bu nevin birka misali daha vardr [577]. bb. nsann ana karnnda yaradlmasna dair aklamas Abdullah b. Mes'ud bildiriyor: Hem doru syleyen, hem de Allah tarafndan dorulanan Reslullah bize dedi ki: Sizden her birinizin hilkati ilk krk gn zarfnda derlenip toparlanr. Bunun kadar bir zaman zarfnda alaka olur. Sonra bu kadar bir mddet iinde bir inem, et paras (gibi eyler) olur. Daha sonra melek gnderilip ona ruh flenir ve drt sz emredilir yani rzkn, ecelini, amelini, bir de bedbaht m bahtiyar m olacan yazmas emredilir[578].. Reslullah (A.S.M.) bu hadisiyle Ey insanlar, eer siz ldkden sonra tekrar dirilmek hususunda herhangi bir phe iinde iseniz u muhakkakdr ki biz sizi (n asimizi) toprakdan, sonra (onun zrriyeti-nl) insan suyundan, sonra alakadan, daha sonra da hilkati belli belirsiz bir inem etten yaratdik...[579] ayetini tefsir etmitir[580] [581] B3- Allah Tealann Kinat Tedbirine Dair Aklamas: Eb Hureyre Hz. Peygamber (A.S.M.)'iri yle sylediini bildirmitir : Cenab- Hak gkyzndeki meleklere bir emrin infaz olunmasn hkmettii zaman, Allah Teala'nn dz bir ta stndeki zincir sesi gibi mehabetli olan bu ilh hkmne melekler tama-miyle inkiyad ederek [korku ile) kanadlarn birbirine vururlar. Gnllerinden bu korku gidince de melekler (Cebrail ve Mkil gibi mukarreb meleklere) : Rabbiniz ne syledi diye sorarlar. (Mukarreb melekler :) Allah'n syledii hak szdr, diye Allah'n hkm ve takdirini bildirirler ve Allah Ycedir, Byktr derler (Sebe, 23). Allah'n emir ve takdirini, sz hrsz bir eytan iiterek, birbiri stne dizilmi sz hrsz eytanlara iletir (Rav Sfyan onlarn bu skln elleriyle de gstermiti). Bylece iittikleri sz birbirine naklede ede nihayet bycnn veya khinin lisanna kadar gelir. eytanlar bu vaziyette iken meleklerin konumalarn iiten en stteki eytana bir ate paras yetiip altndakilere o haberi ulatrmadan onu yakar. Baz defa da ate erimeyip altndaki khine haberi verir. O da haberle beraber yz

yalan da stne koyarak halka syler (ilh emir yeryznde hakakkuk edince de) khin falan gn bize yle sylememi miydi? denir durur, yani gkten szdrlan o sz sebebiyle dorulanr[582]. Reslullah (A.S.M.) tarafndan ayetin[583] zikr edilmesinden de aka anlalyor M bu hadis, ayetin tefsirini tazammum etmektedir [584].[585] B4- Kadere Mteallik Ayetleri Ajklamas: Hz. Ali yle dedi: Reslullah (A.S.M.) bir gn oturmu ve elinde bulunan bir denei dnceli bir halde yere vurub drtdryordu. Bir ara ban kaldrd ve : Sizden hi bir nefis mstesna olmamak zere cennetdeki yeri de atedeki yeri de bilinmidir, buyurdu. Bunun zerine sahabler: Y Reslellah! O halde niin amel edip alyoruz? Biz bu bilinmi olan yazmz zerine i'timad etmiyelim mi? (yani o halde amelin faidesi nedir) dediler. Reslullah: Hayr, siz o bilinmi olan yaznza dayanb dur-mayruz. Amel edib alnz. nk herkes niin yaratldysa o, kendisine kolayladnlmidr, buyurdu. Sonra da u mealdeki ayetleri okudu:[586] Bundan sonra kim verir ve saknrsa, o en gzeli de tasdik ederse, biz de onu en kolaya hazrlarz. Anma kim cimrilik eder, kendisini mstani grr ve o en gzeli yalan sayarsa, biz de ona en g olan kolayladn-Vz (35). mrn b. Husayn'm bildirdiine gre (36), Muzey-ne kabilesinden iki kimse Reslullahn yanma geldiler ve yle dediler: Y Reslellah! nsanlarn bu gn ilemekde olduklar ve emek ekib didinegeldikleri eye ne buyurursun? Bu, zerlerine hkmedilen ve gemi bir kaderden olarak kendilerine gelen bir ey midir? Yahut Peygamberlerinin getirdii ve zerlerine hccet sabit olan eylerden olarak kendilerinin karlaacaklar eyler iinde midir? Reslullah yle buyurdu: Hayr, bu ikinci ekil deil. Fakat zerlerine hkmolunan ve kendilerine gelen bir eydir (kaderdir). Azz ve Cell olan Allahm Kitabnda bunun tasdiki u ayettir[587] :

Her bir nefse ve onu dzenliyene, sonra da ona hem ktl, hem korunmasn ilham edene... Birinci hadisin sonunda Hz. Peygamber (A.S.M.)'-in ayetle temessl etmesinden, ikincide de ayetle isti-had etmesinden de aka anlalyor ki mezkr hadisler, sz konusu ayetleri tefsir etmektedir [588].[589] B5- Kalbi Ahvale Ait Mcmelleri Aklamas: Eb Hureyre'den; Peygamber buyurdu ki: Kul bir gnh yapt m kalbine siyah bir nokta konulur. O, bunu tevbe ve istifar ile koparp att zaman kalbi cilalandnlir. Fakat tekrar (gnha) dnerse o noktalar artrlr. Nihayet kalbini kaplar. te bu, Cenab- Hakkn u ayette beyan buyurduu pasdr [590] : Hayr (hakikat yle deil), bil'akis, onlarn irtikb edegeldikleri ma'siyetler kalblerini paslandrmi-dr[591]. II. Misal: Abdullah b. Mes'ud'dan rivayete gre; Hz. Peygamber yle demitir: dem olunun kalbine, hem eytann hem de melein ilka ettii telkinat vardr. eytan erle korkutup hakk tekzib ettirmek ister. M-lek ise hayr vadedip hakk tasdik ettirmek ister; her kim bunu hissederse bilsin ki Allahtandir, Allaha hamdetsin. Her kim dierini hissederse eytann errinden Allaha snsn. Sonra da: eytan sizi fakirlikle korkutur ve size irkin eyleri yapmay emreder. Allah ise size mafiret ve ltuf va'dediyor. phosiz llah'm ltf genitir (el-Bakara, 268) ayetini okudu[592].[593] B6- Mslmanlarn stikbaline'ait Ayetler Hakknda Beyan Hz. Peygamber (A.S.M.)'e *De ki: O, size stnzden, yahud ayaklarnzn altndan bir azb gnderme-yo veya sizi birbirinize katb kiminize kiminin hncn tatdrmaya kadirdir.[594] ayeti hakknda sorulunca u cevab verdi : Onlar olacaktr, fakat bu ayetin te'-vili Cayete msadak olacak hadiseler) henz gelmemitir.[595]. Bu ayetin tefsiri ile ilgili bir baka hadis yledir:

Cabir'den yaplan bu rivayete gre: Bu ayet nazil olduunda ResluIIah, birinci ve ikinci azabdan AI-laha snm, ncden sonra ise Bu ehvendir. demitir[596]. Gelecek hadis, bu Cabir hadisinden maksad aklamaktadr: Ibn Abbas'm Peygamber (A.S. M.)'imizden rivayeti yledir: mmetimden drt eyi kaldrmas iin Allaha dua ettim. Bunlardan ikisini kaldrd, dier ikisini kaldrmaya raz olmad. Gkten recmi (ta yamasn), hasf Cyere batmay), onlar birbirine katmay ve birbirinin hncn tatdrmay mmetimden kaldrmasn diledim. Has ile recmi kaldrd, br ikisini kaldrmaya raz olmad.[597] hadisi[598], hasf ile recm'in de vaki olacan bildirmektedir. bn Hacer, Cabir'in ri-. vayet ettii hadisle bu hadis arasnda ilk nazarda zannedilen tearuzu gidermek maksad ile der ki: Cabir hadisindeki mezkr ize muayyen bir zamana mahsustur. O zaman da sahabe devri ile hayrul-ku-rn zamandr. (Muhtemelen tabi'n ve etbu'ttabi'-n neslini kasd ediyor). Fakat o devirlerden sonra bunlarn vukuu caizdir. [599] der ve az nce zikr ettiimiz Onlar olacaktr; fakat bu ayetin te'vili henz gelmemitir. hadisiyle istidlal eder. Netice olarak diyebiliriz ki, Hz. Peygamber (S.'. V.) sz konusu ayette, slm mmetinin istikbaline dair baz iaretlerin bulunduunu mteaddit hadisle-riyle bildirmitir. Eb Hureyre (R.A.)'dan rivayete gre yle demitir : Reslullah (A.S.M.) buyurdu ki: Nefsim elinde olan Zata yemin ederim ki, sizden ncekilerin tutumlarn kar kar, zira zira, kula kula izleyeceksiniz; yle ki onlar bir kertenkele deliine girmi olsalar siz de gireceksiniz.' Oniar kimdir, ey' Allahm Resul ? Ehl-i Kitab mdr? diyo sorulunca: Baka kim olacak ki? dedi. Eb Hureyre devamla dedi ki; sterseniz Kur'nn u ayetini okuyun: *Siz, (ey mnafklar) kendinizden ncekiler gibisiniz. stelik onlar kuvvete sizden daha etin, mal ve evlad bakmndan sizden dalla varlkl idiler. Dnya hayatndan na-sibleri kadar zevk srmeye bakmlard. le sizden ncekiler, nasibleri ile nasl zevk srmek istedilerse, siz de yle ksmetinizle zevk srmeye baktnz; siz de (gaflete) dalanlar gibi daldnz ...) Tevbe, 69). Eb Hureyre: *(Bu ayetteki) hak (nasib), din demektir. siz de (gaflete) dalanlar gibi daldnz hakkn-

da, ey Ali ahin Resul, ranllarn ve rumlarm yaptklar gibi mi? diye sordular. Cevaben: Evet, burada bahsedilen insanlardan maksad, onlardr buyurdu[600].[601] B7- Kyamet Almetleri Hakkndaki Mcmel Ayetleri Aklamas: I. Misal: Ebu Hureyre'den Resiullah yle buyurmutur[602]: Gne, batt yerden domadka kyamet kopmayacaktr. Gne bat tarafndan doduu zaman, toptan btn insanlar iman edecekler. Fakat ite o gn Daha evvelden man etmi veya mannda bir hayr kazanm olmayan hi bir kimseye (o gnk) man asla faide vermez.[603]. Hz. Peygamber (A.S.M.) bu hadisiyle, ayetin ba taraflarnda bildirilen Rabbin ayetlerinden birinin, gnein batsndan domas olduunu bildirmitir. II. Misal: Eb Said el Hudr Reslullah (A.S.M.) 'in yle buyurduunu sylemitir: Ye'cc ve Me'cc'un sedler alp, Allah Te-l'nm tavsif ettii ekilde onlar her tepeden dnyaya saldrnca (Enbiya, 96) kp btn yeryzn kaplarlar. Mslmanlar bir tarafa ekilip ehirlerine ve snaklarna girerler, davarlarn da yanlarna alrlar. Nihayet Ye'cc ile Me'cc bir nehre vannca ylesine ierler ki hi su brakmazlar. Onlarn en arkada kalanlar gelince ilerinden biri: bir zamanlar burada su varm!. Derken yeryzne hakim olurlar ve ilerinden biri: te yeryz ahalisinin iini bitirdik, imdi de gktekilerle uraacaz diyecek. Onlarn birisi mzran semaya frlatnca kan rengine boyanm olarak geri dnecek. Bu kere: gktekileri de ldrdk diyecekler. Onlar bu halde iken Allah ekirge kurtuklar gibi bir haerat nev'i gnderecek. Bu kurtuklar onlarn boyunlarna musallat olup, onlar ekirge gibi birbiri stnde lecekler. Mslmanlar onlardan en kk bir ses dahi iitmez olunca Kim Allah rzas iin lm tehlikesini gze alarak onlarn ne durumda olduklarn renecek? derler. lerinden biri bunu gze alp kar. Bir de ne grsn, hepsi lmler. Hemen mslmanlar mjde, mjde! dmanlarnz lm! diye arr. Halk kar,

davarlarn da salverirler. Otlak olarak Ye'cc ve Me'cc'un etlerinden baka bir ey bulamazlar. Davarlar nebat yemekle elde edemiye-cekleri bir beslenme temin ederek tavlanrlar[604]. Bu ve emsali hadislerle, Ye'cc ve Me'cc'un hurucunu zikr eden ayetler[605] tafsilat kazanmaktadr[606]. Yalnz et-Taber'nin dedii gibi, Kur'nn bu nevi ayetlerinin, tahdid vechi zere te'vilini bilmek Cenb- Hakka mahsustur. Binaenaleyh Peygamber (.S.M.)'imiz bu mevzularda bir ey sylediinde, sadece eratn ve almetlerini syler, vaktini tahdit etmezdi[607].[608] B8- Kyamet Ahvali Hakkndaki Mcmelleri Aklamas : Bu rivayete [609]gre Reslullah (.S.M.) ashabn toplayarak Ey insanlar, Rabbinizden saknn. nk kyamet zelzelesi mthi bir eydir.[610] ayetini okuduktan sonra, Bunun hangi gn olduunu biliyor musunuz? diye sormu, mteakiben o gnn dehetini anlatarak ve her gebe kadnn ocuunu drecei zamandr. Ve onda maher halkn sarholar halinde grrsn. Halbuki onlar hi de sarho deillerdir. Fakat AlIahin azab ok iddetlidir. [611] ayetinin bu esnada tahakkuk edeceini bildirmitir. Bu hadisin tercmesi baka bir vesile ile, daha nce gemiti[612]. II. Misal: Hz. Peygamber (A.S.M.) : O gn (huzura) arz olunacaksnz. yle ki size id hibir sr gizli kalmayacak.[613] ayetini beyan makamnda: nsanlar kyamet gn Allaha kerre arz olunur. Bu arzlarn ikisi cidal ve i'tizarlardr. ncsne gelince, ite o zaman sahifeler ellerde uuur, kimi sandan alr, kimi soundan.[614] demitir. Bu neviden baka misaller de vardr[615].[616] Bg- Cennet Ve Cehennem Ahvaline Dair Mcmelleri Aklamas Eb Hureyre'den: Peygamber yle buyurdu: -Cennet ve cehennem mnakaa ettiler. Cennet yle dedi: Neye bana insanlarn yalnz fakirleri giriyor? Cehennem de : Neden bana sadece zorbalar ve mtekebbirler giriyor? dedi. Cenb- Allah cehenneme : Sen benim azabmsm, dilediimi seninle ta'zib derim., cennete ise

Sen benim rahmetimsin, seninle dilediime rahmet ederim, sizin herbiriniz iin dolmak vardr. buyurur. Cenb- Hak cennetin boluklarn doldurmak iin yeniden birtakm halk yaratr. Cehenneme gelince, insanlar oraya atldka o, daha var m? der. Nihayet Allah Tel ayan cehenneme koyar (kahr ve tezlil eder), oda: Yetiir, yetiir, yetiir! der. te o zaman cehennem, dolar ve bazs bazsna bzlp toplanr.[617]. Bu hadis O gn cehenneme Doldun mu? diyeceiz. O da Daha var m? diyecek.[618] ayetinin tefsirine dairdir. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in muayyebat sahasna, giren daha baka mevzulardaki ayetler hakknda da. aklamalar vardr[619]. Fakat kfi derecede misal arz ettiimiz kanaatiyle bu konuyu daha fazla uzatmayacaz. [620] C) Ahlka Dair Mcmel Ayetleri Beyanna Misaller. I. Misal: Kur'nda mttaklerin vasflar zikr edilirken : *Bir de onlar iledikleri (gnh) zerinde, bilib dururlarken srar etmeyenlerdir.[621] sfat da saylmaktadr. Reslullah (A'.S.M.) stifar eden srar etmi olmaz, gnde yetmi kerre (gnha) dnse bile.[622] demekle, samim olarak tvbe edip nedamet duyann, ayn gnh defalarca tekrarlam olmasndan dolay musir saylmayacan belirtmitir. Bylece insanlarn nnde, ahlaken ykselme imknlarnn her zaman iin mevcut olduunu gstermitir. II. Misal: Eer yasak edildiiniz byk (gnh) 1ardan kanrsanz sizin (br) kabahatlerinizi rteriz ve sizi erefli bir mevkiye (getirib) sokarz. [623]Bu ayetteki byk gnhlarn neler olduu, mteaddit hadislerde ylece bildirilmitir. Enes bn Malik diyor ki: Reslullah byk gnahlar zikretti (veya kendisine byk gnahlar soruldu). Dedi ki: Allaha irk komak, adam ldrmek, bir de ana babaya

isyan etmektir. Sonra dedi ki: En byk gnahn ne olduunu syleyeyim mi? O da yalan szdr (yahut yalanc ahitliktir). Rav u'be diyor ki Galip zannma gre yalan ahitlik demitir[624] Peygamber (A.S.MJ'imize Allah nezdinde en byk olan gnhlar sorulduunda cevaben: Seni yaratm olduu halde Allaha bir nazr uydurmaldr, sonra seninle beraber yemesinden korktuun iin ocuunu ldrmendir, sonra komunun hanmyla zina edimendir.[625] buyurmutur. Eb Hureyre'den : Reslullah : Helak edici olan yedi eyden ekininiz buyurdu. Y Reslullah ! Onlar nedir? denildi. Reslullah: Allah'a irk komak, sihir yapmak, bir hak karl olmak mstesna Allah'n haram kld bir hayat ldrmek, yetim mal yemek, rib (faiz) kazanc yemek, dmana hcum srasnda harbden kamak, zinadan masun olub hatrndan bi-Ie gemiyen msliman kadnlara zina isnad etmek buyurdu[626]. Bir defasnda Hz. Peygamber (A.S.M.)'e *Keba'ir nedir? diye sorulunca Dokuzdur dedikten sonra sirk, sihir, adam ldrmek, riba yemek, yetim mal yemek, harbden kamak, namuslu m'min kadnlara zina iftirasnda bulunmak, ana ve babaya isyan etmek, Beyt-i Haram' istihll etmek gnhlarn zikr etmitir[627]. Bir baka hadiste ... ve yedi byk gnhdan kanrsa...[628] varid olmutur ki, tahdit intiban uyandrmaktadr. Bu mevzuda baka sahih hadisler de vardr,[629]. Bunlara dayanarak birok limler keb'iri tahdid etmeye almlar ise de bizce en makul olan, el-Ksm'nin u mtalaasdr: Bana gre doru olan, keb'iri tadad hususunda sahih hadislere iktisar etmektir; zira Allahn Kitabn tebyin eden ve onun te'vilinln emanet edildii zat Reslullahdr. Allahm Kitabn aklamakta sahih snnete mracaat edilir. Keb'irin de kat' tahdidi iin deil de, tarifi iin merci yine snnettir. Bir kstm fu-kaha keb'iri tahdid iin tekellf etmiler ve hudutlar hakknda uzun uzadiya mnakaga etmilerdir. Bu tahditlerin mi efradn cami deil, kimi de ayarn mani deildir. Bu mevzuda sahih hadis-

