You are on page 1of 74

ASR-I SAADET'TE DEVLET BTES Do. Dr.

Celal Yenieri Giri SLM'DA DEVLET 1- Devletin Ortaya k 2- Devletin Yaps 3- dare ekli 4- Hkmet daresi Ve stiare Birinci Blm VERGLERN VE HARCAMA YERLERNN ORTAYA IKII A Mekke Devrinde Mal-Din Mkellefiyetlerin Ve Sarf Yerlerinin Ortaya k 1- Mekke Devrinde Mal-Din Mkellefiyetlerin Ortaya k 2- Mekke Devrinde Mal Harcamalar B- Medine Devrinde Vergilerin Ve Sarf Yerlerinin Ortaya k 1- Vergilerin Ortaya k kinci Blm BEYTLMAL, MAL TEKLATLANMA Ve DVANLAR I. Beytlmal'in Ortaya k II. Mal Tekilatlanma A- Hz. Peygamber Devrinde Vergi Tekilat 1- Gelirlerin Tahsil, Muhafaza Ve Sarfna Ait Tekiltlanma 2- Vergi Tahmin Tekilat 3- Tahsil Edilen Gelirlerin Yazm B- Malyede Grevli Memurlar a- Arifler b- Amiller (:milin) c- Sa'ler (:S'at) d- Musaddk e- Hzin (:Haznedar) f- Ksim h- Kabz Memuru (:Shbu'l-Akbd) - Hrs i- Keyyl, Vezzn, Nakkd Ve Addd k- Hsib, Emn Ve Dier Memurlar C- Beytlmal'n Blmleri 1- Beytlmal'in Mlk dare Blgelerine Gre Blmleri 2- Beytlmal'in Blmleri A- Beytlmal'in Blmlere Ayrlmas Ve Sebepleri B- Baz Hazine eitleri 1. Vergi Olarak Tahsil Edilen Hayvanlar Hazinesi Ve Hayvanlarn Damgalanmas 2. Zahire Hazineleri III. Mal Dvanlar A- Halka Maa Datan Dvann Ortaya k B- Dier Mal Divanlar 1- Dvanul-Cund (: Askeridare) 2- Dvanu'l-Harac 3- Divanu's-Sadaka 4- Divanu'l-Hatem nc Blm HAZNE LEMLER A- Gelir Tahsil Ve Sarf lemleri I- Gelir Tahsil lemleri 2- Hazineden Para deme Ve Mal karma B- Zaman Bakmndan Hazne lemleri C- Yer Bakmndan Hazne lemleri 1- Zektn Topland Blgede Sarfedilmesi Ve Dier Blgelere Nakli A- Zektn Mahallinde Sarf B- Zekt Gelirlerinin Baka Blgelere Nakli 2- Fey' Ve Ganimet Gelirlerinin Baka Blgelere Nakli 3- Nakil Ve Havale Usulleri A- Nakd Ve Ayn Nakil B- Hesabi Nakil 4- Ayn Gelirin Paraya Tahvili Drdrc Blm BTE KADELER

I. Gelirlerin Tahsisi Kaidesi A- Mslmanlardan Alnan Vergilerin Sarf Yerleri 1- Zektn Sarf Yerleri A) Fakir Ve Miskinler B- Amilin (:Zekt Memurlar) C- Muellefetu'l-Kulub ('.Kalpleri Kazanlmak stenenler) D- Rikb (:Klelikten Kurtarlacak Kimseler) E- Grimn (:Ar Bor Altna Girmi Kimseler) F- Fi-Sebilillah ('Allah Yolunda) G- bnu's'sebil (:Yolcu) 2- Maden Gelirlerinin Sarf Yeri B- Gayri Mslimlerden Salanan Gelirlerin Sarf Yerleri 1- Gelirlerin Tanm A. Fey': B. Ganimet: 2- Fey'in Sarf Yerleri Ve Fey' Gelirlerinden Humusun Ayrlmas 3- Ganimetlerin Taksimi Ve Hazineye Den Paylarn Sarf Yerleri A- Allah'n Ve Resulnn Hisseleri B- Akraba Hisseleri C- Yetim, Yoksul Ve Yolcularn Hisseleri II- Gelirlerin Tahmini Ve Tesbt Kaidesi A- Gelirlerin Tahmini B- Gelirlerin Tesbiti III. htiyalarn Ve Giderlerin Tesbtl Kaldesl A- htiyalarn Tesbiti B- Giderlerin Tesbiti IV. Bte Denklii Kaldesi V. Zaman Kaidesi (Bte Devresi) VI. ktisadlk Ve sraftan Kanma Kades VII. Ayrlk Kaidesi Beinci Blm DENEK ETLER VE DENEK AKTARMASI A- denek eitleri 1- Normal denekler 2- htiyat (:Nevib) denei Altnc Blm KAMU HARCAMALARI I. Car Harcamalar A- Hz. Peygamber Ve Ailesinin Gelirleri Ve Resulullah'n Miras 1- Hz. Peygamber Ve Ailesinin Gelirleri Ve Geimleri 2- Reslullah'n Miras B- Devlet Memurlarnn Maalar, denme Devreleri, Maalara l Olan Esaslar 1- Memur Maalar A- Vali Maalar B- Kad Maalar C- Maliye Memurlarnn Maalar D- Asker Maalar 2- Maalarn denme Devreleri 3- Maa Ve cret Miktarlarnn Belirlenmesinde Gz nnde Bulundurulan Esaslar C- retim Ve Eitim Giderleri D- Salk Giderleri II. Yatrm Harcamalar A- Dorudan Yatrm Harcamalar B- Dolayl Yatrm Harcamalar 1- Resm Binalarn Ve Camilerin Yapm 2- Ulam Giderleri A- Konaklama Tesisleri (Misafirhaneler)Nin Yapm B- Yolcular Misafir Etme Ve Elileri Arlayp Hediyelendirme 1- Yolcular Misafir Etme 2- Elileri Arlama Ve Hediyelendirme 3- Haberleme Giderleri Yedinci Blm SOSYAL DEVLET MEFHUMU VE TMA GVENLK HARCAMALARI I. Sosyal Devlet Mefhumu A- Devlet Anlay

B- Devlet Bakanlarnn Devlet Gelirleri Karsndaki Durumu II. Toplumsal Gvenlik Harcamalar A- Toplumsal Gvenlikle Gdlen Gaye Ve Bunun nemi 1- Toplumsal Gvenliin Gayesi 2- Refah Yaygnlatrma Ve Gelirin Azalan Faydasn oaltma B- Ferd Servetlerde Bakalarnn Hakknn Douu Ve Gelirlerden dil Pay Almak C- Mecbur Toplumsal Gvence Kurumunun Ortaya k D- Devlet Btesinden Yaplan Toplumsal Gvenlik Harcamalar 1- Mslmanlarn Toplumsal Gvenlie Kavuturulmas 2- Bir Kiiye Verilebilecek Zekt Miktar F- Hz. Peygamber Devrinde Sosyal Gvenlii Temin n Alnan Dier Tedbirler 1- Ensar ile Muhacirler Arasnda Yaplan Kardelik Anlamas 2- Fakirleri Yemee Davet Sekizinci Blm BTENN DENETM A- dar Denetim A- Genel Btenin Denetimi B- Mkellefin Tesbit Ve Denetimi C- Zekttan Faydalanacaklarn Aratrlmas Ve Yaplan Tahsislerin Denetimi B- Ceza Meyyideler Sonu Bibliyografya

ASR-I SAADET'TE DEVLET BTES Do. Dr. Celal Yenieri


Celal Yenieri 1942 ylnda stanbul ile/Omolu kynde dodu. lkokulu kynde bitirdi, 1963 ylnda (.H.L) ve 1968 ylnda da stanbul Yksek slam Enstitsn bitirdi. Askerlik grevini mteakip 1970'de ortaretimde retmenlie balad ve 1985'de Marmara niversitesi lahiyat Fakltesinde retim grevlisi olarak tayini yapld. 1973'de "el-lhtyar" adl eseri Trkeye tercme ederek yaynlad. 1980'de "slm ktisadnn Esaslar" adl bir eserini daha neretti. 1978'de (Atatrk niversitesi slm lahiyat Fakltesi)'ne bal olarak ve Prof.Dr. Salih Tu ynetiminde slm Hukuku'nda doktora yapmaya balad ve 1983'de "slm'da Devlet Btesi Hukuku ve lgili Messeselerin Ortaya k" tezi ile Doktor unvann kazand. Bu almas 1984'te basld. Pek ok yaynlanm makaleleri bulunup halen "slm'da alma Hayatnn Dzenlenmesi" ve "slm Dncesinde Kainat ve mkanlar" mevzular zerinde almaktadr. 1989'da Doentlie terfi etmitir. Eserleri: - el-htiyar Metni Muhtar Tercmesi slm ktisadnn Esaslar slm'da Devlet Btesi. [1]

Giri SLM'DA DEVLET 1- Devletin Ortaya k


Devlet Btesi mevzuunu ilerken nce Devletten ve onun ortaya kndan bahsetmek gerekir. nki bir devlet olmadan Bteden sz edilemez. Bu devleti kuran Hz. Muhammed (s.a.v.) Miladi 571 tarihinde Mekke'de dodu. Onun doup byd bu ehir, Oligarik-Pederah bir tekilata sahipti ki bunu bir devlet olarak kabul etmek mmkn deildir. Sadece Mekke blgesinde deil Hz. Peygamberin dnyaya geldii devirde Arabistan yarmadasnda esas manasiyle hibir devlet yoktu. Yemen'de Kinde Krall yerine de uzun zamandan beri bir kabile anarisi kaim olmutu ve ky blgeleri genellikle Iran, Bizans veya Habe gibi yabanc bir himaye altnda bulunuyordu. Mekke ehir Devletinde 20'ye yakn vazife vard ve tevars yoluyla intikal eden bu vazifeler Kurey Kabilesi iindeki Boylara taksim edilmilerdi.[2] Hz. Muhammed'in ailesi uhdesinde ise sadece Zemzem kuyusu hizmeti vard ki dier grevler arasnda bunun pek nemi yoktu. Dier taraftan Hz. Muhammed (s.a.v.)'in babas, olunun miras olabilecei hibir idar imtiyaza sahib olmamt. Dedesinin imtiyazlar miras yoluyla amcas Ebu Talib'e, sonra da teki amcas Abbas'a gemiti. Sralarndaki mevcut artlar altnda Hz. Muhammed'in kendi kabilesi ierisinde idari bir selahiyet elde etme imkan yoktu. Btn ehir sz konusu olunca bu imkan daha da azalyordu. Hz. Muhammed (s.a.v.) peygamber olduktan sonra, Mekke devrindeyken bir devlet kurmay dnmedi. nki O, madd bir iktidar peinde deildi. Hatta, ona peygamberlikten vazgeip putlara dil uzatmamas artiyle Mekke ehir-Devletinin bakanl teklif edildi ve o, bu teklin reddetti. Hz. Peygamber, Mekke'de sadece cemaatn oaltmay dnmekteydi. Eer bir kabile veya bir blge mslman olursa siyas iktidar kendiliinden onun eline geecektir ve devlet kurmak da tabiatiyle kanlmaz olacaktr. Ancak ona gre Devlet bir gaye deil sadece bir vastadr. Hz. Muhammed (s.a.v.) Mekke'de mslmanlarm sadece din bakanlaryd. Ancak bu bakanl, mslmanlarm her eyin stnde tuttuklar muhakkaktr. Hicretten nce Hz. Peygamber, Mekke'nin Akabe mevkiinde gizlice Medinelilerle bir ka kere bulutu ve bu bulumann ikincisine 12 Medineli katlp ona biat ettiler yani ballk yemininde bulundular. Bu, siyas bir mukavele idi ki Medine'de kurulan slm Devletinin temeli buna dayanmaktadr ve Hz. Peygamber bu mukavele gerei M. 622 tarihinde hicret ettii zaman Medine ehir-Devletinin itirazsz bakan olmutu. Akabe mevkiinde yaplan yeminin metni bilinmektedir, yleki: Refahda olduu kadar skntda da, sevinte olduu kadar zntde de dinlemek ve itaat etmek (bata gelir). Seni kendi nefsimizden stn tutacaz. Ve emir ve kumanda hangimizde olursa ona muhalefet etmiyeceiz. Nerede bulunursak bulunalm hakikati beyan edeceiz. Allah yolunda kimsenin ayplamasndan korkmyacaz...[3] Hz. Peygamber, Medineye yerleince eksik olan tek unsur yani "lke" kendisine verildi ve o,

Medine'de bir ehir-Devlet kurmak ve idare etmek zere dnyada ilk olarak yazl bir "Anayasa" yapmak erefini elde etti. Muhammed Hamidullah'm belirttiine gre bu anayasa, balangta sadece Medine ehir Devleti iin hazrlanm olmakla birlikte yalnz Medine iin mill ve mahall bir anayasa mahiyetinde deildi; bilakis bu anayasa Islmlam baka bir blgeye veya Medine'ye ilave olunan bir yere de tatbik edilebiliyordu.[4] Hz. Muhammed, Musa Peygamber gibi kendisine bir vezir tayin etmedi.[5] Peygamberlik messesesinin en sonunda yer alan peygamberin her trl ortaktan uzak bulunmas gerekir. Dier taraftan o, vefatm mteakip bakanl stlenecek bir halife de semedi ve bylece seim sistemini douran artlar hazrlam oldu. Reslullah, Yusuf peygamber gibi daha nce bir vezirlik grevinde de bulunmad.[6]O, yukarda da temas edildii gibi peygamberlikten nce hibir idari vazifeyi stlenmi deildi. Kendisine bir vezir tayin etmemekle beraber Reslullah, vezir ve yardmclarnn okluu ile vnmekte ve nceki peygamberlerin kendisi kadar vezir ve yardmclarna sahip bulunmadklarn yle anlatmaktadr. Benden nceki peygamberlere ancak yedi nakib, vezir ve necib verilmitir. Bana ise 14 vezir, nakib ve necib verildi. Bunlarn 7'si Kurey'ten, 7'si Muhacirlerdendir.[7] Hz. Peygamber kendisine bir vezir tayin etmemekle beraber onun, vezir mesabesinde pek ok yardmclar vard. bn Abbas (r.a.)'a gre; Eb Bekir vr mer (r.a.) onun iki veziri idiler.[8] Dier ynden onun daha 3 Akabe biatmdan balamak zere cemaatm tekilatlandrdm grmekteyiz. 73 kiinin katld bu biatta Hz. Muhammed (s.a.v.) mttefik 12 kabileyi temsil etmek zere Medineli Evs ve Hazrec kabilelerinden 12 nakib ve bunlarn stnde de bir "nakbu'n-nukab" tayin etti.[9] bn Him'm kitabnda yer alan bir szlerinde Reslullah bu nakiblere; Hz. sa'ya Havarilerin vekil olduklar gibi onlarn da kavimleri ierisinde birer vekil olduunu, bildirmilerdi.[10] Bylece 2. biatla temeli atlm olan devletin, 3. biatla idar tekilatlanmas balatlm oldu. Medine devrinde ihtiya duyulduka dier vazife ve memuriyetler ihdas edildi. Din ve idar hizmetler, ktiplik, mal ve asker i ve memuriyetler bunlarn banda geliyordu. Nakiblerden ayr olarak Hz. Peygamber, ilk defa 8. hicr ylda Huneyn muharebesi esnasnda her [11]kiiye bir "arif tayin etti. Baz kaynaklarda "ariflik" asker bir rtbe ve memuriyet olarak tarif ediliyor ise de[12] biz gerek nakiblerle ve gerekse de ariflerle eitli meseleler hakknda istiareler yapldn ve halk reyinin renilmesinde onlara mracaat edildiini gryoruz.[13] Hanbel mezhebinden olan Ibn Kudame, kendi mezhebinin, Hz. Peygamberin Huneyn'deki tatbikatna bakarak; devlet bakannca bir divan kurulmas ve her kabileye bir arif tayin edilmesi gerektii kanaatmda olduunu, yazar.[14] Btn bunlar, ariflerin asker tekilat ierisinde yer aldklar kadar sivil idarede de vazife grdklerini gsterir. te yandan Mverd, nakiblerin vazifeleri arasnda fey ve ganimet gelirlerini hak sahiplerine datmalarm da sralamaktadr.[15] Bylece toplum daha Hz. Peygamber devrinde en kk birimine kadar bir tekilat ierisine alnm oluyordu. Gerek zekat ve gerekse de dier gelir eitlerinin hak sahiplerine ulatrlmas zarureti byle bir tekilatlanmay gerekli klm olabilir. [16]

2- Devletin Yaps
Medine ehir-Devleti ilk kurulduu yllarda federatif yapdayd. Daha sonra Necrn, Bahreyn, Hadramut, Uman ve Yemen gibi eyaletler, Hz. Peygamberin devletine balannca, ehir-dev-let bir nevi "konfederal" bir yapya dnt. u kadar varki Hz. Peygamber tek ve srekli bakan olma durumundayd. Her eyalet, i ilerinde serbest olan vali (mil) ler tarafndan idare ediliyordu. Buna gre M. Hamidullahin dedii gibi "ademi merkeziyet" ve "dolayl idare" usul, kaide olarak grnyor. Hz. Peygamberin, Medinelilerle 3, Akabe biati srasnda, her kabileye idar ilerini yrtmekle vazifeli bir nakib ve bir de bu nakibler zerinde, daha geni selahiyetleri olan ve onlar denecliyecek bir mevkide bulunan bir "nakbu'n-nukab" tayin ettiini grdk. Bu son Akabe biati hicretten bir yl kadar nce olduuna gre bu ba nakbin baz mevzularda hicret ncesi, Reslullah ile danmalar yapmaya mecbur kalabileceini dnebiliriz. Hz. Peygamberin bu tatbikat daha sonra da devam etti ve mslman olan her yeni kabile ierisinden Reslullah kendisine nib olan bir bakan seiyor veya eski kabile reisini ayn grevde tutuyordu, i ilerinde muhtar olan kabile veya blgeye duruma gre merkez hkmet mdahale edebiliyordu. Merkezden tayin edilen kabile bakam, grd ile ilgili her eit iktidar ve yetkiyi elinde toplard. O, kabile mescidinin imamlm yapar, kan ihtilaflarda hakem olur, harp vukuunda kabilesinden tekil ettii birliklere komutanlk yapar ve yine onun va-stasiyle merkez

hkmetin gnderdii vergi tahsildarlar mkelleflerle temasa geerlerdi. Ayrca bu bakan, tam bir serbesti iinde kendi emri altndaki vazifelileri seer ve tayinler yapard. slm idare altna giren ehir ve eylete bazan merkezden bir vali gnderilir ve bazan da o yerden birisi tayn edilir ve genellikle eski bakan ayn vazifede tutulurdu. ki karde tarafndan idare edilen Uman (Umman), islm'a katldnda her iki bakan ayn makamlarnda braklm ve Reslullah onlar nezdine bir mavir temsilci gndermekle yetinmiti. Necrnin hristiyan olarak kalmasna msaade edilmi ve fakat bu blge halk, mslman valiler gnderilmesine raz edilmilerdi. Yemen'de ise karmak bir idare mevcuttu. Yerinde braklm eski kabile bak nlar, Medine'den gnderilmi devlet memurlar, Amr b. Hazm adnda bir umumi vali, yerli idareciler hepsi bir arada vazife grmtr.[17] Makriz'nin bildirdiine gre Hz. Peygamber, Amr b. Hazm'i; slm esaslarn, Kur'ani retmek ve zekt vergilerini toplamak vazifeleriyle Necran'a gndermitir.[18] Hristiyan Necran blgesine bu grevlerle vali tayini mmkn grnmyor ise de imam Eb Yusufun da Amrin bu blgeye tayin edildiini kaydetmesi Makriz'yi hakl karmaktadr.[19] Yemen eyaleti Iran Kisrasna bal olan Bazan tarafndan idare ediliyordu. Bazan'm mslman olmas zerine Hz. Peygamber onu Yemen valiliinde brakt. Bu valinin lm zerine ise Reslullah onun olu ehri sadece San'a'ya vali yapt ve Yemenin dier kesimlerine baka valiler tayin etti.[20] Makriz'nin ifadesine gre Reslullah (s.a.v.) Yemeni be blgeye ve Hadramut'u da blgeye ayrd ve her birine birer vali gnderdi.[21] Bylece byk eyaletler, idaresi daha kolay kk blgelere ayrlm oluyordu. Muaz b. Cebel ise Hz. Peygamber tarafndan Yemen'e ok ynl memuriyetlerle gnderildi. Adl, mal, retim-eitim ve tefti ileri onun grevleri arasnda yer alyor. Baz kaynaklarda Muaz'n gnderildii Yemen1 deki el-Ce-ned blgesinden bahsedilir ki onun tm Yemen'e mil yukardaki vazifeleri arasnda zellikle bu blgenin valiliini de stlendiini syliyebiliriz. Nitekim Taber, Hz. Eb Bekir'in valilerini sayarken onu ad geen blgenin valisi olarak gsterir.[22] ibn Hordaze-beh de kitabnda el-Cened'i ayr bir valilik olarak gsteriyor.[23] Bylece Muaz, stlendii vazifelere baklrsa, Yemen'deki dier valilerin stnde bir selahiyete sahip grnyor, islm'a yeni katlan baz ehirlerin eski bakanlarnn derhal deitirildii de olmutur. Mesel Hz. Peygamber Mekke'yi fethedince nceki bakan Ebu Sufyanin yerine daha gen yata olan Attab b. Esid'i vali yapmtr.[24] Herki bahislerde ele alnaca gibi, vilayetlere vergi tahsil memurlar merkezden gnderiliyor ve bunlar, gnderildikleri blge ihtiyalarn karladktan sonra artan merkeze naklediyorlard. Mverd, Ferr' ve dier bir ksm melliflerin belirttiklerine gre, merkezden vergi tahsildarlar gnderilmediinde "genel vali" hara ve zekt gibi vergileri toplar, bu maksatla memurlar tayin eder ve her iki vergi eidinden gereken yerlere harcamada bulunur.[25] Her blgenin kendi gelirinin ncelikle gene o blgede sarf esas kaide olmakla beraber, bazan ihtiya sebebiyle vilayet gelirlerinin bir blmnn merkeze nakli istenmekteydi. te yandan valiler, kendi maalarn kendileri kararlatramazlard, onlarn maalar tamamiyle merkez tarafndan tesbit ve tayin edilirdi. Onlar ancak kendilerinin tayin ettikleri memurlara maa diye-bilirlerdi. Vilyetlerdeki merkezden gnderilen kad, beytlmal mdr gibi yksek devlet grevlilerinin maalarn da merkez tayin ederdi. Ancak tabiatiyle bunlara vilyet gelirlerinden maa denirdi. Bylece mal bakmdan vilayet veya eyletler yar muhtar durumundayd. Valileri dorudan Hz. Peygamber (s.a.v.) tayin ediyordu. Daha sonra da valilerini bizzat halifeler tayin ettiler. lk zamanlarda "vezirlik" makam ve byle bir unvanla anlan bir devlet grevlisi yoktu. Daha nce de temas edildii gibi resm olmamakla beraber Hz. Peygamberin vezir derecesinde yardmclar vard. Hulefa-i Ridn de pei sra birbirlerinin veziri durumundaydlar. Vezirlik, mslmanlarca bilinmiyen birey deildi. nki Kur'n, nceki peygamberlerden ikisinin; Hz. Harun ve Yusuf un ayn zamanda vezirlik yaptn anlatr. Harun, devlet bakanl grevi de olan aabeyi Musa peygamberin vezirliini yapmt.[26] Hz. Yusuf da Msr kiralndan, lkeyi gelecek ktlk senelerinden selamete karmas iin vezirlik makamna getirilmesini istemiti: ki bu, Kur'n'da yle anlatlr :era memleketin hazineleri zerine (memur) et. nki ben onlar iyice korumaya muktedirim ve (idare, hesap ve dier btn tasarruf ekillerini) bilenim[27] Tam sela-hiyetle vezir olan Hz. Ysuf, kendi adm tayan srede anlatld gna gre, yedi bolluk senelerinde her trl i'mar ve zira faaliv itleri srdrerek gelecek ktlk seneleri iin ihtiyat tedbirler ald ve lke ambarlarn zahireyle doldurdu. [28]

3- dare ekli
Hz. Muhammed (s.a.v.)'e kadar olan tarih devresinde "cumhuriyet" idaresine rastlanmaz. Gemi krallardan bahseden Kur'n, iyi ve kt krallardan misaller verir, iyilerin rnek alnmas, ktlerden ise kanlmas istenmitir. Mezopotamya'da Hz. ibrahim'i atee atan Nemrut

ve Msr'da kavmi ile birlikte Hz. Musa'ya rahatlk vermiyen Fir'avn idar zulm temsil etmektedirler. Kasas srelerinde bahsi geen Karun ise iktisad zulmn mmessilidir. Ayn zamanda devlet bakanln stlenmi olan mesela Davud ve Sleyman peygamberler iyi rnekleri temsil ederler. Allah Tel, Davud peygambere idaresinde dil olmay emretmitir: Ey Davud! Biz seni yer yznde bir halife yapdk. O halde insanlar arasnda hak (ve adalet) ile hkmet, (Hkmlerinde) hev (:heves) e tabi olma ki bu seni Allah yolundan saptrr. nki Allah yolundan sapanlar (yok mu) hesap gnn unuttuklar iin onlara pek etin bir azab vardr.[29] Kur'an'an ifadesine gre Davud'a Sleyman peygamber miras olmutu.[30] Fakat bu, devlet bakanlnn babadan oula intikal edeceini gstermez, sadece tarih bir vakay haber verir. te yandan Nuh peygamberin olu, salih ameller ilemedii iin Allah tarafndan babas ailesinden kabul edilmemitir.[31] Devlet bakanln miras oluyla stlenenlerden dil ve iyi krallar geldii gibi seimle bakan olanlardan da dil olmyanlar bu makama gelebilmilerdir. u kadar varki seimle gelenler gene ayn usulle uzaklatrlrlar. Kur'an'daki hkmet ekli zerinde duran Muhammed Hamidullah bu mevzuda yle diyor: Hkmet ekli artlara ve halkn tercihine baldr. Allah indinde bir monari veya bir oligari, mterek saltanat veya baka bir devlet rejimi veya ekli tercih sebebi deildir... Kralhm tevars yoluyla gemesinin kaide olduu hususunda kimse bir hak iddia edemez. Hkmdarlk asla zel bir mlkiyet konusu deildir, fakat bir kiraln seim ve tercihinin yaplmasnda esas olan, adayn istidat ve mahareti, bilhassa hakk ve adaleti gzetme melekesidir[32] Kur'an'da kralhk deil ancak hakimiyetin ktye kullanlmas ktlenir. Mlk ve hakimiyetin gerek sahibi ise Allah'dr ve devlet bakan milleti O'nun bu hakimiyeti adna idare eder. Mlk ve hakimiyetin onun olduunu bildiren pek ok ayet vardr.[33] islm'da hukuka tabi olmak bakmndan devlet bakan ile halk arasnda herhangi bir fark yoktur. Hatta Hz. Peygamber bile herhangi bir mslman gibi bu kanuna tabi olacak bir fert idi. En az on sarih vakann ehadetiyle sabittir ki, mslim olsun, gayri mslim olsun herhangi mtevazi fert dahi Muhammed (s.a.v.)'e kar hukuk bir dava aabiliyordu. O, devlet gelirleri zerinde herhangi bir mslmandan fazla bir hakka da sahip deildi.[34] Peygamberi halk deil ancak Allah tayin eder. Son peygamber Hz. Muhammed'in usul, kendisim Allah'n Resul olarak tasdik edenlerden sadakat yemini: biat istemek olmutur ki siyas cemaat meydana getiren bu yemin olmutur. Allah'a, onun Resulne ve Islm hukuka uyacaklarna dair hem erkeklerden ve hem de kadnlardan kesin sz alnmtr: Ey Peygamber! m'min kadnlar; Allah'a hibir eyi e tutmamalar, hrszlk yapmamalar, zina etmemeleri, evlatlarn ldrmemen, elleriyle ayaklan arasnda bir iftira dzp getirmemeleri, herhangi bir iyilik hususunda sana as olmamalar, ar-tiyle sana bey'atlemeye geldikleri zaman bey'atlerini kabul et. Onlar iin Allah'dan mafiret isteyiver. nk Allah ok yarlga-yc, ok esirgeyicidir.[35] Hz. Peygamber, nasl sadakat ve itaat antlamasna bavur-musa, siyas iktidarda onun yerini alan halifeler de kendilerinin baa geilerini din hukuk temeline oturtabilmek iin buna, en yksek derecede ihtiya duymulardr. Hz. Muhammed (s.a.v.) kendisinin yerine geecek olan herhangi bir kimseyi tayin ve vasiyyet etmedi ve bakan seme iini tamamen topluma brakt. Bylece o, dnyada ilk defa cumhuriyet idaresini gerekletirmi oluyordu. Herkesin bildii gibi ilk drt halife seim veya ra usulyle seildiler. Daha sonra bu usulleri deitiren halife Muaviye, bakanln,miras yoluyla geiini bir esas olarak ortaya koydu ve bu hep byle devam edegedi. Bakanln kl kuvvetiyle ele geirilmesi kabul edilemiye-cek olan bir husustur. Seim esastr. Seimin ekli ise artlara ve zamana gre deiir. Bakan, tm millet fertleri veya danma meclisi tarafndan seilebilir. Hz. Peygamber, bu hususu bir szlerinde yle dile getirir: ayet mslmanlara danmadan birisini reis tayin edebilseydim, bn Umm'iAbd (Abdullah b. Mes'ud)'i tayin edebilirdim[36] Bu, bize bakan seiminin danma ve halk reyine mracaatla yaplacan gsterir. Bakan olmann bir takm kaideleri ve hukuku vardr. Devlet bakanlnn kanunsuz yollardan ele geirilmesi Reslullah'm ifade ettii gibi, bir pimanlk douracaktr. Ebu Ubeyd'in kaydna gre, Hz. Peygam-ber,Ebu Zerrin bu mevzudaki sorusuna yle cevap verir: Devlet bakanl (imaret) muhakkak bir emanet, kyamet gn ise bir hasret ve pimanlktr. Ancak onu hak ile geiren ve idar mevzuda zerlerine denleri yapanlar, byle olmayacaktr. Onun ayn eserdeki dier bir szleri ise yledir: Devlet bakanl, onu helal yoldan ve hak ile

ele geiren iin ne iyi eydir. Onu haksz yere ve helal olmyan bir ekilde elde eden iin ise ne kt eydir. Bu durumda bakanlk onun iin hasret ve pimanlk olacaktr.[37] Devlet tekilat ierisinde aadan yukarya doru itaat olmadan bir devletten sz edilemez. Kur'an'da mslmanlann, bakanlarna itaat etmeleri istenir: Ey iman edenler! Allah'a itaat edin, onun Resulne ve sizden olan Emir sahiplerine de itaat edin. Eer bir ey hakknda ekiirseniz, onu Allah ve Resulne dndrn, eer Allah'a ve hiret gnne inanyorsanz. Bu hem hayrl hem netice itibariyle daha gzeldir.[38] nce devlet bakam da dahil olmak zere herkes Allah ve Resulne itaat edecek ve sonra, halk ayrca bakanlarna, emir sahiplerine itaat edeceklerdir. Bunun iin de emir sahiplerinin ortak hukuka uymalar arttr. Bu durumda, devlet bakannn istemedii bir ey halk iin meru olmaz. Hz. Peygamber bu mevzuda u kaideyi ortaya koydular: Kii iin ancak bakan (imam) mn raz olduu ey vardr.[39] Devlet bakan, gerek Allah'n ve gerekse de halkn kanunlar-ca belirlenen haklarna uymad zaman itaat edilme hakkm kaybeder ki Reslullah (s.a.v.) bunu ylece ifade ettiler: Yaratana kar su tekil eden mevzuda yaratlana itaat yoktur.[40]

4- Hkmet daresi Ve stiare


stiare, cumhuriyet idarelerinin vazgeilmez unsurunu meydana getirir. Danma meclisi olmadan demokratik bir idareyi dnmek mmkn olamaz. Danmak, devlet bakanlarnn da hata yapabilecekleri grnden kaynaklanr, islm'da hata, hakszlk ve kanunlara muhalefet kimin tarafndan yaplrsa yaplsn kabul edilmez. Devlet bakam hukuka aykr bir tasarrufta bulunamaz ve millet menfaatma ters den kararlar alamaz. te yandan akl, bilgi ve maharetleri birletirmede daima fayda vardr. Hz. Peygamber (s.a.v.) ilh irdeye ters decek bir hatada bulunmaz. Eer o, bir kanun ve bir hkm ifade edecek olan yanl bir i yapacak olursa Allah tel onu vahiy yoluyla dzeltir. Eer bakalarn zarara sokan bir hatas olmusa Reslullah onlara haklarn derdi. O, mrnn son gnlerinde bir gn Mescid'e gelip yle demiti: ayet herhangi birinizin srtna vurmu isem, ite ksas iin srtm; ayet ben herhangi birinize hakarette bulun-musam c almak iin ite benim eref ve haysiyetim; ayet ben herhangi birinizin maln alm isem ite benim mallarm.[41] Kral asla hata yapmaz. sznn islm'da hibir geerlilii yoktur. Hatta Peygamberler bile mterek hukuka uymak ve idarelerinde dil olmakla mkelleftirler ve bundan sorumludurlar. Allah Tel Kur'an'da; Kendilerine (peygamber) gnderilenlere de mutlaka soracaz, onlara gnderilen (peygamberlere her halde soracaz.[42] diyor. Daha nce temas edildii zere Allah nasl ki Hz. Davud'a dil olmasn sylemise ayn ekilde Hz. Muham-med'e de dil olmasn ve emredildii gibi doru davranmasn emretmitir: te bunun iin sen (onlar slm'a dvet et. Emrolun-duun zere dosdoru harekette sebat et, onlarn hev heveslerine uyma ve de ki; ben Allah'n indirdii bir kitaba inandm, Aranzda adalet etmekle emrolundum. Allah, sizin Rabbiniz olduu gibi bizim de Rabbimizdir. Sizin ileriniz size bizim ilerimiz bize aittir. Sizinle aramzda bir hkmleme de yoktur, Allah, sizi de bizi de bir araya getirecektir ve gidi onadr.[43] Hz. Peygamber, getirdii hukuka uymada ok titiz davranm ve hibir sapma yapmadan ona tam tamamna uymutur. Bu bakmdan ona hibir adaletsizlik izafe edilememitir. Eer, o, dil deilse baka kim dil olabilir! Hz. Peygamberin herkes iin ortaya konulan hukuka uymas bir esas olduuna gre ondan sonra i bana gelecek olan idarecilerin ayn hukuka uymalar elbetteki bir esas ve bir mecburiyettir. Kur'an'n yan sra o, kendisinden sonra halkn idaresini stlenecek olanlar, hukuka uygun davranmaya davet etmi ve onlarn bundan mesul tutulacaklarn bildirmitir: nsanlara bakan olan, onlarn obandr ve idarelerinden sorumludur. [44] darede herkes, igal ettii mevkiye gre bir mesuliyet tar. Hz. Peygamber, dil devlet bakanlarnn, teki dnyada en yksek mevkide bulunacaklarn, byle olmyanlarmsa her trl mevkilerini kaybedip Allah'a ok uzak kalacaklarm da haber vermitir.[45] slm'da hkmet daima bir hizmet hkmetidir ki bu Reslullah tarafndan yle ifade edilmitir: Toplumda en ok sevap alan o topluma hizmet edendir.[46] Islm dnceye gre insanlara hkmetmek iin deil, onlara hizmet etmek iin hkmet olunur ki biz bunu Salih Tuun da aka ifade ettiini gryoruz: Medine'de tesis edilen ilk slm devleti bizatihi hkm srmek, srf madd ynden insan ktlelerini tebaa olarak nefsinde toplamak gibi gayeleri

hedef ittihaz etmemiti. Hasseten Peygamber bir devlet reisi sfatiyle dahil ve haric siyasette en iyi rnekleri vermek ve devletten beklenenin, idarecilerin tamamen dnda halka hizmet olduunu gsterme eklinde tatbikatta bulunuyordu.[47] Kanunlara ve halk menfaatma uygun kararlar alp tatbik etmenin yolu ise istiareden geer. Kur'an'da istiaresiz bir hkmet kabul edilmez. Hatta idareciler bir yana bizzat Hz. Peygamberden bile istiare yapmas istenilir: hususunda onlarla mavere et. Bir kere de azmettin mi artk Allah'a dayanp gven[48] M'minlerin hallerinden bahseden dier bir ayette ise istiareye yle temas edilir: Onlarn ileri aralarnda mavere (ile)dir.[49] Biz Peygamber'in eitli ilerde halkla istiareler yaptna ahit oluyoruz ki bunlar arasnda harp ileri, esirlere yaplacak muamele, namaza ar[50] ve mevzuumuz asndan nemli olan devlet gelirlerinden dman tarafa verilip onu kazanma misallerini sayabiliriz. Reslullah, Hendek sava srasnda Mekkelilerle birlik olan Gatafan kabilesine Medine hurma mahsulnn yarsn vermeyi dnd ve bunun iin de Evs ve Hazrec kabilelerinin reislerini arp grlerini ald. Onlar bunun Allah'n bir emri olup olmadm sordular. Hz. Peygamber; eer byle olsayd danmaya yer olmyacan ve fakat sadece kendi gr olduunu syledi. Onlar bunun zerine, harp yapacaklarn ve bir ey vermelerinin doru olmyacan ileri srdler, Reslullah da onlarn bu grlerini doru buldu.[51] mam Muhammed, Kur'an'daki istiare emrine uvan Hz. Peygamber'in, ailelerinin gnlk nafakalarna varncaya kadar her eyde arkadalar ile istiareler yaptn, syler.[52] Hz. Peygamber'in yukardaki istiaresinde de belirttii gibi, Kur'an'da hkm ortaya konulan meseleler danma mevzuuna girmezler. nki danma meclisleri, meseleyi, Allah'n koyduu hkmlere ters den bir zme balyamazlar. stiare, Hz. Peygamber'den sonra da idarecilerin sk sk m-racat ettikleri bir husus olmutur. [53]

Birinci Blm VERGLERN VE HARCAMA YERLERNN ORTAYA IKII A Mekke Devrinde Mal-Din Mkellefiyetlerin Ve Sarf Yerlerinin Ortaya k 1- Mekke Devrinde Mal-Din Mkellefiyetlerin Ortaya k
slm'da devletin ortaya k ve merkez bir hkmetin kuruluu ile iktisad hayat temelinden deimi ve devletle beraber mecbur vergiler de ortaya kmtr. Verginin mecbur olmas bir meyyideye ihtiya gsterir. Bu da devletin meyyidesidir. Bunun yan sra verginin kanun olmas gerekir. Kanun ise siyas tekilatlanmann olduu yerde sz konusu olur. Kabile anarisi hakim olan ve kk ehir-devleti eri oluturan boylar aras daim bir srtmenin bulunduu yerlerde tam bir devlet meyyidesinden bahsedilemez. Durum byle olunca da, ehir-devlet idarecileri herkese mil mecbur vergi ykleme gcn kendilerinde bulamazlar. Ancak halk, belli ve ou din hizmetlerin yaplmas iin inanlarnn da etkisiyle geleneksel baz yardmlar yaparlar, tte slm gelmeden nce Arabistanm durumu byleydi. Kur'an'da slm'dan evvel mrik ve putperest kabile topluluklarnn zira mahsul ve hayvan srlerinden belli bir hisse ayrdklar ve din gayelerle bunlarn bir ksmm Allah'a ve dier bir ksmn ayrca ilahlara tahsis ettikleri anlatlr. Onlarn, Allah'n yannda varsaydklar ilhlara bir hisse ayrmalar tenkid edilir ve yle denilir: Tarlalarndan ve sr hayvanlarndan elde ettiklerinden, onlar, Allah iin bir nasib, bir hisse ayrrlar ve u, Allah'n, bu da bizim tanrlarmz iindir (derler), ne yakksz bir iddia! Onlarn, tanrlar iin ayrdklar hisse Allah'a varmaz ve fakat onlarn Allah iin ayrdklar nasibler onlarn tanrlarna varr, onlarn hkm verip dndkleri u ey ne kadar ktdr[54] Burada sadece Allah'a yani onun yolunda harcanmak zere bir hisse ayrlmas fikri telkin edilir ve ondan bakas adna yaplp da heder edilen tahsislerin ok yanl bir inan ve dnceden kaynakland anlalr. Nahl sresinde gene ayn mevzuya temas edilir ve bu sefer sadece ilahlara ayrlan nasiblere yer verilip yle denilir: Kendilerine rzk olarak verdiimizden onlar, o kendini bilmezler (putlar) iin hisse (nasib) ayrrlar. Allah'a andolsun ki dzmekte olduunuz (bu iftiralar) dan elbette mesul olacaksnz.[55] slm ncesi devri anlatan bu iki ayette "Nasib" terimine yer verilmesine karlk Islm devir iin biraz sonra greceimiz gibi baka terimlere yer verilir. Mrikler bir ksm hayvan ve ekinleri kendi kendilerine haram sayarlar, putlar adna hayvanlar

muhtelif isim ve iaretlerle salarlard. Bylece ilahlara ayrlan bu nasiblerden fakirlerin yararlanmas sz konusu deildi ki Kur'an'da onlarn bu tutumlar iddetle tenkid edilir.[56] M'minlerden ise Allah adna kestikleri kurbanlarndan yemeleri, fakire ve yoksula da yedirmeleri istenmektedir.[57] Hicretten nce mslmanlar Mekke'de bir devlet kuramadlar. Bununla beraber, saylar az olmasna ramen aralarnda birlik vard ve Hz. Peygamber (s.a.v.)'in etrafnda toplanmlard. Bylece onlar, bakanlar olan bir toplum oluturuyorlard, fakat daha henz bir devlet ve devlet iin gerekli olan bir lke yoktu. stelik kendileri Mekke ehir Devletinin iinde yayorlard ve bu devlet onlar isyan etmi kimseler olarak gryordu. phesiz mslmanlar inanlarna ters den bu devlete itaat edemezlerdi. Hz. Muhammed (s.a.v.)'in etrefmda kmelenen mslmanlar mstakil bir cemaat tekil ettiler. Bu cemaatin iinde Ebu Bekir gibi zenginler ve Bilal Habe gibi hibir eyleri olmyan, stelik eziyetlere maruz kleler vard. Cemaatin korunmas ve muhtalara yardm iddetle kendisini hissettiriyordu. Bu sebeple varlkl olanlar Allah yolunda: fi-seblillah muhta kimseler uruna harcamaya tevik edildiler. Salih Tu'un ifade ettii gibi Mekke'de nazil olan ilk srelerde mslmanlara fakirlere yedirme eklinde mal mkellefiyet fikri alanyordu.[58] Yeme ve doyma ihtiyac, her trl ihtiyatan nde gelir. O dnem, mslman fakirlerinin en fazla buna ihtiyac vardr. Mesel nzul sras 4. olan ve Kur'an'da 74. sray igal eden Mddessir sresinde hiret gn anlatlrken, cehennemdekilerin bu akbete dnya hayatmdayken namaz klmamalarnn yan sra yoksul (miskin)lar "ifm" etmedikleri yani doyurmadklar iin duar olduklar anlatlr.[59] Yedirme ve doyurma manasna gelen "it'm" terimini gene Mekk olan Beled sresinde de gryoruz. Biz ona iki de yol gsterdik Fakat o, sarp yokua trmanamad.

Bu sarp yokuun ne olduunu sana hangi ey bildirdi?