lerin vr-dundan sonra btn bu gayretler, muhta olunmayan almalardan ibarettir.[630]. Reslullah (A.S.M.) tarafndan keb'irin kat' bir surette tahdid edilmemesi mhim bir hikmete meb-nidir. S mr! andrlm olsayd, insanlar bu ayete gvenerek br gnhlar kmseyebilirlerdi. Eb Zerr yle demitir: Reslullah (A.S.M.) buyurdu ki: Ben cennet ehlinin cennete son girecek ve ate ehlinin cehennemden son kacak olann biliyorum. Bu bir kimsedir ki, kyamet gn gelir ve : *Ona gnhlarnn kklerini arz edip byklerini ondan kaldrnz denilir. Bunun zerine ona kk gnahlar arz olunur ve kendisine: Sen, u.ve u gn, unu ve unu yaptn, u ve u gn de unu ve unu yaptn denildiinde, O: Evet der ve inkr etmeye muktedir olamaz. O, byk gnahlarnn kendine arzedil-meinden korkar bir halde iken ona: Her seyyienin yerine senin iin bir hasene vardr denilir. (Gnahlar affedildii halde) o adam bir de kalkp : Ya Rabb, ben birtakm iler (gnahlar) yapmtm ki onlar burada grmyorum? der. Bunun zerine Eeslullahm, dileri grnecek derecede gldn grdm. [631]. Mezkr hadis ...nk bunlarn ktlklerini Allah iyilie evirir...[632] ayetinin tefsirini tazam-mun etmektedir. IV. Misal: Buna gre ResluUah. (A.S.M.) ... mala olan sev-.gisine ramen maln akrabaya, yetimlere, yoksullara, yolda kalmlara, isteyenlere ve boyunduruk altnda bulunan kle ve esirlere veren[633] ayetini aklamak zere buyurmutur ki: (Ayetteki) mala olan sevgisine ramen maln veren den maksad, Shhatin yerinde iken, mal hususunda hrsl iken, yaayacan umarken ve fakirlikten korkarken vermendir. demitir[634]. V. Misal: Eb Hureyre yle dedi: Resiullah buyurdu ki: -Her kim bir iyilik niyet eder de yapamazsa lehine bir iyilik yazlr. Ve her kim de bir iyilik niyet eder ve onu yaparsa le-

hine on il yediyz misline kadar kat kat olarak yazlr. Her kim bir ktlk niyet eder, fakat onu yapamazsa bu yazlmaz. Ve eer bunu yaparsa yazlr. [635]. Resiullah (A'.S.M.) bylece Kim (Allaha bir iyilikle, gzellikle gelirse ite ona bunun on kat var. Kim de bir ktlkle gelirse bu, o mikdardan bakanyla cezalanmaz.[636] ve Mallarn Allah yolunda harcayanlarn hali, yedi baak bitiren, her baakta yz tane bulunan bir tek tohumun hali gibidir. Allah kime dilerse ona katkat verir. Allah ihsan bol olan, hakkyle bilendir. [637] mealinde olan ayetleri aklamaktadr. [638] ) Kur'nda Mcmel Olan Kssalar Aklamas Reslullah (A.S.M.) birok hadisleriyle, Kur'nda mcmel olan peygamberler hakkndaki kssalar ve gemite cereyan etmi baz hadiseler hakknda ak-lamalarda bulunmutur. Bu kssalar Kur'nda mcerret, o vak'alar bildirmek iin deil, cereyan etmi hadiselerden insanlarn ibret almas gayesiyle varid olmutur. Kssalar, Kur'nn indirili maksadlanru gerekletirmek iin nakledilir. Hz. demden beri btn peygamberlerin tevhide ardklarn bildirmek, Hz. Muhammed (A.S M.) 'in nbvvetini isbat etmek, hem onun hem de mminlerin kalblerini takviye edip teselli vfirmek, ibret karlmasn te'min etmek, eytandan sakndrmak v.b. gibi esasi gayeler, bunlarn banda gelir. Reslullah (A.S.M.)'in aklamalar da ayn gayelere mteveccihdir. Gerek merak saikiyle sorulan bir suale cevap olarak anlatrken, gerek mev'i-za esnasnda hikye ederken, onun bildirdii kssalar, hep hisse karmak gayesini gder, insanlarn ekserisinin, hakikatleri daha ziyade, dinlemeye tevik edici kssalar arasnda rendii malumdur. Bu hitme-te binaen, gerek Kur'n- Kerimin ayetleri, gerek Hz. Peygamber (A.S.M.)'in hadisleri, Kur'nn indirili maksadlarn gerekletirmek gayesiyle, muhatapla,-rm dikkatlerini uyank tutan, fikirleri daha kolay ve etkili bir tarzda karsndakine maleden ve bir nevi tevhid tarihi demek olan kssalar, bol bol serdet-mislerdir. Snnette varid olan kssalarn byk bir ksmnn hlasas Kur'nda mevcuttur, snnet sadece tafsilat verir. Reslullah (A.S.M.)'m hikye ettii baz kssalarn esas

Kur'nda yoktur; fakat bu kssalar vastasyla baz ayetleri anlamak kolaylar. imdi her iki nev'e dair misaller vereceiz. [639] l- Reslullah (A.S.M.)'in Anlatt Kssann Dorudan Doruya Kur'n Aklamas I. Misal: Reslullah (A.S.M.) dedi ki: israil oullan, rl' plak ykanrlar ve birbirlerinin mahrem yerlerini grrlerdi; halbuki Ms tek bana ykanrd. (Bir gn) dediler ki: Allah'a yemn ederiz, Musa'y bizimle birlikte ykanmaktan raeneden, husye iltihabndan baka-bir ey deildir. Hz. Peygamber (A.S.M.) devam etti: Bir gn Ms, ykanmak iin ayrlmt; elbiselerini bir ta zerine koydu; fakat ta, elbiseleriyle birlikte yuvarlanmaa balad. Ms, elbisem, ey ta, elbisem ey ta! diyerek tan arkasndan koturunca, srail oullan Musa'nn mahrem yerlerini grdler ve dediler ki: Allah'a yemn ederiz, Musa'da hi bir ey yokmu. Hazreti Peygamber (A.S.M.) ilave etti: M-s'nn mahrem yerleri grnnce ta durdu; Ms elbiselerini ald ve taa vurmaa balad[640]. Et-Tirmizl ile et-Taberi rivayetlerinin sonunda merf olarak ite Allah Tel'nin Ey man edenler, siz de M- incitenler gibi olmayn. Nihayet AHah onu dedik-leri eyden temize kard.[641] kavl-i ilhisi bunu ifade eder.[642] ziyadesi vardr, israil oullarnn Hz. Musa'y ne ekilde incittiklerini ve onun nasl temize ktn bylece renmi oluyoruz. II. Misal: Abdullah b. Mes'd anlatyor: Reslullah dedi ki: Bizden ncekiler yetmi bir frkaya ayrldlar; onlardan kurtuldu, dierleri ise helak oldu. Bu frkadan biri krallara kar gelip Allahm ve Meryem olu sa'nn dini uruna onlarla savat, kirallar da onlar ldrdler. Bunlardan ikinci frkann krallara kar duracak kuvvetleri olmadndan, kavimleri arasnda kalp onlar, Allahm ve Meryem olu Isanm dinine davet ettiler. Kralar onlar da ldrdler, testerelerle bitiler. nc frkann ise ne kral-

larn karsna kacak, ne de kavimlerinin iinde kalarak onlar Allahm ve Meryem olu Isann dinine davet edecek gleri yoktu. Onlar da dalara ve sahralara gidip, oralarda zhd hayatna girdiler. te Allah Te-'nm Onlarn ihdas ettikleri ruhbanla gelince, onu zerlerine Biz farzetmedik (Hadid, 27) sznden maksad. budur. Dedi ki: Bunu srf Allahm rzasn aramak gayesiyle yapmlard. (Ayetteki) fakat buna hakkiyle riayet de etmediler. fkras hakknda dedi ki: Yani kendilerinden sonra gelenler buna hakkiyle riayet etmediler. Biz de ilerinden iman edenlere mkfatlarn verdik fkras hakknda da: te onlar, bana iman edip benim risaletimi tasdik edenlerdir. Onlarn birou ise doru yoldan kanlrad: Onlar ise, beni inkr ve tekzib edenlerdir.[643] Bu rivayete gre Reslulah (A.S.M.) ...Onlarn fldas ettikleri ruhbanla (gelince!) Onu zerlerine biz farzetnedik. Ancak (onlar bunu srf) Allann n-fcaasm aramak iin yapdilar. Fakat buna hakkyle riayet de etmediler. Biz de ilerinden man edenlere mkfatlarn verdik. Onlardan bir ou ise (doru yoldan) kanlard.[644] ayetini tefsir etmi ve Hz. sa'dan sonra hristiyanlarm durumunu bildirmitir. Bu mnada bir haber bn Abbas'a mevkuf olarak da ri-Tayet olunmutur[645]. III. Misal: Eb Ubeyde b. el-Cerrah anlatyor: Y Reslel-I&h, kyamet gn azab en. fazla olanlar kimler olacaktr? diye sormutum. Bir peygamberi ldren yahut mnkeri emredip marufu yasaklayan kimselerdir diye cevap verip sonra da u ayeti okudu: Alla-hm ayetlerini inkr edenler, haksz yere peygamberleri ldrenler, insanlar arasnda adaleti emredenler ldrenler (yok mu), onlar ac veren bir azab ile -mjdele, te onlarn yaptklar, dnyada da ahirette de boa kmtr. Onlarn hibir yardmclar da yoktur. Mteakiben Reslullah buyurdu ki: Ey Eb Ubeyde, srail oullan bir gnn evvelinde bir saat iinde krk peygamber ldrmlerdi, srail oullarnn bid-lerinden yz on iki yiit ayaa kalkp, onlar ldrenlere marufu emr ve mnkerden nehyettiler. Bunun zerine ayn gnn sonunda, onlarn da hepsi ldrld, te Allah azze ve celle hazretlerinin (bu ayette) zikrettii zevat bunlardr.[646]

Reslulah (A.S.M.) bu hadisiyle, hadisin metninde zikri geen li mrn 21-22. ayetlerini aklam, srail oullarnn, peygamberleri ve marufu emreden temiz insanlar nasl ldrdklerini anlatmtr: Al-lalm ayetlerini inkr edenler, haksz yere peygamberleri ldrenler ve adaleti emreden insanlar ldrenler (yok mu) onlara ac bir azab mjdele. (li m-rn, 21). IV. Misal: Eb mame, birinin Hz. Peygambere yle sorduunu naklediyor: Y Reslellah, dem peygamber mi idi? Dedi ki: Evet, ilahi vahye ve kelama maz-har olmu bir peygamber idi, O ahs : - Peki, onunla Nh arasnda ne kadar zaman geti? Hz. Peygamber : ~ On nesil". O ahs : Nh ile brahim arasnda ne kadar zaman geti? Hz. Peygamber: On nesil. Dediler ki: Ya Reslallah, resullerin says ne kadardr? Buyurdu : Byk bir yekndur, yz on be zattrlar [647]. Bu hadis, resul olan peygamberlerin saysnn (315) olduunu ve baz peygamberler arasnda mddetin ne kadar olduunu bildirmek suretiyle, *... Yine yle peygamberler yolladk ki sana onlarn kssalarn haber vermedik... [648]ayetinin tefsirini ihtiva etmektedir. [649] 2 Resiullah (A.S.M) 'n Anlatt Kssann, Dolayl Olarak Kur'n Aklamas: Az nce sylediimiz gibi bunlar, esaslar Kur'n-da mevcut olmad halde Hz. Peygamber (A.S.M.) tarafndan anlatlan ve herhangi bir ayetin izahn kolaylatran kssalardr. I. Misal: Eb Hreyre Resluilah (A.S.M.)'m yle buyurduunu sylemitir: Peygamberlerden biri sefere kt ve kmadan nce halka.- bir kadnla evlenmeye niyet eden ve fakat henz evlenmemi olan, bir ev ina eden ve henz atsn rtmemi olan, koyun veya deve satn alan ve onlardan doacak yavrular bekliyen kimse, benimle birlikte gelmesin; dedi ve (dmanla) dvmek iin ilerledi. Bir eh-

rin yanma geldii zaman, vakit, ikindi veya ona yakn bir vakitti. Gnee dedi ki: Sen. (Allah'n emrinde) bir memursun, ben de bir memurum; Allahm, onu benim iin bir mddet tut. Ve Allah da, ona zafer verinceye kadar, gnei tuttu. (Zaferden sonra) ganimetleri topladlar. Bunlar yemek (yakmak) iin bir ate geldi, fakat yemekten imtinp etti. Bunun zerine Peygamber dedi ki: Aranzda bir sahtekr var; her kabileden bir kii bana bat etsin. Her kabileden birer kii gelip ona bat ettiler. Bunlardan birinin eli, peygamberin eliyle birleince, peygamber sahtekr sizin aranzda; kabilesi bana biat etsin* dedi. Kabile ona bat etti; iki veya ahsn eli, peygamberin eliyle birleince, peygamber dedi ki: Sahtekr sizin aranzda; sahtekrl siz yaptnz. Hazreti Muhammed (A.S.M.) devam etti: Bunun zerine, o ahslar, kz ba gibi altn kardlar ve dier ganimetler arasna koydular. Ate geldi ve (hepsini) yedi (yakt). Hazreti Peygamber (A.S.M.) ilve etti: Ganimet, bizden evvel hi kimseye hell olmamt. Fakat Allah bizim zayflmz ve aczimizi grm ve onu bizim iin meri klmtr.[650]; Bu kssann esas Kur1 nda yoktur; fakat Hakry katen, Allah, hi bir peygambere o, (gkden inecek) atein yiyecei bir kurban getirinceye kadar man etmememizi bize emretti diyen (Yahudi) ler (e) deki Size benden evvel nice peygamberler apak delHer ve mu'cizelerle beraber, o dediinizi de elbet getirmidi. O halde (sz) doru (insan) Iar idiniz de onlar neye ldrdnz?[651] ayeti bu suretle anlalmaktadr, srail oullarna ganimetin hell olmadn, ganimetlerin fakirlere dahi verilmediini, mu'ci-zev bir tarzda gelen ate tarafndan yenildiini, atein ancak hle karmayan halis ganimetleri yediini ve bunun peygamberin doruluuna bir almet sayldn bylece reniyoruz. Bu kssa tafsilatl olarak Ahdi Atik'de bulunmaktadr[652]. II. Misal: Habbab b. el-Eret diyor ki: Bi'setin balangcnda) Reslullah, Kabe'nin glgesinde bir cbbeye brnm bir halde iken, kendisine halimizden ikyet ettik : Bizim iin Allahtan yardm dilemez misin? dua etmez misin? dedik. Buyurdu ki: Sizden nceki mmetlerde m'min kii alnr, onun iin yerde bir ukur kazlr, oraya

konulup testere getirilir, ba. ikiye biilir, demir trmklarla eti kemiinden taranmak sretiyle ayrlrd da, btn bu yaplanlar onu dininden -dndrmezdi. Allaha yemin ederim ki, Allah bu dini kemale erdirecektir. yle ki bir svari San'a'dan kalkp Hadramavt'e kadar Allahtan ve kurdun koyunlarna saldrmasndan baka hibir eyden korkmakszn gidebilecektir, fakat siz acele ediyorsunuz.[653]. Bu rivayet (Ey m'minler) yoksa siz, sizden evvel geenlerin hli banza gelmeden cennete girivereceinizi mi sandnz? Onlara yle yoksulluklar, sknt dar) gelib atd ve (eitli bellarla) sarsldlar ki,...[654] ayetinde mcmel olarak geen evvelkilerin bana gelen halleri, baz misaller vermek suretiyle aklamaktadr. III. Misal: Cabir b. Abdullah diyor ki: Hz. Peygamber Hicr diyarndan geerken dedi ki: Mucize istemeyin, zira Hz. Salih'in kavmi mucize istedi. Ona. verilen mucizev dii deve, u geitten gelip, u geitten de kyordu. Onlar, Rab'lerinin emrini dinlemeyip onu boazladlar. Nbetlee olarak bir gn deve onlarn suyunu iiyor, bir gn de onlar onun stn iiyorlard. (Nankrlk ederek) onu boazlaynca, o mthi sayha onlar anszn yakalayiverdi. Allah Tel, haremine snan bir tek adam haricinde, onlarn hepsini helak etti. Dediler ki: Kimdi o adam, ya Reslellah? Dedi ki: Eb Rial idi, haremden knca dierlerinin basma gelen azab, ona da isabet etti. [655] Hz. Salih'in dii devesi ve Semd kavminin onu ldrdkleri baz ayetlerde bildirilirse de, Peygamber (A'.S.M.)'imizin anlatt ekliyle, kssann bir ksm unsurlar Kur'nda mevcut deildir. Ayn mevzua dair, Semd kavminden dii deveyi ldren adamn tavsifini ihtiva eden u hadis de byledir. Reshlah (A'.S.M.) bir defasnda, hutbe irad ederken, Semd kavmine verilen dii deveden ve onu boazlayan adamdan bahsetti. En nasibsizleri ayakland zaman[656] (ems, 12) ayetini okuyup: Kavminde muteber, mark, (Zbeyr b. Avvmm amcas) Eb Zem'a gibi gl kuvvetli bir adam, deveye doru ("boazlamak zere) ayaklanmt.[657].

Bu sfatlar Kur'nda[658] zikr edilmemektedir. Bu-nev'in baka ok rnekleri mevcuttur[659].[660] 3- Peygamber (A.S.M)'in Kur'nn Mnasn Te'kid Suretiyle Beyan Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'n aklama tarzlarndan biri de snnetin, Kitabn mnasna muvafk bir tarzda varid olmas eklinde grlr. Beyann bu tarzndan maksad, hkmn takviye edilmesidir. Yoksa ayn mna, ayette de ifade edilmitir. Ayetin ifade ettii hkm ve mna, farkl vesilelerle belirtilmek suretiyle kuvvet kazanmakta ve bylece Hz. Peygamber hatrlatma vazifesini yerine getirmektedir. I. Misal: Eb Sa'id el-Hudr tarafndan merf olarak rivayet edilen bir uzun bir hadis[661] iinde, Cenb- Hakkn, hi bir hayrlar olmad halde cennete idhal edecei insanlarn yle syleyecekleri bildirilir: Ey Rabbimiz! Sen lemlerden hi kimseye vermediini bize ihsan ettin, derler. Kendilerine: Size bundan efdal bir atiyyem var, buyurur. Ey Rabbimiz! Bundan efdal ne var? derler. Allah Te: Benim rzam ! Artk bundan sonra ebediyyen size gadab etmem, buyurur. Bu hadis Allah, m'min erkeklere de, m'min kadnlara da kendileri, iinde ebed kalc olmak zere altndan rmaklar akan Adn cennetlerini ve ok gzel meskenler va'detdi, AHahm (onlardan) raz olmas ise daha byktr. te bu, asiFbu, en byk seadetdir.[662] ayetinde bildirilen mnay te'kid etmektedir. II.Misal: Reslullah (A'.S.M.) : Din hususunda arlktan saknn; nk sizden ncekiler dinde mbalaa ve arlklar yznden helak olmulardr. [663] buyurmak suretiyle De ki: Ey ehl-i kitab, dninizde haksz yere haddi amayn...[664] ayetinin mnasn, te'kid ederek aklamaktadr. III. Misal:

Ey man edenler, iki, kumar, (tapmya mahsus) dikili talar, fal oklar ancak eytann amelinden birer murdardr. Onun iin bun Har) dan kann ki muradnza eresiniz.[665] ayeti nazil olunca Hz. Peygamber (A.S.M.) : ki haram edildi. [666] demek suretiyle, ayetin ihtiva ettii hkm te'kid ederek aklamtr. IV. Misal: Reslullah (.S.M.) : Allahdan baka hak ilh olmadna ve Muhammed'in Reslullah olduuna eha-det, namaz ikme, zekt eda edinceye kadar insanlarla muharebe etmek bana emrolundu. Onlar bunlar yapnca kanlarn ve mallarn benden korumu olurlar. Ancak slmm hakk mukabili olmak mstesna. nsanlarn (gizli ilerden dolay olan) hisblan da Allah'a iddir.[667] diyerek, Haram olan o aylar kd zaman artk o mrikleri, onlar nerede bulursanz, ldrn, onlar (esir olarak) yakalayn, onlar hab-sedin, onlarn btn geid yerlerini tutun. Eer tevbe ederler, (tevbelerini ve manlarn tasdik iin) namaz klarlar, zekt verirlerse yollarn serbest brakn...[668] ayetini te'kid etmek suretiyle aklamtr. Bu neviden baka misaller de mevcuttur[669][670] 4- Ummu Tahsis Etmesi Hasr edilmeyen msemmalarm hepsine birden mil olan lafza umm lafz denir. Ummi lafzlar ba-zan tahsis olunur. Kur'n, Kur'n ile tahsis edildii gibi, snnet ile de tahsis edilebilir. Nitekim bunun aksi, yani snnetii umumiyetinin Kur'n ile. de tahsis olunduu vakidir. Reslullah (A.S.M.)'m btn din beyanat vahy ve ilhama istinad ettiinden, snnetin Kur'n tahsis etmesi caiz olur. Fakat ummun tarifi ve hkm hakknda baz farkl grler vardr [671]. 'Aada Kur'nn ummunun, Reslullah (A.S.M.) tarafndan tahsis edilmesine misaller vereceiz. I. Misal: Ebu Hureyre dedi ki : Birisi Reslullaha yle bir soru sordu: Ey Allahn Resul, biz deniz seyahatma kyor ve yanmza az mikdar su alyoruz. Bununla abdest alsak, iecek su sknts ekiyoruz. Deniz suyu ile abdest alabilir miyiz1? Reslullah buyurdu ki: Denizin suyu pak, meytesi ise helldir[672]. Baka bir hadiste: Bize iki meyte

ve iki kan helal klnd; meyteler: balk ile ekirge, kanlar ise: karacier ile dalaktr[673]. Birinci hadis deniz meytesinin (boazlanmayarak len hayvan eti) helal olduunu belirtmekteidr. ikinci hadis ise meyteerden balk ile ekirgenin, kanlardan ise cier ile dalan helal klndn ifade etmektedir. Size meyte, kan, domuz eti ... haram klnd[674] ayeti meyte ile kan umum olarak haram klmaktadr. Mezkr hadisler ise bu ayeti tahsis etmek suretiyle murad- ilahyi aklamaktadr. II. Misal : Zina eden kadnla erkekten her birine yz denek vurun[675] ayetinde zina eden herkese yz denek vurulmas umum olarak emr olunmu, Reslullah (A'.S.M.) bu emri bekrlara tahsis etmi, evli olan erkek ve kadn iin ise recm cezasn tesbit etmitir[676]. Hz. Peygamber buyurdu ki: Allah, onlara bir yol gsterdi Cyani haklarndaki hkmn bildirdi) : Evli zinakr denekle dlp sonra recmolunur, bekr ise denekle dlr sonra da srlr.[677]. Bir "baka rivayette, hadis u lafzla varid olmutur: Evli zinakra yz denek vurulup talanr, bekr ise yz denek vurulup bir sene srgn edilir[678]. E-fi' rivayetinin banda: ziyadesi vardr [679]. Buradan anlaldna gre, nceleri zina suunu irtikp edenler Kadnlarnzdan fuhu yapanlara kar iinizden drt ahit getirin; eer onlar ahitlik ederlerse o kadnlar lm. (alp) gt-rnceye kadar ya da Allah onlara bir yol gsterince-ye kadar evlerde tutun (dar karmayn). inizden bir ift fuhu yaparsa onlara eziyyet edin... (Nisa, 15-16) frkmnce evlerden darya karlmyor veya buna ilaveten onlara dille eziyette de bulunuluyordu. Had ayeti[680] inince Reslullah (A.S.M.) bekrlara yz denek ve bir sene de nefiy cezas olduunu syledi. Bu hkmn en-Nis 15. ayetinde va'd edilen hkm olduunu belirtmek iin de Ite! Allah onlara bir yol gsterdi demitir. E-fi''nin dediine

gre, bu hadiste bildirilen evli zinakrlar hakkndaki denek cezas,-Reslullah (A.S.M.)'m tatbikat ile mensuhtur. Zira o evli olarak birbiriyle zina eden M'iz b. Mlik ile zaniye kadn sadece recm ile tecziye etmi, denek vurdurmamt[681]. EtTa-beri bu hususta icma olduunu syler[682]. Fakat Ahmed b. Hanbel hadisin zahiriyle amel ederek, denek cezasyla recmi beraber tatbik etmeyi doru bulur[683]. III. Misal: Tevratta onlara: cana can, gze gz ... ksas edilir, diye hkmettik.[684] ayeti umumdir. Buna gre kfir zimmiyi ldren mslman, ksas olarak ldrlr. Keza ldrlen kleye ksas olarak hr kimse ldrlr. Nitekim Eb Hanife ayetin umumiyetiyle ihticac ederek bylece itihad etmitir. Fakat Sahheyn'-de Hz. Ali'den merfen Reslullah (A.S.M.)'m -Kfire ksas olarak mslman ldrlmez.[685] dedii rivayet edilince, onun ayetin umumiyetini tahsis ettii malm olur. [686] Hanefi limleri, bu hadisteki kfir den muradn, harb kfir olup zimm kfir olmadn, Hz. Peygamber (A.S.M.)'dan da bir zimmye ksas olarak bir ms-lman ldrttnn rivayet olunduunu sylerler[687]. IV. Misal: t kr edecek kiinin t alaca kadar bir sre yaatmadk m sizi? (stelik) size uyarc da geldi.[688] ayetinde zikr edilen mr umumdir. Reslullah (A.S.M.) baz hadisleriyle bu mr altm sene olarak tahsis etmitir. bn Abbas diyor ki: Reslullah yle buyurdu : Kyamet gn Altm yaayanlar nerede? diye nida edilir. (Zira) Allah Tel'nm t alacak kiinin t alaca kadar bir sre yaatmadk m sizi? szndeki mrden murad budur.[689] Eb Hreyre Reslullah (A.S.M.)'n. yle dediini rivayet eder: Allah, bir insana altm sene mr verince, artk bu hususta o kulunun mazeret ileri srmesine imkn brakmamtr[690].

bn Kesir ayette maksud mrn altm sene olduuna dair Ahmed b. Hanbel, elBezzr, bn Cerr ve bn Eb Hatim tarafndan rivayet edilen hadisleri .nakl ettikten sonra diyor ki: Bu hadis, bu tariklerden sahih ve sabittir. Hadis ilminin stad elBuhri'nin raz olduu tarik, tek bana sabit olsa bile kfidir. el-Bub-r'nin sihhatine ehadeti yannda, bn Cerr'in mtlasna iltifat olunmaz.[691]. bn Cerr senedinde durumundan emin olunmayan kimseler bulunduunu iddia ederek, hadiste bildirilen ya deil de, akl ve fehmin kemle erdiini syledii, krk senelik mr olmasn tercih eder[692]. V. Misl: Bilin ki ganimet aldnz eylerin bete biri Al-laha, Resulne ve akrabal bulunanlara, yetimlere, yoksullara ve yolculara aittir. [693] ayetindeki akrabalar, yani Ben Him ile Ben Abdilmuttalib olarak tahsis etmitir [694] VI. Misl: Bir selam ile selamlan dmiz zaman, siz de ondan daha gzeliyle selam verin yahut verilen selam iade edin.[695] ayetini, mslmanlara tahsis etmitir. nk kfr ehli iin daha gzel yahut redd-i misil eklinde mukabele etmeyi nehy etmi, onlara sadece Size de yle olsun.[696] demeye msaade etmitir. Bu nev'in misalleri fazladr[697] [698] 5- Mutlak Takyid Etmesi Mutlak; bir has lfzdr ki, dellet ettii efrattan lalettyin birini ifade eder, bu efradn hepsine ayi olursa da ihata vehile mil olmaz.[699]. mul ve ihataya, tayin ve tahsise dellet eden bir eyin intifa-siyle cinsinde ayi olan lafza mutlak, ve byle bir -ydan hari olan lafza mukayyed denilir. [700]. Zahiren mutlak, umm gibi ise de, mutlakta mule dellet eden kim, ne, nerede gibi umum lafzlar, istirak ifade eden muarref isimler sz konusu olmadndan mutlak olan lafz, sadk olduu fertlerden muayyen olmayan bir ksmna ayi olur, yoksa umm lafzda olduu gibi iinden bir ey karmayacak derecede btn efradn amil ve muhit olmaz. Hz. Pey-

gamber (A.S.M.)'in Kur'n aklama ekillerinden biri de, ondaki baz mutlak lafzlar takyd etmek suretiyle olmutur. I. Misl: (Namazda) Ftihatu'l-Kitab okumayann hi namaz yoktur.[701] Bu hadisle ...Artk Kur'ndan kolay geleni okuyunuz...[702] ayetini takyid etmekte, kraatin Fatiha olarak tayini bahis konusu olmaktadr. man Eb Hanjfe ayetin tlakna ve itihadn te'yid eden baz hadislere dayanarak namazda kraatin Fatiha olarak taayyn etmediini, ancak vacib olduunu kabul eder. II. Misl: Hz. Peygamber (A.S.M.)'in hanm mm Seleme diyor ki: Bir adam bir kadnla evlenmi ve onu arka st yatrmak istemi, kadn ise reddetmi ve Reslullaha sormadka buna msaade etmem demiti. Kadn gelip bu durumu bana anlatt. mm Seleme de Reslullaha nakledince : Ona haber gnder (gelsin) dedi. Kadn gelince Reslullah ona u ayeti okudu : (Ey erkekler) kadnlarnz sizin tarlalaruzdr. O halde tarlanza nasl dilerseniz yle varn (Bakara, 223), amma tek yerden, tek yerden![703] Huzeyme b. Sabt'den; Bir adam Hz. Peygambere, kadnlara arka taraftan varmann hkmn sordu,. Cevaben: Helaldir dedi. Adam arkasna dnp ayrlnca, (yanl anlamamas iin) onu ard veya arlmasn istedi. Sonra buyurdu ki: Ne demitim? kisinden hangisi, arka taraftan ndekine ise evet; amma arka taraftan arkadakine gelince hayr! Allah, doruyu sylemekten haya etmez (ekinmez): Kadnlara arkadan varmaynz[704] Bu hadislerle Reslulah[705] (Ey erkekler) kadnlarnz sizin tarlanzdr. O halde tarlanza nasl dilerseniz yle varn.[706] ayetinin tlakn takyid etmektedir[707]. III. Misl:

Birisi Hz. Peygamber (A.S.M.)'e yle bir soru -sordu: Kadnn kocas zerindeki hakk nedir? 305.; el-Beyhak, es-Sunenu'1-Kubr, VII. 195.; ed-Durru'l-Mensr, I. 262). Buyurdu ki: Yediinde yedirirsin, giydiinde giydirirsin. Onun yzne vurma, ona irkinlik isnad etme ve onu ev dna karma, kovma tondan uzak kalmak istediinde bunu evin iinde yap)[708]. krime : ...Dik kafallk, irretlik etmelerinden korktuunuz kadnlara t verin, yataklarndan ayrln ve (bunlarla yola gelmezlerse) dvn ayetini izah ederken iddetli olmayan bir ekilde dvn demi ve ilave etmitir ki: Reslullah yle buyurdu : Meru bir hususta size isyan ederlerse, onlar iddetli olmayan bir ekilde dvn.[709]. Gelecek hadis rivayetlerinden de bu husus aka anlalmaktadr. Abdullah b. Amr'dan rivayete gre yle demitir: Hz. Reslullah hayatta iken bir kadn hrszlk yap-lt. Mallar alnanlar gelip dediler ki Y .Reslullah, bu kadn malmz ald. Kadnn akrabalar dediler ki: Biz tazmin edelim, fidye verelim. Reslullah : Elini kesin!, dedi. Bu kere: Be yz dinar fidye verelim (de kesilmesin) dediler. O: elini kesin! dedi. Bundan sonra kadnn sa eli kesildi. Kadn : Tvbem kabul edilir mi? deyince Reslullah : Bu gn, sen yaptn sutan dolay, anandan doduun gndeki gibisin. Bunun zerine Allah Tel -. Kim yapt zulmden sonra tvbe eder, halini dzeltirse, phesiz Allah onun tvbesini kabul eder. nk Allah, balayan, merhamet edendir ayetini indirdi. Ben Mahzm kabilesinden olan bu kadnn durumu Sahheynde tafsilatl olarak rivayet edilmektedir. same'nin efaat teebbs Reslullah ok kzdrm, Muhammedin kz Fatma da alsa, elini kestirirdim demitir. Hz. Aie'den reniyoruz ki bu kadn sonradan hlini dzeltip evlendi. Ara sra yanma gelirdi, ben de onun ihtiyalarm Reslullaha iletirdim diyor (Mslim, Hudd, 8; Bhar, Hudd, 11).

Bu hadislerle, serkelik eden kadnlar, kocalarnn dvmesine izin veren ayetin[710] yataklarndan aynim ve dvn fkras, dvmenin iddetli olmamas ve yze vurulmamas tarznda tak-yid edilmitir. IV. Misl: Hrszlk eden erkek ve kadnn, yaptklarna karlk, Allahtan bir ceza olarak ellerini kesin.[711] ayetinin tlak, snnet tarafndan sa el olarak tak-yd edilmitir[712].[713] 6- Mkili Tavzih Etmesi Kur'nm mkilinden murad, herhangi bir ayetin, dier bir ayete muarz olduunu iham etmesidir[714]. Onlar haal Kur'n gerei gibi dnmeyecekler mi? Eer o, Allahdan bakas tarafndan olsayd elbet iinde birbirini tutmayan bir ok eyler bulurlard.[715] ayetinin tasrih ettii gibi, Kur'nda tearuz olmas mmkn deildir. Tearuz ettii sanlan hususlarn izale edilmesi gerekir. Sahabe ve sonradan gelen baz limlerin bu nevi izahlar bulunduu gibi, Hz. Peygamberin de baz mklen tavzih ettiini grmekteyiz. I. Misl : Eb Sumeyye diyor ki: (Meryem, 71) ayetindeki vrd'un mnas hakknda ihtilafa dtk. Cbir b. 'Abdullah'a rastladm. htilafmz, bir ksmmzn M1-min cehenneme girmez., dier bir ksmmzn da Herkes cehenneme girer. dediini syledim. Elleriyle kulaklarm tutarak: Sar olsunlar, Reslullahdan yle iitmediysem : Buyurdu ki: (Ayette geen) vrd, duhl, yani girmek manasnadr; hibir muttaki veya kfir yoktur ki cehenneme girmesin. Fakat m'minlere, Hz. brahim'e olduu gibi serin ve selamet olur; hatta atein, (yahut cehennemin, dedi) onlarn serinliinden dolay hrts vardr. Sonra mttakileri kurtarr ve za-Imeri orada yle diz st km olarak brakrz. (Meryem, 72)[716].