(O) kle azad etmektir, Yahut (salgn) bir alk gnnde yemek yedirmektir; Yaknl olan bir yetime, Yahut toprakta srnen bir yoksula.[60] Burada fevkalde zamanlarda, zor ve fakat mslman tarafndan mutlaka yerine getirilmesi gereken eyler anlatlr ki bunlar da; kle azad etmek ve yemek yedirmek xtlarak karmza kar. Mekke'de mslman olan klelere yaplan ikenceler herkese bilinir. Bunlara sahip klp efendilerinden satn alnarak azad edilmeleri, mslman cemaatn glenmesine sebep olacaktr. Nitekim O dnemlerde Bill Habe gibi baz klelerin satn alnp azad edildiklerine ahit oluyoruz. Mslmanlar Mekke'de ok zor gnler geirdiler ve hatta muhasaraya bile alndlar. Byle zamanlarda birbirlerine destek olmalar ve alktan kalkamyacak duruma gelenleri doyurmalar, mslmanlar iin kanlmaz bir mkellefiyet olarak gsterilir. Mekke'de mrikler Kur'an'daki "fakiri doyurma" istei ile alay ediyorlard ve; "Allah'n dileyip de yedirecei kimselere biz mi yedirecek misiz? diyorlard.[61] Bylece onlar bu yeni dinin toplumsal gvenlik messeselerine kar kyorlard. It'm teriminin yan sra bu dnemde "ta'm" terimine de yer verilir ki bu da ayn manaya gelir.Isyan halinde olan insanlara Allah yle seslenir: Hayr, siz bilakis yetime kandrmazsnz.[62] ikramda bulunmazsnz Yoksula yedirmek iin birbirinizi

Ma'n sresinin 3. ayetinde gene ayn terim yer alr.[63] Bir ksm Mekk srelerde "infk"tan da sz edilir ve m'min-lerden Allah'n kendilerine rzk olarak verdiklerinden hayra harcamalar istenilir. Bu harcamalarn onlarn servetlerini azaltmayp bilakis daha da artmasna sebep olaca ve kesat bulmyacak bir kazanca yol aaca ifade edilir.[64] Mekk srelerde yetim ve yoksullar doyurmann tesinde "hakk"tan da bahsedilmekte ve bundan yararlanacak olanlar da belirtilmektedir, ilgili ayetlerdeki "hakk" mal mkellefiyet ve vergi manalarna gelmektedir. Bylece bir adm daha atlarak malda bakalarnn da hakk bulunduu fikri telkin edilmitir. Burada nemli olan dier bir husus da "it'am" ve "ta'am"

terimleri herhangi bir mala deinilmeden zikredildii halde "hakk" terimi ile beraber bazan "mal" kelimesine veya bir mal eidine de yer verilmi olmasdr. Kalem sresinde gemi devirlerde mahsullerinden fakirlere hibir hak tanmak istemiyenlerin bahelerine gelen felaket uzun uzadya anlatlr.[65] Bylece fakirlere denecek hakkn servet iin bir emniyet olaca, aksi halde servetin helak olup gidecei uuru alanr. En'm sresinde eitli meyveler saylr, ekinlerden bahsedilir ve her biri mahsul verdii zaman mahsulnden yeyin. Devirildii gn de hakkn verin, israf etmeyin, nki O (Allah) israf edenleri sevmez denilir.[66] Bu ayetle m'minler zira mahsullerinden aka vergi vermeye davet ediliyorlar. Zriyat sresinde de m'minlerin mallar zerinde, fakirlerin bir hakk bulunduu anlatlrken yle denilir: Onlarn mallarnda dilenen ve yoksulun da bir hakk vardr. [67] te yandan bu dnemde genel olarak "hakk"an bahsedilmesi yannda bunun "belli bir hakk: hakk'un malum" olduu da ifade edilmitir, insann mal karsndaki tavr, kiinin varlkl ve yoksulluk zamanlarnda sahip olduu ruh hali, ilgi ekici bir tarzda anlatldktan sonra, m'minlerin yle olmadklar belirtilir ve onlar; Mallarndan dilenen ve mahrum iin belli bir hakk tanyanlar olarak vasflandrlrlar.[68] Mekke devrinde nazil olan bir ksm srelerde ise mala temas edilmeden dorudan hak sahiplerine haklarnn verilmesinin em-redildii de olmutur: Haydi akrabaya, yoksula, yol oluna (yolcuya) hakkn ver.[69] Bu arada gene bu dnemde "adalet" ve "ihsan" kaideleri vazedilmi ve bunlarla beraber akrabaya vermenin Allah'n emri olduu bildirilmitir: phesiz ki Allah adaleti, ihsan, akrabaya vermeyi emreder[70] Bakalarn ezerek ve onlarn her trl haklarn gasbede-rek stn gelmenin bir eref sayld toplumda islmiyet; adaletsizliin ve gasbetmenin aksine adaleti ve vermeyi emrediyor. Grld zere bu ayetlerde "verme: t" emri vardr ki Salih Tu daha sonraki zamanlarda gelen baz ayetlere dayanarak bunun "zekt verme" manasnda olduunu syler.[71] Mekke'de her ne kadar bir devlet yok ise de bu dnemde "zekt" teriminin kullanldn da gryoruz. Mesel Mekk bir srede m'minlerin sfatlar anlatlrken; ki onlar zekt (vazife) lerini yapanlardr.[72] denilir ve gene bu devirde gelen Rm sresinin 39. ayetinde, daha henz yasaklanmam olmasna ramen faiz ile zektn mukayesesi yaplr ve bylece kredi meselesinin ilerde bu messese iinde halledilecei fikri uyandrlr. Muhammed Hamidullah bu dnemde zektn durumu hakknda u bilgiyi veriyor: Henz daha bir devlet ve hkmete sahip olmamakla birlikte, daha hicretten evvele raslyan bir devirde vahyolan Kur'n- Kerim ayetlerinde, kelime manas; artma ve arndrlma, gerekte ise; artarken arnma, eklinde olan zekat terimi ile yine kelime manas; iyilik, doruluk, gerekte ise, dosdoru ve sadk imana bir delil olmak zere iyilik yapmak, eklinde olan sadaka terimi yer alm vaziyettedir, ite bu iki terim, henz balang devrinde bile, fiiliyatta, tasadduk, dediimiz; mal varlndan bir ksmn iyilik ve hasenat urunda sarfetme tatbikatnn toplulukta mevcut olduu ihtimalini bize gstermektedir.[73] Her ne kadar "zekat" terimi muhtelif cins mallardan belli nis-betlerde alman bir vergiyi ifade ediyor ve gene ayn ekilde Me'ric sresinin 24. ayetinde "belli bir hakk" ifadesine yer veriliyorsa da hicretten nce bir devletin ve madd bir meyyidenin bulunmamas sebebiyle Mekke devri iin mecbur bir vergiden bahsedilemez. Yusuf Kardav, Mekk srelerde geen "zekt"n, Medine'de farz klnp miktar ve sarf yerleri belli edilen zekt olmayp her trl kayttan uzak ve mzminlerin kendilerine braklm zekt olduunu syler. "Belli hakk" ifadesine de yer veren Kardav, bunun bizzat mkellef tarafndan tayin edildiini ileri srer.[74] M. Hamidullah ise madd meyyide olmamasna ramen gene de mecbur vergilerden sz ederek yle der: Bu ayetlerin indii gnlerde henz bir cebir ve madd meyyide sz konusu deildir, fakat aka hissedilmektedir ki bu ayetlerde mevzubahs olan ilh buyruklarda, alelade; sadaka verme ve hasenat yapma, eklinde bir takm tavsiyeler sz konusu deildir. Bu ayetlerde, vazedilmi, mecbur, belli usul ve nizamlara balanm ve herkese bilinen vergilerden bahsedilmektedir. phesiz burada madd meyyide ve hatta bir vergi tekilat yoktur[75] Mslmann kendini vergi deme mecburiyetinde grmesi ile bizzat devletin kanun gerei vergi toplamas ayr ayr eylerdir. Vergi mecburiyeti denilince, bundan kanun mecburiyet anlalr ve bu gelirler bir devlet geliri olarak dnlr. "Belli hakk" ifadesine gelince Hz. Peygamber (s.a.v.) kendiliklerinden mallarnn vergisini vermek istiyenlere belli nisbet ve tarifeler sylemi olabilir. Burada, vergi nisbetlerinin daima Reslulluh tarafndan tayin edildiini unutmamak gerekir. Dier yandan Mekke devrinde Hz. Peygambere vergi tahsil selahiyeti de verilmitir ki Salih Tuun bu husustaki aklamalar bizim iin yeterlidir: Mekk 7. srenin 199. ayetinde

Peygambere; fazlasn al, denerek deta bir tahsil selahiyeti tannmaktadr. Bu ayeti Ibn Abbas; onlarn mallarndan mnasip olan ekilde bizzat sen al ve keza bu mallardan sana getirdikleri takdirde al, eklinde tefsir etmektedir ki gerek ayetin sarih ifadesi ve gerekse mezkur tefsir tarz bizi peygamberin henz Mekke'de iken bile bu mal mkellefiyetleri bizzat tahsil ettii veya gerekli yerlere sar-fetmek zere bu mkellefiyet konusu mallar mslmanlar kendisine getirdikleri takdirde bunlar kabul ettii kanaatma gtrmektedir. Bu da aka Mekke safhasnda bu mal mkellefiyetlerin ksmen merkez bir elde topland manasna gelebilir.[76]

2- Mekke Devrinde Mal Harcamalar


Grld gibi Mekk srelerde Allah tel, o dnemde m'minlerin vergi olarak ayrdklar paylar, nerelere vereceklerini ak olarak bildirmitir. Eer onlar bu vergilerini, gsterilen yerlere kendileri vermeyip Hz. Peygamber'e getirmi olsalar bile gene de onlarn sarf yerleri deimiyecek ve bu sefer harcama, merkez bir elden yaplm olacaktr. Salih Tu'un da belirttii gibi o devirde vergiler her iki yoldan da hak sahiplerine ulatrlmtr.[77] Mekke devrinde gsterilen hak sahiplerinin banda "fakirler11 gelir ki bunlar ayetlerde "miskin" yahut "'mahrum" olarak geer. Bu kimselerin doyurulmas istenilir veya haklarnn verilmesi emredilir. O devirde "doyma" her trl ihtiyatan nde gelir ve fakir; "toprakta srnen" olarak vasflandrlr.[78] Fakirlerin doyurulmas istenen ayetlerde emir sigas kullanlmam buna karlk "hakk'n denmesi sz konusu edilen ayetlerin bir ksmnda "ti: ver" emri kullanlmtr. Bylece hak sz konusu olunca emir ortaya km.[79] Artk mesele bir ikram olarak anlalmamal, bir hakkn sahibine verilmesi eklinde dnlmelidir. Dier bir hak sahibi "dilenen: s"dir ki bu da netice itibariyle bir fakirdir. Az yukarda kaydettiimiz ayetlerde grld gibi, sil, mahrum ile beraber gemektedir. Bundan da "s"in; ihtiyacn ortaya dken, "mahrum"un ise; izzet-i nefsinden dolay ihtiyacm syliyemiyen kimse olduu manas kar. Bu tr hak sahihleri aratrma ile ortaya karlmaldr. Hak sahiplerinden bir dieri bakacak kimsesi bulunmyan "yetimler"dir. Bir nceki mevzuda geen yetimlerle ilgili ayetlere bakacak olursak, bunlar doyurmann ve sndklarnda kovmamann ve her trl iyi muamelede bulunmann bir vazife olduunu grrz. Mekke devrinde mal-din mkellefiyetlerden yararlandrlacak olanlar arasnda "yol olu : ifens-SebTi de grmekteyiz.[80] Bu terim; yolcu veya yolda kalan kimse manasna gelir. Muhtemelen bunlar Mekke'nin dna kmak istiyen yahut g yapmak zorunda kalan fakir mslmanlard. Veyahutta merak saikasiyle Hz. Muhammed (s.a.v.)'i grmeye gelip de mslman olan misafir muhtedilerdi. Nitekim bu dnemde bir ksm mslmanlarm Habeistan'a glerine ve Medine'den gelip Reslullah ile biat yapanlara ahit oluyoruz. Klelere gelince, Mekke mslmanlar arasnda bunlarn saylar hi de az deildi ve onlar eitli ikencelere maruz idiler. Bu gibilerin efendilerinden satn alnp azad (fekk) edilmeleri bir zaruret olarak ortaya kmt.[81] Dier bir snf ise "akrabalar"dr ki bunlara haklarnn denmesi emredilmitir. ok yakn akrabalarn nafaka haklar vardr.[82] Meden surelerde bunlarn banda ana-baba zikredilir ve sonra genel olarak, akrabalar, ifadesine yer verilir.[83] Nafaka haklan bulunmyan akrabalar dier fakirler gibi normal vergilerden yararlandrlrlar. Gerek Mekke ve gerekse de Medine devirlerinde, ok yakn akrabalar arasnda ve bilhassa Mekke'de bir ailenin fertleri arasnda din fark bulunuyordu. Bu farkllk, mslmanlarm, mrik yaknlarna yardm etmeleri hususunda tereddtlerine yol at ve onlar kendilerinden yardm istemee gelenlerin nce mslman olmalarn istiyorlard. Mfessir Cesss (305-370 H) tarafndan anlatldna gre Reslullah; m'minlerin ancak kendi dindalarna yardm edebileceklerini sylemiti ve fakat bu, Allah tarafndan tasvip grmedi.[84] Eb Ubeyd, Ibn Zenceveyh ve Fahru'd-dn el-Raz'nin de kaydettikleri gibi bu mevzuda Allah, Bakara sresinin 272 yetini gnderdi: (Habibim) onlar (insanlar) hidyete erdirmek senin zerine bor deil. Ancak Allah hidyeti kime dilerse ona verir. nfak edeceiniz hayr (mal) kendi faidenizedir. Zten siz (Ey m'min-ter) Allah'n rzasn aramaktan baka bir suretle infak da etmezsiniz ya. (Allah yolunda) maldan harcadnz size fazlasiyle denecektir. Siz hakszla uratlmyacaksnz. Ad geen melliflerin ifadelerine gre, bunun zerine Hz. Peygamber; dier din mensuplarna da mslmanlarm yardm yapabileceklerini duyurdu. Bu mellifler yukarda kaydettiimiz yetin nzul sebebi olarak Ensr'n yahudi Kureyza ve Nadir kabilelerinden baz akrabalarna yardm etmek istemelerini gsterirler. Bu durumda yet Medine'de nazil olmutur. Fahruddin el-Raz, pek ok nzul sebepleri arasnda birinci srada Ebu Bekir (r.a.)'in kz Esm'nn mrik anne ve

ninesinin kendisine yardm iin mracat etmelerini kaydeder. Buna gre de hdise Mekke'de gemi olmaktadr.Yukardaki yet geldikten sonra m'minler farz deil ve fakat sadaka kabilinden dier din mensubu akrabalarna yardmlar yapmlardr.[85] slm'n yayl biimi nazara alnrsa bu eit vak'alarn heriki yerde de gemi olaca hkmne kolayca varlr. Medine devrinde vergiler daha belirgin bir ekilde ortaya km ve sarf yerleri de yukarda saylanlara ilaveten daha da oalm ve kesin ekil almtr. [86]

B- Medine Devrinde Vergilerin Ve Sarf Yerlerinin Ortaya k 1- Vergilerin Ortaya k


Hz. Muhammed (s.a.v.) Milad 622 tarihinde Medine'ye hicret edince orada bir devlet kurdu ve bu devlet iin bir de yazl anayasa hazrlad. Bylece o, madd bir meyyideye yani bir devlet gcne sahip oluyordu. Evvelkilerle beraber bu dnemde ortaya kan mal mkellefiyetler artk bir devlet vergisiydi. Devletten beklenen hizmet ve gayeleri vergisiz yerine getirmek mmkn olmadndan bu vergilerin muntazaman toplanmas gerekiyordu. Bu sebeple devlet, maliye tekilatn kurmakta gecikmedi. Reslullah hicreti srasnda urayp bir sre kald Medine yaknndaki Kba kynde irad ettii ilk cuma hutbesinde vergiye de temas etti ve; Yarm hurmayla bile olsa kendinizi ateten koruyun.[87] diyerek halk en st derecede mal mkellefiyetleri yerine getirmee davet etti. Bir sonraki bahiste ele alnaca gibi Medine ehirDevleti kurucu anayasas belli baz masraflar karlamak iin mecbur demeler getiriyordu. slm devletinin ilk vergi eidi olan "zekt" kesin olarak hicretin, 2. ylnda farz klnd.[88] Medine devrinde gelen vergi ayetlerinin bir ksm, Mekke'de olduu gibi hem vergi mkellefiyeti getiriyor ve hem de baz sarf yerlerini gsteriyordu. Bir ksm ayetler ise sadece vergiye temas etmektedirler. Bu dnemde mecburi vergiyi ifade eden "sadaka" ve bilhassa "zekat" terimi ayetlerde sk sk geer. Zekt genellikle namazla beraber zikredilir. Bu da Allah'a kar yerine getirilecek vazife ile topluma kar yerine getirilecek vazifenin ayn derecede nemli olduklarn gsterir. Mal mkellefiyetleri yerine getirmiyenler stn hayra eriemezler ve itaat etmi de saylmazlar ki u yet bunu aka ortaya koyar: (Namazda) yzlerinizi dou ve bat ynne dndrmeniz, birr (Allah'a ulatran hayr ve taat (bu) deildir. Fakat birr; Allah'a, ahiret gnne, meleklere, Kitaba ve peygamber'e iman eden, maln (Allah) sevgisiyle (yahut mala olan sevgisine ramen) arkabaya, yetimlere, yoksullara, yol oluna (yolda kalm kimselere), dilenenlere ve kleleri (kurtarmak iin) veren, namaz dosdoru klan, zekt veren (kimselerin), ahidletikleri zaman szlerini yerine getirenlerin, skntda ve hastalkta ve muharebenin kzt zamanlarda sabr-u metanet gsterenlerin (birridir). Sadk olanlar onlardr ve onlar takvaya erenlerin ta kendileridir.[89] Bu ayette hem normal vergi olan "zekt"a yer verilmekte ve hem de onun stnde olaanst zamanlarda denmesi gereken fazla bir vergiye temas edilmektedir. Bu iki mkellefiyetten birisi iin "mal verme" tekisi iin de "zekt verme" ifadesi kullanlmtr. "hsan" terimi de "birr" gibi her trl iyilii, stn hayr ve bu arada mal mkellefiyeti ifade etmektedir. ki ayr Meden srede "hsan" teriminin dorudan mal mkellefiyet ifade ettiini gryoruz. Bunlardan birisi Bakara sresindedir ki orada sril oullarna verilen talimattan bahsedilirken yle denilir: Allah'tan bakasna ibadet etmeyin, ana-babaya, hsmlara, yetimlere, yoksullara ihsanda bulunun, insanlara gzellikle syleyin, dosdoru namaz kln, zekt verin[90] Gemi dinlerin slm tarafndan ilga edilmemi olan hkmleri mslmanlar iin de hkm ifade ettiinden bu ayet dolayl olarak mslmanlar iin de bir talimat tekil eder. Bu ayette "ihsan" normal verginin de tesinde fazla bir mkellefiyeti ifade eder, nki burada normal vergi olan "zekt" ayrca zikredilmi bulunmaktadr. Ayetlerden dieri ise Nisa sresindedir ki orada hitap dorudan m slm ani aradr ve ihsandan yararlanacak olanlar tek tek saylmtr.[91] Zekt kelimesinin getii ayetlerde onun sarf yerleri gsterilmez. Fakat ayn ekilde gene mecbur vergiyi ifade eden mesel "infk" ve "sadaka" terimlerinin getii ayetlerin bazlarnda zekatn sarf yerleri gsterilmitir. Mekke devrinde, mal mkellefiyetleri belirten terimlerin pek ounun hicretten sonra da aynen kullanldn grrz. "It'am: yedirme, doyurma" terimine bu dnemde bir tek ayette rastlanr

ve burada ilk defa "esir'den bahsedilir ki ilk olarak Be-dir'de hicretin 2. ylnda esir alnm ve m'minler onlar doyurmaya tevik edilmilerdir.[92] "nfak"tan bahseden ayetler ise bu dnemde daha da oald ve bu terimin mecbur vergiyi ifade etmesi belirgin bir hale geldi. Kur'n- Kerim'in ba tarafnda; Onlar gayba inanrlar, namazlarn dosdoru klarlar, ve kendilerine rzk olarak verdiimizden de infak ederler[93] eklinde namazla yan yana zikredilen "infak" bundan sonra namazn yanndaki yerini "zekt" kelimesine brakt. Medine'de her geen gn mslmanlarm says oalyor ve bu ehre her taraftan gler oluyordu, islm'a katlan bu yeni mslmanlar, nafaka ve vergi hususunda mal mkellefiyetlerin ne olduunu ve tabiatiyle nisbetinin de ne olacam soruyorlard. Bu durumu tebarz ettiren ayette yle denilir: Sana hangi eyi vereceklerini sorarlar. De ki; fazlay (ihtiyacnzdan artan) verin.[94] Nitekim yukarda getii zere Hz. Peygamber'e Mekke devrinde de "fazlay" almas hususunda bir selhiyet verilmiti. Bu fazlann ne olduu yani muhtelif cins mallarn matrah ve vergi nisbetlerinin tayini Hz. Peygamber tarafndan yapld. Bir baka ayette de onlarn bu eit sorularna bir ksm sarf yerleri saylarak cevap verildi.[95] Infak, mslmanlarm deyecekleri btn vergi eitlerini iine alan ve mecburilii ifade eden bir terimdir ki Bakara sresi 267. ayette bunu aka gryoruz. Ey iman edenler infak kazandklarnzn en gzellerinden ve sizin iin yerden kardklarmzdan yapn. Gz yummadan alcs olmadnz pek di, baya eyleri vermee yeltenmeyin. Bilin ki phesiz Allah her eyden mstanidir, asl hem de layk olan O'dur. Burada gerek zira olsun ve gerekse de ticar, sna ve mden olsun her trl kazan vergiye tbi tutulmakta[96] ve denecek maln kalitesine de temas edilmektedir. Medine devrinde "sadaka" terimi bir ksm ayetlerde, gnll yardmlar, manasna geliyorsa da bazlarnda dorudan mecbur vergiyi ifade ediyor. Tevbe sresinin 60. ve 103. ayetlerinde, sadaka mecbur vergiyi ifade eder. Bunlardan ilkinde zektn sarf yerleri kesin eklini alrken, tekinde Hz. Peygambere, zekt tahsil emri verilerek yle denilmektedir: Onlarn mallarndan sadaka al ki bununla kendilerini temizlemi ve onlar bereketlendirmi olasn.. Kur'nda vergi matrah ve nisbetleri tayin edilmi deildir. Ancak bu kitapta vergiye tbi btn mallarn hemen hemen hepsi gsterilmitir. Bu mallar bazan; "ottun, gm" olarak ismen, bazan "ekin, meyve" olarak cins ve nevi eklinde, bazan kazandklarnzdan, yerden sizin iin kardklarmzdan. eklinde genel ve gene "mal" ismi altnda her eyi kapsyan bir ifadeyle dile geti-rildi.[97] Buraya kadar sylenilenler mslmanlardan alman vergilerle ilgilidir, islm Devletinin gayri mslim tebaas ise; zira mahsullerinden hara ve ticar mallarndan da gmrk vergisi demelerine ramen, birikmi paralar, ticar mallar ve hayvan srleri zerinden herhangi bir vergi demezler. Buna karlk onlarn eli i tutan ve bir meslek sahibi olanlarndan cizye alnr ki[98] bu vergi Kur'an'a ve Reslullah (s.a.v.)'m tatbikatna dayanr; Kendilerine kitap verilenlerden ne Allah'a ne ahiret gnne inanmyan, Allah'n ve Peygamber'in haram ettii eyleri haram tanmyan, hak dinini din olarak kabul etmiyen kimselerle; zelil ve hakir olarak kendi elleriyle cizye verecekleri zamana kadar muharebe edin[99] Bu vergiden ilk defa hicretin 9. senesinde gelen Tevbe sresinde bahsedildii iin bundan nce islm Devletine balanan gayri mslim kabilelerden cizye alnmamtr. Mesel Makriz (766-845 H) Hayber Yahudilerinden bu sebeple cizye alnmadn kaydeder.[100] Kitap Ehlinden ilk defa cizye verenler Necrn Hristiyanlar olmutur ki bu, 9. hicret ylma rastlar. Bundan sonra ayn yl ierisinde Tebuk seferi srasnda, Eyle, Ezruh, Ezri't halk[101] de sefer ncesinde ve Bahreyn bu vergi dzeni ierisine alndlar. [102] Gayri halka halka ekine mslim tebaadan alman dier bir vergi de "hara"dr. Mlkiyeti devletin olan ve zerindeki sadece faydalanma ve kullanma haklarnn baland yerler ile, mlkiyeti gayri mslim braklan yerler, hara vergisine tabidirler. Hara; ya dorudan araziye veya dorudan yahutta r gibi ondalk hesabiyle mahsule konulan bir vergidir.[103]

b. Paraya evrilen kan diyetleri, "me'k" dzenine gre denecek, c. Dmana esir denlerin gerekli fidyeleri denip kurtarlacaklardr. d. Anayasann 24, 37 ve 38 maddelerine gre; devleti tekil eden mslman ve yahudi unsurlardan her biri harp masraflarm kendileri karlyacaklardr.[104] Burada da grld gibi mal mkellefiyetler, bir ksm ayetlerde olduu ekilde sarf yerleri zikredilerek konuluyor.

Mekke'de olmad halde Medine'de "Muhacirler" snf ortaya kt. Bunlar, her eylerini brakarak Allah yolunda hicret etmi kimselerdi. Bunlarn barndrlmas ve doyurulmas ilk zamanlarda slm Devleti'nin nemli bir meselesiydi. Medine'ye muhaceretler Mekke'nin fethine kadar srd. Kur'n'da genel olarak fakirlerden ayr bir ekilde bunlara da temas edildi ve onlara yardm arsnda bulunuldu: Sizden fazilet ve servet sahibi olanlar; akrabalarna, yoksullara, Allah yolunda hicret edenlere vermelerinde kusur etmesinler.[105] Neticede yerliler, muhacirlere gsterdikleri alaka sebebiyle Ensr: yardmclar unvann aldlar ve cennette mjdelendiler.[106] Yersiz yurtsuz kimselerden bir ksm kardelik antlamas gerei evlere gtrlrken bir ksm da hicretten 7-8 ay sonra tamamlanan Mescid-i Neb'nin arka blmnde kalyorlard. M'minler kendi kendilerine yaptklar vergi tahsisleriyle bunlara baktlar. Bazan ok di mallarn da getirilmesi sebebiyle Allah bir uyarda bulundu.[107] Mekke devrinde olduu gibi hicretten sonra da fakir ve miskinleri doyurmak ve gelirlerden onlar yararlandrmak n srada gelmektedir. Ancak "ifam: doyurma" terimine hicretin ilk yllarnda nazil olan bir tek u ayette rastlanr: (Yemee olan) sevgilerine ramen yoksulu, yetimi ve esiri doyururlar.[108] Mslmanlarn bu tutumlarndan yukardaki ayet vgyle bahsetmektedir. Daha nce de temas edildii gibi burada ilk defa esirden bahsedilmektedir. nki mslmanlar ilk olarak hicr 2. ylda kar taraftan esir aldlar. Esirleri doyurmak ise onlar esir alanlara ait bir vazifedir. "Birr" yani insan Allah'a yaklatran stn iyilik ve hayrdan bahsedilen Bakara sresinin 177. yetinde ise mal verilecek kimseler u srayla saylrlar: Maln (Allah) sevgisiyle (yahut mala olan sevgilerine ramen) akrabaya, yetimlere, yoksullara, yol oluna (yolda kalan yolcuya) dilenenlere ve (kurtarmak iin) klelere veren.. Ayn srenin 215. yetinde, m'minlerin neyi verecekleri hususundaki sorularna, sarf yerleri saylarak cevap veriliyor ki bundan onlarn bu sorularnn, sarf yerleri hakknda olduu anlalyor. Bu yette aynen yle deniliyor: Onlar hangi eyi infak edeceklerini sana sorarlar. De ki; maldan vereceiniz ey, ana-babann, akrabann, yetimlerin, yoksullarn ve yol olunundur. Bu ayette akrabalarn yan sra ebeveyne de yer verilmektedir, islm'da her ikisinin de nafaka haklar bulunmakla beraber, akrabalar arasnda, mkellefin verecei zekta hak kazananlar da bulunmaktadr. Birr gibi Allah'a yaklatran iyilikleri ifade eden "ihsn"dan yararlanacak olanlarn bir ksm, nafaka hakkna sahipken dierleri sadece zekt veya gnll yardmlardan yararlanrlar. Nisa sresinin 36. Ayetinde ihsandan yararlanacak olanlar ylece saylrlar: Allah'a ibadet edin, O'na hibir eyi e tutmayn. Anaya-ba-baya, akrabaya, yetimlere, yoksullara, yakn komuya, uzak komuya, yannzdaki arkadaa, yolda kalma, sa ellerinizin mlik olduu kimselere (klelerinize) iyilik edin. Allah kendini beenen ve daima bbrlenen kimseyi sevmez. te yandan baz ayetlerde herhangi tahsis yerleri gsterilmeden genel olarak ihsandan bahsedilir.[109] Buraya kadar sraladmz ayetlerde, ister mecbur olsun, isterse de gnll olsun, birden fazla sarf yeri gsterilmitir. Baz yetlerde ise sadece "fakirler'den sz edilir.[110] Aslnda fakirlik yahut ihtiya iinde olma, veya geici olarak bir eye ihtiya duyma dier btn snflarn ortak zelliidir. Bu ortak zellik sebebiyle olmaldr ki Hz. Peygamber de eitli illere gnderdii yazlarnda; zenginlerden toplanacak vergilerin fakirler iin olduunu bildirmi ve dier snflara hi temas etmemitir: Zekt,, aranzdaki zenginlerden alnp yine aranzdaki fakirlere datlacak-tr.[111] Bakara 195. ayetle Nahl 90. yet ve bir de mslmanlar-dan tahsil edilen gelirlerin sarf yerlerini kesin olarak dzenliyen Tevbe sresi 60. ayet hri dier btn ayetlerde "fakir" deil yoksul olarak trcme edilen "miskin" terimine yer verilmi bulunmaktadr. Bu son srede ise her ikisi de birden yerlerini almlardr. te yandan gene baz ayetlerde "f sebilillah; Allah yolunda" eklinde ok genel bir ifade kullanlmtr. Medine'de nazil olup Kur'an'da ikinci srada yer alan Bakara sresinin 261. ayetinde yle denilir: Mallarn Allah yolunda harcyanlarn hli, yedi baak bitiren, her baakta yz tane bulunan bir tek tohumun hli gibidir. Burada Allah Tel iin ve O'nun yolunda harcanmak zere insanlar vergi demee tevik edilirlerken gene ayn srede "Allah yolunda" harcanmak zere vergilerini demiyen mkelleflere, kendi elleriyle getirecekleri

tehlikeler haber verilmekte ve yle denilmektedir: Allah yolunda mallarnz harcayn; kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayn. (Daima) iyilik edin. Allah muhakkak iyilik edenleri sever[112] Hicretin ilk yllarnda nazil olan Muhammed sresiyle, en son 9. ylda nazil olan Tevbe sresinde gene sadece "Allah yolunda" harcamaya davet vardr. Muhammed sresinde, toplumun ancak "Allah yolunda" harcanmak zere denecek vergilerle ayakta duraca, aksi halde yerini baka toplumlara veya iktidarlara brakaca yle anlatlr: te siz Allah yolunda (ancak farz olan) harcamanza davet edilmekte olanlarsnz. Fakat iinizden (yine) cimrilik edenler vardr. Kim cimrilik ederse ancak kendine cimrilik etmi olur. Allah (sizin infaknza muhta deildir) gandir. Siz ise (Onun) fakirlerisiniz. Eer yz evirirseniz, yerinize sizden baka bir kavmi getirir. Sonra da onlar sizin benzerleriniz olmazlar.[113] Tevbe sresinde ise Allah yolunda mallarm harcamyanlara uryacaklar ackl azab haber verilir: Altn ve gm yp ve biriktirip de onlar Allah yolunda harcamyanlar (yok mu?) te bunlara pek ackl bir azab mutula[114] ok eitli harcama sahalarna yorumlanabilecek olan bu terim, zektn sarf yerlerini en son ve kesin olarak tanzim eden yette ayr bir fasl oluturmutur. Pek ok srede ise; 'Allah yolunda mal ve canla cihd" emir ve istekleri vardr. Bu emir ve isteklere ok sayda Meden srede rastlanmasna ramen bilhassa hicretin 2. ylnda nazil olan Enfl sresinde ve en son 9. ylda gelen Tevbe sresinde daha oka rastlanr.[115] Bu iki sre harp ve ganimet hukukunu tanzim eden srelerdir. Bylece m'minlerden daha hicretin ilk yllarndan itibaren harp masraflarna itirak etmeleri istenmektedir ki kurucu anayasada bu hususun tasbit edildiini yukarda grmtk. Btn bu gsterilen yerlere mkellefler ya dorudan kendileri sarfta bulunuyorlar veya Hz.Peygamber'e yahut onun grevlendirdii memurlara vergilerini getirip teslim ediyorlard. Reslul-lah veya onun memurlar da bunlar Kur'an'da gsterilenlerden gerekli grdkleri snflara tahsis ediyorlard. Hz. Peygamberin harcama ve datm ekli baz mnafklarn houna gitmeyince[116] hicr 9. ylda mslmanlardan tahsil edilen vergilerin sarf yerleri daha nceki ayetlerde de gsterilenlere uygun olarak son ve kesin eklini ald: Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak ancak fakirlere, miskinlere, (sadakalarn) zerine memur olanlara, kalpleri (msl-manla) altrmak istenenlere, klelere, borlulara, Allah yolunda (harcamaya) ve yol oluna (yolda kalanlara) aittir. Allah hakkyle bilendir, tam hkm ve hikmet sahibidir.[117] Burada ilk ve son olarak, fakirler ve miskinler ayr ayr fasllar oluturmaktadrlar. Hz. Peygamber ayn sene btn illere ve btn blgelere vergi memurlarn kard[118] ve mslmanlarm demekle mkellef bulunduklar vergilerin tahsil ve sarf ilerini tamamiyle devlet tekilt ierisine ald ki bu ayn zamanda siyas heyetlerin Reslullah ile antlamalar yapmak zere youn bir ekilde Medine'ye gelip gittikleri seneye rastlyordu. Gayri mslim tebeann demekle mkellef bulunduu vergiler ise her zaman devlet eliyle toplanmtr. Buraya kadar anlattklarmz mslmanlardan tahsil edilen vergilerin sarf yerleridir. Gayr-i mslim tebeadan tahsil edilen vergilerle, ganimetlerden hazine hakk olarak alman "humus" gelirlerinin sarf yerlerini dzenliyen ayetler ise tamamen bakadr. Grld zere mslmanlarm dedikleri vergilerde Hz, Peygamber (s.a.v.)'e ve fakir de olsalar onun akrabalarna herhangi bir hak tannmamtr. Ancak onlar gayr-i mslimlerden tahsil edilen vergilerden yararlandrlmaktadr. islm Devleti bu tr gelirlere ilk defa 2. hicr ylda yaplan Bedir harbinde kavutuu iin, onlarn sarf yerleri de bunu metakp gelen bir ksm ayetlerde tanzim edilmitir. Bu harp srasnda gelen Enfl sresinin 1. ayetinde; ganimetlerin Allah ve Resulne ait olduu bildirilirken ayn srenin 41. ayetinde; ganimetlerin 4/5' gazilere braklm ve 1/5'i Allah'n, Resulnn, hsmlarn, yetimlerin, yoksullarn ve yolcunundur denilerek bunlar adna devlet haznesine maledilmitir.Aynca Hz. Peygamber 8. hicr ylda yaplan Huneyn muharebesinde ele geirilen ganimetlerin taksiminde grld gibi "mellefet'l-kulp: kalpleri kazanlmak istenenler^ de bunlardan bir hisse ayrmt.[119] Hicr 4. ylda yaplan Nadir kabilesi harbi zerine gelen Har sresinde, fethedilen yerlerin gelirlerine fey' ismiyle temas edildi ve bu eit gelirlerin ilnihaye sarf yerleri tesbit edildi.

Allah'n (fethedilen dier kffar) memleketleri ahlisinden Peygamberine verdii fey'i; Allah'a peygamberine, hsmlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalanlara aittir. Tki (bu mallar) iinizden (yalnz) zenginler arasnda dolaan bir devlet olmasn. Peygamber size ne verdiyse onu aln, size ne yasak ettiyse ondan da saknn. Allah'dan korkun, nki Allah'n azab etindir.

Mteakip ayetlerde bu gelirlerden yararlanacak olanlar arasnda; hicret etmi olan fakirler, onlardan nce Medine'yi yurt ve man evi edinmi olan kimseler (yerliler) ve gelecek nesiller yer almaktadr.[120] Ayn srenin 6. ayetine gre ise sulh ile ele geirilen yerler tamamiyle Hz. Peygamber'e braklmtr. Tabiatiyle o bu yerlerin gelirlerini hem kendisine ve hem de halkn menfaatna uygun yerlere harcamtr. Grld gibi ganimetlerden alnan humus gelirleriyle Har sresi 7. ayette gsterilen fey' gelirlerinin sarf yerleri ayniyet halindedir ve tahsis yerlerinden; yoksullar ve yolcular ayn zamanda zekat gelirlerinden de yararlandrlan kimselerdir Cizyenin nerelere sarfedilecei ise Kur'anda gsterilmemi, ancak ilerde temas edilecei gibi o da fey' ve hara hkmne tbi klnmtr.
Mekke ve Medine devirlerinde her eit mal-din mkellefiyetlerin veya dorudan mslmanlarm yapacaklar tahsislerin gsterilen sarf yerlerini bir araya toplamakta fayda olaca kana-tmdaym: 1. Allah (Onun hissesi KsChe ve cami hizmetlerine veya fakirlere harcanr). 2. Reslullah 3. Miskin (yoksul)ler 4. Fakirler 5. Mahrumlar 6. Dilenenler 7. Yetimler 8. Klelerin azad 9. Kle hizmetiler 10. Esirler 11. Yolcular 12. Ana,baba ve akrabalar 13. Hz. Peygamberin akrabalar 14. Borlular 15. Ar mal mes'uliyetler altnda bulunanlar 16. Kan diyetleri 17. Kurtulu fidyesinin denmesi 18. Harp masraflarn karlama ve malla cihada itirak 19. F-seblllah (Allah yolunda) 20. Zekt memurlar 21. Kalpleri kazanlmak istenenler 22. Muhacirler 23. Medineyi nceden yurt edinenler (fakir yerliler) 24. Gelecek nesiller 25. Komular 26. Arkadalar

Grld gibi bu sarf yerlerinden bazlarn bir tek smfta toplamak mmkndr. Nitekim Kur'an'da mslmanlardan alnan vergilerin sarf yerleri son olarak dzenlenirken bu i yaplm bulunmak t a dr. Kur'an'da sadece vergi mkellefiyetine ve vergiye tbi mal ve kazanlara temas edilmeyip her eit gelirin sarf yerlerinin de gsterilmesi; dnyada ilk kez devlet bakanlarnn keyf tasarruflarna son vermesi asndan nem tad gibi, gelirin yaygnlatrlmas ve itima gvenliin temini asndan da byk nem tar. nki bu sarf yerleri gzden geirilirse, vergilerin halktan gene halk iin ve onun yararna topland aka grlr. Eer byle olmasayd Kur'an sadece vergilerden bahseder ve bunlardan yararlandrlacak olanlara hi temas etmezdi.[121]

kinci Blm BEYTLMAL, MAL TEKLATLANMA Ve DVANLAR I. Beytlmal'in Ortaya k


Pek ok kaynakta beytlmlin Hz. mer zamannda ortaya kt kaydedilir. Reslullah zamanndaki tatbikata ve bir ksm hdiselere bakacak olursak beytlmlin Hz. Peygamber tarafndan ihdas edildiini aka grrz. Hz. mer'in yapt ey ise beytlmali geni bir tekilta kavuturmak olmutur. slm'da vergiler grdmz gibi sarf yerleriyle beraber ortaya kmtr. nce vergilerle ilgili kanunlar getirilip daha sonra bte hukuku getirilmi deildir. Bu durumda mecbur vergilerin ortaya kmasyle hazine hukuku da ortaya km olmaktadr. Toplanan vergiler acilen de sarfedilseler nce belli bir yer veya bir-binaya konuluyordu. Baz gelirler belli ihtiyalar iin alakonulu-yor ve bunlarn idaresine grevli memurlar tayin ediyordu. Mekke devrinde mecbur olmasa bile m'minlere baz mal klfetlerin getirildiini ve Hz. Peygambere onlarn kendiliklerinden getirdikleri vergileri alma selahiyetinin verildiini birinci blmde grmtk. Bu durumda Mekke dneminde bir devlet hazinesi olmasa bile mslmanlara ait, herhangi birisinin evinde bir hazinenin bulunabilecei dnlebilir. Bununla beraber grebildiimiz eserlerin hi birinde o devirde gerek gelir tahsilinin ve gerekse de sarf ilerinin merkezletirilmi olduuna dair hi bir iz mevcut deildir.[122] Kanaatmca bu husustaki malumatn yokluu Mekke'de mslmanlarn bir ksm faaliyetlerini gizli yrtmelerinden ileri geliyor. Medine devrinde ise, kurulan devlet ok ksa zamanda gerekli messeselere kavuturuldu. Su devirde Hz. Peygamber gerek vergilerin tahsili ve gerekse muhafaza ve sarf iin eitli memurlar tayin etti. Pek ok kaynakta; ganimetlerdeki devlet hissesi "humus" gelirlerine bakmak iin tayin edilen Mahmiye b. Cez'den bahsedilir.[123] Ancak kaynaklar onun ne zaman bu greve getirildiini bdirmiyorlar. Serahs (. 490 H/1097 M) ise Hz. Peygamberin Mstalk Oullarndan alnan humus (1/5) gelirine onu memur ettiini yazarken; Humus gelirleri onda toplanyordu diye bir kayt koyar.[124] Onun bu kaydndan Mahmiye'nin daha nce de bu ie bakt anlalyor. Mstalk harbi ise 5. hicr ylda yaplm bulunuyordu. el-Huz ise Bedir harbinde Eb Amr b. Abdi'l-berr'in humus gelirine memur edildiini yazmaktadr.[125] Bedir harbi ise 2. hicr ylda yaplmtr. Ayn sene ise zekt kesin bir mkellefiyet hkmn kazanmt. Hz. Peygamber tahsil edilen zektn yazm, bakm ve idaresi iin cinsine gre bir ksm memurlar tayin etti ki bunlar arasnda bilhassa Bilal el-Habe'nin ismi ok sk geer. Makriz (766-845 H) Bilal'in meyve zekatlarna, Abdrrahman b. Avf in da zekt hayvanlarna memur edildiklerini yazyor.[126] Az sonra mal tekilatlanma bahsinde ele alnaca gibi Bill (r.a.) al tun ve gm maden ve paralarnn bakm ve idaresiyle de ilgileniyordu. Salih Tu onun vazifeleri hakknda u bilgiyi veriyor: Medine'de bilhassa Bilal el-Habe toplanan sadakalarn muhafazas iinde temayz etmi bulunmaktayd. Mesela Peygamber, baz zamanlar medineli mslman kadnlara Mescidu'n-Nebev'de husus hutbeleri esnasnda, onlarn ellerindeki altun ve gmn zekatn vermeye davet eder ve hemen orada tediye edilen bu mkellefiyetleri Bilal elHabe toplar ve muhafaza ederdi. Herhangi bir sarf zaman yine kendisi Peygamberin emri zerine gerekli tahsisi yapard. Toplanan ayn sadakalar muayyen bir depoda muhafaza olunur ve bu yerden ihtiya halinde harcanrd.[127] Bu misaller bize devlet hazinesinin gelir eitlerine gre, en azndan hicr 2. ylda bir ksm binalara veya depolara kavuturulduunu gsterirler. Eer Medine'ye getirilen gelirler, bekletilmeden hak sahiplerine datlacaksa, bunlar ilgili depolara deil mescide gtrlr ve oradan datlrd. Mesel, Buhar (194-256 H) Bahreyn'den

gelen fazla miktardaki maln Reslullah'n emriyle Mescid-i Nebev'ye konulduunu kaydediyor. [128] M. Hamidullah, Hz. Peygamberin Mescid-i Nebi klliyesi ierisinde, 2, katta bulunan bir odasn "beytlmal" olarak kullandndan bahsederken yle der: zerinde bir de ikinci kat bulunan bir baka daireden de bahsedilir ki bu daire Merebe Alye yahut Gurfe veya Hizne olarak anlrd ve iinde gda maddeleri, silahlar vs. eyann sakland bir Devlet Haznesi (Beyt'ul-MaD olarak kullanlyordu. Bill Habe burann muhafzl ve idarecilii ile vazifelendirilmiti[129] Buhar, Hz. Peygamberin "Uliy-ye" ve "Merube" denilen bir odasndan bahsediyor ve onun hanmlar ile aras aldnda bu odaya ekildiini kaydediyor ve fakat burasnn hazineyle ilikisine temas etmiyor.[130] Ancak baz hdiselere bakacak olursak Reslullah'n odalarndan birisinin hazine (beytlmal) olarak kullanld kanaatma varrz. Mesel, Buhar'ni keydettiine gre; Hz. Peygamber, bir defasnda ikindi namazn kldrnca hemen evine koar ve oradan zekt geliri olan hurmay getirip datr ve onu gece bekletmek istemediini syler.[131] Dier bir hdiseyi Ahmed b. Hanbel (164-241 H) anlatyor: Hz. Peygamber, bir gece yannda bulduu hurmay yer ve sonra onun evinde bulunan zekt hurmalarndan olabileceini dnerek rahatsz olur.[132] Buhar sarihi Aynnin Ebu Hureyre (r.a.)'den naklettii olay ise yledir: Hasat zaman, teki beriki Hz. Peygambere hurmasn getirir ve hatta o kadar ki onun yannda hurmadan bir tepecik oluu-du. Hasan ve Hseyin bu hurma ile oynamaya baladlar. Onlardan biri azna bir hurma att da Reslullah bunu grp azndan kard ve; Muhammed ailesine zektn haran olduunu bilmiyormusun, dedi[133] Bu hdiseler bize Mescidden ayr olarak Hz. Peygamber1 e ait odann Devlet Haznesi hline getirildiini veya balangta orasnn bu gayeyle ina edildiini gsterir. Resulullah'n odalar hicr 1. yl ierisinde tamamlandna gre Beytlmal de bu tarihde ortaya km olmaldr. Baz kaynaklarda aka Sadaka Odas: Gurfet's-Sadaka ve Hizne terimleri grlr, Ahmed b. Hanbel, Reslullah'n torunu Hz. Hasan'dan u hdiseyi nakleder; Reslullah beni sadaka odasna gtrd. Ben orada bir hurma alp azma atmtm da Reslullah; onu brak, nki o, ne Allah Resulne ve ne de onun ailesinden bir kimseye hell deildir, dedi[134] Makriz de Hz. Pey-gamber'in denetlemek gayesiyle Bill Habe'nin grevli bulunduu sadaka hazinesine girdiini anlatrken yle diyor: Bilal meyve sadakalarna bakmakla vazifeliydi. Reslullah, iine sadaka konulan, Bill'in hiznesine girdiinde orada bir yn hurma grd ve bu nedir,diye sordu. Bill; Ey Allah'n Resul ben onlar, sizin muhtemel ihtiyalarnz (nevib) iin ayrdm, diye cevap verdi[135] u kadar var ki her iki kaynak da bu hazinelerin nerede bulunduuna dair bir bilgi vermiyorlar. Salih Tu, Peygamber zamannda, Ebu Bekir (r.a.)'in sahip bulunduu Sunuh mevkiindeki hazinenin ahs olmayp umunu olabileceini ve burada, mslmanlarn sadaka olarak dedikleri mallarn toplanp tek elden ihtiya sahiplerine devlet eliyle tahsis edilmi bulunabileceini sylyor.[136] Bu, devlete ait bir hazine olsa bile Bill Habei'nin grevli bulunduu hazinenin, onun mezzinlikle de itigali dolayisiyle Mescid-i Neb'nin yaknnda bulunmas gerekir. Eer buras Eb Bekir'in ahs hazinesi deilse, onun grevli bulunduu bir devlet hazinesi olmaldr. Kettn, Beyhak'den naklen Reslullah'n el-Mzen kabilesini temsilen gelen 400 kiilik bir heyete yol aznn verilmesi iin Hz. mer'e verdii bir emirden bahseder. mer, heyeti Ulliyye denilen st kattaki bir odaya kartr ve onlar orada ok gzel hurmalar grnce de arrlar. [137] Bu hdiseden biz, ok ksa bir sre de olsa Hz. mer'in Ulliyye yahut Merube denilen hazineye bakt neticesini kartabiliriz. Btn bunlar Beytlmal messesinin Reslullah devrinde bir ksm binalara kavuturulduunu gstermektedir. [138]

II. Mal Tekilatlanma A- Hz. Peygamber Devrinde Vergi Tekilat 1- Gelirlerin Tahsil, Muhafaza Ve Sarfna Ait Tekiltlanma
Hz. Peygamber (s.a.v.)'e Mekke'de nazil olan A'rf sresinin 199. ayetiyle getirilen vergileri alma selahiyetinin verildiini grmtk. Ancak o zamanlar, kurulmu herhangi bir tekilat yoktu ve m'minler kendi ihtiyarlar ile hareket ediyorlard. Medine'de mecburi vergilerin ortaya kmas ve bir ksm topraklarn islm Devletine katlmasyla birlikte, eitli vergilerin tahukkuk ve tahsilleri, bunlarn merkeze nakli, korunmas ve gerekli yerlere sarf gibi ilemler, yava yava mal bir tekilatn ve ilgili baz messeselerin doumuna sebep olmutur. Vergilerin tahsili iin eitlerine gre ayr memurlar tayin edilmi ve dzenli vergilerin

toplanmasnda, ganimetlerden devlet hissesinin alnmasnda ve her eit verginin muhafaza ve sarfnda hep ayr memurlar istihdam edilmitir. Kur'an'da vergi tekilatnda alanlara; "amilin: Amiller" ifadesiyle temas edilmitir.[139] Salih Tu bu ifadeden hareket ederek u aklamay yapmaktadr: Bu ayette bariz olarak: 1) Vergi ileriyle megul olanlarn mevcudiyeti kabul edilmekte 2) Bunlarn toplanan vergiler zerinde maa eklinde bir hakka sahip olduu beyan edilmektedir. 3) Yine biz bu ibare iledir ki, ayetin bandaki sadakalar tabirinin devletin husus memurlar marifetiyle toplattrd tarifine uygun vergiler olduunu anlamaktayz.[140] Mescid-i Neb'nin son cemaat mahallinde; yersiz yurtsuz fakir muhacirler barnyorlard. bn Mace (207-275 H)'nin kaydettiine gre; burada iki stun arasnda gerili bir ip vard ve mslmanlar, bu fakir gmenler yesin diye, zekt olarak getirdikleri hurma salkmlarm o ipe asyorlard. Bir defasnda birisi buraya d hurma getirince, denecek vergilerin kalitesi hakknda Bakara sresinin 267. ayeti nazil oldu.[141] Bu ayette yle deniliyordu: Ey iman edenler, infak; kazandklarnzn en gzellerinden ve sizin iin yerden kardklarmzdan yapn. Kendinizin gz yummadan alcs olmadnz pek ad, baya eyleri vermeye yelten-meyin. Bilin ki Allah her eyden mstanidir, asl hamde layk olan O'dur. Muhammed Hamidullah'm Samhud'den naklettiine gre daha sonra Hz. Peygamber, Muaz b. Cebel'i buraya getirilen hurmalarn bakm ve ayklanmas vazifesine getirdi Muaz (r.a.) bundan evvel, vergi tahsildar olarak Hayber'e gnderilmiti.[142] Mescid-i Neb'nin "Suffe" denilen arka blmesindeki bu vazifesinden sonra biz Muaz'n ok geni selahiyetlerle Yemene tayin edildiini biliyoruz. Beytlmalin ortaya k bahsinde Bilal Habe'nin hazne-darlk yaptm grmtk. Hz. Peygamber, kadnlarn mescitte kendisine getirip verdikleri mcevherat zekatlarm, muhafazas iin Bilal'e veriyordu. Ayrca Bilal, Makriz'nin kaydettii gibi meyve zektlarna bakmakla memur edilmiti.[143] Bill, merkeze nakledilen veya Medine ierisindeki bahelerden getirilen meyve mahsulleri zektlarn ilgili hazinelerde muhafaza ediyor ve onlar Reslulah'm gsterdii yerlere harcyordu. Bilal ayn zamanda nakit gelirlerin veya kle halinde tahsil edilen gelirlerin haznedarlm da yapyordu. Bunu biz Hz. Peygamberin, kadnlardan tahsil ettii mcevherat zekatlarn Bilal'e teslim etmesinden ve gelen heyetlere hediye olarak altun veya gm para vermesi iin ona verdii emirlerden anlyoruz ki Ibn Sa'd (168-230 H/ 785-845 M) Reslullah'm emriyle Bill Habe'nin eitli heyetlere takdim ettii hediyelerin miktarlarn ve ayrca onlara ikram edilen ziyafetleri teferruatiyle anlatmaktadr. Hatta bazan baslm para bulunmad zaman, Bill, heyetlere kle halinde gmler vermi ve yannda dirhem para olmad mazeretinde bulunmutur. Ibn Sa'd bu heyetlerin hicr 9. ylda geldiklerini de kaydetmektedir.[144] Hz. Peygamber, daha hicr 4. ylda ele geirdii Ben'n-Na-dir arazilerinden elde edilen gelirlerin bir ksmn her yl, heyetlerin arlanmas iin denek olarak ayrdna gre,[145] bu tr tahsisatlarn o tarihleiTen itibaren Bilal'in hazinesinde veya ad geen arazi gelirlerine memur edilen Ebu Rf'n[146] muhafazas altnda toplanm olmas gerekir. Bilal Habe, Devletin nakit gelirleri zerinde sz sahibi olmal ve ihtisas kesbetmi bulunmal ki ResluUah Huneyn vadisinde Mekke'nin-ileri gelenlerine, onlar islm'a sndrmak gayesiyle ayrd gm cinsinden ganimetleri Bilal Habe eliyle dattrm ve diledii miktarlar ona tart-trmtr.[147] Merkezde, hayvan zektlarnn idaresine ise Abdrrahman b. Avf (r.a.) getirildi.[148] Ancak onun bu greve ne zaman tayin edildiini bilemiyoruz. u kadar varki hayvan zekatlarna kapal olarak temas eden ayet Medine'de nazil oldu.[149] ve Reslullah'm buradaki tatbikatiyle de aklk kazand. Mekke'nin fethinden sonra ise Hz. Peygamber'in amiller (vali-defberdarlar)'e gnderdii yazsnda hayvan vergi tarifeleri kesin eklini ald.[150] Mahallinde hak sahiplerine datlmyan zekt hayvanlar merkeze nakledilir veya devlete ait otlaklarda vazifelilerce korunur ve buralardan gerekli tahsisler yaplrd.[151] Harpte ele geen ganimetlerden devlete den humus (1/5) gelirlerinin idaresine ise Mahmiyye b. Cezf getirildi ki daha nce onun bu grevinden bir nebze bahsetmitik. Kaynaklar Mahmiyye'nin ne zaman bu greve getirildiim bildirmiyorlar. Ancak Serahs, Hz. Peygamberin Ben Mstahk ganimetlerinden devlete den humus gelirine onu memur ettiim yazarken; humus gelirleri onda toplanyordu diye de bir kayt koyar.[152] Biz bu ifadeden Mahmiyye'nin hicr 5. ylda yaplan Mstalk Oullan harbinden ok daha nce bu greve getirildiini anlyoruz. Mahmiy-ye, kendisine teslim edilen "humus" gelirlerini Medine'de muhak-kakki ilgili bir hazmede muhafaza ediyor ve Enfal sresi 41. Ayette gsterilen yerlere Hz. Peygamber'in emri zerine sarfediyordu. Mesel, Mslim ve Eb Ubeyd'in naklettikleri bir hadis bu hususu dorulamaktadr. Onlarn rivayet ettiklerine gre; bir defasnda Reslullah'n iki akrabas evlenecekleri kzlara mehir (sdak) vermek iin Hz. Peygamber1 e mracaat ettiler de Reslullah o ikisi adna humus gelirinden kzlara mehhierini vermesi iin mahmiy-ye'ye emir verdi.[153]

Enfl sresi 41. ayete gre; Reslullah'n akrabalar ganimetlerden alnan humus gelirlerinden yararlanacak snflardan birini tekil ederler, ilk zamanlarda Mahmiyye'nin bu eit gelirlerden faydalanacak olan btn snflarn hisselerini elinde tuttuu ve daha sonra ise Hz. Peygamber'in akrabalar hissesine Hz. Ali (r.a.)'nin memur edildii anlalyor. Ali'nin anlattna gre, Reslullah'd an bu vazifeyi kendisi istedi ve o grevini Eb Bekir ve mer devirlerinde de srdrd. Bir sre sonra Hz. Ali, Hz.Pey-gamber'in akrabalarnn artk ihtiyalar kalmad gerekesiyle halife mer'in gnderdii mal geri evirdi ve bundan sonra da bu fasldan kendilerine bir ey verilmedi.[154] Ebu Davud, Hz. Ali'nin geri evirdii bu paylar halife mer'in devlet hazinesine koyduunu kaydeder.[155] Serahs'nin ifadesine gre, Hz.Ali bu haklarn, ihtiya sebebiyle aldklar kanaatmdayken Abdullah b. Abbas, bunun dorudan bir hak olduunu savunuyordu. Hanefilere gre de; Reslullahm akrabalarnn, ad geen gelirlerdeki hisseleri onun vefatiyle sona ermitir. afnler ise bu hakkn devam ettii kanaatndadrlar.[156] Bu grler bir yana, biz II. mer zamannda, ganimetlerdeki bu hissenin yeniden Reslullah'n akrabalarna datldn gryoruz ki bunu ilgili bahsinde genie ele alacaz. H.Ali bahsi geen vazifesine ilve olarak, Makriz'nin bildirdiine gre bir defasnda da Yemen'e gnderildi ve bu blgedeki humus gelirlerine memur edildi.[157] u kadar varki Yemen harple ele geirilmediine gre bu humus gelirlerinin ganimet humusu olmayp maden vergisi olmas gerekir. Nitekim Ebu Ubeyd (154-224 H) Hz. Ali'nin Yemen'den zekt olarak tahsil edip gnderdii kle halindeki altun madenini Hz. Peygamberin "mellefet'l-Kulub"a dattn yazar[158] ki bu bizim iddiamz dorular. te yandan M. Hamidullah, el-Vesiku's-Siysiyye adl kitabnda Hz. Ali'nin Yemen tarafndaki Necrn blgesinin sadaka ve cizye gelirlerine gnderildiini kaydeder.[159] Hz. Ali bu blgede toplanan gelirleri Medine'ye getirmek zere vazifelendirilmi olmaldr. Hz. Peygamber her harp iin o harpte ele geen ganimetlerle ilgilenecek ve onlar hukukuna uygun olarak datacak bir memur tayin etmitir. Bylece mal tekilatlanma muharebe sahalarna kadar gtrlm ve ele geen yerlerde ilk kendini gsteren bir tekilat olmutur. lk harp olan Bedir ganimetlerine Amr b. Abdi'1-berr tayin edilirken,[160] Hayber ganimetlerine Ferve b. mer memur edilmitir.[161] Huneyn muharebesinde ele geen ganimetlerin taksimine ise Mes'ud b.Amr memur edilmitir.[162] Bununla beraber taksim ileriyle bizzat Reslullah da ilgilenmitir. Her ele geen yerin mahsul vergileriyle ilgilenmek zere bir ksm memurlarn tayin edildii de anlalyor. Mesel, Hz. Peygamber, ilk ele geen ve Allah'n tamamiyle kendi emrine brakt Nadir Kabilesi arazi gelirlerine Ebu Rfi' getirmitir.[163] Bu arada Reslullah, tamamiyle ahs gelirlerinin tahsil ve bakm ile ilgili "emin" yahut "vekil" denilen grevliler de tayin etmitir. Mesel, o, Hayber'deki gelirlerine Mervn isminde birini yatin etmi ve ondan; Hayber'deki vekilim diye bahsetmitir. Cbir b. Abdillah, Haybere giderken Reslullah'a uram ve Reslullah da ona; oraya gittiinde ad geen vekilinden 15 vask Oyaklak 3 ton) hurma almasn sylemitir. Fakat Mervn ona 30 vask hurma teslim etmi ve Hz. Muhammed (s.a.v.)'in ondan baka hurmas bulunmadn bildirmitir.[164] Mslim, Hz. Peygamberin Hayber'de hurmalklarna bakan bir kahyas (shb'u nahlihi) bulunduunu rivayet eder.[165] ki muhtemelen bu kahya yukarda ad geen Mervan'dr. Reslullah bir ksm blgelere dorudan merkezden vergi tahakkuk ve tahsil memurlar gnderdii halde baz blgelerde ise bu ileri mahall idarecilere brakm ve merkezden, bu toplanan vergileri kabz ve Medine'ye getirecek memurlar yollamtr. Bazan da blgenin zelliine gre bir ksm vergi eitleri mesel zektn tahakkuk ve tahsili iin merkezden memur gnderildii-halde ayn blgenin cizye vergisini toplama ii mahall idarecilere braklmtr. Mesel Bahreyn zekt gelirleri merkez memurlarna toplattnld halde burann cizyesi mahall val tarafndan toplattrlmtr.[166] te yandan Czam ve Kudaa kabileleri zekat ve humus (maden vergisi olmaldr) vergilerini kendileri tahsil etmiler ve bunlar Reslullah'm gnderdii Ubeyy ve Anbese adl iki memur tarafndan teslim alnarak Medine'ye getirilmiler-dir.[167]

2- Vergi Tahmin Tekilat


Vergi tahmininin bte asndan byk nemi vardr. Buna hem mkellefin ve hem de devletin ihtiyac bulunmaktadr. Mahsuln tahminini yapmadan vergiyi tahakkuk ettirmek dil bir i olmaz. te yandan Devlet tahsil edecei vergilerin miktarn nceden bilirse harcamalarn da ona gre yapar. Aksi halde gelirle gider arasnda daima bir dengesizlik olacaktr. Bilhassa zira kesimde vergi tahakkuku iin mahsul tahminine ok ihtiya vardr. Biz Reslullah'm, idaresi altna giren blgelere, bir takm tahmin memurlar (:hris ve harrs) gndererek ziraat yaplan arazilerdeki ve bahelerdeki mahsullerin miktar ve verim nisbet-lerini

tahmin ettirme yoluna gittiine ahit oluyoruz. Hatta onun bu hususta ashabm eittiini bile grmekteyiz. Mesel, Buhar ve Eb Ubeydin naklettiklerine gre; Hz. Peygamber Tebuk seferine giderken Vdi'1-Kur1 da bir baheye uram ve bu yerin meyve mahsuln 10 vask (yaklak 2,5 ton) olarak tahmin etmi ve arkadalarna da tahmin ettirmitir. Sonra bahenin sahibesi olan kadndan mahsul miktarn tesbit etmesini istemitir. Seferden dnte ayn ye~e gelinerek kadndan lt miktar sorulmu ve Reslullah'm tahmini tamamiyle doru kmtr. [168] Ibn Mace (207-275 H) ve man afii, eserlerine yle bir hadis almlardr: Muhakkak ki (Reslullah), insanlara onlarn zmlerini ve meyvelerini tahmin memurlar gnderiyordu[169] Nitekim pek ok kaynakta, onun, eitli blgelerde istihdam ettii tahmin ve yazm memurlarndan bahisler vardr. Ensar'dan Ferve b.Amr ile [170]Cebbar b. Sahr, Medinelilerin tahmin memur lan (haris) idiler. Kaynaklar, Cebbar'm hem vergi tahmin memu ru ve hem de mhasib olduunu yazarlar.[171] O, hem tahmin ettii miktarlarn ve hem de ayn yerden tahsil edilen gelirlerin hesab n tutmu olmaldr. Tannm bir tahmin uzman olan Abdullah b. Revaha'nn Mu'te harbinde ehid dmesi zerine Cebbar onun yerine Hayber'e memur edilmitir. Halife Hz. mer kendi devrin de, Yahudileri Hayber'den karmak iin oraya gittiinde blge tahmin memuru olan Cebbar ile Yezid b. Sabit'i de beraberinde gtrmtr.[172] Bylece Yahudilerin arazi ve mahsul zerindeki haklar uzmanlarca tesbit edilip kendilerine denmi ve araziler asl sahiplerine iade edilmiti. Haybeiiler muharebeyi kaybedince arazileri de ganimet hkmlerine gre mslmanlar arasnda taksim edilmiti. Tabia-tiyle bu arazilerin bir ksm da dorudan devlete kalrken gene bir ksm Reslullah'm ahsna dm bulunuyordu. Ancak yaplan antlama gerei Yahudiler burada bir kirac gibi yanc olarak kaldlar ve tm topraklan, eskiden olduu ekilde ilemee devam ettiler. Hz. Peygamber (s.a.v.) gerek devletin ve gerek mslmanla-nn ve yahudilerin, mahsul zerindeki haklarnn tesbiti iin buraya tahmin memuru olarak Abdullah b. Revaha'y gnderdi de onun doru tahminlerine hayran kaldlar.[173] Mekke blgesinde ise Resul ullah, fethi mteakip buraya vali olarak tayin ettii Attab b. Esid'e: Hurma mahsulnn takdir ve tahmin edilerek zekat alnd gibi, zmden de bu ekilde zekat almasn emretti[174] O zamanlar Medine blgesinde daha ziyade hurma baheleri bulunmasna karlk Mekke vilayetinin Taif kesiminde zm balar mehurdu. B ubakmdan Belazur (. 279 H), vali Attab'a verilen emrin, Sakiflilerin zm hakknda olduunu kayde-der.[175] Baz blgelere ise tahmin ve takdir memurlar gnderilmeyip sadece mstahsilin beyaniyle yetinildi. islm hkmeti Bahreyn halk ile meyve mahsullerim onlarla blmeleri hususunda bir antlama yapmt. Burada yayan Abdl-kays'lar, vergi memurlarnn gelmelerim beklemeden mahsullerini harcyabilmek iin Hz. Peygamberden msaade aldlar. M. Hamidullah onlarla yaplan antlama hakknda aklamada bulunurken yle diyor: Bu kabile, zira vergiler deme mkellefiyeti altna sokulmulard. Fakat onlar vergi tahsildarlarnn gelmelerini beklemeksizin, belli mevsimi gelince, zira mahsullerini ihra imkanlarndan mahrum edilmemi oluyorlard. Bu durumda Reslulah, vergiye tbi mahsullerin miktarn tesbit hususunda bu kabilenin namuskrlma itimad ediyordu.[176] Hz.Peygamber Umman (Oman)'da yayan Smle ve Huddan kabeleriyle de ayn ekilde bir antlama yapm bulunmaktadr. Onlara itimad edilmesi bir yana Medine'ye nisbeten uzak bu blge insanlarna, uygun fiat bulur bulmaz mahsullerini satma msaadesinin verilmesi iktisad adan nem tar. Gelir tahmin ve takdir memurlar (:hurras) bu tahminlerini yazyla tesbit etmi olmaldrlar ki daha sonra gidecek olan Tahsildarlar, mkelleflerden ona gre vergi tahsil etmi olsunlar. Dier yandan her mkellefin diyecei vergi miktarn aklda tutmak da mmkn deildir. Bu yazl tahmin belgelerinin ilgili vilayet veya hkmet merkezine sunulmu olmas da gerekir. Nitekim biz Hz. Peygamberin eitli yazm memurlar arasnda, Hu-zeyfe b. el-Yeman'm, gelir tahminleri yazm memurluu yaptna ahit olmaktayz. [177]Abdullah b. Revaha'nn da Hayber'de hurma mahsuln 20.000 vask olarak tahmin ettiini bilebilmekteyiz.[178] Yazl tesbit olmadan bunlarn bize kadar ulamas pek mmkn olmaz. Bunlarla beraber yukarda adndan sz ettiimiz Cebbarn gelir tahmin memurluunun yan sra muhasebe memurluu da yapmas iddiamz da glendirmektedir. Bylece Hz. Peygamber, zira mahsullerden tahsil edilebilecek toplam gelir miktarm yaklak olarak bilebilmekteydi ki bunun bte asndan nemi byktr. Burada mevzu sadece tekilat ynyle ele alnd. Bte Kaideleri blmnde ise mesele hakuk

adan yeniden ele alnacaktr. [179]

3- Tahsil Edilen Gelirlerin Yazm


Hz. Peygamber, devlete ait i ve muamelelerde ounlukla yazy ve yazclar kulland ve yazl tesbitlereok nem verdi. Btn Kur'an- Kerim ayetlerim yazdrd, Devletin kurucu anayasasn yazl olarak dzenledi, ilk nfus saymn yazl yaptrd ve btn antlamalar husus katipleri vastasiyle daima yazl belgelere dayandrd. Bylece o, yarmadada o zamana kadar hi det olmyan yeni bir r balatm oldu. Yaz artk devlet hayatna girmi oluyordu. Bu cmleden olarak her eyi olduu gibi, Reslullah, devlet gelirlerim de yazyla tesbit etmekte gecikmedi. Gelirlerin; tahmini, takdiri ve tahsilatn yazyla tesbiti, devlete, tasarruflarnda dengeli hareket etme imkanlarn bahetmi olmaktadr ki bunun da bte asndan nemi ok byktr. Bugn Reslullah'n eitli sahalarda olduu gibi mal sahada da istihdam ettii ktiplerinin isimlerini bilebilmekteyiz ki mevzuumuz asndan nemli olan da bu ktiplerdir. Ubey b. KaD ile Zeyd b. Sabit eitli yazm ilerinde ve bu arada iletme (ikt) ye verilen araziler iin senet tanziminde grev alrlarken,[180] Muire b. u'be ve Husayn b. Numeyr, eitli muamelt ve borlanmalar yazyordu.[181] Kanatmaca onlar kiiler arasndaki borlanmalara senet tanzim ediyorlard. Mslmanlardan tahsil edilen gelirlerin yazmna Zbeyr b. Avvam ile Cuheym b. Salt memur edilmilerdi. Gerek Makriz ve gerekse Ali b. Muhammed, b. ide esasen Zbeyr'in grevlendirildiini onun olmad veya bir mazareti bulunduu zaman ise bu greve Cuheym ile Huzeyfe b.el-Yeman'n devam ettiklerini yazyorlar.[182] Daha nce grdmz gibi Huzeyfe'nin esas vazifesi gelir tahminlerini yazmaktr. Btn bu grevlileri elKuda'den nakleden Kalkaand (1355-1413 M) Eer bunlar doruysa mal divanlar, Reslullah'm zamannda kurulmu olmaktadr, ancak ne varki mehur olmamlardr. diyor. [183] Daha nce ganimetlerin taksimine ve Devletle belli hak sahiplerine den paylarn muhafaza ve idaresine memur edilen kimseleri grdk. Kaynaklar onlardan ayr olarak bu eit gelirleri yazan vazifelilerden de bahsediyorlar ki bugn Reslullah'm harplerde ele geirdii ganimetlerin miktar ve eitlerini bilmemiz bunlar sayesinde mmkn olmaktadr. Mesel; Mu'aykb b. Eb Ftma[184] ile Ensar'dan Ka'b b. Amr, bu sahada istihdam edilmilerdir.[185] Ganimet gelirlerinin yazlmasndan ayr olarak biz askerlerin de yazldklarm gryoruz.[186] Hz. Peygamber bir harp vukuunda, daima ordusunu bir meydana toplayp onlar isim isim yazdrarak ordu mevcudunu kaytl bir hale getirmitir. Bylece harpte ele geirilecek ganimetlere hak kazanacaklar tesbit edilmi olmaktayd. Bu bakmdan bu kaytlarda, mal tekilatla ilgili bir vasf da grmek mmkndr.[187] Grld gibi Hz. Peygamberin eitli vergileri ve ganimetleri harbe kmadan nce hazrlad listelere gre datmas daha sonra ortaya kt sylenen mal dairelerin ve asker divanlarn esasm tekil etmektedir. Hz. Peygamber (s.a.v.) devrinde temelleri atlan mal messeseler ondan sonra daha geni bir tekilata kavuturulmu va mal daire (:Divan) ler, ilgilendikleri vergi eidine yahutta grdkleri ilere gre baz isimler almlardr. Hz. Peygamber'd en beri vali maalar daima merkez tarafndan tayin edilmi ve onlarn vilayet yahut eyalet gelirlerinden istedikleri kadar maa almalarna msaade edilmemitir. Mesela biz ) Reslullah'm, Mekke valisi Attab b. Esd'e tayin ettii maa miktarn biliyoruz.[188]

B- Malyede Grevli Memurlar a- Arifler


Mnzir (581-656 H) zekt ilerinde altrlan memurlar arasnda arifleri de sayarken[189] evkan de onlarn, kabile nakib-leri gibi, vergi ilerinde altrlan amiller snfna dahil olduklarn kaydeder.[190] Kalkaand ise vergi tahsil ilerine ilk defa Zi-yad'm arifler tayin ettiini yazyor ki[191] Ziyad, Hz. Ali ve Muaviye zamanlarnda nemli mevkilerde bulunmu ve ark illeri valilii yapmtr. Arifler, eitli gelirlerden yararlanacak kimseleri tesbit edip ilgililere haber veren grevliler olarak da gsterilir ki[192] Hz.Ali'nin, tahsil ettii cizye gelirlerinden datmalar iin ariflere altun ve gm vermesi bu gr kuvvetlendirmektedir.[193]

b- Amiller (:milin)
Vergi ilerinde altrlan memurlar olarak Kur'an'da ad ge en sadece bu snftr.[194] Zekt ayetinde gemesine ramen hara ve cizye gibi dier vergiler sahasnda alanlara da bu ad

veril mistir. "mir' tm maliye ve hazine ilerinde alanlarn gene ad olmutur. Mnzir, hadislerde geen zekt memurlarnn adlarn, ilerinde getii hadislerle beraber yle sralar: mil, s', arf, hzin, emin, cb, ktib, ir.[195] Biz onun kitabnda yer alan hadislerden memurlara verilen bu adlarn, Reslullah devrinde ortaya ktm anlyoruz. [196]

c- Sa'ler (:S'at)
Reslullah'n pek ok hadislerinde biz bu terimin kullanldn gryoruz.[197] Bunlar da miller gibi mkelleflerden zekat toplamakta ve gereken yerlere sarf etmektedirler. Hz. Peygamber, mkelleflerden, sa'iler'i ve musaddklar' memnun etmelerini isterken; fakir ve dullara zekt datan s'lerin, mchitler gibi olduklarn, syler.[198]

d- Musaddk
Bu terimin "sadaka" kknden gelmesi dolaysyle zellikle zekt sahasnda alan memurlara bu adn verildii anlalyor. Musaddk terimi de Hz. Peygamber devrinde ortaya km ve daha sonraki devirlerde de kullanlmtr. u kadar varki mil kadar hret bulmamtr. Musaddk teriminin mecbur vergi manasna gelen "sada-ka"nn devlet eliyle toplattrlmaya baland bir zamanda ortaya km olmas gerekir. Biz bu terime pek ok hadislerde rastlamaktayz.[199]

e- Hzin (:Haznedar)
Kur'an'da pek ok yerde "hazine" terimi geer, Yusuf Peygam-ber(s.a.v.) Msr'da, vezirlik makamna getirilirken kraldan ayrca Msr hazinelerinin kendi idaresine verilmesini istemiti. [200] u kadar varki krallar vergiyi halk iin deil daima kendi adlarna toplamlardr. Hz. Muhammed (s.a.v.) ise bu alanda ilk defa bir yenilik yapt ve halktan vergiyi gene halk iin toplama esasn getirdi ve hatta vergileri kendisine, aile ve akrabalarna haram edecek kadar ileri gitti. te bu sebepledir ki Reslullah kendisini, toplanan gelirlerin sahibi deil sadece onlar halk iin koruyan ve gerekli yerlerine sarfeden bir haznedar olarak iln etti. Buhar onun bu maksat ile yle dediini kaydeder: Ben ancak bir ksim (taksim edici) ve bir hzin (hazne-darjim, veren ise Allah'dr[201] Mslim'in rivayetinde ise Reslullah sadece; Ben ancak bir haznedarm demektedir.[202] Devlet gelirleri zerinde herhangi bir hakk bulunmayp onlar diledii ekilde de harcyamyaca-n, ancak Allah'n kanunlarna uygun sarfta bulunabileceini ifade ederken Reslullah, Ebu Davud'un naklettii hadislerinde yle diyorlar: Ben size ne bir ey veririm ve ne de sizi bir eyden mahrum brakrm. Ben ancak bir haznedarm, sadece emredildiim yerlere harcarm.[203]

f- Ksim
Bltren, datp sarfeden manasna gelen bu terim de hzim gibi ilk defa Reslullah tarafndan; devlet gelirleri karsndaki durumunu ifade etmek iin kullanld. Yukardaki Buhar hadisinde her iki terimin de yan yana kullanld grlyor. Baz hadislerinde ise Reslullah sadece "ksim" olduunu syler. Ahmed b. Hanbel'in kitabndaki szlerinde o; Ben ancak bir "kasim'm der.[204] Bagav (436-510 veya 516 H) ise yukarda Ebu Davud'un yazd hadisi "hzin" yerine "ksim" terimiyle kaydediyor.[205] Biz bizzat Hz. Peygamber'in eitli gelirleri hak sahiplerine dattn ve bu maksatla da memurlar tayin ettiini grmekteyiz. Tahsil edilen gelirleri kayda geen memura bu ad verilir ki daha nce Hz. Peygamberin tahsilat yazm memurlarn grdk. [206]

h- Kabz Memuru (:Shbu'l-Akbd)


Vergi memurlarnn tahsil ettikleri vergileri onlardan teslim alan veyahutta ganimetleri mahallinde teslim alp yazan memurlara bu ad verilir. Hz. Peygamber, fetih ylnda Yemen'e gnderdii Mu'az'a amillerin topladklar vergileri, kabzetme vazifesini de vermitir.[207] Buna gre gelirler onun elinde toplanyordu. Baz blgelere de merkezden kabz memurlar gnderiliyor ve bunlar orada toplanan gelirleri teslim alp Medine'ye getiriyorlard.[208]

- Hrs
Vergi tahmin memuru manasna gelen ve "harras" da denilen bu terim de Reslullah devrinde

ortaya kmtr ki biz mal tekiltlanma bahsinde onun eitli blgelere gnderdii tahmin memurlarna temas etmitik. [209]

i- Keyyl, Vezzn, Nakkd Ve Addd


llerek mahsulden alnacak r miktarn tesbit edene "keyyl" denilir.[210] Vezzn ve nakkd ise madenlerin ve maden paralarn tart ve saym iiyle urarlar. Vezzn teriminin Reslullah (s.a,v.) zamannda kullanlm olmas gerekir. nki o, Huneyn vadisinde Bill Habe ve dier tartclara "mellefe-tl-kulb" iin belli miktarlarda gm tarttrmt.[211]

k- Hsib, Emn Ve Dier Memurlar


Gerek hsib (muhasebeci) ve gerekse emin terimlerinin her ikisi de Reslullah devrinde kullanlmlardr. Biz daha nce Me-dinelilerin vergi tahmin ve muhasebe memurlar olan Cebbar ve gene Reslullah'm Hayber'deki emin (vekil)i olan Mervan' tanmtk. Bunlardan baka bir ksm Reslullah devrinde ve bir ksm daha sonraki zamanlarda ortaya km eitli memuriyetler daha vardr. Bunlar; vergi olarak tahsil edilen hayvanlara bakan "r': obanlar, bir yere konulan gelirleri bekliyen "haris" yahut "hfzu'l-mal'ler,[212] vergi mkelleflerim ve gelirlerden yararlanacaklar belli bir yere aran "hir'ler,[213] arazi lm memurlar olan "msih" ve "kassb"[214] ve dierleridir,[215] Bylece gerekli memuriyetlerle maliye tekilat tekemml etmi olmaktadr. [216]

C- Beytlmal'n Blmleri 1- Beytlmal'in Mlk dare Blgelerine Gre Blmleri


lkenin; merkez eyalet ve vilayet olarak idar taksimata ayrlmas Beytlmaln de buna gre tekilatlanmasna yol amtr. Reslullah devrinde Medine'de gelir eitlerine gre muhtelif hazineler ortaya kmt. Bunlarda grevli memurlara daha nce temas edilmiti. O zamanlar bunlarn birletirildiine ve hepsinin stnde bir selhiyete sahip birisinin tayin edildiine dair hibir malumatmz yoktur. Reslullah'm geni selahiyetlerle Yemen'e gnderdii Muaz'n, gelirlerin onda toplanmas sebebiyle, bu eyaletin Beytlmal'ine de memur edildiini sylememize herhangi bir mani yoktur. [217]

2- Beytlmal'in Blmleri A- Beytlmal'in Blmlere Ayrlmas Ve Sebepleri


Mslmanlardan tahsil edilen ve "zekt" ismi altnda toplanan gelirlerle, gayr-i mslimlerden alnp "harc" yahut genel adyla fey' denilen gelirlerin hem ayn ve hem de nakd toplanmas devlet hazinesinin kendi iinde bir ksm blmlere ayrlmasna yol amtr. Hukukunun ve cinsinin deiik olmas her gelir eidinin ayn hazine ve depolarda toplanmasn gerekli klmtr. Hz. Peygamberin, ayr gelir eitlerine deiik memurlar tayin etmesi de hkmlerinin deiik olmasndan ileri gelmitir. Reslullah devrinde, bildiimiz baz hazinelerin; sadaka odas: gurfet's-sadaka[218] ve sadaka haznesi[219] isimlerini almalar bize zekat gelirlerinin dier gelirlerden ayn bir yere konulduunu gsterir. Mekke valisi Attab'n maan da Hz. Peygamber'in fey' gelirlerinden demesi,[220] onun bu gelirleri zekt gelirleriyle kar-trmayp ayr bir yere koyduunun delilidir. [221]

B- Baz Hazine eitleri 1. Vergi Olarak Tahsil Edilen Hayvanlar Hazinesi Ve Hayvanlarn Damgalanmas
Hazine (beytlml) bir mekan olmayp bir makam olduundan vergi olarak tahsil edilen hayvanlar, hazine iin ayr bir blm meydana getirirler. Hazineye ait hayvanlarn hangi gelir eidine dahil olduklarnn anlalmas ve ayrca dier hayvanlarla karmamas iin Reslullah devrinden itibaren belli iaretlerle damgalandn grmekteyiz. Buhar Hz. Peygamber'in "miysem" denilen bir aletle zekt develerini iaretlediini kaydetmektedir.[222] Buhar1 deki hadisten Enes b. Mlik ve Abdullah b. Ebu Talha'nn bu ite grevli olup ona yardm ettikleri de anlalyor. Temim kabilesinden Ukr isminde birinin Reslullah'a zekt develeri getirdiinde Hz. Peygamber'in onlar miysemle damgalanmasn emretmesi de bunu dorulamaktadr.[223]

2. Zahire Hazineleri
Tahsilatn hem nakd ve hem de ayn olarak yaplmas pek ok hazine ve ambarlarn yapmn gerekli klmtr. Beytlmal'in ortaya kn incelerken Hz. Peygamber zamannda hurma yl yerlerin bulunduunu grmtk.[224]

III. Mal Dvanlar A- Halka Maa Datan Dvann Ortaya k


Pek ok kaynak, memleketin btn halkna maa denmesi iin kurulan "dvan" messesesinin ilk olarak halife mer tarafndan ihdas edildiini yazyor ise de, kurulu tarihini halife Ebu Bekir (11-13 H/632-634 M) devrine kadar gtrenler ve hatta Reslullah'n tatbikatna dayandranlar da vardr. Baz rivayetlere dayanan Muhammed Hamidullah; "Divan diye adlandrlan bu messesenin ortaya k ta Hz. Peygamber'in zamandr diyor.[225] islm'da gelirlerin halk iin toplanmas bir esas olduundan, devlet tarafndan, umumun faydasna harcanacak yerleri bulun-myan fazla gelirlerin halka bltrlmesinden baka are kalmaz. Bizans ve ran'daki divanlarn asker maa datmalarna karlk slm kesimde ortaya kan divanlar, bu tr maalar demekle beraber ayn zamanda fakir-zengin ayrm yapmadan, halka gelir bltren daireler olmulardr. Bilhassa muhta halk tabakalarnn bulunduu zamanlarda, tahsil edilen gelirlerin bir ksmm onlara bltrmek, vergilerin halk iin toplanmasnn tabi bir gereidir. Bu sebeple Hz. Peygamber'in baka trl hareket etmesi dnlemez. Pek ok eserdeki ifadelere baklacak olursa gelir bltren divann ilk temelinin Hz. Peygamber tarafndan atld ve Hz. mer'in bunu esas alarak Iran ve Bizans rneklerinden de yararlanp bu messeseyi tekilatlandrd gerei aka ortaya kar. Buhar'den rendiimize gre Reslullah, Medine'ye hicret ettikten ksa bir sre sonra yazl olarak mslmanlarn saysn tesbit ettirdi. Ve gene biz Buhar'den, onun her harbe kta askerlerin bir listesini yaptm renmekteyiz.[226] Nveyr (1279-1332 M) bazlarnn bu nfus saymna dayanarak "divan"n ilk defa Reslullah zamannda kurulduunu, sylediklerini yazarken[227] Makriz bu hususta u bilgiyi veriyor: Reslullah, mslmanlarn yazlmasn emretti. Onun zamannda mslmanlar yazyla tesbit edildiler ve o, fey gelirlerini onlara bltryordu. Mslmanlar onun devrinde zaman zaman yazyla tesbit edildiler. Bir asker birlik yahut bir keif ko-lundakiler yazldlar. Herhangi bir sre tayin edilmeden, zaman zaman atyye (karlksz maa) verilmesi de onun devrinde olmutur. Bu hususta halife Ebu Bekir de ona uymutur. O, kendi halifelii srasnda halka maalar verdi. mer ise divan kur-du.[228] Makriz'nin bu anlattklarndan biz, Hz. mer'in Reslullah tarafndan temeli atlan divan messesesini tekilatlandrp gelitirdii, hkmne varmaktayz. Nitekim bn Zenceveyh (o. 247 veya 251 H(1861 M); Hz. Peygamberin, Bedir harbine katlanlardan her istiyene ata' (maa) baladm ve Hz. mer'in de onlara ve tm muhacirlere maa tayin ettiini yazyor.[229] Ayrca biz Mslim'deki bir hadisten; Reslulah'm zaman zaman Hz. mer'e atyye verdiini, mer'in de ondan, bunu daha fakir birisine vermesini istediini, reniyoruz.[230] te yandan Reslullah'm kendisine gelen feyJ gelirlerini bltrrken; evli olana iki, bekara da bir hisse vermesi, iddiamz tamamiyle kuvvetlendirmektedir.[231] Tarihi Ibn Tktak; Reslullah'm ve Eb Bekir'in, msl-manlar daimi bir maaa balamadklarn ancak mslmanlarn ganimetlerden hisselerine den paylan aldklann ve bu arada Medine'ye mal geldiinde Hz. Peygamberin onlan, kendi grne gre halka dattn, Eb Bekir'in de ayn tarzda hareket ettiini, mer devrinde ise ok fazlalaan gelirlerin halka datlmas gayesiyle divanlarn kurulduunu, anlatr.[232] Reslullah ve Eb Bekir devirlerinde herkese ve ayn zamanda daim maalarn balanmasna yeterli olmyan gelirler, mer devrinde yeter miktara ulanca tm halk ktklere kaydedilip daim maaa geirilmilerdir. Hz. Peygamber (s.a.v.) bakma muhta kimselerin ve bakcs olmyan ocuklarn bakm masraflarnn devlete ait olduunu bildirirken yle dediler: Kimgeride bakma muhta kimseler brakrsa, onlarn bakm bize, geride mal brakann mal da miraslarna der.[233]

B- Dier Mal Divanlar 1- Dvanul-Cund (: Askeridare)


Hz. Peygamber devrinde ortaya kan bu daireye "dvanul-cey" ad da verilmektedir. Btn halka maa datan divana ise "divnu'1-ata"' veya mer Ferrh'un kaydettii gibi "dvanu'nns ve u'tyatihim" ad verilmektedir. Ad geen mellif de bu divan, divanu'l-cund'dan tamamen ayr olarak dnmektedir. [234]Reslullah devrinde "divnu'1-in"' mstesna ilk ortaya kan daire "divnu'1-cund" dur.[235] Hz. Peygamberin, sefere katlan askerlere ne miktar erzak gideceim tesbit etmek ve ganimetlere hak kazanacaklar belirlemek iin onlarn isimlerini harbe kmadan nce yazdrmas[236] bu divnn ekirdeini oluturur. Kanaa-tmca "divnul-ata^mn da ilk ekirdei budur. Daha sonra divnul-at'nn ayr istikamette geniliyerek mstakil hale geldii veya "divnul-cund'u da bir ube gibi iinde barndrd anlalyor. Halka maa datan divnlarn ortaya k bahsinde ele aldmz bir ksm kaynaklarn ifadelerine baklacak olursa her ikisinin de daha Reslullah devrindeyken ayr istikametlerde gelitikleri hkm ortaya kar. [237]

2- Dvanu'l-Harac
Biz mal: tekilatlanma bahsinde Hz. Peygamberin, muhtelif gelir eitlerine ayr memurlar tayin ettiini ve halife mer'in de eitli illere hara mdrleri gnderdiini grmtk. Reslullah devrinde hara gelirlerinin sonraki zamanlara nisbetle nemli bir yekn tekil etmedii ve bu eit gelirin halife mer zamannda devlet gelirlerinin en byk bir ksmn oluturduu bir gerektir.[238]

3- Divanu's-Sadaka
Zekatn tahsil ve gerekli yerlere sarf iin Reslullah (s.a.v.) devrinden beri daima bir tekilat mevcuttu ve bu iler Beytlma-lin esas grevleri arasnda bulunuyordu. Beytlmal'e bal hara dairesi kendi vazifesine uygun bir tekilata sahip klnd gibi zekt dairesinin de Hz. Peygamberi mteakip bir zamanda yeniden tekilatlandrld anlalyor. Aslnda Reslullah devrinden beri var olan bu tekilatn yeni deznlenmi ekline "divn" denilmektedir. mer Ferruh; Reslullah devrinden beri zektn yazm yaplmaktadr, ancak onun iin bir divn yoktu derken bu hususu dile getiriyorlar.[239]

4- Divanu'l-Hatem
Hz. Peygamber (s.a.v.) devlinden itibaren devlet gelirlerinin her eit keyf tasarruftan uzak ve hukukuna uygun bir biimde harcanmas gayesiyle mhrl belgeler tanzimine nem verilmitir. Muhammed Hamidullah'm belirttiine baklrsa: Komu kabilelerle akdedilen muahedelerden ibaret ilk resm vesikalarda ne imza ve ne de tarih mevcuttur: Okuma-yazma bilmiyen bedeviler iin, yazlan birka kelime kafi geliyordu. Hkmetin kendisi iin bu vesikalardan birer kopya kanp karmad malumumuz deildir. Bir mddetin gemesini mteakip vesikalarda, o vesikay kaleme alan kimsenin ad, metnin sonunda grnmee balamaktadr. Arazi balar, yahut dier mhim vesikalarda bir tasdik ve ehdet ekli ve keza Reslullah'n mhr grlr. [240] Nitekim biz Hz. Peygamberin Makna halk[241] ve Zakan kabilesiyle[242] yapt antlama metinlerinde mhr kullandn grmekteyiz. te yandan Makriz ve Kettn Reslullah'm eitli memleketlere gnderdii mektuplar, vali ve defterdarlar Camilin) a ve ordu komutanlarna gnderdii cevab yazlar m-hrlediini kaydediyorlar.[243] Onun vergi ileriyle megul olan millere gnderdii cevab yazlarm mhrlemesi bizim iin nem tar. Mevzuumuz asndan daha nemlisi ise hazineden yaplacak harcamalann mhrl belgelere dayandrlmasdr. Biz bu hususta Hz. Peygamber devrinde bir hdiseye ahit olmaktayz. Eb Davud'un naklettiine gre: Uyeyne b. Hsn ile Akra' b. Habis isimlerinde iki kii Hz. Peygamber e gelip ondan yardm istediler. Reslullah, istedikleri eyin onlara yazlmas iin Mu'aviye'ye emir verdi. Akra' kendisine verilen yazl belgeyi katlayp sarna ilitirdi ve gitti. Uyeyne ise Hz. Peygambere gelip; Ey Allah'n Resul! Kavmime, iinde ne olduunu bilmediim bir belgeyi gtrmemi uygun gryormusu-nuz? dedi. Bunun zerine Reslullah; kim yannda kendisine yetecek ey olduu halde gene de istekte bulunursa, muhakkakki o ate azabn artrmak istiyor, dedi[244] Bu iki kiinin kendi blgelerindeki memurlardan veya validen kararlatrlan miktarda zekt alabilmeleri iin onlara birer yazl belgenin verildii anlalyor. Ancak Ebu Dvud bu yazl

eklerin mhrlenmesinden bahsetmez. Ayn hdiseye temas edilen Muhammed Hamidullah'm el-Vesiku's-Siysiyye adl eserinde ise; Muaviye tarafndan kaleme alman bu eklerin Reslullah tarafndan da mhrlendii kaydedilmektedir.[245] Bylece ndir de olsa o devirde hazine adna yaplan tasarruflarda mhrl belgelere yer verildii grlmektedir. Reslullah, baz kimseleri, kaleme aldrd yazlar mhrleme iinde istihdam etti: Muaykb b.Ebi Ftma, Hanzala b. el-Rab' [246]ve Haris b. Avf[247] onun tarafndan zaman zaman bu ide grevlendirildiler. Bylece "divnu'l-htem"in ilk temeli Hz. Peygamber tarafndan atlm oldu. Hz. Peygamber zamannda, iletmeye verilen arazi (:ikt)ler iin, iletmecilere bir belge tanzim edilip verildii gibi, ondan sonra da ayn ekil belgelerin verilmesine devam edildi. Resm evraka tarih koyma iine gelince Kettan'nin bildirdiine gre, Kalkaand ve Suyt gibi bir ksm mellifler bunun Reslullah zamannda baladm ve onun hicreti tarih olarak kullandm yazarlar. Mesel Reslullah Necrn hristiyanlary-la yapt antlamaya hicretin 5. senesi eklinde bir tarih koymutur. Kur'an Tevbe sresi 108. yette hicret srasnda yaplan Kub mescidinden bahsederken ilk gn ifadesini kullanmtr ve buna gre hicret tarih balangc olmutur.[248] Hz. Peygamber, devrinde ariv dairesi yoktu. Ebu Davud'un kaydettiine gre o, hayatnn son gnlerinde valilere zekt hususunda bir yaz yazd zaman bunu klcnn knna koymutu.[249] Reslullah H. 1. ylda meydana getirilen ve iki nsha hlinde yazlan kurucu anayasa metnini de klcnn knna ilitirmi bulunuyordu. Buna temas eden Muhammed Hamidullah; baz delil ve iaretlere bakacak olursak, mhim vesikalarn kopyalar Reslullah'm evinde bulunuyor ve o bunlar yastnn altnda muhafaza ediyordu diyor.[250] slm'da maliyede grevli memurlarn ilk denetimi Hz. Peygamber (s.a.v.) tarafndan yapld. Buhar bu hususta; Devlet-bakanlannm vergi memurlarm muhasebesi anlamnda bir balk koyar ve burada, Reslullah'm Sleym kabilesine gnderdii Ibnu'l-Ltbiyye ismindeki zekat memurunu hesaba ektiine dair olan hdise yer verir.[251]

nc Blm HAZNE LEMLER A- Gelir Tahsil Ve Sarf lemleri


Yeni bir hukukla ortaya kan islm devletinin ilk kurulu yllarnda ondan, btn hazine ilemlerini yazl belgelere istinad ettirmesini beklemek doru olmaz. Bununla beraber Hz. Peygamber (s.a.v.) bu sahada nemli admlar atm ve bir hukuk devleti maliyesi iin gereken hemen her eyin misalini gstermitir. [252]

I- Gelir Tahsil lemleri


Biz Hz. Peygamber devrinde hem bir ksm gelirlerin yazlmasna ve hem de bazan, tahsil edilen gelirlerin bekletilmeden ve hibir ileme tbi tutulmadan datldna ahit oluyoruz. Reslullahm, tahsil ettii gelirleri yazdrmak iin merkezde ok sayda memur istihdam ettiim mal tekilatlanma blmnde ele alm idik. Hz. Peygamber devrinde, vergilerini deyen mkelleflere makbuz verilmiyordu. O zamanlar iin byle bir det sz konusu deildi. [253]

2- Hazineden Para deme Ve Mal karma


Reslullah devrinde merkezdeki muhtelif cins gelirlerin konulduu hazinelere bakanlar, Hz. Peygamberin ifah emrine gre, onun istedii yerlere bu gelirleri harcyorlar, veya merkeze getirilen gelirler, bizzat Reslullah tarafndan Kur'an'da gsterilen yerlere sarfediliyordu ki Beytlmal'in ortaya k ve mal tekilatlanma bahislerinde bu hususlara temas edilmiti. Gerek Hz. Peygamber ve gerekse de halife Eb Bekir'in baz kimselere, iletmeleri iin hazine arazisi verdiklerinde, bir de iletme senedi tanzim ettiklerini grmekteyiz. Reslullah'm, hicr 4. yl gibi erken bir zamanda Selmn el Fris'nin klelikten kurtulmas iin denecek meblala ilgili, Hz. Ali (r.a.) ye bir ek tanzim ettirdiini grmekteyiz.[254] Hz. Peygamber, Hayber mahsulnden hanmlar ve dier bir ksm kimseler iin belli miktarlarda pay ayrdnda, bunlar yazl olarak da tes-bit etti.[255] Bu kimseler, her sene elde edilen gelirden

yazl belgelerde gsterilen miktarlardaki hisselerini alyorlard. Ksmen de olsa Hz. Peygamber devrinde, hazineden yazl belgeler veya eklerle para ekildiini gsteren dier bir hdise de udur: Reslullah; Eb Sfyan, Safvan b. Umeyye, Uyeyne b. Hsn ve el-Akra' b. Habis gibi bir ksm nde gelen kimselere, onlar islm'a sndrmak iin, zekt gelirlerinden hisse ayrdnda, ellerine bir de yaz (:hatt) verdi. Uyeyne ile el-Akra'm Reslullah'a gelip ondan yardm istediklerini, Hz. Peygamberin de onlar iin Muaviye'ye yazl ve hatta mhrl birer belge tanzim ettirdiini ve onlarn bu eklerle kendi blgelerine dndklerini anlatmtk.[256] Muhakkak ki bu iki kii, ellerindeki yazl belgelere gre, kendi vilayet hazinelerinden para ekeceklerdi. Merkezde haznedarlar, Reslullah'm szl emriyle harcama yapyorlard. Herhangi bir blgeye gnderilen zekt memurlar ise topladklarn Kur'an'da gsterilen kimselere datp artan merkeze getiriyorlar ve Hz. Peygambere hesap veriyorlard. [257]