Buradaki ikl undan ileri gelmektedir: Ayette Sizden hi biriniz mstesna olmamak zere ille oraya (cehenneme) urayacaktr. Bu, Rabbinin uhdesine vacib kld, kaza etdii bir eydir.[717] buyurulmaktadr. Halbuki birok ayette muttakilerin cehennemde yanmayaca bildirilmektedir.Reslullah (A.S.M) btn insanlarn cehenneme gireceini, fakat m'minler iin, Hz. brahim'e olduu gibi, atein serin ve selmet olacan[718] beyan etmek suretiyle bu ikli gidermitir. u hadisler de mezkr ayetin izahna dairdir: Hz. Hafsa diyor ki: Reslullahn ' yle dediini iittim: Bedir veya Hudeybiye gazvesine itirak eden herhangi bir mslmanm cehenneme girmeyeceini mid ederim. Bunun zerine dedim ki: Ya Reslul-lah,f Allah Tel inizden oraya (cehenneme) girmeyecek hi kimse yoktur. (Oraya girmeleri) Rabbinin, zerine ald kesinlemi bir hkmdr buyurmuyor mu? Hz. Peygamber: Allah Tel'nm Sonra mt-takileri kurtarr ve zalimleri orada yle diz st-km olarak brakrz buyurduunu iitmedin mi? dedi[719]. bn Mes'd'un merf olarak rivayetine gre Re-slullah (A.S.M.) : Yani: Btn insanlar oraya gelir, sonra da amelleri ile oradan karlar demitir .
[720]

Sahhaynda vrd'un duhl mnasna geldiine dellet eden u hadis rivayet edilmektedir: Mslmanlardan, ocuu lp de kendisine Allann and yerini bulacak kadar mstesna cehennem atei dokunacak hibir kimse yoktur[721]. Hadisteki tahilletu'l-kasem, yemim hell klan ey yani yemini yerine getiren ey demektir. Buradaki .yeminden maksad da (Meryem, 71) ayetinde mukadder olan yemindir...[722] II. Misl:

... Altn ve gm yib ve birikdirib de onlar Allah yolunda harcamayanlar (yok mu?) ite bunlara pek ackl bir azab mutula! (Tevbe, 34) ayeti nazil olunca, bu mslmanlara ar geldi. nk bu ayetin mirasa man olduunu sanmlard. mer b. el-Hattb mslmanlar temsilen Hz. Peygamber (A.S.MJ'den istizahda bulundu. Reslullah (A.S.M.) : Allah zekt sadece, mallarnzn geriye kalan ksmn temizlemek iin farz klmtr. (lmnzden) sonraya brakacanz mallarda ise miras farz klmtr. buyurdu[723]. Bylece bu ayetin meru yollardan kazanp biriktirmeye mani olmad, ayet-i kermedeki tehdidin ancak mallarnn zektn vermeyenler hakknda olduu tavazzuh etmitir. [724] 7- Mbhemi Beyan Etmesi Burada herhangi bir sebeple Kur'nda kapal ve mulak braklan, haklarnda kat' izahn ancak nakle mtevakkf olduu mbhem hususlarn Resllah (A. S.M.) tarafndan aklanmasna misaller verilecektir, tbhamin sebep ve nevilerini, daha nce hlsa olarak zikr ettik[725] I. Misl: Suheyb, Peygamberimizden yle rivayet ediyor r Cennetlikler cennete girince yce Allah buyurur ki: Daha fazla bir ey ister misiniz?... Sonra Allah, cemalini onlara gsterir). Artk yce Rab'lerine bakmaktan daha sevimli bir nimete mazhar olamazlar. Sonra yi i, gzel amel yapanlara en gzel iyilik bir de ziyade vardr ayetini okudu.[726]. yi i, gzel amel yapanlara en gzel iyilik, bir de ziyade vardr... [727] ayetindeki ziyadenin ce-mal-i ilhiye nazar olduu, bu hadisten anlalmaktadr. Bir baka hadiste ise, kyamet gn bir mnad-nin: En, gzel iyilik: Cennet, ziyade ise Yco Allah'n cemline bakmaktr [728] diyecei bildirilir. bn Kesir'in ifadesine gre, bu hususta baka hadisler de vardr ve Selefden Eb. Bekr es-Sddk, Huzeyfe, tbn Ab-bs, Sa'id b. el-Museyyeb, Muchid, Katde, el-

Hasa-nu'1-Basr ve dierleri de ziyadenin Allah Tel'nn vechi kerimine nazar olduunu sylemilerdir[729]. II. Misl: Semure'den rivayete gre Reslullah yle demitir : es-saltu'1-vust, ikindi namazdr.[730]. Bu hadis Namazlar ve es-saltu'I-vusty devaml olarak yerine getirin.[731] ayetindeki as-saltu'l-vust" mn ikindi namaz olduunu bildirmektedir. Hz. Ali diyor ki: Hz. Peygamber (A.S.M.), Hendek muharebesinin olduu gn dedi ki: Bizi es-salt'l-vustdan alkoydular, t ki gne batana kadar. Allah onlarn kabirlerini ve evlerini (yahut ilerini dedi, tereddt rvi Yahya'dan ileri gelmektedir) atele doldursun.[732] hadisi de ikindi namaz olduunu bildirmektedir. Salt- Vust hakknda baka kaviller varsa da, -cumhura gre ikindi namazdr[733]. III. Misl: Nihayet Tlt ve kendisi ile beraber olan m'min-ler rma geince...[734] ayetinde zikr edilen T-lfm ashabnn adedini; Hz. Peygamber (A.S.M.)'in yz on ksur olarak bildirdii u hadisten anlalmaktadr : El-Ber diyor ki: Hz. Peygamberin Bedire itirak den ashab, saylarnn, Tltun kendileriyle birlikte nehirden getii m'minlerin says kadar, yani yz on ksur olduunu sylerlerdi. El-Ber diyor ki:'Vallahi, m'nin olmayan hi kimse onunla beraber nehri gemedi.[735] IV. Misl: Enes b. Malik diyor ki.: Allah Telnn ... kantar kantar altn ve gm ... ar sevmek, insanlara cazip gsterilmitir (Ali mran, 14) sztnde geen kantar) hakknda Reslullaha bir sual yneltmiti. Kantar, iki bin ukiyyedir diye cevap verdi[736].

V. Misl: Nikah ban elinde tutan, kocadr,[737] Bir erkek, nikh kyldktan sonra, henz kar koca olmadan karsn boad takdirde, belirtilen meh-rin yansn; boad karsna vermekle mkelleftir. 'Ama kadn veya nikh ba elinde olan kimse bu haktan vazgeerse, o takdirde bir ey gerekmez. Bu hkm bildiren ayette [738]geen nikh ban elinde tutan m kim olduu mphemdir. Bu hadiste Hz. Peygamber (A.S.M.)'in nikh ban elinde tutan, kocadr dedii bildirilmektedir. Koca olmasna gre mna yle olur.- Ey kocalar! bu durumda vermeniz vacib olan mikdar, meh-r yarsdr. Fakat tamamn da balayabilirsiniz. Hz. Peygamber (A.S.M.) tarafndan mbhemin tayin edildiine baka misaller de vardr [739].[740] 8- Neshi Beyan Etmesi Istlah olarak nesh, Bir nassm hkmn, artk onunla amel etmek caiz olmayacak tarzda, daha sonraki bir nassn ilga etmesidir[741]. Neshin selef arasnda istimal edilmesi, daha geni bir sahay iine alr. Onlar hkmn kaldrlmasna nesh dedikleri gibi, tahsis ve takyid suretiyle ummun, mutlaka, vs. delletlerinin ref edilmesi iin de nesh kelimesini kullanyorard. Hatta art, istisna ve sfat iin dahi bu kelimeyi kullanrlard. Zira bunlar da zahirin delletini kaldrmay ve muradn beyann tazaramun eder[742]. Kux^n- Kermdeki ayetlerden herhangi birinin hkmnn mensh olduuna dair, Hz. Peygamber (A. S.M.) tarafndan sylendii rivayet olunan bir habere rastlamadk. Hatta selefin istimalindeki geni mnada dahi, bu kelimenin Hz. Peygamberden nakledildiini grmedik. Usl kitaplarnda, snnetin vazifelerinden ve Kur'n aklama ekillerinden birinin n-sih ve menshu beyan etmek olduu belirtilir. u halde snnetin neshi beyan etmesi, neshe dellet etmek suretiyle olmaldr. Kur'nn nzuln mahede eden sahabiler ayn mevzua dair olan ayetlerden mukaddem ve muahhar olanlar bildikleri iin Reslullah (A. S.M.Kn tasrihine lzum kalmadan, her iki manasna gre neshe muttali oluyorlard. Nitekim ayetlerin nzul sebeplerine de bu ekilde vakf oluyorlard. Binaenaleyh nzul sebeplerini renmekte olduu gibi, na-sih ve menshu renmek iin de balca kaynak sahabenin beyanndan ibarettir.

Fakat Reslullah (A.S. M.)'in baz hadisleri mensh ayetlere dellet etmektedir. Buna dair misallere de az rastlanmaktadr. I. Misl: Sizden birinize lm gelib atd vakit eer mal brakacaksa anaya, babaya, yakn akrabaya meru' bir sretde vasiyyetde bulunmak takva sahib-leri zerinde bir hak olarak farzedildi.[743] ayeti en sahih kavle gre, en-Nisa sresinin 11 ve 12, ayetlerindeki mras hkmleriyle nesh edilmitir. Zikr edeceimiz u hadis de bu neshi beyan ve te'kid etmektedir. Eb mame diyor ki: Veda hacc srasndaki hutbesinde Reslullahm yle dediini duydum: Allah, her hak sahibine hakkn verdi, artk varis iin vasiy-yet yoktur.[744]. iValideyn ile varis olan akrabaya vasyyetin v-cbunun nesh edilmi olduu icma ile sabittir; hatta mezkr hadse gre bu vasiyyet nehy edilmitir. Mras ayeti, ashab- feraiz ve asabeler iin mstakil bir hkm ve Allah indinde yaplmas gerekli bir farzdr. Bu hkmle vasiyyet ayetinin hkm tamamen kaldrlm olur. Ancak mirasa mstahak olmayan akrabalar kalr ki, bu ayetin mulne girmesi sebebiyle ve ayete istinas iin, onlara slsden vasiyyet etmek ms-tehab olur.[745]. II. Misl: Sana haram ay, ondaki sava (in hkmn) soruyorlar. Deki O ayda sava, byk bir gnahtr. Fakat insanlar Allahm yolundan evirmek, Allahi, inkr etmek Allah katnda daha byk bir gnahtr.[746] ayeti, haram aylarda savamann haram olduunu tasrih etmektedir. Et-Taber'nin ifadesine gre : Te'vil ehli bu .ayetin mensuh mu yahut hkmnn sabit mi olduunda ihtilaf etmilerdir. Bu mellif her iki gr sahiplerinin mtalaalarn nakl ettikten sonra devam ederek diyor ki: Bize gre doru olan. At b. Meysere'nin u szdr: Haram aylarda mriklerle ktali nehy eden hkm, ... (Bununla beraber) mrikler sizinle nasl top yekn harb ederlerse siz de onlarla top yekn harb edin... [747] ilah kavliyle riesh edilmitir. Bu

ayetin (et-Tevbe 36) brn (el-Bakara 217) nesh etmi olduunu undan dolay kabul ettik ki; haram aylarn bir ksmnda, Reslullahm Huneyn'de Hevzin ile, T'if de Sakf kabilesiyle muharebe ettii ve Eb [mir'i, oradaki mriklerle savamak zere Evts'a gnderdii hususundaki haberler mehur olmutur. Bu yak'a evval ve Zi'lka'de'nin bir ksmnda olmutu ki bunlar haram aylardandr. Bylece malm olur ki, bu aylarda savamak haram olsayd ve bu i masiyet saylsayd, Resullah bu fiili ilemekten en uzak duran-insan olurdu.[748]. . u halde Hz. Peygamber (A.S.M.)'in bu davran, haram aylarda savamay, mutlak olarak nehy eden ayetin mensuh olduuna dellet etmitir. [749] 9- Amel Olarak Tefsir Etmesi Hz. Peygamber (.S.M.) birok ayetlerde emrolu-nan hususlar, bizzat tatbik ederek gstermi, bylece o ayetlerden ilh muradn ne olduunu iyice aklamtr. I. Misl: Cabir, Hz. Peygamber (A.S.M.)'in haccn tafsilatl olarak anlatan uzun hadisinin bir yerinde diyor ki: Nihayet onunla birlikte Beytullaha geldik. Hacer-i es-vedi istilam etti. defa koar admlarla, drt defa da mtad yryle tavaf yapt. Sonra da Makam- b-rahime geti ve hemen : Siz de Makam- brahimden bir namazgah edinin (Bakara, 125) ayetini okudu. Makam, kendisiyle Beyt arama alarak iki rekat namaz kld[750]. Resullah (A.S.M.)'n bu tatbikatndan *Siz de brhmin makamndan bir namazgah edinin.. emr-i ilhisinden neyin murad edildiini, nerede ve ne ekilde yaplaca anlalmaktadr. Zira Makm- brhm iin Arafat, Muzdelife, eytan talama yerleri, harem-i erif vs. mahaller olduu da sylenmitir. Fakat ayette varid olan makm- brhim den nerenin kasd edildiini bu hadis vastasyla bizzat Reslullahdan kat' olarak renmi bulunuyoruz. [751]. Nitekim mslmanlar arasnda maruf olan da, hadiste bildirilen yerdir. II. Misl:

Selman el-Farisi'den rivayete gre demitir ki: Bir -adam Reslullaha gelip esselamu aleyke (sana selam olsun) dedi. O da ve aleyke ve rahmetullah (selam ve Allahm rahmeti sana da olsun) diye karlk verdi. Sonra bir bakas geldi, es-selamu aleyke ve rahmetullah (selam ve Allahm rahmeti sana osun) dedi. Reslullah : ve aleyke ve berektulah (bunlarn, ayns, ayrca Allahm bereketi sana da olsun) dedi. Sonra bir bakas gelip es-selamu aleyke ve rahmetullahi ve berektuhu (selam, Allahm rahmeti ve bereketi sana -olsun) dedi. Reslullah ve aleyke (bunlarn ayns sana da olsun) dedi. Bunun zerine o adam: Y Re-slullah.anam babam sana feda olsun, sana falan ve falan adam gelip selam verdiler, sen de onlara, bana verdiin karlklardan daha falzasiyle mukabele ettin dedi. Reslullah da cevaben: Sen bize artk syle7 necek bir ey brakmadn ki! Allah Tel, Bir selam ile selamlandnz zaman, siz de ondan daha gzeliyle selam verin, yahut verilen selam ayniyle karlayn... buyuruyor; biz de sana aynsiyle mukabele ettik [752], Reslullah (A.S.M.) bylece *Bir selm ile selm1andnz vakit siz ondan daha gzeli ile selm aln. veya onu ayniyle karlayn... [753] ayetini ameli olarak gstermi olmaktadr. III. Misl: bn mer dedi ki: Reslullah, seferlerinden birinde havf namaz kldrd, Mslmanlarn bir ksm dman karsnda dururken, Hz. Peygamber beraberinde olan dier ksma bir rekat namaz kldrd. Sonra klanlar gittiler, bu kere tekiler geldi; onlara da 'bir rekat (yani ikinci rekat) kldrd. Sonra her iki ksm da klmadklar 'birer rekatlar kaza ettiler. Rvi, bn mer'in, Korku bundan da fazla olursa, hayvanna binmi vaziyette yahut ayakta iken ima ederek kl dediini syledi [754]. En-Nis suresinin 102, ayetinde *Sen de ilerinde bulunup onlara namaz kldrdn vakit, pnlardan bir blk seninle beraber namaza dursun ve silahlarn da yanlarna alsnlar. (Namazda olanlar) secdeye vardklarnda arkanza gesinler, bu kere namaz klmayan teki blk gelsin, seninle berabe'r namaz klsnlar... buyurularak saltu'l-havfn nasl eda edilecei bildirilmektedir. Hz. Peygamber (A.S.M.) de bu hadiste grld gibi bizzat tatbik etmek suretiyle aklamtr. Yalnz tatbiki hakknda

bulada zikr ettiimizden baka sahih rivayetler de vardr. Et-Taber'ye gre Peygamber (A.S.M.) sahih olarak nakl edilen btn bu vecihleri mmetine retmi, sonra bunlardan diledikleri ile amel etmeyi onlara mubah klmtr[755].[756] 10- Takriri Olarak Beyan Misallerine az rastlanlan bu ksmda, herhangi bir ayetin Reslullahm yannda izah edilmesine kar, onun skt etmek suretiyle, bu izah tasvib ettiine dair misaller vereceiz. I. Misl: Amr b. el-s, Ztu's-selasil gazvesinin cereyan ettii hicri 7. ylda Peygamber (A.S.M.) tarafndan gnderildii bir sefer esnasnda, souk bir gecede ykanmas iktiza edince shhatinden endie ederek ykanmam, teyemmm etmek suretiyle arkadalarna imamlk etmiti. Dnnde Reslullaha durumu anlatm, O : Arkadalarna cnb olarak m namaz kldrdn? diye sorunca Amr: Ey Allann Resul, ben ok souk bir gecede ihtilam oldum, ykandm takdirde hek olacamdan korktum ve Azz olan Allattn u kavlini hatrladm: Kendilerinizi ldrmeyin. bhe yok ri Allah sizi ok esirgeyicidir.[757]. Ben de teyemmm ettim ve arkadalarma namaz kldrdm. dedi. Reslullah gld ve bir ey sylemedi [758]. Eb Davud'un bundan sonraki 335 numaral hadisinde Amr'm bir seriyye kumandan olarak gnderildii, teyemmm deil de cnb iken namaz abdesti gibi abdeit alm olduu rivayet olunur. II. Misl: Abdullah b. Mes'd (R) yle dedi: Bir kerre Peygamberin huzuruna Yhdi limlerinden bir lim geldi ve : Y Muhammed ! yahut da: Y Eba'l-Kasm! Hi phesiz yce Allah kyamet gnnde gkleri bir parmanda, yer tabakalarn da bir parmanda, btn dalar, aalar da bir parmanda, sulan ve topraklan da bir parmanda, dier mahlklar da bir parmanda tutar. Sonra onlar hareket etdirerek: Melik ancak benim! buyurur dedi. Reslulah (A.S.M.), Y/-hd liminin syledii bu ha-

berden memnun olub onu tasdik etmek zere gld. Sonra Reslulah u yeti okudu[759] (Mrikler) Allh hak olduu vehile takdir edemediler. Halbuki kyamet gn Arz topdan onun bir kabzasidir. Gkler de onun sa eli ile drl-mdr. O, katmakda devam etdikleri ortaklardan mnezzehdir, ok ycedir. [760] Reslullah (A.S.M.)'m bu davran, yahudi bilgininin sylediklerini tasvib ettiini ve bu szlerin, kendisi tarafndan okunan ayetin tefsirine ait olduunu gsterir. [761] 11- Lgav zahlarda Bulunmas A) Dorudan Doruya Lgav zahlar: Karlatmz misallerden anlaldna gre Reslullah (A.S.M)'m Kur'n hakkndalgav cihetten aklamalarda bulunmasna, ekseriyetle suale muhatap olmas vesile tekil etmektedir. Onun aklamalar, ekseriyet itibariyle lgat ve tefsir ehlinin lgav ( izahlar tarznda deildir. Teferruata girmeden, sorann durumuna gre, en ksa yoldan mnann anlalmasn istihdaf eder. Binaenaleyh bazan kelimenin sadece mradifini syler, bazan tavsifi muhtevi tariflerde bulunur, yahut ondan maksadn ne olduunu bildirirdi. Baz hallerde kelimenin er' mnasn belirtirdi. imdi, zikr ettiimiz ksmlara dair misaller vereceiz. [762] Al- Kelimeyi Mteradifi le zah: Hz. Peygamber (.S.M.), Bylece sizi (ey Muhammed mmeti) vasat bir mmet yapmzdr.[763] ayetinde varid olan ve mteaddt mnalara gelen vasat kelimesinin, burada dil mnasna olduunu bildirmitir [764]. II. Misl: Hz. Aie Din. .(ilerin)de zerinize hibir glk de yklemedi... [765] ayetinde varid olan hara kelimesini, Peygamberimize sormu, o da: darlk olarak aklamtr[766].