B- Zaman Bakmndan Hazne lemleri


Hz. Peygamber devrinde, yeterli gelir olmad zamanlarda halktan teberru gelirlerinin tahsil edildii veya bor alnd olmutur. Mesel, Tebuk seferinin masraflarn karlamak iin Hz.Peygamber, varlkl kiilerden yardm talebinde bulunmutur.[258] Mekke'nin fethim mteakip gnlerde Huneyn sava patlak verince de Reslullah, Mekke zenginlerinden toplam 130.000 dirhem bor para ile 100 zrhl gmlek dn ald ve harbin bitiminde, elde edilen gelirlerden bunlar hemen dedi.[259] Bir defasnda da onun, birisinden bor olarak bir sr aldn ve daha sonra zekt olarak gelen develerden grevli memuru Ebu Rfi'a bu borcu dettirdiini grmekteyiz.[260] Kendisi, aile fertleri ve yaknlar zekat gelirlerinden yararlanamayacana gre muhakkakki bu, devlet adna alnm bir bor idi. Devlet Reslullah'dan sonraki zamanlarda da bor para almtr. Buhar'nin naklettiine gre, Reslullah bir sefer srasnda, askerlerin btnn ahs yiyeceklerine el koydu ve hepsini bir yere toplyarak oradan herkese eit bir ekilde bltrd ve fevkalde zamanda hazarda da ayn yola bavurulabileceini belirtti.[261] Mslim'in anlattna gre bir defasnda Medine'ye Mu-dar kabilesinden ok fakir ve perian insanlar geldiler. Bunlarn ackl durumlar Hz. Peygamberi rahatsz etti ve Kur'an'm Nisa sresi 1. ve Har sresi 18. ayetlerine dayanarak onlar iin halktan yardm toplad,[262] Muhakkakki bu srada, devlet hazinesi bu yardm yapmaya msait deildi. Beytlml gelirleri yeterli olmad zamanlarda Reslullahn baz zenginlerden, gelecek senenin vergisine mahsuben iki yllk zekt birden tahsil ettii de olmutur. Mesel o, amcas Abbas'tan bir keresinde byle zekat almtr. Merkezde, zekt tahsil memuru olarak grevlendirilmi olan Hz. mer, Abbas (r.a.)dan zekat almaya gidince o, gemi sene iki yllk zekat birden verdiini ileri srerek demede bulunmam, ikyet zerine Reslullah onu tasdik etmitir.[263]

C- Yer Bakmndan Hazne lemleri 1- Zektn Topland Blgede Sarfedilmesi Ve Dier Blgelere Nakli A- Zektn Mahallinde Sarf
slm'da gelirlerin nce, topland blgede datm ve harcanmas bir esastr. htiya fazlas gelirler ise en yakn blgelere veya dorudan merkeze nakledilirler. Merkez kendisine nakledilen fazla gelirlerden bir ksmn, geliri kendisine yetmiyen blgelere gnderir ve bylece merkez hazinesi, blgeler arasnda bir dengeleme salar. Gelirlerin en yakndan balayp uzaa doru harcanmas kaidesine ferd datmda da uyulmas istenmektedir. Bir fert, zektn kendisi datacaksa, yani devletin, kendisine teslim edip etmemekte serbest brakt mallarnn zekatn kii kendisi datmak istiyorsa, nce akraba ve komular arasndaki muhtalara vermelidir. art olmamakla beraber tavsiye edilen budur. Farz derecesinde olmyan dier haklarn denmesinde de durum ayndr. Allah, Kur'anda, eitli hak sahiplerine olduu gibi akrabaya da verilmesini emretmekte,[264] yakn ve uzak komuya ve yanmzdaki arkadaa da iyilik yaplmasn istemektedir.[265] Hz. Peygamberin hadisleri incelenecek olursa, akraba ve komu haklarnn birinci sray ald grlr. Onlarn zengin akraba ve komularnn malnda, hem akrabalk ve hem de muhta olmalar dolaysyla dierlerine nazaran iki haklar bulunmaktadr ki Hz. Peygamber, akrabaya verilmekle bylece iki hakkn denmi olacan haber veriyorlar.[266] Hz. Peygamberin nce ailenden bala... sonra

en yaknlarn ve onlardan sonraki yaknlarn gelir[267] szleri, yardm ve datmn yakndan balayp uzaa doru yaplacan aka gsterir. Onun; karn a olarak sabahlyan birine komu olanlardan Allah'n himayesinin kalkacan, haber vermesi de bu hususta ayrca bir delildir.[268] Hz. Peygamber (s.a.v.) Muaz b.Cebel'i Yemen'e gnderdii zaman Muaz'a; onlarn zenginlerinden alnacak zektn, onlarn fakirlerine datlmasnn, Allah'dan bir farz olduunu, bildirmiti.[269] Reslullah, H. 8 ylda mslman olan Abdul-Kayslara, Bahreyn ve civarnda oturan halka gnderdii yazsnda da yle diyordu: Ben iinizdeki zenginlere ait mallarn fazlalk tekil eden ksmlarn alp fakirlerinize datmanz emrediyorum. (Bu zekt vergisi) mslUmanlarn mallarnda Allah ve Resulnn tanzim edecei farzolan miktarda (ylda bir defa tahsil edilecektir.)[270] Reslullah'n ayn tarz yazlar, baka blgelere de gnderdii anlalmaktadr. Ebu Ubeyd'in naklettiine gre, Sa'd b. Bekr kabilesinden birisi Hz. Peygambere gelerek ona baz sorular sordu ve dediki; Bize mektuplarn ve elilerin geldi. Zenginlerimizin mallarnn fazla gelen ksmlarnn alnp fakirlerimize verilmesini sen mi emrettin? Reslullah da, evet, diye cevap verdi[271] Hz. Pey-gamber'in st annelerinin mensup bulunduu bu kabile Damame b. Salebe isminde birini Resul ullah'a gndererek, elilerin kendilerine sylediklerinin doru olup olmadn aratrmlardr.[272] Hz. Peygamber, vali ve millerine gnderdii yazlarnda, genellikle, zektn gene topland blgede datlp sarfedileceini tebarz ettirmitir. O, Bahreyn mili olan Al b. Hadram'ye [273]ve Umman ile Bahreyn arasnda yayan Ezd-i Deb'nm vergi memuru (:musaddk) olan Huzeyfe b. el-Yemna [274]gnderdii yazlarnda, vergi nisbetlerini belirttikten sonra; (Bu zekt) onlarn zenginlerinden alnp onlarn fakirlerine datlacaktr. emirlerim vermitir. Az nce temas ettiimiz gibi Hz. Peygamber, Yemen'e ok geni selhiyetlerle gnderdii Muaz'a da bu ekilde bir yaz yazmt. Bu hadisler zektn, topland blgelerde sarf edileceini gsteriyor ise de bir ksm limler, hadislerde geen onlarn fakirleri ifadesiyle sadece o blge fakirlerinin kasdedil-meyip btn mslman fakirlerin kasdeddiini iddia ederler ve zektn baka blgelere naklinde hibir mahzur grmezler. Mesel Ayn (762855 H) Muaz'la ilgili hadisi bu ynde aklarken, Sind de bu gre ihtimal vermitir.[275] Reslullah devrinde, zekt gelirlerini merkeze nakleden memurlara ahit olduumuz gibi, topladklarn tamamiyle, grevli bulunduklar yerlerde sarfedip eli bo dnenlere de ahit oluruz. Hicr 9. ylda Hz. Peygambere gelen Kilab kabilesi heyeti ona yle diyorlard: Muhakkak (senin memurlarndan) Dahhak b. Sf-yan, aramzda Allah'n kitab ve senin snetinle dolat... ve o, zenginlerimizden zekat alp onlar fakirlerimize datt.[276] Tirmiz bize buna benzer bir baka hadis nakleder: Ebu Cuhayfe dedi ki; Reslullah'n zekat memuru geldi ve zenginlerimizden zekat alp, fakirlerimize datt. Ben o zaman yetim bir ocuktum, bana da zekattan bir deve verdi.[277] bn Mce ise, Hz. Peygamber ve sonraki zamanlarda vergi memurluu yapan Imrn'm topladklarn sarfedip tamamiyle eli bo dndne ait bir hadis nakletmektedir.[278] Az sonra grlecei gibi Reslullah devrinde Bahreyn ve Yemen gibi uzak illerden merkeze zekt ve dier eit gelirlerin nakledildii ve hatta bir defasnda Reslullah'm bu mevzuda emir bile verdii olmutur. Bu bakmdan Hz. Peygamber'in bu tatbikat ve szleri; gelirlerin toplandklar blgelerde sarfedilecei esasn getiriyorsa da gene onun tabikatmdan bunun mutlak olmadn, bir blgenin kendi gelirlerinde sadece ncelik ve stnlk haklar bulunduunu reniyoruz. [279]

B- Zekt Gelirlerinin Baka Blgelere Nakli


Zekt gelirlerinin mahallinde sarf bir esastr. u kadar var ki Hz. Peygamber'in ve Hulef-i Raidn'in tatbikatlarndan bunun mutlak bir kaide olmad ve bir blgede tahsil edilen gelirlerin, ihtiyaca gre merkeze veya baka blgelere nakledilebilecei anlalmaktadr. Makriz'nin bildirdiine gre, Hz. Peygamber'in yzn gldren miktarda ilk zekt Medine'ye Tay kabilesinden geldi.[280] Aslen gneyli olan bu kabile, Hayber ile Dmetul-Cendel arasndaki topraklarda yayordu. Mfessir Cesss (305-370 H), memleketlerinin Medine'ye uzak olmasna ramen bu kabilenin reisi olan Ad b. Htem'in toplanan zekt gelirlerini merkeze naklettiini kaydediyor. Cesss ve Makriz'den rendiimize gre gerek Tay kabilesi ve gerekse de Temm kabilesi zekt gelirlerini, Reslullah devrinde olduu gibi, halife Ebu Bekir devrinde de merkeze gndermilerdir. Temim kabilesinden bir ylda Ebu Bekir'e gnderilen zekt develerinin says 700'dr ki bu, kmsenecek bir mebla deildir. Cesss'm kaydna gre, Eb Bekir bu kabilelerden gelen zekt gelirlerini, dinden dnenlerle yapt savalar iin harcamtr.[281]

Nitekim Ebu Ubeyd de Tay kabilesi reisinin mrtedlerle yaplan sava yllarnda kabilesinin zekt gelirlerini Ebu Bekir'e gnderdiini kaydetmektedir.[282] Hz. Peygamber az nce grdmz gibi Bahreyn reisi olan Mnzir b. Sava'mn nezdinde temsilci valisi olarak bulunan Al b. Hadram'ye gnderdii yazsnda; Onlarn zenginlerinden alnacak zektn, onlarn fakirlerine datlacan ifade etmiti. Bundan ksa bir zaman sonra H. 9. ylda Tebuk seferi iin hazrlklara balad bir srada ise Reslullah, Al b. Hadram'ye ikinci bir yaz daha gndererek ona u talimat verdi: Cizye olarak toplyabildii eyleri kendisinden alp getirmesi iin el-Munzir b. Sav'ya birini yolladm. Onun bu konuda acele etmesini sala ve ayn zamanda sen sadaka ve r olarak toplayabildiin mebla da yolla. Vesselam[283] Kaynaklarda zikri geen 80.000 dirhemlik meblan bu yazy mteakip gnderilmi olmas gerekir.[284] Bahreyn'den Ebu Bekir devrinde de Medine'ye mal gelmee devam etmitir. Hatta Ebu Bekir, Reslullah'n, bir ksm kimselere; kendisine mal geldiinde yapaca yardm vadlerini bu blge gelirleriyle yerine getirmitir.[285] Hz. Peygamber yukardaki gibi ayn tarz yazlar dier blge ve kabilelere de gndermitir. O, kuzey bat Arabistan'da yayan Czam ve Kud'a kabilelerine gnderdii yazsnda, zekt tarifelerine temas etmi ve onlara; zekt ve humus gelirlerini elilerinden Ubeyy ile Anbese'ye teslim etmelerini, emretmitir.[286] Bu iki kabile H. 9. ylda yaplan Tebk seferi srasnda slm'a balandna gre, Reslullah'n yazs, onu mteakip bir zamanda kaleme alnm olmaldr. Onun Yemen'de Hmyer reisine gnderdii yaz, Bahreyn'e gnderdii ile tamamen benzer haldedir: Zr'a z-Yezen'e; size, elim Muaz b. Cebel ve akradalan geldii zaman, yamnzdaki zekat ve cizye gelirlerini toplayp ona teslim edin.[287] Hmyer'li kabile resilerinin ou H. 9. ylda islm'a girdiklerine[288] ve Muaz'n da o tarihlerde Yemen'e gnderildiine [289]baklacak olursa, Reslullah'n yazsnn da bu tarihlerde veya en ge hicr 10. yl ierisinde kaleme alnm olmas gerekir. Bu yazdan sonra olmaldr ki Muaz, pek ok kaynakta yer alan ve islm hu-kuular tarafndan; zektn, dier bir cinsle veya tamamiyle nakd denebileceinin delili olarak kullanlan konumasnda, Yemenlilerden hububatn zekt yerine, elbise ve giyim eyalar istiyerek; Bu trl zekat demeniz, size daha kolay gelecek ve Medinelilere de daha faydal olacaktr demitir.[290] Zekt gelirlerinin bir blgeden dierine nakledilebileceinin pek ok delili bulunduunu syliyen Ebu Ubeyd (154-224 H); Hz. Peygamberin Necid'li Kabisa isminde birisine Hicaz zekat gelirlerinden yardm etmesini de bu hususda ayr bir delil saymaktadr.[291] Muhammed Hamidullah'm belirtiine gre; Hz. Peygam-ber'in eitli illerden ve blgelerden vergi gelirlerini Medine'ye gndermelerini istedii sralarda o, Tebuk seferi iin hazrlklarda bulunuyordu. Bu sefer iin Reslullah, o zamana kadar grlmemi sayda 30 bin asker toplaynca, merkez hazinesindeki mevcut gelirler kafi gelmedi ve bu sebeple devletin dier hazinelerinden mal taleb etti.[292] Yukarda verdiimiz, Reslullahn eitli blgelere gnderdii bir ksm yazlarn tahmin tarihleri de onun bu aklamasn dorulamaktadr. Ancak onun bu hususta gnderdii yazlarn bir ksm mesel, Czam ve Kuda'a'ya gnderdii yaz Tebuk seferinden sonra olmaldr ve bir ksm da sadece bir defaya mahsus bir istek niteliinde deildir. nki Arabistan'n en kuzey batsnda yayan bilhassa Cuzm kabilesinin, ordunun Tebuk'e vardktan sonra mslman olduu kesindir.[293] Onun, Bahreyn'den gelecek mallardan baz kimselere yardm va'dinde bulunup da mrnn yetmeyii ve bu va'di Ebu Bekir'in yerine getirmesi, bunu gstermektedir. Hz. Peygamber devrinde, zekat gelirlerinin sadece merkeze deil, bir blgeden dierine gnderilip tahsis edildii de grlmektedir. Reslallah H. 9. senede Arabistan'n kuzeyinde Akabe krfezine yakn bir yerde oturan Bal kabilesinin Cu'ayl'lar kolu lehine tanzim ettii yazsnda yle diyordu: ... Nasr, Sa'd b. Bekr, Sumle ve Uzeyl kabilesinden tahsil edilip toplanan zekat ve sadakalar, onlar iin ayrlp verilecektir.[294] Bu belgeyle Hz. Peygamber, ad geen kabilelerden tahsil edilecek zekt gelirlerini, ok muhta durumda olmalar sebebiyle olacak ki Cu'ayl'lara tahsis etmekteydi. Bylece Reslullah'n, bir blgede tahsil edilen zekt gelirlerini, ihtiya duyulduunda merkeze veya baka bir yere naklettiini grm bulunuyoruz. [295]

2- Fey' Ve Ganimet Gelirlerinin Baka Blgelere Nakli


Zekt gelirlerinin, mahallinde sarfinn bir esas olmasna karlk, zektn dndaki gelirler iin byle bir kaide bulunmaz ve devlet bu eit gelirleri, merkeze veya diledii bir eyalete nakletme hususunda zekta nazaran daha ok serbestlik ierisindedir. Varlkl ve alabilir gayr- mslim tebaadan alnan "cizye" vergisinin Hz. Peygamber ve halife Ebu Bekir devirlerinde, daima merkez hazinesinde topland grlyor. Az nce Reslullah'm, muhtelif blgelerden, zektla beraber cizye ve humus (:mden vergisi veya ganimetlerden alman paylar) gelirlerini de merkeze getirttiini grmtk. Bunlara ilave Buhar ve Ebu Ubeyd, Bahreyn cizye gelirlerini getirmesi iin, Hz. Peygamber'in Ebu Ubey-de b. Cerrah' grevlendirdiini kaydederler.[296] Hz. Peygamber devrinde, eitli kabile ve blgelerden merkeze ne miktar cizye vergisi dendiini bilebiliyoruz.[297] Ebu Bekir devrinde de cizye vergisinin mahall hazinece alakonulmayp dorudan merkeze gnderildii anlalyor. Onun zamannda, Ordu komutan Haid b.Velid, Hire'lilerle her yl belli miktarda cizye demeleri artyla bar yapt. Kaynaklar, Irak'tan Medine'ye gnderilen ilk verginin bu cizye olduunu kaydediyorlar.[298] Ebu Bekir'den sonra cizye gelirlerinin vilayet hazinelerince mi alakonulduu yoksa merkeze mi gnderildii hususunda herhangi bir malumat elde edememi bulunuyoruz. Ganimetlerden alnan 1/5 (:humus) hazine ve muayyen snflarn haklarna gelince, bunlar yerin uzaklna ve yaknlna baklmakszn her devirde merkez hazineye nakledilmitir. Biz Reslullah devrinde olduu gibi[299] Hz. Ebu Bekir,[300] mer ve mteakip devirlerde de "humus"un daima merkez hazineye gnderildiine ait pek ok misaller bulabilmekteyiz. Hukuk durumu Irak ve Msr arazilerinden farkl olmakla beraber, Reslullah zamannda Hayber arazi gelirleri tamamiyle Medine'ye getiriliyordu. [301]

3- Nakil Ve Havale Usulleri A- Nakd Ve Ayn Nakil


Gelirler hem ayn ve hem de nakd olarak tahsil edildiinden nakle konu olan varidat da bu iki cinsden biri olacaktr. Bir yerden dier bir yere nakli yaplacak ayn gelirler muhakkakki vergiye tbi mal cinsinden veya Muaz (r.a.)'m, Yemende hububat yerine mkelleften giyim eyas ald gibi, onun yerine tahsil edilen baka bir cinsten olacaktr. Yahutta vergi olarak tahsil edilen bir mal, ihtiyaca gre baka bir mal ile mbadele edilmi olabilir. Ayn gelirlerin nakli, muhakkakki para nakil ve havalesine nisbetle ok daha zor ve masrafldr. [302]

B- Hesabi Nakil
Tahsilat mteakip, grevliler tarafndan hemen harcanm olan para ve mallarn, hazineye sadece hesab kaytlarnn yaplmas yeterli olacaktr. Kanaatmca Hz.Peygamber'in varidat yazm memurlarnn yan sra tahsil ettikleri zektn bir ksmn mahallinde sarfedip bir ksmn da Medineye getiren memurlar muhasebe edip onlardan hesap almasnda byle bir durum vardr. Dier yandan eyalet bte hesaplarnn, merkez beytlmline gnderilmesi de sadece hesab bir nakli ifade etmektedir ki biz bunlarn pek ok misallerine rastlamaktayz. [303]

4- Ayn Gelirin Paraya Tahvili


Ayn tahsilata da rastlanmaktadr ki bilhassa Reslullah devrinde bunun ounlukta olduu gze arpar. Devlet ayn olarak tahsil ettii gelirleri, satp paraya tahvil edebilir veya ihtiya duyulan baka mallarla mbadele edebilir ki bunun misallerine tesadf etmekteyiz. Hz. Peygamberin bir szlerine bakarak ayn zekat gelirlerinin satlp paraya evrilebileceine hkmedebiliriz. O, bir hadislerinde yle diyor; Zekt, be snf zengin mstesna hibir zengine helal deildir. Bunlardan da; Allah yolunda savaan gaziler, zekat memur olanlar, borlananlar, mallaryla zekt satn alanlar...dr.[304] Burada geen mallaryla zekt satn alanlar ifadesi, bu gelirlerin paraya veya baka bir mala evrilebileceini gsterir. Hz. Peygamber'in zekttan baka dier gelir eitlerini satp paraya tahvil ettiine oka rastlamaktayz. BuharHz. mer'den naklen yle bir hadse yer vermektedir: Reslullak (s.a.vj, Nadir oullar hurmalarn satar ve ailesinin bir yllk azn alakoyard[305]

Hz. Peygamber, Kur'an'da kendisine tahsis edilen Nadir kabilesi arazilerinden elde ettii gelirleri ncelikle ailesinin nafakasna harcyor ve artan da devlet hazinesine malediyordu. Bu durumda o, Beytlml'e nakit para koymu olmaktadr. Makri-z'nin verdii bilgiye gre; Reslullah, Hayber'de ele geen ganimetlerden hazineye den 1/5 hissenin, ak artrma ile satlmasn emretti ve bu i iin de Ferve b. mer'i grevlendirdi.[306] Biz Buhar ve Makriz'nin kaydettikleri bir hadisten Hz. Peygamberin, kalitesiz hurmalar sattrp daha kaliteli hurma satn aldrdn da reniyoruz: Reslullah tarafndan Hayber'e vergi memuru olarak tayin edilen bir adam, ona iyi cins hurma getirdi. Reslullah; Hayber'in btn hurmalar byle midir, diye sorduunda, adam; hayr, biz bundan bir sa' (bir l birimidir) hurmay iki, iki sa' hurmay da sa' (di hurma) karlnda alyoruz, dedi. Bunun zerine Reslullah; yle yapma, btnn dirhem karlnda sat, sonra iyi cins hurmay, dirhem karlnda satn al, dedi.[307] Mslim'in rivayet ettiine gre de; Bill, yemesi iin Reslul-lah'a iyi cins bir hurma getirince, Hz. Peygamber, bunun nereden olduunu sorar. Bill; yanlarnda iyi cins hurma olmadm, di hurmadan iki sa' karlnda bu iyi cinsten bir sa' hurma aldn, bildirince, Reslullah faiz olduu gerekesiyle bunu yasaklad ve di hurmann satlmas ve parasyla iyi cins hurmann alnmas gerektiini, bildirdi.[308] Bu son hdisede ona takdim edilen hurmann Hz. Peygamberin ahs gelirlerinden olmas gerekir. O, zekt gelirlerinden yemedii gibi kendi gelirleri dnda hazne gelirlerine de el srmesi deti deildi. Yukardaki hadisler, ayn gelirlerin paraya evrilebileceinin ak delilleridirler. te yandan Reslullahin, hububat gelirlerini un haline getirttii grlmektedir. O, Umman ve Bahreyn halkna yazd yazsnda; Deirmenlerinizde vergi memurlarmzn (hububatm) cretsiz tmeniz, sizin zerinize den bir vazifedir diyor.[309] Burada vergi memurlarnn sadece kendi ihtiyalan kadar bir zahirenin tlmesi de dnlebilir. [310]

Drdrc Blm BTE KADELER I. Gelirlerin Tahsisi Kaidesi


Belli gelirlerin, belli yerlere harcanmasna Tahsis denir. Bu adan devlet gelirlerini, mslmanlardan ve gayri mslimlerden alman vergiler eklinde incelemek uygundur. [311]

A- Mslmanlardan Alnan Vergilerin Sarf Yerleri 1- Zektn Sarf Yerleri


Daha mecbur vergiler ortaya kmadan, Mekke devrinde, Kur'an'da, mslmanlara gnll olarak verecekleri mal mkellefiyetlerin tahsis yerleri gsterildi. Medine devrinde bu tahsis yerlerine yenileri ilave edildi ve hicr 9. ylda gelen Tevbe sresi 60. yette bu sarf yerleri kesin eklini ald. Bu yette yle deniliyordu: Sadakalar, Allah'tan bir farz olarak, ancak fakirlere, miskinleri, sadakalara memur olanlara, kalpleri (mslmanla) altrlmak istenenlere, klelere, borlulara, Allah yolunda (harcamaya) ve yol oluna mahsustur. Allah hakkyle bilendir, tam hkm ve hikmet sahibidir. [312]

A) Fakir Ve Miskinler
Reslullah: Onlarn zenginlerinden alnacak zektn, onlarn fakirlerine datlacan bildirmek suretiyle, hem zenginin vergi mkellefi olacan gstermi oluyorlar ve hem de, fakirin, onun tam zdd olduunu ve vergi haslatndan faydalandrlacam anlatm oluyorlar. Bu hususta Hz. Peygamber'in, ayette gsterilen sarf yerlerinden sadece ilkine temas etmekle yetinmi olabilecei de dnlebilir. Mekke dneminde, vergilerin sarf yerleri bahsinde genie ele alnd gibi, Hz. Peygamber, o zamanlar, m'minlerin ancak kendi dindalarna sadaka verebileceklerini, sylemiti de bu, Kur'an'da tasvib grmemiti. Bunun zerine mslmanlar, mrik akrabalarna, farz olmyan sadaka kabilinden yardm yapmaya balamlard. Buhar ve Tirmiz, Ureyne kabilesinden bir takm hasta kiilerin Medine'ye geldiklerinde Raslullah'n tedavi olmadan iin onlar, zekt develerinin bulunduu bir meraya gnderdiini ve

bu develerin stlerinden ve sidiklerinden imelerim onlara tembihlediini, kaydediyorlar. Buhar'nin kaydna gre bunlar gerekten de orada iyiletiler ve sonra azp sr obann ldrdler ve bu sebeple de lm cezasna arptrldlar.[313] Her ne kadar Buhar bu hadisine; zekt develerinin stlerinden yolcularn faydalanmas, eklinde bir balk koymusa da bu hdise bize, zekt mallarnn yan rnlerinden hastalarn da faydalandrlabilece-ini aka gstermektedir. retim ve eitim harcamalarna gelince, gerek Reslullah zamannda ve gerekse de mteakip devirlerde pek ok muallim tayin edilip eitli blgelere gnderildiini ve okumakta olan ok sayda talebe bulunduunu biliyoruz. Kaynaklar salk hizmetlerine olduu gibi bu sahada da hangi gelir eidinden harcama yapldn bildirmiyorlar. Ancak bildiimiz bir ey varsa o da devaml ilim renmekle megul olan ve yetienlerin eitli kabilelere muallim olarak gnderildii Suffe Ashabna zekt gelirlerinden harcama yaplddr.[314] Bunlarn ise fakirlik yahut miskinlik sfatlar, talebelik sfatlarndan nce gelmektedir. [315]

B- Amilin (:Zekt Memurlar)


Reslullah'm Mekke valisi Attab b. Esid'e, Necran hristiyan-lar ve Hecer mecsilerinden tahsil edilen fey' gelirlerinden maa dediini, biliyoruz.[316] Buna mukabil onun dier valilerinin maalarn hangi gelirlerden dediini bilemediimiz gibi halife Eb Bekir'den itibaren halifelerin de maalarn hangi gelirlerden aldklarn bilemiyoruz. Vergi memurlarnn yol az cretleri, zekt mkelleflerine yklenemiyeceinden biz gerek Reslullah ve gerekse Hz. mer zamanlarnda, bu memurlarn, tahsil ettikleri mahsullerden ve zekt hayvanlarnn stlei'inden yiyeceklerini temin ettiklerini gryoruz.[317] Zekt memurlarnn, dier snflarda olduu gibi zekta ihtiya sebebiyle hak kazanmayp, ondan emeklerinin karlm aldklar bir vakadr. Hz. mer'in, zengin olduu gerekesiyle, Reslullah (s.a.v.)'dan, tahsildarlk cretim almak istemedii halde Hz. Peygamber'in ona cretini vererek; bunu al, ihtiyacn yoksa bakasna tasadduk et demesi bunu aka gsteriyor. [318]

C- Muellefetu'l-Kulub ('.Kalpleri Kazanlmak stenenler)


Pek ok kaynak, Hz. Peygamber'in Mekke'nin fethini mteakip gnlerde yaplan Huneyn muharebesinde ele geen ganimetlerden, slm'a sndrmak gayesiyle Ebu Sfyan ve el-Akra' b. Habis gibi Kurey'in ve Necid blgesinin ileri gelenlerine verdii hayvan srlerinden bahseder. [319] Onun byle bol miktarda ikramlarda bulunmas, Ensar'dan bazlarnn honudsuzluuna yol anca Reslullah yapt konumasnda; phesiz ki Kurey, chiliyet devrine yakndr ve musibetten yeni kmtr. Ben onlarn bu bozuk durumlarn dzeltmek ve onlar mslmanla sndrmak istedim.[320] diyerek bunun verili gayesini aklamtr. bn Hiam da eserinde, Reslullah'n bu balar ile hem bu ileri gelenleri ve hem de onlara tbi bulunan kavimlerini slm'a sndrmay amaladm yazyor. [321] Hz. Peygamber, Kurey'in ve Necid blgesinin ileri gelenlerine ganimet gelirlerinden verdii gibi, Mslim'in rivayetine gre, o ayrca Yemen'den, orada grevli Hz. Ali'nin gndermi olduu kle halindeki bir altun topam, zellikle Necid'in ileri gelenlerine datt.[322] Erj Ubeyd, eserinin bir yerinde bu gnderilen altu-nun, zekt gelirlerinden olduunu yazarken,bir dier yerinde onun fey' gelirlerinden olduunu kaydeder.[323] Hanef hukukularndan imam Serahs (. 490 H/1097 M) Reslullah'm Ebu Sfyan ve dierlerine zekt gelirlerinden verdiini, yazmaktadr. [324] phesiz ki onun bu verdikleri, Huneyn ganimetlerinden verdiklerinden tamamen ayrlr. nki Huneyn muharebesi H. 8 ylda yapld halde[325] zektn sarf yerlerini en son olarak tanzim eden ve "muellefetu'l-kulub" teriminin yer ald Tevbe sresi 60. ayet H. 9. ylda nazil olmutur.[326] Hz. Peygamber bu terimin ortaya kndan ok daha nce de ayn maksatlarla mriklere yardmda bulunmu ve onlar bu yolla da kendi tarafna ekme giriimlerini srdrmtr. Mesel, o, Mekke'nin fethinden ok daha evvel ve Hayberin fethini mteakip bir zamanda Mekke'de hkm sren ktlk ve alk srasnda, fakirlere datlmas iin Eb Sfyan'a bir miktar altun gnderdi ki baz kaynaklar bunun deerinin 500 dinar olduunu sylerler. Altun para olarak bu, nemli bir miktard. Ebu Sfyan; Muhammed bununla genlerimizi yoldan karmak istiyor dediyse de szn geiremeyip parann datlmasna engel olamad. Nitekim Makriz, bu yardmla onlarn sevgilerinin kazanlmas (:te'ellf)nm amalandn yazmaktadr. [327] Reslullah bununla kalmam, Mekke'lileri rahatlatmak iin Medine'den hurma gndermi ve Kurey'in elinde bulunan, muhtemelen bir trl satamadklar deri ynlar ile dei-toku yaplmasn teklif etmitir.[328] Bylece Hz. Peygamber, Mekke mukavemetini zayflatm

oluyorlard. [329]

D- Rikb (:Klelikten Kurtarlacak Kimseler)


Kur'an, harp esirlerinin fidye alnarak veya tamamen karlksz salverilmesi esasn getirmitir. [330]Eer Esirlerin bu iki ktan biriyle salverilmesi uygun grlmemi ve onlarn karlkl olarak muadele edilmesi hususunda da bir anlamaya varclama-msa bu durumda devlet, dman tarafn tutumunu gznne alp, misilleme olarak esirlerin kle yaplmasna karar verebilir. Eer dman, mslmanlardan ald esirleri, fidye karlnda salveriyorsa bu fidyelerin devlet hazinesince denmesi gerekecektir. Biz Reslullah'm, Medine'ye varr varmaz hazrlad kurucu anayasaya; ...Ve her bir zmre, harp esirlerinin kurtulu fidyesini, m'minler arasndaki iyi ve mkul bilinen esaslara ve adalet umdelerine gre demeye itirak edeceklerdir[331] eklinde bir madde koyduunu grmekteyiz. Kurucu anayasada yer alan bu maddeye veya ayette geen "rikb" maddesine gre olmaldr ki Hz. mer (r.a.); dman elinde bulunan esirlerin kurtarlmas iin denecek parann hazinece karlanacan syler.[332] Esirlerin kurtarlmas iin Kurucu Anayasaya konulan yu-kardaki maddelerden sonra H.2. senede yaplan Bedir harbinde dman taraftan alnan esirlerin mslmanlarca yedirilip iirilmesi, Kur'an'da vgyle karland.[333] Mekke devrinde vergilerin ve sarf yerlerinin ortaya k bahsinde de temas edildii gibi Kur'an daha o zamanlarda msl-manlan kle azad etmee tevik ediyordu.[334] Herkesin bildii zere, o tarihlerde Hz. Ebu Bekir gibi baz zengin m'minler, ikenceye uryan klelerin bir ksmn satn alp azad ediyorlar ve bylece daha henz resm verginin ortaya kmad bir zamanda kendi serbest iradeleriyle mkellefiyetlerini yerine getiriyorlard. Medine dneminde de mslmanlarn bu trl ferd tahsisleri devam etmekle beraber, bizzat Reslullah'n da devlet gelirlerinin bir blmn bu maksatlar iin harcad grlmektedir. Kaynaklarn bildirdiine gre, aslen Iran'h olan Selman el-Fris, azad olmas iin efendisiyle, 300 hurma fidan dikme ve 40 okyye altun karlnda bir anlama yapar. Hurmalarn dikimine bizzat Reslullah da yardm eder. Onun geriye kalan 40 okyyelik altun borcunu, Hz. Peygamber kendisine getirilen bir maden vergisinden der.[335] Muhammed Hamidullah, onun bu borcunun H. 4 ylda ve Sleym kabilesinin iletmekte olduu altun madeninden alnan zekt gelirinden dendiini yazar1[336] ve hatta biz onun el-Vesiku's-Siysiyye adl eserinden, bu deme muamelesi iin Reslullah'n Hz. Ali'ye bir ek yazdrdn da reniyoruz.[337] Zekt gelirlerinin sarf yerlerini dzenliyen en son ayet, bu gelirlerden kle snflarn da faydalandrlmasn gerekli klyordu. Hz. Peygamberin mukateb (:efendiyle hr olmas iin bir bedel karlnda anlama yapan) bir kle olan Selman'm borcunu demesine karlk klelerin mkateb olduklarna dair herhangi bir kayt bulunmamaktadr.[338]

E- Grimn (:Ar Bor Altna Girmi Kimseler)


Ar borlu manasna gelen "grim" stlah Kur'an'da ilk ve son olarak, zektn sarf yerlerine nihi eklini veren Tevbe sresi 60. ayette yer ald. Bundan ok daha nce ve hatta Mekke dneminin ilk srelerinden balamak zere m'minler, faizsiz bor para (:el-kardu'l-hasen) vermee davet ediliyorlard.[339] Hz. Peygamber, Medine ehir-Devleti kurucu anayasasna, ar bor altna girmi ve mal skntlar iine dm kimseler iin de zel bir hkm koymutu ki bu onun 12. maddesini meydana getiriyordu. Bu madde de aynen yle deniliyordu: Mminler kendi aralarnda, ar mal sorumluluklar altnda bulunan hi kimseyi bu halde brakmyacaklar; kurtulu fidyesi veya kan diyeti gibi borlarn, iyi ve mkul bilinen esaslara gre vereceklerdir.[340] Kan diyetlerinden doan borlar, bu anayasann ayrca 3'den 12'ye kadar olan maddelerinin her birinde tekrarlanmaktadr. Szn ettiimiz anayasann 12. maddesinde yer alan "muf-rah" kelimesini Ibn Hiam; aile fertlerinin okluu ve bor sebebiyle ar yk altnda bulunan kimse diye tefsir etmektedir ki [341] bu, hem fakir ve miskinleri ve hem de ar bor altnda bulunan kimseleri ifade etmektedir. Aklamasn yaptmz ayette ise bunlar tamamiyle ayr ayn fasllar oluturmakta ve borca girenler, fakir ve muhtalardan tamamen ayr tutulmaktadrlar.

Hz. Peygamber devrinde yukarda saylan eitten borlarn devlet hazinesinin bilhassa zekat gelirleri blmnden karland grlmektedir. Kaynaklarn bildirdiklerine gre; Hilal Oullarndan Kabisa b. el-Muharik isminde biri, arabuluculuktan dolay stlendii borcunu (:elhamale) temin etmek iin Reslullaha bavurdu. O anda zekat geliri bulunmad iin, Hz. Peygamber ona, zekt gelinceye kadar beklemesini tembihledi ve bu srada yle dedi: Ey Kabisa istemek ancak snf iin helaldir: a) Arabuluculukta kefil olarak borlanan kimseye, bu yklendii borcu deyin-ceye kadar istemesi helal olur, sonra o, byle bir talepte bulunamaz, b) Servevti bir fete urayp helak olan kimseye de maietinden zaruri olan miktar istemesi helaldir, c) Fakirlik ve skntya dm kimselerin istemesi de helaldir... Bu snf insandan bakasnn istekte bulunmas haramdr, onlar dilenip aldklarn haram olarak yerler[342] Reslullahm bu aklamasna uygun olarak biz gene onun zamannda yle bir hadiseye de ahit olmaktayz; Reslullah zamannda bir adamn satn ald meyveler telef oldu ve bu yzden de onun borlan oald. Reslullah ona sadaka verilmesini syledi de halk ona sadaka verdiler ve fakat verilenler onun borcunu kapatmad. Bunun zerine Hz. Peygamber alacaklara; bulduunuzu aln, size bundan baka bir ey yoktur, dedi[343] Her iki hdisede de o anda Beytlml'de para bulunmad anlalyor. Bu iki hadis bize "elgrimnT'in kimler olduunu aklamalar bakmndan nem tamaktadrlar. Garimin faslndan faydalanacak kimselerin, fakirler ve miskinler faslndan ayr olmas dolaysyle ihtiya iinde bulunmalar gerekmez. Hz. Peygamber; be snf mstesna zektn zenginlere hell olmyacan, sylerken bu be snfa borlular da katmaktadr.[344] Bu hadisten, borlunun aslnda zengin olduu halde zekttan faydalanabilecei hkm kmaktadr ki muhtemelen Hz. mer'in gelitirdii kredi dzeni buna dayanmaktadr. Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hazrlad Medine ehir Devleti kurucu anayasasna gre, her kabile veya baka bir deile her muhtar (:federe) insan topluluunun; skntya dm ve ar borca batm kimselerin bu durumlardan kurtarlmalar iin kendi arasnda ayr bir fasl oluturmas gerekiyordu ki bu husus, anayasa metninin 3'den 12'ye kadar olan maddeleri ierisinde aka grlmektedir. Ayrca m'minler ve devletin gayr-i mslim tebaas birbirine yardmc olmakla mkellef klnmtr. Bu esastan hareketle diyebiliriz ki her muhtar (zirvesinde merkez hkmet bulunmas dolaysiyle aslnda yar muhtar) toplum, ihtiya duyulduunda dierine yardm edecek veya gerekirse demeler merkez hazinesinden yaplacaktr. Bu arada bilhassa 11 ve 12. maddelerin bu maksatla mslman tebaay bir btn olarak ele ald ve ayn gayelerin tahakkukunda birlie davet ettii grlmektedir. Muhammed Hamidullah kurucu anayasann bu durumunu ylece aklamaktadr: ayet belli bir insan topluluunun elinde biriken meblalar, ortaya kan belli bir borcu demeye yet-miyecek olursa dier topluluklar bu arada hatta Devlet, zorluk ve darlk iine dm olan zmrelere yardm etmek mecburiyeti altna girerler. Kapitalist esasta ve ona has sistemlere gre alan bir Sigorta, slm'da yasaklanmtr; zra kapitalist yapya sahip cemiyetlerde grlen sigorta sistemlerinde; tek tarafl risk esas hkimdir. Fakat byle olmayp da; karlkl risk, esasna dayal sigorta sistemleri veyahutta Devletletirilmi sigortalar, grdmz gibi bizzat Reslullah tarafndan da kurulup tekilatlandrlm bulunmaktadr[345] Bylece bu anayasaya gre, itima gvenlik (sosyal sigorta) messeselerinin kurulmas gerekiyordu ve diyet deme, borca batmlara yardm ii de bununla kanun esaslara balanm oluyordu. Bu kurucu anayasa gereidir ki biz Hz. Peygamber zamannda, kiinin gcn aan ve faili mehul cinayetlerin gerektirdii diyetlerin yar muhtar topluluklarca veya merkez hazinece dendiine oka ahit olmaktayz.[346] Biz mfessir Fahru'd-din el-Ra-zi'den bir defasnda byle bir diyetin zekat gelirlerinden dendii-n reniyoruz.[347] Kurucu anayasa gerei Hz. Peygamber'in, islm devletine katlan her toplulua borlular iin bir sandk kurdurduu anlalmaktadr. Mesel o, Tebuk seferi srasnda mslman olan Czam kabilesi reislerinden Mlik b. Ahmer ile yle bir anlama yapmtr: Bu Reslullah Muhammed tarafndan Mlik Ibn Ahmer ve onun yoluna giren Mslmanlar iin verilmi ve onlara himaye ve emniyet hakk (eman) tannan bir yazdr. Onlar namazlarn kldklar, zekat vergilerini dedikleri, Mslmanlarla bir olup m-rik-putperestlerden uzaklatklar, ganimetin bete birini (humus), ar bor altna girmi olanlarn (grimn) hissesini ve u, u hisseleri de dedikleri mddete, Azz ve Cell olan Allah'n ve Reslullah

Muhammed'in emann kazanm olacaklardr[348] Kurucu anayasadan 9 yl sonra Reslullah'n zellikle borlular iin bir tahsisat ayrlmasn art kotuuna baklrsa onun dier kabile ve topluluklardan da ayn eyi istedii hkmne varlabilir. Biz bir tek vak'a hari Hz. Peygamber'in Beytlmal'den ticar kredi verdiini grmyoruz. Muhammed Hamidullah'n eitli kaynaklara dayanarak verdii malumata gre; Hz. Peygamber, Muaz b. Cebel'i Yemene gndermeden nce onu vergi memuru olarak Hayber'de grevlendirmiti. Gen Muaz cmert tabiat sebebiyle orada iflas etti ve her eyini kaybetti, hatta Reslullah onun evini ible satmaya mecbur kald. Bunun zerine ona Suf-fa'da oraya zekat olarak gelen hurmalarn bakm ve ayklanmas vazifesini verdi ve daha sonra onu geni selahiyetlerle Yemene gnderdi.[349] Reslullah tamamen istisnai olarak Muaz'm Beytlmal'den bir miktar nakit ekip bununla ticret yapmasna msaade etti. Gerekten de Muaz Yemen'de vazifeli olarak birok seneler kalp zenginlemi ve Ebu Bekir'in halife olmasna kadar Medine'ye dnmemiti. O zamanlar Hz. mer amme idaresi iin ho ol-myan ve dierleri iin kt rnek tekil edecek olan bir dn alma iinden vazgemesini Muaz'a tavsiye etmi ve bundan mteessir olan Muaz, bu yoldan elde ettii btn kazancn halife Ebu Bekir'e iade etmiti, o da bundan mteessir olduki bunlar devletin bir hediyesi olarak geri gnderdi.[350] phesiz ki Hz. Peygamber, iflas etmi olan Muaz'm devlet kredisiyle yeniden kalknmasn istiyordu. [351]

F- Fi-Sebilillah ('Allah Yolunda)


Medine'de vergi sarf yerlerinin ortaya k bahsinde temas edildii gibi "Allah yolunda" ifadesi baz ayetlerde genel bir ekilde zikredildii halde, bazlarnda "cihad" ile beraber zikredilmektedir. "Allah yolunda mal ve canla cihad" emirlerinin harp masraflarn karlamay ve her eit harp silah ve vastalarnn temini gayesiyle yaplacak harcamalar ifade ettii aktr. Cihada temas edilmeden genel olarak Allah yolunda harcamay emreden ayetlerden ise sadece byle bir manay karmak zordur. nk cihad da dahil olmak zere Allah Tel'nm rzasna uygun ve O'nun tarafndan istenen her trl i O'nun yoludur. Bylece incelemesini yaptmz Tevbe sresi 60. ayette "f Sebilillah" terimini her trl hayr ilerini, iyi ve gzel eleri kapsyacak ekilde geni olarak tefsir etmek mmkndr. Bir devletin gelirlerinden bir blmn savunma harcamalarna ayrmas, hayat bir zarurettir. Bunun iin Hz. Peygamber, devleti kurar kurmaz meydana getirdii kurucu anayasaya; (Bir harp vukuunda) Yahudilerin masraflar kendi zerlerine ve mslmanlarn masraflar kendi zrlerinedir. Muhali-kakki bu sahifede gsterilen kimselere harp aanlara kar, onlar kendi aralarnda yardnlaacaklardr.[352] eklinde bir madde koymutur. Reslullah zamannda bir harp vuku bulursa herkes gerekli alet ve azn kendisi tedarik ederdi. Fakir olanlar ise devlet tarafndan tehiz ediliyordu veya zekt mkellefi olan m'minler zektlarn bu gibilerine vererek onlar da tehizat ve azk edinme imkanlarna kavuturuyorlard. [353]

G- bnu's'sebil (:Yolcu)
Kur'n- Kerim'de insanlar seyahata davet eden oka ayet vardr: Rzk aramak iin dnyay dolamaya davet eden ayetlerden tutun da eski harabeleri inceleyip gemi milletlerin hangi sebeplerle ykldn ve akbetlerinin nasl olduunu renmee[354] ve nihayet Allah Tel'mn, yaratmaya nasl baladm, yani yaratlanlar aratrmak iin [355]arzda seyahat etmee davet eden ayetler vardr. Kur'an'da yolcuya, yol olu manasna gelen, "ibnu's-sebil" ifadesiyle temas edilmektedir ve daha Mekke dneminde nazil olan srelerde yolculara haklarnn denmesi emredilir.[356] Medeni srelerde ise ayn emir ve istek tekrarlanr [357]ve bu arada zekt gelirlerinin yan sra Hicr 2. ylda nazil olup harp ve ganimet hukukunu dzenliyen Enfl sresinin 41. ayetinde ganimet humusundan yolculara da pay ayrlr ve H. 4. ylda gelip fey' gelirlerinin sarf yerlerini dzenliyen Har sresinde de gene onlar ihmal edilmezler.[358] Zekt gelirlerinin sarf yerlerini dzenliyen en son ayette de gene onlar yerlerini alrlar. Bylece yolcular, fakirler gibi her trl gelirden faydalandrlm olmaktadrlar. Ayetlerde yolcular ve fakirler ikilisi, ak ve seik olarak, her eit gelirin deimez sarf yerlerini meydana getirmilerdir. Bu da islm'n, itima (sosyal) gvenliin yan sra ulam hizmetlerine ne derece nem verdiini gsterir. Biz heyetlerin arlanmas, merkez dnda bilhassa krsal kesimde mslmanlann misafir edilmesi ve konaklama tesislerinin yapm hususlarn kamu giderleri blmnde ele alp burada mevzuyu sadece gelirlerin sarn

asndan inceliye-ceiz. Hz. Peygamber, gerek zekat ve gerekse de fey' ve ganimet gelirlerinin sarf yerlerini dzenliyen ayetlere dayanarak yolcu ve misafirlere her gelir eidinden tahsisler ayryordu. Pek ok kaynak H.4 ylda Hayber'le beraber ve fakat silah atlmadan ele geirildii iin Kur'an hkmlerine gre[359] tamamiyle Reslullah'n emrine giren Fedek arazisi gelirlerini Hz. Peygamber'in btnyle yolculara tahsis ettiini ve bu yerden salanan gelirleri onlara harcanmak zere elinde tuttuunu yazar ve kaynaklar bu denek iin de "hubs" terimini kullanrlar.[360] O devirlerde, herhangi bir hizmet veya muayyen snflar iin gelir tahsis edip onu elde bulundurmaya "hubs" deniliyordu ki bu terim, tutma ve hapsetme manasna gelen "habs" kknden geliyordu. Ebu Davud, Belazur ve dier baz kaynaklardan rendiimize gre, Reslullah Hayber arazisini 36 ana hisseye ayrd ve bunun 18'ini kendi emrine alp bu yerlerin gelirlerinden ihtiyat, halkn ihtiyalarm gidermek ve denmesi gerekecek olan haklar demek iin denekler ayrd ve bu arada bir ksmm da gelecek heyetlerin ve elilerin arlanmasna tahsis etti.[361] islm'da misafirhanelerin yapmna Reslullah devrinde balanmt ve ondan sonra gerek ehirlerde ve gerekse de yol gzergahlarnda konaklama tesislerinin yapm hzla devam etti ve hudut illeri bile bu tr tesislerin a ierisine alnd. [362]

2- Maden Gelirlerinin Sarf Yeri


Reslullah tarafndan, Selman el-Faris'nin klelikten kurtulmas iin yapt aktten doan 40 okyyelik altun borcunun bir altun maden ocandan salanan gelirlerden dendiini az yukar da grmtk. [363]Ancak fey' gelirlerinin harcama yerlerinin zekata nazaran geni lde devletin takdirine braklm olmas hasebiyle bu bize kesin bir bilgi vermez. [364]

B- Gayri Mslimlerden Salanan Gelirlerin Sarf Yerleri 1- Gelirlerin Tanm A. Fey':


Bu, gayr-i mslim tobaa (:ehl'l-zimme) dan sulh yoluyla alnan vergilerdir. Bunlar da; onlarn mal ve canlarnn teminat olarak dedikleri "cizye: kii vergisi", zorla fethedilip halkna braklan arazilerden veya sulh yoluyla alman yerlerden belli llere gre tahsil edilen "harc" gelirleri ve bu tebaann dedikleri gmrk vergileridir. slm devletinin tebaas olmyan yabanc gayr-i mslim tccarlarn dedikleri gmrk vergileri de fey5 gelirlerine dahildir. [365]

B. Ganimet:
Sulh yoluyla olmakszn harp srasnda ele geen mallara ganimet denilir.[366] Eb Yusuf un ifadesine gre, Reslullah, Hayber hari dier ele geirdii yerleri gazilere taksim etmemitir.[367] Ancak baz kaynaklar mesela Belazur, onun Hayber gibi Kureyza arazisini de taksim ettiini yazarken[368] Yahya b. Adem yedi bahe hari -ki bunlar ona hediye edilmitirNadir Oullar topraklarn da ms-lmanlara dattm yazar.[369] u kadar varki bir yerin ganimet hkmne tabi tutulmas ile o yeri, devlet bakannn kendi selahi-yetine dayanarak taksim etmesi ayr ayn eylerdir. Mesela Nadir Oullar topraklar nceden de eitli vesilelerle temas ettiimiz gibi Kur'an'da tamamen Reslullah'a braklmtr. Hz, Peygamber, ganimet muamelesine tbi tuttuu Hayber'in 1/5'ini -bu Ketbe kalesi ve civardr- ayette gsterilen hak sahiplerine ayrmtr.[370]

2- Fey'in Sarf Yerleri Ve Fey' Gelirlerinden Humusun Ayrlmas


Fey'e dahil olan vergilerin ve sarf yerlerinin ortaya k tarihlerini birinci blm ierisinde ele aldmzdan burada daha ziyade sarf hususu incelenecektir. Kur'n- Kerim'de fey' gelirlerine ilk ve son defa H. 4 ylda Nadir kabilesiyle yaplan harp srasnda gelen Har sresinde temas edildi. Srenin 6. ayetine gre, sulh ile yani dmana sadece korku verilerek ele geirilen yerler tamamiyle Hz. Peygamber'e braklmtr. O da bu yerlerden salanan gelirleri aile efradna harcadktan sonra artan devlet hazinesine intikal ettirmi veya az nce temas edildii gibi topraksz fakirlere bu yerlerden arazi vermitir. Harp srasnda silah zoruyla ele geirilen yerlerin gelirlerinden ise, Devletin ve fakir-zengin btn toplumun yararlandrld- gze arpar. Zekat

gelirlerinde; Allah'a, Peygamberine ve onun akrabalarna herhangi bir hak ayrlmad halde, burada onlar iin de paylar ayrlmtr. 8. ayette bu gelirlerden faydalanacak olanlar arasnda, hicret etmi olan fakirler ve 9. ayette Medine'nin yerli halk bulunmaktadr. O zamanlar, yarmadann eitli yerlerinde ve bilhassa Mekke'de mriklerin bask ve zulmne dayana-myan mslmanlar Medine'ye hicret ediyorlard. Bylece bu ehirde yersiz ve yurtsuz bir gmen topluluu meydana gelmiti ki Kur"n'da bunlar fakirlerden ayr bir zmreyi meydana getiriyorlard. Hz. Muhammed (s.a.v.) hicrete hazrland bir srada mslman cemaatn bakan olarak onlarnda Medine'ye g etmelerine izin vermiti. Onun Medine'ye yerlemesinden sonra da eitli yerlerden bu gler devam etti. Ancak Mekke'nin fethiyle Kurey'in dmanlna son verilince Reslullah, hicret iznini kaldrd ve herkesin kendi yerleim yerinde kalmasn emretti. [371] Hz. Peygamber, fey' gelirlerini ve ganimetlerden hazineye den paylar, her eit devlet hizmetinde kullanm ve kamu giderlerinin nemli bir ksmn bunlardan karlamtr. Ebu Davud, Belzur ve dier baz kaynaklardan rendiimize gre Reslullah, Hayber'de Kur'an'a gre kendi emrinde kalan yerlerin gelirlerinden, halkn ihtiyalarn gidermek ve ihtiyat iin denekler ayrd ve bu arada gelirlerin bir ksmn da gelecek heyetlerin ve elilerin arlanmasna tahsis etti.[372] Hayber'in hukuk durumu Hulefa-i Raidin devrinde de deitirilmedi.[373] Reslullah'n lmyle hazineye intikal eden bu yerlerin geliri ayn maksatlar ii kullanld. Reslullah (s.a.v.)'m, fey ve ganimet gelirlerinden, aklamasn yaptmz ayetlerde bulunmamasna ramen "muellefetu'l-kulub"u da yararlandrdn ve bir harp vukuunda zekt olsun fey' gelirlerinden olsun muhtelif kabile ve blgelerde toplanan gelirlerin merkeze nakledilmesi hususunda emirler verdiini daha nce kendi bahislerinde grmtk Ferr' Hz. Peygamber'in tatbikatna dayanarak devlet bakanna fey' gelirlerinden, faydas mslmanlara dnecek olan; eli arlama ve muellefetu'l-kulb'a balar yapma gibi harcamalarda bulunma yetkisini verirken[374] Kurtub, ayn ekilde bu gelirlerden, eer uygun grlrse, hediye ve ihsanlar yaplabileceini ve borlu kiilerin borlarnn denebileceim syler.[375] Devlet bakanna, hukuka ve amme menfaatma uygun olmas artyla serbest harcama hakk verilince tabiatiyle bu trl misalleri oaltmak mmkn olacaktr. Hicr 9. senede gelen Tevbe sresi 29. ayette "cizye" adyla geen ve alabilir gayr-i mslim tebaadan alnan vergilerin sarf yerleri ise Kur'an'da gsterilmemitir. Hukukular sarf bakmndan bu gelirleri de hara hkmnda grmlerdir.[376] Bu bakmdan Ebu Yusuf, cizye gelirlerinin hara hazinesinde toplanacan syler.[377] Cizye, mslmanlara yardm ve devlet hazinesinin takviyesi iin alnr ki bunu bizzat Reslullah'm el-Hris b. Ka'b'a yazd yazsndan reniyoruz.[378] Hazneye gelen bu gelirlerden ise sadece mslmanlar deil, gayri mslim tebaa da yararlandrlr. Bu tebaann cizye vermesiyle iki haklar ortaya kar: a) Onlarla sa-valmayp gven iinde braklrlar b) Onlar bakalarna kar himaye edilirler.[379] Reslullah (s.a.v.)'in, bir tek olayn dnda yukarda saydmz devlet hizmetinde alan memurlara hangi gelir eidinden maa dediini bilemiyoruz. Makriz (766-845 H) bize onun Mekke valisi Attab b.Esid'e Necran ve Hecer blgelerinden tahsil ettii hara ve cizye gelirlerinden maa dediini kaydediyor.[380]

3- Ganimetlerin Taksimi Ve Hazineye Den Paylarn Sarf Yerleri


Hicretin 2. ylnda yaplan Bedir harbine kadar ganimet hukuku ile ilgili herhangi bir ayet gelmi deildi. Bu harpte ele geen ganimetlerin taksimi hususunda mslmanlar arasnda anlamazlklar kt. Bunun zerine; ganimetlerin tamamiyle Allah ve Resulne ait olduunu bildiren Enfl sresinin 1. ayeti nazil oldu ve bylece mnakaalar sona erdi. Buna dayanarak Hz. Peygamber (s.a.v.) ganimetleri tamamiyle kendi grne gre taksim etti.[381] Bundan nce de o, Abdullah b. Cah'n bir baskn srasnda ele geirdii ganimetleri kendi grne gre taksim etmi, ancak bu baskn tasvib etmedii iin kendisi bundan bir ey almamt .[382] Bedir ganimetlerinin taksiminden ksa bir sre sonra Allah zekt da olduu gibi ganimetlerin de taksim eklini gsterdi ve Hz. Peygamber, Bedir'den hemen sonra Yahudi Kaynuka kabilesinden elde ettii ganimetleri buna gre bltrd.[383] Bu ayette ganimetlerin taksim ekli yle gsteriliyordu: Bilin ki ganimet olarak aldnz herhangi bir eyin mutlaka bede biri Allah'n, Resulnn, hsmlarn, yetimlerin, yoksullarn ve yolcunundur.[384] Bu ayete gre bir muharebeden sonra, ele geen ganimetlerin 4/5" ordu mensuplarna geriye

kalan 1/5'i de dier hak sahiplerine pay edilecektir. Bir ksm hadis kaynaklarnda Hz. Peygamberin; svarilere 3, piyadelere de 1 hisse verdiinden bahsedilir.[385] imam Ebu Hanife hari onun talebelerinden Ebu Yusuf ve Mu-hammed de dahil olmak zere btn hukukular 4/5'n gazilerden svari ve piyade olanlara yukardaki nisbetlerde taksim edilecei grndedirler. Ebu Hanife ise baka bir hadise tutunarak svariye % piyadeye de 1 hisse vermektedir.[386] stn gayret gsteren askerler ise ayrca dllendirildiler.[387] Hz. Peygamberin ve bazlarna gre de onun vefatndan sonra halifelerin ganimetlerden beendikleri bir eyi alma haklar vardr ki ki buna "safiyy" denilir.[388] Safyy hakk ganimetlerin taksiminden nce alnr.[389] Hz. Peygamber bu haklarndan ayr olarak da bir gazi gibi ganimetlerden pay alyordu.[390] 1/5'in hak sahipleri ise ayette grld gibi a) Allah, bJReslullah, c) Hsmlar, d) Yetimler, e) Yoksullar f) Yolcular olmak zere altya ayrlmaktadr ve bte asndan nemli olan da bu hisselerdir. [391]

A- Allah'n Ve Resulnn Hisseleri


Baz kaynaklarda Allah'n hissesini, Hz. Peygamber'in Kabe hizmetlerine ayrd kaydedilir.[392] Ebul-Ali bu hissenin, Kabe ve camilerin yapm ve imarna harcanacan syler ki [393]aslnda tbn Abbas (r.a.) da bu hissenin Kabe'ye harcanaca grndedir.[394] Hukukularn pek ou Allah'n herhangi bir hissesinin bulunmad ve O'nun isminin sadece sz amak gayesiyle veya bu trl bir bltrme sayesinde ona yaklalacan ifade etmek iin getiini iddia ederlerken[395] bir ksm da Allah ve Resulne bir tek hisse ayrarak baka bir ifadeyle gene ayn gr savunmu olurlar. Bu gr sahipleri Allah ve Resulne ait hissenin ayn olduunu ifade ederler ve bylece de Hz. Peygamber devrinde humus gelirlerinin 5'e taksim edildiini sylerler.[396] Hz. Peygamberin hissesine gelince Reslullah gerek fey' olarak tamamiyle kendine den mal ve gelirler olsun ve gerekse de ganimetlerden hak kazand hisseler olsun, o, daima aile fertlerinin nafkalanndan artan devlet hazinesine aktarm veya fakirlere bltrm tr. Mesela Reslullah, fey' sfatyla kendisine kalan Ben'n-Nadir topraklarn Muhacirler'e taksim etmi ve En-sar'dan da fakir olduklar iin sadece iki aileye arazi vermitir.[397] Daha nce temas ettiimiz gibi o bu yerlerden sadece yedi baheyi kendi elinde tutmutur ki bunlar da ona harp ncesi, Yahudi bilgini Muhayrk tarafndan balanmtr.[398] Pek ok hadis ve tarih kitaplar onun, ailelerinin nafakalarndan artan gelirlerini hazineye aktardm veya onlarla harp silah ve vastalar satn aldn yazarlar.[399] Biz Reslullah (s.a.v.)'n fey' olarak tamamiyle kendine kalan fedek arazisi gelirlerinin hepsini yolculara denek ayrdn zekatn sarf yerleri bahsinde grmtk. Reslullahm bu tatbikat bize, onun kendisine den paylar tamamiyle kendisine maletmeyip bunlar toplumsal gvenlik ve kamu hizmetlerine harcadn gstermektedir. Bu sebepledir ki vefatn mteakip, gerek ona ve gerekse de akrabalarna ait hisselerin harp silah ve vastalarna harcanaca hususunda ittifak hasl olduu kaydedilmektedir.'[400] Ancak ne var ki bu mevzuda bir icm olmad anlalyor. Hz. Peygamber devlet hazinesine aktard gelirleriyle ounlukla hai-p silah ve vastalarm temin etmitir. nki o zamanlar, fakirlerin doyurulmas ile yeni kurulan bu devleti i ve d dmanlara kar savunmak, devletin en nde gelen vazifeleri arasnda yer alyordu ve bu ikisi iin yaplan harcamalar, daima devletin masraflarnn ilk iki srasn igal ediyordu. Alktan kurtulmak, i ve d dmanlarn saldrsndan ve korku veren her eit tehlikeden uzak ve emin olmak bugn de devletlerin iki ana hedefidir ki bu iki hedefe Kur'an tarafndan da temas edilmektedir.[401]

B- Akraba Hisseleri
Bundan maksat Hz. Peygamber'in akrabalardr ve onlar da Haim ve Muttalib Oullarndan ibarettir. Onlar fakir dahi olsalar zektta hibir haklar olmad iin kendilerine ganimetlerden hisse ayrlmtr. Bu haklarna dayanarak Reslullah Hayber'de humus olarak ayrlan Ketbe kalesi arazisinden gerek ailelerine ve gerekse de akrabalarna paylar vermitir.[402]

C- Yetim, Yoksul Ve Yolcularn Hisseleri


Medine devrinde vergilerin ve sarf yerlerinin ortaya k bahsinde bunlara temas etmitik. Ayrca bu snflar fey5 gelirlerinin sarf yerleri ierisinde de ele almtk. Bu snf her eit gelirin sarf yerleri ierisinde yer alm bulunmaktadrlar. [403]

II- Gelirlerin Tahmini Ve Tesbt Kaidesi A- Gelirlerin Tahmini


Gelir tahminlerinin muasr btelerle ortaya kt ve nceden bte yapmak diye bir ey szkonusu olmad iin de bu usle bavurulmad iddia ediliyorsa da biz Hz. Peygamber (s.a.v.)'in gelir tahminleri yaptrdna ahid olduumuzdan onlara katlamyoruz. u kadar varki o zamanlar imdiki gibi bir bte yapmak ve onu meclislerden geirmek sz konusu olmadndan giderlerin gelirlerden nce tesbit edildiini sylememiz mmkn olmaz. Ancak biz herhangi bir ncelikten sz etmeden gelir ve giderlerin tesbit edilmekte olduunu syliyebiliriz. Ibn Mce; Reslullah (s.a.v.) insanlara, onlarn zmlerini ve meyvelerini tahmin (:hars) iin memurlar gnderiyordu eklinde bir hadis nakletmektedir.[404] Bu hadiste genel olarak "simr: meyveler" kelimesi gemekte ve fakat bunlarn hangi eit meyveler olduklar belirtilmemektedir. Hz. Peygamberin, Mekke valisi Attab b. Esid'e verdii talimatta ise ondan, zm ve hurma mahsullerinin tahminini istedii grlr.[405] Fakat onun blgesinde de bu iki mahsulden bakas bulunmamaktadr. Hz. Peygamberin vergi tahmin usulne bavurmasna sadece mkellefin sorumlu olaca vergi miktarm bilmek asndan bakmamak gerekir. Onun Huzeyfe b. el-Yeman' merkezde, gelir tahminleri yazm memurluuna getirmesine[406] ve Cebbarn gelir tahmin memurluunun yan sra muhasebe memurluu da yapmasna[407] baklrsa Hz. Peygamberin ayn zamanda, zira mahsullerden yaklak olarak ne miktar vergi tahsil edilebileceini renmek istedii hkmne varlr. Burada son olarak Reslullah'n, mal sahiplerinin yiyebilmelerine ve ikramlarda bulunabilmelerine imkan vermek iin, tahmin memurlarna, mahsuln 1/3 veya 1/4 nisbetini sahiplerine brakmalarna dair emirler verdiini de kaydetmemiz faydal olacaktr.[408]

B- Gelirlerin Tesbiti
Hz. Peygamber, merkezde, vergi tahmin memurlarnn kendisine ulatrdklar tahmin gelir miktarlarn yazdrd gibi gerek zekat ve gerekse de ganimet olarak tahsil edilen gelirleri de yazyla tesbit etmi ve bu iler iin adlarn bilebildiimiz memurlar istihdam etmitir ki bunlar biz mal tekilatlanma blmnde ele almtk.[409] Hz. Peygamberin, tahsilat yazdrmas sebebiyledir ki Hay-ber'den onun ne miktar gelir topladn biliyoruz. Makriz, humus (:l/5) hakk olarak hazineye ve belli hak sahiplerine ayrlan bu yerdeki Ketbe (yahut) Kteybe) kalesi arazisinden, yars Yahudilere brakldktan sonra 400 vask hurma ve 1500 sa' arpa geliri elde edildiini kaydediyor.[410] Muhammed Hamidullah, Hayber blgesinden toplam olarak, devlete yallk 20.000 vask takriben 4.800.000 kilo rn geldiini yazmaktadr.[411] Sadece Hayber gibi halk yana olarak alan bir yerin geliri deil byle olmyan Bahreyn blgesinden tahsil edilen gelir miktar da bilinmektedir. Hz. Peygamber'in mrnn son senesinde veya Tebk seferi srasnda bu blge merkeze 70.000 yahut 80.000 dirhem para gndermitir.[412] Ebu Bekir devrinde de Temm kabilesinden zekat olarak 700 deve tahsil edildiini bilebiliyor uz. [413]vask yaklak 200 kilo veya 250 kilo olduuna gre bu miktaiar gnmz lsyle tesbit etmek mmkndr. [414]

III. htiyalarn Ve Giderlerin Tesbtl Kaldesl A- htiyalarn Tesbiti


htiyalarn tesbiti hususunda bize Hz. Peygamber devrinden en nemli haberi Cahiyr (. 331 H) veriyor. O, eserinde aynen yle yazmaktadr: Halid b. Said el-Ass ve Muaviye b. Ebi Sfyan Reslullahn huzurunda onun ihtiyalarn yazarlard[415] Burada ne trl ihtiyalarn tesbit edildii belirtilmemektedir. Kettan Hz. Peygamberin askerlere verilmesi gereken erzak miktarn tesbit iin onlar sayp yazdrdm, syler.[416] Muhtemelen Reslullah, yardma muhta kimselerin ve muellefetu'l-kulb (kalpleri kazanlacak kimseler) un saymn da yapyor ve zekat yahut ganimet geliri elde edildii zaman bunlar ona gre bltryordu. [417]

B- Giderlerin Tesbiti
Hz. Peygamber devrine kadar uzanan bir eskilie sahip olan Hatem divannn da zellikle

giderleri denetim altma altm kendi bahsinde grmtk. [418]

IV. Bte Denklii Kaldesi


Tart (451-520 H) Hz. Peygamber ve Hulefa-i Raidn'in beytlmalde mal ymayp hemen harcadklarn, syler. Kur'an'da mminleri btelerini denk yapmaya aran ve hatta bunu emreden ayetler vardr. Bu ayetlerde israf yani gelirden fazla harcamak yasakland gibi, gelirden az harcamak (:taktir) da yasaklanmtr. Isr sresi 29. ayette bu hususta yle denilir: Elini boynuna bal olarak asma (cimri olma), onu bsbtn de ap sama (israf etme), sonra knanm, piman bir halde oturup kalrsn. Dier bir ayette ise gerek m'minler anlatlrken yle denilir. Onlar ki harcadklar vakit ne israf ne de sklk (taktir) yapmazlar; harcamalar ikisi aras ortalama olurASzi Her iki ayet gelir-gider denkliinden sz etmektedir ki bu denklik, hem kiisel ve hem de devlet bteleri iin vazgeilmez bir esastr. Bu ayetlerden baka Kur'an'da, gelirden fazla ve ayn zamanda uygunsuz bir biimde harcamak manasna gelen israf ve gelirden az harcamak veya gerekeni harcamamak manasna gelen cimrilii (;buhl) ho grmiyen yahut tamamen yasaklyan pek ok ayet daha vardr. Gelirlerin harcanmasnda ksnt yaparak bte fazlas meydana getirmek ve bu fazlay bir sonraki bte devresine aktarmak, grld gibi Kur'an'da iyi karlanmamaktadr. Bu bakmdan Hz. Peygamber'den balamak zere ondan sonra da devlet ba-kanln stlenen halifeler ounlukla, bir bte devresi iindeki gelirleri o devrede harcyarak bte fazlas meydana getirmeme siyasetini takip etmilerdir. Reslullah zamannda bir yandan toplumun fakir kesimlerini itima (sosyal) gvenlie kavuturmak, br yandan sk sk vuku bulan harplerin dourduu masraflar karlamak gibi iki acil ihtiya sebebiyle gelirler hemen harcanm ancak baz ihtiyat denekleri ayrlabilmitir. [419]

V. Zaman Kaidesi (Bte Devresi)


Kur'an- Kerim'de yllk hesaplarla ilgili iki ayet bulunmaktadr. Bu ayetlerde yle denilir: Biz gece ile gndz (kudretimizi gsteren) iki ayet (niane) kldk da gece ayetini silip (onun yerine eyay) gsterici gndz ayetini getirdik. Taki (gndzn) Rabbinizden (geiminize ait) bir ltuf (nimet) arayasnz, yllarn saysn, hesab bilesiniz. te biz hereyi gerei gibi anlattk[420] Gnei ziya(l), ay nur(lu) yapan,yularn saysn ve hesab bilmeniz iin ona (seyir ve hareketlerinde eitli) menziller tayin eden O'dur...[421] kinci ayet ak olarak ay senesine temas ettii halde birinci ayet gne senesine temas etmi grnyor. Her iki ayette de hesabn bilinmesinden sze edilmektedir. Bu hesaplar, dorudan zamana bal hesaplar olaca gibi, herhangi bir zaman dilimi ierisinde yaplan ilemlere ait hesaplar da olabilir, islam'da ibadetler, ay ve gnein hareketleriyle ortaya kan zamanlara gre yapld gibi vergi tahsilleri de gene belli zamanlarda yaplmaktadr, islm'da zaman, mkelleflii douran ilk artlardan biridir. Bu bakmdan normal artlarda belli bir zaman dilimi sona ermeden kii vergi demee mecbur edilemez. Ancak baz vergi eitleri zamana bal olmazlar. Mesel, gmrk vergileri ve ounluun grne gre maden ocandan alman vergiler byledir.[422] Senede bir ka kere mahsul alman arazi gelirleri de ayn ekildedir. Senede bir deil, her mahsul alndka vergelendirir-ler. Muhakkak ki Hz. Peygamber(s.a.v), sene gemesine tbi olan mallar iin belli bir ay vergi ay olarak kabul etmiti. Serahs bize onun u szn naklediyor: Biliniz ki malarnzn zektn diyeceiniz, senede bir ay vardr. O aydan sonra elde edilen mallarda, teki senenin ba gelmeden zekat yoktur[423] Bu hadiste sene bandan sz edildiine gre bu ayn Muharrem olmas gerekir. Nitekim baz kaynaklar, Reslulah'n, Muharrem aynda tahsilat iin vergi memurlar gnderdiini, kaydediyorlar. Ibnu'l-Arab Tirmiz erhinde Hz. Peygamber'in Ci'rne'den yani Huneyn muharebesinden dnnce Muharrem ay iin zekat memurlarn blgelere gnderdiini kaydediyor ki[424] bu, H. 9 yln badr. Yusuf el-Kardav de eserinde ayn yl ve ay vermektedir.[425] Makriz ise hicr 11. senenin Muharrem ayndan bahsetmektedir. Onun anlattna gre Hz. Peygamber hicr 10. senede Veda Haccmdan dndkten bir mddet sonra

Muharrem hillini grnce halka vergi memurlarm gnderdi.[426] Bu izaha gre vergi memurlar hicr l. senenin ilk ay olan Muharrem aynda tahsilata balam olmaktadrlar. Melliflerce tarihler birbirine kartrlm olabilecei gibi iki ayr hdiseden bahsetmi olmalar da mmkndr. Bizim iin nemli olan ise her ikisinde de Muharrem aynn bulunmasdr. Hz. mer'in hicret takvimini Muharrem ayndan balatmasna baklrsa Reslulah'n bu ay sene ba olarak kabul ettii gerei aka ortaya kar. Hz. Peygamber'in zekt memurlarn Muharrem aynda gndermesine karlk o, baz gayr-i mslim zmrelerden cizye vergisini Receb ve Sefer aylarnda tahsil ediyordu. Bunlar antlamaya bal vergilerdi ve alman malalnn husule geliinde de gnein etkisi yoktu. Necrn blgesi Hristiyan topluluklaryla akdedilen anlama, vergilerin biri Receb teki Sefer aynda yani alt ayda bir olmak zere senede iki taksit zerinden 1000'er elbise denmesini ngryordu. Burada sz konusu olan vergi, dokuma rnleri teslimi eklindeydi[427] Ezruh halk da antlama gerei her Receb aynda 100 dinar demekteydi.[428] Yarc olarak alan Hayber'li-ler ise mslmanlarm ve devletin haklarn hasat zamannda dyorlard. nk mahsullerin olumas gne senesine bal bulunmaktadr. Muhammed Hamidullah Hz. Peygamber'in vergi tahsil devreleri ile ilgili unlar yazmaktadr: Hz. Muhammed (s.a.v.) tabiat artlarna yani mevsimlere bal rnlerle sanatkrlarn elinden kan imalat rnlerini ve ticar kazanlar birbirinden gayet ak bir ekilde ayrm bulunuyordu. zerinde ziraat yaplan arazilerde yahut zira mahsul lerde o, vergi tahsiline esas olmak zere ems (gne) takvim sistemini, buna mukabil devletin dier vergi kaynaklar iin ise Kamer (ay) takvimi kullanyordu[429]

VI. ktisadlk Ve sraftan Kanma Kades


Kur'an'da hem israf ve hem de gereksiz ksntlar yasaklanm bulunuyor. Kur'an'a gre her ikisinin sonucu da iyi deildir, israf ve ksntnn ortasndaki yoldan yrmek lazmdr.[430] Kur'an, bol geimleri olmasna ramen israf yznden yklp giden pek ok milletlerin bulunduunu haber veriyor.[431] Kur'an'a muvazi olarak Hz. Peygamber de bu hususta mmetini uyarm[432] valisi Muaz b.Cebel'i de refaha dalmaktan sakndrmtr.[433]

VII. Ayrlk Kaidesi


Hz. Peygamber devrinden beri ortaya kan islm devletlerinde, eyaletlere idar bakmdan yar muhtariyetin verilmesi onlar, hukuk bakmdan ayr bir bte yapma hakkna sahip klmtr. Eyaletler idar bakmdan ya muhtar durumda olduklar gibi mal bakmdan da gene ayn durumdadrlar. [434]

Beinci Blm DENEK ETLER VE DENEK AKTARMASI A- denek eitleri 1- Normal denekler
Reslullah (s.a.v.) zekt gelirini sekiz snfn hepsine deil sadece gerekli grd snflara tahsis ettii gibi,[435] Hz. mer'in tatbikat da ondan farkl olmamtr.[436] Kur'anda gsterilen snflardan hangisine ve ne miktar harcama yaplaca tamamiyle devlete braklmtr, o halde giderin tahsisi szkonusu olacaktr. Zektn en son sarf yerlerini dzenliyen ayette yerini alan ve Hz, Peygamberin dier gelir eitlerinden de demelerde bulunduu "muellefetu'l-Kulub: kalpleri kazanlmak isnenler"e yapt tahsisler de ayn eittendir ki gnmzde bu, "rtl denek: tahsisat- mesture" ismiyle anlmaktadr. Biz Hz, Peygamberin bu fasldan kendilerine deme yaplacak baz kimselere birer yazl belgeler verdiini daha nce grmtk.[437] Buna gre, onlar iin devlet gelirlerinden belli bir tahsisatn ayrlmas zarureti kendiliinden ortaya kmaktadr. Reslullah, her eit harcama ve tahsisleri aleni olarak yapp halktan gizlemedii iin kalpleri kazanlmak ve mslmanha sndrlmak istenenlere de gizliden bir ey vermemitir. Hz. Peygamber devrinde baz yerlerin gelirleri, belli hizmetlerin grlmesine tahsis edilmiti. Zektn sarf yerlerinden "ib-nu's-sebl" bahsinde geni olarak ele alnd gibi Hz. Peygamber H.

7. ylda Hayberle beraber ele geirdii Fedek arazisinden salanacak gelirleri btnyle yolculara tahsis etti ve buradan tahsil edilen vergileri, onlara harcanmak zere elinde tuttu. [438] O devirlerde, herhangi bir hizmet veya muayyen snflar iin gelir tahsis edip onu elde bulundurmaya "hubs" deniliyordu ki bu stlah, bir eyi hapsedip tutma manasna gelen "habs" kknden geliyordu. Kaynaklardan rendiimize gre Hz. Peygamber, Hayber gelirlerinden de ihtiyat iin ve halkn ihtiyalarn gidermek, denmesi gerekli haklar da demek gayeleriyle denekler ayrd ve bu arada bir ksmm da gelecek heyetlerin ve elilerin arlanmasna tahsis etti ki[439] biz bunlardan ihtiyat (:nevaib) deneini ayr bir balk altnda inceliyeceiz. Reslullah devrinde devlet ve amme hizmetlerini yrtmek, harp masraflarn karlamak ve itima gvenlii temin etmek iin her zaman acilen paraya ihtiya duyuluyordu. Bu sebeple de gelirler, hazinede fazla bekletilmeden harcanyordu. Bu durumda baz yerlerin gelirlerinden, ok zarur hizmetleri yrtmek iin denek (:tahsisat) ayrmak ve bunlar sadece o hizmetler iin kullanmaktan baka are yoktu. slm'da denek tahsislerinin, muhtelif gelirlerin sarf yerleri gznnde bulundurularak yaplaca aktr. [440]

2- htiyat (:Nevib) denei


Kur'an' Kerim, Yusuf peygamber (a.s.)'in kssas ile, olaanst iktisad artlarda ihtiyat denei ayrmann zarur ve hayat olacan anlatyor. ihtiyat denei ile mal biriktirip yma (:kenz, iddihar)y birbirine kartrmamak gerekir. ddihar (:kenz)da ilerde bir i yapmak iin ne bir sermaye oluturma dncesi vardr ve ne de gelecein muhtemel masraf ve felketlerine hazrlk olmak zere ihtiya denei ayrma dncesi vardr. ddihar; mal ondan bir fayda salamamak zere sadece ymaktr ki bu, Kur'an'da yasaklanmtr.[441] Kur'an'a gre gelirlerin, geriye hi bir ey braklmadan harcanmas, sonunda hsran ve felkete yol aar.[442] Ancak gelirin daim art gsterdii bir devrede ihtiyat denei ayrmak doru olamaz. Pek ok kaynaktan biz Hz. Peygamberin tahsil ettii gelirleri hi bekletmeden hemen sarfettiini reniyoruz. Bunlara bakarak Reslullah (s.a.v.)'m, bir ksm hizmetlerin grlmesi ve muhtemel masraflarn karlanmas iin geriye hibir ey brakmad hkmn karmamak gerekir. Az yukarda temas edildii gibi o, bir ksm hizmetlerin grlmesi ve baz masraflarn karlanmas iin belli yerlerin gelirlerim elinde tutmutur. Ebu Ubeyd (154-224 H), bn Zenceveyh (. 247 veya 251 H) ve Ali b. Muhammed gibi mellifler Reslullah'm fey' gelirlerini hi bekletmeden hemen datp harcadn yazarlar.[443] Makriz'nin kaydettiine gre; Hz. Peygamber zekt hazinesine girdii zaman orada bir yn hurma grr ve bunun ne olduunu hazine memuru Bilal el-Habe'ye sorar, o da; muhtemel ihtiyalar (:nevib) iin ayrdm syleyince, Hz. Peygamber, bununla gzel bir ey yapmak istediine inandn ve fakat bu sebepten cehenneme tkezlenme olacan, syler.[444] eitli vesilelerle de temas edildii gibi Reslullah zamannda savunma giderlerim karlama ve ok fakir kimseleri doyurma ve barndrma gibi acilen yaplmas gereken masraflar vard. Bu sebeple de tahsil edilen gelirler, gerekli yerlerine hemen harcanyordu. Bununla beraber Hz. Peygamber az nce grld gibi bir ksm yerlerden salanan gelirleri, belli hizmet ve iler iin elinde tutuyordu. Kaynaklar, Reslullah'm hicretin 4. yl balarnda ele geirdii Ben'n-Nadir topraklarndan salanan gelirleri "nevib"e tahsis ettiini yazarlar.[445] Nevib; beklenmedik hdiseler ve felaketler manasna gelir ki bunlar yznden hesapta olmyan masraflar yaplar. Bu sebeple de muhtemel masraflar karlamak iin ihtiyat denei bulundurmak gerekir. Nevib, ayn zamanda, fevkalade hallerde halka yklenen ek vergiler manasna da gelir. Serahs, nevibden maksadn; Reslullah'a gelen elilerin ve siyas heyetlerin hediyelendirilmesi, olduunu, kaydediyorsa da[446] bu stlah bylesine dar manada anlamak doru olmaz. Aslnda elilerin ve siyas heyetlerin ne zaman ve ka kii olarak gelecekleri bilinemiyeceinden Hz. Peygamberin, arlanmalarna ve he-diyelendirilmelerine ok nem verdii bu kiilerin, slm devletine getirecekleri masraf da bilinemez. Fakat Reslullah hicretin 7. ylnda ele geirdii Hayber'in bir ksm gelirlerini de "nevib"e ve dier hizmetlere tahsis etti. Bu tahsislerden bahseden baz kaynaklar: Reslullah, Hayber'in dier yarsn da kendisine gelecek heyetler, denmesi gerekecek olan hak ve hukuk ve insanlarn karlaacaklar ok zarur ihtiyalar (:nevib) iin ayrd eklinde veya buna yakn ifadeler kullanarak,[447] nevib'den maksadn sadece siyas eli ve heyetlerle ilgili olmadn aka gstermi oluyorlar. Ayrca pek ok kaynak Hz. Peygamberin Be-m'n-Nadir topraklarndan elde ettii mahsul gelirlerinden kendisinin ve ailesinin bir yllk ihtiyacm ayrdktan sonra artan harp silah ve vastalarnn alnmas maksadyla Beytlmal'e

aktardn yazarlar ki harbin beklenmedik masraflar douraca herkese malumdur.[448]

Altnc Blm KAMU HARCAMALARI


Devlet, sadece belli snflarn Devleti deildir. Bu bakmdan kamu harcamalarndan fakir-zengin herkes faydalandrlmal ve tm millet fertlerine hizmet gtrlmelidir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Himyer[449] ve Yemen[450] blgelerine vergiler hakknda gnderdii yazlarnda bu yrelerin halklarna: Muhakkakki Allah Resul, sizin hem zenginlerinizin ve hem de fakirlerinizin mevlsdr diyerek devletin, her iki snf da gzetip koruyacan bildiriyorlard. Dier taraftan devlet hizmetleri meccanen yaptnlamaz. Hz. Peygamber devrinde Hz. mer (r.a.) vergi memurluundan dolay cret almak istemeyince Reslullah ona bunu zorla vermi ve; eer ihtiyac yoksa bakasna tasadduk edebileceini sylemitir. [451]

I. Car Harcamalar A- Hz. Peygamber Ve Ailesinin Gelirleri Ve Resulullah'n Miras 1- Hz. Peygamber Ve Ailesinin Gelirleri Ve Geimleri
Hz. Muhammed (s.a.v.) ne peygamberlii ve ne de devletba-kanl karlnda herhangi bir maa almyordu. Kur'an- Ke-rim'de; onun grevi karlnda cret istemediine ve bir karlk almadna ait pek ok ayet bulunmaktadr.[452] lerde temas edilecei gibi o, mslmanlardan tahsil edilen gelirlerin; hem kendisine ve hem de aile efradna ve akrabalarna haram olduunu, ilan etmiti. Bylece onun bu gelirlerden herhangi bir ekilde faydalanmas sz konusu deildi. Hz. Muhammed, Mekke'de, peygamber olmadan nce ticaretle itigal ediyordu. lk hanm Hz. Hatice (r.a.) ile daha evlenmeden; sermaye Hatice'den, i kendisinden olmak zere, ticar bir ortaklk kurmu ve bu yzden de epeyce zengin olmutu. Bu ortaklktan daha nce olmaldr ki Hz. Muhammed, Kays b. Sib adnda bir Mekke'li ile ticar ortaklk kurmu bulunuyordu.[453] Reslullah'n dedesi Abdulmuttalib ve mteakiben amcas Ebu Talib Mekke'nin reisliim yapmalarna karlk Hz. Peygam-ber'in babasnn ve kendisinin idarede herhangi bir vazifeleri yoktu. Bu bakmdan da Reslullah'n bu yoldan bir menfaat salamas sz konusu deildi. Maverd ve Ferra'nn el-Vkd'den naklettiklerine gre, Reslullah'a babas Abdullah'dan; Umm Eymen adnda bir cariye ile 5 deve, bir miktar davar, klesi akran ve bunun Salih isminde olu miras kalmt. Annesi Amine'den ise bir ev kalmt. Ailesi Hatice daha Mekke'de iken vefat edince onun Safa ve Merve arasndaki evi ile bir miktar mal da Hz. Peygam-ber'e kald. Hz. Peygamber bu mallarn Mekke'de terketip Medine'ye hicret edince Abdulmuttalib'in olu Akl onun iki evine de el koyup onlar satm bulunuyordu. Medine'de ise Mescid-i Neb etrafnda onun iin odalar yapld. Her hanm iin bir oda tahsis eden Hz. Peygamber, salnda bunlar hanmlarna vasiyyet etmiti.[454] Bu vasiyyet gereidir ki odalar onun vefatndan sonra devlet hazinesine intikal etmedi. Reslullah'n Mekke'deki davar srs, bn Sa'd'dan rendiimize gre, mm Eymen tarafindan otlatlan 7 keiden ibaretti.[455] Hz. Peygamber Medine'de de pek ok st, yk ve binek hayvanlar edinmiti ki Makriz, onun sahip olduu hayvanlar arasnda tavuk cinsinin bile bulunduunu yazar.[456] bn Sa'd'dan rendiimize gre, Hz. Peygamberin Medine civarndaki meralarda otlyan 7 veya 20 adet devesi, 7 adet de keisi vard ve her akam oban ona iki byk krba st getiriyordu ki bu srler bir ara baskna uramlar ve oban da ldrlmt.[457] Bu hdise hicretin 6. yl sonlarnda veya 7. yl balarnda olmutu. Ureyne kabilesinden olan bu haydutlar, hasta olduklar iin develerin st ve sidiklerinden yararlanp tedavi olsunlar diye Reslullah tarafndan srlerin yanma gnderilmilerdi, iyileip azgnlaan bu kimseler daha sonra yakalanarak layk olduklar cezaya arptrldlar. Burada unu da kaydetmeliyiz ki bn Sa'd'm bu sry Hz. Peygambere maletmesine karlk gerek Buhar ve gerek Tirmiz, oban ldrlen bu srnn zekat hayvanlarndan olduunu kaydederler.[458] Eer bunlar zekt hayvanlarndan ise o takdirde tabiatiyle bu getirilen stlerden Hz. Peygamber ve ailesinin faydalanmalar mmkn olmayacaktr. Hz. Peygamber, bir ksm hayvanlarn kendi imkanlar ile satn alm[459] bir ksmn da ona zengin sahabesi hediye etmitir.[460] Onun ifadesine gre; koyun olan bir evde bereket vardr.

[461] Sz sras gelmiken hemen kaydedelim ki Reslullah'a, harp halinde olmad pek ok kabile ve devlet bakanndan muhtelif hediyeler gelmitir; Atlar, katrlar, eitli giysiler ve hatta hanm Mariye (r.a.) bu hediyeler arasndadr.[462] Bakm sahabe ona bahelerinden bir ka hurma aacnn mahsuln tahsis ederken, bir ksmlar da zaman zaman pimi hazr yemek gndermek itiyadna girmilerdi.[463] Hz. Peygamber'in fey' ve ganimetlerdeki hisse miktarlarn bu gelirlerin sarf yerleri bahsinde ele aldmzdan burada ayrca onlara temas etmeyip sadece bu ve dier yollardan eline geen arazilerden bahsedeceiz ki bunlar sekiz para halindedir: 1. Hz. Peygamber'in ilk sahip olduu arazi, Benu'-Nadir'li bir yahudi bilgin olup mslmanla giren Muhayrk'm vasiyyet yoluyla balad 7 adet bahedir. Muhayrk, Uhud harbine katlp ehit dm ve harbe karken mallarn Reslullah'a vasiy-yet etmitir. Ibn Sa'd, dier kaynaklardan farkl olarak, bu bahelerin Hz. Peygamber'in vefatndan sonra ocuklarna ve mteakiben de torunlarna tahsis edildiim yazar.[464] 2. arpmasz alnd iin Kur'an'da fey' olarak tamamiyle Hz. Peygamber'e verilen ilk arazi H.4 ylda ele geirilen Nadir Oullar arazisidir. Reslullah buradan elde ettii mahsul gelirlerinden kendisinin ve ailesinin bir yllk ihtiyalarn ayrdktan sonra artan devlet hazinesine aktarmtr. [465] Daha nce denekler blmnde temas ettiimiz gibi o, bu fazla gelirlerle harp silah ve vastalarn temin etmi, ayrca muhtemel masraflar (:nevib) iin tahsisatlar ayrmtr. Baz kaynaklardan rendiimize gre Reslullah bu arazilerden Muhacirlere ve Ensar'dan iki fakir adama, ekip bimeleri ve faydalanmalar iin yer vermitir.[466] Yahya b. Adem, 7 bahe hari Hz. Peygamber'in Nadir Oullar arazisinin hepsini taksim ettiini yazar ki[467] bu baheler ona Muhayrk tarafndan balanan bahelerdir, iletilmek zere verilen bu yerlerin mlkiyeti tabiatiyle Reslullaha ait bulunuyordu. 3. Hayber'deki 8 kaleden 3 u, ganimet ve fey' hukuku gereince Reslullah'a ve "humus: 1/5" hakkndan faydalanacak olan dier snflara kalmtr.[468] Bunlardan iki kaleye tamamiyle Reslullah'n kendisi sahip olurken o, Ketbe denilen kaleyi humus olarak; akrabalar, hanmlar, dier hak sahipleri ve uygun grd kimseler arasnda taksim etmitir.[469] Bu yerlerden, onun hanmlarnn, akrabalarnn ve dierlerinin alacaklar mahsul miktarlar da yazyla tesbit edilmiti. Buna gre, onun hanmlar her yl 80 vask hurma, 20 vask da arpa olmak zere toplam 100 vask masul alyorlard.[470] 1 vask yaklak olarak 240 kilo olduuna gre[471] onlar bu yerlerden 2,5 tona yakn miktarda bir gelir temin etmi oluyorlard. 4. Fedek; Bu arazi Hayber'le beraber H. 7 ylnda sulh yoluyla alndndan tamamiyle Reslullah (s.a.v.)'m emrine girdi ve halk, Hayber'de olduu gibi mahsuln yarsn almalar artiyle bu topraklarda brakldlar.[472] Hz. Peygamber bu yerden elde ettii yar gelirden nafakasna harcar, akrabasndan fakirlere yardmda bulunur ve onlarn kzlarn evlendirirdi.[473] Nafakasndan artan fazla gelirlerini daima devlet hazinesine aktarrd. denekler blmnde temas ettiimiz gibi Reslullah bu uygulamasna uygun olarak gerek Hayber ve gerekse Fedek'ten salad gelirlerinden artan belli hizmetlerin karlanmasna tahsis etmitir. 5. Reslullah'n zel yerlerinden biri de Vdi'1-Kur denilen blgenin 1/3'idir.[474] 6. Onun ahsna ait yerlerden sonuncusu Medine iindeki Mehruz denilen bir pazar yeridir.[475] Hz. mer, Yahudileri Hayber, Fedek ve Vadil-Kura'dan kard zaman bu yerlerin toplam kymetlerini takdir ettirmi ve onlara sadece bir iletmeci olarak sahip olduklar haklarn demitir.[476] Bu arada Reslullah'n hanmlarn da, kendilerine tahsis edilmi yerlerde bir iletmeci sfatyla kalmalar ile belli miktarda mahsul almalar arasnda serbest brakmtr. Bunlardan kimi iletmecilii tercih ederken Hz. Aie ve Hafsa (r.a.) belli miktarlardaki paylarn almaya devam etmilerdir.[477] Reslullah ve aileleri ok sde bir hayat yaamlardr.[478] Bylece Hz. Peygamber, gelirlerinden ok fazla miktar devlet hizmetlerinde ve fakirlere yardmda kullanabilme imkann elde etmitir. [479]

2- Reslullah'n Miras
ResluUah (s.a.V.) vefat ettiinde yukarda saylan araziler ve oturmakta olduu evlerinden baka nemli bir malna rastlanma-ilitir. Vefat ettii zaman 1 dirhem veya 1 dinar parasna rastlanmad gibi ne bir kle ve ne de bir cariyesi vard.[480] Onun geriye sadece silah ile (mehur) beyaz katr,[481] develeri, giyim eyalar, yz, baz aletleri, kl ve zrh kalmt.