III. Misl: -Tevbe edenler, ibdet edenler, ham d edenler, seyahat edenler, rk edenler...[767] ayetindeki sihnin hangi mnaya gedii sorulunca Reslullah : oru tutanlar demek olduunu syledi[768]. IV. Misl: Bu rivayete gre Resulullah (A.S.M.), Kuranda varid olan kunut kelimesi [769], her yerde taat manasna gelir demitir[770] Taat, bu kellimenin sukut eylemek, dua etmek, namazda ayakta durmak, gibi mradiflerinden biridir. Resullullah (A.S.M.) n Kurandaki baz kelimeleri mradifleri ile aklamasna dair baka misallerde vardr.[771] [772] A2- Tarif Etmek Suretiyle zah: I. Misa1: El-M'ide sresinin ikinci ayetinde ve baka ayetlerde geen birr ve ism hakknda Reslullah: Birrr ahlk gzellii, ism ise vicdann trmalayp seni huzursuz klan ve insanlarn muttali olmasn istemediin eydir[773] demitir. II. Misl: Bir ayette yle buyuruur: llaha kar gelmekten saknanlara vdedilen cennet yledir: Orada te-miz su rmaklar tad bozulmayan st irmaklan, ienlere zevk veren arap rmaklar, szme bal rmaklar vardr (Muhammed, 15). bn Eb Htim'in merf olarak rivayet ettii bir hadiste iin: sfi, bulanklk bulunmayan, hakknda davarlarn memesinden kmam olan hakknda [774] insanlarn ayaklaryla skp karmad arap hakknda arnn iinden kmam olan eklinde tavsif etmek suretiyle aklad[775] grlmektedir.

III. Misl: Ed-Deylem ve el-Asker'nin merf olarak rivayetlerine gre[776] Hz. Peygamber Kur'n, tane tane oku[777] Kur'n vazh bir tarzda oku, kt hurmann azdan savurulmas gibi savurma, iir gibi sratle okuyup gemeyin, garib ve bedi hususlarnda durrp dnn, onunla kalbleri harekete , getirin, kasdmz (abucak) srenin sonuna gelmek olmasn. demitir[778]. A3- Kelimenin er' Mnasn; Bildirmesi: I.. Misl: Reslullah (A.S.M.) Kulaklar baa dahildir. demekle, abdest ayetinde (el-M'ide 6) ykanmas' farz olarak emr edilen vech i tarif etmekte, kulaklarn yzden saylmadn belirtmektedir.[779] Bir defa sakaln rten bir adam grnce ona: A onu, zira sakal vehe (yze) dahildir. demiti[780]. II. Misl: Reslullah (A.S.M.) gybet nedir bilir misiniz? diye sorduktan sonra Allah ve Resul bilir. diye cevap verdiler. Buyurdu: Gybet, dn kardeini holanmayaca bir eyle anmandir. Bunun zerine kendisine: Ya benim sylediim ey kardeimde mevcut ise, buna ne dersin ya Reslullah denildi. Buyurdu ki: Eer senin sylediin husus onda varsa, onun gybetini yapm olursun, onda bulunmuyorsa ona iftira etmi olursun [781]. Bylece Kiminiz kiminizi gybet etmesin[782] ayetini aklamaktadr. III. Misl: Hac bilinen aylardadr. Kim o aylarda, (ihrama girerek) hacc kendisine farz klarsa, bilsin ki hacda ne refes, ne fsk ve ne de cidal olamaz... [783] ayeti hakknda Hz. Peygamber (A.S.M.)'in :

Refes : kadnlarla cins mnasebete dair fahi sz veya ima, fsk: her trl masiyet, cidal: kiinin yanndaki kimse ile olan mnakaasdr[784]. Dedii rivayet olunmaktadr. [785] A4- Kelimenin Maksudunu Bildirmesi: Cenb- Allah, Hz. brahimi insanlara imam (rehber) yaptn bildirince o, zrriyetinden de kendisi gibi imamlar yaratmasn dilemi, Allah ise: Zalimlere ahdim erimez demidi.[786] ayetinde varid olan and, nbvvet ile tefsir etmitir[787]. Bu kelimenin lgattaki birok mnalar arasnda nbvvet mnas grlmez. Fakat burada ondan nbvvetin maksd olduu belirtilmitir. II. Misl: Cenb- AUahn Hz, Musa'ya emrini nakleden ...ve onlara Allann gnlerini hatrlat...[788] ayetindeki Allann gnlerinden maksdun, Allann 'nimetleri olduunu bildirmitir[789]. Bu mnaya gelmesi hliyyet ve mahalliyyet itibariyledir [790][791]. A5- Kelimenin Geni Anlamnn Kasdedildiini Bildirmesi: I. Misl: bn Abbas- Hz. Peygamber (A.S.M.)'in, (Allah) yaratt her eyi gzel yapt ayeti hakknda yle sylediini rivayet etmitir: Amma (mesel) maymunun k gzel deildir; fakat onun yaradln muhkem klmtr.[793]. Bylece ayette varid olan nin geni mnasnn kastedildiini bildirmistir. Hz. Peygamber (A.S.MJ'in byle syledii sabit ise, muhtemelen (Bu) her ey'i muhkem, sapasalam yapan AHahm san'atdr...[794] ayetini nazar itibara almtr. II. Misl: Bu rivayetlere gre Reslullah (A.S.M., Bir zaman Musa kavmine yle demiti: Ey kavmim, Alla-hm sizin zerinizdeki ni'metini dnn ki iinizden peygamberler
[792]

gnderdi, sizi melikler yapdi (Maide, 20) ayetindeki melik kelimesinin geni mnada kullanldna dikkati ekmitir. Hz. Peygamber (A.S.M)'in yle dedii rivayet edilmitir: srail oullarnda birisinin hizmetisi, binei ve kars olunca onu melik (kral) sayarlard[795] Zeyd b. Esem, ayette geen sizi melikler yapt fkras hakknda Reslullahm yle dediini rivayet etmektedir,: Kim bir eve ve hizmetiye malik olursa, o meliktir[796]. III. Misl: Kendilerine Kitaptan nasip verilenleri grmedin mi? Cibte ve tta (batla) inanyorlar ve inkr edenler iin: bunlar iman edenlerden daha doru yoldadr diyorlar.[797] ayetinde varid olan cibte kelimesi lgatte put, khin, sihirbaz, hayrsz ve faidesiz, hasis ve kt eye[798] denir. Tark: yere izgiler izmektir; burada maksd remil ilmidir. yfe: kularla tetayyr ve tefel etmek; tiyara: kendisiyle team olunan yaramaz fal demektir, Bu mefhumlar da, cibt'e [799] ilhak edilmek suretiyle bu kelimenin delleti geniletilmektedir.[800] A6- Lgav nceliklere Temas Etmesi: Bir bedevi gelerek Ey Allahm Resul! Beni cennete gnderecek bir amele dellet et. dedi. Cevaben buyurdu ki: Veciz sz sylersem, meseleyi daha geni anlatm olurum: Neeme i'tak (zad) et veya fekk-i rakabe et (bir boyunu klelik zincirinden z). Bunun zerine bedevi: Bu ikisi ayn ey deil midir? Reslullah: *'tak- neeme: tek bana zad || etmendir, fekk-i rakabe ise: zad edilmesine yardnn-[801] Burada Reslullah (A.S.M.) birbirinin mteradifi <olan iki kelime arasndaki nans belirterek Sarp yokuun ne olduunu sen nereden bileceksin? Bir boynu (klelik zincirinden) zmek, yahut iddetli bir alk gnnde ... doyurmaktr. [802] ayetinin tam ve inceden inceye tahdid edilmi mnasn aklamtr.

II.Misl: Arbnin biri gelerek *Ya Reslallah, Allah cennette insana eza veren, inciten bir aacn olduunu zikr ediyor dedi. Nedir o? diye sorunca sidr olduunu syledi. Reslullah buyurdu ki, Allah Tel buyurmuyor mu? Allah onun dikenini [803] silmitir de her dikenin yerine bir meyve yapmtr...[804]. Sidr-i nahdd, Arabistan kiraz ta'bir olunan mehur nabk aacnn ismidir. Mahdud iki mna ile tefsir edilmitir. Birisi silinmi, tesviye edilmi, dzgn demektir. Arabistan sidri dikenli bir aa olduu iin bununla Cennet sidrinin dikensiz olduu anlatlmtr.[805]. Reslullah (A.S.M.) kelimenin bu mnasna dikkati ekmi ve bu mna zerinde temerkz eden mhim fark belirtmitir. [806] B) Dolaysiyle Olan Lgav Aklamalar: Bundan maksad, Hz. Peygamber (A.S.M.)'in Kur'-nda varid olan herhangi bir garib kelimeyi, dorudan doruya ayeti aklama mevkiinde deil de, baka. bir vesile ile ayetteki mnada kullanmasdr. Mfes-sirler baz kelimeleri aklarken Hz. Peygamber (A'.S. M.)'in bu kabil istimallerinden istifade ederler. I. Misl: Sahabeden Osman b. Maz'n vefat edince Reslullah (A.S.M.) : demiti. *Ona yakn geldi, vallahi ben onun iin hayr (kibet) mid ederim. [807]. Bir baka hadisinde, insanlarn yaay tarzlarnn en hayrlsn bildirirken: demitir. ...Namaz ikame eder, zekt verir, insanlardan yana da, hayrdan baka bir ite bulunmayarak kendisine yakn gelinceye kadar Rabbine ibadet eder durur[808].

Her iki hadiste de yakn kelimesi lm mnasna gelmektedir. Binaenaleyh Hz. Peygamber (A.S.M.V in bu mnada kullanmas Sana yakn gelinceye kadar Rabbine ibadet et[809] ayetindeki -yakn in mnasn anlamamz te'min etmektedir. II. Misl: Eb Hreyre'den: Hz. Peygamber, ashab ayr ayr halkalar halinde otururken onlarn yanma varnca : Ne o, niye byle izn (dank) oturyrsnz'?-dedi[810]. Bu hadiste izin kelimesi, halka halka, dank bir ekilde bulunmak hakknda kunanlmtr. Sadan soldan ayr ayr gruplar halinde... [811] ayetinde varid olan bu kelimenin mnas, bu hadis vas-tasiyle anlalr. III. Misl: Et-Taber Musa kavmine demiti ki Allann zerinizdeki nimetini hatirlaynt O sizi Firavun hanedanndan kurtard. Onlar, sizi ikencenin en ktsne mruz brakyorlard. Bunda Rabbinizden, size byk bir imtihan vard[812] ayetinin tefsirinde, hakknda: Mnas, brakyorlar demektir. Hayat, terk demektir. Nitekim Reslullahdan gelen haberde de byledir .Mriklerin kocalarn ldrn, kadnlarm brakn. [813]. Bu neviden baka misaller de vardr[814],[815] C) Edeb San'ati An htiva Eden Ayetleri Aklamas: Edeb san'atlar isimlendirmenin ve edeb stlahlarn, sadr-i Islmdan sonra muahhar devirlerde ortaya kt malmdur. Binaenaleyh Hz. Peygamber (A. S.M.) 'in bu snfa giren ayetleri aklamasn, belagat limlerinin izahlar ile kyas etmemelidir. Hz. Peygamber (A.S.M.), sonradan mecaz, hazf, kinaye vs. eklinde adlandrlan hususiyetleri ihtiva eden ayetlerin, sadece maksadlarnn anlalmasna medar olacak baz iradlarda bulunmutur. I. Misl:

Ad b. Hatim diyor ki: Sizin iin fecrin beyaz iplii siyah iplikten seilinceye kadar yeyin, iin..,[816] ayeti nazil olunca, biri siyah dieri beyaz olarak iki ip alp yastmn altna koydum. Bylece onlara bakp beyaz siyahtan ayrdedecek zaman gelince oruca baladm. Sabah olunca- Reslullahm huzuruna varp yaptm ii anlattm. Buyurdu ki: yleyse senin yastn ok enlidir (yani kafan kaln olduundan bundaki incelii anlayamadn). Bu ayetten maksad, sadece gndzn beyazl ve gecenin karanldr[817]. !l-Buhr ve Mslim'in ashabdan Sehl b. Sa'd'den rivayet ettikleri bir hadisten anlaldna gre, bu ayet ilk nazil olduunda minel-fecri i fecrin beyan yoktu. Sonra nazil oldu[818]. Hz. Peygamber (A.S.M.)' le temas eden mslmanlar, onun aklamasndan mu-rad edilen mnay anlyorlard. Fakat temas etmeyen bedeviler, yahut hayt m lgatte gece ve gndz mnasnda kullanlabileceini bilmeyenler, ayeti Ad b. Hatim gibi anlamlard[819] Bu ayetin ve ilgili hadislerin anlalmas hakknda ok kaviller varsa da bizim burada belirtmek istediimiz udur: Ayetteki haytdan muradn, lgatteki hakik mnann (ip) deil de mtearef mecaz olarak gece ve gndz olduudur. Bu (ayetten maksad) sadece gndzn beyazl ve gecenin karanldr. sz ile Re-slullah (A.S.M.) tarafndan beyan edilmitir. II. Misal: (Ey erkekler) Kanlarnz szin tarlanzdr; o halde tarlanza nasl dilerseniz yle varn...[820]. Hars; esasen ziraat gibi ekin ekmek demek olub ekin yeri, mezraa mnasna isim de olur ki burada bu mnayadr. Bu ta'bir ile kadnn kadnlk uzvu bir tarlaya, erkein nutfesi tohuma, doacak ocuk da bitecek haslata tebih edilerek bir istiare yaplm ve bununla Allann emrettii mevzi-i hars, izah buyurul-mutur ki mna u olur: kadnlar sizin ekinli inizdir, siz onlara insan ve mslman tohumlar ekip haslat olarak zrriyyet yetitireceksiniz. Binaenaleyh harsinize hars mnas unutulmamak ve mevzi-i harstan olmak art ile dilediiniz taraftan, herhangi bir vaz'iyette isterseniz gidiniz [821].

Ayetin mfessirler tarafndan bildirilen bu inceliklerini, nisbeti sahih ise bn Abbas'dan rivayet olunan u hadis ifade etmektedir: bn Abbas'tan, Reslullah (A.S.M.)'n (Ey erkekler), karlarnz sizin tarlanzdr... ayeti hakknda, yle dedii rivayet edilmitir: Mahsl nerede olursa tarla oraya denilir[822]. Bu hadis harsin, ancak nebatn bittii yer olduunu ifade etmektedir. Bu tebihi ihtiva etmese bile, dbr men' eden, ancak bir yolun helal olduunu bildiren birok hadis de ayn mnay istihdaf eder[823]. Peygamber (A.S.M.)'in beyannn delaletiyle buradaki tebihin hakikatine ve vech-i ebehe (benzetme cihetine) nfuz edilmese, bazlarnn anlad gibi, her trl, davrann mubah olduu neticesi karlabilirdi. III. Misl: Kur'nda ... Mescidlerde ftikfda bulunduunuz; zaman, kadnlarnza (geceleri de) yaklamayn...[824] buyuruiur. Mbaeret asimda beerenin Cderi-nin d yz) beereye dokunmas mnasna gelir[825]. Mbaeretten lgat mnasnn kasd edildiini zannederek pmenin ve el ile dokunmann da nehy edildiini syleyenler olmutur. Fakat burada mbaeretin cimdan kinaye olduunu, biz Peygamber (A.S.M) 'in fi'I snnetinden reniyoruz. ResluIIah (A.S.M.) mescidde i'tikfta olduu halde, ban mescid-den dar uzatm[826], Hz. Aie de hayzl iken ban ykayp taramtr: Hz. Aie dedi ki: Hz. Peygamber mescidde (i'ti-kfda), ben.de adetli olarak hcremde iken, ban bana yaklatrr, ben de ykayp salarn tarardm [827]. Bu mevzuda Ibn Abbas'n da yle syledii rivayet olunmutur: Mbaeret cima demektir, lkin :Alah kinaye eder. [828]. IV. Misl: O (Allah) takva ve mafiret ehlidir.[829] ayetinde icaz ve hazf vardr. Gelecek rivayetten anlalaca zere, bunu, Reslullah (A.S.M.) 'm aklamasna, ihtiya hasl olmutur.