[482] Ayrca Ferr' ona ait bir bayraktan da bahseder.[483] Muhakkak ki hanmlarnn kulanmakta olduu ev eyalarn bunlardan hari tutmak gerekir. Hz. Peygamber'in mirasna uygulanan ileme gelince; onun layvanlan ile baz aletleri, ayakkablar miras olarak Hz. Ali'ye serildi. Hrkas, kl ve yz ise devlete kald.[484] ResluUah vefat ettiinde bata kz Hz. Ftma (r.a.) olmak zere dier miraslar, onun her eit maln ve arazilerini blmek zere halife Ebu Bekir'e mracaat ettiler. Kendilerine Reslullah'n: Bize Miras olunamaz, braktklarmz sadakadr. szleri hatrlatld ve buna gre de onun sahip olduu tm araziler devlete maledildi.[485] Bu arada Ebu Bekir; bu yerlerden elde edilen gelirleri, aynen ResluUah devrinde harcanan yerlere harcyacam ve gene ayn ekilde Reslullah'n ailesinin eskiden olduu gibi nafakalarn almaya devam edeceklerim ve onun tatbikatn deitiremiyeceini de bildirdi.[486] Reslullah'n,miras hakkndaki bir dier szleri de yledir: Miraslarm hibir dinar blmesinler. Hanmlarmn nafakasndan ve milimin masrafndan bakas sadakadr.[487] Burada onun milinden maksat, muhakkak kendi yerlerine bakan, gelirleriyle ilgilenen ve iletilmek zere bakalarna verilmemi olan arazilerinde bizzat alan grevlileri ve iileridir. Nitekim biz Mslim'den onun Hayber'deki hurmalklaryla ilgilenen bir kahyasnn olduunu reniyoruz.[488] Hz. Peygamber'in hanmlarnn oturmakta olduu Mescid-i Nebi'nin yanndaki odalara gelince bunlar Reslullah vasiyyet yoluyla onlara brakmtr. Onlar bu yerlerde oturacaklar ve kimse hayatta kalmaynca da dier araziler gibi bu odalar da Reslullah'n sadakalar arasna katlacaktr.[489] Bylece mslmanlardan tahsil edilen her trl gelirlerden faydalanmay kendisine ve akrabalarna yasaklyan Hz. Muham-med (s.a.v.) ganimet ve fey' hukuku gereince kendisine den veya ba suretiyle sahip olduu yerleri de devletin idaresinde mslmanlara sadaka olarak brakm, manev ve madd iktidarn ahsna ve ailesine servet ymada deil sadece ve sadece tm mslmanlara her iki dnyay kuatan bir mutluluk getirmede kullanm bulunmaktadr. [490]

B- Devlet Memurlarnn Maalar, denme Devreleri, Maalara l Olan Esaslar 1- Memur Maalar A- Vali Maalar
Biz Hz. Peygamber (s.a.v.) devrinde Mekke valisi Attab b. Esid'e balanan maa miktarm biliyoruz. Ona ResluUah, Nec-ran ve Hecer blgelerinden tahsil edilecek gelirlerden denmek zere[491] gnlne bir dirhem[492] veya senede 40 ukyye maa balamt ki bu, Muhammed Hamidullah'n dediine gre 1600 dirhem eder ve bu durumda da ayl 30 dirhem deil 133 dirheme gelir.[493] Bu miktar ise halifelere balanan maalardan ok daha yksektir. Eer onun aylm 30 dirhem kabul edersek bununla o, en pahalsndan koyun satn alabilecektir. [494]

B- Kad Maalar
Hz. Peygamber devrinde bir ksm valiler ayn zamanda "kaza" grevini de yrtyorlard. Mesel Yemene, vali tayin edilen Muaz'a ayn zamanda kaza grevi de verilmiti. Fakat biz ona tayin edilen maa miktarm bilemiyoruz. H.8 ylda Mekke'ye hakim ve vali tayin edilen Attab'n ald maaa ise az yukarda temas etmitik.[495]

C- Maliye Memurlarnn Maalar


Hz. Peygamber devrinde maliye memurlarna ne kadar maa dendiini bilemiyoruz. Ancak Reslullah'n bir szlerine bakarak, onun memurlarna bir insan iin gerekli ihtiyalarn rahatlkla temin edilebilecei kadar maa dediini kesinlikle syliye-biliriz. O, diyor ki: Bizim bir iimizde alan kimselerin; hanm yoksa evlensin, kimin de evi yoksa kendisine bir ev edinsin, binei olmyan da bir binek edinsin ve kimin de hizmetisi yoksa bir hizmeti tutsun. Kim bunlardan baka eyler edinirse o kimse kenz (.yma) yapmtr. Allah onu kyamet gnene bir hain veya bir hrsz olarak getirir.[496]

D- Asker Maalar
Hz. Peygamber ve Ebu Bekir devirlerinde daim askerlik ol-mad iin askere de maa balamak sz konusu deildi. Ancak askerler bir sefer srasnda ele geen ganimetlerden Kur'an'da belirlendii ekilde kendi paylarna den hisselerini alyorlard.[497] Bu dnemlerde her asker kendi imkanlar ile bir harbe katlyordu. Bu imkanlardan mahrum olanlara ise gerekli silah, elbise ve yiyecekler devlet tarafndan temin ediliyordu veya zenginler, bu trl eyleri temin edebilmeleri iin dorudan doruya onlara zekatlarm dyorlard. Mesela, biz bir hadisten Hz. Peygamber'in askerlerine "rzk:tayn" olarak hurma verdiini reniyoruz.[498]

2- Maalarn denme Devreleri


Maalarn denme devrelerinin vergi dzenine ve rfe gre de deiebilecei muhakkaktr. Fakat Hz. Peygamber, alanlarn hak ettikleri cret ve maalarn bekletilmeden denmesini, istemekte ve yle demektedir: iye cretini teri kurumadan deyiniz.[499] Buna gre cret ve maalarn ksa zaman dilimleri ierisinde denmesi gerekir. Bu hadis maa ve cretlerin denmesi iin alanlar aleyhine olacak bir sre tayinine izin vermemektedir. [500]

3- Maa Ve cret Miktarlarnn Belirlenmesinde Gz nnde Bulundurulan Esaslar


Memurlara, en azndan gerekli ihtiyalarn temin edebilecekleri kadar bir maan dendii muhakkaktr. Hz. Peygamber'in memurlara; evlenip yuva kurabilecekleri, ev ve binek satn alabilecekleri ve hizmeti tutabilecekleri, bir miktarda maa deneceini daha fazla eyler edinenlerin ise hainlik ve hrszlk yapm olacaklarn, ilan ettiini, az yukarda kaydetmitik. Bunun yan sra Reslullah; efendilerden de kle iilerin yeme ve giyinme hususunda, kendi seviyelerinde bir hayata kavuturulmalarn istiyerek yle demitir: Onlara yediinizden yedirin, giydiinizden giydirin.[501] Buna gre, en st seviyedeki memurla en alt seviyedeki memurun, normal yiyeceklerin ve giyeceklerin temininde eit imkanlara sahip klnmas, farkllamann ise bunlarn tesinde balamas gerekecektir. Her i ve hizmetin klfeti eit olmca gibi, mesuliyeti de eit deildir. Dier taraftan bilgi ve maharetle, yaplabilecek bir i ile alelade bir insann yapabilecei ilerin ve bunlara sarfedilecek emeklerin elbetteki karlklar eit olmaz. Maalarn asl ihtiyalar karlyabilecek miktarda olmas ve adaletsizlie meydan verilmemesi, bir esastr. Bu esasa uymak artiyle Devlet, muhtelif hizmet snflarna ve muhtelif kiilere farkl maalar diyebilir. stihdam, emek ve bunlarn karl Dan maa ve cret siyasetini belirlemek devlete ait bir haktr. [502]

C- retim Ve Eitim Giderleri


Hz. Peygamber (s.a.v.)'in en nde gelen vazifesi "tebli" yani slm' retmek ve yaymak olduu iin retim ve eitim devletin asl grevleri arasnda yer almtr. lk grev Kur'ann retilmesi ve aklanmas dr. Kur'an hem manev ve hem de madd ilimlere temas etmektedir. Bu bakmdan retim ve eitim faaliyetleri her iki ilim dalna inhisar ettirilecektir. Tabiatiyle ilk nce Kur'an'dan; onun okutulup yazdnlmasmdan ie balamak gerekecektir. Bu arada Kur'an- Kerim'in buyruklarna uyarak Reslullah'm snnetini de renmek, ihmaline izin verilmiyecek olan bir vazifedir. slm'dan nce Araplar, istisnalar dnda okuma yazma bil-miyen bir toplumdu ve onlar kltrlerini nesilden nesile ezber olarak aktaryorlard. Bu ise ilah Kitab'n muhafazas iin ok tehlikeli bir yoldu ve Kur'an'm bana dier kitaplarn uradklar kt akbet gelebilirdi. Bu bakmdan Hz. Muhammed (s.a.v.)'e ilk nce oku emri verildi ve btn ilimlerin korunmasnda ve gelimesinde temel ara olan kalemm deeri ve vazifesi ona bildirildi.[503] Gene ilk gelen srelerden birinde, hokka ve kalem gibi yaz malzemelerine ve ayrca yazya dikkat ekildi ve bu sre Kalem ismini ald. eitli yaz malzemelerine, yazm ilerine ve ilim renme hususuna temas eden sreler genellikle Mekke devresinde nazil oldular.[504] Bu durum phesiz ki Hz. Muhammed'e, faaliyet gsterecei topluma ncelikle okuma-yazma retmesini telkin etmi oluyordu. Hz. Peygamber Mekke devresinde bir devlet tekilatna sahip olmad iin slm' retme ve yayma faaliyetlerini ahsen srdryordu. Hz. mer'in, mslman olmas srasnda enitesinin evinde Kur'an'dan yazl bir para bulmasna bakacak olursak Reslullah'm bu devrede de Kur'an' yazdrmak iin baz kimseleri istihdam ettiine hkmedebiliriz. Reslullah'm Medine'li

baz kiilerle anlap devletinin temelini att srada memuriyete ilk getirdii Mus'ab b.Umeyr isminde bir muallimdi. Reslullah'm ilk memuru olma erefine eren Mus'ab mslmanl retip yayma vazifesiyle Medine'ye gnderildi.[505] Muhakkakki onun buradaki masraflar Medineli mslmanlar tarafndan karlanyordu. Hz. Peygamber Medine'ye g edince burada ilk i olarak Mes-cidu'n-Neb denilen bir bina inasna giriti. Bu binada birbirinden ayr mekan vard. Bunlardan birinde namaz klmyor ve hkmet ileri grlyordu. Suffa denen mahalde yersiz-yurt-suz kimseler barnp renim yapyorlard. Bilindii gibi nc mahalde Reslullah'a ait odalar bulunuyordu. Muhammed Hamidullah bize Suffa ve dier mahallerdeki retim faaliyetleri hususunda zet olarak sunacam u bilgileri vermektedir: Suffa, ilk islm niversitesidir ve burada bizzat Reslullah'm ders vermesinin yan sra okurna-yazmay, Kur'an' vs. retmek zere dier baz retmenler de vazife gryorlard. Ubade b. Samit, Kur'an ve okuma-yazma retenlerden biridir. Esasen bir yaz mtehassisi olan Abdullah b. Said b. el-Ass, Reslulah tarafndan "hikmet retmeni" olarak -tayin edilmitir. Bedir savanda esir den mriklerden okuma - yazma bilenlere, adam bana 4000 dirhemlik kurtulu fidyesi karl olmak zere on mslman ocua okuma - yazmay retme mecburiyetinin getirilii Hz. Muhammed (s.a.v.)'in bu ie ne kadar nem verdiini ortaya koyar. Bu hdise Suffa'da geici de olsa mslman retmenlerin yan sra mrik ve stelik esir retmenlerin de altrldn gsterir. Suffa'dan her tarafa gnderilen eitli retmenler yetitii gibi, bn Mes'ud, Abdullah b.mer gibi nl hukukular, Ebu Hu-reyre gibi hadisiler ve Irak fatihi Sa'd b.Ebi Vakkas gibi byk komutanlar da yetiti. Farsa, Yunanca, Kptce ve Habee bilen Zeyd b. Sabit ise Reslullah'm istei zerine branice okuyup yazmay da rendi. O, bunu phesizki Suffa'nn dnda Yahudilerden renmiti. Bu mektepte yabanclara da islm' tantmak gayesiyle dersler veriliyordu, yerli ve yabanc talebelerin saysnn 400'e kadar ykseldii de olmutu. Suffa'daki retim masraflarna gelince talebeler bunun iin herhangi bir demede bulunmuyorlard. stelik onlar cmert mslmanlardan ve devletten yardm gryorlard. Reslullah, halk bu mektep mensuplarna yardma davet ederken kendisi de eline geen gelirlerden buraya harcamalarda bulunuyordu. Medi-neli cmert insan Sa'd b.Ubade her gn sekiz talebenin yiyecek ve ieceini temin etmekteydi. Bir defasnda, Hz, Peygamberin eline bir para gemiti de kz Ftma (r.a.) ondan, yorgun dtn ileri srerek bir kle hizmeti satn almasn istemiti. Bunun zerine Reslullah: Suffa'daki insanlarn midelerini bo brakarak sizin istediiniz eyleri yerine getiremem; btn paray onlarn istifadesine tahsis edeceim. demiti. Suffa'ya mslmanlar hurma mahsullerinin zektn da getiriyorlard ki Muaz b. Cebel'in Yemen'i gnderilmesinden nce , bir ara, buraya getirilen zektlarn bakm ve idaresinde grevlendirildiini, mal tekilatlanma bahsinde ele almtk. retmenlere ise maa verilip verilmedii hususnda herhangi bir bilgiye rastl-yamyoruz. u kadar varki Hz. Peygamber SufFa'da grevli retmenlerin, talebelerinden hediye olarak dahi bir ey almalarna iddetle kar koyuyordu. Ksa zaman sonra Suffa artk ihtiyaca yetmez hale geldi ve Reslullah buradaki skkl nlemek zere Medine'nin dier mahalerinde bir ok baka okullar daha at. Daha henz H. 2. senede Mahreme b. Nevfel'in evi Kur'an retimi iin mektep haline getirildi. Ayn ekilde Medine yaknndaki Kba camii de Reslullah'm zaman zaman retimine nezaret ettii bir mektep haline getirildi. Onun zamannda Mescidu'n-Neb'den ayr olarak 9 kk cami daha vard ki bunlarn her biri ayn zamanda bir mektep olarak faaliyet gsteriyordu.[506] Hz. Peygamber devrinde kadnlarn da okuma-yazma bilmelerine ehemmiyet veriliyordu ki biz if' mm- Sleyman isminde bir kadnn onlara yaz yazmay retme vazifesini stlendiini gryoruz.[507] Bizzat Reslullah da haftann belli bir gnnde yalnz onlara vazetmi ve onun hanmlar da kadnlarn eitiminde vazife almlardr. Sahabe kadnlar arasndan bata Hz. Aie olmak zere 20 kadar kadn hukukunun yetimesi[508] bu retimin genilii hakknda bize yeterli bir fikir verir kanaatndaym. Reslullah yeni fethettii yerlere de muallimler gnderdi ve ayrca valilere ve dier devlet grevlilerine de ek olarak retmenlik vazifesini verdi. Makriz bize onun Mekke'yi fethedince daha oradan ayrlmadan yeni vali Attab'n yannda halka; Kur'an', snneti ve hukuk retmeleri iin Muaz b. Cebel ile Ebu Musa el-E'ar'yi grevlendirdiini, bildiriyor. Gene onun yazdna

gre Hz. Peygamber, Muaz' phesizki bundan sonraki bir tarihte, halka Kur'an' ve slm esaslar retmek, kadlk yapmak ve vergi tahsildarlarnn getirdikleri meblalar teslim almak gibi ok ynl grevlerle Yemen'e gnderdi ve bu arada Necran blgesinde halka Kur'an ve din esaslar retmek ve ayrca halktan zekt toplamak zere Amr b. Hazm' grevlendirdi ve eline de vergi ve diyetlerle ilgili hukuku ihtiva eden bir de yaz verdi.[509] Onun ayn grevlerle Yemen'e tayin edildii de ifade edilmektedir.[510] Yemen'e komu olan Necran'da islm Devletine tbi Hristiyanlar yaadna gre onun bu blgeye Kur'an ve din esaslar retmek zere gnderilmesi mmkn grnmyor ise 3e Hz. Peygamberin onu bir teblici olarak gndermi olmas dnlebilir. Hz. Peygamber yeni mslman olan veya islm Devletine tbi olmak hususunu grmek zere gelen heyetlere de Kur'an' ve slm esaslar retmee zen gsteriyordu. Ibn Sa'd (168-230 H/785-845 M) hicri 10. senede gelen Havlan heyetine Kur'an ve snnetin retilmesi iin Reslullah'm ilgililere emir verdiini ve Ubeyd b. Ka'b tarafndan onlara Kur'an retildiini, yazar.[511] Hz. Peygamberin eitli blgelere zaman zaman Suffa mektebinden yetielerden retmenler gnderdii ve bunlarn bir ksmnn katliama bile uradklar herkesin malumudur. Reslullah valilerine, vergi tahsil memurlarna ve dier grevlilere maa dediine gre phesiz ki bu retmenler zmresine de maalar dyordu. Ancak ne var ki kaynaklar bize bu hususta hibir bilgi sunmamaktadrlar. [512]

D- Salk Giderleri
Bu sahada da biz yaplan harcamalardan ziyade hizmetleri tesbit edebiliyoruz. Ancak bu hizmetlerin dourduu masraflarn devlet hazinesinden karland muhakkaktr, insan hayatna Kur'an'da ok nem verilir: Kim bir can bir can mukabilinde veya yeryznde bir fesat karm olmasndan dolay olmyarak, ldrrse btn insanlar ldrm gibi olur. Kim de onu kurtarrsa btn insanlar diriltmi gibi olur.[513] Bu ayet, devlete, halka salk hizmetleri gtrme vazifesini ykler. nki bu hizmetler, insanlarn tek balarna yrtecei hizmetlerden deildir. Hz. Peygamber, tedavisi olmryan hibir hastalk kabul etmez. Bu bakmdan o, insanlar tedavi olmaya armtr. Onun, muhtelif hadis kitaplarnda biraz deiik ekillerde yer alan bu husustaki szleri bn Mce'de yledir: Ey Allah'n kullar tedavi olunuz. Allah ihtiyarlama hari ifasn yaratmad hibir hastalk yaratmamtr.[514] Hz. Peygamber'in kendisi de tedavi olmu, vcudundan kan aldrarak cretini demitir.[515] Hz. Peygamber'in bizzat kendisi baz hastalklarn tedavisini biliyordu ki bu hususta bir ksm hadis mellifleri eserlerinde ayr bir blm meydana getirmilerdir. Onun baz yarallara cerrah mdahalelerde bulunduu da olmutur. Mesel, Sa'd b. Mu'az harpte kol damarndan vurulduu zaman Reslullah onu "mi-kas" demlen aletle dalama yapp kanm kesmek suretiyle tedavi etmitir.[516] Mslman olmayanlarn bile ondan ila istedikleri olmutur.[517] Daha nce de muhtelif vesilelerle temas ettiimiz gibi Ureyne kabilelerinden Medine'ye gelmi olan baz kimseler burada hastalandlar. Reslullah onlar, develerin st ve sidiklerinden ierek tedavi olmalar iin zekt hayvanlarnn [518]bulunduu meraya gndermiti. Sonra bunlar iyilemi ve azgnlaarak oban da ldrmlerdi. Hz. Peygamber, hastalarla ok ilgileniyor ve gerekirse onlara bir hekime gitmelerini tavsiye ediyordu.[519] veya ona kendisi bir hekim getirtiyordu.[520] Harplerde, Reslullah'n askeri karargahnn yannda her zaman kadn hastabakclar bulunuyordu. Bunlar, hastalar bilinen usul ve ilalarla tedavi ediyorlard.[521] Hz. Peygamber, harplerde yaralananlar Mescidu'n-Nebi'nin yannda kurdurduu adra aldryor ve her zaman onlarn du-rumlariyle ilgileniyordu.[522] Bu adrn Rufeyde isminde bir kadna ait olduu da sylenmektedir. Elem kabilesinden olan bu kadn alelade bir hemire olmayp hem yaral askerleri ve hem de halktan hasta dm kimseleri gnll olarak tedavi etmekteydi. [523] Bu tedavi giderlerinin ise nereden karlandna ait herhangi bir bilgiye sahip olmamamza ramen bunlarn devlet tarafndan karlandn sylememize herhangi bir engel bulunmamaktadr. Hz. Peygamber'in harpte yara alm olan Ubeyd b. Ka'b'a bir doktor getirtmesi de bunu gsteriyor.[524]

II. Yatrm Harcamalar A- Dorudan Yatrm Harcamalar


Hz. Peygamber devrinde biz sulama tesislerinin yapm ve arazi slah almalar hakknda herhangi bir bilgiye sahip deiliz. Ancak onun, Kur'an'a muvazi olarak halk ziraata ve l arazileri "ihya" etmee[525] tevik ettii grlmektedir. Bu arada Hz.Peyganber Medine evresinde 12 millik bir arazi kuan yasak blge (:hma) ilan ederek, yeilliini ve tabiatn korumaya almtr.[526]

B- Dolayl Yatrm Harcamalar 1- Resm Binalarn Ve Camilerin Yapm


Hz. Peygamberin H. 1. yl ierisinde balayp bitirdii Medine'deki Mescidi, ok ynl maksatlar iin kullanlmtr. Taber'den rendiimize gre, Reslulah bu mescidin yerini sahiplerinden satn almak istemi fakat onlar, yerlerim ona karlksz olarak balamlardr. Bundan ayr olarak Hz. Peygamber Kba Mescidim yaptrmtr,[527] Kba Mescidi, Reslullah'm hicret srasnda Medine yaknndaki bu mescide adn veren kyde kurulmutur ve slm'da yaplan ilk camidir. Hz. Peygamber, fethettii yerlerde birer cami yaptrm olmaldr. Nitekim biz onun Umman halkndan olan Dema'llara mescidler yapmalar hususunda emir verdiini grmekteyiz. [528] Onun zamannda Mesci-du'n-Neb'den ayr olarak 9 adet daha cami yaplmtr.[529] Hz. Peygamber'in, Mescidu'n-Neb klliyesi ierisinde, ibadet mahallinden baka, Beytlmalin ortaya k bahsinde temas edildii gibi "ulliyye" veya "merebe" denilen bir oday devlet hazinesi olarak kullandn grmtk. O, bundan ayr olarak kz Fat-ma'nn evlenmesi ile boalan odasn da ziyareti kabul odas (:zevr) haline getirmitir.[530] ilk zamanlarda ok ynl maksatlar iin kullanlan camilerden ayr olarak devlet, zaman getike devlet hizmetleri iin gerekli dier binalar da ina etmee balad. Beytlmal olarak kullanlan binalarn Hz. Peygamber devrinde yaplmaya baladn biz ilgili blmnde grmtk. Onun zamannda ihdas edilen misafirhanelere ise ulam hizmetleri bahsinde temas edeceiz, islm'da ilk hapishane de gene Reslullah zamannda ihdas edildi ve bunu Hz. mer ve Ali'nin ihdas ettikleri hapishaneler izledi.[531]

2- Ulam Giderleri
Kur'an'da seyahata ok nem verilmi ve Allah Tel, msl-manlara; yeryz nimetlerini aramak, ticaret yapmak, ilm aratrmalarda bulunmak, gemi milletlerin uradklar akbetleri grmek iin braktklar harabelerde aratrmalar yapmak ve dier meru sebeplerle seyahat etmei tavsiye ve hatta emretmitir. Bu sebeple de yolculara harcanmak zere gerek zekat ve gerekse de dier gelir eitlerinden paylar ayrlmtr. Hz. Peygamber (s.a.v.) de baz yerlerin gelirlerini zellikle yolculara ve kendisine gelen siyas heyet ve elilere tahsis etmitir ki biz bunlara daha nce teferruatiyle temas ettiimizden burada yeniden ele almya-caz. [532]

A- Konaklama Tesisleri (Misafirhaneler)Nin Yapm


Gerek resm grevlilerin ve yabanc elilerin ve gerekse de halkn rahat ve serbeste seyahat edip barnmalarn salamak amac ile Hz. Peygamber devrinden itibaren bir takm misafirhaneler yaplm ve baz kimseler de evlerini misafirler iin vakfetmilerdir. Sahabeden Abdurrahman b. Avf (r.a.) Hz. Peygamber'e gelen misafirler iin "dru'l-kbr" ve "dru'd-dfan" adlar ile anlan bir misafirhane yaptrd ki Reslullah da bunun inasnda bizzat altlar.[533] Buhar'nin kaydna gre, Ashab'dan Enes. b. Mlik, Abdullah b. mer ve Zbeyr (r.a.) evlerini bu maksatlar iin vakf yaptlar. Bunlarn ihtiya duyduklarnda kendi ailelerinin de bu evlerden faydalanma artlar vard. Mesel, Enes; evinin semtine geldiinde kendisinin de orada konaklama artlarm, vakfiyesinde kaydetmiti.[534] Yolcular bu evlerden faydalanyorlard. Hz. Peygamber, ister Arabistan'daki kabileleri temsilen gelmi olsunlar isterse de yarmadann dndaki devletlerden gelmi olsunlar, elileri devlet adna resmen arlyordu. Bunlarn bir ksm yeni mslman olup talimat almak iin, bir ksm da mslman olma veya slm Devletine balanma artlarm grmek zere geliyorlard. Yarmada dndan gelen elilerin tabiatiyle byle bir niyetleri yoktu. Hz. Peygamber, gelen elileri ve siyas heyetleri genellikle Remle Bint el-Hris'in evinde ikamet ettirir ve orada arlard ki bu evin ismi Ibn Sa'd'n eserinde, heyetlerin kabul ve arlanmas mnasebetiyle sk sk gemektedir.[535] Remle (r.a.) ismindeki kadn bu evini phesiz ki Hz. Peygamber (s.a.v.)'in devletine balam bulunuyordu. Ibnu'1-Esir ve

Kettan'den rendiimize gre, Hz. Peygamber'in Mescidu'n-Neb yannda, gelen heyetleri barndrmak iin kurdurduu ayrca bir adr bulunuyordu. Tebuk seferini mteakip bir zamanda gelen Taifdeki Sakif kabilesinin heyeti bu adrda barndrldlar.[536] Hz. Peygamber, slm'a girmekte inatlk gsteren bu kabile temsilcilerinin Kur'an' dinlemelerini ve slm ibadetleri izlemelerini istemekteydi. Bazan misafirhaneler dolu olacak ki bir ksm elilerin Sahabelerin evlerinde barndrld olurdu.[537] Gerek devlet ve gerekse de zel teebbs tarafndan konaklama tesislerinin yapmna Reslullah'tan sonra da devam edildi. [538]

B- Yolcular Misafir Etme Ve Elileri Arlayp Hediyelendirme 1- Yolcular Misafir Etme


Devletin hele ilk zamanlarda her tarafta konaklama tesisleri kurmas mmkn deildi. Bilhassa krsal kesimlere kadar bu trl hizmetleri gtrmek pek mmkn olmaz. Bu bakmdan ky kesiminde ve kk kasabalarda halkn misafirperverliine ihtiya vardr. Zekt gelirlerinde yolculara tannan haktan baka, misafir kabul etmek ve misafir arlamak ayrca snnet bir mkellefiyettir. Hz. Peygamber (s.a.v.); Allah'a ve ahiret gnne inananlar gne kadar misafir kabul edip arlamaya ve ikramda bulunmaya davet etmitir[539] Mslim'in rivayetine gre, Reslullah, eitli blgelere vazifeli kiiler gnderiyordu. Bunlar gittikleri yerlerde misafir edilmediklerinden, ikayette bulundular. Bunun zerine Hz. Peygamber, onlara; misafirlik haklarn, onlardan uygun bir ekilde alabileceklerini, syledi.[540] Bu hadisten, Reslullah'm memurlarnn, gittikleri yerlerde, halkn onlar misafir etmemeleri sebebiyle sknt ektikleri, anlalyor. Hz. Peygamber; mslmanlan, konaklama imkan bulamam yolcular, gne kadar misafir etmee davet ederken, kendisine bal gayr-i mslim topluluklarla da bu hususta antlamalar yapyordu. Ferr' (. 458 H)'ya gre; mslmanlarm misafir kabul, din ile vacib klman bir mkellefiyettir. Gayr-i mslim tebaann mslmanlan misafir etmeleri ise ancak antlamalarla salanabilir.[541] Hz. Peygamber'in Yemen tarafndaki Necran hristiyanlan ile yapt antlamaya gre, onlar Reslullah'm eli ve memurla-nn 20 gne kadar misafir edecekler. Bir aydan daha fazla bir mddet bekletmiyecekler, yani gerekli sefer ihtiyalann tedarik edip uurlyacaklard.[542] Hz. Peygamber kuzeydeki baz kabilelerle de bu trl antlamalar yapt. O, hicri 9. senede Teble, Cu-re ve Eyle halklann islm Devletine balarken yapt antlamaya; onlarn blgelerine unyan mslmanlan misafir etmeleri iin de birer madde koymutu.[543] Necrn'llarla yaplan antlamadan anlald zere, bu haklardan daha ziyade resm grevliler faydalanacaklardr. [544]

2- Elileri Arlama Ve Hediyelendirme


denekler blmnde Hz. Peygamber'in Benu'n-Nadir ve Hayber arazilerinden balad gelirlerden elilerin arlanmas ve hediyelendirilmesi iin de tahsisatlar ayrdm grmtk. Onlan arlamann her ne kadar yatrm harcamalan ile bir ilgisi yoksa da bu meseleyi de genel ulam ve konaklama giderleri ierisinde ele almak uygun dmektedir. Bu, iktisad deil ancak siyas bir yatrm olarak dnlebilir. Fakat devlet bundan madd ve manev menfaatler salyacaktr. Biz kaynaklardan Hz. Peygamberin, eli ve heyetlere neler ikram ettiini ve ne eit hediyeler verdiini ve ne miktar para dediini renebiliyoruz.[545]

3- Haberleme Giderleri
Hz. Peygamber zamannda haberleme, devlet istihbarat eklindeydi. Reslullah haber toplamak iin eitli blgelere saman zaman kk birlikler karyordu veya bir haberi zel bir grevli ile iletiyordu. [546]

Yedinci Blm SOSYAL DEVLET MEFHUMU VE TMA GVENLK HARCAMALARI I. Sosyal Devlet Mefhumu A- Devlet Anlay
Devlet, tahsil ettii vergilerle halka hizmet ve yardm gtrmek zorundadr. Bunun iin de

devletin kaps, ona ihtiya duyanlar iin her an ak bulundurulacak ve devlet hibir zaman kapal kaplar arkasnda saklanm bir g olmyacaktr. Bu hususta Hz. Peygamber'in devlet bakanlarna yapt uyar udur; Kapsn ihtiyac olan ve yoksul bulunanlara kapatan devlet bakanlarna muhakkak Allah da gklerin kaplarn kapatr.[547] O, dier bir szlerinde de; devlet grevi stlenenlerin, kaplarn, ihtiya ve yokluk iinde olanlara, fakirlere atklar takdirde Allah'n da, kendilerinin ihtiyalar olduu zaman onlara gklerin kaplarn aacam, aksi davrandklar takdirde de onlara, byle zamanlarda Allah'n gklerin kapsn kapatacan syler.[548] Hz. Muhammed (s.a.v.)'in bu szlerinden anlalan udur ki; halka hizmet gtrmiyen ve milletini toplumsal gvenlie kavuturmam olan idareciler, felaketli zamanlarda halkn desteini bulamazlar. Gene onun ifadesine gre; m'minlerden bir sknty giderenin kyamet gn sknts giderilecektir.[549] Hz.Peygamber'e gre; devlet grevi bir emanettir ve bu greve helal yoldan ve hak ederek gelmiyen ve stlendikleri idar grevleri yerine getirmiyenler iin bu makam kyamet gn, ancak bir pimanlk olacaktr.[550] Devlet bakanl ve dier devlet grevleri, helal yollardan ve hak ederek elde edilebilir. Hz. Peygamber'in devletinde ve onun ekillendirdii toplumda herkesin kademe kademe sorumluluu vardr. Devlet bakanlar helal yoldan ve hak ederek yani meru ekilde bu greve gelseler bile gene de mesuliyetten kurtulamazlar. O, bu mevzuda yle buyurur: Hepiniz obansnz ve idareniz altndakilerden sorumlusunuz. nsanlarn idaresini zerine alan devlet bakan, onlarn obandr ve idare ettiklerinden sorumludur.[551] Devleti idare edenler, halk, Allah'a isyan tekil eden ve tesbit edilen hukuka aykr ilere zorlyamazlar. Byle bir durumda onlara itaat edilemez ve onlar bu haklarn kaydederler. Hz. Muhammed (s.a.v.) Buhar'nin kaydettii hadislerinde bu mevzuda yle diyorlar: Gnah (olan i) ile emredilmedike dinlemek ve itaat etmek bir grevdir. Gnah (olan bir i) emredilince^ dinlemek ve itaat yoktur.[552] Serahs ise onun u szn nakleder: Allah'a gnah tekil eden bir mevzuda yaratlana itaat yoktur.[553] Allah'a, Peygamberine ve halkn kendisinden olan emir sahipleri (:ull-emr) ne itaat Allah emridir.[554] Devleti ynetenlerin, Allah ve Peygamberine ita-atlar kalmad zaman artk halkn onlara itaat etmemesi gerekir. Devleti idare edenler, hukukun stnde olamazlar. Onlarn kanunlar karsnda herhangi alelade bir vatandatan farklar bulunmaz. Kur'an'da herkesin dil olmas istenilir. Giri blmnde ele alnd zere Peygamberler ve devlet bakan olanlar da dil olmak zorundadrlar. Reslullah'm ifadesine gre; dil olan bakanlar, teki hayatta en yksek makama eriirlerken zulme sapanlar, Allah'tan ok uzak ve onun en ok kzd kimseler olacaklar,[555] halk idare ve koruma vazifesini stlenenler (din ve dnya ilerinin iyiye kavuturulmas hususunda) ona hiyanet ettiklerinde kendilerine cennet haram edilecektir.[556] idare meruiyetini koruduu srece halkn ona itaat ve yardm farzdr. Maverd ve Ferr'nm ifade ettikleri gibi; devlet bakan mmetin hukukunu yerine getirdii ve Allah'n (yaptklar ilere ve iledikleri sulara gre) leh ve aleyhlerinde ki kanunlarn uygulad srece halkn ona itaatta bulunmas ve yardm etmesi vaciptir.[557] Bu durumda bakana kar klamaz ve onun irade ve rzasna muhalefet su olur. Artk devlet bakannn hakkmzda uygun grmediklerini talep edemeyiz ki bu mevzuda da Hz. Peygamber yle derler: Kii iin ancak devlet bakannn raz olduu eyler vardr[558] Buna gre sosyal gvenlik tahsisatlarndan devletin uygun grmedii miktarlarda paylar talep edilemez. Hz. Peygamber Yemen'deki valilerinden olan Amr b. Hazm'a gnderdii yazsnda ona yle diyordu: Muhakkakki Allah, idarecileri zayflar iin bir yardmc, gller iin de bir engelleyici olarak tayin etmitir. Onlar, gl-y zulmden alkoy arlarken gsze de hak zere yardm ederler[559] u kadar varki Hz. Peygamber'e gre devlet, hibir zaman sadece zayflarn ve yoksullarn devleti deildir. O, Yemen ve bu blgede yayan Hmyer halklarna gnderdii yazlarda; kendisinin hem zenginlerin ve hem de fakirlerin mevls yani koruyucusu olduunu bildirmilerdi.[560] Bylece devlet hizmetlerinden toplumun her kesimi faydalanacaktr. Toplum, bar ve gvenlie hep birden ve btn kesimleriyle girmelidir. Huzur ve esenlik bir tektir. Kur'an'da bu mevzuda u emir yer almtr: Ey iman edenler! Sulh ve selamete hep birden giriniz.[561]

Reslullah'm valisine yazd bir yazsnda ifade edildii zere; vergi, Allah'n koyduu kanunlara gre alnp Onun emrettii biimde harcanacaktr.[562] Bu devlet gr iinde, vergiye bak tarz da tamamiyle deimitir ki bu husus az sonra ele alnacaktr. [563]

B- Devlet Bakanlarnn Devlet Gelirleri Karsndaki Durumu


Hz. Peygamber (s.a.v.)'e kadar krallar, vergiyi halk adna deil kendi adlarna toplamlardr. Hz. Muhammed ise bu alanda ilk defa bir yenilik yapt ve "halktan vergiyi gene halk iin toplama" esasn getirdi ve hatta mslmanlardan toplanan gelirlerin hem kendisine, aile fertlerine ve hem de akrabalanna haram olduunu, ilan etti. Gerek mecbur vergilerden ve gerekse fakirlere verilmesi gereken nafile sadakalardan[564] Hz. Peygamber hibir ekilde faydalanmyor ancak hediye kabul ediyordu. Hicret srasnda, daha Medine'ye varmadan Kba kyndeyken Iran asll Selman el-Faris'nin ona sadaka takdim etmesi srasnda biz Reslullah'm sadaka kabul etmediini gryoruz.[565] Hz. Peygamber'in akrabalar, zekat gelirlerinden faydalanmak iin muhtelif zamanlarda ona mracaat etmiler ve her defasnda Reslullah onlara: Muhakkak ki bu zekt, insanlarn (mallarnn) kiridir. O, ne Muhammed'in kendisine ve ne de onun ailesine helaldir[566] diyordu. ok sayda kaynan bildirdiine gre, torunu Hasan, zekt geliri hurmadan yemek iin azna attnda Reslullah ona; Brak, brak! Bilmiyor musun, biz zekttan yiyemeyiz demitir.[567] Bir baka zamanda da zekt geliri hurmay ad geen torunu yutmak zereyken Hz. Peygamber, ayn gerekeye dayanarak parma ile onu azndan karmt.[568] Bu hususta ok titiz davranan Reslullah vergilerin kendisi iin deil de yoksullar iin toplandn, bir yazyla vilayetlere de bildiriyordu. Onun Yemen halkna gnderdii yazs yledir: Muhakkakki Allah'n Resul, hem zenginlerinizin ve hem de fakirlerinizin mevls (koruyucusu) dr. Zekt, ne Muhammed'in kendisine ve ne de onun aile efradna helaldir. Mallarnzn temizlenmek gayesiyle vereceiniz zekt ancak mslmanlarn fakirleri iindir.[569] Onun akrabalarndan gerek Him ve gerekse Muttalib oullarndan olanlar hibir surette zekt gelirlerinden faydalanamazlard.[570] Hz. Muhammed (s.a.v.) kendisinin, toplanan vergilerin sahibi deil ancak onlar, devlet ve halk adna koruyan bir haznedar olduunu da ilan ediyordu. Haznedarn naslki bakt mallarda herhangi bir hakk yoktu, ayn ekilde Hz. Peygamberin de toplanan gelirlerde bir hakk bulunmamaktayd. Bu durumunu aklayan Reslullah, Mslim'in rivayet ettii szlerinde yle diyordu: Ben ancak bir haznedarm. Her kime kendimden gnl holuu ile verirsem o mal bu kimse iin bereketlendirilir. Her kime de istemesinden ve harisliinden dolay verirsem, o hrsl kimse daima yiyen ve asla doymyan bir obur gibidir.[571] Devlet gelirleri zerinde herhangi bir hakk bulunmayp onlar diledii eklide de harcyamyacan ancak Allah'n Kur'an'da gsterdii kanunlarna uygun harcamada bulunabileceini aklarken de Reslullah yle demekteydi: Ben (kendiliimden) size ne birey veririm ve ne de sizi bir eyden mahrum brakrm. Ben ancak bir haznedarm, sadece em-redildiim yerlere harcarm.[572] Buhar, ganimet gelirlerinin sarf ve taksiminin Hz. Peygambere verilen bir vazife olduunu ifade ederken onun; Ben ancak bir taksim edici (:kasim) ve ancak bir haznedar (:hzin)m, veren ise Allah'dr dediini nakleder.[573] Hz. Peygamberin kendisi iin, bltrp datan manasna gelen "kasim" terimini kulland da ok olmutur. Reslullah gerek Allah'tan ald ilmi ve gerekse halktan toplad vergileri, hibir ey gizlemeden halka aktarm ve sarfta bulunmutur. O, her ikisini de halka aktarma zorunluluunu ortaya koyarken kendisi iin "hzin" ve ok kere de "kasim" terimini veya her ikisini beraber kullanmtr. Hz. Peygamber, yukarda Buhar hadisinde grld gibi hem bir hzin ve hem de bir kasim'dir. Pek ok hadis kaynaklar onun Ben ancak bir ka-sim (-.bltrp datan) im szlerine yer verirler.[574] Balangta Hz. Peygamber, zekat gelirlerini kendi grne gre sarfetmekteydi. Baz mnafklar onun bu gelirleri harcama ve datm eklini beenmiyerek ona dil uzatyorlard. Kur'an, mnafklarn bu durumuna temas etti ve mteakip bir ayetle de bu gelirlerin sarf yerleriyle ilgili esaslar getirdi.[575] Mslmanlardan tahsil edilen gelirleri arzusuna gre harcama selahiyetinin Allah tarafndan alnp bu husustaki hukukun bizzat Allah tarafndan tesbit edildiini, biz Hz. Peygamber'in kendisinden de reniyoruz.[576] Gelirler bundan byle

Kur'an'dabelirlenen hukuka uygun olarak harcanp datlacak ve hi kimsenin de buna muhalif bir talebi olmyacaktr. Bir defasnda vergi memurlarndan birinin zekat gelirlerinden baz eyler istemesine ok kzan Hz. Peygamber oradakilere; Bana ve kendisine uygun olmyan eyi benden istiyor demiti.[577] Peygamberliinden ayr olarak devlet bakan olma sfatiyle Reslullah, gelen hukuka herkesin uyacan kesin bir dille ifade ediyorlard. Hz. Peygamber'in ganimet ve feyJ gelirlerinde de Allah tarafndan tayin edilen haklarndan baka herhangi keyf bir hakk bulunmamaktayd. Mekke'nin fethini mteakip yaplan Huneyn muharebesinde ele geen ganimetlerin taksimini srarla istiyen-lere kar Reslullah eline bir deve ty alarak oradakilere yle demiti: Allah'n size verdii fey' gelirlerinden bana humus (115) mstesna u kadar bile helal deildir. O humus da yine size (menfaat getirecek ilere) harcanacaktr.[578] Nitekim biz Hz. Peygamber'in kendisinin ve ailesinin nafakasndan artan daima amme menfaatma harcanmak zere devlet hazinesine aktardn daha nce grmtk. Reslullah'm devlet anlay, mal hukuk ve btce mevzuunda getirdii bu yeni gr ve uygulamaya amzda bile pek ok devlet daha henz eriememi bulunuyor. [579]

II. Toplumsal Gvenlik Harcamalar A- Toplumsal Gvenlikle Gdlen Gaye Ve Bunun nemi 1- Toplumsal Gvenliin Gayesi
Kur'an1 da ak bir ekilde ifade edildiine gre; kinatta her-ey insann faydalanmas iin yaratlmtr.[580] insan, bu yaratlan nimetlerden dil ller iinde kendine den pay almaldr. nsanlarn alacaklar paylar kanunlarla tayin edilecei gibi kiilerin karlkl rza ve anlamalaryla da tayin edilir. nsan madd ve manev ihtiyalar olan bir varlktr. Bu ihtiyalarn giderilmesi onun geliimine ve mutluluuna yol aar. insann etrafnda, onu rahatsz eden pek ok tehlikeler vardr, insann huzurlu ya-yabilmesi iin tehlikelerden uzak olmas ve onlara kar gvenli bulunmas gerekir, insan alktan ve her eit korkudan emin olmak ister ki Kur'an, bunlara kar gven iinde olan toplumlarn bu iyi durumlarna dikkatimizi ekmektedir.[581]

2- Refah Yaygnlatrma Ve Gelirin Azalan Faydasn oaltma


islm'da belli miktarlar aan servetin, st birimlerinden, zenginleri rktc olmyan ve belli bir nisbette vergi alnarak bunun nemli bir ksm muhtalara aktarlmaktadr. Zenginden alman bu miktara fakirin zarur ve hayat ihtiyac varken, zenginin ona ihtiyac son derece zayftr. Nitekim Kur'an'da, zenginlerden, servetlerinin ihtiyalar kalmad fazla ksmlarn vermeleri istenilerek yle denilmektedir; Sana hangi eyi vereceklerini sorarlar. De ki; ihtiyacnzdan artan, verin[582] Hz. Peygamber de eitli il ve kabilelere gnderdii yazlarnda, zenginlerin mallarndaki fazla ksmlarn alnp fakirlere datlacan, duyurmutu. Mesel, o, Bahreyn'e mil (:vali-defterdar) tayin ettii Abdu'l-Kays'a gnderdii bir yazsnda ona; Allah ve Resulnn bir emri olarak zenginlerin mallarnn fazla ksmlarn alp fakirlere vermesini, sylyordu.[583] Bunun gibi onun, Ben Bekr'e de bir yazsnn gittiini ve hatta bu kabilenin, durumu tahkik iin Medine'ye birisini yolladklarn da grmekteyiz.[584] Gerek Kur'an'da ve gerekse de Reslullah'm ifadelerinde vergi olarak denecek miktara "maln fazlal" gzyle bakld anlalyor. Hz. Peygamber; zenginlerden alnp fakirlere datlacan [585] Allah'n bir emri olarak tebli ediyordu. [586]

B- Ferd Servetlerde Bakalarnn Hakknn Douu Ve Gelirlerden dil Pay Almak


Kur'an, mecburi vergiler iin "zekat" ve sadaka" terimlerini kulland gibi, "hak" terimim de kullanmtr.[587] Zenginlerin servetindeki bu hak herhangi bir anlama (akit) neticesinde meydana gelen bir hak deildir. Dorudan var olan ve miktar belli bir haktr. Ancak olaanst durumlarda olaanst haklar alnabilir ki bu tr vergilere "nevib" denilmektedir. Hz. Peygamber fevkalade zamanlarda herkesin gda maddesine el konulabileceinin bir rneini vermilerdir. Biz onun bir gaza srasnda yiyeceklerin ok azalmas sebebiyle askerlerin btn erzaklarna el koyup bir yere topladn ve sonra onu herkese eit bir ekilde bltrdn Buhar'den reniyoruz. O zamanlar askerlerin pek ou erzaklarn kendi imkanlar ile tedarik ettiinden her askerin erzak onun ahs mal oluyordu. Gene Buhar'den rendiimize gre,

onun zamamnda byle bir uygulamay komutan Ubeyde b. Cerrah da yapmt.[588] Hz. Peygamber, bu trl bir uygulamann hazar zamannda da yaplabileceini u szleriyle belirtiyorlar: Muhakkak ki E'ar'ler, gazada mhlarn bitirirken yahut ehirde ailelerinin yiyecekleri azaldnda hemen yanlarndaki erzak bir rt iinde toplayp sonra bir kap ile lerek eit bir ekilde aralarnda datrlar. Bu sebeple onlar benden, ben de onlardanm[589] u kadar varki normal zamanlarda bu yola bavurmak insanlarn mlkiyet haklarna tecavz ve hi'riyetlerini kstlamak olur.[590]

C- Mecbur Toplumsal Gvence Kurumunun Ortaya k


Birinci blmde grld zere daha Mekke devrinde m'minler yoksullar doyurmaya, yetimlere bakmaya, yolda kalmlara yardma ve kleleri hrletirmee davet edilmilerdi. Ancak o zamanlar Hz. Muhammed (s.a.v.) daha henz bir devlet kurmam bulunuyordu. Bu bakmdan da m'minler yardmlarn kendiliklerinden yapyorlard. Bir devlet olmad iin elbetteki o zamanlar mecbur vergilerle beslenen bir gvence kurumundan bahsedilemez. Gvence kurumu; karlkl yardmlama ve-destek olma esasna dayanan bir messesedir. Kur'an'da, mslmanlara, iyilik ve takva zerinde yardmlama emri verilirken, [591]mslmanlarn birbirlerinin yardmclar olduklar da ifade edilir.[592] Gvence kurumu, bu ayetlerin getirdii anlaya gre kurulan veya kurulmas gereken bir mesesedir. Bu arada Hz. Peygamber'in; Sizden hi biriniz kendisi iin istediini, (din) kardei iin de istemedike gerekten iman etmi olmaz. [593]) szlerini de hatrlatmak yerinde olur. Mecbur gvenlik messeselerinden olan toplumsal gvence Hz. Peygamberin Medine'de ilk devleti kurduu zaman hazrlad kurucu anayasada kendim gsterir. Bu, yeryznn ilk yazl anayasasdr ve burada devleti oluturan mslim ve gayr-i ms-lim unsurlarn hepsi yani btn herkes toplumsal gvenceye kavuturulmutur. Bugn bylesine bir uygulamaya daha henz dnyann pek ok yerinde geilememitir. Gvenceleme; bir fert iin dayanlmaz ar mal yklerin hafifletilmesi maksadiyle bunu mmkn olduu kadar ok sayda insan arasnda taksim etme manasna gelir. Temas edildii gibi bu messese islm'da hicretin 1. ylnda Medine'de kurulan ilk islm devletinin kurucu anayasa metninde yerini alacak kadar eski bir gemie sahiptir. Bu ilk anayasada o gn ok nemli olan balca hususta itima gvenceye gidildiini grmekteyiz: 1. ldrme veya yaralama halinde lenin ailesine verilecek olan kan diyetinin denmesi. 2. Harp esirlerinin kurtarlmas iin fidye denmesi 3. Ar mal mesuliyetler altnda buluna mslmanlarn mtereken bundan kurtarlmas Yukardaki gvence mevzular anayasann eitli maddelerinde ayr ayr getii gibi 11. maddesinde (baz kaynaklarda 12. madde); M'minler kendi aralarnda, ar mal sorumluluklar altnda bulunan hi kimseyi bu halde brakmyacaklar, fidye veya kan diyeti gibi borlarn iyi ve mkul bilinen esaslara gre vereceklerdir. denilerek topluca zikredilmektedir. Hz. Peygamberin hazrlad bu anayasann 3'den 12'ye kadar olan maddelerinde muhtelif kabile ve zmrelerin isimleri ayr ayr srasyle saylarak bunlarn kendi aralarnda, ad geen mal sorumluluklar, ortaklaa meydana getirecekleri bir fasl (fon) ile karlyacaklar belirtilmektedir. Buna gre, her zmre veya kabile kendi iinde bir toplumsal gvenceye kavuturulacak ve bunun iin her zmrenin ayr bir sand olacaktr.[594] 11. maddede dierlerinden farkl olarak "mufrah" terimi yer almaktadr. bn Hiam bu terimi; bor veya aile fertlerinin okluu sebebiyle ar yk altnda bulunan kimse olarak tefsir ederken[595] Ebu Ubeyd, onu; bor yznden ar yk altnda bulunan kimse diye tarif eder ve eer bir kimse esir dmek veya hata-en bir insan ldrmek suretiyle fidye yahut kan diyeti deme mecburiyetine derse ona, buna g-e yardm yaplacan, syler.[596] Hz. Peygamber, 9. hicr ylnda Tebuk seferi srasnda Czam kabilesi reisi Mlik b. Ahmer ile yapt antlamaya; borca batmlara ait hisseyi diyeceklerine dair bir art koymutu ki[597] bununla kurucu anayasada yer alan borlularla ilgili gvencenin ok ileri senelerde de devam ettiini ve bunun islm Devletine yeni katlan kabilelere de temil edildiim reniyoruz. Bu antlamann yapld gnlerde daha henz zekat gelirlerinin sarf yerlerini dzenliyen ve borca batm kimselere de bu gelirlerden pay ayran Tevbe sresi 60. ayet nazil olmam bulunuyordu. ldrme ve yaralama hadiselerinde mahkemenin karar verdii diyet demeleri de gene bu

kurucu anayasa gereince kabile veya belli zmrelerin oluturduklar fasllardan denmekteydi. nki sulunun, byk bir yekun tekil eden diyeti her zaman tek bana deme imkan bulunmazd. Fil-i mehul cinayetlerin diyetini demek de devlete veya cinayetin ilendii yer halkna dmekteydi. Eer diyet, devlet yahut belli bir zmre veya sulunun akrabalk balar bulunan aile evresi (tkle) tarafndan denmezse bu durumda madur tarafn durumu daha da ktle-ecektir. Bu meseleye sadece sulu asndan deil madur taraf asndan da bakmak gerekir. Madur taraf sulunun paras yok diye btn btne bir zarara itilemez. Onun en azndan madd maduriyetinin el birlii ile yaplan demelerle telafisi gerekmektedir, ite kurucu anayasa bunun iin mecbur demeler getirmektedir. Kurucu anayasa gereince islm Devletinin Yahudi te-bas da ayn demelere itirak edecektir. Bu mnasebetle biz Reslullah'n zaman zaman onlardan diyet demee itirak etmelerini istediini gryoruz. Mesela biz onun Bi'r-i Mauna faciasnda Amir Oullarndan yanllkla ldrlen iki kiinin diyetine itirak etmeleri iin H. 3. ylda Yahudi kabilesi Nadir Oullar'na gittiini ve orada kendisine bir suikast tertiplendiini biliyoruz.[598] Hicretin 7. senesinden sonraki bir tarihde de Hayber blgesinde mslman bir tccar fil-i mehul bir cinayete kurban gitmiti. Reslulllah bu blge halkna bir yaz gndererek kan diyetinin mtereken denmesi gerektiini bildirdi ise de onlar susuz olduklarna dair yemin ettiler. Bunun zerine Hz. Peygamber devlet btesinden bir demede bulundu.[599] Mekke'nin fethinden sonra H. 8. ylda Halid b. Velid komutasndaki bir birlik Mekke yaknlarndaki Cezme kabilesine, onlar irad iin gnderilmiti. Yanllk eseri olarak, daha nce msl-man olmu bulunan bu kabileden baz kimseler ldrlm ve mallarna da zarar verilmiti. Halid'e ok fkelenen Reslullah, lenlerin kan diyetlerini ve mal zararlarm Beytlmal'den karlad ve bu demeyi yapmas iin de ykl bir para ile Hz. Ali (r.a.)'yi bu kabileye gnderdi.[600] Hz. Peygamberin, diyet deme imkan olmyanlar adna, diyetleri, ilgili kabilenin zekat gelirlerinden dedii de grlmektedir. Bir defasnda Reslullah, ana karnndaki ocuun (:cenin) dmesine sebep olan birisini, diyet cezasna arptrmt. Sulunun akrabalar bunu demee imkanlar olmadn bildirince, diyet onun kabilesinin zekat gelirlerinden dendi.[601] Bundan u netice kyor ki eer sulunun klesi diyeti diyemiyorsa bu, zekt gelirlerinin borlulara tahsis edilen faslndan denmekteydi. Muhammed Hamidullah'm ifadesine gre, Medine anayasas ayrca, ayet bir kabile tek bana bu mukarrer tazminat diyemi-yecek olursa bu durumda komu veya akraba kabilenin yardma gelmesi gerektiini ve en sonunda merkez hkmetin bu demenin yaplmasnda yardmc ve vazifeli olduu hususunu tanzim ediyordu. slm'da merkez hazine yahut vilayet idarelerinin mahall hazineleri ihtiya duyulduunda bu kurumlara yardm ederdi. Bir nevi gvence kurumlar birlii olan bu dzene "me'kl" ad verilmektedir. [602]

D- Devlet Btesinden Yaplan Toplumsal Gvenlik Harcamalar 1- Mslmanlarn Toplumsal Gvenlie Kavuturulmas
tima gvenlik harcamalar az nce grdmz gibi Hz. Peygamber'in, devletini kurarken hazrlad kurucu anayasa metninde de yerini almt. Daha sonralar Reslullah'm zekt memurlar lkenin her tarafm dolayorlar ve tahsil ettikleri gelirlerle nce grev blgelerindeki dk gelirlilere veya hi bir gliri bulunmayanlara devlet adna yardmda ulunuyorlard ki bu hususu biz, zekatn baka blgelere nakl ve mahallinde sarf bahislerinde teferruatl bir incelemee tbi tutmutuk. Merkeze nakledilen gelirlerin nemli bir ksmnn dk gelirlilere tahsis edildii bir gerektir. Devlet gelirlerinden yalnz hr insanlar deil kleler de hrriyetlerini satn almalar iin yardm grmlerdir. Zektn sarf yerlerini dzenliyen Tevbe sresi 60. ayette geen bu hkm, getirilen yeni devlet anlay ierisinde bizi artmamak-tadr. Her toplumda tamamiyle devlet himayesi altna alnmas gereken insanlar bulunur. Yetimler, nafakasn temin edecek kimseleri bulunmyan yallar, sakatlar ve mzmin hastalar bunlardandr. Biz salk hizmetlerinin Reslullah devrinde balatldn, daha sonralar bu sahada nemli admlar atldm, mzmin hastalara, sakat ve krlere daim maalar balandn ilgili bahsinde grmtk.[603] Hz. Peygamber'in, bakma muhta azath kleleri de devletin himaye ve bakm altna ald grlr. Klelere ikence yapmak slm dinine gre su tekil ettii iin zulme unyan kleleri efendilerinin rzas dnda devletin hrletirme hakk vardr. Ahmed b. Hanbel'den rendiimize gre; Reslullah zamannda bir kle, efendisi tarafndan ikenceye maruz braklp burnu kesilmiti. Bu sebeple Hz. Peygamber, kendi selahiyetine dayanarak onu azad ederek himaye altna ald ye mslmanlara da bu himayeyi vasiyyet etti. Ebu Bekir halife

olunca bu vasiyyet gerei ona ve ailesine Beytlmal'den maa dedi. Hz. mer'in halifelii srasnda bu kle Msr'a yerlemek istediini bildirince halife mer, ona, geimini temin edecek bir araz verilmesi iin Msr valisine bir yaz yazd.[604] Bu hdise bize Hz. Peygamber devrinden itibaren himayeye muhta baz kimselere dzenli maalarn balandn gstermektedir. Reslullah'n fakir ailelere arazi banda bulunduunu da biliyoruz. Hicr 3. senede ele geen ve silah atlmadan alnd iin tamamiyle Reslullah'n emrine tahsis edilen Ben'n-Nadir arazilerinden onun topraksz muhacirlere ve bu arada iki fakir Ensar ailesine arazi banda bulunmas[605] toplumsal gvenliin teminine ynelik tasarruflardr. Fakirlere bir yandan dayankl zira mahsuller veya nakit olarak para datlrken te yandan onlar retime geirmek iin arazi ve zekat geliri hayvanlar datlyordu. Hz. Peygamber (s.a.v.) bakma muhta kimselerin ve bakcs olmyan ocuklarn bakm masraflarnn devlete ait olacan bildirirken: Kim geride bakma muhta kimseler brakrsa onlarn bakm bize, geride mal brakann mal da miraslarna der.[606] diyorlard. [607]

2- Bir Kiiye Verilebilecek Zekt Miktar


Hz. Muhammed (s.a.v.) Medine'de milad 622 tarihinde ilk devleti kurarken hazrlad yazl anayasaya Mslmanlarn kendi aralarnda hi kimseyi ar mal ykler ve sorumluluklar altnda brakmyacaklanna ait bir madde koymutu. bn Hiam (. 213 H) bu maddede yer alan "Mufrah" kelimesini; bor yznden ve aile fertlerinin okluu sebebiyle ar yk altnda bulunan kimsedir, diye tarif etmitir.[608] Buna gre bir mslmana yaplacak yardmn onu bortan ve mal skntdan kurtaracak bir miktarda olmas gerekir. Reslullah devrinde bir mslmana verilebilecek zekt miktar konusunda kesin bir tayin yaplmamtr. nki bu miktar kiilerin ve ailelerin ihtiya durumlarna gre deiebilecei gibi toplanan zektn yeknuna gre de deiir. Hatta fakirin, asl ihtiyalarn temin iin yapaca ie gre de deiir. [609]

F- Hz. Peygamber Devrinde Sosyal Gvenlii Temin n Alnan Dier Tedbirler 1- Ensar ile Muhacirler Arasnda Yaplan Kardelik Anlamas
Medineli mslmanlar bu ehre g eden mslmanlara her trl yardm ellerini uzattklarndan onlara, yardmclar manasna gelen "Ensr" ad verildi ve bu Kur'an'da da tescil edildi.[610] Kur'an'da, onlarm her trl bencil duygularndan syrlarak yaptklar yardmlardan vgyle bahsedilir.[611] islm'n getirdii esaslar, bir insann ezilip srnmesine msaade etmemektedir. Bu dine gerekten inanm olanlarda olaanst bir dayanma ruhu meydana gelmitir. Hicretin ilk yllarnda devlet gelirleri, Mslmanlar arasnda itima gvenlii salyacak bir miktarda deildi. Bu yllarda her-eylerini brakarak Medine'ye g eden Muhacirlerin barnacaklar evleri olmad gibi geimlerini temin edecek bir ileri de yoktu. Devlet gelirlerinin yeterli olmad byle bir zamanda Reslullah, Muhacirlerin durumlarn iyiye klrvuturmak iin onlar ile Ensar arasnda bir kardelik anlamas yapmay dnd ve bunu da gerekletirdi. Bu anlama tamamiyle gnl rzasna dayamyordu.Buna gre anlamaya katlan Ensar'dan herkes anlamal kardeini evinde barndracakt. Bu anlama Hz. Peygamberin Medine'ye varndan yaklak 5 ay kadar sonra oldu ve bunun iin her iki tarafn katld bir toplant yapld. Varlan anlamaya gre 186 Muhacir ailesi ayn saydaki varlkl Ensr ailesinin yanna yerletirildi.[612] Buhar'nin kaydna gre, Ensr, hurma bahelerinin Muhacirlerle aralarnda taksim edilmesini istedilerse de Hz. Peygamber buna yanamad. Sonra Ensr, bahcelerinde beraber alp Muhacirlerin mahsule eit bir ekilde ortak olmalarm teklif ettiler ve bu teklif Muhacirler tarafndan benimsendi.[613] Bu arada anlamal kardeinin iinde almayp kendi bana ticarete atlanlar da vard.[614] Bu anlamayla, Medine'ye gelen gmenler em bir gvenlie kavuturuldular ve hem de bu yerin itima ve iktisad yapsna altrldlar. Hicr 3. senede Benu'n-Nadir topraklar ele geirildii zaman Hz. Peygamber, Muhacirlere Ensar'dan da iki fakir aileye bu yer-ien arazi verdi. O, bu arazilerin herkese deil de sadece Muhacirlere datlmasn ve buna karlk onlarn da anlamal kardelerinin evlerinden ayrlmalarn da teklif etmiti.[615] Buna ramen anlamann H. 7. senede Hayber'in fethine kadar devam ettii grlr. Hayber seferinden dnnce Muhacirler, Ensar'a ait bahelerden tamamiyle ekildiler. phesizki durumlarm daha nce dzeltenler ve kendilerine bir ev edinenler bu tarihten nce anlamal kardelerinden ayrlmlard. Bu anlamann, Muhacirler'in

sarnma, beslenme ve dier gvenlikleri iin faydas ok yksek Dmutu. [616]

2- Fakirleri Yemee Davet


Hz. Peygamberin, alarn doyurulmas iin ald tedbirlerden bir dieri de onlarn evlere yemee davet edilmeleriydi. Keslullah (s.a.v.) gda maddelerinin fazla tketilmemesi ve bereketli olmalar iin aile fertlerinin ayr ayr deil de topluca yemek yemelerini tavsiye ediyordu.[617] O, bu hususta; ki kiinin yiyecei kiiye, kiinin yiyecei de drt kiiye yeter [618]der veya kat-iama yaparak yle sylyordu: Bir kiinin yiyecei iki kiiye yetiir, iki kiinin yiyicei de drt kiiye yetiir. Drt kiinin yiyecei ise sekiz kiiye yeter.561 Hz. Peygamber, gda maddelerinin ok az Dduu zamanlarda aile fertlerinin eit bir ekilde beslenmeleri gerektiini ortaya koyuyor ve bu arada onlarn, yiyeceklerim hibir eyleri olmyan fakirlerle blmelerini istiyordu. Kaynaklarn anlattna gre Hz. Peygamber, ok fakir olan ve Mescidu'n-Neb'nin "Suffa" denilen blmesinde barnan yersiz yurtsuz kimselerin evlere yemee gtrlmesini isterken yukarda kaydettiimiz ekilde hitaplarda bulunuyordu. Mesel, o bir defasnda bunlardan 10 kiiyi, Ebu Bekir de 3 kiiyi evlerine yemee gtrmlerdi.[619] Reslullah bunlardan ounlukla bir kam alp evine gtrr ve bazan da onlar ashabna datrd. lk zamanlarda btn fakirler geim darl ektikleri iin fakirler, evlerdeki nfusa ve geim imkanlarna gre ailelere datlyor ve bylece onlarn yiyeceklerine duruma gre bir iki kii ortak ediliyordu. Daha sonralar devlet gelirleri artnca tabiatiyle buna gerek duyulmad. Bunlardan baka, mecbur olmyan ve hkm itibariyle vacib veya snnet derecesinde olan toplumsal gvenlik messeseleri daha vardr. Onlar da; Fitre, Kurban ve Vakf gibi messeselerdir. [620]

Sekizinci Blm BTENN DENETM A- dar Denetim A- Genel Btenin Denetimi


Btenin denetimi Hz. Peygamber devrinde balam bulunuyor. Reslullah grevlendirdii memurlar, herhangi bir hiyanete yeltenmemeleri iin uyarm ve bu hususta mslmanlar ve memurlarn eitmitir. Memurlarna; bekr iseler evlenebilecekleri, evleri yoksa ev alabilecekleri, binekleri ve hizmetileri olm-yanlara da bunlar tedarik edebilecekleri bir miktarda maa di-yeceini, syliyen Reslullah, bunlarn tesinde bir servet yan memurlarn bir hain veya bir hrsz olacaklarn, haber vermitir.[621] Hz. Peygamber (s.a.v.) vergi olarak tahsil edilen en kk eyin bile devlete teslim edilmesini istiyor. Pek ok kaynakta onun u szlerine yer verilir: Bizim kendisine vazife verdiimiz bir kimse (vergi olarak ald) kk bir ineyi bile bizden gizlerse o (yapt ey) bir hiyanet ve hr'sizliktir.[622] Reslullah; Huneyn muharebesinde de ele geen ganimetlerden ine, ipliin bile ilgililere teslimini istedi ve bunlarn teki hayatta bir utan vesilesi ve bir ate olacaklarn, duyurdu. [623] Yemen genel valiliine getirdii Muaz b. Cebel'i ise israfa dalmamas iin uyard.[624] O, valilerin israfa dalarak bte gelirlerim ziyan etmelerini istemiyordu. Hz. Muhammed (s.a.v.) yalnz duyurmak ve uyarmakla kalmyor ayn zamanda vergi memurlarn da denetliyordu. Biz onun, bnu'l-Lutbiyye el-Ezd (veya (bnu'l-Utbiyye) ismindeki bir vergi memuru vazife blgesinden merkeze dndnde denetlemee tbi tuttuunu ve ondan hesap sorduunu, gryoruz. Ad geen vergi memurunu hesabn alnmas srasnda, halkn hediye olarak ahsna verdii baz eyleri, kendisinin olduu gerekesiyle teslim etmeyince Reslullah ok kzm ve halka hitaben yle demiti: Nasl oluyor da bizim, gndermi olduumuz bir vergi tahsildar dnp geliyor ve; bu size aittir ve u ise bana hediye verilmitir, diyebiliyor. O, anasnn veya babasnn evinde oturup kalsayd da grseydi bakalm kendisine herhangi bir hediye gelecek miydi?[625] Hz. Peygamber, hediye kabul etmenin rvet olacan bilmi-yen bu memurunun phesiz ki yalnz getirdii haslatn hesabn deil ayn zamanda grev blgesi olan Sleym kabilesi iindeki devlet adna yapt harcamalarnn da hesabn sormu olmaldr.

Hz. Peygamber vergi memurlarnn mkelleften haksz vergi almalar hususunda da uyaryordu. Onun ifadesine gre; byle yapanlarn hi vergi demiyen veya vergiye kar kanlardan hibir farklar yoktu.[626] Hz. Peygamberin birinci blmde ele alnd gibi, tahsil edilen gelirleri yazdrmas,denetime imkan vermesi bakmndan nem tar. Onun, geni selahiyetlerle Yemen ve Hadramut'a gnderdii Muaz (r.a.)'a denetim grevini de verdii grlr.[627] Cebbar (r.a.) ise bu dnemde vergi tahmin memurluunun yarara muhasebe vazifesini de stlenmi bulunuyordu.[628]

B- Mkellefin Tesbit Ve Denetimi


Hz. Peygamber devrinde baz gelir eitlerinin tahmini ve her tarafa vergi tahakkuk ve tahsil memurlarnn gnderilmesi mkellefin tesbit ve denetiminin de yapldn gsterir. Hz. Peygamber (s.a.v.)in; Zektn demiyenlerden onu muhakkak alrz.[629] demesi de mkellefin denetlendiinin ayr bir delilidir. [630]

C- Zekttan Faydalanacaklarn Aratrlmas Ve Yaplan Tahsislerin Denetimi


Zekt gelirlerinden ve ganimetlerden alman 1/5'lerden faydalandrlacak snflar Kur'an'da gsterilmitir. Ancak bu snflara dahil olacak kimselerin veya bu gelirlerden faydalanmak iin bavuranlarn elbetteki aratrlmas gerekir. Baz muhta kimseler izzet-i nefislerinden dolay gelirlerden faydalanmak iin herhangi bir mracaatta bulunmazlar. Bunlar aratrma ile ortaya karlrlar ki Kur'an onlara le temas etmitir; (Zekt) Allah yolunda kendilerini vakfetmi fakirler iindir ki onlar yer yznde dolamaya muktedir olmazlar. (Hallerini) bilmiyen, iffet ve istinalarndan dolay onlar zengin (kimse)ler sanr. Sen (habibim) o gibileri simalarndan tanrsn. Onlar yzszlk edip de insanlardan (bir ey) istemezler. Siz ne mal harcarsanz phesiz Allah onu hakkyle bilicidir.[631] te yandan bunun tajn tersine, haklar olmad halde zekta talip olanlar da vardr. Hz. Peygamber, zekt gelirlerinden faydalanabilecek olanlar hakknda gerekli bilgileri vermilerdir. Biz arabuluculuktan dolay stlendii bir borcu demek iin Resulullah'tan zekt istiyen Kabsa haisine, borlularn (grimn) hissesi bahsinde temas etmitik. Hz. Peygamber, Kabisa'ya bu gelirlerden faydalanabilecek snf kimseyi anlatt ki onlardan biri de u durumda olanlard: Zenginken muhta duruma denlerin istekte bulunmas helldir. Bu kimsenin isteinin helal olabilmesi iin, akl banda kiinin; falan adam gerekten tam bir yoksullua dmtr, diyecekleri bir derecede ihtiya iinde olmaldr. Bu kimsenin de geim iin zarur olan eyleri temin edesiye kadar istekte bulunmas helal olur. Ey Kabsa! Bu snf insandan bakasnn istemesi haramdr ve o, yediini haram olarak yer[632] Hz. Peygamber, bylece Kabsa'ya durumunun bu artlara uygun olup olmadm sormu oluyorlard. Ayrca biz bu hadiste dolayl da olsa akl banda kiinin ahitliklerine de temas edildiini grmekteyiz. Bu ve dier hadisler, zekat gelirlerinden faydalanmak iin mracaatta bulunanlar Hz. Peygamberin tahkik ettiini, gsterirler. Pek ok kaynan bildirdiine gre, Veda Hacc srasnda Hz. Peygamber'in zekt dattn gren iki kii gelip zekttan kendilerine de verilmesini istediler. Hz. Peygamber onlarn durumlarn gzden geirdi ve onlar kanl-canh ve almaya muktedir kimseler olarak grd. Bunun zerine onlara; Eer isterseniz size zekt veririm. Fakat onda hibir zengin ve gl, kuvvetlinin hakk yoktur dedi.[633] Reslullah'm kendisinden defalarca zekt talebinde bulunanlar ikaz ettii de grlmektedir.[634] Bu gelirlerden, haklar olmad halde, pay almak iin kouturanlar onun tarafndan cehennem azabi ile tehdit edilmilerdir.[635]

B- Ceza Meyyideler
Denetimler sonunda sulu grlenler bir ksm cezalara arptrlmlardr. Hadisinde Hz. Peygamber yle diyorlar: Kim (zektn) vermezse biz hem onu, hem de malnn yarsn Rabbimizin gerek bir hakk olarak muhakkak alrz.[636] Hz. Peygamber'in, vergi tahsildar Ibnu'l-Lutbiye'nin mkelleflerden ald hediyeleri meru saymadm, grmtk. O, muhtemelen bu hediyelere, hazine adna el koydu. [637]

Sonu
slm'da devlet btesi hukukunun esaslar iki ana kaynak olan Kur'n- Kerim'de ve Snnet-i Neb'de yerini alm ve bu esaslar ilk defa Hz. Peygamber tarafndan tatbikat sahasna konulmutur. Getirilen hukuk basit bir cemaatn veya kabile hayat yayan bir toplumun deil, her bakmdan tekaml etmi toplumlara ve bu toplumlarn messeselerine dzen ve istikamet verecek bir mkemmelliktedir. Daha dorusu, devlet hayatna geememi topluluklar bu hukuk sayesinde sr'atle o an en mkemmel devletini ortaya karmlar ve devlet hayat yayan, hatta byk imparatorluklar kuran milletlerin devletleri de bunun ok gerisinde kaldklar iin onun karsnda yklp gitmilerdir. Herkesi artan bir mkemmellikte gelen Kur'an, mkemmel bir toplum hayatna geii zarur klmtr. Kur'an, o an, insana bak zihniyetini deitirmi ve buna gre de yeni bir hakimiyet ve devlet dncesi getirmitir. nsan artk haksz bir stnlk elde etmi olan dier insanlarn boyunduruu altna gir-miyecek ve yeryznde kendilerini, hakimiyet ve saltanatn tek mmessili grenlerin devletine tebaa olmyacaktr. Hakimiyet ve stnlk herkesin tbi olaca hukuktadr ve bu hukukun kayna da kendilerinden baka hibir stn g tanmayan veya bu hakimiyetin ilah bir ba olarak yalnz kendilerine verildiini zanneden iktidarlarn deildir. Hz. Muhammed (s.a.v.) Kur'an- Kerim'de yer alan gr ve hukuka uygun bir devleti kurmada gecikmedi ve ilk frsatta bunu gerekletirdi, insan onun kurduu devlete, kayna ilah olan hukuktan ve bu arada istiari meclislerde varlan kararlardan bakasna tab klnmad. Hz. Peygamber'in devleti, onun iktidar srmesine dayanmyor ve bu devlet te onun kendisi de mevcut hukuka uymada herkesten daha titiz davranyordu. Devlet btesi hukuku da bu yeni insan anlay ve yeni hakimiyet ve devlet gr ierisinde ekillendi. Devlet; toplumu ar basks altnda ezen bir kurulu olmaktan karlp toplumu dzenliyen ve ona hizmet gtren bir kurulu olarak ortaya kt iin Hz. Muhammed (s.a.v.) dnyada ilk defa halktan vergilerin gene halk iin toplunaca esasn getirdi ve bu arada; kendisinin aile fertlerinin ve akrabalarnn toplanan vergilerle hibir haklar bulunmayp ve akrabalarnn toplanan vergilerle bunlarn kendilerine tamamiyle haram olduunu ilan etti. Bu esasa gre, tahsil edilen gelirler, Hz. Peygamberin iktidarna deil, devletin gvenliine ve halkn menfaatma uygun yerlere harcand. Mali mkellefiyetler, Kur'an'da, ounlukla harcama yerleri de gsterilerek ortaya kt. Bu harcama yerleri ierisinde sosyal gvenlik iin yaplacak tahsisler birinci sray alyordu ki bu da yeni devlet grnden kaynaklanyordu. Toplumda gelirlerin belirlenen hukuk erevesi ierisinde, zengini madur etmiyecek ve fakiri de asl ihtiyalarndan mahrum brakmyacak adil bir pay esasna gre yaygnlatrlmas isteniyordu. Kur'an'da Har sresi 7. ayette aka; Tki (bu mallar ve gelirler) iinizden (yalnz) zenginler arasnda dolaan bir devlet olmasn deniliyordu. Hz. Peygamberin btesine ite bu esaslar hakimdi. Reslullah, bir devlet iin gerekli btn messeselerin temellerini att ki bunlar arasnda bte hukukunu tatbikat sahasna koyan mali messeselerin yeri ok byktr. Onun vefatndan sonra islm Devleti ok daha genileyip yeni yer ve toplumlar da ierisine almca onun temellerini att messeseler de tabii olarak geniledi ve ayn temeller zerinde ve ayn anlay ierisinde tekilatlanp genilemelerini srdrdler. Hulasa Hz. Muhammed (s.a.v.), insann Rabbi ile olan ilikilerinden tutun da onun devletiyle ve devletin halk ile olan ilikilerine kadar her eyi dzenliyen esaslarn tmn getirmi bulunuyordu ve bte hukuku da messeseleriyle birlikte bu ereve ierisinde yerini alp ekillenmiti. [638]

Bibliyografya
Ali b. Muhammed b. Ahmed b. Musa, Tahric el-Delale es-Sem'yye ala ma Kane fi Ahd Resulillah, (yz.) Sleymaniye/ehid Ali Paa, No. 1853 (Ali b. Muhammed) Ayn, Bedr el-Din Mahmud b. Ahmed (762-855 H), Umdet el-Kar li erh Sahih el-Buhar, c. 111, istanbul 1310 H. (Ayn). Bagav, Ebu Muhammed Huseyn b. Mes'ud el-Ferr (436-510 veya 516 H). Mesabih el-Sunne, c. 1-2, Kahire 1318 H. (Bagav) Belazur, Ebu el-Hasan (. 279 H), Futuh el-Buldan, (ner. Rdvan Muhammed Rdvan), Msr 1932, (Belazur)

Bilmen, mer Nasuh, Hukuk slmiyye ve stlah Fkhiyye Kamusu, C. 1-8, istanbul 1967/1970. Buhar, Ebu Abdillah Muhammed b. ismail (194-256 H), Sahih, C. 1-8, istanbul 1315 H. (Buhar). Cahiyar, Ebu Abdillah Muhammed (331 H), el-Vuzar ve'l-Kt-tab, Msr 1938, (Cahiyar). Cessas, el-Raz Ebu Bekr Ahmed b. Ali (305-370 H), Ahkam el-Kur'an, C. 1-3, istanbul 1355 H. (Cessas) Corci Zeydan, Medeniyyeti slmiyye Tarihi, (tere. Zeki Mega-miz), C. 1-5, stabul 1328 H. (Corci Zeydan). el-Darim (. 255 H), Snen, C. 1-2, Dmak 1349 H. Debs, Ebu Zeyd Ubeydillah b. Umer (. 430 Sleymaniye/Damat ibrahim Paa No. 490, (Debus). H), Esrar fi'l-Usul ve'l-Fur (yz.),

Dennett, Daniel, el-Cizye ve'l-slm, (Arapaya tere. Fevz Fehim Cadullah), Beyrut 1960, (Danel Dennett) Ebu Davud, Sleyman E'as el-Sicistan (. 274 H/888 M), Snen, (Ibn el-Arab erhli), C. 1-2, Msr 1280 H. (Ebu Davud) Ebu el-Ferec, Abdurrahman b. Ahmed b. Receb el-Hanbeli (. 795 H), el stinrac li-Ahkam elHarac, (ner. el-Seyyid Abdullah el-Sddk), Msr 1352 H/1934 M. (Ebul Ferec) Ebu Ubeyd, Kasm b. Sellam (154-224 H), Kitab el-Emvl, Msr 1353 H. Ebu Yusuf, Yakub b. ibrahim (113482 H), Kitab el-Harac, Kahire 1397 H. (Ebu Yusuf) Fahru'd-din el-Razi, Ebu Abdillah Muhammed b. Umer b. el-Hasan (544606 H/1150-1210 M), Mefatih el-Gayb, C. 1-8, Msr 1308 H. (Fahru'd-din el-Raz) Ferr, Ebu Yala Muhammed b. el-Huseyn el-Ferr el-Hanbel (. 458 H), Ahkam el-Sultaniyye, (ner. Muhammed el-Fa-kyy), Msr 1356 H/ 1938 M. (Ferr) Frede Lokkegard, slmc Taxaton, Coperhagen, 1950 (F. Lokke-gard) Husam, S.A.Q., Arab Admnstration, Madras, 1948, (S.A.Q. Husan) Ibn Abdi'l-Hakem, Ebu Muhammed (. 214 H), Siret Umer b.Abdi'l-aziz, (nr. Ahmed Ubeyd), Beyrut 1387 H/1967 M. (bn Abdi'l-hakem) Ibn Abdil-Hakem, Ebu Muhammed (. 214 H), Siret Umer b. Abdi'l-aziz, (nr. Ahmed Ubeyd), Beyrut, 1387 H/1967 M. (Ibn Abdi'l-Hakem). bn el-Esr, Izzu'd-din Ali b. Muhammed (555-630 H), Tarih el-Kamil, C. 1-12, Msr 1303 H. (Ibn el-Esir) Ibn-i Haldun (1334-1406 M), Mukaddime, (tere. Zakir Kadiri Ugan), C. 1-3, istanbul 1968 (bn-i Haldun) Ibn Havkal, Ebu'l-Kasm, Suret el-Ard, (tarihsiz) Beyrut (Ibn Havkal) Ibn Hazm, Ebu Muhammed Ali el-Endelus (. 456 H), el-Muhall, C. 1-11, Msr 1347-1352 H. (Ibn Hazm) Ibn Hordazbih (yahut Hordzebeh), Ebu el-Kasm Ubeydullah b. Abdillah (. tahmin 300 H), elMesalik ve'l-Memlik (ner. M.J. de Goeje), Lugduni 1889 (Ibn Hordazbih) Ibn Kayyim el-Cevz, Ebu Abdillah Muhammed b. Eb Bekr (691-751 H), Turuk el-Hukmiyye f elSiyase el-er'yye, Kahire 1317 H. (Ibn Kayyim el-Cevz, Turuk el-Hukmiyye) bn Kayyim el-Cevz, Ahkam Ehl el-Zimme (ner. Subh el-Salih), C. 1-2, Dimak 1381 H/1961 M. Ibn Kesr, Ebu'l-Fid smail b. Umer (. 774 H), el-Bidaye ve elNihaye, C. 1-14, Kahire 1932. Ibn Kudame, Ebu Muhammed Abdullah b. Ahmed el-Hanbel (541-620 H), el-Mugn, C. 1-9, Msr 1327 H. (bn Kudame) Ibn Kuteybe, Ebu Muhammed Abdillah b. Mslim el-Dinaver

(213-276 H/828-889 M), el-mame ve'l-Siyase (ner. Taha Muhammed Zeyn), C. 1-2, Kahire 1387 H/1967 M. (bn Kuteybe, el-mame ve'1-Siyase) bn Mace, Muhammed b. Yezid el-Kazvini (207-275 H), Snen, C. 1-2, Msr 1952, (bn Mace) bn Memati, el-Kad eref el-Din Es'ad b. Ebi Said (544-606 H), Kitab Kavannin el-Devavin, Kahire 1299 H (Ibn Mema-ti). Ibn Sa'd (168-230 H/735-845 M), el-Tabakt el-Kubr C. 1-9, Leiden 1905-1928 M. (tbn Sa'd) bn Tktak (bn Tabtab), Muhammed b, Ali.b. Tabtab, Fahr f eldb el-Sultaniyye ve'lDuvel el-lslmiyye, Kahine 1317 H. (Ibn Tktak) bn Zenceveyh, Humeyd b. Mahled b. Kuteybe (. 247 veya 251 H/861 M), Kitab el-Emvl (yz.) Sleymaniye, fotokopi no. 141 (Burdur Ktphanesi, No. 1831) (bn Zenceveyh) ibrahim Fuad Ahmed Ali, el-Mevarid el-Maliyye fi'l-lslm, Msr 1392 H/1972 M. (.F. Ahmed Ali) el-Kalkaand, el-eyh Ebu Abbas Ahmed (1355-1413 M), Subh el-A', C. 1-14, Kahire 1331 H/1913 M? (Kalkaand) el-Kasan, Alau'd-Din Ebu Bekr b. Mes'ud el-Hanef (. 587 H), Bedai el-Sanai ft Tertib el-erai, C. 1-7, Msr 1327-1328 H. (Kasam). Kprl, M. Fuad - W. Barthold, slm Medeniyeti Tarihi, Ankara 1973, (F. Kprl) Kudame b. Ca'fer, Ebu el-Ferec (283-350 H), Kitab el-Harac, (yz.) Kprl, No. 1076 Kudame b. Ca'fer) el-Kurtub, Ebu Abdillah Muhammed b, Ahmed el-Ensar (. 671 H), el-Cami li-Ahkam el~Kur'an, C. 1,20, Msr 1935-1950 M. (Kurtub) el-Makriz, Takyy el-din Ebu el-Abbas Ahmed b. Ali b. Abdil-Kadir el-af' (766-845 H), mta elEsma bima li'r-Rasul rain el-Ebna ve'l-Ahual (yz.) Sleymaniye/Amcazade Hseyin Paa, No. 354-357 (Makriz). el-Makriz, el-Meva'iz ve'l-l'tibar bi-Zikr el-Htat ve'l-sr, C. 1,2 (tarihsiz) Beyrut (Makriz, Htat) Malik b. Enes, (. 179 H/795 M), el-Muvatta', (nr. Muhammed Fuad Abdu'1-bak), Kahire 1370 H/1951 M. (Malik, Mu-vatta') el-Maverd, Ebu el-Hasan Ali b. Muhammed (364-450 H), elAhkm el-Sultaniyye, Msr 1298 H. (Maverdi). Mazharu'd-Din Sddk, Deuelopment of slamic State and Society, Lahore 1956, (Mazharu'd-din Sddk). Muhammed Hamidullah, slm Peygamberi, (tere. Salih Tu), C. 1-2, istanbul 1980 M/1400 H (M. Hamidullah, slm Peygamberi) Muhammed Hamidullah, Mecmu'at el-Vesaik el-Siyasiyye li'l-Ahd el-Nebeu ve'l-Hlafat elRaidah, Beyrut 1969 M. (M. Hamidullah, Vesaik) Muhammed Si'midvdlahJntroduction to slm, Paris 1388 H/1969 M. Muhammed Hamidullah, slm'da Devlet daresi, (tere. Kemal Kuu), stanbul 1963. Muhammed Hamidullah, Modern ktisad ve slam, (tere. Salih Tu - Y. Ziya Kavak), stanbul 1969. Muhammed Hamidullah, Hz. Peygamber'in Savalar, (tere. Salih Tu), stanbul 1981. Muhammed Krd Ali, el-lslm ve'l-Hadara el-Arabiyye, c.1,2, Kahire 1950-1959 M. (M. Krd Ali) el-Munzir, Zekiyyu'd-din Abd el-Azim b. Abd el-Kaviyy (581-656 H), el-Tergib ve'l-Terhib min el-Hadis, C. 1-4, Beyrut 1968 M/1388 H. Mslim, b. el-Haccac el-Kueyr (, 261 H/874 M), Sahih, (ner M. Fuad Abdu'1-bak), C. 1-5, Kahire 1956, (Mslim) Nesa, Ebu Abdirrahman Ahmed b. uayb (214-303 H), Snen (Suyut ve Sind erhli), (ner. Hasan Muhammed el-Mes'ud), C. 1-8, (tarihsiz), Msr, (Nesa). Nuveyr, ihabu'd-din Ahmed b. Abdi'l-Vehhab (1279-1332 M), Nihayet el-Ereb f Funn el-

Edeb, C. 1-15, Msr 1923-1949, (Nuveyr). mer Ferrh, Tarih Sadr el-lslm ve'l-Devlet el-Emeviyye, Beyrut 1976, (mer Ferruh). Philip K. Htt, Hstory of the Arabs From the Earliest Times to the Present, London 1951, (P.K. Htt). (Ayrca bak. tere. Salih Tu, Siyas ve Kltrel slm Tarihi, C. 1-4, stanbul 1980-1981). el-ris, Muhammed Dyu'd-Din, el-Harac fi Devlet el-lslmiyye, Kahire 1957, (Ris) el-Sab, Eb el-Hasan el-Hlal b. el-Muhsin (359-448 H) el-Vuzer, (yahut Tuhfe el-Umer f Tarih el-Vuzer), (ner. Abd el-Settr Ahmed Ferec), Kahire 1958, (Sab) Sadr el-ehd, Husmu'd-din Ebu Muhammed Umer b. Abdi'l-azz (483-536 H), erhAdb el-Kad, (yz.) Sleymaniye /Hafz Ahmed Paa, No. 14, (Sadru'-ehid7. San'an, Ebu Bekr Abd el-Rezak b. Hemmam (126-211 H)> el-Musannef, (ner, Habib el-rahman el-Azam), C. 1-11, Lbnan 13901392 H/1970-1972 M. (San'an). Serahs, ems el-Eimme Ebu Bekr Muhammed b. Ahmed (. 483 veya 490 H/1097 M), el-Mebst, C. 1-30, Msr 1324 H. (Serahs). Serahs, erh Kitab el-Siyer el-Kebir (mam Muhammed in eserinin erhidir), (ner. Salahu'ddin el-Muneccid), C. 1-3, Kahire 1958-1960 Sddk, S.A., Public Finance in slm, Lahore 1952 (S.A. Sddk) afi, Ebu Abdillah Muhammed b. Idris b. el-Abbas (. 204 H/819 M), Kitab el-Umm, C. 1-5, Bulak 1321 H. (afi) evkan, Muhammed b. Ali (. 1255 H/1874m), Neyi el-Evtr, (erh- Munteka el-Ahbar), C. 1-8, Msr 1357 H. (evkan) Taber, Muhammed b. Cerir (224-310 H), Tarih el-Umem ve'l-Mulk, Msr 1939-1958 M. (Taber) Taber, Cami el-Beyan an-Tevil y el-Kur'n, (ner. Muhammed akir A. akir), C. 1-16, Msr 1374 H. (Taberi, Tefsir). Tartu, Ebu Bekr Muhammed b. Muhammed b. Velid (451-520 H), Sirac el-Muluk, Msr 1306 H. (Tartu). Tu, Salih, slm Vergi Hukukunun Ortaya k, Ankara 1963 (Salih Tu) Vakd, Ebu Abdlah Muhammed b. Umer (. 209 H), Kitab el-Megaz, Kalkuta 1856 M. (Vakd, Megaz). Yahya b. dem, el-Kure (. 203 H), Kitab el-Harac, (ner. A. Muhammed akir), Kahire 1347 H. (Yahya b. dem). Yakub, Ahmedb. Eb Yakub (. 292 H), Tarih, C. 1-3, Necef 1358 H/1939 M. (Yakub) Yenieii, Celal, slm ktisadnn Esaslar, stanbul 1980. Yenieri Celal, slm'da Devlet Btesi, istanbul 1984. Yusuf el-Kardav, Fkh el-Zekat, C. 1-3. Beyrut 1389 H/1969 M. (Yusuf el-Kardav) el-Zebid, Zeynddin Ahmed b. Ahmed b. Abidillatif, Sahih-i Buhar Muhtasar-Tecrid-i Sarih Tercemesi. Tere. ve erh. Ahmed Naim -Kamil Miras, C. 1-12, Ankara 1961-1973 (Kamil Miras, Tecrid-i Sarih Tercemesi). Zrkan, Ebu Abdillah Muhammed b. Abdi'1-bak (1055-1122 H) erh el-Muvatta, C. 1-4, Kahire 1310 H. (Zrkan). [639]

[1] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/243-244. [2] Muhammed Hamdullah, slm Peygamberi, C.2/893-894, prg. 1373. [3] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.I/165, prg. 278, C.2/922, prg.1428. [4] M. Hamidullah, a.g.e., C.2/922, prg.1428 [5] T-H, 29-30. [6] Yusuf, 54-56. [7] Ahmed, Msned, C.2/73, Ha. No.665 [8] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/944, prg. 1483. [9] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 1/169, prg. 284; ayn. eser, C.2/974, prg. 1545. [10] bn Him, C. 2/88. [11] bn Kudme,C.6/414; Kettan, C. 1/235. [12] Bak. Makrz, mt', C. 4, v.250/a; Kettn, C. 1/235. [13] Kettn, C.l/35; M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/974, prg. 1545. [14] bn Kudme, Mugn, C. 6/417. [15] Maverd, Ahkam el-Sultaniyye, s. 93.