O takva ve mafiret ehlidir. ayeti hakknda, yle dedi: Allah Tebareke ve Te der ki: Cezasndan saknlmaya layk olan Ben'im, her kim Ben'den saknrda Benimle birlikte baka ilah tanmazsa, onu afvu mafiret etmek Bana ait olur. [830]. Bu neviden baka misaller de vardr[831].[832] 12- Maksdu Tayin Etmesi: Reslullah (A.S.M.)'n Kur'n aklama tarzlardan biri de herhangi bir ayetin hey'et-i ummiyesiyle peye dellet ettiini bildirip, ondan maksdune olduunu tayin etmek eklindedir. Bu kabl aklamalarda pek tabidir ki, bazan tam lgav dellet bulunmaz. Bu nev'in misalleri de oka bulunur. I. Misl: Allah bir kulunu sevdii zaman Cebr'le der ki: *Ben flan sevdim, sen de sev. Cebr'l de gkteki-lere ayn ekilde nida eder. Sonra onun iin yer yznde de bir sevgi yerlemi olur. te Aziz ve Cell olan Allann Hakikat, man edib de iyi iyi iler yapanlar (yok mu?) ok esirgeyici Allah onlar iin bir sevgi verecektir. [833] ayeti bunu ifade eder[834]. Bu hususta baka rivayetler de vardr [835]. II. Misl: Eb Sad Hudr ile Eb Hureyre (R) den; Peygamber (A.S.M.) : (Cennette) Bir mnad: Dima shhatli kalmanz ve ebediyyen hasta olmamanz sizin hakknzdr. Dima gen kalmanz ve ebediyyen ihtiyarlamamanz sizin hakknzdr. Dima ni'metler iinde ho hl olmanz ve ebediyyen sknt ve etinlie maruz kalmamanz sizin hakknzdr! diye nida edecek-dir buyurdu, ite bu, Aziz ve Cell olan Allah'n u kavlidir[836]: Onlara: ite yapmakda devam ettiiniz (iyi iler) sayesinde miras edildiiniz cennet budur! diye nida edilecekdir.[837]. Ayn ayetin ba taraf yledir.- ...Hamd olsun Allaha ki, derler, bizi hidyetiyle buna (Cennete) ka-vudurdu. Eer Allah bize hidyet etmeseydi kendiliimizden bu-

nun yolunu bulmu olamazdk. Andolsun d. Rabbimizin peygamberleri gerei getirmilerdir. u hadis de ayetin bu ksmndan maksudun ne olduunu bildirmektedir: Eb Sad dedi ki: Reslullah yle buyurdu : Cehenneme girenlerin her biri (iman etmi olmas ha~ nde) cennette kendisine ayrlan kona grecek ve diyecek ki; Keke Allah bizi hidayet etseydi! Bylece bu (grmeleri) onlar iin hasret ve pimanlk olur. Cennete girenlerden de her biri (iman etmemi olmas halinde) cehennemde varaca yeri grp diyecek ki: Allah bizi hidayet etmemi olsayd (halimiz ne olurdu!) te bu da onlarn krleri olur[838]. Her insan iin, hem cennet hem de cehennemde birer yer hazrlanm olduunu, cennete giren m'-minlerin, oradaki cehennem ehline ait yerlere varis olacaklarn, ayetteki verasetin bu keyfiyetle ilgili olduunu, cehennemliklerin hasret ve nedametini, cennetliklerin ise krnn ayetteki gibi olacan bu hadis bildirmektedir. III. Misl: Cenb- Allah, hakik m'minlerin baz vasflarn raladktan sonra: ...Yanlar yataklarndan uzaklar, korkarak ve umarak Rablerine dua ederler ve kendilerine verdiimiz rzktan (hayr iinde) harcarlar[839] buyurur. Burada geen yanlan yataklarndan uzaklar cmlesinden, teheccd namaznn mu-rad olduunu, u hadisler aklamaktadr: ayet bunu Peygamber (A.S.M.)Jimiz bildirmemi olsayd, lgav bilgilerle karamazdk. Muaz b. Cebel, Allah Tel'nn Yanlar yataklarndan uzaklar kavli hakknda Resiullahm yle dediini rivayet eder: Bu, kulun geceleyin namaza kalkmasdr[840]. Muaz b, Cebel'den: Sonra Reslullah buyurdu ki. Hayr kaplarn sana bildireyim mi? Oru.- kalkandr, sadaka: gnah sndrr. (Bu kaplardan biri de) kiinin ge-

cenin ortasnda kalkp namaza durmasdr. Mteakiben bu ayeti sonuna kadar okudu.[841]. IV. Misl: Onlar sabah akam atee arzoltmurlar... [842] ayetinden maksudun ne olduunu u hadis tayin etmektedir : Sizden biriniz lnce, sabah akam (ukbadaki) yeri kendisine gsterilir; Cennet ehlinden ise cennetten, cehennem ehlinden ise cehennemden (yeri gsterilir), kyamet gn Allah kendisini driltinceye ikadar bylece devam eder [843]. Bylece bu ayetten, mstahak olanlar iin kabir azabnn, sabit olduunu Reslullah bildirmi olmaktadr[844]. 13- Tavsif Ederek Aklamas Reslullah (A.S.M)'n Kur'n aklama tarzlarndan biri de, onda zikr edilen bir mevzuun, birtakm vasflarn belirtmek suretiyle, insanlarn, akllarna ve kalblerine daha iyi yerletirmek gayesine racidir. Tavsif etmesi terb, terhib, er' bir meseleyi aklama, vlen veya zemmedilen ahs veya durumlarn evsafn belirtme vs. iin olur. I. Misl: Eb Hreyre ...te o kfredenler (yokmu? onlar iin ateden elbiseler biilmidr. Balarnn zerine de kaynar su dklecekdir onlarn. Bununla karnlarnn iinde ne varsa hepsi ve derileri eritil ecekdir.[845] ayetini okuyarak buna dair ResJullahdan u .sz iittiini syler: Kaynar su balarnn zerinden dklr, beyinlerinden geer, t karnlarna varr, ilerindeki barsaklara gvdelerinden syrarak ayaklarndan kar (yahut ayaklarm darma dank eder). te (Allah Telnn zikr ettii) eritme budur. Sonra bu ameliye tekrarlanr (durur).[846].

Grld gibi bu hadis terhb gayesine matuf olarak, ayette zikr olunan eritmenin dehetim tafsil ye -tavsif etmektedir. II. Misl: Eb Sad el-Hudr, Ate yzlerine vurub yakacak, =orada onlar, dileri sntb kalacaklardr. (269) ayeti hakknda Reslullahm yle dediini bildirir: Ate onu bryan eder de, st duda bann ortasna ular, alt duda ise sarkar, nerdeyse gbeine varr.[847] III. Misl: mm Seleme, kendisi ile Reslulah arasnda yle bir konuma getiini bildirir. Ya Reslulah, Allah Tel'mn hrun. yn sz ne demektir, (anjatr nusn? Hr beyaz, yn ceylan gzl demektir. Onlar, pembe be^az tenlidirler, beyazlklar nesr (kerkenes) kuunun kanatlarnn beyazl gibidir. 'Allah Tel'nn Onlar sakl inciler gibidirler (el-Vak'a, 23) kavlini anlatr msn? Onlarn saffeti, sadeflerin iinde el denmemi, gn grmemi incilerinki gibidir. O cennetlerde* iyi ve gzel kadnlar vardr-szn anlatr msm? Reslulah : iyi huylu, gzel yzl demektir. mm Seleme: Allah Tel'nm *akl yumurta gibi bembeyaz eler* (Es-Saffat, 49) sznn ne demek olduunu.anlatr msn? Reslulah: Onlarn tenlerinin naziklii, yumurtann kabuuna bitiik olan zarn incelii gibidir. mm Seleme; Ya Reslulah, Allah Tel'nm Hep yat sevimli kadnlar sz ne demektir?.

Onlar, dnyada ihtiyarlktan . gzleri sulanp apaklanm, saclarnn ak karasna karm olarak rhlar kab, edilen ve fakat Allah Tel'nm ahirette gen, bakire, sevilen, kocasn seven kadnlar halinde yeniden yaratt etrben, yani ayn yata olan kadnlardr[848]. Bu hadiste cennet nimetlerinin bazlarna ait, tergb gayesine ynelen birtakm tavsifler yer almaktadr. IV. Misl: Abdullah, b. Mes'ud'dan rivayet edilmitir: Allah, kime doru yolu gsterir, imana muvaffak ederse, onun gsn slama aar...[849] ayeti nazil olun-pa Reslullah buyurdu ki: Nur kalbe girince geniler ve alr. Sordular: Bu hlin (darda) almeti var mdr? Reslullah : Ebediyyet yurduna ynelmek, aldanma diyarndan uzaklamak, lm gelmeden nce lme hazrlanmaktr [850]. Bu nevin baka misalleri de vardr[851][852]. 14- Temsillerle Aklamas Meseller Kur'-n- Kermde mhim bir yer igal eder. El-Beyhak'n rivayet ettii merf bir hadiste mesellerin, Kur'nn be vechinden biri olduu ve on-lardan ibret alnmasnn lzumu hatrlatlr [853]. Tezkr, tevik, zecr, ibret, takrir, mnalar akla yaklatrma, mcerret mnalar hissedilir bir hale getirme, mesellerin faideleri cmlesindendir. Bu gibi hikmetlere binaen Cenb- Hak Kitabnda birok mesel rd' etmi, Keslullah (A.S.M.)'m beyannda da mesel nemli bir yer tutmutur. imdi Hz. Peygamber (A.S.M)'in temsil yolu ile baz ayetleri aklamasna misaller vereceiz, . I. Misl: Cabir b. Abdullah anlatyor: Bir gn Reslullah yanmza gelip yle dedi: Ryamda grdm ki Cebrail ba ucumda, Mikil ayaklarmn yannda durup biri brne diyor ki: u zat hakknda bir mesel ird et. Bunun zerine yle dedi: Kulan iitsin kalbin de iyice anlasn ki, seninle mmetinin durumu una benzer: Bir hkmdar, bir mlk edinir, sonra da orada bir mesken bina ettirir, daha sonra da orada bir zi-

yafet tertib eder. Mteakiben bir eli gndererek ahaliyi ziyafete davet eder. Onlardan bir ksm elinin davetine icabet, bir ksm ise onu terkeder. te Allah Te-l: o hkmdar, mlk: slam, mesken cennet ve sen de, ey Muhammed: elisin. Senin tebliine kulak veren, slama girer; slama giren de cennete girer;, cennete giren de oradaki nimetlerden istifade eder[854] Bu mesel ile Allah selm evine (cennete) arr ve O, kimi dilerse onu doru yola iletir? [855]ayeti aklanm olmaktadr. II. Misl: bn Mes'd dedi ki: Reslullah eliyle bir izgi izdi, sonra: te bu Allahm dosdoru yoludur. dedi. Arkasndan o izginin sandan ve solundan birtakm izgiler daha izdi ve dedi ki: Bunlar da dank ve aykr yollardr. Bunlardan hibir yol yoktur ki, zerinde oraya aran bir eytan bulunmasn. Sonra da u ayeti okudu: bhesiz ki (emretdiim) bu (yol) benim dosdoru yol umdur. O halde ona uyun. (Baka aykr) yollara tbi' olmayn. Sonra sizi Onun (Alla-hin) yolundan ayrr...[857]. Ayn mnay anlatmak iin Reslullah tarafndan rad olunan bir baka temsil de yledir: Nevvas b. Sem'n naklediyor: Reslullah buyurdu M: Allah, srat- mstakim hakknda yle bir temsil rad buyurdu: Dosdoru bir yol ve bu yolun iki tarafnda iki duvar, duvarlarda ise ak olan mteaddit kaplar var; kaplar da sarktlm rtlerle rtlm. Bu yolun giriinde bir teblici bulunup diyor ki: Ey ahali, geliniz ve hepiniz bu doru yola giriniz, dal-maynz. Ayn .ekilde seslenen bir baka teblici de yolun stnde bulunmaktadr ki, insan o kaplardan herhangi birini amak ister istemez: Eyvahl Ne yapyorsun! Sakin ama, zira aarsan girersin der.
[856]

te o doru yol: slamdr. (Yolun iki tarafndaki) iki duvar: Allahn hududardr. Yola bakan (ak ve fakat perdeli) kaplar: Allahn haramlardr. Yolun bandaki teblici: Allahn Kitab, yolun stndeki teblici ise: Her mslman kiinin kalbindeki Allahn vaizidir[858]. III. Misl: bn mer, Hz. Peygamber (A.S.M)'in .yle dediini rivayet etmektedir: Sizden nceki mmetlerin mr mddetleri ile, sizin mr mddetinizin durumu, ikindi namaz ile akam namaz arasndaki mddet gibidir. Sizinle ya-hudi ve hristiyanlarn durumu da una benzer: Bir zat birtakm iiler tutar ve onlara der ki: Kim benim iimde gnn yarsna kadar bir krata almak ister? Yahudiler kabul edip altlar. Sonra o zat derki : Kim benim iimde gnn ortasndan ikindiye kadar almak ister? Hristiyanlar kabul edip altlar. te imdi de siz, ikindiden akama kadar ilci krata-alyorsunuz. (Durum byle olunca) onlar (itiraz edip) dediler ki: Niin biz daha ok altmz halde daha az cret alyoruz? O zat cevaben dedi ki: Size zulmedip' hakknzdan noksan verdim mi? Onlar: Hayr (noksan vermedin) deyince o zat: te bu benim ltfumdur ki dilediime veririm dedi[859]. Eb Musa el-E'arf nin rivayet ettii bir baka temsil de yledir: Mslmanlarla, yahudi ve hristiyanlarn meseli, u adamn durumuna benzer ki, o kendisine muayyen bir i yapmalar iin birtakm kimseleri, geceye kadar, belli bir cret karlnda ii olarak tutar. O adamlar gn ortasna kadar alrlar sonra derler ki: Bizim art kotuun cretine ihtiyacmz yok, bouna altk. sahibi adam onlara: Byle yapmayn, iinizin kalan ksmn tamamlayn, cretinizi tam olarak aln. dediyse de, onlar kabul etmediler ve ii braktlar. Onlardan sonra bakalarn tuttu ve dedi ki: "Gnn kalan ksmn tamamlayn, onlara tdaha ncekilere) art kotuum creti size vereceim. Onlar da altlar, ikindi vakti girip de ikindi namazn klnca dediler ki: altmz bouna, bu i iin bize verecein cret de sana olsun.

Bunun zerine i sahibi adam: Kalan iinizi tamamlayn, gnn bitmesine ok az bir ey kald. dediyse de imtina ettiler. Mteakiben gnn kalan ksmn ikml etmek, gne ba-tncaya kadar almak zere bakalarn tuttu. Onlar da her iki takmn yapt ii tamamladlar (cretlerini aldlar), ite mslmanlarn kabul ettikleri (mazhar olduklar) nur yznden durumlar, bu temsildeki gibidir[860]. Bu temsillerle Hz. Peygamber (A.S.M.) u ayeti aklam olmaktadr -. Ehli Kitap bilsinler ki, Allann mlknden hibir ey zerinde mlkiyet ve tasarruflar yoktur ve ltuf Allahn elindedir, onu dilediine verir. Allah byk ltuf sahibidir.[861]. Bundan bir nceki ayet de, Ehl-i Kitab son peygambere man etmeye armakta, byle yaptklar takdirde, Allann rahmetinden iki kat nasibe mazhar olacaklarn bildirmektedir. Reslullah (A.S.M.) rad ettii temsil ile, onlarn bu kabl davetlere kulak vermediklerini de anlatmak istemitir. Keza bu mmetin Allahn fazl ve keremiyle, kolay ve msamahakr bir eriata tabi olmalarndan dolay, az amel ile ok mkfata nail olacaklarn aklamtr[862]. Peygamberimizin ayetleri temsillerle aklamasnn baka misalleri de vardr.[863] [864] 15- Tasvir Ederek Aklamas Kur'n- Kermde netice ve hlasas, hkm halinde bildirilen baz hakikatlerin, akllara ve kalble-re adamakll nak edilmesi gayesiyle, o hakikatlerle alakal olarak cereyan edecek hadiseler, Reshllah (A.S.M.) tarafndan tasvir edilir, onlara dair teferruat verilir. Tasvirler ok canldr, hareketle doludur. yleki bunlar dinleyen, deta anlatlan hadiseleri grp yaadn zanneder. Bu kabil tasvirler oktur ve Kur'n tefsiri bakmndan ehemmiyetlidir. Bir ok ayetlerin tefsirini laykyla anlamak bunlar sayesinde mmkn olur. I. Misl: Eb Said el-Hudr diyor ki: Reslullah yle buyurdu[865]:

Kyamet gn (cennet ehli, cennete; cehennemlikler de cehenneme ayrldkdan sonra) lm, akl karal alaca bir koyun suretinde olarak getirilir. (Eb Kureyb unu ziyade etti: Cennet ile cehennem arasnda durdurulur) Mteakiben: Ey cennet ahalsi! Sizler bunu tanyor musunuz? denilir. Cennetlikler hemen boyunlarn uzadp balarn ona doru kaldrrlar ve ona (o koyuna) bakarlar. Ve cennet ahlisi: Evet, tanyoruz, bu lmdr derler. Sonra: Ey cehennem ahlisi! Sizler bunu tanyor musunuz? diye sorulur. Onlar da balarn kaldrarak bakarlar ve: Evet .tanyoruz, bu lmdr derler. Bunu ta'kben koyun suretindeki lmn (cennetle cehennem arasnda) kesilmesi emrolunur ve derhal boazlanr. Bundan sonra : Ey cennet halk! Cennetde ebed yayacaksmz, artk lm yoktur. Ve ey cehennem halk! Sizler de kararaghmzda ebedsiniz, artk lm yokdur denilir. Bundan sonra Reslullah u ayeti okudu: Sen onlar ilh emrin yerini bulduu vakit ile, hasret (ve nedamet) gn ile korkut. Onlar hl gaflet iindedirler, onlar hl iymn etmiyorlar... [866]. Reslullah (A. S.M.) bu ayeti okurken. eliyle dnyaya iaret etmi-dir[867]. Bylece, bu yette bildirilen ilah enirin yerini bulaca byk nedamet gn, nisb mcerretliinden karlarak mahhaslatmlmakta ve muhataplarn muhayyilelerinde her zaman asl duran canl bir tablo haline getirilmek suretiyle, kolay kolay unutulama-yacak bir muhteva iine yerletirilmektedir. Reslullah (A.S.M.)'n eliyle iaretinden de, ayette iaret olunan gaflet diyarnn, dnya olduu anlalmaktadr. II. Misl: Safvn b. Mihrez yle dedi: Kbede Abdullah b. mer ile beraberdik. O tavaf ederken, bir adam yanna gelerek: Ey bn mer, Reslullah'm necva hakknda ne sylediini iittin? diye sordu. O dedi ki: Reslullahn yle dediini iittim: Kyamet gnnde m'min "Rabbine yaklar. Hatta Allah onun zerine efekat kanadn koyar da (gizlice) ona btn gnhlarn takrir edip syler. Rabbi kuluna: Sen u gnh tanyor musun? der. Kul; Tanyorum, y Rabbi! diye cevap verir. Bu iki defa tekrarlanr. Bu skntl hl Allahn diledii bir hadde ulatktan sonra, Cenb- Hak buyurur ki: (Ey kulum!) Ben senin aleyhindeki bu gnhlar dnyada iken halkdan gizledim. Bu gn de senin lehine bunlar mafiret ediyorum. Arkasndan ona hasenatnn

sa-hifesi (veya kitab) sa eline verilir. Kfirlere ve mnafklara gelince, onlar birok ahidin gzleri nnde te bunlar Rablerine kar yalan syleyenlerdir. Haberiniz olsun ki Allann la'neti zalimlerin tepesinde-dir. diye nida olunup ilan edilirler.[868]. Hz. Peygamber bu hadsiyle, bir sahnesi u ayette bildirilen bir hadiseyi tasvir etmitir: ... Onlar Rab-lerine arzedilecekler,- ahidler de te bunlar Rableri-ne kar yalan syleyenlerdir diyecek. Haberiniz olsun ki Allann la'neti zalimlerin tepesindedir.[869] III. Misl: Eb Hureyre'den rivayete gre Reslullah (A.S. M.) yle, buyurdu: lnn yanna melekler gelirler. Eer iyi bir kimse ise derler ki: ,k, ey temiz bedendeki temiz.ruh! glm, beenilmi olarak k! Rahatlk ve holuk,.' etmeyecek olan Rabbine kavumak mjdesiyle sevin!> Bunu syleyip sonra onu ge doru ykseltirler." Ge knca, riun iin kapnn almasn isterler. Kimdir o? diye sorulur. Getiren melekler: Falancadr diye cevap verirler. Semadakiler de : Temiz bedende olan temiz ruh, merhaba! lm ve beenilmi olarak gir! Rahatlk ve holukla, gazab etmeyecek olan Rabbine kavumak mjdesiyle sevin! Allah Telann olduu semaya ykselinceye kadar, bu sz. kendisine tekrarlanr. Fakat len kt bir kimse ise, melek ona der ki : k, ey kt bedendeki kt ruhi Knanm olarak k! Kaynar su ve irine ve bunlara benzer daha baka azaplara (Sad, 58) kavumakla sevin! Byle demeleri zerine ruh kar, sonra ge ykseltilip kapnn almas istenir. Kimdir o? diye sorulur. Falancadr diye cevap verilir. Semadakiler: Merhaba olmasn sana ey kt bedendeki kt ruh! Knanm olarak dn! Zira gk "kaplar sana admayacaktr derler. Bunun zerine gkle yer arasnda salverilir, nihayet kabre der [870] ElBer diyor ki -. Reslullah, kfirin ruhunun kab-.zedilip ge ykseltiliini anlatrken buyurdu ki:

Onu karrken, uradklar her melaike meclisinde yle derler: Bu kt ruh nedir? Dnyada iken4-kendisine taklan en kt lakab syleyerek: Falancadr derler. Nihayet onu ge karp kapsnn almasn isterler. Fakat gk kaplan onlara almaz. .Sonra da Reslullah u ayeti okudu : Bizim ayetlerimizi yalanlayan ve onlara inanmaya tenezzl etmeyenler var ya, ite onlara gk kaplar almayacak ve deve ine deliinden gemedike onlar cennete giremeyeceklerdir! te sulular byle cezalandrrz (A'rf, 40). [871] Bu son hadisten de aka anlald zere Hz. Peygamber (A.S.M.), tasvirli izahnn sonunda okuduu ayeti, mahhas bir tafsilatla tefsir etmektedir. Zikr ettiimiz misallerden anlalaca zere, Kur-nda mcmel olan baz ayetler, Reslullah (A.S.M.) tarafndan yaplan bu kabil tasvirlerle beyan edilmekte, onlardan muradn ne olduu bildirilmektedir. Byle tasvirlere oka rastlanmaktadr.[872] [873] 16- Ayetlerle stidlal Etmek Suretiyle Aklamas Baz hallerde Hz. Peygamber (A.S.M.), syledii herhangi bir sze yahut belirttii bir hkme, bir ayetle istidlal ettiini tasrih ederdi. Bu tasrih ekseriyetle ilgili ayeti hadisin sonunda okumas tarznda olur. Bazan ayetin nzuln mteakip, ondan kard neticeyi bildirir, yahut bir hads rad ettikten sonra nk Allah yle buyuruyor... eklinde belirtir, Bazan ayeti herhangi bir ekilde aynen zikr etmez, fakat onun mnasn ifade ettikten sonra, bu mnaya dayanarak bir netice karr. Bu kab istidllleriyle umumi bir kaide ortaya koyar, ayetteki ince bir nkteyi biidirir veyahut cidd bir tefekkr neticesinde malm olacak bir hususa dikkati ekerdi. Bylece sz. konusu ayetin ihtiva ettii birtakm mnalar beyan etmi olurdu. I Misl: Reslullah (A.S.M.) : Dua ibadetin ta kendisidir[874] dedikten sonra Rabbiniz (yle) buyurdu *Bana dua edin. Size icabet edeyim. nk bana ibdetden byklk tastaytib uzaklaanllar hor ve hakir olarak cehenneme gireceklerdir. [875] ayetini okumakla, mezkr hkm bu ayetten kardn belirtmektedir. nk nce tahsisen

dua emre dilmekte, sonra da erar olunan ibadetten tekebbr edenlerin duar olacaklar azab bildirilmektedir. Bundan duann ibadetin z olduu anlalmaktadr. II. Misal: Bir kimsenin mescide devam itiyadnda bulunduunu grdnz m onun manna ahid olun. nk 'Allah buyurmutur ki[876] ; Allahm mescldlerini ancak Allah a ve ahiret gnne man eden, namaz dosdoru klan, zekt veren, ve Allahdan bakasndan korkmayan kimseler 'mareder (enlendirir). te doru yola ermilerden olmalar umulanlar bunlardr.[877] III. Misl Nasr sresinin indirilmesinden Hz. Peygamber (A1.. S.MJ ecelinin yaklatn karmt. Zira fethin myesser olmasndan ve dinin kemale ermesinden risa-let vazifesinin tamamland anlald gibi, istifarn emrolunmasndan da ahirete irtihalinin yaklat karlrd. Nitekim nfuz-u nazar sahibi bir ksm sahabe de bunu sezmilerdi. Beslullah (A.S.M.)n mezkr hadisinde ise bu netice yle tasrih ediliyor: Sanki bu sene (yani bu srede bildirilenlerin tahakkuk ettii sene) vefat edeceime dair bana haber veriliyor[878] IV. Misl: Hibir nefs zulm ile ldrlmez ki onun kantmn gnhndan dem (atann) birinci olu (Kabil nisabna) muhakkak bir pay ayrlm olmasn. nk dem'in o olu, ldrme cinayetini det edenlerin birincisi olmudu.[879] Bu kaide u ayetten karld intiban vermekte ve ayeti aklamaktadr: ... Kim bir can, bir can mukabilinde veya yer yznde bir fesad karmak-dan dolay olmayarak ldrrse btn insanlar ldrm gibi olur. Kim de onu kurtarrsa btn insanlar diriltmi gibi olur....[880] nk bigayri haklan birini kati eden. katil, umu-miyyet. zere hakk hayat tanmam, kanlarn hrmetini, nefislerin ismetini hetketmi, katli nefse yol am, sair-

lerine de cr'et vermi olur (...) Ma'lumdur ki herhangi bir tebih, mebbeh ile mebbehnbi-hiz her cihette ve cemi'i ahkmda msavi olmalarn iktiza etmez. Binaenaleyh bundan umuma mteallik olan katil veya ihyann bir kiiye mteallik katl- ihyadan hi bir vehile fark yoktur demek anlalmamaldr....[881] te Reslullah (A.S.M.) bir taraftan ayetten byle bir hkm karrken, dier taraftan ayetin zahiri zere anlalmamasn temin etmek'gayesiyle, bahis Jkonusu mes'uliyetin bir pay ayrlmak eklinde olacan bildirmektedir. Reslullah (A.S.M.) yle buyurdu: Herkim iyi bir det koyar da ona uyulursa, o kimseye kendi se-vabiyle beraber, kendisine tabi olanlarn da sevabnn bir misli verilir; onlarn ecirlerinden de hibir ey nok-sanlatrlmaz. Herkim de kt bir det karr da ona uyulursa, kendi gnahyla beraber kendisine tabi olanlarn da gnahnn bir mislini yklenir; onlarn gnahlarndan da hibir ey noksanlatnlmaz. [882] hadisi de bu kabildendir. nk onlar kyamet gnnde kendilerinin gnh yklerini kamilen tadk-dan baka sapdrdklan bilgisiz kimselerin veballerinden bir kjsmm da ykleneceklerdir...[883] ayeti de mezkr hadisi te'yid etmektedir. V. Misl: bn Abbas'tan rivayete gre Reslullah dedi ki:[884] itmek, gzle grmek gibi deildir; Allah, buza mevzuunda kavminin ne yaptn Musa'ya bildirdiinde elindeki levhalar brakmamt, vakta ki ne yaptklarn gzleriyle grd, o zaman levhalar brakt. Hz. Ms Tr'da iken Cenb- Hak ona Biz senden sonra kavmini imtihana ekdik. Sainiriy onlar saprd.[885] diye onlarn yaptklarn bildirmiti. Bunun zerine Ms, kavmine fkeli, kederli dnd zaman dedi ki: Size brakdim u makammda arkamdan ne kt iler yapmsnz! Kabbinizin emrini (beklemeyib) acele etdiniz ha! (Tevrat) levhalar (n) brakverib kardeinin bandan tutdu, onu kendine doru ekiyordu...[886] Grld gibi Resullah (A.S.M.) : itmek, gzle grmek gibi deildir kanaatine, mezkr Kurrn metni Ue istidlal ettiini aka bildirmektedir. Onun bu kabil istidlallerinin, baka misalleri de vardr.[887] [888]

17- Muhatabn Durumuna Gre Aklamas ResluIIah (A.S.M.) muhataplarnn akl seviyelerine gre, onlarn anlayacaklar ekilde konuurdu. Beyanlarnda karsndakinin haleti rhiyesini nazan itibara alr, iradn gerektirdii en uygun tavr ve ifadeyi kullanrd. Mcerret hakikatleri mahhas hle getirir, gayb ve uhrev hadise, nimet, azab vb. hususlar, insanlara alp grdkleri, me'lflan. olan durumlarla fehme yaklatrmaya alrd. nk risaletin hedefi, her seviyeden fertleri ihtiva eden umum beeriyeti irad etmektir, sadece muayyen ve yksek bir kltr seviyesine hitab etmek deildir. Binaenaleyh Peygamber (A.S.M.)'in aklamalarnda, bu esas noktay gzden uzak tutmamak gerektir. I. Misl: Cennet hakknda bilgi edinmek isteyen bir bedevi ile Resullah (A.S.M.) arasnda yle bir muhavere getii rivayet olunmaktadr: Bedevi: Orada meyve bulunur mu? Evet, bulunur. Orada Tuba denilen bir aa da vardr. Dnyamzdaki hangi aaca benzer? Senin arzmdaki aalardan hi birine benzemez. Sonra Hz. Peygamber dedi ti: am'a gittin mi? Hayr. Peygamber: am'da cavza (ceviz veya bir nevi zm) denilen bir aaca benzer ki, bir gvde zerinde ykselir, st ksm ise alabildiine yaylr. Kknn (kaidesinin) genilii ne kadardr? Senin henz bym gen deven yola dse, ihtiyarlndan boyun kemii knhncaya kadar (do-lansa yine de) onun kaidesini ihata edemezdi. Onda zm olur mu?

Evet. Salkmnn bykl ne kadardr? Yorulmak bilmez alaca, kargann gidiiyle bir aylk mesafe kadardr. Tanesinin bykl ne kadardr? Baban, srsnden hi byke bir teke kesmi midir? Evet. Peki, derisini yzp de anana vererek; Al da bunu bize kova yapver. demi midir? Evet. Sonra bedevi dedi ki: u halde o cennet beni de ailemi de doyurur. Reslullah -. Evet, airetini-de (doyurur)! dedi,[889] Bu muhavere, Kur'm (hibir zaman) kesil(ib tkenmeyen, yasak da edilmeyen birok (cinsde meyve der) arasnda[890] ayetlerinin, bir arap bedevisine Reslullah (A.S.M.) tarafndan, onun alkn olduu eylerle izahn ortaya koymaktadr. II. Misl: Hz. Peygamber Ey, insanlar! Rabbinzden korkun* nk kyamet saatinin zelzelesi cidden korkun bir eydir. Onu grdnz gn, her emziren kadn emzirdiinden geer, her gebe ykn brakr? insanlar sarho grrsn, oysa sarho deillerdir, ama Allahin azab iddetlidir.[891] ayetindeki gnn,[892] kyamette bin kiiden dokuz yz doksan dokuzunun cehenneme gnderilecei gn olduunu bildirince, bu muhataplara ok ar geldi.[893] Mteakiben Ya Reslullah, bu (binde bir) kii hangimizdir? diye sordular. (et-Tirmiz, et-Taber vs.'nin mrn b. Hu-sayn'den rivayetlerinde:[894] Oradakiler ylesine umutsuzlua kapldlar k, glmseme alameti olarak hibir di grnmez oldu. Reslullah ashabnn, iine dt hali grnce:)

*Size mjdeler olsun! 'Muhakkak gizden bir kiiye mukabil Ye'cc ve Me'cc'den bin kii (cehenneme gnderilecektir) diye cevap verdi. Grlyor ki Reslullah (A.S.M.) terhb gayesiy-Je anlatt vaziyetin muhataplar zerinde, onlar ye'-se drecek derecede, fazlasiyle tesir ettiini mahede edince, derhal midlendirme cihetini de gstermitir. Kur'nda da tergb ve mitlendirineye, terhb ve endielendirme mukarin olur.[895] Bylece slam-da matlub olan, kulun korku ile mid arasnda bulunmas temin edilir. III. Misl: Sr'un ne olduunu soran br bedeviye *Sr, iine flenen bir boynuzdur. demitir. Fakat sayhasiyle btn canllar drp ldrecek olan srun, sadece basit bir boynuz zannedilmesi dncesini izale etmek iin bir baka zaman demiti ki:
[896]

Btn Mina ahalisi toplansa bu boynuzu kaldramazlar..[897] Maksad srun azametini anlatmaktr, yoksa onun hakikatini ve mahiyetini bildirmek deildir. Byle tebihler olmasa, birok insan bir boynuzun, ayetlerde bildirilen[898] neticeyi temin edeceini dnmeye yol bulamaz. Bu kabil mikyaslar, uhrev mevzularda birer tefekkr mirsad olmaktadr. IV. Misl: *Seni diledii herhangi bir sretde terkb edendir. (nfitar, 8) ayetinin tefsirinde et-Taber u haberi nakl etmektedir: Eb Rebh el-Lahmi'den rivayete gre, Hz. Peygamber ona: *Ne evladn oldu? diye sormu, oda: Ya Reslullah! Ne evladm olabilir; ya olan ya kz demiti. Reslullah yine sordu: *Kime benziyor?* O cevaben: Y Reslellah! kime benzeyebilir,' ya babasna ya anasna dedi. O vakit Peygamber yle buyurdu -. yle deme, nutfe rahimde istikrar edince Allah Tel onunla dem arasndaki her nesebi ihzar eder, Allahn Kitabnda u ayeti okumadn m? : Seni diledii herhangi bir sretde terkb edendir O. Terkb etti: slk ettirdi, o surete koydu demektir.. [899]

bn Kesr bu haberi et-Taberf'den nakl ve ayrca bn Eb Hatim ile et-Tabern'ye de nisbet ettikten sonra, her nn de isnadnda bulunan Mutahhar b. elHeysem'in metrku'l-hadis saylmas sebebiyle, isnadnn sabit olmadn syler ve devamla der ki: Fakat Sahihn'da Eb Hreyre'den u hadis rivayet olunmutur: Eb Hreyre, bir adamla Reslullah (A.S.M) arasnda geen yle bir muhavereyi nakl eder; Adam (phe ve telala) sorar. Ya Reslellah! Karm siyah bir olan dourdu! Senin develerin var m? Evet, var. O develerin renkleri nasldr? Krmzdr. Bunlarn iinde beyaz siyaha alar boz deve var mdr? Evet, develerim iinde boz renkli deve vardr. Peki, o boz renk develer nereden geldi? Soyunun bir damarna ekmi olmas gerek. te olun da, eski bir soy kkne ekmi olabilir..[900] Buradan anlaldna gre; bir nutfe dem'den beri atalarndan intikal edegelen neseblerin hususiy-yetlerinin her birini ihtiva edebilir ... tabi' ve irs demek olan bu atavizm hususunda dahi faili m'essir, tabiat deil, Allah Tel'nm meiyyetidir. nk ana. baba gibi yakn atalarn hususiyyetlerine t dem'e kadar varan uzak atalardan birinin hususiyyeti galebe ettirilmesi, o muhtelif tabi'atler ve suretler zerinde Allah Tel'nm meiyyet ve irdesi hkim olduunu gsterir. Demek ki iyi veya kt olarak tabi' ve irsi kymetler yok deildir. Onlar da mlhaza olunmaldr. Lkin hkm onlarda deil mcerred Allah Te-l'mn meiyyetinde olduu bilinmeli ve ona ykselmee almaldr..[901]