[16] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/245-248. [17] Devletin yaps iin bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/966, 966, prg. 1522-1525. [18] Makriz, mt\ C. 4, v. 203/b. [19] Eb Yusuf, Hara, s. 77-78. [20] Kettan, C.l/241. [21] Makriz, mt',CA, v.202/a. [22] Muaz'n Yemen'e gnderilii ve oradaki grevleri iin bak. Taber, Tarih, C.2/617; EbuUbeyd, s.596, Ha. No. 1911; bn Zenceveyh, C.2/227; Belazur, Futun el-Buldan, s. 81; bn Kudame, C.2/673; M. Hamidullah,/sMm Peygamberi, C.2/951, 966, prg. 1499,1525. [23] bn Hordazebeh (veya Hordazbih), s.144. [24] Makrz, mt', C.4, v.292/a; Salih Tu, s. 81-82. [25] Mverd, s.28-29; Ferr, s. 18; P.K. Htt, s. 331. [26] T-H, 29-30. [27] Yusuf, 55. [28] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/248-251. [29] Sad, 26. [30] Nemi, 16. [31] Hud, 45-46. [32] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 2/928-929, prg. 1444,1446. [33] Bak. li mrn, 26; En'm, 165. [34] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/932, prg. 1455. [35] Tevbe, 12; Biat iin ayrca bak. Feth, 10. [36] bn Sa'd, 3/1, s.lO9'dan naklen M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/944, prg. 1483. [37] Ebu Ubeyd, s.4, Ha. No.5-6. [38] Nisa, 59. [39] Serahs, erh el-Siyer el-Kebr, C.3/1027. [40] Serahs, erh el-Siyer el-Kebr, C.l/166. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/251-254. [41] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/981, prg. 1555. [42] A'rf,6. [43] ura, 15. [44] Buhar, Cum'a, 11; Ahmed, Msned, C.7/161, Ha. No. 5167; Ebu Ubeyd, s. 4, Ha. No.3. [45] Bak. Tirmiz, Ahkam, 4 (C. 6/70); Yusuf, s. 6; Munzir, C.3/168. [46] Serahs, erh el-Siyer el-Kebir, C.l/29. [47] Salih Tu, slm Vergi Hukukunun Ortaya k, s. 56. [48] limrn,159. [49] ura, 38. [50] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 2/944-45, prg. 1484. [51] Eb Ubeyd, s. 161-62; ayrca bak. M. Hamidullah, a.g.e., C.2/945. [52] Serahs, erh el-Siyer el-Kebr, C.l/63. [53] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/254-257. [54] En'm, 136. [55] Nahl, 56. [56] BaMide, 103; En'm, 138-140. [57] Hac, 28, 36. [58] Salih Tu, s. 19-20. [59] Mddessir, 44. [60] Beled, 10-16. [61] Ysn,47. [62] Fecr, 17-18. [63] Mekk olan bu son iki sreden Fecr 10., Maun da 17. nzul srasnda yer almaktadrlar, bak. Salih Tu, s. 19-20. [64] Bak. brahim, 31; Sebe', 39; Ftr, 29. [65] Kalem, 17-33. [66] En'm, 141. [67] Zriyt, 19. [68] Meric, 17-25. [69] sr, 26; Rum, 38. [70] Nahl, 90. [71] Salih Tu, s. 21. [72] M'minn, 4. [73] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1020, prg. 1619. [74] Yusuf el-Kardav, Fkh el-Zekt, C. 1/60-61. [75] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1022, prg. 1620. [76] Salih Tu, a.g.e., s. 22;Aklamas yaplan bu ayetteki "afve" kelimesi, maln fazlas manasna geldii gibi, af manasna da gelebilir. Fakat Meden olan Bakara 219, ayetteki ayn kelime dorudan "fazla" manasna gelmektedir. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/259-265. [77] Salih Tu, a.g.e., s. 21-22. [78] Beled,16. [79] Bak. sr, 26; Rm, 38. [80] sr, 26; Rm, 38. [81] Kle azad iin bak. Beled, 13. [82] Akrabaya hakkn verme ve yardm emirleri iin bak. sr, 26; Rm, 38; Nahl, 90. [83] Bak. Bakara, 215. [84] Cessas, Ahkmu'l-Kur'n, C.l/461. [85] Ebu Ubeyd, s. 612-613, Ha. No. 1991; bn Zenceveyh, C. 2/231; Fahru'd-din el-Raz, C.2/364-65.

[86] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/265-267. [87] Buhar, Zekt, 10; Ebu Ubeyd, s. 351, Ha. No. 904; bn Hiam, C.2/145. [88] Yusuf el-Kardav, Fkk el-zekt, C.l/61. [89] Bakara, 177; Birr iin ayrca bak. li fmrn, 92. [90] Bakara, 83. [91] Nisa, 36. [92] nn, 8. [93] Bakara, 3. [94] Bakara, 219. [95] Bak. Bakara, 215. [96] Serahs, Mebst, C. 3/2. [97] Bak. Tevbe, 34,103; En'am, 141; Bakara, 267; Zariyat, 19. [98] M. Hamidullal, slm Peygamberi, C.2/1026, prg. 1628. [99] K. Tevbe, 29. [100] Makriz, mt', C.4, v.252/b. [101] Belazur, s. 79; Makriz, mt', C.4, v.252/a-b; M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.1/668-669, prg. 1022. [102] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.l/669, prg. 1022. [103] Geni bilgi iin bak. Cell Yenieri, slm ktisadnn Esaslar, s. 64, 238. [104] Bak. Ahmedb. Hanbel, Msned, C.ll/141. 210. Ha. No. 6904. 7012; Ebu Ubeyd, s. 125, 202-205. Na. No. 330, 517; bn Hiam, C. 1/220-228, prg. 358. [105] Nr,22. [106] Tevbe,100. [107] Bak. Bakara, 267; bn Mce, Zekt, 19. [108] nsn, 8. [109] Bak. Bakara, 195; Nahl, 16. [110] Bak. Bakara, 271, 273. [111] Ahmed, Milsned, C. 3/342, Ha. No. 2071 (ner. Ahmed-Muhammed kir); Nes, C. 5/2-4 (erh. Sind ve Suyt); M. Hamidullah, Vesaik, s. 116,130. [112] Bakara, 195. [113] Muhammed, 38. [114] Tevbe, 34. [115] Baz misaller iin bak. Enfl, 72; Tevbe, 20,41, 81;Hucurt, 15; Saf, 11. [116] Bak. Tevbe, 58-59; Cessas, Ahkmu'l-Kur'n, C. 3/121. [117] Tevbe, 60. [118] Yusuf Kardav, C.2)750; M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1043, prg. 1656. [119] bn Hiain, C. 4/135; Ebu Ubeyd s. 324, Ha. No. 829, s. 580, 581, Ha. No. 1850; Serahs, Mebst, C. 3/9; Fahru'd-din el-Raz, C. 4/475. [120] Har, 7-10; Ayrca bak. Eb Ubeyd, s. 14-15, Ha. No. 41. [121] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/267-280. [122] Mslmanlarn sk sk toplandklar Erkm'n evi bunun iin msait grnyor. [123] Mslim, Zekt, 51; Eb Davud, maret, 19; Eb Ubeyd, s. 330-331; bn Him, C. 4/5; Makriz, mt', C.4, v. 254/b. [124] Serahs, erh Kitab el-Siyer el-Kebr, C. 3/1013. [125] Ali b. Muhammed, Tahric el-delle, v. 141/a-b. [126] Makriz, mt', C.4, v. 254/b. [127] Salih Tu, a.g.e., s.77-78. Ayrca bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 2/967, prg. 1526. [128] Buhar, Cihd ve Siyer 233; Ayrca bak. Ali b. Muhammed, Tahric el-delle, v. 161/b [129] M. Hamidullah,islm Peygamberi, C.2/1121, prg. 1845/2. [130] Buhar, Mezalim, 25. [131] Buhar, Zekt, 21. [132] Ahmed, Msned, C.ll/72, Ha. No. 6820 (ner. Ahmed Muhammed akr). [133] Ayn, C.4/429 [134] Ahmed, Msned, C.3/1724. [135] Makriz, mt', C.4, v.254/b. [136] Salih, Tu, s. 25, Dip. No.135. [137] Kefcban, C.l/450. [138] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/281-285. [139] Tevbe,60. [140] Salih Tu, a.g.e., s. 76-77. [141] bn Mace, Zekt, 19. [142] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C. 1/643, prg. 975. [143] Makriz, mt', C. 4, v. 254/b. [144] bn Sa'd, C. 1/42-43, 64-67; Ayrca bak. Kettan, C.l/450 yd. [145] Serahs, erh el-Siyer el-Kebir, C. 2/610; M. Hamidullah, islm Peygamberi, C. 2/1041; Geni bilgi iin denekler ve Elilerin arlanmas konularna bak. [146] Makriz, mt', C.4, v. 197/b. [147] Makriz, C. 4, v. 198/a; Ali b. Muhammed, v.l62/b. [148] Makriz, C. 4, v. 254/b. [149] En'am,136. [150] Salih Tu, s. 58-59. [151] S. Tu, s. 79; M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 2/1043, prg. [152] Mahmiyye'nin grevi iin bak. Ebu Davud, Hara, maret, 19; bn Hiam, C. 4/5; Serahs, erh el-Siyer, el-Kebir,C. 3/1013; Makriz, C. 4, v. 254/b; Ali b. Muhammed, Tahrc el-Delle, v. 141/a-b. [153] Mslim, Zekt, 51; Ebu Ubeyd, s.330-331. [154] Ahmed, Msned, C.2/59-60, Ha. No. 646; Serahs, C.10/11. [155] Ebu Davud, Hara, maret, 19.

[156] Serahs, C.l0/9-11. [157] Makriz, mt', C.4, v.202/b. [158] Ebu Ubeyd, Emval, s.580-581, Ha. No. 1850. [159] A.g.e., s.132. [160] Ali b. Muhammed, Tahric el-Delle, v.l41/a-b. [161] Makriz, C.4, v.l97/b. [162] Makriz, C.4, v.l98/b. [163] Makriz, C.4, v.l97/b. [164] Makriz, C.4, v.256/b; Ayrca bak. Kettan, C.l/413. [165] Mslim, Msakat, 100. [166] Bak. Salih Tu, s. 79-81; Ayrca bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1043, prg. 1656. [167] M. Hamidullah, Vesaik, s. 234-235. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/285-290. [168] Buhar, Zekt, 5; Ebu Ubeyd, s. 483; Ha. No. 1440. [169] bn Mce, Zekt, 18; af', el-Umm, C. 2/27. [170] Kettan, C. 1/400. [171] Bak. bn Hiam, C.3/372; Makriz, C.4, v.255/a. [172] Ibn Him, C.3/369, 371. [173] Ebu Yusuf, s.97; bn Hirn, C. 3/369, 371; Makriz, mt' C.4, v.255/a. [174] Nes, C.5/109; Makriz, C.4, v.255/a. [175] Belazur, Futuh el-Butdan, s.68. [176] M. Hamidullah, Vesaik, s.129. [177] Kalkaand, C.l/91; Kettan, C.l/91; C.1/228; M. Krd Ali, C.2/97. [178] Makriz, C.4, v.255/a. [179] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/290-293. [180] Ali b. Muhammed, Tahrc el-Delle, v.l/b. [181] Kalkaand, C.l/91. [182] Makriz, C.4, v.254/b; Ali b. Muhammed, v.l52/b; Kalkaand,C.l/91; Muhammed Krd Ali, C.2/97. [183] Kalkaand, C.l/91. [184] Cahiyr, s.12; SA.Q. Husaini, s.19-20; M. Krd Ali, C.2/97. [185] M. Krd Ali, C.2/97. [186] Bak. Buhar, Clhad, Siyer, 181. [187] Salih Tu, s. 76. Ayrca bak. Kettan, C.1/228-229. [188] Makriz, C.4, v.202/a; bn el-Kesir, el-Bidaye, C.4/368. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/293-295. [189] Mnzir, C.l/144-148. [190] evkan, C. 4/169. [191] Kalkaand, C.l/424. [192] SA. Sddk, Public Finance, s. 139-140. [193] Ebu Ubeyd, s. 44-45; Ali b. Muhammed, v. 66/a. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/295. [194] Tevbe,60. [195] Mnzir, C.l/144-145. [196] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/295-296. [197] Bak. Ebu Davud, Hara, 11; Ibn Zenceveyh, C.2/149, 152; Mnzir, C.l/144-148. [198] bn Zenceveyh, C.2/149-152. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/296. [199] Bak. Buhar, Zekt, 38; Ebu Ubeyd, s. 366, 371, 372, 565. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/296. [200] Ysuf, 55. [201] Buhar, Cihad, 206. [202] Mslim, Zekt, 33. [203] Ebu Davud, Hara, maret, 12. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/296-297. [204] Ahmed b. Hanbel, Miisned, C.12/170, Ha. No. 7193, (ner. Ahmed Muhammed akir). [205] Bagav,C.2/50. [206] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/297. [207] Kettan, C.l/258. [208] Bak. M. Hamidullah.Vesdife, s. 234-235. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/298. [209] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/298. [210] S.A. Sddk, s. 159. [211] Makriz, mta', C.4, v.l98/a; Ali b. Muhammed, v.l62/b. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/298. [212] bn Kudame, C.2/655-656. Ayrca bekiler iin bak. Taber, C.3/137; bn el-Esr, C.2/202. [213] bn Kudame, C.2/654-655; bn el-Memat, s. 7; evkan, C.4/169; S.A. Sddk, s.139-140. [214] bn el-Memat, s. 9; Kalkaand, C.5/466. [215] eitli memuriyetler iin bak. bn el-Memat, s. 7-9; Kalkaand, C.5/465-466. [216] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/299. [217] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/299. [218] Ahmed, Msned, C.3/1724. [219] Makrz, mta', C.4, v.254/b. [220] Bak. Makriz, C.4, v.202/a. [221] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/300.

[222] Buhar, Zekt, 70. [223] Kettan, C.l/440. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/300. [224] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/301. [225] M. Hamidullah, ntroducton toslm, s.130. [226] Buhar, Cihad ve Siyer 181; Ayrca bak. Kettan, C.l/220-221; .F. Ahmed Ali, el-Mevrid el-Maliyye, s. 239. [227] Nveyr, C.8/196. [228] Makriz, rnta', C.4, v.448/b vd. [229] bn Zenceveyh, C.l/79. [230] Mslim, Zekt, 37. [231] Makriz, C.4, v.249/b; Kettan, C.l/224. [232] bn Tktak (bn tabatab), Fahr, s.74-75. [233] Ebu Ubeyd, s.236-237, Ha. No. 578, 579. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/301-303. [234] mer Ferruh, Tarih Sadr el-slm, s.211-212. [235] Bak. E.., "Divan" maddesi. [236] Buhar, Cihad-Siyer, 181; Kettan, C.l/228-229; Salih Tu, s.76. [237] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/303. [238] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/304. [239] mer Ferruh, s.212. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/304. [240] M. Hamidullah,/s/'m Peygamberi, C.2/1089, prg. 1786. [241] Bak. M. Hamidullah, Vesaik, s.94. [242] M. Hamidullah,/s/m Peygamberi, C.l/657-658, prg. 999. [243] Makriz, mt', C.4, v. 248/a-b; Kettan, C.l/177. [244] Ebu Davud, Zekt, 23. [245] M. Hamidullah, Vesaik, s. 213. [246] Makriz, mta', C.4, v.209/a-b., 248/a-b [247] M. Krd A,C.2/97. [248] Kettan, C.l/181-182. [249] Ebu Davud, Zekt, 4. [250] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C/1089, prg. 1787. [251] Buhar, Zekt, 68; Hadisin daha geni rivayetleri iin bak. bn Zence-veyh, C.l/97; San'an, C.4/54-55, Ha. No. 6950-51. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/304-306. [252] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/307. [253] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/307. [254] Bak. M. Hamidullah, Vesaik, s. 278-279. [255] Yahya b. Adem, s.37-38, Ha. No. 91; Belazur, s.41. [256] Bak. Ebu Davud, Zekat, 23; M. Hamidullah, Vesaik, s.213. [257] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/307-308. [258] Ya'kub,C.2/51. [259] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.l/294-295, prg. 449. [260] mam afi, Umm, C.2/17. [261] Buhar, Mezalim, 36; Kmil Miras, C.7/423 vd.; Geni bilgi iin bak. Celal Yenieri, islm ktisadnn Esaslar, s.250 vd. [262] Mslim, Zekt, 20. [263] Mslim, Zekt, 3; Ebu Davud, Zekat 21 ;Tirm\z, Zekt, 37 (C. 3/190) Ebu Ubeyd, s. 589, Ha. No. 1884. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/308. [264] Bakara, 177, 215; Nahl, 90. [265] Nisa', 36. [266] Bak. Ebu Ubeyd, s.353. [267] bn Sa'd, C.VI 1/28. [268] Ahmed, Msned, C.7/58-61 (ner. Ahmed Muhammed akr). [269] Nes, C. 5/2-4 (Sind erhli); Ahmed, Msned. C.3/342, Ha. No. 2071 (ner. Ahmed Muhammed akir); bn Zenceveyh, C.2/228. [270] M. Hamdullah, Vesaik, s.127, Ha. No. 72; Ayn mlf., slm Peygamberi, C.l/436, prg. 671. [271] Ebu Ubeyd, s.233-234, Ha. No. 566. [272] Bak. M. Hamdullah, Vesaik, s. 242; Byle bir soruturma iin ayrca bak. bn Zenceveyh, C.2/228. [273] M. Hamdullah, Vesaik, s. 116; Ala b. El-Hadram, slam dnemde de vali olarak braklan Munzr'in yannda Hz. Peygamberin temsilci valisi olarak bulunuyordu. [274] M. Hamdullah, Vesaik, s. 130. [275] Ayn, C. 4/261; Sind'nin gr iin bak. Nesa, C- 5/4, (Sind erhi) [276] bn Sa'd, C.I 2/44. [277] Tirmiz, Zekt, 21 C.3/148. [278] bn Mace, Zekt,14. [279] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/310-312. [280] Makriz, rnt, C.4, v.354/a. [281] Cessas, Ahkmu'l-Kur'n, C.3/137; Makriz, mta, C.4, v.254/a-b. [282] Ebu Ubeyd, Emval, s.600, Ha. No. 1922. [283] M. Hamdullah, Vesaik, s.119; ayn. mlf. slm Peygamberi, C.l/413-415; prg. 635. [284] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.l/415, prg. 636; ayn. eser. C.2/1048, prg. 1675. [285] Ebu Yusuf, s.45; bn Sa'd, C.II 2/88. [286] M. Hamidullah, Vesaik, s.334-335. [287] Belazur, s.81; Ebu Ubeyd'deki ifade biraz daha farkldr. Bak. Emval, s.201, Ha. No. 516. [288] M. Hamidullah,/s/m Peygamberi, C.l/679, prg. 1036. [289] Nesa, C.5/2-4 (Suyut erhli)

[290] Buhar, Zekt, 34; Ebu Ubeyd, s. 45, 367-368; bn Zenceveyh. C.2/227; Serahs, C. 2/157; Cessas, a.g.e., C.3/137. [291] Ebu Ubeyd, s.599-600, Ha. No. 1921. [292] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C.l/365-366, prg. 561 [293] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.l/578, prg. 896. [294] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C.l/563, prg. 871. [295] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/312-315. [296] Buhar, Megaz, 12; Eb Ubeyd, s.33, Ha. No. 82. [297] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1048, prg. 1673-1675. [298] Bak. Eb Yusuf, s. 156,158-159; Belzur, s.241; Ayrca bak. Eb Ubeyd, s.27. [299] Bak. Buhar, Megaz, 63; Eb Ubeyd, s. 12-13. [300] Ebu Yusuf, s. 158-159; bn el-Esir, C.2/143,148,151; M. Hamidullah, Vesaik, s. 297. [301] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/315-316. [302] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/317. [303] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/317. [304] Mlik, Muvatta, Zekt, 17. [305] Buhar, Nafakat, 2. [306] Makriz, C.4,v.l97/b. [307] Buhar, Megaz, 41; Makriz, C.4, v.253/b. [308] Mslim, Musakat, 96. [309] M. Hamidullah, Vesaik, s.122. [310] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/317-319. [311] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/321. [312] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/321. [313] Buhar, Zekt, 69; Tirmiz, Tb, 6 (C. 8/196-197) [314] Bak. bn Mace, Zekt, 19. [315] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/321-322. [316] Makriz, C.4, v.202/a. [317] Bak. Ebu Ubeyd, s. 605, Ha. No. 1954,1955. [318] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/322-323. [319] Bak. bn Hiam, C.4/135; Ebu Ubeyd, s. 324, 580-581, Ha. No. 829,18950; Serahs, C.3/9; Fahru'd-din el-Raz, C.4/475. [320] Mslim, Zekt, 46; Biraz deiikrivayet iin bak. Buhar, Cihad, Siyer, 218. [321] Ibn Hiam, C.4/135. [322] Mslim, Zekt, 47. [323] Eb Ubeyd, s. 222-223, 580-581, Ha.No. 1850. [324] Serahs, C.3/9. [325] M. Hamidullah, Hazreti Peygamberin Savalar, s.181. [326] Bak. Hasan Basri antay, C.1/270, Dip No.l. [327] Bak. Yakub, C. 2/42; Makriz, C.4, v. 172/a; Ali b. Muhammed v. 51/b; M. Hamidullah, slmda Devlet daresi, s.182. [328] Ebu Ubeyd, s. 257-258; M. Hamidullah,/s/m Peygamberi, prg. 415. [329] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/323-324. [330] Muhammed 4. [331] bn Hiam, C. 2/147; Ebu Ubeyd, s. 202, 203. Ha. No. 517; M. Hamidullah, Vesaik, s. 41-42; Ayn mlf. slm Peygamberi, C.l/224-225, prg. 358. [332] Ebu Yusuf, 212. [333] nn, 8. [334] Bak. Beled, 11-16. [335] bn Him, C.l/234-235; Ibn Sa'd, C.IV. 1/56 vd. [336] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.l/454, prg. 701. [337] A.g.m., Vesaik, s. 278-279. [338] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/325-326. [339] Bak. Bakara, 245;Mide, 12;Hadid, 11,18; Tegabun, 17;Muzzemmil,20. [340] bn Hiam, C.2/147-148; Ebu Ubeyd, s. 202-203, Ha. No. 517; M. Hamidullah, Vesaik, s. 42; ayn. mlf. slm Peygamberi, C.l/220-228, prg. 358; Salih Tu, s. 40-41, 84. [341] bn Hiam, C.2/148. [342] Mslim, Zekat, 36; Eb Ubeyd, s. 230-231; bn Zenceveyh, C.2/216; Hadisin dier bir rivayeti iin bak. bn Sa'd, C.I 2/50-51. [343] Tirmiz, Zekt, 24 (C. 3/155); Ar borla ilgili bir baka hadis iin bak, Tirmiz, Zekt, 23. [344] Bak. bn Mace, 27. [345] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1037, prg. 165 [346] Bak. bn Hiam, C.3/199; Vkd, Kitab el-Megaz, s. 343; Kettn, C.1/444; M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.l/643, prg. 977. [347] F. Raz, C.4/476. [348] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.l/579, prg. 897. [349] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C. 1/643, prg. 795. [350] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/952-953, prg. 1499. [351] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/326-330. [352] Mlk, 15. [353] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/330-331. [354] Rm, 42. [355] Ankebut, 20. [356] sr,26;Rm, 38. [357] Bakara, 177, 215; Nisa, 36. [358] Bak. Har, 7. [359] Bu hkm iin bak. Har, 6. [360] Bak. Eb Davud, Harac-maret, 18; Yahya b. Adem, s. 36, Ha. No. 87; bn Sa'd, C. I 2/183; Belazur, s. 33, 43, 45-46; Serahs, erh el-Siyer el-Kebr, C.2/610.

[361] Ebu Davud, Harac-maret, 23; Belazur, s. 39; Ebu el-Ferec, el-stihrac li-Ahkam el-Harac, s. 24. [362] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/331-332. [363] Bak. bn Hiam, C.l/234-235. [364] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/332-333. [365] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/333. [366] Yahya b. Adem, s.17-19. Ha. No.l, 11; bn Zenceveyh, C.l/95. [367] Ebu Yusuf, Hara, s. 74. [368] Belazur, Futuh el-Buldan, s. 35. [369] Yahya b. Adem, s. 38, Ha. No. 92. [370] bn Hiam, C.3/363, 365-367. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/333-334. [371] Bak. Ebu Ubeyd, s. 217-218. [372] Ebu Davud, Harac-maret, 23; Belzur, s.39; Ebu el-Ferec, el-stihrac li-Ahkam el-Harac, s.24. [373] Yahya b. Adem, s. 36, Ha. no. 87. [374] Ferr, Ahkam el-Sultaniyye, s. 122 [375] Kurtub, C.l 8/16. [376] Bak. Maverd, s. 136; Ferr, s. 137; Ayrca gelirlerin tanm bahsindeki kaynaklara bak. [377] Ebu Yusuf, Hara, s. 133, 134. [378] Bak. M. Hamidullah, Vesaik, s. 154. [379] Maverd, s. 138. [380] Makriz, mt, C.4, v. 202/a. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/334-336. [381] bn Him, C.2/296; Maverd, s. 132; Kurtub, C.18/14 vd.; Taksimdeki anlamazlk iin ayrca bak. Kudame b. Ca'fer, v. 94/b. [382] M. Hamidullah, slm'da Devlet daresi, s.200, prg. 509. [383] Ebu Ubeyd, s.305; Maverd, s. 132. [384] Enfl, 41. [385] Buhar, Cihad, 51; bn Mace, Cihad, 36; Tirmiz, Siyer, 6, (C. 7/43-44). [386] Hukukularn bu grleri iin bak. Sahnun, C. 3/32; Yahya b. Adem, s. 18, Ha. No. 4, 5; Maverd, s. 134; Ferra, s. 135; Tirmiz, Siyer, 6 (erh Ibn el-Arab); bn Kudame, C.8/404-405. [387] Kudame b. Cafer v. 95/b; M. Hamidullah, slm'da Devlet daresi, s. 202-203, prg. 515 vd. [388] M. Hamidullah,/.9Mm'<ia Devlet daresi, s. 203, prg. 522; Hanefiler, Reslullah'n vefatndan sonra bu hakkn hi kimseye gemiyecei grndedirler. Bak. Serahs, C. 3/19-20; Kasam, C.7/125. [389] Makriz, C. 4; v. 192/b. [390] Ebu Ysuf, s. 24; Serahs, C. 3/19-20. [391] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/336-337. [392] Bak. Ebu Ubeyd, s. 14, 325, 326; Nesa, C. 7/135 (erh bn el-Arab) [393] Bak. Serahs, C. 10/8-9. [394] Maverd, s. 133-134; . F. Ahmed Ali, s. 221. [395] Bak. Serahs, C. 3/17, C.l0/8-9; Kasan, C.7/124; bn Kudame, C, 6/406. [396] Bak. Ebu Yusuf, s. 21; Ebu Ubeyd, s. 14; Maverd, s. 133 vd.; Serahs, C. 3/17; Kasan, C.7/124; bn Kudame, C.6/406. [397] Makriz, C.4, v.l94/a; Bu yerin Muhacirlere taksimi iin ayrca bak. Belazur, s. 33-34. [398] Maverd, s. 160-161. [399] Bak. Buhar, Megaz, 14, Nafakt, 2; Ahmed, Msned, C.3/212-213, Ha. No. 1881, 1882 (ner. Ahmed Muhammed akr); San'an,C.8/202, Ha. No. 14883; Belazur, 8.31; Makriz, C.l, v. 187/a, C.4, v. 193/b [400] Bak. Ebu Ysuf, s. 22; Ebu Ubeyd, s. 332, Ha. No. 846; Nesa, C. 7/133 erh bn el-Arab). [401] Bak. Kurey, 3-4. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/337-339. [402] Ferr, s. 121; bn Kudame, C.6/406-409. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/339. [403] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/339. [404] Ibn Mce, Ze^i, 18. [405] Nesa, C. 5/109 (erh Suyt-Sind); Belzur, s. 68. [406] Kalkaand, C.1/91; M. Krd Ali, C.2/97; Kettn, C.1/228. [407] bn Hiam, C. 3/372; Makriz, C.4, v.255/a. [408] Bak. Tirmiz, Zekt, 17 (C. 3/141); Ebu Ubeyd, 485, 487, Ha.No, 1448,14. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/340. [409] Tahsil edilen gelirlerin yazm, bahsine bak. [410] Makriz, C. 4, v. 195/a. [411] M. Hamidullah, slm Peygamberi,C.2/1048. [412] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 1/413-415, prg. 635-635, C. 2/1048, prg. 1672,1675; nceden de temas edildii gibi Hz. Peygamber, Tebuk seferi srasnda Bahreyn blgesine adamlarn gndererek tahsilat Medine'ye getirtmiti. Bu meblan da o zamanlar gelmi olmas muhtemel olduu gibi, Ebu Yusuf ve bn Sa'd'n ifadelerinden de bu parann Reslullah'n vefatn mteakip gnlerde Ebu Bekir'e getirilmi olabilecei hkmne varlabilir. Bak. Ebu Ysuf, s. 45; bn Sa'd, C.II, 2/88. [413] Makriz, C.4, v.254/a-b. [414] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/341. [415] Cahiyari, s.12. [416] Kettan, C. 1/228-229. [417] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/342. [418] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/342. [419] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/342-343. [420] Furkn, 67. [421] Ynus, 5. [422] Maden vergisinde sene gemesi iin bak. Celal Yenieri, slm ktisadnn Esaslar, s. 96. [423] Serahs, Mebst, C. 2/164.

[424] Tirmiz, Zekt, 4 (erh bn el-Arab, C.3/107). [425] Yusuf el-Kardav, C.2/750. [426] Makriz, mt'CA., v. 254/a. [427] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1045, prg. 1661. [428] Belzur, s. 71; Kudme b. Ca'fer, v. 108/b. [429] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1045, prg. 1662. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/343-345. [430] Bak. sr, 29; Furkn, 67. [431] Bak. Nahl, 112; Kasas, 58; Isr, 16. [432] Bak. San'an, C. 11/96 [433] Munzir, C.3/142. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/345-346. [434] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/346. [435] Ebu Ubeyd, s. 580-581, Ha. No. 1850-1851. [436] Bak. bn Zenceveyh, C.2/225. [437] Zektn sarf yerlerinden "irmeli efe tu'1-kulb" bahsine bak. [438] Ebu Davud, Harac-maret, 18; bn Sa'd, C. 1/183;Yahya b. Adem, s. 36, Ha. No. 87; Belazuri, s. 33, 43,45-46; Serahs, erh el-Siyer elKebir, C. 2/610. [439] Eb Davud, Harac-maret, 23; Belazur, s. 39; Ebu'l-Ferec, s. 24; Yahya b. Adem, s. 38-39, Ha. No. 95. [440] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/347-348. [441] ddihar hakknda geni bilgi iin bak. Celal Yenieri,/sMm ktisadnn Esaslar, s. 278 vd. [442] Bak. sr, 29. [443] Ebu Ubeyd, s. 241-242, 248-249, Ha. No. 599, 613, 614; bn Zenceveyh, C. 2/233; Ali b. Muhammed, v. 161/a. [444] Makriz, mt, C.4, v. 254/b. [445] Ebu Davud, Harac-maret, 18; Yahya b. Adem, s. 36, Ha. No. 87; bn Sa'd, C. 1/183; Belazur, s. 33, 43. [446] Serahs, erh el-Siyer el-Kebr, C. 2/610. [447] Ebu Davud, Harac-maret, 23; Yahya b. Adem, s. 38-39, Ha. No. 95; Belazur, s. 39; Ebu'l-Ferec, s. 24; Deiik bir ifadeyle bak. Mslim, Cihad-Siyer, 16; Eb Ubeyd, s. 56, Ha. No. 142. [448] Ebu Ubeyd, s. 7, Ha. No. 17; Belazur, s. 31; Makriz, C. 1, v. 187/a, C. 4, v. 193/b. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/348-350. [449] Belazur, s. 81. [450] Yakub,C. 2/65. [451] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/351. [452] li Imran, 90; Ysuf, 104; Sebe, 47; ura, 23; Sad, 86,Tr, 40; Kalan, 46. [453] Hz. Peygamberin ticari ortaklklar iin bak. M. Hamidullah, islm Peygamberi, C.l/60-63, prg. 107-116. [454] Bak. Maverd, s. 162-163; Ferr, s. 185-186. [455] bnSa'd, C.I/178. [456] Makriz, mt, C.4, v.5/a-18/b. [457] bnSa'd, C.I/177-178 [458] Buhar, Zekt, 69; Tirmiz, Tb, 6 (C.8/196-197); bn Sa'd, C. 1/178; Ayrca bak. M. Hamidullah/s/m Peygamberi, C.l/574, prg. 885. [459] Bak. Buhar, Buyu, 33; bn Sa'd, C.I/174 vd. [460] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C.2/1041, prg. 1652. [461] bn Sa'd, C. 1/179. [462] Bu hediyeler iin bak. Buhar, Hibe, 27; Ebu Yusuf, s. 206; Ebu Ubeyd, s. 258, Ha. No. 632 vd.;bn Sa'd, C. 1/151-152; Darim, C.2/232-233; M. Hamidullah, Vesaik, s. 79-80. [463] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C.2/1041, prg. 1652. [464] Ba iin bak. Vkd, Megaz, s.259; bn Sa'd, C. 1/182 vd.; Maverd, s.160-161. [465] Bak. Buhar, Megazl, 14, Nafakat, 2; Ahmed, Msned, C. 3/212, Ha. No. 1881,1882 (ner. Ahmed akir); Ebu Ubeyd, s. 7, Ha. No. 17; Belazur, s.31, 33; Makriz, C.l, v. 187/a, C.4, v. 193/b. [466] Maverd, s. 160-161; Makriz, C.4, v. 194/a; Taksim iin ayrca bak. Belazur, s. 33-34. [467] Yahya b. Adem, s. 38, Ha. no.92. [468] Maverd, s. 161; Ferr, s. 184-185. [469] bn Hiam, s. 363-367; Makriz, C.4, v.l95/a-b. [470] Ahmed, Msned, C.7/81, Ha. No. 4946 (ner. Ahmed akir); Ebu Yusuf, s.96-97; Yahya b.Adem, s.39, Ha. No.97. [471] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1047, prg. 1668. [472] Maverd, s. 162. [473] Maverd, s. 45. [474] Maverd, s. 162; Ferr, s. 185. [475] Maverd, s. 162; Ferr, s. 185. [476] Maverd, s. 162; Ferr, s. 185; Havber'in Hz. mer tarafndan taksimi iin bak. Ebu Ysuf, s. 97; Yahya b. dem, s. 39, Ha. No. 97. [477] Ebu Ysuf, s. 97; Yahya b. dem, s.39, Ha. No. 97. [478] Bak. San'an, C.l 0/414, 418, Ha. No. 19540, 19555. [479] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/351-355. [480] Ahmed, Msned, C.4/256, Ha. No. 2724 (ner. Ahmed akir). [481] Buhar, Cihad, 86; bn Sa'd, C. /87. [482] Bak. Maverd, s. 163; zrh iin ayrca bak. Buhar, Buyu, 14. [483] Ferr, s. 86. [484] Maverd, s. 163. [485] Buhar, Nafakat, 2; Mslim, Cihad, 16; Ahmed Msned, C. 3/125, Ha. No. 1685 (ner. Ahmed akir); Belazur, s. 43-45. [486] Ahmed, Msned, C. 1/177, Ha. No. 55; bn Sa'd, C. 11/86. [487] Buhar, Vesaya, 33, Cihad, 202. [488] Mslim, Muskat, 100. [489] Maverd, s. 163; Ayrca bak. Ferr, s. 186. [490] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/356-357.

[491] Makriz, C.4 v.202/a. [492] Makriz, C.4 v.202/a; Kettan, C. 1/264; Salih Tu, s. 81 vd. [493] 40 okyyelik maa iin bak. Sadr el-ehid Husamuddin, v. 36/b; M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/987, prg. 1565. [494] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/357. [495] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/358. [496] Ebu Davud, Hara, 9; Ebu Ubeyd, 265, Ha. No. 651; bn Zenceveyh, C. 1/97; Bagav, C.2/50. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/358. [497] Bak. M. Krd Ali, C. 2/108. [498] Kmil Miras, C. 6/378. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/358. [499] bn Zenceveyh, C.2/215; Munzir, C.2/34; Serahs, C.15/74. [500] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/359. [501] Buhar, man, 22, Edeb, 44; Mslim, Eyman, 38, 40; Ebu Davud, Edeb, 124; Yakub, C. 2/92; Deiik bir rivayet iin bak. AVmed b. Hanbel, Mus-ned, C.l/185, Ha. No. 75. (ner. Ahmed Muhammed kir) [502] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/359-360. [503] Bak. Alak, 1-4. [504] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/826-828, prg. 123-1239. (*) Eitim-retim konusunda geni bilgi iin bkz. Selahattin Paradr, Btn Ynleriyle A. Saadette slm,A- ctAsr-Saadette Eitim, makalesi. [505] M. Hamidullah, Vesaik, s. 34; ayn. mlf.slam Peygamberi, C.1/166, prg. 280. [506] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 2/830-834, 840, prg. 1247-1254, 1265; Ubade b. Samit'in Suffa'daki retmenlii ve Mahreme'ye ait evin mektep haline getirilii iin aynca bak. Muhammed Krd Ali, C.2/97-98. [507] M. Krd Ali, C. 2/97-98. [508] M, Hamidullah,slm Peygamberi, C.2/835-836 prg. 1257. [509] Makriz, mt, C.4, v.201/b, 203/a [510] M. Hamiduliah, Vesaik, s. 173-174; Kettan, C. 1/247. [511] Ibn Sa'd, C. 1/61,76-77. [512] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/360-363. [513] Maide,32. [514] bn Mace, Tb, 1; Deiik rivayetler iin bak. Buhar, Tb, 1; Mslim, Selam, 26. [515] Mslim, Selam, 26. [516] Mslim, Selam, 26; Serahs, erh el-Siyer el-Kebir, C.l/128. [517] Bak. Ebu Ubeyd, s. 257, Ha. No. 630. [518] Buhar, Zekt, 69; Tirmiz, Tb, 6; Bu srnn Reslullah'a ait olduuna dair hadis iin onun gelirleri ve geimi bahsine bak. [519] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C.2/869, prg. 1315. [520] Bak. Mslim, Selam, 26. [521] Bak. Buhar, Cihad, 67; Vakd, Megaz, s. 243. [522] Ali b. Muhammed, Tahric el-Delale, v. 186/a. [523] Kettan, C.l/453; M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/875, prg. 1334. [524] Bak. Mslim, Selam, 26. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/364-365. [525] Ebu Ubeyd, s. 285. [526] Ebu Ysuf, s. 112; Maverd, s. 176; Daha geni bilgi iin bak. Celal Yenieri, slm ktisadnn Esaslar, s. 55 vd. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/365. [527] Taber, C. 2/116-117. [528] M. Hamidullah, Vesaik, s. 129. [529] M. Hamidullah,slm Peygamberi, C.2/834, prg. 1253. [530] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.2/1120, prg. 1875. [531] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 2/988, prg. 1568. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/366. [532] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/367. [533] Kettan, C. 1/445. [534] Buhar, Vesaya, 34. [535] bn Sa'd, C.I/43-44, 54-56. [536] bn el-Esir, C.2/108; Kettan, C.l/447-448. [537] Bak. bn Sa'd, C.I/65-66; Ketan, C.l/448-449. [538] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/367-368. [539] Bak. Mslim, Lkata, 3; Malik,Muvatta, C.2/929. [540] Mslim, Lkata, 3. [541] Ferr, s. 141. [542] Eb Ysuf, s. 78; M. Hamidullah, Vesaik, s. 141; Ayrca bak. bn el-Esir, C.2/112. [543] Bak. Belazur, s. 70-71; Yalmz Eyle'lilerle yaplan antlama iin bak. Ku-dame b. Ca'fer, v. 108/b [544] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/368-369. [545] Bak. C. Yenieri, slmda Devlet Btesi, s. 347-349 stanbul 1984. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/369-370. [546] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/370. [547] Tirmiz, Ahkm, 6 (C. 6/73) [548] San'an,C. 11/320-321, Ha. No. 20655. [549] Ebu Ysuf, s. 121. [550] EbuUbeyd, s. 4. [551] Buhar, Cum'a, 11; Ahmed, Msned, C. 7/161, Ha. No. 5167, (ner. Ah-med akir); Ebu Ubeyd, s. 4, Ha. No. 3. [552] Buhar, Cihd-Siyer, 108. [553] Serahs, erh el-Siyer el-Kebir, C. 1/166. [554] Nisa, 59. [555] Bak. Tirmiz, Ahkm, 4; Ebu Ysuf, s. 3/168.

[556] Nevev, erh el-Mslim, C.1/516. [557] Maverd, s. 16; Ferr, s. 12. [558] Serahs, erh el-Siyer el-Kebir, C.3/1027. [559] M. Hamidullah, Vesaik, s. 167. [560] Bak. Belzur, s. 81; Yakub, C. 2/65. [561] Bakara, 208. [562] M. Hamidullah, Vesaik, s. 167. [563] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/371-373. [564] Nafile sadakalardan Hz. Peygamber ve akrabalarnn faydalanp faydalanamayacaklar mevzuunda hukukular ihtilaf etmilerdir. Bak. afi, C. 2/69; bn Kudame, C.2/658, 660. [565] bn Hiam, C. 1/233-234; bn Sa'd, C. IV/56. [566] Nes, C. 5/105-106 (Suyut ve Sind erhli); bn Sa'd, C. IV/40; Zurkan, C. 4/264; bn Zenceveyh, C.2/219. [567] Buhar, Zekt, 61; Mslim, Zekt, 50; bn Zenceveyh, C.2/219 [568] Ahmed, Msned, C. 3/169, Ha. No. 1723 (erh Ahmed akir); bn Sa'd, C. 1/106, C.VI/29. [569] Belazur, s. 81; Yakub, C. 2/65. [570] Ferr, s. 117. [571] Mslim, Zekt, 33. [572] Ebu Dvud, Harac-maret, 12; Ebu Ysuf, s. 52. [573] Buhar, Cihd, 206. [574] Buhar, lim, 13; Mslim, Zekt, 33; Ahmed,Msned, C. 12/170, Ha. No. 7193 (ner. Ahmed kir); Bagav, C. 2/50. [575] BaTevbe, 58/60. [576] Bak. Ebu Davud, Zekt, 23; Maverd, s. 117. [577] Malik, Muvatto, Sadaka, 3, Ha. No. 14 (C. 2/1000); bn Zenceveyh,C. 2/212. [578] Malik, Muvatta, Cihad, 13; Nesa, C. 7/131-132 (Suyut ve Sind erhli); afi, C. 2/72; Ebu Ubeyd, s. 306-318; bn Hiam, C. 4/134-135; Maverd, s.46. [579] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/374-377. [580] Bak. Lokman, 20; Casiye, 13; Hacc, 65. [581] Bak. Nahl, 112; Kurey, 4. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/377. [582] Bakara, 219; Fazlann alnmas iin bak. A'rf, 199. [583] M. Hamidullah, Vesaik, s. 127, Ha. No. 72. [584] Bak. Ebu Ubeyd, s. 233-234, Ha. No. 566; M. Hamidullah, Vesaik, s. 242. [585] bn Zenceveyh, C.2/228. [586] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/377-378. [587] Zriyat, 19. [588] Buhar, Mezlim, 36. [589] Buhar, Mezlim, 36. [590] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/378-379. [591] Mide, 5/2. [592] Tevbe,71. [593] Buhar, man, 6. [594] Bak. Ebu Ubeyd, s. 202-205, Ha. No. 517 vd.; bn Hiam, C. 2/147-148; M. Hamidullah, Vesaik, s. 41-42; ayn. mlf. slm Peygamberi, C.l/220-228, prg. 358. [595] bn Hiam, C.2/148. [596] Ebu Ubeyd, s. 205; ayrca bak. s. 125, Ha. No. 330. [597] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 1/579, Ha. No. 897; Ayn. mlf., Vesaik, s. 233. [598] Bak. Yahya b. dem, s. 39, Ha. No. 96; bn Hiam, C. 3/199; Vakd, Megaz, s. 343. [599] M. Hamidullah,/sZm Peygamberi, C. 1/643-644, prg. 977. [600] M. Hamidullah, slm Peygamberi, C. 1/513, prg. 791; Kettan, C. 1/444. [601] Bak. Fahru'd-din el-Raz, C.4/476. [602] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/379-382. [603] Bak. C. Yenieri, slm'da Devlet Btesi, s. 321-325, stanbul 1984. [604] Ahmed b.Hanbel, Msned, C. 10/235-236, Ha. No. 6710, C. 12/46-47, Ha. No. 7096 (ner. Ahmed kir). [605] Serahs, erh el-Siyer el-Kebir, C. 2/608-609; Makriz, mta, C.4, v. 194/a. [606] EbuUbeyd, s. 236-237, Ha. No. 578-579. [607] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/383-384. [608] bn Hiam, Siyer, C.2/148. [609] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/384. [610] Tevbe,100,117. [611] Har, 9. [612] Bak. M. Hamidullah, slm Peygamberi, C.1/195-196, prg. 327. [613] Buhar, Vekle, 21; Ayrca bak. Makriz, C.4, V.139/a. [614] M. Hamidullah,/s/m Peygamberi, C.l/196-197, prg. 327. [615] Serahs, erh el-Siyer el-Kebir, C.2/698-609; Nadir Oullar topraklarnn taksimi iin ayrca bak. Makriz, C.4, v.l94/a. [616] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/385-386. [617] bn Mace, Et'me, 17, Ha. No. 3287. [618] Buhar, Et'ma, 10; Malik, Muvatta, Sfat el-Neb, 10. (561) Mslim, Eribe, 33; San'an, C. 10/418, Ha. No. 19557. [619] Mslim, Eribe, 176; Ahmed, Msned, C. 3/154,159,160-161 (ner. Ah-med Muhammed akir). [620] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/386-387. [621] Ebu Davud, Hara, 9; Ebu Ubeyd, s. 265, Ha. No. 651; bn Zenceveyh, C.l/97. [622] Hadisin baz farklarla rivayeti iin bak. Ebu Yusuf, s. 121; Ebu Ubeyd, s. 266, Ha. No. 655; bn Sa'd, C. VII/176; bn Zenceveyh, C.l/97. [623] bn Hiam, C. 4/135; Ayrca bak. San'an, C. 5/242. [624] Munzir, C. 3/142. [625] Buhar, Ahkm, 24,41, ayrca bak. Zekt, 68; Ebu Ysuf, s. 88; bn Zence-veyh, C. 1/97; San'an, C. 4/54-55, Ha. No. 6950.

[626] bn Mace, Zekt, 14; EbuUbeyd, s. 401, Ha. No. 1082-1083. [627] bn el-Ear, C. 2/128; Makriz, C. 4, v. 202/a. [628] Makriz, C. 4, V. 255/a. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/389-390. [629] Ebu Dvud, Zekt, 4; Nesa, C. 5/15 vd. (Suyut ve Sind erhli) [630] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/390-391. [631] Bakara, 273. [632] Mslim,Zekt, 36; EbuUbeyd, s. 230-231; bn Zenceveyh, C.2/216. [633] Nesa, C. 5/99-100; Ebu Ubeyd, s. 549, Ha. No. 1725; bn Zenceveyh, C. 2/213; Hadisin farkl rivayeti iin bak. Ahmed, Msned, C. 11/61, Ha. No. 6798 (ner. Ahmed akir); Tirmiz, Zekt, 23. [634] Bak. Buhar, Zekt, 51. [635] Bak. Buhar, Cihad, 206; San'an, C.4/59, Ha. No. 6962. Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/391-392. [636] Ebu Davud, Zekt, 4; Nesa, C.5/15-17 (erh, Suyut, Sind). [637] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/392. [638] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/393-394. [639] Do. Dr. Celal Yenieri, Btn Ynleriyle Asr- Saadette slam, Beyan Yaynlar: 3/395-400.

You might also like