Reslullah (A.S.M.) ayetin ihtiva ettii bu srr, istimal ettii bu hadiseye tatbik etmi, bunu muhatabnn seviyesine gre ve me'lfu olan vaziyetlere nazar dikkatini ekerek aklamtr. [902] Netice Beeriyet iin hidayet kayna olan ilh Kitab, insanlara elleriyle tutacaklar ktlar halinde gkten indirmeyip, vahiy yolu ile gndermeyi dileyen hikmet, vahye mazhar olan zata, onu sadece tebli deil, ayn zamanda tebyin etme vazifesini de vermitir. Aklama ihtiyac, en azndan eitim ve retim hayatnn, kitaplar kadar, reticilere de olan ihtiyac derecesindedir. Her bakmdan seviyeleri ne olursa olsun, Kurnn ilk muhataplarnn, ileri gelenleri bile, Kur'nla amel etmek ve onu iyice anlamak hususunda Peygamber (A.S.M.)'in tefsirlerine ihtiya duyuyorlard. Hz. Peygamber (A.S.M.) eitli seviye farkllklar gsteren muhataplarna Kur'n aklama durumunda idi. Aklamas bizzat veya bilvasta olurdu. Onun retmesi programl bir takrir tarznda deildi. Aklanmaya kat' olarak muhta olan, bilhassa amel ahkma dair ayetleri, szleri ve fiilleriyle kendiliinden beyan ettii gibi; sorulma, mlmanlarn anlay ve davranlarn deerlendirme, herhangi'bir vesile ile ayeti okuma vb. neticesinde de aklard. Sual, onun tefsirinin mhim kaynaklarndan biridir. Hsnniyete mukarin olmayan ve neticesinde kayda deer bir faide terettp etmeyen yersiz suallerden memnun kalmasa da, yneltilen sualleri ekseriya cevaplandrdn gryoruz. Binaenaleyh sormay nehy eden baz naslarm zahirine bakarak, bunlarn mutlak bir nehiy ifade ettii sanlmamaldr. Peygamberimiz .irtihal edinceye kadar sahabenin kendisine sadece on iki veya on meseleyi sormu olduklar hakknda bn Abbas'a nisbet edilen hkmn te'vile muhta olduu kanaatindeyiz. Zira suallerin bu miktardan ok fazla olduunu ve cevapsz kalmadn tesbit etmi bulunuyoruz. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in aklamas umumu tahsis, mcmeli beyan, mbhemi tayin, mkili tavizin etmek, kelimelerin lgav delletlerinin genilii-j gstermek suretiyle islm mnalarn bildirmek, maksdun tayini iin baz lgav izahlarda bu-

lum m ak, yet metnine ksa aklayc ilaveler yapmak suretlerinde olurdu. nsanlar irad, terb ve terhb gayesiyle ahlk, gayb ve uhrev hayata ait birok ayetleri de tefsir etmitir. Temsil yolunu kullanarak ve Kurnda mcmel braklm kssalar hakknda tafsilat vererek akladna da oka rastlanr. Reslullah (A. ~ S.M.)'n tefsirlerinin hi denecek kadar az deil, azm-anmayacak kadar ok olduunu grm bulunuyoruz. Bununla beraber Kur'nm hemen hemen tamam-th tefsir ettii iddiasn kabule yanamyoruz. Her nevi tezahrnde Reslullah (A.S.M.)'m tefsirinin gayesi, sadece ayetlerin maksadnn anlalma-sdr. Nitekim sahabenin de Kur'n okumak ve anlatmaktan gayesi, onun tatbik edilmesidir. Ameli bir hkm ifade etmeyen hususlarda onlar tekellf gsterip lzumsuz derinlemekten uzak duruyor, umumiyetle siyaktan anladklar icmali mna le iktifa ediyorlard. Bundan dolay, daha sonraki artlarn ortaya kard, Kur'nla ilgili kesif ilm faaliyetin benzerim, Hz. Peygamber (A.S.M.) 'in tefsirinde aramak bounadr. Ve unutulmamaldr ki, o zamana ait tefsir hususiyetlerini, bazan sonraki stlahlarla ifade etmemiz, bizim anlaymza gredir. Hz. Peygamber (A.S.M.)'in beyanlarnn kayna, nazar olarak baz farkl grlerle izah edilmi ise de, netice itibariyle ehl-i snnet tarafndan kendisine nisbeti sahih olan beyanlarn mutlaka nazar- itibara alnmas gereken balayc vasf haiz olduu kabul edilmitir. Kur'm tefsir eden her ahsn bunlar bilmesi art koulmutur. nk Hz. Peygamber CA.S. M.)'in hadislerine mracaat edilmeden, Kur'm, Alla-hm maksadna uygun bir tarzda anlamann imknsz olduu, pheye yer kalmayacak ekilde sabittir. Fakat yine sabittir ki muhit bir ilimden gelen Allah kelm, kyamete kadar gelecek btn insanln iradna ve manev ihtiyacna, fazlasiyle kfi gelecek mucizev bir zenginlie-ve cmiiyyete sahiptir. Allann tekvin sfatndan gelen kinatn, devaml yenilenme iindeki akn, birtakm deimez esaslar ayakta tuttuu gibi; onun kelm sfatndan gelen Tenzilinin, sadece esas maksadlan Hz. Peygamber tarafndan kat' olarak aklanm; zamana, istidada, himmet ve tevecche onda yeni yeni vecihler bulma hakk tannmtr. Bu,

Peygamber (A.S.M.) 'imiz tarafndan da ifade olunmutur : limler ondan doymaz, ok tekrarlanmakla eskimez, bed mnalar tkenmez. [903] Bibliyografya Abd b^Humeyd b. Nasr el-Ke (. 249/865), el-Musned (Yazma), Sleymaniye (Ayasofya) Ktp. No. 894. Abdurrezzk b. Hemmm (. 211/826), Tefsru Abdirrezzk (Yazma), Ankara Dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Ktp. smail Saib Sencer Koleksiyonu, No. 4216. Al'uddin Al el-Muttak b. Husmiddn el-Hind (. 975/1567), -Kenzu'I-mml fi Sunenil-Akvli ve'I-Efl, Haydarbd, 1950/1369. Eb Dvd, Sleyman b. el-E'as e-Sicistn (. 275/88), -Su-nenu Eb Dvd), elKhire, 1369/1950. Eb Ya'I el-Mevsili, -El-Musned (Yazma), Sleymaniye (Fatih)-Ktp. No. 1149. Ahmed Emin, -Fecru'l-tslm, el-Khire, 1965. Ahmed Abdurrahmn el-Benn, -El-Fethu'r-Rabbn 11 Tertibi Musnedi hmed b. Hanbe (el-Fethu'r-Rabbn), Msr, 1372. Asm Efendi, Eb'l-Keml Ahraed, -El-XJkynsu'l-Bast f Terce-meti'l-Kmsi'lMuht (Kamus Tercmesi), stanbul, 1250. El-Beyzv, el-Kad Nsruddn (. 685/1286), - Envru'tTenz ve-Esrru't-Te'vl, el-Khire, 1311 (El-Hatbu'-irbn'nin es-Sir-cu'1-Munr'i'nin hamiinde). El-Bezzr, Eb Bekr Ahmed b. Amr (. 292/905), -El-Musned (Yazma), c. VI, Kprl Ktp. No. 426. -El-Musned (Yazma), Murat Molla Ktp. No. 578 (Mutlak olarak zikredirse maksad Kprl nshas, (Murat Molla) denildiinde de maksad bu nshadr).

Bilmen, mer Nash, -Hukuki tslmiyye ve stilahat Fkhiyye-Kamusu, c. I, stanbul, 1967. El-Buhr, Muhammed b. sm'il (. 256/870), -El-Cmi'u's-Sa-hlh (el-Buhr), stanbul, 1315. Elgu'l-Emn min esrri'l-Fethl'r-Rabbn (el-Fethu'r-Rabbn ile bir arada), Baknz : Ahmed Abdurrahmn el-Benn. EI-Burhn, -Baknz: Ez-Zerket. Cmi'a Beyn'l-llm, -Baknz: bn Abdilberr. Cerraholu, smail, -Kur'n' Tef irinin Douu ve Buna Hz Veren miller, Ankara, 1968. -Tefsir Usl, Ankara. 1971. antay, Hasan Basr, -Kur'n- Hakm ve MeM Kerm (nc bask), stanbul, 1377/1958. (Ayet meallerinin ekserisi bu eserden alnmtr). Ed-Dftriml,. Eb Muhammed (. 255/869), -Musnedu'd-Drim (Yazma), Bayezit Umm (Veliyyddin Ei.) Ktp. No. 824. -es-Sunen, el-Khire, 1386/1966. Ed-Durru'1-Mensr, -Bakmz : Es-Suyt. El-Fethu'r-Rabbn, Baknz : Ahmed Abdurrahmn el-Benn. El-Gazzl, Eb Hmid Muhammed (. 505/111), -hy'u Ul-m'd-Dn, c. I, elKhire, 1306. Goldziher, I., Mezahibu't-Tefsri'l-lslm (Arapaya eviren Ab-du'I-Halm enNeccr), el-Khire, 1374/1955 (Mezhibu't-Tef-sr). El-Hkim, Eb Abdirrahmn Abdullah en-Neysbrl (. 405/1014-15), -ElMustedTek al's-Shheyn, Haydarabd, 1342). (ez-Ze-heb'nin Telhsu'l-Mustedrek adl eseri ile bir arada).

Hemmm bn Munebbih'in Sahfesi (. 101/718), Nr. Muhammed Hamidullah, Trc. Talt Koyiit, Ankara, 1967. El-Humeyd, Eb Bekr Abdullah b. ez-Zubeyr (. 219/834), -El-Musned, Nr. Habbu'r-Rahmn e-A'zami, Haydarbd, 1963/ 1382. bn Abdilberr en-Nemer, Eb Amr Ysuf (. 463/1070-71), -Ca-mi"u Beyni'I-lm ve Fadlih, Nr. Abdurrahmn Muhammed Usmn, el-MedSnetu'I-Munevvere, 1388/1968. bn Eb Hatim er-Rz, Eb Muhammed Abdurrahmn (. 327/ . 939), -Tefsr (Yazma), Sleymaniye (Ayasofya) Ktp. No. 175. (li mrn bandan en-Nis sresinin hirine kadar, eksik tefsir. Hamiinde bnu'l-Mmzir Tefsirinden geni lde iktibaslar vardr). bn Eb eybe, Eb Bekr Abdullah (. 235/849), -El-Musannaf (Yazma), Kprl Ktp. No. 438. bmTI-Esr, Mecduddn Eb's-Sa'dt Muhammed, Cami'u'I-Usl fi Ehdsi'r-Resl (Yazma), Kprl,Ktp. No. 276 (v. 51-79). bn Atiyye, Eb Muhammed Abdu'1-Hakk bn Eb Bekr (. 542/ 1147), -EIMuharreru'1-Vecz fi Tefsri Kelmi'1-Azz, (Yazma), c. I, Bayeztt Umumi (Veliyddin Ef.), No. 95. ttan Hacerel-Askaln! (. 852/1449), -Fethu'1-Brt bi erhi Sa- hhi'l-Buhr, el-Khire, 1378/1959. bn Huzeyme, Muhammed b. tshk b. Kuzeyme en-Neysbr (. 311/923), -Es-Sahh (Yazma), Topkap Saray (III. Ahmed) Ktp. No. A. 348. bn Kesir, Eb'1-Pld m&duddn tsm'l (. 774/1373), -Tefsru'IKur'ni'1-Azm (bn Kesr), Beyrut, 1385/1966. bn KuJSeybe, Eb Muhammed b. Mslim (. 276/889), -Te'vlu Muhtelifi'l-Hads, Nr. Muhammed Zuhr en-Neccr, elKhire 1966/1386.

bn Mce, Muhammed b. Yezd el-Kazvn (. 275/886), -Sunenul-Mustaf, Msr, 1372/1952. bnul-Munzlr, Muhammed b. brhlm Eb Bekr en-Neysbr (. 319/931), Tefsir, -Baknz : bn Eb Hatim. bnu'n-Nedm, Eb'l-Ferec Muhammed b. shk (. 385/995), -Kitbu'l-Pihrist, Nr. Rz Teceddud, Tahran, 1391 H. 1350 H./ 1971 M. bn Teymiyye, Takyyuddn Eb'l-Abbs Ahmed (. 728/1328), -Mufcacfcme fi Usli't>Tefs!r, Dimak, 1936/1355, -Tefsru Sretl'l-hls, Msr, tarihsiz. El-tkn, - Baknz :' Es-Suyt. Kasm el-Kays, Trhu't-Tefsr, Badd, 1385/1966. El-Ksm, Muhammed Cemluddn (1332/1914), Tefsra'l-Ksm (el-musamm:) -Mehsinu't-Te'yl, Nr. Muhammed Fu'd Abdulbk, (el-Khire), 1376/1957. Kur'n Tefsirinin Douu, -Baknz : Ceraholu, smail. E-Kurtub, Eb Abdillh Muhammed b. Ahmed (. 671-/1273), -El-Cmi li Ahkrai'l-Kur'n, Dru'-at, Msr, tarihsiz. Lubbu'n-Nukl, -Baknz : Es-Suyt. Mehslnu't-Te'vl, -Baknz : EI-Ksm. Mlik b. Enes (. 179/795), -EIMuvatt, Nr. Muhammed Fu'd Abd'u'1-Bk, 1370/1951. Ma'mer b. Rid (/153/770), -El-Cm (Yazma), Ankara dil ve Tarih-Corafya Fakltesi Ktp. smail Saib Sencer Koleksiyonu, No, 2164. Mansr Ali Nsif, -Et-Tcu'I-Cmi'u H'l-sl fi Ehdsi'r-Resl, 3. basm, el-Khire, 1382/1962. Mukaddime fi sli't-Tefsr, -Baknz : bn Teymiyye. Mukeddemetn f luml'lKur'n ve hum Mkeddemetu Kitbil-Mebnl ve Mukaddemetu bn Atiyye (Mukaddemetn), Msr, 1954. (A. Jeffery tarafndan ner edilmitir). Muktil b. Sleyman (. 150/767), Tefsm. Muktil (Yazma), S-leymaniye (Hamidlye) Ktp. No. 58. Mus-

nedu'd-DrimS, -Baknz: Ed-Drim. Mslim b. Haccc el-Kueyr (. 261/875), -ElCmi'us-Sahh, Nr. Muhammed Fu'd Abdlbki, Msr, 1374/1955. (Mslim). El-Mustedrek, Baknz : El-Hkim. El-Muvfakt, -Baknz : E-tb. El-Muvatta, -Baknz : Mlik b. Enes. En-Nes', Eb Abdirrahman Ahmed b. Ali b. u'ayb (. 303/ 915), Sunenu'n-Nes', Msr, 1348/1930 (es-Suyt'nin erhi ve es-Sind'nin Haiyesi ile bir arada). Tefsru'n-Nes'i (Yazma), stanbul niversitesi Ktp. Arapa yazmalar ksm, No. 3257. Es-Saleb, Ahmed b- Muhammed Eb shk, (. 427/1035), -EI-Kefu ve'1Beyn an Tefsri'l-Kur'n (Yazma), Bayezit Umum (Veliyddin) Ktp. No. 130, 133. Sofuolu, Mehmed, -Sahh'i Mslim ve Tercemesi, stanbul, 1386/ 1967-1390/1970. Subhi es-Slih, Hads limleri ve Hadis Istlahlar, Trc. M. Yaar Kandemir, Ankara, 1971. Sufyn e-Sevr (. 161/777), - Tefsiru'l-Kur'ni'l-Kerm, Nr. m-^ tiyz Al Ar, Rampur, 1385/1965. Es-Suyt, Celluddin Abdurrahmn (. 911/1505), -Ed-Durru'l Mensr f't-Tefsri bi'3-Me'sr, Msr, 1314. -El-tkn f Imi'l-Kur'n, Msr, 1370/1951. -Lubbu'n-Nukl fi Esbbi'n-Nuzl, Dmak, 1379. E-fi', Eb Abdillh Muhammed b. drs (. 204/819-20), Ahkmu'l-Kur'n (Yazma), Murat Molla Ktp. No. 16. Er-Risle, Nr. Muhammed Seyyid Keyln, Msr, 1388/1969. erhu Me'n'1-sr, -Baknz : Et-Tehv. E-tb, Eb tshk brahim b. Ms (. 790/1388), -El-Muvfakt f Usli'lAhkm, Nr. Muhammed Muhyi'd-Dn Abdulhamid, el-Khire, 1969-1970. Et-

Tabern, Eb'l-Ksm Sleyman b. Ahmed (. 360/971), -El-Mu'cemu'l-Kebr (Yazma), stanbul Millet (Feyzullah Ef,) Ktp. No. 546. El-Mu'cemu'-Sagr (Yazma), stanbul Millet (Feyzullah Ef.) Ktp. No. 545. Et-Taber, Eb Ca'fer Muhammet! b. Cerr (. 310/922), -Cmi'u'I-Beyn an Te'vli'l-Kur'n (et-Taber!), Nr. Ahmed Muham-med kir ve Mahmd Muhammed kir, C. I.-XV, Msr, 1374/1955. -Ayiu eser, el-Khire, Matba'atu'l-Haleb, 2. basm, 1373/1954. (Bu neirden yaplan nakillere (Haleb) eklinde kayt konmutur). Et-Tc, -Bkaniz : Mensur Al Nsf. Tefsru'n-Nes', -Baknz : En-Nes'. Et-Tefsr ve'1-Mufessirn, -Baknz : Ez-Zeheb, Muhammed Hu-seyn. Et-Tahv, Eb Ca'fer Ahmed b. Muhammed (321/933), -erhu Me'n'1-r, elKhire, 1386. Te'vilu Muhtelifi'l-Hads, -Baknz : bn Kuteybe. Et-Tirmiz, Eb s (. 279/892), Sunenu't-Tirmiz, Nr. Ahmed Muhammed kir ve arkadalar, el-Khire, 135&-13. (et-Tir-miz). El-Vhidi, Eb Huseyn Al b. Ahmed (. 468/1076), -Eshbu'n-Nuzl, Msr, 1379/1959. VVeinsinck, A. J., -El-Mu'cemu'1-Mufehresu li Elfzi'1-Hadsi'n-Ne-bev ( Concordance et indice de la Tradition Musulmane), Leiden, 193&-1969.

Yahya b. Sellm b. 'lebe et-Teym (. 200/815), -Tefsiru Yahya b. Sellm (Yazma), Tunis Abdeliyye Ktp. No. 134'de kaytl bulunan bu tefsirin fotokopisini muhterem smail Cerraho-u bey ltfetmitir). Yazir, Mubammed Hamdi, -Hak Dini Kur'n Dili, stanbul, 1935-1939, (Hak Dini Kur'n Dili). Ez-Zehcb, Muhammed Huseyn, -Et-Tefsr ve'l-Muessirn, c. I, el-Khire, 1381/1961. Ez-Zerke, Bedruddn Muhammed b. Abdillh (. 794/1392), -El-Burhn f Ulmi'l-Kur'n, Nsr. Muhammed Eb'I-PadI brahim, Msr, 1376/1957, (el-Burhn).

You might also like